You are on page 1of 4

Sûfi Perspektif

Doç.Dr. Kadir ÖZKÖSE

Kurtuluş Savaşına
Katılan Din Bilginleri
ve Tekkeler

A nadolu’da Mustafa Kemal’in önderliğinde


başlayan Millî Mücadele Hareketi, ırkçı olma-
yan, etnik, bölgesel ve mezhebî kaygılardan uzak,
Türk milletinin varlığını ve bağımsızlığını korumak
için maddî-manevî tüm imkânlarını seferber etti-
ği İstiklâl Savaşı idi. Bu nedenle, milli mücadele-
“Aslî hüviyetlerine miz, İslâmî anlayıştan yoksun değildi. O dönemde,
bağlı kaldıkları Anadolu’daki pek çok din adamı, müftü ve hoca-
dönemlerde tekkeler, ların milli mücadele fikrinin doğuşunda önemli bir
rol oynadıklarını görmekteyiz. Kurtuluş Savaşı kı-
inceliğin, kibarlığın,
vılcımını ateşlemekle kalmayan kimi din adamları,
zarafetin, nezaketin, din, vatan ve millet uğrunda canla başla mücade-
insan sevgisinin, leye katılmışlardı.1 Örneğin, Denizli-Çal Müftüsü
Ahmet İzzet (Çalgüner) Efendi (ö.1952), halkın millî
çalışmanın, hizmetin,
harekâta katılmaları için çaba sarf etmiş, İzmir’in iş-
sanatın, ilmin, gali üzerine, 17 Mayıs 1919 günü Çal halkını Çarşı
irfanın, marifetin ve Camii’nde toplayarak onlara düşman istilasına karşı
maharetin öğretildiği, seyirci kalınmamasını ve mukavemet edilmesinin
gerekliliğini anlatmış ve Çal çevresinden topladığı
işlendiği, geliştirildiği
100 gönüllü ile Aydın-Köşk cephesinde düşmanla
ve olgunlaştırıldığı çarpışmıştır.2 Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Efendi
merkezlerdi.” (ö.1921) ise Bilecik ve çevresi halkını millî direniş
için teşkilatlandırmaya çalışmış, bu amaçla çarşı ve
pazarlarda konuşmalar yapmış, vaazlar vermiş, Millî
Mücadele lehindeki geniş çaplı çalışmalarından do-
layı 7 Nisan 1921 tarihinde Yunan askerlerince şehit
edilmiştir.3

18 Somuncu Baba
Camilerin Fonksiyonu Nakşi şeyhi Hacı Hasan Efendi Milli Mücadelenin
destekleyicileri arasında idi.6
Milli Mücadele döneminde camiler, sosyal,
kültürel ve idari fonksiyonlara sahip alanlar olarak Kuvâ-yı Milliye Hareketini destekleyen sufi
işlevlerini sürdürmekteydi. Hükümet, halka, ca- şeyhleri, mücadele sırasında onların meşrulaştırıl-
miler aracılığı ile ulaşmaktaydı . Bu nedenle Milli
4
ması, halk ve maddi kaynakların seferber edilmesi,
Mücadele’nin örgütlenmesinde camiler, tabiî ola- Saray ile Milli Mücadeleciler ve Ankara-İstanbul
rak çok önemli fonksiyon üstlenmişlerdi. Bildiriler, Hükümetleri arasında aracılık rollerini yerine ge-
ilanlar, çağrılar camilerden yapılmakta ve cami tirmişlerdir. Bir taraftan onları meşrulaştırırken,
duvarlarına asılmaktaydı. Halk camilerde hareke- diğer taraftan savaş için gerekli halk desteğini
te geçmekteydi.
sağlayan konuşmalar vaazlar vermiş, mevlitlere
Milli Mücadele ve Tekkeler katılmış, mevlitler düzenlemiş, milliyetçi cemiyet-
lere katılmış, değişik şehirlerden TBMM’ye mebus
Milli Mücadele döneminde, pek çok tekke
olarak seçilmişlerdir. Mecliste de genelde Şeriyye
ve tasavvuf erbabının da faal rol oynadığını gör-
ve Evkaf Komisyonu ile İrşad komisyonunda gö-
mekteyiz. Aslî hüviyetlerine bağlı kaldıkları dö-
revlendirilmişlerdir.7
nemlerde tekkeler, inceliğin, kibarlığın, zarafetin,
nezaketin, insan sevgisinin, çalışmanın, hizmetin, Mücahidîn-i Mevleviyye Alayı
sanatın, ilmin, irfanın, marifetin ve maharetin öğ-
Çoğunluğunu Mevlevilerin teşkil ettiği “Mü-
retildiği, işlendiği, geliştirildiği ve olgunlaştırıldığı
cahidîn-i Mevleviyye Alayı”, millî mücadelede
merkezlerdi. Fakat zamanla duraklamaya, gerile-
meye ve çökmeye yüz tuttu. Çöken ve yıkılan tek- özel bir yere sahipti. Alay sancağını alay komutanı
kede, hakikî tekke ruhundan ve cevherinden eser Veled Çelebi’ye vekaleten alan Yenikapı Mevle-
kalmadı.5 Milli Mücadele’nin yapıldığı dönemler- vihanesi şeyhi Abdülbaki Efendi, dervişlerle be-
de eski safiyet ve gücünü kaybetmeyen tekkelerin raber, İstanbul’dan Konya’ya doğru yola çıktı. Yol
gayretleri, diğerlerini de bu mücadelenin içine
sokmuştur.

Tarikat erbabını bir bütün olarak “Milli Müca-


dele yanlısı” veya “Milli Mücadele karşıtı” diye
tanımlamamız mümkün değildir. Bazıları Mil-
li Mücadele yanlılarını ve diğer bazıları da Milli
Mücadele karşıtlarını desteklemiştir. İsyan çıkaran
isimlerden Şeyh Eşref ve Şeyh Recep, Melamiyye
veya Halvetiyye mensubu olan ve Hürriyet-İtilaf
Fırkasının kurucu üyelerinden sayılan Sadık Bey,
Çorum Mevlevihanesi şeyhi ve Tarikat-ı Salahiyye
üyesi Ali Kemal Milli Mücadele hareketinin aman-
sız düşmanları iken; Nakşibendi şeyhi ve Erzincan
mebusu Fevzi Efendi, Halvetiyye şeyhi ve Bolu
mebusu Abdullah Sabri Aytaç, Halvetiyye şeyhi
ve Kırşehir mebusu Yahya Galib Kargı Bey, Nakşi
Özbekler Tekkesi şeyhi Mehmed Ata Efendi, Bir
Kadiriye Dergahı olan Hatuniyye Tekkesi şeyhi Sa-
dedin Ceylan Efendi, Hacı Bektaş Veli Dergahının

Mart / 2007 19
boyunca diğer tekke ve zaviye mensuplarının da Mücâhidîn-i Bektâşiyye
katılmasıyla iyice kalabalıklaşan alay manevî ik-
Mevleviyye Alayı’nın bir benzerini daha önce
mal ve lojistiğini de Mevlâna’nın huzurunda ta- Bektaşiyye Tarikatı’nın organizasyonunda gör-
mamlayarak mücadelenin içine girmiş oldu. Bu mekteyiz. I. Dünya Savaşı sırasında Bektaşiyye
taburda değişik birçok tarikattan derviş vardı ama Tarikatı’na mensup dervişler, “Mücâhidîn-i Bektâ-
kumandanı Mevlevî şeyh Veled Çelebi (1869- şiyye” adıyla bir Bektaşî alayı kurmuş ve oldukça
1953) olduğu için ve bu girişim onların eseri oldu- önemli bir politik güç haline gelmişlerdir. 1915’te
kurulan bu alaydaki asker sayısı 7.000’i aşkındı
ğundan “Mevlevî” denmişti. 138’i Yenikapı Mev-
ve Doğu Cephesi’ne gönderilmişti. Bu alaya ait
levi Dergahı’ndan olan 1.023 kişiden oluşuyor-
olduğu söylenen bir sancak, halen Cemaleddin
du. Asker-dervişler Yenikapı Mevlevihanesinden
Çelebi’nin Hacıbektaş’taki türbesinin başucunda
hareketle Konya’daki Mevlâna türbesine gittiler. durmaktadır.10
Orada okunan Kur’an ve yapılan dualardan son-
Üsküdar Özbekler Tekkesi ve Şeyh Ata
ra IV. Orduya katılmak üzere Şam’a doğru yola
koyuldular. Ancak, “eğitilmiş asker olmadıkları Yine Kurtuluş Savaşı’nda stratejik mevkii ve
için” çoğu yolda öldü. Geriye kalanlar, askerleri şeyhinin faaliyetleri yönünden en renkli dergâh
Üsküdar Özbekler Tekkesi’dir. Silah sevkiyatının
savaşa teşvik için diğer ordulara dağıtıldı.8 Mev-
yapıldığı, Milli Mücadele önderlerinin ağırlandığı,
levî Dergâhı’nın postnişini Abdulhalim Çelebi
Fevzi Çakmak, İsmet İnönü gibi millî mücadele
(ö.1345/1925), 1920’de yayınladığı bir yazısında,
komutanlarının, pek çok mebusun misafir ol-
Ankara’yı kastederek, “...Cümlesinin temel fikirleri, dukları, yaralıların tedavi edildiği bir merkezdi11.
vatan hissi ile doludur. Buna imanım kadar kanaat Özbekler Tekkesi şeyhi Şeyh Ata (ö.?)’nın tevkif
hasıl ettim...” demektedir.
9
edilmesinden sonra, onunla konuşan İngiliz Giz-

20 Somuncu Baba
li Servisi yetkilisi Harron Armstrong, izlenimlerini Kuva-yı Milliye Hareketinin başarılı olması ve
şu ifadelerle dile getirmektedir: “Bizler Türk din TBMM’nin kurulması üzerine 1920 sonlarında
adamlarının, bu mevzularda faal rol oynayacakla- Ankara’ya gelen Ahmed eş-Şerif, Mustafa Kemal
rını asla tahmin etmiyorduk. Diğer araştırmaları- ve dava arkadaşları tarafından saygıyla karşılanmış
mız, Türk mukavemet menbalarının meydana çı- ve Milli Mücadeleye destek vermiştir. Bilhassa
karılması yolunda müspet netice vermeyince, vaki Doğu ve Güneydoğu Anadolu kentlerine düzenle-
ısrarlı ihbarları değerlendirerek tekkeler, mescidler, diği seyahatler, yaptığı toplantı ve konuşmalar ile
camiler gibi dinî mebâni (binalar) üzerinde durduk
Anadolu halkının bir bütün olarak Milli Mücade-
ve din adamlarını takip ve kontrole başladık. Elde
leye katılmalarını teşvik etmiştir. Özellikle 1 Şubat
ettiğimiz malumat ve karşılaştığımız hakikatler biz-
1921 yılında Sivas’ta Ahmed eş-Şerif önderliğinde
leri hayrete düşürdü. Bu din adamları münhasıran
düzenlenen İttihad-ı İslâm Kongresi, Milli Müca-
telkinlerle ve maneviyatı yükseltmekle iktifa etme-
deleye İslâm Dünyasının ilgi duymasına ve gerek-
mişler, fiilî olarak da mukavemet teşkilatı içinde
li desteği vermesine yol açmıştır. Mustafa Kemal
vazife almışlardı. Halk üzerinde tesirleri fevkalade
Paşa ile sağladığı dostane ilişkiler Cumhuriyetin
olduğundan, üzerlerine aldıkları vazifeleri muvaffa-
kiyetle ifa etmişlerdi.”12 ilanından sonra da devam etmiştir.

Hatuniye Dergâhı Sonuç olarak diyebiliriz ki, tarihi iyi anlamadan,


bilmeden, tanımadan, başarı ve kusurları görme-
Millî Mücadeleye destek bir diğer tekke, Ha- den, değerlendirme çabasına girişimiz boşuna za-
tuniye Dergâhı idi. Bu tekkenin şeyhi Sadeddin
man kaybından başka bir şey olmaz. Sosyal varlık
Ceylan Efendi (ö.1931), aynı zamanda İplikhane
olmamız, geçmişten etkilenip, geleceği etkileme-
Hastanesinin imamı idi. Silah kaçırma sırasında si-
mizi gerektirir. Milli Mücadele gibi, Anadolu insa-
lahları saklamak için tabutları kullanmışlardı.13
nının ölüm-kalım savaşında, Anadolu halkının fer-
Tâceddin Sultan yadını yüreğinde hisseden ve tüm imkânlarını bu
uğurda seferber etmeye çalışan asker-sivil, alim-
Diğer bir dergâh, Ankara Hacettepe’de Tâced-
şeyh, kadın-erkek halkımızın tüm kahramanları-
din Sultan Camii Külliyesi içindeki, adını Celvetî
Şeyh Tâceddin İbrahim’den alan Tâceddin Der- nı saygıyla anıyor, kendilerine şükranlarımızı bir
gâhı, Mehmet Akif Ersoy’un Ankara’ya her gelişin- borç telakki ediyoruz.
de kaldığı yerdi. Bu tekke, bir çok milli mücade- Dipnot
leci şahsiyetin uğrağı idi. Eşref Edip Fergan (1882- 1- Ali Sarıkoyuncu, Millî Mücadelede Din Adamları, Ankara 1999,
c.I, s.19.
1971), Hasan Basri Çantay (1887-1964) ve Şeyh 2- Orhan Vural, “İstiklal Savaşı’nda Müftülerin Hizmetleri”, Sebi-
Ahmed Senusi bu dergâhın ziyaretçileri arasında lürreşad, c. I, S. 12, s.185-187;Yeni Gazete, 25 Mayıs 1919.
3- Hamit Pehlivanlı, Kurtuluş Savaşı İstihbaratında Askerî Polis
idi. Burası şimdi Mehmet Akif Ersoy sokağında Teşkilatı, Ankara 1992, s. 9; Ali Sarıkoyuncu, “Şeyh Edebali
ve Milli Mücadele’de Bilecik Müftüsü Mehmet Nuri Efendi”,
Mehmet Akif Ersoy Evi diye bilinen müzedir.14 Diyanet İlmî Dergi, c. 30, S. 3, (Temmuz-Ağustos-Eylül 1994).
4- Kemal Kahraman, Millî Mücadele, İstanbul 1992, s. 72.
5- Süleyman Uludağ, “Takdim”, Din hayat Sanat Açısından Tekke-
Seyyid Ahmed eş-Şerif
ler ve Zaviyeler, İstanbul 1990, s. 42-43.
6- Hülya Küçük, Kurtuluş Savaşında Bektaşiler, Kitap Yayınevi,
Anadolu Müslümanlarının özgürlük mücade- İstanbul 2003, s. 95.
7- Küçük, a.g.e., s. 95.
lesinde, dünya Müslümanlarının manevî desteği 8- Küçük, a.g.e., s. 42.
9- Cemal Kutay, Kurtuluşun ve Cumhuriyetin Manevî Mimarları,
de alınmıştır. En acıklı döneminde Türk milletinin Ankara 1973, s. 76.
imdadına koşan önemli Müslüman önderlerden 10- Küçük, a.g.e., s. 101-104.
11- Mustafa Kara, Din-Hayat-Sanat Açısından Tekkeler ve Zaviyeler,
birisi Seyyid Ahmed eş-Şerif’tir. Seyyid Ahmed Dergâh Yayımları, III.Baskı, İstanbul 1990, s.216.
12- Kara, a.g.e., s. 28.
eş-Şerif (1290-1352/1873-1933) Kuzey Afrika 13- Küçük, a.g.e., 80.
tarikatlarından Senûsîyye şeyhi idi. Anadolu’da 14- Küçük, a.g.e., 80.

Mart / 2007 21

You might also like