You are on page 1of 5

1

HADİD SURESİ’NİN TÜRKÇESİ

Mesut YAZICI1

Hadid2 kelimesinden, genel anlamıyla surenin 25. ayetinde geçtiği üzere, savaş
silahlarının hammaddesi kastedilmiş, müminlerden mücahitlere maddi yardımda
bulunmaları, mümkünse onların kılıç, kargı ve zırh gibi savaş araç-gereçlerini sağlamaları
istenmiştir. Bu surenin büyük bölümü Medine’de nazil olmuş gözükmektedir. Surede
sıkça geçen geçen infak, tasadduk ve karz-ı hasen ibareleri ile cimriliğin zemmedilmesi
bahsini göz önünde bulundurursak, mücahitlere yapılması istenen maddi yardımın ne denli
önemli ve değerli olduğunu farkederiz.

İlk dokuz ayet hamd ve tesbih makamındadır. Hemen hemen bütün surelerin başlangıcı
böyledir. Burada vurgulanması gereken şey, bu hamd, tesbih ve takdisin Tevrat, Zebur ve
İncil’e benzer olduğudur. Kelimeler teker teker incelendiğinde mezkur üç kitabın
müfredatından sayılabilecek pekçok hususa rastlarız. Böylece ehl-i kitaba bir kompliman
ve bir iltifat sunulmaktadır. Giriş mahiyetindeki bu tesbihatın dikkat çekmek istediğimiz
ögesi Allah’ın “diriltmekte ve öldürmekte” olduğunu vurgulamasıdır. Allah bir şeyleri
ortadan kaldırabildiği gibi meydana da getirebilir, bir şeyleri yürürlükten kaldırdığı gibi
yürürlüğe de koyabilir. Bu durum sekizinci ayete gelindiğinde açığa kavuşur. “İnsanlar
peygamberlerin desteklenmesi gerektiğine dair verdikleri ahde vefalı olmaya
çağrılmaktadır. Zira peygamberi Muhammed “aynı Rabbe” itaat etmeye çağırmaktadır,
emirlerini dinlemek kazandırıcı olacaktır”. Öyle anlaşılıyor ki Allahu Teala Peygamberi
Muhammed Mustafa kanalıyla bir şeyleri diriltirken bir şeyleri de ortadan kaldıracaktır.

Onuncu ayete göre müminler Allah yolunda savaşan ve savaşacak olan mücahitler için
maddi harcamada bulunmalıdırlar. Zira mevcut zenginlikleri zaten Allahu teala tarafından
sağlanmıştır. Bir de bu harcama askeri harekattan önce yapılmalıdır ki makbule geçsin.
Mezkur harekatın tarihteki dönüm noktası oluşuna istinaden Mekke’ye Hac adına
giderken konuşlanılan Hudeybiye için olduğunu söyleyebiliriz.

Onikinci ayetle birlikte konu genişlemeye başlamaktadır. Bu ayette geçen “bi-eymanihim”


ibaresi anahtar konumundadır. Sağ ellerinde3 anlamındaki bu ibareyle, kandil taşıyan mümin

1
Çanakkale Onsekiz Mart Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Arapça Okutmanı
2
Hadis literatüründe açıkça kılıç anlamında kullanıldığı variddir.
3
Sağ el ibaresi ve kitabın sağ ele verilmesi ibaresi ( İnşikak 7, İsra 71, Hakka 19 ) arasında da
bir ilişki var gibidir. Kitap ki nurdur ( Maide 44 ve 46) , kitap münirdir, nur verir (Hac 8) ,
dolayısıyla sağ ellere nur verilmesi (hadid 12) nur konumunda ve işlevinde sağ ele kitap verilmesi
eşdeğerdedir. Zira o kitap, o nur cennet yolunu gösterecektir. Dolayısıyla, dünyada ellerine nur
olan ve nur veren kitap olarak Kur’an verilen ve onunla amel edenler zaten o nur sayesinde
cennete gireceklerdir. Kitabı solundan verilenler ya da arkalarından verilenler ( İnşikak 10 ) ise
Bakara 101 ve Al-i İmran 187 de geçtiği üzere bu dünyada Kitabı tatbik etmeyerek, göz ardı
ederek arkalarına atmak, itibar etmemek ve sadece hamallığını yapmak suretiyle kendilerini
2

erkeklerin ve mümin kadınların o gün, Kıyamet günü önlerini görebilecekleri ve


aşağısından ırmaklar akan cennetlere girebilecekleri anlatılır. İkiyüzlü erkekler ve ikiyüzlü
kadınlar ise o gün, müminlere diyecekler ki bizi de bekleyin, kandil yağınızdan biraz alalım
ve önümüzü görebilelim. Onlara denilir ki geriye dönün ve kendinize başka bir yerden yağ alın. Bu sözler
Matta İncili yirmibeşinci babdaki on kız benzetmesini çağrıştırmaktadır.4 Nitekim yirmiyedinci ayet İncil ve
İsa kelimelerini içermektedir
Orada beş akıllı ve ihtiyatlı kız kandilerini ve yedek yağlarını yanlarına almışlar, öteki beş kız ise
yedek yağ almadıkları için karanlıkta kalmıştı. Yağı biten kızlar ödünç yağ istediklerinde
kendilerine geri dönüp yağ almaları söylenmişti..

Her iki metinde de samimi inançlılarla ikiyüzlüler arasındaki farklı davranışlar ve dolayısıyla farklı
akıbetler5 işlenmekte ve insanlara ikiyüzlülüğün kazandırıcı olmadığı öğretilmekte, kazandırıcı
samimiyet tavsiye edilmektedir. 6

cennetten mahrum bırakanlardır . Dolayısıyla ahirette de amel defterleri sırtlarına yüklenmiş


olacak, günahların ağırlığıyla cehenneme gireceklerdir.

4
On kız benzetmesi

«O zaman Göklerin Egemenliği, kandillerini alıp güveyi karşılamaya çıkmış olan on kıza benzeyecek.
2Bunların beşi akılsız, beşi de akıllıymış. 3Akılsızlar kandillerini almışlarsa da, yanlarına yağ
almamışlar. 4Akıllılar ise, kandilleriyle birlikte kaplar içinde yağ da almışlar. 5Güvey gecikince
hepsini uyku tutmuş ve dalıp uyumuşlar. 6«Gece yarısı bir ses yankılanmış: `İşte güvey geliyor,
onu karşılamaya çıkın!' 7Bunun üzerine kızların hepsi kalkıp kandillerini tazelemişler. 8«Akılsızlar
akıllılara, `Kandillerimiz sönüyor, bize yağınızdan verin!' demişler. 9«Akıllılar, `Olmaz! Hem bize
hem size yetmeyebilir. En iyisi satıcılara gidin, kendinize yağ alın' demişler. 10«Ne var ki, onlar
yağ satın almaya giderlerken güvey gelmiş. Hazırlıklı olan kızlar, onunla birlikte düğün şölenine
girmişler ve kapı kapanmış. 11«Daha sonra gelen öbür kızlar, `Efendimiz, efendimiz, aç kapıyı
bize!' demişler.
12«Güvey ise, `Size doğrusunu söyleyeyim, sizi tanımıyorum' demiş.
13«Bu nedenle uyanık durun. Çünkü o günü ve o saati bilemezsiniz.

5
İşaya 5. bab 13-26

‫ﻻ‬
َ ‫ﺷ ْﺪ َﻗﻬَﺎ ِإﻟَﻰ ﻣَﺎ‬ َ ‫ت‬ ْ ‫ﺣﺸَﺎ َءهَﺎ َو َﻓ َﻐ َﺮ‬ ْ ‫ﺖ ا ْﻟﻬَﺎ ِو َﻳ ُﺔ َأ‬
ِ ‫ﺳ َﻌ‬ ‫ِﻟ َﻬﺬَا َو ﱠ‬14 .‫ﻇ َﻤًﺄ‬ َ ‫ﻚ ا ْﻟﻌَﺎﻣﱠ ُﺔ‬ ُ ‫ َو َﻳ ْﻬِﻠ‬،ً‫ﻈﻤَﺎ ُؤ ُه ْﻢ ﺟُﻮﻋﺎ‬ َ‫ﻋ‬ ُ ‫ت‬ ُ ‫ َو َﻳﻤُﻮ‬،َ‫ﻻ َﻳ ْﻌ ِﺮﻓُﻮن‬ َ ‫ﻷ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ‬َ ‫ﺷ ْﻌﺒِﻲ‬ َ ‫ﺴﺒَﻰ‬ ْ ‫ﻚ ُﻳ‬ َ ‫ِﻟ َﺬِﻟ‬13
‫ب‬
‫ﻦ اﻟ ﱠﺮ ﱠ‬ ‫ َوَﻟ ِﻜ ﱠ‬16 .‫ﺦ ﻓِﻴﻬَﺎ‬ ٍ ‫ﻂ ُآﻞﱡ ُﻣ َﺘﺸَﺎ ِﻣ‬ ‫ﺤﱡ‬ َ ‫ َو ُﻳ‬،ُ‫ﺾ اﻟﻨﱠﺎس‬ ُ ‫ﺨ َﻔ‬ ْ ‫ن َو ُﻳ‬ُ ‫ﻹ ْﻧﺴَﺎ‬ ِ ‫لا‬ ‫ َو ُﻳ َﺬ ﱡ‬15 ‫ب ﻓِﻴﻬَﺎ‬ ٍ ‫ﻃ َﺮ‬ َ ‫ﺠﻬَﺎ َو ُآﻞﱡ‬ ُ ‫ﻋﺠِﻴ‬ َ ‫ﺷﻠِﻴ َﻢ وَﺟَﻤَﺎهِﻴ ُﺮهَﺎ َو‬ َ ‫ﺷ َﺮﻓَﺎ ُء أُو ُر‬ ُ ‫ﺤ ِﺪ َر ﻓِﻴﻬَﺎ‬َ ‫ ِﻟ َﻴ ْﻨ‬،َ‫ِﻧﻬَﺎ َﻳﺔ‬
‫ﺧ َﺮ ِﺑ ِﻬ ْﻢ‬
ِ ‫ﻦ‬ َ ‫ﻞ َﺑ ْﻴ‬
ُ ‫ﻋ ُﺰ َﺗ ْﺄ ُآ‬ِ ‫ن وَا ْﻟﻤَﺎ‬ ُ ‫ﺨ ْﺮﻓَﺎ‬ ِ ‫ وَا ْﻟ‬،ْ‫ن ﻓِﻲ َﻣﺮَاﻋِﻴ ِﻬﻢ‬ ُ‫ﻼ‬ َ ‫ﺤ ْﻤ‬ ُ ‫ﻋ ْﻨ َﺪ ِﺋ ٍﺬ َﺗ ْﺮﻋَﻰ ا ْﻟ‬ِ 17 .‫ﺳ َﺘ ُﻪ ﺑِﺎ ْﻟ ِﺒ ﱢﺮ‬ َ ‫س َﻗﺪَا‬ ُ ‫ب ا ْﻟ ُﻘﺪﱡو‬‫ َو ُﻳ ْﺒﺪِي اﻟ ﱠﺮ ﱡ‬،ِ‫ا ْﻟ َﻘﺪِﻳ َﺮ ُﻳ َﻤﺠﱠ ُﺪ ﺑِﺎ ْﻟﻌَ ْﺪل‬.
‫ﻞ َﻣ ْﺄ َر َﺑ ُﻪ‬
َ ‫ﺳﺮَاﺋِﻴ‬ْ ‫س ِإ‬ ُ ‫ ِﻟ ُﻴ َﻨ ﱢﻔ ْﺬ ُﻣ َﻘﺪﱢ‬.‫ﺣﺘﱠﻰ َﻧﺮَا ُﻩ‬ َ ‫ﻞ ِﺑ ِﻌﻘَﺎ ِﺑ ِﻪ‬ْ‫ﺠ‬ ‫ع َو ْﻟ ُﻴ َﻌ ﱢ‬ْ ‫ﺴ ِﺮ‬ْ ‫ ِﻟ ُﻴ‬:‫ن‬
َ ‫ َو َﻳﻘُﻮﻟُﻮ‬19 ‫س ا ْﻟ َﻌ َﺮ َﺑ ِﺔ‬ ِ ‫ﻞ َأ ْﻣﺮَا‬
ِ ‫ﺨﻄِﻴ َﺌ َﺔ ِﺑ ِﻤ ْﺜ‬َ ‫ وَا ْﻟ‬،ِ‫ﻃﻞ‬ ِ ‫ل ا ْﻟﺒَﺎ‬
ِ ‫ﺤﺒَﺎ‬
ِ ‫ﻹ ْﺛ َﻢ ِﺑ‬ِ ‫نا‬ َ ‫ﺠﺮﱡو‬ُ ‫ﻦ َﻳ‬ ْ ‫ﻞ ِﻟ َﻤ‬ٌ ‫وَ ْﻳ‬18
!‫ﻼ َو َة َﻣﺮَا َر ًة‬ َ‫ﺤ‬ َ ‫ﻼ َو ًة وَا ْﻟ‬ َ‫ﺣ‬ َ ‫ﻇ ْﻠ َﻤ ًﺔ وَا ْﻟ َﻤﺮَا َر َة‬ُ َ‫ﻈ ْﻠ َﻤ َﺔ ﻧُﻮرًا وَاﻟﻨﱡﻮر‬ ‫ﻦ اﻟ ﱡ‬ َ ‫ﻋﻠِﻴ‬
ِ ‫ ا ْﻟﺠَﺎ‬،ً‫ﺨ ْﻴ َﺮ ﺷَ ّﺮا‬ َ ‫ وَا ْﻟ‬،ً‫ﺧﻴْﺮا‬
َ ‫ﺸ ﱠﺮ‬ ‫ن اﻟ ﱠ‬ َ ‫ﻦ َﻳ ْﺪﻋُﻮ‬ ْ ‫ﻞ ِﻟ َﻤ‬
ٌ ‫وَ ْﻳ‬20 .‫ﺣﻘِﻴ َﻘ َﺔ ﻣَﺎ َﻳ ْﻔ َﻌُﻠ ُﻪ ِﺑﻨَﺎ‬
َ ‫ك‬ َ ‫ﻓِﻴﻨَﺎ َﻓ ُﻨ ْﺪ ِر‬
‫ﺐ‬
َ ‫ﻦ ُﻳﺒَﺮﱢﺋُﻮنَ ا ْﻟ ُﻤ ْﺬ ِﻧ‬ َ ‫اﱠﻟﺬِﻳ‬23 ،ِ‫ﺴ ِﻜﺮ‬ ْ ‫ج ا ْﻟ ُﻤ‬ِ ‫ﻦ ﻓِﻲ َﻣ ْﺰ‬ َ ‫ﺨ ْﻤ ِﺮ وَا ْﻟ ُﻤ َﺘ َﻔ ﱢﻮﻗِﻴ‬
َ ‫ب ا ْﻟ‬ِ ‫ﺷ ْﺮ‬ُ ‫ﻞ ِﻟ ْﻠ ُﻌﺘَﺎ ِة ﻓِﻲ‬ ٌ ‫وَ ْﻳ‬22 .‫ﻈ ِﺮ َذوَا ِﺗ ِﻬ ْﻢ‬ َ ‫ﻷ ْذ ِآﻴَﺎ ِء ﻓِﻲ َﻧ‬ َ ‫ وَا‬،ْ‫ﺴ ِﻬﻢ‬ِ ‫ﻦ َأ ْﻧ ُﻔ‬
ِ ‫ﻋ ُﻴ‬
ْ ‫ﺤﻜَﻤَﺎءِ ﻓِﻲ َأ‬ ُ ‫ﻞ ﻟِ ْﻠ‬
ٌ ‫وَ ْﻳ‬21
‫ﺣﻘﱠ ُﻪ‬َ ِ‫ﻋﻠَﻰ ا ْﻟﺒَﺮِيء‬ َ َ‫ وَ ُﻳ ْﻨﻜِﺮُون‬،ِ‫ﺷ َﻮة‬ ْ ‫ﻞ اﻟ ﱢﺮ‬ ِ‫ﻀ‬ْ ‫ ِﺑ َﻔ‬.

‫ﷲ‬
ِ ‫ﺷﺮِﻳ َﻌ َﺔ ا‬ َ ،ِ‫ َو َﻳ َﺘﻨَﺎ َﺛ ُﺮ َز ْه ُﺮ ُه ْﻢ آَﺎﻟ ﱡﺘﺮَاب‬،ُ‫ﺐ ُأﺻُﻮَﻟ ُﻬ ُﻢ ا ْﻟ َﻌ َﻔﻦ‬
َ ‫ﻷ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ َﻧ َﺒﺬُوا‬ ُ ‫ﻚ ُﻳﺼِﻴ‬ َ ‫ َآ َﺬِﻟ‬،ِ‫ف ﻓِﻲ اﻟﱠﻠ َﻬﺐ‬ ‫ﺶ ا ْﻟﺠَﺎ ﱡ‬ُ ‫ﺤﺸِﻴ‬ َ ‫ وَآَﻤَﺎ ﻳَ ْﻔﻨَﻰ ا ْﻟ‬،‫ِﻟ َﻬﺬَا َآﻤَﺎ َﺗ ْﻠ َﺘ ِﻬ ُﻢ اﻟﻨﱠﺎ ُر ا ْﻟﻘَﺶﱠ‬24
‫ﺚ َﻣ ْﻮﺗَﺎ ُه ْﻢ‬
ُ ‫ﺟ َﺜ‬
ُ ‫ﺖ‬ ْ ‫ﺤ‬ َ ‫ﺻ َﺒ‬
ْ ‫ َوَأ‬،ُ‫ﺠﺒَﺎل‬ِ ‫ﺖ ا ْﻟ‬
ِ ‫ﺸ‬َ ‫ ﻓَﺎ ْر َﺗ َﻌ‬،ْ‫ﺿ َﺮ َﺑ ُﻬﻢ‬ َ ‫ﻋَﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ َو‬
َ ‫ َﻓ َﻤ ﱠﺪ َﻳ َﺪ ُﻩ‬،ِ‫ﺷ ْﻌ ِﺒﻪ‬
َ ‫ﺿ ﱠﺪ‬ ِ ‫ب‬ ‫ﺐ اﻟ ﱠﺮ ﱢ‬ ُ ‫ﻀ‬ َ ‫ﻏ‬َ ‫ﺣ َﺘ َﺪ َم‬ْ ‫ﻚا‬ َ ‫ِﻟ َﺬِﻟ‬25 ‫ﻞ‬ َ ‫ﺳﺮَاﺋِﻴ‬ْ ‫س ِإ‬
ِ ‫ﺳ َﺘﻬَﺎﻧُﻮا ِﺑ َﻜِﻠ َﻤ ِﺔ ُﻗﺪﱡو‬ ْ ‫وَا‬
‫ب‬
ِ ‫ح َﻳ ُﺪ ُﻩ َﻣ ْﻤﺪُو َد ًة ﺑِﺎ ْﻟ ِﻌﻘَﺎ‬
ْ ‫ﻀ ُﺒ ُﻪ َوَﻟ ْﻢ َﺗ ْﺒ َﺮ‬
َ ‫ﻏ‬َ ‫ﻚ ُآﱢﻠ ِﻪ َﻟ ْﻢ َﻳ ْﺮ َﺗ ﱠﺪ‬
َ ‫ َو َﻣ َﻊ َذِﻟ‬.‫ع‬
ِ ‫ﺸﻮَا ِر‬
‫ت ﻓِﻲ اﻟ ﱠ‬ ِ ‫آَﺎ ْﻟﻘَﺎذُورَا‬.

6
İşaya 58. bab
‫‪3‬‬

‫ﺣﺘﱠﻰ‬
‫ﻲ َ‬ ‫ﻏﺮﱠ ْﺗ ُﻜ ُﻢ ا ْﻟَﺄﻣَﺎ ِﻧ ﱡ‬‫ﺼ ُﺘ ْﻢ وَا ْر َﺗ ْﺒ ُﺘ ْﻢ َو َ‬ ‫ﺴ ُﻜ ْﻢ َو َﺗ َﺮ ﱠﺑ ْ‬
‫ُﻳﻨَﺎدُو َﻧ ُﻬ ْﻢ َأَﻟ ْﻢ َﻧﻜُﻦ ﱠﻣ َﻌ ُﻜ ْﻢ ﻗَﺎﻟُﻮا َﺑﻠَﻰ َوَﻟ ِﻜ ﱠﻨ ُﻜ ْﻢ َﻓﺘَﻨ ُﺘ ْﻢ أَﻧ ُﻔ َ‬
‫ﻏ ﱠﺮآُﻢ ﺑِﺎﻟﱠﻠ ِﻪ ا ْﻟ َﻐﺮُو ُر }‪{14‬‬ ‫ﺟَﺎء َأ ْﻣ ُﺮ اﻟﱠﻠ ِﻪ َو َ‬
‫ﺲ ا ْﻟ َﻤﺼِﻴ ُﺮ}‪{15‬‬ ‫ﻲ َﻣ ْﻮﻟَﺎ ُآ ْﻢ َو ِﺑ ْﺌ َ‬ ‫ﻦ َآ َﻔﺮُوا َﻣ ْﺄوَا ُآ ُﻢ اﻟﻨﱠﺎ ُر ِه َ‬ ‫ﻦ اﱠﻟﺬِﻳ َ‬ ‫ﺧ ُﺬ ﻣِﻨ ُﻜ ْﻢ ِﻓ ْﺪ َﻳ ٌﺔ َوﻟَﺎ ِﻣ َ‬ ‫ﻓَﺎ ْﻟ َﻴ ْﻮ َم ﻟَﺎ ُﻳ ْﺆ َ‬
‫ﻦ أُوﺗُﻮا‬ ‫ﻖ َوﻟَﺎ َﻳﻜُﻮﻧُﻮا آَﺎﱠﻟﺬِﻳ َ‬ ‫ﺤﱢ‬ ‫ﻦ ا ْﻟ َ‬‫ل ِﻣ َ‬ ‫ﺸ َﻊ ُﻗﻠُﻮ ُﺑ ُﻬ ْﻢ ِﻟ ِﺬ ْآ ِﺮ اﻟﱠﻠ ِﻪ وَﻣَﺎ َﻧ َﺰ َ‬ ‫ﺨَ‬ ‫ﻦ ﺁ َﻣﻨُﻮا أَن َﺗ ْ‬ ‫ن ِﻟﱠﻠﺬِﻳ َ‬ ‫َأَﻟ ْﻢ َﻳ ْﺄ ِ‬
‫ن }‪}16‬‬ ‫ﺳﻘُﻮ َ‬ ‫ﺖ ُﻗﻠُﻮ ُﺑ ُﻬ ْﻢ َو َآﺜِﻴ ٌﺮ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ ﻓَﺎ ِ‬ ‫ﺴ ْ‬ ‫ﻋَﻠ ْﻴ ِﻬ ُﻢ ا ْﻟَﺄ َﻣ ُﺪ َﻓ َﻘ َ‬
‫ل َ‬ ‫ﻞ َﻓﻄَﺎ َ‬ ‫ا ْﻟﻜِﺘَﺎبَ ﻣِﻦ َﻗ ْﺒ ُ‬
‫ن }‪{17‬‬ ‫ت َﻟ َﻌﱠﻠ ُﻜ ْﻢ َﺗ ْﻌ ِﻘﻠُﻮ َ‬
‫ض َﺑ ْﻌ َﺪ َﻣ ْﻮ ِﺗﻬَﺎ َﻗ ْﺪ ﺑَ ﱠﻴﻨﱠﺎ َﻟ ُﻜ ُﻢ اﻟْﺂﻳَﺎ ِ‬ ‫ﺤﻴِﻲ ا ْﻟَﺄ ْر َ‬ ‫ن اﻟﱠﻠ َﻪ ُﻳ ْ‬ ‫ﻋَﻠﻤُﻮا َأ ﱠ‬ ‫اْ‬
‫ﺟ ٌﺮ آَﺮِﻳ ٌﻢ }‪}18‬‬ ‫ﻒ َﻟ ُﻬ ْﻢ َوَﻟ ُﻬ ْﻢ أَ ْ‬
‫ﻋ ُ‬ ‫ﺴﻨًﺎ ُﻳﻀَﺎ َ‬ ‫ﺣَ‬ ‫ﺼ ﱢﺪﻗَﺎتِ َوَأ ْﻗ َﺮﺿُﻮا اﻟﱠﻠ َﻪ َﻗ ْﺮﺿًﺎ َ‬ ‫ﻦ وَا ْﻟ ُﻤ ﱠ‬ ‫ﺼ ﱢﺪﻗِﻴ َ‬ ‫ن ا ْﻟ ُﻤ ﱠ‬ ‫ِإ ﱠ‬
‫ﻦ‬
‫ﺟ ُﺮ ُه ْﻢ َوﻧُﻮ ُر ُه ْﻢ وَاﱠﻟﺬِﻳ َ‬ ‫ﺸ َﻬﺪَاء ﻋِﻨ َﺪ َر ﱢﺑ ِﻬ ْﻢ َﻟ ُﻬ ْﻢ َأ ْ‬ ‫ن وَاﻟ ﱡ‬ ‫ﺼﺪﱢﻳﻘُﻮ َ‬ ‫ﻚ ُه ُﻢ اﻟ ﱢ‬ ‫ﺳِﻠ ِﻪ ُأ ْوَﻟ ِﺌ َ‬ ‫ﻦ ﺁ َﻣﻨُﻮا ﺑِﺎﻟﱠﻠ ِﻪ َو ُر ُ‬ ‫وَاﱠﻟﺬِﻳ َ‬
‫ﺠﺤِﻴ ِﻢ }‪{19‬‬ ‫ب ا ْﻟ َ‬ ‫ﺻﺤَﺎ ُ‬ ‫ﻚ َأ ْ‬ ‫َآ َﻔﺮُوا َو َآ ﱠﺬﺑُﻮا ﺑِﺂﻳَﺎﺗِﻨَﺎ ُأ ْوَﻟ ِﺌ َ‬

‫ﻞ‬
‫ل وَا ْﻟَﺄ ْوﻟَﺎ ِد َآ َﻤ َﺜ ِ‬
‫ﺧ ٌﺮ َﺑ ْﻴ َﻨ ُﻜ ْﻢ وَﺗَﻜَﺎ ُﺛ ٌﺮ ﻓِﻲ ا ْﻟَﺄ ْﻣﻮَا ِ‬
‫ﺐ َوَﻟ ْﻬ ٌﻮ َوزِﻳ َﻨ ٌﺔ وَﺗَﻔَﺎ ُ‬ ‫ﺤﻴَﺎ ُة اﻟ ﱡﺪ ْﻧﻴَﺎ َﻟ ِﻌ ٌ‬‫ﻋَﻠﻤُﻮا أَ ﱠﻧﻤَﺎ ا ْﻟ َ‬ ‫اْ‬
‫ب ﺷَﺪِﻳ ٌﺪ‬ ‫ﺧ َﺮ ِة ﻋَﺬَا ٌ‬ ‫ﺣﻄَﺎﻣًﺎ َوﻓِﻲ اﻟْﺂ ِ‬ ‫ن ُ‬ ‫ﺼﻔَﺮ‪‬ا ُﺛﻢﱠ َﻳﻜُﻮ ُ‬ ‫ﺞ َﻓ َﺘﺮَا ُﻩ ُﻣ ْ‬ ‫ﺐ ا ْﻟ ُﻜﻔﱠﺎرَ َﻧﺒَﺎ ُﺗ ُﻪ ُﺛﻢﱠ َﻳﻬِﻴ ُ‬
‫ﺠ َ‬ ‫ﻋَ‬ ‫ﺚ َأ ْ‬
‫ﻏ ْﻴ ٍ‬ ‫َ‬
‫ع ا ْﻟ ُﻐﺮُو ِر }‪}20‬‬ ‫ﺤﻴَﺎ ُة اﻟ ﱡﺪ ْﻧ َﻴﺎ ِإﻟﱠﺎ َﻣﺘَﺎ ُ‬
‫ن وَﻣَﺎ ا ْﻟ َ‬ ‫ﺿﻮَا ٌ‬ ‫ﻦ اﻟﱠﻠ ِﻪ وَرِ ْ‬ ‫َو َﻣ ْﻐ ِﻔ َﺮ ٌة ﱢﻣ َ‬
‫ﻦ ﺁ َﻣﻨُﻮا ﺑِﺎﻟﱠﻠ ِﻪ‬ ‫ت ِﻟﱠﻠﺬِﻳ َ‬ ‫ﻋ ﱠﺪ ْ‬
‫ض ُأ ِ‬‫ﺴﻤَﺎء وَا ْﻟَﺄ ْر ِ‬ ‫ض اﻟ ﱠ‬ ‫ﺿﻬَﺎ َآ َﻌ ْﺮ ِ‬ ‫ﺟ ﱠﻨ ٍﺔ ﻋَ ْﺮ ُ‬ ‫ﺳَﺎ ِﺑﻘُﻮا ِإﻟَﻰ َﻣ ْﻐ ِﻔ َﺮ ٍة ﻣﱢﻦ رﱠﺑﱢ ُﻜ ْﻢ َو َ‬
‫ﻞ ا ْﻟﻌَﻈِﻴﻢِ }‪{21‬‬ ‫ﻀِ‬ ‫ﻞ اﻟﱠﻠ ِﻪ ُﻳ ْﺆﺗِﻴﻪِ ﻣَﻦ َﻳﺸَﺎء وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ذُو ا ْﻟ َﻔ ْ‬ ‫ﻀُ‬ ‫ﻚ َﻓ ْ‬ ‫ﺳِﻠ ِﻪ َذِﻟ َ‬
‫َو ُر ُ‬
‫ﻋﻠَﻰ‬ ‫ﻚ َ‬ ‫ن َذِﻟ َ‬ ‫ﻞ أَن ﱠﻧ ْﺒ َﺮَأهَﺎ ِإ ﱠ‬ ‫ب ﻣﱢﻦ َﻗ ْﺒ ِ‬ ‫ﺴ ُﻜ ْﻢ ِإﻟﱠﺎ ﻓِﻲ ِآﺘَﺎ ٍ‬ ‫ض َوﻟَﺎ ﻓِﻲ أَﻧ ُﻔ ِ‬ ‫ب ﻣِﻦ ﱡﻣﺼِﻴ َﺒ ٍﺔ ﻓِﻲ ا ْﻟَﺄ ْر ِ‬ ‫ﻣَﺎ َأﺻَﺎ َ‬
‫اﻟﱠﻠ ِﻪ ﻳَﺴِﻴ ٌﺮ }‪{22‬‬
‫ل َﻓﺨُﻮ ٍر }‪{23‬‬ ‫ﺨﺘَﺎ ٍ‬ ‫ﺤﺐﱡ ُآﻞﱠ ُﻣ ْ‬ ‫ﻋﻠَﻰ ﻣَﺎ ﻓَﺎ َﺗ ُﻜ ْﻢ َوﻟَﺎ َﺗ ْﻔ َﺮﺣُﻮا ﺑِﻤَﺎ ﺁﺗَﺎ ُآ ْﻢ وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ﻟَﺎ ُﻳ ِ‬ ‫ﺳﻮْا َ‬ ‫ﻟِﻜَ ْﻴﻠَﺎ َﺗ ْﺄ َ‬
‫ﺤﻤِﻴ ُﺪ }‪}24‬‬ ‫ﻲ ا ْﻟ َ‬ ‫ن اﻟﱠﻠ َﻪ ُه َﻮ ا ْﻟ َﻐ ِﻨ ﱡ‬
‫ل َﻓِﺈ ﱠ‬‫ﻞ َوﻣَﻦ َﻳ َﺘ َﻮ ﱠ‬ ‫ﺨِ‬‫س ﺑِﺎ ْﻟ ُﺒ ْ‬‫ن اﻟﻨﱠﺎ َ‬ ‫ن َو َﻳ ْﺄ ُﻣﺮُو َ‬ ‫ﺨﻠُﻮ َ‬ ‫ﻦ َﻳ ْﺒ َ‬
‫اﱠﻟﺬِﻳ َ‬

‫‪Yirmibeşinci ayet, peygamberleri desteklemenin bir vecibe olduğu, silah için gereken demirin bu‬‬
‫‪maksatla yaratıldığı vurgulanarak müminlerin savaşması emredilir. Yirmisekizinci ayette ise ehli‬‬
‫‪kitabın bir iman daha gerçekleştirerek Muhammed Mustafa nın risalet ve nübüvvetine iman‬‬
‫‪etmeleri istenir. Onun peygamberliğini kıskanmamaları tavsiye edilir. Zira o görevi veren Allahtır‬‬

‫ﺨﻄَﺎﻳَﺎ ُه ْﻢ‪َ 2 .‬و َﻣ َﻊ َذِﻟﻚَ‪َ ،‬ﻓِﺈ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ َﻳ ْﻠ َﺘ ِﻤﺴُﻮ َﻧﻨِﻲ َﻳ ْﻮ ِﻣ ّﻴﺎً‪،‬‬ ‫ب ِﺑ َ‬ ‫ﺷ ْﻌﺒِﻲ ِﺑِﺈ ْﺛ ِﻤ ِﻬﻢْ‪ ،‬وَ ُذرﱢﻳﱠﺔَ َﻳ ْﻌﻘُﻮ َ‬ ‫ﺧ ِﺒ ْﺮ َ‬
‫ﻚ آَﻨَﻔِﻴﺮِ ﺑُﻮقٍ‪َ ،‬وَأ ْ‬ ‫ﺼ ْﻮ ِﺗ َ‬
‫ﻒ ِﺑ َ‬ ‫ﺖ‪ .‬ا ْه ُﺘ ْ‬ ‫ﺼ ُﻤ ْ‬ ‫ﻻ َﺗ ْ‬ ‫ﻋَﻠﻰ ﺻَ ْﻮﺗِﻚَ‪َ ،‬‬ ‫ﻧَﺎ ِد ِﺑَﺄ ْ‬
‫ن‪ :‬ﻣَﺎ ﺑَﺎُﻟﻨَﺎ‬ ‫ﺴَﺄﻟُﻮ َ‬ ‫ﷲ‪َ 3 .‬و َﻳ ْ‬ ‫ﻦا ِ‬ ‫ب ِﻣ َ‬ ‫ن ﺑِﺎﻟ ﱠﺘ َﻘ ﱡﺮ ِ‬ ‫ﺣﻜَﺎ َم ِﺑ ٍﺮّ‪َ ،‬و َﻳ ْﻐ َﺘ ِﺒﻄُﻮ َ‬‫ن ِﻣﻨﱢﻲ َأ ْ‬ ‫ﻄُﻠﺒُﻮ َ‬ ‫ﺣﻜَﺎ َم إِﻟَﻬِﻬِﻢْ‪َ ،‬ﻳ ْ‬ ‫ﺼ َﻨ ُﻊ ﺑِ ّﺮاً‪َ ،‬و َآَﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ َﻟ ْﻢ ُﻳ ْﻬ ِﻤﻠُﻮا َأ ْ‬
‫ﻃ ُﺮﻗِﻲ َو َآَﺄ ﱠﻧ ُﻬ ْﻢ ُأ ﱠﻣ ٌﺔ َﺗ ْ‬ ‫وَ ُﻳﺴَﺮﱡونَ ِﺑ َﻤ ْﻌ ِﺮ َﻓ ِﺔ ُ‬
‫ﻲ‬
‫ن ِﻟ َﻜ ْ‬ ‫ﻋﻤﱠﺎِﻟ ُﻜ ْﻢ‪َ 4 .‬وهَﺎ َأ ْﻧ ُﺘ ْﻢ َﺗﺼُﻮﻣُﻮ َ‬ ‫ﺟﻤِﻴ َﻊ ُ‬ ‫ن َ‬ ‫ﺨﺮُو َ‬ ‫ﺴﱢ‬ ‫ﺴ ُﻜ ْﻢ َو ُﺗ َ‬
‫ﺴ ﱠﺮ َة َأ ْﻧ ُﻔ ِ‬
‫ن َﻣ َ‬‫ﺻ ْﻮ ِﻣ ُﻜ ْﻢ َﺗ ْﻠ َﺘ ِﻤﺴُﻮ َ‬‫ﻞ ﺑِﺬَﻟِﻚَ؟‪ِ .‬إ ﱠﻧ ُﻜ ْﻢ ِﻓﻲ َﻳ ْﻮ ِم َ‬ ‫ﺤ ِﻔ ْ‬
‫ﺣﻆْ‪َ ،‬و َﺗ َﺬﱠﻟ ْﻠﻨَﺎ َوَﻟ ْﻢ َﺗ ْ‬ ‫ﻼِ‬ ‫ﺖ َﻟ ْﻢ ُﺗ َ‬‫ﺻ ْﻤﻨَﺎ َوَأ ْﻧ َ‬‫ُ‬
‫ﺧﺘَﺎ ُر ُﻩ ﻓِﻲ‬ ‫ن اﻟﺼﱠ ْﻮ ُم اﻟﱠﺬِي َأ ْ‬ ‫ﻼ ِء‪َ5 .‬أ َﻳﻜُﻮ ُ‬ ‫ﻋ ًﺔ ﻓِﻲ ا ْﻟ َﻌ َ‬ ‫ﺴﻤُﻮ َ‬ ‫ﺻﻮَا َﺗ ُﻜ ْﻢ َﻣ ْ‬‫ﻞ َأ ْ‬ ‫ﺠ َﻌ ُ‬‫ﻻ َﻳ ْ‬
‫ﺻ ْﻮ ِﻣ ُﻜ ُﻢ ا ْﻟ َﻴ ْﻮ َم َ‬
‫ﻞ َ‬ ‫ن ِﻣ ْﺜ َ‬‫ت َأﺛِﻴ َﻤ ٍﺔ‪ِ .‬إ ﱠ‬ ‫ﺟﺮُوا َﻓ َﻘﻂْ‪ ،‬وَﺗَﺘَﻀَﺎرَﺑُﻮا ِﺑ َﻜِﻠﻤَﺎ ٍ‬ ‫ﺗَﺘَﺨَﺎﺻَﻤُﻮا َو َﺗ َﺘﺸَﺎ َ‬
‫ﺧﺘَﺎ ُر ُﻩ‬
‫ﺲ اﻟﺼﱠ ْﻮ ُم اﻟﱠﺬِي َأ ْ‬ ‫ﻻ ﻟَﺪَى اﻟ ﱠﺮبﱢ؟ ‪َ6‬أَﻟ ْﻴ َ‬ ‫ﺻﻮْﻣًﺎ َﻣ ْﻘﺒُﻮ ً‬ ‫ﺢ وَاﻟ ﱠﺮﻣَﺎدِ؟ َأ َﺗ ْﺪﻋُﻮ َهﺬَا َ‬ ‫ﺴِ‬ ‫ﺳ ِﻪ آَﺎ ْﻟﻘَﺼَﺒَﺔِ‪َ ،‬أ ِو ا ْﻓ ِﺘﺮَا ِ‬
‫ش ا ْﻟ ِﻤ ْ‬ ‫ﺣﻨَﺎ ِء َر ْأ ِ‬‫ﺴ ُﻪ ﻳَﻮْﻣﺎً‪َ ،‬أ ْو ﻓِﻲ ِإ ْ‬ ‫ل ا ْﻟ َﻤ ْﺮ ِء َﻧ ْﻔ َ‬
‫ﻻِ‬ ‫ِإ ْذ َ‬
‫ك َﻣ َﻊ ا ْﻟﺠَﺎ ِﺋﻊِ‪َ ،‬وِإ ْﻳﻮَا ِء ا ْﻟ َﻔﻘِﻴ ِﺮ‬ ‫ﺧ ْﺒ ِﺰ َ‬
‫ﻃ َﺮ ِة ُ‬‫ن ﻓِﻲ ُﻣﺸَﺎ َ‬ ‫ﻻ َﻳﻜُﻮ ُ‬ ‫ﺤﻄِﻴ ِﻢ ُآﻞﱢ ﻧِﻴﺮٍ؟ ‪َ7‬أ َ‬ ‫ح ا ْﻟ ُﻤ َﺘﻀَﺎ ِﻳﻘِﻴﻦَ‪َ ،‬و َﺗ ْ‬ ‫ﺳﺮَا ِ‬ ‫ق َ‬ ‫ﻼِ‬ ‫ﻃَ‬ ‫ﻋ َﻘ ِﺪ اﻟﻨﱢﻴﺮِ‪َ ،‬وِإ ْ‬ ‫ﻞ ُ‬ ‫ﺣﱢ‬ ‫ﺸﺮﱢ‪َ ،‬و َ‬ ‫ﻚ ُﻗﻴُﻮ ِد اﻟ ﱠ‬ ‫ن ﻓِﻲ َﻓ ﱢ‬ ‫َﻳﻜُﻮ ُ‬
‫ﻚ ا ْﻟﺒَﺎ ِﺋﺲِ؟‬
‫ﻦ َﻗﺮِﻳ ِﺒ َ‬ ‫ﻋْ‬ ‫ﻋ َﺪ ِم اﻟ ﱠﺘﻐَﺎﺿِﻲ َ‬ ‫ن اﻟﱠﺬِي َﺗ ْﻠ َﺘﻘِﻴﻪِ‪َ ،‬و َ‬ ‫ﺴ َﻮ ِة ا ْﻟ ُﻌ ْﺮﻳَﺎ ِ‬ ‫ﻚ‪َ .‬و ُآ ْ‬‫ﺸ ﱢﺮ ِد ﻓِﻲ َﺑ ْﻴ ِﺘ َ‬ ‫ا ْﻟ ُﻤ َﺘ َ‬

‫ﺚ‪8‬‬ ‫ﺴ َﺘﻐِﻴ ُ‬ ‫ب‪َ .‬ﺗ ْ‬


‫ﺐ اﻟ ﱠﺮ ﱡ‬ ‫ﺴ َﺘﺠِﻴ ُ‬
‫ﻋ ْﻨ َﺪ ِﺋ ٍﺬ َﺗ ْﺪﻋُﻮ َﻓ َﻴ ْ‬
‫ﻚ‪ِ 9 .‬‬ ‫ﺧ َﺮ َة ﺳَﺎ َﻗ ِﺘ َ‬
‫ب ُﻣ َﺆ ﱠ‬‫ﺠ ُﺪ اﻟ ﱠﺮ ﱢ‬ ‫س َﻣ ْ‬ ‫ﺤ ُﺮ ُ‬ ‫ﻚ ِﺑ ﱡﺮكَ‪َ ،‬و َﻳ ْ‬ ‫ﺳﺮِﻳﻌﺎً‪َ ،‬و َﻳ َﺘ َﻘ ﱠﺪ ُﻣ َ‬
‫ﻚ َ‬ ‫ﺼﺒَﺎحِ‪َ ،‬و ُﺗ ْﺰ ِه ُﺮ ﻋَﺎ ِﻓ َﻴ ُﺘ َ‬ ‫ك آَﺎﻟ ﱠ‬ ‫ﺸ ﱡﻊ ﻧُﻮ ُر َ‬ ‫ﻋ ْﻨ َﺪ ِﺋ ٍﺬ َﻳ ِ‬
‫ِ‬
‫ك‬
‫ن ﻧُﻮ َر َ‬ ‫ﺟ َﺔ اﻟ ﱠﺬِﻟﻴﻞِ‪َ ،‬ﻓِﺈ ﱠ‬
‫ﺖ ﺣَﺎ َ‬‫ﺷ َﺒ ْﻌ َ‬‫ﻚ ِﻟ ْﻠﺠَﺎ ِﺋﻊِ‪َ ،‬وَأ ْ‬ ‫ﺴَ‬‫ﺖ َﻧ ْﻔ َ‬ ‫ﺸﺮﱢ‪10 ،‬إِن َﺑ َﺬ ْﻟ َ‬ ‫ﻖ ﺑِﺎﻟ ﱠ‬ ‫ﻄَ‬ ‫ﺣ ِﺘﻘَﺎراً‪ ،‬وَاﻟ ﱡﻨ ْ‬
‫ﺻ ُﺒ ِﻊ ا ْ‬
‫ﻷ ْ‬ ‫ﻚ اﻟﻨﱢﻴﺮَ‪ ،‬وَاﻹِﻳﻤَﺎ َء ﺑِﺎ ُ‬ ‫ﻂ َﺑ ْﻴ ِﺘ َ‬
‫ﺳِ‬ ‫ﻦ َو َ‬ ‫ﺖ ِﻣ ْ‬‫ن َأ َز ْﻟ َ‬ ‫ل هَﺎ َأﻧَﺎ‪ِ .‬إ ْ‬ ‫َﻓ َﻴﻘُﻮ ُ‬
‫ﻚ‬
‫ﻋﻈَﺎ َﻣ َ‬ ‫ﺠﺪِﺑَﺔِ‪َ ،‬ﻓ ُﻴ َﻘﻮﱢي ِ‬‫ض ا ْﻟ ُﻤ ْ‬
‫ﻷ ْر ِ‬ ‫ﻂ وَا َ‬ ‫ﺤِ‬ ‫ﻦ ا ْﻟ َﻘ ْ‬
‫ﺣﺘﱠﻰ ﻓِﻲ َز َﻣ ِ‬ ‫ﻚ َ‬‫ﺟ َﺘ َ‬
‫ﺴ ﱡﺪ ﺣَﺎ َ‬ ‫ب دَاﺋِﻤًﺎ َو َﻳ ُ‬‫ﻚ اﻟ ﱠﺮ ﱡ‬ ‫ﻈ ْﻬﺮِ‪َ 11 ،‬و َﻳ ْﻬﺪِﻳ َ‬ ‫ﺢ آَﺎﻟ ﱡ‬ ‫ﺼ ِﺒ ُ‬
‫ﺲ ُﻳ ْ‬ ‫ﻚ اﻟﺪﱠا ِﻣ َ‬ ‫ﻈ ْﻠﻤَﺔِ‪َ ،‬وَﻟ ْﻴَﻠ َ‬ ‫ق ﻓِﻲ اﻟ ﱡ‬ ‫ﺸ ِﺮ ُ‬ ‫ُﻳ ْ‬
‫ﺳﻮَا َر ُﻩ‬‫ﺐ اﻟﱠﺬِي َﺑﻨَﻰ َأ ْ‬ ‫ﺸ ْﻌ َ‬‫ﻚ اﻟ ﱠ‬
‫ن َﺑ ْﻌ َﺪ َذِﻟ َ‬
‫ﺴﻤﱡﻮ َ‬ ‫ن َأﺳَﺎﺳَﺎ ِﺗﻬَﺎ‪َ ،‬و ُﻳ َ‬ ‫ﺐ ا ْﻟ َﻘﺪِﻳ َﻤ َﺔ َو ُﻳﻘِﻴﻤُﻮ َ‬
‫ﺨﺮَا ِﺋ َ‬‫ك ا ْﻟ َ‬‫ﻻ ُد َ‬
‫ﻄﻊُ‪َ 12 ،‬و َﻳ ْﺒﻨِﻲ َأ ْو َ‬ ‫ﻻ َﻳ ْﻨ َﻘ ِ‬
‫ل ﻣَﺎ ٍء َ‬ ‫ﺠ ْﺪ َو ِ‬
‫ﺿ ٍﺔ َﻣ ْﺮ ِو ﱠﻳﺔٍ‪َ ،‬و َآ َ‬ ‫ﺢ َآ َﺮ ْو َ‬ ‫ﺼ ِﺒ ُ‬‫َﻓ ُﺘ ْ‬
‫‪َ .‬و َر ﱠﻣ َﻢ َأ ْ‬
‫ﺣﻴَﺎ َء ُﻣ ُﺪ ِﻧ ِﻪ‬
‫‪.................................................................................................................‬‬
4

ve görevi de dilediğine verebilir. Bu son ayetle yine Matta İncili Yirminci babdaki tarla çalışanları
teşbihi hatırlatılır.

«Göklerin Egemenliği, bağında çalışacak işçi tutmak için sabah erkenden dışarı çıkan toprak
sahibine benzer. 2Adam, işçilerle günlüğü bir dinara anlaşıp onları bağına göndermiş.
3«Saat dokuza doğru tekrar dışarı çıkmış, çarşı meydanında boş duran başka adamlar görmüş. 4-
5Onlara, `Siz de bağa gidip çalışın. Hakkınız ne ise, veririm' demiş, onlar da bağa gitmişler.
«Öğleyin ve saat üçe doğru yine çıkıp aynı şeyi yapmış. 6Saat beşe doğru çıkınca, orada duran
daha başkalarını görmüş. Onlara, `Neden bütün gün burada boş duruyorsunuz?' diye sormuş.
7«`Kimse bize iş vermedi ki' demişler.
«Onlara, `Siz de bağa gidin, çalışın' demiş.
8«Akşam olunca, bağın sahibi kâhyasına, `İşçileri çağır' demiş. `Sonunculardan başlayarak,
birincilerine kadar, hepsine ücretlerini ver.'
9«Saat beşe doğru işe başlamış olanlar gelip kâhyadan birer dinar almışlar. 10Birinciler gelince
daha çok alacaklarını sanmışlar, ama onlara da birer dinar verilmiş. 11Paralarını alınca bağın
sahibine karşı
söylenmeye başlamışlar. 12`Bu sonuncular yalnız bir saat çalıştılar' demişler. `Ama sen onları,
günün yükünü ve sıcağını çeken bizlerle bir tuttun!'
13«Bağın sahibi onlardan birine şöyle karşılık vermiş: `Arkadaş, sana haksızlık ettiğim yok!
Seninle bir dinara anlaşmadık mı? 14Hakkını al, git! Sana verdiğimi bu sonuncuya davermek
istiyorum.

15Kendi paramla istediğimi yapmaya hakkım yok mu? Yoksa elim açık diye
kıskanıyor musun?'
16«İşte böylece sonuncular birinci, birinciler de sonuncu olacak

Nasıl ki hristiyanlar yahudilerden sonra olmalarına rağmen makam olarak Allah nazarında
onlardan üstün iseler, bugünde Müslümanlar hristiyanlardan sonra olmalarına rağmen Allah
nazarında onlardan üstündürler7

Kuran, içinde kandil8 kelimesi geçen yirmisekizinci ayetle ehli kitaba şunu önerir :

Allahtan korkun ey Musaya ve İsaya iman edenler,


şimdi de elçisi Muhammede iman edin ki iki kat sevaba nail olasınız, Allah da böylece size
önünüzü gösterip, sizi devlet ve cennet sahibi kılacak bir kandil ihsan etmiş olsun.

‫ﺤﺪِﻳ َﺪ‬
َ ‫ﻂ َوأَﻧ َﺰ ْﻟﻨَﺎ ا ْﻟ‬
ِ‫ﺴ‬ ْ ‫س ﺑِﺎ ْﻟ ِﻘ‬
ُ ‫ن ِﻟ َﻴﻘُﻮ َم اﻟﻨﱠﺎ‬ َ ‫ﺳَﻠﻨَﺎ ﺑِﺎ ْﻟﺒَ ﱢﻴﻨَﺎتِ َوأَﻧ َﺰ ْﻟﻨَﺎ َﻣ َﻌ ُﻬ ُﻢ ا ْﻟﻜِﺘَﺎبَ وَا ْﻟﻤِﻴﺰَا‬
ُ ‫َﻟ َﻘ ْﺪ أَ ْرﺳَ ْﻠﻨَﺎ ُر‬
{25} ‫ي ﻋَﺰِﻳ ٌﺰ‬ ‫ن اﻟﱠﻠ َﻪ َﻗ ِﻮ ﱞ‬ ‫ﺐ ِإ ﱠ‬
ِ ‫ﺳَﻠ ُﻪ ﺑِﺎ ْﻟ َﻐ ْﻴ‬
ُ ‫ﺼ ُﺮ ُﻩ َو ُر‬
ُ ‫س َوِﻟ َﻴ ْﻌَﻠ َﻢ اﻟﱠﻠ ُﻪ ﻣَﻦ ﻳَﻨ‬ ِ ‫س ﺷَﺪِﻳ ٌﺪ َو َﻣﻨَﺎ ِﻓ ُﻊ ﻟِﻠﻨﱠﺎ‬ ٌ ‫ﻓِﻴ ِﻪ ﺑَ ْﺄ‬
7
Taberi Tefsiri Hadid Suresi Katade hadisi:
“Bizler ve bizden önceki ehli kitab şuna benzeriz. Birisi amele tutmuştur. Geceye kadar
çalışacaklar ve bir kıyrat ücret alacaklardı. Fakat gün ortasında sıkılıp işi bırakmışlar, adam da
onlara çalıştıkları kadarınının bedelini ödemiş. Daha sonra geceye kadar iki kıyrata çalışacak yeni
amele bulmuş. Adama denmiş ki onlar daha az çalışıp daha çok ücret aldılar. Adam demiş, Neden
dilediğime veremeyecekmişim? Öyleyse iki kıyrat kazananlar olmayı umalım
8
Nur suresi 35. ayet
‫‪5‬‬

‫ﺟ َﻌ ْﻠﻨَﺎ ﻓِﻲ ُذ ﱢر ﱠﻳ ِﺘ ِﻬﻤَﺎ اﻟﻨﱡ ُﺒﻮﱠةَ وَا ْﻟﻜِﺘَﺎبَ ﻓَﻤِ ْﻨﻬُﻢ ﱡﻣ ْﻬ َﺘ ٍﺪ َو َآﺜِﻴ ٌﺮ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ‬ ‫َوَﻟ َﻘ ْﺪ أَ ْرﺳَ ْﻠﻨَﺎ ﻧُﻮﺣًﺎ َوِإ ْﺑﺮَاهِﻴ َﻢ َو َ‬
‫ن }‪{26‬‬ ‫ﺳﻘُﻮ َ‬ ‫ﻓَﺎ ِ‬
‫ﻦ‬
‫ب اﱠﻟﺬِﻳ َ‬ ‫ﺟ َﻌ ْﻠﻨَﺎ ﻓِﻲ ُﻗﻠُﻮ ِ‬ ‫ﻦ َﻣ ْﺮ َﻳ َﻢ وَﺁﺗَ ْﻴﻨَﺎ ُﻩ ا ْﻟﺈِﻧﺠِﻴﻞَ َو َ‬ ‫ﺳﻠِﻨَﺎ وَﻗَ ﱠﻔ ْﻴﻨَﺎ ِﺑﻌِﻴﺴَﻰ ا ْﺑ ِ‬‫ﻋﻠَﻰ ﺁﺛَﺎ ِرهِﻢ ﺑِ ُﺮ ُ‬ ‫ُﺛﻢﱠ َﻗ ﱠﻔ ْﻴﻨَﺎ َ‬
‫ﻋ ْﻮهَﺎ‬‫ن اﻟﱠﻠ ِﻪ ﻓَﻤَﺎ َر َ‬ ‫ﺿﻮَا ِ‬ ‫ﻋَﻠ ْﻴ ِﻬ ْﻢ ِإﻟﱠﺎ ا ْﺑ ِﺘﻐَﺎء ِر ْ‬ ‫ﺣ َﻤ ًﺔ َو َر ْهﺒَﺎ ِﻧ ﱠﻴ ًﺔ ا ْﺑ َﺘ َﺪﻋُﻮهَﺎ ﻣَﺎ آَﺘَ ْﺒﻨَﺎهَﺎ َ‬
‫ا ﱠﺗﺒَﻌُﻮ ُﻩ َر ْأ َﻓ ًﺔ َو َر ْ‬
‫ن }‪{27‬‬ ‫ﺳﻘُﻮ َ‬ ‫ﺟ َﺮ ُه ْﻢ َو َآﺜِﻴ ٌﺮ ﱢﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ ﻓَﺎ ِ‬ ‫ﻦ ﺁ َﻣﻨُﻮا ِﻣ ْﻨ ُﻬ ْﻢ َأ ْ‬‫ﻖ رِﻋَﺎﻳَﺘِﻬَﺎ ﻓَﺂﺗَ ْﻴﻨَﺎ اﱠﻟﺬِﻳ َ‬ ‫ﺣﱠ‬ ‫َ‬
‫ن‬
‫ﺠﻌَﻞ ﱠﻟ ُﻜ ْﻢ ﻧُﻮرًا َﺗ ْﻤﺸُﻮ َ‬ ‫ﺣ َﻤ ِﺘ ِﻪ َو َﻳ ْ‬
‫ﻦ ﻣِﻦ ﱠر ْ‬ ‫ﻦ ﺁ َﻣﻨُﻮا ا ﱠﺗﻘُﻮا اﻟﱠﻠ َﻪ وَﺁ ِﻣﻨُﻮا ِﺑ َﺮﺳُﻮِﻟ ِﻪ ُﻳ ْﺆ ِﺗ ُﻜ ْﻢ ِآ ْﻔَﻠ ْﻴ ِ‬ ‫ﻳَﺎ أَ ﱡﻳﻬَﺎ اﱠﻟﺬِﻳ َ‬
‫ِﺑ ِﻪ َو َﻳ ْﻐ ِﻔ ْﺮ َﻟ ُﻜ ْﻢ وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ﻏَﻔُﻮ ٌر ﱠرﺣِﻴ ٌﻢ }‪{28‬‬
‫ﻞ ِﺑ َﻴ ِﺪ اﻟﱠﻠ ِﻪ ُﻳ ْﺆﺗِﻴﻪِ ﻣَﻦ َﻳﺸَﺎء‬ ‫ﻀَ‬‫ن ا ْﻟ َﻔ ْ‬‫ﻞ اﻟﱠﻠ ِﻪ َوَأ ﱠ‬ ‫ﻀِ‬ ‫ﻲ ٍء ﻣﱢﻦ َﻓ ْ‬ ‫ﺷ ْ‬
‫ﻋﻠَﻰ َ‬ ‫ن َ‬ ‫ﻞ ا ْﻟﻜِﺘَﺎبِ َأﻟﱠﺎ َﻳ ْﻘ ِﺪرُو َ‬ ‫ﻟِﺌَﻠﱠﺎ َﻳ ْﻌَﻠ َﻢ َأ ْه ُ‬
‫ﻞ ا ْﻟﻌَﻈِﻴﻢِ }‪}29‬‬ ‫ﻀِ‬ ‫وَاﻟﱠﻠ ُﻪ ذُو ا ْﻟ َﻔ ْ‬

‫‪Ocak 2002‬‬

You might also like