You are on page 1of 134

T.C.

ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE (BLM TARH) ANABLM DALI

OSMANLI FELSEFE TARH VE BLM TARHNE MATERYALST BR BAKI: BAHA TEVFK

Yksek Lisans Tezi

Ouz TIRPANLI

Ankara-2008

T.C. ANKARA NVERSTES SOSYAL BLMLER ENSTTS FELSEFE(BLM TARH) ANABLM DALI

OSMANLI FELSEFE TARH VE BLM TARHNE MATERYALST BR BAKI: BAHA TEVFK

Yksek Lisans Tezi

Ouz TIRPANLI

Tez Danman Do.Dr. Hseyin Gazi TOPDEMR

Ankara-2008

NDEKLER
1 2 SUNU ........................................................................................................................................ 1 GR .......................................................................................................................................... 6 2.1 2.2 3 BLM TARH LTERATRNN SORUNLARI ....................................................................... 6 OSMANLI BLM TARH LTERATRNN SORUNLARI ..................................................... 20

TEMEL-STYAPI LKS................................................................................................. 29 3.1 3.2 3.3 3.4 TEMEL-STYAPI KAVRAMLATIRMASININ KURULMASI ................................................... 31 TEMEL-STYAPI LKSNN BLM TARH YAZININDAK YORUMU ................................. 34 OSMANLI TOPLUMU N TEMEL-STYAPI KAVRAMLATIRMASI ..................................... 41 TEMEL-STYAPI LKS BALAMINDA OSMANLI FELSEFE VE BLM TARHNN YERLEK

TEZLERNN ELETRS................................................................................................................................ 49 4 XIX. OSMANLI MATERYALZMNE MATERYALST BAKI .................................... 76 4.1 4.2 MATERYALZMN TANIMI, LTLER VE SINIFLANDIRILMASI ......................................... 76 BAHA TEVFKE GELNCEYE KADAR MATERYALZMN DURUMU ..................................... 81 Kk, Kavram: Zndk ve Mlhid, Vahdet-i Vcud; Vahdet-i Mevcud ve Derin Bir deoloji: Nizam- lemden Nizam Cedide Devleti Kurtarmak .................... 86 Baha Tevfike Giden Fikir Yollar ................................................................................ 88 Yazlar ......................................................................................................................... 91 Zihniyeti........................................................................................................................ 93 Bchner ...................................................................................................................... 101 Madde ve Kuvvet ........................................................................................................ 104 XIX. Yzyl Osmanl Materyalizmi zerine Sonszler ............................................... 109

4.2.1 4.2.2 4.2.3 4.3 4.3.1 4.3.2 4.4 4.4.1 4.4.2 4.4.3 5

Kutb-Mehdi ...................................................................................................................................... 81

BAHA TEVFK (1884-1914) ............................................................................................... 90

MADDE VE KUVVET ..................................................................................................... 101

SONU ................................................................................................................................... 115

KAYNAKLAR ............................................................................................................................... 127

1. SUNU
Osmanl felsefesi ve bilimi Osmanl toplumunun temelinin bir rndr. Temelden kastm retim tarzdr. Felsefe ve bilim ise Osmanlnn retim tarzna gre ekillenmi styap eleridir. styapdan kastm sosyal aktiviteyi organize eden aralar btn olarak alglamak daha doru olabilir. Benim iddiamda da felsefe ve bilim, toplumun temeline gre biimlenmi sosyal aktiviteyi orgazine eden aralardan sadece ikisidir. Ben bu tezde, XIX. yzyl Osmanl materyalizmine, Baha Tevfike (1881-1914) ve Ahmed Nebil ile birlikte Bchnerden evirdikleri Madde ve Kuvvet adl kitaba temel-styap kavramlarn kullanarak tarihsel materyalist teoriyle baktm ve Baha Tevfiklerin materyalizmini materyalist bir ekilde aklamak iddiasndaym. erif Mardinin (d.1927) iddia ettii gibi fikirlerin tarihinde sanki aklanamayan bir yann olduunu, sanki kendi balarna, zerk olarak tarihte bir iz1 braktklarn dnmyorum. stelik bir bilim adamnn sanki gibi ifadelerle konumasn, sankicilik yaparak teori semesini doru bulmuyorum. Felsefenin i sistematiine byk ncelik veren ve belirli bir retinin siyasal sistemler iinde belirecek pratik sonularn bu retinin i mantndan karmann mmkn olduunu iddia eden Klasik Siyasi Fikirler Tarihi Disiplininin (biz klasik fikirler tarihi de diyebiliriz) yetersiz olduunu dnyorum.2 Yine Mardinin iddia ettii gibi Weberin farkl bir fikirler tarihi anlayna sahip olduunu dnmyorum; nk Onun sistemi de fikirlerin temeline en sonunda idealist eleri koymakta, fikirleri fikirlerden karmaya almaktadr. Materyalist iddiamdan dolay, felsefe ve bilim tarihinin Marxn (1818-1883) ve Manheimn (1893-1947) yorumlaryla daha iyi aklanabilecei dnyorum. Manheim, Mardinin de iddia ettii gibi, fikirlerin sadece snflarn rn olmadn ayn zamanda toplumun bir btn haldeki yapsnn3 rn olduu tezini geree en yakn tez olarak almak zorundaym. Fakat burada mulak kalan ey, toplumun bir btn haldeki yapsnn ne olduudur ve bu sebeple ilk nce Marxa, Marxn ilk elden yazlm orjinal kaynaklarna bavurmak zorundayz. Marx derin olarak anlayamamann Osmanlnn geleneksel pragmatik anlayn aamamasnn4 bir sonucu olarak grmyorum ve eer Marx derin olarak anlamak istiyorsak Onu okuyup,

1 2 3 4

erif Mardin, Jn Trklerin Siyasi Fikirleri, 13. Bask, letiim Yaynlar, stanbul 2006, s.10. Mardin, a.g.e., s.11. Mardin, a.g.e., s.27. Mardin, a.g.e., s.17.

kendi problemlerimiz iin yeni batan dnmeye balamamz gerektii kansndaym. Bu tez ayn zamanda bu dncenin bir rndr. Burada, materyalist tarih anlay zerine iddia edilen bir yanl anlamay hemen gidermek istiyorum. Bence, materyalist tarih anlay ekonominin ideolojiyi belirledii bir tarih anlay deildir. Ancak byle bir anlay, katksz ekonomistlerde bulunabilir. Eer Marxn zgn kaynaklar okunursa, iktisadn deil, insann doa ile olan ilikisinin zorunlu ynlerinin ideolojiyi belirlediini sylemek daha doru olur. Marxn zellikle iktisat zerinde durmasnn sebebini ise insann doa ile kurduu zorunlu ilikiyi retim ilikisi kabul ederek, kapitalizmin bir zmlenmesini yapmaya almas olarak grebiliriz. Yine burada Gordon Childen (1892-1957) yapm olduu materyalist tarih anlayna katlyorum:
"Materyalist tarih anlay, ekonominin ideolojiyi belirlediini syler. Ayn eyi, 'bir ideloloji uzun dnemde, varln ancak ekonominin takntsz dzgn ve etkin almasn kolaylatrrsa srdrebilir' biiminde ortaya koymak daha gvenilir ve daha doru olur."5

Giri blmlerinde din zerine birka sz sylemek Baha Tevfikden beri gelen geleneimizdir. Bu gelenei burada devam ettirmek istiyorum. Din, ki bizim burada kastmz slmyettir, speklatif dncenin uygun erevesi6 olarak kabul edilse de byle bir bakn yetersiz olacan dnyorum. Toplumsal gelimede speklatif dnebilmek iin elbette dine ihtiya olabilir. Fakat Childen da bulgulad gibi, uzun dnemde maddi karln bulamayan Tanrlar, eninde sonunda toplumlaryla birlikte yok olacaktr:
"nsan topluluklarnn 'yalnz ekmekle yaayamayacaklar' aktr. Fakat eer 'Tanrnn azndan kan her sz', dorudan doruya ya da dolayl olarak, bu szleri kutsal bulan toplumun gelimesine ve biyolojik ve ekonomik refahn artrmaya yaramazsa, o toplum eninde sonunda Tanrsyla birlikte yok olur. Bir toplumun fikirlerinin uzun dnemde, 'yalnzca maddenin insanlarn zihnindeki kartlar ve yanklar olmasn salayan, bu doal ayklanmadr."7

erif Mardin speklatif dnceye slmyet dininin bir eveve olabilecein iddia ederken, Aydnlanma ann etkilerinin ise Batdan alnan yeni messeselerin zorunlu

Childe, Tarihte Neler Oldu, ev: Mete Tunay ve Alaeddin enel, 5. Bask, Alan Yaynclk, stanbul 1990, Mardin, a.g.e., s.18. Childe, a.g.e., s.17.

s.18.
6 7

olarak getirdii yaam deerleri yoluyla8 girdiini sylemektedir. Spiritalizmin Trkiyeye girii zerine bir alma yapan Neet Tokunun, erif Mardin ile ayn grleri paylaarak yazd kitabnda, Batcln slmyeti geri saydn, rtmek istediini ve anti-materyalist bir felsefe olarak spiritalizmin ise slmyetin yannda materyalizme kar bir tepki olarak Trkiyeye girdiini iddia etmektedir9. Benim tezde bulguladklarm bu iddialara uymamaktadr. Bir dini geri ya da ileri saymann sl bilimsel olmad gibi, Osmanl toplumunun temeline (yani retim tarzna) dayanm bir merkezi ynetimin elinde ideolojik bir aygt olarak duran slmyetin, speklatif dncenin erevesi olmasnn da olanakszln bu tezde gstermeye altm. Zaten insanln uygarlk tarihinde, Gordon Childen dedii gibi, bilimsel deerin ilk nceleri tarihsel olarak din ile kurduu anlaml bir ba yoktur:
"Bilimin, dorudan doruya [byden] ya da dinden olumad ak seik bellidir. Bilimin ilk bata uygulanan zanaatlardan doduunu ya da bu uralarla e olduunu uzun uzun anlattk. Tedavi ya da gkbilim gibi dine balanlan zanaatlar ise, bilimsel deerlerden arnmtr"10

Yine erif Mardinin doktor-hasta, doktor devlet adam-hasta devlet analojisiyle kurmaya alt XIX. yzyl yenilik hareketlerinin ve hastalklar tarihsiz alglayan tp dncesinin, Trk dncesini tarihsizlie ve bu tarihsizlik yoluyla da felsefesizlie gtrd iddiasn11 doru bulmuyorum. Burada nemli olan ey, bu alglayn betimlemesini yapmaktan ok, bu alglayn nedenleri zerine durmaktr. Eer bir teorik yaklamla bu neden-sonu ilikilerini zmlemeyeceksek bizim de bu s tp anlayndan ne farkmz kalr? En azndan fark yaratabilmek ve neden-sonu ilikilerini teorik olarak

zmleyebilmek iin tezimin Giri blm, birincisi bilim tarihi literatrnn sorunlarn ve ikincisi ise Osmanl bilim tarihi literatrnn sorunlarn inceleyen iki altbalkla incelemeyi uygun grdm. Birinci altbalkta bilim tarihi yaznnn genel sorunlar tartlmaktadr. Burada, bilim tarihinin yerleik tarihsel kurgusunu, felsefe tarihi yaznnn bize getirmi olduu snrlar, felsefe ve bilim arasndaki speklatif ilikiyi, tarih teorileri asndan bilim

8 9

Mardin, a.g.e., s.20. Neet Toku, Trkiye'de Anti-Materyalist Felsefe, Beyan Yaynlar, stanbul 1996, s.322. V.Gordon Childe, Kendini Yaratan nsan, ev: Filiz Ofluolu, 3. Bask, Varlk Yaynlar, stanbul 1988, Mardin, a.g.e., ss.20-21.

10

s.157.
11

tarihini, bilim felsefesinin bilim tarihini kavramlatrmasn ve tarih teorileri asndan bilim tarihi kitaplarnn incelemesini yapmaya altm. Elbette bu sadece giri mahiyetinde oldu. Daha esasl bir eletiriyi daha kapsaml bir almada, daha derin okumalarla yapmak gerektiinin farkndaym. Osmanl bilim tarihi literatrne ait sorunlarn tartld ikinci altbalkta ise, bilim tarihi yaznmzdaki, dahili ve harici tarih tartmasn, ... mi olsayd edebiyatn, teorisizlii, etmenler/nedenler ve etkiler/sonular karmakln eletirdim. Bu ksm da ok derin bir aratrma gerektirmektedir ve benim burada yaptm sadece temel okumalarda eletirmek istediim yerleri ortaya karabilmektir. Tezin nc blm temel-styap ilikisinin aklanmasna ayrlmtr. Bu blm drt altbala ayrdm. Birincisi teorik olarak temel-syap ilikisinin nasl kurulmas gerektiini anlatmaktadr. kincisini temel-syap ilikisinin bilim tarihi yaznndaki eletirilerine ayrdm. nc altbalk Osmanl toplumu zerine ksa bir denedemedir. Ben bu balk altnda temel-stap ilikisinin Osmanl toplumu iin nasl dnlmesi gerektiini ortaya karmaya altm. Osmanlnn retim tarz ve sosyal formasyonu bu balk altnda ele alnmtr. XIX. yzyl Osmanl materyalizmi iin yaptm almann beni Osmanl felsefesi ve bilimi zerine gtrd ileri ve apraz okumalar ise temel-styap balamnda drdnc altbalkta eletirerek ele aldm. Tezin drdnc blm XIX. yzyl Osmanl materyalizmine materyalist bir bakn rndr. Bu blm yazdktan sonra, itiraf etmeliyim ki, materyalist olmadm anladm. Bu blmn birinci altbalnda bahsettiim Bat materyalizmi llerine gre materyalist olmamazn olmadn hibir anlam yok; nk kendi kavramlarmzla, zorunda kavraymzla ve kavramlatrmalarmzla hesaplamadan yaplan bir materyalizmin bu topluma ve bize ait dnyorum. Muhasebesini yapmak olduumuz kavramlar tarttm drdnc blmn ikinci altbalnda Baha Tevfiki tarihsel olarak hazrlayan kavram mutfannn bir tasvirini vermeye altm. Bu tasvire ve materyalist tarih anlayna gre, Baha Tevfikin yazlarn ve zihniyetini nc altbalkta inceledim. Bu blmn drdnc altbal Madde ve Kuvvete ayrlmtr. Elbette, bu eserin etkilerini ortaya karabilmek iin o dnemin tm yazlarn ve kitaplarn okumak ve bu esere gre bir citation index karmak gerektiini biliyorum. Sadece bunlarla kalmayp, bu eserin getii yerlerde materyalizmin etkilerini de grmek gerekir.

"Sentez olmay arzulayp en sonunda bileik bir yanlg olmaktan korkuyorum.12 Bilim sistemletirilmi pozitif bilgi olarak tanmlanrsa; birikir ve geliir; sonu olarak bilim tarihi insanln tarihi olur13. nsanlk tarihinin yeniden, byk bir sentezle ve insan merkeze alarak yazlmas gerektiine inanyorum. Bu almay yaparken bana yardmc olan, saf ve ocuka sorduum tm sorulara sabrla cevap veren ve bana srarla bilim retmeye alan DTCF Felsefe Blm Bilim Tarihi Bilim Dalnn yrekli ve gzel hocalarna; beni sabrla dinleyip katlanan, felsefe ve bilim zerine srarla konuup tartarak beni hazrlayp yetitirmesinin yan sra insanln ve hocaln ok kymetli bulduum danmanm Hseyin Gazi Topdemire teekkr ederim. 25 Kasm 2008, Ankara

12 13

Karl Marx, Felsefenin Sefaleti, ev: Ahmet Kardam, 5. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 1999, s.125. George Sarton, Bilim Tarihinde Yntem, Der: Remzi Demir, 1. Bask, Doruk Yaymclk, Ankara 1997, s.

80.

2. GR
2.1. BLM TARH LTERATRNN SORUNLARI
Doa ve tarih bilimcileri sonular karmak ve ilerlemeye msait bir bilgi sistemi ina etmek iin toplad verileri gerektii biimde kurgularlar.14 imdiye kadar, felsefe tarihi ve bilim tarihi kitaplarnda gerektii biimde yaplan kurgular iki gruba ayrlabilir. Birincisi, dnrlerin kronolojik olarak sralanmasdr.15 Bu tip kurgularda dnrler kronolojik tarih srasna gre ele alnr. Sonraki dnr, nceki dnrn bir sonucu olarak ortaya kar ve deerlendirilir. kincisi dncelerin kronolojik sralanmasdr. Bu kurguda bilim insanlar ve filozoflar belirli dncelerin iinde gruplanrlar. Bu tip kurgularda da dnceler, dnrlerin veya dncelerin rnleridir. ki kurgu arasndaki tek fark dnceleri n plana karan kurguda dnemin etmenleri (rnein sanayi, ticaret, dnceyi retenin psikolojisi vb.) belirleyici olmamak artyla dnceleri etkiler. Fakat her iki kurguda da esas olan dncelerdir; bir dncenin sonu olarak baka bir dnceden kt tezidir. Oysa bilim ve felsefenin kendi gerekleri vardr. Bu gerek, ait olduu kendi toplumu ve tarihidir. Korschun da iddia ettii gibi, XIX. yzyln ortasndan bu yana burjuva felsefesi kendi gereinden kopmutur; salt felsefe ve felsefe tarihi konusundaki aratrma yntemine geri dnmtr.16 Felsefeyi felsefeden, dnceyi dnceden, bilimi bilimden dourtmutur. Bu sebeple felsefe tarihi ve bilim tarihi kiilerin ya da dncelerin kronolojisi haline gelmitir. Felsefe ve bilim tarihi, belli ilikiler iinde felsefenin ve bilimin nasl gerekletiini bize anlatrlar. Fakat ilikilerin kendisini, bizzat bu ilikilerin nasl retildiklerini anlatmazlar. O halde, yaplacak ilk i, birbirinden farkl olmayan bu iki kurguyu da eletirmektir ve felsefe ve bilim tarihine bu iki kurgunun dnda baka bir kurgu ile yaklaabilmektir. Bu trden tarihsel kurgulara yaplacak ilk eletiri, bu kurgularla yazlm bilim tarihi metinlerinde konu edilen nesnelerin insan pratiinden kopuk olarak alglanmasdr. Sanki felsefenin ve bilimin urat nesneler (bu nesneler dnceler de olabilir) tamamyla

14 15

Sarton, a.g.e., s. 85. Bu trden bilim tarihi yaznna rnek olarak bkz.: Barry Gower, Scientific Method: An Historical and Karl Korsch, Marksizm ve Felsefe, ev: Ylmaz ner, 1. Bask, Belge Yaynlar, stanbul 1991, s. 39.

Philosophical Introduction, 1. Bask, Routletge Press, London 1997.


16

insan pratiinden kopuk olarak alglanmaktadr. Burada eya ile nesne arasnda bir ayrm yaplmamaktadr.17 Hlbuki felsefenin ve bilimin konular nesnelerdir. Daha da aka sylersek, insanlam eylerdir. ster elle tutulur maddi bir gereklik olsun, ister soyut bir kavram olsun znesinden, yani insandan kopuk bir nesne mmkn deildir. Eer nesne insandan koparlrsa eyleir; insana yabanclar. Marx, Feuerbach zerine Tezlerin birincisinde, bir nesnenin sadece nesnenin biimi olarak ele alnmamas gerektiini; nesnenin duyumsal insan faaliyeti olduunu; pratik olduunu iddia eder18. Yani, felsefe ve bilim tarihi, insandan kopuk bir bilim nesnesi ya da insandan kopuk bir dnceyi konu edinemez. Kronolojik olarak insan konu alsa bile, insan sadece duyumsal nesne de deildir.19 nk duyumsal nesne, duyumsal insan faaliyettir; pratiktir. Bu pratik gerek tarihsel insan, daha ak bir deyimle kendini yaratan insan ortaya karr.20 Dolaysyla gerek insan faaliyetinden ve gerek tarihsel insandan kopmu dnceler veya bilim nesneleri mmkn deildir. Bunlarn kendilerine zel, kendilerini kendilerinden karan tarihleri olamaz. Bu sebeple, bir dncenin ya da bir bilim nesnesinin insann pratiinden kopuk bir tarihi de olamaz. Kategorilerin insan pratiinden koparlmas ve tarihsel hareketinden boanmas ile saf akln, daha Osmanlca tabiriyle akl- mahzn,hareketinden baka elimizde bir ey kalmaz:
"... retim ilikilerinin tarihsel hareketinin, ki kategoriler bunun teorik ifadesinden ibarettirler, peini braktmz an, bu kategorilerin iinde fikirlerden, gerek ilikilerden bamsz kendiliindenci dncelerden baka bir ey grmek

17

Bat dillerinde object Latince ab (kar, against) + jacare (frlatmak, to throw) kknden gelir.

Subject ise yine Latince sub (altnda, under) + jacare kknden gelmektedir. Yani nesne (object) bir eye kar frlatlan, zne (subject) frlatlann altnda kalan demektir. Yorumuma gre, eer zneyi insan olarak kabul edersek, eya (thing, matter) insana doru geldike nesnelemekte, insan kendisine gelen eya tarafndan belirlendike znelemektedir. Trkede tretilmi zne-nesne ikilisi, Latince jacareolan kk antrmad iin eksik anlam ifade etmektedir. TDKnin Gncel Trke Szlnde felsefe anlam dnlerek nesne, znenin dnda kalan her konu, obje olarak tanmlanmtr. Fakat bu tanm da object kelimesinin felsefi anlamn tam olarak gstermemektedir. nk object Latince kk itibaryla subjectin dnda kalanlar deil, subjecte doru gelenleri ifade etmektedir. Kaldi ki subjectin dnda sadece object deil, nesnelememi eyler (matter, thing) de bulunabilir.
18

Karl Marx ve Friedrich Engels, Alman deolojisi, ev: Sevim Belli, 5. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 2004, Marx ve Engels, a.g.e., s. 51. Marx ve Engels, a.g.e., s. 49.

s. 21.
19 20

istediimiz an, bu dncelerin kaynan saf akln hareketine balamak zorunda kalrz."21

kincisi, bu kurgular rtk bir biimde salt dnce alannda ilerlemenin olduunu gstermeye almaktadr. Oysa bilin maddi bir gereklie dayanlarak retilir.Yani bilin tremitir. Bilim tarihi metinlerinde tremi bu bilincin ilerlemesi iin, maddi bir gereklikten deil yine bilincin kendisinden, yani eletirel bilinten yararlanlr. Halbuki salt dnce alannda ilerleme olmad gibi22, salt eletirel dnce de ilerlemenin bir arac olamaz. nk eletirel bilin ya baka bir bilin demektir, ie yaramaz; ya da kutsallatrarak ortadan kaldrr. Ayrca eletirel bilinle ilerleme abas, eletirel bilinten nce baka bir bilinci de gerektirir. Bylece herey bilinten tretilmi olur. Oysa dnce alannda ilerlemeyi gsterebilmenin tek yolu, felsefe ve bilim ile gereklik arasnda kurulan ban anlalmasndan geer. Bu ayn zamanda eletiri ile maddi ortam arasndaki ba demektir.23 Fikirler, anlaylar ve bilinler maddi faaliyete, maddi ilikiye ve gerek yaamn diline baldr. Sonu olarak, gereklik resmedildii zaman, bamsz bir dal olarak felsefe varolu ortamn yitirir.24 Birbirini izleyen dnceler iin Marx aadaki tespiti yapmaktadr:
"Tarih felsefesi, bylece, felsefe tarihinden, kendi felsefesinin tarihinden baka bir ey deildir. Artk 'tarih srasna uygun bir tarih yok, 'kavrayta birbirin izleyen dnceler' vardr. O, dnce hareketi ile dnyay ina ettiini sanyor, oysa herkesin kafasnn iinde varolan dnceleri yalnzca sistematik olarak yeniden ina etmekle ve multak ynteme gre snflandrmakla kalyor."25

nc olarak, bu trden kurgular bilinci toplumsal bir rn olarak grmemekte, filozoflarn ve bilim insanlarnn yeteneklerine, dnce glerine, psikolojilerine ya da beyin glerine balamaktadr. Geleneksel olarak felsefe tarihinde ve bilim tarihinde bilin, insann iradi olarak yklendii ortak bir lkdr. Oysa felsefe ve bilim olarak bilin, ortak bir lkden ok, toplumsal bir rndr. Yani, bilin bir bilim insannn veya bir filozofun kendi istei ile ykledii ortak bir lknn bilinci olamaz. Zaten felsefe tarihinin ve bilim tarihinin nesneleri olarak felsefe ve bilim, bireyin felsefesi ve bilimi uramaz; onda bireyin kendine zglnden ok, trn kendine zgl ele alnr. Kaldi ki bilin, toplumsal
21 22 23 24 25

Marx, a.g.e., s.105. Marx ve Engels, a.g.e., s. 34-35. Marx ve Engels, a.g.e., s. 36-38. Marx ve Engels, a.g.e., s. 44-47. Marx, a.g.e., s.108.

bilin olarak veya tr olarak insann sahip olduu doa bilincinin sonucu olarak ortaya kar. Tr olarak insann sahip olduu doa bilinci, ancak doa ile kurulan zorunlu maddi ilikilerden veya insann doa ile pratiinden ortaya kar. Bylece doa bilinci, Marxn deyimiyle, toplumsal bilincin de n kouludur.26 Sonuta, bugn felsefe tarihilerinin ve bilim tarihilerinin dndkleri gibi, dncelerden, ortak lklerden ve zlmemi problemlerden pratik domaz; maddi pratikten dncenin biimleri kar.27 Bunun yannda, bilin, bilinli varlktr; bu sebeple bilinli varln kendisinden de bilin koparlamaz.28 Marx aadaki alntda bilincin bireyden koparlmasyla ortaya kan tarihsel bak zetlemektedir:
Artk iblmne baml olmayan bireyleri filozoflar, dncel olarak nsan ad altnda tasarmlamlar ve gelitirmi bulunduumuz btn bu sreci nsann geliimi olarak adlandrmlardr; o kadar ki, gemi tarihin her evresinde insan mevcut olan bireylerin yerine konmu ve tarihin itici gc olarak gsterilmitir. Bunun iin, btn sre insann kendine yabanclamas sreci olarak anlalmtr ve bu da, esas olarak, daha sonraki dnemin sradan bireyinin, daha nceki dnemin sradan bireyinin yerine konmu olmas, daha sonraki bilincin daha nceki bireylere yklenmi olmas olgusundan ileri gelmektedir. Bir rpda gerek koullardan soyutlanan bu altst olu sayesinde, tm tarihi, bilincin gelime sreci haline getirmek mmkn oldu.29

Tarihsel olarak insan iblmnden koptuu zaman veya retici bir gcn aktr olmad zaman tamamyla dnsel olarak tasarmlanabilir hale gelmitir. Bu insan tasarmlar, tarihin itici gc olarak gsterilmitir. Bu sebeple, tarihin belirli bir dnemi iin tasarmlanm bir insan, sonraki dnemler iin daha nceki tasarmna yabanclatrlarak ilerletilmitir. Bylece tarih dnsel olarak tasarmlarndan ibaret olan insanlarn dnemler boyunca birbirine yabanclatrlarak gelitirilmesi haline dnmtr. Aadaki alnt da tasarmlanm insann tarih dnemleri boyunca nasl anlaldn formle etmektedir:
Eer felsefi adan, bireylerin gelimesi, tarihsel olarak birbiri ardna gelen toplum katlarnn ve snflarn ortak koullar iinde ve bu olgunun bireylere dayatlan genel tasarmlar iinde dikkate alnrsa, gerekten, Cinsin ya da nsann bu bireyler iinde gelitikleri ya da bu bireylerin nsan gelitirmi olduklar sanlabilir; tarihe byk hakaretlerle bulunan hayali gr. O zaman bu eitli katmanlar ve eitli

26 27 28 29

Marx ve Engels, a.g.e., s. 55-56. Marx ve Engels, a.g.e., s. 68. Marx ve Engels, a.g.e., s. 45. Marx ve Engels, a.g.e., s. 113.

snflar, genel ifadenin zel belirtileri olarak, Cinsin alt-blnmeleri olarak, nsann geliim evreleri olarak anlalabilir.30

zetle, bu kurgular tamamyla Tinin egemenliini kabul eden idealist tarih anlayndan kaynaklanmaktadr. Bu tarih anlay fikirleri insanlardan koparr; kendi varln belirleyen kavramlar ve bu kavramlar tarafndan tasarmlanm dnrleri tarihin devindirici gc yapar:31
"Tpk soyutlama aracl ile her eyi bir mantksal kategori haline dntrmemiz gibi, soyut durumda hareketi, -yalnzca biimsel hareketin salt mantksal formln- elde etmek iin de deiik hareketleri btn ayrdedici niteliklerinden soyutlamamz yeterlidir. Kii mantksal kategorilerde btn eylerin zn buluyorsa, haketin mantksal formln de, yalnzca her eyi aklamakla kalmayp eylerin hareketini de belirten mutlak yntemi bulduunu sanr."32

Karl Korsch (1886-1961) da yaklak ayn dertten yaknmaktadr. Marksizm ve Felsefe adl kitabnda, Korscha gre, XIX. yzylda (biz buna yirminci yzyl da ekleyebiliriz) felsefe tarihi metinleri snrla karlar: Birinci snr, pozitif bilimler ve toplumsal pratiin ihmalidir; bunlar felsefenin yaayan ieriidir.33 Felsefe tarihi iin pozitif bilimlerin ve toplumsal pratiin ihmal edildii sylenebilir. Fakat bilim tarihi iin ayn ey sylenemez. nk bilim tarihi zaten ieriini pozitif bilimlerden almaktadr; fakat biim olarak felsefe tarihinin sylemlerini kullanmaktadr. Bunun yan sra, toplumsal pratik bilim tarihi kitaplarnda ok ak deildir. Toplumsal pratikten kastn genel olarak bilimsel deneyleri ve bilimin retime uygulanabilir yanlarn anlamak mmkndr. Fakat yine de bilim tarihi metinlerinde bahsedilen bu toplumsal pratik, ierii belirlememektedir. Bilimsel dnceye, olsa da olmasa da eklenebilen dsal bir faktr stlenmektedir. Toplumsal pratik, bir toplumun kendini yeniden retmesi iin gerekli maddi koullar ve ilikilerdir. Bilim ve felsefe bu maddi koullarn belirleyici nedensellii altndadr. kinci snr, felsefenin yerel snrlardr.34 rnein Osmanl dncesi iin daha somutunu sylersek, XIX. yzylda Batdan gelen Yeni Felsefeye kar yerelci konumlardr. Yerelci konumlanma bir yandan Osmanl felsefesi ile Bat felsefeleri (ngiliz,
30 31 32 33 34

Marx ve Engels, a.g.e., s. 99. Marx ve Engels, a.g.e., s. 79. Marx, a.g.e., s.106. Korsch, a.g.e., s. 40. Korsch, a.g.e., s. 40.

10

Fransz, Alman felsefeleri gibi) arasnda, dier yandan slm felsefesi ile Hristiyan felsefesi arasnda olumutur.35 Yani bana gre yerelci konumlanma, Osmanl felsefesi ve bilimi iin daha iin banda alm durumdadr. Bu ama, bugn geerliini koruduu biimiyle, birbirinden etkilenen dncelerin somutlamas eklinde deildir. nk bunlar bir toplumun temelini etkileyen ama belirlemeyen styapy (superstructure) oluturlar. Gerekte etkileim Osmanlnn ve Batnn retim tarzlar ve sosyal formasyonlar arasndadr. Yani toplumsal temeller etkilemektedir. Bu sebeple, yerel konumlamalar dikkate alrsak dncelerin birbirini etkiledii ama belirlemedii kabul edilmelidir. Buradan da etkileim halinde bulunan toplumsal temellerin birbirlerini ve dnceleri (felsefeyi, bilimi, materyalizmi) belirledii kabul edilir. nc snr, felsefe ile gereklik arasndaki diyalektik ilikilerin unutulmasdr.36 Korscha gre toplumsal bir durumun belirlenmesi, temel (altyap) ile temelin belirlidii styap arasndaki iliki ile olur. Fakat Korsch kitabnda bu klasik aklamadan tesine gememitir. Bunu daha somut bir ekilde ifade etmek gerekirse, felsefe ve gereklik arasnda iki tr diyalektik iliki vardr: 1. Felsefenin ve bilimin dier styaplarla, rnein sanat, edebiyat vb. ile faktrel (baka deile etmensel) ilikisi, 2. Felsefenin ve bilimin (ayn zamanda dier styaplarn), temel ya da altyap ile arasndaki belirleyicilik ilikisi. Burada gerekten kast, temel ve temelin belirledii styaplardr. Bu tez daha ok yukarda belirtilen ikinci iliki zerinde durmaktadr. Birinci trden ilikiler yeri geldike incelenecektir. Materyalizm zerine yazmak, felsefe ve bilim zerine de yazmaktr. Bu tezde felsefe ile bilim birbirinden ayr dnlmemitir. Lakatosa (1922-1974) gre her felsefe, bilim tarihi verileri zerine yorum yapmaktan baka bir ey deildir.37 Fayerabende (1924-1994) gre de bilim, tarihinin bir rndr ve felsefenin de kendi bana bir anlam

35 36 37

Remzi Demir, Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2007, s. 192. Korsch, a.g.e., s. 43. John Losee, A Historical Introduction To The Philosophy Of Science, 3. Bask, Oxford University Press,

Oxford 1993, s. 256.

11

yoktur; en azndan bilim felsefesi bilim tarihi ile birlikte dnlmelidir.38 Genel kanya gre, bilime tarih yntemi ile yaklarsak bilim tarihi, felsefe yntemi ile yaklarsak bilim felsefesi yapm oluruz; bilim tarihinin bulgular bilim felsefesine, bilim felsefesinin anlamlandrma abas da bilim tarihine veri olur.39 Bu tezde ele alnan XIX. yzyl Osmanl materyalizmi bir ynyle Osmanl felsefesinin ve dier ynyle Osmanl biliminin etkisindedir. Bu etki belirleyici bir etki deildir; faktreldir, baka deile etmenseldir. imdiye kadar bu faktrel iliki olduka sk incelenmitir. Zaten, Osmanl materyalizmine kar duyulan ilgi, oklukla Osmanl bilim tarihi kitaplarnda bulunmaktadr. Bu konuda uzmanlam bilim tarihileri tarafndan yazlmaktadr. Uygulamada da bilim, felsefe, bilim tarihi ve felsefe tarihi birbirine yakndr. Bu tezin konusu sadece Osmanl felsefesi, bilimi ve materyalizmi deil, ayn zamanda bunlarn tarihidir. Tarihin konusu felsefe, bilim ve materyalizm olunca, bu konularn kavramlar da mutlak olarak ele alnamaz. nk tarih bilimi, bize her eyin deitiini gstermektedir. Bu sebeple, felsefenin, bilimin ve materyalizmin kavramlar da tarih-st deimeyen kavramlar deillerdir. Sonuta, tarih kavram zerine de dnmek gerekir. Tarih bilimi genel olarak sosyal bilimlerle uyumazlk iinde gibi grnmektedir.40 Hele ierii felsefe ve bilim olunca uyumazlk daha da artmaktadr. Toplumsal kuramlar hem bir toplumun tm zamanlar iin, hem de belli bir zamandaki tm toplumlar iin genel geer yasalar dile getirmek iddiasndadrlar. Fakat tarih bilimi toplumsal kuramlar zorlamakta, tarih boyunca tek bir toplumsal kuramn tm toplumlar iin geerli olamayacan gstermektedir. Her zaman grld biimiyle bilim tarihileri ile filozoflar arasnda ve zel olarak idi edilmi felsefe tarihileri ile filozoflar arasnda da ayn sorun vardr. Bir taraftan felsefenin ve bilimin her zaman ve her toplum iin geerli olan yasalar bilinmeye allmakta, dier taraftan ele avuca smaz tarihilerin her zaman ve her toplum iin geerli olamayacak tarihilik anlaylar gerilimi artrmaktadr. Felsefenin ve bilimin her zaman kurulmaya allan mutlak kavramlar, tarihiler tarafndan srekli

38 39 40

Losee, a.g.e., s. 213-222. Sarton, a.g.e., s. 15. Peter Burke, Tarih ve Toplumsal Kuram, ev: Mete Tunay, 2. Bask, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul

2000, ss. 1-20.

12

yklp yeniden yaplmaktadr. Neticede, felsefe ile uraanlarla felsefe tarihileri ve zellikle de bilim tarihileri arasnda sarlar diyalou41 srp gitmektedir. Bilim tarihi asndan bu sarlar diyalounun almas iin ilk nce tarih biliminin geliimine ksa da olsa bakmak gerekir. Morine (d.1921) gre Avrupa dncesindeki tarih biliminin kurucusu Vicodur (1668-1744). O, kendini yaratan ve gelitiren insan teorisinin ilk admn atan kiidir. Tarih bilimi XIX. yzyla kadar gemii canlandran ve belirleyici bir faktrn etkisinde yazlmtr. XIX. yzyldan sonra, insanln deviniminin tarihi olarak deimitir. Bu deiimle birlikte, tinsel (Hegel), pozitivist (Comte) ve maddeci (Marx) tarih trleri gelimitir. Gelenek-reaksiyon ikilemi zerinde duran eski tarih teorileri yerini evrim-devrim ikilemine sahip yeni tarih teorilerine brakmtr. XVII. yzyla kadar dorusal olan tarih anlay yerini dorusal olmayan tarih anlayna brakmtr.42 Eer imdiye kadar yazlm felsefe tarihi ve bilim tarihi kitaplarn incelersek, oklukla bu kitaplarda anlatlan tarihin dorusal tarih anlayndan kurtulamadn; hl, gelenekreaksiyon temelinde ele alndn; belirleyici nedenlerin, yanl olarak, felsefe ve bilim metinlerinden karldn syleyebiliriz. Oysa bu metinler daha ok sonu olarak durmaktadr. Tm bunlarn yannda, felsefi ve bilimsel faaliyetlerle ilgilenen kk bir grubun deitirici aktrl de kabul edilmektedir. Esasnda toplumsal deiimi aklamaya alan iki tr toplumsal-tarihsel model vardr. Bu modellerin ilki, Spencerin (1820-1903) evrim modelidir. Spencern modeli tarihi, tedrici, ylmal ve ieriden belirlenmi olarak grmektedir. Spencere gre ieriden belirlenmeden kast toplumdaki yapsal farkllamann artmasdr. Yapsal farkllamann artmas, daha ok uzmanlama, daha ok karmaklk ve daha ok formellemedir. Deiim ieridendir ve ancak d dnya bir uyarlanma itkisi olarak iin iine katlmaktadr. Bu da modernleme syleminin kendisidir. Modernleme geleneksel olan ile modern olan arasnda birbiriyle elien trsel farkllklar grmektedir. rnein geleneksel olan douma, modern olan ise baarya dayanr; geleneksel olan kiilemi bir cemaate, modern olan kiilik d, siyasal, brokratik, evrensel bir topluma dayanr; geleneksel olanda deime tutumu deiim bilincinin dnda ve deimemeye ynelikken, modern olanda deime tutumu bilince km ve deimeyi onaylamaktadr; geleneksel olan, dinsel, sihirci ve akld iken, modern olan laik, dnyevi, aklsal ve bilimseldir. XIX. yzyln sonunda

41 42

Burke, a.g.e., s. 2. Edgar Morin, Avrupa'y Dnmek, ev: irin Tekeli, 1. Bask, Afa Yaynlar, stanbul 1988, s. 118.

13

sanayilemeyle birlikte gelitirilen bu model, 1950li yllarda az gelimi lkeleri aklamak iin ska kullanlyordu. Fakat daha derin tarihsel incelemeler, arkeoloji ve antropolojinin gelimesi ile birlikte, bu modele kar eletiriler de kendini gstermeye balad. lk eletiri, modelin, dorusal tarih anlayna yapld. Toplum her zaman dorusal olarak gelimiyordu ve bu ynde dorusalln tahtna oturtulan modernleme kavramnn yetersizlii zerinde duruldu. kincisi, toplumlar birbirlerinden ok yaltk deillerdi. Bir toplum baka bir toplumdan derinlemesine etkilenebiliyordu. ncs, Spencerin modeli, deiimin mekanizmalarna deinmiyordu. Modernlemenin kendisi deiimi sradanlatryor, teknikletiriyor, yaplmas gereken basit bir balangla gelinmesi gereken daha ileri ve modern bir durumun gerekleeceini iddia ediyordu. Hlbuki modernlemeye giden tek bir yol deil, bir sr yol vard.43 Toplumsal deimeyi aklamaya alan ikinci model atma modelidir. Bu modele, Marxn modeli de diyebiliriz. Esas olarak Marx da modernlemeye vurgu yapmaktadr. Fakat atma modeli, dorusal bir model deildir. Ters ynde gelimeleri, kopmalar ya da baka yne sapmalar kabul etmektedir. sel gelimeye vurgunun yansra dsal gelimeye de nem verilmektedir. Marx, Dou toplumlar iin, bugn Dou toplumlarnda yaam ve beeri bilimlerle uram Doulu bilim adamlar gibi, isel deiim mekanizmalarndan yoksun saymtr. Bunun yannda Marx, deiimin mekanizmalaryla da ilgilenmi ve atma teorisini deiimin sadece ne olduu ile deil, nasl olduu ile de ilikilendirmeye almtr.44 Felsefe tarihi ve bilim tarihi, daha ok Spencerin modeline yakn durmaktadr. zellikle bilim tarihi sz konusu olunca, Spencerin modernleme kavram zerine vurgu iddetlenmektedir. Bilim konusu olabilecek herey ikili bir yapya brnmekte, bu ikililerden modernlemeye uygun olan grece olumlu olarak ele alnmaktadr. rnein Rupert Hall, Bilimde Devrim adl kitabnn son blmnde, bilim tarihi zerine zetle unlar yazar: Her tarihsel aklama problemlidir. Bilim tarihileri bilimsel devrimleri aklarken, Fransz ya da Rus devrimlerini aklayan tarihiler kadar zor durumda deillerdir. Onlar bilimin ideasn evrimleen, zaman deitike dorusal olarak ilerleyen ve belli bir sosyal format iinde kalacak ekilde aklarlar. Bu sebeple, bilim tarihi kitab

43 44

Burke, a.g.e., ss. 127-137. Burke, a.g.e., ss. 138-141.

14

ideadan ve bireyden youn ekilde bahseder. Kitleler olmadan devrim gerekleemez, fakat fikirler olmadan Lenin ve Newton da olamaz.45 Grld zere, bilim tarihi anlaynn verili sosyal biimler iinde kald, dorusal olarak deitii ve evrimlemeye daha yatkn olduu kabul ediliyor. Devrimlerin kitleler olmadan yaplamayaca syleniyor. Fakat Newton ve Lenin gibi bilim insanlarnn etkisinin, kitlelerden nce geldii iddia ediliyor. Bir ynyle kitlelere ve dier ynyle bilime vurgu yaplyor. Bunun yan sra, Hall, ayn kitabn banda bilimsel devrimlerin aktrlerini entelekteller, eitimli insanlar, niversiteler olarak kabul eder. Kitabnn sonunda ise bilimsel devrimlerin aktrn sosyolojik bir kitle kavram ile aklar. Bu tavrdan anladmza gre toplumun byk kesimini darda brakan bir bilim tarihi anlayndan kendisi da rahatsz olmaktadr. Ayrca kulland kitle kavram ok ak bir kavram deildir. Hallun yazd trden bilim tarihi kitaplar olduka fazladr. Burada sorun bilim tarihi anlay veya bilimin tarihsel olarak kavranmasndan ok tarih ile sosyal teori arasndaki uyumazlktan kaynaklanmaktadr. Yani sorun sadece felsefe tarihi ya da bilim tarihinin sorunu deildir; tarih bilimi ile sosyal teori arasnda bulunan ve daha geni olarak anlalmas gereken epistemolojik bir sorundur. Daha yekpare bir anlayla felsefe ve bilim tarihini kavramak ve onu daha geni bir sosyal teorinin iine yerletirebilmek iin toplumlar deitiren eylerin toplumun maddi koullar olduunu kabul etmek gerekir. Bu maddi koullar deimedii srece toplumun deiemeyeceini, tarihin ise deien maddi koullarn tarihi olduunu kavramamz gerekir. Toplumun maddi koullarnn ve bu maddi koullara dayanan ilikilerinin belirledii felsefe ve bilim, bu koullarn elverdii snrlara kadar geliirler. Bu koullarn tesinde ise speklasyona dnrler. Bu speklasyon alanlarnda biri olan bilim felsefesi, bilim tarihine u alldk yntemle bakar: Bilim felsefesi bilime ilgisi olan filozoflar tarafndan yaplr. Filozoflarn bilime ilgisi ise balk altnda toplanabilir: (1) Bilimin gerek dnyay temsiliyetini, snrlarn ve yeterliini incelemek; (2) zel bilimsel kavramlar ve teorileri incelemek;(3) bilimsel faaliyetleri ve genel bilimsel zellikleri anlamaya almak.46 Bilimsel faaliyetleri ve genel bilimsel zellikleri anlamaya alan bir filozof teorilerin de ne olduunu anlamaya alacaktr. Teorileri anlamaya alan filozof, teorilerin tarihi ile ilgilenecektir. Bilim
45 46

A. Rupert Hall, The Revolution in Science, 5. Bask, Longman Group UK Limited, NewYork 1989, s. 360. Karel Lambert ve Gordon G. Brittan, An Introduction to Philosophy of Science, 4. Bask, Ridgeview

Publishing Company, California 1992, ss. 1-8.

15

felsefesine gre, teorilere tarihsel olarak bakmaya alan filozof, bilim tarihi yapmaya balar47. Bilim tarihine, bilimi oluturan materyaller (scientific substance) ve bilimin metodolojisi olarak iki genel adan baklr: Bilimsel materyallerin tarihi bilimin kavramlarnn geliimiyle ilikilidir. Bilimsel metodoloji ise dnemsel olarak ele alnr. Bilimin toplumsal, teknolojik, ekonomik ve buna benzer referanslarn dnr. Bilimin znellii ve nesnellii arasnda ilikiler kurar.48 Bu yaklam hemen hemen felsefe tarihi iinde geerlidir. Bu yaklamn sakat taraf, bilim tarihine bilim teorilerinin tarihi olarak bakmasdr. Yani, bu tezin banda bahsedilen tarih kurgularndan bir fark yoktur. Bilim teorileri ya bunlarn reten insanlarn tarihi, ya da bu teorilerin, dncelerin, felsefelerin tarihidir. Yani bilim felsefesi de bilim tarihine farkl yaklamamakta; onu en bilindik geleneksel yntemlerle kavramlatrmaya almaktadr. Bu kavramlatrmaya gncel felsefe ve bilim tarihi kitaplar rnek olarak verilebilir. Bilim tarihi kitaplarnn tm insanlk adna lkleri vardr. rnein Remzi Demire gre bilim tarihi ideolojik olmamal, insanln ortak deerlerini yanstmal, insanlar-aras deeri tarihten deil bilimden almal, bilimsel tutumu retebilmeli ve genel geer bir tarih anlay ile yaplmaldr.49 Ben bu iddialarn hepsini temenni olarak gryorum. Henz byle yazlm ne bir felsefe tarihi ne de bir bilim tarihi vardr. Her bilim insan kendi alan iin, yukarda bahsi geen ortak deerleri hemen hemen paylamaktadr. zel olarak bilim tarihi kitaplarndaki teorik yaklam George Sarton tarafndan aadaki gibi snrlandrlmtr:
Bilim tarihi, herhangi bir felsefi ve sosyal kuram savunmak iin bir ara gibi kullanlmamaldr; sadece kendi z amac iin, nedenin nedensizlie kar savan taraf tutmakszn yrtmek, ho olsun veya olmasn, ie yarasn veya yaramasn, davet edilmi olsun veya olmasn, gerekleri her ekliyle aama aama gz nne sermek iin kullanlmaldr.50

Bana gre Sarton da temennilerde bulunmutur. Ama bunlarn hibirisi gereklemi deildir. Her eyden nce Sarton, bilim tarihi iin herhangi bir felsefi ve sosyal kuram savunmak iin bir ara gibi kullanlmamaldr diyor. Oysa bilimin herhangi
47 48 49 50

Lambert ve Brittan, a.g.e., ss. 99. Lambert ve Brittan, a.g.e., ss. 100. Sarton, a.g.e., ss. 11-15. Sarton, a.g.e., s. 131.

16

bir dal bile, hatta saf bilim dallar bile aralamaktan kurtulamamtr. nk felsefe ve bilim belirli bir sosyal durumun eleridir. Bunlar ne ekilde olursa olsun savunmak, belirli bir sosyal durumu savunmaktr. Kimi zaman bu savunma bilimin aralatrlarak yaplmasn, kim zaman ise bilimin belirli bir sosyal durumu aralatrmasn gerektirmektedir. Sarton ikinci olarak, kendi z amac iin bilim tarihi yaplmaldr diyor. Kendi z amac iin bilim tarihi yazmak, bilim tarihi yazann z amac iin bilim tarihi yazmaktan farkszdr. nk bu z aman ne olduu, tamamyla kiilerin insiyatifine baldr. Bilim tarihisi, bilimin z amacn kendi artlarna, grne, fikirlerine gre belirleyecektir. Sarton nc olarak, nedenin nedensizlie kar savan taraf tutmakszn yrtmek iin bilim tarihi yaplmaldr diyor. Fakat Sarton burada belirleyici nedenlerin tamamen toplumsal koullardan ktn unutuyor. Yani nedenler tarafsz olamyor. Bunun en gzel rnei iktisat bilimidir. Hunt, iktisadn tarafsz olamayacan, iktisat tarihinin de tarafsz yazlamayacan sylyor.51 Zaten felsefeyi ya da bilimi savunmak, belirli bir sosyal durumu savunmaktr. Bu ise tarafsz baklmad anlamna gelir. Felsefenin ve bilimin tarafsz olmas, bu tarafszln bunlarn tarihi iin de geerli olmas mmkn deildir. Sarton drdnc olarak, gerekleri her ekliyle aama aama ortaya sermek iin bilim tarihi yaplmaldr diyor. Gereklerin ne olduu konusu ise yine bilim tarihilerine braklyor. Tabi ki bilim tarihilerinin insiyatifine bu kadar ok ey brakp da tarafsz olmalar istenince, bilim tarihileri tarafsz olabilmek iin teorisiz olmay, tarihi maddi koullara deil de manevi koullara yaslamay uygun gryorlar. Zaten uygulamada yazlm felsefe tarihi ve bilim tarihi kitaplar okluk teorisizdir. Felsefe tarihisinin ya da bilim tarihisinin bireysel birikimlerine dayaldr. Kurgular teorik olmaktan ok psikolojiktir. Felsefeye tarihsel bakn maddi bir temeli yoktur. Bu kitaplardaki tarihsel temel dnseldir; kiisel olarak kurgulanmtr; kavramlar, metodlar ve benzeri tm dnceleri kendi iinde evirerek gelitirmektedir.

51

E.K. Hunt, ktisadi Dnce Tarihi, ev: Mfit Gnay, 1. Bask, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara 2005.

Ekonomi, ekonomik deerin ne olduunu aratran bilimdir. Bu sebeple, Hunta gre, ekonomi tarihi, deerin kaynana gre yazlr. Deerin ya faydadan kaynakland ya da emekten kaynakland kabul edilir ve iktisat tarihi de bu yaklamlardan birine gre yazlr. Hunt, deerin kaynann seimi konusunda iktisatlarn tarafsz davranmadklarn bu eserinde ortaya koymutur.

17

ddia edilenleri somut haliyle gsterebilmek iin bilim tarihi kitaplarn incelemek yeterli olur. rnein, klasik olarak, bilim tarihi kitaplarnn ilk blmlerinde bilim tanmlanr. Terimler sunulur. Bilim tarihi teorileri hakknda yorumlar yaplr. O zamana kadar ortaya km bilim tarihi teorilerinin zeti verilir. Yazar kendi bilim tarihi anlayn ortaya koyar. Bazen bu teorik tartma son blmde yaplr. Bu blmlerin genel karakteri, tartmann tek blmde braklmasdr. Dier blmler, yaplan bu tartmalardan bamsz olarak yazlr. Yazarn kendi tarih anlayn uygulamada nasl dile getirdiini okurun kendisi tespit etmek zorundadr. Bu ekilde yazlm klasik blmlere rnek, Lindbergin The Beginnings of Western Science adl kitabn son blmdr52. Bu biti blm olduka klasiktir. Tartlmas felsefe ve bilim tarihi yazn iin olduka faydaldr. Blmn ana bal Antik ve Ortaa Biliminin Miras53 olarak evrilebilir. Linberg, bu blmde, bilim tarihi teorilerinin sreklilik konusunda takndklar tavr inceler; retilmi teorileri snflar. Kendi teorisini de ayr bir anlay olarak belirtmeyi ihmal etmez. Ksaca belirtirsek, Lindberg kendinden nceki bilim tarihi teorilerini yle sralar: (1) Antik ve Bat bilimini ilikili sayan fakat Ortaa bilimini ilikili saymayan teori; (2) Pierre Duhemnn (1861-1916) bilimde sreklilik olduunu iddia eden teorisi; (3) Alistair Crombienin (1915-1996) alarn kendilerine gre metodolojilerinin olduunu ve srekliliin de bu metodolojilerden baka bir ey olmadn iddia eden teorisi; (4) Alexandre Koyrenin (1892-1964) bilimsel devrimleri sadece Ortaan genilemesi olarak almayan ve Ortaa dnyasnn zlmesini gerektiren entelektel bir mutasyon olarak gren teorisi; (5)Ernan McMullinin, bilimsel devrimleri, Crombienin srekli olduunu iddia ettii bilimsel metodolojilerin krlmas olarak gren teorisi; (6) Thomas Khunun (19221996) paradigma kaymalarnn bilimsel devrimleri yarattn iddia eden teorisi; (7) Frances Yatesn (1899-1981) bilimsel dnemlerin kendine has karakterleri olduunu iddia eden teorisidir.54

52

David C. Lindberg, The Beginnings of Western Science, 1. Bask, The University of Chicago Press, Lindberg, a.g.e., s. 355. Baln orijinali The Legacy of Ancient and Medieval Sciencedir. Ayrca bu

Chicago 1992, s. 355-367.


53

blmn altnda iki ayr balk daha kullanlmtr: The Continuity Debate (Sreklilik Tartmas) ve The Medieval Scientific Achievement (Ortaa Biliminin Baars)
54

Lindberg, a.g.e., s. 357-360.

18

Sonra, Linberg kendi bilim tarihi teorisinin saydklarndan hibirine tam manasyla uyman belirtir. Kendi bilim tarihi teorisini anlatr: Ortaa bilimi XVII. ve XVIII. yzyl bilimine katkda bulunmutur. Bu katk, (1) entelektel gelenei geniletmi, (2) Antik dnemin ieriini yakalamak iin alm, (3) okul ve niversite gibi kurumlarla dnemleri birbirine balayarak sreklilii salayan bir sentezi yakalam, (4) Aristoteles (M.. 384322) ile dier entelektel geleneklerin birletirilmesine seyirci kalmam, aksine incelemi ve deer aramtr. Bu tr bir srekliliin yannda elbette bilimsel devrimlerde vardr: Aristo terk edilmemi; ona metodolojik olarak bal kalnm; hipotez statleri gelitirilmi, deney teknikleri ile onaylama artm; analiz ve lme yapmak iin matematik kullanlm; bylece kopu yaanm, kavramsal kayma yakalanmtr. Esas soru, deiimin global mi yoksa disipliner mi oluudur. Deiimin, kesikli, dilsel, kavramsal ve teorik oluu bu sorunun cevabndan sonra anlaml hale gelebilir.55 Bu ksa zetten sonra, sonu olarak bu trden bilim tarihi kitaplarna iki eletiri yaplabilir. Birincisi, tarih teorisi bir bilim tarihi kitabnn en nemli esidir. Sadece tek bir blmde geitirilerek ele alnamaz. Uygulamada da bahsedilen tarih teorisinden ayr bir tarih varm gibi yazlamaz. Teorinin takibi okura braklamaz. Bir bilim tarihi kitabnn (felsefe tarihi kitaplarn da ekleyebiliriz) anlamll, kitabn banda ortaya konan tarih teorisinin anlamll ile orantldr. Yoksa kitabn bir yerinde bilim tarihi teorilerini zetlemek ve hangi bilim tarihi anlayyla yazldn sylemek bilimsel bir tutum deildir. Kitabn banda bir teori ile yaklalmaldr. Bu teori kitabn iinde sorgulanmaldr. Sonucunda, gerekirse teorik tadilat yaplmaldr. Ama banda hangi teori ile yazldn bilmediimiz bir bilim tarihi kitabnn, sonunda hangi bulgularla baka bir zgn tarih anlayna vardn anlayabilmemiz de mmkn olamaz. Kald ki byk bilim insanlar olarak sunulan kiiler de ayn yolu izlemilerdir. Batlamyus (85-165), Galileo (1564-1642), Newton (1642-1727) ve Marx gibi bilim insanlar kitaplarnn (hatta bilimsel hayatlarnn) banda varsaymlarn ve teorilerini ortaya koymulardr. Kitaplarn (hayatlarnn) ilerleyen blmlerinde gerekirse tadilatlarn yapmlardr. Hatta kendi zgn teorilerini bile oluturmulardr; gerekirse de reddetmilerdir. kinci eletiri, kitabn yazarnn gayet eklektik bir teorik anlaya varmasdr. Elbette, bir konu zerine zellemi birok teori olabilir. Bunlar konunun deiik ynlerini aydnlatabilir. En sonunda bir bilim insannn, teorilerin doru taraflarn alarak en doru

55

Lindberg, a.g.e., s. 360-367.

19

teoriyi kurmas kabul edilemez. Bir kere, kendisinden nce teoriler retmi bilim insanlar bunu yapmamlardr. Onlar kendi teorilerini oluturmaya almlardr. Deilse, belli bir teoriye katlmlardr. Kendi entelektel dnyalarnn elverdiince de teoriyi gelitirmilerdir. kincisi, retilmi teorilerin doru taraflarn almak ve bunlara katldn sylemek de en doruyu sylemek anlamna gelmedii gibi bilimsellik saylamaz. nk bir teoride, sadece doruluk aranmaz; geerlilik ve tutarllk da aranr. Bu ekilde gerekliin tmnn kapsasn diye, yanl yapmamak kaygsyla ve her eyi syleyip kurtulmak maksadyla eklektik olarak kurulmu anlaylar kendi iinde tutarl, kendi zgnln bozmadan, her yerde geerli olamazlar. Bu trden eklektik bir yaklam teoriyi deil teorisizlii dourur.

2.2. OSMANLI BLM TARH LTERATRNN SORUNLARI


Osmanl bilim tarihi yaznnda da durum genel sorunlardan farkl deildir. Bilim tarihileri Osmanl bilim tarihini yazarken genel geer yazn tezleri ile hareket ederler. zel olarak Osmanl bilim tarihinde genel geer tezlerin kayna Aydn Sayldr (1913-1993). Hemen hibiri henz alamamtr. Aada bu tezlerin belli bal olanlar ele alnp, eletirilmitir. Osmanl bilim tarihi yaznnda en nemli iddialardan biri dahili ve harici, i ve d dinamik ya da isel ve dsal tarih gibi kavramlardr. Burada iddia edilen ey, olgulara gre bilim tarihinin harici, d dinamiklerle ve dsal tarihle yazlmas gerektiidir. Bu kavramlar kark, mulak ve sorgulanmaya deerdir. rnein hsanoluna gre, bilim tarihi yazlrken zt tarih yaznlar vardr. Bilimin gelimesi i faktrlerle yazlrsa dahili, d faktrlerle yazlrsa harici yazlm olur.56 Demire gre ise, Trk dnce tarihi evrimseldir ve d dinamik i dinamikten baskndr57. Kitabnn tamamndan anlalana gre, d dinamikten kast bilimin baka bir uygarlktan alnmas ve d uygarlklarn etkisiyle gelitirilmesidir.

56

Ekmeleddin hsanolu, Byk Cihaddan Frenk Fodulluuna, 1. Bask, letiim Yaynlar, stanbul 1996, s. Demir, a.g.e., s. 240.

10-11.
57

20

Bu konuda daha iyi ilenmi bir rnek Osmanl mparatorluunda Eitim ve Bilgi retim Sisteminin Oluumu ve Dnm adl kitabn sonu blmnde bulunabilir58: Yaplabilecek ilk saptama byle bir lkede [Osmanl mparatorluunda] bilimsel gelimenin bilimin i tarihiyle deil d tarihiyle aklanmas gerekeceidir. Yani bilimin gelimesi kendi iindeki bunalmlarla olmuyor59 denmektedir. Buradan kan sonu, bilimin i tarih ile yazlmas iin kendi iinden gelen bunalmlara baklmas gerektiidir. zellikle Osmanl mparatorluunda arlkl olarak eitim sisteminin incelendii bu kitapta, dsal tarihten anlalan udur:
Osmanl sisteminde eitimin gelimesi iin iki farkl dsal tarihten sz edilebilir. Bunlardan birincisi Mslman olmayan kesimin d tarihidir. Yeni ykselen ticaret burjuvazisinin gereksinmeleri dorultusunda laikleen ve ulusalclk ideolojisinin taycs ilevini ykmlenen bir eitim sistemi ile retim dzeyinde ve yaygn olarak kurulma eilimi gstermitir. Daha st kademe eitim sistemini daha nce kurulan alt kademenin gereksinimlerini karlamak zere kademe kademe gelitirilmitir. kinci d tarih Mslman (Trk) kesimininkidir. Bu kesimde ise toplumun belli askeri ve ynetsel ilevlerinin yeniletirilmesini amalayan bir gelimeyi, ok kk gruplar yetitirmeye dnk ve yksek eitimden balayan bir kuruluu getirmektedir. Bu st dzey kurulu daha alt kademedeki gelimeleri zorlamaktadr. 60

Dsal tarih mslman olmayan kesim iin ykselen ticaret burjuvazisi, mslman olan kesim iin ise askeri ve ynetsel ilevler olarak belirlenmitir. Bu konuda bilimin zelliklerinden yola klarak yazlan baka bir makale "Ortaa slm Dnyasnda lmi alma Temposundaki Arlamann Baz Temel Sebepleri: (Avrupa ile Mukayese)" adyla Sayl tarafndan kaleme alnmtr. Saylya gre bilim tarihi bilimin kendi zellikleri dikkate alnarak yazlmaldr. Bu zelliklerin banda ise terakki kabiliyeti vardr. Bu kabiliyet bilime dardan gelmez, aksine terakki kabiliyeti ilmin kendi bnyesinde mevcut olmakla beraber, bu potansiyel kabiliyetin gereklemesi iin elverili evre artlarnn mevcudiyetinin lzumlu olduu muhakkaktr.61 Sonu olarak, bilimsel bilgi kendiliinden geliir. Bu gelimenin gereklemesi iin evresel artlarn da uygun olmas gerekmektedir. Esas olarak dahili-harici, i-d gibi karlkl kavramlarn
58

lhan Tekeli ve Selim lkin, Osmanl mparatorluu'nda Eitim ve Bilgi retim Sisteminin Oluumu ve Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 194. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 195. Aydn Sayl, "Ortaa slm Dnyasnda lmi alma Temposundaki Arlamann Baz Temel

Dnm, 2. Bask, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1999, s. 194-196.


59 60 61

Sebepleri: (Avrupa ile Mukayese)", Aratrma, 1. Cilt, 1. Say, (1963), s. 13.

21

dayand tez Saylnn da syledii gibi bilimin iinde bulunan terakki kabiliyeti zelliinden gelmektedir. Sonuta i dinamie dayal, dahili ya da isel kavramlar felsefenin ve bilimin iinden gelenleri; d dinamie dayal, harici ya da dsal kavramlar ise dndan gelenleri belirtir. Genel olarak bu trden iddialarla donatlm metinlerde, isel olandan anlalan eyler, bunalmla, terakki kabiliyetiyle ya da felsefe ve bilim metinlerinin ieriiyle bir tutulmaktadr. Dsal olanlar ise bir ynyle iktisat, ticaret, adalet gibi kavramlar; baka bir ynyle dardan gelen felsefeyi ve bilimi iaret eder. Bu kavramlarn ok kullanlmasnn nedeni, Saylnn da belirttii gibi bilimin kendi iinde bulunan terakki kabiliyetinin ve bunalmlarnn daha esasl ve deerli kabul edilmesidir. Bu kavramlarla yazlan bilim tarihi kitaplarnda eletirilecek ok ey vardr. lk olarak, iddia edilenlerin bilimsel bir deeri olmas iin i dinamik / d dinamik, isel / dsal, dahili / harici gibi kavramlarn ierii tam olarak belirlenmelidir; snrlar izilmelidir; hatta olgular saylarla ifade edilmeli ya da desteklenmelidir. Eer i ya da d faktrlere dayal analiz (factor analysis) yaplacaksa, faktrlerin birbiri ile olan ilikisi gsterilmelidir. Aksi halde zaten faktr analizi yapmann bir anlam kalmaz. Grld kadaryla, bu kavramlar ak, net, gerektiinde saysal olarak llebilen kavramlar deildir. likileri de net olarak gsterilmemitir. kincisi, eer Osmanl felsefe ve bilim tarihi d tarihle yazlr, dsaldr, d dinamikler baskndr, harici faktrler daha etkilidir gibi tezlerle yazlyorsa; bu esasnda Osmanl biliminin gerekte gelimediini gsterir. nk felsefenin ve bilimin gerek geliimi yukarda Saylnn da belirttii gibi iseldir; terakki kabiliyetiyledir; bunalmladr. Yani d dinamikleri, dsall, harici olan esas kabul eden tezlere gre bilimin sadece artlar dzeltilmitir. Terakki kabiliyeti ve bunalm harekete gememi bilim iin dsal etkilerin de nemi yoktur. nk dsal etkiler bilimi snrl ekilde gelitirecek, ama isel olan etkilerin hibir zaman yerini alamayacaktr. ncs, isel-dsal ayrm ok aklayc deildir. Bilimsel olarak herkes iin geerli olan isel ve dsal faktrleri tespit etmek ve bunlar lmek ok zordur. rnein yerelin dndaki dinamikler, iktisadi durum, ticaret artlar, refah durumu dsal (harici, evresel) artlarn llmesi ve faktrel analizlerinin yaplmas neredeyse imkanszdr. Bunun yannda, isel olarak kabul edilen terakki kabiliyetinin ne olduu, bilimin kendi iindeki bunalmlarnn tespiti olduka sbjektif ve kurguya dayal olacaktr. Bizim bilim tarihi literatrmzn baka bir hastal ise vah vahlk, th thlk olarak gsterilebilir. Bunun en gzel rnei, Osmanl bilim tarihi yazlarnda 22

...mi olsayd trnden olduka sk rastlanan iddialardr. Bu trden ifadelere hemen birka rnek verelim:
Eer ilim bu ilk asrlardaki tempo ve vasflaryla devam etmi olsayd slm Dnyasnn dnya ilmine hizmetlerinin ve gnmz ilmine ulalmasndaki paynn ok daha byk lleri bulmu olaca muhakkakt62; ... eer slm Dnyasnda ilim balangtaki hz ve temposuyla devam etseydi, slm ilim adamlar tarafndan gelitirilecek ilmi bilgi ktlesinin Yenia Avrupa ilmine denk ve ana hatlaryla uygun bir ilmi bilgi olaca...63; u halde, ayn sonularn ve nemli keiflerin slm ilim adamlar tarafndan da pekala yaplabilmi olacan, ilmi faaliyet seyri arlam olsayd slm Dnyasndaki ilmi bilgi seviyesinin de er ge ayn keif ve sonular iine alacak ekilde ykselmi bulunacan dnmenin makul grnd sylenebilir.64 Denilebilir ki medrese sisteminin gelimesi ve resmen kurulmas evail ilimleri bakmndan ge bir tarihe rastlamtr. Eer medrese mesela Memun zamannda kurulmu olsayd evail ilimlerin bu okullar programnda nemli bir yer igal etmi olacana muhakkak nazaryla baklabilirdi.65

...mi olsayd iddialar niyetli bir tarih yaznn gstermektedir. Esasnda bu trden yazn konunun gerek deerinin gizler. oklukla Avrupa merkezli tezler zerinden dnmeye altmz gsterir. Bu ifadelerin tarih asndan da deeri yoktur; speklatif bir deeri de yoktur. nk bu ifadeler efsane yazmaya, destan retmeye, tevatr yaratmaya gtrr. rnein, Osmanllarda Bilim ve Teknoloji adl kitabnn sonu blmnde Kazancgil, sonu olarak diyebiliriz ki siyasi zorlamalar, sabotajlar, savalar olmasayd Osmanl bilim dnyas ok daha iyi bir gelime izgisi gsterebilirdi66 diyor ve elbette tevatr retmi oluyor. Kendi kitabyla btnyle elien bir sonu ortaya koyuyor. Hem kitabnn birok yerinde bir yandan bilimlerin Trkiyeye giriinde askerlerin olumlu rolnn, askeri pratiin iyiletirilmesinin nemini vurguluyor; hem de dier yandan sonu blmnde savalar, sabotajlar olmamasyla bilimin daha iyi gelieceini iddia edebiliyor. Eer bilim daha iyi askeri tekilata kavumak ve Karlofa ideolojisini altetmek iin Trkiyeye girmeye baladysa, sonuta bu bilim savamak ve sabotaj yapmak iin
62 63 64 65 66

Sayl, a.g.m., s. 9. Sayl, a.g.m., s. 11. Sayl, a.g.m., s. 12. Sayl, a.g.m., s. 38. Aykut Kazancgil, Osmanllarda Bilim ve Teknoloji, 1. Bask, Etkileim Yaynlar, stanbul 2007, s.326.

23

kullanlacaktr. Esasnda, Kazancgil, bilimin snfsal olduunu bilinli bir ekilde unutuyor. rnein ayn kitabn 304. sayfasnda bilim, bizatihi kendisi olarak veya var olduu iin bir deer deil, ancak gelitii cemiyet iin deer kazandrd oranda nemlidir67 dedii halde bir adm daha ileri giderek yaplan bilimin snfsal niteliini aklamyor. Bilimsel yeniliklerin hangi cemiyete deer kazandrdn sylemiyor. Osmanl bilim tarihini tartan metinlerin ortak noktalarndan bir tanesi de teorisizlik zerinde srar etmeleridir. Teorisizlik tezinin formlasyonu yledir: Osmanl bilim metinleri (felsefe metinlerini de ekleyebiliriz) tmyle ortaya karlmamtr. Bu sebeple yazlacak bilim tarihine ilikin yarglar hakknda kesin bir iddiada bulunulamaz; teori retilemez; hatta belli bir teorinin nda Osmanl felsefesinin ve biliminin olgularna bakmak yanltcdr. Tm metinler ortaya karlm olsa bile konu olduka karmaktr ve olgularn yorumlar ok zor hatta imkanszdr. Bu tezi ifade eden ok rnek vardr. Fakat bu konuda en genel ve iyi rneklerden biri, Saylnn yukarda ad verilmi, genel olarak slm Dnyas iin yazlm ama Osmanl Dnyas iin de geerli olan ve bugn bile almam makalesinde bulunabilir. Genel olarak bilim tarihinden bahsederken bu karlkl mnasebetlerin her trl art ve imkan durumuna gre tayin ve tesbiti phesiz ok zor ve hatta imkanszdr68 diyor.Bu imkanszl yle aklyor:
Toplumlarn ilmi almay etkileyen artlar phesiz ok ve eitlidir. Ancak, bunlarn bir ksm etkilerini dolayl ve izlenmeleri g yollardan yaparlar ve gayet kompleks bir mahiyet tarlar. Ayrca, tali faktrlerin ie kararak hi beklenmedik sonular dourmalar durumu da her zaman mevcut olduundan, bunlarla ilgili olarak sarih hkmlere ulamak gtr. rnein, ekonomik ve siyasi faktrler ok nemli olabilirler. Fakat bunlar zerinde yaplacak genellemeler mahdut deerdedir. Konumuzu bu gibi faktrlere balamak iin ilkin zel problemler zerinde durulmas ve her probleme ilikin olarak bol miktarda kesin ve sarih teferruat bilgisine dayanlmas icabeder. Bu ise konunun uzun monografik birok hazrlayc zel almalar temeli zerine oturtulmasn gerektirir. Oysaki bu gibi hazrlayc aratrmalar ou zaman materyal yokluu yznden imkanszdr.69

Yukardaki alntda yaplan aklamalarn tm, bugn Osmanl felsefe ve bilim tarihi iin de geerlidir. Bu tez yaznda geerli olsada, doru deildir. Bir kere, bir teori kurmak ya da bir konuda karara varmak iin o konuya ait btn detaylar bilmek

67 68 69

Kazancgil, a.g.e., s.304. Sayl, a.g.m., s. 14. Sayl, a.g.m., s. 20.

24

gerekmez. Bilim adamnn grevi, karmak duran bu olgular bilgisi dahilinde dzene sokmaktr; deilse en azndan belli bir teorik yaklamla aklamaktr. kincisi, felsefe tarihinden ve bilim tarihinden de okuduumuz kadaryla bilim insanlar ulaabildikleri verileri kullanarak teoriler kurmulardr; yorumlar yapmlardr; daha baka bilgilere ulatklarnda daha nce kullandklar teorileri tadil etmilerdir; hatta bazen daha nce kabul ettikleri teorileri reddetmilerdir. Yani kurulan teorinin her olgu iin geerli olmas, her eyi kapsamas, matematiksel ifadeler kadar kesin olmas gerekmez. Bu potivizmin hastalklarndan biridir. Zaten her bilgi kendi iinde hata ve yanlsama tehlikesi ierir.70 Bu konuya, yaplan baka bilim tarihi almasnn nsznde gnmz bilim tarihilerinden Yavuz Unat da deinmektedir:
Ne var ki bu gne kadar yaplan almalarla gerekte buzdann sadece suyun zerindeki ksm ortaya koyulabilmitir. Ortaa slm Dnyasnda byk bilim dili olan Arapa, Farsa ve Trke ile kaleme alnm olan bilimsel eserlerin deerlendirilmeleri yaplmadka bu konuda yeterli bilgiye ulalamayaca aktr. Bu nedenle son yllarda zellikle metin nerine dayal almalarn yaplmas daha da nem kazanmaktadr. Bylece bilim gerek doas daha derinden kavranacak ve Dou ile Bat arasndaki bilimsel etkileimin nitelii daha iyi anlalacaktr. Ortaa aydnlatmaya ynelik bu trdeki bilim tarihi almalar slm Dnyasnn u anda iinde bulunduu durumun kavranmas ve anlalmas bakmndan da nemlidir. Bu yndeki almalar iki temel soruya, neden bilim alannda sekizinci ve on ikinci yzyllar arasnda ilerledik ve belki de en nemli soru olan on ikinci yzyldan sonra bilim alannda neden geriledik sorularnn doru bir biimde yantlanmas olanan vermesi bakmndan nemlidir.71

Elbette bu almalar ilerleme-gerileme sorularna cevap verecek niteliklerde olabilir. Fakat sadece bu almalarn belli bir olgunlua gelerek, birikerek ve bilim tarihi asndan bilinmeyenleri ortaya kararak byle bir netice vermesi mmkn deildir. nk ilerleme-gerileme kavramlar veri biriktirerek deil, tarihe teorik yaklalarak anlalmas mmkn kavramlardr. Bu teorik yaklamn da daha nce akladmz gibi tm verilere ihtiyac yoktur. Szn ksas, ara olarak bize ilerleme ve gerileme kavramlarnn aklamasn verecek bir teorik yaklamla mevcut verilerin buluturulmas gereklidir. Buzdann altnda kalan almalarla, retilecek teorik yaklam ya da yaklamlar tadil edilebilir, deitirilebilir ve istenirse terk edilip yenisi retilebilir.
70

Edgar Morin, Gelecein Eitimi in Gerekli Yedi Bilgi, ev: Hsn Dilli, 1. Bask, stanbul Bilgi Yavuz Unat Ed., Ortaa slm Dnyas'nda Bilim ve Teknik, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2008, ss.8-

niversitesi Yaynlar, stanbul, 2003, s. 1.


71

9 (nsz'de).

25

Osmanl bilim tarihi metinlerinden karlacak nemli tezlerden biri de udur: Felsefe tarihi ve bilim tarihinde birbirini etkileyen faktrler oktur; nedenler oktur; ayrca ok eitlidir. Bu sebeple, doru hkmlere varlamaz. Bu konuda da rnek oktur. En iyi rnek yine Saylnn yukarda ad geen makalesidir. Burada Sayl, toplumlarn ilmi almay etkileyen artlarnn ok ve eitli olmasndan yaknmaktadr. Bir de bunlara tali faktrler ilave edildiinde iin daha da vahim olduunu sylemektedir72. Bahsi geen zorluklardan dolay izleyecei metot hakknda aadaki yargya varmaktadr:
Hlbuki daha basit ve zerinde sarih olarak dnlmesi daha kolay olan faktrler gerekte nem bakmndan da n planda gelir. Bunlar genel olarak kltrel ve entellektel amillerdir. Yakn ve direkt sebep ve nedenler mahiyetini tadklarndan, bunlar daha az kompleks olup izlenmeleri nisbeten kolaydr. Ayrca, bunlar etkileri bakmndan daha devaml, uzun mrl ve uzun vadeli amilleri tekil ederler. Mesela, ilim ve tefekkrle ilgili deer hkmleri, eitimdeki cereyan ve yneliler, ilmi bilgi iin duyulan ihtiya ve bu ihtiyalarn mahiyeti, her kuakta yetimesi beklenebilecek ilim adamlarnn saysnn byklk veya kklk derecesi ve ilmi aratrma faaliyetinin kesafeti gibi amillerin ilmi alma verimliliini ve ilmi bilginin ilerleme seyrine daha direkt bir ekilde etkileyen kalburst faktrleri tekil ettiklerine phe yoktur.73

Esasnda paragrafn iindeki iddialar kendileriyle eliiyor. Basit, zerinde sarih olarak dnlmesi daha kolay, yakn, direkt, daha az kompleks, etkileri devaml, uzun mrl, uzun vadeli ve kalbur st nedenlerin ve faktrlerin seilmesi gerektii syleniyor. Bunlarn da en nemlileri kltrel ve entelektel olanlardr deniyor. Bir kere kltrel ve entelektel olan nedenler ve faktrler konuyu darlatrmaz; geniletir; tali ynleri de konunun iine katar. kincisi bunlar saylan seim kriterlerinin hemen hibirini karlamaz. rnein bu alanlar daha az kompleks deillerdir. Aksine uzun vadelidirler; daha uzun mrldrler. Bylece tarih boyunca birok kadim toplumu kapsarlar; birok corafyaya hakim olurlar ve daha karmaktrlar; daha sbjektiftirler. Olgular hakknda karar vermemizi daha zorlatrrlar. Etmenlerin ve nedenlerin okluu, karmakl ve bizim bunlar karsndaki zavalllmz konusunda iki noktaya daha deinmek gerekir. Birincisi, bilim adam ya da filozof bir dizi nedenler sralayarak ii bitiremez. Belirleyici nedenleri gsterebilmelidir. Her ey her eyin nedeni olabilir. Fakat belirleyici nedeni semek keyfi olamaz. nk seim

72 73

Sayl, a.g.m., s. 20. Sayl, a.g.m., s. 21.

26

bata konan teoriye gre yaplr. Bugn bilim felsefesinin de ortaya koyduu gibi, eer teorik bir bak yoksa bir nedeni semenin de kriterleri yoktur; bilimsellik de yoktur; dnsellik de yoktur. kincisi, felsefe ve bilim tarihinde olgularn nedenlerini bulmak iin yaplacak bir daraltma maddi olmaldr. Gerek nedenler maddi olan nedenlerdir. Dnce, felsefe ve bilim gibi alanlar bu maddi nedenler zerine ykselirler. Felsefe ve bilim tarihilerimiz bir olguyu aklarken geleneksel olarak bir dizi neden ileri srerler. almalarnn belli yerlerinde ne srdkleri tezler iin etmenler, faktrler; sebepler, nedenler, etkileyen nedenler, etkileyen sebepler, neden olan faktrler gibi gerekten karmakark ve biri dierinin yerine geen ifadeler kullanmaktadrlar. Felsefe ve bilim tarihilerimizin etmenler (faktr, factor) ile nedenler (cause) arasnda ayrm yapmadklar anlalmaktadr. Hlbuki ikisi birbirinden farkldr. lk nce bunlarn anlamlar zerine dnmek gerekir. Etmen ile etki (factor-affect) birlikte kullanlr. Faktrkelimesinin Latince kk faceredir. Anlam, etmek (to-do) veya ettiricidir (doer). Trkede etmen (ettirici, ittirici) kelimesi bu anlam karlar. Etki kelimesinin Latince kk yine faceredir. Kelime Latincede ad +facere afficere affectus deiimine uramtr. Latincede ad n taks Trkedeki ynelme durum eki (-e hali, to) taksyla ayn ii grr. Etkilemek (to make an impression on) anlamndadr. Yani Bat dillerinde factor ve affect ayn Latince kkten (facere) gelir. Trkede de etmek kelimesini kk olarak kabul edersek, etmen (ettirici, ittirici), etki (itki) ile ayn ortak kke(etmek, itmek kkne) sahip olacaktr. imdi daha Trke tabirle etmen, ettiren veya ittiren eydir. Bir eyin etmeni (ettiricisi, ittiricisi) olmak iin o eyin daha nceden var olmas gerekir. nk var olmayan bir eyi etkilemek de, ittirmek de mmkn deildir. Dolaysyla ittirici olan ey (etmen, faktr), o eyin varlnn nedeni olamaz. nk varlk etmenden nce de vardr. Neden ise sonu (cause-effect) ile birlikte kullanlr. Neden kelimesinin, Latincede causa kknden geldii kabul edilir. Anlam neden demektir. Sonu kelimesinin Latince kk ise yine faceredir. Kelime Latincede ex+facere effectus dnmyle ortaya kmtr. Ex Latince d anlamna geldii iin, daha ok d etmek, ortaya karmak anlamna gelir. Dolaysyla neden-sonu ilikisinde neden bir eyin ortaya kmasn salar. Ortaya kan ey nedeninden nce de yoktur. Sonu olarak etmen-etki (factor-affect) ile neden-sonu (cause-effect) arasnda fark vardr. Bu fark hem bilimseldir; hem de felsefidir. ou zaman felsefe tarihi ve bilim tarihi kitaplarnda bu kavramlar kartrlmaktadr. okluk etmenler, nedenlerle kartrlmaktadr; etkiler ise sonularla... Bunun en gzel rnei, yine Saylnn

27

makalesinde bulunabilir. slm Dnyasndaki bilimsel durgunluun nedenleri olarak, toplumun bilime deer vermemesi, bilim adamlarnn saysnn klmesi, bilim adamlarn yetitirme artlarnn olumsuz oluu, bilimsel alma temposunun dk oluu gsterilmitir74. Her eyden nce, bunlar neden deil, etmendir. Zaten bilimin durgunlamas demek, toplumun bilime nem vermemesi, ilim adamlarnn saysnn klmesi, bilim adamlarnn yetitirme artlarnn olumsuzlamas, bilimsel alma temposunun dmesi demektir. Bunlarn hepsi bilimin alma temposu dt zaman birlikte grlr. Aralarnda etmensel (faktrel) iliki vardr; nedensel iliki olamaz. kincisi, faktrel ilikiler llebilir hale getirilip ilikilendirilmezse tamamyla totolojik bir aklama olur. ncs, bunlarn hepsini neden kabul etsek bile, belirleyici nedenin ne karlmas gerekir. Bir olgunun sadece nedenlerinin liste halinde verilmesi makalenin bilimselliini artrmaz; azaltr.

74

Sayl, a.g.m., s. 66.

28

3. TEMEL-STYAPI LKS
Temel-styap (base-superstructure) ilikisi Marx tarafndan da oka ilenmemitir. Temel-styap ilikisini ele alan metinler dank, zerinde ok durulmam, bir benzetme olarak kalm, Marxn ardllar tarafndan da pek dikkate alnmamtr. Temel-styap ilikisi hakknda yaplan yorumlar genellikle Marx-Engels ikilisinin Alman deolojisine dayandrlr. Bu konudaki dier klliyat Marxn ilk elden kaynaklarna dayanmayan, sonradan retilmi szlk anlamlarndan ibarettir. O halde ilk nce szlk anlamna bakarak balamak daha uygun olur. Materyalist Felsefe Szlnn Temel-styap maddesinde zetle unlar denmektedir: Temel ve styap tarihsel materyalizmin kavramlardr. Temel, retim ilikilerinin toplamdr. Temel styap ile, retim ilikileri retici gler ile korelasyon halindedir. styap sosyal bilin formlardr. Temelin yansmasdr. Yansma iki ekilde gerekleir. Dorudan yansma siyaset ve hukuk alanlarn oluturur. Dolayl yansma ise din, felsefe, sanat ve bilim gibi bilin alanlarn oluturur. Dolayl yansmalar, dorudan yansmalarn formlarn kullanrlar. Dorudan ve dolayl yansma arasndaki ilikisel btnlk ise ideolojiyi oluturur.75 Marxist Dnce Szlnn Temel-styap maddesinde zetle unlar denmektedir: Temel toplumun ekonomik yapsdr. Ekonomik yap, ekonomik zel ilikilerdir. styap, devlet, toplumsal bilin (toplumun bilinci) veya bilinli bir durumla ilikilendirilmi bir snfn dnya grdr. Temel zerk, styap temele baldr. Yani deiimin yn temelden styapya dorudur. styapy temele indirgememek iin temel-styap arasndaki ilikinin tarihselliinden, eitsiz geliiminden ve styapnn etkinlii ile uyumlu temelden yola kmak gerekir. Tarihsel olmak demek, maddi retimin zgl tarihsel yapsn ve styapnn bu zgllk iinde etkinliini ele almak demektir. Eitsiz geliim temelin belirledii deiim snrlarnn styaplar tarafndan almas (sanatta olduu gibi) demektir. styapnn etkinlii ile uyumlu bir temel, styapnn greli zerklii anlamna gelmektedir.76 Buna benzer szlk alntlarn oaltmak mmkndr. Elbette bu szlk girileri konuyu anlamak iin faydaldr; fakat bir probleme yaklamda uygulanmas ok zor olur
75

M. Rosenthal ve P. Yudin, "Temel ve styap", Materyalist Felsefe Szl, ev: Enver Aytekin ve Aziz Jorge Larrain, "Temel ve styap", Marxist Dnce Szl, ev: Ahmet Grata, 1. Bask, letiim

allar, 4. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1972, s. 491.


76

Yaynclk, stanbul 1993, s. 558-561.

29

ve anlamszlar. Buna ramen genel olarak akademik evrelerde bu benzetmeden haberdar dnrlerin bu konuda iddia ettikleri, bu szlk girilerinden daha teye gemez. Her eyden nce bu szlk anlamlarnn problem zmede yetersiz olduu ortadadr. Bir kere, bu trden szlk aklamalarnda kavramlar olduka soyuttur. Hatta o derece soyuttur ki aklama neredeyse hibir maddi gstergeye iaret etmez. Bu sebeple temel-styap ilikisini aklayan szlk anlamlar bilimsellikten uzaktr. Speklasyondur. Snanmam kurgular ifade eder. Daha dorusu hissiyata dayaldr. Tarihsel materyalizm felsefe, bilim, sanat gibi alanlara byle baklmas gerektiini bize ifade etmektedir; daha dorusu pek inandrcl olmayan bir ekilde temenni etmektedir. Ama gerek byle midir? Daha somut sorarsak ve bu tezin konusu ile daraltrsak, XIX. yzylda Osmanl materyalizmi tarihsel materyalizmin temel-styap kavramlar kullanlarak ne kadar aklanabilir? Daha nce belirttiimiz gibi nesne duyumsal insan faaliyetiyse ve pratikse, dncenin gereklii, gc ve bu dnyaya aitlii pratikle kantlanmalysa77, XIX. yzyl Osmanl materyalizminin pratii temel-styap kavramlatrmasna ne kadar uymaktadr? Bu szlk girilerine yneltilecek ikinci eletiri, tutarszlklarndadr. rnein temel, ilk szlkte toplumun ekonomik yapsyken, ikincisinde retim ilikilerinin toplamdr.kinci szlkte, styapya temelin yansmas olarak baklmaktadr. Fakat birinci szlkte styap temelin birebir yansmas olarak dnlmemitir. Benim burada amacm, szlk anlamlar zerinden bir sonuca varmak olmadndan, bu iddialarn birbirleriyle olan tutarllklarndan ziyade, gerek yaam ile olan tutarllklar benim iin daha da nemli hale gelmektedir. Temel-styap ilikisini anlamlandran en doru aklamann, hayattan, pratikten ve problem alanlarndan kopuk bir ekilde anlatld szlklerden deil; somut ekilde hayatn kendisinden gelen pratikten kaynaklandn dnyorum. O halde bu ilikiyi, bir nceki paragrafta bulunan sorulara cevap olabilecek ekilde XIX. yzyl Osmanl materyalizmi, daha somut olarak Baha Tevfikin materyalist abas zerine younlaarak vermeye alacam. Bunun iin ilk nce, temel-syap ilikisini kuracam, kurgulayacam. Ardndan, Osmanl felsefe tarihi ve bilim tarihi tezleri ile birletirip anlamlandrmaya alacam. Son olarak da XIX. yzyl Osmanl materyalizmi, Baha Tevfikin materyalist aksiyonu zerine dnp daha somut bir ekilde ileyeceim.

77

Marx ve Engels, a.g.e., s. 22.

30

3.1. TEMEL-STYAPI KAVRAMLATIRMASININ KURULMASI


Marx ve Engelsin (1820-1895) temel-styap ilikisi iin syledikleri genel olarak Alman deolojisi adl kitapta olduunu belirtmitik. Bu konuyla ilgili muhakeme, Alman deolojisini merkeze alarak oluturulmutur. lk nce temel-styap ilikisinin muhakemesini yapmak, tezin geri kalan ksmnn nasl bir mantk zerine kurulduunu anlamamz asndan da faydal olacaktr. ster felsefi olsun, ister bilimsel olsun, ister sanayi gibi tamamyla pratik bir alan iaret etsin, tarih boyunca insann iki tr ilikisi vardr. Birincisi insann doa ile olan ilikisidir (insan-doa ilikisi); ikincisi, insann insan (insan-insan ilikisi) ile olan ilikisidir. Burada bahsedilen insan-doa ve insan-insan ilikisi, kurulu bir fiziksel ba ya da temas deil (relationship),birbirini dntren karlkl bir ilikiyi (intercourse) iaret etmektedir. nsann faaliyeti, somut bir ekilde ve maddi olarak, bir ynyle doa ile baka bir ynyle de kendisi ile iliki iindedir; yani bir taraftan doay ve dier taraftan kendisini, baka bir deile insan biimlendirir.78 O halde ilk nce insan doa ile ilikiye girer. nsan neden doa ile ilikiye girer ya da insan-doa ilikisinin zorunlu nedeni nedir? Bu sorunun cevab retmektir; nk insan yaamak iin retmek zorundadr. Yani, doa ile ilikinin belirleyici ve zorunlu nedeni retimdir. nsan-doa ilikisinde bulunan retim gibi zorunlu neden insan-insan ilikisini de beraberinde getirir. Elbette, tam burada insanlarn Tanr, efsane, by, kavram vb. gibi insan-doa ve insan-insan ilikisinin dnda da ilikileri olduu iddia edilebilir. Fakat biz bu ilikileri, materyalizmin gerei olarak, tretilmi ilikiler biiminde gryoruz. Tutarl olabilmek maksadyla, insann Tanr ile olan ilikisinin maddi bir gereklie dayanmadn, insan-doa ve insan-insan ilikisinin dnda, fakat bu ilikiler tarafndan tretilmi oluduunu iddia ediyoruz. Doa ile insanlar arasndaki bu karlkl iliki biimi insanlarn retim yapmak iin zorunlu olarak kurduklar ilk iliki biimidir. Tabiat maddelerini rnlere dntrebilmek iin gerekli olan igc ve maddi unsurlar retici gleri meydana getirir. Yani insan bir taraftan igcn kullanarak ve dier taraftan igcn daha etkin hale getiren retimin maddi unsurlarn kullanarak doa ile ilikiye girer. Bu sebeple retici gler doa ile insan arasndaki ilikinin somut eleridir; bu ilikinin grnen, elle tutulur gereidir. stne stlk, bu ilikiyi bir kere gerekletirmek de yetmez. nk insanlarn yaamlarn en azndan kendi mrleri boyunca srdrebilmeleri gerekir. Yani doa ile kurulan bu iliki en
78

Marx ve Engels, a.g.e., s. 63.

31

az bir insan mr boyunca srekli ve yeniden retilmelidir. Doa ile zorunlu olarak kurulan bu karlkl ilikinin srdrlebilmesi ve yeniden retilebilmesi, insanlar doa iinde kalc ve srekli bir insan-insan ilikisi ierisinde rgtlenmeye gtrr. Dolaysyla, doa ile zorunlu olarak kurulan bu retim ilikisinde insanlarn iki rn vardr: Birincisi, kendi geim aralardr; ikincisi, kendi maddi yaamlardr. nsanlar ilk nce doada bulunan ve yeniden retmeleri gereken kendi geim aralarn retmek zorundadrlar. Aksi takdirde, rettiklerini yeniden retmeden, her seferinde retim yapabilmek iin retimi yeniden kefeden bir canl tr olmalar gerekirdi. kincisi kendi emekleri sonucunda elde ettikleri kendi maddi yaamlarn retmek zorundadrlar. Kendi maddi yaamlarn yeniden retmeselerdi, tr olarak yok olup giderlerdi. Bu sebeple de iki tr rgtlenileri vardr: Birincisi, doa ile ilikili rgtlenme; ikincisi, bireylerin fiziksel rgtlenii. nsanlarn retimi ve rgtlenmesi, bireylerin basite fizik varlklarnn yeniden retimi deildir. Bu insann kendi geim aralarn retmesinin bir yoludur. retim tarzdr. Bireylerin aktivitelerinin belirli bir biimidir. Dolaysyla, bireylerin hayatlarn ifade etmelerinin belirli bir biimidir. Belirli bir yaam tarzdr.79 Daha sonra, retim tarznn yeniden retilmesi gerekir. Aksi takdirde insanlar doa karsnda sadece bir kez rgtlenmeye giderler ve rgtlenmenin elemanlar nesiller boyunca devam etmezse retim tarz da devam etmez. retim tarznn nesiller boyunca devam etmemesi demek, ya her nesil iin retim tarznn bir defaya mahsus yeni batan kurulmas ya da retim tarznn yok olmas demektir. Eer retim tarz her nesil iin yeniden kurulursa insanlk iin ilerleme sz konusu olmaz. nk birikim olmaz. Eer retim tarz yok olursa, insann varl da yok olur. O halde insanlar retim tarzn yeniden retebilmek iin kendi aralarnda da retim tarzn nesiller boyunca garanti altna alacak karlkl bir iliki kurmaldrlar. Yani retim tarznn yeniden retimi, insanlarn arasndaki karlkl ilikinin biimine dayanr. yleyse insanlar kendi aralarnda yle bir karlkl iliki biimi belirlemelidirler ki bu iliki biimi retim tarzn nesiller boyunca srdrebilsin ve garanti altna alabilsin. Yani insan-insan ilikisi, insan-doa ilikisini devam ettirsin. Her retim tarz tarihseldir. Her dnem iin tarihsel olarak belirlenmi retim tarz, toplumun tarihsel olarak belirlenmi bir aamasna denk gelir. Her toplumsal aama retim tarzn ayakta tutan retici glerin toplamdr. Bu toplam, toplumsal durumu belirler.80
79 80

Marx ve Engels, a.g.e., s. 39. Marx ve Engels, a.g.e., s. 54.

32

retici g ile karlkl iliki tarz arasndaki ba, karlkl iliki tarz ile bireylerin eylemi ya da faaliyeti arasndaki badr. Bu faaliyetin temel biimi, doal olarak btn teki entelektel, siyasal, dinsel, sanatsal, bilimsel vb. biimlerin, yani styapnn, bal olduklar maddi biimdir. Sonu olarak bu tezin de temasn oluturan temel-styap kavramlatrmas aadaki ekilde ortaya konmu olur: 1. Temel, en geni anlamyla retim tarzna dayanr. retim tarz, retici gler ile retim ilikilerinin birliidir. retici gler, doa (insanlam doa=nesneler), igc (emekiler, reticiler) ve retim aralardr. retim ilikileri, maddi mallarn retim, deiim, dalm ve tketimi srecinde insanlar arasnda ortaya kan ilikilerdir; genel olarak mlkiyet ilikileridir. retim tarzn temel olarak almamzn sebebi insanlarn zorunlu olarak doa ile kurduu retim ilikisini, toplumsal yapnn ve dier toplumsal biimlerin merkezine koymak iindir. retim tarz iktisat demek deildir. ktisat sadece retim tarznn belirtilerini en iyi izleyebildiimiz bilim dallarndan biridir, daha fazlas deil... 2. styap retim tarz tarafndan, baka bir deyile temel tarafndan belirlenir. styap, zihinsel, dnsel, sanatsal, vb. (by, efsane, din, bilim, sanat, felsefe gibi) biimlere dayanr. Tm bu styap geleri retim tarzn devam ettirecek sosyal rgtlenmenin aralardr. Bunlar insann doa ile olan ilikisini etkilerler, ama belirlemezler; temel tarafndan belirlenir, biimlendirilir ve temeli de bir kabuk gibi sarp, etkilerler. 3. Bir toplumun sosyal formasyonu temel ile styapnn karmak birliidir. Yani toplumsal formasyon, retim tarz ile bu retim tarznn oluturduu styaplardan (yasalar, devlet, bilim, felsefe, sanat vb.) olumaktadr. Benim iddiam, felsefe tarihini ve bilim tarihini yukarda aka ortaya konmu olan temel-styap kavramlatrmas ile materyalist tarih teorisini kullanarak aklamak olduundan, birbirini izleyen tarihsel dnemler boyunca, ilerleme, devrim, gelime olarak adlandrlan olgular da retim tarz ve sosyal formasyonda gerekleen deiimle aklanacan dnyorum. Toplum insann doa ile ilikisinden balayp, insann insan ile olan ilikisine ve oradan insann zihinsel tm varlklarnn ilikisine kadar uzanan bir btndr. nsani varlklarn tm, birbirini izleyen tarihsel dnemler boyunca, temelin (retim tarznn) belirleyici nedensellii altndadr. Baka bir deyile, farkl tarihsel dnemler farkllklarn ve dier insani varlklar iin belirleyici nedenselliklerini, dnemlerine ait farkl retim tarzndan ve bu retim tarzna dayal farkl ve karmak 33

sosyal formasyonundan alrlar. Marxn da baka bir yerde belirttii gibi insanlar kendi tarihlerini kendileri yapalar, ama kendi keyiflerine gre, kendi setikleri koullar iinde yapmazlar, dorudan veri olan ve gemiten kalan koular iinde yaparlar.81 Dolaysyla tarihin devindirici gc retim tarznda oluan deiimler ve devrimlerdir. Felsefe tarihinin ya da bilim tarihinin ska vurgulad gibi eletiri deildir.82 dealist tarih anlay, felsefe, din, sanat, bilim gibi tarih d bir lek kullanr83; yeryzstdr84; insan doa ilikisini dlar, doa kartlna dayanr ve bu kartlktan devlet, hanedan, din ve teorik sava anlalr85. Materyalist tarih anlay ise maddi bir sonu gerektirir.86 Sonu olarak, bu altblm kapatrken, Marxn temel-styap ilikisi zerine yazd ksa ve anlaml bir pasaj verelim:
"Toplumsal ilikilerini maddi retkenliklerine uygun olarak kuran ayn insanlar, toplumsal ilikilerine uygun olarak da, ilkeler, dnceler ve kategoriler retirler. Bu dnceler, bu kategoriler, bylece tpk ifade ettikleri ilikiler gibi, lmldrler. Bunlar tarihsel ve geici rnlerdir. retici glerde, srekli byme; toplumsal ilikilerde, srekli yokolma; dncelerde, srekli oluma hareketi vardr..."87

3.2.

TEMEL-STYAPI

LKSNN

BLM

TARH

YAZININDAK

YORUMU
Temel-styap ilikisi u imdiye kadar yaptm okumalardan kardm sonuca gre felsefe tarihi ve bilim tarihi yaznnda kullanlmamtr. Kullananlarda genel olarak beylik szlk anlamlarndan dar kmamlardr. Szlk anlamlarn ortaya koymular fakat daha tesine geerek bir felsefe tarihi ya da bilim tarihi dnemini temel-styap ilikisi ile aklama zahmetine girimemilerdir. Bu konuda sylenen temel fikirleri ve kar

81

Karl Marx, Louis Bonaparte'n 18. Brumaire'i, Franszca'dan ev: Sevim Belli, 1. Bask, Sol Yaynlar, Marx ve Engels, a.g.e., s. 68. Marx ve Engels, a.g.e., s. 69. Marx ve Engels, a.g.e., s. 69. Marx ve Engels, a.g.e., s. 69. Marx ve Engels, a.g.e., s. 68. Marx, Felsefenin Sefaleti, s.109.

Ankara 1976, s. 13.


82 83 84 85 86 87

34

duruu George Sartonun bilim tarihine yaklamn veren aadaki uzun alntda bulabiliriz:
Bilim adamlarn teker teker incelemek ve onlarn faaliyetlerini ahsi kklerini bulmaya almak yerine, bir kimse, onlar bir sosyal grubun yesi olarak grebilir ve onlara yneltilmi olan sosyal basklar aratrabilir. Resmi Sovyet felsefesi olan dialektik materyalizme (Dou Avrupada sylendii ekliyle diamata) gre bilim, ayet sosyal nedenlerle dlanmamsa her eyden nce sosyal ve ekonomik koullarla izah edilebilir. Bilim, bir sosyal bolukta gelimedii ve bilim adamlar, devletin veya iverenin pek ok ekilde istismar ettii ve hor grd vatandalar olduu iin, bu tip aklamalarda doru bir taraf vardr. Her bilim adam, iini yapmak iin bir para yiyecee ve dier konforlara ihtiya duyar; eer silah altna alnr ve savata lrse, faaliyetleri sona erer; eer bir fiziki veya bir astronom ise, frsatlar, kabul edilmi olduu laboratuvara (deneyevine) veya gzlemevine bal olacak ve hrriyeti, idarecilerin ya da alma arkadalarnn iyi ruhunu tamamen denetleyemez; engellenebilir veya dizginlenebilir, fakat bilimsel dnceleri, sosyal faktrler tarafndan belirlenemez. Namuslu bilim adamlar, sk sk maddi menfaatlerine zararl olan faaliyetlerde bulunmulardr. Bilim tarihileri, toplumun muhtelif snflarn ve mstesna insanlarn psikolojisini anlamakta bize yardmc olan bu tip uyumazlklar mmkn olduu kadar dikkatli bir ekilde tasvir etmelidirler.88 Diyalektik materyalizm etkisi altnda, bilim tarihinin, ncelikle sosyal ve ekonomik terimlerle aklanmas gerektii inanc yaylmtr. Bu dnce bana tamamen yanl grnyor. Ben size yeni bir ikili ayrm sunuyorum. Dnyada, i yapanlar ve hayranlar olarak adlandrabileceimiz iki tip insan vardr. yapanlar terimi, aalayc bir terim deildir; iyi i yapanlar ve kt i yapanlar vardr ve bunlar en dk sosyal seviyeden en ykseine kadar her yerde bulunur. Krallar ve imparatorlarn ounluu, papalar gibi i yapanlardand. Bu adamlarn tm onlara smarlanan ilerin hepsini yerine getirmilerdir; farkl ileri, hatta ok farkl ileri yapabilirlerdi ve genellikle de yapmlardr. Halbuki hayran kitleri, kendi kendilerine yklemi olduklar grevleri yapmaya can atan ve bunun dnda baka bir ey yapamayan kimselerdir. Bu terimin onaylanmas gerekli deildir; bu hayran kitlesinin iyileri olduu gibi ktleri de vardr; bazlar hayal iindedirler; kendilerini kandrdklar gibi komularn da kandrrlar; bazlar da gerek birer yaratcdr. Sanat ve din alanndaki yaratclarn ou ve bilim alanndakilerin de bir ksm bu hayranlardan kmtr. imdi ekonomik koullar, ileri ve i yapanlar ok derinden etkileyebilir; fakat hayran kitleri zerindeki etkisi azdr. Hayranlar, yaamn temel ihtiyalarn inkr etmezler; fakat bu ihtiyalar mtevaz bir biimde tatmin edilir edilmez, yalnz kendi ilerini grevlerini yreni getirirler; bunun dnda hibir eye aldr etmezler. Gerekten de i yapanlar, ilerin dzenli bir biimde srmesini salayan, geleneklerin ve yntemlerin yapclar, adalet ve ahlakn savunuculardr. yapanlar, her eyi kaos iinde yozlatrmadan, rutin almay yapan kiilerdir; ancak hayran kitlesine girenler, genellikle airler, sanatlar, azizler, bilim adamlar, mucitler, kaiflerdir. Onlar deiimin ve geliimin temel aralardr; anlar gerek yaratclar ve sorun karclardr. Hayran kitlesi dnyann tuzudur; fakat insan sadece tuzla yaamamaz.

88

Sarton, a.g.e., s. 31.

35

Bu kitapta canl bilimin sosyal zeminini anmsatmak iin yaanan aclar ele alnmtr; fakat bilimin geliimini anlalmaz terimlerle aklama teebbsnde bulunulmamtr; nk byle bir aklama, yalnzca i yapanlara, birka hayrana ve belirledii yoldan ayrlmayan Sokrates gibi lgn kimselere uygun der. Bu kitap insan ruhunun geliimini, kendi doal zemininde gstermeye almaktadr. nsan ruhu, her zaman iin bu zeminden etkilenmitir; fakat yine de esizlii ve btnl nedeniyle kendi kendine benzer. Bir lahana, u veya bu ortamda, iyi veya kt yetiebilir; fakat onun lahana olma zellii baka bir yerde deil kendi iindedir. Eer bu sradan bir lahana iin doruysa, bir dahi iin ok daha dorudur. Ancak insanlarn dnceleri tamamen zgr ve orijinal deildir; bu dnceler biraraya gelir ve gelenekler dediimiz altn zincirleri oluturur. Bu zincirler ok deerlidirler; fakat bazen utan verici ve tehlikeli olabilirler; en iyi dnemlerde, bunlar boynumuza takmaktan sevin ve gurur duyduumuz parlak altn zincirlere benzerler; ancak bazen de krmadan kurtulamayacamz demir gibi ar prangalara dnrler. Genellikle de byle olmutur ve byle olduu zaman bunun anlatlmas gerekir. Bu hikayeler, dnce tarihinin blmleridir; fakat ayn zamanda sosyal tarihin de nemli paralardr.89

Bu uzun alnty satr aralaryla birlikte dikkatlice okumak ve eletirmek gerekir. lk nce, Sartonn bilim tarihi grnden balamak uygun olur. Sarton, bilim tarihini, bilim adamlarn teker teker inceleyen ve faaliyetlerinin ahsi kklerini bulmaya alan bir alan olarak tanmlyor. Elbette bu kendisinin ya da kendi dneminin grdr. Bu gr, bu tezin banda ortaya konan dnr dnrden, bilim adamn bilim adamndan, dnceyi dnceden, bilgiyi bilgiden dourtan grn farkl bir ekilde ifade edilmi halidir. dealist bir tarih anlayna dayanmaktadr. Yukarda da belirtildii gibi maddi bir temeli yoktur, dnceler aras ilikiler maddi bir ekilde deil, yazann grmek istedii trden manevi bir ekilde kurulmutur. Sarton, diyalektik materyalizmin tarih grnn, bilim tarihi alanndaki anlayn u ekilde belirtiyor: 1. Bilim adamlarn sosyal bir grubun yesi olarak grmek, 2. Bilim adamlarn sosyal basklarn rn olarak almak, 3. Bilim tarihini ekonomik koullarla izah etmek, 4. Bilim adamlarn sosyal koullarla aklamak, 5. Bilim adamlarnn maddi menfaatlerinin belirleyicilii ile aklamak. Bu maddeler, diyalektik materyalizme ne kadar s bakldnn en byk kantdr. Sartonn burada aklamaya alt ey, diyalektik materyalizm deil, diyalektik
89

Sarton, a.g.e., s. 130-131.

36

materyalizmin Sovyet versiyonudur. Elbette diyalektik materyalizmin Sovyet versiyonu Marxn ortaya koyduu dncelerden ok fakldr ve sdr. Fakat Sartonun birinci elden kaynaklar dikkate almadan, Sovyet versiyonu diyalektik materyalizmle yetinmesi doru deildir. Temel-styap ilikisi bir bilim adamn sadece sosyal bir grubun yesi yapmaz; bilim adamn sadece ekonomik ve sosyal koullarn belirlediini iddia etmez; bilim adamn sadece maddi menfaatlerinin bir rn haline getirmez. Diyalektik materyalizm, felsefe tarihini ve bilim tarihini, insanlarn zorunlu olarak doa ile olan ilikilerinden doan retim tarz ile retim tarznn yeniden retilmesi iin insanlarn insanlarla olan ilikileri ile, yani daha ksa deyile temelin, belirleyici nedensellii altnda ele alr. Bu sadece iktisadi ya da sosyal bir durumdan ve maddi menfaatten te bir eydir. Bunlarn tmn kapsayan, fakat sadece bunlarn birine ya da ikisine indirgenemeyen bir gerekliktir. Sartonun diyalektik materyalizme kar ynelttii eletiriler ise unlandr: 1. Bilim adamlar sk sk maddi menfaatlerine kar eyler yapmlardr. 2. Bilim adamlar psikolojilerinin belirleyici nedensellii altndadr. 3. Bilim adamlar toplumun hayranlk duyduu insanlardr. Bu hayranlk duyulan insanlar, ekonomik ve sosyal durumlardan belirleyici ekilde etkilenmezler. Onlar her trl artlar altnda bilim yapmaya devam ederler. 4. nsan ruhu kendi doal zemininden etkilense de tpk bir lahana gibi kendi kendine benzer. Bir dnr ya da bilim adam kendi zemininden ok ey almtr, ama onu krarak ilerlemesini de bilmitir. Her eyden nce bilim tarihi yazmak, bilim adamlarnn tarihini yazmak deildir. Bilim tarihisi bilimsel an yazar deildir, monografi yazar da deildir; stne stlk biyografi yazar da deildir. kincisi, hayranlk duyulan dnrler ve bilim adamlar toplumlarnn ekonomik ve sosyal koullarndan etkilenmemi olabilirler. Ama onlar retim tarznn ve daha da btnsel olarak ele alrsak sosyal formasyonun belirleyicilii altndadrlar. Aksi takdirde, yaklak 500 bin yldr dnya zerinde bulunan ve ayn beyne sahip olan homo sapiensin ekonomik ve sosyal koullarn hi birinden etkilenmeden tarih sahnesine kar kmaz felsefenin ve bilimin sonuna kadar gitmesi gerekirdi. Ne yazk ki yle olmad; bugn de yle olmuyor. 500 bin yllk homo sapiens farkl tarihsel dnemler boyunca retim tarzlarn ve sosyal formasyonlarn deitirerek bugnk doal, toplumsal, zihinsel vb. gelimilik dzeyine ulat. ncs, Sarton, insann tpk bir lahana gibi kendine benzediini, lahanann kendine ait zelliklerini kendisinin belirlemesi

37

gibi, insannda kendi zelliklerini kendisinin belirlediini sylyor. Elbette, bunu filozoflar ve bilim adamlar iin zellikle belirtiyor. Yani, bir filozofu veya bir bilim adamn belirleyen eyin kendi iinden geldiini ve evresel koullarn onu belirlemediini sylemeye alyor. Marx, baln z sudur, su kirlenince baln z olmaktan kar90 diyor. Baka bir deile, balk, balk olma zelliini suyundan alr. Eer suyunu kirletirseniz, balk lr, yaamaz, balk olmaktan kar. Sadece zihnimizde bir an olarak kalr. Dolaysyla Sartonn bahsettii ekilde varlklar kendi zelliklerini kendilerinden almazlar, evrelerinin ya da kendi oluturan maddi koullarn belirleyicilikleri altndadrlar. Elbette bir filozof ve dnr iinde ayn ey geerlidir. Burada nemli olan ey, bu kiileri belirleyen nedenlere bakabilmektir. Yoksa belirlesin belirlemesin ayrm yapmadan tm evre koullar iin ayn eyi sylemek mmkn deildir. Sonuta temel-styap ilikisi, anlald kadaryla oklukla bu ilikinin Sovyet versiyonu, felsefe tarihinde ve bilim tarihinde kabul grmemitir. Bu anlaya gre, felsefe ve bilim, sradan maddi tarihin zerinde bir yerdedirler. Toplumsal faktrlerden etkilenmektedirler; fakat onlar tarafndan belirlenemezler. stne stlk belirleyicilik felsefenin ve bilimin kendi iinden gelmektedir. Belirleyici eler bunalmlardr; zlmemi sorulardr; cevab bulunamam gzlemlerdir; sra d olgulardr; aklanamayan eylerdir... Yani felsefe ve bilim belirleyici olarak kendi iinden geliir; kendi dndan da etkilenir. Dolaysyla felsefe tarihinin ve bilim tarihinin temel-styap yaklamyla, materyalist tarih teorisine gre aklanmas pek tutulan bir yol olmamtr; bu yolun da her zaman eksik ve yanl olduu da sylenmitir. rnekler oktur. Bunlarn bir tanesini incelemek yeter. rnein, Rupert Hall, adn Bilimde Devrim olarak evireceimiz kitabnda bilim tarihine Marksist yaklamn doru kabul edilemeyeceini, nk bilimsel ihtiyalarn sanld gibi sanayi ve ticaret merkezli olmadn iddia eder91. Bir kere, bilim tarihinin Markist yorumu, bilimin sanayi ve ticaret merkezli aklamas deildir. Sanayi ve ticaret merkezli bilim tarihi anlay, devinimini sanayiden ve ticaretten alan bilim tarihi anlay demektir ki, bunun Marxn syledikleri ile hibir ilgisi yoktur. Zaten sanayi ve ticaret, Marxta, sadece belirli tarihsel dnemlerin toplumsal iktisadi faaliyetleri olarak dururlar; retim tarzna gre bazen n plana karlar ve bazen de arkada dururlar. Marx sanayi ve ticaretin saf doa bilimlerine amacn

90 91

Marx ve Engels, a.g.e., s. 74. Hall, a.g.e., s. 23.

38

verdiini ve materyali saladn sylyor.92 Ama felsefeyi ya da bilimi dorudan sanayi ve ticarete hibir zaman balamyor. Tabi bu acayip ve ne olduu zerine her zaman tartlan ve bir sonuca asla varlamayan gncel bilim tarihi anlaynn deiimleri, evrimleri, devrimleri aklarken ald tutum da bir acayip oluyor: rnein, Hall, kitabnn baka bir yerinde, bilimde devrimleri kabul etmektedir: Ona gre bilimsel devrimler, yeni fenomenlerin eski fenomenleri geleneksellemi yerlerinden ya da pozisyonlarndan karmasdr. Yer deitirme, ya bir doa ideas ve alternatifi arasnda ya da bir dnya gr ve alternatifi arasnda olur. Ayrca bilimsel devrimler btnsel deildirler; ksmidirler.93 Bu ksa zet bize ite bu garip tarih anlaynn ksa bir aklamasn vermektedir. Hall, bilimsel devrimleri sadece dnsel planda ele almaktadr; devrimleri basite fenomenlerin yer deitirmesi olarak tasarmlamaktadr. Hlbuki dnceler maddeler tarafndan belirlenirler. Hibir maddi deiim olmadan, sadece kafalarda tasarmlanan bilimsel bir devrim sz konusu olamaz. Okuyucularnn nasl olacak da bu fenomenler birbiri yerlerine geecekler? gibi bir soru soracan dnerek, Hall, ayn kitabn ikinci blmnde, bilimsel devrimlerin nedenleri zerine tartrken de iki tez ortaya atar: Birincisi, Ona gre, deiim ilk nce toplumda balar. Sonra bilimsel alana geer. Yani bir bilimsel devrimin n koulu toplumda deiim olmasdr. kincisi, bilimde, dinde ve felsefede ve dnya grnde deitirici bir bilimsel inadn olmasdr. Bylece bilimsel bir devrimin deerlendirilmesi toplumdaki deiim ve kabullerin, bireylerdeki entelektel deiimlerin ve hassas sosyal irdelemelerin analizleri sonucunda ortaya konmaldr.94 Elbette Hall, burada ok daha geree yaklayor; bilimsel deiimlerin toplumsal deiimlerden sonra olduunu ve ilkin toplumsal deiimin olmas gerektiini sylyor. Ama bu seferde toplumsal deiimin ne olduunu net bir ekilde ifade etmiyor. Bu konuyu fazla irdelemiyor. Hall bilimsel devrimlerin nedenlerini en sonunda u ekilde zetliyor: 1. Entelektel insanlar daha eitimli hale gelmitir. 2. Avrupa dier uygarlklardan daha entelekteldir.

92 93 94

Marx ve Engels, a.g.e., s. 51. Hall, a.g.e., s. 3. Hall, a.g.e., s. 21.

39

3. Bilim niversitelere tanmtr. Bilime niversitelerde zgrlk ve renme eitlilii salanmtr. 4. nermelerin kantlanmasna nem veren, eletiren, tartan, teolojiden arnm, renen bir kast yaratlmtr. 5. Din hari her trl konunun ele alnd zgrlk ortam salanmtr. 6. Skolastizm, Grek kaynaklara inildike gerek dnyann test edilen nermelerine ihtiya duymutur.95 Bu basit zetten de anlaldna gre, Hallun bilimsel deimenin aktrlerini, (1) daha entelektel ve daha eitimli insanlar, (2) zgr ve bilime dkn renen kast ve (3) zgr niversiteler olarak belirlediini gryoruz. Elbette bunlar toplumun ok kk bir kesimidir. Bu kk kesimin bilimsel devrimlerin toplumsal nkoullar olarak nasl kabul edildii anlalamaz. nk ad geen aktrlerin tm, toplumun bilimle beraber materyal temelleri tarafndan retilirler ve deitirilirler. Tabi burada Hall eitimcilerin de eitilmesi gerektiini unutuyor. Elbette bunlar tarihi, insan aklnn bir rn olarak gren idealist tarih anlayn destekleyen grlerdir. kincisi, bilimsel devrimleri iddia ettii toplumsal bir nvarsaymla deil, bilimin iinden kan kavramlarla aklamaya alr. Zaten Hallun bilimden kastettii ey de renim grm insanlarn yazlarnn ve faaliyetlerinin bilgisidir96. Yani renim grmemi, bilimsel yazlar yazamam, bilim adna hibir faaliyet yapmam insanlar bilim tarihinin iinde yer alamaz. Bu dnceye gre bilim tarihi toplumun kk bir kesimini ele alr. Fakat bu kk kesimin yeniden retilmesi iin materyal temelleri oluturan byk kesim dikkate alnmaz. stelik kitabn banda da bilim tarihinde ancak toplumsal deiimin bilimsel deiime sebep olabilecei tezi de sylendii halde Sonu olarak literatrde, materyalist tarih anlay, bilim tarihi (biz felsefe tarihini de katabiliriz) iin kullanlmamtr. Kullanlmamas bir yana, ilk elden kaynaklar okunup, yorum yapma zahmetinde bile bulunulmamtr. Szlk anlamlar ile yaplan yorumlarsa aklama inadndan yoksun, teorisiz ve s bir bakla ele alnmtr.

95 96

Hall, a.g.e., s. 36-37. Hall, a.g.e., s. 1.

40

3.3. OSMANLI TOPLUMU N TEMEL-STYAPI KAVRAMLATIRMASI


Materyalist tarih anlayn kullanmak ve felsefeyi, bilimi styap eleri olarak aklayabilmek iin Osmanl toplumunun temelini yani retim tarzn saptayarak ie balamak gerekmektedir. Yalnz temel-styap ilikisi iinde Osmanl felsefesi ve bilimi hakknda yorumlarda bulunmadan nce, temel olarak alnmas gereken retim tarz kavram ve bu retim tarz zerine ykselen sosyal formasyon kavramlarnn kullanllar ve tarihi zerinde biraz daha durmak gerekir. nk hem bu tr kavramlarn, ierikleri ve balamlaryla birlikte nasl kullanldn, tarihsel olarak nasl ele alndklarn hem de bizim aklamalarmzn nasl bir konumda olduunu gstermek asndan faydal olacaktr. Modernleme kavram, zellikle, II. Dnya Savandan sonra daha ok kulanlmaya balanmtr. Elbette bu kavramn, Bat dncesi iinde ok gerilere kadar gtrlse de, toplum ile toplumu ilgilendiren gelime, ilerleme, muassrlama, kalknma gibi kavramlarla yapt evliliklerin pratik bir ekilde kullanlmas ancak II. Dnya Sava sonrasna rastlamaktadr. Bu dnemlerde, modernleme, gelime ekonomisinin ana kavram, ikilik de modernlemenin altnda yatan temel tez olmutur97. Modernleme ad gerei modernlie doru gitmektir. Bu gidiin k noktas geleneksel toplumdur. nk ancak geleneksel toplum modernlemeye doru evrilebilir. Bu sebeple modernleen merkez ile geleneksel olarak kalm evre formasyonlar arasnda ikilikoluur. Bu okula gre, bu ikili yap, birbirinin yannda duran kardeler olarak ele alnmazlar; bunlar toplumsal yapnn atan iki kutbunu olutururlar. Modernleen merkez, ilerici, dinamik, deimeye hazrken; geleneksel evre, gerici, durgun ve statkocudur.98 1960larda Modernleme Okulu, Bamllk Okulu tarafndan eletirilmeye

balanmtr. Bamllk Okuluna gre, Modernleme Okulunun altnda yatan ikicilik kuram tarihsel deildir. Toplumu kutuplara ayrmakta ve ayrd kutuplarn tarihlerini hie saymaktadr. Oysa Bamllk Okuluna gre toplum kutuplara ayrlamaz; modern ve geleneksel olan birbirine baldr, birbirini gerektirmektedir, ancak bir arada bulunarak bir toplumun yapsn oluturmaktadr. Modernleme, ayrd kutuplar arasnda basit karlkl ilikiler kurmaya almaktadr. Oysa toplumsal yapnn eleri arasnda modernlemenin
97

H. aatay Keskinok ve Melih Ersoy (Der.), retim Tarzlarnn Eklemlenmesi zerine, 1. Bask, Birey ve Keskinok ve Ersoy, a.g.e., s. 2.

Toplum, Ankara 1984, s. 1.


98

41

belirttii tarzda basit ilikiler yoktur. rnein, bamllk kuramna gre, azgelimilik, gelimiliin bir fonksiyonu olarak ortaya kmakta, gelimi olanlar varolularn ancak azgelimi olanlarla salayabilmektedirler.99 1970lerde ise hem Modernleme Okulunun ve hem de Bamllk Okulunun eletirisi eklemlenme kavramnn temel tezini oluturduu Eklemlenme Okulu tarafndan yaplmtr. Eklemlenme Okulunun yaklam, modernleme ve bamllk kavramlar gibi ilk bata olgusal veriye dayanmyordu. Yani, bu okullarla arasnda epistemolojik bir fark vard. Eklemlenme Okulu, retim tarz, sosyal formasyon, retici gler, retim ilikileri gibi kavramlar kullanmakta ve daha ilk bata teorik erevesini kurmaktadr. Eklemlenme Okulu, teorik yaklamnn yan sra, tamamyla tarihseldi. Toplumsal yapy bir btn olarak grmekte ve bu yapy oluturan tm unsurlarn da tarihlerini bu btnlk iinde ama kendi karmaklklaryla ele almaya almaktayd. Dolaysyla, karmak ve farkllam yaplar da gz ard etmeden tarihin konusu haline getirmekteydi. ie gemi toplumsal yapnn tm dinamikleri zerine dnmekteydi.100 Anlalan o ki, temel ve styap arasnda kurulacak bir ilikinin temel tarafndaki ayan oluturan retim tarz kavramnn kullanmndan nce, Modernleme ve Bamllk Okullarnn kavramlar kullanlmtr. Modernleme Okulunun Spencerin tarih anlayna daha yakn olduunu syleyebiliriz. zellikle Osmanl felsefesinin ve biliminin XIX. yzyldaki durumunu tasvir etmeye alan felsefe ve bilim tarihileri, Spencerin tarih anlayna uygun bir gelime izgisinin varlna inanmaktadrlar. Bu sebeple gelimenin merkezine modernleme kavramn koymaktadrlar. Modernleme kavram ise temelinde biraz nce de bahsedildii gibi ikici bir teoriyi gerektirmektedir. lericiler-gericiler, laiklerantilaikler, sultanclar-halklar ve daha niceleri gibi kutuplar oluturulmakta; ama tm bu kutuplar akll Osmanl yneticisi, aydn, eliti, mnevveri, askeri, entelekteli vb. ile aklsz halk, sr, reaya kutuplar arasnda yitip gitmektedir. Osmanl toplumunun ne olduu konusunda drt tip farkl yaklam olduunu syleyebiliriz. Birincisi Stalinizmin kaln izgilerle formle ettii ve Batl tarihilerin ska kullandklar klasik toplumsal geliim emasn srasyla ilkel komnal klecifeodal kapitalist sosyal formasyonlar gibi standart hale getirip, bu emann dnda kalan Asya toplumlarnn tm de ne olduu ok da aka belirtilmeyen Asya Tipi retim Tarz
99

Keskinok ve Ersoy, a.g.e., ss. 7-8. Keskinok ve Ersoy, a.g.e., ss. 10-18.

100

42

(ATT) ile aklamaya almaktr. Yani Batllarn da dayatt ilk yaklam ATT olarak ksaltlan Asya Tipi retim Tarz anlamna gelen yaklamdr. Fakat Dou toplumlar dnldnde sadece tek bir tip ATTden bahsedilemez. Zaten genel olarak Asya toplumlar ilkel komnal toplumun retim tarzndan hara (tribter) retim tarzna gemilerdir.101 Yani Osmanl toplumu ATT ile aklanabilecek bir toplum deildir. Batllarn dayatt anlamda ATT olarak belirlenmeye allan retim tarznn anlamszl ve yetersizlii ortaya knca, Osmanlnn retim tarznn feodal retim tarz olduu iddia edilmitir. Esasnda feodal retim tarz, Osmanl toplumu dnldnde haraca dayal retim tarznn periferisinin bir zellii olarak ortaya kmaktadr. Yani Asya toplumlar iin genel bir durum deil, daha doru bir anlatmla zel bir durum, bir istisnadr.102 Bu sebeple, Osmanl toplumu feodal bir toplum da deildir. nc olarak ve ska kullanlan baka bir yaklam Osmanl toplumunun kendine has bir zellii olduu, kendine zg olduu ve baka hibir topluma benzemediidir. Genel olarak, Osmanl felsefesi ve bilimiyle uraanlarn da paylatklar kan budur. Elbette, bir toplum baka bir topluma tam olarak benzeyemez. Fakat bilimin yapt ey,bir toplumun kendine zg farkl taraflarn vurgulamann yan sra, en azndan kendi trne ait ortak taraflar gstererek bunlar yasalatrmaktr. Aynen psikolojide olduu gibi bireyler birbirinden farkl olabilir, ama bir tr olarak insann psikolojisi genelletirilebilen ve zerine bilim yaplabilen bir alandr. Yani Osmanl toplumu kendine has, nevi ahsna mnhasr, yeryznde baka hibir yerde bulunmayan bir toplum olsada, bunu toplumun kendisinde deil, kendisi gibi olan toplumlarn trnde aramak daha uygun olur.103 Drdnc ve bu tezin de benimseyip gelitirmeye alt yaklam, Osmanl toplumsal formasyonunu hara (tribter, haraca dayal) olarak ele alan yaklamdr. Osmanl toplumunun tarihi boyunca tek bir retim tarzndan bahsetmek doru olmayabilir. Fakat en azndan Fatih Sultan Mehmet ile balayan imparatorluk dneminden ke kadar uzanan zaman diliminde Osmanl toplumunun baskn retim tarznn, ayn Dou toplumlarnda olduu gibi, topraa dayal tribter (hara, haraca dayal) retim tarz olduunu syleyebiliriz104. Yani, Osmanl toplumunun sosyal formasyonu da haraca dayal

101 102 103 104

Fikret Bakaya, Yediyz, 1. Bask, topya Yaynevi, Ankara 1999, s. 69. Bakaya, a.g.e., s. 68. Bakaya, a.g.e., s. 68. Bakaya, a.g.e., ss. 64-91, 98-142.

43

bir sosyal formasyondur. Sonu olarak, Osmanl felsefesini ve bilimini anlamann baka bir yolu materyalist tarih teorisiyle, Osmanl toplum dzenini anlamaktan geiyorsa, haraca dayal retim tarznn Osmanl toplumunu nasl biimlendirdiini aklamak, felsefesini ve bilimini de bu temelin zerine oturtmak gerekir. Daha nce yukarda da akladmz zere, insann iki tr ilikisi vardr. Elbette bu Osmanl toplumundaki insanlar iin de geerlidir. nsann ilk trden ilikisi doa ile kurduu ilikidir ve bu iliki zorunlu olarak doa ile kurulan zorunlu retim ilikisi eklinde anlalmaldr. Yani retim, doa ile kurulan ilikinin belirleyici ve zorunlu esi olarak durmaktadr. Osmanl toplumunun ve insannn doa ile kurduu zorunlu ve belirleyici iliki, toprak ile kurulan retim ilikisidir. nsanlar topraa balayan, onlar toprakla zorunlu bir retim ilikisi iine sokan bir ilikidir. Yani hakim retim ilikisi toprakla kurulmaktadr. Lonca dnda retim yapmann yasak olduu ve savunma-sava durumu ile eklemlenmi
105

halde

bulunan

sanayinin

de

Osmanl

toplumunda

bulunduu

bilinmektedir.

Fakat sanayi retiminin Osmanl toplumunun formasyonunu belirleyecek

dzeyde devindirici bir gc, snfsal bir pozisyonu bulunmamaktadr. Bir toplumun varolu koullarndan bir tanesinin bir kerelie mahsus retim yapmak olmad, nesiller boyunca doa ile kurulan retim ilikisinin devam ettirilmesi gerektiini sylemitik. Bu sebeple Osmanl sosyal formasyonunda haraca dayal retim tarznn yeniden retiminin hangi mekanizma ile gerekletiini sylememiz gerekmektedir. Hakim retim ilikisinin toprak ile kurulduunu biliyoruz. Bu sebeple toprakla kurulmu olan bu insan-doa ilikisinin devam ettirilmesi ve nesiller boyunca srdrlebilmesi iin gerekli unsurlardan bir tanesi ve en nemlisi, toprakta zel mlkiyetin olmaydr. Bu ayn zamanda Dounun haraca dayal toplumsal formasyonlarnda da grlen ortak bir zelliktir. Hem toprakta zel mlkiyetin olmay ve hem de yaratlan art rnn devlet dnda tasarruf edilememesi sonucu, alternatif iktidar merkezi olabilecek zel mlk sahibi de olunamad gibi, tekne kaznts toprak da terk edilemez106. Bu, topra ileyen ve hakim retim ilikisinin gbeinde bulunan kyl snfnn basit yeniden retim yapmas, yaamn da srekli bir biimde toprak zerinden salayarak topraktan kopmamasn gerekletirmitir. Sosyal artk, geniletilmi yeniden retime deil, merkezi

105 106

Bakaya, a.g.e., ss. 120-121. Bakaya, a.g.e., s. 88.

44

ynetim aygtna ve lks harcamaya aktarlmaktadr.107 Sonu olarak haraca dayal retim tarznda retim aralarnda zel mlkiyet yoktur. nk zel mlk sahibi olmak, merkezi otoriteye kar iktidar mercilerinin olumasn salayacak ve merkeze toplanan art rnn azalmas ynnde sorunlar karacaktr. Osmanl toplumunda bulunan haraca dayal retim tarznn baka bir zellii, artn merkezilemesi zerine kuruludur.108 Gerek retim yapan kyl ve lonca snfn basit yeniden retime zorlayacak ve gerekse hara devlet snfnn veya ynetici politik snfn varoluunu devam ettirecek en byk unsur art rnn merkeze toplanmasdr. Merkeze toplanan art rnn yine merkezden datlmas da baka bir sorundur. Bu sorunla ba edebilmek iin gerekli dzenleme, Osmanl toplumunda siyasi merkezileme ile salanmatr. Siyaset hem art rnn merkeze toplanmas ve hem de merkeze toplanan art rnn yeniden datm iin en nemli aygttr. Dolaysyla haraca dayal Osmanl pre-kapitalist toplumsal formasyonunda siyasetin belirleyicilii aklanm olur. Dolaysyla Osmanl toplumsal dzeninin belirleyici kertesi, ekonomi, ahlak, bilim, felsefe, akl, ideoloji, din ve benzerleri deil, pre-kapitalist sosyal formasyonlarda grld gibi siyasettir.109 Osmanl toplumunda art rn iki kaynaktan elde edilip merkeziletirilmektedir. Art rnn birinci kayna reaya haracdr. kinci kaynak ise ganimet-sava ideolojisiyle elde edilen yamadr.110 hara, retim tarz haraca dayal bir topluma yeterli kayna oluturmaz. nk devlet aygtnn art rn kaypsz olarak toplayabilmesi iin srekli bymesi gerekmektedir. Ynetici politik snf kendini yeniden retebilmek iin devlet aygtn srekli geniletmek, memurunu artrmak durumundadr. Aksi halde art rn merkeziletirmek iin gerekli organlardan yoksun kalacak, art rnn merkezilememesi sonucunda da kendi varl tehlikeye girecektir. Bu sebeple, her zaman iin i haracn yannda d haracn da sava, ganimet ve yama yoluyla elde edilmesi gerekmektedir. Art rnn merkezilemesi, Osmanl toplumunda kanlmaz olarak merkezimerkezka glerin atmasn dourmutur111. Bir yandan retim aralarnn sahibi olan

107 108 109 110 111

Bakaya, a.g.e., s. 142. Bakaya, a.g.e., s. 86. Bakaya, a.g.e., s. 64. Bakaya, a.g.e., s. 99. Bakaya, a.g.e., s. 71.

45

dier yandan da kendi egemenliini gerekletirmek zorunda olan egemen snf (=politik snf = hara devlet snf = yksek hkim snf = ynetici politik snf = paalarmz = alimlerimiz = askerlerimiz = padiahmz = devletllerimiz) merkezi aygt srekli ayakta tutmak, glendirmek ve gelitirmek zorundadr. rnein, Fatih Sultan Mehmetle birlikte doruuna ulaan imparatorluk bilinci, mevereti temizleyerek bir bakma merkezka glerin de ehliletirilmesini, daha merkezi bir otoritenin kurulmasn.112 Merkezi ve merkezka glerin varlklar asndan bakldnda Osmanl toplumu, yneten-ynetilen ya da devlet-halk ikilii iinde anlalabilir. Osmanl toplumunu, Bat toplumlarnda grlen bir snf rgs iinde anlamaya almak yanltcdr. nk merkezi glerin merkezka gleri dengede tutmaya alrken, merkezin periferisinde ortaya kan, deitirmeye, devindirmeye alan aktif snflar srekli yok etmek, deilse bu snflar ksrlatrmak zorunda kalmtr. Bir taraftan sosyal artn merkezilemesi ile zel mlkiyet yok edilirken,113 dier taraftan kendi memurunu, sipahisini, askerini ve gerekirse en st kademelerdeki yneticisini bile yarglamaya varan koruyucu bir devlet anlay gelitirilmitir.114 Bu koruyucu devlet anlaynn ve imparatorluk bilincinin baka bir gerei olarak etnik bir duruma srekli olarak yabanc durulmas gerekmektedir.115 Osmanl yneticileri merkezi gl tutabilmek maksad ile transetnik bir hanedan yapsna, transetnik bir politik ideolojiye sahiptirler. Mslmanlar ve Trkler dahil her trl etnik gruba ayn mesafede durulmu; ancak etnik gruplarn bir iktidar oda haline gelmesi durumunda merkezi gler harekete geirilerek iktidar odaklar temizlenmeye allmtr116. Yabanclama konusuna gsterilebilecek en iyi olgulardan biri, kukusuz bu tezin de uzaktan ilgilendii bir konu olan, ilk Osmanl ulemasnn olumasdr. Beylikten devlete giden kurulu aamasnda Osmanl, genellikle Anadolu dndan veya Osmanl Beylii dndan alimleri

112 113 114 115 116

Bakaya, a.g.e., ss. 81-82. Bakaya, a.g.e., s. 99. Bakaya, a.g.e., s. 110. Bakaya, a.g.e., s. 83. Bakaya, a.g.e., s. 75.

46

getirtmekteydi. Bu alimler geldikleri yerin kltrn, alkanlklarn ve bilgisini getirirken Osmanllara bile yabanc olan ilk siyasi ve idari tekilatlanmay kuruyorlard.117 Merkezi ve merkezka gler arasndaki atmada, esas olan ve varlk alann srdrmesi gereken tek unsur devlettir. Devlet haraca dayal retim tarzna sahip bir toplumun en nemli ve olmazsa olmaz aygtdr. Art rn toplayan, datan ve haraca dayal retim tarznn yeniden retimini salayan en nemli kurumdur. Dolaysyla Osmanl toplumunda nemli olan ey, toptan bir deiim yapmak, bugnk modernitenin anlad ekilde eskiden kopuu gerekletirmek deil, merkezi ele geirmek ve devletin varoluu iin gerekli dzenlemeleri yeniden yapmaktr. Dolaysyla haraca dayal retim tarznn belirledii Osmanl dzeni kendi i elikileriyle, idi edilmi snflaryla toplumsal bir dnme urayamaz; uramamtr.118 Bu sebeple felsefenin ve bilimin de Osmanl toplumsal formasyonu zerinde devindirici ve gelitirici faktrler olarak alnmas doru deildir. Genel olarak snfsal yap, sultan ve g delege ettii askeri snf ile reayadan olumaktadr; askeri snf seyfiye, ilmiye ve kalemiyeden oluuyor ve Mslman, RumOrtodoks, Ermeni ve Yahudi olmak zere drt millet kabul ediliyordu.119 Yani egemen snf ittifak, sultan, seyfiye, ilmiye ve kalemiyeden oluuyordu. Bunlarn hibiri kendini devlet olarak tanmlamyorlar, ama tabiri caizse devletl statsnde kul durumunda bulunuyorlard.120 unu da aka sylemek gerekir ki, kulluk durumu sivil bir rzay gstermemekte, siyasal bir durumu belirtmektedir. Bunun yannda, reaya, lonca ve tccar snflarn srekli devlet kontrolnde bulundurulan idi edilmi snflar olduunu da belirtmek gerekmektedir. Osmanl toplumunda bilimin temel-styap balamnda ele alnarak yerleik tezlerini eletirmeden nce, Osmanl ideolojisi hakknda da betimleyici birka sz sylemek yerinde olur. Osmanl Devletinin ideolojisinin temelini din ve devlet birlikteliinde anlamak geleneklemitir. Bu gelenek son zamanlarda dinin devleti ynetmesinden ok, devletin dini ynettii eklindeki syleme doru kaym ve bu sylem

117

Ahmet Yaar Ocak, Osmanl Toplumunda Zndklar ve Mlhidler, 3. Bask, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, Bakaya, a.g.e., s. 128. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 4. Bakaya, a.g.e., ss. 112-113.

stanbul 1998, s.111.


118 119 120

47

birok olgu ile desteklenmitir. Osmanl mparatorluunun ideolojisi konusunda ayrntl ve geleneksel olarak kabul edilebilecek almalardan biri Ahmet Yaar Ocak tarafndan Osmanl Toplumunda Zndklar ve Mlhidler adl kitabn Osmanl ideolojisinin tartt birinci blmnde bulunabilir. Bu klasik saylabilecek almada, devletin dini (siyasetin slmyeti) kapsad, bu devlet-din zdeliinin de Osmanl mparatorluunun ideolojisinin temeli olduu sylenmektedir.121 Ayn kitapta bu temele dayal tarihi kkler tartlrken, hakimiyetini ve iktidarn semavi bir kkene balayan, evrensel hedeflere ynelen ve gemiten gelen tarihi rflerine sahip kan eski Trk siyasi geleneini122; akl, hikmet ve bilgi unsurlarna dayanan, dini bir adalet silsilesiyle (cihan adaleti devlet hkmdar orduservetreaya) kurulan klasik slm siyasi geleneini123; ve kurumlar dn alnan Bizans siyasi geleneini124 bu ideolojinin siyasi kkleri olarak ele almakta, Kitabi Snni slm ise dinsel kk olarak gstermektedir. Elbette Osmanlda devletin ya da daha geni ele alrsak siyasetin dini ynettii, bir ideoloji olarak kulland ve kimi zaman onunla zdeletii dorudur. Fakat Osmanl ideolojisinin temeli bu zdelik olamaz. nk temelden kastettiimiz ey, almamzn banda da sylediimiz gibi, baka bir dnce, zdelik, fikir, felsefe, din vb. deil; Osmanl toplumunu zorunlu ekilde oluturan maddi e; yani retim tarzdr. retim tarzn temel olarak alan bir teorik bakta, siyaset ve din de retim tarzna gre ekillenir ve kklenir. Dolaysyla, bir ideolojinin kklerini, siyasal geleneklerden ve dinden ok, o ideolojiye sahip olan toplumu zorunlu olarak ayakta tutan retim tarznda aramak gerekir. Yine ayn almada, Osmanl resmi ideolojisinin temel unsur ve kavramlar ele alnrken, devlet, nizam- lem, saltanat- seniyye, reaya ve beraya (tebaa), slm, cihad ve gaza, darl harb, darl slm gibi terimler kullanlm, bu terimlere ve bir nceki paragrafta ad geen kklere bal olarak merkeziyeti devletilikin ve dinsellikin Osmanl ideolojisinin temel karakteristikleri olduu belirtilmitir.125 Bu terimler ve karakteristikler Osmanl toplumunu baka bir ekilde yorumlamak isteyen baka bir almada elbette baka bir biimde ele alnabilirler. Baka ekillerde snflandrlabilirler,

121 122 123 124 125

Ocak, a.g.e., s.73. Ocak, a.g.e., s.75. Ocak, a.g.e., s.77. Ocak, a.g.e., s.78. Ocak, a.g.e., ss.82-105.

48

u ya da bu e istenilen ekilde ne karlabilir. rnein, temel unsurlar sava, cihad, gaza olarak kabul edilebilir (ki nitekim Osmanlnn kurulu aamasnda yledir) ve burada merkezi bir devletilikten ve dinsellikten ok, henz tam anlamyla reaya ve berayaya dnmemi bir meveret sistemi de genel karakteristik olarak kabul edilebilir. Bu tr keyfi terimsel snflamalardan kanmak ve bu terimleri ve karakteristikleri genel anlamda tarihe yayp kullanmaktan ok, tarihsel olarak gelimekte olan retim tarzn bir toplumun temeli olarak alp var olan terimleri ve karakteristikleri bu temele doru ekip deerlendirmek daha anlaml durmaktadr.

3.4. TEMEL-STYAPI LKS BALAMINDA OSMANLI FELSEFE VE BLM TARHNN YERLEK TEZLERNN ELETRS
lk nce dinden, din deyince de slmyetten balamak gerekir. Zaten bu litaratrde din deyince ekseriya slmyet anlalr. slmyet, Osmanl felsefesinin ve biliminin en temel elerinden biri olarak grlmektedir. Hemen hemen tm felsefe ve bilim tarihileri Osmanl felsefesini ve bilimini konu edinen ekseri yazlarnda slmyetin felsefeyi ve bilimi belirlediini iddia ederler. rnein, Demire gre Osmanl da ilim, Kuran Kerim ile gelen nakli bilgiye (tefsir, hadis, fkh ve kelam) dayanmaktadr126. Yine ayn yazara gre, din (slmyet) ve bilim arasndaki iliki ise uzlama, ayrma, dinin bilimi bastrmas veya bilimin dini bastrmas eklinde olabilir ve sonuta Osmanlda din bilimi bastrmtr127. Esasnda, sadece Osmanl iin deil, mslman Dou toplumlar iin de dinin belirleyici ve nemli bir rol olduu konusunda felsefe ve bilim tarihileri ayn kany paylamaktadrlar. Saylnn Ortaa slm Dnyasnda lmi alma Temposundaki Arlamann Baz Temel Sebepleri adl makalesinde, slm toplumlarndaki felsefeye ve bilime bakarken yine dinin belirleyicilii konusunda yaklak ayn dnceler vardr. Makale belli bir teori nda yazlmad iin biimsel ve bilimsel olarak tutarsz olduu gibi, dinin felsefe ve bilim zerindeki etkileri konusunda da ak ve net tezler ortaya koymamaktadr. Makalenin bir yerinde ayn bir din mutaassp kimseler tarafndan yorumlanan bir ekliyle ilmin gelimesine engel olduu halde ak dnceli bir evrece kavran ekliyle bunun tamamen zdd vasflara sahip olabilir128 diyen Sayl, bu iddiasyla bilimsel bir tavr
126 127 128

Remzi Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2005, s. 220-221. Remzi Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, 1. Bask, Epos Yaynlar, Ankara 2001, s. 48. Sayl, a.g.m., s. 13.

49

taknarak dini deitirilebilen ideolojik bir aygt olarak alglamaktadr. Yani burada dinin, insanlar tarafndan kontrol edilip yorumland sylenmektedir. Bu da dinin politik olduunu sylemektir. Fakat daha sonra ayn makalede Sayl, felsefe ve bilim ile din arasndaki uzlamann ve ayrlmann, bilim zerinde ok nemli etkileri olduunu iddia etmitir, felsefenin ve bilimin dinden kopuunun yaratt laik dnmenin nemini vurgulamtr. O halde burada sorulacak soru udur: Eer din manple edilen bir aygtsa, bilimin ve felsefenin dinden ayrlmasnn ne nemi vardr? Burada gerekten ayrlan din midir yoksa o dini kullanan insanlarn dier insanlar balayc tutumlar mdr? Ayn soruyu daha baka ekilde sorarsak, din kendine inanan insanlara gre yeri geldiinde ilerici yeri geldiinde gerici olabiliyorsa, felsefe ve bilim zerinde etkili olan din midir yoksa o dini politik olarak kullanan insanlar mdr? Tm bu sorulara cevap vermeden nce, burada nemli olan eyin belirli bir teoriyle yaklalmazsa sosyal olgularn aklanmasnda tutarszla dleceinin bilinmesindedir. lk nce din konusunda Osmanl sosyal formasyonunun nasl bir tavr takndn aklamaya alalm. Tm pre-kapitalist formasyonlarda din bir ideoloji olarak durmaktadr. Fakat din ideolojisi, bu tip sosyal formasyonlarda ve zellikle haraca dayal Osmanl sosyal formasyonunda siyaset tarafndan ekilip evrilmektedir129. Din eer siyasete balysa ve Saylnn da iddia ettii gibi, kullanclar tarafndan ilerici ve gerici olabiliyorsa, belirleyici olan din deil, dini yneten siyasettir. Osmanl toplumsal formasyonunda da din zaten pozisyon olarak siyasetin altnda ve ynetiminde bulunmaktadr. rnein, slmyetin ba eyhlslm, padiaha baldr ve ancak Tanzimat sonrasnda divana girip etkili olabilmitir130. O halde, din iin sylenecek birinci tez, Osmanl da dinin siyasete bal olduu ve siyaset tarafndan ynetildii gereidir. kinci olarak, yukarda da belirtildii gibi, siyaset de toplumun altyapsn oluturan retim tarz tarafndan belirlenmektedir. Yani sonuta, yle ya da byle din siyaset tarafndan, siyaset ise yerleik retim tarz tarafndan belirlenmektedir. rnein Ahmet Yaar Ocak, Osmanl Toplumunda Zndklar ve Mlhidler adl almasnda, Osmanlnn ideolojisini betimlemeye alrken, devlet ve din yan yana iki daire deildir; din dairesi devlet dairesinin btnyle iindedir demektedir. Hemen sonraki satrlarda ise Osmanl retim tarzna deinmeden aadaki doru tespiti ak bir ekilde ortaya koymaktadr:

129 130

Bakaya, a.g.e., s. 14. Bakaya, a.g.e., ss. 170-171.

50

Osmanl Devletinin resmi ideolojisi demek, devlet ve dinin, yahut siyaset ve slmn ayrmaz bir biimde birbirin iine girdii bir zihniyet demektir. te, Osmanl Devletinin ideoloji de temelini bu zdelikte bulur. O halde bu zdelii, Osmanl Devletinde her ey devlet iindir; din de devlet iindir eklide formle etmek mmkndr.131

kinci olarak sorulacak soru udur: Eer siyaset dini belirliyorsa ve din de dier styap kurumlarn bask altnda tutuyor ve onlarn gelimesini engelliyorsa, neden siyaset dini byle gerici bir ekilde kullanmaktadr? Bu soruya cevap vermeden nce bir parantez amak Osmanl toplumsal yapsndaki baz elere deinmek gerekmektedir. nce Osmanl sosyal formasyonunun temelinin, yani retim tarznn insann toprak ile kurduu ilikiye dayandn sylemitik. Toprak ile kurulan bu ilikiden elde edilen art rnn merkeziletirilmesinde, tmar, has ve zeamet gibi kurumlarla hara usul toplandn, bizzat merkez tarafndan ynetilen tmarl sipahinin bu harac dorudan reticiden, ift resmi, or, yaygn olmayan angarya ve olaan st haralar olan cizye ve koyun ile avarz biiminde aldn biliyoruz132. Yani siyaset bu harac daha nce belirtildii ekilde merkeziletirmek ve merkeze toplanan art rn ise datmak zerine kuruludur. imdi burada parantezi kapatp siyaset ile din ilikisinin nasl bir iliki olduunu syleyebiliriz. Grld zere, Osmanl toplumsal formasyonunun smr biimi haraca dayand ve reticiden dorudan alnd iin saydamdr.133 Dolaysyla Osmanlda insan-insan ilikisi dorudan el koyulan haraca yani saydam bir smrye dayanmakta, haraca dayal retim tarznn devam iin bu smr ilikisinin de devam ettirilmesi; bu saydam smrnn de elbette gizlenmesi gereklidir. nk aktan ve hibir neden sylenmeden alnan hara, bu harac veren snf tarafndan reddedilebilir; verilmek istenmeyebilir. Dolaysyla, insan-insan ilikisinde siyaset tarafndan bir ideoloji olarak kullanlan din, insanlar tevekkle zorlamakta, toplumun deimemesi iin kullanlmakta, devletin mistiklemesini ve iktidarn fetiizmini salamaktadr. Bat toplumlarnda meta fetiizmi grlrken, Osmanl toplumunda ise art rn merkeziletiren, dolaysyla kendini merkeziletiren bir siyasi mekanizmann mistiklemesini salamak ve saydam smry gizlemek iin iktidar ve merkez fetiizmi grlmektedir. Felsefenin ve bilimin etkileyici gc, dini ideoloji olarak kullanan siyaset tarafndan srekli bir ekilde ksrlatrlmaktadr. Bylece, din, felsefe ve bilim varolan dzenin koruyucular olarak

131 132 133

Ocak, a.g.e., s.73. Bakaya, a.g.e., ss. 104-105. Bakaya, a.g.e., s. 286.

51

ilev grmekte, saydam smry gizlemek iin her trl dinsel, felsefi ve bilimsel manpilasyon siyasetin ksrlatrmasyla gereklemektedir. Din konusunda olduka yaygn bir kan da slmyetin bilimleri destekledii, hatta slm dnyasnda bilimin dini kuvvetlendirecei eklide bir dncenin bulunduudur. rnein Sayl, gerekte, ilimlerle kar menfi bir tutum slm Dnyasnda hakim ve tipik zihniyeti temsil etmiyordu134 demektedir. Fakat tamda ayn yerde, dinin felsefeyi ve bilimi menfi ynde etkilediini ve gelitirmediini dnerek, bu dncenin slm toplumlarnda benimsenmediini ve hkim olmadn sylemektedir.135 Elbette bu iddiann bilimsel olduunu syleyemeyiz. slmyet ile felsefe ve bilim arasnda mspet bir iliki bulunduunu savunan bir kiinin olgular gzlediinde bu ilikinin menfi olduunu grmesi zerine, bu anlay basit bir toplumsal benimseme ve hkimiyet ilikisine indirgemesi kabul edilemez. nk bir fikrin toplumsal olarak benimsenmesi veya hkim olmas o fikrin politik olmasn gerektirir. Toplumsal benimseme ve hkimiyet din ile bilim arasndaki ilikiyi belirliyorsa, gerekte belirleyici olan ey politikadr, siyasettir. Ve bu siyasetin niteliklerinin de dini, felsefeyi, bilimi nasl etkilediini gstermek gerekmektedir. rnein, Osmanl dncesinde din ve bilim atmasnn XIX. yzylda pozitivizm ve biyolojik materyalizm ile girdii sylenmektedir136. Byle bir dnce kabul edilemez. nk bir toplumda gerek manada dnceler arasnda bir atma olabilmesi iin, atan dncelerin toplumu deitirecek ve dntrecek kabiliyette olan ayr snflarn rn olmas gerekir. Haraca dayal sosyal formasyona sahip Osmanl toplumunun merkezi-merkezka gleri dengede tutmak istediini, merkezin dnda gl snfsal pozisyonlar yokkettiini, deilse ksrlatrdn sylemitik. O halde XIX. yzylda grlen bu fikri atmann gerek bir atma olmadn syleyebiliriz. Zaten bu atmann sonucunda retilen fikirlerden de aka grlmektedir. Dinin yansra, Avrupada rasyonel metafiziin gelimesinin modern felsefeye ve bilime geite nemli kolaylklar salad iddia edilir.137 Burada st rtk olarak sylenmeye allan ey, dinin ve dine bal metafizik dncenin rasyonellemesinin, dinin aklsallamasnn, ya da metafiziksel ve dinsel kategorilere aklla bakmann bilimi ve

134 135 136 137

Sayl, a.g.m., s. 32. Sayl, a.g.m., s. 25. hsanolu, a.g.e., s. 33. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 13.

52

modern felsefeyi douraca ynndeki varsaymdr. Hemen belirtmek gerekir ki, Osmanl dininin, yani slmyetin aklla, rasyonaliteyle, bilimsel dnceyle, modern felsefeyle hibir sorunu yoktur. Daha nce de belirttiimiz gibi, akln, bilimin, akllca yaplan felsefenin hem slmyeti destekledii hem de slmyet tarafndan da desteklendii sylenmektedir. Buradaki sorun, slmyetin, Osmanl felsefesinin rasyonel metafizii gelitirememesi deil, Osmanl siyasetinin gdmnde olan slmyetin ve Osmanl felsefesinin, kendini haraca dayal retim tarznn geriletici zincirinden kurtaramamasdr. Yani sorun modern felsefeye ve modern bilime geite rasyonel metafizikini retemeyen Osmanl felsefesinin ve slmyetin sorunu deil; modern felsefenin ve modern bilimin savunusunu yapacak retken bir snfn ortaya kmamas, ortaya kan retken snflarn ve bu snflarn retken dncelerinin merkezi bir sistem tarafndan srekli yokedilmesi, deilse ksrlatrlmas sorunudur. Din ne kadar ok ilenmise, Osmanl felsefesinin ve biliminin snfsal nitelikleri zerinde de o kadar az durulmutur. Osmanlnn toplum dzeni, felsefesinden ve biliminden ayrk tutulmutur. Hlbuki Korscha gre felsefe ile snf arasndaki iliki, felsefe ve felsefe tarihi yaznnda belirgin bir ekilde ortaya kmaktadr: Felsefi dnce ile snf arasndaki iliki karmaktr. Bir styap vardr, bu styap, duyumlardan, yanlsamalardan, dnce tarzlar ve hayat grlerinden oluur. Hepsi kendine zgdr ve yapsaldr. Kendine zglk ve yapsallk snfn materyal temellerinden gelmektedir. Bylece felsefe yapmak ve felsefe tarihi yazmak snfn materyal temelinden gelir. Ama burada kendine zg ve yapsal olan duyumlar, yanlsamalar, dnce tarzlarn ve hayat grlerini tespit etmek gerekmektedir. Bu tespitler bir styap olarak karmza ktklar anda ise snfn materyal temelinden olduka uzaklamtr.138 Bilim ve snf arasndaki ilikiye rnek olarak bilimin tanmlar verilebilir. Bilim tarihi kitaplarnn bilimin tanmn yaparak balamas adettendir. Bilimin de ok tanm vardr. Bilim tarihi kitaplar, bu tanmlarn snflamasyla balar ve bilimin ne olduu zerinde yine de tam bir karara varamaz. rnein Lindberg bilim nedir sorusuna kitabnn ilk drt sayfasnda yer vermitir. Epistemolojisine, metodolojisine, tarihselliine ve ieriine gre birok bilim tanm yapmtr: Bilim, epistemolojik olarak deneysel prosedrler ya da ayrcalkl bir bilme trdr. Metodolojik olarak evrenin kontrol, aratrlan her ne ise onun teorisi ya da matematiksel nermeler setidir. Tarihsel olarak bilimsel dnceye

138

Korsch, a.g.e., s. 37-38.

53

doru gelime ve ilerlemedir. erik olarak onaylanm, zor elde edilmi, hassas ve objektif olan ya da doa hakkndaki zel bir inan temsil etmektedir.139 Genel olarak bilimi tanmlarken kullanlan kavramlar az ok bunlardr. lk nce unu belirtmek gerekir ki felsefe ve bilim tarihi snfsal materyal temellerinden koparlarak basit bir teknik sre olarak ele alnamaz. rnein, eer felsefe ve bilimin tarihi, Lindbergin yapt gibi, bilimsel dnceye doru gelime ya da ilerleme gibi kavramlarla aklanrsa, gelimenin ya da ilerlemenin ne anlama geldii de sorgulanmaldr. Bu kavramlar her toplumda ve herkes iin ayn anlama gelmez. Verili toplumsal nvarsaymlara dayanr. Bu nvarsaymlarn tm o toplumun temeli tarafndan belirlenir. Bir toplumun temeli de retim tarznn kendisi olacandan, ilerleme gelime, birikme gibi kavramlar ite bu temele gre yeniden aklanmaldr. rnein XVIII. yzylda Osmanl toplumsal formasyonun hkim gleri ile Avrupada kendini iyiden iyiye dayatan kapitalizmin hkim gleri dnldnde bu kavramlarn, bu kavramlara yklenen anlamlarn farkl olduu grlebilir. Osmanl, ilerlemeyi, birikmeyi, gelimeyi yerleik haraca dayal retim tarznn korunmas ve ne pahasna olursa olsun devam etmesi eklinde alglarken, sanayileen XVIII. yzyl Avrupas da yerleik retim tarzn bir an evvel deitirmeye almakta deimeyen ve dnmeyen hereyi dman saymaktadr. Konumuz Osmanl felsefesi ve bilimi olduu iin, Osmanl toplumsal dzeninde felsefenin ve bilimin tanmlarnn ne olduu ve ne olduundan da ok bu tanmlarn da nasl yapldklar nemli hale gelir. Osmanl Devletindeki ilim algs ve almalar hakknda en genel betimleme hemen btn felsefe ve bilim tarihi kitaplarnda Osmanllarla ilgili blmlerde yle formle edilir: Osmanl da ilimler genel olarak nakli ve akli ilimler olmak zere iki ksma ayrlr ve akli ilimler ikinci derecede neme sahiptirler140. Doa bilimleri, akli ilimlerin ikinci dereceden neme sahip olmas ve bu ilimler iin yeterli gelimi kurumlarn olmamas141 sebebiyle geliememitir. Nakli ilimlerin Kuran- Kerime dayanan bilgiden geldii ve tefsir, hadis, fkh ve kelam gibi dallara ayrld bilinmektedir. Akli ilimler ise ncum ve heyet ilimlerini kapsayan astronominin; ahlak, iktisat ve siyaseti kapsayan ameli ilimlerin; fizik, metafizik ve matematii kapsayan nazari ilimlerin

139 140

Lindberg, a.g.e., s. 1-4. Mehmet Akgn, Materyalizmin Trkiye'ye Girii ve lk Etkileri, Babakanlk Basmevi, Ankara 1988, s. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 31.

59-69.
141

54

birleimidir. Akli-nakli ilimlerin ayrlmas ise genel olarak mam Gazali (1058-1111) etkisiyle aklanr: mam Gazali slm eriat ve slm Felsefesinin birbiri ile uyumadn iddia eder142; tehaft geleneinin balatr; tehaft yani filozoflar hrpalama gelenei de iki etki yapar: Birincisi slm dncesini, din ve felsefe olmak zere iki kampa ayrr. kincisi, filozoflarn ne kadar doru syledikleri konusunda tartma balatr.143 Bylece mam Gazalinin etkisi ile birlikte, akli ve nakli bilgi ayrlm, sonraki dnemlerde ise uzlatrlmaya allmtr144. Felsefe ve kelam birbirine yaklam ve birlikte dnlmtr.145 Kelam en basit anlamyla, inan ilkelerini us yoluyla aklayan, temellendiren ve savunan ilimdir. Doa bilimlerini de balamtr. rnein, Osmanllar Dneminde greli de olsa ortaya km olan bilimsel rn azlnn gerek nedeni ne olmaldr? sorusuna cevap arayan Topdemire gre, geree en yakn cevap fizik terimine yklenilen anlamla ilgilidir.146 Fizik terimine yklenen birinci anlam bilimlerin snflandrmasndan gelmektedir: Osmanl kltr yaamn etkileyen Antik Yunan ve Klasik Dnem slm Dnyas kuaklarnda fizik doa felsefesi iinde yaplmakta, Aristotolesin etkisi ile bu dnemde yaplan bilim snflandrmas kendinden sonraki dnemleri de balayc duruma gelmektedir. Aristotelesin bilim snflandrmas, Farabinin yapt almalarla Klasik slm Dnyasna gemi, buradan da Osmanl bilim evresi tarafndan benimsenmitir.147 Fizik terimine yklenen ikinci anlam ise, fiziin daha ok matematiksel bilimlerin bir dal olarak kabul edilmesidir. Bu iki tutum, teolojik boyutu da ierecek ekilde geniletilmi, doa bilimlerinde bu dnemden itibaren [XI. yzyldan itibaren] artk baarl alma hemen hemen hi yaplmam veya ok az yaplmtr:
nk birok fizik problemi kelam konusu kabul edilerek, kelam kitaplarnn ierisinde tartlmaya balanmtr. slm dnyasnda oluturulan mirasn byk lde devralcs konumunda olan Osmanl entelektellerinin de bu son dnem bilim anlayndan byk lde etkilenmesi sonucunda, artk doa felsefesi ad altnda snrl bir etkinlik gzetilmeye ve fiziin konularn bamsz olarak ele alan almalar neredeyse yok denecek kadar az sayda yaplmaya balanmtr. Bu balamda yaklaldnda, 19. yzyla gelinceye kadar bamsz fizik kitabnn hemen hemen yok denecek kadar az olmasn anlamak kolaylamaktadr. nk

142 143 144 145 146 147

Remzi Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2005, s. 45. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 50. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 71. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 73. Hseyin Gazi Topdemir, In yks, 1. Bask, TBTAK, Ankara 2007, s.129. Topdemir, a.g.e., s.128.

55

artk pek ok temel problem aslnda kelam kitaplarnn bir blmnde irdelenir hale gelmitir.148

Bunun yansra, bir ok Osmanl alimi, ayn Lindbergin bilim tanmlarn snflandrmas gibi, ilimleri snflandrmaya almtr. Elbette yaplan snflandrmalarn izinden giderek, zaman iinde felsefenin ve bilimin nasl deitii bulunabilir. Ama genel kan udur ki akli ve nakli ilimler esas olarak ok fazla deiim gstermemi, akli ve nakli ilimler arasndaki iliki de deitirici, dntrc ve devrimci bir ekilde gelimemitir. Yani nakli ilimler akli ilimleri srekli olarak bastrm, Osmanl toplumunda esas ilimlerin her zaman nakli ilimler olduu kabul edilmitir. Bunlarn hepsi Osmanlda bilimin durumunu betimlemekten teye gememektedir. Burada sorulacak asl soru udur: Neden byle bir snflama yaplmtr, yaplmaktadr? Neden nakli ilimler her zaman akli ilimlerden stn tutulmutur? Neden kelam, doa bilimlerini etkisi altna almtr ya da doa bilimleri kelama boyun emitir? Bu Antik Yunandan veya Klasik slm Dnyasndan miras alnmsa, neden byle bir seim yaplm, bu miras lesiye benimsenmitir? Bu sorularn cevabn, bu ilimlerin ieriklerinde aramak yanl olur. nk bu ilimler belirli bir snfsal duruma gre, toplumun belirli bir retim tarzna gre, daha derli toplu sylersek Osmanl sosyal formasyonuna gre tasnif edilmilerdir. Bu bilimlerin snflandrlmas, sanlann aksine ieriklerinden gelmemektedir. Burada hemen bir tespiti daha ortaya koymak gerekir: XIX. yzyla kadar bu snflandrmay kullanan Osmanl alimleri, bu felsefenin ve bilimlerin entiteleri arasnda Yaratan-Yaratlan -Niin-Sonu149 ilikisini aramlardr. Neden-sonu ilikisi kullanlmamtr; nk doa bilimleri haramdr150 ve matematiksel olarak alglanmaktadr.151 Bu ksa aklamadan sonra, ben Osmanlda grlen bu snflama iin unu iddia ediyorum: Nakli ilimler gerek durumlar srekli mistikletirmekte, bunu yaratan-yaratlan, niin-sonu ilikisi ile salamaktadr. nk neden sonu ilikisi, yaratan-yaratlan ilikisini, gerek duruma evirirsek, merkez-merkezka/evre (yneten-ynetilen, smren-smrlen) ilikisini paralamakta, merkezin dnda bir akl oluturmakta, kendi

148 149 150 151

Topdemir, a.g.e., s.129. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 16. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 24. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 25.

56

iktidarn kurmaktadr. Oysa art rn srekli merkeze toplamaya ve saydam smry saklamaya alan bir merkezi sistem, her eyi merkezletirirken akl da merkezletirmekte, akli olanlar nakli olanlara srekli ekilde evirmektedir. rnein bu evrim, akli olan doa bilimleri kelam ve tasavvuf snrlar iinde tutulmaktadr;152 realite paranteze alnmtr;153 bilgi, Aristotelesi mant ile snrl gzlem ve deneye dayanarak, kutsal kitabn yani Kurann nda aranmaktadr;154 varlk bilimi esastr;155 doaya hakim olmak fikri yoktur156 vb. eklinde dile getirilmektedir. Osmanl felsefesindeki akli-nakli ayrmnn nedeni budur; gcn dnrlerinden deil, Osmanl toplumunun sosyal formasyonundan ve retim tarzndan almaktadr. retim tarz deimedike bu snflandrma da deimemitir. Bu anlamda neden-sonu ilikisinin gelimemesinin nedeninin, iddia edildii gibi, doa bilimlerinin matematiksel olarak alglanmasyla, niinsonu ilikisinin nemlilik derecesinin stn olmasyla ve doa ilimlerinin haram saylmasyla bir ilgisi yoktur. Yine Demir, neden-sonu ilikisine dayanan teorik bakn gelimemesinin, XIX. yzyla kadar hikmet anlaynn deitirici tek gc Allah olarak kabul etmesinden ve Allah dndaki her varln adetullaha dayal olarak alglanmasndan kaynaklann sylyor.157 Ama burada asl sorulacak soru udur: Neden deitirici tek g olarak Allah grlyor? Neden Allahn dndaki her varlk, adetullaha dayal olarak aklanyor? Elbette bu sorularn cevabn baka bir dnce ile vermek mmkndr. rnein, bu sorulara verilcek cevaplar, Aristoteleste, Yeni Platonculukta, slmyette aramak ve bulmak; ama bir dnce baka bir dncenin nedeni olacaksa, ayn dnce iin sonu gelmez baka dnceleri de nedenler olarak saymak mmkndr. Zaten tezin banda da bu trden eletirileri yapmtm. Osmanl dncesinde teorik bak gelimemitir. nk Allahn gcn kaybetmesi, adetullah dncesinin krlmas demek, Allahn yeryzne inmi hali olan Osmanl merkezinin, padiahn ve ynetici elitinin gcn kaybetmesi, adetullah olarak grlen merkezi glerin basksnn krlmas demektir. Bu
152 153

Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 54. Sleyman Hayri Bolay, Osmanllarda Dnce Hayat ve Felsefe, 1. Bask, Aka Basm Yaym, Ankara Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 15-16. Bolay, a.g.e., s. 104. hsanolu, a.g.e., s. 28. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 30-31.

2005, s. 101.
154 155 156 157

57

da merkezin dnda baka iktidar odaklarnn olumas, merkezka glerin toplanacak art rnden kendine deer szdrmas, imparatorluun imparatorluk niteliklerini kaybetmesi anlamna gelir ki zaten bu blmn banda belirttiimiz gibi, bu da Osmanl merkezinin pek kabul edecei bir bilimsel tutum deildir. Merkezin dnda baka iktidar odaklarnn olumamasn salamak iin zgr teorik dnceye ve neden-sonu ilikisine hibir ekilde izin verilmemitir. rnein Bolayn tespitine gre, Osmanlda inanlar siyasete dklmedike serbesttir;158 Osmanl dnrleri yeni bir dzen aramamlar, toplumun memnun ve mutlu olduu bir dzenin anlalmas ve anlatlmas ile ortaya kan baz problemlerin ele alnmasn tercih etmilerdir.159 Buradan da anlaldna gre, Osmanl dnrleri yeninin, dolaysyla yeni bir felsefenin ve bilimin peinde deillerdir, zaten olmalar da mmkn deildir. nk sadece nizam- lemi bozmayanlara kar serbestlik vardr ve nizam- lemi bozmayanlara kar sistematik bir yasaklama yoktur.160 Bu sebeple Osmanl dnrlerine felsefe ve bilim yapmak iin izin verilen tek alan merkezi gleri tahkim edecek, ortaya kan yeni dnceleri, bilimleri, akllar srekli mistikletirecek ve yabanclatracak yani nakli ilimlere evirecek olan alandr. Bu nedenle Osmanl felsefesinin en nemli meselesi otoritenin kayna ve meruiyetidir.161 Hal byle olunca, cihan hkimiyeti, lemin nizam, devletin sreklilii Osmanl dncesinin dinamiklerini oluturmutur.162 Siyaset bilimleri ve ahlak Osmanl felsefesinin en baat iki esi haline gelmektedir. Siyaset bilimleri bir taraftan merkezi glerin en nemli arac haline gelirken, dier taraftan da ahlak insanlara nasl davranmalar gerektiini tlemektedir. in garip taraf, siyaset Osmanl biliminde ameli ilimler ksmnda incelenmektedir. Daha nce de belirttiimiz gibi ameli ilimler akli ilimlerin bir koludur; yani Osmanl siyaseti zgrce kabilecek dncelerin tmn takibe alp nakliletirirken kendini yalanc bir akla dayamaktr. Eer savunduumuz gibi akli olanlar nakli olanlara evriliyorsa, siyaset de yeri geldiinde nakli olana evrilecek, kendi kendini hiletirecek, tespit ettii sorunlar zerken akldan ve maddi temelinden uzaklaarak zmszle doru gidecektir.

158 159 160 161 162

Bolay, a.g.e., s. 100. Bolay, a.g.e., s. 135. Demir, Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, s. 234. Bolay, a.g.e., s. 194. Bolay, a.g.e., s. 28.

58

Elbette merkezin varoluu anlamna gelen haraca dayal retim tarzn ayakta tutmak iin artan sorunlarla daha fazla ama zmsz bir ekilde bouacaktr. Siyasetteki bu yalanc aklsall ve zmsz sorunsall genel olarak dneme ayrmak mmkndr: (1) Pratikle yetkinleen, teoriye ve topyaya kapal olan, monariyi ycelten, tekilden ok tekmile nem veren ve nizam lem siyaseti olan siyasetnameler dnemi; (2) sorunlarn tespiti ve zm nerisini oluturma ii olan slahatnameler dnemi: (3) Layihalar dnemi.163 rnein, Koi Bey, XVI. yzylda medrese limlerin deitiini ve ilim yaplmadn iddia etmekte ve sorunun sebebini idari olarak grmektedir.164 Yani sorunu reten bir yerden sorunun zlmesini beklemekte, bylece zmszle dmektedir. Dier taraftan siyasetin eyleme ynelik bir karl olarak, ahlak ilimleri de Osmanl dncesinde nemli bir yere sahiptir. Hatta Osmanl dncesinde her alann son hedefi ahlaktr.165 Ahlak dinin ve tasavvufun etkisi altndadr; eserler genel olarak normatif, fazilet-saadet ile felsefe alanna girmeye alan ve bilisel yetilere nem veren ekilde yazlmtr; merkezi kavram insan- kmildir.166 Yani bir taraftan kendini mistikletiren ve halkna yabanclatran bir ynetimin yalanc akll siyaseti, dier taraftan ayn ekilde kendini mistikletiren ve ynetimine yabanclatran eylemin ahlak ile kar karya durmaktadr. Sonuta, pre-kapitalist Osmanl toplumsal formasyonun belirleyici bir esi olan siyaset ile siyasetin eylemci ynn oluturan ahlakn Osmanl dncesinde ok nemli bir yeri olduu ve Osmanl felsefesinin siyaset ve ahlak felsefesi alannda zgnlk yaratt167 kesindir. Neden? nk haraca dayal retim tarzna sahip Osmanl sosyal formasyonunda zenginlik ve refah iktisatla, bilimle, felsefeyle, sanatla deil, siyasetle ve siyasetin eylemci kanad olan ahlakla elde edilmektedir. Merkeze yakn bir siyasetin ve merkezin kabul ettii llerde bir ahlakln kendine zgn bir yap gelitirmesi ve merkezden pay almas kanlmazdr. Siyaset ve ahlak bilimlerindeki bu zgnln bilim, felsefe, edebiyat, sanat gibi dier alanlarda da olmas beklenmektedir. zellikle felsefe ve bilim alannda zgnlk

163 164 165 166 167

Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 144. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 62-66. Bolay, a.g.e., s. 126. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 140. Demir, Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, s. 232.

59

araylar vardr. Bu zgnlk araylar kimi zaman varlk sorunu haline dnmektedir. Bat felsefesi ve bilimi karsnda bir konumlanma elde etmek isteyen felsefe ve bilim tarihileri Osmanl felsefesinin ve biliminin varl konusunda anlamszca ciltler dolusu kitaplar yazmaktadrlar. Bu kitaplarn giri ve sonu ksmlar genel olarak zgn bir Osmanl felsefesinin ve biliminin varlnn olup olmad sorunu ile alp kapanmaktadr. Felsefe ve bilim tarihileri, Osmanl felsefesi ve bilimi hakkndaki yanl anlamalar, eksikleri gidermeye almakta, Avrupa felsefesi ve bilimi karsnda, Osmanl felsefesini ve bilimini cismani temeli168 zerinde kurmak istemekte, hatta varl sorgulanan bu cismani temelin varln gstermektedirler. almalarn sonucunda Osmanl felsefesindeki ve bilimindeki yoksunluun da; gsterilmesi gereken zenginliin de ayn cismani temelden kaynakland ortaya kmaktadr. Bu cismani temelin isel ekimesi ve i elikisiyle169 aklanabilir. Eer Osmanl felsefesindeki ve bilimindeki yoksunluk, henz daha tam ortaya karlmad dnlen zengin cismani temelin bir rnyse, sadece felsefe ve bilimlerdeki bu yoksunluun deil, ayn zamanda bu cisman temelin de teorik ve pratik olarak yok edilmesi gerekmektedir170. Baka bir deile, eer bir Osmanl felsefesi varsa ki vardr, eer bir Osmanl bilimi varsa ki vardr; bunlar onaylansn ya da onaylanmasn hepsinin toptan bir ekilde deitirilmesi gerekir. nk yukarda da belirttiimiz gibi, tm felsefeler ve bilimler birbirlerine gre konumlanmlardr ve birbirlerini gerektirmektedirler. nemli olan, varolma sorunu deildir. nemli olan bu varoluun deitirilmesi sorunudur. Elbette bu varoluun deitirilmesi konusunda Osmanl dnrnn de Osmanl felsefesini ve bilimini inceleyen tarihilerin de kendine zg fikirleri ve eylemleri vardr. Onlarda konunun nemini anlamakta, deitirmek ve dntrmek istemektedirler. Bu amala yaplan ilerden en nemlisi eitim sisteminin dntrlmesi zerinedir. Osmanlnn toplumsal, felsefi ve bilimsel gelimesinde eitimin nemli bir rol olduu dnlmtr; dnlmektedir. Alan okullarn bilimi getirdii, bilim adamlarn yetitirdii ve Batl anlamda bilimsel kurumlarn kurulmasnn Batl anlamda bilimsel etkinlikleri ortaya karacan dnmek doal bir dnce olarak grlmektedir. Nitekim Osmanl zerine dnen bilim tarihileri de ana gre ada okullarn kurulmasnn Osmanlda modern felsefenin ve bilimin balangc olarak sayarlar. rnein Advar,
168 169 170

Marx ve Engels, a.g.e., s. 22 (Feuerbach zerine Tezlerin drdncs). Marx ve Engels, a.g.e., s. 22 (Feuerbach zerine Tezlerin drdncs). Marx ve Engels, a.g.e., s. 22 (Feuerbach zerine Tezler'in drdncs).

60

Osmanl Trklerinde lim adl kitabnda, Osmanl biliminin balangcn 1332 tarihinde kurulmu znik Medresesi olarak alr.171 Sonraki her yeni medreseler sisteminin kurulmasn ise eitim sisteminde bir krlma, yenilenme, gelime, dnme olarak ele alr. Elbette toplumsal koullarn deitirilmesinde eitimin rol olabilir. Fakat koullarn deitirilmesinde ve bu deiimde eitime yaplan vurguda unutulan ey, koullarn insanlar tarafndan deitirildii ve koullarn deitirilmesi iin gerekli eitici insanlarn da eitime ihtiyac olduudur172 (Feuerbach zerine Tezlerin ncs). Osmanl felsefe tarihinde ve bilim tarihinde ska vurgulanan deitiren mnevverler (aydnlar, askerler, muharrirler, mtekillimler, limler, mtefekkirler vb.) ile deitirilen halk (avam, reaya, cahiller, sr, vb.) her zaman biri dierinin stnde yer alacak biimde173 ele alnmtr. Hlbuki koullarn, insani faaliyetin ve insann kendisinin deiiminin ezamanl olarak bir arada gereklemesi iin toptan bir devrimci pratik gerekir.174 Bu nedenle deitirme, dntrme, yenilenme vb. eitim ile deil, toptan bir ekilde retim tarznn deitirilmesi ile salanabilir. Bir toplumdaki eitim sistemi, o toplumun rettii art rnle de aklanabilir. rnein, Tekeli ve lkin Osmanl toplumundaki eitim sistemini inceledikleri almalarnda, konuya daha farkl adan da bakmak gerei duyarak, art rn ile eitim arasndaki ilikiye yle bakmaktadrlar:
... bir toplumdaki yksek retim sisteminin gelimiliinin o toplumun yaratabildii art rne bal olduu grlr. Bir toplum ne kadar ok art rn yaratabiliyorsa o kadar gelimi, uzmanlam, eitlenmi, toplumun daha byk bir kesimini kavrayan, deiik ideolojik ynelimlere daha hogr ile bakan bir yksek retim sistemine sahip olabilir. Toplumsal sistemin yaratabildii art rn miktar kldke, eitimde uzmanlaanlarn saylar azalr, eitim byk lde ok kat olan toplumsal katmanlamann en st kademelerinin yeniden retilmesine ve var olan toplumsal sistemi merulatran ideolojinin formle edilmesine ve onun savunulmasna ynelir. Kar ideolojilerin yeniden retilmesi konusunda hogr azalr.175

171

Abdlhak Adnan Advar, Osmanl Trklerinde lim, Gelitirilmi 4. Basm, Remzi Kitabevi, stanbul Marx ve Engels, a.g.e., s. 22. Marx ve Engels, a.g.e., s. 22 (Feuerbach zerine Tezlerin ncs). Marx ve Engels, a.g.e., s. 22 (Feuerbach zerine Tezlerin ncs). Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 2.

1982, s. 15.
172 173 174 175

61

Eer art rn ile eitim arasnda bir iliki yakalanmaya allyorsa, bu sadece art rn miktar ile eitimin elle tutulur eleri arasnda kurulan bir ilikiyle aklanmas ok doru deildir. nk art rn miktarnn azl ya da okluu o toplumda eitime yaplan harcamalarn azln ya da okluunu gstermez. Bir toplumda art rn ok fazla olabilir, fakat eitime yaplan yatrm ok az olabilir. Kald ki, sadece art rn miktaryla eitim arasnda kurulacak bu iliki, art rn ile baka alanlar arasnda da kurulabilir. rnein, art rn fazla olan bir toplum, eitime deilde askeri harcamalara daha fazla bte ayrabilir. O halde art rn ile eitim arasnda dorudan dorusal bir iliki kurmak doru deildir. Art rnn yannda ayn zamanda sosyal formasyonun kendisini de dnmek gerekir. Osmanl toplumunda art rn, merkeze toplanmakta, bu muazzam art rnn datm ise politik yollarla yaplmaktayd. Bu sebeple eitime yaplan yatrm, eitimin zgrlemesi, merkezden koparak kendi zgn fikirlerini, kendi bilimini, kendi felsefesini ve kendi insann yaratmak yolunda olmamtr. Eitime byk yatrmlar ayrlsa da bunlar merkezi otoritenin kontrolnden asla ayrlmamlar, her zaman merkezi otoriteyi tahkim etmek iin yaplmlardr. Yine yukardaki alntdan anlaldna gre art rn miktarndaki azalmann eitimde uzmanlaanlarn azalmasna, yaplan eitim yatrmlarnn ise toplumun en st kademelerinin yeniden retilmesine, yerleik ideolojilerin yeniden retilmesine ve glendirilmesine doru yaplaca sylenmektedir. Oysa art rn az ya da ok olsun, Osmanl eitim sisteminde her zaman yukardan aaya doru bir hamle yaplm, yerleik ideolojiler kurulan yksek eitim kurumlar ile glendirilmeye allmtr. Demek ki eitimin arasallatrlmas durumu da art rnn miktarna bal deildir. nemli olan art rnn nasl bir retim tarznn rn olduu ve bu retim tarznn da iinde bulunduu sosyal formasyonun bu art rn ne ekilde kullanddr. Osmanlda art rnn eitime yatrlan ksmnn nitelikleri konusunda uzun uzadya rnekler vermek gerekmez. Ama unu ksaca belirtmek gerekir ki Osmanl da eitim sistemi askeri snf yeniden retmek iin tekilatlanmt176 ve kurulan eitim sistemi, eski yapy yeniden retmeye ynelikti177. Zaten medrese eitimi devlet tarafndan desteklenen ve ynlendirilen bir kurum olarak ortaya kmt178.Osmanlda

176 177 178

Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 4. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 23. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 12.

62

devirmeler Enderunda yetitirilirken, askeri snfn babadan oula geen yeleri ve yeni kullar iin yerel konaklar grev yapyor. Konaklarda hanegi denen bilim adamlar, yazarlar ve sanatkrlar yayordu.179 Askeri snfa giri babadan oula konaklar vastasyla ya da devirme usul ile enderun vastasyla oluyordu180. lmiye snf herkese ak olmakla beraber, bu snfn st seviyesindeki grevler de babadan oula geiyordu.181 Reaya ise krda ve kentlerde yaayan ynetimden uzak insanlard. Krsal halk sbyan mekteplerinde eitim gryor, cami ve aile odaklarnn etrafnda rgtleniyordu.182 Kentlerde meslekler iin lonca sistemi vard. Eitim tekkeler etrafnda toplanmt. Tekkeler sisteme kar muhalefetin, kriz anlarnda toplumsal dayanmann, kr ve kent arasndaki gerilimin azaltlmasnn aralaryd. ok iyi denetleniyorlar ve fakat gerekmedike mdahale edilmiyorlard.183 Sonuta anlalan o ki, eitim harca dayal Osmanl sosyal formasyonunu yeniden retebilmek iin seferber edilmiti. Eitim bahsini bitirmeden evvel eitimin bir toplumu dntrebilecek unsurlar nasl organize ettiini ve bunun Osmanl toplumunda nasl yok edildiini gstermek isterim. Esasnda arkeolojik ve antropolojik bulgalar dikkate alnrsa, eitimin bilime ve gelimeye ak bir u brakt gsterilmitir. rnein, niversitedeki teorik eitim ve retim, uygulamada bir serbestlik alan brakmaktadr ve bilimlerde bu serbestlik alan sayesinde ilerleme gerekleebilir184. Kurallar koyan teorik eitim ile zanaati usta rak ilikisi iinde oluan eitim karlatrlrsa aadaki durum ortaya kmaktadr:
"Bir zanaati bir raa belli bir eyann nasl yaplacan ya da zel bir ilemin nasl yerine getirileceini somut olarak gsterir: Bu nedenle zanaatilik ... takliti ve tutucudur. ... Szcklere dklm bir kuraln ya da soyut bir formln eyleme dklp zel durumlara uygulanmasnda zgnle (orijinallie) daha geni bir alan braklm olur."185

Yani toplumda verilen eitim maddi bir donatmla usta-rak ilikisiyle verilirse szcklerden ve konan kurallardan (teoriden) daha kalc bir fakat bir o kadar da tutucu ve

179 180 181 182 183 184 185

Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 6. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 6. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 7. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 8. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 7-8. Childe, Tarihte Neler Oldu, s.15. Childe, Tarihte Neler Oldu, s.94.

63

yenilie ak olmayan bir eitim yaps oluur.186 Buna karlk kurallar koyarak ve teorik olarak verilen eitim daha fazla zgnle ve yenilie ak olmaktadr. Elbette Osmanl teorik baka zorunlu olarak kapal olsada kurallarla eitim vermekteydi. Bu da byle bir sistemin zgnle ve yenilie ak olduunu antropolojik ve arkeolojik olarak gstermektedir. Fakat unu hemen sylemeliyim ki kuramsal bilimin gelimesi ayn Dou mparatorluklarnda ve toplumlarnda olduu gibi "toplum tarafndan etkin almalardan uzaklatrlm, bylece ruh ile madde arasndaki atmay am ve ampirik bilgi kaynaklar ile ilikisini kesmi, almayan bir snfn eline braklmt."187 Bu da zgnln ve yeniliin yine ayn eitim yoluyla ksrlatrlmasn salamtr. Osmanl toplumunun haraca dayal bir formasyon olduunu, dolaysyla art rnn harala elde edildiini, merkezi bir otorite yardmyla merkeziletirildiini iddia etmitik. Bu nedenle, eitimin bu merkezin gcnden kamas, zgrlemesi, g kazanp deiik bir insan tipi yaratmas da mmkn deildir. Osmanlda yaplan tm eitim hamleleri, merkezin kontrolnde ve insanlar topraa balayan haraca dayal bir retim tarzn desteklemektedir. Dolaysyla Osmanl toplumunda bir kurum olarak eitimin asl amac, merkezi yapy destekleyici, koruyucu ve haraca dayal smry artrc yndedir. Bu sebeple eitimin, toplumu deitirmeye ve dntrmeye ynelik olmadn syleyebiliriz; deilse haraca dayal sosyal formasyonu daha da salamlatrmak ve merkezin gcn artrabilmek maksadyla eitim hamlelerinin yapldn iddia edebiliriz. Elbette bir eitim sisteminde eiticinin rol ok byktr. Osmanl sosyal formasyonunda eitim iten gelen dinamiklerle deitirilemeyeceine gre, eitmenlerin ve retmenlerin transfer edilmesi ayr bir sorunsal da beraberinde getirmektedir. Hatta imparatorluk mantna dayal olarak sadece eitmenlerin ve retmenlerin deil, kuramsal erevelerin, felsefelerin, bilimlerin, sanatn vb. de transfer edildii olgularla tespit edilmi durumdadr. Hatta Osmanl felsefesini ve bilimi inceleyen tarihiler genel olarak Osmanlda felsefenin ve bilimin kendi kaynaklarna dayanarak yaplmadn iddia ederler. rnein Demire gre, birincisi slm kaynaklarndan ve ikincisi ise Bat kaynaklarndan alnan iki tr kuramsal ereve vardr. Bu kuramsal ereveler, yeni bir bilimsel yntemin kendi kaynaklarna dayanarak gelitirilmesi ile deil; dn alnarak ve
186 187

Childe, Tarihte Neler Oldu, s.20. Childe, Tarihte Neler Oldu, s.94.

64

alc-verici ilikisi dinamiklerine uygun olarak oluturulmutur. Bylece, kuramsal erevelerin kabul edilmesi ise ya Trke evirilerle ya da iyi bir dil eitimi ile eviri yaplmadan kuramsal erevenin dn alnd kaynan diliyle gerekletirilmitir. lk kuramsal evree, XVI. yzyla kadar Bat ile ayndr; yaratan yaratlan, niin sonu ilikisine dayanr; evren anlay Aristotolese gre, astronomisi Batlamyusa gre ve insan anlay da Galenosa (120-200) gre ekillenmitir ve XIX. yzyla kadar alamamtr.188 hsanoluna gre de durum yaklak olarak ayndr; Osmanl bilimi klasik slm Bilimi ve Modern Bat Bilimi olmak zere iki dnemde incelenebilir.189 Bazen Osmanl bilimi iin yaplan dnemlendirme krlmalar biiminde de ele alnmaktadr. Yine Demire gre, birinci krlma Yunan bilim ve felsefesi ile birlikte akli ilimlerin gelmesi sonucu gereklemektedir.190 kinci krlma, Yunan bilim ve felsefesinin Yeni Platoncu yaklam ile ilmin uzlatrmas sonucu tasavvufta gerekleir: Akl yerine sezgiyi, Yeni Platoncu yorumu ve slm itikatlara nem veren ve vermeyenler ile eitlenmesi ile tasavvuf ikinci krlma noktasndaki marifet kanadn oluturmaktadr191. nc krlma ise Bat biliminin askerler tarafndan getirilmesi ile olur: Akli ilimler vlr; Mhendishane, Tbbiye, Mlkiye ve Harbiye gibi kurumlar kurulur; ilim, hikmet, tasavvuf ve bilim alanlarnda uzlamay ngrr.192 Osmanl bilimi transfer ederken, elbette bu transferin de nitelikleri vardr. rnein, hsanoluna gre bu transferler selektiftir; seicidir. Yani Osmanl felsefeyi ve bilimi seerek transfer etmitir: Erken dnem transferleri ateli silahlar, haritaclk ve madencilik zerine iken, ge dnem transferleri ise askerlik ve tp uygulamalar alanndaki teknoloji ve bilim zerinedir.193 Osmanl bilimi transfer ederken bilinli bir alc gibi davranr; nk felsefenin ve bilimin transfer edildii zemin bo deildir.194 Bu intikaller, transferler zerine olumlu yaklamlar da vardr: Sayl bilimin gelimesine ilikin tezlerini aklarken toplumlar aras kltrel etkileimin de nemli bir

188 189 190 191 192 193 194

Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 12-14. hsanolu, a.g.e., s. 36. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 221-222. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 223-225. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 226-229. hsanolu, a.g.e., s. 36-37. hsanolu, a.g.e., s. 153.

65

unsur olduunu iddia etmektedir. Hatta kendisine gre bilim corafi olarak intikal eder, bir blgeden baka bir blgeye geer. Bylece baka baka milletler, insanlar ve diller tarafndan ilenerek
195

ilerler.

Daha

da

nemlisi

ilerlemesi

intikallerinden

dolay

engellenemez.

Sonuta anlalan o ki, eitimde olduu gibi, Osmanl kendine uygun felsefe ve bilimin kuramsal altyaplarn kendisi retmemektedir. Genel olarak, adet olduu zere, en gelimi felsefeyi ve bilimi kendisi dndaki uygarlklardan, toplumlardan almaktadr. Bu transferler esnasnda da varolan felsefe ve bilim krlmaktadr; yenilenmektedir. Transferleri bilini bir ekilde yapmaktadr. Zaten bilimin doas gerei intikal etmesi ilerlemesine de engel deildir. Buraya kadar gzlenen olgularla sylenenler arasnda bir problem yok gibi durmaktadr. Ama burada sorulacak sorular unlardr: Osmanl dnrleri ve bilim adamlar neden felsefeyi ve bilimi transfer etmektedirler? Bu transferler kendi toplumsal dinamiklerinin bir gerei olarak kendisinden kmyorsa, gerekten bir yenilenme, krlma olarak grlebilir mi? Transfer edilen felsefe ve bilimlerde insanlk adna, hadi deilse halk adna bir ilerleme grlm mdr; birikim salanm mdr? Transferler yaplrken neden seici davranlmaktadr? Benim bu konuda ki iddiam tahmin etmek zor deildir: Osmanl felsefeyi ve bilimi transfer etmitir; etmek zorunda kalmtr. nk haraca dayal retim tarzna sahip bir imparatorluk zihniyeti kendisine yabanclamay zorunlu klmaktadr. Ynetim kademeleri dahil, kendisine ait, kendi kklerine ait, kendi insanna ait, kendi toplumuna ait tm gerekleri mistifiye etmek, yabanclatrmak zorundadr. Felsefesinin ve biliminin, kendisini, kendi gereklerini deifre etmesini istememektedir. Hatta bu yzden felsefi ve bilimsel metinleri kendi diline bile evirmemektedir. Aliminin kendi toplumuna, kendi insanna ksacas varolan kendi gereine yabanclamasn salayarak, merkezi fetiletirmektedir. Bu sebeple, yaplan yeniliklerin hibiri bir krlma saylamaz. Dil sorunu, tam da burada ele alnabilir. Osmanl felsefesini ve bilimini konu edinen tarihilerin en ok zerinde durduklar sorunlardan biri de dil sorunudur. Transferler yaplrken dil, yabanclamay salamak, mistifikasyonu younlatrmak ve merkezin fetilemesini artrmak adna, transferin yapld kaynaklarn diliyle zdeletirilmitir. Trke dil bilincinin gelimemesi ve bilimin halktan kopmas,196 eitimin Arap dili ile snrl
195 196

Sayl, a.g.m., s. 6-7. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 33.

66

olmasna197, memur yetitirmek ve sunnilii savunan mderris ve kadlar retmek zere kurulan medreselerde nakli ilim kitaplarnn ve slm kaynaklarnn Arapa olmas sebebiyle dilin de Arapa olmasna,198 Trkenin ancak akli ilimler iinde alt dzeyde kitaplarda kullanlmasna,199 temel eserlerin birikim gerektirmesine ve savunulmas zor olmasna200 balanabilir mi? Eer balanabilirse, yaplan transferlerin gerekten dntrmek, deitirmek, krmak ve yenilenmek iin yaplan transferler olduklar sylenebilir mi? Ve eer bunlar transfer oluyorsa, kimler iin transfer edilmektedir sorusu akla gelmiyor mu? Yaplan felsefi ve bilimsel transferlerin halk iin yaplmad ortadadr; bunlar merkezi ynetimin meruiyetini artrmak zere, haraca dayal retim tarzna sahip bir toplumun devletinin anm ideolojisini tahkim etmek zere yaplmaktadr. Osmanl insan her zaman merkezin meruiyetini tahkim eden padiah (ynetim) yenieri (asker) alim (ulema) egemen ynetici ittifakna yabanclatrlmaktadr. Hatta XIX. yzylda dilde geleneksel kkene bal kalnmas ya da olduu gibi alnmas konusunda iki gr ortaya kt halde, Trke karlklar bulmak iin aba harcand halde, sonuta, eski dil ve metinler terk edilmi, felsefi birikim yitirilmi ve yeni terimlerin filolojik, tarihsel ve epistemolojik olarak anlam kaybolmutur.201 Tabi ki burada felsefi birikimlerini yitiren, yeni terimlerin filolojik, tarihsel ve epistemolojik anlamn kaybeden, deitirmeye ve dntrmeye alan yeni bir snf deil devleti kurtarmaya alan eski ynetimsel yapdan bakas deildir. Yoksa halkn sahip olduu felsefi ve bilimsel bir dili byle ksa sreler iinde terk etmek, halk anlamsz bir bolua brakmak mmkn deildir. Bu transferler gerekten bir krlma ve yenilenme saylamaz. nk bir toplum ancak retim tarzn deitirdiinde gerekten bir krlma ve yenilenme yapabilir. Bu sebeple, ister kuramsal erevelerin transferleri eklinde dnelim, ister youn bir bilimsel ve teknolojik transfer eklinde dnelim, bunlar toplumsal olarak yeni bir dnemi iaret etmezler; deilse mevcud retim tarzn destekleyici toplumsal formasyonun deitirilmesi adna hamleler olarak dnebilirler. rnein ilk transfeler, znik deolojisinin gerekletii, askersivil ayrmnn yapld, iktidarn kurulduu, kurumsallamann younlat Bursann fethi (1326) ile devletlemenin iyiden iyiye
197 198 199 200 201

Advar, a.g.e., s. 176. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 32. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 33. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 207. Demir, Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, s. 22-27.

67

hissedildii ynetici, asker ve lim merulatrmas temeline dayal kurulu dneminde202; ikinci youn transferler, meveretin sonunun geldii, merkezka kuvvetlerin temizlendii, etnisiteye iyiden iyiye yabanclald, devletin kurumsallap g unsurlarn dengeledii, imparatorluk bilincinin doruu olan Fatih Sultan Mehmet (1432-1481) zamannda;203 Batllamann youn olarak grld nc youn transferler dnemi ise d dinamik ykl kapitalizmin kendisini dayattt, genilemenin (d haracn) durduu, tmar sisteminin and, fiyat devrimlerinin Avrupadan ykc bir ekilde yayld, tmarl sipahinin ifrazlarla mtelzime dntrld, modernleme ile birlikte d smrnn de balad, Kanuni Sultan Sleymandan (1494-1566), III. Selimden (1761-1808), II. Mahmuttan (1785-1839), II. Abdlhamide (1842-1918) ve oradan ke kadar uzanan204 dnemdir. Bu dnemlerin hibiri haraca dayal dzenin terkedilmek istendii, yeni bir retim tarzna geilmek istendii dnemler deildir. Zaten, bunlar talep edecek yeni snflar da srekli olarak merkez tarafndan idi edildiklerinden, tm bu dnemler boyunca imparatorluk kurtarlmaya allm, haraca dayal retim tarz iinde kalnarak, bunlar destekleyebilecek deiimler sosyal formasyon zerinde yaplmaya allmtr. Aktrler deitirilmi, tmarl sipahi mtelzime, alim bilim adamna, mtefekkir mtekellim mutasavvf feylesofa dntrlm ama esas deitirilmesi gereken her zaman mistifiye edilmitir. Dolaysyla bu transfer dnemlerinin hibiri bir krlma ve deiim dnemi olarak adlandrlamaz. Transfer edilen her ne ise, eski tarafndan yutulacaktr. Yeni olarak transfer edilenler srekli eskiyi tahkim iin kullanlacaktr. Transfer edilirken zeminin bo olmamasnn, selektif davranlmasnn nedeni budur. Ama yeni bir insan, yeni bir toplum, yeni bir topya deildir. Ama devletin ve milletin kurtulmasdr. rnein, Demire gre, yaratan-yaratlan ilikisi zerine gelien ve XIX. yzylda Batdan alnan kuramsal erevede yaratan dlanm, yaratlanlar ise nesne ve olgu olarak alglanmtr.205 Yani yaratan yarattklarndan boanm, yaratklar nesnelere ve olgulara dntrlerek pozitivizm dncesine varlm, yaratan ise Tanr-Evren zdeliiyle206 merkezilemeyi

202 203 204 205 206

Bakaya, a.g.e., ss. 50-56. Bakaya, a.g.e., ss. 81-84. Bakaya, a.g.e., ss. 129-145. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 66. Demir, Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, s. 192-193.

68

destekleyen, devleti ve milleti harca dayal retim tarzyla birlikte yeniden diriltmeye ynelik daha st dzeyde bir mistifikasyona uratlmtr. Zaten bu transferlerde ou zaman, egemen ynetici snflarn yenilenmesi eklinde oluyordu. Osmanl mparatorluunda yenilenme ihtiyac, ordu ve kalemiye snflarnn yenilenmesi ihtiyacndan domutur.207 zellikle XIX. yzylda grlen, transferler ve yenilenme ihtiyac, kendi kaynaklarna dayanan, yeni kurumlar kontroll bir ekilde daha ok rgtlenmemi alanlarda kabul eden bir yenilenmeydi.208 Yeni kurumlara yerel kaynaklar atayan ve yksek denetimli bir Batya al sz konusuydu. Yeni kurumlarda genel olarak varolan ideoloji sistemi kurtarmaya ynelikti.209 Baty izleme, bilinli olarak ge braklyor, parac ve semeci davranlyordu; siyasi ve felsefi yeniliklerden uzak durulduu gibi deneye nem verilmiyordu.210 Yani, merkezi btnl koruyan, denetimi artrc, siyasi yapnn evreselletii211 ve arasal Batllamann olduu212 bir transfer ve yenilenme yaplyordu. Zaten Osmanlnn yapt ilk bilgi transferi, dorudan temas ve insan gleri ile olurken, transfer edilen konular tp, corafya, madencilik ve harp teknolojisi alanlarndayd.213 Bat teknolojisinin transferi ise teknisyen eitimlerine ncelik verilerek, Bat tekniklerini zamannda takip ederek, teknik transferde seicilik yaparak
214

ve

teknisyen

istihdamnda

kolaylklar

gstererek

baarmaya

allmtr. demektedir:

hsanolunn benim tezimi destekleyen anlamda daha da aka unlar

... modern bilimlerin Trkiyeye giriinin paradigmasnn ve Osmanlnn Bat bilimine bak asnn hepsinde ayn olduu anlalmaktadr. O da devletin ihtiyac olan askeri teknikler, ordu ve sivil toplumun idaresi ve ihtiyalar iin gerekli olan tp, astronomi gibi bilim dallar konularnda aktarmalarn acilen yaplmas gerei zerinde durulmu olmas ve bu ihtiyalar karlama snrlar dna fazla klmamasdr.215

207 208 209 210 211 212 213 214 215

Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 27. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 29-30. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 42. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 49-52. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 53. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 53. hsanolu, a.g.e., s. 203. hsanolu, a.g.e., s. 210-211. hsanolu, a.g.e., s. 247.

69

Bylece Osmanl tarafndan iki eyi bilinli olarak gerekletirmemitir: Birincisi Bat Bilimi btn olarak alnmam; ikincisi, aratrmaya dayal zihniyet oluturulmamtr.216 Bilme edimi faydaya ve arasal nedenlere dayanmaktayd. Zaten, fayda ilkesi ve pratik bilgi anlay Osmanl felsefesi ve biliminin her zaman nemli ve temel esi olarak grlr. Osmanl felsefesini ve bilimini inceleyen tarihiler, Osmanl felsefesinin ve biliminin pratik bir amaca ynelik olduunu, bilmenin pratik olarak gerekletiini savunurlar. Genelde bu pratikliinde fayda zerine kurulu olduunu iddia ederler. rnein, hsanolu, Osmanlda bilimin gereklemesini pratik gayelere ve ilmi keiflerin tatbikatna balamaktadr217. Bolay ise Osmanlnn dnrken fayda ilkesini benimsemi olduunu, bu faydann da bilginin pratii, ihtiyacn karlanmas ve objenin insan emrine verilmesi olarak alglandn ve alglanmas gerektiini sylemektedir.218 rnekleri uzatabilmek mmkndr. Osmanl felsefesini ve bilimini inceyelen hemen her kitapta bu iddialar bulunmaktadr. Burada sorulacak soru udur: Osmanl pratik bilme edimine, uygulamaya, neden nem vermektedir? Neden ilk nce ya da baskn bir ekilde tp, veterinerlik, askerlik gibi uygulamal bilimlere ynelmektedir? Lindberge gre, slm biliminin Yunan bilimini devrald (transmission) dnemlerde, deeri ve faydas olan bilimin ilk nce alnmaya ve evrilmeye balandn; bu evirilerde de en bayeri tp biliminin aldn sylyor. Tabi unu da eklemeyi unutmuyor: Bilginin Arap dnyasna geiinde eviriler barol oynuyorlarm; dolaysyla patron-eviren ilikisinin bir mant olumaya balyormu. Bu mantk alclarn dnen patronun, evirene kar srekli fayda ilkesini dayatmasyla oluyormu. Yani yle eyler evrilmeli ki patron evrilen her neyse ona alc bulabilsinmi ve bylelikle patron da eviren de prestij sahibi olabilsinmi.219 Zaten, bilim Ortaada yarar iin yaplmaktaym.220 Bu basit tespitin ardndan, doal olarak Osmanlda da eviri yaplrken ya da felsefi ve bilimsel transferler gerekletirilirken faydann n planda tutulduu, bu faydann da beraberinde elle tutulur pratik bilgiyi zorunluu kld sylenebilir. Yalnz burada,

216 217 218 219 220

hsanolu, a.g.e., s. 245. hsanolu, a.g.e., s. 38. Bolay, a.g.e., s. 101. Lindberg, a.g.e., s. 171. Hall, a.g.e., s. 6.

70

Lindbergin de patron-eviren ikilisinde belirttii gibi, dikkat edilmesi gereken bir husus var: Yaplan eviriler, getirilen bilim, bilinen pratik bilgilerin tm rastgele insanlar tarafndan alnmyor. Bunlar Osmanl toplumunda asker ve ulema gibi ynetici ittifakn iinde yer alan snflardr. Bunlar ilk nce haraca dayal toplumsal dzenin devamn getirebilmek ve bu dzeni ykmdan kurtarabilmek maksadyla, zellikle askeri bilgileri, ardndan veterinerlii ve tbb alyorlar. Aldklar tm bilimler haraca dayal toplumsal dzeni tahkim etmek iindir. Bu sebeple, pratik olmayan, elle tutulamayan bilginin hibir nemi yoktur; felsefe olsun diye felsefe yapmann bir manas yoktur;221 bir bilgi uygulanamyorsa vakit kaybdr, nemsizdir.222 Yusuf Akurann (1876-1935) felsefe renimi grm Mehmet zzete (1891-1930) syledii gibi filozofa deil, demirciye ihtiya vardr.223 Osmanl, istisnalar olsa bile, her zaman bu demirci zihniyetine nem vermitir. Haraca dayal retim tarznn iktisadnda sava ve ticaret ne kadar belirleyici unsurlarsa,224 sava ve ticareti kazandracak uygulamal bilimlerde o kadar nemli hale gelmektedirler. Neticede, varln srdrmeye ynelik savunmac Batllama225 ileBatnn alnp sindirilmesi Osmanl ynetiminin anlay ile snrl kalmtr.226 Osmanl ynetiminde bunalm ile birlikte gemiteki ideal devlete dnme istei nizam- lemciler tarafndan ve gelecekte kurulmas gereken ideal devlete dnme istei ise nizam- cedidciler tarafndan temsil edilmektedir.227 Demir, bu ayrm saclarn ve solcularn ilk blnmesi olarak grmektedir. Bu gre katlmyorum. nk bu ayrmn sadece sonradan benimsenen bir ayrm olduunu dnyorum. Ayrca, saclk-solculuk gibi bir ayrm, dncedeki farkllklardan deil, snfsal farkllklardan doar. Oysa ne nizam- lemciler ne de nizam- cedidciler yeni snfsal bir varlktan ortaya kmamtr. Her iki grn de amac yklmakta olan devleti kurtarmak, yani haraca dayal retim tarzn olabildiince srdrmekti. rnein bn-i Halduncular siyasi tartmalar bilimselletirmenin

221 222 223

Bolay, a.g.e., s. 163. Bolay, a.g.e., s. 104. Rahmi Karaku, 1908-1930 Trkiye'de Felsefenin Kavran ve Bu Kavranta Dinin Rol: Felsefe Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 76. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 54. Tekeli ve lkin, a.g.e., s. 54. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 178-179.

Servenimiz, 1. Bask, Seyran Kitap, stanbul 1995, s. 280-282.


224 225 226 227

71

yannda yklma srecini de yavalatmak amacndaydlar.228 Baka bir zmc brahim Mtefferika (1674-1745) pragmatist bir siyasi yaklam savunurken, Naima (1655-1716) tarafndan nerilen alim-asker-tacir-ifti snflarn, asker-memur-ifti-sanatkar/tacir snflarna dntrmekte, siyaset biliminin corafyay ara edinerek bilimsel olarak yaplmas gerektiini savunmaktayd.229 Elbette o da ilk nce dzenin devamnda en byk ara olan askerliin yenilenmesi gerektiini dnyordu. Zaten kendi yapt snflamada da alimler memurlara dnm vaziyetteydiler. iftiler, sanatkrlar ve tacirler ynetim tarafndan oktan idi edilmilerdi. Dolaysyla devleti kurtaracak yegne kesim askerler olarak durmaktayd. Mteferrikann zmlerine de paralel olarak, olgulara da bakld zaman, modern Avrupa biliminin askerler tarafndan getirildii, modern felsefenin ve bilimin askerler tarafndan kurulduu dnlmektedir. Elbette bir toplumda, toplumun deiik kesimleri felsefe, bilim ve teknoloji getirebilir. Bu kesim, bilim insanlar olabilecei gibi, tccarlar, sanayiciler ya da askerler de olabilir. Osmanl toplumunda da askerler hakikatten devleti kurtaracak giriimlerde bulunmular; bu ynde ie yarayan tm bilimleri, felsefeleri, sanatlar memleketimize getirmilerdir. Ama u soruda sorulmaldr: Neden modern felsefeyi ve bilimi tccarlar, sanayiciler, alimler getirmemitir de askerler getirmitir? Askerler modern felsefeyi ve bilimi getirirken ne niyet etmilerdir? Askerler nasl bir kesimdir ve bu kesimin felsefe ve bilim ile ilikisi ne olabilir? Kim tarafndan kimin iin getirilirse getirilsin, nasl kullanlrsa kullanlsn getirilen bu bilimi ne pahasna olursa olsun bilim olarak kabul etmek gerekir mi? Bilim, bilimi kullanan kafalar ve eller tarafndan ilerici hale getirildii gibi ayn Sovyet sisteminde olduu gibi gerici hale getirilemez mi? Bir kere bir toplumda askerler, politikay uygulamann en gl aracdrlar. Osmanl toplumunda zellikle merkeziyetiliin gl olduunu, mlk sahibi snflar rgtlenirken egemen snfn silahlandrldn, asker ve sivil ayrmnn yapldn ve merulatrmann ynetci asker alim ittifakyla kurulduunu biliyoruz.230 Dolaysyla Osmanlda asker snf varolan bir toplumsal formasyonu devam ettirmek, deilse egemen ittifaklar lehine dnmler yapmak iin bulunmaktadr. O halde, daha ak sylersek, Osmanl toplumunu ilerletmek iin deil, devleti-milleti kurtarmak iin ya da varolan dzeni, yani

228 229 230

Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 78. Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 170-175. Bakaya, a.g.e., s. 56.

72

haraca dayal Osmanl toplumsal formasyonunu devam ettirmek iin vardr. Bu anlamda ilerici olmaktan ok gericidirler. Byle bir snfn getirdii felsefe ve bilim de ilerici olmaktan ok gericidir. Halkna yabancdr. Zaten brahim Mtefferika, askeri bir yenilenmenin yaplmas gerektiini

sylerken231 herhalde zgr ve sivil bir felsefeyi ve bilimi dnmyordu. Yani Bat ilimi medrese dnda geliirken232, miyad dolmu ulema snf yerini baka bir mttefike, Bat ile en ok temasta bulunan, modern bilimi kuracak olan,233 kendisine ve halkna modern bilim retecek olan234 askerlere brakyordu. Elbette askerler de kendisine bu yetkiyi veren ulema snfn dneceklerdi. Bilimi getirirken eit ve sk anlamlarnn yannda aldatma anlamna da gelen fenn kelimesini seecekler, bylece alimleri ho tutmak isteyeceklerdi.235 Btn bunlar geliirken, haraca dayal bir dzenin styap kurumlar kendini yenileyecek, bu dzenin devam iin gerekli felsefi, bilimsel ve teknojik aygtlarla kendini donatacakt. Son olarak unu da eklemek gerekir ki bir toplumda yeni bir dncenin domas iin varolandan farkl ve varolan ypratp yokeden yeni bir retim tarzna dayal yeni ve retken bir snfn domas gerekir. Ancak yeni felsefe ve yeni bilim kendisini bu yeni ve retken snfla realize edebilir. Sonu olarak Osmanl toplumunda askerler varolandan farkl bir retim tarzna dayanan yeni bir snf deildir; varolan haraca dayal retim tarzn korumaya alan Osmanl egemen ittifaknn bir kesimidir. Bu sebeple felsefe ve bilim adna yeni bir ey retmesi, ilerici manada bir ey retmesi, toplumu ilerletecek hamleleri yapmas mmkn deildir. Bunun yannda Osmanl ynetici snf, paalarmz, askerlerimiz, alimlerimiz, ksacas devletllerimiz, Bat fikriyatn yakndan ve gnnde takip etmitir. Yani Osmanl biliminin Baty takip etmedii iin geri kald tezi, bugn ortaya kan bulgular tarafndan geerliliini kaybetmitir. Felsefi ve bilimsel faaliyetin takip meselesi olmad ortaya kmtr. Osmanl bilim tarihi konusunda yazlan ilk kitaplardan biri olan Advarn Osmanl Trklerinde liminde Bat ile yeteri kadar temasn bulunmad ve bu sebeple Osmanllarda bilimin geri kald iddia edilir.236 Fakat sonradan yaplan almalarda
231 232 233 234 235 236

Demir, Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, s. 170. Advar, a.g.e., s. 176. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 65. Advar, a.g.e., s. 184. hsanolu, a.g.e., s. 37. Advar, a.g.e., s. 125.

73

Osmanlnn bilim ve teknoloji alannda Baty zamannda takip ettii ortaya kmtr. rnein, hsanoluna gre bilimde ve zellikle de astronomi alannda Osmanl bilim adamlar Baty gncel olarak takip etmekteydiler.237 Baka bir almada, Demire gre, ilk gramer kitab Bergamal Kadri tarafndan Avrupal adalaryla e zamanl olarak yazlm fakat bu tr kitaplarn yazm devam etmemitir.238 Bu trden rnekleri oaltmak mmkndr. Osmanl felsefe ve bilim metinleri zerinde yaplan almalar biriktike, Osmanllarn Baty zamannda takip ettikleri ortaya daha ak bir biimde kmaktadr. Sonu olarak, Osmanl mparatorluunda felsefenin ve bilimin geri kalmasnn sebebi takip meselesi deildir. Eer bir geri kalmlk varsa devletllerimizin istei dorultusunda olmutur. Geri kalmlk konusunda Avrupa ile karlatrma sonucunda sylenen baka bir sav Yunan kaynaklarna dnlmemesi meselesidir. Fatih zamannda Avrupal Yunan kaynaklarna dnm, ama Osmanl Yunan kaynaklarna dnmemitir.239 Bugn de bu trden geri kalmlk yorumlar yaplmaktadr. Bu yorumlar Katip elebinin (1608-1656) yapt yorumlar ile hemen hemen ayndr: Yunan kaynaklarna dnmeyen Osmanl, stne stlk ynetim ve yarg zerine tercmeler yapm,240 medreselerdeki akli ve mspet ilimler gerilerken, nakli ilimin bir kolu olan fkh artmtr.241 Burada da syleyeceklerimiz daha nce syleyeceklerimizden farkl deildir: Geri kalma ve gecikme gibi kavramlar mutlak kavramlar deildir. Bir toplumda, hakim snflar iin gerilemek ya da ilerlemek smrlen snflar iin gerilemek ve ilerlemekle bir olamaz. Osmalnn Baty ok iyi bir ekilde takip ettiini ve her konuda rahata evirilen yapabilecek potensiyeli bulunduu biliyoruz. unu da biliyoruz ki Osmanl Bat bilimlerinden seerek almaktadr, siyaset alannda kendi kendini hiletiren bir aklsall bulunmakta, akli olanlarn tmn nakli olanlara evirmektedir. Sonuta, Osmanl toplumsal formasyonunda retici glerin hkimleri yaklak iki yz sene boyunca kendi felsefelerini ve bilimlerini geriletmemiler, ilerletmilerdir. Bunun en somut kant kmekte olan haraca dayal retim tarznn yaplan felsefi ve bilimsel transferlerle, pratik uygulamalarla, her trl aklsal politik arala iki yz sene boyunca ayakta tutulabilmesidir. Bu kendi kendini yok eden aklsalln, ne pahasna
237 238 239 240 241

hsanolu, a.g.e., s. 152. Demir, Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, s. 185-187. Advar, a.g.e., s. 57. Advar, a.g.e., s. 126. Advar, a.g.e., s. 126.

74

olursa olsun kendi egemenliini salayan retim tarzn ayakta tutmaya alan zihniyetin en byk baarsdr. Bu anlamda Osmanl felsefesi ve bilimi sanlann aksine devletllerimiz tarafndan bakarsak, baarsz deil baarldr. Felsefede ve bilimde geri kalmlk, yine Avrupayla yaplan bir karlatrma sonucunda, yeteri kadar retken atmann olmamasna balanmaktadr. Geri kalmlk, pratik hayattaki atmalarn mutasavvf ile alim, tekke ile medrese arasnda s olarak grlmesine,242 dolaysyla bu atmalarn rn olarak doacak deiimlerin kkl deiimler olmamasna243 balanmaktadr. Hemen sylemek gerekir ki bu atmalarn s olmasnn ve retici yenilikler getirememesinin sebebi atmalarn niteliklerinden kaynaklanmamaktadr. nk daha nce de belirttiimiz gibi haraca dayanarak elde ettii art rn kendinde toplayan gl bir merkezin kendisi dndaki retken snflar ve toplumsal kesimleri srekli ksrlatrdn biliyoruz. Dolaysyla alim ile mutasavvfn veya medrese ile tekkenin, merkez ve merkezka gler olarak deerlendirilmesi gerekmektedir. Zaten merkez tarafndan ksrlatrlm mutasavvfn, tekkenin veya konan retici bir atmaya, bu atmaya bal olarak yeni bir dnme neden olmas mmkn deildir. imdi tm bu tespitlerden ve eletirilerden sonra bu tezin ana konusuna dnebiliriz.

242 243

Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 63. Demir, Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, s. 68.

75

4. XIX. OSMANLI MATERYALZMNE MATERYALST BAKI


4.1. MATERYALZMN TANIMI, LTLER VE SINIFLANDIRILMASI
Her zaman bilinen skc tanmlarla ok uramadan sadece Bat materyalizmiyle bir karlatrma yapmak iin ve materyalizmi materyalizm yapan kriterleri belirleyebilmek iin materyalizm hakknda ksa bir fikr-i beyanda bulunmam gerekiyor. Materyalizm, tm varlk alann maddeye dayandran dncedir. Yani,en geni anlamyla materyalizm varolan her ne ise tamamyla maddi olduunu ya da en azndan maddi olana bal bulunduunu ileri srer.244 Daha ansiklopedik bir tanmla, btn evrenin, her varln ve olgunun, en temelde maddi zellik gsteren elerden olutuu, bunlarla ilgili aklamalarn da bu elere ve aralarndaki ilikilere indirgenebilecei yolundaki grtr.245 Maddi dnya, yani bilincimiz dndaki dnya dncenin temeli ve belirleyicisi, bu temel ve belirleyicilik de zellikle bilginin kayna hakkndaki sorgulamayla ilikilidir. Bizim de bu tezde zellikle zerinde durduumuz materyalizm tanm budur. Langea (1828-1875) gre, materyalizmin karakteristii, maddenin yapsnn tamamen maddi olmas, zihin ve ereklilik dhil olaylarn hepsinin maddenin hareketleriyle meydana geldiinin iddia edilmesidir246. Bu sebeple, materyalizm her zaman bir doa incelemesine dayanmtr.247 Hatta Langen, Bat materyalizminin tarihini dikkate alarak syledii gibi idealist dnemimiz boyunca bile fizik ve doa bilimlerinin etkisinin materyalist kuramlarn korunmas ve yaylmas bakmndan her zaman olumlu olmu olduunu kabul etmek gerekir.248 Arslann bu bozuk evirisinden de anlaldna gre, Langea gre bilim, materyalizmin arka bahesi gibi almtr. Sadece tanmlamak materyalizmi anlamaya yetmez. Yani materyalizmin

tanmndan yola karak bir kiinin materyalist olup olmadna karar vermemiz zordur. Bu

244

Roy Bhaskar, "Materyalizm", Marxist Dnce Szl, ev: Sina ener, letiim Yaynlar, stanbul "Maddecilik", AnaBrittanica, 15. Cilt, 15. Bask, Ana Yaynclk, stanbul 2000, s. 121. Friedrich Albert Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, ev: Ahmet Arslan, Friedrich Albert Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, ev: Ahmet Arslan, Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s. 76.

1993, s. 406.
245 246

1. Cilt, 1. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1998, s. 99.


247

2. Cilt, 1. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1998, s. 115.


248

76

sebeple, bu tanmn derinletirmek mecburiyetindeyiz. lk nce, materyalizm tanm gerei sylenen varolan her ne ise onun maddi olana dayandrlmas, varln kayna iin yeterli bir aklama olarak kabul edilemez. nk madde, sadece bir kavramdr ve etrafmzda onun biimlerinden baka gsterebileceimiz bir ey yoktur. O halde, madde dediimiz her ne ise, ilk nce, biz onun ilk elle tutulur somut halleriyle kar karyayz. O halde ilk nce varlk alann aklayabilmek iin kaynak olarak kabul edilecek eya, madde gibi kavramsal bir e deil, fiziksel bir e, duyularmzla algladmz ey olmaldr. Bu sebeple, materyalizm ya da bizim yaadmz adan baktmzda materyalist olarak etiketlediimiz dnce, onya filozoflar ile birlikte domu olarak kabul ediliyor. Thales (M. 624-546), Aneksimander (M. 610-546) ve Aneksimenes (l. M. 525) gibi dnrlerin oluturduu onya Okulu, materyalist ilk doumun gereklemesini salar. nk bu dnrler, varln kaynana su, toprak, ate gibi entiteleri koyarlar. Bu doumla beraber, materyalizmin tarihi boyunca serpilecek olan gelenekler de genetik olarak doana, yani materyalizme, aktarlr. Lindberg doutan gelen bu gelenekleri yle zetlemektedir: Ana madde ve oluum fikri, kaynan aklanmas, eletiri, kaynak olarak fiziksel bir entite nerilirken Tanry dlama, matematiksel modelleme, monist yaklam ve deiim fikri.249 Lange da onya dnemini, materyalist dncenin tarihi asndan ele aldnda, olaanst olandan, dinsel ve iirsel aklamalardan kurtulmak, akln ve gzlemin alanna girmek250 olarak betimlemektedir. O halde, materyalizmin ilk lt maddenin elle tutulur bir eye dayandrlmas, elle tutulur bir ey olduunun gsterilmesidir. Materyalizmin tanmndaki bu derinlik beraberinde sorunlar getirmektedir: Varlk alannn elle tutulur bir eye, fiziksel bir entiteye dayandrlmas elle tutulur fizilksel elerin eitliliini ve deiimini aklamamaktadr. Bu sebeple, kaynaa alnan fiziksel e ile birlikte monist ve sistemli bir yaklama da ihtiya vardr. En basit olandan en karmak olan karabilmek, eitlilii aklayabilmek ve tutarl bir kuram oluturmak251 gerekmektedir. Bu sebeple maddi olann ne olduu sorusu nemli hale gelir. yle bir ara kullanlmaldr ki tm sistemi en knden en byne, tm eitliliine gre

249 250 251

Lindberg, a.g.e., s. 34. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi,, s. 35. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 36.

77

aklamal ve ayn zamanda kavramsal olmaldr. te bu ara, materyalizmde ilk kez Demokritosla (M. 460-370) atom olarak benimsenmitir. Materyalizm, Demokritos'a kadar felsefi bir sistem haline gelmemitir.252 Langea gre deien evreni deimeyen atomlarna indirerek tasarmlamak atomculuun ve materyalizmin dier felsefelere yapt en byk etkidir.253 Atom dncesi, Demokritostan Gassendiye (1592-1655), Newtona (1642-1727) ve gnmze kadar evrilerek gelmitir. Demokritosta sadece birbirlerine gre kavramsal bir iliki iindeyken; Lucretius (M. 99-55), atomlar aras ilikiyi dmeler olarak tasarmlamtr. Gassendi, Epikr (M. 341-270) atomculuunu yeniden kurarak254, atomlar aras etkiyi arpma olarak tasarlamtr. Newtonun atomculua katt ey uzaktan etki ilkesini getirmek ve atomculuu da bu ilkeye gre tasarlamak olmutur.255 Lange, Lucretiustan Gassendiye kadar uzanan yaklak onsekiz yzyllk bir dnemi materyalizmin tarihinde bir gei dnemi olarak adlandrmaktadr.256 Langea gre, gei dneminde, felsefe iki deiik kanattan ilerlemeye balayacaktr:
Bunlardan biri Descartestan kalkarak Spinoza [1632-1677], Leibniz [1646-1716], Kant [1724-1804], Fichte [1762-1814], Schelling [1774-1854] zerinden Hegele [1770-1831] uzanr. Dieri Bacondan [1220-1292] kalkarak Hobbes [1588-1679], Locke [1632-1704] ve XVIII. Yzyl materyalistlerine gider. O halde bugnn materyalizmini dolayl olarak kendisine balamamz gereken, bu ikinci izgidir.257

Fakat felsefenin birinci kanad, Langen iddia ettii gibi, Hegelde durmam, materyalist felsefenin ikinci kanadn oluturan atomculuktan daha farkl bir monist ve sistematik anlay gelitiren Marxa (1818-1883) kadar uzanmtr. Bu anlamda, diyalektik ve tarih teorilerini materyalizm ile birletiren Marx, atom teorisinden farkl olarak diyalektik ve tarihsel materyalist teoriyi gelitirmitir. O halde, materyalizmi materyalizm yapan elerden ikincisi, Varln kaynana konulan fiziksel entitenin, o elle tutulur eyin, monist ve sistemli bir yaklamla kavramsal

252 253 254 255 256 257

Sidney Hook, "Materialism", Encyclopedia of Social Sciences, 9. Cilt, Macmillan, NewYork 1948, s. 209. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 120. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 226-229. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 377. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 148-216. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 206.

78

olarak tasarmlanmasdr. Bu kavramsal monist ve sistemli yaklam, Varln tm deiimini ve eitliliini aklamaldr ya da en azndan aklama iddiasnda olmaldr. Diyalektik ve tarihsel materyalistler gelitirdikleri monist ve sistemli materyalizm anlayndan daha da fazlasn yapmlar, Thalesten bu yana gelen eletiri damarn da ap canlandrmlardr. lerlemenin ve gelimenin karsnda bulunan tm engelleri kyasya eletirerek, materyalizmin geleneinden gelen eletiri yeteneini de snrlarna vardrmlardr. Elbette ki hedefteki eletiri konusu da Tanrdr. nk Tanr, idealizmin Varlk kayna ve monist-sistematik yapsnn birletirici ve tasarmlayc en nemli unsurudur. Esasnda, buradaki Tanr kavramlatrmas, ou zaman geni kitlelerin sahip olduu dinlerin Tanrlaryla, rnein Allahla ya da Yehovayla kartrlmaktadr. Esas olarak idealist fikirler, her zaman olmamak kaydyla, dini fikirlerle arkadalk yapmlardr. zellikle, Batnn byk filozoflar, ou zaman din adamlardrlar. Trke teriminin tam manasyla imam olduklar bile sylenebilir. Materyalizm de kimi zaman dinlerin sahip olduklar bu Tanrlar eletirmek zorunda kaldysa da burada gerekten kastedilen, bilei bklmez dinsel tanrlardan ok, krlp her defasnda daha salam yaplabilen felsefi tanrlardr. Materyalizm Batl felsefelerin ya da dinlerin tanrlarn balk altnda eletirmitir. Bunlardan ilki Tanr yerine fiziksel bir entitenin konmas eklindedir. onya okulu Tanr yerine sadece fiziksel bir varlk nermitir. Bu varlk su, hava, toprak gibi fiziksel bir entitedir. kincisi, Tanrnn balangca ekilerek, maddi varl serbest brakmasdr. Gassendinin fikirlerinde olduu gibi, Tanrnn imdiki durumdan balangca ekilmesi, bir kez her eyi yaratarak maddi deiimin bilgisini insana brakmas materyalizmin gelimesinde nemli bir etkidir.258 Tanr eletirisi yaplrken gelitirilen nc yaklam, Tanrnn reddedilmesi ve daha ok felsefelerle dinlerin alt st oluu sonucu ortaya kan ilahi alana ait her ne varsa yok saylmasdr. Modern Avrupada XV. yzyldan balayarak Tanr yitirilirken, onya Okulunda olduu gibi, Tanr yerine sadece fiziksel bir varlk nerilmemi; insan kendine dnp Tanry kendinde aramaya koyulmutur. Akl yoluyla mantk, eletiri ve aklamay gelitirmi; doa yoluyla yasal dnmeye balam; bilim yoluyla deney ve kantlar getirmeye alm; insann

258

Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, 1. Cilt, s. 219.

79

varlnda akl ne karm; tek zne olarak insan ortaya atarken hmanist bir yaklam gelitirmitir.259 Elbette burada eletirilenler sadece tanrlar deildir. in daha dorusu, esas olarak tanrsal olanlar eletirilmektedir. Kimi zaman materyalizm iin, bir bilim dalnda ele alnan ve sorgusuz sualsiz kabul edilen anlaylar bile tanrsal anlaylar olarak kabul edilip sistemli bir ekilde eletirilmilerdir. O halde, materyalizmi materyalizm yapan nc ve son e, sistematik eletiridir. Sonu olarak, bu tezde, yukarda da ksaca gerekeleri verilmi olan ve materyalizmi materyalizm yapan lt kabul edilmektedir: (1) varln kaynann elle tutulan bir kaynak olarak kabul edilmesi, (2) kaynaa konulan bu maddi varlkla birlikte, monist ve sistemli bir teorinin olmas; (3) elle tutulur bir kaynaktan, monist ve sistemli bir teoriden yola klarak sistemli bir eletiri yaplmas. Osmanl materyalizmi de bu lte gre incelenecek, bu lt bir aradaysa en azndan bir arada olmas iin niyet edilmise, ite o dnceye materyalist dnce olarak baklacak, o dnceyi savunanlara da materyalist denecektir. Doyasyla bizim tezimizin merkezine koyduumuz XIX. yzyl Osmanl materyalizmi ve Baha Tevfik de bu ltlere gre deerlendirilecektir. Ayrca byle bir aray ve deerlendirme Osmanl materyalizminin gelimesinin byk bir sistemin paras ve bir btnn fonksiyonu olarak dnlmesine katkda bulunacaktr. Son olarak materyalizminde eitlerine de deinmek gerekiyor. Eer yukarda belirttiimiz ltlere uygun bir Osmanl materyalizmi tespit edeceksek, bunun hangi tre yaklatn da belirlemek suretiyle niteliklerini daha ak syleyebiliriz. Bu tezde Bhaskarn (d. 1944) yapt snflama kabul edilmitir. Zaten bu snflama da standart snflamalardan biridir. Bhaskara gre toplumsal olann biyolojik olandan doduunu iddia eden varlkbilimsel materyalizm, bilimsel dncenin dntrc etkinlii olduunu iddia eden epistemolojik materyalizm ve insann toplumsal biimlerin yeniden retim ve dnmlerinde etkin rol oynan syleyen pratik materyalizm felsefi materyalizmi oluturur. Tarihsel materyalizm, emek srecinin ya da daha genel anlamda insann
259

Morin, Avrupa'y Dnmek, s. 85.

80

retiminin ve yeniden retiminin insanlk tarihinin geliiminde nedensel stnl olduunu ileri srer. Bilimsel materyalizm ise, bilimsel inanlarn ieriklerinin gereklii ile tanmlanr.260

4.2. BAHA TEVFKE GELNCEYE KADAR MATERYALZMN DURUMU


Klasik anlamda konuya gemeden nce geleneksel olarak ahvalin, vaziyetin, vaziyeti umumuyenin veya manzarann yks anlatlr. Ben de burada byle bir durum vaziyetinin resmini izeceim elbette Fakat bu klasik anlamda XIX. yzyl Osmanl felsefesini ve bilimini anlatan her trl kitapta grlen tarzlardan biraz farkl olacak. Farkll ifadesinden deil, konuyu ele almdan kaynaklanyor. Amacm, acemice de olsa bir kavramsal emann olumasn salamak, bu kavramsal emay arka planda alan temele yani Osmanlnn retim tarzna dayamak ve btn bunlar bir sosyal formasyon iinde anlamaya almaktr. Yukarda belirlediimiz materyalizmi materyalizm yapan l ve materyalizmin eitleri ise bize sadece bu kavramsal emann kmasnda faydal olacaklardr.

4.2.1. Kk, Kavram: Zndk ve Mlhid, Vahdet-i Vcud; Vahdet-i Mevcud ve Kutb-Mehdi
Tespitlerime gre, Osmanl materyalizminin kknde kavram bulunmaktadr. Bu kavramlar zndk ve mlhid, vahdet-i vcud; vahdet-i mevcud ve kutb-mehdi kavramlardr. Bu kavramlarn tezim asndan nemini aklamadan nce ne olduklarna ve tarihlerine bakmak faydal olacaktr. Zndk ve mlhid, zendeka ve ilhad yapan kii demektir. Osmanl Devletinin ve ayn zamanda slmyetin de tavr, zendeka ve ilhad hareketlerini "ne tr olursa olsun, Snni slm'a muhalif inan ve hareketler olarak tanmlanmaktadr. Kafir ve mrik terimleri ak bir inanszl belirtirken, zndk ve mlhid kelimeleri daha ok gizli inanszl da gstermektedirler. Zndklk daha ok ehl-i snnete kar olma durumunu dile getirirken, mlhidlik ise tamamen inanszl, Allaha inanmamay, ateist ve materyalist olmay dile getirir.261 Ama zndk ve mlhid tek bir noktada bulumaktadr: ehl-i snnete kar olmak. Sonuta Osmanlda materyalistler, ilk nce materyalist olarak alglanmamlar, bunlar ancak ehl-i snnete kar bir durum aldklarnda dikkate
260 261

Bhaskar, a.g.m., s. 406. Ocak, a.g.e., s.14.

81

alnmlardr. Yani materyalizm felsefi ve bilimsel bir duruun simgesi deil, ehl-i snnete inanszl dile getirmektedir. Dolaysyla materyalistler de olduka kalabalk ve kark bir muhalefet grubunun iindedirler. Bu grubun iinde, ateistler, aleviler, mutasavvflar olabilecei gibi, snni olup da devlete kar gelenler bile vardr. Yani klasik slmyette olduu gibi, Osmanlda da materyalistler, materyalist olduklar iin deil ehl-i snnete kar olduklar iin takip edilmekte ve fikirlerinin siyasi bir zemine tanmas halinde ise yok edilmektedirler. Burada ilk kavram olarak ortaya kan zndk ve mlhid ya da zendeka ve ilhad slmyetin de, Osmanlnn da konuya baknda temel bir kavram olarak durmaktadr. Bu sebeple ksaca, bu kavramn slmyetten bu yana gelimesine bakmak ve Osmanldaki tarihsel geliimini izlemek gerekmektedir. lk zendeka ve ilhad hareketleri daha peygamber zamannda ortaya km, ondan sonraki birka yzyl iinde hemen ekillenmitir: Kitlesel zendeka hareketlerini mezhepi, ihtilalci ve entelektel olarak ksmda inceleyebiliriz. zellikle konumuz asndan da nemli olan entelektel zendeka, brokratik, edebi, kelami ve fkhi, felsefi ve tasavvufi olmak zere klasik slm dnemden beri izlenebilir ekilde olgunlam bulunmaktayd.262 Kavramsal olarak zndklk ve mlhidlik, Peygamber zamannda ortaya kan zhdilik ile ekillenmeye balad. Bu hareket, slmyetin ilk yllarnda bireysel tarzda bir bakaldry dile getirmekteydi. Zhdi olanlar pasif direniilerdi ve zhdilii slmyeti korumak amacyla yaplyorlard.263 zellikle, slmyetin ran ve Irakta kendisinden nceki zendeka ve ilhad inanlaryla birlemesi sonucunda, XI. yzylda Badatta kurulan ve Hallac- Mansuru (858-922) yetitiren tasavvuf okulu264 ile ilahi ak ve cezbeye dayal Horasanda kurulan Melametiye okulu265 zndklarn ve mlhidlerin yetitikleri nc sufi okullar oldular. XIII. yzylda tasavvufun en byk teorisyeni Muhyiddin bn'l Arabi (11651240), vahdet-i vcud kavramn gelitirerek tm sufi hareketleri dnme uratt.266

262 263 264 265 266

Ocak, a.g.e., ss.18-51. Ocak, a.g.e., s.120. Ocak, a.g.e., s.121. Ocak, a.g.e., s.121. Ocak, a.g.e., s.122.

82

Yine XIII. yzylda Anadoluda snni mezhepler olarak Mevlevilik, Rfailik, Kadirilik267 geliirken, Mool putperestliine tepki olarak, koyu bir snni izgi, yaylmac bir politika izleyen Nakibendilik268 de grlmekteydi. Sufi inanlar Anadoluya genel olarak Hurufilik269 ile girdiler. Hurifilik, Osmanlda tm zendeka ve ilhad hareketlerinin en kkl bileenidir. Tasavvuf retileri, XV. yzylda Melametiyelii Melamilik ekline dntren konumuzla alakal olarak vahdet-i vcud ve kutb (mehdi) kavramlarn270 ileyen Bayramilik, bir merkezi olmayan ve birok tarikat douran Halvetilik ve elbette Bektailik271 ile birlikte gelitirilip muhalif hareketler haline dntler. Snni, Hanefi, aklc itihat, maddeci, sufi, mehdi ve isyanc olan bir tarafyla materyalist ve aklc, dier tarafyla spiritalist ve mistik bir kiilik sergileyen eyh Bedreddin272; tartmac, kmseyen, alayc, rekabeti, fen bilimlerine eilimli ve bazen zndk ve mlhid inanlar benimseyen Molla Ltfi273 (.1495); teolojik polemiki Molla Kabz274 (.1527); Allaha inanan ama materyalist yorumlar yapan Nadajl Sar Abdurrahman Efendi275 (.1602) ve son olarak gerek bir ateist gibi duran Lari Mehmed Efendi276 (.1665) XIV. yzyldan XVII. yzyla kadar Osmanl entelektel dnyasnda grlen zndk ve mlhid saylan simalardr. Klasik slmyetde zendeka ve ilhad hareketlerine kar yasal ve bilimsel boluu doldurmak zere ulema harl harl almakta, hukuksal, bilimsel daha ksa deile tm entelektel boluklar doldurmaktadr277. Osmanl ulemasnn da zndklk ve mlhidlik konusundaki entelektel almalar yaklak bu ekildeydi. Ulema snfsald278; devlet ve siyaset karsnda bamszlklarn Byk Seluklular (1038-1194) zamannda kurulan

267 268 269 270 271 272 273 274 275 276 277 278

Ocak, a.g.e., s.123. Ocak, a.g.e., ss.124-125. Ocak, a.g.e., s.131. Ocak, a.g.e., s.258. Ocak, a.g.e., ss.125-126. Ocak, a.g.e., s.167. Ocak, a.g.e., ss.205-227. Ocak, a.g.e., s.237. Ocak, a.g.e., s.244. Ocak, a.g.e., ss.245-248. Ocak, a.g.e., s.55. Ocak, a.g.e., s.107.

83

Nizamiye medreselerinden bu yana koruyamayan daha nceki ulemann bir devamyd.279 Zaten o zamandan bu yana idari olarak tm brokratik gelenekleri oluturmu, devletle i ie gemi, hatta devlet
280

adamlar tarafndan

brokratik

bir statlendirilme

ile

mkfatlandrlmaktayd.

Ocaka gre ulema snf zellikle zendeka ve ilhad hareketleri

de dnlrse aadaki ilevi yerine getirmekteydi:


"... Osmanl ulemas arasnda, bir yandan devletin brokratik ihtiyalarn yerine getirme, te yandan halkn inanlarnn bozulmamas iin gayret sarf etme gibi iki pragmatik endienin sevkiyle, birincisi Ehl-i Snnet d cereyanlar bilimsel olarak rtmek ve Ehl-i Snnet'i glendirmek, ikincisi ile bu cerayanlar hukuk asndan mahkum etmek zere, Kelam ve Fkh, ne kan iki gzde bilimsel disiplin olarak yzlerce yl yerlerini korudular."281

Sonu olarak, zendeka ve ilhad hareketleri imparatorluun siyasal ve toplumsal olarak buhran dnemlerinde olumaktayd.282 Bu hareketlerin tmnde ortak olarak grlen yan, ilmiye ile sufiyenin atma halinde olmasyd.283 Bu hareketler "bizatihi siyasal dnce niteliini tamyor"lard, diniydiler ama bir taraftan da "iktidara kar vaziyet al demek olduundan, yine de siyasal bir ilev grm olmakta..."ydlar.284 Osmanlda grlen zendeka ve ilhad hareketlerinin hemen tmnde Hurufilik bileeni vard285 ve bu hareketlerin hibiri yeni zmler getirmeyen, kaktlar yapmayan ve orijinal olmayan286 hareketlerdi. Bu ksa zetten sonra, XIX. yzyla gelmeden nce Osmanl materyalizminin nemli kavram olduu anlalyor. Bunlardan ilki, bu blmn banda dile getirdiimiz zndk ve mlhid kavramdr. Bu kavramn sadece materyalistlerini deil, ehl-i snnete kar olan tm kesimleri dile getirdiini biliyoruz. Dolaysyla gerek Klasik slm ve gerek Osmanl zendeka ve ilhad hareketleri iinde materyalist tm eler ehl-i snnet kart fikirlerle kark ekilde bulunmaktadrlar.

279 280 281 282 283 284 285 286

Ocak, a.g.e., s.110. Ocak, a.g.e., s.114. Ocak, a.g.e., ss.118-119. Ocak, a.g.e., s.328. Ocak, a.g.e., s.328. Ocak, a.g.e., s.329. Ocak, a.g.e., s.329. Ocak, a.g.e., s.330.

84

Vahdet-i vcud Osmanl materyalistlerini anlamak iin gerekli olan ikinci kavramdr. Bu kavram materyalizm asndan ele alrken vahdet-i hud ad altnda yorumlanm ehl-i snnete yakn yumuak huylusunu deil hulul ile yorumlanm287 eklini dikkate almamz gerekir. eyh Bedreddin Osmanldaki ilk vahdet-i vcud telakkisini olutururken, daha sonrakiler vahdet-i vcud izgisinden vahdet-i mevcud izgisine kayan bir yorum takip etmiler, Hallac- Mansur geleneine bal olarak Enel-Hakk panteizme kadar varmlardr.288 rnein Vahdet-i vcud ve vahdet-i mevcud kavramlar Baha Tevfik tarafndan ele alnp incelenmitir. Vahdet-i mevcud, vahdet-i vcudun daha materyalist ve bilimsel hale getirilmesidir. Vahdet-i vcud da yaratlmlar yaratcda erimi olarak grmek kabildir ve ancak zevk ve kef ile idrak olunur. Hlbuki vahdet-i mevcud, vahdet-i vcudun tam zdddr, yaratcy yaratlmlarda aramak demektir ki, ancak inceleme ve aratrma sonucu bilimsel olarak idrak olunabilir.289 Burada zerinde duracamz bir nc kavram, kutb-mehdi kavramdr. Bu kavramn da Osmanl materyalizmini anlamak asndan nemli olduunu dnyorum. Tasavvufun velayet teorisiyle sk bir ekilde ilikilendirilen kutb anlay, bu kinatn ynetiminden sorumlu olup aadan yukarya doru, saylar giderek azalmak suretiyle bir mertebeler
290

silsilesi

meydana

getiren

veliler

pramidinin

tepe

noktasndaki

ahsiyettir.

Bu kavramlarn ksa aklamasndan sonra Osmanl materyalizmi ile ilikisini aklayalm. Bu kavramlar ilk nce Dou toplumlarnn ve sonra bu toplumlarn bir devam olan Osmanl toplumunun temelinin yani haraca dayal retim tarznn oluturduu kavramlardr. Bu kavramlar oluurken harac retim tarzna dayal merkezi yapnn ve onun ideolojisinin (ki burada ehl-i snnettir) kart olarak ortaya kmtr. Osmanl toplumu asndan ele alrsak, hara retim tarzn yeniden retebilmek zere oluturulmu felsefe, ilim gibi styaplara kar bir tepki olarak olumutur. Ehl-i snnete, tevhid-i slma, nizam- aleme ve bunun gibi merkezi kuvvetlendirmek zere retilmi

287 288 289

Ocak, a.g.e., s.259. Ocak, a.g.e., s.260. Mustafa Ate, Baha Tevfik'te Din ve Tanr Problemi, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Seluk Ocak, a.g.e., s.262.

niversitesi, Konya 2004, ss.94-95.


290

85

birok doktrine bal olan Osmanl felsefesi ve ilimi Allah merkezin zerinde ve merkeze yakn olarak kabul ederken, vahdet-i vcud kavram ise merkeze yakn ve merkezin zerinde bulunan bu Allah inancn eletirmekte, merkezin kurduu hiyerariyi ve sistemi paralamaktayd. Allah merkezi olarak kabul etmek yerine, vahdet-i vcud teorisi ile tm varlklara yayyor; vahdet-i vcudu vahdet-i mevcuda kadar gtrerek, hara merkezi yapnn karsnda duruyordu. Ksacas vahdet-i mevcut teorisi, hara merkezin teorisine kar olarak benimsenmitir. Kutb-mehdi anlay ise vahdet-i vcud teorisiyle bir bakma ykma uratlmaya allan Osmanl merkezinin karsnda oluturulan baka bir merkezdi. Kutsal bir ilahi varl291 anlatyordu. Bu kar merkez, yeri yurdu belli olan ve stanbulda bulunan imparatorluun merkezine ve ona yakn olan ehl-i snnetin Allahna kar her zaman ve meknda diledii ekil ile grnmekteydi. Ocaka gre tm dolambal szlere ramen merkezin karsnda bulunan bu kutp-mehdi kavram, Allahn bu alemi ynetmek zere ilahi yetkilerle donatt, insan grnmndeki insanst, fevkalede bir varlk, adeta Allahn kendisidir.292 Sonu olarak kk itibaryla materyalizm dncesi zendeka ve ilhad kavram iinde merkeze kar olan dier btn kavramlarla bir ele alnmaktadr. Materyalizmin Osmanl dncesinde bal bulunduu genel teori vahdet-i vcut ve vahdet-i mevcut teorisidir. Bu teori de bir cephe teorisi olarak durmakta materyalizm ile birlikte merkeze kar olan birok fikri barndrmaktadr. Kutb-mehdi kavram tasavvuftaki velayet teorisinin bir kavram olup, merkezde bulunan Allah zihniyetinin kartn yanstmaktadr. Materyalizm bu kavramn iine gmlmtr. Dolaysyla bu kavram anlamadan Osmanl dncesinde beliren materyalist eilimleri de anlamak mmkn deildir.

4.2.2. Derin Bir deoloji: Nizam- lemden Nizam Cedide Devleti Kurtarmak
XIX. yzyl Osmanl materyalizmini anlamak iin gerekli olan ikinci bilgi, materyalizmin de iinde bulunduu XIX. yzyl Osmanl yenileme hareketinin gdlerini anlamaktan gemektedir. Genelde Osmanlnn yenilik hareketleri ilk yenilgiyle gelen

291 292

Ocak, a.g.e., s.264. Ocak, a.g.e., ss.264-265.

86

Karlofa Antlamasna (1699) balanr. lk yenilgi, ilk antlama ve ilk toprak kayb, nizam- alemin de atrdadn gsteriyordu. O halde yenilikler, halkn, yeni bir snfn, yeni bir retim tarznn saikiyle deil, devletllerimizin saikleriyle kendini gstermi oluyorlard. Karlofa yenilgisiyle gelen yenilik istei II. Mahmut (1785-1839) ile beraber ittihad anasr ideolojisi olarak karmza kmaktayd. Burada II. Mahmutla balayan Tanzimat (1839) ve Islahat (1856) dnemleriyle birlikte bir Osmanl Milleti293 ina edilmeye allmtr. ttihad- anasr baarsz olmutur; nk dzenlemelerde halk devre d braklm, sadece yasal ve idari bir dzenleme olarak kalm ve stne stlk bu projeler Osmanlnn kendi projeleri olarak yrrle sokulmamtr.294 ttihad- anasrn baarszlndan sonra ikinci proje olarak tevhid-i slm karmza kmaktadr. Tevhid-i slm II. Abdlhamidin (1842-1918) projesidir; adndan da anlalaca zere Osmanl topraklarnda slm bir birlii yrrle koymaya almaktadr. Bu proje de baarsz olmutur. nk Osmanl topraklarnda Mslman olmayan dini gruplar, zellikle Hristiyanlar ayrlmlar, bu politikann yrrlkte olduu srede Mslman lkeler dorudan Batl Hristiyan lkelerin smrgesi durumuna gelmilerdir.295 Tevhid-i slmn baarszlndan sonra, yenilikiliin ve zellikle pozitivizmin byk projesi ttihat ve Terakki yrrle konmutur. ttihat ve Terakki ilk nce Osmanllk yapm ve arkasndan Trkle dnmtr.296 ttihat ve Terakki ise temelde iki farkl ve rakip anlaya sahipti: Despotik ve merkezi bir yapy savunan, Trk-slm-Osmanl sentezine dayal bir anlay dile getiren yerel dinamiki Ahmet Rza (1858-1930) kanadyla; adem-i merkeziyeti bir yapy savunan slm-Osmanl sentezine dayal bir anlay dile getiren yabanc dinamiki Prens Sabahattin (1877-1948) kanad.297 kinci kanat bizim iin nemli, nk Baha Tevfik ttihat ve Terakkicilerin ne kamayan bu ikinci kanadn vdn ve adem-i merkeziyeti olduunu biliyoruz.

293 294 295 296 297

Bakaya, a.g.e., ss.238-239. Bakaya, a.g.e., s.240. Bakaya, a.g.e., ss.241-245. Bakaya, a.g.e., s.275. Bakaya, a.g.e., s.248.

87

Bu devleti kurtarma doktrinlerinin hibiri baarl olmad. nk d dinamik ykl kapitalizm298 Osmanly smrgeletirmekte, tmar sistemi mltezim sistemine dnmekte,299 drt bir yanda ekonomik ve toplumsal dnmler yaanmakta, fiyat devrimleri kasp kavurmaktayd. Osmanl ynetimi genilemenin durmas halinde kendisinin de leceini iten ie anlamt, bunun iin devlet ynetimine ynelik her trl askeri ve brokratik yenilik kabul edilmekteydi. Ama modernleme ilac da Osmanl Devletine yaramad. Avrupal Osmanly smrgeletirmek istiyor, komprador Osmanl kendi egemenliinin devletini korumak iin her trl yenilii yapmak istiyor, yoksulkimliksiz halk dini tepki gsteriyor, en sonunda yine devletllerimiz ilericilikle talandrlrken, devletllerimizin halk veya srs gericilikle sulanyordu.300 XIX. yzyl materyalizmini anlamak iin nizam- lemden nizam- cedide giden bu yolda, devleti kurtarmak iin gelitirilen kavramlar da anlamak gerekir. Baha Tevfik, yaklak iki yzyldr srekli yenilen, srekli yenilenen, srekli modernleen, srekli toprak kaybeden, siyasal anlamda tm teorik kalelerini birer birer deneyip kaybeden bir imparatorluun iindedir; ite byle bir imparatorluun son safhasnda domutur. Eer bir are bulmaya alacaksa, bilim yapacaksa ya da bir felsefe seecekse en azndan bunlar hangi ortama gre yapt anlalabilir.

4.2.3. Baha Tevfike Giden Fikir Yollar


Baha Tevfike gelmeden nce, Baha Tevfike gitmesi gereken dnyadaki fikir yollarndan, bilimlerden ya da felsefelerden varolan sorunlarn toplumsal zmlerine ulaabilmek iin neler yapldndan bahsetmek gerekmektedir. Biz burada daha ok zm retmi, faydas olan fikir yollarndan bahsedeceiz. yle ya, bizim entelektellerimiz faydal ve zme dayal olarak dnmektedir! Baha Tevfik dneminde dnyada yukarda bahsettiimiz durum u vaziyetteydi: Adam Smith (1723-1790), Ricordo (1772-1823) ve J.S. Mill (1806-1873) izgisinden ilerleyen klasik iktisat, 1860'l yllardan itibaren neo-klasik iktisada doru bir deiim izlemeye balamt. Bu deiim, I. Dnya Savandan hemen nce bir taraftan

298 299 300

Bakaya, a.g.e., s.129. Bakaya, a.g.e., ss.144-145. Bakaya, a.g.e., s.215.

88

sistem mhendisliine, dier taraftan kamu ynetimine alacakt. Her ne kadar sistem mhendislii alanlar 1930'lu yllarn rnyse de kamu ynetimi, neo-klasik iksitadn domasnan ok ksa bir sre sonra, 1880'li yllarda bir bilim olarak kendini gstermeye balamt. Sosyoloji, 1820'lerden hemen sonra Saint-Simon (1760-1825) ve 1850'lerde de Comte (1798-1857) ile bir disiplin haline gelmiti. Comte 1900'lerin retim mhendisliinde ok etkili olacak iletme alanlarn tetiklemitir. Dier taraftan, onun sosyoloji dncesi, Alman Tarihsel Okulunun dncesinde en temel bileenlerden biri olacaktr. Comte, gibi 1930lara doru Weber (1864-1920) ve 1950lere doru da Popper (1902-1994) sosyoloji alanlarndan yine ayn alanlara ayn etkileri yaratacaklardr. zellikle Weber, iletme alan iinde organizasyon geliimi daln yetkinletiren etkiler yaratacaktr. Alman Tarihsel Okulunun gelime izgisinden ise I. Dnya Sava ncesinde kurumsal ekonomi geliecektir. Tarihsel materyalizm 1840l yllarda iyice belirginleecektir. Marx ve Engels bu alan yaratrken, Alman Tarihsel Okulu ile kendileri arasnda kalan pragmatizm oluacaktr. Dier taraftan, topyaclar, sosyal anaristler ve radikaller tarihsel materyalizm tarafndan eletirilecek ve daha politik bir tartma iine itileceklerdir. Tarihsel materyalizme, I. Dnya Savandan hemen sonra Lenin (18701924) ile pratik alana indirilip hayat verilmitir. Leninin kavramlar, kendisi ile topyaclar, anaristler ve radikaller arasnda Frankfurt Okulunun domasna sebep olacaktr.301 Anlalan o ki, Baha Tevfik, yukarda ad geen yeni bilimlerin ve belli bal akmlarn olumaya balad bir zamanda entelektel faaliyetini srdrd. Bu bilimlerden ve akmlardan etkilenmesinin ya da etkilenmemesinin sebeplerini bu bilimleri ve birbirleriyle olan ilikilerini gz nnde bulundurarak cevaplandrmak gerekmektedir. Dnyada oluan bu akmlarn en temel bileenleri iktisat, tarih ve sosyolojidir. Yani en azndan felsefede ve sosyal bilimlerde yaplan aklamalar iktisadn, tarihin ve sosyolojinin kavramlarn baskn ekilde kullanacaktr. Zaten yukardaki bilimlere ve akmlara bakarsak, sosyolojinin ve anarizmin Baha Tevfik tarafndan ele alndn gryoruz. Nitekim Osmanl entelektel dnyasnda da sosyoloji biliminin ykselii ayn zamanlara rastlamaktadr: Bu sosyoloji knn ortak zellii, birey-devlet ilikilerini

301

John Friedmann, Planning in The Public Domain: From Knowledge to Action, 1.Bask, Princeton

University Press, New Jersey (ABD) 1987, ss.54-63.

89

dzenlemeye almas ve areyi de eitimde bulmasdr.302 Sosyolojinin en byk simas Ziya Gkalp (1876-1924), Baha Tevfikin adadr. Tanzimatta ilimden bilime doru yaplan yolculukta bilime olan susamlk giderilirken dini konulara da duyarl kalnyordu.303 Baha Tevfikin zellikle stanbul yazlarnn yer ald II. Merutiyet (1908) ise ilim-bilim atmasnn kuvvetlendii zamanlandr.304 Bu atmann arasnda dnemin felsefe sorunlar, bilimin gerekliliine, deiime, felsefenin iindeki "edebiyat katks"na, savunma ve polemie dayal ideolojilere, problemlerinin toplumsallna, speklatif ve ferdi sosyolojik dnceye ve Osmanlya sistemli ekilde bakmaya almak olarak durmaktadr.305

4.3. BAHA TEVFK (1884-1914)


imdiye kadar, XIX. yzyl Osmanl entelektel evrenini, deien, Batya alan, bilim yapmaya balayan bir Rnesans olarak grmek adettendir. nk Osmanl aydn, brokrat, askeri, paas, padiah ve yksek mertebeden sayamadmz cemil cmlesi yenicilii, moderncilii, batcl, muasr medeniyetilii oynamaya balamtr. yle ya eer onlar oynamaya balamlarsa, geri kalanlar da bu oyunun iine gayr-i ihtiyari bir ekilde katlmak zorunda kalmlardr. Sadece siyasi olarak deil, felsefi ve bilimsel olarak da Osmanlda ba nereye giderse, ayak da oraya gayr-i ihtiyari gitmitir, deilse gitti kabul edilmitir; kabul reddedilirse de gerei dnlmtr. Baha Tevfik, bu konuyu Felsefe Mecmuas kapanda gayet gzel zetlemitir: "Din gayr-i ihtiyari bir felsefe, felsefe gayr-i ihtiyari bir dindir"306. Baha Tevfike bu zl sz zamann koullarnn yazdrdn biliyorum. Bu sz bugnk ve Osmanldaki dini, felsefeyi ve bilimi eletirmek iin ve Baha Tevfikin aydnlk yolundan giderek geleneksel olarak devam etmek iin dzeltiyorum ve kullanyorum: Din ve bilim gayr-i ihtiyari bir devlet felsefesi, felsefe gayr-i ihtiyari bir devlet dini ve devlet bilimidir. Bunun yannda bildiimiz bir baka
302 303

Karaku, a.g.e., ss.109-110. Mehmet . Alkan, Siyasal Dncenin Dnyevilemesi "lim"den "Bilim"e Geiin Kritik Evreleri

Osmanl Materyalizmi ve Baha Tevfik, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, stanbul 1988, s.17.
304 305 306

Alkan, a.g.e., s.19. Karaku, a.g.e., ss.179-183. Karaku, a.g.e., s.118.

90

ey daha var ki Baha Tevfikin bir ba kabul etmedii, kabul edilen balar kyasya eletirdiidir; ben de Baha Tevfikin bana brakm olduu bu gzel eletiri geleneini daha materyalist ve sistematik olarak yrtmek niyetindeyim. Baha Tevfik, otuz yl yaam bir entelekteldir. 1884 ylnda zmirde doup 1914 ylnda I. Dnya Savandan hemen nce lyor. Muhtemelen ilk nce gmrk memurluu yapm ve sonrada stanbul'da kk bir krtasiye dkkan am bir babann oludur. Annesi ve dier iki kardei hakknda fazlaca bilgi yoktur. Aile fakirdir ve Baha Tevfik de hayat boyunca maddi sknt ekmitir.307 1904 ylnda zmir Mlki dadisini bitirip ayn yl stanbul Mlkiye Mektebine yazlyor.308 1907de Mlkiyeden mezun olup zmire geri dnyor.309 1909da 31 Mart Ayaklanmas ve II. Merutiyetten sonra ailesiyle birlikte stanbula g ediyorlar.310 Gayretli bir almayla geen stanbul hayat 1914 ylnda bir karaciger hastal neticesi lmle son buluyor. Aile yaamnn ve hayat tarznn olduka sradan olduunu anlyoruz. Hakknda yazlacak yazlarda, kendisinin otuz yana kadar yaam olduu hibir zaman gz ard edilmemelidir. stne stlk materyalist olarak nitelendirilebilecek hayat stanbula geldikten sonra balamtr. Yani sadece be yl kadar materyalist felsefeyi savunabilmitir. O kendisini eletiren kiiler kadar bu dnyada yaamamtr. Fikirlerini olgunlua eritirecek ve kendisine z eletiri yapp dzeltebilecek bir aa gelmeden lmtr. Szn ksas, ciddi anlamda, be yllk bir materyalist eletiri ve yaz hayat vardr.

4.3.1. Yazlar
Yazlar iki devrede incelenebilir. 1909a kadar olan zmir devresi ve 1914de kadar olan stanbul devresi311. 1909'a kadar olan zmir yazlarnda bilimlere ve fenlere nem veriyor312. Kendini materyalizme hazrlyor. 1909 ila 1914 yllar arasnda geen stanbul devresinde ise ciddi bir ekilde materyalizmi savunuyor.
307

Rza Bac, Baha Tevfik'in Hayat, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Ege niversitesi, zmir 1987, Bac, a.g.e., s.8. Bac, a.g.e., s.14. Bac, a.g.e., s.21. Bac, a.g.e.. Alkan, a.g.e., s.38.

ss.1-5.
308 309 310 311 312

91

Gerek tercme ve gerek telif eserleri ve yazlar toplu bir ekilde incelenecek olursa313, konularna gre aadaki ekilde snflanabilir:
Konular Siyaset Edebiyat Felsefe Ahlak Feminizm ve Kadn Dil Bilim Psikoloji Fizyoloji Tarih Toplam 16 3 8 1 1 1 1 1 18.75% 50.00% 6.25% 6.25% 6.25% 6.25% 6.25% Kitaplar Pay Yazlar 50 43 34 10 8 5 4 2 3 2 161 Pay 31.06% 26.71% 21.12% 6.21% 4.97% 3.11% 2.48% 1.24% 1.86% 1.24% Toplam 48 46 42 11 9 6 5 3 3 2 175 Pay 27.43% 26.29% 24.00% 6.29% 5.14% 3.43% 2.86% 1.71% 1.71% 1.14%

Tablo 1 Baha Tevfik'in Tercme ve Telif Kitap ve Yazlarnn Konularna Gre Arlkl Yzdeleri

Bu tablodan kan sonular yle zetlenebilir: Baha Tevfik, felsefenin uzun vadede derin ve etkili olacan dnm olmal ki kitaplarnn yzde ellisini felsefe konular zerine tercme ya da telif etmitir. Osmanl entelektelinin deimez konusu edebiyat ise yaymlad kitaplar iinde yaklak yzde yirmilik bir pay ile ikinci sray almaktadr. Dergilerde ve gazetelerdeki yazlarn gncel hayata kar var olan hassasiyetinin ve tepkisinin bir sonucu olarak ele alrsak, en ok kendisini ilgilendiren konularn banda siyasetin geldii anlalmaktadr. Rahmi Karakuun dedii gibi, felsefede, bilimde, sanatta ve dier alanlarda II. Merutiyetin tipik bir tavrnn edebiyat katks olduu dnlrse, Baha Tevfikinde yaklak yzde yirmi belik bir payla gncel yazlarnda edebiyata eilmesinin dneminin bir rn olduu anlalr. Gncel yazlarda felsefe de edebiyat kadar revatadr. O dnemin okuyan kesiminin felsefe konularna da

313

Burcu Gven, Aydnlanmac Ahlak Anlay ve Trk Dncesine Etkileri: Baha Tevfik rnei,

Baslmam Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, stanbul 2003, ss.78-91. Burada yazlarnn listesi toplu bir ekilde verilmitir. Burcu Gvenin yapt almaya sadk kalarak listesi verilmi 216 eserden, 175 tanesi incelenebilmi yaz balklarna baklarak konular tespit edilmeye allmtr. Yaplan snflamann kesin yarglardan uzak olmas ve yanllara ak olmas muhtemeldir.

92

edebiyat kadar eildii dnlebilir. Siyaset, edebiyat, felsefe ve ahlak sz konusu eserlerinin yzde seksenini oluturmaktadr. Baha Tevfikin yazlarnn tafsilatl olmayan bu analizi bize Baha Tevfikin de tipik bir Osmanl aydn olduunu gsteriyor. Siyasetin deitiriciliine ve edebiyat-ahlak ikilisinin insan ele alan deitirici alanlar olarak tasarmlanmasna inanm biri olarak duruyor. Ksaca, her ne kadar Osmanlnn merkezine kar dursa da merkezin aktivasyonuyla hareket ettii, merkezin alkanlklarn kulland ortaya kyor. Bu da genel olarak Baha Tevfikin Osmanl entelektelinin geleneksel alkanlklarna uyduu; baka bir deyile, siyaset merkezli dncesine, son kertesinde insan ele alrken ve deimesini isterken kulland ahlak alanna, zevklerini dile getirirken vazgeilmez olarak kulland yegne sanat olan edebiyata arlk verdii ve bu alanlar eletirdii grlyor. Bu anlamda, bu tezin nc blmnde Osmanl entelektlelleri iin bulguladmz sonulara uymaktadr. Bir Bat entelekteli olmaktan ok tipik bir Osmanl entelektelidir. Merkezin dinamiklerine uymu ya da merkezin dinamikleri ile varolmu bir kar duruu simgelemektedir.

4.3.2. Zihniyeti
Baha Tevfikin zihniyeti konusunda ok speklasyon yapldn biliyoruz. Bunlar yeri geldike anlatmay tercih ettim. Bu blmde Baha Tevfikin zgn zihniyetini anlamak ve bunun farkllklarn ortaya koymak iin fikirlerine btn olarak baklmtr. Bizi ilgilendiren konu, onun materyalist zihniyeti olduu iin, bu blmn banda ortaya koyduum materyalizmin kriterleri asndan onun zihniyetini anlamak bu alt blmn amacdr. Materyalizmin kriterlerini (1) varln kaynann elle tutulan bir kaynak olarak kabul edilmesi; (2) kaynaa konulan bu maddi varlkla birlikte, monist ve sistemli bir teorinin olmas; (3) elle tutulur bir kaynaktan, monist ve sistemli bir teoriden yola klarak sistemli bir eletiri yaplmas; olarak belirlemitik. imdi bu kriterleri aklmzn bir kesinde tutarak Baha Tevfikin materyalist zihniyetinin bir tablosunu izebiliriz. Elbette, ilk nce en yerel dinamiklerden biri olarak dnlen din konusunda materyalist Baha Tevfikin nasl bir tutum takndn anlamak gerekir. Baha Tevfik sradan bir Osmanl ailesinin ocuudur. Bu da demektir ki, gevek de olsa ailesinden dini bir

93

eitim almtr. Zaten birok kaynakta 1907 ylna kadar dini inancnn olduu ve daha sonra bu dini inancn sarslarak yok olduu iddia edilmektedir314. Dini din iinde kalarak eletirmemi, dini felsefe ve bilim asndan eletirmeye almtr315. Bu da slmyetten ok dine kar felsefi ve bilimsel bir duruu olduunu gsterir. Zaten bu gelenek hala vardr. Bu topraklarda yaayan ve materyalist olduunu iddia edenler genel olarak din konusunda bir kar duruu kolayca benimsemiler; fakat slmyet konusunda ise bu kar duruu laykyla srdrememilerdir. rnein Baha Tevfik, feminizm ile slmyetin kadn konusunda ayn eyleri sylediini, slmyetin, sava ve iddet dini olmadn, Haeckel'den evirdii Vahdet-i Mevcut'u slmyeti korumak iin evirdiini, slmyetin bir doa bilgini tarafndan asla reddedilemeyeceini sylemektedir316. Materyalistlerin slm dinine kar makul tavrlarnn teorimiz asndan nedenine bakacak olursak, uzun vadede toplumu, insan, ksacas her eyi deitirmek isteyen materyalistler, Osmanl toplumunda dinin orijinal konumuna kar koyamamlardr. Din haraca dayal bir dzenin en etkili ideolojik aygt olduu ve politikann en nemli bileeni eklinde durduu iin, deitirmek isteyen kiiler tarafndan kolayca reddedilememitir. Bu da din konusunda bir tutarszla sebep olmaktadr. Din konusunda laik davranan, dini gayr-i ihtiyar bir felsefe ve insan kkenli317 olarak gren Baha Tevfik, Tanr yerine Tabiat318 nerebilmitir. Hilmi Ziya lkenin (1901-1974) Baha Tevfik iin "slm kltr ile iliii yoktu. Tanzimattan beri iki aleme ayn derecede bal olan Trk dnrleri arasnda ilk defa Baha Tevfik, yalnz bir cepheli bilgisi ile btn dikkatini Bat'ya evirmiti"319 eklindeki iddiasn da doru bulmuyorum. slm kltrnn bilmemesi mmkn deildir. Fakat slm kltrn anlamak ve derinlemek iin bir abas olmayabilir. Bilinli olarak Bat kaynakl bilgiler zerinde durduunu ve yine bilinli olarak slm kaynakl bilgiyi reddettiini iddia

314 315 316 317 318 319

Ate, a.g.e., s.71. Ate, a.g.e., ss.65-69. Ate, a.g.e., ss.65-69. Ate, a.g.e., ss.27-49. Ate, a.g.e., ss.77-80. Hilmi Ziya lken, Trkiye'de ada Dnce Tarihi, 7. Bask, lken Yaynlar, [yer yok] 2001, s.233.

94

edebilirim. Zaten bu bilinli seim Dou ile Bat arasnda bocalayan aydnmza karar verme konusunda rnek olmutur320. Baha Tevfikin materyalizmi, evrimci ve bilimsel321 ya da en azndan bilime yakn ve eklektik322 olarak ele alnr. okluk biyolojik evrimci materyalizm olarak adlandrlr. Hilmi Ziya lken, Baha Tevfikin materyalistlii hakknda herkesin tekerleme gibi tekrar ettii aadaki dnceleri sarf etmektedir:
"Baha Tevfik 19. yzyln biyolojik ve evrimci materyalizmini temsil ediyordu. Bu materyalizm, Descartes'a dayanarak, yalnz ondaki iki cevherden dncenin inkar suretiyle doan ... mekanik materyalizm deildir. ngiliz amprizmi ve Alman rasyonolizminin hcumuyla sahneden ekilmeye balayan bu mekanist materyalizm yerine, 19. yzyln ikinci yarsnda Lamarck ve Darwin ile biyolojik ve evrimci materyalizm douyor."323

Ben Batdaki materyalist dncenin bu ekilde gelitiini dnmemekle birlikte Osmanl materyalistlerinin de materyalizmin bu ekildeki tarihsel geliimini bilerek bilinli bir ekilde biyolojik materyalist bir tavr aldklarn sanmyorum. nk materyalizmin inadna bu ekilde grlmek istenen tarihsel geliimi bahsedildii gibi sonulanmyor, Marx gibi baka dallara ve sonulara varyordu; ama Baha Tevfiklerin materyalizmi tarihsel ve diyalektik deildi.324 ok dilli Osmanl entelekteli herhalde materyalizmin bu son gelimelerinden haberdard. Ben Osmanl materyalistlerin bilinli seimlerinin materyalizmin tarihinden ok Osmanl dzenin yekpare merkeziyeti bir yapsyla btnleen ve haraca dayal sistemi idame ettirmek zere gelien kendi zihniyetlerinin bir sonucu olduunu dnyorum. Evrimcilik konusunda XIX. yzyl Osmanl materyalist entelekteli iddial ve srarldr. nk bence haraca dayal bir sistemin maddi dayanaklarn datmadan adetullah dncesine bilimsel olarak kar durabilmenin en kestirme yolu, yine Batdan bilimsel olarak alnan materyalist biyolojik evrimci dncedir. Yani ierideki kaleyi ykmadan, dardan evrimcilii kabul etmek ve adetullahn uyguland maddeyi Allahtan boamak; ama Dr. Abdullah Cevdet gibi yine de slma muhalif olmamak dncesindedirler. XIX. yzyl materyalistlerinin materyalizminin maddeyi varln
320 321 322 323 324

Bac, a.g.e., s.45. Karaku, a.g.e., s.125. Alkan, a.g.e., s.57. lken, a.g.e., s.240. Alkan, a.g.e., s.57.

95

kaynana koymak gibi bir dncesi yoktur. Zaten Osmanl dzeninin devam iin kaynan deitirilmemesi, fakat yeni Osmanl dzeni iin kaynan sebep olduu maddi varoluun bir nevi Tanrdan boanmas gerekmektedir. Aksi takdirde, Batl kurumlarn ithal edilerek sistemin devam ettirilmesi mmkn olmayabilirdi. Baha Tevfik materyalizminin kkne koyulmaya allan, biyoloji, evrim, tabiat, pozitivizm gibi kavramlar, Onun materyalizminin maddi temelini gerekletirmeye yetmez. nk gerekten materyalist olunmak isteniyorsa ilk nce varln kaynana elle tutulur maddi bir e koymak gerekir. Biyoloji, evrim, tabiat, pozitivizm elle tutulur maddi elerden bir bilim daln, bir kavram, bir sistemi ya da felsefi bir dnceyi dile getirmektedirler. Belki bilime yakn duruuyla, bilime yapt vurguyla ya da bilimsellik iddiasyla varln kkne bilimleri koymutur demek kabildir. Kendisi bilimin tanmn yaparken, bilimlerin eyann izah olduunu ve tm kanunlar ve sebepleri ierdiini iddia etmitir325. Fakat materyalizmin bu ekilde inasnda bile Baha Tevfikin beceriksiz olduu ortadadr. nk materyalizminin kkne koyduu iddia edilen bilimleri snflarken maddi ve manevi bilimler326 olarak snflandrmaya gitmitir. Yani eer Baha Tevfik materyalizmi bilimleri temel almtr diyeceksek, onun bilim anlaynda manevi bir enin bulunmamas gerekirdi. Gerekte, Baha Tevfikin materyalizmi iin ortaya srlen kriterlerin onun felsefesinin zellikleri olduu sylenebilir. Baha Tevfikin felsefesinin naturalist ve materyalist zelliklerinin yansra, deneyciliinden ve deterministliinden tr de pozitivist327 olarak nitelendirmek adet olmutur. Bence XIX. yzyln pozitivist entelektellerinin pozitivistlikleri felsefelerinden ve bilimlerinden ok siyasetlerinde ortaya kmaktadr. Ancak felsefe ve bilim tarihilerinin grmek istedii pozitivizm felsefede ve bilimde olmas gerektiinden, vurgu akademik ortamda ilk nce felsefeye ve bilime yaplmakta sanki pozitivizmin bu alanlardan siyasete, edebiyata geilmi gibi bir grnts verilmeye allr. Hlbuki Comte bile mektuplarken Osmanlnn feylosoflaryla deil, paalaryla tevik-i mesaiyye yapmaktadr. Bu sebeple felsefeye ve bilime hapsedilmi bir

325 326 327

Alkan, a.g.e., s.35. Gven, a.g.e., s.96. Ate, a.g.e., ss.3-12.

96

pozitivizmin mcadelesinden ok, siyasetin iinden gelerek youn bir ekilde Osmanl polemii ve pratii yklenmi Osmanl post-pozitivizminden bahsetmek daha doru olur. Benim amdan, pozitivizm tartmasnn yarar Baha Tevfik materyalizmine sistemli bir bak verip veremedii konusunda tespit yapabilmektedir. Materyalizmde ilkesel olarak varln kaynana koyduumuz her ne ise onun varoluu aklamak zere teorik bir yapya dntrlerek sistemlemesi gerektiini vurgulamtm. Bu sebeple, Baha Tevfik materyalizminde bu eit bir sistemli yap aramak bounadr. nk, sistemlilik kaynaktan deil, eklektik olarak baka felsefelerden gelmektedir. Baha Tevfikin felsefesi, geniletirsek XIX. yzyl Osmanl entelektelinin felsefesi, yani yap-boz felsefesidir. Birbirine uygun paralar eklektik olarak birbiri yanna konmakta ve gncel sorunlara uyarlanmaktadr. Felsefeyi dncenin bilimi328 ve yntemini ise pozitivist ve materyalist329 olarak gren Baha Tevfik iddia ettiim gibi sistemsiz olduu aktr. Felsefe ve bilim tarihinin bu dnem entelektellerin fikirlerinde sistemli bir yap bulmas, bu entelektellerin birbirine uyumlu paralar yap-boz misali birletirmesinden darwinizmle, kaynaklanmaktadr. rnein materyalizm, pozitivizmle, naturalizmle,

ampirizmle uyumludur, o halde bunlarn tmnden bahseden bir Osmanl entelekteli bu uyumlu seimi yapt iin sistemlidir eklindeki aklamalar manaszdr. Sistemli olmak uyumlu olmak anlamna gelmez. Yanyana gelmekle btnleme ve sistemlilik olmaz. Varolu yanyana gelen uyumlu fikirlerle eklektik bir ekilde aklanamaz. Bu tezin banda bahsettiimiz gibi Lindbergin, her eyle uyumlu olsun ve dier fikirlerimle elimesin diye teorilerden bir karma yaparak teori retmesi gibi bir eydir ki zaten bunun teorisizlik olduunu sylemitim. Baha Tevfikin inat bir eletirmen olduu iyi biliniyor. yi bilinmesinin sebebi, eletiri konusundaki fikirlerinin kendisidir. Rza Bacnn Baha Tevfikin Teceddd- lmi ve Edebi adl kitabnn 143-144. sayfalarndan aktardna gre eletiri konusunda unlar yazyor:330
1. Tenkitte her sz sylenebilir, sylenemeyecek sz ve sr olacak bir ey yoktur.

328 329 330

Gven, a.g.e., s.96. Gven, a.g.e., s.93. Rza Bac, Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, Yaymlanmam Doktora

Tezi, Ege niversitesi, zmir 1994, ss. 42-43.

97

2. Her fikrin eitli ifade yollar vardr. Sz yalnz bir trl deil birok trl sylenebilir. 3. Mutlak hakikat terkibi sama olduu gibi mutlak gzellik sz de manaszdr. En gzel eyleri en irkinlerden ayran mutlak kaide, hayal ve nokta-i nazardr. Binaenaleyh, her ey rtlebilir. 4. Tenkit ancak batrmak iin yaplr ve kendisinden beklenilen ey mutlaka ahsi hret salamasdr.

Snrsz ve hesapsz bir eletiri anlay olduu grlyor. Yani eletiri anlay, materyalizmi materyalizm yapan kriterlerde bahsettiimiz eletiri anlayndan olduka uzaktr. Bu babo eletiri anlay ise kendisinin bana birok halel getirmitir:
"Baha Tevfik'in kard gazete ve dergilerin byle birbiri ardnca kapatlmasnn sebebi olarak onun pervaszca herkesi tenkit etmesini, yerlemi gelenek ve greneklere muhalefetini iddetli hcumlaryla herkesi hrpalamasn syleyebiliriz."331

Burada u soruyu soralm: Baha Tevfik neden bylesine pervaszca ve sistemsiz bir ekilde tenkit etmektedir? Yukarda eletiri konusundaki fikirlerini maddeler halinde sylerken bunu cevaplamtr: Eletiriden beklenilen ey mutlaka ahsi hrettir. Peki kendisinin ahsi hrete mi ihtiyac vardr? Evet! Osmanlda alim olmak iin (ve daha sonra bilim adam olmak iin) hrete ihtiya vardr. Bu hret yaplan bilimden deil, ailenizde ya da evrenizde daha nce yaplm bilimlerin sahiplerinden gelir. Haraca dayal bir sistemin merkeziyeti sosyal yapsna girebilmek iin hret sahibi olunmaldr. Bu iki ekilde gerekleir: Ya ailenizde yce devletllerden biri olmaldr, ya da evrenizdeki yce devletllerimizden birinin el vermesi gerekmektedir. Baha Tevfikin ne ailesinde byle biri vardr, ne de byle birinin peinden gidecek kadar alak gnlldr ya da kk beyinlidir. Krtasiyeci bir babann dik kafal olunun tannabilmesi iin en bilindik yol pervaszca tenkit etmektir. yle ya bu merkeziyeti yapnn arasna bilindik yollar giderek deil de bilindik tokatlar yiyerek de bir hret sahibi olabilirsiniz. Baha Tevfikin bence bu corafyada yaayan materyalistlere brakt en gzel hazine zaten zaten kendisinden de nce varolan bu pervasz eletiri geleneini canlandrmak olmutur. Bilindii gibi tartmalar materyalist bir sistemin rn deil, dnemine uygun olarak belli bir ideolojinin veya belli bir siyasi-kltrel anlayn mdefas"332 eklindedir.

331 332

Bac, Baha Tevfik'in Hayat, s.33. Karaku, a.g.e., s.128.

98

Daha nce yazlarn incelerken tespit ettiimiz gibi, gncel yazlarnn byk bir ksm siyasi yazlardr. Siyasi eletirilerinin olduunu biliyoruz. Fakat Baha Tevfik aktif olarak siyaset yapmamtr. Aktif olarak siyaset yapmamasndan kast, "siyasi hayata atlmam, siyasi tartmalara karmam, partilere girmemitir."333 Her ne kadar aktif olarak siyaset yapmasa da yazlarnda siyasi hayat eletirirken temkinli olduu ve siyasi yazlarn imzasz olarak neretmeyi tercih ettiini biliyoruz.334 Zaten siyasi dnceleri de zgn deildir.335 Burada benim amdan nemli olan yer, siyasetten veya deitirmek iin kullanlan toplumsal siyasi aralarn tmnden uzak durmu olmasdr. Uzak durmutur; nk daha nce de sylediimiz gibi Osmanlda siyasete dklmedike tm fikirler serbesttir. Baha Tevfik, farkna vararak ya da varmayarak aktif olarak siyasetsizlik yolunu semi, fikirlerinin etkisini siyaseten deil, felsefi ve bilimsel olarak srdrmek iin almtr. Elbette, Osmanlda fikirlerin bu ekilde varlk kazanmas da mmkn deildir. Haraca dayal sistemde fikirlerin varlk kazanmas iin tek yol bu fikirleri merkezden pay alacak bir siyasi kalba dkmektir. Anlalan, Baha Tevfik merkezin payndan ok ferdi paylarla varolmaya alan baka bir yol denemesine girimitir. Merkezin karsnda ferdi paylarla varolma mcadelesi, Baha Tevfikin adem-i merkeziyeti fikirlerinin kalb olmutur. Baha Tevfik, bireysel menfaatlerin toplamnn toplumsal menfaati oluturacan dnm ve sorumluluu adem-i merkeziyetiliin temeli saymtr.336 Zaten Osmanl merkezine uzak duran bir materyalistin de seebilecei yollardan en iyisi budur. O adem-i merkeziyetilie merkezin paylatrlmas olarak bakmaktadr.337 Zaten Baha Tevfikin adem-i merkeziyetilii siyasal deil ynetseldir.338 Merkeziyetiliin karsnda ferdiyetilii inanarak koymutur. O kadar ki, toplum hayatnn fert merkezli olmas gerektiini ve insanln gerek mutluluunun ve kurtuluunun bu anlay ile mmkn olduunu iddia etmitir.339 Bu merkeze bakaldrdan daha ok merkezin alternatifi olmak isteyen bir ahlak anlaynn rn olabilir.

333 334 335 336 337 338 339

Bac, Baha Tevfik'in Hayat, s.23. Bac, Baha Tevfik'in Hayat, ss.24-25. Alkan, a.g.e., s.40. Alkan, a.g.e., s.41. Alkan, a.g.e., s.43. Alkan, a.g.e., s.44. Bac, Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, s.106.

99

Baha Tevfik ahlak anlaynda da bireycidir; Ona gre birey ideolojiler iin feda edilemez340. nsan eylemlerinden sorumlu tutan,341 bilime dayandrlan,342 deerinin olgular zerine duyumlardan geldiine inanlan,343 mutlak iyileri mutlak ktlerden deil toplum tarafndan kabul edilen iyileri ktlerden ayran,344 hatta geri kalml bile bir ahlak sorunu haline getiren345 bir ahlak anlaydr bu. Baha Tevfik bile Osmanlnn daha nce tespit ettiimiz genel fikir kaidelerine uymu son kertede ahlak zerine konumay, ynetilenleri ve ynetenleri ahlak ile deitirmeyi unutmamtr. Tabi ahlak zerine konuan entelektelimiz edebiyat zerine de konuacaktr. nk Osmanlda edebiyat ahlakn pratiidir. Yeni ahlak yeni edebiyat demektir ve Baha Tevfik ite bu yeni edebiyatn nasl olmas gerektiini sylemitir. Baha Tevfikin dneminde edebiyat denilince iir anlalmaktadr. nk edebiyatn dier trleri gelimi deildir. Baha Tevfik ise edebiyat "muzr" olarak gryor. Bu edebiyattan kast iir olduuna gre, iir konusunda ise materyalist gzlemlerine bakarak vard sonu iirin insann hastalkl ve tabiat olarak zayf olduu zamanlarda yazd bir tr olarak gryor. Hatta bir airi amele kadar bile kymetli bulmuyor.346 Kendisinin yazd iirlerde "bedbin"lii, "varlklarn ac sonu"nu, "her eyin sonunda eskiyip rmesi"ni, "hayatn ezicilii"ni, "insann yalnzl ve aresizlii"ni konu edinmektedir.347 Osmanlda merkeze kar pasif direniin literatr iirdir. Hal byle olunca, Baha Tevfik de ite bu pasif direnii eletiriyor. Fakat aktif direniin siyasi kanallarn da kullanmad iin, iirde psikolojinin kullanlmas gerektiini dnyor,348 daha ok eletirici349 bir rol stlenip, natralist eviri hikayeler350 yazmay deniyor.

340 341 342 343 344 345 346 347 348 349 350

Alkan, a.g.e., s.64. Alkan, a.g.e., s.64. Alkan, a.g.e., s.64. Gven, a.g.e., s.108. Alkan, a.g.e., s.37. Gven, a.g.e., s.98. Bac, Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, s.11. Alkan, a.g.e., s.39. Alkan, a.g.e., s.40. Alkan, a.g.e., s.39. Bac, Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, s.12.

100

4.4. MADDE VE KUVVET 4.4.1. Bchner


Baha Tevfikin Madde ve Kuvvet evirisine gemeden evvel Bchner hakknda birka sz sylemek gerekir. Bchner, Baha Tevfikin ada deildir; ama Baha Tevfikin dnemi dnldnde a d da deildir. En klasik anlamdaki kaynaklar kontrol ettiimizde Bchnerin "rekabete dayal kapitalizmi Darwin'in 'yaam sava' ilkesinin bir rnei olarak kabul"351 eden ve bilimsel materyalizmin en nl temsilcilerinden biri olarak buluyoruz. "Bchner kesin olarak sistematik materyalizmi reddetmekte ve kendi felsefesini 'realizm' olarak adlandrmay istemektedir."352 Yani Bchnerin felsefi bir zgnl yoktur:353
"zel kavramlar kullanmasndaki kararsz ve keyfi davrandna gre Bchner, doaldr ki ak bir biimde ifade edilmi, belli ve kesin bir ilkenin temsilcisi olarak grlemez. O sadece yadsmada kesin, acmasz ve tutarldr. Yalnz ok belirgin olan bu yadsma kesinlikle kuru ve salt eletirici bir zihnin rn deildir. O daha ok insanln ilerlemesi, dorunun ve iyinin zafere ulamas ynnde banazca bir cokudan ileri gelmektedir. Bchner ilerlemeye ayak ba olan engelleri, onlara acmasz bir atelilikle saldracak kadar iyi incelemitir. Ona birok zararsz eyin kuku uyandrc grnm olmas da muhtemeldir. O, kuku uyandrc olmayan, arkasnda bir dalevere gizler grnmeyen, bilimsel ve ahlaksal ilerlemeye kt niyetin sonucu olarak bir engel oluturmayan hereyi kullanabileceine inanr."354

ttihat ve Terakkinin iktidarda olduu, II. Abdlhamidin tahttan zorla indirildii bir dnemde, terakkinin nnde olan her engeli kaldrmaya and imi bir entelektelin eserleri elbette rabet grecektir. Baha Tevfikin de aynen bu alntda anlatlan bir ruh haline sahip olduunu dnyorum. Bu saldrganlk, ilkesiz olabilecek kadar ileri gidebilmektedir. Zaten XIX. yzyl Osmanl materyalisti Baha Tevfik de ilkesiz olabilecek kadar saldrgan ve eletiricidir. Bchner ile Tevfik arasndaki en nemli fark, Bchnerin sistemli bir materyalizmi bilinli olarak reddetmesi, Baha Tevfikin ise byle bilinli bir redden ok Osmanl toplumunun sosyal formasyonunun bir gerei olarak sistemli bir materyalizme ulaamamasdr.

351 352 353 354

"Bchner, Ludwig", AnaBritannica, 5. Cilt, 15. Bask, Ana Yaynclk, stanbul 2000, s.201. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.98, 56.dipnotta. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.93. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.97.

101

Bchnerin bilgiye yaklam da Osmanl alimlerinin ve nihayet Osmanl materyalistlerinin de yaklamna uymaktadr. Daha nce sylemitim: Osmanl alimlerinin bilgiyi kullanmalarnn amalarndan biri merkezin saydam smrsn mistifiye etmek iindi. Bchner de "yaam ve varln en son snrlarnn tamamen zlemez olduunu sylerken355 son kertede mistifikasyona katkda bulunmaktadr. Bat Ortaann kalntlar eklinde gelen snrszlk, sonsuzluk gibi ne olduu bilinli bir ekilde belirsiz hale getirilmi kavramlar nasl elle tutulan maddi gerekliin zerinden insanlar atlatyorsa, Bchnerde zlmezlik ilkesiyle atlanlan bu yere merdiven dayamay unutmuyor... Bu anlamda da Osmanl materyalistlerinin beenisini kazanyor. Bchner Osmanl materyalistlerinin beenisini felsefeye ykledii anlamdan da kazanyor: Ona gre felsefede teknik bir dil kullanlmamaldr356 ve felsefe herkese zg ortak bir alandr.357 Felsefenin glklerinin kaldrlmas, konularnn herkes tarafndan anlalmas ve eitim biimlerinin de yokolmas gerektiine inanmaktadr.358 Felsefenin glkleri ve retilerinin yanllklar, Bchner'e gre, gnlk hayatn yanllklaryla ilikilidir. nk felsefe retileri gnlk hayatn iinde tutucu bir yan kazanmaktadr.359 Bchnerde materyalizm, amprizm, realizm ve phecilik anlamlarna gelirken, idealizm ise gelenekilik olarak kullanlmaktadr.360 Bence bu iddialarn tm, XIX. yzyl Osmanl materyalistinin de felsefe ve felsefenin toplumla ilikisi hakknda dndklerinin hemen hemen ayndr. Lange, Bchner iin,"buna karlk ada felsefede Bchner'in saldrd retileri savunan bir adam bouna aramak durumundayz"361 diyor. Yani Bchner, Batnn XIX. yzylda felsefe ve bilim alannda yaam Don Kiotudur; materyalisttir ve kime saldrd da pek belli deildir. Bchner hakkndaki bu ksa bahsi kapatrken, Baha Tevfik ve Ahmet Nebilin Bchneri alglaylarna da bakmak gerekir. Entelektellerimiz Bchnerin familyasn

355 356 357 358 359 360 361

Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.98. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.93. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.93. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.94. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.96. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.96. Lange, Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, 2. Cilt, s.97.

102

muhtelif ubelerde ihtisas sahibi olan ve birok eserler meydana getiren mstesna familyalardan biri olarak tantyorlar362. Bchnerin tp doktorluundan, sosyalistliinden, laboratuarda deneyler yapan bilim adamlndan ve hretinin yazd Madde ve Kuvvet adl kitabndan geldiini biliyorlar363. Aada Baha Tevfik ve Ahmet Nebilin Madde ve Kuvvet adl evirisinden aldm Li Bhner [Ludwig Bchner] kimdir? balkl yazs verilmitir. Bu yaz mtercimlerin Ludwig Bchneri nasl algladklar konusunda bize yardmc olabilir.
Li Bhner [Ludwig Bchner] kimdir? Birok 'ileler tanyoruz ki babalar zek ise oullar mutlak gabdir. Gy koca bir 'ilenin zeksn, ilerinden yalnz bir kii sahip imi, dierlerini bu hisseden mahrm brakmtr. Bu her ne kadar umm olmasa da mstesnsz bir mhede deil... Ve ite Bhner [Bchner] familyas, bu mstesnlardan birini ve en mstesnsn tekl ediyor. Li Bhnerin [Ludwig Bchnerin] babas Ernest Bhner [Ernest Bchner], byk bir doktor idi. Almanyada iyice hret shibi olan bu adm alt ocua mlikti ki bunlarn hepsi de fen, tp, edebiyyt gibi muhtelif ubelerde ihtiss shibi olmular ve birok eserler meydna getirmilerdir. Bunlarn arasnda, tp mesleine slk eden Li Bhnere [Ludwig Bchnere] gelince bu zt 1824 senesi Martnn 29ncu gn Darmstadt kasabasnda tevelld etti. Mahalle iddsinde trh, edebiyyt ves'ire gibi tl derecedeki dersleri ikml ettikten sonra dar-l-muallimnin ilm snflarna dhil oldu. Bu snflarda ikmlden sonra Jisen [Giessen; University of Giessen] dar-l-fnnunda felsefe tahsl etti ve daha sonra Istrazburga [Strazburga] giderek ilahiyyt dersleri almtr. Fakat Bchner skin bir hayt asl sevmiyordu. O srada, bulunduu mahallerde pek mebzl olan ihtill hareketlerine kart. Siysiyytla urat. Arkasnda eski bir av tfeiyle mcadelelere girdi. Gazeteler ner etti. Mebus kavgalarna itirk etti. Fakat en sonra Viyanaya gelerek mkemmel ve zengin bir labaratuvarda tp ve felsefe tetkkleri ile itigli terch etmitir. Bir zamnlar sosyalist olan ve yazlarnda olduu kadar nutkunda da byk bir fashata malik bulunduundan dolay talebe ihtilllerinde d'im re'slik eden bu harretli mudakkk artk feylesof olmaa balamtr. Elliyi mtecviz kitplar arasnda kendisine byk bir hret kazandran Madde ve Kuvvet olmutur. Hibir zamn fiilen muallimlik edememi olan bu byk hekim bu eseriyle btn meden dnynn dimna hkim oldu. Mdde ve Kuvvet on lisna tercme edildi ve mteaddid defalar tab olunarak milyonlarca satld. Trkeye tercmesi, ondrdnc veyhd onbeinci bir lisna tercmesidir. 1860ta evlenerek uzun bir mddet hret ve saadet hayt yaayan ve limlerden ziyde avma hitp etmesini bilen bu hner 1899da veft etmitir. Fakat eserleri hl yayor ve eski, yeni feylosoflar arasnda d'im bir mcdele yaatyor. Mesleine d'ir uzun uzadya mutlaa beynna lzm grmedik. nk tercme etmi olduumuz eser bu ciheti mkemmel srette izh ediyor. u
362

Ludwig Bchner, Madde ve Kuvvet, Franszca 12. Basksndan ev: Baha Tevfik ve Ahmet Nebil, 1, Bchner, a.g.e., s.10.

[bask numaras bilinmiyor], Dersaadet Ktphanesi, stanbul [yayn tarihi belli deil], s.9.
363

103

hlde, sz burada kesmeyi ve ltufkr kr'i m'ellifle ba baa brakma mnsip buluyoruz.364

Buradaki en arpc ifade mkemmel ve zengin bir labaratuvarda tp ve felsefe tetkkleri eklindedir. Mtercimlerimiz o kadar pozitivisttirler ve bilime o kadar ok inanmlardr ki felsefe tetkiklerinin bile bir laboratuarda yapldn syleyebilmektedirler.

4.4.2. Madde ve Kuvvet


Madde ve Kuvvet 1855 ylnda Bchner tarafndan yaymlanmtr. Bchnere hret kazandran en nemli kitaptr. Bchnerin nasl bir materyalist olduunu daha nce sylemitim. Baha Tevfik ve Ahmet Nebilin bu arpc kitab tercme etmelerinin nedenlerini de belirtmitim. Burada kitabn asl ile tercmesi arasnda bir karlatrma yapmak istiyorum. Kitabn Almanca ad Kraft und Stoff: Empirisch-naturphilosophische Studiendir. ngilizce tam kar Force and Matter: Empiricophilosophical Studiestir. Trke tam karlnn ise Kuvvet ve Madde: Deneysel Felsefe almalar olarak evrilebilir. Baha Tevfik ve Ahmed Nebil alt bal evirmemilerdir; fakat bu altbaln hakkn vermilerdir. Kitap 1855 ylnda Almanyada yaymlanyor. Trkeye tercmesinin tam olarak hangi yl yapldn bilmiyoruz. nk tercme kitaplarn zerinde tarih yoktur. Fakat bu o kadar nemli bir husus deil nk zaten ksack bir mre sahip Baha Tevfik, bu kitab 1909 ile 1914 yllar arasnda Ahmet Nebil ile birlikte tercme ediyor. Yaplan eletiriler ve gnlk yazlardan takip edilirse, tercme byk ihtimalle 1911 yllarnda yaymlanmtr. Tercme, byk ihtimalle Franszca basksndan yaplm olmaldr. nk Baha Tevfikin bu kitap zerinde byk emei olduu dnlrse ve kendisinin ok iyi derecede Franszca bildii gz nnde tutularsa Almanca basksndan yaplacak bir tercmenin olanakl ve salkl olmayaca anlalr. Kitabn nc bbnda kuvvetin lyemt olduunu anlatan blmde kuvvetin deiik hallerinin neler olduu tartlrken bulgulanan byk keiflerin ait tarihlerin kitabn tarihi ile karlatrlrken verilen dipnotta

364

Bchner, a.g.e., ss.9-11.

104

kitabn on ikinci basksndan evrildii ifade ediliyor.365 Fakat bu on ikinci basknn Almanca m, Franszca m olduu sylenmemektedir. Bunun yan sra, Ahmet Nebilin de Almanca bilmesi muhtemeldir. Ahmet Nebil hakknda olduka az bilgiye sahibiz. Eer kitabn Almanca on ikinci basks esas alnarak bir eviri yapldysa, o zaman Franszca basksnn pek fazla ehemmiyeti kalmayacaktr. Belki de kitap her iki dilde elde edilen kopyalarla evrilmitir. imdi bu tercme ve bask konusunda neden bu kadar hassas olunmas gerektii konusunda birka sz sylemek isterim: Bu kitap iin basklar ve tercmeler ok nemlidir. nk kitabn ierii mellifi tarafndan deneysel verilerle ve bilimsel bulularla srekli deitirilmekte, doruluu da bu ekilde artrlmaktadr. Bizim elimizdeki Almanca onuncu basksndan evrilmi ngilizce ikinci basksnn nszlerinde Bchner bu konuya olduka sk deinmi, kitabnn ieriini srekli dzelttiini sylemitir. Bu konu Osmanl entelektelleri tarafndan da ok iyi bilindiinden Ali Kemal Beyin (1869-1922) bu kitaba yapt eletirilerin banda, bu kitapta yer alan bilgilerin gncel ve doru olmad iddia edilmitir. Rza Bacnn belirlediine gre, Baha Tevfik'in Felsefe Mecmuasnn 1. cildinin 68. sayfasnda 8 Mays 1913 tarihinde kan "Tenkid-i Felsefi: Ali Kemal Beyin 8 Haziran Tarihli kdam Gazetesindeki Makelesine Cevaptr" adl yazsnda kitabn ieriinin Almanca on sekizinci basksna baklarak kontrol edildii sylenmektedir.366 Elbette bu kontroln ne kadar doru olduunun da tetkik edilmesi gerekmektedir. imdi bu kitabn tam karlatrmasn yapabilmek iin izlenecek yol yle olmaldr: lk nce kitabn Franszca ve Almanca on ikinci basklarnn elde edilmesi, sonra Franszca on ikinci basksnn tercme edildii Almanca basksnn elde edilmesi ve en son olarak Almanca on sekizinci basksyla Trke tercmesinin karlatrlmas gerekmektedir. Benim yaptm karlatrma bilimsel olmaktan ziyade, eldeki evirilerle yetinen tahminlere dayal bir karlatrma olacaktr. Ayrca Almanca on sekizinci basksnn da tarihi nemlidir. Eer bu bask yazar ldkten sonraki bir tarihe denk geliyorsa, artk kitabn ieriinde deiiklik yaplmad ve mtercimlerimizin deiiklik yaplamayan bu kopya ile kitab karlatrdklar iddia edilebilir. Her eye ramen, tercme hakknda salkl karar verebilmek iin en azndan Baha Tevfikin lm yl olan
365

Bchner, a.g.e., s.52. Bu sayfada yldzl dipnotta Bizimki on ikinci tabndan tercme edilmitir ifadesi Bac, Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, s.121.

kullanlmaktadr.
366

105

1914e kadar yaplan Almanca ve Franszca basklar ile bir karlatrma yapmak gerekmektedir. Ben kitabn balklar ve ciltlerin kapak sayfalarnda verilen takdimi ile ngilizce evirisinin balklar ve ierii hakknda karlatrmalar yaptm. Trke tercmede yer alan balklarn karlklarn ngilizce tercmede tespit edip yazdm. Yaptm bu almay aadaki tabloda zetledim:
Tablo 2 Trke ve ngilizce Tercmelerdeki Balklarn Karlatrlmas 1. CLT Franszca veya Almanca 12. Basksndan tam olarak Osmanlcaya evrilmi metnin balklar Ciltlerin Sayfa kapaklarnda Balk Numaras verilen zet takdim 12 Madde ve Kuvvet Madde 37 Madde Lyemtdur Lyemtdur Kuvvet 49 Kuvvet Lyemtdur Lyemtdur Madde 66 Madde Nihyetsizdir Nihyetsizdir 95 Maddenin Kymeti Hareket ***118 Hareket Ebeddir ***133 ekil Tabiatn Kanunlar 144 Deimez Tabiatn Tabiatn Kanunlar 171 Kanunlar Umumidir Umumidir 193 Sema Arzn Yaradl Arzn Yaradl 215 Devirleri Devirleri 2. CLT Franszca veya Almanca 12. Basksndan tam olarak Osmanlcaya evrilmi metnin balklar Ciltlerin Sayfa kapaklarnda Balk Numaras verilen zet takdim 243 lk Nesil ***269 kinci Nesil 315 Tabiatta Gaye ***356 nsan 378 Dima ve Ruh Dima ve Ruh Tefekkr 445 Tefekkr Diman Bir Vazifesidir ***459 Vicdan Vicdan Almanca 10. basksndan tam olarak ngilizceye evrilmi 2. Basksnn Balklar Sayfa Numaras 1 9 16 23 28 Balk Force and Matter Immortality of Matter Immortality of Force Infinity of Matter Dignity of Matter

33 44 51 56

Immutabilty of the Laws of Nature Universality of the Laws of Nature The Heavens Periods of the Creation of the Earth

Almanca 10. basksndan tam olarak ngilizceye evrilmi 2. Basksnn Balklar Sayfa Numaras 63 89 106 135 Balk Primeval Generation Design in Nature (Teleology) Brain and Soul Thought

106

3. CLT Franszca veya Almanca 12. Basksndan tam Almanca 10. basksndan tam olarak olarak Osmanlcaya evrilmi metnin balklar ngilizceye evrilmi 2. Basksnn Balklar Ciltlerin Sayfa kapaklarnda Sayfa Balk Balk Numaras verilen zet Numaras takdim 483 Ruhun Mukrr Ruhun Mukrr 141 The Seat of the Soul 523 Cebeli Fikirler 157 Innate Ideas nsann Kendi 578 Allah Fikri eklinde Halk 184 The Idea of A God Ettii Allah 605 Ruhun Ebediyeti 195 Personal Continuance 646 Hayat Kuvveti 215 Vital Force 659 Hayvanlarn Ruhu 226 The Soul of Brutes rade-i 686 rade-i Czziyye Czziyye 239 Free Will Olamaz Din; Ahlaka 709*** Ahlak Mugayyirdir 726 Hlasa 251 Concluding Observations

Trke tercmesinde olup da ngilizce tercmesinde olmayan balklar *** ile Trke basksnn sayfa numaralarndan hemen nce verilerek belirtilmitir. Bu balklarn ngilizce eviride karl yoksa da metinler karlatrlp okunduunda, ngilizce metinle bu balklar altnda verilen Trke metnin ieriin hemen hemen ayn olduu grlmektedir. Yani bu balklarn konmas, Trke tercmeyi okuyacak kiilere yardmc olmas maksadyla olabilir. Belki ikinci bir nedeni zellikle bu konulara dikkat edilmesi gerektiini vurgulamak istemi olabilirler. Eer karl grlmeyen balklara bakacak olursak, hareket, ekil, ikinci nesil, insan, vicdan ve ahlak hakknda olduu grlmektedir. Zaten bunlar da zamann en tartlan konular olmasnn yan sra, Aristonun kuramsal erevesinden gelen kavramlara (rnein hareket ve ekil gibi)yaplan eletiriyi kuvvetlendirmek iin olabilir. Bu balklarn verilmesinin nc nedeni ise, Baha Tevfikin zellikle ilgilendii konularn altn izmesi eklinde de olabilir. rnein ahlak bahsinin zellikle vurgulanmas, Baha Tevfikin ahlak anlayna bir dayanak olarak bu kitaptaki ahlak anlayn gstermek istemesi olabilir. Bu balklarn karlatrlmasyla kan baka bir sonu, balklarn olduka isabetli evrilmesidir. rnein problemli gibi gzken ve Free Willin karl olarak verilen 3. ciltteki rade-i Czziyye balnn Allahn iradesini kabul eden ve bu irade dairesinin iinde insan iradesini anlatmaya alan bir metnin bal gibi alglamak olasdr. Fakat balklarn altndaki ierikler okunup karlatrldnda ve takdimdeki ifade de gz nnde tutulduunda, anlatlmak istenen eyin konusunun Allahn iradesi altndaki insan iradesi deil, byle bir irade-i czziyyenin olmamasdr. Belki tek sorunlu balk olarak 3. ciltteki Ruhun Ebediyeti ile ngilizce karl Personal Continuance arasnda 107

grlebilir. ngilizce eviri dikkate alnacak olursa, ngilizcedeki personal kelimesinin karl biyolojik tanmndan ayrlm ve daha ok toplumsal bir iliki ve toplumsal bir referans iine girmi bireyi ifade etmektedir. Yani kltrn yaratm bir bireyin srekliliinden bahsedilmektedir. Esas olarak evirilerin metinleri de incelenirse yaklak bu anlam kmaktadr. Kitabn Trke evirisi hakknda sonu olarak unlar syleyebiliriz: Trke eviri, Baha Tevfikin iddia ettii gibi harfiyen ve tam bir eviri olmasada, anlam bakmndan ngilizce eviri ile karlatrldnda bir eksiklik yoktur. Kitaptaki blmlendirmeler yaklak olarak dorudur. Fazladan yaplan blmlendirmeler, eksiltmeler veya eklemeler hakknda ancak Baha Tevfikin ld yl olan 1914e kadar tm Franszca ve Almanca basklarnn elde edilerek tercme ile karlatrma yaplmas gerekmektedir. erie gelince, en can alc nokta maddenin ve kuvvetin bir olduunun tespiti ve vurgusunun yaplmasdr. Bu yaplrken, tamamen deneysel verilerden yola klmas, sistemli bir baktan ziyade gncel bilimsel verilere dayanlmas ve basit ve teknik olmayan bir dil kullanlmas da n plana kmaktadr. Kitabn Osmanlnn Aristoteles ile geleneksellemi fikir dnyasna bir eletiri olarak grlmesi gerekmektedir. Bu sebeple kitabn uramak zorunda olduu konular Osmanlnn fikir dnyas ile akmaktadr. Son olarak kitap hakknda deinmek istediimiz baka bir konu da kitabn Bizim Szlerimiz bal ile verilen ksmnda slmyete kar taknlan ince tutumdur:
Madde ve Kuvvetin kr'ine u ciheti imdiden haber vermek isteriz ki bu kitpta mevz bahis olunan din, slm deildir, Hristiyanlktr, hatta Hristiyanlkn muharref ekldir. M'ellif ancak bu mantksz ekli ele alarak itirzlarn saym ve hcmlarn yapmtr. Bundan baka bu itirzlarn slmla ml farz olunsa da cevbn verecek hocalarmz, ok kr, mefkd deildir. Vahdet-i Mevcdda da sylediimiz gibi kitplarmz dnlerine kar kaytsz bir hle koyan bu gibi eserlerin lisnmzda cevplar yoktur. nk tercme edilmemilerdir. Dn limlerimiz ise ekseriy ecneb lisnlarna vkf deiller... te bunun iin bir Vahdet-i Mevcd gibi Madde ve Kuvveti de harfiyyen tercme ederek cevp vermekle mkellef ad olunan iktidr shiplerinin dikkat-i gzlerine vaz ediyoruz. Eserin her trl mes'liyyeti m'ellifine 'ittir.367

Bu incecik ifadeden, Baha Tevfikin merkeze kar manevralarn, alaycln ve idareceliini ne kadar gzel yaptn anlyoruz. Bence ite bu ince ifade tarz, eletiride snr tanmayan ve arka arkaya kapanan gazetelerin de msebbibi olarak grlen Baha Tevfikin doal bir hastalk sebebiyle lmesinin en byk nedenidir.

367

Bchner, a.g.e., s.6.

108

4.4.3. XIX. Yzyl Osmanl Materyalizmi zerine Sonszler


Bu alt balkta imdiye kadar Osmanl materyalizmi zerine sylenmi olan tezler toplu ekilde verilecektir. Bylece bu tezin sonularn varolan tezlerin sonular ile karlatrma imkn doacaktr. Zaten iddia edilen bu hali hazr tezler, varolduu iddia edilen Osmanl materyalizmini derinliine anlamaktan daha ok bu materyalizme kar olumu ya da bu materyalizmi yeteri kadar anlamam olan tepkilerin iddialarna dayanmaktadrlar. rnein, Trk kltr ile materyalist fikirler arasnda ztlk olduu ve hibir zaman Trk kltr ile materyalizmin birbiri ile uyumad iddia edilmektedir. Mehmet Akgn, Materyalizmin Trkiyeye Girii ve lk Etkileri adl kitabnda, "memleketimiz fikir ve siyaset adamlarnn Trk Kltrne bal olular sebebiyle, bu eit fikirler belirli kiilerin haricinde taraftar bulamamtr"368 diyor. Fakat burada Trk kltrnn ne olduu ve ona balln neden materyalizmin kart olduu aka belirtilmiyor. Osmanl materyalistleri Trk kltrnden etkilenmemi kiiler olarak gsteriliyor, Akgn burada geleneksel olarak hep yaplagelmi olan zndk ve mlhid yaktrmasn ima ediyor. Ayn kitabn baka bir yerinde bu ztln aklamas yle yaplyor:
Trk, devlet, toplum ve kltrnn, ayrca Trk Toplum hayatnn materyalist fikir ve temayullere uygun olmamas, bunun yannda devaml bir surette materyalist etkilerin, mukabil tepkileri de beraberlerinde getirmelerinden dolay, bilhassa felsefi muhteva ierisinde deerlendirilebilecek fikri bir zemin kuramam, snrl bir alann ve says ok az olan bir insan grubunun dna taamamtr. O ve onun savunucular, Trk dnce tarihi ierisinde devaml bir ekilde ayrlk, arlk ve yabanclamay temsil etmilerdir.369

Bu aklamadan anlaldna gre, materyalizme olan ztlklar daha da oaltlyor. Zendeka ve ilhad bu sefer ayrlk, arlk ve yabanclama kavramlaryla dile getirilmeye allyor. Yine Akgnn ayn almasnda materyalizme kar kanlarn, savunanlardan daha fazla olduu da belirtilmektedir:
"...zellikle belirtmek isteriz ki, materyalizmi savunanlarn azlna karlk; bu fikre kar kan fikir adamlarmzn says olduka fazladr. Mesela devrin birok nl ilim ve siyaset adamlarn bu mcadelede grmek mhimdir."370

368 369 370

Akgn, a.g.e., s. 496. Akgn, a.g.e., s. 500. Akgn, a.g.e., s. 416.

109

Bu kadar az savunulmu bir fikre, ya da daha nce belirtildii gibi Trk devletinin, toplumunun ve hatta kltrnn zt olduu bu fikre, bu kadar ok kar kan olmas garip deil midir? Ben Akgnn szlerinin ne anlama geldiini hemen anlyorum: Zendeka ve ilhad hareketi, Osmanl merkezi tarafndan laykyla boulmutur. Kltr, toplumun genidir, topluma zgdr, tekildir ve ancak kaynaklarna dnerek kendini gelitirebilir. Uygarlk ise, kltrn aktarlabilen yandr, genelletirilebilir, evrensel hale getirilebilir ve ancak kendisini biriktirerek geliir.371 XIX. yzyl Osmanl materyalistleri materyalizmi savunurken ve Batdan alrken herhalde Trk kltrne (biz Osmanl kltr diyelim) zt olduunun farkndalardr. Ama onlar aada daha da ayrntlaryla aklanaca gibi, materyalizmi bir dnce olarak deil, uygarln kat ve zorunlu bir paras olarak almay yelemilerdir. te Baha Tevfikin materyalizmi kendi kavramlaryla hesaplamayan, kaynaklarna dnerek kendini gelitiremeyen, kltrnden uzak bir materyalizmdir. Yani burada eletirilmesi gereken konu, materyalizmin Trk kltrne ztl deil, Baha Tevfikin yaymaya alt materyalizmin kendi kaynaklaryla ve kendi kavramlaryla hesaplamamas meselesidir. Cevapsz sorular brakan baka bir tez, materyalizmi getirmek isteyen Osmanl aydnnn etkilenmilii ve seicilii zerinedir. Genel olarak XIX. yzyl Trk aydnnn seici olduu iddia edilmektedir. Daha nce bu Osmanlnn seicilii zerinde durmutuk. Bu seicilik yle bir seiciliktir ki seilen fikirler derinlememektedir. Yaln Kk, Aydn zerine Tezler adl be ciltlik almasnn birinci cildinde, Trk aydnnn eitli dn akmlar karsndaki tutumu deneyimli bir kabzmaln toptan sebze piyasasndaki davrann hatrlatr. Hep seici kalr, ilgisi hibir zaman derinlemesine olmaz372 iddiasnda bulunmaktadr. Ayn almada Trk aydnn hangi ltlere gre seim yapt aadaki gibi aklanmaktadr.
Trk aydnlar Bat'ya, Trkiye piyasasnda en fazla para getirecek kullanlm araba iin second hand dealer'leri gezen bilgi-grg artrmak zere Avrupa'ya gnderilmi ada kamu grevlisi uzman trnden ya da Trkiye'de en fazla kar brakacak demode mal arayan miyop komisyoncu gibi, hep kendi i piyasasn dnerek bakt. Son zamanlardaki kksz Trk niversite retim yelerinin veya

371 372

Morin, Avrupa'y Dnmek, s. 77. Yaln Kk, Aydn zerine Tezler, 1. Cilt, 3. Bask, Tekin Yaynevi, stanbul 1990, s. 14.

110

ondokuzuncu yzyl Rusya aydnlarnn yaptklar trden, Bat'daki en son moda dncelere ve bu arada giyime merak sarmad."373

Kk, Trk aydnn kendi piyasas iin seim yaptn sylemektedir. Konuyu daha da pekitirebilmek iin edebiyatta romantizm, bilimde pozitivizm gibi fikirlerin Trkiyeye getirilirken geldii yerdeki eletirileri de dikkate almadn iddia etmektedir:
Romantizme bak da yle; romantizme sarld zaman, Bat'dan romantik yanstma yntemini ithal etmeye karar verdii srada, rnek saylan Bat'da, romantizm ok ar eletirilerle yazn platformunun dna itilmiti. Buna ramen romantizmde srar etti ve Trkiye'ye ..., romantizmin eletirisini getiren Beir Fuad da ayn yolu izledi. Materyalist dncede ve bu arada gerekilikte, o zamanki deyile hakkiyun mektebinde, ulalm dzeyi bir tarafa brakp, en vulgar ve en geri materyalizmi Trkiye'ye sokmaya alt.374

O zaman burada soru u oluyor: Eer aydnlarmz, dnrlerimiz, Avrupadan Trkiyeye piyasas iin dnceler getiriyorlarsa, dnceler ile piyasa arasndaki ilikinin iyice aa karlmas gerekmez miydi? Kk, kitabnda bu konuya hi deinmiyor. Ayrca materyalizm asndan bakldnda, iler daha da karyor. nk materyalizm Akgnn de iddia ettii gibi Trk kltrne, toplumuna, devletine zt bir felsefe ise piyasaya sunulmak zere hi getirilmemesi gerekirdi. nk piyasa, sunulan mallarn bir alcs olduu teziyle iliyor. Eer mal satn alacak olan mteriler yoksa piyasa iin bir nemi kalmyor. Dolaysyla, materyalizm hangi piyasa iin, niye getirilmitir sorularnn cevab verilmiyor. Zaten Kk bu s bakla retken olamyor. Ben hemen bu sorulara cevap vereyim: Gelen pozitivizmin ve materyalizmin nitelikleri Osmanlnn hara retim tarzna ve bu tarza dayal sosyal formasyonuna uygundur. nk materyalizm, zendeka ve mlhid hareketlerinin iinde kalm, kendi kimliini oluturamam, Osmanl mekannda adetullahtan kopup kendi iine hapsedilen maddi gerekliin slna (pozitivizmine) taklmtr. Baka nemli bir tez, materyalizmin gelimemesini slmi dnceye

balamaktadr. Bu tezin en yaln ifadesi Bolaydan yaplan aadaki alntdr:


"slm leminde materyalizm, kelamclarn, El Kindi'nin, Farabi'nin, Eari'nin, Gazali'nin ve devletin takipleri sebebiyle geliememitir.375

373 374 375

Yaln Kk, Aydn zerine Tezler, 2. Cilt, 2. Bask, Tekin Yaynevi, stanbul 1985, s. 406. Kk, Aydn zerine Tezler, 2. Cilt, s. 406-407. Sleyman Hayri Bolay, Trkiye'de Ruhu ve Maddeci Grn Mcadelesi, 1. Bask, Yamur Yaynlar,

stanbul 1967, s. 43.

111

Bolaya

gre,

materyalizm,

sadece

Trkiyede

deil slm

leminde

de

gelimemitir. nk slm leminin El Kindi (801-866), Farabi (870-950), Eari (873-935) ve Gazali (879-941) gibi byk dnrler materyalizmi savunmamlardr. Ayrca gelimemilik sadece dnrler seviyesinde kalmam, devletler de bu dnceyi takip etmi ve gelimesine engel olmulardr. Bolayn tezi, arkaplanda slm dncesi ile materyalizmin zt olduunu iddia etmektedir. Akgn ve Kkn tezlerine gre daha tutarl ve daha kapsamldr. Tutarldr; nk materyalist dnceye bakldnda slm dini ile materyalizm arasndaki ilikiyi anlamak ok g deildir ve gemite ne tr ztlklar yaandysa bugn ve gelecekte de ayn ztlklarn yaanmas muhtemeldir. Kapsamldr; nk en azndan Trk materyalizmini sadece kendi iinde deerlendirmemekte ve daha genel anlamda slm dini ve felsefesinin iinde dnmektedir. Fakat burada Bolayn teorisizlii sonucunda gzden kard ey, daha nce defalarca sylediim gibi slmyetin politika tarafndan ideolojik bir aygt kullanldnn anlalamamasdr. Buna mukabil, XIX. yzyl Osmanl maddecilii, slm felsefesinden daha az etkilenmi gibi grnmektedir. Akgn, bunu aadaki alnt ile aklamaya alr:
te Tanzimat Fermanndan ve bilhassa kinci Merutiyetin ilanndan sonra memleketimizde yaylmak istenen marteryalizm, ...klasik (mekanik) materyalizmden ok 19. yzylda Bchner ve arkadalarnn temsil ettikleri kaba ilimci maddeciliktir. Bu maddecilik 18. yzyl mekanik mateyalizminden u hususlarda ayrlr. 19. asr kaba ilimci maddecilii; a. Fiziin s ve enerji bahislerinden faydalanmtr. b. Hayat hadiselerine nem vermitir. c. Biyolojinin embroyoloji ve paleontoloji gibi dallarndan faydalanmtr. d. Maddenin tekamln hayatn tekamlne balayarak btn tekaml safhalarn bir tarzda tetkik etmitir. e. Madde ve kuvveti iki ayr cevher gibi deil, tek varln iki manzaras olarak grmler ve monist (tek esasa dayal) bir maddecilik kurmulardr. f. 18. asr mekanik maddecilii Descartes'n ruh-madde ikiliinden hareket ederek Descartes gibi byk bir filozofa dayanyorlard ve ruh-madde ikiliinden ruhu inkar ediyorlard; halbuki 19. asr ilimci maddecilii Kant'dan hareket ediyorlard. Kant'n Saf Akln Tenkidinde fenomenlerin tesini bilemeyiz, fikrini benimsiyorlar; ama Pratik Akln Tenkidini grmezden geliyorlard.

112

te Baha Tevfik ve arkadalarnn Trkiye'de yaymak istedikleri maddecilik bu eit maddecilikdir.376

Elbette XIX. yzylda Bat dncesinde materyalizmin birok eidi gelimiti. Fakat anlalan o ki Baha Tevfik ve arkadalar, kaba ve ilimci bir materyalizm zerinde srar etmilerdir. Bunun sebebini daha nce sylemitim. Burada ifade etmek istediim ey, daha nce materyalizmin eitleri konusunda yaptmz snflandrmaya gre de XIX. yzyl Osmanl materyalizmi felsefi ve bilimsel bir materyalizme yakn gibi durmaktadr. Tarihsel materyalizm ise dncelerden zaten uzakt. Haniolunun tabiriyle kltr kodumuz tarihsel ve diyalektik materyalizmi ifreleyip okumaya yetmiyordu377. Ben bu kltr kodunun ne anlama geldiini daha nce sylemitim: Kltr kodumuz bizim kltrmz iinde olumutur. Bizim kltrmz bizim sosyal formasyonumuzun bir fonksiyonudur. Bizim sosyal formasyonumuz bizim temelimize yani bizim retim tarzmza dayanr. Bizim retim tarzmz bizim doa ile kurduumuz ilikidir. Bizim doa ile kurduumuz iliki, kendimizle olan ilikimizi de belirler. Kendimizle kurduumuz ilikinin doa ile kurduumuz ilikiyle karmak olarak btnlemesi ise kltr kodumuzu tekrar tekrar belirler. Her bilimsel almann bir snflandrma yaptn biliyorum. Daha dorusu snflandrma yapmak ciddi bilimsel almalarda grlr. Akgnde XIX. yzyl Osmanl materyalistlerini snflandrmtr378: 1. Sistemsiz bir ekilde hareket eden ve materyalizmin gelimesine zemin hazrlayanlar: Hoca Tahsin Efendi (1812-1880), Beir Fuad (1852-1887) ve Ahmet Mithat (1844-1912) 2. Materyalizmi benimseyip, sistemli ve metotlu bir ekilde yaymaya alanlar: Baha Tevfik (1884-1914), Suphi Ethem (1880?-1923?), Memduh Sleyman, Doktor Edhem Necdet, Celal Nuri leri (1881-1938), Doktor Abdullah Cevdet (1869-1932), Hseyin Hilmi (1911-2001), Dr. Tevfik Nevzat, Mustafa Suphi (1883-1921), Dr. efik Hsn (1887-1959)

376 377

Akgn, a.g.e., s. 56-57. M. kr Haniolu, Bir Siyasal Dnr Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dnemi, 1. Bask, dal Akgn, a.g.e., s. 161.

Neriyat, stanbul 1981, s.403.


378

113

Ben materyalizm iin ltlerimi daha nce belirtmitim. Buna gre materyalizmin olumas iin, varln maddeye dayandrlmas, btn aklayacak sistemli bir teorinin olmas ve sistemli bir eletiri yaplmas gerekmektedir. Yalnz burada iddia edilen sistemli ve metotlu bir yayma abasnn benim bahsettiim trde bir sistemlilii iddia ettiini dnmyorum. Buradaki sistemlilik daha ok dile getirilmesine msaade edilmi, yayn aralaryla ve politikayla halka ulamaya alan bir dnr gurubunun sistemliliidir. Son olarak belirtmem gerekir ki Osmanl dncesinde madde pekiyi bir sicile sahip deildir. Akgnn de ska tekrar ettii Bolayn tezleri baskndr ve maddecilik her zaman olduu gibi u ekilde anlalmaktadr:
Cemiyeti ne olduu bilinmeyen bir madde kavramna balayarak btn manevi deerleri ykmak ve yeni bir iman eklinde materyalizmi yayarak toplumu ahlak buhran ve anari iinde yzdrmek...379

Sonuta ey deildir.

bugn

bile

merkezin

diliyle

konuan

merkezin

memurlar

iin

materyalistler zndk ve mlhid, materyalizm ise zendeka ve ilhad hareketinden baka bir

379

Bolay, Trkiye'de Ruhu ve Maddeci Grn Mcadelesi, s. 285.

114

5. SONU
Bu tezde imdiye kadar tarihsel materyalizmin slogan olarak sylenmi olduu temel-styap ya da altyap-styap (base-superstructure) kavramlarn kullanp, Baha Tevfik ve evirisi Madde ve Kuvveti merkeze alarak Osmanl felsefesine ve bilimine materyalist, daha dorusu tarihsel materyalist teori ile bakmaya altm. Tarihsel materyalist teorinin temel-styap benzetmesinin Osmanl felsefe ve bilim tarihine uygulanmas g bir iti. nk bu benzetme ilenmemi, sanki doruluu mecburen kabul edilmi ekilde durmaktayd. Ayrca gerek Marxn almalarnda gerekse Marxtan sonra yaplan almalarda, zellikle felsefe ve bilim iin bu ekilde tarihsel bir yaklamda bulunan yoktu. Bu konu Marx ve Engelsin almalarnda dank olarak durmaktayd. Genel olarak bu konudaki kaynaklar, Marx ve Engelsin Alman deolojisi380 adl kitabndan, Barry Hindess ve Paul Hirstin yapt birka kafa kartran almadan,381 Jorge Larrainin temel saylabilecek ama tarihsel bir problemi merkeze alarak yaplmam ve olduka soyut kalm kitabndan382 ve son olarak Raymondun bilim ve felsefenin deil ama edebiyatn incelendii zorlama bir almasndan383 baka elimde ciddi saylabilecek kaynak yoktu. Plekhanovun ve Leninin yazlarnda ise sadece yeri geldike sylenip geitirilmi beylik szler vard. Felsefe ve bilim tarihinde ise klasik fikirler tarihi anlay diyebileceimiz, dnceyi dnceden, bilgiyi bilgiden, felsefeyi felsefeden karan anlatmc bir tarih anlay ve bunun sonucu olarak filozoflar ve bilim adamlarn arka arkaya sralayan kronolojik anlatm sz konusudur. Bugn felsefe ve bilim tarihi, dier tarih teorilerinden ayr olarak ele alnmaktadr. Yaadmz, somut, gnlk hayatmz ynlendiren ve hergn aktif olarak katldmz tarih baka bir yerde akp gitmekte, felsefe ve bilim tarihi ise sanki kendine zg bir yolda genel tarih teorilerinden baka bir mecrada hareket etmektedir. Bilim tarihileri, gerek tarihin esasnda bilim tarihi olduunu iddia etmektedirler. Tabi felsefe tarihileri de gerek tarihin felsefe tarihi olduunu sylerler. Sonuta tm insanl kucaklayan genel bir tarih teorisi olmadka ne felsefe tarihi ne de bilim tarihi anlaml
380 381

Karl Marx ve Friedrich Engels, Alman deolojisi, ev: Sevim Belli, 5. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 2004. Barry Hindess ve Paul Hirst, Mode of Production and Social Formation, Tekrarbask, Macmillan Press, Jorge Larrain, Marxism and Ideology, 2. Bask, Macmillan Education Limited, Londra 1991. Raymond Williams, Marxism and Literature, 1. Bask, Oxford University Press, Oxford 1977.

London (1. Bask:1977) 1983 ve Precapitalist Modes of Production, 1975.


382 383

115

olabilir. Sartonda bilim tarihinin, tarih yntemi ile bilime yaklamak olduunu sylyor384. Bylece ilk nce bir tarih yntemimin, bir tarih teorimin olmas gerektiini dndm. Dolaysyla felsefe ve bilim tarihi yapmadan nce genel bir tarih teorisine sahip olmam gerektiini anladm. Ben bu tezde, tarihsel materyalizmi kullandm. lk sorum u oldu: Felsefeyle, bilimle, bilgiyle, sanatla vb.yle insan nasl bir iliki iindedir? Bu soruya cevap ararken, Marxn ve Engelsin literatrnn nemli yaptlarn bir daha okudum. Aslnda sorduum sorunun daha geni bir tarihsel perspektifi olduunu anladm. nk felsefe ve bilim tarihi dediimiz ey bizleri en fazla on bin yl geriye kadar gtrlebiliyordu. Fakat bilim felsefeden eski olmalyd. nk insanlar felsefe yapmadan nce toprak kap yapmlard, balta ucu bilemilerdi, kentler kurmulard. Fakat bilim de geriye doru bir yere kadar takip ediliyor sonra doa tarihi ile kark bir insan tarihinden sz ediliyordu. Sonuta insanlar bugnk anlamda bilim ve felsefe sahibi olmadan var olabilmilerdi. Yani bugn insan var eden eylerin banda felsefe ve bilim geliyorsa bunlarn tarihi en fazla on bin yldr. O halde felsefe tarihi ya da bilim tarihi denilince yaklak 500 bin yllk insan tarihinin sadece son on bin ylndan bahsedilmektedir ve 490 bin yllk insan tarihi felsefeden ve bilimden yoksun olduu iin ve belki de felsefe ve bilime ait yazl kaytlar olmad iin yok saylmaktadr. Ama ne kadar yok saylrsa saylsn, yazl olarak belgelenmemi de olsa byle bir tarih elbette nmzde durmaktadr. Genel olarak felsefe tarihi ve bilim tarihi kitaplarnda bir an evvel milattan nceki birka bin yla gelebilmek iin bu 490 bin yllk tarih bilemediniz yarm sayfada, abartyorsam da en fazla drt be sayfada geitirmektedirler. Bugn felsefe olmasayd, bilim olmasayd insanlk olmazd diyen felsefe ve bilim tarihileri her ne hikmetse 490 bin yllk insanlk tarihini grmezlikten gelmektedirler. stne stlk George Sartonn bilim tarihilerinin bir antropolog385 gibi almas gerektiini syledii halde Elbette, ben de Baha Tevfiki, nl tercmesini, XIX. yzyln Osmanl materyalizmini ve materyalistlerini anlatmadan evvel, ilk nce bu 490 bin yllk tarihe bakmak istedim. Fakat bu, daha baka bir almann konusudur. Her ne kadar kendimi tutarak bu almay ertelesem de, kendime bu almamda 490 bin yllk insanlk tarihini de kapsayacak bir soru sormay denedim: O halde insann belgeli olarak hemen hemen

384 385

Sarton, a.g.e., s. 26. Sarton, a.g.e., s. 72.

116

10 bin yldr tank olduu bilimle, felsefeyle, sanatla vb.yle ilikisinden nce, nelerle ilikisi vardr? O zaman okuduklarmdan ve zellikle Marxtan yararlanarak sonuta u cevaba ulatm: nsann her eyden nce iki tr ilikisi vardr ve bu ilikiler insann be yz bin yllk tarihini de kapsamaktadrlar. Bunlardan biri insann doa ile olan ilikisidir ve dieri ise, insann insan ile olan ilikisidir. Eer tarihsel materyalizm bu ncller ile kurulsa, felsefe, bilim, sanat gibi alanlarn tarihi temel-styap benzetmesi iinde aklanabilir. nsann doa ile ilikisi trl trl olabilir. Resim yapan, dinlenen, topra ileyen, su tayan, bilim yapan, felsefe yapan tm insanlar doa ile ilikidedirler. Sonuta, bunlarn arasndan zorunlu ilikinin bulunmas gerekir. te bu zorunlu iliki ayn zamanda insan insan yapan iliki olmaldr. Tarihsel materyalizme gre bu iliki retim ilikisidir. nsan Marxn dedii gibi doa ile zorunlu olarak retim ilikisi kurmaktadr. Bu sebeple temel-styap benzetmesinde, temel insann doa ile kurduu retim ilikisi olarak alnmtr. Tezin muhtelif yerlerinde de bahsettiimiz gibi, insann doa ile bir kez zorunlu retim ilikisi kurmas yeterli deildir. nsann varln devam ettirebilmesi iin bu retim ilikisin her an, her gn, her ay, her yl devam ettirmelidir. Yani doa ile kurulmas zorunlu olan retim ilikisi kesintisiz bir ekilde yeniden kurulmaldr. O halde, bu ilikinin yeniden kurulmas iin insann insanla ilikiye girmesi ve doa ile zorunlu olarak kurduu retim ilikisini yeniden, mr boyunca, kendisinden sonra gelen nesiller iin tekrar tekrar kurmas gerekir. te insann doa ile kurduu zorunlu retim ilikisinin yeniden retilmesi iin insann insan ile kurduu bu ilikinin iinde felsefe, bilim, sanat gibi dier ilikiler yer alabilir ve ite bunlar da styap elerini olutururlar. Ben bu tezde, temeli retim ilikisi, styapy da insann insan ile olan tm ilikileri olarak ele aldm. Konuyu daha teknik bir dille ifade edersek, temeli, 1970l yllarda youn ekilde kullanlan retim tarz olarak dndm. styap bir toplumun retim tarznn gerektirdii tm insani ilikiler olarak dndm. Tm bunlarn oluturduu karmak toplumsal yapya ise sosyal formasyon dedim. Sra Osmanl toplumunu tarihsel materyalizmin bu kavramlar ile anlamaya gelince, Osmanl toplumunun temelinin, yani retim tarznn toprak ile kurulan retim ilikisine dayal olup, tribter baka bir deile hara retim tarz olduunu bulguladm. Bu retim tarz Osmanlnn mr boyunca srmt ve bugn de hala kalntlar halinde devam etmektedir. Bu retim tarznn sahip olduu sosyal formasyon ise merkeziyeti, ynetene ncelik veren, padiah-asker-alim lsnn ve bunlara bal memur ordusunun ynetim biimine dayal, yneten dndaki reayay topraa bal kalmaya zorlayan ve merkezin dndaki tm iktidar odaklarn hemen idiletiren bir sosyal formasyondu. Dolaysyla Osmanlnn yapt bilim ve felsefe hara retim tarzna ve ite bu hara 117

retim tarzna dayal insan-insan ilikisine ve tm bunlarn toplamndan oluan Doulu toplumlara zg bir sosyal formasyona dayanyordu. imdi yukarda ksaca, teorisini, yntemini, bulgularn ve iddiasn zetlediim bu tezin sonularn aada maddeler halinde sralyorum: 1. Bugn klasik fikirler tarihine gre yaplan felsefe tarihi ve bilim tarihi yazn sorunludur, eksiktir ve insan pratiinden kopmutur. Klasik fikirler tarihi anlay salt dnce alannda bir geliimi ele almaktadr. Oysa bahsedilen dnceler, felsefeler ve bilimler insann son 10 bin ylna ait olup btn insanlk tarihini kapsamamaktadr. Felsefeyi ve bilimi oluturan bilin toplumsal bir rndr, klasik fikirler tarihinde bahsedildii gibi kiilerin bir rn deildir. 2. Felsefe ve bilim tarihi, pozitif bilimlerin kendisinden ve toplumsal pratikten kopmutur. Batda ve Douda yerel snrlrna hapsolmutur. Felsefenin ve bilimin diyalektik olan btn ilikileri bir kenara braklmtr. 3. Bugn felsefe ve bilim tarihi toplumsal deimeden bahsettii halde bu alanlarn tarihini yapabilmek iin ne Spencerin evrim modeli, ne de Marxn atma modeli tam olarak kullanlmaktadr. Bu da tam bir teorisizlii ve tarihsel bir modelden yoksunluu beraberinde getirmektedir. Zorunlu ve belirleyeci gerek nedenlerin ne olduu tam olarak sylenememektedir. 4. Bilim tarihi kitaplar genel bir tarih teorisinden yoksundur. Karktr. Tarih teorisi olarak verilenlerse kafa kartrc, soyut, belirli bir problemin etrafnda olumu deillerdir. Her bilim tarihisinin (felsefe tarihilerini de katabiliriz) kendine gre fikirleri varm gibi durmakta, ama btn kitaplar sanki tek elden km gibi ayn eyleri sylemektedir. Hatta Linberg gibi bilim tarihileri en sonunda teori vasflarn oktan terketmi eklektik dncelere varmaktadrlar. 5. Osmanl dnemine ait felsefe ve bilim tarihi literatr de ayn sorunlarla boumaktadr. Bu sorunlardan ilki isel-dsal tarih anlaylar zerine younlamaktadr. sel ya da dsal tarih anlay felsefe ve bilim tarihimize yeni hibir ey katmamtr. Kafalar daha ok kartrmtr. Zaten bu isel ve dsal tarih anlayna sahip anlaml bir tarihilik de yaplamaz. 6. Felsefe ve bilim tarihi literatrnde grlen ...mi olsayd trnden iddialar tevatr yaratmaktan baka hibir eye yaramamaktadr.

118

7.

Felsefe ve bilim tarihi yaznmz teorisizdir. Dolaysyla, neden-sonu ilikileri kurulamamaktadr. Teorisizliin en byk nedeni olarak gsterilen Osmanl metinlerinin tam olarak okunmamas ve ortaya karlmamas hadisesi ise daha byk bir teorisizlik ve dncesizliktir.

8.

Bugn felsefe ve bilim tarihini en iyi anlatacak model Marxn tarihsel atma modeli, tarihsel materyalizm ve temel-styap ilikisidir. Eer temel-styap ilikisi anlatlrken Altyap m styapy belirler styap m altyapy belirler? Gerekte, her ikisi de birbirini belirler gibi ne anlatt belli olmayan bir nvarsaymla ve szlk anlamlaryla yola klmazsa, temelin ve styapnn ne olduklar belirli bir problemin maddi arkaplan ile aklanrsa temelin styapy oluturduu, felsefenin, bilimin, sanatn ve benzer styap elerinin temel tarafndan biimlendirildii ortaya kar. Temel bir toplumda zorunlu olarak kurulan insan-doa ilikisidir, yani retim tarzdr; iksisattan, sanayiden, retimden, anak-mlek yapmaktan, para kazanmaktan daha baka bir eydir. styap ise bu retim tarzna gre biimlenmi insan-insan ilikisidir; memur-amir, kaan-kovalayan, len-ldren, smrlen-smren ilikisinden daha baka bir eydir. Bunlarn karmak birlii ise sosyal formasyondur.

9.

Bugn felsefe ve bilim tarihileri temel-styap emasyla hareket ederek tarihsel materyalizmi hemen hemen hi kullanmamlardr. Temeli yanl bir ekilde dnmler; iktisat, ticaret, sanayi, retim gibi faaliyetler olarak ele almlardr. Temel-styap emas ile biimlenmi tarihsel materyalizme Sovyetlerin ksr ve ahmaka ideolojisiyle ve materyalist versiyonuyla bakmlardr. Neredeyse en sonunda temeli bir bilim adamnn kazand para ile bir tutmulardr.

10. Osmanl toplumunun retim tarz hemen btn Dou toplumlarnda grlen insanlarnn zorunlu olarak Doa ile kurduu ilikiyi toprakla kurulan ilikiye eviren har (tribter) retim tarzdr. Osmanl toplumunun styaps (bilimi, edebiyat, felsefesi vb.), tribter retim tarzna gre biimlenmi ve gelimitir. Toprakta zel mlkiyetin olmamas, art rnn devlet dnda tasarruf edilememesi, kyl snfnn basit yeniden retim yapmas, sosyal artn merkezi bir ynetime ve lks harcamaya devredilmesi, merkezin dnda iktidar olabilecek yeni bir rgtlenmenin (yeni bir snf, yeni bir fikir anlay gibi) oluamamas, art rn kendine toplayp datan siyasi merkeziyetiliin fikirsel, ruhsal, psikolojik vb. her nevi merkeziyetilie dntrlmesi, art

119

rn kaynaklarnn sadece topra ileyen reaya ve ganimet sava gelirlerine balanmas, merkez-merkezka (devlet-halk, aydnlar-sr, yneten-ynetilen gibi) glerin olumas ve bu glerin her zaman merkezi kuvvetlendirecek ekilde ynetilmesi, merkezin dndaki tm yeni oluumlarn idi edilmesi, saydam smrnn mistifikasyonu iin din/siyaset/kulluk/yabanclama gibi elerin merkez tarafndan ezici bir ekilde kullanlmas, devletin tek varlk alan olarak kabul edilmesi gibi bu tezde nemle zerinde durduum sosyal gerekler ise karmak sosyal formasyonun kendisidir. 11. Osmanl sosyal formasyonunda din belirleyici e deildir. Belirleyici e, tm prekapitalist sosyal formasyonlarda grld ekilde, dini ideolojik hale getiren politikadr. Bu sebeple felsefeyi ve bilimi belirleyen ey din deil hara retim tarzna dayanm politikadr. Bu anlamda Osmanlda politik bir alet olarak kullanlan slmyet dini merkezi glendirmeyecek ve var olan hara retim tarzn desteklemeyecek her trl felsefeyi, bilimi, bilgiyi ve daha dar anlamda felsefe ve bilim yapma zgrln bile ho grmemitir; bastrmtr ve yoketmitir. 12. zellikle XIX. yzylda yaplan yenilikler Osmanl Devleti, merkezi, yneticisi, paas, padiah vb.leri iin ilerleme saylabilir. nk onlar ilerlemiler, daha da zenginlemiler, felsefe, bilim ve bilgi sahibi olmulardr. Ama Osmanl toplumu iin yaplan bu yeniliklerin bir ilerleme olarak kabul edilmesi mmkn deildir. nk toplum, kendisini gelitirecek ve yenilik yapacak yeni bir snftan mahrumdur. nk Osmanlda yeni saylanlar Osmanl toplumunun iinden km yeni bir snfn eseri deildir. nk eski snflarla sadece felsefe, bilim, dil, okul, teknik gibi ithalatlar yaparak sosyal formasyon ve retim tarz deitirilemedii gibi, ileri de gidilemez. nk ilerlemek ve gerilemek gibi kavramlar snfsaldr; bu kavramlar zerine yaplacak zmlemenin ayn zamanda snfsal bir zmleme olmas gerekir. 13. Osmanlda felsefe, bilim ve salt dnce olarak kabul edilenler dahil tm styapsal eler sosyal formasyon tarafndan biimlenen, snfsal ve var olan retim tarzn destekleyici niteliktedir. rnein Osmanl toplumunda akli olabilecek her ey merkezin destekledii nakli elere evrilmektedir. zgr bir kafann teorik bir keifle ya da kabulle ortaya koyaca neden-sonu ilikileri merkezin iktidarn zayflatt iin hemen niin-sonu ilikilerine

120

dntrlmektedir. Dolaysyla sadece merkezi kuvvetlendiren siyaset ve ahlak retilerinde zgnlk yaratlabilmitir. 14. Osmanlda felsefe de bilim de vardr. Osmanlda felsefe ve bilim yoktur gibi anlamsz bir konuyu tartmaya bile demez. nemli olan felsefenin ve bilimin varl deil, zaten varolan bu felsefenin ve bilimin niteliklerini tartabilmektir. Bizim felsefemizin ve bilimimizin varl ve nitelikleri Avrupal zeki kardelerimize bal deildir. 15. Osmanlda eitimin deitirci rolnn olduunun sylenmesi anlamszdr. thal hocalarla ve ithal kurumlarla merkezin istedii ekilde deitirilen bir eitimin, Osmanl toplumunu deitirecei dnlemez. Deiim ancak topyekn yeni bir snfn yeni bir retim tarzn dayatmasyla mmkn olabilir. Ayn ekilde ithal edilen felsefenin ve bilimin de deitiricilii mmkn deildir. 16. Osmanlda dil sorunu yabanclama sorunudur. Kendine bile yabanclamak zorunda olan bir merkezin kendi dilini kabul etmesi mmkn deildir. 17. Osmanl felsefesi ve bilimi demirci zihniyetine gre iletilmitir. Merkezin pratik yaranna olabilecek her trl felsefe, bilim, sanat, edebiyat yaratlmtr ya da ithal edilmitir. 18. Osmanl felsefe ve bilim tarihinde ittihat, terakki, teceddd, muasrlama, kalknma, batllama, a atlama olarak grlen bilimsel yeniliklerin askerler tarafndan getirildiini sylemek tam bir pozitivist safdilliktir. nk ister askerler olsun, ister seyfiyye olsun, bu askeri rgtlenme merkezi iktadarn yanndadr; merkezi glendirmek iin gelitirilen politikalarn arac durumdadr. Askerlerden gelen yenilikler, merkezi yenilemek, yerleik retim tarzn glendirmek, deilse zenginlii merkezin lehine dntrmek iin yaplrlar. 19. Osmanl materyalizminin ve bugnk materyalizmin muhasebesini yapmak zorunda olduu kavram tespit edilmitir: Zndk ve Mlhid, Vahdet-i Vcud ve Vahdet-i Mevcut ve Kutb-Mehdi kavramlar ile hesaplalmadan materyalist olunamaz. nk materyalistler zndk ve mlhid dairesi iinde yer alan Alevilik gibi dier fikirlerden ve hara retim tarzn destekleyen merkez kart tm unsurlardan farkl olan ynlerini, yerlerini ve varklarn ortaya koymak zorundadrlar. Merkezin daire d sayd materyalistler, kendi varlklar iin dairelerini oluturmaldrlar. kincisi, Vahdet-i Vcuddan Vahdet-i

121

Mevcudda varan merkezka grlerden kendilerini ayrmaldrlar. Bugn Baha Tevfikin de Haeckelden evirdii Vahdet-i Mevcud retisinin materyalist bileenleri, merkezin kabul ettii pasif pozitivist ve bireyci unsurlardan temizlenmeli, merkezin karsndaki gerek ve zgr bireysel kimliine ve Mevcuduna kavuturulmaldr. ncs, merkeze alternatif olarak ortaya konan merkez niteliindeki kutb-mehdi kavramnn materyalist elere tam olarak evrilmesi ve merkezin alternatifi olmaktan ok maddi bir deiimin arac haline getirilmesi gerekmektedir. Kendi i hesaplamasn yapmayan maddiyyun mezhebinin gerekten materyalist olduunun sylenemeyecei ortaya kmtr. 20. XIX. yzyl Osmanl materyalizmi, materyalizmin Batdaki olmasa olmaz llerine uymamaktadr. Yani varln kaynan elle tutulur bir maddi eye, varoluu aklayabilecek varln kaynandan kan teorik ve sistemli bir yapya, bu teorik ve sistemlilik iinde kalarak yaplacak etraflca eletiriye dayanmamaktadr. Baha Tevfik de Bat llerinde bir materyalist deildir. Bizim Bat llerine uygun takliti materyalistler olmamz da anlamszdr. Kendi zgn materyalizmimizi kendi kaynaklarmza dayanarak ve kendimizi Bat materyalizminin pozitif yanlar ile her an kyaslayp dzelterek oluturmamz gerekmektedir. 21. Baha Tevfikin tercme ve telif eserleri ve yazlar incelenecek olursa, siyaset, felsefe ve edebiyat arlkl olduklar grlr. Entelektelimiz, uzun vadede felsefenin ve edebiyatn deitiriciliine; ksa vadede ise siyasetin ve edebiyatn deitiriciliine inanmtr. Demek ki XIX. yzylda ilmiye ve seyfiyye snfndan uzak duran bir sivilin elinde deitirci aralar olarak siyaset, edebiyat ve felsefe bulunmaktadr. Siyasetle toplumu, edebiyatla (ahlakla) insan ve felsefe ile de uzun vadede fikirleri ve zihniyeti deitirmek istemitir. XIX. yzyln genel entelektel hastal materyalist Baha Tevfikte bile vardr: Temele hi dokunmadan styaplarla deiimi salayabilmek. 22. Baha Tevfik de btnsel bir materyalist anlaya sahip deildir. Varlkn temeline elle tutulur bir eyi, varoluu aklayabilmek iin sistemli ve teorik bir yapy ve bu sistemli ve teorik yapyla tutarl olabilecek sistemli bir eletiriyi yapamamtr. Bu sebeple merkeziyeti yapnn dinini, ahlakn, bilimini, felsefesini, sanatn vb.lerini hakiki bir dnme uratmas beklenemez.

122

23. Pozitivisttir; nk merkezin, merkezin karsnda duran zndk ve mlhidler iin paralanmak istenen bir dnyada, maddenin btnsel bir bakndan ok, maddenin paralanm anlk durumlarnn yzeysel olarak incelemesi yaplabilir. Kendisine ak kalan tek kap olan vahdet-i mevcud yaklamna ise Haeckelci olarak yaklam, btnsellikten ziyade bilimlerin anlk bulgularna dayal bir materyalizmi savunmak istemitir. Vahdet-i mevcudun btnsel anlayna yabanc olan ya da snmak istemeyen durumlarda ise Darwincilii veya biyolojik materyalizmi seerek daha naturalist bir sistemi kabul etmeye almtr. Pozitivizm, biyolojik materyalizm, naturalizm arasnda bocalayp durmutur. 24. Maddeye baknda nasl ki maddeleri sistemsiz bir ekilde ele almsa, Baha Tevfik insana bakta da sistemsizdir. Zaten deiimi kavrayamamtr. Genel olarak ahlaki yarglara saldrsa da anarist ve bireyi kendi iine kapal bir ekilde dnm ve bu ekilde de Osmanl merkeziyetiliinin atomlatrc tuzana dmtr. 25. Baha Tevfik ve Ahmed Nebilin Bchnerden evirdii Madde ve Kuvvet ise esasnda materyalist olarak bile kabul edilmeyen Bchnerin materyalist bile saylamayan en popler eseridir. Bilim yapmak, Allah yoktur demek, her trl ahlaki deeri paralamak materyalistlik deildir. Zaten eserin byk bir ksm slogan eklindedir; alntdr ve o gnk bilimsel verilere dayand iin bugn okunamayacak dzeydedir. Dolaysyla, Baha Tevfikin yaratmak istedii uzun vadeli materyalist etki, eserin zellikleri sebebiyle ok ksa srede yokolmutur. Fakat 30 yana kadar yaam bir sivil entelektelin bu eviriyi yapmas, siyasi, dini ve askeri otoriteyle ok ince manevralarla anlamas, evirinin ierii de dnldnde ok cesurca ve aydnlk dolu bir sivil bakaldrdr. 26. Osmanl materyalizmine ilikin iddia edilen tezler, varolduu iddia edilen Osmanl materyalizmini derinliine anlamaktan daha ok ithal edilen materyalizme kar olumu ve ithal edilen materyalizmi yeteri kadar anlamam olan dinsel (slmyete dayal) tepkilerin iddialarna dayanmaktadr. 27. XIX. yzyl materyalizmi zgn deildir, baarszdr. thal edilmeye allan ve yer yer kaynann zgnln bile kaybeden bir materyalizmdir. Bu

123

zgn olmayan materyalizm izole olan slm Dnyasnn ya da Osmanlnn anlayndan kaynakland defalarca sylenmitir:
"slm Dnyas'ndaki bu izole olma, kaytszlk Avrupa'da gerekletirilen teknik ilerlemelerden habersiz olma anlamna da gelmiyordu. Ancak bilim ve teknoloji arasndaki karlkl iliki anlalmam ve bilim temeli gzard edilerek sadece teknoloji getirilmeye allm, bylece baarszlk batan garanti edilmiti."386

Ben sonuta bunun sadece bilim ve teknoloji ile karlkl ilikide aranmamas gerektii kansndaym. nk esasnda daha nce de belirttiimiz gibi transfer ettiimiz ey sadece bilimin, teknolojinin, felsefenin transferi deil bir uygarln transferidir ve XX. yzyln bence en byk arkeologundan yaplm aadaki alnt okunursa, yaplan uygarlk transferlerinin ne kadar aresizce bir ey olduu anlalr:
"stelik daha stn bir uygarlk, tmyle benimsenip sindirilemez: bu uygarl alan insanlar, yeni kltr donatm iinden gereksindikleri ve sindirebilicekleri bir ka unsuru seerler. rnein, yazy renmeden ya da yaznn gerekli olduu ticaret rgtn kurmadan, metalurji renilebilir ve silah yapm iin yeterince hammadde edinilebilir. te bu nedenle ortaya eitli uygarlk dzeyleri kar, uygarln kkeni olan zeklerin ltlerinden saplr. Bu deiik dzeylerdeki uygarlklar, ilk zeklerin evresine, blgeler biiminde sralanr"387

28. Sonu olarak Baha Tevfikin de savunduu bu materyalizmle gelitik mi, ilerledik mi? sorusunun cevab aranabilir. Gelitik mi? sorusunu sormak bilimsel bir davran gibi durmamaktadr388. En azndan materyalizm, materyalizmin katklar ve materyalistler sz konusu olduunda gelime konusunda unlar syleyebiliriz: Eer"gelimek demek yaam abasnda baarl olmak389 demekse; eer bir tarihinin gelime kavramn bir biyoloun gelime kavram ile e tutarsak ve buna mukabil olarak Trkiyede hala materyalizmi savunan yaayanlar varsa gelitik demektir. Ama rnein arkeologlara gre bir gelime kavram alacaksak ve gelimeye gelimenin somut kantlar olarak grnen yeni bulular ve yenilikler gerekte sosyal

386

Melek Dosay Gkdoan, "slm Dnyas'nda Bir Bilim Rnesans htiyac ve Koullar", Ortaa slm Childe, Kendini Yaratan nsan, s.129. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.11. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.15.

Dnyas'nda Bilim ve Teknik iinde, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2008, s.66.
387 388 389

124

geleneklerde oluturulan yeniliklerin elle tutulur birimi ve anlatmdr390 diyeceksek kendimizi daha az gelimi sayabiliriz. Dahas, eer gelimenin baarsn daha ekonomik olarak greceksek ve trmzn oalmasn ve bylece de biyolojik baarsn salayan da bu ekonomidir"391 diyeceksek yerimizde duruyoruz, gelimedik diyebiliriz. 29. Dou toplumlar iin daha genel bir sonu yazalm: Haraca dayal bir dzende, felsefe, bilim, sanat gibi zgr kafalarn rnleri yokolur. retim tarz hara olan ve sosyal formasyonu da haraca dayal dzeni destekleyen bir toplumda felsefe ve bilim lr, gelime durur. Bu iddialar yeni deildir. Gordon Childea aittir. Gordon Childe ayn Osmanl mparatorluu gibi halkn ekonomik dne,392 zenginliin bir avu yneten insann elinde toplanmasna ve aa snflarn olumasna,393 yneticilerin bilimi desteklememesine,394 bilginin zgnln ynelmesine,
396

ve

zgrln

kaybetmesine,395

dncelerin
397

batla

karanlk ve baarsz bir militarizme,

kendi halkn bile

yamalayan profesyonel hara orduya,398 devletin bir hara toplama makinesine399 dntrlmesine ve en nemlisi bynn bilime tercih edilmesine400 kurulmasndan anlatmaktadr:
"Kentsel devrimden nce, olduka yoksul ve cahil toplumlar, insann geliimine ok nemli katklarda bulunmutur. M.. 3000 yllarndan nceki iki bin yllk srede uygulamal bilimlerde ylesine bulular olmutur ki, bunlar durudan doruya, ya

neden sonra

olan

haraca

dayal

imparatorluklarn gelimeyi

devrimlerle u ekilde

Dou

toplumlarndaki

390 391 392 393 394 395 396 397 398 399 400

Childe, Kendini Yaratan nsan, s.29. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.32. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.159. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.160. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.160. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.160. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.161. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.162. Childe, Tarihte Neler Oldu, s.110. Childe, Kendini Yaratan nsan, ss.162-163. Childe, Kendini Yaratan nsan, s.164.

125

da dolayl olarak milyonlarca insann gnencini etkilemi ve gzle grlr biimde, oalmasn kolaylatrarak insanlk trnn biyolojik esenliini artrmtr." Devrimden nce on be bulu yaplmken, devrimden sonra sadece drt bulu yaplabilmitir. Demek ki daha nceki gelime sreci birok yerde yavalam ve durmutur.401

30. Osmanl toplumu ve XIX. yzyl materyalizmi iin daha zel bir sonu yazalm: Osmanl toplumu ayn Dou toplumlar gibi halk fakir olan, zenginlii bir avu yneten insann elinde bulunan, yneticilerinin zgr bilimi desteklemedii, alimlerinin batlla urat, karanlk, baarsz ve kendi halkn bile yamalayan asker snfna sahip ve bynn bilime tercih edildii hara bir imparatorluktur. XIX. yzyl Osmanl materyalizmi, ite bu olumsuz vasflarla batan imparatorluun merkezi ynetiminin zayflad bir zamanda ortaya kan korkak ve beceriksiz bir dncedir. Kendi kklerine bakamamtr.

401

Childe, Kendini Yaratan nsan, s.158.

126

KAYNAKLAR
"Bchner, Ludwig", AnaBritannica, 5. Cilt, 15. Bask, Ana Yaynclk, stanbul 2000, s.201. "Maddecilik", AnaBrittanica, 15. Cilt, 15. Bask, Ana Yaynclk, stanbul 2000, s.121-122. Advar, A., Osmanl Trklerinde lim, Yay. Haz.: Aykut Kazancgil ve Sevim Tekeli, Gelitirilmi 4. Basm, Remzi Kitabevi, stanbul 1982. Akgn, M., Materyalizmin Trkiye'ye Girii ve lk Etkileri, Babakanlk Basmevi, Ankara 1988. Alkan, M., Siyasal Dncenin Dnyevilemesi "lim"den "Bilim"e Geiin Kritik Evreleri Osmanl Materyalizmi ve Baha Tevfik, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, stanbul 1988. Ate, M., Baha Tevfik'te Din ve Tanr Problemi, Yaymlanmam Yksek Lisans Tezi, Seluk niversitesi, Konya 2004. Bac, R., Baha Tevfik'in Edebi ve Felsefi Eserleri zerine Bir Aratrma, Yaymlanmam Doktora Tezi, Ege niversitesi, zmir 1994. Bac, R., Baha Tevfik'in Hayat, Yaynlanmam Yksek Lisans Tezi, Ege niversitesi, zmir 1987. Bakaya, F., Yediyz, 1. Bask, topya Yaynevi, Ankara 1999. Bhaskar, R., "Materyalizm", Marxist Dnce Szl, ev: Sina ener, letiim Yaynlar, stanbul 1993, s.406-411. Bolay, S., Osmanllarda Dnce Hayat ve Felsefe, 1. Bask, Aka Basm Yaym, Ankara 2005. Bolay, S., Trkiye'de Ruhu ve Maddeci Grn Mcadelesi, 1. Bask, Yamur Yaynlar, stanbul 1967. Burke, P., Tarih ve Toplumsal Kuram, ev: Mete Tunay, 2. Bask, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul 2000. Bchner, L., Madde ve Kuvvet, Franszca 12. Basksndan ev: Baha Tevfik ve Ahmet Nebil, 1, [bask numaras bilinmiyor], Dersaadet Ktphanesi, stanbul [yayn tarihi belli deil].

127

Childe, V., Kendini Yaratan nsan, ev.:Filiz Ofluolu, 3. Bask, Varlk Yaynlar, stanbul 1988. Childe, G., Tarihte Neler Oldu, ev: Mete Tunay ve Alaeddin enel, 5. Bask, Alan Yaynclk, stanbul 1990. Demir, R., Osmanllarda Bilimsel Dncenin Yaps, 1. Bask, Epos Yaynlar, Ankara 2001. Demir, R., Philosophia Ottomanica, 1. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2005. Demir, R., Philosophia Ottomanica, 2. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2005. Demir, R., Philosophia Ottomanica, 3. Cilt, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2007. Friedmann, J., Planning in The Public Domain: From Knowledge to Action, 1.Bask, Princeton University Press, New Jersey (ABD) 1987. Gower, B., Scientific Method: An Historical and Philosophical Introduction , 1. Bask, Routletge Press, London 1997. Gkdoan, M., "slm Dnyas'nda Bir Bilim Rnesans htiyac ve Koullar", Ortaa slm Dnyas'nda Bilim ve Teknik iinde, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2008), ss.61-67. Gven, B., Aydnlanmas Ahlak Anlay ve Trk Dncesine Etkileri: Baha Tevfik rnei, Baslmam Yksek Lisans Tezi, stanbul niversitesi, stanbul 2003. Hall, A., The Revolution in Science, 5. Bask, Longman Group UK Limited, NewYork 1989. Haniolu, M., Bir Siyasal Dnr Olarak Doktor Abdullah Cevdet ve Dnemi, 1. Bask, dal Neriyat, stanbul 1981. Hindess, B. ve Hirst, P., Mode of Production and Social Formation, Tekrarbask, Macmillan Press, London (1. Bask:1977) 1983. Hook, S., "Materialism", Encyclopedia of Social Sciences, 9. Cilt, Macmillan, New York 1948, s.209-220. Hunt, E., ktisadi Dnce Tarihi, ev: Mfit Gnay, 1. Bask, Dost Kitabevi Yaynlar, Ankara 2005. hsanolu, E., Byk Cihaddan Frenk Fodulluuna, 1. Bask, letiim Yaynlar, stanbul 1996.

128

Karaku, R., 1908-1930 Trkiye'de Felsefenin Kavran ve Bu Kavranta Dinin Rol: Felsefe Servenimiz, 1. Bask, Seyran Kitap, stanbul 1995. Kazancgil, A., Osmanllarda Bilim ve Teknoloji, 1. Bask, Etkileim Yaynlar, stanbul 2007. Keskinok, H., ve Ersoy, M., (Der.), retim Tarzlarnn Eklemlenmesi zerine, 1. Bask, Birey ve Toplum, Ankara 1984. Korsch, K., Marksizm ve Felsefe, ev: Ylmaz ner, 1. Bask, Belge Yaynlar, stanbul 1991. Kk, Y., Aydn zerine Tezler, 1. Cilt, 3. Bask, Tekin Yaynevi, stanbul 1990. Kk, Y., Aydn zerine Tezler, 2. Cilt, 2. Bask, Tekin Yaynevi, stanbul 1985. Lambert, K. ve Brittan, G., An ntroduction to Philosophy of Science, 4. Bask, Ridgeview Publishing Company, California 1992. Lange, F., Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletirisi, ev: Ahmet Arslan, 2. Cilt, 1. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1998. Lange, F., Materyalizmin Tarihi ve Gnmzdeki Anlamnn Eletrisi, ev: Ahmet Arslan, 1. Cilt, 1. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1998. Larrain, J., Marxism and Ideology, 2. Bask, Macmillan Education Limited, Londra 1991. Larrain, J., "Temel ve styap", Marxist Dnce Szl, ev: Ahmet Grata, 1. Bask, letiim Yaynclk, stanbul 1993, s.558-561. Lindberg, D., The Beginnings of Western Science, 1. Bask, The University of Chicago Press, Chicago 1992. Losee, J., A Historical Introduction To The Philosophy Of Science, 3. Bask, Oxford University Press, Oxford 1993. Mardin, ., Jn Trklerin Siyasi Fikirleri, 13. Bask, letiim Yaynlar, stanbul 2006. Marx, Karl. ve Engels, F., Alman deolojisi, ev: Sevim Belli, 5. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 2004. Marx, K., Felsefenin Sefaleti, ev: Ahmet Kardam, 5. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 1999.

129

Marx, K., Louis Bonaparte'n 18 Brumaire'i, ev: Sevim Belli, 1. Bask, Sol Yaynlar, Ankara 1976. Morin, E., Avrupa'y Dnmek, ev: irin Tekeli, 1. Bask, Afa Yaynlar, stanbul 1988. Morin, E., Gelecein Eitimi in Gerekli Yedi Bilgi, ev: Hsn Dilli, 1. Bask, stanbul Bilgi niversitesi Yaynlar, stanbul 2003. Ocak, A., Osmanl Toplumunda Zndklar ve Mlhidler, 3. Bask, Tarih Vakf Yurt Yaynlar, stanbul 1998. Rosenthal, M., ve Yudin, P., "Pozitivizm", Materyalist Felsefe Szl, ev: Enver Aytekin ve Aziz allar, 4. Bask, Sosyal Yaynlar, stanbul 1972, s.388-389. Sarton, G., Bilim Tarihinde Yntem, Der.: Remzi Demir, 1. Bask, Doruk Yaymclk, Ankara 1997. Sayl, A., "Ortaa slm Dnyasnda lmi alma Temposundaki Arlamann Baz Temel Sebepleri: (Avrupa ile Mukayese)", Aratrma, 1. Cilt, 1. Say (1963), ss.s. 569. Tekeli, . ve lkin, S., Osmanl mparatorluu'nda Eitim ve Bilgi retim Sisteminin Oluumu ve Dnm, 2. Bask, Trk Tarih Kurumu Basmevi, Ankara 1999. Toku, N., Trkiye'de Anti-Materyalist Felsefe, Beyan Yaynlar, stanbul 1996. Topdemir, H., In yks, 1. Bask, TBTAK, Ankara 2007. Unat, Y., Ed., Ortaa slm Dnyas'nda Bilim ve Teknik, 1. Bask, Lotus Yaynevi, Ankara 2008. lken, H., Trkiye'de ada Dnce Tarihi, 7. Bask, lken Yaynlar, [yer yok] 2001. Williams, R., Marxism and Literature, 1. Bask, Oxford University Press, Oxford 1977.

130

ZET Bu tez XIX. yzylda Osmanl dnce dnyasnda gelien materyalist dnceye, tarihsel materyalist bir bakn rndr; zellikle Baha Tevfikin almalar ve bu almalarn iinde gzide bir yeri bulunan Madde ve Kuvvet adl evirisi etrafnda younlamtr. Tezde tarihsel materyalizm teorisinin temel(altyap)-styap kavramlatrmas kullanlmtr. Temel-styap kavramlatrmasnn nda, gerek Batda ve gerekse Trkiyedeki felsefe ve bilim tarihinin yazn eletirilmi; Osmanl toplumsal dzenine, daha teknik bir terimle sosyal formasyonuna bir btn olarak baklarak felsefenin ve bilimin Osmanl temelinin bir rn olduu gsterilmeye almtr. Bu nedenle, XIX. yzyl Osmanl materyalizminin de Osmanl toplumunun temelinden ayr dnlemeyecei ortaya karlmtr. Bu balamda, Trkiyedeki materyalizmin kendi dnce kklerinden koparldnda anlamszlat, Batda materyalizmi materyalizm haline getiren elerden uzaklat grlmektedir. Son olarak felsefe ve bilim tarihinin George Sartonun koyduu balang ilkelerine sahip klarak ve tarihsel materyalist teori derinletirilerek yeni batan yazlmas gerektii iddia edilmitir. Anahtar Szckler: materyalizm, tarihsel materyalizm, temel(altyap)-styap, retim tarz, sosyal formasyon, bilim tarihi, Osmanl materyalizmi, Baha Tevfik ABSTRACT This thesis is about Ottoman history of philosophy and Ottoman history of science, especially focused on the studies of Baha Tevfik and his famous translation named Madde ve Kuvvet. Conceptualization is based on historical materialism and the thought of base-superstructure. Firstly, literature about history of philosophy and science, not only in the West but also in Turkey, has been critisized; secondly it has been tried to demonstrate that philosophy and science emerged from base of the society and formated as means of organising social activity in superstructure. This materialistic thought has been applied for Ottoman philosopy and science. As a result, Ottoman thought cannot be alianate from base of the Ottomans society. In this context, if the materialism in Ottoman society is turned a blind eye to its social base, it becomes nonsense and is alienated to its attributes. Finally, it is claimed that philosophy and history of science must be re-written with re-adopting the beginning and original conceptions assumed by George Sarton and being more profound on historical materialism. Key words: materialism, historical materialism, base-superstructure, mode of production, social formation, history of science, Ottoman materialism, Baha Tevfik.

131

You might also like