You are on page 1of 792

Risale-i Nur Klliyatndan

Szler



Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi
































Nereden: ENVAR NERYAT
Piyerloti Cad. Hacbey Apt. 10/3
Tel: 516 20 14 518 62 71
Fax: 516 20 42 ST.
Bask: Cihan Neriyat ve Matbaaclk
Tel: 507 27 33
1995 ST.

Her Hakk Mahfuzdur.

Risale-i Nur Klliyatndan
















Szler





Mellifi
Bedizzaman
Said Nursi Said Nursi Said Nursi Said Nursi

































Diyanet leri Mavere Kurulunun 23.05.1956 gn ve saysz ehl-i vukuf raporuna
istinaden Afyon Ar Ceza Mahkemesince Bedizzaman Said Nursinin Kitab ve sair
evraklarnn kanuni mevzuata muhalif siyasi ve idari hibir mahzuru grlmemi
olmakla sz geen eserler 23.06.1956 gn ve 954/278 esas ve 955/218 karar sayl ve
kaziye-i muhkeme haline gelen beraet karariyle ve yine Isparta Sorgu Hakimliinin
11.09.1956 gn, 954/28 esas ve 956/65 karar sayl ve aynen kazye-i muhkeme haline
gelen meni muhakeme karariyle bilumum Nur Risaleleri sahiplerine iade edilmitir.

Her hakk mahfuzdur.
















.-....
..!...!.-!..!..-!
.-..-.!.....-..........!.
Ey karde! Benden birka nasihat istedin. Sen bir asker olduun iin
askerlik temsiltyla, sekiz hikyecikler ile birka hakikat nefsimle beraber
dinle. nki ben nefsimi herkesten ziyade nasihata muhta gryorum. Vaktiyle
sekiz yetten istifade ettiim sekiz sz biraz uzunca nefsime demitim. imdi
ksaca ve avam lisanyla nefsime diyeceim. Kim isterse beraber dinlesin.
Birinci Sz
Bismillah her hayrn badr. Biz dahi bata ona balarz. Bil ey
nefsim, u mbarek kelime slm nian olduu gibi, btn mevcudatn
lisan- haliyle vird-i zebandr. Bismillah ne byk tkenmez bir kuvvet,
ne ok bitmez bir bereket olduunu anlamak istersen, u temsil
hikyecie bak dinle. yle ki:



---sh:(S:6) -------------
Bedevi Arab llerinde seyahat eden adama gerektir ki, bir kabile
reisinin ismini alsn ve himayesine girsin. T akilerin errinden kurtulup
hacatn tedarik edebilsin. Yoksa tek bayla hadsiz dman ve
ihtiyacatna kar perian olacaktr. te byle bir seyahat iin iki adam,
sahraya kp gidiyorlar. Onlardan birisi mtevazi idi. Dieri marur...
Mtevazii, bir reisin ismini ald. Marur, almad... Alan, her yerde
selmetle gezdi. Bir kat-t tarke rast gelse, der: "Ben, filan reisin
ismiyle gezerim." aki defolur, iliemez. Bir adra girse, o nam ile
hrmet grr. teki marur, btn seyahatinde yle belalar eker ki, tarif
edilmez. Daima titrer, daima dilencilik ederdi. Hem zelil, hem rezil oldu.
te ey marur nefsim! Sen o seyyahsn. u dnya ise, bir ldr.
Aczin ve fakrn hadsizdir. Dmann, hacatn nihayetsizdir. Madem
yledir; u sahrann Mlik-i Ebed'si ve Hkim-i Ezel'sinin ismini al. T,
btn kinatn dilenciliinden ve her hdisatn karsnda titremeden
kurtulasn.
Evet, bu kelime yle mbarek bir definedir ki: Senin nihayetsiz
aczin ve fakrn, seni nihayetsiz kudrete, rahmete rabtedip Kadr-i
Rahm'in derghnda aczi, fakr en makbul bir efaat yapar. Evet, bu
kelime ile hareket eden, o adama benzer ki: Askere kaydolur. Devlet
namna hareket eder. Hibir kimseden pervas kalmaz. Kanun namna,
devlet namna der, her ii yapar, her eye kar dayanr.
Bata demitik: Btn mevcudat, lisan- hal ile Bismillah der.
yle mi?
Evet, naslki grsen: Bir tek adam geldi. Btn ehir ahalisini
cebren bir yere sevketti ve cebren ilerde altrd. Yaknen bilirsin; o
adam kendi namyla, kendi kuvvetiyle hareket etmiyor. Belki o bir
askerdir. Devlet namna hareket eder. Bir padiah kuvvetine istinad eder.
yle de her ey, Cenab- Hakk'n namna hareket eder ki; zerrecikler gibi
tohumlar, ekirdekler balarnda koca aalar tayor, da gibi ykleri
kaldryorlar. Demek herbir aa, Bismillah der. Hazine-i Rahmet
meyvelerinden ellerini dolduruyor, bizlere tablaclk ediyor. Her bir
bostan, Bismillah der. Matbaha-i Kudret'ten bir kazan olur ki: eit
eit pekok muhtelif leziz taamlar, iinde beraber piiriliyor. Herbir
inek, deve, koyun, kei gibi mbarek hayvanlar Bismillah der. Rahmet
feyzinden bir st emesi olur. Bizlere, Rezzak namna en latif, en nazif,
b- hayat gibi bir gday takdim ediyorlar. Herbir nebat ve aa ve
otlarn ipek gibi yumuak kk ve damarlar, Bismillah der.




---sh:(S:7) -------------
Sert olan ta ve topra deler geer. Allah namna, Rahman namna der,
her ey ona msahhar olur. Evet havada dallarn intiar ve meyve
vermesi gibi, o sert ta ve topraktaki kklerin kemal-i shuletle intiar
etmesi ve yer altnda yemi vermesi; hem iddet-i hararete kar aylarca
nazik, yeil yapraklarn ya kalmas; tabiiyunun azna iddetle tokat
vuruyor. Kr olas gzne parman sokuyor ve diyor ki: En gvendiin
salabet ve hararet dahi, emir tahtnda hareket ediyorlar ki; o ipek gibi
yumuak damarlar, birer as-y Musa (A.S.) gibi
.--!:..-....... emrine imtisal ederek talar akk eder.
Ve o sigara kd gibi ince nazenin yapraklar, birer aza-y brahim
(A.S.) gibi ate saan hararete kar
............yetini okuyorlar.
Madem her ey manen Bismillah der. Allah namna Allah'n
nimetlerini getirip bizlere veriyorlar. Biz dahi Bismillah demeliyiz. Allah
namna vermeliyiz. Allah namna almalyz. yle ise, Allah namna
vermeyen gafil insanlardan almamalyz...
Sual: Tablac hkmnde olan insanlara bir fiat veriyoruz. Acaba
asl mal sahibi olan Allah, ne fiat istiyor?
Elcevab: Evet o Mn'im-i Hakik, bizden o kymettar nimetlere,
mallara bedel istedii fiat ise; eydir. Biri: Zikir. Biri: kr. Biri:
Fikir'dir. Bata "Bismillah" zikirdir. hirde "Elhamdlillah" krdr.
Ortada, bu kymettar hrika-i san'at olan nimetler Ehad-i Samed'in
mu'cize-i kudreti ve hediye-i rahmeti olduunu dnmek ve derketmek
fikirdir. Bir padiahn kymettar bir hediyesini sana getiren bir miskin
adamn ayan pp, hediye sahibini tanmamak ne derece belhet ise,
yle de; zahir mn'imleri medih ve muhabbet edip, Mn'im-i Hakik'yi
unutmak; ondan bin derece daha belhettir.
Ey nefis! byle ebleh olmamak istersen; Allah namna ver, Allah
namna al, Allah namna bala, Allah namna ile. Vesselm.
* * *






---sh:(S:8) -------------

Ondrdnc Lem'ann kinci Makam

(Makam mnasebetiyle buraya alnmtr)
in binler esrarndan alt srrna dairdir.
HTAR: Besmelenin rahmet noktasnda parlak bir nuru, snk
aklma uzaktan grnd. Onu, kendi nefsim iin nota suretinde
kaydetmek istedim. Ve yirmi-otuz kadar srlar ile, o nurun etrafnda bir
daire evirmek ile avlamak ve zabtetmek arzu ettim. Fakat maatteessf
imdilik o arzuma tam muvaffak olamadm. Yirmi-otuzdan, be-altya
indi.
"Ey insan!" dediim vakit nefsimi murad ediyorum. Bu ders
kendi nefsime has iken, ruhan benimle mnasebettar ve nefsi nefsimden
daha hyar ztlara belki medar- istifade olur niyetiyle, Ondrdnc
Lem'ann kinci Makam olarak mdakkik kardelerimin tasviblerine
havale ediyorum. Bu ders akldan ziyade kalbe bakar, delilden ziyade
zevke nzrdr.

......,.....!.!..!......!.
,.-.!.-.!,...
u makamda birka sr zikredilecektir.
BRNC SIR: "Bismillahirrahmanirrahm"in bir cilvesini yle
grdm ki: Kinat smasnda, arz smasnda ve insan smasnda birbiri
iinde birbirinin nmunesini gsteren sikke-i rububiyet var.
Biri: Kinatn heyet-i mecmuasndaki teavn, tesand, teanuk,
tecavbden tezahr eden sikke-i kbra-i uluhiyettir ki, "Bismillah" ona
bakyor.








---sh:(S:9) -------------
kincisi: Kre-i arz smasnda nebatat ve hayvanatn tedbir ve
terbiye ve idaresindeki teabh, tenasb, intizam, insicam, ltuf ve
merhametten tezahr eden Sikke-i Kbra-i Rahmaniyettir ki,
"Bismillahirrahman" ona bakyor.
Sonra insann mahiyet-i cmiasnn smasndaki letaif-i re'fet ve
dekaik- efkat ve uaat- merhamet-i lahiyeden tezahr eden sikke-i
ulya-i rahmiyettir ki, "Bismillahirrahmanirrahm"deki "Er-Rahm" ona
bakyor.
Demek "Bismillahirrahmanirrahm" sahife-i lemde bir satr-
nuran tekil eden sikke-i ehadiyetin kuds nvandr. Ve kuvvetli bir
haytdr ve parlak bir hattdr. Yani "Bismillahirrahmanirrahm"
yukardan nzul ile semere-i kinat ve lemin nsha-i musaggaras olan
insana ucu dayanyor. Feri ara balar. nsan ara kmaa bir yol olur.
KNC SIR: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, hadsiz kesret-i
mahlukatta tezahr eden vhidiyet iinde ukl bomamak iin, daima o
vhidiyet iinde ehadiyet cilvesini gsteriyor. Yani, mesel: Naslki
Gne, ziyasyla hadsiz eyay ihata ediyor. Mecmu-i ziyasndaki
Gnein ztn mlahaza etmek iin gayet geni bir tasavvur ve ihatal bir
nazar lzm olduundan; Gnein ztn unutturmamak iin, herbir parlak
eyde Gnein ztn aksi vastasyla gsteriyor ve her parlak ey, kendi
kabiliyetince Gnein cilve-i ztsiyle beraber ziyas, harareti gibi
hassalarn gsteriyor ve her parlak ey Gnei btn sftyla
kabiliyetine gre gsterdii gibi; Gnein ziya ve hararet ve ziyadaki
elvan- seb'a gibi keyfiyatlarnn her birisi dahi, umum mukabilindeki
eyleri ihata ediyor. yle de:
......!.!.
-temsilde hata olmasn- ehadiyet ve samediyet-i lahiye, herbir eyde,
hususan zhayatta, hususan insann mahiyet yinesinde btn esmasyla
bir cilvesi olduu gibi; vahdet ve vhidiyet cihetiyle dahi, mevcudat ile
alkadar herbir ismi btn mevcudat ihata ediyor. te vhidiyet iinde
ukl bomamak ve kalbler Zt- Akdes'i unutmamak iin, daima
vhidiyetteki Sikke-i Ehadiyeti nazara veriyor ki, o sikkenin mhim
ukdesini irae eden "Bismillahirrahmanirrahm"dir.





---sh:(S:10) -------------
NC SIR: u hadsiz kinat enlendiren, bilmahede
rahmettir. Ve bu karanlkl mevcudat klandran, bilbedahe yine
rahmettir. Ve bu hadsiz ihtiyacat iinde yuvarlanan mahlukat terbiye
eden, bilbedahe yine rahmettir. Ve bir aacn btn heyetiyle meyvesine
mteveccih olduu gibi, btn kinat insana mteveccih eden ve her
tarafta ona baktran ve muavenetine koturan, bilbedahe rahmettir. Ve bu
hadsiz fezay ve bo ve hl lemi dolduran, nurlandran ve enlendiren,
bilmahede rahmettir. Ve bu fni insan ebede namzed eden ve ezel ve
ebed bir zta muhatab ve dost yapan, bilbedahe rahmettir.
Ey insan, madem rahmet byle kuvvetli ve cazibedar ve sevimli
ve mededkr bir hakikat- mahbubedir. "Bismillahirrahmanirrahm" de, o
hakikata yap ve vahet-i mutlakadan ve hadsiz ihtiyacatn elemlerinden
kurtul ve o Sultan- Ezel ve Ebed'in tahtna yana ve o rahmetin
efkatyla ve efaatyla ve uaatyla o Sultan'a muhatab ve halil ve dost
ol!
Evet kinatn enva'n hikmet dairesinde insann etrafnda toplayp
btn hacatna kemal-i intizam ve inayet ile koturmak, bilbedahe iki
haletten birisidir: Ya kinatn herbir nev'i kendi kendine insan tanyor,
ona itaat ediyor, muavenetine kouyor. -Bu ise yz derece akldan uzak
olduu gibi, ok muhalt intac ediyor. nsan gibi bir ciz-i mutlakta, en
kuvvetli bir Sultan- Mutlak'n kudreti bulunmak lzm geliyor.- Veyahut
bu kinatn perdesi arkasnda bir Kadr-i Mutlak'n ilmi ile bu muavenet
oluyor. Demek kinatn enva', insan tanyor deil; belki insan bilen ve
tanyan, merhamet eden bir ztn tanmasnn ve bilmesinin delilleridir.
Ey insan! Akln bana al. Hi mmkn mdr ki: Btn enva'-
mahlukat sana mteveccihen muavenet ellerini uzattran ve senin
hacetlerine "Lebbeyk!" dedirten Zt- Zlcelal seni bilmesin, tanmasn,
grmesin? Madem seni biliyor, rahmetiyle bildiini bildiriyor. Sen de
onu bil, hrmetle bildiini bildir ve kat'iyyen anla ki: Senin gibi zaf-i
mutlak, ciz-i mutlak, fakir-i mutlak, fni, kk bir mahluka koca
kinat msahhar etmek ve onun imdadna gndermek; elbette hikmet ve
inayet ve ilim ve kudreti tazammun eden hakikat- rahmettir. Elbette
byle bir rahmet, senden kll ve hlis bir kr ve cidd ve saf bir
hrmet ister. te o hlis krn ve o saf hrmetin tercman ve nvan
olan "Bismillahirrahmanirrahm"i de. O rahmetin vusulne vesile ve




---sh:(S:11) -------------
o Rahman'n derghnda efaat yap.
Evet, rahmetin vcudu ve tahakkuku, Gne kadar zahirdir. nki
nasl merkez bir nak, her taraftan gelen atk ve iplerin intizamndan ve
vaziyetlerinden hasl oluyor. yle de: Bu kinatn daire-i kbrasnda
binbir sm-i lah'nin cilvesinden uzanan nuran atklar, kinat smasnda
yle bir sikke-i Rahmet iinde bir htem-i rahmiyeti ve bir nak- efkati
dokuyor ve yle bir htem-i inayeti nescediyor ki, Gneten daha parlak
kendini akllara gsteriyor.
Evet ems ve Kamer'i, anasr ve maadini, nebatat ve hayvanat;
bir nak- a'zamn atk ipleri gibi o binbir isimlerin ualaryla tanzim eden
ve hayata hdim eden ve nebat ve hayvan olan umum vlidelerin gayet
irin ve fedakrane efkatleriyle efkatini gsteren ve zevilhayat hayat-
insaniyeye msahhar eden ve ondan rububiyet-i lahiyenin gayet gzel ve
irin bir nak- a'zamn ve insann ehemmiyetini gsteren ve en parlak
rahmetini izhar eden o Rahman- Zlcemal, elbette kendi istina-i
mutlakna kar, rahmetini ihtiyac- mutlak iindeki zhayata ve insana
makbul bir efaati yapm.
Ey insan, eer insan isen "Bismillahirrahmanirrahm" de. O
efaatiyi bul!
Evet zeminde drtyzbin muhtelif ayr ayr nebatatn ve
hayvanatn taifelerini, hibirini unutmayarak, armayarak, vakti vaktine
kemal-i intizam ile hikmet ve inayet ile terbiye ve idare eden ve kre-i
arzn smasnda htem-i ehadiyeti vaz'eden; bilbedahe belki bilmahede
rahmettir ve o rahmetin vcudu, bu kre-i arzn smasndaki mevcudatn
vcudlar kadar kat' olduu gibi, o mevcudat adedince tahakkukunun
delilleri var. Evet zeminin yznde yle bir htem-i rahmet ve sikke-i
ehadiyet bulunduu gibi, insann mahiyet-i maneviyesinin smasnda dahi
yle bir sikke-i rahmet vardr ki, kre-i arz smasndaki sikke-i merhamet
ve kinat smasndaki sikke-i uzma-y rahmetten daha aa deil. deta
binbir ismin cilvesinin bir nokta-i mihrakyesi hkmnde bir cmiiyeti
var.
Ey insan, hi mmkn mdr ki: Sana bu smay veren, o smada
byle bir sikke-i rahmeti ve bir htem-i ehadiyeti vaz'eden zt, seni ba
bo braksn; sana ehemmiyet vermesin; senin harektna dikkat etmesin;
sana mteveccih olan btn kinat abes yapsn; hilkat eceresini





---sh:(S:12) -------------
meyvesi rk, bozuk ehemmiyetsiz bir aa yapsn! Hem hi bir cihetle
bhe kabul etmeyen ve hi bir vechile noksaniyeti olmayan, Gne gibi
zahir olan rahmetini ve ziya gibi grnen hikmetini inkr ettirsin. H..
Ey insan! Bil ki: O rahmetin arna yetimek iin bir mi'rac var. O
mi'rac "Bismillahirrahmanirrahm"dir. Ve bu mi'rac ne kadar
ehemmiyetli olduunu anlamak istersen, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
yzondrt surelerinin balarna ve hem btn mbarek kitablarn
ibtidalarna ve umum mbarek ilerin mebde'lerine bak. Ve Besmele'nin
azamet-i kadrine en kat' bir hccet udur ki: mam- afi (R.A.) gibi ok
byk mtehidler demiler: "Besmele tek bir yet olduu halde,
Kur'anda yzondrt defa nzil olmutur."
DRDNC SIR: Hadsiz kesret iinde vhidiyet tecellisi,
hitab- ..-.:.. demekle herkese kfi gelmiyor. Fikir dalyor.
Mecmuundaki vahdet arkasnda Zt- Ehadiyeti mlahaza edip
.-...:.....-.:.. demee kre-i arz vs'atinde bir kalb
bulunmak lzm geliyor. Ve bu srra binaen cz'iyatta zahir bir surette
sikke-i ehadiyeti gsterdii gibi, herbir nevide sikke-i ehadiyeti
gstermek ve Zt- Ehad'i mlahaza ettirmek iin htem-i rahmaniyet
iinde bir sikke-i ehadiyeti gsteriyor; t klfetsiz herkes her mertebede
.-...:.....-.:.. deyip dorudan doruya Zt- Akdes'e
hitab ederek mteveccih olsun.
te Kur'an- Hakm, bu srr- azmi ifade iindir ki, kinatn daire-
i a'zamnda mesel semavat ve arzn hilkatinden bahsettii vakit, birden
en kk bir daireden ve en dakik bir cz'den bahseder; t ki, zahir bir
surette htem-i ehadiyeti gstersin. Mesel: Hilkat- semavat ve arzdan
bahsi iinde hilkat-i insandan ve insann sesinden ve smasndaki dekaik-
nimet ve hikmetten bahis aar; t ki, fikir dalmasn, kalb boulmasn,
ruh mabudunu dorudan doruya bulsun. Mesel:
,:..!.,:...!..-.......!.-....






---sh:(S:13) -------------
yeti mezkr hakikat mu'cizane bir surette gsteriyor.
Evet hadsiz mahlukatta ve nihayetsiz bir kesrette vahdet sikkeleri,
mtedhil daireler gibi en bynden, en kk sikkeye kadar enva' ve
mertebeleri vardr. Fakat o vahdet ne kadar olsa yine kesret iinde bir
vahdettir. Hakik hitab tam temin edemiyor. Onun iin, vahdet arkasnda
ehadiyet sikkesi bulunmak lzmdr. T ki, kesreti hatra getirmesin.
Dorudan doruya Zt- Akdes'e kar kalbe yol asn. Hem sikke-i
ehadiyete nazarlar evirmek ve kalbleri celbetmek iin o sikke-i ehadiyet
stnde gayet cazibedar bir nak ve gayet parlak bir nur ve gayet irin
bir halvet ve gayet sevimli bir cemal ve gayet kuvvetli bir hakikat olan
rahmet sikkesini ve rahmiyet htemini koymutur. Evet o rahmetin
kuvvetidir ki, zuurun nazarlarn celbeder, kendine eker ve ehadiyet
sikkesine sal eder ve Zt- Ehadiyeyi mlahaza ettirir ve ondan
.-...:.....-.:.. deki hakik hitaba mazhar eder. te
"Bismillahirrahmanirrahm" Fatiha'nn fihristesi ve Kur'ann mcmel bir
hlsas olduu cihetle bu mezkr srr- azmin nvan ve tercman
olmu. Bu nvan eline alan, rahmetin tabakatnda gezebilir. Ve bu
tercman konuturan, esrar- rahmeti renir ve envr- rahmiyeti ve
efkati grr.
BENC SIR: Bir hads-i erifte vrid olmu ki:
.-.!.........-
-ev kema kal-
Bu hadsi, bir ksm ehl-i tarkat, akaid-i imaniyeye mnasib
dmeyen acib bir tarzda tefsir etmiler. Hatt onlardan bir ksm ehl-i
ak, insann sma-y manevsine bir suret-i Rahman nazaryla bakmlar.
Ehl-i tarkatn ekserinde sekr, ehl-i akn ounda istirak ve iltibas
olduundan, hakikata muhalif telakkilerinde belki mazurdurlar. Fakat
akl banda olanlar, fikren onlarn esas- akaide mnaf olan manalarn
kabul edemez. Etse hata eder.
Evet btn kinat bir saray, bir ev gibi muntazam idare eden ve
yldzlar zerreler gibi hikmetli ve kolay eviren ve gezdiren ve zerrat
muntazam memurlar gibi istihdam eden Zt- Akdes-i lah'nin eriki,
naziri, zdd, niddi olmad gibi,





---sh:(S:14) -------------
....!....!.......!
srryla sureti, misli, misali, ebihi dahi olamaz. Fakat,
,.:-!...-!........!......!!.
srryla, mesel ve temsil ile, uunatna ve sft ve esmasna baklr.
Demek mesel ve temsil, uunat nokta-i nazarnda vardr. u mezkr
Hads-i erifin ok makasdndan birisi udur ki: nsan, ism-i Rahman'
tamamyla gsterir bir surettedir. Evet sbkan beyan ettiimiz gibi,
kinatn smasnda binbir ismin ualarndan tezahr eden ism-i Rahman
grnd gibi, zemin yznn smasnda rububiyet-i mutlaka-i
lahiyenin hadsiz cilveleriyle tezahr eden ism-i Rahman gsterildii
gibi, insann suret-i cmiasnda kk bir mikyasta zeminin smas ve
kinatn smas gibi yine o ism-i Rahman'n cilve-i etemmini gsterir
demektir. Hem iarettir ki: Zt- Rahmanurrahm'in delilleri ve yineleri
olan zhayat ve insan gibi mazharlar o kadar o Zt- Vcib-l Vcud'a
delaletleri kat' ve vzh ve zahirdir ki, Gnein timsalini ve aksini tutan
parlak bir yine parlaklna ve delaletinin vuzuhuna iareten "O yine
Gnetir" denildii vakit, "nsanda suret-i Rahman var" vuzuh-u
delaletine ve kemal-i mnasebetine iareten denilmi ve denilir. Ve ehl-i
Vahdet-l Vcudun mutedil ksm "L Mevcude illa hu" bu srra binaen,
bu delaletin vuzuhuna ve bu mnasebetin kemaline bir nvan olarak
demiler.
,.-.!.-.!,.-,.-...-..,..!
............-.........-
........-......,.-.!.-.!,.
ALTINCI SIR: Ey hadsiz acz ve nihayetsiz fakr iinde
yuvarlanan bare insan! Rahmet ne kadar kymettar bir vesile ve ne
kadar makbul bir efaati olduunu bununla anla ki: O rahmet, yle bir
Sultan- Zlcelal'e vesiledir ki, yldzlarla zerrat beraber olarak kemal-i
intizam ve itaatle -beraber- ordusunda hizmet ediyorlar. Ve O Zt-
Zlcelal'in ve o Sultan- Ezel ve Ebed'in istina-i ztsi var ve istina-i
mutlak iindedir. Hibir cihetle kinata ve mevcudata ihtiyac olmayan
bir Ganiyy-i Alel-tlak'tr. Ve btn kinat taht- emir ve idaresinde ve
heybet ve azameti altnda nihayet itaatte, celaline kar tezellldedir. te


---sh:(S:15) -------------
rahmet seni ey insan! O Mstani-i Alel-tlak'n ve Sultan- Sermed'nin
huzuruna karr ve ona dost yapar ve ona muhatab eder ve sevgili bir
abd vaziyetini verir. Fakat nasl sen Gnee yetiemiyorsun, ok uzaksn;
hibir cihetle yanaamyorsun. Fakat Gnein ziyas Gnein aksini,
cilvesini senin yinen vastasyla senin eline verir. yle de: O Zt-
Akdes'e ve o ems-i Ezel ve Ebed'e biz endan nihayetsiz uzaz,
yanaamayz. Fakat onun ziya-i rahmeti, onu bize yakn ediyor.
te ey insan! Bu rahmeti bulan, ebed tkenmez bir hazine-i nur
buluyor. O hazineyi bulmasnn aresi: Rahmetin en parlak bir misali ve
mmessili ve o rahmetin en belig bir lisan ve delll olan ve Rahmeten-
lil-lemn nvanyla Kur'anda tesmiye edilen Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'n snnetidir ve tebaiyetidir. Ve bu Rahmeten-lil-
lemn olan rahmet-i mcessemeye vesile ise salavattr. Evet salavatn
manas, rahmettir. Ve o zhayat mcessem rahmete rahmet duas olan
salavat ise, o Rahmeten-lil-lemn'in vusulne vesiledir. yle ise sen
salavat kendine, o Rahmeten-lil-lemn'e vesile yap ve o zt da rahmet-
i Rahman'a vesile ittihaz et. Umum mmetin Rahmeten-lil-lemn olan
Aleyhissalt Vesselm hakknda hadsiz bir kesretle rahmet manasyla
salavat getirmeleri, rahmet ne kadar kymettar bir hediye-i lahiye ve ne
kadar geni bir dairesi olduunu, parlak bir surette isbat eder.
Elhasl: Hazine-i rahmetin en kymettar prlantas ve kapcs Zt-
Ahmediye Aleyhissalt Vesselm olduu gibi, en birinci anahtar dahi
""Bismillahirrahmanirrahm"dir. Ve en kolay bir anahtar da salavattr.
,....,.-.!.-.!,...-,..!
...-........!.-.!.-......
...-..-..-.!......-.
.....-.:....-.......-.-
,.:-!,..-!...............!,......-..
* * *





---sh:(S:16) -------------


kinci Sz

..-!........!
manda ne kadar byk bir saadet ve nimet ve ne kadar byk bir
lezzet ve rahat bulunduunu anlamak istersen; u temsil hikyecie bak,
dinle:
Bir vakit iki adam, hem keyif, hem ticaret iin seyahate giderler.
Biri hodbin, tali'siz bir tarafa; dieri Hudabin, bahtiyar dier tarafa slk
eder, giderler.
Hodbin adam, hem hodgm, hem hodendi, hem bedbn
olduundan bedbnlik cezas olarak nazarnda pek fena bir memlekete
der. Bakar ki: Her yerde ciz bareler, zorba mdhi adamlarn
ellerinden ve tahribatlarndan vaveyl ediyorlar. Btn gezdii yerlerde
byle hazn, elm bir hali grr. Btn memleket, bir matemhane-i
umum eklini alm. Kendisi u elm ve muzlim haleti hissetmemek iin
sarholuktan baka are bulamaz. nki herkes ona dman ve ecnebi
grnyor. Ve ortalkta dahi, mdhi cenazeleri ve me'yusane alayan
yetimleri grr. Vicdan, azab iinde kalr. Dieri Hdabn, Hdaperest
ve Hakendi, gzel ahlkl idi ki: Nazarnda pek gzel bir memlekete
dt. te bu iyi adam, girdii memlekette bir umum enlik gryor.
Her tarafta bir srur, bir ehr-yin, bir cezbe ve ne'e iinde zikirhaneler;
herkes ona dost ve akraba grnr. Btn memlekette yaasnlar ve
teekkrler ile bir terhisat- umumiye enlii gryor. Hem tekbir ve
tehlil ile mesrurane ahz- asker iin bir davul, bir musik sesi iitiyor.
Evvelki bedbahtn hem kendi, hem umum halkn elemi ile mteellim
olmasna bedel; u bahtiyar, hem kendi, hem umum halkn sruru ile
mesrur ve mferrah olur. Hem gzelce bir ticaret eline geer, Allah'a
kreder. Sonra dner, teki adama rastgelir. Halini anlar. Ona der:
"Yahu sen divane olmusun. Batnndaki irkinlikler, zahirine aksetmi
olmal ki,

---sh:(S:17) -------------
glmeyi alamak, terhisat soymak ve talan etmek tevehhm etmisin.
Akln bana al, kalbini temizle. T, u musibetli perde senin nazarndan
kalksn, hakikat grebilesin. Zira nihayet derecede dil, merhametkr,
raiyet-perver, muktedir, intizam-perver, mfik bir melikin memleketi,
hem bu derece gz nnde sr- terakkiyat ve kemalt gsteren bir
memleket, senin vehminin gsterdii surette olamaz." Sonra o bedbahtn
akl bana gelir, nedamet eder. "Evet, ben iretten divane olmutum.
Allah senden raz olsun ki, Cehennem bir haletten beni kurtardn." der.
Ey nefsim! Bil ki: Evvelki adam kfirdir veya fsk- gafildir. u
dnya, onun nazarnda bir matemhane-i umumiyedir. Btn zhayat, firak
ve zeval sillesiyle alayan yetimlerdir. Hayvan ve insan ise; ecel
penesiyle paralanan kimsesiz babozuklardr. Dalar ve denizler gibi
byk mevcudat, ruhsuz, mdhi cenazeler hkmndedirler. Daha bunun
gibi ok elm, ezici, dehetli evham, kfrnden ve dalaletinden ne'et
edip, onu manen tazib eder. Dier adam ise; m'mindir. Cenab- Hlk'
tanr, tasdik eder. Onun nazarnda u dnya, bir zikirhane-i Rahman, bir
talimgh- beer ve hayvan ve bir meydan- imtihan- ins cndr. Btn
vefiyat- hayvaniye ve insaniye ise; terhisattr. Vazife-i hayatn
bitirenler, bu dr- fniden, manen mesrurane, dadaasz dier bir leme
giderler. T yeni vazifedarlara yer alsn, gelip alsnlar. Btn
tevelldat- hayvaniye ve insaniye ise; ahz- askere, silh altna, vazife
bana gelmektir. Btn zhayat, birer muvazzaf mesrur asker, birer
mstakim memnun memurlardr. Btn sadlar ise, ya vazife
balamasndaki zikir ve tesbih ve paydostan gelen kr ve tefrih veya
ilemek ne'esinden ne'et eden naamattr. Btn mevcudat, o m'minin
nazarnda, Seyyid-i Kerim'inin ve Mlik-i Rahm'inin birer munis
hizmetkr, birer dost memuru, birer irin kitabdr. Daha bunun gibi pek
ok latif, ulv ve leziz, tatl hakikatlar, imanndan tecelli eder, tezahr
eder.
Demek iman, bir manev tb-i Cennet ekirdeini tayor. Kfr
ise manev bir zakkum-u Cehennem tohumunu saklyor.
Demek selmet ve emniyet, yalnz slmiyette ve imandadr. yle
ise, biz daima:
...............!..-!
demeliyiz...
* * *



---sh:(S:18) -------------
nc Sz
......!.....
badet, ne byk bir ticaret ve saadet; fsk ve sefahet, ne byk
bir hasaret ve helket olduunu anlamak istersen, u temsil hikyecie
bak, dinle...
Bir vakit iki asker, uzak bir ehire gitmek iin emir alyorlar.
Beraber giderler; t, yol ikileir. Bir adam orada bulunur, onlara der: "u
sadaki yol, hi zarar olmamakla beraber, onda giden yolculardan ondan
dokuzu byk kr ve rahat grr. Soldaki yol ise, menfaat olmamakla
beraber, on yolcusundan dokuzu zarar grr. Hem ikisi, ksa ve
uzunlukta birdirler. Yalnz bir fark var ki, intizamsz, hkmetsiz olan sol
yolun yolcusu antasz, silhsz gider. Zahir bir hffet, yalanc bir
rahatlk grr. ntizam- asker altndaki sa yolun yolcusu ise, mugaddi
hlsalardan dolu drt okkalk bir anta ve her advv alt ve malub
edecek iki kyyelik bir mkemmel mr silh tamaya mecburdur...
O iki asker, o muarrif adamn szn dinledikten sonra u
bahtiyar nefer, saa gider. Bir batman arl omuzuna ve beline ykler.
Fakat kalbi ve ruhu, binler batman minnetlerden ve korkulardan kurtulur.
teki bedbaht nefer ise, askerlii brakr. Nizama tbi olmak istemez,
sola gider. Cismi bir batman arlktan kurtulur, fakat kalbi binler batman
minnetler altnda ve ruhu hadsiz korkular altnda ezilir. Hem herkese
dilenci, hem her eyden, her hdiseden titrer bir surette gider. T, mahall-
i maksuda yetiir. Orada, si ve kaak cezasn grr.
Askerlik nizamn seven, anta ve silhn muhafaza eden ve saa
giden nefer ise, kimseden minnet almayarak, kimseden havf etmeyerek
rahat- kalb ve vicdan ile gider. T o matlub ehire yetiir. Orada,
vazifesini gzelce yapan bir namuslu askere mnasib bir mkfat grr.
te ey nefs-i serke! Bil ki: O iki yolcu; biri muti-i kanun-u lah,
birisi de si ve hevaya tbi insanlardr. O yol ise, hayat yoludur ki; lem-i
ervahtan gelip kabirden geer, hirete gider. O anta ve silh ise, ibadet
ve takvadr. badetin endan zahir bir arl var. Fakat




---sh:(S:19) -------------
manasnda yle bir rahatlk ve hafiflik var ki, tarif edilmez. nki bid,
namaznda der:
.!...
Yani: "Hlk ve Rezzak, ondan baka yoktur. Zarar ve menfaat, onun
elindedir. O hem Hakm'dir, abes i yapmaz. Hem Rahm'dir; ihsan,
merhameti oktur" diye itikad ettiinden her eyde bir hazine-i rahmet
kapsn bulur. Dua ile alar. Hem her eyi kendi Rabbisinin emrine
msahhar grr, Rabbisine iltica eder. Tevekkl ile istinad edip her
musibete kar tahassun eder. man, ona bir emniyet-i tmme verir. Evet
her hakik hasenat gibi cesaretin dahi menba, imandr, ubudiyettir. Her
seyyiat gibi cebanetin dahi menba, dalalettir. Evet tam mnevver-l kalb
bir bidi, kre-i arz bomba olup patlasa, ihtimaldir ki, onu korkutmaz.
Belki hrika bir kudret-i Samedaniyeyi, lezzetli bir hayret ile seyredecek.
Fakat mehur bir mnevver-l akl denilen kalbsiz bir fsk feylesof ise;
gkte bir kuyruklu yldz grse, yerde titrer. "Acaba bu serseri yldz
Arzmza arpmasn m?" der; evhama der. (Bir vakit byle bir
yldzdan Amerika titredi. oklar gece vakti hanelerini terkettiler.)
Evet insan, nihayetsiz eylere muhta olduu halde; sermayesi hi
hkmnde... Hem nihayetsiz musibetlere maruz olduu halde; iktidar,
hi hkmnde bir ey... deta sermaye ve iktidarnn dairesi, eli nereye
yetiirse o kadardr. Fakat emelleri, arzular ve elemleri ve belalar ise;
dairesi, gz, hayali nereye yetiirse ve gidinceye kadar genitir. Bu
derece ciz ve zaf, fakir ve muhta olan ruh-u beere ibadet, tevekkl,
tevhid, teslim; ne kadar azm bir kr, bir saadet, bir nimet olduunu,
btn btn kr olmayan grr, derk eder. Malmdur ki: Zararsz yol,
zararl yola -velev on ihtimalden bir ihtimal ile olsa- tercih edilir.
Halbuki mes'elemiz olan ubudiyet yolu, zararsz olmakla beraber ondan
dokuz ihtimal ile bir saadet-i ebediye hazinesi vardr. Fsk ve sefahet
yolu ise; -hatt fskn itirafyla dahi- menfaatsz olduu halde, ondan
dokuz ihtimal ile ekavet-i ebediye helketi bulunduu; icma ve tevatr
derecesinde hadsiz ehl-i ihtisasn ve mahedenin ehadetiyle sabittir. Ve
ehl-i zevkin ve kefin ihbaratyla muhakkaktr.
Elhasl: hiret gibi, dnya saadeti dahi, ibadette ve Allah'a asker
olmaktadr. yle ise, biz daima: ...!...L!....-!
demeliyiz. Ve mslman olduumuza kretmeliyiz.

---sh:(S:20) -------------

Drdnc Sz

..!......!
Namaz, ne kadar kymetdar ve mhim, hem ne kadar ucuz ve az
bir masraf ile kazanlr, hem namazsz adam ne kadar divane ve zararl
olduunu, iki kerre iki drt eder derecesinde kat' anlamak istersen; u
temsil hikyecie bak, gr:
Bir zaman bir byk hkim, iki hizmetkrn, -herbirisine
yirmidrt altun verip- iki ay uzaklkta has ve gzel bir iftliine ikamet
etmek iin gnderiyor. Ve onlara emreder ki: "u para ile yol ve bilet
masraf yapnz. Hem oradaki meskeninize lzm baz eyleri mbayaa
ediniz. Bir gnlk mesafede bir istasyon vardr. Hem araba, hem gemi,
hem imendifer, hem tayyare bulunur. Sermayeye gre binilir."
ki hizmetkr, ders aldktan sonra giderler. Birisi bahtiyar idi ki,
istasyona kadar bir para para masraf eder. Fakat o masraf iinde
efendisinin houna gidecek yle gzel bir ticaret elde eder ki; sermayesi
birden bine kar. teki hizmetkr bedbaht, serseri olduundan; istasyona
kadar yirmi altununu sarfeder. Kumara-mumara verip zayi' eder, birtek
altunu kalr. Arkada ona der: "Yahu, u liran bir bilete ver. T, bu uzun
yolda yayan ve a kalmayasn. Hem bizim efendimiz kerimdir; belki
merhamet eder, ettiin kusuru afveder. Seni de tayyareye bindirirler. Bir
gnde mahall-i ikametimize gideriz. Yoksa iki aylk bir lde a, yayan,
yalnz gitmeye mecbur olursun." Acaba u adam inad edip, o tek lirasn
bir define anahtar hkmnde olan bir bilete vermeyip, muvakkat bir
lezzet iin sefahete sarfetse; gayet aklsz, zararl, bedbaht olduunu, en
aklsz adam dahi anlamaz m?
te ey namazsz adam ve ey namazdan holanmayan nefsim!





--sh:(S:21) -------------
O hkim ise; Rabbimiz, Hlkmzdr. O iki hizmetkr yolcu ise;
biri mtedeyyin, namazn evk ile klar. Dieri gafil, namazsz
insanlardr. O yirmidrt altun ise, yirmidrt saat her gndeki mrdr. O
has iftlik ise, Cennet'tir. O istasyon ise, kabirdir. O seyahat ise kabre,
hare, ebede gidecek beer yolculuudur. Amele gre, takva kuvvetine
gre, o uzun yolu mtefavit derecede kat'ederler. Bir ksm ehl-i takva,
berk gibi bin senelik yolu, bir gnde keser. Bir ksm da, hayal gibi
ellibin senelik bir mesafeyi bir gnde kat'eder. Kur'an- Azman, u
hakikate iki yetiyle iaret eder. O bilet ise, namazdr. Birtek saat, be
vakit namaza abdestle kfi gelir. Acaba yirmi saatini u ksack hayat-
dnyeviyeye sarfeden ve o uzun hayat- ebediyeye birtek saatini
sarfetmeyen; ne kadar zarar eder, ne kadar nefsine zulmeder, ne kadar
hilaf- akl hareket eder. Zira bin adamn itirak ettii bir piyango
kumarna yar maln vermek, akl kabul ederse; halbuki kazan ihtimali
binde birdir. Sonra yirmidrtten bir maln, yzde doksandokuz ihtimal
ile kazanc musaddak bir hazine-i ebediyeye vermemek; ne kadar hilaf-
akl ve hikmet hareket ettiini, ne kadar akldan uzak dtn, kendini
kl zanneden adam anlamaz m?
Halbuki namazda ruhun ve kalbin ve akln byk bir rahat vardr.
Hem cisme de o kadar ar bir i deildir. Hem namaz klann dier
mubah dnyev amelleri, gzel bir niyet ile ibadet hkmn alr. Bu
surette btn sermaye-i mrn, hirete mal edebilir. Fni mrn, bir
cihette ibka eder.
* * *















---sh:(S:22) -------------


Beinci Sz

...-.,..!.....!..
Namaz klmak ve byk gnahlar ilememek, ne derece hakik
bir vazife-i insaniye ve ne kadar ftr, mnasib bir netice-i hilkat-
beeriye olduunu grmek istersen; u temsil hikyecie bak, dinle:
Seferberlikte bir taburda biri muallem, vazifeperver; dieri acem,
nefisperver iki asker beraber bulunuyordu. Vazifeperver nefer, talime ve
cihada dikkat eder, erzak ve tayinatn hi dnmezdi. nki anlam ki;
onu beslemek ve cihazatn vermek, hasta olsa tedavi etmek, hatt
indelhace lokmay azna koymaya kadar devletin vazifesidir. Ve onun
asl vazifesi, talim ve cihaddr. Fakat baz erzak ve cihazat ilerinde iler.
Kazan kaynatr, karavanay ykar, getirir. Ona sorulsa: Ne yapyorsun?
-Devletin angaryasn ekiyorum, der. Demiyor: Nafakam iin
alyorum.
Dier ikemperver ve acem nefer ise, talime ve harbe dikkat
etmezdi. "O, devlet iidir. Bana ne?" derdi. Daim nafakasn dnp
onun peine dolar, taburu terkeder, arya gider, al-veri ederdi. Bir
gn, muallem arkada ona dedi:
-Birader, asl vazifen, talim ve muharebedir. Sen, onun iin
buraya





---sh:(S:23) -------------
getirilmisin. Padiaha itimad et. O, seni a brakmaz. O, onun
vazifesidir. Hem sen, ciz ve fakirsin; her yerde kendini beslettiremezsin.
Hem mcahede ve seferberlik zamandr. Hem sana sidir der, ceza
verirler. Evet iki vazife, peimizde grnyor. Biri, padiahn vazifesidir.
Bazan biz onun angaryasn ekeriz ki, bizi beslemektir. Dieri, bizim
vazifemizdir. Padiah bize teshilat ile yardm eder ki, talim ve harbdir.
Acaba o serseri nefer, o mcahid mualleme kulak vermezse, ne kadar
tehlikede kalr anlarsn!
te ey tenbel nefsim! O dalgal meydan- harb, bu dadaal
dnya hayatdr. O taburlara taksim edilen ordu ise, cem'iyet-i
beeriyedir. Ve o tabur ise, u asrn cemaat- slmiyesidir. O iki nefer
ise, biri feraiz-i diniyesini bilen ve ileyen ve kebairi terk ve gnahlar
ilememek iin nefis ve eytanla mcahede eden mttaki mslmandr.
Dieri: Rezzak- Hakik'yi ittiham etmek derecesinde derd-i maiete
dalp, feraizi terk ve maiet yolunda rastgelen gnahlar ileyen fsk-
hsirdir. Ve o talim ve talimat ise, (bata namaz) ibadettir. Ve o harb ise;
nefis ve heva, cin ve ins eytanlarna kar mcahede edip gnahlardan
ve ahlk- rezileden kalb ve ruhunu helket-i ebediyeden kurtarmaktr.
Ve o iki vazife ise; birisi, hayat verip beslemektir. Dieri, hayat verene
ve besleyene peresti edip yalvarmaktr. Ona tevekkl edip emniyet
etmektir.
Evet en parlak bir mu'cize-i san'at- Samedaniye ve bir hrika-i
hikmet-i Rabbaniye olan hayat kim vermi, yapm ise; rzkla o hayat
besleyen ve idame eden de odur. Ondan baka olmaz... Delil mi istersin?
En zaf, en aptal hayvan; en iyi beslenir (Meyve kurtlar ve balklar gibi).
En ciz, en nazik mahluk; en iyi rzk o yer (ocuklar ve yavrular gibi).
Evet vasta- rzk- hell, iktidar ve ihtiyar ile olmadn; belki,
acz ve za'f ile olduunu anlamak iin balklar ile tilkileri, yavrular ile
canavarlar, aalar ile hayvanlar mvazene etmek kfidir. Demek derd-i
maiet iin namazn terkeden, o nefere benzer ki: Talimi ve siperini
brakp, arda dilencilik eder. Fakat namazn kldktan sonra Cenab-
Rezzak- Kerim'in matbaha-i rahmetinden tayinatn aramak, bakalara
br olmamak iin bizzt gitmek; gzeldir, mertliktir, o dahi bir ibadettir.
Hem insan ibadet iin halk olunduunu, ftrat ve cihazat- maneviyesi
gsteriyor. Zira hayat- dnyeviyesine lzm olan amel ve iktidar
cihetinde en edna bir sere kuuna yetimez. Fakat hayat- maneviye ve
uhreviyesine lzm olan ilim ve iftikar ile tazarru' ve ibadet



---sh:(S:24) -------------
cihetinde hayvanatn sultan ve kumandan hkmndedir.
Demek ey nefsim! Eer hayat- dnyeviyeyi gaye-i maksad
yapsan ve ona daim alsan, en edna bir sere kuunun bir neferi
hkmnde olursun. Eer hayat- uhreviyeyi gaye-i maksad yapsan ve u
hayat dahi ona vesile ve mezraa etsen ve ona gre alsan; o vakit
hayvanatn byk bir kumandan hkmnde ve u dnyada Cenab-
Hakk'n nazl ve niyazdar bir abdi, mkerrem ve muhterem bir misafiri
olursun.
te sana iki yol, istediini intihab edebilirsin. Hidayet ve tevfik
Erhamrrhimn'den iste...
* * *




























---sh:(S:25) -------------

Altnc Sz

.-!,.!.,.!...,.........!._..
Nefis ve maln Cenab- Hakk'a satmak ve ona abd olmak ve
asker olmak; ne kadar krl bir ticaret, ne kadar erefli bir rtbe olduunu
anlamak istersen, u temsil hikyecii dinle:
Bir zaman bir padiah, raiyetinden iki adama, her birisine
emaneten birer iftlik verir ki; iinde fabrika, makine, at, silh gibi her
ey var. Fakat frtnal bir muharebe zaman olduundan, hibir ey
kararnda kalmaz. Ya mahvolur veya tebeddl eder gider. Padiah, o iki
nefere kemal-i merhametinden bir yaver-i ekremini gnderdi. Gayet
merhametkr bir ferman ile onlara diyordu: Elinizde olan emanetimi bana
satnz. T, sizin iin muhafaza edeyim, beyhude zayi' olmasn. Hem
muharebe bittikten sonra size daha gzel bir surette iade edeceim. Hem
gya o emanet malnzdr, pek byk bir fiat size vereceim. Hem o
makine ve fabrikadaki letler, benim nammla ve benim tezghmda
ilettirilecek. Hem fiat, hem cretleri, birden bine ykselecek. Btn o
kr size vereceim. Hem de siz, ciz ve fakirsiniz. O koca ilerin
masarfatn tedarik edemezsiniz. Btn masarfat ve levazmat, ben
deruhde ederim. Btn vridat ve menfaat size vereceim. Hem de
terhisat zamanna kadar elinizde brakacam. te be mertebe kr iinde
kr...
Eer bana satmazsanz, zten gryorsunuz ki, hi kimse
elindekini muhafaza edemiyor. Herkes gibi elinizden kacaktr. Hem
beyhude gidecek, hem o yksek fiattan mahrum kalacaksnz. Hem o
nzik, kymetdar




---sh:(S:26) -------------
letler, mizanlar, istimal edilecek ahane madenler ve iler
bulmadndan; btn btn kymetten decekler. Hem idare ve
muhafaza zahmeti ve klfeti banza kalacak. Hem emanette hyanet
cezasn greceksiniz. te be derece hasaret iinde hasaret...
Hem de bana satmak ise, bana asker olup benim nammla tasarruf
etmek demektir. di bir esir ve ba bozua bedel, l bir padiahn has,
serbest bir yaver-i askeri olursunuz.
Onlar, u iltifat ve ferman dinledikten sonra, o iki adamdan akl
banda olan dedi:
-Ba stne, ben maaliftihar satarm. Hem, bin teekkr ederim.
Dieri marur, nefsi firavunlam, hodbin, ayya, gya ebed o
iftlikte kalacak gibi, dnya zelzelelerinden dadaalarndan haberi yok.
Dedi:
-Yok! Padiah kimdir? Ben mlkm satmam, keyfimi bozmam...
Biraz zaman sonra birinci adam yle bir mertebeye kt ki,
herkes haline gbta ederdi. Padiahn ltfuna mazhar olmu, has
saraynda saadetle yayor. Dieri, yle bir hale giriftar olmu ki: Hem
herkes ona acyor, hem de "mstehak!" diyor. nki hatasnn neticesi
olarak hem saadeti ve mlk gitmi, hem ceza ve azab ekiyor.
te ey nefs-i prheves! u misalin drbni ile hakikatn yzne
bak. Amma o padiah ise, ezel-ebed Sultan olan Rabbin, Hlkndr. Ve
o iftlikler, makineler, letler, mizanlar ise, senin daire-i hayatn iindeki
mmelekin ve o mmelekin iindeki cisim, ruh ve kalbin ve onlar
iindeki gz ve dil, akl ve hayal gibi zahir ve btn hasselerindir. Ve o
yaver-i ekrem ise, Resul-i Kerim'dir. Ve o ferman- ahkem ise, Kur'an-
Hakm'dir ki, bahsinde bulunduumuz ticaret-i azmeyi, u yetle iln
ediyor:
.-!,.!.,.!...,.........!._..
Ve o dalgal muharebe meydan ise, u frtnal dnya yzdr ki;
durmuyor, dnyor, bozuluyor ve her insann aklna u fikri veriyor:
"Madem herey elimizden kacak, fni olup kaybolacak. Acaba bkiye
tebdil







---sh:(S:27) -------------
edip ibka etmek aresi yok mu?" deyip, dnrken birden semav sad-
y Kur'an iitiliyor. Der: "Evet var. Hem, be mertebe krl bir surette
gzel ve rahat bir aresi var."
Sual: Nedir?
Elcevab: Emaneti, sahib-i hakiksine satmak.. te o satta, be
derece kr iinde kr var.
Birinci Kr: Fni mal, beka bulur. nki Kayyum-u Bki olan
Zt- Zlcelal'e verilen ve onun yolunda sarfedilen u mr- zil, bkiye
inklab eder, bki meyveler verir. O vakit mr dakikalar, deta
tohumlar, ekirdekler hkmnde zahiren fena bulur, rr. Fakat lem-i
bekada, saadet iekleri aarlar ve snbllenirler. Ve lem-i Berzah'ta
ziyadar, munis birer manzara olurlar.
kinci Kr: Cennet gibi bir fiat veriliyor.
nc Kr: Her za ve hasselerin kymeti, birden bine kar.
Mesel: Akl bir lettir. Eer Cenab- Hakk'a satmayp belki nefis
hesabna altrsan, yle me'um ve mz'i ve muacciz bir let olur ki;
gemi zamann lm- haznanesini ve gelecek zamann ehval-i
muhavvifanesini senin bu bare bana ykletecek, ymnsz ve muzr
bir let derekesine iner. te bunun iindir ki: Fsk adam, akln iz'ac ve
tacizinden kurtulmak iin, galiben ya sarholua veya elenceye kaar.
Eer Mlik-i Hakik'sine satlsa ve onun hesabna altrsan; akl, yle
tlsml bir anahtar olur ki: u kinatta olan nihayetsiz rahmet
hazinelerini ve hikmet definelerini aar. Ve bununla sahibini, saadet-i
ebediyeye mheyya eden bir mrid-i Rabban derecesine kar. Mesel:
Gz bir hassedir ki, ruh bu lemi o pencere ile seyreder. Eer Cenab-
Hakk'a satmayp belki nefis hesabna altrsan; geici, devamsz baz
gzellikleri, manzaralar seyr ile ehvet ve heves-i nefsaniyeye bir
kavvad derekesinde bir hizmetkr olur. Eer gz, gzn Sni'-i Basr'ine
satsan ve onun hesabna ve izni dairesinde altrsan; o zaman u gz, u
kitab- kebir-i kinatn bir mtalaacs ve u lemdeki mu'cizat- san'at-
Rabbaniyenin bir seyircisi ve u Kre-i Arz bahesindeki rahmet
ieklerinin mbarek bir ars derecesine kar. Mesel: Dildeki kuvve-i
zaikay, Ftr- Hakm'ine satmazsan, belki nefis hesabna, mide namna
altrsan; o vakit midenin tavlasna ve fabrikasna bir kapc derekesine
iner, sukut eder. Eer Rezzak- Kerim'e satsan; o zaman dildeki kuvve-i
zaika, rahmet-i lahiye hazinelerinin bir nzr-


---sh:(S:28) -------------
mahiri ve Kudret-i Samedaniye matbahlarnn bir mfetti-i kiri
rtbesine kar.
te ey akl, dikkat et! Me'um bir let nerede? Kinat anahtar
nerede? Ey gz, gzel bak! di bir kavvad nerede? Ktbhane-i lahnin
mtefennin bir nzr nerede? Ve ey dil, iyi tad! Bir tavla kapcs ve bir
fabrika yasaks nerede? Hazine-i hassa-i rahmet nzr nerede?
Ve daha bunlar gibi baka letleri ve zalar kyas etsen anlarsn
ki: Hakikaten m'min Cennet'e lyk ve kfir Cehennem'e muvafk bir
mahiyet kesbeder. Ve onlarn herbiri, yle bir kymet almalarnn sebebi:
M'min, imanyla Hlknn emanetini, onun namna ve izni dairesinde
istimal etmesidir. Ve kfir, hyanet edip nefs-i emmare hesabna
altrmasdr.
Drdnc Kr: nsan zaftir, belalar ok. Fakirdir, ihtiyac pek
ziyade. cizdir, hayat yk pek ar. Eer Kadr-i Zlcelal'e dayanp
tevekkl etmezse ve itimad edip teslim olmazsa, vicdan daim azab
iinde kalr. Semeresiz meakkatler, elemler, teessfler onu boar. Ya
sarho veya canavar eder.
Beinci Kr: Btn o za ve letlerin ibadeti ve tesbihat ve o
yksek cretleri, en muhta olduun bir zamanda, Cennet yemileri
suretinde sana verileceine; ehl-i zevk ve keif ve ehl-i ihtisas ve
mahede ittifak etmiler.
te bu be mertebe krl ticareti yapmazsan, u krlardan
mahrumiyetten baka, be derece hasaret iinde hasarete deceksin.
Birinci Hasaret: O kadar sevdiin mal ve evld ve peresti
ettiin nefis ve heva ve meftun olduun genlik ve hayat zayi' olup
kaybolacak, senin elinden kacaklar. Fakat gnahlarn, elemlerini sana
brakp boynuna ykletecekler.
kinci Hasaret: Emanette hyanet cezasn ekeceksin. nki en
kymetdar letleri, en kymetsiz eylerde sarfedip nefsine zulmettin.
nc Hasaret: Btn o kymetdar cihazat- insaniyeyi,
hayvanlktan ok aa bir derekeye drp hikmet-i lahiyeye iftira ve
zulmettin.








---sh:(S:29) -------------
Drdnc Hasaret: Acz ve fakrn ile beraber, o pek ar hayat
ykn, zaf beline ykleyip zeval ve firak sillesi altnda daim vaveyl
edeceksin.
Beinci Hasaret: Hayat- ebediye esasatn ve saadet-i uhreviye
levazmatn tedarik etmek iin verilen akl, kalb, gz ve dil gibi gzel
hediye-i Rahmaniyeyi, Cehennem kaplarn sana aacak irkin bir surete
evirmektir.
imdi satmaa bakacaz. Acaba o kadar ar bir ey midir ki,
oklar satmaktan kayorlar. Yok, kat' ve asl! Hi yle arl yoktur.
Zira hell dairesi genitir, keyfe kfi gelir. Harama girmeye hi lzum
yoktur. Feraiz-i lahiye ise hafiftir, azdr. Allah'a abd ve asker olmak,
yle lezzetli bir ereftir ki, tarif edilmez. Vazife ise: Yalnz bir asker gibi
Allah namna ilemeli, balamal. Ve Allah hesabyla vermeli ve almal.
Ve izni ve kanunu dairesinde hareket etmeli, sknet bulmal. Kusur etse,
istifar etmeli. Y Rab! Kusurumuzu afvet, bizi kendine kul kabul et,
emanetini kabzetmek zamanna kadar bizi emanette emin kl. mn
demeli ve ona yalvarmal...
* * *






















---sh:(S:30) -------------
Yedinci Sz
u kinatn tlsm- mulakn aan .-....!......
ruh-u beer iin saadet kapsn fetheden ne kadar kymetdar iki tlsm-
mkil-ka olduunu ve sabr ile Hlkna tevekkl ve iltica ve kr ile
Rezzakndan sual ve dua; ne kadar nfi' ve tiryak gibi iki il olduunu;
ve Kur'an' dinlemek, hkmne inkyad etmek, namaz klmak, kebairi
terk etmek; ebed-l bd yolculuunda ne kadar mhim, deerli
revnakdar bir bilet, bir zd- hiret, bir nur-u kabir olduunu anlamak
istersen; u temsil hikyecie bak, dinle:
Bir zaman bir asker, meydan- harb ve imtihanda, kr ve zarar
deverannda pek mdhi bir vaziyete der. yle ki:
Sa ve sol iki tarafndan dehetli derin iki yara ile yaral ve
arkasnda cesm bir arslan, ona saldrmak iin bekliyor gibi duruyor. Ve
gz nnde bir daraac dikilmi, btn sevdiklerini asp mahvediyor,
onu da bekliyor. Hem bu hali ile beraber uzun bir yolculuu var,
nefyediliyor. O bare, u dehet iinde, me'yusane dnrken; sa
cihetinde Hzr gibi bir hayrhah, nuran bir zt peyda olur. Ona der:
"Me'yus olma. Sana iki tlsm verip reteceim. Gzelce istimal etsen, o
arslan, sana msahhar bir at olur. Hem o daraac, sana keyif ve tenezzh
iin ho bir salncaa dner. Hem sana iki il vereceim. Gzelce
istimal etsen; o iki mteaffin yaralarn, iki gzel kokulu Gl-
Muhammed (Aleyhissalt Vesselm) denilen latif iee inklab
ederler. Hem sana bir bilet vereceim. Onunla, uar gibi bir senelik bir
yolu, bir gnde kesersin. te eer inanmyorsan, bir para tecrbe et. T
doru olduunu anlayasn." Hakikaten bir para tecrbe etti. Doru
olduunu tasdik etti. Evet ben, yani u bare Said dahi bunu tasdik
ederim. nki biraz tecrbe ettim, pek doru grdm. Bundan sonra
birden grd ki: Sol cihetinden eytan gibi dessas, ayya






---sh:(S:31) -----------------
aldatc bir adam, ok znetler, ssl suretler, fantaziyeler, mskirler
beraber olduu halde geldi. Karsnda durdu. Ona dedi:
Hey arkada! Gel gel, beraber iret edip keyfedelim. u gzel
kz suretlerine bakalm. u ho arklar dinleyelim. u tatl yemekleri
yiyelim.
Sual: H h, nedir aznda gizli okuyorsun?
Cevab: Bir tlsm.
Brak u anlalmaz ii. Hazr keyfimizi bozmayalm.
S- H, u ellerindeki nedir?
C- Bir il.
- At unu. Salamsn. Neyin var. Alk zamandr.
S- H, u be nianl kt nedir?
C- Bir bilet. Bir tayinat senedi.
- Yrt bunlar. u gzel bahar mevsiminde yolculuk bizim nemize
lzm! der. Herbir desise ile onu iknaa alr. Hatt o bare, ona biraz
meyleder. Evet, insan aldanr. Ben de yle bir dessasa aldandm.
Birden sa cihetinden ra'd gibi bir ses gelir. Der: "Sakn aldanma.
Ve o dessasa de ki: Eer arkamdaki arslan ldrp, nmdeki daraacn
kaldrp, sa ve solumdaki yaralar def'edip peimdeki yolculuu
men'edecek bir are sende varsa, bulursan; haydi yap, gster, grelim.
Sonra de: Gel keyfedelim. Yoksa sus hey sersem!. T Hzr gibi bu zt-
semav dediini desin."
te ey genliinde glm, imdi gldne alayan nefsim! Bil:
O bare asker ise, sensin ve insandr. Ve o arslan ise, eceldir. Ve o
daraac ise, lm ve zeval ve firaktr ki; gece gndzn dnmesinde her
dost veda eder, kaybolur. Ve o iki yara ise, birisi mz'ic ve hadsiz bir
acz-i beer; dieri elm, nihayetsiz bir fakr- insandir. Ve o nefy ve
yolculuk ise, lem-i ervahtan, rahm- maderden, sabavetten, ihtiyarlktan,
dnyadan, kabirden, berzahtan, hairden, Srat'tan geer bir uzun sefer-i
imtihandr. Ve o iki tlsm ise, Cenab- Hakk'a iman ve hirete imandr.
Evet u kuds tlsm ile lm; insan- m'mini, zindan- dnyadan
bostan- cinana, huzur-u Rahman'a gtren bir msahhar at ve burak
suretini alr. Onun iindir ki: lmn hakikatn gren kmil insanlar,
lm sevmiler. Daha lm gelmeden lmek istemiler. Hem zeval ve
firak, memat ve vefat ve daraac olan mrur-u zaman, o iman tlsm ile,
Sni'-i Zlcelal'in taze taze, renk renk, eit eit mu'cizat- nakn,
havark- kudretini, tecelliyat- rahmetini, kemal-i lezzetle seyr ve
temaaya

---sh:(S:32) -----------------
vasta suretini alr. Evet Gnein nurundaki renkleri gsteren yine-lerin
tebeddl edip tazelenmesi ve sinema perdelerinin deimesi, daha ho,
daha gzel manzaralar tekil eder. Ve o iki il ise, biri sabr ile
tevekkldr. Hlknn kudretine istinad, hikmetine itimaddr.
yle mi? Evet emr-i .:. e mlik bir Sultan- Cihan'a acz
tezkeresiyle istinad eden bir adamn ne pervas olabilir? Zira en mdhi
bir musibet karsnda .-.!....!.. deyip itminan- kalb
ile Rabb- Rahm'ine itimad eder. Evet rif-i billah, aczden,
mehafetullahtan telezzz eder. Evet havfta lezzet vardr. Eer bir
yandaki bir ocuun akl bulunsa ve ondan sual edilse: "En leziz ve en
tatl haletin nedir?" Belki diyecek: "Aczimi, za'fm anlayp, vlidemin
tatl tokatndan korkarak yine vlidemin efkatli sinesine sndm
halettir." Halbuki btn vlidelerin efkatleri, ancak bir lem'a-i tecelli-i
rahmettir. Onun iindir ki: Kmil insanlar, aczde ve havfullahta yle bir
lezzet bulmular ki; kendi havl ve kuvvetlerinden iddetle teberri edip,
Allah'a acz ile snmlar. Aczi ve havf, kendilerine efaat yapmlar.
Dier il ise, kr ve kanaat ile taleb ve dua ve Rezzak-
Rahm'in rahmetine itimaddr. yle mi? Evet, btn yeryzn bir sofra-
i nimet eden ve bahar mevsimini bir iek destesi yapan ve o sofrann
yanna koyan ve stne serpen bir Cevvad- Kerim'in misafirine fakr ve
ihtiya, nasl elm ve ar olabilir? Belki fakr ve ihtiyac, ho bir itiha
suretini alr. tiha gibi fakrn tezyidine alr. Onun iindir ki: Kmil
insanlar, fakr ile fahretmiler. Sakn yanl anlama! Allah'a kar fakrn
hissedip yalvarmak demektir. Yoksa fakrn halka gsterip, dilencilik
vaziyetini almak demek deildir. Ve o bilet, sened ise; bata namaz
olarak eda-i feraiz ve terk-i kebairdir. yle mi? Evet btn ehl-i ihtisas
ve mahedenin ve btn ehl-i zevk ve kefin ittifakyla; o uzun ve
karanlkl ebed-l bd yolunda zd zahre, k ve burak; ancak
Kur'ann evamirini imtisal ve nevahisinden itinab ile elde edilebilir.
Yoksa fen ve felsefe, san'at ve hikmet, o yolda be para etmez. Onlarn
klar, kabrin kapsna kadardr.
te ey tenbel nefsim! Be vakit namaz klmak, yedi kebairi
terketmek; ne kadar az ve rahat ve hafiftir. Neticesi ve meyvesi ve faidesi
ne kadar ok mhim ve byk olduunu; akln varsa, bozulmam ise
anlarsn. Ve fsk ve sefahete seni tevik eden eytana ve o adama dersin:
Eer lm ldrp,

---sh:(S:33) -------------
zevali dnyadan izale etmek ve aczi ve fakr, beerden kaldrp kabir
kapsn kapamak aresi varsa, syle dinleyelim. Yoksa sus. Kinat
mescid-i kebirinde Kur'an kinat okuyor! Onu dinleyelim. O nur ile
nurlanalm, hidayetiyle amel edelim ve onu vird-i zeban edelim. Evet sz
odur ve ona derler. Hak olup, Hak'tan gelip Hak diyen ve hakikat
gsteren ve nuran hikmeti nereden odur.
...!.........,..!..!.............,..!
!...-.!.......!.-...!..........-..........
.....!...:...........!....-.....!.-
,...........!......!,-....-..L.-..L.-.
.:.........-..........:.....-........
...--..!.................-......
..-.~..............-......-...
......L.........,..........-....
....:....,.-..........-............
....-.:....:...................
.-..-.!.....!.-.!.-..._.!.!...
....!..:...........!.....!...-...
...-!..!:.......
* * *











---sh:(S:34) -------------


Sekizinci Sz

........! ....!-!..!.
u dnya ve dnya iindeki ruh-u insan ve insanda dinin mahiyet
ve kymetlerini ve eer din-i hak olmazsa, dnya bir zindan olmas ve
dinsiz insan, en bedbaht mahluk olduunu ve u lemin tlsmn aan,
ruh-u beeryi zulmattan kurtaran .. ve .!. olduunu
anlamak istersen; u temsil hikyecie bak, dinle:
Eski zamanda iki karde, uzun bir seyahate beraber gidiyorlar.
Gitgide t yol ikileti. O iki yol banda cidd bir adam grdler. Ondan
sordular: "Hangi yol iyidir?" O dahi onlara dedi ki: Sa yolda kanun ve
nizama tebaiyet mecburiyeti vardr. Fakat o klfet iinde bir emniyet ve
saadet vardr. Sol yolda ise, serbestiyet ve hrriyet vardr. Fakat o
serbestiyet iinde bir tehlike ve ekavet vardr. imdi intihabdaki ihtiyar
sizdedir.
Bunu dinledikten sonra gzel huylu karde sa yola
..... deyip gitti ve nizam ve intizama tebaiyeti kabul etti.
Ahlksz ve serseri olan dier karde, srf serbestlik iin sol yolu tercih
etti. Zahiren hafif, manen ar vaziyette giden bu adam hayalen takib
ediyoruz:




---sh:(S:35) -----------------
te bu adam, dereden tepeden ap, git gide t hl bir sahraya
girdi. Birden mdhi bir sad iitti. Bakt ki: Dehetli bir arslan,
meelikten kp ona hcum ediyor. O da kat. T altm arn
derinliinde susuz bir kuyuya rastgeldi. Korkusundan kendini iine att.
Yarsna kadar dp, elleri bir aaca rastgeldi, yapt. Kuyunun
duvarnda germi olan o aacn iki kk var. ki fare, biri beyaz biri
siyah, o iki kke musallat olup kesiyorlar. Yukarya bakt grd ki:
Arslan, nbeti gibi kuyunun banda bekliyor. Aaya bakt grd ki:
Dehetli bir ejderha, iindedir. Ban kaldrm, otuz arn yukardaki
ayana takarrb etmi. Az kuyu az gibi genitir. Kuyunun duvarna
bakt grd ki: Isrc muzr haerat, etrafn sarmlar. Aacn bana
bakt grd ki: Bir incir aacdr. Fakat hrika olarak muhtelif ok
aalarn meyveleri, cevizden nara kadar banda yemileri var. te u
adam, s'-i fehminden, aklszlndan anlamyor ki, bu di bir i deildir.
Bu iler tesadf olamaz. Bu acib iler iinde garib esrar var. Ve pek
byk bir ileyici var olduunu intikal etmedi. imdi bunun kalbi ve ruh
ve akl, u elm vaziyetten gizli feryad u fgn ettikleri halde; nefs-i
emmaresi, gya bir ey yokmu gibi tecahl edip, ruh ve kalbin
alamasndan kulan kapayp, kendi kendini aldatarak, bir bahede
bulunuyor gibi o aacn meyvelerini yemee balad. Halbuki o
meyvelerin bir ksm zehirli ve muzr idi. Bir hads-i kudsde Cenab-
Hak buyurmu: _......... Yani "Kulum beni nasl
tanrsa, onunla yle muamele ederim."
te bu bedbaht adam, s'-i zan ile ve aklszl ile, grdn di
ve ayn- hakikat telakki etti ve yle de muamele grd ve gryor ve
grecek! Ne lyor ki kurtulsun, ne de yayor, bylece azab ekiyor. Biz
de u me'umu, bu azabda brakp dneceiz. T, teki kardein halini
anlayacaz.
te u mbarek akll zt gidiyor. Fakat biraderi gibi sknt
ekmiyor. nki gzel ahlkl olduundan gzel eyleri dnr, gzel
hlyalar eder. Kendi kendine nsiyet eder. Hem biraderi gibi zahmet ve
meakkat ekmiyor. nki nizam bilir, tebaiyet eder, teshilat grr.
Asayi ve emniyet iinde serbest gidiyor. te bir baheye rastgeldi.
inde hem gzel iek ve meyveler var. Hem baklmad iin murdar
eyler de bulunuyor. Kardei dahi byle birisine girmiti. Fakat murdar
eylere dikkat edip megul olmu, midesini bulandrm. Hi istirahat
etmeden kp gitmiti. Bu zt ise, "Her eyin iyisine bak" kaidesiyle
amel edip murdar eylere hi bakmad. yi eylerden iyi istifade

---sh:(S:36) -----------------
etti. Gzelce istirahat ederek kp gidiyor. Sonra gitgide bu dahi evvelki
biraderi gibi bir sahra-i azmeye girdi. Birden hcum eden bir arslann
sesini iitti. Korktu, fakat biraderi kadar korkmad. nki hsn-
zannyla ve gzel fikriyle; "u sahrann bir hkimi var. Ve bu arslan, o
hkimin taht- emrinde bir hizmetkr olmas ihtimali var" diye dnp
teselli buldu. Fakat yine kat. T altm arn derinliinde bir susuz
kuyuya rastgeldi, kendini iine att. Biraderi gibi ortasnda bir aaca eli
yapt; havada muallak kald. Bakt iki hayvan, o aacn iki kkn
kesiyorlar. Yukarya bakt arslan, aaya bakt bir ejderha grd. Ayn
kardei gibi bir acib vaziyet grd. Bu dahi tedehh etti. Fakat
kardeinin dehetinden bin derece hafif. nki gzel ahlk, ona gzel
fikir vermi ve gzel fikir ise, ona her eyin gzel cihetini gsteriyor. te
bu sebebden yle dnd ki: Bu acib iler, birbiriyle alkadardr. Hem
bir emir ile hareket ederler gibi grnyor. yle ise, bu ilerde bir tlsm
vardr. Evet bunlar, bir gizli hkimin emriyle dnerler. yle ise ben
yalnz deilim, o gizli hkim bana bakyor; beni tecrbe ediyor, bir
maksad iin beni bir yere sevkedip davet ediyor. u tatl korku ve gzel
fikirden bir merak ne'et eder ki: Acaba beni tecrbe edip kendini bana
tanttrmak isteyen ve bu acib yol ile bir maksada sevkeden kimdir?
Sonra, tanmak merakndan tlsm sahibinin muhabbeti ne'et etti ve u
muhabbetten, tlsm amak arzusu ne'et etti ve o arzudan, tlsm sahibini
raz edecek ve houna gidecek bir gzel vaziyet almak iradesi ne'et etti.
Sonra aacn bana bakt, grd ki, incir aacdr. Fakat banda, binlerle
aacn meyveleri vardr. O vakit btn btn korkusu gitti. nki kat'
anlad ki bu incir aac, bir listedir, bir fihristedir, bir sergidir. O mahf
hkim, ba ve bostanndaki meyvelerin nmunelerini, bir tlsm ve bir
mu'cize ile o aaca takm ve kendi misafirlerine ihzar ettii et'imeye
birer iaret suretinde o aac tezyin etmi olmal. Yoksa bir tek aa,
binler aalarn meyvelerini vermez. Sonra niyaza balad. T, tlsmn
anahtar ona ilham oldu. Bard ki: "Ey bu yerlerin hkimi! Senin
bahtna dtm. Sana dehalet ediyorum ve sana hizmetkrm ve senin
rzan istiyorum ve seni aryorum." Ve bu niyazdan sonra, birden
kuyunun duvar yarlp, ahane, nezih ve gzel bir baheye bir kap
ald. Belki ejderha az, o kapya inklab etti ve arslan ve ejderha, iki
hizmetkr suretini giydiler ve onu ieriye davet ediyorlar. Hatt o arslan,
kendisine msahhar bir at ekline girdi.
te ey tenbel nefsim! Ve ey hayal arkadam!
Geliniz! Bu iki kardein vaziyetlerini mvazene edelim. T, iyi-
lik nasl iyilik getirir ve fenalk, nasl fenalk getirir; grelim, bilelim.
---sh:(S:37) -----------------
Baknz, sol yolun bedbaht yolcusu, her vakit ejderhann azna
girmeye muntazrdr; titriyor ve u bahtiyar ise, meyvedar ve revnekdar
bir baheye davet edilir. Hem o bedbaht, elm bir dehette ve azm bir
korku iinde kalbi paralanyor ve u bahtiyar ise lezz bir ibret, tatl bir
havf, mahbub bir marifet iinde garib eyleri seyir ve temaa ediyor.
Hem o bedbaht, vahet ve me'yusiyet ve kimsesizlik iinde azab ekiyor.
Ve u bahtiyar ise, nsiyet ve mid ve itiyak iinde telezzz ediyor.
Hem o bedbaht, kendini vahi canavarlarn hcumuna maruz bir mahpus
hkmnde gryor ve u bahtiyar ise, bir aziz misafirdir ki, misafiri
olduu Mihmandar- Kerim'in acib hizmetkrlar ile nsiyet edip
eleniyor. Hem o bedbaht zahiren leziz, manen zehirli yemileri yemekle
azabn ta'cil ediyor. Zira o meyveler, nmunelerdir. Tatmaya izin var, t
asllarna talib olup mteri olsun. Yoksa, hayvan gibi yutmaya izin
yoktur. Ve u bahtiyar ise tadar, ii anlar. Yemesini te'hir eder ve intizar
ile telezzz eder. Hem o bedbaht, kendi kendine zulmetmi. Gndz gibi
gzel bir hakikat ve parlak bir vaziyeti, basiretsizlii ile kendisine
muzlim ve zulmatl bir evham, bir cehennem ekline getirmi. Ne
efkate mstehaktr ve ne de kimseden ekvaya hakk vardr.
Mesel: Bir adam, gzel bir bahede, ahbablarnn ortasnda, yaz
mevsiminde ho bir ziyafetteki keyfe kanaat etmeyip kendini pis
mskirlerle sarho edip; kendisini k ortasnda, canavarlar iinde a,
plak tahayyl edip barmaya ve alamaya balasa, nasl efkate lyk
deil, kendi kendine zulmediyor. Dostlarn canavar grp, tahkir ediyor.
te bu bedbaht dahi yledir ve u bahtiyar ise, hakikat grr. Hakikat
ise gzeldir. Hakikatn hsnn derk etmekle, hakikat sahibinin kemaline
hrmet eder. Rahmetine mstehak olur. te "Fenal kendinden, iyilii
Allah'tan bil" olan hkm- Kur'annin srr zahir oluyor. Daha bunlar gibi
sair farklar mvazene etsen anlayacaksn ki: Evvelkisinin nefs-i
emmaresi, ona bir manev cehennem ihzar etmi. Ve tekisinin hsn-
niyeti ve hsn- zann ve hsn- hasleti ve hsn- fikri, onu byk bir
ihsan ve saadete ve parlak bir fazilete ve feyze mazhar etmi.
Ey nefsim ve ey nefsimle beraber bu hikyeyi dinleyen adam!
Eer bedbaht karde olmak istemezsen ve bahtiyar karde olmak
istersen, Kur'an' dinle ve hkmne muti ol ve ona yap ve ahkmyla
amel et.
u hikye-i temsiliyede olan hakikatlar eer fehmettin ise;
hakikat- dini ve dnyay ve insan ve iman ona tatbik edebilirsin.
Mhimlerini ben syleyeceim. ncelerini sen kendin istihrac et.

---sh:(S:38) -------------
te bak! O iki karde ise, biri ruh-u m'min ve kalb-i slihtir. Dieri,
ruh-u kfir ve kalb-i fsktr ve o iki tarkten sa ise, tark-i Kur'an ve
iman'dr. Sol ise, tark- isyan ve kfrandr. Ve o yoldaki bahe ise,
cem'iyet-i beeriye ve medeniyet-i insaniye iinde muvakkat hayat-
itimaiyedir ki; hayr ve er, iyi ve fena, temiz ve pis eyler beraber
bulunur. kl odur ki: .........-kaidesiyle amel eder,
selmet-i kalb ile gider. Ve o sahra ise, u arz ve dnyadr ve o arslan ise,
lm ve eceldir ve o kuyu ise, beden-i insan ve zaman- hayattr ve o
altm arn derinlik ise, mr- vasat ve mr- galib olan altm seneye
iarettir ve o aa ise, mddet-i mr ve madde-i hayattr. Ve o siyah ve
beyaz iki hayvan ise, gece ve gndzdr ve o ejderha ise, az kabir olan
tark- berzahiye ve revak- uhrevdir. Fakat o az, m'min iin,
zindandan bir baheye alan bir kapdr ve o haerat- muzrra ise,
musibat- dnyeviyedir. Fakat m'min iin, gaflet uykusuna dalmamak
iin tatl ikazat- lahiye ve iltifatat- Rahmaniye hkmndedir ve o
aataki yemiler ise, dnyev nimetlerdir ki; Cenab- Kerim-i Mutlak,
onlar hiret nimetlerine bir liste, hem ihtar edici, hem mabihleri, hem
Cennet meyvelerine mterileri davet eden nmuneler suretinde yapm.
Ve o aacn birliiyle beraber muhtelif baka baka meyveler vermesi
ise, kudret-i Samedaniyenin sikkesine ve rububiyet-i lahiyenin htemine
ve saltanat- uluhiyetin turrasna iarettir. nki "Bir tek eyden her eyi
yapmak" yani bir topraktan btn nebatat ve meyveleri yapmak; hem bir
sudan btn hayvanat halketmek; hem basit bir yemekten btn cihazat-
hayvaniyeyi icad etmek; bununla beraber "Her eyi bir tek ey yapmak"
yani zhayatn yedii gayet muhtelif-l cins taamlardan o zhayata bir
lahm- mahsus yapmak, bir cild-i basit dokumak gibi san'atlar; Zt-
Ehad-i Samed olan Sultan- Ezel ve Ebed'in sikke-i hssasdr, htem-i
mahsusudur, taklid edilmez bir turrasdr. Evet, bir eyi her ey ve her
eyi bir ey yapmak; her eyin Hlkna has ve Kadr-i Kll-i ey'e
mahsus bir niandr, bir yettir. Ve o tlsm ise, srr- iman ile alan srr-
hikmet-i hilkattir ve o miftah ise,
....!-!..!. .!. ..
dur. Ve o ejderha az bahe kapsna inklab etmesi ise, iarettir ki:
Kabir ehl-i dalalet ve tuyan iin vahet ve nisyan iinde zindan gibi
skntl ve bir ejderha batn gibi dar bir mezara alan bir kap olduu
halde, ehl-i Kur'an ve iman iin zindan- dnyadan bostan- bekaya ve
meydan- imtihandan ravza-i
---sh:(S:39) -------------
Cinna ve zahmet-i hayattan rahmet-i Rahman'a alan bir kapdr ve o
vahi arslann dahi munis bir hizmetkra dnmesi ve msahhar bir at
olmas ise, iarettir ki: Mevt, ehl-i dalalet iin btn mahbubatndan elm
bir firak- ebeddir. Hem kendi cennet-i kzibe-i dnyeviyesinden ihra
ve vahet ve yalnzlk iinde zindan- mezara idhal ve hapis olduu
halde, ehl-i hidayet ve ehl-i Kur'an iin, teki leme gitmi eski dost ve
ahbablarna kavumaya vesiledir. Hem hakik vatanlarna ve ebed
makam- saadetlerine girmeye vastadr. Hem zindan- dnyadan bostan-
Cinna bir davettir. Hem Rahman- Rahm'in fazlndan kendi hizmetine
mukabil ahz- cret etmeye bir nbettir. Hem vazife-i hayat klfetinden
bir terhistir. Hem ubudiyet ve imtihann talim ve talimatndan bir
paydostur.
Elhasl: Her kim hayat- fniyeyi esas maksad yapsa, zahiren bir
Cennet iinde olsa da manen cehennemdedir ve her kim hayat- bkiyeye
cidd mteveccih ise, saadet-i dreyne mazhardr. Dnyas ne kadar fena
ve skntl olsa da; Dnyasn, Cennet'in intizar salonu hkmnde
grd iin ho grr, tahamml eder, sabr iinde kreder...
.........!...!....-.!.....-,..!
..-.-.!.....-........,....,..!
.-.!.......!....:!....::..!....-!...
....!...........!........
.....!,-.....!.....-....!.-!...!....
....-.!,-.....-....-......!.
..!.-!..!..-!.
* * *









---sh:(S:40) -------------

Dokuzuncu Sz

.-...-.....-.-..
....!..-!!.
...L.-...:....
Ey birader! Benden, namazn u muayyen be vakte hikmet-i
tahsisini soruyorsun. Pek ok hikmetlerinden yalnz birisine iaret ederiz.
Evet herbir namazn vakti, mhim bir inklab ba olduu gibi,
azm bir tasarruf-u lahnin yinesi ve o tasarruf iinde ihsanat- klliye-i
lahiyenin birer ma'kesi olduundan, Kadr-i Zlcelal'e o vakitlerde daha
ziyade tesbih ve ta'zim ve hadsiz nimetlerinin iki vakit ortasnda
toplanm yeknne kar kr ve hamd demek olan namaza
emredilmitir. u ince ve derin manay bir para fehmetmek iin "be
nkte"yi nefsimle beraber dinlemek lzm...
Birinci Nkte: Namazn manas, Cenab- Hakk' tesbih ve ta'zim
ve krdr. Yani, celaline kar kavlen ve fiilen "Sbhanallah" deyip
takdis etmek. Hem kemaline kar, lafzan ve amelen "Allah Ekber"
deyip ta'zim etmek. Hem cemaline kar, kalben ve lisanen ve bedenen
"Elhamdlillah" deyip kretmektir. Demek tesbih ve tekbir ve hamd,
namazn ekirdekleri hkmndedirler. Ondandr ki, namazn harekt ve
ezkrnda bu ey, her tarafnda bulunuyorlar. Hem ondandr ki,
namazdan sonra, namazn manasn te'kid ve takviye iin u kelimat-
mbareke, otuz defa tekrar edilir. Namazn manas, u mcmel
hlsalarla te'kid edilir.





---sh:(S:41) -------------
kinci Nkte: badetin manas udur ki: Dergh- lahde abd,
kendi kusurunu ve acz ve fakrn grp kemal-i rububiyetin ve kudret-i
Samedaniyenin ve rahmet-i lahiyenin nnde hayret ve muhabbetle
secde etmektir. Yani rububiyetin saltanat, naslki ubudiyeti ve itaati
ister; rububiyetin kudsiyeti, pakl dahi ister ki: Abd, kendi kusurunu
grp istifar ile ve Rabbn btn nekaisten pk ve mberra ve ehl-i
dalaletin efkr- btlasndan mnezzeh ve muall ve kinatn btn
kusuratndan mukaddes ve muarr olduunu; tesbih ile Sbhanallah ile
iln etsin.
Hem de rububiyetin kemal-i kudreti dahi ister ki: Abd, kendi
za'fn ve mahlukatn aczini grmekle kudret-i Samedaniyenin azamet-i
srna kar istihsan ve hayret iinde Allah Ekber deyip huz ile rka
gidip ona iltica ve tevekkl etsin.
Hem rububiyetin nihayetsiz hazine-i rahmeti de ister ki: Abd,
kendi ihtiyacn ve btn mahlukatn fakr ve ihtiyacatn sual ve dua
lisanyla izhar ve Rabbnn ihsan ve in'amatn, kr ve sena ile ve
Elhamdlillah ile iln etsin. Demek, namazn ef'al ve akvali, bu manalar
tazammun ediyor ve bunlar iin taraf- lahden vaz'edilmiler.
nc Nkte: Naslki insan, u lem-i kebirin bir misal-i
musaggardr ve Fatiha-i erife, u Kur'an- Azman'n bir timsal-i
mnevveridir. Namaz dahi btn ibdtn enva'n amil bir fihriste-i
nuraniyedir ve btn esnaf- mahlukatn elvan- ibadetlerine iaret eden
bir harita-i kudsiyedir.
Drdnc Nkte: Naslki haftalk bir saatin saniye ve dakika ve
saat ve gnlerini sayan milleri birbirine bakarlar, birbirinin misalidirler
ve birbirinin hkmn alrlar. yle de; Cenab- Hakk'n bir saat- kbras
olan u lem-i dnyann saniyesi hkmnde olan gece ve gndz
deveran ve dakikalar sayan seneler ve saatleri sayan tabakat- mr-
insan ve gnleri sayan edvar- mr- lem birbirine bakarlar, birbirinin
misalidirler ve birbirinin hkmndedirler ve birbirini hatrlatrlar.
Mesel:
Fecir zaman, tula kadar, evvel-i bahar zamanna, hem insann
rahm- madere dt vnna, hem semavat ve arzn alt gn
hilkatinden birinci gnne benzer ve hatrlatr ve onlardaki uunat-
lahiyeyi ihtar eder.





---sh:(S:42) -------------
Zuhr zaman ise, yaz mevsiminin ortasna, hem genlik
kemaline, hem mr- dnyadaki hilkat- insan devrine benzer ve iaret
eder ve onlardaki tecelliyat- rahmeti ve fyuzat- nimeti hatrlatr.
Asr zaman ise, gz mevsimine, hem ihtiyarlk vaktine, hem
hirzaman Peygamberinin (Aleyhissalt Vesselm) asr- saadetine
benzer ve onlardaki uunat- lahiyeyi ve in'amat- Rahmaniyeyi ihtar
eder.
Marib zaman ise, gz mevsiminin hirinde pekok mahlukatn
gurubunu, hem insann vefatn, hem dnyann kyamet ibtidasndaki
harabiyetini ihtar ile, tecelliyat- celaliyeyi ifham ve beeri gaflet
uykusundan uyandrr, ikaz eder.
' vakti ise, lem-i zulmat, nehar leminin btn srn siyah
kefeni ile setretmesini, hem kn beyaz kefeni ile lm yerin yzn
rtmesini, hem vefat etmi insann bkiye-i sr dahi vefat edip nisyan
perdesi altna girmesini, hem bu dr- imtihan olan dnyann btn btn
kapanmasn ihtar ile Kahhar- Zlcelal'in celalli tasarrufatn iln eder.
Gece vakti ise, hem k, hem kabri, hem lem-i Berzah ifham
ile, ruh-u beer rahmet-i Rahman'a ne derece muhta olduunu insana
hatrlatr. Ve gecede teheccd ise, kabir gecesinde ve Berzah
karanlnda ne kadar lzumlu bir k olduunu bildirir, ikaz eder ve
btn bu inklabat iinde Cenab- Mn'im-i Hakik'nin nihayetsiz
nimetlerini ihtar ile ne derece hamd senaya mstehak olduunu iln
eder.
kinci sabah ise, sabah- hari ihtar eder. Evet u gecenin sabah
ve u kn bahar, ne kadar makul ve lzm ve kat' ise, harin sabah da,
Berzahn bahar da o kat'iyyettedir.
Demek bu be vaktin herbiri, bir mhim inklab banda olduu
ve byk inklablar ihtar ettii gibi; kudret-i Samedaniyenin tasarrufat-
azme-i yevmiyesinin iaretiyle; hem senev, hem asr, hem dehr,
kudretin mu'cizatn ve rahmetin hedysn hatrlatr. Demek asl vazife-i
ftrat ve esas- ubudiyet ve kat' bor olan farz namaz, u vakitlerde
lyktr ve ensebdir.
Beinci Nkte: nsan ftraten gayet zaftir. Halbuki her ey ona
iliir, onu mteessir ve mteellim eder. Hem gayet cizdir. Halbuki
belalar ve dmanlar pek oktur. Hem gayet fakirdir. Halbuki ihtiyacat




---sh:(S:43) -----------------
pek ziyadedir. Hem tenbel ve iktidarszdr. Halbuki hayatn teklifi gayet
ardr. Hem insaniyet onu kinatla alkadar etmitir. Halbuki sevdii,
nsiyet ettii eylerin zeval ve firak, mtemadiyen onu incitiyor. Hem
akl ona yksek maksadlar ve bki meyveler gsteriyor. Halbuki eli ksa,
mr ksa, iktidar ksa, sabr ksadr.
te bu vaziyette bir ruh, fecir zamannda bir Kadr-i Zlcelal'in,
bir Rahm-i Zlcemal'in derghna niyaz ile namaz ile mracaat edip
arzuhal etmek, tevfik ve meded istemek ne kadar elzem ve peindeki
gndz leminde bana gelecek, beline yklenecek ileri, vazifeleri
tahamml iin ne kadar lzumlu bir nokta-i istinad olduu bedaheten
anlalr.
Ve Zuhr zamannda ki, o zaman, gndzn kemali ve zevale
meyli ve yevm ilerin vn- tekemml ve meglin tazyikndan
muvakkat bir istirahat zaman ve fni dnyann bekasz ve ar ilerin
verdii gaflet ve sersemlikten ruhun teneffse ihtiya vakti ve in'amat-
lahiyenin tezahr ettii bir andr. Ruh-u beer, o tazyikten kurtulup, o
gafletten syrlp, o manasz ve bekasz eylerden kp Kayyum-u Bki
olan Mn'im-i Hakik'nin derghna gidip el balayarak, yekn
nimetlerine kr ve hamd edip ve istiane etmek ve celal ve azametine
kar rk ile aczini izhar etmek ve kemal-i bzevaline ve cemal-i
bmisaline kar secde edip hayret ve muhabbet ve mahviyetini iln
etmek demek olan zuhr namazn klmak; ne kadar gzel, ne kadar ho,
ne kadar lzm ve mnasib olduunu anlamayan insan, insan deil...
Asr vaktinde ki o vakit, hem gz mevsim-i haznanesini ve
ihtiyarlk halet-i mahzunanesini ve hirzaman mevsim-i elmanesini
andrr ve hatrlattrr. Hem yevm ilerin neticelenmesi zaman, hem o
gnde mazhar olduu shhat ve selmet ve hayrl hizmet gibi niam-
lahiyenin bir yekn- azm tekil ettii zaman, hem o koca Gnein
ufle meyletmesi iaretiyle; insan bir misafir memur ve her ey geici,
bkarar olduunu iln etmek zamandr. imdi ebediyeti isteyen ve ebed
iin halkolunan ve ihsana kar peresti eden ve firaktan mteellim olan
ruh-u insan, kalkp abdest alp u asr vaktinde ikindi namazn klmak
iin Kadm-i Bki ve Kayyum-u Sermed'nin dergh- Samedaniyesine
arz- mnacat ederek, zevalsiz ve nihayetsiz rahmetinin iltifatna iltica
edip, hesabsz nimetlerine kar kr ve hamd ederek, izzet-i
rububiyetine kar zelilane rka gidip, sermediyet-i uluhiyetine kar
mahviyetkrane secde ederek, hakik bir teselli-i kalb, bir rahat- ruh
bulup huzur-u kibriyasnda kemerbeste-i ubudiyet olmak demek olan asr
namazn klmak, ne kadar ulv bir vazife, ne kadar mnasib bir hizmet,
ne kadar


---sh:(S:44) -----------------
yerinde bir borc-u ftrat eda etmek, belki gayet ho bir saadet elde etmek
olduunu; insan olan anlar.
Marib vaktinde ki o zaman, hem kn balamasndan yaz ve
gz leminin nazenin ve gzel mahlukatnn veda-i haznanesi iinde
gurub etmesinin zamann andrr. Hem insann vefatyla btn
sevdiklerinden bir firak- elmane iinde ayrlp kabre girmek zamann
hatrlatr. Hem dnyann zelzele-i sekerat iinde vefatyla, btn sekenesi
baka lemlere gmesi ve bu dr- imtihan lmbasnn sndrlmesi
zamann andrr, hatrlatr ve zevalde gurub eden mahbublara peresti
edenleri iddetle ikaz eder bir zamandr. te akam namaz iin byle bir
vakitte, ftraten bir Cemal-i Bki'ye yine-i mtak olan ruh-u beer, u
azm ileri yapan ve bu cesm lemleri eviren, tebdil eden Kadm-i
Lemyezel ve Bki-i Layezal'in ar- azametine yzn evirip bu
fnilerin stnde "Allah Ekber" deyip onlardan ellerini ekip hizmet-i
Mevl iin el balayp Daim-i Bki'nin huzurunda kyam edip
"Elhamdlillah" demekle; kusursuz kemaline, misilsiz cemaline,
nihayetsiz rahmetine kar hamd sena edip .-...:.....-.:..
demekle, muinsiz rububiyetine, eriksiz uluhiyetine, vezirsiz saltanatna
kar arz- ubudiyet ve istiane etmek, hem nihayetsiz kibriyasna, hadsiz
kudretine ve acizsiz izzetine kar rka gidip btn kinatla beraber za'f
ve aczini, fakr ve zilletini izhar etmekle, ,.L-!.-..deyip
Rabb- Azm'ini tesbih edip; hem zevalsiz cemal-i ztna, tegayyrsz
sft- kudsiyesine, tebeddlsz kemal-i sermediyetine kar secde edip
hayret ve mahviyet iinde terk-i masiva ile muhabbet ve ubudiyetini iln
edip, hem btn fnilere bedel bir Cemil-i Bki, bir Rahm-i Sermed
bulup, ....-..demekle zevalden mnezzeh, kusurdan
mberra Rabb-i A'lsn takdis etmek; sonra teehhd edip, oturup btn
mahlukatn tahiyyat- mbarekelerini ve salavat- tayyibelerini kendi
hesabna o Cemil-i Lemyezel ve Celil-i Lyezal'e hediye edip ve Resul-i
Ekrem'ine selm etmekle biatn tecdid ve evamirine itaatn izhar edip ve
imann tecdid ile tenvir etmek iin u kasr- kinatn intizam-
hakmanesini mahede edip Sni'-i Zlcelal'in vahdaniyetine ehadet
etmek; hem saltanat- rububiyetin delll ve mbelli-i marziyat ve
kitab- kinatn tercman-

---sh:(S:45) -------------
yt olan Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm'n risaletine
ehadet etmek demek olan marib namazn klmak ne kadar latif, nazif
bir vazife, ne kadar aziz, leziz bir hizmet, ne kadar ho ve gzel bir
ubudiyet, ne kadar cidd bir hakikat ve bu fni misafirhanede bkiyane
bir sohbet ve daimane bir saadet olduunu anlamayan adam, nasl adam
olabilir!
' vaktinde ki o vakit, gndzn ufukta kalan bkiye-i sr dahi
kaybolup, gece lemi kinat kaplar. ...!...!....olan Kadr-i
Zlcelal'in o beyaz sahifeyi bu siyah sahifeye evirmesindeki tasarrufat-
Rabbaniyesiyle yazn mzeyyen yeil sahifesini, kn brid beyaz
sahifesine evirmesindeki ...!..:!.-..olan Hakm-i
Zlkemal'in icraat- lahiyesini hatrlatr. Hem mrur-u zamanla ehl-i
kuburun bkiye-i sr dahi u dnyadan kesilmesiyle btn btn baka
leme gemesindeki Hlk- Mevt ve Hayat'n uunat- lahiyesini andrr.
Hem dar ve fni ve hakir dnyann tamamen harab olup, azm sekeratyla
vefat edip, geni ve bki ve azametli lem-i hiretin inkiafnda Hlk-
Arz ve Semavat'n tasarrufat- celaliyesini ve tecelliyat- cemaliyesini
andrr, hatrlattrr bir zamandr. Hem u kinatn Mlik ve Mutasarrf-
Hakiksi, Mabud ve Mahbub-u Hakiksi o zt olabilir ki; gece gndz,
k ve yaz, dnya ve hireti, bir kitabn sahifeleri gibi shuletle evirir,
yazar bozar, deitirir. Btn bunlara hkmeder bir Kadr-i Mutlak
olduunu isbat eden bir vaziyettir. te nihayetsiz ciz, zaf, hem
nihayetsiz fakir, muhta, hem nihayetsiz bir istikbal zulmatna
dalmakta, hem nihayetsiz hdisat iinde alkanmakta olan ruh-u beer,
yats namazn klmak iin u manadaki i'da brahimvari
....-. deyip Mabud-u Lemyezel, Mahbub-u Layezal'in
derghna namaz ile iltica edip ve u fni lemde ve fni mrde ve
karanlk dnyada ve karanlk istikbalde, bir Bki-i Sermed ile mnacat
edip bir parack bir sohbet-i bkiye, birka dakikack bir mr- bki
iinde dnyasna nur serpecek, istikbalini klandracak, mevcudatn ve
ahbabnn firak ve zevalinden ne'et eden yaralarna merhem srecek olan
Rahman- Rahm'in iltifat- rahmetini ve nur-u hidayetini grp istemek;
hem muvakkaten onu unutan ve gizlenen dnyay, o dahi unutup,


---sh:(S:46) -------------
dertlerini kalbin alamasyla dergh- rahmette dkp; hem ne olur ne
olmaz, lme benzeyen uykuya girmeden evvel, son vazife-i ubudiyetini
yapp, yevmiye defter-i amelini hsn- htime ile balamak iin salte
kyam etmek, yani btn fni sevdiklerine bedel bir Mabud ve Mahbub-u
Bki'nin ve btn dilencilik ettii cizlere bedel bir Kadr-i Kerim'in ve
btn titredii muzrlarn errinden kurtulmak iin bir Hafz-i Rahm'in
huzuruna kmak.. hem Fatiha ile balamak, yani bir eye yaramayan ve
yerinde olmayan nks, fakir mahluklar medih ve minnettarla bedel,
bir Kmil-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlak ve Rahm-i Kerim olan Rabb-l
lemn'i medh sena etmek; hem ..-.:.. hitabna terakki etmek,
yani kkl, hilii, kimsesizlii ile beraber, ezel ve ebed sultan olan
Mlik-i Yevmiddin'e intisabyla u kinatta nazdar bir misafir ve
ehemmiyetli bir vazifedar makamna girip, .-...:.....-.:..
demekle btn mahlukat namna kinatn cemaat- kbras ve cem'iyet-i
uzmasndaki ibdt ve istianat ona takdim etmek; hem
,.....!...!... demekle, istikbal karanl iinde saadet-i
ebediyeye giden, nuran yolu olan srat- mstakime hidayeti istemek;
hem imdi yatm nebatat, hayvanat gibi gizlenmi Gneler, hyar
yldzlar, birer nefer misill emrine msahhar ve bu misafirhane-i lemde
birer lmbas ve hizmetkr olan Zt- Zlcelal'in kibriyasn dnp
"Allah Ekber" deyip rka varmak; hem btn mahlukatn secde-i
kbrasn dnp, yani u gecede yatm mahlukat gibi her senede, her
asrdaki enva'- mevcudat, hatt Arz, hatt Dnya, birer muntazam ordu,
belki birer mut nefer gibi vazife-i ubudiyet-i dnyeviyesinden emr-i
.:. ile terhis edildii zaman, yani lem-i gayba gnderildii
vakit, nihayet intizam ile zevalde gurub seccadesinde "Allah Ekber"
deyip secde ettikleri; hem emr-i .:. den gelen bir sayha-i ihya
ve ikaz ile yine baharda ksmen aynen, ksmen mislen harolup, kyam
edip, kemerbeste-i hizmet-i Mevl olduklar gibi, u insanck onlara
iktidaen o Rahman- Zlkemal'in, o Rahm-i Zlcemal'in br-gh-
huzurunda



---sh:(S:47) -------------
hayret-ld bir muhabbet, beka-ld bir mahviyet, izzet-ld bir tezelll
iinde "Allah Ekber" deyip scuda gitmek, yani bir nevi mi'raca kmak
demek olan ia namazn klmak, ne kadar ho, ne kadar gzel, ne kadar
irin, ne kadar yksek, ne kadar aziz ve leziz, ne kadar makul ve mnasib
bir vazife, bir hizmet, bir ubudiyet, bir cidd hakikat olduunu elbette
anladn.
Demek u be vakit, herbiri birer inklab- azmin iarat ve icraat-
cesme-i Rabbaniyenin emarat ve in'amat- klliye-i lahiyenin almat
olduklarndan; bor ve zimmet olan farz namazn o zamanlara tahsisi,
nihayet hikmettir...
,.:-!,..-!...............!,......-..
,...-.!:...-!...-.......,....,..!
......:!..-...!....-!....-....
..-!.....-.....................
,-....-..-..-.! .......
..-.!,-.....-.........!......!
* * *
















---sh:(S:48) -------------


Onuncu Sz
Hair Bahsi

HTAR: u risalelerde tebih ve temsilleri, hikyeler suretinde
yazdmn sebebi; hem teshil, hem hakaik-i slmiye ne kadar makul,
mtenasib, muhkem, mtesanid olduunu gstermektir. Hikyelerin manalar,
sonlarndaki hakikatlerdir. Kinaiyat kabilinden yalnz onlara delalet ederler.
Demek, hayal hikyeler deil, doru hakikatlerdir.

.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.
Birader, hair ve hireti basit ve avam lisanyla ve vzh bir tarzda
beyann ister isen, yle ise u temsil hikyecie nefsimle beraber bak,
dinle:
Bir zaman iki adam, Cennet gibi gzel bir memlekete (u dnyaya
iarettir) gidiyorlar. Bakarlar ki: Herkes ev, hane, dkkn kaplarn ak
brakp muhafazasna dikkat etmiyorlar. Mal ve para, meydanda sahibsiz
kalr. O adamlardan birisi, her istedii eye elini uzatp, ya alyor, ya
gasbediyor. Hevesine tebaiyet edip her nevi zulm, sefaheti irtikb
ediyor. Ahali de ona ok ilimiyorlar. Dier arkada ona dedi ki:




---sh:(S:49) -------------
"Ne yapyorsun? Ceza ekeceksin; beni de belaya sokacaksn. Bu
mallar mr maldr. Bu ahali oluk ocuuyla asker olmular veya
memur olmular. u ilerde sivil olarak istihdam ediliyorlar. Onun iin
sana ok ilimiyorlar. Fakat intizam ediddir. Padiahn her yerde
telefonu var ve memurlar bulunur. abuk git, dehalet et" dedi. Fakat o
sersem inad edip dedi:
"Yok, mr mal deil, belki vakf maldr, sahibsizdir. Herkes
istedii gibi tasarruf edebilir. Bu gzel eylerden istifadeyi men'edecek
hibir sebeb grmyorum. Gzmle grmezsem inanmayacam" dedi.
Hem feylesofane ok safsatiyat syledi. kisi arasnda cidd bir
mnazara balad. Evvel o sersem dedi:
"Padiah kimdir? Tanmam."
Sonra arkada ona cevaben: "Bir ky muhtarsz olmaz. Bir ine
ustasz olmaz, sahibsiz olamaz. Bir harf ktibsiz olamaz, biliyorsun.
Nasl oluyor ki, nihayet derecede muntazam u memleket hkimsiz olur?
Ve bu kadar ok servet ki, her saatte bir imendifer (Haiye) gaibden
gelir gibi kymettar, musanna' mallarla dolu gelir. Burada dklyor
gidiyor. Nasl sahibsiz olur? Ve her yerde grnen ilnnameler ve
beyannameler ve her mal stnde grnen turra ve sikkeler, damgalar ve
her kesinde sallanan bayraklar nasl mliksiz olabilir? Sen anlalyor
ki, bir para fireng okumusun. Bu slm yazlarn okuyamyorsun.
Hem de bilenden sormuyorsun. te gel, en byk ferman sana
okuyacam."
O sersem dnd dedi:
"Haydi padiah var; fakat benim cz' istifadem ona ne zarar
verebilir. Hazinesinden ne noksan eder? Hem burada hapis mapis yoktur,
ceza grnmyor."
Arkada ona cevaben dedi:
"Yahu u grnen memleket bir manevra meydandr. Hem
sanayi-i garibe-i sultaniyenin meheridir. Hem muvakkat temelsiz
misafirhaneleridir. Grmyor musun ki, her gn bir kafile gelir, biri
gider, kaybolur. Daima dolar boanr. Bir zaman sonra u memleket
tebdil edilecek. Bu ahali baka ve daim bir memlekete nakledilecek.
Orada herkes hizmetine mukabil ya ceza, ya mkfat grecek." dedi.
Yine o hain sersem, temerrd edip: "nanmam. Hi mmkn
mdr

(Haiye): Seneye iarettir. Evet bahar, mahzen-i erzak bir vagondur,
gaibden gelir.

---sh:(S:50) -------------
ki, bu memleket harab edilsin; baka bir memlekete g etsin." dedi.
Bunun zerine emin arkada dedi:
"Madem bu derece inad ve temerrd edersin. Gel, hadd hesab
olmayan delail iinde Oniki Suret ile sana gstereceim ki: Bir
mahkeme-i kbra var, bir dr- mkfat ve ihsan ve bir dr- mcazat ve
zindan var ve bu memleket her gn bir derece boand gibi, bir gn
gelir ki, btn btn boanp harab edilecek.
Birinci Suret: Hi mmkn mdr ki: Bir saltanat, bhusus byle
muhteem bir saltanat, hsn- hizmet eden mutilere mkfat ve isyan
edenlere mcazat bulunmasn. Burada yok hkmndedir. Demek baka
yerde bir mahkeme-i kbra vardr.
kinci Suret: Bu gidiata, icraata bak! Nasl en fakir, en zaften
tut, t herkese mkemmel, mkellef erzak veriliyor; kimsesiz hastalara
ok gzel baklyor. Hem gayet kymetdar ve ahane taamlar, kaplar,
murassa nianlar, mzeyyen elbiseler, muhteem ziyafetler vardr. Bak
senin gibi sersemlerden baka, herkes vazifesine gayet dikkat eder.
Kimse zerrece haddinden tecavz etmez. En byk ahs, en byk bir
itaatle mtevaziyane bir havf ve heybet altnda hizmet eder. Demek u
saltanat sahibinin pek byk bir keremi, pek geni bir merhameti var.
Hem pek byk izzeti, pek celalli bir haysiyeti, namusu vardr. Halbuki
kerem ise, in'am etmek ister. Merhamet ise, ihsansz olamaz. zzet ise
gayret ister. Haysiyet ve namus ise, edebsizlerin te'dibini ister. Halbuki
u memlekette o merhamet, o namusa lyk binden biri yaplmyor. Zalim
izzetinde, mazlum zilletinde kalp buradan gp gidiyorlar.
Demek bir mahkeme-i kbraya braklyor.
nc Suret: Bak ne kadar l bir hikmet, bir intizamla iler
dnyor. Hem ne kadar hakik bir adalet, bir mizanla muameleler
grlyor. Halbuki hikmet-i hkmet ise, saltanatn cenah- himayesine
iltica eden mltecilerin taltifini ister. Adalet ise, raiyetin hukukunun
muhafazasn ister; t hkmetin haysiyeti, saltanatn hameti muhafaza
edilsin.
Halbuki u yerlerde o hikmete, o adalete lyk binden biri icra
edilmiyor. Senin gibi sersemler, ou ceza grmeden buradan gp
gidiyorlar.




---sh:(S:51) -------------
Demek bir mahkeme-i kbraya braklyor...
Drdnc Suret: Bak hadd hesaba gelmeyen u sergilerde olan
misilsiz mcevherat, u sofralarda olan emsalsiz mat'umat gsteriyorlar
ki: Bu yerlerin padiahnn hadsiz bir sehaveti, hesabsz dolu hazineleri
vardr. Halbuki byle bir sehavet ve tkenmez hazineler, daim ve
istenilen her ey iinde bulunur bir dr- ziyafet ister. Hem ister ki, o
ziyafetten telezzz edenler orada devam etsinler. T zeval ve firak ile
elem ekmesinler. nki zeval-i elem, lezzet olduu gibi, zeval-i lezzet
dahi elemdir. Bu sergilere bak! Ve u ilnlara dikkat et! Ve bu dellllara
kulak ver ki, mu'ciznma bir padiahn antika san'atlarn tekil ve tehir
ediyorlar. Kemaltn gsteriyorlar. Misilsiz cemal-i manevsini beyan
ediyorlar. Hsn- mahfsinin letaifinden bahsediyorlar. Demek onun pek
mhim, hayret verici kemalt ve cemal-i manevsi vardr. Gizli, kusursuz
kemal ise; takdir edici, istihsan edici, mallah deyip mahede
edicilerin balarnda tehir ister. Mahf, nazirsiz cemal ise; grnmek ve
grmek ister. Yani, kendi cemalini iki vecihle grmek: Biri, muhtelif
yinelerde bizzt mahede etmek. Dieri, mtak seyirci ve mtehayyir
istihsan edicilerin mahedesi ile mahede etmek ister. Hem grmek,
hem grnmek, hem daim mahede, hem ebed ihad ister. Hem o
daim cemal, mtak seyirci ve istihsan edicilerin devam- vcudlarn
ister. nki daim bir cemal, zil mtaka raz olamaz. Zira dnmemek
zere zevale mahkm olan bir seyirci, zevalin tasavvuruyla muhabbeti
adavete dner, hayret ve hrmeti tahkire meyleder. nki insan,
bilmedii ve yetimedii eye dmandr. Halbuki u misafirhanelerden
herkes abuk gidip, kayboluyor. O kemal ve o cemalin bir n belki
zayf bir glgesini, bir anda bakp doymadan gidiyor.
Demek bir seyrangh- daimye gidiliyor...
Beinci Suret: Bak bu iler iinde grnyor ki, o misilsiz ztn
pek byk bir efkati vardr. nki her musibetzedenin imdadna
koturuyor. Her suale ve matluba cevab veriyor. Hatt bak, en edna bir
hacet, en edna bir raiyetten grse, efkatle kaza ediyor. Bir obann bir
koyunu, bir aya incinse, ya merhem, ya baytar gnderiyor.
Gel gidelim, u adada byk bir itima var. Btn memleket
eraf orada toplanmlar. Bak, pek byk bir nian tayan bir yaver-i
ekrem bir nutuk okuyor. O efkatli padiahndan bir eyler istiyor. Btn
ahali: "Evet, evet biz de istiyoruz" diyorlar. Onu tasdik ve teyid



---sh:(S:52) -----------------
ediyorlar. imdi dinle, bu padiahn sevgilisi diyor ki:
"Ey bizi nimetleriyle perverde eden sultanmz! Bize gsterdiin
nmunelerin ve glgelerin asllarn, menba'larn gster. Ve bizi makarr-
saltanatna celbet. Bizi bu llerde mahvettirme. Bizi huzuruna al. Bize
merhamet et. Burada bize tattrdn leziz nimetlerini orada yedir. Bizi
zeval ve teb'd ile tazib etme. Sana mtak ve mteekkir u muti
raiyetini ba bo brakp i'dam etme." diyor ve pek ok yalvaryor. Sen
de iitiyorsun. Acaba bu kadar efkatli ve kudretli bir padiah, hi
mmkn mdr ki; en edna bir adamn en edna bir meramn
ehemmiyetle yerine getirsin, en sevgili bir yaver-i ekreminin en gzel bir
maksudunu yerine getirmesin? Halbuki o sevgilinin maksudu, umumun
da maksududur. Hem padiahn marzsi, hem merhamet ve adaletinin
muktezasdr. Hem ona rahattr, ar deil. Bu misafirhanelerdeki
muvakkat nzhetghlar kadar ar gelmez. Madem nmunelerini
gstermek iin be-alt gn seyranghlara bu kadar masraf ediyor, bu
memleketi kurdu. Elbette hakik hazinelerini, kemaltn, hnerlerini
makarr- saltanatnda yle bir tarzda gsterecek, yle seyranghlar
aacak ki, akllar hayrette brakacak.
Demek bu meydan- imtihanda olanlar, ba bo deiller; saadet
saraylar ve zindanlar onlar bekliyorlar...
Altnc Suret: te gel bak, bu muhteem imendiferler,
tayyareler, techizatlar, depolar, sergiler, icraatlar gsteriyorlar ki, perde
arkasnda pek muhteem bir saltanat vardr, (Haiye) hkmediyor. Byle
(Haiye): Mesel: Nasl u zamanda manevra meydannda harb uslnde, "Silh al,
sng tak" emriyle koca bir ordu batan baa dikenli bir meegha benzedii gibi; her
bir bayram gnnde resm-i geit iin: "Formalarnz takp, nianlarnz asnz" emrine
kar ordugh, seraser rengrenk iek am mzeyyen bir baheyi temsil ettii misill;
yle de ry-i zemin meydannda, Sultan- Ezel'nin nihayetsiz enva'- cnudundan melek
ve cinn ve ins ve hayvanlar gibi uursuz nebatat taifesi dahi, hfz- hayat cihadnda Emr-
i .:. ile: "Mdafaa iin silhlarnz ve cihazatnz taknz" emr-i lahyi aldklar
vakit, zemin batan aaya btn ondaki dikenli aalar ve nebatlar sngcklerini
taktklar zaman, aynen snglerini takm muhteem bir ordugha benziyor.
Hem baharn herbir gn, herbir haftas, birer taife-i nebatatn birer bayram
hkmnde olduu iin, herbir taifesi dahi kendi Sultannn o taifeye ihsan ettii gzel
hediyeleri tehir iin ona takt murassa nianlar birer resm-i geit tarznda o Sultan-
Ezel'nin nazar- uhud ve ihadna arzettiinden ve yle bir vaziyet gsterdiinden,
btn nebatat ve ecar gya "San'at- Rabbaniye murassaatn ve iek ve meyve
denilen ftrat- lahiyenin nianlarn taknz, iekler anz" emr-i Rabbaniyeyi
dinliyorlar ki, ry-i zemin dahi gayet muhteem bir bayram gnnde, ahane resm-i
geitte, srmeli formalar ve murassa nianlar parlayan bir ordugh temsil ediyor.
te u derece hikmetli ve intizaml tehizat ve tezyinat; elbette nihayetsiz kadr
bir sultann, nihayet derecede hakm bir hkimin emriyle olduunu kr olmayanlara
gsterir.
---sh:(S:53) -------------
bir saltanat, kendisine lyk bir raiyet ister. Halbuki gryorsun, btn
raiyet bu misafirhanede toplanmlar. Misafirhane ise her gn dolar,
boanr. Hem btn raiyet manevra iin bu meydan- imtihanda
bulunuyorlar. Meydan ise, her saat tebdil ediliyor. Hem btn raiyet,
padiahn kymettar ihsanatnn nmunelerini ve hrika san'atlarnn
antikalarn sergilerde temaa etmek iin u tehirghta birka dakika
durup seyrediyorlar. Meher ise, her dakika tahavvl ediyor. Giden
gelmez, gelen gider. te bu hal, u vaziyet kat' gsteriyor ki: u
misafirhane ve u meydan ve u meherlerin arkasnda daim saraylar,
mstemir meskenler, u nmunelerin ve suretlerin hlis ve yksek
asllaryla dolu ba ve hazineler vardr.
Demek burada abalamak onlar iindir. urada altrr, orada
cret verir. Herkesin istidadna gre orada bir saadeti var...
Yedinci Suret: Gel, bir para gezelim. u meden ahali iinde ne
var, ne yok grelim. te bak! Her yerde, her kede, mteaddid
fotoraflar kurulmu, suret alyorlar. Bak, her yerde mteaddid ktibler
oturmular, bir eyler yazyorlar. Her eyi kaydediyorlar. En
ehemmiyetsiz bir hizmeti, en di bir vukuat zabtediyorlar. H, u yksek
dada padiaha mahsus bir byk fotoraf kurulmu ki (Haiye); btn
bu yerlerde ne cereyan eder, suretini alyorlar. Demek o zt emretmi ki;
mlknde cereyan eden btn muamele ve iler zabtedilsin. Demek
oluyor







(Haiye): u suretin iaret ettii manalarn bir ksm Yedinci Hakikat'te beyan edilmi.
Yalnz burada padiaha mahsus bir byk fotoraf iareti ve hakikat "Levh-i Mahfuz"
demektir. Levh-i Mahfuz'un tahakkuk-u vcudu Yirmialtnc Sz'de yle isbat edilmi
ki: Nasl kk kk czdanlar, byk bir ktn vcudunu ihsas eder ve kk
kk senedler, bir defter-i kebirin bulunduunu i'ar eder ve kk kesretli
tereuhatlar, byk bir su menban imam eder. Aynen yle de: Kk kk
czdanlar hkmnde; hem birer kk Levh-i Mahfuz manasnda; hem byk Levh-i
Mahfuz'u yazan kalemden tereuh eden kk kk noktalar suretinde olan ben-
beerin kuvve-i hfzalar, aalarn meyveleri, meyvelerin ekirdekleri, tohumlar;
elbette bir hfza-i kbray, bir defter-i ekberi, bir levh-i mahfuz-u a'zam ihsas eder,
i'ar eder ve isbat eder. Belki keskin akllara gsterir.


---sh:(S:54) -------------
ki; o zt- muazzam btn hdisat kaydettirir, suretini alr. te u
dikkatli hfz ve muhafaza, elbette bir muhasebe iindir. imdi, en di
raiyetin en di muamelelerini ihmal etmeyen bir Hkim-i Hafz, hi
mmkn mdr ki raiyetin en byklerinden en byk amellerini
muhafaza etmesin, muhasebe etmesin, mkfat ve mcazat vermesin.
Halbuki o ztn izzetine ve gayretine dokunacak ve e'n-i merhameti hi
kabul etmeyecek muameleler, o byklerden sudr ediyor. Burada
cezaya arpmyor.
Demek, bir mahkeme-i kbraya braklyor...
Sekizinci Suret: Gel, ondan gelen bu fermanlar sana
okuyacam. Bak, mkerrer va'dediyor ve iddetli tehdid ediyor ki:
"Sizleri oradan alp, makarr- saltanatma getireceim ve mutileri mes'ud,
sileri mahbus edeceim. O muvakkat yeri harab edip, mebbed
saraylar, zindanlar havi dier bir memleket kuracam." Hem o va'd
ettii eyler, ona gayet rahattr. Raiyetine, gayet mhimdir. Va'dinde hulf
ise, izzet-i iktidarna gayet zddr. te bak ey sersem! Sen yalanc
vehmini, hezeyanc akln, aldatc nefsini tasdik ediyorsun. Ve hibir
vehile hulf ve hilafa mecburiyeti olmayan ve hibir cihetle hilaf
haysiyetine yakmayan ve btn grnen iler sdkna ehadet eden bir
zt tekzib ediyorsun. Elbette byk bir cezaya mstehak olursun.
Misalin una benzer ki: Bir yolcu, gnein ziyasndan gzn kapyor,
hayaline bakyor; vehmi, bir yldz bcei gibi kafa fenerinin yla
dehetli yolunu tenvir etmek istiyor. Madem va'd etmi, yapacaktr.
Halbuki fas ona ok rahat ve bize ve hereye ve ona ve saltanatna pek
ok lzmdr.
Demek bir mahkeme-i kbra, bir saadet-i uzma vardr.
Dokuzuncu Suret: imdi gel! Bu dairelerin ve cemaatlerin baz
resalarna ki, (Haiye) her biri bizzt padiahla grecek husus birer
telefonu var. Hem baz onun huzuruna kmlar. Ne diyorlar bak: Bunlar
ittifakla ihbar ediyorlar ki: O zt, mkfat ve mcazat iin pek muhteem
ve dehetli bir yer ihzar etmi. Gayet kav va'd ve iddetli tehdid ediyor.
Hem onun izzet ve celaleti hi bir vecihle hulf-l va'de tenezzl edip,
tezelll kabul etmez. Halbuki o muhbirler hem tevatr


(Haiye): u suretin isbat ettii manalar Sekizinci Hakikat'te grne-cek.
Mesel, dairelerin reisleri u temsilde enbiya ve evliyaya iarettir. Ve telefon
ise, ma'kes-i vahy ve mazhar- ilham olan kalbden uzanan bir nisbet-i
Rabbaniyedir ki, kalb o telefonun badr ve kula hkmndedir.
---sh:(S:55) -------------
derecesinde ok, hem icma' kuvvetinde bir ittifakla haber veriyorlar ki:
u baz sr grnen saltanat- azmenin medar ve makarr, buradan
uzak bir baka memlekettedir ve u meydan- imtihanda binalar
muvakkattrlar. Sonra daim saraylara tebdil edilecek. Bu yerler
deiecekler. nki eserleriyle azameti anlalan u muhteem, zevalsiz
saltanat; byle geici, devamsz, bkarar, ehemmiyetsiz, mtegayyir,
bekasz, nks, tekemmlsz umrlar zerinde kurulmaz, durulmaz...
Demek ona lyk, daim, mstekar, zevalsiz, mstemir, mkemmel,
muhteem umrlar zerinde duruyor.
Demek bir diyar- her var; elbette o makarra gidilecektir...
Onuncu Suret: Gel, bugn nevruz-u sultandir. (Haiye)Bir
tebeddlat olacak, acib iler kacak. u baharn u gzel gnnde, u
gzel iekli olan u yeil sahraya gidip bir seyran ederiz. te bak! Ahali
de bu tarafa geliyorlar. Bak bir sihir var. O binalar birden harab oldular,
baka bir ekil ald. Bak, bir mu'cize var. O harab olan binalar, birden
burada yapld. deta bu hl bir l, bir meden ehir oldu. Bak, sinema
perdeleri gibi her saat baka bir lem gsterir, baka bir ekil alr. Buna
dikkat et ki; o kadar kark, sr'atli, kesretli, hakik perdeler iinde ne
kadar mkemmel bir intizam vardr ki, herey yerli yerine konuluyor.
Hayal sinema perdeleri dahi, bunun kadar muntazam olamaz. Milyonlar
mahir sihirbazlar dahi, bu san'atlar yapamazlar. Demek, bize
grnmeyen o padiahn ok byk mu'cizeleri vardr.
Ey sersem! Sen diyorsun: "Nasl bu koca memleket tahrib edilip,
baka yere kurulacak? "
te gryorsun ki: Her saat, senin akln kabul etmedii o tebdil-i
diyar gibi ok inklablar, tebdiller oluyor. u toplanmak, dalmak ve u
hallerden anlalyor ki: Bu grnen sr'atli itimalar, dalmalar,
tekiller, tahribler iinde baka bir maksad var. Bir saatlik itima iin on
sene kadar masraf yaplyor. Demek bu vaziyetler

(Haiye): Bu suretin remzini Dokuzuncu Hakikat'te greceksin. Mesel: Nevruz
gn, bahar mevsimine iarettir. iekli yeil sahra ise, bahar mevsimindeki
ry-i zemindir. Deien perdeler, manzaralar ise, fasl- baharn ibtidasndan,
yazn intihasna kadar Sni'-i Kadr-i Zlcelal'in, Ftr- Hakm-i Zlcemal'in
kemal-i intizam ile deitirdii ve kemal-i rahmet ile tazelendirdii ve birbiri
arkasnda gnderdii mevcudat- bahariye tabakatna ve masnuat- sayfiye
taifelerine ve erzak- hayvaniye ve insaniyeye medar olan mat'umata iarettir.



---sh:(S:56) -------------
maksud-u bizzt deiller. Bir temsildir, bir takliddirler. O zt mu'cize ile
yapyor. T suretleri alnp terkib edilsin ve neticeleri hfzedilip yazlsn.
-Naslki, manevra meydan- imtihannn hereyi kaydediliyordu ve
yazlyordu.- Demek, bir mecma- ekberde muamele, bunlar zerine
devam edip dnecek. Hem bir meher-i a'zamda daim gsterilecek.
Demek u geici, kararsz vaziyetler; sabit suretler, bki meyveler
veriyorlar.
Demek bu ihtifalt; bir saadet-i uzma, bir mahkeme-i kbra,
bilmediimiz ulv gayeler iindir...
Onbirinci Suret: Gel, ey muannid arkada! Bir tayyareye, ya
arka veya garba yani mazi ve mstakbele giden bir imendifere binelim.
u mu'cizekr ztn, sair yerlerde ne eit mu'cizeler gsterdiini
grelim. te bak, grdmz menzil ve meydan ve meher gibi
acaibler, her tarafta bulunuyor. Lkin san'ata, surete birbirinden
ayrdrlar. Fakat buna iyi dikkat et ki: O sebatsz menzillerde, o devamsz
meydanlarda, o bekasz meherlerde; ne kadar bahir bir hikmetin
intizamat, ne derece zahir bir inayetin iarat, ne mertebe l bir adaletin
emarat, ne derece vsi' bir merhametin semerat grnyor. Basiretsiz
olmayan herkes yaknen anlar ki: Onun hikmetinden daha ekmel bir
hikmet ve inayetinden daha ecmel bir inayet ve merhametinden daha
emel bir merhamet ve adaletinden daha ecell bir adalet olamaz ve
tasavvur edilemez.
Eer faraza tevehhm ettiin gibi, daire-i memleketinde daim
menziller, l meknlar, sabit makamlar, bki meskenler, mukim ahali,
mes'ud raiyeti bulunmazsa; u hikmet, inayet, merhamet, adaletin
hakikatlarna u bekasz memleket mazhar olamad malm ve onlara
mazhar olacak, baka yerde de bulunmazsa; o vakit gndz ortasnda
gnein n grdmz halde gnei inkr etmek derecesinde bir
ahmaklkla, u gzmz nndeki hikmeti inkr etmek ve u mahede
ettiimiz inayeti inkr etmek ve u grdmz merhameti inkr etmek
ve u pek kuvvetli emarat, iarat grnen adaleti inkr etmek lzmgelir.
Hem bu grdmz icraat- hakmane ve ef'al-i kerimane ve ihsanat-
rahmanenin sahibini; -h smme h!- sefih bir oyuncu, gaddar bir
zalim olduunu kabul etmek lzmgelir. Bu ise, hakikatlerin zdlarna
inklabdr. Halbuki inklab- hakaik, btn ehl-i akln ittifakyla
muhaldir, mmkn deildir. Yalnz, hereyin vcudunu inkr eden
Sofesta eblehler haritir.
Demek, bu diyardan baka bir diyar vardr. Onda bir mahkeme-i
kbra, bir ma'dele-i ulya, bir mekreme-i uzma vardr ki; t u merhamet
ve

---sh:(S:57) -------------
hikmet ve inayet ve adalet tamamen tezahr etsinler...
Onikinci Suret: Gel imdi dneceiz. u cemaatlerin reisleriyle
ve zabitleriyle greceiz ve techizatlarna bakacaz ki; o techizat,
yalnz o meydandaki ksa bir mddet iinde geinmek iin mi
verilmitir? Yahut baka yerde uzun bir saadet hayat tahsil etmek iin mi
verilmitir? Grelim. Herkese ve her techizata bakamayz. Fakat nmune
iin u zabitin czdan ve defterine bakacaz: Bu czdanda zabitin
rtbesi, maa, vazifesi, matlubat, dstur-u harekt vardr. Bak, bu rtbe
birka gnlk iin deil; pek uzun bir zaman iin verilebilir. "u maa
hazine-i hassadan filan tarihte alacaksn" yazldr. Halbuki o tarih, ok
zaman sonra ve bu meydan kapandktan sonra gelir. u vazife ise; u
muvakkat meydana gre deil, belki padiahn kurbnde daim bir
saadeti kazanmak iin verilmitir. u matlubat ise, birka gnlk bu
misafirhanede geinmek iin olamaz. Belki uzun ve mes'udane bir hayat
iin olabilir. u dstur ise, btn btn aa verir ki; czdan sahibi
baka yere namzeddir, baka leme alr. Bak u defterlerde, letler
techizatnn suret-i istimali ve mes'uliyetler vardr. Halbuki eer yalnz
bu meydandan baka l, daim bir yer bulunmazsa; u muhkem defter, o
kat' czdan, btn btn manasz olur. Hem u muhterem zabit ve
mkerrem kumandan ve muazzez reis; btn ahaliden aa, herkesten
daha bedbaht, daha bare, daha zelil, daha musibetli, daha fakir, daha
zayf bir derekeye der. te buna kyas et. Hangi eye dikkat etsen
ehadet eder ki: Bu fniden sonra bir bki var...
Ey arkada! Demek, bu muvakkat memleket bir tarla
hkmndedir. Bir talimghtr, bir pazardr. Elbette arkasnda bir
mahkeme-i kbra, bir saadet-i uzma gelecektir. Eer bunu inkr etsen;
btn zabitlerdeki czdanlar, defterleri techizatlar, dsturlar belki u
memleketteki btn intizamat, hatt hkmeti inkr etmee mecbur
olursun ve btn vaki' olan icraatn vcudunu tekzib etmek lzmgelir. O
vakit sana, insan ve zuur denilmez. Sofestalerden daha aklsz olursun.
Sakn zannetme; tebdil-i memleket delilleri bu "Oniki Suret"e
mnhasrdr. Belki hadd hesaba gelmez emareler, deliller var ki: u
kararsz mtegayyir memleket; zevalsiz, mstekar bir memlekete tahvil
edilecektir. Hem hadd hesaba gelmez iaretler, almetler var ki: Bu
ahali, u muvakkat misafirhanelerden alnacak, saltanatn makarr-
daimsine gnderilecek.
Bhusus, gel sana "Oniki Suret" kuvvetinden daha kuvvetli bir
brhan daha gstereceim.

---sh:(S:58) -------------
te gel bak, u uzaktaki grnen cemaat- azme iinde, evvel
adada grdmz byk nian sahibi Yaver-i Ekrem bir tebligatta
bulunuyor. Gidelim, dinleyelim. Bak o parlak yaver-i ekrem, bak o
yksekte ta'lik edilmi ferman- a'zam ahaliye bildiriyor ve diyor ki:
"Hazrlannz; baka, daim bir memlekete gideceksiniz. yle bir
memleket ki, bu memleket ona nisbeten bir zindan hkmndedir.
Padiahmzn makarr- saltanatna gidip merhametine, ihsanlarna
mazhar olacaksnz. Eer gzelce bu ferman dinleyip itaat etseniz...
Yoksa isyan edip dinlemezseniz, mdhi zindanlara atlacaksnz." gibi
tebligatta bulunuyor. Sen de gryorsun ki; o ferman- a'zamda yle
i'cazkr bir turra var ki, hibir vehile kabil-i taklid deil. Senin gibi
sersemlerden baka herkes; o ferman, padiahn ferman olduunu kat'
bilir ve o parlak yaver-i ekremde yle nianlar var ki, senin gibi
krlerden baka herkes o zt, padiahn pek doru tercman- evamiri
olduunu yaknen anlar.
Acaba o yaver-i ekrem o ferman- a'zamla beraber btn
kuvvetiyle dava edip tebli ettikleri u tebdil-i memleket mes'elesi, hi
kabil midir ki itiraz kabul etsin. Evet kabil deil! ll ki, btn bu
grdmz her eyi inkr edesin...
imdi ey arkada!. Sz senindir, syle. Ne diyorsan de!
- Ben ne diyeceim, daha buna kar bir ey denebilir mi? Gndz
ortasnda gnee kar sz sylenir mi? Yalnz derim ki: Elhamdlillah,
yzbin defa kr olsun ki; vehim ve heva tahakkmnden, nefis ve
heves esaretinden kurtulup, daim hapis ve zindandan hals oldum ve
inandm ki: Bu karmakark, kararsz misafirhanelerden baka ve kurb-u
ahanede bir diyar- saadet vardr; biz de ona namzediz...
te hair ve hiretten kinaye ve ibaret olan u hikye-i temsiliye
burada tamam oldu. imdi tevfik- lah ile hakikat- ulyaya geeceiz.
Gemi "Oniki Suret"e mukabil "Oniki mtesanid Hakikat" ile bir
"Mukaddime" beyan edeceiz.









---sh:(S:59) -------------


Mukaddime

Birka iaretle baka yerlerde yani Yirmiikinci, Ondokuzuncu,
Yirmialtnc Szlerde izah edilen birka mes'eleye iaret ederiz.
BRNC ARET: Hikyedeki sersem adamn o emin
arkadayla, hakikatlar var.
Birincisi: Nefs-i emmarem ile kalbimdir.
kincisi: Felsefe akirdleriyle, Kur'an- Hakm tilmizleridir.
ncs: mmet-i slmiye ile millet-i kfriyedir.
Felsefe akirdleri ve millet-i kfriye ve nefs-i emmarenin en
mdhi dalaleti, Cenab- Hakk' tanmamaktadr. Hikyede nasl emin
adam demiti: "Bir harf ktibsiz olmaz, bir kanun hkimsiz olmaz." Biz
de deriz:
Naslki bir kitab, bhusus yle bir kitab ki; her kelimesi iinde
kk kalemle bir kitab yazlm, her harfi iinde ince kalem ile
muntazam bir kaside yazlm. Ktibsiz olmak, son derece muhaldir.
yle de u kinat nakkasz olmak, son derece muhal ender muhaldir.
Zira bu kinat yle bir kitabdr ki, her sahifesi ok kitablar tazammun
eder. Hatt her kelimesi iinde bir kitab vardr. Her bir harfi iinde bir
kaside vardr. Yeryz bir sahifedir, ne kadar kitab iinde var. Bir aa
bir kelimedir, ne kadar sahifesi vardr. Bir meyve bir harf; bir ekirdek,
bir noktadr. O noktada koca bir aacn proram, fihristesi var. te
byle bir kitab, evsaf- celal ve cemale, nihayetsiz kudret ve hikmete
mlik bir Zt- Zlcelal'in nak- kalem-i kudreti olabilir. Demek lemin
uhuduyla, bu iman lzmgelir. ll ki, dalaletten sarho olmu ola...
Hem naslki bir hane ustasz olmaz. Bhusus yle bir hane ki;
hrika san'atlarla, acib naklarla, garib znetlerle tezyin edilmi. Hatt
herbir tanda, bir saray kadar san'at dercedilmi. Ustasz olmak, hibir







---sh:(S:60) -------------
akl kabul edemez, gayet mahir bir san'atkr ister. Bhusus o saray iinde
sinema perdeleri gibi her saatte hakik menziller tekil edilip, kemal-i
intizamla elbise deitirdii gibi deitiriyor. Hatt herbir hakik perde
iinde, mteaddid kk kk menziller icadediliyor. yle de u kinat
nihayetsiz hakm, alm, kadr bir sni' ister. nki u muhteem kinat
yle bir saraydr ki: Ay, Gne lmbalar; yldzlar, mumlar; zaman, bir
ip, bir erittir ki, o Sni'-i Zlcelal her sene bir baka lemi ona takp,
gsteriyor. O takt lemin iinde yzaltm tarzda muntazam
suretlerini tecdid ediyor. Kemal-i intizamla ve hikmetle deitiriyor.
Yeryzn bir sofra-i nimet yapm ki, her bahar mevsiminde, yzbin
enva'- masnuatyla tezyin ediyor. Hadd hesaba gelmez enva'-
ihsanatyla dolduruyor. yle bir tarzda ki, nihayet ihtilat iinde ve
karm olduklar halde, nihayet derecede imtiyaz ve farkla
birbirlerinden ayrlyor. Baka cihetleri buna kyas et... Nasl, byle bir
sarayn Sni'inden gaflet edilebilir?
Hem naslki bulutsuz, gndz ortasnda, Gnein deniz yznde
btn kabarcklar stnde ve karada btn parlak eylerde ve kar'n
btn paralarnda cilvesi grnd ve aksi mahede edildii halde
Gnei inkr etmek, ne derece acib bir divanelik hezeyandr. nki o
vakit birtek Gnei inkr ve kabul etmemekle; katarat saysnca,
kabarcklar mikdarnca, paralar adedince, hakik ve bil'asale
gneikleri kabul etmek lzmgeliyor. Her zerrecikte (ki ancak bir zerre
skabildii halde) koca bir Gnein hakikatn iinde kabul etmek lzm
geldii gibi, aynen yle de: u sravari iinde her zaman hikmetle
deien ve dzgnlk iinde her vakit tazelenen u muntazam kinat
grp, Hlk- Zlcelal'i evsaf- kemaliyle tasdik etmemek, ondan daha
berbad bir dalalet divaneliidir, bir mecnunluk hezeyandr. Zira
hereyde, hatt herbir zerrede bir uluhiyet-i mutlaka kabul etmek
lzmdr. nki mesel havann herbir zerresi; herbir iek ile herbir
meyveye, herbir yapraa girer ve ileyebilir. te u zerre, eer memur
olmazsa, btn girebildii ve iledii masnularn tarz- tekilatn ve
suretlerini ve heyetlerini bilmek lzmdr, t iinde ileyebilsin. Demek
muhit bir ilim ve kudrete mlik olmal ki, byle yapsn.
Mesel, toprakta herbir zerresi kabildir ki, muhtelif btn
tohumlar ve ekirdeklere medar ve mene olsun. Eer memur olmazsa,
lzm geliyor ki: Otlar ve aalar adedince manev cihazat ve makineleri
tazammun etsin. Veyahut onlarn btn tarz- tekilatn bilir, yapar,
btn onlara giydirilen suretleri tanr, dikebilir bir san'at ve kudret
vermek lzmgelir. Daha sair mevcudat da kyas et. T anlayacaksn ki:
---sh:(S:61) -------------
Her eyde aikre, vahdaniyetin ok delilleri var. Evet bir eyden her eyi
yapmak ve hereyi birtek ey yapmak, hereyin hlkna has bir itir.
...-~.......
ferman- zanna dikkat et. Demek Vhid-i Ehad' kabul etmemek ile,
mevcudat adedince ilahlar kabul etmek lzmgelir.
KNC ARET: Hikyede bir yaver-i ekremden bahsedilmi
ve denilmi ki: Kr olmayan herkes onun nianlarn grmekle anlar ki:
O zt, padiahn emriyle hareket eder ve onun has bendesidir. te o
yaver-i ekrem, Resul-i Ekrem'dir (Aleyhissalt Vesselm). Evet yle
mzeyyen bir kinatn, yle mukaddes bir Sniine byle bir Resul-i
Ekrem, k emse lzumu derecesinde elzemdir. nki nasl Gne, ziya
vermeksizin mmkn deildir. yle de uluhiyet de, peygamberleri
gndermekle kendini gstermeksizin mmkn deildir.
Hem hi mmkn olur mu ki, nihayet kemalde olan bir cemal;
gsterici ve tarif edici bir vasta ile kendini gstermek istemesin?
Hem mmkn olur mu ki; gayet cemalde bir kemal-i san'at, onun
zerine enzar- dikkati celbeden bir delll vastasyla tehir istemesin?
Hem hi mmkn olur mu ki; bir rububiyet-i mmenin saltanat-
klliyesi, kesret ve cz'iyat tabakatnda vahdaniyet ve samedaniyetini,
zlcenaheyn bir meb'us vastasyla ilnn istemesin! Yani o zt,
ubudiyet-i klliye cihetiyle kesret tabakatnn dergh- lahiye elisi
olduu gibi, kurbiyet ve risalet cihetiyle dergh- lahnin kesret
tabakatna memurudur.
Hem hi mmkn olur mu ki; nihayet derecede bir hsn- zt
sahibi, cemalinin mehasinini ve hsnnn letaifini yinelerde grmek ve
gstermek istemesin! Yani bir habib resul vastasyla ki; hem habibdir,
ubudiyetiyle kendini ona sevdirir, yinedarlk eder. Hem resuldr; onu
mahlukatna sevdirir, cemal-i esmasn gsterir.
Hem hi mmkn olur mu ki; acib mu'cizelerle, garib ve
kymettar eylerle dolu hazineler sahibi, sarraf bir tarif edici ve vassaf bir
tehir edici vastasyla enzar- halka arz ve balarnda izhar etmekle, gizli
kemaltn beyan etmek irade etmesin ve istemesin?






---sh:(S:62) -------------
Hem mmkn olur mu ki; bu kinat btn esmasnn kemaltn
ifade eden masnuatla tezyin ederek seyir iin garib ve ince san'atlarla
sslenilmi bir saraya benzetsin de, rehber bir muallim tayin etmesin?
Hem hi mmkn olur mu ki; bu kinatn sahibi, u kinatn
tahavvlatndaki maksad ve gaye ne olacan, m'ir-i tlsm-
mulakn, hem mevcudatn "Nereden? Nereye? Necisin?" sual-i
mkilin muammasn bir eli vastasyla atrmasn!
Hem hi mmkn olur mu ki; bu gzel masnuat ile kendini
zuura tanttran ve kymetli nimetler ile kendini sevdiren Sni'-i
Zlcelal; onun mukabilinde zuurdan marziyat ve arzular ne olduunu
bir eli vastasyla bildirmesin!
Hem hi mmkn olur mu ki; nev-i insan, uurca kesrete
mbtela, istidadca ubudiyet-i klliyeye mheyya suretinde yaratp,
muallim bir rehber vastasyla onlar kesretten vahdete yzlerini
evirmek istemesin!
Daha bunlar gibi ok vezaif-i nbvvet var ki, herbiri bir brhan-
kat'dir ki: Uluhiyet, risaletsiz olamaz...
imdi acaba lemde Muhammed-i Arab Aleyhissalt
Vesselm'dan -beyan olunan evsaf ve vezaife- daha ehil ve daha cmi'
kim zuhur etmi? Ve rtbe-i risalete ve vazife-i teblie ondan daha elyak,
daha evfak hi zaman gstermi midir? Hyr, asl ve kat'!. Belki o,
btn resullerin seyyididir, btn enbiyann imamdr, btn asfiyann
serveridir, btn mukarrebnin akrebidir, btn mahlukatn ekmelidir,
btn mridlerin sultandr. Evet ehl-i tahkikatn ittifakyla, akk-
Kamer ve parmaklarndan su akmas gibi bine bali mu'cizatndan hadd
hesaba gelmez delail-i nbvvetinden baka, Kur'an- Azman gibi bir
bahr- hakaik ve krk vecihle mu'cize olan mu'cize-i kbra, Gne gibi
risaletini gstermee kfidir. Baka risalelerde ve bilhassa Yirmibeinci
Sz'de Kur'ann krka karb vcuh-u i'cazndan bahsettiimizden burada
ksa kesiyoruz.
NC ARET: Hatra gelmesin ki: Bu kck insann ne
ehemmiyeti var ki, bu azm dnya onun muhasebe-i a'mali iin kapansn,
baka bir daire alsn? nki bu kck insan, cmiiyet-i ftrat
itibariyle u mevcudat iinde bir ustaba ve bir delll- saltanat- lahiye
ve bir ubudiyet-i klliyeye mazhar olduundan byk ehemmiyeti





---sh:(S:63) -------------
vardr. Hem hatra gelmesin ki: Ksack bir mrde nasl ebed bir azaba
mstehak olur? Zira kfr; u mektubat- Samedaniye derecesinde ve
kymetinde olan kinat manasz, gayesiz bir derekeye drd iin,
btn kinata kar bir tahkir olduu gibi; bu mevcudatta cilveleri,
naklar grnen btn esma-i kudsiye-i lahiyeyi inkr ile red ve
Cenab- Hakk'n hakkaniyet ve sdkn gsteren gayr- mtenah btn
delillerini tekzib olduundan nihayetsiz bir cinayettir. Nihayetsiz cinayet
ise, nihayetsiz azab cab eder...
DRDNC ARET: Naslki hikyede oniki suretle grdk
ki: Hibir cihetle mmkn deil; yle bir padiahn, yle muvakkat
misafirhane gibi bir memleketi bulunsun da, mstekar ve hametine
mazhar ve saltanat- uzmasna medar dier daim bir memleketi
bulunmasn... yle de hibir vecihle mmkn deil ki; bu fni lemin
bki Hlk', bunu icad etsin de, bki bir lemi icad etmesin? Hem
mmkn deil: u bedi' ve zil kinatn sermed Snii bunu halk etsin de,
mstekar ve daim dier bir kinat icad etmesin? Hem mmkn deil:
Bu meher ve meydan- imtihan ve tarla hkmnde olan dnyann Hakm
ve Kadr ve Rahm olan Ftr' onu yaratsn, onun btn gayelerine
mazhar olan dr- hireti halk etmesin? Bu hakikata oniki kap ile girilir.
Oniki hakikat ile o kaplar alr. En ksa ve basitten balarz:
Birinci Hakikat: Bb- rububiyet ve saltanattr ki, ism-i
Rabb'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: e'n-i rububiyet ve saltanat- uluhiyet,
bhusus byle bir kinat, kemaltn gstermek iin gayet l gayeler ve
yksek maksadlar ile icad etsin, onun gayat ve makasdna kar iman ve
ubudiyetle mukabele eden m'minlere mkfat bulunmasn. Ve o
makasd red ve tahkir ile mukabele eden ehl-i dalalete mcazat etmesin?
kinci Hakikat: Bb- kerem ve rahmettir ki, Kerim ve Rahm
isminin cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Gsterdii sr ile nihayetsiz bir kerem
ve nihayetsiz bir rahmet ve nihayetsiz bir izzet ve nihayetsiz bir gayret
sahibi olan u lemin Rabbi; kerem ve rahmetine lyk mkfat, izzet ve
gayretine ayeste mcazatta bulunmasn. Evet u dnya gidiatna







---sh:(S:64) -------------
baklsa grlyor ki; en ciz, en zaften tut (Haiye-1) t en kavye kadar
her canlya lyk bir rzk veriliyor. En zaf, en cize en iyi rzk veriliyor.
Her dertliye ummad yerden derman yetitiriliyor. yle ulv bir
keremle ziyafetler, ikramlar olunuyor ki, nihayetsiz bir kerem eli iinde
ilediini bedheten gsteriyor.
Mesel, bahar mevsiminde cennet hurileri tarznda btn aalar
snds-misal libaslar ile giydirip, iek ve meyvelerin murassaatyla
sslendirip hizmetkr ederek onlarn latif elleri olan dallaryla, eit eit
en tatl, en musanna meyveleri bize takdim etmek; hem zehirli bir sinein
eliyle ifal en tatl bal bize yedirmek; hem en gzel ve yumuak bir
libas elsiz bir bcein eliyle bize giydirmek; hem rahmetin byk bir
hazinesini kk bir ekirdek iinde bizim iin saklamak; ne kadar cemil
bir kerem, ne kadar latif bir rahmet eseri olduu bedaheten anlalr. Hem
insan ve baz canavarlardan baka, Gne ve Ay ve Arz'dan tut, t en
kk mahluka kadar herey kemal-i dikkatle vazifesine almas,
zerrece haddinden tecavz etmemesi, bir azm heybet tahtnda umum bir
itaat bulunmas; byk bir celal ve izzet sahibinin emriyle hareket
ettiklerini gsteriyor. Hem gerek nebat ve gerek hayvan ve gerek insan
btn vlidelerin o rahm efkatleriyle (Haiye-2) ve st gibi o latif gda
ile o ciz ve zaf yavrularn terbiyesi, ne kadar geni bir rahmetin cilvesi
iledii bedaheten anlalr.
Bu lemin mutasarrfnn madem nihayetsiz byle bir keremi,
nihayetsiz byle bir rahmeti, nihayetsiz yle bir celal ve izzeti vardr.
Nihayetsiz celal ve izzet, edebsizlerin te'dibini ister. Nihayetsiz kerem,
nihayetsiz ikram ister, nihayetsiz rahmet; kendine lyk ihsan ister.
Halbuki bu fni dnyada ve ksa mrde, denizden bir damla gibi
milyonlar cz'den ancak bir cz' yerleir ve tecelli eder. Demek o
kereme lyk
(Haiye-1): Rzk- hell, iktidar ile alnmadna, belki iftikara binaen verildiine delil-i
kat': ktidarsz yavrularn hsn- maieti ve muktedir canavarlarn dk- maieti; hem
zekvetsiz balklarn semizlii ve zekvetli, hileli tilki ve maymunun derd-i maietle
vcuda zafliidir. Demek rzk, iktidar ve ihtiyar ile ma'ksen mtenasibdir. Ne derece
iktidar ve ihtiyarna gvense, o derece derd-i maiete mbtela olur.
(Haiye-2): Evet a bir arslan, zaf bir yavrusunu kendi nefsine tercih ederek, elde ettii
bir eti yemeyip yavrusuna vermesi; hem korkak tavuk, yavrusunu himaye iin ite,
arslana saldrmas; hem incir aac kendi amur yiyerek yavrusu olan meyvelerine hlis
st vermesi, bilbedahe nihayetsiz Rahm, Kerim, efk bir ztn hesabyla hareket
ettiklerini kr olmayana gsteriyorlar. Evet nebatat ve behimiyat gibi uursuzlarn gayet
derecede uurkrane ve hakmane iler grmesi bizzarure gsterir ki: Gayet derecede
Alm ve Hakm birisi vardr ki, onlar ilettiriyor. Onlar, onun namyla iliyorlar.

---sh:(S:65) -------------
ve o rahmete ayeste bir dr- saadet olacaktr. Yoksa gndz yla
dolduran Gnein vcudunu inkr etmek gibi, bu grnen rahmetin
vcudunu inkr etmek lzmgelir. nki bir daha dnmemek zere zeval
ise; efkati musibete, muhabbeti hrkate ve nimeti nkmete ve akl,
me'um bir lete ve lezzeti eleme kalbettirmekle hakikat- rahmetin
intifas lzmgelir. Hem o celal ve izzete uygun bir dr- mcazat
olacaktr. nki ekseriya zalim izzetinde, mazlum zilletinde kalp,
buradan gp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kbraya braklyor,
te'hir ediliyor. Yoksa, baklmyor deil. Bazan dnyada dahi ceza verir.
Kurn-u slifede cereyan eden si ve mtemerrid kavimlere gelen azablar
gsteriyor ki: nsan ba bo deil, bir celal ve gayret sillesine her vakit
maruzdur.
Evet hi mmkn mdr ki; insan umum mevcudat iinde
ehemmiyetli bir vazifesi, ehemmiyetli bir istidad olsun da, insann Rabbi
de insana bu kadar muntazam masnuatyla kendini tanttrsa, mukabilinde
insan iman ile onu tanmazsa.. hem bu kadar rahmetin ssl meyveleriyle
kendini sevdirse; mukabilinde insan ibadetle kendini ona sevdirmese..
hem bu kadar bu trl nimetleriyle muhabbet ve rahmetini ona gsterse;
mukabilinde insan kr ve hamdle ona hrmet etmese; cezasz kalsn,
ba bo braklsn, o izzet, gayret sahibi Zt- Zlcelal bir dr- mcazat
hazrlamasn? Hem hi mmkn mdr ki: O Rahman- Rahm'in kendini
tanttrmasna mukabil; iman ile tanmakla ve sevdirmesine mukabil,
ibadetle sevmek ve sevdirmekle ve rahmetine mukabil, kr ile hrmet
etmekle mukabele eden m'minlere bir dr- mkfat, bir saadet-i
ebediyeyi vermesin?
nc Hakikat: Bb- hikmet ve adalet olup, ism-i Hakm ve
dil'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: (Haiye) Zerrelerden gnelere kadar
cereyan eden hikmet ve intizam, adalet ve mizanla rububiyetin saltanatn
gsteren Zt- Zlcelal, rububiyetin cenah- himayesine iltica eden


(Haiye): Evet, "Hi mmkn mdr ki" u cmle ok tekrar ediliyor. nki mhim bir
srr ifade eder. yle ki: Ekser kfr ve dalalet; istib'addan ileri gelir. Yani akldan
uzak ve muhal grr, inkr eder. te Hair Sz'nde kat'iyyen gsterilmitir ki: Hakik
istib'ad, hakik muhaliyet ve akldan uzaklk ve hakik suubet, hatt imtina' derecesinde
mkilt, kfr yolundadr ve dalaletin mesleindedir.. ve hakik imkn ve hakik
makuliyet, hatt vcub derecesinde shulet; iman yolundadr ve slmiyet
caddesindedir.
Elhasl, ehl-i felsefe istib'ad ile inkra gider. Onuncu Sz, istib'ad hangi tarafta
olduunu o tabir ile gsterir. Onlarn azlarna bir amar vurur.

---sh:(S:66) -------------
ve hikmet ve adalete iman ve ubudiyetle tevfik- hareket eden m'minleri
taltif etmesin ve o hikmet ve adalete kfr ve tuyan ile isyan eden
edebsizleri te'dib etmesin? Halbuki bu muvakkat dnyada o hikmet, o
adalete lyk binden biri, insanda icra edilmiyor, te'hir ediliyor. Ehl-i
dalaletin ou ceza almadan; ehl-i hidayetin de ou mkfat grmeden
buradan gp gidiyorlar. Demek bir mahkeme-i kbraya, bir saadet-i
uzmaya braklyor.
Evet grnyor ki; u lemde tasarruf eden zt, nihayetsiz bir
hikmetle i gryor. Ona brhan m istersin? Her eyde maslahat ve
faidelere riayet etmesidir. Grmyor musun ki: nsanda btn aza,
kemikler ve damarlarda, hatt bedenin hceyratnda, her yerinde, her
cz'nde faydalar ve hikmetlerin gzetilmesi, hatt baz zas, bir aacn
ne kadar meyveleri varsa, o derece o uzva hikmetler ve faydalar takmas
gsteriyor ki; nihayetsiz bir hikmet eliyle i grlyor. Hem hereyin
san'atnda nihayet derecede intizam bulunmas gsterir ki, nihayetsiz bir
hikmet ile i grlyor.
Evet gzel bir iein dakik proramn, kck bir tohumunda
dercetmek, byk bir aacn sahife-i a'malini, tarihe-i hayatn, fihriste-i
cihazatn kck bir ekirdekte manev kader kalemiyle yazmak;
nihayetsiz bir hikmet kalemi ilediini gsterir.
Hem hereyin hilkatinde gayet derecede hsn- san'at bulunmas;
nihayet derecede hakm bir Sniin nak olduunu gsterir. Evet u
kck insan bedeni iinde btn kinatn fihristesini, btn hazain-i
rahmetin anahtarlarn, btn esmalarnn yinelerini dercetmek; nihayet
derecede bir hsn- san'at iinde bir hikmeti gsterir. imdi hi mmkn
mdr ki, yle icraat- rububiyette hkim bir hikmet; o rububiyetin
kanadna iltica eden ve iman ile itaat edenlerin taltifini istemesin ve ebed
taltif etmesin?
Hem adalet ve mizan ile i grldne brhan m istersin?
Hereye hassas mizanlarla, mahsus llerle vcud vermek, suret
giydirmek, yerli yerine koymak; nihayetsiz bir adalet ve mizan ile i
grldn gsterir.
Hem her hak sahibine istidad nisbetinde hakkn vermek, yani
vcudunun btn levazmatn, bekasnn btn cihazatn en mnasib bir
tarzda vermek; nihayetsiz bir adalet elini gsterir.




---sh:(S:67) -------------
Hem istidad lisanyla, ihtiyac- ftr lisanyla, zdrar lisanyla sual
edilen ve istenilen hereye daim cevab vermek; nihayet derecede bir adl
ve hikmeti gsteriyor.
imdi hi mmkn mdr ki, byle en kk bir mahlukun, en
kk bir hacetinin imdadna koan bir adalet ve hikmet; insan gibi en
byk bir mahlukun beka gibi en byk bir hacetini mhmel braksn?
En byk istimdadn ve en byk sualini cevabsz braksn? Rububiyetin
hametini, ibadnn hukukunu muhafaza etmekle muhafaza etmesin?
Halbuki u fni dnyada ksa bir hayat geiren insan, yle bir adaletin
hakikatna mazhar olamaz ve olamyor. Belki bir mahkeme-i kbraya
braklyor. Zira hakik adalet ister ki: u kck insan, u kkl
nisbetinde deil, belki cinayetinin bykl, mahiyetinin ehemmiyeti ve
vazifesinin azameti nisbetinde mkfat ve mcazat grsn. Madem u
fni, geici dnya; ebed iin halk olunan insan hususunda yle bir adalet
ve hikmete mazhariyetten ok uzaktr. Elbette dil olan o Zt- Celil-i
Zlcemal'in ve Hakm olan o Zt- Cemil-i Zlcelal'in daim bir
Cehennem'i ve ebed bir Cennet'i bulunacaktr.
Drdnc Hakikat: Bb- cd ve cemaldir. sm-i Cevvad ve
Cemil'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Nihayetsiz cd u sehavet, tkenmez
servet, bitmez hazineler, misilsiz sermed cemal, kusursuz ebed kemal;
bir dr- saadet ve mahall-i ziyafet iinde daim bulunacak olan muhta
kirleri, mtak yinedarlar, mtehayyir seyircileri istemesinler? Evet
dnya yzn bu kadar mzeyyen masnuatyla sslendirmek, Ay ile
Gnei lmba yapmak, yeryzn bir sofra-i nimet ederek mat'umatn en
gzel eitleriyle doldurmak, meyveli aalar birer kab yapmak, her
mevsimde birok defalar tecdid etmek; hadsiz bir cd u sehaveti gsterir.
Byle nihayetsiz bir cd u sehavet; yle tkenmez hazineler ve rahmet,
hem daim, hem arzu edilen herey iinde bulunur bir dr- ziyafet ve
mahall-i saadet ister. Hem kat' ister ki; o ziyafetten telezzz edenler, o
mahall-i saadette devam etsinler, ebed kalsnlar. T zeval ve firakla elem
ekmesinler. nki zeval-i elem lezzet olduu gibi, zeval-i lezzet dahi
elemdir. yle sehavet, elem ektirmek istemez.
Demek ebed bir Cennet'i, hem iinde ebed muhtalar ister.
nki nihayetsiz cd u seha, nihayetsiz ihsan etmek ister,
nimetlendirmek ister. Nihayetsiz ihsan ve nimetlendirmek ise, nihayetsiz
minnettarlk, nimetlenmek ister. Bu ise, ihsana mazhar olan ahsn
devam- vcudunu

---sh:(S:68) -------------
ister. T, daim tena'umla o daim in'ama kar kr ve minnettarln
gstersin. Yoksa zeval ile aclaan cz' bir telezzz, ksack bir zamanda
yle bir cd u sehann muktezasyla kabil-i tevfik deildir.
Hem dahi meher-i san'at- lahiye olan aktar- lem sergilerine
bak. Yeryzndeki nebatat ve hayvanatn ellerinde olan ilnat-
Rabbaniyeye dikkat et (Haiye-1), mehasin-i rububiyetin dellllar olan
enbiya ve evliyaya kulak ver. Nasl mttefikan Sni'-i Zlcelal'in
kusursuz kemaltn, hrika san'atlarnn tehiriyle gsteriyorlar, beyan
ediyorlar, enzar- dikkati celbediyorlar.
Demek bu lemin Sniinin pek mhim ve hayret verici ve gizli
kemalt vardr. Bu hrika san'atlarla onlar gstermek ister. nki gizli,
kusursuz kemalt ise, takdir edici, istihsan edici, mallah diyerek
mahede edicilerin balarnda tehir ister. Daim kemalt ise, daim
tezahr ister. O ise, takdir ve istihsan edicilerin devam- vcudunu ister.
Bekas olmayan istihsan edicinin nazarnda, kemaltn kymeti sukut eder
(Haiye-2). Hem dahi, kinatn yznde serilmi olan gayetle gzel ve
san'atl ve parlak ve ssl u mevcudat; k Gnei bildirdii gibi,
misilsiz manev bir cemalin mehasinini bildirir ve nazirsiz, haf bir
hsnn letaifini i'ar ediyor (Haiye-3). O mnezzeh hsn, o mukaddes
cemalin cilvesinden, esmalarda, belki her isimde ok gizli defineler
bulunduunu iaret eder. te u derece l, nazirsiz, gizli bir cemal ise;
kendi mehasinini bir mir'atta grmek ve hsnnn derecatn ve
cemalinin mikyaslarn zuur ve mtak bir yinede mahede etmek
istedii
(Haiye-1): Evet kemik gibi bir kuru aacn ucundaki tel gibi incecik bir sapta
gayet mnakka, mzeyyen bir iek ve gayet musanna' ve murassa' bir meyve,
elbette gayet san'atperver mu'cizekr ve hikmettar bir Sniin mehasin-i san'atn
zuura okutturan bir ilnnamedir. te nebatata hayvanat dahi kyas et.
(Haiye-2): Evet durub-u emsaldendir ki: Bir dnya gzeli, bir zaman kendine
meftun olmu di bir adam huzurundan tardeder. O adam kendine teselli
vermek iin: "Tuh, ne kadar irkindir" der. O gzelin gzelliini nefyeder.
Hem bir vakit bir ay, gayet tatl bir zm asmas altna girer. zmleri
yemek ister. Koparmaa eli yetimez. Asmaya da kamaz. Kendi kendine
teselli vermek iin kendi lisanyla "Ekidir" der. Gmler gider_
(Haiye-3): yine-misal mevcudatn birbiri arkasnda zeval ve fenalaryla
beraber, arkalarndan gelenlerin stnde ve yzlerinde ayn hsn ve cemalin
cilvesinin bulunmas gsterir ki: Cemal onlarn deil; belki o cemaller, bir hsn-
mnezzeh ve bir cemal-i mukaddesin yt ve emaratdr.


---sh:(S:69) -----------------
gibi, bakalarnn nazaryla yine sevgili cemaline bakmak iin, grnmek
de ister. Demek iki vecihle kendi cemaline bakmak; biri: Herbiri baka
ba-ka renkte olan yinelerde bizzt mahede etmek. Dieri: Mtak
olan seyirci ve mtehayyir olan istihsanclarn mahedesi ile mahede
etmek ister. Demek hsn ve cemal, grmek ve grnmek ister. Grmek,
grnmek ise; mtak seyirci, mtehayyir istihsan edicilerin vcudunu
ister. Hsn ve cemal, ebed sermed olduundan mtaklarn devam-
vcudlarn ister. nki daim bir cemal ise; zil bir mtaka raz olamaz.
Zira dnmemek zere zevale mahkm olan bir seyirci, zevalin
tasavvuruyla muhabbeti adavete dner, hayreti istihfafa, hrmeti tahkire
meyleder. nki hodgm insan bilmedii eye dman olduu gibi,
yetimedii eye de zddr. Halbuki nihayetsiz bir muhabbet, hadsiz bir
evk ve istihsan ile mukabeleye lyk olan bir cemale kar zmnen bir
adavet ve kin ve inkr ile mukabele eder. te kfir, Allah'n dman
olduunun srr bundan anlalyor.
Madem o nihayetsiz sehavet-i cd, o misilsiz cemal-i hsn, o
kusursuz kemalt; ebed mteekkirleri, mtaklar, mstahsinleri iktiza
ederler. Halbuki u misafirhane-i dnyada gryoruz; herkes abuk
gidip, kayboluyor. O sehavetin ihsann ancak az bir para tadar. tihas
alr, fakat yemez gider. O cemal, o kemalin dahi ancak biraz na,
belki bir zaf glgesine bir anda bakp, doymadan gider. Demek, bir
seyrangh- daimye gidiliyor.
Elhasl: Naslki u lem btn mevcudatyla Sni'-i Zlcelal'ine
kat' delalet eder; Sni'-i Zlcelal'in de sft ve esma-i kudsiyesi, dr-
hirete delalet eder ve gsterir ve ister.
Beinci Hakikat: Bb- efkat ve ubudiyet-i Muhammediyedir
(Aleyhissalt Vesselm). sm-i Mucb ve Rahm'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: En edna bir haceti, en edna bir
mahlukundan grp kemal-i efkatle ummad yerden is'af eden ve en
gizli bir sesi, en gizli bir mahlukundan iitip imdad eden, lisan- hal ve
kal ile istenilen hereye icabet eden nihayetsiz bir efkat ve bir merhamet
sahibi bir Rab; en byk bir abdinden (Haiye), en sevgili bir
mahlukundan
(Haiye): Evet binyz elli sene saltanat sren ve saltanat devam eden ve ekser
zamanda yzelli milyondan ziyade raiyeti bulunan ve her gn btn raiyeti onunla
tecdid-i biat eden ve onun kemaltna ehadet eden ve kemal-i itaatle evamirine inkyad
eden ve Arzn nsf ve nev-i beerin humsu o ztn sbg ile sbgalansa, yani manev
rengiyle renklense ve o zt onlarn mahbub-u kulbu ve mrebbi-i ervah olsa; elbette o
zt, u kinatta tasarruf eden Rabb'in en byk abdidir. Hem ekser enva'- kinat o ztn
birer meyve-i mu'cizesini tamak suretiyle onun vazifesini ve memuriyetini alklasa,
elbette o zt, u kinat Hlknn en sevgili mahlukudur. Hem btn insaniyet, btn
istidadyla istedii beka gibi bir haceti ki; o hacet ise, insan esfel-i safilnden a'l-y
illiyyne karyor. Elbette o hacet, en byk bir hacettir ve en byk bir abd, umumun
namna onu Kadyy-l Hacat'tan isteyecek.
---sh:(S:70) -----------------
en byk hacetini grp bitirmesin, is'af etmesin; en yksek duay iitip
kabul etmesin? Evet mesel hayvanatn zaflerinin ve yavrularnn rzk
ve terbiyeleri hususunda grnen ltuf ve shuleti gsteriyor ki: u
kinatn Mliki, nihayetsiz bir rahmetle rububiyet eder. Rububiyetinde bu
derece rahmane bir efkat, hi kabil midir ki mahlukatn en efdalinin en
gzel duasn kabul etmesin? Bu hakikat Ondokuzuncu Sz'de izah
ettiim vechile, urada dahi mkerreren yle beyan edelim:
Ey nefsimle beraber beni dinleyen arkada! Hikye-i temsiliyede
demitik: Bir adada bir itima var... Bir yaver-i ekrem bir nutuk okuyor.
Onun iaret ettii hakikat yledir ki: Gel! Bu zamandan tecerrd edip,
fikren Asr- Saadet'e ve hayalen Ceziret-l Arab'a gidiyoruz. T ki,
Resul-i Ekrem'i (Aleyhissalt Vesselm) vazife banda ve ubudiyet
iinde grp, ziyaret ederiz. Bak! O zt naslki risaletiyle, hidayetiyle
saadet-i ebediyenin sebeb-i husul ve vesile-i vusuldr. Onun gibi,
ubudiyetiyle ve duasyla, o saadetin sebeb-i vcudu ve Cennet'in vesile-i
icaddr.
te bak! O zt yle bir salt- kbrada, bir ibadet-i ulyda saadet-i
ebediye iin dua ediyor ki, gya bu cezire, belki btn Arz onun azametli
namazyla namaz klar, niyaz eder. nki ubudiyeti ise; ona ittiba eden
mmetin ubudiyetini tazammun ettii gibi, muvafakat srryla btn
enbiyann srr- ubudiyetini tazammun eder. Hem o salt- kbray yle
bir cemaat- uzmada klar, niyaz ediyor ki; gya ben-demin Hazret-i
dem'den asrmza kadar, belki kyamete kadar btn nuran ve kmil
insanlar ona tebaiyetle iktida edip duasna mn derler.(Haiye) Bak, hem
yle beka gibi bir hacet-i mme iin dua



(Haiye): Evet mnacat- Ahmediye (A.S.M.) zamanndan imdiye kadar btn
mmetin btn saltlar ve salavatlar onun duasna bir mn-i daim ve bir itirak-i
umumdir. Hatt ona getirilen herbir salavat dahi, onun duasna birer mndir ve
mmetinin herbir ferdi, her bir namazn iinde ona salt selm getirmek ve kametten
sonra afilerin ona dua etmesi; onun saadet-i ebediye hususundaki duasna gayet
kuvvetli ve umum bir mndir. te btn beerin ftrat- insaniyet lisan- haliyle, btn
kuvvetiyle istedii beka ve saadet-i ebediyeyi; o nev-i beer namna Zt- Ahmediye
(A.S.M.) istiyor ve beerin nuran ksm, onun arkasnda mn diyorlar. Acaba hi
mmkn mdr ki, u dua kabule karn olmasn?

---sh:(S:71) -----------------
ediyor ki; deil ehl-i Arz, belki ehl-i semavat, belki btn mevcudat
niyazna itirak edip lisan- hal ile: "Oh, evet y Rabbena! Ver, duasn
kabul et. Biz de istiyoruz." diyorlar. Hem bak! yle haznane, yle
mahbubane, yle mtakane, yle tazarrukrane saadet-i bkiye istiyor
ki; btn kinat alattrp, duasna itirak ettiriyor.
Bak hem yle bir maksad, yle bir gaye iin saadet isteyip, dua
ediyor ki; insan ve btn mahlukat esfel-i safiln olan fena-y mutlaka
sukuttan, kymetsizlikten, faidesizlikten, abesiyetten a'l-y illiyyn olan
kymete, bekaya, ulv vazifeye, mektubat- Samedaniye olmas
derecesine karyor.
Bak hem yle yksek bir fzr- istimdadkrane ile istiyor ve yle
tatl bir niyaz- istirhamkrane ile yalvaryor ki: Gya btn mevcudata,
semavata, ara iittirip vecde getirip duasna: "mn, Allahmme mn"
dedirtiyor.(Haiye)
Bak hem yle Sem' ve Kerim bir Kadr'den, yle Basr ve Rahm
bir Alm'den saadet ve bekay istiyor ki; bilmahede en gizli bir
zhayatn en gizli bir arzusunu, en haf bir niyazn grr, iitir, kabul
eder, merhamet eder. Lisan- hal ile de olsa icabet eder. yle suret-i
hakmane, basrane, rahmanede verir ve icabet eder ki; bhe brakmaz o
terbiye
(Haiye): Evet u lemin mutasarrf, btn tasarrufat bilmahede uurane,
almane, hakmane olduu halde; hibir cihetle mmkn deildir ki; o
mutasarrf, kendi masnuat iinde en mmtaz bir ferdin harektna uuru ve
ttla bulunmasn. Hem hibir cihetle mmkn deildir ki; o Mutasarrf- Alm,
o ferd-i mmtazn harektna ve daavtna (dualarna) ttla bulunduu halde
ona kar lkayd kalsn, ehemmiyet vermesin. Hem hibir cihetle mmkn
deildir ki; o Mutasarrf- Kadr-i Rahm; onun dualarna lkayd kalmad
halde, o dualar kabul etmesin. Evet Zt- Ahmediye'nin (A.S.M.) nuruyla
lemin ekli deiti. nsan ve btn kinatn mahiyet-i hakikiyeleri o nur, o ziya
ile inkiaf etti ve grnd ki: u kinatn mevcudat; esma-i lahiyeyi okutan
birer mektubat- Samedaniye, birer muvazzaf memur ve bekaya mazhar
kymettar ve manidar birer mevcuddurlar. Eer o nur olmasa idi, mevcudat
fena-y mutlaka mahkm ve kymetsiz, manasz, faidesiz, abes, karmakark,
tesadf oyunca bir zulmet-i evham iinde kalrd. te u srdandr ki: nsanlar
Zt- Ahmediye'nin (A.S.M.) duasna mn dedikleri gibi, ar ve fer ve seradan
sreyyaya kadar btn mevcudat onun nuruyla iftihar edip, alkadarlk
gsteriyorlar. Zten ubudiyet-i Ahmediyenin (A.S.M.) ruhu, duadr. Belki
kinatn harekt ve hidemat, bir nevi duadr. Mesel: Bir ekirdein hareketi;
Hlkndan, bir aa olmasna bir nevi duadr.


---sh:(S:72) -------------
ve tedbir yle Sem' ve Basr'e mahsus, yle bir Kerim ve Rahm'e hastr.
Acaba btn ben-demi arkasna alp u Arz stnde durup, ar-
a'zama mteveccihen el kaldrp, nev-i beerin hlsa-i ubudiyetini cmi'
hakikat- ubudiyet-i Ahmediye (A.S.M.) iinde dua eden u eref-i nev-i
insan ve ferd-i kevn zaman olan Fahr-i Kinat (A.S.M.) ne istiyor,
dinleyelim. Bak, kendine ve mmetine saadet-i ebediye istiyor, beka
istiyor, Cennet istiyor. Hem mevcudat yinelerinde cemallerini gsteren
btn esma-i kudsiye-i lahiye ile beraber istiyor. O esmadan efaat taleb
ediyor, gryorsun. Eer hiretin hesabsz esbab- mcibesi, delail-i
vcudu olmasa idi; yalnz u ztn tek duas, baharmzn icad kadar
Hlk- Rahm'in kudretine hafif gelen u Cennet'in binasna sebebiyet
verecekti.(Haiye-1)
Evet baharmzda yer yzn bir maher eden, yzbin hair
nmunelerini icad eden Kadr-i Mutlak'a, Cennet'in icad nasl ar
olabilir? Demek naslki onun risaleti, u dr- imtihann almasna
sebebiyet verdi, :....-..!:..!:..!srrna mazhar
oldu. Onun gibi, ubudiyeti dahi teki dr- saadetin almasna sebebiyet
verdi.
Acaba hi mmkn mdr ki, btn akllar hayrette brakan u
intizam- lem ve geni rahmet iinde kusursuz hsn- san'at, misilsiz
cemal-i rububiyet; o duaya icabet etmemekle byle bir irkinlii, byle
bir merhametsizlii, byle bir intizamszl kabul etsin? Yani en cz',
en ehemmiyetsiz arzular, sesleri ehemmiyetle iitip fa etsin, yerine
getirsin. En ehemmiyetli, lzumlu arzular ehemmiyetsiz grp iitmesin,
anlamasn, yapmasn? H ve kell, yzbin defa h! Byle bir cemal,
byle bir irkinlii kabul edip irkin olamaz (Haiye-2). Demek, Resul-i
(Haiye-1): Evet hirete nisbeten gayet dar bir sahife hkmnde olan ry-i zeminde
hadd hesaba gelmeyen hrika san'at nmunelerini ve hair ve kyametin misallerini
gstermek ve yz bin kitab hkmnde olan muntazam enva'- masnuat, o tek
sahifede kemal-i intizam ile yazp dercetmek; elbette geni olan lem-i hirette latif ve
muntazam Cennet'in binasndan ve icadndan daha mkildir. Evet Cennet bahardan ne
kadar yksek ise, o derece bahar bahelerinin hilkati, o Cennet'ten daha mkildir ve
hayretfezadr denilebilir.
(Haiye-2): Evet inklab- hakaik ittifaken muhaldir ve inklab- hakaik iinde muhal-
ender-muhal, bir zd kendi zddna inklabdr ve bu inklab- ezdad iinde bilbedahe bin
derece muhal udur ki: Zd, kendi mahiyetinde kalmakla beraber, kendi zddnn ayn
olsun. Mesel: Nihayetsiz bir cemal; hakik cemal iken, hakik irkinlik olsun. te u
misalimizde mehud ve kat'iyy-l vcud olan bir cemal-i rububiyet; cemal-i rububiyet
mahiyetinde daim iken, ayn- irkinlik olsun. te dnyada muhal ve btl misallerin en
acibidir.

---sh:(S:73) -------------
Ekrem Aleyhissalt Vesselm; risaletiyle dnyann kapsn at gibi,
ubudiyetiyle de hiretin kapsn aar.
..-!......!....-.!......
_.!...-!.!..!...:.....,....,..!
..!...-...!.-!.-....:!....
....!....-..-!......- .!.....
....-..-.!...
.......!.....!...-
Altnc Hakikat: Bb- hamet ve sermediyet olup, ism-i Celil
ve Bki cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Btn mevcudat Gnelerden,
aalardan zerrelere kadar emirber nefer hkmnde teshir ve idare eden
bir hamet-i rububiyet; u misafirhane-i dnyada muvakkat bir hayat
geiren perian fniler stnde dursun.. sermed, bki bir daire-i hamet
ve ebed, l bir medar- rububiyeti icad etmesin?
Evet u kinatta grnen mevsimlerin deimesi gibi hametli
icraat ve seyyaratn tayyare-misal hareketleri gibi azametli harekt ve
Arz insana beik, Gnei halka lmba yapmak gibi dehetli teshirat ve
lm, kurumu Kre-i Arz diriltmek, sslendirmek gibi geni tahvilat
gsteriyor ki: Perde arkasnda byle muazzam bir rububiyet var,
muhteem bir saltanatla hkmediyor. Byle bir saltanat- rububiyet,
kendine lyk bir raiyet ister ve ayeste bir mazhar ister. Halbuki
gryorsun: Mahiyete en cmi' ve mhim raiyeti ve bendeleri, u
misafirhane-i dnyada perian bir surette muvakkaten toplanmlar.
Misafirhane ise; her gn dolar, boanr. Hem btn raiyet, tecrbe-i
hizmet iin u meydan- imtihanda muvakkaten bulunuyorlar. Meydan
ise, her saat tebeddl eder. Hem btn o raiyet, Sni'-i Zlcelal'in
kymettar ihsanatnn nmunelerini ve hrika san'at antikalarn ar-y
lem sergilerinde, ticaret nazarnda temaa etmek iin, u tehirghta
birka dakika durup seyrediyorlar; sonra kayboluyorlar. u meher ise,
her dakika tahavvl ediyor. Giden gelmez, gelen gider. te bu hal ve u
vaziyet kat' gsteriyor ki:

---sh:(S:74) -------------
u misafirhane ve u meydan ve u meherlerin arkasnda; o sermed
saltanata medar ve mazhar olacak daim saraylar, mstemir meskenler, u
dnyada grdmz nmunelerin ve suretlerin en hlis ve en yksek
asllaryla dolu ba ve hazineleri vardr. Demek burada abalamak, onlar
iindir. urada altrr, orada cret verir. Herkesin istidadna gre -eer
kaybetmezse- orada bir saadeti vardr. Evet yle sermed bir saltanat,
muhaldir ki; u fniler ve zil zeliller stnde dursun.
u hakikata, u temsil drbniyle bak ki: Mesel sen yolda
gidiyorsun, gryorsun ki; yol iinde bir han var. Bir byk zt o han,
kendine gelen misafirlerine yapm. O misafirlerin bir gece tenezzh ve
ibretleri iin, o hann tezyinatna milyonlar altunlar sarfediyor. Hem o
misafirler o tezyinattan pek az ve az bir zamanda bakp, o nimetlerden
pek az bir vakitte, az bir ey tadp, doymadan gidiyorlar. Fakat her
misafir kendine mahsus fotorafyla, o handaki eylerin suretlerini
alyorlar. Hem o byk ztn hizmetkrlar da, misafirlerin suret-i
muamelelerini gayet dikkat ile alyorlar ve kaydediyorlar. Hem
gryorsun ki; o zt her gnde, o kymettar tezyinatn ounu tahrib eder.
Yeni gelecek misafirlere, yeni tezyinat icad eder. Bunu grdkten sonra
hi bhen kalr m ki: Bu yolda bu han yapan ztn daim pek l
menzilleri, hem tkenmez, pek kymetli hazineleri, hem mstemir, pek
byk bir sehaveti vardr. u handa gsterdii ikram ile, misafirlerin
kendi yannda bulunan eylere itihalarn ayor ve onlara hazrlad
hediyelere rabetlerini uyandryor. Aynen onun gibi, u misafirhane-i
dnyadaki vaziyeti, sarho olmadan dikkat etsen; u dokuz esas anlarsn:
Birinci Esas: Anlarsn ki: O han gibi bu dnya dahi kendi iin
deil. Kendi kendine de bu sureti almas muhaldir. Belki kafile-i
mahlukatn gelip konmak ve gmek iin dolup boanan, hikmetle
yaplm bir misafirhanesidir.
kinci Esas: Hem anlarsn ki: u hann iinde oturanlar
misafirlerdir. Onlarn Rabb- Kerim'i, onlar Dr-s Selm'a davet eder.
nc Esas: Hem anlarsn ki: u dnyadaki tezyinat, yalnz
telezzz veya tenezzh iin deil. nki bir zaman lezzet verse, firakyla
bir ok zaman elem verir. Sana tattrr, itihan aar fakat doyurmaz.
nki ya onun mr ksa, ya senin mrn ksadr. Doymaa kfi deil.
Demek kymeti yksek, mddeti ksa olan u tezyinat; ibret iindir





---sh:(S:75) -------------
(Haiye-1), kr iindir, usl- daimsine tevik iindir. Baka gayet
ulv gayeler iindir.
Drdnc Esas: Hem anlarsn ki: u dnyadaki mzeyyenat ise
(Haiye-2) Cennet'te ehl-i iman iin rahmet-i Rahman'la iddihar olunan
nimetlerin nmuneleri, suretleri hkmndedir.
(Haiye-1): Evet madem hereyin kymeti ve dekaik- san'at gayet yksek ve gzel
olduu halde; mddeti ksa, mr azdr. Demek o eyler nmunelerdir, baka eylerin
suretleri hkmndedirler. Ve madem mterilerin nazarlarn, asllarna eviriyorlar gibi
bir vaziyet vardr. yle ise, elbette u dnyadaki o eit tezyinat; bir Rahman- Rahm'in
rahmetiyle, sevdii ibadna hazrlad niam- Cennet'in nmuneleridir, denilebilir ve
denilir ve yledir.
(Haiye-2): Evet her eyin vcudunun mteaddid gayeleri ve hayatnn mteaddid
neticeleri vardr. Ehl-i dalaletin tevehhm ettikleri gibi dnyaya, nefislerine bakan
gayelere mnhasr deildir. T, abesiyet ve hikmetsizlik iine girebilsin. Belki her eyin
gayat- vcudu ve netaic-i hayat ksmdr:
Birincisi ve en ulvsi, Sni'ine bakar ki; o eye takt hrika-i san'at
murassaatn, ahid-i Ezel'nin nazarna resm-i geit tarznda arzetmektir ki, o nazara bir
n- seyyale yaamak kfi gelir. Belki vcuda gelmeden, bilkuvve niyet hkmnde olan
istidad yine kfidir. te seri-z zeval latif masnuat ve vcuda gelmeyen, yani snbl
vermeyen birer hrika-i san'at olan ekirdekler, tohumlar u gayeyi bitamamiha verir.
Faidesizlik ve abesiyet onlara gelmez. Demek her ey hayatyla, vcuduyla Sni'inin
mu'cizat- kudretini ve sr- san'atn tehir edip, Sultan- Zlcelal'in nazarna arzetmek
birinci gayesidir.
kinci ksm gaye-i vcud ve netice-i hayat, zuura bakar. Yani herey, Sni'-i
Zlcelal'in birer mektub-u hakaik-nma, birer kaside-i letafetnma, birer kelime-i
hikmet-eda hkmndedir ki; melaike ve cin ve hayvann ve insann enzarna arzeder,
mtalaaya davet eder. Demek ona bakan her zuura, ibret-nma bir mtalaaghtr.
nc ksm gaye-i vcud ve netice-i hayat, o eyin nefsine bakar ki; telezzz
ve tenezzh ve beka ve rahatla yaamak gibi cz' neticelerdir. Mesel: Azm bir sefine-
i sultaniyede bir hizmetkrn dmencilik ettiinin gayesi; sefine itibariyle yzde birisi
kendisine, cret-i cz'iyesine ait.. doksandokuzu sultana ait olduu gibi; hereyin
nefsine ve dnyaya ait gayesi bir ise, Sni'ine ait doksandokuzdur. te bu taaddd-
gayattandr ki; birbirine zd ve mnaf grnen hikmet ve iktisad, cd u seha ve bilhassa
nihayetsiz seha ile srr- tevfiki udur ki: Birer gaye nokta-i nazarnda cd u seha
hkmeder, ism-i Cevvad tecelli eder. Meyveler, hubublar; o tek gaye nokta-i nazarnda
bigayr- hisabdr. Nihayetsiz cdu gsteriyor. Fakat umum gayeler nokta-i nazarnda;
hikmet hkmeder, ism-i Hakm tecelli eder. Bir aacn ne kadar meyveleri var, belki her
meyvenin o kadar gayeleri vardr ki; beyan ettiimiz ksma tefrik edilir. u umum
gayeler, nihayetsiz bir hikmeti ve iktisad gsteriyor. Zd gibi grnen nihayetsiz
hikmet, nihayetsiz cd ile seha ile itima ediyor. Mesel: Asker ordusunun bir gayesi,
temin-i asayitir. Bu gayeye gre ne kadar asker istersen var ve hem pek fazladr. Fakat
hfz- hudud ve mcahede-i a'd gibi sair vazifeler iin, bu mevcud ancak kfi gelir.
Kemal-i hikmetle mvazenededir. te hkmetin hikmeti, hamet ile itima ediyor. O
halde, o askerlikte fazlalk yoktur denilebilir.


---sh:(S:76) -------------
Beinci Esas: Hem anlarsn ki: u fni masnuat fena iin deil, bir
para grnp mahvolmak iin yaratlmamlar. Belki vcudda ksa bir
zaman toplanp, matlub bir vaziyet alp; t suretleri alnsn, timsalleri
tutulsun, manalar bilinsin, neticeleri zabtedilsin. Mesel, ehl-i ebed iin
daim manzaralar nescedilsin. Hem lem-i bekada baka gayelere medar
olsun.
Eya beka iin yaratldn, fena iin olmadn; belki sureten
fena ise de tamam- vazife ve terhis olduu bununla anlalyor ki: Fni
bir ey bir cihetle fenaya gider, ok cihetlerle bki kalr. Mesel kudret
kelimelerinden olan u iee bak ki; ksa bir zamanda o iek tebessm
edip bize bakar, der-akab fena perdesinde saklanr. Fakat senin azndan
kan kelime gibi o gider, fakat binler misallerini kulaklara tevdi' eder.
Dinleyen akllar adedince, manalarn akllarda ibka eder. nki vazifesi
olan ifade-i mana bittikten sonra kendisi gider, fakat onu gren her eyin
hfzasnda zahir suretini ve herbir tohumunda manev mahiyetini brakp
yle gidiyor. Gya her hfza ile her tohum; hfz- zneti iin birer
fotoraf ve devam- bekas iin birer menzildirler. En basit mertebe-i
hayatta olan masnu byle ise, en yksek tabaka-i hayatta ve ervah-
bkiye sahibi olan insan; ne kadar beka ile alkadar olduu anlalr.
iekli ve meyveli koca nebatatn bir para ruha benzeyen her birinin
kanun-u teekklat, timsal-i sureti; zerrecikler gibi tohumlarda kemal-i
intizamla, dadaal inklablar iinde ibka ve muhafaza edilmesiyle, gayet
cem'iyetli ve yksek bir mahiyete mlik, haric bir vcud giydirilmi,
zuur nuran bir kanun-u emr olan ruh-u beer; ne derece beka ile merbut
ve alkadar olduu anlalr.
Altnc Esas: Hem anlarsn ki: nsan, ipi boazna sarlp, istedii
yerde otlamak iin babo braklmamtr; belki btn amellerinin
suretleri alnp yazlr ve btn fiillerinin neticeleri muhasebe iin
zabtedilir.
Yedinci Esas: Hem anlarsn ki: Gz mevsiminde yaz-bahar leminin
gzel mahlukatnn tahribat, i'dam deil. Belki vazifelerinin tamamyla
terhisatdr (Haiye). Hem yeni baharda gelecek mahlukata yer

(Haiye): Evet rahmetin erzak hazinelerinden olan bir ecerenin ularnda ve dallarnn
balarndaki meyveler, iekler, yapraklar ihtiyar olup, vazifelerinin hitama ermesiyle
gitmelidirler. T, arkalarndan akp gelenlere kap kapanmasn. Yoksa rahmetin vs'atna
ve sair ihvanlarnn hizmetine sed ekilir. Hem kendileri, genlik zevaliyle hem zelil,
hem perian olurlar. te bahar dahi, maher-nma bir meyvedar aatr. Her asrdaki
insan lemi; ibret-nma bir eceredir. Arz dahi, maher-i acaib bir ecere-i kudrettir.
Hatt dnya dahi, meyveleri hiret pazarna gnderilen bir ecere-i hayret-nmadr.

---sh:(S:77) -------------
boaltmak iin tefrgattr ve yeni vazifedarlar gelip konacak ve vazifedar
mevcudatn gelmesine yer hazrlamaktr ve ihzarattr.
Hem zuura vazifesini unutturan gafletten ve krn unutturan
sarholuktan ikazat- Sbhaniyedir.
Sekizinci Esas: Hem anlarsn ki: u fni lemin sermed Snii
iin baka ve bki bir lemi var ki, ibadn oraya sevk ve ona tevik eder.
Dokuzuncu Esas: Hem anlarsn ki: yle bir Rahman, yle bir
lemde, yle has ibadna yle ikramlar edecek; ne gz grm, ne kulak
iitmi, ne kalb-i beere hutur etmitir. menn...
Yedinci Hakikat: Bb- hfz ve hafziyet olup, ism-i Hafz ve
Rakib'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Gkte, yerde, karada, denizde; ya kuru,
kk byk, di l hereyi kemal-i intizam ve mizan iinde muhafaza
edip, bir trl muhasebe iinde neticelerini eleyen bir hafziyet; insan
gibi byk bir ftratta, hilafet-i kbra gibi bir rtbede, emanet-i kbra gibi
byk vazifesi olan beerin, rububiyet-i mmeye temas eden amelleri ve
fiilleri muhafaza edilmesin, muhasebe eleinden geirilmesin, adalet
terazisinde tartlmasn, ayeste ceza ve mkfat ekmesin? Hyr, asl!..
Evet u kinat idare eden zt, hereyi nizam ve mizan iinde
muhafaza ediyor. Nizam ve mizan ise; ilim ile hikmet ve irade ile
kudretin tezahrdr. nki gryoruz her masnu' vcudunda, gayet
muntazam ve mevzun yaratlyor. Hem hayat mddetince deitirdii
suretler dahi, birer intizaml olduu halde, heyet-i mecmuas da bir
intizam tahtndadr. Zira gryoruz ki; vazifesinin bitmesiyle mrne
nihayet verilen ve u lem-i ehadetten gp giden hereyin Hafz-i
Zlcelal, birok suretlerini elvah- mahfuza hkmnde olan
(Haiye)hfzalarda ve bir trl misal yinelerde hfzedip, ekser tarihe-i
hayatn ekirdeinde, neticesinde nakedip yazyor. Zahir ve btn
yinelerde ibka ediyor. Mesel: Beerin hfzas, aacn meyvesi,
meyvenin ekirdei, iein tohumu, kanun-u hafziyetin azamet-i
ihatasn gsteriyor.
Grmyor musun ki: Koca baharn hep iekli, meyveli btn
mevcudat
(Haiye): Yedinci Suret'in haiyesine bak.





---sh:(S:78) -----------------
ve bunlarn kendilerine gre btn sahaif-i a'mali ve tekiltnn
kanunlar ve suretlerinin timsalleri; mahdud bir miktar tohumcuklar
ilerinde yazarak, muhafaza ediliyor. kinci bir baharda, onlara gre bir
muhasebe iinde sahife-i amellerini neredip, kemal-i intizam ve hikmet
ile koca dier bir bahar lemini meydana getirmekle; hafziyetin ne
derece kuvvetli ihata ile cereyan ettiini gsteriyor. Acaba geici, di,
bekasz, ehemmiyetsiz eylerde byle muhafaza edilirse, lem-i gaybda,
lem-i hirette, lem-i ervahta rububiyet-i mmede mhim semere veren
beerin amelleri hfz iinde gzetilmek suretiyle, ehemmiyetle
zabtedilmemesi kabil midir? Hyr ve asl!
Evet u hafziyetin bu surette tecellisinden anlalyor ki: u
mevcudatn Mliki, mlknde cereyan eden hereyin inzibatna byk bir
ihtimam var. Hem hkimiyet vazifesinde nihayet derecede dikkat eder.
Hem rububiyet-i saltanatnda gayet ihtimam gzetir. O derece ki, en
kk bir hdiseyi, en ufak bir hizmeti yazar, yazdrr. Mlknde cereyan
eden hereyin suretini mteaddid eylerde hfzeder. u hafziyet iaret
eder ki: Ehemmiyetli bir muhasebe-i a'mal defteri alacak ve bilhassa
mahiyete en byk, en mkerrem, en merref bir mahluk olan insann
byk olan amelleri, mhim olan fiilleri; mhim bir hesab ve mizana
girecek, sahife-i amelleri neredilecek.
Acaba hi kabil midir ki: nsan, hilafet ve emanetle mkerrem
olsun, rububiyetin klliyat- uununa ahid olarak kesret dairelerinde,
vahdaniyet-i lahiyenin delllln iln etmekle, ekser mevcudatn
tesbihat ve ibadetlerine mdahale edip zabitlik ve mahidlik derecesine
ksn da sonra kabre gidip, rahatla yatsn ve uyandrlmasn? Kk
byk her amellerinden sual edilmesin? Mahere gidip mahkeme-i
kbray grmesin? Hyr ve asl!..
Hem btn gelecek zamanda olan (Haiye)
(Haiye): Evet zaman- hazrdan, t ibtida-i hilkat- leme kadar olan zaman- mazi;
umumen vukuattr. Vcuda gelmi herbir gn, herbir senesi, herbir asr; birer satrdr,
birer sahifedir, birer kitabdr ki kalem-i kader ile tersim edilmitir. Dest-i kudret,
mu'cizat- ytn onlarda kemal-i hikmet ve intizam ile yazmtr.
u zamandan t kyamete, t Cennet'e, t ebede kadar olan zaman- istikbal;
umumen imknattr. Yani mazi vukuattr, istikbal imknattr. te o iki zamann iki
silsilesi birbirine kar mukabele edilse; naslki dnk gn halkeden ve o gne mahsus
mevcudat icad eden zt; yarnki gn mevcudatyla halketmeye muktedir olduu hibir
vecihle bhe getirmez. yle de bhe yoktur ki: u meydan- garaib olan zaman-
mazinin mevcudat ve hrikalar; bir Kadr-i Zlcelal'in mu'cizatdr. Kat' ehadet
ederler ki: O Kadr, btn istikbalin, btn mmkinatn icadna, btn acaibinin
izharna muktedirdir.
Evet naslki bir elmay halkedecek; elbette dnyada btn elmalar halketmeye
ve koca bahar icad etmeye muktedir olmak gerektir. Bahar icad etmeyen, bir elmay
icad edemez. Zira o elma o tezghta dokunuyor. Bir elmay icad eden, bir bahar icad
edebilir. Bir elma; bir aacn, belki bir bahenin, belki bir kinatn misal-i musaggardr.
Hem san'at itibariyle koca aacn btn tarih-i hayatn tayan elmann ekirdei
itibariyle yle bir hrika-i san'attr ki: Onu ylece icad eden, hibir eyden ciz kalmaz.
yle de bugn halkeden, kyamet gnn halkedebilir ve bahar icad edecek, harin
icadna muktedir bir zt olabilir. Zaman- mazinin btn lemlerini zamann eridine
kemal-i hikmet ve intizam ile takp gsteren; elbette istikbal eridine dahi baka kinat
takp gsterebilir ve gsterecektir. Ka Szlerde, bilhassa Yirmiikinci Sz'de gayet kat'
isbat etmiiz ki: Her eyi yapamayan hibir eyi yapamaz ve birtek eyi halkeden, her
eyi yapabilir. Hem eyann icad birtek zta verilse, btn eya birtek ey gibi kolay
olur ve shulet peyda eder. Eer mteaddid esbaba verilse ve kesrete isnad edilse, birtek
eyin icad; btn eyann icad kadar mkiltl olur ve imtina' derecesinde suubet
peyda eder.
---sh:(S:79) -------------
mmkinata kadir olduuna, btn gemi zamandaki mu'cizat- kudreti
olan vukuat ehadet eden ve kyamet ve hare pek benzeyen k ile
bahar her vakit bilmahede icad eden bir Kadr-i Zlcelal'den, insan
nasl ademe gidip kaabilir, topraa girip saklanabilir? Madem bu
dnyada ona lyk muhasebe grlp, hkm verilmiyor. Elbette bir
mahkeme-i kbra, bir saadet-i uzmaya gidecektir.
Sekizinci Hakikat: Bb- va'd ve vaddir. sm-i Cemil ve
Celil'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Alm-i Mutlak ve Kadr-i Mutlak olan u
masnuatn Snii; btn enbiyann tevatrle haber verdikleri ve btn
sddkn ve evliyann icma' ile ehadet ettikleri mkerrer va'd ve vad-i
lahsini yerine getirmeyip, -h- acz ve cehlini gstersin? Halbuki va'd
ve vadinde bulunduu emirler, kudretine hi ar gelmez. Pek hafif ve
pek kolay. Gemi baharn hesabsz mevcudatn, gelecek baharda
ksmen aynen (Haiye-1) ksmen mislen (Haiye-2) iadesi kadar kolaydr.
fa-y va'd ise; hem bize, hem her eye, hem kendisine, hem saltanat-
rububiyetine pek ok lzmdr. Hulf-l va'd ise; hem izzet-i iktidarna
zddr, hem ihata-y ilmiyesine mnafdir. Zira hulf-l va'd; ya cehilden,
ya acizden gelir.
Ey mnkir! Bilir misin ki: Kfr ve inkrn ile ne kadar ahmaka
(Haiye-1): Aa ve otlarn kkleri gibi
(Haiye-2): Yapraklar, meyveler gibi






---sh:(S:80) -------------
bir cinayet iliyorsun ki; kendi yalanc vehmini, hezeyanc akln, aldatc
nefsini tasdik edip, hibir vechile hulf ve hilafa mecburiyeti olmayan ve
hibir vecihle hilaf, onun izzetine, haysiyetine yakmayan ve btn
grnen eyler ve iler, sdkna ve hakkaniyetine ehadet eden bir zt
tekzib ediyorsun! Nihayetsiz kklk iinde nihayetsiz byk cinayet
iliyorsun! Elbette, ebed byk cezaya mstehak olursun. Baz ehl-i
Cehennem'in bir dii, da kadar olmas; cinayetinin byklne bir
mikyas olarak haber verilmi. Misalin u yolcuya benzer ki: Gnein
ziyasndan gzn kapar. Kafas iindeki hayaline bakar. Vehmi, bir
yldz bcei gibi kafa fenerinin yla dehetli yolunu tenvir etmek
istiyor. Madem u mevcudat; hak syleyen sadk kelimeleri, u hdisat-
kinat; doru syleyen ntk yetleri olan Cenab- Hak va'd etmi, elbette
yapacaktr. Bir mahkeme-i kbra aacaktr, bir saadet-i uzma verecektir.
Dokuzuncu Hakikat: Bb- ihya ve imatedir. sm-i Hayy-
Kayyum'un, Muhy ve Mmit'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: lm, kurumu koca Arz ihya eden ve o
ihya iinde herbiri beer hari gibi acib, yz binden ziyade enva'-
mahlukat har neredip kudretini gsteren ve o har ner iinde
nihayet derecede kark ve ihtilat iinde, nihayet derecede imtiyaz ve
tefrik ile ihata-i ilmiyesini gsteren ve btn semav fermanlaryla
beerin harini va'detmekle btn ibadnn enzarn saadet-i ebediyeye
eviren ve btn mevcudat babaa, omuz omuza, elele verdirip emir ve
iradesi dairesinde dndrp birbirine yardmc ve msahhar klmakla
azamet-i rububiyetini gsteren ve beeri, ecere-i kinatn en cmi' ve en
nazik ve en nazenin, en nazdar, en niyazdar bir meyvesi yaratp, kendine
muhatab ittihaz ederek hereyi ona msahhar klmakla, insana bu kadar
ehemmiyet verdiini gsteren bir Kadr-i Rahm, bir Alm-i Hakm,
kyameti getirmesin? Hari yapmasn ve yapamasn? Beeri ihya etmesin
veya edemesin? Mahkeme-i Kbray aamasn? Cennet ve Cehennem'i
yaratamasn? H ve kell!..
Evet u lemin Mutasarrf- Zan' her asrda, her senede, her
gnde bu dar, muvakkat ry-i zeminde har-i ekberin ve meydan-
kyametin pek ok emsalini ve nmunelerini ve iaratn icad ediyor.
Ezcmle:
Har-i baharde gryoruz ki: Be-alt gn zarfnda kk ve
byk hayvanat ve nebatattan yz binden ziyade enva' haredip
nerediyor.


---sh:(S:81) -----------------
Btn aalarn, otlarn kklerini ve bir ksm hayvanlar aynen ihya edip
iade ediyor. Bakalarn ayniyet derecesinde bir misliyet suretinde icad
ediyor. Halbuki maddeten farklar pek az olan tohumcuklar o kadar
karmken, kemal-i imtiyaz ve tehis ile o kadar sr'at ve vs'at ve
shulet iinde kemal-i intizam ve mizan ile alt gn veya alt hafta
zarfnda ihya ediliyor. Hi kabil midir ki: Bu ileri yapan Zta bir ey
ar gelebilsin, semavat ve arz alt gnde halkedemesin, insan bir sayha
ile haredemesin? H!
Acaba mu'ciznma bir ktib bulunsa; huruflar ya bozulmu veya
mahvolmu yz bin kitab tek bir sahifede kartrmakszn, galatsz,
sehivsiz, noksansz, hepsini beraber, gayet gzel bir surette bir saatte
yazarsa; birisi sana dese: "u ktib kendi te'lif ettii senin suya dm
olan kitabn, yeniden bir dakika zarfnda hfzasndan yazacak." Sen
diyebilir misin ki, "Yapamaz ve inanmam." Veyahut bir sultan-
mu'cizekr, kendi iktidarn gstermek iin veya ibret ve tenezzh iin bir
iaretle dalar kaldrr, memleketleri tebdil eder, denizi karaya
evirdiini grdn halde sonra grsen ki; byk bir ta dereye
yuvarlanm, o ztn kendi ziyafetine davet ettii misafirlerin yolunu
kesmi, geemiyorlar. Biri sana dese: "O zt, bir iaretle o ta, ne kadar
byk olursa olsun kaldracak veya datacak. Misafirlerini yolda
brakmayacak." Sen desen ki: "Kaldrmaz veya kaldramaz." Veyahut bir
zt bir gnde, yeniden byk bir orduyu tekil ettii halde biri dese: "O
zt bir boru sesiyle, efrad istirahat iin dalm olan taburlar toplar.
Taburlar, nizam altna girerler." Sen desen ki: "nanmam!" Ne kadar
divanece hareket ettiini anlarsn...
te u temsili fehmettin ise, bak: Nakka- Ezel, gzmzn
nnde kn beyaz sahifesini evirip, bahar ve yaz yeil yapran ap,
ry-i arzn sahifesinde yz binden ziyade enva', kudret ve kader
kalemiyle ahsen-i suret zere yazar. Birbiri iinde birbirine karmaz;
beraber yazar, birbirine mani olmaz. Tekilce, surete birbirinden ayr,
hi artmaz, yanl yazmaz. Evet en byk bir aacn ruh proramn
bir nokta gibi en kk bir ekirdekte dercedip, muhafaza eden Zt-
Hakm-i Hafz; vefat edenlerin ruhlarn nasl muhafaza eder denilir mi?
Ve Kre-i Arz bir sapan ta gibi eviren Zt- Kadr; hirete giden
misafirlerinin yolunda nasl bu Arz kaldracak veya datacak, denilir
mi? Hem hiten, yeniden btn zhayatn ordularn btn cesedlerinin
taburlarnda kemal-i intizamla zerrat Emr-i .:. ile kaydedip
yerletiren,
---sh:(S:82) -----------------
ordular icad eden Zt- Zlcelal; tabur-misal cesedin nizam altna
girmekle, birbiriyle tanan zerrat- esasiye ve ecza-y asliyesini bir sayha
ile nasl toplayabilir denilir mi?
Hem bu bahar harine benzeyen, dnyann her devrinde, her
asrnda, hatt gece gndzn tebdilinde hatt cevv-i havada bulutlarn
icad u ifnasnda hare nmune ve misal ve emare olacak ne kadar
naklar yaptn gznle gryorsun. Hatt eer hayalen bin sene evvel
kendini farzetsen, sonra zamann iki cenah olan mazi ile mstakbeli
birbirine karlatrsan; asrlar, gnler adedince misal-i hair ve kyametin
nmunelerini greceksin. Sonra bu kadar nmune ve misalleri mahede
ettiin halde, har-i cismanyi akldan uzak grp istib'ad etmekle inkr
etsen; ne kadar divanelik olduunu sen de anlarsn. Bak Ferman- A'zam,
bahsettiimiz hakikata dair ne diyor:
.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.
Elhasl: Hare mani' hibir ey yoktur. Muktezi ise her eydir.
Evet maher-i acaib olan u koca Arz, di bir hayvan gibi imate ve ihya
eden ve beer ve hayvana ho bir beik, gzel bir gemi yapan ve Gne'i
onlara u misafirhanede k verici ve sndrc bir lmba eden, seyyarat
meleklerine tayyare yapan bir ztn, bu derece muhteem ve sermed
rububiyeti ve bu derece muazzam ve muhit hkimiyeti; elbette yalnz
byle geici, devamsz, bkarar, ehemmiyetsiz, mtegayyir, bekasz,
nks, tekemmlsz umr-u dnya zerinde kurulmaz ve durmaz. Demek
ona ayeste, daim, berkarar, zevalsiz, muhteem bir diyar- her var.
Baka bki bir memleketi vardr. Bizi onun iin altrr. Oraya davet
eder ve oraya nakledeceine; zahirden hakikate geen ve kurb-u
huzuruna merref olan btn ervah- neyyire ashab, btn kulb-u
mnevvere aktab, btn ukl- nuraniye erbab ehadet ediyorlar ve bir
mkfat ve mcazat ihzar ettiini mttefikan haber veriyorlar ve
mkerreren pek kuvvetli va'd ve pek iddetli tehdid eder, naklederler.
Hulf-l va'd ise hem zillet, hem tezellldr. Hi bir cihetle celal-i
kudsiyetine yanaamaz. Hulf-l vad ise ya afvdan, ya acizden gelir.
Halbuki kfr; cinayet-i mutlakadr (Haiye), afva kabil deil. Kadr-i
Mutlak
(Haiye): Evet kfr, mevcudatn kymetini iskat ve manaszlkla ittiham ettiinden,
btn kinata kar bir tahkir ve mevcudat yinelerinde cilve-i esmay inkr olduundan
btn esma-i lahiyeye kar bir tezyif ve mevcudatn vahdaniyete olan ehadetlerini
reddettiinden btn mahlukata kar bir tekzib olduundan; istidad- insanyi yle ifsad
eder ki, salah ve hayr kabule liyakat kalmaz. Hem bir zulm- azmdir ki, umum
mahlukatn ve btn esma-i lahiyenin hukukuna bir tecavzdr. te u hukukun
muhafazas ve nefs-i kfir hayra kabiliyetsizlii, kfrn adem-i afvn iktiza eder.
,.L.,.L!:.:! u manay ifade eder.
---sh:(S:83) -------------
ise, acizden mnezzeh ve mukaddestir. ahidler, muhbirler ise;
mesleklerinde, mereblerinde, mezheblerinde muhtelif olduklar halde
kemal-i ittifak ile u mes'elenin esasnda mttehiddirler. Kesrete tevatr
derecesindedirler, keyfiyete icma' kuvvetindedirler. Mevkice herbiri
nev'-i beerin bir yldz, bir taifenin gz, bir milletin azizidirler.
Ehemmiyete u mes'elede hem ehl-i ihtisas, hem ehl-i isbattrlar.
Halbuki bir fende veya bir san'atta iki ehl-i ihtisas, binler bakalardan
mreccahtrlar ve ihbarda iki msbit, binler nflere tercih edilir. Mesel
Ramazan hillinin sbutunu ihbar eden iki adam, binler mnkirlerin
inkrlarn hie atarlar.
Elhasl: Dnyada bundan daha doru bir haber, daha salam bir
dava, daha zahir bir hakikat olamaz. Demek, bhesiz dnya bir
mezraadr. Maher ise bir beyderdir, harmandr. Cennet, Cehennem ise
birer mahzendir.
Onuncu Hakikat: Bb- hikmet, inayet, rahmet, adalettir.
sm-i Hakm, Kerim, dil, Rahm'in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: u bekasz misafirhane-i dnyada ve u
devamsz meydan- imtihanda ve u sebatsz tehirgh- arzda bu derece
bahir bir hikmet, bu derece zahir bir inayet ve bu derece kahir bir adalet
ve bu derece vsi bir merhametin srn gsteren Mlik-l Mlk-i
Zlcelal'in daire-i memleketinde ve lem-i mlk ve melektunda daim
meskenler, ebed skinler, bki makamlar, mukim mahluklar bulunmayp
u grnen hikmet, inayet, adalet, merhametin hakikatlar hie insin?..
Hem hi kabil midir ki o Zt- Hakm, u insan btn mahlukat iinde
kendine kll muhatab ve cmi' bir yine yapp btn hazain-i rahmetinin
mtemiltn ona tattrsn, hem tarttrsn, hem tanttrsn, kendini btn
esmasyla ona bildirsin, onu sevsin ve sevdirsin.. sonra o bare insan o
ebed memleketine gndermesin? O daim saadetgha davet edip mes'ud
etmesin?
Hem hi makul mudur ki, hatt ekirdek






---sh:(S:84) -----------------
kadar herbir mevcuda bir aa kadar vazife yk yklesin, iekleri kadar
hikmetleri bindirsin, semereleri kadar maslahatlar taksn da btn o
vazifeye, o hikmetlere, o maslahatlara dnyaya mteveccih yalnz bir
ekirdek kadar gaye versin! Bir hardal kadar ehemmiyeti olmayan
dnyev bekasn gaye yapsn! Ve bunlar, lem-i manaya ekirdekler ve
lem-i hirete bir mezraa yapmasn! T hakik ve lyk gayelerini
versinler. Ve bu kadar mhim ihtifalt- mhimmeyi gayesiz, bo, abes
braksn. Onlarn yzn lem-i manaya, lem-i hirete evirmesin? T
asl gayeleri ve lyk meyvelerini gstersin. Evet hi mmkn mdr ki:
Bu eyleri byle hilaf- hakikat yapmakla kendi evsaf- hakikiyesi olan
Hakm, Kerim, dil, Rahm'in zdlaryla -h smme h- muttasf
gsterip hikmet ve keremine, adl ve rahmetine delalet eden btn kinatn
hakaikn tekzib etsin, btn mevcudatn ehadetlerini reddetsin, btn
masnuatn delaletlerini ibtal etsin?
Hem hi akl kabul eder mi ki, insann bana ve iindeki
havassna salar adedince vazifeler ykletsin de, yalnz bir sa hkmnde
ona bir cret-i dnyeviye versin; adalet-i hakikiyesine zd olarak ve
hikmet-i hakikiyesine mnaf, manasz i yapsn?
Hem hi mmkn mdr ki, bir aaca takt neticeler, meyveler
miktarnca herbir zhayata, belki lisan gibi herbir uzvuna, belki herbir
masnua o derece hikmetleri, maslahatlar takmakla kendisinin bir Hakm-i
Mutlak olduunu isbat edip gstersin, sonra btn hikmetlerin en by
ve btn maslahatlarn en mhimmi ve btn neticelerin en elzemi ve
hikmeti hikmet, nimeti nimet, rahmeti rahmet eden ve btn hikmetlerin,
nimetlerin, rahmetlerin, maslahatlarn menba ve gayesi olan beka ve
likay ve saadet-i ebediyeyi vermeyip terkederek, btn ilerini abesiyet-i
mutlaka derekesine drsn ve kendini o zta benzetsin ki; yle bir saray
yapar, herbir tanda binlerce naklar, herbir tarafnda binler znetler ve
herbir menzilinde binler kymetdar lt ve levazmat- beytiye
bulundursun da sonra ona dam yapmasn, her ey rsn, beyhude
bozulsun. H ve kell!. Hayr- Mutlak'tan hayr gelir, Cemil-i
Mutlak'tan gzellik gelir, Hakm-i Mutlak'tan abes bir ey gelmez. Evet
her kim fikren tarihe binip mazi cihetine gitse, u zaman- hazrda
grdmz menzil-i dnya, meydan- ibtil, meher-i eya gibi, seneler
adedince vefat etmi menziller, meydanlar, meherler, lemler grecek.
Surete, keyfiyete birbirinden ayr olduklar halde; intizamca, acaibce,
Sniin kudret ve hikmetini gstermeke birbirine benzer. Hem grecek ki;
o sebatsz menzillerde, o devamsz meydanlarda, o bekasz meherlerde o
kadar bahir bir hikmetin intizamatn, o derece

---sh:(S:85) -----------------
zahir bir inayetin iaratn, o mertebe kahir bir adaletin emaratn, o derece
vsi bir merhametin semeratn grecek. Basiretsiz olmamak artyla
yaknen bilecek ki: O hikmetten daha ekmel bir hikmet olamaz ve o sr
grnen inayetten daha ecmel bir inayet kabil deil ve o emarat grnen
adaletten daha ecell bir adalet yoktur ve o semerat grnen merhametten
daha emel bir merhamet tasavvur edilmez.
Eer farz- muhal olarak u ileri eviren, u misafirleri ve
misafirhaneleri deitiren Sultan- Sermed'nin daire-i memleketinde
daim menziller, l meknlar, sabit makamlar, bki meskenler, mukim
ahali, mes'ud ibad bulunmazsa; ziya, hava, su, toprak gibi kuvvetli ve
mull drt anasr- maneviye olan hikmet, adalet, inayet, merhametin
hakikatlarn nefyetmek ve o anasr- zahiriye gibi, grnen vcudlarn
inkr etmek lzmgelir. nki u bekasz dnya ve mfha, onlarn tam
hakikatlarna mazhar olamad malmdur. Eer baka yerde dahi onlara
tam mazhar olacak mekn bulunmazsa, o vakit gndz dolduran ziyay
grd halde, Gnein vcudunu inkr etmek derecesinde bir
divanelikle, u her eyde bulunan gzmz nndeki hikmeti inkr
etmek, u nefsimizde ve ekser eyada her vakit mahede ettiimiz
inayeti inkr etmek ve u pek kuvvetli emarat grnen adaleti inkr
etmek (Haiye)ve u her yerde grdmz merhameti inkr etmek
lzmgeldii gibi; u kinatta grdmz icraat- hakmane ve ef'al-i
kerimane ve ihsanat- rahmanenin sahibini -h smme h- sefih bir
oyuncu, gaddar bir zalim olduunu kabul etmek lzmgelir ki, nihayetsiz
muhal bir inklab- hakaiktir. Hatt hereyin vcudunu ve kendi nefsinin
vcudunu inkr eden ahmak Sofestaler dahi bunun tasavvuruna kolay
kolay yanaamazlar.
Elhasl: u grnen uunat, dnyadaki vs'atli itimaat- hayatiye
ve sr'atli iftirakat- mevtiye ve hametli toplanmalar ve abuk dalmalar
(Haiye): Evet adalet iki ktr. Biri msbet, dieri menfdir. Msbet ise, hak sahibine
hakkn vermektir. u ksm adalet, bu dnyada bedahet derecesinde ihatas vardr. nki
"nc Hakikat"ta isbat edildii gibi; hereyin istidad lisanyla ve ihtiyac- ftr
lisanyla ve zdrar lisanyla Ftr- Zlcelal'den istedii btn matlubatn ve vcud ve
hayatna lzm olan btn hukukunu mahsus mizanlarla, muayyen llerle bilmahede
veriyor. Demek adaletin u ksm, vcud ve hayat derecesinde kat' vardr.
kinci ksm menfdir ki, hakszlar terbiye etmektir. Yani hakszlarn hakkn,
tazib ve tecziye ile veriyor. u k ise endan tamamyla u dnyada tezahr etmiyor.
Fakat o hakikatn vcudunu ihsas edecek bir surette hadsiz iarat ve emarat vardr.
Ezcmle: Kavm-i d ve Semud'dan tut, t u zamann mtemerrid kavimlerine kadar
gelen sille-i te'dib ve tziyane-i tazib, gayet l bir adaletin hkmran olduunu hads-i
kat' ile gsteriyor.


---sh:(S:86) -------------
ve azametli ihtifalat ve byk tecelliyat ile ve onlarn bu leme ait bu
dnya-y fnide ksa bir zamanda malmumuz olan semerat- cz'iyeleri,
ehemmiyetsiz ve muvakkat gayeleri mabeyninde hi mnasebet
olmadndan, deta kk bir taa bir byk da kadar hikmetler, gayeler
takmak; bir byk daa, bir kk ta gibi muvakkat bir gaye-i cz'iye
vermeye benzer ki; hibir akl ve hikmete uygun gelemez.
Demek u mevcudat ve uunat ile ve dnyaya ait gayeleri
ortasnda bu derece nisbetsizlik, kat'iyyen ehadet eder ki; bu mevcudatn
yzleri lem-i manaya mteveccihtir, mnasib meyveleri orada veriyor ve
gzleri esma-i kudsiyeye dikkat ediyorlar, gayeleri o leme bakyor. Ve
zleri dnya topra altnda, snblleri lem-i misalde inkiaf ediyor.
nsan istidad nisbetinde burada ekiyor ve ekiliyor, hirette mahsul alyor.
Evet u eyann esma-i lahiyeye ve lem-i hirete mteveccih yzlerine
baksan greceksin ki; mu'cize-i kudret olan herbir ekirdein bir aa
kadar gayesi var. Kelime-i hikmet olan herbir iein (Haiye) bir aa
iekleri kadar manalar var ve o hrika-i san'at ve manzume-i rahmet
olan herbir meyvenin, bir aacn meyveleri kadar hikmetleri var. Bizlere
rzk olmas ise; o binler hikmetlerinden birtek hikmettir ki, vazifesi biter,
manasn ifade eder, vefat eder, midemizde defnedilir. Madem bu fni
eya, baka yerde bki meyveler verirler ve daim suretler brakr ve baka
cihette ebed manalar ifade eder, sermed tesbihat yapar. Ve insan ise,
onlarn u cihetine bakan yzlerine bakmakla insan olur, fnide bkiye
yol bulur.
Demek, bu hayat ve mevt iinde yuvarlanan, toplanp dalan
mevcudat iinde baka maksad var. Temsilde kusur yoktur: u ahval,
taklid ve temsil iin tekil ve tertib edilen ahvale benzer. Nasl byk
masrafla ksa itimalar, dalmalar yaplyor. T suretler alnsn, terkib
edilsin, sinemada daim gsterilsin. Onun gibi, bu dnyada ksa bir mddet
zarfnda hayat- ahsiye ve hayat- itimaiye geirmenin bir gayesi udur
ki; suretler alnp terkib edilsin, netice-i amelleri alnp hfzedilsin. T bir
mecma-i ekberde muhasebesi grlsn ve bir meher-i a'zamda
gsterilsin ve bir saadet-i uzmaya istidad gsterilsin. Demek hads-i
erifte "Dnya hiret mezraasdr" diye bu hakikat ifade ediyor.
(Haiye): Sual: Eer dense: Neden en ok misalleri iekten ve ekirdekten ve meyveden
getiriyorsun?
Elcevab: nki onlar hem mu'cizat- kudretin en antikalar, en hrikalar, en
nazeninleridirler. Hem ehl-i tabiat ve ehl-i dalalet ve ehl-i felsefe, onlardaki kalem-i
kader ve kudretin yazd ince hatt okuyamadklar iin onlarda boulmular, tabiat
bataklna dmler.
---sh:(S:87) -------------
Madem dnya var. Ve dnya iinde bu sryla hikmet ve inayet
ve rahmet ve adalet var. Elbette dnyann vcudu gibi kat' olarak hiret
de var. Madem dnyada herey bir cihette o leme bakyor. Demek oraya
gidiliyor. hireti inkr etmek, dnya ve mfhay inkr etmek demektir.
Demek ecel ve kabir insan bekledii gibi, Cennet ve Cehennem de insan
bekliyor ve gzlyor.
Onbirinci Hakikat: Bb- insaniyettir. sm-i Hakk'n
cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Cenab- Hak ve Mabud-u Bilhak, insan u
kinat iinde rububiyet-i mutlakasna ve umum lemlere rububiyet-i
mmesine kar en ehemmiyetli bir abd ve hitabat- Sbhaniyesine en
mtefekkir bir muhatab ve mazhariyet-i esmasna en cmi' bir yine ve
onu ism-i a'zamn tecellisine ve her isimde bulunan ism-i a'zamlk
mertebesinin tecellisine mazhar bir ahsen-i takvimde en gzel bir mu'cize-
i kudret ve hazain-i rahmetinin mtemiltn tartmak, tanmak iin en
ziyade mizan ve letlere mlik bir mdakkik ve nihayetsiz nimetlerine en
ziyade muhta ve fenadan en ziyade mteellim ve bekaya en ziyade
mtak ve hayvanat iinde en nazik ve en nazdar ve en fakir ve en muhta
ve hayat- dnyeviyece en mteellim ve en bedbaht ve istidada en ulv ve
en yksek surette, mahiyette yaratsn da, onu mstaid olduu ve mtak
olduu ve lyk olduu bir dr- ebedye gndermeyip, hakikat-
insaniyeyi ibtal ederek kendi hakkaniyetine taban tabana zd ve hakikat
nazarnda irkin bir hakszlk etsin!
Hem hi kabil midir ki: Hkim-i Bilhak, Rahm-i Mutlak; insana
yle bir istidad verip, yer ile gkler ve dalar tahammlnden ekindii
emanet-i kbray tahamml edip, yani kck cz' lleriyle,
san'atklaryla Hlknn muhit sfatlarn, kll uunatn, nihayetsiz
tecelliyatn lerek bilip; hem yerde en nazik, nazenin, nazdar, ciz, zaf
yaratp; halbuki btn yerin nebat ve hayvan olan mahlukatna bir nevi
tanzimat memuru yapp, onlarn tarz- tesbihat ve ibadetlerine mdahale
ettirip, kinattaki icraat- lahiyeye kck mikyasta bir temsil gsterip,
rububiyet-i Sbhaniyeyi fiilen ve kalen kinatta iln ettirmek, meleklerine
tercih edip hilafet rtbesini verdii halde; ona btn bu vazifelerinin
gayesi ve neticesi ve semeresi olan saadet-i ebediyeyi vermesin? Onu
btn mahlukatnn en bedbaht, en bare, en musibetzede, en dertmend,
en zelil bir derekeye atp; en mbarek, nuran ve let-i tes'id bir hediye-i
hikmeti olan akl o bareye en me'um ve zulman bir let-i tazib yapp,
hikmet-i mutlakasna bsbtn zd ve

---sh:(S:88) -------------
merhamet-i mutlakasna klliyen mnaf bir merhametsizlik etsin. H
ve kell!
Elhasl: Nasl hikye-i temsiliyede bir zabitin czdanna ve
defterine bakp grm idik ki; hem rtbesi, hem vazifesi, hem maa,
hem dstur-u hareketi, hem cihazat bize gsterdi ki; o zabit, o muvakkat
meydan iin deil, belki mstekar bir memlekete gidecek de ona gre
alyor. Aynen onun gibi; insann kalb czdanndaki letaif ve akl
defterindeki havas ve istidadndaki cihazat, tamamen ve mttefikan
saadet-i ebediyeye mteveccih ve ona gre verilmi ve ona gre tehiz
edilmi olduuna ehl-i tahkik ve kef mttefiktirler. Ezcmle:
Mesel akln bir hizmetkr ve tasvircisi olan kuvve-i hayaliyeye
denilse ki: "Sana bir milyon sene mr ile saltanat- dnya verilecek,
fakat hirde mutlaka hi olacaksn." Tevehhm aldatmamak, nefis
karmamak artyla "oh" yerine "h" diyecek ve teessf edecek. Demek
en byk fni, en kk bir let ve cihazat- insaniyeyi doyuramyor. te
bu istidaddandr ki, insann ebede uzanm emelleri ve kinat ihata etmi
efkrlar ve ebed saadetlerinin enva'na yaylm arzular gsterir ki; bu
insan ebed iin halkedilmi ve ebede gidecektir. Bu dnya ona bir
misafirhanedir ve hiretine bir intizar salonudur.
Onikinci Hakikat: Bb-ur Risaleti ve-t Tenzil'dir.
"Bismillahirrahmanirrahm"in cilvesidir.
Hi mmkn mdr ki: Btn enbiya mu'cizelerine istinad ederek
szn teyid ettikleri ve btn evliya kef kerametlerine istinad edip
davasn tasdik ettikleri ve btn asfiya tahkikatna istinad ederek
hakkaniyetine ehadet ettikleri Resul-i Ekrem Sallallah Aleyhi ve
Sellem'in tahakkuk etmi bin mu'cizatnn kuvvetine istinad edip btn
kuvvetiyle, hem krk vecihle mu'cize olan Kur'an- Hakm binler yt-
kat'iyyesine istinad ederek, btn kat'iyyetle atklar hiret yolunu ve
kad ettikleri Cennet kapsn, sinek kanad kadar kuvveti bulunmayan
vh vehimler, ne haddi var ki kapatabilsin!
Geen hakikatlardan anlald ki; hair mes'elesi yle rsih bir
hakikattr ki, Kre-i Arz yerinden kaldracak, krp atacak bir kuvvet o
hakikat sarsamaz. Zira o hakikat Cenab- Hak btn esma ve sftnn
iktizas ile tesbit ediyor ve Resul-i Ekrem'i btn mu'cizat ve berahiniyle
tasdik ediyor ve Kur'an- Hakm btn hakaik ve ytyla onu isbat
ediyor ve u kinat btn yt- tekviniye ve uunat- hakmanesi




---sh:(S:89) -------------
ile ehadet ediyor. Acaba hi mmkn mdr ki; hair mes'elesinde
Vcib-l Vcud ile btn mevcudat -kfirler mstesna olarak- ittifak
etmi olsun, kl kadar kuvveti olmayan bheler, eytan vesveseler o da
gibi hakikat- rsiha-i liyeyi sarssn, yerinden kaldrsn? H ve kell!
Sakn zannetme, delail-i hariye, bahsettiimiz oniki hakikata
mnhasrdr. Hyr, belki yalnz Kur'an- Hakm, geen u oniki
hakikatlar bize ders verdii gibi, daha binler vcuha iaret edip, herbir
vecih kav bir emaredir ki: Hlkmz bizi bu dr- fniden bir dr-
bkiye nakledecektir.
Hem sakn zannetme ki: Hari iktiza eden esma-i lahiye,
bahsettiimiz gibi yalnz Hakm, Kerim, Rahm, dil, Hafz isimlerine
mnhasrdr. Hyr, belki kinatn tedbirinde tecelli eden btn esma-i
lahiye, hireti iktiza eder, belki istilzam eder.
Hem zannetme ki, hare delalet eden kinatn yt- tekviniyesi,
u geen bahsettiimize mnhasrdr. Hyr, belki ekser mevcudatta saa
sola alr perdeler gibi vecih ve keyfiyetleri vardr ki; bir vechi Snia
ehadet ettii gibi, dier vechi de hare iaret eder. Mesel: nsann
ahsen-i takvimdeki hsn- masnuiyeti, Sni'i gsterdii gibi; o ahsen-i
takvimdeki kabiliyet-i cmiasyla ksa bir zamanda zeval bulmas, hari
gsterir. Baz kerre bir vecihle iki nazarla baklsa; hem Sni'i, hem hari
gsterir. Mesel ekser eyada grnen hikmetin tanzimi, inayetin tezyini,
adaletin tevzini ve rahmetin taltifi; naslki mahiyetlerine baklsa, bir
Sni'-i Hakm, Kerim, dil, Rahm'in dest-i kudretinden ktn
gsterirler. Onun gibi, bunlarn kuvveti ve hadsizlikleriyle beraber,
unlarn mazharlar olan u fni mevcudatn ehemmiyetsiz ve az
yaamasna baklsa, hiret grnr. Demek ki, herey lisan- hal ile
"ment billahi ve bilyevm-il hir" okuyor ve okutturuyor.












---sh:(S:90) -------------

Htime

Geen oniki hakikat, birbirini teyid eder, birbirini tekmil eder,
birbirine kuvvet verir. Btn onlar birden ittihad ederek neticeyi gsterir.
Hangi vehmin haddi var; u demir gibi, belki elmas gibi oniki muhkem
surlar delip geebilsin. T hsn- hasnde olan har-i imanyi sarssn!
..-....,:.-..,:..-..
yet-i kerimesi ifade ediyor ki: Btn insanlarn halkolunmas ve
haredilmesi, kudret-i lahiyeye nisbeten birtek insann halk ve hari gibi
sandr. Evet yledir. "Nokta" namnda bir risalede Hair bahsinde u
yetin ifade ettii hakikat tafsilen yazmm. Burada yalnz bir ksm
temsiltyla hlsasna bir iaret edeceiz. Eer istersen o "Nokta"ya
mracaat et.
Mesel:
......!.!.
-temsilde kusur yok- naslki "nuraniyet" srryla, Gnein cilvesi kendi
ihtiyaryla olsa da, bir zerreye shuletle verdii cilveyi, ayn shuletle
hadsiz effafata da verir.
Hem "effafiyet" srryla, bir zerre-i effafenin kk gz bebei
Gnein aksini almasnda, denizin geni yzne msavidir.
Hem "intizam" srryla, bir ocuk parmayla gemi suretindeki
oyuncan evirdii gibi, kocaman bir diritnotu da evirir.
Hem "imtisal" srryla, bir kumandan birtek neferi bir ar emriyle
tahrik ettii gibi, bir koca orduyu da ayn kelime ile tahrik eder.
Hem "mvazene" srryla, cevv-i fezada bir terazi ki, yle hakik
hassas ve o derece byk farzedelim ki, iki ceviz terazinin iki gzne
konulsa hisseder ve iki gnei de istiab edip tartar. O iki kefesinde
bulunan






---sh:(S:91) -----------------
iki cevizi birini semavata, birini yere indiren ayn kuvvetle, iki ems
bulunsa; birini ara, dierini fere kaldrr, indirir.
Madem u di, nks, fni mmkinatta nuraniyet ve effafiyet ve
intizam ve imtisal ve mvazene srlaryla, en byk ey en kk eye
msavi olur. Hadsiz hesabsz eyler birtek eye msavi grnr. Elbette
Kadr-i Mutlak'n zt ve nihayetsiz ve gayet kemalde olan kudretinin
nuran tecelliyat ve melektiyet-i eyann effafiyeti ve hikmet ve
kaderin intizamat ve eyann evamir-i tekviniyesine kemal-i imtisali ve
mmkinatn vcud ve ademinin msavatndan ibaret olan imknndaki
mvazenesi srryla; az ok, byk kk ona msavi olduu gibi, btn
insanlar birtek insan gibi bir sayha ile hare getirebilir. Hem bir eyin
kuvvet ve za'fa meratibi, o eyin iine zddnn mdahalesidir. Mesel
hararetin derecat, souun mdahalesidir. Gzelliin meratibi,
irkinliin mdahalesidir. Ziyann tabakat, karanln mdahalesidir.
Fakat birey zt olsa, rz olmazsa, onun zdd ona mdahale edemez.
nki cem'-i zddeyn lzmgelir. Bu ise, muhaldir. Demek asl, zt olan
bir eyde meratib yoktur. Madem Kadr-i Mutlak'n kudreti ztdir,
mmkinat gibi rz deildir ve kemal-i mutlaktadr. Onun zdd olan acz
ise, muhaldir ki tedahl etsin. Demek bir bahar halketmek, Zt-
Zlcelal'ine bir iek kadar ehvendir. Eer esbaba isnad edilse; bir iek
bir bahar kadar ar olur. Hem btn insanlar ihya edip haretmek, bir
nefsin ihyas gibi kolaydr.
Mes'ele-i harin bandan buraya kadar olan temsil suretlerine ve
hakikatlarna dair olan beyanatmz, Kur'an- Hakm'in feyzindendir.
Nefsi teslime, kalbi kabule ihzardan ibarettir. Asl sz ise Kur'anndr.
Zira sz odur ve sz onundur. Dinleyelim:
-!..!--!..
.....-..-... ..-.!.L..
...........!.-.!.!.
,....-.:........:._.!....-..
,.....L-!.-...
,.L.... .!!.! ,:....!.....
....-..-.......-....-..............
... ...:!._.:.,..._.:...!_..
---sh:(S:92) -------------
Daha bunlar gibi yt- beyyinat- Kur'aniyeyi dinleyip, menn
ve saddakn diyelim.
......-..!...-....!... .....:........
.-..!.-.-! .-...!.-.-.!.!.- .
...!..-.. .-..:...:...-...:!
....-. ... .!...
...-.................L!...,..!
...-..!..!..!.......!.-.!.-..._.!
..-!_..-.....!...!...L!........
.-!....!..-.....-....!.....!......,..!
....-.!......- ....






















---sh:(S:93) -------------
Ey u risaleyi insaf ile mtalaa eden karde! Deme, niin bu
"Onuncu Sz" birden tamamyla anlayamyorum ve tamam anlamadn
iin sklma! nki bn-i Sina gibi bir dh-yi hikmet,
............!.:-!
demi. "man ederiz, fakat akl bu yolda gidemez" diye hkmetmitir.
Hem btn lema-i slm: "Hair, bir mes'ele-i nakliyedir, delili nakildir.
Akl ile ona gidilmez." diye mttefikan hkmettikleri halde, elbette o
kadar derin ve manen pek yksek bir yol; birdenbire bir cadde-i
umumiye-i akliye hkmne geemez. Kur'an- Hakm'in feyziyle ve
Hlk- Rahm'in rahmetiyle, u taklidi krlm ve teslimi bozulmu
asrda, o derin ve yksek yolu u derece ihsan ettiinden bin kr
etmeliyiz. nki imanmzn kurtulmasna kfi gelir. Fehmettiimiz
miktarna memnun olup tekrar mtalaa ile izdiyadna almalyz.
Hare akl ile gidilmemesinin bir srr udur ki: Har-i A'zam,
sm-i A'zamn tecellisiyle olduundan, Cenab- Hakk'n sm-i A'zamnn
ve her ismin a'zam mertebesindeki tecellisiyle zahir olan ef'al-i azmeyi
grmek ve gstermekle, har-i a'zam bahar gibi kolay isbat ve kat' iz'an
ve tahkik iman edilir. u Onuncu Sz'de feyz-i Kur'an ile yle grlyor
ve gsteriliyor. Yoksa akl, dar ve kk dsturlaryla kendi bana kalsa
ciz kalr, taklide mecbur olur.


















---sh:(S:94) ---------------

Do kuz unc u ua
(Onuncu Sz'n Mhim Bir Zeyli ve Lhikasnn Birinci Paras)

..-!!..-...-.....-.-..
.-!~.-....L.-...:........!
.....-..-..-!....!~.-.....!
,...,...,:..-......-.!..
..,:....,:!.-......:...:
.....!. .-.....,:...-....!..:..!
..-.......!.-......:......!
......!.-.!.....!. ,:..!.,:...!
.....!. ...,'..-.....!...!.,:....
.....-.....-_..!,:........-......!
.....!. .....-..-........!.
.,.... ......!..........-....!
....!.!...-,.........,...
...-.,.-!' ...._.!......!...
......!......!!. ......
,.:-!...-!..




--- sh:(S:95) -------------
mann bir kutbunu gsteren bu semav yt- kbrann ve hari
isbat eden u kuds berahin-i uzmnn bir nkte-i ekberi ve bir hccet-i
a'zam; bu "Dokuzuncu ua"da beyan edilecek. Latif bir inayet-i
Rabbaniyedir ki: Bundan otuz sene evvel Eski Said, yazd tefsir
mukaddemesi "Muhakemat" namndaki eserin hirinde; "kinci Maksad:
Kur'anda hare iaret eden iki yet tefsir ve beyan edilecek.
,.-.!.-.! ,..-.deyip durmu. Daha yazamam.
Hlk- Rahm'ime delail ve emarat- hariye adedince kr ve hamd
olsun ki, otuz sene sonra tevfik ihsan eyledi. Evet bundan dokuz-on sene
evvel o iki yetten birinci yet olan
.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.
ferman- lahnin iki parlak ve ok kuvvetli hccetleri ve tefsirleri
bulunan Onuncu Sz ile Yirmidokuzuncu Sz' in'am etti, mnkirleri
susturdu. Hem iman- harnin hcum edilmez o iki metin kal'asndan,
dokuz ve on sene sonra ikinci yet olan bata mezkr yt- ekberin
tefsirini bu risale ile ikram etti. te bu Dokuzuncu ua, mezkr ytyla
iaret edilen dokuz l makam ve bir ehemmiyetli mukaddemeden
ibarettir.
* * *
















--- sh:(S:96) -------------

Mukaddeme

(Hair akidesinin, pek ok ruh faidelerinden ve hayat
neticelerinden birtek netice-i cmiay ihtisar ile beyan ve hayat-
insaniyeye hususan hayat- itimaiyesine ne derece lzumlu ve zarur
olduunu izhar ve bu iman- har akidesinin pek ok hccetlerinden bir
tek hccet-i klliyeyi icmal ile gstermek ve o akide-i hariye ne derece
bedih ve bhesiz bulunduunu ifade etmekten ibaret olarak "ki
Nokta"dr.)
Birinci Nokta: hiret akidesi, hayat- itimaiye ve ahsiye-i
insaniyenin ss-l esas ve saadetinin ve kemaltnn esasat olduuna
yzer delillerinden bir mikyas olarak yalnz drt tanesine iaret edeceiz.
Birincisi: Nev-i beerin hemen yarsn tekil eden ocuklar,
yalnz Cennet fikriyle, onlara dehetli ve alatc grnen lmlere ve
vefatlara kar dayanabilirler ve gayet zaf ve nazik vcudlarnda bir
kuvve-i maneviye bulabilirler ve her eyden abuk alayan gayet
mukavemetsiz mizac- ruhlarnda, o Cennet ile bir mid bulup mesrurane
yaayabilirler. Mesel Cennet fikriyle der: "Benim kk kardeim veya
arkadam ld, Cennet'in bir kuu oldu. Cennet'te gezer, bizden daha
gzel yaar." Yoksa her vakit etrafnda kendi gibi ocuklarn ve
byklerin lmleri, o zaf barelerin endieli nazarlarna arpmas;
mukavemetlerini ve kuvve-i maneviyelerini zr zeber ederek gzleriyle
beraber ruh, kalb, akl gibi btn letaifini dahi yle alattracak, ya
mahvolup veya divane bir bedbaht hayvan olacakt.
kinci delil: Nev-i insann nsf olan ihtiyarlar, yalnz hayat-
uhreviye ile yaknlarnda bulunan kabre kar tahamml edebilirler. Ve
ok alkadar olduklar hayatlarnn yaknda snmesine ve gzel
dnyalarnn kapanmasna mukabil bir teselli bulabilirler ve ocuk
hkmne geen seri-t teessr ruhlarnda ve mizalarnda, mevt ve
zevalden kan elm ve dehetli me'yusiyete kar, ancak hayat- bkiye
midiyle mukabele edebilirler. Yoksa o efkate lyk muhteremler






--- sh:(S:97) -------------
ve sknete ve istirahat- kalbiyeye ok muhta o endieli babalar ve
analar, yle bir vaveyl-i ruh ve bir dadaa-i kalb hissedeceklerdi ki;
bu dnya onlara zulmetli bir zindan ve hayat dahi kasavetli bir azab
olurdu.
nc delil: nsanlarn hayat- itimaiyesinin en kuvvetli medar
olan genler, delikanllar, iddet-i galeyanda olan hissiyatlarn ve ifratkr
bulunan nefis ve hevalarn tecavzattan ve zulmlerden ve tahribattan
durduran ve hayat- itimaiyenin hsn- cereyann temin eden; yalnz
Cehennem fikridir. Yoksa Cehennem endiesi olmazsa, "El-hkm lil-
galib" kaidesiyle o sarho delikanllar, hevesatlar peinde bare zaflere,
cizlere, dnyay Cehennem'e evireceklerdi ve yksek insaniyeti gayet
sfl bir hayvaniyete dndreceklerdi.
Drdnc delil: Nev-i beerin hayat- dnyeviyesinde en
cem'iyetli merkez ve en esasl zenberek ve dnyev saadet iin bir Cennet,
bir melce, bir tahassngh ise; aile hayatdr. Ve herkesin hanesi, kk
bir dnyasdr. Ve o hane ve aile hayatnn hayat ve saadeti ise; samim
ve cidd ve vefadarane hrmet ve hakik ve efkatli ve fedakrane
merhamet ile olabilir. Ve bu hakik hrmet ve samim merhamet ise;
ebed bir arkadalk ve daim bir refakat ve sermed bir beraberlik ve
hadsiz bir zamanda ve hududsuz bir hayatta birbiriyle pederane,
ferzendane, kardeane, arkadaane mnasebetlerin bulunmak fikriyle,
akidesiyle olabilir. Mesel der: "Bu haremim, ebed bir lemde, ebed bir
hayatta, daim bir refika-i hayatmdr. imdilik ihtiyar ve irkin olmu ise
de zarar yok. nki ebed bir gzellii var, gelecek. Ve byle daim
arkadaln hatr iin herbir fedakrl ve merhameti yaparm." diyerek
o ihtiyare karsna, gzel bir huri gibi muhabbetle, efkatle, merhametle
mukabele edebilir. Yoksa ksack bir-iki saat sur bir refakatten sonra
ebed bir firak ve mfarakate urayan arkadalk; elbette gayet sur ve
muvakkat ve esassz, hayvan gibi bir rikkat-i cinsiye manasnda ve bir
mecaz merhamet ve sun' bir hrmet verebilir ve hayvanatta olduu gibi;
baka menfaatler ve sair galib hisler, o hrmet ve merhameti malub edip
o dnya cennetini, cehenneme evirir.
te iman- harnin yzer neticesinden birisi; hayat- itimaiye-i
insaniyeye taalluk eder. Ve bu tek neticenin de yzer cihetinden ve
faydalarndan mezkr drt delile sairleri kyas edilse anlalr ki: Hakikat-
hariyenin tahakkuku ve vukuu; insaniyetin ulv hakikat ve kll haceti
derecesinde kat'dir. Belki insann midesindeki ihtiyacn vcudu,
taamlarn vcuduna delalet ve ehadetinden daha zahirdir


--- sh:(S:98) -------------
ve daha ziyade tahakkukunu bildirir. Ve eer bu hakikat- hariyenin
neticeleri insaniyetten ksa; o ok ehemmiyetli ve yksek ve hayatdar
olan insaniyet mahiyeti, murdar ve mikrop yuvas bir le hkmne sukut
edeceini isbat eder. Beerin idare ve ahlk ve itimaiyat ile ok
alkadar olan itimaiyyun ve siyasiyyun ve ahlkiyyunun kulaklar
nlasn! Gelsinler, bu boluu ne ile doldurabilirler ve bu derin yaralar
ne ile tedavi edebilirler?
kinci Nokta: Hakikat- hariyenin hadsiz brhanlarndan sair
erkn- imaniyeden gelen ehadetlerin hlsasndan kan bir brhan,
gayet muhtasar bir surette beyan eder. yle ki:
Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n risaletine delalet
eden btn mu'cizeleri ve btn delail-i nbvveti ve hakkaniyetinin
btn brhanlar, birden hakikat- hariyenin tahakkukuna ehadet ederek
isbat ederler. nki bu ztn btn hayatnda btn davalar,
vahdaniyetten sonra hairde temerkz ediyor. Hem umum peygamberleri
tasdik eden ve ettiren btn mu'cizeleri ve hccetleri, ayn hakikate
ehadet eder.
Hem ....kelimesinden gelen ehadeti bedahet derecesine
karan ...ehadeti de ayn hakikate ehadet eder. yle ki: Bata
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hakkaniyetini isbat eden btn mu'cizeleri,
hccetleri ve hakikatlar, birden hakikat- hariyenin tahakkukuna ve
vukuuna ehadet edip isbat ederler. nki Kur'ann hemen ten birisi
hairdir ve ekser ksa surelerinin balarnda gayet kuvvetli yt-
hariyedir. Sarhan ve iareten binler ytyla ayn hakikat haber verir,
isbat eder, gsterir. Mesel:
..!..... * ...:!.
*,.L.....!!.! ,:..
*..!.!..!.!.
*..:.....!. * ..L......!.
..-!...-... *.!.....,.
gibi, otuz-krk surelerin balarnda btn kat'iyyetle hakikat- hariyeyi
kinatn en ehemmiyetli ve vcib bir hakikat olduunu gstermekle

--- sh:(S:99) -------------
beraber, sair yetlerinde dahi o hakikatn eit eit delillerini beyan edip
ikna' eder. Acaba birtek yetin birtek iareti, gzmz nnde ulm-u
slmiyede mteaddid ilm, kevn hakikatlar meyve veren bir kitabn
binler byle ehadetleri ve davalar ile, Gne gibi zuhur eden iman-
har; hakikatsz olmas gnein inkr belki kinatn ademi gibi hibir
cihet-i imkn var m ve yz derece muhal ve btl olmaz m? Acaba bir
sultann birtek iareti yalan olmamak iin bazan bir ordu hareket edip
arpt halde, o pek cidd ve izzetli sultann binler szleri ve va'dleri ve
tehdidlerini yalan karmak hibir cihette kabil midir ve hakikatsz olmak
mmkn mdr? Acaba on asrda fslasz olarak hadsiz ruhlara,
akllara, kalblere, nefislere hak ve hakikat dairesinde hkmeden, terbiye
eden, idare eden bu manev Sultan- Zan'n birtek iareti byle bir
hakikat isbat etmeye kfi iken, binler tasrihat ile bu hakikat- hariyeyi
gsterip isbat ettikten sonra, o hakikat tanmayan bir echel ahmak iin
Cehennem azab lzm gelmez mi ve ayn- adalet olmaz m? Hem birer
zamana ve birer devre hkmeden btn semav suhuflar ve mukaddes
kitablar dahi, btn istikbale ve umum zamanlara hkmran olan
Kur'ann tafsilatla, izahatla tekrar ile beyan ve isbat ettii hakikat-
hariyeyi, asrlarna ve zamanlarna gre o hakikat kat' kabul ile
beraber, tafsilatsz ve perdeli ve muhtasar bir surette beyan, fakat
kuvvetli bir tarzda iddia ve isbatlar; Kur'ann davasn binler imza ile
tasdik ederler.
Bu bahsin mnasebetiyle Risale-i Mnacat'n hirinde, "iman-n
bilyevm-il hir" rknne sair rknlerin hususan "rusl" ve "ktb"n
ehadeti, mnacat suretinde zikredilen pek kuvvetli ve hlsal ve btn
evhamlar izale eden bir hccet-i hariye aynen buraya giriyor. yle ki:
Mnacat'ta demi:
Ey Rabb-i Rahm'im! Resul-i Ekrem'inin talimiyle ve Kur'an-
Hakm'in dersiyle anladm ki: Bata Kur'an ve Resul-i Ekrem'in olarak
btn mukaddes kitablar ve peygamberler, bu dnyada ve her tarafta
nmuneleri grlen celalli ve cemalli isimlerinin tecellileri daha parlak
bir surette ebed-l bdda devam edeceine ve bu fni lemde rahmane
cilveleri, nmuneleri mahede edilen ihsanatnn daha aaal bir tarzda
dr- saadette istimrarna ve bekasna ve bu ksa hayat- dnyeviyede
onlar zevk ile gren ve muhabbet ile refakat eden mtaklarn, ebedde
dahi refakatlarna ve beraber bulunmalarna icma' ve ittifak ile ehadet ve
delalet ve iaret ederler.



--- sh:(:100) -------------
Hem yzer mu'cizat- bahirelerine ve yt- katalarna istinaden,
bata Resul-i Ekrem ve Kur'an- Hakm'in olarak btn nuran ruhlarn
sahibleri olan peygamberler ve btn mnevver kalblerin kutublar olan
veliler ve btn keskin ve nurlu akllarn madenleri olan sddknler, btn
suhuf-u semaviyede ve ktb- mukaddesede senin ok tekrar ile ettiin
binler va'dlerine ve tehdidlerine istinaden, hem senin kudret ve rahmet ve
inayet ve hikmet ve celal ve cemal gibi hireti iktiza eden kuds sfatlarna,
e'nlerine ve senin izzet-i celaline ve saltanat- rububiyetine itimaden, hem
hiretin izlerini ve tereuhatn bildiren hadsiz kefiyatlarna ve
mahedelerine ve ilmelyakn ve aynelyakn derecesinde bulunan
itikadlarna ve imanlarna binaen saadet-i ebediyeyi insanlara
mjdeliyorlar. Ehl-i dalalet iin Cehennem ve ehl-i hidayet iin Cennet
bulunduunu haber verip iln ediyorlar, kuvvetli iman edip ehadet
ediyorlar.
Ey Kadr-i Hakm! Ey Rahman- Rahm! Ey Sadk-ul Va'd-il
Kerim! Ey izzet ve azamet ve celal sahibi Kahhar- Zlcelal!.. Bu kadar
sadk dostlarn, bu kadar va'dlerini ve bu kadar sft ve uunatn yalanc
karmak, tekzib etmek ve saltanat- rububiyetinin kat' mukteziyatn
tekzib edip yapmamak ve senin sevdiin ve onlar dahi seni tasdik ve itaat
etmekle kendilerini sana sevdiren hadsiz makbul ibadnn hirete bakan
hadsiz dualarn ve davalarn reddetmek, dinlememek ve kfr ve isyan
ile ve seni va'dinde tekzib etmekle, senin azamet-i kibriyana dokunan ve
izzet-i celaline dokunduran ve uluhiyetinin haysiyetine ilien ve efkat-i
rububiyetini mteessir eden ehl-i dalaleti ve ehl-i kfr harin inkrnda,
onlar tasdik etmekten yzbinler derece mukaddessin ve hadsiz derece
mnezzeh ve lsin. Byle nihayetsiz bir zulmden ve nihayetsiz bir
irkinlikten, senin o nihayetsiz adaletini ve nihayetsiz cemalini ve hadsiz
rahmetini, hadsiz derece takdis ediyoruz. Ve btn kuvvetimizle iman
ederiz ki: O yzbinler sadk elilerin ve o hadsiz doru delll- saltanatn
olan enbiya, asfiya, evliyalar, hakkalyakn, aynelyakn, ilmelyakn
suretinde senin uhrev rahmet hazinelerine, lem-i bekadaki ihsanatnn
definelerine ve dr- saadette tamamyla zuhur eden gzel isimlerinin
hrika gzel cilvelerine ehadetleri hak ve hakikattr ve iaretleri doru ve
mutabktr ve bearetleri sadk ve vaki'dir. Ve onlar btn hakikatlarn
mercii ve gnei ve hamisi olan "Hak" isminin en byk bir ua; bu
hakikat- ekber-i hariye olduunu iman ederek, senin emrin ile senin
ibadna hak dairesinde ders veriyorlar ve ayn- hakikat olarak talim
ediyorlar. Ya Rab! Bunlarn ders ve talimlerinin hakk ve hrmeti iin,
bize ve Risale-i Nur talebelerine iman- ekmel ve hsn- htime ver ve
bizleri onlarn efaatlerine mazhar eyle, mn!..
--- sh:(:101) -------------
Hem naslki Kur'ann belki btn semav kitablarn hakkaniyetini
isbat eden umum deliller ve hccetler ve Habibullah'n belki btn
enbiyann nbvvetlerini isbat eden umum mu'cizeler ve brhanlar,
dolaysyla en byk mddealar olan hiretin tahakkukuna delalet
ederler. Aynen yle de, Vcib-l Vcud'un vcuduna ve vahdetine
ehadet eden ekser deliller ve hccetler, dolaysyla rububiyetin ve
uluhiyetin en byk medar ve mazhar olan dr- saadetin ve lem-i
bekann vcuduna, almasna ehadet ederler. nki gelecek makamatta
beyan ve isbat edilecei gibi, Zt- Vcib-l Vcud'un hem mevcudiyeti,
hem umum sfatlar, hem ekser isimleri, hem rububiyet, uluhiyet, rahmet,
inayet, hikmet, adalet gibi vasflar, e'nleri lzum derecesinde hireti
iktiza ve vcub derecesinde bki bir lemi istilzam ve zaruret derecesinde
mkfat ve mcazat iin hari ve neri isterler.
Evet madem ezel, ebed bir Allah var; elbette saltanat-
uluhiyetinin sermed bir medar olan hiret vardr. Ve madem bu kinatta
ve zhayatta gayet hametli ve hikmetli ve efkatli bir rububiyet-i
mutlaka var ve grnyor. Elbette o rububiyetin hametini sukuttan ve
hikmetini abesiyetten ve efkatini gadirden kurtaran, ebed bir dr-
saadet bulunacak ve girilecek.
Hem madem gz ile grnen bu hadsiz in'amlar, ihsanlar, ltuflar,
keremler, inayetler, rahmetler; perde-i gayb arkasnda bir Zt- Rahman-
Rahm'in bulunduunu snmemi akllara, lmemi kalblere gsterir.
Elbette in'am istihzadan ve ihsan aldatmaktan ve inayeti adavetten ve
rahmeti azabdan ve ltuf ve keremi ihanetten hals eden ve ihsan ihsan
eden ve nimeti nimet eden, bir lem-i bkide bir hayat- bkiye var ve
olacaktr.
Hem madem bahar faslnda zeminin dar sahifesinde hatasz
yzbin kitab birbiri iinde yazan bir kalem-i kudret gzmz nnde
yorulmadan iliyor. Ve o kalem sahibi yzbin defa ahd va'detmi ki:
"Bu dar yerde ve kark ve birbiri iinde yazlan bahar kitabndan daha
kolay olarak geni bir yerde gzel ve lyemut bir kitab yazacam ve
size okutturacam" diye, btn fermanlarda o kitabdan bahsediyor.
Elbette ve herhalde o kitabn asl yazlm ve hair ve neir ile haiyeleri
de yazlacak ve umumun defter-i a'malleri onda kaydedilecek.
Hem madem bu Arz, kesret-i mahlukat cihetiyle ve mtemadiyen
deien yzbinler eit eit enva'- zevil-hayat ve zevil-ervahn meskeni,
menei, fabrikas, meheri, maheri olmas haysiyetiyle bu kinatn kalbi,
merkezi, hlsas, neticesi, sebeb-i hilkat olarak gayet byk yle

--- sh:(:102) -------------
bir ehemmiyeti var ki; kklyle beraber koca semavata kar denk
tutulmu. Semav fermanlarda daima
..... .!. deniliyor. Ve madem bu mahiyetteki Arz'n
her tarafna hkmeden ve ekser mahlukatna tasarruf eden ve ekser
zhayat mevcudatn teshir edip kendi etrafna toplattran ve ekser
masnuatn kendi hevesatnn hendesesiyle ve ihtiyacatnn dsturlaryla
yle gzelce tanzim ve tehir ve tezyin ve ok antika nevilerini liste gibi
birer yerlerde yle toplayp sslettirir ki, deil yalnz ins ve cinn
nazarlarn, belki semavat ehlinin ve kinatn nazar- dikkatlerini ve
takdirlerini ve kinat sahibinin nazar- istihsann celbetmekle gayet
byk bir ehemmiyet ve kymet alan ve bu haysiyetle bu kinatn hikmet-
i hilkat ve byk neticesi ve kymetli meyvesi ve Arz'n halifesi
olduunu fenleriyle, san'atlaryla gsteren.. ve dnya cihetinde Sani-i
lem'in mu'cizeli san'atlarn gayet gzelce tehir ve tanzim ettii iin,
isyan ve kfryle beraber dnyada braklan ve azab te'hir edilen ve bu
hizmeti iin imhal edilip muvaffakyet gren nev-i ben-dem var.
Ve madem bu mahiyetteki nev-i ben-dem, miza ve hilkat
itibariyle gayet zaf ve ciz ve gayet acz ve fakryla beraber hadsiz
ihtiyacat ve teellmat olduu halde, btn btn kuvvetinin ve
ihtiyarnn fevkinde olarak koca Kre-i Arz', o nev-i insana lzumu
bulunan her nevi madenlere mahzen ve her nevi taamlara anbar ve nev-i
insann houna gidecek her eit mallara bir dkkn suretine getiren,
gayet kuvvetli ve hikmetli ve efkatli bir mutasarrf var ki, byle nev-i
insana bakyor, besliyor, istediini veriyor.
Ve madem bu hakikatteki bir Rab; hem insan sever, hem kendini
insana sevdirir; hem bkidir, hem bki lemleri var, hem adaletle her ii
grr ve hikmetle hereyi yapyor. Hem bu ksa hayat- dnyeviyede ve
bu ksack mr- beerde ve bu muvakkat ve fni zeminde o Hkim-i
Ezel'nin hamet-i saltanat ve sermediyet-i hkimiyeti yerleemiyor. Ve
nev-i insanda vuku bulan ve kinatn intizamna ve adalet ve
mvazenelerine ve hsn- cemaline mnaf ve muhalif ok byk
zulmleri ve isyanlar ve velinimetine ve onu efkatle besleyene kar
ihanetleri, inkrlar, kfrleri bu dnyada cezasz kalp, gaddar zalim,
rahat ile hayatn ve bare mazlum meakkatler iinde mrlerini
geirirler. Ve umum kinatta eserleri grnen u adalet-i mutlakann
mahiyeti ise; dirilmemek suretiyle o gaddar zalimlerin ve me'yus
mazlumlarn vefat iindeki msavatlarna btn btn zddr, kaldrmaz,
msaade etmez!
--- sh:(:103) -------------
Ve madem naslki kinatn sahibi, kinattan zemini ve zeminden
nev-i insan intihab edip gayet byk bir makam, bir ehemmiyet vermi.
yle de, nev-i insandan dahi makasd- rububiyetine tevafuk eden ve
kendilerini iman ve teslim ile ona sevdiren hakik insanlar olan enbiya ve
evliya ve asfiyay intihab edip kendine dost ve muhatab ederek, onlar
mu'cizeler ve tevfikler ile ikram ve dmanlarn semav tokatlar ile tazib
ediyor. Ve bu kymetli, sevimli dostlarndan dahi, onlarn imam ve
mefhari olan Muhammed Aleyhissalt Vesselm' intihab ederek,
ehemmiyetli Kre-i Arz'n yarsn ve ehemmiyetli nev-i insann beten
birisini uzun asrlarda onun nuruyla tenvir ediyor. deta bu kinat onun
iin yaratlm gibi; btn gayeleri onun ile ve onun dini ile ve Kur'an ile
tezahr ediyor. Ve o pek ok kymetdar ve milyonlar sene yaayacak
kadar hadsiz hizmetlerinin cretlerini hadsiz bir zamanda almaya
mstehak ve lyk iken, gayet meakkatler ve mcahedeler iinde
altm sene gibi ksack bir mr verilmi. Acaba hibir cihetle hibir
imkn, hibir ihtimali, hibir kabiliyeti var m ki; o zt, btn emsali ve
dostlaryla beraber dirilmesin ve imdi de ruhen diri ve hayy olmasn?
'dam- ebed ile mahvolsunlar? H, yzbin defa h ve kell!.. Evet
btn kinat ve hakikat- lem, dirilmesini dava eder ve hayatn Sahib-i
Kinat'tan taleb ediyor.
Ve madem Yedinci ua olan "yet-l Kbra"da herbiri bir da
kuvvetinde otuz aded icma- azm isbat etmiler ki: Bu kinat bir elden
km ve birtek ztn mlkdr ve kemalt- lahiyenin medar olan
vahdetini ve ehadiyetini bedahetle gstermiler ve vahdet ve ehadiyet ile
btn kinat, o Zt- Vhid'in emirber neferleri ve msahhar memurlar
hkmne geiyor ve hiretin gelmesiyle, kemalt sukuttan ve adalet-i
mutlakas mstehziyane gadr- mutlaktan ve hikmet-i mmesi
sefahetkrane abesiyetten ve rahmet-i vasias lhiyane tazibden ve izzet-i
kudreti zelilane acizden kurtulurlar, takadds ederler. Elbette ve elbette
ve herhalde iman- billahn yzer nktesinden bu alt mademlerdeki
hakikatlarn muktezasyla; kyamet kopacak, har ner olacak, dr-
mcazat ve mkfat alacak. T ki Arz'n mezkr ehemmiyeti ve
merkeziyeti ve insann ehemmiyeti ve kymeti tahakkuk edebilsin ve Arz
ve insann Hlk ve Rabbi olan Mutasarrf- Hakm'in mezkr adaleti,
hikmeti, rahmeti, saltanat takarrur edebilsin ve o Bki Rabb'in mezkr
hakik dostlar ve mtaklar i'dam- ebedden kurtulsun ve o dostlarn en
by ve en kymetdar, btn kinat memnun ve minnetdar eden kuds
hizmetlerinin mkfatn grsn ve Sultan- Sermed'nin kemalt


--- sh:(:104) -------------
naks ve kusurdan ve kudreti acizden ve hikmeti sefahetten ve adaleti
zulmden tenezzh ve takadds ve teberri etsin.
Elhasl: Madem Allah var, elbette hiret vardr.
Hem naslki mezkr erkn- imaniye onlar isbat eden btn
delilleriyle hare ehadet ve delalet ederler. yle de
!.-.......-..!...:....
olan iki rkn- iman dahi, hari istilzam edip kuvvetli bir surette lem-i
bekaya ehadet ve delalet ederler. yle ki: Melaikenin vcudunu ve
vazife-i ubudiyetlerini isbat eden btn deliller ve hadsiz mahedeler,
mklemeler, dolaysyla lem-i ervahn ve lem-i gaybn ve lem-i
bekann ve lem-i hiretin ve ileride cinn ve ins ile enlendirilecek olan
dr- saadetin ve Cennet ve Cehennem'in vcudlarna delalet ederler.
nki melekler bu lemleri izn-i lah ile grebilirler ve girerler ve
Hazret-i Cebrail gibi, insanlar ile gren umum melaike-i mukarrebn
mezkr lemlerin vcudlarn ve onlar, onlarda gezdiklerini mttefikan
haber veriyorlar. Grmediimiz Amerika kt'asnn vcudunu, ondan
gelenlerin ihbaryla bedih bildiimiz gibi; yz tevatr kuvvetinde
bulunan melaike ihbaratyla lem-i bekann ve dr- hiretin ve Cennet ve
Cehennem'in vcudlarna o kat'iyyette iman etmek gerektir ve yle de
iman ederiz.
Hem Yirmialtnc Sz olan Risale-i Kader'de "man- Bilkader"
rknn isbat eden btn deliller; dolaysyla hare ve ner-i suhufa ve
mizan- ekberdeki mvazene-i a'male delalet ederler. nki hereyin
mukadderatn gzmz nnde nizam ve mizan levhalarnda kaydetmek
ve her zhayatn sergzet-i hayatiyelerini kuvve-i hfzalarnda ve
ekirdeklerinde ve sair elvah- misaliyede yazmak ve her zruhun
hususan insanlarn defter-i a'mallerini elvah- mahfuzada tesbit etmek ve
geirmek; elbette yle muhit bir kader ve hakmane bir takdir ve
mdakkikane bir kayd ve hafzane bir kitabet; ancak mahkeme-i kbrada
umum bir muhakeme neticesinde daim bir mkfat ve mcazat iin
olabilir. Yoksa o ihatal ve inceden ince olan kayd ve muhafaza; btn
btn manasz, faidesiz kalr, hikmete ve hakikate mnaf olur. Hem
hair gelmezse; kader kalemiyle yazlan bu kitab- kinatn btn
muhakkak manalar bozulur ki, hibir cihet-i imkn olamaz ve o ihtimal,
bu kinatn vcudunu inkr gibi bir muhal, belki bir hezeyan olur.



--- sh:(:105) -------------
Elhasl: mann be rkn btn delilleriyle, har nerin
vukuuna ve vcuduna ve dr- hiretin vcuduna ve almasna delalet
edip isterler ve ehadet edip taleb ederler. te hakikat- hariyenin
azametine tam muvafk byle azametli ve sarslmaz direkleri ve
brhanlar bulunduu iindir ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n hemen
hemen ten birisi hair ve hireti tekil ediyor ve onu btn hakaikine
temel ta ve ss-l esas yapyor ve hereyi onun stne bina ediyor.
(Mukaddeme nihayet buldu.)

***






























---sh:(S:106) -------------



Zeylin kinci Paras


[Bataki yetin mu'cizane iaret ettikleri dokuz tabaka berahin-i hariyeye dair
dokuz makamdan "Birinci Makam":]
..-!!..-...-.....- .-..
...!.-!~.-....L.-...:........!
.....-..-.. -!....!~.-..
..-.!..
olan fkradaki ferman- hare dair buradaki gsterdii brhan- bahiri ve
hccet-i katas beyan ve izah edilecek inallah. (Haiye)
Hayatn yirmisekizinci hassasnda beyan edilmitir ki; hayat,
imann alt erknna bakp isbat ediyor; onlarn tahakkukuna iaretler
ediyor. Evet madem bu kinatn en mhim neticesi ve mayesi ve hikmet-i
hilkat hayattr; elbette o hakikat- liye, bu fni, ksack, noksan, elemli
hayat- dnyeviyeye mnhasr deildir. Belki hayatn yirmidokuz
hassasyla mahiyetinin azameti anlalan ecere-i hayatn gayesi, neticesi
ve o ecerenin azametine lyk meyvesi, hayat- ebediyedir ve hayat-
uhreviyedir; tayla ve aacyla, toprayla hayatdar olan dr- saadetteki
hayattr. Yoksa bu hadsiz cihazat- mhimme ile tehiz edilen hayat
eceresi; zuur hakknda, hususan insan hakknda meyvesiz, faidesiz,
hakikatsz olmak lzm gelecek.. ve sermayece ve cihazata sere
kuundan mesel yirmi derece ziyade ve bu kinatn ve zhayatn en
mhim yksek ve ehemmiyetli mahluku olan insan, sere kuundan
(Haiye): O makam daha yazlmam ve hayat meselesi hare mnasebeti iin
buraya girmi. Fakat hayatn ahirinde kader rknne iareti pek ince ve derindir.



---sh:(S:107) -------------
saadet-i hayat cihetinde yirmi derece aa dp en bedbaht, en zelil bir
bare olacak.
Hem en kymetdar bir nimet olan akl dahi, gemi zamann
hznlerini ve gelecek zamann korkularn dnmekle kalb-i insan
mtemadiyen incitip bir lezzete dokuz elemleri kartrdndan, en
musibetli bir bela olur. Bu ise, yz derece btldr. Demek bu hayat-
dnyeviye, hirete iman rknn kat' isbat ediyor ve her baharda harin
yz binden ziyade nmunelerini gzmze gsteriyor. Acaba senin
cisminde, senin bahende ve senin vatannda hayatna lzm ve mnasib
btn levazmat ve cihazat hikmet ve inayet ve rahmetle ihzar eden ve
vaktinde yetitiren, hatt senin midenin beka ve yaamak arzusuyla ettii
husus ve cz' olan rzk duasn bilen ve iiten ve hadsiz leziz taamlarla
o duann kabuln gsteren ve mideyi memnun eden bir Mutasarrf-
Kadr, hi mmkn mdr ki; seni bilmesin ve grmesin ve nev-i insann
en byk gayesi olan hayat- ebediyeye lzm esbab ihzar etmesin ve
nev-i insann en byk, en ehemmiyetli, en lyk ve umum olan beka
duasn hayat- uhreviyenin inasyla ve Cennet'in icadyla kabul etmesin
ve kinatn en mhim mahluku, belki zeminin sultan ve neticesi olan
nev-i insann ar ve feri nlatan umum ve gayet kuvvetli duasn
iitmeyip kk bir mide kadar ehemmiyet vermesin, memnun etmesin,
kemal-i hikmetini ve nihayet rahmetini inkr ettirsin? H.. yzbin defa
h!..
Hem hi kabil midir ki; hayatn en cz'sinin pek gizli sesini
iitsin, derdini dinlesin ve derman versin ve nazn eksin ve kemal-i itina
ve ihtimam ile beslesin ve ona dikkatle hizmet ettirsin ve byk
mahlukatn ona hizmetkr yapsn; ve sonra en byk ve kymetdar ve
bki ve nazdar bir hayatn gk sads gibi yksek sesini iitmesin ve
onun ok ehemmiyetli beka duasn ve nazn ve niyazn nazara almasn.
deta bir neferin kemal-i itina ile tehizat ve idaresini yapsn; ve muti' ve
muhteem orduya hi bakmasn.. ve zerreyi grsn, Gne'i grmesin..
sivrisinein sesini iitsin, gk grltsn iitmesin? H.. yzbin defa
h!..
Hem hibir cihetle akl kabul eder mi ki; hadsiz rahmetli,
muhabbetli ve nihayet derecede efkatli ve kendi san'atn ok sever ve
kendini ok sevdirir ve kendini sevenleri ziyade sever bir Zt- Kadr-i
Hakm, en ziyade kendini seven ve sevimli ve sevilen ve Sniini ftraten
peresti eden hayat ve hayatn zt ve cevheri olan ruhu, mevt-i ebed ile
i'dam edip, kendinden o sevgili muhibbini ve habibini ebed bir surette

---sh:(S:108) -------------
kstrsn, darltsn, dehetli rencide ederek srr- rahmetini ve nur-u
muhabbetini inkr etsin ve ettirsin? Yzbin defa h ve kell!.. Bu
kinat cilvesiyle sslendiren bir cemal-i mutlak ve umum mahlukat
sevindiren bir rahmet-i mutlaka, byle hadsiz bir irkinlikten ve kubh-u
mutlaktan ve byle bir zulm- mutlaktan, bir merhametsizlikten, elbette
nihayetsiz derece mnezzehtir ve mukaddestir.
Netice: Madem dnyada hayat var, elbette insanlardan hayatn
srrn anlayanlar ve hayatn s'-i istimal etmeyenler, dr- bekada ve
Cennet-i bkiyede, hayat- bkiyeye mazhar olacaklardr. menn.
Ve hem naslki yeryznde bulunan parlak eylerin Gne'in
akisleriyle parlamalar ve denizlerin yzlerinde kabarcklar ziyann
lem'alaryla parlayp snmeleri, arkalarndan gelen kabarcklar yine
hayal gneiklere yinelik etmeleri bilbedahe gsteriyor ki; o lem'alar,
yksek bir tek Gne'in cilve-i in'ikasdrlar ve Gne'in vcudunu
muhtelif diller ile ydediyorlar ve k parmaklaryla ona iaret ediyorlar.
Aynen yle de: Zt- Hayy- Kayyum'un Muhy isminin cilve-i a'zam ile
berrin yznde ve bahrin iinde zhayatlarn kudret-i lahiye ile parlayp,
arkalarndan gelenlere yer vermek iin "Ya Hayy!" deyip perde-i gaybda
gizlenmeleri; bir hayat- sermediye sahibi olan Zt- Hayy- Kayyum'un
hayatna ve vcub-u vcuduna ehadetler, iaretler ettikleri gibi.. umum
mevcudatn tanziminde eseri grnen ilm-i lahye ehadet eden btn
deliller ve kinata tasarruf eden kudreti isbat eden btn brhanlar ve
tanzim ve idare-i kinatta hkmferma olan irade ve meieti isbat eden
btn hccetler ve kelm- Rabban ve vahy-i lahnin medar olan
risaletleri isbat eden btn almetler, mu'cizeler ve hakeza yedi sft-
lahiyeye ehadet eden btn delail; bil'ittifak Zt- Hayy- Kayyum'un
hayatna delalet, ehadet, iaret ediyorlar. nki nasl bir eyde grmek
varsa, hayat da var; iitmek varsa, hayatn almetidir; sylemek varsa,
hayatn vcuduna iaret eder; ihtiyar, irade varsa hayat gsterir.. aynen
yle de; bu kinatta sryla vcudlar muhakkak ve bedih olan kudret-i
mutlaka ve irade-i amile ve ilm-i muhit gibi sfatlar btn delailleriyle
Zt- Hayy- Kayyum'un hayatna ve vcub-u vcuduna ehadet ederler
ve btn kinat bir glgesiyle klandran ve bir cilvesiyle btn dr-
hireti zerratyla beraber hayatlandran hayat- sermediyesine ehadet
ederler.
Hem hayat, "melaikeye iman" rknne dahi bakar, remzen isbat
eder. nki madem kinatta en mhim netice hayattr ve en ziyade intiar
eden ve kymetdarl iin nshalar teksir edilen ve zemin
misafirhanesini gelip geen kafilelerle enlendiren zhayatlardr.. ve
madem Kre-i

---sh:(S:109) -------------
Arz bu kadar zhayatn enva'yla dolmu ve mtemadiyen zhayat
enva'larn tecdid ve teksir etmek hikmetiyle her vakit dolar boanr ve en
hasis ve rm maddelerinde dahi kesretle zhayatlar halkedilerek bir
maher-i huveynat oluyor.. ve madem hayatn szlm en safi hlsas
olan uur ve akl ve en latif ve sabit cevheri olan ruh, bu Kre-i Arz'da
gayet kesretli bir surette halkolunuyorlar; deta Kre-i Arz, hayat ve akl
ve uur ve ervah ile ihya olup yle enlendirilmi... Elbette Kre-i
Arz'dan daha latif, daha nuran, daha byk, daha ehemmiyetli olan
ecram- semaviye; l, camid, hayatsz, uursuz kalmas imkn
haricindedir. Demek gkleri, gneleri, yldzlar enlendirecek ve
hayatdar vaziyetini verecek ve netice-i hilkat- semavat gsterecek ve
hitabat- Sbhaniyeye mazhar olacak olan zuur, zhayat ve semavata
mnasib sekeneler, her halde srr- hayatla bulunuyorlar ki, onlar da
melaikelerdir.
Hem hayatn srr- mahiyeti "Peygamberlere man" rknne bakp
remzen isbat eder. Evet madem kinat, hayat iin yaratlm ve hayat dahi
Hayy- Kayyum-u Ezel'nin bir cilve-i a'zamdr, bir nak- ekmelidir, bir
san'at- ecmelidir. Madem hayat- sermediye, Resullerin gnderilmesiyle
ve Kitablarn indirilmesiyle kendini gsterir. Evet eer Kitablar ve
Peygamberler olmazsa, o hayat- ezeliye bilinmez. Naslki bir adamn
sylemesiyle, diri ve hayatdar olduu anlalr; yle de bu kinatn
perdesi altnda olan lem-i gaybn arkasnda syleyen, konuan, emir ve
nehyedip hitab eden bir ztn kelimatn, hitabatn gsterecek,
Peygamberler ve ellerinde nzil olan Kitablardr. Elbette kinattaki hayat,
kat' bir surette Hayy- Ezel'nin vcub-u vcuduna kat' ehadet ettii
gibi; o hayat- ezeliyenin uaat, celevat, mnasebat olan "rsal-i Rusl"
ve "nzal-i Ktb" rknlerine bakar, remzen isbat eder. Ve bilhassa
risalet-i Muhammediye (A.S.M.) ve vahy-i Kur'an, hayatn ruhu ve akl
hkmnde olduundan, bu hayatn vcudu gibi, hakkaniyetleri kat'dir
denilebilir.
Evet naslki hayat, bu kinattan szlm bir hlsadr.. ve uur
ve his dahi hayattan szlm, hayatn bir hlsasdr.. akl dahi uurdan
ve histen szlm, uurun bir hlsasdr.. ve ruh dahi, hayatn hlis ve
safi bir cevheri ve sabit ve mstakil ztdr; yle de madd ve manev
hayat- Muhammediye (A.S.M.) dahi, hayat ve ruh-u kinattan szlm
hlsat-l hlsadr.. ve risalet-i Muhammediye dahi (A.S.M.), kinatn
his ve uur ve aklndan szlm en safi hlsasdr, belki madd ve
manev hayat- Muhammediye (A.S.M.), srnn ehadetiyle hayat-
kinatn hayatdr.. ve risalet-i Muhammediye


---sh:(S:110) -------------
(A.S.M.), uur-u kinatn uurudur ve nurudur.. ve vahy-i Kur'an dahi,
hayatdar hakaiknn ehadetiyle hayat- kinatn ruhudur ve uur-u
kinatn akldr. Evet, evet, evet...
Eer kinattan risalet-i Muhammediyenin (A.S.M.) nuru ksa,
gitse; kinat vefat edecek.. eer Kur'an gitse, kinat divane olacak ve
Kre-i Arz kafasn, akln kaybedecek, belki uursuz kalm olan ban
bir seyyareye arpacak, bir kyameti koparacak.
Hem hayat, "iman- bil'kader" rknne bakyor, remzen isbat
eder. nki madem hayat, lem-i ehadetin ziyasdr ve istil ediyor ve
vcudun neticesi ve gayesidir ve Hlk- Kinat'n en cmi' yinesidir ve
faaliyet-i Rabbaniyenin en mkemmel enmuzeci ve fihristesidir, temsilde
hata olmasn, bir nevi proram hkmndedir. Elbette lem-i gayb -yani
mazi, mstakbel- yani gemi ve gelecek mahlukatn hayat-
maneviyeleri hkmnde olan intizam ve nizam ve malmiyet ve
mehudiyet ve taayyn ve evamir-i tekviniyeyi imtisale mheyya bir
vaziyette bulunmalarn srr- hayat iktiza ediyor. Naslki bir aacn
ekirdek-i aslsi ve kk ve mntehasnda ve meyvelerindeki ekirdekleri
dahi aynen aa gibi bir nevi hayata mazhardrlar. Belki aacn kavanin-i
hayatiyesinden daha ince kavanin-i hayat tayorlar. Hem naslki bu
hazr bahardan evvel gemi gzn brakt tohumlar ve kkler, bu
bahar gittikten sonra, gelecek baharlara brakaca ekirdekler, kkler, bu
bahar gibi cilve-i hayat tayorlar ve kavanin-i hayatiyeye tabidirler.
Aynen yle de; ecere-i kinatn btn dal ve budaklaryla herbirinin bir
mazisi ve mstakbeli var. Gemi ve gelecek tavrlarndan ve
vaziyetlerinden mteekkil bir silsilesi bulunur. Her nevi ve her cz'nn
ilm-i lahiyede muhtelif tavrlar ile mteaddid vcudlar bir silsile-i
vcud-u ilm tekil eder. Ve vcud-u haric gibi o vcud-u ilm dahi,
hayat- umumiyenin manev bir cilvesine mazhardr ki, mukadderat-
hayatiye, o manidar ve canl elvah- kaderiyeden alnr.
Evet lem-i gaybn bir nev'i olan lem-i ervah, ayn- hayat ve
madde-i hayat ve hayatn cevherleri ve ztlar olan ervah ile dolu olmas,
elbette mazi ve mstakbel denilen lem-i gaybn bir dier nev'i de ve
ikinci ksm dahi, cilve-i hayata mazhariyetini ister ve istilzam eder. Hem
herbir eyin vcud-u ilmsindeki intizam- ekmeli ve manidar vaziyetleri
ve canl meyveleri, tavrlar; bir nevi hayat- maneviyeye mazhariyetini
gsterir. Evet hayat- ezeliye gneinin ziyas olan bu cilve-i hayat,
elbette yalnz bu lem-i ehadete ve bu zaman- hazra ve bu vcud-u
haricye mnhasr olamaz; belki herbir lem, kabiliyetine gre o ziyann


---sh:(S:111) -------------
cilvesine mazhardr; ve kinat btn lemleriyle o cilve ile hayatdar ve
ziyadardr. Yoksa nazar- dalaletin grd gibi muvakkat ve zahir bir
hayat altnda herbir lem, byk ve mdhi birer cenaze ve karanlkl
birer virane lem olacakt.
te "kadere ve kazaya iman" rkn dahi, geni bir vecihte srr-
hayatla anlalyor ve sabit oluyor. Yani naslki lem-i ehadet ve
mevcud hazr eya, intizamlaryla ve neticeleriyle hayatdarlklar
grnyor, yle de lem-i gaybdan saylan gemi ve gelecek mahlukatn
dahi manen hayatdar bir vcud-u manevleri ve ruhlu birer sbut-u
ilmleri vardr ki, Levh-i Kaza ve Kader vastasyla o manev hayatn
eseri, mukadderat namyla grnr, tezahr eder.

***



























---sh:(S:112) -------------



Zeylin nc Paras

Hair mnasebetiyle bir sual: Kur'anda mkerreren:
..-.-.....
hem ...!~......!..... fermanlar gsteriyor ki:
Har-i a'zam bir anda, zamansz vcuda geliyor. Dar akl ise, bu hadsiz
derece hrika ve emsalsiz olan mes'eleyi iz'an ile kabul etmesine medar
olacak mehud bir misal ister.
Elcevab: Hairde, ruhlarn cesedlere gelmesi var. Hem cesedlerin
ihyas var. Hem cesedlerin inas var. mes'eledir.
BRNC MES'ELE: Ruhlarn cesedlerine gelmesine misal ise:
Gayet muntazam bir ordunun efrad, istirahat iin her tarafa dalm
iken, yksek sadl bir boru sesiyle toplanmalardr. Evet, srafil'in
borusu olan Sur'u, ordunun borazanndan geri olmad gibi, ebedler
tarafnda ve zerreler leminde iken ezel canibinden gelen
,:...! hitabn iiten ve ..!.ile cevab veren ervahlar,
elbette ordunun neferatndan binler derece daha msahhar ve muntazam
ve muti'dirler. Hem deil yalnz ruhlar, belki btn zerreler dahi, bir
ordu-yu Sbhan ve emirber neferleri olduunu kat' brhanlarla
Otuzuncu Sz isbat etmi.
KNC MES'ELE: Cesedlerin ihyas misali ise: ok byk bir
ehirde, enlik bir gecede, birtek merkezden, yzbin elektrik lmbalar,
deta zamansz bir anda canlanmalar ve klanmalar gibi, btn kre-i
arz yznde dahi, birtek merkezden yz milyon lmbalara nur vermek
mmkndr. Madem Cenab- Hakk'n elektrik gibi bir mahluku ve bir
misafirhanesinde bir hizmetkr ve bir mumdar, Hlkndan ald
terbiye ve intizam dersiyle bu keyfiyete mazhar oluyor. Elbette elektrik
gibi binler nurani hizmetkrlarnn temsil ettikleri hikmet-i lahiyenin
---sh:(S:113) -------------
muntazam kanunlar dairesinde har-i a'zam tarfet-l aynda vcuda
gelebilir.
NC MES'ELE: Ecsadn def'aten inasnn misali ise;
bahar mevsiminde birka gn zarfnda nev-i beerin umumundan bin
derece ziyade olan umum aalarn btn yapraklaryla beraber evvelki
baharn ayn gibi birden mkemmel bir surette inalar ve yine umum
aalarn umum iekleri ve meyveleri ve yapraklar, gemi baharn
mahsult gibi, berk gibi bir sr'atle icadlar; hem o baharn mebde'leri
olan hadsiz tohumcuklarn, ekirdeklerin, kklerin, birden beraber
intibahlar ve inkiaflar ve ihyalar; hem kemiklerden ibaret olarak
ayakta duran emvat gibi btn aalarn cenazeleri bir emir ile def'aten
"Ba's ba'de-l mevt" srrna mazhariyetleri ve neirleri; hem kck
hayvan taifelerinin hadsiz efradlarnn gayet derecede san'atl bir surette
ihyalar; hem bilhassa sinekler kabilelerinin hairleri ve bilhassa daima
yzn, gzn, kanadn temizlemekle bize abdesti ve nezafeti ihtar
eden ve yzmz okayan gzmz nndeki kabilenin bir senede
nerolan efrad, ben-demin dem zamanndan beri gelen umum
efradndan fazla olduu halde, her baharda sair kabileler ile beraber
birka gn zarfnda inalar ve ihyalar, hairleri; elbette kyamette ecsad-
insaniyenin inasna bir misal deil, belki binler misaldirler.
Evet dnya dr-l hikmet ve hiret dr-l kudret olduundan;
dnyada Hakm, Mrettib, Mdebbir, Mrebbi gibi ok isimlerin
iktizasyla, dnyada icad- eya bir derece tedric ve zaman ile olmas;
hikmet-i Rabbaniyenin muktezasyla olmu. hirette ise, hikmetten
ziyade kudret ve rahmetin tezahrleri iin maddeye ve mddete ve
zamana ve beklemeye ihtiya brakmadan birden eya ina ediliyor.
Burada bir gnde ve bir senede yaplan iler, hirette bir anda ve bir
lemhada inasna iareten Kur'an- Mu'ciz-l Beyan
.......!~..... .!.....
ferman eder. Eer harin gelmesini, gelecek baharn gelmesi gibi kat'
bir surette anlamak istersen; hare dair Onuncu Sz ile Yirmidokuzuncu
Sz'e dikkat ile bak, gr. Eer baharn gelmesi gibi inanmaz isen, gel
parman gzme sok.
DRDNC MES'ELE olan mevt-i dnya ve kyamet kopmas
ise: Bir anda bir seyyare veya bir kuyruklu yldzn emr-i Rabban ile
kremize, misafirhanemize arpmas; bu hanemizi harab edebilir. On
senede yaplan bir saray, bir dakikada harab olmas gibi...

---sh:(S:114) -------------





Zeylin Drdnc Paras
,.....L-!.-...
,....-.:........:._.!....-..
Yani; insan der: "rm kemikleri kim diriltecek?" Sen, de:
"Kim onlar bidayeten ina edip hayat vermi ise, o diriltecek." Onuncu
Sz'n Dokuzuncu Hakikatnn nc temsilinde tasvir edildii gibi; bir
zt, gz nnde bir gnde yeniden byk bir orduyu tekil ettii halde,
biri dese: "u zt, efrad istirahat iin dalm olan bir taburu bir boru ile
toplar. Tabur nizam altna getirebilir." Sen ey insan, desen; "nanmam."
Ne kadar divanece bir inkr olduunu bilirsin. Aynen onun gibi hiten,
yeniden ordu-misal btn hayvanat ve sair zhayatn tabur-misal
cesedlerini kemal-i intizamla ve mizan- hikmetle o bedenlerin zerratn
ve letaifini "Emr-i kn feyekn" ile kaydedip yerletiren ve her karnda
hatt her baharda ry-i zeminde yzbinler ordu-misal zevilhayat
enva'larn, taifelerini icad eden bir Zt- Kadr-i Alm, tabur-misal bir
cesedin nizam altna girmekle birbiriyle tanm zerrat- esasiye ve
ecza-y asliyeyi bir sayha ile Sur-u srafil'in borusu ile nasl toplayabilir?
stib'ad suretinde denilir mi? Denilse, eblehesine bir divaneliktir.

Hem Kur'an kh oluyor ki, Cenab- Hakk'n hirette hrika
ef'allerini kalbe kabul ettirmek iin ihzariye hkmnde ve zihni tasdika
mheyya etmek iin bir i'dadiye suretinde dnyadaki acaib ef'alini
zikreder veyahut istikbal ve uhrev olan ef'al-i acibe-i lahiyeyi yle bir
surette zikreder ki, mehudumuz olan ok nazireleriyle onlara kanaatmz
gelir. Mesel:



---sh:(S:115) -------------
...,..-....L.......-........,!.
t surenin hirine kadar... te u bahiste hair mes'elesinde Kur'an-
Hakm, hari isbat iin yedi-sekiz surette muhtelif bir tarzda isbat ediyor.
Evvel ne'e-i ly nazara verir. Der ki: "Nutfeden alakaya, alakadan
mudgaya, mudgadan t hilkat- insaniyeye kadar olan ne'etinizi
gryorsunuz. Nasl oluyor ki, ne'e-i uhray inkr ediyorsunuz. O, onun
misli, belki daha ehvenidir." Hem Cenab- Hak insana kar ettii
ihsanat- azmeyi
....-..-:!.,:!.-_.!
kelimesiyle iaret edip der: "Size byle nimet eden zt, sizi babo
brakmaz ki, kabre girip kalkmamak zere yatasnz." Hem remzen der:
"lm aalarn dirilip yeillenmesini gryorsunuz. Odun gibi
kemiklerin hayat bulmasn kyas edemeyip istib'ad ediyorsunuz. Hem
semavat ve arz halkeden, semavat ve arzn meyvesi olan insann hayat
ve mematndan ciz kalr m? Koca aac idare eden, o aacn meyvesine
ehemmiyet vermeyip bakasna mal eder mi? Btn aacn neticesini
terketmekle, btn eczasyla hikmetle yorulmu hilkat eceresini abes
ve beyhude yapar m zannedersiniz?" Der: "Hairde sizi ihya edecek zt,
yle bir zttr ki; btn kinat, ona emirber nefer hkmndedir. Emr-i
kn feyekne kar kemal-i inkyad ile serfru' eder. Bir bahar
halketmek bir iek kadar ona ehven gelir. Btn hayvanat icad etmek,
bir sinek icad kadar kudretine kolay gelir bir zttr. yle bir zta kar,
..L-!.-.. deyip kudretine kar taciz ile meydan okunmaz...
Sonra ....:....._.!.-..
tabiriyle: Hereyin dizgini elinde, hereyin anahtar yannda, gece
ve gndz, k ve yaz bir kitab sahifeleri gibi kolayca evirir. Dnya ve
hireti, iki menzil gibi bunu kapar, onu aar bir Kadr-i Zlcelal'dir."
Madem byledir, btn delailin neticesi olarak .-..!. Yani:
"Kabirden sizi ihya edip,





---sh:(S:116) -------------
hare getirip, huzur-u kibriyasnda hesabnz grecektir."
te u yetler, harin kabulne zihni mheyya etti, kalbi de hazr
etti. nki nazairini dnyev ef'al ile de gsterdi.
Hem kh oluyor ki, ef'al-i uhreviyesini yle bir tarzda zikreder ki;
dnyev nazairlerini ihsas etsin, t istib'ad ve inkra meydan kalmasn.
Mesel: ...:!. ilh... ve ..L..... .!. ilh... ve
..:.... .!. te u surelerde kyamet ve hairdeki inklabat-
azmeyi ve tasarrufat- rububiyeti yle bir tarzda zikreder ki; insan
onlarn nazirelerini dnyada, mesel gzde, baharda grd iin, kalbe
dehet verip akla smayan o inklabat kolayca kabul eder. u surenin
meal-i icmalsine iaret dahi pek uzun olur. Onun iin birtek kelimeyi
nmune olarak gstereceiz. Mesel: ..:..-.!. kelimesi
ifade eder ki: Hairde herkesin btn a'mali bir sahife iinde yazl olarak
nerediliyor. u mes'ele, kendi kendine ok acaib olduundan akl ona
yol bulamaz. Fakat surenin iaret ettii gibi har-i baharde baka
noktalarn naziresi olduu gibi, u ner-i suhuf naziresi pek zahirdir.
nki her meyvedar aacn, ya iekli bir otun da amelleri var, fiilleri
var, vazifeleri var, esma-i lahiyeyi ne ekilde gstererek tesbihat etmi
ise ubudiyetleri var. te onun btn bu amelleri tarih-i hayatlaryla
beraber umum ekirdeklerinde, tohumcuklarnda yazlp baka bir
baharda, baka bir zeminde kar. Gsterdii ekil ve suret lisanyla,
gayet fasih bir surette, analarnn ve asllarnn a'malini zikrettii gibi;
dal, budak, yaprak, iek ve meyveleriyle, sahife-i a'malini nereder. te
gzmzn nnde bu Hakmane, Hafzane, Mdebbirane, Mrebbiyane,
Latifane u ii yapan odur ki, der: ..:..-.!. Baka
noktalar buna kyas eyle, kuvvetin varsa istinbat et. Sana yardm iin
bunu da syleyeceiz. te ...:!. u kelm; "Tekvir"
lafzyla, yani sarmak ve toplamak manasyla, parlak bir temsile iaret
ettii gibi, nazirini dahi ma eder.
Birinci: Evet Cenab- Hak tarafndan adem ve esr ve sema
perdelerini ap, Gne gibi, dnyay klandran prlanta-misal bir
lmbay,


---sh:(S:117) -------------
hazine-i rahmetinden karp dnyaya gsterdi. Dnya kapandktan
sonra, o prlantay perdelerine sarp kaldracak.
kinci: Veya ziya metan neretmek ve zeminin kafasna ziyay,
zulmetle mnavebeten sarmakla muvazzaf bir memur olduunu ve her
akam o memura metan toplattrp gizlettii gibi, kh olur bir bulut
perdesiyle al-veriini az yapar; kh olur Ay onun yzne kar perde
olur, muamelesini bir derece eker, metan ve muamelt defterlerini
toplad gibi, elbette o memur bir vakit o memuriyetten infisal edecektir.
Hatt hibir sebeb-i azl bulunmazsa, imdilik kk fakat bymeye yz
tutmu yzndeki iki leke bymekle, Gne yerin bana izn-i lah ile
sard ziyay, emr-i Rabban ile geriye alp, gnein bana sarp, "Haydi
yerde iin kalmad" der. "Cehennem'e git, sana ibadet edip senin gibi bir
memur-u msahhar sadakatsizlikle tahkir edenleri yak."
der. ...:!. fermann lekeli siyah yzyle yznde okur.

























---sh:(S:118) -------------



Zeylin Beinci Paras


Evet nass- hads ile; nev-i beerin en mmtaz ahsiyetleri olan
yz yirmidrt bin enbiyann icma' ve tevatr ile; ksmen uhuda ve
ksmen hakkalyakne istinaden, mttefikan hiretin vcudundan ve
insanlarn oraya sevkedileceinden ve bu kinatn Hlknn kat'
va'dettii hireti getireceinden haber verdikleri gibi, onlarn verdikleri
haberi keif ve uhud ile ilmelyakn suretinde tasdik eden yz yirmidrt
milyon evliyann o hiretin vcuduna ehadetleriyle ve bu kinatn Sni'-i
Hakminin btn esmas bu dnyada gsterdikleri cilveleriyle, bir lem-i
bekay bilbedahe iktiza ettiklerinden; yine hiretin vcuduna delaletiyle;
ve her sene baharda, ry-i zeminde ayakta duran hadd hesaba gelmez
lm aalarn cenazelerini Emr-i Kn Feyekn ile ihya edip Ba's
Ba'de-l mevt'e mazhar eden ve hair ve nerin yzbinler nmunesi olarak
nebatat taifelerinden ve hayvanat milletlerinden yz bin nevileri har
nereden hadsiz bir kudret-i ezeliye ve hesabsz ve israfsz bir hikmet-i
ebediye ve rzka muhta btn zruhlar kemal-i efkatle gayet hrika bir
tarzda iae ettiren ve her baharda az bir zamanda hadd hesaba gelmez
enva'- znet ve mehasini gsteren bir rahmet-i bkiye ve bir inayet-i
daimenin bilbedahe hiretin vcudunu istilzam ile ve u kinatn en
mkemmel meyvesi ve Hlk- Kinat'n en sevdii masnuu ve kinatn
mevcudatyla en ziyade alkadar olan insandaki edid, sarslmaz, daim
olan ak- beka ve evk-i ebediyet ve ml-i sermediyet, bilbedahe iaret
ve delaletiyle bu lem-i fniden sonra bir lem-i bki ve bir dr- hiret
ve bir dr- saadet bulunduunu o derece kat' bir surette isbat ederler ki,
dnyann vcudu kadar, bilbedahe hiretin vcudunu kabul etmeyi
istilzam ederler.





---sh:(S:119) -------------
(Haiye) Madem Kur'an- Hakm'in bize verdii en mhim bir ders,
"iman- bil'hiret"tir ve o iman da bu derece kuvvetlidir ve o imanda yle
bir rica ve bir teselli var ki; yz bin ihtiyarlk bir tek ahsa gelse, bu
imandan gelen teselli mukabil gelebilir. Biz ihtiyarlar "Elhamdlillahi al
kemal-il iman" deyip, ihtiyarlmza sevinmeliyiz.














(Haiye): Evet, sbut bir emri ihbar etmenin kolayl ve inkr ve
nefyetmenin gayet mkil olduu, bu temsilden grnr. yle ki: Biri
dese: "Meyveleri st konserveleri olan gayet hrika bir bahe, Kre-i Arz
zerinde vardr." Dieri dese: "Yoktur." sbat eden, yalnz onun yerini
veyahut baz meyvelerini gstermekle kolayca davasn isbat eder. nkr
eden adam, nefyini isbat etmek iin, btn Kre-i Arz' grmek ve
gstermekle davasn isbat edebilir. Aynen yle de: Cennet'i ihbar
edenler, yzbinler tereuhatn, meyvelerini, srn gsterdiklerinden
kat- nazar.. iki ahid-i sadkn sbutuna ehadetleri kfi gelirken; onu
inkr eden hadsiz bir kinat, hadsiz ebed zaman temaa etmek ve
grmek ve eledikten sonra inkrn isbat edebilir, ademini gsterebilir.
te ey ihtiyar kardeler! man- hiretin ne kadar kuvvetli
olduunu anlaynz.

* * *





---sh:(S:120) -------------

Onbirinci Sz

........!.........!....-...:!.
...........!....:-....!.
~!.................-......
Ey karde! Eer hikmet-i lemin tlsmn ve hilkat-i insann
muammasn ve hakikat- saltn rumuzunu bir para fehmetmek istersen,
nefsimle beraber u temsil hikyecie bak:
Bir zaman bir sultan varm; servete onun pek ok hazineleri
vard. Hem o hazinelerde her eit cevahir, elmas ve zmrt
bulunuyormu. Hem gizli pek acaib defineleri varm. Hem kemalta
sanayi-i garibede pek ok mehareti varm. Hem hesabsz fnun-u
acibeye marifeti, ihatas varm. Hem, nihayetsiz ulm-u bediaya ilim ve
ttla varm. Her cemal ve kemal sahibi, kendi cemal ve kemalini
grmek ve gstermek istemesi srrnca; o sultan- zan dahi istedi ki, bir
meher asn, iinde sergiler dizsin; t nsn enzarnda saltanatnn
hametini, hem servetinin aaasn, hem kendi san'atnn hrikalarn,
hem kendi marifetinin garibelerini izhar edip gstersin. T cemal ve
kemal-i manevsini iki vecihle mahede etsin:
Bir vechi: Bizzt nazar- dekaik-ainasyla grsn.
Dieri: Gayrn nazaryla baksn.
Bu hikmete binaen, cesm ve geni ve muhteem bir kasr
yapmaa balad. ahane bir surette dairelere, menzillere taksim ederek
hazinelerinin trl trl murassaatyla sslendirip kendi dest-i san'atnn
en



---sh:(S:121) -------------
latif, en gzel eserleriyle znetlendirip, fnun-u hikmetinin en
incelikleriyle tanzim edip dzelterek ve ulmunun sr-
mu'cizekraneleriyle donatarak tekmil ettikten sonra, herbir taam ve
nimetlerinin btn eitlerinden en lezizlerini cmi' sofralar, o sarayda
kurdu. Herbir taifeye lyk bir sofra tayin etti. yle sehavetkrane,
san'atperverane bir ziyafet-i mme ihzar etti ki, gya herbir sofra, yz
sanayi-i latifenin eserleriyle vcud bulmu gibi kymetli hadsiz nimetleri
serdi. Sonra aktar- memleketindeki ahali ve raiyetini, seyre ve tenezzhe
ve ziyafete davet etti. Sonra bir yaver-i ekremine sarayn hikmetlerini ve
mtemiltnn manalarn bildirerek onu stad ve tarif edici tayin etti. T
ki, sarayn Sniini, sarayn mtemiltyla ahaliye tarif etsin ve sarayn
naklarnn rumuzlarn bildirip, iindeki san'atlarnn iaretlerini retip,
dernundaki manzum murassalar ve mevzun nuku nedir? Ve ne vecihle
saray sahibinin kemaltna ve hnerlerine delalet ettiklerini, o saraya
girenlere tarif etsin ve girmenin dbn ve seyrin merasimini bildirip, o
grnmeyen sultana kar marziyat dairesinde terifat merasimini tarif
etsin. te o muarrif stadn herbir dairede birer avenesi bulunuyor.
Kendisi en byk dairede akirdleri iinde durmu, btn seyircilere
yle bir tebligatta bulunuyor. Diyor ki:
"Ey ahali! u kasrn meliki olan seyyidimiz, bu eylerin izharyla
ve bu saray yapmasyla, kendini size tanttrmak istiyor. Siz dahi onu
tanynz ve gzelce tanmaa alnz. Hem u tezyinatla kendini size
sevdirmek istiyor. Siz dahi onun san'atn takdir ve ilerini istihsan ile
kendinizi ona sevdiriniz. Hem bu grdnz ihsanat ile, size
muhabbetini gsteriyor. Siz dahi itaat ile ona muhabbet ediniz. Hem u
grnen in'am ve ikramlar ile, size efkatini ve merhametini gsteriyor.
Siz dahi kr ile ona hrmet ediniz. Hem u kemaltnn sryla,
manev cemalini size gstermek istiyor. Siz dahi onu grmee ve
tevecchn kazanmaa itiyaknz gsteriniz. Hem btn u
grdnz masnuat ve mzeyyenat stnde birer mahsus sikke, birer
husus htem, birer taklid edilmez turra koymakla, herey kendisine has
olduunu ve kendi eser-i desti olduunu ve kendisi tek ve yekta, istiklal
ve infirad sahibi olduunu size gstermek istiyor. Siz dahi onu tek ve
yekta ve misilsiz, nazirsiz bhemta tanynz ve kabul ediniz."Daha bunun
gibi, ona ve o makama mnasib szleri seyircilere syledi. Sonra, giren
ahali iki gruha ayrldlar:
Birinci gruhu: Kendini tanm ve akl banda ve kalbi yerinde
olduklar iin, o sarayn iindeki acaiblere baktklar zaman dediler:
"Bunda byk bir i var." Hem anladlar ki: Beyhude deil, di bir
oyuncak
---sh:(S:122) -------------
deil. Onun iin merak ettiler. "Acaba tlsm nedir, iinde ne var?" deyip
dnrken, birden o muarrif stadn beyan ettii nutkunu iittiler.
Anladlar ki, btn esrarn anahtarlar ondadr. Ona mteveccihen gittiler
ve dediler: "Esselm Aleyke ya Eyyhel stad! Hakkan, yle bir
muhteem sarayn, senin gibi sadk ve mdakkik bir muarrifi lzmdr.
Seyyidimiz sana ne bildirmise ltfen bize bildiriniz." stad ise, evvel
zikri geen nutuklar onlara dedi. Bunlar gzelce dinlediler, iyice kabul
edip tam istifade ettiler. Padiahn marziyat dairesinde amel ettiler.
Onlarn u edebli muamele ve vaziyetleri o padiahn houna geldiinden
onlar has ve yksek ve tavsif edilmez dier bir saraya davet etti, ihsan
etti. Hem yle bir Cevvad- Melik'e lyk ve yle muti ahaliye ayeste ve
yle edebli misafirlere mnasib ve yle yksek bir kasra yan bir surette
ikram etti, daim onlar saadetlendirdi.
kinci gruh ise; akllar bozulmu, kalbleri snm
olduklarndan, saraya girdikleri vakit, nefislerine malub olup lezzetli
taamlardan baka hi bir eye iltifat etmediler; btn o mehasinden
gzlerini kapadlar ve o stadn iradatndan ve akirdlerinin ikazatndan
kulaklarn tkadlar. Hayvan gibi yiyerek uykuya daldlar. ilmeyen,
fakat baz eyler iin ihzar edilen iksirlerden itiler. Sarho olup yle
bardlar, kartrdlar; seyirci misafirleri ok rahatsz ettiler. Sni'-i
Zan'n dsturlarna kar edebsizlikte bulundular. Saray sahibinin
askerleri de onlar tutup, yle edebsizlere lyk bir hapse attlar.
Ey benimle bu hikyeyi dinleyen arkada! Elbette anladn ki: O
Hkim-i Zan bu kasr, u mezkr maksadlar iin bina etmitir. u
maksadlarn husul ise, iki eye mtevakkftr:
Birisi: u grdmz ve nutkunu iittiimiz stadn vcududur.
nki o bulunmazsa, btn maksadlar beyhude olur. nki anlalmaz
bir kitab, muallimsiz olsa; manasz bir kttan ibaret kalr.
kincisi: Ahali, o stadn szn kabul edip dinlemesidir. Demek,
vcud-u stad vcud-u kasrn dsidir ve ahalinin istima, kasrn bekasna
sebebdir. yle ise denilebilir ki: u stad olmasayd, o Melik-i Zan u
kasr bina etmezdi. Hem yine denilebilir ki: O stadn talimatn ahali
dinlemedikleri vakit, elbette o kasr tebdil ve tahvil edilecek.
Ey arkada! Hikye burada bitti. Eer u temsilin srrn anladnsa
bak, hakikatn yzn de gr:




---sh:(S:123) -------------
te o saray, u lemdir ki; tavan, tebessm eden yldzlarla tenvir
edilmi gk yzdr. Taban ise, arktan garba gna-gn ieklerle
sslendirilmi yeryzdr. O Melik ise, ezel ebed sultan olan bir Zt-
Mukaddes'tir ki, yedi kat semavat ve arz ve ilerinde olan herey,
kendilerine mahsus lisanlarla o zt takdis edip tesbih ediyorlar. Hem
yle bir Melik-i Kadr ki, semavat ve arz alt gnde yaratarak ar-
rububiyetinde durup; gece ve gndz, siyah ve beyaz iki hat gibi birbiri
arkas sra dndrp, kinat sahifesinde ytn yazan; ve Gne, Ay,
yldzlar emrine msahhar zhamet ve zkudret sahibidir. O sarayn
menzilleri ise, u onsekiz bin lemdir ki, herbirisi kendine lyk bir tarz
ile tezyin ve tanzim edilmitir. te o sarayda grdn sanayi-i garibe
ise, u lemde grnen kudret-i lahiyenin mu'cizeleridir ve o sarayda
grdn taamlar ise; u lemde, hele yaz mevsiminde, hele Barla
bahelerinde rahmet-i lahiyenin semerat- hrikalarna iarettir ve
oradaki ocak ve matbah ise, burada kalbinde ate olan arz ve sath- arzdr
ve orada temsilde grdn gizli definelerin cevherleri ise, u hakikatta
esma-i kudsiye-i lahiyenin cilvelerine misaldir ve temsilde grdmz
naklar ve o naklarn remizleri ise, u lemi sslendiren muntazam
masnuat ve mevzun nuku-u kalem-i kudrettir ki, Kadr-i Zlcelal'in
esmasna delalet ederler ve o stad ise Seyyidimiz Muhammed
Aleyhissalt Vesselm'dr. Avenesi ise, Enbiya Aleyhimsselm'dr ve
akirdleri ise evliya ve asfiyadr. O saraydaki hkimin hizmetkrlar ise,
u lemde Melaike Aleyhimsselm'a iarettir. Temsilde, seyir ve
ziyafete davet edilen misafirler ise, u dnya misafirhanesinde cin ve ins
ve insann hizmetkrlar olan hayvanlara iarettir ve o iki frka ise,
burada birisi ehl-i imandr ki kitab- kinatn ytnn mfessiri olan
Kur'an- Hakm'in akirdleridir. Dier gruh ise ehl-i kfr ve tuyandr
ki, nefis ve eytana tabi olup yalnz hayat- dnyeviyeyi tanyan, hayvan
gibi belki daha aa sar, dilsiz, dlln gruhudur.
Birinci kafile olan seda ve ebrar ise, zlcenaheyn olan stad
dinlediler. O stad hem abddir; ubudiyet noktasnda Rabbini tavsif ve
tarif eder ki, Cenab- Hakk'n derghnda mmetinin elisi hkmndedir.
Hem resuldr; risalet noktasnda Rabbinin ahkmn Kur'an vastasyla
cin ve inse tebli eder.
u bahtiyar cemaat, o resul dinleyip Kur'ana kulak verdiler.
Kendilerini, enva'- ibadatn fihristesi olan "namaz" ile birok makamat-
liye iinde ok latif vazifelerle telebbs etmi grdler. Evet namazn
mtenevvi ezkr ve harektyla iaret ettii vezaifi, makamat,
mufassalan grdler. yle ki:

---sh:(S:124) -------------
Evvelen: sra bakp, gaibane muamele suretinde saltanat-
rububiyetin mehasinine temaager makamnda kendilerini
grdklerinden; tekbir ve tesbih vazifesini eda edip "Allah Ekber"
dediler.
Sniyen: Esma-i kudsiye-i lahiyenin cilveleri olan bedayiine ve
parlak eserlerine dellllk makamnda grnmekle "Sbhanallah,
Velhamdlillah" diyerek takdis ve tahmid vazifesini fa ettiler.
Slisen: Rahmet-i lahiyenin hazinelerinde iddihar edilen
nimetlerini zahir ve btn duygularla tadp anlamak makamnda, kr ve
sena vazifesini edaya baladlar.
Rbian: Esma-i lahiyenin definelerindeki cevherleri, manev
cihazat mizanlaryla tartp bilmek makamnda, tenzih ve medih
vazifesine baladlar.
Hmisen: Mistar- kader stnde kalem-i kudretiyle yazlan
mektubat- Rabbaniyeyi mtalaa makamnda, tefekkr ve istihsan
vazifesine baladlar.
Sdisen: Eyann yaratlnda ve masnuatn san'atndaki latif
incelik ve nazenin gzellikleri temaa ile tenzih makamnda Ftr-
Zlcelal, Sni'-i Zlcemal'lerine muhabbet ve itiyak vazifesine girdiler.
Demek kinata ve sra bakp, gaibane muamele-i ubudiyetle
mezkr makamatta mezkr vezaifi eda ettikten sonra Sni'-i Hakm'in
dahi muamelesine ve ef'aline bakmak derecesine ktlar ki, hazrane bir
muamele suretinde evvel Hlk- Zlcelal'in kendi san'atnn
mu'cizeleriyle kendini zuura tanttrmasna kar hayret iinde bir
marifet ile mukabele ederek
...-.-:.........-..
dediler. "Senin tarif edicilerin btn masnuatndaki mu'cizelerindir."
Sonra o Rahman'n kendi rahmetinin gzel meyveleriyle kendini
sevdirmesine kar, muhabbet ve ak ile mukabele edip
.-...:.....-.:..
dediler. Sonra o Mn'im-i Hakik'nin tatl nimetleriyle terahhum ve
efkatini gstermesine kar kr ve hamd ile mukabele ettiler; dediler:
:..-....-..
"Senin hak krn nasl eda edebiliriz? Sen yle


---sh:(S:125) -------------
kre lyk bir mekrsun ki, btn kinata serilmi btn ihsanatn ak
lisan- halleri, kr ve senanz okuyorlar. Hem lem arsnda dizilmi
ve zeminin yzne serpilmi btn nimetlerin ilnatyla hamd ve
medhinizi bildiriyorlar. Hem rahmet ve nimetin manzum meyveleri ve
mevzun yemileri, senin cd u keremine ehadet etmekle senin krn
enzar- mahlukat nnde fa ederler."
Sonra u kinatn yzlerinde deien mevcudat yinelerinde cemal ve
celal ve kemal ve kibriyasnn izharna kar, .. deyip ta'zim
iinde bir aczle rkua gidip mahviyet iinde bir muhabbet ve hayretle
secde edip mukabele ettiler. Sonra o Ganiyy-i Mutlak'n servetinin
okluunu ve rahmetinin geniliini gstermesine kar; fakr ve
hacetlerini izhar edip, dua edip, istemekle mukabele edip
.-...:...
dediler.
Sonra o Sni'-i Zlcelal'in kendi san'atnn latiflerini, hrikalarn,
antikalarn, sergilerle tehirgh- enamda nerine kar ..
..deyip takdir ederek: "Ne gzel yaplm!" deyip istihsan ederek,
:.deyip mahede etmek ...deyip ehadet etmek; "Geliniz,
baknz!" hayran olarak ~.!..-deyip herkesi ahid tutmakla
mukabele ettiler. Hem o Sultan- Ezel ve Ebed, kinatn aktarnda kendi
rububiyetinin saltanatn ilnna ve vahdaniyetinin izharna kar; tevhid
ve tasdik edip
..-....-..
diyerek itaat ve inkyad ile mukabele ettiler.
Sonra o Rabb-l lemn'in uluhiyetinin izharna kar; za'f iinde
aczlerini, ihtiya iinde fakrlerini ilndan ibaret olan ubudiyet ile ve
ubudiyetin hlsas olan "namaz" ile mukabele ettiler. Daha bunlar gibi
gna-gn ubudiyet vazifeleriyle u dr- dnya denilen mescid-i
kebirinde fariza-i mrlerini ve vazife-i hayatlarn eda edip ahsen-i
takvim suretini aldlar. Btn mahlukat stnde bir mertebeye ktlar ki,



---sh:(S:126) -------------
ymn-i iman ile emn emanet ile mcehhez emn bir halife-i arz oldular
ve u meydan- tecrbe ve u destgh- imtihandan sonra onlarn Rabb-i
Kerim'i onlar, imanlarna mkfat olarak saadet-i ebediyeye ve
slmiyetlerine cret olarak drsselma davet ederek yle bir ikram etti
ve eder ki, hi gz grmemi ve kulak iitmemi ve kalb-i beere hutur
etmemi derecede parlak bir tarzda rahmetine mazhar etti ve onlara
ebediyet ve beka verdi. nki ebed ve sermed olan bir cemalin seyirci
mtak ve yinedar k, elbette bki kalp ebede gidecektir. te Kur'an
akirdlerinin akibetleri byledir. Cenab- Hak bizleri onlardan eylesin,
mn!
Amma fccar ve erar olan dier gruh ise: Hadd-i blu ile u
lem sarayna girdikleri vakit, btn vahdaniyetin delillerine kar kfr
ile mukabele edip ve btn nimetlere kar kfran ile mukabele ederek ve
btn mevcudat kymetsizlikle kfirane bir ittiham ile tahkir ettiler ve
btn esma-i lahiyenin tecelliyatna kar red ve inkr ile mukabele
ettiklerinden, az bir vakitte nihayetsiz bir cinayet ilediler; nihayetsiz bir
azaba mstehak oldular. Evet insana sermaye-i mr ve cihazat-
insaniye, mezkr vezaif iin verilmitir.
Ey sersem nefsim ve ey prheves arkadam! y zannediyor
musun ki, vazife-i hayatnz; yalnz terbiye-i medeniye ile gzelce
muhafaza-i nefs etmek, ayb olmasn, batn ve fercin hizmetine mi
mnhasrdr? Yahut zannediyor musunuz ki, hayatnzn makinesinde
dercedilen u nazik letaif ve maneviyat ve u hassas za ve lt ve u
muntazam cevarih ve cihazat ve u mtecessis havas ve hissiyatn gaye-i
yegnesi; u hayat- fniyede nefs-i rezilenin, hevesat- sfliyenin tatmini
iin istimaline mi mnhasrdr? H ve kell! Belki vcudunuzda
unlarn yaratlmas ve ftratnzda bunlarn gaye-i idhali, iki esastr:
Biri: Cenab- Mn'im-i Hakik'nin btn nimetlerinin herbir
eitlerini size ihsas ettirip krettirmekten ibarettir. Siz de hissedip,
kr ve ibadetini etmelisiniz.
kincisi: leme tecelli eden esma-i kudsiye-i lahiyenin btn
tecelliyatnn aksamn, birer birer, size o cihazat vastasyla bildirip
tattrmaktr. Siz dahi tatmakla tanyarak iman getirmelisiniz.
te bu iki esas zerine kemalt- insaniye nev nema bulur.
Bununla insan, insan olur.
nsaniyetin cihazat, hayvan gibi hayat- dnyeviyeyi kazanmak
iin verilmemi olduuna u temsil srryla bak:



---sh:(S:127) -------------
Mesel, bir zt bir hizmetisine yirmi altun verdi; t mahsus bir
kumatan kendisine bir kat libas alsn. O hizmeti gitti, o kuman
a'lsndan mkemmel bir libas ald, giydi.
Sonra grd ki: O zt, dier bir hizmetkrna bin altun verip, bir
kt iinde baz eyler yazl olarak onun cebine koydu, ticarete
gnderdi. imdi, her akl banda olan bilir ki; o sermaye, bir kat libas
almak iin deil. nki evvelki hizmetkr, yirmi altunla en a'l kumatan
bir kat libas alm olduundan, elbette bu bin altun, bir kat libasa
sarfedilmez. ayet bu ikinci hizmetkr, cebine konulan kd okumayp,
belki evvelki hizmetiye bakp, btn paray bir dkkncya bir kat libas
iin verip, hem o kuman en rnden ve arkadann libasndan elli
derece aa bir libas alsa, elbette o hdim nihayet derecede ahmaklk
etmi olaca iin iddetle tazib ve hiddetle te'dib edilecektir.
Ey nefsim ve ey arkadam! Aklnz banza toplaynz.
Sermaye-i mr ve istidad- hayatnz hayvan gibi, belki hayvandan ok
aa bir derecede u hayat- fniye ve lezzet-i maddiyeye sarfetmeyiniz.
Yoksa sermayece en a'l hayvandan elli derece yksek olduunuz halde,
en ednasndan elli derece aa dersiniz.
Ey gafil nefsim! Senin hayatnn gayesini ve hayatnn mahiyetini,
hem hayatnn suretini, hem hayatnn srr- hakikatn, hem hayatnn
kemal-i saadetini bir derece anlamak istersen, bak:
Senin hayatnn gayelerinin icmali dokuz emirdir:
Birincisi udur ki: Senin vcudunda konulan duygular
terazileriyle, rahmet-i lahiyenin hazinelerinde iddihar edilen nimetleri
tartmaktr ve kll kretmektir.
kincisi: Senin ftratnda vaz'edilen cihazatn anahtarlaryla esma-
i kudsiye-i lahiyenin gizli definelerini amaktr, Zt- Akdes'i o esma ile
tanmaktr.
ncs: u tehirgh- dnyada, mahlukat nazarnda, esma-i
lahiyenin sana taktklar garib san'atlarn ve latif cilvelerini bilerek
hayatnda tehir ve izhar etmektir.
Drdncs: Lisan- hal ve kalinle Hlknn dergh-
rububiyetine ubudiyetini iln etmektir.







---sh:(S:128) -------------
Beincisi: Nasl bir asker, padiahndan ald trl trl
nianlar, resm vakitlerde takp padiahn nazarnda grnmekle onun
iltifatat- srn gsterdii gibi, sen dahi esma-i lahiyenin cilvelerinin
sana verdikleri letaif-i insaniye murassaatyla bilerek sslenip o ahid-i
Ezel'nin nazar- uhud ve ihadna grnmektir.
Altncs: Zevilhayat olanlarn tezahrat- hayatiye denilen,
Hlklarna tahiyyatlar; ve rumuzat- hayatiye denilen, Sni'lerine
tesbihatlar ve semerat ve gayat- hayatiye denilen, Vhib-l Hayat'a arz-
ubudiyetlerini bilerek mahede etmek, tefekkr ile grp ehadetle
gstermektir.
Yedincisi: Senin hayatna verilen cz' ilim ve kudret ve irade
gibi sfat ve hallerinden kk nmunelerini vhid-i kyas ittihaz ile,
Hlk- Zlcelal'in sft- mutlakasn ve uun-u mukaddesesini o ller
ile bilmektir. Mesel sen cz' iktidarn ve cz' ilmin ve cz' iraden ile
bu haneyi muntazam yaptndan, u kasr- lemin senin hanenden
bykl derecesinde, u lemin ustasn o nisbette Kadr, Alm,
Hakm, Mdebbir bilmek lzmdr.
Sekizincisi: u lemdeki mevcudatn herbiri kendine mahsus bir
dil ile Hlknn vahdaniyetine ve Sniinin rububiyetine dair manev
szlerini fehmetmektir.
Dokuzuncusu: Acz ve za'fn, fakr ve ihtiyacn lsyle kudret-i
lahiye ve gna-y Rabbaniyenin derecat- tecelliyatn anlamaktr. Naslki
aln dereceleri nisbetinde ve ihtiyacn enva' miktarnca, taamn lezzeti
ve derecat ve eitleri anlalr. Onun gibi sen de nihayetsiz aczin ve
fakrnla, nihayetsiz kudret ve gna-y lahiyenin derecatn fehmetmelisin.
te senin hayatnn gayeleri, icmalen bunlar gibi emirlerdir.
imdi kendi hayatnn mahiyetine bak ki, o mahiyetinin icmali
udur:
Esma-i lahiyeye ait garaibin fihristesi, hem uun ve sft-
lahiyenin bir mikyas, hem kinattaki lemlerin bir mizan, hem bu
lem-i kebirin bir listesi, hem u kinatn bir haritas, hem u kitab-
ekberin bir fezlekesi, hem kudretin gizli definelerini aacak bir anahtar
klesi, hem mevcudata serpilen ve evkata taklan kemaltnn bir ahsen-
i takvimidir. te mahiyet-i hayatn bunlar gibi emirlerdir.
imdi senin hayatnn sureti ve tarz- vazifesi udur ki:
Hayatn bir kelime-i mektubedir. Kalem-i kudretle yazlm
hikmet-nma



---sh:(S:129) -------------
bir szdr. Grnp ve iitilip, esma-i hsnaya delalet eder. te
hayatnn sureti bu gibi emirlerdir.
imdi hayatnn srr- hakikat udur ki: Tecelli-i Ehadiyete, cilve-
i Samediyete yineliktir. Yani btn leme tecelli eden esmann nokta-i
mihrakyesi hkmnde bir cmiiyetle Zt- Ehad-i Samed'e yineliktir.
imdi hayatnn saadet iindeki kemali ise: Senin hayatnn
yinesinde temessl eden ems-i Ezel'nin envrn hissedip sevmektir.
Zuur olarak ona evk gstermektir. Onun muhabbetiyle kendinden
gemektir. Kalbin gz bebeinde aks-i nurunu yerletirmektir. te bu
srdandr ki, seni a'l-y illiyyne karan bir hads-i kudsnin meal-i erifi
olan:
........,-...
........,-..-.
denilmitir.
te ey nefsim! Hayatnn byle ulv gayata mteveccih olduu ve
yle kymetli hazineleri cmi' olduu halde, hi akl ve insafa lyk
mdr ki: Hi-ender-hi olan muvakkat huzuzat- nefsaniyeye, geici
lezaiz-i dnyeviyeye sarfedip zayi' edersin! Eer zayi' etmemek istersen,
geen temsil ve hakikata remzeden
....!.........!....-...:!.
.......... .!....:-....!.....
......-......
........-....!.........
........-......~..
suresindeki kasem ve cevab- kasemi dnp amel et.
....!~....!...!.......,....,..!
...-....!..-..-. ! ...
............!......!,-.
* * *

---sh:(S:130) -------------

Onikinci Sz


.....-....:-!.....
[Kur'an- Hakm'in hikmet-i kudsiyesi ile felsefe hikmetinin icmalen
mvazenesi, hem hikmet-i Kur'aniyenin insann hayat- ahsiyesine ve hayat-
itimaiyesine verdii ders-i terbiyenin gayet ksa bir fezlekesi, hem Kur'ann
sair kelimat- lahiyeye ve btn kelmlara cihet-i rchaniyetine bir iarettir.
te bu szde "Drt Esas" vardr.]
BRNC ESAS: Hikmet-i Kur'aniye ile hikmet-i fenniyenin
farklarna u gelecek hikye-i temsiliye drbniyle bak:
Bir zaman, hem dindar, hem gayet san'atkr bir Hkim-i Namdar
istedi ki: Kur'an- Hakm'i, mansindeki kudsiyetine ve kelimatndaki
i'caza ayeste bir yaz ile yazsn. O mu'ciz-nma kamete, hrika bir libas
giydirilsin. te o Nakka Zt, Kur'an pek acib bir tarzda yazd. Btn
kymettar cevherleri, yazsnda istimal etti. Hakaiknn tenevvne iaret
iin baz mcessem hurufatn elmas ve zmrt ile ve bir ksmn l'l ve
akik ile ve bir taifesini prlanta ve mercanla ve bir nev'ini altun ve gm
ile yazd. Hem yle bir tarzda sslendirip mnakka etti ki, okumay
bilen ve bilmeyen herkes temaasndan hayran olup istihsan ederdi.
Bahusus ehl-i hakikatn nazarna o sur gzellik, manasndaki gayet
parlak gzelliin ve gayet irin tezyinatn iarat olduundan, pek
kymettar bir antika olmutur.
Sonra o Hkim, u musanna ve murassa Kur'an, bir ecnebi
feylesofa ve bir mslman lime gsterdi. Hem tecrbe, hem mkfat
iin emretti ki: "Herbiriniz, bunun hikmetine dair bir eser yaznz."
Evvel o feylesof, sonra o lim, ona dair birer kitab te'lif ettiler. Fakat
feylesofun

---sh:(S:131) -------------
kitab, yalnz harflerin naklarndan ve mnasebetlerinden ve
vaziyetlerinden ve cevherlerinin hsiyetlerinden ve tarifatndan bahseder.
Manasna hi ilimez. nki o ecneb adam, arab hatt okumay hi
bilmez. Hatt o mzeyyen Kur'an, bilmiyor ki bir kitabdr ve manay
ifade eden yazdr. Belki ona mnakka bir antika nazaryla bakyor.
Lkin endan arab bilmiyor fakat ok iyi bir mhendistir, gzel bir
tasvircidir, mahir bir kimyagerdir, sarraf bir cevhercidir. te o adam, bu
san'atlara gre eserini yazd.
Amma mslman lim ise ona bakt vakit anlad ki: O, Kitab-
Mbin'dir, Kur'an- Hakm'dir. te bu hakperest zt, ne tezyinat-
zahiriyesine ehemmiyet verdi ve ne de hurufun nukuuyla itigal etti.
Belki yle bir eyle megul oldu ki, milyon mertebe teki adamn itigal
ettii mes'elelerinden daha l, daha gal, daha latif, daha erif, daha nfi',
daha cmi'... nki nukuun perdesi altnda olan hakaik-i kudsiyesinden
ve envr- esrarndan bahsederek gayet gzel bir tefsir-i erif yazd.
Sonra ikisi, eserlerini gtrp o Hkim-i Zan'a takdim ettiler. O Hkim,
evvel feylesofun eserini ald. Bakt grd ki: O hodpesend ve
tabiatperest adam ok alm, fakat hi hakik hikmetini yazmam.
Hibir manasn anlamam, belki kartrm. Ona kar hrmetsizlik,
belki edebsizlik etmi. nki o menba- hakaik olan Kur'an, manasz
nuku zannederek, mana cihetinde kymetsizlik ile tahkir etmi
olduundan, o Hkim-i Hakm dahi onun eserini bana vurdu,
huzurundan kard.
Sonra teki hakperest, mdakkik limin eserine bakt grd ki:
Gayet gzel ve nfi' bir tefsir ve gayet hakmane, mridane bir te'liftir.
"ferin, brekllah" dedi. te hikmet budur ve lim ve hakm, bunun
sahibine derler. teki adam ise, haddinden tecavz etmi bir san'atkrdr.
Sonra onun eserine bir mkfat olarak; herbir harfine mukabil, tkenmez
hazinesinden "On altun verilsin" irade etti.
Eer temsili fehmettin ise bak, hakikatn yzn de gr:
Amma o mzeyyen Kur'an ise, u musanna kinattr. O hkim ise,
Hakm-i Ezel'dir. Ve o iki adam ise, birisi yani ecnebisi; ilm-i felsefe ve
hkemasdr. Dieri, Kur'an ve akirdleridir. Evet Kur'an- Hakm, u
Kur'an- Azm-i Kinatn en l bir mfessiridir ve en belig bir tercman-
dr. Evet o Furkan'dr ki; u kinatn sahifelerinde ve zamanlarn
yapraklarnda kalem-i kudretle yazlan yt- tekviniyeyi cin ve inse ders
verir. Hem herbiri birer harf-i manidar olan mevcudata "mana-y harf"
nazaryla, yani onlara Sni' hesabna bakar, "Ne kadar gzel yaplm, ne
kadar gzel bir surette Sniinin cemaline delalet ediyor" der. Ve bununla
kinatn hakik gzelliini gsteriyor. Amma ilm-i hikmet
---sh:(S:132) -------------
dedikleri felsefe ise; huruf-u mevcudatn tezyinatnda ve mnasebatnda
dalm ve sersemlemi, hakikatn yolunu arm. u kitab- kebirin
hurufatna "mana-y harf" ile, yani Allah hesabna bakmak lzm
gelirken; yle etmeyip "mana-y ism" ile, yani mevcudata mevcudat
hesabna bakar, yle bahseder. "Ne gzel yaplm"a bedel, "Ne gzeldir"
der, irkinletirir. Bununla kinat tahkir edip, kendisine mtek eder.
Evet dinsiz felsefe, hakikatsiz bir safsatadr ve kinata bir tahkirdir...
KNC ESAS: Kur'an- Hakm'in hikmeti, hayat- ahsiyeye
verdii terbiye-i ahlkye ve hikmet-i felsefenin verdii dersin
mvazenesi:
Felsefenin hlis bir tilmizi, bir firavundur. Fakat menfaati iin en
hasis eye ibadet eden bir firavun-u zelildir. Her menfaatli eyi kendine
"Rab" tanr. Hem o dinsiz akird, mtemerrid ve muanniddir. Fakat bir
lezzet iin nihayet zilleti kabul eden miskin bir mtemerriddir. eytan
gibi ahslarn, bir menfaat- hasise iin ayan pmekle zillet gsterir
den bir muanniddir. Hem o dinsiz akird, cebbar bir marurdur. Fakat
kalbinde nokta-i istinad bulmad iin ztnda gayet acz ile ciz bir
cebbar- hodfrutur. Hem o akird, menfaatperest hodenditir ki; gaye-i
himmeti, nefs ve batnn ve fercin hevesatn tatmin ve menfaat-
ahsiyesini, baz menfaat- kavmiye iinde arayan dessas bir hodgmdr.
Amma hikmet-i Kur'ann hlis tilmizi ise; bir abd'dir. Fakat
a'zam- mahlukata da ibadete tenezzl etmez. Hem cennet gibi a'zam-
menfaat olan bir eyi, gaye-i ibadet kabul etmez bir abd-i azizdir. Hem
hakik tilmizi mtevazidir; selim, halimdir. Fakat Ftrnn gayrna, daire-
i izni haricinde ihtiyaryla tezellle tenezzl etmez. Hem fakir ve zaftir,
fakr ve za'fn bilir. Fakat onun Mlik-i Kerim'i, ona iddihar ettii uhrev
servet ile mstanidir ve Seyyidinin nihayetsiz kudretine istinad ettii
iin kavdir. Hem yalnz livechillah, rza-i lah iin, fazilet iin amel
eder, alr... te iki hikmetin verdii terbiye, iki tilmizin mvazenesiyle
anlalr.
NC ESAS: Hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'aniyenin
hayat- itimaiye-i beeriyeye verdii terbiyeler:
Amma hikmet-i felsefe ise, hayat- itimaiyede nokta-i istinad,
"kuvvet" kabul eder. Hedefi, "menfaat" bilir. Dstur-u hayat, "cidal"
tanr. Cemaatlerin rabtasn, "unsuriyet, menf milliyeti" tutar. Semerat




---sh:(S:133) -------------
ise, "hevesat- nefsaniyeyi tatmin ve hacat- beeriyeyi tezyid"dir.
Halbuki kuvvetin e'ni, tecavzdr. Menfaatn e'ni, her arzuya kfi
gelmediinden stnde boumaktr. Dstur-u cidalin e'ni, arpmaktr.
Unsuriyetin e'ni, bakasn yutmakla beslenmek olduundan,
tecavzdr... te bu hikmettendir ki, beerin saadeti selb olmutur.
Amma hikmet-i Kur'aniye ise, nokta-i istinad, kuvvete bedel
"hakk" kabul eder. Gayede menfaate bedel, "fazilet ve rza-y lah"yi
kabul eder. Hayatta dstur-u cidal yerine, "dstur-u teavn" esas tutar.
Cemaatlerin rabtalarnda; unsuriyet, milliyet yerine "rabta-i din ve
snf ve vatan" kabul eder. Gayat; hevesat- nefsaniyenin tecavzatna
sed ekip, ruhu maaliyata tevik ve hissiyat- ulviyesini tatmin eder ve
insan kemalt- insaniyeye sevk edip insan eder. Hakkn e'ni, ittifaktr.
Faziletin e'ni, tesanddr. Dstur-u teavnn e'ni, birbirinin imdadna
yetimektir. Dinin e'ni, uhuvvettir, incizabdr. Nefsi gemlemekle
balamak, ruhu kemalta kamlamakla serbest brakmann e'ni, saadet-i
dareyndir.
DRDNC ESAS: Kur'ann, btn kelimat- lahiye iinde
cihet-i ulviyetini ve btn kelmlar stnde cihet-i tefevvukunu anlamak
istersen u iki temsile bak:
Birincisi: Bir sultann iki eit mklemesi, iki tarzda hitab
vardr. Birisi; di bir raiyet ile cz' bir i iin, husus bir hacete dair, has
bir telefonla konumaktr. Dieri; saltanat- uzma nvanyla ve hilafet-i
kbra namyla ve hkimiyet-i mme haysiyetiyle evamirini etrafa neir
ve tehir maksadyla bir elisiyle veya byk bir memuruyla konumaktr
ve hametini izhar eden ulv bir fermanla mklemedir.
kinci Temsil: Bir adam, elinde bir yineyi gnee kar tutar. O
yine miktarnca bir k ve yedi rengi cmi' bir ziya alr. O nisbetle
Gnele mnasebettar olur, sohbet eder ve o kl yineyi, karanlkl
hanesine veya dam altndaki bana tevcih etse; gnein kymeti
nisbetinde deil, belki o yinenin kabiliyeti miktarnca istifade edebilir.
Dieri ise, hanesinden veya bann damndan geni pencereler aar.
Gkteki gnee kar yollar yapar. Hakik gnein daim ziyasyla sohbet
eder, konuur ve lisan- hal ile byle minnetdarane bir sohbet eder. Der:
"Ey yeryzn yla yaldzlayan ve btn ieklerin yzn gldren
dnya gzeli ve gk nazdar olan nazenin gne! Onlar gibi benim
haneciimi ve baheciimi sndrdn, klandrdn." Halbuki yine
sahibi



---sh:(S:134) -------------
byle diyemez. O kayd altndaki gnein aksi ise, sr mahduddur. O
kayda gredir... te bu iki temsilin drbniyle Kur'ana bak. T ki i'cazn
gresin ve kudsiyetini anlayasn...
Evet Kur'an der ki: "Eer yerdeki aalar kalem olup, denizler
mrekkeb olsa, Cenab- Hakk'n kelimatn yazsalar, bitiremezler." imdi
u nihayetsiz kelimat iinde en byk makam, Kur'ana verilmesinin
sebebi udur ki: Kur'an, ism-i a'zamdan ve her ismin a'zamlk
mertebesinden gelmi. Hem btn lemlerin Rabbi itibariyle Allah'n
kelmdr. Hem btn mevcudatn ilah nvanyla Allah'n fermandr.
Hem Semavat ve Arz'n Hlk haysiyetiyle bir hitabdr. Hem rububiyet-i
mutlaka cihetinde bir mklemedir. Hem saltanat- mme-i Sbhaniye
hesabna bir hutbe-i ezeliyedir. Hem rahmet-i vasia-i muhita noktasnda,
bir defter-i iltifatat- Rahmaniyedir. Hem uluhiyetin azamet-i hameti
haysiyetiyle, balarnda bazan ifre bulunan bir muhabere mecmuasdr.
Hem ism-i a'zamn muhitinden nzul ile ar- a'zamn btn muhatna
bakan, tefti eden hikmetfean bir kitab- mukaddestir. te bu srdandr
ki, Kelmullah nvan kemal-i liyakatla Kur'ana verilmi.
Amma sair kelimat- lahiye ise: Bir ksm, has bir itibar ile ve
cz' bir nvan ve husus bir ismin cz' tecellisi ile ve has bir rububiyet
ile ve mahsus bir saltanat ile ve husus bir rahmet ile zahir olan kelmdr.
Hususiyet ve klliyet cihetinde dereceleri muhteliftir. Ekser ilhamat bu
ksmdandr. Fakat derecat ok mtefavittir. Mesel en cz'si ve basiti,
hayvanatn ilhamatdr. Sonra, avam- nsn ilhamatdr. Sonra, avam-
melaikenin ilhamatdr. Sonra, evliya ilhamatdr. Sonra, melaike-i izam
ilhamatdr. te u srdandr ki: Kalbin telefonuyla vastasz mnacat
eden bir veli der:
.....-
Yani: "Kalbim benim Rabbimden haber veriyor." Demiyor: "Rabb-l
lemn'den haber veriyor." Hem der: "Kalbim, Rabbimin yinesidir,
ardr." Demiyor: "Rabb-l lemn'in ardr." nki kabiliyeti
miktarnca ve yetmi bine yakn hicablarn nisbet-i ref'i derecesinde
mazhar- hitab olabilir. te bir padiahn saltanat- uzmas haysiyetiyle
kan ferman, di bir adamla cz' bir mklemesinden ne kadar yksek
ve l ise; ve gkteki gnein feyzinden istifade, yinedeki aksinin
cilvesinden istifadeden ne derece ok ve faik ise; Kur'an- Azman
dahi, o nisbette btn kelmlarn ve hep kitablarn fevkindedir.


---sh:(S:135) -------------
Kur'andan sonra ikinci derecede Ktb- Mukaddese ve Suhuf-u
Semaviyenin dereceleri nisbetinde tefevvuklar vardr. O srr-
tefevvuktan hissedardrlar. Eer btn cin ve insann Kur'andan tereuh
etmeyen btn gzel szleri toplansa; yine Kur'ann mertebe-i
kudsiyesine yetiip tanzir edemez. Eer Kur'ann ism-i a'zamdan ve her
ismin a'zamlk mertebesinden geldiini bir para fehmetmek istersen:
yet-l Krs ve yet-i ..-!~........ ve yet-i
...!.!..,..!. ve yet-i
......-....-.!....!..:!.....-..L....!...!:-.
ve yet-i
-........:...-... ve yet-i
.........!....!!~..
ve yet-i ..-....,:.-..,:..-.. ve yet-i
..-!.......!............. ve yet-i
..:.!.-.!L....!_.L.... ve yet-i
....!.......-......- ..... ve
yet-i
...!......!...!...! gibi yetlerin kll, umum,
ulv ifadelerine bak...
Hem balarnda .!..-!veyahut ~..ve ~...bulunan
surelerin balarna dikkat et. T, bu srr- azmin uan gresin. Hem
,!lerin ve .!larn





---sh:(S:136) -------------
ve ,-lerin fatihalarna bak; Kur'ann, Cenab- Hakk'n yannda
ehemmiyetini bilesin.
Eer u "Drdnc Esas"n kymettar srrn fehmettin ise;
Enbiyaya gelen vahyin ekseri melek vastasyla olduunu ve ilhamn
ekseri vastasz olduunu anlarsn. Hem en byk bir veli, hi bir nebinin
derecesine yetimediinin srrn anlarsn. Hem Kur'ann azametini ve
izzet-i kudsiyetini ve ulviyet-i i'caznn srrn anlarsn. Hem Mi'racn
srr- lzumunu, yani t Semavata, t Sidret-l Mnteha'ya, t Kab-
Kavseyn'e gidip, ...!..-..!.. olan Zt- Zlcelal ile
mnacat edip, tarfet-l ayn'da yerine gelmek srrn anlarsn. Evet akk-
kamer, naslki bir mu'cize-i risaletidir; nbvvetini cin ve inse gsterdi.
yle de: Mi'rac dahi, bir mu'cize-i ubudiyetidir; habibiyetini, ervah ve
melaikeye gsterdi...
..!......,....,..!
.....-....-....
* * *



















---sh:(S:137) -------------


Onnc Sz

......!.-.........!.....
!-.......-:!.........
Kur'an- Hakm ile felsefe ulmunun mahsul- hikmetlerini, ders-
i ibretlerini, derece-i ilimlerini mvazene etmek istersen; u gelecek
szlere dikkat et!
te Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n btn kinattaki diyat namyla
ydolunan, hrikulde ve birer mu'cize-i kudret olan mevcudat stndeki
det ve lfet perdesini keskin beyanatyla yrtp, o hakaik-i acibeyi
zuura ap, nazar- ibretlerini celbedip, ukle tkenmez bir hazine-i
ulm aar.
Felsefe hikmeti ise, btn hrikulde olan mu'cizat- kudreti, det
perdesi iinde saklayp, cahilane ve lkaydane stnde geer. Yalnz
hrikuldelikten den ve intizam- hilkatten huruc eden ve kemal-i
ftrattan sukut eden nadir ferdleri nazar- dikkate arzeder, onlar birer
ibretli hikmet diye zuura takdim eder. Mesel: En cmi' bir mu'cize-i
kudret olan insann hilkatini di deyip lkaydlkla bakar. Fakat insann
kemal-i hilkatinden huruc etmi, ayakl yahut iki bal bir insan bir
velvele-i istirabla nazar- ibrete tehir eder. Mesel: En latif ve umum
bir mu'cize-i rahmet olan btn yavrularn hazine-i gaybdan muntazam
iaelerini di grp, kfran perdesini stne eker. Fakat intizamdan
zuz etmi, kabilesinden cda olmu, yalnz olarak gurbete



---sh:(S:138) -------------
dm, denizin altnda olan bir bcein bir yeil yaprakla iaesini grr,
ondan tecelli eden ltuf ve keremle hazr balklar alatmak ister
(Haiye). te Kur'an- Kerim'in ilim ve hikmet ve marifet-i lahiye
cihetiyle servet ve gnas; ve felsefenin ilim ve ibret ve marifet-i Sni'
cihetindeki fakr ve iflasn gr, ibret al!
te bu srdandr ki: Kur'an- Hakm, nihayetsiz parlak, yksek
hakikatlar cmi' olduundan, iirin hayalatndan mstanidir. Evet
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n i'caz derecesindeki kemal-i nizam ve
intizam ve kitab- kinattaki intizamat- san'at, muntazam slblaryla
tefsir ettikleri halde; manzum olmadnn dier bir sebebi de budur ki:
yetlerinin herbir necmi, vezin kayd altna girmeyip t ekser yetlere bir
nevi merkez olsun ve kardei olsun ve mabeynlerinde mevcud
mnasebet-i maneviyeye rabta olmak iin, o daire-i muhita iindeki
yetlere birer hatt- mnasebet tekil etsin. Gya serbest herbir yetin,
ekser yetlere bakar birer gz, mteveccih birer yz var. Kur'an iinde
binler Kur'an bulunur ki, herbir mereb sahibine birisini verir. Naslki
Yirmibeinci Sz'de beyan edildii gibi; Sure-i hlas iinde otuzalt Sure-
i hlas mikdarnca herbiri zil-ecniha olan alt cmlenin terkibatndan
mteekkil bir hazine-i ilm-i tevhid bulunur ve tazammun ediyor. Evet
naslki semada olan intizamsz yldzlarn sureten adem-i intizam
cihetiyle herbir yldz, kayd altna girmeyip herbirisi ekser yldzlara bir
nevi merkez olarak daire-i muhitasndaki -birer birer- herbir yldza
mevcudat beynindeki nisbet-i hafiyeye iaret olarak birer hatt-
mnasebet uzatyor. Gya herbir tek yldz, necm-i yet gibi umum
yldzlara bakar birer gz, mteveccih birer yz vardr. te
intizamszlk iinde kemal-i intizam gr, ibret al!
!-.......-:!......... nn bir srrn bil! Hem yet-i
!-......srrn da bununla anla ki: iirin e'ni; kk ve snk
hakikatlar, byk ve parlak hayallerle sslendirip beendirmek ister.
Halbuki Kur'ann hakikatlar; o kadar byk, l, parlak ve revnakdardr
ki, en byk ve parlak hayal, o hakikatlara nisbet edilse; gayet kk ve
snk kalr. Mesel:
....-..L....!...!:-...:.!.-.!L... .!_.L....
(Haiye): Amerika'da aynen bu vaka olmutur.


---sh:(S:139) -------------
...-.....!...,....-.-.....
gibi hadsiz hakikatlar buna ahiddir. Kur'ann herbir yeti, birer necm-i
skb gibi, i'caz ve hidayet nurunu ner ile kfrn zulmatn nasl
dattn grmek, zevketmek istersen; kendini o asr- cahiliyette ve o
sahra-y bedeviyette farzet ki, herey zulmet-i cehil ve gaflet altnda
perde-i cmud u tabiata sarlm olduu bir anda, birden Kur'ann lisan-
ulviyesinden
........!..~...
,.:-!...-!...!...!
gibi yetleri iit, bak. O lm veya yatm mevcudat- lem
~...sadsyla iitenlerin zihninde nasl diriliyorlar, hyar oluyorlar,
kyam edip zikrediyorlar. Hem o karanlk gkyznde birer camid
atepare olan yldzlar ve yerdeki perian mahlukat,
.... .!....!!~.. sayhasyla iitenlerin nazarnda;
gkyz bir az, btn yldzlar birer kelime-i hikmet-nma, birer nur-u
hakikat-eda; ve arz bir kafa; berr ve bahr birer lisan; ve btn hayvanat
ve nebatat birer kelime-i tesbih-fean suretinde arz- ddar eder. Yoksa bu
zamandan t o zamana bakmakla, mezkr zevkin dekaikn gremezsin.
Evet o zamandan beri nurunu nereden ve mrur-u zaman ile ulm-u
mtearife hkmne geen ve sair neyyirat- slmiye ile parlayan ve
Kur'ann gneiyle gndz rengini alan bir vaziyet ile yahut sath ve basit
bir perde-i lfet ile baksan, elbette herbir yetin ne kadar tatl bir
zemzeme-i i'caz iinde ne eit zulmat dattn hakkyla gremezsin
ve bir ok enva'- i'caz iinde bu nev-i i'cazn zevk edemezsin. Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan'n en yksek bir derece-i i'cazna bakmak istersen, u
temsili dinle, bak. yle ki:
Gayet yksek ve garib ve gayetle yaylm acib bir aa
farzedelim ki; o aa bir perde-i gayb altnda, bir tabaka-i mesturiyet
iinde saklanm. Malmdur ki: Bir aacn, insann a'zalar gibi; onun
dallar, meyveleri, yapraklar, iekleri gibi btn uzuvlar arasnda bir
mnasebet, bir tenasb, bir mvazenet lzmdr. Herbir cz', o aacn
mahiyetine gre bir ekil alr, bir suret verilir. te, hi grnmeyen (ve
halen grnmyor) o aaca dair biri ksa, bir perde stnde onun herbir
azasna
---sh:(S:140) -------------
mukabil birer resim ekse, birer hudud izse, dalndan meyveye,
meyveden yapraa, bir tenasble bir suret tersim etse ve birbirinden
nihayetsiz uzak mebde ve mntehasnn ortasnda uzuvlarnn ayn ekil
ve suretini gsterecek muvafk tersimatla doldursa; elbette bhe kalmaz
ki, o ressam o gayb aac gayb-aina nazaryla grr, ihata eder, sonra
tasvir eder.
Aynen onun gibi, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n dahi, hakikat-
mmkinata dair (ki o hakikat; dnyann ibtidasndan tut, t hiretin en
nihayetine kadar uzanm ve ferten ara ve zerreden emse kadar
yaylm olan ecere-i hilkatin hakikatna dair) beyanat- Furkaniyesi, o
kadar tenasb muhafaza etmi ve herbir uzva ve meyveye lyk birer
suret vermitir ki; btn muhakkikler, nihayet-i tahkikinde, Kur'ann
tasvirine "Mallah, Brekllah" deyip, "Tlsm- kinat ve muammay
hilkat kef ve fetheden yalnz sensin ey Kur'an- Hakm!" demiler.
......!.!. -temsilde kusur yok- esma ve sft-
lahiyeyi, uun ve ef'al-i Rabbaniyeyi, bir ecere-i tb-i nur hkmnde
temsil edelim ki; o ecere-i nuraniyenin daire-i azameti, ezelden ebede
uzanp gidiyor. Hudud-u kibriyas, gayr- mtenah feza-y tlakta yaylp
ihata ediyor. Hudud-u icraat,
_..!..-!!. ......!..-.
..:.....-.,..._.!.
hududundan tut t
......!.- ........L.....!.
...!..:!.-.. .....
hududuna kadar uzanm o hakikat- nuraniyeyi; btn dal ve
budaklaryla, gayat ve meyveleriyle o kadar tenasble ve birbirine uygun,
birbirine lyk, birbirini krmayacak, birbirinin hkmn bozmayacak,
birbirinden tevahhu etmeyecek bir surette o hakaik-i esma ve sft ve
uun ve ef'ali beyan etmitir ki, btn ehl-i kef ve hakikat ve daire-i
melektta cevelan eden btn ashab- irfan ve hikmet, o beyanat-
Furkaniyeye kar "Sbhanallah" deyip, "Ne kadar doru, ne kadar
mutabk, ne kadar gzel, ne kadar lyk" diyerek tasdik ediyorlar.
Mesel: Btn daire-i imkn ve daire-i vcuba bakan, hem o iki
ecere-i
---sh:(S:141) -------------
azmenin bir tek dal hkmnde olan imann erkn- sittesi ve o erknn
btn dal ve budaklar, t en ince meyve ve iekler aralarnda o kadar
bir tenasb gzetilerek tasvir eder ve o derece bir mvazenet suretinde
tarif eder ve o mertebe bir tenasb tarznda izhar eder ki, akl- beer
idrakinden ciz ve hsnne hayran kalr. Ve o iman dalnn bir buda
hkmnde olan slmiyet'in erkn- hamsesi aralarnda ve o erknn t en
ince teferruat ve en kk db ve en uzak gayat ve en derin hikemiyat
ve en cz' semeratna varncaya kadar aralarnda hsn- tenasb ve
kemal-i mnasebet ve tam bir mvazenet muhafaza edildiine delil: O
Kur'an- cmiin nusus ve vcuhundan ve iarat ve rumuzundan kan
eriat- kbra-y slmiyenin kemal-i intizam ve mvazeneti ve hsn-
tenasb ve resaneti; cerhedilmez bir ahid-i dil, bhe getirmez bir
brhan- kat'dr. Demek oluyor ki; beyanat- Kur'aniye, beerin ilm-i
cz'sine, bahusus bir mminin ilmine mstenid olamaz. Belki bir ilm-i
muhite istinad ediyor ve cemi' eyay birden grebilir, ezel ebed ortasnda
btn hakaik bir anda mahede eder bir Ztn kelmdr.
...!.--.,!....:!........_.!.!..-!
bu hakikata iaret eder.
.-...!-..!.....,..!
...............! .....
.-.........!.....
* * *













---sh:(S:142) -------------


Onnc Szn kinci Makam



(Cazibedar bir fitne iinde bulunan ve daha akln kaybetmeyen baz
genlerle bir muhaveredir.)

Bir ksm genler tarafndan imdiki aldatc ve cazibedar lehviyat
ve hevesatn hcumlar karsnda "hiretimizi ne suretle kurtaracaz"
diye, Risale-i Nur'dan meded istediler. Ben de Risale-i Nur'un ahs-
manevsi namna onlara dedim ki: Kabir var, hi kimse inkr edemez.
Herkes ister istemez oraya girecek. Ve oraya girmek iin de tarzda
yoldan baka yol yok.
Birinci yol: O kabir, ehl-i iman iin bu dnyadan daha gzel bir
lemin kapsdr.
kinci yol: hireti tasdik eden, fakat sefahet ve dalalette
gidenlere, bir haps-i ebed ve btn dostlarndan bir tecrid iinde bir
haps-i mnferid, yalnz bana bir hapis kapsdr. yle grd ve itikad
ettii ve inand gibi hareket etmedii iin yle muamele grecek.
nc yol: hirete inanmayan ehl-i inkr ve dalalet iin bir
i'dam- ebed kaps... Yani hem kendisini, hem btn sevdiklerini i'dam
edecek bir daraacdr. yle bildii iin, cezas olarak aynn grecek. Bu
iki k bedihdir, delil istemiyor, gz ile grnr.
Madem ecel gizlidir; her vakit lm, ban kesmek iin
gelebiliyor ve gen ihtiyar fark yoktur. Elbette daima gz nnde yle
byk dehetli bir mes'ele karsnda bare insan; o i'dam- ebed, o
dipsiz, nihayetsiz hapsi mnferidden kurtulmak aresini aramak ve
kabir kapsn bir lem-i bkiye, bir saadet-i ebediyeye ve lem-i nura
alan bir kapya kendi hakknda evirmek hdisesi; o insann dnya
kadar byk bir mes'elesidir.





---sh:(S:143) -------------
Bu kat' hakikat, bu yol ile bulunduunda ve bu yolun da
mezkr hakikat ile olacan ihbar eden yzyirmidrt bin muhbir-i
sadk, ellerinde niane-i tasdik olan mu'cizeler bulunan enbiyalar ve o
enbiyalarn haber verdikleri ayn haberleri, kef ve zevk ve uhud ile
tasdik eden ve imza basan yzyirmidrt milyon evliyann ayn hakikate
ehadetleri ve hadd hesaba gelmeyen muhakkiklerin, kat' delilleriyle -o
enbiya ve evliyann verdikleri ayn haberleri- aklen ilmelyakn
derecesinde (*) isbat ettikleri ve yzde doksandokuz ihtimal-i kat' ile
"i'dam ve zindan- ebedden kurtulmak ve o yolu saadet-i ebediyeye
evirmek, yalnz iman ve itaat iledir." diye ittifaken haber veriyorlar.
Acaba yzde bir ihtimal-i helket bulunan bir tehlike yolunda
gitmemek iin, bir tek muhbirin sz nazara alnsa ve onun szn
dinlemeyip o yolda giden adamn, endie-i helketten gelen elem-i
manev, onun yemek itihasn kard halde; byle yzbinler sadk ve
musaddak muhbirlerin yzde yz ihtimal ile, dalalet ve sefahet gz
nndeki kabir daraacna ve ebed haps-i mnferidine kat' sebeb
olduunu ve iman, ubudiyet yzde yz ihtimal ile o daraacn kaldrp, o
haps-i mnferidi kapatp, u gz nndeki kabri, bir hazine-i ebediyeye,
bir saray- saadete alan bir kapya eviriyor diye ihbar eden ve
emarelerini ve srlarn gsterdikleri halde, bu acib ve garib ve dehetli
ve azametli mes'ele karsnda bulunan bare insan ve bahusus
mslman eer iman ve ubudiyeti olmazsa, btn dnya saltanat ve
lezzeti bir tek insana verilse; acaba o gz nndeki, her vakit oraya
arlmasna nbetini bekleyen bir insana verdii o endieden gelen elm
elemi kaldrabilir mi? Sizden soruyorum.
Madem ihtiyarlk, hastalk, musibet ve her tarafta vefiyatlar o
dehetli elemi deiyorlar ve ihtar ediyorlar. Elbette o ehl-i dalalet ve
sefahet yzbin lezzeti ve zevki alsa da, yine o manev bir cehennem
kalbinde yaar ve yakar. Fakat pek kaln gaflet sersemlii muvakkaten
hissettirmez.
Madem ehl-i iman ve taat, gz nnde grd kabri bir hazine-i
ebediyeye, bir saadet-i lyezalye kendisi hakknda bir kap olduunu ve
o ezel mukadderat piyangosundan milyarlar altun ve elmaslar
kazandracak bir bilet dahi iman vesikasyla ona km. Her vakit "Gel
biletini al!" diye beklemesinden derin, esasl, hakik lezzet ve zevk-i
manev yle bir lezzettir ki; eer tecessm etse ve o ekirdek bir aa
olsa,
(*): Onlardan birisi Risale-i Nur'dur. Meydandadr.

---sh:(S:144) -------------
o adama husus bir cennet hkmne getii halde; o zevk ve lezzet-i
azmeyi terkedip, genlik saikasyla, o hadsiz elemler ile lde zehirli bir
bala benzeyen sefihane ve heveskrane muvakkat bir lezzet-i gayr-
meruay ihtiyar eden, hayvandan yz derece aa der. Ecnebi
dinsizleri gibi de olamaz. nki onlar, peygamberi inkr etseler,
dierlerini tanyabilirler. Peygamberleri bilmeseler de Allah'
tanyabilirler. Allah' bilmeseler de kemalta medar olacak baz gzel
hasletler bulunabilir. Fakat bir mslman; hem enbiyay, hem Rabbini,
hem btn kemalt Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm
vastasyla biliyor. Onun terbiyesini brakan ve zincirinden kan daha
hibir peygamberi (A.S.) tanmaz ve Allah' da tanmaz. Ve ruhunda
kemalt muhafaza edecek hibir esasat bilemez. nki peygamberlerin
en hiri ve en bykleri ve dini ve daveti umum nev'-i beere bakt iin
ve mu'cizata ve dince umuma faik ve btn nev'-i beere btn hakaikte
stadlk edip, ondrt asrda parlak bir surette isbat eden ve nev'-i beerin
medar- iftihar bir ztn terbiye-i esasiyelerini ve usl- dinini terkeden,
elbette hibir cihette bir nur, bir kemal bulamaz. Sukut-u mutlaka
mahkmdur.
te ey hayat- dnyeviyenin zevkine mbtela ve endie-i istikbal
ile istikbalini ve hayatn temin iin abalayan bareler! Dnyann
lezzetini, zevkini, saadetini, rahatn isterseniz; meru dairedeki keyfe
iktifa ediniz. O, keyfinize kfidir. Haricinde ve gayr- meru dairedeki bir
lezzetin iinde bin elem olduunu sbk beyanatta elbette anladnz. Eer
mazi, yani gemi zamann hdisatn, sinema ile halihazrda
gsterdikleri gibi; istikbaldeki ahval dahi, mesel elli sene sonraki halleri
bir sinema ile gsterilse idi, ehl-i sefahet imdiki gldklerine
yzbinlerce nefrin ve nefret edip alayacaktlar. Dnya ve hirette ebed
ve daim sruru isteyen, iman dairesindeki terbiye-i Muhammediyeyi
(A.S.M.) kendine rehber etmek gerektir.
* * *









---sh:(S:145) -------------


BRKA BARE GENLERE VERLEN BR TENBH, BR
DERS, BR HTARDIR

Bir gn yanma parlak birka gen geldiler. Hayat ve genlik ve
hevesat cihetinden gelen tehlikelerden saknmak iin tesirli bir ihtar
almak isteyen bu genlere, ben de eskiden Risale-i Nur'dan meded
isteyen genlere dediim gibi dedim ki: Sizdeki genlik kat'iyyen
gidecek. Eer siz daire-i meruada kalmazsanz, o genlik zayi' olup
banza hem dnyada, hem kabirde, hem hirette kendi lezzetinden ok
ziyade belalar ve elemler getirecek. Eer terbiye-i slmiye ile o genlik
nimetine kar bir kr olarak iffet ve namusluluk ve taatte sarfetseniz, o
genlik manen bki kalacak ve ebed bir genlik kazanmasna sebeb
olacak.
Hayat ise, eer iman olmazsa veyahut isyan ile o iman tesir
etmezse; hayat, zahir ve ksack bir zevk ve lezzetle beraber, binler
derece o zevk ve lezzetten ziyade elemler, hznler, kederler verir. nki
insanda akl ve fikir olduu iin, hayvann aksine olarak hazr zamanla
beraber gemi ve gelecek zamanlarla da ftraten alkadardr. O
zamanlardan dahi hem elem, hem lezzet alabilir. Hayvan ise, fikri
olmad iin, hazr lezzetini, gemiten gelen hznler ve gelecekten
gelen korkular, endieler bozmuyor. nsan ise, eer dalalet ve gaflete
dm ise, hazr lezzetine gemiten gelen hznler ve gelecekten gelen
endieler o cz' lezzeti cidden aclatryor, bozuyor. Hususan gayr-
meru ise, btn btn zehirli bir bal hkmndedir. Demek hayvandan
yz derece, lezzet-i hayat noktasnda aa der. Belki ehl-i dalaletin ve
gafletin hayat, belki vcudu, belki kinat; bulunduu gndr. Btn
gemi zaman ve kinatlar, onun dalaleti noktasnda madumdur,
lmtr. Akl alkadarl ile ona zulmetler, karanlklar veriyor. Gelecek
zamanlar ise, itikadszl cihetiyle yine madumdur. Ve ademle hasl olan
ebed firaklar, mtemadiyen onun fikir yoluyla hayatna zulmetler
veriyorlar. Eer iman hayata hayat olsa; o vakit hem gemi, hem
gelecek zamanlar imann nuruyla klanr ve vcud bulur. Zaman- hazr
gibi ruh ve kalbine iman noktasnda ulv ve manev ezvak ve envr-




---sh:(S:146) -------------
vcudiyeyi veriyor. Bu hakikatn, htiyar Risalesi'nde Yedinci Rica'da
izah var. Ona bakmalsnz.
te hayat byledir. Hayatn lezzetini ve zevkini isterseniz,
hayatnz iman ile hayatlandrnz ve feraizle znetlendiriniz ve
gnahlardan ekinmekle muhafaza ediniz. Her gn ve her yerde ve her
vakit vefiyatlarn gsterdikleri dehetli hakikat- mevt ise, size -baka
genlere sylediim gibi- bir temsil ile beyan ediyorum:
Mesel, burada gznz nnde bir daraac dikilmi. Onun
yannda bir piyango (fakat pek byk bir ikramiye biletleri veren) dairesi
var. Biz buradaki on kii alkllihal, ister istemez, hi baka are yok,
oraya davet edileceiz, bizi aracaklar. Ve arma zaman gizli
olmasndan her dakika, ya "Gel i'dam biletini al, daraacna k!"
veyahut "Gel, milyonlar altun kazandran bir ikramiye bileti sana km
gel, al!" demelerini beklerken, birden kapya iki adam geldi. Biri yar
plak gzel ve aldatc bir kadn, elinde zahiren gayet tatl, fakat zehirli
bir helva getirip yedirmek istiyor. Dier biri de; aldatmaz ve aldanmaz
cidd bir adam, o kadnn arkasndan girdi. Dedi ki: "Size bir tlsm, bir
ders getirdim. Bunu okusanz, o helvay yemezseniz, o daraacndan
kurtulursunuz. Bu tlsm ile o emsalsiz ikramiye biletini alrsnz. te bu
daraacnda zten gznzle gryorsunuz ki, bal yiyenler oraya
giriyorlar ve oraya girinceye kadar o helvann zehirinden dehetli karn
sancs ekiyorlar ve o byk ikramiye biletini alanlar endan
grnmyorlar ve zahiren onlar da o daraacna ktklar grnyor.
Fakat onlar aslmadklarn, belki oradan kolayca ikramiye dairesine
girmek iin basamak yaptklarn milyonlar ahidler var, haber veriyorlar.
te pencerelerden baknz. En byk memurlar ve bu ile alkadar byk
ztlar yksek sesle iln ediyorlar ve haber veriyorlar ki; o daraacna
gidenleri aynelyakn gznz ile grdnz gibi, bu ikramiye biletini
tlsmclar aldklarn hi ek ve bhesiz gndz gibi kat' biliniz." dedi.
te bu temsil gibi zehirli bir bal hkmnde olan gayr- meru
dairedeki genliin sefahetkrane zevkleri, hazine-i ebediyenin ve
saadet-i sermediyenin bileti ve vesikas olan iman kaybettii iin,
daraac hkmnde olan lm ve ebed zulmat kaps olan kabrin
musibetine, aynen zahiren grnd gibi der ve ecel gizli olduu iin
gen, ihtiyar farketmeyerek her vakit ecel celld, ban kesmek iin
gelebilir. Eer o zehirli bal hkmnde olan hevesat- gayr- meruay
terkedip, tlsm- Kur'an olan iman ve feraizi elde etmekle ve fevkalde
mukadderat- beer piyangosundan kan saadet-i ebediye hazinesi
biletini alacana,


---sh:(S:147) -------------
yzyirmidrt bin Enbiya Aleyhimsselm ile beraber hadd hesaba
gelmeyen ehl-i velayet ve ehl-i hakikat mttefikan haber veriyorlar ve
srn gsteriyorlar.
Elhasl, genlik gidecek. Sefahette gitmi ise, hem dnyada, hem
hirette, binler bela ve elemler netice verdiini ve yle genler
ekseriyetle s'-i istimal ile, israfat ile gelen evhaml hastalkla
hastahanelere ve taknlklaryla hapishanelere veya sefalethanelere ve
manev elemlerden gelen skntlarla meyhanelere deceklerini anlamak
isterseniz; hastahanelerden ve hapishanelerden ve kabristanlardan
sorunuz. Elbette hastahanelerin ekseriyetle lisan- halinden, genlik
saikasyla israfat ve s'-i istimalden gelen hastalktan eninler, eyvahlar
iittiiniz gibi; hapishanelerden dahi, ekseriyetle genliin taknlk
saikasyla gayr- meru dairedeki harekatn tokatlarn yiyen bedbaht
genlerin teessflerini iiteceksiniz. Ve kabristanda ve mtemadiyen
oraya girenler iin kaplar alp kapanan o lem-i berzahta -ehl-i
kefelkuburun mahedatyla ve btn ehl-i hakikatn tasdikyla ve
ehadetiyle- ekser azablar, genlik s'-i istimaltnn neticesi olduunu
bileceksiniz. Hem nev'-i insann ekseriyetini tekil eden ihtiyarlardan ve
hastalardan sorunuz. Elbette ekseriyet-i mutlaka ile esefler, hasretler ile
"Eyvah genliimizi bdiheva, belki zararl zayi' ettik. Sakn bizim gibi
yapmaynz." diyecekler. nki be-on senelik genliin gayr- meru
zevki iin, dnyada ok seneler gam ve keder ve berzahta azab ve zarar
ve hirette cehennem ve sakar belasn eken adam, en acnacak bir halde
olduu halde !.L.....!...! srryla hi acnmaya
mstehak olamaz. nki zarara rzasyla girene merhamet edilmez ve
lyk deildir. Cenab- Hak bizi ve sizi, bu zamann cazibedar fitnesinden
kurtarsn ve muhafaza eylesin, mn...
* * *











---sh:(S:148) -------------




RSALE- NUR MZANLARINDAN ONNC SZ'N
KNC MAKAMININ HAYESDR

..-.....
Risale-i Nur'daki hakik teselliye mahpuslar ok muhtatrlar. Hususan
genlik darbesini yeyip, taze ve irin mrn hapiste geirenlerin,
Nurlara ekmek kadar ihtiyalar var. Evet genlik damar, akldan ziyade
hissiyat dinler. His ve heves ise krdr, akibeti grmez. Bir dirhem hazr
lezzeti, ileride bir batman lezzete tercih eder. Bir dakika intikam lezzeti
ile katleder, seksen bin saat hapis elemlerini eker ve bir saat sefahet
keyfiyle -bir namus mes'elesinde- binler gn hem hapsin, hem
dmannn endiesinden skntlarla mrnn saadeti mahvolur. Bunlara
kyasen bare genlerin ok vartalar var ki; en tatl hayatn en ac ve
acnacak bir hayata eviriyorlar ve bilhassa imalde koca bir devlet,
genlik hevesatn elde ederek, bu asr frtnalaryla sarsyor. nki
akibeti grmeyen kr hissiyatla hareket eden genlere, ehl-i namusun
gzel kzlarn ve karlarn ibahe eder. Belki hamamlarnda erkek kadn
beraber plak olarak girmelerine izin vermeleri cihetinde bu fuhiyat
tevik eder. Hem serseri ve fakir olanlara zenginlerin mallarn hell eder
ki, btn beer bu musibete kar titriyor.
te bu asrda slm ve Trk genleri kahramanane davranp iki
cihetten hcum eden bu tehlikeye kar, Risale-i Nur'un Meyve ve
Genlik Rehberi gibi keskin klnlaryla mukabele etmeleri elzemdir.
Yoksa o bare gen, hem dnya istikbalini ve mes'ud hayatn, hem
hiretteki saadetini ve hayat- bkiyesini azablara, elemlere evirip
mahveder ve s'-i istimal ve sefahetle hastahanelere ve hissiyat
taknlklaryla hapishanelere der. Eyvahlar, esefler ile ihtiyarlnda
ok alayacak. Eer terbiye-i Kur'aniye ve Nur'un hakikatlaryla kendini
muhafaza eylese, tam bir kahraman gen ve mkemmel bir insan ve
mes'ud bir Mslman ve sair zhayatlara, hayvanlara bir nevi sultan olur.




--- sh:(S:149) ----
Evet bir gen, hapiste yirmidrt saat her gnk mrnden tek bir
saatini be farz namazna sarfetse ve ekser gnahlardan hapis mni
olduu gibi o musibete sebebiyet veren hatadan dahi tvbe edip sair
zararl, elemli gnahlardan ekilse hem hayatna, hem istikbaline, hem
vatanna, hem milletine, hem akrabasna byk faidesi olmas gibi o on-
onbe senelik fni genlikle ebed parlak bir genlii kazanacan, bata
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, btn Ktb ve Suhuf-u Semaviye kat' haber
verip mjde ediyor. Evet o irin, gzel genlik nimetine istikametle,
taatle kretse hem ziyadeleir, hem bkileir, hem lezzetlenir. Yoksa
hem belal olur, hem elemli, gaml, kbuslu olur, gider. Hem akrabasna,
hem vatanna, hem milletine muzr bir serseri hkmne geirmee
sebebiyet verir. Eer mahpus, zulmen mahkm olmu ise, farz namazn
klmak artyla, herbir saati, bir gn ibadet hkmnde olduu gibi, o
hapis onun hakknda bir ilehane-i uzlet olup eski zamanda maaralara
girerek ibadet eden mnzevi slihlerden saylabilirler. Eer fakir veya
ihtiyar veya hasta ve iman hakikatlarna mtak ise; farzn yapmak ve
tvbe etmek artyla herbir saatleri dahi yirmier saat ibadet olup hapis
ona bir istirahathane ve merhametkrane ona bakan dostlar iin bir
muhabbethane, bir terbiyehane, bir dershane hkmne geer. O hapiste
durmakla haricindeki mevve, her tarafta gnahlarn hcumuna maruz
serbestiyetten daha ziyade holanabilir. Hapisten tam terbiye alr. kt
zaman bir katil, bir mntakim olarak deil, belki tvbekr, tecrbeli,
terbiyeli, millete menfaatli bir adam kar. Hatt Denizli hapsindeki
ztlarn az bir zamanda Nurlardan fevkalde hsn- ahlk dersini
alanlarn gren baz alkadar ztlar demiler ki: "Terbiye iin onbe sene
hapseatmaktansa, onbe hafta Risale-i Nur dersini alsalar, daha ziyade
onlar slah eder."
Madem lm lmyor ve ecel gizlidir, her vakit gelebilir ve
madem kabir kapanmyor, kafile kafile arkasnda gelenler oraya girip
kayboluyorlar ve madem bu hayat- dnyeviye gayet sr'atle gidiyor ve
madem lm, ehl-i iman hakknda i'dam- ebedden terhis tezkeresine
evrildiini, hakikat- Kur'aniye ile Risale-i Nur gne gibi gstermi ve
ehl-i dalalet ve sefahet hakknda gz ile grnd gibi bir i'dam-
ebeddir, btn mahbubatndan ve mevcudattan bir firak- lyezldir.
Elbette ve elbette hi bir bhe kalmaz ki, en bahtiyar odur ki; sabr
iinde kredip hapis mddetinden tam istifade ederek, Nurlar dersini
alarak, istikamet dairesinde imanna ve Kur'ana hizmete almaktr.


--- sh:(S:150) ----
Ey zevk ve lezzete mbtela insan! Ben yetmi yamda binler
tecrbelerle ve hccetlerle ve hdiselerle aynelyakn bildim ki: Hakik
zevk ve elemsiz lezzet ve kedersiz sevin ve hayattaki saadet yalnz
imandadr ve iman hakikatleri dairesinde bulunur. Yoksa dnyev bir
lezzette ok elemler var. Bir zm tanesini yedirir on tokat vurur, hayatn
lezzetini karr.
Ey hapis musibetine den bareler! Madem dnyanz alyor ve
tatl hayatnz aclat; alnz, hiretiniz dahi alamasn ve hayat-
bkiyeniz glsn, tatllasn, hapisten istifade ediniz. Nasl bazan ar
erait altnda dman karsnda bir saat nbet, bir sene ibadet hkmne
geebilir. yle de, sizin ar erait altnda herbir saat ibadet zahmeti; ok
saatler olup, o zahmetleri rahmetlere evirir.

* * *


....-.,:.... .! ..-.....
Aziz, sddk kardelerim!
Hapis musibetine denlere merhametkrane, sadakatla, hariten
gelen erzaklarna nezaret ve yardm edenlere kuvvetli bir teselliyi
Nokta'da beyan edeceim.
Birinci Nokta: Hapiste geen mr gnleri, herbir gn on gn
kadar bir ibadet kazandrabilir ve fni saatleri, meyveleri cihetiyle manen
bki saatlere evirebilir ve be-on sene ceza ile, milyonlar sene haps-i
ebedden kurtulmaa vesile olabilir. te ehl-i iman iin bu pek byk ve
ok kymetdar kazan art, farz namazn klmak ve hapse sebebiyet
veren gnahlardan tvbe etmek ve sabr iinde kretmektir. Zten hapis
ok gnahlara manidir, meydan vermiyor.
kinci Nokta: Zeval-i lezzet elem olduu gibi, zeval-i elem dahi
lezzettir. Evet herkes gemi lezzetli, safal gnlerini dnse; teessf ve
tahassr elem-i manevsini hissedip "Eyvah!" der ve gemi musibetli,
elemli gnlerini tahattur etse; zevalinden bir manev lezzet hisseder ki,
"Elhamdlillah kr, o bela sevabn brakt gitti" der. Ferah ile teneffs
eder. Demek bir saat muvakkat elem, zevaliyle ruhta bir manev lezzet
brakr ve lezzetli saat, bilakis elem brakr. Madem hakikat budur ve




--- sh:(S:151) ----
madem gemi musibet saatleri, elemleri ile beraber madum ve yok
olmu ve gelecek bela gnleri imdi madum ve yoktur ve yoktan elem
yok ve madumdan elem gelmez. Mesel, birka gn evvel a ve susuz
olmasndan, bir-iki gn sonra a ve susuz olmak ihtimalinden, bugn
onlar niyetiyle mtemadiyen ekmek yese ve su ise, ne derece
divaneliktir. Aynen yle de, gemi ve gelecek elemli saatleri -ki hi ve
madum ve yok olmular- imdi onlar dnp sabrszlk gstermek ve
kusurlu nefsini brakp, Allah'tan ekva etmek gibi "oof! of!" demek
divaneliktir. Eer saa-sola yani gemi ve gelecee kar sabr kuvvetini
datmazsa ve hazr saate ve o gne kar tutsa, tam kfi gelir. Sknt
ondan bire iner. Hatt ekva olmasn, ben bu nc Medrese-i
Yusufiyede, birka gn zarfnda, hi mrmde grmediim madd ve
manev skntl, hastalkl musibetimde, hususan Nur'un hizmetinden
mahrumiyetimden gelen me'yusiyet ve kalb ve ruh skntlar beni ezdii
srada, inayet-i lahiye bu mezkr hakikat gsterdi. Ben de skntl
hastalmdan, hapsimden raz oldum. nki benim gibi kabir kapsnda
bir bareye, gafletle geebilir bir saati, on saat ibadet saatleri yapmak
byk bir krdr diye kreyledim.
nc Nokta: efkatkrane hizmetiyle yardm etmek ve muhta
olduklar rzklarn ellerine vermek ve manev yaralarna tesellilerle
merhem srmek, az bir amel ile byk bir kazan var. Ve dardan gelen
yemeklerini onlara vermek, ayn yemek kadar o gardiyan ve gardiyan ile
beraber dhilde ve harite bare mahpuslara alanlara bir sadaka
hkmnde defter-i hasenatna yazlr. Hususan musibetzede, ihtiyar veya
hasta veya fakir veya garib olsa, o sadaka-i maneviyenin sevabn ok
ziyadeletirir. te bu kymetli kazancn art, farz namazn klmaktr. T
ki o hizmeti, lillah iin olsun. Hem bir art da sadakat ve efkat ve
sevinle ve minnet etmemek tarzda yardmlarna komaktr.
* * *










--- sh:(S:152) ----




...-~....... ..-.....
........-.,:.....!

Ey hapis arkadalarm ve din kardelerim,
Size hem dnya azabndan, hem hiret azabndan kurtaracak bir hakikat
beyan etmek, kalbime ihtar edildi. O da udur:
Mesel, birisi birisinin kardeini veya akrabasn ldrm. Bir
dakika o hiddet yznden milyonlar dakika hem kalb sknt, hem hapis
azabn eker. Ve maktuln akrabas dahi intikam endiesiyle ve
karsnda dmann dnmesiyle, hayatnn lezzetini ve mrnn
zevkini karr. Hem korku, hem hiddet azabn ekiyor. Bunun tek bir
aresi var: O da, Kur'ann emrettii ve hak ve hakikat ve maslahat ve
insaniyet ve slmiyet iktiza ve tevik ettikleri olan barmak ve
musalaha etmektir.
Evet, hakikat ve maslahat sulhtur. nki ecel birdir, deimez. O
maktul, herhalde ecel geldiinden daha dnyada kalmayacakt. O katil
ise, o kaza-i lahiyeye vasta olmu. Eer barmak olmazsa, iki taraf da
daima korku ve intikam azabn ekerler. Onun iindir ki, " gnden
fazla bir m'min dier bir m'mine ksmemek" slmiyet emrediyor.
Eer o katl, bir adavetten ve bir kinli garazdan gelmemise ve bir
mnafk o fitneye vesile olmu ise; abuk barmak elzemdir. Yoksa o
cz' musibet byk olur, devam eder. Eer barsalar ve ldren tvbe
etse ve maktule her vakit dua etse, o halde her iki taraf ok kazanrlar ve
karde gibi olurlar.
Bir gitmi kardee bedel, birka dindar kardeleri kazanr. Kaza
ve kader-i lahye teslim olup dmann afveder ve bilhassa madem
Risale-i Nur dersini dinlemiler, elbette mabeynlerinde bulunan btn
ksmekleri





--- sh:(S:153) ----
brakmaa hem maslahat ve istirahat- ahsiye ve umumiye iktiza
ediyorlar.
Naslki Denizli hapsinde birbirine dman btn mahpuslar,
Nurlar dersiyle birbirlerine karde oldular ve bizim beraetimize bir sebeb
olup (hatt dinsizlere, serserilere de) o mahpuslar hakknda "Mallah,
brekllah" dedirttiler, o mahpuslar tam teneffs ettiler. Ben burada
grdm ki, birtek adamn yznden yz adam sknt ekip beraber
teneffse kmyorlar. Onlara zulm olur. Merd, vicdanl bir m'min,
kk ve cz' bir hata veya menfaatle yzer zarar ehl-i imana vermez.
Eer hata etse verse, abuk tvbe etmek lzmdr.
* * *
...-~....... ..-.....
Aziz yeni kardelerim ve eski mahpuslar!
Benim kat' kanaatm gelmi ki; buraya girmemizin inayet-i
lahiye cihetinde bir ehemmiyetli sebebi sizsiniz. Yani sizi, Nurlar
tesellileriyle ve imann hakikatlaryla sizi bu hapis musibetinin
skntlarndan ve dnyev ok zararlarndan ve boubouna gam ve
hzn ile giden hayatnz faidesizlikten, bd-i heva zayi' olmasndan ve
dnyanzn alamas gibi hiretinizi alamaktan kurtarp tam bir teselli
size vermektir. Madem hakikat budur. Elbette siz dahi, Denizli
mahpuslar ve Nur talebeleri gibi birbirinize kar karde olmanz
lzmdr. Gryorsunuz ki; bir bak iinize girmemek ve birbirinize
tecavz etmemek iin dardan gelen btn eyanz ve yemek ve
ekmeinizi ve orbanz kartryorlar. Size sadakatla hizmet eden
gardiyanlar ok zahmet ekiyorlar. Hem siz beraber teneffse
kmyorsunuz, gya canavar ve vahi gibi birbirinize saldracaksnz.
te imdi sizin gibi ftr kahramanlk damarn tayan yeni arkadalar,
bu zamanda manev byk bir kahramanlk ile heyet-i idareye deyiniz ki:
"Deil elimize bak, belki mavzer ve rovelver verilse, hem emir de
verilse, biz bu bare ve bizim gibi musibetzede arkadalarmza
dokunmayacaz. Eskide yz dmanlk ve adavetimiz dahi olsa da,
onlar hell edip hatrlarn krmamaa alacamza, Kur'ann ve
imann ve uhuvvet-i slmiyenin ve maslahatmzn emriyle ve iradyla
karar verdik." diyerek, bu hapsi bir mbarek dershaneye eviriniz.
* * *



--- sh:(S:154) ----





LEYLE- KADR'DE HTAR EDLEN BR MES'ELE-
MHMME

Onnc Sz'n kinci Makamnn Zeyli

Nev'-i beer bu son harb-i umumnin eedd-i zulm ve istibdad ile ve
merhametsiz tahribat ile ve bir dmann yznden yzer
masumu perian etmesiyle ve malublarn dehetli me'yusiyetleriyle ve
galiblerin dehetli tela ve hkimiyetlerini muhafaza ve byk
tahribatlarn tamir edememelerinden gelen dehetli vicdan azablaryla ve
dnya hayatnn btn btn fni ve muvakkat olmas ve medeniyet
fantaziyelerinin aldatc ve uyutucu olmas umuma grnmesiyle ve
ftrat- beeriyedeki yksek istidadatn, mahiyet-i insaniyesinin umum
bir surette dehetli yaralanmasyla ve ebedperest hissiyat- bkiye ve ftr
ak- insaniyenin heyecan iinde uyanmasyla, ve gaflet ve dalaletin, en
sert, sar olan tabiatn, Kur'ann elmas klnc altnda paralanmasyla ve
gaflet ve dalaletin en boucu, aldatc en geni perdesi olan siyasetin ry-
i zeminde pek irkin, pek gaddarane hakik sureti grnmesiyle elbette
hibir bhe yok ki: imalde, garbda, Amerika'da emareleri grndne
binaen nev-i beerin mauk-u mecazsi olan hayat- dnyeviyesi byle
irkin ve geici olmasndan, ftraten beerin hakik sevdii ve arad
hayat- bkiyeyi btn kuvvetiyle arayacak. Ve elbette hi bhe yok ki:
Bin yzaltm senede, her asrda yzelli milyon akirdi bulunan ve
her hkmne ve davasna milyonlar ehl-i hakikat tasdik ile imza basan ve
her dakikada milyonlar hfzlarn kalbinde kudsiyet ile bulunup
lisanlaryla beere ders veren ve hi bir kitabda emsali bulunmayan bir
tarzda, beer iin hayat- bkiyeyi ve saadet-i ebediyeyi mjde verip
btn beerin yaralarn tedavi eden Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n iddetli,
kuvvetli ve tekrarl binler ytyla, belki sarihan ve iareten onbinler defa
dava edip haber verip sarslmaz kat' delillerle, bhe getirmez hadsiz
hccetlerle hayat- bkiyeyi kat'iyyetle mjde ve saadet-i ebediyeyi ders
vermesi, elbette



--- sh:(S:155) ----
nev-i beer, btn btn akln kaybetmezse ve madd ve manev bir
kyamet balarnda kopmazsa; sve, Norve, Finlandiya ve ngiltere'nin
Kur'ann kabulne alan mehur hatibleri ve din-i hakk arayan
Amerika'nn ok ehemmiyetli din cem'iyeti gibi ry-i zeminin kt'alar ve
hkmetleri Kur'an- Mu'ciz-l Beyan' arayacaklar ve hakikatlerini
anladktan sonra btn ruh u canlaryla sarlacaklar. nki bu hakikat
noktasnda kat'iyyen Kur'ann misli yoktur ve olamaz ve hibir ey bu
mu'cize-i ekberin yerini tutamaz.
Sniyen: Madem Risale-i Nur o mu'cize-i kbrann elinde bir
elmas kln hkmnde hizmetini gstermi ve en muannid dmanlar
teslime mecbur etmi. Hem kalbi, hem ruhu, hatt hissiyat tam tenvir
edecek ve illarn verecek bir tarzda hazine-i Kur'aniyenin delllln
yapan ve ondan baka me'haz ve mercii olmayan bir mu'cize-i
maneviyesi bulunan Risale-i Nur o vazifeyi yapyor ve aleyhinde dehetli
propagandalara ve gayet muannid zndklara tam galebe alm ve
dalaletin en kaln ve boucu ve geni daire-i fknda ve fennin en geni
perdelerinde As-y Musa'daki Meyve'nin Altnc Mes'elesi ve Birinci ve
kinci, nc ve Sekizinci Hccetleriyle gayet parlak bir tarzda gafleti
datp nur-u tevhidi gstermi.

***



















--- sh:(S:156) ----







MEYVE RSALES'NDEN ALTINCI MES'ELE

Risale-i Nur'un ok yerlerinde izah ve kat' hadsiz hccetleri bulunan
iman- billah rknnn binler kll brhanlarndan birtek brhana ksaca
bir iarettir.
Kastamonu'da lise talebelerinden bir ksm yanma geldiler. "Bize
Hlkmz tanttr, muallimlerimiz Allah'tan bahsetmiyorlar" dediler. Ben
dedim: Sizin okuduunuz fenlerden her fen, kendi lisan- mahsusuyla
mtemadiyen Allah'tan bahsedip Hlk tanttryorlar. Muallimleri deil,
onlar dinleyiniz.
Mesel: Naslki mkemmel bir eczahane ki, her kavanozunda
hrika ve hassas mizanlarla alnm hayatdar macunlar ve tiryaklar var.
bhesiz gayet meharetli ve kimyager ve hakm bir eczacy gsterir.
yle de, kre-i arz eczahanesinde bulunan drtyz bin eit nebatat ve
hayvanat kavanozlarndaki zhayat macunlar ve tiryaklar cihetiyle, bu
ardaki eczahaneden ne derece ziyade mkemmel ve byk olmas
nisbetinde, okuduunuz fenn-i tp mikyasyla kre-i arz eczahane-i
kbrasnn eczacs olan Hakm-i Zlcelal'i hatt kr gzlere de gsterir,
tanttrr.
Hem mesel: Nasl bir hrika fabrika ki, binler eit eit
kumalar basit bir maddeden dokuyor. eksiz, bir fabrikatr ve
meharetli bir makinisti tanttrr. yle de, kre-i arz denilen yzbinler
bal, her banda yzbinler mkemmel fabrika bulunan bu seyyar
makine-i Rabbaniye, ne derece bu insan fabrikasndan bykse,
mkemmelse, o derecede okuduunuz fenn-i makine mikyasyla kre-i
arzn ustasn ve sahibini bildirir ve tanttrr.
Hem mesel, naslki gayet mkemmel binbir eit erzak
etrafndan celbedip iinde muntazaman istif ve ihzar edilmi depo ve iae
anbar ve dkkn, eksiz bir fevkalde iae ve erzak mlikini ve sahibini
ve memurunu bildirir. yle de, bir senede yirmidrt bin senelik bir
dairede muntazaman seyahat eden ve yzbinler ve ayr ayr
--- sh:(S:157) ----
erzak isteyen taifeleri iine alan ve seyahatyla mevsimlere urayp,
bahar bir byk vagon gibi, binler ayr ayr taamlarla doldurarak, kta
erzak tkenen bare zhayatlara getiren ve kre-i arz denilen bu
Rahman iae anbar ve bir sefine-i Sbhaniye ve binbir eit cihazat ve
mallar ve konserve paketleri tayan bu depo ve dkkn- Rabban, ne
derece o fabrikadan byk ve mkemmel ise; okuduunuz veya
okuyacanz fenn-i iae mikyasyla, o kat'iyyette ve o derecede kre-i
arz deposunun sahibini, mutasarrfn, mdebbirini, bildirir, tanttrr,
sevdirir.
Hem naslki: Drtyz bin millet iinde bulunan ve her milletin
istedii erzak ayr ve istimal ettii silh ayr ve giydii elbisesi ayr ve
talimat ayr ve terhisat ayr olan bir ordunun mu'cizekr bir kumandan,
tek bayla btn o ayr ayr milletlerin ayr ayr erzaklarn ve eit eit
eslihalarn ve elbiselerini ve cihazatlarn, hibirini unutmayarak ve
armayarak verdii o acib ordu ve ordugh, bhesiz bedahetle o hrika
kumandan gsterir, takdirkrane sevdirir. Aynen yle de, zemin yznn
ordughnda ve her baharda yeniden silh altna alnm bir yeni ordu-yu
Sbhande, nebatat ve hayvanat milletlerinden drtyz bin nev'in eit
eit elbise, erzak, esliha, talim, terhisleri gayet mkemmel ve muntazam
ve hi birini unutmayarak ve armayarak bir tek kumandan- a'zam
tarafndan verilen kre-i arzn bahar ordugh, ne derece mezkr insan
ordu ve ordughndan byk ve mkemmel ise, sizin okuyacanz fenn-i
asker mikyasyla, dikkatli ve akl banda olanlara o derece kre-i arzn
Hkimini ve Rabbini ve Mdebbirini ve Kumandan- Akdes'ini hayretler
ve takdislerle bildirir ve tahmid ve tesbihle sevdirir.
Hem naslki: Bir hrika ehirde milyonlar elektrik lmbalar
hareket ederek her yeri gezerler, yanmak maddeleri tkenmiyor bir
tarzdaki elektrik lmbalar ve fabrikas, eksiz, bedahetle elektrii idare
eden ve seyyar lmbalar yapan ve fabrikay kuran ve itial maddelerini
getiren bir mu'cizekr ustay ve fevkalde kudretli bir elektrikiyi
hayretler ve tebriklerle tanttrr, yaasnlar ile sevdirir. Aynen yle de, bu
lem ehrinde dnya saraynn damndaki yldz lmbalar, bir ksm -
kozmorafyann dediine baklsa- kre-i arzdan bin defa byk ve top
gllesinden yetmi defa sr'atli hareket ettikleri halde, intizamn
bozmuyor, birbirine arpmyor, snmyor, yanmak maddeleri
tkenmiyor. Okuduunuz kozmorafyann dediine gre, kre-i arzdan
bir milyon defadan ziyade byk ve bir milyon seneden ziyade yaayan
ve bir misafirhane-i Rahmaniyede bir lmba ve soba olan gneimizin
yanmasnn devam iin, her gn kre-i arzn denizleri kadar gazya ve
dalar
--- sh:(S:158) ----
kadar kmr veya bin arz kadar odun ynlar lzmdr ki snmesin. Ve
onu ve onun gibi ulv yldzlar gazyasz, odunsuz, kmrsz yandran
ve sndrmeyen ve beraber ve abuk gezdiren ve birbirine arptrmayan
bir nihayetsiz kudreti ve saltanat, k parmaklaryla gsteren bu kinat
ehr-i muhteemindeki dnya saraynn elektrik lmbalar ve idareleri ne
derece o misalden daha byk, daha mkemmeldir, o derecede sizin
okuduunuz veya okuyacanz fenn-i elektrik mikyasyla bu meher-i
a'zam- kinatn Sultann, Mnevvirini, Mdebbirini, Sniini, o nuran
yldzlar ahid gstererek tanttrr. Tesbihatla, takdisatla sevdirir,
peresti ettirir.
Hem mesel, naslki bir kitab bulunsa ki: Bir satrnda bir kitab
ince yazlm ve herbir kelimesinde ince kalemle bir sure-i Kur'aniye
yazlm, gayet manidar ve btn mes'eleleri birbirini teyid eder ve
ktibini ve mellifini fevkalde meharetli ve iktidarl gsteren bir acib
mecmua, eksiz, gndz gibi, ktib ve musannifini kemaltyla,
hnerleriyle bildirir, tanttrr. Mallah, Brekllah cmleleriyle takdir
ettirir. Aynen yle de, bu kinat kitab- kebiri ki, birtek sahifesi olan
zemin yznde ve birtek formas olan baharda, yz bin ayr ayr
kitablar hkmndeki yz bin nebat ve hayvan taifeleri beraber, birbiri
iinde, yanlsz hatasz, kartrmayarak, armayarak; mkemmel,
muntazam ve bazan aa gibi bir kelimede bir kasideyi; ve ekirdek gibi
bir noktada bir kitabn tamam bir fihristesini yazan bir kalem ilediini
gzmzle grdmz bu nihayetsiz manidar ve her kelimesinde ok
hikmetler bulunan u mecmua-i kinat ve bu mcessem Kur'an- Ekber-i
lem, mezkr misaldeki kitabdan ne derece byk ve mkemmel ve
manidar ise, o derecede sizin okuduunuz fenn-i hikmet-l eya ve
mektebde bilfiil mbaeret ettiiniz fenn-i kraat ve fenn-i kitabet, geni
mikyaslaryla ve drbn gzleriyle bu kitab- kinatn nakkan, ktibini
hadsiz kemaltyla tanttrr. Allah Ekber cmlesiyle bildirir,
Sbhanallah takdisiyle tarif eder, Elhamdlillah senalaryla sevdirir.
te bu fenlere kyasen, yzer fnundan herbir fen, geni
mikyasyla ve husus yinesiyle ve drbnli gzyle ve ibretli nazaryla
bu kinatn Hlk- Zlcelal'ini esmasyla bildirir; sftn, kemaltn
tanttrr.
te bu muhteem ve parlak bir brhan- vahdaniyet olan mezkr
hcceti ders vermek iindir ki; Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ok tekrar ile en
ziyade ......!.- ve ......!.
yetleriyle Hlkmz bize tanttryor, diye o mektebli genlere dedim.
--- sh:(S:158) ----
Onlar dahi tamamyla kabul edip tasdik ederek: "Hadsiz kr olsun
Rabbimize ki, tam kuds ve ayn- hakikat bir ders aldk. Allah senden raz
olsun." dediler. Ben de dedim:
nsan binler eit elemler ile mteellim ve binler nevi lezzetler ile
mtelezziz olacak bir zhayat makine ve gayet derece acziyle beraber
hadsiz madd, manev dmanlar ve nihayetsiz fakryla beraber hadsiz
zahir ve btn ihtiyalar bulunan ve mtemadiyen zeval ve firak
tokatlarn yiyen bir bare mahluk iken, birden iman ve ubudiyetle byle
bir Padiah- Zlcelal'e intisab edip btn dmanlarna kar bir nokta-i
istinad ve btn hacatna medar bir nokta-i istimdad bularak, herkes
mensub olduu efendisinin erefiyle, makamyla iftihar ettii gibi, o da
byle nihayetsiz Kadr ve Rahm bir padiaha iman ile intisab etse ve
ubudiyetle hizmetine girse ve ecelin i'dam ilnn kendi hakknda terhis
tezkeresine evirse ne kadar memnun ve minnetdar ve ne kadar
mteekkirane iftihar edebilir, kyas ediniz.
O mektebli genlere dediim gibi musibetzede mahpuslara da
tekrar ile derim: Onu tanyan ve itaat eden zindanda dahi olsa bahtiyardr.
Onu unutan saraylarda da olsa zindandadr, bedbahttr. Hatt bir bahtiyar
mazlum i'dam olunurken bedbaht zalimlere demi: "Ben i'dam
olmuyorum. Belki terhis ile saadete gidiyorum. Fakat ben de sizi i'dam-
ebed ile mahkm grdmden sizden tam intikamm alyorum." L
ilahe illallah diyerek srur ile teslim-i ruh eder.
,.:-!,..-!...............!,......-..
* * *














--- sh:(S:160) ----

Hve Nktesi

...-~....... ..-.....
........-.,:.....!
ok Aziz Ve Sddk Kardelerim;
Kardelerim, ..!. ve .. deki .lafznda
yalnz madd cihette bir seyahat- hayaliye-i fikriyede hava sahifesinin
mtalaasyla ni bir surette grnen bir zarif nkte-i tevhidde; meslek-i
imaniyenin hadsiz derece kolay ve vcub derecesinde shuletli
bulunmasn ve irk ve dalaletin mesleinde hadsiz derecede mkilatl,
mmteni' binler muhal bulunduunu mahede ettim. Gayet ksa bir
iaretle o geni ve uzun nkteyi beyan edeceim.
Evet naslki bir avu toprak, yzer ieklere nbetle sakslk eden
kabnda eer tabiata, esbaba havale edilse lzmgelir ki; ya o kabda
kk mikyasta yzer, belki iekler adedince manev makineler,
fabrikalar bulunsun veyahut o parack topraktaki herbir zerre, btn o
ayr ayr iekleri, muhtelif hasiyetleriyle ve hayattar cihazatyla
yapmalarn bilsin; deta bir ilah gibi hadsiz ilmi ve nihayetsiz iktidar
bulunsun. Aynen yle de: Emr ve iradenin bir ar olan havann, rzgrn
her bir paras ve bir nefes ve trnak kadar olan .lafzndaki havada;
kck mikyasta, btn dnyada mevcud telefonlarn, telgraflarn,
radyolarn ve hadsiz ve muhtelif konumalarn merkezleri, santrallar,
hize ve nkileleri bulunsun ve o hadsiz ileri beraber ve bir anda
yapabilsin veyahut o .deki havann belki unsur-u havann herbir
parasnn herbir zerresi, btn telefoncular ve ayr ayr umum
telgraflar

---sh:(S:161) -------------
ve radyo ile konuanlar kadar manev ahsiyetleri ve kabiliyetleri
bulunsun ve onlarn umum dillerini bilsin ve ayn zamanda baka
zerrelere de bildirsin, neretsin. nki bilfiil o vaziyet ksmen grnyor
ve havann btn eczasnda o kabiliyet var. te ehl-i kfrn ve tabiiyyun
ve maddiyyunlarn mesleklerinde deil bir muhal, belki zerreler adedince
muhaller ve imtinalar ve mkilatlar aikre grnyor. Eer Sni'-i
Zlcelal'e verilse, hava btn zerratyla onun emirber neferi olur. Birtek
zerrenin muntazam birtek vazifesi kadar kolayca, hadsiz kll vazifelerini
Hlknn izniyle ve kuvvetiyle ve Hlka intisab ve istinad ile ve
Sniinin cilve-i kudreti ile bir anda imek sr'atinde ve .telaffuzu ve
havann temevvc shuletinde yaplr. Yani, kalem-i kudretin hadsiz ve
hrika ve muntazam yazlarna bir sahife olur ve zerreleri, o kalemin
ular ve zerrelerin vazifeleri dahi, kalem-i kaderin noktalar bulunur.
Birtek zerrenin hareketi derecesinde kolay alr.
te ben ..!. ve .. deki hareket-i fikriye
ile seyahatimde hava lemini temaa ve o unsurun sahifesini mtalaa
ederken, bu mcmel hakikat tam vzh ve mufassal aynelyakn
mahede ettim ve .nin lafznda, havasnda byle parlak bir brhan ve
bir lem'a-y vhidiyet bulunduu gibi; manasnda ve iaretinde gayet
nurani bir cilve-i ehadiyet ve ok kuvvetli bir hccet-i tevhid ve
.zamirinin mutlak ve mbhem iareti hangi zta bakyor iaretine bir
karine-i taayyn o hccette bulunmas iindir ki, hem Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan, hem ehl-i zikir makam- tevhidde bu kuds kelimeyi ok tekrar
ederler diye ilmelyakn ile bildim.
Evet mesel bir nokta beyaz ktta, iki- nokta konulsa kart
ve bir adam, muhtelif ok vazifeleri beraber yapmasyla araca ve bir
kk zhayata, ok ykler yklenmesiyle altnda ezildii ve bir lisan ve
bir kulak, ayn anda mteaddid kelimelerin beraber kmas ve girmesi
intizamn bozup karaca halde; aynelyakn grdm ki: .nin
anahtar ile ve pusulasyla fikren seyahat ettiim hava unsurunda herbir
paras hatt herbir zerresi iine muhtelif binler noktalar, harfler,
kelimeler konulduu veya konulabilecei halde, karmadn ve
intizamn bozmadn; hem ayr ayr pek ok vazifeler yapt halde, hi
armadan yapldn ve o paraya ve zerreye pek ok ar ykler yk-
lendii halde hi za'f gstermeyerek, geri kalmayarak intizam ile
tadn; hem binler ayr ayr kelime, ayr ayr tarzda, manada o
kck kulak ve lisanlara kemal-i intizamla gelip kp, hi karma-
yarak bozulmayarak o kck kulaklara girip, o gayet incecik lisanlar-
dan kt ve o her zerre ve her parack, bu acib vazifeleri grmekle
beraber kemal-i serbestiyet ile cezbedarane hal dili ile ve mezkr
hakikatn ehadeti ve lisanyla ..!. ve .- ..
deyip gezer ve frtnalarn ve imek ve berk ve gk grlts gibi havay
arptrc dalgalar ierisinde intizamn ve vazifelerini hi bozmuyor ve
armyor ve bir i dier bir ie mani olmuyor... Ben aynelyakn
mahede ettim. Demek ya herbir zerre ve herbir para havada nihayetsiz
bir hikmet ve nihayetsiz bir ilmi, iradesi ve nihayetsiz bir kuvveti, kudreti
ve btn zerrata hkim-i mutlak bir hassalar bulunmak lzmdr ki; bu
ilere medar olabilsin. Bu ise, zerreler adedince muhal ve btldr. Hibir
eytan dahi bunu hatra getiremez. yle ise bu sahife-i havann
hakkalyakn, aynelyakn, ilmelyakn derecesinde bedahetle Zt-
Zlcelal'in hadsiz gayr- mtenah ilmi ve hikmetle altrd kalem-i
kudret ve kaderin mtebeddil sahifesi ve bir levh-i mahfuzun lem-i
tegayyrde ve mtebeddil uunatnda bir levh-i mahv-isbat namnda
yazar bozar tahtas hkmndedir. te hava unsurunun yalnz nakl-i asvat
vazifesinde mezkr cilve-i vahdaniyeti ve mezkr acaibi gsterdii ve
dalaletin hadsiz muhaliyetini izhar ettii gibi, unsur-u havanin sair
ehemmiyetli vazifelerinden biri de elektrik, cazibe, dafia, ziya gibi sair
letaifin naklinde armadan muntazaman, asvat naklindeki vazifeyi
grd ayn zamanda, bu vazifeleri dahi grd ayn zamannda, btn
nebatat ve hayvanata teneffs ve telkh gibi hayata lzumu bulunan
levazmat kemal-i intizam ile yetitiriyor. Emir ve irade-i lahiyenin bir
ar olduunu kat' bir surette isbat ediyor. Ve serseri tesadf ve kr
kuvvet ve sar tabiat ve kark, hedefsiz esbab ve ciz, camid, cahil
maddeler bu sahife-i havaiyenin kitabetine ve vazifelerine karmas
hibir cihetle ihtimal ve imkn bulunmadn aynelyakn derecesinde
isbat ettiini kat' kanaat getirdim ve herbir zerre ve herbir para lisan-
hal ile ..!.ve .- .. dediklerini bildim ve bu
.anahtar ile havann madd cihetindeki bu acaibi grdm gibi, hava
unsuru da bir .olarak lem-i misal ve lem-i manaya bir anahtar oldu.
Mtebkisi imdilik yazdrlmad. Umuma binler selm.
---sh:(S:163) -------------

Ondrdnc Sz

...-,.:-.!....,....:-....!
[Kur'an- Hakm'in ve Kur'ann mfessir-i hakiksi olan hadsin bir
ksm yksek ve ulv hakaikna kmak iin teslim ve inkyad noksan olan
kalblere yardm edecek basamaklar hkmnde o hakikatlarn bir ksm
nazirelerine iaret edeceiz ve htimesinde bir ders-i ibret ve bir srr- inayet
beyan edilecek. O hakikatlardan Hair ve Kyametin nazireleri, Onuncu Sz'de,
bilhassa Dokuzuncu Hakikatnda zikredildii iin tekrara lzum yoktur. Yalnz
sair hakikatlardan nmune olarak "Be Mes'ele" zikrederiz.]
Birincisi: Mesel: ...........!.-
"Alt gnde gkleri ve yerleri yarattk" demek olan; hem belki bin
ve elli bin sene gibi uzun zamandan ibaret olan eyyam- Kur'aniye ile
insan dnyas ve hayvan lemi alt gnde yayacana iaret eden
hakikat- ulviyesine kanaat getirmek iin, birer gn hkmnde olan
herbir asrda, herbir senede, herbir gnde Ftr- Zlcelal'in halkettii
seyyal lemleri, seyyar kinatlar, geici dnyalar, nazar- uhuda
gsteriyoruz. Evet gya insanlar gibi dnyalar dahi, birer misafirdir. Her
mevsimde Zt- Zlcelal'in emriyle lem dolar, boanr.
kincisi: Mesel:
...............
...........-...
.-.........!..........-..
............!..






---sh:(S:164) -------------
gibi yetlerin ifade ettikleri ki: "Btn eya, btn ahvaliyle vcuda
gelmeden ve geldikten sonra ve gittikten sonra yazldr ve yazlr ve
yazlyor." demek olan hakikat- liyesine kanaat getirmek iin Nakka-
Zlcelal, ry-i zeminin sahifesinde, her mevsimde, bahusus baharda
deitirdii nihayetsiz muntazam mahlukatn fihriste-i vcudlarn,
tarihe-i hayatlarn, desatir-i hareketlerini; ekirdeklerinde,
tohumlarnda, kklerinde manev bir surette derc ve muhafaza ettiini ve
zevalden sonra semerelerinde aynen kalem-i kaderiyle, manev bir tarzda
basit tohumcuklarnda yazdn, hatt her geici baharda, ya-kuru ne
varsa, mahdud zerrecikler ve kemikler hkmnde olan tohumlarda,
lm odunlarda, kemal-i intizam ile muhafaza ettiini nazar- uhuda
gsteriyoruz. Gya her bir bahar, birtek iek gibi, gayet muntazam ve
mevzun olarak, zeminin yzne bir Cemil ve Celil'in eliyle taklp
koparlyor; konup kaldrlyor. Hakikat byle iken, beerin en acib bir
dalaleti budur ki: Kader kaleminin sahifesi olan Levh-i Mahfuz'un yalnz
bir cilve-i aksi olarak, fihriste-i san'at- Rabbaniye olup, ehl-i gafletin
lisannda tabiat denilen bu kitabet-i ftriyeyi, bu nak- san'at, bu mnfail
mistar- hikmeti, tabiat- messire diyerek masdar ve fil telakki
etmesidir. ....!...!.Hakikat nerede? Ehl-i gafletin telakkileri
nerede?
ncs: Mesel, hamele-i ar ve yer ve gklerin melaike-i
mekkelleri ve sair bir ksm melekler hakknda Muhbir-i Sadk'n tasvir
ettii, mesel krkbinler bal, herbir bata krkbinler lisan ve her lisanda
krkbinler tarzda tesbihat ettiklerini ve intizam ve klliyet ve vs'at-i
ubudiyetlerini ifade eden hakikata kmak iin, una dikkat et ki: Zt-
Zlcelal
........ .!....!!~..
........... -.-.....-!...-..
..-!...... .!..
gibi yetlerle tasrih ediyor ki: Mevcudatn en by ve kllsi dahi,
kendi klliyetine gre ve azametine mnasib bir tarzda tesbihat ettiini
gsteriyor ve yle de grnyor. Evet bir bahr- msebbih olan u
semavatn kelimat- tesbihiyesi; gneler, aylar, yldzlar olduu gibi, bir
tayr- msebbih ve hmid olan u zeminin dahi elfaz- tahmidiyesi;
hayvanlar, nebatlar ve
---sh:(S:165) -------------
aalardr. Demek herbir aacn, herbir yldzn cz' birer tesbihat
olduu gibi; zeminin de ve zeminin herbir kt'asnn da ve herbir da ve
derenin de ve berr ve bahrnn da ve gklerin herbir feleinin de ve her
bir burcunun da birer tesbih-i kllsi vardr. u binler balar olan
zeminin her banda yzbinler lisanlar bulunan ve her lisanda yzbin
tarzda tesbihat ieklerini, tahmidat meyvelerini, lem-i misalde
tercmanlk edip gsterecek ve lem-i ervahta temsil edip iln edecek,
ona gre elbette bir melek-i mekkeli vardr.
Evet mteaddid eya bir cemaat ekline girse, bir ahs- manevsi
olacaktr. Eer o cem'iyet, imtiza edip ittihad eklini alsa, onu temsil
edecek bir ahs- manevsi, bir nevi ruh-u manevsi ve vazife-i
tesbihiyesini grecek bir melek-i mekkeli olacaktr. te bak, misal
olarak bu Barla aznn, u da lisannn bir muazzam kelimesi olan bu
odamzn nndeki nar aacna bak, gr: Aacn u bann her
banda ka yz dal dilleri var ve her dilde bak, ka yz mevzun ve
muntazam meyve kelimeleri var ve her meyvede dikkat et, ka yz
kanatl mevzun tohumcuk harfleri, Emr-i .:. e mlik Sni'-i
Zlcelal'ine ne kadar belig bir medih ve fasih bir tesbih ettiini iittiin,
grdn gibi; ona mekkel melek dahi, ona gre lem-i manada
mteaddid diller ile tesbihatn temsil ediyor ve hikmeten yle olmak
gerektir.
Drdncs: Mesel:
.:.!..............
...!~......!.....
...!..-..!..-..
...!...-.........!~..!.:...!~.-
gibi yetlerin ifade ettikleri hakikat- ulviyesine ki, Kadr-i Mutlak o
derece shulet ve sr'atle ve mualecesiz ve mbaeretsiz eyay halkeder
ki, yalnz srf bir emir ile icad eder gibi grnyor, fehmediliyor. Hem o
Sni'-i Kadr nihayet derecede masnuata karib olduu halde, masnuat
nihayet derecede ondan baiddir. Hem nihayetsiz kibriyasyla beraber,
gayet cz' ve hakir umru dahi, ehemmiyetle tanzim ve hsn- san'attan
hari brakmyor. te bu hakikat- Kur'aniyenin vcuduna, mevcudatta
mehud shulet-i mutlak iinde intizam- ekmel ehadet ettii gibi,
gelecek temsil dahi, onun srr- hikmetini gsterir. Mesel:
---sh:(S:166) -------------
......!.!. Sni'-i Zlcelal'in esma-i hsnasndan Nur isminin
bir kesif yinesi hkmnde olan gnein, emr-i Rabban ve teshir-i lah
ile mazhar olduu vazifeler, u hakikat fehme takrib eder. yle ki:
Gne ulviyetiyle beraber btn effaf ve parlak eylere nihayet
derecede yakn, belki onlarn ztlarndan onlara daha yakn olduu,
cilvesiyle ve timsaliyle ve tasarrufa benzer ok cihetlerle onlar mteessir
ettii halde; o effaf eyler ise, binler sene ondan uzaktrlar. Onu hibir
vecihle mteessir edemezler, kurbiyet dava edemezler. Hem o Gne, her
effaf zerreye, hatt ziyas nereye girmi ise orada hazr ve nzr gibi
olduu, o zerrenin kabiliyet ve rengine gre Gnein aksi ve bir nevi
timsali grnmesiyle anlalr. Hem Gnein azamet-i nuraniyeti
derecesinde ihatas, nfuzu ziyadeleir. Nuraniyet azametindendir ki, en
kk ufak eyler, ondan gizlenip kaamazlar. Demek azamet-i kibriyas,
cz' ve ufak eyleri, nuraniyet srryla harice atmak deil; bilakis daire-i
ihatasna alyor. Hem gnei, mazhar olduu cilvelerde ve vazifelerde
farz- muhal olarak fil-i muhtar farzetsek, o derece shulet ve sr'at ve
vs'at iinde, zerreden katreden deniz yznden seyyarata kadar izn-i
lah ile yle iliyor ki, u tasarrufat- azmeyi yalnz bir mahz- emir ile
yapar, tahayyl edilebilir. Zerre ile seyyare, emrine kar msavidirler.
Deniz yzne verdii feyzi, zerreye de kabiliyetine gre kemal-i intizam
ile verir. te, sema denizinin yznde ziyadar bir kabarck ve Kadr-i
Mutlak'n Nur isminin cilvesine kesif bir yinecik olan u gnein,
bilmahede u hakikatn esasnn nmunelerine mazhar olduunu
gryoruz. Elbette gnein nur ve harareti, ilim ve kudretine nisbeten
toprak gibi kesif hkmnde, "Nur-un Nur, Mnevvir-un Nur, Mukaddir-
un Nur" olan Zt- Zlcelal, hereye, ilim ve kudretiyle nihayetsiz yakn
ve hazr ve nzr ve eya ondan gayet uzak olduuna, hem o derece
klfetsiz, mualecesiz, shuletle ileri yapar ki, yalnz mahz- emrin sr'at
ve shuletiyle icad eder gibi anlaldna; hem hibir ey, cz'-kll,
kk-byk, daire-i kudretinden harice kmadna ve kibriyas ihata
ettiine uhud derecesinde bir yakn-i iman ile iman ederiz ve iman
etmek gerektir.
Beincisi:
....-......- .....
........L.....!.....!...

---sh:(S:167) -------------
den tut, t ......!..-. ..... ye kadar.. hem
...........!.- den tut, t
...-..........,.-. e kadar.. hem
......!.- dan tut, t ...-...,:..- e
kadar.. hem ..... .... den tut, t ..:.
.'..:... ya kadar hudud-u azamet-i rububiyeti ve kibriya-i
uluhiyeti tutmu olan Ezel ve Ebed Sultan, u ciz ve nihayetsiz zaf ve
nihayetsiz fakir ve nihayetsiz muhta ve yalnz cz' bir ihtiyar ile icada
kabiliyeti olmayan zaf bir kesb ile mcehhez ben-deme kar edid
ikayat- Kur'aniyesi ve azm tehdidat ve mdhi vadleri ne hikmete
binaendir ve ne vecihle tevfik edilir?. ne suretle mnasib der?. demek
olan derin ve yksek hakikata kanaat getirmek iin u gelecek iki temsile
bak:
Birinci Temsil: Mesel hane bir ba var ki, nihayetsiz
meyvedar ve iekdar masnu'lar iinde bulunuyorlar. Ona nezaret etmek
iin pek ok hademeler tayin edilmi. Bir hizmetkrn vazifesi dahi,
yalnz o baa yaylacak ve iilecek suyun mecrasndaki deliin kapan
amaktr ve u hizmetkr ise tenbellik etti, deliin kapan amad. O
ban tekemmlne halel geldi veyahut kurudu. O vakit Hlk'n san'at-
Rabbaniyesinden ve Sultan'n nezaret-i ahanesinden ve ziya ve hava ve
topran hizmet-i bendeganesinden baka btn hademelerin, o
sersemden ekvaya haklar vardr. Zira hizmetlerini akm brakt veya
zarar verdi.
kinci Temsil: Mesel cesm bir sefine-i Sultaniyede, di bir
adam cz' vazifesini terketmesiyle, btn gemideki vazifedarlarn
netaic-i hidematna halel getirdiinden ve baz da mahvettiinden, btn
o vazifedarlar namna gemi sahibi ondan edid ikayet eder. Kusur sahibi
ise, diyemez ki: "Ben bir di adamm, ehemmiyetsiz ihmalimden u
iddete mstehak deildim." nki tek bir adem, hadsiz ademleri intac
eder. Fakat vcud kendine gre semere verir. nki bir eyin vcudu,
btn



---sh:(S:168) -------------
erait ve esbabn vcuduna mtevakkf olduu halde; o eyin ademi,
intifas, tek bir artn intifasyla ve tek bir cz'n ademiyle netice
itibariyle mn'adim olur. Bundandr ki: "Tahrib, tamirden pek ok defa
eshel olduu" bir dstur-u mtearife hkmne gemitir. Madem kfr
ve dalalet, tuyan ve masiyet esaslar, inkrdr ve reddir, terktir ve adem-
i kabuldr. Suret-i zahiriyede ne kadar msbet ve vcudlu grnse de,
hakikatta intifadr, ademdir. yle ise cinayet-i sriyedir. Sair mevcudatn
netaic-i amellerine halel verdii gibi esma-i lahiyenin cilve-i cemallerine
perde eker.
te bu hadsiz ikayete haklar olan mevcudat namna o
mevcudatn sultan, u si beerden azm ikayet eder ve etmesi, ayn-
hikmettir ve o si, iddetli tehdidata elbette mstehaktr ve dehetli
vadlere, bilbhe sezdr.
* * *

























---sh:(S:169) -------------



Htime


..-!........!...-!...
[Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.]
Ey gaflete dalp ve bu hayat tatl grp ve hireti unutup,
dnyaya talib bedbaht nefsim! Bilir misin neye benzersin? Deve
kuuna... Avcy grr, uamyor; ban kuma sokuyor, t avc onu
grmesin. Koca gvdesi darda. Avc grr. Yalnz o, gzn kum
iinde kapam, grmez.
Ey nefis! u temsile bak gr: Nasl dnyaya hasr- nazar, aziz bir
lezzeti, elm bir eleme kalb eder.
Mesel; u karyede (yani Barla'da) iki adam bulunur. Birisinin
yzde doksandokuz ahbab stanbul'a gitmiler. Gzelce yayorlar.
Yalnz birtek burada kalm. O dahi oraya gidecek. Bunun iin u adam
stanbul'a mtaktr, oray dnr. Ahbaba kavumak ister. Ne vakit ona
denilse "Oraya git", sevinip glerek gider. kinci adam ise, yzde
doksandokuz dostlar buradan gitmiler. Bir ksm mahvolmular. Bir
ksm, ne grr, ne de grnr yerlere sokulmular. Perian olup
gitmiler, zanneder. u bare adam ise, btn onlara bedel yalnz bir
misafire nsiyet edip teselli bulmak ister. Onunla o elm lm- firak
kapamak ister.
Ey nefis! Bata Habibullah, btn ahbabn kabrin br
tarafndadrlar.




---sh:(S:170) -------------
Burada kalan bir-iki tane ise, onlar da gidiyorlar. lmden rkp,
kabirden korkup, ban evirme. Merdane kabre bak, dinle ne taleb eder.
Erkekesine lmn yzne gl, bak ne ister. Sakn gafil olup ikinci
adama benzeme.
Ey nefsim! Deme: "Zaman deimi, asr bakalam, herkes
dnyaya dalm, hayata peresti eder. Derd-i maietle sarhotur." nki
lm deimiyor. Firak, bekaya kalbolup bakalamyor. Acz-i beer,
fakr- insan deimiyor, ziyadeleiyor. Beer yolculuu kesilmiyor,
sr'at peyda ediyor.
Hem deme: "Ben de herkes gibiyim." nki herkes sana kabir
kapsna kadar arkadalk eder. Herkesle musibette beraber olmak demek
olan teselli ise, kabrin br tarafnda pek esasszdr. Hem kendini babo
zannetme. Zira u misafirhane-i dnyada nazar- hikmetle baksan, hibir
eyi nizamsz gayesiz gremezsin. Nasl sen nizamsz, gayesiz
kalabilirsin? Zelzele gibi vakalar olan u hdisat- kevniye, tesadf
oyunca deiller. Mesel: Zemine nebatat ve hayvanat enva'ndan
giydirilen birbiri stnde, birbiri iinde, gayet muntazam ve gayet
mnakka gmlekler; batan aaya kadar gayelerle, hikmetlerle
mzeyyen, mcehhez olduklarn grdn ve gayet l gayeler iinde
kemal-i intizam ile meczub mevlev gibi devredip dndrmesini bildiin
halde, nasl oluyor ki, kre-i arzn ben-demden, bahusus ehl-i imandan
beenmedii bir ksm etvar- gafletin sklet-i maneviyesinden omuz
silkmeye benzeyen zelzele gibi (Haiye)mevt-ld hdisat- hayatiyesini;
bir mlhidin nerettii gibi gayesiz, tesadf zannederek btn
musibetzedelerin elm zayiatn bedelsiz heben-mensur gsterip, mdhi
bir ye'se atarlar. Hem byk bir hata, hem byk bir zulm ederler. Belki
yle hdiseler, bir Hakm-i Rahm'in emriyle ehl-i imann fni maln,
sadaka hkmne evirip ibka etmektir ve kfran- nimetten gelen
gnahlara keffarettir. Naslki bir gn gelecek, u msahhar zemin
yznn zneti olan sr- beeriyeyi irk-ld, krsz grp, irkin
bulur. Hlk'n emriyle byk bir zelzele ile btn yzn siler, temizler.
Allah'n emriyle ehl-i irki Cehennem'e dker. Ehl-i kre "Haydi,
Cennet'e buyurun" der.
* * *
(Haiye): zmir'in zelzelesi mnasebetiyle yazlmtr.





---sh:(S:171) -------------


Ondrdnc Szn Zeyli


...-...!.!..!.!.
..!..........!..
~! .....!-.. ....-..-.....
u sure kat'iyyen ifade ediyor ki: Kre-i Arz, hareket ve
zelzelesinde vahy ve ilhama mazhar olarak emir tahtnda depreniyor.
Bazan da titriyor.
[Manev ve ehemmiyetli bir canibden imdiki zelzele mnasebetiyle
alt-yedi cz' suale kar yine manev ihtar yardmyla cevablar kalbe geldi.
Tafsilen yazmak ka defa niyet ettimse de izin verilmedi. Yalnz icmalen
ksack yazlacak.]
Birinci Sual: Bu byk zelzelenin madd musibetinden daha elm
manev bir musibeti olarak, u zelzelenin devamndan gelen korku ve
me'yusiyet ekser halkn ekser memlekette gece istirahatn selbederek
dehetli bir azab vermesi nedendir?
Yine manev cevab: yle denildi ki: Ramazan- erifin teravih
vaktinde kemal-i ne'e ve srur ile sarhoasna gayet heveskrane
arklar ve bazan kzlarn sesleriyle radyo azyla bu mbarek merkez-i
slmiyetin her kesinde cazibedarane iittirilmesi, bu korku azabn
netice verdi.
kinci Sual: Niin gavurlarn memleketlerinde bu semav tokat
balarna gelmiyor? Bu bare mslmanlara iniyor?




---sh:(S:172) -------------
Elcevab: Byk hatalar ve cinayetler te'hir ile byk merkezlerde
ve kck cinayetler ta'cil ile kk merkezlerde verildii gibi; mhim
bir hikmete binaen ehl-i kfrn cinayetlerinin ksm- a'zam, Mahkeme-i
Kbra-y Hare te'hir edilerek ehl-i imann hatalar, ksmen bu dnyada
cezas verilir.(Haiye)
nc Sual: Baz ehasn hatasndan gelen bu musibet bir
derece memlekette umum ekle girmesinin sebebi nedir?
Elcevab: Umum musibet, ekseriyetin hatasndan ileri gelmesi
cihetiyle ekser nsn o zalim ehasn harektna fiilen veya iltizamen
veya iltihaken taraftar olmasyla manen itirak eder, musibet-i mmeye
sebebiyet verir.
Drdnc Sual: Madem bu zelzele musibeti, hatalarn neticesi ve
keffaret-z znubdur. Masumlarn ve hataszlarn o musibet iinde
yanmas nedendir? Adaletullah nasl msaade eder?
Yine manev canibden elcevab: Bu mes'ele srr- kadere taalluk
ettii iin, Risale-i Kader'e havale edip yalnz burada bu kadar denildi:
.-,:........!......... Yani:
"Bir bela, bir musibetten ekininiz ki, geldii vakit yalnz zalimlere
mahsus kalmayp masumlar da yakar."
u yetin srr udur ki: Bu dnya bir meydan- tecrbe ve
imtihandr ve dr- teklif ve mcahededir. mtihan ve teklif iktiza ederler
ki, hakikatlar perdeli kalp, t msabaka ve mcahede ile Ebubekirler
a'l-y illiyyne ksnlar ve Ebucehiller esfel-i safilne girsinler. Eer
masumlar byle musibetlerde salam kalsaydlar, Ebucehiller aynen
Ebubekirler gibi teslim olup, mcahede ile manev terakki kaps
kapanacakt ve srr- teklif bozulacakt.
Madem mazlum, zalim ile beraber musibete dmek, hikmet-i
lahce lzm geliyor. Acaba o bare mazlumlarn rahmet ve adaletten
hisseleri nedir?

(Haiye): Hem Rus gibi olanlar, mensuh ve tahrif edilmi bir dini terk
etmekle, hak ve ebed ve kabil-i nesh olmayan bir dine ihanet etmek
derecesinde gayretullaha dokunmadndan, zemin imdilik onlar
brakp, bunlara hiddet ediyor.




---sh:(S:173) -------------
Bu suale kar cevaben denildi ki: O musibetteki gazab ve hiddet
iinde onlara bir rahmet cilvesi var. nki o masumlarn fni mallar,
onlarn hakknda sadaka olup, bki bir mal hkmne getii gibi, fni
hayatlar dahi bir bki hayat kazandracak derecede bir nevi ehadet
hkmnde olarak, nisbeten az ve muvakkat bir meakkat ve azabdan
byk ve daim bir kazanc kazandran bu zelzele, onlar hakknda ayn-
gazab iinde bir rahmettir.
Beinci Sual: dil ve Rahm, Kadr ve Hakm, neden husus
hatalara husus ceza vermeyip, koca bir unsuru musallat eder. Bu hal
cemal-i rahmetine ve mul- kudretine nasl muvafk der?
Elcevab: Kadr-i Zlcelal, herbir unsura ok vazifeler vermi ve
herbir vazifede ok neticeler verdiriyor. Bir unsurun birtek vazifesinde,
birtek neticesi irkin ve er ve musibet olsa da, sair gzel neticeler, bu
neticeyi de gzel hkmne getirir. Eer bu tek irkin netice vcuda
gelmemek iin, insana kar hiddete gelmi o unsur, o vazifeden
men'edilse; o vakit o gzel neticeler adedince hayrlar terkedilir ve
lzumlu bir hayr yapmamak, er olmas haysiyetiyle, o hayrlar adedince
erler yaplr. T birtek er gelmesin gibi; gayet irkin ve hilaf- hikmet
ve hilaf- hakikat bir kusurdur. Kudret ve hikmet ve hakikat kusurdan
mnezzehtirler.
Madem bir ksm hatalar, unsurlar ve arz hiddete getirecek
derecede bir mull isyandr ve ok mahlukatn hukukuna bir tahkirli
tecavzdr. Elbette o cinayetin fevkalde irkinliini gstermek iin,
koca bir unsura, kll vazifesi iinde "Onlar terbiye et" diye emir
verilmesi ayn- hikmettir ve adalettir ve mazlumlara ayn- rahmettir.
Altnc Sual: Zelzele, kre-i arzn iinde inklabat- madeniyenin
neticesi olduunu ehl-i gaflet iaa edip, deta tesadf ve tabi ve
maksadsz bir hdise nazaryla bakarlar. Bu hdisenin manev esbabn ve
neticelerini grmyorlar; t ki intibaha gelsinler. Bunlarn istinad ettii
maddenin bir hakikat var mdr?
Elcevab: Dalaletten baka hibir hakikat yoktur. nki her sene
elli milyondan ziyade mnakka, muntazam gmlekleri giyen ve
deitiren kre-i arzn stnde binler enva'n birtek nev'i olan, mesel
sinek taifesinden hadsiz efradndan birtek ferdin yzer a'zasndan birtek
uzvu olan kanadnn kasd ve irade ve meiet ve hikmet cilvesine
mazhariyeti ve ona lkayd kalmamas ve babo brakmamas gsteriyor
ki, deil hadsiz zuurun beii ve anas ve mercii ve hamisi olan koca
kre-i arzn ehemmiyetli ef'al ve ahvali belki hibir eyi, -cz' olsun

---sh:(S:174) -------------
kll olsun- irade ve ihtiyar ve kasd- lah haricinde olmaz. Fakat Kadr-i
Mutlak hikmetinin muktezasyla zahir esbab tasarrufatna perde ediyor.
Zelzeleyi irade ettii vakit, bazan da bir madeni harekete emredip,
atelendiriyor. Haydi maden inklabat dahi olsa, yine emir ve hikmet-i
lah ile olur; baka olamaz. Mesel: Bir adam bir tfek ile birisini vurdu.
Vuran adama hi baklmasa, yalnz fiekteki barutun ate almas
noktasna hasr- nazar edip, bare maktln bsbtn hukukunu zayi'
etmek; ne derece belhet ve divaneliktir. Aynen yle de: Kadr-i
Zlcelal'in msahhar bir memuru, belki bir gemisi, bir tayyaresi olan
kre-i arzn iinde bulunan ve hikmet ve irade ile iddihar edilen bir
bombay, ehl-i gaflet ve tuyan uyandrmak iin "atelendir" diye olan
emr-i Rabbanyi unutmak ve tabiata sapmak, hamakatn en eneidir.
Altnc Sualin Tetimmesi ve Haiyesi: Ehl-i dalalet ve ilhad,
mesleklerini muhafaza ve ehl-i imann intibahlarna mukabele ve
mmanaat etmek iin, o derece garib bir temerrd ve acib bir hamakat
gsteriyorlar ki, insan insaniyetten piman eder. Mesel: Bu hirde
beerin bir derece umumiyet eklini alan zulml, zulmatl isyanndan,
kinat ve anasr- klliye kzdklarndan ve Hlk- Arz ve Semavat dahi,
deil husus bir rububiyet, belki btn kinatn, btn lemlerin Rabbi ve
Hkimi haysiyetiyle, kll ve geni bir tecelli ile kinatn heyet-i
mecmuasnda ve rububiyetin daire-i klliyesinde nev'-i insan
uyandrmak ve dehetli tuyanndan vazgeirmek ve tanmak
istemedikleri kinat sultann tanttrmak iin emsalsiz, kesilmeyen bir su,
hava ve elektrikten; zelzeleyi, frtnay ve harb-i umum gibi umum ve
dehetli ft nev'-i insann yzne arparak onunla hikmetini, kudretini,
adaletini, kayyumiyetini, iradesini ve hkimiyetini pek zahir bir surette
gsterdii halde; insan suretinde bir ksm ahmak eytanlar ise, o kll
iarat- Rabbaniyeye ve terbiye-i lahiyeye kar eblehane bir temerrd ile
mukabele edip diyorlar ki: "Tabiattr; bir madenin patlamasdr,
tesadfdir. Gnein harareti elektrikle arpmasdr ki, Amerika'da be
saat btn makinalar durdurmu ve Kastamonu vilayeti cevvinde ve
havasnda semay kzartm, yangn suretini vermi" diye manasz
hezeyanlar ediyorlar. Dalaletten gelen hadsiz bir cehalet ve zndkadan
ne'et eden irkin bir temerrd sebebiyle bilmiyorlar ki: Esbab yalnz
birer bahanedirler, birer perdedirler. Da gibi bir am aacnn cihazatn
dokumak ve yetitirmek iin bir ky kadar yz fabrika ve tezgh yerine
kck ekirdei gsterir: "te bu aa bundan km" diye Sniinin o
amdaki gsterdii bin mu'cizat inkr eder misill baz zahir sebebleri
irae eder. Hlk'n ihtiyar ve hikmet ile ilenen pek byk bir fiil-i
rububiyetini hie indirir. Bazan gayet derin ve bilinmez
---sh:(S:175) -------------
ve ok ehemmiyetli, bin cihette de hikmeti olan bir hakikata fenn bir
nam takar. Gya o nam ile mahiyeti anlald, dileti, hikmetsiz,
manasz kald.
te gel! Belhet ve hamakatn nihayetsiz derecelerine bak ki: Yz
sahife ile tarif edilse ve hikmetleri beyan edilse ancak tamamyla
bilinecek derin ve geni bir hakikat- mehuleye bir nam takar; malm bir
ey gibi: "Bu budur" der. Mesel: "Gnein bir maddesi, elektrikle
arpmasdr. Hem birer irade-i klliye ve birer ihtiyar- mm ve birer
hkimiyet-i nev'iyenin nvanlar bulunan ve "detullah" namyla
ydedilen ftr kanunlarn birisine, husus ve kasd bir hdise-i rububiyeti
irca' eder. O irca' ile, onun nisbetini irade-i ihtiyariyeden keser; sonra
tutar tesadfe, tabiata havale eder. Ebucehil'den ziyade muzaaf bir
eheliyet gsterir. Bir neferin veya bir taburun zaferli harbini bir nizam
ve kanun-u askeriyeye isnad edip; kumandanndan, padiahndan,
hkmetinden ve kasd harekttan alkasn keser misill si bir divane
olur. Hem meyvedar bir aacn bir ekirdekten icad gibi, bir trnak kadar
bir odun parasndan ok mu'cizatl bir usta, yz okka muhtelif taamlar,
yz arn muhtelif kumalar yapsa; bir adam o odun parasn gsterip
dese: "Bu iler, tabi ve tesadf olarak bundan olmu." O ustann hrika
san'atlarn, hnerlerini hie indirse, ne derece bir hamakattr. Aynen yle
de...
Yedinci Sual: Bu hdise-i arziye, bu memleketin ahali-i
slmiyesine bakmas ve onlar hedef etmesi, ne ile anlalyor ve neden
Erzincan ve zmir taraflarna daha ziyade iliiyor?
Elcevab: Bu hdise, hem iddetli kta, hem karanlkl gecede,
hem dehetli soukta, hem Ramazann hrmetini tutmayan bu memlekete
mahsus olmas; hem tahribatndan intibaha gelmediklerinden, hafife
gafilleri uyandrmak iin, o zelzelenin devam etmesi gibi ok emarelerin
delaletiyle bu hdise ehl-i iman hedef edip, onlara bakp namaza ve
niyaza uyandrmak iin sarsyor ve kendisi de titriyor. Bare Erzincan
gibi yerlerde daha ziyade sarsmasnn iki vechi var:
Biri: Hatalar az olmak cihetiyle temizlemek iin ta'cil edildi.
kincisi: O gibi yerlerde kuvvetli ve hakikatl iman muhafzlar ve
slmiyet hmileri az veya tam malub olmak frsatyla, ehl-i zndkann
orada tesirli bir merkez-i faaliyet tesisleri cihetiyle en evvel oralar
tokatlad, ihtimali var.
...-!,.-..
,.:-!,..-!...............!,......-..
---sh:(S:176) -------------

Onbesinci Sz

....:.!.......-.~........!....!.....!.
Ey kozmorafyann ruhsuz mes'eleleriyle zihni darlaan ve akl
gzne inen ve u yetin azametli srrn, o skm zihninde
yerletiremeyen mektebli efendi! u yetin semasna yedi basamakl bir
merdivenle klabilir. Gel, beraber kacaz!
Birinci Basamak: Hakikat ve hikmet ister ki: Zemin gibi,
semavatn da kendine mnasib sekeneleri bulunsun. Lisan- er'de o
ecnas- muhtelifeye, melaike ve ruhaniyat tesmiye edilir. Evet, hakikat
yle iktiza eder. Zira zemin kkl ve hakaretiyle beraber, zhayat ve
zuur mahluklardan doldurulmas ve arasra boaltlp yeniden
zuurlarla enlendirilmesi iaret eder, belki tasrih eder ki: u muhteem
burlar sahibi, mzeyyen kasrlar hkmnde olan semavat dahi, zuur ve
zevil-idrak mahluklarla doludur. Onlar dahi ins ve cin gibi, u lem
saraynn seyircileri ve u kinat kitabnn mtalaaclar ve u saltanat-
rububiyetin dellllardrlar. nki kinat hadd hesaba gelmeyen
tezyinat ve mehasin ve nuku ile sslendirip tezyin etmesi; bilbedahe
mtefekkir istihsan edici ve mtehayyir takdir edicilerin enzarn ister.
Evet, hsn elbette bir k ister; taam ise, a olana verilir. Halbuki ins ve
cin, u nihayetsiz vazifeye, u hametli nezarete ve u vs'atli ubudiyete
kar milyondan birisini ancak yapabilir. Demek bu nihayetsiz ve
mtenevvi vezaife ve ibadata, nihayetsiz melaike enva' ve ruhaniyat
ecnas lzmdr. Baz rivayatn iaratyla ve intizam- lemin hikmetiyle
denilebilir ki: Bir ksm ecsam- seyyare, seyyarattan tut t katarata
kadar, bir ksm melaikenin merakibidirler. Onlar bunlara




---sh:(S:177) -------------
izn-i lah ile binerler, lem-i ehadeti seyredip gezerler. Hem denilebilir
ki, bir ksm ecsam- hayvaniye, hadste "Tuyurun Hudrun" tesmiye
edilen cennet kularndan tut, t sineklere kadar bir cins ervahn
tayyareleridirler. Onlar, bunlarn iine emr-i Hak ile girerler, lem-i
cismaniyat seyran edip o cesedlerdeki hasselerin pencereleriyle, cisman
mu'cizat- ftrat temaa ederler. Elbette kesafetli topraktan ve kduretli
sudan mtemadiyen letafetli hayat ve nuraniyetli zevil-idraki halkeden
Hlk'n, elbette ruha ve hayata mnasib u nur denizinden ve hatt
zulmet bahrinden bir ksm zuur mahluklar vardr. Hem ok kesretli
olarak vardr. Melaike ve ruhaniyatn vcudlarna dair "Nokta" namnda
bir risalemde ve Yirmidokuzuncu Sz'de iki kerre iki drt eder
derecesinde bir kat'iyyetle isbat edilmitir. Eer istersen ona mracaat et.
kinci Basamak: Zemin ile gkler, bir hkmetin iki memleketi
gibi birbirine alkadardrlar. Ortalarnda ehemmiyetli irtibat ve mhim
muameleler vardr. Zemine lzm olan ziya, hararet ve bereket ve rahmet
gibi eyler semadan geliyor, yani gnderiliyor. Vahye istinad eden btn
edyan- semaviyenin icma ile ve uhuda istinad eden btn ehl-i kefin
tevatryle, melaike ve ervah semadan zemine geliyorlar. Bundan, hisse
karib bir hads-i kat' ile bilinir ki: Sekene-i arz iin, semaya kmak iin
bir yol vardr. Evet nasl herkesin akl ve hayal ve nazar her vakit
semaya gider. yle de: Arlklarn brakan ervah- enbiya ve evliya
veya cesedlerini karan ervah- emvat, izn-i lah ile oraya giderler.
Madem hffet ve letafet bulanlar oraya giderler. Elbette cesed-i misal
giyen ve ervah gibi hafif ve latif bir ksm sekene-i arz ve hava, semaya
gidebilirler.
nc Basamak: Semann skt ve skneti ve intizam ve
ttrad ve vs'at ve nuraniyeti gsterir ki: Sekenesi, zeminin sekenesi gibi
deiller; belki btn ahalisi muti'dirler. Ne emrolunsa onu ilerler.
Mzahame ve mnakaay cab edecek bir sebeb yoktur. Zira memleket
geni, ftratlar safi, kendileri masum, makamlar sabittir. Evet zeminde
ezdad itima etmi, erar ahyara karm, ilerinde mnakaat balam;
o sebebden ihtilafat ve zdrabat dm ve ondan imtihanat ve
msabakat teklif edilmi ve ondan terakkiyat ve tedenniyat km. u
hakikatn hikmeti udur ki:
Beer, ecere-i hilkatin en son cz' olan meyvesidir. Malmdur
ki, bir eyin semeresi en uzak, en cem'iyetli, en nazik, en ehemmiyetli
cz'dr. te bunun iin semere-i lem olan insan en cmi', en bedi', en


---sh:(S:178) -------------
ciz, en zaf ve en latif bir mu'cize-i kudret olduundan, beii ve
meskeni olan zemin, sumana nisbeten maddeten kklyle ve
hakaretiyle beraber manen ve san'aten btn kinatn kalbi, merkezi,
btn mu'cizat- san'atn meheri, sergisi ve btn tecelliyat- esmasnn
mazhar, nokta-i mihrakyesi ve nihayetsiz faaliyet-i Rabbaniyenin
maheri ve ma'kesi ve hadsiz Hallakyet-i lahiyenin, hususan nebatat ve
hayvanatn kesretli enva'- sagiresinde, cevvadane icadn medar ve
ars; ve pek geni hiret lemlerindeki masnuatn kk mikyasta
nmunegh ve mensucat- ebediyenin sr'atle ileyen tezgh ve
menazr- sermediyenin sr'atle deien taklidgh ve besatn-i daimenin
tohumcuklarna sr'atle snbllenen dar ve muvakkat mezraas ve
terbiyegh olmutur. te arzn (Haiye)bu azamet-i maneviyesinden ve
ehemmiyet-i san'aviyesindendir ki, Kur'an- Hakm, semavata nisbeten,
byk bir aacn kk bir meyvesi hkmnde olan arz, btn semavata
denk tutuyor. Onu bir kefede, btn semavat bir kefede koyuyor.
Mkerreren ......!. der. Hem arzn u mezkr
hikmetlerden ne'et eden sr'atli tahavvl ve devaml tegayyr iktiza
eder ki; sekenesi de ona gre mazhar- tahavvlat olsun. Hem u mahdud
arz, hadsiz mu'cizat- kudrete mazhar olduundandr ki, en mhim
sekeneleri olan ins ve cinnin kuvalarna, sair zhayatlar gibi ftr bir had
ve hulk bir kayt konulmad iin nihayetsiz terakki ve nihayetsiz
tedenniye mazhar olmutur. Enbiyadan, evliyadan tut, t nemrudlara, t
eytanlara kadar uzun bir meydan- imtihanlar peyda olmutur. Madem
yledir, elbette firavunlam eytanlar, hadsiz eraretiyle semaya ve
ehline ta atacaklar.
(Haiye): Evet, kre-i arz kklyle beraber semavata kar gelebilir. nki naslki
daim bir eme, vridatsz byk bir glden daha byk denilebilir. Hem bir lek ile
bir ey lerek baka yere nakledilen ve onun elinden gemi ve ona girmi km bir
mahsultla, zahiren binler defa lekten byk ve da gibi bir cisimle o lek
mvazeneye kabilir. Aynen yle de: Kre-i arz, Cenab- Hak onu san'atna bir meher
ve icadna bir maher ve hikmetine medar ve kudretine mazhar ve rahmetine mezher ve
Cennetine mezraa ve hadsiz kinata ve mahlukat lemlerine lek ve mazi denizlerine
ve gayb lemine akacak bir eme hkmnde icad etmi. Her sene kat kat ve katmerli
yzbin tarzda, masnuattan dokunmu gmleklerini deitirdii ve ok defa dolup
maziye boaltarak gayb lemine dkt btn o mteceddid lemleri ve arzn
mteaddid gmleklerini nazara al; yani, btn mazisini hazr farzet. Sonra yeknesak ve
bir derece basit semavata kar mvazene et. Greceksin ki: Arz, ziyade gelmezse,
noksan da kalmaz. te ......!. srrn anla.

---sh:(S:179) -------------
Drdnc Basamak: Btn lemlerin Rabbi ve Mdebbiri ve
Hlk olan Zt- Zlcelal'in, ahkmlar ayr ayr pek ok namlar ve
nvanlar ve esma-i hsnas vardr. Mesel: Ashab- Nebi safnda kffara
kar muharebe etmek iin melaikeleri gndermesini iktiza eden hangi
isim ve nvan ise, o isim ve nvan iktiza eder ki, melaike ile eyatn
ortasnda muharebe bulunsun ve ahyar- semaviyyn ve erar- arzn
mabeynlerinde mbareze olsun. Evet kffarn nfus ve enfaslar kabza-i
kudretinde olan Kadr-i Zlcelal, bir emir ile, bir sayha ile onlar
mahvetmiyor. Rububiyet-i mme nvanyla, Hakm ve Mdebbir ismiyle
bir meydan- imtihan ve mbareze ayor. Temsilde hata olmasn,
gryoruz ki: Naslki bir padiahn daire-i hkmeti itibariyle ayr ayr
pek ok nvanlar, isimleri bulunur. Mesel: Daire-i adliye onu "Hkim-i
dil" namyla yd eder. Daire-i askeriye onu "Kumandan- A'zam"
namyla bilir. Daire-i meihat onu "Halife" ismiyle zikreder. Daire-i
mlkiye onu "Sultan" namyla tanr. Muti' ahali ona "Merhametkr
Padiah" derler. si insanlar ona "Kahhar Hkim" derler. Daha bunlara
kyas et. te baz vakit oluyor ki, btn ahali onun elinde olan o padiah-
l; ciz, zelil bir siyi bir emir ile i'dam etmiyor. Belki Hkim-i dil
ismiyle onu mahkemeye gnderir. Hem muktedir, hem sadk bir
memurunu taltife liyakatn biliyor. Fakat husus ilmiyle, husus
telefonuyla onu taltif etmiyor. Belki hamet-i saltanat ve tedbir-i
hkmet nvanyla mkfata istihkakn tehir etmek iin bir meydan-
msabaka aar; vezirine emreder, ahaliyi temaaya davet eder. Bir
istikbal-i siyas yaptrr. Muhteem bir imtihan- ulv neticesinde bir
mecma- lde onu taltif eder. Liyakatn iln eder. Daha baka cihetleri
bunlara kyas et.
te ......!.!. ezel ve ebed sultannn pek ok esma-i
hsnas vardr. Tecelliyat- celaliye ve tezahrat- cemaliye ile pek ok
uunat ve nvanlar vardr. Nur ve zulmet, yaz ve k, Cennet ve
Cehennem'in vcudunu iktiza eden isim ve nvan ve e'n ise; kanun-u
tenasl, kanun-u msabaka, kanun-u teavn gibi pek ok umum
kanunlar misill, kanun-u mbarezenin dahi bir derece tamimini
isterler... Kalb etrafndaki ilhamat ve vesveselerin mbarezelerinden tut,
t sema fknda melaike ve eytanlarn mbarezesine kadar o kanunun
muln iktiza eder.
Beinci Basamak: Madem arzdan semaya gidip gelmek var. Semadan
arza inip kmak oluyor. Ehemmiyetli levazmat- arziye, oradan
gnderiliyor ve madem ervah- tayyibeler semaya gidiyorlar. Elbette
---sh:(S:180) -------------
ervah- habise dahi, ahyar takliden semavat memleketine gitmee
teebbs edecekler. nki vcuda letafet ve hffetleri var. Hem bhesiz
tard ve reddedilecekler. nki mahiyete eraret ve nhusetleri vardr.
Hem bilek vel bhe, u muamele-i mhimmenin ve u mbareze-i
maneviyenin lem-i ehadette bir almeti, bir iareti bulunacaktr. nki
saltanat- rububiyetin hikmeti iktiza eder ki: Zuur iin, bahusus en
mhim vazifesi mahede ve ehadet ve dellllk ve nezaret olan insan
iin tasarrufat- gaybiyenin mhimlerine bir iaret koysun, birer almet
braksn. Naslki nihayetsiz bahar mu'cizatna yamuru iaret koymu ve
havarik- san'atna esbab- zahiriyeyi almet etmi. T, lem-i ehadet
ehlini ihad etsin. Belki o acib temaaya, umum ehl-i semavat ve sekene-i
arzn enzar- dikkatlerini celbetsin. Yani o koca semavat, etrafnda
nbettarlar dizilmi, burlar tezyin edilmi bir kal'a hkmnde, bir ehir
suretinde gsterip hamet-i rububiyetini tefekkr ettirsin. Madem u
mbareze-i ulviyenin iln, hikmeten lzmdr. Elbette ona bir iaret
vardr. Halbuki hdisat- cevviye ve semaviye iinde u ilna mnasib
hibir hdise grnmyor. Bundan daha ensebi yoktur. Zira yksek
kalelerin muhkem burlarndan atlan mancnklar ve iaret fieklerine
benzeyen u hdisat- necmiye, bu recm-i eytana ne kadar enseb dt
bedaheten anlalr. Halbuki u hdisenin, bu hikmetten ve u gayeden
baka ona mnasib bir hikmeti bilinmiyor. Sair hdisat yle deil. Hem
u hikmet, zaman- dem'den beri mehurdur ve ehl-i hakikat iin
mehuddur.
Altnc Basamak: Beer ve cin, nihayetsiz erre ve chuda
mstaid olduklarndan, nihayetsiz bir temerrd ve bir tuyan yaparlar.
te bunun iin Kur'an- Kerim, yle i'cazkr bir belgatla ve yle l ve
bahir slblarla ve yle gl ve zahir temsiller ve mesellerle ins ve cinni
isyandan ve tuyandan zecreder ki; kinat titretir. Mesel:
Ey ins ve cin! Emirlerime itaat etmezseniz, haydi hudud-u
mlkmden elinizden gelirse knz, meseline iaret eden
....!.L.....,.-L.....-!.:-...
..:..:.._...L.. .............
.....-.........:.......
yetindeki azametli inzara ve dehetli tehdide ve iddetli zecre dikkat



---sh:(S:181) -------------
et. Nasl, ins ve cinnin gayet marurane temerrdlerini, gayet mu'cizane
bir belgatla krar. Aczlerini iln eder. Saltanat- rububiyetin genilii ve
azameti nisbetinde ne kadar ciz ve bare olduklarn gsterir. Gya u
yetle, hem ....:.!.......-. yetiyle byle diyor ki:
"Ey hakareti iinde marur ve mtemerrid ve ey za'f ve fakr
iinde serke ve muannid olan cin ve ins! Nasl cesaret edersiniz ki
isyannzla yle bir Sultan- Zan'n evamirine kar geliyorsunuz ki;
yldzlar, aylar, gneler emirber neferleri gibi emirlerine itaat ederler.
Hem tuyannzla yle bir Hkim-i Zlcelal'e kar mbareze
ediyorsunuz ki, yle azametli muti' askerleri var; faraza eytanlarnz
dayanabilseler, onlar da gibi gllelerle recmedebilirler. Hem
kfrannzla yle bir Mlik-i Zlcelal'in memleketinde isyan ediyorsunuz
ki, ibadndan ve cnudundan yleleri var ki, deil sizin gibi kck ciz
mahluklar, belki farz- muhal olarak da ve arz byklnde birer
advv- kfir olsaydnz, arz ve da byklnde yldzlar, ateli
demirleri, vazl nhaslar size atabilirler, sizi datrlar. Hem yle bir
kanunu kryorsunuz ki, o kanun ile yleler baldr, eer lzum olsa,
arznz yznze arpar. Glleler gibi kreniz misill yldzlar stnze
yadrabilirler."
Evet Kur'anda baz mhim tahidat vardr ki, dmanlarn
kuvvetli olduundan ileri gelmiyor. Belki hametin izhar ve dman
enaatinin tehiri gibi sebeblerden ileri geliyor. Hem bazan kemal-i
intizam ve nihayet adli ve gayet hilmi ve kuvvet-i hikmeti gstermek
iin, en byk ve kuvvetli esbab, en kk ve zaf bir eye kar tahid
eder ve stnde tutar; drtmez, tecavz ettirmez. Mesel u yete bak:
.......... ......L.
.....!..-:...!......!~!..
Ne kadar Nebi hakkna hrmet ve ne kadar ezvacn hukukuna merhamet
var. u mhim tahidat, yalnz hrmet-i Nebinin azametini ve iki zafenin
ekvalarnn ehemmiyetini ve haklarnn riayetini, rahmane ifade etmek
iindir.
Yedinci Basamak: Melekler ve semekler gibi, yldzlarn dahi
gayet muhtelif efradlar vardr. Bir ksm nihayet kk, bir ksm gayet
byktr. Hatt gk yznde her parlayana yldz denilir. te bu yldz
cinsinden bir nev'i de, nazenin sema yznn murassa znetleri ve o
aacn


---sh:(S:182) -------------
mnevver meyveleri ve o denizin msebbih balklar hkmnde, Ftr-
Zlcelal, Sni'-i Zlcemal onlar yaratm ve meleklerine mesireler,
binekler, menziller yapmtr ve yldzlarn kk bir nev'ini de, eyatnin
recmine let etmi. te bu recm-i eyatn iin atlan ahablarn manas
olabilir:
Birincisi: Kanun-u mbareze, en geni dairede dahi cereyan
ettiine remz ve almettir.
kincisi: Semavatta hyar nbettarlar, muti' sekeneler var. Arzl
erirlerin ihtilatndan ve istima'larndan holanmayan cnudullah
bulunduuna iln ve iarettir.
ncs: Mzahrefat- arziyenin mmessilt- habiseleri olan
casus eytanlar, temiz ve temizlerin meskeni olan semay telvis etmemek
ve nfus-u habise hesabna tecesss ettirmemek iin, edebsiz casuslar
korkutmak iin atlan mancnklar ve iaret fiekleri misill, o eytanlar
ebvab- semadan o ahablarla red ve tarddr.
te yldz bcei hkmnde olan kafa fenerine itimad eden ve
Kur'an gneinden gzn yuman kozmorafyac efendi! u yedi
basamaklarda iaret edilen hakikatlara birden bak. Gzn a, kafa
fenerini brak, gndz gibi i'caz iinde u yetin manasn gr!. O
yetin semasndan bir hakikat yldz al, senin bandaki eytana at, kendi
eytann recmet!.. Biz dahi etmeliyiz ve
....:!.........
beraber demeliyiz.
-...!.:-!.-!..!--!..
,.:-!,..-!...............!,......-..
* * *








---sh:(S:183) -------------



Onbeinci Sz'n Zeyli
[Yirmialtnc Mektubun Birinci Mebhas]

...-~....... ..-.....

...L.:!..........
,..-!... .!.. ..-...



Hccet-l Kur'an Aleeytan ve Hizbihblisi ilzam, eytan
ifham, ehl-i tuyan iskt eden Birinci Mebhas; btarafane muhakeme
iinde eytann mdhi bir desisesini kat' bir surette reddeden bir
vakadr. O vakann mcmel bir ksmn on sene evvel Lemaat'ta
yazmtm. yle ki:
Bu risalenin te'lifinden onbir sene evvel Ramazan- erifte
stanbul'da Bayezid Cmi-i erifinde hfzlar dinliyordum. Birden
ahsn grmedim, fakat manev bir ses iittim gibi bana geldi. Zihnimi
kendine evirdi. Hayalen dinledim, baktm ki bana der:
"Sen Kur'an pek l, ok parlak gryorsun. Btarafane
muhakeme et, yle bak. Yani bir beer kelm farzet bak. Acaba o
meziyetleri, o znetleri grecek misin?"
Hakikaten ben de ona aldandm. Beer kelm farzedip, yle
baktm. Grdm ki: Nasl Bayezid'in elektrik dmesi evrilip
sndrlnce ortalk karanla der. yle de o




---sh:(S:183) -------------
o farz ile Kur'ann parlak klar gizlenmee balad. O vakit anladm ki,
benim ile konuan eytandr. Beni vartaya yuvarlandryor. Kur'andan
istimdad ettim. Birden bir nur kalbime geldi. Mdafaaya kat' bir kuvvet
verdi. O vakit ylece eytana kar mnazara balad.
Dedim: Ey eytan! Btarafane muhakeme, iki taraf ortasnda bir
vaziyettir. Halbuki hem senin, hem insandaki senin akirdlerin, dediiniz
btarafane muhakeme ise; taraf- muhalifi iltizamdr, btaraflk deildir.
Muvakkaten bir dinsizliktir. nki Kur'ana kelm- beer diye bakmak ve
yle muhakeme etmek, kk- muhalifi esas tutmaktr. Btl iltizamdr,
btarafane deildir, belki btla tarafgirliktir.
eytan dedi ki: yle ise ne Allah'n kelm, ne de beerin kelm
deme. Ortada farzet, bak.
Ben dedim: O da olamaz. nki mnzaun-fh bir mal bulunsa,
eer iki mdde birbirine yakn ise ve kurbiyet-i mekn varsa; o vakit o
mal, ikisinden baka birinin elinde veya ikisinin elleri yetiecek bir
surette bir yere braklacak. Hangisi isbat etse o alr. Eer o iki mdde
birbirinden gayet uzak, biri markta, biri maribde ise; o vakit kaideten
sahib-l yed kim ise onun elinde braklacaktr. nki ortada brakmak
kabil deildir. te Kur'an kymettar bir maldr. Beer kelm Cenab-
Hakk'n kelmndan ne kadar uzaksa, o iki taraf o kadar, belki hadsiz
birbirinden uzaktr. te, seradan sreyyaya kadar birbirinden uzak o iki
taraf ortasnda brakmak mmkn deildir. Hem ortas yoktur. nki
vcud ve adem gibi ve nakzeyn gibi iki zddrlar. Ortas olamaz. yle
ise, Kur'an iin sahib-l yed, taraf- lahdir. yle ise, onun elinde kabul
edilip, ylece delail-i isbata baklacak. Eer teki taraf onun Kelmullah
olduuna dair btn brhanlar birer birer rtse, elini ona uzatabilir.
Yoksa uzatamaz. Heyhat! Binler berahin-i kat'iyyenin mhlaryla Ar-
A'zam'a aklan bu muazzam prlantay hangi el btn o mhlar skp, o
direkleri kesip onu drebilir? te ey eytan! Senin ramna ehl-i hak
ve insaf bu suretteki hakikatl muhakeme ile muhakeme ederler. Hatt en
kk bir delilde dahi Kur'ana kar imanlarn ziyadeletirirler. Senin ve
akirdlerinin gsterdii yol ise: Bir kerre beer kelm farzedilse, yani
Ar'a balanan o muazzam prlanta yere atlsa; btn mhlarn kuvvetinde
ve ok brhanlarn metanetinde birtek brhan lzm ki, onu yerden
kaldrp ar- manevye aksn... T kfrn zulmatndan kurtulup,
imann envrna erisin



---sh:(S:185) -------------
Halbuki buna muvaffak olmak pek gtr. Onun iin senin desisen ile u
zamanda, btarafane muhakeme sureti altnda oklar imanlarn
kaybediyorlar.
eytan dnd ve dedi: Kur'an beer kelmna benziyor. Onlarn
muhaveresi tarzndadr. Demek, beer kelmdr. Eer Allah'n kelm
olsa; ona yakacak, her cihete hrikulde bir tarz olacakt. Onun san'at
nasl beer san'atna benzemiyor, kelm da benzememeli?
Cevaben dedim:
-Naslki Peygamberimiz (A.S.M.) mu'cizatndan ve hasaisinden
baka, ef'al ve ahval ve etvarnda beeriyette kalp, beer gibi det-i
lahiyeye ve evamir-i tekviniyesine mnkad ve mut' olmu. O da souk
eker, elem eker ve hkeza... Herbir ahval ve etvarnda hrikulde bir
vaziyet verilmemi. T ki mmetine ef'aliyle imam olsun, etvaryla
rehber olsun, umum harektyla ders versin. Eer her etvarnda
hrikulde olsa idi, bizzt her cihete imam olamazd. Herkese mrid-i
mutlak olamazd. Btn ahvaliyle Rahmeten lil-lemn olamazd. Aynen
yle de: Kur'an- Hakm ehl-i uura imamdr, cinn ve inse mriddir, ehl-
i kemale rehberdir, ehl-i hakikata muallimdir. yle ise, beerin
muhaverat ve slbu tarznda olmak zarur ve kat'dir. nki cinn ve ins
mnacatn ondan alyor, duasn ondan reniyor, mesailini onun
lisanyla zikrediyor, edeb-i muaereti ondan taallm ediyor ve hkez...
Herkes onu merci yapyor. yle ise, eer Hazret-i Musa Aleyhisselm'n
Tur-i Sina'da iittii Kelmullah tarznda olsa idi, beer bunu dinlemekte
ve iitmekte tahamml edemezdi ve merci' edemezdi. Hazret-i Musa
Aleyhisselm gibi bir ul-l azm, ancak birka kelm iitmeye tahamml
etmitir. Musa Aleyhisselm demi:
..!......! ....:
eytan yine dnd, dedi ki:
Kur'ann mesaili gibi ok ztlar o eit mesaili din namna
sylyorlar. Onun iin, bir beer, din namna byle bir ey yapmak
mmkn deil mi?
Cevaben Kur'ann nuruyla dedim ki:






---sh:(S:186) -------------
Evvel, dindar bir adam din muhabbeti iin "Hak byledir.
Hakikat budur. Allah'n emri byledir" der. Yoksa, Allah' kendi keyfine
konuturmaz. Hadsiz derece haddinden tecavz edip, Allah'n taklidini
yapp, onun yerinde konumaz. ......,...
dsturundan titrer.
Ve sniyen, bir beer kendi bana byle yapmas ve muvaffak
olmas hibir cihetle mmkn deildir. Belki, yz derece muhaldir.
nki birbirine yakn ztlar birbirini taklid edebilirler. Bir cinsten
olanlar, birbirinin suretine girebilirler. Mertebece birbirine yakn olanlar,
birbirinin makamlarn taklid edebilirler. Muvakkaten insanlar ifal
ederler, fakat daim ifal edemezler. nki ehl-i dikkat nazarnda
alkllihal etvar ve ahvali iindeki tasannuatlar ve tekellfatlar
sahtekrln gsterecek, hilesi devam etmeyecek. Eer sahtekrlkla
taklide alan; tekinden gayet uzaksa, mesel di bir adam, bn-i Sina
gibi bir dhyi ilimde taklid etmek istese ve bir oban bir padiahn
vaziyetini taknsa elbette hi kimseyi aldatamayacak. Belki kendi
maskara olacak. Herbir hali baracak ki: Bu sahtekrdr. te, h
yzbin defa h!.. Kur'an, beer kelm farzedildii vakit: Naslki bir
yldz bcei bin sene tekellfsz hakik bir yldz olarak rasad ehline
grnsn.. hem bir sinek bir sene tamamen tavus suretini tasannu'suz,
temaa ehline gstersin.. hem sahtekr, mi bir nefer; namdar, l bir
mirin tavrn taknsn, makamnda otursun, ok zaman yle kalsn,
hilesini ihsas etmesin.. hem mfteri, yalanc itikadsz bir adam; mddet-i
mrnde daima en sadk, en emin, en mu'tekid bir ztn keyfiyetini ve
vaziyetini en mdakkik nazarlara kar telasz gstersin, dhlerin
nazarnda tasannu'u saklansn? Bu ise yz derece muhaldir, ona hibir
zakl mmkn diyemez ve yle de farzetmek, bedih bir muhali vaki'
farzetmek gibi bir hezeyandr. Aynen yle de, Kur'an kelm- beer
farzetmek; lzm gelir ki: lem-i slm'n semasnda bilmahede pek
parlak ve daima envr- hakaiki nereden bir yldz- hakikat, belki bir
ems-i kemalt telakki edilen Kitab- Mbin'in mahiyeti; h smme
h bir yldz bcei hkmnde tasannu'cu bir beerin hurafatl bir
dzmesi olsun ve en yaknnda olanlar ve dikkatle ona bakanlar farknda
bulunmasn ve onu daima l ve menba- hakaik bir yldz bilsin. Bu ise
yz derece muhal olmakla beraber, sen ey eytan yz derece eytanetinde
ileri gitsen buna imkn verdiremezsin, bozulmam hibir akl
kandramazsn! Yalnz manen pek uzaktan baktrmakla aldatyorsun!
Yldz, yldz bcei gibi kk gsteriyorsun.

---sh:(S:187) -------------
Slisen: Hem Kur'an beer kelm farzetmek, lzmgelir ki; sryla,
tesiratyla, netaiciyle lem-i insaniyetin bilmahede en ruhlu ve hayat-
fean, en hakikatl ve saadet-resan, en cem'iyetli ve mu'cizbeyan, l
meziyetleriyle yaldzl bir Furkan'n gizli hakikat; h muavenetsiz,
ilimsiz birtek insann fikrinin tasniat olsun ve yaknnda onu temaa
eden ve merakla dikkat eden byk zeklar, ulv dehalar onda hibir
zaman hibir cihette sahtekrlk ve tasannu' eserini grmesin.. daima
ciddiyeti, samimiyeti, ihlas bulsun! Bu ise yz derece muhal olmakla
beraber, btn ahvaliyle, akvaliyle, harektyla btn hayatnda emaneti,
iman, emniyeti, ihlas, ciddiyeti, istikameti gsteren ve ders veren ve
sddknleri yetitiren en yksek, en parlak, en l haslet telakki edilen ve
kabul edilen bir zt; en emniyetsiz, en ihlassz, en itikadsz farzetmekle,
muzaaf bir muhali vaki' grmek gibi eytan dahi utandracak bir
hezeyan- fikrdir. nki u mes'elenin ortas yoktur. Zira farz- muhal
olarak Kur'an Kelmullah olmazsa, artan fere der gibi sukut eder.
Ortada kalmaz. Mecma-i hakaik iken, menba- hurafat olur ve o hrika
ferman gsteren zt, h smme h eer Resulullah olmazsa; a'l-y
illiyynden esfel-i safilne sukut etmek ve menba- kemalt derecesinden
maden-i desais makamna dmek lzmgelir. Ortada kalamaz. Zira Allah
namna iftira eden, yalan syleyen en edna bir dereceye der. Bir sinei,
daim bir surette tavus grmek ve tavusun byk evsafn onda her vakit
mahede etmek ne kadar muhal ise, u mes'ele de yle muhaldir.
Ftraten aklsz, sarho bir divane lzm ki, buna ihtimal versin.
Rbian: Hem Kur'an kelm- beer farzetmek lzmgelir ki; Ben
dem'in en byk ve muhteem ordusu olan mmet-i Muhammediyenin
(A.S.M.) mukaddes bir kumandan olan Kur'an, bilmahede kuvvetli
kanunlaryla, esasl dsturlaryla, nafiz emirleriyle o pek byk orduyu,
iki cihan fethedecek bir derecede bir intizam verdii ve bir inzibat altna
ald ve madd ve manev tehiz ettii ve umum efradn derecatna gre
akllarn talim ve kalblerini terbiye ve ruhlarn teshir ve vicdanlarn
tathir, za ve cevarihlerini istimal ve istihdam ettii halde; h, yzbin
defa h kuvvetsiz, kymetsiz, aslsz bir dzme farzedip yz derece
muhali kabul etmek lzm gelmekle beraber.. mddet-i hayatnda cidd
harektyla Hakk'n kanunlarn Ben dem'e ders veren ve samim
ef'aliyle hakikatn dsturlarn beere talim eden ve hlis ve makul
akvaliyle istikametin ve saadetin usllerini gsteren ve tesis eden ve
btn tarihe-i hayatnn ehadetiyle Allah'n azabndan ok havf eden ve
herkesten ziyade Allah' bilen ve bildiren ve nev'-i beerin beten birisine
ve kre-i arzn yarsna bin yzelli sene kemal-i hametle

---sh:(S:188) -------------
kumandanlk eden ve cihan velveleye veren hretiar uunatyla nev'-i
beerin belki kinatn elhak medar- fahri olan bir zt; h yzbin defa
h Allah'tan korkmaz ve bilmez ve yalandan ekinmez, haysiyetini
tanmaz farzetmekle, yz derece muhali birden irtikb etmek lzm gelir.
nki u mes'elenin ortas yoktur. Zira farz- muhal olarak Kur'an
Kelmullah olmazsa; artan dse, orta yerde kalamaz. Belki yerde en
yalanc birinin mal olduunu kabul etmek lzmgelir. Bu ise ey eytan,
yz derece sen katmerli bir eytan olsan bozulmam hibir akl
kandramazsn ve rmemi hibir kalbi ikna edemezsin.
eytan dnd, dedi:
Nasl kandramam? Ekser insanlara ve insann mehur kllerine
Kur'an ve Muhammed'i inkr ettirdim ve kandrdm.
Elcevab: Evvel, gayet uzak mesafeden baklsa, en byk bir ey,
en kk bir ey gibi grnebilir. Bir yldz, bir mum kadardr denilebilir.
Sniyen: Hem teba ve sath bir nazarla baklsa, gayet muhal bir
ey, mmkn grnebilir. Bir zaman bir ihtiyar adam Ramazan hillini
grmek iin semaya bakm. Gzne bir beyaz kl inmi. O kl Ay
zannetmi. "Ay' grdm" demi. te muhaldir ki; hill, o beyaz kl
olsun. Fakat kasden ve bizzt Ay'a bakt ve o sa teba ve dolaysyla
ve ikinci derecede grnd iin o muhali mmkn telakki etmi.
Slisen: Hem kabul etmemek bakadr, inkr etmek bakadr.
Adem-i kabul bir lkaydlktr, bir gz kapamaktr ve cahilane bir
hkmszlktr. Bu surette ok muhal eyler onun iinde gizlenebilir.
Onun akl onlarla uramaz. Amma inkr ise; o adem-i kabul deil, belki
o kabul- ademdir, bir hkmdr. Onun akl hareket etmeye mecburdur.
O halde senin gibi bir eytan onun akln elinden alr. Sonra inkr ona
yutturur. Hem ey eytan! Btl hak ve muhali mmkn gsteren gaflet
ve dalalet ve safsata ve inad ve malata ve mkbere ve ifal ve grenek
gibi eytan desiselerle, ok muhalt inta eden kfr ve inkr o bedbaht
insan suretindeki hayvanlara yutturmusun.
Rbian: Hem Kur'an kelm- beer farzetmek, lzmgelir ki:
lem-i insaniyetin semasnda yldzlar gibi parlayan asfiyalara,
sddknlere, aktablara bilmahede rehberlik eden ve bilbedahe
mtemadiyen hakk u hakkaniyeti, sdk u sadakat, emn emaneti umum
tabakat- ehl-i kemale talim eden ve erkn- imaniyenin hakaikiyle ve
erkn- slmiyenin desatiriyle iki cihann saadetini temin eden ve bu



---sh:(S:189) -------------
icraatnn ehadetiyle bizzarure hlis hak ve sfi hakikat ve gayet doru
ve pek cidd olmak lzm gelen bir kitab; kendi evsafnn ve tesiratnn
ve envrnn zddyla muttasf tasavvur edip, -h, h- tasniat ve
iftiralarn mecmuas nazaryla bakmak; Sofestaleri ve eytanlar dahi
utandracak ve titretecek en' bir hezeyan- kfr olmakla beraber; izhar
ettii din ve eriat- slmiyenin ehadetiyle ve mddet-i hayatnda
gsterdii bilittifak fevkalde takvasnn ve hlis ve safi ubudiyetinin
delaletiyle ve bilittifak kendinde grnd ahlk- hasenesinin
iktizasyla ve yetitirdii btn ehl-i hakikatn ve sahib-i kemaltn
tasdikiyle en mu'tekid, en metin, en emin, en sadk bir zt; -h smme
h, yzbin kerre h- itikadsz, en emniyetsiz, Allah'tan korkmaz,
yalandan ekinmez bir vaziyette farzedip, muhaltn en irkin ve menfur
bir suretini ve dalaletin en zulml ve zulmatl bir tarzn irtikb etmek
lzmgelir.
Elhasl: Ondokuzuncu Mektub'un Onsekizinci aretinde
denildii gibi; nasl kulakl mi tabakas i'caz- Kur'an fehminde demi:
Kur'an, btn dinlediim ve dnyada mevcud kitablara kyas edilse,
hibirisine benzemiyor ve onlarn derecesinde deildir. yle ise ya
Kur'an, umumun altndadr veya umumun fevkinde bir derecesi vardr.
Umumun altndaki kk ise, muhal olmakla beraber, hibir dman hatt
eytan dahi diyemez ve kabul etmez. yle ise Kur'an, umum kitablarn
fevkindedir. yle ise mu'cizedir. Aynen yle de, biz de ilm-i usl ve
fenn-i mantka sebr taksim denilen en kat' hccetle deriz:
Ey eytan ve ey eytann akirdleri! Kur'an, ya ar- a'zamdan ve
ism-i a'zamdan gelmi bir kelmullahtr veyahut -h smme h,
yzbin kerre h- yerde Allah'tan korkmaz ve Allah' bilmez, itikadsz
bir beerin dzmesidir. Bu ise ey eytan! Sbk hccetlere kar bunu sen
diyemezsin ve diyemezdin ve diyemeyeceksin. yle ise bizzarure ve
bil-bhe Kur'an, Hlk- Kinat'n kelmdr. nki ortas yoktur ve
muhaldir ve olamaz. Naslki kat' bir surette isbat ettik, sen de grdn ve
dinledin.
Hem Muhammed Aleyhissalt Vesselm, ya Resulullahtr ve
btn Resullerin ekmeli ve btn mahlukatn efdalidir veyahut -h
yzbin defa h- Allah'a iftira ettii ve Allah' bilmedii ve azabna
inanmad iin itikadsz, esfel-i safilne sukut etmi bir beer farzetmek
(Haiye) lzmgelir. Bu ise ey blis! Ne sen ve ne de gvendiin
(Haiye): Kur'an- Hakm, kfirlerin kfriyatlarn ve galiz tabiratlarn ibtal
etmek iin zikrettiine istinaden, ehl-i dalaletin fikr-i kfrlerinin btn btn
muhaliyetini ve btn btn rkln gstermek iin u tabirat farz- muhal
suretinde titreyerek kullanmaa mecbur oldum.

---sh:(S:190) -------------

Avrupa feylesoflar ve Asya mnafklar bunu diyemezsiniz ve
diyememisiniz ve diyemeyeceksiniz ve dememisiniz ve
demeyeceksiniz. nki bu kk dinleyecek ve kabul edecek dnyada
yoktur. Onun iindir ki, gvendiin o feylesoflarn en mfsidleri ve o
mnafklarn en vicdanszlar dahi diyorlar ki: "Muhammed-i Arab
(A.S.M.) ok akll idi ve ok gzel ahlkl idi." Madem u mes'ele iki
kka mnhasrdr ve madem ikinci kk muhaldir ve hibir kimse buna
sahib kmyor ve madem kat' hccetlerle isbat ettik ki, ortas yoktur.
Elbette ve bizzarure senin ve hizb- eytann ramna olarak bilbedahe
ve bihakkalyakn, Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm
Resulullahtr ve btn Resullerin ekmelidir ve btn mahlukatn
efdalidir.
.-!.......!..-. .!...!...
























---sh:(S:191) -------------
EYTANIN KNC KK BR TRAZI
Sure-i..-.!..!._ i okurken
.... ........!.........
~.....-.......!.-!....!..:.
...........!....!...!
.........! ........-.
.........-...!:...:..L.......::
.......,.....!...._.!..
u yetleri okurken eytan dedi ki: "Kur'ann en mhim
fesahatn, siz onun selasetinde ve vuzuhunda buluyorsunuz. Halbuki u
yette nereden nereye atlyor? Sekerattan t kyamete atlyor. Nefh-i
Sur'dan muhasebenin hitamna intikal ediyor ve ondan Cehennem'e idhali
zikrediyor. Bu acib atlamaklar iinde hangi selaset kalr? Kur'ann ekser
yerlerinde, byle birbirinden uzak mes'eleleri birletiriyor. Byle
mnasebetsiz vaziyetle selaset, fesahat nerede kalr?"
Elcevab: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n esas- i'caz, en
mhimlerinden belgatndan sonra cazdr. caz, i'caz- Kur'ann en metin
ve en mhim bir esasdr. Kur'an- Hakm'de u mu'cizane caz, o kadar
oktur ve o kadar gzeldir ki; ehl-i tedkik, karsnda hayrettedirler.
Mesel:
........!...-........:...-......
..!.L!....!.-..._..-!.......
Ksa birka cmle ile, Tufan hdise-i azmesini netaiciyle yle
cazkrane ve mu'cizane beyan ediyor ki; ok ehl-i belgat, belgatna
secde ettirmi.
Hem mesel:
.....-.......-L.....
....-...:....... .. ..,.!..
........-........,....,.,........
te Kavm-i Semud'un acib ve mhim hdisatn ve netaicini ve
s'-i akibetlerini, byle ksa birka cmle ile caz iinde bir i'caz ile
selasetli ve vuzuhlu ve fehmi ihll etmez bir tarzda beyan ediyor.
Hem mesel:
......!L....-......!..
..!.L!.......-.....!.....L!_...
te ......!cmlesinden
....L!_...cmlesine kadar ok cmleler matvdir. O mezkr
olmayan cmleler, fehmi ihll etmiyor, selasete zarar vermiyor. Hazret-i
Yunus Aleyhisselm'n kssasndan mhim esaslar zikreder.
Mtebkisini akla havale eder.
Hem mesel: Sure-i Yusuf'ta .... kelimesinden
...!....... ortasnda yedi-sekiz cmle caz ile tayyedilmi.
Hi fehmi ihll etmiyor, selasetine zarar vermiyor. Bu eit mu'cizane
cazlar Kur'anda pek oktur. Hem pek gzeldir.
Amma Sure-i Kaf'n yeti ise, ondaki caz pek acib ve
mu'cizanedir. nki kfirin pek mdhi ve ok uzun ve bir gn elli bin
sene olan istikbaline ve o istikbalin dehetli inklabatnda kfirin bana
gelecek elm ve mhim hdisata birer birer parmak basyor. imek gibi
fikri, onlar stnde gezdiriyor. O pek ok uzun zaman, hazr bir sahife
gibi nazara gsterir. Zikredilmeyen hdisat hayale havale edip, ulv bir
selasetle beyan eder.
..-.,:.-!.....!.-......!'_...
te ey eytan! imdi bir szn daha varsa syle...
eytan der: Bunlara kar gelemem, mdafaa edemem. Fakat ok
ahmaklar var, beni dinliyorlar ve insan suretinde ok eytanlar var, bana
yardm ediyorlar ve feylesoflardan ok firavunlar var, enaniyetlerini
okayan mes'eleleri benden ders alyorlar. Senin bu gibi szlerin nerine
sed ekerler. Bunun iin sana teslim-i silh etmem!
,.:-!,..-!...............!,......-..
---sh:(S:193) -------------

Onaltnc Sz


.:.!..............
.-..!.....:....._.!.-..
(tminan- nefsime medar olacak, zulmeti datacak u yetin nurundan drt
ua gstermekle kr nefsime bir basiret vermek iin yazlmtr.)
BRNC UA: Ey nefs-i ndan! Diyorsun ki: "Ehadiyet-i Zt-
lahiye ile klliyet-i ef'ali ve vahdet-i ahsiyesiyle muinsiz umumiyet-i
rububiyeti ve ferdaniyeti ile eriksiz mul- tasarrufat ve mekndan
mnezzehiyetiyle her yerde hazr bulunmas ve nihayetsiz ulviyetiyle
hereye yakn olmas ve birlii ile her ii bizzt elinde tutmas; hakaik-i
Kur'aniyedendir. Kur'an ise hakmdir. Hakm ise, akl kabul etmeyen
eyleri akla tahmil etmez. Akl ise, zahir bir mnafat gryor. Akl
teslime sevkedecek bir izah isterim."
Elcevab: Madem yledir, itminan iin istersen, biz de Kur'an'n
feyzine istinaden diyoruz: sm-i Nur, ok mkilatmz halletmi;
inallah bunu da halleder. Akla vzh, kalbe nuran olacak temsil yolunu
ihtiyar ile mam- Rabban (R.A.) gibi deriz:
..-,....,.....,......,..
Temsil, i'caz- Kur'an'n en parlak bir yinesi olduundan, biz dahi bir
temsil ile u srra bakacaz. yle ki:





---sh:(S:194) -------------
Bir tek zt, muhtelif meraya vastasyla klliyet kesbeder. Cz'-yi
hakik iken, umum uunata mlik bir kll hkmne geer. Mesel:
ems bir cz'-yi mahhas iken, eya-y effafe vastasyla yle bir kll
hkmne geer ki, ry-i zemini timsalleriyle, akisleriyle dolduruyor.
Hatt katarat ve parlak zerrat adedince cilveleri bulunuyor. Gnein
harareti ve ziyas ve ziyann iinde olan yedi renkli elvan- seb'as,
herbirisi mukabilindeki eyaya muhit, mm ve amil olduklar halde;
herbir effaf ey dahi gnein timsaliyle beraber harareti, hem ziyay,
hem elvan- seb'ay gz bebeinde saklyor. Ve safi kalbini ona bir taht
yapyor. Demek ems, vhidiyet haysiyetiyle ona mukabil umum eyaya
muhit olduu gibi, ehadiyet cihetiyle herbir eyde Gne ok vasflaryla
beraber bir nevi cilve-i ztyla bulunur. Madem temsilden temessl
bahsine getik. Temessln ok enva'ndan u mes'eleye medar olacak
nev'ine iaret ederiz.
Birincisi: Kesif, madd eylerin akisleridir. O akisler hem gayrdr,
ayn deil. Hem mevattr, ldr. Hviyet-i suriyesinden baka hibir
hasiyete mlik deil. Mesel sen yineler mahzenine girsen, bir Said
binler Said olur. Fakat zhayat yalnz sensin, tekiler ldrler. Hayat
hassalar onlarda yoktur.
kincisi: Madd nuraninin akisleridir. u akis ayn deil, fakat
gayr da deil. Mahiyeti tutmuyor, fakat o nuraninin ekser hasiyetlerine
mliktir. Onun gibi hayy saylyor. Mesel: ems dnyaya girdi. Herbir
yinede aksini gsterdi. O akislerin herbirinde, Gne'in hassalar
hkmnde olan ziya ve ziyadaki elvan- seb'a bulunuyor. Eer faraza
Gne zuur olsa idi, harareti ayn- kudreti, ziyas ayn- ilmi, elvan-
seb'as sfat- seb'as olsa idi; o vakit o tek ve yekta bir gne, bir anda
herbir yinede bulunur, herbirisini kendine bir ar ve bir eit telefon
yapabilirdi. Birbirine mani olmazd. Herbirimizle yinemiz vastasyla
grebilirdi. Biz ondan uzak iken, o bize bizden daha yakn olurdu.
ncs: Nurani ruhlarn aksidir. u akis, hem hayydr hem
ayndr. Fakat yinelerin kabiliyeti nisbetinde tezahr ettiinden, o ruhun
mahiyet-i nefs-l emriyesini tamamen tutmuyor. Mesel: Hazret-i
Cebrail Aleyhisselm, Dhye suretinde huzur-u Nebevde bulunduu bir
anda, huzur-u lahde hametli kanatlaryla Ar- A'zam'n nnde
secdeye gider. Hem o anda hesabsz yerlerde bulunur, evamir-i lahiyeyi
tebli ederdi. Bir i bir ie mani olmazd. te u srdandr ki; mahiyeti
nur ve hviyeti nuraniye olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalt
Vesselm, dnyada btn mmetinin salavatlarn birden iitir ve
kyamette

---sh:(S:195) -------------
btn asfiya ile bir anda grr. Birbirisine mani olmaz. Hatt
evliyadan, ziyade nuraniyet kesbeden ve ebdal denilen bir ksm, bir anda
birok yerlerde mahede ediliyormu. Ayn zt, ayr ayr ok ileri
gryormu. Evet nasl cismaniyata cam ve su gibi eyler yine olur.
yle de, ruhaniyata dahi hava ve esir ve lem-i misalin baz mevcudat
yine hkmnde ve berk ve hayal sr'atinde bir vasta-i seyr seyahat
suretine geerler ve o ruhanler hayal sr'atiyle o meraya-y nazifede, o
menazil-i latifede gezerler. Bir anda binler yerlere girerler. Madem
Gne gibi ciz ve msahhar mahluklar ve ruhan gibi madde ile
mukayyed nim-nurani masnu'lar, nuraniyet srryla bir yerde iken pekok
yerlerde bulunabilirler. Mukayyed bir cz' iken, mutlak bir kll
hkmn alrlar. Bir anda cz' bir ihtiyar ile pek ok ileri yapabilirler.
Acaba, maddeden mcerred ve muall ve tahdid-i kayd ve
zulmet-i kesafetten mnezzeh ve mberra ve u umum envr ve btn
nuraniyat onun envr- kudsiye-i esmasnn bir kesif zlali ve umum
vcud ve btn hayat ve lem-i ervah ve lem-i misal nim-effaf bir
yine-i cemali ve sft muhita ve uunat klliye olan bir Zt- Akdes'in
irade-i klliye ve kudret-i mutlaka ve ilm-i muhitle tecelli-i sft ve
cilve-i ef'ali iindeki tevecch- ehadiyetinden hangi ey saklanabilir,
hangi i ar gelebilir, hangi ey gizlenebilir, hangi ferd uzak kalabilir,
hangi ahsiyet klliyet kesbetmeden ona yanaabilir?
Evet nasl Gne kaydsz nuru, maddesiz aksi vastasyla sana,
senin gz bebeinden daha yakn olduu halde; sen mukayyed olduun
iin ondan gayet uzaksn. Ona yanamak iin, ok kaydlardan tecerrd
etmek, ok meratib-i klliyeden gemek lzm gelir. deta manen yer
kadar byyp, Kamer kadar ykselip, sonra dorudan doruya Gnein
mertebe-i asliyesine bir derece yanaabilir ve perdesiz grebilirsin.
yle de: Celil-i Zlcemal, Cemil-i Zlkemal sana gayet yakndr, sen
ondan gayet uzaksn. Kalbin kuvveti, akln ulviyeti varsa; temsildeki
noktalar, hakikata tatbike al.
KNC UA: Ey nefs-i bhu! Diyorsun ki:
.:.!..............
Hem
...-.....!...,....-.-.....
gibi yetler, vcud-u eya, srf bir emr ile ve def' olduunu ve


---sh:(S:196) -------------
..._.!.. hem ..-...- gibi
yetler; vcud-u eya, ilim iinde azm bir kudretle, hikmet iinde dakik
bir san'atla tedric olduunu gsteriyorlar. Vech-i tevfiki nedir?
Elcevab: Kur'ann feyzine istinaden deriz: Evvel, mnafat
yoktur. Bir ksm yledir: btidadaki icad gibi. Bir ksm byledir: Mislini
iade gibi...
Sniyen: Mevcudatta mehud olan shulet ve sr'at ve kesret ve
vs'at iinde nihayet intizam, gayet ittikan ve hsn- san'at ve kemal-i
hilkat, u iki ksm yetlerin vcud-u hakikatlarna kat'iyyen ehadet eder.
yle ise, unlarn harite tahakkuklar medar- bahs olmas lzumsuzdur.
Belki yalnz "srr- hikmeti nedir" denilebilir. yle ise, biz dahi bir kyas-
temsil ile u hikmete iaret ederiz. Mesel: Naslki terzi gibi bir
san'at, birok klfetler, meharetlerle musanna bireyi icad eder ve ona
bir model yapar. Sonra onun emsalini klfetsiz abuk yapabilir. Hatt
bazan yle bir derece shulet peyda eder ki, gya emreder yaplr ve yle
kuvvetli bir intizam kesbeder, (saat gibi) gya bir emrin dokunmasyla
ilenir ve iler. yle de: Sni'-i Hakm ve Nakka- Alm, u lem
sarayn mtemiltyla beraber bedi' bir surette yaptktan sonra cz' ve
kll, cz ve kll hereye bir model hkmnde bir nizam- kader ile bir
mikdar- muayyen vermitir. te bak o Nakka- Ezel, herbir asr bir
model yaparak mu'cizat- kudreti ile murassa, taze bir lemi ona
giydiriyor. Herbir seneyi bir mikyas ederek, havarik- rahmetiyle
musanna, taze bir kinat o kamete gre dikiyor. Herbir gn bir satr
yaparak dekaik-i hikmetiyle mzeyyen, mcedded mevcudat onda
yazyor. Hem o Kadr-i Mutlak, herbir asr, herbir seneyi, herbir gn bir
model yapt gibi, ry-i zemini, herbir da ve sahray, ba ve bostan,
herbir aac birer model yapmtr. Vakit-bevakit, taze taze birer kinat
zeminde kuruyor, birer yeni dnyay icad ediyor. Birer lemi alp da
dier muntazam bir lemi getiriyor. Mevsim be-mevsim her ba ve
bostanda taze taze mu'cizat- kudretini ve hedaya-y rahmetini gsterir.
Yeni birer kitab- hikmet-nma yazyor. Taze taze birer matbaha-i
rahmetini kuruyor. Mcedded bir hulle-i san'at-nma giydiriyor. Her
baharda, herbir aaca snds-misal taze bir araf giydiriyor. L'l-misal
yeni bir murassaatla sslendiriyor. Yldz-misal rahmet hediyeleriyle
ellerini dolduruyor. te u ileri nihayet hsn- san'at ve kemal-i intizam
ile yapan ve u birbiri arkasnda gelen ve zaman ipine taklan seyyar
lemleri, nihayet hikmet ve inayet ve kemal-i kudret ve san'at ile
deitiren Zt; elbette gayet Kadr ve Hakm'dir. Nihayet derecede
---sh:(S:197) -------------
Basr ve Alm'dir. Tesadf onun iine karamaz. te o Zt- Zlcelal'dir
ki, yle ferman ediyor:
.:.!..............
.......!~..... .!.....
deyip, hem kemal-i kudretini iln, hem kudretine nisbeten Hair ve
Kyamet gayet sehl ve klfetsiz olduunu beyan ediyor. Emr-i tekvinsi,
kudret ve iradeyi tazammun ettiini ve btn eya, evamirine gayet
msahhar ve mnkad olduklarn ve mbaeretsiz, mualecesiz halkettii
iin icadndaki shulet-i mutlakay ifade iin, srf bir emirle iler
yaptn, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ile ferman ediyor.
Hasl- kelm: Bir ksm yetler eyada hususan bidayet-i icadnda
gayet derecede hsn- san'at ve nihayet derecede kemal-i hikmeti iln
ediyor. Dier ksm; eyada, hususan tekrar icadnda ve iadesinde gayet
derecede shulet ve sr'atini nihayet derecede inkyad ve klfetsizliini
beyan eder.
NC UA: Ey haddinden tecavz etmi nefs-i prvesvas!
Diyorsun ki:
....:.....
...!..-..!..-..
.......-......
gibi yetler, nihayet derecede kurbiyet-i lahiyeyi gsteriyor.
.-..!.
...!...-.........!~..!.:...!~.-
ve hadste vrid olan: "Cenab- Hak yetmi bin hicab arkasndadr" ve
Mi'rac gibi hakikatler, nihayet derecede bu'diyetimizi gsteriyor. u srr-
gamz fehme takrib edecek bir izah isterim?"
Elcevab: yle ise dinle:
Evvel, Birinci uan hirinde demitik: Naslki Gne, kaydsz
nuruyla ve maddesiz aksi cihetiyle; sana, senin ruhun penceresi ve onun
yinesi olan gzbebeinden daha yakn olduu halde; sen, mukayyed


---sh:(S:198) -------------
ve maddede mahpus olduun iin ondan gayet uzaksn. Onun, yalnz bir
ksm akisleriyle, glgeleriyle temas edebilirsin ve bir nevi cilveleriyle ve
cz' tecellileriyle grebilirsin ve bir snf sfatlar hkmnde olan
elvanlarna ve bir taife isimleri hkmnde olan ualarna ve mazharlarna
yanaabilirsin. Eer, Gnein mertebe-i aslsine yanamak ve bizzt
dorudan doruya gnein zt ile grmek istersen, o vakit pek ok
kaytlardan tecerrd etmekliin ve pek ok meratib-i klliyetten
gemekliin lzmgelir. deta sen, manen tecerrd cihetiyle Kre-i Arz
kadar byyp, hava gibi ruhen inbisat edip ve Kamer kadar ykselip,
bedir gibi mukabil geldikten sonra bizzt perdesiz onunla grp, bir
derece yanamak dava edebilirsin. yle de: O Celil-i Prkemal, o Cemil-
i Bmisal, o Vcib-l Vcud, o Mcid-i Kll-i Mevcud, o ems-i Sermed,
o Sultan- Ezel ve Ebed, sana senden yakndr. Sen, ondan nihayetsiz
uzaksn. Kuvvetin varsa, temsildeki dekaik tatbik et...
Sniyen: Mesel: ......!.!. Bir padiahn ok isimleri
iinde "kumandan" ismi ok mtedhil dairelerde tezahr eder. Serasker
daire-i klliyesinden tut, miriyet ve ferikiyet, t yzba, t onbaya
kadar geni ve dar, kll ve cz' dairelerde de zuhur ve tecellisi vardr.
imdi, bir nefer hizmet-i askeriyesinde onba makamnda tezahr eden
cz' kumandanlk noktasn merci tutar, kumandan- a'zamna u cz'
cilve-i ismiyle temas eder ve mnasebettar olur. Eer asl ismiyle temas
etmek, ona o nvan ile grmek istese, onbalktan t serasker mertebe-
i klliyesine kmak lzmgelir. Demek padiah, o nefere ismiyle,
hkmyle, kanunuyla ve ilmiyle, telefonuyla ve tedbiriyle ve eer o
padiah, evliya-i ebdaliyeden nuran olsa, bizzt huzuruyla gayet
yakndr. Hibir ey mani olup, hail olamaz. Halbuki o nefer, gayet
uzaktr. Binler mertebeler hail, binler hicablar fsldr. Fakat bazan
merhamet eder, hilaf- det; bir neferi huzuruna alr, ltfuna mazhar eder.
yle de: Emr-i .:. e mlik; gneler ve yldzlar, emirber nefer
hkmnde olan Zt- Zlcelal, hereye hereyden daha ziyade yakn
olduu halde, herey ondan nihayetsiz uzaktr. Onun huzur-u kibriyasna
perdesiz girmek istenilse, zulman ve nurani, yani madd ve ekvan ve
esma ve sfat yetmi binler hicabdan gemek, her ismin binler husus ve
kll derecat- tecellisinden kmak, gayet yksek tabakat- sfatnda
mrur edip t ism-i a'zamna mazhar olan ar- a'zamna uruc etmek; eer
cezb ve ltuf olmazsa, binler seneler almak ve slk etmek lzm gelir.
Mesel: Sen, ona Hlk ismiyle yanamak
---sh:(S:199) -------------
istersen; senin hlkn hususiyetiyle, sonra btn insanlarn hlk
cihetiyle, sonra btn zhayatlarn hlk nvanyla, sonra btn
mevcudatn hlk ismiyle mnasebettarlk lzm gelir. Yoksa zlde
kalrsn, yalnz cz' bir cilveyi bulursun.
Bir htar: Temsildeki padiah, aczi iin, kumandanlk isminin
meratibinde mir ve ferik gibi vastalar koymutur. Fakat .
...:..... olan Kadr-i Mutlak, vastalardan mstanidir.
Vastalar, srf zahirdirler; perde-i izzet ve azamettirler. Ubudiyet ve
hayret ve acz ve iftikar iinde saltanat- rububiyetine dellldrlar,
temaagerdirler. Muini deiller, erik-i saltanat- rububiyet olamazlar.
DRDNC UA: te ey tenbel nefsim! Bir nevi Mi'rac
hkmnde olan namazn hakikat; sbk temsilde bir nefer, mahz- ltuf
olarak huzur-u haneye kabul gibi; mahz- rahmet olarak Zt- Celil-i
Zlcemal ve Mabud-u Cemil-i Zlcelal'in huzuruna kabulndr. "Allah
Ekber" deyip, manen ve hayalen veya niyeten iki cihandan geip, kayd-
maddiyattan tecerrd edip bir mertebe-i klliye-i ubudiyete veya kllnin
bir glgesine veya bir suretine kp, bir nevi huzura merref olup,
..-.:.. hitabna (herkesin kabiliyeti nisbetinde) bir mazhariyet-i
azmedir. deta, harekt- saltiyede tekrarla "Allah Ekber" "Allah
Ekber" demekle kat- meratibe ve terakkiyat- maneviyeye ve cz'iyattan
devair-i klliyeye kmasna bir iarettir ve marifetimiz haricindeki
kemalt- kibriyasnn mcmel bir nvandr. Gya herbir "Allah Ekber"
bir basamak- mi'raciyeyi kat'na iarettir. te u hakikat- salttan manen
veya niyeten veya tasavvuren veya hayalen bir glgesine, bir uana
mazhariyet dahi, byk bir saadettir. te Hacda pek kesretli "Allah
Ekber" denilmesi, u srdandr. nki hacc- erif bil'asale herkes iin bir
mertebe-i klliyede bir ubudiyettir. Naslki bir nefer, bayram gibi bir
yevm-i mahsusta ferik dairesinde bir ferik gibi padiahn bayramna gider
ve ltfuna mazhar olur. yle de: Bir hac, ne kadar ami de olsa, kat'-
meratib etmi bir veli gibi umum aktar- arzn Rabb- Azmi nvanyla
Rabbine mteveccihtir. Bir ubudiyet-i klliye ile merreftir. Elbette hac
miftahyla alan meratib-i klliye-i rububiyet ve drbniyle nazarna
grnen fk- azamet-i uluhiyet ve eairiyle kalbine ve hayaline gittike
genilenen devair-i ubudiyet ve meratib-i kibriya ve ufk-u tecelliyatn
verdii hararet, hayret ve dehet ve heybet-i rububiyet "Allah Ekber"

---sh:(S:200) -------------
"Allah Ekber" ile teskin edilebilir ve onunla o meratib-i mnkeife-i
mehude veya mutasavvire iln edilebilir. Hacdan sonra u manay, ulv
ve kll muhtelif derecelerde bayram namaznda, yamur namaznda,
husuf ksuf namaznda, cemaatle klnan namazda bulunur. te eair-i
slmiyenin velev snnet kabilinden dahi olsa ehemmiyeti u srdandr.
..!...:!...-.-..-..
.-..!.....:....._.!.-..
,.:-!,..-!...............!,......-..
...L-.........-'....
.-...!...!.........-........
...!....
..L.....!....,.....
......-..-.!...,L.....
..-.!,-....
* * *















---sh:(S:201) -------------

Kk Bir Zeyl

Kadr-i Alm ve Sni'-i Hakm, kanuniyet eklindeki dtnn
gsterdii nizam ve intizamla, kudretini ve hikmetini ve hibir tesadf
iine karmadn izhar ettii gibi; zuzat- kanuniye ile, detinin
hrikalaryla, tegayyrat- suriye ile, teahhusatn ihtilafatyla, zuhur ve
nzul zamannn tebeddlyle meietini, iradetini, fil-i muhtar olduunu
ve ihtiyarn ve hibir kayd altnda olmadn izhar edip yeknesak
perdesini yrtarak ve herey, her anda, her e'nde, her eyinde ona muhta
ve rububiyetine mnkad olduunu i'lam etmekle gafleti datp, ins ve
cinnin nazarlarn esbabdan Msebbib-l Esbab'a evirir. Kur'ann
beyanat u esasa bakyor.
Mesel: Ekser yerlerde bir ksm meyvedar aalar bir sene
meyve verir, yani rahmet hazinesinden ellerine verilir, o da verir. br
sene, btn esbab- zahiriye hazrken meyveyi alp vermiyor. Hem
mesel: Sair umr-u lzmeye muhalif olarak yamurun evkat- nzul o
kadar mtehavvildir ki, mugayyebat- hamsede dhil olmutur. nki
vcudda en mhim mevki, hayat ve rahmetindir. Yamur ise, mene-i
hayat ve mahz- rahmet olduu iin elbette o b- hayat, o m-i rahmet,
gaflet veren ve hicab olan yeknesak kaidesine girmeyecek, belki
dorudan doruya Cenab- Mn'im-i Muhy ve Rahman ve Rahm olan
Zt- Zlcelal perdesiz, elinde tutacak; t her vakit dua ve kr
kaplarn ak brakacak. Hem mesel: Rzk vermek ve muayyen bir
sma vermek, birer ihsan- mahsus eseri gibi ummad tarzda olmas; ne
kadar gzel bir surette meiet ve ihtiyar- Rabbaniyeyi gsteriyor. Daha
tasrif-i hava ve teshir-i sehab gibi uunat- lahiyeyi bunlara kyas et...
* * *








---sh:(S:202) -------------

Onyedinci Sz

...-,..,....! ..!..........-..
...-...........-!...
..!..-!.....!...-!...
(Bu Sz, ki l Makam Ve Bir Parlak Zeylden barettir.)
Hlk- Rahm ve Rezzak- Kerim ve Sni'-i Hakm; u dnyay,
lem-i ervah ve ruhaniyat iin bir bayram, bir ehrayin suretinde yapp
btn esmasnn garaib-i nukuuyla sslendirip kk-byk, ulv-sfl
herbir ruha, ona mnasib ve o bayramdaki ayr ayr hesabsz mehasin ve
in'amattan istifade etmee muvafk ve havas ile mcehhez bir cesed
giydirir, bir vcud-u cisman verir, bir defa o temaagha gnderir. Hem
zaman ve mekn cihetiyle pek geni olan o bayram; asrlara, senelere,
mevsimlere hatt gnlere, kt'alara taksim ederek herbir asr, herbir
seneyi, herbir mevsimi, hatt bir cihette herbir gn, herbir kt'ay, birer
taife ruhlu mahlukatna ve nebat masnuatna birer resm-i geit tarznda
bir ulv bayram yapmtr ve bilhassa ry-i zemin, hususan bahar ve yaz
zamannda masnuat- sagirenin taifelerine yle aaal ve birbiri
arkasnda bayramlardr ki, tabakat- liyede olan ruhaniyat ve
melaikeleri ve sekene-i semavat seyre celbedecek bir cazibedarlk
grnyor ve ehl-i tefekkr iin yle irin bir mtalaagh oluyor ki, akl
tarifinden cizdir. Fakat bu ziyafet-i lahiye ve bayram- Rabbaniyedeki
sm-i Rahman ve Muhy'nin tecellilerine mukabil sm-i Kahhar ve
Mmt, firak ve mevt ile karlarna kyorlar. u ise
....-.-..
rahmetinin vs'at-i mulne zahiren muvafk dmyor. Fakat
hakikatte birka cihet-i muvafakat vardr. Bir
---sh:(S:203) -------------
ciheti udur ki:
Sni'-i Kerim, Ftr- Rahm, herbir taifenin resm-i geit nbeti
bittikten ve o resm-i geitten maksud olan neticeler alndktan sonra,
ekseriyet itibariyle dnyadan, merhametkrane bir tarz ile tenfir edip
usandryor, istirahata bir meyil ve baka bir leme gmee bir evk
ihsan ediyor ve vazife-i hayattan terhis edildikleri zaman, vatan-
asllerine bir meyelan- evk-engiz, ruhlarnda uyandryor. Hem o
Rahman'n nihayetsiz rahmetinden uzak deil ki, nasl vazife urunda,
mcahede iinde telef olan bir nefere ehadet rtbesini veriyor ve kurban
olarak kesilen bir koyuna, hirette cisman bir vcud-u bki vererek Srat
stnde, sahibine burak gibi bir bineklik mertebesini vermekle
mkfatlandryor. yle de, sair zruh ve hayvanatn dahi, kendilerine
mahsus vazife-i ftriye-i Rabbaniyelerinde ve evamir-i Sbhaniyenin
itaatlerinde telef olan ve iddetli meakkat eken zruhlarn, onlara gre
bir eit mkfat- ruhaniye ve onlarn istidadlarna gre bir nevi cret-i
maneviye, o tkenmez hazine-i rahmetinde bad deil ki bulunmasn.
Dnyadan gitmelerinden pek ok incinmesinler, belki memnun olsunlar.
...-!,.-..
Lkin zruhlarn en erefi ve u bayramlarda kemmiyet ve
keyfiyet cihetiyle en ziyade istifade eden insan, dnyaya pek ok meftun
ve mbtela olduu halde, dnyadan nefret ve lem-i bekaya gemek iin
eser-i rahmet olarak itiyak-engiz bir halet verir. Kendi insaniyeti
dalalette boulmayan insan, o haletten istifade eder. Rahat- kalb ile
gider. imdi, o haleti intac eden vecihlerden, nmune olarak beini beyan
edeceiz.
Birincisi: htiyarlk mevsimiyle; dnyev, gzel ve cazibedar
eyler stnde fena ve zevalin damgasn ve ac manasn gstererek o
insan dnyadan rktp, o fniye bedel, bir bki matlubu arattryor.
kincisi: nsann alka peyda ettii btn ahbablardan yzde
doksandokuzu, dnyadan gidip dier bir leme yerletikleri iin, o cidd
muhabbet saikasyla o ahbabn gittii yere bir itiyak ihsan edip, mevt ve
eceli mesrurane karlattryor.
ncs: nsandaki nihayetsiz zaflik ve cizlii, baz eylerle
ihsas ettirip, hayat yk ve yaamak teklifi ne kadar ar olduunu
anlattrp, istirahata cidd bir arzu ve bir diyar- here gitmeye samim bir
evk veriyor.
Drdncs: nsan- m'mine nur-u iman ile gsterir ki: Mevt,
i'dam
---sh:(S:204) -------------
deil; tebdil-i mekndr. Kabir ise, zulmatl bir kuyu az deil;
nuraniyetli lemlerin kapsdr. Dnya ise, btn aaasyla hirete
nisbeten bir zindan hkmndedir. Elbette zindan- dnyadan bostan-
cinana kmak ve mz'i dadaa-i hayat- cismaniyeden lem-i rahata ve
meydan- tayeran- ervaha gemek ve mahlukatn skntl grltsnden
syrlp huzur-u Rahman'a gitmek; bin can ile arzu edilir bir seyahattir,
belki bir saadettir.
Beincisi: Kur'an dinleyen insana, Kur'andaki ilm-i hakikat ve
nur-u hakikatle dnyann mahiyetini bildirmeklii ile dnyaya ak ve
alka pek manasz olduunu anlatmaktr. Yani, insana der ve isbat eder
ki: "Dnya, bir kitab- Samedandir. Huruf ve kelimat nefislerine deil,
belki bakasnn zt ve sft ve esmasna delalet ediyorlar. yle ise
manasn bil al, nukuunu brak git.
Hem bir mezraadr, ek ve mahsuln al, muhafaza et;
mzahrefatn at, ehemmiyet verme.
Hem birbiri arkasnda daim gelen geen yineler mecmuasdr.
yle ise, onlarda tecelli edeni bil, envrn gr ve onlarda tezahr eden
esmann tecelliyatn anla ve msemmalarn sev ve zevale ve krlmaya
mahkm olan o cam paralarndan alkan kes.
Hem seyyar bir ticaretghtr. yle ise al-veriini yap, gel ve
senden kaan ve sana iltifat etmeyen kafilelerin arkalarndan beyhude
koma, yorulma.
Hem muvakkat bir seyranghtr. yle ise, nazar- ibretle bak ve
zahir irkin yzne deil; belki Cemil-i Bki'ye bakan gizli, gzel
yzne dikkat et, ho ve faideli bir tenezzh yap, dn ve o gzel
manzaralar irae eden ve gzelleri gsteren perdelerin kapanmasyla
aklsz ocuk gibi alama, merak etme.
Hem bir misafirhanedir. yle ise, onu yapan Mihmandar-
Kerim'in izni dairesinde ye, i, kret. Kanunu dairesinde ile, hareket et.
Sonra arkana bakma, k git. Herzekrane fuzul bir surette karma.
Senden ayrlan ve sana ait olmayan eylerle manasz urama ve geici
ilerine balanp boulma." gibi zahir hakikatlarla dnyann i yzndeki
esrar gsterip dnyadan mfarakat gayet hafifletirir, belki hyar
olanlara sevdirir ve rahmetinin hereyde ve her e'ninde bir izi
bulunduunu gsterir. te Kur'an u be veche iaret ettii gibi, baka
husus vecihlere dahi yt- Kur'aniye iaret ediyor.
Veyl o kimseye ki, u be vecihten bir hissesi olmaya...
* * *


---sh:(S:205) -------------

ONYEDNC SZ'N KNC MAKAMI

(Haiye)
Brak bare feryad, beladan gel tevekkl kl!
Zira feryad, bela-ender, hata-ender beladr bil!
Bela vereni buldunsa, at-ender, safa-ender beladr bil!
Brak feryad, kr kl manend-i belbil, dema keyfinden gler
hep gl ml.
Ger bulmazsan, btn dnya cefa-ender, fena-ender hebadr bil!
Cihan dolu bela banda varken, ne barrsn kk bir beladan,
gel tevekkl kl!
Tevekkl ile bela yznde gl, t o da glsn.
O gldke klr, eder tebeddl.
Bil ey hodgm! Bu dnyada saadet, terk-i dnyada.
Hudabn isen, o kfidir, braksan da btn eya lehinde
Ger hodbn isen, helkettir, ne yaparsan btn eya aleyhinde.
Demek terki gerektir her iki halde bu dnyada.
Terki demek: Huda mlk, onun izni, onun namyla bakmakta.
Ticaret istiyorsan ger, u fni mrn bkiye tebdilde.
Eer nefsine talib isen, rktr hem temelsiz de.
Eer fk ister isen, fena damgas stnde.
Demek demez ki alnsa, rk maldr hep bu arda.
yle ise ge, iyi mallar dizilmi arkasnda...
* * *






(Haiye): Bu ikinci makamdaki paralar iire benzer, fakat iir deiller.
Kasd nazmedilmemiler. Belki hakikatlarn kemal-i intizam cihetinde,
bir derece manzum suretini almlar.





---sh:(S:206) -------------
Siyah Dutun Bir Meyvesi
[O Mbarek Dut Banda Eski Said, Yeni Said Lisanyla
Sylemitir.]
Muhatabm Ziya Paa deil, Avrupa meftunlardr.
Mtekellim nefsim deil, tilmiz-i Kur'an namna kalbimdir.
Geen szler hakikattr, sakn ama, hududundan hazer ama,
Ecanib fikrine sapma, dalalettir kulak asma, eder elbet seni
ndim.
Grrsn en ziyadarn, zekvette alemdarn,
O hayretten der daim: "Eyvah, kimden kime ekva edeyim ben
dahi atm!"
Kur'an dedirtir ben de derim, hi de ekinmem.
Ondan ona ekva ederim sen gibi amam
Hak'tan Hakk'a feryad ederim, sen gibi amam,
Yerden ge dava ederim, sen gibi kamam.
Ki, Kur'anda hep dava nurdan nuradr, sen gibi caymam.
Kur'andadr hak hikmet, isbat ederim, muhalif felsefeyi be
paraya saymam.
Furkan'dadr elmas hakikat, dercan ederim, sen gibi satmam.
Halktan Hakk'a seyran ederim, sen gibi sapmam.
Dikenli yolda tayran ederim, sen gibi basmam.
Ferten ara kran ederim, sen gibi asmam.
Mevte, ecele dost bakarm, sen gibi korkmam.
Kabre glerekten girerim, sen gibi rkmem.
Ejder az, vahet yata, hilik boaz; sen gibi grmem.
Ahbaba kavuturur beni, kabirden darlmam, sen gibi kzmam.














---sh:(S:207) -------------
Rahmet kaps, Nur kaps, Hak kaps, ondan sklmam, geri
ekilmem.
Bismillah diyerek alyorum, (Haiye-1) arkama bakmam, dehet
de almam.
Elhamdlillah diyerek rahat bulup yatacam, zahmeti ekmem,
vahette kalmam.
Allah Ekber diyerek ezan- hari iitip kalkacam, (Haiye-2)
maher-i ekberden ekinmem, mescid-i a'zamdan ekilmem.
Ltf-u Yezdan, nur-u Kur'an, feyz-i iman sayesinde hi zlmem.
Durmayp koacam, ar- Rahman zlline uacam, sen gibi
amam inallah.
* * *
(Haiye-1): Eyvah diyerek kamyorum.
(Haiye-2): srafil'in ezann fecr-i hairde iitip Allah Ekber diyerek
kalkacam. Salt- kbradan ekilmem, mecma- ekberden ekinmem.
























---sh:(S:208) -------------




KALBE FARS OLARAK TAHATTUR EDEN BR MNACAT

...!...!..:...!..L-.....!..
[Yani bu mnacat, kalbe Faris olarak tahattur ettiinden Faris
yazlmtr. Evvelce matbu olan "Hubab Risalesi"nde dercedilmiti.]
...........-.....:...L...:...
Ya Rab! Tevekklsz, gafletle, iktidar ve ihtiyarma dayanp
derdime derman aramak iin cihat- sitte denilen alt cihette nazar
gezdirdim. Maatteessf derdime derman bulamadm. Manen bana denildi
ki: "Yetmez mi derd, derman sana."
........._.........
Evet, gafletle samdaki gemi zamandan teselli almak iin
baktm. Fakat grdm ki: Dnk gn, pederimin kabri ve gemi zaman,
ecdadmn bir mezar- ekberi suretinde grnd. Teselli yerine vahet
verdi.
(man, o vahetli mezar- ekberi, nsiyetli bir meclis-i mnevver
ve bir mecma- ahbab gsterir.)
.............-..
Sonra soldaki istikbale baktm. Derman bulamadm. Belki yarnki
gn, benim kabrim ve istikbal ise, emsalimin ve nesl-i tinin bir kabr-i
ekberi suretinde grnp nsiyet deil, belki vahet verdi.
(man ve huzur-u iman, o dehetli kabr-i ekberi sevimli saadet
saraylarnda bir davet-i Rahmaniye gsterir.)









---sh:(S:209) -------------
......L...,.........
Soldan dahi hayr grnmedii iin, hazr gne baktm. Grdm
ki: u gn, gya bir tabuttur. Hareket-i mezbuhanede olan cismimin
cenazesini tayor.
(man, o tabutu, bir ticaretgh ve aaal bir misafirhane gsterir.)
..................
bu cihetten dahi deva bulamadm. Sonra bam kaldrp, ecere-
i mrmn bana baktm. Grdm ki: O aacn tek meyvesi, benim
cenazemdir ki, o aacn stnde duruyor, bana bakyor.
(man, o aacn meyvesini cenaze deil, belki ebed hayata
mazhar ve ebed saadete namzed olan ruhumun eskimi yuvasndan
yldzlarda gezmek iin ktn gsterir.)
......L.....-.....-:.-....
O cihetten dahi me'yus olup bam aaya edim. Baktm ki:
Aada ayak altnda kemiklerimin topra ile mebde-i hilkatimin topra
birbirine karm grdm. Derman deil, derdime dert katt.
(man, o topra rahmet kaps ve Cennet salonunun perdesi
olduunu gsterir.)
..-..~...........,....:......-
Ondan dahi nazar evirip arkama baktm. Grdm ki: Esassz,
fni bir dnya, hilik derelerinde ve adem zulmatnda yuvarlanp
gidiyor. Derdime merhem deil, belki vahet ve dehet zehirini ilve etti.
(man o zulmatta yuvarlanan dnyay, vazifesi bitmi, manasn
ifade etmi, neticelerini kendine bedel vcudda brakm mektubat-
Samedaniye ve sahaif-i nuku-u Sbhaniye olduunu gsterir.)
.....:...,.:...L........
...........





---sh:(S:210) -------------
Onda dahi hayr grmediim iin n tarafma, ileriye nazarm
gnderdim. Grdm ki: Kabir kaps yolumun banda ak grnp;
onun arkasnda ebede giden cadde, uzaktan uzaa nazara arpyor.
(man, o kabir kapsn, lem-i nur kaps ve o yol dahi, saadet-i
ebediye yolu olduunu gsterdiinden dertlerime hem derman, hem
merhem olur.)
........_..-_...-.....
te u alt cihette nsiyet ve teselli deil, belki dehet ve vahet
aldm onlara mukabil benim elimde bir cz'-i ihtiyarden baka hibir
ey yoktur ki, ona dayanp onunla mukabele edeyim.
(man, o cz'-i l-yetecezza hkmndeki cz'-i ihtiyar yerine,
gayr- mtenah bir kudrete istinad etmek iin bir vesika verir ve belki
iman bir vesikadr.)
.....,,....,...,...
Halbuki o cz'-i ihtiyar denilen silh- insan hem ciz, hem
ksadr. Hem ayar noksandr. cad edemez, kesbden baka hibir ey
elinden gelmez.
(man, o cz'-i ihtiyaryi, Allah namna istimal ettirip, her eye
kar kfi getirir. Bir askerin cz' kuvvetini devlet hesabna istimal ettii
vakit, binler kuvvetinden fazla iler grmesi gibi.)
..................-.-......
Ne gemi zamana hull edebilir, ne de gelecek zamana nfuz
edebilir. Mazi ve mstakbele ait emellerime ve elemlerime faidesi
yoktur.
(man, dizginini cism-i hayvannin elinden alp kalbe, ruha teslim
ettii iin; maziye nfuz ve mstakbele hull edebilir. nki kalb ve
ruhun daire-i hayat genitir.)
..!.......-.......
O cz'-i ihtiyarnin meydan- cevelan, ksack u zaman- hazr ve
bir n- seyyaldir.
.......:...,....-........



---sh:(S:211) -------------
...............L.
te u btn ihtiyalarmla ve zafliimle ve fakr ve aczimle
beraber alt cihetten gelen dehetler ve vahetlerle perian bir halde iken;
kalem-i kudretle sahife-i ftratmda ebede uzanan arzular ve sermede
yaylan emeller aikre bir surette yazlmtr, mahiyetimde
dercedilmitir.
....-.:.
Belki dnyada ne varsa, nmuneleri ftratmda vardr. Umum
onlara kar alkadarm. Onlar iin altryorum, alyorum.
.....L...........~...-...
htiya dairesi, nazar dairesi kadar byktr, genitir.
.....~...-......-
..~...-.....-.....
Hatt hayal nereye gitse, ihtiya dairesi dahi oraya gider. Orada
da hacet vardr. Belki her ne ki elde yok, ihtiyata vardr. Elde olmayan,
ihtiyata vardr. Elde bulunmayan ise hadsizdir.
..............-......
Halbuki daire-i iktidar, ksa elimin dairesi kadar ksa ve dardr.
............-....
Demek fakr ve ihtiyalarm, dnya kadardr.
...-......-,........
Sermayem ise, cz'-i l-yetecezza gibi cz' bir eydir.
.......-...........
te u cihan kadar ve milyarlar ile ancak istihsal edilen hacet
nerede?





---sh:(S:212) -------------
Ve bu be paralk cz'-i ihtiyar nerede? Bununla onlarn mbayaasna
gidilmez. Bununla onlar kazanlmaz. yle ise baka bir are aramak
gerektir.
.....-..............
O are ise udur ki: O cz'-i ihtiyarden dahi vazgeip, irade-i
lahiyeye iini brakp, kendi havl kuvvetinden teberri edip, Cenab-
Hakk'n havl kuvvetine iltica ederek hakikat- tevekkle yapmaktr.
Ya Rab! Madem are-i necat budur. Senin yolunda o cz'-i ihtiyarden
vazgeiyorum ve enaniyetimden teberri ediyorum.
...............-..
...:..........
T senin inayetin, acz ve za'fma merhameten elimi tutsun. Hem
t senin rahmetin, fakr ve ihtiyacma efkat edip bana istinadgh
olabilsin, kendi kapsn bana asn.
.......-......-
......L.._...-........:
Evet, herkim ki rahmetin nihayetsiz denizini bulsa, elbette bir
katre serab hkmnde olan cz'-i ihtiyarna itimad etmez; rahmeti brakp
ona mracaat etmez...
...-.-,........
.....-,.........
Eyvah! Aldandk. u hayat- dnyeviyeyi sabit zannettik. O zan
sebebiyle btn btn zayi' ettik. Evet u gzeran- hayat bir uykudur, bir
r'ya gibi geti. u temelsiz mr dahi, bir rzgr gibi uar gider...
.........................
Kendine gvenen ve ebed zanneden marur insan, zevale
mahkmdur. Sr'atle gidiyor. Hane-i insan olan dnya ise, zulmat-
ademe sukut eder. Emeller bekasz, elemler ruhta bki kalr.



---sh:(S:213) -------------
...-_............_..
..-........-!.-
Madem hakikat byledir; gel ey hayata ok mtak ve mre ok
talib ve dnyaya ok k ve hadsiz emeller ile ve elemler ile mbtela
bedbaht nefsim! Uyan akln bana al! Naslki yldz bcei, kendi
kna itimad eder. Gecenin hadsiz zulmatnda kalr. Bal ars,
kendine gvenmedii iin, gndzn gneini bulur. Btn dostlar olan
iekleri, Gnein ziyasyla yaldzlanm mahede eder. yle de:
Kendine, vcuduna ve enaniyetine dayansan; yldz bcei gibi olursun.
Eer sen, fni vcudunu, o vcudu sana veren Hlkn yolunda feda
etsen, bal ars gibi olursun. Hadsiz bir nur-u vcud bulursun. Hem feda
et. nki u vcud, sende vedia ve emanettir.
..................
........._..
Hem onun mlkdr. Hem o vermitir. yle ise, minnet
etmeyerek ve ekinmeyerek fena et, feda et; t beka bulsun. nki nefy-i
nefy, isbattr. Yani: Yok, yok ise; o vardr. Yok, yok olsa; var olur.
...-...-.....-...._.-
.....:.._....._..
Hlk- Kerim, kendi mlkn senden satn alyor. Cennet gibi
byk bir fiat verir. Hem o mlk senin iin gzelce muhafaza ediyor.
Kymetini ykselttiriyor. Yine sana, hem bki, hem mkemmel bir
surette verecektir. yle ise, ey nefsim! Hi durma. Birbiri iinde be krl
bu ticareti yap. T be hasaretten kurtulup, be rbhi birden kazanasn.
* * *








---sh:(S:214) -------------

....-......
...-.(....-.) -...:..!
brahim Aleyhisselm'dan sudr ile, kinatn zeval ve lmn
iln eden na'y-i
....-. beni alattrd.
.........L.......
Onun iin kalb gz alad ve alayc katreleri dkt. Kalb gz
alad gibi, dkt herbir damlas da, o kadar hazndir. Alattryor,
gya kendisi de alyor. O damlalar, gelecek faris fkralardr.
..._,.:-.......!
te o damlalar ise, Nebiyy-i Peygamber olan bir Hakm-i lah'nin
Kelmullah iinde bulunan bir kelmnn bir nevi tefsiridir.
...-..,..!........
Gzel deil batmakla gaib olan bir mahbub. nki zevale
mahkm, hakik gzel olamaz. Ak- ebed iin yaratlan ve yine-i
Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.
...L.............













---sh:(S:215) -------------
Bir matlub ki, gurubda gaybubet etmeye mahkmdur; kalbin
alkasna, fikrin merakna demiyor. mle merci olamyor. Arkasnda
gam ve kederle teessf etmeye lyk deildir. Nerede kald ki kalb ona
peresti etsin ve ona balansn kalsn.
.......-.....,.-..
Bir maksud ki, fenada mahvoluyor; o maksudu istemem. nki
fniyim, fni olan istemem; neyleyeyim?..
...-.....!.,..-..
Bir mabud ki, zevalde defnoluyor; onu armam, ona iltica
etmem. nki nihayetsiz muhtacm ve cizim. ciz olan, benim pek
byk derdlerime deva bulamaz. Ebed yaralarma merhem sremez.
Zevalden kendini kurtaramayan nasl mabud olur?
,-....(....-.) .............
Evet zahire mbtela olan akl, u kemeke kinatta peresti ettii
eylerin zevalini grmek ile me'yusane feryad eder ve bki bir mahbubu
arayan ruh dahi ....-. feryadn iln ediyor.
.,...,..-..,.-..
stemem, arzu etmem, tkat getirmem mfarakati...
.........
Der-akab zeval ile aclanan mlkatlar, keder ve meraka demez.
tiyaka hi lyk deildir. nki zeval-i lezzet, elem olduu gibi; zeval-i
lezzetin tasavvuru dahi bir elemdir. Btn mecaz klarn divanlar,
yani aknameleri olan manzum kitablar, u tasavvur-u zevalden gelen
elemden birer feryaddr. Herbirinin, btn divan- e'arnn ruhunu eer
sksan, elemkrane birer feryad damlar.
,.....(....-.) ....
te o zeval-ld mlkatlar, o elemli mecaz muhabbetler
derdinden




---sh:(S:216) -------------
ve belasndandr ki, kalbim brahimvari ....-. alamasyla
alyor ve baryor.
......-.._.-......
Eer u fni dnyada beka istiyorsan; beka, fenadan kyor.
Nefs-i emmare cihetiyle fena bul ki, bki olasn.
...............,.,...
Dnyaperestlik esasat olan ahlk- seyyieden tecerrd et. Fni ol!
Daire-i mlknde ve malndaki eyay, Mahbub-u Hakik yolunda feda
et. Mevcudatn adem-nma akibetlerini gr. nki u dnyadan bekaya
giden yol, fenadan gidiyor.
.....(....-.) ........:
Esbab iine dalan fikr-i insan, u zelzele-i zeval-i dnyadan
hayrette kalp, me'yusane fizar ediyor. Vcud-u hakik isteyen vicdan,
brahimvari ....-. eniniyle mahbubat- mecaziyeden ve
mevcudat- zileden kat- alka edip, Mevcud-u Hakik'ye ve Mahbub-u
Sermedi'ye balanyor.
...........,......_.
...........
Ey ndan nefsim! Bil ki: endan dnya ve mevcudat fnidir.
Fakat her fni eyde, bkiye sal eden iki yol bulabilirsin ve can- canan
olan Mahbub-u Lyezal'in tecelli-i cemalinden iki lem'ay, iki srr
grebilirsin. An art ki: Suret-i fniyeden ve kendinden geebilirsen...
...........-.....-..
..-..:......._.-...:
Evet, nimet iinde in'am grnr; Rahman'n iltifat hissedilir.
Nimetten




---sh:(S:217) -------------
in'ama gesen, Mn'im'i bulursun. Hem her eser-i Samedan, bir mektub
gibi, bir Sni'-i Zlcelal'in esmasn bildirir. Naktan manaya gesen,
esma yoluyla Msemmay bulursun. Madem u masnuat- fniyenin
mazn, iini bulabilirsin; onu elde et, manasz kabuunu krn,
acmadan fena seyline atabilirsin.
..-.....!..........
.....!........-..-
Evet masnuatta hibir eser yok ki, ok manal bir lafz- mcessem
olmasn, Sni'-i Zlcelal'in ok esmasn okutturmasn. Madem u
masnuat, elfazdr, kelimat- kudrettir; manalarn oku, kalbine koy.
Manasz kalan elfaz, bilperva zevalin havasna at. Arkalarndan
alkadarane bakp megul olma.
,..._...(....-.) ..............
te zahirperest ve sermayesi fk malmattan ibaret olan akl-
dnyev byle silsile-i efkr, hie ve ademe incirar ettiinden,
hayretinden ve haybetinden me'yusane feryad ediyor. Hakikate giden bir
doru yol aryor. Madem uful edenlerden ve zeval bulanlardan ruh elini
ekti. Kalb dahi mecaz mahbublardan vazgeti. Vicdan dahi fnilerden
yzn evirdi. Sen dahi bare nefsim, brahimvari
....-.gyasn ek, kurtul.
_.-:..........--
Ftrat akla yorulmu gibi sermest-i cm- ak olan Mevlna
Cm, kesretten vahdete yzleri evirmek iin, bak ne gzel sylemi:
_.:..:..:._.:..-:...-:.
demitir. (Haiye)
1 - Yani: Yalnz biri iste, bakalar istenmeye demiyor.
2 - Biri ar, bakalar imdada gelmiyor.





(Haiye): Yalnz bu satr Mevlna Cm'nin kelmdr.

---sh:(S:218) -------------
3 - Biri taleb et, bakalar lyk deiller.
4 - Biri gr, bakalar her vakit grnmyorlar, zeval perdesinde
saklanyorlar.
5 - Biri bil, marifetine yardm etmeyen baka bilmekler
faidesizdir.
6 - Biri syle, ona aid olmayan szler malayani saylabilir.
...L.!..._..,-.
...-.!......!....-.!.
Evet Cm pek doru syledin. Hakik mahbub, hakik matlub,
hakik maksud, hakik mabud; yalnz odur.
,!...........!.
nki bu lem btn mevcudatyla muhtelif dilleriyle, ayr ayr
naamatyla zikr-i lahinin halka-i kbrasnda beraber "L ilahe illa Hu"
der, vahdaniyete ehadet eder. ....-. in at yaraya
merhem sryor ve alkay kestii mecaz mahbublara bedel, bir
Mahbub-u Lyezal'yi gsteriyor.
* * *

















---sh:(S:219) -------------
[Bundan yirmibe sene kadar evvel stanbul Boazndaki Yua
Tepesinde, dnyann terkine karar verdiim bir zamanda, bir ksm mhim
dostlarm beni dnyaya, eski vaziyetime dndrmek iin yanma geldiler.
Dedim: "Yarna kadar beni braknz, istihare edeyim." Sabahleyin kalbime bu
iki levha hutur etti. iire benzer, fakat iir deiller. O mbarek hatrann hatr
iin ilimedim. Geldii gibi muhafaza edildi. Yirminc Sz'n hirine ilhak
edilmiti. Makam mnasebetiyle buraya alnd.]
Birinci Levha
[Ehl-i Gaflet Dnyasnn Hakikatn Tasvir Eder Levhadr.]
Beni dnyaya arma Ona geldim fena grdm.
Dema gaflet hicab oldu Ve nur-u Hak nihan grdm.
Btn eya-y mevcudat Birer fni muzr grdm.
Vcud desen onu giydim Ah ademdi ok bela grdm.
Hayat desen onu tattm Azab ender azab grdm.
Akl ayn- ikab oldu Bekay bir bela grdm.
mr ayn- heva oldu Kemal ayn- heba grdm.
Amel ayn- riya oldu Emel ayn- elem grdm.
Visal, nefs-i zeval oldu Devay ayn- d' grdm.
Bu envr, zulmat oldu Bu ahbab yetim grdm.
Bu savtlar, na'y- mevt oldu Bu ahyay mevat grdm.
Ulm, evhama kalboldu Hikemde bin sekam grdm.
Lezzet, ayn- elem oldu Vcudda bin adem grdm.
Habib desen onu buldum Ah! Firakta ok elem grdm.

















---sh:(S:220) -------------
kinci Levha
[Ehl-i Hidayet Ve Huzurun Hakikat- Dnyalarna aret Eder
Levhadr.]
Dema gaflet zeval buldu Ve nur-u Hak ayan grdm.
Vcud, brhan- Zt oldu Hayat, mir'at- Hak'tr gr.
Akl, miftah- kenz oldu Fena, bab- bekadr gr.
Kemalin lem'as snd Fakat, ems-i Cemal var gr.
Zeval, ayn- visal oldu Elem, ayn- lezzettir gr.
mr nefs-i amel oldu Ebed ayn- mrdr gr.
Zalm zarf- ziya oldu Bu mevtte hak hayat var gr.
Btn eya enis oldu Btn asvat zikirdir gr.
Btn zerrat- mevcudat Birer zkir, msebbih gr.
Fakr kenz-i gna buldum Aczde tam kuvvet var gr.
Eer Allah' buldunsa Btn eya senindir gr.
Eer Mlik-i Mlk'e memluk isen Onun mlk senindir gr.
Eer hodbin ve kendi nefsine mlik isen:Bil-addin beladr gr,
Bil-haddin azabdr tad, Bil-gayet ardr gr.
Eer hakik abd-i hudabin isen Hududsuz bir safadr gr.
Hesabsz bir sevab var tad Nihayetsiz saadet gr...




















---sh:(S:221) -------------
[Yirmibe sene evvel Ramazanda ikindiden sonra eyh-i Geylan'nin
(K.S.) Esma-i Hsna manzumesini okudum. Bana bir arzu geldi ki, esma-i
hsna ile bir mnacat yazaym. Fakat o vakit bu kadar yazld. O kuds
stadmn mbarek Mnacat- Esmaiyesine bir nazire yapmak istedim. Heyhat!.
Nazma istidadm yok. Yapamadm, noksan kald. Bu mnacat, Otuznc
Sz'n Otuznc Mektub'u olan Pencereler Risalesine ilhak edilmiti. Makam
mnasebetiyle buraya alnd.]
..!.
... .!..!.-!,:-!..:-.-......!,.:-
...!..-!!....!...!.:.....-!.....-!,...
....!..-!!....!....!.-....!.....!..L!
.....:!..-!!...!...!...-'.:!.....!...
....!....!!..!,.!.-....-.....!...
....!...-!!.:!_.!......-....L-!,..
..L-!...-!!.!!.-!....~...-.....!...
....!..::!!.:!,-.!...-!....!....::!....
....!...-!!,.-.!..-!....-!....!....L-!...
Ey nefsim! Kalbim gibi ala ve bar ve de ki:
"Fniyim, fni olan istemem. cizim, ciz olan istemem.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. sterim, fakat bir yr-
bki isterim. Zerreyim, fakat bir ems-i sermed isterim. Hi ender hiim,
fakat bu mevcudat umumen isterim."












---sh:(S:222) -------------
BARLA YAYLASI; AM, KATRAN, ARDI KARAKAVAIN
BR MEYVESDR
[Makam Mnasebetiyle Buraya Alnm. Onbirinci Mektub'un Bir
Parasdr.]
Bir vakit esaretimde da banda azametli am ve katran ve ard
aalarnn heybet-nma suretlerini, hayret-feza vaziyetlerini temaa
ederken pek latif bir rzgr esti. O vaziyeti, pek muhteem ve irin
velvele-ld bir zelzele-i raks-nma, bir tesbihat- cezbe-ed suretine
evirdiinden; elence temaas, nazar- ibrete ve sem'-i hikmete dnd.
Birden Ahmed-i Cizr'nin krde u fkras:
......-.:...:_.....-.....
hatrma geldi. Kalbim, ibret manalarn ifade iin yle alad:
_.._.........-....
_............._...:.
_...........
_.:.-.-.....
_.....-.....
_.-..._.
_...~....-......-..
_.....3...:.........
_....-,.!.............
_.....:._.:...!......-
_.:._._._..............
_.-..-!._......._...........


---sh:(S:223) -------------
_....:..-!_...-.....
_............-.
_.-.,L......-...........-....
_....._...._....!.!..!.!.....-....
_....:-.....-,L......................
_.-._..:....-:.................
..._...........-......-
-.._..:..............
--_..-................
..........!..-
........-...........-............
...-,.-.....-..
...:...............:...........-
Barla Yaylas Tepelicede am, Katran, Ard, Karakavak
Meyvesi Hakknda Yazlan Faris Beyitlerin Manas:
......-.:...:_.....-.
....
Hatrma geldi. Kalbim dahi ibret manalarn ifade iin yle
alad:
Yani: Senin temaana, hsnne, herkes her yerden koup gelmi.
Senin cemalinle nazdarlk ediyorlar.








---sh:(S:224) -------------
_.._.........-....
Her zhayat senin temaana, san'atn olan zemin yzne her
yerden kp bakyorlar.
_............._...:.
Aadan, yukardan dellllar gibi kp baryorlar.
_..(._._.:-..).........
Senin cemal-i nakndan keyiflenip, o delll-misal aalar
oynuyorlar.
_.:.-.-.....
Senin kemal-i san'atndan ne'elenip, gzel gzel sad veriyorlar.
_.....-.....
Gya sadlarnn tatll, onlar da ne'elendirip nazeninane bir
naz ettiriyor.
_.-...._.
te ondandr ki; u aalar raksa gelmi, cezbe istiyorlar.
_...~....-......-..
u rahmet-i lahiyenin sryladr ki; her zhayat, kendine mahsus
tesbih ve namazn dersini alyorlar.
_.....3...:.........
Ders aldktan sonra, herbir aa yksek bir ta stnde ara ban
kaldrp durmular.
_....-,.!.............







---sh:(S:225) -------------
Herbirisi, yzler ellerini ehbaz- Kalender (Haiye-1) gibi
dergh- lahye uzatp muhteem bir ibadet vaziyetini almlar.
(Haiye-2)_.....:._.:...!......-
Oynattryorlar zlfvari kk dallarn ve onunla, temaa
edenlere de latif evklerini ve ulv zevklerini ihtar ediyorlar.
_.:._._._..............
Akn "Hay Huy" perdelerinden en hassas tellere, damarlara
dokunuyor gibi sad veriyorlar.(Nsha)
_.-..-!._......._...........
Fikre u vaziyetten yle bir mana geliyor: Mecaz muhabbetlerin
zeval elemiyle gelen alay, hem derinden derine hazn bir enni ihtar
ediyorlar.
_....:..-_...-.....-....
Mahmudlarn, yani Sultan Mahmud gibi mahbubundan ayrlm
btn klarn balarnda, hzn-ld mahbublarnn namesinin tarzn
iittiriyorlar.
_....:..-!_...-.....
Dnyev sadlarn ve szlerin dinlemesinden kesilmi olan
lmlere; ezel nameleri, hzn-engiz sadlar iittiriyor gibi bir
vazifesi var grnyorlar.
_............-.
Ruh ise u vaziyetten yle anlad ki: Eya, tesbihat ile Sni'-i
Zlcelal'in tecelliyat- esmasna mukabele edip, bir naz-niyaz
zemzemesidir, geliyor.
(Haiye-1): ehbaz- Kalender, mehur bir kahramandr ki, eyh-i
Geylan'nin iradyla dergh- lahye iltica edip mertebe-i velayete
kmtr.
(Haiye-2): ehnaz- elkez, krk rme sa ile mehur bir dnya
gzelidir.
Nsha: u nsha mezaristandaki ard aacna bakar:
_.~.-_._._..............
_....:..-!_...-.....
---sh:(S:226) -------------
_.-.,L......-...........-....
Kalb ise, u herbiri birer yet-i mcesseme hkmnde olan u
aalardan srr- tevhidi, bu i'cazn ulvv- nazmndan okuyor. Yani,
hilkatlerinde o derece hrika bir intizam, bir san'at, bir hikmet vardr ki:
Btn esbab- kinat birer fil-i muhtar farzedilse ve toplansalar taklid
edemezler.
_....._...._....!.!..!.!.....-....
Nefis ise, u vaziyeti grdke; btn ry-i zemin, velvele-ld
bir zelzele-i firakta yuvarlanyor gibi grd, bir zevk-i bki arad.
"Dnya-perestliin terkinde bulacaksn" manasn ald.
_....:-.....-,L......................
Akl ise, u zemzeme-i hayvan ve ecardan ve demdeme-i nebat
ve havadan gayet manidar bir intizam- hilkat, bir nak- hikmet, bir
hazine-i esrar buluyor. Her ey, ok cihetlerle Sni'-i Zlcelal'i tesbih
ettiini anlyor.
_.-._..:....-:.................
Heva-y nefs ise u hemheme-i hava ve hevheve-i yapraktan yle
bir lezzet alyor ki, btn ezvak- mecazyi ona unutturup, o heva-y
nefsin hayat olan zevk-i mecazyi terketmekle, bu zevk-i hakikatte
lmek istiyor.
..._...........-......-
Hayal ise, gryor; gya u aalarn mekkel melaikeleri
ilerine girip herbir dalnda ok neyler taklan aalar cesed olarak
giymiler. Gya Sultan- Sermed, binler ney sadsyla muhteem bir
resm-i kadda onlara onlar giydirmi ki; o aalar camid, uursuz cisim
gibi deil.. belki gayet uurkrane manidar vaziyetleri gsteriyorlar.
-.._..:..............
te o neyler; semav, ulv bir musikden geliyor gibi safi ve
messirdirler.





---sh:(S:227) -------------
Fikir o neylerden, bata Mevlna Celaleddin-i Rum olarak btn
klarn iittikleri elemkrane teekkiyat- firak iitmiyor. Belki, Zt-
Hayy- Kayyum'a kar takdim edilen teekkrat- Rahmaniyeyi ve
tahmidat- Rabbaniyeyi iitiyor.
--_..-................
Madem aalar, birer cesed oldu. Btn yapraklar dahi diller
oldu. Demek herbiri, binler dilleri ile havann dokunmasyla "Hu Hu"
zikrini tekrar ediyorlar. Hayatlarnn tahiyyatyla Sniinin Hayy-
Kayyum olduunu iln ediyorlar.
..........!..-
nki btn eya "L ilahe illa Hu" deyip, kinatn azm halka-i
zikrinde beraber zikrederek alyorlar.
........-...........-............
Vakit-bevakit lisan- istidad ile Cenab- Hak'tan hukuk-u hayatn
"Ya Hak" deyip hazine-i rahmetten istiyorlar. Batan baa da hayata
mazhariyetleri lisanyla "Ya Hayy" ismini zikrediyorlar.
...-,.-.....-..
.:...........-
...:..............
* * *














---sh:(S:228) -------------
[Bir vakit Barla'da am Da'nda yksek bir mevkide, gecede semann
yzne baktm. Gelecek fkralar, birden hutur etti. Yldzlarn lisan- hal ile
konumalarn hayalen iittim gibi bu yazld. Nazm ve iir bilmediim iin iir
kaidesine girmedi. Tahattur olduu gibi yazlm. Drdnc Mektub ile
Otuzikinci Sz'n Birinci Mevkfnn hirinden alnmtr.]
Yldzlar Konuturan Bir Yldzname
Dinle de yldzlar u hutbe-i irinine
Name-i nurn-i hikmet, bak ne takrir eylemi.
Hep beraber nutka gelmi, hak lisanyla derler;
"Bir Kadr-i Zlcelal'in hamet-i Sultanna
Birer brhan- nur-efanz vcud-u Snia
Hem vahdete, hem kudrete ahidleriz biz.
u zeminin yzn yaldzlayan
Nazenin mu'cizat n melek seyranna.
Bu semann arza bakan, cennete dikkat eden
Binler mdakkik gzleriz biz (Haiye)














(Haiye): Yani Cennet ieklerinin fidanlk ve mezraac olan zeminin
yznde hadsiz mu'cizat- kudret tehir edildiinden; semavat lemindeki
melaikeler o mu'cizat, o hrikalar temaa ettikleri gibi, ecram-
semaviyenin gzleri hkmnde olan yldzlar dahi, gya melaikeler gibi
zemin yzndeki nazenin masnuat grdke Cennet lemine bakyorlar.
O muvakkat hrikalar bki bir surette Cennet'te dahi mahede ediyorlar
gibi bir zemine, bir Cennet'e bakyorlar. Yani o iki leme nezaretleri var
demektir.


---sh:(S:229) -------------
Tb-i hilkatten semavat kkna, hep kehkean asanna
Bir Cemil-i Zlcelal'in, dest-i hikmetle taklm pek gzel
meyveleriyiz biz.
u semavat ehline birer mescid-i seyyar, birer hane-i devvar, birer
ulv iyane,
Birer misbah- nevvar, birer gemi-i cebbar, birer tayyareleriz biz.
Bir Kadr-i Zlkemal'in, bir Hakm-i Zlcelal'in birer mu'cize-i
kudret
Birer hrika-i san'at- hlkane; birer nadire-i hikmet, birer
dhiye-i hilkat, birer nur lemiyiz biz.
Byle yzbin dil ile yzbin brhan gsteririz, iittiririz insan olan
insana.
Kr olas dinsiz gz, grmez oldu yzmz, hem iitmez
szmz, hak syleyen yetleriz biz.
Sikkemiz bir, turramz bir, Rabbimize msahharz. Msebbihiz,
zikrederiz abdane.
Kehkeann halka-i kbrasna mensub birer meczublarz biz."
dediklerini hayalen dinledim.
* * *





















---sh:(S:230) -------------

Onsekizinci Sz

(Bu Szn ki Makam Var. kinci Makam Daha Yazlmamtr.
Birinci Makam Noktadr.)
BRNC NOKTA:

...-.....!..-.
..-..,!.....-...-...
,.!...,.!...-!.....,....-
Nefs-i emmareme bir sille-i te'dib:
Ey fahre meftun, hrete mbtela, medhe dkn, hodbinlikte
bhemta sersem nefsim! Eer binler meyve veren incirin menei olan
kck bir ekirdei ve yz salkm ona taklan zmn siyah kurucuk
ubuu; btn o meyveleri, o salkmlar kendi hnerleri olduu ve
onlardan istifade edenler o ubua, o ekirdee medh ve hrmet etmek
lzm olduu, hak bir dava ise; senin dahi sana yklenen nimetler iin
fahre, gurura belki bir hakkn var. Halbuki sen, daim zemme
mstehaksn. Zira o ekirdek ve o ubuk gibi deilsin. Senin bir cz'-i
ihtiyarn bulunmakla, o nimetlerin kymetlerini fahrin ile tenkis
ediyorsun. Gururunla tahrib ediyorsun ve kfrannla ibtal ediyorsun ve
temellkle gasbediyorsun. Senin vazifen fahr deil, krdr. Sana lyk
olan hret deil, tevazudur, hacalettir. Senin hakkn medih deil
istifardr, nedamettir. Senin kemalin hodbinlik deil, hdabinliktedir.
Evet sen benim cismimde, lemdeki tabiata benzersin. kiniz, hayr kabul
etmek,

---sh:(S:231) -------------
erre merci olmak iin yaratlmsnz. Yani fil ve masdar deilsiniz,
belki mnfail ve mahalsiniz. Yalnz bir tesiriniz var: O da hayr-
mutlaktan gelen hayr, gzel bir surette kabul etmemenizden erre sebeb
olmanzdr. Hem siz birer perde yaratlmsnz. T gzellii grlmeyen
zahir irkinlikler size isnad edilip, Zt- Mukaddese-i lahiyenin
tenzihine vesile olasnz. Halbuki btn btn vazife-i ftratnza zd bir
suret giymisiniz. Kabiliyetsizliinizden hayr erre kalbettiiniz halde,
Hlknzla gya itirak edersiniz. Demek nefisperest, tabiatperest gayet
ahmak, gayet zalimdir.
Hem deme ki: "Ben mazharm. Gzele mazhar ise, gzelleir."
Zira, temessl etmediinden mazhar deil, memer olursun.
Hem deme ki: "Halk iinde ben intihab edildim. Bu meyveler
benim ile gsteriliyor. Demek bir meziyetim var." Hyr, h! Belki
herkesten evvel sana verildi; nki herkesten ziyade sen mflis ve
muhta ve mteellim olduundan en evvel senin eline verildi. (Haiye)
KNC NOKTA:
..-...- yetinin bir srrn izah eder. yle ki:
Hereyde, hatt en irkin grnen eylerde, hakik bir hsn ciheti
vardr. Evet kinattaki herey, her hdise ya bizzt gzeldir, ona hsn-
bizzt denilir. Veya neticeleri cihetiyle gzeldir ki, ona hsn- bilgayr
denilir. Bir ksm hdiseler var ki, zahir irkin, mevvetir. Fakat o
zahir perde altnda gayet parlak gzellikler ve intizamlar var. Ezcmle:
Bahar mevsiminde frtnal yamur, amurlu toprak perdesi
altnda nihayetsiz gzel iek ve muntazam nebatatn tebessmleri
saklanm ve gz mevsiminin hain tahribat, hazn firak perdeleri
arkasnda tecelliyat- celaliye-i Sbhaniyenin mazhar olan k
hdiselerinin tazyikinden ve tazibinden muhafaza etmek iin nazdar
ieklerin dostlar olan nazenin hayvancklar vazife-i hayattan terhis
etmekle beraber, o k perdesi altnda nazenin taze gzel bir bahara yer
ihzar etmektir. Frtna, zelzele, veba gibi hdiselerin perdeleri altnda
gizlenen pek ok manev ieklerin inkiaf vardr. Tohumlar gibi nev
nemasz kalan birok



(Haiye): Hakikaten ben de bu mnazarada Yeni Said, nefsini bu derece
ilzam ve iskat etmesini ok beendim ve "Bin Brekllah" dedim.

---sh:(S:232) -------------
istidad ekirdekleri, zahir irkin grnen hdiseler yznden snbllenip
gzelleir. Gya umum inklablar ve kll tahavvller, birer manev
yamurdur. Fakat insan, hem zahirperest, hem hodgm olduundan
zahire bakp irkinlikle hkmeder. Hodgmlk cihetiyle yalnz kendine
bakan netice ile muhakeme ederek er olduuna hkmeder. Halbuki
eyann insana aid gayesi bir ise, Sniinin esmasna aid binlerdir.
Mesel: Kudret-i Ftrann byk mu'cizelerinden olan dikenli
otlar ve aalar muzr, manasz telakki eder. Halbuki onlar, otlarn ve
aalarn mcehhez kahramanlardrlar. Mesel: Atmaca kuu serelere
tasliti, zahiren rahmete uygun gelmez. Halbuki sere kuunun istidad, o
taslit ile inkiaf eder. Mesel: Kar', pek bridane ve tatsz telakki ederler.
Halbuki o brid, tatsz perdesi altnda o kadar hararetli gayeler ve yle
eker gibi tatl neticeler vardr ki, tarif edilmez. Hem insan hodgmlk ve
zahirperestliiyle beraber, hereyi kendine bakan yzyle muhakeme
ettiinden, pek ok mahz- edeb olan eyleri, hilaf- edeb zanneder.
Mesel let-i tenasl-i insan, insan nazarnda bahsi hacalet-verdir. Fakat
u perde-i hacalet, insana bakan yzdedir. Yoksa hilkate, san'ata ve
gayat- ftrata bakan yzler yle perdelerdir ki, hikmet nazaryla baklsa
ayn- edebdir, hacalet ona hi temas etmez.
te menba- edeb olan Kur'an- Hakm'in baz tabirat bu yzler
ve perdelere gredir. Naslki bize grnen irkin mahluklarn ve
hdiselerin zahir yzleri altnda gayet gzel ve hikmetli san'at ve
hilkatine bakan gzel yzler var ki, Sniine bakar ve ok gzel perdeler
var ki, hikmetleri saklar ve pek ok zahir intizamszlklar ve karklklar
var ki, pek muntazam bir kitabet-i kudsiyedir.
NC NOKTA:
,:..-...-.. ..-,..
Madem kinatta hsn- san'at, bilmahede vardr ve kat'dir.
Elbette risalet-i Ahmediye (A.S.M.), uhud derecesinde bir kat'iyyetle
sbutu lzmgelir. Zira u gzel masnuattaki hsn- san'at ve znet-i suret
gsteriyor ki: Onlarn san'atkrnda ehemmiyetli bir irade-i tahsin ve
kuvvetli bir taleb-i tezyin vardr ve u irade ve taleb ise; o Sni'de, ulv
bir muhabbet ve masnu'larnda izhar ettii kemalt- san'atna kar kuds
bir rabet var olduunu gsteriyor ve u muhabbet ve rabet ise, masnuat
iinde en mnevver ve mkemmel ferd olan insana daha ziyade
mteveccih olup temerkz etmek ister. nsan ise, ecere-i hilkatin

---sh:(S:233) -------------
zuur meyvesidir. Meyve ise, en cem'iyetli ve en uzak ve en ziyade
nazar mm ve uuru kll bir cz'dr. Nazar mm ve uuru kll zt
ise, o San'atkr- Zlcemal'e muhatab olup gren ve kll uurunu ve
mm nazarn tamamen Sniin perestiliine ve san'atnn istihsanna ve
nimetinin krne sarfeden en yksek, en parlak bir ferd olabilir.
imdi iki levha, iki daire grnyor. Biri: Gayet muhteem,
muntazam bir daire-i rububiyet ve gayet musanna, murassa bir levha-i
san'at... Dieri: Gayet mnevver, mzehher bir daire-i ubudiyet ve gayet
vsi', cmi' bir levha-i tefekkr ve istihsan ve teekkr ve iman vardr ki,
ikinci daire btn kuvvetiyle birinci dairenin namna hareket eder.
te o Sniin btn makasd- san'atperveranesine hizmet eden o
daire reisinin ne derece o Sni' ile mnasebettar ve onun nazarnda ne
kadar mahbub ve makbul olduu bilbedahe anlalr.
Acaba hi akl kabul eder mi ki: u gzel masnuatn bu derece
san'atperver, hatt azn her eit tadn nazara alan in'amperver
san'atkr, Ar ve Feri nlattracak bir velvele-i istihsan ve takdir iinde,
berr ve bahri cezbeye getirecek bir zemzeme-i kran ve tekbir ile
perestikrane ona mteveccih olan en gzel masnuuna kar lkayd
kalsn ve onunla konumasn ve alkadarane onu resul yapp, gzel
vaziyetinin bakalara da sirayet etmesini istemesin? Kell! Konumamak
ve onu resul yapmamak mmkn deil.
-...!.....-. ........!
* * *















---sh:(S:234) -------------
[Firkatli Ve Gurbetli Bir Esarette, Fecir Vaktinde Alayan Bir
Kalbin Alayan Alamalardr]
Seherlerde eser bd- tecelli
Uyan ey gzlerim vakt-i seherde
nayet hah zidergh- lah
Seherdir ehl-i zenbin tvbegh
Uyan ey kalbim vakt-i fecirde
Bikn tvbe, bic gufran zidergh- lah
...~......:......:-.-.
...-,...,.........-
..-....................
....-_.:._....-_.....-..
...........,..--,....:.....:
.....-...,..!.,..:...
....-....-....,....,....,..-.,.,....
.!...,.-...,.....,.....


















---sh:(S:235) -------------

Ondokuzuncu Sz
Risalet-i Ahmediye'ye Dairdir
.!.....-..-.....
(...)..-..!....-..:!.
Evet u sz gzeldir. Fakat onu gzelletiren, gzellerin gzeli
olan evsaf- Muhammediyedir.
"Ondrt Reehat" tazammun eden Ondrdnc Lem'ann
BRNC REHASI: Rabbimizi bize tarif eden byk, kll
muarrif var. Birisi: u kitab- kinattr ki, bir nebze ehadetini on lem'a
ile arab Nur Risalesinden Onnc dersten iittik. Birisi: u kitab-
kebirin yet-i kbras olan Htem-l Enbiya Aleyhissalt Vesselm'dr.
Birisi de Kur'an- Azman'dr. imdi u ikinci brhan- ntk olan
Htem-l Enbiya Aleyhissalt Vesselm' tanmalyz, dinlemeliyiz.
Evet, o brhann ahs- manevsine bak: Sath- Arz bir mescid,
Mekke bir mihrab, Medine bir minber... O brhan- bahir olan
Peygamberimiz Aleyhissalt Vesselm btn ehl-i imana imam, btn
insanlara hatib, btn enbiyaya reis, btn evliyaya seyyid, btn enbiya
ve evliyadan mrekkeb bir halka-i zikrin serzkiri... Btn enbiya
hayattar kkleri, btn evliya taravettar semereleri bir ecere-i
nuraniyedir ki; herbir davasn, mu'cizatlarna istinad eden btn enbiya
ve kerametlerine itimad eden btn evliya tasdik edip imza ediyorlar.
Zira o,
.!.
der, dava eder. Btn sa ve sol, yani mazi ve mstakbel taraflarnda saf
tutan o nuran zkirler, ayn kelimeyi tekrar ederek, icma' ile manen
"Sadakte ve bil-hakk natakte" derler. Hangi vehmin haddi var ki, byle
hesabsz imzalarla teyid edilen


---sh:(S:236) -------------
bir mddeaya parmak kartrsn.
KNC REHA: O nurani brhan- tevhid, naslki iki cenahn
icma' ve tevatryle teyid ediliyor. yle de, Tevrat ve ncil gibi Ktb-
Semaviyenin (Haiye)yzler iarat ve irhasatn binler rumuzat ve
hatiflerin mehur bearat ve khinlerin mtevatir ehadat ve akk-
Kamer gibi binler mu'cizatnn delalat ve eriatn hakkaniyeti ile teyid ve
tasdik ettikleri gibi, ztnda gayet kemaldeki ahlk- hamdesini ve
vazifesinde nihayet hsnndeki secaya-y galiyesini ve kemal-i
emniyetini ve kuvvet-i imann ve gayet itminann ve nihayet vsukunu
gsteren fevkalde takvas, fevkalde ubudiyeti, fevkalde ciddiyeti,
fevkalde metaneti; davasnda nihayet derecede sadk olduunu gne
gibi aikre gsteriyor.
NC REHA: Eer istersen gel Asr- Saadet'e, Ceziret-l
Arab'a gideriz. Hayalen olsun onu vazife banda grp ziyaret ederiz.
te bak: Hsn- sret ve cemal-i suret ile mmtaz bir zt gryoruz ki;
elinde mu'ciznma bir kitab, lisannda hakaik-aina bir hitab, btn ben-
deme, belki cin ve inse ve melee, belki btn mevcudata kar bir
hutbe-i ezeliyeyi tebli ediyor. Srr- hilkat- lem olan muamma-i
acibanesini hall ve erh edip ve srr- kinat olan tlsm- mulakn fetih
ve kefederek, btn mevcudattan sorulan, btn ukl hayret iinde
megul eden mkil ve mdhi sual-i azm olan "Necisin? Nereden
geliyorsun? Nereye gidiyorsun?" suallerine mukni, makbul cevab verir.
DRDNC REHA: Bak! yle bir ziya-y hakikat nereder
ki: Eer onun o nurani daire-i hakikat- iradndan hari bir surette
kinata baksan; elbette kinatn eklini bir matemhane-i umum
hkmnde ve mevcudat birbirine ecnebi, belki dman ve camidat
dehetli cenazeler ve btn zevil-hayat zeval ve firakn sillesiyle alayan
yetimler hkmnde grrsn. imdi bak: Onun nerettii nur ile o
matemhane-i umum, evk u cezbe iinde bir zikirhaneye inklab etti. O
ecnebi, dman mevcudat, birer dost ve karde ekline girdi. O camidat-
meyyite-i samite; birer munis memur, birer msahhar hizmetkr
vaziyetini ald ve o alayc ve ekva edici kimsesiz yetimler, birer tesbih
iinde zkir veya vazife paydosundan kir suretine girdi.

(Haiye): Hseyin-i Cisr "Risale-i Hamdiye"sinde yzondrt iarat, o
kitablardan karmtr. Tahriften sonra bu kadar bulunsa, elbette daha
evvel ok tasrihat varm.


---sh:(S:237) -------------
BENC REHA: Hem o nur ile; kinattaki harekt, tenevvat,
tebeddlat, tegayyrat manaszlktan ve abesiyetten ve tesadf
oyuncaklndan kp birer mektubat- Rabbaniye, birer sahife-i yt-
tekviniye, birer meraya-y esma-i lahiye ve lem dahi bir kitab- hikmet-
i Samedaniye mertebesine ktlar. Hem insan btn hayvanatn
madnuna dren hadsiz za'f ve aczi, fakr ve ihtiyacat ve btn
hayvanlardan daha bedbaht eden, vasta-i nakl-i hzn ve elem ve gam
olan akl, o nur ile nurland vakit, insan btn hayvanat, btn
mahlukat stne kar. O nurlanm acz, fakr, akl ile niyaz ile nazenin
bir sultan ve fizar ile nazdar bir halife-i zemin olur. Demek o nur olmazsa
kinat da, insan da, hatt herey dahi hie iner. Evet elbette byle bedi'
bir kinatta, byle bir zt lzmdr. Yoksa kinat ve eflk olmamaldr.
ALTINCI REHA: te o zt, bir saadet-i ebediyenin muhbiri,
mjdecisi, bir rahmet-i bnihayenin kifi ve ilncs ve saltanat-
rububiyetin mehasininin delll, seyircisi ve knuz-u esma-i lahiyenin
keaf, gstericisi olduundan; byle baksan -yani ubudiyeti cihetiyle-
onu bir misal-i muhabbet, bir timsal-i rahmet, bir eref-i insaniyet, en
nurani bir semere-i ecere-i hilkat greceksin. yle baksan, -yani risaleti
cihetiyle- bir brhan- Hak, bir sirac- hakikat, bir ems-i hidayet, bir
vesile-i saadet grrsn. te bak nasl berk-i htf gibi onun nuru, arktan
garb tuttu ve nsf- arz ve hums-u beer, onun hediye-i hidayetini kabul
edip hrz- can etti. Bizim nefis ve eytanmza ne oluyor ki; byle bir
ztn btn davalarnn esas olan "L ilahe illallah", btn meratibiyle
beraber kabul etmesin?
YEDNC REHA: te bak: u cezire-i vasiada vahi ve
detlerine mutaassb ve inad muhtelif akvam, ne abuk dt ve ahlk-
seyyie-i vahiyanelerini def'aten kal' ve ref' ederek btn ahlk- hasene
ile techiz edip btn leme muallim ve meden meme stad eyledi. Bak!
Deil zahir bir tasallut, belki akllar, ruhlar, kalbleri, nefisleri fetih ve
teshir ediyor. Mahbub-u kulb, muallim-i ukl, mrebbi-i nfus, sultan-
ervah oldu.
SEKZNC REHA: Bilirsin ki, sigara gibi kk bir deti,
kk bir kavimde byk bir hkim, byk bir himmetle ancak daim
kaldrabilir. Halbuki bak bu zt, byk ve ok detleri; hem inad,
mutaassb byk kavimlerden, zahir kk bir kuvvetle, kk bir
himmetle, az bir zamanda ref'edip yerlerine yle secaya-y liyeyi ki,
dem


---sh:(S:238) -------------
ve damarlarna karm derecede sabit olarak vaz' ve tesbit eyliyor.
Bunun gibi daha pek ok hrika icraat yapyor. te u Asr- Saadeti
grmeyenlere, Ceziret-l Arab' gzlerine sokuyoruz. Haydi yzer
feylesofu alsnlar, oraya gitsinler. Yz sene alsnlar. O ztn, o zamana
nisbeten bir senede yaptnn yzden birisini acaba yapabilirler mi?
DOKUZUNCU REHA: Hem bilirsin: Kk bir adam, kk
bir haysiyetle, kk bir cemaatte, kk bir mes'elede, mnazaral bir
davada hicabsz, pervasz; kk, fakat hacaletver bir yalan, dmanlar
yannda hilesini hissettirmeyecek derecede teessr ve tela gstermeden
syleyemez. imdi bak bu zta; pek byk bir vazifede, pek byk bir
vazifedar, pek byk bir haysiyetle, pek byk emniyete muhta bir
halde, pek byk bir cemaatte, pek byk husumet karsnda, pek byk
mes'elelerde, pek byk davada, pek byk bir serbestiyetle, bil-perva,
bil-tereddd, bil-hicab, telasz, samim bir safvetle, byk bir
ciddiyetle, hasmlarnn damarlarna dokunduracak edid, ulv bir surette
syledii szlerinde hi hilaf bulunabilir mi? Hi hile karmas mmkn
mdr? Kell!
-..-...
Evet, hak aldatmaz, hakikatbn aldanmaz.Hak olan meslei hileden
mstanidir; hakikatbnin gzne hayalin ne haddi var ki, hakikat
grnsn aldatsn?
ONUNCU REHA: te bak: Ne kadar merak-ver, ne kadar
cazibedar, ne kadar lzumlu, ne kadar dehetli hakaik gsterir ve mesaili
isbat eder.
Bilirsin ki: En ziyade insan tahrik eden meraktr. Hatt eer sana
denilse: "Yar mrn, yar maln versen; Kamer'den ve Mteri'den biri
gelir, Kamer'de ve Mteri'de ne var ne yok, ahvalini sana haber verecek.
Hem doru olarak senin istikbalini ve bana ne geleceini doru olarak
haber verecek." Merakn varsa vereceksin. Halbuki u zt, yle bir
Sultan'n ahbarn sylyor ki: Memleketinde Kamer bir sinek gibi bir
pervane etrafnda dner. O Arz olan o pervane ise, bir lmba etrafnda
pervaz eder ve o Gne olan lmba ise, o Sultan'n binler menzillerinden
bir misafirhanesinde binler misbahlar iinde bir lmbasdr. Hem yle
acaib bir lemden hakik olarak bahsediyor ve yle bir inklabdan haber
veriyor ki: Binler Kre-i Arz bomba olsa patlasalar, o kadar acib olmaz.
Bak! Onun lisannda
...! ..L..... .!. ...:!.
---sh:(S:239) -------------
gibi sureleri iit... Hem yle bir istikbalden doru olarak haber veriyor ki:
u dnyev istikbal, ona nisbeten bir katre serab hkmndedir. Hem yle
bir saadetten pek cidd olarak haber veriyor ki; btn saadet-i dnyeviye
ona nisbeten bir berk-i zilin, bir ems-i sermede nisbeti gibidir.
ONBRNC REHA: Byle acib ve muamma-ld u kinatn
perde-i zahiriyesi altnda elbette ve elbette byle acaib bizi bekliyor.
Byle acaibi haber verecek, byle hrika ve fevkalde mu'ciznma bir zt
lzmdr. Hem bu ztn gidiatndan grnyor ki; o grm ve gryor
ve grdn sylyor. Hem bizi nimetleriyle perverde eden u Semavat
ve Arzn lah bizden ne istiyor, marziyat nedir, pek salam olarak bize
ders veriyor. Hem bunlar gibi daha pekok merak-ver, lzumlu hakaik
ders veren bu zta kar hereyi brakp ona komak, onu dinlemek lzm
gelirken; ekser insanlara ne olmu ki sar olup, kr olmular, belki
divane olmular ki; bu hakk grmyorlar, bu hakikat iitmiyorlar,
anlamyorlar?
ONKNC REHA: te u zt, u mevcudat Hlknn
vahdaniyetinin hakkaniyeti derecesinde hak bir brhan- ntk, bir delil-i
sadk olduu gibi; harin ve saadet-i ebediyenin dahi bir brhan- kat,
bir delil-i satdr. Belki naslki o zt; hidayetiyle saadet-i ebediyenin
sebeb-i husul ve vesile-i vusuldr. yle de; duasyla, niyazyla o
saadetin sebeb-i vcudu ve vesile-i icaddr. Hair mes'elesinde geen u
srr, makam mnasebetiyle tekrar ederiz:
te bak: O zt yle bir salt- kbrada dua ediyor ki: Gya u
cezire, belki Arz, onun azametli namazyla namaz klar, niyaz eder. Bak,
hem yle bir cemaat- uzmada niyaz ediyor ki: Gya ben-demin
zaman- dem'den asrmza, kyamete kadar btn nuran kmil insanlar,
ona ittiba ile iktida edip duasna mn diyorlar. Hem bak, yle bir hacet-i
mme iin dua ediyor ki: Deil ehl-i arz, belki ehl-i semavat, belki btn
mevcudat, niyazna "Evet y Rabbena ver, biz dahi istiyoruz" deyip
itirak ediyorlar. Hem yle fakirane, yle haznane, yle mahbubane,
yle mtakane, yle tazarrukrane niyaz ediyor ki; btn kinat
alattryor, duasna itirak ettiriyor.
Bak! Hem yle bir maksad, yle bir gaye iin dua ediyor ki:
nsan ve lemi, belki btn mahlukat esfel-i safilnden, sukuttan,
kymetsizlikten, faydaszlktan a'l-y illiyyne, yani kymete, bekaya,
ulv vazifeye karyor.
Bak! Hem yle yksek bir fizar- istimdadkrane ve yle


---sh:(S:240) -------------
tatl bir niyaz- istirhamkrane ile istiyor, yalvaryor ki: Gya btn
mevcudata ve semavata ve ara iittirip, vecde getirip duasna "mn
Allahmme mn" dedirtiyor. Bak! Hem yle Semi', Kerim bir Kadr'den,
yle Basr, Rahm bir Alm'den hacetini istiyor ki: Bilmahede en haf
bir zhayatn en haf bir hacetini, bir niyazn grr, iitir, kabul eder,
merhamet eder. nki istediini, -velev lisan- hal ile olsun- verir ve yle
bir suret-i hakmane, basrane, rahmanede verir ki, bhe brakmaz bu
terbiye ve tedbir yle bir Semi' ve Basr ve yle bir Kerim ve Rahm'e
hastr.
ONNC REHA: Acaba btn efazl- beni-demi
arkasna alp, Arz stnde durup, Ar- A'zama mteveccihen el kaldrp
dua eden u eref-i nev-i insan ve ferd-i kevn zaman ve bihakkn fahr-
kinat ne istiyor? Bak dinle: Saadet-i ebediye istiyor, beka istiyor, lika
istiyor, Cennet istiyor. Hem meraya-y mevcudatta ahkmn ve
cemallerini gsteren btn esma-i kudsiye-i lahiye ile beraber istiyor.
Hatt eer rahmet, inayet, hikmet, adalet gibi hesabsz o matlubun esbab-
mcibesi olmasa idi; u ztn tek duas, baharmzn icad kadar
kudretine hafif gelen u Cennet'in binasna sebebiyet verecekti. Evet
naslki onun risaleti u dr- imtihann almasna sebebiyet verdi. yle
de, onun ubudiyeti dahi teki drn almasna sebebdir. Acaba ehl-i akl
ve tahkika
......:...!
dediren u mehud intizam- faik, u rahmet iinde kusursuz hsn-
san'at ve misilsiz cemal-i rububiyet; hi byle bir irkinlii, byle bir
merhametsizlii, byle bir intizamszl kabul eder mi ki: En cz', en
ehemmiyetsiz arzular, sesleri ehemmiyetle iitip fa etsin... En
ehemmiyetli, en lzumlu arzular ehemmiyetsiz grp iitmesin,
anlamasn, yapmasn? H ve kell!. Yzbin defa h! Byle bir cemal,
byle bir irkinlii kabul etmez, irkin olmaz.
Yahu ey hayal arkadam! imdilik kfidir, geri gitmeliyiz.
Yoksa yz sene u zamanda, u cezirede kalsak, yine o ztn garaib-i
icraatn ve acaib-i vezaifini, yzden birisine tamamen ihata edip
temaasnda doyamayz.
imdi gel! stnde dneceimiz her asra birer birer bakacaz.
Bak nasl her asr, o ems-i Hidayet'ten aldklar feyz ile iek amlar!
Ebu Hanife, afi, Bayezid-i Bistam, ah- Geylan, ah- Nakibend,
mam- Gazal, mam- Rabban gibi milyonlar mnevver meyveler
veriyor.
---sh:(S:241) -------------
Mehudatmzn tafsiltn baka vakte ta'lik edip, o mu'ciznma ve
hidayet-eda'ya bir ksm kat' mu'cizatna iaret eden bir salavat
getirmeliyiz:
,.-.!.-.!.,.:-!...!........
..!.!..-...... ,.L-!.-!.
.:..........-..-...!.!.
....:...!...-......!.!...
.......!..-!.......
.!.!..-.........!..:...:.!
...!............-....
...-!.....L.!..........-:!
.:.!......-.. ......-!.
L....:!.....-......!....
.--!..-!..!..-!..L!...!!
..-...........!...~.-.!.-...!.
...-!...-.....!...-!. .!..-.
.-.!.......!....:!.::..!
..........!........
...!........!.
...!.....-...!.......!.-!
........:


---sh:(S:242) -------------
[uaat- Marifet-n Nebi namndaki Trke bir risalede ve Ondokuzuncu Mektub'da
ve u szde icmalen iaret ettiimiz delail-i nbvvet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) beyan
etmiim. Hem onda Kur'an- Hakm'in vcuh-u i'caz icmalen zikredilmi. Yine
"Lemaat" namnda Trke bir risalede ve Yirmibeinci Sz'de Kur'ann krk vecihle
mu'cize olduunu icmalen beyan ve krk vcuh-u i'cazna iaret etmiim. O krk vecihte,
yalnz nazmda olan belgat, "arat-l 'caz" namndaki bir tefsir-i arabde krk sahife
iinde yazmm. Eer ihtiyacn varsa u kitaba mracaat edebilirsin.]
ONDRDNC REHA: Mahzen-i mu'cizat ve mu'cize-i
kbra olan Kur'an- Hakm; nbvvet-i Ahmediye (A.S.M.) ile
vahdaniyet-i lahiyeyi, o derece kat' isbat ediyor ki, baka brhana hacet
brakmyor. Biz de onun tarifine ve medar- tenkid olmu bir-iki lem'a-i
i'cazna iaret ederiz.
te Rabbimizi bize tarif eden Kur'an- Hakm; u kitab- kebir-i
kinatn bir tercme-i ezeliyesi... u sahaif-i Arz ve Semada mstetir
knuz-u esma-i lahiyenin keaf... u sutur-u hdisatn altnda muzmer
hakaikn miftah... u lem-i ehadet perdesi arkasndaki lem-i gayb
cihetinden gelen iltifatat- Rahmaniye ve hitabat- ezeliyenin hazinesi...
u lem-i maneviye-i slmiyenin gnei, temeli, hendesesi... lem-i
uhreviyenin haritas... Zt ve sft ve uun-u lahiyenin kavl-i rihi,
tefsir-i vzh, brhan- ntk, tercman- st... u lem-i insaniyetin
mrebbisi, hikmet-i hakiksi, mrid ve hdsi... Hem bir kitab- hikmet
ve eriat, hem bir kitab- dua ve ubudiyet, hem bir kitab- emir ve davet,
hem bir kitab- zikir ve marifet gibi; btn hacat- maneviyesine kar
birer kitab ve btn muhtelif ehl-i mesalik ve mearib olan evliya ve
sddknin, asfiya ve muhakkiknin (her birinin) mereblerine lyk birer
risale ibraz eden bir "Ktbhane-i Mukaddese"dir.
Sebeb-i kusur tevehhm edilen tekraratndaki lem'a-i i'caza bak
ki: Kur'an hem bir kitab- zikir, hem bir kitab- dua, hem bir kitab- davet
olduundan iinde tekrar mstahsendir, belki elzemdir ve ebladr. Ehl-i
kusurun zann gibi deil... Zira zikrin e'ni; tekrar ile tenvirdir. Duann
e'ni; terdad ile takrirdir. Emir ve davetin e'ni; tekrar ile te'kiddir. Hem
herkes her vakit btn Kur'an okumaa muktedir olamaz. Fakat bir
sureye galiben muktedir olur. Onun iin en mhim makasd- Kur'aniye
ekser uzun surelerde derc edilerek her bir sure bir kk Kur'an hkmne
gemi. Demek, hi kimseyi mahrum etmemek iin Tevhid ve Hair ve
Kssa-i Musa gibi baz maksadlar tekrar edilmi. Hem cisman ihtiya
gibi, manev hacat dahi muhteliftir. Bazsna insan her nefes muhta olur.
(Cisme hava, ruha h gibi). Bazsna her saat (Bismillah gibi) ve
hkeza... Demek tekrar- yet, tekerrr- ihtiyatan


---sh:(S:243) -------------
ileri gelmi ve o ihtiyaca iaret ederek uyandrp tevik etmek, hem
itiyak ve itihay tahrik etmek iin tekrar eder. Hem Kur'an messistir.
Bir Din-i Mbin'in esasdr ve u lem-i slmiyet'in temelleridir ve
hayat- itimaiye-i beeriyeyi deitirip, muhtelif tabakata, mkerrer
suallerine cevabdr. Messise, tesbit etmek iin tekrar lzmdr. Te'kid
iin terdad lzmdr. Teyid iin takrir, tahkik, tekrir lzmdr. Hem, yle
mesail-i azme ve hakaik-i dakikadan bahsediyor ki: Umumun
kalblerinde yerletirmek iin ok defa muhtelif suretlerde tekrar lzmdr.
Bununla beraber sureten tekrardr, fakat manen herbir yetin ok
manalar, ok faideleri, ok vcuh ve tabakat vardr. Herbir makamda
ayr bir mana ve faide ve maksadlar iin zikrediliyor. Hem Kur'ann,
mesail-i kevniyenin bazsnda ibham ve icmali ise; irad bir lem'a-i
i'cazdr. Ehl-i ilhadn tevehhm ettikleri gibi medar- tenkid olamaz ve
sebeb-i kusur deildir.
Eer desen: "Acaba neden Kur'an- Hakm felsefenin
mevcudattan bahsettii gibi etmiyor? Baz mesaili mcmel brakr,
bazsn nazar- umumyi okayacak, hiss-i mmeyi rencide etmeyecek,
fikr-i avam taciz edip yormayacak bir suret-i basitane-i zahiranede
sylyor?
Cevaben deriz ki: Felsefe, hakikatn yolunu arm onun iin...
Hem, gemi derslerden ve Szlerden elbette anlamsn ki: Kur'an-
Hakm, u kinattan bahsediyor; t, zt ve sft ve esma-i lahiyeyi
bildirsin. Yani bu kitab- kinatn mansini anlattrp, t Hlkn
tanttrsn. Demek mevcudata kendileri iin deil, belki mcidleri iin
bakyor. Hem umuma hitab ediyor. lm-i hikmet ise, mevcudata
mevcudat iin bakyor. Hem hususan ehl-i fenne hitab ediyor. yle ise
mademki Kur'an- Hakm, mevcudat delil yapyor, brhan yapyor. Delil
zahir olmak, nazar- umuma abuk anlalmak gerektir. Hem mademki
Kur'an- Mrid, btn tabakat- beere hitab eder. Kesretli tabaka ise,
tabaka-i avamdr. Elbette irad ister ki; lzumsuz eyleri ibham ile icmal
etsin ve dakik eyleri temsil ile takrib etsin ve mugalatalara drmemek
iin zahir nazarlarnda bedih olan eyleri, lzumsuz belki zararl bir
surette tayir etmemektir.
Mesel Gnee der: "Dner bir siracdr, bir lmbadr." Zira Gneten,
Gne iin, mahiyeti iin bahsetmiyor. Belki bir nevi intizamn zenberei
ve nizamn merkezi olduundan, intizam ve nizam ise Sniin yine-i
marifeti olduundan bahsediyor. Evet der:
_.-.:!
---sh:(S:244) -------------
"Gne dner." Bu dner tabiriyle; k yaz, gece gndzn deveranndaki
muntazam tasarrufat- kudreti ihtar ile azamet-i Snii ifham eder. te bu
dnmek hakikat ne olursa olsun, maksud olan ve hem mensuc, hem
mehud olan intizama tesir etmez. Hem der:
....:!...-. u sirac tabiriyle, lemi bir kasr suretinde,
iinde olan eya ise; insana ve zhayata ihzar edilmi mzeyyenat ve
mat'umat ve levazmat olduunu ve Gne dahi msahhar bir mumdar
olduunu ihtar ile rahmet ve ihsan- Hlk ifham eder. imdi bak u
sersem ve geveze felsefe ne der? Bak diyor ki:
"Gne, bir kitle-i azme-i mayia-yi nariyedir. Ondan frlam
olan seyyarat etrafnda dndrp, cesameti bu kadar, mahiyeti byledir
yledir." Muvahhi bir dehetten, mdhi bir hayretten baka, ruha bir
kemal-i ilm vermiyor. Bahs-i Kur'an gibi etmiyor. Buna kyasen btnen
kof, zahiren mutantan felsef mes'elelerin ne kymette olduunu anlarsn.
Onun aaa-i suriyesine aldanp, Kur'ann gayet mu'ciznma beyanna
kar hrmetsizlik etme!..
....!......:!...!.....!.-,..!
....!......-.....-,.!...!......
...!....-......!.........!.....
...-!!.....-!...--......!....
...-.....:.............!....
....-.!,-...........
,.:-!...!........,....,..!
.....-..-.!...
HTAR: Arab Risale-i Nur'da Ondrdnc Reha'nn Alt
Katresi, bahusus Drdnc Katre'nin Alt Nktesi; Kur'an- Hakm'in
krk kadar enva'- i'cazndan onbeini beyan eder. Ona iktifaen burada
ihtisar ettik. stersen ona mracaat et, bir hazine-i mu'cizat bulursun.


---sh:(S:245) -------------


Yirminci Sz

[ki Makamdr]
Birinci Makam

.....-......-.:..!.....
....-.,....
.......--!...!..-.,:....,
Bir gn u yetleri okurken blis'in ilkaatna kar Kur'an-
Hakm'in feyzinden nkte ilham edildi. Vesvesenin sureti udur:
Dedi ki: "Dersiniz: Kur'an mu'cizedir. Hem nihayetsiz
belgattadr. Hem, umuma her vakitte hidayettir. Halbuki, yle baz
hdisat- cz'iyeyi tarihvari bir surette musrrane tekrar etmekte ne mana
var? Bir inei kesmek gibi bir vaka-i cz'iyeyi, o kadar mhim tavsifat
ile byle zikretmek, hatt o sure-i azmeye de El-Bakara tesmiye etmekte
ne mnasebet var? Hem de dem'e secde olan hdise, srf bir emr-i
gaybdir. Akl ona yol bulamaz. Kav bir imandan sonra teslim ve iz'an
edilebilir. Halbuki Kur'an, umum ehl-i akla ders veriyor. ok yerlerde
...-.
der, akla havale eder. Hem talarn tesadf olan baz hlt- tabiiyesini
ehemmiyetle beyan etmekte ne hidayet var?"


---sh:(S:246) -------------
lham olunan nktelerin sureti udur:
Birinci Nkte: Kur'an- Hakm'de ok hdisat- cz'iye vardr ki,
herbirisinin arkasnda bir dstur-u kll saklanm ve bir kanun-u
umumnin ucu olarak gsteriliyor. Naslki,
..........,..
Hazret-i dem'in melaikelere kar kabiliyet-i hilafet iin bir mu'cizesi
olan talim-i esmadr ki, bir hdise-i cz'iyedir. yle bir dstur-u kllnin
ucudur ki: Nev'-i beere cmiiyet-i istidad cihetiyle talim olunan hadsiz
ulm ve kinatn enva'na muhit pek ok fnun ve Hlkn uunat ve
evsafna amil kesretli maarifin talimidir ki; nev'-i beere deil yalnz
melaikelere, belki semavat ve arz ve dalara kar emanet-i kbray haml
davasnda bir rchaniyet vermi ve heyet-i mecmuasyla arzn bir halife-i
manevsi olduunu Kur'an ifham ettii misill; melaikelerin dem'e
secdesiyle beraber, eytan'n secde etmemesi olan hdise-i cz'iye-i
gaybiye, pek geni bir dstur-u klliye-i mehudenin ucu olduu gibi,
pek byk bir hakikat ihsas ediyor. yle ki: Kur'an, ahs- dem'e
melaikelerin itaat ve inkyadn ve eytan'n tekebbr ve imtinan
zikretmesiyle; nev'-i beere kinatn ekser madd enva'lar ve enva'n
manev mmessilleri ve mekkelleri msahhar olduklarn ve nev'-i
beerin hassalarnn btn istifadelerine mheyya ve mnkad olduklarn
ifham etmekle beraber, o nev'in istidadatn bozan ve yanl yollara
sevkeden mevadd- erire ile onlarn mmessilleri ve sekene-i habiseleri,
o nev'-i beerin tark-i kemaltnda ne byk bir engel, ne mdhi bir
dman tekil ettiini ihtar ederek, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, bir tek
dem'le (A.S.) cz' hdiseyi konuurken btn kinatla ve btn nev'-i
beerle bir mkleme-i ulviye ediyor.
kinci Nkte: Msr Kt'as, kumistan olan Sahra-y Kebr'in bir
paras olduundan Nil-i Mbarek'in feyziyle gayet mahsuldar bir tarla
hkmne getiinden, o cehennem-nmun sahra komuluunda yle
cennet-misal bir mevki-i mbarekin bulunmas, felahat ve ziraat
ahalisinde pek mergub bir surete getirmi ve o sekenenin seciyesine yle
tesbit etmi ki, ziraat kudsiye ve vasta-i ziraat olan "bakar" ve sevri
mukaddes, belki mabud derecesine karm. Hatt o zamandaki Msr
milleti sevre, bakara ibadet etmek derecesinde bir kudsiyet vermiler. te
o zamanda Ben-srail dahi, o kt'ada ne'et ediyordu ve o terbiyeden bir
hisse aldklar, cl mes'elesinden anlalyor.
te Kur'an- Hakm, Hazret-i Musa Aleyhisselm'n risaletiyle, o
milletin
---sh:(S:247) -------------
seciyelerine girmi ve istidadlarna ilemi olan o bakarperestlik
mefkresini kesip ldrdn, bir bakarn zebhi ile ifham ediyor.
te u hdise-i cz'iye ile bir dstur-u kllyi, her vakit, hem
herkese gayet lzumlu bir ders-i hikmet olduunu ulv bir i'caz ile beyan
eder.
Buna kyasen bil ki: Kur'an- Hakm'de baz hdisat- tarihiye
suretinde zikredilen cz' hdiseler, kll dsturlarn ulardr. Hatt ok
surelerde zikr ve tekrar edilen Kssa-i Musa'nn yedi cmlelerine misal
olarak Lemaat'ta 'caz- Kur'an Risalesinde o cz' cmlelerin herbir
cz'nn nasl mhim bir dstur-u kllyi tazammun ettiini beyan
etmiiz. stersen o risaleye mracaat et.
nc Nkte:
....--!...!..-.,:....,
........-.....!..--!.....
......!........!..~.-..:...!....
...-.....- ....:-.
u yeti okurken, mvesvis dedi ki: "Herkese malm ve di olan
talarn u ftr baz hlt- tabiiyesini, en mhim ve byk mes'eleler
suretinde bahis ve beyanda ne mana var, ne mnasebet var, ne ihtiya
var?"
u vesveseye kar feyz-i Kur'andan yle bir nkte ilham edildi:
Evet, mnasebet var ve ihtiya var. Hem o derece byk bir
mnasebet ve ehemmiyetli bir mana ve o derece muazzam ve lzumlu bir
hakikat var ki, ancak Kur'ann caz- mu'cizi ve ltf-u iradyla bir derece
basitletirilmi ve ihtisar edilmi. Evet i'caz- Kur'ann bir esas olan caz,
hem hidayet-i Kur'ann bir nuru olan ltf-u irad ve hsn- ifham, iktiza
ediyorlar ki: Kur'ann muhatablar iinde ekseriyeti tekil eden avama
kar kll hakikatlar ve derin ve umum dsturlar, me'luf ve cz'
suretler ile gsterilsin ve fikirleri basit olan umum avama kar,
muazzam hakikatlarn yalnz ular ve basit bir sureti gsterilsin. Hem
det perdesi tahtnda ve zeminin altnda hrikulde olan tasarrufat-
lahiye, icmalen gsterilsin. te bu srra binaendir ki, Kur'an- Hakm u
yetle diyor:


---sh:(S:248) -------------
Ey Ben-srail ve ey Ben-dem! Sizlere ne olmu ki: Kalbleriniz
tatan daha camid ve daha ziyade katlamtr. Zira grmyor musunuz
ki, o pek sert ve pek camid ve toprak altnda bir tabaka-i azme tekil
eden o koca talar, o kadar evamir-i lahiyeye kar muti' ve msahhar ve
icraat- Rabbaniye altnda o kadar yumuak ve emirberdir ki, havada
aalarn tekilinde tasarrufat- lahiye ne derece shuletle cereyan
ediyor. yle de; taht-ez zemin ve o sert, sar talarda o derece shulet ve
intizam ile, hatt damarlara kar kann cevelan gibi muntazam su
cedvelleri (Haiye) ve su damarlar, kemal-i hikmetle o talarda
mukavemet grmeyerek cereyan ediyor. Hem havada nebatat ve
aalarn dallarnn shuletle suret-i intiar gibi; o derece shuletle
kklerin nazik damarlar, yer altndaki talarda mmanaat grmeyerek
evamir-i lah ile muntazam intiar ettiini Kur'an iaret ediyor ve geni
bir hakikat, u yetle ders veriyor ve o ders ile, o kasavetli kalblere bu
manay veriyor ve remzen diyor:
Ey Ben-srail ve ey Ben-dem! Za'f ve acziniz iinde nasl bir
kalb tayorsunuz ki, yle bir ztn evamirine kar o kalb kasavetle
mukavemet ediyor. Halbuki o koca sert talarn tabaka-i muazzamas, o
ztn evamiri nnde kemal-i inkyadla karanlkta nazik vazifelerini
mkemmel fa ediyorlar. taatsizlik gstermiyorlar. Belki o talar, toprak
stnde bulunan btn zevilhayata, b- hayatla beraber sair medar-
hayatlarna yle bir hazinedarlk ediyor ve yle bir adaletle taksimata
vesiledir ve yle bir hikmetle tevziata vasta oluyor ki, Hakm-i
Zlcelal'in dest-i kudretinde, balmumu gibi ve belki hava gibi
yumuaktr, mukavemetsizdir ve azamet-i kudretine kar secdededir.
Zira toprak stnde mahede ettiimiz u masnuat- muntazama ve u
hikmetli ve inayetli tasarrufat- lahiye misill, zemin altnda aynen
cereyan
(Haiye): Evet, zemin denilen muhteem ve seyyar sarayn temel ta olan ta
tabakasnn Ftr- Zlcelal tarafndan tavzif edilen en mhim vazifeyi beyan
etmek, ancak Kur'an'a yakr.
te birinci vazifesi: Topran, kudret-i Rabbaniye ile nebatata analk
edip yetitirdii gibi, kudret-i lahiye ile ta dahi topraa dyelik edip
yetitiriyor.
kinci vazifesi: Zeminin bedeninde deveran- dem hkmnde olan
sularn muntazam cevelanna hizmetidir.
nc vazife-i ftriyesi: emelerin ve rmaklarn, uyn ve enharn
muntazam bir mizan ile zuhur ve devamlarna hazinedarlk etmektir. Evet talar,
btn kuvvetiyle ve azlarnn dolusuyla akttklar b- hayat suretinde, delail-i
vahdaniyeti zemin yzne yazp serpiyor.
ediyor. Belki hikmeten daha acib ve intizamca daha garib bir surette
hikmet ve inayet-i lahiye tecelli ediyor. Baknz! En sert ve hissiz o koca
talar, nasl balmumu gibi evamir-i tekviniyeye kar yumuaklk
gsteriyorlar ve memur-u lah olan o latif sulara, o nazik kklere, o ipek
gibi damarlara o derece mukavemetsiz ve kasavetsizdir. Gya bir k
gibi, o latif ve gzellerin temasyla kalbini paralyor, yollarnda toprak
oluyor.
Hem .:-.......!..... ile yle bir
hakikat- muazzamann ucunu gsteriyor ki: "Taleb-i R'yet"
hdisesinde, mehur dan tecelli ile paralanmas ve talarnn dalmas
gibi; umum ry-i zeminde asl sudan incimad etmi deta yekpare
talardan ibaret olan ekser dalarn zelzele veya baz hdisat- arziye
suretinde tecelliyat- celaliye ile o dalarn yksek zirvelerinden o hayet
verici tecelliyat- celaliyenin zuhuruyla talar paralanarak, bir ksm
ufalanp topraa kalbolup, nebatata mene' olur. Dier bir ksm ta
kalarak, yuvarlanp derelere, ovalara dalp, sekene-i zeminin meskeni
gibi birok ilerinde hizmetkrlk ederek ve mahf baz hikem ve menafi'
iin kudret ve hikmet-i lahiyeye secde-i itaat ederek, desatir-i hikmet-i
Sbhaniyeye emirber eklini alyorlar. Elbette o hayetten, o yksek
mevkii terkedip mtevaziane aa yerleri ihtiyar etmek ve o mhim
menfaatlere sebeb olmak beyhude olmayp, babo deil ve tesadf dahi
olmadn, belki bir Hakm-i Kadr'in tasarrufat- hakmanesiyle, o
intizamszlk iinde zahir nazara grnmeyen bir intizam- hakmane
bulunduuna delil ise; o talara mteallik faideler, menfaatler ve onlar
stnde yuvarlandklar dan cesedine giydirilen ve iek ve meyvelerin
murassaatyla mnakka ve mzeyyen olan gmleklerin kemal-i intizam
ve hsn- san'at; kat', bhesiz ehadet eder.
te u yetin, hikmet nokta-i nazarnda ne kadar kymettar
olduunu grdnz. imdi baknz Kur'ann letafet-i beyanna ve i'caz-
belgatna; nasl u zikrolunan byk ve geni ve ehemmiyetli
hakikatlarn ularn fkra iinde vaka-y mehure ve mehude ile
gsteriyor ve medar- ibret hdise-i uhray hatrlatmakla latif bir irad
yapar, mukavemetsz bir zecreder.
Mesel: kinci fkrada der:
...!..~.-..:...!.....
u fkra ile Hazret-i Musa Aleyhisselm'n assna kar kemal-i
evk ile inikak edip oniki gznden oniki eme aktan taa iaret
etmekle,

---sh:(S:250) -------------
yle bir manay ifham ediyor ve manen diyor: Ey Ben-srail! Bir tek
mu'cize-i Musa'ya (A.S.) kar koca talar yumuar, paralanr. Ya
hayetinden veya srurundan alayarak sel gibi ya aktt halde, hangi
insafla btn mu'cizat- Museviyeye (A.S.) kar temerrd ederek
alamayp, gznz cmud ve kalbiniz katlk ediyor.
Hem nc fkrada der: .:-.......!.....
u fkra ile Tr-i Sina'daki mnacat- Museviyede (A.S.) vuku
bulan tecelliye-i celaliye heybetinden koca da paralanp dalmas ve o
hayetten talarn etrafa yuvarlanmas olan vaka-y mehureyi ihtar ile
yle bir manay ders veriyor ki: Ey Kavm-i Musa (A.S.)! Nasl,
Allah'tan korkmuyorsunuz? Halbuki talardan ibaret olan dalar, onun
hayetinden ezilip dalyor ve sizden ahz- misak iin stnzde Cebel-i
Tur'u tuttuunu, hem taleb-i r'yet hdisesinde dan paralanmasn bilip
ve grdnz halde, ne cesaretle onun hayetinden titremeyip, kalbinizi
katlk ve kasavette bulunduruyorsunuz?
Hem birinci fkrada diyor:
.......-.....!..--!..
Bu fkra ile dalardan nebean eden Nil-i Mbarek, Dicle ve Frat
gibi rmaklar hatrlatmakla, talarn evamir-i tekviniyeye kar ne kadar
hrika-nma ve mu'cizevari bir surette mazhar ve msahhar olduunu
ifham eder ve onunla byle bir manay mteyakkz kalblere veriyor ki:
yle azm rmaklarn elbette mmkn deil, u dalar hakik menbalar
olsun. nki faraza o dalar tamamen su kesilse ve mahrut birer havuz
olsalar, o byk nehirlerin yle sr'atli ve kesretli cereyanlarna
mvazeneyi kaybetmeden, birka ay ancak dayanabilirler ve o kesretli
masarfa kar galiben bir metre kadar toprakta nfuz eden yamur, kfi
vridat olamaz. Demek ki, u enharn nebeanlar, di ve tabi ve tesadf
bir i deildir. Belki pek hrika bir surette Ftr- Zlcelal, onlar srf
hazine-i gaybdan akttryor.
te bu srra iareten bu manay ifade iin hadste rivayet ediliyor
ki: "O nehrin herbirine Cennet'ten birer katre her vakit damlyor ve
ondan bereketlidirler." Hem bir rivayette denilmi ki: "u nehrin
menbalar Cennet'tendir." u rivayetin hakikat udur ki: Madem esbab-
maddiye, unlarn bu derece kesretli nebeanna kabil deildir. Elbette
menbalar, bir lem-i gaybdadr ve gizli bir hazine-i rahmetten gelir ki,
masarf ile vridatn mvazenesi devam eder.

---sh:(S:251) -------------
te Kur'an- Hakm, u manay ihtar ile yle bir ders veriyor ki,
der: Ey Ben-srail ve ey Ben-dem! Kalb katl ve kasavetinizle yle
bir Zt- Zlcelal'in evamirine kar itaatsizlik ediyorsunuz ve yle bir
ems-i Sermed'nin ziya-y marifetine gafletle gzlerinizi yumuyorsunuz
ki, Msr'nz Cennet suretine eviren Nil-i Mbarek gibi koca nehirleri,
di camid talarn azlarndan aktp mu'cizat- kudretini, evahid-i
vahdaniyetini o koca nehirlerin kuvvet ve zuhur ve ifazalar derecesinde
kinatn kalbine ve zeminin dimana vererek, cin ve insin kulb ve
uklne isale ediyor. Hem hissiz, camid baz talar byle acib bir tarzda
(Haiye)mu'cizat- kudretine mazhar etmesi; Gnein ziyas Gnei
gsterdii gibi, o Ftr- Zlcelal'i gsterdii halde, nasl onun o nur-u
marifetine kar kr olup grmyorsunuz?
te u hakikate nasl bir belgat giydirilmi gr. Ve belgat-
iradiyeye dikkat et. Acaba hangi kasavet ve katlk vardr ki, byle
hararetli u belgat- irada kar dayanabilsin, ezilmesin?
te batan buraya kadar anladnsa, Kur'an- Hakm'in irad bir
lem'a-i i'cazn gr, Allah'a kret.
,.:-!,..-!...............!,......-..
.........-....!......,..!
..-.!,-.....-......-!
..!........,....,..!
.-..-.!...,.:-!
(Haiye): Nil-i Mbarek, Cebel-i Kamer'den kt gibi, Dicle'nin en mhim bir
ubesi, Van Vilayetinden Mks nahiyesinde bir kayann maarasndan kyor.
Frat'n da mhim bir ubesi, Diyadin taraflarnda bir dan eteinden kyor.
Dalarn asl, hilkaten bir madde-i mayiadan incimad etmi talar olduu fennen
sabittir. Tesbihat- Nebeviyeden
olan............-.. kat' delalet ediyor ki: Asl-
hilkat- arz yledir ki: Su gibi bir madde, emr-i lah ile incimad eder, ta olur.
Ta, izn-i lah ile toprak olur. Tesbihteki Arz lafz, toprak demektir. Demek o
su, ok yumuaktr; stnde durulmaz. Ta ok serttir, ondan istifade edilmez.
Onun iin Hakm-i Rahm, topra ta stnde serer, zevilhayata makarr eder.

---sh:(S:252) -------------



Yirminci Sz'n
kinci Makam


[Mu'cizat- Enbiya Yznde Parlayan Bir Lem'a-i 'caz- Kur'an]
hirdeki ki Sual Ve ki Cevaba Dikkat Et.

...............
Ondrt sene evvel, (imdi otuz seneden geti) u yetin bir srrna
dair arat-l 'caz namndaki tefsirimde arabiyy-l ibare bir bahis
yazmtm. imdi arzular bence ehemmiyetli olan iki kardeim, o bahse
dair Trke olarak bir para izah istediler. Ben de Cenab- Hakk'n
tevfikine itimaden ve Kur'ann feyzine istinaden diyorum ki:
Bir kavle gre Kitab- Mbin, Kur'andan ibarettir. Ya ve kuru,
herey iinde bulunduunu, u yet-i kerime beyan ediyor. yle mi?
Evet, herey iinde bulunur. Fakat herkes hereyi iinde gremez. Zira
muhtelif derecelerde bulunur. Bazan ekirdekleri, bazan nveleri, bazan
icmalleri, bazan dsturlar, bazan almetleri; ya sarahaten, ya iareten, ya
remzen, ya ibhamen, ya ihtar tarznda bulunurlar. Fakat ihtiyaca gre ve
maksad- Kur'ana mnasib bir tarzda ve iktiza-y makam mnasebetinde
u tarzlarn birisiyle ifade ediliyor. Ezcmle:
Beerin san'at ve fen cihetindeki terakkiyatlarnn neticesi olan
havarik- san'at ve garaib-i fen olarak tayyare, elektrik, imendifer,
telgraf gibi eyler vcuda gelmi ve beerin hayat- maddiyesinde en
byk mevki almlar. Elbette umum nev'-i beere hitab eden Kur'an-





---sh:(S:253) -------------
Hakm, unlar mhmel brakmaz. Evet brakmam. ki cihet ile onlara
da iaret etmitir:
Birinci cihet: Mu'cizat- Enbiya suretiyle...
kinci ksm udur ki: Baz hdisat- tarihiye suretinde iaret
eder. Ezcmle:
,....!....!...-...-..
........!...-......,...-.....
...-!...-!.......,..........
Keza: (Haiye-1) ..........,.!....-.
.-:.!...! gibi yetlerle imendifere iaret ettii gibi,
~.........::.............!..
........!.~....!
..............-...._.
...,!.!..........:... .
..:.....! _...........
(Haiye-2) yeti, pek ok envra, esrara iaretle beraber elektrie dahi
remz ediyor. u ikinci ksm, hem ok ztlar onlarla uratndan, hem
ok dikkat ve izaha muhta olduundan ve hem ok olduundan;
imdilik imendifer




(Haiye-1): u cmle iaret ediyor ki: imendiferdir. lem-i slm'
esaret altna almtr. Kfirler onunla slm' malub etmitir.
(Haiye-2): ...........,!.!..........:.
cmlesi, o remzi klandryor.
---sh:(S:254) -------------
ve elektrie iaret eden u yetlerle iktifa edip o kapy amayacam.
Birinci ksm ise, mu'cizat- Enbiya suretinde iaret ediyor. Biz
dahi o ksmdan baz nmuneleri misal olarak zikredeceiz.
Mukaddeme: te Kur'an- Hakm; enbiyalar, insann
cemaatlerine terakkiyat- maneviye cihetinde birer pidar ve imam
gnderdii gibi; yine insanlarn terakkiyat- maddiye suretinde dahi o
enbiyann herbirisinin eline baz hrikalar verip yine o insanlara birer
ustaba ve stad etmitir. Onlara mutlak olarak ittibaa emrediyor. te
enbiyalarn manev kemaltn bahsetmekle insanlar onlardan istifadeye
tevik ettii gibi, mu'cizatlarndan bahis dahi; onlarn nazirelerine
yetimeye ve taklidlerini yapmaya bir teviki imam ediyor. Hatt
denilebilir ki: Manev kemalt gibi madd kemalt ve hrikalar dahi en
evvel mu'cize eli nev'-i beere hediye etmitir. te Hazret-i Nuh'un
(Aleyhisselm) bir mu'cizesi olan sefine.. ve Hazret-i Yusuf'un
(Aleyhisselm) bir mu'cizesi olan saat en evvel beere hediye eden, dest-
i mu'cizedir. Bu hakikate latif bir iarettir ki: San'atkrlarn ekseri, herbir
san'atta birer peygamberi pr ittihaz ediyor. Mesel gemiciler Hazret-i
Nuh'u (Aleyhisselm), saatlar Hazret-i Yusuf'u (Aleyhisselm), terziler
Hazret-i dris'i (Aleyhisselm).
Evet madem Kur'ann herbir yeti, ok vcuh-u irad ve
mteaddid cihat- hidayeti olduunu ehl-i tahkik ve ilm-i belgat ittifak
etmiler. yle ise Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n en parlak yetleri olan
mu'cizat- Enbiya yetleri; birer hikye-i tarihiye olarak deil, belki onlar
ok man-i iradiyeyi tazammun ediyorlar. Evet, mu'cizat- Enbiyay
zikretmesiyle fen ve san'at- beeriyenin nihayet hududunu iziyor. En
ileri gayatna parmak basyor. En nihayet hedeflerini tayin ediyor.
Beerin arkasna dest-i teviki vurup o gayeye sevkediyor. Zaman- mazi,
zaman- mstakbel tohumlarnn mahzeni ve uunatnn yinesi olduu
gibi; mstakbel dahi mazinin tarlas ve ahvalinin yinesidir. imdi misal
olarak o ok vasi' menba'dan yalnz birka nmunelerini beyan edeceiz:
Mesel: Hazret-i Sleyman Aleyhisselm'n bir mu'cizesi olarak
teshir-i havay beyan eden:
....-........~..!....!.
yeti; "Hazret-i Sleyman, bir gnde havada tayeran ile iki aylk bir




---sh:(S:255) -------------
mesafeyi kat'etmitir" der. te bunda iaret ediyor ki: Beere yol aktr
ki, havada byle bir mesafeyi kat'etsin. yle ise ey beer! Madem sana
yol aktr. Bu mertebeye yeti ve yana. Cenab- Hak, u yetin lisanyla
manen diyor: "Ey insan! Bir abdim, heva-i nefsini terk ettii iin havaya
bindirdim. Siz de nefsin tenbelliini brakp baz kavanin-i detimden
gzelce istifade etseniz, siz de binebilirsiniz."
Hem Hazret-i Musa Aleyhisselm'n bir mu'cizesini beyan eden:
......:........-....--!:..-.......
il hir... Bu yet iaret ediyor ki: Zemin tahtnda gizli olan rahmet
hazinelerinden, basit letlerle istifade edilebilir. Hatt ta gibi bir sert
yerde, bir as ile b- hayat celbedilebilir. te u yet, bu mana ile beere
der ki: "Rahmetin en latif feyzi olan b- hayat, bir as ile bulabilirsiniz.
yle ise haydi al bul!" Cenab- Hak u yetin lisan- remziyle manen
diyor ki: "Ey insan! Madem bana itimad eden bir abdimin eline yle bir
as veriyorum ki: Her istedii yerde b- hayat onunla eker. Sen de
benim kavanin-i rahmetime istinad etsen; yle ona benzer veyahut ona
yakn bir leti elde edebilirsin, haydi et!" te beer terakkiyatnn
mhimlerinden birisi; bir letin icaddr ki: Ekser yerlerde vurulduu
vakit suyu fkrtyor. u yet, ondan daha ileri, nihayat ve gayat-
hududunu izmitir. Naslki evvelki yet, imdiki hal-i hazr tayyareden
ok ileri nihayetlerinin noktalarn tayin etmitir.
Hem mesel: Hazret-i sa Aleyhisselm'n bir mu'cizesine dair:
....!.-......'_..
Kur'an, Hazret-i sa Aleyhisselm'n nasl ahlk- ulviyesine ittibaa beeri
sarihan tevik eder. yle de, u elindeki san'at- liyeye ve tbb-
Rabbanye, remzen tergib ediyor. te u yet iaret ediyor ki: "En
mzmin dertlere dahi derman bulunabilir. yle ise ey insan ve ey
musibetzede ben-dem! Me'yus olmaynz. Her dert, -ne olursa olsun-
derman mmkndr. Araynz, bulunuz. Hatt lme de muvakkat bir
hayat rengi vermek mmkndr." Cenab- Hak, u yetin lisan-
iaretiyle manen diyor ki: "Ey insan! Benim iin dnyay terk eden bir
abdime iki hediye verdim. Biri, manev dertlerin derman; biri de, madd
dertlerin ilc... te lm kalbler nur-u hidayetle diriliyor. lm gibi
hastalar dahi, onun nefesiyle ve ilcyla ifa buluyor. Sen de benim
eczahane-i hikmetimde her derdine deva bulabilirsin. al, bul! Elbette
ararsan bulursun."

---sh:(S:256) -------------
te beerin tp cihetindeki imdiki terakkiyatndan ok ilerideki
hududunu, u yet iziyor ve ona iaret ediyor ve tevik yapyor.
Hem mesel Hazret-i Davud Aleyhisselm hakknda:
..L-!....:-!..... ...-!!..!.
Hazret-i Sleyman Aleyhisselm hakknda:
.L.!..!.....
yetleri iaret ediyorlar ki: Telyin-i hadd, en byk bir nimet-i
lahiyedir ki; byk bir peygamberinin fazln, onunla gsteriyor. Evet
telyin-i hadd, yani demiri hamur gibi yumuatmak ve nhas eritmek ve
madenleri bulmak, karmak; btn madd sanayi-i beeriyenin asl ve
anasdr ve esas ve madenidir. te u yet iaret ediyor ki: "Byk bir
resule, byk bir halife-i zemine, byk bir mu'cize suretinde, byk bir
nimet olarak; telyin-i hadddir ve demiri hamur gibi yumuatmak ve tel
gibi inceltmek ve bakr eritmekle ekser sanayi-i umumiyeye medar
olmaktr." Madem bir resule, hem halife yani hem manev hem madd bir
hkime, lisanna hikmet ve eline san'at vermi. Lisanndaki hikmete
sarihan tevik eder. Elbette elindeki san'ata dahi tergib iareti var. Cenab-
Hak, u yetin lisan- iaretiyle manen diyor:
"Ey ben-dem! Evamir-i teklifiyeme itaat eden bir abdimin
lisanna ve kalbine yle bir hikmet verdim ki: Hereyi kemal-i vuzuh ile
fasledip hakikatn gsteriyor ve eline de yle bir san'at verdim ki; elinde
balmumu gibi demiri her ekle evirir. Halifelik ve padiahlna mhim
kuvvet elde eder. Madem bu mmkndr, veriliyor. Hem
ehemmiyetlidir. Hem hayat- itimaiyenizde ona ok muhtasnz. Siz de
evamir-i tekviniyeme itaat etseniz, o hikmet ve o san'at size de verilebilir.
Mrur-u zamanla yetiir ve yanaabilirsiniz." te beerin san'at cihetinde
en ileri gitmesi ve madd kuvvet cihetinde en mhim iktidar elde etmesi;
telyin-i hadd iledir ve izabe-i nhas iledir. yette nhas, "ktr" ile tabir
edilmi. u yetler, umum nev'-i beerin nazarn u hakikate eviriyor ve
u hakikatn ne kadar ehemmiyetli olduunu takdir etmeyen eski zaman
insanlarna ve imdiki tenbellerine iddetle ihtar ediyor...
Hem mesel: Hazret-i Sleyman Aleyhisselm'a taht- Belks'i
yanna celbetmek iin vezirlerinden bir lim-i ilm-i celb dedi: "Gznz
ap kapayncaya kadar sizin yannzda o taht hazr ederim" olan hdise-i
hrikaya delalet eden u yet:


---sh:(S:257) -------------
.........:!.,......_.!.
..................!...
il hir... aret ediyor ki: Uzak mesafelerden eyay aynen veya sureten
ihzar etmek mmkndr. Hem vaki'dir ki; risaletiyle beraber saltanatla
merref olan Hazret-i Sleyman Aleyhisselm, hem masumiyetine, hem
de adaletine medar olmak iin pek geni olan aktar- memleketine bizzt
zahmetsiz muttali olmak ve raiyetinin ahvalini grmek ve dertlerini
iitmek; bir mu'cize suretinde Cenab- Hak ihsan etmitir. Demek,
Cenab- Hakk'a itimad edip Sleyman Aleyhisselm'n lisan- ismetiyle
istedii gibi, o da lisan- istidadyla Cenab- Hak'tan istese ve kavanin-i
detine ve inayetine tevfik-i hareket etse; ona dnya, bir ehir hkmne
geebilir. Demek taht- Belks Yemen'de iken, am'da aynyla veyahut
suretiyle hazr olmutur, grlmtr. Elbette taht etrafndaki adamlarn
suretleri ile beraber sesleri de iitilmitir. te uzak mesafede, celb-i
surete ve savta hametli bir surette iaret ediyor ve manen diyor:
"Ey ehl-i saltanat! Adalet-i tmme yapmak isterseniz;
Sleymanvari, ry-i zemini etrafyla grmeye ve anlamaya alnz.
nki bir hkim-i adalet-pe, bir padiah- raiyet-perver; aktar-
memleketine, her istedii vakit muttali olmak derecesine kmakla
mes'uliyet-i maneviyeden kurtulur veya tam adalet yapabilir." Cenab-
Hak, u yetin lisan- remziyle manen diyor ki: "Ey ben-dem! Bir
abdime geni bir mlk ve o geni mlknde adalet-i tmme yapmak iin;
ahval ve vukuat- zemine bizzt ttla veriyorum ve madem herbir insana
ftraten, zemine bir halife olmak kabiliyetini vermiim. Elbette o
kabiliyete gre ry-i zemini grecek ve bakacak, anlayacak istidadn
dahi vermesini, hikmetim iktiza ettiinden vermiim. ahsen o noktaya
yetimezse de, nev'an yetiebilir. Maddeten eriemezse de, ehl-i velayet
misill, manen eriebilir. yle ise, u azm nimetten istifade edebilirsiniz.
Haydi greyim sizi, vazife-i ubudiyetinizi unutmamak artyla yle
alnz ki, ry-i zemini, her taraf herbirinize grlen ve her kesindeki
sesleri size iittiren bir baheye eviriniz.
.:....!..,:!.-_.!.
.:.!.!...........


---sh:(S:258) -------------
deki ferman- Rahmanyi dinleyiniz." te beerin nazik san'atlarndan
olan celb-i suret ve savtlarn ok ilerisindeki nihayet hududunu u yet,
remzen gsteriyor ve teviki imam ediyor.
Hem mesel: Yine Hazret-i Sleyman Aleyhisselm, cin ve
eytanlar ve ervah- habiseyi teshir edip, erlerini men ve umr-u nfiada
istihdam etmeyi ifade eden u yetler: ......... il hir...
.!........-..!..-......:!.. il
hir... yetiyle diyor ki: Yerin, insandan sonra, zuur olarak en mhim
sekenesi olan cin, insana hizmetkr olabilir. Onlarla temas edilebilir.
eytanlar da dmanl brakmaya mecbur olup, ister istemez hizmet
edebilirler ki, Cenab- Hakk'n evamirine msahhar olan bir abdine,
onlar msahhar etmitir. Cenab- Hak manen u yetin lisan- remziyle
der ki: Ey insan! Bana itaat eden bir abdime cin ve eytanlar ve
erirlerini itaat ettiriyorum. Sen de benim emrime msahhar olsan, ok
mevcudat, hatt cin ve eytan dahi sana msahhar olabilirler."
te beerin, san'at ve fennin imtizacndan szlen, madd ve
manev fevkalde hassasiyetinden tezahr eden ispirtizma gibi celb-i
ervah ve cinlerle muhabereyi u yet, en nihayet hududunu iziyor ve en
faideli suretlerini tayin ediyor ve ona yolu dahi ayor. Fakat imdiki
gibi; bazan kendine emvat namn veren cinlere ve eytanlara ve ervah-
habiseye msahhar ve maskara olup oyuncak olmak deil, belki tlsmat-
Kur'aniye ile onlar teshir etmektir, erlerinden kurtulmaktr.
Hem temessl- ervaha iaret eden Hazret-i Sleyman
Aleyhisselm'n ifritleri celb ve teshirine dair yetler, hem
.....:..!......-....!.....
misill baz yetler, ruhanlerin temesslne iaret etmekle beraber celb-i
ervaha dahi iaret ediyorlar. Fakat iaret olunan celb-i ervah- tayyibe ise,
medenlerin yapt gibi hezeliyat suretinde baz oyuncaklara o pek cidd
ve cidd bir lemde olan ruhlara hrmetsizlik edip, kendi yerine ve
oyuncaklara celbetmek deil, belki cidd olarak ve cidd bir maksad iin
Muhyiddin-i Arab gibi ztlar ki, istedii vakit ervah ile gren bir
ksm ehl-i velayet misill onlara mncelib olup mnasebet peyda etmek
ve onlarn yerine gidip lemlerine bir derece takarrb etmekle
ruhaniyetlerinden


---sh:(S:259) -------------
manev istifade etmektir ki, yetler ona iaret eder ve iaret iinde bir
teviki ihsas ediyorlar ve bu nevi san'at ve fnun-u hafiyenin en ileri
hududunu iziyor ve en gzel suretini gsteriyorlar.
Hem mesel: Hazret-i Davud Aleyhisselm'n mu'cizelerine dair
_...:-!.-...-...-!...-...
..L!L.......
ve
...-!!..!...L!.-......
yetler delalet ediyor ki: Cenab- Hak, Hazret-i Davud Aleyhisselm'n
tesbihatna yle bir kuvvet ve yksek bir ses ve ho bir eda vermitir ki:
Dalar vecde getirip birer muazzam fonoraf misill ve birer insan gibi
bir serzkirin etrafnda ufk halka tutup; bir daire olarak tesbihat
ediyorlard. Acaba bu mmkn mdr, hakikat mdr?
Evet hakikattr. Maaral her da, her insanla ve insann diliyle
papaan gibi konuabilir. nki aks-i sad vastasyla dan nnde sen
"Elhamdlillah" de. Da da aynen senin gibi "Elhamdlillah" diyecek.
Madem bu kabiliyeti, Cenab- Hak dalara ihsan etmitir. Elbette o
kabiliyet, inkiaf ettirilebilir ve o ekirdek snbllenir.
te Hazret-i Davud Aleyhisselm'a risaletiyle beraber hilafet-i
ry-i zemini mstesna bir surette ona verdiinden, o geni risalet ve
muazzam saltanata lyk bir mu'cize olarak o kabiliyet ekirdeini yle
inkiaf ettirmi ki; ok byk dalar birer nefer, birer akird, birer mrid
gibi Hazret-i Davud'a iktida edip onun lisanyla, onun emriyle Hlk-
Zlcelal'e tesbihat ediyorlard. Hazret-i Davud Aleyhisselm ne sylese,
onlar da tekrar ediyorlard. Naslki imdi vesait-i muhabere ve vesail-i
irtibatn kesret ve tekemml sebebiyle hametli bir kumandan, dalara
dalan azm ordusuna bir anda "Allah Ekber" dedirir ve o koca dalar
konuturur, velveleye getirir. Madem insann bir kumandan, dalar
sekenelerinin lisanyla mecaz olarak konuturur. Elbette Cenab- Hakk'n
hametli bir kumandan, hakik olarak konuturur, tesbihat yaptrr.
Bununla beraber her cebelin bir ahs- manevsi bulunduunu ve ona
mnasib birer tesbih ve birer ibadeti olduunu, eski Szlerde beyan
etmiiz. Demek her da, insanlarn lisanyla aks-i sad srryla tesbihat
yaptklar gibi, kendi elsine-i mahsusalaryla dahi Hlk- Zlcelal'e
tesbihatlar vardr.

---sh:(S:260) -------------
..L!L....... ..:-...L!. cmleleriyle Hazret-i
Davud ve Sleyman Aleyhisselm'a, kular enva'nn lisanlarn, hem
istidadlarnn dillerini, yani hangi ie yaradklarn, onlara Cenab-
Hakk'n ihsan ettiini u cmleler gsteriyorlar. Evet madem hakikattr.
Madem ry-i zemin, bir sofra-i Rahman'dr. nsann erefine kurulmutur.
yle ise, o sofradan istifade eden sair hayvanat ve tuyurun ou insana
msahhar ve hizmetkr olabilir. Naslki en kklerinden bal ars ve
ipek bceini istihdam edip ilham- lah ile azm bir istifade yolunu
aarak ve gvercinleri baz ilerde istihdam ederek ve papaan misill
kular konuturarak, medeniyet-i beeriyenin mehasinine gzel eyleri
ilve etmitir. yle de, baka ku ve hayvanlarn istidad dili bilinirse, ok
taifeleri var ki; karndalar hayvanat- ehliye gibi, birer mhim ide
istihdam edilebilirler. Mesel: ekirge fetinin istilsna kar; ekirgeyi
yemeden mahveden srck kularnn dili bilinse ve harekt tanzim
edilse, ne kadar faideli bir hizmette cretsiz olarak istihdam edilebilir.
te kulardan u nevi istifade ve teshiri ve telefon ve fonoraf gibi
camidat konuturmak ve tuyurdan istifade etmek; en mnteha hududunu
u yet iziyor. En uzak hedefini tayin ediyor. En hametli suretine
parmakla iaret ediyor ve bir nevi tevik eder. te Cenab- Hak u
yetlerin lisan- remziyle manen diyor ki:
"Ey insanlar! Bana tam abd olan bir hemcinsinize, onun
nbvvetinin ismetine ve saltanatnn tam adaletine medar olmak iin,
mlkmdeki muazzam mahlukat ona msahhar edip konuturuyorum ve
cnudumdan ve hayvanatmdan ounu ona hizmetkr veriyorum. yle
ise, herbirinize de madem gk ve yer ve dalar hamlinden ekindii bir
emanet-i kbray tevdi etmiim, halife-i zemin olmak istidadn
vermiim. u mahlukatn da dizginleri kimin elinde ise, ona rm olmanz
lzmdr. T onun mlkndeki mahluklar da size rm olabilsin ve onlarn
dizginleri elinde olan ztn namna elde edebilseniz ve istidadlarnza
lyk makama ksanz... Madem hakikat byledir. Manasz bir elence
hkmnde olan fonoraf ilettirmek, gvercinlerle oynamak, mektub
postacl yapmak, papaanlar konuturmaya bedel; en ho, en yksek,
en ulv bir elence-i masumaneye al ki, dalar sana Davudvari birer
muazzam fonoraf olabilsin ve hava-i nesminin dokunmasyla ecar ve
nebatattan birer tel-i musik gibi naamat- zikriye kulana gelsin ve
da, binler dilleriyle tesbihat yapan bir acaib-l mahlukat mahiyetini
gstersin ve ekser kular, Hdhd- Sleyman gibi birer munis arkada
veya muti' birer hizmetkr suretini giysin. Hem seni elendirsin,
---sh:(S:261) -------------
hem mstaid olduun kemalta da seni evk ile sevk etsin. teki lehviyat
gibi, insaniyetin iktiza ettii makamdan seni drtmesin.
Hem mesel: Hazret-i brahim Aleyhisselm'n bir mu'cizesi
hakknda olan
,................... yetinde iaret-i
latife var:
Birincisi: Ate dahi, sair esbab- tabiiye gibi kendi keyfiyle,
tabiatyla, krkrne hareket etmiyor. Belki emir tahtnda bir vazife
yapyor ki; Hazret-i brahim'i (Aleyhisselm) yakmad ve ona, yakma
emrediliyor.
kincisi: Atein bir derecesi var ki, brudetiyle ihrak eder. Yani
ihrak gibi bir tesir yapar. Cenab- Hak, ...(Haiye) lafzyla brudete
diyor ki: "Sen de hararet gibi brudetinle ihrak etme." Demek, o
mertebedeki ate, soukluuyla yandrr gibi tesir gsteriyor. Hem atetir,
hem berddir. Evet, hikmet-i tabiiyede nr- beyza halinde atein bir
derecesi var ki; harareti etrafna neretmiyor ve etrafndaki harareti
kendine celbettii iin, u tarz brudetle, etrafndaki su gibi mayi eyleri
incimad ettirip, manen brudetiyle ihrak eder. te zemherir, brudetiyle
ihrak eden bir snf atetir. yle ise, atein btn derecatna ve umum
enva'na cmi' olan Cehennem iinde, elbette "Zemherir"in bulunmas
zarurdir.
ncs: Cehennem ateinin tesirini men'edecek ve eman
verecek iman gibi bir madde-i maneviye, slmiyet gibi bir zrh olduu
misill; dnyev ateinin dahi tesirini men'edecek bir madde-i maddiye
vardr. nki Cenab- Hak, sm-i Hakm iktizasyla; bu dnya dr-l
hikmet olmak hasebiyle, esbab perdesi altnda icraat yapyor. yle ise
Hazret-i brahim'in cismi gibi, gmleini de ate yakmad ve atee kar
mukavemet haletini vermitir. brahim'i yakmad gibi, gmleini de
yakmyor. te bu iaretin remziyle manen u yet diyor ki: "Ey Millet-i
brahim! brahimvari olunuz. T madd ve manev gmlekleriniz, en
byk dmannz olan atee hem burada, hem orada bir zrh olsun.
Ruhunuza iman giydirip, cehennem ateine kar zrhnz olduu gibi;


(Haiye): Bir tefsir diyor: ... demese idi, brudetiyle ihrak edecekti.

---sh:(S:262) -------------
Cenab- Hakk'n zeminde sizin iin saklad ve ihzar ettii baz
maddeler var. Onlar sizi atein errinden muhafaza eder. Araynz,
karnz, giyiniz." te beerin mhim terakkiyatndan ve
kefiyatndandr ki, bir maddeyi bulmu ate yakmayacak ve atee
dayanr bir gmlek giymi. u yet ise, ona mukabil bak ne kadar ulv,
latif ve gzel ve ebede kadar yrtlmayacak "Hanifen Mslimen"
tezghnda dokunacak bir hulleyi gsteriyor.
Hem mesel: ..........,... "Hazret-i dem
Aleyhisselm'n dava-y hilafet-i kbrada mu'cize-i kbras, talim-i
esmadr" diyor. te sair enbiyann mu'cizeleri, birer husus hrika-i
beeriyeye remzettii gibi, btn enbiyann pederi ve divan- nbvvetin
fatihas olan Hazret-i dem Aleyhisselm'n mu'cizesi umum kemalt ve
terakkiyat- beeriyenin nihayetlerine ve en ileri hedeflerine sarahate
yakn iaret ediyor. Cenab- Hak (Celle Celalh), manen u yetin lisan-
iaretiyle diyor ki: "Ey ben-dem! Sizin pederinize, melaikelere kar
hilafet davasnda rchaniyetine hccet olarak, btn esmay talim
ettiimden, siz dahi madem onun evld ve vris-i istidadsnz. Btn
esmay taallm edip, mertebe-i emanet-i kbrada, btn mahlukata kar,
rchaniyetinize liyakatnz gstermek gerektir. Zira kinat iinde, btn
mahlukat stnde en yksek makamata gitmek ve zemin gibi byk
mahluklar size msahhar olmak gibi mertebe-i liyeye size yol aktr.
Haydi ileri atlnz ve birer ismime yapnz, knz. Fakat sizin
pederiniz bir defa eytana aldand, cennet gibi bir makamdan ry-i
zemine muvakkaten sukut etti. Sakn siz de terakkiyatnzda eytana uyup
hikmet-i lahiyenin semavatndan, tabiat dalaletine sukuta vasta
yapmaynz. Vakit be-vakit banz kaldrp esma-i hsnama dikkat
ederek, o semavata uruc etmek iin fnununuzu ve terakkiyatnz
merdiven yapnz. T fnun ve kemaltnzn menbalar ve hakikatlar
olan esma-i Rabbaniyeme kasnz ve o esmann drbniyle, kalbinizle
Rabbinize bakasnz.
Bir Nkte-i Mhimme Ve Bir Srr- Ehemm
u yet-i acibe, insann cmiiyet-i istidad cihetiyle mazhar
olduu btn kemalt- ilmiye ve terakkiyat- fenniye ve havarik-
sun'iyeyi "talim-i esma" nvanyla ifade ve tabir etmekte yle latif bir
remz-i ulv var ki: Herbir kemalin, herbir ilmin, herbir terakkiyatn,
herbir fennin bir hakikat- liyesi var ki; o hakikat, bir ism-i lahye
dayanyor.

---sh:(S:263) -------------
Pek ok perdeleri ve mtenevvi tecelliyat ve muhtelif daireleri bulunan o
isme dayanmakla o fen, o kemalt, o san'at kemalini bulur, hakikat olur.
Yoksa yarm yamalak bir surette nks bir glgedir.
Mesel: Hendese bir fendir. Onun hakikat ve nokta-i mntehas,
Cenab- Hakk'n sm-i Adl ve Mukaddir'ine yetiip, hendese yinesinde o
ismin hakmane cilvelerini hametiyle mahede etmektir.
Mesel: Tb bir fendir, hem bir san'attr. Onun da nihayeti ve
hakikat; Hakm-i Mutlak'n f ismine dayanp, eczahane-i kbras olan
ry-i zeminde rahmane cilvelerini edviyelerde grmekle tb kemaltn
bulur, hakikat olur.
Mesel: Hakikat- mevcudattan bahseden Hikmet-l Eya, Cenab-
Hakk'n (Celle Celalh) "sm-i Hakm"inin tecelliyat- kbrasn
mdebbirane, mrebbiyane; eyada, menfaatlarnda ve maslahatlarnda
grmekle ve o isme yetimekle ve ona dayanmakla u hikmet hikmet
olabilir. Yoksa, ya hurafata inklab eder ve malayaniyat olur veya felsefe-
i tabiiye misill dalalete yol aar.
te sana misal... Sair kemalt ve fnunu bu misale kyas et.
te Kur'an- Hakm, u yetle beeri, imdiki terakkiyatnda pek
ok geri kald en yksek noktalara, en ileri hududa, en nihayet
mertebelere, arkasna dest-i teviki vurup, parmayla o mertebeleri
gstererek "Haydi ar ileri" diyor. Bu yetin hazine-i uzmasndan
imdilik bu cevherle iktifa ederek o kapy kapyoruz.
Hem mesel: Htem-i divan- nbvvet ve btn enbiyann
mu'cizeleri onun dava-i risaletine birtek mu'cize hkmnde olan
enbiyann serveri ve u kinatn m-bihil iftihar ve Hazret-i dem'e
(Aleyhisselm) icmalen talim olunan btn esmann btn meratibiyle
tafsilen mazhar (Aleyhissalt Vesselm) yukarya celal ile parman
kaldrmakla akk- Kamer eden ve aaya cemal ile indirmekle yine on
parmandan kevser gibi su aktan ve bin mu'cizat ile musaddak ve
meyyed olan Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n mu'cize-i kbras
olan Kur'an- Hakm'in vcuh-u i'caznn en parlaklarndan olan hak ve
hakikata dair beyanatndaki cezalet, ifadesindeki belgat, mansindeki
cmiiyet, slblarndaki ulviyet ve halveti ifade eden:
..-!....-...!.
.........!.......
....-.!,..-..!.

---sh:(S:264) -------------
gibi ok yt- beyyinatla ins cinnin enzarn, u mu'cize-i ebediyenin
vcuh-u i'cazndan en zahir ve en parlak vechine eviriyor. Btn ins
cinnin damarlarna dokunduruyor. Dostlarnn evklerini, dmanlarnn
inadn tahrik edip, azm bir tevik ile, iddetli bir tergib ile dost ve
dmanlar onu tanzire ve taklide, yani nazirini yapmak ve kelmn ona
benzetmek iin sevk ediyor, hem yle bir surette o mu'cizeyi nazargh-
enama koyuyor; gya insann bu dnyaya geliinden gaye-i yegnesi; o
mu'cizeyi hedef ve dstur ittihaz edip, ona bakarak, netice-i hilkat-
insaniyeye bilerek yrmektir.
Elhasl: Sair Enbiya Aleyhimsselm'n mu'cizatlar, birer
havarik- san'ata iaret ediyor ve Hazret-i dem Aleyhisselm'n
mu'cizesi ise; esasat- san'at ile beraber, ulm ve fnunun, havarik ve
kemaltnn fihristesini bir suret-i icmalde iaret ediyor ve tevik ediyor.
Amma mu'cize-i kbra-i Ahmediye (A.S.M.) olan Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan ise, talim-i esmann hakikatna mufassalan mazhariyetini; hak ve
hakikat olan ulm ve fnunun doru hedeflerini ve dnyev, uhrev
kemalt ve saadt vazhan gsteriyor. Hem pek ok azm tevikatla,
beeri onlara sevkediyor. Hem yle bir tarzda sevkeder, tevik eder ki; o
tarz ile yle anlattryor: "Ey insan! u kinattan maksad- a'l; tezahr-
rububiyete kar, ubudiyet-i klliye-i insaniyedir ve insann gaye-i
aksas, o ubudiyete ulm ve kemalt ile yetimektir." Hem yle bir
surette ifade ediyor ki, o ifade ile yle iaret eder ki: "Elbette nev'-i
beer, hir vakitte ulm ve fnuna dklecektir. Btn kuvvetini ilimden
alacaktr. Hkm ve kuvvet ise, ilmin eline geecektir." Hem o Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan, cezalet ve belgat- Kur'aniyeyi mkerreren ileri
srdnden remzen anlattryor ki: "Ulm ve fnunun en parla olan
belgat ve cezalet, btn enva'yla hirzamanda en mergub bir suret
alacaktr. Hatt insanlar, kendi fikirlerini birbirlerine kabul ettirmek ve
hkmlerini birbirine icra ettirmek iin, en keskin silhn cezalet-i
beyandan ve en mukavemet-sz kuvvetini belgat- edadan alacaktr."
Elhasl: Kur'ann ekser yetleri, herbiri birer hazine-i kemaltn
anahtar ve birer define-i ilmin miftahdr.
Eer istersen Kur'ann semavatna ve ytnn ncumlarna
yetiesin;





---sh:(S:265) -------------
gemi olan yirmi aded Szleri, yirmi basamakl (Haiye-1) bir merdiven
yaparak k. Onunla gr ki: Kur'an ne kadar parlak bir gnetir. Hakaik-i
lahiyeye ve hakaik-i mmkinat stne nasl safi bir nur serpiyor ve
parlak bir ziya nerediyor bak...
Netice: Madem enbiyaya dair olan yetler, imdiki terakkiyat-
beeriyenin hrikalarna birer nevi iaretle beraber, daha ilerideki
hududunu iziyor gibi bir tarz- ifadesi var ve madem herbir yetin
mteaddid manalara delaleti muhakkaktr, belki mttefekun aleyhtir ve
madem enbiyaya ittiba etmek ve iktida etmeye dair evamir-i mutlaka var.
yle ise, u gemi yetlerin man-i sarihalarna delaletle beraber, san'at
ve fnun-u beeriyenin mhimlerine iar bir tarzda delalet, hem tevik
ediliyor denilebilir.
ki Mhim Suale Kar ki Mhim Cevab
Birincisi: Eer desen: "Madem Kur'an, beer iin nzil olmutur.
Neden beerin nazarnda en mhim olan medeniyet hrikalarn tasrih
etmiyor? Yalnz gizli bir remz ile, haf bir ma ile, hafif bir iaretle, zaf
bir ihtar ile iktifa ediyor?"
Elcevab: nki medeniyet-i beeriye hrikalarnn haklar, bahs-i
Kur'ande o kadar olabilir. Zira Kur'ann vazife-i asliyesi: Daire-i
rububiyetin kemalt ve uunatn ve daire-i ubudiyetin vezaif ve ahvalini
talim etmektir. yle ise u havarik- beeriyenin o iki dairede haklar;
yalnz bir zaf remz, bir hafif iaret, ancak der. nki onlar, daire-i
rububiyetten haklarn isteseler, o vakit pek az hak alabilirler. Mesel;
tayyare-i beer (Haiye-2) Kur'ana dese: "Bana bir hakk- kelm ver,
ytnda bir mevki ver." Elbette o daire-i rububiyetin tayyareleri olan
Seyyarat, Arz, Kamer; Kur'an namna diyecekler: "Burada cirmin kadar
bir mevki alabilirsin." Eer beerin taht-el bahrleri, yt- Kur'aniyeden
mevki isteseler; o dairenin taht-el bahrleri (yani, bahr- muhit-i havade
ve esr denizinde yzen) zemin ve yldzlar ona diyecekler: "Yanmzda
senin yerin, grnmeyecek derecede azdr." Eer




(Haiye-1): Belki otuz aded Szleri, otuz aded Mektublar, otuzbir
Lem'alar, on ualar; yzyirmi basamakl bir merdivendir.
(Haiye-2): u cidd mes'eleyi yazarken ihtiyarsz olarak, kalemim slbunu, u
latif latifeye evirdi. Ben de kalemimi serbest braktm. mid ederim ki,
slbun latifelii, mes'elenin ciddiyetine halel vermesin.

---sh:(S:266) -------------
elektriin parlak, yldz-misal lmbalar, hakk- kelm isteyerek, yetlere
girmek isteseler; o dairenin elektrik lmbalar olan imekler, ahablar ve
gkyzn znetlendiren yldzlar ve misbahlar diyecekler: "In
nisbetinde bahis ve beyana girebilirsin." Eer havarik- medeniyet,
dekaik- san'at cihetinde haklarn isterlerse ve yetlerden makam taleb
ederlerse; o vakit, birtek sinek onlara "Susunuz" diyecek. "Benim bir
kanadm kadar hakknz yoktur. Zira sizlerdeki, beerin cz'-i ihtiyaryla
kesbedilen btn ince san'atlar ve btn nazik cihazlar toplansa, benim
kck vcudumdaki ince san'at ve nazenin cihazlar kadar acib olamaz.
!.-...!.......-.!........!
il hir.. yeti sizi susturur."
Eer o hrikalar, daire-i ubudiyete gidip, o daireden haklarn
isterlerse; o zaman o daireden yle bir cevab alrlar ki: "Sizin
mnasebetiniz bizimle pek azdr ve dairemize kolay giremezsiniz. nki
prorammz budur ki: Dnya bir misafirhanedir. nsan ise onda az
duracaktr ve vazifesi ok bir misafirdir ve ksa bir mrde hayat-
ebediyeye lzm olan levazmat tedarik etmekle mkelleftir. En ehemm
ve en elzem iler, takdim edilecektir. Halbuki siz ekseriyet itibariyle u
fni dnyay bir makarr- ebed nokta-i nazarnda ve gaflet perdesi
altnda, dnyaperestlik hissiyle ilenmi bir suret sizde grlyor. yle
ise, hakperestlik ve hireti dnmeklik esaslar zerine messes olan
ubudiyetten hisseniz pek azdr. Lkin eer kymettar bir ibadet olan srf
menfaat- ibadullah iin ve menafi'-i umumiye ve istirahat- mmeye ve
hayat- itimaiyenin kemaline hizmet eden ve elbette ekalliyet tekil eden
muhterem san'atkrlar ve mlhem keaflar, arkanzda ve iinizde varsa;
o hassas ztlara u remz ve iarat- Kur'aniye -sa'ye tevik ve san'atlarn
takdir etmek iin- elhak kfi ve vfidir."
kinci suale cevab: Eer desen: "imdi u tahkikattan sonra
bhem kalmad ve tasdik ettim ki; Kur'anda sair hakaikla beraber,
medeniyet-i hazrann hrikalarna ve belki daha ilerisine iaret ve remz
vardr. Dnyev ve uhrev saadet-i beere lzm olan herey, deeri
nisbetinde iinde bulunur. Fakat niin Kur'an, onlar sarahatla
zikretmiyor? T, muannid kfirler dahi tasdike mecbur olsunlar, kalbimiz
de rahat olsun?
Elcevab: Din bir imtihandr. Teklif-i lah bir tecrbedir. T,



---sh:(S:267) -------------
ervah- liye ile ervah- safile, msabaka meydannda birbirinden
ayrlsn. Naslki bir madene ate veriliyor; t elmasla kmr, altunla
toprak birbirinden ayrlsn. yle de bu dr- imtihanda olan teklifat-
lahiye bir ibtildr ve bir msabakaya sevktir ki; istidad- beer
madeninde olan cevahir-i liye ile mevadd- sfliye, birbirinden tefrik
edilsin... Madem Kur'an, bu dr- imtihanda bir tecrbe suretinde, bir
msabaka meydannda beerin tekemml iin nzil olmutur. Elbette u
dnyev ve herkese grnecek umr-u gaybiye-i istikbaliyeye yalnz
iaret edecek ve hccetini isbat edecek derecede akla kap aacak. Eer
sarahaten zikretse, srr- teklif bozulur. deta gkyzndeki yldzlarla
vazhan "L ilahe illallah" yazmak misill bir bedahete girecek. O zaman
herkes ister istemez tasdik edecek. Msabaka olmaz, imtihan fevt olur.
Kmr gibi bir ruh ile elmas gibi bir ruh (Haiye)beraber kalacaklar...
Elhasl: Kur'an- Hakm, hakmdir. Hereye, kymeti nisbetinde
bir makam verir. te Kur'an, binyz sene evvel, istikbalin zulmatnda
mstetir ve gayb olan semerat ve terakkiyat- insaniyeyi gryor ve
grdmzden ve greceimizden daha gzel bir surette gsterir.
Demek Kur'an, yle bir ztn kelmdr ki; btn zamanlar ve iindeki
btn eyay bir anda gryor.
te mu'cizat- Enbiya yznde parlayan bir lem'a-i i'caz-
Kur'an...
.......-!.......!......,..!
,.:-!,..-!...............!,......-..
...L-.........-'....
(Haiye): Ebu Cehil-i Lan ile Ebu Bekir-i Sddk msavi grnecek.
Srr- teklif zayi' olacak.










---sh:(S:268) -------------
..........:..,....,..!
.....!.!........:.....-....!...
....!..........-.!..
...!.......!:...!......!.
.......-!..!.
......-......!....-......
...-...!.................-..
......:...!.-.....!.....L!.
....!.-!..!..-!...-.!,-.....-.
* * *




















---sh:(S:269) -------------


Yirmibirinci Sz

[ki Makamdr]
Birinci Makam

............!.......!
Bir zaman sinnen, cismen, rtbeten byk bir adam bana dedi:
"Namaz iyidir. Fakat hergn hergn beer defa klmak oktur.
Bitmediinden usan veriyor."
O ztn o sznden hayli zaman getikten sonra, nefsimi
dinledim. ittim ki, ayn szleri sylyor ve ona baktm grdm ki;
tenbellik kulayla eytandan ayn dersi alyor. O vakit anladm: O zt o
sz, btn nfus-u emmarenin namna sylemi gibidir veya
sylettirilmitir. O zaman ben dahi dedim: "Madem nefsim emmaredir.
Nefsini slah etmeyen, bakasn slah edemez. yle ise, nefsimden
balarm."
Dedim: Ey nefis! Cehl-i mrekkeb iinde, tenbellik deinde,
gaflet uykusunda sylediin u sze mukabil "be ikaz" benden iit.
Birinci ikaz: Ey bedbaht nefsim! Acaba mrn ebed midir! Hi
kat' senedin var m ki, gelecek seneye belki yarna kadar kalacaksn?
Sana usan veren, tevehhm- ebediyettir. Keyf iin, ebed dnyada
kalacak gibi nazlanyorsun. Eer anlasa idin ki, mrn azdr hem faidesiz
gidiyor. Elbette onun yirmidrtten birisini, hakik bir hayat- ebediyenin
saadetine medar olacak bir gzel ve ho ve rahat ve rahmet
---sh:(S:270) -------------
bir hizmete sarfetmek; usanmak yle dursun, belki cidd bir itiyak ve
ho bir zevki tahrike sebeb olur.
kinci ikaz: Ey ikem-perver nefsim! Acaba hergn hergn
ekmek yersin, su iersin, havay teneffs edersin; sana onlar usan
veriyor mu? Madem vermiyor; nki ihtiya tekerrr ettiinden, usan
deil belki telezzz ediyorsun. yle ise: Hane-i cismimde senin
arkadalarn olan kalbimin gdas, ruhumun b- hayat ve latife-i
Rabbaniyemin hava-y nesimini cezb ve celbeden namaz dahi, seni
usandrmamak gerektir. Evet nihayetsiz teessrat ve elemlere maruz ve
mbtela ve nihayetsiz telezzzata ve emellere meftun ve prsevda bir
kalbin kut ve kuvveti; hereye kadir bir Rahm-i Kerim'in kapsn niyaz
ile almakla elde edilebilir. Evet u fni dnyada kemal-i sr'atle
vaveyl-y firak koparan giden ekser mevcudatla alkadar bir ruhun b-
hayat ise; hereye bedel bir Mabud-u Bki'nin, bir Mahbub-u
Sermed'nin eme-i rahmetine namaz ile tevecch etmekle iilebilir.
Evet ftraten ebediyeti isteyen ve ebed iin halkolunan ve ezel ve ebed
bir ztn yinesi olan ve nihayetsiz derecede nazik ve letafetli bulunan
zuur bir srr- insan, znur bir latife-i Rabbaniye; u kasavetli, ezici ve
skntl, geici ve zulmatl ve boucu olan ahval-i dnyeviye iinde,
elbette teneffse pek ok muhtatr ve ancak namazn penceresiyle nefes
alabilir.
nc ikaz: Ey sabrsz nefsim! Acaba gemi gnlerdeki
ibadet klfetini ve namazn meakkatini ve musibet zahmetini, bugn
dnp muzdarib olmak, hem gelecek gnlerdeki ibadet vazifesini ve
namaz hizmetini ve musibet elemini, bugn tasavvur edip sabrszlk
gstermek hi kr- akl mdr? u sabrszlkta misalin yle bir sersem
kumandana benzer ki: Dmann sa cenah kuvveti onun sandaki
kuvvetine iltihak etmi ve ona taze bir kuvvet olduu halde; o tutar
mhim bir kuvvetini sa cenaha gnderir, merkezi zayflatrr. Hem sol
cenahta dmann askeri yok iken ve daha gelmeden, byk bir kuvvet
gnderir, "Ate et!" emrini verir. Merkezi btn btn kuvvetten
drtr. Dman ii anlar, merkeze hcum eder; tar mar eder. Evet
buna benzersin. nki gemi gnlerin zahmeti, bugn rahmete
kalbolmu; elemi gitmi, lezzeti kalm. Klfeti, keramete iltihak ve
meakkati, sevaba inklab etmi. yle ise ondan usan almak deil, belki
yeni bir evk, taze bir zevk ve devama cidd bir gayret almak lzmgelir.
Gelecek gnler ise madem gelmemiler. imdiden dnp usanmak ve
ftur getirmek; aynen o gnlerde al ve susuzluu ile bugn dnp
barp armak gibi bir divaneliktir. Madem hakikat byledir. kl
isen, ibadet cihetinde yalnz bugn dn ve onun bir saatini,
---sh:(S:271) -------------
creti pek byk, klfeti pek az, ho ve gzel ve ulv bir hizmete
sarfediyorum, de. O vakit senin ac bir fturun, tatl bir gayrete inklab
eder.
te ey sabrsz nefsim! Sen sabr ile mkellefsin. Birisi: Taat
stnde sabrdr. Birisi: Masiyetten sabrdr. Dieri: Musibete kar
sabrdr. Akln varsa, u nc ikazdaki temsilde grnen hakikat
rehber tut. Merdane "Ya Sabur" de, sabr omuzuna al. Cenab- Hakk'n
sana verdii sabr kuvvetini eer yanl yolda datmazsan, her
meakkate ve her musibete kfi gelebilir ve o kuvvetle dayan.
Drdnc ikaz: Ey sersem nefsim! Acaba u vazife-i ubudiyet
neticesiz midir, creti az mdr ki, sana usan veriyor? Halbuki bir adam
sana birka para verse veyahut seni korkutsa, akama kadar seni altrr
ve ftursuz alrsn. Acaba bu misafirhane-i dnyada ciz ve fakir
kalbine kut ve gna ve elbette bir menzilin olan kabrinde gda ve ziya ve
herhalde mahkemen olan Maher'de sened ve berat ve ister istemez
stnden geilecek Srat Kprs'nde nur ve burak olacak bir namaz,
neticesiz midir veyahut creti az mdr? Bir adam sana yz liralk bir
hediye va'detse, yz gn seni altrr. Hulf-ul va'd edebilir o adama
itimad edersin, ftursuz ilersin. Acaba hulf-ul va'd hakknda muhal olan
bir zt, Cennet gibi bir creti ve saadet-i ebediye gibi bir hediyeyi sana
va'd etse, pek az bir zamanda, pek gzel bir vazifede seni istihdam etse;
sen hizmet etmezsen veya isteksiz, suhre gibi veya usanla, yarm
yamalak hizmetinle onu va'dinde ittiham ve hediyesini istihfaf etsen, pek
iddetli bir te'dibe ve dehetli bir tazibe mstehak olacan dnmyor
musun? Dnyada hapsin korkusundan en ar ilerde ftursuz hizmet
ettiin halde; Cehennem gibi bir haps-i ebednin havf, en hafif ve latif
bir hizmet iin sana gayret vermiyor mu?
Beinci ikaz: Ey dnyaperest nefsim! Acaba ibadetteki fturun ve
namazdaki kusurun meagil-i dnyeviyenin kesretinden midir veyahut
derd-i maietin megalesiyle vakit bulamadndan mdr? Acaba srf
dnya iin mi yaratlmsn ki, btn vaktini ona sarfediyorsun! Sen
istidad cihetiyle btn hayvanatn fevkinde olduunu ve hayat-
dnyeviyenin levazmatn tedarikte iktidar cihetiyle, bir sere kuuna
yetiemediini biliyorsun. Bundan neden anlamyorsun ki, vazife-i
asliyen hayvan gibi abalamak deil; belki hakik bir insan gibi, hakik
bir hayat- daime iin sa'y etmektir. Bununla beraber meagil-i dnyeviye
dediin, ou sana ait olmayan ve fuzuli bir surette kartn ve
kartrdn malayani megalelerdir. En elzemini brakp, gya binler
sene mrn var gibi en lzumsuz malmat ile vakit geiriyorsun.

---sh:(S:272) -------------
Mesel: Zhal'in etrafndaki halkalarn keyfiyeti nasldr ve Amerika
tavuklar ne kadardr? gibi kymetsiz eylerle kymettar vaktini
geiriyorsun. Gya kozmorafya ilminden ve istatistiki fenninden bir
kemal alyorsun.
Eer desen: "Beni namazdan ve ibadetten alkoyan ve ftur veren
yle lzumsuz eyler deil, belki derd-i maietin zarur ileridir." yle
ise ben de sana derim ki: Eer yz kuru bir gndelik ile alsan; sonra
biri gelse, dese ki: "Gel on dakika kadar uray kaz, yz lira kymetinde
bir prlanta ve bir zmrt bulacaksn." Sen ona: "Yok, gelmem. nki on
kuru gndeliimden kesilecek, nafakam azalacak" desen; ne kadar
divanece bir bahane olduunu elbette bilirsin. Aynen onun gibi; sen u
banda, nafakan iin iliyorsun. Eer farz namaz terketsen, btn sa'yin
semeresi, yalnz dnyev ve ehemmiyetsiz ve bereketsiz bir nafakaya
mnhasr kalr. Eer sen istirahat ve teneffs vaktini, ruhun rahatna,
kalbin teneffsne medar olan namaza sarfetsen; o vakit, bereketli
nafaka-i dnyeviye ile beraber, senin nafaka-i uhreviyene ve zd-
hiretine ehemmiyetli bir menba olan, iki maden-i manev bulursun:
Birinci maden: Btn bandaki (Haiye)yetitirdiin -iekli
olsun, meyveli olsun- her nebatn, her aacn tesbihatndan, gzel bir
niyet ile, bir hisse alyorsun.
kinci maden: Hem bu badan kan mahsulttan kim yese -
hayvan olsun, insan olsun; inek olsun, sinek olsun; mteri olsun, hrsz
olsun- sana bir sadaka hkmne geer. Fakat o art ile ki: Sen, Rezzak-
Hakik namna ve izni dairesinde tasarruf etsen ve onun maln, onun
mahlukatna veren bir tevziat memuru nazaryla kendine baksan...
te bak, namaz terk eden ne kadar byk bir hasaret eder, ne
kadar ehemmiyetli bir serveti kaybeder ve sa'ye pek byk bir evk veren
ve amelde byk bir kuvve-i manev temin eden o iki neticeden ve o iki
madenden mahrum kalr, iflas eder. Hatt ihtiyarlandka bahecilikten
usanr, ftur gelir. "Neme lzm" der. "Ben zten dnyadan gidiyorum.
Bu kadar zahmeti ne iin ekeceim?" diyecek, kendini tenbellie atacak.
Fakat evvelki adam der: "Daha ziyade ibadetle beraber sa'y-i helle
alacam. T, kabrime daha ziyade k gndereceim hiretime daha
ziyade zahre tedarik edeceim."
Elhasl: Ey nefis! Bil ki dnk gn senin elinden kt. Yarn ise

(Haiye): Bu makam, bir bada bir zta bir derstir ki, bu tarz ile beyan
edilmi.
---sh:(S:273) -------------
senin elinde sened yok ki, ona mliksin. yle ise hakik mrn,
bulunduun gn bil. Lakal gnn bir saatini, ihtiyat akesi gibi, hakik
istikbal iin tekil olunan bir sanduka-i uhreviye olan bir mescide veya
bir seccadeye at. Hem bil ki: Her yeni gn, sana hem herkese, bir yeni
lemin kapsdr. Eer namaz klmazsan, senin o gnk lemin zulmatl
ve perian bir halde gider, senin aleyhinde lem-i misalde ehadet eder.
Zira herkesin, her gnde, u lemden bir mahsus lemi var. Hem o
lemin keyfiyeti, o adamn kalbine ve ameline tabidir. Naslki yinende
grnen muhteem bir saray, yinenin rengine bakar. Siyah ise, siyah
grnr. Krmz ise, krmz grnr. Hem onun keyfiyetine bakar. O
yine iesi dzgn ise, saray gzel gsterir. Dzgn deil ise, irkin
gsterir. En nazik eyleri kaba gsterdii misill; sen kalbinle, aklnla,
amelinle, gnlnle, kendi leminin eklini deitirirsin. Ya aleyhinde, ya
lehinde ehadet ettirebilirsin. Eer namaz klsan, o namazn ile o lemin
Sni'-i Zlcelal'ine mteveccih olsan; birden, sana bakan lemin tenevvr
eder. deta namazn bir elektrik lmbas ve namaza niyetin, onun
dmesine dokunmas gibi, o lemin zulmatn datr ve o herc merc-
i dnyeviyedeki karmakark perianiyet iindeki tebeddlat ve harekt,
hikmetli bir intizam ve manidar bir kitabet-i kudret olduunu gsterir.
......!.. yet-i pr-envrndan bir nuru, senin
kalbine serper. Senin o gnk lemini, o nurun in'ikasyla klandrr.
Senin lehinde nuraniyetle ehadet ettirir.
Sakn deme: "Benim namazm nerede, u hakikat- namaz
nerede?" Zira bir hurma ekirdei, bir hurma aac gibi, kendi aacn
tavsif eder. Fark yalnz icmal ve tafsil ile olduu gibi; senin ve benim
gibi bir minin -velev hissetmezse- namaz, byk bir velinin namaz gibi
u nurdan bir hissesi var, u hakikattan bir srr vardr -velev uurun
taalluk etmezse-. Fakat derecata gre inkiaf ve tenevvr ayr ayrdr.
Nasl bir hurma ekirdeinden, t mkemmel bir hurma aacna kadar ne
kadar meratib bulunur. yle de: Namazn derecatnda da daha fazla
meratib bulunabilir. Fakat btn o meratibde, o hakikat- nuraniyenin
esas bulunur.
..!....,....,..!
.-..-.!.....!....
* * *

---sh:(S:274) ---------------


Yirmibirinci Sz'n
kinci Makam

[Kalbin Be Yarasna Be Merhemi Tazammun Eder.]


....:!.........
...-.......
Ey maraz- vesvese ile mbtela! Biliyor musun vesvesen neye
benzer? Musibete benzer. Ehemmiyet verdike ier. Ehemmiyet
vermezsen sner. Ona byk nazaryla baksan byr. Kk grsen,
klr. Korksan arlar, hasta eder. Havf etmezsen hafif olur, mahf
kalr. Mahiyetini bilmezsen devam eder, yerleir. Mahiyetini bilsen, onu
tansan gider. yle ise, u musibetli vesvesenin aksam- kesresinden
kesr-l vuku olan yalnz be vechini beyan edeceim. Belki sana ve bana
ifa olur. Zira u vesvese yle bir eydir ki, cehil onu davet eder, ilim onu
tardeder. Tanmazsan gelir, tansan gider.
Birinci Vecih - Birinci Yara: eytan evvel bheyi kalbe atar.
Eer kalb kabul etmezse, bheden etme dner. Hayale kar etme
benzer baz pis hatralar ve mnaf-i edeb irkin halleri tasvir eder.
Kalbe "Eyvah" dedirtir. Ye'se drtr. Vesveseli adam zanneder ki
kalbi, Rabbine kar s'-i edebde bulunuyor. Mdhi bir halecan ve
heyecan hisseder. Bundan kurtulmak iin huzurdan kaar, gaflete dalmak
ister. Bu yarann merhemi budur:
Bak ey bare vesveseli adam! Tela etme. nki senin hatrna
gelen etm deil, belki tahayyldr. Tahayyl- kfr, kfr olmad
gibi; tahayyl- etm dahi, etm deildir. Zira mantka tahayyl, hkm




---sh:(S:275) -------------
deildir. etm ise, hkmdr. Hem bununla beraber o irkin szler, senin
kalbinin szleri deil. nki senin kalbin ondan mteessir ve
mteessiftir. Belki kalbe yakn olan lmme-i eytanden geliyor.
Vesvesenin zarar, tevehhm- zarardr. Yani onu zararl tevehhm
etmekle, kalben mutazarrr olmaktr. nki hkmsz bir tahayyl
hakikat tevehhm eder. Hem eytann iini kendi kalbine mal eder. Onun
szn, ondan zanneder. Zarar anlar, zarara der. Zten eytann da
istedii odur.
kinci Vecih budur ki: Manalar kalbden ktklar vakit,
suretlerden plak olarak hayale girerler; oradan suretleri giyerler. Hayal
ise, her vakit bir sebeb tahtnda bir nevi suretleri nesceder. Ehemmiyet
verdii eyin suretlerini yol stnde brakr. Hangi mana gese ya ona
giydirir, ya takar, ya bulatrr, ya perde eder. Eer manalar mnezzeh ve
temiz iseler, suretler mlevves ve rezil ise giymek yoktur, fakat temas
var. Vesveseli adam, temas telebbsle iltibas eder. "Eyvah!" der.
"Kalbim ne kadar bozulmu. Bu sefillik, bu hsset-i nefs, beni matrud
eder." eytan onun u damarndan ok istifade eder. u yarann merhemi
udur:
Dinle ey bare! Naslki, senin namazn edeb-i nezihanesinin
vesilesi olan zahir taharete, batnnn btnndaki necaset ona tesir etmez
ve bozmaz. yle de: Man-i mukaddesenin, suret-i mlevveseye
mcavereti zarar etmez. Mesel sen yt- lahiyeyi tefekkr ediyorsun.
Birden bir maraz, ya bir itiha, ya bevl gibi bir emr-i mheyyic iddetle
senin hissine dokunuyor. Elbette senin hayalin, deva-i illet ve kaza-i
hacetin levazmatn grecek, bakacak, onlara mnasib sfl suretleri
nescedecek ve gelen manalar ortalarndan geecekler. Geeceklere ne
beis vardr, ne televvs var ve ne zarar var ve ne hatar var. Yalnz hatar
ise hasr- nazardr, zann- zarardr.
nc Vecih budur ki: Eya mabeynlerinde, baz mnasebat-
hafiye bulunur. Hatt hi mid etmediin eyler iinde mnasebet ipleri
bulunur. Ya bizzt bulunur veya senin hayalin, megul olduu san'ata
gre o ipleri yapm, onlar birbiriyle balam. u srr- mnasebettendir
ki, bazan bir mukaddes eyi grmek, bir mlevves eyi hatra getirir.
Fenn-i Beyan'da beyan olunduu gibi, "Harite uzaklk sebebi olan
zddiyet ise, hayalde sebeb-i kurbiyettir." Yani: ki zddn suretlerinin
cem'ine vasta, bir mnasebet-i hayaliyedir. Bu mnasebetle gelen
tahattura, tedai-yi efkr tabir edilir. Mesel: Sen namazda, mnacatta,
K'be karsnda, huzur-u lahde iken, yt tefekkrde olduun


---sh:(S:276) -------------
bir halde; u tedai-yi efkr, seni tutup en uzak malayaniyat- rezileye
sevkeder. Senin ban, byle bir tedai-yi efkra mbtela ise, sakn tela
etme. Belki intibaha geldiin anda, dn. "Aman ne kusur ettim" deyip
tedkikle megul olup durma. T o zaf mnasebet, senin dikkatinle
kuvvet peyda etmesin. Zira teessr gsterdike, ehemmiyet verdike,
senin o zaf tahatturun melekeye dner. Bir maraz- hayal olur. Korkma,
maraz- kalb deil. u nevi tahattur ise, galiben ihtiyarszdr. Hususan
hassas asabilerde daha galibdir. eytan, u nevi vesvesenin madenini ok
ilettirir. u yarann merhemi udur ki:
Tedai-yi efkr, galiben ihtiyarszdr. Onda mes'uliyet yoktur. Hem
tedaide, mcaveret var; temas ve ihtilat yoktur. Onun iin, efkrn
keyfiyetleri, birbirine sirayet etmez, birbirine zarar vermez. Naslki
eytan ile melek-i ilham, kalb taraflarnda mcaveretleri var ve fccar ve
ebrarn karabetleri ve bir meskende durmalar, zarar vermez. yle de,
tedai-yi efkr saikasyla istemediin pis hayalat, gelip nezih efkrn iine
girse; zarar vermez. Meer kasden olsa veya zarar zannyla onunla ziyade
megul olsa. Hem kalb yoruluyor. Fikir, kendini elendirmek iin
rastgele bir eyle megul olur. eytan frsat bulur, pis eyleri nne
serpiyor, sryor.
Drdnc Vecih: Amelin en iyi suretini taharriden ne'et eden
bir vesvesedir ki, takva zannyla teeddd ettike hal ona iddetlenir.
Hatt bir dereceye varr ki, o adam amelin daha evlsn ararken, harama
der. Bazan bir snnetin aramas, bir vcibi terkettiriyor. "Acaba
amelim sahih oldu mu?" der, iade eder. Bu hal devam eder. Gayet ye'se
der. eytan u halinden istifade eder, onu yaralar. u yarann iki
merhemi var:
Birinci merhem: Bu gibi vesvese ehl-i tizale lyktr. nki
onlar derler: "Medar- teklif olan ef'al ve eya, kendi ztnda, hiret
itibariyle ya hsn var; sonra o hsne binaen emredilmi veya kubhu var;
sonra ona binaen nehyedilmi. Demek eyada, hiret ve hakikat nokta-i
nazarnda olan hsn ve kubh ztdir; emir ve nehy-i lah ona tabidir."
Bu mezhebe gre, insan her iledii amelde yle bir vesvese gelir:
"Acaba amelim nefs-l emirdeki gzel surette yaplm mdr?" Amma
mezheb-i hak olan Ehl-i Snnet ve Cemaat derler ki: "Cenab- Hak bir
eye emreder, sonra hasen olur. Nehyeder, sonra kabih olur. Demek emir
ile gzellik, nehy ile irkinlik tahakkuk eder. Hsn ve kubh mkellefin
ttlana bakar ve ona gre takarrr eder. u hsn ve kubh ise, sur ve
dnyaya bakan yznde deil, belki hirete bakan yzdedir. Mesel,

---sh:(S:277) -------------
sen namaz kldn veya abdest aldn. Halbuki namazn ve abdestini fesada
verecek bir sebeb, nefs-l emirde varm. Lkin sen ona hi muttali
olmadn. Senin namazn ve abdestin hem sahihtir, hem hasendir.
Mu'tezile der: "Hakikatte kabih ve fasiddir. Lkin senden kabul edilir.
nki cehlin var, bilmedin ve zrn var." yle ise Ehl-i Snnet
mezhebine gre, zahir-i eriate muvafk olarak ilediin ameline: "Acaba
sahih olmu mu?" deyip vesvese etme. Fakat, "Kabul olmu mu?" de.
Gururlanma, ucbe girme.
kinci merhem: Dinde harec yoktur. ..!~.-.
Madem drt mezheb haktr. Madem istifara mncer olan derk-i kusur
ise, gurura mncer olan hsn- amelin r'yetine -byle vesveseli adama-
mreccahtr. Yani byle vesveseli adam, amelini gzel grp gurura
dmektense, amelini kusurlu grse, istifar etse, daha evldr. Madem
byledir, sen vesveseyi at. eytana de ki: u hal, bir harecdir. Hakikat-
hale muttali olmak gtr. Dindeki ysre mnafdir.
.....! ..!~.-.
esasna muhaliftir. Elbette byle amelim bir mezheb-i hakka muvafk
gelir. O bana kfidir. Hem lakal ben aczimi itiraf ederek ibadeti lyk-
vehile eda edemediimden istifar ve tazarru' ile merhamet-i lahiyeye
dehalet edip, kusurum affolunmak, kusurlu amelim kabul olunmak iin
mtezellilane bir niyaza vesiledir.
BENC VECH: Mesail-i imaniyede bhe suretinde gelen
vesvesedir. Bare vesveseli adam, bazan tahayyl, taakkul ile iltibas
eder. Yani: Hayale gelen bir bheyi, akla girmi bir bhe tevehhm
edip, itikadna halel gelmi zanneder. Hem bazan tevehhm ettii bir
bheyi, imana zarar veren bir ek zanneder. Hem bazan tasavvur ettii
bir bheyi, tasdik- aklye girmi bir bhe zanneder. Hem bazan bir
emr-i kfrde tefekkr, kfr zanneder. Yani dalaletin esbabn anlamak
suretinde kuvve-i mfekkirenin cevelann ve tedkikatn ve btarafane
muhakemesini, hilaf- iman zanneder. te telkinat- eytaniyenin eseri
olan u zanlardan rkerek, "Eyvah! Kalbim bozulmu, itikadma halel
gelmi" der. O haller, galiben ihtiyarsz olduundan, cz'-i ihtiyarsiyle
slah edemediinden ye'se der. Bu yarann merhemi udur ki:
Tahayyl- kfr, kfr olmad gibi; tevehhm- kfr dahi,
kfr deildir. Tasavvur-u dalalet dalalet olmad gibi; tefekkr-
dalalet dahi,

---sh:(S:278) -------------
dalalet deildir. nki hem tahayyl, hem tevehhm, hem tasavvur, hem
tefekkr; tasdik- aklden ve iz'an- kalbden ayrdrlar, bakadrlar. Onlar
bir derece serbesttirler. Cz'-i ihtiyariyeyi pek dinlemiyorlar. Teklif-i din
altna ok giremiyorlar. Tasdik ve iz'an, yle deiller. Bir mizana
tabidirler. Hem tahayyl, tevehhm, tasavvur, tefekkr, naslki tasdik ve
iz'an deiller. yle de bhe ve tereddd saylmazlar. Fakat eer
lzumsuz tekrar ede ede mstakar bir hale gelse, o vakit hakik bir nevi
bhe, ondan tevelld edebilir. Hem btarafane muhakeme namyla veya
insaf namna deyip, kk- muhalifi iltizam ede ede, t yle bir hale gelir
ki, ihtiyarsz taraf- muhalifi iltizam eder. Ona vcib olan hakkn iltizam
krlr. O da tehlikeye der. Hasmn veya eytann bir vekil-i fuzulsi
olacak bir halet, zihninde takarrr eder.
u nevi vesvesenin en mhimi budur ki: Vesveseli adam, imkn-
zt ile imkn- zihnyi birbiriyle iltibas eder. Yani: Bir eyi ztnda
mmkn grse, o eyi zihnen dahi mmkn ve aklen mekuk tevehhm
eder. Halbuki lm-i Kelm'n kaidelerindendir ki: mkn- zt ise, yakn-i
ilmiye mnaf deil ve zaruret-i zihniyeye zddiyeti yoktur. Mesel: u
dakikada Karadeniz'in yere batmas, ztnda mmkndr ve o imkn-
zt ile muhtemeldir. Halbuki yaknen, o denizin yerinde olduunu
hkmediyoruz, bhesiz biliyoruz ve o ihtimal-i imkn ve o imkn- zt,
bize ek vermez, bir bhe getirmez, yaknimizi bozmaz. Mesel: u
gne ztnda mmkndr ki, bugn gurub etmesin veya yarn tul'
etmesin. Halbuki bu imkn yaknimize zarar vermez, bhe getirmez. te
bunun gibi, mesel hakaik-i imaniyeden olan hayat- dnyeviyenin
gurubuna ve hayat- uhreviyenin tuluna, imkn- zt cihetinde gelen
vehimler, yakn-i imanye zarar vermez. Hem
..!.....!..-!...-!.....
yani: "Bir delilden ne'et etmeyen bir ihtimalin hi ehemmiyeti
yoktur" olan kaide-i mehure; hem usl-d din, hem usl-l fkhn kaide-
i mukarreresindendir.
Eer desen: Bu derece m'minlere muzr ve mz'ic olan vesvese,
ne hikmete binaen bize bela olmu?"
Elcevab: frata varmamak, hem galebe almamak artyla, asl- vesvese
teyakkuza sebebdir, taharriye ddir, ciddiyete vesiledir. Lkaydl atar,
tehavn def'eder. Onun iin Hakm-i Mutlak, u dr- imtihanda, u
meydan- msabakada bize bir kam-y tevik olarak, vesveseyi eytann
eline vermi. Beerin bana vuruyor. ayet ziyade incitse, Hakm-i
Rahm'e ekva etmeli, "Ez billahi mineeytanirracim" demeli.
---sh:(S:279) -------------

Yirmiikinci Sz
[ki makamdr]

Birinci Makam

.....,..-!...!.... .....
..:...,..-!...!............
Bir zaman iki adam, bir havuzda ykandlar. Fevkalde bir tesir
altnda kendilerinden getiler. Gzlerini atklar vakit grdler ki; acib
bir leme gtrlmler. yle bir lem ki, kemal-i intizamndan bir
memleket hkmnde, belki bir ehir hkmnde, belki bir saray
hkmndedir. Kemal-i hayretlerinden etraflarna baktlar. Grdler ki:
Bir cihette baklsa azm bir lem grnyor. Bir cihette baklsa,
muntazam bir memleket... Bir cihette baklsa, mkemmel bir ehir...
Dier bir cihette baklsa, gayet muhteem bir lemi iine alm bir
saraydr. u acaib lemde gezerek seyran ettiler. Grdler ki: Bir ksm
mahluklar var; bir tarz ile konuuyorlar, fakat bunlar onlarn dillerini
bilmiyorlar. Yalnz iaretlerinden anlalyor ki, mhim iler gryorlar
ve ehemmiyetli vazifeler yapyorlar.
O iki adamdan birisi, arkadana dedi ki: "u acib lemin elbette
bir mdebbiri ve u muntazam memleketin bir mliki, u mkemmel
ehrin bir sahibi, u musanna sarayn bir ustas vardr. Biz almalyz,
onu tanmalyz. nki anlalyor ki, bizi buraya getiren odur. Onu
tanmazsak




---sh:(S:280) -------------
kim bize meded verecek? Dillerini bilmediimiz ve onlar bizi
dinlemedikleri u ciz mahluklardan ne bekleyebiliriz? Hem koca bir
lemi bir memleket suretinde, bir ehir tarznda, bir saray eklinde yapan
ve batan baa hrika eylerle dolduran ve mzeyyenatn enva'yla tezyin
eden ve ibretnma mu'cizatlarla donatan bir zt, elbette bizden ve buraya
gelenlerden bir istedii vardr. Onu tanmalyz. Hem ne istediini
bilmekliimiz lzmdr." teki adam dedi: "nanmam, byle bahsettiin
gibi bir zt bulunsun ve btn bu lemi tek bayla idare etsin." Arkada
cevaben dedi ki: "Bunu tanmazsak, lkayd kalsak, menfaati hi yok;
zarar olsa pek azmdir. Eer tanmasna alsak, meakkati pek hafiftir,
menfaati olursa pek azmdir. Onun iin ona kar lkayd kalmak, hi kr-
akl deildir." O serseri adam dedi: "Ben btn rahatm, keyfimi; onu
dnmemekte gryorum. Hem byle aklma smayan eylerle
uramayacam. Btn bu iler, tesadf ve karmakark ilerdir, kendi
kendine dnyor; benim neme lzm." Akll arkada ona dedi: "Senin
bu temerrdn beni de, belki oklar da belaya atacaktr. Bir edebsizin
yznden, bazan olur ki, bir memleket harab olur." Yine o serseri dnp
dedi ki: "Ya kat'iyyen bana isbat et ki; bu koca memleketin tek bir mliki,
tek bir sni'i vardr. Yahut bana ilime." Cevaben arkada dedi: "Madem
inadn divanelik derecesine km; o inadnla bizi ve belki memleketi bir
kahre giriftar edeceksin. Ben de sana oniki brhan ile gstereceim ki:
Bir saray gibi u lemin, bir ehir gibi u memleketin, tek bir ustas vardr
ve o usta, hereyi idare eden yalnz odur. Hibir cihette noksaniyeti
yoktur. Bize grnmeyen o usta, bizi ve hereyi grr ve szlerini iitir.
Btn ileri mu'cize ve hrikadr. Btn bu grdmz ve dillerini
bilmediimiz u mahluklar onun memurlardr."
BRNC BRHAN
Gel her tarafa bak, hereye dikkat et! Btn bu iler iinde gizli
bir el iliyor. nki bak, bir dirhem (Haiye-1) kadar kuvveti olmayan bir
ekirdek kklnde bir ey, binler batman yk kaldryor. Zerre
kadar uuru olmayan, (Haiye-2) gayet hakmane iler gryor. Demek
bunlar kendi kendilerine ilemiyorlar. Onlar ilettiren gizli bir kudret
sahibi vardr. Eer kendi bana olsa, btn batan baa bu grdmz

(Haiye-1): Aalar balarnda tayan ekirdeklere iarettir.
(Haiye-2): Kendi kendine ykselmeyen ve meyvelerin skletine dayanmayan
zm ubuklar gibi nazenin nebatatn, baka aalara latif eller atp
sarmalarna ve onlara yklenmelerine iarettir.


---sh:(S:281) -------------
memlekette her i mu'cize, herey mu'cizekr bir hrika olmak
lzmgelir. Bu ise, bir safsatadr.
kinci Brhan
Gel btn bu ovalar, bu meydanlar, bu menzilleri sslendiren
eyler stnde dikkat et. Herbirisinde o gizli zttan haber veren iler var.
deta herbiri birer turra, birer sikke gibi, o gayb zttan haber veriyorlar.
te gznn nnde, bak; bir dirhem pamuktan (Haiye-3) ne yapyor.
Bak, ka top uha ve patiska ve iekli kuma kt. Bak, ondan ne kadar
ekerlemeler, yuvarlak tatl kfteler yaplyor ki, bizim gibi binler adam
giyse ve yese, kfi gelir. Hem de bak, bu demiri, topra, suyu, kmr,
bakr, gm, altunu gayb avucuna ald, bir et paras (Haiye-4) yapt;
bak gr... te ey aklsz adam! Bu iler yle bir zta mahsustur ki; btn
bu memleket, btn eczasyla onun mu'cize-i kuvveti altnda duruyor, her
arzusuna rm oluyor.
NC BRHAN
Gel, bu mteharrik antika (Haiye-5) san'atlarna bak! Herbirisi
yle bir tarzda yaplm; deta bu koca sarayn bir kk nshasdr.
Btn bu sarayda ne varsa, o kck mteharrik makinelerde
bulunuyor. Hi mmkn mdr ki, bu sarayn ustasndan baka birisi
gelip, bu acib saray kk bir makinede dercetsin? Hem hi mmkn
mdr ki, bir kutu kadar bir makine btn bir lemi iine ald halde,
tesadf veyahut abes bir i iinde bulunsun? Demek btn gzn
grd ne kadar antika makineler var, o gizli ztn birer sikkesi
hkmndedirler. Belki birer delll, birer ilnname hkmndedirler.
Lisan- halleriyle derler ki: "Biz yle bir ztn san'atyz ki: Btn bu
lemimizi, bizi yapt ve shuletle icad ettii gibi kolaylkla yapabilir bir
zttr."
(Haiye-3): Tohuma iarettir. Mesel: Zerre gibi bir afyon bezri, bir
dirhem gibi bir zerdali nevat, bir kavun ekirdei, nasl uhadan daha
gzel dokunmu yapraklar, patiskadan daha beyaz ve sar iekler,
ekerlemeden daha tatl ve kftelerden ve konserve kutularndan daha
latif, daha leziz, daha irin meyveleri hazine-i rahmetten getiriyorlar, bize
takdim ediyorlar.
(Haiye-4): Unsurlardan cism-i hayvanyi halk ve nutfeden zhayat icad
etmeye iarettir.
(Haiye-5): Hayvanlara ve insanlara iarettir. Zira hayvan, u lemin
kk bir fihristesi ve mahiyet-i insaniye, u kinatn bir misal-i
musaggar olduundan; deta lemde ne varsa, insanda nmunesi vardr.


---sh:(S:282) -------------
DRDNC BRHAN
Ey muannid arkada! Gel, sana daha acibini gstereceim. Bak,
bu memlekette btn bu iler, bu eyler deiti, deiiyor, bir halette
durmuyor. Dikkat et ki, bu grdmz camid cisimler, hissiz kutular;
birer hkim-i mutlak suretini aldlar; deta herbir ey, btn eyaya
hkmediyor. te bu yanmzdaki bu makineye bak; (Haiye-6) gya
emrediyor. te onun tezyinatna ve ilemesine lzm levazmat ve
maddeler, uzak yerlerden koup geliyorlar. te oraya bak: O uursuz
cisim (Haiye-7) gya bir iaret ediyor, en byk bir cismi, kendine
hizmetkr ediyor, kendi ilerinde altryor. Daha baka eyleri bunlara
kyas et. deta herbir ey, btn bu lemdeki hilkatleri msahhar ediyor.
Eer o gizli zt kabul etmezsen, btn bu memleketteki tanda,
topranda, hayvannda, insana benzer mahluklarda; o ztn btn
hnerlerini, san'atlarn, kemaltlarn, birer birer (o eylere) vereceksin.
te akln uzak grd birtek mu'ciznma ztn bedeline, milyarlar onun
gibi mu'ciznma, hem birbirine zd, hem birbirine misil, hem birbiri
iinde bulunsun; bu intizam bozulmasn, ortal kartrmasnlar.
Halbuki bu koca memlekette iki parmak karsa, kartrr. nki bir
kyde iki mdr, bir ehirde iki vali, bir memlekette iki padiah bulunsa,
kartrr. Nerede kald, hadsiz hkim-i mutlak beraber bulunsun!
BENC BRHAN
Ey vesveseli arkada! Gel, bu azm sarayn naklarna dikkat et
ve btn bu ehrin znetlerine bak ve btn bu memleketin tanzimatn
gr ve btn bu lemin san'atlarn tefekkr et! te bak: Eer nihayetsiz
mu'cizeleri ve hnerleri olan gizli bir ztn kalemi ilemezse, bu naklar
sair uursuz sebeblere, kr tesadfe, sar tabiata vdrilse, o vakit ya bu
memleketin herbir ta, herbir otu, yle mu'ciznma nakka, yle bir
hrikulde ktib olmas lzmgelir ki, bir harfte bin kitab yazabilsin, bir
nakta milyonlar san'at dercedebilsin. nki bak bu
(Haiye-6): Makine, meyvedar aalara iarettir. nki yzer tezghlar,
fabrikalar incecik dallarnda tayor gibi; hayretnma yapraklar, iekleri,
meyveleri dokuyor, sslendiriyor, piiriyor, bizlere uzatyor. Halbuki am ve
katran gibi muhteem aalar, kuru bir tata tezghn atm, alp duruyorlar.
(Haiye-7): Hububata, tohumlara, sineklerin tohumcuklarna iarettir. Mesel
bir sinek bir kara aacn yapranda yumurtasn brakr. Birden o koca kara
aa, yapraklarn o yumurtalara bir rahm- mader, bir beik, bal gibi bir gda ile
dolu bir mahzene eviriyor. deta o meyvesiz aa, o surette zruh meyveler
veriyor.

---sh:(S:283) -------------
talardaki naka, (Haiye-8) herbirisinde btn sarayn naklar var,
btn ehrin tanzimat kanunlar var, btn memleketin tekilt
proramlar var. Demek bu naklar yapmak, btn memleketi yapmak
kadar hrikadr. yle ise herbir nak, herbir san'at, o gizli ztn bir
ilnnamesidir, bir htemidir.
Madem bir harf, ktibini gstermeksizin olmaz. San'atl bir nak,
nakkan bildirmemek olmaz. Nasl olur ki: Bir harfte koca bir kitab
yazan, bir nakta bin nak nakeden nakka, kendi kitabyla ve nakyla
bilinmesin?
ALTINCI BRHAN
Gel, bu geni ovaya kacaz (Haiye-9). te o ova iinde
yksek bir da var. stne kacaz, t btn etraf grlsn. Hem
hereyi yaknlatracak gzel drbnleri de beraber alacaz. nki bu
acib memlekette, acib iler oluyor. Her saatte hi aklmza gelmeyen iler
oluyor. te bak! Bu dalar ve ovalar ve ehirler, birden deiiyor. Hem
nasl deiiyor.. yle bir tarzda ki: Milyonlarla birbiri iinde iler gayet
muntazam surette deiiyor. deta milyonlar mtenevvi kumalar birbiri
iinde beraber dokunuyor gibi, pek acib tahavvlt oluyor. Bak, o kadar
nsiyet ettiimiz ve tandmz iekli-miekli eyler kayboldular.
Muntazaman yerlerine ve mahiyete onlara benzer, fakat surete ayr,
bakalar geldiler. deta u ova, dalar birer sahife; yzbinlerle ayr ayr
kitablar iinde yazlyor. Hem hatasz, noksansz olarak yazlyor. te, bu
iler yz derece muhaldir ki; kendi kendine olsun. Evet nihayet derecede
san'atl, dikkatli u iler, kendi kendine olmak bin derece muhaldir ki:
Kendilerinden ziyade, san'atkrlarn gsteriyorlar. Hem bunlar ileyici
yle mu'ciznma bir zttr ki, hibir i, ona ar gelmez. Bin kitab
yazmak, bir harf kadar ona kolay gelir. Bununla beraber her tarafa bak ki,
hem yle bir hikmetle hereyi yerli yerine koyuyor ve yle mkrimane
herkese lyk olduklar ltuflar yapyor; hem
(Haiye-8): ecere-i hilkatin meyvesi olan insana ve kendi aacnn proramn
ve fihristesini tayan meyveye iarettir. Zira kalem-i kudret, lemin kitab-
kebirinde ne yazm ise, icmalini mahiyet-i insaniyede yazmtr. Kalem-i
kader, da gibi bir aata ne yazm ise, trnak gibi meyvesinde dahi
dercetmitir.
(Haiye-9): Bahar ve yaz mevsiminde zeminin yzne iarettir. Zira yzbinler
muhtelif mahlukatn taifeleri, birbiri iinde beraber icad edilir, ry-i zeminde
yazlr. Galatsz, kusursuz, kemal-i intizamla deitirilir. Binler sofra-i Rahman
alr, kaldrlr, taze taze gelir. Herbir aa birer tablac, herbir bostan birer
kazan hkmne geer.

---sh:(S:284) -------------
yle ihsan-perverane umum perdeler ve kaplar ayor ki, herkesin
arzularn tatmin ediyor. Hem yle sehavet-perverane sofralar kuruyor ki,
btn bu memleketin halklarna, hayvanlarna, herbir taifesine has ve
lyk, belki herbir ferdine mahsus ismiyle ve resmiyle bir tabla-y nimet
veriliyor. te dnyada bundan muhal bir ey var m ki, bu grdmz
iler iinde tesadf iler bulunsun veya abes ve faidesiz olsun veya
mteaddid eller karsn veya ustas hereye muktedir olmasn veya
herey ona msahhar olmasn! te ey arkada! Haddin varsa buna kar
bir bahane bul!
YEDNC BRHAN
Ey arkada gel! imdi bu cz'iyat brakp, saray eklindeki bu
acib lemin eczalarnn birbirine kar olan vaziyetlerine dikkat edeceiz.
te bak: Bu lemde o derece intizam ile kll iler yaplyor ve umum
inklablar oluyor ki, deta btn bu saraydaki mevcud talar, topraklar,
aalar, herbir ey, birer fil-i muhtar gibi btn bu lemin nizamat-
klliyesini gzetip, ona gre tevfik- hareket ediyor. Birbirinden en uzak
eyler, birbirinin imdadna kouyor. te bak: Gaibden acib bir kafile
(Haiye-10) kp geliyor. Merkebleri aalara, nebatlara, dalara
benzerler. Balarnda birer tabla-y erzak tayorlar. te bak: Bu tarafta
bekleyen muhtelif hayvanatn erzaklarn getiriyorlar. Hem de bak: Bu
kubbede o azm elektrik lmbas (Haiye-11) onlara k verdii gibi,
btn taamlarn yle gzel piiriyor; yalnz, piirilecek taamlar bir dest-i
gayb tarafndan birer ipe taklp (Haiye-12) ona kar tutuluyor. Bu
tarafa da bak: Bu bare zaf, nahif, kuvvetsiz hayvancklar... Nasl
onlarn ba nnde, latif gda ile dolu iki tulumback (Haiye-13)
taklm, iki eme gibi; yalnz o kuvvetsiz mahluk, onu azna
yaptrmas kfidir.
Elhasl: Btn bu lemin btn eyas, birbirine bakar gibi,
birbirine yardm eder. Birbirini grr gibi, birbirine el-ele verir.
Birbirinin iini tekmil iin, birbirine omuz-omuza veriyor. Bel-bele verip
beraber alyorlar. Her eyi buna kyas et; ta'dad ile bitmez... te btn
bu haller, iki kerre iki drt eder derecesinde kat' gsterir ki; u saray-
acibin ustasna yani u garib lemin sahibine herey msahhardr. Her
ey

(Haiye-10): Umum hayvanatn erzakn tayan, nebatat ve ecar kafileleridir.
(Haiye-11): O azm elektrik lmbas, Gne'e iarettir.
(Haiye-12): p ve ipe taklan taam ise, aacn ince dallar ve leziz meyveleridir.
(Haiye-13): ki tulumback ise, vlidelerin memelerine iarettir.

---sh:(S:285) -------------
onun hesabna alr. Herey ona bir emirber nefer hkmndedir. Herey
onun kuvvetiyle dner. Herey onun emriyle hareket eder. Herey onun
hikmetiyle tanzim olur. Herey onun keremiyle muavenet eder. Herey
onun merhametiyle bakasnn imdadna koar, yani koturulur. Ey
arkada! Haddin varsa buna kar bir sz syle!
SEKZNC BRHAN
Gel, ey nefsim gibi kendini kl zanneden aklsz arkada! u
saray- muhteemin sahibini tanmak istemiyorsun! Halbuki herey onu
gsteriyor, ona iaret ediyor, ona ehadet ediyor. Btn bu eylerin
ehadetini nasl tekzib ediyorsun! yle ise, bu saray da inkr et ve
"lem yok, memleket yok" de ve kendini de inkr et, ortadan k. Yahut
akln bana al, beni dinle! te bak: u saray iinde bulunan ve
memleketi ihata eden yeknesak unsurlar, madenler var(Haiye-14). deta
memleketten kan herey, o maddelerden yaplyor. Demek o maddeler
kimin mlk ise, btn ondan yaplan eyler de onundur. Tarla kimin ise,
mahsult da onundur. Deniz kimin ise, iindekiler de onundur. Hem bak,
bu dokunan eyler, bu nescolunan mnakka kumalar, birtek maddeden
yaplyor. O maddeyi getiren, ihzar eden ve ip haline getiren, elbette
bilbedahe birdir. nki o i, itirak kabul etmez. yle ise btn
nescolunan san'atl eyler, ona mahsustur. Hem de bak, bu dokunan,
yaplan eylerin herbir cinsi, btn memleketin her tarafnda bulunuyor;
btn ebna-y cinsleriyle yle intiar etmi; beraber olarak birbiri iinde,
bir tarzda, bir anda yaplyor, nescediliyor. Demek birtek ztn iidir,
birtek emirle hareket ediyor. Yoksa byle bir anda, bir tarzda, bir
keyfiyette, bir heyette ittifak ve muvafakat, muhaldir. yle ise bu san'atl
eylerin herbirisi, o gizli ztn bir ilnnamesi hkmnde, onu gsteriyor.
Gya herbir iekli kuma, herbir san'atl makine, herbir tatl lokma, o
mu'ciznma ztn birer sikkesi, birer htemi, birer nian, birer turras
hkmnde; lisan- hal ile herbirisi der: "Ben kimin san'atym,
bulunduum sandklar ve dkknlar da onun mlkdr." Ve herbir nak
der: "Beni kim dokudu ise, bulunduum top da onun dokumasdr."
Herbir tatl lokma der: "Beni kim yapyor, piiriyorsa bulunduum kazan
dahi onundur." Herbir makine der: "Beni kim yapm ise, memlekette
intiar eden btn emsalimi de o yapyor ve btn memleketin her
tarafnda
(Haiye-14): Unsurlar, madenler ise pek ok muntazam vazifeleri bulunan ve
izn-i Rabban ile her muhtacn imdadna koan ve emr-i lah ile herbir yere
giren, meded veren ve hayatn levazmatn yetitiren ve zhayat emziren ve
masnuat- lahiyenin nescine, nakna mene ve mvellid ve beik olan hava, su,
ziya, toprak unsurlarna iarettir.
---sh:(S:286) -------------
bizi yetitiren, odur. Demek memleketin mliki de odur. yle ise, btn
bu memlekete, bu saraya mlik kimse, o bize mlik olabilir." Mesel,
nasl mrye mahsus tek bir palaska veyahut birtek dmeye mlik olmak
iin, onlar yapan btn fabrikalara mlik olmak lzmdr ki, onlara
hakik mlik olsun. Yoksa o boboaz babozuktan, "mr maldr" diye
elinden alnp, tecziye edilir.
Elhasl: Nasl bu memleketin anasr, memlekete muhit birer
maddedir. Onlarn mliki de, btn memlekete mlik birtek zt olabilir.
yle de, btn memlekette intiar eden san'atlar, birbirine benzedii ve
birtek sikke izhar ettikleri iin, btn memleket yznde intiar eden
masnular, herbir eye hkmeden tek bir ztn san'atlar olduunu
gsteriyorlar.
te ey arkada! Madem u memlekette, yani u saray-
muhteemde bir birlik almeti vardr; bir vahdet sikkesi var. nki bir
ksm eyler, bir iken; ihatas var. Bir ksm, mteaddid ise -fakat
birbirine benzedii ve her tarafta bulunduu iin- bir vahdet-i nev'iye
gsteriyor. Vahdet ise, bir vhidi gsterir. Demek ustas da, mliki de,
sahibi de, snii de bir olmak lzmgelir. Bununla beraber sen buna dikkat
et ki, bir perde-i gaybdan kalnca bir ip kyor.(Haiye-15) Bak, sonra
binler ipler ondan uzanm. Herbir ipin bana bak: Birer elmas, birer
nian, birer ihsan, birer hediye taklm. Herkese gre birer hediye
veriyor. Acaba bilir misin ki, byle garib bir gayb perdesinden, byle
acib ihsanat, hedayay u mahluklara uzatan zt tanmamak, ona
teekkr etmemek, ne kadar divanece bir harekettir. nki onu
tanmazsan bilmecburiye diyeceksin ki: "Bu ipler; ularndaki elmaslar,
sair hediyeleri kendileri yapyorlar, veriyorlar." O vakit her ipe, bir
padiahlk manasn vermek lzmgelir. Halbuki gzmzn nnde bir
dest-i gayb, o ipleri dahi yapp o hedayay onlara takyor. Demek btn
bu sarayda herey, kendi nefsinden ziyade, o mu'ciznma zt gsteriyor.
Onu tanmazsan, btn bu eyleri inkr etmekle, hayvandan yz derece
aa deceksin.
DOKUZUNCU BRHAN
Gel, ey muhakemesiz arkada! Sen u sarayn sahibini
tanmyorsun ve tanmak da istemiyorsun. nki istib'ad ediyorsun. Onun
acib
(Haiye-15): Kalnca bir ip, meyvedar aaca; binler ipler ise, dallarna ve ipler
bandaki elmas, nian, ihsan, hediyeler ise, ieklerin aksamna ve meyvelerin
enva'na iarettir.


---sh:(S:287) -------------
san'atlarn ve hltn, akla stramadndan inkra sapyorsun.
Halbuki asl istib'ad, asl mkilt ve hakik suubetler ve dehetli
klfetler, onu tanmamaktadr. nki onu tansak, btn bu saray, bu
lem birtek ey gibi kolay gelir, rahat olur; bu ortadaki ucuzluk ve
mebzuliyete medar olur. Eer tanmazsak ve o olmazsa, o vakit herbir
ey, btn bu saray kadar mkiltl olur. nki herey, bu saray kadar
san'atldr. O vakit ne ucuzluk ve ne de mebzuliyet kalr. Belki bu
grdmz eylerin birisi, deil elimize, hi kimsenin eline gemezdi.
Sen, yalnz u ipe taklan tatl konserve kutusuna bak.(Haiye-16) Eer
onun gizli matbaha-i mu'ciznmasndan kmasa idi, imdi krk para ile
aldmz halde, yz liraya alamazdk.
Evet btn istib'ad, mkilt, suubet, helket belki muhaliyet, onu
tanmamaktadr. nki nasl bir aaca bir kkte, bir kanunla, bir
merkezde hayat veriliyor. Binler meyvelerin teekkl, bir meyve gibi
shulet peyda eder. Eer o aacn meyveleri, ayr ayr merkeze ve kke,
ayr ayr kanunla rabtedilse, herbir meyve btn aa kadar mkiltl
olur. Hem nasl btn ordunun tehizat bir merkezde, bir kanunda, bir
fabrikadan ksa; kemmiyete bir neferin tehizat kadar kolaylar. Eer
herbir neferin ayr ayr yerlerde tehizat yaplsa, alnsa; herbir neferin
tehizat iin, btn ordunun tehizatna lzm fabrikalar bulunmas
lzmdr.
Aynen bu iki misal gibi: u muntazam sarayda, u mkemmel
ehirde, u mterakki memlekette, u muhteem lemde, btn bu
eylerin icad birtek zta verildii vakit o kadar kolay olur, o kadar hffet
peyda eder ki; grdmz nihayetsiz ucuzlua ve mebzuliyete ve
sehavete sebebiyet verir. Yoksa herey o kadar pahal, o kadar mkiltl
olacak ki, dnya verilse birisi elde edilemez.
ONUNCU BRHAN
Gel, ey bir para insafa gelmi arkada! Onbe gndr(Haiye-17)
biz buradayz. Eer u lemin nizamlarn bilmezsek, padiahn
tanmazsak; cezaya mstehak oluruz. zrmz kalmad. Zira onbe gn
(gya bize mhlet verilmi gibi) bize ilimiyorlar. Elbette biz babo
deiliz.

(Haiye-16): Konserve kutusu; kudret konserveleri olan kavun, karpuz, nar, st
kutusu hindistan cevizi gibi rahmet hediyelerine iarettir.
(Haiye-17): Onbe gn, sinn-i teklif olan onbe seneye iarettir.



---sh:(S:288) -------------
Bu derece nazik san'atl, mizanl, letafetli, ibretli masnular iinde hayvan
gibi gezip bozamayz, bize bozdurmazlar. u memleketin hametli
mlikinin elbette cezas da dehetlidir. O zt ne kadar kudretli, hametli
bir zt olduunu ununla anlaynz ki: u koca lemi, bir saray gibi
tanzim ediyor, bir dolap gibi eviriyor. u byk memleketi; bir hane
gibi, hibirey noksan brakmayarak idare ediyor. te bak, vakit-bevakit
bir kab doldurup boaltmak gibi u saray, u memleketi, u ehri kemal-
i intizamla doldurup, kemal-i hikmetle boalttryor. Bir sofray da
kaldrp indirmek gibi, koca memleketi batan baa, eit eit
sofralar,(Haiye-18) bir dest-i gayb tarafndan kaldrr, indirir tarznda
mtenevvi yemekleri sra ile getirip yedirir. Onu kaldrp bakasn
getirir, sen de gryorsun ve akln varsa anlarsn ki, o dehetli hamet
iinde hadsiz sehavetli bir kerem var.
Hem de bak ki, o gayb ztn saltanatna, birliine btn bu eyler
ehadet ettii gibi; yle de kafile kafile arkasndan gelip geen, o hakik
perde perde arkasndan alp kapanan bu inklablar, bu tahavvltlar; o
ztn devamna, bekasna ehadet eder. nki zeval bulan eya ile
beraber esbablar dahi kayboluyor. Halbuki onlarn arkasndan, onlara
isnad ettiimiz eyler, tekrar oluyor. Demek o eserler, onlarn deilmi;
belki zevalsiz birinin eserleri imi. Naslki bir rman kabarcklar
gidiyor, arkasndan gelen kabarcklar, gidenler gibi parladndan
anlalyor ki; onlar parlattran, daim ve yksek bir k sahibidir. yle
de: Bu ilerin sr'atle deimesi, arkalarndan gelenlerin ayn renk almas
gsteriyor ki; zevalsiz daim birtek ztn cilveleridir, naklardr,
yineleridir, san'atlardr.
ONBRNC BRHAN
Gel ey arkada! imdi sana gemi olan on brhan kuvvetinde
kat' bir brhan daha gstereceim. Gel, bir gemiye bineceiz;(Haiye-
19) u uzakta bir cezire var, oraya gideceiz. nki bu tlsml lemin
anahtarlar
(Haiye-18): Sofralar ise, yazda zeminin yzne iarettir ki, yzer taze taze ve ayr ayr
olarak matbaha-i rahmetten kan Rahman sofralar serilir, deiirler. Herbir bostan bir
kazan, herbir aa bir tablacdr.
(Haiye-19): Gemi tarihe ve cezire ise Asr- Saadet'e iarettir. u asrn zulmatl
sahilinde, mimsiz medeniyetin giydirdii libastan soyunup, zamann denizine girip, tarih
ve siyer sefinesine binip, Asr- Saadet ceziresine ve Ceziret-l Arab meydanna kp,
Fahr-i lem'i (A.S.M.) i banda ziyaret etmekle biliriz ki, o zt o kadar parlak bir
brhan- tevhiddir ki, zeminin batan baa yzn ve zamann gemi ve gelecek iki
yzn klandrm, kfr ve dalalet zulmatn datmtr.


---sh:(S:289) -------------
orada olacak. Hem herkes o cezireye bakyor, oradan bireyler bekliyor,
oradan emir alyorlar. te bak gidiyoruz. imdi u cezireye ktk. Bak
pek byk bir itima var. u memleketin btn bykleri buraya
toplanm gibi, mhim ihtifal grnyor. yi dikkat et. Bu cem'iyet-i
azmenin bir reisi var. Gel daha yakn gideceiz. O reisi tanmalyz. te
bak ne kadar parlak ve binden(Haiye-20) ziyade nianlar var. Ne kadar
kuvvetli sylyor. Ne kadar tatl bir sohbet ediyor. u onbe gn
zarfnda, bunlarn dediklerini ben bir para rendim. Sen de benden
ren. Bak o zt, u memleketin mu'ciznma sultanndan bahsediyor. O
sultan- zan, beni sizlere gnderdi sylyor. Bak, yle hrikalar
gsteriyor; bhe brakmyor ki, bu zt o padiahn bir memur-u
mahsusudur. Sen dikkat et ki, bu ztn syledii sz, deil yalnz u
ceziredeki mahluklar dinliyorlar, belki hrikulde suretinde btn
memlekete iittiriyor. nki uzaktan uzaa herkes buradaki nutkunu
iitmeye alyor. Deil yalnz insanlar dinliyor, belki hayvanlar da hatt
bak dalar da onun getirdii emirlerini dinliyorlar ki, yerlerinden
kmldanyorlar. u aalar, iaret ettii yere gidiyorlar. Nerede istese su
karyor. Hatt parman da bir b- kevser memesi gibi yapar; ondan
b- hayat iiriyor. Bak, u sarayn kubbe-i lsinde mhim
lmba,(Haiye-21) onun iaretiyle, bir iken ikileiyor. Demek, bu
memleket btn mevcudatyla onun memuriyetini tanyor. Onu "gayb
bir zt- mu'ciz-nmann en has ve doru bir tercmandr, bir delll-
saltanat ve tlsmnn keaf ve evamirinin tebliine emin bir elisi"
olduunu biliyor gibi, onu dinleyip itaat ediyorlar. te bu ztn her syle-
dii sz, etrafndaki btn akl banda olanlar: "Evet, evet dorudur"
derler, tasdik ederler. Belki u memlekette dalar, aalar, btn
memleketleri klandran byk nur lmbas,(Haiye-22) o ztn iaret ve
emirlerine ba emesiyle, "Evet, evet her dediin dorudur" derler.
te ey sersem arkada! u padiahn hazine-i hassasna mahsus
bin nian tayan u nuran ve muhteem ve pek cidd ztn btn
kuvvetiyle
(Haiye-20): Bin nian ise, ehl-i tahkik yannda bine bali olan mu'cizat- Ahmediyedir.
(A.S.M.)
(Haiye-21): Mhim lmba Kamer'dir ki, onun iaretiyle iki para olmu. Yani:
Mevlna Cm'nin dedii
gibi; "Hi yaz yazmayan o mmi zt, parmak kalemiyle sahife-i semavde bir elif
yazm; bir krk, iki elli yapm." Yani; akktan evvel, krk olan mime benzer; akktan
sonra iki hill oldu, elliden ibaret olan iki nuna benzedi.
(Haiye-22): Byk bir nur lmbas Gne'tir ki; arzn arktan geri dnmesiyle yeniden
Gne'in grnmesi, kucanda Peygamber'in (A.S.M.) yatmasyla ikindi namazn
klmayan mam- Ali (R.A.) o mu'cizeye binaen ikindi namazn edaen klm.
---sh:(S:290) -------------
btn memleketin ileri gelenlerinin taht- tasdikinde bahsettii bir Zt-
Mu'ciznmadan ve zikrettii evsafndan ve tebli ettii evamirinde,
hibir vecihle hilaf ve hile bulunabilir mi? Bunda hilaf- hakikat kabilse;
u saray, u lmbalar, u cemaati hem vcudlarn, hem hakikatlarn
tekzib etmek lzm gelir. Eer haddin varsa buna kar itiraz parman
uzat gr, nasl parman brhan kuvvetiyle krlp, senin gzne
sokulacak.
ONKNC BRHAN
Gel, ey bir para akl bana gelen birader! Btn onbir brhan
kuvvetinde bir brhan daha gstereceim. te bak: Yukardan inen ve
herkes ona hayretinden veya hrmetinden kemal-i dikkatle bakan, u
nuran fermana(Haiye-23) bak. O bin nianl zt, onun yanna durmu, o
fermann mealini umuma beyan ediyor. te u fermann slblar yle
bir tarzda parlyor ki, herkesin nazar- istihsann celbediyor ve yle
cidd, ehemmiyetli mes'eleleri zikrediyor ki, herkes kulak vermeye
mecbur oluyor. nki btn bu memleketi idare eden ve bu saray yapan
ve bu acaibi izhar eden ztn uunatn, ef'alini, evamirini, evsafn birer
birer beyan ediyor. O fermann heyet-i umumiyesinde bir turra-i a'zam
olduu gibi, bak herbir satrnda, herbir cmlesinde taklid edilmez bir
turra olduu misill, ifade ettii manalar, hakikatlar, emirler, hikmetler
stnde dahi, o zta mahsus birer manev htem hkmnde ona has bir
tarz grnyor.
Elhasl: O Ferman- A'zam, gne gibi o Zt- A'zam' gsterir;
kr olmayan grr.
te ey arkada! Akln bana gelmi ise, bu kadar kfi... Eer bir
szn varsa, imdi syle. O inad adam cevaben dedi ki: "Ben, senin bu
brhanlarna kar yalnz derim: "Elhamdlillah inandm. Hem gne gibi
parlak ve gndz gibi aydn bir tarzda inandm ki: u memleketin tek bir
Mlik-i Zlkemali, u lemin tek bir Sahib-i Zlcelali, u sarayn tek bir
Sni'-i Zlcemali bulunduunu kabul ettim. Allah senden raz olsun ki,
beni eski inadmdan ve divaneliimden kurtardn. Getirdiin brhanlarn
herbirisi tek bayla bu hakikati gstermeye kfi idi. Fakat herbir brhan
geldike daha revnakdar, daha irin, daha ho, daha nurani, daha gzel
marifet tabakalar, tanmak perdeleri, muhabbet pencereleri ald iin
bekledim, dinledim."
(Haiye-23): Nuran ferman Kur'ana ve stndeki turra ise i'cazna iarettir.



---sh:(S:291) -------------
Tevhidin hakikat- uzmasna ve "ment Billah" imanna iaret
eden hikye-i temsiliye tamam oldu. Fazl- Rahman, feyz-i Kur'an, nur-u
iman sayesinde tevhid-i hakiknin gneinden, hikye-i temsiliyedeki
oniki brhana mukabil, oniki lem'a ile bir mukaddemeyi gstereceiz.
...!....!..
* * *
































---sh:(S:292) -------------


Yirmiikinci Szn
kinci Makam

Mukaddeme


...........!.-
......!..!...!
.-..!.....:....._.!.-..
...-....!........-.........
,......... .......-......

Erkn- imaniyenin kutb-u a'zam olan iman- billaha dair "Katre
Risalesi"nde, u mevcudatn herbirisi, ellibe lisanla Cenab- Hakk'n
vcub-u vcuduna ve vahdaniyetine delalet ve ehadetlerini icmalen
beyan etmiiz. Hem "Nokta Risalesi"nde, Cenab- Hakk'n delail-i vcub
ve vahdaniyetinden, herbirisi bin brhan kuvvetinde drt brhan- kll
zikretmiiz. Hem oniki kadar arab risalelerimde, Cenab- Hakk'n vcub-
u vcudunu ve vahdaniyetini gsteren yzler kat' brhanlar
zikrettiimizden, imdi onlara iktifaen derin tedkikata girimeyeceiz.
Yalnz u Yirmiikinci Sz'de Risalet-n Nur'da icmalen yazdm oniki
lem'ay, iman- billah gneinden gstermee alacaz.
Birinci Lem'a: Tevhid iki ksmdr. Mesel: Naslki bir arya
ve bir ehre byk bir ztn mtenevvi mallar gelse, iki eitle onun



---sh:(S:293) -------------
mal olduu bilinir. Biri; icmal, miyanedir ki: "Bu kadar azm mal,
ondan baka kimsenin haddi deil ki sahib olabilsin." Fakat byle mi bir
adamn nezaretinde ok hrszlk olabilir. Paralarna ok adamlar sahib
kabilir. kinci eit odur ki; her denk zerinde yazy okur, her bir top
stnde turray tanr, herbir iln stnde mhrn bilir bir surette
"Herey o ztndr" der. te u halde herbir ey o zt manen gsterir.
Aynen yle de: Tevhid dahi iki eittir.
Biri: Tevhid-i mi ve zahirdir ki, "Cenab- Hak birdir, eriki
naziri yoktur, bu kinat onundur."
kincisi: Tevhid-i hakikdir ki, herey stnde sikke-i kudretini ve
htem-i rububiyetini ve nak- kalemini grmekle dorudan doruya
hereyden onun nuruna kar bir pencere ap onun birliine ve her ey
onun dest-i kudretinden ktna ve uluhiyetinde ve rububiyetinde ve
mlknde hibir vechile, hibir eriki ve muini olmadna, uhuda yakn
bir yakn ile tasdik edip iman getirmektir ve bir nevi huzur-u daim elde
etmektir. Biz dahi u Sz'de, o hlis ve l tevhid-i hakikyi gsterecek
ualar zikredeceiz.
Birinci nkte iinde bir ihtar: Ey esbab-perest gafil! Esbab, bir
perdedir. nki izzet ve azamet yle ister. Fakat i gren, kudret-i
Samedaniyedir. nki tevhid ve celal yle ister ve istiklali iktiza eder.
Sultan- Ezel'nin memurlar, saltanat- rububiyetin icraatlar
deillerdir. Belki o saltanatn dellllardrlar ve o rububiyetin temaager
nzrlardrlar. Ve o memurlar, o vastalar; kudretin izzetini, rububiyetin
hametini izhar iindir. T umr-u hasise ile kudretin mbaereti
grnmesin. Acz-ld, fakr-pie olan insan bir sultan gibi, acz ve ihtiya
iin memurlar erik-i saltanat etmi deildir. Demek esbab vaz'edilmi,
t akln nazar- zahirsine kar kudretin izzeti muhafaza edilsin. Zira
yinenin iki vehi gibi, hereyin bir "mlk" ciheti var ki, yinenin
mlevven yzne benzer. Muhtelif renklere ve hlta medar olabilir. Biri
"melekt"tur ki, yinenin parlak yzne benzer. Mlk ve zahir vehinde,
kudret-i Samedaniyenin izzetine ve kemaline mnaf hlt vardr. Esbab,
o hlta hem merci, hem medar olmak iin vaz'edilmiler. Fakat
melektiyet ve hakikat canibinde, herey effaftr, gzeldir. Kudretin
bizzt mbaeretine mnasibdir, izzetine mnaf deildir. Onun iin
esbab srf zahirdir, melektiyette ve hakikatte tesir-i hakikleri yoktur.
Hem esbab- zahiriyenin dier bir hikmeti udur ki: Haksz
ekvalar


---sh:(S:294) -------------
ve btl itirazlar dil-i Mutlak'a tevcih etmemek iin, o ekvalara, o
itirazlara hedef olacak esbab vaz'edilmitir. nki kusur onlardan
kyor, onlarn kabiliyetsizliinden ileri geliyor. Bu srra bir misal-i latif
suretinde bir temsil-i manev rivayet ediliyor ki: Hazret-i Azrail
Aleyhisselm, Cenab- Hakk'a demi ki: "Kabz- ervah vazifesinde senin
ibadn benden ekva edecekler, benden ksecekler." Cenab- Hak lisan-
hikmetle ona demi ki: "Seninle ibadmn ortasnda, musibetler,
hastalklar perdesini brakacam. T ekvalar onlara gidip senden
ksmesinler." te bak, nasl hastalklar perdedir; ecelde tevehhm olunan
fenalklara mercidirler ve kabz- ervahta hakikat olarak olan hikmet ve
gzellik, Azrail Aleyhisselm'n vazifesine mtealliktir. yle de: Hazret-i
Azrail dahi bir perdedir. Kabz- ervahta zahiren merhametsiz grnen ve
rahmetin kemaline mnasib dmeyen baz hlta merci olmak iin, o
memuriyete bir nzr ve kudret-i lahiyeye bir perdedir. Evet izzet ve
azamet ister ki, esbab perdedar- dest-i kudret ola akln nazarnda...
Tevhid ve celal ister ki; esbab ellerini eksinler tesir-i hakikden...
kinci Lem'a: Bak u kinat bostanna, u zeminin bana, u
semann yldzlarla yaldzlanm gzel yzne dikkat et!. Greceksin ki,
bir Sni'-i Zlcelal'in, bir Ftr- Zlcemal'in, o serilmi ve serpilmi
masnuattan herbir masnu stnde Hlk- Kll-i ey'e mahsus bir sikkesi
ve herbir mahluku stnde Sni'-i Kll-i ey'e has bir htemi ve kalem-i
kudretin birer menuru olan sahaif-i leyl nehar, yaz ve baharda yazlan
tabakat- mevcudat stnde taklid kabul etmez bir turra-i garras vardr.
imdi o sikkelerden, o htemlerden, o turralardan nmune olarak
birkan zikredeceiz. Mesel: Hesabsz sikkelerinden, hayat zerinde
koyduu ok sikkelerinden u sikkeye bak ki: "Bir eyden herey yapar,
hem hereyden birtek ey yapar." nki nutfe suyundan ve hem iilen
basit bir sudan, hesabsz za ve cihazat- hayvaniyeyi yapar. te bireyi
herey yapmak elbette bir Kadr-i Mutlak'n iidir. Hem yenilen hadsiz
taamlardan, -o taam ise hayvan olsun, nebat olsun- o mteaddid
maddeleri, has bir cisme kemal-i intizam ile eviren ve ondan mahsus bir
cild nesceden ve ondan basit cihazlar yapan; elbette bir Kadr-i Kll-i
ey'dir ve Alm-i Mutlak'tr. Evet, Hlk- Mevt ve Hayat, u destgh-
dnyada, hikmetiyle hayat yle bir kanun-u emriye-i mu'ciz-nma ile
idare ediyor ki, o kanunu tatbik ve icra etmek; btn kinat kabza-i
tasarrufunda tutan bir zta mahsustur.
te eer akln snmemi ise, kalbin kr olmam ise anlarsn ki;
bir eyi kemal-i shulet ve intizamla herey yapan ve hereyi kemal-i
mizan ve intizamla san'atkrane birtek ey yapan, hereyin Sniine has
---sh:(S:295) -------------
ve Hlk- Kll-i ey'e mahsus bir sikkedir. Mesel grsen: Hrika-pie
bir zt, bir dirhem pamuktan yz top uha ve ipek veya patiska gibi
mtenevvi sair kumalar o tek dirhem pamuktan nescetmekle beraber;
helva, baklava gibi ok taamlar dahi ondan yapyor. Sonra grsen ki o
zt, demiri ve ta, bal ve ya, suyu ve topra avucuna alr, bir gzel
altun yapar. Elbette kat'iyyen hkmedeceksin ki o zt, yle kendine has
bir san'ata mliktir; btn anasr- arziye, onun emrine msahhar ve
btn mevalid-i trabiye, onun hkmne bakar. Evet hayattaki tecelli-i
kudret ve hikmet, bu misalden bin derece daha acibdir.
te hayat stndeki ok sikkelerden birtek sikke...
nc Lem'a: Bak, u kinat- seyyalede, u mevcudat-
seyyarede cevelan eden zhayatlara! Greceksin ki: Btn zhayatlardan
herbir zhayat stnde Hayy- Kayyum'un koyduu ok htemleri vardr.
O htemlerden bir htemi udur ki: O zhayat, mesel u insan, deta
kinatn bir misal-i musaggar, ecere-i hilkatin bir semeresi ve u lemin
bir ekirdei gibi ki, enva'- lemin ekser nmunelerini cmi'dir. Gya o
zhayat btn kinattan gayet hassas mizanlarla szlm bir katredir.
Demek, u zhayat halketmek ve ona Rab olmak, btn kinat kabza-i
tasarrufunda tutmak lzmgelir.
te, eer akln evhamda boulmam ise anlarsn ki: Bir kelime-i
kudreti, mesel "bal ars"n ekser eyaya bir nevi kk fihriste yapmak
ve bir sahifede mesel "insan"da u kitab- kinatn ekser mes'elelerini
yazmak, hem bir noktada mesel kck "incir ekirdei"nde koca incir
aacnn proramn dercetmek ve bir harfte mesel "kalb-i beer"de u
lem-i kebirin safahatnda tecelli ve ihata eden btn esmann srn
gstermek ve bir mercimek tanesi kadar mevki tutan "kuvve-i hfza-i
insaniyede" bir ktbhane kadar yaz yazdrmak ve btn hdisat-
kevniyenin mufassal fihristesini o kuvvecikte dercetmek, elbette ve
elbette Hlk- Kll-i ey'e has ve bu kinatn Rabb-i Zlcelal'ine mahsus
bir htemdir.
te zhayat stnde olan pek ok htem-i Rabbanden birtek
htem, byle nurunu gsterse ve onun ytn yle okuttursa, acaba
birden btn o htemlere bakabilsen, grebilsen:
..L!..:..-..-..
demeyecek misin?
Drdnc Lem'a: Bak, u semavatn denizinde yzen ve u
zeminin

---sh:(S:296) -------------
yznde serpilen rengrenk mevcudata ve eit eit masnuata dikkat et!
Greceksin ki; herbiri stnde ems-i Ezel'nin taklid kabul etmez
turralar vardr. Nasl hayatta sikkeleri, zhayatta htemleri grnyor ve
bir-ikisini grdk. hya stnde dahi yle turralar vardr. Temsil, derin
manalar fehme yaknlatrdndan bir temsil ile u hakikat
gstereceiz.
Mesel, Gne seyyarelerden tut t katrelere kadar, t camn
kk paralarna kadar ve kar'n parlak zerreciklerine kadar u Gne'in
misaliyesinden ve in'ikasndan bir turras, Gne'e mahsus bir eser-i
nuranisi grnyor. ayet o hadsiz eylerde grnen gneiklerini,
Gne'in cilve-i in'ikas ve tecelli-i aksi olduunu kabul etmezsen, o vakit
herbir katrede ve ziyaya maruz herbir cam parasnda ve a mukabil
her effaf bir zerrecikte; tabi, hakik bir Gne'in vcudunu bil'asale
kabul etmek gibi gayet derece bir divanelikle, nihayetsiz bir belhete
dmekliin lzm gelir.
yle de: ems-i Ezel'nin tecelliyat- nuraniyesinden "ihya" yani
"hayat vermek" cihetinde, herbir zhayat stnde yle bir turras vardr
ki; faraza btn esbab toplansa ve birer fil-i muhtar kesilseler, yine o
turray taklid edemezler. Zira herbiri birer mu'cize-i kudret olan
zhayatlar, herbiri o ems-i Ezel'nin ualar hkmnde olan esmasnn
nokta-i mihrakyesi suretindedir. Eer zhayat stnde grnen o nak-
acib-i san'at, o nazm- garib-i hikmeti ve o tecelli-i srr- ehadiyeti, Zt-
Ehad-i Samed'e verilmedii vakit; herbir zhayatta, hatt bir sinekte, bir
iekte nihayetsiz bir kudret-i ftra iinde saklandn ve hereyi muhit
bir ilim bulunduunu ve kinat idare edecek bir irade-i mutlaka onda
mevcud olduunu, belki Vcib-l Vcud'a mahsus bki sfatlar dahi
onlarn iinde bulunduunu kabul etmek, deta o iein, o sinein herbir
zerresine bir uluhiyet vermek gibi dalaletin en eblehesine, hurafatn en
ahmakasna bir derekesine dmek lzm gelir. Zira o eyin zerrelerine,
hususan tohum olsalar, yle bir vaziyet verilmi ki; o zerre, cz' olduu
zhayata bakar, onun nizamna gre vaziyet alr. Belki o zhayatn btn
nev'ine bakar gibi, o nev'in devamna yarayacak her yerde zer'etmek ve
nev'inin bayran dikmek iin kanatklarla kanatlanmak gibi bir
keyfiyet alr. Belki o zhayat alkadar ve muhta olduu btn
mevcudata kar muameltn ve mnasebat- rzkyesini devam ettirecek
bir vaziyet tutuyor.
te eer o zerre, bir Kadr-i Mutlak'n memuru olmazsa ve nisbeti
o Kadr-i Mutlak'tan kesilse; o vakit o zerreye, hereyi grr bir gz,
hereye muhit bir uur vermek lzmdr.
---sh:(S:297) -------------
Elhasl: Nasl u katrelerde ve camn zerreciklerinde olan
gneikler ve eit eit renkler, Gne'in cilve-i aksine ve in'ikasnn
tecellisine verilmezse, birtek Gne'e mukabil nihayetsiz gneleri kabul
etmek lzm gelir. Muhal ender muhal bir hurafeyi kabul etmek iktiza
eder. Aynen bunun gibi, eer herey Kadr-i Mutlak'a verilmezse, birtek
Allah'a mukabil nihayetsiz belki zerrat- kinat adedince ilahlar kabul
etmek gibi, yz derece muhal iindeki bir muhali mevcud kabul etmek
gibi bir divanelik hezeyanna dmek lzm gelir.
Elhasl: Herbir zerreden pencere, ems-i Ezel'nin nur-u
vahdaniyetine ve vcub-u vcuduna alr.
Birinci Pencere: Herbir zerre; bir nefer gibi asker dairelerinin
herbirinde, yani takmnda, blnde, taburunda, alaynda, frkasnda,
ordusunda herbirisinde bir nisbeti, o nisbete gre bir vazifesi ve o
vazifeye gre nizam dairesinde bir hareketi olduu gibi...
Hem mesel: Senin gzbebeindeki o camid zerrecik dahi, senin
gznde, banda, vcudunda ve kuvve-i mvellide, kuvve-i cazibe,
kuvve-i dafia, kuvve-i musavvire gibi deveran- deme ve his ve harekeye
hizmet eden evride ve erayin ve sair asablarda, hem senin nev'inde, il
hir.. birer nisbeti, birer vazifesi bulunduunu, bilbedahe bir Kadr-i
Ezel'nin eser-i sun'u ve memur-u muvazzaf ve taht- tedbirinde
olduunu, kr olmayan gze gsterir.
kinci Pencere: Havadaki herbir zerre, herbir iei, herbir
meyveyi ziyaret edebilir. Hem her iee, her meyveye girer ileyebilir.
Eer hereyi grr ve bilir bir Kadr-i Mutlak'n memur-u msahhar
olmasa, o serseri zerre, btn meyvelerin, ieklerin cihazatn ve
yaplmasn ve ayr ayr san'atlarn ve onlara giydirilen suretlerin
terziliini ve hyatat- kmile-i muhita-i san'atn bilmek lzm gelir. te
u zerre, bir gne gibi bir nur-u tevhidin uan gsteriyor. Ziyay,
havaya; mi, traba kyas et.
Zten eyann asl mene'leri, u drt maddedir: Yeni hikmetle
mvellid-l ma, mvellid-l humuza, karbon, azottur ki, bu anasr
evvelki unsurlarn eczalardr.
nc Pencere: Zerrelerden mrekkeb bir para toprak, herbir
iekli ve meyveli nebatatn nev nemasna mene olabilir bir kseyi o
zerreciklerden doldursan, btn dnyadaki her nevi iek ve meyveli





---sh:(S:298) -------------
nebatatn tohumcuklar ki, o tohumcuklar hayvanatn nutfeleri gibi ayr
ayr eyler deil, nutfeler bir su olduu gibi, o tohumlar da karbon, azot,
mvellid-l m, mvellid-l humuzadan mrekkeb, mahiyete birbirinin
misli, keyfiyete birbirinden ayr, yalnz kader kalemiyle srf manev
olarak aslnn proram tevdi edilmi. te o tohumlar nbetle o kseye
koysak, herbiri hrika cihazatyla, ekal ve vaziyetiyle zuhur edeceini,
vuku bulmu gibi inanrsn. Eer o zerreler herbir eyin herbir hal ve
vaziyetini bilen ve hereye (ona) lyk vcudu ve vcudun levazmatn
vermeye kadir ve kudretine nisbeten herey kemal-i shuletle msahhar
olan bir ztn memuru ve emirber bir vazifedar olmazlarsa, o topran
herbir zerresinde, ya btn iekli ve meyvedarlarn adedince manev
fabrikalar ve matbaalar iinde bulunmas lzm gelir ki, o cihazatlar ve
ekalleri birbirinden uzak ve birbirinden ayr mevcudat- muhtelifeye
mene' olabilsin. Veya btn o mevcudata muhit bir ilim ve btn onlarn
tekiltna muktedir olacak bir kudret vermek lzmdr. T btn onlarn
tekilatna medar olsun. Demek Cenab- Hak'tan nisbet kesilse, topran
zerrat adedince ilahlar kabul edilmesi lzm gelir. Bu ise bin defa muhal
iinde muhal bir hurafedir. Fakat memur olduklar vakit ok kolaydr.
Nasl bir sultan- azmin bir di neferi, o padiahn namyla ve onun
kuvvetiyle bir memleketi hicret ettirebilir, iki denizi birletirebilir, bir
ah esir edebilir. yle de; Ezel ve Ebed Sultan'nn emriyle, bir sinek bir
Nemrud'u yere serer, bir karnca bir Firavun'un sarayn harab eder, yere
atar. Bir incir ekirdei, bir incir aacn yklenir.
Hem herbir zerrede, vcub ve vahdet-i Sni'a iki ahid-i sadk
daha var. Birisi; herbir zerre, acz-i mutlakyla beraber pek byk ve pek
mtenevvi vazifeleri kaldryor ve cmudiyeti ile beraber bir uur-u kll
gsteren intizamperverane nizam- umumye tevfik-i hareket eder.
Demek herbir zerre, lisan- acziyle Kadr-i Mutlak'n vcub-u vcuduna
ve nizam- lemi gzetmesiyle vahdetine ehadet eder.
.!..-.............
...-......!-.
Evet herbir zhayatta; biri Ehadiyet sikkesi, dieri Samediyet
turras bulunuyor. Zira bir zhayat ekser kinatta cilveleri grnen esmay
birden kendi yinesinde gsteriyor. deta bir nokta-i mihrakye
hkmnde, Hayy- Kayyum'un tecelli-i ism-i a'zamn gsteriyor. te


---sh:(S:299) -------------
ehadiyet-i ztiyeyi, Muhy perdesi altnda bir nevi glgesini
gsterdiinden, bir sikke-i ehadiyeti tayor. Hem o zhayat, bu kinatn
bir misal-i musaggar ve ecere-i hilkatn bir meyvesi hkmnde olduu
iin, kinat kadar ihtiyacatn birden kolaylkla kck daire-i hayatna
yetitirmek, Samediyet turrasn gsteriyor. Yani o hal gsteriyor ki,
onun yle bir Rabbi var ki; ona, hereye bedel bir tevecch var ve btn
eyann yerini tutar bir nazar var. Btn eya, onun bir tevecchnn
yerini tutamaz.
......:!.:.,-.
.-..:!.!......:...
Hem o hal gsteriyor ki: Onun o Rabbi, hibir eye muhta
olmad gibi, hazinesinden hibir ey eksilmez ve kudretine de hi bir
ey ar gelmez. te Samediyetin glgesini gsteren bir nevi turras...
Demek herbir zhayatta; bir sikke-i Ehadiyet, bir turra-i
Samediyet vardr. Evet herbir zhayat, hayat lisanyla
...! .- ..
okuyor. Bu iki sikkeden baka, birka pencere-i mhimme de var. Baka
bir yerde tafsil edildii iin burada ihtisar edildi.
Madem u kinatn herbir zerresi byle pencereyi ve iki delii
ve hayat dahi iki kapy birden Vcib-l Vcud'un vahdaniyetine ayor,
zerreden t emse kadar tabakat- mevcudat, Zt- Zlcelal'in envr-
marifetini ne suretle nerettiini kyas edebilirsin.
te marifetullahta terakkiyat- maneviyenin derecatn ve huzurun
meratibini bundan anla ve kyas et.
Beinci Lem'a: Naslki bir kitab eer yazma ve mektub olsa,
onun yazmasna bir kalem kfidir. Eer basma ve matbu olsa, o kitabn
hurufat adedince kalemler, yani demir harfler lzmdr. T o kitab
tab'edilip vcud bulsun. Eer o kitabn baz harflerinde gayet ince bir hat
ile o kitabn ekseri yazlm ise -Sure-i Ysin, lafz- Ysin'de yazld
gibi- o vakit btn o demir harflerin kckleri, o tek harfe lzmdr, t
tab'edilsin. Aynen yle de: u kitab- kinat, kalem-i kudret-i
Samedaniyenin yazmas ve Zt- Ehadiyet'in mektubu desen, vcub
derecesinde bir shulet ve lzum derecesinde bir makuliyet yoluna
gidersin.


---sh:(S:300) -------------
Eer tabiata ve esbaba isnad etsen, imtina derecesinde suubetli ve muhal
derecesinde mkiltl ve hibir vehim kabul etmeyen hurafatl yle bir
yola gidersin ki; tabiat iin herbir cz' toprakta, herbir katre suda, herbir
para havada, milyarlarca maden matbaalar ve hadsiz manev fabrikalar
bulunmas lzm. T ki, hesabsz iekli, meyveli masnuatn tekiltna
mazhar olabilsin. Yahut hereye muhit bir ilim, hereye muktedir bir
kuvvet, onlarda kabul etmek lzm gelir. T u masnuata hakik masdar
olabilsin. nki topran ve suyun ve havann herbir cz', ekser
nebatata mene olabilir. Halbuki herbir nebat -meyveli olsa, iekli olsa-
tekilt o kadar muntazamdr, o kadar mevzundur, o kadar birbirinden
mmtazdr, o kadar keyfiyete birbirinden ayrdr ki; herbirisine, yalnz
ona mahsus birer ayr manev fabrika veya ayr birer matbaa lzmdr.
Demek tabiat, mistarlktan masdarla ksa; herbir eyde btn eylerin
makinelerini bulundurmaa mecburdur. te bu tabiatperestlik fikrinin
esas, yle bir hurafattr ki, hurafeciler dahi ondan utanyorlar. Kendini
kl zanneden ehl-i dalaletin, nasl nihayetsiz hezeyanl bir aklszlk
iltizam ettiklerini gr, ibret al!..
Elhasl: Nasl bir kitabn herbir harfi, kendi nefsini bir harf kadar
gsterip ve kendi vcuduna tek bir suretle delalet ediyor ve kendi ktibini
on kelime ile tarif eder ve ok cihetlerle gsterir. Mesel: "Benim
ktibimin hsn- hatt var: Kalemi krmzdr, yledir byledir" der.
Aynen yle de: u kitab- kebir-i lemin herbir harfi, kendine cirmi kadar
delalet eder ve kendi sureti kadar gsterir. Fakat Nakka- Ezel'nin
esmasn, bir kaside kadar tarif eder ve keyfiyetleri adedince iaret
parmaklaryla o esmay gsterir, msemmasna ehadet eder. Demek hem
kendini, hem btn kinat inkr eden safsatac gibi bir ahmak, yine
Sni'-i Zlcelal'in inkrna gitmemek gerektir!..
Altnc Lem'a: Hlk- Zlcelal'in naslki mahlukatnn her bir
ferdinin banda ve masnuatnn herbir cz'nn cebhesinde, ehadiyetinin
sikkesini koymutur. (Naslki gemi lem'alarda bir ksmn grdn.)
yle de; herbir nev'in stnde ok sikke-i ehadiyet, herbir kll stnde
mteaddid htem-i vhidiyet, t mecmu-u lem stnde mtenevvi turra-i
vahdet, gayet parlak bir surette koymutur. te pek ok sikkelerden ve
htemlerden ve turralardan, sath- Arz sahifesinde bahar mevsiminde
vaz'edilen bir sikke, bir htemi gstereceiz. yle ki:
Nakka- Ezel, zeminin yznde yaz, bahar zamannda en az yzbin
nebatat ve hayvanatn enva'n, nihayetsiz ihtilat, karklk iinde



---sh:(S:301) -------------
nihayet derecede imtiyaz ve tehis ile ve gayet derecede intizam ve tefrik
ile hair ve neretmesi, bahar gibi zahir ve bahir parlak bir sikke-i
tevhiddir. Evet bahar mevsiminde lm arzn ihyas iinde, yzbin
harin nmunelerini kemal-i intizam ile icad etmek ve arzn sahifesinde
birbiri iinde yzbin muhtelif enva'n efradn hatasz ve sehivsiz,
galatsz, noksansz, gayet mevzun, manzum, gayet muntazam ve
mkemmel bir surette yazmak, elbette nihayetsiz bir kudrete ve muhit bir
ilme ve kinat idare edecek bir iradeye mlik bir Zt- Zlcelal'in, bir
Kadr-i Zlkemal'in ve bir Hakm-i Zlcemal'in sikke-i mahsusas
olduunu zerre miktar uuru bulunann derketmesi lzmgelir. Kur'an-
Hakm ferman ediyor ki:
.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.
Evet zeminin diriltilmesinde, yz bin harin nmunelerini,
birka gn zarfnda yapan, gsteren Kudret-i Ftraya; elbette insann
hari ona gre kolay gelir. Mesel: Gelincik Da'n ve Sbhan Da'n
bir iaretle kaldran bir Zt- Mu'ciznmaya, "u dereden, yolumuzu
kapayan u koca ta kaldrabilir misin?" denilir mi? yle de: Gk ve da
ve yeri alt gnde icad eden ve onlar vakit-bevakit doldurup boaltan bir
Kadr-i Hakm'e, bir Kerim-i Rahm'e: "Ebed tarafndan ihzar edilip
serilmi, kendi ziyafetine gidecek yolumuzu seddeden u toprak
tabakasn stmzden kaldrabilir misin? Yeri dzeltip bizi ondan
geirebilir misin?" stib'ad suretinde sylenir mi?
u zeminin yznde yaz zamannda bir sikke-i tevhidi grdn.
imdi bak! Gayet basrane ve hakmane zeminin yzndeki u tasarrufat-
azme-i bahariye stnde, bir htem-i vhidiyet gayet aikre
grnyor. nki u icraat, bir vs'at-i mutlaka iinde ve o vs'atle
beraber bir sr'at-i mutlaka ile ve sr'at ile beraber bir sehavet-i mutlaka
iinde grnen intizam- mutlak ve kemal-i hsn- san'at ve
mkemmeliyet-i hilkat; yle bir htemdir ki, gayr- mtenah bir ilim ve
nihayetsiz bir kudret sahibi ona sahib olabilir. Evet gryoruz ki; btn
yeryznde bir vs'at-i mutlaka iinde bir icad, bir tasarruf, bir faaliyet
var. Hem o vs'at iinde, bir sr'at-i mutlaka ile ileniyor. Hem o sr'at ve
vs'atle beraber teksir-i efradda bir sehavet-i mutlaka grnyor. Hem o
sehavet ve vs'at ve sr'atle beraber bir shulet-i mutlaka grnyor.
Hem o sehavet ve shulet ve sr'at ve vs'atle beraber; herbir nevide,

---sh:(S:302) -------------
herbir ferdde grnen bir intizam- mutlak ve gayet mmtaz bir hsn-
san'at ve nihayet ihtilat iinde bir imtiyaz- etemm ve gayet mebzuliyet
iinde gayet kymetdar eserler ve gayet geni daire iinde tam bir
muvafakat ve gayet shulet iinde gayet san'atkrane bedialar icad
etmek, bir anda, her yerde, bir tarzda, her ferdde bir san'at- hrika, bir
faaliyet-i mu'ciz-nma gstermek; elbette ve elbette yle bir ztn
htemidir ki, hibir yerde olmad halde, heryerde hazr, nzrdr. Hi
bir ey ondan gizlenmedii gibi, hibir ey ona ar gelmez. Zerrelerle
yldzlar, onun kudretine nisbeten msavidirler.
Mesel: O Rahm-i Zlcemal'in baistan- kereminden,
mu'cizatnn salkmlarndan bir tanecik hkmnde grdm iki parmak
kalnlnda bir zm asmasna aslm olan salkmlar saydm: Yz
ellibe kt. Bir salkmn tanesini saydm: Yzyirmi kadar oldu.
Dndm, dedim: "Eer bu asma ubuu, ball su musluu olsa, daim
su verse, u hararete kar o yzer rahmetin urub tulumbacklarn
emziren salkmlara ancak kifayet edecek. Halbuki, bazan az bir rutubet
ancak eline geer. te bu ii yapan, hereye kadir olmak lzmgelir.
..-!-...-..-..
Yedinci Lem'a: Bak, nasl sahife-i Arz stnde Zt- Ehad-i
Samed'in htemlerini az dikkatle grebilirsin. Ban kaldr, gzn a,
u kinat kitab- kebirine bir bak; greceksin ki: O kinatn heyet-i
mecmuas stnde, bykl nisbetinde bir vuzuh ile htem-i vahdet
okunuyor. nki u mevcudat bir fabrikann, bir kasrn, bir muntazam
ehrin eczalar ve efradlar gibi bel-bele verip, birbirine kar muavenet
elini uzatp, birbirinin sual-i hacetine "Lebbeyk! Ba stne" derler. Elele
verip, bir intizam ile alrlar. Babaa verip, zevilhayata hizmet ederler.
Omuz-omuza verip, bir gayeye mteveccihen bir Mdebbir-i Hakm'e
itaat ederler. Evet Gne ve Ay'dan, gece ve gndzden, k ve yazdan
tut, t nebatatn, muhta ve a hayvanlarn imdadna gelmelerinde ve
hayvanlarn zaf, erif insanlarn imdadna komalarnda, hatt mevadd-
gdaiyenin latif, nahif yavrularn ve meyvelerin imdadna umalarnda, t
zerrat- taamiyenin hceyrat- beden imdadna gemelerinde cari olan bir
dstur-u teavnle hareketleri, btn btn kr olmayana gsteriyorlar ki;
gayet kerim birtek Mrebbi'nin kuvvetiyle, gayet hakm birtek
Mdebbir'in emriyle hareket ediyorlar.
te u kinat iinde cri olan bu tesand, bu teavn, bu tecavb,


---sh:(S:303) -------------
bu teanuk, bu msahhariyet, bu intizam, birtek Mdebbir'in tertibiyle
idare edildiklerine ve birtek Mrebbi'nin tedbiriyle sevk edildiklerine
kat'iyyen ehadet etmekle beraber; u bilbedahe san'at- eyada grnen
hikmet-i mme iindeki inayet-i tmme ve o inayet iinde parlayan
rahmet-i vasia ve o rahmet stnde serilen ve rzka muhta herbir
zhayata onun hacetine lyk bir tarzda iae etmek iin serpilen erzak ve
iae-i umum, yle parlak bir htem-i tevhiddir ki, btn btn akl
snmeyen anlar ve btn btn kr olmayan grr. Evet, kasd ve uur ve
iradeyi gsteren bir perde-i hikmet, umum kinat kaplam ve o perde-i
hikmet stnde ltuf ve tezyin ve tahsin ve ihsan gsteren bir perde-i
inayet serilmitir ve o mzeyyen perde-i inayet stnde kendini
sevdirmek ve tanttrmak, in'am ve ikram etmek lem'alarn gsteren bir
hulle-i rahmet, kinat iine almtr ve o mnevver perde-i rahmet-i
mme stne serilen ve terahhumu ve ihsan ve ikram ve kemal-i efkat
ve hsn- terbiyeyi ve ltf-u rububiyeti gsteren bir sofra-i erzak-
umumiye dizilmitir.
Evet u mevcudat, zerrelerden gnelere kadar; ferdler olsun
neviler olsun, kk olsun byk olsun, semerat ve gayatla ve faideler ve
maslahatlarla mnakka bir kuma- hikmetten muhteem bir gmlek
giydirilmi ve o hikmet-nma suret gmlei stnde ltuf ve ihsan
iekleriyle mzeyyen bir hulle-i inayet her eyin kametine gre biilmi
ve o mzeyyen hulle-i inayet zerine tahabbb ve ikram ve tahannn ve
in'am lem'alaryla mnevver, rahmet nianlar taklm ve o mnevver ve
murassa nianlar ihsan etmekle beraber, zeminin yznde btn
zevilhayatn taifelerine kfi, btn hacetlerine vfi bir sofra-i rzk-
umum kurulmutur. te u i, Gne gibi aikre, nihayetsiz Hakm,
Kerim, Rahm, Rezzak bir Zt- Zlcemal'e iaret edip gsteriyor.
yle mi? Herey rzka muhta mdr?
Evet, bir ferd rzka ve devam- hayata muhta olduu gibi, gryoruz ki:
Btn mevcudat- lem, bahusus zhayat olsa, kll olsun cz' olsun, kll
olsun cz' olsun; vcudunda, bekasnda, hayatnda ve idame-i hayatta
maddeten ve manen ok metalibi var, ok levazmat var. ftikarat ve
ihtiyacat yle eylere var ki, en ednasna o eyin eli yetimedii, en
kk matlubuna o eyin kuvveti kfi gelmedii bir halde, gryoruz ki:
Btn metalibi ve erzak- maddiye ve maneviyesi
...-....-.
ummad yerlerden kemal-i intizamla ve vakt-i

---sh:(S:304) -------------
mnasibde ve lyk bir tarzda kemal-i hikmetle ellerine veriliyor. te bu
iftikar ve ihtiyac- mahlukat ve bu tarzda imdad ve iane-i gaybiye, acaba
Gne gibi bir Mrebbi-i Hakm-i Zlcelal'i, bir Mdebbir-i Rahm-i
Zlcemal'i gstermiyor mu?
Sekizinci Lem'a: Naslki bir tarlada ekilen bir nevi tohum delalet
eder ki: O tarla herhalde tohum sahibinin taht- tasarrufunda olduunu;
hem o tohumu dahi, tarla mutasarrfnn taht- tasarrufunda olduunu
gsterir. yle de: u anasr denilen mezraa-i masnuat, vhidiyet ve
besatet ile beraber, klliyet ve ihatalar ve u mahlukat denilen semerat-
rahmet ve mu'cizat- kudret ve kelimat- hikmet olan nebatat ve hayvanat,
mmaselet ve mabehetleriyle beraber ok yerlerde intiar, her tarafta
bulunup tavattunlar; tek bir Sni'-i Mu'ciznma'nn taht- tasarrufunda
olduklarn yle bir tarzda gsteriyor ki; gya herbir iek, herbir semere,
herbir hayvan, o Sniin birer sikkesidir, birer htemidir, birer turrasdr.
Her nerede bulunsa, lisan- haliyle herbirisi der ki: "Ben kimin
sikkesiyim, bu yer dahi onun masnuudur. Ben kimin htemiyim, bu
mekn dahi onun mektubudur. Ben kimin turrasym, bu vatanm dahi
onun mensucudur." Demek en edna bir mahluka rububiyet; btn anasr
kabza-i tasarrufunda tutana mahsustur ve en basit bir hayvan tedbir ve
tedvir etmek; btn hayvanat, nebatat, masnuat kabza-i rububiyetinde
terbiye edene has olduunu kr olmayan grr. Evet herbir ferd, sair
efrada mmaselet ve misliyet lisan ile der: "Kim btn nev'ime mlik
ise, bana mlik olabilir, yoksa yok." Her nev', sair nevilerle beraber
yeryznde intiar lisanyla der: "Kim btn sath- Arza mlik ise, bana
mlik olabilir; yoksa yok." Arz, sair seyyarat ile bir Gnee irtibat ve
semavat ile tesand lisanyla der: "Kim btn kinata mlik ise, bana
mlik o olabilir; yoksa yok." Evet faraza zuur bir elmaya biri dese: "Sen
benim san'atmsn." O elma lisan- hal ile ona "Sus!" diyecek. "Eer
btn yeryznde btn elmalarn tekiline muktedir olabilirsen, belki
yeryznde mnteir btn hemcinsimiz olan btn meyvedarlara, belki
sefinesiyle hazine-i rahmetten gelen btn hedaya-y Rahmaniyeye
mutasarrf olabilirsen, bana rububiyet dava et." O elma byle diyecek ve
o ahman azna bir tokat vuracak.
Dokuzuncu Lem'a: Cz'de cz'de, kllde kllde, kll-i lemde,
hayatta, zhayatta, ihyada olan sikkelerden, htemlerden, turralardan
bazlarna iaret ettik. imdi, nevilerde hesabsz sikkelerden bir sikkeye
iaret edeceiz.


---sh:(S:305) -------------
Evet naslki meyvedar bir aacn hesabsz semereleri, bir terbiye-i
vhide, bir kanun-u vahdetle, birtek merkezden idare edildiklerinden,
klfet ve meakkat ve masraf, o kadar shulet peyda eder ki, kesretle
terbiye edilen tek bir semereye msavi olurlar. Demek kesret ve taaddd-
merkez, her semere iin, kemmiyete btn aa kadar klfet ve masraf
ve cihazat ister. Fark yalnz keyfiyetedir. Naslki birtek nefere lzm
tehizat- askeriyeyi yapmak iin, orduya lzm btn fabrikalar kadar
fabrikalar lzmdr. Demek i, vahdetten kesrete gese, efrad adedince -
kemmiyet cihetiyle- klfet ziyadeleir. te, her nevide bilmahede
grnen shulet-i fevkalde, elbette vahdetten, tevhidden gelen bir ysr
ve shuletin eseridir.
Elhasl: Bir cinsin btn enva', bir nev'in btn efrad za-y
esasde muvafakat ve mabehetleri nasl isbat ederler ki, tek bir Sniin
masnulardr. nki vahdet-i kalem ve ittihad- sikke yle ister. yle de:
Bu mehud shulet-i mutlaka ve klfetsizlik, vcub derecesinde cab eder
ki; bir Sni'-i Vhid'in eserleri olsun. Yoksa imtina' derecesine kan bir
suubet, o cinsi in'idama ve o nev'i ademe gtrecekti.
Velhasl: Cenab- Hakk'a isnad edilse, btn eya birtek ey gibi
bir shulet peyda eder. Eer esbaba isnad edilse herbir ey, btn eya
kadar suubet peyda eder. Madem yledir; kinatta u grnen fevkalde
ucuzluk ve u gz nndeki hadsiz mebzuliyet, sikke-i vahdeti gne gibi
gsterir. Eer gayet mebzuliyetle elimize geen u meyveler, Vhid-i
Ehad'in mal olmazsa, btn dnyay verse idik, birtek nar yiyemezdik.
Onuncu Lem'a: Tecelli-i cemaliyeyi gsteren hayat; nasl bir brhan-
ehadiyettir, belki bir eit tecelli-i vahdettir. Tecelli-i celali izhar eden
memat dahi, bir brhan- vhidiyettir. Evet mesel
......!.!.
naslki Gnee kar parlayan ve akan byk bir rman kabarcklar ve
zemin yznn mtelemmi' effafat, Gnein aksini ve n gstermek
suretiyle Gnee ehadet ettikleri gibi, o kataratn ve effafatn
gurubuyla, gitmeleriyle beraber arkalarndan yeni gelen katarat taifeleri
ve effafat kabileleri stnde yine Gnein cilveleri hametle devam ve
nn tecellisi ve noksansz istimrar kat'iyyen ehadet eder ki: Snp
yanan, deiip tazelenen, gelip parlayan misal gneikler ve klar ve
nurlar; bir bki, daim, l, tecellisi zevalsiz birtek Gnein cilveleridir.
Demek o parlayan kataratlar; zuhuruyla


---sh:(S:306) -------------
ve gelmeleriyle Gnein vcudunu gsterdikleri gibi; gurublaryla,
zevalleriyle, Gnein bekasn ve devamn ve birliini gsteriyorlar.
Aynen yle de: u mevcudat- seyyale, vcudlaryla ve
hayatlaryla Vcib-l Vcud'un vcub-u vcuduna ve ehadiyetine ehadet
ettikleri gibi; zevalleriyle, lmleriyle o Vcib-l Vcud'un ezeliyetine,
sermediyetine ve ehadiyetine ehadet ederler. Evet gece gndz, k ve
yaz, asrlar ve devirlerin deimesiyle gurub ve uful iinde teceddd eden
ve tazelenen masnuat- cemile, mevcudat- latife, elbette bir l ve
sermed ve daim-t tecelli bir cemal sahibinin vcud ve beka ve vahdetini
gsterdikleri gibi; o masnuat, esbab- zahiriye-i sfliyeleriyle beraber
zeval bulup lmeleri, o esbabn hiliini ve bir perde olduunu
gsteriyorlar. u hal kat'iyyen isbat eder ki; u san'atlar, u naklar, u
cilveler; btn esmas kudsiye ve cemile olan bir Zt- Cemil-i
Zlcelal'in tazelenen san'atlardr, tahavvl eden naklardr, taharrk
eden yineleridir, birbiri arkasndan gelen sikkeleridir, hikmetle deien
htemleridir.
Elhasl: u kitab- kebir-i kinat, naslki vcud ve vahdete dair
yt- tekviniyeyi bize ders veriyor. yle de: O Zt- Zlcelal'in btn
evsaf- kemaliye ve cemaliye ve celaliyesine de ehadet eder. Ve
kusursuz ve noksansz kemal-i ztsini isbat ederler. nki bedihdir ki,
bir eserde kemal, o eserin mene ve mebdei olan fiilin kemaline delalet
eder. Fiilin kemali ise, ismin kemaline ve ismin kemali, sfatn kemaline
ve sfatn kemali, e'n-i ztnin kemaline ve e'nin kemali, o zt-
zuunun kemaline, hadsen ve zarureten ve bedaheten delalet eder.
Mesel: Naslki kusursuz bir kasrn mkemmel olan nuku ve tezyinat,
arkalarnda bir usta ef'alinin mkemmeliyetini gsterir. O ef'alin
mkemmeliyeti, o fil ustann rtbelerini gsteren nvanlar ve
isimlerinin mkemmeliyetini gsterir. Ve o esma ve nvanlarnn
mkemmeliyeti, o ustann san'atna dair sfatlarnn mkemmeliyetini
gsterir ve o san'at ve sfatlarnn mkemmeliyeti, o san'at sahibinin
uun-u ztiye denilen kabiliyet ve istidad- ztiyesinin mkemmeliyetini
gsterir ve o uun ve kabiliyet-i ztiyenin mkemmeliyeti, o ustann
mahiyet-i ztiyesinin mkemmeliyetini gsterdii misill... Aynen yle
de: u kusursuz, futursuz
.L._.. srrna mazhar olan u sr- mehude-i lem, u
mevcudat- muntazama-i kinatta olan san'at ise; bilmahede bir
messir-i zil-iktidarn kemal-i ef'aline delalet eder. O kemal-i ef'al ise,
bilbedahe o Fil-i Zlcelal'in kemal-i esmasna delalet eder. O kemal-i
---sh:(S:307) -------------
esma ise, bizzarure o esmann msemma-i zlcemalinin kemal-i sfatna
delalet ve ehadet eder. O kemal-i sfat ise, bilyakn o mevsuf-u
zlkemalin kemal-i uununa delalet ve ehadet eder. O kemal-i uun ise,
bihakkalyakn o zuunun kemal-i ztna yle delalet eder ki, btn
kinatta grnen btn enva'- kemalt, onun kemaline nisbeten snk
bir zll- zaf suretinde bir Zt- Zlkemal'in yt- kemali ve rumuz-u
celali ve iarat- cemali olduunu gsterir.
Gneler kuvvetinde Onbirinci Lem'a: Ondokuzuncu Sz'de tarif
edilen ve kitab- kebirin yet-i kbras ve o Kur'an- Kebirdeki ism-i
a'zam ve o ecere-i kinatn ekirdei ve en mnevver meyvesi ve o
saray- lemin gnei ve lem-i slmn bedr-i mnevveri ve rububiyet-i
lahiyenin delll- saltanat ve tlsm- kinatn keaf- zhikmeti olan
Seyyidimiz Muhammed-l Emin Aleyhissalt Vesselm, btn enbiyay
sayesi altna alan risalet cenah ve btn lem-i slm himayesine alan
slmiyet cenahlaryla hakikatn tabakatnda uan ve btn enbiya ve
mrselni, btn evliya ve sddkni ve btn asfiya ve muhakkikni
arkasna alp btn kuvvetiyle vahdaniyeti gsterip, ar- ehadiyete yol
ap gsterdii iman- billah ve isbat ettii vahdaniyet-i lahiyeyi hi
vehim ve bhenin haddi var m ki, kapatabilsin ve perde olabilsin?
Madem Ondokuzuncu Sz'de ve Ondokuzuncu Mektub'da o brhan-
katn b-ul hayat- marifetinden ondrt Reha ve ondokuz arat ile, o
zt- mu'ciz-nmann enva'- mu'cizatyla beraber, icmalen bir derece
tarif ve beyan etmiiz. urada u iaret ile iktifa edip, o vahdaniyetin
brhan- katn tezkiye eden ve sdkna ehadet eden esasata iaret
suretinde bir salavat- erife ile hatmederiz.
..........,..!
.!..........-..:...
_...!..:!.!....!...
.-.!...!...!._...!
...-!.....!..........
,..--..,......,......


---sh:(S:308) -------------

_..-!.....!....!......
,.....,....-.,.....
...L!_.-!.....!..--.!..
...!..-.!-...!...!.
_-....!.-!..-!..!
... .!...- .!.......!.-!
.-!.!...!..:.!.-..
...!......!-.!....
.........!....!.
~....:...:..!...-!,!..
....:!..~....:...!.-....
(..-!..-.....)...........-
Gneler kuvvetinde Onikinci Lem'a: u Yirmiikinci Sz'n
Onikinci Lem'as, yle bir bahr- hakaiktir ki; btn yirmiiki Sz, ancak
onun yirmiiki katresi ve yle bir menba- envrdr ki, u yirmiiki Sz, o
gneten ancak yirmiiki lem'asdr. Evet o yirmiiki aded Szlerin
herbirisi, sema-i Kur'anda parlayan birtek necm-i yetin bir lem'as ve
bahr- Furkan'dan akan bir yetin rmandan tek bir katresi ve bir kenz-i
a'zam- Kitabullah'ta herbiri bir sanduka-i cevahir olan yetlerin birtek
yetinin birtek incisidir. te Ondokuzuncu Sz'n Ondrdnc
Rehasnda bir nebze tarif edilen o Kelmullah; sm-i A'zamdan, Ar-
A'zamdan, rububiyetin tecelli-i a'zamndan nzul edip, ezeli ebede
rabtedecek, feri ara balayacak bir vs'at ve ulviyet iinde btn
kuvvetiyle ve ytnn btn kat'iyyetiyle mkerreren
---sh:(S:309) -------------
..!. der, btn kinat ihad eder ve ehadet ettirir. Evet
,!...........!.
Evet o Kur'ana selim bir kalb gzyle baksan greceksin ki:
Cihat- sittesi yle parlyor, yle effaftr ki; hibir zulmet, hibir dalalet,
hibir bhe ve rayb, hibir hile iine girmeye ve daire-i ismetine duhle
frce bulamaz. nki stnde sikke-i i'caz; altnda brhan ve delil;
arkasnda nokta-i istinad, mahz- vahy-i Rabban; nnde saadet-i
dreyn; sanda, akl istintak edip tasdikini temin; solunda, vicdan
istihad ederek teslimini tesbit; ii, bilbedahe safi hidayet-i Rahmaniye;
st, bilmahede hlis envr- imaniye; meyveleri, biaynelyakn
kemalt- insaniye ile mzeyyen asfiya ve muhakkikn-i evliya ve
sddkn olan o lisan- gaybn sinesine kulan yaptrp dinlesen;
derinden derine, gayet munis ve mukni, nihayet cidd ve ulv ve brhan
ile mcehhez bir sad-y semav iiteceksin ki, yle bir kat'iyyetle
..!.der ve tekrar eder ki; hakkalyakn derecesinde sylediini,
aynelyakn gibi bir ilm-i yakni sana ifade ve ifaza ediyor.
Elhasl: Herbirisi birer gne olan, Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm ile Furkan- Ahkem ki biri lem-i ehadetin lisan olarak bin
mu'cizat iinde btn enbiya ve asfiyann taht- tasdiklerinde slmiyet ve
risalet parmaklaryla iaret ederek btn kuvvetiyle gsterdii bir
hakikat...
Dieri: lem-i gaybn lisan hkmnde, krk vcuh-u i'caz iinde,
kinatn btn yt- tekviniyesinin taht- tasdiklerinde, hakkaniyet ve
hidayet parmaklaryla iaret edip btn ciddiyetle gsterdii ayn
hakikat.. acaba o hakikat, gneten daha bahir, gndzden daha zahir
olmaz m?
Ey dalalet-ld mtemerrid insanck! (Haiye)Atebceinden
daha snk kafa fenerinle nasl u gnelere kar gelebilirsin? Onlardan
istina edebilirsin? flemekle onlar sndrmeye alrsn? Tuuuh! tuf..
senin o mnkir aklna... Nasl o iki lisan- gayb ve ehadet, btn
lemlerin Rabbi ve u kinatn sahibi namna ve Onun hesabna
syledikleri szleri ve davalar inkr edebilirsin? Ey bare ve sinekten
daha ciz, daha hakir! Sen necisin ki, u kinatn Sahib-i Zlcelal'ini
tekzibe yelteniyorsun?

(Haiye): Bu hitab, Kur'an kaldrmaa alanadr.
---sh:(S:310) -------------
Htime
Ey akl hyar, kalbi mteyakkz arkada! Eer u Yirmiikinci
Sz'n bandan buraya kadar fehmetmisen, Oniki Lem'ay birden elinde
tut. Binler elektrik kuvvetinde bir sirac- hakikat bularak, Ar- A'zamdan
uzatlp gelen yt- Kur'aniyeye yap. Burak- tevfike bin, semavat-
hakaikte uruc et, ar- marifetullaha k...
.!....:.-....!...de.
Hem ...!!!......-. .!.
........-........-...-!!.
...........-!
diyerek, btn mevcudat- kinatn balar stnde ve mescid-i kebir-i
lemde vahdaniyeti iln et...
,.:-!,..-!...............!,......-..
........-.......L-.........-'....
...........!.....-..
...-...!............!.........-
... ...:!...!...........!....
.-...!...!.........-.....
..!..........!....
..-..!..-.. .......!
,-....-..-..-.!...
..!.-.!.-......,....,..!
....-.!,-.....-...
..!.-!..!
---sh:(S:311) -------------

Yirminc
Sz

[u szn iki mebhas vardr.]

........ , ,....-........-..!
..-!..!..........!.....
Birinci Mebhas
mann binler mehasininden yalnz beini "Be Nokta" iinde
beyan ederiz.
BRNC NOKTA: nsan, nur-u iman ile a'l-y illiyyne kar;
Cennet'e lyk bir kymet alr. Ve zulmet-i kfr ile, esfel-i safilne der;
Cehennem'e ehil (olacak) bir vaziyete girer. nki iman, insan Sni'-i
Zlcelal'ine nisbet ediyor; iman, bir intisabdr. yle ise insan, iman ile
insanda tezahr eden san'at- lahiye ve nuku-u esma-i Rabbaniye
itibariyle bir kymet alr. Kfr, o nisbeti kat'eder. O kat'dan san'at-
Rabbaniye gizlenir. Kymeti dahi yalnz madde itibariyle olur. Madde
ise, hem fniye, hem zile, hem muvakkat bir hayat- hayvan
olduundan, kymeti hi hkmndedir.
Bu srr bir temsil ile beyan edeceiz. Mesel: nsanlarn san'atlar
iinde naslki maddenin kymeti ile san'atn kymeti ayr ayrdr. Bazan
msavi, bazan madde daha kymettar, bazan oluyor ki; be kuruluk
demir gibi bir maddede be liralk bir san'at bulunuyor. Belki bazan,
antika olan bir san'at, bir milyon kymeti ald halde, maddesi be

---sh:(S:312) -------------
kurua da demiyor. te yle antika bir san'at, antikaclarn arsna
gidilse, hrika-pie ve pek eski hnerver san'atkrna nisbet ederek o
san'atkr yd etmekle ve o san'atla tehir edilse, bir milyon fiatla satlr.
Eer kaba demirciler arsna gidilse, be kuruluk bir demir bahasna
alnabilir.
te insan, Cenab- Hakk'n byle antika bir san'atdr ve en nazik
ve nazenin bir mu'cize-i kudretidir ki; insan, btn esmasnn cilvesine
mazhar ve naklarna medar ve kinata bir misal-i musaggar suretinde
yaratmtr.
Eer nur-u iman, iine girse, stndeki btn manidar naklar, o
kla okunur. O m'min, uur ile okur ve o intisabla okutur. Yani: "Sni'-
i Zlcelal'in masnuuyum, mahlukuyum, rahmet ve keremine mazharm"
gibi manalarla insandaki san'at- Rabbaniye tezahr eder. Demek Sniine
intisabdan ibaret olan iman; insandaki btn sr- san'at izhar eder.
nsann kymeti, o san'at- Rabbaniyeye gre olur ve yine-i Samedaniye
itibariyledir. O halde u ehemmiyetsiz olan insan, u itibarla btn
mahlukat stnde bir muhatab- lah ve Cennet'e lyk bir misafir-i
Rabban olur.
Eer kat'- intisabdan ibaret olan kfr, insann iine girse; o vakit
btn o manidar nuku-u esma-i lahiye karanla der, okunmaz. Zira
Sni' unutulsa, Snia mteveccih manev cihetler de anlalmaz. deta
ba aa der. O manidar l san'atlarn ve manev l naklarn ou
gizlenir. Bki kalan ve gz ile grlen bir ksm ise; sfl esbaba ve
tabiata ve tesadfe verilip, nihayet sukut eder. Herbiri birer parlak elmas
iken, birer snk ie olurlar. Ehemmiyeti yalnz madde-i hayvaniyeye
bakar. Maddenin gayesi ve meyvesi ise; -dediimiz gibi- ksack bir
mrde hayvanatn en cizi ve en muhtac ve en kederlisi olduu bir
halde yalnz cz' bir hayat geirmektir. Sonra tefessh eder gider. te
kfr, byle mahiyet-i insaniyeyi ykar, elmastan kmre kalbeder.
KNC NOKTA: man naslki bir nurdur, insan klandryor,
stnde yazlan btn mektubat- Samedaniyeyi okutturuyor. yle de,
kinat dahi klandryor. Zaman- mazi ve mstakbeli, zulmattan
kurtaryor. u srr, bir vakada
..!!....L!.,..-......!!.
yet-i kerimesinin



---sh:(S:313) -------------
bir srrna dair grdm bir temsil ile beyan ederiz. yle ki:
Bir vaka-i hayaliyede grdm ki: ki yksek da var birbirine
mukabil. stnde dehetli bir kpr kurulmu. Kprnn altnda pek
derin bir dere. Ben o kprnn stnde bulunuyorum. Dnyay da, her
taraf karanlk, kesif bir zulmat istila etmiti. Ben sa tarafma baktm;
nihayetsiz bir zulmat iinde bir mezar- ekber grdm, yani tahayyl
ettim. Sol tarafma baktm; mdhi zulmat dalgalar iinde azm
frtnalar, dadaalar, dhiyeler hazrlandn gryor gibi oldum.
Kprnn altna baktm; gayet derin bir uurum gryorum zannettim.
Bu mdhi zulmata kar snk bir cep fenerim vard. Onu istimal ettim,
yarm yamalak yla baktm. Pek mdhi bir vaziyet bana grnd.
Hatt nmdeki kprnn banda ve etrafnda yle mdhi ejderhalar,
arslanlar, canavarlar grnd ki; keke bu cep fenerim olmasa idi, bu
dehetleri grmese idim, dedim. O feneri hangi tarafa evirdim ise, yle
dehetler aldm. "Eyvah! u fener, bama beladr" dedim. Ondan kzdm;
o cep fenerini yere arptm, krdm. Gya onun krlmas, dnyay
klandran byk elektrik lmbasnn dmesine dokundum gibi birden
o zulmat boand. Her taraf o lmbann nuru ile doldu. Hereyin
hakikatn gsterdi. Baktm ki: O grdm kpr, gayet muntazam
yerde, ova iinde bir caddedir. Ve sa tarafmda grdm mezar-
ekber; batan baa gzel, yeil bahelerle nuran insanlarn taht-
riyasetinde ibadet ve hizmet ve sohbet ve zikir meclisleri olduunu
farkettim. Ve sol tarafmda, frtnal, dadaal zannettiim uurumlar,
ahikalar ise; ssl, sevimli cazibedar olan dalarn arkalarnda azm bir
ziyafetgh, gzel bir seyrangh, yksek bir nzhetgh bulunduunu hayal
meyal grdm. Ve o mdhi canavarlar, ejderhalar zannettiim
mahluklar ise, munis deve, kz, koyun, kei gibi hayvanat- ehliye
olduunu grdm. "Elhamdlillahi al nur-il iman" diyerek
..!!....L!.,..-......!!.
yet-i kerimesini okudum, o vakadan ayldm.
te o iki da; mebde-i hayat, hir-i hayat.. yani lem-i arz ve
lem-i berzahtr. O kpr ise, hayat yoludur. O sa taraf ise, gemi
zamandr. Sol taraf ise, istikbaldir. O cep feneri ise, hodbin ve bildiine
itimad eden ve vahy-i semavyi dinlemeyen enaniyet-i insaniyedir. O
canavarlar zannolunan eyler ise lemin hdisat ve acib mahlukatdr.



---sh:(S:314) -------------
te enaniyetine itimad eden, zulmat- gaflete den, dalalet karanlna
mbtela olan adam; o vakada evvelki halime benzer ki: O cep feneri
hkmnde nks ve dalalet-ld malmat ile zaman- maziyi, bir mezar-
ekber suretinde ve adem-ld bir zulmat iinde gryor. stikbali, gayet
frtnal ve tesadfe bal bir vahetgh gsterir. Hem herbirisi, bir
Hakm-i Rahm'in birer memur-u msahhar olan hdisat ve mevcudat,
muzr birer canavar hkmnde bildirir.
....L!!..!.,....-.....L!,'.. .!......!.
hkmne mazhar eder. Eer hidayet-i lahiye yetise, iman kalbine girse,
nefsin firavuniyeti krlsa, Kitabullah' dinlese, o vakada ikinci halime
benzeyecek. O vakit birden kinat bir gndz rengini alr, nur-u lah ile
dolar. lem ......!.. yetini okur. O vakit zaman-
mazi, bir mezar- ekber deil, belki herbir asr bir nebinin veya evliyann
taht- riyasetinde vazife-i ubudiyeti fa eden ervah- sfiye cemaatlarnn
vazife-i hayatlarn bitirmekle "Allah Ekber" diyerek makamat-
liyeye umalarn ve mstakbel tarafna gemelerini kalb gz ile grr.
Sol tarafna bakar ki; dalar-misal baz inklabat- berzahiye ve uhreviye
arkalarnda Cennet'in balarndaki saadet saraylarnda kurulmu bir
ziyafet-i Rahmaniyeyi o nur-u iman ile uzaktan uzaa fark eder. Ve
frtna ve zelzele, taun gibi hdiseleri, birer msahhar memur bilir. Bahar
frtnas ve yamur gibi hdisat; sureten hain, manen ok latif
hikmetlere medar gryor. Hatt mevti, hayat- ebediyenin mukaddemesi
ve kabri, saadet-i ebediyenin kaps gryor. Daha sair cihetleri sen kyas
eyle. Hakikat temsile tatbik et...
NC NOKTA: man hem nurdur, hem kuvvettir. Evet
hakik iman elde eden adam, kinata meydan okuyabilir ve imann
kuvvetine gre hdisatn tazyikatndan kurtulabilir. "Tevekkelt
alallah" der, sefine-i hayatta kemal-i emniyetle hdisatn dalarvari
dalgalar iinde seyran eder. Btn arlklarn Kadr-i Mutlak'n yed-i
kudretine emanet eder, rahatla dnyadan geer, berzahta istirahat eder.
Sonra saadet-i ebediyeye girmek iin Cennet'e uabilir. Yoksa tevekkl
etmezse, dnyann arlklar umasna deil, belki esfel-i safilne eker.
Demek iman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkl, tevekkl
saadet-i dareyni iktiza eder. Fakat yanl anlama. Tevekkl, esbab
btn btn reddetmek



---sh:(S:315) -------------
deildir. Belki esbab dest-i kudretin perdesi bilip riayet ederek; esbaba
teebbs ise, bir nevi dua-i fiil telakki ederek; msebbebat yalnz
Cenab- Hak'tan istemek ve neticeleri ondan bilmek ve ona minnettar
olmaktan ibarettir.
Tevekkl eden ve etmeyenin misalleri, u hikyeye benzer:
Vaktiyle iki adam hem bellerine, hem balarna ar ykler
yklenip, byk bir sefineye bir bilet alp girdiler. Birisi girer girmez
ykn gemiye brakp, stnde oturup nezaret eder. Dieri hem ahmak,
hem marur olduundan ykn yere brakmyor. Ona denildi: "Ar
ykn gemiye brakp rahat et." O dedi: "Yok, ben brakmayacam.
Belki zayi' olur. Ben kuvvetliyim. Malm, belimde ve bamda muhafaza
edeceim." Yine ona denildi: "Bizi ve sizi kaldran u emniyetli sefine-i
sultaniye daha kuvvetlidir. Daha ziyade iyi muhafaza eder. Belki ban
dner, ykn ile beraber denize dersin. Hem gittike kuvvetten
dersin. u bklm belin, u aklsz ban gittike arlaan u yklere
tkat getiremeyecek. Kaptan dahi eer seni bu halde grse, ya divanedir
diye seni tardedecek. Ya haindir, gemimizi ittiham ediyor, bizimle istihza
ediyor, hapis edilsin, diye emredecektir. Hem herkese maskara olursun.
nki ehl-i dikkat nazarnda, za'f gsteren tekebbrn ile, aczi gsteren
gururun ile, riyay ve zilleti gsteren tasannuun ile kendini halka
mudhike yaptn. Herkes sana glyor." denildikten sonra o barenin akl
bana geldi. Ykn yere koydu, stnde oturdu. "Oh!.. Allah senden
raz olsun. Zahmetten, hapisten, maskaralktan kurtuldum." dedi.
te ey tevekklsz insan! Sen de bu adam gibi akln bana al,
tevekkl et. T btn kinatn dilenciliinden ve her hdisenin karsnda
titremekten ve hodfruluktan ve maskaralktan ve ekavet-i uhreviyeden
ve tazyikat- dnyeviye hapsinden kurtulasn.
DRDNC NOKTA: man, insan insan eder. Belki insan
sultan eder. yle ise, insann vazife-i asliyesi, iman ve duadr. Kfr,
insan gayet ciz bir canavar hayvan eder.
u mes'elenin binler delillerinden yalnz hayvan ve insann
dnyaya gelmelerindeki farklar, o mes'eleye vzh bir delildir ve bir
brhan- kat'dr. Evet insaniyet, iman ile insaniyet olduunu; insan ile
hayvann dnyaya geliindeki farklar gsterir. nki hayvan dnyaya
geldii vakit deta baka bir lemde tekemml etmi gibi istidadna gre





---sh:(S:316) -------------
mkemmel olarak gelir, yani gnderilir. Ya iki saatte, ya iki gnde veya
iki ayda, btn erait-i hayatiyesini ve kinatla olan mnasebetini ve
kavanin-i hayatn renir, meleke sahibi olur. nsann yirmi senede
kazand iktidar- hayatiyeyi ve meleke-i ameliyeyi, yirmi gnde sere
ve ar gibi bir hayvan tahsil eder, yani ona ilham olunur. Demek
hayvann vazife-i asliyesi; taallmle tekemml etmek deildir ve marifet
kesbetmekle terakki etmek deildir ve aczini gstermekle meded
istemek, dua etmek deildir. Belki vazifesi; istidadna gre taammldr,
amel etmektir, ubudiyet-i fiiliyedir. nsan ise dnyaya geliinde hereyi
renmeye muhta ve hayat kanunlarna cahil, hatt yirmi senede
tamamen erait-i hayat renemiyor. Belki hir-i mrne kadar
renmeye muhta, hem gayet ciz ve zaf bir surette dnyaya gnderilip
bir-iki senede ancak ayaa kalkabiliyor. Onbe senede ancak zarar ve
menfaat farkeder. Hayat- beeriyenin muavenetiyle, ancak menfaatlarn
celb ve zararlardan saknabilir. Demek ki, insann vazife-i ftriyesi;
taallmle tekemmldr, dua ile ubudiyettir. Yani: "Kimin merhametiyle
byle hakmane idare olunuyorum? Kimin keremiyle byle mfikane
terbiye olunuyorum? Nasl birisinin ltuflaryla byle nazeninane
besleniyorum ve idare ediliyorum?" bilmektir ve binden ancak birisine
eli yetiemedii hacatna dair Kad-l Hacat'a lisan- acz ve fakr ile
yalvarmaktr ve istemek ve dua etmektir. Yani aczin ve fakrn
cenahlaryla makam- a'l-y ubudiyete umaktr.
Demek insan bu leme ilim ve dua vastasyla tekemml etmek
iin gelmitir. Mahiyet ve istidad itibariyle herey ilme baldr. Ve
btn ulm-u hakikiyenin esas ve madeni ve nuru ve ruhu;
marifetullahtr ve onun ss-l esas da iman- billahtr.
Hem insan, nihayetsiz acziyle nihayetsiz beliyyata maruz ve
hadsiz a'dann hcumuna mbtela ve nihayetsiz fakryla beraber
nihayetsiz hacata giriftar ve nihayetsiz metalibe muhta olduundan,
vazife-i asliye-i ftriyesi, imandan sonra "dua"dr. Dua ise, esas-
ubudiyettir. Nasl bir ocuk, eli yetimedii bir meramn, bir arzusunu
elde etmek iin, ya alar, ya ister. Yani ya fiil, ya kavl lisan- acziyle bir
dua eder. Maksuduna muvaffak olur. yle de: nsan btn zhayat lemi
iinde nazik, nazenin, nazdar bir ocuk hkmndedir. Rahmanrrahm'in
derghnda; ya za'f ve acziyle alamak veya fakr ve ihtiyacyla dua etmek
gerektir. T ki, makasd ona msahhar olsun veya teshirin krn eda
etsin. Yoksa bir sinekten vaveyl eden ahmak ve haylaz bir ocuk gibi;
"Ben kuvvetimle bu kabil-i teshir olmayan ve bin derece ondan kuvvetli
olan acib eyleri teshir ediyorum ve fikir ve tedbirimle kendime
---sh:(S:317) -------------
itaat ettiriyorum." deyip kfran- nimete sapmak, insaniyetin ftrat-
asliyesine zd olduu gibi, iddetli bir azaba kendini mstehak eder.
BENC NOKTA: man duay bir vesile-i kat'iyye olarak iktiza
ettii ve ftrat- insaniye, onu iddetle istedii gibi; Cenab- Hak dahi
"Duanz olmazsa ne ehemmiyetiniz var?" mealinde
, '......!,:'..-.... ferman ediyor. Hem
,:!.-...... emrediyor.
Eer desen: "Bir ok defa dua ediyoruz, kabul olmuyor. Halbuki,
yet umumdir.. her duaya cevab var ifade ediyor.
Elcevab: Cevab vermek ayrdr, kabul etmek ayrdr. Her dua iin
cevab vermek var; fakat kabul etmek, hem ayn- matlubu vermek Cenab-
Hakk'n hikmetine tbi'dir. Mesel: Hasta bir ocuk arr: "Ya Hekim!
Bana bak." Hekim: "Lebbeyk" der.. "Ne istersin?" cevab verir. ocuk:
"u ilc ver bana" der. Hekim ise; ya aynen istediini verir, yahut onun
maslahatna binaen ondan daha iyisini verir, yahut hastalna zarar
olduunu bilir, hi vermez. te Cenab- Hak, Hakm-i Mutlak hazr,
nzr olduu iin, abdin duasna cevab verir. Vahet ve kimsesizlik
dehetini, huzuruyla ve cevabyla nsiyete evirir. Fakat insann
hevaperestane ve heveskrane tahakkmyle deil, belki hikmet-i
Rabbaniyenin iktizasyla ya matlubunu veya daha evlsn verir veya hi
vermez.
Hem, dua bir ubudiyettir. Ubudiyet ise semerat uhreviyedir.
Dnyev maksadlar ise, o nevi dua ve ibadetin vakitleridir. O maksadlar,
gayeleri deil. Mesel: Yamur namaz ve duas bir ibadettir.
Yamursuzluk, o ibadetin vaktidir. Yoksa o ibadet ve o dua, yamuru
getirmek iin deildir. Eer srf o niyet ile olsa; o dua, o ibadet hlis
olmadndan kabule lyk olmaz. Naslki gnein gurubu, akam
namaznn vaktidir. Hem Gne'in ve Ay'n tutulmalar, ksuf ve husuf
namazlar denilen iki ibadet-i mahsusann vakitleridir. Yani gece ve
gndzn nurani yetlerinin nikablanmasyla bir azamet-i lahiyeyi ilna
medar olduundan, Cenab- Hak ibadn o vakitte bir nevi ibadete davet
eder. Yoksa o namaz, (almas ve ne kadar devam etmesi, mneccim
hesabyla muayyen olan) Ay ve Gne'in husuf ve ksuflarnn inkiaflar
iin deildir. Ayn onun gibi; yamursuzluk dahi, yamur namaznn
vaktidir. Ve beliyyelerin istilas ve muzr eylerin tasallutu, baz


---sh:(S:318) -------------
dualarn evkat- mahsusalardr ki; insan o vakitlerde aczini anlar, dua ile
niyaz ile Kadr-i Mutlak'n derghna iltica eder. Eer dua ok edildii
halde beliyyeler def'olunmazsa denilmeyecek ki: "Dua kabul olmad."
Belki denilecek ki: "Duann vakti, kaza olmad." Eer Cenab- Hak fazl u
keremiyle belay ref'etse; nurun al nur.. o vakit dua vakti biter, kaza
olur. Demek dua, bir srr- ubudiyettir.
Ubudiyet ise, hlisen livechillah olmal. Yalnz aczini izhar edip,
dua ile ona iltica etmeli. Rububiyetine karmamal. Tedbiri ona
brakmal. Hikmetine itimad etmeli. Rahmetini ittiham etmemeli. Evet
hakikat- halde yt- beyyinatn beyanyla sabit olan: Btn mevcudat,
herbirisi birer mahsus tesbih ve birer husus ibadet, birer has secde
ettikleri gibi; btn kinattan dergh- lahiyeye giden, bir duadr. Ya
istidad lisanyladr. (Btn nebatatn dualar gibi ki; herbiri lisan-
istidadyla Feyyaz- Mutlak'tan bir suret taleb ediyorlar ve esmasna bir
mazhariyet-i mnkeife istiyorlar.) Veya ihtiyac- ftr lisanyladr.
(Btn zhayatn, iktidarlar dhilinde olmayan hacat- zaruriyeleri iin
dualardr ki; her birisi o ihtiyac- ftr lisanyla Cevvad- Mutlak'tan
idame-i hayatlar iin bir nevi rzk hkmnde baz metalibi istiyorlar.)
Veya lisan- zdraryla bir duadr ki: Muztar kalan herbir zruh; kat' bir
iltica ile dua eder, bir hmi-i mehulne iltica eder, belki Rabb- Rahm'-
ine tevecch eder. Bu nevi dua, bir mani olmazsa daima makbuldr.
Drdnc nevi ki; en mehurudur, bizim duamzdr. Bu da iki
ksmdr; Biri, fiil ve hal; dieri, kalb ve kaldir. Mesel: Esbaba
teebbs, bir dua-y fiildir. Esbabn itima; msebbebi icad etmek iin
deil, belki lisan- hal ile msebbebi Cenab- Hak'tan istemek iin bir
vaziyet-i marziye almaktr. Hatt ift srmek hazine-i rahmet kapsn
almaktr. Bu nevi dua-y fiil, Cevvad- Mutlak'n isim ve nvanna
mteveccih olduundan, kabule mazhariyeti ekseriyet-i mutlakadr.
kinci ksm; lisan ile kalb ile dua etmektir. Eli yetimedii bir ksm
metalibi istemektir. Bunun en mhim ciheti, en gzel gayesi, en tatl
meyvesi udur ki: "Dua eden adam anlar ki: Birisi var; onun hatrat-
kalbini iitir, hereye eli yetiir, her bir arzusunu yerine getirebilir, aczine
merhamet eder, fakrna meded eder."
te ey ciz insan ve ey fakir beer! Dua gibi hazine-i rahmetin
anahtar ve tkenmez bir kuvvetin medar olan bir vesileyi elden
brakma, ona yap, a'l-y illiyyn-i insaniyete k. Bir sultan gibi btn
kinatn dualarn, kendi duan iine al. Bir abd-i kll ve bir vekil-i
umum gibi .-...:.. de. Kinatn gzel bir takvimi ol.

---sh:(S:319) -------------

kinci Mebhas

nsann Saadet Ve ekavetine Medar Be Nkteden barettir.
[nsan ahsen-i takvimde yaratld ve ona gayet cmi' bir istidad
verildii iin; esfel-i safilnden t a'l-y illiyyne, ferten t ara, zerreden t
emse kadar dizilmi olan makamata, meratibe, derecata, derekata girebilir ve
debilir bir meydan- imtihana atlm, nihayetsiz sukut ve suuda giden iki yol
onun nnde alm bir mu'cize-i kudret ve netice-i hilkat ve acube-i san'at
olarak u dnyaya gnderilmitir. te insann u dehetli terakki ve tedennisinin
srrn "Be Nkte"de beyan edeceiz.]
BRNC NKTE: nsan, kinatn ekser enva'na muhta ve
alkadardr. htiyacat lemin her tarafna dalm, arzular ebede kadar
uzanm... Bir iei istedii gibi, koca bir bahar da ister. Bir baheyi
arzu ettii gibi, ebed Cennet'i de arzu eder. Bir dostunu grmee mtak
olduu gibi, Cemil-i Zlcelal'i de grmeye mtaktr. Baka bir menzilde
duran bir sevdiini ziyaret etmek iin o menzilin kapsn amaya muhta
olduu gibi; berzaha gm yzde doksandokuz ahbabn ziyaret etmek
ve firak- ebedden kurtulmak iin koca dnyann kapsn kapayacak ve
bir maher-i acaib olan hiret kapsn aacak, dnyay kaldrp hireti
yerine kuracak ve koyacak bir Kadr-i Mutlak'n derghna ilticaya
muhtatr. te u vaziyette bir insana hakik Mabud olacak; yalnz,
hereyin dizgini elinde, hereyin hazinesi yannda, hereyin yannda
nzr, her meknda hazr, mekndan mnezzeh, acizden mberra,
kusurdan mukaddes, nakstan muall bir Kadr-i Zlcelal, bir Rahm-i
Zlcemal, bir Hakm-i Zlkemal olabilir. nki nihayetsiz hacat-
insaniyeyi fa edecek, ancak nihayetsiz bir kudret ve muhit bir ilim sahibi
olabilir. yle ise, mabudiyete lyk yalnz odur.
te ey insan! Eer yalnz ona abd olsan, btn mahlukat stnde
bir mevki kazanrsn. Eer ubudiyetten istinkaf etsen, ciz mahlukata
zelil bir abd olursun. Eer enaniyetine ve iktidarna gvenip tevekkl







---sh:(S:320) -------------
ve duay brakp, tekebbr ve davaya sapsan; o vakit iyilik ve icad
cihetinde ar ve karncadan daha aa, rmcek ve sinekten daha zaf
dersin. er ve tahrib cihetinde; dadan daha ar, taundan daha muzr
olursun.
Evet ey insan! Sende iki cihet var: Birisi, icad ve vcud ve hayr
ve msbet ve fiil cihetidir. Dieri; tahrib, adem, er, nefy, infial cihetidir.
Birinci cihet itibariyle; ardan, sereden aa.. sinekten, rmcekten
daha zafsin. kinci cihet itibariyle; da, yer, gklerden geersin. Onlarn
ekindii ve izhar- acz ettikleri bir yk kaldrrsn. Onlardan daha
geni, daha byk bir daire alrsn. nki sen iyilik ve icad ettiin vakit,
yalnz vs'atin nisbetinde, elin ulaacak derecede, kuvvetin yetiecek
mertebede iyilik ve icad edebilirsin. Eer fenalk ve tahrib etsen, o vakit
fenaln tecavz ve tahribin intiar eder:
Mesel: Kfr bir fenalktr, bir tahribdir, bir adem-i tasdiktir.
Fakat o tek seyyie; btn kinatn tahkirini ve btn esma-i lahiyenin
tezyifini, btn insaniyetin terzilini tazammun eder. nki u mevcudatn
l bir makam, ehemmiyetli bir vazifesi vardr. Zira onlar, mektubat-
Rabbaniye ve meraya-y Sbhaniye ve memurn-i lahiyedirler. Kfr
ise; onlar yinedarlk ve vazifedarlk ve manidarlk makamndan
drp, abesiyet ve tesadfn oyunca derekesine ve zeval ve firakn
tahribiyle abuk bozulup deien mevadd- fniyeye ve ehemmiyetsizlik,
kymetsizlik, hilik mertebesine indirdii gibi.. btn kinatta ve
mevcudatn yinelerinde naklar ve cilveleri ve cemalleri grnen
esma-i lahiyeyi inkr ile tezyif eder. Ve insanlk denilen, btn esma-i
kudsiye-i lahiyenin cilvelerini gzelce iln eden bir kaside-i manzume-i
hikmet ve bir ecere-i bkiyenin cihazatn cmi' ekirdek-misal bir
mu'cize-i kudret-i bahire ve emanet-i kbray uhdesine almakla yer, gk,
daa tefevvuk eden ve melaikeye kar rchaniyet kazanan bir sahib-i
mertebe-i hilafet-i arziyeyi; en zelil bir hayvan- fni-i zilden daha zelil,
daha zaf, daha ciz, daha fakir bir derekeye atar. Ve manasz,
karmakark, abuk bozulur bir di levha derekesine indirir.
Elhasl: Nefs-i emmare tahrib ve er cihetinde nihayetsiz cinayet
ileyebilir, fakat icad ve hayrda iktidar pek azdr ve cz'dir. Evet, bir
haneyi bir gnde harab eder, yz gnde yapamaz. Lkin eer enaniyeti
braksa, hayr ve vcudu tevfik-i lahiyeden istese, er ve tahribden ve
nefse itimaddan vazgese, istifar ederek tam abd olsa; o vakit
....-,..... ... srrna mazhar olur. Ondaki nihayetsiz

---sh:(S:321) -------------
kabiliyet-i er, nihayetsiz kabiliyet-i hayra inklab eder. Ahsen-i takvim
kymetini alr, a'l-y illiyyne kar.
te ey gafil insan! Bak Cenab- Hakk'n fazlna ve keremine!
Seyyieyi bir iken bin yazmak, haseneyi bir yazmak veya hi yazmamak
adalet olduu halde; bir seyyieyi bir yazar, bir haseneyi on, bazan yetmi,
bazan yediyz, bazan yedi bin yazar. Hem u nkteden anla ki; o mdhi
Cehennem'e girmek ceza-y ameldir, ayn- adildir. Fakat Cennet'e
girmek, mahz- fazldr.
KNC NKTE: nsanda iki vecih var. Birisi, enaniyet
cihetinde u hayat- dnyeviyeye nzrdr. Dieri ubudiyet cihetinde
hayat- ebediyeye bakar. Evvelki vecih itibariyle yle bir bare
mahluktur ki; sermayesi yalnz ihtiyardan bir a're (sa) gibi cz' bir
cz'-i ihtiyar ve iktidardan zaf bir kesb ve hayattan abuk sner bir u'le
ve mrden abuk geer bir mddetik ve mevcudiyetten abuk rr
kk bir cisimdir. O haliyle beraber kinatn tabakatnda serilmi hadsiz
enva'n hesabsz efradndan nazik zaf bir ferd olarak bulunuyor.
kinci vecih itibariyle ve bilhassa ubudiyete mteveccih acz ve
fakr cihetinde pek byk bir vs'ati var. Pek byk bir ehemmiyeti
bulunuyor. nki Ftr- Hakm, insann mahiyet-i maneviyesinde
nihayetsiz azm bir acz ve hadsiz cesm bir fakr dercetmitir. T ki,
kudreti nihayetsiz bir Kadr-i Rahm ve gnas nihayetsiz bir Ganiyy-i
Kerim bir ztn hadsiz tecelliyatna cmi' geni bir yine olsun.
Evet insan bir ekirdee benzer. Naslki o ekirdee kudretten
manev ve ehemmiyetli cihazat ve kaderden ince ve kymetli proram
verilmi. T ki, toprak altnda alp, t o dar lemden kp, geni olan
hava lemine girip, Hlkndan istidad lisanyla bir aa olmasn isteyip,
kendine lyk bir kemal bulsun. Eer o ekirdek, s'-i mizacndan dolay
ona verilen cihazat- maneviyeyi, toprak altnda baz mevadd- muzrray
celbine sarfetse; o dar yerde ksa bir zamanda faidesiz tefessh edip
ryecektir. Eer o ekirdek, o manev cihazatn
_..!..-!!.
nn emr-i tekvinsini imtisal edip hsn- istimal etse; o dar lemden
kacak, meyvedar koca bir aa olmakla kck cz' hakikat ve ruh-u
manevsi, byk bir hakikat- klliye suretini alacaktr. te aynen onun
gibi; insann mahiyetine, kudretten ehemmiyetli cihazat



---sh:(S:322) -------------
ve kaderden kymetli proramlar tevdi edilmi. Eer insan, u dar lem-i
arzde, hayat- dnyeviye topra altnda o cihazat- maneviyesini nefsin
hevesatna sarfetse; bozulan ekirdek gibi bir cz' telezzz iin ksa bir
mrde, dar bir yerde ve skntl bir halde ryp tefessh ederek,
mes'uliyet-i maneviyeyi bedbaht ruhuna yklenecek, u dnyadan gp
gidecektir.
Eer o istidad ekirdeini slmiyet suyu ile, imann ziyasyla
ubudiyet topra altnda terbiye ederek, evamir-i Kur'aniyeyi imtisal edip
cihazat- maneviyesini hakik gayelerine tevcih etse, elbette lem-i misal
ve berzahta dal ve budak verecek ve lem-i hiret ve Cennet'te hadsiz
kemalt ve nimetlere medar olacak bir ecere-i bkiyenin ve bir hakikat-
daimenin cihazatna cmi' kymettar bir ekirdek ve revnakdar bir makine
ve bu ecere-i kinatn mbarek ve mnevver bir meyvesi olacaktr.
Evet hakik terakki ise; insana verilen kalb, sr, ruh, akl hatt
hayal ve sair kuvvelerin hayat- ebediyeye yzlerini evirerek, herbiri
kendine lyk husus bir vazife-i ubudiyet ile megul olmaktadr. Yoksa
ehl-i dalaletin terakki zannettikleri, hayat- dnyeviyenin btn
inceliklerine girmek ve zevklerinin her eitlerini, hatt en sflisini
tatmak iin btn letaifini ve kalb ve akln nefs-i emmareye msahhar
edip yardmc verse; o terakki deil, sukuttur. u hakikati bir vaka-i
hayaliyede, yle bir temsilde grdm ki:
Ben byk bir ehre giriyorum. Baktm ki, o ehirde byk
saraylar var. Baz saraylarn kapsna bakyorum, gayet enlik, parlak bir
tiyatro gibi nazar- dikkati celbeder, herkesi elendirir bir cazibedarlk
vard. Dikkat ettim ki, o sarayn efendisi kapya gelmi, it ile oynuyor ve
oynamasna yardm ediyor. Hanmlar, yabani genlerle tatl sohbetler
ediyorlar. Yetimi kzlar dahi, ocuklarn oynamasn tanzim ediyorlar.
Kapc da onlara kumandanlk eder gibi bir aktr tavrn alm. O vakit
anladm ki, o koca sarayn ierisi bombo. Hep nazik vazifeler muattal
kalm. Ahlklar sukut etmi ki, kapda bu sureti almlardr.
Sonra getim, bir byk saraya daha rast geldim. Grdm ki;
kapda uzanm vefadar bir it ve kaba, sert, skin bir kapc ve snk bir
vaziyet vard. Merak ettim. Ne iin o yle? Bu byle? eriye girdim.
Baktm ki, ierisi ok enlik... Daire daire stnde, ayr ayr nazik
vazifeler ile saray ehli meguldrler. Birinci dairedeki adamlar sarayn
idaresini, tedbirini gryorlar. stndeki dairede kzlar, ocuklar ders
okuyorlar. Daha stnde hanmlar, gayet latif san'atlar, gzel naklarla



---sh:(S:323) -------------
itigal ediyorlar. En yukarda efendi, padiahla muhabere edip halkn
istirahatn temin iin ve kendi kemalt ve terakkiyat iin kendine has
ve ulv vazifeler ile itigal ediyor grdm. Ben onlara grnmediim
iin, "Yasak" demediler, gezebildim. Sonra ktm, baktm. O ehrin her
tarafnda bu iki ksm saraylar var. Sordum dediler: "O kaps enlik ve
ii bo saraylar, kfirlerin ileri gelenlerinindir ve ehl-i dalaletindir.
Dierleri, namuslu mslman byklerinindir." Sonra bir kede bir
saraya rast geldim. stnde "Said" ismini grdm. Merak ettim. Daha
dikkat ettim, suretimi stnde grdm gibi bana geldi. Kemal-i
taaccbmden bararak, aklm bama geldi, ayldm.
te o vaka-i hayaliyeyi sana tabir edeceim. Allah hayr etsin.
te o ehir ise, hayat- itimaiye-i beeriye ve medine-i
medeniyet-i insaniyedir. O saraylarn herbirisi, birer insandr. O saray
ehli ise; insandaki gz, kulak, kalb, sr, ruh, akl gibi letaif ve nefs ve
heva ve kuvve-i eheviye ve kuvve-i gazabiye gibi eylerdir. Herbir
insanda her bir latifenin ayr ayr vazife-i ubudiyetleri var. Ayr ayr
lezzetleri, elemleri var. Nefis ve heva, kuvve-i eheviye ve gazabiye, bir
kapc ve it hkmndedirler. te o yksek letaifi, nefis ve hevaya
msahhar etmek ve vazife-i asliyelerini unutturmak, elbette sukuttur,
terakki deildir. Sair cihetleri sen tabir edebilirsin.
NC NKTE: nsan, fiil ve amel cihetinde ve sa'y-i madd
itibariyle zaf bir hayvandr, ciz bir mahluktur. Onun o cihetteki daire-i
tasarrufat ve mlikiyeti o kadar dardr ki; elini uzatsa ona yetiebilir.
Hatt, insann eline dizginini veren hayvanat- ehliye, insann za'f ve acz
ve tenbelliinden birer hisse almlardr ki; yabani emsallerine kyas
edildikleri vakit, azm fark grnr (Ehl kei ve kz, yaban kei ve
kz gibi). Fakat o insan, infial ve kabul ve dua ve sual cihetinde, u
dnya hannda aziz bir yolcudur. Ve yle bir Kerim'e misafir olmu ki
nihayetsiz rahmet hazinelerini ona am. Ve hadsiz bedi' masnuatn ve
hizmetkrlarn ona msahhar etmi. Ve o misafirin tenezzhne ve
temaasna ve istifadesine yle byk bir daire ap mheyya etmitir ki;
o dairenin nsf- kutru -yani merkezden muhit hattna kadar- gzn
kestii miktar, belki hayalin gittii yere kadar genitir ve uzundur.
te eer insan, enaniyetine istinad edip hayat- dnyeviyeyi gaye-
i hayal ederek derd-i maiet iinde muvakkat baz lezzetler iin alsa,
gayet dar bir daire iinde boulur gider. Ona verilen btn cihazat ve lt
ve letaif, ondan ikayet ederek hairde onun aleyhinde ehadet
edeceklerdir.

---sh:(S:324) -------------
Ve davac olacaklardr. Eer kendini misafir bilse, misafir olduu Zt-
Kerim'in izni dairesinde sermaye-i mrn sarfetse, yle geni bir daire
iinde uzun bir hayat- ebediye iin gzel alr ve teneffs edip istirahat
eder. Sonra, a'l-y illiyyne kadar gidebilir. Hem de bu insana verilen
btn cihazat ve lt, ondan memnun olarak hirette lehinde ehadet
ederler. Evet insana verilen btn cihazat- acibe, bu ehemmiyetsiz
hayat- dnyeviye iin deil; belki, pek ehemmiyetli bir hayat- bkiye
iin verilmiler. nki insan hayvana nisbet etsek gryoruz ki: nsan,
cihazat ve lt itibariyle ok zengindir. Yz derece hayvandan daha
ziyadedir. Hayat- dnyeviye lezzetinde ve hayvan yaaynda yz
derece aa der. nki her grd lezzetinde, bir elem izi vardr.
Gemi zamann elemleri ve gelecek zamann korkular ve herbir lezzetin
dahi elem-i zevali, onun zevklerini bozuyor ve lezzetinde bir iz brakyor.
Fakat hayvan yle deil. Elemsiz bir lezzet alr, kedersiz bir zevk eder.
Ne gemi zamann elemleri onu incitir, ne de gelecek zamann korkular
onu rktr. Rahatla yaar, yatar, Hlkna kreder.
Demek ahsen-i takvim suretinde yaratlan insan, hayat-
dnyeviyeye hasr- fikr etse; yz derece sermayece hayvandan yksek
olduu halde, yz derece sere kuu gibi bir hayvandan aa der.
Baka bir yerde bir temsil ile bu hakikat beyan etmitim. Mnasebet
geldi, yine o temsili tekrar ediyorum. yle ki:
Bir adam, bir hizmetkrna on altun verip "Mahsus bir kumatan
bir kat elbise yaptr" emreder. kincisine, bin altun verir, bir pusula iinde
baz eyler yazl o hizmetkrn cebine koyar, bir pazara gnderir.
Evvelki hizmetkr on altun ile a'l kumatan mkemmel bir elbise alr.
kinci hizmetkr, divanelik edip, evvelki hizmetkra bakp, cebine
konulan hesab pusulasn okumayarak bir dkkncya bin altun vererek
bir kat elbise istedi. nsafsz dkknc da kuman en rnden bir kat
elbise verdi. O bedbaht hizmetkr, seyyidinin huzuruna geldi ve iddetli
bir te'dib grd ve dehetli bir azab ekti. te edna bir uuru olan anlar
ki, ikinci hizmetkra verilen bin altun, bir kat elbise almak iin deildir.
Belki mhim bir ticaret iindir.
Aynen onun gibi: nsandaki cihazat- maneviye ve letaif-i
insaniye ki, herbirisi hayvana nisbeten yz derece inbisat etmi. Mesel;
gzelliin btn meratibini farkeden insan gz ve taamlarn btn eit





---sh:(S:325) -------------
eit ezvak- mahsusalarn temyiz eden insann zaika-i lisaniyesi ve
hakaikn btn inceliklerine nfuz eden insann akl ve kemaltn btn
enva'na mtak insann kalbi gibi sair cihazlar, letleri nerede?
Hayvann pek basit yalnz bir-iki mertebe inkiaf etmi letleri nerede?
Yalnz u kadar fark var ki; hayvan, kendine has bir amelde (mnhasran
o hayvanda bir cihaz- mahsus) ziyade inkiaf eder. Fakat o inkiaf,
hususdir.
nsann cihazat cihetiyle zenginlii u srdandr ki: Akl ve fikir
sebebiyle insann hasseleri, duygular fazla inkiaf ve inbisat peyda
etmitir. Ve ihtiyacatn kesreti sebebiyle ok eit eit hissiyat peyda
olmutur. Ve hassasiyeti ok tenevv etmi. Ve ftratn cmiiyeti
sebebiyle pek ok makasda mteveccih arzulara medar olmu ve pek
ok vazife-i ftriyesi bulunduu sebebiyle, lt ve cihazat ziyade inbisat
peyda etmitir. Ve ibadatn btn enva'na mstaid bir ftratta yaratld
iin btn kemaltn tohumlarna cmi' bir istidad verilmitir. te u
derece cihazata zenginlik ve sermayece kesret, elbette ehemmiyetsiz
muvakkat u hayat- dnyeviyenin tahsili iin verilmemitir. Belki yle
bir insann vazife-i asliyesi, nihayetsiz makasda mteveccih vezaifini
grp, acz ve fakr ve kusurunu ubudiyet suretinde iln etmek ve kll
nazaryla mevcudatn tesbihatn mahede ederek ehadet etmek ve
nimetler iinde imdadat- Rahmaniyeyi grp kretmek ve masnuatta
kudret-i Rabbaniyenin mu'cizatn temaa ederek nazar- ibretle tefekkr
etmektir.
Ey dnya-perest ve hayat- dnyeviyeye k ve srr- ahsen-i
takvimden gafil insan! u hayat- dnyeviyenin hakikatn bir vaka-i
hayaliyede Eski Said grm. Onu Yeni Said'e dndrm olan u vaka-
i temsiliyeyi dinle:
Grdm ki, ben bir yolcuyum. Uzun bir yola gidiyorum. Yani
gnderiliyorum. Seyyidim olan zt, bana tahsis ettii altm altundan
tedricen birer miktar para veriyordu. Ben de sarfedip pek elenceli bir
hana geldim. O handa bir gece iinde on altunu kumara mumara,
elencelere ve hret-perestlik yoluna sarfettim. Sabahleyin elimde hi
bir para kalmad. Bir ticaret edemedim. Gideceim yer iin bir mal
alamadm. Yalnz o paradan bana kalan elemler, gnahlar ve
elencelerden gelen yaralar, bereler, kederler benim elimde kalmt.
Birden ben o hazn halette iken orada bir adam peyda oldu. Bana dedi:
"Btn btn sermayeni zayi' ettin. Tokata da mstehak oldun.
Gidecein yere de mflis olarak elin bo gideceksin. Fakat akln varsa,
tvbe kaps aktr. Bundan sonra sana verilecek bki kalan onbe
altundan her eline getike
---sh:(S:326) -------------
yarsn ihtiyaten muhafaza et. Yani gidecein yerde sana lzm olacak
baz eyleri al." Baktm nefsim raz olmuyor. "te birisini" dedi. Ona da
nefsim itaat etmedi. Sonra drtte birisini dedi. Baktm nefsim mbtela
olduu detini terkedemiyor. O adam hiddetle yzn evirdi gitti.
Birden o hal deiti. Baktm ki; ben, tnel iinde sukut eder gibi
bir sr'atle giden bir imendifer iindeyim. Tela ettim. Fakat ne are ki,
hi bir tarafa kalmaz. Garaibden olarak o imendiferin iki tarafnda pek
cazibedar iekler, leziz meyveler grnyordu. Ben de aklsz acemler
gibi onlara bakp elimi uzattm. O iekleri koparmak, o meyveleri almak
iin altm. Fakat o iekler ve meyveler, dikenli mikenli, mlkatnda
elime batyor, kanatyor. imendiferin gitmesiyle mfarakatndan elimi
paralyorlar. Bana pek pahal dyorlard. Birden imendiferdeki bir
hademe dedi: "Be kuru ver, sana o iek ve meyvelerden istediin
kadar vereceim. Be kuru yerine elin paralanmasyla yz kuru zarar
ediyorsun. Hem de ceza var, izinsiz koparamazsn." Birden skntdan ne
vakit tnel bitecek diye bam karp ileriye baktm. Grdm ki, tnel
kaps yerine ok delikler grnyor. O uzun imendiferden o deliklere
adamlar atlyorlar. Bana mukabil bir delik grdm. ki tarafnda iki
mezar ta dikilmi. Merak ile dikkat ettim. O mezar tanda byk
harflerle "Said" ismi yazlm grdm. Teessf ve hayretimden "Eyvah!"
dedim. Birden o han kapsnda bana nasihat eden ztn sesini iittim.
Dedi: "Akln bana geldi mi?" Dedim: "Evet geldi fakat kuvvet kalmad,
are yok." Dedi: "Tvbe et, tevekkl et." Dedim: "Ettim!"
Ayldm... Eski Said kaybolmu. Yeni Said olarak kendimi
grdm.
te o vaka-i hayaliyeyi, -Allah hayr etsin- bir-iki ksmn ben
tabir edeceim, sair cihetleri sen kendin tabir et.
O yolculuk ise; lem-i ervahtan, rahm- maderden, genlikten,
ihtiyarlktan, kabirden, berzahtan, hairden, kprden geen ebed-l bd
tarafna bir yolculuktur. O altm altun ise, altm sene mrdr ki; bu
vakay grdm vakit kendimi krkbe yanda tahmin ediyordum.
Senedim yok, fakat bki kalan onbeinden yarsn hirete sarfetmek iin
Kur'an- Hakm'in hlis bir tilmizi beni irad etti. O han ise, benim







---sh:(S:327) -------------
iin stanbul imi. O imendifer ise, zamandr. Herbir yl bir vagondur. O
tnel ise, hayat- dnyeviyedir. O dikenli iekler ve meyveler ise, lezaiz-
i nmeruadr ve lehviyat- muharremedir ki; mlkat esnasnda
tasavvur-u zevaldeki elem, kalbi kanatyor. Mfarakatnda paralyor.
Cezay dahi ektiriyor. imendifer hademesi demiti: "Be kuru ver,
onlardan istediin kadar vereceim." Onun tabiri udur ki: nsann hell
sa'yiyle meru dairede grd zevkler, lezzetler, keyfine kfidir.
Harama girmeye ihtiya brakmaz. Sair ksmlar sen tabir edebilirsin...
DRDNC NKTE: nsan u kinat iinde pek nazik ve
nazenin bir ocua benzer. Za'fnda byk bir kuvvet ve aczinde byk
bir kudret vardr. nki o za'fn kuvvetiyle ve aczin kudretiyledir ki, u
mevcudat ona msahhar olmu. Eer insan za'fn anlayp, kalen, halen,
tavren dua etse ve aczini bilip istimdad eylese; o teshirin krn eda ile
beraber matlubuna yle muvaffak olur ve maksadlar ona yle msahhar
olur ki, iktidar- ztsiyle onun r-i mi'arna muvaffak olamaz. Yalnz
baz vakit lisan- hal duasyla hasl olan bir matlubunu yanl olarak
kendi iktidarna hamleder. Mesel: Tavuun yavrusunun za'fndaki
kuvvet, tavuu arslana saldrtr. Yeni dnyaya gelen arslann yavrusu, o
canavar ve a arslan kendine msahhar edip onu a brakp kendi tok
oluyor. te cy- dikkat, za'ftaki bir kuvvet ve yan- temaa bir cilve-i
rahmet...
Naslki nazdar bir ocuk alamasyla, ya istemesiyle, ya hazn
haliyle matlublarna yle muvaffak olur ve yle kavler ona msahhar
olurlar ki; o matlublardan binden birisine bin defa kuvvetiiyle
yetiemez. Demek za'f ve acz, onun hakknda efkat ve himayeti tahrik
ettikleri iin kck parmayla kahramanlar kendine msahhar eder.
imdi byle bir ocuk, o efkati inkr etmek ve o himayeti ittiham etmek
suretiyle ahmakane bir gurur ile "Ben kuvvetimle bunlar teshir
ediyorum" dese, elbette bir tokat yiyecektir.
te insan dahi Hlknn rahmetini inkr ve hikmetini ittiham
edecek bir tarzda kfran- nimet suretinde Karun gibi
,..........
yani: "Ben kendi ilmimle, kendi iktidarmla kazandm" dese, elbette sille-
i azaba kendini mstehak eder. Demek u mehud saltanat- insaniyet ve
terakkiyat- beeriye ve kemalt- medeniyet; celb ile deil, galebe ile
deil, cidal ile deil, belki ona onun za'f iin teshir edilmi, onun aczi
iin ona muavenet


---sh:(S:328) -------------
edilmi, onun fakr iin ona ihsan edilmi, onun cehli iin ona ilham
edilmi, onun ihtiyac iin ona ikram edilmi. Ve o saltanatn sebebi,
kuvvet ve iktidar- ilm deil, belki efkat ve re'fet-i Rabbaniye ve rahmet
ve hikmet-i lahiyedir ki; eyay ona teshir etmitir. Evet, bir gzsz
akrep ve ayaksz bir ylan gibi haerata malub olan insana, bir kk
kurttan ipei giydiren ve zehirli bir bcekten bal yediren; onun iktidar
deil, belki onun za'fnn semeresi olan teshir-i Rabban ve ikram-
Rahmandir.
Ey insan! Madem hakikat byledir; gururu ve enaniyeti brak.
Uluhiyetin derghnda acz ve za'fn, istimdad lisanyla; fakr ve hacatn,
tazarru' ve dua lisanyla iln et ve abd olduunu gster. Ve
...!,-.. ....-
de, yksel.
Hem deme ki: "Ben hiim; ne ehemmiyetim var ki, bu kinat bir
Hakm-i Mutlak tarafndan kasd olarak bana teshir edilsin, benden bir
kr- kll istenilsin?"
nki sen endan, nefsin ve suretin itibariyle hi hkmndesin.
Fakat vazife ve mertebe noktasnda, sen u hametli kinatn dikkatli bir
seyircisi, u hikmetli mevcudatn belgatl bir lisan- ntk ve u kitab-
lemin anlayl bir mtalaacs ve u tesbih eden mahlukatn hayretli bir
nzr ve u ibadet eden masnuatn hrmetli bir ustabas hkmndesin.
Evet ey insan! Sen, nebat cismaniyetin cihetiyle ve hayvan
nefsin itibariyle; sagir bir cz, hakir bir cz', fakir bir mahluk, zaf bir
hayvansn ki; btn dehetli mevcudat- seyyalenin dalgalar iinde
alkanp gidiyorsun. Fakat muhabbet-i lahiyenin ziyasn tazammun
eden imann nuruyla mnevver olan slmiyetin terbiyesiyle tekemml
edip; insaniyet cihetinde, abdiyetin iinde bir sultansn ve cz'iyetin
iinde bir kllsin, kkln iinde bir lemsin ve hakaretin iinde yle
makamn byk ve daire-i nezaretin geni bir nzrsn ki, diyebilirsin:
"Benim Rabb- Rahm'im dnyay bana bir hane yapt. Ay ve gnei, o
haneme bir lmba; ve bahar, bir deste gl; ve yaz, bir sofra-i nimet; ve
hayvan, bana hizmetkr yapt. Ve nebatat, o hanemin znetli levazmat
yapmtr."
Netice-i kelm: Sen eer nefis ve eytan dinlersen, esfel-i
safilne dersin. Eer Hak ve Kur'an' dinlersen, a'l-y illiyyne kar,
kinatn bir gzel takvimi olursun.



---sh:(S:329) -------------
BENC NKTE: nsan, u dnyaya bir memur ve misafir
olarak gnderilmi, ok ehemmiyetli istidad ona verilmi. Ve o istidadata
gre ehemmiyetli vazifeler tevdi edilmi. Ve insan, o gayeye ve o
vazifelere altrmak iin, iddetli tevikler ve dehetli tehdidler edilmi.
Baka yerde izah ettiimiz vazife-i insaniyetin ve ubudiyetin esasatn
urada icmal edeceiz. T ki, "ahsen-i takvim" srr anlalsn.
te insan, u kinata geldikten sonra "iki cihet ile" ubudiyeti var:
Bir ciheti; gaibane bir surette bir ubudiyeti, bir tefekkr var. Dieri;
hazrane, muhataba suretinde bir ubudiyeti, bir mnacat vardr.
Birinci vecih udur ki: Kinatta grnen saltanat- rububiyeti,
itaatkrane tasdik edip kemaltna ve mehasinine hayretkrane
nezaretidir.
Sonra, esma-i kudsiye-i lahiyenin nukularndan ibaret olan bedi'
san'atlar, birbirinin nazar- ibretlerine gsterip dellllk ve ilnclktr.
Sonra, herbiri birer gizli hazine-i maneviye hkmnde olan esma-
i Rabbaniyenin cevherlerini idrak terazisiyle tartmak, kalbin kymet-
inasl ile takdirkrane kymet vermektir.
Sonra kalem-i kudretin mektubat hkmnde olan mevcudat
sahifelerini, arz ve sema yapraklarn mtalaa edip hayretkrane
tefekkrdr.
Sonra, u mevcudattaki znetleri ve latif san'atlar istihsankrane
temaa etmekle onlarn Ftr- Zlcemal'inin marifetine muhabbet etmek
ve onlarn Sni'-i Zlkemal'inin huzuruna kmaa ve iltifatna mazhar
olmaya bir itiyaktr.
kinci Vecih, huzur ve hitab makamdr ki; eserden messire
geer, grr ki: Bir Sni'-i Zlcelal, kendi san'atnn mu'cizeleri ile
kendini tanttrmak ve bildirmek ister. O da iman ile marifet ile mukabele
eder.
Sonra grr ki: Bir Rabb- Rahm, rahmetinin gzel meyveleriyle
kendini sevdirmek ister. O da ona hasr- muhabbetle, tahsis-i taabbdle
kendini ona sevdirir.
Sonra gryor ki: Bir Mn'im-i Kerim, madd ve manev
nimetlerin lezizleriyle onu perverde ediyor. O da ona mukabil; fiiliyle,
haliyle, kaliyle, hatt elinden gelse btn hasseleri ile, cihazat ile kr
ve hamd sena eder.




---sh:(S:330) -------------
Sonra gryor ki: Bir Celil-i Cemil, u mevcudatn yinelerinde
kibriya ve kemalini ve celal ve cemalini izhar edip nazar- dikkati
celbediyor. O da ona mukabil: "Allah Ekber, Sbhanallah" deyip,
mahviyet iinde hayret ve muhabbet ile secde eder.
Sonra gryor ki: Bir Ganiyy-i Mutlak, bir sehavet-i mutlak
iinde nihayetsiz servetini, hazinelerini gsteriyor. O da ona mukabil,
ta'zim ve sena iinde kemal-i iftikar ile sual eder ve ister.
Sonra gryor ki: O Ftr- Zlcelal, yeryzn bir sergi
hkmnde yapm. Btn antika san'atlarn orada tehir ediyor. O da ona
mukabil: "Mallah" diyerek takdir ile, "Brekllah" diyerek tahsin ile,
"Sbhanallah" diyerek hayret ile, "Allah Ekber" diyerek istihsan ile
mukabele eder.
Sonra gryor ki: Bir Vhid-i Ehad, u kinat saraynda taklid
edilmez sikkeleriyle, ona mahsus htemleriyle, ona mnhasr turralaryla,
ona has fermanlaryla btn mevcudata damga-i vahdet koyuyor ve
tevhidin ytn nakediyor. Ve fk- lemin aktarnda vahdaniyetin
bayran dikiyor ve rububiyetini iln ediyor. O da ona mukabil; tasdik
ile, iman ile, tevhid ile, iz'an ile, ehadet ile, ubudiyet ile mukabele eder.
te bu eit ibadat ve tefekkratla hakik insan olur, ahsen-i
takvimde olduunu gsterir. mann ymnyle emanete lyk, emin bir
halife-i arz olur.
Ey ahsen-i takvimde yaratlan ve s'-i ihtiyaryla esfel-i safiln
tarafna giden insan- gafil! Beni dinle. Ben de senin gibi genlik
sarholuuyla gaflet iinde dnyay ho ve gzel grdm halde,
genlik sarholuundan ihtiyarlk sabahnda ayldm dakikada, o gzel
zannettiim hirete mteveccih olmayan dnyann yzn nasl irkin
grdm ve hirete bakan hakik yz ne kadar gzel olduunu,
Onyedinci Sz'n kinci Makamnn 219-220'nci sahifelerinde yazlan iki
levha-i hakikate bak, sen de gr:
Birinci Levha: Ehl-i dalalet gibi, fakat sarho olmadan gaflet
perdesiyle eskiden grdm ehl-i gaflet dnyasnn hakikatn tasvir
eder.
kinci Levha: Ehl-i hidayet ve huzurun hakikat- dnyalarna
iaret eder. Eskiden ne tarzda yazlm, o tarzda braktm. iire benzer,
fakat iir deillerdir.




---sh:(S:331) -------------
,.:-!,..-!...............!,......-..
_..!...._.!~..
!.........!.......-.
..L.!...-.!..!..,....,..!
......L............-.
..-!...L.-!.....
......-...!........!...,..!
..!..-.!..-...-...
........--........!....
..!.:..-..--....
-.......-.......-.....: ...
,-...,-...-......
..-.!,-......!......
.........
..!.-!..!..-!,......-.
* * *







---sh:(S:332) -------------

Yirmidrdnc
Sz
[u Sz "Be Dal"dr. Drdnc Dal'a dikkat et. Beinci Dal'a yap
k. Meyvelerini kopar al.]

..-!.....!..!.
u yet-i celilenin ecere-i nuraniyesinin ok hakikatlarndan bir
hakikatnn be dalna iaret ederiz.
BRNC DAL: Naslki bir sultann kendi hkmetinin
dairelerinde ayr ayr nvanlar ve raiyetinin tabakalarnda baka baka
nam ve vasflar ve saltanatnn mertebelerinde eit eit isim ve
almetleri vardr. Mesel: Adliye dairesinde "hkim-i dil" ve mlkiyede
"sultan" ve askeriyede "kumandan- a'zam" ve ilmiyede "halife"... Daha
buna kyasen sair isim ve nvanlarn bilsen anlarsn ki; birtek padiah,
saltanatnn dairelerinde ve tabaka-i hkmet mertebelerinde bin isim ve
nvana sahib olabilir. Gya o hkim, herbir dairede ahsiyet-i maneviye
haysiyetiyle ve telefonuyla mevcud ve hazrdr; bulunur ve bilir. Ve her
tabakada kanunuyla, nizamyla, mmessiliyle mehud ve nzrdr,
grnr, grr. Ve herbir mertebede perde arkasnda, hkmyle, ilmiyle,
kuvvetiyle mutasarrf ve basrdir; idare eder, bakar. yle de:
Ezel Ebed Sultan olan Rabb-l lemn iin, rububiyetinin
mertebelerinde ayr ayr, fakat birbirine bakar e'n ve namlar ve
uluhiyetinin dairelerinde baka baka, fakat birbiri iinde grnr isim ve
nianlar ve hamet-nma icraatnda ayr ayr, fakat birbirine benzer
temessl



---sh:(S:333) -------------
ve cilveleri ve kudretinin tasarrufatnda baka baka, fakat birbirini ihsas
eder nvanlar var. Ve sfatlarnn tecelliyatnda baka baka, fakat
birbirini gsterir mukaddes zuhurat var. Ve ef'alinin cilvelerinde eit
eit, fakat birbirini ikmal eder hikmetli tasarrufat var. Ve rengrenk
san'atnda ve mtenevvi' masnuatnda eit eit, fakat birbirini temaa
eder hametli rububiyeti vardr. Bununla beraber kinatn herbir
leminde, herbir taifesinde, esma-i hsnadan bir ismin nvan tecelli
eder. O isim o dairede hkimdir. Baka isimler orada ona tabidirler, belki
onun zmnnda bulunurlar. Hem mahlukatn herbir tabakasnda az ve ok,
kk ve byk, has ve mm herbirisinde has bir tecelli, has bir
rububiyet, has bir isimle cilvesi vardr. Yani, o isim hereye muhit ve
mm olduu halde yle bir kasd ve ehemmiyetle bir eye tevecch eder;
gya o isim yalnz o eye hastr. Hem bununla beraber Hlk- Zlcelal,
hereye yakn olduu halde, yetmi bine yakn nuran perdeleri vardr.
Mesel: Sana tecelli eden Hlk isminin mahlukyetindeki cz'
mertebesinden tut, t btn kinatn Hlk olan mertebe-i kbra ve
nvan- a'zama kadar ne kadar perdeler bulunduunu kyas edebilirsin.
Demek btn kinat arkada brakmak artyla mahlukyetin
kapsndan Hlk isminin mntehasna yetiirsin, daire-i sfta yanarsn.
Madem, perdelerin birbirine temaa eder pencereleri var. Ve isimler
birbiri iinde grnyor. Ve uunat, birbirine bakar. Ve temesslt,
birbiri iine girer. Ve nvanlar, birbirini ihsas eder. Ve zuhurat, birbirine
benzer. Ve tasarrufat, birbirine yardm edip itmam eder. Ve rububiyetin
mtenevvi terbiyeleri, birbirine imdad edip muavenet eder. Elbette
gerektir ki, Cenab- Hakk' bir isimle, bir nvan ile, bir rububiyetle ve
hkeza.. tansa, baka nvanlar, rububiyetleri, e'nleri, iinde inkr
etmesin. Belki, herbir ismin cilvesinden sair esmaya intikal etmezse zarar
eder. Mesel: Kadr ve Hlk isminin eserini grse, Alm ismini
grmezse gaflet ve tabiat dalaletine debilir. Belki lzm gelir ki, onun
nazar, daima karsnda ..okusun, grsn. Onun kula
hereyden .- .. dinlesin, iitsin. Onun lisan
,!...........!.desin, iln etsin. te Kur'an- Mbin
..-!.....!..!. fermanyla, zikrettiimiz
hakikatlara iaret eder.

---sh:(S:334) -------------
Eer o yksek hakikatlar yakndan temaa etmek istersen, git
frtnal bir denizden, zelzeleli bir zeminden sor. "Ne diyorsunuz?" de.
Elbette "Ya Celil, Ya Celil, Ya Aziz, Ya Cebbar" dediklerini iiteceksin.
Sonra deniz iinde ve zemin yznde merhamet ve efkatle terbiye edilen
kk hayvanattan ve yavrulardan sor. "Ne diyorsunuz?" de. Elbette "Ya
Cemil, Ya Cemil, Ya Rahm, Ya Rahm" diyecekler.(Haiye) Semay
dinle. Nasl "Ya Celil-i Zlcemal" diyor. Ve arza kulak ver. Nasl "Ya
Cemil-i Zlcelal" diyor. Ve hayvanlara dikkat et. Nasl "Ya Rahman, Ya
Rezzak" diyorlar. Bahardan sor. Bak nasl "Ya Hannan, Ya Rahman, Ya
Rahm, Ya Kerim, Ya Latif, Ya Atf, Ya Musavvir, Ya Mnevvir, Ya
Muhsin, Ya Mzeyyin" gibi ok esmay iiteceksin. Ve insan olan bir
insandan sor. Bak nasl btn esma-i hsnay okuyor ve cephesinde
yazl. Sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Gya kinat, azm bir musika-i
zikriyedir. En kk name, en gr naamata karmakla, hametli bir
letafet veriyor. Ve hkeza kyas et. Fakat endan insan btn esmaya
mazhardr, fakat kinatn tenevvn ve melaikenin ihtilaf- ibadatn
intac eden tenevv- esma, insanlarn dahi bir derece tenevvne sebeb
olmutur. Enbiyann ayr ayr eriatleri, evliyann baka baka tarkatlar,
asfiyann eit eit merebleri u srdan ne'et etmitir. Mesel: sa
Aleyhisselm, sair esma ile beraber Kadr ismi onda daha galibdir. Ehl-i
akta Vedud ismi ve ehl-i tefekkrde Hakm ismi daha ziyade hkimdir.

(Haiye): Hatt bir gn kedilere baktm. Yalnz yemeklerini yediler, oynadlar, yattlar.
Hatrma geldi: "Nasl bu vazifesiz canavarcklara mbarek denilir?" Sonra gece yatmak
iin uzandm. Baktm, o kedilerden birisi geldi, yastma dayand, azn kulama
getirdi. Sarih bir surette "Ya Rahm, Ya Rahm, Ya Rahm, Ya Rahm" diyerek gya
hatrma gelen itiraz ve tahkiri, taifesi namna reddedip yzme arpt. Aklma geldi:
"Acaba u zikir bu ferde mi mahsustur? Yoksa taifesine mi mmdr? Ve iitmek yalnz
benim gibi haksz bir muterize mi mnhasrdr? Yoksa herkes dikkat etse bir derece
iitebilir mi?" Sonra sabahleyin baka kedileri dinledim. endan onun gibi sarih deil,
fakat mtefavit derecede ayn zikri tekrar ediyorlar. Bidayette hrhrlar arkasnda "Ya
Rahm" farkedilir. Git gide hrhrlar, mrmrlar, ayn "Ya Rahm" olur. Mahresiz,
fasih bir zikr-i hazn olur. Azn kapar, gzel "Ya Rahm" eker. Yanma gelen
ihvanlara hikye ettim. Onlar dahi dikkat ettiler, "Bir derece iitiyoruz" dediler. Sonra
kalbime geldi: "Acaba u ismin vech-i tahsisi nedir? Ve ne iin insan ivesiyle
zikrederler, hayvan lisanyla etmiyorlar?" Kalbime geldi: u hayvanlar ocuk gibi ok
nazdar ve nazik ve insana kark bir arkada olduundan, ok efkat ve merhamete
muhtatrlar. Okand vakit holarna giden taltifleri grdkleri zaman, o nimete bir
hamd olarak, kelbin hilafna olarak esbab brakp yalnz kendi Hlk- Rahm'inin
rahmetini kendi leminde iln ile nevm-i gaflette olan insanlar ikaz ve "Ya Rahm"
nidasyla: Kimden meded gelir ve kimden rahmet beklenir, esbabperestlere ihtar
ediyorlar.

---sh:(S:335) -------------
te nasl eer bir adam hem hoca, hem zabit, hem adliye ktibi,
hem mlkiye mfettii olsa; onun herbir dairede birer nisbeti, birer
vazifesi, birer hizmeti, birer maa, birer mes'uliyeti, birer terakkiyat ve
muvaffakyetsizliine sebeb birer dman ve rakibleri oluyor. Ve
padiaha kar ok nvanlarla grnyor ve grr. Ve ok lisanlarla
ondan meded ister. Ve mirinin ok nvanlarna mracaat eder. Ve
dmanlarn errinden kurtulmak iin, muavenetini ok suretlerle taleb
eder. yle de: ok esmaya mazhar ve ok vazifelerle mkellef ve ok
dmanlara mbtela olan insan, mnacatnda, istiazesinde ok isimleri
zikreder. Naslki nev-i insann medar- fahri ve elhak en hakik insan-
kmil olan Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm, Ceven-l Kebir
namndaki mnacatnda binbir ismiyle dua ediyor; ateten istiaze ediyor.
te u srdandr ki sure-i
..-!...!.
...!!..!.....!......
de nvan ile istiazeyi emrediyor ve ,.-.!.-.!,. de
ismiyle istianeyi gsteriyor.
KNC DAL: ok esrarn anahtarlarn tazammun eden iki srr
beyan eder.
Birinci Sr: "Evliya niin usl-i imaniyede ittifak ettikleri halde,
mehudatlarnda, kefiyatlarnda ok tehalf ediyorlar. uhud
derecesinde olan keifleri bazan hilaf- vaki' ve muhalif-i hak kyor?
Hem niin ehl-i fikir ve nazar, herbiri kat' brhan ile hak telakki ettikleri
efkrlarnda, birbirine mtenakz bir surette hakikat gryorlar ve
gsteriyorlar. Bir hakikat niin ok renklere giriyor?"
kinci Sr: "Enbiya-y salife, niin har-i cisman gibi bir ksm
erkn- imaniyeyi, bir derece mcmel brakmlar, Kur'an gibi tafsilt
vermemiler. Sonra mmetlerinden bir ksm ileride o mcmel olan
erkn, inkra kadar gitmiler? Hem niin hakik rif olan evliyann bir
ksm yalnz tevhidde ileri gitmiler. Hatt derece-i hakkalyakne kadar
gittikleri halde, bir ksm erkn- imaniye onlarn mereblerinde pek az ve
mcmel bir surette grnyor. Hatt onun iindir ki, onlara tebaiyet
edenler, ileride o erkn- imaniyeye lzm olan ehemmiyeti vermemiler.
Hatt bazlar sapmlar. Madem btn erkn- imaniyenin inkiafyla
hakik kemal bulunur. Niin ehl-i hakikat bazsnda ok ileri ve bir
ksmnda ok geri kalmlar. Halbuki btn esmann mertebe-i
---sh:(S:336) -------------
a'zamlarnn mazhar ve btn enbiyann serveri olan Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm ve btn ktb- mukaddesenin reis-i enveri
olan Kur'an- Hakm, btn erkn- imaniyeyi vzh bir surette, pek cidd
bir ifadede ve kasd bir tarzda tafsil etmilerdir?"
Evet nki hakikatta hakik kemal-i etem yledir. te u esrarn
hikmeti udur ki: nsan endan btn esmaya mazhar ve btn kemalta
mstaiddir. Lkin iktidar cz', ihtiyar cz', istidad muhtelif, arzular
mtefavit olduu halde binler perdeler, berzahlar iinde hakikat taharri
eder. Onun iin hakikatn kefinde ve hakkn uhudunda berzahlar ortaya
dyor. Bazlar berzahtan geemiyorlar. Kabiliyetler baka baka
oluyor. Bazlarn kabiliyeti, baz erkn- imaniyenin inkiafna mene'
olamyor. Hem esmann cilvelerinin renkleri mazhara gre tenevv
ediyor, ayr ayr oluyor. Baz mazhar olan zt, bir ismin tam cilvesine
medar olamyor. Hem klliyet ve cz'iyet ve zlliyet ve asliyet itibariyle
cilve-i esma, baka baka suret alyor. Baz istidad, cz'iyetten geemiyor
ve glgeden kamyor. Ve istidada gre bazan bir isim galib oluyor,
yalnz kendi hkmn icra ediyor. O istidadda onun hkm hkmran
oluyor. te u derin srra ve u geni hikmete esrarl, geni ve hakikat ile
bir derece kark bir temsil ile baz iaretler ederiz.
Mesel: Zehre namyla nakl bir iek ve Kamer'e k hayatl
bir katre ve Gnee bakan safvetli bir rehay farzediyoruz ki,
herbirisinin bir uuru, bir kemali var. Ve o kemale bir itiyak bulunuyor.
u eyde ok hakikatlara iaret etmekle beraber, nefis ve akl ve
kalbin slklerine iaret eder. Ve tabaka ehl-i hakikata
misaldir.(Haiye)
Birincisi: Ehl-i fikir, ehl-i velayet, ehl-i nbvvetin iaratdr.
kincisi: Cisman cihazat ile kemaline sa'yedip hakikate
gidenleri...
Ve nefsin tezkiyesiyle ve akln istimaliyle mcahede etmekle
hakikate gidenleri...
Ve kalbin tasfiyesiyle ve iman ve teslimiyetle hakikate gidenlerin
misalleridir.



(Haiye): Her tabakada dahi taife var. Temsildeki misal, her
tabakadaki o taifeye, belki dokuz taifeye bakar. Yoksa tabakaya
deil.

---sh:(S:337) -------------
ncs: Enaniyeti brakmayan ve sra dalan ve yalnz
istidlaliyle hakikata giden.. ve ilim ve hikmetle ve akl ve marifetle
hakikat aramaya giden.. ve iman ve Kur'an ile, fakr ve ubudiyetle
hakikata abuk giden ayr ayr istidadda bulunan taifenin hikmet-i
ihtilaflarna iaret eden temsillerdir.
te u tabakann terakkiyatndaki srr ve geni hikmeti;
"Zehre", "Katre", "Reha" nvanlar altnda bir temsil ile bir derece
gstereceiz. Mesel: Gne'in kendi Hlknn izniyle ve emriyle
eit tecellisi ve in'ikas ve ifazas var: Birisi ieklere, birisi Kamer'e ve
seyyarelere, birisi ie ve su gibi parlaklara verdii ayr ayr in'ikaslardr.
Birincisi tarzdadr:
Biri: Kll ve umum bir tecelli ve in'ikasdr ki, btn ieklere
birden ifazasdr.
Biri de: Has bir tecellidir ki, herbir nev'e gre bir husus in'ikas
vardr.
Biri de: Cz' bir tecellidir ki, herbir iein ahsiyetine gre bir
ifazasdr. u temsilimiz, o kavle gredir ki; ieklerin ssl renkleri,
Gne'in ziyasndaki yedi rengin istihale-i in'ikasiyesinden ne'et ediyor.
Ve bu kavle gre iekler dahi Gne'in bir eit yineleridir.
kincisi: Gne'in Kamer'e ve seyyarelere, Ftr- Hakm'in
izniyle verdii nur ve feyizdir. u kll ve geni feyiz ve nurdan sonra
Kamer, o ziyann glgesi hkmnde olan nuru; Gne'ten kll bir surette
istifade eder, sonra husus bir tarzda denizlere ve havaya ve parlak
topraa ve bir suret-i cz'iyede denizin kabarcklarna ve topran
effaflarna ve havann zerrelerine ifade ve ifazasdr.
ncs: Gnein emr-i lah ile cevv-i havay ve denizlerin
yzlerini birer yine ederek safi ve kll ve glgesiz bir in'ikas var.
Sonra o Gne, denizin kabarcklarna ve suyun katrelerine ve havann
rehalarna ve kar'n ieciklerine, herbirine birer cz' aksi, birer kk
timsalini veriyor.
te Gne'in herbir iee ve Kamer'e mukabil herbir katreye,
herbir rehaya mezkr cihette ikier tark ile tevecch ve ifazas var:








---sh:(S:338) -------------
Birinci tark: Bil-asle dorudan doruya berzahsz, hicabszdr.
u yol, nbvvetin tarkn temsil eder.
kinci yol: Berzahlar tavassut eder. yine ve mazharlarn
kabiliyetleri, ems'in cilvelerine birer renk takyor. u yol ise, velayet
mesleini temsil eder.
te "Zehre", "Katre", "Reha" herbirisi evvelki yolda diyebilirler
ki: "Ben umum lem gneinin bir yinesiyim." Fakat ikinci yolda yle
diyemez. Belki "Ben kendi gneimin yinesiyim, veyahut nev'ime
tecelli eden gnein yinesiyim" der. nki Gne'i yle tanyor. Btn
leme bakar bir Gne'i gremiyor. Halbuki o ahsn veyahut nev'inin
veya cinsinin gnei, dar berzah iinde mahdud bir kayd altnda ona
grnyor. Halbuki kaydsz, berzahsz, mutlak Gne'in srn o
mukayyed Gne'e veremiyor. nki btn yeryzn stmak, tenvir
etmek, umum nebatat, hayvanatn hayatlarn tahrik etmek ve seyyarat
etrafnda dndrmek gibi hamet-nma eserleri; o dar kayd ve mahdud
berzah iinde grd Gne'e, uhud-u kalb ile veremiyor. Belki o
sr- acibeyi, eer o uurlu farzettiimiz ey, o kayd altnda grd
Gne'e verse de; srf akl ve iman bir tarzda ve o mukayyed, ayn-
mutlak olduunu bir teslimiyet ile verebilir. Fakat o, insan gibi akll
farzettiimiz "Zehre", "Katre", "Reha" u hkmleri, yani pek byk
sr gnelerine isnad etmeleri akldir, uhud deil. Belki bazan hkm-
imanleri, uhud-u kevniyelerine msademe eder. Pek glkle
inanabilirler.
te hakikata dar gelen ve baz kelerinde hakikatn zalar
grnen ve hakikatla kark u temsil iine mz de girmeliyiz.
mz de kendimizi "Zehre", "Katre", "Reha" farzedeceiz. Zira
onlarda farzettiimiz uur kfi gelmiyor. Biz aklmz dahi onlara
katmalyz. Yani onlar madd gnelerinden nasl feyiz alyorlar, biz de
manev gneimizden yle alyoruz, anlamalyz.
te, sen ey dnyay unutmayan ve maddiyata tevaggul eden ve
nefsi kesafet peyda eden arkada! Sen "Zehre" ol. Naslki o "Zehre"
iei, ziya-y ems'ten inhilal etmi bir renk alyor. Ve o bir renk iinde
ems'in timsalini kartrp kendine znetli bir suret giydiriyor. Zira senin
istidadn dahi ona benzer. Hem u esbaba dalm Eski Said gibi mektebli
feylesof ise, Kamer'e k olan "Katre" olsun ki; Kamer, Gne'ten ald
ziya zllini ona verir ve onun gzbebeine bir nur verir. O da o nur ile
parlar. Fakat o "Katre" o nur ile yalnz Kamer'i grr. Gne'i


---sh:(S:339) -------------
gremez, belki imanyla grebilir. Hem u hereyi dorudan doruya
Cenab- Hak'tan bilir, esbab bir perde telakki eder fakir adam, o da
"Reha" olsun. yle bir "Reha" ki, kendi ztnda fakirdir. Hibir eyi
yok ki, ona dayanp "Zehre" gibi kendine gvensin. Hibir rengi yok ki,
onunla grnsn. Baka eyleri de tanmyor ki, ona tevecch etsin. Hlis
bir safveti var ki, dorudan doruya Gne'in timsalini gzbebeinde
saklyor. imdi madem biz bu ey yerine getik. Kendimize
bakmalyz. Bizde ne var? Ne yapacaz?
te bakyoruz ki: Bir Zt- Kerim, ihsanyla bizi gayet derece
tezyin ve tenvir ve terbiye ediyor. nsan ise, ihsan edene peresti eder.
Perestie lyk olana, kurbiyet ister ve grmek taleb eder. yle ise,
herbirimiz istidadmza gre o muhabbet cazibesiyle slk edeceiz. Ey
zehremisal! Sen gidiyorsun, fakat iek olarak git. te gittin. Terakki ede
ede, t bir mertebe-i klliyeye geldin. Gya btn ieklerin hkmne
getin. Halbuki zehre, kesif bir yinedir. Onda ziyadaki yedi renk inhilal
ve inkisar eder. emsin aksini gizler. Sen, sevdiin Gne'in yzn
grmekte muvaffak olamazsn. nki kaydl olan renkler, hususiyetler
datyor, perde ekiyor, gsteremiyor. Sen u halde suretlerin,
berzahlarn ortaya girmesiyle ne'et eden firaktan kurtulamazsn. Lkin
bir art ile kurtulabilirsin ki, sen kendi nefsinin muhabbetine dalm olan
ban kaldrasn ve nefsin mehasini ile telezzz ve iftihar eden nazarn
ekesin, gkyzndeki Gne'in yzne atasn. Hem baaa celb-i rzk
iin topraa bakan yzn, yukardaki ems'e eviresin. nki sen, onun
yinesisin. Vazifen, yinedarlktr. Bilsen, bilmesen, hazine-i rahmet
kaps olan toprak tarafndan senin rzkn gelecektir. Evet nasl bir iek,
Gne'in kck bir yinesidir. u koca Gne dahi gk denizinde
ems-i Ezel'nin "Nur" isminden tecelli eden bir lem'ann katre-misal bir
yinesidir. Ey kalb-i insan! Sen, nasl bir Gne'in yinesi olduunu
bundan bil. Bu art yaptktan sonra kemalini bulursun. Fakat Gne'i,
nefs-l emirde nasl ise yle gremezsin. O hakikat, plak anlamazsn.
Belki senin sfatlarnn renkleri ona bir renk verir ve kesafetli drbnin bir
suret takar. Ve kaydl kabiliyetin bir kayd altna alr.
imdi sen dahi ey Katre iine giren hakm feylesof! Senin katre-i
fikrin drbniyle, felsefenin merdiveniyle t Kamer'e kadar terakki ettin,
Kamer'e girdin. Bak, Kamer kendi ztnda kesafetli, zulmatldr. Ne
ziyas var, ne hayat. Senin sa'yin beyhude, ilmin faidesiz gitti. Sen ye'sin
zulmatndan ve kimsesizliin vahetinden ve ervah- habisenin
iz'acatndan ve o vahetin dehetinden u artlar ile kurtulabilirsin ki,


---sh:(S:340) -------------
tabiat gecesini terkedip hakikat gneine tevecch etsen ve yaknen
inansan ki, u gece nurlar, gndz gneinin klarnn glgeleridir. Bu
art yaptktan sonra, sen kemalini bulursun. Fakir ve karanlkl Kamer
yerine, hametli Gne'i bulursun. Fakat sen dahi teki arkadan gibi,
Gne'i safi gremezsin. Belki senin akln ve felsefen nsiyet ve lfet
ettikleri perdeler arkasnda ve ilim ve hikmetin nescettii hicablarn
halfinde ve kabiliyetin verdii bir renk iinde grebilirsin.
te Reha-misal nc arkadanz ki, hem fakirdir, hem
renksizdir. Gne'in hararetiyle abuk tebahhur eder, enaniyetini brakr,
buhara biner, havaya kar. indeki madde-i kesife; nr- ak ile ate alr,
ziya ile nura dner. O ziyann cilvelerinden gelen bir uaa yapr,
yanar. Ey Reha-misal! Madem dorudan doruya Gne'e yinedarlk
ediyorsun, sen hangi mertebede bulunsan bulun, ayn- ems'e kar
aynelyakn bir tarzda, safi baklacak bir delik, bir pencere bulursun. Hem
o ems'in sr- acibesini ona vermekte mkilat ekmeyeceksin. Ona
lyk hametli evsafn teredddsz verebilirsin. Saltanat- ztiyesinin
dehetli srn ona vermekte, hibir ey senin elinden tutup ondan
vazgeiremez. Seni ne berzahlarn darl, ne kabiliyetlerin kayd, ne
yinelerin kkl seni artmaz; hilaf- hakikate sevketmez. nki
sen safi, hlis, dorudan doruya ona baktn iin anlamsn ki,
mazharlarda grnen ve yinelerde mahede olunan Gne deil, belki
bir nevi cilveleridir, bir eit renkli akisleridir. endan o akisler onun
nvanlardr, fakat btn sr- hametini gsteremiyorlar.
te u hakikatle kark temsilde byle baka baka tark ile
kemale gidilir. Ve o kemaltn mezayasnda ve mertebe-i uhudun
tafsiltnda baka bakadrlar. Fakat neticede ve hakka iz'an ve hakikat
tasdikte ittifak ederler. te nasl bir gece adam ki, hi Gne'i grmemi.
Yalnz Kamer yinesinde bir glgesini gryor. Gne'e mahsus hametli
ziyay, dehetli cazibeyi aklna stramyor. Belki grenlere teslim
olup taklid ediyor. yle de: Veraset-i Ahmediye (A.S.M.) ile Kadir ve
Muhy gibi isimlerin mertebe-i uzmasna yetimeyen, har-i a'zam ve
kyamet-i kbray taklid olarak kabul eder, "Akl bir mes'ele deildir"
der. nki hakikat- hair ve kyamet, ism-i a'zamn ve baz esmann
derece-i a'zamnn mazhardr. Kimin nazar oraya kmazsa taklide
mecburdur. Kimin fikri oraya girse, hair ve kyameti, gece gndz, k
ve bahar derecesinde kolay grr, itminan- kalb ile kabul eder.
te u srdandr ki: Hair ve kyameti en a'zam mertebede, en
ekmel tafsiltla Kur'an zikrediyor ve ism-i a'zamn mazhar olan
Peygamberimiz
---sh:(S:341) -------------
Aleyhissalt Vesselm ders veriyor. Ve eski peygamberler ise, hikmet-i
iradn iktizasyla, bir derece basit ve ibtida bir halde olan mmetlerine,
hari en a'zam bir derecede, en geni bir tafsiltla ders vermemiler. Hem
u srdandr ki, bir ksm ehl-i velayet baz erkn- imaniyeyi mertebe-i
uzmasnda grmemiler veya gsterememiler. Hem u srdandr ki,
marifetullahta derecat- rifn ok tefavt ediyor. Daha bunlar gibi ok
esrar u hakikattan inkiaf eder. imdi u temsil, hem bir derece hakikat
ihsas ettiinden, hem hakikat ok geni ve ok derin olduundan biz dahi
temsil ile iktifa ediyoruz. Haddimizin ve tkatimizin fevknde olan esrara
girimeyeceiz.
NC DAL: Kyamet almetlerinden ve hirzaman
vukuatndan ve baz a'malin fazilet ve sevablarndan bahseden ehads-i
erife gzelce anlalmadndan, akllarna gvenen bir ksm ehl-i ilim
onlarn bir ksmna zaf veya mevzu demiler. man zaf ve enaniyeti
kav bir ksm da, inkra kadar gitmiler. imdi tafsile girimeyeceiz.
Yalnz "Oniki Asl" beyan ederiz.
Birinci Asl: Yirminci Sz'n hirindeki sual ve cevabda izah
ettiimiz mes'eledir. cmali udur ki: Din bir imtihandr, bir tecrbedir.
Ervah- liyeyi, ervah- safileden tefrik eder. yle ise ileride herkese gz
ile grlecek vukuat yle bir tarzda bahsedecek ki; ne btn btn
mehul kalsn, ne de bedih olup herkes ister istemez tasdike mecbur
kalsn. Akla kap aacak, ihtiyar elinden almayacak. Zira eer tamamen
bedahet derecesinde bir almet-i Kyamet grlse, herkes tasdike muztar
olsa; o vakit kmr gibi bir istidad, elmas gibi bir istidad ile beraber
kalr. Srr- teklif ve netice-i imtihan zayi' olur. te bunun iin, Mehdi ve
Sfyan mes'eleleri gibi ok mes'elelerde ok ihtilaf olmu. Hem rivayat
dahi ok muhteliftir, birbirine zd hkmler olmu.
kinci Asl: Mesail-i slmiyenin tabakat vardr. Biri brhan-
kat' istese, dieri bir zann- galib ile iktifa eder. Bakas yalnz bir
kabul- teslim ve reddetmemek ister. yle ise, esasat- imaniyeden
olmayan mesail-i fer'iye veya vukuat- zamaniyenin herbirinde bir iz'an-
yakn ile bir brhan- kat' istenilmez. Belki yalnz reddetmemek ve
teslimiyetle ilimemektir.
nc Asl: Zaman- Sahabede Ben srail ve Nasara
lemalarndan ou slmiyete girdiler. Eski malmatlar dahi onlarla
beraber mslman oldu. Baz hilaf- vaki' malmat- sbkalar,
slmiyetin mal olarak tevehhm edildi.


---sh:(S:342) -------------
Drdnc Asl: Ehads-i erife rvilerinin baz kavilleri veyahut
istinbat ettikleri manalar, metn-i hadsten telakki ediliyordu. Halbuki
insan hatadan hl olmad iin, hilaf- vaki' baz istinbatlar veya
kavilleri hads zannedilerek za'fna hkmedilmi.
Beinci Asl:
..-...yani .....
srrnca baz ehl-i keif ve ehl-i velayet olan muhaddisn-i muhaddesn
ilhamlaryla gelen baz man, hads telakki edilmi. Halbuki ilham-
evliya -baz arzalarla- hata olabilir. te bu neviden bir ksm hilaf-
hakikat kabilir.
Altnc Asl: Beyn-en nas itihar bulmu baz hikyeler bulunuyor
ki, durub-u emsal hkmne geer. Hakik manasna baklmaz. Ne
maksad iin sevkedilir, ona baklr. te bu neviden beyn-en ns tearf
etmi baz kssa ve hikyat, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm bir
maksad- irad iin, temsil ve kinaye nev'inden zikredivermi. u nevi
mes'elelerin mana-y hakiksinde kusur varsa, rf ve dt- nasa aittir ve
terf ve tesamu'-u umumye raci'dir.
Yedinci Asl: Pekok tebih ve temsiller bulunuyor ki, mrur-u
zamanla veya ilmin elinden cehlin eline gemesiyle hakikat- maddiye
telakki ediliyor. Hataya der. Mesel: "Sevr" ve "Hut" isminde ve lem-
i misalde sevr ve hut timsalinde berr ve bahr hayvanat nzrlarndan iki
melaiketullah, deta bir koca kz ve cisman bir balk zannedilerek
hadse iliilmi. Hem mesel: Bir vakit huzur-u Nebevde derin bir ses
iitildi. Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm ferman etti ki: "Bu
grlt, yetmi senedir yuvarlanp t ancak bu dakika Cehennem'in
dibine den bir tan grltsdr." te bu hadsi iiten, hakikata vsl
olmayan inkra sapar. Halbuki yirmi dakika o hadsten sonra kat'iyyen
sabittir ki; biri geldi, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'a dedi ki:
"Mehur mnafk, yirmi dakika evvel ld." Yetmi yana giren o
mnafk Cehennem'in bir ta olarak btn mddet-i mr tedennide,
esfel-i safilne kfre sukuttan ibaret olduunu gayet beligane bir surette
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm beyan etmitir. Cenab- Hak o
vefat dakikasnda o sesi iittirip, ona almet etmitir.
Sekizinci Asl: Cenab- Hakm-i Mutlak, u dr- tecrbe ve
meydan- imtihanda ok mhim eyleri, kesretli eya iinde saklyor. O
saklamakla ok hikmetler, ok maslahatlar baldr. Mesel: Leyle-i
Kadri, umum ramazanda; saat- icabe-i duay, Cum'a gnnde; makbul
velisini, insanlar
---sh:(S:343) -------------
iinde; eceli, mr iinde ve kyametin vaktini, mr- dnya iinde
saklam. Zira ecel-i insan muayyen olsa, yar mrne kadar gaflet-i
mutlaka, yardan sonra daraacna adm adm gitmek gibi bir dehet
verecek. Halbuki hiret ve dnya mvazenesini muhafaza etmek ve her
vakit havf u reca ortasnda bulunmak maslahat iktiza eder ki; her dakika
hem lmek, hem yaamak mmkn olsun. u halde mbhem tarzdaki
yirmi sene mbhem bir mr, bin sene muayyen bir mre mreccahtr.
te kyamet dahi u insan- ekber olan dnyann ecelidir. Eer vakti
taayyn etseydi, btn kurn-u l ve vust gaflet-i mutlakaya dalacak
idiler ve kurn-u uhr dehette kalacakt. nsan nasl hayat- ahsiyesiyle
hanesinin ve kynn bekasyla alkadardr. yle de; hayat- itimaiye
ve nev'iyesiyle, kre-i arzn ve dnyann yaamasyla alkadardr. Kur'an
.. .!... der. "Kyamet yakndr" ferman ediyor. Bin bu kadar
sene getikten sonra gelmemesi, yaknlna halel vermez. Zira kyamet,
dnyann ecelidir. Dnyann mrne nisbeten bin veya ikibin sene, bir
seneye nisbetle bir-iki gn veya bir-iki dakika gibidir. Saat- Kyamet
yalnz insaniyetin eceli deil ki, onun mrne nisbet edilip bad grlsn.
te bunun iindir ki, Hakm-i Mutlak, kyameti mugayyebat- hamseden
olarak ilminde saklyor. te bu ibham srrndandr ki, her asr, hatt asr-
hakikatbn olan Asr- Saadet dahi daima kyametten korkmular. Hatt
bazlar, "eraiti hemen hemen km" demiler.
te bu hakikat bilmeyen insafsz insanlar derler ki: "hiretin
tafsilatn ders alan mteyakkz kalbli, keskin nazarl olan sahabelerin
fikirleri, niin bin sene hakikattan uzak olarak fikirleri dm gibi,
istikbal-i dnyevde bin drtyz sene sonra gelecek bir hakikat
asrlarnda karb zannetmiler?"
Elcevab: nki Sahabeler, feyz-i sohbet-i nbvvetten herkesten
ziyade dr- hireti dnerek, dnyann fenasn bilerek, kyametin
ibham- vaktindeki hikmet-i lahiyeyi anlayarak ecel-i ahs gibi
dnyann eceline kar dahi daima muntazr bir vaziyet alarak,
hiretlerine cidd almlar. Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
"Kyameti bekleyiniz, intizar ediniz" tekrar etmesi, u hikmetten ileri
gelmi bir irad- Nebevdir. Yoksa vuku-u muayyene dair bir vahyin
hkmyle deildir ki, hakikattan uzak olsun. llet ayrdr, hikmet ayrdr.
te Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n bu nevi szleri hikmet-i
ibhamdan ileri geliyor. Hem u srdandr ki; Mehdi, Sfyan gibi
hirzamanda gelecek

---sh:(S:344) -------------
ehaslar ok zaman evvel hatt Tbin zamannda onlar beklemiler,
yetimek emelinde bulunmular. Hatt baz ehl-i velayet "Onlar gemi"
demiler. te bu da, kyamet gibi, hikmet-i lahiye iktiza eder ki;
vakitleri taayyn etmesin. nki her zaman, her asr, kuvve-i
maneviyenin takviyesine medar olacak ve yeisten kurtaracak "Mehdi"
manasna muhtatr. Bu manada, her asrn bir hissesi bulunmak lzmdr.
Hem gaflet iinde fenalara uymamak ve lkaydlkta nefsin dizginini
brakmamak iin, nifakn bana geecek mdhi ahslardan her asr
ekinmeli ve korkmal. Eer tayin edilseydi, maslahat- irad- umum
zayi' olurdu.
imdi Mehdi gibi ehasn hakkndaki rivayatn ihtilafat ve srr
udur ki: Ehadsi tefsir edenler, metn-i ehadsi tefsirlerine ve
istinbatlarna tatbik etmiler. Mesel: Merkez-i saltanat o vakit am'da
veya Medine'de olduundan, vukuat- Mehdiye veya Sfyaniyeyi
merkez-i saltanat civarnda olan Basra, Kfe, am gibi yerlerde tasavvur
ederek yle tefsir etmiler. Hem de o ehasn ahs- manevsine veya
temsil ettikleri cemaate ait sr- azmeyi o ehasn ztlarnda tasavvur
ederek yle tefsir etmiler ki, o ehas- hrika ktklar vakit btn halk
onlar tanyacak gibi bir ekil vermiler. Halbuki demitik: Bu dnya
tecrbe meydandr. Akla kap alr, fakat ihtiyar elinden alnmaz. yle
ise o ehas, hatt o mdhi Deccal dahi kt zaman oklar, hatt
kendisi de bidayeten Deccal olduunu bilmez. Belki nur-u imann
dikkatiyle, o ehas- hirzaman tanlabilir.
Almet-i Kyametten olan Deccal hakknda hads-i erifte "Birinci
gn bir sene, ikinci gn bir ay, nc gn bir hafta, drdnc gn
eyyam- saire gibidir. kt zaman dnya iitir. Krk gnde dnyay
gezer." rivayet ediliyor. nsafsz insanlar bu rivayete muhal demiler.
H u rivayetin inkr ve ibtaline gitmiler. Halbuki
...,.-!.hakikat u olmak gerektir ki: lem-i kfrn en
kesafetlisi olan imalde, tabiiyyunun fikr-i kfrsinden szlen bir
cereyan- azmin bana geecek ve uluhiyeti inkr edecek bir ahsn,
imal tarafndan kmasna iaret ve u iaret iinde bir remz-i hikmet
vardr ki; kutb-u imalye yakn dairede btn sene, bir gece bir
gndzdr. Alt ay gece, alt ay gndzdr." "Deccal'n bir gn bir
senedir." O daire yaknnda zuhuruna iarettir. "kinci gn bir aydr"
demekten murad, imalden bu tarafa geldike bazan olur yazn bir aynda
gne gurub etmez. u dahi, Deccal imalden kp lem-i medeniyet
tarafna
---sh:(S:345) -------------
tecavzne iarettir. Gn Deccal'a isnad etmekle u iarete iaret eder.
Daha bu tarafa geldike bir haftada gne gurub etmiyor. Daha gele gele
tul' ve gurub ortasnda saat devam ediyor. Ben Rusya'da esarette iken
byle bir yerde bulundum. Bize yakn, bir hafta gne gurub etmeyen bir
yer vard. Seyir iin oraya gidiyorlard. "Deccal'n kt vakit, umum
dnya iitecek" olan kayd, telgraf ve radyo halletmitir. Krk gnde
gezmesini de, merkebi olan imendifer ve tayyare halletmitir. Eskiden
bu iki kayd muhal gren mlhidler, imdi di gryorlar!..
Almet-i kyametten olan Ye'cc ve Me'cce ve Sedde dair, bir
risalede bir derece tafsilen yazdmdan ona havale edip urada yalnz
unu deriz ki: Eskiden Manur, Mool nvanyla itimaat- beeriyeyi zr
zeber eden taifeler ve Sedd-i in'nin yaplmasna sebebiyet verenler,
kyamete yakn yine anaristlik gibi bir fikirle medeniyet-i beeriyeyi zr
zeber edecekleri, rivayetlerde vardr. Baz mlhidler derler: "Bu kadar
acaibi yapan ve yapacak taifeler nerede?"
Elcevab: ekirge gibi bir ft, bir mevsimde pek ok kesretle
bulunur. Mevsim deitike memleketi fesada veren kesretli o taifelerin
hakikatlar, mahdud baz ferdlerde saklanyor. Yine zaman geldike
emr-i lah ile o mahdud ferdlerden gayet kesretli ayn fesad yine balar.
Gya onlarn hakikat- milliyetleri inceliyor, kopmuyor. Yine mevsimi
geldike zuhur ediyor. Aynen yle de: Bir zaman dnyay herc merc
eden o taifeler, izn-i lah ile mevsimi geldii vakit ayn o taife,
medeniyet-i beeriyeyi herc merc edecekler. Fakat onlarn muharrikleri
baka bir surette tezahr eder.
...-!,.-..
Dokuzuncu Asl: Mesail-i imaniyeden bir ksmn netaici, u
mukayyed ve dar leme bakar. Dier bir ksm, geni ve mutlak olan
lem-i hirete bakar. Amellerin fazilet ve sevabna dair ehads-i erifenin
bir ksm tergib ve terhibe mnasib bir tesir vermek iin belgatl bir
slbda geldiinden, dikkatsiz insanlar onlar mbalaal zannetmiler.
Halbuki btn onlar ayn- hak ve mahz- hakikat olduklarndan mcazefe
ve mbalaa, ilerinde yoktur. Ezcmle, en ziyade insafszlarn zihnini
kurcalayan u hadstir ki:
...........:!......-~..
.......!....!

---sh:(S:346) -------------
-ev kema kal- meal-i erifi: "Dnyann Cenab- Hakk'n yannda bir sinek
kanad kadar kymeti olsa idi, kfirler bir yudum suyu ondan imeyecek
idiler." Hakikat udur ki: ...tabiri, lem-i bekadan demektir.
Evet lem-i bekadan bir sinek kanad kadar bir nur madem ebeddir,
yeryzn dolduracak muvakkat bir nurdan daha oktur. Demek koca
dnyay bir sinek kanadyla mvazene deil, belki herkesin ksack
mrne yerleen husus dnyasn lem-i bekadan bir sinek kanad kadar
daim bir feyz-i lahye ve bir ihsan- lahye mvazeneye gelmedii
demektir. Hem dnyann iki yz var; belki yz var. Biri, Cenab-
Hakk'n esmasnn yineleridir. Dieri, hirete bakar; hiret tarlasdr.
Dieri, fenaya, ademe bakar. Bildiimiz, marz-yi lah olmayan ehl-i
dalaletin dnyasdr. Demek esma-i hsnann yineleri ve mektubat-
Samedaniye ve hiretin mezraas olan koca dnya deil; belki hirete zd
ve btn hatiatn menei ve beliyyatn menba olan dnyaperestlerin
dnyasnn lem-i hirette ehl-i imana verilen sermed bir zerresine
demediine iarettir. te en doru ve cidd u hakikat nerede ve insafsz
ehl-i ilhadn fehmettikleri mana nerede? O insafsz ehl-i ilhadn en
mbalaa, en mcazefe zannettikleri mana nerede?
Hem mesel: nsafsz ehl-i ilhadn mbalaa zannettikleri hatt
muhal bir mbalaa ve mcazefe tevehhm ettikleri biri de, amellerin
sevabna dair ve baz surelerin faziletleri hakknda gelen rivayetlerdir.
Mesel: "Fatiha'nn Kur'an kadar sevab vardr." "Sure-i hlas sls-
Kur'an", "Sure-i za Zlziletil-ardu, rubu'" "Sure-i Kul ya eyyhel-
kfirn rubu'", "Sure-i Ysin on defa Kur'an kadar" olduuna rivayet
vardr. te insafsz ve dikkatsiz insanlar demiler ki: "u muhaldir.
nki Kur'an iinde Ysin ve teki faziletli olanlar da vardr. Onun iin
manasz olur."
Elcevab: Hakikat udur ki: Kur'an- Hakm'in herbir harfinin bir
sevab var, bir hasenedir. Fazl- lahden o harflerin sevab snbllenir,
bazan on tane verir, bazan yetmi, bazan yediyz (yet-l Krs harfleri
gibi), bazan binbeyz (Sure-i hlas'n harfleri gibi), bazan onbin (Leyle-i
Berat'ta okunan yetler ve makbul vakitlere tesadf edenler gibi) ve
bazan otuzbin (mesel haha tohumunun kesreti misill, Leyle-i
Kadir'de okunan yetler gibi). Ve o gece bin aya mukabil iaretiyle, bir
harfinin o gecede otuzbin sevab olur anlalr. te Kur'an- Hakm,
tezauf-u sevabyla beraber elbette mvazeneye gelmez ve gelemiyor.
Belki

---sh:(S:347) -------------
asl sevab ile baz surelerle mvazeneye gelebilir.
Mesel: inde msr ekilmi bir tarla farzedelim ki, bin tane
ekilmi. Baz habbeleri yedi snbl vermi farzetsek, herbir snblde
yzer tane olmu ise, o vakit tek bir habbe btn tarlann iki slsne
mukabil oluyor. Mesel: Birisi de on snbl vermi, herbirinde ikiyz
tane vermi, o vakit birtek habbe asl tarladaki habbelerin iki misli
kadardr. Ve hkeza kyas et.
imdi Kur'an- Hakm'i nuran, mukaddes bir mezraa-i semaviye
tasavvur ediyoruz. te herbir harfi asl sevabyla birer habbe
hkmndedir. Onlarn snblleri nazara alnmayacak. Sure-i Ysin, hlas,
Fatiha, Kul ya eyyhel-kfirn, za zlziletil-ardu gibi sair faziletlerine
dair rivayet edilen sure ve yetlerle mvazene edilebilir. Mesel: Kur'an-
Hakm'in yzbin altyzyirmi harfi olduundan, Sure-i hlas besmele
ile beraber altm dokuzdur. defa altmdokuz, ikiyzyedi harftir.
Demek Sure-i hlas'n herbir harfinin haseneleri, binbeyze yakndr.
te Sure-i Ysin'in hurufat hesab edilse, Kur'an- Hakm'in mecmu-u
hurufatna nisbet edilse ve on defa muzaaf olmas nazara alnsa yle bir
netice kar ki: Ysin-i erif'in herbir harfi takriben beyze yakn sevab
vardr. Yani o kadar hasene saylabilir. te buna kyasen bakalarn dahi
tatbik etsen, ne kadar latif ve gzel ve doru ve mcazefesiz bir hakikat
olduunu anlarsn.
Onuncu Asl: Ekser taife-i mahlukatta olduu gibi ef'al ve a'mal-i
beeriyede baz hrika ferdler bulunur. O ferdler eer iyilikte ileri
gitmise, o nevilerin medar- fahrleridir, yoksa medar- eametleridir.
Hem gizleniyorlar. deta birer ahs- manev, birer gaye-i hayal
hkmne geerler. Sair ferdlerin herbirisi o olmaa alr ve o olmak
ihtimali var. Demek o mkemmel hrika ferd ise; mutlak, mbhem
bulunup heryerde bulunmas mmkn. u ibham itibariyle mantka
kaziye-i mmkine suretinde klliyetine hkmedilebilir. Yani, herbir amel
yle bir netice verebilmesi mmkndr.
Mesel, "Kim iki rek'at namaz filan vakitte klsa, bir hac
kadardr." te iki rek'at namaz baz vakitte bir hacca mukabil geldii
hakikattr. Herbir iki rek'at namazda bu mana klliyet ile mmkndr.
Demek u nevideki rivayetler, vukuu bilfiil daim ve kll deil. Zira
kabuln madem artlar vardr, klliyet ve daimlikten kar. Belki ya
bilfiil muvakkattr, mutlaktr veyahut mmkinedir, klliyedir. Demek u
nevi ehadsteki klliyet ise, imkn itibariyledir. Mesel: "Gybet, katil
gibidir."


---sh:(S:348) -------------
Demek gybette yle bir ferd bulunur ki, katil gibi bir zehr-i katilden
daha muzrdr. Mesel: "Bir gzel sz, bir abdi zad etmek gibi bir
sadaka-i azmenin yerine geer." imdi tergib ve tevik iin o mbhem
ferd-i mkemmel, mutlak bir surette her yerde bulunmasnn imknn,
vaki' bir surette gstermekle hayra evki ve erden nefreti tahrik etmektir.
Hem de u lemin mikyasyla lem-i ebednin eyleri tartlmaz. Burann
en by, orann en kne mvazi gelemez. Sevab- a'mal o leme
bakt iin, dnyev nazarmz ona dar geliyor. Aklmza
stramyoruz. Mesel:
...........!L....yani:
..!.-!..........!..!..-!
,.:-!...-!........!.....:!!.
..!.-!..........!..!..-!
,.:-!...-!........!.L-!!.
,.:-!...-!......!....!!.
nsafsz ve dikkatsizlerin en ziyade nazar- dikkatini celbeden u
gibi rivayetlerdir. Hakikat udur ki: Dnyada dar nazarmzla, ksack
fikrimizle Musa ve Harun Aleyhisselmlarn sevablarn ne derece
tasavvur ediyoruz, biliyoruz. lem-i ebediyette Rahm-i Mutlak, saadet-i
ebedde nihayetsiz ihtiya iinde bir abdine birtek virde mukabil verecei
hakikat- sevab, o iki ztn sevablarna -fakat daire-i ilmimize ve
tahminimize giren sevablarna- msavi olabilir. Mesel: Bedevi, vahi bir
adam hi padiah grmemi. Saltanat hametini bilmiyor. Bir kyde bir
aay nasl tasavvur eder, o mahdud fikriyle bir padiah ondan byke
bir aa kadar bilir. Hatt bizde sade-dil bir taife var ki, eskiden diyorlard
ki: "Padiah, kendi oca yannda ve tenceresinin banda piirdii bulgur
orbas yannda ne yapyor, bizim aamz onu biliyor." Demek onlar,
padiah o kadar dar bir vaziyette ve di bir surette tahayyl ediyorlar ki,
kendi bulgur orbasn kendi piiriyor, deta bir yzba hametinde
farzediyorlar. imdi biri o adamlardan birisine dese: "Sen bugn benim
iin bu ii yapsan, senin bildiin padiah hameti kadar sana bir
hametlik vereceim." Yani bir yzba kadar bir rtbe

---sh:(S:349) -------------
vereceim. O sz hakikattr. nki hamet-i padiahden onun dar daire-i
fikrine giren, ancak bir yzbalk kadar bir evkettir.
te dnya nazaryla dar fikrimizle hirete mteveccih hakaik-i
sevabiyeyi o bedevi adam kadar da dnemiyoruz. Hazret-i Musa (A.S.)
ve Harun'un (A.S.) mehulmz olan hakik sevablar ile mvazene
deil, -nki tebih kaidesi, mehul malma kyas eder- belki mvazene
edilen ve malmumuz olan ve tahminimize giren sevablaryla bir abd-i
m'minin bir virdine mukabil mehulmz olan hakik sevabdr. Hem de
deniz yz ile katrenin gzbebei, Gnein tamam aksini tutmakta
msavidirler. Fark, keyfiyettedir. Hazret-i Musa (A.S.) ve Harun'un
(A.S.) deniz-misal yine-i ruhlarna in'ikas eden mahiyet-i sevab, bir
katre hkmnde bir abd-i m'minin bir yetten ald ayn mahiyet-i
sevabdr. Mahiyete, kemmiyete birdirler. Keyfiyet ise, kabiliyete
tabidir. Hem bazan olur ki; birtek kelime, birtek tesbih, yle bir saadet
hazinesini aar ki, altm sene hizmetle o almam. Demek baz hlt
oluyor ki, birtek yet Kur'an kadar faide verebilir. Hem ism-i a'zama
mazhar olan Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n bir yette mazhar
olduu feyz-i lah, belki bir peygamberin umum feyzi kadar olabilir.
Veraset-i Ahmediye ile ism-i a'zam zlline mazhar bir m'min, kendi
kabiliyeti itibariyle kemmiyete bir Nebinin feyzi kadar sevab alyor
denilse hilaf- hakikat olamaz. Hem de sevab ve fazilet, nur
lemindendir. O lemden bir lem, bir zerreye sabilir. Naslki bir
zerrecik bir iede, semavat ncumuyla beraber grnebilir. yle de,
niyet-i hlise ile effafiyet peyda eden bir zikirde veya bir yette,
semavat gibi nuran sevab ve fazilet yerleebilir.
Netice-i Kelm: Ey insafsz ve dikkatsiz ve iman zaf, felsefesi
kav, hodbn, mnekkid adam! u "On Asl" nazara al. Sonra sen hilaf-
hakikat ve kat' muhalif-i vaki' grdn bir rivayeti bahane ederek
ehads-i erifeye ve dolaysyla Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n
mertebe-i ismetine halel verecek itiraz parman uzatma! Zira evvel o
"On Asl"n on dairesi, seni inkrdan vazgeirir. "Hakik bir kusur varsa
bize aittir" derler, hadse raci' olamaz. "Eer hakik deilse, senin s'-i
fehmine aittir" derler. Elhasl: nkr ve redde gitmek iin, u "On Asl"
tekzib ve ibtal etmek lzm gelir. imdi insafn varsa bu "On Usl"
kemal-i dikkatle dndkten sonra, o akln hilaf- hakikat grd bir
hadsin inkrna kalkma! "Ya bir tefsiri, ya bir tevili, ya bir tabiri
vardr" de, ilime.
Onbirinci Asl: Nasl Kur'an- Hakm'in mteabihat var; tevile


---sh:(S:350) -------------
muhtatr veyahut mutlak teslim istiyor. Ehadsin de Kur'ann
mteabihat gibi mkilat vardr. Bazan ok dikkatli tefsire ve tabire
muhtatr. Gemi misallerle iktifa edebilirsiniz.
Evet naslki hyar olan adam, yatm olan adamn r'yasn tabir
eder. yle de: Bazan uykuda olan bir adam, yannda uyank olan
konuanlarn szlerini iitiyor, fakat kendi lem-i menamna tatbik eder
bir tarzda mana veriyor, tabir ediyor. yle de: Ey gaflet ve felsefe
uykusu iinde tenvim edilen insafsz adam!. Srr-
-.......!.. ve ..............
hkmne mazhar ve hakik hyar ve yakzan olan ztn grdn sen
kendi r'yanda inkr deil, tabir et. Evet uykuda bir adam bir sinek
srsa, mdhi bir harbde yaralar alr gibi bir hakikat- nevmiye bazan
telakki eder. Ondan sorulsa, "Hakikaten ben yaralandm. Bana top, tfek
atld." diyecek. Yannda oturanlar onun uykusundaki zdrabna
glyorlar. te bu nevm-ld nazar- gaflet ve fikr-i felsefe, elbette
hakaik-i nbvvete mihenk olamazlar.
Onikinci Asl: Nazar- nbvvet ve tevhid ve iman; vahdete,
hirete, uluhiyete bakt iin, hakaik ona gre grr. Ehl-i felsefe ve
hikmetin nazar; kesrete, esbaba, tabiata bakar, ona gre grr. Nokta-i
nazar birbirinden ok uzaktr. Ehl-i felsefenin en byk bir maksad, ehl-i
Usl-d Din ve lema-i lm-i Kelm'n makasd iinde grnmeyecek
bir derecede kk ve ehemmiyetsizdir.
te onun iindir ki, mevcudatn tafsil-i mahiyetinde ve ince
ahvallerinde ehl-i hikmet ok ileri gitmiler. Fakat hakik hikmet olan
ulm-u liye-i lahiye ve uhreviyede o kadar geridirler ki, en basit bir
m'minden daha geridirler. Bu srr fehmetmeyenler, muhakkikn-i
slmiyeyi, hkemalara nisbeten geri zannediyorlar. Halbuki akllar
gzlerine inmi, kesrette boulmu olanlarn ne haddi var ki, veraset-i
nbvvet ile makasd- liye-i kudsiyeye yetienlere yetiebilsinler.
Hem bir ey iki nazar ile bakld vakit, iki muhtelif hakikat
gsteriyor. kisi de hakikat olabilir. Fennin hibir hakikat- kat'iyyesi,
Kur'ann hakaik-i kudsiyesine iliemez. Fennin ksa eli, onun mnezzeh
ve muall damenine eriemez. Nmune olarak bir misal zikrederiz:
Mesel, Kre-i Arz ehl-i hikmet nazaryla baklsa hakikat udur
ki:



---sh:(S:351) -------------
Gne etrafnda mutavasst bir seyyare gibi hadsiz yldzlar iinde dner.
Yldzlara nisbeten kk bir mahluk. Fakat ehl-i Kur'an nazaryla
bakld vakit -Onbeinci Sz'de izah edildii gibi- hakikat yledir ki:
Semere-i lem olan insan; en cmi', en bedi' ve en ciz, en aziz, en zaf,
en latif bir mu'cize-i kudret olduundan, beik ve meskeni olan zemin;
semaya nisbeten maddeten kklyle ve hakaretiyle beraber manen
ve san'aten btn kinatn kalbi, merkezi.. btn mu'cizat- san'atnn
meheri, sergisi.. btn tecelliyat- esmasnn mazhar, nokta-i
mihrakyesi.. nihayetsiz faaliyet-i Rabbaniyenin maheri, ma'kesi.. hadsiz
hallakyet-i lahiyenin hususan nebatat ve hayvanatn kesretli enva'-
sagiresinden cevvadane icadn medar, ars ve pek geni hiret
lemlerindeki masnuatn kk mikyasta nmunegh ve mensucat-
ebediyenin sr'atle ileyen tezgh ve menazr- sermediyenin abuk
deien taklidgh ve besatn-i daimenin tohumcuklarna sr'atle
snbllenen dar ve muvakkat mezraas ve terbiyegh olmutur.
te Arzn bu azamet-i maneviyesinden ve ehemmiyet-i
san'aviyesindendir ki, Kur'an- Hakm; semavata nisbeten byk bir
aacn kk bir meyvesi hkmnde olan Arz, btn semavata kar
kck kalbi, byk kalba mukabil tutmak gibi denk tutuyor. Onu bir
kefede, btn semavat bir kefede koyuyor, mkerreren
......!. diyor. te sair mesaili buna kyas et ve anla
ki: Felsefenin ruhsuz, snk hakikatleri; Kur'ann parlak, ruhlu
hakikatleriyle msademe edemez. Nokta-i nazar ayr ayr olduu iin,
ayr ayr grnr.
DRDNC DAL:
....!.!.-.. .,!
..-!...-.!....!..:!....
..!........!..-:!.
..:..!.. ......-!...-....
..:....-..
u byk ve geni yetin hazinesinden yalnz birtek cevherini
gstereceiz. yle ki:
Kur'an- Hakm tasrih ediyor ki: Artan fere, yldzlardan sineklere,
---sh:(S:352) -------------
meleklerden semeklere, seyyarattan zerrelere kadar herey Cenab-
Hakk'a secde ve ibadet ve hamd ve tesbih eder. Fakat ibadetleri, mazhar
olduklar esmalara ve kabiliyetlerine gre ayr ayrdr, eit eittir. Biz
onlarn ibadetlerinin tenevvnn bir nev'ini bir temsil ile beyan ederiz.
Mesel: ......!.!. Azm bir Mlik-l Mlk, byk bir ehri
veya muhteem bir saray bina ettii vakit, o zt drt nevi ameleyi onun
binasnda istihdam ve istimal eder:
Birinci nevi: Onun memluk ve kleleridir. Bu nev'in, ne maa
var ve ne de creti var. Belki onlar seyyidlerinin emriyle iledikleri her
amelde, onlarn gayet latif bir zevk ve ho bir evkleri vardr.
Seyyidlerinin medhinden ve vasfndan ne deseler, onlarn zevkini ve
evkini ziyade eder. Onlar o mukaddes seyyidlerine intisablarn byk
bir eref bilerek onunla iktifa ediyorlar. Hem o seyyidin namyla,
hesabyla, nazaryla ilere bakmalarndan da manev lezzet buluyorlar.
cret ve rtbeye ve maaa muhta olmuyorlar.
kinci ksm ki, baz mi hizmetkrlardr. Bilmiyorlar niin
iliyorlar. Belki o Mlik-i Zan onlar istimal ediyor, kendi fikriyle ve
ilmiyle onlar altryor. Onlara lyk bir cz' cret dahi veriyor. O
hizmetkrlar bilmiyorlar ki; amellerine ne eit kll gayeler, l
maslahatlar terettb ediyor. Hatt bazlar tevehhm ediyorlar ki, onlarn
amelleri yalnz kendilerine ait o cret ve maandan baka gayesi yoktur.
nc ksm: O Mlik-l Mlk'n bir ksm hayvanat var.
Onlar o ehrin, o sarayn binasnda baz ilerde istihdam ediyor. Onlara
yalnz bir yem veriyor. Onlarn da istidadlarna muvafk ilerde
almalar onlara bir telezzz veriyor. nki bilkuvve bir kabiliyet ve bir
istidad, fiil ve amel suretine girse; inbisat ile teneffs eder, bir lezzet
verir ve btn faaliyetlerdeki lezzet bu srdandr. u ksm hizmetkrlarn
cret ve maalar, yalnz yem ve u lezzet-i maneviyedir. Onunla iktifa
ederler.
Drdnc ksm: yle amelelerdir ki; biliyorlar ne iliyorlar ve
ne iin iliyorlar ve kimin iin iliyorlar ve sair ameleler ne iin iliyorlar
ve o Mlik-l Mlk'n maksad nedir, ne iin ilettiriyor. te bu nevi
amelelerin sair amelelere bir riyaset ve nezaretleri var. Onlarn derecat ve
rtbelerine gre derece derece maalar var.
Aynen bunun gibi, Semavat ve Arzn Mlik-i Zlcelali ve dnya
ve


---sh:(S:353) -------------
hiretin Bni-i Zlcemali olan Rabb-l lemn; -deil ihtiya iin.. nki
hereyin Hlk odur- belki izzet ve azamet ve rububiyetin uunat gibi
baz hikmetler iin, u kinat saraynda u daire-i esbab iinde hem
melaikeyi, hem hayvanat, hem cemadat ve nebatat, hem insanlar
istihdam ediyor. Onlara ibadet ettiriyor. u drt nev'i ayr ayr vezaif-i
ubudiyetle mkellef etmitir.
Birinci Ksm: Temsilde memluklere misal, melaikelerdir.
Melaikeler ise onlarda mcahede ile terakkiyat yoktur. Belki herbirinin
sabit bir makam, muayyen bir rtbesi vardr. Fakat onlarn nefs-i
amellerinde bir zevk-i mahsusalar var. Nefs-i ibadetlerinde derecatlarna
gre tefeyyzleri var. Demek o hizmetkrlarnn mkfat, hizmetlerinin
iindedir. Nasl insan m, hava ve ziya ve gda ile tegaddi edip telezzz
eder. yle de melekler, zikir ve tesbih ve hamd ve ibadet ve marifet ve
muhabbetin envryla tegaddi edip telezzz ediyorlar. nki onlar nurdan
mahluk olduklar iin gdalarna nur kfidir. Hatt nura yakn olan
rayiha-i tayyibe dahi onlarn bir nevi gdalardr ki, ondan holanyorlar.
Evet ervah- tayyibe, revayih- tayyibeyi sever. Hem melekler,
Mabudlarnn emriyle iledikleri ilerde ve onun hesabyla iledikleri
amellerde ve onun namyla ettikleri hizmette ve onun nazaryla yaptklar
nezarette ve onun intisabyla kazandklar erefte ve onun mlk ve
melektunun mtalaasyla aldklar tenezzhte ve onun tecelliyat-
cemaliye ve celaliyesinin mahedesiyle kazandklar tena'umda yle bir
saadet-i azme vardr ki, akl- beer anlamaz, melek olmayan bilemez.
Meleklerin bir ksm biddirler, dier bir ksmnn ubudiyetleri
ameldedir. Melaike-i arziyenin amele ksm bir nevi insan gibidir. Tabir
caiz ise, bir nevi obanlk ederler. Bir nevi de iftilik ederler. Yani ry-i
zemin, umum bir mezraadr. indeki btn hayvanatn taifelerine Hlk-
Zlcelal'in emriyle, izniyle, hesabyla, havl ve kuvvetiyle bir melek-i
mekkel nezaret eder. Ondan daha kk herbir nevi hayvanata mahsus
bir nevi obanlk edecek bir melaike-i mekkel var. Hem de ry-i zemin
bir tarladr, umum nebatat onun iinde ekilir. Umumuna Cenab- Hakk'n
namyla, kuvvetiyle nezaret edecek mekkel bir melek vardr. Ondan
daha aa bir melek, bir taife-i mahsusaya nezaret etmekle Cenab-
Hakk'a ibadet ve tesbih eden melekler var. Rezzakyet arnn
hamelesinden olan Hazret-i Mikil Aleyhisselm, unlarn en byk
nzrlardr.
Meleklerin oban ve iftiler mesabesinde olanlarnn insanlara
mabehetleri

---sh:(S:354) -------------
yoktur. nki onlarn nezaretleri srf Cenab- Hakk'n hesabyladr ve
onun namyla ve kuvvetiyle ve emriyledir. Belki nezaretleri, yalnz
rububiyetin tecelliyatn, memur olduu nevide mahede etmek ve
kudret ve rahmetin cilvelerini o nevide mtalaa etmek ve evamir-i
lahiyeyi o nev'e bir nevi ilham etmek ve o nev'in ef'al-i ihtiyariyesini bir
nevi tanzim etmekten ibarettir. Ve bilhassa zeminin tarlasndaki nebatata
nezaretleri, onlarn tesbihat- maneviyelerini melek lisanyla temsil etmek
ve onlarn hayatlaryla Ftr- Zlcelal'e kar takdim ettii tahiyyat-
maneviyelerini melek lisanyla iln etmek; hem onlara verilen cihazat,
hsn- istimal etmek ve baz gayelere tevcih etmek ve bir nevi tanzim
etmekten ibarettir. Melaikelerin u hizmetleri, cz'-i ihtiyarleriyle bir
nevi kesbdir. Belki bir nevi ubudiyet ve ibadettir. Tasarruf-u hakikleri
yoktur. nki hereyde Hlk- Klli ey'e has bir sikke vardr. Bakalar
parman icada kartramaz. Demek, melaikelerin u nevi amelleri ise,
onlarn ibadetidir. nsan gibi, detleri deildir.
Ve bu saray- kinatta ikinci ksm amele; hayvanattr. Hayvanat
dahi, itiha sahibi bir nefs ve bir cz'-i ihtiyarleri olduundan amelleri
hlisen livechillah olmuyor. Bir derece nefislerine de bir hisse
karyorlar. Onun iin Mlik-l Mlk-i Zlcelali Vel-kram Kerim
olduundan onlarn nefislerine bir hisse vermek iin amellerinin
zmnnda onlara bir maa ihsan ediyor. Mesel: Mehur blbl kuu
(Haiye)gln akyla maruf o hayvanc, Ftr- Hakm istihdam
ediyor. Be gaye iin onu istimal ediyor:
Birincisi: Hayvanat kabileleri namna, nebatat taifelerine kar
olan mnasebat- edideyi ilna memurdur.
kincisi: Rahman'n rzka muhta misafirleri hkmnde olan
hayvanat tarafndan bir hatib-i Rabbandir ki, Rezzak- Kerim tarafndan
gnderilen hediyeleri alklamakla ve iln- srur etmekle muvazzaftr.
ncs: Ebna-y cinsine imdad iin gnderilen nebatata kar
hsn- istikbali herkesin banda izhar etmektir.
Drdncs: Nev-i hayvanatn nebatata derece-i aka vsl olan
iddet-i ihtiyacn, nebatatn gzel yzlerine kar mbarek balar
stnde beyan etmektir.



(Haiye): Blbl irane konutuu iin, u bahsimiz de bir para irane
dyor. Fakat hayal deil, hakikattr.

---sh:(S:355) -------------
Beincisi: Mlik-l Mlk-i Zlcelali Vel-cemali Vel-ikram'n
bargh- merhametine en latif bir tesbihi, en latif bir evk iinde, gl gibi
en latif bir yzde takdim etmektir.
te u be gayeler gibi baka manalar da vardr. u manalar ve u
gayeler, blbln Hak Sbhanehu ve Tel'nn hesabna ettii amelin
gayesidir. Blbl kendi diliyle konuur. Biz u manalar onun hazn
szlerinden fehmediyoruz, melaike ve ruhaniyatn fehmettikleri gibi...
Kendisi kendi naamatnn manasn tamamen bilmese de, fehmimize
zarar vermez. "Dinleyen syleyenden daha iyi anlar" mehurdur. Hem
blbl, u gayeleri tafsilatyla bilmemesinden olmamasna delalet
etmiyor. Lakal saat gibi sana evkatn bildirir, kendisi bilmiyor ne
yapyor. Bilmemesi senin bildiine zarar vermez. Amma o blbln cz'
maa ise, o tebessm eden ve glen gzel gl ieklerinin mahedesiyle
ald zevk ve onlarla muhavere ve konumak ve dertlerini dkmekle
ald telezzzdr. Demek onun naamat- haznesi, hayvan teellmattan
gelen teekkiyat deil, belki ataya-y Rahmaniyeden gelen bir
teekkrattr. Blble; nahli, fahli, ankebut ve nemli, yani ar ve vasta-i
nesil erkek hayvan ve rmcek ve karnca ve hevam ve kk
hayvanlarn blbllerini kyas et. Herbirinin amellerinin blbl gibi ok
gayeleri var. Onlar iin de birer maa- cz' hkmnde birer zevk-i
mahsus, hizmetlerinin iinde dercedilmitir. O zevk ile, san'at-
Rabbaniyedeki mhim gayelere hizmet ediyorlar. Naslki, bir sefine-i
Sultaniyede bir nefer dmencilik edip bir cz' maa alr. yle de,
hizmet-i Sbhaniyede bulunan bu hayvanatn birer cz' maalar vardr.
Blbl bahsine bir tetimme: Sakn zannetme ki, bu iln ve
dellllk ve tesbihatn naamatyla teganni, blble mahsustur. Belki
ekser enva'n herbir nev'inin blbl-misali bir snf var ki, o nev'in en
latif hissiyatn, en latif bir tesbih ile en latif sec'alarla temsil edecek birer
latif ferdi veya efrad bulunur. Hususan sinek ve bceklerin blblleri
hem oktur, hem eit eittirler ki, onlar btn kula bulunanlarn en
kk hayvandan en byne kadar olanlarn balarnda tesbihatlarn
gzel sec'alarla onlara iittirip onlar mtelezziz ediyorlar. Onlardan bir
ksm leyldir. Gecede skta dalan ve sknete giren btn kk
hayvanlarn kaside-hn ensleri, gecenin sknetinde ve mevcudatn
sktunda onlarn tatl szl nutuk-hnlardr. Ve o meclis-i halvette olan
zikr-i hafnin dairesinde birer kutubdur ki, herbirisi onu dinler; kendi
kalbleriyle Ftr- Zlcelallerine bir nevi zikir ve tesbih ederler. Dier bir
ksm, nehardir. Gndzde aalarn minberlerinde, btn zhayatlarn
balarnda, yaz ve bahar mevsimlerinde yksek avazlaryla, latif naamat
ile, sec'al tesbihat ile Rahmanurrahm'in rahmetini
---sh:(S:356) -------------
iln ediyorlar. Gya bir zikr-i cehr halkasnn bir reisi gibi iitenlerin
cezbelerini tahrik ediyorlar ki, o vakit iitenlerin herbirisi lisan-
mahsusuyla ve bir avaz- husus ile Ftr- Zlcelalinin zikrine balar.
Demek, herbir nevi mevcudatn, hatt yldzlarn da bir ser-zkiri ve nur-
efan bir blbl var. Fakat, btn blbllerin en efdali ve en erefi ve en
mnevveri ve en bahiri ve en azmi ve en kerimi ve sese en yksek ve
vasfa en parlak ve zikirce en etemm ve krce en eamm ve mahiyete
en ekmel ve surete en ecmel, kinat bostannda, arz ve semavatn btn
mevcudatn latif secaatyla, leziz naamatyla, ulv tesbihatyla vecde ve
cezbeye getiren, nev-i beerin andelib-i zan ve ben-demin blbl-
zl-Kur'an: Muhammed-i Arab'dir.
.......!.....!..!....!......
Elhasl: Kinat saraynda hizmet eden hayvanat, kemal-i itaatle
evamir-i tekviniyeye imtisal edip, ftratlarndaki gayeleri gzel bir
vecihle ve Cenab- Hakk'n namyla izhar ederek hayatlarnn vazifelerini
bedi' bir tarz ile Cenab- Hakk'n kuvvetiyle ilemekle ettikleri tesbihat ve
ibdt, onlarn hedya ve tahiyyatlardr ki; Ftr- Zlcelal ve Vhib-i
Hayat derghna takdim ediyorlar.
nc ksm ameleleri: Nebatat ve cemadattr. Onlarn cz'-i
ihtiyarleri olmad iin, maalar yoktur. Amelleri hlisen livechillahtr
ve Cenab- Hakk'n iradesiyle ve ismiyle ve hesabyla ve havl ve
kuvvetiyledir. Fakat nebatatn gidiatlarndan hissolunuyor ki, onlarn
vezaif-i telkh ve tevlidde ve meyvelerin terbiyesinde bir eit
telezzzatlar var. Fakat hi teellmata mazhar deiller. Hayvan muhtar
olduu iin, lezzet ile beraber elemi de var. Cemadat ve nebatatn
amellerinde ihtiyar gelmedii iin, eserleri de ihtiyar sahibi olan
hayvanlarn amellerinden daha mkemmel oluyor. htiyar sahibi
olanlarn iinde, ar emsali gibi vahy ve ilham ile tenevvr edenlerin
amelleri, cz'-i ihtiyarsine itimad edenlerin amellerinden daha
mkemmeldir.
Yeryznn tarlasnda nebatatn herbir taifesi, lisan- hal ve
istidad diliyle Ftr- Hakm'den sual ediyorlar, dua ediyorlar ki: "Ya
Rabbena! Bize kuvvet ver ki, yeryznn herbir tarafnda taifemizin
bayran dikmekle saltanat- rububiyetini lisanmzla iln edelim ve ry-
i arz mescidinin herbir kesinde sana ibadet etmek iin bize tevfik ver
ve mehergh- arzn herbir tarafnda senin esma-i hsnann naklarn,
senin bedi' ve antika san'atlarn kendi lisanmzla tehir etmek iin

---sh:(S:357) -------------
bize bir reva ve seyahata iktidar ver." derler. Ftr- Hakm onlarn
manev dualarn kabul edip ki, bir taifenin tohumlarna kldan
kanatklar verir; her tarafa uup gidiyorlar. Taifeleri namna esma-i
lahiyeyi okutturuyorlar (Ekser dikenli nebatat ve bir ksm sar ieklerin
tohumlar gibi). Ve bir ksmna da, insana lzm veya houna gidecek
gzel et veriyor. nsan ona hizmetkr edip her tarafa ekiyor. Baz
taifelerine de, hazmolmayacak sert bir kemik stnde hayvanlar yutacak
bir et veriyor ki, hayvanlar onu ok taraflara datyorlar. Bazlara da,
engelcikleri verip her temas edene yapyor. Baka yerlere giderek
taifesinin bayran dikerler, Sni'-i Zlcelal'in antika san'atn tehir
ediyorlar. Ve bir ksmna da, ac delek denilen nebatat gibi samal
tfek gibi bir kuvvet verir ki, vakti geldii zaman onun meyvesi olan
hyarck der, samalar gibi birka metre yerlere tohumcuklarn atar,
zer'eder. Ftr- Zlcelal'in zikir ve tesbihini kesretli lisanlarla
sylettirmeye alrlar ve hkeza kyas et...
Ftr- Hakm ve Kadir-i Alm, kemal-i intizamla hereyi gzel
yaratm, gzel tehiz etmi, gzel gayelere tevcih etmi, gzel
vazifelerle tavzif etmi, gzel tesbihat yaptryor, gzel ibadet ettiriyor.
Ey insan! nsan isen, u gzel ilere, tabiat, tesadf, abesiyeti, dalaleti
kartrma; irkin etme, irkin yapma, irkin olma.
Drdnc ksm: nsandr. u kinat saraynda bir nevi hademe
olan insanlar, hem melaikeye benzer, hem hayvanata benzer. Melaikeye,
ubudiyet-i klliyede, nezaretin mulnde marifetin ihatasnda,
rububiyetin dellllnda meleklere benzer. Belki insan daha cmi'dir.
Fakat insann erire ve itihal bir nefsi bulunduundan, melaikenin
hilafna olarak pek mhim terakkiyat ve tedenniyata mazhardr. Hem
insan, amelinde nefsi iin bir haz ve zt iin bir hisse arad iin
hayvana benzer. yle ise, insann iki maa var: Biri; cz'dir, hayvandir,
muacceldir. kincisi; melekdir, klldir, mecceldir. imdi, insann
vazifesiyle maa ve terakkiyat ve tedenniyat, geen yirmi aded
Szlerde ksmen gemitir. Hususan Onbirinci ve Yirminc'de daha
ziyade beyan edilmi. Onun iin urada ihtisar ederek kapy kapyoruz.
Erhamrrhimn'den rahmet kaplarn bize amasn ve u Szn
tekmiline tevfikini refik eylemesini niyaz ile, kusurumuzun ve hatamzn
afvn taleb ile hatmediyoruz.
BENC DAL: Beinci Dal'n "Be Meyve"si var.
Birinci Meyve: Ey nefisperest nefsim, ey dnyaperest arkadam!


---sh:(S:358) -------------
Muhabbet, u kinatn bir sebeb-i vcududur. Hem u kinatn
rabtasdr. Hem u kinatn nurudur, hem hayatdr. nsan, kinatn en
cmi' bir meyvesi olduu iin, kinat istila edecek bir muhabbet o
meyvenin ekirdei olan kalbine dercedilmitir. te yle nihayetsiz bir
muhabbete lyk olacak, nihayetsiz bir kemal sahibi olabilir. te ey nefis
ve ey arkada! nsann havfe ve muhabbete let olacak iki cihaz,
ftratnda dercolunmutur. Alkllihal o muhabbet ve havf, ya halka veya
Hlk'a mteveccih olacak. Halbuki halktan havf ise, elm bir beliyyedir.
Halka muhabbet dahi, belal bir musibettir. nki sen ylelerden
korkarsn ki, sana merhamet etmez veya senin istirhamn kabul etmez.
u halde havf, elm bir beladr. Muhabbet ise, sevdiin ey, ya seni
tanmaz, Allah'a smarladk demeyip gider. -Genliin ve maln gibi.- Ya
muhabbetin iin seni tahkir eder. Grmyor musun ki, mecaz aklarda
yzde doksandokuzu, maukundan ikayet eder. nki Samed yinesi
olan btn- kalb ile sanem-misal dnyev mahbublara peresti etmek, o
mahbublarn nazarnda sakildir ve istiskal eder, reddeder. Zira ftrat, ftr
ve lyk olmayan eyi reddeder, atar. (ehvan sevmekler, bahsimizden
haritir.)
Demek sevdiin eyler ya seni tanmyor, ya seni tahkir ediyor, ya
sana refakat etmiyor. Senin ramna mfarakat ediyor. Madem yledir;
bu havf ve muhabbeti, yle birisine tevcih et ki, senin havfn lezzetli bir
tezelll olsun. Muhabbetin, zilletsiz bir saadet olsun. Evet Hlk-
Zlcelal'inden havf etmek, onun rahmetinin efkatna yol bulup iltica
etmek demektir. Havf, bir kamdr; onun rahmetinin kucana atar.
Malmdur ki, bir vlide, mesel bir yavruyu korkutup sinesine
celbediyor. O korku, o yavruya gayet lezzetlidir. nki efkat sinesine
celbediyor. Halbuki, btn vlidelerin efkatleri, rahmet-i lahiyenin bir
lem'asdr. Demek havfullahta bir azm lezzet vardr. Madem havfullahn
byle lezzeti bulunsa, muhabbetullahta ne kadar nihayetsiz lezzet
bulunduu malm olur. Hem Allah'tan havf eden, bakalarn kasavetli,
belal havfndan kurtulur. Hem Allah hesabna olduu iin mahlukata
ettii muhabbet dahi firakl, elemli olmuyor.
Evet insan evvela nefsini sever. Sonra akaribini, sonra milletini,
sonra zhayat mahluklar, sonra kinat, dnyay sever. Bu dairelerin
herbirisine kar alkadardr. Onlarn lezzetleriyle mtelezziz ve
elemleriyle mteellim olabilir. Halbuki u herc merc lemde ve rzgr
deverannda hibir ey kararnda kalmadndan bare kalb-i insan, her
vakit yaralanyor. Elleri yapt eylerle, o eyler gidip ellerini
paralyor, belki koparyor. Daima zdrab iinde kalr, yahut gaflet ile
sarho
---sh:(S:359) -------------
olur. Madem yledir, ey nefis! Akln varsa, btn o muhabbetleri topla,
hakik sahibine ver, u belalardan kurtul. u nihayetsiz muhabbetler,
nihayetsiz bir kemal ve cemal sahibine mahsustur. Ne vakit hakik
sahibine verdin, o vakit btn eyay onun namyla ve onun yinesi
olduu cihetle zdrabsz sevebilirsin. Demek u muhabbet, dorudan
doruya kinata sarfedilmemek gerektir. Yoksa muhabbet en leziz bir
nimet iken, en elm bir nkmet olur.
Bir cihet kald ki, en mhimi de odur ki, ey nefis! Sen,
muhabbetini kendi nefsine sarfediyorsun. Sen, kendi nefsini kendine
mabud ve mahbub yapyorsun. Hereyi nefsine feda ediyorsun, deta bir
nevi rububiyet veriyorsun. Halbuki muhabbetin sebebi, ya kemaldir; zira
kemal ztnda sevilir. Yahut menfaattr, yahut lezzettir veyahut
hayriyettir, ya bunlar gibi bir sebeb tahtnda muhabbet edilir. imdi ey
nefis! Birka Szde kat' isbat etmiiz ki; asl mahiyetin kusur, naks, fakr,
acizden yorulmutur ki; zulmet, karanln derecesi nisbetinde nurun
parlakln gsterdii gibi, zddiyet itibariyle sen, onlarla Ftr-
Zlcelal'in kemal, cemal, kudret ve rahmetine yinedarlk ediyorsun.
Demek ey nefis! Nefsine muhabbet deil, belki adavet etmelisin veyahut
acmalsn veyahut mutmainne olduktan sonra efkat etmelisin. Eer
nefsini seversen, nki senin nefsin lezzet ve menfaatin meneidir, sen de
lezzet ve menfaatin zevkine meftunsun. O zerre hkmnde olan lezzet ve
menfaat- nefsiyeyi, nihayetsiz lezzet ve menfaatlere tercih etme. Yldz
bcei gibi olma. nki o, btn ahbabn ve sevdii eyay karanln
vahetine gark eder, nefsinde bir lem'ack ile iktifa eder. Zira nefs olan
lezzet ve menfaatinle beraber btn alkadar olduun ve btn
menfaatleriyle intifa' ettiin ve saadetleriyle mes'ud olduun mevcudatn
ve btn kinatn menfaatleri, nimetleri, iltifatna tabi bir Mahbub-u
Ezel'yi sevmekliin lzmdr. T, hem kendinin, hem btn onlarn
saadetleriyle mtelezziz olasn. Hem Kemal-i Mutlak'n muhabbetinden
aldn nihayetsiz bir lezzeti alasn.
Zten sana, sende senin nefsine olan edid muhabbetin, onun
ztna kar muhabbet-i ztiyedir ki, sen s'-i istimal edip kendi ztna
sarfediyorsun. yle ise nefsindeki eneyi yrt, hveyi gster ve kinata
dank btn muhabbetlerin, onun esma ve sftna kar verilmi bir
muhabbettir. Sen s'-i istimal etmisin, cezasn da ekiyorsun. nki
yerinde sarfolunmayan bir muhabbet-i gayr- meruann cezas,
merhametsiz bir musibettir. Rahmanrrahm ismiyle, hurilerle mzeyyen
Cennet gibi senin btn arzularna cmi' bir meskeni, senin cisman
hevesatna ihzar eden ve sair esmasyla senin ruhun, kalbin, srrn, akln
ve
---sh:(S:360) -------------
sair letaifin arzularn tatmin edecek ebed ihsanatn o Cennet'te sana
mheyya eden ve herbir isminde manev ok hazine-i ihsan ve kerem
bulunan bir Mahbub-u Ezel'nin, elbette bir zerre muhabbeti, kinata
bedel olabilir. Kinat onun bir cz' tecelli-i muhabbetine bedel olamaz.
yle ise o Mahbub-u Ezel'nin kendi Habibine sylettirdii u ferman-
ezelyi dinle, ittiba et:
,:..-...-.. ..-,..
kinci Meyve: Ey nefis! Ubudiyet, mukaddeme-i mkfat-
lhika deil, belki netice-i nimet-i sbkadr. Evet biz cretimizi almz.
Ona gre hizmetle ve ubudiyetle muvazzafz. nki ey nefis! Hayr-
mahz olan vcudu sana giydiren Hlk- Zlcelal, sana itihal bir mide
verdiinden Rezzak ismiyle btn mat'umat bir sofra-i nimet iinde
senin nne koymutur. Sonra sana hassasiyetli bir hayat verdiinden, o
hayat dahi bir mide gibi rzk ister. Gz, kulak gibi btn duygularn,
eller gibidir ki, ry-i zemin kadar geni bir sofra-i nimeti, o ellerin nne
koymutur. Sonra manev ok rzk ve nimetler isteyen insaniyeti sana
verdiinden, lem-i mlk ve melekt gibi geni bir sofra-i nimet, o mide-
i insaniyetin nne ve akln eli yetiecek nisbette sana amtr. Sonra
nihayetsiz nimetleri isteyen ve hadsiz rahmetin meyveleriyle tegaddi
eden ve insaniyet-i kbra olan slmiyeti ve iman sana verdiinden,
daire-i mmkinat ile beraber esma-i hsna ve sft- mukaddesenin
dairesine amil bir sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana fethetmitir.
Sonra imann bir nuru olan muhabbeti sana vermekle, gayr- mtenah bir
sofra-i nimet ve saadet ve lezzet sana ihsan etmitir. Yani, cismaniyetin
itibariyle kk, zaf, ciz, zelil, mukayyed, mahdud bir cz'sn. Onun
ihsanyla cz' bir cz'den, kll bir kll- nurani hkmne getin. Zira
hayat sana vermekle, cz'iyetten bir nevi klliyete ve insaniyeti
vermekle hakik klliyete ve slmiyeti vermekle ulv ve nurani bir
klliyete ve marifet ve muhabbeti vermekle muhit bir nura seni karm.
te ey nefis! Sen bu creti almsn. Ubudiyet gibi lezzetli,
nimetli, rahatl, hafif bir hizmetle mkellefsin. Halbuki, buna da tenbellik
ediyorsun. Eer yarm yamalak yapsan da, gya eski cretleri kfi
gelmiyormu gibi, ok byk eyleri mtehakkimane istiyorsun. Ve hem
"Niin duam kabul olmad" diye nazlanyorsun. Evet, senin hakkn naz
deil, niyazdr. Cenab- Hak Cennet'i ve saadet-i ebediyeyi, mahz- fazl
ve keremiyle ihsan eder. Sen, daima rahmet ve keremine iltica et. Ona
gven ve u ferman dinle:

---sh:(S:361) -------------
.-.-......-..-.....!....-......
Eer desen: "u kll hadsiz nimetlere kar nasl u mahdud ve
cz' krmle mukabele edebilirim?"
Elcevab: Kll bir niyetle, hadsiz bir itikad ile... Mesel: Naslki
bir adam be kuru kymetinde bir hediye ile, bir padiahn huzuruna
girer ve grr ki, herbiri milyonlara deer hediyeler, makbul adamlardan
gelmi, orada dizilmi. Onun kalbine gelir: "Benim hediyem hitir, ne
yapaym?" Birden der: "Ey seyyidim! Btn u kymetdar hediyeleri
kendi namma sana takdim ediyorum. nki sen onlara lyksn. Eer
benim iktidarm olsayd, bunlarn bir mislini sana hediye ederdim." te
hi ihtiyac olmayan ve raiyetinin derece-i sadakat ve hrmetlerine
almet olarak hediyelerini kabul eden o padiah, o barenin o byk ve
kll niyetini ve arzusunu ve o gzel ve yksek itikad liyakatn, en
byk bir hediye gibi kabul eder. Aynen yle de: ciz bir abd,
namaznda "Ettahiyyat lillah" der. Yani: Btn mahlukatn hayatlaryla
sana takdim ettikleri hediye-i ubudiyetlerini, ben kendi hesabma,
umumunu sana takdim ediyorum. Eer elimden gelseydi, onlar kadar
tahiyyeler sana takdim edecektim. Hem sen onlara, hem daha fazlasna
lyksn. te u niyet ve itikad, pek geni bir kr- klldir. Nebatatn
tohumlar ve ekirdekleri, onlarn niyetleridir.
Hem mesel: Kavun, kalbinde nveler suretinde bin niyet eder ki,
"Ya Hlkm! Senin esma-i hsnann naklarn yerin bir ok yerlerinde
iln etmek isterim." Cenab- Hak gelecek eylerin nasl geleceklerini
bildii iin, onlarn niyetlerini bilfiil ibadet gibi kabul eder. "M'minin
niyeti, amelinden hayrldr." u srra iaret eder. Hem
.............-...:..-....-..
...-.-...............
..:.......!.........-...
gibi hadsiz adedle tesbih etmenin hikmeti u srdan anlalr. Hem nasl
bir zabit, btn neferatnn yekn hizmetlerini kendi namna padiaha
takdim eder. yle de: Mahlukata zabitlik eden ve hayvanat ve nebatata
kumandanlk yapan ve mevcudat- arziyeye halifelik etmeye kabil olan
ve kendi husus leminde kendini herkese vekil telakki eden


---sh:(S:362) -------------
insan, .-...:.....-.:.. der. Btn halkn ibadetlerini ve
istianelerini, kendi namna Mabud-u Zlcelal'e takdim eder. Hem
.....-......-...-..
............!......-.
der. Btn mevcudat kendi hesabna sylettirir. Hem
...........:!....-..-....,..!
der. Herey namna bir salavat getirir. nki herey, Nur-u Ahmed
(A.S.M.) ile alkadardr. te tesbihatta, salavatlarda hadsiz adedlerin
hikmetini anla.
nc Meyve: Ey nefis! Az bir mrde hadsiz bir amel-i uhrev
istersen ve herbir dakika-i mrn bir mr kadar faideli grmek istersen
ve detini ibadete ve gafletini huzura kalbetmeyi seversen, Snnet-i
Seniyeye ittiba et. nki bir muamele-i er'iyeye tatbik-i amel ettiin
vakit, bir nevi huzur veriyor. Bir nevi ibadet oluyor. Uhrev ok meyveler
veriyor. Mesel: Bireyi satn aldn. cab ve kabul-i er'iyeyi tatbik ettiin
dakikada, o di al-veriin bir ibadet hkmn alr. O tahattur-u hkm-
er' bir tasavvur-u vahy verir. O dahi, rii dnmekle bir tevecch-
lah verir. O dahi, bir huzur verir. Demek Snnet-i Seniyeye tatbik-i
amel etmekle bu fni mr, bki meyveler verecek ve bir hayat-
ebediyeye medar olacak olan faideler elde edilir.
_.!....!!... .....
....,:.-!..-..........
fermann dinle. eriat ve Snnet-i Seniyenin ahkmlar iinde cilveleri
intiar eden esma-i hsnann herbir isminin feyz-i tecellisine bir mazhar-
cmi' olmaa al...
Drdnc Meyve: Ey nefis! Ehl-i dnyaya, hususan ehl-i
sefahete, hususan ehl-i kfre bakp sur znet ve aldatc gayr- meru
lezzetlerine aldanp taklid etme. nki sen onlar taklid etsen, onlar gibi
olamazsn. Pek ok sukut edeceksin. Hayvan dahi olamazsn. nki
senin bandaki akl, me'um bir let olur. Senin ban daima decektir.
Mesel: Naslki bir saray bulunsa, byk bir dairesinde byk bir

elektrik lmbas bulunur. O elektrikten tea'ub etmi ve onunla bal
---sh:(S:363) -------------
kk kk elektrikler, kk menzillere taksim edilmi. imdi birisi o
byk elektrik lmbasnn dmesini evirip ziyay kapatsa, btn
menziller derin bir karanlk iine ve bir vahete der. Ve baka sarayda
byk elektrik lmbasyla merbut olmayan kk elektrik lmbalar, her
menzilde bulunuyor. O saray sahibi byk elektrik lmbasnn dmesini
evirerek kapatsa, sair menzillerde klar bulunabilir. Onunla iini
grebilir, hrszlar istifade edemezler.
te ey nefsim! Birinci saray, bir mslmandr. Hazret-i
Peygamber Aleyhissalt Vesselm, onun kalbinde o byk elektrik
lmbasdr. Eer onu unutsa, el'iyaz billah kalbinden onu karsa, hibir
peygamberi daha kabul edemez. Belki hibir kemaltn yeri ruhunda
kalamaz, hatt Rabbini de tanmaz. Mahiyetindeki btn menziller ve
latifeler, karanla der ve kalbinde mdhi bir tahribat ve vahet
oluyor. Acaba bu tahribat ve vahete mukabil hangi eyi kazanp nsiyet
edebilirsin? Hangi menfaati bulup o tahribat zararn onunla tamir
edersin? Halbuki ecnebiler, o ikinci saraya benzerler ki, Hazret-i
Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n nurunu kalblerinden karsalar da,
kendilerince baz nurlar kalabilir veya kalabilir zannederler. Onlarn
manev kemalt- ahlkiyelerine medar olacak Hazret-i Musa ve sa
Aleyhimesselm'a bir nevi imanlar ve Hlklarna bir eit itikadlar
kalabilir.
Ey nefs-i emmare! Eer desen: "Ben, ecnebi deil, hayvan olmak
isterim." Sana ka defa sylemitim: "Hayvan gibi olamazsn. Zira
kafandaki akl olduu iin, o akl gemi elemleri ve gelecek korkular
tokatyla senin yzne, gzne, bana arparak dvyor. Bir lezzet
iinde bin elem katyor. Hayvan ise, elemsiz gzel bir lezzet alr,
zevkeder. yle ise, evvel akln kar at, sonra hayvan ol. Hem
..,...-... sille-i te'dibini gr."
Beinci Meyve: Ey nefis! Mkerreren sylediimiz gibi; insan,
ecere-i hilkatin meyvesi olduundan, meyve gibi en uzak ve en cmi' ve
umuma bakar ve umumun cihet-l vahdetini iinde saklar bir kalb
ekirdeini tayan ve yz kesrete, fenaya, dnyaya bakan bir
mahluktur. Ubudiyet ise, onun yzn fenadan bekaya, halktan Hakk'a,
kesretten vahdete, mntehadan mebde'e eviren bir hayt- vuslat, yahut
mebde' ve mnteha ortasnda bir nokta-i ittisaldir. Naslki tohum olacak
kymettar bir meyve-i zuur, aacn altndaki zruhlara baksa,
gzelliine gvense, kendini onlarn ellerine atsa veya gaflet edip dse,
onlarn ellerine
---sh:(S:364) -------------
decek, paralanacak, di bir tek meyve gibi zayi' olacak. Eer o meyve,
nokta-i istinadn bulsa, iindeki ekirdek, btn aacn cihet-l vahdetini
tutmakla beraber aacn bekasna ve hakikatnn devamna vasta
olacan dnebilse, o vakit o tek meyve iinde birtek ekirdek, bir
hakikat- klliye-i daimeye, bir mr- bki iinde mazhar oluyor. yle
de: nsan, eer kesrete dalp kinat iinde boulup dnyann
muhabbetiyle sersem olarak fnilerin tebessmlerine aldansa, onlarn
kucaklarna atlsa, elbette nihayetsiz bir hasarete der. Hem fena, hem
fni, hem ademe der. Hem manen kendini i'dam eder. Eer lisan-
Kur'andan kalb kulayla iman derslerini iitip ban kaldrsa, vahdete
mteveccih olsa, ubudiyetin mi'racyla ar- kemalta kabilir. Bki bir
insan olur.
Ey nefsim! Madem hakikat byledir ve madem Millet-i
brahimiyedensin (A.S.) brahimvari
....-.
de. Ve Mahbub-u Bki'ye yzn evir ve benim gibi yle ala:
(Buradaki Faris beyitler, Onyedinci Sz'n ikinci makamnda
yazlmakla burada yazlmamtr.)
* * *



















---sh:(S:365) -------------


Yirmibesinci Sz
Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi
Elde Kur'an Gibi Bir Mu'cize- Bki Varken, Baka Brhan
Aramak Aklma Zaid Grnr.
Elde Kur'an Gibi Bir Brhan-I Hakikat Varken, Mnkirleri lzam
in Gnlme Sklet Mi Gelir?
HTAR
(u Sz'n banda be u'leyi yazmak niyet ettik. Fakat Birinci
u'le'nin hirlerinde eski hurufatla tab'etmek iin gayet sr'atle yazmaa mecbur
olduk. Hatt baz gn yirmi-otuz sahifeyi iki- saat iinde yazyorduk. Onun
iin u'leyi ihtisaren, icmalen yazarak iki u'leyi de imdilik terkettik. Bana
ait kusurlar ve noksaniyetler ve ikal ve hatalara nazar- insaf ve msamaha ile
bakmalarn ihvanlarmzdan bekleriz.)
Bu Mu'cizat- Kur'aniye Risalesindeki ekser yetlerin herbiri, ya
mlhidler tarafndan medar- tenkid olmu veya ehl-i fen tarafndan itiraza
uram veya cinn ve ins eytanlarn vesvese ve bhelerine maruz olmu
yetlerdir. te bu "Yirmibeinci Sz" yle bir tarzda o yetlerin hakikatlarn ve
nktelerini beyan etmi ki, ehl-i ilhad ve fennin kusur zannettikleri noktalar
i'cazn lemaat ve belgat- Kur'aniyenin kemaltnn mene'leri olduu, ilm
kaideleriyle isbat edilmi. Bulant vermemek iin onlarn bheleri
zikredilmeden cevab- kat' verilmi.
.....-!. _.-.:!.
gibi. Yalnz Yirminci Sz'n Birinci Makam'nda -drt yette bheleri
sylenmi. Hem bu Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi geri gayet muhtasar ve acele
yazlm ise de, fakat ilm-i belgat ve ulm-u Arabiye noktasnda, limlere
hayret verecek derecede limane ve derin ve kuvvetli bir tarzda beyan edilmi.
Geri her bahsini her ehl-i dikkat tam anlamaz, istifade etmez. Fakat o bahede
herkesin ehemmiyetli hissesi var. Pek acele ve mevve haletler iinde te'lif
edildiinden ifade ve ibaresinde kusur var olmasyla beraber ilim noktasnda
ok ehemmiyetli mes'elelerin hakikatn beyan etmi.
Said Nurs



---sh:(S:366) -------------

Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi


..-!....-...!.
.........!.......
....-.!,..-..!.
Mahzen-i mu'cizat ve mu'cize-i kbra-y Ahmediye (A.S.M.) olan
Kur'an- Hakm-i Mu'ciz-l Beyan'n hadsiz vcuh-u i'cazndan krka
yakn vcuh-u i'caziyeyi arab risalelerimde ve arab Risale-i Nur'da ve
"arat-l 'caz" namndaki tefsirimde ve geen u yirmidrt Szlerde
iaretler etmiiz. imdi onlardan yalnz be vechini bir derece beyan ve
sair vcuhu ilerinde icmalen dercederek ve bir mukaddeme ile onun
tarif ve mahiyetine iaret edeceiz.
Mukaddeme cz'dr.
Birinci cz': Kur'an nedir? Tarifi nasldr?
Elcevab: (Ondokuzuncu Sz'de beyan edildii ve sair szlerde
isbat edildii gibi) Kur'an, u kitab- kebir-i kinatn bir tercme-i
ezeliyesi.. ve yt-i tekviniyeyi okuyan mtenevvi dillerinin tercman-
ebedsi.. ve u lem-i gayb ve ehadet kitabnn mfessiri... Ve zeminde
ve gkte gizli esma-i lahiyenin manev hazinelerinin keaf.. ve sutur-u
hdisatn altnda muzmer hakaikn miftah.. ve lem-i ehadette lem-i
gaybn lisan.. ve u lem-i ehadet perdesi arkasnda olan lem-i gayb
cihetinden gelen iltifatat- ebediye-i Rahmaniye ve hitabat- ezeliye-i
Sbhaniyenin hazinesi.. ve u slmiyet lem-i manevsinin gnei,
temeli, hendesesi.. ve avalim-i uhreviyenin mukaddes haritas... Ve zt ve
sft ve esma ve uun-u lahiyenin kavl-i rihi, tefsir-i vzh, brhan-
kat, tercman- sat... Ve u lem-i insaniyetin mrebbisi.. ve insaniyet-
i kbra olan slmiyetin m ve ziyas.. ve nev-i beerin hikmet-i
hakikiyesi.. ve insaniyeti saadete sevkeden hakik mridi ve hdsi... ve
insana hem bir kitab- eriat, hem bir kitab- dua, hem bir


---sh:(S:367) -------------
kitab- hikmet, hem bir kitab- ubudiyet, hem bir kitab- emir ve davet,
hem bir kitab- zikir, hem bir kitab- fikir, hem btn insann btn
hacat- maneviyesine merci' olacak ok kitablar tazammun eden tek,
cmi' bir Kitab- Mukaddes'tir. Hem btn evliya ve sddkn ve urefa ve
muhakkiknin muhtelif mereblerine ve ayr ayr mesleklerine, her
birindeki merebin mezkna lyk ve o merebi tenvir edecek ve herbir
meslein meskna muvafk ve onu tasvir edecek birer risale ibraz eden
mukaddes bir ktbhane hkmnde bir Kitab- Semav'dir.
kinci cz' ve tetimme-i tarif: Kur'an, ar- a'zamdan, ism-i
a'zamdan, her ismin mertebe-i a'zamndan geldii iin, (Onikinci Sz'de
beyan ve isbat edildii gibi) Kur'an, btn lemlerin Rabbi itibariyle
Allah'n kelmdr. Hem btn mevcudatn lah nvanyla Allah'n
fermandr. Hem btn Semavat ve Arzn Hlk namna bir hitabdr.
Hem rububiyet-i mutlaka cihetinde bir mklemedir. Hem saltanat-
mme-i Sbhaniye hesabna bir hutbe-i ezeliyedir. Hem rahmet-i vasia-i
muhita nokta-i nazarnda bir defter-i iltifatat- Rahmaniyedir. Hem
uluhiyetin azamet-i hameti haysiyetiyle, balarnda bazan ifre bulunan
bir muhabere mecmuasdr. Hem ism-i a'zamn muhitinden nzul ile ar-
a'zamn btn muhatna bakan ve tefti eden hikmetfean bir Kitab-
Mukaddes'tir. Ve u srdandr ki, "Kelmullah" nvan kemal-i liyakatla
Kur'ana verilmi ve daima da veriliyor. Kur'andan sonra sair enbiyann
ktb ve suhuflar derecesi gelir. Sair nihayetsiz Kelimat- lahiyenin ise
bir ksm dahi has bir itibarla, cz' bir nvan ile, husus bir tecelli ile,
cz' bir isim ile ve has bir rububiyet ile ve mahsus bir saltanat ile ve
husus bir rahmet ile zahir olan ilhamat suretinde bir mklemedir. Melek
ve beer ve hayvanatn ilhamlar, klliyet ve hususiyet itibariyle ok
muhteliftir.
nc Cz': Kur'an, asrlar muhtelif btn enbiyann
ktblerini ve merebleri muhtelif btn evliyann risalelerini ve
meslekleri muhtelif btn asfiyann eserlerini icmalen tazammun eden ve
cihat- sittesi parlak ve evham u behatn zulmatndan musaffa ve
nokta-i istinad, bilyakn vahy-i semav ve kelm- ezel.. ve hedefi ve
gayesi, bilmahede saadet-i ebediye.. ii, bilbedahe hlis hidayet.. st,
bizzarure envr- iman.. alt, biilmelyakn delil ve brhan.. sa,
bittecrbe teslim-i kalb ve vicdan.. solu, biaynelyakn teshir-i akl ve
iz'an... Meyvesi, bihakkalyakn rahmet-i Rahman ve dr- cinan...
Makam ve revac, bilhads-is sadk makbul- melek ve ins can bir
Kitab- Semav'dir.

---sh:(S:368) -------------
Kur'ann tarifine dair cz'ndeki sfatlarn herbiri baka
yerlerde kat' isbat edilmi veya isbat edilecektir. Davamz mcerred
deil, her birisi brhan- kat' ile mberhendir.
BRNC U'LE: Bu u'lenin ua var.
BRNC UA: Derece-i i'cazda belgat- Kur'aniyedir. O
belgat ise, nazmn cezaletinden ve hsn- metanetinden ve slblarnn
bedaatinden, garib ve mstahsenliinden ve beyannn beraatinden, faik
ve safvetinden ve mansinin kuvvet ve hakkaniyetinden ve lafznn
fesahatinden, selasetinden tevelld eden bir belgat- hrikuldedir ki,
ben-demin en dh ediblerini, en hrika hatiblerini, en mtebahhir
lemasn muarazaya davet edip binyz senedir meydan okuyor,
onlarn damarlarna iddetle dokunuyor. Muarazaya davet ettii halde,
kibir ve gururlarndan ban semavata vuran o dhler, ona muaraza iin
az aamayp kemal-i zilletle boyun ediler. te belgatndaki vech-i
i'caz iki suretle iaret ederiz:
Birinci Suret: 'caz vardr ve mevcuddur. nki Ceziret-l Arab
ahalisi o asrda ekseriyet-i mutlaka itibariyle mmi idi. mmilikleri iin
mefahirlerini ve vukuat- tarihiyelerini ve mehasin-i ahlka yardm
edecek durub-u emsallerini kitabet yerine iir ve belgat kaydyla
muhafaza ediyorlard. Manidar bir kelm, iir ve belgat cazibesiyle
eslaftan ahlafa hfzalarda kalp gidiyordu. te u ihtiyac- ftr neticesi
olarak o kavmin manev ar-y ticaretlerinde en ziyade reva bulan,
fesahat ve belgat meta idi. Hatt bir kabilenin belig bir edibi, en byk
bir kahraman- millsi gibi idi. En ziyade onunla iftihar ediyorlard. te
slmiyetten sonra lemi zeklaryla idare eden o zeki kavim, u en
reval ve medar- iftiharlar ve ona iddet-i ihtiyala muhta olan
belgatta akvam- lemden en ileride ve en yksek mertebede idiler.
Belgat, o kadar kymetdar idi ki, bir edibin bir sz iin iki kavim byk
muharebe ederdi ve bir szyle musalaha ediyorlard. Hatt onlarn
iinde "Muallakat- Seb'a" namyla yedi edibin yedi kasidesini altunla
K'be'nin duvarna yazmlar, onunla iftihar ediyorlard. te byle bir
zamanda, belgat en reval olduu bir anda Kur'an- Mu'ciz-l Beyan
nzul etti. Naslki zaman- Musa Aleyhisselm'da sihir ve zaman- sa
Aleyhisselm'da tb revata idi. Mu'cizelerinin mhimmi o cinsten geldi.
te o vakit blega-y Arab, en ksa bir suresine mukabeleye davet etti:
..................!.......,...


---sh:(S:369) -------------
fermanyla onlara meydan okuyor. Hem der ki: "man getirmezseniz
mel'unsunuz. Cehennem'e gireceksiniz." Damarlarna iddetle vuruyor.
Gururlarn dehetli surette kryor. O kibirli akllarn istihfaf ediyor.
Onlar bidayeten i'dam- ebed ile ve sonra da Cehennem'de i'dam- ebed
ile beraber dnyev i'dam ile de mahkm ediyor. Der: "Ya muaraza
ediniz, yahut can ve malnz helkettedir."
te eer muaraza mmkn olsayd acaba hi mmkn m idi ki,
bir-iki satrla muaraza edip davasn ibtal etmek gibi rahat bir are
varken, en tehlikeli, en mkilatl muharebe tark ihtiyar edilsin? Evet o
zeki kavim, o siyas millet ki, bir zaman lemi, siyasetle idare ettii
halde, en ksa ve rahat ve hafif bir yolu terketsin? En tehlikeli ve btn
mal ve cann belaya atacak uzun bir yolu ihtiyar etsin, hi kabil midir?
nki bir edibleri, birka hurufatla muaraza edebilseydi; Kur'an,
davasndan vazgeerdi. Onlar da madd ve manev helketten
kurtulurlard. Halbuki muharebe gibi dehetli, uzun bir yolu ihtiyar
ettiler. Demek, muaraza-i bilhuruf mmkn deildi, muhaldi. Onun iin
muharebe-i bis-syufa mecbur oldular. Hem Kur'an tanzir etmek,
taklidini yapmak iin gayet iddetli iki sebeb vard. Birisi; dmann hrs-
muarazas. Dieri; dostlarnn evk-i taklididir ki, u iki saik-i edid
altnda milyonlar Arab kitablar yazlm ki hibirisi ona benzemez. lim
olsun, mi olsun her kim ona ve onlara baksa kat'iyyen diyecek ki:
"Kur'an, bunlara benzemez. Hibirisi onu tanzir edemez." u halde, ya
Kur'an btnnn altndadr. Bu ise, btn dost ve dmann ittifakyla
battaldr, muhaldir. Veya Kur'an, o yazlan umum kitablarn fevkndedir.
Eer desen: Nasl biliyoruz ki, kimse muarazaya teebbs
etmedi? Kimse kendine gvenemedi mi ki, meydana ksn? Birbirinin
yardm da m faide etmedi?
Elcevab: Eer muaraza mmkn olsayd, alkllihal kat'
teebbs edilecekti. nki izzet ve namus mes'elesi, can ve mal tehlikesi
vard. Eer teebbs edilseydi, alkllihal kat' tarafdar pek ok
bulunacakt. nki hakka muarz ve muannid daima kesretli idi. Eer
tarafdar bulsayd, alkllihal itihar bulacakt. nki kk bir mcadele,
beerin nazar- istirabn celbedip destanlarda itihar eder. yle acib bir
mcadele ve vukuat ise gizli kalamaz. slmiyet aleyhinde t en irkin ve
en eni' eylere kadar nakledilir, mehur olur. Halbuki muarazaya dair
Mseylime-i Kezzab'n bir-iki fkrasndan baka nakledilmemi. O
Mseylime'de endan belgat varm. Fakat hadsiz bir hsn- cemale
mlik olan beyan- Kur'ana nisbet edildii iin, onun szleri hezeyan
suretinde
---sh:(S:370) -------------
tarihlere gemitir. te Kur'ann belgatndaki i'caz, kat'iyyen iki kerre
iki drt eder gibi mevcuddur ki, i byle oluyor.
kinci Suret: Belgatndaki i'caz- Kur'annin hikmetini Be
Nokta'da beyan edeceiz.
Birinci Nokta: Kur'ann nazmnda bir cezalet-i hrika var. O
nazmdaki cezalet ve metaneti, "arat-l 'caz" batan aaya kadar bu
cezalet-i nazmiyeyi beyan eder. Saatn saniye, dakika, saati sayan ve
birbirinin nizamn tekmil eden ne ise, Kur'an- Hakm'in herbir
cmledeki, hey'atndaki nazm ve kelimelerindeki nizam ve cmlelerin
birbirine kar mnasebatndaki intizam yle bir tarzda "arat-l
'caz"da hirine kadar beyan edilmitir. Kim isterse ona bakabilir ve bu
nazmdaki cezalet-i hrikay bu surette grebilir. Yalnz bir-iki misal, bir
cmlenin hey'atndaki nazm gstermek iin zikredeceiz.
Mesel: .....-..,.. ...!. Bu cmlede,
azab dehetli gstermek iin en aznn iddetle tesirini gstermekle
gstermek ister. Demek taklili ifade edecek cmlenin btn heyetleri de
bu taklile bakp ona kuvvet verecek. te .!lafz, tekiktir. ek, kllete
bakar. .lafz, azck dokunmaktr. Yine klleti ifade eder. -..lafz
maddesi, bir kokucuk olup klleti ifade ettii gibi, sgas bire delalet eder.
Masdar- merre tabir-i sarfiyesinde biricik demektir, klleti ifade eder.
-..daki tenvin-i tenkir, taklili iindir ki, o kadar kk ki,
bilinemiyor demektir. .lafz, teb'iz iindir, bir para demektir. Klleti
ifade eder. ...lafz; nekal, ikaba nisbeten hafif bir nevi cezadr ki,
kllete iaret eder. .lafz; Kahhar, Cebbar, Mntakim'e bedel yine
efkati ihsas etmekle klleti iaret ediyor. te bu kadar klletteki bir para
azab byle tesirli ise, ikab- lah ne kadar dehetli olur kyas
edebilirsiniz diye ifade eder. te u cmlede kk heyetler nasl
birbirine bakp yardm eder. Maksad- kllyi, herbiri kendi lisanyla
takviye eder. u misal bir derece lafz ve maksada bakar.




---sh:(S:371) -------------
kinci misal: .....,...... u cmlenin hey'at,
sadakann erait-i kabulnn beine iaret eder.
Birinci art: Sadakaya muhta olmamak derecede sadaka vermek
ki, ....lafzndaki .-i teb'z ile o art ifade eder.
kinci art: Ali'den alp Veli'ye vermek deil, belki kendi
malndan vermektir. u art ,..lafz ifade ediyor. "Size rzk
olandan veriniz" demektir.
nc art: Minnet etmemektir. u arta ..daki ..lafz
iaret eder. Yani "Ben size rzk veriyorum. Benim malmdan benim
abdime vermekte minnetiniz yoktur."
Drdnc art: yle adama veresin ki, nafakasna sarfetsin.
Yoksa sefahete sarfedenlere sadaka makbul olmaz. u arta .....lafz
iaret ediyor.
Beinci art: Allah namna vermektir ki, ,..ifade ediyor.
Yani "Mal benimdir, benim nammla vermelisiniz." u artlarla beraber
bir tevsi' de var. Yani: Sadaka nasl mal ile olur. lim ile dahi olur. Kavl
ile, fiil ile, nasihat ile de oluyor. te u aksama ...lafzndaki
..umumiyetiyle iaret ediyor. Hem u cmle de bizzt iaret ediyor.
nki mutlaktr, umumu ifade eder. te sadakay ifade eden u ksack
cmlede, be art ile beraber geni bir dairesini akla ihsan ediyor.
Heyetiyle ihsas ediyor. te heyette byle pek ok nazmlar var.
Kelimatn dahi birbirine kar, aynen geni byle bir daire-i nazmiyesi
var. Sonra kelmlarn da, mesel: .- .. de alt cmle






---sh:(S:372) -------------
var. msbet, menf. Alt mertebe-i tevhidi isbat etmekle beraber
irkin alt enva'n reddeder. Herbir cmlesi teki cmlelere hem delil
olur, hem netice olur. nki herbir cmlenin iki manas var. Bir mana ile
netice olur, bir mana ile de delil olur. Demek Sure-i hlas'ta otuz Sure-i
hlas kadar, muntazam, birbirini isbat eder delillerden mrekkeb sureler
vardr. Mesel:
...,!.......-.. ..
.-..!:.,!...!..,!..
Hem: ...!..,!...-..!:.,!.

....-.........,!
Hem: ...,!.......-.. .
.-..!:.,!...!..,!..
Daha sen buna gre kyas et...
Mesel: .....!_........:!.!.,! u
drt cmlenin herbirisinin iki manas var. Bir mana ile teki cmlelere
delildir. Dier mana ile onlara neticedir. Onalt mnasebet hatlarndan bir
nak- nazm-i i'caz hasl olur. "arat-l 'caz"da yle bir tarzda beyan
edilmi ki, bir nak- nazm-i i'caz tekil eder. Onnc Sz'de beyan
edildii gibi, gya ekser yt- Kur'aniyenin herbirisi ekser ytn
herbirisine bakar bir gz ve nzr bir yz vardr ki, onlara mnasebatn
hutut-u maneviyesini uzatyor. Birer nak- i'caz nescediyor. te "arat-
l 'caz" batan aaya kadar bu cezalet-i nazmiyeyi erhetmitir.
kinci Nokta: Manasndaki belgat- hrikadr. Onnc Sz'de
beyan olunan u misale bak: Mesel:
,.:-!...-!........!...!~..
yetindeki belgat- maneviyeyi zevketmek istersen, kendini Nur-u
Kur'andan evvel asr- cahiliyette, sahra-y bedeviyette farzet ki, herey
zulmet-i cehil ve gaflet


altnda perde-i cmud-u tabiata sarlm olduu bir anda Kur'ann lisan-
semavsinden
......!...!~.. veyahut
.........!....!!~.. gibi yetleri iit,
bak! Naslki, o lm veya yatm olan mevcudat- lem
~..~..sadsyla iitenlerin zihninde nasl diriliyorlar, hyar
oluyorlar, kyam edip zikrediyorlar. Ve o karanlk gkyznde birer
camid atepare olan yldzlar ve yerde perian mahlukat,
~..sayhasyla ve nuruyla iitenin nazarnda gkyz bir az, btn
yldzlar birer kelime-i hikmet-nma ve birer nur-u hakikat-eda ve Kre-i
Arz bir ba ve berr ve bahr, birer lisan ve btn hayvanlar ve nebatlar
birer kelime-i tesbih-fean suretinde arz- ddar eder. Mesel: Onbeinci
Sz'de isbat edilen u misale bak:
.....,.-L.....-!.:-...
.................!.L
..:.........:..:.._...L..
.._.......-.......
....!... .!.....!. ..:..:
....:.!.......-.~....
yetlerini dinle bak ki, ne diyor? Diyor ki: "Ey acz ve hakareti iinde
marur ve mtemerrid ve za'f ve fakr iinde serke ve muannid olan ins
ve cin! Emirlerime itaat etmezseniz haydi elinizden gelirse hudud-u
mlkmden knz! Nasl cesaret edersiniz ki, yle bir Sultann
emirlerine kar gelirsiniz; yldzlar, aylar, gneler, emirber neferleri
gibi emirlerine itaat ederler. Hem tuyannzla yle bir Hkim-i
Zlcelal'e kar mbareze ediyorsunuz ki, yle azametli muti' askerleri
var. Faraza eytanlarnz dayanabilseler, onlar da gibi gllelerle
recmedebilirler. Hem kfrannzla yle bir Mlik-i Zlcelal'in
memleketinde isyan ediyorsunuz ki, cnudundan yleleri var, deil sizin
gibi kk ciz mahluklar, belki farz- muhal olarak da ve Arz
byklnde birer advv- kfir
---sh:(S:374) -------------
olsaydnz, Arz ve da byklnde yldzlar, ateli demirleri size
atabilirler, sizi datrlar. Hem yle bir kanunu kryorsunuz ki, onunla
yleler baldr, eer lzum olsa Arznz yznze arpar, glleler gibi
kreler misill yldzlar stnze Allah'n izniyle yadrabilirler. Daha
sair ytn manalarndaki kuvvet ve belgat ve ulviyet-i ifadesini bunlara
kyas et.
nc Nokta: slbundaki bedaat-i hrikadr. Evet Kur'ann
slblar hem garibdir, hem bedi'dir, hem acibdir, hem mukni'dir. Hibir
eyi, hibir kimseyi, taklid etmemi. Hi kimse de onu taklid edemiyor.
Nasl gelmi, yle o slblar taravetini, genliini, garabetini daima
muhafaza etmi ve ediyor. Ezcmle, bir ksm surelerin balarnda ifre-
misal ..,- . . .! ,!
gibi mukattaat hurufundaki slb-u bedisi, be-alt lem'a-i i'caz
tazammun ettiini "arat-l 'caz"da yazmz. Ezcmle: Surelerin
banda mezkr olan huruf, hurufatn aksam- malmesi olan mechure,
mehmuse, edide, rahve, zelaka, kalkale gibi aksam- kesresinden herbir
ksmndan nsfn almtr. Kabil-i taksim olmayan hafifinden nsf-
ekser, sakilinden nsf- ekall olarak btn aksamn tansif etmitir. u
mtedhil ve birbiri iindeki ksmlar ve ikiyz ihtimal iinde
mtereddid yalnz gizli ve fikren bilinmeyecek birtek yol ile umumu
tansif etmek kabil olduu halde, o yolda, o geni mesafede sevk-i kelm
etmek, fikr-i beerin ii olamaz. Tesadf hi karamaz. te bir ifre-i
lahiye olan surelerin balarndaki huruf, bunun gibi daha be-alt lem'a-i
i'caziyeyi gsterdikleriyle beraber ilm-i esrar- huruf lemasyla evliyann
muhakkikleri u mukattaattan ok esrar istihrac etmiler ve yle hakaik
bulmular ki, onlarca u mukattaat kendi bayla gayet parlak bir
mu'cizedir. Onlarn esrarna ehil olmadmz, hem umum gz grecek
derecede isbat edemediimiz iin o kapy aamayz. Yalnz "arat-l
'caz"da unlara dair beyan olunan be-alt lem'a-i i'caza havale etmekle
iktifa ediyoruz.
imdi, esalib-i Kur'aniyeye sure itibariyle, maksad itibariyle, yt
ve kelm ve kelime itibariyle birer iaret edeceiz. Mesel:
Sure-i ,. ye dikkat edilse yle bir slb-u bedi' ile hireti,
hari, Cennet ve Cehennem'in ahvalini yle bir tarzda gsteriyor ki, u
dnyadaki ef'al-i lahiyeyi, sr- Rabbaniyeyi o ahval-i uhreviyeye birer


birer bakar isbat eder gibi kalbi ikna' eder. u suredeki slbun izah
uzun olduundan yalnz bir-iki noktasna iaret ederiz. yle ki:
u surenin banda Kyamet gnn isbat iin der: "Size zemini gzel
serilmi bir beik; dalar hanenize ve hayatnza defineli direk, hazineli
kazk; sizi birbirini sever, nsiyet eder ift; geceyi hb- rahatnza rt;
gndz meydan- maiet; Gne'i k verici, sndrc bir lmba;
bulutlar b- hayat emesi gibi ondan suyu akttm. Basit bir sudan
btn erzaknz tayan btn iekli, meyveli muhtelif eyay kolay ve
az bir zamanda icad ederiz. yle ise, yevm-i fasl olan kyamet sizi
bekliyor. O gn getirmek bize ar gelemez." te bundan sonra
kyamette dalarn dalmas, semavatn paralanmas, Cehennem'in
hazrlanmas ve Cennet ehline ba ve bostan vermesini gizli bir surette
isbatlarna iaret eder. Manen der: "Madem gznz nnde da ve
zeminde u ileri yapar. hirette dahi bunlara benzer ileri yapar."
Demek surenin bandaki "da", kyametteki dalarn haline bakar ve ba
ise, hirde ve hiretteki hadikaya ve baa bakar. te sair noktalar buna
kyas et, ne kadar gzel ve l bir slbu var, gr. Mesel:
....!.!..,..!.
..:.....!.....:....!
il hir... yle bir slb-u lde ben-beerdeki uunat- lahiyeyi ve gece
ve gndzn deveranndaki tecelliyat- lahiyeyi ve senenin
mevsimlerinde olan tasarrufat- Rabbaniyeyi ve yeryznde hayat-
memat, hair ve ner-i dnyeviyedeki icraat- Rabbaniyeyi yle bir ulv
slb ile beyan eder ki, ehl-i dikkatin akllarn teshir eder. Parlak ve ulv
geni slbu, az dikkat ile grnd iin imdilik o hazineyi
amayacaz. Mesel:
.....-....!......:.....!.
..-....!......-........!....
Gk ve zeminin Cenab- Hakk'n emrine kar derece-i inkyad ve
itaatlerini yle l bir slb ile beyan eder ki: Nasl bir kumandan-
a'zam, mcahede ve manevra ve ahz- asker ubeleri gibi mcahedeye
lzm iler iin iki daireyi tekil edip am. O mcahede, o muamele ii
bittikten sonra o iki daireyi baka ilerde kullanmak ve tebdil ederek
istimal etmek iin o kumandan- a'zam o iki daireye mteveccih olur. O
daireler, herbirisi hademeleri lisanyla veya nutka gelip kendi lisanyla
der ki: "Ey kumandanm bir para mhlet ver ki, eski ilerin ufak
tefeklerini,
---sh:(S:375) -------------
---sh:(S:376) -------------
prt-mrtlarn temizleyip dar ataym, sonra terif ediniz. te atp
senin emrine hazr duruyoruz. Buyurun ne yaparsanz yapnz. Senin
emrine mnkadz. Senin yaptn iler btn hak, gzel, maslahattr."
yle de: Semavat ve Arz, byle iki daire-i teklif ve tecrbe ve imtihan
iin almtr. Mddet bittikten sonra Semavat ve Arz, daire-i teklife ait
eyay emr-i lahiyle bertaraf eder. Derler: "Ya Rabbena! Buyurun, ne
iin bizi istihdam edersen et. Hakkmz sana itaattir. Her yaptn ey de
haktr." te, cmlelerindeki slbun hametine bak, dikkat et.
Hem mesel:
...!...-........:...-...
..!.L!....!.-..._..-!............
te bu yetin bahr- belgatndan bir katreye iaret iin bir
slbunu bir temsil yinesinde gstereceiz. Nasl bir harb-i umumde bir
kumandan, zaferden sonra ate eden bir ordusuna "Ate kes!" ve hcum
eden dier bir ordusuna "Dur!" der, emreder. O anda ate kesilir, hcum
durur. " bitti, istil ettik. Bayramz dmann merkezlerinde yksek
kalelerinin banda dikildi. Esfel-s safilne giden o edebsiz zalimler
cezalarn buldular" der.
Aynen yle de: Padiah- Bmisal, kavm-i Nuh'un mahv iin
Semavat ve Arz'a emir vermi. Vazifelerini yaptktan sonra ferman
ediyor: Ey Arz! Suyunu yut. Ey sema! Dur, iin bitti. Su ekildi. Dan
banda memur-u lahnin adr vazifesini gren gemisi kuruldu. Zalimler
cezalarn buldular. te u slbun ulviyetine bak. "Zemin ve gk iki
muti' asker gibi emir dinler, itaat ederler" diyor. te u slb iaret eder
ki, insann isyanndan kinat kzyor. Semavat ve Arz hiddete geliyorlar
ve u iaretle der ki: "Yer ve gk iki muti' asker gibi emirlerine bakan bir
zta isyan edilmez, edilmemeli." Dehetli bir zecri ifade eder. te tufan
gibi bir hdise-i umumiyeyi btn netaiciyle, hakaikyla birka cmlede
cazl, i'cazl, cemalli, icmalli bir tarzda beyan eder. u denizin sair
katrelerini u katreye kyas et.
imdi kelimelerin penceresiyle gsterdii slba bak. Mesel:
,...!..-!.....-..........!.
deki ,...!..-!.kelimesine bak, ne kadar latif bir slbu
gsteriyor.

---sh:(S:377) -------------
yle ki: Kamer'in bir menzili var ki, Sreyya yldzlarnn dairesidir.
Kameri, hill vaktinde hurmann eskimi beyaz bir dalna tebih eder. u
tebih ile semann yeil perdesi arkasnda gya bir aa bulunuyor ki
beyaz, sivri, nurani bir dal, perdeyi yrtp ban karp, Sreyya o daln
bir salkm gibi ve sair yldzlar o gizli hilkat aacnn birer mnevver
meyvesi olarak iitenin hayal olan gzne gstermekle; medar-
maietlerinin en mhimmi hurma aac olan sahra-niinlerin nazarnda ne
kadar mnasib, gzel, latif, ulv bir slb-u ifade olduunu zevkin varsa
anlarsn.
Mesel: Ondokuzuncu Sz'n hirinde isbat edildii gibi,
..!.....!_.-.:!. deki _.-
kelimesi yle bir slb-u lye pencere aar. yle ki: _.-lafzyla
yani: "Gne dner" tabiriyle k ve yaz, gece ve gndzn
deveranndaki muntazam tasarrufat- kudret-i lahiyeyi ihtar ile Sniin
azametini ifham eder ve o mevsimlerin sahifelerinde kalem-i kudretin
yazd mektubat- Samedaniyeye nazar evirir. Hlk- Zlcelal'in
hikmetini i'lam eder. ....:!.-. Yani, lmba tabiriyle
yle bir slba pencere aar ki, u lem bir saray ve iinde olan eya ise
insana ve zhayata ihzar edilmi mzeyyenat ve mat'umat ve levazmat
olduunu ve Gne dahi msahhar bir mumdar olduunu ihtar ile Sniin
hametini ve Hlkn ihsann ifham ederek tevhide bir delil gsterir ki,
mriklerin en mhim, en parlak mabud zannettikleri Gne, msahhar
bir lmba, camid bir mahluktur. Demek ~..tabirinde Hlkn azamet-
i rububiyetindeki rahmetini ihtar eder. Rahmetin vs'atindeki ihsann
ifham eder ve o ifhamda saltanatnn hametindeki keremini ihsas eder ve
bu ihsasta vahdaniyeti i'lam eder ve manen der: "Camid bir sirac-
msahhar hibir cihette ibadete lyk olamaz." Hem cereyan-
_.-tabirinde gece gndzn, k ve yazn dnmelerindeki tasarrufat-
muntazama-i acibeyi ihtar eder ve o ihtarda, rububiyetinde mnferid bir
Sniin azamet-i kudretini ifham eder. Demek ems ve Kamer
noktalarndan



---sh:(S:378) -------------
beerin zihnini gece ve gndz, k ve yaz sahifelerine evirir ve o
sahifelerde yazlan hdisatn satrlarna nazar- dikkati celbeder. Evet
Kur'an Gne'ten Gne iin bahsetmiyor. Belki onu klandran zt iin
bahsediyor. Hem Gne'in insana lzumsuz olan mahiyetinden
bahsetmiyor. Belki Gne'in vazifesinden bahsediyor ki, san'at-
Rabbaniyenin intizamna bir zenberek ve hilkat-i Rabbaniyenin nizamna
bir merkez, hem Nakka- Ezel'nin gece gndz ipleriyle dokuduu
eyadaki san'at- Rabbaniyenin insicamna bir mekik vazifesini yapyor.
Daha sair kelimat- Kur'aniyeyi bunlara kyas edebilirsin. deta basit,
me'luf birer kelime iken, latif manalarn definelerine birer anahtar
vazifesini gryor.
te ekseriyetle slb-u Kur'ann geen tarzlarda ulv ve parlak
olduundandr ki, bazan bir bedevi arab birtek kelma meftun olur.
Mslman olmadan secdeye giderdi. Bir bedevi .......
kelmn iittii anda secdeye gitti. Ona dediler: "Mslman m oldun?"
"Yok dedi, ben u kelmn belgatna secde ediyorum."
Drdnc Nokta: Lafzndaki fesahat- hrikasdr. Evet Kur'an
manen slb-u beyan cihetiyle fevkalde belig olduu gibi, lafznda
gayet selis bir fesahati vardr. Fesahatin kat' vcuduna, usandrmamas
delildir ve fesahatin hikmetine, fenn-i beyan ve mannin dh lemasnn
ehadetleri bir brhan- bahirdir. Evet binler defa tekrar edilse
usandrmyor, belki lezzet veriyor. Kk basit bir ocuun hfzasna
ar gelmiyor, hfzedebilir. En hastalkl, az bir szden mteezzi olan bir
kulaa nho gelmiyor, ho geliyor. Sekeratta olann damana erbet
gibi oluyor. Zemzeme-i Kur'an onun kulanda ve dimanda, aynen
aznda ve damanda m-i zemzem gibi leziz geliyor.
Usandrmamasnn srr- hikmeti udur ki: Kur'an, kulbe kut ve gda ve
ukle kuvvet ve gnadr ve ruha m ve ziya ve nfusa deva ve ifa
olduundan usandrmaz. Hergn ekmek yeriz, usanmayz. Fakat en gzel
bir meyveyi her gn yesek, usandracak. Demek Kur'an, hak ve hakikat
ve sdk ve hidayet ve hrika bir fesahat olduundandr ki, usandrmyor,
daima genliini muhafaza ettii gibi taravetini, halvetini de muhafaza
ediyor. Hatt Kurey'in resasndan mdakkik bir belig, mrikler
tarafndan, Kur'an dinlemek iin gitmi. Dinlemi, dnm, demi ki: u
kelmn yle bir halveti ve taraveti var ki, kelm- beere benzemez.
Ben irleri, khinleri biliyorum. Bu onlarn hi szlerine benzemez.
Olsa olsa etbamz kandrmak iin sihir demeliyiz." te Kur'an-
Hakm'in en muannid dmanlar bile fesahatinden hayran oluyorlar.
Kur'an- Hakm'in yetlerinde, kelmlarnda, cmlelerinde
fesahatin esbabn izah ok uzun gider. Onun iin sz ksa kesip yalnz
nmune olarak bir yetteki huruf-u hecaiyenin vaziyetiyle hasl olan bir
selaset ve fesahat-i lafziyeyi ve o vaziyetten parlayan bir lem'a-i i'caz
gstereceiz. te:
,:.....:-....-...,-!.-.,:.....,
il hir. te u yette btn huruf-u heca mevcuddur. Bak ki, sakil, ar
btn aksam- huruf beraber olduu halde selasetini bozmam. Belki bir
revnak ve muhtelif tellerden mtenasib, mtesanid bir name-i fesahat
katm. Hem u lem'a-i i'caza dikkat et ki, huruf-u hecadan "ya" ile "elif"
en hafif ve birbirine kalbolduu iin iki karde gibi her birisi yirmibir
kerre tekrar var. "Mim" ile "nun" (Haiye-1) birbirinin kardei ve
birbirinin yerine getii iin her birisi otuzer defa zikredilmitir.
mahree, sfata, savta karde olduklar iin her biri
defa, karde olduklar halde daha hafif alt defa, skleti iin
yars olarak defa zikredilmitir. ... mahree, sfata, sese
karde olduklar iin herbirisi ikier defa, "lm" ve "elif" ile beraber ikisi
. suretinde ittihad ettikleri ve "elif" .suretinde hissesi "lm"n yar-
sdr. Onun iin "lm" krkiki defa, "elif" onun yars olarak yirmibir defa
zikredilmitir. "Hemze" "he" ile mahree karde olduklar iin hemze
(Haiye-2) on, "he" bir derece daha hafif olduu iin ondrt defa,
:._ karde olduklar iin _'n bir noktas fazla olduu iin _on,
.dokuz, :dokuz, .dokuz, .oniki, "ta"nn derecesi olduu
iin oniki defa zikredilmitir. "lm"n kardeidir. Fakat ebced hesabyla
ikiyz, "lm" otuzdur. Alt derece yukar kt iin alt derece aa
dmtr. Hem telaffuzca tekerrr ettiinden sakil olup yalnz alt
defa zikredilmitir. .~~Skletleri ve baz cihat- mnasebat iin
birer defa zikredilmitir. "Vav" "he"den ve "hemze"den daha hafif ve
"ya"dan ve "elif"den daha sakil olduu iin onyedi defa, sakil hemzeden
drt derece yukar, hafif eliften drt derece aa zikredilmitir.
(Haiye-1): Tenvin dahi nundur.
(Haiye-2): Hemze, melfuz ve gayr- melfuz yirmibetir ve hemzenin skin kardei
elif'ten derece yukardr. Zira hareke tr.
---sh:(S:379) -------------
---sh:(S:380) -------------
te u hurufun bu zikrinde hrikulde bu vaziyet-i muntazama ile
ve o mnasebet-i hafiye ile ve o gzel intizam ve o dakik ve ince nazm
ve insicam ile iki kerre iki drt eder derecede gsterir ki, beer fikrinin
haddi deil ki, unu yapabilsin. Tesadf ise muhaldir ki, ona karsn. te
u vaziyet-i huruftaki intizam- acib ve nizam- garib, selaset ve fesahat-
lafziyeye medar olduu gibi, daha gizli ok hikmetleri bulunabilir.
Madem hurufatnda byle intizam gzetilmi. Elbette kelimelerinde,
cmlelerinde, manalarnda yle esrarl bir intizam, yle envrl bir
insicam gzetilmi ki, gz grse "Mallah", akl anlasa "Brekllah"
diyecek.
Beinci Nokta: Beyanndaki beraattir. Yani, tefevvuk ve metanet
ve hamettir. Naslki nazmnda cezalet, lafznda fesahat, manasnda
belgat, slbunda bedaat var. Beyannda dahi faik bir beraat vardr. Evet
tergib ve terhib, medh ve zemm, isbat ve irad, ifham ve ifham gibi btn
aksam- kelmiyede ve tabakat- hitabiyede beyanat- Kur'aniye en
yksek mertebededir.
Mesel: Makam- tergib ve tevikte hadsiz misallerinden, mesel
Sure-i ....... de beyanat, (Haiye-1) b- kevser gibi
ho, selsebil emesi gibi selasetle akar, cennet meyveleri gibi tatl, huri
libas gibi gzeldir.
Makam- terhib ve tehdidde pek ok misallerinden mesel:
..-!...-...suresinin banda beyanat- Kur'aniye ehl-i
dalaletin smahnda kaynayan rasas gibi, dimanda yakan ate gibi,
damanda yanan zakkum gibi, yznde saldran cehennem gibi,
midesinde ac, dikenli dari' gibi tesir eder. Evet bir ztn tehdidini
gsteren Cehennem gibi bir azab memuru, fkesinden ve gayzndan
paralanmak vaziyetini almas ve ..-!......: sylemesi,
syletmesi, o ztn terhibi ne derece dehetli olduunu gsterir.
Makam- medhin binler misallerinden, banda "Elhamdlillah"
olan be surede beyanat- Kur'aniye Gne gibi parlak, (Haiye-2) yldz

(Haiye-1): u slb-u beyan, o surenin mealinin libasn giymi.
(Haiye-2): u tabiratta o surelerdeki bahislere iaret var.



---sh:(S:381) -------------
gibi znetli, semavat ve zemin gibi hametli, melekler gibi sevimli,
dnyada yavrulara rahmet gibi efkatli, hirette Cennet gibi gzeldir.
Makam- zemm ve zecirde binler misallerinden mesel:
.....-,-!...,.-.-.
yetinde zemmi alt derece zemmeder. Gybetten alt derece iddetle
zecreder. yle ki: Malmdur: yetin bandaki hemze, sormak (y)
manasndadr. O sormak manas, su gibi yetin btn kelimelerine girer.
te birinci hemze ile der: (y) sual ve cevab mahalli olan aklnz yok
mu ki, bu derece irkin bir eyi anlamyor? kincisi: .-.lafz ile der:
y, sevmek, nefret etmek mahalli olan kalbiniz bozulmu mu ki, en
menfur bir ii sever? ncs: ,.-kelimesiyle der: Cemaatten
hayatn alan hayat- itimaiye ve medeniyetiniz ne olmu ki, byle
hayatnz zehirleyen bir ameli kabul eder? Drdncs: ,-!...
kelmyla der: nsaniyetiniz ne olmu ki, byle canavarcasna
arkadan dile paralamay yapyorsunuz? Beincisi: .-kelimesiyle
der: Hi rikkat-i cinsiyeniz, hi sla-i rahminiz yok mu ki, byle ok
cihetlerle kardeiniz olan bir mazlumun ahs- manevsini insafszca
diliyorsunuz? Hi aklnz yok mu ki, kendi zanz kendi diinizle
divane gibi sryorsunuz? Altncs: ....kelmyla der: Vicdannz
nerede? Ftratnz bozulmu mu ki, en muhterem bir halde bir kardeine
kar, etini yemek gibi en mstekreh bir i yaplyor? Demek zemm ve
gybet, aklen, kalben ve insaniyeten ve vicdanen ve ftraten ve asabiyeten
ve milliyeten mezmumdur. te bak! Nasl u yet, cazkrane alt
mertebe zemmi zemmetmekle i'cazkrane alt derece o crmden
zecreder.
Makam- isbatta binler misallerinden mesel:
.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.


---sh:(S:382) -------------
de hari isbat ve istib'ad izale iin yle bir tarzda beyan eder ki, fevknde
isbat olamaz. yle ki: Onuncu Sz'n Dokuzuncu Hakikatnda,
Yirmiikinci Sz'n Altnc Lem'asnda isbat ve izah edildii gibi; her
bahar mevsiminde ihya-y arz keyfiyetinde yzbin tarzda harin
nmunelerini nihayet derecede girift, birbirine kartrd halde nihayet
derecede intizam ve temyiz ile nazar- beere gsteriyor ki, bunlar byle
yapan zta, hair ve kyamet ar olamaz, der. Hem zeminin sahifesinde
yzbinler enva', beraber birbiri iinde kalem-i kudretiyle hatasz,
kusursuz yazmak; bir tek Vhid-i Ehad'in sikkesi olduundan, u yetle
Gne gibi vahdaniyeti isbat etmekle beraber, Gne'in tul' ve gurubu
gibi kolay ve kat', kyamet ve hari gsterir. te ..lafzndaki
keyfiyet noktasnda u hakikat gsterdii gibi, ok surelerde tafsil ile
zikreder.
Mesel: Sure-i ..-.!..!._ de yle parlak ve gzel ve
irin ve yksek bir beyanla hari isbat eder ki, baharn gelmesi gibi kat'
bir surette kanaat verir. te bak: Kfirlerin, rm kemiklerin
dirilmesini inkr ederek "Bu acibdir, olamaz" demelerine cevaben
..,..... .!!..L..,.
~.....!.............
il hir-il yet... ~..-!.!. a kadar ferman ediyor. Beyan su
gibi akyor. Yldzlar gibi parlyor. Kalbe hurma gibi hem lezzet, hem
zevk veriyor, hem rzk oluyor. Hem makam- isbatn en latif
misallerinden: .....!.!..,.:-!..!.. der.
Yani, "Hikmetli Kur'ana kasem ederim. Sen Resullerdensin." u kasem
iaret eder ki, risaletin hcceti o derece yakn ve haktr ki, hakkaniyette
makam- ta'zim ve hrmete km ki, onunla kasem ediliyor. te u
iaret ile der: "Sen resulsn. nki senin elinde Kur'an var. Kur'an ise,
haktr ve Hakk'n kelmdr. nki iinde hakik hikmet, stnde sikke-i
i'caz var."
Hem makam- isbatn cazl ve i'cazl misallerinden u:
....-..,.....L-!.-...
,....-.:........:._.!
---sh:(S:383) -------------
Yani; insan der: "rm kemikleri kim diriltecek?" Sen, de: "Kim
onlar bidayeten ina edip hayat vermi ise, o diriltecek." Onuncu Sz'n
Dokuzuncu Hakikatnn nc temsilinde tasvir edildii gibi; bir zt,
gz nnde bir gnde yeniden byk bir orduyu tekil ettii halde, biri
dese: "u zt, efrad istirahat iin dalm olan bir taburu bir boru ile
toplar. Tabur nizam altna getirebilir." Sen ey insan, desen; "nanmam."
Ne kadar divanece bir inkr olduunu bilirsin. Aynen onun gibi hiten,
yeniden ordu-misal btn hayvanat ve sair zhayatn tabur-misal
cesedlerini kemal-i intizamla ve mizan- hikmetle o bedenlerin zerratn
ve letaifini "Emr-i kn feyekn" ile kaydedip yerletiren ve her karnda
hatt her baharda ry-i zeminde yzbinler ordu-misal zevilhayat
enva'larn, taifelerini icad eden bir Zt- Kadr-i Alm, tabur-misal bir
cesedin nizam altna girmekle birbiriyle tanm zerrat- esasiye ve
ecza-y asliyeyi bir sayha ile Sur-u srafil'in borusu ile nasl toplayabilir?
stib'ad suretinde denilir mi? Denilse, eblehesine bir divaneliktir.
Makam- iradda beyanat- Kur'aniye o derece messir ve rakiktir
ve o derece munis ve efiktir ki, evk ile ruhu, zevk ile kalbi; akl
merakla ve gz yala doldurur. Binler misallerinden yalnz u:
.......--!...!..-.,:....,
il hir... Yirminci Sz'n Birinci Makam'nda nc yet mebhasinde
isbat ve izah edildii gibi ben-srail'e der: "Musa Aleyhisselm'n ass
gibi bir mu'cizesine kar sert ta, oniki gznden eme gibi ya aktt
halde, size ne olmu ki, Musa Aleyhisselm'n btn mu'cizatna kar
lkayd kalp; gznz kuru, yasz, kalbiniz kat, atesiz duruyor?" O
szde u mana-y irad izah edildii iin oraya havale ederek burada ksa
kesiyorum.
Makam- ifham ve ilzamda binler misallerinden yalnz u iki
misale bak: Birinci misal:
..................!.......,...
...,.....,.......
Yani: "Eer, bir bheniz varsa, size yardm edecek, ehadet edecek
btn byklerinizi ve taraftarlarnz arnz. Birtek suresine bir nazire
yapnz." "arat-l 'caz"da izah ve isbat edildii iin burada yalnz
icmaline iaret ederiz. yle ki: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan diyor: "Ey


---sh:(S:384) -------------
ins ve cin! Eer Kur'an, Kelm- lah olduunda bheniz varsa, bir
beer kelm olduunu tevehhm ediyorsanz, haydi, ite meydan,
geliniz! Siz dahi ona Muhammed-l Emin dediiniz zt gibi, okumak
yazmak bilmez, kraat ve kitabet grmemi bir mmiden bu Kur'an gibi
bir kitab getiriniz, yaptrnz. Bunu yapamazsanz, haydi mmi olmasn,
en mehur bir edib, bir lim olsun. Bunu da yapamazsanz, haydi birtek
olmasn, btn bleganz, hutebanz, belki btn gemi beliglerin gzel
eserlerini ve btn gelecek ediblerin yardmlarn ve ilahlarnzn
himmetlerini beraber alnz. Btn kuvvetinizle alnz, u Kur'ana bir
nazire yapnz. Bunu da yapamazsanz, haydi kabil-i taklid olmayan
hakaik-i Kur'aniyeden ve manev ok mu'cizatndan kat- nazar, yalnz
nazmndaki belgatna nazire olarak bir eser yapnz."
.............:-.. ilzamyla der: "Haydi sizden
manann doruluunu istemiyorum. Mftereyat ve yalanlar ve btl
hikyeler olsun. Bunu da yapamyorsunuz. Haydi btn Kur'an kadar
olmasn, yalnz ...:-on suresine nazire getiriniz. Bunu da
yapamyorsunuz. Haydi, birtek suresine nazire getiriniz. Bu da oktur.
Haydi, ksa bir suresine bir nazire ibraz ediniz. Hatt, madem bunu da
yapmazsanz ve yapamazsnz. Hem bu kadar muhta olduunuz halde;
nki haysiyet ve namusunuz, izzet ve dininiz, asabiyet ve erefiniz, can
ve malnz, dnya ve hiretiniz, buna nazire getirmekle kurtulabilir.
Yoksa dnyada haysiyetsiz, namussuz, dinsiz, erefsiz, zillet iinde, can
ve malnz helkette mahvolup ve hirette
..--!...!.....!..!...
iaretiyle Cehennem'de haps-i ebed ile mahkm ve sanemlerinizle
beraber atee odunluk edeceksiniz. Hem madem sekiz mertebe aczinizi
anladnz. Elbette sekiz defa, Kur'an dahi mu'cize olduunu bilmekliiniz
gerektir. Ya imana geliniz veyahut susunuz, Cehennem'e gidiniz!" te
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n makam- ifhamdaki ilzamna bak ve de:
....!...!.-.!
Evet beyan- Kur'andan sonra beyan olamaz ve hacet kalmaz.
kinci Misal:



..-....:...-.......
....!.........!....
,.........!.,:-......
.!...!..........,...,..-
.........-..........
..!.-!,.........-....
.............!...-.
,..,.!...L...!,...-,...
....L..,.-..........-....
.,..,.!......!,:!.....!!.
...:.,...-!,...........-.
...:.!,.....!.........
..:.... .-.. ...!,.!.
te u ytn binler hakikatlerinden yalnz beyan- ifhamiyeye
misal iin bir hakikatn beyan ederiz. yle ki: ..lafzyla onbe
tabaka istifham- inkr-i taaccb ile ehl-i dalaletin btn aksamn
susturur ve behatn btn mene'lerini kapatr. Ehl-i dalalet iin iine
girip saklanacak eytan bir delik brakmyor, kapatyor. Altna girip
gizlenecek bir perde-i dalalet brakmyor, yrtyor. Ylanlarndan hibir
ylan brakmyor, ban eziyor. Herbir fkrada bir taifenin hlsa-i fikr-i
kfrlerini ya bir ksa tabir ile ibtal eder. Ya butlan zahir olduundan
sktla butlann bedahete havale eder veya baka yetlerde tafsilen
reddedildii iin burada mcmelen iaret eder. Mesel: Birinci fkra
!-.......-:!......... yetine iaret eder. Onbeinci fkra
ise....! ..!......!yetine remzeder. Daha sair
fkralar
---sh:(S:385) -------------
---sh:(S:386) -------------
buna kyas et. yle ki: Bata diyor: "Ahkm- lahiyeyi tebli et. Sen
khin deilsin. Zira khinin szleri, kark ve tahmindir. Seninki, hak ve
yakndir. Mecnun olamazsn, dmann dahi senin kemal-i aklna
ehadet eder.
...!.........!....
y, acaba muhakemesiz mi kfirler gibi, sana ir mi diyorlar.
Senin helketini mi bekliyorlar. Sen, de: "Bekleyiniz. Ben de
bekliyorum." Senin parlak byk hakikatlerin, iirin hayalatndan
mnezzeh ve tezyinatndan mstanidir.
..,..-,....
Yahut; acaba akllarna gvenen aklsz feylesoflar gibi, "aklmz
bize yeter" deyip sana ittibadan istinkaf m ederler. Halbuki akl ise, sana
ittiba emreder. nki btn dediin makuldr. Fakat akl kendi bayla
ona yetiemez.
......,.
Yahut: nkrlarna sebeb, tgi zalimler gibi, Hakk'a serfru
etmemeleri midir! Halbuki mtecebbir zalimlerin resalar olan
Firavunlarn, Nemrudlarn akibetleri malmdur.
.......!...!....
Veyahut: Yalanc, vicdansz mnafklar gibi "Kur'an senin
szlerindir" diye seni ittiham m ediyorlar! Halbuki, t imdiye kadar
sana Muhammed-l Emin diyerek ilerinde seni en doru szl
biliyorlard. Demek onlarn imana niyetleri yoktur. Yoksa Kur'ann sr-
beeriye iinde bir nazirini bulsunlar.
........-.
Veyahut: Kinat abes ve gayesiz itikad eden felasife-i abesiyyun
gibi kendilerini babo, hikmetsiz, gayesiz, vazifesiz, Hlksz m
zannediyorlar! Acaba gzleri kr olmu, grmyorlar m ki, kinat batan
aaya kadar hikmetlerle mzeyyen ve gayelerle msmirdir ve
mevcudat, zerrelerden gnelere kadar vazifelerle muvazzaftr ve evamir-
i lahiyeye msahharlardr.
..!.-!,.
Veyahut: Firavunlam maddiyyun gibi, "Kendi kendine
oluyorlar. Kendi kendini besliyorlar. Kendilerine lzm olan hereyi
yaratyorlar" m tahayyl ediyorlar ki, imandan, ubudiyetten
---sh:(S:387) -------------
istinkf ederler. Demek kendilerini birer Hlk zannederler. Halbuki
birtek eyin Hlk, herbir eyin Hlk olmak lzm gelir. Demek kibir ve
gururlar onlar nihayet derecede ahmaklatrm ki, bir sinee, bir
mikroba kar malub bir ciz-i mutlak, bir Kadr-i Mutlak zannederler.
Madem bu derece akldan, insaniyetten sukut etmiler. Hayvandan, belki
cemadattan daha aadrlar. yle ise, bunlarn inkrlarndan mteessir
olma. Bunlar dahi, bir nevi muzr hayvan ve pis maddeler srasna say.
Bakma, ehemmiyet verme.
............!...-.
Veyahut: Hlk inkr eden fikirsiz, sersem muattla gibi, Allah'
inkr m ediyorlar ki, Kur'an dinlemiyorlar. yle ise, semavat ve arzn
vcudlarn inkr etsinler veyahut "Biz halkettik" desinler. Btn btn
akln zvanasndan kp, divaneliin hezeyanna girsinler. nki semada
yldzlar kadar, zeminde iekleri kadar berahin-i tevhid grnyor,
okunuyor. Demek yakne ve hakka niyetleri yoktur. Yoksa "Bir harf
ktibsiz olmaz" bildikleri halde, nasl bir harfinde bir kitab yazlan u
kinat kitabn, ktibsiz zannediyorlar.
..-,....
Veyahut: Cenab- Hakk'n ihtiyarn nefyeden bir ksm hkema-
y dlle gibi ve Berahime gibi asl- nbvveti mi inkr ediyorlar? Sana
iman getirmiyorlar. yle ise, btn mevcudatta grnen ve ihtiyar ve
iradeyi gsteren btn sr- hikmeti ve gayat ve intizamat ve semerat
ve sr- rahmet ve inayat ve btn enbiyann btn mu'cizatlarn inkr
etsinler veya "Mahlukata verilen ihsanatn hazineleri yanmzda ve
elimizdedir" desinler. Kabil-i hitab olmadklarn gstersinler. Sen de
onlarn inkrndan mteellim olma. Allah'n aklsz hayvanlar oktur, de.
..L...!,.
Veyahut: Akl hkim yapan mtehakkim Mu'tezile gibi
kendilerini Hlkn ilerine rakib ve mfetti tahayyl edip Hlk-
Zlcelal'i mes'ul tutmak m istiyorlar? Sakn ftur getirme. yle
hodbinlerin inkrlarndan bir ey kmaz. Sen de aldrma.
....L..,.-..........-....,..,.!.
Veyahut: Cin ve eytana uyup kehanetfrular, ispirtizmaclar
gibi, lem-i gayba baka bir yol mu bulunmu zannederler? yle ise,
eytanlarna kapanan semavata,
---sh:(S:388) -------------
onunla klacak bir merdivenleri mi var tahayyl ediyorlar ki, senin
semav haberlerini tekzib ederler. Byle arlatanlarn inkrlar, hi
hkmndedir.
...!,:!.....!!.
Veyahut: Ukl- aere ve erbab-l enva' namyla erikleri itikad
eden mrik felasife gibi ve yldzlara ve melaikelere bir nevi uluhiyet
isnad eden Sabiiyyun gibi, Cenab- Hakk'a veled nisbet eden mlhid ve
dllnler gibi, Zt- Ehad ve Samed'in vcub-u vcuduna, vahdetine,
samediyetine, istina-y mutlakna zd olan veledi nisbet ve melaikenin
ubudiyetine ve ismetine ve cinsiyetine mnaf olan nseti isnad m
ederler? Kendilerine efaati mi zannederler ki, sana tabi olmuyorlar?
nsan gibi mmkin, fni, beka-y nev'ine muhta ve cisman ve
mtecezzi, tekessre kabil ve ciz, dnyaperest, yardmc bir vrise
mtak mahluklar iin vasta-i tekessr ve teavn ve rabta-i hayat ve
beka olan tenasl, elbette ve elbette vcudu vcib ve daim, bekas ezel
ve ebed, zt cismaniyetten mcerred ve muall ve mahiyeti tecezzi ve
tekessrden mnezzeh ve mberra ve kudreti aczden mukaddes ve
bhemta olan Zt- Zlcelal'e evld isnad etmek, hem o ciz, mmkin,
miskin insanlar dahi beenmedikleri ve izzet-i maruranesine
yaktramadklar bir nevi evld yani hadsiz kzlar isnad etmek, yle bir
safsatadr ve yle bir divanelik hezeyandr ki, o fikirde olan heriflerin
tekzibleri, inkrlar hitir. Aldrmamalsn. Herbir sersemin safsatasna,
her divanenin hezeyanna kulak verilmez.
.......-..,..,.!...
Veyahut: Hrsa, hssete alm tgi, bg dnyaperestler gibi
senin teklifini ar m buluyorlar ki, senden kayorlar ve bilmiyorlar m
ki, sen ecrini, cretini yalnz Allah'tan istiyorsun ve onlara Cenab- Hak
tarafndan verilen maldan hem bereket, hem fakirlerin hased ve
beddualarndan kurtulmak iin, ya on'dan veya krk'tan birisini kendi
fakirlerine vermek ar bir ey midir ki, emr-i zekat ar grp
slmiyetten ekiniyorlar? Bunlarn tekzibleri ehemmiyetsiz olmakla
beraber, haklar tokattr. Cevab vermek deil...
...:.,...-!,....
Veyahut: Gayb-ainalk dava eden Budeler gibi ve umr-u
gaybiyeye dair tahminlerini yakn tahayyl eden aklfrular gibi, senin
gayb haberlerini beenmiyorlar m? Gayb kitablar m var ki, senin
gayb kitabn kabul etmiyorlar. yle ise,
vahye mazhar resullerden baka kimseye almayan ve kendi bayla ona
girmeye kimsenin haddi olmayan lem-i gayb, kendi yanlarnda hazr,
ak tahayyl edip ondan malmat alarak yazyorlar hlyasnda
bulunuyorlar. Byle, haddinden hadsiz tecavz etmi marur
hodfrularn tekzibleri, sana ftur vermesin. Zira az bir zamanda senin
hakikatlerin onlarn hlyalarn zr zeber edecek.
...:.!,.....!.........
Veyahut: Ftratlar bozulmu, vicdanlar rm arlatan
mnafklar, dessas zndklar gibi ellerine gemeyen hidayetten halklar
aldatp evirmek, hile edip dndrmek mi istiyorlar ki, sana kar kh
khin, kh mecnun, kh sahir deyip, kendileri dahi inanmadklar halde
bakalarn inandrmak m istiyorlar? Byle hilebaz arlatanlar insan
sayp desiselerinden, inkrlarndan mteessir olarak ftur getirme. Belki
daha ziyade gayret et. nki onlar kendi nefislerine hile ederler,
kendilerine zarar ederler ve onlarn fenalkta muvaffakyetleri
muvakkattr ve istidracdr, bir mekr-i lahdir.
..:.....-.....!,.!.
Veyahut: Hlk- hayr ve hlk- er namyla ayr ayr iki ilah
tevehhm eden Mecusiler gibi ve ayr ayr esbaba bir nevi uluhiyet veren
ve onlar kendilerine birer nokta-i istinad tahayyl eden esbabperestler,
sanemperestler gibi baka ilahlara dayanp sana muaraza m ederler?
Senden istina m ediyorlar? Demek
....! ..!......!
hkmnce, u btn kinatta gndz gibi grnen bu intizam- ekmeli,
bu insicam- ecmeli kr olup grmyorlar. Halbuki bir kyde iki mdr,
bir ehirde iki vali, bir memlekette iki padiah bulunsa, intizam zr
zeber olur ve insicam herc merce der. Halbuki sinek kanadndan t
semavat kandillerine kadar o derece ince bir intizam gzetilmi ki, sinek
kanad kadar irke yer braklmam. Madem bunlar bu derece hilaf- akl
ve hikmet ve mnaf-i his ve bedahet hareket ediyorlar. Onlarn tekzibleri
seni tezkirden vazgeirmesin."
te silsile-i hakaik olan u ytn yzer cevherlerinden yalnz
ifham ve ilzama dair birtek cevher-i beyansini icmalen beyan ettik. Eer
iktidarm olsayd, birka cevherlerini daha gsterseydim, "u yetler tek
bayla bir mu'cizedir" sen dahi diyecektin.
Amma ifham ve talimdeki beyanat- Kur'aniye o kadar hrikadr,
o derece letafetli ve selasetlidir;
---sh:(S:389) -------------
---sh:(S:390) -------------
en basit bir mi, en derin bir hakikat onun beyanndan kolayca tefehhm
eder. Evet, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, ok hakaik-i gamzay nazar-
umumyi okayacak, hiss-i mmeyi rencide etmeyecek, fikr-i avam taciz
edip yormayacak bir surette basitane ve zahirane sylyor, ders veriyor.
Nasl bir ocukla konuulsa, ocuka tabirat istimal edilir. yle de:
.:.!...!..!....denilen mtekellim slbunda
muhatabn derecesine szyle nzul edip yle konuan esalib-i
Kur'aniye, en mtebahhir hkemann fikirleriyle yetiemedii hakaik-i
gamza-i lahiye ve esrar- Rabbaniyeyi mteabihat suretinde bir ksm
tebihat ve temsilt ile en mmi bir miye ifham eder. Mesel:
_....-!...-.! bir temsil ile rububiyet-i lahiyeyi
saltanat misalinde ve lemin tedbirinde mertebe-i rububiyetini, bir
Sultann taht- saltanatnda durup icra-y hkmet ettii gibi bir misalde
gsteriyor. Evet Kur'an, bu kinat Hlk- Zlcelalinin kelm olarak
rububiyetinin mertebe-i a'zamndan karak, umum mertebeler stne
gelerek, o mertebelere kanlar irad ederek, yetmibin perdelerden
geerek, o perdelere bakp tenvir ederek, fehm ve zekca muhtelif binler
tabaka muhatablara feyzini datp ve nurunu nerederek kabiliyete ayr
ayr asrlar, karnlar zerinde yaam ve bu kadar mebzuliyetle
manalarn ortaya sam olduu halde kemal-i ebabetinden,
genliinden zerre kadar zayi' etmeyerek gayet taravette, nihayet letafette
kalarak gayet shuletli bir tarzda, sehl-i mmteni' bir surette, her miye
anlayl ders verdii gibi; ayn derste, ayn szlerle fehimleri muhtelif ve
dereceleri mtebayin pek ok tabakalara dahi ders verip ikna' eden, iba'
eden bir kitab- mu'ciznmann hangi tarafna dikkat edilse, elbette bir
lem'a-i i'caz grlebilir.
Elhasl: Nasl "Elhamdlillah" gibi bir lafz- Kur'an okunduu
zaman dan kula olan maarasn doldurduu gibi; ayn lafz, sinein
kck kulakna da tamamen yerleir. Aynen yle de: Kur'ann
manalar, da gibi akllar iba' ettii gibi, sinek gibi kck basit
akllar dahi ayn szlerle talim eder, tatmin eder. Zira Kur'an, btn ins
cinnin btn tabakalarn imana davet eder. Hem umumuna imann
ulmunu talim eder, isbat eder. yle ise, avamn en mmisi havassn en
ehassna omuz omuza, diz dize verip beraber ders-i Kur'anyi dinleyip
istifade edecekler. Demek Kur'an- Kerim, yle bir maide-i Semaviyedir
ki, binler muhtelif tabakada olan efkr ve ukl ve kulb ve ervah,
---sh:(S:391) -------------
o sofradan gdalarn buluyorlar, mtehiyatn alyorlar. Arzular yerine
gelir. Hatt pekok kaplar kapal kalp, istikbalde geleceklere
braklmtr. u makama misal istersen, btn Kur'an batan nihayete
kadar bu makamn misalleridir. Evet btn mtehidn ve sddkn ve
hkema-i slmiye ve muhakkikn ve lema-i usl-l fkh ve
mtekellimn ve evliya-i rifn ve aktab- kn ve mdakkikn-i lema
ve avam- mslimn gibi Kur'ann tilmizleri ve dersini dinleyenleri,
mttefikan diyorlar ki: "Dersimizi gzelce anlyoruz." Elhasl, sair
makamlar gibi ifham ve talim makamnda dahi Kur'ann lemaat- i'caz
parlyor.
KNC UA: Kur'ann cmiiyet-i hrikuldesidir. u uann, be
lem'as var.
Birinci Lem'a: Lafzndaki cmiiyettir. Elbette evvelki szlerde,
hem bu szde zikrolunan yetlerden u cmiiyet aikre grnyor. Evet
........-.:!...L...-.L......:!
olan hadsin iaret ettii gibi; elfaz- Kur'aniye, yle bir tarzda
vaz'edilmi ki, herbir kelmn, hatt herbir kelimenin, hatt herbir harfin,
hatt bazan bir sktun ok vcuhu bulunuyor. Herbir muhatabna ayr
ayr bir kapdan hissesini verir.
Mesel: .....-!. yani: "Dalar zemininize kazk ve
direk yaptm" bir kelmdr. Bir minin u kelmdan hissesi: Zahiren yere
aklm kazklar gibi grnen dalar grr, onlardaki menafi'ini ve
nimetlerini dnr, Hlkna kreder.
Bir irin bu kelmdan hissesi: Zemin, bir taban; ve kubbe-i sema,
stnde konulmu yeil ve elektrik lmbalaryla sslenmi bir muhteem
adr, ufk bir daire suretinde ve semann etekleri banda grnen
dalar, o adrn kazklar misalinde tahayyl eder. Sni'-i Zlcelaline
hayretkrane peresti eder.
Hayme-niin bir edibin bu kelmdan nasibi: Zeminin yzn bir
l ve sahra; dalarn silsilelerini pek kesretle ve ok muhtelif bedevi
adrlar gibi, gya tabaka-i trabiye, yksek direkler stnde atlm, o
direklerin sivri balar o perde-i trabiyeyi yukarya kaldrm, birbirine
bakar pek ok muhtelif mahlukatn meskeni olarak tasavvur eder. O
byk azametli mahluklar, byle yeryznde adrlar misill kolayca
kuran ve koyan Ftr- Zlcelaline kar secde-i hayret eder.


---sh:(S:392) -------------
Corafyac bir edibin o kelmdan ksmeti: Kre-i zemin, bahr-
muhit-i havade veya esrde yzen bir sefine ve dalar, o sefinenin
stnde tesbit ve mvazene iin aklm kazklar ve direkler eklinde
tefekkr eder. O koca kre-i zemini, muntazam bir gemi gibi yapp,
bizleri iine koyup, aktar- lemde gezdiren Kadr-i Zlkemal'e kar
...,L......-..der.
Medeniyet ve heyet-i itimaiyenin mtehasss bir hakminin bu
kelmdan hissesi: Zemini, bir hane ve o hanenin direi, hayat-
hayvaniye ve hayat- hayvaniye direi, erait-i hayat olan su, hava ve
topraktr. Su ve hava ve topran direi ve kaz, dalardr. Zira dalar,
suyun mahzeni, havann tara (gazat- muzrray tersib edip, havay
tasfiye eder) ve topran hmisi (bataklktan ve denizin istilsndan
muhafaza eder) ve sair levazmat- hayat- insaniyenin hazinesi olarak
fehmeder. u koca dalar, u suretle hane-i hayatmz olan zemine direk
yapan ve maietimize hazinedar tayin eden Sni'-i Zlcelal Vel'ikram'a,
kemal-i ta'zim ile hamd sena eder.
Hikmet-i tabiiyenin bir feylesofunun u kelmdan nasibi udur ki:
Kre-i zeminin karnnda baz inklabat ve imtizacatn neticesi olarak
hasl olan zelzele ve ihtizazat, dalarn zuhuruyla sknet bulduunu ve
medar ve mihverindeki istikrarna ve zelzelenin irticacyla medar-
senevsinden kmamasna sebeb, dalarn hurucu olduunu ve zeminin
hiddeti ve gazab, dalarn menafiziyle teneffs etmekle sknet ettiini
fehmeder, tamamen imana gelir. .!.:-!der.
Mesel ...................! daki
..kelimesi, tedkikat- felsefe ile lde olmayan bir lime, o kelime
yle ifham eder ki: Sema berrak, bulutsuz; zemin kuru ve hayatsz,
tevellde gayr- kabil bir halde iken.. semay yamurla, zemini hazrevatla
fethedip bir nevi izdivac ve telkh suretinde btn zhayatlar o sudan
halketmek, yle bir Kadr-i Zlcelal'in iidir ki; ry-i zemin, onun kk
bir bostan ve semann yz rts olan bulutlar, onun bostannda bir
sngerdir anlar, azamet-i kudretine secde eder. Ve muhakkik bir hakme,
o kelime yle ifham eder ki: Bidayet-i hilkatte sema ve arz ekilsiz birer
kme ve menfaatsiz birer ya hamur, veledsiz mahlukatsz toplu birer
madde iken; Ftr- Hakm, onlar feth ve bastedip gzel bir ekil,

---sh:(S:393) -------------
menfaatdar birer suret, znetli ve kesretli mahlukata mene' etmitir anlar.
Vs'at-i hikmetine kar hayran olur. Yeni zamann feylesofuna u kelime
yle ifham eder ki: Manzume-i emsiyeyi tekil eden kremiz, sair
seyyareler, bidayette Gne'le mmtezi olarak almam bir hamur
eklinde iken; Kadr-i Kayyum o hamuru ap, o seyyareleri birer birer
yerlerine yerletirerek, Gne'i orada brakp, zeminimizi buraya
getirerek, zemine toprak sererek, sema canibinden yamur yadrarak,
Gne'ten ziya serptirerek dnyay enlendirip bizleri iine koymutur
anlar, ban tabiat bataklndan karr, "ment billahi-l Vhid-il
Ehad" der.
Mesel: ..!.....!_.-.:!. daki "Lm"; hem
kendi manasn, hem "f" manasn, hem "il" manasn ifade eder. te
.....!in "Lm", avam o "Lm" "il" manasnda grp fehmeder ki,
size nisbeten k verici, sndrc mteharrik bir lmba olan Gne,
elbette bir gn seyri bitecek, mahall-i kararna yetiecek, size faidesi
dokunmayacak bir suret alacaktr, anlar. O da, Hlk- Zlcelal'in Gne'e
balad byk nimetleri dnerek "Sbhanallah, Elhamdlillah" der.
Ve lime dahi o "Lm" "il" manasnda gsterir. Fakat mensucat-
Rabbaniyenin bir mekii, gece gndz sahifelerinde yazlan mektubat-
Samedaniyenin mrekkebi, nur bir hokkas suretinde tasavvur ederek
Gne'in cereyan- sursi almet olduu ve iaret ettii intizamat- lemi
dndrerek Sni'-i Hakm'in san'atna "Mallah" ve hikmetine
"Brekllah" diyerek secdeye kapanr. Ve kozmorafyac bir feylesofa
"lm" "f" manasnda yle ifham eder ki: Gne, kendi merkezinde ve
mihveri zerinde zenberekvari bir cereyan ile manzumesini emr-i lah ile
tanzim edip tahrik eder. yle bir saat- kbray halkedip tanzim eden
Sni'-i Zlcelaline kar kemal-i hayret ve istihsan ile "El-azamet lillah
ve-l kudret lillah" der felsefeyi atar, hikmet-i Kur'aniyeye girer. Ve
dikkatli bir hakme u "lm", hem illet manasnda, hem zarfiyet
manasnda tutturup yle ifham eder ki: "Sni'-i Hakm, ilerine esbab-
zahiriyeyi perde ettiinden, cazibe-i umumiye namnda bir kanun-u
lahsiyle sapan talar gibi seyyareleri Gne'le balam ve o cazibe ile
muhtelif fakat muntazam hareketle o seyyareleri daire-i hikmetinde
dndryor ve o cazibeyi tevlid iin Gne'in



---sh:(S:394) -------------
kendi merkezinde hareketini zahir bir sebeb etmi. Demek
.....!manas: .....L.........!.....yani, kendi
mstekarr iinde manzumesinin istikrar ve nizam iin hareket ediyor.
nki hareket harareti, hararet kuvveti, kuvvet cazibeyi zahiren tevlid
eder gibi bir det-i lahiye, bir kanun-u Rabbandir. te u hakm, byle
bir hikmeti, Kur'ann bir harfinden fehmettii zaman, "Elhamdlillah
Kur'andadr hak hikmet, felsefeyi be paraya saymam" der. Ve irane bir
fikir ve kalb sahibine u "lm"dan ve istikrardan yle bir mana fehmine
gelir ki: "Gne, nurani bir aatr. Seyyareler onun mteharrik
meyveleri... Aalarn hilafna olarak Gne silkinir, t o meyveler
dmesin. Eer silkinmezse, dp dalacaklar." Hem tahayyl edebilir
ki: "ems meczub bir ser-zkirdir. Halka-i zikrin merkezinde cezbeli bir
zikreder ve ettirir." Bir risalede u manaya dair yle demitim: "Evet
Gne bir meyvedardr; silkinir t dmesin seyyar olan yemileri. Eer
sktuyla sknet eylese, cezbe kaar, alar fezada muntazam
meczublar."
Hem mesel .-...!,..!. da bir skt var, bir tlak
var. Neye zafer bulacaklarn tayin etmemi. T herkes istediini iinde
bulabilsin. Sz az syler, t uzun olsun. nki bir ksm muhatabn
maksad ateten kurtulmaktr. Bir ksm yalnz Cennet'i dnr. Bir
ksm, saadet-i ebediyeyi arzu eder. Bir ksm, yalnz rza-y lahyi rica
eder. Bir ksm, r'yet-i lahiyeyi gaye-i emel bilir ve hakeza.. bunun gibi
pek ok yerlerde Kur'an, sz mutlak brakr, t mm olsun. Hazfeder, t
ok manalar ifade etsin. Ksa keser, t herkesin hissesi bulunsun. te
.-...!der. Neye felah bulacaklarn tayin etmiyor. Gya o sktla
der: "Ey mslmanlar!.. Mjde size. Ey mttaki!.. Sen Cehennem'den
felah bulursun. Ey slih!.. Sen Cennet'e felah bulursun. Ey rif!.. Sen
rza-y lahye nail olursun. Ey k!.. Sen r'yete mazhar olursun." ve
hakeza... te Kur'an, cmiiyet-i lafziye cihetiyle kelmdan, kelimeden,
huruftan ve skttan her birisinin binler misallerinden yalnz nmune
olarak birer misal getirdik. yeti ve kssat bunlara kyas edersin.




---sh:(S:395) -------------
Mesel: ....!..-... .!..,... yeti, o
kadar vcuhu var ve o derece meratibi var ki, btn tabakat- evliya,
btn slklerinde ve mertebelerinde u yete ihtiyalarn grp ondan
kendi mertebesine lyk bir gda-y manev, bir taze mana almlar. nki
"Allah" bir ism-i cmi' olduundan esma-i hsna adedince tevhidler,
iinde bulunur.
...-...!.-..._._
ve hakeza. Hem mesel: Ksas- Kur'aniyeden kssa-i Musa
Aleyhisselm, deta as-y Musa Aleyhisselm gibi binler faideleri var.
O kssada, hem Peygamber Aleyhissalt Vesselm' teskin ve teselli,
hem kffar tehdid, hem mnafklar takbih, hem Yahudileri tevbih gibi
ok makasd, pekok vcuhu vardr. Onun iin surelerde tekrar
edilmitir. Her yerde btn maksadlar ifade ile beraber yalnz birisi
maksud-u bizzt olur, dierleri ona tabi kalrlar.
Eer desen: "Gemi misallerdeki btn manalar nasl bileceiz
ki, Kur'an onlar irade etmi ve iaret ediyor?"
Elcevab: Madem Kur'an bir hutbe-i ezeliyedir. Hem muhtelif,
tabaka tabaka olarak asrlar zerinde ve arkasnda oturup dizilmi btn
ben-deme hitab ediyor, ders veriyor. Elbette o muhtelif efhama gre
mteaddid manalar dercedip irade edecektir ve iradesine emareleri
vaz'edecektir. Evet "arat-l 'caz"da uradaki manalar misill kelimat-
Kur'aniyenin mteaddid manalarn lm-i Sarf ve Nahv'in kaideleriyle ve
lm-i Beyan ve Fenn-i Man'nin dsturlaryla, Fenn-i Belgat'n
kanunlaryla isbat edilmitir. Bununla beraber ulm-u Arabiyece sahih ve
usl-i diniyece hak olmak artyla ve Fenn-i Mance makbul ve lm-i
Beyanca mnasib ve belgata mstahsen olan btn vcuh ve man,
ehl-i itihad ve ehl-i tefsir ve ehl-i usl-d din ve ehl-i usl-l fkhn
icmayla ve ihtilaflarnn ehadetiyle Kur'ann manalarndandrlar. O
manalara, derecelerine gre birer emare vaz'etmitir. Ya lafziyedir, ya
maneviyedir. O maneviye ise, ya siyak veya sibak- kelmdan veya baka
yetten birer emare o manaya iaret eder. Bir ksm yirmi ve otuz ve krk
ve altm, hatt seksen cild olarak muhakkikler tarafndan yazlan
yzbinler tefsirler, Kur'ann cmiiyet ve hrikyet-i lafziyesine kat' bir
brhan- bahirdir. Her ne ise... Biz u szde herbir manaya delalet eden
emareyi kanunuyla, kaidesiyle gstersek sz ok uzanr. Onun iin ksa
kesip ksmen "arat-l 'caz"a havale ederiz.
kinci Lem'a: Manasndaki cmiiyet-i hrikadr. Evet, Kur'an btn
---sh:(S:396) -------------
mtehidlerin me'hazlerini, btn riflerin mezklarn, btn vsllarn
mereblerini, btn kmillerin mesleklerini, btn muhakkiklerin
mezheblerini; manasnn hazinesinden ihsan etmekle beraber, daima
onlara rehber ve terakkiyatlarnda her vakit onlara mrid olup, o
tkenmez hazinesinden onlarn yollarna ner-i envr ettii btn onlarca
musaddaktr ve mttefek-un aleyhtir.
nc Lem'a: lmindeki cmiiyet-i hrikadr. Evet Kur'an,
eriatn mteaddid ve ok ilimlerini, hakikatn mtenevvi ve kesretli
ilimlerini, tarkatn muhtelif ve hadsiz ilimlerini, kendi ilminin
denizinden aktt gibi, daire-i mmkinatn hakik hikmetini ve daire-i
vcubun ulm-u hakikiyesini ve daire-i hiretin maarif-i gamzasn, o
denizinden muntazaman ve kesretle aktyor. u lem'aya misal getirilse,
bir cild yazmak lzm gelir. yle ise, yalnz nmune olarak u yirmibe
aded Szleri gsteriyoruz. Evet, btn yirmibe aded Szler'in doru
hakikatleri, Kur'ann bahr-i ilminden ancak yirmibe katredir. O Szler'de
kusur varsa, benim fehm-i kasrma aittir.
Drdnc Lem'a: Mebahisindeki cmiiyet-i hrikadr. Evet,
insan ve insann vazifesi, kinat ve Hlk- Kinat'n, arz ve semavatn,
dnya ve hiretin, mazi ve mstakbelin, ezel ve ebedin mebahis-i
klliyelerini cem'etmekle beraber nutfeden halketmek, t kabre girinceye
kadar; yemek, yatmak dbndan tut, t kaza ve kader mebhaslerine
kadar; alt gn hilkat-i lemden tut t ....!. ....!.
kasemleriyle iaret olunan rzgrlarn esmesindeki vazifelerine kadar;
......!..-.
..:..'..:... iaratyla, insann kalbine ve iradesine
mdahalesinden tut, t ........L.....!. yani, btn
semavat bir kabzasnda tutmasna kadar;
.......-...........-. zeminin iek ve zm ve
hurmasndan tut, t ..!.!..!.!. ile ifade ettii hakikat-
acibeye kadar; ve semann
.-..... .!!_...,

haletindeki vaziyetinden tut, t duhanla inikakna ve yldzlarnn dp
hadsiz fezada dalmasna kadar ve dnyann imtihan iin almasndan,
t kapanmasna kadar ve hiretin birinci menzili olan kabirden, sonra
berzahtan, hairden, kprden tut, t Cennet'e, t saadet-i ebediyeye
kadar; mazi zamannn vukuatndan, Hazret-i dem'in hilkat-
cesedinden, iki olunun kavgasndan t Tufana, t kavm-i Firavunun
garkna, t ekser enbiyann mhim hdisatna kadar ve ,:...!
iaret ettii hdise-i ezeliyeden tut, t
.......!.............
ifade ettii vaka-i ebediyeye kadar btn mebahis-i esasiyeyi ve
mhimmeyi yle bir tarzda beyan eder ki, o beyan, btn kinat bir
saray gibi idare eden ve dnyay ve hireti iki oda gibi ap kapayan ve
zemin bir bahe ve sema, misbahlaryla sslendirilmi bir dam gibi
tasarruf eden ve mazi ve mstakbel, bir gece ve gndz gibi nazarna
kar hazr iki sahife hkmnde temaa eden ve ezel ve ebed, dn ve
bugn gibi silsile-i uunatn iki taraf birlemi, ittisal peyda etmi bir
surette bir zaman- hazr gibi onlara bakan bir Zt- Zlcelal'e yakr bir
tarz- beyandr. Nasl bir usta, bina ettii ve idare ettii iki haneden
bahseder. Proramn ve ilerinin liste ve fihristesini yapar. Kur'an dahi,
u kinat yapan ve idare eden ve ilerinin listesini ve fihristesini -tabir
caiz ise- proramn yazan, gsteren bir ztn beyanna yakr bir
tarzdadr. Hibir cihetle eser-i tasannu' ve tekellf grnmyor. Hibir
aibe-i taklid veya bakasnn hesabna ve onun yerinde kendini farzedip
konumu gibi bir hud'ann emaresi olmad gibi btn ciddiyetiyle,
btn safvetiyle, btn hulusuyla saf, berrak, parlak beyan, nasl
gndzn ziyas "Gne'ten geldim" der. Kur'an dahi, "Ben, Hlk-
lem'in beyanym ve kelmym" der. Evet u dnyay antika san'atlarla
sslendiren ve lezzetli nimetlerle dolduran ve san'atperverane ve
nimetperverane u derece san'atnn acibeleriyle, u derece kymetdar
nimetlerini dnyann yzne serpen, sra-vari tanzim eden ve zeminin
yznde seren, gzelce dizen bir Sni', bir Mn'imden baka u velvele-i
takdir ve istihsanla ve zemzeme-i hamd kranla dnyay dolduran ve
zemini bir zikirhane, bir mescid, bir temaagh- san'at- lahiyeye
eviren Kur'an- Mu'ciz-l Beyan kime yakr ve kimin kelm olabilir?
Ondan baka kim ona sahib kabilir? Ondan baka kimin sz olabilir?
Dnyay klandran ziya, Gne'ten baka hangi eye yakr? Tlsm-
kinat kefedip lemi klandran beyan- Kur'an, ems-i Ezel'den
baka kimin nuru olabilir? Kimin haddine dm ki, ona nazire
---sh:(S:397) -------------
---sh:(S:398) -------------
getirsin, onun taklidini yapsn? Evet, bu dnyay san'atlaryla
znetlendiren bir san'atkrn, san'atn istihsan eden insanla konumamas
muhaldir. Madem ki, yapar ve bilir; elbette konuur. Madem konuur,
elbette konumasna yakan Kur'andr. Bir iein tanziminden lkayd
kalmayan bir Mlik-l Mlk, btn mlkn velveleye veren bir kelma
kar nasl lkayd kalr? Hi bakasna mal edip hie indirir mi?
Beinci Lem'a: Kur'ann slb ve cazndaki cmiiyet-i hrikadr.
Bunda "Be Ik" var.
Birinci Ik: slb-u Kur'ann o kadar acib bir cem'iyeti var ki,
birtek sure, kinat iine alan bahr-i muhit-i Kur'anyi iine alr. Birtek
yet, o surenin hazinesini iine alr. yetlerin ou, herbirisi birer kk
sure, surelerin ou, herbirisi birer kk Kur'andr. te u, i'cazkrane
cazdan byk bir ltf-u iraddr ve gzel bir teshildir. nki herkes, her
vakit Kur'ana muhta olduu halde, ya gabavetinden veya baka esbaba
binaen her vakit btn Kur'an okumayan veyahut okumaya vakit ve
frsat bulamayan adamlar, Kur'andan mahrum kalmamak iin, herbir
sure, birer kk Kur'an hkmne, hatt herbir uzun yet, birer ksa sure
makamna geer. Hatt Kur'an Fatiha'da, Fatiha dahi Besmele'de
mnderic olduuna ehl-i keif mttefiktirler. u hakikata brhan ise, ehl-i
tahkikin icmadr.
kinci Ik: yt- Kur'aniye, emir ve nehy, va'd ve vad, tergib
ve terhib, zecr ve irad, ksas ve emsal, ahkm ve maarif-i lahiye ve
ulm-u kevniye ve kavanin ve erait-i hayat- ahsiye ve hayat-
itimaiye ve hayat- kalbiye ve hayat- maneviye ve hayat- uhreviye gibi
umum tabakat- kelmiye ve maarif-i hakikiye ve hacat- beeriyeye
delalatyla, iaratyla cmi' olmakla beraber,
....!.....-
yani, "stediin herey iin Kur'andan her ne istersen al" ifade ettii
mana, o derece doruluuyla makbul olmu ki, ehl-i hakikat mabeyninde
durub-u emsal srasna gemitir. yt- Kur'aniyede yle bir cmiiyet
var ki, her derde deva, her hacete gda olabilir. Evet, yle olmak lzm
gelir. nki daima terakkiyatta kat'- meratib eden btn tabakat- ehl-i
kemalin rehber-i mutlak elbette u hsiyete mlik olmas elzemdir.
nc Ik: Kur'ann i'cazkrane cazdr. Kh olur ki, uzun bir
silsilenin iki tarafn yle bir tarzda zikreder ki, gzelce silsileyi gsterir.




---sh:(S:399) -------------
Hem kh olur ki, bir kelimenin iine sarihan, iareten, remzen,
imaen bir davann ok brhanlarn derceder. Mesel:
,:..!.,:...!..-.......!.-....
de yt ve delail-i vahdaniyet silsilesini tekil eden silsile-i hilkat-
kinatn mebde' ve mntehasn zikr ile o ikinci silsileyi gsterir, birinci
silsileyi okutturuyor. Evet bir Sni'-i Hakm'e ehadet eden sahaif-i
lemin birinci derecesi, semavat ve arzn asl- hilkatleridir. Sonra gkleri
yldzlarla tezyin ile zeminin zhayatlarla enlendirilmesi, sonra Gne ve
Ay'n teshiriyle mevsimlerin deimesi, sonra gece ve gndzn ihtilaf
ve deveran iindeki silsile-i uunattr. Daha gele gele t kesretin en
ziyade intiar ettii mahal olan smalarn ve seslerin hususiyetlerine ve
imtiyazlarna ve teahhuslarna kadar... Madem ki en ziyade intizamdan
uzak ve tesadfn karmasna maruz olan ferdlerin smalarndaki
teahhusatta hayret verici bir intizam- hakmane bulunsa, zerinde gayet
san'atkr bir hakmin kalemi iledii gsterilse, elbette intizamlar zahir
olan sair sahifeler kendi kendine anlalr, nakkan gsterir. Hem
madem koca semavat ve arzn asl- hilkatinde eser-i san'at ve hikmet
grnyor. Elbette kinat saraynn binasnda temel ta olarak gkleri ve
zemini hikmetle koyan bir Sniin sair eczalarnda eser-i san'at, nak-
hikmeti pekok zahirdir. te u yet, hafyi izhar, zahiryi ihfa ederek
gayet gzel bir caz yapm. Elhak: ....-.-.. den
tut, t
,.:-!...-!........!......!!. e
kadar alt defa ........ile balayan silsile-i berahin, bir
silsile-i cevahirdir, bir silsile-i nurdur, bir silsile-i i'cazdr, bir silsile-i
caz- i'cazdir. Kalb istiyor ki, u definelerde gizli olan elmaslar
gstereyim. Fakat ne yapaym makam kaldrmyor. Baka vakte talik
edip, o kapy imdi amyorum.
Hem mesel:
...!............... kelmyla
....kelimesi ortalarnda unlar var:


---sh:(S:400) -------------
......-.!!...........!....-.......!
Demek be cmleyi bir cmlede icmal edip caz ettii halde vuzuhu ihll
etmemi, fehmi ikal etmemi.
Hem mesel: ....-..-:!.,:!.-_.!
nsan- si, "rm kemikleri kim diriltecek" diye meydan okur gibi
inkrna kar Kur'an der: "Kim bidayeten yaratm ise, o diriltecek. O
yaratan zt ise, herbir eyi herbir keyfiyette bilir. Hem size yeil aatan
ate karan bir zt, rm kemie hayat verebilir." te u kelm,
diriltmek davasna mteaddid cihetlerle bakar, isbat eder. Evvel, insana
kar ettii silsile-i ihsanat u kelmyla balar, tahrik eder, hatra getirir.
Baka yetlerde tafsil ettii iin ksa keser, akla havale eder. Yani, size
aatan meyveyi ve atei ve ottan erzak ve hububu ve topraktan
hububat ve nebatat verdii gibi, zemini size ho -herbir erzaknz iinde
konulmu- bir beik ve lemi, gzel ve btn levazmatnz iinde
bulunur bir saray yapan bir zttan kap babo kalp, ademe gidip
saklanlmaz. Vazifesiz olup kabre girip uyandrlmamak zere rahat
yatamazsnz. Sonra o davann bir deliline iaret eder:
..-..-:!kelimesiyle remzen der: "Ey hari inkr eden adam!
Aalara bak! Kta lm, kemikler gibi hadsiz aalar baharda
dirilten, yeillendiren, hatt herbir aata yaprak ve iek ve meyve
cihetiyle harin nmunelerini gsteren bir zta kar inkr ile, istib'ad
ile kudretine meydan okunmaz." Sonra bir delile daha iaret eder, der:
"Size aa gibi kesif, sakil, karanlkl bir maddeden ate gibi latif, hafif,
nurani bir maddeyi karan bir zttan, odun gibi kemiklere ate gibi bir
hayat ve nur gibi bir uur vermeyi nasl istib'ad ediyorsunuz?" Sonra bir
delile daha tasrih eder der ki: "Bedeviler iin kibrit yerine ate karan
mehur aacn, yeil iken iki dal birbirine srld vakit atei yaratan
ve rutubetiyle yeil ve hararetiyle kuru gibi iki zd tabiat cem'edip, onu
buna mene etmekle herbir ey hatt anasr- asliye ve tabayi-i esasiye,
onun emrine bakar, onun kuvvetiyle hareket eder, hibirisi babo olup
tabiatyla hareket etmediini gsteren bir zttan, topraktan yaplan ve
sonra topraa dnen insan, topraktan yeniden karmas istib'ad edilmez.
syan ile ona meydan okunmaz. Sonra Hazret-i Musa Aleyhisselm'n
ecere-i mehuresini hatra getirmekle u dava-y Ahmediye
Aleyhissalt Vesselm, Musa Aleyhisselm'n dahi davasdr. Enbiyann
---sh:(S:401) -------------
ittifakna haf bir ma edip, u kelimenin cazna bir letafet daha katar.
Drdnc Ik: caz- Kur'an o derece cmi' ve hrktr, dikkat
edilse grnyor ki: Bazan bir denizi bir brkta gsteriyor gibi pek geni
ve ok uzun ve kll dsturlar ve umum kanunlar, basit ve mi
fehimlere merhameten basit bir cz'yle, husus bir hdise ile gsteriyor.
Binler misallerinden yalnz iki misaline iaret ederiz.
Birinci Misal: Yirminci Sz'n Birinci Makamnda tafsilen
beyan olunan yettir ki, ahs- dem'e talim-i esma nvanyla nev-i
ben-deme ilham olunan btn ulm ve fnunun talimini ifade eder ve
dem'e, melaikenin secde etmesi ve eytann etmemesi hdisesiyle nev-i
insana semekten melee kadar ekser mevcudat msahhar olduu gibi,
ylandan eytana kadar muzr mahlukatn dahi ona itaat etmeyip
dmanlk ettiini ifade ediyor. Hem kavm-i Musa (A.S.) bir bakaray,
bir inei kesmekle Msr bakar-perestliinden alnan ve "cl" hdisesinde
tesirini gsteren bir bakar-perestlik mefkresinin Musa Aleyhisselm'n
bayla kesildiini ifade ediyor. Hem tatan su kmas, ay akmas ve
dalp yuvarlanmas nvanyla tabaka-i trabiye altnda olan ta
tabakas, su damarlarna hazinedarlk ve topraa analk ettiini ifade
ediyor.
kinci Misal: Kur'anda ok tekrar edilen kssa-i Musa Aleyhisselm'n
cmleleri ve cz'leridir ki, herbir cmlesi, hatt herbir cz', bir dstur-u
kllnin ucu olarak gsterilmi ve o dsturu ifade ediyor. Mesel,
.-.!..... Firavun, vezirine emreder ki: "Bana yksek
bir kule yap, semavatn halini rasad edip bakacam. Semann
gidiatndan acaba Musa'nn (A.S.) dava ettii gibi semada tasarruf eden
bir lah var mdr?" te .-.kelimesiyle ve u cz' hdise ile, dasz
bir lde olduundan dalar arzulayan ve Hlk tanmadndan tabiat-
perest olup rububiyet dava eden ve sr- ceberutlarn gstermekle ibka-
y nam eden, hret-perest olup da-misal mehur ehramlar bina eden ve
sihir ve tenashe kail olup cenazelerini mumya edip da misill
mezarlarda muhafaza eden Msr firavunlarnn an'anesinde hkmferma
bir dstur-u acibi ifade eder. Mesel:
......-.....!.




---sh:(S:402) -------------
Gark olan Firavuna der: "Bugn senin gark olan cesedine necat
vereceim" nvanyla umum Firavunlarn tenash fikrine binaen
cenazelerini mumyalamakla maziden alp mstakbeldeki ensal-i tiyenin
temaaghna gndermek olan mevt-ld, ibretnma bir dstur-u
hayatiyelerini ifade etmekle beraber, u asr- hirde o gark olan
Firavunun ayn cesedi olarak kefolunan bir beden, o mahall-i gark
denizinden sahile atld gibi, zamann denizinden asrlarn mevceleri
stnde u asr sahiline atlacan, mu'cizane bir iaret-i gaybiyeyi, bir
lem'a-y i'caz ve bu tek kelime bir mu'cize olduunu ifade eder.
Hem mesel: ,......-....,....-.. Ben-
srail'in oullarnn kesilip, kadn ve kzlarn hayatta brakmak; bir
Firavun zamannda yaplan bir hdise nvanyla, Yahudi milletinin ekser
memleketlerde her asrda maruz olduu mteaddid katliamlar, kadn ve
kzlar hayat- beeriye-i sefihanede oynadklar rol ifade eder.
,......_.....-....!.-,...-.!.
.......!.-.!,.....-!.,......
.-.. ......-......-.
...:!.....!..........!
........-...... ....!
Yahudilere mteveccih u iki hkm- Kur'an, o milletin hayat-
itimaiye-i insaniyede dolap hilesiyle evirdikleri u iki mdhi dstur-u
umumyi tazammun eder ki, hayat- itimaiye-i beeriyeyi sarsan ve sa'y
ameli, sermaye ile mbareze ettirip fukaray zenginlerle arptran,
muzaaf riba yapp bankalar tesise sebebiyet veren ve hile ve hud'a ile
cem'-i mal eden o millet olduu gibi, mahrum kaldklar ve daima
zulmn grdkleri hkmetlerden ve galiblerden intikamlarn almak
iin her eit fesad komitelerine karan ve her nevi ihtilale parmak
kartran yine o millet olduunu ifade ediyor. Mesel: ...!....
"Eer doru iseniz, mevti isteyiniz. Hi istemeyeceksiniz." te meclis-i
Nebevde kk bir cemaatin cz' bir hdise nvanyla, milel-i insaniye
iinde hrs- hayat ve havf- mematla en mehur

---sh:(S:403) -------------
olan millet-i Yehud'un t kyamete kadar lisan- halleri, mevti
istemeyeceini ve hayat hrsn brakmayacan ifade eder. Mesel:
.:..!.!.!,.......
u nvanla o milletin mukadderat- istikbaliyesini umum bir surette
ifade eder. te u milletin seciyelerinde ve mukadderatnda mnderic
olan yle mdhi desatir iindir ki, Kur'an onlara kar pek iddetli
davranyor. Dehetli sille-i te'dib vuruyor. te u misallerden kssa-i
Musa Aleyhisselm ve Ben-srail'in sair cz'lerini ve sair kssalarn bu
kssaya kyas et. imdi u Drdnc Ik'taki i'caz lem'a-i caz gibi
Kur'ann basit kelimatlarnn ve cz' mebhaslerinin arkalarnda pekok
lemaat- i'caziye vardr. rife iaret yeter.
Beinci Ik: Kur'ann makasd ve mesail, man ve esalib ve
letaif ve mehasin cihetiyle cmiiyet-i hrikasdr. Evet Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan'n surelerine ve yetlerine ve hususan surelerin fatihalarna,
yetlerin mebde' ve makta'larna dikkat edilse grnyor ki: Belgatlarn
btn enva'n, fezail-i kelmiyenin btn aksamn, ulv slblarn btn
esnafn, mehasin-i ahlkyenin btn efradn, ulm-u kevniyenin btn
fezlekelerini, maarif-i lahiyenin btn fihristelerini, hayat- ahsiye ve
itimaiye-i beeriyenin btn nfi' dsturlarn ve hikmet-i liye-i
kinatn btn nurani kanunlarn cem'etmekle beraber hibir
mevveiyet eseri grnmyor. Elhak, o kadar ecnas- muhtelifeyi bir
yerde toplayp bir mnakaa, bir kark kmamak, kahhar bir nizam-
i'caznin ii olabilir. Elhak, btn bu cmiiyet iinde u intizam ile
beraber gemi yirmidrt aded Szlerde izah ve isbat edildii gibi; cehl-i
mrekkebin menei olan diyat perdelerini keskin beyanatyla yrtmak,
det perdeleri altnda gizli olan hrikuldeleri karp gstermek ve
dalaletin menba olan tabiat tagutunu, brhann elmas klncyla
paralamak ve gaflet uykusunun kaln tabakalarn ra'd-misal sayhalaryla
datmak ve felsefe-i beeriyeyi ve hikmet-i insaniyeyi ciz brakan
kinatn tlsm- mulakn ve hilkat-i lemin muamma-y acibesini feth
ve kefetmek, elbette hakikat-bn ve gayb-aina ve hidayet-bah ve hak-
nma olan Kur'an gibi bir mu'cizekrn hrikulde ileridir. Evet,
Kur'ann yetlerine insaf ile dikkat edilse grnyor ki: Sair kitablar gibi
bir-iki maksad takib eden tedric bir fikrin silsilesine benzemiyor. Belki,
def' ve n bir tavr var ve ilka olunuyor bir gidiat var ve beraber gelen
herbir taifesi mstakil olarak uzak bir yerden ve gayet cidd ve
ehemmiyetli bir muhaberenin tek tek, ksa ksa bir surette geldiinin
nian var. Evet kinatn Hlkndan baka kim var ki, bu derece
---sh:(S:404) -------------
kinat ve Hlk- Kinat'la cidd alkadar bir muhabereyi yapabilsin?
Hadsiz derece haddinden kp Hlk- Zlcelal'i kendi keyfiyle
syletirsin, kinat doru olarak konutursun. Evet, Kur'anda kinat
Snii'nin pek cidd ve hakik ve ulv ve hak olarak konumas ve
konuturmas grnyor. Taklidi ma edecek hibir emare bulunmuyor.
O syler ve sylettirir. Farz- muhal olarak Mseylime gibi hadsiz derece
haddinden kp taklidkrane o izzet ve ceberut sahibi olan Hlk-
Zlcelalini kendi fikriyle konuturup ve kinat onunla konutursa,
elbette binler taklid emareleri ve binler sahtekrlk almetleri
bulunacaktr. nki en pest bir halinde en yksek tavr taknanlarn her
haleti taklidciliini gsterir. te u hakikat kasem ile iln eden
_.....,:.-....._..,-.!.
-..-..._..!.L.....
ya bak, dikkat et...
NC UA: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n ihbarat- gaybiyesi
ve her asrda ebabiyetini muhafaza etmesi ve her tabaka insana muvafk
gelmesiyle hasl olan i'cazdr. u ua'n " Cilve"si var.
Birinci Cilve: hbarat- gaybiyesidir. u cilvenin " avk" var.
Birinci avk: Maziye ait ihbarat- gaybiyesidir. Evet, Kur'an-
Hakm bil'ittifak mmi ve emin bir Ztn lisanyla zaman- dem'den t
Asr- Saadete kadar, enbiyalarn mhim hltn ve ehemmiyetli
vukuatn yle bir tarzda zikrediyor ki, Tevrat ve ncil gibi kitablarn
tasdiki altnda gayet kuvvet ve ciddiyetle ihbar ediyor. Ktb- Slifenin
ittifak ettikleri noktalarda muvafakat etmitir. htilaf ettikleri bahislerde,
musahhihane hakikat- vakay faslediyor. Demek Kur'ann nazar- gayb-
bnisi, o Ktb- Slifenin umumunun fevknde ahval-i maziyeyi
gryor ki, ittifak mes'elelerde musaddkane onlar tezkiye ediyor.
htilaf mes'elelerde musahhihane onlara faysal oluyor. Halbuki Kur'ann
vukuat ve ahval-i maziyeye dair ihbarat akl bir i deil ki, akl ile ihbar
edilsin. Belki, semaa mtevakkf nakildir. Nakil ise, kraat ve kitabet
ehline mahsustur. Dost ve dmann ittifakyla kraatsz, kitabetsiz,
emanetle maruf, mmi lkabyla mevsuf bir zta nzul ediyor. Hem o
ahval-i maziyeyi yle bir surette ihbar eder ki, btn o ahvali grr gibi
bahseder. nki uzun bir hdisenin ukde-i hayatiyesini ve ruhunu alr.
Maksadna mukaddeme yapar. Demek Kur'andaki fezlekeler, hlsalar
gsteriyor ki, bu hlsa ve fezlekeyi gsteren, btn

---sh:(S:405) -------------
maziyi btn ahvali ile gryor. Zira bir ztn bir fende veya bir san'atta
mtehasss olduu; hlsal bir szle, fezlekeli bir san'atkla, o
ahslarn meharet ve melekelerini gsterdii gibi, Kur'anda zikrolunan
vukuatn hlsalar ve ruhlar gsteriyor ki, onlar syleyen, btn
vukuat ihata etmi, gryor, (tabir caiz ise) bir meharet-i fevkalde ile
ihbar ediyor.
kinci avk: stikbale ait ihbarat- gaybiyesidir. u ksm
ihbaratn ok enva' var. Birinci ksm, hususdir. Bir ksm ehl-i keif ve
velayete mahsustur. Mesel: Muhyiddin-i Arab ...!....,!
Suresi'nde pekok ihbarat- gaybiyeyi bulmutur. mam- Rabban,
surelerin bandaki mukattaat- huruf ile ok muamelt- gaybiyenin
iaretlerini ve ihbaratn grmtr ve hkeza... lema-y btn iin
Kur'an, batan baa ihbarat- gaybiye nev'indendir. Biz ise, umuma ait
olacak bir ksmna iaret edeceiz. Bunun da pekok tabakat var. Yalnz
bir tabakadan bahsedeceiz. te Kur'an- Hakm, Resul-i Ekrem
Aleyhissalt Vesselm'a der: (Haiye)
..-!.-..!.-..!- ... ...
......,:.'....-.... ..
_..!.!...._.!...-.
,. ...!.....L.!-!...
....!........-..,.....-.
.!........!,:.............
.........!........
..!....-. ......!.,:-.


(Haiye): Bu gaybdan haber veren yetler, pekok tefsirlerde izah edilmesinden
ve eski harfle tab'etmek niyeti mellifine verdii acelelik hatasndan burada
izahsz ve o kymetdar hazineler kapal kaldlar.

---sh:(S:406) -------------
.....!..!....-..,..-.... ..
.......-....:!.....
,:.... .!..-!..,...!..-...
........-.!.. .....-...
.........-......
..-!..!.....,:.......! ...
...!..-.....,....-...!
. _.!,....,.!.:..!.,...
...,..-.-.,..!...!.,.!
gibi ok ytn ifade ettii ihbarat- gaybiyedir ki, aynen doru olarak
kmtr. te pekok itirazat ve tenkidata maruz ve en kk bir
hatasndan dolay davasn kaybedecek bir Ztn lisanndan byle
teredddsz, kemal-i ciddiyet ve emniyetle ve kuvvetli bir vsuku ihsas
eden bir tarzda byle ihbarat- gaybiye, kat'iyyen gsterir ki; o Zt,
stad- Ezel'sinden ders alyor, sonra sylyor.
nc avk: Hakaik-i lahiyeye ve hakaik-i kevniyeye ve
umr-u uhreviyeye dair ihbarat- gaybiyesidir. Evet Kur'ann hakaik-i
lahiyeye dair beyanat ve tlsm- kinat fethedip ve hilkat-i lemin
muammasn aan beyanat- kevniyesi, ihbarat- gaybiyenin en
mhimmidir. nki o hakaik-i gaybiyeyi hadsiz dalalet yollar iinde
istikametle onlar gidip bulmak, akl- beerin kr deildir ve olamaz.
Beerin en dh hkemalar o mesailin en kne akllaryla
yetimedii malmdur. Hem Kur'an, gsterdii o hakaik-i lahiye ve o
hakaik-i kevniyeyi beyandan sonra ve safa-y kalb ve tezkiye-i nefisten
sonra ve ruhun terakkiyatndan ve akln tekemmlnden sonra beerin
ukl "Sadakte" deyip o hakaik kabul eder. Kur'ana "Brekllah" der.
Bu ksmn, ksmen Onbirinci Sz'de izah ve isbat gemitir. Tekrara
hacet kalmamtr. Amma ahval-i uhreviye ve berzahiye ise, endan akl-
beer kendi bayla yetiemiyor, gremiyor. Fakat, Kur'ann gsterdii
yollar ile onlar grmek derecesinde isbat ediyor. Onuncu Sz'de,
Kur'ann u ihbarat- gaybiyesi ne derece doru ve hak olduu izah ve
isbat edilmitir. Ona mracaat et.
---sh:(S:407) -------------
kinci Cilve: Kur'ann ebabetidir. Her asrda taze nzil oluyor
gibi tazeliini, genliini muhafaza ediyor. Evet Kur'an, bir hutbe-i
ezeliye olarak umum asrlardaki umum tabakat- beeriyeye birden hitab
ettii iin yle daim bir ebabeti bulunmak lzmdr. Hem de, yle
grlm ve grnyor. Hatt efkrca muhtelif ve istidada mtebayin
asrlardan her asra gre gya o asra mahsus gibi bakar, baktrr ve ders
verir. Beerin sr ve kanunlar, beer gibi ihtiyar oluyor, deiiyor,
tebdil ediliyor. Fakat Kur'ann hkmleri ve kanunlar, o kadar sabit ve
rasihtir ki, asrlar getike daha ziyade kuvvetini gsteriyor. Evet, en
ziyade kendine gvenen ve Kur'ann szlerine kar kulan kapayan u
asr- hazr ve u asrn ehl-i kitab insanlar Kur'ann
...:!......:!...
hitab- mridanesine o kadar muhtatr ki, gya o hitab dorudan
doruya u asra mteveccihtir ve ...:!...lafz
..:.!...manasn dahi tazammun eder. Btn iddetiyle, btn
tazeliiyle, btn ebabetiyle
,:............!.!.-...:!...
sayhasn lemin aktarna savuruyor.
Mesel: ahslar, cemaatler, muarazasndan ciz kaldklar
Kur'ana kar; btn nev'-i beerin ve belki cinnlerin de netice-i efkrlar
olan medeniyet-i hazra, Kur'ana kar muaraza vaziyetini almlar. 'caz-
Kur'ana kar, sihirleriyle muaraza ediyor. imdi, u mdhi yeni
muarazacya kar i'caz- Kur'an,
-!....-...!.
yetinin davasn isbat etmek iin medeniyetin muaraza suretiyle
vaz'ettii esasat ve desatirini, esasat- Kur'aniye ile karlatracaz.
Birinci derecede: Birinci Sz'den t Yirmibeinci Sz'e kadar
olan mvazeneler ve mizanlar ve o Szlerin hakikatleri ve balar olan
yetler, iki kerre iki drt eder derecesinde medeniyete kar Kur'ann
i'cazn ve galebesini isbat eder.
kinci derecede: Onikinci Sz'de isbat edildii gibi, bir ksm
dsturlarn hlsa etmektir. te medeniyet-i hazra, felsefesiyle hayat-


---sh:(S:408) -------------
itimaiye-i beeriyede nokta-i istinad "kuvvet" kabul eder. Hedefi
"menfaat" bilir. Dstur-u hayat "cidal" tanr. Cemaatlerin rabtasn
"unsuriyet ve menf milliyet" bilir. Gayesi, hevesat- nefsaniyeyi tatmin
ve hacat- beeriyeyi tezyid etmek iin baz "lehviyat"tr. Halbuki:
Kuvvetin e'ni, tecavzdr. Menfaatin e'ni, her arzuya kfi
gelmediinden stnde boumaktr. Dstur-u cidalin e'ni, arpmaktr.
Unsuriyetin e'ni, bakasn yutmakla beslenmek olduundan tecavzdr.
te u medeniyetin u dsturlarndandr ki, btn mehasiniyle beraber
beerin yzde ancak yirmisine bir nevi sur saadet verip seksenini
rahatszla, sefalete atmtr.
Amma hikmet-i Kur'aniye ise nokta-i istinad, kuvvet yerine
"hakk" kabul eder. Gayede, menfaat yerine "fazilet ve rza-y lah"yi
kabul eder. Hayatta, dstur-u cidal yerine "dstur-u teavn" esas tutar.
Cemaatlerin rabtalarnda, unsuriyet ve milliyet yerine "rabta-i din ve
snf ve vatan" kabul eder. Gayat, "hevesat- nefsaniyenin nmeru
tecavzatna sed ekip ruhu maaliyata tevik ve hissiyat- ulviyesini
tatmin etmektir ve insan kemalt- insaniyeye sevkedip insan etmektir."
Hakkn e'ni ise, ittifaktr. Faziletin e'ni, tesanddr. Teavnn e'ni,
birbirinin imdadna yetimektir. Dinin e'ni uhuvvettir, incizabdr. Nefs-i
emmareyi gemlemekle balamak, ruhu kemalta kamlamakla serbest
brakmann e'ni, saadet-i dreyndir. te medeniyet-i hazra, edyan-
sbka-i semaviyeden, bahusus Kur'ann iradatndan ald mehasinle
beraber, Kur'ana kar byle hakikat nazarnda malub dmtr.
nc derece: Binler mesailinden yalnz nmune olarak -drt
mes'eleyi gstereceiz. Evet Kur'ann dsturlar, kanunlar, ezelden
geldiinden ebede gidecektir. Medeniyetin kanunlar gibi ihtiyar olup
lme mahkm deildir. Daima gentir, kuvvetlidir. Mesel:
Medeniyetin btn cem'iyat- hayriyeleri ile, btn cebbarane edid
inzibat ve nizamatlaryla, btn ahlk terbiyeghlaryla, Kur'an-
Hakm'in iki mes'elesine kar muaraza edemeyip malub dmlerdir.
Mesel:
..!..-....! .-....!......!....
Kur'ann bu galebe-i i'cazkranesini bir mukaddeme ile beyan edeceiz.
yle ki:
"arat-l 'caz"da isbat edildii gibi btn ihtilalat- beeriyenin
madeni, bir kelime olduu gibi btn ahlk- seyyienin menba dahi, bir
kelimedir.

---sh:(S:409) -------------
Birinci kelime: "Ben tok olaym, bakas alktan lse bana ne."
kinci kelime: "Sen al, ben yiyeyim."
Evet hayat- itimaiye-i beeriyede havas ve avam, yani zenginler
ve fakirler, mvazeneleriyle rahatla yaarlar. O mvazenenin esas ise:
Havas tabakasnda merhamet ve efkat, aasnda hrmet ve itaattir.
imdi birinci kelime, havas tabakasn zulme, ahlkszla,
merhametsizlie sevketmitir. kinci kelime, avam kine, hasede,
mbarezeye sevkedip rahat- beeriyeyi birka asrdr selbettii gibi; u
asrda sa'y, sermaye ile mbareze neticesi herkese malm olan Avrupa
hdisat- azmesi meydana geldi. te medeniyet, btn cem'iyat- hayriye
ile ve ahlk mektebleriyle ve edid inzibat ve nizamatyla, beerin o iki
tabakasn musalaha edemedii gibi, hayat- beerin iki mdhi yarasn
tedavi edememitir. Kur'an, birinci kelimeyi esasndan "vcub-u zekat"
ile kal'eder, tedavi eder. kinci kelimenin esasn "hurmet-i riba" ile
kal'edip tedavi eder. Evet, yet-i Kur'aniye lem kapsnda durup ribaya
yasaktr der. "Kavga kapsn kapamak iin banka kapsn kapaynz"
diyerek insanlara ferman eder. akirdlerine "Girmeyiniz" emreder.
kinci Esas: Medeniyet, taaddd- ezvac kabul etmiyor.
Kur'ann o hkmn, kendine muhalif-i hikmet ve maslahat- beeriyeye
mnaf telakki eder. Evet eer izdivacdaki hikmet, yalnz kaza-y ehvet
olsa, taaddd bilakis olmal. Halbuki, hatt btn hayvanatn ehadetiyle
ve izdivac eden nebatatn tasdikiyle sabittir ki; izdivacn hikmeti ve
gayesi, tenasldr. Kaza-y ehvet lezzeti ise, o vazifeyi grdrmek iin
rahmet tarafndan verilen bir cret-i cz'iyedir. Madem hikmeten,
hakikaten, izdivac nesil iindir, nev'in bekas iindir. Elbette, bir senede
yalnz bir defa tevellde kabil ve ayn yalnz yarsnda kabil-i telakkuh
olan ve elli senede ye'se den bir kadn, ekseri vakitte t yz seneye
kadar kabil-i telkh bir erkee kfi gelmediinden, medeniyet pek ok
fahiehaneleri kabul etmeye mecburdur.
nc Esas: Muhakemesiz medeniyet, Kur'an kadna sls
verdii iin yeti tenkid eder. Halbuki hayat- itimaiyede ekser ahkm,
ekseriyet itibariyle olduundan; ekseriyet itibariyle bir kadn, kendini
himaye edecek birisini bulur. Erkek ise, ona yk olacak ve nafakasn ona
brakacak birisiyle terik-i mesa etmeye mecbur olur. te bu surette bir
kadn, pederinden yarsn alsa, kocas noksaniyetini temin




---sh:(S:410) -------------
eder. Erkek, pederinden iki para alsa, bir parasn tezevvc ettii
kadnn idaresine verecek; kz kardeine msavi gelir. te adalet-i
Kur'aniye byle iktiza eder, byle hkmetmitir. (Haiye-1)
Drdnc Esas: Sanem-perestlii iddetle Kur'an men'ettii gibi,
sanem-perestliin bir nevi taklidi olan suret-perestlii de men'eder.
Medeniyet ise, suretleri kendi mehasininden sayp Kur'ana muaraza
etmek istemi. Halbuki glgeli glgesiz suretler, ya bir zulm-
mtehaccir veya bir riya-y mtecessid veya bir heves-i mtecessimdir
ki, beeri zulme ve riyaya ve hevaya, hevesi kamlayp tevik eder. Hem
Kur'an merhameten, kadnlarn hrmetini muhafaza iin, hay perdesini
takmasn emreder. T hevesat- rezilenin aya altnda o efkat
madenleri zillet ekmesinler. let-i hevesat, ehemmiyetsiz bir meta'
hkmne gemesinler.(Haiye-2) Medeniyet ise, kadnlar yuvalarndan
karp, perdelerini yrtp, beeri de batan karmtr. Halbuki aile
hayat, kadn-erkek mabeyninde mtekabil hrmet ve muhabbetle devam
eder. Halbuki ak-saklk, samim hrmet ve muhabbeti izale edip
ailev hayat zehirlemitir. Hususan suretperestlik, ahlk fena halde
sarst ve sukut-u ruha sebebiyet verdii ununla anlalr: Naslki
merhume ve rahmete muhta bir gzel kadn cenazesine nazar- ehvet ve
hevesle bakmak, ne kadar ahlk tahrib eder. yle de: lm kadnlarn
suretlerine veyahut sa kadnlarn kk cenazeleri hkmnde olan
suretlerine hevesperverane bakmak, derinden derine hissiyat- ulviye-i
insaniyeyi sarsar, tahrib eder.
te u misal gibi binler mesail-i Kur'aniyenin herbirisi, saadet-
i beeriyeyi dnyada temine hizmet etmekle beraber hayat- ebediyesine
de hizmet eder. Sair mes'eleleri mezkr mes'elelere kyas edebilirsin.
Nasl medeniyet-i hazra, Kur'ann hayat- itimaiye-i beere ait


(Haiye-1): Mahkemeye kar ve mahkemeyi susturan lyiha-i Temyiz'in
mdafaatndan bir paradr. Bu makama haiye olmu.
Ben de adliyenin mahkemesine derim ki: Bin yz elli senede ve her
asrda yz elli milyon insanlarn hayat- itimaiyesinde en kuds ve hakikatl
bir dstur-u lahyi, yzelli bin tefsirin tasdiklerine ve ittifaklarna istinaden
ve bin yzelli sene zarfnda gemi ecdadmzn itikadlarna iktidaen tefsir
eden bir adam mahkm eden haksz bir karar, elbette ry-i zeminde adalet
varsa, o karar red ve bu hkm nakzedecektir."
(Haiye-2): Tesettr- nisvan hakknda Otuzbirinci Mektub'un Yirmidrdnc
Lem'as, gayet kat' bir surette isbat etmitir ki: Tesettr, kadnlar iin ftrdir.
Ref'-i tesettr, ftrata mnafdir.
---sh:(S:411) -------------
olan dsturlarna kar malub olup Kur'ann i'caz- manevsine kar
hakikat noktasnda iflas eder. yle de: Medeniyetin ruhu olan felsefe-i
Avrupa ve hikmet-i beeriyeyi, hikmet-i Kur'anla yirmibe aded Szlerde
mizanlarla iki hikmetin mvazenesinde, hikmet-i felsefiye cize ve
hikmet-i Kur'aniyenin mu'cize olduu kat'iyyetle isbat edilmitir. Naslki
Onbirinci ve Onikinci Szlerde, hikmet-i felsefiyenin aczi ve iflas; ve
hikmet-i Kur'aniyenin i'caz ve gnas isbat edilmitir, mracaat
edebilirsin.
Hem nasl medeniyet-i hazra, hikmet-i Kur'ann ilm ve amel
i'cazna kar malub oluyor. yle de: Medeniyetin edebiyat ve belgat
da, Kur'ann edeb ve belgatna kar nisbeti: ksz bir yetimin muzlim
bir hzn ile midsiz alay, hem sfl bir vaziyette sarho bir ayyan
velvele-i gnasnn (ark demektir) nisbeti ile, ulv bir kn muvakkat
bir iftiraktan mtakane, midkrane bir hzn ile gnas (arks); hem
zafer veya harbe ve ulv fedakrlklara sevketmek iin tevikkrane
kasaid-i vataniyeye nisbeti gibidir. nki edeb ve belgat, tesir-i slb
itibariyle ya hzn verir, ya ne'e verir. Hzn ise, iki ksmdr: Ya fakd-
l ahbabdan gelir, yani ahbabszlktan, sahibsizlikten gelen karanlkl bir
hzndr ki; dalalet-ld, tabiatperest, gafletpe olan medeniyetin
edebiyatnn verdii hzndr. kinci hzn, firak-ul ahbabdan gelir, yani
ahbab var, firaknda mtakane bir hzn verir. te u hzn, hidayet-
eda, nur-efan Kur'ann verdii hzndr. Amma ne'e ise, o da iki
ksmdr: Birisi, nefsi hevesatna tevik eder. O da tiyatrocu, sinemac,
romanc medeniyetin edebiyatnn e'nidir. kinci ne'e, nefsi susturup,
ruhu, kalbi, akl, srr maaliyata, vatan- asllerine, makarr- ebedlerine,
ahbab- uhrevlerine yetimek iin latif ve edebli masumane bir teviktir
ki, o da Cennet ve saadet-i ebediyeye ve r'yet-i cemalullaha beeri
sevkeden ve evke getiren Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n verdii ne'edir.
te
.....-!....-...!.
.........!....
....-.!,..-..!.
ifade ettii azm mana ve byk hakikat, kasr-l fehm olanlarca ve
dikkatsizlikle mbalaal bir belgat iin muhal bir suret zannediliyor.
H! Mbalaa deil, muhal bir suret deil, ayn- hakikat bir belgat ve
mmkn ve vaki' bir surettedir.
O suretin bir vechi udur ki; yani, Kur'andan tereuh etmeyen ve
Kur'ann mal olmayan ins ve cinnin btn gzel szleri toplansa, Kur'an
tanzir edemez, demektir. Hem edememi ki, gsterilmiyor. kinci vecih
udur ki: Cin ve insin hatt eytanlarn netice-i efkrlar ve muhassala-i
mesaleri olan medeniyet ve hikmet-i felsefe ve edebiyat- ecnebiye,
Kur'ann ahkm ve hikmet ve belgatna kar ciz derekesindedirler,
demektir. Nasl da nmunesini gsterdik.
nc Cilve: Kur'an- Hakm, her asrdaki tabakat- beerin
herbir tabakasna gya dorudan doruya o tabakaya husus
mteveccihtir, hitab ediyor. Evet btn ben-deme btn tabakatyla en
yksek ve en dakik ilim olan imana ve en geni ve nurani fen olan
marifetullaha ve en ehemmiyetli ve mtenevvi maarif olan ahkm-
slmiyeye davet eden, ders veren Kur'an ise, her nev'e, her taifeye
muvafk gelecek bir ders vermek elzemdir. Halbuki ders birdir, ayr ayr
deil. yle ise, ayn derste tabakat bulunmak lzmdr. Derecata gre
herbiri, Kur'ann perdelerinden bir perdeden hisse-i dersini alr. u
hakikatn ok nmunelerini zikretmiiz. Onlara mracaat edilebilir.
Yalnz burada bir-iki cz'nn, hem yalnz bir-iki tabakasnn hisse-i
fehmine iaret ederiz:
Mesel: .-..!:.,!..!..,!....,! Kesretli
tabaka olan avam tabakasnn undan hisse-i fehmi: "Cenab- Hak, peder
ve veledden ve akrandan ve zevceden mnezzehtir." Daha mutavasst bir
tabaka, undan "sa Aleyhisselm'n ve melaikelerin ve tevellde mazhar
eylerin uluhiyetini nefyetmektir." nki muhal bir eyi nefyetmek,
zahiren faidesiz olduundan belgatta medar- faide olacak bir lzm-
hkm murad olunur. te cismaniyete mahsus veled ve vlidi
nefyetmekten murad ise, veled ve vlidi ve kfv bulunanlarn, nefy-i
uluhiyetleridir ve mabud olmaya lyk olmadklarn gstermektir. u
srdandr ki, Sure-i hlas herkese, hem her vakit faide verebilir. Daha bir
para ileri bir tabakann hisse-i fehmi: "Cenab- Hak mevcudata kar
tevlid ve tevelld imam edecek btn rabtalardan mnezzehtir. erik
ve muinden ve hemcinsten mberradr. Belki mevcudata kar nisbeti,
Hallakyettir. "Emr-i kn feyekn" ile, irade-i ezeliyesiyle, ihtiyaryla
icad eder. cab ve zdrar ve sudr-u gayr- ihtiyar gibi mnaf-i kemal
herbir rabtadan mnezzehtir." Daha yksek bir tabakann hisse-i fehmi:
Cenab- Hak ezeldir, ebeddir, evvel ve hirdir. Hibir cihette ne ztnda,
ne sftnda, ne ef'alinde naziri, kfv, ebihi, misli, misali, mesli yoktur.
Yalnz ef'alinde, uununda tebihi ifade eden mesel var:
......!.!. Bu tabakata; rifin tabakas, ehl-i ak tabakas,
sddkn
---sh:(S:413) -------------
tabakas gibi ayr ayr hisse sahiblerini kyas edebilirsin.
kinci misal: Mesel, ,:!...-...-.... Tabaka-
i lnn undan hisse-i fehmi udur ki: "Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n hizmetkr veya "Veledim" hitabna mazhar olan Zeyd,
izzetli zevcesini kendine kfv bulmad iin tatlik etmi. Allah'n
emriyle Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm alm. yet der:
"Peygamber size evldm dese, risalet cihetiyle syler. ahsiyet itibariyle
pederiniz deil ki, ald kadnlar ona mnasib dmesin." kinci
tabakann hisse-i fehmi udur ki: Bir byk mir, raiyetine pederane
efkatle bakar. Eer o mir, zahir ve btn bir Padiah- Ruhan olsa, o
vakit merhameti pederin yz defa efkatinden ileri gittiinden o raiyetin
efrad onun hakik evld gibi ona peder nazaryla bakarlar. Peder nazar,
zevc nazarna inklab edemediinden; kz nazar da zevce nazarna
kolayca deimediinden, efkr- mmede Peygamber (A.S.M.),
m'minlerin kzlarn almas u srra uygun gelmediinden Kur'an der:
"Peygamber (A.S.M.), merhamet-i lahiye nazaryla size efkat eder,
pederane muamele yapar. Risalet namna siz onun evld gibisiniz. Fakat
ahsiyet-i insaniyet itibariyle pederiniz deildir ki, sizden zevce almas
mnasib dmesin." nc ksm yle fehmeder ki: Peygamber'e
(A.S.M.) intisab edip onun kemaltna istinad ederek onun pederane
efkatine itimad edip kusur ve hatiat etmemelisiniz, demektir. Evet oklar
var ki, byklerine ve mridlerine itimad edip tenbellik eder. Hatt
bazan, "Namazmz klnm" der. (Bir ksm Alevler gibi) Drdnc
Nkte: Bir ksm u yetten yle bir iaret-i gaybiye fehmeder ki:
Peygamber'in (A.S.M.) evld- zkru, rical derecesinde kalmayp, rical
olarak nesli, bir hikmete binaen kalmayacaktr. Yalnz "rical" tabirinin
ifadesiyle, nisann pederi olduunu iaret ettiinden, nisa olarak nesli
devam edecektir. Felillahilhamd Hazret-i Fatma'nn nesl-i mbareki,
Hasan ve Hseyin gibi iki nurani silsilenin bedr-i mnevveri, ems-i
Nbvvet'in manev ve madd neslini idame ediyorlar.
!.......,..!
(Birinci u'le, ua ile hitama erdi.)
KNC U'LE: kinci u'le'nin " Nur"u var.
Birinci Nur: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n heyet-i mecmuasnda
raik bir selaset, faik bir selmet, metin bir tesand, muhkem bir tenasb,


---sh:(S:414) -------------
cmleleri ve heyetleri mabeyninde kav bir teavn; ve yetler ve
maksadlar mabeyninde ulv bir tecavb olduunu lm-i Beyan ve Fenn-i
Man ve Beyan'nin Zemaher, Sekkak, Abdlkahir-i Crcan gibi
binlerle dh imamlarn ehadetiyle sabit olduu halde, o tecavb ve
teavn ve tesand ve selaset ve selmeti kracak, bozacak sekiz-dokuz
mhim esbab bulunurken, o esbab bozmaa deil, belki selasetine,
selmetine, tesandne kuvvet vermitir. Yalnz, o esbab bir derece
hkmn icra edip, balarn perde-i nizam ve selasetten karmlar.
Fakat naslki yeknesak, dz bir aacn gvdesinden bir ksm kntlar,
sivricikler kar. Lkin aacn tenasbn bozmak iin kmyorlar.
Belki, o aacn znetli tekemmlne ve cemaline medar olan meyveyi
vermek iin kyorlar. Aynen bunun gibi, u esbab dahi, Kur'ann
selaset-i nazmna kymetdar manalar ifade iin sivri balarn
karyorlar. te o Kur'an- Mbin, yirmi senede hacetlerin mevkileri
itibariyle necim necim olarak, mteferrik para para nzul ettii halde,
yle bir kemal-i tenasb vardr ki, gya bir defada nzil olmu gibi bir
mnasebet gsteriyor.
Hem o Kur'an, yirmi senede, hem muhtelif, mtebayin esbab-
nzule gre geldii halde, tesandn kemalini yle gsteriyor; gya bir
sebeb-i vhidle nzul etmitir. Hem o Kur'an, mtefavit ve mkerrer
suallerin cevab olarak geldii halde, nihayet imtizac ve ittihad
gsteriyor. Gya bir sual-i vhidin cevabdr. Hem Kur'an mtegayyir,
mteaddid hdisatn ahkmn beyan iin geldii halde, yle bir kemal-i
intizam gsteriyor ki, gya bir hdise-i vhidin beyandr. Hem Kur'an
mtehalif, mtenevvi halette hadsiz muhatablarn fehimlerine mnasib
slblarda tenezzlt- kelmiye ile nzil olduu halde, yle bir hsn-
temasl ve gzel bir selaset gsteriyor ki, gya halet birdir, bir derece-i
fehimdir; su gibi akar bir selaset gsteriyor. Hem o Kur'an mtebaid,
mteaddid muhatabn esnafna mteveccihen mtekellim olduu halde,
yle bir shulet-i beyan, bir cezalet-i nizam bir vuzuh-u ifham var ki;
gya muhatab bir snftr. Hatt herbir snf zanneder ki, bil'asale
muhatab yalnz kendisidir. Hem Kur'an, mtefavit mtederric irad baz
gayelere sal ve hidayet etmek iin nzil olduu halde, yle bir kemal-i
istikamet, yle bir dikkat-i mvazenet, yle bir hsn- intizam vardr ki;
gya maksad birdir. te bu esbablar, mevveiyetin esbab iken,
Kur'ann i'caz- beyannda, selaset ve tenasbnde istihdam edilmilerdir.
Evet kalbi sekamsiz, akl mstakim, vicdan marazsz, zevki selim her
adam Kur'ann beyannda gzel bir selaset, rn bir tenasb, ho bir
ahenk, yekta bir fesahat grr. Hem basresinde selim bir gz olan grr
ki, Kur'anda yle bir gz vardr ki, o gz btn
---sh:(S:415) -------------
kinat zahir ve btn ile vzh, gz nnde bir sahife gibi grr, istedii
gibi evirir, istedii bir tarzda o sahifenin manalarn syler. u Birinci
Nur'un hakikatini misaller ile tavzih etsek, birka mcelled lzm. yle
ise, sair risale-i arabiyemde ve "arat-l 'caz"da ve u yirmibe aded
Szlerde u hakikatn isbatna dair olan izahatla iktifa edip misal olarak
mecmu-u Kur'an birden gsteriyorum.
kinci Nuru: Kur'an- Hakm'in yetlerinin htimelerinde
gsterdii fezlekeler ve esma-i hsna cihetindeki slb-u bediisinde olan
meziyet-i i'caziyeye dairdir.
HTAR: u kinci Nur'da ok yetler gelecektir. O yetler, yalnz
kinci Nur'un misalleri deil, belki gemi mesail ve ualarn misalleri dahi
olurlar. Bunlar hakkyla izah etmek ok uzun gelir. imdilik ihtisar ve icmale
mecburum. Onun iin gayet muhtasar bir tarzda u srr- azm-i i'cazn
misallerinden olan yetlere birer iaret edip tafsiltn baka vakte talik ettik.
te Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, yetlerin htimelerinde galiben baz
fezlekeleri zikreder ki; o fezlekeler, ya esma-i hsnay veya manalarn
tazammun ediyor veyahut akl tefekkre sevketmek iin akla havale eder
veyahut makasd- Kur'aniyeden bir kaide-i klliyeyi tazammun eder ki, yetin
te'kid ve teyidi iin fezlekeler yapar. te o fezlekelerde Kur'ann hikmet-i
ulviyesinden baz iarat ve hidayet-i lahiyenin b- hayatndan baz reaat,
i'caz- Kur'ann berklerinden baz erarat vardr. imdi pek ok o iarattan
yalnz on tanesini icmalen zikrederiz. Hem pek ok misallerinden birer misal ve
herbir misalin pek ok hakaikndan yalnz herbirinde bir hakikatn meal-i
icmalsine iaret ederiz. Bu on iaretin ekserisi, ekser yetlerde mtemian
beraber bulunup hakik bir nak- i'caz tekil ederler. Hem misal olarak
getirdiimiz yetlerin ekserisi, ekser iarata misaldir. Biz yalnz her yetten bir
iaret gstereceiz. Misal getireceimiz yetlerden eski Szlerde bahsi
geenlerin yalnz mealine bir hafif iaret ederiz.
Birinci Meziyet-i Cezalet: Kur'an- Hakm, i'cazkr beyanatyla
Sni'-i Zlcelal'in ef'al ve eserlerini nazara kar serer, basteder. Sonra o
sr ve ef'alinde esma-i lahiyeyi istihrac eder; veya hair ve tevhid gibi
bir makasd- asliye-i Kur'aniyeyi isbat ediyor. Birinci manann
misallerinden mesel:
....!!_...,.-.....,:!.-_.!.
,.....:.. ...........
kinci kkn misallerinden mesel:
..,....-......-!.......--.,!
il hir...

---sh:(S:416) -------------
.........!... e kadar... Birinci yette sr bast edip bir
neticenin, bir mhim maksudun mukaddemat gibi; ilim ve kudrete, gayat
ve nizamatyla ehadet eden en azm eserleri serdeder. Alm ismini
istihrac eder. kinci yette, Birinci u'le'nin Birinci ua'nn nc
Noktasnda bir derece izah olunduu gibi; Cenab- Hakk'n byk
ef'alini, azm srn zikrederek neticesinde yevm-i fasl olan hari, netice
olarak zikrediyor.
kinci Nkte-i Belgat: Kur'an, beerin nazarna san'at-
lahiyenin mensucatn aar, gsterir. Sonra fezlekede o mensucat, esma
iinde tayyeder veyahut akla havale eder. Birincinin misallerinden
mesel:
...........!.,:....
~.-.....!.-!~.-......... .!
.!............-!....!
-!,: ,:!......
te bata der: "Sema ve zemini, rzknza iki hazine gibi mheyya
edip oradan yamuru, buradan hububat karan kimdir? Allah'tan baka
koca sema ve zemini iki muti hazinedar hkmne kimse getirebilir mi?
yle ise, kr ona mnhasrdr."
kinci fkrada der ki: "Sizin zalarnz iinde en kymetdar gz ve
kulaklarnzn mliki kimdir? Hangi tezgh ve dkkndan aldnz? Bu
latif kymetdar gz ve kula verecek ancak Rabbinizdir. Sizi icad edip
terbiye eden odur ki, bunlar size vermitir. yle ise yalnz Rab odur,
Mabud da o olabilir."
nc fkrada der: "lm yeri ihya edip yzbinler lm
taifeleri ihya eden kimdir? Hak'tan baka ve btn kinatn Hlkndan
baka u ii kim yapabilir? Elbette o yapar. O ihya eder. Madem Hak'tr,
hukuku zayi' etmeyecektir. Sizi bir mahkeme-i kbraya gnderecektir.
Yeri ihya ettii gibi, sizi de ihya edecektir."
Drdnc fkrada der: "Bu azm kinat bir saray gibi, bir ehir
gibi kemal-i intizamla idare edip tedbirini gren, Allah'tan baka kim
olabilir? Madem Allah'tan baka olamaz; koca kinat btn ecramyla
gayet

---sh:(S:417) -------------
kolay idare eden kudret o derece kusursuz, nihayetsizdir ki, hibir erik
ve itirake ve muavenet ve yardma ihtiyac olamaz. Koca kinat idare
eden, kk mahlukat baka ellere brakmaz. Demek, ister istemez
"Allah" diyeceksiniz." te, birinci ve drdnc fkra "Allah" der, ikinci
fkra "Rab" der, nc fkra "El-Hak" der. -!,: ,:!.
ne kadar mu'cizane dtn anla. te Cenab- Hakk'n azm
tasarrufatn, kudretinin mhim mensucatn zikreder. Sonra da o azm
srn, mensucatn destgh
-!,: ,:!.der. Yani "Hak" "Rab" "Allah" isimlerini
zikretmekle o tasarrufat- azmenin menban gsterir.
kincinin misallerinden:
...!..-.......!.-
..!.......-.!_.-.!...!....!.
..-.........!. .....
.............-.
.-..!..-.!.~...!.....
...-....!......... .!.
te Cenab- Hakk'n kemal-i kudretini ve azamet-i rububiyetini
gsteren ve vahdaniyetine ehadet eden semavat ve arzn hilkatindeki
tecelli-i saltanat- uluhiyet; ve gece gndzn ihtilafndaki tecelli-i
rububiyet; ve hayat- itimaiye-i insana en byk bir vasta olan gemiyi
denizde teshir ile tecelli-i rahmet; ve semadan b- hayat lm zemine
gnderip zemini yzbin taifeleriyle ihya edip bir maher-i acaib suretine
getirmekteki tecelli-i azamet-i kudret; ve zeminde hadsiz muhtelif
hayvanat basit bir topraktan halketmekteki tecelli-i rahmet ve kudret; ve
rzgrlar, nebatat ve hayvanatn teneffs ve telkhlerine hizmet gibi
vezaif-i azme ile tavzif edip tedbir ve teneffse slih vaziyete getirmek
iin tahrik ve idaresindeki tecelli-i rahmet ve hikmet; ve zemin ve
suman ortasnda vasta-i rahmet olan bulutlar bir maher-i acaib gibi
muallakta toplayp datmak, bir ordu gibi istirahat ettirip vazife bana
davet etmek gibi teshirindeki tecelli-i rububiyet gibi mensucat-
---sh:(S:418) -------------
san'at ta'dad ettikten sonra akl, onlarn hakaikna ve tafsiline sevkedip
tefekkr ettirmek iin ...-....!....der. Onunla ukl ikaz iin
akla havale eder.
nc Meziyet-i Cezalet: Bazan Kur'an, Cenab- Hakk'n
fiillerini tafsil ediyor. Sonra bir fezleke ile icmal eder. Tafsiliyle kanaat
verir, icmal ile hfzettirir, balar. Mesel:
....-.........-.......-..!..
..........-. .........-.,...
,.:-,.... -..,........
te Hazret-i Yusuf ve ecdadna edilen nimetleri u yetle iaret
eder. Der ki: Sizi btn insanlar iinde makam- nbvvetle serfiraz,
btn silsile-i enbiyay, silsilenize rabtedip, silsilenizi nev'-i beer iinde
btn silsilenin serdar; hanedannz ulm-u lahiye ve hikmet-i
Rabbaniyeye bir hcre-i talim ve hidayet suretinde getirip o ilim ve
hikmetle dnyann saadetkrane saltanatn, hiretin saadet-i ebediyesiyle
sizde birletirmek, seni ilim ve hikmetle Msr'a hem aziz bir reis, hem l
bir nebi, hem hakm bir mrid etmek olan nimet-i lahiyeyi zikr ve
ta'dad edip; ilim ve hikmet ile onu, b ve ecdadn mmtaz ettiini
zikrediyor. Sonra "Senin Rabbin Alm ve Hakm'dir" der. "Onun
rububiyeti ve hikmeti iktiza eder ki, seni ve b ve ecdadn Alm, Hakm
ismine mazhar etsin." te o mufassal nimetleri, u fezleke ile icmal eder.
Hem mesel: ..:....!....!.!..,..!.
te u yet Cenab- Hakk'n, nev'-i beerin hayat- itimaiyesindeki
tasarrufatn yle gsteriyor ki; izzet ve zillet, fakr ve servet dorudan
doruya Cenab- Hakk'n meietine ve iradesine baldr. Demek kesret-i
tabakatn en dank tasarrufatna kadar, meiet ve takdir-i lahiye iledir.
Tesadf karamaz. u hkm verdikten sonra insaniyet hayatnda en
mhim i, onun rzkdr. u yet, beerin rzkn dorudan doruya
Rezzak- Hakik'nin hazine-i Rahmetinden gnderdiini bir-iki
mukaddeme ile isbat eder. yle ki: Der: "Rzknz, yerin hayatna
baldr. Yerin dirilmesi ise, bahara bakar. Bahar ise, ems ve Kamer'i
teshir eden, gece ve gndz eviren ztn elindedir. yle ise bir elmay,
bir adama hakik rzk olarak vermek; btn yeryzn btn meyvelerle
dolduran o zt verebilir. Ve o, ona hakik Rezzak olur." Sonra da:

---sh:(S:419) -------------
...-..-..:._.. der. Bu cmlede o tafsiltl fiilleri
icmal ve isbat eder. Yani "Size hesabsz rzk veren odur ki, bu fiilleri
yapar."
Drdnc Nkte-i Belgat: Kur'an kh olur, mahlukat-
lahiyeyi bir tertible zikreder; sonra o mahlukat iinde bir nizam, bir
mizan olduunu ve onun semereleri olduunu gstermekle gya bir
effafiyet, bir parlaklk veriyor ki; sonra o yine-misal tertibinden cilvesi
bulunan esma-i lahiyeyi gsteriyor. Gya o mahlukat- mezkre,
elfazdr. u esma onun manalar, yahut o meyvelerin ekirdekleri, yahut
hlsalardrlar. Mesel:
.L.....- ,...!..........-..!.
-....-!....-....L.!....-,.:..
.-...-....:.,..-!..L-!.... :...L.-..!....-
te Kur'an, hilkat-i insann o acib, garib, bedi', muntazam,
mevzun etvarn yle yine-misal bir tarzda zikredip tertib ediyor ki;
..!.-!.- :...iinde kendi kendine grnyor ve
kendini dedirttiriyor. Hatt vahyin bir ktibi u yeti yazarken, daha u
kelime gelmezden evvel u kelimeyi sylemitir. "Acaba bana da m
vahy gelmi" zannnda bulunmu. Halbuki evvelki kelmn kemal-i
nizam ve effafiyetidir ve insicamdr ki, o kelm gelmeden kendini
gstermitir.
Hem mesel:
...........!.-_.! ,:
.:!.....-..L....!...!:-..-!.._...,
. :.......-!!.......-....-.!....!.
..!.-!





---sh:(S:420) -------------
te Kur'an u yette azamet-i kudret-i lahiye ve saltanat-
rububiyeti yle bir tarzda gsteriyor ki: Gne, Ay, yldzlar emirber
neferleri gibi emrine mheyya; gece ve gndz, beyaz ve siyah iki hat
gibi veya iki erit gibi birbiri arkasnda dndrp yt- rububiyetini
kinat sahifelerinde yazan ve ar- rububiyetinde duran bir Kadr-i
Zlcelal'i gsterdiinden, her ruh iitse
..!.-!. :... .... :.demeye
hhiger olur. Demek ..!.-!. :..sbkn hlsas,
ekirdei, meyvesi ve b- hayat hkmne geer.
Beinci Meziyet-i Cezalet: Kur'an bazan tegayyre maruz ve
muhtelif keyfiyata medar madd cz'iyat zikreder. Onlar hakaik-i sabite
suretine evirmek iin; sabit, nuran, kll esma ile icmal eder, balar.
Veyahut tefekkre ve ibrete tevik eder bir fezleke ile htime verir.
Birinci manann misallerinden mesel:
:...!..,....,..........,...
.!....,....'.............
,.:-!,..-!...............!,......-..
te u yet evvel: "Hazret-i dem'in hilafet mes'elesinde,
melaikelere rchaniyetine medar onun ilmi olduu" olan bir hdise-i
cz'iyeyi zikreder. Sonra o hdisede melaikelerin Hazret-i dem'e kar
ilim noktasnda hdise-i malubiyetlerini zikreder. Sonra bu iki hdiseyi
iki ism-i kll ile icmal ediyor. Yani, ,.:-!,..-!..yani "Alm
ve Hakm sen olduun iin dem'i talim ettin, bize galib oldu. Hakm
olduun iin, bize istidadmza gre veriyorsun. Onun istidadna gre
rchaniyet veriyorsun."
kinci manann misallerinden mesel:
..L...,:.......-!..-..,:!.
..:.!.-....!.-...!.......
il hir..



---sh:(S:421) -------------
..:......!...!....!.... te u yetler,
Cenab- Hakk'n koyun, kei, inek, deve gibi mahluklarn insanlara hlis,
safi, leziz bir st emesi; zm ve hurma gibi masnu'lar da insanlara
latif, leziz, tatl birer nimet tablalar ve kazanlar; ve ar gibi kk
mu'cizat- kudretini ifal ve tatl gzel bir erbeti yaptn yet ylece
gsterdikten sonra tefekkre, ibrete, baka eyleri de kyas etmee tevik
iin ..:......!...!. der, htime verir.
Altnc Nkte-i Belgat: Kh oluyor ki yet, geni bir kesrete
ahkm- rububiyeti serer, sonra birlik ciheti hkmnde bir rabta-i vahdet
ile birletirir veyahut bir kaide-i klliye iinde yerletirir. Mesel:
,.L-!.-!.....L.-..'..........!......
te yet-l Krsi'de on cmle ile on tabaka-i tevhidi ayr ayr
renklerde isbat etmekle beraber ..........:._.!..
cmlesiyle gayet keskin bir iddetle irki ve gayrn mdahalesini keser,
atar. Hem u yet ism-i a'zamn mazhar olduundan, hakaik-i lahiyeye
ait manalar a'zam derecededir ki, a'zamiyet derecesinde bir tasarruf-u
rububiyeti gsteriyor. Hem umum semavat ve arza birden mteveccih
tedbir-i uluhiyeti en a'zam bir derecede umuma amil bir hafziyeti
zikrettikten sonra; bir rabta-i vahdet ve birlik ciheti, o a'zam
tecelliyatlarnn menba'larn ,.L-!.-!.. ile hlsa eder.
Hem mesel:
....!..........!.-_.!
.-..,:!.....!.~.-....
....,:!.-.......-.!_.-.!...!,:!
.-........!..:!,:!.-..
....!......,:.....!...!,:!
...-. ..-...-.


---sh:(S:422) -------------
te u yetler, evvel Cenab- Hakk'n insana kar u koca
kinat nasl bir saray hkmnde halkedip semadan zemine b- hayat
gnderip, insanlara rzk yetitirmek iin zemini ve semay iki hizmetkr
ettii gibi, zeminin sair aktarnda bulunan herbir nevi meyvelerinden,
herbir adama istifade imkn vermek, hem insanlara semere-i sa'ylerini
mbadele edip her nevi medar- maietini temin etmek iin gemiyi insana
msahhar etmitir. Yani denize, rzgra, aaca yle bir vaziyet vermi ki;
rzgr bir kam, gemi bir at, deniz onun aya altnda bir l gibi durur.
nsanlar gemi vastasyla btn zemine mnasebetdar etmekle beraber
rmaklar, byk nehirleri, insann ftr birer vesait-i nakliyesi hkmnde
teshir; hem Gne ile Ay' seyrettirip mevsimleri ve mevsimlerde deien
Mn'im-i Hakik'nin renk renk nimetlerini insanlara takdim etmek iin iki
msahhar hizmetkr ve o byk dolab evirmek iin iki dmenci
hkmnde halketmi. Hem gece ve gndz insana msahhar yani hb-
rahatna geceyi rt, gndz maietlerine ticaretgh hkmnde teshir
etmitir. te bu niam- lahiyeyi ta'dad ettikten sonra, insana verilen
nimetlerin ne kadar geni bir dairesi olduunu gsterip, o dairede ne
derece hadsiz nimetler dolu olduunu u
...-. ..-...-.....!......,:..
fezleke ile gsterir. Yani: stidad ve ihtiyac- ftr lisanyla insan ne
istemise, btn verilmi. nsana olan nimet-i lahiye, ta'dad ile bitmez,
tkenmez. Evet insann madem bir sofra-i nimeti semavat ve arz ise ve o
sofradaki nimetlerden bir ksm ems, Kamer, gece, gndz gibi eyler
ise, elbette insana mteveccih olan nimetler hadd hesaba gelmez.
Yedinci Srr- Belgat: Kh oluyor ki yet; zahir sebebi, icadn
kabiliyetinden azletmek ve uzak gstermek iin msebbebin gayelerini,
semerelerini gsteriyor. T anlalsn ki; sebeb, yalnz zahir bir perdedir.
nki gayet hakmane gayeleri ve mhim semereleri irade etmek, gayet
Alm, Hakm birinin ii olmak lzmdr. Sebebi ise uursuz, camiddir.
Hem semere ve gayetini zikretmekle yet gsteriyor ki; sebebler endan
nazar- zahirde ve vcudda msebbebat ile muttasl ve bitiik grnr.
Fakat hakikatta mabeynlerinde uzak bir mesafe var. Sebebden
msebbebin icadna kadar o derece uzaklk var ki; en byk bir sebebin
eli, en edna bir msebbebin icadna yetiemez. te sebeb ve msebbeb
ortasndaki uzun mesafede, esma-i lahiye birer yldz gibi tul' eder.
Matla'lar, o mesafe-i maneviyedir. Naslki zahir nazarda dalarn daire-i
ufkunda semann etekleri muttasl ve mukarin grnr.


---sh:(S:423) -------------
Halbuki daire-i ufk-u cibalden semann eteine kadar, umum yldzlarn
matla'lar ve baka eylerin meskenleri olan bir mesafe-i azme
bulunduu gibi; esbab ile msebbebat mabeyninde yle bir mesafe-i
maneviye var ki, imann drbniyle, Kur'ann nuruyla grnr. Mesel:
,.....!........-.!.....L...
.......-................
.-.-............
,:..-...,:!..............
te u yet-i kerime, mu'cizat- kudret-i lahiyeyi bir tertib-i
hikmetle zikrederek esbab msebbebata rabtedip en hirde
,:!.....lafzyla bir gayeyi gsterir ki; o gaye, btn o mteselsil
esbab ve msebbebat iinde o gayeyi gren ve takib eden gizli bir
mutasarrf bulunduunu ve esbab, onun perdesi olduunu isbat eder. Evet
,:..-...,:!.....tabiriyle btn esbab, icad kabiliyetinden
azleder. Manen der: "Size ve hayvanatnza rzk yetitirmek iin su
semadan geliyor. O suda, size ve hayvanatnza acyp efkat edip rzk
yetitirmek kabiliyeti olmadndan; su gelmiyor, gnderiliyor demektir.
Hem toprak, nebatatyla alp, rzknz oradan geliyor. Hissiz, uursuz
toprak, sizin rzknz dnp efkat etmek kabiliyetinden pek uzak
olduundan, toprak kendi kendine almyor, birisi o kapy ayor,
nimetleri ellerinize veriyor. Hem otlar, aalar sizin rzknz dnp
merhameten size meyveleri, hububat yetitirmekten pekok uzak
olduundan, yet gsteriyor ki, onlar bir Hakm-i Rahm'in perde
arkasndan uzatt ipler ve eritlerdir ki, nimetlerini onlara takm,
zhayatlara uzatyor. te u beyanattan Rahm, Rezzak, Mn'im, Kerim
gibi ok esmann matla'lar grnyor. Hem mesel:
....--.,...!'..,..- ... .,!
....!.....!-.~.-._..!_..
........:...............
.............:...:.
---sh:(S:424) -------------
...-!.!. ...!...! ....
.......- ....!..
:...,.....L..:...,...
te u yet, mu'cizat- rububiyetin en mhimlerinden ve hazine-i
rahmetin en acib perdesi olan bulutlarn tekiltnda yamur
yadrmaktaki tasarrufat- acibeyi beyan ederken gya bulutun eczalar
cevv-i havada dalp sakland vakit, istirahata giden neferat misill bir
boru sesiyle topland gibi emr-i lah ile toplanr, bulut tekil eder.
Sonra kk kk taifeler bir ordu tekil eder gibi, o para para
bulutlar te'lif edip, -kyamette seyyar dalar cesamet ve eklinde ve
rutubet ve beyazlk cihetinde kar ve dolu keyfiyetinde olan- o sehab
paralarndan b- hayat btn zhayata gnderiyor. Fakat o
gndermekte bir irade, bir kasd grnyor. Hacata gre geliyor; demek
gnderiliyor. Cevv berrak, safi, hibir ey yokken bir maher-i acaib gibi
davari paralar kendi kendine toplanmyor, belki zhayat tanyan
birisidir ki, gnderiyor. te u mesafe-i maneviyede Kadr, Alm,
Mutasarrf, Mdebbir, Mrebbi, Mugis, Muhy gibi esmalarn matla'lar
grnyor.
Sekizinci Meziyet-i Cezalet: Kur'an kh oluyor ki, Cenab-
Hakk'n hirette hrika ef'allerini kalbe kabul ettirmek iin ihzariye
hkmnde ve zihni tasdika mheyya etmek iin bir i'dadiye suretinde
dnyadaki acaib ef'alini zikreder veyahut istikbal ve uhrev olan ef'al-i
acibe-i lahiyeyi yle bir surette zikreder ki, mehudumuz olan ok
nazireleriyle onlara kanaatmz gelir. Mesel:
...,..-....L.......-........,!.
t surenin hirine kadar... te u bahiste hair mes'elesinde Kur'an-
Hakm, hari isbat iin yedi-sekiz surette muhtelif bir tarzda isbat ediyor.
Evvel ne'e-i ly nazara verir. Der ki: "Nutfeden alakaya, alakadan
mudgaya, mudgadan t hilkat- insaniyeye kadar olan ne'etinizi
gryorsunuz. Nasl oluyor ki, ne'e-i uhray inkr ediyorsunuz. O, onun
misli, belki daha ehvenidir." Hem Cenab- Hak insana kar ettii
ihsanat- azmeyi
....-..-:!.,:!.-_.!
kelimesiyle iaret edip der:

---sh:(S:425) -------------
"Size byle nimet eden zt, sizi babo brakmaz ki, kabre girip
kalkmamak zere yatasnz." Hem remzen der: "lm aalarn dirilip
yeillenmesini gryorsunuz. Odun gibi kemiklerin hayat bulmasn
kyas edemeyip istib'ad ediyorsunuz. Hem semavat ve arz halkeden,
semavat ve arzn meyvesi olan insann hayat ve mematndan ciz kalr
m? Koca aac idare eden, o aacn meyvesine ehemmiyet vermeyip
bakasna mal eder mi? Btn aacn neticesini terketmekle, btn
eczasyla hikmetle yorulmu hilkat eceresini abes ve beyhude yapar m
zannedersiniz?" Der: "Hairde sizi ihya edecek zt, yle bir zttr ki;
btn kinat, ona emirber nefer hkmndedir. Emr-i kn feyekne kar
kemal-i inkyad ile serfru' eder. Bir bahar halketmek bir iek kadar
ona ehven gelir. Btn hayvanat icad etmek, bir sinek icad kadar
kudretine kolay gelir bir zttr. yle bir zta kar, ..L-!.-..
deyip kudretine kar taciz ile meydan okunmaz... Sonra
....:....._.!.-.. tabiriyle: Hereyin dizgini
elinde, hereyin anahtar yannda, gece ve gndz, k ve yaz bir kitab
sahifeleri gibi kolayca evirir. Dnya ve hireti, iki menzil gibi bunu
kapar, onu aar bir Kadr-i Zlcelal'dir." Madem byledir, btn delailin
neticesi olarak .-..!. Yani: "Kabirden sizi ihya edip, hare
getirip, huzur-u kibriyasnda hesabnz grecektir." te u yetler, harin
kabulne zihni mheyya etti, kalbi de hazr etti. nki nazairini dnyev
ef'al ile de gsterdi.
Hem kh oluyor ki, ef'al-i uhreviyesini yle bir tarzda zikreder ki;
dnyev nazairlerini ihsas etsin, t istib'ad ve inkra meydan kalmasn.
Mesel: ...:!. ilh... ve ..L..... .!. ilh... ve
..:.... .!. te u surelerde kyamet ve hairdeki inklabat-
azmeyi ve tasarrufat- rububiyeti yle bir tarzda zikreder ki; insan
onlarn nazirelerini dnyada, mesel gzde, baharda grd iin, kalbe
dehet verip akla smayan o inklabat kolayca kabul eder. u surenin
meal-i icmalsine iaret dahi pek uzun olur. Onun iin birtek




---sh:(S:426) -------------
kelimeyi nmune olarak gstereceiz. Mesel: ..:..-.!.
kelimesi ifade eder ki: Hairde herkesin btn a'mali bir sahife iinde
yazl olarak nerediliyor. u mes'ele, kendi kendine ok acaib
olduundan akl ona yol bulamaz. Fakat surenin iaret ettii gibi har-i
baharde baka noktalarn naziresi olduu gibi, u ner-i suhuf naziresi
pek zahirdir. nki her meyvedar aacn, ya iekli bir otun da amelleri
var, fiilleri var, vazifeleri var, esma-i lahiyeyi ne ekilde gstererek
tesbihat etmi ise ubudiyetleri var. te onun btn bu amelleri tarih-i
hayatlaryla beraber umum ekirdeklerinde, tohumcuklarnda yazlp
baka bir baharda, baka bir zeminde kar. Gsterdii ekil ve suret
lisanyla, gayet fasih bir surette, analarnn ve asllarnn a'malini
zikrettii gibi; dal, budak, yaprak, iek ve meyveleriyle, sahife-i a'malini
nereder. te gzmzn nnde bu Hakmane, Hafzane, Mdebbirane,
Mrebbiyane, Latifane u ii yapan odur ki, der: ..:..-.!.
Baka noktalar buna kyas eyle, kuvvetin varsa istinbat et. Sana yardm
iin bunu da syleyeceiz. te ...:!. u kelm; "Tekvir"
lafzyla, yani sarmak ve toplamak manasyla, parlak bir temsile iaret
ettii gibi, nazirini dahi ma eder.
Birinci: Evet Cenab- Hak tarafndan adem ve esr ve sema
perdelerini ap, Gne gibi, dnyay klandran prlanta-misal bir
lmbay, hazine-i rahmetinden karp dnyaya gsterdi. Dnya
kapandktan sonra, o prlantay perdelerine sarp kaldracak.
kinci: Veya ziya metan neretmek ve zeminin kafasna ziyay,
zulmetle mnavebeten sarmakla muvazzaf bir memur olduunu ve her
akam o memura metan toplattrp gizlettii gibi, kh olur bir bulut
perdesiyle al-veriini az yapar; kh olur Ay onun yzne kar perde
olur, muamelesini bir derece eker, metan ve muamelt defterlerini
toplad gibi, elbette o memur bir vakit o memuriyetten infisal edecektir.
Hatt hibir sebeb-i azl bulunmazsa, imdilik kk fakat bymeye yz
tutmu yzndeki iki leke bymekle, Gne yerin bana izn-i lah ile
sard ziyay, emr-i Rabban ile geriye alp, gnein bana sarp, "Haydi
yerde iin kalmad" der. "Cehennem'e git, sana ibadet edip senin gibi bir
memur-u msahhar sadakatsizlikle tahkir edenleri yak."



---sh:(S:427) -------------
der. ...:!. fermann lekeli siyah yzyle yznde okur.
Dokuzuncu Nkte-i Belgat: Kur'an- Hakm kh olur cz' baz
maksadlar zikreder. Sonra o cz'iyat vastasyla kll makamlara
zihinleri sevketmek iin, o cz' maksad, bir kaide-i klliye hkmnde
olan esma-i hsna ile takrir ederek tesbit eder, tahkik edip isbat eder.
Mesel:
!:.:.....!..-.!. ....
....... ....-.... .
te Kur'an der: "Cenab- Hak, Semi'-i Mutlak'tr, hereyi iitir.
Hatt en cz' bir macera olan ve zevcinden teekki eden bir zevcenin
sana kar mcadelesini Hak ismiyle iitir. Hem rahmetin en latif
cilvesine mazhar ve efkatn en fedakr bir hakikatna maden olan bir
kadnn hakl olarak zevcinden davasn ve Cenab- Hakk'a ekvasn
umr-u azme suretinde Rahm ismiyle ehemmiyetle iitir ve Hak ismiyle
ciddiyetle bakar." te bu cz' maksad kllletirmek iin, mahlukatn en
cz' bir hdisesini iiten, gren; kinatn daire-i imknsinden hari bir
zt, elbette hereyi iitir, hereyi grr bir zt olmak lzmgelir. Ve
kinata Rab olan, kinat iinde mazlum kk mahluklarn dertlerini
grmek, feryatlarn iitmek gerektir. Dertlerini grmeyen, feryatlarn
iitmeyen, "Rab" olamaz.yle ise, .......
cmlesiyle iki hakikat- azmeyi tesbit eder.
Hem mesel:
..-!.-..!..!...-_.._.!.-..
..._.! ...-..!!
....!... .!..........!!.-
te Kur'an, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n mi'racnn
mebdei olan, Mescid-i Haram'dan Mescid-i Aksa'ya olan seyerann
zikrettikten sonra ....!... .!..der. .deki zamir, ya Cenab-
Hakk'adr veyahut Peygamberedir. Peygambere gre olsa, yle



---sh:(S:428) -------------
oluyor ki: "Bu seyahat- cz'de, bir seyr-i umum, bir uruc-u kll var ki,
t Sidret-l Mnteha'ya, t Kab- Kavseyn'e kadar, meratib-i klliye-i
esmaiyede gzne, kulana tezahr eden yt- Rabbaniyeyi ve acaib-i
san'at- lahiyeyi iitmi, grmtr" der. O kk, cz' seyahat; kll ve
maher-i acaib bir seyahatn anahtar hkmnde gsteriyor. Eer zamir,
Cenab- Hakk'a raci' olsa yle oluyor ki: "Bir abdini bir seyahatta
huzuruna davet edip bir vazife ile tavzif etmek iin Mescid-i Haram'dan
mecma-i enbiya olan Mescid-i Aksa'ya gnderip enbiyalarla grtrp
btn enbiyalarn usl- dinlerine vris-i mutlak olduunu gsterdikten
sonra, t Kab- Kavseyn'e kadar mlk melektunda gezdirdi." te
endan o zt bir abddir, bir mi'rac- cz'de seyahat eder. Fakat bu abdde
btn kinata taalluk eden bir emanet beraberdir. Hem u kinatn rengini
deitirecek bir nur beraberdir. Hem saadet-i ebediyenin kapsn aacak
bir anahtar beraber olduu iin, Cenab- Hak kendi ztn btn eyay
iitir ve grr sfatyla tavsif eder. T o emanet, o nur, o anahtarn cihan-
mul hikmetlerini gstersin.
Hem mesel:
:...!.........!....!..-!
...........-.!..
....... ..:....-!
te u surede, "Semavat ve arzn Ftr- Zlcelali, semavat ve arz
yle bir tarzda tezyin edip sr- kemalini gstermekle hadsiz
seyircilerinden Ftr'na hadsiz medh senalar ettiriyor ve yle de hadsiz
nimetlerle sslendirmi ki, sema ve zemin btn nimetlerin ve
nimetddelerin lisanlaryla o Ftr- Rahman'na nihayetsiz hamd sitayi
ederler." dedikten sonra, yerin ehirleri ve memleketleri iinde Ftr'n
verdii cihazat ve kanatlaryla seyr seyahat eden insanlarla hayvanat ve
tuyur gibi; semav saraylar olan yldzlar ve ulv memleketleri olan
burclarda gezmek ve tayeran etmek iin, o memleketin sekeneleri olan
meleklerine kanat veren Zt- Zlcelal, elbette hereye kadir olmak lzm
gelir. Bir sinee, bir meyveden bir meyveye; bir sereye, bir aatan bir
aaca umak kanadn veren, Zhre'den Mteri'ye, Mteri'den Zhal'e
uacak kanatlar o veriyor. Hem melaikeler, sekene-i zemin gibi cz'iyete
mnhasr deiller, bir mekn- muayyen onlar kaydedemiyor. Bir vakitte
drt veya daha ziyade yldzlarda bulunduuna iaret
.......kelimeleriyle tafsil verir. te u hdise-i

---sh:(S:429) -------------
cz'iye olan "Melaikeleri kanatlarla tehiz etmek" tabiriyle, gayet kll ve
umum bir azamet-i kudretin destghna iaret ederek;
....... fezlekesiyle tahkik edip tesbit eder.
Onuncu Nkte-i Belgat: Kh oluyor yet, insann isyankrane
amellerini zikreder, edid bir tehdid ile zecreder. Sonra iddet-i tehdid,
ye'se ve midsizlie atmamak iin, rahmetine iaret eden bir ksm esma
ile htime verir, teselli eder. Mesel:
.-!_.!.-....!......!-...!.
.......!......!.-...-.. ...
............ .!....!!~..
.......-..,.-........:!....-~...
te u yet der ki: De: Eer dediiniz gibi mlknde eriki
olsayd, elbette ar- rububiyetine el uzatp mdahale eseri grnecek bir
derecede bir intizamszlk olacakt. Halbuki yedi tabaka semavattan, t
hurdebn zhayatlara kadar, herbir mahluk kll olsun cz' olsun, kk
olsun byk olsun, mazhar olduu btn isimlerin cilve ve naklar
dilleriyle, o esma-i hsnann Msemma-i Zlcelalini tesbih edip, erik ve
nazirden tenzih ediyorlar. Evet naslki sema gneler, yldzlar denilen
nur-efan kelimatyla, hikmet ve intizamyla, onu takdis ediyor,
vahdetine ehadet ediyor ve cevv-i hava dahi, bulutlarn ve berk ve ra'd
ve katrelerin kelimatyla onu tesbih ve takdis ve vahdaniyetine ehadet
eder. yle de zemin, hayvanat ve nebatat ve mevcudat denilen hayattar
kelimatyla Hlk- Zlcelalini tesbih ve tevhid etmekle beraber, herbir
aac, yaprak ve iek ve meyvelerin kelimatyla yine tesbih edip
birliine ehadet eder. yle de en kk mahluk, en cz' bir masnu',
kkl ve cz'iyetiyle beraber, tad naklar ve keyfiyetler
iaretiyle pekok esma-i klliyeyi gstermek ile Msemma-y Zlcelali
tesbih edip vahdaniyetine ehadet eder. te btn kinat birden, bir lisan
ile, mttefikan Hlk- Zlcelalini tesbih edip vahdaniyetine ehadet
ederek kendilerine gre muvazzaf olduklar vazife-i ubudiyeti, kemal-i
itaatle yerine getirdikleri halde, u kinatn hlsas ve neticesi ve nazdar
bir halifesi ve nazenin bir meyvesi olan insan, btn bunlarn aksine,
zddna olarak, ettikleri kfr ve irkin ne kadar irkin dp ne derece
cezaya ayeste olduunu ifade edip btn btn
---sh:(S:430) -------------
ye'se drmemek iin, hem unun gibi nihayetsiz bir cinayete, hadsiz
irkin bir isyana Kahhar- Zlcelal nasl meydan verip kinat balarna
harab etmediinin hikmetini gstermek iin .......-..
der. O htime ile hikmet-i imhali gsterip, bir rica kaps ak brakr.
te u on iarat- i'caziyeden anla ki, yetlerin htimelerindeki
fezlekelerde, ok reehat- hidayetiyle beraber ok lemaat- i'caziye
vardr ki, blegalarn en byk dhleri, u bedi' slblara kar kemal-i
hayret ve istihsanlarndan parman srm, dudan dilemi,
.:.!....demi. -..-... ya, hakkalyakn
olarak iman etmiler. Demek baz yette, btn mezkr iaratla beraber
bahsimize girmeyen ok mezaya-y heri de tazammun eder ki, o
mezayann icmanda yle bir nak- i'caz grnr ki, kr dahi grebilir.
kinci u'lenin nc Nuru udur ki: Kur'an, baka kelmlarla kabil-i
kyas olamaz. nki kelmn tabakalar, ulviyet ve kuvvet ve hsn-
cemal cihetinden drt menba var. Biri mtekellim, biri muhatab, biri
maksad, biri makamdr. Ediblerin, yanl olarak yalnz makam
gsterdikleri gibi deildir. yle ise, szde "Kim sylemi? Kime
sylemi? Ne iin sylemi? Ne makamda sylemi?" ise bak. Yalnz
sze bakp durma. Madem kelm kuvvetini, hsnn bu drt menbadan
alr. Kur'ann menbana dikkat edilse, Kur'ann derece-i belgat, ulviyet
ve hsn anlalr. Evet madem kelm, mtekellime bakyor. Eer o
kelm emr ve nehy ise, mtekellimin derecesine gre irade ve kudreti de
tazammun eder. O vakit sz mukavemet-sz olur; madd elektrik gibi
tesir eder, kelmn ulviyet ve kuvveti o nisbette tezayd eder. Mesel:
-........:...-...
yani "Ya arz! Vazifen bitti suyunu yut. Ya sema! Hacet kalmad,
yamuru kes." Mesel:
.-.......!...........!...!..
yani "Ya arz! Ya sema! ster istemez geliniz, hikmet ve kudretime rm
olunuz. Ademden kp, vcudda mehergh- san'atma geliniz." dedi.
Onlar da: "Biz kemal-i itaatle geliyoruz. Bize gsterdiin her vazifeyi
senin kuvvetinle greceiz." te kuvvet ve iradeyi tazammun eden
hakik ve nafiz u


emirlerin kuvvet ve ulviyetine bak. Sonra insanlarn
....!..............:.....:. gibi suret-i
emirde cemadata hezeyanvari muhaveresi, hi o iki emre kabil-i kyas
olabilir mi? Evet temenniden ne'et eden arzular ve o arzulardan ne'et
eden fuzuliyane emirler nerede? Hakikat- miriyetle muttasf bir mirin
i banda hakikat- emri nerede? Evet emri nafiz byk bir mirin muti'
ve byk bir ordusuna "Ar" emri nerede? Ve yle bir emir, di bir
neferden iitilse; iki emir sureten bir iken, manen bir neferle bir ordu
kumandan kadar fark var. Mesel:
.:.!.............. Hem mesel:
.....-.:..!..... u iki yette iki emrin kuvvet ve
ulviyetine bak, sonra beerin emirler nev'indeki kelmna bak. Acaba
yldz bceinin Gne'e nisbeti gibi kalmyorlar m? Evet hakik bir
mlikin i bandaki bir tasviri ve hakik bir san'atkrn iledii vakit
san'atna dair verdii beyanat ve hakik bir mn'imin ihsan banda iken
beyan ettii ihsanat, yani kavl ile fiili birletirmek, kendi fiilini hem
gze, hem kulaa tasvir etmek iin yle dese: "Baknz! te bunu
yaptm, byle yapyorum. te bunu bunun iin yaptm. Bu byle olacak,
bunun iin ite bunu byle yapyorum." Mesel:
...............,..... .!!..L..,.
...............!.........~.....!
........:!_.......~..~......
....................!...!...
....... ..!......-.!....-!.-.
~..-!.!...........-.....-.!.
Kur'ann semasnda u Surenin burcunda parlayan yldz-misal
Cennet meyveleri gibi u tasvirat, u ef'alleri iindeki intizam- belgatla
ok tabaka harin delailini zikredip neticesi olan hari
~..-!.!.tabiri ile isbat edip surenin banda hari inkr edenleri
ilzam etmek nerede? nsanlarn fuzuliyane onlarla temas az olan ef'alden
bahisleri nerede?
---sh:(S:431) -------------
---sh:(S:432) -------------
Taklid suretinde iek resimleri; hakik, hayatdar ieklere nisbeti
derecesinde olamaz. u ..L..,.dan t ~..-!.!.a kadar
gzelce meali sylemek ok uzun gider. Yalnz bir iaret edip geeceiz.
yle ki:
Surenin banda, kffar hari inkr ettiklerinden Kur'an onlar
harin kabulne mecbur etmek iin ylece bast- mukaddemat eder. Der:
"y, stnzdeki semaya bakmyor musunuz ki, biz ne keyfiyette, ne
kadar muntazam, muhteem bir surette bina etmiiz. Hem grmyor
musunuz ki; nasl yldzlarla, Ay ve Gne ile tezyin etmiiz, hibir kusur
ve noksaniyet brakmamz. Hem grmyor musunuz ki, zemini size ne
keyfiyette sermiiz, ne kadar hikmetle tefri etmiiz. O yerde dalar
tesbit etmiiz, denizin istilsndan muhafaza etmiiz. Hem grmyor
musunuz, o yerde ne kadar gzel, rengrenk herbir cinsten ift hadrevat,
nebatat halkettik; yerin her tarafn o gzellerle gzelletirdik. Hem
grmyor musunuz, ne keyfiyette sema canibinden bereketli bir suyu
gnderiyoruz. O su ile ba ve bostanlar, hububat, yksek leziz meyveli
hurma gibi aalar halkedip ibadma rzk onunla gnderiyorum,
yetitiriyorum. Hem grmyor musunuz; o su ile lm memleketi ihya
ediyorum. Binler dnyev hairleri icad ediyorum. Nasl bu nebatat,
kudretimle bu lm memleketten karyorum; sizin hairdeki
hurucunuz da byledir. Kyamette arz lp, siz sa olarak kacaksnz."
te u yetin isbat- hairde gsterdii cezalet-i beyaniye -ki, binden
birisine ancak iaret edebildik- nerede; insanlarn bir dava iin
serdettikleri kelimat nerede?
u risalenin bandan imdiye kadar tahkik namna btarafane
muhakeme suretinde, Kur'ann i'cazn muannid bir hasma kabul ettirmek
iin Kur'ann ok hukukunu gizli braktk. O gnei, mumlar srasna
getirip mvazene ediyorduk. imdi tahkik vazifesini fa edip, parlak bir
surette i'cazn isbat etti. imdi ise tahkik namna deil, hakikat namna
bir-iki sz ile Kur'ann mvazeneye gelmez hakik makamna iaret
edeceiz:
Evet sair kelmlarn Kur'ann ytna nisbeti, ielerdeki grnen
yldzlarn kck akisleriyle yldzlarn aynna nisbeti gibidir. Evet
herbiri birer hakikat- sabiteyi tasvir eden, gsteren Kur'ann kelimat
nerede? Beerin fikri ve duygularnn yineciklerinde kelimatyla tersim
ettikleri manalar nerede? Evet envr- hidayeti ilham eden ve ems ve


---sh:(S:433) -------------
Kamer'in Hlk- Zlcelalinin kelm olan Kur'ann melaike-misal
zhayat kelimat nerede? Beerin hevesatn uyandrmak iin sehhar
nefisleriyle, mzevver incelikleriyle src kelimat nerede? Evet src
haerat ve bceklerin mbarek melaike ve nuran ruhanlere nisbeti ne
ise; beerin kelimat, Kur'ann kelimatna nisbeti odur. u hakikatlar
Yirmibeinci Sz ile beraber geen Yirmidrt aded Szler isbat etmitir.
u davamz mcerred deil; brhan, gemi neticedir. Evet herbiri
cevahir-i hidayetin birer sadefi ve hakaik-i imaniyenin birer menba ve
esasat- slmiyenin birer madeni ve dorudan doruya Ar-r
Rahman'dan gelen ve kinatn fevknde ve haricinde insana bakp inen ve
ilim ve kudret ve iradeyi tazammun eden ve hitab- ezel olan elfaz-
Kur'aniye nerede? nsann heva, hevaperestane, vh, hevesperverane
elfaz nerede? Evet Kur'an bir ecere-i tb hkmne geip u lem-i
slmiyeyi btn maneviyatyla, eair ve kemaltyla, desatir ve
ahkmyla yapraklar suretinde neredip asfiya ve evliyasn birer iek
hkmnde o aacn b- hayatyla taze, gzel gsterip btn kemalt ve
hakaik-i kevniye ve lahiyeyi semere verip meyvelerindeki ok
ekirdekleri amel birer dstur, birer proram hkmne geip yine
meyvedar aa hkmnde mteselsil hakaik gsteren Kur'an nerede?
Beerin malmumuz olan kelm nerede?
....!...!.
Bin yzelli senedir Kur'an- Hakm, btn hakaikn kinat
arsnda ap tehir ettii halde; herkes, her millet, her memleket onun
cevahirinden, hakaikndan almtr ve alyorlar. Halbuki ne o lfet, ne o
mebzuliyet, ne o mrur-u zaman, ne o byk tahavvltlar; onun
kymetdar hakaikna, onun gzel slblarna halel verememi,
ihtiyarlatmam, kurutmam, kymetten drmemi, hsnn
sndrmemitir. u halet tek bayla bir i'cazdr.
imdi biri ksa Kur'ann getirdii hakaikten bir ksmna kendi
hevesince ocuka bir intizam verse, Kur'ann baz ytna muaraza iin
nisbet etse, "Kur'ana yakn bir kelm syledim" dese, yle ahmakane bir
szdr ki, mesel talar muhtelif cevahirden bir saray- muhteemi
yapan ve o talarn vaziyetinde umum sarayn nuku-u liyesine bakan
mizanl naklar ile tezyin eden bir ustann san'atyla; o nuku-u liyeden
fehmi kasr, o sarayn btn cevahir ve znetlerinden bbehre bir di
adam, di hanelerin bir ustas, o saraya girip o kymetdar talardaki ulv
naklar bozup ocuka hevesine gre di bir hanenin vaziyetine gre bir
intizam, bir suret verse ve ocuklarn nazarna ho grnecek
---sh:(S:434) -------------
baz boncuklar taksa, sonra "Baknz! O sarayn ustasndan daha ziyade
meharet ve servetim var ve kymetdar znetlerim var" dese; divanece bir
hezeyan eden bir sahtekrn nisbet-i san'at gibidir.
NC U'LE: ziyas var.
BRNC ZYA: Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n byk bir vech-i
i'caz Onnc Sz'de beyan edilmitir. Kardeleri olan sair vcuh-u
i'caz srasna girmek iin bu makama alnmtr. te Kur'ann herbir
yeti, birer necm-i skb gibi i'caz ve hidayet nurunu ner ile kfr ve
gaflet zulmatn dattn grmek ve zevketmek istersen; kendini
Kur'ann nzulnden evvel olan o asr- cahiliyette ve o sahra-y
bedeviyette farzet ki, herey zulmet-i cehil ve gaflet altnda perde-i
cmud-u tabiata sarlm olduu bir anda birden Kur'ann lisan-
ulvsinden
,.:-!...-!........!...!~..
........!...!~...
,.:-!...-!...!...!
gibi yetleri iit bak: O lm veya yatm mevcudat- lem
~...~..sadsyla iitenlerin zihninde nasl diriliyorlar, hyar
oluyorlar, kyam edip zikrediyorlar. Hem o karanlk gkyznde birer
camid atepare olan yldzlar ve yerdeki perian mahlukat,
.... .!....!!~.. sayhasyla iitenin nazarnda
nasl gkyz bir az; btn yldzlar birer kelime-i hikmet-nma, birer
nur-u hakikat-eda ve arz bir kafa ve berr ve bahr birer lisan ve btn
hayvanat ve nebatat birer kelime-i tesbih-fean suretinde arz- ddar eder.
Yoksa bu zamandan t o zamana bakmakla, mezkr zevkin dekaikini
gremezsin. Evet o zamandan beri nurunu nereden ve mrur-u zamanla
ulm-u mtearife hkmne geen ve sair neyyirat- slmiye ile parlayan
ve Kur'ann gneiyle gndz rengini alan bir vaziyet ile veyahut sath ve
basit bir perde-i lfet ile baksan; elbette herbir yetin ne kadar tatl bir
zemzeme-i i'caz iinde ne eit zulmat dattn hakkyla gremezsin
ve birok enva'- i'caz iinde bu nevi i'cazn zevkedemezsin.
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n en yksek derece-i i'cazna bakmak
istersen, u temsil drbniyle bak. yle ki:

Gayet byk ve garib ve gayetle yaylm acib bir aa farzedelim
ki, o aa geni bir perde-i gayb altnda bir tabaka-i mesturiyet iinde
saklanmtr. Malmdur ki, bir aacn insann zalar gibi onun dallar,
meyveleri, yapraklar, iekleri gibi btn uzuvlar arasnda bir
mnasebet, bir tenasb, bir mvazenet lzmdr. Herbir cz', o aacn
mahiyetine gre bir ekil alr, bir suret verilir. te hi grlmeyen -ve
hl grnmyor- o aaca dair biri ksa, perde stnde onun herbir
zasna mukabil bir resim ekse, bir hudud izse; daldan meyveye,
meyveden yapraa bir tenasble bir suret tersim etse ve birbirinden
nihayet uzak mebde ve mntehasnn ortasnda uzuvlarnn ayn ekil ve
suretini gsterecek muvafk tersimat ile doldursa, elbette bhe kalmaz
ki, o ressam btn o gayb aac gayb-aina nazaryla grr, ihata eder,
sonra tasvir eder.
Aynen onun gibi, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan dahi hakikat-
mmkinata dair -ki o hakikat, dnyann ibtidasndan tut, t hiretin en
nihayetine kadar uzanm ve artan fere, zerreden emse kadar yaylm
olan ecere-i hilkatn hakikatna dair- beyanat- Kur'aniye o kadar
tenasb muhafaza etmi ve herbir uzva ve meyveye lyk bir suret
vermitir ki, btn muhakkikler nihayet-i tahkikinde Kur'ann tasvirine
"Mallah, Brekllah" deyip, "Tlsm- kinat ve muamma-y hilkati
kef ve fetheden yalnz sensin ey Kur'an- Kerim!" demiler.
......!.!. temsilde kusur yok. Esma ve sft- lahiye ve uun
ve ef'al-i Rabbaniye, bir ecere-i tb-i nur hkmnde temsil edilmekle; o
ecere-i nuraniyenin daire-i azameti ezelden ebede uzanp gidiyor.
Hudud-u kibriyas, gayr- mtenah feza-y tlakta yaylp ihata ediyor.
Hudud-u icraat
_..!..-!!. ......!..-.
hududundan tut, t
........L.....!.
...........!.-
hududuna kadar intiar etmi o hakikat- nuraniyeyi btn dal ve budak-
laryla, gayat ve meyveleriyle o kadar tenasble birbirine uygun, birbirine
lyk, birbirini krmayacak, birbirinin hkmn bozmayacak, birbirinden
tevahhu etmeyecek bir surette o hakaik-i esma ve sft ve uun ve ef'ali
beyan eder ki; btn ehl-i kef ve hakikat ve daire-i melektta cevelan
eden btn ashab- irfan ve hikmet, o beyanat- Kur'aniyeye kar
"Sbhanallah" deyip, "Ne kadar doru, ne kadar mutabk,
---sh:(S:435) -------------
---sh:(S:436) -------------
ne kadar gzel, ne kadar lyk" diyerek tasdik ediyorlar. Mesel: Btn
daire-i imkn ve daire-i vcuba bakan, hem o iki ecere-i azmenin bir
tek dal hkmnde olan imann erkn- sittesi ve o erknn dal ve
budaklarnn en ince meyve ve iekleri aralarnda o kadar bir tenasb
gzetilerek tasvir eder ve o derece bir mvazenet suretinde tarif eder ve o
mertebe bir mnasebet tarznda izhar eder ki, akl- beer idrakinden ciz
ve hsnne kar hayran kalr. Ve o iman dalnn buda hkmnde olan
slmiyetin erkn- hamsesi aralarnda ve o erknn t en ince teferruat,
en kk db ve en uzak gayat ve en derin hikemiyat ve en cz'
semeratna varncaya kadar aralarnda hsn- tenasb ve kemal-i
mnasebet ve tam bir mvazenet muhafaza ettiine delil ise, o Kur'an-
cmiin nusus ve vcuhundan ve iarat ve rumuzundan kan eriat-
kbra-y slmiyenin kemal-i intizam ve mvazeneti ve hsn- tenasb
ve rasaneti; cerhedilmez bir ahid-i dil, bhe getirmez bir brhan-
kat'dr. Demek oluyor ki, beyanat- Kur'aniye, beerin ilm-i cz'sine,
bahusus bir mminin ilmine mstenid olamaz. Belki bir ilm-i muhite
istinad ediyor ve cemi' eyay birden grebilir, ezel ve ebed ortasnda
btn hakaik bir anda mahede eder bir ztn kelmdr. menn...
KNC ZYA: Hikmet-i Kur'aniyenin karsnda meydan-
muarazaya kan felsefe-i beeriyenin, hikmet-i Kur'ana kar ne derece
sukut ettiini Onikinci Sz'de izah ve temsil ile tasvir ve sair Szlerde
isbat ettiimizden onlara havale edip imdilik baka bir cihette kk bir
mvazene ederiz. yle ki:
Felsefe ve hikmet-i insaniye, dnyaya sabit bakar; mevcudatn
mahiyetlerinden, hasiyetlerinden tafsilen bahseder. Sniine kar
vazifelerinden bahsetse de, icmalen bahseder. deta kinat kitabnn
yalnz nak ve huruflarndan bahseder, manasna ehemmiyet vermez.
Kur'an ise, dnyaya geici, seyyal, aldatc, seyyar, kararsz, inklabc
olarak bakar. Mevcudatn mahiyetlerinden, sur ve madd hsiyetlerinden
icmalen bahseder. Fakat Sni' tarafndan tavzif edilen vezaif-i
ubudiyetkranelerinden ve Sniin isimlerine ne vechile ve nasl delalet
ettikleri ve evamir-i tekviniye-i lahiyeye kar inkyadlarn tafsilen
zikreder. te felsefe-i beeriye ile hikmet-i Kur'aniyenin u tafsil ve
icmal hususundaki farklarna bakacaz ki, mahz- hak ve ayn- hakikat
hangisidir greceiz. te nasl elimizdeki saat, sureten sabit grnyor.
Fakat iindeki arklarn harektyla, daim iinde bir zelzele ve let ve
arklarnn zdrablar vardr. Aynen onun gibi; kudret-i lahiyenin bir
saat- kbras olan u dnya, zahir sabitiyetiyle beraber daim zelzele

ve tegayyrde, fena ve zevalde yuvarlanyor. Evet dnyaya zaman girdii
iin, gece ve gndz, o saat- kbrann saniyelerini sayan iki bal bir mil
hkmndedir. Sene, o saatin dakikalarn sayan bir ibre vaziyetindedir.
Asr ise, o saatin saatlerini ta'dad eden bir inedir. te zaman, dnyay
emvac- zeval stne atar. Btn mazi ve istikbali ademe verip, yalnz
zaman- hazr vcuda brakr. imdi zamann dnyaya verdii u ekil
ile beraber, mekn itibariyle dahi yine dnya zelzeleli, gayr- sabit bir
saat hkmndedir. nki cevv-i hava mekn abuk tegayyr ettiinden,
bir halden bir hale sr'aten getiinden baz gnde birka defa bulutlar ile
dolup boalmakla, saniye sayan milin suret-i tegayyr hkmnde bir
tegayyr veriyor. imdi, dnya hanesinin taban olan mekn- arz ise,
yz mevt ve hayata, nebat ve hayvanca pek abuk tebeddl ettiinden
dakikalar sayan bir mil hkmnde, dnyann u ciheti geici olduunu
gsterir. Zemin yz itibariyle byle olduu gibi, batnndaki inklabat ve
zelzelelerle ve onlarn neticesinde cibalin kmalar ve hasflar vuku
bulmas, saatleri sayan bir mil gibi dnyann u ciheti arca mrur
edicidir, gsterir. Dnya hanesinin tavan olan sema mekn ise,
ecramlarn harektyla, kuyruklu yldzlarn zuhuruyla, ksufat ve
husufatn vuku bulmasyla, yldzlarn sukut etmeleri gibi tegayyrat
gsterir ki; semavat dahi sabit deil; ihtiyarla, harabiyete gidiyor. Onun
tegayyrat, haftalk saatte gnleri sayan bir mil gibi endan ar ve ge
oluyor. Fakat her halde geici ve zeval ve harabiyete kar gittiini
gsterir. te dnya, dnya cihetiyle u yedi rkn zerinde bina
edilmitir. u rknler, daim onu sarsyor. Fakat u sarslan ve hareket
eden dnya, Sniine bakt vakit, o harekt ve tegayyrat, kalem-i
kudretin mektubat- Samedaniyeyi yazmas iin o kalemin ilemesidir. O
tebeddlt- ahval ise, esma-i lahiyenin cilve-i uunatn ayr ayr
tavsifat ile gsteren, tazelenen yineleridir. te dnya, dnya itibariyle
hem fenaya gider, hem lmee koar, hem zelzele iindedir. Hakikatta
akarsu gibi rhlet ettii halde, gaflet ile sureten incimad etmi, fikr-i
tabiatla kesafet ve kduret peyda edip hirete perde olmutur. te
felsefe-i sakime tedkikat- felsefe ile ve hikmet-i tabiiye ile ve
medeniyet-i sefihenin cazibedar lehviyatyla, sarhoane hevesatyla o
dnyann hem cmudetini ziyade edip gafleti kalnlatrm, hem
kduretle bulanmasn taz'f edip Snii ve hireti unutturuyor. Amma
Kur'an ise, u hakikattaki dnyay, dnya cihetiyle
.L.......L!. -.!.-..
...!.....!
ytyla pamuk gibi halla eder, atar.
---sh:(S:437) -------------
---sh:(S:438) -------------
......!..:....L..,!.
.......,......!!..L..,.
............! .....!..,!.
gibi beyanatyla o dnyaya effafiyet verir ve bulanmasn izale eder.
..!..-!.....!...-!.........!..
gibi nur-efan neyyiratyla, camid dnyay eritir.
..L..... .!.ve...:!.ve
..:.....!.
....!.-...!~...
.......
mevt-ld tabirleriyle dnyann ebediyet-i mevhumesini para para
eder.
..........~.-.....~....,.-.
,.....,:-......~.-....... .!.
.........-...,:.....!..-!..
......-.. ....-.....-
Gk grlemesi gibi sayhalaryla tabiat fikrini tevlid eden gafleti datr.
te Kur'ann batan baa kinata mteveccih olan yt, u esasa gre
gider. Hakikat- dnyay olduu gibi aar, gsterir. irkin dnyay, ne
kadar irkin olduunu gstermekle beerin yzn ondan evirtir, Snia
bakan gzel dnyann gzel yzn gsterir. Beerin gzn ona diktirir.
Hakik hikmeti ders verir. Kinat kitabnn manalarn talim eder. Hurufat
ve nukularna az bakar. Sarho felsefe gibi, irkine k olup, manay
unutturup, hurufatn nukuuyla insanlarn vaktini malayaniyatta
sarfettirmiyor.
NC ZYA: kinci Ziya'da hikmet-i beeriyenin hikmet-i
Kur'aniyeye kar sukutuna ve hikmet-i Kur'aniyenin i'cazna iaret ettik.
---sh:(S:439) -------------
imdi u ziyada, Kur'ann akirdleri olan asfiya ve evliya; ve hkemann
mnevver ksm olan hkema-y rakiyyunun hikmetleriyle Kur'ann
hikmetine kar derecesini gsterip, u cihette Kur'ann i'cazna muhtasar
bir iaret edeceiz:
te Kur'an- Hakm'in ulviyetine en sadk bir delil ve
hakkaniyetine en zahir bir brhan ve i'cazna en kav bir almet udur ki:
Kur'an, btn aksam- tevhidin btn meratibini, btn levazmatyla
muhafaza ederek beyan edip mvazenesini bozmam, muhafaza etmi.
Hem btn hakaik-i liye-i lahiyenin mvazenesini muhafaza etmi.
Hem btn esma-i hsnann iktiza ettikleri ahkmlar cem'etmi, o
ahkmn tenasbn muhafaza etmi. Hem rububiyet ve uluhiyetin
uunatn kemal-i mvazene ile cem'etmitir. te u muhafaza ve
mvazene ve cem', bir hsiyettir. Kat'iyyen beerin eserinde mevcud
deil ve eazm- insaniyenin netaic-i efkrnda bulunmuyor. Ne,
melekte geen evliyalarn eserinde; ne, umrun btnlarna geen
rakiyyunun kitablarnda; ne, lem-i gayba nfuz eden ruhanlerin
maarifinde hi bulunmuyor. Gya bir taksim-l a'mal hkmnde herbir
ksm hakikatn ecere-i uzmasndan yalnz bir-iki dalna yapyor.
Yalnz onun meyvesiyle, yaprayla urayor. Bakasndan ya haberi
yok, yahut bakmyor. Evet hakikat- mutlaka, mukayyed enzar ile ihata
edilmez. Kur'an gibi bir nazar- kll lzm ki, ihata etsin. Kur'andan
baka endan Kur'andan da ders alyorlar, fakat hakikat- klliyenin, cz'
zihniyle yalnz bir-iki tarafn tamamen grr, onunla megul olur, onda
hapsolur. Ya ifrat veya tefrit ile hakaikn mvazenesini ihll edip
tenasbn izale eder. u hakikat, Yirmidrdnc Sz'n kinci Dalnda
acib bir temsil ile izah edilmitir. imdi de baka bir temsil ile u
mes'eleye iaret ederiz. Mesel:
Bir denizde hesabsz cevherlerin aksamyla dolu bir definenin
bulunduunu farzedelim. Gavvas dalglar, o definenin cevahirini aramak
iin dalyorlar. Gzleri kapal olduundan el yordamyla anlarlar. Bir
ksmnn eline uzunca bir elmas geer. O gavvas hkmeder ki; btn
hazine, uzun direk gibi elmastan ibarettir. Arkadalarndan baka cevahiri
iittii vakit hayal eder ki; o cevherler, bulduu elmasn tbileridir, fusus
ve nukulardr. Bir ksmnn da krev bir yakut eline geer; bakas,
murabba bir kehribar bulur ve hkeza... Herbiri eliyle grd cevheri, o
hazinenin asl ve mu'zam itikad edip, iittiklerini o hazinenin zevaid ve
teferruat zanneder. O vakit hakaikn mvazenesi bozulur. Tenasb de
gider. ok hakikatn rengi deiir. Hakikatn hakik rengini grmek iin
tevilta ve tekellfata muztar kalr. Hatt bazan inkr
---sh:(S:440) -------------
ve ta'tile kadar giderler. Hkema-y rakiyyunun kitablarna ve Snnetin
mizanyla tartmayp kefiyat ve mehudatna itimad eden mutasavvfnin
kitablarna teemml eden, bu hkmmz bilbhe tasdik eder. Demek
hakaik-i Kur'aniyenin cinsinden ve Kur'ann dersinden aldklar halde, -
nki Kur'an deiller- byle nks geliyor. Bahr-i hakaik olan Kur'ann
yetleri dahi, o deniz iindeki definenin bir gavvasdr. Lkin onlarn
gzleri ak, defineyi ihata eder. Definede ne var, ne yok grr. O
defineyi yle bir tenasb ve intizam ve insicamla tavsif eder, beyan eder
ki, hakik hsn- cemali gsterir. Mesel: yet-i
........L.....!.....!.......-....
..:.!.-.!L... .!_.L....
ifade ettikleri azamet-i rububiyeti grd gibi,
....!........-..
... ..:.....-.,..._.!.
..-...... .......-...
,....... ..
ifade ettikleri mul- rahmeti gryor, gsteriyor. Hem
..!.....L!.-.......!.- ifade ettii
vs'at- hallakyeti grp gsterdii gibi, ...-...,:..- ifade
ettii mul- tasarrufu ve ihata-i rububiyeti grp, gsterir.
.....-..-. ifade ettii hakikat- azme ile
.-.!!.-.. ifade ettii hakikat- kerimaneyi
......-....-.!....!..:!. ifade ettii hakikat-
azme-i hkimane-i miraneyi grr, gsterir.




---sh:(S:441) -------------
........,....L!!...,!.
.....:..-.!..:.....
ifade ettikleri hakikat- rahmane-i mdebbiraneyi
...L.-..'..........!......
ifade ettii hakikat- azme ile
,.....,:-...
ifade ettii hakikat- rakibaneyi
,.....:.....!...L!..-.....
ifade ettii hakikat- muhita gibi
........,.-......... .-..!.
...!..-..!..-..
ifadeettii akrebiyeti
...!...-.........!~..!.:...!~.-
iaret ettii hakikat- ulviyeyi
......!_........-...-!.....
-.!..:..!...:-.!.
ifade ettii hakikat- cmia gibi btn uhrev ve dnyev, ilm ve amel
erkn- sitte-i imaniyenin herbirisini tafsilen ve erkn- hamse-i
slmiyenin herbirisini kasden ve cidden ve saadet-i dreyni temin eden
btn dsturlar grr, gsterir. Mvazenesini muhafaza edip,
tenasbn idame edip o hakaikn heyet-i mecmuasnn tenasbnden
hasl olan hsn ve cemalin menbandan Kur'ann bir i'caz- manevsi
ne'et eder.
te u srr- azmdendir ki; lema-i ilm-i Kelm, Kur'ann
akirdleri olduklar halde, bir ksm onar cild olarak erkn- imaniyeye
dair binler eser yazdklar halde, Mu'tezile gibi akl nakle tercih ettikleri
iin



---sh:(S:442) -------------
Kur'ann on yeti kadar vuzuh ile ifade ve kat' isbat ve cidd ikna
edememiler. deta onlar, uzak dalarn altnda lam yapp, borularla t
lemin nihayetine kadar silsile-i esbab ile gidip orada silsileyi keser.
Sonra b- hayat hkmnde olan marifet-i lahiyeyi ve vcud-u Vcib-l
Vcud'u isbat ederler. yet-i kerime ise, herbirisi birer as-y Musa gibi
her yerde suyu karabilir, hereyden bir pencere aar, Sni'-i Zlcelali
tanttrr. Kur'ann bahrinden tereuh eden Arab "Katre" risalesinde ve
sair Szlerde u hakikat fiilen isbat edilmi ve gstermiiz. te hem u
srdandr ki: Btn- umra gidip, Snnet-i Seniyeye ittiba etmeyerek,
mehudatna itimad ederek yar yoldan dnen ve bir cemaatin riyasetine
geip bir frka tekil eden frak- dllenin btn imamlar hakaikn
tenasbn, mvazenesini muhafaza edemediindendir ki, byle bid'aya,
dalalete dp bir cemaat- beeriyeyi yanl yola sevketmiler. te
bunlarn btn aczleri, yt- Kur'aniyenin i'cazn gsterir.
* * *

























---sh:(S:443) -------------

HTME

Kur'ann lemaat- i'cazndan iki lem'a-i i'caziye, Ondokuzuncu
Sz'n Ondrdnc Rehasnda gemitir ki; bir sebeb-i kusur
zannedilen tekrarat ve ulm-u kevniyede icmali, herbiri birer lem'a-i
i'cazn menbadr. Hem Kur'anda mu'cizat- enbiya yznde parlayan bir
lem'a-i i'caz- Kur'an, Yirminci Sz'n kinci Makamnda vzhan
gsterilmitir. Daha bunlar gibi sair Szlerde ve risale-i arabiyemde ok
lemaat- i'caziye zikredilip onlara iktifaen yalnz unu deriz ki:
Bir mu'cize-i Kur'aniye daha udur ki: Nasl btn mu'cizat-
enbiya, Kur'ann bir nak- i'cazn gstermitir; yle de Kur'an btn
mu'cizatyla bir mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) olur ve btn mu'cizat-
Ahmediye (A.S.M.) dahi, Kur'ann bir mu'cizesidir ki, Kur'ann Cenab-
Hakk'a kar nisbetini gsterir ve o nisbetin zuhuruyla herbir kelimesi bir
mu'cize olur. nki o vakit birtek kelime bir ekirdek gibi bir ecere-i
hakaik manen tazammun edebilir. Hem merkez-i kalb gibi hakikat-
uzmann btn zasna mnasebetdar olabilir. Hem bir ilm-i muhite ve
nihayetsiz bir iradeye istinad ettii iin, hurufuyla, heyetiyle, vaziyetiyle,
mevkiiyle hadsiz eyaya bakabilir. te u srdandr ki; lema-i ilm-i
huruf, Kur'ann bir harfinden bir sahife kadar esrar bulduklarn iddia
ederler ve davalarn o fennin ehline isbat ediyorlar.
Risalenin bandan uraya kadar btn u'leleri, ualar, lem'alar,
nurlar, ziyalar nazara topla; birden bak. Bataki dava, imdi kat' netice
olarak, yani
........-!....-...!.
....-.!,..-..!..........!.
i yksek bir sad ile okuyup iln ediyorlar.
,.:-!,..-!...............!,......-..
!~.....L-.........-'....
...!.......-._..!...._.


---sh:(S:443) -------------
!......
.................,....,..!
......,L......... ..-.
.........L!.:...
...... ...... ..........
..............-......
........:.......-...
.....:....L!........
...-..............!..!
...-..-..-..!.......-.:...
.-.!.....!..L!...!...!...!..!
...!-!...!..-!....-!..!..-.!
.. .L-....!. .-..!..:!.
.........-..!..-.!......
..-...~...........L.......~.:.
......:......-...............
~...........:............
...!...!.........-................
...!.....-
........!.-!..!..-!,......-.


---sh:(S:445) -------------



BRNC ZEYL

[Makam tibariyle Yirmibeinci Sz'e lhak Edilen Zeyillerden, Yedinci
ua'nn Birinci Makamnn Onyedinci Mertebesidir.]

Bu dnyada hayatn gayesi ve hayatn hayat iman olduunu bilen
bu yorulmaz ve tok olmaz yolcu, kendi kalbine dedi ki: "Aradmz ztn
sz ve kelm denilen bu dnyada en mehur ve en parlak ve en hkim
ve ona teslim olmayan herkese, her asrda meydan okuyan Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan namndaki kitaba mracaat edip, o ne diyor, bilelim.
Fakat en evvel, bu kitab bizim hlkmzn kitab olduunu isbat etmek
lzmdr, diye taharriye balad.
Bu seyyah bu zamanda bulunduu mnasebetiyle en evvel
manev i'caz- Kur'aniyenin lem'alar olan Risale-i Nur'a bakt ve onun
yzotuz risaleleri, yt- Furkaniyenin nkteleri ve klar ve esasl
tefsirleri olduunu grd. Ve Risale-i Nur, bu kadar muannid ve mlhid
bir asrda her tarafa hakaik-i Kur'aniyeyi mcahidane nerettii halde,
karsna kimse kamadndan isbat eder ki; onun stad ve menba ve
mercii ve gnei olan Kur'an semavdir, beer kelm deildir. Hatt
Resail-in Nur'un yzer hccetlerinden birtek hccet-i Kur'aniyesi olan
Yirmibeinci Sz ile Ondokuzuncu Mektub'un hiri, Kur'ann krk
vecihle mu'cize olduunu yle isbat etmi ki; kim grmse deil tenkid
ve itiraz etmek, belki isbatlarna hayran olmu, takdir ederek ok sena
etmi. Kur'ann vech-i i'cazn ve hak Kelmullah olduunu isbat etmek
cihetini Risalet-n Nur'a havale ederek yalnz bir ksa iaretle
bykln gsteren birka noktaya dikkat etti.
Birinci Nokta: Naslki Kur'an btn mu'cizatyla ve
hakkaniyetine delil olan btn hakaikyla, Muhammed Aleyhissalt
Vesselm'n bir mu'cizesidir. yle de Muhammed Aleyhissalt
Vesselm da, btn mu'cizatyla ve delail-i nbvvetiyle ve kemalt-
ilmiyesiyle Kur'ann bir mu'cizesidir ve Kur'an kelmullah olduuna bir
hccet-i katasdr.
kinci Nokta: Kur'an, bu dnyada yle nuran ve saadetli ve
hakikatl



bir surette bir tebdil-i hayat- itimaiye ile beraber, insanlarn hem
nefislerinde, hem kalblerinde, hem ruhlarnda, hem akllarnda, hem
hayat- ahsiyelerinde, hem hayat- itimaiyelerinde, hem hayat-
siyasiyelerinde yle bir inklab yapm ve idame etmi ve idare etmi ki;
ondrt asr mddetinde, her dakikada, altbin altyz altmalt yetleri,
kemal-i ihtiramla, hi olmazsa yz milyondan ziyade insanlarn dilleriyle
okunuyor ve insanlar terbiye ve nefislerini tezkiye ve kalblerini tasfiye
ediyor. Ruhlara inkiaf ve terakki ve akllara istikamet ve nur ve hayata
hayat ve saadet veriyor. Elbette byle bir kitabn misli yoktur, hrikadr,
fevkaldedir, mu'cizedir.
nc Nokta: Kur'an, o asrdan t imdiye kadar yle bir
belgat gstermi ki, K'be'nin duvarnda altun ile yazlan en mehur
ediblerin "Muallakat- Seb'a" namyla hretiar kasidelerini o dereceye
indirdi ki, Lebid'in kz, babasnn kasidesini K'be'den indirirken demi:
"yta kar bunun kymeti kalmad."
Hem bedevi bir edib: ....... yeti okunurken
iittii vakit secdeye kapanm. Ona demiler: "Sen mslman m
oldun?" O demi: "Hyr, ben bu yetin belgatna secde ettim."
Hem ilm-i belgatn dhlerinden Abdlkahir-i Crcan ve
Sekkak ve Zemaher gibi binlerle dh imamlar ve mtefennin edibler
icma' ve ittifakla karar vermiler ki: "Kur'ann belgat, tkat- beerin
fevkindedir, yetiilmez."
Hem o zamandan beri mtemadiyen meydan- muarazaya davet
edip, marur ve enaniyetli ediblerin ve beliglerin damarlarna
dokundurup, gururlarn kracak bir tarzda der: "Ya birtek surenin mislini
getiriniz veyahut dnyada ve hirette helket ve zilleti kabul ediniz." diye
iln ettii halde o asrn muannid beligleri birtek surenin mislini
getirmekle ksa bir yol olan muarazay brakp, uzun olan, can ve
mallarn tehlikeye atan muharebe yolunu ihtiyar etmeleri isbat eder ki, o
ksa yolda gitmek mmkn deildir.
Hem Kur'ann dostlar, Kur'ana benzemek ve taklid etmek
evkiyle ve dmanlar dahi Kur'ana mukabele ve tenkid etmek sevkiyle
o vakitten beri yazdklar ve yazlan ve telahuk-u efkr ile terakki eden
milyonlarla Arab kitablar ortada geziyor. Hibirisinin ona
yetiemediini, hatt en ad adam dahi dinlese, elbette diyecek: "Bu
Kur'an, bunlara benzemez ve onlarn mertebesinde deil." Ya onlarn
altnda veya umumunun fevkinde olacak. Umumunun altnda olduunu
dnyada hibir ferd, hibir kfir, hatt hibir ahmak diyemez. Demek
mertebe-i belgat umumun fevkindedir. Hatt bir adam
---sh:(S:446) -------------
---sh:(S:447) -------------
..... .!...!~..
yetini okudu. Dedi ki: "Bu yetin hrika telakki edilen belgatn
gremiyorum." Ona denildi: "Sen dahi bu seyyah gibi o zamana git,
orada dinle." O da kendini Kur'andan evvel orada tahayyl ederken grd
ki: Mevcudat- lem perian, karanlk camid ve uursuz ve vazifesiz
olarak hl, hadsiz, hududsuz bir fezada; kararsz, fni bir dnyada
bulunuyorlar. Birden Kur'ann lisanndan bu yeti dinlerken grd: Bu
yet, kinat stnde, dnyann yznde yle bir perde at ve klandrd
ki, bu ezel nutuk ve bu sermed ferman asrlar sralarnda dizilen
zuurlara ders verip gsteriyor ki; bu kinat bir cmi-i kebir hkmnde,
bata semavat ve arz olarak umum mahlukat hayatdarane zikir ve
tesbihte ve vazife banda c u hurula mes'udane ve memnunane bir
vaziyette bulunduruyor, diye mahede etti ve bu yetin derece-i
belgatn zevkederek sair yetleri buna kyasla Kur'ann zemzeme-i
belgat arzn nsfn ve nev'-i beerin humsunu istil ederek hamet-i
saltanat kemal-i ihtiramla ondrt asr bilfasla idame ettiinin binler
hikmetlerinden bir hikmetini anlad.
Drdnc Nokta: Kur'an, yle hakikatl bir halvet gstermi ki,
en tatl bireyden dahi usandran ok tekrar, Kur'an tilavet edenler iin
deil usandrmak, belki kalbi rmemi ve zevki bozulmam adamlara
tekrar- tilaveti halvetini ziyadeletirdii, eski zamandan beri herkese
msellem olup darb- mesel hkmne gemi. Hem yle bir tazelik ve
genlik ve ebabet ve garabet gstermi ki, ondrt asr yaad ve
herkesin eline kolayca girdii halde, imdi nzil olmu gibi tazeliini
muhafaza ediyor. Her asr, kendine hitab ediyor gibi bir genlikte
grm. Her taife-i ilmiye ondan her vakit istifade etmek iin kesretle ve
mebzuliyetle yanlarnda bulundurduklar ve slb-u ifadesine ittiba ve
iktida ettikleri halde, o slbundaki ve tarz- beyanndaki garabetini
aynen muhafaza ediyor.
Beincisi: Kur'ann bir cenah mazide, bir cenah mstakbelde,
kk ve bir kanad eski Peygamberlerin ittifakl hakikatlar olduu ve bu
onlar tasdik ve teyid ettii ve onlar dahi tevafukun lisan- haliyle bunu
tasdik ettikleri gibi, yle de: Evliya ve asfiya gibi ondan hayat alan
semereleri ve hayatdar tekemmlleriyle, ecere-i mbarekelerinin
hayatdar, feyizdar ve hakikat-medar olduuna delalet eden ve ikinci
kanadnn himayesi altnda yetien ve yaayan velayetin btn hak
tarkatlar ve slmiyetin btn hakikatl ilimleri, Kur'ann ayn- hak ve
mecma-i hakaik ve cmiiyette misilsiz bir hrika olduuna ehadet eder.
---sh:(S:448) -------------
Altncs: Kur'ann alt ciheti nuranidir, sdk ve hakkaniyetini
gsterir. Evet altnda hccet ve brhan direkleri, stnde sikke-i i'caz
lem'alar, nnde ve hedefinde saadet-i dreyn hediyeleri, arkasnda
nokta-i istinad vahy-i semav hakikatlar, sanda hadsiz ukl-
mstakimenin delillerle tasdikleri, solunda selim kalblerin ve temiz
vicdanlarn cidd itminanlar ve samim incizablar ve teslimleri; Kur'ann
fevkalde, hrika, metin ve hcum edilmez bir kal'a-i semaviye-i arziye
olduunu isbat ettikleri gibi, alt makamdan dahi onun ayn- hak ve sadk
olduuna ve beerin kelm olmadna, hem yanl olmadna imza
eden, bata bu kinatta daima gzellii izhar, iyilii ve doruluu himaye
ve sahtekrlar ve mfterileri imha ve izale etmek detini bir dstur-u
faaliyet ittihaz eden bu kinatn mutasarrf, o Kur'ana lemde en makbul,
en yksek, en hkimane bir makam- hrmet ve bir mertebe-i
muvaffakyet vermesiyle onu tasdik ve imza ettii gibi, slmiyetin
menba ve Kur'ann tercman olan ztn (Aleyhissalt Vesselm)
herkesten ziyade ona itikad ve ihtiram ve nzul zamannda uyku gibi
bir vaziyet-i naimanede bulunmas ve sair kelmlar ona yetiememesi ve
bir derece benzememesi ve mmiyetiyle beraber gitmi ve gelecek hakik
hdisat- kevniyeyi, gaybiyane Kur'an ile teredddsz ve itminan ile
beyan etmesi ve ok dikkatli gzlerin nazar altnda hibir hile, hibir
yanl vaziyeti grlmeyen o tercmann, btn kuvvetiyle Kur'ann
herbir hkmne iman edip tasdik etmesi ve hibir ey onu sarsmamas;
Kur'an semav, hakkaniyetli ve kendi Hlk- Rahminin mbarek kelm
olduunu imza ediyor.
Hem nev'-i insann humsu, belki ksm- a'zam, gz nnde ona
mncezibane ve dindarane irtibat ve hakikatperestane ve mtakane
kulak vermesi ve ok emarelerin ve vakalarn ve kefiyatn ehadetiyle,
cinn ve melek ve ruhanlerin dahi, tilaveti vaktinde pervane gibi
hakperestane etrafnda toplanmas, Kur'ann kinata makbuliyetine ve
en yksek bir makamda bulunduuna bir imzadr.
Hem nev'-i beerin umum tabakalar, en gabi ve miden tut, t en
zeki ve lime kadar herbirisi, Kur'ann dersinden tam hisse almalar ve en
derin hakikatlar fehmetmeleri ve yzlerle fen ve ulm-u slmiyenin ve
bilhassa eriat- kbrann byk mtehidleri ve usl-d din ve ilm-i
Kelm'n dh muhakkikleri gibi, her taife kendi ilimlerine ait btn
hacatn ve cevablarn Kur'andan istihra etmeleri, Kur'an menba- hak
ve maden-i hakikat olduuna bir imzadr.
Hem edebiyata en ileri bulunan Arab edibleri, (imdiye kadar


--sh:(S:449) -------------
mslman olmayanlar) imdiye kadar muarazaya pekok muhta
olduklar halde Kur'ann i'cazndan yedi byk vechi varken, yalnz
birtek vechi olan belgatnn, (tek bir surenin) mislini getirmekten
istinkflar ve imdiye kadar gelen ve muaraza ile hret kazanmak
isteyen mehur beliglerin ve dh limlerin onun hibir vech-i i'cazna
kar kamamalar ve cizane skt etmeleri; Kur'an mu'cize ve tkat-
beerin fevkinde olduuna bir imzadr.
Evet bir kelm "Kimden gelmi ve kime gelmi ve ne iin?"
denilmesiyle kymeti ve ulviyeti ve belgat tezahr etmesi noktasndan,
Kur'ann misli olamaz ve ona yetiilemez. nki Kur'an, btn lemlerin
Rabbi ve Hlknn hitab ve konumas ve hibir cihette taklidi ve
tasannuu ihsas edecek bir emare bulunmayan bir mklemesi ve btn
insanlarn belki btn mahlukatn namna meb'us ve nev'-i beerin en
mehur ve namdar muhatab bulunan ve o muhatabn kuvvet ve vs'at-i
iman, koca slmiyeti tereuh edip sahibini Kab- Kavseyn makamna
kararak muhatab- Samedaniyeye mazhariyetle nzul eden ve saadet-i
dreyne dair ve hilkat- kinatn neticelerine ve ondaki Rabban
maksadlara ait mesaili ve o muhatabn btn hakaik-i slmiyeyi tayan
en yksek ve en geni olan imann beyan ve izah eden ve koca kinatn
bir harita, bir saat, bir hane gibi her tarafn gsterip evirip, onlar yapan
san'atkr tavryla ifade ve talim eden Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n elbette
mislini getirmek mmkn deildir ve derece-i i'cazna yetiilmez.
Hem, Kur'an tefsir eden ve bir ksm otuz-krk hatt yetmi cild
olarak birer tefsir yazan yksek zekl mdakkik binlerle mtefennin
lemann, senedleri ve delilleriyle beyan ettikleri Kur'andaki hadsiz
meziyetleri ve nkteleri ve hsiyetleri ve srlar ve l manalar ve umr-u
gaybiyenin her nev'inden kesretli gayb ihbarlar izhar ve isbat etmeleri
ve bilhassa Risale-i Nur'un yzotuz kitabnn herbiri Kur'ann bir
meziyetini, bir nktesini kat' brhanlarla isbat etmesi ve bilhassa
Mu'cizat- Kur'aniye Risalesi; imendifer ve tayyare gibi medeniyetin
hrikalarndan ok eyleri Kur'andan istihrac eden Yirminci Sz'n kinci
Makam ve Risale-i Nur'a ve elektrie iaret eden yetlerin iaratn
bildiren arat- Kur'aniye namndaki Birinci ua ve huruf-u Kur'aniye ne
kadar muntazam, esrarl ve manal olduunu gsteren Rumuzat-
Semaniye namndaki sekiz kk risaleler ve Sure-i Feth'in hirki yeti
be vecihle ihbar- gayb cihetinde mu'cizeliini isbat eden kk bir
risale gibi Risale-i Nur'un herbir cz', Kur'ann bir hakikatn, bir nurunu
izhar etmesi; Kur'ann misli olmadna ve mu'cize ve hrika olduuna ve
bu lem-i ehadette lem-i gaybn lisan ve bir Allm-l Guyub'un kelm
bulunduuna bir imzadr.
---sh:(S:450) -------------
te alt noktada ve alt cihette ve alt makamda iaret edilen,
Kur'ann mezkr meziyetleri ve hsiyetleri iindir ki; hametli hkimiyet-
i nuraniyesi ve azametli saltanat- kudsiyesi, asrlarn yzlerini
klandrarak zemin yzn dahi bin yz sene tenvir ederek kemal-i
ihtiramla devam etmesi, hem o hsiyetleri iindir ki, Kur'ann herbir
harfi, hi olmazsa on sevab ve on hasenesi olmas ve on meyve-i bki
vermesi, hatt bir ksm ytn ve surelerin herbir harfi, yz ve bin ve
daha ziyade meyve vermesi ve mbarek vakitlerde her harfin nuru ve
sevab ve kymeti ondan yzlere kmas gibi kuds imtiyazlar kazanm,
diye dnya seyyah anlad ve kalbine dedi: te byle her cihetle
mu'cizatl bu Kur'an; surelerinin icmayla ve ytnn ittifakyla ve esrar u
envrnn tevafukuyla ve semerat ve srnn tetabukuyla birtek Vcib-l
Vcud'un vcuduna ve vahdetine ve sft ve esmasna deliller ile isbat
suretinde yle ehadet etmi ki, btn ehl-i imann hadsiz ehadetleri,
onun ehadetinden tereuh etmiler.
te bu yolcunun Kur'andan ald ders-i tevhid ve imana ksa bir
iaret olarak Birinci Makam'n onyedinci mertebesinde byle:
......_.!.-..-.!...!..! .!.
.....!....!...!.--.!..!.-.....
............!.-!.......!...
..L..,.!................!....-...:
...............L......!
..........!...-.!....-_.-!....!.
.......:.-...:....:.-.:.!.-.
.....!....!...... .
.............!.....!.._....
..-!....:.!..........-.L.
denilmitir.



---sh:(S:451) -------------


Onbirinci ua Olan Meyve Risalesi'nin Onuncu Mes'elesi:

EMRDAI E

Kur'anda olan tekrarata gelen itirazlara kar gayet kuvvetli bir
cevabdr.
Aziz sddk kardelerim!
Geri bu mes'ele, perian vaziyetimden mevve ve letafetsiz
olmu. Fakat o mevve ibare altnda ok kymetli bir nevi i'caz kat'
bildim. Maatteessf ifadeye muktedir olamadm. Her ne kadar ibaresi
snk olsa da, Kur'ana ait olmak cihetiyle hem ibadet-i tefekkriye, hem
kuds, yksek, parlak bir cevherin sadefidir. Yrtk libasna deil, elindeki
elmasa baklsn. Eer mnasib ise, "Onuncu Mes'ele" yapnz; deilse,
sizin tebrik mektublarnza mukabil bir mektub kabul ediniz. Hem bunu
gayet hasta ve perian ve gdasz, bir-iki gn Ramazanda, mecburiyetle
gayet mcmel ve ksa ve bir cmlede pek ok hakikatleri ve mteaddid
hccetleri dercederek yazdm. Kusura baklmasn. (Haiye)
Aziz sddk kardelerim! Ramazan- erifte Kur'an- Mu'ciz-l
Beyan' okurken Risale-i Nur'a iaretleri Birinci ua'da beyan olunan
otuz yetten hangisi gelse bakyorum ki, o yetin sahifesi ve yapra ve
kssas dahi Risale-i Nur'a ve akirdlerine kssadan hisse almak
noktasnda bir derece bakyor. Hususan Sure-i Nur'dan yt-n nur, on
parmakla Risale-i Nur'a bakt gibi, arkasndaki yt- zulmat dahi
muarzlarna tam bakyor ve ziyade hisse veriyor. deta o makam,
cz'iyetten kp klliyet kesbeder ve bu asrda o klliyetin tam bir ferdi
Risale-i Nur ve akirdleridir diye hissettim. Evet Kur'ann hitab, evvela
Mtekellim-i Ezel'nin rububiyet-i mmesinin geni makamndan, hem
nev-i beer, belki kinat namna muhatab olan ztn geni makamndan,
hem umum nev-i beer ve ben-demin btn asrlarda iradlarnn gayet



(Haiye): Denizli hapsinin meyvesine Onuncu Mes'ele olarak Emirda'nn ve
bu Ramazan- erifin nurlu bir kk ieidir. Tekrarat- Kur'aniyenin bir
hikmetini beyanla, ehl-i dalaletin ufunetli ve zehirli evhamlarn izale eder.



---sh:(S:452) -------------
vs'atli makamndan, hem dnya ve hiretin, arz ve semavatn ve ezel ve
ebedin ve Hlk- Kinat'n rububiyetine ve btn mahlukatn tedbirine
dair kavanin-i lahiyenin gayet yksek ihatal beyanatnn makamndan
ald vs'at ve ulviyet ve ihata cihetiyle o hitab, yle bir yksek i'caz ve
mul gsterir ki; ders-i Kur'ann muhatablarndan en kesretli taife olan
tabaka-i avamn basit fehimlerini okayan zahir ve basit mertebesi dahi
en ulv tabakay da tam hissedar eder. Gya kssadan yalnz bir hisse ve
bir hikye-i tarihiyeden bir ibret deil, belki bir kll dsturun efrad
olarak her asra ve her tabakaya hitab ederek taze nzil oluyor ve bilhassa
ok tekrar ile ..!.L!..!.L! deyip tehdidleri ve zulmlerinin
cezas olan musibet-i semaviye ve arziyeyi iddetle beyan, bu asrn
emsalsiz zulmlerine Kavm-i d ve Semud ve Firavun'un balarna gelen
azablarla baktryor ve mazlum ehl-i imana brahim ve Musa
Aleyhimesselm gibi enbiyann necatlaryla teselli veriyor.
Evet nazar- gaflet ve dalalette, vahetli ve dehetli bir ademistan
ve elm ve mahvolmu bir mezaristan olan btn gemi zaman ve lm
karnlar ve asrlar; canl birer sahife-i ibret ve batan baa ruhlu, hayatdar
bir acib lem ve mevcud ve bizimle mnasebetdar bir memleket-i
Rabbaniye suretinde sinema perdeleri gibi, kh bizi o zamanlara, kh o
zamanlar yanmza getirerek her asra ve her tabakaya gsterip yksek bir
i'caz ile dersini veren Kur'an- Mu'ciz-l Beyan ayn i'caz ile, nazar-
dalalette camid, perian, l, hadsiz bir vahetgh olan ve firak ve
zevalde yuvarlanan bu kinat bir kitab- Samedan, bir ehr-i Rahman,
bir meher-i sun'-i Rabban olarak o camidat canlandrp birer vazifedar
suretinde birbiriyle konuturup ve birbirinin imdadna koturup nev'-i
beere ve cinn ve melee hakik ve nurlu ve zevkli hikmet dersleri veren
bu Kur'an- Azman'n elbette her harfinde on ve yz ve bazan bin ve
binler sevab bulunmas ve btn cinn ve ins toplansa onun mislini
getirememesi ve btn ben-demle ve kinatla tam yerinde konumas
ve her zaman milyonlar hfzlarn kalblerinde zevk ile yazlmas ve ok
tekrarla ve kesretli tekraratyla usandrmamas ve ok iltibas yerleri ve
cmleleri ile beraber ocuklarn nazik ve basit kafalarnda mkemmel
yerlemesi ve hastalarn ve az szden mteessir olan ve sekeratta
olanlarn kulanda m-i zemzem misill ho gelmesi gibi kuds
imtiyazlar kazanr ve iki cihann saadetlerini kendi akirdlerine
kazandrr. Ve tercmann mmiyet mertebesini tam riayet


---sh:(S:453) -------------
etmek srryla hibir tekellf ve hibir tasannu ve hibir gsterie meydan
vermeden selaset-i ftriyesini ve dorudan doruya semadan gelmesini ve
en kesretli olan tabakat- avamn basit fehimlerini tenezzlt- kelmiye
ile okamak hikmetiyle en ziyade sema ve arz gibi en zahir ve bedih
sahifelerini ap o diyat altndaki hrikulde mu'cizat- kudretini ve
manidar sutur-u hikmetini ders vermekle ltf-u iradda gzel bir i'caz
gsterir. Tekrar iktiza eden dua ve davet, zikir ve tevhid kitab dahi
olduunu bildirmek srryla gzel, tatl tekraratyla birtek cmlede ve
birtek kssada ayr ayr ok manalar, ayr ayr muhatab tabakalarna
tefhim etmekte ve cz' ve di bir hdisede en cz' ve ehemmiyetsiz
eyler dahi nazar- merhametinde ve daire-i tedbir ve iradesinde
bulunmasn bildirmek srryla tesis-i slmiyette ve tedvin-i eriatta
sahabelerin cz' hdiselerini dahi nazar- ehemmiyete almasnda; hem
kll dsturlarn bulunmas, hem umum olan slmiyetin ve eriatn
tesisinde o cz' hdiseler, ekirdekler hkmnde ok ehemmiyetli
meyveleri verdikleri cihetinde de bir nevi i'cazn gsterir. Evet ihtiyacn
tekerrryle, tekrarn lzumu haysiyetiyle, yirmi sene zarfnda pek ok
mkerrer suallere cevab olarak ayr ayr ok tabakalara ders veren ve
koca kinat para para edip kyamette eklini deitirerek dnyay
kaldrp onun yerine azametli hireti kuracak ve zerrattan yldzlara kadar
btn cz'iyat ve klliyatn tek bir ztn elinde ve tasarrufunda
bulunduunu isbat edecek ve kinat ve arz ve semavat ve anasr
kzdran ve hiddete getiren nev'-i beerin zulmlerine, kinatn netice-i
hilkati hesabna gazab- lahyi ve hiddet-i Rabbaniyeyi gsterecek
hadsiz ve nihayetsiz ve dehetli ve geni bir inklabn tesisinde binler
netice kuvvetinde baz cmleleri ve hadsiz delillerin neticesi olan bir
ksm yetleri tekrar etmek; deil bir kusur, belki gayet kuvvetli bir i'caz
ve gayet yksek bir belgat ve mukteza-y hale gayet mutabk bir
cezalettir, bir fesahattir. Mesel: Birtek yet olup yz ondrt defa tekrar
edilen "Bismillahirrahmanirrahm" cmlesi, Risale-i Nur'un Ondrdnc
Lem'asnda beyan edildii gibi; ar fere balayan ve kinat klandran
ve her dakika herkes ona muhta olan yle bir hakikattr ki, milyonlar
defa tekrar edilse yine ihtiya vardr. Deil yalnz ekmek gibi her gn,
belki hava ve ziya gibi her dakika ona ihtiya ve





---sh:(S:454) -------------
itiyak vardr. Hem mesel: Sure-i ,..de sekiz defa tekrar edilen u
,.-.!...-!..!. yeti, o surede hikye edilen
peygamberlerin necatlarn ve kavimlerinin azablarn, kinatn netice-i
hilkati hesabna ve rububiyet-i mmenin namna o binler hakikat
kuvvetinde olan yeti tekrar ederek, izzet-i Rabbaniye o zalim kavimlerin
azabn ve rahmiyet-i lahiye dahi enbiyann necatlarn iktiza ettiini
ders vermek iin binler defa tekrar olsa yine ihtiya ve itiyak var ve
cazl ve i'cazl bir ulv belgattr.
Hem mesel: Sure-i Rahman'da tekrar edilen
..:..:.._.. yeti ile Sure-i Mrselt'ta
..:..!........ yeti, cinn ve nev'-i beere, kinat kzdran ve
arz ve semavat hiddete getiren ve hilkat-i lemin neticelerini bozan ve
hamet-i saltanat- lahiyeye kar inkr ve istihfafla mukabele eden kfr
ve kfranlarn ve zulmlerini ve btn mahlukatn hukuklarna
tecavzlerini asrlara ve arza ve semavata tehdidkrane haykran bu iki
yet, byle binler hakikatlarla alkadar ve binler mes'ele kuvvetinde olan
bir ders-i umumde binler defa tekrar edilse yine lzum var ve celalli bir
caz ve cemalli bir i'caz- belgattr.
Hem mesel: Kur'ann hakik ve tam bir nevi mnacat ve
Kur'andan kan bir eit hlsas olan Ceven-l Kebir namndaki
mnacat- Peygamberde (A.S.M.) yz defa
......!......-..
..!...-..........-...
cmlesinin tekrarnda tevhid gibi kinata en byk hakikat ve
mahlukatn rububiyete kar tesbih ve tahmid ve takdis gibi muazzam
vazifesinden en ehemmiyetli bir vazifesi ve ekavet-i ebediyeden
kurtulmak gibi nev'-i insann en dehetli mes'elesi ve ubudiyet ve acz-i
beerin en lzumlu neticesi bulunmas cihetiyle binler defa tekrar edilse
yine azdr.
te tekrarat- Kur'aniye bu gibi esaslara bakyor. Hatt bazan bir
sahifede iktiza-y makam ve ihtiyac- ifham ve belgat- beyan cihetiyle
yirmi defa sarihan ve zmnen tevhid hakikatn ifade eder. Deil

---sh:(S:455) -------------
usan, belki kuvvet ve evk verir. Risale-i Nur'da, tekrarat- Kur'aniye ne
kadar yerinde ve mnasib ve belgata makbul olduu hccetleriyle
beyan edilmi.
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n Mekke sureleriyle Medine sureleri
belgat noktasnda ve i'caz cihetinde ve tafsil ve icmal vechinde
birbirinden ayr olmasnn srr ve hikmeti udur ki: Mekke'de birinci
safta muhatab ve muarzlar, Kurey mrikleri ve mmileri olduundan
belgata kuvvetli bir slb-u l ve cazl, mukni', kanaat verici bir icmal
ve tesbit iin tekrar lzm geldiinden ekseriyetle Mekkiye sureleri
erkn- imaniyeyi ve tevhidin mertebelerini gayet kuvvetli ve yksek ve
i'cazl bir caz ile tekrar edip ifade ederek mebde' ve meadi, Allah' ve
hireti, deil yalnz bir sahifede, bir yette, bir cmlede, bir kelimede;
belki bazan bir harfte ve takdim, te'hir ve tarif tenkir ve hazf zikir gibi
heyetlerde yle kuvvetli isbat eder ki, ilm-i belgatn dh imamlar
hayretle karlamlar. Risale-i Nur ve bilhassa Kur'ann krk vech-i
i'cazn icmalen isbat eden Yirmibeinci Sz, zeyilleriyle beraber ve
Kur'ann nazmndaki vech-i i'caz hrika bir tarzda isbat eden Arab
Risale-i Nur'dan "arat-l 'caz" tefsiri bilfiil gstermiler ki, Mekkiye
olan sure ve yetlerde en l bir slb-u belgat ve en yksek bir i'caz-
caz vardr. Amma Medeniye sure ve yetlerde birinci safta muhatab ve
muarzlar ise, Allah' tasdik eden Yahudi ve Nasara gibi ehl-i kitab
olduundan mukteza-y belgat ve irad ve mutabk- makam ve halin
lzumundan, sade ve vazh ve tafsilli bir slbla ehl-i kitaba kar dinin
yksek usln ve imann rknlerini deil, belki medar- ihtilaf olan
eriatta ve ahkmda ve teferruatn ve kll kanunlarn mene'leri ve
sebebleri olan cz'iyatn beyan lzm geldiinden o Medeniye sure ve
yetlerde ekseriyetle tafsil ve izah ve sade slbla beyanat iinde Kur'ana
mahsus emsalsiz bir tarz- beyanla, birden o cz' teferruat hdisesi iinde
yksek, kuvvetli bir fezleke, bir htime, bir hccet ve o cz' hdise-i
er'iyeyi kllletiren ve imtisalini iman- billah ile temin eden bir cmle-
i tevhidiyeyi ve imaniyeyi ve uhreviyeyi zikreder. O makam nurlandrr,
ulvletirir. Risale-i Nur, yetlerin hirlerinde ekseriyetle gelen
*,.....: *.......
*,.-.!...-!..*,.:-!...-!..
gibi tevhidi ve hireti ifade eden fezlekelerde ve htimelerde ne kadar
yksek bir belgat ve meziyetler ve cezaletler ve nkteler bulunduunu

---sh:(S:456) -------------
Yirmibeinci Sz'n kinci u'lesinin kinci Nurunda o fezleke ve
htimelerin pekok nktelerinden ve meziyetlerinden on tanesini beyan
ederek, o hlsalarda bir mu'cize-i kbra bulunduunu muannidlere de
isbat etmi. Evet Kur'an, o teferruat- er'iye ve kavanin-i itimaiyenin
beyan iinde birden muhatabn nazarn yksek ve kll noktalara
kaldrp, sade slbu bir ulv slba ve eriat dersinden tevhid dersine
evirerek Kur'an, hem bir kitab- eriat ve ahkm ve hikmet, hem bir
kitab- akide ve iman ve zikir ve fikir ve dua ve davet olduunu gsterip
her makamda ok makasd- iradiye-i Kur'aniyeyi ders vermesiyle
Mekkiye yetlerin tarz- belgatlarndan ayr ve parlak mu'cizane bir
cezalet izhar eder. Bazan iki kelimede mesel ..!.-!. ve .
de, .tabiriyle ehadiyeti ve ..!.-!.ile vhidiyeti bildirir.
Ehadiyet iinde vhidiyeti ifade eder. Hatt bir cmlede; bir zerreyi bir
gzbebeinde grd ve yerletirdii gibi, Gne'i ayn yetle, ayn
ekile gn gzbebeinde yerletirir ve ge bir gz yapar. Mesel:
..... .!.- yetinden sonra,
..!...!~!......!..!~!..
yetinin akabinde, ...!..,..... der. "Zemin ve
gklerin hamet-i hilkatinde kalbin dahi hatratn bilir, idare eder." der,
tarznda bir beyanat cihetiyle o sade ve mmiyet mertebesini ve avamn
fehmini nazara alan o basit ve cz' muhavere, o tarz ile ulv ve cazibedar
ve umum ve iradkr bir mklemeye dner.
Bir Sual: "Bazan ehemmiyetli bir hakikat, sath nazarlara
grnmediinden ve baz makamlarda cz' ve di bir hdiseden yksek
bir fezleke-i tevhidi veya kll bir dsturu beyan etmekte mnasebet
bilinmediinden, bir kusur tevehhm edilir. Mesel: "Hazret-i Yusuf
Aleyhisselm, kardeini bir hile ile almas" iinde
,...,.._.._..





---sh:(S:457) -------------
diye gayet yksek bir dsturun zikri, belgata mnasebeti grnmyor.
Bunun srr ve hikmeti nedir?"
Elcevab: Herbiri birer kk Kur'an olan ekser uzun sure ve
mutavasstlarda ve ok sahife ve makamlarda yalnz iki- maksad deil,
belki Kur'an mahiyeti, hem bir kitab- zikir ve iman ve fikir, hem bir
kitab- eriat ve hikmet ve irad gibi, ok kitablar ve ayr ayr dersleri
tazammun ederek rububiyet-i lahiyenin hereye ihatasn ve hametli
tecelliyatn ifade etmek cihetiyle, kinat kitab- kebirinin bir nevi kraat
olan Kur'an, elbette her makamda, hatt bazan bir sahifede ok
maksadlar takiben marifetullahtan ve tevhidin mertebelerinden ve iman
hakikatlarndan ders verdii haysiyetiyle, br makamda, mesel zahirce
zaf bir mnasebetle, baka bir ders aar ve o zaf mnasebete ok
kuvvetli mnasebetler iltihak ederler. O makama gayet mutabk olur,
mertebe-i belgat ykseklenir.
kinci Bir Sual: "Kur'anda sarihan ve zmnen ve iareten, hiret
ve tevhidi ve beerin mkfat ve mcazatn binler defa isbat edip nazara
vermenin ve her surede, her sahifede, her makamda ders vermenin
hikmeti nedir?"
Elcevab: Daire-i imknda ve kinatn sergzetine ait
inklablarda ve emanet-i kbray ve hilafet-i arziyeyi omuzuna alan nev'-i
beerin ekavet ve saadet-i ebediyeye medar olan vazifesine dair en
ehemmiyetli, en byk, en dehetli mes'elelerinden en azametlilerini ders
vermek ve hadsiz bheleri izale etmek ve gayet iddetli inkrlar ve
inadlar krmak cihetinde elbette o dehetli inklablar tasdik ettirmek ve
o inklablarn azametinde byk ve beere en elzem ve en zarur
mes'eleleri teslim ettirmek iin Kur'an, binler defa deil, belki milyonlar
defa onlara baktrsa yine israf deil ki, milyonlar kerre tekrar ile o
bahisler Kur'anda okunur, usan vermez, ihtiya kesilmez. Mesel:
_.-...,.!..-!..!..........!
......!.-.......-.
yetinin gsterdii mjde-i saadet-i ebediye hakikat, "Bare beere her
dakika kendini gsteren hakikat- mevtin; hem insan, hem dnyasn,
hem btn ahbabn i'dam- ebedsinden kurtarp ebed bir saltanat




---sh:(S:458) -------------
kazandrr" dediinden milyarlar defa tekrar edilse ve kinat kadar
ehemmiyet verilse yine israf olmaz, kymetten dmez. te bu eit
hadsiz kymetdar mes'eleleri ders veren ve kinat bir hane gibi deitiren
ve eklini bozan dehetli inklablar tesis etmekte iknaa ve inandrmaya
ve isbata alan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan elbette sarihan ve zmnen ve
iareten binler defa o mes'elelere nazar- dikkati celbetmek; deil israf,
belki ekmek, il, hava ve ziya gibi birer hacet-i zaruriye hkmnde
ihsann tazelendirir. Hem mesel:
,.!...,.!..!.L! ve ,.......:!
gibi tehdid yetlerini Kur'an gayet iddetle ve hiddetle ve gayet kuvvet ve
tekrarla zikretmesinin hikmeti ise; -Risale-i Nur'da kat' isbat edildii
gibi- beerin kfr, kinatn ve ekser mahlukatn hukuklarna yle bir
tecavzdr ki, semavat ve arz kzdryor ve anasr hiddete getirip
tufanlarla o zalimleri tokatlyor.
..-!......:.........!.-.......!.
yetinin sarahatyla o zalim mnkirlere Cehennem yle fkeleniyor ki,
hiddetinden paralanmak derecesine geliyor. te byle bir cinayet-i
mmeye ve hadsiz bir tecavze kar beerin kklk ve
ehemmiyetsizlii noktasnda deil, belki zalimane cinayetinin azametine
ve kfirane tecavznn dehetine kar Sultan- Kinat kendi raiyetinin
hukukunun ehemmiyetini ve o mnkirlerin kfr ve zulmndeki
nihayetsiz irkinliini gstermek hikmetiyle fermannda gayet hiddet ve
iddetle o cinayeti ve cezasn deil bin defa, belki milyonlar ve milyarlar
ile tekrar etse, yine israf ve kusur deil ki, bin seneden beri yzer milyon
insanlar hergn usanmadan kemal-i itiyakla ve ihtiyala okurlar.
Evet hergn, her zaman, herkes iin bir lem gider, taze bir
lemin kaps kendine almasndan, geici herbir lemini nurlandrmak
iin ihtiya ve itiyakla "L ilahe illallah" cmlesini bin defa tekrar ile o
deien perdelerin herbirisine bir "L ilahe illallah" bir lmba yapt
gibi, yle de: O kesretli, geici perdeleri ve o tazelenen seyyar kinatlar







---sh:(S:459) -------------
karanlklandrmamak ve yine-i hayatnda in'ikas eden suretlerini
irkinletirmemek ve lehinde ahid olabilen o misafir vaziyetleri aleyhine
evirmemek iin, o cinayetlerin cezalarn ve Padiah- Ezel'nin iddetli
ve inadlar kran tehdidlerini Kur'an okumakla takdir etmek ve nefsinin
tuyanndan kurtulmaya almak hikmetiyle, Kur'an gayet manidar
tekrar eder ve bu derece kuvvet ve iddet ve tekrar ile tehdidat-
Kur'aniyeyi hakikatsz tevehhm etmekten, eytan bile kaar. Onlar
dinlemeyen mnkirlere Cehennem azab ayn- adalettir, diye gsterir.
Hem mesel: As-y Musa gibi ok hikmetleri ve faideleri
bulunan kssa-i Musa'nn (A.S.) ve sair Enbiyann (A.S.) kssalarn ok
tekrarnda, risalet-i Ahmediyenin (A.S.M.) hakkaniyetine btn
Enbiyann nbvvetlerini bir hccet gsterip onlarn umumunu inkr
edemeyen, bu ztn risaletini hakikat noktasnda inkr edemez hikmetiyle
ve herkes her vakit btn Kur'an okumaya muktedir ve muvaffak
olamadndan herbir uzun ve mutavasst sureyi birer kk Kur'an
hkmne getirmek iin ehemmiyetli erkn- imaniye gibi o kssalar
tekrar etmesi, deil israf belki mukteza-y belgattr ve hdise-i
Muhammediye (A.S.M.) btn ben-demin en byk hdisesi ve
kinatn en azametli mes'elesi olduunu ders vermektir. Evet Kur'anda
Zt- Ahmediyeye en byk makam vermek ve drt erkn- imaniyeyi
iine almakla "L ilahe illallah" rknne denk tutulan
"Muhammedrresulullah" risalet-i Muhammediye (A.S.M.) kinatn en
byk hakikat ve Zt- Ahmediye (A.S.M.), btn mahlukatn en erefi
ve hakikat- Muhammediye (A.S.M.) tabir edilen kll ahsiyet-i
maneviyesi ve makam- kudssi, iki cihann en parlak bir gnei olduuna
ve bu hrika makama liyakatna dair pekok hccetleri ve emareleri, kat'
bir surette Risale-i Nur'da isbat edilmi. Binden birisi udur ki:
....!... .!dsturuyla, btn mmetinin btn zamanlarda
iledii hasenatn bir misli onun defter-i hasenatna girmesi ve btn
kinatn hakikatlarn, getirdii nur ile nurlandrmas, deil yalnz cinn ve
insi ve melei ve zhayatlar, belki kinat ve semavat ve arz minnetdar
eylemesi ve istidad lisanyla nebatatn dualar ve ihtiyac- ftr diliyle
hayvanatn dualar, gzmz nnde bilfiil kabul olmasnn






---sh:(S:460) -------------
ehadetiyle milyonlar, belki milyarlar ftr ve reddedilmez dualar makbul
olan suleha-y mmeti her gn o zta (A.S.M.) salt selm ile rahmet
dualar ve manev kazanlarn en evvel o zta (A.S.M.) balamalar ve
btn mmete okunan Kur'ann yzbin hurufunun herbirisinde on
sevabdan t yz, t bin hasene ve meyve vermesinden yalnz kraat-
Kur'an cihetiyle defter-i a'maline hadsiz nurlar girmesi haysiyetiyle o
ztn (A.S.M.) ahsiyet-i maneviyesi olan hakikat- Muhammediye
(A.S.M.), istikbalde bir ecere-i tb-i Cennet hkmnde olacan
Allm-l Guyub bilmi ve grm ve o makama gre Kur'annda o azm
ehemmiyeti vermi ve fermannda ona tebaiyeti ve snnet-i seniyesine
ittiba ile efaatine mazhariyeti en ehemmiyetli bir mes'ele-i insaniye
gstermi ve o hametli ecere-i tbnn bir ekirdei olan ahsiyet-i
beeriyetini ve bidayetteki vaziyet-i insaniyesini arasra nazara almasdr.
te Kur'ann tekrar edilen hakikatlar bu kymette olduundan,
tekraratnda kuvvetli ve geni bir mu'cize-i maneviye bulunmasna ftrat-
selime ehadet eder. Meer maddiyyunluk taunuyla maraz- kalbe ve
vicdan hastalna mbtela ola...

,......!,-.,.!.:.......:!......!.:...
kaidesine dhil olur.
* * *


















---sh:(S:461) -------------
BU ONUNCU MES'ELEYE BR HTME OLARAK K HAYE

Birincisi: Bundan (*) oniki sene evvel iittim ki, en dehetli ve
muannid bir zndk Kur'ana kar s'-i kasdn tercmesiyle yapmaa
balam ve demi ki: "Kur'an tercme edilsin, t ne mal olduu bilinsin."
Yani, lzumsuz tekrarat herkes grsn ve tercmesi onun yerinde
okunsun diye dehetli bir pln evirmi. Fakat Risale-i Nur'un
cerhedilmez hccetleri kat' isbat etmi ki: Kur'ann hakik tercmesi
kabil deil ve lisan- nahv olan lisan- Arab yerinde Kur'ann
meziyetlerini ve nktelerini baka lisan muhafaza edemez ve herbir harfi,
on adedden bine kadar sevab veren kelimat- Kur'aniyenin mu'cizane ve
cem'iyetli tabirlerinin yerini, beerin di ve cz' tercmeleri tutamaz,
onun yerinde cmilerde okunmaz diye Risale-i Nur her tarafta intiaryla
o dehetli pln akm brakt. Fakat o zndktan ders alan mnafklar, yine
eytan hesabna Kur'an gneini flemekle sndrmee ahmak ocuklar
gibi ahmakane ve divanecesine almalar sebebiyle, bana gayet sk ve
skc ve skntl bir halette bu Onuncu Mes'ele yazdrld tahmin
ediyorum. Bakalar ile gremediim iin hakikat- hali bilmiyorum.
Htimeden kinci Haiye: Denizli hapsinden tahliyemizden
sonra mehur ehir Oteli'nin yksek katnda oturmutum. Karmda
gzel bahelerde kesretli kavak aalar birer halka-i zikir tarznda gayet
latif tatl bir surette hem kendileri, hem dallar, hem yapraklar, havann
dokunmasyla cezbedarane ve cazibekrane hareketle rakslar,
kardelerimin mfarakatlarndan ve yalnz kaldmdan hznl ve gaml
kalbime iliti. Birden gz ve k mevsimi hatra geldi ve bana bir gaflet
bast. Ben, o kemal-i ne'e ile cilvelenen o nazenin kavaklara ve
zhayatlara o kadar acdm ki, gzlerim ya ile doldu. Kinatn ssl
perdesi altndaki ademleri, firaklar ihtar ve ihsasyla kinat dolusu
firaklarn, zevallerin hznleri bama topland. Birden hakikat-
Muhammediyenin (A.S.M.) getirdii nur, imdada yetiti. O hadsiz
hznleri ve gamlar, srurlara evirdi. Hatt o nurun, herkes ve her ehl-i
iman gibi benim hakkmda milyon feyzinden yalnz o vakitte, o vaziyete
temas eden imdad ve tesellisi iin Zt- Muhammediyeye (A.S.M.) kar
ebediyen minnetdar oldum. yle ki:
Ol nazar- gaflet, o mbarek nazeninleri; vazifesiz, neticesiz, bir
mevsimde grnp, hareketleri ne'eden deil belki gya ademden ve
firaktan titreyerek hilie dtklerini gstermekle, herkes gibi bendeki
ak- beka ve hubb-u mehasin ve efkat-i cinsiye
---sh:(S:462) -------------
Ve alaka-i hayatiyeye medar olan damarlarma o derece dokundu ki,
byle dnyay bir manev cehenneme ve akl bir tazib letine evirdii
srada, Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n beere hediye getirdii nur
perdeyi kaldrd; i'dam, adem, hilik, vazifesizlik, abes, firak yerlerinde o
kavaklarn herbirinin yapraklar adedince hikmetleri ve manalar ve
Risale-i Nur'da isbat edildii gibi, ksma ayrlan neticeleri ve
vazifeleri var diye gsterdi.
Birinci ksm: Sni'-i Zlcelal'in esmasna bakar. Mesel: Nasl
bir usta hrika bir makinay yapsa; herkes o zta "Mallah, brekllah"
deyip alklar. yle de: O makina dahi, ondan maksud neticeleri tam
tamna gstermesiyle, lisan- haliyle ustasn tebrik eder, alklar. Her
zhayat ve herey byle bir makinadr, ustasn tebriklerle alklar.
kinci ksm hikmetleri ise: Zhayatn ve zuurun nazarlarna
bakar. Onlara irin bir mtalaagh, birer kitab- marifet olur. Manalarn
zuurun zihinlerinde ve suretlerini kuvve-i hfzalarnda ve elvah-
misaliyede ve lem-i gaybn defterlerinde daire-i vcudda brakp, sonra
lem-i ehadeti terkeder, lem-i gayba ekilir. Demek sur bir vcudu
brakr, manev ve gayb ve ilm ok vcudlar kazanr. Evet, madem
Allah var ve ilmi ihata eder. Elbette adem, i'dam, hilik, mahv, fena;
hakikat noktasnda ehl-i imann dnyasnda yoktur ve kfirlerin dnyalar
ademle, firakla, hilikle, fnilikle doludur. te bu hakikat, umumun
lisannda gezen bu gelen darb- mesel ders verip, der: "Kimin iin Allah
var, ona herey var ve kimin iin yoksa, herey ona yoktur, hitir."
Elhasl: Naslki iman, lm vaktinde insan i'dam- ebedden
kurtaryor; yle de herkesin husus dnyasn dahi i'damdan ve hilik
karanlklarndan kurtaryor. Ve kfr ise, hususan kfr- mutlak olsa;
hem o insan, hem husus dnyasn lmle i'dam edip manev cehennem
zulmetlerine atar. Hayatnn lezzetlerini ac zehirlere evirir. Hayat-
dnyeviyeyi hiretine tercih edenlerin kulaklar nlasn. Gelsinler, buna
ya bir are bulsunlar veya imana girsinler. Bu dehetli hasarattan
kurtulsunlar!
,.:-!,..-!...............!,......-..
Duanza ok muhta ve size ok mtak kardeiniz
Said Nurs




---sh:(S:463) -------------

Yirmialtnc Sz
Kader Risalesi


...-....!........-.........
...........-...
[Kader le Cz'-i htiyar, ki Mes'ele-i Mhimmedir. Ona Dair Drt Mebhas
inde Birka Srlarn Amaa alacaz.]
BRNC MEBHAS: Kader ve cz'-i ihtiyar, slmiyetin ve
imann nihayet hududunu gsteren, hl ve vicdan bir imann
cz'lerindendir. Yoksa ilm ve nazar deillerdir. Yani m'min hereyi,
hatt fiilini, nefsini Cenab- Hakk'a vere vere, t nihayette teklif ve
mes'uliyetten kurtulmamak iin "Cz'-i ihtiyar" nne kyor. Ona
"Mes'ul ve mkellefsin" der. Sonra, ondan sudr eden iyilikler ve
kemalt ile marur olmamak iin, "Kader" karsna geliyor. Der:
"Haddini bil, yapan sen deilsin." Evet kader, cz'-i ihtiyar; iman ve
slmiyetin nihayet meratibinde... Kader, nefsi gururdan ve cz'-i ihtiyar,
adem-i mes'uliyetten kurtarmak iindir ki, mesail-i imaniyeye girmiler.
Yoksa mtemerrid nfus-u emmarenin iledikleri seyyiatnn
mes'uliyetinden kendilerini kurtarmak iin kadere yapmak ve onlara
in'am olunan mehasinle iftihar etmek, gururlanmak, cz'-i ihtiyariye
istinad etmek; btn btn srr- kadere ve hikmet-i cz'-i ihtiyariyeye
zd bir harekete sebebiyet veren ilm mes'eleler deildir. Evet, manen
terakki etmeyen avam iinde kaderin cy- istimali var. Fakat o da
maziyat ve mesaibdedir ki, ye'sin




---sh:(S:464) -------------
ve hznn ilcdr. Yoksa maasi ve istikbaliyatta deildir ki, sefahete ve
atalete sebeb olsun. Demek kader mes'elesi, teklif ve mes'uliyetten
kurtarmak iin deil, belki fahr ve gururdan kurtarmak iindir ki, imana
girmi. Cz'-i ihtiyar, seyyiata merci' olmak iindir ki, akideye dhil
olmu. Yoksa mehasine masdar olarak tefer'un etmek iin deildir.
Evet Kur'ann dedii gibi, insan seyyiatndan tamamen mes'uldr.
nki seyyiat isteyen odur. Seyyiat tahribat nev'inden olduu iin, insan
bir seyyie ile ok tahribat yapabilir. Mdhi bir cezaya kesb-i istihkak
eder. Bir kibrit ile bir evi yakmak gibi. Fakat hasenatta iftihara hakk
yoktur. Onda onun hakk pek azdr. nki hasenat isteyen, iktiza eden
rahmet-i lahiye ve icad eden kudret-i Rabbaniyedir. Sual ve cevab, d
ve sebeb, ikisi de Hak'tandr. nsan yalnz dua ile, iman ile, uur ile, rza
ile onlara sahib olur. Fakat seyyiat isteyen, nefs-i insaniyedir (ya istidad
ile, ya ihtiyar ile). Naslki beyaz, gzel gnein ziyasndan baz maddeler
siyahlk ve taaffn alr. O siyahlk, onun istidadna aittir. Fakat o seyyiat,
ok mesalihi tazammun eden bir kanun-u lah ile icad eden yine Hak'tr.
Demek sebebiyet ve sual nefistendir ki, mes'uliyeti o eker. Hakk'a ait
olan halk ve icad ise, daha baka gzel netice ve meyveleri olduu iin
gzeldir, hayrdr. te u srdandr ki: Kesb-i er, erdir; halk- er, er
deildir. Naslki pekok mesalihi tazammun eden bir yamurdan zarar
gren tenbel bir adam diyemez: "Yamur rahmet deil." Evet halk ve
icadda bir err-i cz' ile beraber hayr- kesr vardr. Bir err-i cz' iin
hayr- kesri terketmek err-i kesr olur. Onun iin o err-i cz', hayr
hkmne geer. cad- lahde er ve irkinlik yoktur. Belki, abdin
kesbine ve istidadna aittir. Hem nasl kader-i lah, netice ve meyveler
itibariyle erden ve irkinlikten mnezzehtir. yle de: llet ve sebeb
itibariyle dahi, zulmden ve kubuhtan mukaddestir. nki kader, hakik
illetlere bakar, adalet eder. nsanlar zahir grdkleri illetlere,
hkmlerini bina eder; kaderin ayn adaletinde zulme derler. Mesel:
Hkim seni sirkatle mahkm edip hapsetti. Halbuki sen srk deilsin.
Fakat kimse bilmez gizli bir katlin var. te kader-i lah dahi seni o
hapisle mahkm etmi. Fakat kader, o gizli katlin iin mahkm edip
adalet etmi. Hkim ise, sen ondan masum olduun sirkate binaen
mahkm ettii iin zulmetmitir. te ey-i vhidde iki cihetle kader ve
icad- lahnin adaleti ve insan kesbinin zulm grnd gibi, baka
eyleri buna kyas et. Demek kader ve icad- lah; mebde' ve mnteha,
asl ve fer', illet ve neticeler itibariyle erden ve kubuhtan ve zulmden
mnezzehtir.
Eer denilse: "Madem cz'-i ihtiyarnin icada kabiliyeti yok. Bir
emr-i
itibar hkmnde olan kesbden baka insann elinde birey bulunmuyor.
Nasl oluyor ki, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'da, Hlk- Semavat ve Arz'a
kar, insana si ve dman vaziyeti verilmi. Hlk- Arz ve Semavat,
ondan azm ikayetler ediyor. O si insana kar abd-i m'mine yardm
iin kendini ve melaikesini tahid ediyor. Ona azm bir ehemmiyet
veriyor."
Elcevab: nki kfr ve isyan ve seyyie, tahribdir, ademdir.
Halbuki azm tahribat ve hadsiz ademler, birtek emr-i itibarye ve
ademye terettb edebilir. Naslki bir azm sefinenin dmencisi,
vazifesinin adem-i fasyla, sefine gark olup btn hademelerin netice-i
sa'yleri ibtal olur. Btn o tahribat, bir ademe terettb ediyor. yle de:
Kfr ve masiyet, adem ve tahrib nev'inden olduu iin, cz'-i ihtiyar bir
emr-i itibar ile onlar tahrik edip mdhi netaice sebebiyet verebilir. Zira
kfr, endan bir seyyiedir. Fakat, btn kinat kymetsizlikle ve
abesiyetle tahkir ve delail-i vahdaniyeti gsteren btn mevcudat tekzib
ve btn tecelliyat- esmay tezyif olduundan, btn kinat ve mevcudat
ve esma-i lahiye namna Cenab- Hak kfirden edid ikayet ve dehetli
tehdidat etmek; ayn- hikmettir ve ebed azab vermek, ayn- adalettir.
Madem insan, kfr ve isyanla tahribat tarafna gidiyor. Az bir hizmetle
pek ok ileri yapar. Onun iin ehl-i iman, onlara kar Cenab- Hakk'n
inayet-i azmine muhtatr. nki on kuvvetli adam, bir evin
muhafazasn ve tamiratn deruhde etse, haylaz bir ocuun o haneye
ate vermee almasna kar, o ocuun velisine, belki padiahna
mracaata, yalvarmaa mecbur olmas gibi; m'minlerin de, byle
edebsiz ehl-i isyana kar dayanmak iin Cenab- Hakk'n ok inayatna
muhtatrlar.
Elhasl: Eer kader ve cz'-i ihtiyarden bahseden adam, ehl-i
huzur ve kemal-i iman sahibi ise, kinat ve nefsini Cenab- Hakk'a verir,
onun tasarrufunda bilir. O vakit hakk var, kaderden ve cz'-i ihtiyarden
bahsetsin. nki madem nefsini ve hereyi Cenab- Hak'tan bilir, o vakit
cz'-i ihtiyarye istinad ederek mes'uliyeti deruhde eder. Seyyiata
merciiyeti kabul edip, Rabbini takdis eder. Daire-i ubudiyette kalp,
teklif-i lahiyeyi zimmetine alr. Hem kendinden sudr eden kemalt ve
hasenat ile gururlanmamak iin kadere bakar, fahr yerine kreder.
Bana gelen musibetlerde kaderi grr, sabreder. Eer kader ve cz'-i
ihtiyarden bahseden adam, ehl-i gaflet ise; o vakit kaderden ve cz'-i
ihtiyarden bahse hakk yoktur. nki nefs-i emmaresi, gaflet veya
dalalet saikasyla kinat esbaba verip, Allah'n maln onlara taksim eder,
kendini de kendine temlik eder. Fiilini kendine ve esbaba verir.
Mes'uliyeti ve kusuru kadere havale eder. O vakit, nihayette Cenab-
Hakk'a verilecek olan cz'-i ihtiyar ve en nihayette medar- nazar olacak
---sh:(S:466) -------------
olan kader bahsi manaszdr. Yalnz, btn btn onlarn hikmetine zd
ve mes'uliyetten kurtulmak iin bir desise-i nefsiyedir.
KNC MEBHAS: Ehl-i ilme mahsus(Haiye), ince bir tedkik-i
ilmdir.
Eer desen: "Kader ile cz'-i ihtiyar, nasl tevfik edilebilir?"
Elcevab: Yedi vecihle...
Birincisi: Elbette kinatn intizam ve mizan lisanyla hikmet ve
adaletine ehadet ettii bir dil-i Hakm, insan iin medar- sevab ve
ikab olacak, mahiyeti mehul bir cz'-i ihtiyar vermitir. O dil-i
Hakm'in pek ok hikmetini bilmediimiz gibi, u cz'-i ihtiyarnin
kaderle nasl tevfik edildiini bilmediimiz, olmamasna delalet etmez.
kincisi: Bizzarure herkes kendisinde bir ihtiyar hisseder. O
ihtiyarn vcudunu vicdanen bilir. Mevcudatn mahiyetini bilmek ayrdr,
vcudunu bilmek ayrdr. ok eyler var: Vcudu bizce bedih olduu
halde, mahiyeti bizce mehul... te u cz'-i ihtiyar, yleler srasna
girebilir. Herey, malmatmza mnhasr deildir. Adem-i ilmimiz, onun
ademine delalet etmez.
ncs: Cz'-i ihtiyar, kadere mnaf deil. Belki kader,
ihtiyar teyid eder. nki kader, ilm-i lahnin bir nev'idir. lm-i lah,
ihtiyarmza taalluk etmi. yle ise, ihtiyar teyid ediyor, ibtal etmiyor.
Drdncs: Kader, ilim nev'indendir. lim, malma tbidir.
Yani nasl olacak, yle taalluk ediyor. Yoksa malm, ilme tbi deil.
Yani ilim destiri; malmu, haric vcud noktasnda idare etmek iin esas
deil. nki malmun zt ve vcud-u haricsi, iradeye bakar ve kudrete
istinad eder. Hem ezel; mazi silsilesinin bir ucu deil ki, eyann
vcudunda esas tutulup ona gre bir mecburiyet tasavvur edilsin. Belki
ezel; mazi ve hal ve istikbali birden tutar, yksekten bakar bir yine-
misaldir. yle ise, daire-i mmkinat iinde uzanp giden zamann mazi
tarafnda bir u tahayyl edip, ona ezel deyip, o ezel ilmine, eyann
tertib ile girmesini ve kendisini onun haricinde tevehhm etmesi, ona
gre muhakeme etmek hakikat deildir. u srrn kefi iin u misale bak:
Senin elinde bir yine bulunsa, sa tarafndaki mesafe mazi, sol
tarafndaki mesafe mstakbel farzedilse; o yine yalnz mukabilini tutar.
Sonra o iki taraf bir tertib ile tutar, ounu tutamaz. O yine ne kadar
aa ise, o kadar az grr. Fakat o yine ile yksee ktka, o yinenin

(Haiye): Bu ikinci mebhas, en derin ve en mkil bir srr- kader mes'elesidir.
Btn lema-i muhakkiknce en ehemmiyetli ve mnazaral bir mes'ele-i akaid-i
Kelmiyedir. Risale-i Nur tam halletmi.

---sh:(S:467) -------------
mukabil dairesi genilenir. Gitgide, btn iki taraf mesafeyi birden bir
anda tutar. te u yine u vaziyette onun irtisamnda, o mesafelerde
cereyan eden hlt birbirine mukaddem, muahhar, muvafk, muhalif
denilmez. te kader, ilm-i ezelden olduu iin; ilm-i ezel, hadsin
tabiriyle "Manzar- a'ldan, ezelden ebede kadar herey, olmu ve olacak,
birden tutar, ihata eder bir makam- a'ldadr." Biz ve muhakematmz,
onun haricinde olamaz ki, mazi mesafesinde bir yine tarznda olsun.
Beincisi: Kader, sebeble msebbebe bir taalluku var. Yani, u
msebbeb, u sebeble vukua gelecek. yle ise denilmesin ki: "Madem
filan adamn lmesi, filan vakitte mukadderdir. Cz'-i ihtiyaryla tfek
atan adamn ne kabahati var, atmasayd yine lecekti?"
Sual: Niin denilmesin?
Elcevab: nki kader, onun lmesini onun tfeiyle tayin
etmitir. Eer onun tfek atmamasn farzetsen, o vakit kaderin adem-i
taallukunu farzediyorsun. O vakit lmesini ne ile hkmedeceksin? Ya
Cebr gibi sebebe ayr, msebbebe ayr birer kader tasavvur etsen
veyahut Mu'tezile gibi kaderi inkr etsen, Ehl-i Snnet ve Cemaati
brakp frka-i dlleye girersin. yle ise, biz ehl-i hak deriz ki: "Tfek
atmasayd, lmesi bizce mehul." Cebr der: "Atmasayd yine lecekti."
Mu'tezile der: "Atmasayd lmeyecekti."
Altncs: (Haiye) Cz'-i ihtiyarnin ss-l esas olan meyelan,
Matridce bir emr-i itibardir, abde verilebilir. Fakat E'ar, ona mevcud
nazaryla bakt iin abde vermemi. Fakat o meyelandaki tasarruf,
E'ariyece bir emr-i itibardir. yle ise o meyelan, o tasarruf, bir emr-i
nisbdir. Muhakkak bir vcud-u haricsi yoktur. Emr-i itibar ise, illet-i
tmme istemez ki; illet-i tmme vcudu iin lzum ve zaruret ve vcub
ortaya girip ihtiyar ref'etsin. Belki o emr-i itibarnin illeti, bir rchaniyet
derecesinde bir vaziyet alsa, o emr-i itibar sbut bulabilir. yle ise o
anda onu terkedebilir. Kur'an ona o anda diyebilir ki: "u erdir, yapma."
Evet eer abd hlk- ef'ali bulunsayd ve icada iktidar olsayd, o vakit
ihtiyar ref' olurdu. nki ilm-i usl ve hikmette
...,!.-.,!..kaidesince mukarrerdir ki: "Bir ey vcib
olmazsa, vcuda gelmez." Yani, illet-i tmme bulunacak; sonra vcuda
gelebilir. llet-i tmme ise; ma'lul, bizzarure ve bilvcub iktiza ediyor. O
vakit ihtiyar kalmaz.


(Haiye): Gayet mdakkik limlere mahsus bir hakikattr.
---sh:(S:468) -------------
Eer desen: Tercih bil mreccih muhaldir. Halbuki, o emr-i
itibar dediimiz kesb-i insan; bazan yapmak ve bazan yapmamak; eer
mcib bir mreccih bulunmazsa tercih bil mreccih lzm gelir. u ise,
usl- kelmiyenin en mhim bir esasn hedmeder?
Elcevab: Tereccuh bil mreccih muhaldir.(Haiye) Yani:
Mreccihsiz, sebebsiz rchaniyet muhaldir. Yoksa, tercih bil mreccih
caizdir ve vaki'dir. rade bir sfattr. Onun e'ni, byle bir ii grmektir.
Eer desen: "Madem katli halkeden Hak'tr. Niin bana katil
denilir?
Elcevab: nki lm-i Sarf kaidesince ism-i fil, bir emr-i nisb
olan masdardan mtaktr. Yoksa bir emr-i sabit olan hasl-
bilmasdardan inikak etmez. Masdar kesbimizdir, katil nvann da biz
alrz. Hasl- bilmasdar, Hakk'n mahlukudur. Mes'uliyeti imam eden
birey, hasl- bilmasdardan mtak klnmaz.
Yedincisi: rade-i cz'iye-i insaniye ve cz'-i ihtiyariyesi endan
zaftir, bir emr-i itibardir, fakat Cenab- Hak ve Hakm-i Mutlak, o zaf
cz' iradeyi, irade-i klliyesinin taallukuna bir art- di yapmtr. Yani
manen der: "Ey abdim! htiyarnla hangi yolu istersen, seni o yolda
gtrrm. yle ise mes'uliyet sana aittir!" Tebihte hata olmasn, sen bir
iktidarsz ocuu omuzuna alsan, onu muhayyer brakp "Nereyi istersen
seni oraya gtreceim" desen, o ocuk yksek bir da istedi, gtrdn.
ocuk d yahut dt. Elbette "Sen istedin" diyerek itab edip stnde
bir tokat vuracaksn. te Cenab- Hak, Ahkem-l Hkimn, nihayet za'fta
olan abdin iradesini bir art- di yapp, irade-i klliyesi ona nazar eder.
Elhasl: Ey insan! Senin elinde gayet zaf, fakat seyyiatta ve
tahribatta eli gayet uzun ve hasenatta eli gayet ksa, cz'-i ihtiyar
namnda bir iraden var. O iradenin bir eline duay ver ki, silsile-i
hasenatn bir meyvesi olan Cennet'e eli yetisin ve bir iei olan saadet-i
ebediyeye eli uzansn. Dier eline istifar ver ki, onun eli seyyiattan
ksalsn ve o ecere-i mel'unenin bir meyvesi olan Zakkum-u Cehennem'e
yetimesin. Demek dua ve tevekkl, meyelan- hayra byk bir kuvvet
verdii gibi; istifar ve tvbe dahi, meyelan- erri keser, tecavzatn
krar.
NC MEBHAS: Kadere iman, imann erknndandr. Yani:
"Herey, Cenab- Hakk'n takdiriyledir." Kadere delail-i kat'iyye o kadar


(Haiye): Tereccuh ayrdr, tercih edici ayrdr, ok fark var.

oktur ki, hadd hesaba gelmez. Biz, basit ve zahir bir tarz ile u rkn-
imanyi, ne derece kuvvetli ve geni olduunu, bir mukaddeme ile
gstereceiz.
Mukaddeme: Herey vcudundan evvel ve vcudundan sonra
yazldn ............... gibi, pekok
yt- Kur'aniye tasrih ediyor ve u kinat denilen, kudretin Kur'an-
kebirinin yt dahi u hkm- Kur'anyi, nizam ve mizan ve intizam ve
tasvir ve tezyin ve imtiyaz gibi yt- tekviniyesiyle tasdik ediyor. Evet u
kinat kitabnn manzum mektubat ve mevzun yt ehadet eder ki,
herey yazldr. Amma vcudundan evvel herey mukadder ve yazl
olduuna delil, btn mebadi ve ekirdekler ve mekadr ve suretler, birer
ahiddir. Zira herbir tohum ve ekirdekler, "Kf-Nun" tezghndan kan
birer latif sandukadr ki, kaderle tersim edilen bir fihristecik, ona tevdi
edilmitir ki; kudret, o kaderin hendesesine gre zerrat istihdam edip, o
tohumcuklar stnde koca mu'cizat- kudreti bina ediyor. Demek btn
aacn bana gelecek btn vakat ile ekirdeinde yazl hkmndedir.
Zira tohumlar maddeten basittir, birbirinin ayndr, maddeten birey
yoktur.
Hem hereyin miktar- muntazamas, kaderi vzhan gsterir. Evet
hangi zhayata baklsa grnyor ki, gayet hikmetli ve san'atl bir kalbdan
km gibi, bir mikdar, bir ekil var ki; o mikdar, o sureti, o ekli almak
ya hrika ve nihayet derecede eri br madd bir kalp bulunmal
veyahut kaderden gelen mevzun, ilm bir kalb- manev ile kudret-i
ezeliye o sureti, o ekli biip giydiriyor. Mesel: Sen u aaca, u hayvana
dikkat ile bak ki; camid, sar, kr, uursuz, birbirinin misli olan zerreler,
onun nev nemasnda hareket eder. Baz eri br hududlarda meyve
ve faidelerin yerini tanr grr, bilir gibi durur, tevakkuf eder. Sonra baka
bir yerde, byk bir gayeyi takib eder gibi yolunu deitirir. Demek
kaderden gelen mikdar- manevnin ve o mikdarn emr-i manevsiyle
zerreler hareket ederler. Madem madd ve grnecek eyada bu derece
kaderin tecelliyat var. Elbette eyann mrur-u zamanla giydikleri suretler
ve ettikleri harekt ile hasl olan vaziyetler dahi, bir intizam- kadere
tbidir.
Evet bir ekirdekte, hem bedih olarak, irade ve evamir-i
tekviniyenin nvan olan "Kitab- Mbin"den haber veren ve iaret eden,
hem nazar olarak emir ve ilm-i lahnin bir nvan olan "mam-
Mbin"den haber veren ve remzeden iki kader tecellisi var: Bedih kader
ise, o ekirdein tazammun ettii aacn, madd keyfiyat ve vaziyetleri ve
heyetleridir ki, sonra gz ile grnecek. Nazar ise, o ekirdekte, ondan
halkolunacak aacn mddet-i hayatndaki geirecei tavrlar, vaziyetler,
---sh:(S:469) -------------
---sh:(S:470) -------------
ekiller, hareketler, tesbihatlardr ki, tarihe-i hayat namyla tabir edilen
vakit-bevakit deien tavrlar, vaziyetler, ekiller, fiiller; o aacn dallar,
yapraklar gibi intizaml birer kader mikdar vardr. Madem en di ve
basit eyada byle kaderin tecellisi var. Elbette umum eyann
vcudundan evvel yazl olduunu ifade eder ve az bir dikkatle anlalr.
imdi, vcudundan sonra hereyin sergzet-i hayat yazldna
delil ise; lemde "Kitab- Mbin" ve "mam- Mbin"den haber veren
btn meyveler ve "Levh-i Mahfuz"dan haber veren ve iaret eden
insandaki btn kuvve-i hfzalar birer ahiddir, birer emaredir. Evet
herbir meyve, btn aacn mukadderat- hayat onun kalbi hkmnde
olan ekirdeinde yazlyor. nsann sergzet-i hayatyla beraber ksmen
lemin hdisat- maziyesi, kuvve-i hfzasnda yle bir surette yazlyor ki;
gya hardal kklnde bu kuvvecikte dest-i kudret, kalem-i kaderiyle
insann sahife-i a'malinden kk bir sened istinsah ederek, insann eline
verip, dimann cebine koymu. T, muhasebe vaktinde onunla
hatrlatsn. Hem t mutmain olsun ki; bu fena ve zeval herc mercinde
beka iin pek ok yineler var ki, Kadr-i Hakm zillerin hviyetlerini
onlarda tersim edip ibka ediyor. Hem beka iin pek ok levhalar var ki,
Hafz-i Alm fnilerin manalarn onlarda yazyor.
Elhasl: Madem en basit ve en aa derece-i hayat olan nebatat
hayat, bu derece kaderin nizamna tabidir. Elbette en yksek derece-i
hayat olan hayat- insaniye, btn teferruatyla kaderin mikyasyla
izilmitir ve kalemiyle yazlyor. Evet nasl katreler, buluttan haber verir;
rehalar, su menban gsterir; senedler, czdanlar, bir defter-i kebirin
vcuduna iaret ederler. yle de: u mehudumuz olan, zhayatlardaki
intizam- madd olan bedih kader ve intizam- manev ve hayat olan
nazar kaderin rehalar, katreleri, senedleri, czdanlar hkmnde olan
meyveler, nutfeler, tohumlar, ekirdekler, suretler, ekiller; bilbedahe
"Kitab- Mbin" denilen irade ve evamir-i tekviniyenin defterini ve
"mam- Mbin" denilen ilm-i lahnin bir divan olan Levh-i Mahfuz'u
gsterir.
Netice-i meram: Madem bilmahede gryoruz ki, herbir
zhayatn nev nema zamannda, zerreleri eribr hududlara gider,
durur. Zerreler yolunu deitirir. O hududlarn nihayetlerinde birer hikmet,
birer faide, birer maslahat semere verirler. Bilbedahe o eyin mikdar-
sursi, bir kader kalemiyle tersim edilmitir. te mehud, bedih kader, o
zhayatn manev hltnda dahi bir kader kalemiyle izilmi muntazam
meyvedar hududlar, nihayetleri var olduunu gsterir. Kudret masdardr,
kader mistardr. Kudret o man kitabn, o mistar stnde yazar. Madem
madd ve manev kader kalemiyle tersim edilmi
---sh:(S:471) -------------
msmir hududlar, hikmetli nihayetler olduunu kat'iyyen anlyoruz.
Elbette herbir zhayatn mddet-i hayatnda geirecei ahval ve etvar, o
kaderin kalemiyle tersim edilmi. nki sergzet-i hayat, bir intizam ve
mizan ile cereyan ediyor. Suretler deitiriyor, ekiller alyor. Madem
byle umum zhayatta kalem-i kader hkmrandr. Elbette lemin en
mkemmel meyvesi ve arzn halifesi ve emanet-i kbrann hmili olan
insann sergzet-i hayatiyesi, hereyden ziyade kaderin kanununa tabidir.
Eer dese: "Kader bizi byle balam. Hrriyetimizi selbetmitir.
nbisat ve cevelana mtak olan kalb ve ruh iin kadere iman bir arlk,
bir sknt vermiyor mu?"
Elcevab: Kat' ve asl!.. Sknt vermedii gibi, nihayetsiz bir
hffet, bir rahatlk ve revh u reyhan veren ve emn eman temin eden bir
srur, bir nur veriyor. nki insan kadere iman etmezse, kk bir dairede
cz' bir serbestiyet, muvakkat bir hrriyet iinde, dnya kadar ar bir
yk, bare ruhun omuzunda tamaya mecburdur. nki insan btn
kinatla alkadardr. Nihayetsiz makasd ve metalibi var. Kudreti, iradesi,
hrriyeti milyondan birisine kfi gelmedii iin, ektii manev sknt
arl, ne kadar mdhi ve muvahhi olduu anlalr. te kadere iman,
btn o arl kaderin sefinesine atar, kemal-i rahat ile, ruh ve kalbin
kemal-i hrriyetiyle kemaltnda serbest cevelanna meydan veriyor.
Yalnz nefs-i emmarenin cz' hrriyetini selbeder ve firavuniyetini ve
rububiyetini ve keyfemyea hareketini krar. Kadere iman o kadar
lezzetli, saadetlidir ki, tarif edilmez. Yalnz u temsil ile o lezzete ve o
saadete bir iaret edeceiz. yle ki:
ki adam, bir padiahn payitahtna giderler. O padiahn mahall-i
garaib olan has sarayna girerler. Biri, padiah bilmez; o yerde gasbane,
srkane tavattun etmek ister. Fakat o bahe, o sarayn iktiza ettikleri idare
ve tedbir ve vridat ve makinelerini ilettirmek ve garib hayvanatn
erzakn vermek gibi zahmetli klfetleri grr, mtemadiyen zdrab eker.
O cennet gibi bahe, bana bir cehennem gibi oluyor. Hereye acyor.
dare edemiyor. Teessfle vaktini geirir. Sonra da, o hrsz edebsiz adam,
te'dib suretiyle hapse atlr. kinci adam, padiah tanr, padiaha kendini
misafir bilir. Btn o bahede, o sarayda olan iler, bir nizam- kanunla
cereyan ettiini, herey bir proramla, kemal-i shuletle ilediini itikad
eder. Zahmet ve klfetleri, padiahn kanununa brakp kemal-i safa ile o
cennet-misal bahenin btn lezzetlerinden istifade edip padiahn
merhametine ve idare kanunlarnn gzelliine istinaden hereyi ho grr,
kemal-i lezzet ve saadetle


---sh:(S:472) -------------
hayatn geirir. te.:!....!...srrn anla.
DRDNC MEBHAS: Eer desen: "Birinci Mebhas'ta isbat
ettin ki: Kaderin hereyi gzeldir, hayrdr. Ondan gelen er de hayrdr.
irkinlik de gzeldir. Halbuki u dr- dnyadaki musibetler, beliyyeler,
o hkm cerhediyor."
Elcevab: Ey iddet-i efkatten edid bir elemi hisseden nefsim ve
arkadam! Vcud, hayr- mahz; adem, err-i mahz olduuna; btn
mehasin ve kemaltn vcuda rcuu ve btn maasi ve mesaib ve
nekaisin esas adem olduu, delildir. Madem adem err-i mahzdr.
Ademe mncer olan veya ademi imam eden hlt dahi erri tazammun
eder. Onun iin, vcudun en parlak nuru olan hayat, ahval-i muhtelife
iinde yuvarlanp kuvvet buluyor. Mtebayin vaziyetlere girip tasaffi
ediyor ve mteaddid keyfiyat alp, matlub semerat veriyor ve mteaddid
tavrlara girip, Vhib-i Hayat'n nuku-u esmasn gzelce gsterir. te u
hakikattandr ki, zhayatlara lm ve mesaib ve meakkat ve beliyyat
suretinde baz hlt rz olur ki; o hlt ile hayatlarna envr- vcud
teceddd edip zulmat- adem tebud ederek hayatlar tasaffi ediyor. Zira
tevakkuf, sknet, skt, atalet, istirahat, yeknesaklk; keyfiyatta ve
ahvalde birer ademdir. Hatt en byk bir lezzet, yeknesaklk iinde hie
iner.
Elhasl: Madem hayat, esma-i hsnann nukuunu gsterir.
Hayatn bana gelen herey hasendir. Mesel: Gayet zengin, nihayet
derecede san'atkr ve ok san'atlarda mahir bir zt; sr- san'atn, hem
kymetdar servetini gstermek iin di bir miskin adam, modellik
vazifesini grdrmek iin, bir crete mukabil bir saatte murassa',
musanna' yapt gmlei giydirir, onun stnde iler ve vaziyetler verir,
tebdil eder. Hem her nevi san'atn gstermek iin keser, deitirir,
uzaltr, ksaltr. Acaba u cretli miskin adam o zta dese: "Bana zahmet
veriyorsun. Eilip kalkmakla vaziyet veriyorsun, beni gzelletiren bu
gmlei kesip ksaltmakla gzelliimi bozuyorsun" demee hak
kazanabilir mi? "Merhametsizlik, insafszlk ettin" diyebilir mi? te onun
gibi Sni'-i Zlcelal, Ftr- Bmisal; zhayata gz, kulak, akl, kalb gibi
havas ve letaif ile murassa olarak giydirdii vcud gmleini esma-i
hsnann naklarn gstermek iin ok hlt iinde evirir, ok
vaziyetlerde deitirir. Elemler, musibetler nev'inde olan keyfiyat; baz
esmasnn ahkmn gstermek iin lemaat- hikmet iinde baz uaat-
rahmet ve o uaat- rahmet iinde latif gzellikler vardr.

---sh:(S:473) -------------



Htime

[Eski Said'in Serke, Mftehir, Marur, Ucblu, Riyakr Nefsini
Susturan, Teslime Mecbur Eden Be Fkradr.]
Birinci Fkra: Madem eya var ve san'atldr. Elbette bir ustalar
var. Yirmiikinci Sz'de gayet kat' isbat edildii gibi: Eer herey birinin
olmazsa, o vakit herbir ey, btn eya kadar mkil ve ar olur. Eer
herey birinin olsa, o zaman btn eya, bir ey kadar sn ve kolay olur.
Madem zemin ve suman birisi yapm, yaratm. Elbette o pek hikmetli
ve ok san'atkr zt, zemin ve sumann meyveleri ve neticeleri ve
gayeleri olan zhayatlar bakalara brakp ii bozmayacak. Baka ellere
teslim edip btn hikmetli ilerini abes etmeyecek, hie indirmeyecek,
kr ve ibadetlerini bakasna vermeyecektir.
kinci Fkra: Sen ey marur nefsim! zm aacna benzersin.
Fahrlenme! Salkmlar o aa kendi takmam, bakas onlar ona takm.
nc Fkra: Sen ey riyakr nefsim! "Dine hizmet ettim" diye
gururlanma.
...!..!...!...'..!
srrnca: Mzekk olmadn iin, belki sen kendini o recl-i fcir
bilmelisin. Hizmetini, ubudiyetini; geen nimetlerin kr ve vazife-i
ftrat ve fariza-i hilkat ve netice-i san'at bil, ucb ve riyadan kurtul!.
Drdnc Fkra: Hakikat ilmini, hakik hikmeti istersen; Cenab-
Hakk'n marifetini kazan. nki btn hakaik-i mevcudat, sm-i
Hakk'n uaat ve esmasnn tezahrat ve sftnn tecelliyatdrlar. Madd
ve manev, cevher, araz herbir eyin, herbir insann hakikat, birer ismin
nuruna dayanr ve hakikatna istinad eder. Yoksa hakikatsz,
ehemmiyetsiz bir surettir. Yirminci Sz'n hirinde, u srra dair bir
nebze bahsi gemitir. Ey nefis! Eer u dnya hayatna mtaksan,
mevtten



---sh:(S:474) -------------
kaarsan kat'iyyen bil ki: Hayat zannettiin hlt, yalnz bulunduun
dakikadr. O dakikadan evvel btn zamann ve o zaman iindeki eya-i
dnyeviye, o dakikada meyyittir, lmtr. O dakikadan sonra btn
zamann ve onun mazrufu, o dakikada ademdir, hitir. Demek
gvendiin hayat- maddiye, yalnz bir dakikadr. Hatt bir ksm ehl-i
tedkik, "Bir iredir belki bir n- seyyaledir" demiler. te u srdandr
ki; baz ehl-i velayet, dnyann dnya cihetiyle ademine hkmetmiler.
Madem byledir, hayat- maddiye-i nefsiyeyi brak. Kalb ve ruh ve srrn
derece-i hayatlarna k, bak; ne kadar geni bir daire-i hayatlar var.
Senin iin meyyit olan mazi, mstakbel; onlar iin haydr, hayatdar ve
mevcuddur. Ey nefsim! Madem yledir, sen dahi kalbim gibi ala ve
bar ve de ki: "Fniyim, fni olan istemem. cizim, ciz olan istemem.
Ruhumu Rahman'a teslim eyledim, gayr istemem. sterim, fakat bir yr-
bki isterim. Zerreyim, fakat bir ems-i Sermed isterim. Hi-ender-
hiim, fakat bu mevcudat birden isterim."
Beinci Fkra: u fkra, Arab geldii iin Arab yazld. Hem u
fkra-i Arabiye, "Allah Ekber" zikrinde otuz mertebe-i tefekkrden
bir mertebeye iarettir.
...-!,.-.!,..:!,.:-!,..-!....!....
....:!.....-.._.!!....!
..-...........-....
....................!..
...... ..L.......,...L-.
...:-............:-.,.-
-................................
.....L..................
.....-...-..-.........
...-....-..


---sh:(S:475) -------------

..-..-..-..L!..L!..
....!........:!...!......-..-.!....
..-.!..-!.......L.!.!....
..-!....!......L!..-.!,.!_....!
...............-..,.!...!.
* * *




























---sh:(S:476) -------------





Zeyl


[Bu Kck Zeylin Byk Bir Ehemmiyeti Var. Herkese
Menfaatlidir.]
Cenab- Hakk'a vsl olacak tarkler pek oktur. Btn hak
tarkler Kur'andan alnmtr. Fakat tarkatlarn bazs, bazsndan daha
ksa, daha selmetli, daha umumiyetli oluyor. O tarkler iinde, kasr
fehmimle Kur'andan istifade ettiim "Acz ve fakr ve efkat ve tefekkr"
tarkdr. Evet acz dahi, ak gibi belki daha eslem bir tarktir ki; ubudiyet
tarkyla mahbubiyete kadar gider. Fakr dahi, Rahman ismine sal eder.
Hem efkat dahi ak gibi, belki daha keskin ve daha geni bir tarktir ki
Rahm ismine sal eder. Hem tefekkr dahi ak gibi, belki daha zengin,
daha parlak, daha geni bir tarktir ki, Hakm ismine sal eder. u tark,
haf tarkler misill, "Letaif-i Aere" gibi on hatve deil ve tark- cehriye
gibi "Nfus-u Seb'a" yedi mertebeye atlan admlar deil, belki "Drt
Hatve"den ibarettir. Tarkattan ziyade hakikattr, eriattr. Yanl
anlalmasn: Acz ve fakr ve kusurunu, Cenab- Hakk'a kar grmek
demektir. Yoksa onlar yapmak veya halka gstermek demek deildir. u
ksa tarkn evrad: ttiba- snnettir, feraizi ilemek, kebairi terketmektir.
Ve bilhassa namaz ta'dil-i erkn ile klmak, namazn arkasndaki
tesbihat yapmaktr.
Birinci Hatveye: ,:..... yeti iaret ediyor.
kinci Hatveye: ,....,..... .....!....:..
yeti iaret ediyor.


---sh:(S:477) -------------
nc Hatveye:
.................-.....
yeti iaret ediyor.
Drdnc Hatveye: ....!... yeti iaret
ediyor. u drt hatvenin ksa bir izah udur ki:
Birinci Hatvede: ,:..... yeti iaret ettii gibi:
Tezkiye-i nefs etmemek. Zira insan, cibilliyeti ve ftrat hasebiyle nefsini
sever. Belki evvel ve bizzt yalnz ztn sever, baka hereyi nefsine
feda eder. Mabud'a lyk bir tarzda nefsini medheder. Mabud'a lyk bir
tenzih ile nefsini meayibden tenzih ve tebrie eder. Elden geldii kadar
kusurlar kendine lyk grmez ve kabul etmez. Nefsine peresti eder
tarznda iddetle mdafaa eder. Hatt ftratnda tevdi edilen ve Mabud-u
Hakik'nin hamd ve tesbihi iin ona verilen cihazat ve istidad, kendi
nefsine sarfederek ...!.-. srrna mazhar olur. Kendini
grr, kendine gvenir, kendini beenir. te u mertebede, u hatvede
tezkiyesi, tathiri: Onu tezkiye etmemek, tebrie etmemektir.
kinci Hatvede:
,....,..........!....:..
dersini verdii gibi: Kendini unutmu, kendinden haberi yok. Mevti
dnse, bakasna verir. Fena ve zevali grse, kendine almaz ve klfet
ve hizmet makamnda nefsini unutmak, fakat ahz- cret ve istifade-i
huzuzat makamnda nefsini dnmek, iddetle iltizam etmek, nefs-i
emmarenin muktezasdr. u makamda tezkiyesi, tathiri, terbiyesi; u
haletin aksidir. Yani nisyan- nefs iinde nisyan etmemek. Yani huzuzat
ve ihtirasatta unutmak ve mevtte ve hizmette dnmek.
nc Hatvede:
.................-.....
dersini verdii gibi: Nefsin muktezas, daima iyilii kendinden bilip fahr
ve ucbe girer. Bu hatvede: Nefsinde yalnz kusuru ve naks ve aczi ve




---sh:(S:478) -------------
fakr grp; btn mehasin ve kemaltn, Ftr- Zlcelal tarafndan ona
ihsan edilmi nimetler olduunu anlayp, fahr yerinde kr ve temeddh
yerinde hamdetmektir. u mertebede tezkiyesi, ....~..
srryla udur ki: Kemalini kemalsizlikte, kudretini aczde, gnasn fakrda
bilmektir.
Drdnc Hatvede: ....!... dersini
verdii gibi: Nefs, kendini serbest ve mstakil ve bizzt mevcud bilir.
Ondan bir nevi rububiyet dava eder. Mabuduna kar adavetkrane bir
isyan tar. te gelecek u hakikat derketmekle ondan kurtulur. Hakikat
yledir ki: Herey nefsinde mana-y ismiyle fnidir, mefkuddur, hdistir,
madumdur. Fakat mana-y harfiyle ve Sni'-i Zlcelal'in esmasna
yinedarlk cihetiyle ve vazifedarlk itibariyle ahiddir, mehuddur,
vciddir, mevcuddur. u makamda tezkiyesi ve tathiri udur ki:
Vcudunda adem, ademinde vcudu vardr. Yani kendini bilse, vcud
verse; kinat kadar bir zulmat- adem iindedir. Yani vcud-u ahssine
gvenip Mcid-i Hakik'den gaflet etse; yldz bcei gibi bir ahs ziya-
y vcudu, nihayetsiz zulmat- adem ve firaklar iinde bulunur, boulur.
Fakat enaniyeti brakp, bizzt nefsi hi olduunu ve Mcid-i Hakik'nin
bir yine-i tecellisi bulunduunu grd vakit, btn mevcudat ve
nihayetsiz bir vcudu kazanr. Zira btn mevcudat, esmasnn
cilvelerine mazhar olan Zt- Vcib-l Vcud'u bulan, hereyi bulur.
















---sh:(S:479) -------------




Htime

u acz, fakr, efkat, tefekkr tarkndaki drt hatvenin izahat;
hakikatn ilmine, eriatn hakikatna, Kur'ann hikmetine dair olan
yirmialt aded Szler'de gemitir. Yalnz urada bir-iki noktaya ksa bir
iaret edeceiz. yle ki:
Evet u tark daha ksadr. nki drt hatvedir. Acz, elini nefisten
ekse, dorudan doruya Kadr-i Zlcelal'e verir. Halbuki en keskin tark
olan ak, nefisten elini eker, fakat mauk-u mecazye yapr. Onun
zevalini bulduktan sonra Mahbub-u Hakik'ye gider. Hem u tark daha
eslemdir. nki nefsin atahat ve bl-pervazane davalar bulunmaz.
nki acz ve fakr ve kusurdan baka nefsinde bulmuyor ki, haddinden
fazla gesin. Hem, bu tark daha umum ve cadde-i kbradr. nki
kinat ehl-i vahdet-l vcud gibi, huzur-u daim kazanmak iin i'dama
mahkm zannedip, "L mevcude ill H" hkmetmeye veyahut ehl-i
vahdet- uhud gibi, huzur-u daim iin kinat nisyan- mutlak hapsinde
hapse mahkm tahayyl edip, "L mehude ill H" demeye mecbur
olmuyor. Belki i'damdan ve hapisten gayet zahir olarak Kur'an
afvettiinden, o da sarf- nazar edip ve mevcudat kendileri hesabna
hizmetten azlederek Ftr- Zlcelal hesabna istihdam edip, esma-i
hsnasnn mazhariyet ve yinedarlk vazifesinde istimal ederek mana-y
harf nazaryla onlara bakp, mutlak gafletten kurtulup huzur-u daimye
girmektir; hereyde Cenab- Hakk'a bir yol bulmaktr.
Elhasl: Mevcudat mevcudat hesabna hizmetten azlederek,
mana-y ismiyle bakmamaktr.
* * *



---sh:(S:480) -------------

Yirmiyedinci
Sz

tihad Risalesi

Be-alt sene mukaddem, Arab bir risalede, itihada dair
yazdm bir mes'ele, iki kardeimin arzularyla, o mes'eleye dair
haddinden tecavz edenin haddini bildirmek iin, u sz, o mes'ele-i
itihadiyeye dair yazld.

...!.!....!!....!.
,.....L.......!..-!,...
tihad kaps aktr. Fakat u zamanda oraya girmeye "alt mani"
vardr.
Birincisi: Naslki kta, frtnalarn iddetli olduu bir vakitte, dar
delikler dahi seddedilir. Yeni kaplar amak, hibir cihetle kr- akl
deil. Hem naslki byk bir selin hcumunda, tamir iin duvarlarda
delikler amak gark olmaa vesiledir. yle de, u mnkerat zamannda
ve dat- ecanibin istilas annda ve bid'alarn kesreti vaktinde ve
dalaletin tahribat hengamnda, itihad namyla, kasr- slmiyetten yeni
kaplar ap, duvarlarndan muharriblerin girmesine vesile olacak delikler
amak, slmiyet'e cinayettir.
kincisi: Dinin zaruriyat ki, itihad onlara giremez. nki kat'
ve muayyendirler. Hem o zaruriyat, kut ve gda hkmndedirler. u
zamanda terke uruyorlar ve tezelzldedirler ve btn himmet ve gayreti,
onlarn ikamesine ve ihyasna sarfetmek lzm gelirken, slmiyet'in
nazariyat ksmnda ve selefin itihadat- safiyane ve hlisanesiyle, btn
zamanlarn hacatna dar gelmeyen efkrlar olduu halde, onlar brakp
heveskrane yeni itihadlar yapmak, bid'akrane bir hyanettir.
---sh:(S:481) -------------
ncs: Naslki arda mevsimlere gre, birer meta mergub
oluyor. Vakit be-vakit birer mal reva buluyor. yle de, lem
meherinde, itimaiyat- insaniye ve medeniyet-i beeriye arsnda, her
asrda birer meta' mergub olup reva buluyor. Skunda yani arsnda
tehir ediliyor, rabetler ona celboluyor, nazarlar ona tevecch ediyor,
fikirler ona mncezib oluyor. Mesel: u zamanda siyaset meta ve
hayat- dnyeviyenin temini ve felsefenin revalar gibi... Ve selef-i
slihn asrnda ve o zaman arsnda en mergub meta, Hlk- Semavat
ve Arz'n marziyatlarn ve bizden arzularn, kelmndan istinbat etmek
ve nur-u nbvvet ve Kur'an ile, kapatlmayacak derecede alan hiret
lemindeki saadet-i ebediyeyi kazandrmak vesailini elde etmek idi.
te o zamanda zihinler, kalbler, ruhlar, btn kuvvetleriyle,
yerler ve gkler Rabbinin marziyatn anlamaa mteveccih olduundan,
itimaiyat- beeriyenin sohbetleri, muhavereleri, vukuatlar, ahvalleri
ona bakyordu. Ona gre cereyan ettiinden her kimin gzelce bir istidad
bulunsa, onun kalbi ve ftrat, uursuz olarak hereyden bir ders-i marifet
alr. O zamanda cereyan eden ahval ve vukuat ve muhaverattan taallm
ediyordu. Gya herbir ey, ona bir muallim hkmne geip, onun ftrat
ve istidadna, itihada bir istidad- ihzar telkin ediyordu. Hatt o derece
u ftr ders tenvir ediyordu ki; yakn idi ki, kesbsiz itihada kabiliyeti
ola, atesiz nurlana... te u tarzda ftr bir ders alan bir mstaid, itihada
almaa balad vakit, kibrit hkmne geen istidad, "nurun al nur"
srrna mazhar olur; abuk ve az zamanda mtehid olurdu.
Amma u zamanda, medeniyet-i Avrupa'nn tahakkmyle,
felsefe-i tabiiyenin tasallutuyla, erait-i hayat- dnyeviyenin
arlamasyla, efkr ve kulb dalm, himmet ve inayet inksam
etmitir. Zihinler maneviyata kar yabanilemitir. te bunun iindir ki,
u zamanda birisi; drt yanda Kur'an' hfzedip, limlerle mbahase
eden Sfyan bn-i Uyeyne olan bir mtehidin zeksnda bulunsa,
Sfyan'n itihad kazand zamana nisbeten, on defa daha fazla zamana
muhtatr. Sfyan, on senede itihad tahsil etmi ise, u adam yz
seneye muhtatr ki tahsil edebilsin. nki Sfyan'n ibtida-i tahsil-i
ftrsi sinn-i temyiz zamanndan balar. Yava yava istidad mheyya
olur, nurlanr, hereyden ders alr, kibrit hkmne geer. Amma onun
naziri, u zamanda nki zihni felsefede boulmu, akl siyasete dalm,
kalbi hayat- dnyeviyede sersem olmu, istidad itihaddan uzaklam,
elbette fnun-u hazrada tevaggul derecesinde istidad itihad- er'
kabiliyetinden uzaklam ve ulm-u arziyede tefennn derecesinde
itihadn kabulnden geri kalmtr. Onun iin "Ben de onun gibi
zekiyim,
niin ona yetiemiyorum?" diyemez ve demeye hakk yoktur ve
yetiemez.
Drdncs: Naslki bir cisimde, nev nema iin tevess'
meyli bulunur. O meyl-i tevess' ise, -nki dhildendir- vcud ve cisim
iin bir tekemmldr. Fakat eer harite tevsi' iin bir meyl ise, o
vcudun cildini yrtmaktr, tahrib etmektir; tevsi' deildir. yle de,
slmiyetin dairesine selef-i slihn gibi takva-y kmile kapsyla ve
zaruriyat- diniyenin imtisali tarkyla dhil olanlarda meyl-t tevess' ve
irade-i itihad bulunsa; o kemaldir ve tekemmldr. Yoksa zaruriyat terk
eden ve hayat- dnyeviyeyi hayat- uhreviyeye tercih eden ve felsefe-i
maddiye ile lde olanlardan olan o meyl-t tevsi' ve irade-i itihad,
vcud-u slmiyeyi tahrib ve boynundaki er' zincirini karmaa
vesiledir.
Beincisi: nokta-i nazar, u zamann itihadatn arziye yapar,
semavlikten karyor. Halbuki eriat semaviyedir ve itihadat- er'iye
dahi, onun ahkm- mestresini izhar ettiinden semaviyedirler.
Birincisi: Bir hkmn hikmeti ayrdr, illeti ayrdr. Hikmet ve
maslahat ise; tercihe sebebdir, caba icada medar deildir. llet ise,
vcuduna medardr. Mesel: Seferde namaz kasredilir, iki rek'at klnr.
u ruhsat- er'iyenin illeti seferdir, hikmeti ise meakkattir. Sefer
bulunsa, meakkat hi olmasa da namaz kasredilir. nki illet var. Fakat
sefer bulunmasa, yz meakkat bulunsa, namazn kasredilmesine illet
olamaz. te u hakikatn aksine olarak, u zamann nazar ise, maslahat
ve hikmeti illet yerine ikame edip ona gre hkmediyor. Elbette byle
itihadat arziyedir, semav deildir.
kincisi: u zamann nazar, evvel ve bizzt saadet-i
dnyeviyeye bakyor ve ahkmlar ona tevcih ediyor. Halbuki eriatn
nazar ise, evvel ve bizzt saadet-i uhreviyeye bakar, ikinci derecede -
hirete vesile olmak dolaysyla- dnyann saadetine nazar eder. Demek
u zamann nazar, ruh-u eriattan yabanidir. yle ise, eriat namna
itihad edemez.
ncs:
..L-.!~......!
kaidesi, yani "Zaruret, haram hell derecesine getirir." te u kaide ise,
kll deil. Zaruret eer haram yoluyla olmam ise, haram hell etmeye
sebebiyet verir. Yoksa s'-i ihtiyaryla, gayr- meru sebeblerle zaruret
olmu ise, haram hell edemez, ruhsatl ahkmlara medar olamaz, zr
tekil edemez. Mesel: Bir adam s'-i ihtiyaryla, haram bir tarzda
kendini sarho etse; tasarrufat, lema-i eriata aleyhinde caridir, mazur
saylmaz.
---sh:(S:482) -------------
---sh:(S:483) -------------
Tatlik etse, talak vaki' olur. Bir cinayet etse, ceza grr. Fakat s'-i
ihtiyaryla olmazsa, talak vaki' olmaz, ceza da grmez. Hem mesel, bir
iki mbtelas zaruret derecesinde mbtela olsa da, diyemez ki:
"Zarurettir, bana helldir."
te u zamanda zaruret derecesine geen ve insanlar mbtela
eden bir beliyye-i mme suretine giren ok umrlar vardr ki; s'-i
ihtiyardan, gayr- meru meyillerden ve haram muamelelerden tevelld
ettiklerinden, ruhsatl ahkmlara medar olup, haram hell etmeye medar
olamazlar. Halbuki u zamann ehl-i itihad, o zarurat ahkm- er'iyeye
medar yaptklarndan, itihadlar arziyedir, hevesdir, felsefdir, semav
olamaz, er' deil. Halbuki semavat ve arzn Hlknn ahkm-
lahiyesinde tasarruf ve ibadnn ibadatna mdahale, o Hlkn izn-i
manevsi olmazsa; o tasarruf o mdahale merduddur. Mesel: Baz
gafiller, hutbe gibi baz eair-i slmiyeyi, Arabden karp her milletin
lisanyla sylemeyi, iki sebeb iin istihsan ediyorlar.
Birincisi: "T, siyaset-i hazra avam- mslimne de o suretle
tefhim edilsin." Halbuki siyaset-i hazra, o kadar ok yalan ve hile ve
eytanet iine girmi ki, vesvese-i eyatn hkmne gemitir. Halbuki
minber, vahy-i lahnin tebli makam olduundan, o vesvese-i
siyasiyenin hakk yoktur ki, o makam- lye kabilsin.
kinci sebeb: "Hutbe, baz suver-i Kur'aniyenin nasihatlar
anlalmak iindir." Evet eer millet-i slm, slmiyetin zaruriyat ve
msellemat ve malm olan ahkmn, ekseriyet itibariyle imtisal edip
yerine getirseydi, o vakit nazariyat- er'iye ve mesail-i dakika ve
nasayih-i hafiyeyi anlamak iin, bildii lisan ile hutbe okunmas ve
suver-i Kur'aniyenin -eer mmkn olsayd- tercmesi (Haiye) belki
mstahsen olurdu. Fakat namaz, zekat, orucun vcubu ve katl, zina ve
arabn haramiyeti gibi malm olan ahkm- kat'iyye-i slmiye mhmel
kalyor. Avam- nas, onlarn vcubunu ve haramiyetini ders almaa
muhta deiller. Belki tevik ve ihtar ile o ahkm- kudsiyeyi hatrlatp,
slmiyet damarn ve iman hissini tahrik etmekle imtisallerine tevik ve
tezkire ve ihtara muhtatrlar. Halbuki bir mi ne kadar cahil dahi olsa,
Kur'an'dan ve hutbe-i Arabiyeden u meal-i icmaliyeyi anlar ki: "Herkese
ve bana malm olan imann rknlerini ve slmiyet'in umdelerini hatib
ve hfz ihtar ediyor ve ders veriyor, okuyor" der; kalbinde onlara kar
bir itiyak hasl olur. Acaba kinatta hangi tabirat var ki; ar- a'zamdan
gelen Kur'an- Hakm'in i'cazkrane, mfehhimane
(Haiye): 'caza dair olan Yirmibeinci Sz, Kur'ann hakik tercmesi
mmkn olmadn gstermitir.
---sh:(S:484) -------------
ihtarlarna, tezkirlerine, teviklerine mukabil gelebilsin?
Altncs: Selef-i Slihnin mtehidn-i izam, asr- nur ve asr-
hakikat olan asr- sahabeye yakn olduklarndan, safi bir nur alp, hlis bir
itihad edebilirlerdi. u zamann ehl-i itihad ise, o kadar perdeler
arkasnda ve uzak bir mesafede hakikat kitabna bakar ki, en vzh bir
harfini de zor ile grebilirler.
Eer desen: "Sahabeler de insandrlar, hatadan, hilaftan hl
olmazlar. Halbuki itihadatn ve ahkm- eriatn medar, sahabelerin
adaleti ve sdkdr ki, hatt mmet "Sahabeler umumen dildirler, doru
sylerler" diye ittifak etmiler.
Elcevab: Evet sahabeler ekseriyet-i mutlaka itibariyle hakka k,
sdka mtak, adalete hahigerdirler. nki yalann ve kizbin irkinlii,
btn irkinliiyle ve sdkn ve doruluun gzellii, btn gzelliiyle
o asrda yle bir tarzda gsterilmi ki, ortalarndaki mesafe Ar'tan Fer'e
kadar alm. Esfel-i safilndeki Mseylime-i Kezzab'n derekesinden,
a'l-y illiyynde olan Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n
derece-i sdk kadar bir ayrlk grlmtr. Evet Mseylime'yi esfel-i
safilne dren kizb olduu gibi, Muhammed-l Emin Aleyhissalt
Vesselm' a'l-y illiyyne karan sdktr ve doruluktur.
te, hissiyat- ulviyeyi tayan ve mehasin-i ahlkiyeye peresti
eden ve ems-i Nbvvetin ziya-i sohbetiyle nurlanan sahabeler, o
derece irkin ve sukuta sebeb ve Mseylime'nin maskara-ld
mzahrefat dkknndaki kizbe, ihtiyaryla ellerini uzatmamak ve
kfrden ekindikleri gibi kfrn arkada olan kizbden ekinmeleri ve o
derece gzel ve medar- fahr ve mbahat ve mi'rac- suud ve terakki ve
Fahr-i Risalet'in hazine-i liyesinde en reval bulunan ve aaa-i
cemaliyle itimaat- insaniyeyi nurlandran sdka ve dorulua ve hakka -
ve bilhassa ahkm- er'iye rivayetinde ve tebliinde- elbette ellerinden
geldii kadar talib ve muvafk ve k olmalar kat'dir, zarurdir,
bhesizdir. Halbuki u zamanda, kizb ve sdkn ortasndaki mesafe o
kadar ksalm ki, deta omuz omuza vermiler. Sdktan yalana (gemek)
pek kolay gidiliyor. Hatt siyaset propagandas vastasyla yalanclk,
dorulua tercih ediliyor. te en irkin ey, en gzel eylerle beraber bir
dkknda, bir fiatla satlsa; elbette pek l olan ve hakikat cevherine
giden sdk ve hak prlantas o dkkncnn marifetine ve szne itimad
edip, krkrne alnmaz.
* * *


---sh:(S:485) -------------

Htime

Asrlara gre eriatlar deiir. Belki bir asrda, kavimlere gre
ayr ayr eriatlar, peygamberler gelebilir ve gelmitir. Htem-l
Enbiya'dan sonra eriat- kbras, her asrda, her kavme kfi geldiinden,
muhtelif eriatlara ihtiya kalmamtr. Fakat teferruatta, bir derece ayr
ayr mezheblere ihtiya kalmtr. Evet naslki mevsimlerin deimesiyle
elbiseler deiir, mizalara gre illar tebeddl eder. yle de, asrlara
gre eriatlar deiir, milletlerin istidadna gre ahkm tahavvl eder.
nki ahkm- er'iyenin teferruat ksm, ahval-i beeriyeye bakar. Ona
gre gelir, il olur. Enbiya-y salife zamannda, tabakat- beeriye
birbirinden ok uzak ve seciyeleri hem bir derece kaba, hem iddetli ve
efkrca ibtida ve bedeviyete yakn olduundan, o zamandaki eriatlar,
onlarn haline muvafk bir tarzda ayr ayr gelmitir. Hatt bir kt'ada bir
asrda, ayr ayr peygamberler ve eriatlar bulunurmu. Sonra hirzaman
Peygamberinin gelmesiyle, insanlar gya ibtida derecesinden, idadiye
derecesine terakki ettiinden, ok inklabat ve ihtilatat ile akvam-
beeriye birtek ders alacak, birtek muallimi dinleyecek, birtek eriatla
amel edecek vaziyete geldiinden, ayr ayr eriata ihtiya kalmamtr,
ayr ayr muallime de lzum grlmemitir. Fakat tamamen bir seviyeye
gelmediinden ve bir tarz- hayat- itimaiye de giymediinden,
mezhebler taaddd etmitir. Eer beerin ekseriyet-i mutlakas bir
mekteb-i lnin talebesi gibi, bir tarz- hayat- itimaiyeyi giyse, bir
seviyeye girse; o vakit mezhebler tevhid edilebilir. Fakat bu hal-i lem, o
hale msaade etmedii gibi, mezahib de bir olmaz.
Eer desen: Hak bir olur; nasl byle drt ve oniki mezhebin
muhtelif ahkmlar hak olabilir?
Elcevab: Bir su, be muhtelif mizal hastalara gre nasl be
hkm alr; yle ki: Birisine, hastalnn mizacna gre su iltr, tbben
vcibdir. Dier birisine, hastal iin zehir gibi muzrdr; tbben ona
haramdr. Dier birisine, az zarar verir; tbben ona mekruhtur. Dier
birisine,





---sh:(S:486) -------------
zararsz menfaat verir; tbben ona snnettir. Dier birisine ne zarardr, ne
menfaattir; fiyetle isin, tbben ona mubahtr. te hak burada taaddd
etti. Bei de haktr. Sen diyebilir misin ki: "Su yalnz iltr, yalnz
vcibdir, baka hkm yoktur."
te bunun gibi, ahkm- lahiye mezheblere hikmet-i lahiyenin
sevkiyle ittiba edenlere gre deiir, hem hak olarak deiir ve herbirisi
de hak olur, maslahat olur. Mesel, hikmet-i lahiyenin tensibiyle mam-
afi'ye ittiba eden, ekseriyet itibariyle Haneflere nisbeten kylle ve
bedevilie daha yakn olup cemaat birtek vcud hkmne getiren hayat-
itimaiye de nks olduundan, herbiri bizzt dergh- Kadyy-l Hacat'ta
kendi derdini sylemek ve husus matlubunu istemek iin, imam
arkasnda Fatiha'y birer birer okuyorlar. Hem ayn- hak ve mahz-
hikmettir. mam- A'zam'a ittiba edenler, ekseriyet-i mutlaka itibariyle,
slm hkmetlerin ekserisi, o mezhebi iltizam etmesiyle medeniyete,
ehirlilie daha yakn ve hayat- itimaiyeye mstaid olduundan; bir
cemaat, bir ahs hkmne girip, birtek adam umum namna syler;
umum kalben onu tasdik ve rabt- kalb edip, onun sz umumun sz
hkmne getiinden, Hanef Mezhebi'ne gre imam arkasnda Fatiha
okunmaz. Okunmamas ayn- hak ve mahz- hikmettir.
Hem mesel, madem eriat, tabiatn tecavzatna sed ekmekle
onu ta'dil edip nefs-i emmareyi terbiye eder. Elbette ekser etba, kyl ve
nim-bedevi ve amelelikle megul olan afi Mezhebi'ne gre "Kadna
temas ile abdest bozulur, az bir necaset zarar verir." Ekseriyet itibariyle
hayat- itimaiyeye giren, nim-meden eklini alan insanlar, ittiba ettikleri
mezheb-i Hanefye gre "Mess-i nisvan abdesti bozmaz, bir dirhem kadar
necasete fetva var."
te bir amele ile bir efendiyi nazara alacaz. Amele, tarz-
maiet itibariyle ecnebi kadnlarla ihtilata, temasa ve bir ocak yannda
oturmaya ve mlevves eylerin iine karmaya mbtela olduundan;
san'at ve maiet itibariyle, tabiat ve nefs-i emmaresi meydan bo bulup
tecavz edebilir. Onun iin, eriat onlarn hakknda, o tecavzata sed
ekmek iin, "Abdest bozulur, temas etme; namazn ibtal eder, bulama"
manev kulanda bir sad-y semav nlattrr. Amma o efendi, namuslu
olmak artyla dt- itimaiyesi itibariyle, ahlk- umumiye namna,
ecnebi kadnlara temasa mbtela deil, mlevves eylerle nezafet-i
medeniye namna kendini o kadar bulatrmaz. Onun iin eriat, mezheb-
i Hanef namyla ona iddet ve azimet gstermemi; ruhsat tarafn
gsterip, hafifletirmitir. "Elin dokunmu ise, abdestin bozulmaz;

hicab edip, kalabalk iinde su ile istinca etmemenin zarar yoktur. Bir
dirhem kadar fetva vardr." der, onu vesveseden kurtarr. te denizden
iki katre sana misal.. onlara kyas et. Mizan- a'ran mizanyla, eriat
mizanlarn bu suretle mvazene edebilirsen et.
,.:-!,..-!...............!,......-..
..-!...-..........,....,..!
..:........
........-!........-.!-.....
....:.........-..!... -.....-
..-.....~.................
..L........-......
..:..-...-...........-...L!.
....-...-.!....
..-.,.........-......-...!
...-....-.....:!
....-._-..-.!....-......-....
..:............L!.
....-.._-...-.!.-..
..............L.!.
...-!...................
....!....-.!.,..-..........
.......!.....!......!.
,....,....-..!........
.!....-!.....-.......-.!
!.........!...-.!....
..-.!,-.....-....-...-..-.
---sh:(S:487) -------------
---sh:(S:488) -------------





Yirmiyedinci Sz'n Zeyli

Sahabeler Hakkndadr

Mevlna Cm'nin Dedii Gibi Derim:

....-3..-..-....
...-.........-.
...,..........
...-3......-3..

...-~....... ..-.....

,.-.!.-.!,.
,......-..:!....-...!.....-.
il hir-i yet...
Sual ediyorsunuz: Baz rivayetlerde vardr ki; "Bid'alarn revac
hengmnda ehl-i iman ve takvadan bir ksm suleha, sahabe derecesinde
---sh:(S:489) -------------
veya daha ziyade efdal olabilir" diye rivayetler vardr. Bu rivayetler sahih
midir? Sahih ise, hakikatlar nedir?
Elcevab: Enbiyadan sonra nev'-i beerin en efdali sahabe olduu,
Ehl-i Snnet ve Cemaatn icma bir hccet-i katadr ki, o rivayetlerin
sahih ksm, fazilet-i cz'iye hakkndadr. nki cz' fazilette ve husus
bir kemalde, mercuh racihe tereccuh edebilir. Yoksa Sure-i Feth'in
hirinde sitayikrane tavsifat- Rabbaniyeye mazhar ve Tevrat ve ncil
ve Kur'ann medh senasna mazhar olan sahabelere, fazilet-i klliye
nokta-i nazarnda yetiilemez. u hakikatn pekok esbab ve
hikmetlerinden, imdilik sebebi tazammun eden hikmeti beyan
edeceiz:
Birinci Hikmet: Sohbet-i Nebeviye yle bir iksirdir ki, bir
dakikada ona mazhar bir zt, senelerle seyr slke mukabil, hakikatn
envrna mazhar olur. nki sohbette insiba ve in'ikas vardr.
Malmdur ki: n'ikas ve tebaiyetle, o Nur-u A'zam- Nbvvetle beraber
en azm bir mertebeye kabilir. Naslki, bir sultann hizmetkr ve onun
tebaiyeti ile yle bir mevkiye kar ki, bir ah kamaz. te u srdandr
ki, en byk veliler sahabe derecesine kamyorlar. Hatt Celaleddin-i
Syut gibi, uyank iken ok defa sohbet-i Nebeviyeye mazhar olan
veliler, Resul-i Ekrem (A.S.M.) ile yakazaten grseler ve u lemde
sohbetine merref olsalar, yine sahabeye yetiemiyorlar. nki
Sahabelerin sohbeti, Nbvvet-i Ahmediye (A.S.M.) nuruyla, yani Nebi
olarak onunla sohbet ediyorlar. Evliyalar ise, vefat- Nebevden sonra
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm' grmeleri, velayet-i Ahmediye
(A.S.M.) nuruyla sohbettir. Demek Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n onlarn nazarlarna temessl ve tezahr etmesi, velayet-i
Ahmediye (A.S.M.) cihetindedir; nbvvet itibariyle deil. Madem
yledir; nbvvet derecesi, velayet derecesinden ne kadar yksek ise, o
iki sohbet de o derece tefavt etmek lzm gelir. Sohbet-i Nebeviye ne
derece bir iksir-i nurani olduu bununla anlalr ki: Bir bedevi adam,
kzn sa olarak defnedecek derecede bir kasavet-i vahiyanede
bulunduu halde, gelip bir saat sohbet-i Nebeviyeye merref olur, daha
karncaya ayan basamaz derecede bir efkat-i rahmaneyi kesbederdi.
Hem cahil, vahi bir adam, bir gn sohbet-i Nebeviyeye mazhar olur;
sonra in ve Hind gibi memleketlere giderdi, o mtemeddin kavimlere
muallim-i hakaik ve rehber-i kemalt olurdu.
kinci Sebeb: Yirmiyedinci Sz'deki itihad bahsinde beyan ve
isbat edildii gibi; sahabeler, ekseriyet-i mutlaka itibariyle kemalt-
insaniyenin en a'l derecesindedirler. nki o zamanda, o inklab- azm-i
---sh:(S:490) -------------
slmde hayr ve hak btn gzelliiyle, er ve btl btn irkinliiyle
grlm ve maddeten hissedilmi. er ve hayr ortasnda yle bir ayrlk
ve kizb ve sdk mabeyninde yle bir mesafe almt ki, kfr ve iman
kadar, belki Cehennem ve Cennet kadar beynleri uzaklat. Kizb ve er ve
btln delll ve nmunesi olan Mseylime-i Kezzab ve maskaraca
kelimeleri olduundan, ftraten hissiyat- ulviye sahibi ve mal-i ahlka
meftun ve izzet ve mbahata meyyal olan sahabeler, elbette ihtiyarlaryla,
kizb ve erre ellerini uzatp, Mseylime derekesine dmemiler. Sdk ve
hayr ve hakkn delll ve nmunesi olan Habibullah'n (A.S.M.) a'l-y
illiyyn-i kemaltndaki makamna bakarak, btn kuvvet ve
himmetleriyle, o tarafa komak mukteza-y seciyeleridir. Mesel: Naslki
zaman oluyor; medeniyet-i beeriye arsnda ve hayat- itimaiye-i
insaniye dkknnda, baz eylerin verdii mdhi neticeleri ve irkin
eserleri zehr-i katil gibi herkes onu satn almak deil, btn kuvvetiyle
ondan nefret edip kaar ve baz eylerin ve manev meta'larn verdikleri
gzel neticeler ve kymetdar eserler, bir tiryak- nfi' ve bir prlanta gibi,
herkesin nazar- rabetini kendine celbeder. Herkes elinden geldii kadar
onlar satn almaa alr. yle de, Asr- Saadette hayat- itimaiye-i
insaniyenin arsnda, kizb ve er ve kfr gibi maddeler, ekavet-i
ebediye gibi neticeleri ve Mseylime-i Kezzab gibi sfl maskaralar tevlid
ettiinden, secaya-y liye ve hubb-u malye meftun olan sahabelerin
zehr-i katilden kaar gibi ondan kamalar ve nefret etmeleri bedihdir. Ve
saadet-i ebediye gibi netice veren ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm gibi nuran meyveler gsteren sdk ve hakka ve imana en nfi'
bir tiryak, en kymetdar bir elmas gibi, o ftratlar sfiye ve seciyeleri
smiye olan sahabeler, btn kuvvetleriyle ve hissiyat ve letaifleriyle,
onlara mteri ve mtak olmas zarurdir. Halbuki o zamandan sonra, git
gide ve gele gele sdk ve kizb ortasndaki mesafe azala azala, omuz-omuza
geldi. Bir dkknda, ikisi beraber satlmaa balad gibi, ahlk-
itimaiye bozuldu. Propaganda-i siyaset, yalana fazla reva verdi. Yalann
mdhi irkinlii gizlenip, doruluun parlak gzellii grnmemeye
balad zamanda, kimin haddi var ki, sahabenin adalet ve sdk ve ulviyet
ve hakkaniyet hususundaki kuvvetlerine, metanetlerine, takvalarna
yetiebilsin veya derecelerinden gesin. Geen mes'eleyi bir derece tenvir
edecek, bama gelmi bir halimi beyan ediyorum. yle ki:
Bir zaman kalbime geldi, niin Muhyiddin-i Arab gibi hrika ztlar
sahabelere yetiemiyorlar? Sonra namaz iinde
....-..
derken, u kelimenin manas inkiaf etti.
---sh:(S:491) -------------
Tam manasyla deil, fakat bir para hakikat grnd. Kalben dedim:
Keki birtek namaza bu kelime gibi muvaffak olsaydm, bir sene ibadetten
daha iyi idi. Namazdan sonra anladm ki; o hatra ve o hal, sahabelerin
ibadetteki derecelerine yetiilmediine bir iraddr. Evet Kur'an- Hakm'in
envryla hasl olan o inklab- azm-i itimade, ezdad birbirinden kp
ayrlrken; erler btn tevabiiyle, zulmatyla ve teferruatyla ve hayr ve
kemalt btn envryla ve netaiciyle kar karya gelip, bir vaziyette ve
mheyyic bir zamanda, her zikir ve tesbih, btn manasnn tabakatn
turfanda ve taravetli ve taze ve gen bir surette ifade ettii gibi; o inklab-
azmin tarrakas altnda olan insanlarn btn hissiyatn, letaif-i
maneviyesini uyandrm; hatt vehim ve hayal ve sr gibi duygular hyar
ve mteyakkz bir surette o zikir, o tesbihlerdeki mteaddid manalar kendi
zevklerine gre alr, emer. te u hikmete binaen btn hissiyatlar uyank
ve letaifleri hyar olan sahabeler, envr- imaniye ve tesbihiyeyi cmi'
olan kelimat- mbarekeyi dedikleri vakit, kelimenin btn manasyla
syler ve btn letaifiyle hisse alrlard. Halbuki o infilk ve inklabdan
sonra, gitgide letaif uykuya ve havas o hakaik noktasnda gaflete dp, o
kelimat- mbareke, meyveler gibi gitgide, lfet perdesiyle letafetini ve
taravetini kaybeder. deta sathlik havasyla kuruyor gibi, az bir yalk
kalyor ki; kuvvetli, tefekkr bir ameliyatla, ancak evvelki hali iade
edilebilir. te bundandr ki, krk dakikada bir sahabenin kazand fazilete
ve makama, krk gnde, hatt krk senede bakas ancak yetiebilir.
nc Sebeb: Onikinci ve Yirmidrdnc ve Yirmibeinci
Szlerde isbat edildii gibi, nbvvetin velayete nisbeti, Gnein ayn-
ztyla, yinelerde grlen Gnein misali gibidir. te daire-i nbvvet,
daire-i velayetten ne kadar yksek ise, daire-i nbvvetin hademeleri ve o
gnein yldzlar olan sahabeler dahi, daire-i velayetteki sulehaya o derece
tefevvuku olmak lzm geliyor. Hatt velayet-i kbra olan veraset-i
nbvvet ve sddkyet ki, sahabelerin velayetidir; bir veli kazansa, yine
saff- evvel olan sahabelerin makamna yetimez. u nc sebebin
mteaddid vcuhundan vechini beyan ederiz:
Birinci Vecih: tihadda yani istinbat- ahkmda, yani Cenab-
Hakk'n marziyatn kelmndan anlamakta, sahabelere yetiilmez. nki o
zamandaki o byk inklab- lah, marziyat- Rabbaniyeyi ve ahkm-
lahiyeyi anlamak zere dnerdi. Btn ezhan, istinbat- ahkma
mteveccih idi. Btn kalbler, "Rabbimizin bizden istedii nedir!" diye
merak ederdi. Ahval-i zaman, bu hali imam ve ihsas edecek bir tarzda
cereyan ediyordu. Muhaverat, bu manalar tazammun ederek vuku
buluyordu.

---sh:(S:492) -------------
te bunun iin herey ve her hal ve muhavereler ve sohbetler ve hikyeler,
btn o manalar bir derece ders verecek bir tarzda cereyan ettiinden;
sahabenin istidadn tekmil ve fikirlerini tenvir ettiinden; itihad ve
istinbatta istidad kibrit derecesinde nurlanmaya hazr olduundan; bir
gnde veya bir ayda kazand mertebe-i istinbat ve itihad, o sahabenin
derece-i zekvetinde ve istidadnda olan bir adam, u zamanda on senede,
belki yz senede kazanmayacaktr. nki imdi saadet-i ebediyeye bedel,
saadet-i dnyeviye medar- nazardr. Beerin nazar- dikkati, baka
maksadlara mteveccihtir. Tevekklszlk iinde derd-i maiet, ruha
sersemlik ve felsefe-i tabiiye ve maddiye akla krlk verdiinden; beerin
muhit-i itimasi, o ahsn zihnine ve istidadna, itihad hususunda kuvvet
vermedii gibi, teettt veriyor, datyor. Yirmiyedinci Sz'n itihad
bahsinde, Sfyan bn-i Uyeyne ile onun zekveti derecesinde birinin
mvazenesinde isbat etmiiz ki; Sfyan'n on senede kazandn, teki yz
senede kazanamyor.
kinci Vecih: Sahabelerin kurbiyet-i lahiye noktasndaki
makamlarna velayet ayayla yetiilmez. nki Cenab- Hak bize akrebdir
ve hereyden daha ziyade yakndr. Biz ise, ondan nihayetsiz uzaz. Onun
kurbiyetini kazanmak iki suretle olur. Birisi: Akrebiyetin inkiafyladr ki,
nbvvetteki kurbiyet ona bakar ve nbvvet veraseti ve sohbeti cihetiyle
sahabeler o srra mazhardrlar. kinci suret: Bu'diyetimiz noktasnda kat'-
meratib edip bir derece kurbiyete merref olmaktr ki, ekser seyr slk-
velayet ona gre ve seyr-i enfs ve seyr-i fk bu suretle cereyan
ediyor. te birinci suret srf vehbdir, kesb deil, incizabdr, cezb-i
Rahmandir ve mahbubiyettir. Yol ksadr, fakat ok metin ve ok
yksektir ve ok hlistir ve glgesizdir. Dieri; kesbdir, uzundur,
glgelidir. Acaib hrikalar ok ise de; kymete kurbiyete evvelkisine
yetiemez. Mesel: Naslki dnk gne, bugn yetimek iin iki yol var.
Birincisi: Zamann cereyanna tabi olmayarak, bir kuvvet-i kudsiye ile;
fevk-az zaman kp, dn bugn gibi hazr grmektir. kincisi: Bir sene
kat'- mesafe edip, dnp dolap, dne gelmektir; fakat, yine dn elde
tutamyor, onu brakp gidiyor. yle de, zahirden hakikata gemek iki
suretledir. Biri: Dorudan doruya hakikatn incizabna kaplp, tarkat
berzahna girmeden, hakikat ayn- zahir iinde bulmaktr. kincisi: ok
meratibden seyr- slk suretiyle gemektir. Ehl-i velayet, endan fena-i
nefse muvaffak olurlar, nefs-i emmareyi ldrrler. Yine sahabeye
yetiemiyorlar. nki sahabelerin nefisleri tezkiye ve tathir edildiinden;
nefsin mahiyetindeki cihazat- kesre ile, ubudiyetin enva'na ve kr ve
hamdin aksamna daha ziyade mazhardrlar. Fena-i nefisten sonra,
ubudiyet-i evliya besatet peyda eder.
---sh:(S:493) -------------
nc Vecih: Fazilet-i a'mal ve sevab- ef'al ve fazilet-i
uhreviye cihetinde sahabelere yetiilmez. nki nasl bir asker baz erait
dhilinde, mhim ve mahuf bir mevkide, bir saat nbette, bir sene ibadet
kadar bir fazilet kazanabilir ve bir dakikada bir kurunu yemekle, en
ekall krk gnde ancak kazanlacak velayet derecesi gibi bir makama
kyor. yle de, sahabelerin tesis-i slmiyette ve ner-i ahkm-
Kur'aniyede hizmetleri ve slmiyet iin btn dnyaya iln- harb
etmeleri o kadar yksektir ki, bir dakikasna bakalar bir senede
yetiemez. Hatt denilebilir ki; btn dakikalar, -o hizmet-i kudsiyede- o
ehid olan neferin dakikas gibidir. Btn saatleri, mdhi bir makamda
bir saat nbet tutan fedakr bir neferin nbeti gibidir ki; amel az, creti
ok, kymeti yksektir. Evet sahabeler madem slmiyetin tesisinde ve
envr- Kur'aniyenin nerinde, saff- evvel tekil ediyorlar.
....!... .!srrnca, btn mmetin hasenatndan onlara hisse
kar. mmetin
.-.!.....-.........,..!
demesiyle; sahabelerin, btn mmetin hasenatndan hissedarlklarn
gsteriyor. Hem naslki bir aacn kkndeki kk bir meziyet; aacn
dallarnda byk bir suret alr, byk bir daldan daha byktr. Hem
naslki mebde'de kk bir irtifa; gittike bir yekn tekil eder. Hem
naslki nokta-i merkeziyeye yakn bir ine ucu kadar bir ziyadelik; daire-i
muhitada, bazan bir metre kadar ziyadeye mukabil geliyor. Aynen u drt
misal gibi; sahabeler, slmiyetin ecere-i nuraniyesinin kklerinden,
esaslarndan olduklar, hem bina-y slmiyetin hutut-u nuraniyesinin
mebde'inde, hem cemaat- slmiyenin imamlarndan ve adedlerinin
evvellerinde, hem ems-i Nbvvet ve Sirac- Hakikat'n merkezine
yakn olduklarndan; az amelleri oktur, kk hizmetleri byktr.
onlara yetimek iin, hakik sahabe olmak lzm geliyor.
_.!..-......... ,..!
.,....,....,.....-.!..-.
,....-.!..... ...!..-
,.:-!,..-!...............!,......-..

---sh:(S:494) -------------
Sual: Deniliyor ki: Sahabeler Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm' grdler, sonra iman ettiler. Biz ise grmeden iman ettik.
yle ise, imanmz daha kavdir. Hem, kuvvet-i imanmza delalet eden
rivayet var?
Elcevab: Sahabeler o zamanda, efkr- mme-i lem hakaik-i
slmiyeye muarz ve muhalif iken; -sahabeler- yalnz suret-i insaniyede
Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm' grp, bazan mu'cizesiz olarak,
yle bir iman getirmiler ki; btn efkr- mme-i lem, onlarn
imanlarn sarsmyordu. bhe deil, bazsna vesvese de vermezdi.
Sizler iseniz kendi imannz, sahabelerin imanlaryla mvazene
ediyorsunuz. Btn efkr- mme-i slmiye, imannza kuvvet ve sened
olduu halde; Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n ecere-i tb-i
nbvvetinin ekirdei olan beeriyeti ve suret-i cismaniyesini deil,
belki umum envr- slmiye ve hakaik-i Kur'aniye ile nurani muhteem
ahs- manevsini bin mu'cizat ile muhat olarak akl gzyle grdnz
halde, bir Avrupa feylesofunun szyle vesveseye ve bheye den
imannz nerede? Btn lem-i kfrn ve Nasara ve Yehud'un ve
feylesoflarn hcumlarna kar sarslmayan sahabelerin imanlar nerede?
Hem, sahabelerin kuvvet-i imanlarn gsteren ve imanlarnn tereuhat
olan iddet-i takvalar ve kemal-i salahatlar nerede? Ey mddei! Senin
iddet-i za'fndan, feraizi tamamyla senden gstermeyen snk imann
nerede? Amma hadste vrid olan ki, "hirzamanda beni grmeyen ve
iman getiren, daha ziyade makbuldr" mealindeki rivayet, husus fazilete
dairdir. Has baz ehas hakkndadr. Bahsimiz ise, fazilet-i klliye ve
ekseriyet itibariyledir.
kinci Sual: Diyorlar ki: Ehl-i velayet ve ashab- kemalt,
dnyay terketmiler. Hatt hadste var ki: "Dnya muhabbeti btn
hatalarn badr." Halbuki sahabeler dnyaya pek ok girmiler; terk-i
dnya deil, belki bir ksm sahabe, o zamann ehl-i medeniyetinden daha
ileri gitmiler. Nasl oluyor ki, byle sahabelerin en ednasna, en byk
bir veli kadar kymeti var, diyorsunuz?








---sh:(S:495) -------------
Elcevab: Otuzikinci Sz'n kinci ve nc Mevkflarnda
gayet kat' isbat edilmitir ki: Dnyann hirete bakan yzyle, esma-i
lahiyeye mukabil olan yzn sevmek; sebeb-i noksaniyet deil, belki
medar- kemaldir ve o iki yzde ne kadar ileri gitse, daha ziyade ibadet
ve marifetullahta ileri gider. Sahabelerin dnyas ise, ite o iki yzdedir.
Dnyay hiret mezraas grp, ekip bimiler. Mevcudat, esma-i
lahiyenin yinesi grp, mtakane temaa edip bakmlar. Fena-i dnya
ise, fni yzdr ki, insann hevesatna bakar.
nc Sual: Tarkatlar, hakikatlarn yollardr. Tarkatlarn
ierisinde en mehur ve en yksek ve cadde-i kbra iddia olunan tark-
Nakbend hakknda, o tarkatn kahramanlarndan ve imamlarndan
bazlar esasn byle tarif etmiler. Demiler ki:
:..-...._...:......
:.:...:....:.....:.
Yani, tark- Nakde drt eyi brakmak lzm. Hem dnyay, hem nefis
hesabna hireti dahi maksud-u hakik yapmamak, hem vcudunu
unutmak, hem ucbe, fahre girmemek iin bu terkleri dnmemektir.
Demek hakik marifetullah ve kemalt- insaniye terk-i masiva ile olur?
Elcevab: Eer insan yalnz bir kalbden ibaret olsayd; btn
masivay terk, hatt esma ve sft dahi brakmak, yalnz Cenab- Hakk'n
ztna rabt- kalb etmek lzm gelirdi. Fakat insann akl, ruh, sr, nefis
gibi pek ok vazifedar letaifi ve hassalar vardr. nsan- kmil odur ki:
Btn o letaifi; kendilerine mahsus ayr ayr tark- ubudiyette, hakikat
canibine sevketmek ile sahabe gibi geni bir dairede, zengin bir surette,
kalb bir kumandan gibi, letaif askerleriyle kahramanane maksada
yrsn. Yoksa kalb, yalnz kendini kurtarmak iin askerini brakp tek
bayla gitmek, medar- iftihar deil, belki netice-i zdrardr.
Drdnc Sual: Sahabelere kar iddia-y rchan nereden
kyor? Kim karyor? u zamanda, bu mes'eleyi medar- bahsetmek
nedendir? Hem mtehidn-i izama kar msavat dava etmek neden ileri
geliyor?
Elcevab: u mes'eleyi syleyen iki ksmdr: Bir ksm, safi ehl-i
diyanet ve ehl-i ilimdir ki; baz ehadsi grmler, u zamanda ehl-i takva
ve salahat tevik ve tergib iin yle mebhaslar ayorlar. Bu ksma kar



---sh:(S:496) -------------
szmz yok. Zten onlar azdrlar, abuk da intibaha gelirler. Dier
ksm ise gayet mdhi marur insanlardr ki; mezhebsizliklerini,
mtehidn-i izama msavat davas altnda neretmek istiyorlar ve
dinsizliklerini, sahabeye kar msavat davas altnda icra etmek
istiyorlar. nki evvelen: O ehl-i dalalet sefahete girmi, sefahette tiryaki
olmu; sefahete mani' olan teklif-i er'iyeyi yapamyor. Kendine bir
bahane bulmak iin der ki: "u mesail, itihadiyedirler. O mesailde,
mezhebler birbirine muhalif gidiyor. Hem onlar da bizim gibi insanlardr,
hata edebilirler. yle ise biz de onlar gibi itihad ederiz, istediimiz gibi
ibadetimizi yaparz. Onlara tabi olmaya ne mecburiyetimiz var?" te bu
bedbahtlar, bu desise-i eytaniye ile, balarn mezahibin zincirinden
karyorlar. Bunlarn u davalar ne kadar rk, ne kadar esassz olduu
Yirmiyedinci Sz'de kat' bir surette gsterildiinden ona havale ederiz.
Sniyen; o ksm ehl-i dalalet baktlar ki, mtehidnlerde i
bitmiyor. Onlarn omuzlarndaki yalnz nazariyat- diniyedir. Halbuki bu
ksm ehl-i dalalet, zaruriyat- diniyeyi terk ve tayir etmek istiyorlar.
"Onlardan daha iyiyiz" deseler, mes'eleleri tamam olmuyor. nki
mtehidn, nazariyata ve kat' olmayan teferruata karabilirler. Halbuki
bu mezhebsiz ehl-i dalalet, zaruriyat- diniyede dahi fikirlerini
kartrmak ve kabil-i tebdil olmayan mesaili tebdil etmek ve kat' erkn-
slmiyeye kar gelmek istediklerinden; elbette zaruriyat- diniyenin
hameleleri ve direkleri olan sahabelere iliecekler. Heyhat! Deil bunlar
gibi insan suretindeki hayvanlar, belki hakik insanlar ve hakik
insanlarn en kmilleri olan evliyann bykleri; sahabenin kklerine
kar msavat davasn kazanamadklar, gayet kat' bir surette
Yirmiyedinci Sz'de isbat edilmitir.
_.!.!....,....,..!
........-...,.-...!.-.....
.._..-......
,.:-!,..-!...............!,......-..
* * *






---sh:(S:497) -------------

Yirmisekizinci
Sz
u sz, Cennet'e dairdir. u Sz'n iki makam var. Birinci Makam,
Cennet'in baz letaifine iaret eder. Fakat Onuncu Sz'de on iki hakikat- kata
ile, gayet kat' bir surette ve bu Sz'n kinci Makamnda Onuncu Sz'n
hlsas ve esas, mteselsil gayet metin arab bir brhan- kat' ile gayet parlak
bir tarzda vcudu isbat olunan Cennet'in isbat- vcudundan bahis deil, belki
u makamda yalnz sual ve cevaba ve tenkide medar olan birka ahval-i
Cennet'ten bahseder. Eer tevfik-i lah refik olsa sonra azm bir sz, o
muazzam hakikata dair yazlacaktr, inallah.

_.-...,.!..-!..!..........!.:.
...................-.
...:........._.!..!..
..!.-...,....L.~....,.!.
Cennet-i bkiyeye dair baz suallere ksa cevablardr.
Cennet'e dair, Cennet'ten daha gzel, hurilerinden daha latif,
selsebilinden daha tatl olan beyanat- yt- Kur'aniye kimseye sz
brakmamtr ki, fazla birey sylensin. Fakat o parlak, ezel ve ebed,
yksek ve gzel yetleri fehme takrib iin baz basamaklar, hem o
cennet-i Kur'aniyeden nmune iin baz ieklerin nmunesi nev'inden
baz nkteleri syleyeceiz. Be rumuzlu sual ve cevabla iaret edeceiz.
Evet, Cennet btn lezaiz-i maneviyeye medar olduu gibi, btn lezaiz-i
cismaniyeye de medardr.


---sh:(S:498) -------------
Sual: Kusurlu, noksaniyetli, mtegayyir, kararsz, elemli
cismaniyetin ebediyetle ve Cennet'le ne alkas var? Madem ruhun l
lezaizi vardr; ona kfidir. Lezaiz-i cismaniye iin, bir har-i cisman
neden cabediyor?
Elcevab: nki nasl toprak suya, havaya, ziyaya nisbeten
kesafetli, karanlkldr; fakat masnuat- lahiyenin btn enva'na mene'
ve medar olduundan btn anasr- sairenin manen fevkine kt gibi..
hem kesafetli olan nefs-i insaniye; srr- cmiiyet itibariyle, tezekki
etmek artyla btn letaif-i insaniyenin fevkne kt gibi.. yle de,
cismaniyet; en cmi', en muhit, en zengin bir yine-i tecelliyat- esma-i
lahiyedir. Btn hazain-i rahmetin mddeharatn tartacak ve mizana
ekecek letler, cismaniyettedir. Mesel: Dildeki kuvve-i zaika, rzk
zevkinde enva'- mat'umat adedince mizanlara mene' olmasayd;
herbirini ayr ayr hissedip tanmazd, tadp tartamazd. Hem ekser esma-i
lahiyenin tecelliyatn hissedip bilmek, zevkedip tanmak cihazat, yine
cismaniyettedir. Hem gayet mtenevvi ve nihayet derecede ayr ayr
lezzetleri hissedecek istidadlar, yine cismaniyettedir. Madem u kinatn
Snii, u kinatla btn hazain-i rahmetini tanttrmak ve btn
tecelliyat- esmasn bildirmek ve btn enva'- ihsanatn tattrmak
istediini; kinatn gidiatndan ve insann cmiiyetinden, -Onbirinci
Sz'de isbat edildii gibi- kat' anlalyor. Elbette u seyl-i kinatn bir
havz- ekberi ve bu kinat tezghnn iledii mahsultn bir meher-i
a'zam ve u mezraa-i dnyann bir mahzen-i ebedsi olan dr- saadet, u
kinata bir derece benzeyecektir. Hem cisman, hem ruhan btn
esasatn muhafaza edecektir. Ve o Sni'-i Hakm ve o dil-i Rahm;
elbette cisman letlerin vezaifine cret olarak ve hidematna mkfat
olarak ve ibadat- mahsusalarna sevab olarak, onlara lyk lezaizi
verecektir. Yoksa hikmet ve adalet ve rahmetine zd bir halet olur ki, hi
bir cihetle onun cemal-i rahmetine ve kemal-i adaletine uygun deildir,
kabil-i tevfik olamaz.
Sual: Cisim, eer hayat olsa; ecza-y beden daim terkib ve
tahlildedir, inkraza mahkmdur, ebediyete mazhar olamaz. Ekl ve rb,
beka-y ahs ve muamele-i zevciye ise beka-y nev' iindir ki; u lemde
birer esas olmular. lem-i ebediyette ve lem-i uhrevde, unlara ihtiya
yoktur. Neden Cennet'in en byk lezaizi srasna gemiler?
Elcevab: Evvel, u lemde cism-i zhayatn inkraza ve mevte
mahkmiyeti ise, vridat ve masarfn mvazenesizliindendir.
ocukluktan sinn-i kemale kadar vridat oktur; ondan sonra masarf
ziyadeleir,
---sh:(S:499) -------------
mvazene kaybolur.. o da lr. lem-i ebediyette ise; zerrat- cisim sabit
kalp terkib ve tahlile maruz deil veyahut mvazene sabit kalr,
(Haiye)vridat ile masarf mvazenettedir. Devr-i daim gibi cism-i
zhayat; telezzzat iin, hayat- cismaniye tezghnn ilettirilmesiyle
beraber ebedleir. Ekl ve rb ve muamele-i zevciye geri bu dnyada
bir ihtiyatan gelir, bir vazifeye gider. Fakat o vazifeye bir cret-i
muaccele olarak yle mtenevvi leziz lezzet ilerine braklmtr ki, sair
lezaize tereccuh ediyor. Madem bu dr- elemde, bu kadar acib ve ayr
ayr lezzetlere medar; ekl ve nikhtr. Elbette dr- lezzet ve saadet olan
Cennet'te o lezzetler; o kadar ulv bir suret alp ve vazife-i dnyeviyenin
uhrev cretini de lezzet olarak ona katarak ve dnyev ihtiyac dahi
uhrev bir ho itiha suretinde ilve ederek, Cennet'e lyk ve ebediyete
mnasib, en cmi' hayatdar bir maden-i lezzet olur.
Evet
..!.....!...-!.....
..-!.!..-..! ..-!.
srrnca, u dr- dnyada, camid ve uursuz ve hayatsz maddeler, orada
uurlu hayatdardrlar. Buradaki insanlar gibi orada da aalar, buradaki
hayvanlar gibi oradaki talar; emri anlar ve yapar. Sen bir aaca desen
"Filan meyveyi bana getir", getirir. Filan taa desen "Gel", gelir. Madem
ta, aa, bu derece ulv bir suret alrlar. Elbette ekl ve rb ve nikh dahi
hakikat- cismaniyelerini muhafaza etmekle beraber; Cennet'in dnya
fevkndeki derecesi nisbetinde, dnyev derecelerinden o derece yksek
bir suret almalar iktiza eder.
Sual: .-......!srrnca: "Dost, dostuyla beraber
Cennet'te bulunacaktr." Halbuki basit bir bedevi, bir dakikada sohbet-i
Nebeviyede Lillah iin bir muhabbet peyda eder; o muhabbetle, Cennet'te
Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n yannda bulunmas lzm gelir.
Halbuki gayr- mtenah feyze mazhar Resul-i Ekrem Aleyhissalt
Vesselm'n feyzi, bir basit bedevi feyziyle nasl birleir?

(Haiye): u dnyada cism-i insan ve hayvan, zerrat iin gya bir misafirhane,
bir kla, bir mekteb hkmndedir ki; camid zerreler ona girerler, hayatdar olan
lem-i bekaya zerrat olmak iin liyakat kesbederler, karlar. hirette ise
..-!.!..-..! srrnca, nur-u hayat orada mmdr. Nurlanmak iin o
seyrsefere ve o talimat ve talime lzum yoktur. Zerreler demirba olarak sabit
kalabilirler.
---sh:(S:500) -------------
Elcevab: Bir temsil ile, u ulv hakikata yle bir iaret ederiz ki,
mesel: Gayet gzel ve aaal bir bada muhteem bir zt gayet byk
bir ziyafet, gayet mzeyyen bir seyrangh yle bir surette ihzar etmi ki:
Kuvve-i zaikann hissedecek btn lezaiz-i mat'umat cmi', kuvve-i
bsrann houna gidecek btn mehasini amil, kuvve-i hayaliyeyi
keyiflendirecek btn garaibi mtemil ve hkeza.. btn havass- zahire
ve btnay okayacak ve memnun edecek hereyi iine koymutur.
imdi iki dost var. Beraber o ziyafete giderler. Bir locada, bir sofrada
oturuyorlar. Fakat birisinin kuvve-i zaikas pek az olduundan cz' zevk
alr. Gz de az gryor. Kuvve-i mmesi yok. Sanayi-i garibeden
anlamaz. Hrika eyleri bilmez. O nzhetghn, binden ve belki
milyondan birisini, kabiliyeti nisbetinde ancak zevkederek istifade eder.
Dieri ise btn zahir ve btn duygular, akl ve kalb ve his ve
latifeleri, o derece mkemmel ve o mertebe inkiaf etmitir ki; o
seyranghtaki btn incelikleri, gzellikleri ve letaifi ve garaibi ayr ayr
hissedip zevkederek, ayr ayr lezzet ald halde o dost ile omuz
omuzadr. Madem bu karmakark, elemli ve darack u dnyada byle
oluyor. En kk ile en byk beraber iken, seradan sreyyaya kadar fark
oluyor. Elbette dr- saadet ve ebediyet olan Cennet'te bittark-l evl dost
dostu ile beraber iken, herbirisi istidadna gre sofra-i
Rahmanrrahm'den, istidadlar derecesinde hisselerini alrlar.
Bulunduklar cennetler ayr ayr da olsa, beraber bulunmalarna mani
olmaz. nki Cennet'in sekiz tabakas birbirinden yksek olduklar
halde, umumun dam Ar- A'zam'dr. Naslki mahrut bir dan etrafnda,
birbiri iinde, birbirinden yksek, kaidesinden zirvesine kadar surlu
daireler bulunsa; o daireler birbirinin stndedir fakat birbirinin gne
grmelerine mani olmaz, birbirinden geebilir, birbirine bakar. yle de
Cennetler de buna yakn bir tarz ile olduu, ehadsin mtenevvi rivayat
iaret ediyor.
Sual: Ehadste denilmi: "Huriler yetmi hulleyi giydikleri halde,
bacaklarnn kemiklerindeki ilikleri grnyor." Bu ne demektir? Ne
manas var? Nasl gzelliktir?
Elcevab: Manas pek gzeldir ve gzellii pek irindir. yle ki:
u irkin, l, camid ve ou kr olan dnyada; hsn ve cemal, yalnz
gze gzel grnp, lfete mani olmazsa, yeter. Halbuki gzel, hayatdar,
revnakdar, btn krsz lb ve kabuksuz i olan Cennet'te; gz gibi
btn insann duygular, latifeleri cins-i latif olan hurilerden ve huriler
gibi ve daha gzel, dnyadan gelme, Cennet'teki nisa-i dnyeviyeden ayr
ayr hisse-i zevklerini, eit eit lezzetlerini almak isterler.
Demek en yukar hullenin gzelliinden tut, t kemik iindeki iliklere
kadar, birer hissin birer latifenin medar- zevki olduunu hads iaret
ediyor. Evet "Hurilerin yetmi hulleyi giymeleri ve bacaklarndaki
kemiklerin ilikleri grnmesi" tabiriyle hads-i erif iaret ediyor ki:
nsann ne kadar hsnperver ve zevkperest ve znete meftun ve cemale
mtak duygular ve hassalar ve kuvalar ve latifeleri varsa, umumunu
memnun edip doyuracak ve herbirisini ayr ayr okayp mes'ud edecek,
madd ve manev her nevi znet ve hsn- cemale huriler cmi'dirler.
Demek huriler Cennet'in aksam- znetinden yetmi tarzn, bir tek
cinsten olmadndan birbirini setretmeyecek surette giydikleri gibi;
kendi vcudlarndan ve nefis ve cisimlerinden, belki yetmi mertebeden
ziyade ayr ayr hsn ve cemalin aksamn gsteriyorlar.
............:......
iaretinin hakikatn gsteriyorlar. Hem Cennet'te lzumsuz, krl ve
fuzuli maddeler olmadndan; ehl-i Cennet'in ekl ve rbnden sonra
kazurat olmadn, hads-i erif beyan ediyor. Madem u sfl dnyada,
en di zhayat olan aalar, ok tegaddi ettikleri halde kazuratsz
oluyorlar. En yksek tabaka-i hayat olan Cennet ehli, neden kazuratsz
olmasn?
Sual: Ehads-i erifede denilmitir ki: "Baz ehl-i Cennet'e, dnya
kadar bir yer veriliyor, yzbinler kasr, yzbinler huri ihsan ediliyor."
Birtek adama bu kadar eylerin ne lzumu var, ne ihtiyac var, nasl
olabilir ve ne demektir?
Elcevab: Eer insan yalnz camid bir vcud olsayd veyahut
yalnz mideden ibaret nebat bir mahluk olsayd veyahut yalnz
mukayyed, ar ve muvakkat ve basit bir zt- cismaniye ve bir cism-i
hayvanden ibaret olsayd; yle ok kasrlara, ok hurilere lyk ve mlik
olmazd. Fakat insan, yle cmi' bir mu'cize-i kudrettir ki; hatt u
dnya-y fnide, u ksa bir mrde, u inkiaf etmemi baz letaifinin
ihtiyac cihetiyle btn dnyann saltanat, serveti ve lezaizi verilse belki
hrs tok olmayacaktr. Halbuki ebed bir dr- saadette, nihayetsiz
istidada mlik, nihayetsiz ihtiyalar lisanyla, nihayetsiz arzular eliyle,
nihayetsiz bir rahmetin kapsn alan bir insan; elbette ehadste beyan
olunan ihsanat- lahiyeye mazhariyeti makuldr ve haktr ve hakikattr.
Ve u hakikat- ulviyeye bir temsil drbniyle rasad edeceiz. yle ki:
Bu dere bahesi gibi, (Haiye) u Barla ba ve bahelerinin her
birinin
(Haiye): Sekiz sene kemal-i sadakatla bu fakire hizmet eden Sleyman'n
bahesidir ki, bir veya iki saat zarfnda u Sz orada yazld.

---sh:(S:501) -------------
---sh:(S:502) -------------
ayr ayr mliki bulunduu halde; Barla'da gdas itibariyle ancak bir avu
yeme mlik olan herbir ku, herbir sere, herbir ar "Btn Barla'nn ba
ve bostanlar, benim nzhetghm ve seyranghmdr" diyebilir. Barla'y
zabtedip daire-i mlkne dhil eder. Bakalarnn itiraki onun bu
hkmn bozmaz. Hem insan olan bir insan diyebilir ki: "Benim Hlkm
bu dnyay bana hane yapm, gne benim bir lmbamdr, yldzlar
benim elektriklerimdir, yeryz iekli-miekli hallarla serilmi benim
bir beiimdir" der, Allah'a kreder. Sair mahlukatn itiraki, onun bu
hkmn nakzetmez. Bilakis mahlukat onun hanesini tezyin eder.
Hanenin mzeyyenat hkmnde kalrlar. Acaba bu darack dnyada,
insan insaniyet itibariyle, hatt bir ku dahi byle bir daire-i azmede bir
nevi tasarruf dava etse, cesm bir nimete mazhar olsa; geni ve ebed bir
dr- saadette, ona beyz senelik bir mesafede bir mlk ihsan etmek,
nasl istib'ad edilebilir?
Hem naslki u kesafetli, karanlkl, dar dnyada gnein pek ok
yinelerde bir anda aynen bulunmas gibi, yle de: Nurani bir zt, bir
anda ok yerlerde aynen bulunmas -Onaltnc Sz'de isbat edildii gibi-
mesel, Hazret-i Cebrail Aleyhisselm bin yldzda bir anda hem Ar'ta,
hem huzur-u Nebevde, hem huzur-u lahde bir vakitte bulunmas; hem
Hazret-i Peygamber Aleyhissalt Vesselm'n hairde bir anda ekser
etkya- mmetiyle grmesi ve dnyada hadsiz makamlarda bir anda
tezahr etmesi ve evliyann bir nevi garibi olan ebdallarn bir vakitte ok
yerlerde grnmesi ve avamn r'yada bazan bir dakikada bir sene kadar
iler grmesi ve mahede etmesi ve herkesin kalb, ruh, hayal cihetiyle
bir anda pekok yerlerle temas edip alkadarane bulunmas, malm ve
mehud olduundan.. elbette nuran, kaydsz, geni ve ebed olan
Cennet'te, cisimleri ruh kuvvetinde ve hffetinde ve hayal sr'atinde olan
ehl-i Cennet, bir vakitte yzbin yerlerde bulunup yzbin hurilerle sohbet
ederek yzbin tarzda zevk almak; o ebed Cennet'e, o nihayetsiz rahmete
lyktr ve Muhbir-i Sadk'n (A.S.M.) haber verdii gibi hak ve
hakikattr. Bununla beraber, bu kck aklmzn terazisiyle o muazzam
hakikatlar tartlmaz.
drak-i maali bu kk akla gerekmez.
Zira bu terazi o kadar skleti ekmez.
,.:-!,..-!...............!,......-..
...L-.........-'....

---sh:(S:503) -------------
.-!..~._.!....-...,..!
..............-
..!......,.... ..-.
.-!...-.,..!..!.
....-.!....-...:....
* * *

Cennet Szne Kk Bir Zeyl

Cehennem'e Dairdir
kinci ve Sekizinci Szlerde isbat edildii gibi; iman, manev bir
cennetin ekirdeini tayor.. kfr dahi, manev bir cehennemin
tohumunu saklyor. Naslki kfr, Cehennem'in bir ekirdeidir. yle de;
Cehennem, onun bir meyvesidir. Nasl kfr, Cehennem'e duhlne
sebebdir; yle de Cehennem'in vcuduna ve icadna dahi sebebdir. Zira
kk bir hkimin kk bir izzeti, kk bir gayreti, kk bir celali
bulunsa; bir edebsiz ona serkeane dese: "Beni te'dib etmezsin ve
edemezsin." Herhalde o yerde hapishane yoksa da, tek o edebsiz iin bir
hapishane tekil edecek, onu iine atacaktr. Halbuki kfir, Cehennem'i
inkr ile, nihayetsiz izzet ve gayret ve celal sahibi ve gayet byk ve
nihayetsiz kadr bir zt tekzib ve isnad- acz ediyor, yalanclkla ve acz
ile ittiham ediyor, izzetine iddetle dokunuyor, gayretine dehetli
dokunduruyor, celaline siyane iliiyor. Elbette farz- muhal olarak,
Cehennem'in hi bir sebeb-i vcudu bulunmazsa da; u derece tekzib ve
isnad- aczi tazammun eden kfr iin bir Cehennem halkedilecek, o
kfir iine atlacaktr.
..!.........-........-....
* * *




---sh:(S:504) -------------


Yirmidokuzuncu
Sz

Beka-i Ruh Ve Melaike Ve Hare Dairdir.
,.-.!.-.!,.,..!.L.:!.....
...~..!. ,......~..!.:...!..
[u Makam, ki Maksad- Esas le Bir Mukaddimeden barettir.]
Mukaddime
Melaike ve ruhaniyatn vcudu, insan ve hayvanlarn vcudu
kadar kat'dir, denilebilir. Evet, Onbeinci Sz'n Birinci Basamanda
beyan edildii gibi: Hakikat kat'iyyen iktiza eder ve hikmet yaknen ister
ki; zemin gibi, semavatn dahi sekeneleri bulunsun ve zuur sekeneleri
olsun ve o sekeneler, o semavata mnasib bulunsun. eriatn lisannda,
pekok muhtelif-l cins olan o sekenelere melaike ve ruhaniyat tesmiye
edilir. Evet, hakikat byle iktiza eder. Zira u zeminimiz, semaya
nisbeten kkl ve hakaretiyle beraber zuur mahluklarla
doldurulmas, arasra boaltp yeniden yeni zuurlarla enlendirilmesi
iaret eder belki tasrih eder ki: u muhteem burlar sahibi olan
mzeyyen kasrlar misali olan semavat dahi, nur-u vcudun nuru olan
zhayat ve zhayatn ziyas olan zuur ve zevil-idrak mahluklarla elbette
doludur. O mahluklar dahi, ins ve cin gibi, u saray- lemin seyircileri ve
u kinat kitabnn mtalaaclar ve u saltanat- rububiyetin
dellllardrlar.

---sh:(S:505) -------------
Kll ve umum ubudiyetleri ile kinatn byk ve kll mevcudatn
tesbihatlarn temsil ediyorlar. Evet u kinatn keyfiyat, onlarn
vcudlarn gsteriyor. nki kinat hadd hesaba gelmeyen dakik
san'atl tezyinat ve o manidar mehasin ile ve hikmetdar nuku ile
sslendirip tezyin etmesi; bilbedahe ona gre mtefekkir ve istihsan
edicilerin ve mtehayyir takdir edicilerin enzarn ister, vcudlarn taleb
eder. Evet naslki hsn elbette bir k ister, taam ise a olana verilir.
yle ise, u nihayetsiz hsn- san'at iinde gda-y ervah ve kut-u kulb;
elbette melaike ve ruhanlere bakar, gsterir. Madem bu nihayetsiz
tezyinat, nihayetsiz bir vazife-i tefekkr ve ubudiyet ister. Halbuki ins ve
cin, u nihayetsiz vazifeye, u hikmetli nezarete, u vs'atli ubudiyete
kar, milyondan ancak birisini yapabilir. Demek bu nihayetsiz ve ok
mtenevvi olan u vezaif ve ibadete, nihayetsiz melaike enva'lar,
ruhaniyat ecnaslar lzmdr ki, u mescid-i kebir-i lemi saflaryla
doldurup enlendirsin. Evet u kinatn herbir cihetinde, herbir
dairesinde, ruhaniyat ve melaikelerden birer taife, birer vazife-i
ubudiyetle muvazzaf olarak bulunurlar. Baz rivayat- ehadsiyenin
iaretiyle ve u intizam- lemin hikmetiyle denilebilir ki: Bir ksm
ecsam- camide-i seyyare -yldzlar seyyaratndan tut, t yamur
kataratna kadar- bir ksm melaikenin sefine ve merakibidirler. O
melaikeler, bu seyyarelere izn-i lah ile binerler, lem-i ehadeti seyredip
gezerler ve o merkeblerinin tesbihatn temsil ederler.
Hem denilebilir: Bir ksm hayatdar ecsam, -bir hads-i erifte
"Ehl-i Cennet ruhlar, berzah leminde yeil kularn cevflerine girerler
ve Cennet'te gezerler" diye iaret ettii ..-...tesmiye edilen
Cennet kularndan tut, t sineklere kadar- bir cins ervahn tayyareleridir.
Onlar bunlarn iine emr-i Hak'la girerler, lem-i cismaniyat seyredip, o
hayatdar cesedlerdeki gz, kulak gibi duygular ile, lem-i cismandeki
mu'cizat- ftrat temaa ediyorlar. Tesbihat- mahsusalarn ed ediyorlar.
te nasl hakikat byle iktiza ediyor, hikmet dahi aynen yle iktiza
eyliyor. nki u kesafetli ve ruha mnasebeti az olan topraktan ve u
kduretli ve nur-u hayata mnasebeti pek cz' olan sudan, mtemadiyen
hummal bir faaliyetle, letafetli hayat ve nuraniyetli zevil-idraki
halkeden Ftr- Hakm, elbette ruha ok lyk ve hayata ok mnasib, u
nur denizinden ve hatt u zulmet bahrinden, u havadan, u elektrik gibi
sair madde-i latifeden bir ksm zuur mahluklar vardr. Hem pekok
kesretli olarak vardr.

---sh:(S:506) -------------
Birinci Maksad
Melaikenin Tasdiki mann Bir Rkndr. u Maksadda Drt Nkte-i
Esasiye Vardr.
Birinci Esas
Vcudun kemali, hayat iledir. Belki vcudun hakik vcudu,
hayat iledir. Hayat, vcudun nurudur. uur, hayatn ziyasdr. Hayat,
hereyin badr ve esasdr. Hayat, hereyi herbir zhayat olan eye mal
eder. Bir eyi, btn eyaya mlik hkmne geirir. Hayat ile bir ey-i
zhayat diyebilir ki: "u btn eya, malmdr. Dnya, hanemdir. Kinat
mlikim tarafndan verilmi bir mlkmdr." Naslki ziya ecsamn
grlmesine sebebdir ve renklerin -bir kavle gre- sebeb-i vcududur.
yle de: Hayat dahi, mevcudatn keafdr. Keyfiyatn tahakkukuna
sebebdir. Hem cz' bir cz', kll ve kll hkmne getirir. Ve kll
eyleri bir cz'e strmaya sebebdir. Ve hadsiz eyay, itirak ve ittihad
ettirip bir vahdete medar, bir ruha mazhar yapmak gibi, kemalt-
vcudun umumuna sebebdir. Hatt hayat, kesret tabakatnda bir eit
tecelli-i vahdettir ve kesrette ehadiyetin bir yinesidir. Bak hayatsz bir
cisim, byk bir da dahi olsa yetimdir, garibdir, yalnzdr. Mnasebeti
yalnz oturduu mekn ile ve ona karan eyler ile vardr. Baka kinatta
ne varsa, o daa nisbeten madumdur. nki ne hayat var ki, hayat ile
alkadar olsun; ne uuru var ki, taalluk etsin. imdi bak kck bir
cisme, mesel balarsna. Hayat ona girdii anda, btn kinatla yle
mnasebet tesis eder ki, btn kinatla, hususan zeminin iekleriyle ve
nebatatlar ile, yle bir ticaret akdeder ki, diyebilir: "u arz, benim
bahemdir, ticarethanemdir."
te zhayattaki mehur havass- zahire ve btna duygularndan
baka, gayr- me'ur saika ve aika hisleriyle beraber o ar, dnyann
ekser enva'yla ihtisas ve nsiyet ve mbadele ve tasarrufa sahib olur. te
en kk zhayatta hayat byle tesirini gsterse, elbette hayat tabaka-i
insaniye olan en yksek mertebeye ktka, yle bir inbisat ve inkiaf ve
tenevvr eder ki; hayatn ziyas olan uur ile, akl ile bir insan kendi
hanesindeki odalarda gezdii gibi, o zhayat kendi akl ile avalim-i
ulviyede ve ruhiyede ve cismaniyede gezer. Yani, o zuur ve zhayat
manen o lemlere misafir gittii gibi, o lemler dahi o zuurun mir'at-
ruhuna misafir olup, irtisam ve temessl ile geliyorlar.
Hayat, Zt- Zlcelal'in en parlak bir brhan- vahdeti ve en
byk bir


---sh:(S:507) -------------
maden-i nimeti ve en latif bir tecelli-i merhameti ve en haf ve bilinmez
bir nak- nezih-i san'atdr. Evet, haf ve dakiktir. nki enva'- hayatn
en ednas olan hayat- nebat ve o hayat- nebatn en birinci derecesi olan
ekirdekteki ukde-i hayatiyenin tenebbh, yani uyanp alarak nev
nema bulmas, o derece zahir ve kesrette ve mebzuliyette, lfet iinde,
zaman- dem'den beri hikmet-i beeriyenin nazarnda gizli kalmtr.
Hakikat, hakik olarak beerin akl ile kefedilmemi. Hem hayat, o
kadar nezih ve temizdir ki; iki vechi, yani mlk ve melektiyet vecihleri
temizdir, pktr, effaftr. Dest-i kudret, esbabn perdesini vaz'etmeyerek,
dorudan doruya mbaeret ediyor. Fakat, sair eylerdeki umr-u
hasiseye ve kudretin izzetine uygun gelmeyen npk keyfiyat-
zahiriyeye mene' olmak iin esbab- zahiriyeyi perde etmitir.
ELHASIL: Denilebilir ki; hayat olmazsa vcud vcud deildir,
ademden fark olmaz. Hayat, ruhun ziyasdr. uur, hayatn nurudur.
Mademki hayat ve uur, bu kadar ehemmiyetlidirler. Ve madem u
lemde bilmahede bir intizam- kmil-i ekmel vardr. Ve u kinatta bir
itkan- muhkem, bir insicam- ahkem grnyor. Madem u bare
perian kremiz, sergerdan zeminimiz, bu kadar hadd hesaba gelmez
zevil-hayat ile, zevil-ervah ile ve zevil-idrak ile dolmutur. Elbette sadk
bir hads ile ve kat' bir yakn ile hkmolunur ki; u kusr-u semaviye ve
u bruc-u samiyenin dahi kendilerine mnasib zhayat, zuur sekeneleri
vardr. Balk suda yaad gibi, gnein ateinde dahi o nurani sekeneler
bulunur. Nr nuru yakmaz, belki ate a meded verir. Madem kudret-i
ezeliye bilmahede en di maddelerden, en kesif unsurlardan hadsiz
zhayat ve zruhu halkeder ve gayet ehemmiyetle madde-i kesifeyi, hayat
vastasyla madde-i latifeye evirir ve nur-u hayat hereyde kesretle
serpiyor ve uur ziyasyla ekser eyleri yaldzlyor. Elbette o Kadr-i
Hakm bu kusursuz kudretiyle, bu noksansz hikmetiyle; nur gibi, esr
gibi ruha yakn ve mnasib olan sair seyyalat- latife maddeleri ihmal
edip hayatsz brakmaz, camid brakmaz, uursuz brakmaz. Belki
madde-i nurdan, hatt zulmetten, hatt esr maddesinden, hatt
manalardan, hatt havadan, hatt kelimelerden zhayat, zuuru kesretle
halkeder ki; hayvanatn pekok muhtelif ecnaslar gibi pekok muhtelif
ruhan mahluklar, o seyyalat- latife maddelerinden halkeder. Onlarn bir
ksm melaike, bir ksm da ruhan ve cin ecnaslardr. Melaikelerin ve
ruhanlerin kesretle vcudlarn kabul etmek ne derece hakikat ve bedih
ve makul olduunu ve Kur'ann beyan ettii gibi onlar kabul etmeyen, ne
derece hilaf- hakikat ve hilaf- hikmet bir hurafe, bir dalalet, bir hezeyan,
bir divanelik olduunu u temsile bak, gr:
---sh:(S:508) -------------
ki adam; biri bedevi, vahi; biri meden, akl banda olarak
arkada olup stanbul gibi hametli bir ehre gidiyorlar. O meden
muhteem ehrin uzak bir kesinde pis, perian, kk bir haneye, bir
fabrikaya rastgeliyorlar. Gryorlar ki, o hane; amele, sefil, miskin
adamlarla doludur. Acib bir fabrika iinde alyorlar. O hanenin etraf da
zruh ve zhayatlarla doludur. Fakat onlarn medar- taayy ve husus
erait-i hayatiyeleri vardr ki, onlarn bir ksm kil-n nebattr, yalnz
nebatat ile yayorlar. Dier bir ksm kil-s semektir, balktan baka bir
ey yemiyorlar. O iki adam, bu hali gryorlar. Sonra bakyorlar ki, uzakta
binler mzeyyen saraylar, l kasrlar grnyor. O saraylarn ortalarnda
geni tezghlar ve vs'atli meydanlar vardr. O iki adam, uzaklk sebebiyle
veyahut gz zafliiyle veya o sarayn sekenelerinin gizlenmesi sebebiyle;
o sarayn sekeneleri, o iki adama grnmyorlar. Hem u perian hanedeki
erait-i hayatiye, o saraylarda bulunmuyor. O vahi bedevi, hi ehir
grmemi adam, bu esbaba binaen grnmediklerinden ve buradaki erait-i
hayat orada bulunmadndan der: "O saraylar sekenelerden hldir, botur,
zruh iinde yoktur." der, vahetin en ahmaka bir hezeyann yapar. kinci
adam der ki: "Ey bedbaht, u hakir, kk haneyi gryorsun ki, zruh ile,
amelelerle doldurulmu ve biri var ki, bunlar her vakit tazelendiriyor,
istihdam ediyor. Bak, bu hane etrafnda bo bir yer yoktur. Zhayat ve zruh
ile doldurulmutur. Acaba hi mmkn mdr ki: u uzakta bize grnen
u muntazam ehrin, u hikmetli tezyinatn, u san'atl saraylarn onlara
mnasib l sekeneleri bulunmasn? Elbette o saraylar, umumen doludur ve
onlarda yaayanlara gre baka erait-i hayatiyeleri var. Evet, ot yerine
belki brek yerler; balk yerine baklava yiyebilirler. Uzaklk sebebiyle
veyahut gznn kabiliyetsizlii veya onlarn gizlenmeklii ile sana
grnmemeleri, onlarn olmamalarna hibir vakit delil olamaz. Adem-i
r'yet, adem-i vcuda delalet etmez. Grnmemek, olmamaa hccet
olamaz.
te u temsil gibi, ecram- ulviye ve ecsam- seyyare iinde kre-i
arzn hakaret ve kesafeti ile beraber bu kadar hadsiz zruhlarn, zuurlarn
vatan olmas ve en hasis ve en mteaffin cz'leri dahi, birer menba- hayat
kesilmesi, birer maher-i huveynat olmas, bizzarure ve bilbedahe ve
bittark-l evl ve bilhads-is sadk ve bilyakn-il kat' delalet eder, ehadet
eyler, iln eder ki: u nihayetsiz feza-y lem ve u muhteem semavat,
burlaryla, yldzlaryla zuur, zhayat, zruhlarla doludur. Nrdan,
nurdan, ateten, ktan, zulmetten, havadan, savttan, rayihadan, kelimattan,
esrden ve hatt elektrikten ve sair seyyalt- latifeden halk olunan o
zhayat ve o zruhlara ve o zuurlara, eriat- Garra-y Muhammediye
(Aleyhissalt Vesselm), Kur'an- Mu'ciz-l Beyan, "Melaike ve cnn ve
ruhaniyattr" der, tesmiye eder.
---sh:(S:509) -------------
Melaikenin ise, ecsamn muhtelif cinsleri gibi, cinsleri muhteliftir. Evet,
elbette bir katre yamura mekkel olan melek, emse mekkel melein
cinsinden deildir. Cin ve ruhaniyat dahi, onlarn da pekok ecnas-
muhtelifeleri vardr.
u nkte-i esasiyenin htimesi: Bittecrbe, madde asl deil ki,
vcud ona msahhar kalsn ve tabi olsun. Belki madde, bir mana ile
kaimdir. te o mana, hayattr, ruhtur. Hem bilmahede madde, mahdum
deil ki herey ona irca' edilsin. Belki hdimdir, bir hakikatn tekemmlne
hizmet eder. O hakikat, hayattr. O hakikatn esas da ruhtur. Bilbedahe
madde hkim deil ki, ona mracaat edilsin, kemalt ondan istenilsin.
Belki mahkmdur, bir esasn hkmne bakar, onun gsterdii yollar ile
hareket eder. te o esas; hayattr, ruhtur, uurdur. Hem bizzarure madde
lb deil, esas deil, mstekar deil ki, iler ve kemalt ona taklsn, ona
bina edilsin; belki yarlmaa, erimee, yrtlmaa mheyya bir krdr, bir
kabuktur ve kpktr ve bir surettir. Grlmyor mu ki: Gzle grlmeyen
hurdebn bir hayvann ne kadar keskin duygular var ki, arkadann sesini
iitir, rzkn grr, gayet hassas ve keskin hisleri vardr. u hal gsteriyor
ki; maddenin klp incelemesi nisbetinde sr- hayat tezayd ediyor,
nur-u ruh teeddd ediyor. Gya madde inceletike, bizim
maddiyatmzdan uzaklatka ruh lemine, hayat lemine, uur lemine
yaklayor gibi hararet-i ruh, nur-u hayat daha iddetli tecelli ediyor. te
hi mmkn mdr ki: Bu madde perdesinde bu kadar hayat ve uur ve
ruhun tereuhat bulunsun; o perde altnda olan lem-i btn, zruh ve
zuurlarla dolu olmasn. Hi mmkn mdr ki: u maddiyat ve lem-i
ehadetteki manann ve ruhun ve hayatn ve hakikatn u hadsiz tereuhat
ve lemaat ve semeratnn menabii, yalnz maddeye ve maddenin hareketine
irca' edilip izah edilsin. H ve kat' ve asl! Bu hadsiz tereuhat ve
lemaat gsteriyor ki: u lem-i maddiyat ve ehadet ise, lem-i melekt ve
ervah stnde serpilmi tenteneli bir perdedir.

kinci Esas
Melaikenin vcuduna ve ruhanlerin sbutuna ve hakikatlerinin
vcuduna bir icma'- manev ile -tabirde ihtilaflaryla beraber- btn ehl-i
akl ve ehl-i nakil, bilerek bilmeyerek ittifak etmiler denilebilir. Hatt
maddiyatta ok ileri giden hkema-y rakiyyunun Meaiyyun ksm,
melaikenin manasn inkr etmeyerek "Her bir nev'in bir mahiyet-i
mcerrede-i ruhaniyeleri vardr" derler. Melaikeyi yle tabir ediyorlar.
Eski hkemann rakiyyun ksm dahi melaikenin manasnda kabule



---sh:(S:510) -------------
muztar kalarak, yalnz yanl olarak "Ukl- Aere ve Erbab-l Enva'" diye
isim vermiler. Btn ehl-i edyan "melek-l cibal, melek-l bihar, melek-l
emtar" gibi her nev'e gre birer melek-i mekkel, vahyin ilham ve irad
ile bulunduunu kabul ederek o namlarla tesmiye ediyorlar. Hatt akllar
gzlerine inmi ve insaniyetten cemadat derecesine manen sukut etmi olan
Maddiyyun ve Tabiiyyun dahi, melaikenin manasn inkr edemeyerek
(Haiye)"Kuva-y Sriye" namyla bir cihette kabule mecbur olmular.
Ey melaike ve ruhaniyatn kabulnde tereddd gsteren bare
adam! Neye istinad ediyorsun? Hangi hakikata gveniyorsun ki; btn ehl-
i akl, bilerek bilmeyerek melaikenin manasnn sbutuna ve tahakkukuna
ve ruhanlerin tahakkuklar hakknda ittifaklarna kar geliyorsun, kabul
etmiyorsun? Mademki Birinci Esas'ta isbat edildii gibi; hayat mevcudatn
keafdr, belki neticesidir, zbdesidir. Btn ehl-i akl, mana-y
melaikenin kabulnde manen mttefiktirler ve u zeminimiz, bu kadar
zhayat ve zruhlarla enlendirilmitir. u halde hi mmkn olur mu ki: u
feza-y vesa sekenelerden, u semavat- latife mutavattinnden hl kalsn.
Hi hatrna gelmesin ki: u hilkatte cari olan namuslar, kanunlar kinatn
hayatdar olmasna kfi gelir. nki o cereyan eden namuslar, u hkmeden
kanunlar; itibar emirlerdir, vehm dsturlardr, adem saylr. Onlar temsil
edecek, onlar gsterecek, onlarn dizginlerini ellerinde tutacak melaike
denilen ibadullah olmazsa; o namuslara, o kanunlara bir vcud taayyn
edemez. Bir hviyet teahhus edemez. Bir hakikat- hariciye olamaz.
Halbuki hayat, bir hakikat- hariciyedir. Vehm bir emr, hakikat-
hariciyeyi yklenemez.
ELHASIL: Madem ehl-i hikmetle ehl-i din ve ashab- akl ve nakil
manen ittifak etmiler ki: Mevcudat, u lem-i ehadete mnhasr deildir.
Hem madem zahir olan lem-i ehadet, camid ve teekkl- ervaha
nmuvafk olduu halde bu kadar zruhlarla tezyin edilmi. Elbette, vcud
ona mnhasr deildir. Belki daha ok tabakat- vcud vardr ki, lem-i
ehadet onlara nisbeten mnakka bir perdedir. Hem madem denizin bala
nisbeti gibi, ervaha muvafk olan lem-i gayb ve lem-i mana, ervahlar ile
dolu olmak iktiza eder. Hem madem btn emirler, mana-y melaikenin
vcuduna ehadet ederler. Elbette bilek
(Haiye): Melaike manasn ve ruhaniyatn hakikatn inkra mecal bulamamlar,
belki ftratn namuslarndan "Kuva-y Sriye" diye, "cereyan eden kuvvetler"
namn vererek yanl bir surette tasvir ile bir cihetten tasdikine mecbur kalmlar.
(Ey kendini akll zanneden!..)




---sh:(S:511) -------------
vel bhe, melaike vcudlarnn ve ruhan hakikatlarnn en gzel sureti
ve ukl- selime kabul edecek ve istihsan edecek en makul keyfiyeti odur
ki; Kur'an, erh ve beyan etmitir. O Kur'an- Mu'ciz-l Beyan der ki:
"Melaike, ibad- mkerremdir. Emre muhalefet etmezler. Ne emrolunsa
ona yaparlar. Melaike, ecsam- latife-i nuraniyedirler. Muhtelif nevilere
mnkasmdrlar." Evet naslki beer bir mmettir, "Kelm" sfatndan
gelen eriat- lahiyenin hameleleri, mmessilleri, mtemessilleridir.
yle de: Melaike dahi muazzam bir mmettir ki, onlarn amele ksm
"rade" sfatndan gelen eriat- Tekviniyenin hamelesi, mmessili ve
mtemessilleridirler. Messir-i Hakik olan Kudret-i Ftrann ve rade-i
Ezeliyenin emirlerine tabi bir nevi ibadullahtrlar ki; ecram- ulviyenin
herbiri onlarn birer mescidi, birer mabedi hkmndedirler.
nc Esas
Mes'ele-i melaike ve ruhaniyat, o mesaildendir ki: Tek bir cz'n
vcudu ile, bir klln tahakkuku bilinir. Birtek ahsn r'yeti ile umum
nev'in vcudu malm olur. nki kim inkr ederse, klliyyen inkr eder.
Bir tekini kabul eden, o nev'in umumunu kabul etmeye mecburdur.
Madem yledir, ite bak: Grmyor musun ve iitmiyor musun ki; btn
ehl-i edyan, btn asrlarda, zaman- dem'den imdiye kadar
melaikenin vcuduna ve ruhanlerin tahakkukuna ittifak etmiler ve
insann taifeleri, birbirinden bahsi ve muhaveresi ve rivayeti gibi
melaikelerle muhavere edilmesine ve onlarn mahedesine ve onlardan
rivayet etmesine icma' etmilerdir. Acaba hibir ferd melaikelerden
bilbedahe grnmezse, hem bilmahede bir ahsn veya mteaddid
ehasn vcudu kat' bilinmezse, hem onlarn bilbedahe, bilmahede
vcudlar hissedilmezse, hi mmkn mdr ki: Byle bir icma' ve ittifak
devam etsin ve byle msbet ve vcud bir emirde ve uhuda istinad eden
bir halde mstemirren ve tevatren o ittifak devam etsin. Hem hi
mmkn mdr ki: u itikad- umumnin mene'i, mebadi-i zaruriye ve
bedih emirler olmasn. Hem hi mmkn mdr ki: Hakikatsz bir
vehim; btn inklabat- beeriyede, btn akaid-i insaniyede istimrar
etsin, beka bulsun. Hem hi mmkn mdr ki: u ehl-i edyann, bu
icma'-i azmin senedi; bir hads-i kat' olmasn, bir yakn-i uhud olmasn.
Hem hi mmkn mdr ki: O hads-i kat', o yakn-i uhud, hadsiz
emarelerden ve o emareler, hadsiz mahedat vakalarndan ve o
mahedat vakalar, eksiz ve bhesiz mebadi-i zaruriyeye istinad
etmesin. yle ise, u ehl-i edyandaki bu itikadat- umumiyenin sebebi ve
senedi, tevatr- manev kuvvetini ifade eden pekok kerrat ile melaike


---sh:(S:512) -------------
mahedelerinden ve ruhanlerin r'yetlerinden hasl olan mebadi-i
zaruriyedir, esasat- kat'iyyedir.
Hem hi mmkn mdr, hi makul mudur, hi kabil midir ki:
Hayat- itimaiye-i beeriye semasnn gneleri, yldzlar, aylar
hkmnde olan enbiya ve evliya, tevatr suretiyle ve icma'- manev
kuvveti ile ihbar ettikleri ve ehadet ettikleri melaike ve ruhaniyatn
vcudlar ve mahedeleri, bir bhe kabul etsin, bir ekke medar olsun.
Bahusus onlar u mes'elede ehl-i ihtisastrlar. Malmdur ki; iki ehl-i
ihtisas, binler bakasna mreccahtrlar. Hem u mes'elede ehl-i
isbattrlar. Malmdur ki; iki ehl-i isbat, binler ehl-i nefy ve inkra
mreccahtrlar. Ve bilhassa kinat semasnda daim parlayan ve hibir
vakit gurub etmeyen, lem-i hakikatn emsmus'u olan Kur'an-
Mu'ciz-l Beyan'n ihbarat ve risalet gnei olan Zt- Ahmediye'nin
(A.S.M.) ehadat ve mahedat, hi kabil midir ki, bir bhe kabul
etsin. Madem tek bir ruhaniyatn vcudu, bir zamanda tahakkuk etse, u
nev'in umumen tahakkukunu gsteriyor. Ve madem u nev'in vcudu
tahakkuk ediyor. Elbette onlarn suret-i tahakkukunun en ahseni, en
makul, en makbul; eriatn erhettii gibidir, Kur'ann gsterdii
gibidir, Sahib-i Mi'rac'n grd gibidir.
Drdnc Esas
u kinatn mevcudatna nazar- dikkat ile baklsa grnr ki:
Cz'iyat gibi klliyatn dahi birer ahs- manevsi vardr ki, birer vazife-i
klliyesi grnyor. Onda bir hizmet-i klliye grnyor. Mesel: Bir
iek, kendince bir nak- san'at gsterip, lisan- haliyle esma-i Ftr'
zikrettii gibi; kre-i arz bahesi dahi, bir iek hkmndedir. Gayet
muntazam kll vazife-i tesbihiyesi vardr. Naslki bir meyve, bir intizam
iinde bir ilnat, tesbihat ifade ediyor. yle de: Koca bir aacn heyet-i
umumiyesiyle gayet muntazam bir vazife-i ftriyesi ve ubudiyeti vardr.
Nasl bir aa yaprak, meyve ve ieklerinin kelimat ile bir tesbihat var.
yle de: Koca semavat denizi dahi, kelimat hkmnde olan gneler,
yldzlar ve aylar ile Ftr- Zlcelaline tesbihat yapar ve Sni'-i
Zlcelaline hamd eder ve hkeza... Mevcudat- hariciyenin herbiri,
sureten camid, uursuz iken, gayet hayatkrane ve uurdarane vazifeleri
ve tesbihatlar vardr. Elbette nasl melaikeler bunlarn lem-i melektta
mmessilidirler, tesbihatlarn ifade ederler; bunlar dahi lem-i mlk ve
lem-i ehadette o melaikelerin timsalleri, haneleri, mescidleri
hkmndedirler. Yirmidrdnc Sz'n Drdnc Dalnda beyan
edildii gibi; u saray- lemin Sni'-i Zlcelal'i, o saray iinde istihdam


---sh:(S:513) -------------
ettii drt ksm amelenin birincisi: Melaike ve ruhanlerdir. Madem
nebatat ve cemadat bilmeyerek ve bir bilenin emrinde gayet mhim
cretsiz hidemattadrlar. Ve hayvanat, bir cret-i cz'iye mukabilinde
bilmeyerek gayet kll maksadlara hizmet ediyorlar. Ve insan, meccel
ve muaccel iki cret mukabilinde o Sni'-i Zlcelal'in makasdn bilerek
tevfik-i hareket etmek ve hereyde nefislerine de bir hisse karmak ve
sair hademelere nezaret etmek ile istihdam edilmeleri, bilmahede
grnyor. Elbette drdnc ksm, belki en birinci ksm olan
hizmetkrlar, ameleler bulunacaktr. Hem insana benzer ki, o Sni'-i
Zlcelal'in makasd- klliyesini bilir bir ubudiyet ile tevfik-i hareket
ederler. Hem insann hilafna olarak hazz- nefisten ve cz' cretlerden
tecerrd ederek yalnz Sni'-i Zlcelal'in nazar ile, emri ile, tevecch
ile, hesab ile, nam ile ve kurbiyetiyle ihtisas ile ve intisab ile hasl
ettikleri lezzet ve kemal ve zevk ve saadeti kfi grp, hlisen muhlisen
alyorlar. Cinslerine gre kinattaki mevcudatn enva'na gre vazife-i
ibadetleri tenevv' ediyor. Bir hkmetin muhtelif dairelerde, muhtelif
vazifedarlar gibi, saltanat- rububiyet dairelerinde vezaif-i ubudiyeti ve
tesbihat yle tenevv' ediyor. Mesel: Hazret-i Mikil, yeryz
tarlasnda ekilen masnuat- lahiyeye Cenab- Hakk'n havliyle,
kuvvetiyle, hesabyla, emriyle bir nzr- umum hkmndedir. (Tabir
caizse) umum ifti-misal melaikelerin reisidir. Hem Ftr- Zlcelal'in
izniyle, emriyle, kuvvetiyle, hikmetiyle umum hayvanatn manev
obanlarnn reisi, byk bir melek-i mekkeli vardr. te madem u
mevcudat- hariciyenin, her birisinin stnde, birer melek-i mekkel var
olmak lzm gelir. T ki o cismin gsterdii vezaif-i ubudiyet ve
hidemat- tesbihiyesini lem-i melektta temsil etsin, dergh- uluhiyete
bilerek takdim etsin. Elbette Muhbir-i Sadk'n rivayet ettii, melaikeler
hakkndaki suretler gayet mnasibdir ve makuldr. Mesel: Ferman etmi
ki: "Baz melaikeler bulunur, krk ba veya krkbin ba var. Her bata
krkbin az var, herbir azda krkbin dil ile, krkbin tesbihat yapar." u
hakikat- hadsiyenin bir manas var, bir de sureti var.
Manas udur ki: Melaikenin ibadat, hem gayet muntazamdr,
mkemmeldir, hem gayet klldir, genitir.
Ve u hakikatn sureti ise udur ki: Baz byk mevcudat-
cismaniye vardr ki, krkbin ba, krkbin tarz ile vezaif-i ubudiyeti yapar.
Mesel: Sema gnelerle, yldzlarla tesbihat yapar. Zemin tek bir
mahluk iken, yzbin ba ile, her bata yzbinler az ile, her azda
yzbinler lisan ile vazife-i ubudiyeti ve tesbihat- Rabbaniyeyi yapyor.
te kre-i arza mekkel melek dahi,
lem-i melektta u manay gstermek iin yle grlmek lzmdr.
Hatt ben, mutavasst bir badem aac grdm ki: Krka yakn ba
hkmnde byk dallar var. Sonra bir dalna baktm, krka yakn dili
hkmnde kk dallar var. Sonra o kk dalnn bir diline baktm,
krk iek amtr. O ieklere nazar- hikmetle dikkat ettim, herbir
iek iinde krka yakn incecik, muntazam psklleri, renkleri ve
san'atlar grdm ki; herbiri Sni'-i Zlcelal'in ayr ayr birer cilve-i
esmasn ve birer ismini okutturuyor. te hi mmkn mdr ki, u
badem aacnn Sni'-i Zlcelal'i ve Hakm-i Zlcemal'i, bu camid aaca
bu kadar vazifeleri ykletsin; onun manasn bilen, ifade eden, kinata
iln eden, dergh- lahiyeye takdim eden, ona mnasib ve ruhu
hkmnde bir melek-i mekkeli ona bindirmesin?
Ey arkada! uraya kadar beyanatmz, kalbi kabule ihzar etmek
ve nefsi teslime mecbur etmek ve akl iz'ana getirmek iin bir
mukaddeme idi. Eer o mukaddemeyi bir derece fehmettin ise,
melaikelerle grmek istersen hazr ol. Hem evham- seyyieden
temizlen. te Kur'an lemi kaplar aktr. te Kur'an cenneti
"mfettehat-l ebvab"dr; gir bak. Melaikeyi o Cennet-i Kur'aniye iinde
gzel bir surette gr. Herbir yet-i Tenzil, birer menzildir. te u
menzillerden bak:
.:.....!.........-!........!.
........!. ........!.......!.
.........!..-....-..!..L:...L..!.
..... ,......~..!.:...!........!.

.........-... ,.... ..-......:.
Hem dinle:
...-.....,...!...........:........-..
senalarn iit.
Eer cinnlerle grmek istersen:
-!.........!-.. surlu sureye gir, onlar gr,
dinle ne diyorlar? Onlardan ibret al. Bak, diyorlar ki:
.!!_.....-......-....
.-...:.:.!......
---sh:(S:514) -------------
---sh:(S:515) -------------

kinci Maksad

[Kyamet Ve Mevt-i Dnya Ve Hayat- hiret Hakkndadr.]
u Maksadn Drt Esas Ve Bir Mukaddime-i Temsiliyesi Vardr.
Mukaddime
Naslki bir saray veya bir ehir hakknda biri dava etse: "u saray
veya ehir, tahrib edilip yeniden muhkem bir surette bina ve tamir
edilecektir." Elbette, onun davasna kar alt sual terettb eder:
Birincisi: Niin tahrib edilecek? Sebeb ve muktezi var mdr?
Eer "Evet var" diye isbat etti,
kincisi: yle bir sual gelir ki: "Bunu tahrib edip, tamir edecek usta
muktedir midir? Yapabilir mi?
Eer "Evet yapabilir" diye isbat etti,
ncs: yle bir sual gelir ki: "Tahribi mmkn mdr? Hem, sonra
tahrib edilecek midir?"
Eer "Evet" diye imkn- tahribi, hem vukuunu isbat etse; iki sual
daha ona vrid olur ki:
"Acaba u acib saray veya ehrin yeniden tamiri mmkn mdr?
Mmkn olsa, acaba tamir edilecek midir?"
Eer "Evet" diye bunlar da isbat etse;
O vakit bu mes'elenin hibir cihette hibir kesinde bir delik, bir menfez
kalmaz ki, ek ve bhe ve vesvese girebilsin.
te u temsil gibi; dnya saraynn, u kinat ehrinin tahrib ve
tamiri iin muktezi var. Fil ve ustas muktedir. Tahribi mmkn ve vaki'
olacak. Tamiri mmkn ve vaki' olacaktr. te u mes'eleler, birinci
esastan sonra isbat edilecektir.

Birinci Esas
Ruh, kat'iyyen bkidir. Birinci maksaddaki melaike ve ruhanlerin
vcudlarna delalet eden hemen btn deliller, u mes'elemiz olan beka-i
ruha dahi delildirler. Bence mes'ele o kadar kat'dir ki, fazla beyan abes
olur. Evet u lem-i berzahta, lem-i ervahta bulunan ve hirete gitmek
iin bekleyen hadsiz ervah- bkiye kafileleri ile bizim mabeynimizdeki



---sh:(S:516) -------------
mesafe o kadar ince ve ksadr ki, brhan ile gstermee lzum kalmaz.
Hadd hesaba gelmeyen ehl-i kefin ve uhudun onlarla temas etmeleri,
hatt ehl-i kef-el kuburun onlar grmeleri, hatt bir ksm avamn da
onlarla muhabereleri ve umumun da r'ya-y sadkada onlarla mnasebet
peyda etmeleri, muzaaf tevatrler suretinde deta beerin ulm-u
mtearifesi hkmne gemitir. Fakat u zamanda maddiyyun fikri
herkesi sersem ettiinden, en bedih bir eyde zihinlere vesvese vermi.
te yle vesveseleri izale iin; hads-i kalbnin ve iz'an- aklnin pek ok
menba'larndan, bir mukaddime ile drt menbana iaret edeceiz.
Mukaddime
Onuncu Sz'n Drdnc Hakikatnda isbat edildii gibi; ebed,
sermed, misilsiz bir cemal, elbette yinedar mtaknn ebediyetini ve
bekasn ister. Hem kusursuz, ebed bir kemal-i san'at, mtefekkir
delllnn devamn taleb eder. Hem nihayetsiz bir rahmet ve ihsan,
muhta mteekkirlerinin devam- tena'umlarn iktiza eder. te o
yinedar mtak, o delll mtefekkir, o muhta mteekkir; en bata ruh-
u insandir. yle ise, ebed-l bd yolunda; o cemal, o kemal, o rahmete
refakat edecek, bki kalacaktr.
Yine Onuncu Sz'n Altnc Hakikatnda isbat edildii gibi; deil
ruh-u beer, hatt en basit tabakat- mevcudat dahi, fena iin
yaratlmamlar; bir nevi bekaya mazhardrlar. Hatt ruhsuz,
ehemmiyetsiz bir iek dahi, vcud-u zahirden gitse, bin vecihle bir nevi
bekaya mazhardr. nki sureti, hadsiz hfzalarda bki kalr. Kanun-u
teekklt, yzer tohumcuklarnda beka bulup devam eder. Madem bir
parack ruha benzeyen o iein kanun-u teekkl, timsal-i sureti, bir
Hafz-i Hakm tarafndan ibka ediliyor. Dadaal inklablar iinde
kemal-i intizam ile, zerrecikler gibi tohumlarnda muhafaza ediliyor, bki
kalr. Elbette gayet cem'iyetli ve gayet yksek bir mahiyete mlik ve
haric vcud giydirilmi ve zuur ve zhayat ve nurani kanun-u emr olan
ruh-u beer, ne derece kat'iyyetle bekaya mazhar ve ebediyetle merbut ve
sermediyetle alkadar olduunu anlamazsan, nasl "Zuur bir insanm"
diyebilirsin? Evet, koca bir aacn bir derece ruha benzeyen proramn
ve kanun-u teekkltn, bir nokta gibi en kk ekirdekte dercedip
muhafaza eden bir Zt- Hakm-i Zlcelal, bir Zt- Hafz-i Bzeval
hakknda "Vefat edenlerin ruhlarn nasl muhafaza eder" denilir mi?
BRNC MENBA': Enfsdir. Yani, herkes hayatna ve nefsine
dikkat etse, bir ruh-u bkiyi anlar. Evet herbir ruh, ka sene yaam ise



---sh:(S:517) -------------
o kadar beden deitirdii halde, bilbedahe aynen bki kalmtr. yle
ise; madem cesed gelip geicidir. Mevt ile btn btn plak olmak dahi
ruhun bekasna tesir etmez ve mahiyetini de bozmaz. Yalnz mddet-i
hayatta tedric cesed libasn deitiriyor. Mevtte ise birden soyunur.
Gayet kat' bir hads ile belki mahede ile sabittir ki, cesed ruh ile
kaimdir. yle ise ruh, onun ile kaim deildir. Belki ruh, binefsihi kaim
ve hkim olduundan; cesed istedii gibi dalp toplansn, ruhun
istiklaliyetine halel vermez. Belki cesed, ruhun hanesi ve yuvasdr, libas
deil. Belki ruhun libas bir derece sabit ve letafete ruha mnasib bir
glaf- latifi ve bir beden-i misalsi vardr. yle ise, mevt hengmnda
btn btn plak olmaz, yuvasndan kar, beden-i misalsini giyer.
KNC MENBA': fkdir. Yani, mkerrer mahedat ve
mteaddid vakat ve kerrat ile mnasebattan ne'et eden bir nevi hkm-
tecrbdir. Evet tek bir ruhun ba'de-l memat bekas anlalsa, u ruh
nev'inin klliyetle bekasn istilzam eder. Zira fenn-i mantka kat'dir ki:
Zt bir hassa, birtek ferdde grnse; btn efradda dahi o hassann
vcuduna hkmedilir. nki ztdir. Zt olsa, her ferdde bulunur.
Halbuki deil bir ferd, belki o kadar hadsiz, o kadar hesaba, hasra gelmez
mahedata istinad eden sr ve beka-i ervaha delalet eden emarat, o
derece kat'dir ki; bize nasl Yeni Dnya, yani Amerika var ve orada
insanlar bulunur; o insanlarn vcudlarna hi vehim hatra gelmez. yle
de bhe kabul etmez ki, imdi lem-i melekt ve ervahta; lm, vefat
etmi insanlarn ervah pekok kesretle vardr ve bizimle
mnasebettardrlar. Manev hedayamz onlara gidiyor, onlarn nurani
feyizleri de bizlere geliyor. Hem hads-i kat' ile vicdanen hissedilebilir ki;
insan ldkten sonra esasl bir ciheti bkidir. O esas ise ruhtur. Ruh ise,
tahrib ve inhilale maruz deil. nki basittir, vahdeti var. Tahrib ve
inhilal ve bozulmak ise; kesret ve terkib edilmi eylerin e'nidir. Sbkan
beyan ettiimiz gibi; hayat, kesrette bir tarz- vahdeti temin eder, bir nevi
bekaya sebebiyet verir. Demek vahdet ve beka, ruhta esastr ki, ondan
kesrete sirayet eder. Ruhun fenas, ya tahrib ve inhilal iledir. O tahrib ve
inhilal ise, vahdet yol vermez ki girsin, besatet brakmaz ki bozsun.
Veyahut i'dam iledir. 'dam ise Cevvad- Mutlak'n hadsiz merhameti
msaade etmez ve nihayetsiz cdu brakmaz ki, verdii nimet-i vcudu o
nimet-i vcuda pek mtak ve lyk olan ruh-u insanden geri alsn.
NC MENBA': Ruh zhayat, zuur, nuran, vcud-u haric
giydirilmi, cmi', hakikatdar, klliyet kesbetmee mstaid bir kanun-u


---sh:(S:518) -------------
emrdir. Halbuki en zaf olan kavanin-i emriye, sebat ve bekaya
mazhardrlar. nki dikkat edilse, maruz-u tegayyr olan btn nevilerde
birer hakikat- sabite vardr ki, btn tegayyrat ve inklabat ve etvar-
hayat iinde yuvarlanarak suretler deitirip, lmeyerek, yaayarak bki
kalyor. te herbir ahs- insan, mahiyetinin cmiiyetiyle ve kll
uuruyla ve umum tasavvuratyla bir ahs iken, bir nev' hkmne
gemitir. Bir nev'e gelen ve cari olan kanun, o ahs- insande dahi
caridir. Madem Ftr- Zlcelal, insan cmi' bir yine ve kll bir
ubudiyetle ve ulv bir mahiyetle yaratmtr. Her ferddeki hakikat-
ruhiye, yzbinler suret deitirse, izn-i Rabban ile lmeyecek, yaayarak
geldii gibi gidecek. yle ise o ahs- insannin hakikat- zuuru ve
unsur-u zhayat olan ruhu dahi, Allah'n emriyle, izni ile ve ibkasyla
daima bkidir.
DRDNC MENBA': Ruha bir derece mabih ve ikisi de
lem-i emirden ve iradeden geldiklerinden masdar itibariyle ruha bir
derece muvafk, fakat yalnz vcud-u hiss olmayan nevilerde hkmran
olan kavanine dikkat edilse ve o namuslara baklsa grnr ki: Eer o
kanun-u emr, vcud-u haric giyse idi, o nevilerin birer ruhu olurdu.
Halbuki o kanun daima bkidir. Daima mstemir, sabittir. Hibir
tegayyrat ve inklabat, o kanunlarn vahdetine tesir etmez, bozmaz.
Mesel: Bir incir aac lse, dalsa; onun ruhu hkmnde olan kanun-u
teekklt, zerre gibi bir ekirdeinde lmeyerek bki kalr. te madem
en di ve zaf emr kanunlar dahi byle beka ile, devam ile alkadardr.
Elbette ruh-u insan, deil yalnz beka ile, belki ebed-l bd ile alkadar
olmak lzm gelir. nki ruh dahi Kur'ann nass ile,
...~..!. ferman- celili ile lem-i emirden gelmi bir
kanun-u zuur ve bir namus-u zhayattr ki; kudret-i ezeliye, ona vcud-u
haric giydirmi. Demek naslki sfat- iradeden ve lem-i emirden gelen
uursuz kavanin, daima veya aleben bki kalyor. Aynen onlarn bir
nevi kardei ve onlar gibi sfat- iradenin tecellisi ve lem-i emirden
gelen ruh, bekaya mazhar olmak daha ziyade kat'dir, lyktr. nki
zvcuddur, hakikat- hariciye sahibidir. Hem onlardan daha kavdir,
daha ulvdir. nki zuurdur. Hem onlardan daha daimdir, daha
kymetdardr. nki zhayattr.
kinci Esas
Saadet-i ebediyeye muktezi vardr ve o saadeti verecek Fil-i
Zlcelal

---sh:(S:519) -------------
de muktedirdir. Hem harab- lem, mevt-i dnya mmkndr. Hem vaki'
olacaktr. Yeniden ihya-y lem ve hair, mmkndr. Hem vaki'
olacaktr. te bu alt mes'eleyi, birer birer akl ikna edecek muhtasar bir
tarzda beyan edeceiz. Zten Onuncu Sz'de kalbi, iman- kmil
derecesine karacak derecede brhanlar zikredilmitir. urada ise, yalnz
akl ikna' edecek, susturacak, Eski Said'in "Nokta Risalesi"ndeki beyanat
tarznda bahsedeceiz.
Evet saadet-i ebediyeye muktezi mevcuddur. O muktezinin
vcuduna delalet eden brhan- kat' "On Menba' ve Medar"dan szlen
bir hadstir.
BRNC MEDAR: Dikkat edilse, u kinatn umumunda bir
nizam- ekmel, bir intizam- kasd vardr. Her cihette reehat- ihtiyar ve
lemaat- kasd grnr. Hatt hereyde bir nur-u kasd, her e'nde bir ziya-
y irade, her harekette bir lem'a-i ihtiyar, her terkibde bir u'le-i hikmet,
semeratnn ehadetiyle nazar- dikkate arpyor. te eer saadet-i
ebediye olmazsa, u esasl nizam, bir suret-i zafe-i vahiyeden ibaret
kalr. Yalanc, esassz bir nizam olur. Nizam ve intizamn ruhu olan
maneviyat ve revabt ve niseb, heba olup gider. Demek nizam nizam
eden, saadet-i ebediyedir. yle ise nizam- lem, saadet-i ebediyeye
iaret ediyor.
KNC MEDAR: Hilkat-i kinatta bir hikmet-i tmme
grnyor. Evet inayet-i ezeliyenin timsali olan hikmet-i lahiye, kinatn
umumunda gsterdii maslahatlarn riayeti ve hikmetlerin iltizam lisan
ile, saadet-i ebediyeyi iln eder. nki saadet-i ebediye olmazsa, u
kinatta bilbedahe sabit olan hikmetleri, faideleri, mkbere ile inkr
etmek lzm gelir. Onuncu Sz'n Onuncu Hakikat, bu hakikat gne
gibi gsterdiinden, ona iktifaen burada ihtisar ederiz.
NC MEDAR: Akl ve hikmet ve istikra ve tecrbenin
ehadetleri ile sabit olan hilkat- mevcudattaki adem-i abesiyet ve adem-i
israf, saadet-i ebediyeye iaret eder. Ftratta israf ve hilkatta abesiyet
olmadna delil, Sni'-i Zlcelalin hereyin hilkatinde en ksa yolu ve en
yakn ciheti ve en hafif sureti ve en gzel keyfiyeti ihtiyar ve intihab
etmesidir ve bazan bir eyi, yz vazife ile tavzif etmesidir ve bir ince
eye bin meyve ve gayeleri takmasdr. Madem israf yok ve abesiyet
olmaz, elbette saadet-i ebediye olacaktr. nki dnmemek zere adem,
hereyi abes eder, herey israf olur. Umum ftratta, ezcmle insanda,
Fenn-i Menafi'-l Aza ehadetiyle sabit olan adem-i israf gsteriyor ki;


---sh:(S:520) -------------
insanda olan hadsiz istidadat- maneviye ve nihayetsiz ml ve efkr ve
myult dahi israf edilmeyecektir. yle ise, insandaki o esasl meyl-i
tekemml, bir kemalin vcudunu gsterir ve o meyl-i saadet, saadet-i
ebediyeye namzed olduunu kat' olarak iln eder. yle olmazsa insann
mahiyet-i hakikiyesini tekil eden o esasl maneviyat, o ulv ml,
hikmetli mevcudatn hilafna olarak israf ve abes olur, kurur, hebaen
gider. u hakikat, Onuncu Sz'n Onbirinci Hakikatnda isbat
edildiinden ksa kesiyoruz.
DRDNC MEDAR: Pekok nevilerde, hatt gece ve
gndzde, k ve baharda ve cevv-i havada hatt insann ahslarnda,
mddet-i hayatnda deitirdii bedenler ve mevte benzeyen uyku ile
hair ve nere benzer birer nevi kyamet, bir kyamet-i kbrann
tahakkukunu ihsas ediyor, remzen haber veriyorlar. Evet mesel: Haftalk
bizim saatimizin saniye ve dakika ve saat ve gnlerini sayan arklarna
benzeyen; Allah'n dnya denilen byk saatndaki yevm, sene, mr-
beer, deveran- dnya, birbirine mukaddeme olarak birbirinden haber
veriyor, dner ilerler. Geceden sonra sabah, ktan sonra bahar
iledikleri gibi, mevtten sonra subh-u kyamet, o destghtan, o saat-
uzmadan kacan remzen haber veriyorlar. Bir ahsn mddet-i
mrnde bana gelmi birok kyamet eitleri vardr. Her gece bir nevi
lmekle, her sabah bir nevi dirilmekle emarat- hariye grd gibi, be-
alt senede bil-ittifak btn zerratn deitirerek, hatt bir senede iki defa
tedric bir kyamet ve hair taklidini grm. Hem hayvan ve nebat
nevilerinde yzbinden ziyade hair ve neir ve kyamet-i nev'iyeyi her
baharda mahede ediyor. te bu kadar emarat ve iarat- hariye ve bu
kadar almat ve rumuzat- neriye elbette kyamet-i kbrann tereuhat
hkmnde, o hare iaret ediyorlar. Bir Sni'-i Hakm tarafndan
nevilerde byle kyamet-i nev'iyeyi yani btn nebatat kklerini ve bir
ksm hayvanlar aynen baharda ihya etmek ve yapraklar ve iekleri ve
meyveleri gibi sair bir ksm eyleri aynyla deil, misliyle iade ederek
bir nevi hair ve neir yapmak; herbir ahs- insande kyamet-i umumiye
iinde bir kyamet-i ahsiyeye delil olabilir. nki insann birtek ahs,
bakasnn bir nev'i hkmndedir. Zira fikir nuru, insann mline ve
efkrna yle bir genilik vermi ki, mazi ve mstakbeli ihata eder.
Dnyay dahi yutsa tok olmaz. Sair nevilerde ferdlerin mahiyeti
cz'iyedir, kymeti ahsiyedir, nazar mahduddur, kemali mahsurdur,
lezzeti ve elemi ndir. Beerin ise mahiyeti ulviyedir, kymeti galiyedir,
nazar mmdr, kemali hadsizdir, manev lezzeti ve elemi ksmen
daimdir. yle ise, bilmahede sair nevilerde tekerrr eden bir eit
kyametler ve hairler; u kyamet-i kbra-y umumiyede, her ahs-
---sh:(S:521) -------------
insan aynyla iade edilerek haredilmesine remz eder, haber verir.
Onuncu Sz'n Dokuzuncu Hakikatnda iki kerre iki drt eder
derecesinde kat'iyyet ile isbat edildiinden burada ihtisar ederiz.
BENC MEDAR: Beerin cevher-i ruhunda derc edilmi gayr-
mahdud istidadat ve o istidadatta mndemi olan gayr- mahsur
kabiliyetler ve o kabiliyetlerden ne'et eden hadsiz meyiller ve o hadsiz
meyillerden hasl olan nihayetsiz emeller ve o nihayetsiz emellerden
tevelld eden gayr- mtenah efkr ve tasavvurat- insaniye, u lem-i
ehadetin arkasnda bulunan saadet-i ebediyeye elini uzatm, ona gzn
dikmi, o tarafa mteveccih olmu olduunu ehl-i tahkik gryor. te hi
yalan sylemeyen ftrat ve ftrattaki u kat' ve edid ve sarslmaz meyl-i
saadet-i ebediye, saadet-i ebediyenin tahakkukuna dair vicdana bir hads-i
kat' veriyor. Onuncu Sz'n Onbirinci Hakikat, bu hakikat gndz gibi
gsterdiinden ksa kesiyoruz.
ALTINCI MEDAR: "Rahman- Rahm" olan u mevcudatn
Sni'-i Zlcemalinin rahmeti, saadet-i ebediyeyi gsteriyor. Evet nimeti
nimet eden, nimeti nkmetlikten halas eden ve mevcudat, firak-
ebedden hasl olan vaveyllardan kurtaran saadet-i ebediyeyi; o rahmetin
e'nindendir ki, beerden esirgemesin. nki btn nimetlerin re'si, reisi,
gayesi, neticesi olan saadet-i ebediye verilmezse, dnya ldkten sonra
hiret suretinde dirilmezse, btn nimetler nkmetlere tahavvl ederler. O
tahavvl ise, bilbedahe ve bizzarure ve umum kinatn ehadetiyle
muhakkak ve mehud olan rahmet-i lahiyenin vcudunu inkr etmek
lzm gelir. Halbuki rahmet, gneten daha parlak bir hakikat- sabitedir.
Bak rahmetin cilvelerinden ve latif srndan olan ak ve efkat ve akl
nimetlerine dikkat et. Eer firak- ebed ve hicran- lyezalye, hayat-
insaniye incirar edeceini farz etsen; grrsn ki: O latif muhabbet, en
byk bir musibet olur. O leziz efkat, en byk bir illet olur. O nurani
akl, en byk bir bela olur. Demek rahmet, (nki rahmettir) hicran-
ebedyi, muhabbet-i hakikiyeye kar karamaz. Onuncu Sz'n kinci
Hakikat, bu hakikat gayet gzel bir surette gsterdiinden burada ihtisar
edildi.
YEDNC MEDAR: u kinatta grnen ve bilinen btn letaif,
btn mehasin, btn kemalt, btn incizabat, btn itiyakat, btn
terahhumat; birer manadr, birer mazmundur, birer kelime-i maneviyedir
ki: u kinatn Sni'-i Zlcelalinin ltuf ve merhametinin tecelliyatn,
ihsan ve kereminin cilvelerini bizzarure, bilbedahe kalbe gsterir, akln
gzne sokuyor. Madem u lemde bir hakikat vardr. Bilbedahe


---sh:(S:522) -------------
hakik rahmet vardr. Madem hakik rahmet vardr, saadet-i ebediye
olacaktr. Onuncu Sz'n Drdnc Hakikat, kinci Hakikat ile beraber
u hakikat gndz gibi aydnlatmtr.
SEKZNC MEDAR: nsann ftrat- zuuru olan vicdan,
saadet-i ebediyeye bakar, gsterir. Evet, kim kendi uyank vicdann
dinlerse "Ebed!.. ebed!" sesini iitecektir. Btn kinat o vicdana verilse,
ebede kar olan ihtiyacnn yerini dolduramaz. Demek o vicdan, o ebed
iin mahluktur. Demek bu vicdan olan incizab ve cezbe, bir gaye-i
hakikiyenin ve bir hakikat- cazibedarn yalnz cezbi ile olabilir. Onuncu
Sz'n Onbirinci Hakikatnn htimesi bu hakikat gstermitir.
DOKUZUNCU MEDAR: Sadk, masduk, musaddak olan
Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm'n ihbardr. Evet o ztn
(A.S.M.) szleri, saadet-i ebediyenin kaplarn amtr ve onun
(A.S.M.) kelmlar saadet-i ebediyeye kar birer penceredir. Zten btn
Enbiyann (Aleyhimsselm) icman ve btn evliyann tevatrn
elinde tutmu, btn kuvvetiyle btn davalar; tevhid-i lahden sonra u
hair ve saadet noktasnda temerkz ediyor. Acaba, u kuvveti sarsacak
bir ey var mdr? Onuncu Sz'n Onikinci Hakikat, u hakikat pek
zahir bir surette gstermitir.
ONUNCU MEDAR: On asrda yedi vecihle i'cazn muhafaza
eden ve Yirmibeinci Sz'de isbat edildii zere krk aded enva'-
i'cazyla mu'cize olan Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n ihbarat- kat'iyyesidir.
Evet o Kur'ann nefs-i ihbar, har-i cismannin keafdr ve u tlsm-
mulak- lemin ve u remz-i hikmet-i kinatn miftahdr. Hem o
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n tazammun ettii ve mkerreren tefekkre
emredip nazara vaz'eyledii berahin-i akliye-i kat'iyye, binlerdir.
Ezcmle: Bir kyas- temsilyi tazammun eden
......:._.!....-.. ve ..,:..-.. ve bir
delil-i adalete iaret eden ...-.!.L.... gibi pekok yet
ile har-i cismandeki saadet-i ebediyeyi gsterecek pekok drbnleri,
nazar- beerin dikkatine vaz'etmitir. Kur'ann sair yetler ile izah ettii
u ..,:..-.. ve ......:._.!....-..
deki kyas- temsilnin hlsasn "Nokta" risalesinde yle beyan etmiiz
---sh:(S:523) -------------
ki: Vcud-u insan, tavrdan tavra getike acib ve muntazam inklablar
geiriyor. Nutfeden alakaya, alakadan mudgaya, mudgadan azm ve lhme,
azm ve lhmden halk- cedide yani insan suretine inklab, gayet dakik
dsturlara tbi'dir. O tavrlarn herbirisinin yle kavanin-i mahsusa ve yle
nizamat- muayyene ve yle harekt- muttarideleri vardr ki; cam gibi,
altnda bir kasd, bir irade, bir ihtiyar, bir hikmetin cilvelerini gsterir. te
u tarzda o vcudu yapan Sni'-i Hakm, her sene bir libas gibi o vcudu
deitirir. O vcudun deitirilmesi ve bekas iin inhilal eden eczalarn
yerini dolduracak, alacak yeni zerrelerin gelmesi iin bir terkibe
muhtatr. te o beden hceyreleri, muntazam bir kanun-u lah ile
ykldndan yine muntazam bir kanun-u Rabban ile tamir etmek iin
rzk namyla bir madde-i latifeyi ister ki, o beden uzuvlarnn ayr ayr
hacetleri nisbetinde Rezzak- Hakik, bir kanun-u mahsus ile taksim ve
tevzi ediyor. imdi O Rezzak- Hakm'in gnderdii o madde-i latifenin
etvarna bak, greceksin ki; o maddenin zerrat bir kafile gibi kre-i
havada, toprakta, suda dalm iken birden hareket emrini almlar gibi bir
hareket-i kasdyi imam eden bir keyfiyet ile toplanyorlar. Gya onlardan
herbir zerre, bir vazife ile, bir muayyen mekna gitmek iin memurdur gibi
gayet muntazam toplanyorlar. Hem gidiatndan grnyor ki, bir Fil-i
Muhtar'n bir kanun-u mahsusu ile sevkedilip, cemadat leminden
mevalide, yani zhayat lemine girerler. Sonra nizamat- muayyene ve
harekt- muttaride ile ve desatir-i mahsusa ile rzk olarak bir bedene girip;
o beden iinde drt matbahta piirildikten sonra ve drt inklabat- acibeyi
geirdikten sonra ve drt szgeten szldkten sonra bedenin aktarna
yaylarak btn muhta olan zalarn muhtelif, ayr ayr derece-i
ihtiyalarna gre Rezzak- Hakik'nin inayetiyle ve muntazam kanunlar
ile inksam ederler. te o zerrattan hangi zerreye bir nazar- hikmetle
baksan greceksin ki: Basrane, muntazamane, semane, almane sevk
olunan o zerreye, kr ittifak, kanunsuz tesadf, sar tabiat, uursuz esbab,
hi ona karamaz. nki herbirisi unsur-u muhitten tut, t beden
hceyresine kadar hangi tavra girmi ise, o tavrn kavanin-i muayyenesi ile
gya ihtiyaren amel ediyor, muntazaman giriyor. Hangi tabakaya sefer
etmi ise, yle muntazam adm atyor ki; bilbedahe bir Saik-i Hakm'in
emri ile gidiyor gibi grnyor. te byle muntazam tavrdan tavra,
tabakadan tabakaya git gide hedef ve maksadndan ayrlmayarak t
makam- lykna, mesel Tevfik'in gzbebeine emr-i Rabban ile girer,
oturur, alr. te bu halde, yani erzaktaki tecelli-i rububiyet gsteriyor ki;
ibtida o zerreler muayyen idiler, muvazzaf idiler, o makamlar iin namzed
idiler. Gya herbirisinin alnnda ve cebhesinde "Filan hceyrenin rzk
olacak" yazl gibi bir intizamn vcudu, her adamn alnnda kalem-i kader

---sh:(S:524) -------------
ile rzk yazl olduuna ve rzk stnde isminin yazl olmasna iaret
eder. Acaba mmkn mdr ki: Bu derece nihayetsiz bir kudret ve muhit
bir hikmet ile rububiyet eden ve zerrattan t seyyarata kadar btn
mevcudat kabza-i tasarrufunda tutmu ve intizam ve mizan dairesinde
dndren Sni'-i Zlcelal, "Ne'e-i uhra"y yapmasn veya yapamasn! te
ok yt- Kur'aniye, u hikmetli ne'e-i ly nazar- beere vaz'ediyor.
Hair ve kyametteki ne'e-i uhray ona temsil ederek istib'ad izale eder.
Der: ......:._.!....-.. Yani: "Sizi hiten bu derece
hikmetli bir surette kim ina etmi ise, odur ki, sizi hirette diriltecektir."
Hem der ki: .........-.,.-!..._.!..
Yani: Sizin hairde iadeniz, dirilmeniz, dnyadaki hilkatinizden daha
kolay, daha rahattr." Naslki bir taburun askerleri, istirahat iin dalsa,
sonra bir boru ile arlsa kolay bir surette tabur bayra altnda
toplanmalar; yeniden bir tabur tekil etmekten ok kolay ve ok rahattr.
yle de: "Bir bedende birbiriyle imtizac ile nsiyet ve mnasebet peyda
eden zerrat- esasiye, Hazret-i srafil Aleyhisselm'n Sr'u ile Hlk-
Zlcelal'in emrine "Lebbeyk" demeleri ve toplanmalar; aklen birinci
icaddan daha kolay, daha mmkndr. Hem, btn zerrelerin toplanmalar
belki lzm deil. Nveler ve tohumlar hkmnde olan ve hadste "Acb-z
zeneb" tabir edilen ecza-i esasiye ve zerrat- asliye, ikinci ne'e iin kfi bir
esastr, temeldir. Sni'-i Hakm, beden-i insanyi onlarn stnde bina eder.
nc yet olan ...-.!.L.... gibi yetlerin iaret
ettikleri kyas- adlnin hlsas udur ki:
lemde ok gryoruz ki: Zalim, fcir, gaddar insanlar gayet refah
ve rahatla ve mazlum ve mtedeyyin adamlar gayet zahmet ve zillet ile
mr geiriyorlar. Sonra lm gelir, ikisini msavi klar. Eer u msavat
nihayetsiz ise, bir nihayeti yoksa, zulm grnr. Halbuki zulmden
tenezzh, kinatn ehadetiyle sabit olan adalet ve hikmet-i lahiye, bu
zulm hibir cihetle kabul etmediinden; bilbedahe bir mecma'-i heri
iktiza ederler ki; birinci, cezasn; ikinci, mkfatn grsn. T u
intizamsz, perian beer, istidadna mnasib tecziye ve mkfat






---sh:(S:525) -------------
grp adalet-i mahzaya medar ve hikmet-i Rabbaniyeye mazhar ve
hikmetli mevcudat- lemin bir byk kardei olabilsin. Evet u dr-
dnya, beerin ruhunda mndemi olan hadsiz istidadlarn
snbllenmesine msaid deildir. Demek baka leme gnderilecektir.
Evet insann cevheri byktr. yle ise, ebede namzeddir. Mahiyeti
liyedir, yle ise cinayeti dahi azmdir. Sair mevcudata benzemez.
ntizam da mhimdir. ntizamsz olamaz, mhmel kalamaz, abes
edilmez, fena-y mutlak ile mahkm olamaz, adem-i srfa kaamaz. Ona
Cehennem azn am bekliyor. Cennet ise au-u nazdaranesini am
gzlyor. Onuncu Sz'n nc Hakikat bu ikinci misalimizi gayet
gzel gsterdiinden burada ksa kesiyoruz.
te misal iin u iki yet-i kerime gibi pekok berahin-i latife-i
akliyeyi tazammun eden sair yetleri dahi kyas eyle, tetebbu' et. te
menabi-i aere ve on medar; bir hads-i kat', bir brhan- kat'yi inta
ediyorlar ve o pek esasl hads ve o pek kuvvetli brhan, hair ve
kyamete d ve muktezinin vcuduna kat'iyyen delalet ettikleri gibi,
Sni'-i Zlcelal'in dahi -Onuncu Sz'de kat'iyyen isbat edildii zere-
Hakm, Rahm, Hafz, dil gibi ekser esma-i hsnas, hair ve kyametin
gelmesini ve saadet-i ebediyenin vcudunu iktiza ederler ve saadet-i
ebediyenin tahakkukuna kat' delalet ederler. Demek hair ve kyamete
muktezi o derece kuvvetlidir ki, hibir ek ve bheye medar olamaz.
nc Esas
Fil, muktedirdir. Evet nasl harin muktezisi, bhesiz
mevcuddur. Hari yapacak zt da nihayet derecede muktedirdir. Onun
kudretinde noksan yoktur. En byk ve en kk eyler, ona nisbeten
birdirler. Bir bahar halk etmek, bir iek kadar kolaydr. Evet bir Kadr
ki: u lem; btn gneleri, yldzlar, avalimi, zerrat, cevahiri
nihayetsiz lisanlarla onun azametine ve kudretine ehadet eder. Hibir
vehim ve vesvesenin hakk var mdr ki, har-i cismanyi o kudretten
istib'ad etsin. Evet bilmahede bir Kadr-i Zlcelal u lem iinde, her
asrda birer yeni ve muntazam dnyay halkeden, hatt her senede birer
yeni seyyar, muntazam kinat icad eden, hatt her gnde birer yeni
muntazam lem yapan; daima u semavat ve arz yznde ve birbiri
arkasnda geici dnyalar, kinatlar kemal-i hikmet ile halkeden,
deitiren ve asrlar ve seneler, belki gnler adedince muntazam lemleri
zaman ipine asan ve onunla azamet-i kudretini gsteren ve yzbin eit
harin naklaryla tezyin ettii koca bahar ieini kre-i arzn bana


---sh:(S:526) -------------
birtek iek gibi takan ve onunla kemal-i hikmetini, cemal-i san'atn
izhar eden bir zt, "Nasl kyameti getirecek, nasl bu dnyay hiretle
deitirecek" denilir mi? u Kadr'in kemal-i kudretini ve hibir ey ona
ar gelmediini ve en byk ey en kk ey gibi onun kudretine ar
gelmediini ve hadsiz efrad, birtek ferd gibi o kudrete kolay geldiini, u
yet-i kerime iln ediyor:
..-....,:.-..,:..-..
u yetin hakikatn Onuncu Sz'n Htimesinde icmalen ve "Nokta
Risalesi"nde ve Yirminci Mektub'da izahen beyan etmiiz. u makam
mnasebetiyle mes'ele suretinde bir para izah ederiz.
te kudret-i lahiye ztiyedir. yle ise acz tahalll edemez. Hem
melektiyet-i eyaya taalluk eder. yle ise mevani' tedahl edemez. Hem
nisbeti kanundir. yle ise cz', klle msavi gelir ve cz', kll
hkmne geer. te u mes'eleyi isbat edeceiz.
BRNC MES'ELE: Kudret-i ezeliye, Zt- Akdes-i lahiyenin
lzime-i zaruriye-i ztiyesidir. Yani, bizzarure ztn lzmesidir. Hi bir
cihet-i infikki olamaz. yle ise, kudretin zdd olan acz, o kudreti
istilzam eden zta bilbedahe rz olamaz. nki o halde cem'-i zddeyn
lzmgelir. Madem acz, zta rz olamaz; bilbedahe o ztn lzm olan
kudrete tahalll edemez. Madem acz, kudretin iine giremez; bilbedahe o
kudret-i ztiyede meratib olamaz. nki hereyin vcud meratibi, o eyin
zdlarnn tedahl iledir. Mesel: Hararetteki meratib, brudetin
tahalll iledir; hsndeki derecat, kubhun tedahl iledir ve hkeza
kyas et... Fakat mmkinatta, hakik ve tabi lzum-u zt olmadndan,
mmkinatta zdlar birbirine girebilmi. Mertebeler tevelld ederek
ihtilafat ile tegayyrat- lem ne'et etmitir. Mademki kudret-i ezeliyede
meratib olamaz. yle ise, makdurat dahi, bizzarure kudrete nisbeti bir
olur. En byk en ke msavi ve zerreler, yldzlara emsal olur.
Btn har-i beer, birtek nefsin ihyas gibi; bir baharn icad, birtek
iein sun'u gibi o kudrete kolay gelir. Eer esbaba isnad edilse; o vakit
birtek iek, bir bahar kadar ar olur.
u Sz'n kinci Makam'nn Drdnc "Allah Ekber"
mertebesinin hir fkrasnn haiyesinde, hem Yirmiikinci Sz'de, hem
Yirminci Mektub'da ve zeylinde isbat edilmi ki: Hilkat-i eya Vhid-i
Ehad'e verilse, btn eya, bir ey gibi kolay olur. Eer esbaba verilse;
bir ey, btn eya kadar klfetli, ar olur.


---sh:(S:527) -------------
KNC MES'ELE ki; kudret, melektiyet-i eyaya taalluk eder.
Evet, kinatn yine gibi iki yz var. Biri, mlk ciheti ki; yinenin renkli
yzne benzer. Dieri, melektiyet ciheti ki; yinenin parlak yzne
benzer. Mlk ciheti ise, zdlarn cevelanghdr. Gzel irkin, hayr er,
kk byk ar kolay gibi emirlerin mahall-i vrdudur. te unun
iindir ki: Sni'-i Zlcelal esbab- zahiryi, tasarrufat- kudretine perde
etmitir. T dest-i kudret, zahir akla gre hasis ve n-lyk emirlerle
bizzt mbaereti grnmesin. nki azamet ve izzet, yle ister. Fakat o
vesait ve esbaba hakik tesir vermemitir. nki vahdet-i ehadiyet yle
ister. Melektiyet ciheti ise, her eyde parlaktr, temizdir. Teahhusatn
renkleri, mzahrefatlar, ona karmaz. O cihet, vastasz kendi Hlkna
mteveccihtir. Onda terettb- esbab, teselsl- ilel yoktur. Ona illiyet,
ma'luliyet giremez. Eribrs yoktur. Maniler mdahale edemezler.
Zerre, emse karde olur.
ELHASIL: O kudret hem basittir, hem nmtenahdir, hem
ztdir. Mahall-i taalluk-u kudret ise, hem vastasz, hem lekesiz, hem
isyanszdr. yle ise, o kudretin dairesinde byk ke kar tekebbr
yok. Cemaat ferde kar rchan olamaz. Kll cz'e nisbeten, kudrete
kar fazla nazlanamaz.
NC MES'ELE ki; kudretin nisbeti kanundir. Yani: oa-
aza, bye-ke bir bakar. u mes'ele-i gamzay birka temsil ile
zihne takrib edeceiz.
te kinatta "effafiyet" "mukabele" "mvazene" "intizam"
"tecerrd" "itaat" birer emirdir ki; ou aza, by ke msavi klar.
Birinci Temsil: "effafiyet" srrn gsterir.
Mesel: emsin feyz-i tecellisi olan timsali ve aksi, denizin
yznde ve denizin herbir katresinde ayn hviyeti gsterir. Eer kre-i
arz, perdesiz gnee kar muhtelif cam paralarndan mrekkeb olsa;
emsin aksi, herbir parada ve btn zemin yznde mzahametsiz,
tecezzisiz, tenakussuz bir olur. Eer faraza ems, fil-i muhtar olsa idi ve
feyz-i ziyasn, timsal-i aksini iradesiyle verse idi; btn zemin yzne
verdii feyzi, bir zerreye verdii feyzden daha ar olamazd.
kinci Temsil: "Mukabele" srrdr. Mesel:






---sh:(S:528) -------------
Zhayat ferdlerden (yani insanlardan) terekkb eden bir daire-i
azmenin nokta-i merkeziyesindeki ferdin elinde bir mum ve daire-i
muhitteki ferdlerin ellerinde de birer yine farzedilse; nokta-i
merkeziyenin muhit yinelerine verdii feyiz ve cilve-i aks,
mzahametsiz, tecezzisiz, tenakussuz, nisbeti birdir.
nc Temsil: "Mvazene" srrdr. Mesel:
Hakik ve hassas ve ok byk bir mizan bulunsa; iki gznde iki
gne veya iki yldz veya iki da veya iki yumurta veya iki zerre
herhangisi bulunursa bulunsun, sarf olunacak ayn kuvvet ile o hassas
azm terazinin bir gz ge, biri zemine inebilir.
Drdnc Temsil: "ntizam" srrdr. Mesel:
En azm bir gemi, en kk bir oyuncak gibi evrilebilir.
Beinci Temsil: "Tecerrd" srrdr. Mesel:
Teahhusattan mcerred bir mahiyet, btn cz'iyatna en
knden en byne tenakus etmeden, tecezzi etmeden bir bakar,
girer. Teahhusat- zahiriye cihetindeki hususiyetler, mdahale edip
artmaz. O mahiyet-i mcerredin nazarn tayir etmez. Mesel: ne
gibi bir balk, balina bal gibi o mahiyet-i mcerredeye mliktir. Bir
mikrop, bir gergedan gibi mahiyet-i hayvaniyeyi tayor.
Altnc Temsil: "taat" srrn gsterir. Mesel: Bir kumandan,
"Ar" emri ile bir neferi tahrik ettii gibi, ayn emir ile bir orduyu tahrik
eder.
u temsil-i itaat srrnn hakikat udur ki: Kinatta, bittecrbe
hereyin bir nokta-i kemali vardr. O eyin, o noktaya bir meyli vardr.
Muzaaf meyil, ihtiya olur. Muzaaf ihtiya, itiyak olur. Muzaaf itiyak,
incizab olur ve incizab, itiyak, ihtiya, meyil; Cenab- Hakk'n evamir-i
tekviniyesinin, mahiyet-i eya tarafndan birer habbe ve nve-i
imtisalidirler. Mmkinat mahiyetlerinin mutlak kemali, mutlak vcuddur.
Husus kemali, istidadlarn kuvveden fiile karan ona mahsus bir
vcuddur. te btn kinatn "Kn" emrine itaat, birtek nefer hkmnde
olan bir zerrenin itaat gibidir. rade-i ezeliyeden gelen "Kn" emr-i
ezelsine mmkinatn itaat ve imtisalinde, yine iradenin tecellisi olan
meyil ve ihtiya ve evk ve incizab; birden, beraber mndemitir. Latif
su, nazik bir meyille incimad emrini ald vakit demiri paralamas, itaat
srrnn kuvvetini gsterir.





---sh:(S:529) -------------
u alt temsil; hem nks, hem mtenah, hem zaf, hem tesir-i
hakiksi yok olan mmkinat kuvvetinde ve fiilinde bilmahede grnse;
elbette hem gayr- mtenah, hem ezel, hem ebed, hem btn kinat
adem-i srftan icad eden ve btn ukl hayrette brakan, hem sr-
azametiyle tecelli eden kudret-i ezeliyeye nisbeten bhesiz herey
msavidir. Hi ey ona ar gelmez (Gaflet olunmaya). u alt srrn
kk mizanlaryla o kudret tartlmaz ve mnasebete giremez. Yalnz
fehme takrib ve istib'ad izale iin zikredilir.
nc Esas'n Netice Ve Hlsas: Madem kudret-i ezeliye
gayr- mtenahdir. Hem Zt- Akdes'e lzime-i zaruriyedir. Hem
hereyin lekesiz, perdesiz melektiyet ciheti, ona mteveccihtir. Hem ona
mukabildir. Hem tesavi-i tarafeynden ibaret olan imkn itibariyle
mvazenettedir. Hem eriat- ftriye-i kbra olan nizam- ftrata ve
kavanin-i detullaha muti'dir. Hem manilerden ve ayr ayr
hususiyetlerden melektiyet ciheti mcerred ve safidir. Elbette en byk
ey, en kk ey gibi, o kudrete ziyade nazlanmaz, mukavemet etmez.
yle ise hairde btn zevil-ervahn ihyas, bir sinein baharda
ihyasndan daha ziyade kudrete ar olmaz. yle ise
..-....,:.-..,:..-.. ferman mbalaaszdr,
dorudur, haktr. yle ise, mddeamz olan "Fil muktedirdir, o cihette
hibir mani yoktur" kat' bir surette tahakkuk etti.
Drdnc Esas
Nasl kyamet ve hare muktezi var ve hari getirecek fil dahi
muktedirdir. yle de: u dnyann, kyamet ve hare kabiliyeti vardr.
te u mahal kabildir olan mddeamzda drt mes'ele vardr.
Birincisi: u lem-i dnyann imkn- mevtidir.
kincisi: O mevtin vukuudur.
ncs: O harab olmu, lm dnyann, hiret suretinde
tamir ve dirilmesinin imkndr.
Drdncs: O mmkn olan tamir ve ihyann vuku bulmasdr.
Birinci Mes'ele: u kinatn mevti, mmkndr. nki bir ey
kanun-u tekmlde dhil ise, o eyde alkllihal nevnema vardr.
Nevnema ve bymek varsa, ona alkllihal bir mr- ftr vardr.






---sh:(S:530) -------------
mr- ftrsi var ise, alkllihal bir ecel-i ftrsi vardr. Gayet geni bir
istikra ve tetebbu ile sabittir ki, yle eyler mevtin penesinden kendini
kurtaramaz. Evet naslki insan kk bir lemdir, yklmaktan
kurtulamaz. lem dahi byk bir insandr, o dahi lmn penesinden
kurtulamaz. O da lecek, sonra dirilecek veya yatp sonra subh-u hairle
gzn aacaktr. Hem naslki kinatn bir nsha-i musaggaras olan bir
ecere-i zhayat, tahrib ve inhilalden ban kurtaramaz. yle de: ecere-i
hilkatten tea'ub etmi olan silsile-i kinat tamir ve tecdid iin, tahribden,
dalmaktan kendini kurtaramaz. "Eer dnyann ecel-i ftrsinden evvel
irade-i ezeliyenin izni ile, haric bir maraz veya muharrib bir hdise
bana gelmezse ve onun Sni'-i Hakm'i dahi ecel-i ftrden evvel onu
bozmazsa, herhalde hatt fenn bir hesab ile bir gn gelecek ki:
......-!....:...-.!.....:!.
..-.-.!.........:!....L..... .!.
manalar ve srlar, Kadr-i Ezel'nin izni ile tezahr edip, o dnya olan
byk insan sekerata balayp acib bir hrlt ile ve mdhi bir savt ile
fezay nlatp dolduracak, barp lecek; sonra emr-i lah ile
dirilecektir.
NCE REMZL BR MES'ELE
Naslki su, kendi zararna olarak incimad eder. Buz, buzun
zararna temeyyu eder. Lb, krn zararna kuvvetleir. Lafz, mana
zararna kalnlar. Ruh, cesed hesabna zafleir. Cesed, ruh hesabna
inceleir. yle de: lem-i kesif olan dnya, lem-i latif olan hiret
hesabna, hayat makinesinin ilemesiyle effaflar, latifleir. Kudret-i
Ftra, gayet hayret verici bir faaliyetle kesif, camid, snm, lm
eczalarda nur-u hayat serpmesi, bir remz-i kudrettir ki; lem-i latif
hesabna u lem-i kesifi nur-u hayat ile eritiyor, yandryor,
klandryor, hakikatn kuvvetletiriyor. Evet, hakikat ne kadar zaf ise
de lmez, suret gibi mahvolmaz. Belki teahhuslarda, suretlerde seyr
sefer eder. Hakikat byr, inkiaf eder, gittike genilenir. Kr ve suret
ise eskileir, inceleir, paralanr. Sabit ve bym hakikatn kametine
yakmak iin daha gzel olarak tazeleir. Ziyade ve noksan noktasnda
hakikatla suret, maksen mtenasibdirler. Yani: Suret kalnlatka,
hakikat inceleir. Suret inceletike, hakikat o nisbette kuvvet bulur. te
u kanun, kanun-u tekmle dhil olan btn eyaya amildir. Demek
herhalde bir zaman gelecek ki: Kinat hakikat- uzmasnn kr ve sureti
---sh:(S:531) -------------
olan lem-i ehadet, Ftr- Zlcelal'in izniyle paralanacak. Sonra daha
gzel bir surette tazelenecektir.
..........
srr tahakkuk edecektir.
Elhasl: Dnyann mevti mmkn, hem hi bhe getirmez ki
mmkndr.
kinci Mes'ele: Mevt-i dnyann vuku bulmasdr. u mes'eleye
delil: Btn Edyan- Semaviyenin icmadr ve btn ftrat- selimenin
ehadetidir ve u kinatn btn tahavvlt ve tebeddlt ve
tegayyratnn iaretidir. Hem asrlar, seneler adedince zhayat
dnyalarn ve seyyar lemlerin, u dnya misafirhanesinde mevtleriyle,
asl dnyann da onlar gibi lmesine ehadetleridir.
u dnyann sekeratn, yt- Kur'aniyenin iaret ettii surette
tahayyl etmek istersen, bak: u kinatn eczalar, dakik, ulv bir nizam
ile birbirine balanm. Haf, nazik, latif bir rabta ile tutunmu ve o
derece bir intizam iindedir ki; eer ecram- ulviyeden tek bir cirm,
"Kn" emrine veya "Mihverinden k" hitabna mazhar olunca, u dnya
sekerata balar. Yldzlar arpacak, ecramlar dalgalanacak, nihayetsiz
feza-y lemde milyonlar glleleri, kreler gibi byk toplarn mdhi
sadlar gibi vaveylya balar. Birbirine arparak, kvlcmlar saarak,
dalar uarak, denizler yanarak yeryz dzlenecek. te u mevt ve
sekerat ile Kadr-i Ezel kinat alkalar; kinat tasfiye edip, Cehennem
ve Cehennem'in maddeleri bir tarafa, Cennet ve Cennet'in mevadd-
mnasibeleri baka tarafa ekilir, lem-i hiret tezahr eder.
nc Mes'ele: lecek lemin dirilmesi mmkndr. nki
kinci Esas'ta isbat edildii gibi; kudrette noksan yoktur. Muktezi ise,
gayet kuvvetlidir. Mes'ele ise mmkinattandr. Mmkn bir mes'elenin
gayet kuvvetli bir muktezisi var ise, filin kudretinde noksaniyet yok ise,
ona mmkn deil, belki vaki' suretiyle baklabilir.
REMZL BR NKTE
u kinata dikkat edilse grnyor ki: inde iki unsur var ki, her
tarafa uzanm, kk atm. Hayr er, gzel irkin, nef' zarar, kemal
noksan, ziya zulmet, hidayet dalalet, nur nr, iman kfr, taat isyan, havf
muhabbet gibi srlaryla, meyveleriyle u kinatta ezdad birbiriyle
arpyor. Daima tegayyr ve tebeddlta mazhar oluyor. Baka bir
lemin mahsultnn tezgh hkmnde arklar dnyor. Elbette o iki
unsurun birbirine zd olan dallar ve neticeleri, ebede gidecek; temerkz
edip birbirinden ayrlacak. O vakit, Cennet-Cehennem suretinde tezahr
---sh:(S:532) -------------
edecektir. Madem lem-i beka, u lem-i fenadan yaplacaktr. Elbette
anasr- esasiyesi, bekaya ve ebede gidecektir. Evet Cennet-Cehennem,
ecere-i hilkatten ebed tarafna uzanp eilerek giden dalnn iki
meyvesidir ve u silsile-i kinatn iki neticesidir ve u seyl-i uunatn iki
mahzenidir ve ebede kar cereyan eden ve dalgalanan mevcudatn iki
havzdr ve ltuf ve kahrn iki tecellighdr ki; dest-i kudret bir hareket-i
edide ile kinat alkalad vakit, o iki havuz mnasib maddelerle
dolacaktr.
u Remizli Nkte'nin srr udur ki:
Hakm-i Ezel inayet-i sermediye ve hikmet-i ezeliyenin iktizas
ile, u dnyay tecrbeye mahal ve imtihana meydan ve esma-i hsnasna
yine ve kalem-i kader ve kudretine sahife olmak iin yaratm ve tecrbe
ve imtihan ise nevnemaya sebebdir. O nevnema ise, istidadlarn
inkiafna sebebdir. O inkiaf ise, kabiliyetlerin tezahrne sebebdir. O
kabiliyetlerin tezahr ise, hakaik-i nisbiyenin zuhuruna sebebdir. Hakaik-
i nisbiyenin zuhuru ise, Sni'-i Zlcelal'in esma-i hsnasnn nuku-u
tecelliyatn gstermesine ve kinat mektubat- Samedaniye suretine
evirmesine sebebdir. te u srr- imtihan ve srr- teklif iledir ki; ervah-
liyenin elmas gibi cevherleri, ervah- safilenin kmr gibi maddelerinden
tasaffi eder, ayrlr.
te bu mezkr srlar gibi daha bilmediimiz ok ince, l hikmetler
iin, lemi bu surette irade ettiinden u lemin tegayyr ve tahavvln
dahi o hikmetler iin irade etti. Tahavvl ve tegayyr iin zdlar birbirine
hikmetle kartrd ve kar karya getirdi. Zararlar menfaatlara
mezcederek, erleri hayrlara idhal ederek, irkinlikleri gzelliklerle
cem'ederek, hamur gibi yourarak u kinat tebeddl ve tegayyr
kanununa ve tahavvl ve tekml dsturuna tabi kld. Vaktaki meclis-i
imtihan kapand. Tecrbe vakti bitti. Esma-i hsna hkmn icra etti.
Kalem-i kader, mektubatn tamamyla yazd. Kudret, nuku-u san'atn
tekmil etti. Mevcudat, vezaifini fa etti. Mahlukat, hizmetlerini bitirdi.
Herey, manasn ifade etti. Dnya, hiret fidanlarn yetitirdi. Zemin,
Sni'-i Kadr'in btn mu'cizat- kudretini, umum havarik- san'atn tehir
edip gsterdi. u lem-i fena, sermed manzaralar tekil eden levhalar
zaman eridine takt. O Sni'-i Zlcelal'in hikmet-i sermediyesi ve inayet-i
ezeliyesi; o imtihan neticelerini, o tecrbenin neticelerini, o esma-i
hsnann tecellilerinin hakikatlarn, o kalem-i kader mektubatnn
hakaikn, o nmune-misal nuku-u san'atnn asllarn, o vezaif-i
mevcudatn faidelerini, gayelerini, o hidemat- mahlukatn cretlerini ve o
kelimat- kitab- kinatn ifade ettikleri manalarn hakikatlarn ve istidad
ekirdeklerinin snbllenmesini ve bir mahkeme-i
---sh:(S:533) -------------
kbra amasn ve dnyadan alnm misal manzaralarn gstermesini ve
esbab- zahiriyenin perdesini yrtmasn ve herey dorudan doruya
Hlk- Zlcelal'ine teslim etmesi gibi hakikatlar iktiza etti ve o mezkr
hakikatlar iktiza ettii iin, kinat dadaa-i tegayyr ve fenadan,
tahavvl ve zevalden kurtarmak ve ebedletirmek iin o zdlarn
tasfiyesini istedi ve tegayyrn esbabn ve ihtilafatn maddelerini tefrik
etmek istedi. Elbette kyameti koparacak ve o neticeler iin tasfiye
edecek. te u tasfiyenin neticesinde Cehennem ebed ve dehetli bir
suret alp, taifeleri ...-.!......!..... tehdidine mazhar
olacak. Cennet ebed, hametli bir suret giyerek ehil ve ashab
..!.-...-..,...,:..... hitabna mazhar olacak.
Yirmisekizinci Sz'n Birinci Makamnn kinci Sualinde isbat edildii
gibi; Hakm-i Ezel, u iki hanenin sekenelerine, kudret-i kmilesiyle
ebed ve sabit bir vcud verir ki; hi inhilal ve tegayyre ve ihtiyarla ve
inkraza maruz kalmazlar. nki inkraza sebebiyet veren tegayyrn
esbab bulunmaz.
Drdnc Mes'ele: u mmkn, vaki' olacaktr. Evet dnya,
ldkten sonra hiret olarak diriltilecektir. Dnya harab edildikten sonra,
o dnyay yapan zt, yine daha gzel bir surette onu tamir edecek,
hiretten bir menzil yapacaktr. una delil bata Kur'an- Kerim binler
berahin-i akliyeyi tazammun eden umum ytyla ve btn Ktb-
Semaviye bunda mttefik bulunduu gibi; Zt- Zlcelal'in evsaf-
celaliyesi ve evsaf- cemaliyesi ve esma-i hsnas, bunun vukuuna kat'
surette delalet ederler ve enbiyaya gnderdii btn semav fermanlar ile
kyameti ve harin icadn va'detmi. te madem va'detmi, elbette
yapacaktr. Onuncu Sz'n Sekizinci Hakikatna mracaat et. Hem bata
Muhammed-i Arab Aleyhissalt Vesselm'n bin mu'cizatnn kuvveti
ile, btn enbiya ve mrselnin ve evliya ve sddknin, vukuunda
mttefik olup haber verdikleri gibi; u kinat btn yt- tekviniyesiyle,
vukuundan haber veriyor.
Elhasl: Onuncu Sz btn hakaikyla, Yirmisekizinci Sz kinci
Makamnda Lasiyyemalardaki btn berahiniyle, gurub etmi gnein
sabahleyin yeniden tul' edecei derecesinde bir kat'iyyetle gstermitir
ki: Hayat- dnyeviyenin gurubundan sonra ems-i hakikat, hayat-
uhreviye suretinde kacaktr.
te batan buraya kadar beyanatmz, sm-i Hakm'den istimdad
ve
---sh:(S:534) -------------
feyz-i Kur'andan istifade suretinde kalbi kabule, nefsi teslime, akl iknaa
ihzar iin "Drt Esas" syledik. Fakat biz neyiz ki, buna dair sz
syleyeceiz. Asl u dnyann sahibi, u kinatn Hlk, u mevcudatn
Mliki ne sylyor; onu dinlemeliyiz. Mlk sahibi sz sylerken
bakalarnn ne haddi var ki, fuzuliyane karsn...
te o Sni'-i Hakm, dnya mescidinde ve arz mektebinde, asrlar
arkasnda oturan taifelerin umum saflarna hitaben irad ettii hutbe-i
ezeliyesinde, kinat zelzeleye veren
....!.....-...!.!..!.!.
. ....-..-.......!......
,.!......!.....!..........!-.
.....-........-..
............-...
ve btn mahlukat ne'elendiren, evke getiren
...,.! ..-!..!..........!.:.
...................-._.-
...:........._.!..!..
..!.-...,....L.~....,.!.
gibi binler fermanlar, Mlik-l Mlk'ten, Sahib-i Dnya ve hiret'ten
dinlemeliyiz. "menn ve Saddakn" demeliyiz.
,.:-!,..-!...............!,......-..
...L-.........-'....
..........-.........,..!
...,................-.
..-....-..,.......
* * *

---sh:(S:535) -------------

Tlsm- Kinat Kefeden, Kur'an- Hakm'in Mhim Bir Tlsmn
Halleden


Otuzuncu Sz

"Ene" ve "zerre"den ibaret bir "elif" bir "nokta"dr.

u Sz ki Maksaddr. Birinci Maksad, "Ene"Nin Mahiyet Ve
Neticesinden; kinci Maksad, "Zerre"Nin Hareket Ve Vazifesinden
Bahseder.
Birinci Maksad

....-!.......!.............
........-.............-.
..........
u yetin byk hazinesinden tek bir cevherine iaret edeceiz.
yle ki:
Gk, zemin, da tahammlnden ekindii ve korktuu emanetin
mteaddid vcuhundan bir ferdi, bir vechi, ene'dir. Evet ene, zaman-
dem'den imdiye kadar lem-i insaniyetin etrafna dal budak salan
nurani bir ecere-i tb ile, mdhi bir ecere-i zakkumun ekirdeidir.
u azm hakikata girimeden evvel, o hakikatn fehmini teshil edecek bir
mukaddime beyan ederiz. yle ki:
Ene, knuz-u mahfiye olan esma-i lahiyenin anahtar olduu
gibi, kinatn tlsm- mulaknn dahi anahtar olarak bir muamma-y
mkilkadr,
---sh:(S:536) -------------
bir tlsm- hayretfezadr. O ene mahiyetinin bilinmesiyle, o garib
muamma, o acib tlsm olan ene alr ve kinat tlsmn ve lem-i
vcubun knuzunu dahi aar. u mes'eleye dair "emme" isminde bir
risale-i arabiyemde yle bahsetmiiz ki: lemin miftah insann
elindedir ve nefsine taklmtr. Kinat kaplar zahiren ak grnrken,
hakikaten kapaldr. Cenab- Hak, emanet cihetiyle insana "ene" namnda
yle bir miftah vermi ki; lemin btn kaplarn aar ve yle tlsml bir
enaniyet vermi ki; Hallak- Kinat'n knuz-u mahfiyesini onun ile
kefeder. Fakat ene, kendisi de gayet mulak bir muamma ve almas
mkil bir tlsmdr. Eer onun hakik mahiyeti ve srr- hilkati bilinse;
kendisi ald gibi kinat dahi alr. yle ki:
Sani-i Hakm, insann eline emanet olarak, rububiyetinin sft ve
uunatnn hakikatlarn gsterecek, tanttracak, iarat ve nmuneleri
cmi' bir ene vermitir. T ki o ene, bir vhid-i kyas olup, evsaf-
rububiyet ve uunat- uluhiyet bilinsin. Fakat vhid-i kyas, bir mevcud-
u hakik olmak lzm deil. Belki hendesedeki faraz hatlar gibi, farz ve
tevehhmle bir vhid-i kyas tekil edilebilir. lim ve tahakkukla hakik
vcudu lzm deildir.
SUAL: Niin Cenab- Hakk'n sft ve esmasnn marifeti,
enaniyete baldr?
ELCEVAB: nki mutlak ve muhit bir eyin hududu ve nihayeti
olmad iin, ona bir ekil verilmez ve stne bir suret ve bir taayyn
vermek iin hkmedilmez, mahiyeti ne olduu anlalmaz. Mesel:
Zulmetsiz daim bir ziya, bilinmez ve hissedilmez. Ne vakit hakik veya
vehm bir karanlk ile bir hat ekilse, o vakit bilinir. te Cenab- Hakk'n
ilim ve kudret, Hakm ve Rahm gibi sft ve esmas; muhit, hududsuz,
eriksiz olduu iin onlara hkmedilmez ve ne olduklar bilinmez ve
hissolunmaz. yle ise hakik nihayet ve hadleri olmadndan, faraz ve
vehm bir haddi izmek lzm geliyor. Onu da enaniyet yapar. Kendinde
bir rububiyet-i mevhume, bir mlikiyet, bir kudret, bir ilim tasavvur eder;
bir had izer. Onun ile muhit sfatlara bir hadd-i mevhum vaz'eder.
"Buraya kadar benim, ondan sonra onundur" diye bir taksimat yapar.
Kendindeki lckler ile, onlarn mahiyetini yava yava anlar. Mesel:
Daire-i mlknde mevhum rububiyetiyle, daire-i mmkinatta Hlknn
rububiyetini anlar ve zahir mlikiyetiyle, Hlknn hakik mlikiyetini
fehmeder ve "Bu haneye mlik olduum gibi, Hlk da u kinatn
mlikidir." der ve cz' ilmiyle onun ilmini fehmeder ve kesb
san'atyla o Sni'-i Zlcelal'in ibda-i san'atn anlar.

---sh:(S:537) -------------
Mesel: "Ben u evi nasl yaptm ve tanzim ettim. yle de u dnya
hanesini birisi yapm ve tanzim etmi" der. Ve hakeza... Btn sft ve
uunat- lahiyeyi bir derece bildirecek, gsterecek binler esrarl ahval ve
sft ve hissiyat, ene'de mnderitir. Demek ene, yine-misal ve vhid-i
kyas ve let-i inkiaf ve mana-y harf gibi; manas kendinde olmayan
ve bakasnn manasn gsteren, vcud-u insaniyetin kaln ipinden
uurlu bir tel ve mahiyet-i beeriyenin hullesinden ince bir ip ve ahsiyet-
i demiyetin kitabndan bir eliftir ki, o elif'in "iki yz" var. Biri, hayra
ve vcuda bakar. O yz ile yalnz feyze kabildir. Vereni kabul eder,
kendi icad edemez. O yzde fil deil, icaddan eli ksadr. Bir yz de
erre bakar ve ademe gider. u yzde o fildir, fiil sahibidir. Hem onun
mahiyeti, harfiyedir; bakasnn manasn gsterir. Rububiyeti
hayaliyedir. Vcudu o kadar zaf ve incedir ki; bizzt kendinde hi bir
eye tahamml edemez ve yklenemez. Belki eyann derecat ve
miktarlarn bildiren mizan-l hararet ve mizan-l hava gibi mizanlar
nev'inden bir mizandr ki; Vcib-l Vcud'un mutlak ve muhit ve
hududsuz sftn bildiren bir mizandr.
te mahiyetini u tarzda bilen ve iz'an eden ve ona gre hareket
eden ....~.. bearetinde dhil olur. Emaneti bihakkn eda
eder ve o enenin drbniyle, kinat ne olduunu ve ne vazife grdn
grr ve fk malmat nefse geldii vakit, ene'de bir musaddk grr. O
ulm, nur ve hikmet olarak kalr. Zulmet ve abesiyete inklab etmez.
Vaktaki ene, vazifesini u suretle fa etti; vhid-i kyas olan mevhum
rububiyetini ve faraz mlikiyetini terkeder.
.-..!.,:-!!...-!!....!!
der. Hakik ubudiyetini taknr. Makam- "ahsen-i takvim"e kar.
Eer o ene, hikmet-i hilkatini unutup, vazife-i ftriyesini
terkederek kendine mana-y ismiyle baksa, kendini mlik itikad etse; o
vakit emanete hyanet eder, ........-.. altnda dhil olur.
te btn irkleri ve erleri ve dalaletleri tevlid eden enaniyetin u
cihetindendir ki; semavat ve arz ve cibal tedehh etmiler, faraz bir
irkten korkmular. Evet ene ince bir elif, bir tel, faraz bir hat iken,
mahiyeti bilinmezse, tesettr topra altnda nevnema bulur; gittike



---sh:(S:538) -------------
kalnlar. Vcud-u insann her tarafna yaylr. Koca bir ejderha gibi,
vcud-u insan bel' eder. Btn o insan, btn letaifiyle deta ene olur.
Sonra nev'in enaniyeti de bir asabiyet-i nev'iye ve milliye cihetiyle o
enaniyete kuvvet verip; o ene, enaniyet-i nev'iyeye istinad ederek, eytan
gibi, Sni'-i Zlcelal'in evamirine kar mbareze eder. Sonra kyas-
binnefs suretiyle herkesi, hatt hereyi kendine kyas edip, Cenab-
Hakk'n mlkn onlara ve esbaba taksim eder. Gayet azm bir irke
der. ,.L.,.L!:.:! mealini gsterir. Evet nasl mr
malndan krk paray alan bir adam, btn hazr arkadalarna birer
dirhem almasn kabul ile hazmedebilir. yle de "Kendime mlikim"
diyen adam, "Herey kendine mliktir" demeye ve itikad etmeye
mecburdur.
te ene, u hainane vaziyetinde iken; cehl-i mutlaktadr. Binler
fnunu bilse de, cehl-i mrekkeble bir echeldir. nki duygular,
efkrlar kinatn envr- marifetini getirdii vakit, nefsinde onu tasdik
edecek, klandracak ve idame edecek bir madde bulmad iin
snerler. Gelen herey, nefsindeki renkler ile boyalanr. Mahz- hikmet
gelse, nefsinde abesiyet-i mutlaka suretini alr. nki u haldeki ene'nin
rengi, irk ve ta'tildir, Allah' inkrdr. Btn kinat parlak yetlerle
dolsa; o ene'deki karanlkl bir nokta, onlar nazarda sndrr, gstermez.
Onbirinci Sz'de mahiyet-i insaniyenin ve mahiyet-i insaniyedeki
enaniyetin, -mana-y harf cihetiyle- ne kadar hassas bir mizan ve doru
bir mikyas ve muhit bir fihriste ve mkemmel bir harita ve cmi' bir
yine ve kinata gzel bir takvim, bir ruzname olduu gayet kat' bir
surette tafsil edilmitir. Ona mracaat edilsin. O Sz'deki tafsilata
iktifaen ksa keserek mukaddimeye nihayet verdik. Eer mukaddimeyi
anladnsa gel, hakikata giriyoruz.
te bak: lem-i insaniyette, zaman- dem'den imdiye kadar iki
cereyan- azm, iki silsile-i efkr; her tarafta ve her tabaka-i insaniyede
dal budak salm, iki ecere-i azme hkmnde... Biri, silsile-i nbvvet
ve diyanet; dieri, silsile-i felsefe ve hikmet, gelmi gidiyor. Her ne vakit
o iki silsile imtiza ve ittihad etmi ise, yani silsile-i felsefe, silsile-i
diyanete dehalet edip itaat ederek hizmet etmise; lem-i insaniyet parlak
bir surette bir saadet, bir hayat- itimaiye geirmitir. Ne vakit ayr
gitmiler ise, btn hayr ve nur, silsile-i nbvvet ve diyanet etrafna
toplanm ve erler ve dalaletler, felsefe silsilesinin etrafna
cem'olmutur. imdi u iki silsilenin mene'lerini, esaslarn bulmalyz.

---sh:(S:539) -------------
te diyanet silsilesine itaat etmeyen silsile-i felsefe ki, bir ecere-i
zakkum suretini alp, irk ve dalalet zulmatn etrafna datr. Hatt
kuvve-i akliye dalnda; Dehriyyun, Maddiyyun, Tabiiyyun meyvelerini,
beer aklnn eline vermi. Ve kuvve-i gazabiye dalnda; Nemrudlar,
Firavunlar, eddadlar (Haiye)beerin bana atm. Ve kuvve-i
eheviye-i behimiye dalnda; liheleri, sanemleri ve uluhiyet dava
edenleri semere vermi, yetitirmi. O ecere-i zakkumun menei ile
silsile-i nbvvetin ki bir ecere-i tb-i ubudiyet hkmnde bulunan o
silsilenin, kre-i zeminin banda mbarek dallar: Kuvve-i akliye
dalnda enbiya ve mrseln ve evliya ve sddkn meyvelerini yetitirdii
gibi.. kuvve-i dafia dalnda dil hkimleri, melek gibi melikler meyvesini
veren ve kuvve-i cazibe dalnda hsn- sret ve ismetli cemal-i suret ve
sehavet ve keremnamdarlar meyvesini yetitiren ve beer nasl u
kinatn en mkemmel bir meyvesi olduunu gsteren o ecerenin
menei ile beraber ene'nin iki cihetindedir. O iki ecereye mene' ve
medar, esasl bir ekirdek olarak ene'nin iki vechini beyan edeceiz.
yle ki:
Ene'nin bir vechini nbvvet tutmu gidiyor; dier vechini felsefe
tutmu geliyor.
Nbvvetin vechi olan birinci vecih: Ubudiyet-i mahzann
meneidir. Yani ene, kendini abd bilir. Bakasna hizmet eder, anlar.
Mahiyeti harfiyedir. Yani bakasnn manasn tayor, fehmeder.
Vcudu, tebadir. Yani baka birisinin vcudu ile kaim ve icadyla
sabittir, itikad eder. Mlikiyeti, vehmiyedir. Yani kendi mlikinin izni ile;
sur, muvakkat bir mlikiyeti vardr, bilir. Hakikat, zlliyedir. Yani, hak
ve vcib bir hakikatn cilvesini tayan mmkin ve miskin bir zlldir.
Vazifesi ise, kendi Hlknn sft ve uunatna mikyas ve mizan olarak,
uurkrane bir hizmettir. te enbiya ve enbiya silsilesindeki asfiya ve
evliya ene'ye u vecihle bakmlar, byle grmler, hakikat anlamlar.
Btn mlk Mlik-l Mlk'e teslim etmiler ve hkmetmiler ki: O
Mlik-i Zlcelal'in ne mlknde, ne rububiyetinde, ne uluhiyetinde erik
ve naziri yoktur; muin ve vezire muhta deil; hereyin anahtar onun
elindedir; hereye Kadir-i Mutlaktr. Esbab, bir perde-i zahiriyedir; tabiat,
bir eriat- ftriyesidir ve kanunlarnn bir mecmuasdr
(Haiye): Evet Nemrudlar, Firavunlar yetitiren ve dayelik edip emziren, eski
Msr ve Babil'in ya sihir derecesine km veyahut husus olduu iin etrafnda
sihir telakki edilen eski felsefeleri olduu gibi; liheleri eski Yunan kafasnda
yerletiren ve esnam tevlid eden felsefe-i tabiiye batakldr. Evet tabiatn
perdesi ile Allah'n nurunu grmeyen insan, hereye bir uluhiyet verip kendi
bana musallat eder.
---sh:(S:540) -------------
ve kudretinin bir mistardr. te u parlak nurani gzel yz, hayatdar ve
manidar bir ekirdek hkmne gemi ki; Hlk- Zlcelal bir ecere-i
tb-i ubudiyeti ondan halketmitir ki, onun mbarek dallar, lem-i
beeriyetin her tarafn nurani meyvelerle tezyin etmitir. Btn zaman-
mazideki zulmat datp, o uzun zaman- mazi; felsefenin grd gibi
bir mezar- ekber, bir ademistan olmadn, belki istikbale ve saadet-i
ebediyeye atlamak iin, ervah- filne bir medar- envr ve muhtelif
basamakl bir mi'rac- mnevver ve ar yklerini brakan ve serbest
kalan ve dnyadan gp giden ruhlarn nurani bir nuristan ve bir
bostan olduunu gsterir.
kinci vecih ise: Felsefe tutmutur. Felsefe ise, ene'ye mana-y
ismiyle bakm. Yani kendi kendine delalet eder, der. Manas
kendindedir, kendi hesabna alr, hkmeder. Vcudu asl, zt
olduunu telakki eder. Yani ztnda bizzt bir vcudu vardr, der. Bir
hakk- hayat var, daire-i tasarrufunda hakik mliktir, zu'meder. Onu bir
hakikat- sabite zanneder. Vazifesini, hubb-u ztndan ne'et eden bir
tekemml- zt olduunu bilir ve hakeza.. ok esasat- fasideye
mesleklerini bina etmiler. O esasat, ne kadar esassz ve rk olduunu
sair risalelerimde ve bilhassa Szlerde hususan Onikinci ve Yirmibeinci
Szlerde kat' isbat etmiiz. Hatt silsile-i felsefenin en mkemmel
ferdleri ve o silsilenin dhleri olan Eflatun ve Aristo, bn-i Sina ve
Farab gibi adamlar; "nsaniyetin gayet-l gayat, "teebbh- bil-
vcib"dir.. yani Vcib-l Vcud'a benzemektir" deyip firavunane bir
hkm vermiler ve enaniyeti kamlayp irk derelerinde serbest
koturarak; esbabperest, sanemperest, tabiatperest, ncumperest gibi ok
enva'- irk taifelerine meydan amlar. nsaniyetin esasnda mnderi
olan acz ve za'f, fakr ve ihtiya, naks ve kusur kaplarn kapayp,
ubudiyetin yolunu seddetmiler. Tabiata saplanp, irkten tamamen
kamayp, krn geni kapsn bulamamlar.
Nbvvet ise: Gaye-i insaniyet ve vazife-i beeriyet, ahlk-
lahiye ile ve secaya-y hasene ile tahalluk etmekle beraber, aczini bilip
kudret-i lahiyeye iltica, za'fn grp kuvvet-i lahiyeye istinad, fakrn
grp rahmet-i lahiyeye itimad, ihtiyacn grp gna-y lahiyeden
istimdad, kusurunu grp afv- lahye istifar, naksn grp kemal-i
lahye tesbihhan olmaktr diye, ubudiyetkrane hkmetmiler.
te diyanete itaat etmeyen felsefenin byle yolu ard iindir
ki; ene kendi dizginini eline alm, dalaletin herbir nev'ine komu. te


---sh:(S:541) -------------
u vecihteki ene'nin ba stnde bir ecere-i zakkum nevnema bulup,
lem-i insaniyetin yarsndan fazlasn kaplam.
te o ecerenin kuvve-i eheviye-i behimiye dalnda, beerin
enzarna verdii meyveler ise; esnamlar ve lihelerdir. nki felsefenin
esasnda, kuvvet mstahsendir. Hatt "Elhkm lil-galib" bir dsturudur.
"Galebe edende bir kuvvet var. Kuvvette hak vardr." der.(Haiye-1)
Zulm manen alklam; zalimleri teci' etmitir ve cebbarlar, uluhiyet
davasna sevketmitir. Hem masnu'daki gzellii ve naktaki hsn,
masnua ve naka mal edip, Sni' ve Nakka'n mcerred ve mukaddes
cemalinin cilvesine nisbet etmeyerek, "Ne gzel yaplm" yerine "Ne
gzeldir" der. Perestie lyk bir sanem hkmne getirir. Hem herkese
satlan mzahref, hodfru, gsterici, riyakr bir hsn istihsan ettii iin
riyakrlar alklam, sanem-misalleri kendi bidlerine bide(Haiye-2)
yapmtr. O ecerenin kuvve-i gazabiye dalnda, bare beerin banda
kk-byk Nemrudlar, Firavunlar, eddadlar meyvelerini yetitirmi.
Kuvve-i akliye dalnda, lem-i insaniyetin dimana Dehriyyun,
Maddiyyun, Tabiiyyun gibi meyveleri vermi; beerin beynini bin para
etmitir.
imdi u hakikat tenvir iin, felsefe mesleinin esasat-
fasidesinden ne'et eden neticeleriyle, silsile-i nbvvetin esasat-
sadkasndan tevelld eden neticelerinin binler mvazenesinden nmune
olarak -drt misal zikrediyoruz.
Mesel: Nbvvetin hayat- ahsiyedeki dstur neticelerinden
_-....-kaidesiyle "Ahlk- lahiye ile muttasf olup
Cenab- Hakk'a mtezellilane tevecch edip acz, fakr, kusurunuzu bilip
dergahna abd olunuz" dsturu nerede? Felsefenin teebbh- bil-Vcib
insaniyetin gayet-i kemalidir kaidesiyle "Vcib-l Vcud'a benzemee
alnz" hodfruane dsturu nerede? Evet nihayetsiz acz, za'f, fakr,
ihtiya ile yorulmu olan mahiyet-i insaniye nerede? Nihayetsiz kadir,
kav, gani ve mstani olan Vcib-l Vcud'un mahiyeti nerede?..

(Haiye-1): Dstur-u nbvvet "Kuvvet haktadr, hak kuvvette deildir" der,
zulm keser, adaleti temin eder.
(Haiye-2): Yani o sanem-misaller perestikrlarnn hevesatlarna ho
grnmek ve tevecchlerini kazanmak iin riyakrane gsteri ile ibadet gibi bir
vaziyet gsteriyorlar.



---sh:(S:542) -------------
kinci Misal: Nbvvetin hayat- itimaiyedeki dstur
neticelerinden ve ems ve kamerden tut, t nebatat hayvanatn imdadna
ve hayvanat insann imdadna, hatt zerrat- taamiye hceyrat- bedenin
imdadna ve muavenetine koturulan dstur-u teavn, kanun-u kerem,
namus-u ikram nerede? Felsefenin hayat- itimaiyedeki dsturlarndan
ve yalnz bir ksm zalim ve canavar insanlarn ve vahi hayvanlarn,
ftratlarn s'-i istimallerinden ne'et eden dstur-u cidal nerede? Evet
dstur-u cidali o kadar esasl ve kll kabul etmiler ki, "Hayat bir
cidaldir" diye eblehane hkmetmiler.
nc Misal: Nbvvetin tevhid-i lah hakkndaki netaic-i
liyesinden ve dstur-u galiyesinden
.-.!.......-.!yani "Her birlii bulunan, yalnz
birden sudr edecektir. Madem her eyde ve btn eyada bir birlik var,
demek birtek ztn icaddr" diye olan tevhidkrane dsturu nerede? Eski
felsefenin bir dstur-u itikadiyesinden olan
.-.!........-.! "Birden bir sudr eder" yani "Bir
zttan, bizzt birtek sudr edebilir. Sair eyler, vastalar vastasyla ondan
sudr eder" diye Ganiyy-i Ale-l-tlak ve Kadir-i Mutlak' ciz vesaite
muhta gstererek, btn esbaba ve vesaite, rububiyette bir nevi irket
verip Hlk- Zlcelal'e, "akl- evvel" namnda bir mahluku verip, deta
sair mlkn esbaba ve vesaite taksim ederek bir irk-i azme yol aan,
irk-ld ve dalalet-pie o felsefenin dsturu nerede? Hkemann yksek
ksm olan rakiyyun byle haltetseler; Maddiyyun, Tabiiyyun gibi aa
ksmlar ne kadar haltedeceklerini kyas edebilirsin.
Drdnc Misal: Nbvvetin dstur-u hakmanesinden
...-~.......
srryla: "Hereyin, her zhayatn neticesi ve hikmeti kendine ait bir ise;
Sniine ait neticeleri, Ftrna bakan hikmetleri binlerdir. Herbir eyin,
hatt bir meyvenin; bir aacn meyveleri kadar hikmetleri, neticeleri
bulunduu" mahz- hakikat olan dstur-u hikmet nerede? Felsefenin
"Herbir zhayatn neticesi kendine bakar veyahut insann menafi'ine
aittir" diye, koca bir da gibi aaca, hardal gibi bir meyve, bir netice
takmak gibi gayet manasz bir abesiyet iinde grd hikmetsiz hikmet-
i mzahrefe dsturlar nerede?


---sh:(S:543) -------------
u hakikat, Onuncu Sz'n Onuncu Hakikatnda bir derece
gsterildiinden ksa kestik. te bu drt misale, binler misali kyas
edebilirsin. "Lemaat" namndaki bir risalede bir ksmna iaret etmiiz.
te felsefenin u esasat- fasidesinden ve netaic-i
vahmesindendir ki: slm hkemasndan bn-i Sina ve Farab gibi
dhler, aaa-i suriyesine meftun olup, o meslee aldanp, o meslee
girdiklerinden; di bir m'min derecesini ancak kazanabilmiler. Hatt
mam- Gazal gibi bir Hccet-l slm, onlara o dereceyi de vermemi.
Hem mtekellimnin mtebahhirn lemasndan olan Mu'tezile
imamlar, znet-i sursine meftun olup, o meslee cidd temas ederek, akl
hkim ittihaz ettiklerinden, ancak fsk, mbtedi bir m'min derecesine
kabilmiler. Hem deba-y slmiyenin mehurlarndan bedbnlikle
maruf Ebu-l Al-i Maarri ve yetimane alayyla mevsuf mer Hayyam
gibilerin, o meslein nefs-i emmareyi okayan zevkiyle zevklenmesi
sebebiyle, ehl-i hakikat ve kemalden bir sille-i tahkir ve tekfir yiyip;
"Edebsizlik ediyorsunuz, zndkaya giriyorsunuz, zndklar
yetitiriyorsunuz" diye zecirkrane te'dib tokatlarn almlar.
Hem meslek-i felsefenin esasat- fasidesindendir ki: Ene, kendi ztnda
hava gibi zaf bir mahiyeti olduu halde, felsefenin me'um nazar ile
mana-y ism cihetiyle bakt iin; gya buhar-misal o ene temeyyu edip,
sonra lfet cihetiyle ve maddiyata tevaggul sebebiyle gya tasallub
ediyor. Sonra gaflet ve inkr ile o enaniyet tecemmd eder. Sonra isyan
ile tekeddr eder, effafiyetini kaybeder. Sonra gittike kalnlap
sahibini yutar. Nev'-i insann efkryla ier. Sonra sair insanlar, hatt
esbab kendine ve nefsine kyas edip, onlara -kabul etmedikleri ve teberri
ettikleri halde- birer firavunluk verir. te o vakit, Hlk- Zlcelal'in
evamirine kar mbareze vaziyetini alr.
,.....L-!.-..
der. Meydan okur gibi Kadr-i Mutlak' acz ile ittiham eder. Hatt Hlk-
Zlcelal'in evsafna mdahale eder. ine gelmeyenleri ve nefs-i
emmarenin firavunluunun houna gitmeyenleri ya red, ya inkr, ya
tahrif eder. Ezcmle:
Felasifenin bir taifesi, Cenab- Hakk'a "mcib-i bizzt" demiler,
ihtiyarn nefyetmiler; ihtiyarn isbat eden btn kinatn nihayetsiz
ehadetlerini tekzib etmiler. Fey Sbhanallah! u kinatta zerreden
emse kadar btn mevcudat taayynatlaryla, intizamatyla,
hikmetleriyle,

---sh:(S:544) -------------
mizanlaryla Sniin ihtiyarn gsterdikleri halde, u kr olas felsefenin
gz grmyor. Hem bir ksm felasife, "Cz'iyata ilm-i lah taalluk
etmiyor" diye ilm-i lahnin azametli ihatasn nefyedip, btn
mevcudatn ehadat- sadkalarn reddetmiler. Hem felsefe, esbaba tesir
verip, tabiat eline icad verir. Yirmiikinci Sz'de kat' bir surette isbat
edildii gibi; her eyde Hlk- Klli ey'e has, parlak sikkeyi grmeyip
ciz, camid, uursuz, kr ve iki eli tesadf ve kuvvet gibi iki krn elinde
olan tabiata masdariyet verip, binler hikmet-i liyeyi ifade eden ve herbiri
birer mektubat- Samedaniye hkmnde olan mevcudatn bir ksmn ona
mal eder.
Hem Onuncu Sz'de isbat edildii gibi, Cenab- Hak btn
esmasyla ve kinat btn hakaikyla ve silsile-i nbvvet btn
tahkikatyla ve Ktb- Semaviye btn ytyla gsterdikleri hair ve
hiret kapsn bulmayp, hari nefyedip, ervahlara bir ezeliyet isnad
etmiler. te bu hurafatlara sair mes'elelerini kyas edebilirsin. Evet
eytanlar, gya ene'nin gaga ve penesiyle dinsiz feylesoflarnn akllarn
havaya kaldrp dalalet derelerine atp datmtr. Kk lemde ene,
byk lemde tabiat gibi tagutlardandr.
....... .........L!...:..
,....... ...!........!...-!.
Geen hakikat tenvir edecek bir seyahat- hayaliye suretinde nim-
manzum olarak "Lemaat"ta yazdm bir vaka-i misaliyenin mealini
urada zikretmee mnasebet geldi. yle ki:
Bu risalenin te'lifinden sekiz sene evvel stanbul'da, Ramazan-
erifte, meslek-i felsefe ile mnasebette bulunan Eski Said'in Yeni Said'e
inklab edecei bir hengmdadr ki, Fatiha-i erife'nin hirinde
.!..!..,.......-.!...,......-...!..
ile iaret ettii meslei dnrken yle bir vaka-i hayaliye, bir
hdise-i misaliye, r'yaya benzer bir hdise grdm ki:
Kendimi, bir sahra-y azmede gryorum. Btn zeminin
yzn; karanlkl, skc ve boucu bir bulut tabakas kaplam. Ne
nesim var, ne ziya, ne b- hayat.. hibirisi bulunmuyor. Her taraf
canavarlar, muzr ve muvahhi mahluklarla dolu olduunu tevehhm
ettim. Kalbime geldi


---sh:(S:545) -------------
ki: "u zeminin teki tarafnda ziya, nesim, b- hayat var. Oraya gemek
lzm." Baktm ki, ihtiyarsz sevk olunuyorum. Zeminin iinde, tnel-vari
bir maaraya sokuldum. Gitgide zeminin iinde seyahat ettim.
Bakyorum ki: Benden evvel o taht-el arz yolda ok kimseler gitmiler.
Her tarafta boulup kalmlar. Onlarn ayak izlerini gryordum.
Bazlarnn bir zaman seslerini iitiyordum. Sonra sesleri kesiliyordu.
Ey, hayali ile benim seyahat- hayaliyeme itirak eden arkada! O
zemin, tabiattr ve felsefe-i tabiiyedir. Tnel ise, ehl-i felsefenin efkr ile
hakikata yol amak iin atklar meslektir. Grdm ayak izleri,
Eflatun ve Aristo (Haiye)gibi meahirlerindir. ittiim sesler, bn-i Sina
ve Farab gibi dhlerindir. Evet bn-i Sina'nn baz szlerini, kanunlarn
baz yerlerde gryordum. Sonra, btn btn kesiliyordu. Daha ileri
gidememi. Demek boulmu. Her ne ise, seni meraktan kurtarmak iin
hayalin altndaki hakikatn bir kesini gsterdim. imdi seyahatma
dnyorum.
Gitgide baktm ki benim elime iki ey verildi. Biri, bir elektrik; o
taht-el arz tabiatn zulmatn datr. Dieri, bir let ile dahi azm
kayalar, da-misal talar paralanp bana yol alyor. Kulama denildi
ki: "Bu elektrik ile o let, Kur'ann hazinesinden size verilmitir." Her ne
ise, ok zaman ylece gittim. Baktm ki, teki tarafa ktm. Gayet gzel
bir bahar mevsiminde bulutsuz bir gne, ruh-efza bir nesim, hayatdar bir
b- leziz, her taraf enlik iinde bir lem grdm. Elhamdlillah dedim.
Sonra baktm ki, ben kendi kendime mlik deilim. Birisi beni
tecrbe ediyor. Yine evvelki vaziyette o sahra-y azmede, boucu bulut
altnda yine ben kendimi grdm. Daha baka bir yolda bir saik beni
sevkediyordu. Bu defa taht-ez zemin deil, belki seyr seyahatla
yeryzn kat'edip teki yze gemek iin gidiyordum. O seyahatmda
yle acaib ve garaibi gryordum ki, tarif edilmez. Deniz bana hiddet
ediyor, frtna beni tehdid eder, herey bana mkilt peyda eder. Fakat
yine Kur'andan bana verilen bir vasta-i seyahatmla geiyordum, galebe
alyordum. Gitgide bakyordum, her tarafta seyyahlarn cenazeleri
(Haiye): Eer desen: "Sen necisin, bu meahire kar meydana kyorsun? Sen
bir sinek gibi olup da, kartallarn umalarna karyorsun?" Ben de derim ki:
"Kur'an gibi bir stad- ezeliyem varken, dalalet-ld felsefenin ve evham-ld
akln akirdleri olan o kartallara, hakikat ve marifet yolunda, sinek kanad kadar
da kymet vermee mecbur deilim. Ben onlardan ne kadar aa isem, onlarn
stad dahi, benim stadmdan bin defa daha aadr. stadmn himmetiyle,
onlar garkeden madde, ayam da slatamad. Evet byk bir padiahn, onun
kanununu ve evamirini hmil kk bir neferi, kk bir ahn byk bir
mirinden daha byk iler grebilir."
---sh:(S:546) -------------
bulunuyor. O seyahat bitirenler, binde ancak birdir. Her ne ise... O
buluttan kurtulup, zeminin teki yzne geip gzel gnele karlatm.
Ruh-efza nesimi teneffs ederek, Elhamdlillah dedim. O cennet gibi o
lemi seyre baladm.
Sonra baktm: Biri var ki, beni orada brakmyor. Baka yolu bana
gsterecek gibi, yine beni bir anda o mdhi sahraya getirdi. Baktm ki:
Yukardan inmi ayn asansrler gibi muhtelif tarzlarda baz tayyare, baz
otomobil, baz zenbil gibi eyler grnyor. Kuvvet ve istidada gre
onlara atlsa yukarya ekiliyor. Ben de birisine atladm. Baktm, bir
dakika zarfnda bulutun fevkine beni kard. Gayet gzel, mzeyyen,
yeil dalarn stne ktm. O bulut tabakas, dan yarsna kadar
gelmemiti. En latif bir nesim, en leziz bir b, en irin bir ziya her tarafta
grnyor. Baktm ki: O asansrler gibi nurani menziller, her tarafta var.
Hatt iki seyahatmda ve zeminin teki yznde onlar grmtm.
anlamamtm. imdi anlyorum ki unlar, Kur'an- Hakm'in yetlerinin
cilveleridir.
te .!..!..ile iaret olunan evvelki yol, tabiata
saplananlarn ve tabiiyyun fikrini tayanlarn mesleidir ki; onda,
hakikata ve nura gemek iin ne kadar mkilt olduunu hissettiniz.
...-.!...ile iaret olunan ikinci yol, esbabperestlerin ve vesaite
icad ve tesir verenlerin, Meaiyyun hkemas gibi; yalnz akl ile, fikir ile
hakikat-l hakaika ve Vcib-l Vcud'un marifetine yol aanlarn
mesleidir.
,......-...!
ile iaret olunan nc yol ise: Srat- mstakim ehli olan ehl-i Kur'ann
cadde-i nuraniyesidir ki en ksa, en rahat, en selmet ve herkese ak,
semav ve rahman ve nuran bir meslektir.
* * *








---sh:(S:547) -------------




kinci Maksad

[Tahavvlt- Zerrata Dair]


u yetin Hazinesinden Bir Zerreye aret Edecektir.



,:....!......!..........!..
....!...... ....-....-!,!..
............!...-.....
[u yetin pek byk hazinesinden bir miskal zerre miktarnda, yani zerre
sandukasnda olan cevheri gsterir ve zerrenin hareket ve vazifesinden bir
nebze bahseder. u maksad, bir "Mukaddime" ile " Nokta"dan ibarettir.]

Mukaddime
Tahavvlt- zerrat; Nakka- Ezel'nin kalem-i kudreti, kitab-
kinatta yazd yt- tekviniyenin hengmndaki ihtizazat ve
cevelandr. Yoksa Maddiyyun ve Tabiiyyunlarn tevehhm ettikleri gibi
tesadf oyunca ve kark, manasz bir hareket deildir. nki btn
mevcudat gibi zerreler ve herbir zerre, mebde'-i hareketinde "Bismillah"
der. nki nihayetsiz, kuvvetinden fazla ykleri kaldrr ve buday tanesi
kadar bir ekirdein koca bir am aac gibi bir yk omuzuna
almas gibi... Hem vazifesinin hitamnda "Elhamdlillah" der. nki
btn ukl hayrette brakan hikmetli bir cemal-i san'at, faideli bir hsn-
nak gstererek Sni'-i Zlcelal'in medayihine bir kaside-i medhiye
gibi bir eser gsterir; mesel, nar ve msra dikkat et.
Evet tahavvlt- zerrat; (Haiye) lem-i gaybdan olan hereyin
(Haiye): kinci Maksad'n tahavvlt- zerratn tarifine dair olan uzun cmlenin
haiyesidir.
Kur'an- Hakm'de "mam- Mbin" ve "Kitab- Mbin", mkerrer yerlerde
zikredilmitir. Ehl-i tefsir, "ikisi birdir"; bir ksm, "Ayr ayrdr" demiler.
Hakikatlarna dair beyanatlar muhteliftir. Hlsa: "lm-i lah'nin nvanlardr"
demiler. Fakat Kur'ann feyzi ile yle kanaatm gelmi ki: "mam- Mbin", ilim ve
emr-i lahnin bir nev'ine bir nvandr ki, lem-i ehadetten ziyade lem-i gayba
bakyor. Yani zaman- halden ziyade mazi ve mstakbele nazar eder. Yani, herey'in
vcud-u zahirsinden ziyade aslna, nesline ve kklerine ve tohumlarna bakar. Kader-i
lahnin bir defteridir. u defterin vcudu, Yirmialtnc Sz'de, hem Onuncu Sz'n
haiyesinde isbat edilmitir. Evet u "mam- Mbin", bir nevi ilim ve emr-i lahnin bir
nvandr. Yani, eyann mebadileri ve kkleri ve asllar, kemal-i intizam ile eyann
vcudlarn gayet san'atkrane intac etmesi cihetiyle elbette desatir-i ilm-i lahnin bir
defteri ile tanzim edildiini gsteriyor ve eyann neticeleri, nesilleri, tohumlar; ileride
gelecek mevcudatn proramlarn, fihristelerini tazammun ettiklerinden elbette evamir-i
lahiyenin bir kk mecmuas olduunu bildiriyorlar. Mesel: Bir ekirdek btn
aacn tekiltn tanzim edecek olan proramlar ve fihristeleri ve o fihriste ve
proramlar tayin eden o evamir-i tekviniyenin kck bir mcessemi hkmnde
denilebilir. Elhasl "mam- Mbin", mazi ve mstakbelin ve lem-i gaybn etrafnda
dal-budak salan ecere-i hilkatn bir proram, bir fihristesi hkmndedir. u manadaki
"mam- Mbin", kader-i lahnin bir defteri, bir mecmua-i desatiridir. O desatirin imls
ile ve hkm ile zerrat, vcud-u eyadaki hidematna ve harektna sevkedilir. Amma
"Kitab- Mbin" ise, lem-i gaybdan ziyade, lem-i ehadete bakar. Yani, mazi ve
mstakbelden ziyade, zaman- hazra nazar eder ve ilim ve emirden ziyade, kudret ve
irade-i lahiyenin bir nvan, bir defteri, bir kitabdr. "mam- Mbin" kader defteri ise,
"Kitab- Mbin" kudret defteridir. Yani herey vcudunda, mahiyetinde ve sft ve
uunatnda kemal-i san'at ve intizamlar gsteriyor ki; bir kudret-i kmilenin desatiri ile
ve bir irade-i nafizenin kavanini ile vcud giydiriliyor. Suretleri tayin, tehis edilip;
birer mikdar- muayyen, birer ekl-i mahsus veriliyor. Demek o kudret ve iradenin kll
ve umum bir mecmua-i kavanini, bir defter-i ekberi vardr ki; herbir ey'in husus
vcudlar ve mahsus suretleri ona gre biilir, dikilir, giydirilir. te u defterin vcudu
"mam- Mbin" gibi kader ve cz'-i ihtiyar mesailinde isbat edilmitir. Ehl-i gaflet ve
dalalet ve felsefenin ahmaklna bak ki: Kudret-i Ftra'nn o Levh-i Mahfuzunu ve
hikmet ve irade-i Rabbaniyenin o basrane kitabnn eyadaki cilvesini, aksini, misalini
hissetmiler. H, "Tabiat" namyla tesmiye etmiler, krletmiler. te "mam-
Mbin"in imls ile, yani kaderin hkmyle ve dsturu ile kudret-i lahiye, icad- eyada
herbiri birer yet olan silsile-i mevcudat, "Levh-i Mahv-sbat" denilen zamann sahife-i
misaliyesinde yazyor, icadediyor, zerrat tahrik ediyor.
Demek harekt- zerrat; o kitabetten, o istinsahtan; mevcudat lem-i gaybdan
lem-i ehadete ve ilimden kudrete gemelerinde bir ihtizazdr, bir harekttr. Amma
"Levh-i Mahv-sbat" ise, sabit ve daim olan Levh-i Mahfuz-u A'zam'n daire-i
mmkinatta, yani mevt ve hayata, vcud ve fenaya daima mazhar olan eyada
mtebeddil bir defteri ve yazar bozar bir tahtasdr ki, hakikat- zaman odur. Evet
hereyin bir hakikat olduu gibi, zaman dediimiz, kinatta cereyan eden bir nehr-i
azmin hakikat dahi "Levh-i Mahv-sbat"taki kitabet-i kudretin sahifesi ve mrekkebi
hkmndedir. ...-!,.-..
---sh:(S:548) -------------
---sh:(S:549) -------------
gemi aslnda ve gelecek neslindeki intizamata medar ve ilim ve emr-i
lahnin bir nvan olan "mam- Mbin"in dsturlar ve imlas tahtnda
ve zaman- hazr ve lem-i ehadetten tekil ve icad- eyada tasarrufa
medar ve kudret ve irade-i lahiyenin bir nvan olan "Kitab- Mbin"den
istinsah ile ve seyyal zamann hakikat ve sahife-i misaliyesi olan "Levh-i
Mahv-sbat"ta kelimat- kudreti yazmak ve izmekten gelen harekttr ve
manidar ihtizazattr.
BRNC NOKTA: ki Mebhastr.
Birinci Mebhas: Her zerrede -hem harektnda, hem
sknetinde- iki gne gibi iki nur-u tevhid parlyor. nki Onuncu
Sz'n Birinci aretinde icmalen ve Yirmiikinci Sz'de tafsilen isbat
edildii gibi; herbir zerre, eer memur-u lah olmazsa ve onun izni ve
tasarrufu ile hareket etmezse ve ilim ve kudretiyle tahavvl etmezse; o
vakit herbir zerrenin nihayetsiz bir ilmi, hadsiz bir kudreti, hereyi grr
bir gz, hereye bakar bir yz, hereye geer bir sz bulunmak lzm
gelir. nki anasrn herbir zerresi, herbir cism-i zhayatta muntazaman
iler veya ileyebilir. Eyann intizamat ve kavanin-i teekklt
birbirine muhaliftir. Onlarn nizamat bilinmezse, ilenilmez; ilenilse de
yanlsz yaplmaz. Halbuki yanlsz yaplyor. yle ise o hizmet eden
zerreler, ya bir ilm-i muhit sahibinin izin ve emriyle ve ilim ve iradesiyle
iliyorlar veyahut kendilerinde yle bir muhit ilim ve kudret bulunmak
lzm geliyor. Evet havann herbir zerresi, herbir zhayatn cismine,
herbir iein herbir meyvesine, herbir yapran binasna girip
ileyebilir. Halbuki onlarn tekiltlar ayr ayr tarzdadr, baka baka
nizamat var. Bir incir meyvesinin fabrikas, faraza uha makinesi gibi
olsa; bir nar meyvesinin fabrikas da eker makinesi gibi olacaktr ve
hkeza.. o binalarn, o cisimlerin proramlar birbirinden bakadr. imdi
u zerre-i havaiye, btn onlara girer veya girebilir ve gayet hakmane ve
stadane yanlsz olarak iler, vaziyetler alr. Vazifesi bittikten sonra
kalkar gider. te mteharrik havann mteharrik zerresi, ya nebatata ve
hayvanata, hatt meyvelerine ve ieklerine giydirilen suretlerin,
mikdarlarn tekiltn, biimini bilmesi lzmgeldii








---sh:(S:550) -------------
veyahut onlar, bir bilenin emir ve iradesiyle memur olmas lzm geldii
gibi; skin toprak, skin olan herbir zerresi; btn iekli nebatatn ve
meyvedar aalarn tohumlarna medar ve mene' olmak kabil
olduundan hangi tohum gelse o zerrede, yani misliyet itibariyle bir zerre
hkmnde olan bir avu toprakta kendine mahsus bir fabrika ve btn
levazmatna ve tekiltna lzm btn cihazat bulunduundan; o
zerrede ve o zerrenin kulbecii olan o bir avu toprakta; ecar ve
nebatat ve iekler ve meyveler enva' adedince muntazam manev
makine ve fabrikalar bulunmas veyahut mu'cizekr, hereyi hiten icad
eder ve hereyin hereyini ve her cihetini bilir bir ilim ve kudret
bulunmas lzmdr veyahut bir Kadr-i Mutlak, bir Alm-i Kll-i ey'in
emir ve izniyle, havl ve kuvveti ile o vazifeler grdrlr.
Evet naslki bir acem, ham, mi, di, hem kr bir adam
Avrupa'ya gitse; btn fabrikalara, tezghlara girse, stadane kemal-i
intizam ile herbir san'atta, herbir binada iler, yle eserler yapar ki
nihayet derecede hikmetli, san'atl, herkesi hayrette brakyor. Zerre
miktar uuru olan bilir ki: O adam, kendi ba ile ilemiyor, belki bir
stad- kll, ona ders verir, ilettirir. Hem naslki bir kr, ciz, yerinden
kalkamyor, basit bir kulbeciinde oturmu bir adam bulunuyor.
Halbuki o kulbecie bir dirhem gibi kk bir ta, kemik ve pamuk gibi
birer madde veriliyor. Halbuki o kulbecikten batmanlarla eker, toplarla
uha, binlerle mcevherat, gayet san'atl, murassaatl libaslar, lezzetli
taamlar kp gelse; zerre miktar akl olan demeyecek mi ki: "O adam,
gayet mu'cizekr bir ztn mene-i mu'cizat olan fabrikasnn bir mandal
veyahut miskin bir kapcsdr." Aynen yle de: Havann zerreleri, herbiri
birer mektubat- Samedaniye, birer antika-i san'at- Rabbaniye, birer
mu'cize-i kudret, birer hrika-i hikmet olan nebatat ve ecar, ezhar ve
esmardaki harekt ve hidematlar; bir Sni'-i Hakm-i Zlcelal'in, bir
Ftr- Kerim-i Zlcemal'in emir ve iradesiyle hareket ettiini ve topran
zerreleri dahi herbiri birer ayr makine ve tezgh, birer ayr matbaa, birer
ayr hazine, birer ayr antika ve Sni'-i Zlcelal'in esmasn iln eden
birer ayr ilnname ve kemaltn syleyen birer ayr kaside hkmnde
olan o tohumcuklarnn, o ekirdeklerinin snbllerine, aalarna mene'
ve medar olmalar; Emr-i Kn Feyekn'e mlik, her ey emrine msahhar
bir Sni'-i Zlcelal'in emriyle, izniyle, iradesiyle, kuvvetiyle olmas; iki
kerre iki drt eder gibi kat'dir. menn.
kinci Mebhas: Zerratn harektndaki vazifelere, hikmetlere
kk bir iarettir.


---sh:(S:551) -------------
Evet, akllar gzlerine sukut etmi Maddiyyunlarn hikmetsiz
hikmetleri, abesiyet esasna istinad eden felsefeleri nazarnda tesadfle
bal olan tahavvlt- zerrat, btn dsturlarna ss-l esas tutup,
masnuat- lahiyeye masdar gstermiler. Nihayetsiz hikmetlerle
mzeyyen masnuat; hikmetsiz, manasz, karmakark bir eye isnad
etmeleri, ne kadar hilaf- akl olduunu zerre miktar uuru bulunan bilir.
imdi, Kur'an- Hakm'in hikmeti nokta-i nazarnda tahavvlt-
zerratn pekok gayeleri, hikmetleri ve vazifeleri vardr.
...-~.......
gibi ok yetlerle hikmetlerine ve vazifelerine iaret eder. Nmune
olarak birkana iaret ediyoruz.
Birincisi: Cenab- Vcib-l Vcud'un tecelliyat- icadiyesini
tecdid ve tazelendirmek iin her birtek ruhu model gibi ederek, her sene
mu'cizat- kudretinden taze birer cesed giydirmek ve her birtek kitabdan
ayr ayr bin muhtelif kitab, hikmetiyle istinsah etmek ve birtek hakikat
baka baka surette gstermek ve kinatlarn ve lemlerin ve
mevcudatlarn, taife taife arkasndan gelmelerine yer vermek ve zemin
hazrlamak iin Ftr- Zlcelal kudretiyle zerrat tahrik ve tavzif etmitir.
kincisi: Mlik-l Mlk- Zlcelal; u dnyay, bahusus ry-i
zemin tarlasn bir mlk suretinde yaratmtr. Yani nevnemaya, taze
taze mahsult vermee kabil bir surette mheyya etmitir. T ki,
nihayetsiz mu'cizat- kudretini orada ekip bisin. te u zemin yzndeki
tarlasnda, zerrat hikmetle tahrik ederek, intizam dairesinde tavzif edip,
her asrda, her faslda, her ayda, belki her gnde belki her saatte mu'cizat-
kudretinden yeni yeni birer kinat gsterir, yeryz avlusuna baka
baka mahsult verdirir. Nihayetsiz hazine-i rahmetinin hedayasn,
nihayetsiz kudretinin mu'cizatnn nmunelerini harekt- zerrat ile izhar
eder.
ncs: Nihayetsiz tecelliyat- esma-i lahiyenin naklarn
gstermekle, o esmann cilvelerini ifade iin mahdud bir zeminde hadsiz
nuku gstermek, kk bir sahifede nihayetsiz manleri ifade edecek
olan hadsiz ytlar yazmak iin Nakka- Ezel zerrat, kemal-i hikmetle
tahrik edip kemal-i intizamla tavzif etmitir. Evet, geen senenin
mahsultyla u senenin mahsultnn mahiyetleri bir hkmndedir.
Fakat, manleri baka bakadr. Taayynat- itibariyeyi deitirmekle,
manleri


---sh:(S:552) -------------
deiir ve oalr. Taayynat- itibariye ve teahhusat- muvakkate, tebdil
edildikleri ve zahiren fni olduklar halde; onlarn man-i cemileleri
muhafaza olunup, sabit ve bki kalr. u aacn geen bahardaki yaprak
ve iek ve meyvelerinin ruhlar olmadndan, u bahardaki emsalinin,
hakikata aynlardr. Yalnz teahhusat- itibariyede fark var. Fakat o
itibar teahhuslar, her vakit tecelliyat tazelenmekte olan uunat- esma-i
lahiyenin manlerini ifade iin, u bahardakiler ayr teahhusatla onlarn
yerine geldiler.
Drdncs: Hadsiz lem-i misal gibi gayet geni lem-i
melekt ve gayr- mahdud sair uhrev lemlere birer mahsult veya
tezyinat veya levazmat gibi onlara mnasib eyleri yetitirmek iin u
dar mezraa-i dnyada, zemin yznn tezghnda ve tarlasnda Hakm-i
Zlcelal, zerrat tahrik edip; kinat seyyale ve mevcudat seyyare ederek,
u kk zeminde o pek byk lemlere pek ok mahsult- maneviye
yetitiriyor. Nihayetsiz hazine-i kudretinden nihayetsiz bir seyli,
dnyadan akttrp lem-i gayba ve bir ksmn hiret lemlerine dkyor.
Beincisi: Nihayetsiz kemalt- lahiyeyi, hadsiz celevat-
cemaliyeyi ve gayetsiz tecelliyat- celaliyeyi ve gayr- mtenah tesbihat-
Rabbaniyeyi u dar ve mahdud zeminde ve mtenah ve az bir zamanda
gstermek iin zerrat kemal-i hikmetle kudretiyle tahrik edip, kemal-i
intizamla tavzif ederek; mtenah bir zamanda, mahdud bir zeminde
gayr- mtenah tesbihat yaptryor. Gayr- mahdud tecelliyat- cemaliye
ve celaliye ve kemaliyesini gsteriyor. ok hakaik-i gaybiye ve ok
semerat- uhreviye ve fnilerin bki olan hviyet ve suretlerinden pekok
nuku-u misaliye ve ok manidar nsuc-u levhiyeyi icad ediyor. Demek
zerreyi tahrik eden; u makasd- azmeyi, u hikem-i cesmeyi gsteren
bir zttr. Yoksa herbir zerrede, gne gibi bir dima bulunmas lzm
gelir.
Daha bu be nmune gibi belki bebin hikmetle tahrik olunan
zerratn tahavvltn, o aklsz feylesoflar hikmetsiz zannetmiler ve
hakikatta biri enfs, dieri fk iki hareket-i cezbekranede zikir ve
tesbih-i lah ile Mevlev gibi zikreden ve deverana kalkan o zerreleri,
kendi kendine, sersem gibi dnp oynuyorlar zu'metmiler.
te bundan anlalyor ki; onlarn ilimleri ilim deil, cehildir.
Hikmetleri, hikmetsizliktir.
(nc Noktada altnc uzun bir hikmet daha sylenecektir.)



---sh:(S:553) -------------
KNC NOKTA: Herbir zerrede, Vcib-l vcud'un vcuduna
ve vahdetine iki ahid-i sadk vardr. Evet zerre acz ve cmuduyla
beraber uurkrane byk vazifeleri yapmakla, byk ykleri
kaldrmakla Vcib-l Vcud'un vcuduna kat' ehadet ettii gibi,
harektnda nizamat- umumiyeye tevfik-i hareket edip her girdii yerde
ona mahsus nizamat mraat etmekle, her yerde kendi vatan gibi
yerlemesiyle Vcib-l Vcud'un vahdetine ve mlk ve melektun mliki
olan ztn ehadiyetine ehadet eder. Yani zerre kimin ise, gezdii btn
yerler de onundur. Demek zerre, -nki cizdir, yk nihayetsiz ardr
ve vazifeleri nihayetsiz oktur- bir Kadr-i Mutlak'n ismiyle, emriyle
kaim ve mteharrik olduunu bildirir. Hem kinatn nizamat- klliyesini
bilir bir tarzda tevfik-i hareket etmesi ve her yere manisiz girmesi; tek bir
Alm-i Mutlak'n kudretiyle, hikmetiyle ilediini gsterir. Evet naslki
bir nefer; takmnda, blnde, taburunda, alaynda, frkasnda ve
hkeza herbir dairede birer nisbeti ve o nisbete gre birer vazifesi
oluduunu ve o nisbetleri, o vazifeleri bilmekle tevfik-i hareket etmek,
nizamat- askeriye tahtnda talim ve talimat grmekle btn o dairelere
kumanda eden birtek kumandan- a'zamn emrine ve kanununa tebaiyetle
oluyor. yle de herbir zerre, birbiri iindeki mrekkebatta birer mnasib
vaziyeti, ayr ayr maslahatl birer nisbeti, ayr ayr muntazam birer
vazifesi, ayr ayr hikmetli neticeleri bulunduundan elbette o zerreyi, o
mrekkebatta btn nisbet ve vazifelerini muhafaza edip netice ve
hikmetleri bozmayacak bir tarzda yerletirmek; btn kinat kabza-i
tasarrufunda olan bir zta mahsustur. Mesel: Tevfik'in (*) gz
bebeinde yerleen zerre, gzn asab- muharrike ve hassase ve erayin
ve evride gibi damarlara kar mnasib vaziyet almas ve yzde ve sonra
bata ve gvdede, daha sonra heyet-i mecmua-i insaniyede herbirisine
kar birer nisbeti, birer vazifesi, birer faydas kemal-i hikmetle
bulunmas gsteriyor ki; btn o cismin btn zasn icad eden bir zt, o
zerreyi o yerde yerletirebilir. Ve bilhassa rzk iin gelen zerreler, rzk
kafilesinde seyr sefer eden o zerreler, o kadar hayret-feza bir intizam ve
hikmetle seyr seyahat ederler ve yle tavrlarda, tabakalarda
intizamperverane geip gelirler ve yle uurkrane ayak atp hi
armayarak gele gele t beden-i zhayatta drt szgele szlp rzka
muhta za ve hceyratn imdadna yetimek iin kandaki kreyvat-
hamraya yklenip bir kanun-u keremle imdada yetiirler. Ondan
bilbedahe anlalr ki: u zerreleri binler muhtelif menzillerden geiren,
sevk eden; elbette ve elbette bir Rezzak- Kerim, bir Hallak- Rahm'dir
ki, kudretine nisbeten zerreler, yldzlar omuz omuza msavidirler.
(*) Nur'un birinci ktibidir.
---sh:(S:554) -------------
Hem her bir zerre, yle bir nak- san'atta iler ki; ya btn
zerratla mnasebettar, herbirisine ve umumuna hem hkim ve hem
herbirisine ve umumuna mahkm bir vaziyette bulunmakla, o hayretfeza
san'atl nak ve hikmetnma nakl san'at bilir ve icad eder. Bu ise,
binler defa muhaldir. Veya bir Sni'-i Hakm'in kanun-u kader ve kalem-i
kudretinden kan, harekete memur birer noktadr. Naslki mesel
Ayasofya kubbesindeki talar, eer mimarnn emrine ve san'atna tabi
olmazlarsa; herbir ta, Mimar Sinan gibi dlgerlik san'atnda bir
mehareti ve sair talara hem mahkm, hem hkim olmak, yani "Geliniz,
dmemek, sukut etmemek iin babaa vereceiz" diye bir hkm sahibi
olmas lzmdr. yle de: Binler defa Ayasofya kubbesinden daha
san'atl, daha hayretli ve hikmetli olan masnuattaki zerreler, kinat
ustasnn emrine tabi olmazlarsa; herbirine Sni'-i Kinat'n evsaf kadar
evsaf- kemal verilmesi lzm gelir.
Fey Sbhanallah! Zndk maddiyyun gvurlar bir Vcib-l
Vcud'u kabul etmediklerinden, zerrat adedince btl liheleri kabul
etmee mezheblerine gre muztar kalyorlar. te u cihette mnkir kfir
ne kadar feylesof, lim de olsa; nihayet derecede bir cehl-i azm
iindedir, bir echel-i mutlaktr.
NC NOKTA: u nokta, Birinci Nokta'nn hirinde va'd
olunan altnc hikmet-i azmeye bir iarettir. yle ki:
Yirmisekizinci Sz'n kinci Sualinin cevabndaki haiyede
denilmiti ki: Tahavvlt- zerratn ve zhayat cisimlerde zerrat
harektnn binler hikmetlerinden bir hikmeti dahi, zerreleri
nurlandrmaktr ve lem-i uhreviye binasna lyk zerreler olmak iin,
hayattar ve manidar olmaktr. Gya cism-i hayvan ve insan hatt nebat;
terbiye dersini almak iin gelenlere bir misafirhane, bir kla, bir mekteb
hkmndedir ki; camid zerreler ona girerler, nurlanrlar. deta bir talim
ve talimata mazhar olurlar, letafet peyda ederler. Birer vazifeyi grmekle
lem-i bekaya ve btn eczasyla hayattar olan dr- hirete zerrat olmak
iin liyakat kesbederler.
Sual: Zerratn harektnda u hikmetin bulunmas ne ile bilinir?
Elcevab: Evvel, btn masnuatn btn intizamatyla ve
hikmetleriyle sabit olan Sniin hikmetiyle bilinir. nki en cz' bir eye
kll hikmetleri takan bir hikmet; seyl-i kinatn iinde en byk faaliyet
gsteren



---sh:(S:555) -------------
ve hikmetli naklara medar olan harekt- zerrat hikmetsiz brakmaz.
Hem en kk mahlukat, vazifelerinde cretsiz, maasz, kemalsiz
brakmayan bir hikmet, bir hkimiyet; en kesretli ve esasl memurlarn,
hizmetkrlarn nursuz, cretsiz brakmaz.
Sniyen: Sni'-i Hakm, anasr tahrik edip tavzif ederek (onlara
bir cret-i kemal hkmnde) madeniyat derecesine karmasyla ve
madeniyata mahsus tesbihatlar onlara bildirmesiyle ve madeniyat tahrik
ve tavzif edip nebatat mertebe-i hayatiyesinin makamn vermesiyle ve
nebatat rzk ederek tahrik ve tavzif ile hayvanat mertebe-i letafetini
onlara ihsan etmesiyle ve hayvanattaki zerrat tavzif edip rzk yoluyla
hayat- insaniye derecesine karmasyla ve insann vcudundaki zerrat
sze sze tasfiye ve taltif ederek t diman ve kalbin en nazik ve latif
yerinde makam vermesiyle bilinir ki; harekt- zerrat hikmetsiz deil,
belki kendine lyk bir nevi kemalta koturuluyor.
Slisen: Zhayat cisimlerin zerrat iinde ekirdek ve tohumdaki
gibi bir ksm zerreler yle manev bir nura, bir letafete, bir meziyete
mazhar oluyorlar ki; sair zerrelere ve o koca aaca bir ruh, bir sultan
hkmne geer. te azm bir aacn btn zerrat iinde bir ksm
zerrelerin u mertebeye kmalar, o aacn tabaka-i hayatnda ok
devirleri ve nazik vazifeleri grmesiyle olduundan gsteriyor ki: Sni'-i
Hakm'in emriyle vazife-i ftrat iinde zerratn enva'- harektna gre
onlara tecelli eden esmann hesabna ve erefine olarak birer manev
letafet, birer manev nur, birer makam, birer manev ders almalarn
gsteriyor.
Elhasl: Madem Sni'-i Hakm her ey iin o eye mnasib bir
nokta-i kemal ve ona lyk bir mertebe-i feyz-i vcud tayin edip ve o
eye, o nokta-i kemale sa'yedip gitmek iin bir istidad vererek ona sevk
ediyor ve btn nebatat ve hayvanatta u kanun-u rububiyet cri olmakla
beraber, cemadatta dahi cridir ki; di topraa, elmas derecesine ve
cevahir-i liye mertebesine bir terakkiyat veriyor ve u hakikatta
muazzam bir "Kanun-u Rububiyet"in ucu grnyor.
Hem madem o Hlk- Kerim, tenasl kanun-u azminde istihdam
ettii hayvanata cret olarak birer maa gibi birer lezzet-i cz'iye veriyor.
Ve ar ve blbl gibi, sair hidemat- Rabbaniyede istihdam olunan
hayvanlara birer cret-i kemal verir. evk ve lezzete medar birer makam
veriyor ve unda bir muazzam "Kanun-u Kerem"in ucu grnyor.




---sh:(S:556) -------------
Hem madem her eyin hakikat, Cenab- Hakk'n bir isminin
tecellisine bakar, ona baldr, ona yinedir. O ey, ne kadar gzel bir
vaziyet alsa, o ismin erefinedir; o isim yle ister. O ey bilse, bilmese; o
gzel vaziyet, hakikat nazarnda matlubdur. Ve u hakikattan gayet
muazzam bir "Kanun-u Tahsin ve Cemal"in ucu grnyor.
Hem madem Ftr- Kerim, dstur-u kerem iktizasyla bir eye
verdii makam ve kemali, o eyin mddeti ve mr bitmesiyle, o kemali
geriye almyor. Belki o zkemalin meyvelerini, neticelerini, manev
hviyetini ve manasn, ruhlu ise ruhunu ibka ediyor. Mesel: Dnyada
insan mazhar ettii kemaltn manalarn, meyvelerini ibka ediyor. Hatt
mteekkir bir m'minin yedii zil meyvelerin krn, hamdini;
mcessem bir meyve-i Cennet suretinde tekrar ona veriyor. Ve u
hakikatta muazzam bir "Kanun-u Rahmet"in ucu grnyor.
Hem madem Hallak- Bmisal israf etmiyor, abes ileri yapmyor.
Hatt gz mevsiminde vazifesi bitmi, vefat etmi mahluklarn enkaz-
maddiyesini bahar masnuatnda istimal ediyor; onlarn binalarnda
dercediyor. Elbette .......... srryla,
..-!.!..-..!.i aretiyle u dnyada camid, uursuz
ve mhim vazifeler gren zerrat- arziyenin elbette ta, aac, hereyi
zhayat ve zuur olan hiretin baz binalarnda derc ve istimali mukteza-
y hikmettir. nki harab olmu dnyann zerratn dnyada brakmak
veya ademe atmak israftr. Ve u hakikattan pek muazzam bir "Kanun-u
Hikmet"in ucu grnyor.
Hem madem u dnyann pek ok sr ve maneviyat ve
meyveleri ve cin ve ins gibi mkellefnin mensucat- amelleri, sahaif-i
ef'alleri, ruhlar, cesedleri hiret pazarna gnderiliyor. Elbette o semerata
ve manalara hizmet eden ve arkadalk eden zerrat- arziye dahi, vazife
noktasnda kendine gre tekemml ettikten sonra, yani nur-u hayata ok
defa hizmet ve mazhar olduktan sonra ve hayat tesbihata medar olduktan
sonra u harab olacak dnyann enkaz iinde, u zerrat dahi teki
lemin binasnda dercetmek mukteza-y adl ve hikmettir. Ve u
hakikattan pek muazzam bir "Kanun-u Adl"in ucu grnyor.
Hem madem ruh cisme hkim olduu gibi; camid maddelerde
dahi



---sh:(S:557) -------------
kaderin yazd evamir-i tekviniye, o maddelere hkimdir. O maddeler,
kaderin manev yazsna gre mevki ve nizam alabilirler. Mesel:
Yumurtalarn enva'nda ve nutfelerin aksamnda ve ekirdeklerin
esnafnda ve tohumlarn ecnasnda kaderin ayr ayr yazd evamir-i
tekviniye cihetiyle ayr ayr makam ve nur sahibi oluyorlar. Ve o madde
itibariyle mahiyetleri(Haiye-1) bir hkmnde olan o maddeler, hadsiz
muhtelif mevcudata mene' oluyorlar. Ayr ayr makam ve nur sahibi
oluyorlar. Elbette hidemat- hayatiye ve hayattaki tesbihat- Rabbaniyede
defaatla bir zerre bulunmu ise ve hizmet etmi ise, o zerrenin manev
alnnda o manalarn hikmetlerini, hibir eyi kaybetmeyen kader
kalemiyle kaydetmesi; mukteza-y ihata-i ilmdir. Ve unda pek
muazzam bir "Kanun-u lm-i Muhit"in ucu grnyor.
yle ise zerreler(Haiye-2) babo deiller.
Netice-i Kelm: Gemi yedi kanun, yani Kanun-u Rububiyet,
Kanun-u Kerem, Kanun-u Cemal, Kanun-u Rahmet, Kanun-u Hikmet,
Kanun-u Adl, Kanun-u hata-i ilm gibi pekok muazzam kanunlarn
grnen ular arkalarnda birer sm-i A'zam ve o sm-i A'zamn tecelli-i
a'zamn gsteriyor. Ve o tecelliden anlalyor ki: Sair mevcudat gibi u
dnyadaki tahavvlt- zerrat dahi, gayet l hikmetler iin kaderin
izdii hudud zerine kudretin verdii evamir-i tekviniyeye gre hassas
bir mizan- ilm ile cevelan ediyorlar. deta baka yksek bir
leme(Haiye-3) gitmee hazrlanyorlar. yle ise zhayat cisimler, o
seyyah zerrelere gya birer mekteb, birer kla, birer misafirhane-i
terbiye hkmndedir. Ve yle olduuna bir hads-i sadkla hkmedilebilir.


(Haiye-1): Evet btn onlar bu drt unsurdan mrekkeptir. Mvellid-l-m,
mvellid-l-humuza, azot, karbon gibi maddelerden tekil olunuyorlar.
Maddece bir saylabilirler. Farklar yalnz kaderin manev yazsndadr.
(Haiye-2): u cevab, yedi "Madem" kelimelerine bakar.
(Haiye-3): nki bilmahede gayet cevvadane bir faaliyetle u lem-i kesif ve
sflde pek kesretle nur-u hayat serpmek ve i'al etmek, hatt en hasis
maddelerde ve taaffn etmi cisimlerde kesretle taze bir nur-u hayat
klandrmak, o kesif ve hasis maddeleri nur-u hayatla letafetlendirmek,
cillandrmak sarahata yakn iaret ediyor ki: Gayet latif, ulv, nazif, hayatdar
dier bir lemin hesabna u kesif, camid lemi; zerratn hareketiyle, hayatn
nuruyla cillandryor, eritiyor, gzelletiriyor. Gya latif bir leme gitmek iin,
znetlendiriyor. te beer harini aklna stramayan dar akll adamlar,
Kur'ann nuruyla rasad etseler grecekler ki: Btn zerrat bir ordu gibi
haredecek kadar muhit bir "Kanun-u Kayyumiyet" grnyor, bilmahede
tasarruf ediyor.
---sh:(S:558) -------------
ELHASIL: Birinci Sz'de denildii ve isbat edildii gibi; her ey
"Bismillah" der. te btn mevcudat gibi herbir zerre ve zerratn herbir
taifesi ve mahsus herbir cemaati, lisan- hal ile "Bismillah" der, hareket
eder.
Evet, gemi nokta srryla; herbir zerre, mebde'-i hareketinde
lisan- hal ile
der. Yani: "Ben, Allah'n namyla, hesabyla, ismiyle, izniyle, kuvvetiyle
hareket ediyorum." Sonra netice-i hareketinde, herbir masnu' gibi herbir
zerre, herbir taifesi, lisan- hal ile ..!.-!..!..-! der ki,
bir kaside-i medhiye hkmnde olan san'atl bir mahlukun naknda,
kudretin kk bir kalem ucu hkmnde kendini gsterir. Belki herbiri;
manev, Rabban, muazzam, hadsiz bal bir fonorafn birer pla
hkmnde olan masnularn stnde dnen ve tahmidat- Rabbaniye
kasideleriyle o masnuat konuturan ve tesbihat- lahiye neidelerini
okutturan birer ine ba suretinde kendini gsteriyorlar.
.....,...-.,..!...-.....,.....
..!.-!..!..-!,......-.
,.:-!,..-!...............!,......-..
.-...!...!.........-........
...!....
....!.:...-.........,..!
...-..-.!......-!.
..!.-!..........,.........,..

* * *





---sh:(S:559) -------------

Otuzbirinci Sz
Mi'rac- Nebeviyeye Dairdir (A.S.M.)
HTAR: Mi'rac mes'elesi, erkn- imaniyenin uslnden sonra terettb
eden bir neticedir. Ve erkn- imaniyenin nurlarndan meded alan bir nurdur.
Erkn- imaniyeyi kabul etmeyen dinsiz mlhidlere kar elbette bizzt isbat
edilmez. nki Allah' bilmeyen, Peygamberi tanmayan ve melaikeyi kabul
etmeyen veya semavatn vcudunu inkr eden adamlara Mi'racdan bahsedilmez.
Evvel o erkn isbat etmek lzm geliyor. yle ise biz, Mi'racda istib'ad ile
vesveseye den bir m'mini muhatab ittihaz ederek, ona kar beyan edeceiz.
Arasra makam- istima'da olan mlhidi nazara alp serd-i kelm edeceiz. Baz
szlerde hakikat- Mi'racn bir ksm lem'alar zikredilmiti. hvanlarmn srar
ile ayr ayr o lem'alar hakikatn aslyla birletirmek ve kemalt- Ahmediyenin
(A.S.M.) cemaline birden bir yine yapmak iin, inayeti Allah'tan istedik.

!..-!.-..!..!...-_.._.!.-..
....!..........!!.-..._.!...-..!
_..!... ...-..-.......!
!.....,......._.........
-.......!-...........:
..!._..........._...'..!....
_...!.........!......_.-!...
......!..:-......!:-..
_..:!...._..!-.





---sh:(S:560) -------------
Evvelki yet-i azmenin azm hazinesinden yalnz .zamirinde
bir dstur-u belgata istinad eden iki remzin mes'elemize mnasebeti
olduu iin, i'caz bahsinde beyan edildii zere yazacaz.
te Kur'an- Hakm, Habib-i Ekrem Aleyhi Efdalssalt Ve
Ekmelsselm'n Mi'racnn mebde'i olan, Mescid-i Haram'dan Mescid-i
Aksa'ya olan seyrann zikrettikten sonra
....!... .!..
der. Ve u kelm ile Sure-i
_..,-.!.
da iaret olunan mnteha-y Mi'raca remzeden .deki zamir, ya Cenab-
Hakk'a raci'dir veyahut Peygamberedir (A.S.M.). Peygambere gre olsa,
kanun-u belgat ve mnasebet-i siyak- kelm yle ifade ediyor ki: Bu
seyahat- cz'iyede bir seyr-i umum ve bir urc-u kll var ki; t Sidret-
l Mnteha'ya, t Kab- Kavseyn'e kadar meratib-i klliye-i esmaiyede
gzne, kulana tesadf eden yt- Rabbaniyeyi ve acaib-i san'at-
lahiyeyi iitmi, grmtr, der. O kk cz' seyahat hem kll, hem
maher-i acaib bir seyahatn anahtar hkmnde gsteriyor.
Eer zamir, Cenab- Hakk'a raci' olsa, yle oluyor ki: Bir abdini
bir seyahatta huzuruna davet edip, bir vazife ile tavzif etmek iin,
Mescid-i Haram'dan mecma- Enbiya olan Mescid-i Aksa'ya gnderip,
enbiyalarla grtrp, btn Enbiyalarn usl- dinlerine vris-i mutlak
olduunu gsterdikten sonra, t Sidret-l Mnteha'ya, t Kab- Kavseyn'e
kadar mlk ve melektunda gezdirdi.
te endan o bir abddir ve o seyahat, bir mi'rac- cz'dir. Fakat
bu abdin, btn kinata taalluk eden bir emanet beraberindedir. Hem u
kinatn rengini deitirecek bir nur beraberdir. Hem saadet-i ebediyenin
kapsn aacak bir anahtar beraber olduu iin, Cenab- Hak kendini
"btn eyay iitir ve grr" sfatyla tavsif eder. T o emanet, o nur, o
anahtarn cihan-mul ve muhit ve umum kinata mm ve btn
mahlukata amil hikmetlerini gstersin.
Bu srr- azmin "Drt Esas" var.
Birincisi: Mi'racn srr- lzumu nedir?
kincisi: Hakikat- Mi'rac nedir?


---sh:(S:561) -------------
ncs: Hikmet-i Mi'rac nedir?
Drdncs: Mi'racn semerat ve faidesi nedir?
BRNC ESAS
Mi'racn srr- lzumu:
Mesel deniliyor ki: "Cenab- Hak
...!..-..!..
dir. Hereye, hereyden daha yakndr. Cisimden, mekndan
mnezzehtir. Her veli, kalbi iinde onunla grebilir. Neden dolay
velayet-i Ahmediye (A.S.M.) Mi'rac gibi uzun bir seyahatn neticesinden
sonra, her velinin kendi kalbinde muvaffak olduu mnacata muvaffak
oluyor?"
Elcevab: u srr- gamz "iki temsil" ile fehme takrib ediyoruz.
Onikinci Sz'n srr- i'caz- Kur'an ve srr- Mi'rac hakknda olan u iki
temsili dinle:
Birinci Temsil: Bir sultann iki eit mklemesi, sohbeti,
grmesi vardr. ki tarzda hitab, iltifat vardr. Birisi: mi bir
raiyetiyle cz' bir i iin, husus bir hacete dair, has bir telefonla sohbet
etmektir. Dieri: Saltanat- uzma nvan ile ve hilafet-i kbra namyla ve
hkimiyet-i mme haysiyetiyle ve evamirini etrafa neir ve tehir
maksadyla, o ilerle alkadar bir elisiyle veya o evamir ile
mnasebetdar byk bir memuru ile konumaktr, sohbet etmektir. Ve
hametini izhar eden ulv bir fermanla bir mklemedir.
te ......!.!. u temsil gibi: u kinat Hlknn ve
Mlik-l Mlk Vel Melekt'un ve Hkim-i Ezel ve Ebed'in iki tarzda
mklemesi, sohbeti, iltifat vardr. Birisi cz' ve has, dieri kll ve
mm... te Mi'rac, velayet-i Ahmediyenin (A.S.M.) btn velayatn
fevkinde bir klliyet, bir ulviyet suretinde bir tezahrdr ki; btn
kinatn Rabbi ismiyle, btn mevcudatn Hlk nvanyla Cenab-
Hakk'n sohbetine ve mnacatna merrefiyettir.
kinci Temsil: Bir adam elindeki bir yineyi gnee kar tutar. O
yine kendi miktarnca bir k ve yedi rengi havi bir ziyay, bir aksi,
emsten alr. Onun nisbetinde gnele mnasebetdar olur, sohbet eder.
Ve o kl yineyi karanlkl hanesine veya dam altndaki kk, husus
bana tevcih etse; gnein kymeti nisbetinde deil, belki o yinenin



---sh:(S:562) -------------
kabiliyeti miktarnca istifade edebilir. Dieri ise yineyi brakr,
dorudan doruya gnee kar kar, hametini grr, azametini anlar.
Sonra pek yksek bir daa kar, gnein pek geni aaa-i saltanatn
grr ve bizzt perdesiz onunla grr. Sonra dner, hanesinden veya
bann damndan geni pencereler aar, gkteki gnee kar yollar
yapar, hakik gnein daim ziyas ile sohbet eder, konuur. Ve bylece
minnetdarane bir sohbet edebilir ve diyebilir: "Ey yeryzn yla
yaldzlayan ve zeminin vechini ve btn ieklerin yzlerini gldren
dnya gzeli, gk nazdar olan nazenin gne!. Onlar gibi benim
haneciimi, baheciimi sndrdn ve klandrdn, btn dnyay
klandrdn ve yeryzn sndrdn gibi." Halbuki evvelki yine
sahibi byle diyemez. O yine kayd altnda gnein aksi ise, sr
mahduddur, o kayda gredir.
te ems-i Ezel ve Ebed Sultan olan Zt- Ehad ve Samed'in
tecellisi, mahiyet-i insaniyeye hadsiz meratibi tazammun eden iki suretle
tezahr eder:
Birincisi: yine-i kalbe uzanan bir nisbet-i Rabbaniye ile bir
tezahrdr ki; herkes istidadna ve tayy- meratibde seyr slkne,
esma ve sftn tecelliyatna nisbeten cz' ve kll o ems-i Ezel'nin
nuruna ve sohbetine ve mnacatna mazhariyeti var. Galib-i esma ve
sftn zlalinde giden velayetlerin derecat bu ksmdan ileri gelir.
kincisi: nsann cmiiyeti ve ecere-i kinatn en mnevver
meyvesi olduundan, btn kinatta cilveleri tezahr eden esma-i
hsnay, birden yine-i ruhunda gsterebilmesi cihetiyle Cenab- Hak,
tecelli-i ztyla ve esma-i hsnann a'zam mertebede, nev'-i insann
manen en a'zam bir ferdine, tecelli-i a'zam tezahr eder ki; bu tezahr ve
tecelli, Mi'rac- Ahmed (A.S.M.) srrdr ki; onun velayeti, risaletine
mebde' olur. Velayet ki; zllden geer, ikinci temsilin birinci adamna
benzer. Risalette zll yoktur, dorudan doruya Zt- Zlcelal'in
ehadiyetine bakar, ikinci temsilin ikinci adamna benzer. Mi'rac ise,
velayet-i Ahmediyenin (A.S.M.) keramet-i kbras, hem mertebe-i ulys
olduundan, risalet mertebesine inklab etmi. Mi'racn btn velayettir,
halktan Hakk'a gitmi. Zahir-i Mi'rac risalettir, Hak'tan halka geliyor.
Velayet, kurbiyet meratibinde slktur. ok meratibin tayyna ve bir
derece zamana muhtatr. Nur-u a'zam olan risalet ise, akrebiyet-i
lahiyenin inkiaf srrna bakar ki, bir n- seyyale kfidir. Onun iin
hadste denilmi: "Bir anda dnm gelmi."
imdi makam- istima'da bulunan mlhide deriz ki: Madem bu
kinat,
---sh:(S:563) -------------
gayet muntazam bir memleket, gayet muhteem bir ehir, gayet
mzeyyen bir saray hkmndedir. Elbette onun bir hkimi, bir mliki, bir
ustas vardr. Madem byle hametli bir Mlik-i Zlcelal, bir Hkim-i
Zlkemal, bir Sni'-i Zlcemal vardr. Hem madem umum o leme, o
memlekete, o ehre, o saraya alkadarlk gsteren ve havas ve
duygularyla umumuna mnasebetdar ve nazar kll olan bir insan
vardr. Elbette o Sni'-i Muhteem, o kll nazarl ve umum uurlu olan
insan ile ulv, a'zam bir mnasebeti bulunacaktr ve ona kuds bir hitab
ve l bir tevecch olacaktr. Hem madem dem Aleyhisselm'dan
imdiye kadar u mnasebete mazhar olanlarn iinde srnn
ehadetiyle, yani Kre-i Arz'n nsfn ve nev'-i beerin humsunu daire-i
tasarrufuna ald ve kinatn ekl-i manevsini deitirdii, klandrd
gibi, en a'zam bir mertebede o mnasebeti Muhammed-i Arab
Sallallah Aleyhi Vesellem gstermitir. yle ise, o mnasebetin en
a'zam bir mertebesinden ibaret olan Mi'rac, ona elyak ve ona evfaktr.
KNC ESAS
Hakikat- Mi'rac nedir?
Elcevab: Zt- Ahmediyenin (A.S.M.) meratib-i kemaltta seyr
slknden ibarettir. Yani, Cenab- Hakk'n tertib-i mahlukatta tecelli
ettirdii ayr ayr isim ve nvanlarla ve saltanat- rububiyetinde tekil
ettii devair-i tedbir ve icadda ve o dairelerde birer ar- rububiyet ve
birer merkez-i tasarrufa medar olan bir sema tabakasnda gsterdii sr-
rububiyeti, birer birer o abd-i mahsusa gstermekle, o abdi, hem btn
kemalt- insaniyeyi cmi', hem btn tecelliyat- lahiyeye mazhar, hem
btn tabakat- kinata nzr ve saltanat- rububiyetin delll ve marziyat-
lahiyenin mbellii ve tlsm- kinatn keaf yapmak iin, Burak'a
bindirip, berk gibi semavat seyrettirip, kat'- meratib ettirerek, kamer-
vari menzilden menzile, daireden daireye rububiyet-i lahiyeyi temaa
ettirip, o dairelerin semavatnda makamlar bulunan ve ihvan olan
enbiyay birer birer gstererek, t Kab- Kavseyn makamna karm,
ehadiyet ile kelmna ve r'yetine mazhar klmtr. u yksek hakikata
"iki temsil" drbni ile baklabilir.
Birincisi: Yirmidrdnc Sz'de izah edildii gibi; naslki bir
padiahn kendi hkmetinin dairelerinde ayr ayr nvanlar ve
raiyetinin tabakalarnda baka baka nam ve vasflar ve saltanatnn
mertebelerinde eit eit isim ve almetleri vardr. Mesel: Adliye
dairesinde hkim-i dil ve mlkiyede sultan ve askeriyede kumandan-
a'zam ve

---sh:(S:564) -------------
ilmiyede halife ve hkeza.. sair isim ve nvanlar bulunur. Herbir dairede
birer manev taht hkmnde olan makam ve iskemlesi bulunur. O tek
padiah, o saltanatn dairelerinde ve tabakat- hkmetin mertebelerinde,
bin isim ve nvana sahib olabilir. Birbiri iinde bin taht- saltanat
olabilir. Gya o hkim, herbir dairede ahsiyet-i maneviye haysiyetiyle
ve telefonu ile mevcud ve hazr bulunur, bilir. Ve her tabakada
kanunuyla, nizamyla, mmessiliyle grnr, grr. Ve her mertebede
perde arkasnda hkmyle, ilmiyle, kuvvetiyle idare eder, bakar. Ve her
bir dairenin baka bir merkezi, bir menzili vardr. Ahkmlar birbirinden
ayrdr. Tabakatlar birbirinden bakadr. te byle bir sultan, istedii bir
zt, btn o dairelerinde gezdirip, her daireye mahsus saltanat-
ahanesini ve evamir-i hkimanesini gsterip, daireden daireye,
tabakadan tabakaya gezdirip, t huzuruna getirir. Sonra btn o dairelere
taalluk eden baz evamir-i umumiye-i klliyeyi ona tevdi' eder, gnderir.
te bu misal gibi; Ezel ve Ebed Sultan olan Rabb-l lemn iin,
rububiyetinin mertebelerinde ayr ayr fakat birbirine bakar e'n ve
namlar vardr. Ve uluhiyetinin dairelerinde baka baka fakat birbiri
iinde grnr isim ve almetleri vardr. Ve hametli icraatnda ayr ayr
fakat birbirine benzer tecelli ve cilveleri vardr. Ve kudretinin
tasarrufatnda baka baka, fakat birbirini ihsas eder nvanlar vardr. Ve
sfatlarnn tecelliyatnda baka baka, fakat birbirini gsterir mukaddes
zuhurat vardr. Ve ef'alinin cilvelerinde eit eit, fakat birbirini ikmal
eder tasarrufat vardr. Ve rengrenk san'atnda ve masnuatnda eit
eit, fakat birbirini temaa eder hametli rububiyeti vardr.
te u srr- azme binaen kinat hayret-feza acib bir tertib ile
tanzim etmi. En kk tabakat- mahlukattan olan zerrattan t semavata
ve semavatn birinci tabakasndan t ar- a'zama kadar birbiri stnde
tekilt var. Her bir sema, bir ayr lemin dam ve rububiyet iin bir ar
ve tasarrufat- lahiye iin bir merkez hkmndedir. O dairelerde ve o
tabakatta endan ehadiyet itibariyle btn esma bulunabilir. Btn
nvanlarla tecelli eder. Fakat naslki adliyede hkim-i dil nvan asldr,
hkimdir. Sair nvanlar orada onun emrine bakar, ona tabidir. yle de,
herbir tabakat- mahlukatta, herbir semada bir isim, bir nvan- lah
hkimdir. Sair nvanlar da onun zmnndadr. Mesel: sm-i Kadr'e
mazhar Hazret-i sa Aleyhisselm, hangi semada Peygamber
Aleyhissalt Vesselm ile grt ise; ite o sema dairesinde Cenab-
Hak Kadr nvanyla bizzt orada mtecellidir. Mesel: Hazret-i Musa
Aleyhisselm'n makam olan sema dairesinde en ziyade hkmferma,

---sh:(S:565) -------------
Hazret-i Musa Aleyhisselm'n mazhar olduu "Mtekellim" nvandr
ve hkeza... te Zt- Ahmediye Aleyhissalt Vesselm, nki ism-i
a'zama mazhardr ve nbvveti umumdir ve btn esmaya mazhardr.
Elbette btn devair-i rububiyetle alkadardr. Elbette o dairelerde
makam sahibi olan Enbiyalarla grmek ve umum tabakattan gemek;
hakikat- Mi'rac iktiza ediyor.
kinci Temsil: Naslki bir sultann nvanlarndan olan
"Kumandan- A'zam" nvan, devair-i askeriyenin serasker dairesi gibi
kll ve geni daireden tut, t onba dairesi gibi cz' ve husus herbir
dairede bir zuhuru, bir cilvesi vardr. Mesel: Bir nefer; o kumandanlk
nvan- a'zamnn nmunesini onba ahsnda grr, ona bakar, ondan
emir alr. O nefer onba olduunda; avu dairesindeki kumandanlk
dairesi nazarna arpar, ona bakar. Sonra avu olsa, o vakit kumandanlk
nmunesini ve cilvesini mlazm dairesinde grr. O makamda ona
mahsus bir iskemle bulunur. Ve hakeza... Yzba, binba, ferik, mir
dairelerinden her birinde, dairelerin byk ve kkl nisbetinde o
kumandanlk nvann grr.
imdi bir neferi o kumandan- a'zam, btn devair-i askeriyeye
taalluk edecek bir vazife ile tavzif etmek istese, bir mfetti gibi her
devairi grp ve grnecek bir makam vermek istese; elbette o
kumandan- a'zam o neferi, onba dairesinden tut t daire-i a'zamna
kadar birer birer gezdirecek; t grsn, grlsn. Sonra huzuruna kabul
edip sohbetine merref ederek, nian ve ferman verip taltif ederek, t
geldii yere kadar bir anda gnderir.
u temsilde bir noktay nazara almak lzm ki: Padiah eer ciz
olmazsa, sur olduu gibi, manev cihetinde de iktidar olsa; o vakit ferik,
mir, mlazm gibi ehas tevkil etmez. Bizzt her yerde bulunur. Yalnz
baz perdeler altnda ve makam sahibi ehasn arkasnda, dorudan
doruya emri o verir. Baz veliyy-i kmil olan padiahlar; ok dairelerde,
baz ehas suretinde icraatn yapt rivayet edilir.
u temsil ile baktmz hakikat ise: Acz, onun iinde olmad
iin, dorudan doruya herbir dairede emir ve hkm kumandan-
a'zamdan geliyor. Onun emriyle, iradesiyle, kuvvetiyledir.
te u temsil gibi; Hkim-i Arz ve Semavat, "Emr-i Kn
Feyekn"e mlik, mir-i Mutlak olan Sultan- Ezel ve Ebed, tabakat-
mahlukatnda cereyan eden ve kemal-i itaat ve intizam ile imtisal olunan,
evamir


---sh:(S:566) -------------
ve kumandanlnn uunat ve zerrattan seyyarata ve sinekten semavata
kadar olan tabakat- mahlukat ve tavaif-i mevcudatta kk-byk, cz'-
kll tabakat ve taifeleri ayr ayr, fakat birbirine bakar bir tarzda birer
daire-i rububiyet, birer tabaka-i hkimiyet grnyor. imdi, btn
kinattaki makasd- ulya ve netaic-i uzmay anlayacak ve btn
tabakatn ayr ayr vezaif-i ubudiyetlerini grmekle, Zt- Kibriya'nn
saltanat- rububiyetini, hamet-i hkimiyetini mahede ederek, o ztn
marziyat ne olduunu anlamak ve onun saltanatna delll olmak iin,
alkllihal o tabakat ve dairelere bir seyr slk olacaktr. T daire-i
a'zamiyesinin nvan olan Ar- A'zamna girecek, t Kab- Kavseyn'e,
yani imkn ve vcub ortasnda Kab- Kavseyn ile iaret olunan makama
girecek ve Zt- Celil-i Zlcemal ile grecektir ki: u seyr slk ise,
Mi'racn hakikatdr. Herbir insan aklyla hayal sr'atinde seyeran, herbir
veli kalbiyle berk sr'atinde cevelan ve cism-i nuran olan herbir melek
ruh sr'atinde Artan Fere, Ferten Ara deveran, ehl-i Cennet'in
insanlar, Burak sr'atinde hairden beyz sene fazla mesafeden
Cennet'e kmalar olduu gibi; nur ve nur kabiliyetinde ve evliya
kalblerinden daha latif ve emvatn ruhlarndan ve melaike cisimlerinden
daha hafif ve cesed-i necm ve beden-i misalden daha zarif olan Ruh-u
Muhammediye'nin (A.S.M.) hadsiz vezaifine medar ve cihazatnn
mahzeni olan cism-i Muhammed (A.S.M.), elbette onun ruh-u lsiyle
Ara kadar beraber gidecektir.
imdi makam- istima'da olan mlhide bakyoruz. Hatra geliyor
ki, o mlhid kalbinden der: "Ben Allah' tanmyorum, Peygamberi
bilmiyorum, nasl Mi'raca inanacam?"
Biz de deriz ki: Madem u kinat ve mevcudat var ve iinde ef'al
ve icad var. Hem madem muntazam bir fiil, filsiz olmaz. Manidar bir
kitab, ktibsiz olmaz. San'atl bir nak, nakkasz olmaz. Elbette u
kinat dolduran ef'al-i hakmanenin bir fili ve yeryznn mevsim-be-
mevsim tazelenen hayretfeza nukularnn, manidar mektubatnn bir
ktibi, bir nakka vardr. Hem madem bir ide iki hkimin bulunmas, o
iin intizamn bozuyor. Hem madem sinek kanadndan t semavat
kandiline kadar mkemmel bir intizam var. yle ise, o hkim birdir. (Bir
olmazsa) nki hereyde san'at ve hikmet o derece acibdir ki; o eyin
snii, herbir eye muktedir olacak, herbir ii bilecek bir derecede kadr-i
mutlak olmak lzm gelir. yle ise bir olmazsa, mevcudat adedince
ilahlarn bulunmas lzm gelir. O ilahlar hem birbirine zd, hem birbirine
misil olacaklar ve o halde u acib intizam bozulmamak, yzbin defa
muhaldir. Hem madem u mevcudatn tabakat, bir ordudan bin defa daha
muntazam
---sh:(S:567) -------------
bir emir ile hareket ettii bilbedahe grnyor. Yldzlarn, gne ve
kamerin muntazaman hareketlerinden tut, t badem ieklerine kadar
herbir taife o kadar muntazam, o kadar mkemmel bir surette Kadr-i
Ezel'nin o taifeye verdii nianlar, formalar, gzel libaslar ve tayin
ettii harekt, bin defa ordudan daha muntazam bir tarzda izhar ediyor.
yle ise u kinatn mevcudat, (onun emrine bakar ve imtisal eder)
perde-i gayb arkasnda bir Hkim-i Mutlak' vardr. Hem madem o
Hkim, btn yapt icraat- hakmane ehadetiyle, hem gsterdii sr-
hametle bir Sultan- Zlcelal'dir. Hem gsterdii ihsanat ile, gayet
Rahm bir Rab'dir. Hem izhar ettii gzel san'atlaryla, san'atperver ve
san'atn ok sever bir Sni'dir. Hem gsterdii tezyinat ve merak-aver
san'atlaryla, zuurlarn nazar- istihsann srna celbetmek isteyen bir
Hlk- Hakm'dir. Hem hilkat-i lemde gsterdii muhayyir-l ukl
tezyinatn ne demek olduunu ve mahlukat nereden gelip nereye
gideceini, rububiyetinin hikmetiyle zuura bildirmek istedii
anlalyor. Elbette bu Hkim-i Hakm ve Sni'-i Alm, rububiyetini
gstermek ister. Hem madem bu kadar gsterdii sr- ltuf ve
merhamet ve garaib-i san'at ile zuura kendini tanttrmak ve sevdirmek
ister. Elbette zuurlardan arzularn ve onlardaki marziyat ne olduunu,
bir mbelli vastasyla bildirecektir. yle ise zuurlardan birisini tayin
edip, onun ile o rububiyetini iln edecektir. Ve sevdii san'atlarn tehir
iin, bir delll kurb-u huzuruna merref edip, tehire vasta edecektir.
Ve o ulv makasdn sair zuurlara bildirmekle kemaltn izhar etmek
iin, birisini muallim tayin edecektir. Ve u kinatta dercettii tlsm ve
u mevcudatta gizledii muamma-i rububiyeti manasz kalmamak iin,
herhalde bir rehber tayin edecektir. Ve gsterdii ve enzarn temaasna
nerettii mehasin-i san'at, faidesiz ve abes kalmamak iin; onlardaki
makasd ders verecek bir rehber tayin edecektir. Hem marziyatn
zuurlara tebli etmek iin, birisini btn zuurlarn fevkinde bir
makama karacak ve marziyatn ona bildirecek, onlara gnderecektir.
Madem hakikat ve hikmet byle iktiza ediyor ve u vezaife en elyak
Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'dr. nki bilfiil en
mkemmel bir surette o vazifeleri yapmtr. Tekil ettii lem-i slm ve
gsterdii nur-u slmiyet, bir ahid-i dil ve sadktr. yle ise o zt,
dorudan doruya btn kinatn fevkine kp, btn mevcudattan
geip, bir makama girmek lzmdr ki; btn mahlukatn Hlk ile
umum, ulv, kll bir sohbet etsin. te Mi'rac dahi, bu hakikat ifade
ediyor.
Elhasl: Madem u azm kinat mezkr maksadlar gibi ok azm
makasd ve ok byk gayeler iin u surette tekil, tertib ve tezyin
---sh:(S:568) -------------
etmitir. Hem madem u mevcudat iinde, u umum rububiyeti, btn
dekaik ile; u azm saltanat- uluhiyeti, btn hakaik ile grecek insan
nev'i vardr. Elbette o Hkim-i Mutlak, o insan ile konuacaktr,
makasdn bildirecektir. Madem her insan cz'iyetten ve sfliyetten
tecerrd edip, en yksek bir makam- kllye kamyor. O Hkim'in kll
hitabna bizzt muhatab olamyor. Elbette o insanlar iinde baz efrad-
mahsusa, o vazife ile muvazzaf olacaklar; t iki cihetle mnasebeti
bulunsun. Hem insan olmal, t insanlara muallim olsun. Hem ruhen
gayet ulv olmal ki, t dorudan doruya hitaba mazhar olsun. imdi
madem u insanlar iinde, u kinat Sniinin makasdn en mkemmel
bir surette bildiren ve u kinat tlsmn kefeden ve hilkatin
muammasn aan ve rububiyetin mehasin-i saltanatna en mkemmel
tarzda dellllk eden Muhammed Aleyhissalt Vesselm'dr. Elbette
btn efrad- insaniye iinde yle bir manev seyr slk olacaktr ki;
cisman lemde seyr seyahat suretinde bir Mi'rac olacaktr. "Yetmi
bin perde" tabir olunan berzah- esma ve tecelli-i sft ve ef'al ve tabakat-
mevcudatn arkasna kadar kat'- meratib edecektir. te Mi'rac budur.
Yine hatra geliyor ki: Ey mstemi'! Sen kalbinden diyorsun ki:
"Nasl inanaym, hereyden daha yakn bir Rabb'a binler sene mesafeyi
kat'edip, yetmibin perdeyi getikten sonra onunla grmek ne
demektir?"
Biz de deriz ki: Cenab- Hak hereye, hereyden daha yakndr.
Fakat herey, ondan nihayetsiz uzaktr. Naslki Gne'in uuru ve
konumas olsa, senin elindeki yine vastas ile seninle konuabilir.
stedii gibi sende tasarruf eder. Belki yine-misal senin gzbebeinden
sana daha yakn olduu halde, sen drtbin sene kadar ondan uzaksn,
hibir cihette ona yanaamazsn. Eer terakki etsen, Kamer makamna
gelip, dorudan doruya bir mukabele noktasna ksan, ona yalnz bir
nevi yinedarlk edebilirsin. yle de, ems-i Ezel ve Ebed olan Zt-
Zlcelal hereye hereyden daha yakn olduu halde; herey ondan
nihayetsiz uzaktr. Yalnz btn mevcudat kat'edip, cz'iyetten kp,
klliyetin meratibinde gitgide binler hicablardan geip, t btn
mevcudata muhit bir ismine yanar, ondan daha ileride ok meratibi
kat'eder. Sonra bir nevi kurbiyete merref olur. Hem mesel: Bir nefer,
kumandan- a'zamn ahs- manevsinden ok uzaktr. O nefer,
kumandann onbalkta grd kk bir nmune ile gayet uzak bir
mesafede, manev ok perdeler arkasnda ona bakar. Hakik onun ahs-
manevsiyle kurbiyet ise; mlazmlk, yzbalk, binbalk gibi ok
meratib-i klliyeden
---sh:(S:569) -------------
gemek lzm geliyor. Halbuki kumandan- a'zam; emriyle, kanunuyla,
nazaryla, hkmyle, ilmiyle, -sureten olduu gibi manen de kumandan
ise- bizzt ztyla o neferin yannda bulunur, grr. u hakikat Onaltnc
Sz'de gayet kat' bir surette isbat edildiinden, ona iktifaen burada ksa
kesiyoruz.
Yine hatra gelir ki: Sen kalbinden dersin: "Ben semavat inkr
ediyorum, melaikelere inanmyorum. Semavatta birinin gezmesine,
melaikelerle grmesine nasl inanaym?"
Evet, senin gibi akl gzne inmi ve gzne perde ekilmi
adamlara sz anlatmak ve bir ey gstermek, elbette mkildir. Fakat hak
o kadar parlaktr ki, krler de grebildii iin biz de deriz ki: Feza-y
ulv, bilittifak "esr" ile doludur. Ziya, elektrik, hararet gibi sair seyyalat-
latife, o fezay dolduran bir maddenin vcuduna delalet eder. Meyveler
aacn, iekler imenlerini, snbller tarlalarn, balklar denizini
bilbedahe gsterdii gibi; u yldzlar dahi bizzarure mene'lerini,
tarlasn, denizini, imenghnn vcudunu, akln gzne sokuyorlar.
Madem lem-i ulvde muhtelif tekilt var. Muhtelif vaziyetlerde
muhtelif ahkmlar grnyor. yle ise o ahkmlarn mene'leri olan
semavat, muhteliftir. nsanda cisimden baka nasl akl, kalb, ruh, hayal,
hfza gibi manev vcudlar da var. Elbette insan- ekber olan lemde ve
u insan meyvesinin eceresi olan kinatta, lem-i cismaniyetten baka
lemler var. Hem lem-i arzdan, t Cennet lemine kadar herbir lemin
birer semas vardr.
Hem melaike iin deriz ki: Seyyarat iinde mutavasst ve yldzlar
iinde kk ve kesif olan kre-i arz; mevcudat iinde en kymetdar ve
nuran olan hayat ve uur, hesabsz bir surette onda bulunuyorlar. Elbette
karanlkl bir hane hkmnde olan u arza nisbeten mzeyyen kasrlar,
mkemmel saraylar hkmnde olan yldzlar ve yldzlarn denizleri olan
gkler; zuur ve zhayat ve pek kesretli ve muhtelif-l ecnas olan
melaike ve ruhanlerin meskenleridir. Pek kat' bir surette arat-l 'caz
namndaki tefsirimde
.............. .!!_...,
yetinde, semavatn hem vcudu, hem taaddd isbat edildiinden ve
melaike hakknda Yirmidokuzuncu Sz'de iki kerre iki drt eder
kat'iyyetinde, melaikelerin vcudunu isbat ettiimizden, onlara iktifaen
burada ksa kesiyoruz.
Elhasl: Esrden yaplm; elektrik, ziya, hararet, cazibe gibi
seyyalat-
---sh:(S:570) -------------
latifenin medar olmu ve hadste
...:.~......!
iaretiyle, seyyarat ve ncumun harektna msaid olmu ve Samanyolu
denilen "Mecerret-s Sema"dan t en yakn seyyareye kadar, muhtelif
vaziyet ve teekklde yedi tabaka, herbir tabaka lem-i arzdan, t lem-i
berzaha, lem-i misale, t lem-i hirete kadar birer lemin dam
hkmnde birer semann bulunmas, hikmeten, aklen iktiza eder.
Hem hatra gelir ki: Ey mlhid! Sen dersin: "Bin mkilt ile
tayyare vastasyla ancak bir-iki kilometre yukarya klabilir. Nasl, bir
insan cismiyle binler sene mesafeyi birka dakika zarfnda kat'eder,
gider, gelir?"
Biz de deriz: Arz gibi ar bir cisim, fenninizce hareket-i
seneviyesiyle bir dakikada takriben yz seksen sekiz saat mesafeyi keser.
Takriben yirmibe bin senelik mesafeyi, bir senede kat'ediyor. Acaba, u
muntazam harekt ona yaptran ve bir sapan ta gibi dndren bir
Kadr-i Zlcelal; bir insan, ara getiremez mi? emsin cazibesi denilen
bir kanun-u Rabban ile Mevlev gibi etrafnda pek ar olan cism-i arz
gezdiren bir hikmet, cazibe-i rahmet-i Rahman ile ve incizab- muhabbet-
i ems-i Ezel ile bir cism-i insan berk gibi ar- Rahman'a karamaz m?
Yine hatra gelir ki, diyorsun: "Haydi kabilir, niin km? Ne
lzumu var? Veliler gibi ruh ve kalbi ile gitse, yeter?"
Biz de deriz ki: Madem Sni'-i Zlcelal, mlk ve melektundaki
yt- acibesini gstermek ve u lemin tezgh ve menba'larn temaa
ettirmek ve a'mal-i beeriyenin netaic-i uhreviyesini irae etmek istemi.
Elbette lem-i mubsratn anahtar hkmnde olan gzn ve mesmuat
lemindeki yt temaa eden kulan, Ar'a kadar beraber almas lzm
geldii gibi; ruhunun hadsiz vezaife medar olan lt ve cihazatnn
makinesi hkmnde olan cism-i mbarekini dahi, t Ar'a kadar beraber
almas mukteza-y akl ve hikmettir. Naslki Cennet'te, hikmet-i lahiye
cismi ruha arkada ediyor. nki pekok vezaif-i ubudiyete ve hadsiz
lezaiz ve lma medar olan ceseddir. Elbette o cesed-i mbarek, ruha
arkada olacaktr. Madem Cennet'e cisim, ruh ile beraber gider. Elbette
Cennet-l Me'va gvdesi olan Sidret-l Mnteha'ya uruc eden Zt-
Ahmediye (A.S.M.) ile cesed-i mbarekini refakat ettirmesi, ayn-
hikmettir.



---sh:(S:571) -------------
Yine hatra gelir ki, dersin: "Birka dakikada binler sene mesafeyi
kat'etmek, aklen muhaldir?"
Biz de deriz ki: Sni'-i Zlcelal'in san'atnda harekt, nihayet
derecede muhteliftir. Mesel: Savtn sr'atiyle; ziya, elektrik, ruh, hayal
sr'atleri ne kadar mtefavit olduu malm. Seyyaratn dahi fennen
harekt o kadar muhteliftir ki, akl hayrettedir. Acaba latif cismi, urucda
sr'atli olan ulv ruhuna tabi olmu; ruh sr'atinde hareketi nasl akla
muhalif grnr? Hem on dakika yatsan, baz olur ki bir sene kadar
hlta maruz olursun. Hatt bir dakikada insan grd r'yay, onun
iinde iittii szleri, syledii kelimat toplansa, uyank leminde bir
gn, belki daha fazla zaman lzmdr. Demek oluyor ki: Bir zaman-
vhid, iki ahsa nisbeten, birisine bir gn, birisine de bir sene hkmne
geer.
u manaya bir temsil ile bak ki: nsann hareketinden, gllenin
hareketinden, savttan, ziyadan, elektrikten, ruhtan, hayalden tezahr eden
sr'at-i harektta bir mikyas olmak iin yle bir saat farzediyoruz ki; o
saatta on ine var. Birisi, saatleri gsterir. Biri de, ondan altm defa daha
geni bir dairede dakikay sayar. Birisi, altm defa daha geni bir daire
iinde saniyeleri; dieri, yine altm defa daha geni bir dairede sliseleri
ve hakeza rbialar, hmiseleri, sdise, sbia, smine, tsia, t ireleri
sayacak gayet muntazam azm bir dairede birer ibre farz ediyoruz. Faraza
saati sayan ibrenin dairesi, kk saatimiz kadar olsa; herhalde ireleri
sayan ibrenin dairesi, arzn medar- senevsi kadar, belki daha fazla
olmak lzm gelir. imdi iki ahs farzediyoruz: Biri, saati sayan ibreye
binmi gibi o ibrenin harektna gre temaa ediyor. Dieri, ireleri
sayan ibreye binmi. Bu iki ahsn bir zaman- vhidde mahede
ettikleri eya; saatimizle arzn medar- senevsi nisbeti gibi, mehudata
pekok farklar vardr. te zaman, (nki) harektn bir rengi, bir levni
yahut bir eridi hkmnde olduundan, harektta cri olan bir hkm,
zamanda dahi cridir. te bir saatte mehudatmz, bir saatin saati sayan
ibresine binen zuur ahsn mehudat kadar olduu ve hakikat- mr de
o kadar olduu halde; ire ibresine binen ahs gibi, ayn zamanda, o
muayyen saatte Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm, burak- tevfik-i
lahye biner; berk gibi btn daire-i mmkinat kat'edip, acaib-i mlk ve
melektu grp, daire-i vcub noktasna kp, sohbete merref olup,
r'yet-i cemal-i lahye mazhar olarak, ferman alp vazifesine dnebilir
ve dnm ve yledir.
Yine hatra gelir ki: Dersiniz: "Evet olabilir, mmkndr. Fakat
her
---sh:(S:572) -------------
mmkn vaki' olmuyor. Bunun emsali var m ki kabul edilsin? Emsali
olmayan bir eyin, yalnz imkn ile vukuuna nasl hkmedilebilir?"
Biz de deriz ki: Emsali o kadar oktur ki, hesaba gelmez. Mesel:
Her znazar gzyle yerden t Neptn seyyaresine kadar bir saniyede
kar. Her zilim aklyla kozmorafya kanunlarna binip, yldzlarn t
arkasna bir dakikada gider. Her ziman, namazn ef'al ve erknna fikrini
bindirip, bir nevi Mi'rac ile kinat arkasna atp, huzura kadar gider. Her
zkalb ve kmil veli, seyr slk ile, artan ve daire-i esma ve sfttan
krk gnde geebilir. Hatt eyh-i Geylan, mam- Rabban gibi baz
ztlarn ihbarat- sadkalar ile; bir dakikada ara kadar uruc-u ruhanleri
oluyor. Hem ecsam- nurani olan melaikelerin Artan fere, ferten Ara
ksa bir zamanda gitmeleri ve gelmeleri vardr. Hem ehl-i Cennet,
maherden Cennet balarna ksa bir zamanda uruc ediyorlar. Elbette bu
kadar nmuneler gsteriyorlar ki: Btn evliyalarn sultan, umum
m'minlerin imam, umum ehl-i Cennet'in reisi ve umum melaikenin
makbul olan Zt- Ahmediye'nin (A.S.M.) seyr slkuna medar bir
mi'rac bulunmas ve onun makamna mnasib bir surette olmas, ayn-
hikmettir ve gayet makuldr ve bhesiz vaki'dir.
NC ESAS
Hikmet-i Mi'rac nedir?
Elcevab: Mi'racn hikmeti o kadar yksektir ki, fikr-i beer
ulaamyor. O kadar derindir ki, ona yetiemiyor. O kadar incedir ve
latiftir ki, akl kendi bayla gremiyor. Fakat baz iaretlerle, hakikatlar
bilinmezse de vcudlar bildirilebilir. yle ki:
u kinatn hlk, u kesret tabakatnda nur-u vahdetini ve tecelli-
i ehadiyetini gstermek iin, kesret tabakatnn mntehasndan t mebde'-
i vahdete bir hayt- ittisal suretinde bir Mi'rac ile bir ferd-i mmtaz,
btn mahlukat hesabna, kendine muhatab ittihaz ederek, btn zuur
namna, makasd- lahiyesini ona anlatmak ve onunla bildirmek ve onun
nazar ile, yine-i mahlukatnda cemal-i san'atn, kemal-i rububiyetini
mahede etmek ve ettirmektir. Hem Sni'-i lem'in, srn ehadetiyle
nihayetsiz cemal ve kemali vardr. Cemal hem kemal, ikisi de mahbub-u
liztihdirler. Yani bizzt sevilirler. yle ise, o cemal ve kemal sahibinin
cemal ve kemaline nihayetsiz bir muhabbeti vardr. O nihayetsiz
muhabbeti, masnuatnda ok tarzlarda tezahr ediyor. Masnuatn sever,
nki masnuatnn iinde cemalini, kemalini grr. Masnuat




---sh:(S:573) -------------
iinde en sevimli ve en l, zhayattr. Zhayatlar iinde en sevimli ve l,
zuurdur. Ve zuurun iinde cmiiyet itibariyle en sevimli, insanlar
iinde bulunur. nsanlar iinde istidad tamamyla inkiaf eden, btn
masnuatta mnteir ve mtecelli kemaltn nmunelerini gsteren ferd,
en sevimlidir... te Sni'-i mevcudat, btn mevcudatta intiar eden
tecelli-i muhabbetin btn enva'n; bir noktada, bir yinede grmek ve
btn enva'- cemalini, ehadiyet srryla gstermek iin ecere-i hilkatten
bir meyve-i mnevver derecesinde ve kalbi, o ecerenin hakaik-i
esasiyesini istiab edecek bir ekirdek hkmnde olan bir zt, o mebde'-i
evvel olan ekirdekten, t mnteha olan meyveye kadar bir hayt- ittisal
hkmnde olan bir Mi'rac ile, o ferdin kinat namna mahbubiyetini
gstermek ve huzuruna celbetmek ve r'yet-i cemaline merref etmek ve
ondaki halet-i kudsiyeyi bakasna sirayet ettirmek iin kelmyla taltif
edip, fermanyla tavzif etmektir.
imdi u hikmet-i liyeye bakmak iin iki temsil drbni ile
tarassud edeceiz.
Birinci temsil: Onbirinci Sz'n hikye-i temsiliyesinde tafsilen
beyan edildii gibi: Naslki bir Sultan- Zan'n, pekok hazineleri ve o
hazinelerde pekok cevahirlerin enva' bulunsa, hem sanayi-i garibede
ok mehareti olsa ve hesabsz fnun-u acibeye marifeti, ihatas bulunsa,
nihayetsiz ulm-u bediaya ilim ve ttla olsa.. her cemal ve kemal sahibi,
kendi cemal ve kemalini grp ve gstermek istemesi srrnca: Elbette o
sultan- zfnun dahi, bir meher amak ister ki; iinde sergiler dizsin, t
nsn enzarna saltanatnn hametini, hem servetinin aaasn, hem
kendi san'atnn hrikalarn, hem kendi marifetinin garibelerini izhar
edip gstersin; t, cemal ve kemal-i manevsini, iki vecihle mahede
etsin. Bir vechi: Bizzt nazar- dekaik-ainasyla grsn. Dieri: Gayrn
nazaryla baksn. Ve u hikmete binaen elbette cesm, muhteem, geni
bir saray yapmaa balar. ahane bir surette dairelere, menzillere taksim
eder. Hazinelerinin trl trl murassaatyla sslendirip, kendi dest-i
san'atnn en gzel, en latif san'atlaryla znetlendirir. Fnun ve
hikmetinin en incelikleriyle tanzim eder. Ve ulmunun sr-
mu'cizekraneleriyle donatr, tekmil eder. Sonra nimetlerinin eitleriyle,
taamlarnn lezizleriyle, her taifeye lyk sofralar serer. Bir ziyafet-i
mme ihzar eder. Sonra raiyetine kendi kemaltn gstermek iin, onlar
seyre ve ziyafete davet eder. Sonra birisini Yaver-i Ekrem yapar, aaki
tabakat ve menzillerden yukarya davet eder; daireden daireye, st stteki
tabakalarda gezdirir. O acib san'atnn makinelerini ve tezghlarn ve
aadan
---sh:(S:574) -------------
gelen mahsultn mahzenlerini gstere gstere, t daire-i hususiyesine
kadar getirir. Btn o kemaltnn madeni olan mbarek ztn ona
gstermekle ve huzuruyla onu merref eder. Kasrn hakaikn ve kendi
kemaltn ona bildirir. Seyircilere rehber tayin eder, gnderir. T o
sarayn Sniini, o sarayn mtemiltyla, nukuuyla, acaibiyle, ahaliye
tarif etsin. Ve sarayn naklarndaki rumuzunu bildirip ve iindeki
san'atlarnn iaretlerini retip, (derunundaki manzum murassa'lar ve
mevzun nuku nedir? Ve saray sahibinin kemaltn ve hnerlerini nasl
gsterirler?) o saraya girenlere tarif etsin ve girmenin dbn ve seyrin
merasimini bildirip ve grnmeyen sultan- zfnun ve zuuna kar,
marziyat ve arzular dairesinde terifat merasimini tarif etsin.
Aynen yle de: ......!.!. Ezel-Ebed Sultan olan
Sni'-i Zlcelal, nihayetsiz kemaltn ve nihayetsiz cemalini grmek ve
gstermek istemitir ki: u lem sarayn yle bir tarzda yapmtr ki;
herbir mevcud, pekok dillerle onun kemaltn zikreder. Pekok
iaretlerle cemalini gsterir. Esma-i hsnasnn herbir isminde ne kadar
gizli manev defineler ve herbir nvan- mukaddesesinde ne kadar mahf
letaif bulunduunu, u kinat btn mevcudatyla gsterir. Ve yle bir
tarzda gsterir ki: Btn fnun, btn desatiriyle u kitab- kinat,
zaman- dem'den beri mtalaa ediyor. Halbuki o kitab, esma ve
kemalt- lahiyeye dair ifade ettii manalarn ve gsterdii yetlerin r-
i mi'arn daha okuyamam. te yle bir saray- lemi, kendi kemalt
ve cemal-i manevsini grmek ve gstermek iin bir meher hkmnde
aan Celil-i Zlcemal, Cemil-i Zlcelal, Sni'-i Zlkemal'in hikmeti
iktiza ediyor ki: u lem-i arzdaki zuurlara nisbeten abes ve faidesiz
olmamak iin, o sarayn yetlerinin manasn birisine bildirsin. O
saraydaki acaibin menba'larn ve netaicinin mahzenleri olan avalim-i
ulviyede birisini gezdirsin. Ve btn onlarn fevkine karsn ve kurb-u
huzuruna merref etsin ve hiret lemlerinde gezdirsin, umum ibadna
bir muallim ve saltanat- rububiyetine bir delll ve marziyat- lahiyesine
bir mbelli ve saray- lemindeki yt- tekviniyesine bir mfessir gibi,
ok vazifeler ile tavzif etsin. Mu'cizat nianlaryla imtiyazn gstersin.
Kur'an gibi bir ferman ile o ahs, Zt- Zlcelal'in has ve sadk bir
tercman olduunu bildirsin.
te Mi'racn pekok hikmetlerinden u temsil drbniyle bir-
ikisini nmune olarak gsterdik. Sairlerini kyas edebilirsin.
kinci Temsil: Naslki bir zt- zfnun, mu'ciznma bir kitab
te'lif edip yazsa.. yle
---sh:(S:575) -------------
bir kitab ki, her sahifesinde yz kitab kadar hakaik, her satrnda yz
sahife kadar latif manalar, herbir kelimesinde yz satr kadar hakikatlar,
her harfinde yz kelime kadar manalar bulunsa; btn o kitabn man ve
hakaiklar, o ktib-i mu'ciznmann kemalt- maneviyesine baksa, iaret
etse, elbette yle bitmez bir hazineyi kapal brakp abes etmez. Her halde
o kitab, bazlara ders verecek. T o kymetdar kitab, manasz kalp,
beyhude olmasn. Onun gizli kemalt zahir olup, kemalini bulsun ve
cemal-i manevsi grnsn. O da sevinsin ve sevdirsin. Hem o acib kitab
btn menisiyle, hakaikyla ders verecek birisini, en birinci sahifeden, t
nihayete kadar stnde ders vere vere geirecektir.
Aynen yle de: Nakka- Ezel, u kinat, kemaltn ve cemalini
ve hakaik-i esmasn gstermek iin yle bir tarzda yazmtr ki; btn
mevcudat, hadsiz cihetlerle nihayetsiz kemaltn ve esma ve sftn
bildirir, ifade eder. Elbette bir kitabn manas bilinmezse hie sukut eder.
Bahusus byle herbir harfi, binler manay tazammun eden bir kitab, sukut
edemez ve ettirilmez. yle ise o kitab yazan, elbette onu bildirecektir,
her taifenin istidadna gre bir ksmn anlattracaktr. Hem umumunu, en
mm nazarl, en kll uurlu, en mmtaz istidadl bir ferde ders
verecektir. yle bir kitabn umumunu ve kll hakaikn ders vermek
iin, gayet yksek bir seyr slk ettirmek hikmeten lzmdr. Yani,
birinci sahifesi olan tabakat- kesretin en nihayetinden tut, t mnteha
sahifesi olan daire-i ehadiyete kadar bir seyeran ettirmek lzm geliyor.
te u temsil ile Mi'racn ulv hikmetlerine bir derece bakabilirsin.
imdi makam- istima'da olan mlhide bakp, kalbini
dinleyeceiz; ne hale girdiini greceiz. te, hatra geliyor ki: Onun
kalbi diyor: "Ben inanmaa baladm. Fakat iyi anlayamyorum.
mhim mkilim daha var.
Birincisi: u Mi'rac- azm, niin Muhammed-i Arab
Aleyhissalt Vesselm'a mahsustur?
kincisi: O zt, nasl u kinatn ekirdeidir? Dersiniz: Kinat,
onun nurundan halkolunmu. Hem kinatn en hir ve en mnevver
meyvesidir. Bu ne demektir?
ncs: Sbk beyanatnzda diyorsunuz ki: lem-i ulvye
kmak; u lem-i arziyedeki srlarn makinelerini, tezghlarn ve
netaicinin




---sh:(S:576) -------------
mahzenlerini grmek iin uruc etmitir. Ne demektir?
Elcevab:
Birinci mkiliniz: Otuz aded Szlerde tafsilen halledilmitir.
Yalnz urada Zt- Ahmediye'nin (A.S.M.) kemaltna ve delail-i
nbvvetine ve o mi'rac- a'zama en elyak o olduuna icmal iaretler
nev'inde, bir muhtasar fihriste gsteriyoruz. yle ki:
Evvel: Tevrat, ncil, Zebur gibi Ktb- Mukaddeseden, pek
ok tahrifata maruz olduklar halde, u zamanda dahi, Hseyin-i Cisr
gibi bir muhakkik, nbvvet-i Ahmediyeye (A.S.M.) dair yzondrt iar
bearetleri karp "Risale-i Hamdiye"de gstermitir.
Sniyen: Tarihe sabit, kk ve Satih gibi mehur iki khinin,
nbvvet-i Ahmediyeden (A.S.M.) biraz evvel, nbvvetine ve
hirzaman peygamberi o olduuna beyanatlar gibi ok bearetler, sahih
bir surette tarihen nakledilmitir.
Slisen: Veladet-i Ahmediye (A.S.M.) gecesinde K'be'deki
sanemlerin sukutuyla, Kisra-y Faris'in saray- mehuresi olan Eyvan'
inikak etmesi gibi, irhasat denilen yzer hrika, tarihe mehurdur.
Rbian: Bir orduya parmandan gelen suyu iirmesi ve cmide
bir cemaat- azme huzurunda, kuru direin, minberin naklinden dolay
mfarakat- Ahmediyeden (A.S.M.) deve gibi enn ederek alamas;
...!:..
nass ile, akk- Kamer gibi, muhakkiklerin tahkikatyla bine bali
mu'cizatla serfiraz olduunu tarih ve siyer gsteriyor.
Hmisen: Dost ve dmann ittifakyla ahlk- hasenenin
ahsnda en yksek derecede; ve btn muameltnn ehadetiyle secaya-
y smiye, vazifesinde ve tebligatnda en l bir derecede; ve Din-i
slmdaki mehasin-i ahlkn ehadetiyle, eriatnda en l hisal- hamde,
en mkemmel derecede bulunduuna ehl-i insaf ve dikkat tereddd
etmez.
Sdisen: Onuncu Sz'n kinci aretinde iaret edildii gibi:
Uluhiyet, mukteza-y hikmet olarak tezahr istemesine mukabil, en
a'zam bir derecede Zt- Ahmediye (A.S.M.) dinindeki a'zam
ubudiyetiyle en parlak bir derecede gstermitir. Hem Hlk- lem'in
nihayet kemaldeki cemalini bir vasta ile gstermek, mukteza-y hikmet
ve hakikat



---sh:(S:577) -------------
olarak istemesine mukabil; en gzel bir surette gsterici ve tarif edici,
bilbedahe o zttr.
Hem Sni'-i lem'in nihayet cemalde olan kemal-i san'at zerine
enzar- dikkati celb etmek, tehir etmek istemesine mukabil; en yksek
bir sad ile dellllk eden, yine bilmahede o zttr.
Hem btn lemlerin Rabbi, kesret tabakatnda vahdaniyetini iln
etmek istemesine mukabil, -tevhidin en a'zam bir derecede- btn
meratib-i tevhidi iln eden yine bizzarure o zttr.
Hem Sahib-i lem'in nihayet derecede srndaki cemalin
iaretiyle, nihayetsiz hsn- ztsini ve cemalinin mehasinini ve
hsnnn letaifini yinelerde mukteza-y hakikat ve hikmet olarak
grmek ve gstermek istemesine mukabil; en aaal bir surette
yinedarlk eden ve gsteren ve sevip ve bakasna sevdiren yine
bilbedahe o zttr.
Hem u saray- lemin Sni'i, gayet hrika mu'cizeleri ile ve gayet
kymetdar cevahirler ile dolu hazine-i gaybiyelerini izhar ve tehir
istemesi ve onlarla kemaltn tarif etmek ve bildirmek istemesine
mukabil, en a'zam bir surette tehir edici ve tavsif edici ve tarif edici
yine bilbedahe o zttr.
Hem u kinatn Sni'i, u kinat enva'- acaib ve znetlerle
sslendirmek suretinde yapmas ve zuur mahlukatna seyr tenezzh
ve ibret tefekkr iin ona idhal etmesi ve mukteza-y hikmet olarak
onlara o sr ve sanayiinin manalarn, kymetlerini, ehl-i temaa ve
tefekkre bildirmek istemesine mukabil; en a'zam bir surette cin ve inse,
belki ruhanlere ve melaikelere de Kur'an- Hakm vastasyla rehberlik
eden, yine bilbedahe o zttr.
Hem u kinatn Hkim-i Hakm'i, u kinatn tahavvltndaki
maksad ve gayeyi tazammun eden tlsm- mulakn ve mevcudatn
"Nereden? Nereye? Ve ne olduklar?" olan u sual-i mkilin
muammasn bir eli vastasyla umum zuurlara atrmak istemesine
mukabil, en vzh bir surette ve en a'zam bir derecede hakaik-i Kur'aniye
vastasyla o tlsm aan ve o muammay halleden, yine bilbedahe o
zttr.
Hem u lemin Sni'-i Zlcelal'i, btn gzel masnuatyla kendini
zuur olanlara tanttrmak ve kymetli nimetlerle kendini onlara
sevdirmesi, bizzarure onun mukabilinde zuur olanlara marziyat ve
arzu-yu



---sh:(S:578) -------------
lahiyelerini bir eli vastasyla bildirmesini istemesine mukabil, en a'l
ve ekmel bir surette, Kur'an vastasyla o marziyat ve arzular beyan eden
ve getiren, yine bilbedahe o zttr.
Hem Rabb-l lemn, meyve-i lem olan insana, lemi iine
alacak bir vs'at-i istidad verdiinden ve bir ubudiyet-i klliyeye
mheyya ettiinden ve hissiyata kesrete ve dnyaya mbtela
olduundan, bir rehber vastasyla, yzlerini kesretten vahdete, fniden
bkiye evirmek istemesine mukabil; en a'zam bir derecede, en ebla bir
surette, Kur'an vastasyla en ahsen bir tarzda rehberlik eden ve risaletin
vazifesini en ekmel bir tarzda fa eden, yine bilbedahe o zttr.
te mevcudatn en erefi olan zhayat ve zhayat iinde en eref
olan zuur ve zuur iinde en eref olan hakik insan ve hakik insan
iinde gemi vezaifi en a'zam derecede, en ekmel bir surette fa eden
zt; elbette o mi'rac- azm ile Kab- Kavseyn'e kacak, saadet-i ebediye
kapsn alacak, hazine-i rahmetini aacak, imann hakaik-i gaybiyesini
grecek, yine o olacaktr.
Sbian: Bilmahede u masnuatta gayet gzel tahsinat, nihayet
derecede ssl tezyinat vardr. Ve bilbedahe yle tahsinat ve tezyinat,
onlarn Sniinde gayet iddetli bir irade-i tahsin ve kasd- tezyin var
olduunu gsterir. Ve irade-i tahsin ve tezyin ise, bizzarure o Sni'de
san'atna kar kuvvetli bir rabet ve kuds bir muhabbet olduunu
gsterir. Ve masnuat iinde en cmi' ve letaif-i san'at birden kendinde
gsteren ve bilen ve bildiren ve kendini sevdiren ve baka masnuattaki
gzellikleri "Mallah" deyip istihsan eden, bilbedahe o san'atperver ve
san'atn ok seven Sniin nazarnda en ziyade mahbub, o olacaktr.
te masnuat yaldzlayan mezaya ve mehasine ve mevcudat
klandran letaif ve kemalta kar: "Sbhanallah, Mallah, Allah
Ekber" diyerek semavat nlattran ve Kur'ann naamatyla kinat
velveleye verdiren, istihsan ve takdir ile, tefekkr ve tehir ile, zikir ve
tevhid ile, berr ve bahri cezbeye getiren yine bilmahede o zttr.
te byle bir zt ki:
....!....!
srrnca btn mmetin iledii hasenatn bir misli, onun kefe-i
mizannda bulunan ve umum mmetinin salavat, onun manev
kemaltna imdad veren ve risaletinde grd vezaifin netaicini ve
manev cretleriyle beraber rahmet ve muhabbet-i lahiyenin nihayetsiz
feyzine mazhar olan bir zt, elbette

---sh:(S:579) -------------
Mi'rac merdiveniyle Cennet'e, Sidret-l Mnteha'ya, Ar'a ve Kab-
Kavseyn'e kadar gitmek, ayn- hak, nefs-i hakikat ve mahz- hikmettir.
kinci Mkil: Ey makam- istima'daki insan! u ikinci ikal
ettiin hakikat o kadar derindir, o kadar yksektir ki, akl ona ne ular,
ne de yanar.. ill nur-u iman ile grnr. Fakat baz temsilt ile, o
hakikatn vcudu, fehme takrib edilir. yle ise, bir nebze takribe
alacaz.
te u kinata nazar- hikmetle bakld vakit, azm bir ecere
manasnda grnr. Ve ecerenin nasl dallar, yapraklar, iekleri,
meyveleri vardr. u ecere-i hilkatin de bir kk olan lem-i sflinin;
anasr dallar, nebatat ve ecar yapraklar, hayvanat iekleri, insan
meyveleri hkmnde grnr. Sni'-i Zlcelal'in aalar hakknda cri
olan bir kanunu, elbette u ecere-i a'zamda da cri olmak, mukteza-y
ism-i Hakm'dir. yle ise mukteza-y hikmet, u ecere-i hilkatin de bir
ekirdekten yaplmasdr. Hem yle bir ekirdek ki; lem-i cismanden
baka, sair lemlerin nmunesini ve esasatn cmi' olsun. nki binler
muhtelif lemleri tazammun eden kinatn ekirdek-i aslsi ve menei,
kuru bir madde olamaz. Madem u ecere-i kinattan daha evvel, o
nev'den baka ecere yok. yle ise ona mene' ve ekirdek hkmnde
olan mana ve nur, elbette yine ecere-i kinatta bir meyve libasnn
giydirilmesi, yine Hakm isminin muktezasdr. nki ekirdek daima
plak olamaz. Madem evvel-i ftratta meyve libasn giymemi. Elbette,
hirde o libas giyecektir. Madem o meyve insandr. Ve madem insan
iinde sbkan isbat edildii zere, en mehur meyve ve en muhteem
semere ve umumun nazar- dikkatini celbeden ve arzn nsfn ve beerin
humsunun nazarn kendine hasreden ve mehasin-i maneviyesi ile lemi,
ya nazar- muhabbet veya hayretle kendine baktran meyve ise: Zt-
Muhammediye Aleyhissalt Vesselm'dr. Elbette kinatn teekklne
ekirdek olan nur, onun ztnda cismini giyerek en hir bir meyve
suretinde grnecektir.
Ey mstemi'!. u acib kinat- azme, bir insann cz'
mahiyetinden halkolunmasn istib'ad etme! Bir nevi lem gibi olan
muazzam am aacn, buday tanesi kadar bir ekirdekten halkeden
Kadr-i Zlcelal, u kinat "Nur-u Muhammed"den (Aleyhissalt
Vesselm) nasl halketmesin veya edemesin? te ecere-i kinat, ecere-i
tb gibi, gvdesi ve kk yukarda, dallar aada olduu iin;
aadaki meyve makamndan, t ekirdek-i asl makamna kadar, nurani
bir hayt- mnasebet var. te Mi'rac, o hayt- mnasebetin glaf ve
suretidir ki: Zt-
---sh:(S:580) -------------
Ahmediye Aleyhissalt Vesselm, o yolu am; velayetiyle gitmi,
risaletiyle dnm ve kapy da ak brakm. Arkasndaki evliya-y
mmeti, ruh ve kalb ile o cadde-i nuranide, Mi'rac- Nebev'nin
glgesinde seyr slk edip istidadlarna gre makamat- liyeye
kyorlar.
Hem sbkan isbat edildii zere: u kinatn Snii, birinci ikalin
cevabnda gsterilen makasd iin u kinat, bir saray suretinde yapm
ve tezyin etmitir. O makasdn medar, Zt- Ahmediye (A.S.M.) olduu
iin, kinattan evvel Sni'-i Kinat'n nazar- inayetinde olmas ve en
evvel tecellisine mazhar olmak lzm geliyor. nki bir eyin neticesi,
semeresi; evvel dnlr. Demek vcuden en hir, manen de en
evveldir. Halbuki Zt- Ahmediye, (A.S.M.) hem en mkemmel meyve,
hem btn meyvelerin medar- kymeti ve btn maksadlarn medar-
zuhuru olduundan en evvel tecelli-i icada mazhar, onun nuru olmak
lzm gelir.
nc Mkilin o kadar genitir ki; bizim gibi dar zihinli
insanlar, istiab ve ihata edemez. Fakat uzaktan uzaa bakabiliriz.
Evet lem-i sflnin manev tezghlar ve kll kanunlar, avalim-i
ulviyededir. Ve maher-i masnuat olan kre-i arzn hadsiz mahlukatnn
netaic-i a'malleri ve cin ve insin semerat- ef'alleri, yine avalim-i ulviyede
temessl eder. Hatt hasenat Cennet'in meyveleri suretine, seyyiat ise
Cehennem'in zakkumlar ekline girdikleri, pek ok emarat ve pekok
rivayatn ehadeti ile ve hikmet-i kinatn ve ism-i Hakm'in iktizasyla
beraber, Kur'an- Hakm'in iarat gsteriyor. Evet zeminin yznde
kesret o kadar intiar etmi ve hilkat o kadar tea'ub etmi ki, btn
kinatta mnteir umum masnuatn pekok fevkinde ecnas- mahlukat ve
esnaf- masnuat, kre-i zeminde bulunur, deiir; daima dolup boalr.
te u cz'iyat ve kesretin menba'lar, madenleri elbette kll kanunlar ve
kll tecelliyat- esmaiyedir ki: O kll kanunlar, o kll tecelliler ve o
muhit esmalarn mazharlar da bir derece basit ve safi ve herbiri bir
lemin ar ve sakf ve bir lemin merkez-i tasarrufu hkmnde olan
semavattr ki: O lemlerin birisi de Sidret-l Mnteha'daki Cennet-l
Me'vadr. Yerdeki tesbihat ve tahmidat, o Cennet'in meyveleri suretinde
(Muhbir-i Sadk'n ihbar ile) temessl ettii sabittir. te bu nokta
gsteriyorlar ki: Yerde olan netaic ve semeratn mahzenleri oralardadr
ve mahsult o tarafa gider.
Deme ki: Hava bir "Elhamdlillah" kelimem, nasl mcessem bir
meyve-i Cennet olur?

---sh:(S:581) -------------
nki sen gndz uyank iken gzel bir sz sylersin; bazan
r'yada gzel bir elma eklinde yersin. Gndz irkin bir szn, gecede
ac bir ey suretinde yutarsn. Bir gybet etsen, murdar bir et suretinde
sana yedirirler. yle ise, u dnya uykusunda sylediin gzel szlerin
ve irkin szlerin; meyveler suretinde uyank lemi olan lem-i hirette
yersin ve yemesini istib'ad etmemelisin.

DRDNC ESAS
Mi'racn semerat ve faydas nedir?
Elcevab: u ecere-i tb-i maneviye olan Mi'racn beyzden
fazla meyvelerinden nmune olarak yalnz be tanesini zikredeceiz.
Birinci Meyve: Erkn- imaniyenin hakaikn gz ile grp,
melaikeyi, Cennet'i, hireti, hatt Zt- Zlcelal'i gz ile mahede
etmek; kinata ve beere yle bir hazine ve bir nur-u ezel ve ebed bir
hediye getirmitir ki: u kinat, perian ve fni ve karmakark bir
vaziyet-i mevhumeden karp, o nur ve o meyve ile, o kinat kuds
mektubat- Samedaniye, gzel yine-i cemal-i Zt- Ehadiye vaziyeti olan
hakikatn gstermi. Kinat ve btn zuuru sevindirip mesrur etmi.
Hem o nur ve o meyve ile beeri mevve, perian, ciz, fakir, hacat
hadsiz, a'das nihayetsiz ve fni, bekasz bir vaziyet-i dalaletkraneden o
insan o nur, o meyve-i kudsiye ile ahsen-i takvimde bir mu'cize-i kudret-
i Samedaniyesi ve mektubat- Samedaniyenin bir nsha-i cmias ve
Sultan- Ezel ve Ebed'in bir muhatab, bir abd-i hass, kemaltnn
istihsancs, halili ve cemalinin hayretkr, habibi ve Cennet-i bkiyesine
namzed bir misafir-i azizi suret-i hakiksinde gstermi. nsan olan btn
insanlara, nihayetsiz bir srur, hadsiz bir evk vermitir.
kinci Meyve: Sni'-i Mevcudat ve Sahib-i Kinat ve Rabb-l
lemn olan Hkim-i Ezel ve Ebed'in marziyat- Rabbaniyesi olan
slmiyet'in -bata namaz olarak- esasatn, cin ve inse hediye getirmitir
ki; o marziyat anlamak, o kadar merak-aver ve saadet-averdir ki, tarif
edilmez. nki herkes, byke bir veliyy-i nimet, yahut muhsin bir
padiahnn uzaktan arzularn anlamaa ne kadar arzuke ve anlasa ne
kadar memnun olur. Temenni eder ki: "Keki bir vasta-i muhabere olsa






---sh:(S:582) -------------
idi dorudan doruya o zt ile konusa idim. Benden ne istiyor, anlasa
idim. Benden onun houna gideni bilse idim." der. Acaba btn
mevcudat kabza-i tasarrufunda ve btn mevcudattaki cemal ve kemalt,
onun cemal ve kemaline nisbeten zayf bir glge ve her anda nihayetsiz
cihetlerle ona muhta ve nihayetsiz ihsanlarna mazhar olan beer, ne
derece onun marziyatn ve arzularn anlamak hususunda hhiger ve
merak-aver olmas lzm olduunu anlarsn.
te Zt- Ahmediye (A.S.M.) yetmi bin perde arkasnda o
Sultan- Ezel ve Ebed'in marziyatn dorudan doruya Mi'rac semeresi
olarak hakkalyakn iitip, getirip beere hediye etmitir.
Evet beer, Kamer'deki hali anlamak iin ne kadar merak eder ki:
Biri gidip, dnp haber verse. Hem ne kadar fedakrlk gsterir. Eer
anlasa, ne kadar hayret ve meraka der. Halbuki Kamer, yle bir Mlik-
l Mlk'n memleketinde geziyor ki: Kamer, bir sinek gibi Kre-i Arz'n
etrafnda pervaz eder. Kre-i Arz, pervane gibi ems'in etrafnda uar.
ems, binler lmbalar iinde bir lmbadr ki; o Mlik-l Mlk-
Zlcelal'in bir misafirhanesinde mumdarlk eder. te Zt- Ahmediye
(A.S.M.) yle bir Zt- Zlcelal'in uunatn ve acaib-i san'atn ve lem-i
bekada hazain-i rahmetini grm, gelmi, beere sylemi. te beer, bu
zt kemal-i merak ve hayret ve muhabbetle dinlemezse, ne kadar hilaf-
akl ve hikmetle hareket ettiini anlarsn.
nc Meyve: Saadet-i ebediyenin definesini grp, anahtarn
alp getirmi; cin ve inse hediye etmitir. Evet Mi'rac vastasyla ve kendi
gzyle Cennet'i grm ve Rahman- Zlcelal'in rahmetinin bki
cilvelerini mahede etmi ve saadet-i ebediyeyi kat'iyyen hakkalyakn
anlam, saadet-i ebediyenin vcudunun mjdesini cin ve inse hediye
etmitir ki: Bare cin ve ins, kararsz bir dnyada ve zelzele-i zeval ve
firak iindeki mevcudat, seyl-i zaman ve harekt- zerrat ile adem ve
firak- ebed denizine dkld olan vaziyet-i mevhume-i canhraanede
olduklar hengmda; yle bir mjde, ne kadar kymetdar olduu ve
i'dam- ebed ile kendilerini mahkm zanneden fni cin ve insin
kulanda yle bir mjde, ne kadar saadet-aver olduu tarif edilmez. Bir
adama, i'dam edilecei anda, onun afvyla kurb-u ahanede bir saray
verilse, ne kadar srura sebebdir. Btn cin ve ins adedince byle
srurlar topla, sonra bu mjdeye kymet ver.




---sh:(S:583) -------------
Drdnc Meyve: R'yet-i cemalullah meyvesini kendi ald
gibi, o meyvenin her m'mine dahi mmkn olduunu, cin ve inse hediye
getirmitir ki, o meyve, ne derece leziz ve ho ve gzel bir meyve
olduunu bununla kyas edebilirsin. Yani: Her kalb sahibi bir insan;
zcemal, zkemal, zihsan bir zt sever. Ve o sevmek dahi, cemal ve
kemal ve ihsann derecatna nisbeten tezayd eder, peresti derecesine
gelir, cann feda eder derecede muhabbet balar. Yalnz bir defa
grmesine, dnyasn feda etmek derecesine kar. Halbuki btn
mevcudattaki cemal ve kemal ve ihsan, onun cemal ve kemal ve ihsanna
nisbeten; kk birka lemaatn, gnee nisbeti gibi de olmaz. Demek
nihayetsiz bir muhabbete lyk ve nihayetsiz r'yete ve nihayetsiz bir
itiyaka elyak bir Zt- Zlcelali Velkemal'in saadet-i ebediyede r'yetine
muvaffak olmas, ne kadar saadet-aver ve medar- srur ve ho ve gzel
bir meyve olduunu insan isen anlarsn.
Beinci Meyve: nsan kinatn kymetdar bir meyvesi ve Sni'-i
Kinat'n nazdar sevgilisi olduu, Mi'rac ile anlalm ve o meyveyi cin
ve inse getirmitir. Kk bir mahluk, zayf bir hayvan ve ciz bir zuur
olan insan, o meyve ile o kadar yksek bir makama karr ki: Kinatn
btn mevcudat stnde bir makam- fahr veriyor. Ve yle bir sevin ve
srur-u mes'udiyetkrane veriyor ki, tasvir edilmez. nki di bir nefere
denilse: "Sen mir oldun." Ne kadar memnun olur. Halbuki fni, ciz bir
hayvan- ntk, zeval ve firak sillesini daima yiyen bare insana, birden
ebed, bki bir Cennet'te, Rahm ve Kerim bir Rahman'n rahmetinde ve
hayal sr'atinde, ruhun vs'atinde, akln cevelannda, kalbin btn
arzularnda, mlk ve melektunda tenezzhe, seyerana ve cevelana
muvaffak olduun gibi, saadet-i ebediyede r'yet-i cemaline de muvaffak
olursun denildii vakit, insaniyeti sukut etmemi bir insan, ne kadar derin
ve cidd bir sevin ve sruru kalbinde hissedeceini tahayyl edebilirsin.
imdi, makam- istima'da olan zta deriz ki: lhad gmleini yrt,
at. M'min kulan geir ve mslim gzlerini tak. Sana iki kk temsil
ile bir-iki meyvenin derece-i kymetini gstereceiz.
Mesel: Senin ile biz beraber bir memlekette bulunuyoruz.
Gryoruz ki; herey bize ve birbirine dman ve bize yabanc.. her taraf
mdhi





---sh:(S:584) -------------
cenazelerle dolu.. iitilen sesler yetimlerin alay, mazlumlarn
vaveylsdr. te biz, yle bir vaziyette olduumuz vakitte; biri gitse, o
memleketin padiahndan bir mjde getirse, o mjde ile, bize yabanc
olanlar ahbab ekline girse.. dman grdmz kimseler, kardeler
suretine dnse.. o mdhi cenazeler, huu ve huzda, zikir ve tesbihte
birer ibadetkr eklinde grnse.. o yetimane alaylar, senakrane
"yaasn"lar hkmne girse.. ve o lmler ve o soymaklar, garatlar
terhisat suretine dnse.. kendi srurumuz ile beraber, herkesin sruruna
mterek olsak; o mjde ne kadar mesrurane olduunu elbette anlarsn.
te Mi'rac- Ahmediye'nin (A.S.M.) bir meyvesi olan nur-u imandan
evvel, u kinatn mevcudat, nazar- dalaletle bakld vakit; yabanc,
muzr, mz'i, muvahhi ve da gibi cirmler birer mdhi cenaze, ecel
herkesin ban kesip adem-bd kuyusuna atar. Btn sadlar, firak ve
zevalden gelen vaveyllar olduu halde, dalaletin yle tasvir ettii
hengmda; meyve-i Mi'rac olan hakaik-i erkn- imaniye nasl mevcudat
sana karde, dost ve Sni'-i Zlcelaline zkir ve msebbih; ve mevt ve
zeval, bir nevi terhis ve vazifeden zad etmek; ve sadlar, birer tesbihat
hakikatnda olduunu sana gsterir. Bu hakikat tamam grmek istersen,
kinci ve Sekizinci Szlere bak.
kinci Temsil: Senin ile biz, sahra-y kebir gibi bir mevkideyiz.
Kum denizi frtnasnda, gece o kadar karanlk olduundan, elimizi bile
gremiyoruz. Kimsesiz, hmisiz, a ve susuz, me'yus ve midsiz bir
vaziyette olduumuz dakikada, birden bir zt, o karanlk perdesinden
geip; sonra gelip, bir otomobil hediye getirse ve bizi bindirse, birden
cennet-misal bir yerde istikbalimiz temin edilmi, gayet merhametkr bir
hmimiz bulunmu, yiyecek ve iecek ihzar edilmi bir yerde bizi koysa;
ne kadar memnun oluruz, bilirsin.
te o sahra-y kebir, bu dnya yzdr. O kum denizi, bu hdisat
iinde harekt- zerrat ve seyl-i zaman tahrikiyle alkanan mevcudat ve
bare insandr. Her insan, endiesiyle kalbi dadar olan istikbali; mdhi
zulmat iinde, nazar- dalaletle gryor. Feryadn iittirecek kimseyi
bilmiyor. Nihayetsiz a, nihayetsiz susuzdur. te semere-i Mi'rac olan
marziyat- lahiye ile u dnya, gayet kerim bir ztn misafirhanesi,
insanlar dahi onun misafirleri, memurlar, istikbal dahi cennet gibi gzel,
rahmet gibi irin ve saadet-i ebediye gibi parlak grnd vakit; ne
kadar ho, gzel, irin bir meyve olduunu anlarsn.




---sh:(S:585) -------------
Makam- istima'da olan zt diyor ki: "Cenab- Hakk'a yz binler
hamd ve kr olsun ki ilhaddan kurtuldum, tevhide girdim, tamamyla
inandm ve kemal-i iman kazandm."
Biz de deriz: Ey karde! Seni tebrik ediyoruz. Cenab- Hak
bizleri, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n efaatna mazhar etsin,
mn.
...!..:.....,..!
..:!....!-......
.!.....-.........!...~.-.!.-.
.:-.!.-!....!...-..-
,.:-!,..-!...............!,......-..
,..-!... .!............
...L-.........-'....
.......-........
...........!..........!,...
..!.-!..!..-!,......-.
* * *














---sh:(S:586) -------------

ONDOKUZUNCU VE OTUZBRNC
SZLERN ZEYL


"akk- Kamer" Mu'cizesine Dairdir

...!:.....!...
......-..!.......-......
Kamer gibi parlak bir Mu'cize-i Ahmediye (A.S.M.) olan inikak-
Kamer'i, evham- faside ile inhisafa uratmak isteyen feylesoflar ve
onlarn muhakemesiz mukallidleri diyorlar ki: "Eer inikak- Kamer
vuku bulsa idi umum leme malm olurdu. Btn tarih-i beerin
nakletmesi lzm gelirdi?"
Elcevab: nikak- Kamer dava-y nbvvete delil olmak iin o
davay iiten ve inkr eden hazr bir cemaate, gecede, vakt-i gaflette ni
olarak gsterildiinden; hem ihtilaf- metali' ve sis ve bulutlar gibi r'yete
mani esbabn vcudu ile beraber, o zamanda medeniyet taammm
etmediinden ve husus kaldndan ve tarassudat- semaviye pek az
olduundan; btn etraf- lemde grlmek, umum tarihlere gemek,
elbette lzm deildir. akk- Kamer yznden bu evham bulutlarn
datacak ok noktalardan imdilik "Be Nokta"y dinle...
BRNC NOKTA: O zaman, o zemindeki kffarn gayet edid
derecede inadlar, tarihen malm ve mehur olduu halde; Kur'an-
Hakm'in ...!:.. demesiyle u vak'ay umum leme ihbar
ettii









---sh:(S:587) -------------
halde; Kur'an inkr eden o kffardan hibir kimse, u yetin tekzibine,
yani ihbar ettii u vakann inkrna az amamlar. Eer o zamanda o
hdise, o kffarca kat' ve vaki' bir hdise olmasa idi; u sz serrite
ederek, gayet dehetli bir tekzibe ve Peygamberin ibtal-i davasna hcum
gstereceklerdi. Halbuki u vak'aya dair siyer ve tarih, o vak'a ile
mnasebetdar kffarn adem-i vukuuna dair hibir eyini
nakletmemilerdir. Yalnz ......-..!.... yetinin beyan
ettii gibi, tarihe menkul olan udur ki: O hdiseyi gren kffar,
"sihirdir" demiler ve "Bize sihir gsterdi. Eer sair taraflardaki kervan
ve kafileler grmlerse hakikattr. Yoksa bize sihir etmi." demiler.
Sonra sabahleyin Yemen ve baka taraflardan gelen kafileler ihbar ettiler
ki: "Byle bir hdiseyi grdk." Sonra kffar, Fahr-i lem (A.S.M.)
hakknda (h) "Yetim-i Ebu Talib'in sihri semaya da tesir etti" dediler.
KNC NOKTA: Sa'd- Taftazan gibi eazm- muhakkiknin
ekseri demiler ki: "nikak- Kamer; parmaklarndan su akmas umum
bir orduya su iirmesi, cmide hutbe okurken dayand kuru direin
mfarakat- Ahmediye'den (A.S.M.) alamas umum cemaatin iitmesi
gibi mtevatirdir. Yani yle tabakadan tabakaya bir cemaat- kesre
nakletmitir ki, kizbe ittifaklar muhaldir. "Hle" gibi mehur bir
kuyruklu yldzn bin sene evvel kmas gibi mtevatirdir.
"Grmediimiz Serendib Adas'nn vcudu gibi tevatrle vcudu kat'dir,
demiler. te byle gayet kat' ve uhud mesailde tekikat- vehmiye
yapmak, aklszlktr. Yalnz muhal olmamak kfidir. Halbuki akk-
Kamer, bir volkanla inikak eden bir da gibi mmkndr.
NC NOKTA: Mu'cize; dava-y nbvvetin isbat iin,
mnkirleri ikna' etmek iindir, icbar iin deildir. yle ise dava-y
nbvveti iitenler iin, ikna' edecek bir derecede mu'cize gstermek
lzmdr. Sair taraflara gstermek veyahut icbar derecesinde bir bedahetle
izhar etmek, Hakm-i Zlcelal'in hikmetine mnaf olduu gibi, srr-
teklife dahi muhaliftir. nki "Akla kap amak, ihtiyar elinden
almamak" srr- teklif iktiza ediyor. Eer Ftr- Hakm inikak- Kamer'i,
feylesoflarn hevesatna gre btn leme gstermek iin bir-iki saat yle
braksa idi ve beerin umum tarihlerine gese idi, o vakit sair hdisat-
semaviye gibi; ya dava-y nbvvete delil olmazd, risalet-i Ahmediyeye
(A.S.M.) hususiyeti kalmazd veyahut bedahet derecesinde yle bir
mu'cize olacakt ki; akl icbar edecek, akln ihtiyarn elinden alacak, ister
istemez nbvveti tasdik edecek. Ebucehil gibi kmr ruhlu,

---sh:(S:588) -------------
Ebubekir-i Sddk gibi elmas ruhlu adamlar bir seviyede kalp, srr- teklif
zayi' olacakt. te bu sr iindir ki; hem ni, hem gece, hem vakt-i gaflet,
hem ihtilaf- metali', sis ve bulut gibi sair mevanii perde ederek umum
leme gsterilmedi veyahut tarihlere geirilmedi.
DRDNC NOKTA: u hdise, gece vakti herkes gaflette
iken ni bir surette vuku bulduundan etraf- lemde elbette
grlmeyecek. Baz efrada grnse de, gzne inanmayacak. nandrsa
da, elbette byle mhim bir hdise, haber-i vhid ile tarihlere bki bir
sermaye olmayacak.
Baz kitablarda: "Kamer, iki para olduktan sonra yere inmi"
ilvesi ise; ehl-i tahkik reddetmiler. "u mu'cize-i bahireyi kymetten
drmek niyetiyle, belki bir mnafk ilhak etmi" demiler.
Hem mesel o vakit, cehalet sisiyle muhat ngiltere, spanya'da
yeni gurub; Amerika'da gndz; in'de, Japonya'da sabah olduu gibi,
baka yerlerde baka esbab- maniaya binaen elbette grlmeyecek.
imdi bu aklsz muterize bak, diyor ki: "ngiltere, in, Japon, Amerika
gibi akvamn tarihleri bundan bahsetmiyor. yle ise vuku bulmam."
Bin nefrin onun gibi Avrupa kselislerinin bana...
BENC NOKTA: nikak- Kamer, kendi kendine baz esbaba
binaen vuku bulmu, tesadf, tabi bir hdise deil ki; di ve tabi
kanunlarna tatbik edilsin. Belki ems ve Kamer'in Hlk- Hakm'i,
Resulnn risaletini tasdik ve davasn tenvir iin hrikulde olarak o
hdiseyi ka etmitir. Srr- irad ve srr- teklif ve hikmet-i risaletin
iktizasyla, hikmet-i rububiyetin istedii insanlara ilzam- hccet iin
gsterilmitir. O srr- hikmetin iktiza etmedikleri, istemedikleri ve dava-
y nbvveti henz iitmedikleri aktar- zemindeki insanlara
gstermemek iin, sis ve bulut ve ihtilaf- metali' haysiyetiyle; baz
memleketin kameri daha kmamas ve bazlarn gneleri kmas ve bir
ksmnn sabah olmas ve bir ksmnn gnei yeni gurub etmesi gibi, o
hdiseyi grmeye mani pekok esbaba binaen gsterilmemi. Eer umum
onlara dahi gsterilse idi, o halde ya iaret-i Ahmediye'nin (A.S.M.)
neticesi ve mu'cize-i nbvvet olarak gsterilecekti; o vakit risaleti,
bedahet derecesine kacakt. Herkes tasdike mecbur olurdu, akln
ihtiyar kalmazd. man ise, akln ihtiyaryladr. Srr- teklif zayi' olurdu.
Eer srf bir hdise-i semaviye olarak gsterilse idi; risalet-i Ahmediye
(A.S.M.) ile mnasebeti kesilirdi ve onunla hususiyeti kalmazd.
Elhasl: akk- Kamer'in imknnda bhe kalmad. Kat' isbat
edildi.

---sh:(S:589) -------------
imdi, vukuuna delalet eden ok brhanlarndan altsna (Haiye) iaret
ederiz. yle ki:
Ehl-i adalet olan sahabelerin, vukuuna icma ve ehl-i tahkik
umum mfessirlerin, ...!:.. tefsirinde onun vukuuna ittifak
ve ehl-i rivayet-i sadka btn muhaddisnin, pek ok senedlerle ve
muhtelif tarklerle vukuunu nakletmesi ve ehl-i keif ve ilham btn
evliya ve sddknin ehadeti ve ilm-i Kelm'n mesleke birbirinden ok
uzak olan imamlarn ve mtebahhir lemann tasdiki ve nass- kat' ile
dalalet zerine icma'lar vaki' olmayan mmet-i Muhammediyenin
(A.S.M.) o vak'ay telakki-i bilkabul etmesi; gne gibi inikak- Kamer'i
isbat eder.
Elhasl: Buraya kadar tahkik namna ve hasm ilzam hesabna idi.
Bundan sonraki cmleler, hakikat namna ve iman hesabnadr. Evet,
tahkik yle dedi. Hakikat ise diyor ki:
Sema-y risaletin kamer-i mniri olan Htem-i Divan- Nbvvet,
naslki mahbubiyet derecesine kan ubudiyetindeki velayetin keramet-i
uzmas ve mu'cize-i kbras olan Mi'rac ile, yani bir cism-i Arz
semavatta gezdirmekle semavatn sekenesine ve lem-i ulv ehline
rchaniyeti ve mahbubiyeti gsterildi ve velayetini isbat etti. yle de:
Arz'a bal, semaya asl olan Kamer'i, bir Arzlnn iaretiyle iki para
ederek Arz'n sekenesine, o Arzlnn risaletine yle bir mu'cize gsterildi
ki: Zt- Ahmediye (A.S.M.) Kamer'in alm iki nurani kanad gibi;
risalet ve velayet gibi iki nurani kanadyla, iki ziyadar cenah ile, evc-i
kemalta umu; t Kab- Kavseyn'e km, hem ehl-i Semavat, hem
ehl-i Arz'a medar- fahr olmutur...
....!..'........!.....!!......
,.:-!,..-!...............!,......-..
.......-.....!:..-,..!
...!.....!..!......
......!.....

(Haiye): Yani, alt defa icma' suretinde, vukuuna dair alt hccet vardr. Bu
makam ok izaha lyk iken, maatteessf ksa kalmtr.

---sh:(S:590) -------------

Otuzikinci
Sz
u sz mevkftr.

[Yirmiikinci Sz'n Sekizinci Lem'asn izah eden bir zeyildir.
Mevcudat- lem, vahdaniyete ehadet ettikleri ellibe lisandan (ki Katre
Risalesi'nde onlara iaret edilmi) birinci lisanna bir tefsirdir. Ve
....! ..!......! yetinin pek ok hakaikndan,
temsil libas giydirilmi bir hakikattr.]

BRNC MEVKIF

....! ..!......!
..-!!....!!!......-. .!.
..-!........-........-.
....!.!..........
Bir Ramazan gecesinde, u kelm- tevhidnin onbir cmlesinin
herbirinde birer tevhid mertebesi ve birer mjde bulunduunu ve o
mertebelerden yalnz !....deki manay, basit avamn fehmine
gelecek bir muhavere-i temsiliye ve bir mnazara-i faraziye tarznda ve
lisan- hali, lisan- kal suretinde sylemitim. Bana hizmet eden
kymetdar

---sh:(S:591) -------------
kardelerimin ve mescid arkadalarmn arzular ve istemeleri zerine o
muhavereyi yazyorum. yle ki:
Btn tabiatperest, esbabperest ve mrik gibi umum enva'- ehl-i
irkin ve kfrn ve dalaletin tevehhm ettikleri eriklerin namna bir
ahs farzediyoruz ki: O ahs- faraz, mevcudat- lemden bir eye Rab
olmak istiyor ve hakik mlik olmak dava etmektedir.
te o mdde, evvel mevcudatn en k olan bir zerreye rast
gelir. Ona Rab ve hakik mlik olmakta olduunu; zerreye, tabiat
lisanyla, felsefe diliyle syler. O zerre dahi, hakikat lisanyla ve hikmet-i
Rabban diliyle der ki: "Ben hadsiz vazifeleri gryorum. Ayr ayr her
masnua girip iliyorum, btn o vezaifi bana grdrecek, sende ilim ve
kudret varsa.. hem, benim gibi hadd hesaba gelmeyen zerrat iinde
beraber gezip (Haiye)i gryoruz. Eer btn emsalim o zerreleri de
istihdam edip emir tahtna alacak bir hkm ve iktidar sende varsa.. hem
kemal-i intizam ile cz olduum mevcudlara, mesel kandaki kreyvat-
hamraya hakik mlik ve mutasarrf olabilirsen, bana Rab olmak dava et;
beni, Cenab- Hak'tan bakasna isnad et. Yoksa sus! Hem bana Rab
olamadn gibi, mdahale dahi edemezsin. nki vezaifimizde ve
harektmzda o kadar mkemmel bir intizam var ki; nihayetsiz bir
hikmet ve muhit bir ilim sahibi olmayan bize parmak kartramaz. Eer
karsa, kartracak. Halbuki senin gibi camid, ciz ve kr ve iki eli
tesadf ve tabiat gibi iki krn elinde olan bir ahs, hibir cihette parmak
uzatamaz."
O mdde, Maddiyyunlarn dedikleri gibi dedi ki: "yle ise sen
kendi kendine mlik ol. Neden bakasnn hesabna almasn
sylyorsun?" Zerre ona cevaben der: "Eer, gne gibi bir dimam ve
ziyas gibi ihatal bir ilmim ve harareti gibi mull bir kudretim ve
ziyasndaki yedi renk gibi muhit duygularm ve gezdiim her yere ve
ilediim

(Haiye): Evet mteharrik herbir ey, zerrattan seyyarata kadar, kendilerinde
olan sikke-i Samediyet ile vahdeti gsterdikleri gibi, harektlaryla dahi,
gezdikleri btn yerleri vahdet namna zabtederler. Kendi mlikinin mlkne
idhal ederler. Hareket etmeyen masnuat ise, nebatattan ncum-u sevabite kadar,
birer mhr- vahdaniyet hkmndedirler ki; bulunduu mekn, kendi Sniinin
mektubu olduunu gsterirler. Demek herbir nebat, herbir meyve, birer mhr-
vahdaniyet, birer sikke-i vahdettirler ki; meknlarn ve vatanlarn, vahdet
namna Sni'lerinin mektubu olduunu gsterirler.
Elhasl: Her bir ey, hareketiyle btn eyay vahdet namna zabteder.
Demek btn yldzlar elinde tutmayan, birtek zerreye Rab olamaz.
---sh:(S:592) -------------
her mevcuda mteveccih birer yzm ve bakar birer gzm ve geer
birer szm bulunsa idi, belki senin gibi ahmaklk edip kendi kendime
mlik olduumu dava ederdim. Haydi def'ol git, sen benden i
bulamazsn!"
te eriklerin vekili, zerreden me'yus olunca, kreyvat-
hamradan i bulacam diye, kandaki bir kreyvat- hamraya rast gelir.
Ona esbab namna ve tabiat ve felsefe lisanyla der ki: "Ben sana Rab ve
mlikim." O kreyvat- hamra, yani yuvarlak krmz mevcud, ona
hakikat lisanyla ve hikmet-i lahiye dili ile der: "Ben yalnz deilim.
Eer sikkemiz ve memuriyetimiz ve nizamatmz bir olan kan
ordusundaki btn emsalime mlik olabilirsen, hem gezdiimiz ve
kemal-i hikmetle istihdam olunduumuz btn hceyrat- bedene mlik
olacak bir dakik hikmet ve azm kudret, sende varsa gster ve
gsterebilirsen belki senin davanda bir mana bulunabilir. Halbuki senin
gibi sersem ve senin elindeki sar tabiat ve kr kuvvetle, deil mlik
olmak belki zerre miktar karamazsn. nki bizdeki intizam o kadar
mkemmeldir ki, ancak hereyi grr ve iitir ve bilir ve yapar bir zt
bize hkmedebilir. yle ise sus! Vazifem o kadar mhim ve intizam o
kadar mkemmeldir ki; senin ile, senin byle karmakark szlerine
cevab vermee vaktim yok" der, onu tardeder.
Sonra onu kandramad iin o mdde gider, bedendeki hceyre
tabir ettikleri menzilcie rast gelir. Felsefe ve tabiat lisanyla der:
"Zerreye ve kreyvat- hamraya sz anlattramadm; belki sen szm
anlarsn. nki sen, gayet kk bir menzil gibi birka eyden
yaplmsn. yle ise ben seni yapabilirim. Sen benim masnuum ve
hakik mlkm ol." der. O hceyre ona cevaben, hikmet ve hakikat
lisanyla der ki:
"Ben endan kck bir eyim. Fakat pek byk vazifelerim,
pek ince mnasebetlerim ve bedenin btn hceyratna ve heyet-i
mecmuasna bal alkalarm var. Ezcmle: Evride ve erayin
damarlarna ve hassase ve muharrike asablarna ve cazibe, dafia,
mvellide, musavvire gibi kuvvelere kar derin ve mkemmel
vazifelerim var. Eer btn bedeni, btn damar ve asab ve kuvveleri
tekil ve tanzim ve istihdam edecek bir kudret ve ilim sende varsa ve
benim emsalim ve san'ata ve keyfiyete birbirimizin kardei olan btn
hceyrat- bedeniyeye tasarruf edecek nafiz bir kudret, amil bir hikmet,
sende varsa gster, sonra ben seni yapabilirim diye dava et. Yoksa haydi
git! Kreyvat- hamra, bana erzak getiriyorlar. Kreyvat- beyza da, bana
hcum eden hastalklara mukabele ediyorlar. im var, beni megul etme.
Hem senin gibi
---sh:(S:593) -------------
ciz, camid, sar, kr bir ey, bize hibir cihetle karamaz. nki bizde o
derece ince ve nazik ve mkemmel bir intizam (Haiye)var ki; eer bize
hkmeden bir Hakm-i Mutlak ve Kadr-i Mutlak ve Alm-i Mutlak
olmazsa, intizammz bozulur, nizammz karr."
Sonra o mdde, onda da me'yus oldu. Bir insann bedenine rast
gelir. Yine kr tabiat ve serseri felsefe lisan ile Tabiiyyunun dedikleri gibi
der ki: "Sen benimsin? Seni yapan benim. Veya sende hissem var."
Cevaben o beden-i insan, hakikat ve hikmet diliyle ve intizamnn lisan-
haliyle der ki: "Eer btn emsalim ve yzmzdeki sikke-i kudret ve
(Haiye): Sni'-i Hakm, beden-i insan gayet muntazam bir ehir hkmnde
halketmitir. Damarlarn bir ksm, telgraf ve telefon vazifesini grr. Bir ksm da
emelerin borular hkmnde, b- hayat olan kann cevelanna medardrlar. Kan
ise iinde iki ksm kreyvat halkedilmi. Bir ksm kreyvat- hamra tabir edilir
ki, bedenin hceyrelerine erzak datyor ve bir kanun-u lah ile hceyrelere
erzak yetitiriyor (tccar ve erzak memurlar gibi). Dier ksm kreyvat-
beyzadrlar ki; tekilere nisbeten ekalliyettedirler. Vazifeleri, hastalk gibi
dmanlara kar asker gibi mdafaadr ki, ne vakit mdafaaya girseler Mevlev
gibi iki hareket-i devriye ile sr'atli bir vaziyet-i acibe alrlar. Kann heyet-i
mecmuas ise; iki vazife-i umumiyesi var: Biri: Bedendeki hceyratn tahribatn
tamir etmek. Dieri: Hceyratn enkazlarn toplayp, bedeni temizlemektir.
Evride ve erayin namnda iki ksm damarlar var ki: Biri safi kan getirir, datr,
safi kann mecralardr. Dier ksm; enkaz toplayan bulank kann mecrasdr ki,
u ikinci ise kan "Ree" denilen nefesin geldii yere getirirler.
Sni'-i Hakm, havada iki unsur halketmitir. Biri azot, biri mvellid-l
humuza. Mvellid-l humuza ise nefes iinde kana temas ettii vakit, kan telvis
eden karbon unsur-u kesifini kehribar gibi kendine eker. kisi imtizac eder.
Buhar hmz- karbon denilen (semli hava) bir maddeye inklab ettirir. Hem
hararet-i gariziyeyi temin eder, hem kan tasfiye eder. nki Sni'-i Hakm, fenn-i
Kimya'da ak- kimyev tabir edilen bir mnasebet-i edideyi mvellid-l humuza
ile karbona vermi ki; o iki unsur birbirine yakn olduu vakit, o kanun-u lah ile
o iki unsur imtizac ederler. Fennen sabittir ki; imtizacdan hararet hasl olur. nki
imtizac, bir nevi ihtiraktr. u srrn hikmeti udur ki: O iki unsurun herbirisinin
zerrelerinin ayr ayr hareketleri var. mtizac vaktinde her iki zerre, yani onun
zerresi bunun zerresiyle imtizac eder, birtek hareketle hareket eder. Bir hareket
muallak kalr. nki imtizacdan evvel iki hareket idi; imdi iki zerre bir oldu, her
iki zerre bir zerre hkmnde bir hareket ald. Dier hareket, Sni'-i Hakm'in bir
kanunu ile hararete inklab eder. Zten "hareket, harareti tevlid eder" bir kanun-u
mukarreredir. te bu srra binaen beden-i insandeki hararet-i gariziye, bu
imtizac- kimyeviye ile temin edildii gibi, kandaki karbon alnd iin kan dahi
safi olur. te nefes dhile girdii vakit, vcudun hem b- hayatn temizliyor,
hem nr- hayat i'al ediyor. kt vakit azda mu'cizat- kudret-i lahiye olan
kelime meyvelerini veriyor. ..-!-...-..-..

---sh:(S:594) -------------
turra-i ftrat bir olan btn insanlarn bedenlerine hakik mutasarrf olacak
bir kudret ve ilim sende varsa, hem sudan ve havadan tut, t nebatat ve
hayvanata kadar benim erzakmn mahzenlerine mlik olacak bir servetin
ve bir hkimiyetin varsa, hem ben klf olduum gayet geni ve yksek
olan ruh, kalb, akl gibi letaif-i maneviyeyi benim gibi dar, sfl bir zarfta
yerletirerek, kemal-i hikmet ile istihdam edip ibadet ettirecek sende
nihayetsiz bir kudret, hadsiz bir hikmet varsa gster, sonra "Ben seni
yaptm" de. Yoksa sus! Hem bendeki intizam- ekmelin ehadetiyle ve
yzmdeki sikke-i vahdetin delaletiyle, benim Sniim hereye Kadr,
hereye Alm, hereyi grr ve hereyi iitir bir zttr. Senin gibi sersem,
cizin parma, onun san'atna karamaz. Zerre miktar mdahale edemez."
O eriklerin vekili, bedende dahi parmak kartracak yer bulamaz,
gider, insann nev'ine rast gelir. Kalbinden der ki: "Belki bu dank,
karmakark olan cemaat iinde; eytan, onlarn ef'al-i ihtiyariye ve
itimaiyelerine kart gibi, belki ben de ahval-i vcudiye ve ftriyelerine
karabileceim ve parmak kartracak bir yer bulacam. Ve onda bir yer
bulup beni tardeden bedene ve beden hceyresine hkmm icra ederim."
Onun iin beerin nev'ine, yine sar tabiat ve sersem felsefe lisanyla der
ki: "Siz ok kark birey grnyorsunuz. Ben size Rab ve mlikim
veyahut hissedarm." der. O vakit nev'-i insan, hak ve hakikat lisanyla,
hikmet ve intizamn diliyle der ki: "Eer btn kre-i arza giydirilen ve
nev'imiz gibi btn hayvanat ve nebatatn yzler bin enva'ndan, rengrenk
atk ve iplerden kemal-i hikmetle dokunan ve dikilen gmlei ve
yeryzne serilen ve yzbinler zhayat enva'ndan nescolunan ve gayet
nakl bir surette icad edilen halieyi yapacak ve her vakit kemal-i
hikmetle tecdid edip tazelendirecek bir kudret ve hikmet sende varsa, hem
eer biz meyve olduumuz kre-i arza ve ekirdek olduumuz leme
tasarruf edecek ve hayatmza lzm maddeleri mizan- hikmetle aktar-
lemden bize gnderecek bir muhit kudret ve amil bir hikmet sende varsa,
ve yzmzdeki sikke-i kudret bir olan btn gitmi ve gelecek emsalimizi
icad edecek bir iktidar sende varsa; belki bana rububiyet dava edebilirsin.
Yoksa haydi sus! Benim nev'imdeki karmakarkla bakp parmak
kartrabilirim deme. nki intizam mkemmeldir. O karmakark
zannettiin vaziyetler, kudretin kader kitabna gre kemal-i intizam ile bir
istinsahtr. nki bizden ok aa olan ve bizim taht- nezaretimizde
bulunan hayvanat ve nebatatn kemal-i intizamlar gsteriyor ki, bizdeki
karklklar bir nevi kitabettir.
Hi mmkn mdr ki: Bir halienin her tarafna yaylan bir atk



---sh:(S:595) -------------
ipini san'atkrane yerletiren, halienin ustasndan bakas olsun. Hem bir
meyvenin mcidi, aacnn mcidinden bakas olsun. Hem ekirdei icad
eden, ekirdekli cismin sniinden bakas olsun. Hem gzn krdr.
Yzmdeki mu'cizat- kudreti, mahiyetimizdeki havarik- ftrat
grmyorsun. Eer grsen, anlarsn ki: Benim Sniim yle bir zttr ki,
hibir ey ondan gizlenemez, hibir ey ona nazlanp ar gelemez.
Yldzlar, zerreler kadar ona kolay gelir. Bir bahar bir iek kadar
shuletle icad eder. Koca kinatn fihristesini, kemal-i intizamla benim
mahiyetimde derceden bir zttr. Byle bir ztn san'atna senin gibi camid,
ciz ve kr, sar parmak kartrabilir mi? yle ise, sus! Def'ol git!" der
onu tardeder.
Sonra o mdde gider zeminin yzne serilen geni halieye ve
zemine giydirilen gayet mzeyyen ve mnakka gmlee esbab namna ve
tabiat lisanyla ve felsefe diliyle der ki: "Sende tasarruf edebilirim ve sana
mlikim veya sende hissem var" diye dava eder. O vakit o gmlek,
(Haiye)o halie, hak ve hakikat namna, lisan- hikmetle o mddeye der
ki: "Eer seneler, karnlar adedince yere giydirilip sonra intizam ile
karlp gemi zamann ipine aslan ve yeniden giydirilecek ve kemal-i
intizam ile kader dairesinde proramlar ve biimleri izilen ve tayin
olunan ve gelecek zamann eridine taklan ve intizaml ve hikmetli, ayr
ayr naklar bulunan btn gmlekleri, halieleri dokuyacak, icad edecek
kudret ve san'at sende varsa, hem hilkat-i arzdan t harab- arza kadar,
belki ezelden ebede kadar ulaacak, hikmetli, kudretli iki manev elin varsa
ve btn atklarmdaki btn ferdleri icad edecek kemal-i intizam ve
hikmetle tamir ve tecdid edecek sende bir iktidar ve hikmet varsa, hem
bizim modelimiz ve bizi giyen ve bizi kendine pee ve araf yapan kre-i
arz elinde tutup mcid olabilirsen, bana rububiyet dava et. Yoksa haydi
darya! Bu yerde yer bulamazsn. Hem bizde yle bir sikke-i vahdet ve
yle bir turra-i ehadiyet vardr ki, btn kinat kabza-i tasarrufunda
olmayan ve btn eyay, btn uunatyla birden grmeyen ve nihayetsiz
ileri beraber yapamayan ve her yerde hazr ve nzr bulunmayan ve
mekndan mnezzeh olmayan ve nihayetsiz hikmet ve ilim ve kudrete
mlik olmayan bize sahib olamaz ve mdahale edemez."
Sonra o mdde gider. "Belki kre-i arz kandrp orada bir yer
bulurum"


(Haiye): Fakat u halie hem hayattardr, hem intizaml bir ihtizazdadr. Her
vakit naklar kemal-i hikmet ve intizam ile tebeddl eder. T ki nessacnn
muhtelif cilve-i esmasn ayr ayr gstersin.

---sh:(S:596) -------------
der. Gider, kre-i arza(Haiye-1) yine esbab namna ve tabiat lisanyla der
ki: "Byle serseri gezdiinden, sahibsiz olduunu gsteriyorsun. yle ise,
sen benim olabilirsin." O vakit kre-i arz, hak namna ve hakikat diliyle,
gk grlts gibi bir sad ile ona der ki: "Haltetme... Ben, nasl serseri,
sahibsiz olabilirim? Benim elbisemi ve elbisemin iindeki en kk bir
noktay, bir ipi intizamsz bulmu musun ve hikmetsiz ve san'atsz grm
msn ki, bana sahibsiz, serseri dersin. Eer hareket-i seneviyem ile
takriben yirmibe bin senelik(Haiye-2) bir mesafede, bir senede gezdiim
ve kemal-i mizan ve hikmetle vazife-i hizmetimi grdm o daire-i
azmeye hakik mlik olabilirsen ve kardelerim ve benim gibi vazifedar
olan on seyyareye ve gezdikleri btn dairelere ve bizim imammz ve biz
onunla bal ve cazibe-i rahmetle ona takl olduumuz gnei icad edip,
yerletirecek ve sapan ta gibi beni ve seyyarat yldzlar ona balayacak
ve kemal-i intizam ve hikmetle dndrp istihdam edecek bir nihayetsiz
hikmet ve nihayetsiz kudret sende varsa, bana rububiyet dava et, yoksa
haydi cehennem ol, git! Benim iim var. Vazifeme gidiyorum. Hem
bizlerdeki hametli intizamat ve dehetli harekt ve hikmetli teshirat
gsteriyor ki, bizim ustamz yle bir zttr ki; btn mevcudat, zerrelerden
yldzlara ve gnelere kadar emirber nefer hkmnde ona muti' ve
msahhardrlar. Bir aac, meyveleriyle tanzim ve tezyin ettii gibi,
kolayca gnei, seyyaratla tanzim eder bir Hakm-i Zlcelal ve Hkim-i
Mutlak'tr."
Sonra o mdde, yerde yer bulamad iin gider gnee. Kalbinden
der ki: "Bu ok byk bir eydir, belki iinde bir delik bulup, bir yol
aarm. Yeri de msahhar ederim." Gnee irk namna ve eytanlam
felsefe lisanyla, Mecusilerin dedikleri gibi der ki: "Sen bir sultansn, kendi
kendine mliksin, istediin gibi tasarruf edersin." Gne ise, Hak namna
ve hakikat lisanyla ve hikmet-i lahiye diliyle ona der: "H yzbin defa
h ve kell!.. Ben msahhar bir memurum. Seyidimin

(Haiye-1): Elhasl: Zerre, o mddeyi kreyvat- hamraya havale eder. Kreyvat- hamra
onu hceyreye, hceyre dahi beden-i insana, beden-i insan ise nev-i insana, nev-i insan
onu zhayat enva'ndan dokunan arzn gmleine, arzn gmlei dahi kre-i arza, kre-i
arz onu gnee, gne ise btn yldzlara havale eder. Herbiri der: "Git, benden
yukardakini zabtedebilirsen sonra gel benim zabtma al. Eer onu malub etmezsen,
beni ele geiremezsin."
Demek, btn yldzlara szn geiremiyen, birtek zerreye rububiyetini
dinletemez.
(Haiye-2): Bir dairenin takriben nsf- kutru, yzseksen milyon kilometre olsa; o daire
(kendisi) takriben yirmibe bin senelik mesafe olur.



---sh:(S:597) -------------
misafirhanesinde bir mumdarm. Bir sinee, belki bir sinein kanadna
dahi hakik mlik olamam. nki sinein vcudunda yle manev
cevherler ve gz, kulak gibi antika san'atlar var ki; benim dkknmda yok.
Daire-i iktidarmn haricindedir." der, mddeyi tekdir eder.
Sonra o mdde dner, firavunlam felsefe lisanyla der ki:
"Madem kendine mlik ve sahib deilsin, bir hizmetkrsn; esbab namna
benimsin." der. O vakit gne, hak ve hakikat namna ve ubudiyet lisanyla
der ki: "Ben yle birinin olabilirim ki; btn emsalim olan ulv yldzlar
icad eden ve semavatnda kemal-i hikmetle yerletiren ve kemal-i hametle
dndren ve kemal-i znetle sslendiren bir zt olabilir."
Sonra o mdde, kalbinden der ki: "Yldzlar ok kalabalktrlar.
Hem dank, karmakark grnyorlar. Belki onlarn iinde,
mekkillerim namna birey kazanrm." der. Onlarn iine girer. Onlara
esbab namna, erikleri hesabna ve tuyan etmi felsefe lisanyla,
ncumperest olan sabiiyyunlarn dedikleri gibi der ki: "Sizler, pekok
dank olduunuzdan, ayr ayr hkimlerin taht- hkmnde
bulunuyorsunuz." O vakit yldzlar namna bir yldz der ki: "Ne kadar
sersem, aklsz ve ahmak ve gzszsn ki; bizim yzmzdeki sikke-i
vahdeti ve turra-i ehadiyeti grmyorsun, anlamyorsun. Ve bizim
nizamat- liyemizi ve kavanin-i ubudiyetimizi bilmiyorsun. Bizi
intizamsz zannediyorsun. Bizler yle bir ztn san'atyz ve
hizmetkrlaryz ki, bizim denizimiz olan semavat ve eceremiz olan
kinat ve mesireghmz olan nihayetsiz feza-y lemi kabza-i
tasarrufunda tutan bir Vhid-i Ehad'dir. Bizler donanma elektrik lmbalar
gibi, onun kemal-i rububiyetini gsteren nurani ahidleriz ve saltanat-
rububiyetini iln eden kl brhanlarz. Herbir taifemiz onun daire-i
saltanatnda ulv, sfl, dnyev, berzah, uhrev menzillerde hamet-i
saltanatn gsteren ve ziya veren nurani hizmetkrlarz.
Evet herbirimiz kudret-i Vhid-i Ehad'in birer mu'cizesi ve ecere-i
hilkatin birer muntazam meyvesi ve vahdaniyetin birer mnevver brhan
ve melaikelerin birer menzili, birer tayyaresi, birer mescidi ve avalim-i
ulviyenin birer lmbas, birer gnei ve saltanat- rububiyetin birer ahidi
ve feza-y lemin birer zneti, birer kasr, birer iei ve sema denizinin
birer nurani bal ve gkyznn birer gzel gz (Haiye)olduumuz
gibi, heyet-i mecmuamzda sknet iinde bir skt
(Haiye): Cenab- Hakk'n acaib-i masnuatna bakp, temaa edip ve ettiren iaretleriz.
Yani: Semavat, hadsiz gzlerle zemindeki acaib-i san'at- lahiyeyi temaa eder gibi
grnyor. Semann melaikeleri gibi, yldzlar dahi maher-i acaib ve garaib olan arza
bakyorlar ve zuurlar dikkatle baktryorlar, demektir.

---sh:(S:598) -------------
ve hikmet iinde bir hareket ve hamet iinde bir znet ve intizam iinde
bir hsn- hilkat ve mevzuniyet iinde bir kemal-i san'at bulunduundan
Sni'-i Zlcelalimizi, nihayetsiz diller ile vahdetini, ehadiyetini,
samediyetini ve evsaf- cemal ve celal ve kemalini btn kinata iln
ettiimiz halde, bizim gibi nihayet derecede safi, temiz, muti', msahhar
hizmetkrlar, karmakarklk ve intizamszlk ve vazifesizlik hatt
sahibsizlik ile ittiham ettiinden tokata mstehaksn." der. O mddenin
yzne recm-i eytan gibi, bir yldz yle bir tokat vurur ki, yldzlardan
t cehennemin dibine onu atar. Ve beraberinde olan tabiat
(Haiye)evham derelerine ve tesadf adem kuyusuna ve erikleri,
imtina' ve muhaliyet zulmatna ve din aleyhindeki felsefeyi, esfel-i
safilnin dibine atar. Btn yldzlarla beraber o yldz ....!
..!......! ferman- kudssini okuyorlar. Ve "Sinek
kanadndan tut, t semavat kandillerine kadar, bir sinek kanad kadar
erike yer yoktur ki, parmak kartrsn" diye iln ederler.
,.:-!,..-!...............!,......-..
..-.~....-........,....,..!
.....-........-....
.-..-.!.........:.
* * *


(Haiye): Fakat sukuttan sonra tabiat tvbe etti. Hakik vazifesi, tesir ve fiil
olmadn, belki kabul ve infial olduunu anlad. Ve kendisi kader-i lahnin bir
nevi defteri -fakat tebeddl ve tegayyre kabil bir defteri- ve kudret-i
Rabbaniyenin bir nevi proram ve Kadr-i Zlcelal'in bir nevi ftr eriat ve bir
nevi mecmua-i kavanini olduunu bildi. Kemal-i acz ve inkyad ile vazife-i
ubudiyetini taknd. Ve ftrat- lahiye ve san'at- Rabbaniye ismini ald.









---sh:(S:599) -------------

.....-..-.....-.!.L..
yetinin ezel bandan, bir ieine iaret eden Arab fkralardr.
..-...L..........!.-:! ..-
.....!.........:.-.......!~..!.....!.:..
...-.!........-!......:..!..--!.....!.L..!
..-!..-.....-.!..:.....!......L....:.!
...!.....-..!...:.-:!.-.:-.:..!.-.
................-.-....-..
.............._...........-
......-
................-.._..:.....
..!..-..--_..-..
........-...........-..............
........
...........!...!...















---sh:(S:600) -------------
Arab fkrann tercmesi :
Yani: Gya iek am herbir aa, gzel yazlm manzum bir
kasidedir ki; o kaside Ftr- Zlcelal'in medayih-i bahiresini inad edip,
irane lisan- hal ile sylyor. Veyahut o iek am herbir aa, binler
bakar ve baktrr gzlerini am, t Sni'-i Zlcelal'in neir ve tehir
olunan acaib-i san'atn bir-iki gzle deil, belki binler gzlerle baksn; t
ehl-i dikkati yle baktrsn. Veyahut o iek aan herbir aa, umum
bayram olan baharn iindeki husus bayramnda ve resm-i geit-misal bir
anda yeillenmi a'zalarn en ssl mzeyyenatla sslemi. T ki, onun
Sultan- Zlcelal'i, ona ihsan ettii hedayay ve letaifi ve sr-
nuraniyesini mahede etsin. Hem meher-i san'at- lahiye olan zeminin
yznde ve bahar mevsiminde, murassaat- rahmetini enzar- halka tehir
etsin. Ve ecerin hikmet-i hilkatini beere iln etsin. ncecik dallarnda ne
kadar mhim hazineler bulunduunu ve ihsanat- Rahmaniyenin
meyvelerinde ne derece mhim defineler var olduunu gstermekle
kemal-i kudret-i lahiyeyi gstersin.
* * *






















---sh:(S:601) -------------
BRNC MEVKIF'IN KK BR ZEYL
......
~!...............,......!!..L..,.
..:...:._.......!.!.L.,
.:-.-
.......:-...
-..!.....-!..L....
.....-.............:-:
......L....!...-....-.
~!...............,......!!..L..,.
Bu yetin bir nevi tercmesi olan
..:...:._.......!.!.L.,tercmesi
dir. Yani yet-i kerime nazar- dikkati semann znetli ve gzel yzne
eviriyor. T dikkat-i nazar ile, semann yznde fevkalde sknet
iinde bir sktu grp, bir Kadr-i Mutlak'n emir ve teshiriyle o
vaziyeti aldn anlasn. Yoksa eer babo olsa idiler, birbiri iinde o
dehetli hadsiz ecram, o gayet byk kreler ve gayet sr'atli
hareketleriyle yle bir velveleyi karmak lzm idi ki, kinatn kulan
sar edecekti. Hem yle bir zelzele-i herc merc iinde karklk
olacakt ki, kinat datacakt. Yirmi camus, birbiri iinde hareket etse
ne kadar velveleli bir herc merce sebebiyet verdii malm. Halbuki
Kre-i Arz'dan bin defa byk ve top gllesinden yetmi defa sr'atli
hareket edenler, yldzlar ierisinde var olduunu kozmorafya sylyor.






---sh:(S:602) -------------
te sknet iindeki skt-u ecramdan Sni'-i Zlcelal'in ve Kadr-i
Zlkemal'in derece-i kudret ve teshirini ve ncumun ona derece-i inkyad
ve itaatini anla.
.:-.-Hem semann yznde, hikmet iinde bir
hareketi grmeyi yet emrediyor. Evet gayet acib ve azm o harekt,
gayet dakik ve geni hikmet iindedir. Naslki bir fabrikann arklarn ve
dolaplarn bir hikmet iinde eviren bir san'atkr, fabrikann azamet ve
intizam derecesinde derece-i san'at ve meharetini gsterir. yle de: Koca
Gnee, seyyarat ile beraber fabrika vaziyetini veren ve o mdhi azm
kreleri sapan talar misill ve fabrika arklar gibi etrafnda dndren
bir Kadr-i Zlcelal'in derece-i kudret ve hikmeti, o nisbette nazara
tezahr eder.
.... ...:-...Yani: Hem semavat
yznde, yle bir hamet iinde bir parlamak ve bir znet iinde bir
tebessm var ki; Sni'-i Zlcelal'in ne kadar muazzam bir saltanat, ne
kadar gzel bir san'at olduunu gsterir. Donanma gnlerinde kesretli
elektrik lmbalar, sultann derece-i hametini ve terakkiyat- medeniyede
derece-i kemalini gsterdii gibi; koca semavat o hametli, znetli
yldzlaryla Sni'-i Zlcelal'in kemal-i san'atn ve cemal-i san'atn,
ylece nazar- dikkate gsteriyorlar.
-..!.....-!..L....Hem diyor ki: Semann
yzndeki mahlukatn intizamn, dakik mizanlar iinde masnuatn
mevzuniyetini gr ve anla ki: Onlarn Snii ne kadar Kadr ve ne kadar
Hakm olduunu bil. Evet muhtelif ve kk cirimleri veyahut hayvanlar
dndren ve bir vazife iin eviren ve bir mizan- mahsus ile, herbirini
muayyen bir yolda sevkeden bir ztn derece-i iktidar ve hikmetini ve
hareket eden cirimlerin ona derece-i itaat ve msahhariyetlerini
gsterdikleri gibi, koca semavat o dehetli azametiyle hadsiz yldzlaryla
ve o yldzlar da dehetli byklkleriyle ve gayet iddetli hareketleriyle
beraber, zerre miktar ve bir saniyecik kadar hududlarndan tecavz
etmemeleri, bir ire-i dakika kadar vazifelerinden geri kalmamalar,
Sni'-i Zlcelallerinin ne kadar dakik bir mizan- mahsus ile rububiyetini
icra ettiini nazar- dikkate gsterirler. Hem de u yet gibi Sure-i
Amme'de ve sair yetlerde beyan olunan teshir-i ems ve Kamer ve
ncumla iaret ettii gibi:

---sh:(S:603) -------------
....-......-.............:-:
......L....!...-
Yani: Semann mzeyyen tavanna, gne gibi k verici,
sndrc bir lmbay takmak; gece gndz hatlaryla, k yaz
sahifelerinde mektubat- Samedaniyeyi yazmasna bir nur hokkas
hkmne getirmek ve yksek minare ve kulelerdeki byk saatlarn
parlayan akrebleri misill, kubbe-i semada Kameri, zamann saat-
kbrasna bir akreb yapmak; mtefavit ok hilller suretinde her geceye
gya ayr bir hill brakp, sonra dnp kendine toplamak, menzillerinde
kemal-i mizanla, dakik hesabla hareket ettirmek ve kubbe-i semada
parlayan, tebessm eden yldzlarla, gn gzel yzn yaldzlamak,
elbette nihayetsiz bir saltanat- rububiyetin eairidir. Zuura, onu i'ar
eden muhteem bir uluhiyetin iaratdr. Ehl-i fikri, imana ve tevhide
davet eder.
Bak kitab- kinatn safha-i rengnine
Hme-i zerrn-i kudret, gr ne tasvir eylemi.
Kalmam bir nokta-i muzlim, em-i dil erbabna
Sanki ytn Huda, nur ile tahrir eylemi.
Bak, ne mu'ciz-i hikmet, iz'anrub-y kinat;
Bak, ne l bir temaadr feza-y kinat;
Dinle de yldzlar, u hutbe-i irinine,
Name-i nurn-i hikmet, bak ne takrir eylemi.
Hep beraber nutka gelmi, hak lisanyla derler:
Bir Kadr-i Zlcelal'in hamet-i sultanna
Birer brhan- nur-efanz vcub-u Snia, hem vahdete, hem
kudrete ahidleriz biz.
u zeminin yzn yaldzlayan nazenin mu'cizat n melek
seyranna
Bu semann arza bakan, Cennet'e dikkat eden, binler mdakkik
gzleriz biz.
Tb-y hilkatten semavat kkna, hep kehkean asanna
Bir Cemil-i Zlcelal'in dest-i hikmetiyle taklm, binler gzel
meyveleriz biz.
u semavat ehline birer mescid-i seyyar, birer hane-i devvar, birer
ulv aiyane,
Birer misbah- nevvar, birer gemi-i cebbar, birer tayyareyiz biz.


---sh:(S:604) -------------
Bir Kadr-i Zlkemal'in, bir Hakm-i Zlcelal'in, birer mu'cize-i
kudret, birer hrika-i san'at- Hlkane,
Birer nadire-i hikmet, birer dhiye-i hilkat, birer nur lemiyiz biz.
Byle yzbin dil ile, yzbin brhan gsteririz, iittiririz insan olan
insana,
Kr olas dinsiz gz, grmez oldu yzmz. Hem iitmez
szmz. Hak syleyen yetleriz biz.
Sikkemiz bir, turramz bir, Rabbimize msahharz, msebbihiz
abdane
Zikrederiz, kehkeann halka-i kbrasna mensub birer
meczublarz biz...
* * *



























---sh:(S:605) -------------



KNC MEVKIF

...! .- ..
u Mevkfn Maksad Var
BRNC MAKSAD
(Bir yldzn tokatyla yere sukut eden ehl-i irk ve dalaletin vekili,
zerrelerden yldzlara kadar hibir yerde zerre miktar irke yer bulamadndan,
o tarzdaki davadan vazgeip, fakat eytan gibi, vahdete dair tekikat yapmak
iin mhim sual ile, ehadiyete ve vahdete dair ehl-i tevhide vesvese yapmak
istedi.)
BRNC SUAL: Zndka lisanyla diyor ki: "Ey ehl-i Tevhid!
Ben, kendi mekkillerim namna bir ey bulamadm, mevcudatta bir
hisse karamadm, mesleimi isbat edemedim. Fakat siz ne ile nihayetsiz
bir kudret sahibi bir Vhid-i Ehad'i isbat ediyorsunuz? Neden onun
kudretiyle beraber baka eller karmasn kabil grmyorsunuz?"
ELCEVAB: Yirmiikinci Sz'de kat' isbat edilmi ki; btn
mevcudat, btn zerrat, btn yldzlar, herbiri Vcib-l Vcud'un ve
Kadr-i Mutlak'n vcub-u vcuduna birer brhan- neyyirdir. Btn
kinattaki silsilelerin herbiri, onun vahdaniyetine birer delil-i kat'dir.
Kur'an- Hakm hadsiz brhanlarnda isbat ettii gibi, umumun nazarna
en zahir brhanlar daha ziyade zikreder. Ezcmle:
!...!......!.-.,..!...!.
,:..!.,:...!..-.......!.-....

gibi pekok ytla, Kur'an- Hakm; hilkat- arz ve semavat, vahdaniyete
bedahet derecesinde bir brhan gsteriyor ki, ister istemez zuur





---sh:(S:606) -------------
olan her adam, hilkat- arz ve semavatta bizzarure Hlk- Zlcelalini
tasdik etmee mecburdur ki, !...!der.
Birinci Mevkf'ta nasl bir zerreden baladk, t yldzlara ve
semavata kadar sikke-i tevhidi gsterdik. Kur'an- Hakm u nevi ytla,
yldzlardan ve semavattan tutup, t zerrelere kadar, irki tard eder. yle
iaret eder ve manen der:
Semavat ve arz byle muntazam halkeden bir Kadr-i Mutlak'n,
elbette devair-i masnuatndan olan manzume-i emsiye bilbedahe onun
kabza-i tasarrufundadr. Madem o Kadr-i Mutlak, emsi seyyaratyla
kabza-i tasarrufunda tutuyor ve tanzim ve teshir ve tedvir ediyor. Elbette
o manzume-i emsiyenin bir cz' ve ems ile balanan kre-i arz dahi
kabza-i tasarrufunda ve tedbir ve tedvirindedir. Madem kre-i arz, kabza-
i tasarrufunda ve tedbir ve tedvirindedir; bilbedahe arzn yznde yazlan
ve icad edilen ve yerin meyveleri ve gayat hkmnde olan masnuat dahi,
onun kabza-i rububiyetinde ve terbiyesindedir. Madem btn zeminin
yzne serilen ve serpilen ve yzn yaldzlayan ve znetlendiren ve her
zaman tazelenen, gelip giden ve zemin onlarla dolup boalan umum
masnuat, kabza-i kudret ve ilmindedir ve adl hikmetinin mizanyla
llp ve tanzim edilir. Madem btn enva', onun kabza-i kudretindedir.
Elbette o enva'n muntazam ve mkemmel ferdleri ve lemin kk
misal-i musaggarlar ve enva'- kinatn blanolar ve kitab- lemin
kck fihristeleri hkmnde olan cz' ferdleri, bilbedahe onun kabza-i
rububiyetinde ve icadndadr ve tedvir ve terbiyesindedir. Madem herbir
zhayat, kabza-i tedbir ve terbiyesindedir. Elbette o zhayatn vcudunu
tekil eden hceyrat ve kreyvat ve a'za ve asab; bilbedahe onun kabza-i
ilim ve kudretindedir. Madem herbir hceyre ve kandaki herbir kreyvat,
onun taht- emrindedir ve daire-i tasarrufundadr ve onun kanunuyla
hareket ederler. Elbette btn bunlarn madde-i esasiyesi ve btn
onlardaki nak- san'ata ve nesc-i naka mekikler ve yaylar hkmnde
olan zerrat dahi bizzarure onun kabza-i kudretinde ve daire-i ilmindedir
ve onun emriyle, izniyle, kuvvetiyle muntazam harekt yapar, mkemmel
vezaif grrler. Madem herbir zerrenin hareketi ve vazife grmesi, onun
kanunuyla, izniyle, emriyledir. Elbette teahhusat- vechiye ve herkesin
yznde herkesten onu temyiz edecek birer almet-i farika bulunmas ve
smalar gibi seslerde, dillerde ayr ayr farklar bulunmas, bilbedahe onun
ilim ve hikmetiyledir. te u silsileye mebde' ve mntehay zikrederek
iaret eden u yete bak:

---sh:(S:607) -------------
..-.......!.-....
..!.-.!.....!. ,:..!.,:...!
imdi deriz: Ey ehl-i irkin vekili! te silsile-i kinat kadar
kuvvetli brhanlar, meslek-i tevhidi isbat eder. Ve bir Kadr-i Mutlak'
gsterir. Madem hilkat- semavat ve arz, bir Sni'-i Kadr'i ve o Sni'-i
Kadr'in nihayetsiz bir kudretini ve o nihayetsiz bir kudretin, nihayetsiz
bir kemalde olduunu gsterir. Elbette eriklerden istina-y mutlak var.
Yani, hibir cihette eriklere ihtiya yok. htiya olmad halde neden bu
zulmatl meslekte gidiyorsunuz? Ne zorunuz var ki, oraya giriyorsunuz?
Hem de rekaya hibir ihtiya olmad ve kinat onlardan mstani-i
mutlak olduklar halde, erik-i uluhiyet gibi, rububiyet ve icad erikleri
dahi mmteni'dirler, vcudlar muhaldir. nki semavat ve arzn
Sniindeki kudret hem nihayet kemalde, hem nihayetsiz olduunu isbat
ettik. Eer erik bulunsa, mtenah dier bir kudret, o nihayetsiz ve gayet
kemaldeki kudreti malub edip, bir ksm yer zabtetmek ve ona nihayet
vermek ve manen ciz brakp, hadsiz olduu halde tahdid etmek ve
hibir mecburiyet olmadan bir mtenah ey, nihayetsiz bir eye,
nihayetsiz olduu bir vakitte nihayet vermek ve mtenah yapmak
lzmgelir ki; bu, muhalatn en gayr- makul ve mmteniatn en
katmerlisidir.
Hem erikler "mstaniyetn anha" ve "mmteniatn bizzt" yani
hi onlara ihtiya olmad gibi, vcudlar muhal olduklar halde onlar
dava etmek, srf tahakkmdir. Yani aklen, mantkan, fikren o davay
ettirecek bir sebeb olmad iin, manasz szler hkmndedir. lm-i
Uslce "tahakkm" tabir edilir. Yani manasz dava-y mcerreddir. lm-i
Kelm ve lm-i Usl'n dsturlarndandr ki, denilir:
..!....!..-!...-!.....
......!.!.:.......
Yani: Bir delilden, bir emareden ne'et etmeyen bir ihtimalin
ehemmiyeti yok. Kat' ilme ek katmaz. Yakn-i hkmyi sarsmaz."
Mesel; ztnda Barla denizi, (yani Eirdir Gl) imkn ve ihtimal var ki,
pekmez olsun; yaa inklab etmi olsun. Fakat madem bir emareden, o
imkn ve ihtimal ne'et etmiyor; onun vcuduna ve su olduuna, kat'
ilmimize, tesir etmez, ek ve vesvese vermez.



---sh:(S:608) -------------
te bunun gibi, mevcudatn her tarafndan, kinatn her
kesinden sorduk: Birinci Mevkf'ta gsterildii gibi, zerrattan yldzlara
kadar ve kinci Mevkf'ta grld gibi; hilkat- semavat ve arzdan, t
smalardaki teahhusata kadar hangi eyden soruldu ise, lisan- hal ile
vahdaniyete ehadet ve sikke-i tevhidi gsterdi. Sen de grdn... yle
ise; kinatn mevcudatnda bir emare yok ki, bir irk ihtimali ona bina
edilsin. Demek dava-y irk, srf tahakkm ve manasz sz ve dava-y
mcerred olduundan; irki iddia etmek, mahz- cehalet, ayn- belhettir.
te ehl-i dalaletin vekili, buna kar diyecei kalmyor. Yalnz
diyor ki: "irke emare, kinattaki tertib-i esbabdr. Hereyin bir sebeble
bal olduudur. Demek esbabn hakik tesirleri vardr. Tesirleri varsa,
erik olabilirler?"
Elcevab: Meiet ve hikmet-i lahiyenin muktezasyla ve ok
esmann tezahr etmek istemesiyle; msebbebat, esbaba rabtedilmi.
Herbir ey, bir sebeble balanm. Fakat ok yerlerde ve mteaddid
Szlerde kat' isbat etmiiz ki: "Esbabda hakik tesir-i icad yok." imdi
yalnz bu kadar deriz ki: Esbab iinde, bilbedahe en erefi ve ihtiyar en
geni ve tasarrufat en vasi', insandr. nsann dahi en zahir ef'al-i
ihtiyariyesi iinde en zahiri; ekl ve kelm ve fikirdir. Yani: Yemek,
sylemek, dnmektir. u yemek, sylemek, dnmek ise gayet
muntazam, acib, hikmetli birer silsiledir. O silsilenin yz cz'nden,
insann dest-i ihtiyarna verilen ancak bir cz'dr. Mesel: Yemekten,
bedenin tegaddi-i hceyratndan tut, t semeratn teekklne kadar olan
silsile-i ef'al iinde, insann dest-i ihtiyarna verilen yalnz azdaki
dilerin deirmenini tahrik edip onu inemektir. Ve sylemek
silsilesinden yalnz meharic-i huruf kalplarna, havay sokup
karmaktr. Halbuki aznda birtek kelime, bir ekirdek gibi iken, bir
aa hkmndedir. Hava iinde milyonlar ayn kelime gibi meyveler
verir. Milyonlarla dinleyenlerin kulaklarna girer. Bu misal snble,
insandaki hayalin eli ancak yetiebilir. htiyarn ksack eli, nasl yetiir?
Madem esbab iinde en erefi ve en ziyade ihtiyar sahibi olan insan,
byle hakik icaddan eli balansa, sair cemadat ve behimat ve anasr ve
tabiat; nasl hakik mutasarrf olabilirler? Yalnz o esbab, birer zarftr ve
masnuat- Rabbaniyeye bir klftrlar ve hedaya-y Rahmaniyeye birer
tablacdrlar. Elbette bir padiahn hediyesinin kab veya hediyeye sarlan
mendil veyahut hediye eline verilip getiren nefer, o padiahn saltanatna
erik olamazlar. Ve onlar erik tevehhm eden, sama


---sh:(S:609) -------------
bir hezeyan eder. yle de esbab- zahiriye ve vesait-i suriyenin,
rububiyet-i lahiyeden hibir cihette hisseleri olamaz. Hizmet-i
ubudiyetten baka nasibleri yoktur.

KNC MAKSAD
Ehl-i irkin vekili, meslek-i irki hibir cihette isbat
edemediinden ve onun isbatndan me'yus kaldndan; ehl-i tevhidin
mesleini, tekikatyla ve bheleriyle tahrib etmee almak
istediinden; yle ikinci bir sual ediyor. Diyor ki:
Ey ehl-i tevhid! Siz diyorsunuz ki:
...! .- ..
Hlk- lem birdir; Ehaddir, Sameddir. Hem, hereyin Hlk odur.
Ehadiyet-i ztiyesiyle beraber dorudan doruya hereyin dizgini onun
elinde; hereyin anahtar kabzasnda, hereyin nasiyesini tutuyor; bir i
bir ie mani olmuyor. Btn eyada, btn ahvaliyle bir anda tasarruf
edebilir." Byle acib bir hakikata nasl inanlabilir? Mahhas bir tek zt,
nihayetsiz yerlerde, nihayetsiz ileri klfetsiz yapabilir mi?
ELCEVAB: u suale, gayet derin ve ince ve gayet yksek ve
geni olan bir srr- Ehadiyet ve Samediyetin beyanyla cevab verilir.
Fikr-i beer ise o srra, ancak bir temsil drbniyle ve mesel rasadyla
bakabilir. Cenab- Hakk'n zt ve sftnda misil ve misali yok. Fakat
mesel ve temsil ile bir derece uunatna baklabilir. te biz de, temsilt-
maddiye ile o srra iaret edeceiz.
Birinci Temsil: yle ki: Onaltnc Sz'de isbat edildii gibi:
Birtek zt- mahhas, muhtelif yineler vastasyla klliyet kesbeder. Bir
cz'i-yi hakik iken, uunat- kesreye mlik bir kll hkmne geer.
Evet nasl cisman eylere cam ve su gibi maddeler yine olup, cisman
birtek ey, o yinelerde bir klliyet kesbeder. yle de: Nurani eylere ve
ruhaniyata dahi, hava ve esr ve lem-i misalin baz mevcudat, yineler
hkmnde ve berk ve hayal sr'atinde birer vasta-i seyr seyahat
suretine geerler ki, o nuraniler ve o ruhanler, hayal sr'atiyle o meraya-
y nazifede ve o menazil-i latifede gezerler. Bir anda binler yerlere
girerler. Ve her yinede, nurani olduklar ve akisleri onlarn ayn ve
onlarn hsiyetine mlik olduklar iin, cismaniyetin aksine olarak, her
yerde bizzt bulunur gibi hkmederler. Kesif cismanilerin akisleri




---sh:(S:610) -------------
ve misalleri, o cismaniyetin aynlar olmad gibi, hsiyetine dahi mlik
deil, l saylrlar. Mesel: Gne, mahhas bir cz' olduu halde,
parlak eya vastasyla bir kll hkmne geer. Zemin yzndeki btn
parlak eylere, hatt herbir katre suya ve cam zerreciklerine birer aksini,
birer misal gnei, onlarn kabiliyetine gre verir. Gnein hararet ve
ziyas ve ziyasndaki yedi rengi ve ztnn bir nevi misali, herbir parlak
cisimde bulunur. Faraza gnein ilmi, uuru bulunsa idi; her yine onun
bir nevi menzili ve taht ve iskemlesi hkmnde olup, her eyle bizzt
temas eder, her zuurla yineleri vastasyla, hatt gzbebeiyle birer
telefon hkmnde muhabere edebilirdi. Bir ey, bir eye mani olmazd.
Bir muhabere, bir muhabereye sed ekmezdi. Her yerde bulunmakla
beraber, hibir yerde bulunmazd.
Acaba: Bir ztn binbir isminden yalnz Nur isminin madd ve
cz' ve camid bir yinesi hkmnde olan gne, byle teahhusu ile
beraber, kll yerlerde kll ilere mazhar olsa; o Zt- Zlcelal, ehadiyet-
i ztiyesiyle beraber nihayetsiz ileri bir anda yapamaz m?
kinci Temsil: Kinat bir ecere hkmnde olduu iin, herbir
ecere, kinatn hakaikna misal olabilir. te biz de u odamzn
nndeki muhteem, muazzam nar aacn, kinata bir misal-i
musaggar hkmnde tutup, kinattaki cilve-i ehadiyeti onun ile
gstereceiz. yle ki:
u aacn, lakal on bin meyvesi var. Herbir meyvesinin, lakal
yzer kanatl ekirdei var. Btn on bin meyve ve bir milyon ekirdek;
bir anda, beraber bir san'at ve icada mazhardrlar. Halbuki u aacn
ekirdek-i aslsinde ve kknde ve gvdesinde, cz' ve mahhas ve
ukde-i hayatiye tabir edilen bir cilve-i irade-i lahiye ve bir nve-i emr-i
Rabban ile, u aacn kavanin-i tekiliyesinin merkeziyeti; her daln
banda, herbir meyvenin iinde, herbir ekirdein yannda bulunur ki,
hibirinin bir eyini, noksan brakmayarak, birbirine mani olmayarak;
onunla yaplr. Ve o birtek cilve-i irade ve o kanun-u emr; ziya, hararet,
hava gibi dalp her yere gitmiyor. nki gittii yerlerin ortalarndaki
uzun mesafelerde ve muhtelif masnularda hibir iz brakmyor, hibir
eseri grlmyor. Eer intiar ile olsa idi; izi ve eseri grlecekti. Belki
bizzt, tecezzi ve intiar etmeden her birisinin yannda bulunuyor.
Ehadiyetine ve ahsiyetine o kll iler, mnaf olmuyor. Hatt denilebilir
ki: O cilve-i irade, o kanun-u emr, o ukde-i hayatiye; herbirinin yannda
bulunur, hibir yerde de bulunmaz. Gya u muhteem aata meyveler,
ekirdekler adedince o kanun-u emrnin birer gz, birer
---sh:(S:611) -------------
kula var. Belki aacn herbir cz', o kanun-u emrnin duygularnn
birer merkezi hkmndedir ki; uzun vastalar perde olup bir mani tekil
etmek deil, belki telefon telleri gibi birer vesile-i teshil ve takrib olur.
En uzak, en yakn gibidir.
Madem bilmahede Zt- Ehad-i Samed'in, irade gibi bir
sfatnn birtek cilve-i cz'si, bilmahede milyon yerde, milyonlar ie
vastasz medar olur. Elbette Zt- Zlcelal'in tecelli-i kudret ve
iradesiyle, ecere-i hilkat btn ecza ve zerratyla beraber tasarruf
edebilmesine uhud derecesinde yakn etmek lzmgelir.
Onaltnc Sz'de isbat ve izah edildii gibi deriz ki: Madem,
gne gibi ciz ve msahhar mahluklar ve ruhan gibi madde ile
mukayyed nim-nuran masnular ve u nar aacnn manev nuru, ruhu
hkmnde olan ukde-i hayatiyesi ve merkez-i tasarrufu olan emr
kanunlar ve iradev cilveler, nuraniyet srryla bir yerde iken ve birtek
mahhas cz' olduklar halde, pekok yerlerde ve pekok ilerde
bilmahede bulunabilirler. Ve madde ile mukayyed bir cz' olduklar
halde, mutlak bir kll hkmn alrlar. Ve bir anda bir cz'-i ihtiyar ile,
pekok muhtelif ileri bilmahede kesbederler. Sen de gryorsun ve
inkr edemezsin.
Acaba: Maddeden mcerred ve muall, hem kaydn tahdidinden
ve kesafetin zulmetinden mnezzeh ve mberra, hem u umum envr ve
u btn nuraniyat onun envr- kudsiye-i esmaiyesinin kesif bir glgesi
ve zlali, hem umum vcud ve btn hayat ve lem-i ervah ve lem-i
berzah ve lem-i misal nim-effaf birer yine-i cemali, hem sft muhita
ve uunat klliye olan birtek Zt- Akdes'in irade-i klliye ve kudret-i
mutlaka ve ilm-i muhit ile zahir olan tecelli-i sft ve cilve-i ef'ali
iindeki tevecch- ehadiyetinden hangi ey saklanabilir? Hangi i ona
ar gelebilir? Hangi yer ondan gizlenebilir? Hangi ferd ondan uzak
kalabilir? Hangi ahs klliyet kesbetmeden ona yanaabilir? Hi eya
ondan gizlenebilir mi? Hi bir i, bir ie mani olur mu? Hibir yer, onun
huzurundan hl kalr m? bn-i Abbas Radyallah Anh'n dedii gibi:
"Herbir mevcuda bakar birer manev basar ve iitir birer manev sem'i"
bulunmaz m? Silsile-i eya, onun evamir ve kanunlarnn sr'atle
cereyanlarna birer tel, birer damar hkmne gemez mi? Mevani' ve
avaik, onun tasarrufuna vesail ve vesait olamaz m? Esbab ve vesait, srf
zahir bir perde olamaz m? Hibir yerde bulunmad halde, her yerde
bulunmaz m? Hi tahayyz ve temekkne muhta olur mu? Hi uzaklk
ve kklk ve tabakat- vcudun perdeleri,

---sh:(S:612) -------------
onun kurbiyetine ve tasarrufuna ve uhuduna mani olabilir mi? Hem hi
maddlerin, mmkinlerin, kesiflerin, kesrlerin, mukayyedlerin,
mahdudlarn hassalar ve maddenin ve imknn ve kesafetin ve kesretin
ve takayydn ve mahdudiyetin mahsus ve mnhasr lzmlar olan
tegayyr, tebeddl, tahayyz ve tecezzi gibi emirler; maddeden mcerred
ve Vcib-l Vcud ve Nur-ul Envr ve Vhid-i Ehad ve kuyuddan
mnezzeh ve hududdan mberra ve kusurdan mukaddes ve noksandan
muall bir Zt- Akdes'e lhik olabilir mi? Acz, hi ona yakr m?
Kusur, hi onun damen-i izzetine yanar m?
KNC MAKSAD'IN HTMES
Bir zaman ehadiyete dair bir tefekkrde bulunduum zaman,
odamn yanndaki nar aacnn meyvelerine baktm: Arabiyy-l ibare
bir silsile-i tefekkr kalbe geldi. Nasl gelmi ise, yle arab olarak yazp,
sonra ksa bir mealini syleyeceim. te:
_.-.:-!..--....!.....,-.
..-.....-.!....-..!
.....:!..- .....
....,.....:.L!..:..-. !
.....:!.....-.!........!.
........:!:. ....!.....!
...!....!..-.!.......-.!
.:-!........-.!!,.....!.
..:-!..-.........!....!
.-!.L...-!!.L.!..: .:!...
..-..........!.......!,
!.-!.......L.!......:!...!...:.!. .-:!
....:!....!......!.....!....!......!
..!.....-.!...-.......:-!...
.....!......:!...!.....!....-.!..:-.!..:..!....
---sh:(S:613) -------------
Bu Arab Fkrann Mebdei udur:
..:-.:-..-...:.....-.-..-..
... .......L!......-......L.
........-!..........!..:......!........-.!
.L!..:.......-._.-.....--......!.....-:!
...,...L..~...-..........-......
....!.!,-......-..
.~..!......-.!....-
..-,-..-.........-.-.!....
.-!....!...-!
te Bu Arab Tefekkrn Ksa Bir Meali udur Ki:
Btn meyveler ve iindeki tohumcuklar; hikmet-i Rabbaniyenin
birer mu'cizesi.. san'at- lahiyenin birer hrikas.. rahmet-i lahiyenin
birer hediyesi.. vahdet-i lahiyenin birer brhan- maddsi.. hirette eltaf-
lahiyenin birer mjdecisi.. kudretinin ihatasna ve ilminin mulne
birer ahid-i sadk olduklar gibi; unlar, lem-i kesretin aktarnda ve u
aa gibi tekessr etmi bir nevi lemin etrafnda vahdet yineleridirler.
Enzar, kesretten vahdete eviriyorlar. Lisan- hal ile herbirisi der: "Dal
budak salm u koca aacn iinde dalma, boulma, btn o aa
bizdedir. Onun kesreti, vahdetimizde dhildir." Hatt her meyvenin kalbi
hkmnde olan herbir ekirdek dahi, vahdetin birer madd yinesi
olduklar gibi; zikr-i kalbi-yi haf ile koca aacn zikr-i cehr suretiyle
ektii ve okuduu btn esmay zikreder, okur. Hem o meyveler,
tohumlar; vahdetin yineleri olduklar gibi, kaderin mehud iarat ve
kudretin mcessem rumuzatdr ki; kader onlar ile iaret eder ve kudret o
kelimeler ile remzen der: "Naslki u aacn kesretli dal ve budaklar,
birtek ekirdekten gelmi ve u aacn san'atkrnn icad ve tasvirde
vahdetini gsteriyor. Sonra u aa, dal ve budak salp tekessr ve intiar
ettikten sonra, btn hakikatn bir meyvede toplar. Btn manasn bir
ekirdekte derceder. Onunla Hlk- Zlcelalinin halk ve tedbirindeki
hikmetini gsterir."




---sh:(S:614) -------------
yle de: u ecere-i kinat, bir menba- vahdetten vcud alr,
terbiye grr. Ve o kinatn meyvesi olan insan, u kesret-i mevcudat
iinde, vahdeti gsterdii gibi; kalbi dahi, iman gzyle kesret iinde
srr- vahdeti grr.
Hem o meyveler ve tohumlar, hikmet-i Rabbaniyenin telvihatdr.
Hikmet onlarla ehl-i uura yle ifade ediyor ve diyor ki: "Nasl u aaca
mteveccih kll nazar, kll tedbir, klliyetiyle ve umumiyetiyle birtek
meyveye bakar. nki o meyve, o aaca bir misal-i musaggardr. Hem o
aatan maksud, odur. Hem o kll nazar ve umum tedbir, bir meyvenin
iinde herbir ekirdee dahi nazar eder. nki ekirdek, umum aacn
manasn, fihristesini tayor. Demek aacn tedbirini gren zt, o tedbir
ile alkadar btn esmasyla, aacn vcudundan maksud ve icadnn
gayesi olan herbir semereye mteveccihtir. Hem u koca aa, o kk
meyveler iin bazan budanr, kesilir, tecdid iin baz cihetleri tahrib
edilir. Daha gzel, bki meyveler vermek iin, alanr.
yle de: u ecere-i kinatn semeresi olan beer; kinatn
vcudundan ve icadndan maksud odur ve icad- mevcudatn gayesi de
odur. Ve o meyvenin ekirdei olan insann kalbi dahi, Sni'-i Kinat'n
en mnevver ve en cmi' bir yinesidir. te u hikmettendir ki: u
kck insan, neir ve hair gibi muazzam inklablara medar olmu.
Kinatn tahrib ve tebdiline sebeb olur. Onun muhakemesi iin dnya
kaps kapanp, hiret kaps alr.
Madem harin bahsi geldi. Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n harin
isbatna dair cezalet-i beyann ve kuvvet-i ifadesini gsteren bir nkte-i
hakikatn beyan etmee mnasebet geldi. yle ki:
u tefekkr neticesi gsteriyor ki: Beerin muhakemesi ve saadet-
i ebediye kazanmas iin lzum olsa btn kinat tahrib edilir ve tahrib
ve tebdil edecek bir kudret grnyor ve vardr. Fakat harin meratibi
var. Bir ksmna iman farzdr. Marifeti lzmdr. Dier ksm, terakkiyat-
ruhiye ve fikriyenin derecatna gre grnr. Ve ilim ve marifeti lzm
olur. Kur'an- Hakm, en basit ve kolay olan mertebeyi kat' ve kuvvetli
isbat iin en geni ve en byk bir daire-i hari aacak bir kudreti
gsteriyor. te umuma iman lzm olan harin mertebesi udur ki:
nsanlar ldkten sonra, ruhlar baka makamlara gider. Cesedleri
ryor. Fakat insann cesedinden, bir ekirdek, bir tohum hkmnde
olacak "acb-z zeneb" tabir edilen kk bir cz' bki kalp Cenab-
Hak, onun stnde cesed-i insanyi hairde halkeder, onun


---sh:(S:615) -------------
ruhunu ona gnderir. te bu mertebe o kadar kolaydr ki; her baharda
milyonlarla misali grlyor. te bazan u mertebeyi isbat iin yt-
Kur'aniye yle bir daireyi gsteriyor ki: Btn zerrat har neredecek
bir kudretin tasarrufatn gsterir. Bazan da btn mahlukat fenaya
gnderip, yeniden getirecek bir kudret ve hikmetin srn gsterir. Baz,
yldzlar datp, semavat paralayabilir bir kudret ve hikmetin
tasarrufatn ve srn gsterir. Baz, btn zhayat ldrecek, yeniden
def'aten bir sayha ile diriltecek bir kudret ve hikmetin tasarrufatn ve
tecelliyatn gsterir. Baz, btn ry-i zeminde zhayat olanlar ayr ayr
har neredecek bir kudret ve hikmetin tecelliyatn gsterir. Bazan,
kre-i arz btn btn datacak, dalar uuracak, dzeltip daha gzel
bir surete evirecek bir kudret ve hikmetin srn gsterir. Demek,
herkese iman ve marifeti farz olan hairden baka, ok mertebe-i
hairleri dahi o kudret ve hikmetle yapabilir. Hikmet-i Rabbaniye iktiza
etmi ise, elbette har ner-i insan ile beraber umum onlar dahi
yapacak veyahut baz mhimlerini yapar.
BR SUAL: Diyorsunuz ki: "Sen Szler'de kyas- temsili ok
istimal ediyorsun. Halbuki Fenn-i Mantka kyas- temsil, yakni ifade
etmiyor. Mesail-i yakniyede brhan- mantk lzmdr. Kyas- temsil,
Usl- Fkh lemasnca zann- galib kfi olan metalibde istimal edilir.
Hem de sen, temsilt baz hikyeler suretinde zikrediyorsun. Hikye
hayal olur, hakik olmaz, vaka muhalif olur?"
ELCEVAB: lm-i Mantka endan "Kyas- temsil, yakn-i kat'
ifade etmiyor" denilmi. Fakat kyas- temsilnin bir nev'i var ki;
mantkn yakn brhanndan ok kuvvetlidir ve mantkn birinci eklinin
birinci darbndan daha yakndir. O ksm da udur ki: Bir temsil-i cz'
vastasyla bir hakikat- kllnin ucunu gsterip, hkm o hakikata bina
ediyor. O hakikatn kanununu, bir husus maddede gsteriyor. T o
hakikat- uzma bilinsin ve cz' maddeler, ona irca' edilsin. Mesel:
"Gne nuraniyet vastasyla, birtek zt iken her parlak eyin yannda
bulunuyor." temsiliyle bir kanun-u hakikat gsteriliyor ki, nur ve nurani
iin kayd olamaz. Uzak ve yakn bir olur. Az ve ok msavi olur. Mekn
onu zabtedemez.
Hem mesel: "Aacn meyveleri, yapraklar; bir anda, bir tarzda
kolaylkla ve mkemmel olarak birtek merkezde, bir kanun-u emr ile
tekili ve tasviri" bir temsildir ki, muazzam bir hakikatn ve kll bir
kanunun ucunu gsterir. O hakikat ve o hakikatn kanununu gayet kat'
bir surette isbat eder ki, o koca kinat dahi u aa gibi o kanun-u
hakikatn
---sh:(S:616) -------------
ve o srr- ehadiyetin bir mazhardr, bir meydan- cevelandr.
te btn Szlerdeki kyasat- temsiliyeler bu eittirler ki,
brhan- kat'-yi mantkden daha kuvvetli, daha yakndirler.
KNC SUALE CEVAB: Malmdur ki: Fenn-i Belgatta bir
lafzn, bir kelmn mana-y hakiksi, baka bir maksud manaya srf bir
let-i mlahaza olsa, ona "lafz- kina" denilir. Ve "kina" tabir edilen bir
kelmn mana-y aslsi, medar- sdk ve kizb deildir. Belki kina
manasdr ki, medar- sdk ve kizb olur. Eer o kina mana doru ise, o
kelm sadktr. Mana-y asl, kzib dahi olsa sdkn bozmaz. Eer mana-
y kina doru deilse; mana-y aslsi doru olsa, o kelm kzibdir.
Mesel: Kina misallerinden: (Filann tavl-n necad) denilir. Yani:
"Klncnn kay, bendi uzundur." u kelm, o adamn kametinin
uzunluuna kinayedir. Eer o adam uzun ise, klnc ve kay ve bendi
olmasa de, yine bu kelm sadktr, dorudur. Eer o adamn boyu uzun
olmazsa; endan uzun bir klnc ve uzun bir kay ve uzun bir bendi
bulunsa, yine bu kelm kzibdir. nki mana-y aslsi, maksud deil.
te Onuncu Sz'n ve Yirmiikinci Sz'n hikyeleri gibi, sair
Szlerin hikyeleri, kinaiyat ksmndandrlar ki, begayet doru ve gayet
sadk ve mutabk- vaki' olan hikyelerin sonlarndaki hakikatlar, o
hikyelerin mana-y kinaiyeleridir. Mana-y asliyeleri, bir temsil-i
drbndir. Nasl olursa olsun, sdkna ve hakkaniyetine zarar vermez.
Hem o hikyeler birer temsildirler. Yalnz umuma tefhim iin lisan- hal,
lisan- kal suretinde ve ahs- manev, bir ahs- madd eklinde
gsterilmitir.
NC MAKSAD
Umum ehl-i dalaletin vekili, kinci Sualine (Haiye)kar, kat' ve
mukni' ve mlzim cevab aldktan sonra, yle nc bir sual ediyor,
diyor ki: Kur'anda: "..!.-!.- " "..-.!,- " gibi
kelimat, baka hlklar, rhimler bulunduunu i'ar eder. Hem diyorsunuz
ki: "Hlk- lem'in nihayetsiz kemalt var. Btn enva'- kemaltn en
nihayet mertebelerini cmi'dir." Halbuki eyann kemalt, ezdad ile
bilinir; elem olmazsa lezzet bir kemal olmaz, zulmet olmazsa ziya
tahakkuk etmez, firak olmazsa visal lezzet vermez ve hakeza?



(Haiye): kinci Maksad'n bandaki sual demektir. Yoksa, htimenin
hirindeki bu kck sual deildir.
---sh:(S:617) -------------
Elcevab: Birinci kka "be iaret" ile cevab veririz:
BRNC ARET: Kur'an batan baa tevhidi isbat ettii ve
gsterdii iin, bir delil-i kat'dir ki; Kur'an- Hakm'in o nevi kelimeleri
sizin fehmettiiniz gibi deildir. Belki ..!.-!.- demesi,
"Hlkyet mertebelerinin en ahsenindedir" demektir ki, baka Hlk
bulunduuna hi delaleti yok. Belki Hlkyetin sair sfatlar gibi ok
meratibi var. ..!.-!.- demek, "Meratib-i Hlkyetin en
gzel, en mnteha mertebesinde bir Hlk- Zlcelal'dir" demektir.
KNC ARET: ..!.-!.- gibi tabirler, Hlklarn
taadddne bakmyor. Belki mahlukyetin enva'na bakyor. Yani
"hereyi, hereye lyk bir tarzda, en gzel bir mertebede halkeder bir
Hlktr." Naslki u manay ..-...- gibi yetler ifade
eder.
NC ARET: "..!.-!.- " ".. "
"....!..- " "...-.!..-" gibi tabirattaki mvazene,
Cenab- Hakk'n vaki'deki sft ve ef'ali, sair o sft ve ef'alin
nmunelerine mlik olanlarla mvazene ve tafdil deildir. nki btn
kinatta cin ve ins ve melekte olan kemalt, onun kemaline nisbeten zaf
bir glgedir; nasl mvazeneye gelebilir? Belki mvazene, insanlarn ve
bahusus ehl-i gafletin nazarna gredir. Mesel: Naslki bir nefer,
onbasna kar kemal-i itaat ve hrmeti gsteriyor, btn iyilikleri
ondan gryor; padiah az dnr. Onu dnse de yine teekkratn
onbaya veriyor. te byle bir nefere kar denilir: "Yahu, padiah senin
onbandan daha byktr. Yalnz ona teekkr et." imdi u sz,
vaki'deki padiahn hametli hakik kumandanlyla, onbasnn cz',
sur kumandanln mvazene deil; nki o mvazene ve tafdil,
manaszdr. Belki neferin nazar- ehemmiyet ve irtibatna gredir ki,
onbasn tercih eder, teekkratn ona verir, yalnz onu sever.





---sh:(S:618) -------------
te bunun gibi, Hlk ve Mn'im tevehhm olunan zahir esbab,
ehl-i gafletin nazarnda Mn'im-i Hakik'ye perde olur. Ehl-i gaflet onlara
yapr, nimet ve ihsan, onlardan bilir. Medih ve senalarn, onlara verir.
Kur'an der ki: "Cenab- Hak daha byktr, daha gzel bir Hlktr, daha
iyi bir Muhsindir. Ona baknz, ona teekkr ediniz."
DRDNC ARET: Mvazene ve tafdil, vaki' mevcudlar
iinde olduu gibi; imkn, hatt faraz eyalar iinde dahi olabilir.
Naslki ekser mahiyetlerde, mteaddid meratib bulunur. yle de: Esma-i
lahiye ve sft- kudsiyenin mahiyetlerinde de, akl itibariyle hadsiz
meratib bulunabilir. Halbuki Cenab- Hak, o sft ve esmann mmkn ve
mutasavver btn meratibinin en ekmelinde, en ahsenindedir. Btn
kinat, kemaltyla bu hakikata ahiddir. "Lehl Esma-l Hsna" btn
esmasn ahseniyet ile tavsif, u manay ifade ediyor.
BENC ARET: u mvazene ve mfadale; Cenab- Hakk'n
masivaya mukabil deil, belki iki nevi tecelliyat ve sft var.
Biri: Vhidiyet srryla ve vesait ve esbab perdesi altnda ve bir
kanun-u umum suretinde tasarrufatdr.
kincisi: Ehadiyet srryla; perdesiz, dorudan doruya, husus bir
tevecch ile tasarruftur. te ehadiyet srryla, dorudan doruya olan
ihsan ve icad ve kibriyas ise; vesait ve esbabn mezahiriyle grnen
sr- ihsanndan ve icad ve kibriyasndan daha byk, daha gzel, daha
yksektir, demektir. Mesel nasl bir padiahn, -fakat veli bir padiahn-
ki, umum memurlar ve kumandanlar srf bir perde olup, btn hkm
ve icraat onun elinde farzediyoruz. O padiahn tasarrufat ve icraat iki
eittir. Birisi: Umum bir kanunla, zahir memurlarn ve kumandanlarn
suretinde ve makamlarn kabiliyetine gre verdii emirler ve gsterdii
icraatlardr. kincisi: Umum kanunla deil ve zahir memurlar da perde
yapmayarak, dorudan doruya ihsanat- ahanesi ve icraat daha gzel,
daha yksek denilebilir. yle de: Sultan- Ezel ve Ebed olan Hlk-
Kinat, endan vesait ve esbab icraatna perde yapm, hamet-i
rububiyetini gstermi. Fakat ibadnn kalbinde husus bir telefon
brakm ki, esbab arkada brakp, dorudan doruya ona tevecch
etmek iin, ubudiyet-i hssa ile mkellef edip
.-...:.....-.:.. deyiniz diye, kinattan yzlerini kendine
evirir.



---sh:(S:619) -------------
te "..!.-!.- " "..-.!,- " ".. "
mensi, u manaya da bakyor.
Vekilin ikinci k sualine "Be Remiz" ile cevabdr:
BRNC REMZ: Sualde diyor ki: "Bir eyin zdd olmazsa, o
eyin nasl kemali olabilir?
ELCEVAB: u sual sahibi, hakik kemali bilmiyor. Yalnz nisb
bir kemal zannediyor. Halbuki gayra bakan ve gayra nisbeten hasl olan
meziyetler, faziletler, tefevvuklar; hakik deiller, nisbdirler, zaftirler.
Eer gayr, nazardan skt olsalar; onlar da sukut ederler. Mesel:
Scakln nisb lezzeti ve fazileti, souun tesiri iledir. Yemein nisb
lezzeti, alk eleminin tesiri iledir. Onlar gitse, bunlar da azalr. Halbuki
hakik lezzet ve muhabbet ve kemal ve fazilet odur ki; gayrn
tasavvuruna bina edilmesin, ztnda bulunsun ve bizzt bir hakikat-
mukarrere olsun. "Lezzet-i vcud ve lezzet-i hayat ve lezzet-i muhabbet
ve lezzet-i marifet ve lezzet-i iman ve lezzet-i beka ve lezzet-i rahmet ve
lezzet-i efkat ve hsn- nur ve hsn- basar ve hsn- kelm ve hsn-
kerem ve hsn- sret ve hsn- suret ve kemal-i zt ve kemal-i sft ve
kemal-i ef'al" gibi bizzt meziyetler; gayr olsun olmasn, u meziyetler
tebeddl etmez.
te Sni'-i Zlcelal ve Ftr- Zlcemal ve Hlk- Zlkemal'in
btn kemalt hakikiyedir, ztiyedir; gayr ve masiva, ona tesir etmez.
Yalnz mezahir olabilirler.
KNC REMZ: Seyyid erif-i Crcan "erh-l Mevakf"ta
demi ki: "Sebeb-i muhabbet ya lezzet veya menfaat, ya makelet (yani
meyl-i cinsiyet), ya kemaldir. nki kemal, mahbub-u liztihdir." Yani,
ne eyi seversen ya lezzet iin seversin, ya menfaat iin, ya evlda meyil
gibi bir makele-i cinsiye iin, ya kemal olduu iin seversin. Eer
kemal ise, baka bir sebeb, bir garaz lzm deil. O bizzt sevilir. Mesel;
eski zamanda sahib-i kemalt insanlar herkes sever, onlara kar hibir
alka olmad halde istihsankrane muhabbet edilir.
te Cenab- Hakk'n btn kemalt ve esma-i hsnasnn btn
meratibleri ve btn faziletleri, hakik kemalt olduklarndan bizzt
sevilirler. "Mahbubetn Liztih"drlar. Mahbub-u Bilhak ve Habib-i
Hakik




---sh:(S:620) -------------
olan Zt- Zlcelal, hakik olan kemaltn ve sft ve esmasnn
gzelliklerini kendine lyk bir tarzda sever, muhabbet eder. Hem o
kemaltn mazharlar, yineleri olan san'atn ve masnuatn ve
mahlukatnn mehasinini sever, muhabbet eder. Enbiyasn ve evliyasn,
hususan Seyyid-l Mrseln ve Sultan-l Evliya olan Habib-i Ekremini
sever. Yani kendi cemalini sevmesiyle, o cemalin yinesi olan Habibini
sever. Ve kendi esmasn sevmesiyle, o esmann mazhar- cmii ve
zuuru olan o Habibini ve ihvann sever. Ve san'atn sevmesiyle, o
san'atn delll ve tehircisi olan o Habibini ve emsalini sever. Ve
masnuatn sevmesiyle, o masnuata kar "Mallah, Brekllah, ne
kadar gzel yaplmlar" diyen ve takdir eden ve istihsan eden o Habibini
ve onun arkasnda olanlar sever. Ve mahlukatnn mehasinini
sevmesiyle, o mehasin-i ahlkn umumunu cmi' olan o Habib-i Ekremini
ve onun etba ve ihvann sever, muhabbet eder.
NC REMZ: Umum kinattaki umum kemalt, bir Zt-
Zlcelal'in kemalinin ytdr ve cemalinin iaratdr. Belki hakik
kemaline nisbeten btn kinattaki hsn ve kemal ve cemal, zaf bir
glgedir. u hakikatn be hccetine icmalen iaret ederiz.
Birinci Hccet: Naslki mkemmel, muhteem, mnakka,
mzeyyen bir saray; mkemmel bir ustalk, bir dlgerlie bilbedahe
delalet eder. Ve mkemmel fiil olan o dlgerlik, o nakkalk; bizzarure
mkemmel bir file, bir ustaya, bir mhendise ve "nakka ve musavvir"
gibi nvan ve isimleriyle beraber delalet eder. Ve mkemmel o isimler
dahi, bhesiz o ustann mkemmel, san'atkrane sfatna delalet eder. Ve
o kemal-i san'at ve sfat, bilbedahe o ustann kemal-i istidadna ve
kabiliyetine delalet eder. Ve o kemal-i istidad ve kabiliyet, bizzarure o
ustann kemal-i ztna ve ulviyet-i mahiyetine delalet eder.
Aynen yle de: u saray- lem, u mkemmel, mzeyyen eser;
bilbedahe gayet kemaldeki ef'ale delalet eder. nki eserdeki kemalt, o
ef'alin kemaltndan ileri gelir ve onu gsterir. Kemal-i ef'al ise,
bizzarure bir fil-i mkemmele ve o filin kemal-i esmasna, yani sra
nisbeten mdebbir, musavvir, hakm, rahm, mzeyyin gibi isimlerin
kemaline delalet eder. simlerin ve nvanlarn kemali ise, eksiz bhesiz
o filin kemal-i evsafna delalet eder. Zira sfat mkemmel olmazsa,
sfattan ne'et eden isimler, nvanlar mkemmel olamaz. Ve o evsafn
kemali, bilbedahe uunat- ztiyenin kemaline delalet eder. nki sftn
mebde'leri, o uun-u ztiyedir. Ve uun-u ztiyenin kemali ise;
biilmelyakn zt- zuunun kemaline ve yle lyk bir kemaline delalet

---sh:(S:621) -------------
eder ki; o kemalin ziyas, uun ve sft ve esma ve ef'al ve sr
perdelerinden getii halde, u kinatta yine bu kadar hsn ve cemali ve
kemali gstermi.
te u derece hakik kemalt- ztiyenin brhan- kat' ile vcudu
sabit olduktan sonra, gayra bakan ve emsal ve ezdada tefevvuk cihetiyle
olan nisb kemaltn ne ehemmiyeti kalr, ne derece snk der,
anlarsn...
kinci Hccet: u kinata nazar- ibretle bakld vakit, vicdan
ve kalb bir hads-i sadkla hisseder ki: u kinat bu derece gzelletiren
ve sslendiren ve enva'- mehasin ile tezyin edenin, nihayet derecede bir
cemal ve kemalt vardr ki, yle yapyor.
nc Hccet: Malmdur ki; mevzun ve muntazam ve
mkemmel ve gzel san'atlar, gayet gzel bir prorama istinad eder.
Mkemmel ve gzel bir proram ise, mkemmel ve gzel bir ilme ve
gzel bir zihne ve gzel bir kabiliyet-i ruhiyeye delalet eder. Demek
ruhun manev gzelliidir ki; ilim vastasyla san'atnda tezahr ediyor.
te u kinat, hadsiz mehasin-i maddiyesiyle, bir manev ve ilm
mehasinin tereuhatdr. Ve o ilm ve manev mehasin ve kemalt,
elbette hadsiz bir sermed hsn ve cemalin ve kemalin cilveleridir.
Drdnc Hccet: Malmdur ki; ziyay verenin ziyadar olmas
lzm, tenvir edenin nuran olmas gerek, ihsan gnadan gelir, ltuf
latiften zuhur eder. Madem yledir; kinata bu kadar hsn ve cemal
vermek ve mevcudata muhtelif kemalt vermek; k, gnei gsterdii
gibi, bir cemal-i sermedyi gsterirler.
Madem mevcudat, zeminin yznde byk bir nehir gibi
kemaltn lem'alaryla parlar geer. O nehir, gnein cilveleriyle
parlad gibi, u seyl-i mevcudat dahi, hsn ve cemal ve kemalin
lem'alaryla muvakkaten parlar gider. Arkalarndan gelenler ayn
parlamay, ayn lem'alar gsterdiklerinden anlalyor ki: Cereyan eden
suyun kabarcklarndaki cilveler, gzellikler, nasl kendilerinden deil;
belki bir gnein ziyasnn gzellikleri, cilveleridir. yle de: u seyl-i
kinattaki muvakkat parlayan mehasin ve kemalt, bir ems-i
Sermed'nin lemaat- cemal-i esmasdr.






---sh:(S:622) -------------
..!..!..,.!.-.......!....!...,-.
..L!.... ..-!..-.!..-.!..~...
...~....L.!....!..L!..-!
....!...!...!...!..-.!
Beinci Hccet: Malmdur ki; drt muhtelif yoldan gelenler,
ayn bir hdiseyi syleseler, yakni ifade eden tevatr derecesinde o
hdisenin kat' vukuuna delalet eder.
te merebce ve mesleke ve istidadca ve asrca gayet muhtelif
ayr ayr btn muhakkiknin muhtelif tabakatndan ve evliyann muhtelif
turuklarndan ve asfiyann muhtelif mesleklerinden ve hkema-y
hakikiyenin muhtelif mezheblerinden olan btn ehl-i keif ve zevk ve
uhud ve mahede, keif ve zevk ve uhud ile ittifak etmiler ki: Kinat
mezahirinde ve mevcudat yinelerinde grlen mehasin ve kemalt, bir
tek Zt- Vcib-l Vcud'un tecelliyat- kemalidir ve cilve-i cemal-i
esmasdr.
te bunlarn icma, sarslmaz bir hccet-i katadr.
Tahmin ederim ki: u remizde ehl-i dalaletin vekili, iitmemek
iin kulan kapayp kamaa mecburdur. Zten zulmetli kafalar, huffa
misill, bu nurlar grmee tahamml edemezler. yle ise bundan sonra
onlar, pek de nazara almayacaz.
DRDNC REMZ: Bir eyin lezzeti, hsn, cemali, emsal
ve ezdadna bakmaktan ziyade, mazharlarna bakarlar. Mesel: Kerem,
gzel ve ho bir sfattr. Kerim olan zt, baka mkrimlere tefevvuk
cihetiyle ald lezzet-i nisbiyeden bin defa daha ho bir lezzeti, ikram
ettii adamlarn telezzzleriyle, ferahlaryla alr. Hem bir efkat ve
merhamet sahibi, efkat ettii mahluklarn istirahatleri derecesinde hakik
bir lezzet alr. Mesel: Bir vlidenin evldnn mes'udiyetlerinden ve
istirahatlerinden, efkat vastasyla ald lezzet, o derece kuvvetlidir ki;
onlarn rahat iin ruhunu feda eder derecesine getirir. Hatt o efkatin
lezzeti, tavuu civcivlerini himaye etmek iin arslana saldrtr.
te madem evsaf- liyedeki hakik lezzet ve hsn ve saadet ve
kemal, akran ve ezdada bakmyor. Belki mezahir ve mteallikatna
bakyor. Elbette Hayy- Kayyum ve Hannan- Mennan ve Rahm ve
Rahman olan Zt- Zlcemal ve-l Kemal'in rahmetindeki cemal ise,
merhumlara

---sh:(S:623) -------------
bakar. Merhametine mazhar olanlarn, hususan cennet-i bkiyede
nihayetsiz enva'- rahmet ve efkatine mazhar olanlarn derece-i
saadetlerine ve tena'umlarna ve ferahlarna gre o Zt- Rahmanurrahm,
ona lyk bir tarzda bir muhabbet, bir sevmek gibi (ona lyk uunatla
tabir edilen) ulv, kuds, gzel, mnezzeh manalar vardr. "Lezzet-i
kudsiye, ak- mukaddes, ferah- mnezzeh, mesruriyet-i kudsiye" tabir
edilen, izn-i er' olmadndan yd edemediimiz gayet mnezzeh,
mukaddes uunat vardr ki; herbiri kinatta grdmz ve mevcudat
mabeyninde hissettiimiz ak ve ferah ve mesruriyetten nihayetsiz
derecelerde daha yksek, daha ulv, daha mukaddes, daha mnezzeh
olduunu ok yerlerde isbat etmiiz. O manalarn birer lem'asna bakmak
istersen, gelecek temsiltn drbni ile bak:
Mesel: Naslki sehavetli, lcenab, mfik bir zt, gzel bir
ziyafeti, gayet fakir ve a ve muhta olanlara vermek iin, seyahat eden
gzel bir gemisine serer. Kendi de stnde seyreder. O fukarann
minnetdarane tena'umlar ve o a olanlarn mteekkirane telezzzleri ve
o muhta olanlarn senakrane memnuniyetleri; ne derece o kerim zt
mesrur ve mferrah eder, ne kadar onun houna gider, anlarsn.
te kck bir sofrann hakik mliki olmayan ve bir tevziat
memuru hkmnde olan bir insann mesruriyeti byle ise; cin ve insi ve
hayvanat, feza-y lem denizinde seyr seyahat ettiren ve bir sefine-i
Rabbaniye olan koca zeminin stne bindirip, yznde hadsiz enva'-
mat'umat cmi' bir sofray serip, btn zhayat kk bir kahvalt
nev'inde o ziyafete davet etmekle beraber, gayet mkemmel ve btn
enva'- lezaizi cmi', sermed, ebed bir dr- bekada cennetleri,
herbirisini birer sofra-i nimet ederek hadsiz lezaizi ve letaifi cmi' bir
tarzda, nihayetsiz bir zamanda, nihayetsiz muhta, nihayetsiz mtak,
nihayetsiz ibadna, hakik yemek iin ziyafet aan bir Rahman- Rahm'e
ait ve tabirinde ciz olduumuz meni-i mukaddese-i muhabbeti ve
netaic-i rahmeti kyas edebilirsin.
Hem mesel: Mahir bir san'atperver meharetini gstermeyi sever
bir usta; gzel, plksz konuan fonoraf gibi bir san'at icad ettikten
sonra, onu kurup tecrbe ediyor, gsteriyor. O san'atkrn dnd ve
istedii neticeleri en mkemmel bir tarzda gsterse; onun mucidi ne
kadar iftihar eder, ne kadar memnun olur, ne derece houna gider. Kendi
kendine "Brekllah" der.
te kck bir insan, icadsz, srf sur bir san'at ile, bir
fonorafn gzel ilemesiyle byle memnun olsa; acaba bir Sni'-i
Zlcelal, koca

---sh:(S:624) -------------
kinat, bir musik, bir fonoraf hkmnde icad ettii gibi, zemini ve
zemin iindeki btn zhayat ve bilhassa zhayat iinde insann ban
yle bir fonoraf- Rabban ve bir musika-i lah tarznda yapm ki;
hikmet-i beer, o san'at karsnda hayretinden parman sryor.
te btn o masnuat, btn onlardan matlub neticeleri, nihayet
derecede ve gayet gzel bir surette gsterdiklerinden ve ibadat- mahsusa
ve tesbihat- hususiye ve tahiyyat- muayyene ile tabir edilen evamir-i
tekviniyeye kar onlarn itaatlar ve onlardan matlub olan makasd-
Rabbaniyenin husulnden hasl olan ve iftihar ve memnuniyet ve ferahla
tabir edemediimiz man-i mukaddese ve uun-u mnezzeh, o derece l
ve mukaddestir ki; btn ukl- beer ittihad edip bir akl olsa, yine
onlarn knhne yetiemez ve ihata edemez.
Hem mesel adaletperver, ihkak- hakk sever ve ondan zevk alr
bir hkim, mazlumlarn haklarn vermekten ve mazlumlarn
teekkrlerinden, zalimleri tecziye etmekle mazlumlarn intikamlarn
almaktan nasl memnun olur, bir zevk alr. te Hakm-i Mutlak ve dil-i
Bilhak ve Kahhar- Zlcelal, deil yalnz cin ve inste, belki btn
mevcudatta ihkak- haktan, yani hereye hakk- vcudu ve hakk- hayat
vermekten ve vcud ve hayatn mtecavizlerden muhafaza etmekten ve
dehetli mevcudlar tecavzlerden tevkif ve durdurmaktan, hususan
maherde ve dr- hirette cin ve insin muhakemesinden baka btn
zhayata kar tecelli-i kbra-y adl hikmetten gelen man-i
mukaddeseyi kyas edebilirsin.
te u misal gibi, binbir esma-i lahiyenin herbirinde pek ok
tabakat- hsn ve cemal ve fazl ve kemal bulunduu gibi, pek ok
meratib-i muhabbet ve iftihar ve izzet ve kibriya vardr. te bundandr
ki: "Vedud" ismine mazhar olan muhakkikn-i evliya; "Btn kinatn
mayesi, muhabbettir. Btn mevcudatn harekt, muhabbetledir. Btn
mevcudattaki incizab ve cezbe ve cazibe kanunlar, muhabbettendir."
demiler. Onlardan birisi demi:
..................
............-............
................-_.........:
....-..........
.........
---sh:(S:625) -------------
Yani: Muhabbet-i lahiyenin tecellisinde ve o arab- muhabbetten
herkes istidadna gre mesttir. Malmdur ki: Her kalb, kendine ihsan
edeni sever ve hakik kemale muhabbet eder ve ulv cemale meftun olur.
Kendiyle beraber sevdii ve efkat ettii ztlara dahi ihsan edeni daha
pek ok sever. Acaba, -sbkan beyan ettiimiz gibi- herbir isminde
binler ihsan defineleri bulunan ve btn sevdiklerimizi ihsanatyla
mes'ud eden ve binler kemaltn menba olan ve binler tabakat- cemalin
medar olan binbir esmasnn msemmas olan Cemil-i Zlcelal,
Mahbub-u Zlkemal, ne derece ak ve muhabbete lyk olduu ve btn
kinat, onun muhabbetiyle mest ve sergerdan olmasnn ayeste
bulunduu anlalmaz m?
te u srdandr ki; "Vedud" ismine mazhar bir ksm evliya,
"Cennet'i istemiyoruz. Bir lem'a-i muhabbet-i lahiye, ebeden bize
kfidir" demiler.
Hem ondandr ki; hadste geldii gibi: "Cennet'te bir dakika
r'yet-i cemal-i lah, btn Cennet lezaizine faiktir."
te u nihayetsiz kemalt- muhabbet, vhidiyet ve ehadiyet
dairesinde Zt- Zlcelal'in kendi esma ve mahlukatyla hasl olur.
Demek o daire haricinde tevehhm olunan kemalt, kemalt deildir.
BENC REMZ: Be noktadr:
Birinci Nokta: Ehl-i dalaletin vekili der ki: "Ehadsinizde dnya
tel'in edilmi, "cfe" ismiyle ydedilmi. Hem btn ehl-i velayet ve ehl-i
hakikat, dnyay tahkir ediyorlar. "Fenadr, pistir" diyorlar. Halbuki sen,
btn kemalt- lahiyeye medar ve hccet, onu gsteriyorsun ve kane
ondan bahsediyorsun?
ELCEVAB: Dnyann yz var:
Birinci yz: Cenab- Hakk'n esmasna bakar. Onlarn nukuunu
gsterir. Mana-y harfiyle, onlara yinedarlk eder. Dnyann u yz,
hadsiz mektubat- Samedaniyedir. Bu yz gayet gzeldir. Nefrete deil,
aka lyktr.









---sh:(S:626) -------------
kinci yz: hirete bakar. hiretin tarlasdr, Cennet'in
mezraasdr, rahmetin mezheresidir. u yz dahi, evvelki yz gibi
gzeldir. Tahkire deil, muhabbete lyktr.
nc yz: nsann hevesatna bakan ve gaflet perdesi olan ve
ehl-i dnyann mel'abe-i hevesat olan yzdr. u yz irkindir. nki
fnidir, zildir, elemlidir, aldatr. te hadste vrid olan tahkir ve ehl-i
hakikatn ettii nefret, bu yzdedir.
Kur'an- Hakm'in kinattan ve mevcudattan ehemmiyetkrane,
istihsankrane bahsi ise; evvelki iki yze bakar. Sahabelerin ve sair
ehlullahn mergub dnyalar, evvelki iki yzdedir.
imdi, dnyay tahkir edenler drt snftr:
Birincisi: Ehl-i marifettir ki, Cenab- Hakk'n marifetine ve
muhabbet ve ibadetine sed ektii iin tahkir eder.
kincisi: Ehl-i hirettir ki; ya dnyann zarur ileri onlar amel-i
uhrevden men'ettii iin veyahut uhud derecesinde iman ile Cennet'in
kemalt ve mehasinine nisbeten dnyay irkin grr. Evet Hazret-i
Yusuf Aleyhisselm'a gzel bir adam nisbet edilse, yine irkin
grnd gibi; dnyann ne kadar kymetdar mehasini varsa, Cennet'in
mehasinine nisbet edilse, hi hkmndedir.
ncs: Dnyay tahkir eder. nki eline gemez. u tahkir,
dnyann nefretinden gelmiyor; muhabbetinden ileri geliyor.
Drdncs: Dnyay tahkir eder. Zira dnya, eline geiyor.
Fakat durmuyor, gidiyor. O da kzyor. Teselli bulmak iin tahkir eder.
"Pistir" der. u tahkir ise; o da, dnyann muhabbetinden ileri geliyor.
Halbuki makbul tahkir odur ki, hubb-u hiretten ve marifetullahn
muhabbetinden ileri gelir.
Demek makbul tahkir, evvelki iki ksmdr. Cenab- Hak, bizi
onlardan yapsn. mn bi-hrmeti Seyyid-il Mrseln.
* * *










---sh:(S:627) -------------



NC MEVKIF

...-~.......
u nc Mevkf kinci Nokta'dr. O da ki Mebhas'tr.
BRNC MEBHAS
...-~....... srrnca: Hereyden Cenab-
Hakk'a kar pencereler hkmnde ok vecihler var. Btn mevcudatn
hakaik, btn kinatn hakikat; esma-i lahiyeye istinad eder. Herbir
eyin hakikat, bir isme veyahut ok esmaya istinad eder. Eyadaki
sfatlar, san'atlar dahi, herbiri birer isme dayanyor. Hatt hakik fenn-i
hikmet, "Hakm" ismine ve hakikatl fenn-i tp "f" ismine ve fenn-i
hendese "Mukaddir" ismine ve hkeza herbir fen, bir isme dayand ve
onda nihayet bulduu gibi, btn fnun ve kemalt- beeriye ve tabakat-
kmmeln-i insaniyenin hakikatlar, esma-i lahiyeye istinad eder. Hatt
muhakkikn-i evliyann bir ksm demiler: "Hakik hakaik-i eya, esma-i
lahiyedir. Mahiyet-i eya ise, o hakaikn glgeleridir." Hatt birtek
zhayat eyde, yalnz zahir olarak yirmi kadar esma-i lahiyenin cilve-i
nak grnebilir. u ince ve dakik ve pek byk ve geni hakikat, bir
temsil ile fehme takribe alacaz. ki ayr ayr elek ile elemek
suretinde tahlil edeceiz. Ne kadar uzun beyan etsek yine ksadr.
Usanmamak gerek. yle:
Naslki gayet mahir bir tasvirci ve heykeltra bir zt, gayet gzel
bir iekle ve insan cins-i latifinden gayet gzel bir hasna'nn suret ve
heykelini yapmak istese; evvel, o iki eyin umum ekillerini baz
hatlarla tayin eder. u tayini, bir tanzim iledir, bir takdir ile yapyor.
Hendeseye istinaden hudud tayin ediyor. u tanzim ve takdir, bir hikmet





---sh:(S:628) -------------
ve ilim ile yapldn gsteriyor ki, tanzim ve tahdid fiilleri, ilim ve
hikmet pergeliyle dnyor. yle ise, tanzim ve tahdid arkasnda, ilim ve
hikmet manalar hkmediyor. yle ise, ilim ve hikmet pergeli, kendini
gsterecek. te kendini gsterdi ki, o hududlar iinde, gz, kulak, burun,
yaprak ve incecik psklckler gibi eylerin tasvirine balad. imdi
gryoruz ki: indeki pergelin harektyla tayin edilen a'zalar,
san'atkrane ve inayetkrane dyor. yle ise o ilim ve hikmet pergelini
eviren, arkada sun' ve inayet manalar var, hkmediyorlar ve kendilerini
gsterecekler. te ondandr ki; bir hsn ve znete kabiliyet gsteriyor.
yle ise; sun' ve inayeti altran, irade-i tahsin ve kasd- tezyindir. yle
ise onlar hkmediyorlar ki; tezyine, tenvire balad. Bir tebessm
vaziyetini gsterdi ve hayatdarlk heyetini verdi. Elbette u tahsin ve
tenvir manasn altran, ltuf ve kerem manasdr. Evet o iki mana, onda
o derece hkmeder ki; deta o iek bir ltf-u mcessem, o heykel bir
kerem-i mtecessiddir. imdi bu mana-y kerem ve ltfu altran ve
tahrik eden, "teveddd ve taarrf" manalardr. Yani: Kendini, hneri ile
tanttrmak ve halka kendini sevdirmek manalar arkada hkmediyor. Bu
tanttrmak ve sevdirmek, elbette meyl-i merhamet ve irade-i nimetten
geliyor. Madem rahmet ve irade-i nimet, arkada hkmediyor. yle ise o
heykeli, nimetin enva'yla dolduracak, tezyin edecek, o iein suretini de
bir hediyeye takacak. te o heykelin ellerini, kucan ve ceplerini
kymetdar nimetler ile doldurdu ve o iek suretini de bir mcevherata
takt. Demek bu rahmet ve irade-i nimeti altran, terahhum ve
tahannndr. Yani "acmak ve efkat etmek" manas, rahmet ve nimeti
tahrik ediyor. Ve o mstani ve hi kimseye ihtiyac olmayan ztta olan
terahhum ve tahannn manasn tahrik eden ve izhara sevkeden, elbette o
zttaki manev cemal ve kemaldir ki, tezahr etmek isterler. Ve o cemalin
en irin cz' olan muhabbet ve en tatl ksm olan rahmet ise, san'at
yinesiyle grnmek ve mtaklarn gzleriyle kendilerini grmek isterler.
Yani cemal ve kemal, (nki bizzt sevilirler) her eyden ziyade kendi
kendini severler. Hem hsndr, hem aktrlar. Hsn ve akn ittihad bu
noktadandr. Cemal madem kendini sever, kendini yinelerde grmek
ister. te heykele konulan ve surete taklan sevimli nimetler, gzel
meyveler, o cemal-i manevnin -kendi kabiliyetlerine gre- birer lem'asn
tayorlar. O lem'alar hem cemal sahibine, hem bakasna gsteriyorlar.
Aynen yle de: Sni'-i Hakm, cenneti ve dnyay, semavat ve
zemini, nebatat ve hayvanat, cin ve insi, melek ve ruhaniyat, kll ve
cz' btn eyay; cilve-i esmasyla ekalini tahdid ediyor, tanzim ediyor,
birer miktar- muayyene veriyor. Onun ile bunlara "Mukaddir, Munazzm,
---sh:(S:629) -------------
Musavvir" isimlerini okutturuyor. yle bir tarzda ekl-i umumsinin
hududunu tayin eder ki, "Alm, Hakm" ismini gsterir. Sonra ilim ve
hikmet cedveliyle, o hudud iinde, o eyin tasvirine balar. yle bir tarzda
ki, sun' ve inayet manalarn ve "Sni' ve Kerim" isimlerini gsteriyor.
Sonra san'atn yed-i beyzasyla, inayetin frasyla o suretin, -eer birtek
insan ve birtek iek ise- gz, kulak, yaprak, pskl gibi a'zalarna bir
hsn, bir znet renkleri veriyor. Eer zemin ise; maadin, nebatat ve
hayvanatna bir hsn ve znet renkleri veriyor. Eer Cennet ise;
balarna, kasrlarna, hurilerine bir hsn ve znet renkleri veriyor ve
hkeza... Bakalarn kyas et.
Hem yle bir tarzda tezyin ve tenvir eder ki: Ltuf ve Kerem
manalar, onda o derece hkmediyor ki; deta o mevcud-u mzeyyen, o
masnu-u mnevver; bir ltf-u mcessem, bir kerem-i mtecessid hkmne
geer. "Latif ve Kerim" ismini zikreder. Sonra o ltuf ve keremi u cilveye
sevkeden, elbette teveddd ve taarrftr, yani kendini zhayata sevdirmek
ve zuura bildirmek e'nleridir ki, "Latif, Kerim" isimlerinin arkalarnda
"Vedud ve Maruf" isimlerini okutuyor ve masnuun lisan- halinden
iitiliyor. Sonra o mzeyyen mevcudu, o gzel mahluku, leziz meyveler,
sevimli neticelerle sslendirip, znetten nimete, ltuftan rahmete evirir.
"Mn'im ve Rahm" ismini okutturur ve zahir perdeler arkasnda, o iki
ismin cilvesini gsterir. Sonra bu Rahm ve Kerim'i, (Mstani-i Ale-l
tlak olan Zt'ta) bu cilveye sevkeden, elbette bir terahhum, tahannn
e'nleridir ki; ism-i "Hannan ve Rahman" okutturuyor ve gsteriyor. u
terahhum, tahannn manalarn cilveye sevkeden, elbette bir cemal ve
kemal-i ztdir ki, tezahr etmek ister. "Cemil" ismini ve Cemil isminde
mnderi olan "Vedud ve Rahm" isimlerini okutturuyor. nki cemal,
bizzt sevilir. Zcemal ve cemal, kendi kendini sever. Hem hsndr, hem
muhabbettir. Kemal dahi, bizzt mahbubdur, sebebsiz olarak sevilir. Hem
muhibdir, hem mahbubdur. Madem nihayetsiz derece-i kemalde bir cemal
ve nihayetsiz derece-i cemalde bir kemal; nihayet derecede sevilir,
muhabbete ve aka lyktr. Elbette yinelerde ve yinelerin kabiliyetlerine
gre lemaatn ve cilvelerini grmek ve gstermekle tezahr etmek ister.
Demek Sni'-i Zlcelal'in ve Hakm-i Zlcemal'in ve Kadr-i Zlkemal'in
ztndaki cemal-i zt ve kemalt- ztiyesi, terahhum ve tahannn ister ve
"Rahman ve Hannan" isimlerini tecelliye sevkeder. Terahhum ve tahannn
ise, rahmet ve nimeti gstermekle "Rahm ve Mn'im" isimlerini cilveye
sevkeder. Rahmet ve nimet ise; teveddd, taarrf e'nlerini iktiza edip
"Vedud ve Maruf" isimlerini tecelliye sevkeder. Masnuun bir perdesinde
onlar gsterir, teveddd ve taarrf ise; ltuf ve kerem manalarn tahrik
---sh:(S:630) -------------
eder. "Latif ve Kerim" isimlerini masnuun baz perdelerinde okutturuyor.
Ltuf ve kerem e'nleri ise, tezyin ve tenvir fiillerini tahrik eder.
"Mzeyyin ve Mnevvir" isimlerini masnuun hsn ve nuraniyeti
lisanyla okutturur. Ve o tezyin ve tahsin e'nleri ise, sun' ve inayet
manalarn iktiza eder. Ve "Sni' ve Muhsin" isimlerini, o masnuun gzel
smasyla okutturur. Ve o sun' ve inayet ise, bir ilim ve hikmeti iktiza
eder. Ve sm-i "Alm ve Hakm"i, o masnuun intizaml, hikmetli a'zasyla
okutturur. O ilim ve hikmet ise tanzim, tasvir, tekil fiillerini iktiza
ediyor. "Musavvir ve Mukaddir" isimlerini masnuun heyetiyle, ekliyle
okutturur, gsterir.
te Sni'-i Zlcelal, btn masnuatn yle bir tarzda yapm ki;
ekserisi, hususan zhayat ksm, ok esma-i lahiyeyi okutturur. Gya
herbir masnuuna ayr ayr, birbiri stnde yirmi gmlek giydirmi, yirmi
perdeye sarm. Her gmlekte, her perdede ayr ayr esmasn yazm.
Mesel: Temsilde gsterildii gibi, tek gzel bir iekle, insann ksm-
snisinden bir ferd-i hasnann yalnz zahir hilkatlerinde, ok sahifeler
vardr. Baka byk ve kll masnuat, o iki cz' misale kyas et.
Birinci sahife: Umum ekil ve mikdarn gsteren heyettir ki:
"Ya Musavvir, ya Mukaddir, ya Munazzm" isimlerini ydeder.
kinci sahife: Suretlerinde ayr ayr a'zalarn inkiafyla hasl olan
iek ve insann basit heyetidir ki; o sahifede "Alm, Hakm" isimleri gibi
ok isimler yazlyor.
nc sahife: O iki mahlukun ayr ayr a'zalarna, ayr ayr
hsn ve znet vermekle, o sahifede "Sni' ve Bri'" isimleri gibi ok
isimler yazlyor.
Drdnc sahife: yle bir znet ve hsn, o iki masnua veriliyor
ki; gya ltuf ve kerem tecessm etmi, onlar olmu. O sahife "Ya Latif,
Ya Kerim" gibi ok isimleri ydeder, okur.
Beinci sahife: O iee leziz meyveler, o hasnaya sevimli
evldlar, gzel ahlklar takmakla; o sahife "Ya Vedud, ya Rahm, ya
Mn'im" gibi isimleri okutturuyor.
Altnc sahife: O in'am ve ihsan sahifesinde, "Ya Rahman, ya
Hannan" gibi isimler okunuyor.
Yedinci sahife: O nimetlerde, o neticelerde, yle lemaat- hsn
ve cemal grnyor ki, hakik bir evk ve efkatle yorulmu hlis bir
kr ve safi bir muhabbete lyk olur. O sahifede "Ya Cemil-i Zlkemal,
ya Kmil-i Zlcemal" isimleri yazl okunuyor.


---sh:(S:631) -------------
te yalnz bir gzel iek ve hasna bir insan ve yalnz madd ve
zahir suretinde bu kadar esmay gsterirse; acaba umum iekler ve
btn zhayat ve byk ve kll mevcudat, ne derece ulv ve kll esmay
okutuyor, kyas edebilirsin.
Hem insan ruh, kalb, akl cihetiyle ve hayat ve letaif sahifeleriyle
"Hayy, Kayyum ve Muhy" gibi ne kadar esma-i kudsiye-i nuraniyeyi
okur ve okutturur, kyas edebilirsin.
te, Cennet bir iektir. Huri taifesi dahi bir iektir. Ry-i zemin
dahi bir iektir. Bahar da bir iektir. Sema da bir iektir; yldzlar, o
iein yaldzl naklardr. Gne de bir iektir; ziyasndaki yedi rengi,
o iein nakl boyalardr. lem, gzel ve byk bir insandr; naslki
insan, kk bir lemdir. Huriler nev'i ve ruhanler cemaat ve melek
cinsi ve cin taifesi ve insan nev'i, birer gzel ahs hkmnde tasvir ve
tanzim ve icad edilmitir. Hem herbiri klliyetiyle; hem herbir ferdi, tek
bayla Sni'-i Zlcemalinin esmasn gsterdikleri gibi; onun cemaline,
kemaline, rahmetine ve muhabbetine birer ayr ayr yinelerdir. Ve
nihayetsiz cemal ve kemaline ve rahmet ve muhabbetine birer ahid-i
sadktr. Ve o cemal ve kemalin ve rahmet ve muhabbetin birer ytdr,
birer emaratdr. te u nihayetsiz enva'- kemalt, daire-i vhidiyette ve
ehadiyette hasldr. Demek o daire haricinde tevehhm olunan kemalt,
kemalt deildir.
te hakaik-i eyann esma-i lahiyeye dayandn ve istinad
ettiini, belki hakik hakaik, o esmann cilveleri olduunu ve hereyin
ok cihetlerle, ok dillerle Sniini zikr ve tesbih ettiini anla.
...-~....... nin bir manasn bil ve
......:..-..-..de. Ve yetlerin hirlerinde olan
....!,..-!.. ,.-.!..-!.. ,.:-!...-!..
gibi zikir ve tekrarlarndaki bir srr fehmet.
Eer bir iekte esmay okuyamyorsan ve vzh gremiyorsan;
Cennet'e bak, bahara dikkat et, zeminin yzn temaa et. Rahmetin u
byk iekleri olan Cennet ve bahar ve zeminde yazlan esmay vzhan
okuyabilirsin, cilvelerini ve naklarn anlar, grrsn.
* * *



---sh:(S:632) -------------







KNC NOKTANIN KNC MEBHASI

Ehl-i dalaletin vekili, tutunacak ve dalaletini ona bina edecek
hibir ey bulamad ve mlzem kald zaman yle diyor ki:
"Ben, saadet-i dnyay ve lezzet-i hayat ve terakkiyat-
medeniyeti ve kemal-i san'at; kendimce, hireti dnmemekte ve
Allah' tanmamakta ve hubb-u dnyada ve hrriyette ve kendine
gvenmekte grdm iin, insann ekserisini bu yola eytann
himmetiyle sevkettim ve ediyorum.
Elcevab: Biz dahi Kur'an namna diyoruz ki: Ey bare insan!
Akln bana al! Ehl-i dalaletin vekilini dinleme! Eer onu dinlersen
hasaretin o kadar byk olur ki, tasavvurundan ruh, akl ve kalb rperir.
Senin nnde iki yol var:
Birisi: Ehl-i dalaletin vekilinin gsterdii ekavetli yoldur.
Dieri: Kur'an- Hakm'in tarif ettii saadetli yoldur. te o iki
yolun pekok mvazenelerini, ok Szlerde, hususan Kk Szlerde
grdn ve anladn. imdi makam mnasebetiyle binde bir
mvazenelerini yine gr, anla. yle ki:
irk ve dalaletin ve fsk ve sefahetin yolu, insan nihayet derecede
sukut ettiriyor. Hadsiz elemler iinde nihayetsiz ar bir yk zaf ve ciz
beline ykletir. nki insan, Cenab- Hakk' tanmazsa ve Ona tevekkl
etmezse, o vakit insan, gayet derecede ciz ve zaf, nihayet derecede
muhta, fakir, hadsiz musibetlere maruz, elemli, kederli bir fni hayvan
hkmnde olup, btn sevdii ve alka peyda ettii btn eyadan
mtemadiyen firak elemini eke eke, nihayette, bki kalan btn
ahbabn bir firak- elm iinde brakp, kabrin zulmatna yalnz olarak
gider. Hem mddet-i hayatnda gayet cz' bir ihtiyar ve kk bir iktidar
ve ksack bir hayat ve az bir mr ve snk bir fikir ile nihayetsiz
elemler ile ve emeller ile faydasz arpr ve hadsiz arzularn



---sh:(S:633) -------------
ve makasdn tahsiline, semeresiz bou bouna alr. Hem kendi
vcudunu yklenemedii halde, koca dnya ykn bare beline ve
kafasna yklenir. Daha cehenneme gitmeden cehennem azabn eker.
Evet u elm elemi ve dehetli manev azab hissetmemek iin,
ehl-i dalalet ibtal-i his nev'inden gaflet sarholuu ile muvakkaten
hissetmez. Fakat hissedecei zaman yani kabre yakn olduu vakit birden
hisseder. nki Cenab- Hakk'a hakik abd olmazsa, kendi kendine mlik
zannedecek. Halbuki o cz' ihtiyar, o kk iktidar ile u frtnal
dnyada vcudunu idare edemiyor. Hayatna muzr mikroptan tut, t
zelzeleye kadar binler taife dmanlar, hayatna kar tehacm
vaziyetinde grr. Elm bir korku deheti iinde her vakit kendine
mdhi grnen kabir kapsna bakyor. Hem bu vaziyette iken insaniyet
itibariyle nev'-i insan ile ve dnya ile alkadar olduu halde, dnyay ve
insan Hakm, Alm, Kadr, Rahm, Kerim bir ztn tasarrufunda tasavvur
etmedii ve onlar tesadf ve tabiata havale ettii iin, dnyann ehvali
ve insann ahvali onu daima iz'ac eder. Kendi elemiyle beraber insanlarn
elemini de eker. Dnyann zelzelesi, taunu, tufan, kaht u galas, fena ve
zevali, ona gayet mz'i ve karanlkl birer musibet suretinde onu tazib
eder.
Hem u haldeki insan, merhamet ve efkate lyk deildir. nki
kendi kendine bu dehetli vaziyeti veriyor. Sekizinci Sz'de kuyuya
girmi iki kardein mvazene-i halinde denildii gibi; nasl bir adam,
gzel bir bahede, gzel bir ziyafette, gzel ahbablar iinde, nezahetli,
tatl, namuslu, ho, meru bir lezzet ve elenceye kanaat etmeyip, gayr-
meru ve mlevves bir lezzet iin irkin ve necis bir arab ise, sarho
olup kendini k ortasnda, pis bir yerde ve hatt canavarlar iinde
tahayyl etse, titreyip barp arsa nasl merhamete lyk deil. nki
ehl-i namus ve mbarek arkadalarn canavar tasavvur eder, onlara kar
hakaret eder. Hem ziyafetteki leziz taamlar ve temiz kaplar mlevves,
pis talar tasavvur eder, krmaa balar. Hem mecliste muhterem kitablar
ve manidar mektublar manasz ve di naklar tasavvur eder, yrtarak
ayak altna atar ve hkeza... Byle bir ahs, nasl merhamete mstehak
deil, belki tokata mstehaktr. yle de: S'-i ihtiyarndan ne'et eden
kfr sarholuu ile ve dalalet divaneliiyle Sni'-i Hakm'in u
misafirhane-i dnyasn, tesadf ve tabiat oyunca olduunu tevehhm
edip ve cilve-i esma-i lahiyeyi tazelendiren masnuatn, zamann
gemesiyle vazifelerinin bittiinden lem-i gayba gemelerini, adem ile
i'dam tasavvur ederek ve tesbihat sadlarn, zeval ve firak- ebed
vaveyls olduklarn tahayyl ettiinden ve mektubat- Samedaniye
---sh:(S:634) -------------
olan u mevcudat sahifelerini, manasz, karmakark tasavvur ettiinden
ve lem-i rahmete yol aan kabir kapsn zulmat- adem az tasavvur
ettiinden ve eceli, hakik ahbablara visal daveti olduu halde, btn
ahbablardan firak nbeti tasavvur ettiinden; hem kendini dehetli bir
azab- elmde brakyor, hem mevcudat, hem Cenab- Hakk'n esmasn,
hem mektubatn inkr ve tezyif ve tahkir ettiinden, merhamete ve
efkate lyk olmad gibi, iddetli bir azaba da mstehaktr. Hibir
cihette merhamete lyk deildir.
te ey bedbaht ehl-i dalalet ve sefahet! u dehetli sukuta kar ve
ezici me'yusiyete mukabil; hangi tekemmlnz, hangi fnununuz, hangi
kemaliniz, hangi medeniyetiniz, hangi terakkiyatnz kar gelebilir? Ruh-
u beerin eedd-i ihtiya ile muhta olduu hakik teselliyi nerede
bulabilirsiniz? Hem gvendiiniz ve bel baladnz ve sr- lahiyeyi
ve ihsanat- Rabbaniyeyi onlara isnad ettiiniz hangi tabiatnz, hangi
esbabnz, hangi erikiniz, hangi kefiyatnz, hangi milletiniz, hangi btl
mabudunuz, sizi sizce i'dam- ebed olan mevtin zulmatndan kurtarp,
kabir hududundan, berzah hududundan, maher hududundan, srat
kprsnden hkimane geirebilir, saadet-i ebediyeye mazhar edebilir?
Halbuki kabir kapsn kapamadnz iin, siz kat' olarak bu yolun
yolcususunuz. Byle bir yolcu, yle birisine dayanr ki, btn bu daire-i
azme ve bu geni hududlar, onun taht- emrinde ve tasarrufundadr.
Hem dahi, ey bedbaht ehl-i dalalet ve gaflet! "Gayr- meru bir
muhabbetin neticesi, merhametsiz azab ekmektir." kaidesi srrnca, siz,
ftratnzdaki Cenab- Hakk'n zt ve sft ve esmasna sarfedilecek
muhabbet ve marifet istidadn ve kr ve ibadat cihazatn, nefsinize ve
dnyaya gayr- meru bir surette sarfettiinizden, bil-istihkak cezasn
ekiyorsunuz. nki Cenab- Hakk'a ait muhabbeti, nefsinize verdiniz.
Mahbubunuz olan nefsinizin hadsiz belasn ekiyorsunuz. nki hakik
bir rahat o mahbubunuza vermiyorsunuz. Hem onu, hakik mahbub olan
Kadr-i Mutlak'a tevekkl ile teslim etmiyorsunuz, daima elem
ekiyorsunuz. Hem Cenab- Hakk'n esma ve sftna ait muhabbeti,
dnyaya verdiniz ve sr- san'atn, lemin esbabna taksim ettiniz;
belasn ekiyorsunuz. nki o hadsiz mahbublarnzn bir ksm size
Allahasmarladk demeyip, size arkasn evirip, brakp gidiyor. Bir
ksm sizi hi tanmyor, tansa da sizi sevmiyor. Sevse de size bir fayda
vermiyor. Daima hadsiz firaklardan ve midsiz dnmemek zere
zevallerden azab ekiyorsunuz.
te ehl-i dalaletin saadet-i hayatiye ve tekemmlt- insaniye ve

---sh:(S:635) -------------
mehasin-i medeniyet ve lezzet-i hrriyet dedikleri eylerin i yzleri ve
mahiyetleri budur. Sefahet ve sarholuk bir perdedir, muvakkaten
hissettirmez. "Tuh onlarn aklna!" de...
Amma Kur'ann cadde-i nuraniyesi ise: Btn ehl-i dalaletin
ektii yaralar, hakaik-i imaniye ile tedavi eder. Btn evvelki yoldaki
zulmat datr. Btn dalalet ve helket kaplarn kapatr. yle ki:
nsann za'f ve aczini ve fakr ve ihtiyacn, bir Kadr-i Rahm'e
tevekkl ile tedavi eder. Hayat ve vcudun ykn, Onun kudretine,
rahmetine teslim edip; kendine yklemeyip belki kendisi o hayatna ve
nefsine biner hkmnde bir rahat makam bulur. Kendisinin "ntk bir
hayvan" deil, belki hakik bir insan ve makbul bir misafir-i Rahman
olduunu bildirir. Dnyay, bir misafirhane-i Rahman olduunu
gstermekle ve dnyadaki mevcudat ise, esma-i lahiyenin yineleri
olduklarn ve masnuat ise, her vakit tazelenen mektubat- Samedaniye
olduklarn bildirmekle, insann fena-y dnyadan ve zeval-i eyadan ve
hubb-u fniyattan gelen yaralarn gzelce tedavi eder ve evhamn
zulmatndan kurtarr. Hem mevt ve eceli, lem-i berzaha giden ve lem-
i bekada olan ahbablara visal ve mlkat mukaddemesi olarak gsterir.
Ehl-i dalaletin nazarnda btn ahbabndan bir firak- ebed telakki ettii
lm yaralarn bylece tedavi eder. Ve o firak, ayn- lika olduunu isbat
eder. Hem kabrin lem-i rahmete ve dr- saadete ve baistan- cinana ve
nuristan- Rahman'a alan bir kap olduunu isbat etmekle, beerin en
mdhi korkusunu izale edip, en elm ve kasavetli ve skntl olan berzah
seyahatini, en leziz ve nsiyetli ve ferahl bir seyahat olduunu gsterir.
Kabir ile ejderha azn kapatr, gzel bir baheye kap aar. Yani kabir
ejderha az olmadn, belki baistan- rahmete alan bir kap
olduunu gsterir.
Hem m'mine der: "htiyarn cz' ise; kendi mlikinin irade-i
klliyesine iini brak. ktidarn kk ise, Kadr-i Mutlak'n kudretine
itimad et. Hayatn az ise, hayat- bkiyeyi dn. mrn ksa ise; ebed
bir mrn var, merak etme. Fikrin snk ise; Kur'ann gnei altna gir,
imann nuruyla bak ki: Yldz bcei olan fikrin yerine herbir yet-i
Kur'an, birer yldz misill sana k verir. Hem hadsiz emellerin,
elemlerin varsa, nihayetsiz bir sevab ve hadsiz bir rahmet seni bekliyor.
Hem hadsiz arzularn, makasdn varsa, onlar dnp muztarib olma.
Onlar bu dnyaya smaz. Onlarn yerleri baka diyardr ve onlar veren
de bakadr."
Hem der: "Ey insan! Sen kendine mlik deilsin. Sen, kudreti
nihayetsiz
---sh:(S:636) -------------
bir Kadr, rahmeti hadsiz bir Rahm-i Zt- Zlcelal'in memluksn. yle
ise sen, kendi hayatn kendine ykleyip zahmet ekme; nki hayat
veren odur, idare eden de odur. Hem dnya sahibsiz deil ki, sen kendi
kafana dnya ykn yklettirerek ehvalini dnp merak etme; nki
onun sahibi Hakm'dir, Alm'dir. Sen de misafirsin; fuzul olarak karma,
kartrma. Hem insanlar, hayvanlar gibi mevcudat, ba bo deilller;
belki vazifedar memurdurlar. Bir Hakm-i Rahm'in nazarndadrlar.
Onlarn lm ve meakkatlarn dnp, ruhuna elem ektirme. Ve
onlarn Hlk- Rahm'inin rahmetinden daha ileri efkatini srme. Hem
sana dmanlk vaziyetini alan mikroptan t taun ve tufan ve kaht ve
zelzeleye kadar btn eyann dizginleri, o Rahm-i Hakm'in
elindedirler. O Hakm'dir, abes i yapmaz. Rahm'dir, rahmiyeti oktur.
Yapt her iinde bir nevi ltuf var."
Hem der: "u lem endan fnidir, fakat ebed bir lemin
levazmatn yetitiriyor. endan zildir, geicidir; fakat bki meyveler
veriyor, bki bir ztn bki esmasnn cilvelerini gsteriyor. Ve endan
lezzetleri az, elemleri oktur; fakat Rahman- Rahm'in iltifatat, zevalsiz
hakik lezzetlerdir. Elemler ise sevab cihetiyle manev lezzet yetitiriyor.
Madem meru daire; ruh ve kalb ve nefsin btn lezzetlerine, safalarna,
keyiflerine kfidir. Gayr- meru daireye girme. nki o dairedeki bir
lezzetin bazan bin elemi var. Hem hakik ve daim lezzet olan iltifatat-
Rahmaniyeyi kaybetmee sebebdir."
Hem dalaletin yolunda sbkan beyan edildii gibi esfel-i safilne
insan yle bir sukut ettiriyor ki; hibir medeniyet, hibir felsefe ona are
bulamadklar ve o derin zulmat kuyusundan hibir terakkiyat-
beeriye, hibir kemalt- fenniye insan karamad halde, Kur'an-
Hakm iman ve amel-i slih ile o esfel-i safilne sukuttan insan a'l-y
illiyyne karr ve delail-i kat'iyye ile karmasn isbat ediyor ve o derin
kuyuyu terakkiyat- maneviyenin basamaklaryla ve tekemmlt-
ruhiyenin cihazatyla dolduruyor.
Hem beerin uzun ve frtnal ve dadaal olan ebed tarafndaki
yolculuunu gayet derecede teshil eder ve kolaylatrr. Bin, belki ellibin
senelik mesafeyi bir gnde kestirecek vesaiti gsterir.
Hem Sultan- Ezel ve Ebed olan Zt- Zlcelal'i tanttrmakla,
insan ona bir memur abd ve bir vazifedar misafir vaziyetini verir. Hem
dnya misafirhanesinde, hem berzah ve uhrev menzillerde kemal-i
rahatla seyahatini temin eder. Naslki bir padiahn mstakim bir
memuru, onun daire-i memleketinde, hem her vilayetin hududlarndan
shuletle
---sh:(S:637) -------------
ve tayyare, gemi, imendifer gibi sr'atli vasta-i seyahatle gezer, geer.
yle de: Sultan- Ezel'ye iman ile intisab eden ve amel-i slih ile itaat
eden bir insan, u misafirhane-i dnya menzillerinden ve lem-i berzah
ve lem-i maher dairelerinden ve hkeza kabirden sonraki btn
lemlerin geni hududlarndan berk ve burak sr'atinde geer. T saadet-i
ebediyeyi bulur. Ve u hakikat kat' isbat eder ve asfiya ve evliyaya
gsterir.
Hem de Kur'ann hakikat der ki: "Ey m'min! Sendeki nihayetsiz
muhabbet kabiliyetini, irkin ve noksan ve err ve sana muzr olan nefs-
i emmarene verme. Onu mahbub ve onun hevasn kendine mabud ittihaz
etme. Belki sendeki o nihayetsiz muhabbet kabiliyetini, nihayetsiz bir
muhabbete lyk, hem nihayetsiz sana ihsan edebilen, hem istikbalde seni
nihayetsiz mes'ud eden, hem btn alkadar olduun ve onlarn
saadetleriyle mes'ud olduun btn ztlar, ihsanatyla mes'ud eden, hem
nihayetsiz kemalt bulunan ve nihayetsiz derecede kuds, ulv,
mnezzeh, kusursuz, noksansz, zevalsiz cemal sahibi olan ve btn
esmas, nihayet derecede gzel olan ve her isminde pek ok envr-
hsn ve cemal bulunan ve cennet btn gzellikleriyle ve nimetleriyle,
onun cemal-i rahmetini ve rahmet-i cemalini gsteren ve sevimli ve
sevilen btn kinattaki btn hsn ve cemal ve mehasin ve kemalt,
onun cemaline ve kemaline iaret eden ve delalet eden ve emare olan bir
zt, mahbub ve mabud ittihaz et..."
Hem der: "Ey insan! Onun esma ve sftna ait istidad-
muhabbetini, sair bekasz mevcudata verme; faidesiz mahlukata datma.
nki sr ve mahlukat fnidirler. Fakat o srda ve o masnuatta
naklar, cilveleri grnen esma-i hsna bkidirler, daimdirler. Ve esma
ve sftn herbirisinde binler meratib-i ihsan ve cemal ve binler tabakat-
kemal ve muhabbet var. Sen yalnz Rahman ismine bak ki: Cennet bir
cilvesi ve saadet-i ebediye bir lem'as ve dnyadaki btn rzk ve nimet,
bir katresidir."
te u mvazene, ehl-i dalaletle ehl-i imann hayat ve vazife
cihetindeki mahiyetlerine iaret eden
,....-........-..!
..-!..!..........!.............,
hem netice ve akibetlerine iaret eden
..... .!,.....:..

---sh:(S:638) -------------
olan yete dikkat et. Ne kadar ulv, mu'cizane, beyan ettiimiz
mvazeneyi ifade ederler. Birinci yet, Onbirinci Sz'de tafsilen o yetin
i'cazkrane ve cazkrane ifade ettii hakikat, o Szde beyan
edildiinden, onu oraya havale ederiz. kinci yet ise, yalnz bir kk
iaretle gstereceiz ki, ne kadar ulv bir hakikat ifade ediyor. yle ki:
u yet, mefhum-u muvafk ile yle ferman ediyor: "Ehl-i
dalaletin lmesiyle, semavat ve zemin, onlarn stnde alamyorlar." Ve
mefhum-u muhalif ile delalet ediyor ki: "Ehl-i imann dnyadan
gitmesiyle, semavat ve zemin, onlarn stnde alyor." Yani: Ehl-i
dalalet, madem semavat ve arzn vazifelerini inkr ediyor. Manalarn
bilmiyor. Onlarn kymetlerini iskat ediyor. Sni'lerini tanmyor. Onlara
kar bir hakaret, bir adavet ettiinden elbette semavat ve zemin, onlara
alamak deil, belki onlara nefrin eder, onlarn gebermesiyle memnun
olurlar. Ve mefhum-u muhalif ile der: "Semavat ve arz, ehl-i imann
lmesiyle alarlar." Zira ehl-i iman ise (nki) semavat ve arzn
vazifelerini bilir. Hakik hakikatlarn tasdik ediyor. Ve onlarn ifade
ettikleri manalar iman ile anlyor. "Ne kadar gzel yaplmlar, ne kadar
gzel hizmet ediyorlar." diyor. Ve onlara lyk kymeti veriyor ve ihtiram
ediyor. Cenab- Hak hesabna onlara ve onlar yine olduklar esmaya
muhabbet ediyor. te bu sr iindir ki, semavat ve zemin, alar gibi ehl-i
imann zevaline mahzun oluyorlar.
MHM BR SUAL: Diyorsunuz ki: "Muhabbet, ihtiyar deil.
Hem ihtiyac- ftrye binaen, leziz taamlar ve meyveleri severim. Peder
ve vlide ve evldlarm severim. Refika-i hayatm severim. Dost ve
ahbablarm severim. Enbiya ve evliyay severim. Hayatm, genliimi
severim. Bahar ve gzel eyleri ve dnyay severim. Nasl bunlar
sevmeyeceim? Nasl btn bu muhabbetleri, Cenab- Hakk'n zt ve
sft ve esmasna verebilirim? Bu ne demektir?
Elcevab: "Drt Nkte"yi dinle.
BRNC NKTE: Muhabbet, endan ihtiyar deil. Fakat
ihtiyar ile, muhabbetin yz, bir mahbubdan dier bir mahbuba dnebilir.
Mesel: Bir mahbubun irkinliini gstermekle veyahut asl lyk-
muhabbet olan dier bir mahbuba perde veya yine olduunu
gstermekle, muhabbetin yz, mecaz mahbubdan hakik mahbuba
evrilebilir.
KNC NKTE: Ta'dad ettiin sevdiklerini, sevme demiyoruz.
Belki onlar Cenab- Hakk'n hesabna ve onun muhabbeti namna sev,


---sh:(S:639) -------------
deriz. Mesel: Leziz taamlar, gzel meyveleri, Cenab- Hakk'n ihsan ve
o Rahman- Rahm'in in'am cihetinde sevmek, "Rahman" ve "Mn'im"
isimlerini sevmektir, hem manev bir krdr. u muhabbet, yalnz nefis
hesabna olmadn ve Rahman namna olduunu gsteren; meru
dairesinde kanaatkrane kazanmak ve mtefekkirane, mteekkirane
yemektir.
Hem peder ve vlideyi efkat ile tehiz eden ve seni onlarn
merhametli elleriyle terbiye ettiren hikmet ve rahmet hesabna onlara
hrmet ve muhabbet, Cenab- Hakk'n muhabbetine aittir. O muhabbet ve
hrmet, efkat lillah iin olduuna almeti udur ki: Onlar ihtiyar
olduklar ve sana hibir faideleri kalmad ve seni zahmet ve meakkate
attklar zaman, daha ziyade muhabbet ve merhamet ve efkat etmektir.
....!........-..:!:...-.....
yeti be mertebe hrmet ve efkate evld davet etmesi; Kur'ann
nazarnda vlideynin hukuklar ne kadar ehemmiyetli ve ukuklar ne
derece irkin olduunu gsterir. Madem peder; kimseyi deil, yalnz
veledinin kendinden daha ziyade iyi olmasn ister. Ona mukabil veled
dahi, pedere kar hak dava edemez. Demek vlideyn ve veled ortasnda
ftraten sebeb-i mnakaa yok. Zira mnakaa, ya gbta ve hasedden
gelir. Pederde oluna kar o yok. Veya mnakaa, hakszlktan gelir.
Veledin hakk yoktur ki, pederine kar hak dava etsin. Pederini haksz
grse de, ona isyan edemez. Demek pederine isyan eden ve onu rencide
eden, insan bozmas bir canavardr.
Ve evldlarn, o Zt- Rahm-i Kerim'in hediyeleri olduu iin
kemal-i efkat ve merhamet ile onlar sevmek ve muhafaza etmek, yine
Hakk'a aittir. Ve o muhabbet ise, Cenab- Hakk'n hesabna olduunu
gsteren almet ise: Vefatlarnda sabr ile krdr, me'yusane feryad
etmemektir. "Hlkmn benim nezaretime verdii sevimli bir mahluku
idi, bir memluk idi, imdi hikmeti iktiza etti, benden ald, daha iyi bir
yere gtrd. Benim o memlukte bir zahir hissem varsa, hakik bin hisse
onun Hlkna aittir. "El-hkm Lillah" deyip teslim olmaktr.
Hem dost ve ahbab ise: Eer onlar iman ve amel-i slih sebebiyle
Cenab- Hakk'n dostlar iseler, "El-hubbu Fillah" srrnca o muhabbet
dahi, Hakk'a aittir.
Hem refika-i hayatn, rahmet-i lahiyenin munis, latif bir hediyesi




---sh:(S:640) -------------
olduu cihetiyle sev ve muhabbet et. Fakat abuk bozulan hsn-
suretine muhabbetini balama. Belki kadnn en cazibedar, en tatl
gzellii, kadnla mahsus bir letafet ve nezaket iindeki hsn-
sretidir. Ve en kymetdar ve en irin cemali ise; ulv, cidd, samim,
nuran efkatidir. u cemal-i efkat ve hsn- sret, hir hayata kadar
devam eder, ziyadeleir. Ve o zafe, latife mahlukun hukuk-u hrmeti, o
muhabbetle muhafaza edilir. Yoksa hsn- suretin zevaliyle, en muhta
olduu bir zamanda bare hakkn kaybeder.
Hem enbiya ve evliyay sevmek, Cenab- Hakk'n makbul ibad
olmak cihetiyle, Cenab- Hakk'n namna ve hesabnadr ve o nokta-i
nazardan ona aittir.
Hem hayat, Cenab- Hakk'n insana ve sana verdii en kymetdar
ve hayat- bkiyeyi kazandracak bir sermaye ve bir define ve bki
kemaltn cihazatn cmi' bir hazine cihetiyle onu sevmek, muhafaza
etmek, Cenab- Hakk'n hizmetinde istihdam etmek, yine o muhabbet bir
cihette Mabud'a aittir.
Hem genliin letafetini, gzelliini; Cenab- Hakk'n latif, irin,
gzel bir nimeti nokta-i nazarndan istihsan etmek, sevmek, hsn-
istimal etmek, kirane bir nevi muhabbet-i meruadr.
Hem bahar; Cenab- Hakk'n nurani esmalarnn en latif, gzel
naklarnn sahifesi ve Sni'-i Hakm'in antika san'atnn en mzeyyen ve
aaal bir meher-i san'at olduu cihetiyle mtefekkirane sevmek,
Cenab- Hakk'n esmasn sevmektir.
Hem dnyay; hiretin mezraas ve esma-i lahiyenin yinesi ve
Cenab- Hakk'n mektubat ve muvakkat bir misafirhanesi cihetinde
sevmek, -nefs-i emmare karmamak artyla- Cenab- Hakk'a ait olur.
Elhasl: Dnyay ve ondaki mahlukat mana-y harfiyle sev.
Mana-y ismiyle sevme. "Ne kadar gzel yaplm" de. "Ne kadar
gzeldir" deme. Ve kalbin btnna, baka muhabbetlerin girmesine
meydan verme. nki btn- kalb, yine-i Samed'dir ve ona mahsustur.
..!........-...-..,..!de.
te btn ta'dad ettiimiz muhabbetler, eer bu suretle olsa, hem
elemsiz bir lezzet verir, hem bir cihette zevalsiz bir visaldir. Hem
muhabbet-i



---sh:(S:641) -------------
lahiyeyi ziyadeletirir. Hem meru bir muhabbettir. Hem ayn- lezzet bir
krdr. Hem ayn- muhabbet bir fikirdir.
Mesel: Naslki bir padiah- l, (Haiye)sana bir elmay ihsan
etse, o elmaya iki muhabbet ve onda iki lezzet var: Biri; elma, elma
olduu iin sevilir ve elmaya mahsus ve elma kadar bir lezzet var. u
muhabbet padiaha ait deil. Belki huzurunda o elmay azna atp yiyen
adam, padiah deil, elmay sever ve nefsine muhabbet eder. Bazan olur
ki; padiah o nefisperverane olan muhabbeti beenmez, ondan nefret
eder. Hem elma lezzeti dahi cz'dir. Hem zeval bulur; elmay yedikten
sonra o lezzet dahi gider, bir teessf kalr. kinci muhabbet ise: Elma
iindeki elma ile gsterilen iltifatat- ahanedir. Gya o elma, iltifat-
ahanenin nmunesi ve mcessemidir diye bana koyan adam, padiah
sevdiini izhar eder. Hem iltifatn glaf olan o meyvede yle bir lezzet
var ki, bin elma lezzetinin fevkindedir. te u lezzet ayn- krandr. u
muhabbet, padiaha kar hrmetli bir muhabbettir.
Aynen onun gibi btn nimetlere ve meyvelere, ztlar iin
muhabbet edilse, yalnz madd lezzetleriyle gafilane telezzz etse, o
muhabbet nefsandir. O lezzetler de geici ve elemlidir. Eer Cenab-
Hakk'n iltifatat- rahmeti ve ihsanatnn meyveleri cihetiyle sevse ve o
ihsan ve iltifatatn derece-i ltuflarn takdir etmek suretinde kemal-i
itiha ile lezzet alsa; hem manev bir kr, hem elemsiz bir lezzettir...
NC NKTE: Cenab- Hakk'n esmasna kar olan
muhabbetin tabakat var: Sbkan beyan ettiimiz gibi; bazan sra
muhabbet suretiyle esmay sever. Bazan esmay, kemalt- lahiyenin
nvanlar olduu cihetle sever. Bazan insan, cmiiyet-i mahiyet cihetiyle
hadsiz ihtiyacat noktasnda esmaya muhta ve mtak olur ve o ihtiyala
sever. Mesel: Sen btn efkat ettiin akraba ve fukara ve zaf ve
muhta mahlukata kar, cizane istimdad ihtiyacn hissettiin halde; biri
ksa, istediin gibi onlara iyilik etse, o ztn in'am edici nvan ve kerim
ismi ne kadar senin houna gider, ne kadar o zt, o nvan ile seversin.
yle de: Yalnz Cenab- Hakk'n Rahman ve Rahm isimlerini dn ki:
Sen sevdiin ve efkat ettiin btn m'min b ve ecdadn ve akraba ve
ahbabn dnyada nimetlerin enva'yla ve Cennet'te enva'- lezaiz ile ve
saadet-i ebediyede onlar sana gsterip ve kendini onlara gstermesiyle
mes'ud ettii cihette o "Rahman" ismi ve "Rahm"


(Haiye): Bir zaman iki airet reisi, bir padiahn huzuruna girmiler, yazlan
ayn vaziyette bulunmular.
nvan, ne kadar sevilmee lyktrlar ve ne derece o iki isme ruh-u beer
---sh:(S:642) -------------
muhta olduunu kyas edebilirsin. Ve ne derece,
....-........-...!..-!yerindedir anlarsn.
Hem alkadar olduun ve perianiyetlerinden mteessir olduun;
senin bir nevi hanen ve iindeki mevcudat, senin o hanenin nsiyetli
levazmat ve sevimli mzeyyenat hkmnde olan dnyay ve iindeki
mahlukat kemal-i hikmet ile tanzim ve tedbir ve terbiye eden ztn
"Hakm" ismine ve "Mrebbi" nvanna senin ruhun ne kadar muhta, ne
kadar mtak olduunu dikkat etsen anlarsn. Hem btn alkadar
olduun ve zevalleriyle mteellim olduun insanlar, mevtleri
hengmnda adem zulmatndan kurtarp u dnyadan daha gzel bir
yerde yerletiren bir ztn "Vris, Bis" isimlerine, "Bki, Kerim, Muhy
ve Muhsin" nvanlarna ne kadar ruhun muhta olduunu dikkat etsen
anlarsn.
te insann mahiyeti ulviye, ftrat cmia olduundan; binler
enva'- hacat ile binbir esma-i lahiyeye, herbir ismin ok mertebelerine
ftraten muhtatr. Muzaaf ihtiya, itiyaktr. Muzaaf itiyak,
muhabbettir. Muzaaf muhabbet dahi aktr. Ruhun tekemmlatna gre
meratib-i muhabbet, meratib-i esmaya gre inkiaf eder. Btn esmaya
muhabbet dahi -nki o esma Zt- Zlcelal'in nvanlar ve cilveleri
olduundan- muhabbet-i ztiyeye dner. imdi yalnz nmune olarak
binbir esmadan yalnz "Adl" ve "Hakem" ve "Hak" ve "Rahm"
isimlerinin binbir mertebelerinden bir mertebeyi beyan edeceiz. yle
ki:
Hikmet ve adl iindeki "Rahmanurrahm" ve "Hak" ismini a'zam
bir dairede grmek istersen, u temsile bak: Naslki bir orduda drtyz
muhtelif taifeler bulunduunu farz ediyoruz ki, herbir taife beendii
elbiseleri ayr, houna gittii erzak ayr, rahatla istimal edecei silhlar
ayr ve mizacna deva olacak illar ayr olduklar halde, btn o
drtyz taife, ayr ayr takm, blk tefrik edilmeyerek, belki birbirine
kark olduu halde onlar kemal-i efkat ve merhametinden ve
hrikulde iktidarndan ve mu'cizane ilim ve ihatasndan ve fevkalde
adalet ve hikmetinden, misilsiz birtek padiah onlarn hibirini
armayarak, hibirini unutmayarak, btn ayr ayr onlara lyk elbise,
erzak, il ve silhlarn muinsiz olarak bizzt kendisi verse, o zt acaba
ne kadar muktedir, mfik, dil, kerim bir padiah olduunu anlarsn.
nki bir taburda on milletten efrad bulunsa, onlar ayr ayr giydirmek
ve tehiz etmek ok mkil olduundan, bilmecburiye ne cinsten olursa
olsun, bir tarzda tehiz edilir.
---sh:(S:643) -------------
te yle de: Cenab- Hakk'n adl ve hikmet iindeki sm-i "Hak
ve Rahmanurrahm"in cilvesini grmek istersen bahar mevsiminde
zeminin yznde adrlar kurulmu, muhteem drtyzbin milletten
mrekkeb nebatat ve hayvanat ordusuna bak ki; btn o milletler, o
taifeler, birbiri iinde olduklar halde, herbirinin libas ayr, erzak ayr,
silh ayr, tarz- hayat ayr, talimat ayr, terhisat ayr olduklar halde ve
o hacatlarn tedarik edecek iktidarlar ve o metalibi isteyecek dilleri
olmad halde, daire-i hikmet ve adl iinde, mizan ve intizam ile "Hak"
ve "Rahman", "Rezzak" ve "Rahm", "Kerim" nvanlarn seyret, gr.
Nasl hibirini armayarak, unutmayarak, iltibas etmeyerek terbiye ve
tedbir ve idare eder.
te, byle hayret verici muhit bir intizam ve mizan ile yaplan bir
ie, bakalarnn parmaklar karabilir mi? Vhid-i Ehad, Hakm-i
Mutlak, Kadr-i Klli ey'den baka, bu san'ata, bu tedbire, bu
rububiyete, bu tedvire hangi ey elini uzatabilir? Hangi sebeb mdahale
edebilir?
DRDNC NKTE: Diyorsun: Benim taamlara, nefsime,
refikama, vlideynime, evldma, ahbabma, evliyaya, enbiyaya, gzel
eylere, bahara, dnyaya mteallik ayr ayr muhtelif muhabbetlerimin
(Kur'ann emrettii tarzda olsa) neticeleri, faideleri nedir?
Elcevab: Btn neticeleri beyan etmek iin byk bir kitab
yazmak lzmgelir. imdilik yalnz icmalen bir iki neticeye iaret
edilecek. Evvel, dnyadaki muaccel neticeleri beyan edilecek. Sonra
hirette tezahr eden neticeleri zikredilecek. yle ki:
Sbkan beyan edildii gibi; ehl-i gaflet ve ehl-i dnya tarznda ve
nefis hesabna olan muhabbetlerin; dnyada belalar, elemleri,
meakkatleri oktur. Safalar, lezzetleri, rahatlar azdr. Mesel: efkat,
acz yznden elemli bir musibet olur. Muhabbet, firak yznden belal
bir hirkat olur. Lezzet, zeval yznden zehirli bir erbet olur. hirette
ise; Cenab- Hakk'n hesabna olmadklar iin, ya faidesizdir veya
azabdr. (Eer harama girmi ise.)
Sual: Enbiya ve evliyaya muhabbet, nasl faidesiz kalr?
Elcevab: Ehl-i Teslis'in sa Aleyhisselm'a ve Rfzlerin Hazret-i
Ali Radyallah Anh'a muhabbetleri faidesiz kald gibi.
Eer o muhabbetler, Kur'ann irad ettii tarzda ve Cenab-
Hakk'n



---sh:(S:644) -------------
hesabna ve muhabbet-i Rahman namna olsalar, o zaman hem dnyada,
hem hirette gzel neticeleri var. Amma dnyada ise leziz taamlara,
gzel meyvelere muhabbetin, elemsiz bir nimet ve ayn- kr bir
lezzettir.
Nefsine muhabbet ise: Ona acmak, terbiye etmek, zararl
hevesattan men'etmektir. O vakit nefis sana binmez, seni hevasna esir
etmez. Belki sen nefsine binersin. Onu hevaya deil, hdaya sevkedersin.
Refika-i hayatna muhabbetin, madem hsn- sret ve maden-i
efkat ve hediye-i rahmet olduuna bina edilmi. O refikaya samim
muhabbet ve merhamet edersen, o da sana cidd hrmet ve muhabbet
eder. kiniz ihtiyar olduka o hal ziyadeleir, mes'udane hayatn
geirirsin. Yoksa hsn- surete muhabbet nefsan olsa, o muhabbet abuk
bozulur, hsn- muaereti de bozar.
Peder ve vlideye kar muhabbetin, Cenab- Hak hesabna
olduu iin hem bir ibadet, hem de onlar ihtiyarlandka hrmet ve
muhabbeti ziyadeletirirsin. En l bir his ile, en merdane bir himmet ile
onlarn tul- mrn cidd arzu edip bekalarna dua etmek, t onlarn
yznden daha ziyade sevab kazanaym diye samim hrmetle onlarn
elini pmek, ulv bir lezzet-i ruhan almaktr. Yoksa nefsan, dnya
itibariyle olsa, onlar ihtiyar olduklar ve sana br olacak bir vaziyete
girdikleri zaman; en sfl ve en alak bir his ile vcudlarn istiskal
etmek, sebeb-i hayatn olan o muhterem ztlarn mevtlerini arzu etmek
gibi vahi, kederli, ruhan bir elemdir.
Evldna muhabbet ise: Cenab- Hakk'n senin nezaretine ve
terbiyene emanet ettii sevimli, nsiyetli o mahluklara muhabbet ise;
saadetli bir muhabbet, bir nimettir. Ne musibetleriyle fazla elem ekersin,
ne de lmleriyle me'yusane feryad edersin. Sbkan getii gibi; onlarn
Hlklar hem Hakm, hem Rahm olduundan, onlar hakknda o mevt bir
saadettir dersin. Senin hakknda da, onlar sana veren ztn rahmetini
dnrsn, firak eleminden kurtulursun.
Ahbablara muhabbetin ise: Madem "Lillah" iindir. O ahbablarn
firaklar, hatt lmleri, sohbetinize ve uhuvvetinize mani olmad iin,
o manev muhabbet ve ruhan irtibattan istifade edersin. Ve mlkat
lezzeti daim olur. "Lillah" iin olmazsa, bir gnlk mlkat lezzeti, yz
gnlk firak elemini netice verir. (Haiye)


(Haiye): Lillah iin bir saniye mlkat, bir senedir. Dnya iin olsa; bir sene,
bir saniyedir.
---sh:(S:645) -------------
Enbiya ve evliyaya muhabbetin ise: Ehl-i gaflete karanlkl bir
vahetgh grnen lem-i berzah, o nuranlerin vcudlaryla tenevvr
etmi menzilghlar suretinde sana grnd iin o leme gitmee
tevahhu, tedehh deil; belki bilakis temayl ve itiyak hissini verir;
hayat- dnyeviyenin lezzetini karmaz. Yoksa onlarn muhabbeti, ehl-i
medeniyetin meahir-i insaniyeye muhabbeti nev'inden olsa, o kmil
insanlarn fena ve zevallerini ve mazi denilen mezar- ekberinde
rmelerini dnmekle, elemli hayatna bir keder daha ilve eder. Yani
"yle kmilleri rten bir mezara, ben de gideceim" diye dnr;
mezaristana endieli bir nazarla bakar. "Ah!" eker. Evvelki nazarda ise:
Cisim libasn mazide brakp, kendileri istikbal salonu olan berzah
leminde kemal-i rahatla ikametlerini dnr, mezaristana
nsiyetkrane bakar.
Hem gzel eylere muhabbetin, madem Sni'leri hesabnadr. "Ne
gzel yaplmlar" tarzndadr. O muhabbetin bir leziz tefekkr olduu
halde, hsn-perest, cemal-perest zevkinin nazarn daha yksek, daha
mukaddes ve binler defa daha gzel cemal mertebelerinin definelerine
yol aar, baktrr. nki o gzel srdan ef'al-i lahiyenin gzelliine
intikal ettirir. Ondan esmann gzelliine, ondan sftn gzelliine,
ondan Zt- Zlcelal'in cemal-i bmisaline kar kalbe yol aar. te bu
muhabbet bu surette olsa, hem lezzetlidir, hem ibadettir ve hem
tefekkrdr.
Genlie muhabbetin ise: Madem Cenab- Hakk'n gzel bir
nimeti cihetinde sevmisin; elbette onu ibadette sarfedersin, sefahette
bodurup ldrmezsin. yle ise o genlikte kazandn ibadetler, o fni
genliin bki meyveleridir. Sen ihtiyarlandka, genliin iyilikleri olan
bki meyvelerini elde ettiin halde, genliin zararlarndan,
taknlklarndan kurtulursun. Hem ihtiyarlkta daha ziyade ibadete
muvaffakyet ve merhamet-i lahiyeye daha ziyade liyakat kazandn
dnrsn. Ehl-i gaflet gibi be-on senelik bir genlik lezzetine
mukabil, elli senede "Eyvah genliim gitti" diye teessf edip, genlie
alamayacaksn. Naslki, ylelerin birisi demi:
..:.!.-.....-.......-...:!..!
Yani: Keke genliim bir gn dnse idi; ihtiyarlk benim bama neler
getirdiini ekva ederek haber verecektim."
Bahar gibi znetli meherlere muhabbet ise: Madem san'at-
lahiyeyi

---sh:(S:646) -------------
seyran itibariyledr. O baharn gitmesiyle, temaa lezzeti zil olmaz.
nki bahar yaldzl bir mektub gibi, verdii manalar her vakit temaa
edebilirsin. Senin hayalin ve zaman, ikisi de sinema eridleri gibi sana o
temaa lezzetini idame ettirmekle beraber o baharn manalarn,
gzelliklerini sana tazelendirirler. O vakit muhabbetin esefli, elemli,
muvakkat olmaz. Lezzetli, safal olur.
Dnyaya muhabbetin ise: Madem Cenab- Hakk'n namnadr. O
vakit dnyann dehetli mevcudat, sana nsiyetli bir arkada hkmne
geer. Mezraa-i hiret cihetiyle sevdiin iin, her eyinde, hirete faide
verecek bir sermaye, bir meyve alabilirsin. Ne musibetleri sana dehet
verir, ne zeval ve fenas sana sknt verir. Kemal-i rahatla o
misafirhanede mddet-i ikametini geirirsin. Yoksa ehl-i gaflet gibi
seversen, yz defa sana sylemiiz ki: Skntl, ezici, boucu, fenaya
mahkm, neticesiz bir muhabbet iinde boulur, gidersin.
te baz mahbublarn, Kur'ann irad ettii surette olduu vakit,
herbirisinden yzde ancak bir letafetini gsterdik. Kur'ann gsterdii
yolda olmazsa, yzden bir mazarratna iaret ettik. imdi u mahbublarn
dr- bekada, lem-i hirette, Kur'an- Hakm'in yt- beyyinatyla iaret
ettii neticeleri iitmek ve anlamak istersen, ite o eit meru
muhabbetlerin dr- hiretteki neticelerini bir Mukaddeme ve dokuz
aret"le yzden bir faidesini icmalen gstereceiz:
MUKADDEME: Cenab- Hak celil uluhiyetiyle, cemil
rahmetiyle, kebr rububiyetiyle, kerim re'fetiyle, azm kudretiyle, latif
hikmetiyle, u kk insann vcudunu bu kadar havas ve hissiyat ile, bu
derece cevarih ve cihazat ile ve muhtelif a'za ve lt ile ve mtenevvi
letaif ve maneviyat ile, techiz ve tezyin etmitir ki; t, mtenevvi ve
pekok lt ile, hadsiz enva'- nimetini, aksam- ihsanatn, tabakat-
rahmetini, o insana ihsas etsin, bildirsin, tattrsn, tanttrsn. Hem t
binbir esmasnn hadsiz enva'- tecelliyatlarn, insana o lt ile bildirsin,
tarttrsn, sevdirsin. Ve o insandaki pek kesretli lt ve cihazatn
herbirisinin ayr ayr hizmeti, ubudiyeti olduu gibi, ayr ayr lezzeti,
elemi, vazifesi ve mkfat vardr. Mesel gz, suretlerdeki gzellikleri
ve lem-i mubsratta gzel mu'cizat- kudretin enva'n temaa eder.
Vazifesi, nazar- ibretle Sniine krandr. Nazara mahsus lezzet ve elem
malmdur, tarife hacet yok. Mesel kulak, sadlarn enva'larn, latif
namelerini ve mesmuat leminde Cenab- Hakk'n letaif-i rahmetini
hisseder. Ayr bir ubudiyet, ayr bir lezzet, ayr da bir mkfat var.
Mesel kuvve-i mme, kokular taifesindeki letaif-i rahmeti hisseder.
Kendine
---sh:(S:647) -------------
mahsus bir vazife-i kraniyesi, bir lezzeti vardr. Elbette mkfat dahi
vardr. Mesel dildeki kuvve-i zaika, btn mat'umatn ezvakn
anlamakla gayet mtenevvi bir kr- manev ile vazife grr ve
hkeza... Btn cihazat- insaniyenin ve kalb ve akl ve ruh gibi byk ve
mhim letaifin byle ayr ayr vazifeleri, lezzetleri ve elemleri vardr.
te Cenab- Hak ve Hakm-i Mutlak, bu insanda istihdam ettii
bu cihazatn elbette her birerlerine lyk cretlerini verecektir. O
mteaddid enva'- muhabbetin sbkan beyan edilen dnyadaki muaccel
neticelerini, herkes vicdan ile hisseder ve bir hads-i sadk ile isbat edilir.
hiretteki neticeleri ise; kat'iyyen vcudlar ve tahakkuklar, icmalen
Onuncu Sz'n oniki hakikat- kata-i satasyla ve Yirmidokuzuncu
Sz'n alt esas- bahiresiyle isbat edildii gibi, tafsilen
.-!...-!...!...L.!....:!_.
olan Kur'an- Hakm'in yt- beyyinatyla tasrih ve telvih ve remiz ve
iaratyla kat'iyyen sabittir. Daha uzun brhanlar getirmee lzum yok.
Zten baka Szlerde ve Cennet'e dair Yirmisekizinci Sz'n arab olan
ikinci makamnda ve Yirmidokuzuncu Sz'de ok brhanlar gemitir.
BRNC ARET: Leziz taamlara, ho meyvelere kirane
muhabbet-i meruann uhrev neticesi, Kur'ann nassyla, Cennet'e lyk
bir tarzda leziz taamlar, gzel meyveleridir. Ve o taamlara ve o
meyvelere mtehiyane bir muhabbettir. Hatt dnyada yediin meyve
stnde sylediin "Elhamdlillah" kelimesi, cennet meyvesi olarak
tecessm ettirilip sana takdim edilir. Burada meyve yersin, orada
"Elhamdlillah" yersin. Ve nimette ve taam iinde in'am- lahyi ve
iltifat- Rahmanyi grdnden o lezzetli kr- manev, Cennet'te gayet
leziz bir taam suretinde sana verilecei, hadsin nassyla, Kur'ann
iaratyla ve hikmet ve rahmetin iktizasyla sabittir.
KNC ARET: Dnyada meru bir surette nefsine muhabbet,
yani mehasinine bina edilen muhabbet deil, belki noksaniyetlerini grp
tekmil etmee bina edilen efkat ile onu terbiye etmek ve onu hayra
sevketmek neticesi; o nefse lyk mahbublar, Cennet'te veriyor. Nefis,
madem dnyada heva ve hevesini Cenab- Hak yolunda hsn- istimal
etmi. Cihazatn, duygularn hsn- suretle istihdam etmi. Kerim-i
Mutlak, ona dnyadaki meru ve ubudiyetkrane muhabbetin neticesi
olarak Cennet'te, Cennet'in yetmi ayr ayr enva'- znet ve letafetinin



---sh:(S:648) -------------
nmuneleri olan yetmi muhtelif hulleyi giydirip, nefisteki btn
hasseleri memnun edecek, okayacak yetmi enva'- hsn ile vcudunu
sslendirip; herbiri, ruhlu kk birer cennet hkmnde olan hurileri, o
dr- bekada verecei, pekok yt ile tasrih ve isbat edilmitir.
Hem dnyada genlie muhabbet, yani ibadette genlik kuvvetini
sarfetmenin neticesi: Dr- saadette ebed bir genliktir.
NC ARET: Refika-i hayatna meru dairesinde, yani
latif efkatine, gzel hasletine, hsn- sretine binaen samim muhabbet
ile, refika-i hayatn da naizelikten, sair gnahlardan muhafaza etmenin
netice-i uhreviyesi ise: Rahm-i Mutlak, o refika-i hayat, hurilerden daha
gzel bir surette ve daha znetli bir tarzda, daha cazibedar bir ekilde, ona
dr- saadette ebed bir refika-i hayat ve dnyadaki eski maceralar
birbirine mtelezzizane nakletmek ve eski hatrat birbirine tahattur
ettirecek enis, latif, ebed bir arkada, bir muhib ve mahbub olarak
verileceini va'detmitir. Elbette va'dettii eyi kat' verecektir.
DRDNC ARET: Vlideyn ve evlda muhabbet-i
meruann neticesi: (Nass- Kur'an ile) Cenab- Erhamrrhimn, onlarn
makamlar ayr ayr da olsa yine o mes'ud aileye safi olarak lezzet-i
sohbeti, Cennet'e lyk bir hsn- muaeret suretinde, dr- bekada ebed
mlkat ile ihsan eder. Ve onbe yana girmeden, yani hadd-i blua
vsl olmadan vefat eden ocuklar, ...-..!. ile tabir edilen
Cennet ocuklar eklinde ve Cennet'e lyk bir tarzda gayet ssl,
sevimli bir surette, onlar Cennet'te dahi peder ve vlidelerinin
kucaklarna verir. Veledperverlik hislerini memnun eder. Ebed o zevki
ve o lezzeti onlara verir. Zira ocuklar sinn-i teklife girmediklerinden;
ebed, sevimli, irin ocuk olarak kalacaklar. Dnyadaki her lezzetli
eyin en a'ls Cennet'te bulunur. Yalnz ok irin olan veledperverlik,
yani ocuklarn sevip okamak zevki -Cennet tenasl yeri olmadndan-
Cennet'te yoktur zannedilirdi. te bu surette o dahi vardr. Hem en zevkli
ve en irin bir tarzda vardr. te kabl-el blu evld vefat edenlere
mjde...
BENC ARET: Dnyada "El-hubbu fillah" hkmnce slih
ahbablara muhabbetin neticesi: Cennet'te
.......... ile tabir



---sh:(S:649) -------------
edilen, kar karya kurulmu Cennet iskemlelerinde oturup ho, irin,
gzel, tatl bir surette, dnya maceralarn ve kadm olan hatratlarn
birbirine nakledip elendirmeleri suretinde; firaksz, safi bir muhabbet ve
sohbet suretinde ahbablaryla grtrecei, Kur'ann nassyla sabittir.
ALTINCI ARET: Enbiya ve evliyaya Kur'ann tarif ettii
tarzda muhabbetin neticesi: O enbiya ve evliyann efaatlarndan
berzahta, hairde istifade etmekle beraber; gayet ulv ve onlara lyk
makam ve fyuzattan o muhabbet vastasyla istifaza etmektir.
Evet .-......!srrnca, di bir adam, en yksek bir
makama, muhabbet ettii l makam bir ztn tebaiyetiyle girebilir.
YEDNC ARET: Gzel eylere ve bahara meru muhabbetin,
yani "ne kadar gzel yaplm" nazar ile, o srn arkasndaki ef'alin
gzelliini ve intizamn ve intizam- ef'al arkasndaki gzel esmann
cilvelerini ve o gzel esmann arkasnda sftn tecelliyatn ve hkeza
sevmekliin neticesi ise: Dr- bekada o gzel grd masnuattan bin
defa daha gzel bir tarzda esmann cilvesini ve esma iindeki cemal ve
sftn, Cennet'te grmektir. Hatt mam- Rabban (Radyallah Anh)
demi ki: "Letaif-i Cennet, cilve-i esmann temessltdr." Teemmel!..
SEKZNC ARET: Dnyada, dnyann hiret mezraas ve
esma-i lahiye yinesi olan iki gzel yzne kar mtefekkirane
muhabbetin uhrev neticesi: Dnya kadar, fakat fni dnya gibi fni
deil, bki bir Cennet verilecektir. Hem dnyada yalnz zaf glgeleri
gsterilen esma, o Cennet'in yinelerinde en aaal bir surette
gsterilecektir. Hem dnyay, mezraa-i hiret yznde sevmenin neticesi:
Dnyay fidanlk, yani ancak fidanlar bir derece yetitiren kk bir
mezraas hkmnde olacak yle bir Cennet'i verecek ki: Dnyada havas
ve hissiyat- insaniye, kk fidanlar olduu halde, Cennet'te en
mkemmel bir surette inkiaf ve dnyada tohumcuklar hkmnde olan
istidadlar, enva'- lezaiz ve kemalt ile snbllenecek surette ona
verilecei, rahmetin ve hikmetin muktezas olduu gibi, hadsin
nususuyla ve Kur'ann iaratyla sabittir. Hem madem dnyann; her
hatann ba olan mezmum muhabbeti deil, belki esmaya ve hirete
bakan iki yzn, esma ve hiret iin sevmi ve ibadet-i fikriye ile o
yzleri ma'mur etmi, gya btn dnyasyla ibadet etmi. Elbette dnya
kadar bir mkfat



---sh:(S:650) -------------
almas, mukteza-y rahmet ve hikmettir. Hem madem hiretin
muhabbetiyle onun mezraasn sevmi ve Cenab- Hakk'n muhabbetiyle
yine-i esmasn sevmi. Elbette dnya gibi bir mahbub ister. O da,
dnya kadar bir Cennet'tir.
Sual: O kadar byk ve hl bir Cennet neye yarar?
Elcevab: Naslki eer mmkin olsa idi, hayal sr'atiyle zeminin
aktarn ve yldzlarn ekserisini gezsen, "Btn lem benimdir"
diyebilirsin. Melaike ve insan ve hayvanlarn itirakleri, senin o hkmn
bozmaz. yle de: O Cennet dahi dolu olsa, "O Cennet benimdir"
diyebilirsin. Hadste baz ehl-i Cennet'e verilen beyz senelik bir Cennet
srr, Yirmisekizinci Sz'de ve hlas Lem'asnda beyan edilmitir.
DOKUZUNCU ARET: man ve muhabbetullahn neticesi:
Ehl-i keif ve tahkikin ittifakyla; dnyann bin sene hayat- mes'udanesi,
bir saatine demeyen Cennet hayat ve Cennet hayatnn dahi bin senesi,
bir saat mahedesine demeyen bir kuds, mnezzeh cemal ve kemal
sahibi olan Zt- Zlcelal'in mahedesi, r'yetidir ki; (Haiye) hads-i
kat' ile ve Kur'ann nassyla sabittir. Hazret-i Sleyman Aleyhisselm
gibi muhteem bir kemal ile mehur bir ztn r'yetine itiyakl bir merak,
Hazret-i Yusuf Aleyhisselm gibi bir cemal ile mmtaz bir ztn
uhuduna merakl bir itiyak; herkes vicdanen hisseder. Acaba dnyann
btn mehasin ve kemaltndan binler derece yksek olan Cennet'in
btn mehasin ve kemalt, bir cilve-i cemali ve kemali olan bir ztn
r'yeti, ne kadar mergub, merak-aver ve uhudu ne derece matlub ve
itiyak-aver olduunu kyas edebilirsen et...
..!........-...-....!..,..!
........-..-..............
,.:-!,..-!...............!,......-..
(Haiye): Hadsin nassyla "O uhud, btn lezaiz-i Cennet'in o derece
fevkindedir ki, onlar unutturur. Ve uhuddan sonra ehl-i uhudun hsn- cemali
o derece fazlalar ki; dndkleri vakit, saraylarndaki aileleri ok dikkat ile zor
ile onlar tanyabilirler" hadste vrid olmutur.





---sh:(S:651) -------------
..!.-.!.-......,....,..!
...-..-.!...
TENBH
u szn hirinde uzun tafsilt uzun grme; ehemmiyetine
nisbeten ksadr, daha uzun ister.
Btn Szlerde konuan ben deilim. Belki, iarat- Kur'aniye
namna hakikattr. Hakikat ise hak syler, doru konuur. Eer
yanl bir ey grdnz, muhakkak biliniz ki: Haberim olmadan
fikrim karm, kartrm, yanl etmi.
* * *




























---sh:(S:652) -------------
MNACAT
Y Rab! Nasl byk bir sarayn kapsn alan bir adam,
almad vakit, o sarayn kapsn, dier makbul bir ztn sarayca
me'nus sadsyla alar; t ona alsn. yle de: Bare ben dahi, senin
dergh- rahmetini, mahbub abdin olan veys-el Karan'nin nidasyla ve
mnacatyla yle alyorum. O derghn ona atn gibi, rahmetinle
bana da a.
....
_..-.!...!.-!.....-!......!
:....!....!..!..._...!..._.!...
....!....-!.....!.!......-!...
...!.....!......!...-!...
...!....-.!...,...!...,..:!...
...-!...,.L-!.......!.....-!...
.. .!...L-.!.....-.!..._..!...
.:..!.....-!.....-!.........
...!....:!.....!.....-.!...
... ...........-....!....
.-...,.......,.-........
..-.!,-.....-.............
..........
..!.-!.



---sh:(S:653) -------------


Otuznc Sz
Otuz Penceredir

[Bir Cihette Otuznc Mektub Ve
Bir Cihette Otuznc Sz]

,.!.....-,....._......,.....
...........:.,!.-!.
Sual: u iki yet-i cmiann ifade ettii vcub ve vahdaniyet-i lahiye ve
evsaf ve uunat- Rabbaniyeye, lem-i asgar ve ekber olan insan ve
kinatn vech-i delaletlerini, mcmel ve ksa bir surette beyanlarn
isteriz. nki mnkirler pek ileri gittiler. Ne vakte kadar
.........
deyip, elimizi kaldracaz? diyorlar.
Elcevab: Yazlan btn otuz aded Szler, o yetin denizinden
ve ifaza ettii hakikat bahrinden otuz katredir. Onlara baksanz,
cevabnz alabilirsiniz. imdilik yalnz o denizden bir katrenin reehatna
iaret nev'inden yle deriz ki:
Mesel: Naslki bir zt- mu'ciznma, byk bir saray yapmak
istese: Evvel temellerini, esaslarn muntazaman hikmetle vaz'eder ve
ilerideki neticelerine ve gayelerine muvafk bir tarzda tertib eder. Sonra



---sh:(S:654) -------------
menzillere, ksmlara meharetle tefrik ve tafsil ediyor. Sonra o menzilleri
tanzim ve tertib ediyor. Sonra nukularla tezyin ediyor. Sonra elektrik
lmbalaryla tenvir ediyor. Sonra o muhteem ve mzeyyen sarayda
meharetini, ihsanatn tecdid etmek iin herbir tabakada yeni yeni icadlar,
tebdiller, tahviller yapyor. Sonra herbir menzilde kendi makamna
merbut bir telefon rabtedip birer pencere aarak, herbirinden onun
makam grnr.
Aynen yle de: ......!.!. Sni'-i Zlcelal, Hkim-i
Hakm, Adl-i Hakem ve binbir esma-y kudsiye ile msemma Ftr-
Bmisal, u lem-i ekber olan kinat saraynn ve hilkat eceresinin
icadn irade etti. Alt gnde o sarayn, o ecerenin esasatn desatir-i
hikmet ve kavanin-i ilm-i ezelsi ile vaz'etti. Sonra ulv ve sfl tabakata
ve dallara ayrp, kaza ve kader desatiri ile tafsil ve tasvir etti. Sonra her
mahlukatn her taifesini ve her tabakasn sun' ve inayet dsturu ile
tanzim etti. Sonra hereyi, herbir lemi ona lyk bir tarzda, mesel
semay yldzlarla, zemini ieklerle tezyin ettii gibi, sslendirip tezyin
etti. Sonra o kavanin-i klliye ve desatir-i umumiye meydanlarnda
esmalarn tecelli ettirip tenvir etti. Sonra bu kanun-u kllnin tazyikinden
feryad eden ferdlere Rahman- Rahm isimlerini husus bir surette imdada
yetitirdi. Demek o kll ve umum desatiri iinde husus ihsanat, husus
imdadlar, husus cilveleri var ki: Herey, her vakit, her haceti iin ondan
istimdad eder, ona bakabilir. Sonra her menzilden, her tabakadan, her
lemden, her taifeden, her ferdden, hereyden, kendini gsterecek yani
vcudunu ve vahdetini bildirecek pencereler am. Her kalb iinde bir
telefon brakm. imdi u hadsiz pencerelerden elbette haddimizin
fevkinde olarak bahse girimeyeceiz. Onlar ilm-i muhit-i lahye havale
edip, yalnz yt- Kur'aniyenin lemaat olan otuz pencereyi
Otuznc Sz'n Otuznc Mektubunun namazdan sonraki
tesbihatn otuz aded-i mbarekine muvafk olmak iin otuz
pencereye icmal ve muhtasar bir surette iaret edip, izahn sair Szler'e
havale ederiz...
Birinci Pencere
Bilmahede gryoruz ki: Btn eya, hususan zhayat olanlarn
pekok muhtelif hacat ve pekok mtenevvi metalibi vardr. O
matlablar, o hacetleri, ummad ve bilmedii ve eli yetimedii yerden
mnasib




---sh:(S:655) -------------
ve lyk bir vakitte onlara veriliyor, imdada yetitiriliyor. Halbuki o
hadsiz maksudlarn en kne o muhtalarn kudreti yetimez, elleri
ulamaz. Sen kendine bak: Zahir ve btn hasselerin ve onlarn
levazmat gibi elin yetimedii ne kadar eyaya muhtasn. Btn
zhayatlar kendine kyas et. te btn onlar, birer birer, vcud-u Vcib'e
ehadet ve vahdetine iaret ettikleri gibi, heyet-i mecmuasyla, gnein
ziyas gnei gsterdii gibi, o hal ve bu keyfiyet, perde-i gayb arkasnda
bir Vcib-l Vcud'u, bir Vhid-i Ehad'i, hem gayet Kerim, Rahm,
Mrebbi, Mdebbir nvanlar iinde akla gsterir.
imdi ey mnkir-i cahil ve ey fsk- gafil! Bu faaliyet-i
hakmaneyi, basraneyi, rahmaneyi ne ile izah edebilirsin? Sar tabiatla
m, kr kuvvetle mi, sersem tesadfle mi, ciz camid esbabla m izah
edebilirsin?...
kinci Pencere
Eya, vcud ve teahhusatlarnda, nihayetsiz imknat yollar
iinde mtereddid, mtehayyir, ekilsiz bir surette iken, birdenbire gayet
muntazam, hakmane yle bir teahhus-u vech veriliyor ki; mesel herbir
insann yznde, btn ebna-y cinsinden herbirisine kar birer almet-i
frika, o kk yzde bulunduu ve zahir ve btn duygularyla kemal-i
hikmetle tehiz edildii cihetle, o yz gayet parlak bir sikke-i ehadiyet
olduunu isbat eder. Herbir yz, yzer cihetle bir Sni'-i Hakm'in
vcuduna ehadet ve vahdetine iaret ettikleri gibi, btn yzlerin heyet-i
mecmuasyla izhar ettikleri o sikke, btn eyann Hlkna mahsus bir
htem olduunu akl gzne gsterir.
Ey mnkir! Hibir cihetle kabil-i taklid olmayan u sikkeleri ve
mecmuundaki parlak sikke-i Samediyeti hangi tezgha havale
edebilirsin?...
nc Pencere
Zeminin yznde drtyzbin muhtelif taifeden (Haiye) ibaret
olan

(Haiye): Hatt o taifelerden bir ksm var ki; bir senedeki efrad, zaman-
dem'den kyamete kadar vcuda gelen btn insan efradndan
ziyadedir.



---sh:(S:656) -------------
btn hayvanat ve nebatat enva'nn ordusu; bilmahede ayr ayr
erzaklar, suretleri, silhlar, libaslar, talimatlar, terhisatlar kemal-i
mizan ve intizamla hibir ey unutulmayarak, hibirini armayarak bir
surette tedbir ve terbiye etmek yle bir sikkedir ki; -hibir bhe kabul
etmez- gne gibi parlak bir sikke-i Vhid-i Ehad'dir. Hadsiz bir kudret
ve muhit bir ilim ve nihayetsiz bir hikmet sahibinden baka kimin haddi
var ki, o hadsiz derecede hrika olan u idareye karsn. nki u birbiri
iinde girift olan enva'lar, milletleri, umumunu birden idare ve terbiye
edemeyen, onlardan birisine karsa elbette kartracak. Halbuki
.L._.....!..
srr ile, hibir kark almeti yoktur. Demek ki hibir parmak
karamyor.
Drdnc Pencere
stidad lisanyla btn tohumlar tarafndan ve ihtiyac- ftr
lisanyla btn hayvanlar tarafndan ve lisan- zdrar ile btn muztarlar
tarafndan edilen dualarn makbuliyetidir.
te bu nihayetsiz dualarn bilmahede kabul ve icabeti, herbiri
vcuba ve vahdete ehadet ve iaret ettikleri gibi, mecmuu byk bir
mikyasta bilbedahe bir Hlk- Rahm ve Kerim ve Mcb'e delalet eder
ve baktrr.
Beinci Pencere
Gryoruz ki: Eya hususan zhayat olanlar, def' gibi ni bir
zamanda vcuda gelir. Halbuki def' ve ni bir surette basit bir maddeden
kan eyler, gayet basit, ekilsiz, san'atsz olmas lzm gelirken; ok
meharete muhta bir hsn- san'atta, ok zamana muhta ihtimamkrane
naklarla mnakka, ok lta muhta acib san'atlarla mzeyyen, ok
maddelere muhta bir surette halk olunuyorlar. te bu def' ve ni bir
surette bu hrika san'at ve gzel heyet, herbiri bir Sni'-i Hakm'in vcub-
u vcuduna ehadet ve vahdet-i rububiyetine iaret ettikleri gibi mecmuu
gayet parlak bir tarzda nihayetsiz Kadr, nihayetsiz









---sh:(S:657) -----------------
Hakm bir Vcib-l Vcud'u gsterir.
imdi, ey sersem mnkir! Haydi bunu ne ile izah edersin? Senin
gibi sersem, ciz, cahil tabiatla m? Veyahut hadsiz derece hata ederek o
Sni'-i Mukaddes'e "Tabiat" ismini verip onun mu'cizat- kudretini, o
tesmiye bahanesiyle tabiata isnad edip, bin derece muhali birden irtikb
etmek mi istersin?

Altnc Pencere
...!..-.......!.-
..!.......-.!_.-.!...!....!.
.....-...-........ .!. .....
~...!.............
...-....!......... .!..-..!..- .!.
u yet, vcub ve vahdeti gsterdii gibi, bir ism-i a'zam
gsteren gayet byk bir penceredir.
te u yetin hlsat-l hlsas udur ki: Kinatn ulv ve sfl
tabakatndaki btn lemler ayr ayr lisanla birtek neticeyi, yani birtek
Sni'-i Hakm'in rububiyetini gsteriyorlar. yle ki: Nasl gklerde
(hatt Kozmorafyann itirafyla dahi) gayet byk neticeler iin gayet
muntazam hareketler, bir Kadr-i Zlcelal'in vcud ve vahdetini ve
kemal-i rububiyetini gsterir. yle de: Zeminde bilmahede (hatt
Corafyann ehadetiyle ve ikraryla) gayet byk maslahatlar iin
mevsimlerdeki gibi gayet muntazam tahavvltlar dahi, ayn o Kadr-i
Zlcelal'in vcub ve vahdetini ve kemal-i rububiyetini gsterir. Hem
nasl berr'de ve bahr'de kemal-i rahmet ile rzklar verilen ve kemal-i
hikmet ile muhtelif ekiller giydirilen ve kemal-i rububiyetle trl trl
duygularla tehiz edilen btn hayvanat, birer birer yine o Kadr-i
Zlcelal'in vcuduna ehadet ve vahdetine iaret etmekle beraber, heyet-i
mecmuasyla gayet geni bir mikyasta azamet-i uluhiyetini ve kemal-i
rububiyetini gsterir. yle de: Balardaki muntazam nebatat ve nebatatn
gsterdikleri mzeyyen iekler ve ieklerin gsterdikleri mevzun
meyveler ve meyvelerin gsterdikleri mzeyyen naklar, birer birer yine
o Sni'-i Hakm'in vcuduna ehadet ve vahdetine iaret etmekle

---sh:(S:658) -------------
beraber klliyetleriyle gayet aaal bir surette cemal-i rahmetini ve
kemal-i rububiyetini gsterir. Hem nasl cevv-i semadaki bulutlardan
mhim hikmetler ve gayeler ve lzumlu faideler ve semereler iin tavzif
edilen ve gnderilen katreler, katreler adedince yine o Sni'-i Hakm'in
vcubunu ve vahdetini ve kemal-i rububiyetini gsterir. yle de:
Zemindeki btn dalarn ve dalar iindeki madenlerin ayr ayr
hasiyetleriyle beraber ayr ayr maslahatlar iin ihzar ve iddiharlar, da
metanetinde bir kuvvetle yine o Sni'-i Hakm'in vcub ve vahdetini ve
kemal-i rububiyetini gsterir. Hem nasl sahralarda ve dalardaki kk
kk tepelerin trl trl muntazam ieklerle sslenmeleri, herbiri bir
Sni'-i Hakm'in vcubuna ehadet ve vahdetine iaret etmekle beraber,
heyet-i mecmuasyla hamet-i saltanatn ve kemal-i rububiyetini
gsterir. yle de: Btn otlarda ve aalardaki btn yapraklarn trl
trl ekl-i muntazamalar ve ayr ayr vaziyetleri ve cezbekrane
mevzun hareketleri, yapraklar adedince yine o Sni'-i Hakm'in vcub-u
vcudunu ve vahdetini ve kemal-i rububiyetini gsterir. Hem nasl btn
ecsam- nmiyede, bymek zamannda muntazaman hareketleri ve trl
trl lt ile tehizleri ve eit eit meyvelere uurkrane tevecchleri,
herbiri ferden-ferda yine o Sni'-i Hakm'in vcub-u vcuduna ehadet ve
vahdetine iaret eder. Ve heyet-i mecmuasyla gayet byk bir mikyasta
ihata-i kudretini ve mul- hikmetini ve cemal-i san'atn ve kemal-i
rububiyetini gsterir. yle de: Btn hayvan cesedlerde kemal-i
hikmetle nefislerini, ruhlarn yerletirmek, trl trl cihazat ile kemal-i
intizam ile teslih etmek, trl trl hizmetlerde kemal-i hikmetle
gndermek, hayvanat adedince belki cihazatlar saysnca yine o Sni'-i
Hakm'in vcub-u vcuduna ve vahdetine ehadet ve iaret ettikleri gibi,
heyet-i mecmuasyla gayet parlak bir surette cemal-i rahmetini ve kemal-
i rububiyetini gsterir. Hem nasl btn kalblere, insan ise her nevi ulm
ve hakikatlar bildiren, hayvan ise her nevi hacetlerinin tedarikini reten
btn ilhamat- gaybiye, bir Rabb- Rahm'in vcudunu ihsas eder ve
rububiyetine iaret eder. yle de: Gzlere kinat bostanndaki manev
iekleri toplayan uaat- ayniye gibi zahir ve btn btn duygularn,
ayr ayr lemlere herbiri birer anahtar olmalar, yine o Sni'-i Hakm, o
Ftr- Alm, o Hlk- Rahm, o Rezzak- Kerim'in vcub-u vcudunu ve
vahdet ve ehadiyetini ve kemal-i rububiyetini gne gibi gsterir.
te u yukarda geen oniki ayr ayr pencerelerden, oniki
vecihten bir pencere-i a'zam alyor ki; oniki renkli bir ziya-y hakikat
ile Cenab- Hakk'n ehadiyetini ve vahdaniyetini ve kemal-i rububiyetini
gsterir.
---sh:(S:659) -------------
te ey bedbaht mnkir! u daire-i arz kadar, belki medar-
senevsi kadar geni olan u pencereyi ne ile kapatabilirsin? Ve gne
gibi parlak olan u maden-i nuru ne ile sndrebilirsin ve hangi perde-i
gaflette saklayabilirsin?...
Yedinci Pencere
u kinat yznde serpilen masnuatn kemal-i intizamlar ve
kemal-i mevzuniyetleri ve kemal-i znetleri ve icadlarnn shuleti ve
birbirine benzemeleri ve birtek ftrat izhar etmeleri, naslki bir Sni'-i
Hakm'in vcub-u vcudunu ve kemal-i kudretini ve vahdetini gayet
geni bir mikyasta gsteriyorlar. yle de: Camid ve basit unsurlardan,
hadsiz ve ayr ayr ve muntazam mrekkebatn icad, mrekkebat
adedince yine o Sni'-i Hakm'in vcub-u vcuduna ehadet ve vahdetine
iaret etmekle beraber, heyet-i mecmuasyla gayet parlak bir tarzda
kemal-i kudretini ve vahdetini gsterdii gibi terkibat- mevcudat tabir
edilen terkib ve tahlil hengmndaki tecedddde nihayet derecede ihtilat
ve karma iinde nihayet derecede bir imtiyaz ve tefrik ile, mesel
topraktaki tohumlarn ve kklerin ok kark olduu halde hi
armayarak bir surette snbllerini ve vcudlarn temyiz ve tefrik
etmek ve aalara giren kark maddeleri yaprak ve iek ve meyvelere
tefrik etmek ve hceyrat- bedene kark bir surette giden gda
maddeleri kemal-i hikmetle ve kemal-i mizanla ayrp tefrik etmek, yine
o Hakm-i Mutlak ve o Alm-i Mutlak ve o Kadr-i Mutlak'n vcub-u
vcudunu ve kemal-i kudretini ve vahdetini gsterdii gibi; zerreler
lemini hadsiz ve geni bir tarla hkmne getirip, her dakikada kemal-i
hikmetle ekip biip, yeni yeni kinatlar mahsultn ondan almak ve o
camide, cize, cahile olan zerrata gayet uurkrane ve gayet hakmane ve
muktedirane hadsiz muntazam vazifeleri grdrmek, yine o Kadr-i
Zlcelal'in ve o Sni'-i Zlkemal'in vcub-u vcudunu ve kemal-i
kudretini ve azamet-i rububiyetini ve vahdetini ve kemal-i rububiyetini
gsterir.
te bu drt yol ile byk bir pencere marifetullaha alr. Ve
byk bir mikyasta bir Sni'-i Hakm'i akla gsterir.
imdi ey bedbaht gafil! u halde Onu grmek ve tanmak
istemezsen; akln kar at, hayvan ol, kurtul...





---sh:(S:660) -------------
Sekizinci Pencere
Nev'-i beerdeki btn ervah- neyyire ashab olan Enbiyalar
(Aleyhimsselm), bahir ve zahir mu'cizatlarna istinad ederek ve btn
kulb-u mnevvere aktab olan evliyalar, kef kerametlerine itimad
ederek ve btn ukl- nuraniye erbab olan asfiyalar, tahkikatlarna
istinad ederek, birtek Vhid-i Ehad, Vcib-l Vcud, Hlk- Klli ey'in
vcub-u vcuduna ve vahdetine ve kemal-i rububiyetine ehadetleri, pek
byk ve nurani bir penceredir. Hem her vakit o makam- rububiyeti
gstermektedir.
Ey bare mnkir! Kime gveniyorsun ki, bunlar dinlemiyorsun?
Veyahut gndz iinde gzn kapamakla, dnyay gece mi oldu
zannediyorsun?
Dokuzuncu Pencere
Kinattaki ibadat- umumiye, bilbedahe bir Mabud-u Mutlak'
gsteriyor. Evet lem-i ervaha ve btna giden ve ruhan ve meleklerle
gren ztlarn ehadetleriyle sabit olan umum ruhan ve melaikelerin
kemal-i imtisal ile ubudiyetleri ve bilmahede btn zhayatlarn kemal-
i intizamla ubudiyetkrane vazifeler grmeleri ve bilmahede anasr gibi
btn cemadatn kemal-i itaatla ubudiyetkrane hizmetleri, bir Mabud-u
Bilhakk'n vcub-u vcudunu ve vahdetini gsterdii gibi, herbir taifesi
icma' ve tevatr kuvvetini tayan btn riflerin hakikatl marifetleri,
btn kirler taifesinin semeredar krleri ve btn zkirlerin feyizli
zikirleri ve btn hmidlerin nimet artran hamdleri ve btn
muvahhidlerin brhanl tevhidleri ve tavsifleri ve btn muhiblerin
hakik muhabbet ve aklar ve btn mridlerin sadk irade ve rabetleri
ve btn mnblerin cidd taleb ve inabeleri, yine Maruf, Mezkr,
Mekr, Mahmud, Vhid, Mahbub, Mergub, Maksud olan o Mabud-u
Ezel'nin vcub-u vcudunu ve kemal-i rububiyetini ve vahdetini
gsterdii gibi, kmil insanlardaki btn makbul ibadatn ve o makbul
ibadatn neticesinden hasl olan fyuzat ve mnacat, mahedat ve
kefiyat, yine o Mevcud-u Lemyezel ve o Mabud-u Lyezal'in vcub-u
vcudunu ve vahdetini ve kemal-i rububiyetini gsterir. te u cihette
ziyadar byk bir pencere, vahdaniyete alr.






---sh:(S:661) -------------
Onuncu Pencere
.....!.~.-........!....
.....-.!_.-.!...!,:!.-..,:!
......!..:!,:!.-......,:!.-..
.....!......,:.....!....!,:!.-..
...-. ..-...-
u kinattaki mevcudatn birbirine teavn, tecavb, tesand
gsterir ki; umum mahlukat, birtek Mrebbi'nin terbiyesindedirler. Birtek
Mdebbir'in idaresindedirler. Birtek Mutasarrf'n taht-
tasarrufundadrlar. Birtek Seyyid'in hizmetkrlardrlar. nki zemindeki
zhayatlara levazmat- hayatiyeyi emr-i Rabban ile piiren Gne'ten ve
takvimcilik eden Kamer'den tut, t ziya, hava, m, gdann zhayatlarn
imdadna komalarna ve nebatatn dahi hayvanatn imdadna
komalarna ve hayvanat dahi insanlarn imdadna komalarna, hatt
a'za-y bedenin birbirinin muavenetine komalarna ve hatt gda
zerratnn hceyrat- bedeniyenin imdadna komalarna kadar cari olan
bir dstur-u teavn ile, camid ve uursuz olan o mevcudat- mteavine,
bir kanun-u kerem, bir namus-u efkat, bir dstur-u rahmet altnda gayet
hakmane, kerimane birbirine yardm etmek, birbirinin sad-y hacetine
cevab vermek, birbirini takviye etmek, elbette bilbedahe birtek, yekta,
Vhid-i Ehad, Ferd-i Samed, Kadr-i Mutlak, Alm-i Mutlak, Rahm-i
Mutlak, Kerim-i Mutlak bir Zt- Vcib-l Vcud'un hizmetkrlar ve
memurlar ve masnular olduklarn gsterir.
te ey bare mflis felsef! Bu muazzam pencereye ne diyorsun?
Senin tesadfn buna karabilir mi?...
Onbirinci Pencere
....!..L ... Btn ervah ve kulbn
dalaletten








---sh:(S:662) -------------
ne'et eden zdrabat ve kemeke ve zdrabattan ne'et eden manev
elemlerden kurtulmalar, birtek Hlk' tanmakla olur. Btn mevcudat,
birtek Sni'a vermekle necat buluyorlar, birtek Allah'n zikriyle mutmain
olurlar. nki hadsiz mevcudat birtek zta verilmezse (Yirmiikinci
Sz'de kat' isbat edildii gibi) o zaman her birtek eyi, hadsiz esbaba
isnad etmek lzm gelir ki, o halde birtek eyin vcudu, umum mevcudat
kadar mkil olur. nki Allah'a verse, hadsiz eyay bir zta verir. Ona
vermezse, herbir eyi hadsiz esbaba vermek lzm gelir. O vakit bir
meyve, kinat kadar mkilt peyda eder, belki daha ziyade mkil olur.
nki nasl bir nefer yz muhtelif adamn idaresine verilse, yz mkilt
olur. Ve yz nefer, bir zabitin idaresine verilse, bir nefer hkmnde kolay
olur. yle de: ok muhtelif esbabn birtek eyin icadnda ittifaklar, yz
derece mkiltl olur. Ve pek ok eyann icad, birtek zta verilse yz
derece kolay olur. te mahiyet-i insaniyedeki merak ve taleb-i hakikat
cihetinden gelen nihayetsiz zdrabdan kurtaracak yalnz tevhid-i Hlk
ve marifet-i lahiyedir. Madem kfrde ve irkte nihayetsiz mkilt ve
zdrabat var. Elbette o yol muhaldir, hakikat yoktur. Madem tevhidde,
mevcudatn yaratlndaki shulete ve kesrete ve hsn- san'ata muvafk
olarak nihayetsiz shulet ve kolaylk var. Elbette o yol vcibdir,
hakikattr.
te ey bedbaht ehl-i dalalet! Bak: Dalalet yolu ne kadar karanlkl
ve elemli!. Ne zorun var ki, oradan gidiyorsun? Hem bak: man ve tevhid
yolu ne kadar kolay ve safal... Oraya gir, kurtul...

Onikinci Pencere

_..._.!._...-_.!....,.~..
srrnca: Umum eyada hususan zhayat masnularda hikmetli bir
kalbdan km gibi her eye bir miktar- muntazam ve bir suret,
hikmetle verildii ve o suret ve o miktarda maslahatlar ve faideler iin
eri br hududlar bulunmas; hem mddet-i hayatlarnda deitirdikleri
suret-i libaslar ve miktarlar yine hikmetlere, maslahatlara muvafk bir
tarzda mukadderat- hayatiyeden terkib edilen manev ve muntazam birer
suret, birer miktar bulunmas, bilbedahe gsterir ki: Bir Kadr-i
Zlcelal'in ve bir Hakm-i Zlkemal'in kader dairesinde suretleri ve
biimleri tertib edilen ve kudretin destghnda vcudlar verilen o hadsiz
masnuat, o ztn vcub-u vcuduna delalet ve vahdetine ve



---sh:(S:663) -------------
kemal-i kudretine hadsiz lisan ile ehadet ederler. Sen kendi cismine ve
a'zalarna ve onlardaki eri br yerlerin meyvelerine ve faidelerine
bak! Kemal-i hikmet iinde kemal-i kudreti gr.
Onnc Pencere
...-~....... srrnca: Herey lisan-
mahsusu ile Hlkn ydeder, takdis eder. Evet btn mevcudatn lisan-
hal ve kal ile ettii tesbihat, birtek Zt- Mukaddes'in vcudunu
gsteriyor. Evet ftratn ehadeti reddedilmez. Delalet-i hal ise, hususan
ok cihetlerle gelse, bhe getirmez. Bak hadsiz ftr ehadeti tazammun
eden ve nihayetsiz tarzlarda lisan- hal ile delalet eden ve mtedhil
daireler gibi birtek merkeze bakan u mevcudatn muntazam suretleri,
herbiri birer dildir. Ve mevzun heyetleri, herbiri birer lisan- ehadettir.
Ve mkemmel hayatlar, herbiri birer lisan- tesbihtir ki, Yirmidrdnc
Sz'de kat' isbat edildii gibi, o btn diller ile pek zahir bir surette
tesbihatlar ve tahiyyatlar ve birtek mukaddes zta ehadetleri, ziya
gnei gsterdii gibi bir Zt- Vcib-l Vcud'u gsterir. Ve kemal-i
uluhiyetine delalet eder.
Ondrdnc Pencere
..-......... ....:.......
.......-......
...-....
srlarnca: Herey hereyinde ve her e'ninde tek bir Hlk- Zlcelal'e
muhtatr. Evet kinattaki mevcudata bakyoruz ve gryoruz ki: Za'f-
mutlak iinde bir kuvvet-i mutlaka tezahrat var. Ve acz-i mutlak iinde
bir kudret-i mutlakann sr grnyor. Mesel nebatatn tohumlarnda
ve kklerindeki ukde-i hayatiyelerinin intibahlar zamannda
gsterdikleri hrika vaziyetleri gibi. Hem fakr- mutlak ve kuruluk iinde
bir gna-i mutlakn tezahrat var: Ktaki topran ve aalarn vaziyet-i
fakiraneleri ve baharda aaal servet ve gnalar gibi. Hem cmud-u
mutlak iinde bir hayat- mutlakann tereuhat grnyor: Anasr-
camidenin zhayat maddelere inklab gibi.




---sh:(S:664) -------------
Hem bir cehl-i mutlak iinde muhit bir uurun tezahrat
grnyor: Zerrelerden yldzlara kadar hereyin harektnda nizamat-
leme ve mesalih-i hayata ve metalib-i hikmete muvafk bir tarzda
hareket etmeleri ve uurkrane vaziyetleri gibi.
te bu acz iindeki kudret ve za'f iindeki kuvvet ve fakr iindeki
servet ve gna ve cmud ve cehil iindeki hayat ve uur; bilbedahe ve
bizzarure bir Kadr-i Mutlak ve Kaviyy-i Mutlak ve Ganiyy-i Mutlak ve
Alm-i Mutlak ve Hayy- Kayyum bir ztn vcub-u vcuduna ve
vahdetine kar her taraftan pencereler aar. Heyet-i mecmuas ile byk
bir mikyasta bir cadde-i nuraniyeyi gsterir. te ey tabiat bataklna
den gafil! Eer tabiat brakp kudret-i lahiyeyi tanmazsan; herbir
eye, hatt herbir zerreye, hadsiz bir kuvvet ve kudret ve nihayetsiz bir
hikmet ve meharet, belki ekser eyay grecek, bilecek, idare edecek bir
iktidar, hereyde bulunduunu kabul etmek lzm gelir.
Onbeinci Pencere
..-...-_.! srrnca: Hereye, o eyin
kabiliyet-i mahiyetine gre kemal-i mizan ve intizam ile biilip hsn-
san'at ile tertib edilip, en ksa yolda, en gzel bir surette, en hafif bir
tarzda, istimalce en kolay bir ekilde, (mesel kularn elbiselerine ve her
vakit tylerini kolayca oynatmalarna ve istimal etmelerine bak) hem
israfsz hikmetli bir tarzda vcud vermek, suret giydirmek, eya adedince
diller ile bir Sni'-i Hakm'in vcub-u vcuduna ehadet ve bir Kadr-i
Alm-i Mutlak'a iaret ederler.
Onaltnc Pencere
Ry-i zeminde mevsim-bemevsim tazelenen mahlukatn icad ve
tedbirlerindeki intizamat ve tanzimat, bilbedahe bir hikmet-i mmeyi
gsterir. Sfat, mevsufsuz olmadndan; elbette o hikmet-i mme,
bizzarure bir Hakm'i gsterir. Hem o perde-i hikmet iinde hrika
tezyinat, bilbedahe bir inayet-i tmmeyi gsterir. Ve o inayet-i tmme,
bizzarure inayetkr bir Hlk- Kerim'i gsterir. Ve o perde-i inayette
umuma amil bir taltifat ve ihsanat, bilbedahe bir rahmet-i vasiay
gsterir. Ve o rahmet-i vasia, bizzarure bir Rahman- Rahm'i gsterir. Ve
o perde-i





---sh:(S:665) -------------
rahmet stnde dahi btn rzka muhta zhayatlarn lyk ve mkemmel
bir tarzda iaeleri ve erzaklar, bilbedahe terbiyekrane bir Rezzakyet ve
efkatkrane bir rububiyeti gsterir. Ve o terbiye ve idare, bizzarure bir
Rezzak- Kerim'i gsterir. Evet zeminin yznde kemal-i hikmetle
terbiye edilen ve kemal-i inayetle tezyin edilen ve kemal-i rahmetle taltif
edilen ve kemal-i efkatle iae edilen btn mahlukat, birer birer bir
Sni'-i Hakm, Kerim, Rahm, Rezzak'n vcubuna ehadet ve vahdetine
iaret ettikleri gibi, yeryznn mecmuunda tezahr eden ve umumunda
grlen ve kasd ve iradeyi bilbedahe gsteren hikmet-i mme; ve hikmeti
dahi tazammun eden umum masnuata amil inayet-i tmme; ve inayet ve
hikmeti tazammun eden ve umum mevcudat- arziyeye amil olan
rahmet-i vasia; ve rahmet ve hikmet ve inayeti de tazammun eden umum
zhayata amil bir surette ve gayet kerimane bir tarzda olan rzk ve iae-i
umumiyeyi birden nazara al, bak! Naslki elvan- seb'a, ziyay tekil eder.
Ve yeryzn tenvir eden o ziya, nasl bhesiz gnei gsterir. yle de;
o hikmet iindeki inayet ve inayet iindeki rahmet ve rahmet iindeki
iae-i rzk, nihayet derecede Hakm, Kerim, Rahm, Rezzak bir Vcib-l
Vcud'un vahdetini ve kemal-i rububiyetini byk bir mikyasta, yksek
bir derecede, parlak bir surette gsterir.
te ey sersem mnkir-i gafil! Gz nndeki bu hakmane,
kerimane, rahmane, rezzakane terbiyeti ve bu acib ve hrika ve mu'cize
keyfiyeti ne ile izah edebilirsin? Senin gibi serseri tesadfle mi? Ve
kalbin gibi kr kuvvetle mi? Ve kafan gibi sar tabiatla m? Ve senin
gibi ciz, camid, cahil esbabla m? Yoksa nihayetsiz derecede mukaddes,
mnezzeh ve mberra, muall ve nihayetsiz derecede Kadr, Alm, Semi',
Basr olan Zt- Zlcelal'e nihayetsiz derecede ciz, cahil, sar, kr,
mmkin, miskin olan "tabiat" namn verip nihayetsiz hata ilemek mi
istersin? Hem gne gibi parlak u hakikat, hangi kuvvet ile
sndrebilirsin? Hangi perde-i gaflet altnda saklayabilirsin?
Onyedinci Pencere
......!..........!
Zeminin yzn yaz zamannda temaa edip gryoruz ki: cad-
eyada mevveiyeti iktiza eden ve intizamszla sebeb olan nihayetsiz
sehavet ve bir cd-u mutlak, gayet derecede bir insicam ve intizam iinde
grnyor. te zemin yzn tezyin eden btn nebatat gr. Hem
mizanszl ve kabal iktiza eden icad- eyadaki sr'at-i mutlaka dahi
kemal-i mevzuniyet iinde grnyor. te zemin yzn sslendiren
---sh:(S:666) -------------
btn meyvelere bak. Hem ehemmiyetsizlii, belki irkinlii iktiza eden
kesret-i mutlaka dahi, kemal-i hsn- san'at iinde grnyor. te
yeryzn yaldzlayan btn ieklere bak! Hem san'atszl, basitlii
iktiza eden icad- eyadaki shulet-i mutlaka dahi, nihayetsiz derecede
san'atkrlk ve meharet ve ihtimamkrlk iinde grnyor. te
yeryzndeki aa ve nebatat cihazatnn sandukalar ve proramlar ve
tarihe-i hayatlarnn kutucuklar hkmnde olan btn tohumlara,
ekirdeklere dikkatle bak. Hem ihtilaf ve ayrl iktiza eden uzaklk ve
bu'd-u mutlak dahi bir ittifak- mutlak iinde grnyor. te btn aktar-
zeminde zer'edilen her nevi hububata bak. Hem karmay ve bulamay
iktiza eden kemal-i ihtilat, bilakis kemal-i imtiyaz ve tefrik iinde
grnyor. te btn yer altna kark atlan ve madde itibariyle birbirine
benzeyen tohumlarn snbl vaktinde kemal-i imtiyazlar ve aalara giren
muhtelif maddelerin yaprak, iek ve meyvelere kemal-i imtiyaz ile
tefrikleri ve mideye giren kark gdalarn muhtelif a'za ve hceyrata gre
kemal-i imtiyazla ayrlmalarna bak, kemal-i hikmet iinde kemal-i kudreti
gr. Hem ehemmiyetsizlii, kymetsizlii iktiza eden gayet derecede
mebzuliyet ve nihayet derecede ucuzluk dahi, yeryznde masnuata,
san'ata nihayet derecede kymettar ve pahal bir keyfiyette grnyor.
te o hadsiz acaib-i san'at iinde yeryznn Rahman sofrasnda yalnz
kudretin ekerlemeleri olan dutlarn nevilerine bak! Kemal-i rahmeti,
kemal-i san'at iinde gr.
te btn ry-i zeminde gayet kymettarlk ile beraber hadsiz
ucuzluk; ve hadsiz ucuzluk iinde hadsiz ihtilat ve karklk ile beraber
hadsiz imtiyaz ve tefrik; ve hadsiz imtiyaz ve tefrik iinde gayet uzaklk
ile beraber son derecede muvafakat ve benzeyi; ve son derece benzemek
iinde gayet derecede shulet ve kolaylk ile beraber gayet derecede
ihtimamkrane yapl; ve gayet derecede gzel yapl ierisinde sr'at-i
mutlaka ve abuklukla beraber gayet derecede mevzun ve mizanl ve
israfszlk; ve gayet derecede israfszlk iinde son derece okluk ve kesret
ile beraber son derecede hsn- san'at; ve son derece hsn- san'at iinde
nihayet derecede sehavet ile beraber intizam- mutlak.. elbette gndz
, k gnei gsterdii gibi, bir Kadr-i Zlcelal'in, bir Hakm-i
Zlkemal'in, bir Rahm-i Zlcemal'in vcub-u vcuduna ve kemal-i
kudretine ve cemal-i rububiyetine ve vahdaniyetine ve ehadiyetine ehadet
ederler, ..-!.....! srrn gsterirler.
imdi ey bare cahil, gafil, muannid, muattl! Bu hakikat- uzmay
ne ile tefsir edebilirsin? Bu nihayet derecede mu'cize ve hrika keyfiyeti
---sh:(S:667) -------------
ne ile izah edebilirsin? Bu hadsiz derecede acib u san'atlar neye isnad
edebilirsin? Bu yeryz derecesinde geni bu pencereye hangi perde-i
gafleti atp kapatabilirsin? Senin tesadfn nerede, tabiat dediin ve
gvendiin uursuz yoldan ve dalalette istinadghn ve arkadan
nerede? Bu ilere tesadfn karmas yz derece muhal deil mi? Ve u
hrika ilerin binden birinin tabiata havalesi, bin derece muhal olmuyor
mu?
Yoksa camid, ciz tabiatn; herbir eyin iinde o eyden yaplan
eya adedince manev makine ve matbaalar m var?..
Onsekizinci Pencere
......!..:....L..,!.
Yirmiikinci Sz'de izah edilen u temsile bak ki: Nasl
mkemmel, muntazam, san'atl, saray gibi bir eser, bilbedahe muntazam
bir fiile delalet eder. Yani bir bina, bir dlgerlie delalet eder. Ve
mkemmel, muntazam bir fiil, bizzarure mkemmel bir file ve mahir bir
ustaya, bir dlgere delalet eder. Ve mkemmel usta ve dlger nvanlar,
bilbedahe mkemmel bir sfata, yani san'at melekesine delalet eder. Ve
mkemmel sfat ve o mkemmel meleke-i san'at, bilbedahe mkemmel
bir istidadn vcuduna delalet eder. Ve mkemmel bir istidad ise, l bir
ruh ve yksek bir ztn vcuduna delalet eder.
yle de: Zeminin yzn, belki kinat dolduran mteceddid
eserler, bilbedahe gayet derece-i kemalde bulunan ef'ali gsteriyor. Ve u
nihayet derecedeki intizam ve hikmet dairesindeki ef'al, bilbedahe
nvanlar ve isimleri mkemmel olan bir fili gsteriyor. nki
muntazam, hakmane fiiller, filsiz olmad kat'iyyen malm. Ve son
derece mkemmel nvanlar, o filin son derece kemaldeki sfatlarna
delalet eder. nki fenn-i Sarfa nasl ism-i fil masdardan yaplr. yle
de, nvanlarn ve isimlerin dahi masdarlar ve mene'leri, sfatlardr. Ve
son derece-i kemalde sfatlar, bhesiz son derece mkemmel olan
uunat- ztiyeye delalet eder. Ve kabiliyet-i ztiye (tabir edemediimiz)
o mkemmel uun-u ztiye, bihakkalyakn hadsiz derece-i kemalde olan
bir zta delalet eder.
te btn lemdeki sr- san'at ve btn mahlukat, herbiri birer
eser-i mkemmel olduundan, herbiri bir fiile ve fiil ise isme, isim ise
vasfa ve vasf ise e'ne ve e'n ise zta ehadet ettikleri iin;



---sh:(S:668) -------------
masnuat adedince birtek Sni'-i Zlcelal'in vcub-u vcuduna ehadet ve
ehadiyetine iaret ettikleri gibi; heyet-i mecmuas ile, silsile-i mahlukat
kadar kuvvetli bir tarzda bir mi'rac- marifettir. Hibir cihette iine bhe
girmeyen mteselsil bir brhan- hakikattr.
imdi ey bare mnkir-i gafil! Silsile-i kinat kadar kuvvetli u
brhan ne ile krabilirsin? u masnuat adedince hakikatn uan gsteren
hadsiz delikli ve kafesli u pencereyi ne ile kapatabilirsin? Hangi perde-i
gafleti stne ekebilirsin?
Ondokuzuncu Pencere
.......!....!!~..
...-~.........
srrnca: Sni'-i Zlcelal, semavatn ecramna o kadar hikmetler, manalar
takm ki; gya celal ve cemalini ifade etmek iin semavat; gneler,
aylar, yldzlar kelimeleriyle sslendirdii gibi, cevv-i semada dahi olan
mevcudata yle hikmetler ve manalar ve maksadlar takm ki; gya o
cevv-i semay berkler, imekler, ra'dlar, katreler kelimeleriyle intak
ediyor. Ve kemal-i hikmet ve cemal-i rahmetini ders veriyor. Ve nasl
zemin kafasn, hayvanat ve nebatat denilen manidar kelimeleriyle
syletirip kemalt- san'atn kinata gsteriyor. yle de; o kafann birer
kelimesi olan nebatlar ve aalar dahi; yapraklar, iekler, meyveler
kelimeleriyle intak edip yine kemal-i san'atn ve cemal-i rahmetini iln
ediyor. Ve birer kelime olan iekleri ve meyveleri dahi tohumcuklar
kelimeleriyle konuturup dekaik- san'atn ve kemal-i rububiyetini ehl-i
uura talim ediyor. te bu hadsiz kelimat- tesbihiye iinde yalnz tek bir
snbl ve tek bir iein tarz- ifadesine kulak verip dinleyeceiz. Nasl
ehadet eder, bileceiz.
Evet herbir nebat, herbir aa, pekok lisan ile Sni'lerini yle
gsteriyorlar ki; ehl-i dikkati hayretlerde brakr ve bakanlara
"Sbhanallah! Ne kadar gzel ehadet ediyor!" dedirtirler.
Evet, herbir nebatn iek amas zamannda ve snbl vermesi
annda, tebessmkrane manev tekellmleri hengmndaki tesbihleri,
kendileri gibi gzel ve zahirdir. nki herbir iein gzel az ile ve
muntazam snbln lisanyla ve mevzun tohumlarn ve muntazam
habbelerin kelimatyla hikmeti gsteren o nizam, bilmahede ilmi
gsteren


---sh:(S:669) -------------
bir mizan iindedir. Ve o mizan ise, meharet-i san'at gsteren bir nak-
san'at iindedir ve o nak- san'at, ltuf ve keremi gsteren bir znet
iindedir. Ve o znet dahi, rahmet ve ihsan gsteren latif kokular
iindedir. Ve birbiri iinde bulunan u manidar keyfiyetler, yle bir lisan-
ehadettir ki; hem Sni'-i Zlcemal'ini esmasyla tarif eder, hem
evsafyla tavsif eder, hem cilve-i esmasn tefsir eder, hem teveddd ve
taarrfn, yani sevdirilmesini ve tanttrlmasn ifade eder.
te bir tek iekten byle bir ehadet iitsen, acaba zemin
yzndeki Rabban balarda umum iekleri dinleyebilsen, ne derece
yksek bir kuvvetle Sni'-i Zlcelal'in vcub-u vcudunu ve vahdetini
iln ettiklerini iitsen, hi bhen ve vesvesen ve gafletin kalabilir mi?
Eer kalsa, sana insan ve zuur denilebilir mi?
Gel imdi bir aaca dikkatle bak! te bahar mevsiminde
yapraklarn muntazaman kmas, ieklerin mevzunen almas,
meyvelerin hikmetle, rahmetle bymesi ve dallarn ellerinde, masum
ocuklar gibi, nesimin esmesiyle oynamas iindeki latif azn gr. Nasl
bir dest-i kerem ile yeillenen yapraklarn dili ile ve bir ne'e-i ltuf ile
tebessm eden ieklerin lisanyla ve bir cilve-i rahmet ile glen
meyvelerin kelimat ile ifade edilen hikmetli nizam iindeki adilli mizan;
ve adli gsteren mizan iinde bulunan dikkatli san'atlar, naklar ve
meharetli naklar ve znetler iinde rahmet ve ihsan gsteren ayr ayr
tatl tatmaklar ve ayr ayr gzel kokular ve ho tatmaklar iinde birer
mu'cize-i kudret olan tohumlar ve ekirdekler, gayet zahir bir surette bir
Sni'-i Hakm, Kerim, Rahm, Muhsin, Mn'im, Mcemmil, Mufaddl'n
vcub-u vcudunu ve vahdetini ve cemal-i rahmetini ve kemal-i
rububiyetini gsterir. te eer btn ry-i zemindeki aalarn lisan-
hallerini birden dinleyebilsen,
........!...!~... hazinesinde ne kadar
gzel cevherler bulunduunu greceksin, anlayacaksn.
te ey nankrlk iinde kendini babo zanneden bedbaht gafil!
Bu derece hadsiz lisanlarla kendini sana tanttran ve bildiren ve sevdiren
bir Kerim-i Zlcemal, tanmak istenilmezse bu lisanlar susturmal.
Mademki susturulmaz, dinlemeli. Gafletle kulan kapasan
kurtulamazsn. nki sen kulan kapamakla kinat skt etmez,
mevcudat susmaz, vahdaniyet ahidleri seslerini kesmezler. Elbette seni
mahkm ederler...



---sh:(S:670) -------------
Yirminci Pencere (Haiye)
....:....._.!.-..
...-....!........-.........
.......!...!...~.!~...!.....
...-!,..................
Nasl cz'iyat ve neticelerde ve teferruatta kemal-i hikmet ve
cemal-i san'at grnyor. yle de: Tesadf ve kark tevehhm edilen
kll unsurlarn, byk mahlukatn zahiren kark vaziyetleri dahi, bir
hikmet ve san'at ile vaziyetler alyorlar. te ziyann parlamas, sair
hikmetli hidematnn delaletiyle, yeryznde masnuat- lahiyeyi izn-i
Rabban
(Haiye): u Yirminci Pencere'nin hakikat, bir zaman Arab bir surette yle
kalbe gelmiti:
...............~..:...::.........!..
:..-.:..-.......-....L..,L......-..
...:-......-...........--...
......-.....~......-........,..
....L.......-...-..-.....-..
...-........-...!...!....L..~..
:....:....:...:........:.-
...L................-..









---sh:(S:671) -------------
ile tehir ve iln etmektir. Demek bir Sni'-i Hakm tarafndan ziya
istihdam ediliyor. ar-y lem sergilerindeki antika san'atlarn onun ile
irae ediyor. imdi rzgrlara bak ki: Sair hakmane, kerimane
faidelerinin ve vazifelerinin ehadetiyle gayet mhim ve kesretli
vazifelere kouyorlar. Demek o dalgalanmak bir Sni'-i Hakm tarafndan
bir tavziftir, bir tasriftir, bir kullanmaktr. Dalgalanmalar ise, emr-i
Rabbannin abuk yerine getirilmesine sr'atle almaktr.
imdi bak emelere, aylara, rmaklara... Yerden, dalardan
kaynamalar tesadf deildir. nki onlara terettb eden sr- rahmet
olan faidelerin ve semerelerin ehadetiyle ve dalarda bir mizan- hacetle
iddiharlarnn ifadesi ile ve bir mizan- hikmetle gnderilmelerinin
delaletiyle gsteriliyor ki; bir Rabb- Hakm'in teshiriyle ve
iddiharyladr. Ve kaynamalar ise, onun emrine heyecanla imtisal
etmeleridir.
imdi yerdeki btn talarn ve cevahirlerin ve madenlerin
enva'na bak. Bunlarn tezyinatlar ve menfaatl hsiyetleri bir Sni'-i
Hakm'in tezyini ile, tertibi ile, tedbiri ile, tasviri ile olduunu, onlara
mteallik hakmane faideleri ve mesalih-i hayatiye ve levazmat-
insaniye ve hacat- hayvaniyeye muvafk bir tarzda ihzarlar gsteriyor.
imdi ieklere, meyvelere bak! Bunlarn glmsemeleri ve
tadlar ve gzellikleri ve naklar ve koku vermeleri; bir Sni'-i Kerim'in,
bir Mn'im-i Rahm'in sofrasnda birer tarife, birer davetname hkmnde
olarak muhtelif renk ve koku ve tadlarla her nev'e ayr ayr tarife ve
davetname olarak verilmitir.
imdi kulara bak! Onlarn sylemeleri ve cvldamalar, bir
Sni'-i Hakm'in intak ve syletmesi olduuna delil-i kat' ise, hayret verir
bir tarzda birbirine o seslerle mdavele-i hissiyat ve ifade-i maksad
etmeleridir.
imdi bulutlara bak! Yamurun pltlar, manasz bir ses
olmadna ve imek ile gk grlemesi, bo bir grlt olmadna kat'
delil ise, hl bir bolukta o acaibi icad etmek ve onlardan b- hayat
hkmndeki damlalar samak ve zemin yzndeki muhta ve mtak
zhayatlara emzirmek, gsteriyor ki: O rlt, o grlt gayet manidar ve
hikmettardr ki; bir Rabb-i Kerim'in emriyle, mtaklara o yamur
baryor ki, "Sizlere mjde, geliyoruz!" manasn ifade ederler.
imdi ge bak! Gk iinde hadsiz ecramdan yalnz Kamer'e
dikkat


---sh:(S:672) -------------
et! Onun hareketi, bir Kadr-i Hakm'in emriyle olduu, ona mteallik ve
yeryzne ait mhim hikmetlerdir ki, baka yerde beyan ettiimizden
ksa kesiyoruz.
te ziyadan tut, t Kamer'e kadar saydmz kll unsurlar gayet
geni bir tarzda ve byk bir mikyasta bir pencere aar. Bir Vcib-l
Vcud'un vahdetini ve kemal-i kudretini ve azamet-i saltanatn gsterir,
iln ederler.
te ey gafil! Eer bu gk grlemesi gibi bu sady susturabilirsen
ve gnein gibi parlak o ziyay sndrebilirsen, Allah' unut! Yoksa
akln bana al!
........ .!....!!~.. ..-..de.
Yirmibirinci Pencere
,..-!...-!.....!...!.....!_.-.:!.
u kinatn lmbas olan gne, kinat Sniinin vcuduna ve
vahdaniyetine gne gibi parlak ve nurani bir penceredir. Evet,
manzume-i emsiye denilen kremizle beraber oniki seyyare; cirmleri
kklk-byklk itibariyle pekok muhtelif ve mevkileri uzaklk-
yaknlk noktasnda pekok mtefavit ve sr'at-i hareketleri ok
mtenevvi' olduu halde kemal-i intizam ve hikmet ile ve kemal-i mizan
ile ve bir saniye kadar armayarak hareketleri ve deveranlar ve gne
ile, cazibe kanunu tabir edilen bir kanun-u lah ile balanmalar, yani
onlar imamlarna iktidalar; byk bir mikyasta bir azamet-i kudret-i
lahiyeyi ve vahdaniyet-i Rabbaniyeyi gsterir. nki o camid cirmleri, o
uursuz byk ktleleri, nihayet derecede intizam ve mizan- hikmet
iinde muhtelif ekillerde ve muhtelif mesafelerde ve muhtelif
hareketlerde dndrmek, istihdam etmek, ne derece bir kudreti ve bir
hikmeti isbat ettiini kyas et. Bu byk ve ar ie zerre mikdar tesadf
karsa, yle bir patlay verecek ki, kinat datacak. nki bir dakika,
tesadf birisini tevkif etse, mihverinden kmasna sebebiyet verir,
bakalar ile msademe etmesine yol aar. Kre-i Arzdan bin defa byk
cirmlerle msademenin ne derece dehetli olduunu kyas edebilirsin.
Manzume-i emsiyenin yani emsin me'mumlar ve meyveleri
olan oniki seyyarenin acaibini ilm-i muhit-i lahye havale edip, yalnz
gzmzn nnde seyyaremiz bulunan arza bakyoruz, gryoruz ki:
Bu


---sh:(S:673) -------------
seyyaremiz, bir azamet-i evket-i rububiyeti ve hamet-i saltanat-
uluhiyeti ve kemal-i rahmeti ve hikmeti gsterir bir surette Gnein
etrafnda, emr-i Rabban ile (nc Mektub'da beyan edildii gibi) pek
byk bir hizmet iin bir uzun seyr seyahat ona ettiriliyor. Bir sefine-i
Rabbaniye olarak acaib-i masnuat- lahiye ile doldurulmu ve zuur
ibadullaha seyrangh gibi bir mesken-i seyyar vaziyeti verilmi. Ve evkat
ve hesab bildirecek saat akrebi gibi Kamer dahi dakik hesablarla, azm
hikmetlerle ona taklm ve o Kamer'e baka menzillerde ayr seyr
seyahat verilmi. te bu mbarek seyyaremizin u halleri, kre-i arz
kuvvetinde bir ehadetle, bir Kadr-i Mutlak'n vcub-u vcudunu ve
vahdetini isbat eder. Madem u seyyaremiz byledir, manzume-i
emsiyeyi ona kyas edebilirsin. Hem emse kendi mihveri stnde
cazibe denilen manev ipleri yumak yaptrmak iin dolap ve krk
hkmnde olan gnei, bir Kadr-i Zlcelal'in emriyle dndrp, o
seyyarat o manev iplerle balayp tanzim etmek ve gnei btn
seyyarat ile saniyede be saatlik bir mesafeyi kestirecek kadar bir
sr'atle, bir tahmine gre "Herkl Burcu" tarafna veya ems- mus
canibine sevk etmek, elbette ezel ve ebed sultan olan Zt- Zlcelal'in
kudretiyle ve emriyledir. Gya hamet-i rububiyetini gstermek iin, bu
emirber neferleri hkmnde olan manzume-i emsiye ordusu ile bir
manevra yaptrr.
Ey kozmorafyac efendi! Hangi tesadf bu ilere karabilir?
Hangi esbabn eli buna ulaabilir? Hangi kuvvet buna yanaabilir? Haydi
sen syle... Hi byle bir Sultan- Zlcelal, aczini gsterip mlkne
bakasn kartrr m? Bahusus kinatn meyvesi, neticesi, gayesi,
hlsas olan zhayatlar, baka ellere verir mi? Bakasn mdahale
ettirir mi? Bahusus o meyvelerin en cmii ve o neticelerin en mkemmeli
ve zeminin halifesi ve o sultann yinedar bir misafiri olan insanlar
babo brakr m? Ve onlar tabiata ve tesadfe havale edip hamet-i
saltanatn hie indirir mi, kemal-i hikmetini sukut ettirir mi?
Yirmiikinci Pencere
..,....-......-!.......--.,!
.....-..-.....-.!.L..




---sh:(S:674) -------------
Kre-i Arz bir kafadr ki, yzbin az vardr. Herbir aznda,
yzbin lisan vardr. Her lisannda, yzbin brhan var ki; herbiri ok
cihetle Vcib-l Vcud, Vhid-i Ehad, hereye kadr, hereye alm bir
Zt- Zlcelal'in vcub-u vcuduna ve vahdetine ve evsaf- kudsiyesine
ve esma-i hsnasna ehadet ederler. Evet arzn evvel-i hilkatna
bakyoruz ki: Mayi haline gelen bir madde-i seyyaleden ta ve tatan
toprak halkedilmi. Mayi kalsayd, kabil-i skna olmazd. O mayi ta
olduktan sonra, demir gibi sert olsa idi kabil-i istifade olmazd. Elbette
buna bu vaziyeti veren, yerin sekenelerinin hacetlerini gren bir Sni'-i
Hakm'in hikmetidir. Sonra tabaka-i turabiye, dalar direi zerine
atlm, t iindeki dhil inklablardan gelen zelzeleler, dalarla teneffs
edip, zemini hareketinden ve vazifesinden artmasn. Hem denizin
istilsndan topra kurtarsn. Hem zhayatlarn levazmat- hayatiyesine
birer hazine olsun. Hem havay tarasn, gazat- muzrradan tasfiye etsin,
t teneffse kabil olsun. Hem sular biriktirip iddihar etsin. Hem zhayata
lzm olan sair madenlere mene' ve medar olsun.
te bu vaziyet bir Kadr-i Mutlak ve bir Hakm-i Rahm'in vcub-
u vcuduna ve vahdetine gayet kat' ve kuvvetli ehadet eder.
Ey corafyac efendi! Bunu ne ile izah edersin? Hangi tesadf u
acaib-i masnuat ile dolu sefine-i Rabbaniyeyi bir meher-i acaib yaparak
yirmidrtbin sene bir mesafede, bir senede sr'atle evirip, onun yznde
dizilmi eyadan hibir ey drmesin?
Hem zeminin yzndeki acib san'atlara bak! Anasrlar, ne derece
hikmetle tavzif edilmiler. Bir Kadr-i Hakm'in emriyle zemin yzndeki
Rahman misafirlerine nasl gzel bakyorlar, hizmetlerine kouyorlar.
Hem acib ve garib san'atlar iinde rengrenk acib hikmetli zemin
yznn smasndaki bu nakl izgilere bak! Nasl sekenelerine enhar
ve aylar, deniz ve rmaklar, da ve tepeleri, ayr ayr mahluklarna ve
ibadna lyk birer mesken ve vesait-i nakliye yapm. Sonra yzbinler
ecnas- nebatat ve enva'- hayvanat ile kemal-i hikmet ve intizam ile
doldurup hayat vererek enlendirmek, vakit-bevakit muntazaman mevt
ile terhis ederek boaltp yine muntazaman "Ba's ba'de-l mevt" suretinde
doldurmak; bir Kadr-i Zlcelal'in ve bir Hakm-i Zlkemal'in vcub-u
vcuduna ve vahdetine yzbinler lisanlarla ehadet ederler.
Elhasl: Yz, acaib-i san'ata bir meher ve garaib-i mahlukata
bir maher ve kafile-i mevcudata bir memer ve suff-u ibadna bir mescid



---sh:(S:675) -------------
ve makarr olan zemin; btn kinatn kalbi hkmnde olduundan,
kinat kadar nur-u vahdaniyeti gsterir.
te ey corafyac efendi! Bu zemin kafas yzbin az, herbirinde
yzbin lisan ile Allah' tanttrsa ve sen Onu tanmazsan, ban tabiat
bataklna soksan, derece-i kabahatn dn. Ne derece dehetli bir
cezaya seni mstehak eder, bil, ayl ve ban bataklktan kar.
....:....._.!.... de.
Yirminc Pencere
...-!....!.-_.!
Hayat, kudret-i Rabbaniye mu'cizatnn en nuranisidir, en
gzelidir. Ve vahdaniyet brhanlarnn en kuvvetlisi ve en parladr. Ve
tecelliyat- Samedaniye yinelerinin en cmii ve en berrakdr. Evet,
hayat tek bayla bir Hayy- Kayyum'u btn esma ve uunat ile bildirir.
nki hayat, pekok sftn memzu bir macunu hkmnde bir ziya, bir
tiryaktr. Elvan- seb'a, ziyada; ve muhtelif edviyeler, tiryakta naslki
mmtezicen bulunur. yle de: Hayat dahi, pekok sfttan yaplm bir
hakikattr. O hakikattaki sfatlardan bir ksm, duygular vastasyla inbisat
ederek inkiaf edip ayrlrlar. Ksm- ekseri ise hissiyat suretinde
kendilerini ihsas ederler. Ve hayattan kaynama suretinde kendilerini
bildirirler.
Hem hayat, kinatn tedbir ve idaresinde hkmferma olan rzk ve
rahmet ve inayet ve hikmeti tazammun ediyor. Gya hayat onlar
arkasna takp, girdii yere ekiyor. Mesel hayat bir cisme, bir bedene
girdii vakit; Hakm ismi dahi tecelli eder, hikmetle yuvasn gzelce
yapp tanzim eder. Ayn halde Kerim ismi de tecelli edip, meskenini
hacatna gre tertib ve tezyin eder. Yine ayn halde Rahm isminin cilvesi
grnyor ki, o hayatn devam ve kemali iin trl trl ihsanlarla taltif
eder. Yine ayn halde Rezzak isminin cilvesi grnyor ki, o hayatn
bekasna ve inkiafna lzm madd, manev gdalar yetitiriyor. Ve
ksmen bedeninde iddihar ediyor. Demek hayat bir nokta-i mihrakye
hkmnde; muhtelif sft birbiri iine girer, belki birbirinin ayn olur.
Gya hayat tamamyla hem ilimdir, ayn halde kudrettir, ayn halde de
hikmet ve rahmettir ve hkeza... te hayat bu cmi' mahiyeti itibariyle




---sh:(S:676) -------------
uun-u ztiye-i Rabbaniyeye yinedarlk eden bir yine-i Samediyettir.
te bu srdandr ki: Hayy- Kayyum olan Zt- Vcib-l Vcud, hayat
pek ok kesretle ve mebzuliyetle halkedip, neir ve tehir eder. Ve
hereyi hayatn etrafna toplattrp, ona hizmetkr eder. nki hayatn
vazifesi byktr. Evet Samediyetin yinesi olmak kolay bir ey deil,
di bir vazife deil.
te gz nnde her vakit grdmz bu hadd hesaba
gelmeyen yeni yeni hayatlar ve hayatlarn asllar ve ztlar olan ruhlar,
birden ve hiten vcuda gelmeleri ve gnderilmeleri, bir Zt- Vcib-l
Vcud ve Hayy- Kayyum'un vcub-u vcudunu ve sft- kudsiyesini ve
esma-i hsnasn; lemaatn gnei gsterdii gibi gsteriyorlar. Gnei
tanmayan ve kabul etmeyen adam, nasl gndz dolduran ziyay inkr
etmeye mecbur oluyor. yle de: Hayy- Kayyum, Muhy ve Mmt olan
ems-i Ehadiyeti tanmayan adam, zeminin yzn belki mazi ve
mstakbeli dolduran zhayatlarn vcudunu inkr etmeli ve yz derece
hayvandan aa dmeli. Hayat mertebesinden dp camid bir cahil-i
echel olmal.
Yirmidrdnc Pencere
.-..!.,:-!!....!.....!.
Mevt, hayat kadar bir brhan- rububiyettir. Gayet kuvvetli bir
hccet-i vahdaniyettir. ...-!....!.-_.! delaletince,
mevt; adem, i'dam, fena, hilik, filsiz bir inkraz deil, belki bir Fil-i
Hakm tarafndan hizmetten terhis ve tahvil-i mekn ve tebdil-i beden ve
vazifeden paydos ve haps-i bedenden zad etmek ve muntazam bir eser-i
hikmet olduu, Birinci Mektub'da gsterilmitir. Evet nasl zemin
yzndeki masnuat ve zhayatlar ve hayattar zemin yz, bir Sni'-i
Hakm'in vcub-u vcuduna ve vahdaniyetine ehadet ediyorlar. yle de:
O zhayatlar lmleriyle bir Hayy- Bki'nin sermediyetine ve
vhidiyetine ehadet ediyorlar. Yirmiikinci Sz'de; mevt, gayet kuvvetli
bir brhan- vahdet ve bir hccet-i sermediyet olduu isbat ve izah
edildiinden, u bahsi o sze havale edip yalnz mhim bir nktesini
beyan edeceiz. yle ki:





---sh:(S:677) -------------
Nasl zhayatlar, vcudlar ile bir Vcib-l Vcud'un vcuduna
delalet ediyorlar. yle de: O zhayatlar, lmleri ile bir Hayy- Bki'nin
sermediyetine, vhidiyetine ehadet ediyorlar. Mesel yalnz birtek
zhayat olan zemin yz, intizamat ile, ahvaliyle Snii gsterdii gibi,
ld vakit yani k, beyaz kefeni ile lm o zemin yzn kapamas
ile nazar- beeri ondan eviriyor. Veyahut nazar, o giden bahar
cenazesinin arkasndan maziye gider, daha geni bir manzaray gsterir.
Yani herbiri birer mu'cize-i kudret olan zemin dolusu btn geen
baharlar misill yeni gelecek birer hrika-i kudret ve birer hayattar zemin
olan, bahar dolusu hayattar mevcudat- arziyenin gelmelerini ihsas ve
vcudlarna ehadet ettiklerinden; yle geni bir mikyasta, yle parlak bir
surette, yle kuvvetli bir derecede bir Sni'-i Zlcelal'in bir Kadr-i
Zlkemal'in, bir Kayyum-u Bki'nin, bir ems-i Sermed'nin vcub-u
vcuduna ve vahdetine ve beka ve sermediyetine ehadet ederler ve yle
parlak delaili gsterirler ki, ister istemez bedahet derecesinde
.-..-.!....dedirtir.
Elhasl: .....-..-.. srrnca; hayattar bu
zemin, bir baharda Sni'a ehadet ettii gibi; onun lmesiyle, zamann
gemi ve gelecek iki kanadna dizilmi mu'cizat- kudretine nazar
eviriyor. Bir bahar yerine binler bahar gsteriyor. Bir mu'cize yerine
binler mu'cizat- kudretine iaret eder. Ve onlardan her bahar, u hazr
bahardan daha kat' ehadet eder. nki mazi tarafna geenler, zahir
esbablaryla beraber gitmiler; arkalarnda yine kendileri gibi bakalar
yerlerine gelmiler. Demek esbab- zahiriye hitir. Yalnz bir Kadr-i
Zlcelal, onlar halkedip, hikmetiyle esbaba balayarak gnderdiini
gsteriyor. Ve gelecek zamanda dizilmi hayattar olan zemin yzleri ise,
daha parlak ehadet eder. nki yeniden, yoktan, hiten yaplp
gnderilecek, yere konup vazife grdrp sonra gnderilecekler.
te ey tabiata saplanan ve bataklkta boulmak derecesine gelen
gafil! Btn mazi ve mstakbele ulaacak hikmetli ve kudretli manev el
sahibi olmayan bir ey, nasl bu zeminin hayatna karabilir? Senin gibi
hi ender hi olan tesadf ve tabiat buna karabilir mi? Kurtulmak
istersen: "Tabiat, olsa olsa bir defter-i kudret-i lahiyedir. Tesadf ise,
cehlimizi rten gizli bir hikmet-i lahiyenin perdesidir" de, hakikata
yana.


---sh:(S:678) -------------
Yirmibeinci Pencere
Naslki madrub, elbette dribe delalet eder. San'atl bir eser,
san'atkr cab eder. Veled, vlidi iktiza eder. Tahtiyet, fevkyeti istilzam
eder ve hkeza... Btn umr-u izafiye tabir ettikleri biri birisiz olmayan
evsaf- nisbiye misill u kinatn cz'iyatnda ve heyet-i umumiyesinde
grnen imkn dahi, vcubu gsterir. Ve btn onlarda grnen infial,
bir fiili gsterir. Ve umumunda grnen mahlukyet, hlkyeti gsterir.
Ve umumunda grnen kesret ve terkib, vahdeti istilzam eder. Ve vcub
ve fiil ve hlkyet ve vahdet, bilbedahe ve bizzarure mmkin, mnfail,
kesr, mrekkeb, mahluk olmayan; vcib ve fil, vhid ve hlk olan
mevsuflarn ister. yle ise bilbedahe btn kinattaki btn imknlar,
btn infialler, btn mahlukyetler, btn kesret ve terkibler bir Zt-
Vcib-l Vcud, Fa'aln-Lima Yrd, Hlk- Klli ey'e, Vhid-i Ehad'e
ehadet eder.
Elhasl: Nasl imkndan vcub grnyor, infialden fiil ve
kesretten vahdet; bunlarn vcudu, onlarn vcuduna kat'iyyen delalet
eder. yle de: Mevcudat stnde grnen mahlukyet ve merzukyet gibi
sfatlar dahi, sniiyet, rezzakyet gibi e'nlerin vcudlarna kat' delalet
ediyor. u sftn vcudu dahi, bizzarure ve bilbedahe bir Hallak ve bir
Rezzak Sni'-i Rahm'in vcuduna delalet eder. Demek herbir mevcud,
tad yzler bu eit sfatlar lisan ile, Zt- Vcib-l Vcud'un yzler
esma-i hsnasna ehadet ederler. Bu ehadetler kabul edilmezse,
mevcudatn btn bu eit sfatlarn inkr etmek lzm gelir...
Yirmialtnc Pencere (Haiye)
u kinatn mevcudat yznde tazelenen ve gelip geen cemaller
ve hsnler; bir Cemal-i Sermed cilvelerinin bir nevi glgeleri olduunu
gsterir. Evet, rman yzndeki kabarcklarn parlayp gitmesinden
sonra arkadan gelenlerin gidenler gibi parlamalar, daim bir emsin
ualarnn yineleri olduklarn gsterdikleri gibi; seyyal zaman
rmanda,


(Haiye): u pencerenin umuma deil, ehl-i kalbe ve ehl-i muhabbete hususiyeti
var.






---sh:(S:679) -------------
seyyar mevcudatn stnde parlayan lemaat- cemaliye dahi, bir cemal-i
sermedye iaret ederler ve onun bir nevi emareleridirler. Hem kinat
kalbindeki cidd ak, bir Mauk-u Lyezal'yi gsterir. Evet, aacn
mahiyetinde olmayan bir ey, esasl bir surette meyvesinde bulunmad
delaletiyle; ecere-i kinatn hassas meyvesi olan nev'-i insandaki cidd
ak- lahut gsterir ki; btn kinatta -fakat baka ekillerde- hakik ak
ve muhabbet bulunuyor. yle ise kalb-i kinattaki u hakik muhabbet ve
ak, bir Mahbub-u Ezel'yi gsterir. Hem kinatn sinesinde ok
suretlerde tezahr eden incizablar, cezbeler, cazibeler; ezel bir hakikat-
cazibedarn cezbiyle olduunu hyar kalblere gsterir. Hem mahlukatn
en hassas ve nuran taifesi olan ehl-i kef ve velayetin ittifakyla, zevk ve
uhuda istinad ederek, bir Cemil-i Zlcelal'in cilvesine, tecellisine
mazhar olduklarn ve o Celil-i Zlcemal'in (kendini) tanttrlmasna ve
sevdirilmesine zevk ile muttali olduklarn, mttefikan haber vermeleri,
yine bir Zt- Vcib-l Vcud'un, bir Cemil-i Zlcelal'in vcuduna ve
insanlara kendini tanttrmasna kat'iyyen ehadet eder. Hem kinat
yznde ve mevcudat stnde ileyen kalem-i tahsin ve tezyin; o kalem
sahibi ztn esmasnn gzelliini vzhan gsteriyor.
te kinat yzndeki cemal ve kalbindeki ak ve sinesindeki
incizab ve gzlerindeki kef ve uhud ve hey'atndaki hsn ve tezyinat;
pek latif, nurani bir pencere aar. Onun ile, btn esmas cemile bir
Cemil-i Zlcelal'i ve bir Mahbub-u Lyezal'yi ve bir Mabud-u
Lemyezel'i, hyar olan akl ve kalblere gsterir. te ey maddiyat
karanlnda, evham zulmatnda, boucu behat iinde rpnan gafil!
Kendine gel. nsaniyete lyk bir surette yksel. u drt delik ile bak;
cemal-i vahdeti gr, kemal-i iman kazan, hakik insan ol!..
Yirmiyedinci Pencere
...........!.-
Kinatta, "esbab ve msebbebat" grnen eyaya bakyoruz ve
gryoruz ki: En a'l bir sebeb, en di bir msebbebe kuvveti yetmiyor.
Demek esbab bir perdedir. Msebbebleri yapan bakadr. Mesel; hadsiz
masnuattan yalnz cz' bir misal olarak insan ba iinde bir hardal
kklnde bir yerde yerletirilen kuvve-i hfzaya bakyoruz.
Gryoruz




---sh:(S:680) -------------
ki: yle bir cmi' kitab belki ktbhane hkmndedir ki, btn
sergzet-i hayat, iinde kartrlmakszn yazlyor.
Acaba u mu'cize-i kudrete hangi sebeb gsterilebilir? Telfif-i
dimaiye mi? Basit, uursuz hceyrat zerreleri mi? Tesadf rzgrlar
m? Halbuki o mu'cize-i san'at, yle bir ztn san'at olabilir ki; beerin
hairde neredilecek byk defter-i a'malinden muhasebe vaktinde hatra
getirilecek ve iledii her fiilleri yazldn bildirmek iin bir kk
sened istinsah edip, yazp aklnn eline verecek bir Sni'-i Hakm'in
san'at olabilir. te beerin kuvve-i hfzasna misal olarak btn
yumurtalar, ekirdekleri, tohumlar kyas et ve bu cmi' kck
mu'cizelere, sair msebbebat da kyas et. nki hangi msebbebe ve
masnua baksan, o derece hrika bir san'at var ki, deil onun di, basit
sebebi, belki btn esbab toplansa, ona kar izhar- acz edecekler.
Mesel: Byk bir sebeb zannedilen gnei; ihtiyarl, uurlu farz ederek
ona denilse: "Bir sinein vcudunu yapabilir misin?" Elbette diyecek ki:
"Hlkmn ihsan ile dkknmda ziya, renkler, hararet ok. Fakat
sinein vcudunda gz, kulak, hayat gibi yle eyler var ki, ne benim
dkknmda bulunur ve ne de benim iktidarm dhilindedir."
Hem naslki msebbebdeki hrika san'at ve tezyinat, esbab
azledip Msebbib-l Esbab olan Vcib-l Vcud'a iaret ederek,
........!. srrnca: Ona teslim-i umr eder. yle de:
Msebbebata taklan neticeler, gayeler, faideler; bilbedahe perde-i esbab
arkasnda bir Rabb- Kerim'in, bir Hakm-i Rahm'in ileri olduunu
gsterir. nki uursuz esbab, elbette bir gayeyi dnp almaz.
Halbuki gryoruz: Vcuda gelen her mahluk, bir gaye deil, belki ok
gayeleri, ok faideleri, ok hikmetleri takib ederek vcuda geliyor.
Demek bir Rabb- Hakm ve Kerim, o eyleri yapp gnderiyor. O
faideleri onlara gaye-i vcud yapyor. Mesel, yamur geliyor. Yamuru
zahiren intac eden esbab; hayvanat dnp, onlara acyp merhamet
etmekten ne kadar uzak olduu malmdur. Demek hayvanat halkeden ve
rzklarn taahhd eden bir Hlk- Rahm'in hikmetiyle imdada
gnderiliyor. Hatt yamura "rahmet" deniliyor. nki ok sr- rahmet
ve faideleri tazammun ettiinden, gya yamur eklinde rahmet tecessm
etmi, takattur etmi, katre katre geliyor. Hem btn mahlukatn yzne
tebessm eden btn znetli nebatat ve hayvanattaki tezyinat ve
gsteriler, bilbedahe perde-i gayb arkasnda bu ssl ve gzel san'atlar
ile kendini tanttrmak ve sevdirmek ve bildirmek isteyen bir

---sh:(S:681) -------------
Zt- Zlcelal'in vcub-u vcuduna ve vahdetine delalet ederler. Demek
eyadaki ssl vaziyetler, gsterili keyfiyetler; tanttrmak ve sevdirmek
sfatlarna kat'iyyen delalet eder. Sevdirmek ve tanttrmak sfatlar ise;
bilbedahe Vedud, Maruf bir Sni'-i Kadr'in vcub-u vcuduna ve
vahdetine ehadet eder.
Elhasl: Sebeb gayet di, ciz ve ona isnad edilen msebbeb ise
gayet san'atl ve kymetli olduundan, sebebi azleder. Hem msebbebin
gayesi, faidesi dahi, cahil ve camid olan esbab ortadan atar, bir Sni'-i
Hakm'in eline teslim eder. Hem msebbebin yzndeki tezyinat ve
meharetler, kendi kudretini zuurlara bildirmek isteyen ve kendini
sevdirmek arzu eden bir Sni'-i Hakm'e iaret eder.
Ey esbab-perest bare! Bu mhim hakikat ne ile izah
edebilirsin? Sen nasl kendini kandrabilirsin? Akln varsa, esbab
perdesini yrt. "Vahdehu l erke leh" de, hadsiz evhamdan kurtul.
Yirmisekizinci Pencere
,:...!..-.......!.-....
..!.-.!.....!. ,:..!.
u kinata bakyoruz, gryoruz ki: Hceyrat- bedenden tut, t
mecmu-u leme amil bir hikmet ve tanzim var. Hceyrat- bedene
bakyoruz, gryoruz ki: Mesalih-i bedeni gren ve idare eden birisinin
emriyle, kanunuyla o kck hceyrelerde ehemmiyetli bir tedbir var.
Mideye, nasl bir ksm rzk, i ya suretinde iddihar olunup vakt-i
hacette sarfedilir. Aynen o kck hceyrelerde de, o tasarruf ve iddihar
var. Nebatata bakyoruz, gayet hakmane bir terbiye, bir tedbir
grnyor. Hayvanata bakyoruz; nihayet derecede kerimane bir terbiye
ve iae gryoruz. Kinatn erkn- azmesine bakyoruz; mhim gayeler
iin hametkrane bir tedvir ve tenvir gryoruz. lemin mecmuuna
bakyoruz; muntazam bir memleket, bir ehir, bir saray hkmnde l
hikmetler, gal gayeler iin mkemmel bir tanzimat gryoruz.
(Otuzikinci Sz'n Birinci Mevkfnda izah ve isbat edildii zere) bir
zerreden tut, t yldzlara kadar zerre mikdar irke yer brakmyor. yle
birbirlerine







---sh:(S:682) -------------
manen mnasebetdardrlar ki; btn yldzlar msahhar etmeyen ve
elinde tutmayan, bir zerreye rububiyetini dinlettiremez. Bir zerreye
hakik Rab olmak iin, btn yldzlara sahib olmak lzm gelir. Hem
(Otuzikinci Sz'n kinci Mevkfnda izah ve isbat edildii zere)
semavatn halk ve tesviyesine muktedir olmayan, beerin smasndaki
teahhusu yapamaz. Demek btn semavatn Rabb olmayan, birtek
insann smasndaki almet-i frika olan nak- smavyi yapamaz. te
kinat kadar byk bir pencere ki; onunla baklsa
........!.-
......!..!...!...
yetleri, byk harflerle kinat sahifelerinde yazl olduu, akl gzyle
de grlecek. yle ise: Grmeyenin ya akl yok, ya kalbi yok veya insan
suretinde bir hayvandr!
Yirmidokuzuncu Pencere
...-~.......
Bir bahar mevsiminde, garibane, mtefekkirane seyahata
gidiyordum. Bir tepeciin eteinden geerken, parlak bir sariek
nazarma iliti. Eskiden vatanmda ve sair memleketlerde grdm o
cins sariekleri derhatr ettirdi. yle bir mana kalbe geldi ki: Bu iek
kimin turras ise, kimin sikkesi ise ve kimin mhr ise ve kimin nak ise,
elbette btn zemin yzndeki o nevi iekler, onun mhrleridir,
sikkeleridir. u mhr tahayylnden sonra yle bir tasavvur geldi ki:
Nasl bir mhr ile mhrlenmi bir mektub; o mhr, o mektubun
sahibini gsterir. yle de; u iek, bir mhr- Rahmandir. u enva'-
naklarla ve manidar nebatat satrlaryla yazlan u tepecik dahi, bu iek
Sniinin mektubudur. Hem u tepecik dahi bir mhrdr. u sahra ve ova
bir mektub-u Rahman hey'atn ald. bu tasavvurdan yle bir hakikat
zihne geldi ki: Herbir ey, bir mhr- Rabban hkmnde btn eyay
kendi Hlkna isnad eder. Kendi ktibinin mektubu olduunu isbat eder.
te herbir ey, yle bir pencere-i tevhiddir ki, btn eyay bir Vhid-i
Ehad'e mal eder. Demek herbir eyde, hususan zhayatlarda yle hrika
bir nak, yle mu'cizekr bir san'at var ki: Onu yle yapan ve yle
manidar nakeden, btn eyay yapabilir ve btn eyay yapan, elbette
o olacaktr. Demek btn eyay yapamayan, birtek eyi icad edemez.



---sh:(S:683) -------------
te ey gafil! u kinatn yzne bak ki: Birbiri iinde hadsiz
mektubat- Samedaniye hkmnde olan sahaif-i mevcudat ve her bir
mektub stnde hadsiz sikke-i tevhid mhrleriyle temhir edilmi. Btn
bu mhrlerin ehadetlerini kim tekzib edebilir? Hangi kuvvet onlar
susturabilir? Kalb kula ile hangisini dinlesen,
.!...
dediini iitirsin.
Otuzuncu Pencere
.-..!.,:-!!....!...
....! ..!......!
u pencere, imkn ve hudsa messes umum mtekellimnin
penceresidir ve isbat- Vcib-l Vcud'a kar caddeleridir. Bunun
tafsiltn, "erh-l Mevakf" ve "erh-l Makasd" gibi muhakkiklerin
byk kitablarna havale ederek, yalnz Kur'ann feyzinden ve u
pencereden ruha gelen bir-iki ua gstereceiz. yle ki:
miriyet ve hkimiyetin muktezas; rakib kabul etmemektir,
itiraki reddetmektir, mdahaleyi ref'etmektir. Onun iindir ki; kk bir
kyde iki muhtar bulunsa, kyn rahatn ve nizamn bozarlar. Bir
nahiyede iki mdr, bir vilayette iki vali bulunsa, herc merc ederler. Bir
memlekette iki padiah bulunsa, frtnal bir karmakarkla sebebiyet
verirler. Madem hkimiyet ve miriyetin glgesinin zaf bir glgesi ve
cz' bir nmunesi, muavenete muhta ciz insanlarda byle rakib ve
zdd ve emsalinin mdahalesini kabul etmezse; acaba saltanat- mutlaka
suretindeki hkimiyet ve rububiyet derecesindeki miriyet, bir Kadr-i
Mutlak'ta ne derece o redd-i mdahale kanunu ne kadar esasl bir surette
hkmn icra ettiini kyas et. Demek uluhiyet ve rububiyetin en kat' ve
daim lzm; vahdet ve infiraddr. Buna bir brhan- bahir ve ahid-i
kat', kinattaki intizam- ekmel ve insicam- ecmeldir. Sinek kanadndan
tut, t semavat kandillerine kadar yle bir nizam var ki; akl onun
karsnda hayretinden ve istihsanndan "Sbhanallah, mallah,
brekllah" der, secde eder. Eer zerre miktar erike yer bulunsa idi,
mdahalesi olsa idi,



---sh:(S:684) -------------
....! ..!......! yet-i kerimesinin delaletiyle:
Nizam bozulacakt, suret deiecekti, fesadn sr grnecekti. Halbuki
.L._.....!..
...-......-...!..!..........!.,
delaletiyle ve u ifade ile nazar- beer, kusuru aramak iin ne kadar
abalasa, hibir yerde kusuru bulamayarak, yorgun olarak menzili olan
gze gelip, onu gnderen mnekkid akla diyecek: "Beyhude yoruldum,
kusur yok" demesiyle gsteriyor ki: Nizam ve intizam, gayet
mkemmeldir. Demek intizam- kinat, vahdaniyetin kat' ahididir.
Gel gelelim "huds"a. Mtekellimn demiler ki:
"lem, mtegayyirdir. Her mtegayyir, hdistir. Her bir hdisin,
bir muhdisi, yani mcidi var. yle ise bu kinatn kadm bir mcidi var."
Biz de deriz: Evet kinat hdistir. nki gryoruz: Her asrda,
belki her senede, belki her mevsimde bir kinat, bir lem gider, biri gelir.
Demek bir Kadr-i Zlcelal var ki, bu kinat hiten icad ederek her
senede belki her mevsimde, belki her gnde birisini icad eder, ehl-i uura
gsterir ve sonra onu alr, bakasn getirir. Birbiri arkasna takp
zincirleme bir surette zamann eridine asyor. Elbette bu lem gibi birer
kinat- mteceddide hkmnde olan her baharda gzmzn nnde
hiten gelen ve giden kinatlar icad eden bir Zt- Kadr'in mu'cizat-
kudretidirler. Elbette lem iinde her vakit lemleri halkedip deitiren
zt, mutlaka u lemi dahi O halketmitir. Ve u lemi ve ry-i zemini, o
byk misafirlere misafirhane yapmtr.
Gelelim "imkn" bahsine. Mtekellimn demiler ki:
"mkn, mtesaviy-t tarafeyn"dir. Yani: Adem ve vcud, ikisi de
msavi olsa; bir tahsis edici, bir tercih edici, bir mcid lzmdr. nki
mmkinat, birbirini icad edip teselsl edemez. Yahut o onu, o da onu
icad edip devir suretinde dahi olamaz. yle ise bir Vcib-l Vcud vardr
ki, bunlar icad ediyor. Devir ve teselsl, oniki brhan yani ar








---sh:(S:685) -------------
ve sllem gibi namlar ile msemma mehur oniki delil-i kat' ile devri
ibtal etmiler ve teselsl muhal gstermiler. Silsile-i esbab kesip,
Vcib-l Vcud'un vcudunu isbat etmiler.
Biz de deriz ki: Esbab, teselsln berahini ile lemin nihayetinde
kesilmesinden ise, her eyde Hlk- Klli ey'e has sikkeyi gstermek
daha kat', daha kolaydr. Kur'ann feyziyle btn Pencereler ve btn
Szler, o esas zerine gitmiler. Bununla beraber imkn noktasnn
hadsiz bir vs'at var. Hadsiz cihetlerle Vcib-l Vcud'un vcudunu
gsteriyor. Yalnz, mtekellimnin teselsln kesilmesi yoluna, (elhak
geni ve byk olan o caddeye) mnhasr deildir. Belki hadd hesaba
gelmeyen yollar ile, Vcib-l Vcud'un marifetine yol aar. yle ki:
Herbir ey vcudunda, sftnda, mddet-i bekasnda hadsiz
imknat, yani gayet ok yollar ve cihetler iinde mtereddid iken,
gryoruz ki; o hadsiz cihetler iinde vcuda muntazam bir yolu takib
ediyor. Herbir sfat da mahsus bir tarzda ona veriyor. Mddet-i
bekasnda btn deitirdii sfat ve haller dahi, byle bir tahsis ile
veriliyor. Demek bir muhasssn iradesiyle, bir mreccihin tercihiyle, bir
mcid-i hakmin icadyladr ki; hadsiz yollar iinde, hikmetli bir yolda
onu sevkeder, muntazam sft ve ahvali ona giydiriyor. Sonra infiraddan
karp, bir terkibli cisme cz' yapar, imknat ziyadeleir. nki o
cisimde binler tarzda bulunabilir. Halbuki neticesiz o vaziyetler iinde
neticeli, mahsus bir vaziyet ona verilir ki; mhim neticeleri ve faideleri
ve o cisimde vazifeleri grdrlyor. Sonra o cisim dahi dier bir cisme
cz' yaptrlyor. mknat daha ziyadeleir. nki binlerle tarzda
bulunabilir. te o binler tarz iinde, birtek vaziyet veriliyor. O vaziyet ile
mhim vazifeler grdrlyor ve hkeza... Gittike daha ziyade kat' bir
Hakm-i Mdebbir'in vcub-u vcudunu gsteriyor. Bir mir-i Alm'in
emriyle sevk edildiini bildiriyor. Cisim iinde cisim, birbiri iinde cz'
olup giden btn bu terkiblerde; nasl bir nefer, takmnda, blnde,
taburunda, alaynda, frkasnda, ordusunda mtedhil o heyetlerden
herbirisine mahsus birer vazifesi, hikmetli birer nisbeti, intizaml birer
hizmeti bulunuyor. Hem naslki senin gzbebeinden bir hceyre;
gznde bir nisbeti ve bir vazifesi var. Senin ban heyet-i umumiyesi
nisbetine dahi, hikmetli bir vazifesi ve hizmeti vardr. Zerre miktar
arsa, shhat ve idare-i beden bozulur. Kan damarlarna, his ve hareket
asablarna, hatt bedenin heyet-i umumiyesinde birer mahsus vazifesi,
hikmetli birer vaziyeti vardr. Binlerle imknat iinde, bir Sni'-i
Hakm'in hikmetiyle o muayyen vaziyet verilmitir. yle de: Bu
kinattaki mevcudat, herbiri kendi zt ile, sft ile ok imknat yollar
---sh:(S:686) -------------
iinde has bir vcudu ve hikmetli bir sureti ve faideli sfatlar, nasl bir
Vcib-l Vcud'a ehadet ederler. yle de: Mrekkebata girdikleri vakit,
herbir mrekkebde daha baka bir lisanla yine Sniini iln eder. Git gide,
t en byk mrekkebe kadar nisbeti ve vazifesi, hizmeti itibariyle Sni'-i
Hakm'in vcub-u vcuduna ve ihtiyarna ve iradesine ehadet eder.
nki bir eyi, btn mrekkebata hikmetli mnasebetleri muhafaza
suretinde yerletiren, btn o mrekkebatn Hlk olabilir. Demek birtek
ey, binler lisanlarla ona ehadet eder hkmndedir. te kinatn
mevcudat kadar deil, belki mevcudatn sft ve mrekkebat adedince
imknat noktasndan da Vcib-l Vcud'un vcuduna kar ehadetler
geliyor.
te ey gafil! Kinat dolduran bu ehadetleri, bu sadlar
iitmemek.. ne derece sar ve aklsz olmak lzm geliyor? Haydi sen
syle...
Otuzbirinci Pencere
,....-........-..!
....,:.........!.....
u pencere insan penceresidir ve enfsdir. Ve enfs cihetinde u
pencerenin tafsiltn binler muhakkikn-i evliyann mufassal kitablarna
havale ederek yalnz feyz-i Kur'andan aldmz birka esasa iaret
ederiz. yle ki:
Onbirinci Sz'de beyan edildii gibi: "nsan, yle bir nsha-i
cmiadr ki: Cenab- Hak btn esmasn, insann nefsi ile insana ihsas
ediyor." Tafsiltn baka Szlere havale edip yalnz noktay
gstereceiz.
BRNC NOKTA: nsan, cihetle esma-i lahiyeye bir
yinedir.
Birinci Vecih: Gecede zulmat, nasl nuru gsterir. yle de:
nsan, za'f ve acziyle, fakr u hacatyla, naks ve kusuru ile, bir Kadr-i
Zlcelal'in kudretini, kuvvetini, gnasn, rahmetini bildiriyor ve hakeza
pek ok evsaf- lahiyeye bu suretle yinedarlk ediyor. Hatt hadsiz
aczinde ve nihayetsiz za'fnda, hadsiz a'dasna kar bir nokta-i istinad
aramakla,






---sh:(S:687) -------------
vicdan daima Vcib-l Vcud'a bakar. Hem nihayetsiz fakrnda,
nihayetsiz hacat iinde, nihayetsiz maksadlara kar bir nokta-i istimdad
aramaa mecbur olduundan, vicdan daima o noktadan bir Ganiyy-i
Rahm'in derghna dayanr, dua ile el aar. Demek her vicdanda u
nokta-i istinad ve nokta-i istimdad cihetinde iki kk pencere, Kadr-i
Rahm'in barigh- rahmetine alr, her vakit onunla bakabilir.
kinci Vecih yinedarlk ise: nsana verilen nmuneler nev'inden
cz' ilim, kudret, basar, sem', mlikiyet, hkimiyet gibi cz'iyat ile kinat
Mlikinin ilmine ve kudretine, basarna, sem'ine, hkimiyet-i
rububiyetine yinedarlk eder. Onlar anlar, bildirir. Mesel: "Ben nasl
bu evi yaptm ve yapmasn biliyorum ve gryorum ve onun mlikiyim
ve idare ediyorum. yle de u koca kinat saraynn bir ustas var. O usta
onu bilir, grr, yapar, idare eder ve hkeza...
nc Vecih yinedarlk ise: nsan, stnde naklar grnen
esma-i lahiyeye yinedarlk eder. Otuzikinci Sz'n nc Mevkfnn
banda bir nebze izah edilen insann mahiyet-i cmiasnda naklar zahir
olan yetmiten ziyade esma vardr. Mesel: Yaradlndan Sni', Hlk
ismini ve hsn- takviminden Rahman ve Rahm isimlerini ve hsn-
terbiyesinden Kerim, Latif isimlerini ve hkeza... Btn a'za ve lt ile,
cihazat ve cevarihi ile, letaif ve maneviyat ile, havas ve hissiyat ile ayr
ayr esmann ayr ayr naklarn gsteriyor. Demek nasl esmada bir
ism-i a'zam var, yle de o esmann nukuunda dahi bir nak- a'zam var
ki, o da insandr.
Ey kendini insan bilen insan! Kendini oku... Yoksa hayvan ve
camid hkmnde insan olmak ihtimali var!
KNC NOKTA: Mhim bir srr- ehadiyete iaret eder. yle
ki:
nsann nasl ruhu btn cesedine yle bir mnasebeti var ki:
Btn a'zasn ve eczasn birbirine yardm ettirir. Yani, irade-i lahiye
cilvesi olan evamir-i tekviniye ve o emirden vcud-u haric giydirilmi
bir kanun-u emr ve latife-i Rabbaniye olan ruh, onlarn idaresinde
onlarn manev seslerini hissetmesinde ve hacatlarn grmesinde
birbirine mani olmaz, ruhu artmaz. Ruha nisbeten uzak-yakn bir
hkmnde. Birbirine perde olmaz. sterse, ounu birinin imdadna
yetitirir. sterse bedenin her cz' ile bilebilir, hissedebilir, idare
edebilir. Hatt ok nuraniyet kesbetmi ise, herbir cz' ile grebilir ve
iitebilir. yle de:


---sh:(S:688) -------------
......!.!. Cenab- Hakk'n madem onun bir kanun-u emri
olan ruh, kk bir lem olan insan cisminde ve a'zasnda bu vaziyeti
gsteriyor. Elbette lem-i ekber olan kinatta o Zt- Vcib-l Vcud'un
irade-i klliyesine ve kudret-i mutlakasna hadsiz fiiller, hadsiz sadlar,
hadsiz dualar, hadsiz iler, hibir cihette ona ar gelmez, birbirine mani
olmaz. O Hlk- Zlcelal'i megul etmez, artmaz. Btnn birden
grr, btn sesleri birden iitir. Yakn uzak birdir. sterse, btnn
birinin imdadna gnderir. Herey ile her eyi grebilir, seslerini iitebilir
ve her ey ile hereyi bilir ve hkeza...
NC NOKTA: Hayatn pek mhim bir mahiyeti ve
ehemmiyetli bir vazifesi var. Fakat o bahis, Hayat Penceresinde ve
Yirminci Mektub'un Sekizinci Kelimesinde tafsili getiinden ona havale
edip yalnz bunu ihtar ederiz ki:
Hayatta hissiyat suretinde kaynayan memzu naklar; pekok
esma ve uunat- ztiyeye iaret eder. Gayet parlak bir surette Hayy-
Kayyum'un uunat- ztiyesine yinedarlk eder. u srrn izah, Allah'
tanmayanlara ve daha tam tasdik etmeyenlere kar zaman
olmadndan kapy kapyoruz...
Otuzikinci Pencere
..!.....L.!-!..._..!.!...._.!.
.....!...... ... ....
......!...!_.!.-..,:.!
......-. ..!.
u pencere, sema-i risaletin gnei, belki gneler gnei olan
Hazret-i Muhammed Aleyhissalt Vesselm'n penceresidir. u gayet
parlak ve pek byk ve ok nurani pencere Otuzbirinci Sz olan Mi'rac
Risalesiyle, Ondokuzuncu Sz olan Nbvvet-i Ahmediye (Aleyhissalt
Vesselm) Risalesinde ve ondokuz iaretli olan Ondokuzuncu Mektub'da,







---sh:(S:689) -------------
ne derece nurani ve zahir olduu isbat edildiinden, o iki Sz ve o
Mektubu ve o Mektubun Ondokuzuncu aretini bu makamda dnp,
sz onlara havale edip, yalnz deriz ki:
Tevhidin bir brhan- ntk olan Zt- Ahmediye Aleyhissalt
Vesselm risalet ve velayet cenahlaryla, yani kendinden evvel btn
enbiyann tevatrle icma'larn ve ondan sonraki btn evliyann ve
asfiyann icma'krane tevatrlerini tazammun eden bir kuvvetle btn
hayatnda btn kuvvetiyle vahdaniyeti gsterip iln etmi. Ve lem-i
slmiyet gibi geni, parlak, nurani bir pencereyi, marifetullaha amtr.
mam- Gazal, mam- Rabban, Muhyiddin-i Arab, Abdlkadir-i
Geylan gibi milyonlar muhakkikn-i asfiya ve sddkn o pencereden
bakyorlar, bakalarna da gsteriyorlar. Acaba byle bir pencereyi
kapatacak bir perde var m? Ve onu ittiham edip, bu pencereden
bakmayann akl var m? Haydi sen syle!
Otuznc Pencere
......!.--.,!....:!........_.! ..-!
..!!....L!...! ~.-.!..!...!......!
Btn gemi pencereler, Kur'an denizinden baz katreler
olduunu dn. Sonra Kur'anda ne kadar b- hayat hkmnde olan
envr- tevhid var olduunu kyas edebilirsin. Fakat btn o pencerelerin
menba ve madeni ve asl olan Kur'ana gayet mcmel bir surette, gayet
basit bir tarzda baklsa dahi, yine gayet parlak, nurani bir pencere-i
cmiadr. O pencere ne kadar kat' ve parlak ve nurani olduunu,
Yirmibeinci Sz olan 'caz- Kur'an Risalesine ve Ondokuzuncu
Mektub'un Onsekizinci aretine havale ediyoruz. Ve Kur'an bize
gnderen Zt- Zlcelal'in Ar- Rahmansine niyaz edip deriz:
...L-.........-'....
.......-........
,..-!....!............
,.-.!...!...........



---sh:(S:690) -------------
HTAR
u Otuz Pencereli olan Otuznc Mektub, iman olmayan
inallah imana getirir. man zaf olann imann kuvvetletirir. man kav ve
taklid olann imann tahkik yapar. man tahkik olann imann genilendirir.
man geni olana btn kemalt- hakikiyenin medar ve esas olan
marifetullahta terakkiyat verir; daha nurani, daha parlak manzaralar aar. te
bunun iin, "Bir pencere bana kfi geldi, yeter" diyemezsin. nki senin aklna
kanaat geldi, hissesini ald ise; kalbin de hissesini ister, ruhun da hissesini ister.
Hatt hayal de o nurdan hissesini isteyecek. Binaenaleyh herbir pencerenin ayr
ayr faideleri vardr.
Mi'rac Risalesi'nde asl muhatab, m'min idi; mlhid ikinci derecede
istima' makamnda idi. u risalede ise muhatab, mnkirdir; istima'
makamlarnda m'mindir. Bunu dnp ylece bakmal.
Fakat maatteessf mhim bir sebebe binaen u mektub gayet sr'atle
yazldndan ve hatt msvedde halinde kaldndan, elbette bana ait olan tarz-
ifadede mevveiyet ve kusurlar olacaktr. Nazar- msamaha ile bakmalarn
ve ellerinden gelirse slahlarn ve mafiret ile bana dua eylemelerini
ihvanlarmdan isterim.
_..!.......!._..!...... .!.
,.:-!,..-!...............!,......-..
..!.-.!.-......,....,..!
..,....-.!...















---sh:(S:691) -------------

Lemaat
..-!....!..

ekirdekler iekleri

Risale-i Nur akirdlerine Kk Bir Mesnev
ve man Bir Divandr.








Mellifi:
Bedizzaman
Said Nurs







---sh:(S:692) -------------








TENBH


Bu Lemaat namndaki eserin sair divanlar gibi bir tarzda bir-iki
mevzu ile gitmediinin sebebi: Eski eserlerinden Hakikat ekirdekleri
namndaki ksack vecizeleri bir derece izah etmek iin, hem nesir
tarznda yazlm, hem de sair divanlar gibi hayalata, mizansz hissiyata
girilmemi olmasdr. Batan aaya mantk ile hakaik-i Kur'aniye ve
imaniye olarak, yannda bulunan biraderzadesi gibi baz talebelerine bir
ders-i ilmdir, belki bir ders-i iman ve Kur'andir. stadmzn bataki
ifadesinde dedii gibi, biz de anlamzdr ki: Nazma ve iire hi meyli ve
onlarla itigali de yoktur. .-:!......... srrnn bir nmunesini
gsteriyor.
Bu eser, birok meagil ve Dr-l Hikmet'teki vazife iinde yirmi gn
Ramazanda, gnde iki veya ikibuuk saat almak suretiyle manzum gibi
yazlmtr. Bu kadar ksa zamanda ve manzum bir sahife on sahife kadar
mkil olduu cihetle, birden dikkatsiz, tashihsiz byle sylenmi,
tab'edilmitir. Bizce Risale-i Nur hesabna bir hrikadr. Hibir nazml divan,
bunun gibi tekellfsz, nesren okunabilir grlmyor. nallah bu eser bir
zaman Risale-i Nur akirdlerine bir nevi mesnev olacak. Hem bu eser,
kendisinden on sene sonra kan ve yirmi senede tamamlanan Risale-i Nur'un
mhim eczalarna bir iaret-i gaybiye nev'inden mjdeli bir fihrist hkmndedir.
Risale-i Nur akirdlerinden
Sungur, Mehmed Feyzi, Hsrev







---sh:(S:693) -------------










HTAR
....!......!kaidesiyle, ben dahi nazm ve kafiyeyi
bilmediimden ona kymet vermezdim. Safiye'yi kafiyeye feda etmek
tarznda hakikatn suretini nazmn keyfine gre tayir etmek hi
istemezdim. u kafiyesiz, nazmsz kitabda en l hakikatlere, en
mevve bir libas giydirdim. Evvel: Daha iyisini bilmezdim. Yalnz
manay dnyordum. Sniyen: Cesedi libasa gre yontmakla
rendeleyen uaraya tenkidimi gstermek istedim. Slisen: Ramazanda
kalb ile beraber nefsi dahi hakikatlerle megul etmek iin, byle ocuka
bir slb ihtiyar edildi. Fakat ey kari'! Ben hata ettim, itiraf ederim. Sakn
sen hata etme! Yrtk slba bakp o l hakikatlere kar dikkatsizlik ile
hrmetsizlik etme!..
FADE- MERAM
Ey kari'! Peinen bunu itiraf ederim ki: San'at- hat ve nazmda
istidadmdan ok mtekiyim. Hatt imdi ismimi de dzgn
yazamyorum. Nazm, vezin ise; mrmde bir fkra yapamamtm.
Birdenbire zihnime, nazma musrrane bir arzu geldi. Sahabelerin
gazevatna dair krde .........namnda bir destan vard.
Onun ilah tarzndaki tabi nazmna ruhum holanyordu. Ben de kendime
mahsus onun tarz- nazmn ihtiyar ettim. Nazma benzer bir nesir yazdm.
Fakat vezin iin kat'iyyen tekellf yapmadm. steyen adam, nazm hatra
getirmeden zahmetsiz, nesren okuyabilir. Hem nesren olarak bakmal, t
mana anlalsn. Her kt'ada ittisal-i mana vardr. Kafiyede tevakkuf
edilmesin. Klh psklsz olur, vezin de kafiyesiz olur, nazm




---sh:(S:694) -------------
da kaidesiz olur. Zannmca lafz ve nazm, san'ata cazibedar olsa, nazar
kendiyle megul eder. Nazar manadan evirmemek iin perian olmas
daha iyidir.
u eserimde stadm, Kur'andr. Kitabm, hayattr. Muhatabm,
yine benim. Sen ise ey kari' mstemi'sin. Mstemi'in tenkide hakk
yoktur; beendiini alr, beenmediine ilimez. u eserim, bu mbarek
Ramazann feyzi (*) olduundan, mid ederim ki inallah din
kardeimin kalbine tesir eder de lisan bana bir dua-i mafiret baheder
veya bir Fatiha okur.

EDDA
(**)Yklm bir mezarm ki, ylmtr iinde
Said'den yetmi dokuz emvat (***) b-sam lma.
Sekseninci olmutur, mezara bir mezar ta.
Beraber alyor (****) hsran- slm'a.
Mezar tamla pr-emvat enindar o mezarmla
Revanm saha-i ukba-y ferdma.
Yaknim var ki: stikbal semavat, zemin-i Asya
Bhem olur teslim, yed-i beyza-y slm'a.
Zira yemin-i ymn-i imandr
Verir emn- eman ile enama...




(*): Hatt tarihi ...!.!.!...,-. km. Yani:
"Ramazann iki hillinden domu bir edeb yldzdr." (Bin yz
otuzyedi eder.)
(**): Bu kt'a, onun imzasdr.
(***): Her senede iki defa cisim tazelendii iin iki Said lm demektir.
Hem bu sene Said yetmidokuz senesindedir. Herbir senede bir Said
lm demektir ki, bu tarihe kadar Said yaayacak.
(****): Yirmi sene sonraki bu imdiki hali, hiss-i kabl-el vuku' ile
hissetmi.








---sh:(S:695) -------------

.....!.......!...!...!.-!..!..-!
.-..-.!...
"Tevhidin ki Brhan- Muazzam"
u kinat tamamyla bir brhan- muazzamdr. Lisan- gayb,
ehadetle msebbihtir, muvahhiddir. Evet tevhid-i Rahman'la, byk bir
sesle zkirdir ki:
L lahe lla Hu...
Btn zerrat hceyrat, btn erkn u a'zas birer lisan- zkirdir;
o byk sesle beraber der ki:
L lahe lla Hu...
O dillerde tenevv' var, o seslerde meratib var. Fakat bir noktada
toplar, onun zikri, onun savt ki:
L lahe lla Hu...
Bu bir insan- ekberdir, byk sesle eder zikri; btn eczas,
zerrat, kck sesleriyle, o blend sesle beraber der ki:
L lahe lla Hu...
u lem halka-i zikri iinde okuyor ar, u Kur'an mark- nuru.
Btn zruh eder fikri ki:
L lahe lla Hu...
Bu Furkan- Celilan, o tevhide ntk brhan, btn yt sadk
lisan. ut-barika-i iman. Beraber der ki:
L lahe lla Hu...
Kula ger yaptrsan, u Furkan'n sinesine, derinden t derine,
sarihan iitirsin semav bir sad der ki:
L lahe lla Hu...







---sh:(S:696) -------------
O sestir gayeten ulv, nihayet derece cidd, hakik pek samim,
hem nihayet munis ve mukni' ve brhanla mcehhezdir. Mkerrer der ki:
L lahe lla Hu...
u brhan- mnevverde, cihat- sittesi effaf ki, stnde
mnakkatr mzehher sikke-i i'caz. inde parlayan nur-u hidayet der ki:
L lahe lla Hu...
Evet, altnda nescolmu mhefhef mantk ve brhan, sanda akl
istintak; mrefref her taraf, ezhan "Sadakte" der ki:
L lahe lla Hu...
Yemn olan imalinde, eder vicdan istihad. Emamnda hsn-
hayrdr, hedefinde saadettir. Onun miftahdr her dem ki:
L lahe lla Hu...
Emam olan verasnda ona mesned semavdir ki, vahy-i mahz-
Rabban. Bu e cihet ziyadardr; brucunda tecellidar ki:
L lahe lla Hu...
Evet vesvese-i srk, bvehm-i bhe-i trk, ne haddi var ki o
mrk, girebilsin bu brk kasra. Hem rk ki, sur sureler hik, her
kelime bir melek-i ntk ki:
L lahe lla Hu...
O Kur'an- Azman nasl bir bahr- tevhiddir. Birtek katre,
misal iin birtek Sure-i hlas.. fakat ksa birtek remzi, nihayetsiz
rumuzundan. Btn enva'- irki reddeder, hem de yedi enva'- tevhidi
eder isbat; menf, msbet u alt cmlede birden:
Birinci cmle: .. karinesiz iarettir. Demek tlakla tayindir.
O tayinde taayyn var. Ey
L Hve lla Hu...
u tevhid-i uhuda bir iarettir. Hakikat-bn nazar tevhide
mstarak olursa der ki:
L Mehude lla Hu
kinci cmle: .- dir ki, tevhid-i uluhiyete tasrihtir.
Hakikat, hak lisan der ki:
L Mabude lla Hu...
nc cmle: ...! dir. ki cevher-i tevhide sadeftir.
Birinci drr: Tevhid-i Rububiyet. Evet nizam- kevn lisan der ki:
L Hlka lla Hu...


---sh:(S:697) -------------
kinci drr: Tevhid-i Kayyumiyet. Evet seraser kinatta, vcud
ve hem bekada, messire ihtiya lisan der ki:
L Kayyume lla Hu...
Drdnc: ...,! dir. Bir tevhid-i celal mstetirdir; enva'-
irki reddeder, kfr keser bitibah.
Yani tegayyr, ya tenasl, ya tecezzi eden elbet; ne Hlk'tr, ne
Kayyum'dur, ne lah...
Veled fikri, tevelld kfrn ,!reddeder, birden keser atar. u
irktendir ki, olmutur beer ekserisi gmrah...
Ki sa (A.S.) ya zeyr'in, ya melaik, ya ukln tevelld irki
meydan alyor nev-i beerde gh b-gh...
Beincisi: .!..,!.Bir tevhid-i sermed iareti yledir: Vcib,
kadm, ezel olmazsa, olmaz lah...
Yani: Ya mddeten hdis ise, ya maddeden tevelld, ya bir
asldan mnfasl olsa, elbette olmaz u kinata penah...
Esbabperest, ncumperestlik, sanemperest, tabiatperestlik irkin
birer nev'idir; dalalette birer h...
Altnc: :.,!.Bir tevhid-i cmi'dir. Ne ztnda naziri, ne
ef'alinde eriki, ne sftnda ebihi ,!lafzna nazargh...
u alt cmle manen birbirine netice, hem birbirinin brhan,
mselseldir berahin, mrettebdir netaic u surede karargh...
Demek u Sure-i hlas'ta, kendi mikdar- kametinde mselsel,
hem mretteb otuz sure mnderi; bu bunlara sehergh...
...-!,.-..
* * *
Sebeb Srf Zahirdir
zzet-i azamet ister ki; esbab- tabi, perdedar- dest-i kudret ola
akln nazarnda.




---sh:(S:698) -------------
Tevhid ve celal ister ki: Esbab- tabi, dmenke-i tesir-i hakik
ola (*) kudret eserinde.
* * *
Vcud, lem- Cismande Mnhasr Deil
Vcudun hasra gelmez muhtelif enva'n, mnhasr olmaz,
skmaz u ehadet leminde.
lem-i cisman bir tenteneli perde gibi, u'le-fean gayb avalim
zerinde.
* * *
Kalem-i Kudrette ttihad, Tevhidi ln Eder
Eser-i itkan- san'at, ftratn her kesinde bilbedahe reddeder
esbabnn icadn.
Nak- kilk ayn- kudret; hilkatn her noktasnda bizzarure
reddeder vesaitin vcudunu.
* * *
Bir ey, Her eysiz Olmaz
Kinatta serbeser srr- tesand mstetir, hem mnteir. Hem
cevanibde tecavb, hem teavn gsterir
Ki yalnz bir kudret-i lem-muldr yaptrr, zerreyi her
nisbetiyle halkedip yerletirir.
Kitab- lemin her satryla her harfi hayy; ihtiya sevkediyor,
tantrr.
Her nereden gelirse gelsin nida-i hacete lebbeyk-zendir, srr-
tevhid namna etraf grtrr.
Zhayat her harfi, herbir cmleye mteveccih birer yz, hem de
nzr birer gz baktrr.
* * *
Gnein hareketi cazibe iindir, cazibe istikrar- manzumesi iindir
Gne bir meyvedardr, silkinir t dmesin mncezib seyyar olan
yemileri.



(*): Hakik tesirden elini eksin, icada karmasn, demektir.







---sh:(S:699) -------------
Ger sktuyla sknet eylese, cezbe kaar, alar fezada
muntazam meczublar.
* * *
Kk eyler Byk eylerle Merbuttur
Sivrisinek gzn halkeyleyendir mutlaka, Gnei hem kehkei
halkeylemi.
Pirenin midesini tanzim edendir mutlaka, manzume-i emsiyeyi
nazmeylemi.
Gzde r'yet, midede hem ihtiyac dercedendir mutlaka, sema
gzne ziya srmesi ekmi, zemin yzne gda sofras sermi.
* * *
Kinatn Nazmnda Byk Bir 'caz Var
Kinatn gr ki te'lifinde bir i'caz var. Ger btn esbab- tabiiye
bilfarz-l muhal
Ola herbiri muktedir bir fil-i muhtar. O i'caza kar nihayet acz
ile bil-imtisal
Ederek secde ki
-!..!.....!.............-..
* * *
Kudrete Nisbet Her ey Msavidir
..-....,:.-..,:..-..
Bir kudret-i ztiyedir, hem ezel; acz tahalll edemez.
Onda meratib olmayp, mevani' tedahl edemez. sterse kll,
isterse cz' nisbet tefavt eylemez.
nki her ey baldr her ey ile. Her eyi yapamayan bir eyi de
yapamaz.
* * *










---sh:(S:700) -------------
Kinat Elinde Tutamayan, Zerreyi Halkedemez
Tesbih gibi nazmeyleyip kaldracak; arzmz, musu, ncumu,
hasra gelmez
u fezann bana hem sinesine takacak yle kuvvetli ele bir
kimse mlik olmasa
Dnyada hibir eyde dava-y halk edip, iddia-y icad edemez.
* * *
hya-y Nev', hya-y Ferd Gibidir
Mevt-ld bir nevm ile kta uyumu bir sinek, nasl onun ihyas
kudrete ar gelmez.
u dnyann mevti de, ihyas da yledir. Btn zruh ihyas onda
fazla nazlanmaz.
* * *
Tabiat, Bir San'at- lahiyedir
Deil tabi' tabiat, belki matba'. Deil nakka, o belki bir naktr.
Deil fil, o kabildir. Deil masdar, o mistardr.
Deil nzm, o nizamdr.
Deil kudret, o kanundur. rad bir eriattr, deil haric hakikatdar.
* * *
Vicdan, Cezbesi le Allah' Tanr
Vicdanda mndemitir, bir incizab ve cezbe. Bir cazibin cezbiyle
daim olur incizab.
Cezbe der zuur, ger Zlcemal grnse. Etse tecelli daim
praaa bhicab.
Bir Vcib-l Vcud'a, Sahib-i Celal ve Cemal; u ftrat- zuur
kat' ehadetmeab.
Bir ahidi o cezbe, hem dieri incizab.
* * *
Ftratn ehadeti Sadkadr
Ftratta yalan yoktur; ne dediyse dorudur. ekirdein lisan,








---sh:(S:701) -------------
Meyl-i nmuv der: "Ben, snbllenip meyvedar..." Doru kar
beyan.
Yumurtann iinde, derin derin syler hayatn meyeln
Ki: "Ben pili olurum, izn-i lah ola." Sadk olur lisan.
Bir avu su, bir demir glle iinde eer niyet etse incimad.
Brudetin zaman
indeki inbisat meyli der: "Genilen, bana lzm fazla yer." Bir
emr-i beman...
Metin demir alr, onu yalan karmaz. Belki onda doruluk,
hem de sdk- cenan
O demiri paralar. u meyelanlar btn birer emr-i tekvin, birer
hkm- Yezdan,
Birer ftr eriat, birer cilve-i irade. rade-i lah, idare-i ekvan
Emirleri unlardr: Birer birer meyelan, birer birer imtisal,
evamir-i Rabbn.
Vicdandaki tecelli aynen byle cilvedir; ki incizab ve cezbe iki
musaffa cn.
ki mcell camdr, akseder iinde Cemal-i Lyezal, hem de nur-
u iman.
* * *
Nbvvet Beerde Zaruriyedir
Karncay emrsiz, arlar ya'subsuz brakmayan kudret-i ezeliye
elbette
Beeri de brakmaz eriatsz, nebsiz. Srr- nizam- lem, byle
ister elbette.
* * *
Meleklerde Mi'rac, nsanlarda akk- Kamer Gibidir
Bir mi'rac kerametle melekler, grdler elhak ki msellem bir
nbvvette muazzam bir velayet var.
O parlak zt, buraka binmi de berk olmu. Kamervari seraser,
lem-i nuru da grmtr.
u ehadet leminde mnteir insanlara hiss byk bir mu'cize
naslki ...!:. dir.
Bu mi'racdr, lem-i ervahtaki skinlere en byk bir mu'cize ki,



---sh:(S:702) -------------
_.._.!.-.. dr.
* * *
Kelime-i ehadetin Brhan indedir
Kelime-i ehadet vardr iki kelm. Birbirine ahiddir, hem delil
ve brhandr.
Birincisi, sniye bir brhan- limmdir. kincisi, evvele bir brhan-
inndir.
* * *
Hayat Bir eit Tecelli-i Vahdettir
Hayat bir nur-u vahdettir. u kesrette eder tevhid tecelli. Evet, bir
cilve-i vahdet eder kesretleri tevhid ve yekta.
Hayat bir eyi hereye eder mlik. Hayatsz ey, ona nisbet
ademdir cmle eya.
* * *
Ruh, Vcud-u Haric Giydirilmi Bir Kanundur
Ruh bir nuran kanundur, vcud-u haric giymi bir namustur;
uuru bana takm.
Bu mevcud ruh, u makul kanuna olmu iki karde, iki yolda.
Sabit ve hem daim ftr kanunlar gibi, ruh dahi hem lem-i emir,
hem irade vasfndan gelir.
Kudret vcud-u hiss giydirir, uuru bana takar, bir seyyle-i
latifeyi o cevhere sadef eder.
Eer enva'daki kanunlara kudret-i Hlk vcud-u haric giydirirse,
herbiri bir ruh olur.
Ger vcudu ruh karsa, bandan uuru indirirse, yine lyemut
kanun olur.
* * *
Hayatsz Vcud, Adem Gibidir
Ziya ile hayatn herbiri, mevcudatn birer keafdr. Bak nur-u
hayat olmazsa,









---sh:(S:703) -------------
Vcud, adem-lddur; belki adem gibidir. Evet garib, yetimdir;
hayatsz ger Kamer'se...
* * *
Hayat Sebebiyle Karnca Kreden Byk Olur
Ger mizan-l vcudla karncay tartarsan, ondan kan kinat
kremize skmaz.
Bence kre hayevandr, bakalarn zannnca meyyit olan kreyi
ger getirip koyarsan
Karncann karsna, o zuur bann nsf bile olamaz.
* * *
Nasraniyet slmiyete Teslim Olacak
Nasraniyet, ya intifa ya stfa bulacak. slm'a kar teslim olup
terk-i silh edecek.
Mkerreren yrtld, purutlua t geldi, purutlukta grmedi ona
salah verecek.
Perde yine yrtld, mutlak dalale dt. Bir ksm lkin, baz
yaknlat tevhide; onda felh grecek.
Hazrlanr imdiden (*) yrtlmaya balyor. Snmezse safvet
bulup slm'a mal olacak.
Bu bir srr- azmdir, ona remz u iaret; Fahr-i Rusl demitir:
"sa, er'im ile amel edip mmetimden olacak."
* * *
Teba Nazar, Muhali Mmkin Grr
Mehurdur ki: din hilline bakard cemaat- kesre. Kimse bir ey
grmedi.
Zeval bir ihtiyar yemin etti ki: "Grdm." Halbuki grd,
kirpiinin tekavvs etmi beyaz bir kl idi.
O kl oldu onun hilli. O mukavves kl nerede? Hill olmu
Kamer nerede? Ger anladn u remzi:
Zerrattaki harekt; kirpik-i akln olmu, birer kl- zulmettar.. kr
etmi madd gz.


(*): Bu dehetli Harb-i Umum neticesindeki vaziyete iaret eder. Belki, kinci
Harb-i Umumden tam haber verir.





---sh:(S:704) -------------
Tekil-i cmle enva' filini gremez, der bana dalal.
O hareket nerede? Nazzam- kevn nerede? Onu ona vehmetmek,
muhal ender muhal!..
* * *
Kur'an yine ster, Vekil stemez
mmetteki cumhuru, hem avamn umumu; brhandan ziyade
me'hazdaki kudsiyet evk-i itaat verir, sevkeder imtisale.
eriat yzde doksan; msellemat- er', zaruriyat- din birer
elmas stundur.
tihad, hilaf, fer' olan mesail; yzde ancak on olur. Doksan
elmas stunu, on altunun sahibi
Kesesine koyamaz, ona tbi klamaz. Elmaslarn madeni: Kur'an
ve hem Hadstir. Onun mal.. oradan, her zaman istemeli.
Kitablar, itihadlar Kur'ann yinesi, yahut drbn olmal. Glge,
vekil istemez o ems-i Mu'cizbeyan.
* * *
Mbtl, Btl Hak Nazaryla Alr
nsandaki ftrat mkerrem olduundan, kasden hakk aryor.
Bazan gelir eline, btl hak zanneder, koynunda saklyor.
Hakikat kazarken ihtiyar olmadan dalal der bana; hakikattr
zanneder, kafasna geirir.
* * *
Kudretin yineleri oktur
Kudret-i Zlcelal'in pekoktur mir'atleri. Herbiri tekinden daha
eeff ve eltaf pencereler ayor bir lem-i misale.
Sudan havaya kadar, havadan t esre, esrden t misale, misalden
t ervaha, ervahtan t zamana, zamandan t hayale,
Hayalden fikre kadar muhtelif yineler, daima temsil eder uunat-
seyyale. Kulanla nazar et yine-i havaya: Kelime-i vhide, olur
milyon kelimat!
Acib istinsah eder o kudretin kalemi.. u srr- tenaslt...
* * *







---sh:(S:705) -------------
Temessln Aksam Muhtelifedir
yinede temessl, mnkasm drt surete: Ya yalnz hviyet; ya
beraber hsiyet; ya hviyet hem u'le-i mahiyet; ya mahiyet, hviyet.
Eer misal istersen, ite insan ve hem ems, melek ve hem
kelime. Kesifin timsalleri, yinede oluyor birer mteharrik meyyit.
Bir ruh-u nurannin, kendi mir'atlarnda timsalleri oluyor birer
hayy- murtabt; ayn olmazsa eer, gayr dahi olmayp
Birer nur-u mnbasit. Ger ems hayevan olayd; olur harareti
hayat, ziya onun uuru.. u havassa mliktir yinede timsali.
te budur u esrarn miftah: Cebrail hem Sidre'de, hem suret-i
Dhye'de meclis-i Nebev'de,
Hem kim bilir ka yerde!.. Azrail'in bir anda Allah bilir ka yerde,
ruhlar kabzediyor. Peygamber'in bir anda,
Hem kef-i evliyada, hem sadk r'yalarda mmetine grnr,
hem hairde umum ile efaatle grr.
Velilerin ebdal, ok yerlerde bir anda zuhur eder, grnr.
* * *
Mstaid, Mtehid Olabilir; Merri' Olamaz
tihadn artn haiz olan her mstaid, ediyor nefsi iin, nass
olmayanda itihad. Ona lzm, gayre ilzam edemez.
mmeti davetle teri' edemez. Fehmi, eriattan olur; lkin eriat
olamaz. Mtehid olabilir, fakat merri' olamaz.
cma' ile cumhurdur, sikke-i er'i grr. Bir fikre davet etmek;
zann- kabul- cumhur, art- evvel oluyor.
Yoksa davet bid'attr, reddedilir. Azna tklr, onda daha
kamaz...
* * *
Nur-u Akl, Kalbden Gelir
Zulmetli mnevverler bu sz bilmeliler: Ziya-y kalbsiz olmaz
nur-u fikir mnevver.
O nur ile bu ziya mezcolmazsa zulmettir, zulm ve cehli fkrr.
Nurun libasn giymi bir zulmet-i mzevver.
Gznde bir nehar var, lkin ebyaz ve muzlim. inde bir sevad
var ki, bir leyl-i mnevver.






---sh:(S:706) -------------
O iinde bulunmazsa, o ahm-pare gz olmaz; sen de birey
gremez. Basiretsiz basar da para etmez.
Ger fikret-i beyzada sveyda-i kalb olmazsa, halita-i dima ilim
ve basiret olmaz. Kalbsiz akl olamaz.
* * *
Dimada Meratib-i lim Muhtelifedir, Mltebise
Dimada meratib var; birbiriyle mltebis, ahkmlar muhtelif.
Evvel tahayyl olur, sonra tasavvur gelir,
Sonra gelir taakkul, sonra tasdik ediyor, sonra iz'an oluyor, sonra
gelir iltizam, sonra itikad gelir.
tikadn bakadr, iltizamn bakadr. Herbirinden kar bir halet:
Salabet itikaddan,
Taassub iltizamdan, imtisal iz'andan, tasdikten iltizam, taakkulde
btaraf, bbehre tasavvurda.
Tahayylde safsata hasl olur, mezcine eer olmaz muktedir. Btl
eyleri gzel tasvir etmek, her demde safi olan zihinleri cerhdir, hem
idlli.
* * *
Hazmolmayan lim Telkin Edilmemeli
Hakik mrid-i lim koyun olur, ku olmaz. Hasb verir ilmini.
Koyun verir kuzusuna hazmolmu musaff stn.
Ku veriyor ferhine lab-ld kayyn.
* * *
Tahrib Esheldir; Zaf, Tahribci Olur
Vcud-u cmle-ecza, art- vcud-u klldr. Adem ise, oluyor bir
cz'n ademiyle; tahrib eshel oluyor.
Bundandr ki: ciz adam, sebeb-i zuhur-u iktidar msbete hi
yanamaz. Menfce mteharrik, daim tahribkr olur.
* * *
Kuvvet Hakka Hizmetkr Olmal
Hikmetteki desatir, hkmette nevamis, hakta olan kavanin,
kuvvetteki








---sh:(S:707) -------------
kavaid birbiriyle olmazsa mstenid ve mstemid:
Cumhur-u nsta olmaz, ne msmir ve messir. eriatta eair; kalr
mhmel, muattal. Umr-u nsta olmaz, mstenid ve mu'temid.
* * *
Bazan Zd, Zddn Tazammun Eder
Zaman olur zd, zddn saklarm. Lisan- siyasette lafz, manann
zdddr. Adalet klahn (*)
Zulm bana geirmi. Hamiyet libasn, hyanet ucuz giymi.
Cihad ve hem gazya, bagy ismi taklm. Esaret-i hayvan,
istibdad- eytan; hrriyet nam verilmi. Zdlarda emsal olmu,
suretlerde tebadl, isimlerde tekabl, makamlarda becayi-i mekn.
* * *
Menfaat Esas Tutan Siyaset Canavardr
Menfaat zere ark kurulmu olan siyaset-i hazra; mfteristir,
canavar.
A olan canavara kar tahabbb etsen; merhametini deil,
itihasn aar.
Sonra dner, geliyor; trnann, hem diinin kirasn senden ister.
* * *
Kuva-y nsaniye Tahdid Edilmediinden Cinayeti Byk Olur
Hayvann hilafna, insandaki kuvveler, ftr tahdid olmam. Onda
kan hayr u err, l-yetenah gider.
Onda olan hodgmlk, bundan kan hodbinlik, gurur, inad
birlese; yle gnah oluyor (**) ki beer imdiye kadar ona isim
bulmam. Cehennem'in lzumuna delil olduu gibi, cezas da yalnz
Cehennem olabilir.
Hem mesel: Bir adam, tek yalanc szn doru gstermek iin,
slm'n felketini kalben arzu eder.



(*): Bu zaman tam grm gibi bahseder.
(**): Bunda da bir iaret-i gaybiye var.







---sh:(S:708) -------------
u zaman da gsterdi: Cehennem lzumsuz olmaz, Cennet ucuz
deildir.
* * *
Bazan Hayr, erre Vasta Olur
Havastaki meziyet filhakika sebebdir tevazu', mahviyete. Olmu
maatteessf sebeb tahakkme,
Tekebbre hem illet. Fakirlerdeki aczi, milerdeki fakr filhakika
sebebdir ihsan ve merhamete.
Lkin maatteessf mncer olmutur imdi, zillet ve esarete. Bir
eyde hasl olan mehasin ve erefse;
Havas ve resaya o ey peke edilir. O eyden ne'et eden seyyiat
ve err ise; efrad ve hem avama
Taksim, tevzi' edilir. Airet-i galibde hasl olan erefse: "Hasan
Aa, ferin!" Hasl olan err ise,
Efrada olur nefrin. Beerde err-i hazn!..
* * *
Gaye-i Hayal Olmazsa, Enaniyet Kuvvetleir
Bir gaye-i hayal olmazsa, yahut nisyan basarsa, ya tenasi edilse;
elbette zihinler enelere dnerler,
Etrafnda gezerler. Ene kuvvetleiyor, bazan sinirleniyor.
Delinmez, t "nahn" olsun. Enesini sevenler, bakalar
sevmezler.
* * *
Hayat- htilal; Mevt-i Zekat, Hayat- Ribadan km
Bilcmle ihtilalat, btn herc fesadat; hem asl, hem madeni..
rezail ve seyyiat, btn fasid hasletler,
Muharrik ve menba iki kelimedir tek.. yahut iki kelmdr.
Birincisi udur ki: "Ben tok olsam, bakalar
Acndan lse neme lzm!.." kincisi: "Rahatm iin zahmet ek;
sen al, ben yiyeyim. Benden yemek, senden emekler!"
Birinci kelimede olan semm-i katili, hem kkn kesecek, f
deva olacak tek bir devas vardr.
O da zekat- er' ki, bir rkn- slmdr. kinci kelimede,
zakkum-ecer





---sh:(S:709) -------------
mnderic. Onun rkn kesecek, ribann hurmetidir.
Beer salah isterse, hayatn severse; zekat vaz' etmeli, ribay
kaldrmal.
* * *
Beer Hayatn sterse, Enva'- Ribay ldrmeli
Tabaka-i havastan tabaka-i avama sla-i rahm kopmutur.
Aadan frlyor
Sad-y ihtilal, vaveyl-y intikam, kin hased enni...
Yukardan iniyor
Zulm ve tahkir atei, tekebbrn skleti, tahakkm skas...
Aadan kmal
Tahabbb ve itaat, hrmet ve hem imtisal. Fakat merhamet ve
ihsan yukardan inmeli,
Hem efkat ve terbiye... Beer bunu isterse sarlmal zekata, ribay
tardetmeli.
Kur'ann adaleti bb- lemde durup ribaya der: "Yasaktr! Hakkn
yoktur, dnmeli!"
Dinlemedi bu emri, beer yedi bir sille. (*)Mdhiini yemeden bu
emri dinlemeli.
* * *
Beer Esirlii Paralad Gibi, Ecrlii De Paralayacaktr
Bir r'yada demitim: Devletler, milletlerin hafif muharebesi;
tabakat- beerin edid olan harbine terk-i mevki ediyor.
Zira beer, edvarda esirlik istemedi, kanyla paralad. imdi ecr
olmutur; onun ykn eker, onu da paralyor.
Beerin ba ihtiyar; edvar- hamsesi var. Vahet ve bedeviyet,
memlukiyet, esaret, imdi dahi ecrdir, balamtr geiyor.
* * *
Gayr- Meru Tark, Zdd- Maksuda Gider
.......!bir dstur-u azmdir: "Gayr- meru tark ile

(*): Kuvvetli bir iaret-i gaybiyedir. Evet beer dinlemedi, ikinci harb-i umum
ile bu dehetli silleyi de yedi.





---sh:(S:710) -------------
bir maksada giden zt, galiben maksudunun zddyla grr mcazat."
Avrupa muhabbeti, gayr- meru muhabbet, hem taklid ve hem
lfet.
Akibeti mkfat: Mahbubun gaddarane adaveti, cinayat...
Fsk- mahrum bulmaz, ne lezzet ve ne necat.
* * *
Cebr Ve tizalde Birer Dane-i Hakikat Bulunur
Ey talib-i hakikat! Maziye, hem musibet; mstakbel ve masiyet
ayr grr eriat. Maziye, mesaibe nazar olur kadere.
Sz olur Cebriye. Mstakbel ve maasi nazar olur teklife, sz olur
tizale. tizal ile Cebr
urada barrlar. u btl mezheblerde birer dane-i hakikat
mevcud mnderitir; mahsus mahalli vardr; btl olan ta'mimdir.
* * *
Acz Ve Ceza' Barelerin Krdr
Ger istersen hayat, areleri bulunan eyde acze yapma.
Ger istersen rahat, areleri bulunmayan eyde ceza'a sarlma.
* * *
Bazan Kk Bir ey, Byk Bir Yapar
yle erait oluyor, tahtnda az bir hareke sahibini karyor t a'l-
y illiyyn...
yle hlt oluyor ki; kk bir hareket, ksibini indiriyor t esfel-
i safiln...
* * *
Bazlara Bir An, Bir Senedir
Ftratlarn bir ksm birdenbire parlyor. Bir ksm tedricdir,
ey'en ey'en kalkyor. Tabiat- insan ikisine de benziyor.
eraite bakyor; ona gre deiir. Bazan tedric gider. Bazan dahi
oluyor barut gibi zulman, birdenbire fkryor.
Nuran bir nar olur. Baz olur bir nazar, fahmi elmas ediyor. Baz









---sh:(S:711) -------------
olur bir temas, ta iksir ediyor. Bir nazar- peygamber,
Birdenbire kalbeder; bir bedevi-i cahil, bir rif-i mnevver. Eer
mizan istersen: slm'dan evvel mer, slm'dan sonra mer...
Birbiriyle kyas: Bir ekirdek, bir ecer... Def'aten verdi semer, o
nazar- Ahmed, o himmet-i Peygamber...
Ceziret-l Arab'da, fahmolmu ftratlar kalbetti elmaslara...
Birdenbire serser...
Barut gibi ahlk parlattrd, oldular birer nur-u mnevver.
* * *
Yalan, Bir Lafz- Kfirdir
Bir dane sdk, yakar milyonla yalan. Bir dane-i hakikat, ykar
kasr- hayali. Sdk byk esastr, bir cevher-i ziyal.
Yeri verir skta, eer ksa zararl... Yalana yer hi yoktur,
endan olsa faydal. Her szn doru olsun, her hkmn hak olmal.
Lkin hakkn olamaz, her doruyu sz etmek. Bunu iyi bilmeli.
.........-kendine dstur etmeli.
Gzel gr, hem gzel bak. T gzel dnmeli. Gzel bil, hem
gzel dn. T leziz hayat bulmal.
Hayat iinde hayattr, hsn- zanda emeli. S'-i zanla yeistir:
Saadet muharribi, hem de hayatn katili.
* * *
Bir Meclis-i Misalde
eriatla medeniyet-i hazra, deha-i fenn ile hda-y er' mvazeneleri
(Birinci Harbin) Mtareke banda, bir Cuma gecesinde bir r'ya-
y sadkada, misal leminde, bir meclis-i azmde, benden sual ettiler:
"Malubiyet sonunda slm'n leminde ne hal peyda olacak?"
Asr- hazr meb'usu sfatyla syledim; onlar da dinlediler:
Eski zamandan beri istiklal-i slm'n bekas, hem Kelimetullah'n
i'ls iin, farz- kifaye-i cihad; o lzime-i diyanet
Deruhde ile, kendini yekvcud-u vahdan, slm'n lemine
fedaya vazifedar, hilafete bayrakdar grm olan bu devlet,







---sh:(S:712) -------------
u millet-i slm'n felket-i mazisi, getirecek de elbet slm'n
lemine saadet ve hrriyet. Olur geen musibet,
stikbalde telafi. veren, yz kazandran, etmiyor elbette hi
hasaret. Halini istikbale tebdil eder, zhimmet...
Zira ki u musibet; hayatmz myesi olan efkat, uhuvvet, tesand-
slm hrikulde etti, inkiaf- uhuvvet
Tesri'-i ihtizaz. Tahrib-i medeniyet, deniyet-i hazra sureti
deiecek, sistemi bozulacak; zuhur edecek o vakit,
slm medeniyet. Mslmanlar bil'ihtiyar elbet evvel girecek.
Mvazene istersen: er'in medeniyeti, imdiki medeniyet
Esaslara dikkat et, srlara nazar et. imdiki medeniyet esasat
menfdir. Menf olan be esas ona temel, hem kymet.
Onlarla ark kurulur. te nokta-i istinad: Hakka bedel kuvvettir.
Kuvvet ise, e'nidir tecavz ve taruz; bundan kar hyanet.
Hedef-i kasd, fazilet bedeline hasis bir menfaattr. Menfaatn
e'nidir tezahm ve tehasum; bundan kar cinayet.
Hayattaki kanunu, teavn bedeline bir dstur-u cidaldir. Cidalin
e'ni budur: Tenaz' ve tedaf'; bundan kar sefalet..
Akvamlarn beyninde rabta-i esas: herin zararna mntebih
unsuriyet. Bakalar yutmakla beslenir, alr kuvvet.
Milliyet-i menfiye, unsuriyet, milliyet; e'ni olur daima byle
mdhi tesadm, byle feci' telatum, bundan kar helket.
Beincisi udur ki: Cazibedar hizmeti: Heva, hevesi teci', teshil;
hevesat, arzular da tatmin; bundan kar sefahet.
O heva, hem heves, e'ni budur daima: nsan memsuh eder, sreti
deitirir. Manev meshediyor, deiir insaniyet.
u medenlerden ounun, eer iini dna evirirsen, grrsn:
Bata maymunla tilki, ylanla ay, hnzr. Sreti olur suret.
Gelir hayali karna, postlaryla tyleri. te ununla grnr
meydandaki sr. Zemindeki mevazin mizandr eriat...
eriattaki rahmet, sema-i Kur'andandr. Medeniyet-i Kur'an
esaslar msbettir. Be msbet esas zere dner ark- saadet.
Nokta-i istinad; kuvvete bedel haktr. Hakkn daim e'nidir adalet
ve tevazn. Bundan kar selmet, zil olur ekavet.
Hedefinde menfaat yerine fazilettir. Faziletin e'nidir muhabbet ve
tecazb. Bundan kar saadet, zil olur adavet.
Hayattaki dsturu, cidal ktal yerine, dstur-u teavndr. O
dsturun e'nidir ittihad ve tesand; hayatlanr cemaat.
Suret-i hizmetinde, heva heves yerine hda-y hidayettir. O
hdann e'nidir: nsana lyk tarzda terakki ve refahet.
Ruha lzm surette tenevvr ve tekml. Kitlelerin iinde cihet-l
vahdeti
---sh:(S:713) -------------
de tardeder unsuriyet, hem de menf milliyet.
Hem onlarn yerine rabta-i dindir, nisbet-i vatandir, alka-i
snfdir, uhuvvet-i iman. u rabtann e'nidir; samim bir uhuvvet,
Umum bir selmet. Haric etse tecavz, o da eder tedaf'. te
imdi anladn; srr nedir ki ksm, almad medeniyet.
imdiye kadar slmlar ihtiyarla girmemi, u medeniyet-i hazra.
Onlara yaramam; hem de onlara vurmu mdhi kayd- esaret.
Belki nev'-i beere tiryak iken zehir olmu. Yzde seksenini atm
meakkat ve ekavet. Yzde onu karm mzahref bir saadet!
Dier onu brakm beyne beyne brahat! Zalim ekallin olmu
gelen rbh-i ticaret. Lkin saadet odur: Klle ola saadet.
Lakal ekseriyete olsa medar- necat. Nev'-i beere rahmet nzil
olan u Kur'an, ancak kabul ediyor bir tarz- medeniyet;
Umuma, ya eksere verirse bir saadet. imdiki tarz- hazr, heves
serbest olmutur, heva da hr olmutur, hayvan bir hrriyet.
Heves tahakkm eder. Heva da mstebiddir, gayr- zarur hacat
havaic-i zarur hkmne geirmitir. zale etti rahat...
Bedavette bir adam drt eye muhta iken, medeniyet yz eye
muhta, fakir etmitir. Sa'y-i hell, masrafa etmemitir kifayet.
Onda hile, harama beeri sevketmitir. Ahlkn esasn u noktadan
bozmutur. Cemaate hem nev'e vermitir servet, hamet.
Ferdi, ahs ahlksz, hem fakir eylemitir. Bunun ahidi oktur.
Kurn-u ldaki mecmu-u vahet ve cinayet, hem gadr ve hem
hyanet
u medeniyet-i habse tek bir defada kustu. Midesi (*)daha bulanr.
lem-i slm'daki istinkf- manidar hem de bir cy- dikkat.
Kabulde muzdaribdir, souk da davranmtr. Evet eriat-
Garra'da olan nur-u lah, hassa-i mmtazdr: stina, istiklaliyet.
O hassadr brakmaz ki o nur-u hidayet, u medeniyet ruhu olan
Roma dehas ona tahakkm etsin. Onda olan hidayet,
Bundaki felsefe ile mezcolmaz, hem alanmaz, hem de tbi'
olamaz. slmiyet ruhunda efkat izzet-i iman, besledii eriat Kur'an-
Mu'ciz-Beyan tutmu yed-i beyzada hakaik-i eriat.
O yemin-i beyzada birer as-y Musa'dr. Sehhar medeniyet,
istikbalde edecek ona secde-i hayret..
.
(*): Demek daha dehetli kusacak. Evet iki harb-i umum ile yle kustu ki: Hava,
deniz, kara yzlerini bulandrd, kanla lekeledi
---sh:(S:714) -------------
imdi buna dikkat et: Eski Roma, Yunan'n iki dehas vard; bir
asldan tev'emdi, biri hayal-lddu, biri madde-perestti.
Su iinde ya gibi imtizac olamad. Mrur-u zaman istedi,
medeniyet abalad. Hristiyanlk da alt, temzicine muvaffak hibiri de
olmad.
Herbiri istiklalini filcmle hfzeyledi. Hatt el'an deta o iki ruh,
imdi de cesedleri deimi, Alman Fransz oldu.
Gya bir nevi tenash balarndan gemiti. Ey birader-i misal!
Zaman byle gsterdi. O ikiz iki deha, kz gibi reddetti
Temzicin esbabn. imdi de barmad. Madem onlar tev'emdi,
karde ve arkadat, terakkide yoldat; birbiriyle dt.
Hi de barmadlar. Nasl olur ki asl, hem madeni, matla baka
eit olmutu. Kur'anda olan nuru, eriat hidayeti
u medeniyetin ruhu olan Roma dehas, birbiriyle barr hem
mezc u ittihad.
O deha ile bu hda mene'leri ayrdr: Hda semadan indi, deha
zeminden kt. Hda kalbde iliyor, dima da iletir.
Deha dimada iler, kalbi de kartrr. Hda ruhu eder tenvir,
taneleri snbllettirir. Karanlkl tabiat onunla klanr.
stidad- kemali birdenbire yol alr, nefs-i cisman yapar hizmetkr-
emirber. Melek-sma ediyor insan- himmetperver.
Deha ise: Evvel nefs u cisme bakyor, tabiata giriyor, nefsi tarla
ediyor. stidad- nefsan nevnema buluyor.
Ruhu eder hizmetkr, taneleri kuruyor. eytann smasn beerde
gsteriyor.
Hda, hayateyne saadet veriyor. Dreyne ziya nerediyor. nsan
ykseltiyor.
Deccal-misal (*) deh-i a'ver, bir dar ile bir hayat anlar; madde-
perest olur ve dnya-perver. nsan yapar birer canavar.
Evet deha, sar tabiata tapar. Kr kuvvete fermanber. Fakat hda,
uurlu san'at tanr, hikmetli kudrete bakar. Deha, zemine kfran perdesi
eker. Hda, kran nurunu serper.
Bu srdandr: Deha, a'ma-i asamm; hda, sem-i basr. Dehann
nazarnda, zemindeki nimetler sahibsiz ganmettir.
Minnetsiz gasb ve sirkat, tabiattan koparmak canavarca his verir.
Hdann nazarnda; zeminin sinesinde kinatn yznde
Serpilmi olan niam, rahmetin semerat. Her nimetin altnda bir
yed-i muhsin grr, kran ile ptrr.
Bunu da inkr etmem: Medeniyette vardr mehasin-i kesre.. lkin
(*): Bunda da bir ince iaret var.

---sh:(S:715) -------------
onlar deildir ne Nasraniyet mal, ne Avrupa icad,
Ne u asrn san'at.. Belki umum maldr: Telahuk-u efkrdan,
semav eryi'den, hem hacat- ftrden, hususan er'-i Ahmed,
slm inklabdan ne'et eden bir maldr. Kimse temellk etmez.
Misaller meclisi, o meclisin reisi tekrar sordu; hem dedi:
"Musibet olur her dem hyanet neticesi, mkfatn sebebi. Ey u asrn
adam! Kader bir sille vurdu, kazaya da arptrd
Hangi ef'alinizle kazaya, hem kadere yle fetva verdiniz ki,
kaza-i lah musibetle hkmetti, sizleri hrpalad?
Hata-y ekseriyet olur sebeb daima musibet-i mmeye." Dedim:
Beerin dalalet-i fikrsi, Nemrudane inad,
Firavunane gururu iti iti zeminde, yetiti semavata. Hem de
dokundu hassas srr- hilkate. Semavattan indirdi
Tufan, taun misali, u harbin zelzelesi; gvura yaptrd semav
bir silleyi. Demek ki u musibet, btn beer musibetiydi,
Nev'en umuma amil. Bir mterek sebebi; maddiyyunluktan
gelen dalalet-i fikrydi, hrriyet-i hayvan, hevann istibdad...
Hissemizin sebebi; erkn- slmde ihmal ve terkimizdi. Zira
Hlk Tel yirmidrt saatten bir saati istedi,
Be vakit namaz iin yalnz o saati, bizden yine bizim iin
emretti, hem istedi. Tenbellikle terkettik, gafletle ihmal oldu.
yle de ceza grdk: Be senede, yirmidrt saatte daima talim ve
meakkatle tahrik ve koturmakla bir nevi namaz kldrd.
Hem senede yalnz bir ay oru iin nefsimizden istedi. Nefsimize
acdk, keffareten be sene cebren oru tutturdu.
Kendi verdii malndan, krkndan ya onundan birini zekat istedi.
Buhl ile hem zulmettik, haram kartrdk, ihtiyarla vermedikti.
O da bizden aldrd mterakim zekat, haramdan da kurtard.
Amel, cins-i cezadr. Ceza, cins-i ameldir. Slih amel ikiydi:
Biri msbet ve ihtiyar, biri menf zdrar. Btn lm, mesaib,
a'mal-i slihadr; lkin menfdir, zdrar. Hads teselli verdi.
Bu millet-i gnahkr kanyla abdest ald. Fiil bir tvbe etti.
Mkfat- cili, u milletin humsu drt milyonu kard
Derece-i velayet, mertebe-i ehadet ile gazilik verdi, gnah sildi.
Bu meclis-i l-i misal, bu sz tahsin etti.
Ben de birden uyandm, belki yakaza ile yeni yattm. Bence
yakaza r'yadr,
R'ya bir nevi yakazadr. Orada asrn vekili, burada Said-i Nurs...

---sh:(S:716) -------------
Cehil, Mecaz Eline Alsa Hakikat Yapar
lmin elinden eer cehlin eline dse mecaz, eder inklab
hakikata, hem aar hurafata kaplar.
Kklmde grdm ki hasf olmutu Kamer. Sordum ben
vlidemden. Dedi: "Ylan yutmutur." Dedim: "Neden grnr?"
Dedi: "Orada ylanlar byle nim-effaf olur." te byle bir mecaz
hakikat zannedilmi: Medar- ems ve Kamer
Tekatu' noktalar olan re's ve zenebde Arz'n hayluletiyle bir emr-i
lahiyle mnhasif olur Kamer.
ki kavs-i mevhume tinnineyn ydedilmi, hayal bir tebih ile
isim, msemma olmu. Tinnin ise ylandr.
* * *
Mbalaa Zemm-i Zmndir
Hangi eyi vasfetsen olduu gibi vasfet. Medhin mbalaas
bence zemm-i zmndir.
hsan- lahden fazla ihsan, ihsan deildir...
* * *
hret Zalimedir
hret bir mstebiddir, sahibine mal eder bakasnn maln.
Mehur Hoca Nasreddin letaifi iinde, zekat -yani, onda biri
onundur- asl mal...
Rstem-i Sistan onun hayal-i an garet etti bir asr mefahir-i
ran. Gasb u garetle iti o namdar hayali..
Hurafata kart, att nev'-i insan..
* * *
Din le Hayat Kabil-i Tefrik Olduunu Zannedenler Felkete
Sebebdirler
u jn-trkn hatas; bilmedi o bizdeki din hayatn esas. Millet
ve slmiyet ayr ayr zannetti.
Medeniyet mstemir, mstevli vehmeyledi. Saadet-i hayat iinde
gryordu. imdi zaman gsterdi,
Medeniyet sistemi (*) bozuktu, hem muzrd; tecrbe-i kat'iyye
bize bunu gsterdi.
(*): Tam bir iaret-i gaybiyedir. Sekeratta olan dinsiz zalim medeniyete bakyor.





---sh:(S:717) -------------
Din hayatn hayat, hem nuru, hem esas. hya-y din ile olur u
milletin ihyas. slm bunu anlad...
Baka dinin aksine, dinimize temessk derecesi nisbeten milletin
terakkisi. hmali nisbetinde idi milletin tedennisi. Tarih bir hakikat,
ondan olmu tensi...
* * *
Mevt, Tevehhm Edildii Gibi Dehetli Deil
Dalalet vehmidir; mevti dehetlendirir. Mevt, tebdil-i cmedir, ya
tahvil-i mekndr. Sicinden bostana kar.
Kim hayat isterse ehadet istemeli. ehidin hayatna Kur'an iaret
eder. Sekerat tatmam herbir ehid, kendini
Hayy biliyor, gryor. Lkin yeni hayat daha nezih buluyor.
Zanneder ki lmemi. Meyyitlere nisbeti, dikkat et una benzer:
ki adam, r'yada lezaiz enva'na cmi' gzel bahede ikisi
geziyorlar. Biri r'ya olduunu bilir; lezzet almyor.
Onu mferrah etmez, belki teessf eder. brs; biliyor ki lem-
i yakazadr; hakik lezzet alr, ona hakik olur.
R'ya misalin zlli, misal ise berzahn zlli olmutur. Ondan
onlarn dsturlar birbirine benziyor.
* * *
Siyaset, Efkrn leminde Bir eytandr; stiaze Edilmeli!
Siyaset-i meden, ekserin rahatna feda eder ekalli. Belki ekall-i
zalim, kendine kurban eder eksern-i avam.
Adalet-i Kur'an; tek masumun hayat, kan heder gremez, onu
feda edemez deil ekseriyete, hatt nev'in umumu...
yet-i ....-....... iki srr- azmi vaz'ediyor
nazara. Biri: Mahz- adalet. Bu dstur-u azmi
Ki ferd ile cemaat, ahs ile nev'-i beer, kudret nasl bir grr;
adalet-i lah, ikisine bir bakar. Bir snnet-i daim.
ahs- vhid, hakkn kendi feda ediyor. Lkin feda edilmez, hatt
umum insana. Onun ibtal-i hakk, hem iraka-i demi,
Hem zeval-i ismeti: btal-i hakk- nev'in hem ismet-i beerin
mislidir, hem naziri. kinci srr budur: Hodgm bir dem





---sh:(S:718) -------------
Hrs ve heves yolunda bir masumu ldrse, eer elinden gelse,
hevesine mani ise harab eder dnyay, imha eder ben-demi.
* * *
Za'f, Hasm Teci' Eder. Allah Abdini Tecrbe Eder. Abd Allah'n
Tecrbe Edemez.
Ey hif ve hem zaf! Havf ve za'fn beyhude, hem senin
aleyhinde; tesirat- haric teci' eder, celbeder.
Ey vesveseli vehham! Muhakkak bir maslahat, mazarrat-
mevhume iin feda edilmez. Sana lzm hareket, netice Allah'ndr.
ine karlmaz. Allah eker abdini meydan- imtihana. "Byle
yaparsan eer, byle yaparm ben" der.
Abd ise hi yapamaz Allah'n tecrbe. "Rabbim muvaffak etsin,
ben de bunu ilerim" dese, tecavz eder.
sa'ya demi eytan: "Madem hereyi O yapar; kader birdir,
deimez. Dadan kendini at. O da sana ne yapar?"
sa dedi: "Ey mel'un! Abd edemez Rabbini tecrbe ve imtihan!."
* * *
Beendiin eyde frat Etme
Bir derdin derman, baka derde derd olur. Panzehiri zehir olur.
Derman hadden geerse derd getirir, ldrr.
* * *
nadn Gz, Melei eytan Grr
nadn ii budur: eytan yardm ederse birisine "melek" der,
rahmeti de okutur.
Muhalif tarafnda eer melei grse; libasn deimi, onu eytan
zanneder, adavet lanet eder.
* * *
Hakk Bulduktan Sonra Ehak in htilaf karma
Ey talib-i hakikat, madem hakta ittifak, ehakta ihtilaftr. Bazan
hak, ehaktan ehaktr. Hem de olur hasen, ahsenden ahsen.
* * *








---sh:(S:719) -------------
slmiyet, Selm Ve Msalemettir; Dhilde Niza Ve Husumet stemez
Ey lem-i slm! Hayatn ittihadda. Ger ittihad istersen dsturun
bu olmal:
"Hvel Hakku" yerine "Hve Hakkun" olmal. "Hvel Hasen"
yerine "Hvel Ahsen" olmal...
Her mslim kendi meslek, mezhebine demeli: "te bu haktr,
bakasna ilimem. Bakalar gzelse, benim en gzelidir."
Dememeli: "Budur hak, bakalar battaldr." Ya "Yalnz
benimkidir gzeli; bakalar yanltr, hem irkindir."
Zihniyet-i inhisar, hubb-u nefisten geliyor, sonra maraz oluyor,
niza ondan kyor. Derd ile dermanlar
Taaddd hak olur, hak da taaddd eder. Hacat ve adiyenin
tenevv hak olur, hak da tenevv eder.
stidad, terbiyeler, tekessr hak olur, hak da tekessr eder. Bir
madde-i vhide, hem zehir ve hem panzehir.
ki mizaca gre mesail-i fer'de hakikat sabit deil, izaf ve
mrekkeb, mkellefn mizaclar
Ona bir hisse verip, ona gre ederek tahakkuk ve terekkb, her
mezhebin sahibi mhmel mutlak hkmeder.
Mezhebinin hududu tayinini brakr temayl- mizaca; taassub-u
mezheb tamime sebeb olur.
Tamimin iltizam sebeb olur nizaa. slmiyet'ten evvel tabakat-
beerde derin uurumlar,
Hem tebad- acibi istedi bir vakitte taaddd- enbiya, tenevv-
eryi', mteaddid mezhebler.
Beerde bir inklab slmiyet yaptrd, beer tekarb etti, er' etti
ittihad, vhid oldu Peygamber.
Seviye bir olmad; mezheb taaddd etti. Terbiye-i vhide kfi
geldii zaman, ittihad eder mezhebler...
* * *
cad Ve Cem'-i Ezdadda Byk Bir Hikmet Var. Kudret Elinde
ems Ve Zerre Birdir
Ey birader-i kalbhyar! Ezdadn cem'indendir tecelli-i iktidar;
lezzet iinde elem, hayrn iinde erri,
Hsnn iinde kubhu, nef'in iinde drr, nimet iinde nkmet,
nurun iinde nr bilir misin ki srr?
Hakaik-i nisbiye, sbut takarrr etsin, bireyde ok ey olsun,


---sh:(S:720) -------------
bulsun vcud, grnsn. Sr'at-i hareketle bir nokta bir hat olur.
evirmenin sr'ati yapar bir lem'a-i nur, daire-i nurani. Hakaik-i
nisbiye vazifesi, dnyada taneler snbl olur.
Kinatn amuru, revabt- nizam, alik- nakn odur tekil
ediyor. hirette bu nisb emirler orada hakaik olur.
Hararette meratib, ona olmutur sebeb tahalll- brudet.
Hsndeki derecat kubhun tedahldr. Sebeb, illet oluyor.
Ziya zulmete borlu, lezzet eleme medyun; shhat, marazsz
olmaz. Cennet olmazsa belki Cehennem tazib etmez. Zemherirsiz
olmuyor... Ger zemherir olmazsa, o da ihrak edemez.
O Hallak- Lemyezel, halk- ezdad iinde hikmetini gsterdi.
Hameti etti zuhur...
O Kadr-i Lyezal, cem'-i ezdad iinde iktidar gsterdi. Azamet
etti zuhur. Madem o kudret-i lah lzme-i zt olur
O Zt- Ezel'ye, hem zarure-i nie; onda zdd olamaz, acz
tahalll edemez, onda meratib olamaz, hereye nisbeti bir, hi bir ey ar
olmuyor.
O kudretin ziyasna Gne mikt olmutur. Bu miktn nuruna
deniz yz yine, ebnemlerin gzleri birer mir'at olmutur.
Denizin geni yz, gsterdii gnei in-i cebnindeki katreler de
gsterir, ebnemin kk gz yldz gibi parlyor.
Ayn hviyet tutar; ebnem, deniz bir olur gnein nazarnda,
kudreti tanzir eder; ebnemin gzbebei kck bir gnetir.
u muhteem gne de kck bir ebnemdir; gzbebei bir
nurdur ki ems-i kudretten gelir, o kudrete kamer olur.
Semavat bir denizdir; bir nefes-i Rahman'la in-i cebnlerinde
mevcelenip, katarat ki ncum ve hem mustur.
Kudret tecelli etti, o katarata serpti nurani lemaat. Herbir gne
bir katre, herbir yldz bir ebnem, herbir lem'a timsaldir.
O feyz-i tecellnin kck bir aksidir o katre-misal gne. Eder
mcell camn o lmey'a zcace drri-misal parlyor
O ebnem-misal yldz latif gz iinde, bir yer yapar lem'aya,
lem'a olur bir sirac, gz olur zcace, misbah nurlanyor.
* * *
Meziyetin Varsa Hafa Trabnda Kalsn; T Nevnema Bulsun
Ey zhassa-i mehure! Taayynle zulmetme, ger perde-i hafann
altnda sen kalrsan, ihvanna verirsin ihsan ve bereketi.


---sh:(S:721) -------------
Herbir ihvann altnda sen kmas, hem de o sen olmas imkn ve
ihtimali, herbirine celbeder bir nazar- hrmeti.
Eer taayyn edip perde altndan ksan, mkrim iken altnda;
stnde zalim olursun. Gne iken orada; burada glge edersin.
hvann drttrp hem nazar- hrmetten. Demek taayyn ve
teahhus, zalim birer emirdir, sahih doru byle ise, hem de byle
grrsn.
Nerede kald yalanc tasannu' ve riya ile kesb-i teahhus-u hret?
te bir srr- azm ki hikmet-i lah, hem o nizam- ahsen
Bir ferd-i fevkalde, kendi nev'i iinde setr ile perde eker,
bununla kymet verdirir, hem de eder mstahsen.
te sana misali: nsan iinde veli, mr iinde ecel, olmu
mehul ve mhmel. Cum'ada mstetirdir bir saat, kabul olur dua edersen.
Ramazanda mnteir bir leyle-i z-kadir, esma-l hsnada
muzmer iksir-i ism-i a'zam. Bu misallerin hameti, hem de o srr- hasen
bhamda izhar eder, ihfada isbat eder. Mesel: Ecelin ibhamnda
bir mvazene vardr; her dakikada tutar ne vaziyet alrsan.
Kefeteyn-i havf u reca, hizmet-i ukba, dnya; tevehhm- beka,
lezzet-i mr verir. Yirmi sene mbhem bir mr olsa ahsen
Nihayeti muayyen bin senelik bir mre. Zira nsf geerse, her
saati geldike gya adm atarak dar aacna gidersin.
ey'en ey'en zlmek.. vehm de teselli vermez, sen de rahat
etmezsin...
* * *
Allah'n Rahmet Ve Gazabndan Fazla Tahasss Hatadr
Allah'n rahmetinden fazla rahmet edilmez. Allah'n gazabndan
fazla gazab edilmez.
yle ise ii brak o dil-i Rahm'e. Fazla efkat elemdir, fazla
gazab zemme...
* * *
sraf Sefahetin, Sefahet Sefaletin Kapsdr
Ey msrifli kardeim! Tegaddi noktasnda bir iken iki lokma; bir
lokma bir kurua, bir lokma on kurua.








---sh:(S:722) -------------
Hem aza girmeden, hem boazdan getikten, msavi bir olurlar.
Yalnz azda, o da ka saniyede bhe verir ne.
Zevk bir fark bulunur, daim onu aldatr o kuvve-i zaika, bedene,
hem mideye kapc, mfettie.
Onun tesiri menf, msbet deil! Vazife yalnz kapcy taltif ve
memnun etmek? N verirsin o bhe
Asl vazifesinde onu mevve etmek, tek bir kuru yerine onbir
kuruu vermek, olur eytan pie.
srafn en sefihi, tebzirin en sakmi, bir tarzdr bir eidi; heves
etme bu ie...
* * *
Zaika Telgrafdr, Telziz le Batan karma
(*)Rububiyet-i lah hikmet ve inayeti, azla hem burunla iki
merkezi tekil eylemitir, iinde hudud karakolu, hem
Muhbirleri de koymu. u lem-i sagirde damarlar telefon,
a'sablar telgraf hkmne vaz'eylemi. mme telefonu, hem
Telgrafa zaika inayet memur etmi. O Rezzak- Hakik, erzak
stne koymu rahmetten bir tarife; taam ve levn ve hem
Rayiha. te u havass- selse, o Rezzak canibinden birer
ilnnamesi, birer davetnamesi, bir izinnamesi, hem
Bir dellldr ki muhta ve mteriler hep onlarla celb olur.
Mrtezik hayvanlara zevk ve r'yet ve emm, birer let vermi. Hem
Taamlar muhtelif znetlerle ssletmi; heva gnlleri avutup,
lkaydlar tehyic ile cezbetmi. Vakta, taam girse hem
Aza, birdenbire zaika her tarafa bir telgraf ekiyor bedenin
aktarna. mme telefon veriyor, gelen taam nev'i, hem
eitleri de syler. Hacetleri muhtelif, ayr ayr mrtezik, ona
gre davranr, ona da hazrlanr ya cevab- red gelir. Hem



(*): ktisad Risalesi'nin ekirdeidir. Belki on sahife olan ktisad
Risalesini kabl-el vcud on satrda okumu.





---sh:(S:723) -------------
Geda beraber. Hem bahemdir bir dinar ve bir dirhem o lezzet
berhem-zened eleme olur merhem.
* * *
Niyet Gibi, Tarz- Nazar Dahi deti badete evirir
u noktaya dikkat et; nasl olur niyetle mubah dt, ibadat... yle
tarz- nazarla fnun-u ekvan, olur maarif-i lah...
Tedkik dahi tefekkr, yani ger harf nazarla, hem san'at
noktasnda "ne gzeldir" yerine "ne gzel yapm Sani', nasl yapm o
mhi"
Nokta-i nazarnda kinata bir baksan, nak- Nakka- Ezel, nizam
ve hikmetiyle lem'a-i kasd ve itkan, tenvir eder behi.
Dner ulm-u kinat, maarif-i lah. Eer mana-y ismiyle, tabiat
noktasnda, "ztnda nasl olmu" eer etsen nigah,
Bakarsan kinata, daire-i fnunun daire-i cehl olur. Bare
hakikatlar, kymetsiz eller kymetsiz eder. oktur bunun gvah...
* * *
Byle Zamanda Tereffhte zn-i er' Bizi Muhtar Brakmaz
Lezaiz ardka "Sanki yedim" demeli. Sanki yedim dstur
eden, bir mescidi yemedi. (*)
Eskide ekser slm filcmle a deildi. Tena'uma ihtiyar bir
derece var idi.
imdi ise, ekseri ala dt kald. Telezzze ihtiyar, izn-i er'
kalmad.
Sevad- a'zam, hem ekseriyet-i masumun maieti basittir. Tegaddi
besatetiyle onlara tabi olmak
Bin kerre mreccahtr, ekalliyet-i msrife, ya bir ksm sefihe
tegaddide tereffh noktasnda benzemek...
* * *
Zaman Olur Ki, Adem-i Nimet Nimettir
Hfza bir nimettir. Fakat ahlksz bir adamda musibet zamannda
nisyan ona racihtir.
(*): stanbul'da Sanki Yedim namnda bir mescid var. "Sanki Yedim"
diyen adam, hevesinden kurtard paralarla bina etmi.







---sh:(S:724) -------------
Nisyan da bir nimettir. Yalnz her gnn lmn ektirir,
mterakim olmu lm unutturur.
* * *
Her Musibette, Bir Cihet-i Nimet Var
Ey musibetzede! Musibetin iinde bir nimet mnderitir. Dikkat
et de onu gr. Nasl her eyde vardr
Bir derece-i hararet, her musibette vardr bir derece-i nimet. Daha
by dn. Kkteki nimetin
Dereceyi grerek Allah'a ok kr et. Yoksa isti'zamla rkersen,
"of of"la flersen, o da aksine ier.
ier de dehetlenir. Eer merak da etsen, bir iken ikileir. Kalbde
olan misali, dner hakikat olur;
Hakikattan ders alr. Sonra dner, balyor, kalbini tokatlyor...
* * *
Byk Grnme Klrsn
Ey enesi ifteli, kafas da kibirli! u mizan bilmeli: Her adam
iin elbet cem'iyet-i beerde, itima binada,
Grmek grnmek iin u mertebe denilen bir penceresi var.
Ger pencere, kamet-i kymetinden yksekse, tekebbrle tetavl
edecek, uzanacak. Ger pencere, kamet-i himmetinden alaksa, tevazu'la
tekavvs edecek, eilecek.
Kmillerde, byklk mikyasdr kklk. Nkslarda, kklk
mizandr byklk...
* * *
Hasletlerin Yerleri Deise, Mahiyetleri Deiir
Bir haslet.. yer ayr, sma bir. Kh dev, kh melek, kh slih, kh
tlih; misali unlardr:
Zafin kavye kar izzet-i nefsi saylan bir sfat, ger olursa kavde,
tekebbr ve gururdur.
Kavnin bir zafe kar da tevazuu saylan bir sfat, ger olursa
zafte, tezelll ve riyadr.
Bir ul-l emr, makamnda olursa ciddiyeti, vakardr; mahviyeti,
zillettir.
Hanesinde bulunsa mahviyeti tevazu', ciddiyeti kibirdir.





---sh:(S:725) -------------
Mtekellim-i vahde olsa eer bir ztta: Msamaha, hamiyet.
Fedakrlk; bir haslet, bir amel-i slihtir.
Mtekellim-i maalgayr olsa eer o ztta: Msamaha, hyanet.
Fedakrlk; bir sfat, bir amel-i tlihtir.
Tertib-i mebadide tevekkl, tenbelliktir. Terettb- netice
noktasndaki tefviz, tevekkl- er'dir.
Semere-i sa'yine, ksmetine rza ise, memduh bir kanaattr, meyl-i
sa'ye kuvvettir.
Mevcud mala iktifa, mergub kanaat deil; belki dn-himmetliktir.
Misaller daha oktur.
Kur'an mutlak zikreder, slihat ve takvay. bhamnda remz eder
makamatn tesiri. caz bir tafsildir. Sktu geni szdr.
* * *
"El-Hakku Ya'lu" Bizzt, Hem Akibet Muraddr
Ey arkada! Bir zaman bir sil dedi: "Madem El-Hakku Ya'lu
haktr. Neden kfir, mslime; kuvvet hakka galibdir?"
Dedim: Drt noktaya bak! Bu mkil de hallolur. Birinci nokta
udur: Her hakkn her vesilesi hak olmas lzm deildir.
yle de, her btln her vesilesi btl olmas, yine lzm deildir.
Neticesi u kar: Hak olan bir vesile, btl vesileye galibdir.
Dolaysyla, bir hak bir btla malubdur. Muvakkaten, bilvasta
olmutur. Yoksa bizzt, hem daima deildir.
Lkin akibet-l akibe, her dem yine hakkndr. Kuvvetin bir hakk
var, bir srr- hilkati var. kinci nokta udur:
Her mslimin her vasf mslim olmak vcib iken, haricen her dem
vaki', sabit deildir.
yle de: Her kfirin her vasf kfir olmak, kfrnden ne'et etmek
yine lzm deildir.
Her fskn her vasf fsk olmak, fskndan ne'et etmek, yle de
her dem sabit deildir.
Demek bir kfirin mslim olan bir vasf, mslimdeki lmeru'
vasfna galib olur. Bilvasta, o kfir dahi ona galibdir.
Hem dnyada, hayatn hakk amil ve mmdr. O rahmet-i
mmenin bir cilve-i manidar, onun bir srr- hikmeti var; kfr mani
deildir.
nc nokta udur: O Zt- Zlcelal'in iki vasf- kemalden iki
er'i tecelli; vasf- iradeden gelen meietle takdirdir,
O da er'-i tekvin... Vasf- Kelm'dan gelen eriat- mehure.
Teri evamire kar itaat, isyan
---sh:(S:726) -------------
Nasl olur. yle de tekvin evamire itaat ve isyan olur. Birincisi
galiba dr- uhrada grr,
Mcazat, sevab. kincisi aleba dr- dnyada eker, mkfat ve
ikab. Mesel: Nasl sabrn mkfat zaferdir;
Ataletin mcazat sefalet. yle de, sa'yin sevab olur servet.
Sebatta da galebedir mkfat. Zehirin ikab bir maraz, panzehirin sevab
bir shhattr.
Bazan iki eriat evamiri, bir eyde beraber mctemi'dir. Her birine
bir cihet... Demek tekvin emre itaat ki bir haktr.
taat galib olur, o emrin isyanna ki bir tavr- btldr. Bir btla
vesile olmu olursa bir hak, vaktaki galib olsa
Bir btla ki, olmu o da vesile-i hak. Bilvasta bir hakkn bir
btla malubdur. Fakat bizzt deildir.
Demek "El-hakku ya'lu" bizzt demektir. Hem akibet muraddr,
kayd- haysiyet maksuddur. Drdnc nokta udur:
Bir hak bilkuvve kalm, yahut kuvvetsiz kalm, ya mahluttur,
hem mahu. Ona da bir inkiaf, ya bir taze kuvvet vermek lzm
gelmitir.
Mhezzeb ve mzehheb yapmak iin, muvakkat btl ona
musallat, t ki sebike-i hak ne miktar lzum vardr
T mahz ve hlis ksn. Mebadide, dnyada btl etse galebe,
fakat kazanmaz harbi. "Akibet-l mttakin" ona vurur bir darbe!
te btl malubdur. "El-hakku ya'lu" srr onu arpar ikaba; ite
hak da galibdir.
* * *
Bir Ksm Desatir-i timaiye
tima heyette dsturlar istersen: Msavatsz adalet, nce adalet
deil. Temaslse, tezadn mhim bir sebebidir.
Tenasbse tesandn esas. Sgar- nefistir tekebbrn menba.
Za'f- kalbdir gururun madeni. Olmu acz, muhalefet menei. Meraksa
ilme hocadr.
htiyatr terakkinin stad. Skntdr muallime-i sefahet. Demek
sefahetin menba sknt olmu. Sknt ise madeni: Yeisle s'-i zandr,
Dalalet-i fikrdir, zulmat- kalbdir, israf- ceseddir.
* * *





---sh:(S:727) -------------
Kadnlar Yuvalarndan kp Beeri Yoldan karm, Yuvalarna
Dnmeli
.....!......!..!.... (*)
..-..!.....!....!...
Mimsiz medeniyet, taife-i nisay yuvalardan uurmu, hrmetleri
de krm, mebzul meta yapm. er'-i slm onlar
Rahmeten davet eder eski yuvalarna. Hrmetleri orada, rahatlar
evlerde, hayat- ailede. Temizlik znetleri.
Hametleri, hsn- hulk; ltf-u cemali, ismet; hsn- kemali,
efkat; elencesi, evld. Bunca esbab- ifsad, demir-sebat karar
Lzmdr t dayansn. Bir meclis-i ihvanda gzel kar girdike
riya ile rekabet, hased ile hodgmlk debretir damarlar!
Yatm olan hevesat, birdenbire uyanr. Taife-i nisada serbest
inkiaf, sebeb olmu beerde ahlk- seyyienin birdenbire inkiaf. u
meden beerin hrnlam ruhunda, u suretler denilen kk
cenazelerin, mtebessim meyyitlerin rolleri pek azmdir; hem mdhitir
tesiri.(**) Memnu' heykel, suretler: Ya zulm- mtehaccir, ya mtecessid
riya, ya mncemid hevestir. Ya tlsmdr: Celbeder o habis ervahlar.
* * *
Tasarruf-u Kudretin Vs'ati, Vesait Ve Muinleri Reddeder
O Kadr-i Zlcelal; tasarruf-u kudreti tevess- tesiri noktasnda
oluyor emsimiz zerre-misal
Nev'-i vhidde olan tasarruf-u azmi mesafesi vasi'dir. ki zerre
beyninde cazibeyi ele al;




(*): Tesettr Risalesi'nin esasdr. Yirmi sene sonra mellifinin mahkmiyetine
sebeb gsteren bir mahkeme, kendini ve hkimlerini ebed mahkm ve mahcub
eylemi.
(**): Nasl meyyite bir karya nefsan nazarla bakmak nefsin dehetle
alakln gsterir. yle de, rahmete muhta bir bare meyyitenin gzel
tasvirine mtehiyane bir nazarla bakmak, ruhun hissiyat- ulviyesini sndrr.






---sh:(S:728) -------------
Git de t emsmus ve Kehkean beynindeki cazibenin
yannda koy. Yk bir kar danesi bir melek, emsi ele alm bir ems-
misal melein yanna getir. ne kadar bir bal, balina bal da yanyana
brak. O Kadr-i Ezel-i Zlcelal
Tecelli-i vasii, asgardan t ekbere itkan- mkemmeli birden
tasavvura al. Cazibe ve nevamis, vesail-i pr-seyyal
Gibi rf emirler; tecelli-i kudrete, tasarruf-u hikmete birer isim
olmas.. odur yalnz meal.
Baka meali olmaz, beraber de bir dn; bileceksin bizzarure ki:
Esbab- hakik, vesait-i z-misal,
Muinler, hem erikler birer emr-i btldr, birer hayal-i muhal, o
kudret nazarnda. Hayat vcuda kemal,
Makam byk, mhimdir; buna binaen derim: Kremiz,
lemimiz neden muti, msahhar olmasn hayvan-misal.
O Sultan- Ezel'in bu tarz hayvan tuyuru kesretle mnteirdir u
meydan- fezada, muhteem ve pr-cemal.
Bostan- hilkatinde salm da dndryor, onlardaki naamat,
bunlardaki harekt; tesbihattr o akval,
badettir o ahval, Kadm-i Lemyezel'e, Hakm-i Lyezal'e.
Kremiz hayvana pek benziyor, sr- hayat gsteriyor. Eer yumurta
kadar klse bilfarzlmuhal,
Minimini bir hayvan olmas pek muhtemel. Yuvarlak bir
huveyne, kre kadar byse, o da byle olmas pek karib bir ihtimal.
lemimiz insan kadar klse; yldzlar, zerreler suretine
dnerse, bir zuur hayvana dnmesi caiz olur, akl da bulur mecal.
Demek lem erknlaryla birer bid-i msebbih, birer muti'
msahhar Hlk- Lemyezel'e, Kadr-i Lyezal'e.
Kemmen byk olmas, keyfen byk olmas her vakit lzm
gelmez; zira daha cezaletlidir saat- hardal-misal,
Bir saattan ki timsali Ayasofya kadardr. Bir sinein hilkati
hayretfezadr filden, o mahluk-u bfasal.
Ger kalem-i kudretle bir cz- ferd stne esrin cevahir-i ferdiyle
yazlsa bir Kur'an ki, sgar- sahife nisbeti, bir kibr-i san'at-meal
Sahife-i semada yldzlarla yazlan bir Kur'an- Kerim'e cezaletle
msavi. Nakka- Ezel'nin san'at her tarafta prcemal ve prkemal.
Her tarafta byledir. Derece-i kemalde kalemdeki ittihad, tevhidi
iln eder. Bu kelm- pr-meal; iyi bir dikkate al!


---sh:(S:729) -------------
Melaike Bir mmettir; eriat- Ftriye le Memurdur
eriat- lah ikidir. Hem iki sfattan gelmi, iki insan muhatab,
hem de mkellef olmu. Sfat- iradeden gelen er'-i tekvin.
nsan- ekber olan lemin ahvalini, hem de harektn ki ihtiyar
deil, tanzim eden er'dir. O meiet-i Rabban
Yanl bir stlahla tabiat da denilir. Sfat- kelmndan gelen
eriat ise, lem-i asgar olan insann ef'lini,
Ki ihtiyar olmu, tanzim eden er'dir. ki er' bir yerde bazan eder
itima'. Melaike-i lah, bir mmet-i azme, hem bir cnd- Sbhan
Birinci er'a olmu hamele-i mmtesil, amele-i mmessil. Hem
onlardan bir ksm ibad- msebbihtir. Bir ksm da mstarak, arn
mukarrebni.
* * *
Madde Rikkat Peyda Ettike, Hayat iddet Peyda Eder
Hayat asl, esastr; madde ona tabidir, hem de onunla kaimdir.
Bir hurdebn huveyn havass- hamsesiyle, insann havassn
mvazene edersen, grrsn; insan ondan ne derece bykse, havass o
derece onunkinden aa. O huveyne iitir kardeinin sesini.
Hem de grr rzkn. Ger insan kadar byse, havass hayret-
feza; hayat u'le-fean; r'yeti de berk-s bir nur-u suman.
nsan, bir kitle-i mevattan bir zhayat deildir. Belki de
milyarlarla zhayat hceyratndan mrekkeb ve zhayat bir hcre-i insan.
..................
..!.-!.- :...
* * *
Maddiyyunluk, Bir Taun-u Manevdir

Maddiyyunluk bir taun-u manev, beere de tutturdu u mdhi
bir stmay(*). Hem de ni arptrd bir gazab- lah, telkin hem de
taklid,
(*): Eski harb-i umumye iaret eder.






---sh:(S:730) --- -----------
Tenkide kabiliyet-i tevess nisbeten, o taun da ediyor tevess' ve
intiar. Telkini fenden alm, medeniyetten taklid.
Hrriyet, tenkid vermi, gururundan dalalet km.
* * *
Vcudda Atalet Yok. siz Adam, Vcudda Adem Hesabna ler
En bedbaht skntl muzdarib, isiz olan adamdr; zira ki atalet:
Vcud iinde adem, hayat iinde mevttir. Sa'y ise:
Vcudun hayat, hem hayatn yakazasdr elbet!
* * *
Riba, slm'a Zarar- Mutlaktr
Riba atalet verir, evk-i sa'yi sndrr. Ribann kaplar hem de
onun kaplar olan bu bankalarn her dem nef'i ise, beerin en fena
ksmnadr; onlar da gvurlardr. Gvurlardaki nef'i en fena ksmnadr,
onlar da zalimler.
Her dem zalimlerdeki nef'i en fena ksmnadr, onlar da
sefihlerdir. lem-i slm'a bir zarar- mutlaktr. Mutlak beer her dem
refah nazar- er'de yoktur; zira harb bir gvur hrmetsiz, ismetsizdir;
demi hederdir her de............m.
* * *
(*)Kur'an, Kendi Kendini Himaye Edip Hkimiyetini dame Eder
Bir zt grdm ki yeis ile mbtela, bedbnlikle hasta idi. Dedi:
lema azald, kemmiyet keyfiyeti. Korkarz dinimiz snecek de bir
zaman
Dedim: Nasl kinat sndrlmezse, iman- slm de snemez.
yle de, zeminin yznde aklm mismarlar hkmnde her an
Olan slm eair, din minarat, lah maabid, er' maalim itfa
olmazsa, slmiyet parlayacak an be-an!..





(*): Otuzbe sene evvel yazlan bu makam, bu sene yazlm tarzn
gsteriyor. Demek Ramazan bereketiyle yazdrlm bir nevi ihbar-
gaybdir.



---sh:(S:731) -------------
Her bir mabed bir muallim olmu tab'yla tabayie ders verir. Her
malim dahi birer stad olmutur; onun lisan- hali eder telkin-i din;
hatasz, hem bnisyan.
Herbir eair bir hoca-i dndr, ruh-u slm daim enzara ders
veriyor. Mrur-u a'sar ile sebeb-i istimrar- zaman.
Gya tecessm etmi envr- slmiyet, eairi iinde. Gya
tasallb etmi zll-i slmiyet, mabidi iinde. Birer stun-u iman.
Gya tecessd etmi ahkm- slmiyet, malimi iinde. Gya
tahaccr etmi erkn- slmiyet, avalimi iinde. Birer stun-u elmas.
Onunla murtabttr zemin ile suman.
Lasiyyema bu Kur'an- hatib-i mu'ciz-beyan; daima tekrar eder bir
hutbe-i ezel, aktar- slmde kalmam hi de bir ky, hem dahi hi bir
mekn;
Nutkunu dinlemesin, talimi iitmesin. .L.-!!.. srr ile
hfzlktr pek de byk bir rtbe. Tilavet ise, ibadet-i ins cn.
Onun iinde talim, hem msellemat tezkir. Tekerrr- zamanla
nazariyat, kalbolur msellemata hem dner bedihiyata. stemez daha
beyan.
Zaruriyat- din, nazariyattan kp zaruriyat olmutur. Tezkir ise
kfidir. htar ise vfidir. fdir her dem Kur'an.
htara, hem tezkire, u intibah- slm, hem itima yakaza her
birine veriyor: Umuma ait olan delail ve hem mizan.
Madem itima hayat slmda balamtr; her birinin iman
kendine mahsus olan delile mnhasran deil; mstenid vicdan.
Belki cemaatn kalbinde gayr- mahdud esbaba dahi eder istinad.
Hatt cy- dikkattir: Bir mezheb-i zafi, mrur ettike zaman,
ibtali mkil olur. Nerede kald ki slm, vahy ile ftrat gibi, iki metin
esasa hem istinad etmitir; hem bu kadar a'sarda nafizane hkmran!..
Rsih esaslaryla, bahir eserleriyle krenin yarsyla iltiham peyda
etmi, bir ruh-u ftr olmu; nasl ksufa girer.. ksuftan km el'n!
Fakat maatteessf, baz zevzek kefere, safsatal adamlar u kasr-
lnin metin esaslarna iliir bulduka imkn.
Onlar deprettirir. Esaslara iliilmez, onlarla oynanlmaz, sussun
imdi dinsizlik! flas etti o teres. Bestir tecrbe-i kfran ve yalan.
Bu lem-i slmn lem-i kfre kar en ileri karakolu u
drlfnun


---sh:(S:732) -------------
idi. Lkayd ve gafletlikle hasm- tabiat-ylan
Gedii at cephenin arkasnda, dinsizlik hcum etti, millet epey
sarsld. En ileri karakol, slmiyet ruhuyla tenevvr etmi cinan.
En mtesallib olmal. En mteyakkz olmal yahut o dar
olmamal, slm aldatmamal. mann yeri kalbdir; dima ise oluyor
ma'kes-i nur-u iman.
Bazan da mcahiddir, bazan sprgecidir, dimada vesveseler,
hem pek ok ihtimaller kalb iine girmese, sarslmaz iman, vicdan.
Yoksa bazlarn zannnca iman dimada olsa; ruh-u iman olan
hakkalyakne, ihtimalt- kesre olur birer hasm-i beman.
Kalb ile vicdan, mahall-i iman. Hads ile ilham, delil-i iman.
Bir hiss-i sdis; tark- iman... Fikr ile dima, beki-i iman.
* * *
Talim-i Nazariyattan Ziyade, Tezkir-i Msellemata htiya Var
Zaruriyat- din, msellemat- er'; kulblerde hasldr, ihtar ile
huzuru, tezkir ile uuru.
Matlub da hasl olur. bare-i Arab (*) daha ulv ediyor tezkiri,
hem ihtar.
Onun iin Cum'ada hutbe-i Arabiye, zaruriyat ihtar, msellemat
tezkir, maalkifaye olur onun tarz- tezkiri.
Nazariyat talim onda maksud deildir; hem slmn vahdan
smasnda u Arab ibare bir nak- vahdettir; kabul etmez teksiri.
* * *
Hads Der yete: Sana Yetimek Muhal!
Hads ile yeti mvazene edersen, bilbedahe grrsn beerin en
beligi, vahyin de mbellii, o dahi bali olmaz
Belgat- yete. O da ona benzemez. Demek ki: Lisan-
Ahmed'den gelen herbir kelm her dem onun olamaz.
* * *
(*): On sene sonra gelen bir hdiseyi hissetmi, mukabeleye alm.










---sh:(S:733) -------------
caz le Beyan 'caz- Kur'an
Bir zaman r'yada grdm ki: Ar Da altndaym. Birden o da
patlad, da gibi talar leme datt, sarst cihan.
Fc'eten bir adam yanmda peyda oldu. Dedi ki: caz ile beyan et,
icmal ile caz et, bildiin enva'- i'caz- Kur'an!
Daha r'yada iken tabirini dndm, dedim: uradaki infilk,
beerde bir inklaba misal. nklabda ise elbet hda-y Furkan,
Her tarafta ykselip hem de hkim olacak. 'caznn beyan,
zaman da gelecek! O sile cevaben dedim: 'caz- Kur'an,
Yedi menabi-i klliyeden tecelli, hem yedi anasrdan terekkb
eder. Birinci Menba': Lafzn fesahatndan selaset-i lisan;
Nazmn cezaletinden, mana belgatndan, mefhumlarn
bedaatndan, mazmunlarn beraatndan, slblarn garabetinden birden
tevelld eden brika-i beyan.
Onlarla oldu mmtezic, mizac- i'caznda acib bir nak- beyan,
garib bir san'at- lisan. Tekrar hi bir zaman usandrmaz insan.
kinci Unsur ise: Umr-u kevniyede gayb olan esasat, lah
hakaikten gayb olan esrardan, gayb-yi suman.
Mazide kaybolan gayb olan umrdan, mstakbelde mstetir
kalm olan ahvalden birden tazammun eden bir ilm-l guyub hzan,
lem-l guyub lisan, ehadet lemiyle konuuyor erkn, rumuz
ile beyan, hedef nev-i insan, i'cazn bir lem'a-i nuran...
nc Menba' ise: Be cihetle hrika bir cmiiyet vardr.
Lafznda, manasnda, ahkmda, hem ilminde, makasdn mizan.
Lafz tazammun eder pek vasi' ihtimalat; hem vcuh-u kesre ki,
her biri nazar- belgatta mstahsen, arabiyece sahih, srr- teri lyk
gryor n.
Manasnda: Mearib-i evliya, ezvak- rifni, mezahib-i slikn,
turuk-u mtekellimn, menahic-i hkema, o i'caz- beyan
Birden ihata etmi, hem de tazammun etmi. Delaletinde vs'at,
manasnda genilik. Bu pencere ile baksan, grrsn ne genitir meydan!
Ahkmdaki istiab: u hrika eriat ondan olmu istinbat, saadet-i
dreynin btn desatirini, btn esbab- emni.
tima hayatn btn revabtn, vesail-i terbiye, hakaik-i ahvali
birden tazammun etmi onun tarz- beyan...




---sh:(S:734) -------------
lmindeki istirak: Hem ulm-u kevniye, hem ulm-u lah, onda
meratib-i delalat, rumuz ile iarat, sureler surlarnda cem'etmitir cinan.
Makasd ve gayatta: Mvazenet, ttrad, ftrat desatirine
mutabakat, ittihad; tamam mraat etmi, hfzeylemi mizan.
te lafzn ihatasnda, manann vs'atnda, hkmn istiabnda,
ilmin istiraknda, mvazene-i gayatta cmiiyet-i pran!..
Drdnc unsur ise: Her asrn derece-i fehmine, edeb rtbesine,
hem her asrdaki tabakata, derece-i istidad, rtbe-i kabiliyet nisbetinde
ediyor bir ifaza-i nuran.
Her asra, her asrdaki her tabakaya kaps kade. Gya her
demde, her yerde taze nzil oluyor o Kelm- Rahman.
htiyarlandka zaman, Kur'an da genleiyor. Rumuzu hem
tavazzuh eder, tabiat ve esbabn perdesini de yrtar o hitab- Yezdan.
Nur-u tevhidi, her dem her yetten fkrr. ehadet perdesini gayb
stnden kaldrr. Ulviyet-i hitab dikkate davet eder, o nazar- insan.
Ki o lisan- gaybdr; ehadet lemiyle bizzt odur konuur. u
unsurdan bu kar hrika tazelii bir ihata-i umman!
Te'nis-i ezhan iin akl- beere kar lah tenezzlt. Tenzil'in
slbunda tenevv- munisliidir mahbub-u ins cn.
Beinci Menba' ise: Nakil ve hikyatnda, ihbar- sadkada esas
noktalardan hazr mahid gibi bir slb-u bedi-i pr-man
Naklederek, beeri onunla ikaz eder. Menkult unlardr: hbar-
evvelni, ahval-i hirni, esrar- cehennem ve cinan.
Hakaik-i gaybiye, hem esrar- ehadet, serair-i lah, revabt-
kevnye dair hikyatdr hikyet-i ayn
Ki ne vaki' reddeylemi, ne mantk tekzib etmi. Mantk kabul
etmezse red de bile edemez. Semav kitablarn ki matmah- cihan.
ttifak noktalarda musaddkane nakleder. htilaf yerlerinde
musahhihane bahseder. Byle nakl umrlar bir "mmi"den sudru
hrika-i zaman...
Altnc Unsur ise: Mutazammn ve messis olmu Din-i slma.
slmiyet misline ne mazi muktedirdir, ne mstakbel muktedir; aratrsan
zaman ile mekn!..
Arzmz senev, yevm dairesinde u hayt- semavdir; tutmu da
dndryor. Kreye ar basm, hem dahi ona binmi. Brakmyor
isyan.



---sh:(S:735) -------------
Yedinci Menba' ise: u alt menba'dan kan envr- sitte, birden
eder imtizac. Ondan kar bir hsn, bundan gelir bir hads, vasta-i
nurn.
undan kan bir zevktir; zevk-i i'caz bilinir, tabirine lisanmz
yetimez. Fikir dahi kasrdr, grnr de tutulmaz o ncum-u suman.
On asr mddette meyl-t tahadd varm Kur'ann a'dsnda,
evk-i taklid uyanm Kur'ann ahbabnda. te i'cazn bir brhan...
u iki meyl-i edidle yazlmtr meydanda, milyonlarla ktb-
arabiye, gelmitir ktbhane-i vcuda. Onlar ile Tenzil'i derse bir
mizan
Mvazene edilse, deil dn-i b-mdn, hatt en m adam, gz
kulakla diyecek: Bunlar ise insan, u ise suman!
Hem de hkmedecek: u bunlara benzemez, rtbesinde olamaz.
yle ise ya umumdan aa; bu ise, bilbedahe malm olmu butlan.
yle ise, umumun fevkindedir. Mazmunlar o kadar zamanda,
kap ak, beere vakfedilmi; kendine davet etmi ervah ile ezhan!
Beer onda tasarruf, kendine de maletmi. Onun mazmunlar ile
yine Kur'ana kar kmam, hibir zaman kamaz; geti zaman-
imtihan.
Sair kitablara benzemez, onlara maks olmaz; zira yirmi sene
zarfnda mneccemen hacetlere nisbeten nzul; mteferrik mtekat', bir
hikmet-i Rabban.
Esbab- nzul muhtelif, mtebayin. Bir maddede es'ile
mtekerrir, mtefavit. Hdisat- ahkm mteaddid, mtegayir. Muhtelif,
mtefark nzulnn ezman.
Hlt- telakkisi mtenevvi', mtehalif. Aksam- muhatab
mteaddid, mtebaid. Gayat- iradnda mtederric, mtefavit. u
esaslara mstenid bina, hem beyan,
Cevab, hem hitab. Bununla da beraber selaset ve selmet,
tenasb ve tesand, kemalini gstermi; ite onun ahidi: Fenn-i Beyan
Man.
Kur'anda bir hassa var; baka kelmda yoktur. Bir kelm iitsen,
asl sahib-i kelm arkasnda grrsn, ya iinde bulursun. slb: yine-
i insan.
Ey sil-i misal! Sen ki caz istedin, ben de iaret ettim. Eer tafsil
istersen, haddimin haricinde!.. Sinek seyretmez suman.
Zira o krk enva'- i'cazndan yalnz bir tekini ki, cezalet-i
nazmdr;

---sh:(S:736) -------------
arat-l 'cazda skmad tibyan.
Yz sahife tefsirim ona kfi gelmedi. Senin gibi ruhan ilhamlar
ziyade. Ben istiyorum senden tafsil ile beyan!
.....................
..................
Kmiln insanlarn zevk-i maalsini honud eden bir halet,
ocuka bir hevese, sefihe bir tabiat sahibine ho gelmez,
Onlar elendirmez. Bu hikmete binaen, bir zevk-i sfl, sefih,
hem nefs ve ehvan iinde tam beslenmi, zevk-i ruhyi bilmez.
Avrupa'dan tereuh etmi u hazr edebiyat romanvari nazarla,
Kur'anda olan letaif-i ulviyet, mezaya-y hameti gremez, hem tadamaz.
Kendindeki miheki ona ayar edemez. Edebiyatta vardr
meydan- cevelan; onlar iinde gezer, haricine kamaz:
Ya akla hsndr, ya hamaset ve ehamet, ya tasvir-i hakikat.
te yabani edebse hamaset noktasnda hakperestlii etmez.
Belki zalim nev-i beerin gaddarlklarn alklamakla
kuvvetperestlik hissini telkin eder. Hsn ve ak noktasnda, ak- hakik
bilmez.
ehvet-engiz bir zevki nefislere de zerkeder. Tasvir-i hakikat
maddesinde, kinata san'at- lah suretinde bakmaz,
Bir sbga-i Rahman suretinde gremez. Belki tabiat noktasnda
tutar, tasvir ediyor, hem ondan da kamaz.
Onun iin telkini ak- tabiat olur. Maddeperestlik hissi, kalbe de
yerletirir, ondan ucuzca kendini kurtaramaz.
Yine ondan gelen, dalaletten ne'et eden ruhun zdrabatna o
edebsizlenmi edeb (msekkin hem mnevvim); hakik fayda vermez.
Tek bir ilc bulmu, o da romanlarym. Kitab gibi bir hayy-
meyyit, sinema gibi bir mteharrik emvat! Meyyit hayat veremez.
Hem tiyatro gibi tenashvari, mazi denilen geni kabrin
hortlaklar gibi u nevi romanlaryla hi de utanmaz.
Beerin azna yalanc bir dil koymu, hem insann yzne fsk
bir gz takm, dnyaya bir lfte fistann giydirmi, hsn- mcerred
tanmaz.




---sh:(S:737) -------------
Gnei gsterirse, sar sal gzel bir aktrisi karie ihtar eder.
Zahiren der: "Sefahet fenadr, insanlara yakmaz."
Netice-i muzrray gsterir. Halbuki sefahete yle mevvikane
bir tasviri yapar ki, az suyu aktr, akl hkim kalamaz.
tihay kabartr, hevesi tehyic eder, his daha sz dinlemez.
Kur'andaki edebse hevay kartrmaz.
Hakperestlik hissi, hsn- mcerred ak, cemalperestlik zevki,
hakikatperestlik evki verir; hem de aldatmaz.
Kinata tabiat cihetinde bakmyor; belki bir san'at- lah, bir
sbga-i Rahman noktasnda bahseder, akllar artmaz.
Marifet-i Sani'in nurunu telkin eder. Hereyde yetini gsterir.
Her ikisi rikkatli birer hzn de veriyor, fakat birbirine benzemez.
Avrupazade edebse fakd-l ahbabdan, sahibsizlikten ne'et eden
gaml bir hzn veriyor, ulv hzn veremez.
Zira sar tabiat, hem de bir kr kuvvetten mlhemane ald bir
hiss-i hzn- gamdar. lemi bir vahetzar tanr, baka eit gstermez.
O surette gsterir, hem de mahzunu tutar, sahibsiz de olarak
yabaniler iinde koyar, hibir mid brakmaz.
Kendine verdii u hiss heyecanla git gide ilhada kadar gider,
ta'tile kadar yol verir, dnmesi mkil olur, belki daha dnemez.
Kur'ann edebi ise: yle bir hzn verir ki, kane hzndr,
yetimane deildir. Firak-ul ahbabdan gelir, fakd-l ahbabdan gelmez.
Kinatta nazar, kr tabiat yerine uurlu, hem rahmetli bir san'at-
lah onun medar- bahsi, tabiattan bahsetmez.
Kr kuvvetin yerine inayetli, hikmetli bir kudret-i lah ona
medar- beyan. Onun iin kinat, vahetzar suret giymez.
Belki muhatab- mahzunun nazarnda oluyor bir cem'iyet-i ahbab.
Her tarafta tecavb, her canibde tahabbb; ona sknt vermez.
Her kede istinas, o cem'iyet iinde mahzunu vaz'ediyor bir
hzn- mtakane, bir hiss-i ulv verir, gaml bir hzn vermez.
kisi birer evki de verir: O yabani edebin verdii bir evk ile
nefis der heyecana, heves olur mnbasit; ruha ferah veremez.
Kur'ann evki ise: Ruh der heyecana, evk-i mal verir. te bu
srra binaen, eriat- Ahmediye (A.S.M) lehviyat istemez.





---sh:(S:738) -------------
Baz lt- lehvi tahrim edip, bir ksm hell diye izin verip..
Demek hzn- Kur'an veya evk-i Tenzil veren let, zarar vermez.
Eer hzn- yetim veya evk-i nefsan verse, let haramdr.
Deiir ehasa gre, herkes birbirine benzemez.
* * *
Dallar Semerat Rahmet Namna Takdim Ediyor
ecere-i hilkatn dallar her tarafta semerat- niam zruhun
ellerine zahiren uzatyor.
Hakikatte bir yed-i rahmet, bir dest-i kudrettir ki, o semerat, o
dallar iinde sizlere uzatyor.
O yed-i rahmeti, siz de kr ile pnz. O dest-i kudreti de
minnetle takdis ediniz...
* * *
Fatihann hirinde aret Olunan Yolun Beyan
Ey birader-i pr emel! Hayalini ele al, benimle beraber gel. te
bir zemindeyiz, etrafna bakarz; kimse de grmez bizi.
adr direkleri hkmnde yksek dalar stnde karanlkl bir
bulut tabakas atlm, hem o dahi kaplatm zeminimizin yz.
Mncemid bir sakf olmu, fakat alt yz akm, o yz gne
grrm. te bulut altndayz, skyor zulmet bizi.
Sknt da bouyor; havaszlk ldrr. imdi bize yol var: Bir
lem-i ziyadar, bir kerre seyrettimdi bu zemin-i mecaz.
Evet bir kerre buraya da gelmiim, nde ayr ayr gitmiim.
Birinci yolu budur: Ekseri burdan gider; o da devr-i lemdir, seyahata
eker bizi.
te biz de yoldayz, byle yayan gideriz. Bak u sahrann kum
deryalarna, nasl hiddet sayor, tehdid ediyor bizi!
Bak u deryann davari emvacna! O da bize kzyor. te
Elhamdlillah teki yze ktk; grrz gne yz.
Fakat ektiimiz zahmeti ancak da biz biliriz. Of! tekrar buraya
dndk u zemin-i vahetzr, bulut dam zulmettar. Bize lzm:
Revnakdar eder kalbdeki gz
Bir lem-i ziyadar. Fevkalde eer bir cesaretin var; gireriz de
beraber, bu yol-u pr-hatarkr. kinci yolumuzu:
Tabiat- arz deleriz, o tarafa geeriz. Ya ftr bir tnelden
titreyerek gideriz. Bir vakitte bu yolda seyrettim de getim b-nz ve pr-
niyaz.


---sh:(S:739) -------------
Fakat o zaman tabiatn zemini eritecek, yrtacak bir madde var idi
elimde. nc yolun o delil-i mu'cizi
Kur'an onu bana vermiti. Kardeim, arkam da brakma, hi de
korkma! Bak h urada tnelvari maaralar, tahtel'arz akntlar beklerler
ikimizi.
Bizi geirecekler. Tabiat da u mdhi cmudiyeleri de seni hi
korkutmasn. Zira bu abus ehresi altnda merhametli sahibinin
tebessml yz.
Radyumvari o madde-i Kur'an yla sezmitim. te, gzne
aydn! Ziyadar leme ktk, bak u zemin-i pr-nz
Bu feza-y latif, irin. Yahu ban kaldr! Bak semavata ser
ekmi, bulutlar da yrtm, aada brakm. Davet ediyor bizi.
u ecere-i tb, meer o Kur'an imi. Dallar her tarafa uzanm.
Tedelli eden bu dala biz de aslmalyz, oraya alsn bizi.
O ecere-i semav; bir timsali zeminde olmu er'-i enveri. Demek
zahmet ekmeden o yol ile kardk bu lem-i ziyaya, skmadan zahmet
bizi.
Madem yanl etmiiz; eski yere dneriz, doru yolu buluruz.
Bak, nc yolumuz; u dalar stnde durmu olan ehbazi
Hem de btn cihana okuyor bir ezan. Bak mezzin-i a'zama,
Muhammed-l Him (A.S.M.) davet eder insan lem-i nur-u envere.
lzam eder niyaz ile namaz.
Bulutlar da yrtm, bak bu hda dalarna. Semavata ser ekmi,
bak eriat cibaline. Nasl mzeyyen etmi zeminimizin yz gz.
te kmalyz buradan himmet tayyaresiyle. Ziya, nesim orada,
nur u cemal orada. te buradadr Uhud-u Tevhid, o cebel-i azizi.
te uradadr Cdi-i slmiyet, o cebel-i selmet. te Cebel-l
Kamer olan Kur'an- Ezher, zll-i Nil akyor o muhteem menba'dan.
o b- lezizi!..
..!.-!.- :...
..!.-!..!..-!.......-.
Ey arkada! imdi hayali batan kar, akl kafaya geir! Evvelki
iki yolun madub ve dlln yolu; hatarlar pek oktur, ktr daim gz
yaz...
Yzde biri kurtulur; Eflatun, Sokrat gibi. nc yol; sehildir,
hem karib-i mstakimdir. Zaf, kav msavi. Herkes o yoldan

---sh:(S:740) -------------
gider. En rahat budur ki: ehid olmak ya gazi.
te neticeye gireriz. Evet deha-y fenn: Evvelki iki yoldur ona
meslek ve mezheb. Fakat hda-y Kur'an: nc yoldur, onun srat-
mstakimi sal eder o bizi.
..-...!..,.....!...!... ,..!
...!..!..,.......-.!...,....

* * *
Hakik Btn Elem Dalalette, Btn Lezzet mandadr
Hayal Libasn Giymi Muazzam Bir Hakikat
Ey yolda- hdar! Srat- mstakimin o meslek-i nuran, madub
ve dllnin o tark- zulman, tam farklarn grmek eer istersen ey aziz,
Gel vehmini ele al, hayal stne de bin, imdi seninle gideriz
zulmat- ademe. O mezar- ekberi, o ehr-i pr-emvat bir ziyaret ederiz.
Bir Kadr-i Ezel, kendi dest-i kudretle bu zulmat kt'adan bizi
tuttu kard, bu vcuda bindirdi, gnderdi u dnyaya; u ehr-i b-
lezaiz.
te imdi biz geldik u lem-i vcuda, o sahra-y hile. Gzmz
de ald, e cihette biz baktk; evvel isttafkrane nmze bakarz.
Lkin beliyyeler, elemler nmzde dmanlar gibi tehacm eder.
Ondan korktuk, ekindik. Saa sola, anasr- tabyia bakarz, ondan
meded bekleriz.
Lkin biz gryoruz ki, onlarn kalbleri kasiyye, merhametsiz.
Dilerini bilerler, hiddetli de bakarlar; ne naz dinler, ne niyaz!
Muztar adamlar gibi me'yusane nazar yukarya kaldrdk. Hem
istimdadkrane ecram- ulviyeye bakarz; pek dehetli tehdidkr da
grrz.
Gya birer glle bomba olmular, yuvalardan kmlar, hem
etraf- fezada pek sr'atli geerler, her naslsa ki onlar birbirine
dokunmaz.
Ger birisi yolunu kazara bir artsa, el'iyaz billah, u lem-i
ehadet d de patlayacak. Tesadfe baldr; bundan dahi hayr gelmez.






---sh:(S:741) -------------
Me'yusane nazar o cihetten evirdik, elm hayrete dtk.
Bamz da eildi, sinemizde saklandk, nefsimize bakarz. Mtalaa
ederiz.
te iitiyoruz: Zavall nefsimizden binlerle hacetlerin sayhalar
geliyor. Binlerle fkatlerin ennleri kyor. Teselliyi beklerken tevahhu
ediyoruz.
Ondan da hayr gelmedi. Pek ilticakrane vicdanmza girdik;
iine bakyoruz, bir areyi bekleriz. Eyvah! Yine bulmayz; biz meded
vermeliyiz.
Zira onda grnr binlerle emelleri, galeyanl arzular, heyecanl
hissiyat, kinata uzanm. Herbirinden titreriz, hi yardm edemeyiz.
O ml skmlar vcud-adem iinde; bir taraf ezele, bir taraf
ebede uzanp gidiyorlar. yle vs'atlar var; ger dnyay yutarsa o vicdan
da tok olmaz.
te bu elm yolda nereye bir ba vurduk, onda bir bela bulduk.
Zira madub ve dlln yollar byle olur. Tesadf ve dalalet, o yolda
nazar-endaz.
O nazar biz taktk, bu hale byle dtk. imdi dahi halimiz ki
mebde' ve medi, hem Sni' ve hem hari muvakkat unutmuuz.
Cehennem'den beterdir, ondan daha muhriktir, ruhumuzu eziyor.
Zira o e cihetten ki onlara ba vurduk. yle halet almz.
Ki yaplm o halet, hem havf ile dehetten, hem acz ile ra'etten,
hem kalk ve vahetten, hem ytm ve hem yeisten mrekkeb vicdan-sz.
imdi her cihete mukabil bir cepheyi alrz, def'ine alrz.
Evvel, kudretimize mracaat ederiz, vesef grrz.
Ki cize zafe. Sniyen: Nefiste olan hacatn susmasna tevecch
ediyoruz. Vesef durmayp barrlar grrz.
Slisen: stimdadkrane, bir halaskr iin barr, arrz, ne
kimse iitiyor, ne cevab veriyor. Biz de zannediyoruz:
Herbir ey bize dman, herbir ey bizden garib. Hibirey
kalbimize bir teselli vermiyor; hi emniyet bahetmez, hakik zevki
vermez.
Rbian: Biz ecram- ulviyeye baktka, onlar nazara verir bir havf
ile deheti. Hem vicdann mz'ici bir tevahhu geliyor: Akl-sz, evham-
sz!
te ey birader! Bu dalaletin yolu, mahiyeti yledir. Kfrdeki
zulmeti, bu yolda tamam grdk. imdi de gel kardeim, o ademe
dneriz.


---sh:(S:742) -------------
Tekrar yine geliriz. Bu kerre tarkmz srat- mstakimdir, hem
imann yoludur. Delil ve imammz, inayet ve Kur'andr, ehbaz- edvar-
pervaz.
te Sultan- Ezel'in rahmet ve inayeti, vakta bizi istedi, kudret
bizi kard, ltfen bizi bindirdi kanun-u meiete: Etvar stnde perdaz.
imdi bizi getirdi, efkat ile giydirdi u hil'at- vcudu, emanet
rtbesini bize tevcih eyledi. Nian niyaz ve namaz.
u edvar ve etvarn, bu uzun yolumuzda birer menzil-i nazdr.
Yolumuzda teshilt iindir ki, kaderden bir emirname vermi, sahifede
cephemiz.
Her nereye geliriz, herhangi taifeye misafir oluyoruz, pek
uhuvvetkrane istikbal gryoruz. Malmzdan veririz, mallarndan alrz.
Ticaret muhabbeti, onlar bizi beslerler, hediyelerle sslerler, hem
de teyi' ederler. Gele gele ite geldik, dnya kapsndayz iitiyoruz
vz.
Bak girdik u zemine; ayamz bastk ehadet lemine: ehr-
yne-i Rahman, grlthane-i insan. Hibir ey bilmeyiz, delil ve
imammz meet-i Rahman'dr. Vekil-i delilimiz, nzenin gzlerimiz.
Gzlerimizi atk, dnya iine saldk. Hatrna gelir mi evvelki geliimiz?
Garib, yetim olmutuk; dmanlarmz oktu, bilmezdik
hmimizi. imdi nur-u iman ile o dmanlara kar bir rkn- metnimiz
stinad noktamz, hem himayetkrmz def'eder dmanlar. O
iman- billahtr ki ziya-i ruhumuz, hem nur-u hayatmz, hem de ruh-u
ruhumuz.
te kalbimiz rahat, dmanlar aldrmaz, belki dman tanmaz.
Evvelki yolumuzda, vakta vicdana girdik; iittik ondan binlerle feryad u
fzar ve vz.
Ondan belaya dtk. Zira ml, arzular, istidad ve hissiyat; daim
ebedi ister. Onun yolunu bilmezdik, bizden yol bilmemezlik, onda fizar
ve niyaz.
Fakat elhamdlillah, imdi geliimizde bulduk nokta-i istimdad,
ki daim hayat verir o istidad, mle; t ebed-l-bda onlar eder pervaz.
Onlara yol gsterir, o noktadan istidad hem istimdad ediyor, hem
b- hayat ier, hem kemaline kouyor; o nokta-i istimdad, o evk-engiz
remz nz.





---sh:(S:743) -------------
kinci kutb-u iman ki: Tasdik-i hairdir, saadet-i ebed; o sadefin
cevheri iman, brhan Kur'an. Vicdan, insan bir rz.
imdi ban kaldr, u kinata bir bak, onun ile bir konu. Evvelki
yolumuzda pek mdhi grnrd. imdi de mtebessim her tarafa
glyor, nzennane niyaz ve vz.
Grmez misin: Gzmz ar-misal olmutur; her tarafa uuyor.
Kinat bostandr, her tarafta iekler, her iek de veriyor ona bir b-
lezz.
Hem nsiyet, teselli, tahabbb veriyor. O da alr getirir; ehd-i
ehadet yapar. Balda bir bal aktr, o esrar-engiz ehbaz.
Harekt- ecrama, ya ncum, ya musa nazarmz konduka,
ellerine verirler Hlkn hikmetini. Hem mye-i ibreti, hem cilve-i
rahmeti alr ediyor pervaz.
Gya u Gne bizlerle konuuyor: Der: "Ey kardelerimiz!
Tevahhula sklmaynz, ehlen sehlen merhaba, ho terif ettiniz. Menzil
sizin; ben bir mumdar- ehnaz.
Ben de sizin gibiyim; fakat sfi isyansz, mut bir hizmetkrm. O
Zt- Ehad-i Samed ki mahz- rahmetiyle hizmetinize beni msahhar-
prnur etmi. Benden hararet, ziya; sizden namaz ve niyaz."
Yahu, bakn Kamer'e! Yldzlarla denizler herbiri de kendine
mahsus birer lisanla: "Ehlen sehlen merhaba!" derler. "Ho geldiniz, bizi
tanmaz msnz?"
Srr- teavnle bak, remz-i nizamla dinle. Herbirisi sylyor: "Biz
de birer hizmetkr, rahmet-i Zlcelal'in birer yinedaryz; hi de
zlmeyiniz, bizden sklmaynz."
Zelzele na'ralar, hdisat sayhalar sizi hi korkutmasn, vesvese
de vermesin. Zira onlar iinde bir zemzeme-i ezkr, bir demdeme-i
tesbih, velvele-i nz u niyaz.
Sizi bize gnderen o Zt- Zlcelal, ellerinde tutmutur bunlarn
dizginlerini. man gz okuyor yzlerinde yet-i rahmet, herbiri birer
vz.
Ey m'min-i kalbi hyr! imdi gzlerimiz bir para
dinlensinler, onlarn bedeline hassas kulamz imann mbarek eline
teslim ederiz, dnyaya gndeririz. Dinlesin leziz bir sz.
Evvelki yolumuzda bir matem-i umum, hem vaveyl-y mevt
zannolunan o sesler, imdi yolumuzda birer nevaz u namaz, birer vz u
niyaz, birer tesbihe z.
Dinle, havadaki demdeme, kulardaki civcive, yamurdaki
zemzeme, denizdeki gamgama, raadlardaki rakraka, talardaki tktka
birer manidar nevaz...
---sh:(S:744) -------------
Terennmat- hava, naarat- ra'diye, naamat- emvac, birer zikr-i
azamet. Yamurun hezecat, kularn secet birer tesbih-i rahmet,
hakikata bir mecaz.
Eyada olan asvat, birer savt- vcuddur: Ben de varm derler. O
kinat- skit, birden sze balyor: "Bizi camid zannetme, ey insan-
boboaz!."
Tuyurlar sylettirir ya bir lezzet-i nimet, ya bir nzul- rahmet.
Ayr ayr seslerle, kk zlaryla rahmeti alklarlar, nimet stnde
iner, kr ile eder pervaz.
Remzen onlar derler: "Ey kinat kardeler! Ne gzeldir hlimiz:
efkatle perverdeyiz, Hlimizden memnunuz. Sivri dimdikleriyle fezaya
sayorlar birer vz- pr-nz.
Gya btn kinat ulv bir musikdir, man nuru iitir ezkr ve
tesbihleri. Zira hikmet reddeder tesadf vcudunu, nizam ise tardeder
ittifak- evham-sz.
Ey yolda! imdi u lem-i misalden karz, hayal vehimden
ineriz, akl meydannda dururuz, mizana ekeriz, ederiz yollar ber-
endaz.
Evvelki elm yolumuz madub ve dlln yolu, o yol verir vicdana,
t en derin yerine hem bir hiss-i elmi, hem bir edid elemi. uur onu
gsterir. uura zd olmuuz.
Hem kurtulmak iin de muztar ve hem muhtacz; ya o teskin
edilsin, ya ihsas da olmasn; yoksa dayanamayz, feryad u fzar
dinlenmez.
Hd ise ifadr; heva, ibtal-i histir. Bu da teselli ister, bu da
tegafl ister, bu da megale ister, bu da elence ister. Hevesat- sihirbaz.
T vicdan aldatsn, ruhu tenvim edilsin, t elem hissolmasn.
Yoksa o elem-i elm, vicdan ihrak eder; fzara dayanlmaz, elem-i ye's
ekilmez.
Demek srat- mstakimden ne kadar uzak dse, o derece
nisbeten u halet tesir eder, vicdan barttrr. Her lezzetin iinde elemi
var, birer iz.
Demek heves, heva, elence, sefahetten memzuc olan aaa-i
meden, bu dalaletten gelen u mdhi skntya bir yalanc merhem,
uyutucu zehir-baz.
Ey aziz arkadam! kinci yolumuzda, o nuran tarkte bir haleti
hissettik; o haletle oluyor hayat, maden-i lezzet. lm, olur lezaiz.
Onunla bunu bildik ki mtefavit derecede, kuvvet-i iman
nisbetinde

---sh:(S:745) -------------
ruha bir halet verir. Cesed ruhla mltezdir, ruh vicdanla mtelezziz.
Bir saadet-i cile, vicdanda mnderitir; bir firdevs-i manev,
kalbinde mndemitir. Dnmekse demektir; uur ise, iar- rz.
imdi ne kadar kalb ikaz edilirse, vicdan tahrik edilse, ruha ihsas
verilse; lezzet ziyade olur, hem de dner atei nur, itas yaz.
Vicdanda firdevslerin kaplar alr, dnya olur bir cennet. inde
ruhlarmz, eder pervaz u perdaz, olur ehbaz u ehnaz, yelpez namaz u
niyaz.
Ey aziz yoldam! imdi Allah'a smarladk. Gel, beraber bir dua
ederiz, sonra da bulumak zere ayrlrz...
..,.....!...!... ,..!
* * *



























---sh:(S:746) -------------
Anglikan Kilisesine Cevab
Bir zaman b-aman slmn dman, siyas bir dessas, yksekte
kendini gstermek isteyen vesvas bir papaz, desise niyetiyle hem inkr
suretinde,
Hem de boazmz penesiyle skt bir zaman- elmde pek
ematetkrane bir istifham ile drt ey sordu bizden.
Altyz kelime istedi. ematetine kar: Yzne "tuh!" demek.
Desisesine kar: Ksmekle skt etmek, inkrna kar da:
Tokmak gibi bir cevab- mskit vermek lzmd. Onu muhatab
etmem. Bir hak-perest adama byle cevabmz var. O dedi birincide:
"Muhammed (Aleyhissalt Vesselm) dini nedir?" Dedim: te
Kur'andr. Erkn- sitte-i iman, erkn- hamse-i slm, esas maksad-
Kur'an. Der ikincisinde:
"Fikir ve hayata ne vermi?" Dedim: "Fikre tevhid, hayata
istikamet. Buna dair ahidim: .- .. .....,....
Der ncsnde: "Mezahim-i hazra nasl tedavi eder?" Derim:
"Hurmet-i riba, hem vcub-u zekatla. Buna dair ahidim: ..!
-.. da.
...!......!.... ..!..-....! .-.
Der drdncsnde: "htilal-i beere ne nazarla bakyor?" Derim:
Sa'y, asl esastr. Servet-i insaniye, zalimlerde toplanmaz, saklanmaz
ellerinde.
Buna dair ahidim:
-.......!.!
............!...!...:...!.
,.!..-,.:.....
* * *
Yz mallah bu cevaba.





---sh:(S:747) -------------


KONFERANS






Terin-i sn 1950'de Ankara niversitesi'nde profesr ve meb'uslarmz
ve Pakistanl misafirlerimiz ve muhtelif faklte talebelerinin huzurunda, Faklte
Mescidinde gece yarsna kadar devam eden bir mecliste verilen ve byk bir
alka ve ehemmiyetle dinlenmi olan bir konferanstr.



























---sh:(S:748) -------------

....!...!...!.-!..!..-!
.-..-.!.....-......
man Ve slmiyet b- Hayatna Susam Kymetli
Kardelerim!
Evvel: tiraf edeyim ki, bu konferansn verildii krsde
bulunmu olmak itibariyle sizlerden farkm yoktur. Sizin bir
kardeinizim. Hem bu konferans, benim ok muhta olduum gayet nfi'
bir dersimdir. Muhatab, kendimdir. Dersimi mzakere nev'inden, siz
mbarek kardelerime okuyacam. Kusurlar bendendir. Kemal ve
gzellikler, istifade ettiim Risale-i Nur eserlerine aittir. Bir mani
bamza gelmezse, haftada bir defa olarak devam edeceimiz din
konferanslardan, bugn birincisi imana dairdir. nki Bedizzaman Said
Nurs'nin Birinci Millet Meclisinde beyan ettii gibi, "Kinatta en yksek
hakikat imandr, imandan sonra namazdr." Bunun iin biz de
konferansmzn Kur'an, man, Peygamberimiz Resul-i Ekrem
(Aleyhissalt Vesselm) Efendimiz hakknda olmasn mnasib grdk.
kincisi de inallah namaz ve ibadete ait olacaktr.
Bu mevzular bize ders verecek bir eser aradk. Nihayet bu hayat
ve ebed ihtiyacmz, asrmzn fehmine uygun ve ikna edici bir tarzda
ders veren ve yarm asra yakndr, byk bir itimad ve emniyete mazhar
olmakla en muteber din bir eser olan "Risale-i Nur"u intihab ettik.
imdi, ilk konferansmzn niin iman mevzuunda olduunu izah ile, bu
eser ve mellifi hakknda gayet ksa olarak malmat vereceiz. yle ki:











---sh:(S:749) -------------
Bu asrda din ve slmiyet dmanlar, evvel imann esaslarn
zayflatmak ve ykmak plnn, proramlarnn birinci maddesine
koymulardr. Hususan bu yirmibe sene iinde, tarihte grlmemi bir
halde mnafkane ve eit eit maskeler altnda imann erknna yaplan
s'-i kasdlar pek dehetli olmutur, ok ykc ekiller tatbik edilmitir.
Halbuki: mann rknlerinden birisinde hasl olacak bir bhe
veya inkr, dinin teferruatnda yaplan lkaydlktan pek ok defa daha
felketli ve zararldr. Bunun iindir ki; imdi en mhim i, taklid iman
tahkik imana evirerek iman kuvvetlendirmektir, iman takviye
etmektir, iman kurtarmaktr. Hereyden ziyade imann esasatyla megul
olmak kat' bir zaruret ve mbrem bir ihtiya, hatt mecburiyet haline
gelmitir. Bu, Trkiye'de byle olduu gibi; umum slm dnyasnda da
byledir.
Evet, temelleri ypratlm bir binann odalarn tamir ve tezyine
almak, o binann yklmamas iin ne derece bir faide temin edebilir?
Kklerinin rtlmesine abalanan bir aacn kurumamas iin, dal ve
yapraklarn illayarak tedbir almaya almak, o aacn hayatna bir
faide verebilir mi?..
nsan, saray gibi bir binadr; temelleri, erkn- imaniyedir. nsan,
bir eceredir; kk esasat- imaniyedir. mann rknlerinden en
mhimmi, man- Billah'tr; Allah'a imandr. Sonra Nbvvet ve
Hair'dir. Bunun iin, bir insann en bata elde etmeye alt ilim; iman
ilmidir. limlerin esas, ilimlerin ah ve padiah; iman ilmidir.
man, yalnz icmal bir tasdikten ibaret deildir. mann ok
mertebeleri vardr. Taklid bir iman, hususan bu zamandaki dalalet,
sapknlk frtnalar karsnda abuk sner. Tahkik iman ise sarslmaz,
snmez bir kuvvettir. Tahkik iman elde eden bir kimsenin, iman ve
slmiyeti dehetli dinsizlik kasrgalarna da maruz kalsa, o kasrgalar bu
iman kuvveti karsnda tesirsiz kalmaya mahkmdur. Tahkik iman
kazanan bir kimseyi, en dinsiz feylesoflar dahi, bir vesvese veya bheye
drtemez.
te bu hakikatlara binaen, biz de tahkik iman ders vererek,
iman kuvvetlendirip insan ebed saadet ve selmete gtrecek Kur'an ve
iman hakikatlarn cmi' bir eseri, sebat ve devam ve dikkatle okumay
kat'iyyetle lzm ve elzem grdk. Aksi takdirde, bu zamanda dnyev ve
uhrev dehetli musibetler iine dmek, bhe gtrmez bir hakikat



---sh:(S:750) -------------
halindedir. Bunun iin yegne kurtulu aremiz, Kur'an- Hakm'in iman
yetlerini ve bu asra bakan yet-i kerimelerini tefsir eden yksek bir
Kur'an tefsirine sarlmaktr.
imdi, "Byle bir eser, bu asrda var mdr?" diye bir sualin
iinizde hasl olduu; nuran bir heyecan ifade eden smalarnzdan
anlalmaktadr.
Evet, bu eit ihtiyacmz tam karlayacak olan bir eseri bulmak
iin ok dikkat ve itina ile aradk. Nihayet, hem Trk genliine, hem
umum Mslmanlara ve beeriyete Kur'an bir rehber ve bir mrid-i
ekmel olacak bir eserin Bedizzaman Said Nurs'nin Risale-i Nur eserleri
olduu kanaatna vardk. Bizimle beraber, bu hakikata Risale-i Nur'la
imann kurtaran yzbinlerle kimseler de ahiddir.
Evet, yirminci asrda kll ve umum bir rehberlik vazifesini
grecek Kur'an bir eserin mellifinin, u hususiyetleri haiz olmasn esas
ittihaz ettik. Bu hsiyetlerin de tamamyla Risale-i Nur'da ve mellifi
Bedizzaman Said Nurs'de mevcud olduunu grdk. yle ki:
Birincisi: Mellifin, yalnz Kur'an- Hakm'i kendine stad
edinmi olmas...
kincisi: Kur'an- Hakm, hakik ilimleri havi bir kitab-
mukaddestir. Ve btn asrlarda, insanlarn umum tabakalarna hitab
eden, ezel bir hutbedir. Bunun iin, Kur'an tefsir ederken, hakikatn safi
olarak ifade edilmesi ve bylece hakik bir tefsir olmas iin, mfessirin
kendi husus meslek ve merebinin tesiri altnda kalmam ve hevesi
karmam olmas lzmdr. Ve hem de Kur'ann manalarn kef ile
tezahr eden Kur'an hakikatlarnn tesbiti iin elzemdir ki: O mfessir
zt, herbir fende mtehasss geni bir fikre, ince bir nazara ve tam bir
ihlasa mlik bir allme ve hem gayet l bir deha ve nfuzlu, derin bir
itihad ve bir kuvve-i kudsiyeye sahib olsun...
ncs: Kur'an tefsirinin tam bir ihlasla te'lif edilmi olmas
ki: Mellifin, Cenab- Hakk'n rzasndan baka, hibir madd, manev
menfaat gaye edinmemesi ve bu ulv haletin mellifin hayatndaki
vukuatlarda mahede edilmi olmas...
Drdncs: Kur'ann en byk mu'cizelerinden birisi de,
genlik ve tazeliini muhafaza etmesidir. Ve o asrda inzal edilmi gibi,
her asrn ihtiyacn karlayan bir vechesi olmasdr.




---sh:(S:751) -------------
te, bu asrda meydana getirilen bir tefsirde; Kur'an- Hakm'in
asrmza bakan vechesinin kef edilip, avamdan en havassa kadar her
tabakann istifade edebilecei bir slbla izah ve isbat edilmi olmas...
Beincisi: Mfessirin, Kur'an ve iman hakikatlarn, cerh edilmez
delil ve hccetlerle isbat ederek tedris etmesi. Yani, pozitivizm
(isbatiyecilik)i bir esas ittihaz etmi olmas...
Altncs: Ders verdii Kur'an hakikatlarn; hem akl, hem kalbi,
hem ruhu ve vicdan tenvir ve tatmin ve nefsi msahhar etmesi ve eytan
dahi ilzam edecek derecede kuvvetli ve gayet belig, nafiz ve messir
olmas...
Yedincisi: Hakikatlarn derkine de mani olan benlik, gurur, ucb
ve enaniyet gibi kt hasletlerden kurtarp, tevazu ve mahviyet gibi
yksek ve gzel ahlklara sahib klmas...
Sekizincisi: Kur'an- Kerim'i tefsir eden bir allmenin Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n snnetine ittiba' etmi olmas ve ehl-i
snnet ve cemaat mezhebi zere ilmiyle mil olmas ve a'zam bir zhd
ve takva ve a'zam ihlas ve dine hizmetinde a'zam sebat, a'zam sdk ve
sadakat ve fedakrla, a'zam iktisad ve kanaata mlik olmas arttr.
Hlsa olarak; mfessirin, Kur'an risaleleriyle, risalet-i
Ahmediyenin (A.S.M) a'zam takva ve a'zam ubudiyeti ve kuvve-i
kudsiyesiyle de velayet-i Ahmediyenin lemaatna mazhar olmu hdim-i
Kur'an bir zt olmas...
Dokuzuncusu: Mfessirin, Kur'an ve er' mes'eleleri beyan
ederken, u veya bu tazyik ve ikenceyi nazara almayan, herhangi bir
tesir altnda kalarak fetva vermeyen ve lm istihkar edip, dnyaya
meydan okuyacak bir iman kuvvetiyle hakikat pervaszca syleyen
slm ecaat ve cesarete mlik olan bir mfessir olmas gerektir.
Hem i'dam plnlarnn tatbik edildii ve bir tek din risale
nerettirilmedii dehetli bir devirde, bilhassa imha edilmesi ve
sndrlmesi hedef tutulan Kur'an, er' esasat te'lif ve neretmi
olduu meydanda olmakla bir mrid-i kmil ve slm'n bu asrda hakik
bir rehber-i ekmeli ve Kur'ann muteber bir mfessir-i a'zam olmu
olmas lzmdr.
te bu zamanda, yukarda mezkr dokuz art ve hususiyetlerin,
mellif





---sh:(S:752) -------------
Said Nurs'de ve eserleri olan Nur Risalelerinde aynyla mevcud olduu,
hakik ve mtebahhir lema-i slmn icma' ve tevatr ve ittifakyla sabit
olmutur. Ve hem intibaha gelmekte olan bu millet-i slmiyece, Avrupa
ve Amerikaca malm ve musaddaktr. te arkadalar! Biz, byle bir
tefsir-i Kur'an aryor ve byle bir mfessir istiyorduk.
Kymetli kardelerim! Byle dehetli bir asrda, insann en byk
mes'elesi: man kurtarmak veya kaybetmek davasdr. Umum harbler
beere intibah vermi, dnya hayatnn fniliini ihtar etmitir. Ve bki
bir lemde, ebed bir saadet iinde yaamak hissini uyandrmtr. Elbette
byle muazzam bir davay, artc ve aldatc bir zamanda
kazanabilmek iin, bir dava vekili bulmakta (Haiye), ok dikkatli
olmamz lzmdr. Bunun iin, tedkikatmz biraz daha genileteceiz.
yle ki:
Asrmzdan evvelki, slmiyet'in lm-i Kelm dhleri ve
dinimizin hrika imamlar ve Kur'an- Hakm'in dh mfessirlerinin
vcuda getirdikleri eserler, kymet takdiri mmkn olmayacak derecede
kymettardr. O ztlar, slmiyet'in birer gneidirler. Fakat bu zaman, o
byk ztlarn yaad zaman gibi deildir.
Eski zamanda dalalet, cehaletten geliyordu. Bunun yok edilmesi
kolaydr. Bu zamanda dalalet, -Kur'an ve slmiyet'e ve imana taarruz-
fen ve felsefe ve ilimden geliyor. Bunun izalesi mkildir. Eski zamanda
ikinci ksm, binden bir bulunuyordu; bulunanlardan, ancak binden biri,
irad ile yola gelebilirdi. nki yleler hem bilmiyorlar, hem kendilerini
bilir zannediyorlar.
Hem bundan evvelki asrlarda, msbet ilimlerin, yirminci asrdaki
kadar terakki etmemi olduu malmunuzdur. u halde, bu asrda
dnyaya yaylm olan dinsizlik ve maddiyyunluu kknden
ykabilmek, hak ve hakikat yolunu gsterip, beeri srat- mstakime
kavuturmak, iman kurtarabilmek iin, ancak ve ancak Kur'an-
Hakm'in bu asra bakan vechesini kef edip, umumun mstefid
olabilecei bir ekilde tefsir edilmesi, elbette bu asrda kabil olacaktr.
te Bedizzaman Said Nurs; Kur'an- Kerim'deki bu asrn
muhta olduu hakikatlar kefedip, Nur Risalelerinde, herkesin
kabiliyeti


(Haiye): Bu zamanda, byle bir dava vekilinin, Risale-i Nur olduuna Risale-i
Nur'la imanlarn kurtaran milyonlarca kimseler ahiddir.


---sh:(S:753) -------------
nisbetinde istifade edebilecei bir tarzda tefsir ve izah etmek
muvaffakyetine mazhar olmutur. Bunun iindir ki: Risale-i Nur, emsali
grlmemi bir heserdir kanaatna varlmtr.
Ve yine Risale-i Nur'daki bu imtiyazdan dolaydr ki, bu mbarek
slm milletinden milyonlarca bahtiyar kimseler, tercihan ve ziyade bir
ihtiya duyarak, byk bir itiyak ve sevgiyle senelerce devam eden
tazyikatlar ierisinde Risale-i Nur'u okumulardr.
Hem Risale-i Nur ihtiya zamannda te'lif edildiinden; Trkiye
ve slm Dnyas geniliinde gelimi ve dnyay alkadar eden bir
imtiyaza mazhar olduunu gzlere gstermitir...
Kymetli kardelerim! Said Nurs krk sene evvel stanbul'da iken,
"Kim ne isterse sorsun" diye, hrikulde bir ilnat yapmtr. Bunun
zerine o zamann mehur lim ve allmeleri, Bedizzaman'n hcresine
kafile kafile gidip, her nevi ilimlere ve muhtelif mevzulara dair
sorduklar en mkil, en mulak sualleri, Bedizzaman duraklamadan,
doru olarak cevablandrmtr.
Byle hadd hududu tayin edilmeyen, yani "u veya bu ilimde
veya mevzuda, kim ne isterse sorsun" diye bir kayt konulmadan ilnat
yapmak ve neticede daima muvaffak olmak; beer tarihinde grlmemi
ve byle ihatal ve yksek bir ilme sahib byle bir slm dhsi, imdiye
kadar zuhur etmemitir. (Asr- Saadet mstesna.)
Hatt o zamanlarda, Msr Cmi-l Ezher niversitesi
reislerinden mehur eyh Bahid Efendi, stanbul'a bir seyahat iin
geldiinde, Krdistan'n sarp, yaln kayalar arasndan gelerek,
stanbul'da bulunan Bedizzaman Said Nurs'yi ilzam edemeyen slm
lemas, eyh Bahid'den bu gen hocann (Bedizzaman'n) ilzam
edilmesini isterler. eyh Bahid de, bu teklifi kabul ederek bir mnazara
zemini arar. Ve bir namaz vakti, Ayasofya Cmii'nden klp
"ayhane"ye oturulduunda, bunu frsat telakki eden eyh Bahid Efendi,
Bedizzaman Said Nurs'ye hitaben:
.....-!.....-....Yani: "Avrupa ve Osmanl
Devleti hakknda ne diyorsunuz? Fikriniz nedir?" eyh Bahid Efendi
hazretlerinin bu sualden maksad; Bedizzaman Said Nurs'nin, ek
olmayan bir bahr-i umman gibi ilmini ve atepare-i zeksn tecrbe
etmek




---sh:(S:754) -------------
deildi. Zaman- istikbale ait iddet-i ihatasn ve idare-i lemdeki
siyasetini anlamak fikrinde idi.
Buna kar, Bedizzaman'n verdii cevab u oldu:
...................-....
......................-.....-!
Yani: Avrupa bir slm Devletine, Osmanl Devleti de bir Avrupa
Devletine hmiledir. Bir gn gelip douracaklardr.
Bu cevaba kar, eyh Bahid Hazretleri: "Bu genle mnazara
edilmez, ben de ayn kanaatta idim. Fakat bu kadar veciz ve beligane bir
tarzda ifade etmek, ancak Bedizzaman'a hastr." demitir. Nitekim
Bedizzaman'n dedii gibi, ihbaratn iki kutbu da tahakkuk etmi. Bir iki
sene sonra Merutiyet devrinde, eair-i slmiyeye muhalif ok dt-
ecnebiyeyi ahzetmek ve gittike Trkiye'de yerletirmekle; ve imdi
Avrupa'da Kur'an'a ve slmiyet'e kar gsterilen hsn- alka ve
bilhassa bahtiyar Alman Milletinde fev fev slmiyeti kabul etmek gibi
hdiseler; o ihbar tamamyla tasdik etmilerdir.
te byk lema-i slm ve meayih-i kiram ok tecrbe ve
imtihanlarla yle bir kanaata varmlardr ki: Bedizzaman ne sylerse
hakikattr. Bedizzaman'n eserleri, snuhat- kalbiye olup, cumhur-u
lemann tasdik ve takdirine mazhardr.
Ehl-i ilim, ehl-i tasavvuf ve ehl-i mekteb ve fen, Bedizzaman'n
eserlerinden sadece istifaza ve istifade ederler. Evet, aylk bir tahsili
bulunan ve krk seneden beri Kur'an- Kerim'den baka bir kitabla itigal
etmeyen, yzotuzu Trke, onbei Araba olan eserlerini te'lif ederken
hibir kitaba mracaat etmedii, henz hayatta olan ktibleri tarafndan
ehadet edilen.. esasen ktbhanesi de bulunmayan, yarm mmi bir zt,
yle misilsiz bir ilnatla, ulm-u cedide de dhil mtenevvi' ilimlerde,
yksek limler ve byk mridlerle, gen yanda yapt mnazaralarn
hepsinde muvaffak olduu meydanda bulunan, ittifakl olan mes'eleleri
tasdik ve ihtilafl olanlar tashih eden, kendisi iin "Bedizzaman'n
cevab veremeyecei bir sual yoktur" diye allmeler tarafndan tasdik
edilen; ve Avrupa'nn bir ksm idraksiz ve garazkr feylesoflarnn,
mteabih yet-i kerime ve hads-i eriflere yapt taarruzlarn,




---sh:(S:755) -------------
o yet ve hadslerin birer mu'cize olduunu eserleriyle isbat ederek
itirazlarn kknden ykan ve bylece evhama drlen baz ehl-i ilmi
de kurtarp, slmiyet'e olan hcumlar akm brakan Said Nurs gibi bir
mellifin, elbette dh bir mfessir-i Kur'an ve onun ilminin vehb ve vasi
olduuna, eserleri olan Nur Risalelerinin bir hayat boyunca okumaya
lyk hrika bir aheser olduuna bhe edilemez.
Mteyakkz kardelerim! Hem bizim, hem slm dnyasnn ebed
hayatnn necatn, kurtulmasn temin edecek ve bizi tenvir ve irad
ederek dalaletten muhafaza edecek bir eser intihab etmekte, bu kadar
dikkatli olmamz ok lzumludur. nki bu zamanda, trl trl
aldatmalarla, perde arkasnda slm genliini yoldan karmaya
alyorlar.
Bir eser okunaca veya bir sz dinlenecei zaman, evvel
........!...!...yani: Kim sylemi?
Kime sylemi? Ne iin sylemi? Ne makamda sylemi? olan bir
kaide-i esasiyeyi, nazar- itibara almal. Evet kelmn tabakatnn
ulviyeti, gzellii ve kuvvetinin menba, u drt eydir: Mtekellim,
muhatab, maksad ve makam. Yoksa, her ele geen kitab okunmamal, her
sylenen sze kulak vermemelidir. Mesel: Bir kumandann, bir orduya
verdii ar emriyle; bir neferin, ar sz arasnda ne kadar fark vardr?
Birincisi koca bir orduyu harekete getirir. Ayn kelm olan ikincisi, belki
bir neferi bile yrtemez.
te, bu drt esastan dolay ve hem Said Nurs'ye kar kalblerinde
byk bir sevgi tayan yz binlerle kimseler, sevgiyle stadlarnn en
kk haline dahi, byk bir ehemmiyet vererek onlar renip ittiba'
etmek, uymak arzusunu tadklarndan; buradaki bir ksm kardelerimiz,
stadmzn hayat, eserleri, meslek ve merebi hakknda malmat
verilmesini srar ile istediler.
Fakat, Bedizzaman gibi bir ztn hayat ve eserleri ve
seciyelerini tam ifade edemeyeceiz. Bu hakikat, basiretli ehl-i ilim olan
ediblerce de itiraf edilmi olduundan bu hizmet, bizim haddimizden ok
uzaktr. Hem Bedizzaman hakknda malmat almak isteyen
kardelerimize, bunun ancak ve ancak Risale-i Nur Klliyatn dikkat ve
devamla okumak suretiyle mmkn olduunu arz ederiz.




---sh:(S:756) -------------
Aziz kardelerim! Bu mbarek vatan ve milletin ve lem-i slmn
ebed saadetini ve kurtuluunu ve dolaysyla yeryznde umum sulh ve
selmeti temin edecek bir inayet ve kudrete mlik olan Risale-i Nur'un
ahs- maneviyesinde yle gayet salam kuvvetler toplanm ve imtizac
etmitir:
1 - Yksek bir kuvvet ve btn kemaltn stad olan, hakikat-
slmiye...
2 - ehamet-i imaniye. Yani tezelll etmemek, barelere
tahakkm ve tekebbr etmemek...
3 - Mslmanln insana verdii izzet ve eref, terakki ve telnin
en mhim mili olan izzet-i slmiye...
Arkadalar! u mealde bir hads-i erif var ki: "Hakik limler,
zalim hkmdarlara kar hak ve hakikat pervaszca syleyen
limlerdir." te biz, ancak byle ve mttaki bir allmenin sz ve
eserlerine itimad edebiliriz.
Asrmzda ise, hayatndaki vakalar ve eserleriyle bu hads-i erife
msadak olan Risale-i Nur meydandadr. Mellif Bedizzaman din
mcahedesi ve Kur'ana hizmetinde ve ubudiyetinde, Resul-i Ekrem
(Aleyhissalt Vesselm)n snnet-i seniyesine tam ittiba' etmi bir
mcahiddir. Resul-i Ekrem (Aleyhissalt Vesselm) Efendimiz,
dnyann en muazzam siyas hdisesi olan Bedir Muharebesinde; sahabe-
i kirama, nbet nbet cemaatla namaz kldrmtr. Yani vcib olmayan,
hususan muharebe zamannda terk edilebilen "cemaatla namaz klmak"
gibi bir hayr, dnyann en byk siyas vak'asna tercih etmitir, stn
tutmutur. Ufak bir sevab, harb cephesinin o dehetleri iinde dahi terk
etmemitir.
Bedizzaman, gnll alay kumandan olarak katld Rus
Harbinde, harb cephesinde, avc hattnda, Kur'ann bir ksmnn tefsiri
olan mehur Arab arat-l 'caz Tefsirini te'lif etmi. Ve bu eser-i azm,
lem-i slm'da en byk limlerin takdir ve tahsinine mazhar olmu ve
tam anlamaktan ciz kaldklarn ve yle bir tefsir grmediklerini itiraf
etmilerdir ki, Kur'an- Kerim'in en ince nkte ve en derin mes'elelerini
ve misilsiz i'caz ve hrikulde yksek belgat ve fesahatn izhar ve isbat
etmitir. Hatt bir harfin nktesini izhar ederken, avc ate hattnda,
dman toplar zihnini ondan evirememi, harbin dadaa ve dehetleri
mani olamamtr.



---sh:(S:757) -------------
Ezan- Muhammed'nin (A.S.M.) yasak edildii ve bid'alarn
cebren umuma yaptrld zulmatl ve dehetli bir devirde, Nur
Talebeleri, o uydurma ezan okumamlar ve byle bid'alara kar,
kendilerini kahramanca muhafaza ederek, bid'alara girmemilerdir.
man ve slmiyet'in ortadan kaldrlmaya alld ve bir limin
gizliden gizliye dahi bir tek din eser neredemedii fecaat devrinde,
Bedizzaman nefyedildii yerlerde, zalim mstebidlerin tarassudat ve
tazyikat iinde, gizliden gizliye yzotuz aded iman eser te'lif ve
neretmitir. Bununla beraber, geceleri pek az bir uykudan sonra, esaret
altnda inleyen slm Milletleri'nin necat ve salah iin dualar etmi,
dergh- lahiyeye iltica ederek yalvarmtr.
Evet Hazret-i stad, Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm
Efendimizin Snnet-i Seniyesine tam iktida etmitir.
Bedizzaman'n bu hali de, btn slm mcahidlerine ve umum
Mslmanlara bir rnektir. Yani, cihad ile ubudiyet ve takvay beraber
yapyor; birini yapp, dierini ihmal etmiyor. Cebbar ve zalim din
dmanlarnn plnyla hapishanelere sevk edilip, tecrid-i mutlakta ve
gayet souk bir odada braklmas ve iddetli souklarn ve hastalklarn
zdrablar ve titremeleri ve ihtiyarln tkatszlklar iinde bulunmas
dahi, te'lifata noksanlk vermemitir.
Sddk- Ekber (Radyallah Anh) demitir ki: "Cehennem'de
vcudum o kadar bysn ki, ehl-i imana yer kalmasn." Bedizzaman,
bu gayet ulv seciyenin bir lem'acna mazhar olmak iin, "Birka
adamn imann kurtarmak iin Cehennem'e girmeye hazrm" diye
fedakrln ahikasna ykselmi ve byle olduu, Kur'an ve
slmiyet'in fedai ve muhlis bir hdimi olduu, seksen senelik hayatnn
ehadetiyle sabit olmutur.
Kur'an ve iman hizmeti iin Bedizzaman'n haysiyetini, erefini,
ruhunu, nefsini, hayatn feda ettii; maruz kald o kadar edid zulm
ve ikencelere ve giriftar edildii ok musibet ve belalara kar gsterdii
son derece sabr, tahamml ve itidal, birer ahid-i sadk hkmndedirler.
Bedizzaman Kur'an, iman, slmiyet hizmeti iin, dnyev
rahatlklarn feda etmi, dnyev ahs servetler edinmemi, zhd ve
takva ve riyazet, iktisad ve kanaatla mr geirerek, dnya ile alkasn
kesmitir.





---sh:(S:758) -------------
Bu cmleden olarak, Mslmanlarn refah ve saadeti iin, btn
mr dakikalarn srf iman hizmetine vakf ve hasretmek ve ihlasa tam
muvaffak olmak iin, kendini dnyadan tecrid ederek mcerred kalmtr.
Evet, Bedizzaman iman ve slmiyet hizmeti iin, her eyden bu derece
fedakrlk yapan, fakat btn bunlarla beraber; ubudiyet, zhd ve takvada
da bir istisna tekil eden tarih bir slm fedaisi ve Kur'an- Hakm'in
muhlis bir hdimi payesine ykselmitir.
Bedizzaman'n, Risale-i Nur davasnda yle bir itminan, yle bir
sdk ve sadakat, yle bir sebat ve metaneti, yle bir ihlas vardr ki: Din
dmanlarnn o kadar iddetli zulm ve istibdadlar, o kadar hcum ve
tazyikatlar ve bunlarla beraber madd yokluklar iinde bulunmas,
davasndan vazgeirememi ve kk bir tereddd dahi ika' edememitir.
Said Nurs, Eski Said tabir ettii genliinde felsefede ok ileri
gitmitir. Garbn Sokrat', Eflatun'u, Aristo'su gibi hakikatl feylesoflar
ve arkn bn-i Sina, bn-i Rd, Farab gibi dh hkemalarndan felsefe
ve hikmette Kur'an- Hakm'in feyziyle ok ileri gemi ve Kur'andan
baka halskr ve hakik rehber olmadn dava etmi ve Risale-i Nur
eserlerinde isbat etmitir. Bu hakikatlarda bhesi olan olursa, stad
hirete terif etmeden bizzt bhesini izale edebilir.
Said Nurs, Kur'an ve imana hizmet mesleini ihtiyar edip, hibir
madd ve manev menfaat, salahat ve velilik gibi manev makamlar
maksad ve gaye etmeden, srf Cenab- Hakk'n rzas iin hizmet
yapmtr. Basiretli ehl-i ilim tarafndan btn Mslmanlarca "Zuhuru
beklenen siyas ve din bir halskrdr" gibi ahsna verilen yksek
mertebeyi, Bedizzaman hiddetle reddetmi, kendisinin ancak Kur'ann
bir hizmetkr ve Risale-i Nur Talebelerinin bir ders arkada olduuna
inanm ve beyan etmitir.
Mill Mdafaa Vekaletinde yirmibe sene hizmet grm
muhterem lim bir ztn, imdi aramzda bulunan bir ksm
arkadalarmzla, evvelki gn ziyaretine gittiimiz vakit, Bedizzaman
Hazretleri hakknda demiti ki: "Bedizzaman'n nasl bir zt olduunu
anlayabilmek iin, Risale-i Nur Klliyatn dikkatle, sebatla okumak
kfidir. Size bir misal olarak, yalnz dnyev iktidar bakmndan derim
ki: Bedizzaman, Risale-i Nur'un ahs- maneviyesiyle yalnz bir devleti
deil, dnya yzndeki milletlerin idaresi ona verilse, onlar selmet ve
saadet iinde idare edecek bir iktidar ve inayete mliktir." Evet,
Bedizzaman


---sh:(S:759) -------------
ndire-i hilkattir. Fakat yirmibe senedir hem kendini, hem talebelerini
siyasetten men'etmitir; dnyev ilerle megul deildir.
Bedizzaman'n Risale-i Nur'u te'lif ettii zamanlarda ve hizmet-i
Kur'aniye'de istihdam edildii anlarda; zeks, fetaneti, akl, mantk,
zihni, hayali, hfzas, teemml, feraseti, sezi ve kavray, sr'at-i
intikali ve ruh, kalb, vicdan hasseleri, duygular ve manev letaifinin
emsalsiz bir tarzda olmas, istihdam edildiine aikr bir delildir ki; kendi
ihtiyaryla, keyfiyle deil, inayet-i lahiye ile Kur'ana hizmetkrlk etmi
bir derecede olduu, basiretli ehl-i ilim ve ehl-i kalbce musaddak ve
mstahsendir.
Msr'da fzl lemadan, merhum Abdlaziz vi,
Bedizzaman'n fatn-l asr olduu ve mdhi bir fart- zekya mlik
bulunduu mevzuunda, Msr matbuatnda makale neretmitir.
Byk ve salbetli bir lim olan eyhlislm merhum Mustafa
Sabri Efendi, Msr'da Risale-i Nur'a sahib km ve Cmi-l Ezher
niversitesinde en yksek bir mevkiye koymutur.
Risale-i Nur, slmiyet'in gayet keskin ve elmas bir klncdr. Bu
hakikatlara bir delil ise, Bedizzaman'n zalim hkmdarlara ve
kumandanlara, lm istihkar ederek, hakikat pervaszca tebli etmesi
ve dnyay saran dinsizlik kuvvetine mukabil, hakaik-i Kur'aniye ve
imaniyeyi, kendini feda ederek, istibdadn en koyu devrinde neretmesi
ve bu kuds hakikata, cansiperane hizmet etmesidir.
Bir mddeiumum, iddianamesinde: "Bedizzaman, ihtiyarladka
artan enerjisiyle din faaliyete devam etmektedir." Denizli mahkemesi,
ehl-i vukuf raporunda: "Evet, Said Nurs'de bir enerji vardr, fakat bu
enerjisini, tarkat veya bir cem'iyet kurmakta sarfetmemi, Kur'an
hakikatlarn beyan ve dine hizmete sarfettii kanaatna varlmtr."
denilmektedir.
Din aleyhindeki eski hkmetlerin vekillerinden birisi
(antidemokratik kanunlarn Millet Meclisinde mzakeresi esnasnda):
"Bedizzaman Said-i Nurs'nin din faaliyetine, yirmibe seneden beri
mani olamyoruz." demitir.
Biz de deriz ki: Evet, Said Nurs Hazretleri; emsali grlmemi
dinamik ve enerjik bir zttr. Bedizzaman'n hrika bir insan olduunu,





---sh:(S:760) -------------
din dmanlar olan muarzlar dahi kalben tasdik ve takdir etmektedirler.
Said Nurs, bazan bir talebesine Risale-i Nur'dan okuyuvermek
nimetini ltfettii zaman der ki: "Bu benim dersimdir. Ben kendim iin
okuyorum. Bu risaleyi, imdiye kadar belki yz defa okumuum. Fakat,
imdi yeni gryorum gibi tekrar okumaa ihtiya ve itiyakm var."
Hem yine der ki: "Ben bakalar iin kitab yazmamm. Kendim
iin yazmm. Kur'andan bulduum bu devalarm arzu edenler
okuyabilir." Evet, Bedizzaman itikad ediyor ve diyor ki: "Ben derse,
terbiyeye ve nefsimi slaha muhtacm." Bedizzaman gibi bir zt byle
derse, bizim bu eserlere ne kadar muhta olduumuz artk kyas edilsin.
Bedizzaman Said Nurs btn hayatnda, an ve hretten,
hrmetten kam ve insanlardan istina etmitir. Arab bir eserinde,
hret hakknda diyor ki: "hret, ayn- riyadr ve kalbi ldren zehirli
bir baldr. nsan, insanlara abd ve kle yapar. Yani, nam ve hret
isteyen adam; halklara kendini beendirmek, sevdirmek iin, insanlara
riyakrlk, dalkavukluk yapar. Tasannu'kr tavrlar taknr. O bela ve
musibete dersen
.-.!....!.. de."
stad, hretten fiilen ve hlen bu kadar kamasna ramen, her
ne hikmetse, insanlar deta bir sevk-i lah varm gibi, istimdadkrane
ona komulardr ve ona akn etmektedirler. Ve onun mahz- hak olan bu
kuds seciyesi, Risale-i Nur gibi cihanmul bir esere hdim olmutur...
Bedizzaman kk yandan beri, halklarn mukabilsiz
hediyelerinden istina etmitir. Hediye kabul etmemeyi meslek
edinmitir. Zindandan zindana, memleketten memlekete srgn edildii
zamanlarda, ihtiyarln tahmil ettii zaruretler iinde dahi, bu seksen
senelik istina dsturunu bozmamtr. En has bir talebesi, bir lokma
birey hediye etse, mukabilini verir; vermese dokunur.
Neden hediye kabul etmediinin sebeblerinden birisi olarak der
ki: "Bu zaman, eski zaman gibi deildir. Eski zamanda iman kurtaran on
el varsa, imdi bire inmi. manszla sevk eden sebebler eskiden on ise,
imdi yze km. te byle bir zamanda imana hizmet iin, dnyaya






---sh:(S:761) -------------
el atmadm, dnyay terk ettim. Hizmet-i imaniyemi hibir eye let
etmeyeceim" der. Hazret-i stad, kendi ahs iin birisi zahmet ekse,
bir hizmetini grse; mukabilinde bir cret, bir teberrk verir. Aksi halde,
ruhuna ar gelir, houna gitmez.
Bedizzaman Said Nurs; Kur'an, man ve Din'e yapt
hizmetinde, senelerden beri mtemad bir tarassud ve tecesss, takibat ve
tedkikat altnda bulundurulmutur. Yalnz ve yalnz rza-y lah iin,
yalnz ve yalnz hakikat iin slmiyet'e hizmet ettii ve hizmet-i
Kur'aniyesini hibir eye let etmedii mteaddid mahkemelerde de sabit
olmutur.
Eer bu mezkr hakikatlara ve eserlerindeki hak ve hakikat gren
hakperestlerin, Bedizzaman ve eserlerinde grdkleri ve nerettikleri l
meziyet ve yksek hakikata mugayir en kk bir ey olsa idi, en byk
ilvelerle, aaalarla ve yaygaralarla, bu yirmibe sene iinde, din
dmanlar tarafndan dnyaya iln edilecek idi.
Nitekim btn btn iftira ve ittihamlarla, cebbar, mstebid din
dmanlarnn tahrikatyla mahkemelere sevkedildii zaman, gazetelerin
birinci sahifelerinde, bire yz ilvelerle tehir ettirilmesi; tahkikat ve
muhakeme neticesinde hi bir su olmad tahakkuk ederek, beraet ettii
vakit skt edilmesi; bu hakikatn aikr ok delillerinden bir tanesidir.
Bedizzaman, din kardelerine ziyade efkatlidir. Onlarn
elemleriyle elem ektii, slm dnyasnda hrriyet ve istiklali iin can
veren, fedai slm mcahidlerinin aclaryla muzdarib olduu, Kur'an ve
slmiyet'e yaplan darbeler nnda ok zdrablar ektii, byle ac
aclarn tesiratyla, zten pek az yedii bir para orbasn da yiyemedii
ok defa grlm ve grlmektedir.
Ekser gnleri hastalklar ve skntlarla gemektedir. Bir Nur
talebesinin yazd gibi, "Ey Millet-i slm'n ebed refah ve saadeti iin,
dnyada rahatlk grmeyen mfik stadm! Senin devam eden
hastalklarn cisman deildir. Dinimize icra edilen istibdad ve zulm
sona ermedike, lem-i slm kurtulmadka senin zdrabn
dinmeyecektir." Evet biz de bu kanaatteyiz.
Fakat o elm aclar, Bedizzaman' asla ye'se drmemi, bilakis
yle kll ve umum bir din cihada ve dua ve ubudiyete sevk etmitir ki:
"Kurtuluun are-i yegnesi, Kur'ana sarlmaktr." demi ve sarlm.





---sh:(S:762) -------------
Kur'anda bulduu deva ve dermanlar kaleme alarak, bu zamanda bir
halskr- slm ve nev-i beerin saadetine medar olan Risale-i Nur
eserlerini meydana getirmitir.
Hunhar din dmanlarnn, dnyev satvet ve evketleri,
Bedizzaman' kat'iyyen atalete drtememitir. "Vazifem Kur'ana
hizmettir. Galib etmek, malub etmek Cenab- Hakk'a aittir." diye iman
ederek, bir an bile faaliyetten geri kalmamtr. Evet Hazret-i stad, yle
bir himmet-i azmeye mliktir ki; ona icra edilen mdhi mezalim, bu
himmetin mukabilinde tesirsiz kalmaa mahkm olmutur.
Bedizzaman, arz ve semavattaki mevcudat, hayret ve istihsanla
temaa eder. Krlarda ve dalarda hususan bahar mevsiminde ok gezinti
yapar. O seyranghlarda zihnen meguliyet ve dakik bir tefekkr ve
daim bir huzur halindedir. Aa ve nebatat ve iekleri
..!.-!.- :... :. ....
"Ne gzel yaratlmlar" diyerek, ibret nazaryla onlar seyreder; kinat
kitabn okur. Her a'za ve hasseleri gibi, gzn de daima Cenab- Hak
hesabna ve izni dairesinde altrr. Gz, u kitab- kebir-i kinatn bir
mtalaacs ve u lemdeki mu'cizat- san'at- Rabbaniyenin bir
seyircisidir. Ve u kre-i arz bahesindeki rahmet ieklerinin bir
mbarek ars derecesindedir.
stad, husus hayatnda mtevazi, vazife banda vakurdur.
Tevazu ve mahviyette nmune-i misal olacak bir mertebededir. Bu
mevzuda der ki: "Bir nefer nbette iken, ba kumandan da gelse, silhn
brakmayacak. Ben Kur'ann bir hizmetkr ve bir neferiyim. Vazife
banda iken karma kim karsa ksn, hak budur derim, bam
emem."
Hlsa olarak arz ederiz ki: Bedizzaman, ihlas- tmmeye mlik,
hrikulde, hakik bir mfessir-i Kur'andr. Hem ihlas- etemme vsl
olmu, kahraman ve yekta bir hdim-i Kur'andr. Risale-i Nur'un mellifi
olmak itibariyle; hem bir mtekellim-i a'zamdr, hem ilimde gayet
derecede mtebahhir ve rsih, muhakkik ve mdakkik bir allmedir, hem
ilm-i Mantk'n yksek, nazirsiz bir staddr.
Ta'likat namndaki te'lifat, Mantk'ta bir aheserdir. Hem mmtaz
ve hakperest ve hakikatbn bir dhdir, hem Kur'anla bark mstakim
felsefenin hakikatperver bir feylesofudur, hem nazirsiz bir sosyolog



---sh:(S:763) -------------
(itimaiyat) ve bir psikolog (ruhiyat) ve bir pedagog (terbiyeci)dur,
hem daima hakikat terennm etmi ve eden, yksek ve emsalsiz ve dh
bir mellif ve edibdir.
Said Nurs, senelerden beri iddetli bir istibdad ve takyidat altnda
bulundurulup tanttrlmad ve hem de kendisi, ahs kemaltn
setrettii, gizledii iin; mezkr sfatlarn herbirisine muttali olamayan
bulunabilir. Hem bunlar ve hem Risale-i Nur'un hususiyetleri hakkndaki
beyanatmz, hakikatperver ve faziletperver bu zamanda bir ksm lema-
i hakiknin ve ehlullahn ittifak ve icma' kuvvetindeki hkmleridir. Hem
de bizim kat' kanaatlarmzdr.
Bedizzaman'n, yle bir ilim ve sfatlara mlik olduuna en
mu'teber ve en birinci ve en hakik delilimiz, Bedizzaman Said
Nurs'dir. Kimin bhesi varsa, Risale-i Nur'u okusun. Evet biz
zikrettiimiz ve edeceimiz bu hakaik-i uzmay, btn slm dnyasna
ve umum beeriyet lemine ifa ve iln ediyoruz. Evet bin seneden beri
lem-i slmiyet ve insaniyet, Risale-i Nur gibi bir esere intizar ediyordu.
Bedizzaman Said Nurs, ok ilimlerde mstesna birer eser
yazabilirdi. Fakat o "Zaman, iman kurtarmak zamandr" demi ve btn
himmet ve mesasini ve hayatn, ulm-u imaniyenin te'lif ve nerine
hasretmitir.
Evet, Hazret-i stad ulm-u imaniyeyi neretmekle, lem-i slm
ve lem-i insaniyeti hayattar ve ziyadar eylemitir. Cenab- Hak, o byk
staddan ebediyen raz olsun, uzun mrler versin. mn, mn, mn...
Risale-i Nur, Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n bu asrda bir mu'cize-i
maneviyesi olan yksek ve parlak bir tefsiridir. Evet Risale-i Nur
kalblerin fatihi ve mahbubu, ruhlarn sultan, akllarn muallimi,
nefislerin mrebbi ve mzekksidir. Risale-i Nur'un bir hususiyeti de,
Mektubat'n birinci cildinin 129'uncu sahifesindeki u bahistir: "Baz
Szlerde, lema-i ilm-i Kelm'n mesleiyle, Kur'andan alnan minhac-
hakiknin farklar hakknda yle bir temsil sylemiiz ki, mesel: Bir su
getirmek iin bazlar kngn (su borusu) ile uzak yerden, dalar altnda
kazar, su getirir. Bir ksm da her yerde kuyu kazar, su karr. Birinci
ksm ok zahmetlidir. Tkanr, kesilir. Fakat her yerde kuyular kazp su
karmaya ehil olanlar; zahmetsiz, herbir yerde suyu bulduklar gibi...
Aynen yle de: lema-i ilm-i Kelm, esbab, nihayet-i lemde




---sh:(S:764) -------------
teselsl ve devrin muhaliyeti ile kesip, sonra Vcib-l Vcud'un
vcudunu onunla isbat ediyorlar. Uzun bir yolda gidiliyor. Amma
Kur'an- Hakm'in minhac- hakiksi ise; her yerde suyu buluyor,
karyor. Her bir yeti, birer as-y Musa gibi, nereye vursa b- hayat
fkrtyor.
.-......!...
dsturunu hereye okutturuyor.
Hem iman yalnz ilim ile deil.. imanda ok letaifin hisseleri var.
Naslki bir yemek mideye girse; o yemek muhtelif asaba, muhtelif bir
surette inksam edip tevzi olunuyor. lim ile gelen mesail-i imaniye dahi,
akl midesine girdikten sonra, derecata gre ruh, kalb, sr, nefis ve
hkeza.. letaif, kendine gre birer hisse alr, masseder. Eer onlarn
hissesi olmazsa, noksandr." te Risale-i Nur her yerde suyu buluyor,
kartyor. Evvelce gidilen uzun yolu ksaltyor ve mstakim ve selmetli
yapyor.
Eski hkema, ahkm- er'iyeden ve akaid-i imaniyeden bazlar
iin: "Bu nakildir, iman ederiz, akl buna yetimez." demiler. Halbuki bu
asrda akl hkmediyor. Bedizzaman Said Nurs ise; "Btn ahkm-
er'iye ve hakaik-i imaniye akldir. Akl olduunu isbata hazrm." demi
ve Risale-i Nur'da isbat etmitir.
Risale-i Nur'da mstesna bir edebiyat ve belgat ve caz, nazirsiz,
cazib ve orijinal bir slb vardr. Evet, Bedizzaman ztna mahsus bir
slba mliktir. Onun slbu, baka slblarla mvazene ve mukayese
edilemez. Eserlerin baz yerlerinde, edebiyat kaidesine veya baka
slblara nazaran pek mnasib dmemi gibi zannedilen bir noktaya
rastlanrsa, orada gayet ince bir nkte, bir ma veya ince bir mana veya
hikmet vardr. Ve o beyan tarz, oraya tam muvafktr. Fakat o ince
incelii, limler de birden pek anlamadklarn itiraf etmilerdir. Bunun
iin, Bedizzaman'n eserlerindeki hususiyet ve incelikleri, Risale-i
Nur'la fazla itigal etmemi olanlar, birden intikal edemezler.
Byk irimiz, edebiyatmzn medar- iftihar merhum Mehmed
kif, bir deb meclisinde, "Viktor Hgo'lar, ekspirler, Dekartlar;
edebiyatta ve felsefede, Bedizzaman'n bir talebesi olabilirler." demitir.
Edib ve irler, zeval ve firaktan alamlar, lmden vaveyl
etmilerdir. Gz mevsimini hznle tasvir etmilerdir. Hatt dnyaca
mehur Arab edibleri "Eer firak olmasa idi, lm ruhlarmz almak iin
yol bulup gelemezdi" manasnda


---sh:(S:765) -------------
....-.!.....!..!........-......!
demilerdir.
Bedizzaman ise, "Kinattaki zeval, firak ve adem zahirdir.
Hakikatta firak yok, visal var. Zeval ve adem yok, teceddd var. Ve
kinatta her ey, bir nevi bekaya mazhardr. lm, bu lem-i fniden
lem-i bkiye gitmektir. lm, ehl-i hidayet ve ehl-i Kur'an iin, teki
leme gitmi eski dost ve ahbablarna kavumaa vesiledir. Hem hakik
vatanlarna girmeye vastadr. Hem zindan- dnyadan, bostan- cinana
bir davettir. Hem Rahman- Rahm'in fazlndan, kendi hizmetine mukabil
ahz- cret etmeye bir nbettir. Hem vazife-i hayat klfetinden bir
terhistir. Hem ubudiyet ve imtihann talim ve talimatndan bir paydostur.
Azrail Aleyhisselm bugn gelse, ho geldin, safa geldin diye glerek
karlayacam." diyor.
Bedizzaman, beeri Risale-i Nur'la sefahet ve dalaletten
kurtarrken, korku ve dehet vermek tarzn takib etmiyor. Gayr- meru
bir lezzetin iinde, yz elemi gsterip, hissi malub ediyor. Kalb ve ruhu
hissiyata malub olmaktan muhafaza ediyor. Risale-i Nur'da
mvazenelerle kfr ve dalalette, bir zakkum-u Cehennem tohumu
olduunu ve dnyada dahi Cehennem azablar ektirdiini ve iman ve
slmiyet ve ibadette, bir Cennet ekirdei ve leziz lezzetler ve zevkler
ve Cennet meyveleri bulunduunu, dnyada dahi bir nevi mkfata nil
eylediini isbat ediyor.
Risale-i Nur nifak ve ikak, tefrikay, fitne ve fesad kaldrp;
kardelii, uhuvvet-i diniyeyi, tesand ve teavn yerletirir. Risale-i Nur
mesleinin bir esas da budur. Risale-i Nur gurur ve kibir ve hodfruluk
ve zillet gibi ahlk- seyyieden kurtararak, tevazu' ve mahviyet ve izzet
ve vakar gibi gzel ahlklara sahib klar.
Risale-i Nur, insan olan bir insana, acz ve fakrn derk ettirir.
Bedizzaman der ki: "nsan, acz ve fakrn anlamakla, tam Mslman ve
abd olur."
Bu dinsizleri malub etmek iin, yeni tahsili de yapalm diyenler
veya yapanlar, Nur risalelerini devam ve sebatla mtalaa ederek, bu
hedeflerine vsl olurlar ve are-i yegne de budur. Hem bylelikle,
mekteb malmatlar da maarif-i lahiyeye inklab eder.



---sh:(S:766) -------------
Ey, bin seneden beri slmiyetin bayraktarln yapan bir milletin
torunlar olan cengver ruhlu kardelerim! Bu zamann ve gelecek
asrlarn Mslmanlar ve bizler, Kur'an- Azman'n tefsiri olan yle
bir rehbere muhtacz ki; tahkik iman dersleriyle, iman mertebelerinde
terakki ve teli ettirsin. Hem korkak deil, bilakis Risale-i Nur talebeleri
gibi cesur ve kahraman ve fa'al ve amel-i slih sahibi, mtedeyyin,
mttaki ve bununla beraber, ahs rahatlk ve menfaatlarn iman ve
slmiyet'in kurtuluu urunda feda eden, fedai ve mcahid Mslmanlar
yetitirsin, neme lzmclktan kurtarsn. Hem taarruz ve ikenceler ve
lm ihtimalleri karsnda, tahkik iman kuvvetinden gelen bir cesaretle,
Kur'an ve slmiyet cephesinden asla ekilmeyen, "lrsem ehidim,
kalrsam Kur'ann hizmetkrym" diyen ve ylgnlk haline dmeyen
sadk ve ihlasl, yalnz Allah rzas iin hizmet eden, Nur talebeleri gibi
slmiyet hdimleri yetitirsin, byle muazzez Mslmanlar meydana
getirsin.
Evet bu asra yle bir Kur'an tefsiri lzm ve elzemdir ki; Risale-i
Nur gibi akl, fikir ve mant altrsn, ruh ve kalb ve vicdan tenvir
etsin. Mslmanlar, beeri uyandrsn; intibah versin, gafletten kurtarsn.
Srat- Mstakim olan Kur'an yolunu gstersin. Snnet-i Seniyeye ve
slmiyetin eairine muhalif olarak yaptrlan ve yaplan eyleri fark
ettirip, snnet-i Peygamberye (Aleyhissalt Vesselm) ittiba ders
versin ve ihya etmek cehdini uyandrsn.
te Risale-i Nur'un byle hsiyetleri havi bir Kur'an tefsiri
olduu, otuz seneden beri meydandadr ve ehl-i hakikatn tasdikiyle
sabittir. Hem amansz din dmanlarnn plnlaryla mahkemelere
srklenen Risale-i Nur talebelerinin mdafaalar; ve bu talebelerin
slmiyete hizmetleri esnasnda, gizli slmiyet dman, insafsz, cebbar
zalimlerin entrikalaryla maruz kaldklar ikencelerden ylmamak,
ahslarn dnmeden, yani ahs refahlarn slmn refah ve saadeti
iin feda ederek, sddkyetle sebat etmeleri ve eedd-i zulme mukavemet
etmeleri aikr bir delil tekil etmektedir.
Evet, hem yirmibe seneden beri Risale-i Nur'la iman hizmetine
btn varln vakfeden ve imdiye kadar "gaddar din dmanlarnn"
ok defalar tecavz ve taarruzuna ve taharriyata maruz kald halde,
yirmibe senedir inziva iinde, Risale-i Nur'un nairliini yapan Nur
kahramanlar aabeylerimiz, bizlere birer nmune-i imtisal olan, iman ve
slmiyet fedaileridir.



---sh:(S:767) -------------
te biz Mslmanlar, byle bir tefsir-i Kur'an aryor, byle bir
hdyi bekliyorduk. O ihlasl Nur talebeleri ki, "Cenab- Hak, Hafz'dir.
Ben onun inayeti ve himayeti altndaym. Bama ne gelse hayrdr." diye
iman etmekle beraber amel ederler. man hizmetini yaparlar. Din
dmanlarna yakalanmamak ve canlarndan kymetli olduuna
inandklar Nur Risalelerini onlara kaptrmamak iin de ihtiyat ederler.
ahslarna gelecek zararlar nazar- itibara almadan hizmetlerine devam
ederler. Hapse, zindana atlp, ikence yapld zamanda, onlar yine
stadlar Bedizzaman ile alkadardrlar. Eer gizlice bir imkn
bulurlarsa, onlar yine Risale-i Nur ile meguldrler. Hatt "Belki hapse
atlrm, Nur Risalelerimi vermezler, almaktan mahrum kalrm." diye
baz Nurlar ezberleyen talebeler de olmutur.
Muhlis bir Nur talebesi, hapishaneden karld vakit; gya o
krbal, falakal, trl trl ikenceli hapishane, ona bir kuvvet, bir
enerji kayna olmu sadakat ve teyakkuzla Nur hizmetinde koturmak
iin bir krba tesiri yapm gibi, stadna daha ziyade yaknlar ve
eskisinden daha fazla Nurlara alr, neriyat yapar.
Afyon hdisesinde, Bedizzaman hapiste iken, muallim bir Nur
talebesi, savclkta Risale-i Nur ve stad hakknda kahramanca cevablar
verdii iin, savc kzm. "imdi seni hapse atarm" diye tehdid etmi. O
slm fedaisi muallim de cevaben "Ben hazrm, derhal hapse gnderin"
demitir.
Yine Afyon mahkemesinde, bir Nur talebesi hakknda tevkif
karar veriliyor, fakat adliye bulamaz. O talebe bundan haberdar olur.
Dier Nur kardeleri gibi, "stadm ve kardelerim hapiste iken, nasl
harite kalabilirim" diyerek savcla teslim olup, hapse girer.
Ayn bu hapishanede, bir Nur talebesini sehven tahliye ederler. O
da "stadm ve kardelerim henz hapistedirler. Hem istinsahn
tamamlayacam yeni te'lif edilen Nur Risaleleri var." diye dnerek
hapishane mdrne, "Benim krk gn sonra tahliye edilmem lzm.
Ceza mddetim daha bitmedi." der. Hesab ederler ki hakikaten byledir,
tekrar hapse koyarlar.
Hamiyet-i diniye meziyetine lyk anlayl kardelerim!
Said Nurs, kendi hakknda verilen byle bir malmat grrse,
diyeceklerdir ki: "Ne iin byle yapyorlar? ahsmn ehemmiyeti yok.





---sh:(S:768) -------------
Kymet, Kur'andan tereuh eden ve Kur'an- Hakm'in mal olan Risale-i
Nur'dadr. Ben bir hiim."
stadn ahsnn mazhar ve yine olduu Kur'an hakikatlar ve
Nur'lar itibariyle ve nerettii iman ve slmiyet dersleriyle, ihlas-
tmme ile, umum ve kll bir tarzda Kur'ana ve dine hizmet etmesiyle,
onun hakkndaki takdir ve tahsinler, mana-y harf ile ahsna aid
kalmyor. Kur'an ve slmiyet'e raci'dir. Allah nam ve hesabnadr. Din
dmanlar tarafndan, ona yaplan dmanlk ve taarruzlar da,
Bedizzaman'n hdimliini yapt Kur'an ve slmiyet'in ortadan
kaldrlmas maksad- mahsusuna matuftur.
Zira hakaik-i Kur'aniye ve imaniyeyi cmi', o cihanmul Risale-i
Nur eserleri ona ihsan edilmitir.
te bu bedih hakikat bilen, maskeli, gizli ve mnafk iman ve
slmiyet muarzlar ve dmanlar, yarm asra yakndr, Bedizzaman'n
rtemedikleri ahsn, yalan ve yaygaralarla hl rtmeye
abalyorlar. Maksadlar: Risale-i Nur, rabet ve reva grp intiar
etmesin, iman ve slmiyet inkiaf etmesin. Halbuki, Said Nurs'ye
ilitike Risale-i Nur parlyor. Neriyat dairesi geniliyor. Birer nmune
olan yirmibe sene iindeki hdiseler meydandadr.
slmiyet dmanlar, bir taraftan tamamyla yalan
propagandalarna ve taarruzlarna devam ederken, dier taraftan da Nur
talebelerinin stadlar ve Risale-i Nur hakknda istidadlar nisbetinde,
istifade ve istifazalarndan doan minnet ve kranlarn ifade eden
takdirkr yaz ve szlerden mrekkeb bir nevi mdafaalarn perdeler
arkasndan men'etmeye alyorlar. Bunun iin, safdil grdkleri
dostlarn dostlarna veya dostlara samim grnerek "frata gidiyorsunuz"
gibi, bir takm eyler sylettiriyorlar. te byle sinsi, byle dessas, byle
entrikal eitli iftiralarla bizi korkutmaya, yldrmaya ve susturmaya
alyorlar.
Evet, acaba hi akl kr mdr ki: Din dmanlar, iftira ve
yalanlardan ibaret yaygaralarn yapsnlar da, bizler hakikat izhar
tarzyla mdafaa etmekte susalm? Acaba hi mmkn mdr ki:
slmiyet dmanlyla, stad Bedizzaman hakknda zalimane ve
cebbarane hakszlklar irtikb eden o insafsz propagandaclar,
yalanlarn savururken, biz, stad ve Risale-i Nur'un hakkaniyetini iln
ederek, o acib yalanlarn akm brakmaya almayalm? Acaba eblehlik
ve safderunluk


---sh:(S:769) -------------
olmaz m ki: Kur'an ve imann hunhar ve mstebid zalim dmanlar;
Kur'an ve slmiyet'i ve dini Risale-i Nur'la kfr- mutlaka kar mdafaa
ve muhafaza hizmetini yapan Bedizzaman aleyhtarlnda,
mtemadiyen uydurmalarla seslerini ykseltsinler de, biz hak ve hakikat
beyan ve iln etmekte skt edelim, susalm veya "Biraz susun" gibi
bireyle, paravanalar, perdeler arkasnda icra-i faaliyet yapan o gizli
dinsizlere bir nevi yardm etmi veya desteklemi olalm? Asl ve kell,
kat' ve asl susmayacaz ve hem susturamyacaklardr. Durmayacaz
ve hem durduramyacaklardr. Bu can bu kafesten kncaya kadar, bu
ruh bu cesedden ayrlncaya kadar, bu nefes, bu bedenden gidinceye
kadar; Risale-i Nur'u okuyacaz, neredeceiz. Risale-i Nur'un mahz-
hakikat ve ayn- hak olduunu ve Bedizzaman Said Nurs'nin, yaplan
ithamlardan tamamyla mnezzeh ve mberra olduunu, iftirac ve
tertibci, hunhar din dmanlarna mukabil, izhar ve iln edeceiz.
Kymetli kardelerim! slm tarihinde, altun sahifelerde mevkileri
bulunan, byk ve nazirsiz ztlar meydana gelmitir. O misilsiz ztlarn
tefsirleri ve eserleri, hibir Avrupal feylesofun eseriyle kabil-i kyas
olmayacak derecede emsalsizdir. O byk slm mellifleri ve slm
dhleri, herhangi bir hkmetin, senelerce ar bir esaret ve koyu bir
istibdad tahtnda olmakszn, Kur'an ve slmiyet'e hakkyla ve hlis bir
surette hizmet etmilerdi. Tarihte eine rastlanmayan bir istibdad-
mutlak ve eedd-i zulm altnda ve dehetli bir esaret iinde braklan ve
kendini ve eserlerini imha etmeye alan din dmanlarna mukabil, bir
ahs- manev olan Bedizzaman Said Nurs, Resul-i Ekrem
(Aleyhissalt Vesselm) Efendimizin snnetine tam ittiba' ederek
yapt din cihad- ekberinde, beer tarihinde misli grlmemi bir
tarzda muvaffak ve muzaffer olmutur.
Bedizzaman gibi, yzotuz para iman eserlerini iddetli bir
istibdad, tazyikat ve takyidat altnda, gizliden gizliye te'lif edebilmek,
hem kuvvetli bir takva ve ubudiyete sahib olmak ve hem bunlarla
beraber, harb cephesinde de fedai olarak gnll askerleriyle muharebe
etmi olmak ve harb cephesinde, avc hattnda dahi, frsat bulduka
Kur'ann en ince nktelerini ve hrika i'cazn beyan eden bir Kur'an
tefsiri te'lif etmi olmak ve ayn zamanda nefs mcadelesinde de galib
olup, nefsini de dine hizmetkr yapmak ve hrriyeti gasbedilerek, cra
bir kye srgn edilip, tecrid-i mutlak ve tarassudlar ve her trl azablar
iinde ablukaya alnp, Engizisyon zulmlerini ok geride brakan hkim
bir kuvvetin tazyikat altnda, cani canavarlarn pek vahi ikenceleri

---sh:(S:770) -------------
iinde, (Srran tenevverat) srryla perde altnda Risale-i Nur eserleri gibi
eserler neretmek ve bylece cihann madd manev "Ftih"i olan Resul-i
Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n snnet-i seniyesinin bir hizmetkr
olarak, bugn milyonlara bali olan bir cmiay, inayet-i lah ile, Kur'an-
Hakm'in cadde-i kbrasnda selmetle ilerletmek ve m'minlerin ve
beeriyetin sadece dnyalarn deil, ebed saadetlerini temine Risale-i
Nur gibi bir eserle vesile olmak; bu mezkr hususiyetlerin manev
ahsnda toplanmas, Risale-i Nur mellifi Bedizzaman Said Nurs gibi,
tarihte hangi bir zta daha nasib olmutur acaba?
Evet kardelerim! Risale-i Nur, yle bir ziya-i hakikat, yle bir
brhan- hak ve bir sirac- hakikat nerediyor ve iki cihann saadetini
temin edecek, Kur'an ve iman hakikatlarn ders veriyor ve yle bir ltf-u
lahdir ki: Yirmibe seneden beri, oluk-ocuk, gen-ihtiyar, kadn-
erkek, muallimi, feylesofu, talebesi, limi, mutasavvf gibi, herbir
tabaka-i insaniye, bu Nur'un k, bu Nur'un pervanesi, bu Nur'un
sinesine atlmlar, bu Nur'dan meded istemiler. Milyonlarca bahtiyar
kimselerden mteekkil muazzam bir ktle, bu nurla nurlanp, bu nurla
kurtulmulardr.
Evet kardelerim! Mahzen-i mu'cizat ve mu'cize-i kbra olan
Kur'an- Azman'n hakik bir tefsiri olan Risale-i Nur, o kadar
merakver, o kadar cazibedar, o kadar dehetli ve muazzam hakikatlar
ders veriyor ve mesaili isbat ediyor ki; iman ve slmiyet'in kt'alar
geniliinde inkiaf ve ftuhatna medar oluyor ve olacaktr.
Evet Risale-i Nur, kalblere o derece bir ak ve muhabbet, ruhlara
o kadar bir vecd ve heyecan vermi, akl ve mantklar yle bir tarzda
ikna etmi ve yle bir itminan- kalb hasl etmitir ki, milyonlarca Nur
talebelerine, kendini defalarca okutmu, yazdrm ve bir mr boyunca
mtalaa ettirmi ve senelerden beri deta kendi kendini neretmitir.
Aziz kardelerim! Ecnebi parmayla idare edilen zndka
komiteleri, slmiyeti imha iin, slm memleketlerinde, bilhassa
Trkiye'de, yle desiselerle entrikalar evirmiler, haince dolaplar
dndrmler, hunharane ve vahiyane zulmler irtikb ve eytan ve
menfur plnlar tatbik etmiler ve ifalatta bulunmular; iblisane, sins
metodlar takib etmiler ve kardei kardee arptrmlar ve yle aldatc
yalan ve propagandalar ve yaygaralar yapmlar, fitne ve fesad ve tefrika
tohumlar samlardr ki; bunlar slm'n bnyesinde derin rahneler
am ve byk tahribatlar yapmtr.


---sh:(S:771) -------------
Fakat o musibetler, Cenab- Hakk'n imdad ile, tahrik ve istihdam
olunan Bedizzaman Said Nurs gibi, ihlas- tmm kazanm olan bir zt
vastasyla, rahmet-i lah ile mededres ve ifaresan ve cihanpesend ve
cihanmul bir mahiyeti haiz Risale-i Nur eserlerinin meydana gelmesine
sebeb olmutur. Ve ayn zamanda, Mslmanlar uyandrm; onlar
hals, kurtulu arelerini aramaya sevk etmitir. Ebed hiret hayatlarn
kurtarmak iin, hakik iman derslerini almak ve Allah'a iltica ve
emirlerine itaat etmek ihtiyacn iddetle hissettirmi ve bu husustaki
gaflet ve kusurat; o musibetlerin ihtar ettiini, idrak ettirmitir. Zten
insanlarn, m'minlerin bana gelen bela ve musibetlerin hikmeti budur.
Evet o ecnebilerin, canavarlar gibi yaptklar muamele ve
zulmler, slm dnyasnda, hrriyet ve istiklal ve ittihad- slm
cereyann da hzlandrmtr. Nihayet, mstakil slm devletlerinin
tekilini intac etmitir. nallah Tel, Cemahir-i Mttefika-i slmiye
de meydana gelecek ve slmiyet, dnyaya hkim ve hkmran olacaktr.
Rahmet-i lahden kuvvetle mid ve niyaz ediyoruz.
te Risale-i Nur mellifi Bedizzaman Said Nurs, yle bir
mcahid-i slmdr ki; ve te'lifat Risale-i Nur, yle uyandrc ve yle
halskr ve yle fevkalde ve cihangir bir eserdir ki: Din aleyhindeki
btn o komitelerin bellerini krm, mezkr muzr ve habis faaliyetlerini
akamete dar ve dinsizlik esaslarnn temel talarn parampara etmi
ve kkyle kesmitir ve slm ve iman ftuhat, perde altnda, kalbden
kalbe inkiaf ettirmi ve Kur'an- Azman'n hkimiyet-i mutlakasna
zemin ihzar etmitir.
Evet Risale-i Nur, o tahribat Kur'ann elmas hakikatleriyle ve
Kur'an- Kerim'deki en ksa ve en mstakim bir tarkle tamir ve o
yaralar, Kur'an- Hakm'in eczahane-i kbrasndaki edviyelerle tedavi
ediyor ve edecektir.
Hem, masum mslmanlarn kanlarn smren ve servetleri
tahaccr etmi millet kan olan, parazit, tufeyl ve a gzl canavar ve
barbar emperyalistleri, mstemlekecileri ve onlarn iimizdeki, sadece
ahs menfaat zebunu, zalim, hunhar, hars ve mstebid uaklarn, hak
ile yeksn edip izmihlal ve inhidam- mutlakla malub eden ve edecek
yegne arenin Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n bu asrda bir mu'cize-i
manevsi olan Risale-i Nur eserleri olduunda, basiretli slm
mcahidleri ve limleri, icraat ve mahedata mstenid, yakn bir
kanaat- kat'iyye ile mttefiktirler.


---sh:(S:772) -------------
Evet tarih-i beer, Risale-i Nur gibi bir eser gstermiyor. Demek
anlalyor ki: Risale-i Nur, Kur'ann emsalsiz bir tefsiridir.
Evet Bedizzaman Said Nurs'ye, yalnz lem-i slm deil,
Hristiyan dnyas da medyun ve minnettardr ki; dinsizlie kar umum
cihadnda mazhar olduu muvaffakyet ve galibiyetten dolay Roma'daki
Papa dahi, kendisine resmen tebrik ve teekkrname yazmtr.
imdi Risale-i Nur Klliyatndan, iman, Kur'an ve Hazret-i
Peygamber (Aleyhissalt Vesselm) Efendimiz hakknda olan
eserlerden baz ksmlar aynen okuyacam. Siz bu eserleri elde edip
tamamn okursunuz. Okurken, belki izah edilmesini isteyen
kardelerimiz olacaktr. Fakat bu hususta arzedeyim ki, stadmz
Bedizzaman, bir Nur talebesine Risale-i Nur'dan bazan okuyuvermek
ltfunu bahederken izah etmiyor, diyor ki: "Risale-i Nur, iman
mes'eleleri lzumu derecesinde izah etmi. Risale-i Nur'un hocas,
Risale-i Nur'dur. Risale-i Nur, bakalarndan ders almaa ihtiya
brakmyor. Herkes istidad nisbetinde kendi kendine istifade eder.
Aklnz herbir mes'eleyi tam anlamasa da, ruh, kalb ve vicdannz
hissesini alr. Ne kadar istifade etseniz, byk bir kazantr."
Okunan Trke veya Araba bir risalenin izah, baka bir risalede
varsa, onu getirip okuyor. Risale-i Nur'daki gayet ince nkteleri derkeden
basiretli limler de der ki: Bir limin yksek bir ilmi olabilir fakat Risale-
i Nur'u cemaata okurken tafsilta giriip eski malmatlaryla aklarsa, bu
izahat, Risale-i Nur'un beyan ettii, asrmzn fehmine uygun ve
ihtiyacna tam cevab veren hakikatlarn anlalmasnda ve tesiratnda ve
Risale-i Nur'un mahiyetinin derkine bir perde olabilir. Bunun iin, baz
lgatlarn manalarn syleyerek aynen okumak daha messir ve daha
efdaldir.
stanbul niversitesindeki kardelerimiz de byle okuyorlar. Biz
de hlsaten deriz ki: Risale-i Nur, gayet fasih ve vecizdir. Szn
kymeti; cazndadr, ksalndadr. Bir mes'ele-i imaniye ve Kur'aniye
umuma ders verilirken, mcmel olarak tedrisinde, daha fazla istifaza ve
istifade vardr.
Ey stadmz Efendimiz! Umum kadirinas insanlar Risale-i
Nur'u ve sizi ebediyen tebcil ve tekrim edeceklerdir. Tahkik iman
dersleriyle imanmz kurtaran cihanbaha ve cihandeer bir kymette olan
Risale-i Nur'u btn ruh-u canmzla, btn mevcudiyetimizle seviyor ve
tekrim



---sh:(S:773) -------------
ediyoruz. Bu ak ve bu muhabbet, bu ta'zim ve bu hrmet, nesilden
nesile, asrdan asra, devirden devire intikal edecektir.
Evet, Risale-i Nur'daki hakaik-i Kur'aniye yle bir kuvvettir ki:
Bu kudret karsnda, kfr- mutlakn ve dinsizliin temelleri trumr
olacak; inhidam ukurlarna yuvarlanarak geberecektir. Bki kalanlar,
iman ve Kur'an nuruyla felah ve necat bulacaklardr.
Evet dalar, talar, pamuk gibi datacak, demir ve granitleri ya
gibi eritecek derecede olan bu kuvvet-i Kur'aniye dnyay nur ve saadete
gark edecek. Bu Nur-u Kur'an, imanlarn kurtuluunda, dnyaya hkim
ve hkmran olacaktr.
..!.-!..!..-!,......-.
* * *


























---sh:(S:774) -------------
,.-.!.-.!,.
-......,.-...-.. ..
........,:-.......
sm-i A'zam'n hakkna ve Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n
hrmetine ve Resul-i Ekrem Aleyhissalt Vesselm'n erefine, bu
mecmuay bastranlar ve mbarek yardmclarn Cennet-l
Firdevs'te saadet-i ebediyeye mazhar eyle, mn. Ve hizmet-i imaniye
ve Kur'aniyede daima muvaffak eyle, mn. Ve defter-i
hasenatlarna Szler Mecmuasnn herbir harfine mukabil bin
hasene yazdr, mn. Ve Nurlarn nerinde sebat ve devam ve ihlas
ihsan eyle mn. Y Erhamerrhimn! Umum Risale-i Nur
akirdlerini iki cihanda mes'ud eyle, mn. ns ve cinn eytanlarn
erlerinden muhafaza eyle, mn. Ve bu ciz ve bare Said'in
kusuratn afveyle, mn...
Umum Nur akirdleri namna
Said Nurs






















---sh:(S:775) -------------


Fihrist
yt- Kur'aniyenin Bir Nevi Tefsiri Olan Risale-i Nur Eczalarndan
"Szler Mecmuas"nn Mcmel Bir Fihristesidir.
BRNC SZ: 5
,.-.!.-.!,. in ok esrar- mhimmesinden bir
srrn gzel bir temsil ile tefsir eder. Ve "Bismillah" ne kadar kymettar
bir eair-i slmiye olduunu gsteriyor.
ONDRDNC LEM'ANIN KNC MAKAMI: 8
,.-.!.-.! ,. in en mhim be-alt srlarn
tefsir ediyor. Ve
,.-.!.-.! ,. Kur'ann bir hlsas ve bir fihristesi ve
miftah olduunu gsterdii gibi, artan fere kadar uzanm bir hatt-
kudsiye-i nurani olmakla beraber saadet-i ebediye kapsn aan bir
anahtar ve her mbarek eye feyz ve bereket veren bir menba'- envr
olduunu beyan eder. Bu kinci Makam, en birinci risale olan Birinci
Sz'e bakar. deta Risale-i Nur eczalar, bir daire hkmnde olup,
mntehas ibtidasna ,.-.!.-.! ,. hatt- mbarekiyle
ittihad ediyor. Ve bu makamda alt sr yerine, otuz yazlacakt. imdilik





---sh:(S:776) -------------
alt kald. Ksadr, fakat gayet byk hakaik tazammun ediyor. Bunu
dikkatle okuyan
,.-.!.-.! ,. ne kadar kymettar bir hazine-i kudsiye
olduunu anlar.
KNC SZ: 16
..-!........!mealinde ve iman hakkndaki yetlerin
mhim bir srrn, gayet makul bir temsil ile tefsir eder.
NC SZ: 18
......!.....yetinin mealinde ve iman hakkndaki
yetlerin mhim bir hakikatn, mantk bir temsil ile tefsir ediyor.
DRDNC SZ: 20
............!.........! yetinin
mealinde ve namaz hakkndaki yetlerin mhim bir srrn, gayet makul
ve mantk bir temsil ile tefsir ediyor. Zerre miktar insaf bulunan
teslime mecbur ediyor.
BENC SZ: 22
...-.,..!.....!.. yetinin
mealinde ve takva ve ubudiyet hakkndaki yetlerin ve vazife-i ubudiyet
ve takvann mhim bir srrn gayet gzel bir temsil ile tefsir ediyor. O
tefsir herkesi ikna ediyor.
ALTINCI SZ: 25
,.-.!.-.!,.













---sh:(S:777) -------------
.-!,.!.,.!...,.........!._..
yetinin mealinde ve nefis ve maln Cenab- Hakk'a satmak hakkndaki
yetlerin gayet mhim bir srrn tefsir etmekle beraber, nefis ve maln
Cenab- Hakk'a satanlarn be derece kr iinde kr ve satmayanlarn be
derece hasaret iinde hasaret kazandklarn, gayet mukni' bir temsil ile
tefsir ediyor. Hakikate kar mhim bir kap ayor.
YEDNC SZ: 30
-... .-....!.......
..-!.,:..-.......!...-!,:..-
yetinin mealinde ve "man- Billah vel-yevm-il-hir" ve hayat-
dnyeviye hakkndaki yetlerin mhim bir srrn gayet makul bir temsil
ile tefsir etmekle beraber, ehl-i gaflet hakknda dnyann ne kadar
dehetli; ve mevt ve ecel, ne kadar mdhi; ve acz ve fakr, ne kadar elm
olduunu ve ehl-i hidayet hakknda hayat- dnyeviyenin i yz, ne
kadar gzel; ve kabir ve ecel ve acz ve fakr, nasl birer vesile-i saadet
bulunduunu gayet kat' bir tarz ile isbat eder. Saadet-i Dreyne giden
yolu gsterir.
SEKZNC SZ: 34
....!-!..!. ve ... .....!
yetlerinin mealinde mahiyet-i dnya ve dnyada mahiyet-i insan ve
insanda mahiyet-i din hakkndaki ytn mhim bir srrn (Suhuf-u
brahim'de asl bulunan) gzel ve parlak bir temsil ile tefsir etmekle
beraber, dnyann mahiyetini ve dnyadaki ruh-u insan ve insandaki
dinin kymetini gstermekle beraber, dinsiz insan en bedbaht mahluk
olduunu isbat etmekle ve u lemin tlsmn aan ve ruh-u beeri
zulmetten kurtarmak arelerini gstermekle beraber, gayet latif ve gzel
bir mvazene ile; fsk olan bedbaht adamn mdhi vaziyetini,






---sh:(S:778) -----------------
slih olan bahtiyar adamn saadetli vaziyetini gsteriyor.
DOKUZUNCU SZ: 40
.-...-.....-.-..
...L.-...:........!..-!!.
yetinin mealinde ve be vakit namaz hakkndaki ytn gayet mhim bir
srrn "Be Nkte" ile tefsir etmekle beraber, malm olan be vakit
namazn o vakitlere hikmet-i tahsisini o kadar gzel ve irin bir tarzda
beyan ediyor ki: Zerre miktar uuru bulunan bir insan, bu cazibedar
hikmet ve parlak hakikate kar teslime mecbur olur. Ve cesed-i insan;
havaya, suya, gdaya muhta olduu gibi, ruh-u insan da namaza muhta
bulunduunu gayet kat' bir surette beyan eder.
ONUNCU SZ: 48
.....-..-.....-.!.L..
...........!.-.!.!.
yetinin mealinde ve Hair ve hiret hakkndaki ytn mhim bir
hakikatn, oniki mantk ve makul suret-i temsiliye ile ve oniki hakaik-i
kata-i bahire ile tefsir etmekle beraber, iman- bil-hireti o kadar
kuvvetli bir surette isbat eder ki: Btn btn kalbi lmemi ve btn
btn akl snmemi bir insan, o isbata kar teslim olur. zn-i lah ile
imana gelir. mana gelmezse de inkrdan vazgemeye mecbur olur.
ONBRNC SZ: 120
........!.........!....-...:!.
............ .!....:-....!.
........-....!...............-....
........-......~..






---sh:(S:779) -------------
...-.!....-!...-... yetlerinin yksek ve geni
bir hakikatn Sure-i ems'in mu'cizane iaret ettiini ve kinat
muntazam bir saray suretinde gsterdiini, ulv ve vs'atli bir temsil ile
tefsir etmekle beraber, mahiyet-i insaniyedeki vezaif-i ubudiyet ve
cihazat- insaniyeyi ve rububiyet-i lahiyenin enva'- tecelliyatna kar
ubudiyet-i insaniyenin mukabelelerini o kadar gzel bir surette isbat
ediyor ki: Sure-i Veems'in mu'cizane olan iaretini hrika bir surette ve
en azm bir dairede a'zam bir rububiyeti, ekmel bir ubudiyetle
karlatryor.
ONKNC SZ: 130
..-!.....!..-!.......-....:-!.....
yetlerinin mealinde ve hikmet-i Kur'aniyenin fazileti hakknda yzer
ytn mhim bir hakikatn, hikmet-i felsefe ile hikmet-i Kur'aniyenin
mvazenesi suretinde gayet parlak bir temsil ile tefsir etmekle Kur'ann
bir mu'cizesini ve i'cazn ve onun karsnda hikmet-i felsefenin aczini
ve sukutunu hrika bir surette isbat eder, krlere de gsterir. Bu sz,
Onbirinci Sz gibi gayet mhimdir. Herkes onlara muhtatr.
ONNC SZ: 137
"ki Makam"dr.
BRNC MAKAM:
......!.-.........!.....
yetiyle,!-.......-:!.........














---sh:(S:780) -------------
yetinin mealinde ve hikmet-i Kur'aniyenin kudsiyeti ve vs'ati ve iirden
istinas hakkndaki ytn mhim bir srrn tefsir etmekle beraber,
Kur'an- Mu'ciz-l Beyan'n yksek mu'cizane hikmetini, felsefenin aa
ve dar hikmeti ile mvazene ediyor. Hikmet-i Kur'aniyedeki kesret ve
vs'ati ve felsefenin fakr ve iflasn muhtasar beyan etmekle beraber,
Kur'ann iirden istinasnn ve adem-i tenezzlnn sebebi, hakaik-i
Kur'aniyenin ykseklii ve parlakl olduunu gsterir. Ve mhim bir
temsil ile bir nevi i'caz- Kur'aniyeyi beyan eder.
KNC MAKAM: 142
Genlii, dalalet ve sefahet uurumuna dmekten kurtaran ve
imanda, bu dnyada dahi hakik bir cennet lezzeti ve dalalette ise
cehennem bir azab ve sknt bulunduunu misallerle izah ve isbat eden
bir derstir.
KNC MAKAMIN HAYES: 148
Mahpuslara teselli hakknda drt mektubdur.
KNC MAKAMIN ZEYL: 154
(Leyle-i Kadir'de ihtar edilen bir mes'ele-i mhimmedir.)
MEYVE RSALESNDEN ALTINCI MES'ELE: 156
HVE NKTES: 160
ONDRDNC SZ: 163
Dar akllara smayan yksek ve geni bir ksm hakaik-i
Kur'aniyeyi gze grnen emsal ve nazireleriyle fehme takrib ediyor.
Mesel:
...........!.-
...............
........L.....!.
.:.!..............
...!~..... .!.....






---sh:(S:781) -------------
yetlerinin gayet yksek ve gayet geni hakikatlerini temsil ve tanzir ile
akla kabul ettirir ve kalbi ikna eder bir tarzda beyan ediyor.
ONDRDNC SZ'N HTMES: 169
Gafil kafaya bir tokmak ve bir ders-i ibrettir.
hirinde, nefs-i emmareye messir bir sille-i ikaz var. Nefse esir
olan onu okusa ve kabul etse, esaretten kurtulur.
ONDRDNC SZ'N ZEYL: 171
Zelzele hakknda ehemmiyetli alt suale cevabdr.
ONBENC SZ: 176
....:.!.......-.~........!....!.....!.
yetinin mealinde ve melaike ile eytanlarn mbarezeleri hakkndaki
ytn, kozmorafyaclarn dar akllarna yerlemeyen mhim bir srrn,
"Yedi Basamak" namyla yedi muhkem hccet ve metin bir mukaddeme
ile tefsir ediyor. Ve u yetin semasndan evham- eytaniyeyi recmedip
tardeder.
ONBENC SZ'N ZEYL: 183
Kur'ann Kelmullah ve Hazret-i Muhammed (A.S.M.) Allah'n
Resul olduunu mukni' delillerle isbat eden, mnazara tarznda yazlm
belig bir risaledir.
ONALTINCI SZ: 193
_.!.-...:.!..............
.-..!.....:.....
yetlerinin mealindeki ok ytn ifade ettii: "Ehadiyet-i ztiyesi ile
klliyet-i ef'al; ve vahdet-i ahsiyesiyle muinsiz umumiyet-i rububiyet ve
ferdaniyetiyle eriksiz mul- tasarrufat; ve mekndan
mnezzehiyetiyle her yerde hazr bulunmas ve nihayetsiz ulviyetiyle
hereye yakn









---sh:(S:782) -------------
olmas; ve birtek zt- ehad olmakla her eyi bizzt elinde tutmak" olan
hakaik-i liye-i Kur'aniyenin "Drt ua" namyla gayet mhim bir srrn
tefsir ediyor. Ve o hakaik mstakim akllara ve selim kalblere teslim
ettiriyor.
ONYEDNC SZ: 202
,....!..!..........-..
...-...........-!......-,..
..!..-!.....!...-!...
yetlerinin meallerinde: Lezzet-i hayat iinde elem-i mevt ve srur ve
visal iinde elem-i zeval hakkndaki ytn mhim bir srrn ve ism-i
Kahhar'a kar Rahman isminin cilvesini gayet gzel bir suretle gsterip
tefsir ediyor. Ve ehl-i iman iin dnyann mahiyetini, seyyar bir
ticaretgh ve muvakkat bir misafirhane ve birka gnlk bir tehirgh ve
ksa bir mddet iin ileyecek bir tezgh ve ahz u i't iin yol stnde
kurulmu bir pazar olduunu gsterip, dnyadan berzah ve hiret tarafna
insan seyahatn sevdirir, ve dehetini izale eder. Ve bu szn hirinde
baz nshalarda "Siyah Dutun Meyvesi" namyla kymetdar ve cazibedar
ve iir kyafetinde birka hakikat var.
Kalbe Faris olarak tahattur eden bir mnacat: 208
EHL- GAFLET DNYASININ HAKKATINI TASVR
EDEN BRNC LEVHA: 219
EHL- HDAYET VE HUZURUN HAKKAT-I
DNYALARINA ARET EDEN KNC LEVHA: 220
BARLA YAYLASI, AM, KATRAN, ARDI,
KARAKAVAIN BR MEYVES: 222
YILDIZLARI KONUTURAN BR YILDIZNAME: 228
ONSEKZNC SZ: 230









---sh:(S:783) -------------
Bu sz, "ki Makam"dr.
kinci Makam: Yazlmam. Birinci Makam: noktadr.
Birincisi:
..-..,!.....-...-......-.....!..-.
yetinin fahre meftun, hrete mbtela, medhe dkn, hodbin nefs-i
emmarenin kafasna sille-i te'dibi vuran bir srrn,
kincisi: ..-...-nun, irkin ve bahsi hilaf-
edeb grnen eylerin gzel cihetlerini gsteren bir srrn,
ncs:
,:..-...-.. ..-,..
yetinin risalet-i Ahmediyeye (A.S.M.) dair ince fakat kuvvetli bir
delilini gsteren bir srrn tefsir eder.
ONDOKUZUNCU SZ: 235
.....!.!..,.:-!..!..
yetinin mealindeki yzer ytn en mhim hakikatlar olan risalet-i
Ahmediyeyi (A.S.M.) "Ondrt Reha" namyla ondrt kat' ve parlak ve
muhkem brhanlarla tefsir ve isbat ediyor. Ve en muannid bir hasm dahi
ilzam eder. Gne gibi risalet-i Ahmediyeyi (A.S.M.) izhar ediyor.
YRMNC SZ: 245
"ki Makam"dr.
Birinci Makam: Sure-i Bakara'nn banda: Hazret-i dem'e
meleklerin secdesi ve bir bakarann zebhi ve talardan su kmas
hakkndaki mhim yete kar eytann gayet mdhi bhesini
yle bir tarzda reddedip mahveder ki: eytan ve eytan gibi insanlar
yle desiselerden perian edip vazgeiriyor. nki onlar, tenkid ve
itirazlaryla lemaat- i'caziyenin kapsn atrttlar. O yetten lem'a-
i i'caziye grnd.








---sh:(S:784) -------------
kinci Makam: Mu'cizat- Enbiya (Aleyhimsselm) yznde
parlayan bir mu'cize-i Kur'aniyeyi gstermekle beraber, mu'cizat-
Enbiyaya dair yt- Kur'aniyenin ne kadar manidar ve hikmettar
olduklarn gsterir. Ve Kur'anda kapal kalm ok defineler
bulunduunu ihtar eder.
YRMBRNC SZ: 269
ki Makamdr.
Birinci Makam: Namazn o kadar gzel bir tarzda kymetini ve
faidesini gsterir ki, en tenbel ve en fsk adama dahi namaza kar bir
itiyak verir ve gayrete getirir.
kinci Makam: eytann ok istimal ettii mhim desiselerini
ibtal ediyor. Ve vesvesesi ile m'minlerin kalbinde at yaralarn
beine, gzel merhemler tarif ediyor.
YRMKNC SZ: 279
..!.- .!..,...
mealinde ve tevhid-i hakik hakkndaki yzer ytn mhim bir
hakikatn "ki Makam" ile tefsir eder.
Birinci Makam: Gayet gzel ve parlak ve muhkem bir hikye-i
temsiliye ile oniki basamak hkmnde "Oniki Brhan" ile vahdaniyet-i
lahiyeyi, o kadar kat' bir surette isbat eder ki: En mtemerrid mrikleri
de tevhide mecbur ediyor. Ve kolay fakat kuvvetli ve basit fakat parlak
bir surette Vcib-l Vcud'un vcudunu ve vahdetini ve ehadiyetini
btn sft ve esmasyla isbat eder.
kinci Makam ise: Hakikat- tevhidi ve tevhid-i hakikyi, "Oniki
Lem'a" namyla hikye-i temsiliyenin perdesi altnda oniki brhan-
bahire ile vahdaniyet-i lahiyeyi isbat etmekle beraber, evsaf- celaliye ve
cemaliye ve kemaliyesini vahdaniyet iinde isbat ediyor. O Lem'alardaki
deliller o kadar kat'dir ki, hibir bhe yeri kalmyor. Ve o kadar
klldirler ki, mevcudat adedince, belki zerrat saysnca










---sh:(S:785) -------------
marifetullaha pencereler ayor. Ve onun ile Vcib-l Vcud'un
vcudunu, umum sft ve esmasyla en muannidlere kar isbat ediyor.
YRMNC SZ: 311
,....-........-..!
..-!..!..........!.............,
yetlerinin mealindeki ok ytn imana dair ve terakkiyat ve tedenniyat-
insaniyeye medar hakikatlerini "Be Nokta" ile ve "Be Nkte" iinde
herkese taalluk eden ve herkes ona muhta olan on mebhas ile o srr-
azmi tefsir eder. stidadat- insaniye ile vezaif-i insaniyeyi, gayet makul
ve makbul bir surette beyan eder.
Bu sz, imdiye kadar binler adam hb- gafletten kurtard gibi,
oklarn da imana getirmi. Gayet kymettar ve yksek olmakla beraber,
temsiller ile fehmi kolaylam, herkes onun dilini anlyor.
YRMDRDNC SZ: 332
..-!.....!..!. yetinin mealinde ve
esma-i hsnann cilveleri hakkndaki ok ytn muazzam bir hakikatn
be dal namyla mebahis-i azme ile tefsir ediyor. Birinci ve kinci
Dallar, mhim esrarn muhtasar bir hazinesidir. nc Dal, hadslere
gelen evham oniki kaide ile reddeder. Evhamn esaslarn keser.
Drdnc Dal, kinat saraynda istihdam olunan nebatat ve hayvanat ve
insan ve melaike taifelerinin srr- istihdamlarn ve gzel vazife-i
ubudiyet ve tesbihlerini ve hamet-i rububiyet-i lahiyeyi cazibedar bir
tarzda beyan eder. Beinci Dal,
..-!.....!..!.
yetinin ecere-i nuraniyesinin hadsiz meyvelerinden be meyvesini
gayet parlak ve








---sh:(S:786) -------------
gzel bir surette gsteriyor. Bu be meyve ve Otuzbirinci Sz'n
hirindeki be meyve, ok irindirler. Tatl ilim isteyenler onlar alsn
okusun.
YRMBENC SZ: 365
........-!....-...!.
....-.!,..-..!..........!.
yetinin hakikatn teyid eden yzer ytn en mhim bir hakikat olan
i'caz- Kur'anyi tefsir eder. ua iinde krk vcuh-u i'caziyeyi beyan
ve tefsir ediyor ki; Kur'an, kelmullah olduunu; gndzdeki ziya,
gnein vcudunu gsterdii gibi, ylece gsterir ve isbat eder. Nsf-
evvel endan sr'atli te'lif edilmi, fakat istirahat- kalb ile yazld iin
izahldr. Nsf- hir baz esbab- mhimmeye binaen muhtasar ve
mcmel kalmtr. Fakat bununla beraber her taifeye gre (ve ne fikirde
bulunursa bulunsun) bu mbarek Sz, i'caz- Kur'an ona gsterir ve isbat
eder. Bu sz imdiye kadar i'caz- Kur'ana kar ok muannidleri serfru
ettirerek secdeye getirmi...
YRMALTINCI SZ: 463
,.-.!.-.!,.
...-....!........-.........
...........-...
mealindeki ytn srr- kadere ait ve "man- bilkader" "Hayrih ve
errih minallahi tel"nn isbatna medar mhim bir hakikatn drt
mebhas ile yle bir surette tefsir eder ki: Havassn fikirleri yetimedii
esrar- kaderiyeyi, basit avamlarn zihinlerine takrib edip anlattryor.
Htimesinde: En ksa ve en selim ve en mstakim bir tarkn esasn
"Drt Hatve" namyla tezkiye-i nefsin ve tekemml-










---sh:(S:787) -------------
ruhun medar olan drt mhim dersi veriyor. Ve htimenin htimesinde
mesail-i mteferrikadan alt mes'ele var ki, birisi Sure-i Feth'in hirindeki
yetin bir srr- i'caziyesini ayor.
YRMYEDNC SZ: 480
..-!,......!.!....!!....!.
....!.,.....L.......!
....L.:!,.-....-.,:...
yetinin mealindeki ytn itihada dair mhim bir hakikatn tefsir eder.
Ve bu zamanda haddinden tecavz edip itihaddan dem vuranlarn
haddini bildirip, ihtilaf- mezahibin srrn gzel beyan eder. "Bu
zamanda eski zaman gibi itihad edebiliriz" diyenlerin ne kadar yanl
hata ettiklerini isbat eder. Bu szn zeylinde Sahabe-i Gzin'in evliyadan
yksek olan mertebelerini gayet parlak bir surette ve kat' bir tarzda isbat
etmekle beraber, Sahabelerin nev'-i beer iinde Enbiyadan sonra en
mmtaz ahsiyetler olduklarn ve onlara yetiilmediini kat' bir surette
isbat eder.
YRMSEKZNC SZ: 497
...,.! ..-!..!..........!.:.
...............-._.-
......._.!..!......
..!.-...,....L.~....,.!....:..
yetinin Cennet'e ve saadet-i ebediyeye dair hakikatn teyid eden yzer
ytn mhim bir hakikatn iki makamla tefsir eder. Birinci Makam:
"Be Sual ve Cevab" namyla Cennet'in lezaiz-i cismaniyesine ve huriler
hakknda medar- tenkid olmu







---sh:(S:788) -------------
mes'eleleri yle gzel bir surette beyan eder ki, herkesi ikna eder. kinci
Makam: Arabiyy-l ibare olarak oniki lasiyyema kelimesiyle balar ve
gayet kuvvetli ve kat' ve hi bir cihette sarslmaz, hare dair, Cennet ve
Cehennem'in hakkaniyetine medar binler brhan tazammun eden bir
brhan- bahirdir ki; o brhan, Onuncu Sz'n mene'i ve esas ve
hlsasdr.
YRMDOKUZUNCU SZ: 503
.:.... ...........!....~..!.
.......!~......!.....
..-....,:.-..,:..-..
yetlerinin mealindeki yzer ytn hair ve beka-i ruha ve melaikeye
dair mhim hakikatn tefsir eder. Beka-i ruhu o kadar gzel isbat eder
ki: Cesedin vcudu gibi, ruhun bekasn gsterir. Ve melaikenin
vcudlarn, Amerika insanlarnn vcudlar gibi isbat eder. Ve Hair ve
Kyametin vcud ve tahakkuklarn o kadar mantk ve akl bir surette
isbat eder ki: Hibir feylesof, hibir mnkir itiraza mecal bulamaz.
Teslim olmazsa da mlzem olur. Hususan hirindeki "Remizli Nktenin
Srr" namyla har-i ekberin esbab- mcibesini ve hikmetlerini yle bir
tarzda beyan eder ki; tlsm- kinatn muammasndan bir muammasn
gayet parlak bir surette halleder. (Haiye)
OTUZUNCU SZ: 535
........-......~..
......!..........-....-!,!..
............!...-...

(Haiye): Yirmidokuzuncu Sz'n gz ile grnen bir kerameti var.
Ezcmle, onalt sahifesinde ihtiyarsz, tasannu'suz her sahifenin
satrlarnn balarnda onalt elif gelmesidir. Bu tevafuku grmek
isteyenler, eski harfli nshasna mracaat etsinler.




---sh:(S:789) -------------
yetlerinin enaniyet-i insaniye ve tahavvlt- zerrat hakkndaki hakikata
dair gelen ytn iki mhim srrn iki maksad ile beyan eder. Birinci
Maksad, enaniyet-i insaniyenin muamma-y acibesini hallederek silsile-i
diyanet ile silsile-i felsefenin mene'lerini gayet parlak bir tarzda gsterir.
kinci Maksad, tahavvlt- zerratn tlsmn kefediyor. Zerratn
harektn, o derece hikmetli ve muntazam gsteriyor ki: O umum
zerreler, Sultan- Ezel'nin muhteem ve muazzam bir ordusu ve muti' ve
msahhar memurlar olduunu kat' delillerle isbat eder. Yirmidokuzuncu
Sz naslki tlsm- kinatn muammasndan birisini kefetmi. Bu
Otuzuncu Sz dahi akllar hayrette brakan ve feylesoflar sersemletiren
o tlsmn muammasndan ikinci muammasn halletmitir. Hususan
htimesinde: Yedi hikmet ve yedi kanun-u azm ile bir ism-i a'zamn
tecellisini gstermekle; tahavvlt- zerratn hikmetini gayet kat' ve
parlak bir surette gsterdii gibi, zhayat cisimlerini, o zerratn seyr
seferine bir misafirhane ve bir kla ve bir mekteb hkmnde gsterir,
isbat eder.

OTUZBRNC SZ: 559
.-..!..!...-_.._.!.-..
_..,-.!._.!...-..!!..-!
yetlerinin hakikatn teyid eden ytn en mhim bir hakikat olan
Mi'rac- Ahmediye'yi (A.S.M.) ve o mi'rac iinde kemalt-
Muhammediyeyi (A.S.M.) ve o kemalt iinde risalet-i Ahmediye'yi
(A.S.M.) ve o risalet iinde ok esrar- rububiyeti tefsir eder. Ve kat'
delillerle isbat eder bir risaledir. Muhtelif tabakattan olan insanlardan bu
risaleyi kim grmse, karsnda hayran olup, akldan uzak mes'ele-i
mi'rac en zahir ve vcib ve lzm bir tarzda gsterdiini kabul ediyorlar.
Hususan o ecere-i nuraniye-i mi'racn hirlerinde beyz meyveden "Be
Meyve"sini o kadar gzel tasvir eder ki; zerre mikdar zevki, uuru
bulunan onlara meftun olur.







---sh:(S:790) -------------
Zeyl: akk- Kamer mu'cizesine bu zaman feylesoflarnn ettikleri
itirazlarn "Be Nokta" ile gayet kat' bir surette reddedip, inikak-
Kamer'in vukuuna hibir mani bulunmadn gsterir. Ve hirinde de
"be icma" ile akk- Kamer'in vuku bulduunu gayet muhtasar bir
surette isbat eder. akk- Kamer mu'cize-i Ahmediyesini gne gibi
gsterir.
OTUZKNC SZ: 590
Mevkftr.
Birinci Mevkf:
....! ..!......!
...! .- ..
yetinin mealindeki yzer ytn vahdaniyete dair en mhim hakikatn
yle bir surette isbat eder ki; irk ve kfr yolunu muhal ve mmteni'
gsterir. Kinatn etrafndan kfr ve irki tardeder. Zerrat adedince
vahdaniyetin delilleri bulunduunu beyan eder. Gayet latif ve yksek ve
mantk bir muhavere-i temsiliye suretinde, hadsiz geni mesaili o temsil
iinde dercedip gsterir. Ve zeylinde gayet latif birka mes'ele var ki;
hakikat olduklar halde iirin en parlak ve geni hayalinden daha parlak,
daha genitir.
kinci mevkf:
...! .- ..
in hakikatna dair srr- ehadiyete ve vahdete gelen tekikat ve evham
izale eder. Ehl-i dalaletin ehl-i tevhide kar ettikleri itirazat kat' bir
surette reddediyor. Birinci Mevkf'tan daha kuvvetli, yt- Kur'aniyenin
vahdaniyete dair mu'cizane isbatlarn gsterir. Ehadiyet-i Ztiye ile
btn eyay birden bir anda tedbir ve terbiye etmek olan hakikat-
muazzama-i Kur'aniyeyi gayet gzel ve vzh bir temsil ile isbat eder.
Akl ikna ve kalbi teslime mecbur eder.
Ve bilhassa bu kinci Mevkf'n htimesinden evvel ikinci
temsilin neticesinde Zt- Akdes-i lahiye'den hibir ey








---sh:(S:791) -------------
saklanmadn ve hibir ey ondan gizlenemediini, hibir ferd ondan
uzak kalmadn hibir ahs klliyet-i kudsiye kesbetmeden ona
yanaamadn ve rububiyetinde ve tasarrufunda bir i, bir ie mani
olmadn ve hibir yer onun huzurundan hl kalmadn, hereyde
bakar ve iitir sem' ve basarnn cilvesi bulunduunu, silsile-i eya
emirlerinin sr'at-i cereyanlarna birer tel, birer damar hkmne
getiini, esbab ve vesait srf zahir bir perde olduunu, hibir yerde
bulunmad halde her yerde ilim ve kudretiyle bulunduunu, hibir
tahayyz ve temekkne muhta olmadn ve uzaklk ve glk ve
tabakat- vcudun perdeleri onun kurbiyetine ve tasarrufuna ve uhuduna
mani olmadn ve maddlerin, mmkinlerin, kesiflerin, kesrlerin,
mahdudlarn hassalar onun dmen-i izzetine yanaamadn ve tegayyr
ve tebeddl ve tahayyz ve tecezzi gibi emirlerden mcerred, mnezzeh,
mberra ve mukaddes olduunu gayet gzel bir surette isbat eder. Bu
kinci Mevkf'n htimesinde srr- ehadiyete dair arabiyy-l ibare gayet
mhim bir para tercmesiyle beraber gayet parlak bir surette ok
mesail-i mhimmeyi ifade eder. Hususan insann muhasebe-i a'mali iin
hair ve neri yapmak, koca kinat tayir ve tebdil ve tahrib ve tamir
etmek srrn beyan eder.
nc Mevkf:
..-!.!..-..!..-!........!...-!...
yetlerin mealindeki yzer ytn mhim bir hakikatn gayet mhim bir
mvazene ile beyan eder. Ehl-i dalalet hakknda hayat- dnyeviye ne
kadar mdhi neticeler getirdiini ve ehl-i hidayet hakknda ne kadar
gzel neticeler ve gayeler verdiini gsterir. Hususan, muhabbet
hakkndaki semerat- dnyeviye ve uhreviye;












---sh:(S:792) --------------
ehl-i dalalet iin ne kadar elm, ehl-i hidayet iin ne kadar ho olduunu
gsterir. Bu nc Mevkf hakknda baz mdakkik kardelerimiz
demiler ki: "Sair risaleler yldzlar olsa, bu gnetir." Dier biri ona
mukabil demi: "Herbir risale, kendi leminde ve kendine mahsus sema-i
hakikatta birer gnetir. Uzak olanlara yldz, yakn olanlara emstirler."
OTUZNC SZ: 653
,....._......,.....
...:.,!.-!.,.!.....-
........
Otuz yetin birer hakikatlarn tefsir eden otuz penceredir.
Otuz risale olmaa lyk iken gayet mstacel bir zamanda yazld
iin, bir veya yarm sahifelik pencereleri birer risale kuvvetinde ve birer
risaleyi tazammun eden mahiyetinde olduunu gsterir. Fakat
maatteessf bataki pencereler gayet mcmel ve muhtasar kalm, lkin
gittike inbisat ederek nsf- hirdeki pencereler vzh dmtr.
LEMAAT: 691
Risale-i Nur akirdlerine kk bir mesnev ve iman bir divandr.
Anglikan Kilisesine Cevab: 746
KONFERANS: 747
FHRST: 775
* * *

You might also like