You are on page 1of 42

NSZ Sosyal bilimin kkeni ok eskilere dayanmakla birlikte, kavram olarak 19.

yy da kullanlmaya balanan sosyal bilim, gnmze kadar kurumsallam ya da ileri srlm beeri toplumsal ilikilere dair sistematik bir bilgi btnne hitap eder. Sosyal bilim, iki kltre blnen bilimin tam olarak neresinde yer ald srekli tartlagelen bir konu olmutur. Sosyal bilim kendisini bu iki bilgi kltrnn arasna sokmay baarsa da tartmalar sosyal bilimin, doa bilimlerine mi yoksa beeri bilimlerine mi daha yakn olduu biiminde sregelmitir. Bu tartmalar iinde tarihiler de sosyal bilimde tarihin yerini ele alrken, kendi aralarnda farkl tartmalara gitmiler, hatta gr ayrlklarndan dolay blnmeler de yaanmtr. rnein, tarihi salt zaman bilgisi ekseninde ele alan tarihiler, tarihin evrensel yasalar aradn belirterek doa grngleriyle beeri grnglerinin incelenmesi arasnda yntemsel olarak nemli bir farklln olmadn savunuyorlard. Varolan farkllklar da geiciydi bu gre gre. Ve verilerin kuramsallatrlmas ,yasalara kavuturulmas, yasalara (ki bu grteki tarihiler geliim yasalarn Newton mekaniine dayandrdklar iin geliim yasalarnn dorusal olduunu savunurlard) gre tarihsel ve toplumsal geliimi ele alp irdelemek nemliydi. Newtoncu mekaniin kanunlarn ve nermelerini esas alarak tarihsel bak alarna bir yntem kazandran bu gr, tarihsel ve toplumsal sistemlerin dorusal olduunu ve bu temelde belirlendiini iddia ederek, yeniden denge noktasna dnme eiliminde olduunu savunarak mutlaklatrmakta, ayrca doal srelerin geri dnl olduunu savunarak da idealist bir sapmaya dmektedirler. Gnmzde kuantum fiziinin gelimesiyle birlikte Newton mekanii de hzl bir biimde almaya ve terk edilmeye balanmtr. Belirsizliini, kuantum fiziinin temel talarndan biri olmas, dalga ve tanecik kuramnn sosyal bilime de indirgenmesi tarihsel geliimin belirli yasalar erevesinde dorusal bir seyir izlemediini, aksine yaanan kaotik sre sonrasnda oluan kaos aralnda daha gelikin ve iyi bir toplumsal model kabilecei gibi daha geri bir toplum da ortaya kabilecei bugn sosyal bilimcilerce byk oranda genel kabul gren bir bak as olmaktadr. Bir dier grte olan tarihiler ise; zaman btnyle derd etmemelerine ramen, fazla neminin olmadndan yola karak toplumsal olaylarn tekrarlanamaz olduunu savunuyorlard. Sylenceler ve ykler halindeki deiim ieren dizelerin edebi slup ve estetiini ne karan bu grteki tarihiler, zaman sadece kronolojik olarak ele alyorlard. Bu da ister istemez olay ve olgularn yaand sreci gzard etmelerine yol ayordu. nk bu tarihilerde debi slup ne kt iin sre ancak bir soyutlama ya da genellemeyle aklanabilirdi. Her ne kadar dier grteki tarihilerle yol ayrmna gitseler de,bu tarihiler de son tahlilde Newtoncu yasalarn glgesinde olay ve olgular ele aldklar iin Newtoncu bilim kuramlarnn yol at sapmalara girmekten kendilerini kurtaramamlardr. Bu tarihiler ampirik bir yntemi esas aldklarndan dolay toplumsal gelimeyi belirleyen temel dinamiin tarihsel olgular olduunu savunuyorlard ve bu olgular da yaznn kullanlmasndan bu yana yazl belgelerde bulunmaktayd. Bu belgeler de arivdeydiler. Smer uygarlndan balayarak gnmze kadar arivlenen yazl belgelerin kimler tarafndan, hangi egemen dnce sistemi ve hangi cins tarafndan yazld sorular sorulduunda, bu tarihilerin de nasl bir sapmaya dtkleri, kime ve hangi sosyal bilime hizmet ettikleri ortaya kmaktadr. Yazl verilere skskya bal kalnarak tarihsel olgulara edebi bir yorum getirmeye alan bu hmanist tarihiler, ayn zamanda tarihi ele alrken btnsellikten uzaklamakta ve salt seici olmaktaydlar. Seici olmak elbette ki gemiin sonsuz olay ve olgularn ele almakta bir yntem olmal ama, btnsellikten de uzaklamamak ve btnsellikten de kopmamak gerekir.

Bir baka nokta ise; sosyal bilimlerde olduu gibi mevcut tarih felsefelerinde de ikili bir dnme biiminin egemen olmas. Yani, sorular, yant olarak iki ktan birinin seilmesini gerektirecek bir biimde ortaya konuluyor ve bunlardan biri doru k olarak savunulmaya allyor. ou zaman birbirlerinin alternatifiymi gibi sunulan klarn aslnda ille de birbirilerinin zdd olmadklar da

grlmektedir. Sorunun tam yantym gibi grnen yaklamlarn veya seeneklerin, aslnda kartlar olarak varsaylan yaklamlarla tamamlanmalar gereken, ksmi ve tek tarafl yaklamlar olduklar durumlar da olabilmektedir. Ya da iki seenekten birinin seilmesini bekleyen sorulara verilecek en iyi yantn, bu sorularn nvarsaymlarn sorgulamak ve bylelikle de istedikleri balamda yant vermekten ziyade, sorularn kendilerini temelsizletirmektir. Yani bu yaklama gre bir eyin iki aklamas vardr; ya kesin dorudur, ya da kesin yanltr mant mutlakl iinde barndrdndan ve ak kara mantndan dolay ounlukla byk yanlglara gtrebilmektedir. ki seenekten birinin yanl olabilecei gibi her ikisinde de doru yanlar ve birbirini tamamlayan ynlerin olabilecei, yani birbirinin zdd deil de birbirinin tamamlayan olabilmektedir. Ya o seenek ya da bu seenek eklindeki yaklam, hem o hem de bu seenek eklinde grme seeneini devre d brakyor. Bu noktada tarihsel olay ve olgular ele alrken, analiz ederken ve yorumlarken diyalektik bir dnme biimi zerine oturtmamz ok daha doru olacaktr. Diyalektik bir yaklamda, farkllklar mutlak olarak dnlmyor ve dolaysyla da farkllklar arasndaki iliki tam bir kartlk ilikisi olmuyor. Gerekten de diyalektik baka gre, birbirileriyle gerekten ekien alternatiflerin birbirlerinden tamamen baka olmalar sadece bir fenomendir. Aslnda bunlar birbirileriyle derinden balantldr ve bunlar arasndaki karlklk aralarndaki farkllklarn nasl anlalabileceini ve nasl alabileceini (buradaki ama, farkllklarn birbirini yoketme anlamnda deil) ortaya koyar. Bu balamda balangta ikisinden birini semekten baka bir yol bulunmadn dndren bu alternatiflerin yerine, bunlarn orijinal karlklk konumlarn takdir eden, fakat bunlarn tesine geen daha genel bir bakasn gelitirebilirler. Bu anlamda da tarihi ele al dnmsel olmaldr. Yani tarih yazclar, kendilerinin kim ve toplumsal grevlerinin ne olduunun, toplumsal ve tarihsel analize ne kazandrdklarnn, zerinde altklar toplum tarafndan nasl grldklerinin, varlklarnn bu insanlarda hangi davranlara yol atnn ve dolaysyla da belli duygu, iliki ya da etkinlik biimlerini deitirdiklerinin, arttrdklarnn ya da azalttklarnn farknda olmaldrlar. Tarih yazclar bakalarnda ve kendilerinde yarattklar yanklarn farknda olmal ve bu farkndal sorumlu olarak gelitirmelidir. te tarihiler ile aratrlan toplumsal-tarihsel olay ve olgular arasnda byle diyalektik bir iliki olmaldr. nsanlk tarihi, srekli bir etkileim ve deiim srecidir, ayr ayr gruplarn, halklarn birbiriyle ilikilendii, arpt, birbirlerini deitirdii bir srecin tarihidir. nsanln tarihinin znde yatan ey, gruplarn ya da halklarn kendilerini izole etmesi deil; kltrel, sosyal, siyasal etkileim yoluyla bakalarna almalardr. nsanlk tarihi ksmen genellikle zorunlu yaklamalarn sonucunda dostluk, dmanlk ya da bunlarn ortasnda melez bir iliki gelitiren yabanclar arasndaki srekli evrilen bir karmann tarihidir. Bu nedenledir ki, kltrler asla duraan, kapal ve tutarl olgular deil, kritik beceri ve kaynaklarn deiime urad, alnd, gelitirildii ve bakalarna aktarld dnm noktalardr. nsanlk tarihi, farkl yaam biimlerinin arpt ve bunlara mensup olan insanlarn iddialar ortaya att, insanlarn birbirlerini etkiledii ve deitirdii kesintisiz bir sretir. Bundan dolay i ie gemek ve yzlemek zorunda kalan grup ve ideolojilerin arpmalarndan, bunlarn birlikte bulunduklar eik ve snr mekanlardan ok ey renilebilir. Tarihsel olarak halklarn farkl kltrlerin etkileimi, deiimi diyalektik bir olgudur. Dolaysyla farkl halklar ve kltrler arasndaki etkileim noktalar ve zellikle de deiim alan olarak ilev gren eikler birbirlerine bir tezat oluturmaz, aksine birbirini beslerler. Kltrel ve toplumsal etkileim ve deiim illa da asimilasyonlarda olduu gibi farkllklarn yok edilmesini ya da ayrlklkta olduu gibi bunlarn srdrlmesini douran eyler deil, ze sahip karak renmeye ve bunlarn soncunda ortaya kacak olan geliime iaret eden bir eydir. Ancak burada bir noktay belirtmekte yarar vardr. Kltrleraras etkileim her zaman yumuak olmayabilir. Gerekten de bu bazen ykc olabilir. Moollarn ve Trklerin Anadoluya geliini, bu

corafyada yaayan kadim halklarla girdikleri sosyal, siyasal, askeri, kltrel ilikileri dnelim. Bu corafyadaki kltrel temas, toprak ve kaynaklar iin verilen acmasz bir savam balamnda gerekleti. Bu savamda Moollarn byk bir askeri stnlkleri szkonusuydu. Sonuta ortaya kan ey de binlerce insann kym ve geriye kalanlarn kltrel, ekonomik ve siyasal sefaleti oldu. Bu durum da tarihsel geliimde olumsuz bir etmen rol oynamtr. Bu anlamda da toplumlarn tarihsel geliim seyrinde olumlu etmenler olduu gibi olumsuz etmenler de ortaya kmaktadr. Bu noktada tarihi yorumlamaya alrken ikicilik konusunda biraz daha dikkatli olmak nem tamaktadr. Tehlikeli, ykc dalizme gitme yerine diyalektik dnmek en dorusudur. Mevcut toplumsal dnce byk lde kart kategorilerden oluuyor. Ben ve teki, tikel-evrensel, znellik-nesnellik, erkek-kadn, siyah-beyaz. Ayn dalist dnce, tarih bakalarna da yansyan olumsuz bir gerekliktir. Hcrecilik-btnclk, znelcilik-nesnelcilik vb. bu dnce biimi, kategorilerden birinin farazi kartn yanllad bir ak-kara mantn beslemektedir. Halbuki birok kategori akkan ve birbirine aktr. Genellikle dalist olan birok olgunun bir taraf tekine dayanyor ve onu gerektiriyor. Bir baka nokta; evrenselcilik ile tikelcilik, asimilasyon ile ayrlma arasnda seim yapmamz gerektii yanlgsna dmedir. Farkllklar yok etmek ya da katlatrmak yerine, daimi karlkl renme ve geliimi gzeterek bu farkllklarla, farkllaan halklarla etkileime girme nemli olmaktadr.

GR Bakan Apo; Demokratik ve Ekolojik Toplum olarak kavramsallatrmaya alt sistem anlayn, temel olarak devlet iktidar dnda oluturmay teorik yaklamnn z olarak koymakta. Sadece kapitalist sistemin iktidar anlay dnda deil, tm devletli toplumlardaki klasik hiyerarik devlet iktidarlarnn dnda zm aramak, teorik perspektifinin zn oluturmaktadr. Bu yaklamn topik deil, son derece toplumsal gereklie bal bir teorik yaklam olmas zgrlk mcadelesinin en nemli kazanm olarak grmekte bakan Apo. Kiisel ve toplumsal temelimin benim teorik gce ulamamda rol olmakla birlikte, esas etken tarihsel toplumu tm sistematik yaps iinde anlayabilmemdir. Anlayabilmenin altnda ise, yaadm mcadelenin zellikleri ve sorumluluk sahibi olmay baarabilmemdir. Byk dinlerin ve dnce ekollerinin oluumunda onlarca yl sren inzivalar, zindanlar, ihanetler ve aclarn yeri tartmaszdr. Doal toplum deerlerinin, etnisitenin, yoksullarn varlk savalar da bu dnce yapsnda vazgeilmez yere sahiptir. Diyen bakan apo, aslnda tarih felsefesinin de ercevesini izmektedir. Tarihi, siyasal iktidarn etrafndaki nemli olaylarn kronii olarak kavramann tarihsel temelimiz olamayacan vurgulayan bakan Apo, ancak sistemin btnlkl kavranmas ve ders alnmasnda deeri olabileceini de belirtmektedir. Esas almamz gereken tarih, hiyerarik ve snfl toplumsal gelimede zt kutbu yaayanlarn tarihidir. Diyen bakan Apo, tm resmi siyasi tarihlerin, bu tarihin varlndan ya hi bahsetmediini ya da bir anari grubu, hikmeti olmayan kalabalklar, amalar iin her istismara layk srleri olarak grmekte ve bu anlayn, kuru, soyut, idealist olduu kadar zalimce duygusal bir tarih anlay olduunu da belirtmektedir. Bu anlamda da bakan Apo; tarihimizin, doal toplumdan balayp hiyerariye ve siyasal iktidara kar duran etnisite, snf, cinsiyet mahkmlarnn her tr dnce ve eylemlerine dayanarak anlam bulabileceini ve bu temelde ele alnarak yazlmas gerektiini nemle vurgulamaktadr. Teorimizin tarihsel temelini byle tanmlarken, dier nemli boyutu toplumdaki bilme gcnn en st snrn kapsamas gereidir. Doru tarih anlaymz bilmenin en st snrlaryla btnletiremezsek, gelecee ilikin anlama gcmz ve yaplanma tarzmz yetkince belirleyemeyiz diyen bakan Apo, tm sistemin bilme kapasitesini bilmenin ufkuna alamayan bir teorinin eksik olduunu ve kart teorilerin ufku iinde erimekten kurtulamayacan, temel ideolojik mcadele gerei olarak anlamak gerektiini de belirtmektedir. Batl ada rahipler -edebiyat, felsefe, bilim, eitli sanat dallarnda alanlar- bir olgunun, olay ve srecin btnselliini paralayarak incelerler. Kadavra konumuna indirgenmeden inceleme ve

aratrmann mmkn olmadna inanrlar. Bu bana hep Smer rahiplerinin gkteki yldz hareketlerinden insann kederini zme yntemini hatrlatr. Birisi ne kadar bilimsel, dieri ne kadar mitolojik olsa da, bence sonu ayndr. Hatta ada rahiplerimizin daha aalk olduu kansndaym. Madem o kadar kl krk yarmay biliyorsun, neden tm yzyllar kat be kat aan 20. yzyl fiziki ve anlamsal imhasna doru bir anlam vermiyorsun? Neden sonu alc bir zm sunmuyorsun? sorularn gnmz bilim insanna soran bakan apo, mevcut yaklamn nemli bir yntem sorunu olduunu vurgulayarak, btnl iinde baklmayan hibir olgu, olay ve srecin doru tanmlanamayacan dile getiremeyeceini savunmalarnda ortaya koymaktadr. Snrsz paralara ayrarak zmleme, gerei byk oranda gzden karr. retmez, salkl renmeyi engeller. nsanln oluum tarz, zn deitirmeden srdrme durumundadr. Bat kapitalist sistemi, fazlasyla paralama ve deitirme yntemiyle oluum tarzn bozmutur. Sistemin bir kriz toplumu olmas bu nedenledir. Sanat, felsefe, bilim insann zihniyet durumun belirler. Zihniyet veya ruhsallk paralanamaz. Paralanma ldrr. Batda insann bu tarz ldrlmesi egemendir. Tm dnyaya da yaydrlmaktadr. nsan bilgeliinin en nemli yn bu btnl temsil etmesidir. Peygamberliin kutsallk kazanm bilgelik olduunu belirten bakan Apo, zorluklarnn btnsel yaklam glerinden geldiini ifade eder. Bilim, felsefe ve sanat zmsememi her toplumsal kurum ve temsili oluum gereini tahrip eder. Sonu olarak her tr sapklk, btnsel anlayn verilmemesinden kaynaklanr. En tehlikeli cehalet; olgu, olay ve srelere tekli zihniyetle, daha dorusu paralanm zihniyetle bakmaktr. nk gerei katleder. an, sistemin hastal budur. rnein en ok bilimsel niteliklere gre bak, cehaletin en sinsi bir biimi olarak grlmelidir. Ruhsall olmayan, duygusal zeksn yitirmi bir bilimcilik- ki bilimcilik ayn zamanda kontrolsz analitik zekdr- her tr tehlikeye aktr. Bir nevi sylem kanseridir. Tarihi irdeleme, yorumlama ve yeniden yazmada yntem sorunlarn bu kitapta ksa ve z olarak ele almaya alacam fakat ele alacamz yntemler, tarihi materyalizm ve idealizm kartl temelinde olmayacaktr. Bu yntem atmas gelimenin zn olduu gibi yanstmaktan uzaktr. Ayrca tarihin snfsal kahraman birey atmas temelinde izahlar da ok aydnlatc olmamaktadr. Vahim bir hata da toplumsal biimlerin sanki bir kadermi gibi zorunlu bir ematik gelime ifadesiyle ortaya konulmasdr. Bu anlamda Marxn diyalektik materyalizmiyle, Hegelin diyalektik idealizmi arasnda fazla bir fark yoktur. Somut ikincil plana braklm, ynteme hizmet ne kmtr. Temeli yanl rlen, gereken dzeltmeyi yerinde ve zamannda yapmazsa ieriine gre bir ykl yaayacaktr. Hibir a, amz kadar bu kuraln doruluunu yaamamtr. Bir dier yntem sorunu ise zaman-mekan olgusunun birlikte ele alnmamas, ya da tarihsel mekan ileri karlrken zaman olgusu gzard edilmektedir. Daha dorusu zaman aradan ekip yaplan tarihsiz bir toplum, bir uygarlk zmlemesi ne kadar doru olabilir? Sosyolojinin bir ok blm tarihsizdir diyen bakan Apo, sanki gelime aniden olmu gibi varsaylmakta, ekonomik, hukuki, siyasi, askeri tm dier deerlendirmeler bunun zerine ina edilmektedir gibi kksz ve temelsiz bir yntem izlendiini belirtmektedir. Tarihin diyalektik ba yer ve zaman iyi bilinmektedir ki, balangc doru konulmayan bir tarih ve toplumsal varlk asla doru tanmlanamayacaktr. Doru tanmlanmayan bir tarih ve toplum da srekli bir tehlike ve bunalm kayna olmaktan kurtulamayacaktr. Dier yandan toplumsal gelime, tarihsel dnem ve blnmelere ayrldnda, ayn soyutluk ve donmu iliki yaklam devam etmekte, sanki dnemler bamszm ve aralarnda belirleyici bir iliki yokmu gibi ele alnmaktadr. Bu yaklama gre her dnem, bir ncekini ya inkar etmekte ya da arptarak kendi subjektif yaklamlar iin malzeme olarak kullanmaktadr. Tarih, bir btn olduu gibi, bu btn iinde her parann yeri ve deeri vardr. En kk bir topluluun ve en sradan bir bireyin bile deeri yadsnamaz. Nasl ki, tarih bir toplumda bir toplum da tarihte yansrsa, bir toplum bireyde, birey de bir toplumda yansr. Tahribe yol aan ve ac veren her gelimenin arasnda moral deerden oktan kopmu neye ve kime hizmet ettiini sorgulamakszn kabul eden bilim insannn masasnda gerekleen bir plan ve program

vardr. Bunun da arkasnda byk yanllklar, lszlkler ve adaletsizlikler yatan bir tarih ve toplum anlay bulunmaktadr. Tarihin tarihini yeniden yazmak iin doru bir tarih anlayna ulamak asndan etnik yapl tarih sorunu zme kavuturulmak durumundadr. tm abartma, yoksayma, kk ve eksik grme, bile bile yanl yazm ve anlatmlara kadar yaklam tahrifatlarn ayrtrmann anlam ne ise, yle bir tarih gn yzne karlmadan gereklerin hakkn vermek mmkn grnmemektedir. Her ne kadar yazl bir temeline fazla tank olunmazsa da, etnik tarih din, haneden ve kavim tarihlerinden daha gereki ve uzun sreli bir role sahip gibi bir anlam vermektedir. Kabile zgrl ok gl bir duygudur. TARH BLNC Bir toplumun geleceini tayin edebilmesi ve olacak olan olaylar karsnda edilgen deil de etkin bir konumda olabilmesi kendi toplumsal geliim seyrine etkide bulunabilmesi iin gemii bilmesi gerekmektedir. nk insan farknda olsa da olmasa da tarihsel geliimin, birikimin bir toplamdr. Bu balamda da bilinli ya da bilinsizce toplumun gemite yaad aclar, zaferleri, baarlar, baarszlklarn kendi znde tayarak bir ruhi ekillenmeye gider. Bu anlamda da bunlarn bilincinde olursa, bunlar bilince karrsa yaad toplumun nasl bir gelimeye doru evrileceini tahlil etmeye alr ve bu noktada ona g verenlere sarlr. Aksi takdirde gelecek iin ne yapmas gerektiine bir trl karar veremez ve bilinsizce gemiin esiri olur. Toplumsal deiimlerin pozitif bir biimde gelimesine katkda bulunmak ancak tarih bilinciyle salanabilir. Tarih bilincinden yoksun bir halk baka halklarn kltrleri, gelenekleri ve ruhsal ekillenmeleri iinde eriyerek kaybolmakla srekli kar karya kalrlar. nk onlar gibi yaamak isterler ve onlara zenirler, bu anlamda da kendi toplumsal rengini yitirirler byk oranda. Son tahlilde bu durum ulusal bilincin paralanmasna, kimliinin kaybolmasna ve dolaysyla bir sosyal dejenerasyona neden olmaktadr. Bir halkn devamlln salayan en nemli faktr olan dilin yan sra rfler, adetler toplumsal geliimde her ada kendi znn rengini tarlar. Bunlardan yoksun bir halk, kendi tarihsel belleinden yoksundur demek sanrm yerinde olacaktr. nk bir halk, ulusal bellek ile ancak kendisini vareder ve kendini devam ettirir. Ulusal bellek sadece hatralardan oluan bir yn deildir, bu tarihsel hatralarn sebeplerini aratran, onlar deerlendirip sonular karan bir yetiyi de beraberinde getirir. Bu anlamda da tarih bilinci, tarihsel geliim seyri iinde halklara ulusal bellek ve mantalitenin yan sra, olay ve olgular ele almada bir bakas kazandrr. Bakamzn olumasnda az yada ok, bilinli ya da bilinsiz olsun gemi olaylarn pay vardr. Bu durum tarihsel olay ve olgular ele almamzda tarafsz bir bak asyla ele almamz nler, bizim onlarla btnlememizi bir zorunluluk haline getirir ve bunu salayan da tarih bilinci olur. Hayatmz etkileyen btn sosyal ve doal olaylarn birer gemileri vardr. Gnlk yaantmzdaki bu olaylar anlamlandrmadka onlarla ilikimiz bilinsizce olur. Olaylar tanmladka hayatmzdaki yerlerini kavrar, daha iyi nasl olabileceklerine dair dnce gelitirme yoluna gideriz. Tarih bilincinden yoksun bireyler ve halklar, kendilerini ancak baka halklar iin kullanlan bir alet olarak grrler, nk edilgen bir konumdadrlar. Bundan dolay da kendi varlklarnn devamn, mutluluklarn bakalarnda ararlar ve bakalarn taklit etmeye alrlar. Bu tr bireylerin ve halklarn ryalar hep yeniliklere dairdir, ama bilinsizce hareket ettiklerinden dolay ne yazktr ki, tarihleri hep hsrandr ve felaketlerle doludur. Bunu derinden yaayan Krt halk, son otuz ylda nitel bir toplumsal ve ulusal gelime kaydetmitir. Bunun en temel etkenlerinden biri son otuz ylda verilen zgrlk mcadelesinin yaratt tarihsel bilincin olumasdr. Bugn Krt halknn ve corafyasnn yaad an, yzyllar boyunca sregelen mcadelelerin, tarihsel olay ve olgularn yaand corafyann yeni bir gelecee alan eii konumundadr. Bu da bu corafyann tarihinin doru bir biimde ele alnmas, tahlil edilmesi ve yorumlanmasyla bir geliim kaydetdecektir. Bu anlamda da tarih, yalnzca olay ve olgularn kronolojik bir sralamas deil, ayn zamanda nmze konan bir yaamdr. Bizi kkszlkten kurtarp, gelecee akp giden bir nehre dntren tarih bilinci olmaktadr bu anlamda. Toplumda tarih

bilincini doru bir biimde gelitiren, gelecee ynelik bir bakas kazandran da tarih felsefesi olmaktadr. Yararlanlan kaynak Mehmed Niyazi: tarih felsefesi.

TARH FELSEFES Tarihi siyasal iktidarn etrafndaki nemli olaylarn kronii olarak kavramann tarihsel temelimiz olamayaca aktr. Ancak sistemin btnlkl kavranmas ve ders alnmasnda deeri olabilir. Esas almamz gereken tarih, hiyerarik ve snfl toplumsal gelimede zt kutbu yaayanlarn tarihidir. Tm resmi siyasi tarihler bu tarihin varlndan ya hi bahsetmezler ya da bir anari grubu, hikmeti olmayan kalabalklar, amalar iin her istismara layk srleri olarak grrler. Kuru, soyut, idealist olduu kadar zalimce duygusal bir anlaytr bu tarih. Tarihimiz, doal toplumdan balayp hiyerariye ve siyasal iktidara kar duran etnisite, snf, cinsiyet mahkmlarnn her tr dnce ve eylemlerine dayanarak anlam bulabilir. Teorimizin tarihsel temelini byle tanmlarken, dier nemli boyutu toplumdaki bilme gcnn en st snrn kapsamas gereidir. Doru tarih anlaymz bilmenin en st snrlaryla btnletiremezsek, gelecee ilikin anlama gcmz ve yaplanma tarzmz yetkince belirleyemeyiz. Tm sistemin bilme kapasitesini bilmenin ufkuna alamayan bir teorinin eksik olduunu ve kart teorilerin ufku iinde erimekten kurtulamayacan temel ideolojik mcadele gerei olarak anlamalyz. Hem tarihsel toplumsallk, hem jeotoplumsallk ok sk bir diyalektik ba iinde blgeye yaklam gerektirir. Tarih zamanlar ve corafya meknlarnn her bir dnemi ve paras zmlenmeden, ne gnmz ne de tm uygarlk dzenlerini tam anlamak mmkndr. Yazlan tarihten ziyade yazlmayan tarih ok nemlidir. Yine ad ok sylenen meknlardan ziyade sylenmemi, dile kavumam meknlarn yks ok nemlidir Bakan apo Bat dncesine gre tarih felsefesini ilk ele alan Augustinustur denmesine ramen, tarih felsefesinin temellerini atan bn-i Haldundur diyebiliriz. nk toplumsal gelimelerde olay ve olgularda insann oynad rol, insann ihtiyalarnn zorlayc nedenlerini ele almakta, tarihsel gelimelerde olay ve olgulara insann damga vurduunu zellikle vurgulamakta ve temel konu olarak ele almaktadr. Olaylarn gelimesinde bn-i Haldun insan karakterinin, tutum ve davranlarnn nemli rol oynadn kabul eder. Bunun yannda konu itibaryla tarih felsefesini bn-i Haldun ilk ele almasna ramen, bu disiplinin adn ilk defa j. Bodin koymutur ve phlosophistorici demitir. Fakat Bodin, sz konusu disiplini bugnk tarih felsefesi anlamnda deil de, olup bitenleri anlama ve anlatmada bilgece bir bak olarak ele ald. Olaylar kronolojik bir sralamaya tabi tutma yerine bilgiyle bunlarn sebeplerine inmeye almasna ramen, Bodin de bugnk kullandmz anlamda bir tarih felsefesi oluturamamtr. Gndelik anladmz anlamda tarih felsefesi kavramn ilk defa Voltaire kullanmtr ve konusunu da bn-i Halduna benzer ekilde ele almtr. Tarihsel olay ve olgular teologlar gibi ele almamakta, rasyonalite ve halklarn toplumsal karakterleriyle ele almaktadr. Tarihin neminin zamanla artmasna paralel olarak tarihin hangi disiplinler arasnda yer ald da bir tartma konusu olagelmitir. Tarihin bir sosyal bilim olup olmad oka tartlmtr. Tarihin anlam, yasalar ve tarih iinde insann yeri ve gelecei gibi konularda, en genel ve kapsayc yarglara ulamaya alan bir sosyal bilim daldr tarih felsefesi. Salt zel olarak belli bir ulusun ya da bir halkn tarihi zerinde deil, genel olarak akp giden zaman iinde olup biten olay ve olgular konu edinir.

Gnmze dein eitli biimlerde tarih yazm, yorumu ve bak alar ortaya kt ve bir sreklilik kazand iin tarih felsefesinin de bir tarihi vardr. Bu tarih insann bir gemi bilincini oluturmak, bugnlerini gemile dorulamak ve kendilerini srdrmek gibi en genel siyasal amalarla bal olarak olumutur ve zellikle de tarih yazm bu ereve dahilinde srekli bir deiime uramtr. Tarih yazm, yaanan ve yaanmas istenen srelerin, gemiteki kkenlerinin gelecee ynelik erekler bakmndan aa karlmasnn ve toplumsal bir amacn hakl gsterilmesinin arac olarak ilev kazanr. Bu anlamda tarih, snflarn, cinslerin ve uluslarn mcadelesinin siyasal bir arac olma niteliini kazanrken, bir sosyal bilim olma sfatn da korur. Bu balamda tarih yeniden ve yeniden yorumlanp yazlmaya tabi tutulurken, doru-yanl, objektifsbjektif gibi llerin karln ancak toplumsal mcadele alannda bulur. lk yazl tarih belgeleri, genelde kilden yaplan tabletler ya da dikili talardan olumakta ve bu belgelerin temel zellii; ynetici snflar, krallar, dinsel hiyerarinin tepesinde yer alanlar her durumda hakl gsteren, egemenlerin glerinin kaynann tanrsal olduunu ve deitirilemez olduunu anlatmaya alan olaylarn anlatmndan ibaret olmalardr. nsanlarn kkeni ve tanrlarla ilikilerini anlatan, gklerin ve yeryznn oluumuna dair kozmogonik tasarmlar ieren mitoloji, yneticilere adanm iirsel kronoloji biiminde yazlmlardr. Toplumsal deiim ve dnmleriyle birlikte tarih yazmnda da bir deime olmakla birlikte, z itibaryla byk lde bu geleneksel ierie bal kalnmtr. Ortaada saray tarihilii de genelde znellie ve kronolojik olaylar dizisine indirgenerek kral, imparator, ya da dier yneticileri ele almtr. Toplumsal devrimler ann balamas ve rnesansla birlikte tarih yazmnda ve tarih felsefesinde de nemli gelimeler ve deimeler ortaya kt. Tarih yazmnda ayr olay ve olgular arasnda nedensel ilikiler kurulmaya, genel yasalara bal bir tarihsel gelime izgisi aramaya ve geleneksel kronikilii amaya ynelindi. Tarihi; nne sosyal deiim, devrim ve ilerleme problemlerini koydu. Tarihinin gemiteki kronolojik olay ve olgulardan ok gelecekle ilgilendii, gemiin yalnzca bugn tahlil ederek gelecee kpr oluturmak iin aratrlabilecei dncesinin ve nedensellik ilikileriyle aklanabilir, genel yasalara baml bir evrim fikrinin canlanp egemenlik kazanmas tarihilerin temel bakalar ve yntemlerini oluturmutur. Tarihin ampirik bir temelde mitolojiyle ve dinle deil, tarihte nedensellik ilikileri ile aklanmas abas giderek genel kabul grmeye baland. Tartmalar giderek farkl nitelik kazanmaya balad, corafi etkenlerin, toplumsal ilikilerin tarihin oluumu zerindeki etkisi tartlr oldu. Tarih bilimi gittike nem kazanarak sosyal bilimler arasnda yerini buldu ve zel alanlarda (antropoloji, etnografya,sanat tarihi, dinler tarihi, arkeoloji) desteklenerek geliim sreci hzland. Tm bunlarn yan sra elbette binlerce yllk egemen sisteme hizmet eden tarih anlaylar ve tarihiler de dncelerini gelitirme ve yayma abasn srdrdler. rnein; Toynbeenin ktmser evrim teorisi, Spenglerin tarihsel ilerlemeye kart olan, yalnzca k ve yokolouu gren karamsak tarih felsefesi, egemen sistem tarihiliin dnemin karakteristiklerini gsterir. En bilinen ve genel haliyle ilk kart tarih anlayn rnek olarak ele alacak olursak; egemen sistem ideolojisine hizmet eden tarih anlay tarihin uluslarn savandan ibaret olduunu, belli bir ulusun karlarnn dier btn uluslarn karlaryla elitii anlayna dayanr ve ayr ayr uluslar varolduka ki bu anlaya gre uluslarn ortadan kalkmas asla szkonusu olamaz ve belli bir ulusun, yani stn olan ulusun veya rkn dierlerini egemenlii altna alma savalarn hakl gsterme amacn gder. Bu bakas ayn zamanda ister dolayl olsun ister direkt olsun, igalcilik, smrgecilik, emperyal saldr ve sava politikalarnn egemen ulus asndan hakl, dier uluslarn tmnn bu saldrlar karsndaki konumunun haksz gsterilmesi iin bir k noktasn oluturur. Gnmzde reel sosyalizmin zlmesi ve materyalist tarih anlaynn da giderek almaya balamas ve kuantum fizii erevesinde yeniden yaplanan sosyal bilimler nda tarih felsefesi de toplumsal sorunlar karsnda kendisini yeniden oluturma abas iine girmitir. Bu anlamda Newtoncu dnceye dayal birok anlay terkedilmi ve 21. yzyln yeni sosyal bilimleri ve dolaysyla tarih felsefesi oluturulmaya allmaktadr. Tarihsel ve toplumsal gelimenin dz bir izgide amalanan hedefe

doru kanlmaz bir biimde ilerledii tezi ciddi tartmalara yol am, tarihsel ve toplumsal geliimin dz bir izgide deil de, zaman zaman bir bunalm kaosu yaayarak, kaos sonrasnda bir k gerekletirerek (bu k her zaman daha iyi bir toplumsal k anlamnda olmayabilir) nitel bir dnm dalgasal bir biimde gerekletirdii dncesi gnmz sosyal bilimlerinde genel kabul gren bir bakas olmaktadr. Toplumsal olgularn kendi balarna siyasal gelimelerden ve toplumsal mcadelelerin karlkl eylemlerinden bamsz bir nesnellii ve snflardan bamsz bir doasnn bulunabilece4ini dnen bir tr tarih bakas ise, nesnellik ve tarafszlk adna yalnzca snflandrmac ve yorumlayc bir anlay, ampirik bir anlay benimsemektedir. Bu salt bilimci bakas tarafndan pozitivist bilim anlaynn bir yansmas olarak biyoloji, fizik, kimya vb gibi tarihin de tarafsz ve tmyle objektif olarak yazlabilecei, zellikle de ideolojilerden arnm bir tarih yazmnn baarlabilecei ileri srlr. Tarih yazmnn, snf, cins ve ulus mcadelesinden ayr, onun amalarndan ve ihtiyalarndan bamsz olarak yazlabileceini sylemek, onun bir sosyal bilim olduunu gzard etmek demek olmaz m? Toplumsal olay ve olgular irdelenirken tarih, ancak ve ancak geni bir malzeme yn iinde belirli karakteristikleri verebilin unsurlarn seilerek deerlendirilmesi ile yazlabilir. aksi takdirde bir kargaaya yol aar ve tarihin yazlma amac mulaklar. Tarihi bu karakteristikleri seerken tarih felsefesine, toplumsal soruna, ideolojik ve politik duruuna gre davranr. zellikle bir ulusun tarihi gibi kesinlikle siyasal bir tez iermek zorunda kalacak olan bir alanda yazan bir tarihinin, sosyal, siyasal ve ideolojik etkiler karmaasndan syrlmas dnlemez. Bu duruun bir nesnellii tamad sylenemez. Tarihi hangi siyasal, ideolojik ve hangi soysal durutan yanadr? sorusu aratrlacak temel soru olmaktadr. Burada nemli olan kronolojik nesnellik deildir. rnein; Alpaslann 1071de Anadoluya girip girmediini tartan bir nesnellik deildir. Bu kadar ak bir zaman bilgisinin kendisi tarih yazmnda sosyal duruun belirlenmesinde elbette rol oynamaz. Ama Trkleri Anadoluya ynelten nedenler,dnemin sosyo-ekonomik ilikileri ile bu istila eylemi arasndaki ilikiler, yani ksaca olayn nedenleri ve sonular gibi dolayszca aklanamayacak faktrleri szkonusu olduunda, her tarihi kendi seimini yapacaktr. Elbetteki kendi felsefesine gre. Tarihsel yorumun greliliinin kayna, dolaysz olarak tarihinin sosyal ve cinssel kimliiyle ve bu kimliin temsil ettii snfn ve cinsin ihtiyalaryla ilgisi yakndan vardr.

TARH NEDR? Dar anlamda tarihi tanmlayacak olursak; tarih, gemi bilincidir diyebiliriz. Ama bu fazla bir aklk getirmemektedir. Tarih, insann toplumsallamaya doru att admlar sonucunda ortaya kan uygarlksal geliimdeki kolektif eyleminin ykselen zgrlk ve eitliki formalarnn kendini ekillendiren seyri iinde insanolunun ve kznn zgrlk, zbilin ve kolektif eyleminden niteliksel bir forma dnen olay ve olgularn karakteri ve devamlldr diyebiliriz. Bir baka deyile zgrlk, eitliki ve kolektif ilkel komnal yaam bozulup, bu dengelerden yava yava uzaklamasyla ortaya kan ve Smer rahiplerinin temelini oluturduklar devletin egemen ve smr sistemine kar insanln kendi znde tad zgr toplum ve zgr bireyi oluturma ynnde, gemiin tahlili nda gnmz toplumsal geliimi zgrlk ve eitliki bir dengeye yaklatrmak iin insanln eylemliliini ve onun kurumsallamasn doru bir izgide tutarl klan ussal temel tadr. Bu konuda M. Bookchin unlar sylemektedir; Tarih, insanln zgrlk, z bilinlilik ve ibirlii gerek gizil glerini edimselletirecek, giderek artan farkllamaya doru deien aamalarda anan, yaylan ve balayan diyalektik anlamnda rtl olann ussalldr. Tarihin sreklilii konusunda ise Nietzsche unlar sylemektedir; tarih gemiten gelecei giden kesintisiz bir yaratma akdr. Yani tarih, insann eylemliliiyle kendisini ve toplumu vareden, onun deiim ve dnm mekanizmalarn oluturan znel ve nesnel olgular iinde barndran mcadelesinin sreklilii ve kolektivizmidir. Bu anlamda tarih ne salt kronolojik bir formda aklanabilir, ne de olaylara kendi damgasn vuran kiilere maledilebilir. Tarih, insanln toplumu daha iyiye ve daha gzele tamak iin yapt kolektif eylemi ve bu eylem iindeki atmalarn

btn ve srekliliidir. Bu sreklilik ise; dz bir dzlemde evrilmemekte, kaotik sreler sonucunda nitel sramalar biiminde ve dalgasal olmaktadr. Tarih, yalnzca zaman ve mekan iinde gerekleen bir olaylar dizini deil, ayn zamanda akln kltrel ve toplumsal anm ve yorumlanmasdr da. Tarih, insann sr halindeki hayvans yaamdan ayran, insanlarn hmanist olan ve olmayan zniteliksel birleiminden gerilimlerin ortaya kn, toplumsal geliimlerin dzensiz, kararsz denge noktasndan uzaklamaya eilim gsteren ve kaosa doru zaman zaman yol alan, ama bunun sonucunda da daha evrensel hmanist bir yaam biiminin yakalanmas iin mcadele ve atmalarn vuku bulduu sancl ve ac dolu bir devinimidir. Bu nedenledir ki, insann ilk uygarla geiiyle birlikte ortaya kan sorunlar bir dizi deiime urasa da, gnmzde de yaanmaktadr. te bu noktada tarihin bir amac ortaya kmaktadr. lk uygarlkla birlikte ortaya kan sorunla ve bu sorunlara uygarlk seyri iinde eklenen yeni sorunlara ksmen veya btnsel zmler retmektir. TARH YAZIMINDA YNTEM SORUNLARI Aslanlar kendi tarihlerini yazmadklar srece, avclar kahramanlk yklerini anlatmaya devam edecektir. Evrenin, doann, canl ve cansz tm varlklarn bir tarihi vardr, ama bunlardan hibiri kendi tarihlerini kendileri yapamazlar, bir tek insan dnda. nsanlar kendi tarihlerini bizzat ve bilinli olarak yaparlar bilgileri ve iradeleri dahilinde tarihe katlrlar. Tarihi yazmak da, tarihi yapmak gibi insann d etkenlere ve kendisini etkileyen faktrlere, tasarlanan amaca doru ilerlenen srete kar karya kalnan hesap edilmemi engeller karsndaki yeniden ve yeniden dntrme ve kendi lehine dndrme aktivitesine ve eylemine baldr. Tarih yazm, gemii irdeleyerek bugnn analizi nda gelecee dnk dnceler retmek ve toplumsal gidiata ksmi de olsa bir yn vermek amacn tadndan dolay, tarih yapma eyleminin bir parasdr ve eylemin tanmlanmas ve gemile bugnn bann kurulmas abasn da tar. Tarih yazm evrensel olabilecei gibi, snfsal, cinssel ve ulusal bir karakterde de olabilir. Henz uluslama aamasn tamamlamam veya igal ve ilhak altnda bulunan halklarn her ulusal kurtulu mcadelesi, ulusun kendisini yeniden yaratmas veya uluslama srecini hzlandrmas ve bu anlamda da uluslama eyleminin balamas anlamna da gelmektedir. Herhangi bir halkn ulusal bilin etrafnda rgtlenerek kendini dier ulusal topluluklardan ayran karakteristikleri zel bir tarzda belirleyerek ayrmasnn yolu; doal ve mcadele srelerinin younlam bir ifade biimi kazanmasndan gemektedir. Bir baka deyile, uluslama srecinin tamamlanmas iin, bir ulusun kendi varln kendisi iin klabilmesinin en temel koulu, ulusal bir kurtulu ideolojisinin ve politikasnn maddi g haline gelmesidir. Bir ulusun kimliinden sz edebilmenin olana, ancak bu tamamlanma sreciyle doabilmektedir. Bir ulusun kendisini tanmlamas ve uluslar aras arenada kendi varln kabul ettirebilmesi iin salt ekonomik ve tarihsel koullar bakmndan ulus kategorisinin unsurlarn tayor olmak yeterli olamyor. Bunun yannda gerek anlamda ulusal birliin salanmas iin nesnel tarihsel koullarn gelimesine bal olmaktadr. Ancak bu nesnel tarihsel koullar, devrimci-demokratik bir ulusal kurtulu mcadelesinin politikalarnn sonucu olarak ve yeni mcadele yntemlerini de ieren bir sre iinde doabilecektir. Deiik bak alarna gre tarih, farkl biimlerde tanmlanmaya ve yorumlanmaya allr. Baz tarihiler, tarihi kronolojik olaylar dizisine gre tanmlarken, bazlar insann kendi yaamn idame ettirmek iin gelitirdii ilk eylemin niteliksel z olarak ele almakta, bazlar ise znelletirerek kiiletirmekte, bazlar ise tarihi salt gemi olarak ele almaktadr. Ortak noktalar olmakla birlikte, tarihin tanmnn eksik yaplmas tarih yazmnda ve ynteminde de yanllklara, eksikliklere ve son tahlilde egemen sistemin ideolojisine hizmet etmeye gtrmektedir. Bu nedenle de salt olgular ele alan tarih yazm ne karak, sadece tarihi oluturan dinamiklerin bir yn yani znel yn ne

karlmaktadr. Bu da tarih yazmnda yntem yanllna yol amaktadr. Oysa tarihsel ve toplumsal geliimde byk nesnel olgular daha byk rol oynamaktadr. Ama bu olgular ne kronolojik bir sralamada yerini alabilmekte, ne de ampirik bak alaryla hak ettii yere oturtulabilmektedir. Bu anlamda da tarih yazmnda bu yntemlerin ve bak alarnn eksik yanlar giderilmek ve toplumsal geliim seyrini tahlil etmeye fazla katk sunamayan bakalar almak durumundadr. Yaanan sorunlara zm retebilmek iin de tarihe doru alardan bakabilmek ve uygun yntemler gelitirmek kanlmaz bir gereklik olmaktadr. Tarih tek dorultuda ilerleyen, bunun iin de nceden belirlenen toplumsal bir nihayete doru kanlmaz olarak zorunlu bir seyir izledii ynndeki tespitler bugn kabul grmeyen ve alan tespitler olmaktadr. nsanlarn, halklarn zgn kltrlerine ve evrelerine dair bir topyas vardr ve yaantlarnn temel ynlerine ilikin srrealist imge ve kltrel dokular vardr. Bunlar yadsnamaz. Bu srrealist imge ve kltrel dokular, insanln kendi imgelemeleriyle srekli mcadelesi, ilk toplumlarn iindeki dncelerin ve bilginin temelini zn oluturur. Bunlar daha sonra tarihsel olarak korkun derecede gerilemelere yol at kadar, farkl derecelerde kendini anlamaya ve toplumsal gelimeye yn vermeye de yol amtr. Bu balamda tarihsel ve toplumsal geliim seyrinde gml olan ahlaki ve kltrel paradokslar gzard etmek gemii doru kavramak ve yorumlamakta yanlglara dmenin kapsn aralayacaktr. Kltrde, toplumsal ilikilerde ve teknolojik ilerlemelerin deeri dikkate alndnda gnmz koullarnda yaanan sorunlarn kaynan gemie dayandrarak tarihi sulamak olduka kolaylar. Bu yanlgya dmemek gerekir. nsanlar korkun bir biimde rktc boyutlarda vahice birbirlerini katletmenin yan sra, olaanst bir duyarllkla kitlesel bir lekte birbirine yardm etmektedir. Bu bir paradoks olarak grlebilir. Bu noktada gemie ve tarihe hangi adan ve nasl bir yntemle bakmamz gerektii nemli bir nokta olmaktadr. Gemie farkl bakalaryla bakmak ve farkl yntemler gelitirmek mmkndr ve bu farkl yntemler, farkl sonulara gtrecektir doal olarak. zellikle bilimsel hipotezlerin gelitirilmesinde gnmzde yaygn olarak kullanlmaya balanan izafilik, olay ve olgular ele almada indirgemecilie, soyutlamaya ve birbirinden koparmaya gtrecek sonulara da yol aabilmektedir. Kltrleri birbirinden ayran sonsuz farkllklar srekli ne kararak tarihi izafiletirmek, nihai olarak tarihsel ve toplumsal geliimi tek tutarllklar ruhsal toplumsal ve isel olan btnyle esiz kltrlerden olumu birbirinden kopuk adacklara indirgeyecektir. Bu bir yntem olduu gibi, ikinci bir yntem de kltrleri birbirinden ayran farkllklar kabul ederken, eitli kltrlerin ne kan ve toplumsal geliimde ivmesel bir rol oynayan tutarlln zerinde durmak ve ortak benzer ynlerinden genellemeler yapmaktr. Bu durumda ise; tarihin diyalektik olarak kavranmasna, yorumlanmasna ve etiksel bir temele oturtulmasna olanak salayacaktr. Eer birinci yntem ncelik kazanrsa ve toplumsal geliim bir olgunlama tarihi yerine sadece bir olay ve olgular dizinine indirgenirse, demokratik ekolojik topluma ulama mcadelesinde dayanak noktas da ortadan kaldrlm demek olur. Bu balamda gemii irdelerken ele almamz gereken yntem yukarda belirtilen ikinci yntem olmas en dorusu olacaktr. nk birinci yntem soyutlamaya ve indirgemeye gtreceinden dolay, diyalektik yntemden de uzaklatracaktr. Biraz daha aacak olursak; ampirik bir felsefenin mantna dayal tarih, sadece yaanty, olay ve olgular kaydeder veya egdmler demitik. Ampirik yaklam gemiin organik birikimsel srekliliini gnmzle ve gelecein srekliliiyle btnletiren mantksal dokuyu yok eder. Diyalektikte ise; zellikle doasal diyalektikte, hem gemi hem de gelecek (u an da kapsayan) birikimsel, mantksal ve nesnel bir srekliliin paralarn oluturmaktadr. Diyalektik us sadece ampirik gereklilii zmleyen ve yorumlayan bir ara deildir. Ayn zamanda realitenin snrlarn yaanm gncelin tesine geniletir. Gemi, bugn ve gelecek dncenin btnyle yorumlayabilecei ve anlamlandraca birikimsel olarak aamalandrlm bir sretir. Bu anlamda da materyalist tarih anlaynn ileri srd tarihsel zorunluluktan kaynaklanan ve tarihin komnist bir topluma doru zorunlu evriliinin gerekleip gereklemeyeceini doru bir biimde inceleyebiliriz.

DYALEKTK TARHSEL EKOLOJK BAKIAISI Diyalektii salt birka evrensel forml ile tm fenomenleri aklama getirecei gibi bir yaklam iinde olmak, diyalektii dar kalplara sdrmak anlamna gelir ki, bu yaklam insann toplumsal geliimini ve dolaysyla tarihsel geliimine ynelik bakalarn idealist bir izgiye kaydraca iin toplumun ve dolaysyla tarihin geliimini de gizemli bir bilinmezlie gtrecei sakncas her zaman mevcut olacaktr. Bu yaklam, diyalektiin tarihsel olarak nitel geliim seyrini gzard etmek demek olur. Diyalektik, doann ve toplumun geliim yasalarn kesin izgilerle aklamaya alan bir yntem olmaktan ziyade, diyalektik de zaman seyri iinde zgn dnemlere gre bir geliim dinamiini de kendi iinde tamaktadr. Bu anlamda diyalektiin kendisi bir deikenliktir. Diyalektik tarih anlay; salt deiime veya toplumsal dinamiklere ilikin hareket noktasndan ayr olarak tarihsel geliim iindeki nitelik, sreklilik, objektif ve subjektif artlarn olgunlamasn da ele alr. Bu nedenle tm insani deneyim gereklikleriyle ve kavrayla ilikilendirmeksizin, insani zgrleme tasarlarn byk lde znelletirmeye indirgemek, toplumsal gelimeleri nihilizmle sonulandrmaya gtrecei gibi, 21. yzyln ideolojisi olan demokratik ekolojik toplum modelini pratikletirme umudunun varolu kaynan da gzden karmaya gtrebilir. Bu yanla dmemek iin tarihi ele alrken, tarih felsefesinin temel talarn oluturun btnsellik , sreklilik ve nesnellii gzard etmeden diyalektik geliim seyri iinde ele almak en doru yntem olacaktr. nk tarih, snfl toplumun olumasyla birlikte insanln giderek artan z bilinlilik ve kolektiflie doru yapm olduu kltrel, yerel yani etnik ve evrensel, cinssel atmalardan ve ilerlemeden oluur. Bu anlamda da tarihi ele alrken znele indirgeme, binlerce yldr sregelen egemen sistem ideolojisine hizmet edecei gibi nesnel geliim faktrn, bunun tarihsel geliimde oynad gizil rol aa karma abalarn da sapmaya uratma ynnde bir eilim iinde olacaktr. Tarihin ve toplumun geliim diyalektii bir btn olarak zgrlk ve kolektivizmin tm amalarn kalc geniletmi, yinelenen fiziksel ve ideolojik mcadelelerinde yeniden ve yeniden ortaya kmtr. Gemi; kltrlerinin farkl olmasna karn, halk ynlarnn benzer toplumsal sorunlar benzer yollarla ve benzer ideolojilerle zmeye altklar bunu dorulamaktadr. Evrensel ve btnsel bir tarihin, ilerlemenin ve srekliliin yadsnmas, her trl tarihsel perspektifi zayflataca gibi devrimci uygulamada da pratiksel yntemlerde sorunlara yol aacaktr. Toplumsal hareketler, insanln zgrlk, zbilin ve kolektif genlerinin geliimi asndan amalanan bir toplum ereine ulamaya abalarken bile, tarih kendisini srekli gelien bir btn olarak oluturabilir. Ama bu erek hibir zaman mutlakl iermez ve her zaman arzulanan eree ulalaca sonucunu da karmamak gerekir. Toplumsal geliimin ne ynde seyredecei ynnde doru felsefi bakasyla baz ngrlerde bulunmak ve tarihin seyrine etkide bulunmak mmkndr ama toplumsal gelimenin nasl bir sonuca ulaacan nceden kestirmek olduka zayf bir ihtimaldir. nsanlar; bu toplumsal geliimde kendini gerekletirmeye alan etkin faktrleridir ama, toplumsal ilerlemedeki etkin faktrler tarihin zgn yaptalardr. Bu anlamda da insani faktrlerin etkiledii tarihsel seyirde demokratik, zgr ve kolektivizme ilikin nosyonlarmz genilettii lde, tarihsel srelerin herhangi bir ereklilii olduunu dogmatik olarak ileri srmek istenilen bir ey deildir elbette. Tarih, deiik zamanlarda olgunlaan toplumsal artlarda geniletilmi ve zenginletirilmi olan bu nosyonlara ilikin kendi idealini oluturur. Her toplumsal formasyon uygun artlar olutuunda maddi manevi, kltrel ve entelektel koullarn belirledii olaanst bir aamaya erime olanan kendi iinde tar. Tarih ve toplumsal ilerleme, katettikleri yol boyunca ortaya kan tm engellere ramen, yine de zgrln diyalektik mirasn oluturan ve gnmze tayan diyalektik anlamda toplumsal dzenlemelerdir de diyebiliriz. Bu zgrlk mirasnn varoluu hibir biimde egemenlik mirasnn varoluunu da yadsmaz. nk bu paradoksal miraslar, tarihsel ve toplumsal geliim seyri iinde i ie geer ve birbirini koullandrrlar. deolojiler, mcadeleler ve amalanan toplumsal formasyona ynelik eitli yaklamlarn elde edilmesi, geliimleri nceden kestirilemeyen, ou kez yeni toplumsal biimlere yol aarak binlerce yldr toplumsal geliime damgasn vuran egemen sistemin smr biimlerinden, zulmlerinden ve vahiliinden ayr ele alnamazlar. nk zt fenomenler

birbirini koullandrr ve deiime uratarak bir geliim seyrini i ie yaarlar. Bu konuda bakan apo unlar belirtmektedir; Tarih; hibir zaman tek tarafl bir iradenin eseri olarak gelimez, her zaman iki zt ucun diyalektik ba halinde elikili olarak geliir Birbirinden alp vermeyen sistem yoktur. Ama tarihiye den, gerekte olduu gibi, kim kimden, neyi, nasl, hangi amala ald, nasl kulland? Gibi temel sorunlara doru yantlar vermektir. Genel tarih yazmnda bunun yeterince yapldn ve ideolojiler tarihinin bilimsel bir ifadeye kavutuunu sylemek ok zordur. Tarih biliminin nndeki en temel grevi bu erevede belirlemek byk nem tamaktadr. Ztlarn birlii ilkesi erevesinde toplumsal deiim ve dnm zmlemeye tabi tutmasna ramen, Marksizmin tarihi ele alta mutlak sonuca, eree ulamann kanlmaz olduunu ileri srmesi son tahlilde idealizme hizmet ettii gibi tarihsel ve toplumsal geliimin yle dz bir izgide yol almad da 20. yyn sonlarna doru tm dnyada yaanan devrimci hareketlerdeki krizler ve reel sosyalizmin zl kantlamtr. Klasik Marksistlerin ileri srd gibi sosyalizmin kanlmazl deterministti ve determinist bakas, 21. yy sosyal bilimlerin temelini oluturan ekolojik toplum felsefesinde ald genel kabul gren bir gerekliktir. Daha zgr ve daha eitliki bir toplum iin sosyalizm gereklidir elbette, ama hibir zaman sosyalizmin kanlmazl ne srlemez, ki yle olursa mutlak bir yaklam olmu olur ki bu da idealizme gtrr nihayetinde. Diyalektik bakasnn ele ald daha geni nesnellik; etii demokratik ekolojik toplum aktiviteleriyle kaynatrarak ve nesnel bir etiksel sosyalizm iin temel yaratarak toplumsal geliimi tm insanln lehine bir seyir izlemesinde bir izgi oluturur. Bylesi bir tarihsel diyalektik felsefe, ayn zamanda varolan verili sistemin karsnda olmas gereken tarihsel etie de bir ereve izebilir. Diyalektik adan baktmzda tarih; bir anlamda insann davranlarnn belli bir alanda geerli olan kural ve ilkelerinin toplam olduundan, olaylarla ilgili yorumlar yaparken toplumsal etiin nasl olmas gerektii ynnde de bir ngry oluturaca gibi, bir zgrletirici miras da oluturur. Bu zgrletirici miras ve onun anmn destekleyen bir devrimci pratik olmakszn, kltrel fenomenler topluluunda bizler neyin yaratc veya neyin stabl, neyin iyi veya kt olduunu yarglayacak bir temele sahip olamayz. Bu noktada da gnmzde yaanan kaostan doru k yapabilmek iin doru bir tarih felsefesini kuramsallatrmak, devrimci bir toplumsal zmleme gelitirerek pratie geirmek ve demokratik ekolojik halk hareketini gelitirmek nemli bir tarihsel etken olmaktadr.

TARH YAZIMINDA ZNELCLK Yaanan toplumsal kaostan doru bir k yapabilmek, 21.yy n temellendirecei sosyal bilim anlay ve ona dayal toplumsal zmlemelerle yakndan balants bulunmaktadr. Toplumsal zmlemelerin doru yaplabilmesi iin de, tarihin doru bir bakasyla ele alnmas ve evrensel bir bakasna kavuturulmas bu noktada nem arzetmektedir. nk gemiin nda gnmz analiz etmek ve bu analizlerin yardmyla kaostan doru k yakalamak ve gelecee yn vermek tarih felsefesiyle yakndan balantldr. Bu anlamda da tarihi ele alrken indirgemecilik ve znelcilik, toplumsal zmlemelerin doru yaplmasna fazla yardmc olmamaktadr. znelcilik, tarihi kavramamza fazla katk sunmad gibi toplumsal geliimdeki snfsal eylemlerin nemini de yadsmaktadr. Bu anlamda da tarihi ele alrken bir btnsellik iinde snflandrmaya, aamalara gre incelemeye tabi tutmak, btnsellikten koparmadan seici bir yntem izlemek tarih anlaymz tutarl klaca gibi kaba bir derlemeyi, snfsal ve cinssel ayrmlarn ar vurgulanmasn da engelleyecek, tarihin zele indirgenmesini reddederek everensel bir anlama kavuturacaktr. Bu da 21. yy da zgrlk demokratik ekolojik bir toplumsal hareketin yeniden salam temeller zerine oturtulmasnda byk rol oynayacaktr. Toplumlarn deiik formasyonlara evrilerek bir geliim seyri gstermesiyle birlikte, bu toplumsal geliimi salt kendi oluum zaman diliminde ele almak, bir btnn sadece bir paras olarak ele almak bizi birok yanlgya gtrmeye neden olacaktr. Toplumsal geliime ilikin tarihsel bakamz, bir kltr veya dnemi dier dnemlerden ve kltrden ayran farkllklar etrafnda odaklanr, zmlemelere tabi tutulur ve yaplandrlrsa, toplumsal zgrln materyal ve kltrel

koullarn bireysel ve toplumsal bakmdan zmlemenin nemli noktalarn gzden karmaya gtrecektir. Bu anlamda toplumsal ayrlmalar, benzersiz bireimleri ve rastlantsal olaylar srekli vurgulayarak kolektif toplumsal geliimleri z itibaryla ncekilerle ve sonrasndakilerle ilikilendirilmeyen bir kltrel indirgemecilie yol aacaktr. Bu nedenle de tarihin zaman zaman ortaya kan, gerileyen ve yeniden farkl bir biimde ortaya kan tarihsel gleri bir btn olarak ele almak, tarih yazmnda daha doru sonulara gtrecektir. Binlerce yldr sregelen devlet olgusu ve bu olgunun ortaya kard snf, smr, ktlk, sava, lm, hiyerari, egemenlik, cinsiyetilik vb gibi gnmze dein gelen sorunlarn varln tanmlamak iin baz geliim yasalarna dayandrmak ve sorunluluk ilkesine indirgemek ve byle bir bakasyla ele almak gnmz sosyal bilimine ok uzak kalmaktadr. Toplumsal ve tarihsel geliimin diyalektiini, birka evrensel geliim yasas veya forml ile tanmlamak 21. yyn tarih felsefesinin temelini oluturan sreklilik ve btnsellikten uzaklatracaktr. Bunun sonucunda da toplumsal geliimi bilimsel olarak zmlemede yetersiz kalnacak, yant bulunamayan birok sorular karsnda insann toplumsal geliimini idealize ederek bir gizem olarak zmszle itilecektir. nsann toplumsal geliimi ve dolaysyla tarih bir sreklilik iinde olmaktadr. Bu anlamda tarihte bir sreklilik nosyonu vardr. Bu sreklilik insann binlerce yldr bilgi, teknik, vb birikiminin toplamn gnmz bireyinde veya toplumunda somutlatrmaktadr. Bu anlamda bir toplum gemiin tm izlerini kendi kltrel yap talarnda tamaktadr ve zerinde ina ettii uygarln temel talarn gemi oluturmaktadr. Bu balamda gnmz daha iyi tahlil etmek, mevcut yapy daha iyi aklamak iin gemiin doru irdelenmesi, doru bir bakasn gerekli klmaktadr. Yani bir sreklilik iinde gelien gnmz kltrn, bilgi birikimini, teknii vb irdelerken gemile ban aratrmak durumundayz. Gemile ba kurulmadan ele alnan tarihsel ve toplumsa gelime analizleri, sonuta modernist bir bakasna saplanmamza yolacaktr ki, bu da Avrupa merkezli bir bakasna gtrecektir. nk modernist bakas birok toplumsal ve tarihsel geliimi Avrupada balatmakta, doudaki uygarlksal geliim bu anlamda gzard edilmektedir. Tarihteki sreklilik nosyonu bu yanll ortadan kaldran bir bakasn oluturmaktadr. Yani insan trnn binlerce yl nce neolitik dnemde rettii teknik ve kltrn gelierek deiik biimlerde gnmz teknik ve kltrn temeline oluturmas, tarihteki sreklilik nosyonuyla ancak aklanabilmektedir. Sreklilik nosyonu, toplumsal geliimlerin bir btnsellik iinde olduunu ortaya koymakta, bir dneme veya bir kltre indirgeyerek aklamay yadsmaktadr. Modernist bir bakasnn rn olan znelcilik ve indirgemecilik, birok toplumsal geliimi kapitalizmle ve dolaysyla Avrupada balatt iin Mezopotamyada doan ve insanln geliiminde nemli bir ivme kazandran tarm ve kent devrimi, yaz, matematik, astronomi, takvim vb gibi birok alandaki gelimeler, bulular gzard edilmekte,e orijinalitesi aranmakszn Avrupaya mal edilmektedir. Gnmzde alan modern paradigma ve douda gelitirilen kaz almalar sonucunda elde edilen bulgular, birok bilim adamn ve tarihiyi akna evirmekle birlikte tarihi ele alma ve tarih yazmna yeni bir bakasn da beraberinde getirmitir. Bu nedenle de toplumsal gelimelere ivme kazandran olay ve olgular ele alnrken znel, adc indirgemelere gitmek yerine toplumsal kuramlar dzeyine ykselterek irdelenmeleri doru bir yntem olacaktr. Bu da bizi z bilinlilie, zgrlk mirasn doru ele almaya daha da yaknlatracaktr. Bu noktada M. Bookchin unlar belirtmektedir; tarih, insanln ussalla olduu denli giderek artan zgrlk, z bilinlilik ve ibirlii aamalarna doru yapm olduu kltrel, ruhbilimsel ve maddesel somut ilerlemelerden oluur. TARHE NESNEL VE BTNSEL BAKI Tarih bilimlerini konu alan 21. yzyln tarih felsefesi; tarihsel bilgilerin imdiye kadar aa karlamayan yanlarnn bir fenomenolojisini yapma yntemiyle, tarihsel olay ve olgularn btnlk iinde nesnel geliimleri de aa karlm olacaktr. Bu nedenle tarih yazmnda en nemli nokta ve tarih yazclarnn temel grevlerinden biri de; tarih bilimlerindeki karmak bilgi btnnn, tarih bilimlerine zg ok katl yapnn nesnel olarak nasl rldn nasl kurulduunu, bu rntnn ne eitten bir bilgi anlam olduunu gn na karma olmaktadr. Bu ise tarih biliminde sk sk bavurulan ana kavramlar, bilgi kategorilerini, gereklik tezleri ve bu tezlerdeki glkleri betimlemeye dayanan bir aklamaya gtrmektedir. Ayrca buna bal olarak tarihe zg bilmenin

yntemsel gidiini, bu gidiin yapsal rntsn, dzenini, sistemini, amazlarn gstermek, yani yntemsel gidii bir grng olarak betimlemek ve yeniden yorumlamak balbana bir inceleme alann oluturmaktadr. Bunun dnda tarih yazmnda rol oynayan tarihsel bilin etkenliini, tarihsel bilmenin zel bilin edimlerini dikkatle betimlemek de gerekmektedir. Bylece nesnel tarih bilgisini, bilen insandaki kaynana geri giderek yani ze dn gerekletirerek klandrmak bizi doru tespitlere, analizlere ve yorumlamaya daha da yaknlatracaktr. Tarihsel olarak nesnelliin en nemli tanmn nesnelcilik yapyor ve nesnelcilik ise yle tanmlyor; gereklik tek bana ve insan zihninden bamsz olarak vardr ve bu gereklik bu haliyle bilinebilir bir eydir. Dolaysyla dncelerimiz ile zerinde dndmz eyleri, zihnimiz ile zihnimiz dndaki gereklii ve doruluk ile yanll birbirinden ayrmamz salayan epistemik bir olgunlama srecinden oluuyor. Peki tarihsel olay ve olgular yeniden yorumlamak iin gereklii nasl kavrayacaz? Temel nokta zihinlerimizdeki eylerle zihinlerimiz dnda gerekte var olan eyleri birbirinden ayrmaktr. Dolaysyla zihnimizin ieriiyle, d gerekliin att durumlarda bu ieriin yanl olduunu ve zihnimizin ieriinin dardaki gereklii yanstt zamanlarda ise, bu ieriin doru olduunu dnmemiz gayet doaldr. Nitekim bilginin zihnimizdeki ieriin bizden bamsz haliyle gereklii tam olarak yanstt zaman, ortaya kan bir kopya olduunu dnmeye balyoruz. Peki zihnimiz ile zihnimizin dndaki gereklik arasndaki fark bildiimiz ve zihnimizin tam bir ayna gibi gereklii yanstmasn istediimiz gz nnde bulundurulursa, nasl ilerlemeliyiz? Dncelerimizi gereklie uydurma abalarnn nndeki en byk engelin zihinlerimizin ta kendisinin rettii arptmalar olduu ak deil midir? steklerimiz, korkularmz, nyarglarmz ve daha bir sr znel unsurlar zihinsel grmz bulandryor ve dolaysyla da gereklii tam plaklyla grmemizi engelliyor. Bundan dolay , gerekliin nn bize dorudan ve berrak biimde ulamasn salamak iin bu gereklii grmemizi engelleyen unsurlardan mmkn olduunca kurtulmalyz. Bu arpc unsurlarn tamam znel unsurlardr, yani hepsi de yorumcudan, zneden kaynaklanyor. Bunlardan kurtulabildiimiz takdirde, bu znel unsurlarn epistemik nemi kalmayacak ve dolaysyla da alg ve dncelerimizi ynelttiimiz tarihsel olay ve olgular, nesneler bize doru bir biimde ulaacaktr. Bu durumda nermelerimiz ve teorilerimiz zihinlerimizin dndaki nesnelerle uyuacak ve inanlarmz da nesnel olacaktr. Bu balamda nesnellik, dncenin gerekle uyumlu olmasn salayan bir dnce zellii olmaktadr. Ama u yanlgya dmemek de gerekir; nesnel olduumuza kendimizi yada bakalarn inandrmak iin yanltc bir tarafszlk grntsnn arkasnda saklanmamak nemlidir. Bilimin nesnellii teden beri bilimcilerin alma alanlarndan ayr olmas olarak tanmlanmtr. Bu alana mdahale edemeyecek ekilde ayr, orada olup bitenler konusunda duygusal olarak ve yaplacak deerlendirmeler balamnda tarafsz olacak ekilde ayr ve bu konuda nyargl olmayacak ekilde entelektel olarak ayr. Halbuki bu alm bir nesnellik anlaydr. n kavramsal kaynaklar olmadan hibir soysal bilim tarih almas yrtlemez. Btn etnografyalar, her biri tekini deitiren, gzlemleyen ve gzlemlerin etkileimini ieriyor. Ayrca tarafszlk, ou zaman bakalarn anlamak iin gerekli olan eletirel yarglara mani olur. Nesnellik tarafszlk deil, sorumluluk gerektiriyor. Nesnellik, gereklii olduu gibi yanstmak deil, bir aratrma metodur. MLLYET TARH VE ETNSTE Tarih srelerinde insan topluluunun hangi etkenlerle hareket ettii sorunu karsndaki tutum, dorudan doruya toplumsal hareketin temel karakteristiklerine baml kalmtr. Bilimsel gelimeler, toplumsal ilikiler iindeki ilerlemeler ve deiimler, tarihin oluumunu aklayan etkenler konusundaki dncenin geliimini de etkilemitir. Ancak bunlar kadar sosyal ve siyasal deiimler de tarihin yorumunda nemli rol oynam, zellikle tarih yazm ile siyasal mcadelenin kesitii anlarda bu etkileme, tarih yazmnn ieriini ve biimini belirleyen bir rol oynamtr. Tarih; toplumsal mcadelelerdeki geliimin bir tarihi olduu gibi, tarih yazm da toplumsal mcadelenin bir alan olmutur. Bu bakmdan toplumsalcl, toplumsal mcadeleyi ve bunlarn

tarih yazm arasndaki ilikisini incelerken, zellikle snfsal, cinssel, etnik ve ulusal kurtulu mcadelelerin birbirini vareden karlkl atmalarn durumunu gz nnde tutmak nemli bir nokta olmaktadr. Bu noktada bakan Aponun u belirlemesi olduka arpcdr. .bu anlamda yazlanlarn tarihi en lanetli tarih olarak deerlendirirken, mazlumlar da insanln gerek vicdan ve emek kahramanlar olarak yceltmek, doru bir tarih yazmak anlamna gelmektedir Mevcut verili tarihe damgasn vuran yaklamn, egemen ve smrc snfn yceltilmesini ve ynetici konuma gelmesini ifade eden mitolojik, dini ve felsefi grlerin ar etkisi altnda olduunu belirten bakan Apo, mevcut verili tarihin, bu grlerin etkisiyle ok haksz, roln gerek sahiplerini tersyz gsteren, gerekten tarih olabilecek olgular gzard eden en tehlikeli kurgusal edebi metinler olmaktan teye bir anlam ifade edemez durumda olduunu vurgulamaktadr. ncelikle bu tr tarihin tarihini doru yazmak gerekir. Ancak bu grev baaryla yerine getirilirse, daha zmleyici bir tarih yazma ans doar. Belki de tarihte en byk hakszlk, tarihin bu tr yazmna dayal olarak yaplmtr. Daha da olumsuz olan, bu tarihi esas alan, bundan etkilenen ve adna tarihi kiilikler ve kurumlar denen olgularn yaptklar eylemlerin zincirleme haksz oluudur. Yanl yazlan tarih, hep yanl yaptrr. Toplumun tarihsel geliiminde etnik mcadeleler egemen sistemin kat bir biimde halklar zerinde etkin klnmasnn nnde bir fren rol oynad gibi, etnik mcadeleler kltrel, sosyal, siyasal vb birok konuda da insanla byk katklarda bulunmutur. Bu noktada bakan Apo unlar belirtmektedir; Etnik gruplarn tm zorluklara dayanarak, ala, hastalklara, saldrlara kar koyarak llerin, da ve ormanlarn derinliklerinde yaamay baarmalar bile insanlk adna byk bir demokratik birikimdir. Bu direniler olmasayd, kltr zenginliini, oulculuunu kimler ayakta tutabilirdi? Binlerce yllk bu direni abideleri olmasayd, halk sanatlarn nasl yaratabilirdik? Binlerce retim aralarn, sosyal kurumlar, onuru, zgrlk tutkusunu, insan dayanmasn nasl salayabilirdik? Ulusal kurtulu sava iinde genelde snf hareketleri ve snfsal mcadeleler daha zayf olduundan dolay, evrensel ideolojik ve politik arln hissettiremedii durumlarda ulusal kurtulu hareketinin aydnlar da ilkel milliyeti ideolojiye daha ak hale gelerek, son tahlilde egemen sistemin ideolojisine dolayl da olsa hizmet etme durumuyla karkarya kalacaktr. Bu yzden tarih aratrmalar ve elde edilen bulgularn yorumlanmas yaplrken etnisite ve etnik mcadele tarihi gzard edilirse, ulusal karakterdeki egemen ibirliki kesimlerin dnya grne hizmet etmekten kendini kurtaramayacaktr. Egemen sistemin snfsal karlar tarihin, egemen sistemin dnya gr asndan yorumlanmasn gerektirir. Sz konusu karlar yalnzca ksa vadede smrgeci burjuvazinin ya da egemen ulus burjuvazisinin karlarna kar ulusal karlar temsil etmekle kalmaz, uzun vadede burjuvazinin ezilen ve smrlenlere kar karlarn da temsil ederler. Ksaca sylemek gerekirse, milliyeti burjuvazi, tarih grn ortaya koyarken yalnzca smrgeci emperyalist burjuvaziye kar deil, bizzat kendi emeki halkna kar da savar. Ulusal kurtulu mcadelesinin deiik aamalarnda savan snfsal ve siyasal ierii, mcadelenin ok ynll iinde, tarihinin snfsal yapsna bal olarak tarih yazmna yansr. Milliyeti burjuva tarihinin egemen burjuvaziye kar her saldrsnda savan ikili karakteri kendisini gsterir. O bir yandan ulusal mcadelede, bir yandan da kendi uslunun i snf mcadelesinde saf tutar. Ayn durum kukusuz ezilen ulusun mcadelecileri iin de geerlidir. Ezilen ulus mcadelecileri de hem ezen ulusun egemenlerine kar hem de kendi egemen snfna kar savaacaktr ve bu snf karakterli sava, mcadelenin her biimine ve her alanna yansyacaktr. Tarih yazm da bu alanlardan biridir. Egemen ulus Milliyeti tarih anlaynn belli bal karakteristikleri, ulusal mcadelenin genel seyriyle baml olarak deiebilecek baz zelliklerin dnda u genel balklar altnda toplanabilir; nsanlk tarihinde ortaya kan genel insani zelliklerin ulusa zg zellikler olarak tantlmas ve abartlmas ve bunlarn dier uluslarn zelliklerinden stn olduunun iddia edilmesi. Trk milliyeti tarih tezi byk lde kendisine muasr milletler arasnda bir yer amak isteyen ve ulusal kurtulu

savandan yeni km bir ulusun psikolojisinden ok, egemen snflarn mevcut siyasal snrlar iinde yrtmeye kararl olduu rk politikann ihtiyalarn yanstr. Kukusuz bu tarih grnn bir aya batllamak, muasrlamak diye formle edilen ve byk lde emperyalist sermaye ile btnleme ynelimlerinden beslenen genel burjuva tercihse, dier aya da bu ideolojiyi kitlesel olarak iselletirmesi istenen halkta, ulusal kurtulu savann yaratt yedi dveli yenmi bir ulus olmann gururlu ruh halidir. Eer bir ideoloji, ya da herhangi bir teori kendisine toplumsal bir karlk bulamazsa, yaama ans da bulamaz. Trk milliyetiliinin toplumsal apta hayat bulabilmesinin temeli de ulusal kurtulu savanda aranmaldr. Trk milliyetilii, yalnzca bir burjuva yanltmas, burjuva ideolojinin halk kitlelerine enjekte edilmesi gibi basit bir olay deildir. Her ulusal mcadele, kendine zg zellikler tayan bir burjuva ideolojiyle birlikte yrr bu ideoloji, genellikle mcadelenin sonrasnda,balangtaki niteliklerin tmyle kaybederek bir baka politikann ihtiyalarna gre yeniden ekillenme gibi bir riski de iinde barndrr ki, Trkiye cumhuriyetinin 1925lerden sonra izledii politik yolun oligarik bir karakter kazanmasnn en byk nedenlerinden biri de budur. Ulusal mcadele yrten ideolojiler ulusal mcadeleyle birlikte evrensel olma yani ulus st olma niteliini ve mcadelesini de bu paralelde yrtmek ve bu mcadeleyi yrtrken demokratik bir toplumculua doru nitel bir geliim seyrini de izlemek durumundadr. Aksi taktirde Trk ulusal kurtulu mcadelesinde olduu gibi mcadele sonrasnda balangtaki niteliklerini tmyle kaybederek egemen politikann ihtiyalarna gre yeniden ekillendirilir ve egemen sistemin oligarik dzenine hizmet etmekten kendisini kurtaramaz. 1925li yllar sonrasnda Trk milliyetiliinin ald yeni biim kesinlemi, Trkiye devrimci mcadelesinin ihtiyalarnn ne kt bir dnemin zelliklerine bal olarak ii snfna ve Krt ulusuna kar politikalarn gerektirdii biimde ve Avrupadaki faist akmlara paralel olarak ve onlarn temel motiflerini ithal ederek kesin bir rk, oven karakter kazanmtr. Bu haliyle Trk milliyetiliini karakterize eden balca unsurlardan biri, Trk milletinin dier halklardan daha stn olduu tezidir. Her halkta gelenekler, folklorik eler, dinsel inanlar halinde bulunan kimi genel zelliklerin, yalnzca Trklere zg olduunun ileri srlerek abartlmas, bu ideolojinin propagandasnda ve resmi paradigmasnda ska bavurulan yollardan birisi olmutur. Bu amala kurulan bir tarih komisyonunun aratrmalar bilimsellikten ve gereklikten giderek uzaklam, salt egemen ideolojinin krt halk zerindeki asimilasyon politikasn hayata geirmek ve buna ideolojik bir temel kazandrmak iin Gne Dil Teorisi temelsizce gelitirilmi ve okul kitaplarnda resmi olarak ilenmitir. Misafirperverlik, kahramanlk, drstlk, alkanlk, iyilikseverlik, zgrlk ve bamszlk dknl gibi her halkn belli bal deerler olarak benimsedii ve kendince bir ierik verdii genel kavramlar, yalnzca ve en stn haliyle Trklere zg deerler olarak yeniden tanmlanmtr. Krtlerin ayr bir halk olmad, Trklerin dal kabilelerinin bir kolu olduu, krt isminin de bu dal trklerin" karda yrrken kart-kurtgibi ayak sesleri kardndan bu ismin verildii gibi bilim ahlakna uymayan gln tezlerle asimilason politikalarn uzun sre yrtmeye almlardr. Bu abayla, devletin halka kendisinin zorunlu ve gerekli bir kurum olduunu kabul ettirme yolu almaktadr. Ayn zamanda devlet, milletin tek ve deimez temsilcisi olarak kendisini bu yolla onaylatmakta ve merulatrmaktadr. Millet, kendi zelliklerinin neler olduunu reten devletin, bu zelliklerinin en cisimlemi halini de devlette grecek ve kendisini bu kurumun ayrlmaz bir paras sayacaktr. Bu anlamda da etnik mcadele tarihi ele alnrken, o corafyada ve o zaman diliminde yaayan dier halklarn da mcadele tarihleri birlikte ela alnarak incelemek daha doru sonulara ulatracaktr. Salt tek bir etnik oluumu ele alarak o corafyadaki toplumsal ve tarihsel geliimi aklamaya almak ileri bir aamaya, yani ovenizme kaydrma tehlikesini de beraberinde getirecektir. Bu anlamda da etnik mcadele tarihi incelenirken, ovenizme hizmet edecek yorumlar ve tespitlerden kanmak byk nem tamaktadr. Egemen Milliyeti tarihiliinin balca zelliklerinden bir dieri, ulusun tarihinin yalnzca ulusun zellikleriyle aklanmasdr. Bu yntem, ulusun varolu srelerinde rol oynayan toplam toplumsal ve tarihsel koullar yerine, ulusun ancak ideolojik bir soyutlamayla elde edilebilecek genel zellikleri temel alr. Kart snflar, ulus kavram ekseninde eitlemek ve birbiriyle ulus ad altnda zdeletirmek, kat bir milliyetilie, ovenizme, burjuva karlarn dile getirilmi olmasna iaret eder. nk burjuva milliyeti tarihilik eliyle yaplan bu eitlemede kullanlan kstaslar, temel alnan karakteristikler, daima burjuvazinin genel olarak egemen snfn kstaslar ve karakteristikleridirler.

Egemen Milliyeti tarihiliin bir baka karakteristii, ulusun tarihini ihsanln tarihine zdelemektir. Bylece hem ulusun tarihin balangcndan beri bulunduu ideolojisine, hem de oven propagandaya malzeme salanr. Trk milliyeti tarihilii, tarihten nce vardk, tarihten sonra da olacaz eklinde ifade edilen slogan kantlanm bilimsel bir gerek halinde sunmak iin uzun zaman aba gstermitir. Tarihten nce varolmak insandan da nce olmak anlamna gelir. Yzeysel bir bakla bile sama grnecek olan bu iddia, milliyeti bakasndan tartlmaz bir hakikat deeri kazanmtr. Bylece tarihsel materyalizmin, tarih insanla balamtr eklindeki tezi, milliyeti tarihinin elinde, nce tarih bizim ulusumuzla balamtr biimini alr, sonra buradan hareketle bu arpk mantn sonucuna ulalr. lk insan bizim ulusumuzdandr gibi sama akl yrtmenin ve bilim d iddiann Trk milliyeti tarihiliinde pek ok rnei vardr. Bu iddia, dier yandan insanlk tarihinin btn birikiminin ve baarlarnn tek bir ulusun eliyle yaratld btn uygarlklarn kaynanda ve balangcnda ayn ulusun nclnn bulunduu iddiasyla tamamlanr: bu noktada smail Beiki Trk Tarih Tezi, Gne Dil Teorisi ve Krt Sorunu adl almasnda unlar aktarmaktadr: Trk rk anayurtlarnda, yksek kltr mertebesine varrken, Avrupa tamamen vahi ve tamamen cahil bir hayat yayordu. Bu yanlglara dmemek ve yntem hatalarna girmemek iin tarih yazm yaplrken, oven ve milliyeti bir bak asndan kanmak bu noktada nem arzetmektedir. nk bu yntem iinde salt ulusal stnl barndrd iin ksa bir dnem iin sz konusu ulus zerinde ulusal kurtulu mcadelesi srasnda olumlu bir etkiye sahip olabilir ama, bu dnemin sonunda ovenizme kayacandan dolay sonuta egemen sistem ideolojisine resmi paradigmaya ve ulus-devlet teorisine hizmet etmekten kurtulamayacaktr. Burada unu da vurgulamay gerekli grmekteyim. Etnisite alannda yrtlen tarihsel mcadele ve etnisitenin ele aln, yorumlanmas ve etnik mcadelelerin tarihinin yeniden yazlmasyla yukarda belirtilen milliyeti ve oven yaklamlar birbirine kartrlmamaldr. Trk milliyetiliinin rk, oven tarih felsefesinin zellikle Krt halknn varln inkara, onun tarihsel gemiini yok saymaya yneldii su gtrmez bir gerektir. Byk ounlukla tarihteki etnik mcadeleler egemen sisteme, ulusa, devlete verilen zgrlk mcadelelerini iermekte ve bu nedenle de demokratik bir karakteri de iinde barndrmaktadr. Bundan dolay da tarihsel geliimde rol oynayan etkenler incelenirken etnik mcadelelerin tarihsel geliim seyrine verdii yn ve etkileri de gzard edilmemelidir. Bu noktada bakan Apo unlar sylemektedir: O halde tarihte demokrasi nerede diye bir soruya verilecek karlk, ncelikle etnisitenin devlete, uygarla kar kendi komnal zelliklerini korumak ve zgr tutmak iin salad duru ve direnitedir denilebilir. Sosyologlarn bu gerei tespit edemeyileri, ehir kltrnn iinden binlerce defa pimilikleriyle balantldr. Sanldndan daha fazla bilimciler burjuvazinin modern rahipleridir. Kutsal kitaba ballk gibi ehir deerlerine baldrlar. Egemen Milliyeti tarihiliin bir baka karakteristii; ulusun bugn ve yakn tarihte yaad blgenin anavatan kabul edilmesi ve bunun deitirilemez tarihsel gerek olarak sunulmasdr. Bu, tmyle siyasal snrlarla ilgili politikann belirledii bir ynlendirmedir. nsan topluluklarnn hangi soydan geldii ve hangi corafya zerinde kendilerine bir hayat kurduu zerinde younlaan tarih aratrmalarnn, zellikle Avrupada 30 lu ve 40 l yllarda yaygnlamas anlamldr. Bu tarih gr dorudan doruya rk, faist, emperyalist paradigmayla yakndan ilgilidir ve bir ulusun ya da stn rkn belli bir corafya blmnn ilk ve deimez sahibi olarak onaylanmasna gereke hazrlamaya yneliktir. Dolaysyla, emperyalizmin gz diktii topraklarda yaayan dier halklar ve uluslar egemenlik altna almaya, soykrma uratmaya temel hazrlar. Bu tez, yaylmac ve ilhak politikalar hakl karmaya yneliktir. Ayn tezin, ulusal kurtulu sava srecindeki ezilen uluslar iin anlalabilir ve hogryle karlanmas gereken siyasal bir yan vardr. gal edilmi topraklarn sahiplenmek isteyen ulus, yaad blgenin kendisinin tarihsel hakk olduunu ileri srmekte mazurdur. Ancak ayn anlayn giderek siyasal snrlarn rk ve milliyet esasna gre, en dar burjuva milliyetilik temelinde, deimez ve deitirilemez olduunu ileri sren bir resmi paradigma ierii kazanmas, ayn blgede yaayan dier ulusal topluluklarn bu topraa ait olmadklarnn ileri srlerek bask altna alnmas tehlikesi de kesin olarak vardr. Bu, karde halklarn ayn corafyada ortak yaamas bakmndan tehlikelidir. Bu anlamda bu tarihsel bakas ayn zamanda egemen sistemin ulus-devlet anlayna, hukukuna ve siyasetine yansmaktadr. Devletin blnmez btnl anlay, hem ulusal siyasetin etnik mcadeleler karsnda bir dayanak noktas olmakta, hem de yasalarla anavatann snrlar gvenceye alnmakta, bu corafyada yaayan ve bu

corafyann demografisini oluturan dier etnik gruplarn zgrlk mcadeleleri bu yasalar karsnda yasad ilan edilmekte ve uluslar aras hukuksal platformda haksz konuma sokulmas bu bakasnn bir sonucudur. Evrenseli kart olarak almayan etnik tarih anlaynn, tarihsel koullara ve hangi politikann rn olduuna bal olarak kazand belli bir ierik vardr. Bu, uluslama srecinin zelliklerine ve koullara bal olarak, ilerici ve demokratik bir ierik kazanabilir. Bu ierik, daima koullu bir ieriktir ve temel zellikleri deimedii halde, etnik mcadele tarihi boyunca mcadele ettii kar cepheyi de demokratik bir oluum iine ekmeyi koullandrmaktadr. rnein yzyllardr Krt ulusunun kapatld tarihsizlik ve kltrszlk sulamasnn duvarlar zellikle son otuz yldr verilen mcadeleyle yklmaya allyor ve Krt zgrlk hareketinin tarihsel rol, karakteri gerei bu koullarda ilerci, demokratik bir rol oynayabilir. Bakan Aponun bu noktadaki belirlemesi olduka arpcdr. Akad hanedanlndan Babil, Asur kkenli hanedanlklara getiimizde, imparatorluk gc daha da artar. Her gelen adeta rekor krmak istercesine boyun edirmek tasn daha da ykseltir. nsan kellelerinden kale ve surlar yapmay iftiharla anlatrlar. Halk gruplarnn tm bu snr tanmaz imha seferlerine kar dalarn, ormanlarn ve llerin derinliklerinde geirdikleri tm zamanlar demokrasi tarihine yazmayp da kimin adna yazacaz, ya da hi bahsetmeyip yok mu sayacaz? Tarih byle anlam bulabilir mi? Bulsa bile zorbaln, gaspln anlamllndan teye gidebilir mi? Kk bir airet direniinin bile ne kadar destanlara konu olduunu anlamaya alrsak, gebelerin, etnisitenin demokratik deerini daha iyi anlam oluruz. Kapitalizmin iini boaltt szde zgr bireye gre etnisite insan doru deerlendirilirse, kat be kat daha fazla demokratik gc tekil edecektir. Gerek demokratik potansiyel Dou toplumlarndadr. Sonuna kadar savaiktidar kltrn zmsemi Bat toplumunun demokratik potansiyelinin olduka snrl olduunu iyi bilmek gerekir. Varolan demokrasi de bin bir kaytla balanm burjuva snf arlkl devlet rts olarak demokrasidir. Kendi toplumlarmz kmsemek iin uydurulan teori ve yaam tarzlar yznden, her halktan insanmzn muazzam demokrasi potansiyelini gremez olduk. Krt halknn verdii son otuz yllk mcadele, Trk milliyetiliinin yerletirdii ideolojik nyarglarn yklmasnda, Krt ulusal varlnn inkar edilmesine yol aan gerici koullanmalarn krlmasnda nemli bir tarihsel faktr rol oynamaktadr. Bununla birlikte, Trk milliyeti tarihiliine kar tepki temelinde gelitirilen aratrma ve yorumlama tarz da baz tehlikeleri beraberinde getirebilir. Bu, tarihiliin iddialarn ciddiye alnmaktan uzak klar ve bu her eyden nce Krt ulusal mcadelesinin kltr ve sosyal bilimler cephesinin zayflamasna, gelimemesine yol aabilir. Bu noktay da gzard etmemek Krt tarihinin yazm asndan nemlidir. Egemen milliyeti tarih anlaynn tarih yazmnda nasl bir yntem hatasna saptn, bu tr tarih yazmnn amzda toplumsal sorunlara ve ulusal sorunlara zm olamayaca gibi etnik sorunlarn daha da derinleerek srmesine yol aaca tartlmaz bir gereklik olmaktadr. Tarihi ele altaki bu tr yaklam ve yntemi ksaca irdeledikten sonra Avrupa merkezli Marksist tarih teorisini ve bu tarihsel bakasnn yetmezliklerini irdelemek nemli bir konu olmaktadr. nk zellikle 20. yya damgasn vuran ve Krt zgrlk hareketini de ilk k itibaryla byk lde etkileyen tarihsel materyalizmin ulusal kurtulu mcadelelerinde bir k noktas olmasnda ve tarihi ele almada yetersiz kald gnmz realitesinde aka grlmektedir.

NSANIN DOAYA VE KENDNE YABANCILAMASI nsan, ilk bilinli eylemini gerekletirmesiyle birlikte kendi tarihini de balatm oldu. nsann eylemiyle yaratt tarihi ister yazl olsun ister daha ncesi olsun insann bilinli eyleme getii andan itibaren gnmze geen sre iinde dorudan bir etkileim ve karakteristik benzerlik arzeder. lk bilinli eyleme geile birlikte zamanla gerekletirdii doal devrimler, yani insann insana kar savamyla deil, insann doayla uyumlu bir biimde gelitirdii mcadele ve bilinlenme sonucunda oluturduu devrimler, insann bilincinin ekillenmesinde ve yaam biiminin bir kk

hcresini oluturmakta byk bir rol oynamaktadr. nsann doal toplumla uyum iinde yaad sre zamanla dncenin geliimi, sistemli bir karaktere brnmesi, retimdeki leim eitliinin erk dengesine gre bozulmas, insann doaya ve kendine yabanclamasyla birlikte bu kk hcre de toplumsal anlamda olumsuz zellikler kazanarak doal halini yava yava yitirip, deforme olarak toplumun, tm canllarn ve evrenin geleceini tehdit edecek bir biimde ekillenmeye balad. nsann kendi trn ve doay egemenlik altna almaya balamasyla birlikte bir dizi toplumu kontrol altnda tutacak kurumsallamalar da gelitirildi. Bu kumrusallamalar toplumu iki biimde denetim altnda tutmay baard. Gnlllk temelinde insanlar kontrol altna alma ve zora dayal olarak insanlar kontrol altna alma biiminde. nsann kendi trn zorla kontrol altna almas, elit bir aznln byk ounluk zerinde egemenliini salamak ve bunu srekliletirmek iin de kurumsal rgtlenmeleri ve onun sistemli dnce biimlerini de gelitirmeye balad. nsann, kendi tarihinde ilk kez karlat hakszlk, eitsizlik, bask, tahakkm vb gibi olgular kendi rkna kanksatmak iin de bunun ideolojisini gelitirmek durumundayd ve bunu da gelitirdi. nsann, klelii gnll olarak kabul etmesini salayan dnce biimi nce tapnaklarda rahiplerin kurguladklar sylencelerle ekillendi, daha sonra ise daha da kompleks bir karaktere brndrlerek ideolojik bir ekillenmeye doru evrildi. nsann ve toplumsal geliim eylemlerini gelecek kuaklara aktarmak iin de rahiplere, daha sonra vakanvislere byk grevler dyordu. Rahipler ve vakanvisler toplumsal gelimeleri ve ekillenmelere yol aan olay ve olgular bir bireye atfederek, kil tabletlere ve daha sonra ise papirslere yazmaya baladlar. Artk insann insana ve doaya yabanclamaya balad bu srete, tarihsel olaylarn yazm da belli bir dncenin karakterini, erkek dncesinin karakterini edinerek erkek cinsinin kaleminde ve baknda yazlyordu. Rahiplerin dncesi ve bakyla tabletlere kaznan tarih, kendinden sonra biimlenen toplumu ve o toplumun vakanvislerinin dnce biimini de ekillendiriyordu. Artk bu ekillenme bir alt toplumdan bir st topluma kendinden zellikler katarak geliim gsteriyor ve erkek egemen dnce ve bakas, binlerce yl srecek olan toplumsal ekillenme ve gelimenin ekirdeine oturacakt. Bu ekillenme, gittike insann doayla ve kendisiyle bir uyum iinde yaamasn salayan duygusal zekann aleyhinde bir gelime gsterecekti. Birok zellikle birlikte cinsler arasnda da bir eitsizlik balam, bu eitsizlik erkein lehine ve kadnn aleyhine bir gelime gsterirken, birok alanda olduu gibi tarihsel bakasna da erkek bakas egemen olmutu. Artk tarihin de bir cinsiyeti vard. Tarih bakas ve yazm erkein tm karakterini kendinde yanstmaya balamt. Bu durum, gnmzde birok bilim insan ve tarihiler tarafndan tartmaya alm olmakla birlikte, hala hakim olan zellik erkek egemen dnce ve bakas olmaktan kendini kurtaramamtr. Bu nedenle de tarihe bak, bu olumsuz zelliklerden kendisini kurtaramad iin, gemi doru bir biimde tahlil edilememekte ve bu makus gidiat durdurmakta doru bir mcadele yntemine ulalamamakta, insann ve tm evrenin lehine doru bir biimde dntrlememekte ve yeniden ina edilememektedir. zellikle bn-i Haldunla birlikte tarihe farkl bir bakas getirilmekle birlikte, tarihe bakalar ve yntemler srekli bir tartma konusu olmu, nihayetinde binlerce yldr sregelen sisteme hizmet etmekten kendini kurtaramamtr. 20. yyn bakasn ve mcadele biimini belirlemede byk rol oynayan ve son yzyla kendi dnceleriyle damgasn vuran toplumbilimci Marks bile tarihi ele almada doru bir yntem ortaya koyamam, ve bugn Marksist tarih anlay almayla yzyze kalmtr. Birok bak as ve yntemlerle ele alnan tarih, bn-i Haldunla birlikte bir ynteme kavuturulsa da her eyi nihayetinde tanrnn ltfuna balayan bu gr, idealizme kaym ve tarihsel olay ve olgularn bilimsel bir ekilde ele alnmas ve yorumlanmas doru bir temele oturtamamtr. Daha sonralar deiik bak alaryla ele alnsa da hala tarihi tarih yapan gerek sahiplerinin tarihi fazla yorumlanamam ve onlara maledilememitir. 19.yy da ekonomi ve politikann yan sra tarih biliminin de temeline maddecilii oturtan Marks, toplumun manevi tarihsel rntsne gereken arl vermemitir. Toplumun manevi yaplarn

oluturan mitoslar, din ve ahlak, idealist bir rntyle ekillendii belirtilerek reddedilmekte ve toplumsal manevi olaylarn nemi ne olursa olsun yeni bir toplum ideolojisinin temeli salt zdeksel bir duruma dayandrlmaktadr. Bylece Marks, insanln oluturduu ve gerekten de yaanan ve mitoslarla anlatlan toplumsal byk olaylar, din ve ahlak, toplumsal ideolojinin temelinden arndrarak maddeci bir bakasna tabi tutmu, tarihi ve ekonomik sorunlar ele alta yeni bir biim ortaya koymu ve sorunlarn zmnn yalnz ve yalnz evrimsel-doru bir sre sonrasnda kanlmaz olarak gelecek olan Bilimsel sosyalizm olacan formle etmitir. Bilimsel sosyalizm, kapitalizmin en son aamas olan emperyalizmin bunalm sonucunda kanlmaz olarak ina edilecekti Marksa gre. Bunun teorisini, pratiini ve mcadele yntemlerini de ortaya koymutu. Ama reel sosyalizmin zlmesi gsterdi ki, mevcut zmleme ve bu zmleme nda izlenen pratik yntemler nihayetinde egemen sisteme hizmet etmekten teye gidemedi. nk mcadele arac olarak burada da devlet kullanlmaya allmt. Bu konuda bakan Apo, Marksizm bu tr tarihsel gelimelerde belirleyici rol retim aralar ile ilikilerine verir. Zihniyet savamna tali bir rol verir. Yine etnisite ve dinsel gruplarn mcadelesine gerekli arl vermez. Diyalektik yntemin dogmatik yorumu olarak, bu yaklamlarla tarihin kavran btnlkl olmaktan uzaktr. Toplumun zihniyet ve siyaset anlamna gelebilecek byk hareketlenmesini grmedike ekonomik yorumla gerein snrl kavran kanlmazdr. Byk topluluklarn hareketlenmesine bir anlam vermeden deiim gc olarak teknie ve retim yapsna arlk vermek, farknda olmadan devlet erevesine mahkum olmaya yol aar Belirlemesiyle Marksist bakasnn son tahlilde sisteme entegre olmaktan kurtulamadn ortaya koymakta ve bunun eletirisini savunmalarnda kapsaml bir biimde yapmaktadr. Marksa gre tarih, eitli retim tarzlar balamnda, klelikten feodalizme, feodalizmden kapitalizme ve buradan da komnizme geite gerekleen bir geliim yksdr. Marksa gre bu geliim zorunlu bir yol izliyordu nk , bu geliim , bu olaylar dizisindeki bir aamann kanlmaz olarak bir sonraki aamay dourmasn zorunlu klan tarihsel bir yasann cisimlemesiydi. Burada ele alnmas, irdelenmesi ve eletirilmesi gereken yan, insann insan olmasn salayan ve neolitik devrimi gerekletiren ilka insanlarnn devrimle birlikte oluturmaya balad toplumsal maneviyatn tarihsel materyalist bakasanda fazla dikkate alnmamas, neolitik insannn tarihinin doru bir temelde irdelenmemesidir. Daha somut olarak ele alacak olursak, Marks ilkel komnal toplumdan tutalm, kapitalizme kadar btn ekonomik formasyonlar analiz etmi ve toplumsal manevi nedenlerden ok, retimi retim ilikilerini ve bunun getirdii art deer sonucu oluan snflar toplumsal sorunlarn temeline oturtarak ele alm, tarihi ele alma yntemine ve bakasna koymutur. Bylece 19.yyda Marksizmle birlikte tarih, ekonomi ve politika yeni bir bakasna kavumutu ve bu bakas 20. yyda tm dnyay etkisi altna almt. zellikle reel sosyalizmin zlne kadar da Marksizm; toplumsal olaylar, tarihi, ekonomi-politii ele al ve zmlemede baat bir bakas konumunu srdrmtr. Fakat deiimi kendi felsefesinin temel talarndan biri olarak kabul eden Marksizm, toplumsal sorunlar kkl zme uratma yerine salt bir reti olma durumuna dnce, salt dorunun Marksizm olduunu savunarak yeni ideolojilere kendisini kapatnca gelien bilim teknik anda Marksizmin dogmatiklemen yanlar eletirilmeye ve almaya balanmtr. Bunun yan sra yeni ideolojik ve felsefi araylara gidilmitir. Elbette tarihe yeni bir bakas kazandrmak, onun yntemlerini gelitirmek te bu yeni araylar iende nemli bir yer tutmaktadr. Tarihsel maddecilik her ne kadar mitoslar yok saymay bir gereklilik olarak ileri srmse de, bugn kazlarda her geen gn yenileri elde edilen tabletlerde mitoslar nemini daha da arttrmakta ve ilka tarihini doru bir biimde ele alp gn na karma da en nemli veri kaynan oluturmaktadr. Marks, uygarlksal gelimeyi snflarn ortaya kmasyla ve elikilerin antagonist bir karaktere brnmesiyle ele alrken, elikiyi gelimenin tarihsel olarak snrl bir olgusu olarak nitelendirir. Oysa eliki nicel geliim, insanln varoluundan beri vardr ve insann doaya kar gelitirdii ilk byk devrime kadar yava ta olsa nicel bir biimde kendisini gstermitir. Nicel birikim neolitik devrimle birlikte nitel bir karaktere brnmekte ve uygarlksal gelimeye byk bir ivme kazandrmaktadr. Marks'n elikileri uygarln balamasyla ele almas, neolitik devrimi dolaysyla ilkel komnal

toplumu gerektii gibi irdelememesi, tarihi snfl toplumlarda balatmas nedeniyle tarihe bakasna temel yanlla dmektedir. Tarihi snfl toplumlarla balatmasndan dolay ele alnan ve irdelenen tarih te doal olarak yalnzca snfl toplumlarn tarihi olmaktadr. Oysa everende her ey kendi zddn iinde barndrr, here ey kendi zddyla varolur ilkesine gre de aykr bir durum olmaktadr elikilerin snfl toplumlarla balatlmas. Bundan dolay da mevcut tarihsel bakalar snfl toplum tarihinin tesine eilememilerdir. Bu noktada bakan apo unlar belirtmektedir; eer tarihi sadece snf mcadelesinden ibaret sayarsak, bu anlamda tarihin sonuna gelindii kavram da anlam tar. Uygarl esas gerekletiren temel, neolitik toplumun yaratt teknik gtr. Bu teknik gcn verimli topraklarla, sulama imkanlarnn olduu corafyada tketilebileceinden fazla art-rne yol amas snfl toplumun douunu hazrlamtr. Marksn tarihe bakasndaki bir dier yetersizlik ise; madde ve bilin ilikisidir. Marksa gre; Bilin toplumsal yaam belirlemez, yaam toplumsal bilinci belirler. Bilin, maddi yaamn bir yansmasdr dncesinde yola kan Marksist bakas bilincin toplumsal gelimeyi olumsuz ya da olumlu bir biimde etkilediini gzard etmektedir. Salt maddi temellere toplumsal zmlemelerini oturtan Marks; insan, ruh ve bilgelik elerini hiletirmektedir. Oysa Apocu tarih anlaynda her ikisi i ie alnr, bilin toplumsal yaama yn verir ve toplumsal yaam da bilinci belirler. Bu noktada bakan Apo unlar belirtmektedir; dnsel gelimenin maddi etkileimi nemlidir ve bu yaam belirler. Ancak ok maddeci olmak kadar, ok fazla ruhsal kesilmek de iinden klmaz durumlar yaratyor. Toplumsal bilin bireyin ye olduu topluma ya da halka yabanclamasnn nne getii ve kimlik krlmasna uramasn nledii iin tarih bilincinin nemini srekli vurgulamaktadr. Gnmz anlamak ve gelecei zgr, eit ve hmanist klmak iin tarihi ok iyi zmek ve doruya en yakn yorumlamak zorunlu olmaktadr. Gnmz ve gelecek neyse gemi ve gelenek te odur diyen Apo, tarihi doru zmleyememenin ve dolaysyla toplumsal mcadelede doru bir bakas izgisini oturtamayacan vurgulamaktadr. Dnce ve madde ikilime hangisinin daha nce geldiini, hangisinin dierini belirledii noktasndan ok, ikisinin birbirinin tamlayan olarak ele almak daha doru olacaktr. Maddi dnya dnceden bamsz birok evrensel yasaya gre ilemesinin yannda retimde bulunan insan, nce retecei mal kendi dncesinde ve hayal gcnde yaratarak maddi bir projeye dkebilir. yleyse bilin, aktif ve tasarlayc bir e olarak dncede oluturulan nesnenin pratie geirilmesindeki teori balamnda ele alnabilir. Bilin, maddi bir nesne olan beynin rndr ama tasarmla ortaya karlacak herhangi bir nesne de bilinteki tasarmn rn olacaktr. Burada vurgulanmak istenen udur; madde bilinci belirler, bilinte maddeyi. Bunun yannda sezgisellik de gnmzden ok tartlan bir nokta olmaktadr. Gnmzde evrene bakas sadece iki kutup olmaktan km, idealizmi ve materyalizmi amtr. Kuantum fiziinin gelimesi ve toplumsal ve tarihsel olaylarn zmlenmesine indirgenmesiyle birlikte mevcut tarih ve toplum anlaylar da yetersiz kalmtr. Analitik akln yan sra, duygusal ve sezgisel akl da gittike nemini daha da aa vurmakta ve tm felsefeciler tarafndan tartlmaktadr. Neolitik insannn olay ve olgulara, insana ve doaya bak, ele al ve yorumlay analitik zekadan ok sezgisel ve duygusald. Neolitik insannn ilk dnce biimlenii somuttu. Sezgisellik ve duygusallk, olacak olaylara dair doru bir tahminde bulunma yetisini kazandryordu neolitik insanna. yleyse neolitik insan ve daha ncesi tarihini doru yorumlayabilmek iin, o dnemin insannn duygularn derinden yaayabilmek veya en azndan hissedebilmek nemlidir. O dnem insannn yaratt mitoslar tarihi doru yorumlamamz iin bugn elimizde bulunan en byk ve en nemli verilerdir. Bunlar grmezden gelmek, tarihi resmi paradigmalarn istedii biimde ele almak demektir. Mitoslar ve sezgisellii gzard eden Marks da tarihsel materyalizmde byle bir yetersizlie dmekten kurtulamamaktadr. Snfl toplumla balatlan tarih, aslnda insann kendine yabanclamasyla balayan tarihtir ve gnmze kadar sregelen srete insanlk bu yabanclamay daha da derinden yaamaktadr. Bu yabanclama, demokratik ekolojik toplumla giderilebilir ve nihayetinde demokratik sosyalizmle ortadan kaldrlabilir. Demokratik sosyalizm, kendisine yabanclaan insann yeniden zne dnmesi,

kendini insani bir varlk olarak yenidene yaratmasdr bir anlamda. Bu nedenle de tarihin btn hareketi yeniden ze dn hareketidir. Tarih, nemli btn tarihsel olaylarn byk harekete geirici gcn ve nihai nedenini sosyo-ekonomik gelimesinde, retim ve toplumsal deimelerde arar. Bu anlamda Zagroslarda balatlan ilk byk devrim, retime ve yerleik yaama geii salayarak hem retim ve retim ilikilerinde, hem sosyo-ekonomik yaplanma ve gelimede, hem de toplumsal oluumda byk bir ivme rol oynamtr. Ama mevcut tarih, snfl toplumlarda balatld iin Zagroslardaki bu byk tarihsel olay ve olgular fazla irdelenmemi, bu corafyada balatlan insann insan olma yry son yzyla kadar da gnyzne karlamamtr. retim ve retim ilikileri zerine gelitirilen Marksist tarih teorisi, retici glerin bymesine ve dolaysyla kendi kartn da yaratarak toplumsa formasyonu belirleyen olgu olmasna dayandrld iin, tarihsel srete hep retim halinde olan gler ne karlmaktadr. Bu anlamda retici glerin bymesi olarak genel tarih teorisinin retimde ne kmayan tarihsiz halklar belirlemesinde olduka Avrupa merkezli elere sahip olduu sonucu kmaktadr. Marks, tarih teorisinde retici gleri ne karmasnn temelinde aslnda kapitalizmin zmlenmesi yatmaktadr. 19.yyn srekli gelien bilim ve teknolojisinin etkisinde kalan Marks, retimi ilk balatan corafya halklarnn tarihini doal olarak analiz etme abasn gelitirmekte yetersiz kalmtr. Bu corafyada yaayan halklarn etnik ve dini mcadelelerine gereken deeri vermemekte, dinsel olguyu bir sosyal olgu olarak irdeleme yerine bir afyon olarak nitelemekte ve basite indirgeyerek yzeysel ele almaktadr. Oysa egemen sisteme kar yrtlen mcadelelerin temelinde iki nokta byk nem tamaktadr. Din ve etnisite. Bu noktada bakan Aponun dncelerini yle dile getirmektedir; Marksizm bu tr tarihsel gelimelerde belirleyici rol retim aralar ile ilikilerine verir. Zihniyet savamna tali bir rol verir. Yine etnisite ve dinsel gruplarn mcadelesine gerekli arl vermez. Diyalektik yntemin dogmatik yorumu olarak, bu yaklamlarla tarihin kavran btnlkl olmaktan uzaktr. Toplumun zihniyet ve siyaset anlamna gelebilecek byk hareketlenmesini grmedike, ekonomik yorumla gerein snrl kavran kanlmazdr. Byk topluluklarn hareketlenmesine bir anlam vermeden deiim gc olarak teknie ve retim yapsna arlk vermek, farknda olmadan devlet erevesine mahkm olmaya yol aar. Dinlerin ve etnisitenin -kabile, airet ve kavim gerei- byk hareketlerini zmeden tarihi yorumlamak, hem yntem hem de ierik olarak ciddi yanllara ve gz ard etmelere yol aar. Marksist yntemle yaplan tarih yorumlarnn ksr olmasnda ve yanl sonulara yol amasnda bu gerein byk rol vardr. Geleneksel st toplumun yceltilmesine dayanan idealizmi aalm derken, tersi olarak ok dar snf ve ekonomik yap zm ile kaba materyalizme dlmtr.. Avrupa dndaki toplumlarn reteci glerinin statik durumda bulunduunu ileri sren Marks, bu toplumlarn gelimesi iin buralarn igal edilerek smrgeletirilmesi gerektiini savunmaktadr. Determinist tarih anlayna sahip olan Marks, bylelikle dolayl da olsa smry ve igali merulatrmaktadr. Buna rnek, Hindistann ngilizler tarafndan igal edilmesi, Hindistann gelimesini salayaca iin olumludur der. Bir dier nokta ise, zorunluluk ilkesine gre btn uluslarn gemek zorunda olduu bir dizi aamay ieren tek dorultulu dorusal tarih teorisidir. Evrensel bir mekanizmann ilerlettii bir dorultuda, tek biimli bir gelime modeli yoktur. Ne Marksn retim tarzlarnn belirli bir ekilde birbirini takip ettii eklinde aklad Avrupann tarihsel evrimi her yere uygulanabilir, ne de bu kendine has ardllk (toplumsal ekonomik formasyonlar) evrensel bir zorunluluktur. Buradan hareketle, tarihsel zorunluluun kendini sadece insanln eylemleri boyunca davurduu ve bu yzden de insanlarn zorunluluun vastalar olduu sonucu karlabilir. Kapitalist sistemi zmek iin kapitalist sistemin oluturduu bir mantk yapsyla tarih ve toplum zmlemesini yapan Marks, birok noktada doru belirlemeler yapmasna karn, bugn bu tarih anlay yetersiz kalmakta, tarihi doru yorumlamakta yeterli olmamaktadr ve dolaysyla alma durumunda kalmaktadr. Teoriden en bata beklenen topluma hakim paradigmay deitirmesi veya farkllatrmasdr. Dier deyile yerleik zihniyet normlar almadan, yenilik ve farkllklarn yolu alamaz; baka zihniyetlerin

gdmnden kurtulunamaz. Kapitalist toplum sisteminde iktidar kart zihniyet yaplarnn kalc baarlara eriememelerinin asl etkeni zihniyet yetersizliidir. Kart zihniyet konusunda en ileri ve ideal konumda olan Marksizm iin de bu hususun geerli olduunu belirten KKK nderi calan, Marksizm her rengiyle iktidar sorununu zemediini,daha da olumsuzu, getirdii iktidar teorileriyle zddna en nemli hizmeti sunduunu vurgulayarak yle devam etmektedir; Tpk Hz. sann zdd olarak doduu Roma imparatorluuna sonunda en gl meruiyet hizmetini sunmas, bizzat iktidar olmas gibi. Marksizm iktidar olur. Ama sonuta, liberal kapitalizmin saladndan daha fazla dnya ve toplumu sistemin hizmetine sokularak, mcadele daha banda zihniyet aamasnda kaybedilmitir. Gerei doduu zeminde ve dnemde, karakteristik zellikleriyle zmlemedii iin, hem teorikideolojik, hem pratik-politik ynden tarih boyunca ok gl olumu bulunan egemen ideolojik ve pratik gerekliin izdmnde yol almas gl bir ihtimaldir. Uygarlk zmlemeleri en son gerekleen toplumdan ziyade, ilk nce gerekleen toplum baz alnarak gelitirilse ve test olarak da karlkl mukayese edilerek sonular gzlemlenseydi, daha gereki yaklamlarn ortaya kacan belirten Bakan Apo, gncelden tarihe, tarihten gncellie bu bakasyla bakldnda doruya yakn bir ok sonuca ulamann da mmkn olabileceini vurgulamaktadr. Bu nedenle de genelde toplumu, zelde snfl toplumu kendi iinde sistemli btnlk ieren dnemlere ayrtrmak, z gerei doru ve gerekli olmakla birlikte, olgulara yaklam yntemlerine bal olarak nemli sakncalar beraberinde getirmektedir. Ayrmlarn hangi temel llere gre yaplmas gerektii tartmaldr. Birok farkl e esas alnarak, eitli hatta elikili ayrtrmalar yapmak mmkndr. Ama yine de doada her eyin bal olduu tez-antitez-sentez biimindeki diyalektik yasay, toplum sistemini, zgnln ok duyarl biimde gz nne getirerek uygulamak, vazgeilmez bir zmleme yntemidir. Marksizm, gerei doduu zeminde ve dnemde, karakteristik zellikleriyle zmlemedii iin, hem teorik-ideolojik, hem pratik-politik ynden tarih boyunca ok gl olumu bulunan egemen ideolojik ve pratik gerekliin izdmnde yol almas gl bir ihtimaldir. Uygarlk zmlemeleri en son gerekleen toplumdan ziyade, ilk nce gerekleen toplum baz alnarak gelitirilse ve test olarak da karlkl mukayese edilerek sonular gzlemlenseydi, daha gereki yaklamlar olacakt. Gncelden tarihe, tarihten gncellie bu bakasyla bakldnda doruya yakn bir ok sonuca ulamak mmkndr.

AMPRK TARH YAZIMI VE ANONM TARH Mevcut verileri ve arivsel bilgileri esas alarak doruya ulamaya alan ampirik yntem ve bu yntemin savunucular, iyi ve gzelin ne olduunu bulmann ise felsefecilerin ya da teolojinin ii olduunu savunmaktadrlar. Ampirik bilim, neyin iyi olduunu ayrt etmekten ziyade, neyin doru olduunu esas almaktayd. Bu analiz biimi bilimin ahlaktan hzla uzaklamasn da beraberinde getirdi. Bu dnceye gre iyi ve gzel greceli olduundan dolay bunun ltn oluturmak ve toplumsal bir kategoriye oturtmak ta bilimin ltlerinin dnda olaca ve bilimsel olmayaca ynndeydi. Bu nedenle ampirik bilimde salt doruya ulaabilme hedefine kendisini kilitledii iin bilim, toplumsal ahlaktan giderek uzaklap, egemen sistemin hizmetine giren korkun bir canavara dnm bulunmaktadr gnmzde. Birok toplumbilimcinin yan sra Bakan Apoda bu noktaya srarla dikkat ekmeye almaktadr. Toplumsal bozulmada bir canavar haline dnen gnmz bilim ve tekniin yeniden bir dengeye kavuturulmas iin bir bilim ahlaknn oluturulmas gerektiinin nemi zerinde durmaktadr. zellikle 20.yy balarndan itibaren artan arkeolojik kazlar ve bu kazlarda elde edilen tablet ya da retim ve sava aletleri zerinde yaplan inceleme ve aratrmalar, bat dncesiyle ekillenen tarihileri oke etmi, bat dncesiyle yazlan tarihlerin gvenirlii sarslm, mevcut tarihsel olay ve

olgular yeniden gzden geirilmek, ve yeniden yorumlanmak durumunda kalmtr. zellikle Anadolu, Mezopotamya ve Ortadounun baz blgelerinde yrtlen ksmi kaz almalarnda ortaya karlan tablet arivleri, retim ve sava aralar, birok sosyal bilimcinin dikkatini bu blgelere ekmitir. Ortaya karlan tabletler Mezopotamya, msr ve Anadoluda kurulan uygarlklar ve toplumsal ekillenme asndan birinci elden verisel bir kayna oluturduundan dolay, bu kez de arive dayal tarih yazm bir yntem olarak ne kmaya balamtr. Ampirik tarih yazm birok mitolojik olay ve olular gnna karmakla beraber salt tabletlerdeki yaztlarla tarihi yorumlamayla da kendine gre yanlg ve sapmalara dmekten kurtulamamtr.. Aratrmac tarihinin dnda nesnel bir gerekliin varolduunu ve aratrmacnn kendi nyarglarnn analize etkide bulunmasna izin vermemesi gerektii nermesini kabul eden ampirik tarih yazclar, tarih yazmnda felsefeyi gzard etmilerdir. Arivde bulunan mevcut verilerle bir tarih yazm gerektiini savunurlarken, arivdeki verilerin ve arive olay ve olgular yazdran ve yapanlarn snfsal karakterinden dolay tarafl yazlabileceini hesaba katmamlard. Hemen akla u soru gelmelidir; bu tabletlerdeki ya da arivlerdeki veriler ne zaman ve kimler tarafndan, hangi amala yazlmtr? Arivlerdeki veriler byk oranda, zamann herhangi bir diliminde ve herhangi bir corafyada oluturulan devletlerin yneticilerinin direktifleri dorultusunda yazlan, devleti ve dolaysyla devleti yneten yneticilerin kiisel yaamn anlatan veriler olmaktadr. Bu verilerin tarafsz olduu sylenebilir mi? Elbette tabletler bulunduklar corafyann yaanan zamanndaki birok olay ve olgular mitolojik bir dille anlatsa da, o zamana ait mevcut corafyadaki tarihsel olaylara byk oranda k tutmakta ve bu anlamda bir veri kayna oluturmaktadr. Ama bu veriler tek tarafl olduundan, yani byk oranda devlet aygtnn ve yneticilerinin gnl biiminde dzenlendiinden dolay alttan yaanan ve tarihe ivme kazandran toplumsal olaylara fazla yer verilmemektedir. Bu anlamda da mitolojik anlatmlarda, ya da tabletlerdeki anlatmlardaki mitsel ynleri ayklayarak toplumsal geliim diyalektiin nasl ilediini ve karlkl etkileiminin ne ekilde olduunu, toplumsal mcadelenin renginin ne olduunu tahlil etmek ve bir yoruma gitmek tarihi ele almada nemli bir nokta olmaktadr. te bu noktada felsefenin tarihiye kazandrd bakas nem kazanmakta, toplumsal ve tarihsel olay ve olgular yeniden ve yeniden yorumlamakta bir dorultu kazandrmaktadr. Tarih, gemiin aa karlarak gnmz tahlil etmek ve gelecei izme olduuna gre, sadece arivsel verilere dayanarak gnmz tahlil etmek bizi byk yanlglara gtrecektir. Bu nedenle de ampirik tarih yazm yetersiz kalmaktadr. Ampirik tarih yazmnn zellikle arivlerin temel alnarak tarihsel olay ve olgulara bir yorum getirmesi, olguculuun da ne kmasna yol amaktadr ki, bu da ou zaman tarihi yapan gerek dinamiklerin bu bakasnda kaybolmasna da yol aabilmektedir. Arivler genelde tarihsel olaylarn, devletin ve devlet aygtnn yneticilerinin gnlk, aylk yada yllk tutanaklarnn bir dkmann ierdiinden, tarihsel toplumsal olaylar ve gelimeler de bu aygtn yneticileri ahsnda somutlatrlmakta, doal olarak tarihsel toplumsal olaylara yn veren temel dinamiklerden biri olan devlet aygtyla atan ve dnmsel ivme kazandran toplumsal g dinamii gzard edilmektedir. Bu anlamda tarihsel toplumsal deiim ve dnmlerde srama yaratmakta byk rol oynayan bu g, tarihteki zaman-mekan asndan bir kronolojik sisteme tabi tutulamamakta, daha ok nesnel bir durumda anonim kalmaktadr. Anonim deerler bilindii gibi k ve varolu itibaryla kesin bir meneye dayandrlamad gibi, zamanla vakanvisler tarafndan yanl bakalar nedeniyle ynetici birey ya da tarihsel kahramanlara da maledebilmektedir. Bu duruma, ezilen byk ounluun yaratt tarihsel toplumsal deerlerin alnmas da denebilir ki, bunda da en fazla rol oynayan gene klasik sosyal bilimciler olmaktadr. Bundan dolaydr ki, tarihi yapanlar tarihsel sistemi oluturan yaptalarndan hak ettii yere oturtmak ve doru bir tarih yazmna ulamak iin, Anonim Tarih Yapclar (ezilen cins ve ezilen byk mutsuz aznlk) tarihsel toplumsal gelimelerde nemli dinamiklerden biri olduunu da unutmamak ve gzard etmemek gerekir. Tarihsel sistemde dengenin bozulmas ve kendisini yeniden dengeye kavuturacak mekanizmalar tketmesi ve yeniden retememesi annda bu Anonim dinamikler en fazla olumsuz etkilendiinden dolay , yaanan kaostan k salayacak olan da yine

bu anonim dinamikler olmaktadr. Yani diyebiliriz ki, bu anonim deerleri oluturan dinamikler, tarihsel toplumsal sistemin dnmesi ve gelimesi iin bir motor rol de oynamaktadr. Bir toplumsal sistemden bir st toplumsal formasyona geerken yaanan bu dengesiz durumu formle eden bakan Apo, Kaos Aral olarak tanmlamaktadr. Kaos aralndan kn ileriye mi,yoksa geriye yani eskiye dn m olaca birok sosyal bilimlerce pek fazla kestirilemedii aklamas getirilirken, bakan Apo, bu anlarda hazrlkl ve srekli eylemlilie sahip rgtl bir gc ynlendirebilecek doru bir paradigmann, gl bir k yapabileceini ve yeni tarihsel toplumsal ekillenmeye yn verebileceini belirtmektedir. Toplumsal ve tarihsel olay ve olgular aratrmak, incelemek ve yorumlayp anlamlandrmada modernist paradigmann ska kulland rasyonel ve ampirik yntemleri tamamen reddetmek yerine bu yntemleri eletirel duygusal ve sezgisel analiz yntemleriyle beslemek, sosyal bilimin yeni ahlakn oluturacandan dolay daha doru bir yntem olacaktr. Evrenin, ileyiini tarihsel ve toplumsal geliimi dorusal diyalektik yasalarla aklamak, her eyi kendi zddyla ele alarak tanmlamak veya kendi ztlarn oluturarak ikili bir biimde ele almak modernist paradigmann bir sonucuydu ve bu paradigma artk birok ynyle almaya balanmtr. Evrenseli tikelden, akl duygudan keskin snrlarla ya da yasalarla ayran ikililik bakas evreni, insan, doay tanmak iin kesin yasalar oluturmutur ki, bu da mutlakl ierdii iin sonuta metafizik bir bakasna kayma eilimini de iinde tamaktadr. 21. yyn yeni paradigmasnda modernist paradigmann bir sonucu olan tmevarma dayal dnce ve ampirik yntem artk tek bana bilimsel yntemin belirleyici faktr olmamaktadr. ster doa bilimlerine olsun, isterse beeri bilimlere ilikin olsun, olay ve olgular ele almak ve yorumlamak nem srasna gre ncelik gerektirdii iin tarihte seicilii de gerekli klmaktadr. Gemiin ayrntlar sonsuz olduundan, gemii tmyle deerlendirmeye almak da bir o kadar olanakszlamakta ve bir tarihinin kapasitesini aacandan dolay, gelecek hakknda doru analiz iin btnl esas alarak seimler yapmak en doru yntem olacaktr. Ama seici olurken de btnsellii bozmamak ve btnsellikten koparmamak gerekir.

ERL TARH

Hiyerarik toplumun ilk kurban ana-kadnn evcil dzeni oldu. Kadn belki de toplum sistemde ezilen kesimlerin banda gelmektedir. Tarih ncesinde yaygn olarak yaanan bu srecin sosyal bilimlerde yer bulamamas da ok kkl erkek egemen toplumun yerleik deerlerinden ileri gelmektedir. Bakan Apo Birok sosyal bilimcinin tarihi Smerlerde balatmasna ramen, tarih, insann sosyal bir yaplanmaya gemesiyle birlikte balamtr. Bu yaplanma srecinin byk bir blm ise, yazdan nceye tekabl ettii iin kaytlara gememitir. nsanlar, yaamsal gereksinimlerinin hayati bir biimde st snrlara dayanmas ve bu snrlar zorlamasyla birlikte, bu gereksinimleri karlayacak araylar iine girmilerdir. Doa ile bir sentax iinde yaayan ilkel insan: zellikle korunma, barnma ve yiyecek ihtiyacn karlamak iin bir dizi eylemlerde bulunmaktadr. Bu eylemler insann dnsel biiminde, hareket biiminde ve iletiiminde byk deiimlere yol aarak, gruplar ve srler halinde yaayan insanlarn, toplumsallamaya doru evrilmeyi de hzl bir ekilde yaamalarn beraberinde getirmektedir. Doayla ve kendi tryle bir uyum iinde yaayan insan, toplumsallamann gelimesi sonucunda oluan bir dizi kurumlama ve bu kurumlamalarn (devleti oluturan ilkel kurumlar) getirdii eitsizlik, adaletsizlik, bask, tahakkm ve iktidar erki sonucunda hem kendisiyle ve hem de doayla olan uyumu gittike bozmaya balamtr. Doann insanla ve insann insanla anaerkil sentaxnn bozulmas ve bir kaos srecinin iine girmesi, iddet ve savan kutsallk derecesine ykselmesini de beraberinde getirmektedir. nsan sr halindeki

yaamdan kurtararak, tarm devrimiyle yerleik bir yaama kavuturan anaerk insan; dil, kltr, edebiyat (zellikle epik iir), avadanlk, kuttren, tapnaklar, sunaklar vb. gibi birok alanda da kendi duygu, dnce, yaam biimi ve inanlarn yanstan gelimeler yaratmtr. nsann toplusallamasn salayan bu tarmsal devrimin yaratt zenginlikler, gereksinimleri karlamann yannda bir de artk rn ortaya karmtr ki, bu artk rnn leiminde gittike bir eitsizlik ortaya km ve gc elinde bulunduranlar bu leimde daha fazla pay almaya balamtr. Anaerkil toplumun kadn cinsinin aleyhine bozulmasyla birlikte balayan kaos, ataerkil topluma geite uzun bir zaman dilimini kapsamaktadr. Zaman zaman erkein zaman zaman da kadnn lehine gelien bu kaotik sre, nihayetinde erkein stnl ve egemenliiyle sonulanmtr. Mitolojide bu srecin, tanrlarn ve tanralarn iddetli savalar biiminde anlatlmas, aslnda eril cinsin kendi trne ve doaya kar yrtt iktidar savandan baka bir ey deildir. Bir sre dengesel bir biimde ileyen bu kaotik sre artk gittike denge noktasndan eril cinsin lehine olacak bir biimde uzaklaarak, ataerkil bir biime dnmektedir. Bu noktadan sonra kadn kltnn giderek geri plana itildii, ya da egemen erkek cinsi tarafndan ipotek altna alnarak dejenere edildii, toplumsal ahlakn erkein lehine ve kadnn aleyhine nasl bir biimde topluma hakim klnd noktasnda bakan aponun sylediklerine bir bakalm; Kadnn hiyerarik topluma adm adm ekilmesi, tm gl toplumsal zelliklerini yitirmesi toplumda gerekleen en temel kardevrimdir. Gnmzde yoksul emeki bir ailede kadnn durumu incelendiinde bile, halen bu bask ve aldatmacann boyutlarn dehetle karlamamak mmkn deildir. En basit nedenlerle namus ve ak cinayetlerinin erkein tekelinde olmas, olup bitenin ufak bir gstergesidir. Bu sreci biyolojik farklara balamak en temel bir yanllk olacaktr. Toplumsal ilikilerde biyolojinin rol veya yasalar geerli olamaz. Olsa olsa eril ve diil zelliklerin karlkl ilikileri deerlendirilebilir ki, bu da tm trler iin geerli bir husustur. Ana-kadn klt esas olarak toplumsal nedenlerle tahakkm altna alnmtr. Uygulanan bask ve ideoloji tamamen bu nedenledir. Bunu cinsel gd ile, psikolojiyle izah etmeye almak vahim bir saptrmadr. Ataerkil dnce ve zihniyet oluumu kendisini yaamda ve maddi alanda gittike sistemli bir hale getirmektedir. Ataerkil toplumsal formasyonun snfsal karakterli ve eril doan gayrmeru ocuu devlet, kendine benzer kurumlamalar srekliletirerek hem kendini vareden toplumu, hem de doay bozma ve tahrip etme eiliminde olmutur. Snfsal ve eril bir karaktere sahip olan devlet ve devleti vareden ideolojik zihniyet, tm kurumlara genetik bir biimde gemekte, her toplumsal formasyonun bir st toplumsal formasyona dnerek evrilmesinde giderek daha kompleks bir yapya brnp derinlere kk salmaktadr. Bu kompleks eril oluum, toplumsallamann balamasndan gnmze kadar sanat, edebiyat, dil, beeri ve doa bilimlerine derinden etki yapm ve kendi eril geninin dominant gen olmasn salamtr. Mitolojik sylencelerden tutalm, varolu destanlarna, astronomiden tutalm tarihe kadar ve daha birok alana ve disipline kendi eril genini tayan ataerkil zihniyetin oluturduu toplumsal sistem, kendinden nceki anaerkil sistemin yabanc olduu ve gereksinim de duymad birok kelime, deyim veya tanmlamalar, ztlaryla birlikte yaratarak kendi karakterine uygun bir dili de ekillendirdi. Her eyi kartlaryla tanmlamaya alarak ekillenen bu dil, tarih ve edebiyat yazmnn da, egemen sistem ideolojisinin ve onun kurumlarnn yararna bir gelime gsterdii, gnmz sosyal bilimlerince genel kabul grlmektedir. Smerlerde daha sistemli bir karaktere kavuan bu sistem, kendi eylemlerini ve toplumsal aktivitelerini kraln ya da tanr-kraln buyruklar dorultusunda rahipler araclyla tabletlere ya da ta bloklara kazyarak gnmze kadar gelmesini salamtr. Bu tabletler birok adan tarihsel ve toplumsal gelimelere k tutmutur ama, olay ve olgular eril mantaliteyle ilendii de inkr edilemez bir gerektir. Devletin gnlk eylemlerini, ekonomik faaliyetlerini, olaylar, savalar tanr-kraln kahramanlklarn anlatan bu tabletlerdeki epik yazm, bilindii gibi rahiplerin kaleminden kmakta ve byle bir tarih yazm, ilkel dahi olsa, eril bir karakterde domaktadr. Eril olan tablet yazclar, doal olarak yaztlarnda kendi cinsinde olan tanr-krallar veya tanrlar ycelterek kutsal zellikler atfedecek,

feminil olan tanralara ya da feminil site yneticilerine (tanra-kralie) olumsuz ve aalayc zellikler atfedecektir. Kadnn toplumsal oluumda ikinci cins konumuna hatta daha geri bir konuma itilmesi, tm klt ve kltryle dejenere edilmesi veya gasp edilerek deformasyona uratlmas noktasnda bakan Apo unlar belirtmektedir. M. 3.000lerde bu destanlarn sylendii tahmin edilebilir. Halen ana-kadnn gcnn dengede olduu bir dnemdir. Bu tarihlerden sonra adm adm gerileyen bu klt ve kltr o kadar acmaszla tabi tutulur ki, kadn daha sonra kendisini dnemin uygarlk merkezi (bugnn Newyork'u) Nippurda musakkadim denilen genelevde bulur. Bir yanda Smer rahibi zigguratta kendisine bir harem kurarken, halk iin de genelev oluturulur. M. 2.000lerde yazlan Enuma Eli Destannda tanra Tiamat artk korkun bir caddr ve parampara edilmesi gereken kadn temsil etmektedir. Korkun bir sylem, gerekletirilen mahkmiyeti yanstmaktadr. Daha sonrasn tek tanrl dinler ve burjuva toplum sisteminin bir kafese tkt tatl sesli ve ssl psl kadn tamamlamaktadr. Tarihsel, toplumsal sistemlerde kadnn iine sokulduu statnn youn bir ideolojinin propagandasna tabi tutulmas o kadar ilerlemitir ki, artk bizzat kadn zihni bile buna kader diyebilmekte ve gereklerini yerine getirmeyi kaderin gerei saymaktadr. Tek tanrl dinler tanr emri saymaktadr. Yunan felsefesi kadn zayflk etkeni olarak gstermektedir. Kaba bir madde yn, erkein srd tarlas gibi her trl alaltc yaklam layk grlmektedir. Tarm devrimini gerekletirerek topraa balanan ve birok devrimsel buluu salayan (tabletlerde bilinen 104 bulu) kadnn salad doayla uyum iindeki toplumsal gelime, ne rahip tablet yazarlar tarafndan, ne de vakanvisler tarafndan tarihe yazlmlardr. Yani eril cinsiyette olan tarih yazclar toplumsallamay balatan cinsin tarihini yazmaktan her zaman kanmlardr ve bu cinsin, tarihi gasp edilerek yoksaylmtr. Smerlerden itibaren; snfsal uygarlktan gnmze kadar yeni rntlerle, yeniden biimlenen tarih yazm, eril cinsin yararna ve feminil cinsin zararna bir biimde sregelmitir. Anaerkil toplumun balangcnda cinsel iblm bir dayanma ve birbirini tamamlayan bir karakterde iken, anaerkil toplumun sonlarna doru dengenin yava yava kadnn aleyhine bozulmasyla birlikte erki eline geirmeye alan erkek, dayanma iinde olan ve birbirini tamamlayan cinsel karakterdeki iblmn kendi lehine evirerek, cephelemeyi ve kutuplamay yaratt gibi, atmay da balatm oldu. Toplumsal cinsiyet, eril lehine bir gelime kaydederek dominant bir karakter edinirken, feminil cinsiyet ise giderek toplumsal sistemde elimine edilmi ve resesif bir konuma ektirilmitir. Elbette bozulan dengenin yeniden yakalanmas iin uzun sre cinsleraras amansz bir mcadele yrtlm ama, ortaya kan devlet ve devletin kurumlarnn eril karakterde olmas, askeri, siyasi, ideolojik glerin belirleyenin de eril olmas, feminil cinsin tarihsel toplumsal mcadelede yenilgisine yol amtr. nce kadnn, onunla birlikte genlerin ve ocuklarn doal toplum dnyasnn yklmas, zerlerine gce ve yalana (mitoloji) dayal bir hiyerarinin kurulmas yeni toplumun hakim biimi haline geldiini belirten Bakan Apo, bu srele i ie dier bir kkl kardevrimin gelitii tespitini yaparak, bununla birlikte doayla ters dme, tahribe ynelme srecinin de baladn nemle vurgulamaktadr. Smer uygarlnda, devletin ve dolaysyla kleliin, gnll olarak topluma kabul ettirilmesinin en nemli etkenlerinden birisi; gl bir egemen ideolojinin kurgulanmasndr ki, bu ideolojiler de byk ayrcalklarla donatlan zigguratlardaki rahipler tarafndan retilmekteydi. Egemen sistemin zihniyetine sahip olan bu rahiplerin eril ideolojileri, silahl gc elinde bulunduran erkeklerden oluan orduyla birleince, eril karakterdeki devlet mekanizmas korkun bir gce ulaarak, adeta toplumu dejenere eden ve toplum iin srekli bir tehlikeyi barndran bir canavara dnmektedir. Artk sistem bir kere oluturulmutu ve sistemin hemen hemen tm kurumlar eril cinsin dominant karakteriyle donatlmt. Rahipler bu sistemin gnln, ticari ilikilerini, sava ve kahramanlklarn tanr kral ahsnda somutlatrarak tabletlere kazrken, daha sonraki st toplumsal formasyonlarda da benzer durum bir dizi deiime urayarak sregelecektir. Kleci, feodal toplumsal formasyonlarda vakanvisler padiah, imparator ya da krallarn tarihini yazarken, kapitalist toplumda da modernizmin sapana sapm bir zihniyetle yazlan tarih, literatrn birazck da olsa yumuatmasna ramen egemen sistemin ideolojisinden ve mantk rntsnden kendisini kurtaramamtr.

Smer devletinden itibaren daha da derinleen ve kompleks bir yapya brnen eril cinsiyete dayal ideoloji, toplumsal pratii kendi etrafnda yaplandrarak devletin ve onun sisteminin ileyiini doallatrmtr. Doallatrma yoluyla kitleler uyuturulmakta, ikna edilmekte ve bu temelde gnll klelie adm atlmaktadr. Eril zihniyet yaplanmasna ve ideolojisine dayal toplumsal yaamn, nasl bir ekilde tanr kral etrafnda odaklandrld, karlan tabletlerde bolca grlmektedir. Smer toplumundan itibaren bu, kanksanm eril bakas deiime urayarak gnmze kadar sregelen her st toplumda, biraz daha inceltilerek srdrlm ve adeta anaerkil sistemin doal yaps kertilmitir. Ama tm bunlara karn her toplumsal formasyon, kendine zg bir komnal ve zgrlk direni kltrn bir gen olarak kendi barnda tamtr. te asl tarihi; birbirinin karsnda amansz bir mcadele yrten bu kltrlerin atmas oluturmaktadr. Tarihsel ve toplumsal gelime eril karakterli rejimlerin dzenlenmesi ve ynetilmesiyle, be bin yllk bir zaman kesitini oluturmaktadr. Tapnaklarda ya da zigguratlarda kurgulanan mitolojik yaradl destanlarndan sonra, teoloji de eril bir erki ve sistemi onaylam, dinsel yasalarla eril sistem gvenceye alnmtr. Bu da kalclatrlmak ve srekliletirilmek iin her trl bilimsel almalarla, sanatla, edebiyatla srekli ilenerek, topluma kanksatlmaya allmtr. Devlet mekanizmasnn ekillendirdii Smer toplumundan itibaren, gnmze kadar deierek gelen toplumsal st formasyonlarda sosyal bilimciler ve dolaysyla tarih yazclar, iinde bulunduklar mekan ve zaman koullarna gre yeni teoriler reterek, toplumsal sorunlara eilme gereini duymulardr. Yunanca bir kelime olan teorinin (thea: bakmak, gzlemlemek) zihinsel bakla ok yakn bir ilikisi vardr. Bu balamda her sosyal bilimci iinde bulunduu sosyal evreyi isel ve dsal etkilenimleriyle birlikte gzlemleyerek, analize tabi tutup, daha iyi bir toplum iin nasl bir teori gelitirebileceini ve toplumsal gelimeye nasl olumlu bir ivme kazandraca ynnde abay gerekli grr. Sosyal bilimler iinde tarih ve tarih yazm daha nemli bir konum arz eder. nk tarihi bilmek ayn zamanda kiinin kendisini bilmesidir. Bu tanmdan yola kacak olursak, bir tarihinin kendi tarihinin yan sra, bulunduu corafyann zaman mekan ilikisi iinde yaanan olay ve olgular yorumlayabilmesi, anlamlandrabilmesi, gemi ve gnmz arasndaki tarihsel ve toplumsal benzerlikleri ve farkllklar ortaya karmas iin kendisini bilmesi bir nkoul olmaktadr. Tarihsel toplumsal olay ve olgular doru yorumlayabilmek, anlamlandrabilmek iin de, doru bir baks edinmek byk nem arzetmektedir. Ki, bu da tarih felsefesinin temel konularndan birisini oluturmaktadr. Tarih felsefesinin nemli grevlerinden birisi de; toplumsal olay ve olgulara yeni anlamlar kazandrmaktr. Anlamlandrma ise salt diyalektik olarak oluturulan nesnel yasalarla deil, znellikleraras paylam ve kavraylarla mmkndr. Olay ve olgular bu temelde anlamlandrmayla birlikte yorumlama, daha salkl bir tarih yazmna gtrecektir. Olgular alglama ve yorumlama, olgularn olutuu nesnel durumun yan sra mantk rntmzn oluturduu zihniyet yaplanmasyla, tarih bilincimiz ve kavraymzla da yakndan balantldr. te tm bunlar, yani maddi koullar, ilikiler, bireysel bilin ve kavray, tarih ve toplum bakasn oluturan en temel faktrlerdir. BR KTDAR ARACI OLARAK TARH Sosyal bilimlerin bir kolu olarak tarih, tm gemi toplumsal ve tarihsel edimleri anlamlandrma, yeniden ve yeniden tanmlamay konu edinir. Tarih yazm; varoluundan beri, eril cinsin dncesinden ve egemen sistem ideolojisine hizmet edecek bir karakterde kaleme alndndan, bir g arac olarak da kullanlagelmitir. Beeri ve doa bilimleri, eril cinsin mantk rntsyle ve egemen sistemin bakasyla ele alndndan dolay, bir cinsiyet karakteri de edinmitir. yle ki, eril cinsiyeti artran birok kavram kanksanmakta ve eril olmayan cins iin de kullanlmaktadr. rnein, herhangi bir bilimle uraan bir kadn bilimciye de yakn zamana kadar bilim adam, insanolu, beni adem, denilmesi gibi. Bu anlamda da sosyal bilimlerin bir daln oluturan verili tarih, evreni ve toplumsal olaylar tanmlamada ve anlamlandrmada, iktidar gcn oluturan alarn nemli bir faktr de olabilmektedir. Sosyal bilimler byle bir karakterde ekillendirilince, doal olarak zerinde egemenlik ve tahakkm kurulan byk ounluk ve feminil cinsin tarihsel ve toplumsal gelimelerdeki

aksiyonlar, tarihi anlamlandrma ve yorumlama erevesinin ya yok saylarak dnda tutulmu, ya da arptlarak daraltlmtr. Verili tarihsel belgelerde binlerce yldr ezilen byk ounluun ve feminil cinsin tarihine deinilmemesinin en nemli nedenlerinden birisi de budur. Mezopotamya da uygarln ve dolaysyla devletin gelimesi ve yaznn aktif bir biimde kullanlmaya balanmasndan beri, ister zigguratlardaki rahipler olsun, ister kral, padiah, sultan ya da imparatorlarn saraylarndaki vakanvisler olsun, ister modern an akademisyen tarihileri olsun, sistemin ve eril cinsin bak asna sahip olduklar iin yakn zamana kadar hep eril cinsin ve egemen sistemin edimlerini tarihe geirilecek nemde buldular. Kadnlar ve egemenlik altnda bulunan byk mutsuz ounluun tarihi ise, ya tamamen yok sayld, ya da arptlarak daraltld, marjinalletirildi. Oysa tm aratrmaclarn, aydn ve yazarlarn kabul ettii bir gerek olan neolitik devrimin yaratc mimar kadnd. Toplumun gelimesine ve tarihin yapmna etkin bir biimde katlan kadnn henz bir tarihinin yazlmamasnn nedenlerinden biri de budur. Kadnn Smer rahip devletinden beri hem yneticilikte, hem de tarih yazmnda bylesine yok saylarak dlanmas, tarihin yorumlanmasnn ve tarih yazmnn da bir iktidar ve hegemonya karakterine sahip olduunu gstermektedir. Kadnn tarih yazmndan dlanmas ya da arptlarak daraltlmasn belirleyen faktrlerden biri; kadnn devletin ynetim mekanizmasndan uzak tutulmas, bir dieri ise, bilginin ve bilgi retiminin erkein tekelinde tutulmasyd. Dolaysyla kadn, toplumsal geliimde ve tarihi yapmada bir zne olduu halde, bu nedenlerden dolay nesne konumuna indirgenerek, tarih yazmnda minimal bir rol atfedilmi ve marjinalletirilmitir. Bu noktada Fatmagl Berktay, Tarihin Cinsiyeti adl almasnda, bilimin geleneksel zne-nesne ayrmnn aslnda bir iktidar ilikisi olduu aktr. Bylesi dlamalar zerine kurulu toplumsal bilimlerin, aratrma sonucunda izdikleri tablonun eksik ve arpk olmamas mmkn deildi tespitini yaparak, toplumsal ve tarihsel gelimeyi dengede tutan iki cins olmasna ramen, tarih yazmnn neden eril cinsin lehine ve feminil cinsin aleyhine bir gelime erisi izlediini vurgulamaktadr. Tarih yazmnn, toplumun bellei zelliini de tadndan hareketle, kadnn bir tarihinin yazlamamas, bu cinsin belleinin de dolayl ya da direkt olarak eril cins tarafndan zayf tutulmasna veya ipotek altna alnmasna gtrmektedir. Kendi belleini glendiremeyen feminil cins, gemiini doru bir biimde hatrlayamad iin, geleceini de kendi z gcyle izememekte ve eril cins bu anlamda kadnn kaderini belirlemektedir. Marksist tarih yazm bu konuda da doru ve yeterli bir tarih yntemi gelitirmekte zayf kalmtr. Be bin yldr sregelen bu durum, kadn toplumsal ynetimde iradesizletirmi, tarih yazmnda dlam ve bu cinsin tarih bellei dumura uratlarak geliimi engellenmitir. Adeta geliimi yavalatlm bir ocuk konumuna drlmtr. Bu anlamda tarih bilinci; gelecei izmede ve amaca ulamada bir navigasyon (gemi yrtme sanat) roln oynamaktadr. Tarih bilincinden yoksun olmak demek; rotas izilmeyen ve hedefin nerede olduu bilinmeden, frtnal ve dalgal okyanuslarda, bir o yana bir bu yana savrularak, dalgalarn ynne gre yol alan bir geminin hareketine benzemektedir. Tarihi ele alta, anlamlandrmada, yorumlamada ve tarih yazmnda yaanan tm bu sorunlarn giderilmesi iin sosyal bilimciler, dolaysyla da tarih yazclar, 21.yyn tarih felsefesini oluturabilmek iin sosyal bilimlerin verili normlarn, yntemlerini, yaklamlarn yeniden gzden geirerek eletirel bir yaklam gstermeli ve bu noktalarda can alc sorular zinciri oluturmaldrlar. Sosyal bilimlerin ve tarihin yazmnn egemen dnceden ve eril olmaktan kurtarlmas, ntralize edilmesi, kadn tarihinin yazmnn gelitirilmesi, kadn cinsinin kendini tanmas ve adn koymas anlamnda da nemlidir. nk tarih kendini bilmek ve tanmaksa, kadnn kendini tanmas iin bu bir nkouldur. Yeni bir gelecek yaratlmasnn nkoulu; ezilen byk ounluun ve feminil cinsin, kendilerinden alnan tarihlerinin geri alnmas ve tarihsel zgrlklerine kavumalar olmaktadr. Gnmz zaman diliminde mekan olarak baktmzda, bunun en elverili zemini, Mezopotamya ve Ortadou corafyas olarak grlmektedir. Tm toplumsal dengeler, egemen eril sistemin lehine bozulduundan dolay, feminil cins ve ezilen byk ounluun bilinli dzeye ulatrlmas ve rgtlendirilmesiyle, gnmz emperyal sisteminin yaad kaostan kn olumlu bir ynde seyredecei, daha gl bir olaslk

olmaktadr. Tarih; toplumsal mcadelelerin bir yansmas olduundan, bu kaostan kta atallanma annda doru kn yakalanabilmesi, yine feminil cinsin ve ezilen byk ounluun tarihsel bilinlerinin oluturulmasyla ve alnan tarihlerinin geri alnmasyla daha da gl olaslklar yakalayacaktr. Bu, ayn zamanda iki tarihsel dinamiin, kendi tarihlerini oluturma ve yazma anlamna da gelecektir.

TARHSEL ZORUNLULUK Bir dier nokta ise, zorunluluk ilkesine gre btn uluslarn gemek zorunda olduu bir dizi aamay ieren tek dorultulu, dorusal tarih teorisidir. Evrensel bir mekanizmann ilerlettii bir dorultuda tek biimli bir gelime modeli yoktur. Ne Marksn, retim tarzlarnn belirli bir ekilde birbirini takip ettii eklinde aklad Avrupann tarihsel evrimi her yere uygulanabilir, ne de bu kendine has ardllk toplumsal ekonomik formasyonlar evrensel bir zorunluluktur. Buradan hareketle, tarihsel zorunluluun kendini sadece insanln eylemleri boyunca davurduu ve bu yzden de insanlarn zorunluluun vastalar olduu sonucu karlabilir. Birbirinin ardllar olan toplumsal formasyonlarn bir st toplumsal formasyona ve nihayetinde sosyalist toplumsal formasyona geebilmesi iin ara formasyonlar yaamas zorunludur anlay, doal olarak smry merulatrmaya gtrmektedir. nk, sosyalist topluma geebilmek iin kapitalist toplumun yaanmas bir zorunluluktur diyen Marksist anlay, kapitalist smr sistemini dolayl da olsa merulatrmaktadr. Kapitalist sistemi zmek iin kapitalist sistemin oluturduu bir mantk yapsyla tarih ve toplum zmlemesini yapan Marks, birok noktada doru belirlemeler yapmasna karn, bugn bu tarih anlay yetersiz kalmakta, tarihi doru yorumlamakta yeterli olmamaktadr ve dolaysyla alma durumunda kalmaktadr. Sonu olarak; tarih ne dorusal evrimsel bir izgi halinde ilerler, ne dngsel bir karakterde geliir, ne de baz zorunlu yasalara gre ilerler. Tarih toplumsal ve corafik artlarn da belirleyici bir rol oynad erisel asimetrik bir dairesel dalga biiminde bir seyir izleyerek ekillenmesidir. Bu ekillenme ileriye doru srekli bir geliim gsterir diye bir yasaya tabi tutulamaz. Tarihsel geliime ivme kazandran dnemler vardr ve bu dnemler normal bir geliim seyrinden sonra yaanan bunalm sreci ve bu sre sonrasnda ortaya kan kaotik durumdan nasl ktna bal olarak bir ekillenme gsterir. Bu nedenle gelecee pozitif bir dorultu kazandrmak ve gelecei yeniden insanlk ve doa yararna ina etmek iin gemiin bu biimde ele alnmas ve irdelenmesi, yeninin oluturulmas ve glendirilmesi iin de nem arzetmektedir. TARH YAZIMINDA MEKAN-ZAMAN FAKTR Tarih yazclar; genelde tarih yazmn mevcut verili dnce sisteminin oluturduu mantk rnts ve bakasna gre ele aldklarndan dolay, tarih yorumu mekan-zaman olgusu dikkate alnmadndan ounlukla objektivizmden uzaklamakta ve yanl sonulara kayma eilimine ak bir hale gelmektedir. Yanl sonulara kaymaya neden olan tarihi yntem sorunlar, toplumsal sorunlara da zm sunamadklar iin, srekli tarihilerce ve sosyal bilimlerce yeniden ele alnp irdelenmekte ve daha doru analizlere ulaabilecek yntem ve bakalar oluturmaya almaktadrlar. Tarih yazmnda doru sonulara ve yorumlara gidememenin en nemli nedenlerinden biri de mekanzaman olgusunun gerektii nemde ele alnmamasdr. Tarihsel olay ve olgularn, kendi mekanzamanda gerekletirdii objektifi ve subjektif durumlar gerektii biimde dikkate alnmadan gnmz dnce biimiyle, kastedilen olay ve olgular yorumlamak farkl sonulara gtrecektir

kanlmaz olarak. rnein gnmzde farkl bakasna ve ideolojiye sahip iki tarihinin ayn olay ve olgular ele alarak bir tarih yazmna veya yorumlamasna gittiini dnelim. Her iki tarihi ayn tarihsel olay ve olguyu farkl referans noktalarnda farkl bakalaryla ele alacaklar iin farkl sonulara ve analizlere gideceklerdir. Daha somut bir rnek verecek olursak; resmi ideolojinin glgesinde tarihi ele alan bir Trk tarih yazar Anadolu tarihini zaman olarak 1071den sonrasn nemser ve yorumlamaya alr. Oysa Anadolunun en eski ve yerli halklarndan biri olan bir Krt yazar Anadolu tarihini ok daha gerilere gtrerek, hatta Anadoluda toplumsalln oluumuna kadar gtrerek analiz etmeye ve yorumlamaya alr. Bunu yaparken de tarihte yaanan olay ve olgular, corafyay, yani mekan ve yaanan dnemin zaman faktrn de gz nnde bulundurmak durumundadr. Trk tarih yazarna gre Anadolu bir Trk yurdudur ve tesinin nemi fazla yoktur, oysa Krt tarih yazarna gre ise Anadolu ilk yurtlamadan gnmze kadar Krtler ve Trkler de dahil bu corafyada bulunan birok etnisitenin, halkn uygarlk kurduu, ya da toplumsal gelimede tarihsel bir rol oynad bir yurttur. Nihayetinde Trk yazara gre Anadolu Trklerin yurt edindii bir paradr bu corafyada. Krt tarih yazarna gre ise Anadolu neolitik adan beri nemli lde kendi atalarnn da iinde yer ald birok etnik oluumun temelini att uygarln ekillendirdii bir Krt yurdudur bu corafya. Bu rnekte vurgulanmak istenen nokta, hangi bakasyla ele alnrsa alnsn, tarih yazmn etkileyen en nemli faktrlerden biri de referans olarak mekan-zaman olmaktadr. Mekan-zaman faktr dikkate alnmadan yazlan tarih, zellikle bireylere maledilen olay ve olgularn ele alnd bir tarih ounlukla edebi bir yazma dntrlmektedir ve hikayeletirilmektedir. Bu da gereklerden uzaklatrlmakta ve gelecekteki toplumsal inay nasl ve hangi temeller zerine oturtacaklarn doru bir biimde formle etmelerine engel olmaktadr. Bu noktada bakan Apo unlar belirtmektedir; Daha dorusu zaman aradan ekip yaplan tarihsiz bir toplum, bir uygarlk zmlemesi ne kadar dorudur? Sosyolojinin bir ok blm tarihsizdir. Sanki gelime aniden olmu gibi varsaylmakta, ekonomik, hukuki, siyasi, askeri tm dier deerlendirmeler bunun zerine ina edilmektedir. Dier yanda n toplumsal gelime tarihsel dnem ve blnmelere ayrldnda , ayn soyutluk ve donmu iliki yaklam devam etmekte, sanki dnemler bamszm ve aralarnda belirleyici bir iliki yokmu gibi ele alnmaktadr. Her dnem bir ncekini ya inkar etmekte ya da arptarak kendi subjektif yaklamlar iin malzeme olarak kullanmaktadr. Bilimsel tarih anlay henz emekleme dnemindedir. Bu noktada klasik sosyal bilimi eletiriye tabii tutan . Wallerstein yeni bir sosyal bilimin oluturulmasnda uzay zaman kavramnn yeniden ele alnmasn nemli grmekti ve be kategoriye ayrmaktadr. Sosyal bilimlere yeni bir bakas getirmeye alan Wallerstein, tarihin kriz ve atallanma anlarnda nasl bir toplumsal kn yaplabileceine deinmekte ama, tam formle edememektedir. Bu durumu Kaos Aral diye tanmlayan bakan Apo, kaos aralnda kta toplumsal gidiata yn verebilecek olann doru tespit ve gl toplumsal rgtl mcadeleyle olabileceini belirterek, savunmalarnda bunu ayrntl olarak amaktadr. Tarihsel olay ve olgular ele alrken, mekan-zaman boyutunda ele almak bizi birok yanlgya dmekten alkoyacaktr. Hem tarihsel toplumsallk, hem jeotoplumsallk ok sk bir diyalektik ba iinde blgeye yaklam gerektirir belirlemesini yapan bakan Apo,tarih zamanlar ve corafya meknlarnn her bir dnemi ve paras zmlenmeden, ne gnmz ne de tm uygarlk dzenlerini tam anlamann fazla mmkn olamayacan belirtmektedir. Yazlan tarihten ziyade yazlmayan tarih ok nemlidir. Yine ad ok sylenen meknlardan ziyade sylenmemi, dile kavumam meknlarn yks ok nemlidir. Tarih, sadece kronolojik bir dizin deildir. Tarihsel geliimin seyrine nemli etkide bulunarak yn veren olgular veya nesnel durumlar her zaman bir kronolojik dizin iine yerletirmek mmkn olmayabilir. Gnmzde resmi paradigmaya hizmet eden ve resmi okullarda okutulan tarih kitaplarnda hakim olan olgucu bakas ve yazm tarz genellikle kronolojik bir sisteme gre ele alnm ama, toplumda devrimsel denebilecek nitel sramalarn yaratt toplumsal dnmleri fazla ele alnmamtr. Ki bu bakasna gre tarihte yaanan baz nesnel gerekliklere zamansal olarak somut bir tarih vermek zordur. nk nicel olarak gelien sosyal ekonomik ve doa bilgisi, toplumsal

kriz anlarnda nitel bir dnm yaratabilmekte ve tarihsel dinamiklere bir ivme kazandrabilmekte ama, tarihin hangi zaman dilimine tekabl ettiini tam olarak saptamak olduka zor olmaktadr. Tarihin, diyalektik ba yer ve zaman iyi bilinmektedir ki, balangc doru konulmayan bir tarih ve toplumsal varlk asla doru tanmlanamayacaktr. Doru tanmlanmayan bir tarih ve toplum da srekli bir tehlike ve bunalm kayna olmaktan kurtulamayacaktr. Bunu rneklendirecek olursak, tarihsel dalgalanmada ilk byk devrimin Zagros eteklerinde gerekletiini bugn tm tarihiler ve toplumbilimciler kabul etmekte. Zagros eteklerinde gerekletirilen neolitik devrimin hangi yllara tekabl ettiini saptamak olduka zor bir durumdur ve tahmini bir tarih verilebilir ama, o kadar da nemli deildir. nemli olan bu devrimin, mekann bir paras olan Zagrosta gereklemi olmas ve toplumsallamada nemli etkilerde bulunarak bir dnm salam olmasdr. Doru bir tarih ve toplum bilimi, ancak zaman lsn doru tayin ettiinde ve tm toplumsal iliki, eliki, hareket ve oluumlarnda zaman boyutunu hesaba kattnda mmkndr. Doann tm olgularnda olduu gibi, zamansz hibir olgu yoktur. Hepsinde doann tarih izi vardr. Ne kadar, nasl olutuklar tarihle, yani zamanla mmkndr.

IKILILIK Yeni sosyal bilimlerin, dolaysyla da tarih felsefesinin olay ve olgulara ele al biimi mekanik ve tek renkli deil de ok renkli, ve birbirinin zddn yaratmadan, birbirini vareden bir yntem olmaldr. Birbirini yok etme temelinde gelitirilen dalist yaklamlar diyalektikten uzaklatrmakta, mutlaklatrmakta ve sonuta idealizme kaydndan dolay tehlikeli dalist yntemler terk edilmelidir. Veriyi toplumsal dnceler byk lde kart kategorilerden oluuyor. Ben-teki, tikel-everensel, znellik-nesnellik, uygar-ilkel, erkek-kadn, beyaz-siyah vb. ayn dalist dnce, sosyal bilimler felsefesindeki maddi teorilere de yansyan bir kusurdur. paraclk-btnclk, tarihselcilikyasabilimselcilik, yorumlayc tarih-nedensel tarih. Bu dnce biimi, kategorilerden birinin farazi kartn yanllad bir ya o-ya bu ak-kara zihniyetini besliyor. Halbuki birok kategori akkan ve birbirine aktr. Genellikle ikiliin bir taraf tekine dayanyor ve onu gerektiriyor, ki bu d urumda da ikilik yklyor. ou zaman bir varlk, hem o kategorinin hem de bu kategorinin iinde yer alyor, kategorilerden bir zamanla farazi kartnn snrndan ieriye giriyor, ya da ikili alternatifler, yanl bir ekilde mmkn seeneklerin hepsini hesaba katmayan rk nvarsaymlara dayanyor. Bu noktada Abdullah calan unlar belirtmektedir. Ele almakta olduumuz yntemler, tarihi materyalizm ve idealizm kartl deildir. Bu yntem atmas gelimenin zn olduu gibi yanstmaktan uzaktr. Ayrc tarihin snfsal-kahraman birey atmas temelinde izahlar da ok aydnlatc olmamaktadr. Evrenselcilik ile tikelcilik, asimilasyon ile ayrlma arasnda seim yapmamz gerektii yanlgsndan kurtulmak gerekir. Farkllklar yok etmek ya da katlatrmak yerine daimi karlkl renme ve geliimi gzeterek bu farkllklara, farkllaan insanlarla etkileime girmek ok daha doru olacaktr. Yanltc bir ikilik; tikel ve evrensellik. Mesele byle sunulduunda karmza iki alternatif kyor. Asimilasyonculuk (burada farkllklar siliniyor ve her insanda varolan eyler vurgulanyor) ya da ayrlklk (burada ise farkllklar vurgulanyor ve srdrlyor ve tikel olan ne karlyor). Bunlar yanl yaklamlardr. Bir defa evrensel olan sadece tikel olanlarda ve bunlar araclyla var oluyor, insani olan ise sadece tikel insanlarda var oluyor. te yandan, tikel olan asla sadece tikel ve teki

tikellerden tamamen ayr bir ey deildir. Tikeller, bireysel insanilikleri ifade ediyor, fakat hibir tikel, insaninin anlamn tam olarak kapsamyor. Evrensel nosyonu akkan ve deiebilir olan maddeletiriyor. Evrensel, tikel cisimlemelerden oluan ak ve deien bir kme olarak var oluyor, her tikel cisimleme evrenselin ieriini ve kapsamn geniletiyor. Dolaysyla evrensel olan, sadece btn insanlardan ortak olana iaret etmiyor. nsanlar arasndaki farkllklar da insanlarn insaniliini cisimletiriyor ve insani olan yeni biimlerde geniletiyor. nsanlarn btn eylem ve ilikileri ayn anda hem evrensel hem de tikel nitelii tayor. Bunlarn dnda tarihi ele alrken isimler baznda deil, fiiller balamnda yani tzsel deil, sresel dnmek nemlidir. Zamana btn toplumsal varlklarn temel bir unsuru olarak bakmak gerekir. Her yerde var olan hareket, dnm, evrim, deiim gzard edilmemelidir. Bunlardan yola karak unu grmek mmkndr; gemi, bir halk gl kld gibi, halk da gemiiyle tanmlanr. Tarih salt bir gemi olarak ele alnmamaldr. Bugnde, gelenein miraslarna aktard kaynaklarda, bir olayn olup bitmesinden asrlar sonra bile srdrd etkilerinde, bir zamanlar nerede ve ne durumda olduklarna bakarak kim olduklarn anlamaya alan z bilinli varlklarn zihinlerinde ve sosyal bilimcilerin ve tarihilerin genetik aklamalnda yaamaya devam ediyor. Dolaysyla bugn deitike, gemi de deiiyor. Ayn ekilde bugn de sadece bugn deildir. Her edim, yanstlm bir sonucu sezinliyor ve gdlenmek iin de kendisinden nce olanlara bakyor. Dolaysyla da bugn kendi iinde hem gemii hem de gelecei barndryor. Tarih gnmzde gizli ve biz tarihin balangcnda gizliyiz diyen Abdullah calan. jendini bu gne kaptrmak, byk insanlk kkeninden ayrlmak anlamna geldiini belirtmektedir. Hatta alar ve her an u aamas, tarihi byle blmlere ayrmak, sanki en ilkel balang dnemi ok ktym de ondan kurtuluyormuuz gibi bir felsefi yaklam, son derece tehlikelidir. Bu nedenle gemii bugnden kopuk ele almak, bugn de gemiten koparmak tarih yazmnda yntem srekli bir yntem yanllna kap aralayacaktr. Tarihi ele alta baka bir yanlg da tekerrr zlemidir. Burada aklamalarn baars, srekli tekrarlanan nedensel kalplarn ve btn insanlk iin geerli olan genel yasalarn kefi olarak anlalyor. Halbuki maksatl olarak tanmlanan fenomenlere ilikin yaplan genellemeler kanlmaz olarak tarihsel karakterlidir ve insani eylemlere dair kefedilebilecek genel yasalar kanlmaz olarak o kadar soyut olurlar ki, bunlar sosyal bilimlerin bilmek istedii eylerin ounu yantlayamazlar.

HYERAR NSAN Doal toplumlarda retime geile birlikte ky ve kent devrimi de geliir. Peki kentler nasl olutu? Protokomnal klan veya kabileler retimin yaplabilecei optimal iklim ve corafya artlarnn bulunduu alanlarda yerleip buralarda kentler kurmulardr. Elbette bu aray gerekleirken pek de kolay bir biimde olmamaktadr. Bir birliktelik ve rgtllk gerektirir. Bunu da gerekletirecek olan ise kabilenin bilge kahraman lideridir. Bilge-kahraman liderin, kabilesini aranan optimal retim ve yerleim sahasn bulup, buraya yerlemesi sunaklar ve tapnaklar ina ettirmesi srecinde yaanan tm olaylar ve gelimeler, tm kabilenin adna bilge-kahramann tarihi olur. Olgusal tarih bakas genelde olaylar ve tarihi kahramanlara ve kiilere baladndan dolay protokomnal toplum ve sonras snfl uygarlk tarihinin iinde barndrd komnal ekirdein, bunun kendi znde barndrd devrimin nitel-nicel geliim yasalar, toplumsal bunalm, kaos ve dzenlerin analizi doru bir temelde yaplamamaktadr. Kenti kuran bu nc bilge-kahramann tarihi artk hep ne karlr ve tarih nc bilge kahramana maledilir. Kente kuruluncaya kadar klan veya kabilenin savalar yenilgileri, zaferleri artk nc bilge kahramana aittir ve dolaysyla tarihte onun tarihi olur. Kentlerin kuruluuyla birlikte gelien dnce de sistemli bir karaktere brnr. Yaratlan mitolojilere paralel olarak nc bilge-

kahraman, yerini yar tanrya ya da kral tanrlara brakr. Artk sitelerin birer tanrlar vardr ve bu kez de savalar, zaferler, yenilgiler, barlar bu tanr krala maledilerek, tarih bu tanr krallara atfedilir. olgusal tarih bakas nihayetinde bylesi bir sonuca gtrd iin, toplumsal gelimeni zmlenmesinde doru bir temelde yaplamamaktadr. lkel komnal toplumdan snfl uygarlksal topluma geii determinizmin bir sonucu olarak ileri sren materyalist gr, doal toplumda gelien retim aralar ve retim art karsnda bir kabuk iine kendini sktrd iin dar kalmaktayd ve bu kabuun atlayarak, yerini uygarla brakmasnn zorunlu olduunu savunmaktadr. Oysa hiyerarinin giderek bir piramit biiminde ykselmesi ve daha da rgtlenerek bir devlet biimine dnmesi Apocu tarih bakasna gre hi de zorunlu ve gerekli deildi. Toplumun ynetimsel ve ekonomik erkini ellerinde bulunduranlar bu erki toplumun karlar iin deil de, kendi bireysel karlar iin kullanmalar gittike toplumda bir ayrmay, bozulmay ve yabanclamay beraberinde getirmitir. Bunun yerine toplumun gvenliini salayacak, retimsel dalm ve paylam gerekletirecek vb gibi dzeni salayacak i ve rol koordinasyonlar pekala devlet oluumuna izin vermeden de toplumu ynetebilirdi. Aslnda ynetme terimi de pek yerinde olan bir terim deildir. Toplumun her bireyi kendi haklarnn bilincinde olacandan dolay, i ve rol koordinasyonlar sadece dzeni salayarak toplumsal gidiata bir dorultu kazandrmakla ancak ykml olur. Byle olunca kat hiyerari ve onu takiben devlet aygtnn ortaya kmasna da gerek kalmazd. Kyler kentlere, kentler site devletlerine dnnce artk komnal ekirdek te patlayarak yerini snfl bir uygarla brakmtr. nsanlk tarihi artk snfl uygarlk iinde ve sregelen uygarlksal sistem ile kendi iinde znde tad komnal sistem arasndaki verilen savam olmaktadr. Bu savam zaman zaman bunalm dnemlerine girerek uzun bir safhay kapsar ve bu safha bir kaosa dnr. Kaos iende bir k gerekletiren komnal zgrlk z; nitel bir dnm salayarak toplumda da bir sramay ve deiimi salamaktadr. Bu deiik zaman-mekan iinde tarihsel bir seyir iinde dalga dalga tm yerkreyi ve insanl etkisine alarak gnmze kadar sregelir.

DNCE nsanlarn doaya hkmetmeye balamasyla doal dnya ile toplumsal dnya arasnda bozulan dengenin yeniden oluturulmas, insanlk iin hayati bir nem arzetmektedir. Doal Dnya ile toplumsal dnya arasndaki dengenin bozulmas insan trnn kendine ve doaya yabanclamasyla birlikte, hiyerari, devlet, smren ve smrlen zgrlk-klelik, ezen-ezilen, adalet-adaletsizlik, eitlik-eitsizlik vb. gibi snfl toplum jargonunu yaratmtr. Oysa Doal toplumda zgrlk eitlik, adalet vb gibi kavramlar yoktur. nk bunlarn kart yoktur ve bundan dolay da bu kavramlara ihtiya y oktur. nsanlar kendi tr iinde bir snflandrmaya gittii gibi, doa ve hayvanlar zerinde de bir snflamaya ve tanmlamaya gitmitir. rnein; aslan gc temsil ittii iin ona kral nvan verilmitir. Ve birok kadim a uygarlnda krallar kendilerini aslan karakterleriyle zletirmilerdir. Aslan toplumsal sistemde yneticiler bir sembol olarak kendileriyle btnletirir, hatta onun ismini alarak kutsal bir mite brndrerek kuttrenler de dzenlerler. Kle insanlar ise dier hayvanlardan farkl grlmez. Doa zerindeki tahakkm, hayvanlara tm canllara ve dolaysyla kendi trlerine kar bir yabanclamay getirmi. Dolaysyla doal dnya ile toplumsal dnya arasndaki denge yava yava her iki dnyann aleyhinde bozulmaya balamtr. Peki insann doaya hkmetmesini hakl gstermeye alan ve hkmettii iin de dnyadaki en stn ve kutsal bir varlk olarak gstermeye alan bakasnn temeli nereye dayanr? Eer dikkatlice incelenirse bu hkmetme inann insan zerindeki, erkein kadn zerindeki, yallar kurulunun ocuklar ya da genler zerindeki tahakkmne dayanr.

Bu tahakkm; bir piramit gibi gelien hiyerarinin ortaya kard ve kanksatt toplumsal zihniyette bir travma oluturmu, ve toplumsal gelimeler bu travma nedeniyle doru bir bakas da oluturulamamtr. yleyse doru bir tarih ve toplum felsefesi oluturmak iin; her eyden nce hiyerarik sistemin ortaya kard jargonu mmkn olduunca az kullanmak, 21.yy sosyal bilimin jargonunu oluturmak ve dolaysyla zihniyette oluan travmay saaltmak iin bir zihniyet devrimi gerekletirmek 21.yy n tarih ve toplum felsefesini oluturmak iin birinci nemdedir. Doal toplumda yukarda belirtilen kavramlar olmad gibi, ilkel doal toplum kltrnde baskc ve hkmedici deerlerin yokluunu Kaliforniadaki Wintu yerlilerinin sz dizimini inceleyen Dorothy Lee arpc bir biimde ortaya koymaktadr. Wintulu bir ef halkn ynetmez, onlarn yannda durur. ef bir danman bilgenin tesinde bir hiyerarik yetkiye sahip deildir ve grlerini dayatmak iin baskc gc yoktur. Sahiplik kelimesi de Wintularn lgatnda yoktur. Bir ocua, bir kocaya, bir kadna vb sahibim demezler. Bunun yerine kabullenmek kullanlr, ki bu da saygnn ifadesidir. Doal toplumdaki ilkel insanlarn da doaya bir bakas vardr. Baz dnrlerin ileri srd gibi sistemli dnce snfl toplumlardan ortaya kmam, aksine daha ncesine dayanmaktadr. lkel komnal insanlar doayla bir uyum, bir ahenk iinde yaarlard ve bu uyumu devam ettirmek iin doaya kar bir dizi riteller gelitirerek kutsamlardr. Doaya kar yaptklar hakszlk iin affedilmeyi istemi ve zr dilemilerdir. rnein av esnasnda avn avlayan avc, avn banda bir sre dans ederek kendi kabilesini doyuraca iin teekkr eder ve vurmak zorunda kald iin de zr diler. Hayvanlarn da kendi iinde bir ailesel ilikileri, ruhu, atalar olduu dnlr ve bu ruhu evreni yaratann verdii, bu nedenle de hayvanlarn dostluunu kazanmalar gerektiini dnrlerdi. Organik klanlarn yaamn srdrebilmelerinin ilk koulu olan doayla ibirlii ruhu bylece doa ve doal dnyayla toplumsal dnya arasndaki etkileim yoluyla yaz ncesi insanlarn dnya grlerine btnyle girmiti der Murray Bookchin. Ama ne yazk ki hiyerarik ve ardndan snfl toplumlarn olumas zamanla toplumun doal dnyayla birliini bozdu. Klandaki yallarn genlere hkmetmeye balamasyla yallar kurulunun olumas, erkeklerin kadnlara hkmetmesiyle birlikte ataerkil sistemin olumas ardndan askeri-politik ve brokratik aygtn, yani devletin ortaya kmas arkaik dnyay paralayarak dengeyi altst etmi ve bunun yerine hiyerarik piramit etrafnda yeniden toplumsallamay oluturmutur. Bu yeniden toplumsallama klan, ieride blerek kleci sistemi ortaya kard. nsan znesi bu toplumun bir nesnesi haline getirilmekle kalmad, doa da ruhsuzlatrlarak nesnelletirildi ve kavramsal olarak ustalkla kurgulanan metafizik bir varla indirgendi. Bylece erkek egemen bir bakas tm insanla kanksatlm oldu. Hiyerarik toplumun ilk kurban ana-kadnn evcil dzeni oldu. Kadn belki de toplum sistemde ezilen kesimlerin banda gelmektedir. Tarih ncesinde yaygn olarak yaanan bu srecin sosyal bilimlerde yer bulamamas da ok kkl erkek egemen toplumun yerleik deerlerinden ileri gelmektedir. Kadnn hiyerarik topluma adm adm ekilmesi, tm gl toplumsal zelliklerini yitirmesi toplumda gerekleen en temel kardevrimdir. Gnmzde yoksul emeki bir ailede kadnn durumu incelendiinde bile, halen bu bask ve aldatmacann boyutlarn dehetle karlamamak mmkn deildir. En basit nedenlerle namus ve ak cinayetlerinin erkein tekelinde olmas, olup bitenin ufak bir gstergesidir. Bu sreci biyolojik farklara balamak en temel bir yanllk olacaktr. Toplumsal ilikilerde biyolojinin rol veya yasalar geerli olamaz. Olsa olsa eril ve diil zelliklerin karlkl ilikileri deerlendirilebilir ki, bu da tm trler iin geerli bir husustur. Ana-kadn klt esas olarak toplumsal nedenlerle tahakkm altna alnmtr. Uygulanan bask ve ideoloji tamamen bu nedenledir. Bunu cinsel gd ile, psikolojiyle izah etmeye almak vahim bir saptrmadr. Avclkta glenen ve evresinde bir grup rgtleyen gl adam, bu gcn iyice fark ettikten ve kabul ettirdikten sonra ana-kadnn evcil dzenini yava yava kontrolne almtr. Bu sre ilk site devletlerin kuruluuna kadar devam etmitir. Bunun en ahane aklamasn Smer ehir devletlerinde grmekteyiz. Yazl tabletler bu gereklii ok arpc iirsel bir dille anlatmaktadr. Smer ehir

devletini balatan Uruk tanras nanna Destan ok arpcdr. Halen kadn klt ile ataerkil kltn dengede olduu bir dnemi yanstan bu destan ok etin geen bir srecin ansn dile getirmektedir. Hiyerarik toplum, doal toplumla snf temeline dayal devleti toplum arasnda ara halkay oluturmaktadr. Otoritenin ahsi nitelii, askeri maiyetin kiiyle snrl olmas dnemin tipik zelliidir. Otoritenin kurumlamas niteliksel bir dnm ifade eder. Devlet esas olarak kurumlaarak sreklilik kazanan otoritedir. Tarihte belki de en tehlikeli ara devlet kurumu iken, hala en az anlalan olgu zelliini de korumaktadr. Bunda ierdii kltr ve ifa ettii karlarn eitlilii esasl rol oynamaktadr. Hakknda sylenen ve yazlan her ey devleti daha da srlatrarak anlam gszlne katk yaptn belirten KKK nderi sayn Abdullah calan, devleti sadece bir zor arac olarak grmek ne kadar yanlgysa, kutsal bir otorite olarak kavramsallatrmann da o denli olup biteni gizlemeye hizmet ettiini vurgulamaktadr. Devlet tahlilleri sosyal bilimin halen altnda kamad en temel konusunu tekil etmektedir. Kapsaml devlet zmlemesine ulamadan, hibir sosyal olgu ve soruna zmleyici yaklamak fazla mmkn grlmemektedir.

DOAL TOPLUMDA RETC GLER Materyalist tarih baks tarihi ve topulumu ele alrken, u iki sihirli kelimeyi keta olarak dnce yapsna oturtur; retici Gler. retici glerin ayn zamanda determinizmin ve dolaysyla insanlk tarihinin motoru itici gc olduunu ileri srer. Nedir bu itici motor olan retici gler? Bunlar; insan, tarih, retim aletleri yani teknik ve corafya. Dikkatli bir aratrmacnn dncesinde hemen u soru iareti belirir; peki bu retici gleri ortaya karan nedir? retici gler art deerle, dolaysyla snflarla birlikte mi ortaya kt, yoksa daha ncesinde de var myd? Elbette snfl toplumlarla ve art rnn gelimesiyle bu gler nitel bir grnm kazandlar ama bu gler daha ncesinden yani doal toplumun znde patlamaya hazr bir tomurcuk olarak zaten vard. Nesnel koullarn olumas bu tomurcuun patlamasna yol at ve tomurcuk iindeki ekirdein etrafnda erisel bir dalga gibi yaylarak farkl mekan-zamanda btn insanl etkilemeye balad. Marksist bakas bu gelimeyi evrimsel ve zaman zaman da nitel bir sramalar olarak formle etse de, bunun byle bir dorusal izgi izlemedii bugn genel kabul gren bir dnce olmaktadr. Tarihsel ve toplumsal olaylar ve olgular evrimsel bir doru biiminde deil de, yukarda belirttiim gibi erisel bir dairesel dalga biiminde farkl mekan-zamanda, farkl nitelikte bir geliim gstermektedir. Bu geliim de kendi iinde farkl niteliksel bir deikenlik arzetmektedir. Doal toplumun znde varolan ekirdeksel retici gler toplumsal ekonomik formasyonlar da belirlemektedir. Nesnel koullarn uygun olmasyla birlikte patlayan bu ekirdek, etrafn erisel bir daire biiminde etkisi altna alarak bir gelime gsterir. RETC GLERN TOPLUMSAL VE TARHSEL GELMDEK ROLLER: a- NSAN; .. b- RETM ALETLER (TEKNK); c- CORAFYA;:::::::::::::::::: d- TARH;.

ASMETRK DALGA TEORS

Tarih; ne gemiten gnmze gelen ve gnmzden gelecee uzanan dorusal evrimci bir izgi izler, ne de dngsel bir biimde tekerrr eder. Tarih; bir kaotik evrenin sonucunda bir k yaparak normal bir seyir izledikten sonra tekrar bir bunalm devresine girerek yeni bir kaotik sre izleyerek bir yayn sarmallar biiminde gelime gsterir. Tarih; bunalm, kaotik sre ve bzlmenin ardndan yeni bir tarihsel srecin balamasyla stratejik bir dnm yaar ve geniler. Yaanan genileme, simetrik olmayan erisel bir dairesel dalga biiminde olmakta ve bu genileme her yerde farkllk gstermektedir. Bunun nedeni ise gelimenin farkl referans noktalarndaki farkl mekan-zaman ilikisidir. Tarihte yaanan bir olguyu ele alan bir tarihi; her hangi bir referans noktasndaki mekan-zaman farklln eer dikkate almazsa, baka bir referans noktasnda ayn olguyu ele alan bir baka tarihiyle farkl sonulara gidebilir. Bu nedenle tarihte yaanan olay ve olgular ele alnrken mekan-zaman faktr srekli gz nnde bulundurulmak durumundadr. Belli bir mekan-zaman srecinde gelien bir tarihsel-toplumsal srama, dorusal bir seyir izlemez ve homojen bir yapda hibir zaman yaylma gstermez. Yaanan toplumsal gelime; k corafyasnda ok hzl bir biimde gelime gsterirken, benzer gelimenin tm dnyaya yaylmas bazen yzlerce bazen de binlerce yllk zaman dilimini kapsar ki, bu tarihsel toplumsal gelimenin z fazla bir deiim gstermese de, biimsel olarak artk bir deiimi de yaam olmaktadr. Buna en iyi rnek, mezopotamyada gerekleen neolitik devrimin yzlerce bazen binlerce yllk sreye yaylan bir zaman diliminde deiimsel bir biimde gerekletii noktadan evresine dalgasal bir biimde yaylmas gsterilebilir. Bu yaylma dz ve ayn zellikleri tama deil de, deiime urayarak fakat z itibaryla benzerlikler arzeden bir biimde olmakta ve bu yaylma dalgasal bir ekilde gereklemektedir. Bu gerekleen dalgasal yaylma bulunduu noktada ok hzl ve gl bir biimde yakn corafyalara yaylrken, daha uzak denizar ktalara ise binlerce yl bulan bir zaman diliminde olmakta ve ok daha zayf bir biimde gereklemektedir. Baz noktalarda ise ok zayf ya da belirsizlemektedir. Bu nedenle tarihsel toplumsal olay ve olgular ele alnrken, doru sonuca ulamak ve doru tespitlerde bulunmak iin bu faktrn de gz nnde bulundurulmas olduka nemli bir noktadr. Asimetrik dairesel dalga biiminde yaylan toplumsal bir gelime; ayn anda tm insanla ve farkl corafyalara yaylmamakta veya etkilememekte, aksine dairenin baz noktalarnda ok hzl bir gelime seyri izlerken, baz noktalarda ok daha yava bir gelime izler, baz noktalarda ise bu gelime fazla belirginlemeden silik bir biimde yaanabilir. Yani mekan-zaman, referans alnan her noktada farkllk gsterdii iin ayn dnemsel kesitteki tarihsel geliim de farkllk gsterecektir. Bu nedenle ayn dairesel geliim bir yerde ok daha dar olurken, bir dier yerde ok daha geni bir gelime gsterir. Asimetrik dairesel geliim; normal gelime, bunalm ve kaostan sonra yeni bir tarihsel normal srece girer, normal gelimeye gre geniler ve bu daire hibir zaman simetrik deildir, dalgasal geliim izgisi girintili ve kntldr. Gnmzde tarihsel bakalar ve yntemleri kapsaml bir biimde tartmaya tabi tutulmakta ve imdiye kadarki tarih bakalar, tarihsel olgular klasik tarihsel sistem mantyla ele aldklar iin eletirilmekte baz ynleriyle de almaktadr. Binlerce yllk dncenin yaratt genetik ekillenmeyle, verili tarih bakasnn etkisinde kalarak tarihsel geliimleri doru deerlendirmede yetersiz kaldklar yada yanllklara dtklerinden dolay, daha iyi bir toplum iin yola kan toplum bilimciler bile, nihayetinde klasik tarihsel egemen sisteme hizmet etmekten kurtulamamlardr. Bu nedenle 21. yyn yeni paradigmasnn temellerinin atlmasnda nemli bir role sahip olan sosyal bilimler de kendini yeniden ina etme greviyle kar karya kalmaktadr. Newtoncu mekanik fiziin ald gnmz dnyasnda, genel kabul gren birok doa yasas terkedilmi, dorusal gelime anlay yerini kaotik atallanmaya brakrken, sosyal bilimciler ve tarihilerin grevi; bu atallanmada izlenecek doru yolun hangisi olabilecei zerinde zmler reterek doru tahminlerde bulunmaya allmak olmaldr.

YORUMLAMA Salt kronolojik verilere dayandrlan bir tarih, o zamanda ve mekanda yaanlan olay ve olgular hakknda baz bilgiler vermesine ramen olay ve olgularn toplumsal nedenleri hakknda fazla bilgi sunamamaktadr. Bu anlamda da yaanlan olaylar hakknda ancak rakamsal tarihler konusunda bilgi edinebilmekte. Olay ve olgularn toplumsal ilikilerini, neden ve sonularn irdelemek, analiz etmek, yeniden yorumlamak ve gncele k tutma sorumluluu byk oranda tarihilere kalmaktadr. X zamanda yaanan y olay ve olgusunun tarihiler tarafndan doru bir yoruma tabi tutulmas da tarihinin bakasna ve izledii yntemlere baldr byk oranda. X zamanndaki Y olaynn, deiik bakalarna sahip olan tarihiler tarafndan deiik yorumlara tabi klnaca da bir gerekliktir ve bu da gz ard edilmemelidir. Bunu bir rnekle daha da aklamaya alalm. 27 kasm 1978de Abdullah calan nderliinde bir grup Krt ve Trk devrimcisi Amedin Fis kynde PKKy kurdu. Bu kronolojik olarak X zamanda gerekleen Y eyleminin kronolojik bir bilgisini vermekte. Ama bu kronolojik bilgi iinde toplumsal ve tarihsel nedenler hakknda fazla bilgi sahibi olunamamaktadr. te bu noktada tarihi ele alma ve yorumlama tarihilerin temel grevlerinden biri olmaktadr. Yorumlama ise farkl bakalarna gre farkl sonular douracaktr. Toplumcu felsefeye sahip bir tarihi Abdullah calann bir nder olarak kmasn bir grup devrimciyle birlikte PKK yi kurmasn Krt halknn tarihsel geliim seyrini, paralanmln, egemen devletlerin Krt halk zerindeki bask tahakkm, smr ve katliamlarn, kltrel geliimin dondurulmasn veya sekteye uratlmasn vb birok toplumsal nedenlerin yan sra, nesnel ve znel durumlar da gz nnde bulundurarak btnsel bir yntemle yoruma tabi tutacaktr. Bunun dnda deiik yorumlar da gelitirilecektir. 1- Abdullah calann nderliinde kurulan PKKnin Krt halknn tarihsel ba aa gidiinin durdurulmas demekti. 2- PKKnin kurulmas Krt kkenli birok rgtn ekilci ve egemen sistemin dolayl politikasn Krdistana uygulamasna son verdi. 3- Krt ve Trk halknn binlerce yllk kltrel, siyasal ve sosyal birlikteliini eit ve zgr temelde kardee ama gerek ve kalc bir temelde bir arada yaama olana ortaya kt. 4- l klasik Krt kiiliinin yok edilerek yeniden kendi ayaklar zerinde durabilen politik bir Krt kimliinin oluturulmasnn ilk byk admlarndan biri atlm oldu. 5- Trk istihbaratnn baarszlklarndan ve Trkiyede yaanan siyasal alkantdan yararlanan Abdullah calan byle bir oluuma gitmeyi gerekli ve zorunlu grd. 6- Abdullah calan PKKyi kurmakla Krt ve Trk halklar arasndaki atmay derinletirdi, binlerce insann lmne neden oldu. 7- Pkknin kurulmasyla birlikte hem isyanc Krtler hem de Abdullah calan dier isyanlarda olduu gibi hsrana uratldlar. 8- Abdullah calan PKKyi kurmakla bir efsane yaratt ve Krt halknn 21. yy da neredeyse ilah konumuna geldi. Bu rnekleri daha da oaltabiliriz.

Dikkat edilirse bu yaklamlarda calann amac ve dncesi fazla yer almyor. Burada anlam, olayn sonraki etkilerine ve sonras yaayanlar iin nemine dayandrlmakta. te bu tr yorumlar, olayn baka trl bir analizini, kronolojik bilginin sunduundan tamamen farkl analizlere gtrmtr. Burada unu grmek mmkndr: yaanan bir olayn, bir eylemin, bir olgunun anlam, edimin iinde olan bir ey deildir. Bunun yerine anlam daima yorumlayan iin anlamldr ve yorumlayan yeni bir anlam yklemektedir. Bu nedenle de anlam yorumlayana gre deiir. Bu konuda Gadamer unlar sylemektedir. Anlam asla sadece bir tek unsurdan (yani zneden ve bunlarn niyetlerinden) olumaz; anlam iki unsurdan yani yorumlananlar (edimler, metinler vb.) ile bunlar yorumlayanlardan oluur. Anlam, bir edim ile bu edimi anlamaya alanlar arasndaki ilikiden doar. Yani iki znenin etkileiminin bir rndr. Aslnda anlam, yaanan fenomenin iinde olmakla birlikte, her yeni yorumla birlikte yeniden douyor ve ortaya kyor. Bununla birlikte farkl yorumcularn tarihe bak ufuklar farkl olacandan, olay ve olguya yklenen anlam ve yorumlama da farkl olacaktr. Buradan u sonucu karmak mmkndr; olay ve olgular ve bunlarn sonularnn anlam, sadece zamanla deimekle kalmayacak, ayn zamanda da asla mutlak eklini alamayacaktr. Her hangi tarihsel bir olgunun, eylemin ( Mustafa Suphi ve 15 arkadann katledilmesi, dersim isyan ve Seyyid Rzann idam edilmesi, deniz gezmi ve arkadalarnn idam, PKKnin kuruluu ve Krt zgrlk hareketi, Mara katliam ve 12 Eyll, Turgut zaln lm vb) ve bu eylemlerin sonucunun anlam farkl bakalarna sahip tarihiler iin farkl olacaktr. Bu farkllklar ksmen, yukarda bahsedilen olgularn dourduu ve zamanla kendilerini ilemeyi srdrerek gnmze kadar gelen etkilerdir, ksmen de gnmzdeki ve sonraki yorumcularn farkl bakalarndan dolay, ad geen olgulara getirdikleri farkl yorum erevelerinin sonucudur. Bu farllklarn olay ve olgulara ykledii nem, ksmen olay ve olgularn rettii etki ve sonularn, ksmen de bu olay ve olgulara nem veren insanlarn ilgi veya kayglarnn bir fonksiyonudur. Buradan hareketle unu rahatlkla syleyebiliriz; yorum, bir eylemin ya da bunun sonularnn anlamnn, belli bir muhatap kitlesi iin aklk kazanmas srecidir. Bu yorum sreci, olay ve olgular yeniden canlandrmay gerektirmiyor. Yorum, maksatl bir edim ya da nesnenin anlamnn kendisini aa karma srecidir. Yorum, olay ve olgularn yaand zaman ve mekandaki kavramsal dnyadan doan anlaml bir eylem ya da nesnenin, gnmz kavramsal dnyann terimlerine evrildii ufuklarn eitlilii veya birlemesidir. Dolaysyla yorum, en doru biimde bir eviri sreci olarak anlalabilir. Bu anlamda yorum, hem kendi retildii dnemde hem de baka tarihsel dnemlerde yaayanlardan gizli kalm olan potansiyel anlam depolarn aa karmak ve toplumsal gidiata olumlu etkide bulunma olana yaratmaktr.

KRT TARHNN YAZIMI Resmi paradigmann bakasna ve devletin merulamasna hizmet eden olgucu tarih yazm, genelde gemite olan savalar, savalar sonrasnda kurulan ve yklan devletleri, bu devletlerin liderlerini ve onlarn kahramanlklarn daha ok ne kardklar iin, yazlan tarih de neredeyse gemiten gnmze kadar ka devlet, nerede ne zaman, kimler tarafndan kurulmu veya yklm gibi kronolojik tarih olmaktadr. Peki devlet kuramayan ve toplumsal geliimlerde nemli, hatta motor g konumunda olan halklarn veya etniklerin tarihini nasl geree ve doruya yakn bir biimde aa karabiliriz? Bu noktada etnisitelerin oluumu ve toplumsal mcadeleleri nem kazanmakta, bunlarn irdelenmesi ve bunun nda bir tarih yazmna gidilmesi daha doru bir yntem olacaktr. Krtler bu anlamda uygarlksal geliimde bulunduklar corafya itibariyle byk katklarda bulunmasnn yan sra, corafyalar ise uygarlksal geliime beiklik etmi ve bu anlamda da uygarln prototipinin buruda ekillenmesinden kaynakl bir ruhsal ve kiiliksel yaplanmay edinmilerdir. Bu kiilik ve ruhsal yaplanmalar ok eskilere dayand ve bu eskinin kendileri iin bir miras olduu anlayyla eskiden kolay kolay kopmak istememeleri, Krt tarihi yazm iin dikkate alnmas gereken nemli bir nokta olmaktadr. Krtler yakn gemie kadar modern uygarlksal geliimde uzak ve bu uygarlksal geliime kapal bir toplum olmasnn altnda gemiin ve gelenein byk etkileri yatmaktadr. KKK nderi sayn calann da dedii gibi Krtler neolitikte aklp

kalmlardr. O halde Krt tarihini incelemek iin neolitik an incelenmesi, bu an dnsel, ekonomik, ynetimsel, ilkel de olsa sanatsal ve edebi y nlerinin incelenmesi ve bylesi bir etimolojik erevede tarih yazmna gidilmesi bizi doru sonulara ulatracaktr. O halde Krt tarihinin kilit noktas neolitik toplumdadr. Krt tarihini zmek iin neolitii iyi irdelemek gerekmektedir. Krt tarihinin dm neolitik toplumdadr. Kavram olarak neolitik toplumun zmlenmesi ve bu ada Krtlerin ncllerinin belirlenmesi, tarihin aydnlatlmasnda kilit rol oynayacaktr. Gnmzde bile Krtlerin youn bir biimde neolitik toplum zelliklerini yaadklarn grmek mmkndr. Neolitik a, sre ve kapsam itibaryla insanln ruh ve zihniyet yapsn oluturan en temel dnemdir. lk dnce kalplar, ruhsal yceli, bilgilenme, ynetme, toplum olma bilinci, tanr kavramna ulama gibi temel ideolojik unsurlar bu dnemde byk gelime salarlar. lk dnce kalbnn temelini oluturan somut dnce neolitik insannn toplumsal gelimesinde ve devrimler gerekletirmesinde, dncenin giderek bir st aamaya srayarak soyut bir konuma ve daha sonra sistemli bir biime kavumasnda nemli bir etken olmaktadr. Bu nedenle insanln gelimesinde doal toplumdaki dnce ve zihniyet yaplanmas irdelenmesi ve dikkate alnmas gereken bir nokta olmaktadr. Bu anlamda gelien sistemli dncenin oluturduu Neolitik toplum, zde mitoloji ve dinin zeminini de oluturmaktadr. Daha nceki toplum ya da topluluk biimlerinde bu ynl ideolojik kimlie rastlanmamaktadr. Krtlerin yaad corafya birok etnisitenin yerald uygarlklar kurup uygarlklar ykt, atma, sava ve bar iinde olduu bir corafya olduu iin kltrel etkileim de st boyutlarda yaanmtr. Bu anlamda Krt tarihinin ele alnmasnda ve yazmnda kltrel etkileimin dikkate alnmas nemli bir nokta olmaktadr. Krt tarihini doru kavramak kltrel olu ve yaylma tarzyla yakndan balantldr. Hatta Krt tarihini ele alrken, k noktas olarak Krtlerin yaad corafyadaki halklarn birbirini etkiledii kltrel oluum, gelime, etkileim ve yaylma hattnn ve zamann doru belirlenmesi byk nem kazanmaktadr. Kltrel yaylma izgisinin ve etnik mcadelelerin doru belirlenememesi halinde tm toplumsal bilimlerde olduu gibi tarih yazmnda zellikle de Krt tarihi yazmnda nemli yntem ve ierik hatalar ve yanllklarn yaplmas kanlmaz olmaktadr. Bu anlamda da tarih sadeci yazl ve siyasi ierikli deildir, hatta gerek ve anlaml tarih, insan toplumunu derinliine etkileyen maddi ve manevi tm kltr elerini kapsayan tarihtir. Tarih ve gelenek neyse, gnmz ve gelecek odur belirlemesini yapan KKK nderi sayn calan, Tarihi ve gelenei ne kadar doru biliyorsan, gnmz ve gelecei bu tarihi iselletirdiin de stne ekleyecein kadar deitirebilirsin, dntrebilirsin. Tespitini nemli vurgulamaktadr. Bu anlamda da gnmzle tarih, tarihle gelecek arasnda ba kurmak, bir kpr oluturmak vazgeilmez bir yntem olmaktadr. Tarihten kopuk, her hangi bir ey doru tanmlanamaz, dolaysyla da salkl bir dnm grlemez. Bu nedenle her halkn, toplumun, etnisitenin gereklii eskide yatmaktadr, halklarn gerekliklerini eskide aramak gerekir. Onun iin de eskiyi yani gemii gzard etmek, geree ulaamamak anlamna gelecektir. Bu balamda gemi, gnmz ve gelecek, zamann ayrlmaz tamlayandr ve bunlar birbirinden kopuk ele almak, tarih yazmnda byk yntem yanllklarna ve yanlglara gtrecektir. Dn bugn-gelecek arasnda pek uzun bir mesafe ve zaman olmadn belirten KKK nderi sayn calan, olsa da byk bir deime anlamna gelmediini grmenin daha gereki olduunu ve yaanlan ana daha saygl olunacan vurgulamaktadr. Salt gnmzde yaanan siyasal, toplumsal, kltrel vb olgulara kendisini endeksleyerek tarihe bakmak, tarihi modern bir dnce sistemi lsnde ele almak, ayrca tarihi ele alrken de blmlere ayrarak paralamak gibi bir felsefi yaklam, tarihin derinliklerinde gizli kalan etnik oluumlarn aa karlmas noktasnda son derece tehlikelidir. Bunun yannda tarihsel ve toplumsal analizler

yaplrken oluturulan ve kullanlan kavramlarn egemen zihniyet yaplanmasna gre ekillendii ve anlam bulduu iin tarihe yaklamda ilkel olann hep ktlenmesi vahi dnem, barbar dnem, geri dnem olarak deerlendirilmesi, bugnn ise srekli yceltilmesi modernist bir bakas olduu iin tehlikeli bir felsefi yaklamdr. Bu noktada, KKK nderi sayn calan u nemli tespiti yapmaktadr; Balangla bugn , hatta dn anlaml birletirmek, bir felsefi yaklam olarak daha deerlidir. Bu anlamda da tarihsel ve toplumsal analizler yaplrken, tarih ele alnrken her etnik oluumun, halklarn veya toplumlarn oluum srecini dikkate almak nemli b ir nokta olmaktadr. nk oluum sreci toplumun veya herhangi bir canl varln genetik yapsn ekillendirdii iin onun btn geleceini de belirleyecektir. Bir dier nemli nokta ise: tarihsel toplumsalln yan sra jeotoplumsallk de tarih yazmnda dikkate alnmas gerekmektedir. nk bir corafyada yaayan, oluan ve gelien halklarn, etnik gruplarn veya kltrlerin bu anlamda diyalektik bir ba vardr ve bu diyalektik ba iinde blgeye yaklamak doru bir yntem olmaktadr. Bu anlamda da gnmz ve tm uygarlk dzenlerini anlamak iin, tm tarihsel sreleri ve corafik mekanlarn her bir parasn ve dnemini ok iyi zmlemek ve bir btnlk iinde ele almak gerekmektedir. nk insann toplumsal geliimi ve dolaysyla tarih bir sreklilik iinde olmaktadr. Bu anlamda tarihte bir sreklilik nosyonu vardr. Bu sreklilik insann binlerce yldr bilgi, teknik, vb birikiminin toplamn gnmz bireyinde veya toplumunda somutlatrmaktadr. Bu anlamda bir toplum gemiin tm izlerini kendi kltrel yap talarnda tamaktadr ve zerinde ina ettii uygarln temel talarn gemi oluturmaktadr. Bu balamda gnmz daha iyi tahlil etmek, mevcut yapy daha iyi aklamak iin gemiin doru irdelenmesi, doru bir bakasn gerekli klmaktadr. Yani bir sreklilik iinde gelien gnmz kltrn, bilgi birikimini, teknii vb irdelerken gemile ban aratrmak durumundayz. Gemile ba kurulmadan ele alnan tarihsel ve toplumsa gelime analizleri, sonuta modernist bir bakasna saplanmamza yolacaktr ki, bu da Avrupa merkezli bir bakasna gtrecektir. nk modernist bakas birok toplumsal ve tarihsel geliimi Avrupada balatmakta, doudaki uygarlksal geliim bu anlamda gzard edilmektedir. Tarihteki sreklilik nosyonu bu yanll ortadan kaldran bir bakasn oluturmaktadr. Yani insan trnn binlerce yl nce neolitik dnemde rettii teknik ve kltrn gelierek deiik biimlerde gnmz teknik ve kltrn temeline oluturmas tarihteki sreklilik nosyonuyla ancak aklanabilmektedir. Sreklilik nosyonu toplumsal geliimlerin bir btnsellik iinde olduunu ortaya koymakta, bir dneme veya bir kltre indirgeyerek aklamay yadsmaktadr. Modernist bir bakasnn rn olan znelcilik ve indirgemecilik birok toplumsal geliimi kapitalizmle ve dolaysyla Avrupada balatt iin Mezopotamyada doan ve insanln geliiminde nemli bir ivme kazandran tarm ve kent devrimi, yaz, matematik, astronomi, takvim vb gibi birok alandaki gelimeler, bulular gzard edilmekte,e orijinalitesi aranmakszn Avrupaya mal edilmektedir. Gnmzde alan modern paradigma ve douda gelitirilen kaz almalar sonucunda elde edilen bulgular birok bilim adamn ve tarihiyi akna evirmekle birlikte tarihi ele alma ve tarih yazmna yeni bir bakasn da beraberinde getirmitir. Bu nedenle de toplumsal gelimelere ivme kazandran olay ve olgular ele alnrken znel, adc indirgemelere gitmek yerine toplumsal kuramlar dzeyine ykselterek irdelenmeleri doru bir yntem olacaktr. nsanln geliiminde ve bugnlere geliinde katettii uzun ve sancl yryte Ortadou ve Mezopotamya insannn gerek tarihinin gnyzne karlmas ve hak ettii yere oturtulmas iin yukarda belirtilen noktalar olduka nem arzetmektedir. Bu yntemler dikkate alndnda Ortadou toplumunun gerek tarihi, ezilen ve smrlen byk ounluun tarihi daha da gereki temeller zerine oturtulacaktr. Bu noktada KKK nderi sayn calann yapt u belirleme ok arpcdr; Ortadounun toplumsal gereklii zerinde harekete geerken, tanm byle yaplabilen bir zihniyetin iini doldurarak yrmek bizi yerlere gml tarihine gtrecek, kllenmi yreine kavuturacaktr; k arayan gereine kavuturacaktr. te o zaman gerek tarihine ve zgrlk sevdallarna yarar soylu mcadelenin iine girilecektir. Hi durdurulamayacak, saptrlsa da ihanete urasa da, katledilse de, yine bir yerlerden skn edip hedefine yryecektir. O zaman tarih bizim

olacak, yrek hep bizlerle arpacaktr. Toplumsal gereimiz var eden tanrsallmza dnecektir. Halklarmz bin yllarn zlemini duyduklar ve hak ettikleri zgrlklerinin sahibi olacaktr.

You might also like