You are on page 1of 8

Azalan Kr Oranlarndan, Tketim Yetersizli ine; Eski Teoriler Geri Dnerken...

Kaan t* 24 Ekim 1929da New York Borsasnda hisse senetlerinin de erlerinin ok altnda satlmas ile ortaya kan ekonomik durgunluk ba ta geli mi lkeler olmak zere hem dnya ekonomisinde ciddi bir durgunlu a hem de iktisat yaznnda Keynesin fikirlerinin yanklanmasna neden olmu tu. Birinci Dnya Sava sonrasnda otomotiv sektrndeki atlm ve uygulanan fordist retim teknikleri ile ABD ekonomisi gl bir byme trendi yakalam t. Artan otomobil sahipli i yeni yerle im yerlerini ve arazi speklasyonunu gndeme getirmi ti. Galbraith 1929 ncesinde Amerikan kapitalizminin tart lmaz bir biimde canl bir faza girdi ini otomobil retiminden, Floridada ya anan emlak piyasas ykseli ine kadar e itli rneklerle anlatr.1 Galbraithin de vurgulad gibi, bu gl bymenin hisse senetleri fiyatlar zerindeki ykseltici etkisi zellikle 1928den sonra speklatif bir zellik kazanm t. Dnemin faiz oranlarnn d k olmas da hisse senedi piyasalarndaki ykseli i destekleyen bir etkendi. Borsadaki speklasyonun hzlanmas ile hisse senetleri, getirileri iin de il fiyatlarndaki ykseli ve bu ykseli in devam edece i beklentisi ile talep edilir olmu lard. Hisse senetleri fiyatlarndaki art lar firmalarn de erlerindeki art n ok zerine km t. Byle bir sre ancak yeni speklatrler borsaya girdi i srece devam edebilirdi ve nitekim 1929da sona erdi. Borsadaki k n reel ekonomiye etkisi talepteki ani daralma oldu. Speklatif gelirlerin destekledi i gl tketim aniden ortadan kalknca bu sonu ortaya kt. Dolays ile 1929da ba alayan durgunlu un eksik tketim ve yetersiz talepten kaynakland genel kabul grd. Keynes 1936da yaynlanan Genel Teoride zaman, belirsizlik ve beklentiler gibi pek ok nemli konunun yannda 1929 buhran ile ilgili olan iki nokta zerinde durmu tu. Keynes, 1929 buhrann a rlkl olarak talep yetersizli ine dayanarak aklyordu. Keynes, kitabnn Efektif Talep lkesi ba lkl blmnde gelir artka tketimin de artt n, ancak bu art n daha kk bir oranda gerekle ti ini, bu nedenle bir toplum ne kadar zenginse potansiyel ve gerekle en retimleri arasndaki farkn da o derecede geni leme e iliminde oldu unu ifade eder. Zengin toplumda efektif talep yetersizli i, a r retime neden olabilir.2 Keynes talep yetersizli inin neden oldu u durgunluktan k iin devletin talep destekleyici, istihdam yaratc politikalar uygulamasn savunmann yannda, speklatif kpklere de dikkat ekiyor, ABDde speklasyonun giri im zerinde baskn bir konuma sahip oldu unu vurgulayarak, tm i lemlerin zerine bir transfer vergisi konmasn neriyordu.3 Hatrlayacak olursak 1990larn sonunda ABD ekonomisinde zellikle teknoloji ya and.

hisselerinin fiyatlarnda keskin bir ykseli

ve ardndan 2000-2001de bir k

NASDAQ endeksi 1999dan itibaren artan bir ivmeyle 2000 ba nda 1996daki de erinin 5

katn a tktan sonra, 2000de ba layan hzl d le 2002 sonlarnda neredeyse 1996 seviyesine geri dnld. 2003te ba alayan toparlanma ile 2005 sonunda endeks ancak 1996daki seviyesinin iki katndan biraz zerinde bir seviyeye ula m durumda.4 Bu srecin ekonominin temel de i kenlerindeki belirgin bir de i ime kar lk gelmemesi, speklasyonun etkili oldu u eklinde yorumland.5 Enron gibi irketlerin muhasebe skandallar ve kendi hisseleri zerinde yaptklar speklasyonlarn a a kmas da bu gr destekledi. 2001de ABD byme oran %1 altna d nce uzun sreli bir durgunluk beklentisi do du ancak FEDin ak piyasa i lemleri ile faizleri %6,5tan 2003 Haziran ayna kadar %1e indirmesi6 ve ABD hane halknn neredeyse hi tasarruf etmeyerek ortaya koydu u tketim gc ile durgunluktan ksa zamanda kld. ABDdeki gl tketim 2001 ncesinde byk oranda borsadaki speklatif ykseli tarafndan desteklenirken son dnemde daha ok emlak piyalarndaki balon tarafndan destekleniyor. Ev fiyatlarndaki ykselme hane halklarnn varlk pozisyonlarn dengelemelerini kolayla trrken, borlanmann radikal bir biimde artt gzleniyor. Bu nedenle emlak piyasasndaki fiyatlarda ya anacak bir d n kt sonulara yol aaca borlanma ve bymenin yava layaca tahmin ediliyor.7 Ev fiyatlarndaki ykseli ve d k faiz oranlarnn mortage dalgasn destekledi i ve tketicilerin gelirlerine gre byk oranda harcama yapmalarn sa lad ancak bu durumun srdrlemez oldu u hane halk harcamalarnn gelirlerine gre sonsuz bir ekilde byyemeyece i iddia ediliyor.8 ABDnin gl talebinin do al bir sonucu da byk d ticaret a ve bundan

kaynaklanan cari i lemler a olarak ortaya kyor. ABD cari a nn milli gelirine oran bizimkine benzer bir ekilde %6nn zerinde. Biz cari i lemler a mz dnya ortalamasnn ok zerinde faiz oranlar vererek kapatyoruz. Geli mekte olan ekonomiler iinde Brezilyann %17,95lik faiz oranndan sonra yabanc sermayeye en yksek faizi Endonezya (%14,31)9 ile birlikte Trkiye veriyor. Trkiyede hazine faizleri 2001 krizi sonrasndaki d trendi ile ancak %14 seviyesine geriledi.10 Bu arada sermaye giri ine ba l olarak de erlenen TLden kaynaklanan kur etkisinin yabanc sermayeynin getirisini arttrd n da unutmamak gerek. Kur etkisinin grece d k oldu u 2005de ise ortalama hazine faizi %16,3 olurken, 2003 ve 2004te yabanc sermaye iin reel getiri yllk ortalama kur ve faiz oranlar cinsinden srasyla %50 ve %30 civarnda gerekle ti.11 ABDde faiz oranlar henz 4,75e ykseldi. Yani ABD Trkiye gibi ykek faiz vermiyor ancak 2004 ortalarndan bu yana sren faiz oran art devam ederse finansal sermaye Trkiye gibi geli mekte olan lkelerden ABDye do ru akmaya ba layabilir ki byle bir olay cari a mz finanse etmekte zorlanaca mz iin, bizim amzdan potansiyel bir kriz tehditidir. stelik geli mekte olan lkeler kategorisinde yani kresel finansal sermayenin yo un olarak akt lkeler iinde Hindistan, Pakistan, Tayland, Uruguay, Meksika ve yeni AB yesi lkelerin d nda kalanlar genel olarak cari i lemler fazlas veriyorlar ve bu lkeler arasnda, geli mekte olan Avrupa tanmlamas

d nda kalanlarn cari aklarnn milli gelirlerine oranlar da genelde %3 pek a myor.12 te yandan geli mi lkeler arasnda ise ABD, Avustralya, Yeni Zellanda ve zlanda yksek cari a a sahipler ve zlanda geti imiz gnlerde parasna kar yaplan bir speklatif atakla finansal krizin iine girdi. Roubini, bu gn zlandann ba na gelenin yarn Trkiye, Macaristan, Avustralya, Yeni Zellanda, spanya, ve ABDnin de ba na gelebilece ini sylerken bu lekelerde cari a n snr tesi ksa vadeli finansal akmlarla finanse edildi ine, ayrca bu lkelerin yksek d borlara ve ciddi anlamda a r de erli de i im oranlarna (kur) sahip olduklarna dikkat ekiyor. lkelerin ortak bir zelli i de emlak piyasalarnda olu an kp n de destekledi i d k tasarruf ve yksek tketim e ilimlerinin cari aklar daha da ktle tirmekte olmas.13 Geli mekte olan lkelere bir btn olarak bakld nda 2005 ylnda 230 milyar dolar cari i lemler fazlasna sahip olduklar te yandan ayn yl 400 milyar dolar sermayenin bu lkelere akt ve bunun da 158 milyar dolarnn do rudan yatrm oldu unu gryoruz. 2005te bu lekelerin rezervleri ise 416 milyar dolar artm .14 Bu anlamda Trkiye, cari i lemler a veren yaps ile geli mekte olan lkeler snflandrmasnn ortalama zelliklerini ta myor. Cari fazla veren bir lke olsak kresel finansal sermayenin ABDye dnmesi bizim iin bu anlamda bir tehdit olmayabilirdi. Goldstein, geli mekte olan piyasalarda bir sonraki finansal krizin neye benzeyece ini ara trd al masnda 5 kategoride toplad krlganlk gstergelerinin nde Trkiye ilk 5 srada yer alyor. al mada zellikle sermaye akmnda ya anacak ani bir duru un i ve d borlarn yksekli i yznden Trkiye asndan byk bir tehdit olabilece i vurgulanyor. Cari ak ile d borlarn toplamnn rezervlere ya da do rudan yatrmlara oranlar ve ksa vadeli d borlarn rezervlere oran asndan yine Trkiye en riskli lkelerden biri olarak grlyor. Kur nedeniyle ortaya kan krlganlk kategorisinde ise Trkiye paras a r de erli olan ilk 4 lke arasnda. Bunlarn yan sra kamu borlar ve toplam borlar ve d borlarn yksekli i asndan geli mekte olan lkeler arasnda yine ilk 5 iinde yer alan Trkiye, milli gelirine oranla en byk ticaret a n veren ve bu arada borlarn deyebilmek iin de milli gelirine oranla en byk faiz d fazlay veren lke. Goldstein, ABDdeki sk para politikasnn hzlanarak devam etmesi halinde kresel likiditeye ula labilirli in ve finansal sermayenin yksek risk i tahnn aniden gerileyebilece ine de dikkat ekiyor. Bu durumun kresel apta bir demeler dengesizli i yaratarak, geli mekte olan lkelerde yeni bir finansal krizi tetikleyebilece ini ve ABD faiz oranlarndaki art n geli mekte olan lkelerin byme oranlarn negatif ynde etkileyece ini vurguluyor.15 Uluslararas Finans Enstitsnn tahminleri de 2003 sonrasnda hzl bir ykseli gsteren, geli mekte olan piyasalara do ru gerekle en sermaye akmnn hz kesece i ve 2005teki 400 milyar dolarlk seviyesinden 2006da 356 milyar dolara gerileyece i ynnde. Enstit, byk getirilerin elde edildi i yllardan sonra geli mekte olan lkelerin borlanabilirli ini sa layan uygun ortamn srdrlmesinin risk altnda oldu unu, finansal aktiflerde ya anan keskin de erlenmenin bu

aktiflerin talebi zerinde caydr bir etki yapabilece ini, enerji fiyatlarnda yeni bir srama ya da kresel dengesizli in byme, faiz ve kur oranlarn etkilemesi gibi olas durumlarn geli mekte olan lkeler asndan negatif sonular olaca n, riskten kanmann artabilece ini ve kresel likiditede bir daralma ya anabilece ini vurguluyor. Enstitnn bu senaryo dahilinde geli mekte olan lkelerin yneticilerine nerisi ise ok ilgin. Piyasa gvenini destekleyen politikalar izleyin.16 Bu durumda ABD faiz oranlarndaki art n devam etmesinden etkilenecek ilk lkelerden birisi olma olasl mz ok yksek. stelik Japonya Merkez Bankasnn deflasyon ile mcadele amacyla be yldr uygulad gev ek para politikasndan son aydr tketici fiyatlarnda grlen art n da etkisi ile vazgeece ini aklamasyla, sfrlanm faiz oranlarnda zaman iinde bir art olaca beklentisi glendi ve bu geli me kresel apta ucuz para dneminden kld eklinde yorumlanyor.17 2001 sonrasnda ABD, cari a n ve dolays ile tketiminin bir blmn a rlkl olarak iki yoldan finanse ediyor. Birincisi petrol ticareti dolarla yapld iin dnya zerindeki dolar talebi bir sreklili e sahip. Dolar talebi ABDnin ka t maliyeti ile bast kendi paras cinsinden borlanabilmesi anlamna geliyor.18 Hemen bu noktada Irak mdahalesinin19, Venezuelladaki darbe giri iminin ve imdi de rana dzenlenmesi gndeme gelen saldrnn altndaki gerek nedenin bu lkelerin petrol sat n dolar yerine euro ile yapmaya kalkmalar hatta rann uluslararas petrol ticaretinde euro kullanmn baskn hale getirecek bir petrol borsas kurma yolunda ilerlemesi20 olabilece i aklmza geliyor. ABD ekonomisini silahla ayakta tutuyor. Ancak ABD ekonomisinin aklarn finanse eden ikinci etken de birincisi kadar nemli. in bymesini srdrebilmek iin ABDdeye mal satmak zorunda, inin i pazar kendi retimini emebilecek gte de il. Bu yzden de in ABD ile ticaretinde elde etti i fazla ile ABDye bor veriyor. inin resmi rezervleri 820 milyar dolar dzeyinde.21 Yani bir kar lkl ba mllk dengesi sz konusu. ABD cari a n finanse edemez ve dolarn de erinde ani bir d rezervlerindeki dolar/euro sz konusu olursa bundan ilk etkilenecek lke in olacaktr. orann euro ynnde de i tirebilecekleri ynnde baz Dnyadaki dolar talebinde ortaya kabilecek bir azalma ki Japonya, Rusya gibi lkeler aklamalar yapyorlar, ya da emlak piyasalarndaki balonun patlamas yeniden bir tketim yetersizli i sorununun gndeme gelmesini tetikleyebilir. Yukardaki senaryoyu tamamlayan ba ka bir etken ise u anda zellikle Avrupa

lkelerinde grlen ancak tm geli mi ekonomileri tehdit eden yksek i sizlik oranlar. in ve Hindistandaki d k emek maliyetleri artan petrol fiyatlarna ra men kresel bir enflasyon ya anmasn nlemekle22 birlikte geli mi lkelerde i sizli e neden oluyor. irketler retimlerini ve hizmet tedariklerini, emek maliyetlerinin d k oldu u bu lkelere kaydryorlar. Geli mi ekonomilerde artan i sizlik tketim yetersizli i ya anmas olasl n

destekliyor. Hintli ve inli bir orta snf geli mekle birlikte bunlarn tketim gcnn batllar ne zaman ikme edebilece i henz net olarak grlemiyor. retimin Asyaya kaymas sreci 1980lerdeki kreselle me akm ile gndeme gelmi ti ve altnda yatan temel dinamiklerinden birisi bat ekonomilerinde Keynesci talep destekleyici ekonomi politikalarnn ve refah devletinin, cret paylarn arttrrken kr oranlarnda azalmaya yol amasyd. leri kapitalist lkelerde kr oranlarnda 1960larn sonundan 1980lere kadar bir azalma trendi gzlenmi tir. Kr oranlar bu dnemde %16-17 seviyelerinden %10lara kadar d m tr.23 Bu srete uluslararas rekabetin artmas da etkili olmu tur. Kr oranlarnda azalmann ya and bu sreci kr paylar ile retkenlikteki azalmann da destekledi i iddia edilmektedir. 1980lerden sonra ise kr oranlarnda bir toparlanma gzlenmi , ancak edilebilmi tir.
24

ba langtaki azalmann yarsndan daha az telafi

Keynesin tketim yetersizli ine yapt vurgunun bir benzeri Marxda kr oranlarnn azalmas eklinde kar mza kar. Marxa gre, art de er oran ya da eme in sermaye tarafndan smrlme yo unlu u ayn kald srece, de i meyen sermayenin de i en sermayeye (emek) gre bymesi zorunlu olarak genel kr orannda bir d meye yol aar. Kapitalist retimin geli mesi ile birlikte, de i en sermayede de i meyen sermayeye oranla bir azalma olmas, kapitalist retimin bir yasasdr.25 Marxn bu ifadesini yerle ik neoklasik iktisat e itiminin kavramlar ile ifade edersek, kapitalist retim geli tike, teknolojik ilerlemenin de etkisi ile retimde kullanlan eme in bir ksmnn sermaye ile ikme edilmesinin sonucunda sermayenin eme e oran artmakta, retim daha sermaye yo un hale gelmektedir. Marxa gre kapitalistin kr olan artk de er emekten elde edilir, retimde kullanlan emek de i ken sermaye olarak tanmlanr. Kr oran, artk de erin, de i ken ve sabit sermayeye oran olarak tanmlanr. Marxn kulland bir di er nemli kavram da sermayenin organik bile imidir ve sabit sermayenin, de i ken sermayeye oran olarak belirlenir. Bu kavram bir anlamda retimde kullanlan teknoloji de dahil sermaye malnn kullanlan emek miktarna orandr. E er emek tasarruf edici yeni bir teknoloji kullanlmaya ba larsa sermayenin organik birle imi ykselmi olacaktr. Sermayenin organik birle imi artt nda, artk de erin eme e oran ki Marx bunu smr oran olarak isimlendirir, sabitse kr oran azalr.26 Marx ve Keynes, farkl temellerden hareketle, kapitalist ekonomik sistemin, isel dinamiklerinden kaynaklanan dalgalanmalara ve dengesizliklere dikkat ekmi lerdir. Marx da Keynes gibi eksik istihdamn kapitalizmin normal bir sonucu oldu una inanyordu. Her ikisinin sistemi de yatrmlarn ekicili inin d mesine ba ldr. Keynesin modelindeki sermayenin marjinal etkinli i kavram bir bakma Marxn kr oran kavramna kar lk gelmektedir. Benzer ekilde Marx da kapitalistlerin gelirlerindeki art n nemli bir ksmn biriktireceklerini sylerken kapitalist snfn tketim e iliminin zelliklerini dile getirmektedir.27

ki modelde de artan gelirin tketimi bask altna almas nemlidir. Keyneste sermayenin marjinal etkinli i azalmasna, Marxta kr oranlarndaki d kar gelir. Dikkat edilirse Keynesin lkeler zenginle tike tketim oranndaki d menin talep sorununa yol aaca veya Marxn retimdeki sermaye mallarnn pay arttka, emekten elde edilen art de erin ve bu nedenle de kapitalistin kr oranlarnn azalaca ve bunun kanlmaz olarak bir talep sorununa yol aaca tezleri benzer sonular retir. Kreselle me srecinin temel dinami inin merkez lkelerde sermayenin kar kar ya kald azalan kr oranlarna bir zm getirmek oldu u gr n, Keynes veya Marxn teorilerine dayandrabilece imiz gibi tamamyla neoklasik iktisadn varsaymlar zerine kurulan Solowun byme modeline dayandrmak da mmkndr. Solow, kreselle me taraftarlarnn geri kalm evre lkelerinin de kreselle meden fayda sa layacaklar iddialarn dayandrabilecekleri mkemmel(!) bir teori ortaya koymu tur ve bu teorinin temel varsaym da sermayenin bol bulundu u yerde verimlili inin azalaca dr. Solowa gre de zenginle en lkelerde sermayenin marjinal verimlili i yani getirisi d mektedir. Bu yzden sermaye gittike daha d k getiriye sahip alanlara ynelmekte ortalama getiri d mektedir. Bu durumda do al olarak sermaye daha kt oldu u, bu yzden de getirisinin daha yksek oldu u evre lkelere gidecektir. Bylece bu evre lkelerde sermaye ile birlikte, byme oran artacak ve lke zenginle ecektir, ta ki merkez lkeleri yakalayana dek. Solowun byme teorisinin temel varsaymlarndan biri olan sermayenin, azalan marjinal rne sahip olmas bu iddiay destekler.28 Neoklasik byme modeli her lkenin ayn teknolojiyi kullanabildi i varsaym altnda ve benzer be eri sermaye zelliklerine sahip iseler, geli mekte olan ekonomilerin, geli mi lkelerden daha hzl byyerek onlar yakalayaca n syler. Buna yaknsama hipotezi (convergence hypothesis) denir. Ba ta in ve Gney Kore olmak zere baz Asya lkelerinin byme performanslar bu modelin ve trevlerinin gndemde kalmasn sa lam tr. Grld gibi neoklasik byme modeli merkez lkelerde kr oranlarnn azalmasna vurgu yapar ve zm olarak evre lkelere yatrm yaplmasn nerir. Bu gr , 1960-1980 arasnda azalan kr oranlarnn tekrar ykseltilmesi iin kreselle me kavramn gndeme getirmi tir. ba lanm tr. Kr oranlarndaki azalmann di er bir sonucu da d en getirilerden tatmin olmayan finansal sermayenin reel retimden kopup speklatif bir karakter kazanmasdr. 1980lerde gndeme gelen ve Trkiyeye de dayatlan finansal sermayenin serbestli i mitinin altnda da kresel sermayenin dnyann her yannda serbeste dola p kr etme arzusu vardr. Grld gibi, borsadan, emlak piyasalarna pek ok alanda ba ta ABDde olmak zere, dnya genelinde 1929 krizi ncesine benzer e ilimler gze arpyor. nl bir ABDli iktisat te bu kreselle me srecinin sonucunda, bu gn bat ekonomilerinde potansiyel bir tketim yetersizli i sorununun ip ular grlmeye

olan Krugman Keynesin tketicilerin ve yatrmclarn ok az harcama yapmas durumunda ok retken ekonomilerin bile krize girebilece ine dair gr nn nemini vurgulayarak gnmz ekonomisinde 1930lardakine benzer e ilimlere dikkat ekerek dnya ekonomisinin bir tehlikeyle kar kar ya oldu unu gzard etti imizi sylyor.29 Peki olas bir kresel durgunluk senaryosu iin Trkiyenin bir stratejisi var m? Kemalistler 1929 bunalmn merkezin etkisiniden kurtulup ba msz bir kalknma modeli uygulamak iin bir frsat olarak de erlendirmi ti. 1930 ylnda ktisat Vekili olan Mustafa eref Bey buhrann kkenindeki sorunu banka egemenli ine giren sanayi olarak gryor ve sanayinin ekonominin sylyordu.
30

ahdamar olmas iin finans kapitale izin verilmemesi gerekti ini

Hele Atatrkn bizzat iktisat vekili Celal Bayar ile birlikte hazrlad bir kinci

Sanayi Plan vard ki kendi enerji kaynaklarmza dayanan bir a r sanayi hamlesini hatta ihracat n gryordu31. Bu plan 1960larn dnya ekonomisine eklemlenmi ithal ikameci planlarndan ok daha tutarl ve ileri gr lyd. Atatrkn lmnden sonra sahip klsayd, Asya kaplanlarndan ok nce bir Anadolu Kaplan olma ihtimalimiz vard belki de. Peki ya bu gn?

Bahe ehir niversitesi, letme Fakltesi, Ekonomi Blm, retim Grevlisi Galbraith, J. K., 1955, The Great Crash 1929, Houghton Mifflin Company Boston, s:7-19 2 Keynes, J. M., 1964, The General Theory of Employment, Interest and Money, A Harvest/HBJ Book, s:27-32 3 Keynes, J. M., age s:160 4 De Long, J. B., Magin, K., 2006, A Short Note on the Dot-Com Bubble, NBER Working Paper Series 5 Caballero, R., Farhi, E., Hammour, M., 2004, Speculative Growth: Hints From US Economy, NBER Working Paper Series 6 The Federal Reserve Board: Monetary Policy, Open Market Operations http://www.federalreserve.gov/fomc/fundsrate.htm 7 Papadimitriou, D. B., Chilcote, E., Zezza, G., 2006, Are Housing Prices, Household Debt, and Growth Sustainable?, The Levy Economics Institute of Bard Collage, Strategic Analysis. 8 Fragile foundations, The Economist, The World in 2006 9 th Emerging Market Indicators, Economist, Jan 14 2006 10 Hazine skontolu haleleri Yllk Bile ik Faiz Oranlar, www.hazine.gov.tr 11 t, K., Lisans Dzeyi Makroekonomi Kitaplar erevesinde 2001 Krizi Sonras Trkiye Ekonomisinin Analizi, http://www.bagimsizsosyalbilimciler.org 12 IMF World Economic Outlook, September 2005 13 Roubini, R., Today Iceland: Tomorrow Turkey, Hungary, Australia, New Zealand, Spain, U.S.? Nauriel Roubinis Blog, Mar, 28 2006, http://www.rgemonitor.com/ 14 Update on Capital Flows to Emerging Market Economies, Institute of International Finance, March 30, 2006 15 Goldstein, M., 2005, What Might the Next Emergign Market Financial Crisis Look Like?, Institute For International Economics, Working Paper Series. 16 Update on Capital Flows to Emerging Market Economies, Institute of International Finance, March 30, 2006 17 After The Flood, Economist, March 11th 2006 18 Frank, A., G., Naked Hegemon, Part1: Why the emperor has no clothes, Jan 6 2005, Asia Times Online, www.atimes.com 19 Clark, W., 2003, The Real Reasons for the Upcoming War With Iraq: A Macroeconomic and Geostrategic Analysis of the Unspoken Truth, www.globalresearch.ca
1

Clark, W., 2004, Rhe Real Reasons Why Iran is the Next Target: The Emerging Euro-dominated International Oil Marker, www.globalresearch.ca 21 th Economic and Financial Indicators, Economist, March 25 2006 22 th From T-shirts to T-bond, Economist, Jul 28 2005 23 Harvey, D., 1999, Postmodenli in Durumu, Metis Yaynlar, 172 24 Mohun, S., 2002, The Australian Rate of Profit 1965-2001, Journal of Australian Political Economy No 52 25 Marx, K., 2003, Kapital, nc Cilt, Sol Yaynlar, s.189 26 Walker, A., 1971, Karl Marx; the Declining Rate of Profit and British Political Economy 27 Alexander, S., 1940, Mr Keynes and Mr Marx, The Review of Economic Studies, Vol. 7, No. 2 28 Solow, R., M., (1956) A Contribution to the Theory of Economic Growth, The Quarterly Journal of Economics, Vol. 70, No. 1 29 Krugman, P., Why Arent We All Keynesian Yet?, The Unofficial Paul Krugman Web Page 30 Kuru, B., 1987, Mustafa Kemal Dneminde Ekonomi, Bilgi Yaynevi, s.89-90 31 Tezel, Y., 1986, Cumhuriyet Dneminin ktisat Tarihi (1923-1950), 2.Bask, Yurt Yaynlar, s.261-265

20

You might also like