Professional Documents
Culture Documents
George Herberrt Mead
George Herberrt Mead
Modern Sosyoloji
Tarihi
levselcilik-I:
Talcot Parsons
GR: MODERN SOSYOLOJ
LEVSELCLK (FONKSYONALZM)
TALCOTT PARSONS VE YAPISAL
EVSELCLK
1
MODERN SOSYOLOJ TARH
GR: MODERN SOSYOLOJ
Modern sosyoloji, klasik sosyoloji ile ada sosyoloji arasnda yer alan ve genel
olarak on dokuzuncu yzyln sonlar ile yirminci yzyln son eyrei arasnda
kalan dnemde gelitirilen teorik yaklamlar ifade etmek iin kullanlan bir te-
rimdir. Modern sosyolojideki teorik yaklamlar toplumsal yaam ve rgtlenme
biimi asndan nceki toplumlardan ok daha karmak olan ve bu nedenle ok
defa modern olarak tanmlanan yirminci yzyl toplumlarn analiz etme zerinde
younlamlardr. Bu dnemde gelitirilen teorik yaklamlar arasnda ilevselci-
lik, sembolik etkileimcilik, etnometodoloji, eletirel teori ve yapsalclk saylabilir.
Bu teorik yaklamlarn her biri modern toplumlarn oluum sreleri ile bu s-
rete rol oynayan temel faktrleri analiz konusunda, makro ile mikro arasnda de-
iebilen farkl leklerde kuramlar ve kavramlar sunarlar. te yandan hangi d-
nemde gelitirilmi olurlarsa olsunlar sosyolojik teori ve yaklamlar, tarihsel ola-
rak izole olmu deildirler, uzun bir gelenein parasdrlar. Dolaysyla bu teorik
yaklamlarn kklerinin, gemi dnemlerdeki sosyolojik teorilere zellikle de
klasik dnemdeki sosyolojik teorilere uzand unutulmamaldr. Bu nitede, ilk
olarak modern sosyoloji iinde yer alan nemli teorik yaklamlardan biri olan i-
levselcilik ele alnacaktr.
LEVSELCLK (FONKSYONALZM)
levselciliin temel zelliklerini zetleyebilmek.
Modern dnem sosyolojinin temel yaklamlarndan biri olan ilevselcilik, 20. yz-
yln byk blmnde hem sosyolojide hem de sosyal antropolojide nemli bir et-
kiye sahip olmutur. levselcilik, en genel hatlaryla toplumlarn sreen, birbirine
bal, istikrarl, genellikle tmleik btnler olduklar ve her biri toplumun istikrar-
nn srmesi asndan belirli ilevleri yerine getiren paralardan olutuu varsaym-
na dayanr. Genel olarak toplumu bir arada tutan ve dzeni salayan eyin de top-
lum yeleri tarafndan zerinde uzlalan ve ortak olarak paylalan temel deerler
olduunu savunur. levselcilik insan eylemlerinin de byk lde toplumsal de-
erler temelinde ykselen toplumsal evre tarafndan biimlendirildii varsaymna
dayanr. Sahip olduumuz deer ve tutumlar, kurduumuz ilikiler, yaptmz et-
levselcilik-I: Talcot Parsons
1
A M A
Durkheimn, toplumsal
olgularn incelenmesinde
hem nedensel hem de
ilevsel analiz yaplmas
gerektiini savunduunu
hatrlayalm.
Durkheim iin ahlaki dzen
bir zorunluluktur ve
toplumsal olgularn ilevleri
de ahlaki bir nitelik tar.
ok, paralarn btnle ilikisine odaklanm ve bu kurum ve geleneklerin daha
genel balama nasl uyum saladn incelemilerdir (Swingewood, 1998:267).
Malinowski toplumlarn sosyal sistemler olarak grlebilecei grn kabul
etmi ve karlkl olarak ilikili gelerden oluan bu sistemlerin btn insanlarn
temel ihtiyalarndan kaynaklandn, bu ihtiyalar nedeniyle olutuunu ileri sr-
mtr. Btn insanlarn yiyecek, barnak, korunma gibi ihtiyalar olduunu var-
sayan Malinowski, bu ihtiyalar karlamak iin giriilen eitli etkinliklerin (yiye-
cek retme ve datma, barnma, reme) yapldn, ancak bu etkinliklerin ger-
ekletirilebilmesi iin de ikincil baz ihtiyalarn doduunu belirtir. Bu etkinlik-
leri gerekletirmek iin insanlarn iletiim kurmas, ibirlii yapmas, kendi arala-
rnda meydana gelebilecek atmalar nlemeleri gerekir; bu ihtiyalar karla-
mak iin de dil, kurallar, normlar geliir. Daha sonra ise bu yeni gelitirilen gele-
ri btnletirecek ynetici kurumlara ihtiya duyulur ve bu nedenle de toplumsal
kurumlar geliir. te bu dnce nedeniyle Malinowski toplumu, insan doasnn
yaratt btnleik ve ibirliki bir sistem olarak grr, nk bu sistemin teme-
linde insan doasndan kaynaklanan temel ihtiyalar yer almakta insanlar bu ihti-
yalar karlayabilmek iin ibirliine girmektedirler. Bu erevede Malinowskiye
gre toplumun her zelliinin karlad bir ihtiya ve yerine getirdii bir ilev
vardr, bu ihtiyalarn ve ilevlerin neler olduunu ortaya karmak ve bylece i-
levi incelenen kltrel geyi aklamak ise aratrmacnn grevidir (Cuff vd., 1989:
39). Malinowskiye gre rnein by, ilkel toplumlarda ilek uygarln dier
gelerinin karlayamayaca bir toplumsal ihtiyac karlad iin vazgeilmez bir
ilevi yerine getirmekte, cenaze trenleri de yapsal srekliliin korunmasna kat-
kda bulunmaktadr (Swingewood, 1998:267).
Radcliffe-Brown da kltrlerin ve geleneklerin tarihsel gemilerini ve kken-
lerini aramay brakarak her kltrn genel yasalarnn ve ilevlerinin olduunu ve
bunlarn ilevsel adan birbiriyle ilikili bir sistem oluturduunu savunmutur
(Swingewood, 1998:267). Ona gre bir toplumsal sistem ilevsel bir birlik, bir b-
tndr ve bu btnn paralar asgari bir uyum ierisinde, zlemeyecek kalc
atmalar yaratmadan bir arada ilemektedir. Bu erevede kltr de bir btn-
dr, kltre ait bir inanc ya da gelenei aklamak iin bu geleri ilevsel olarak
sistemin (kltrn) yapsna balayan bir analiz yapmak gerekir (Swingewood,
1998: 268). Radcliffe-Brown toplumu, sosyal yapnn birbiriyle ilikili gelerinden
meydana gelen bir sistem olarak, toplumsal yapy da normatif ilikiler a olarak
tanmlamakta ve bu normatif ilikilerin, bir ortak deer sistemi iinde var olduu-
nu savunmaktadr. Dier bir deyile Radcliffe-Brown, bir toplumun meydana gele-
bilmesi iin yelerin baz ortak deerlere sahip olmas gerektii konusunda Durk-
heima katlmaktadr. Radcliffe-Brown, Andaman adalarnda yaayan kabileler ze-
rinde yapt almalarda Durkheimn, ayinlerin temel ilevinin toplumsal btn-
lemeyi glendirerek toplumun devamlln salamaya yardm etmek olduu
eklindeki grn snamaya almtr (Cuff vd., 1989: 40).
10
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
TALCOTT PARSONS VE YAPISAL LEVSELCLK
Parsons sosyolojinin kurucularnn farkl grlerini birletirerek btncl bir
sosyoloji teorisi gelitirmeye, zellikle Weberin bireycilii ile Durkheimn btn-
cln btnletirmeye almtr. Amerikan sosyolojisinde kendisinden nce
baskn olan bireyci anlaya karlk kendi yapsal ilevselci sistem kuram ere-
vesinde toplumu bir sistem olarak ele almtr. Parsonsn almalarnn genel ola-
rak; (a) toplumsal eyleme odaklanan almalar, (b) yapsal ilevselci yaklam
ve (c) modern sitsem kuram olmak zere evrede incelenebilecei ileri srl-
mektedir (Poloma, 1993:148). Bu nitede de Polomann yapt snflandrma ta-
kip edilerek Parsonsn almalar evre eklinde ele alnacaktr.
Parsonsn Birinci Evresi: Toplumsal Eylem
Parsons kariyerinin ilk dnemlerinde zellikle Durkheim, Marshall, Pareto ve We-
berden etkilenmi, Toplumsal Eylemin Yaps (1937) adl eserinde bu kuramclarn
dncelerini sentezleyerek tek bir kuramda btnletirmeye almtr (Poloma,
1993:148). Parsonsn eylem anlay, zellikle almalarnn ilk evresinde We-
berin tanmlad rasyonel toplumsal eylemle paralellik gstermektedir. Hatrlaya-
cak olursak Weber sosyolojiyi Toplumsal eylemin yn ve sonular hakknda ne-
densel bir aklamaya ulamak iin onu yorumlayarak anlamaya alan bir bilim.
olarak tanmlamtr ve bylece sosyolojinin konusu olarak toplumsal eylemi belir-
lemitir. Weber, ada toplumda eylemin rasyonel olma eiliminde olduunu ile-
ri srmektedir. Eylemin rasyonel olmas, en uygun aralarla sonuca ve amaca ula-
mak anlamna gelmektedir.
Parsonsa gre eylemler, yaayan organizmalar olan insanlarn davranlarn-
dan trerler. Yaayan organizmalar olarak insanlar kendi zihinleri iinde olduu
kadar d gereklikle de etkileime girerler. Bir davrann eylem haline gelmesi
iin; (a) davrann beklenen bir amaca ynelik olmas, (b) toplumun norm ve de-
erleri tarafndan dzenlenmi olmas, (c) enerji, aba ya da motivasyon yatrm
11
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
Talcott PARSONS (1902 - 1979)
Talcott Parsons, 1902 ylnda A.B.D.de (Colorado
Springs) entelektel ve eitimli bir ailede dnyaya
gelmitir. Parsons lisans eitimini tamamladktan
sonra Harvard niversitesinde ld yl olan
1979 ylna kadar ders vermitir. 50 yl akn sre
boyunca 150den fazla kitap ve makale yazm olan
Parsonsn en nemli eserleri Toplumsal Eylemin
Yaps (1937) ve Toplumsal Sistem (1951) olarak
gsterilebilir. Parsonsn 1950lerden 1960lara dek
Amerikan sosyolojisinin en nemli ve baskn fig-
r olduu kabul edilmektedir. levselcilie yapt
katklardan tr ilevselcilik sklkla Parsonsn
almasn ifade etmek iin kullanlmaktadr. Ken-
disinin lmnden sonra Parsonsn teorisi, Robert
Merton, Kingsley Davis, Neil Smelser, Harold Gar-
finkel gibi ok sayda rencisi tarafndan gelitirmeye allmtr (Ritzer, 2008:238-
9; Slattery, 1991: 240, Haralambos ve Holborn, 1995: 871).
Resim 1.1
iermesi ve (d) belirli bir durumda gereklemesi gerekir (Chaudry ve Venugopal,
2004:14-15). rnein derse girmek iin bisikletle okula giden bir renciyi d-
nelim. renci, derse girmek iin okula gitmeyi amalamaktadr, bu davran da
toplumdaki norm ve deerlere uygundur. Davran belirli bir durumda gerekle-
mektedir, renci bisiklet zerinde yoldadr. Bisikleti kullanmak ve amacna ula-
mak iin hem fiziksel olarak enerji sarf etmekte, hem de bisiklete binme becerisi-
ni kullanmaktadr.
Parsonsa gre sosyal sistemde eylemler rol temelinde rgtlenirler. Rol, ak-
trlerin dier aktrlerle etkileime girmesini gerektirir ve bireyin eylemi-
ni bir btn olarak eylem sistemi ile birletiren temel birimdir. Roln ilk
gesi, rol beklentisidir. Rol beklentisi, aktr ile dier aktrler arasndaki karlkl-
lk ilikisidir. Rollerin ve rol beklentilerinin davransal ve kltrel ynlerini moti-
vasyonel ynelim ve deer ynelimi belirler. Dier bir deyile toplumda her akt-
rn ikili bir kapasitesi vardr ve eylemleri de motivasyonlara veya deerlere yne-
liktir. Motivasyonel ynelimde aktr kendisi, egosu olarak dier aktrlerle kendi
amac dorultusunda etkileime girer ve eylemini d koullar ve kendi ihtiya ve
planlar dorultusunda gerekletirir. Bylece motivasyonel ynelimde aktr dier
aktrlerle kendi amac dorultusunda etkileime girer.
kinci ynelim olan deer yneliminde ise aktrn kendisi dierlerinin amala-
r asndan bir role sahiptir. Deer ynelimi deer standartlarna, estetie, etie ve
dnceye dayanr. Motivasyonlar eylemi kiilik sistemine balarken, deerler de
kltrel sisteme balar. Bu nedenle motivasyonel ynelim bireyin yalnzca drt-
lerini ya da psikolojik ynlerini ierirken deer ynelimi kltrel sistemi ierir
(Chaudry ve Venugopal, 2004:16-17). Ancak bireysel davrann psikolojik ve kl-
trel ynleri birbirleri ile ilikilidir ve birbirlerine baml olduu iin motivasyonel
ynelim ile deer ynelimi de birbirinden tamamen izole olmu deildir, birbirle-
riyle ilikilidir. Dier bir deyile bir aktrn eylemi hem aktrn kendi motivasyo-
nuna hem de deerlere ynelik olabilir.
Grld gibi genel olarak toplumsal yaplara odaklanan bir dnr olan
Parsons bireysel eylemle ilgilendii ilk dnem almalarnda bile asl olarak bu
eylemleri belirleyebilecek koullara, dier bir deyile bireylere yol gsteren top-
lumsal deer ve normlara odaklanmaktadr. Sosyolojinin toplumsal eyleme olduu
kadar toplumsal yapya da nem vermesi gerektiini dnen Parsons, bu dn-
cesini toplumsal eylem anlaynda ortaya koymakta ve belirli bir toplumsal eylem
biiminin ortaya kmas iin yapsal zellikler ve ballk (kolektif yarg) aracly-
la bir deerin olumas gerektiini ileri srmektedir (Poloma, 1993:149).
Parsonsn kinci Evresi: Yapsal levselcilik
Parsonsn almalarnn ikinci evresinde Weberin etkisinden ok Durkheim ve
Paretonun etkisinin grld ve eylemden ok yapnn tanmna daha fazla ar-
lk verildii sylenebilir. Parsons, almalarnn ikinci evresinde Durkheimn i-
levsel ve organizmac bak asndan etkilenerek toplumu belirli paralardan olu-
an canl bir organizma gibi grmekte, Paretonun sistem anlayndan etkilenerek
de toplumu bir btn olarak dengede grmektedir. Parsons, almalarnn ikinci
evresinde toplumsal eylemi yalnzca sosyal sitemlerin kurulmasnda ilev gren bir
ge olarak ele alm (Poloma, 1993: 150) ve daha ok Paretonun sosyal sistem an-
layn gelitirmekle ilgilenmitir.
12
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Aktr eylemde bulunurken
eylemin kendi ihtiyalarn
karlayp karlamamasna
bakarak tercihte
bulunuyorsa motivasyonel
ynelim, toplumun norm ve
deerlerini dnerek
tercihte bulunuyorsa deer
ynelimi sz konusudur.
Parsons ilk almalarnda
toplumsal eyleme
odaklanrken daha sonra
toplumlarn yapsna ve
ilevlerine odaklanmaya
balamtr.
Parsons ilk almalarnda toplumsal eyleme odaklanrken daha sonra toplumlarn yaps-
na ve ilevlerine odaklanmaya balamtr. 1947 ylnda yazd Sosyolojik Kuramn Ko-
numu adl yazsnda sosyolojide bir kuram olarak ilevselciliin nemini vurgulam,
1951de de ilevselci yaklam asndan son derece nemli bir eser olan Sosyal Sistem
adl kitabn yaymlam ve bu eserinde Paretonun sosyal sistem anlayn gelitirmeye
almtr.
Parsons sosyal sistemi, toplumsal eylemin rgtlendii yollardan biri olarak g-
rr, eylemlerin yaltlm olarak deil, belirli kmeler iinde gerekletiini ve bu
eylem kmelerinin de sistemleri oluturduunu ileri srer. Parsons drt eylem sis-
temi olduunu belirtir. Bunlar (a) davransal organizma, (b) kiilik sistemi,
(c) sosyal sistem ve (d) kltrel sistemdir. Sosyal sistem bir btnse toplum
tarafndan, ksmi ise aile, eitim, din kurumu gibi daha kk niteler tarafndan
temsil edilir (Poloma, 1993:151). Parsonsa gre sosyal sistemin temel birimi stat-
rol bileimidir. Stat, sosyal sistemdeki yapsal pozisyondur, rol de bu pozisyonda-
ki aktrn yaptklar, gsterdii davranlardr. Bununla birlikte stat ve rol bilee-
ni, aktrlerin deil, sosyal sistemin zelliidir ve sosyal sistemin yap talarndan
biridir. Sosyal sistem iindeki pozisyonu asndan aktr, dncelere ve eylemle-
re sahip birey olarak deil, stat ve rollerden meydana gelen bir btn eklinde g-
rlr (Ritzer, 2008: 243-244). Daha ak bir ifadeyle, birey, toplumsal sistemde
stat denilen bir yere/konuma sahiptir ve rol aracl ile uygun davranlarda bu-
lunarak sistem tarafndan bu statye ilikin olarak konan normlara uyar.
Parsonsa gre sosyal sistemlerin zellikleri unlardr:
(1) Sosyal sistemlerin dier sistemlerle uyumlu bir ekilde ileyebilecek ekil-
de yaplandrlmalar ve aktrlerinin ihtiyalarnn ounu karlamalar
gerekir.
(2) Sosyal sistemler varlklarn srdrebilmek iin (a) dier sistemlerden des-
tek grmeye, (b) dile ve (c) yelerinin yeterli derecede katlmda bulunma-
sna ihtiya duyarlar.
(3) Sosyal sistemler, potansiyel olarak bozuk olan davranlar zerinde en azn-
dan asgari dzeyde kontrol sahibi olmal, eer atma ok ykc hle ge-
lirse atmay kontrol altna almaldr (Ritzer, 2008: 244).
Sosyal sistem tek bana bir sistem midir, yoksa birlikte ileyen birden fazla sistemden mi
oluur? Toplumun mevcut yapsn dnerek yantlamaya alnz.
Parsonsa gre sosyal sistemler her zaman bir dengeye ve istikrara ulama ei-
limi tarlar. zellikle ok eitli rol ve normlarn olduu modern toplumda sosyal
sistemin btnlemesini salayan ve btnl koruyan dengedir. Denge kavra-
mn Paretodan dn alm olan Parsonsa gre, denge durumundaki bir top-
lum, atmann olmad, herkesin kendisinden, yani kendi rollerinden ne bek-
lendiini bildii ve bu beklentilerin srekli olarak karland bir toplumdur
(Cuff vd., 1989:46). Bu ekilde kusursuz bir denge durumuna ulamak pratikte ola-
nakl deildir, ama Parsonsa gre btn toplumlar srekli olarak bu denge duru-
muna ulamak iin aba gsterirler. Dier bir deyile denge durumu gerekte ula-
labilen bir durum olmasa da toplumlar denge durumuna erimeye alrlar. Pe-
ki, acaba toplumlar denge durumuna nasl, hangi arala ulamaya almaktadrlar?
Denge durumuna ulamak iin toplum, toplumsallama ve toplumsal kontrol s-
13
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
4
relerini ara olarak kullanr. Toplumsallama srecinde bireyler rolleri gerei ken-
dilerinden ne beklendiini renir ve bu beklentileri karlayacak ekilde toplum-
sallarlar. Bireylerin bu rol beklentilerine uymadklar durumlarda da toplumsal
kontrol mekanizmas devreye girer ve rol beklentilerine uymayan bireyleri ceza-
landrarak dzeni korumaya alr. Dier bir deyile toplum, dzenini koruyarak
denge durumuna ulamaya alr. Mkemmel denge durumundaki bir toplumda
toplumun norm ve deerleri bireyler tarafndan tam olarak iselletirilmi olacak-
tr, bu da bireylerin kiilikleri ile toplumsal yap arasnda zorunlu bir iliki olaca
anlamna gelir (Cuff vd., 1989:46).
Parsons, almalarnn bu evresinde toplumsal sistemi zmlemek iin bir
ara gelitirmitir. Bu ara, eylemi ya da toplumsal sistemdeki rolleri snflandrmak
iin kullanlan kalp deikenlerdir. imdi kalp deikenleri inceleyelim.
Kalp Deikenler
Parsonsn kalp deikenler emasn aklayabilmek.
Toplumsal deime asndan Tnnies toplumlar cemaat ve cemiyet eklinde,
Durkheim ise mekanik dayanmaya dayal kk homojen topluluklar ve uzman-
lam iblmnn olduu organik dayanmaya dayal kalabalk, heterojen top-
lumlar eklinde ayrmaktadr. Bu ayrmlar tarihsel deil, analitik ayrmlardr, yani
tarihin belirli dnemlerine karlk gelen zellikler olarak grlmemelidirler. Bu
toplum tipleri farkl deerlere sahiptir ve ayn toplumun farkl blmlerinde her
ikisi de grlebilir (Collins, 1988: 64). Parsons, klasik sosyolojide bulunan bu ikili
toplum tiplemesinden esinlenerek toplumlarn norm ve deerlerini snflandrmak
amacyla bir ema gelitirmitir. Kalp deikenler olarak adlandrlan ve iki tip
kalp deiken grubu ieren bu ema araclyla btn norm, deer, rol ve kurum-
lar snflandrlabilir ve toplumlarn btnleme ve denge dzeyleri llebilir. Da-
ha basit bir ekilde ifade edecek olursak, bireyler rollerini oynarken rol beklenti-
lerinin toplumda ne derece kurumsallam olduuna ve bu rollerin temelinde bu-
lunan norm ve deerleri ne derece iselletirdiine bal olarak motivasyonel y-
nelim ile deer ynelimi arasnda kalarak ikileme debilirler; bu durumda bir se-
im yapmalar gerekir. te kalp deikenler emas, bireylerin bu durumda see-
bilecekleri norm ve deerleri iki grup olarak gstermektedir (Chaudhry ve Venu-
gopal, 2004: 19). Dier bir deyile Parsons bu emayla iki teorik toplum tipi ara-
sndaki yapsal farkllamay be boyutta deerlendirerek toplumun yapsn belir-
leyen kalp deikenleri ortaya koymaya almtr. Bu bakmdan modern toplu-
mun yapsal zelliklerini tamayan kk topluluklarn temel deer sistemi A tipi
kalp deikenlerle nitelendirilir, bu tip kalp deikenler duygusal tatmin gibi d-
a vurumcu deer ve normlarn zelliidir. Dier taraftan endstrilemi ve brok-
ratiklemi modern toplumlarn temel deer sistemi ise amaca ulama, grevleri
yerine getirme gibi arasal deer ve normlarn zellii olan B tipi kalp deiken-
lerle nitelendirilir. Parsonsa gre toplumsal deime A tipi kalp deikenlerden B
tipi kalp deikenlere yneliktir (Cuff vd., 1989:50-51).
14
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
3
A M A
sistemin aada verilen almnda, toplumsal sistem iinde uyum ilevini ekono-
mi sisteminin yerine getirdiini grebilirsiniz.
(G) Amaca Ulama: Amaca ulama, sistemin evresiyle kurduu iliki saye-
sinde belirli hedeflere ve amalara ulamasn salayacak kaynaklarn harekete
geirilmesi ve bu amalar iinde ncelikli olanlarn belirlenmesi ilevidir. Benzer
eklide aada alm verilen toplumsal sistem iinde amaca ulama ilevini po-
litika alt sisteminin (veya sosyal topluluklarn) yerine getirdiini greceksiniz.
(I) Btnleme: Btnleme, sistemi oluturan paralarn egdm ve uyu-
mu ile ilgilidir. Daha ak bir ifadeyle btnleme sistemin kendisini oluturan b-
tn paralarnn etkin bir ekilde ileyebilecek ekilde bir arada tutulmas ve par-
alar arasndaki karlkl ilikilerin dzenlenmesi ilevidir. Ayn zamanda uyum,
amaca ulama ve gizil kalp koruma arasndaki ilikinin ynetilmesi ile de ilgilidir.
Aada alm verilen toplumsal sistem iinde btnleme ilevini de toplumsal
komnitelerin yerine getirdiini grebilirsiniz.
(L) Gizil kalp koruma: Gizil kalp koruma, belirli bir dzene ve norma gre
sistem ierisindeki eylemin devamllnn ve dzenliliinin salanmas ilevidir.
Aada alm verilen toplumsal sistem iinde bu ilevi gvenlik sisteminin yeri-
ne getirdiini grebilirsiniz.
Bu ilevsel zorunluluklar; (1) sistemin kendi gereksinimleri ile mi yoksa ev-
reyle olan ilikisindeki gereksinimleriyle mi ilgili olduklarna gre isel-dsal
olarak ve (2) bir amaca ulamakla m yoksa bu amaca ulamak iin gerekli olan
aralarla m ilgili olduklarna gre amasal-arasal olarak ayrlrlar. Uyum ve
amaca ulama, sistem dndaki durum ve taleplerle ilgiliyken gizil kalp koruma
ve btnleme sosyal deerleri korumak ve duygusal geliimi kontrol etmekle, ya-
ni sistem iindeki durumlarla ilgilidirler (Cuff vd., 1989:41).
AGIL adyla da anlan bu drt ilevsel zorunluluk, biyolojik, toplumsal veya psi-
kolojik, btn sistemlerde grlr. Parsonsn sosyal sistemi, toplumsal eylemin r-
gtlendii yollardan biri olarak grdn ve dier sistemlerin de davransal or-
ganizma, kiilik sistemi ve kltrel sistem olduunu belirtmitik. Parsonsa gre
bu drt eylem sisteminin her biri yukarda AGIL eklinde belirtilen ilevsel zorun-
luluklardan birini stlenmitir (Ritzer, 2008: 241). imdi bu eylem sistemlerinin
hangi ilevsel zorunluluklar yerine getirdiklerini inceleyelim.
18
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Uyum (adaptasyon),
sistemin kendi evresini
kullanarak ihtiyalarn
karlayabilmesi ve bu
kaynaklarn sistem iinde
datlmas ile ilgilidir.
Amaca ulama, sistemin
belirli amalara ulamas ve
bu amalardan hangilerinin
ncelikli olaca ile ilgilidir.
Btnleme, sistemin bir
btn olarak ilevini yerine
getirebilmesi iin sistemin
paralarnn birbirleriyle
uyumu ile ilgilidir.
Gizil kalp koruma, belirli bir
dzene ya da norma gre
sistem iindeki eylemin
devamllnn ve
dzenliliinin salanmas
ile ilgilidir.
Uyum
Gizil Kalp
Koruma
Amaca
Ulama
Btnleme
Aralar Amalar
A
L
G
I
Dsal
sel
ekil 1.2
levsel
Zorunluluklar
(AGIL emas)
Davransal
Organizma
Kltrel
Sistem
Kiilik
Sistemi
Sosyal
Sistem
A
L
G
I
ekil 1.3
Genel Eylem
Sisteminin Temel
Yaps
Davransal organik sistem: Davransal organik sistem uyum ilevini stle-
nir, d dnyaya uyum salar ve d dnyay kendi ihtiyalar dorultusunda d-
ntrr. Her ne kadar Parsons davransal organizmay drt eylem sisteminden
biri olarak tanmlam olsa da bu sistem zerinde ok fazla durmaz. Bu sistem, di-
er sistemler iin gerekli olan enerji kaynan salad iin gereklidir ve genetik
oluuma dayal olsa da bireyin yaam boyunca devam eden koullanma ve ren-
me srelerinden etkilenir. Parsons nceleri davransal organizma olarak adlan-
drd bu sisteme daha sonra davransal organik sistem adn vermitir (Ritzer,
2008: 241,248).
Kiilik sistemi: Kiilik sistemi, sistemin amalarn tanmlayarak ve bu amala-
ra ulamak iin kaynaklar harekete geirerek amaca ulama ilevini yerine getirir.
Kiilik sistemi, hem kltrel sistem hem de sosyal sistem tarafndan kontrol edilen
bir sistemdir ancak yine de ksmen bamsz olduu bir alana sahiptir. Parsons, ki-
iliin temel ieriinin sosyal sistemden ve toplumsallama yoluyla kltrden olu-
tuunu, buna ramen kiiliin kendi organizmas ile kurduu iliki ve kendi yaam
deneyiminin zgnl nedeniyle bamsz bir sistem haline geldiini savunur
(Parsons 1970:82). Parsonsa gre kiilii oluturan temel bileen ihtiya eilimle-
ridir. Bunlar bireyleri eylemde bulunmak zere motive eden en nemli gelerdir.
Parsons ihtiya eilimlerinin gdlerden farkl olduunu vurgular, gdler doal
eilimlerdir ve daha ok biyolojik organizmann paras olarak kabul edilmektedir-
ler. htiya eilimleri ise ayn eilimlerin doal olarak deil, eylem srecinde edi-
nilmi biimlerdir. Baka bir deyile bu eilimler, sosyal evre tarafndan ekillen-
dirilmi olan gdler olarak tanmlanabilirler.
Buradan da anlalaca gibi Parsonsn kuramnda aktrler, gdler ve klt-
rn bir birleimi tarafndan oluturulan ihtiya eilimleriyle ekillendirilen pasif
bir imaja sahiptirler. Parsonsn bireyi pasif konumda brakmas ve kiilii tanm-
larken ihtiya eilimlerine odaklanmas eitli alardan eletirilmi, zellikle psi-
koloji disiplininden kiilii zayf ve yetersiz bir ekilde tanmlad, bu ekilde ta-
nmlanan bir kiiliin ilev gremeyecei eklinde nemli eletiriler almtr (Rit-
zer, 2008:247-8).
Kltrel sistem: Kltrel sistem, aktrleri eylemde bulunmak iin motive ede-
cek normlar ve deerleri salayarak gizil kalp koruma ilevini stlenir. Kltrn
toplumsal dnyann, dier bir deyile eylem sisteminin eitli gelerini balayan
temel g olduunu ileri sren Parsons, dier sistemleri olduu gibi kltrel siste-
mi de dier eylem sistemleriyle olan ilikisi zerinden aklar. Dolaysyla kltr,
aktrlerin yneldikleri, kiilik sistemi iinde iselletirilen dzenli bir semboller
sistemi ve sosyal sistemdeki kurumsallam kalplardr (Ritzer, 2008: 246). Sosyal
sistem iinde norm ve deerlerin iinde yer alan, kiilik sisteminde ise aktr tara-
fndan iselletirilen kltr, bylece aktrler arasndaki etkileime araclk ederken
kiilik sistemi ile sosyal sistemi btnletirir. Kltr bu adan ksmen de olsa di-
er sistemlerin bir paras, bir bileeni olma zelliine sahiptir. Bununla birlikte
kltrel sistem sadece dier sistemlerin bir paras olmaktan ibaret deildir, bilgi,
sembol ve dncelerin toplumsal olarak biriktii yer olarak kendi ayr mevcudi-
yetini srdrr. Kltr bir sosyal sistemden dierine yaylma yoluyla, bir kiilik sis-
teminden dierine de renme ve toplumsallama yoluyla aktarlabilir, bu sembo-
lik zellii, dier eylem sistemlerini kontrol etmesini salar (Ritzer, 2008: 246).
Sosyal sistem: Sosyal sistem kendisini oluturan paralarn btnletirilmesi i-
levini stlenir. Parsonsa gre bir sosyal sistem, eitli bireylerin en azndan fiziksel
ya da evresel anlamda birbirleriyle etkileimde bulunduklar bir oulluk durumu-
19
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
Kltrel sistem,
inanlardan, deerlerden ve
iletiimin sembolik
araclarndan meydana
gelir.
dur. Parsonsa gre sosyal sistemlerin temel zellii olduu sylenebilir. Sosyal
sistemler: (1) ki ya da daha fazla aktrn etkileimini ierir ve sistemin oda, etki-
leim srecinin kendisidir. (2) Sz konusu etkileim belirli bir durumda meydana
gelir. (3) Sosyal sistemler iinde kolektif bir ama ynelimi ya da ortak deerler ve
beklentiler hakknda bir uzlama vardr (Chaudhry ve Venugopal, 2004 15-16).
Sosyal Sistemin Bir rnei Olarak Toplum
Yukarda belirtildii gibi Parsons sosyal sistemi daha genel bir sistem olan eylem
sisteminin bir paras olarak ele almaktadr. Bu zmlemede sosyal sistem kav-
ram btn kolektiviteleri kapsayan bir kavram niteliinde kullanlmtr. eitli
sosyal sistemler arasnda zellikle nemli olan toplum, dier sosyal sistemleri ie-
ren, kendi bireysel ve kolektif ihtiyalarn karlayabilen yelerden oluan, ken-
di kendine yeterli bir sistemdir. Okullar, aileler, ticari kurumlar gibi eitli toplum-
sal sistemler, toplumun alt sistemleridir. Parsons, genel olarak sosyal sistemlerin
yapsnda grdmz AGIL emasn bir sosyal sistem olan topluma da uygular.
Buna gre toplum, yerine getirdikleri ilevler asndan drt yapdan/alt sistem-
den olumaktadr.
(A) Ekonomi, emek, retim ve tahsis-datm yoluyla evreye uyum (adaptas-
yon) salama ve evreyi dntrme ilevini stlenen yap ya da alt sistemdir. (G)
Politika ya da politik sistem olarak adlandrlan alt sistem, toplumsal amalar takip
ederek ve aktrleri bu amalara ulamalar iin harekete geirerek amaca ulama
ilevini yerine getirirken (I) Toplumsal komnite(ler) (veya sosyal toplulaklar)
ise btnleme ilevini stelenir ve toplumun eitli paralarn koordine eder (Rit-
zer, 2008:245). Toplumsal komniteler kolektif bir kimlik ve aidiyet duygusunun
gelimesini salarlar. atma ve sosyal blnmeyi engelleyerek btnlemenin
olumasn salarlar. rnein, din davran kalplarn, medya iletiimi, kanunlar,
mahkemeler, polis ve hapishaneler de sosyal kontrol salarlar. zetle btnleme
ilevini yerine getiren toplumsal komniteler arasnda toplum yelerinin uymak zo-
runda olduu kurallar salayan kanunlar ve normlar yer almaktadr. (L) Gvenlik
sistemi, toplumsallama srecinde toplumsal norm ve deerleri (kltr) aktrlere
aktararak ve bu norm ve deerlerin aktrler tarafndan iselletirilmesini salayarak
gizil kalp koruma ilevini stlenir. zetle, gizil kalp koruma (L) ilevini yerine ge-
tiren gvenlik sistemi altnda temel kltrel kalplar reten ve toplumsallama s-
recinde bunlar bireylere aktaran kurumlar yer almaktadr.
Hem gizil kalp koruma (L) hem de btnleme (I) sistemin iindedir, sadece
toplum iindeki i ilikilere giren alt sistemlerdir. Adaptasyon (A) ve amaca ula-
ma (G) ise dsaldr. Adaptasyon ilevini yerine getiren ekonomi aratr, nk
ekonomi sistemi d dnyayla iliki kurar, d dnyadan ald girdileri sistemin fi-
ziksel ihtiyalarn karlayacak ekilde ekonomik olarak dntrerek hizmete su-
20
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Parsonsn kuramna gre
her alt sistem, sistem olarak
snflandrlabilmek iin drt
ilevsel zorunlulua sahip
olmak zorundadr.
Ekonomi
Gvenlik
Sistemi
Toplumsal
Komnite
A
L
G
I
Politika
Amalar Aralar
sel
Dsal
ekil 1.4
AGIL emasnn
Toplumun Alt
Sistemlerine
Uygulan
Sistemin d snrlar uyum
ve amaca ulama ilevleri
araclyla korunur, ieride
salanmas gereken ilevler
ise btnleme ve gizil kalp
korumayla salanr.
Toplumsal komnite (social
community) Trkeye sosyal
topluluk olarak da
evrilmektedir.
nar, bylece evresini dntrm ve kendi ihtiyalarna uyarlam olur. Amaca
ulama ilevini karlayan politika ise hemamatr hem de sadece toplumun iin-
de iliki kurmad, hem fiziksel dnyayla hem de dier sistemlerle d ilikiler kur-
duu iin dsaldr.
eitli toplumsal kurumlarn yerine getirdii ilevsel zorunluluklardan bazlar ama, ba-
zlar ara olarak tanmlanmaktadr. Buna rnek vererek aklamaya alnz.
AGIL emas genel olarak sistemler iin yaratlm bir ema olduu iin toplu-
ma uyguland gibi, toplumun alt sistemlerine de uygulanabilir. rnein yukar-
daki emalarda grld gibi ekonomi sistemi ya da politika sistemi de kendi alt
sistemlerine sahip sistemlerdir ve bu sayede bu sistemler de AGIL emasna otur-
tulabilirler. Ekonomi ve politika sistemlerinin kendi alt sistemleri de kendi alt sis-
temlerine blnebilirler, ilkesel olarak bu alt sistemler sonsuz sayda olabilir (Col-
lins, 1988:60). rnein politika sistemi iindeki yasama ilevini ele alalm, yasama
kurumlarnn kendilerinin de ilevsel zorunluluklar yerine getiren alt sistemlerini
saptayarak AGIL emasna oturtmak mmkndr.
Durkheim gibi toplumu ahlaki bir birlik olarak gren Parsonsa gre bu alt sis-
temlerin toplumda hangi biimde ortaya kaca, o toplumun deer sistemine
baldr. Toplumsal kurumlar gibi btn alt sistemler de rollerden meydana gelir,
rnein ii, i veren, yatrmc, ynetici gibi roller ekonomi alt sistemini kar, ko-
ca, ocuk gibi roller aile alt sistemini meydana getirir. Bu rollerin nasl oynanaca-
, hangi durumlarda hangi davranlarn uygun olduunu belirten kurallara, yani
normlara baldr. Bu nedenle bir toplumun normlar ve bu normlarn dayand
deerler sistemi, alt sistemleri oluturan rollerin ieriini belirleyerek alt sistemle-
rin o toplumda nasl bir yapya sahip olacan da belirlemi olur. rnein baz
toplumlarda ocuklarn reit olduktan sonra ailelerinden ayrldklarn, baz top-
lumlarda ise ocuklarn kendi ailelerini kurana kadar ebeveynleriyle birlikte yaa-
dklarn grebiliriz. Bu durum bu toplumlarn deer sistemlerinin ve normlarnn,
buna bal olarak da ocuk ve ebeveynlerin rollerinin birbirinden farkl olmasn-
dan kaynaklanr. Sonuta farkl toplumlarda ebeveyn ve ocuk rollerinden oluan
aile alt sistemi birbirinden ok farkl ekillerde ortaya kar, dier bir deyile aile
yaplar farkllk gsterir.
21
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
5
ekil 1.5
Yatrm
retim
kaynaklarnn
taahhd
Organizasyon
A
L
G
I
retim ve
pazarlama
Amalar Aralar
sel
Dsal
dare
Anayasa ve
hukuk
Yasama
A
L
G
I
cra
Amalar Aralar
sel
Dsal
Ekonomi Politika
AGIL emasnn
toplumsal sistemin
alt sistemlerine
uygulan.
Kaynak: Collins,
1988: 59.
Parsons toplum gelitike ailenin de gelitiini, modern endstriyel topluma uygun bir e-
kilde ekirdek ailenin ortaya ktn belirtmektedir. Parsonsa gre ailenin iki temel in-
dirgenemez ilevi vardr. Bunlar ocuklarn temel toplumsallatrlmas ve yetikin kiilik-
lerinin istikrarnn salanmasdr. Yetikin kiiliklerin istikrarnn salanmas, bireylerin
modern yaamn yaratt gerilim ve stresten ailenin salad rahat ve scak ortamla kur-
tulmas ve bu zorluklarla ba etmeye devam edebilmesidir.
Toplumsal Deime
Parsonsa gre toplumsal deimenin nasl gerekletiini
zetleyebilmek.
Parsonsa gre toplumsal deime temel olarak toplumdaki bireylerin iselletir-
dikleri norm ve deerlerin deimesidir. Ancak Parsons, pasif birey anlay nede-
niyle bu deiimde de yapnn nemini vurgulamaktadr.
Genel olarak Parsonsn aktrleri toplumsallama srecinde pasif alclar olarak
grd kabul edilmektedir (Ritzer, 2008:244). ocuklar toplumsallama srecinde
sadece nasl davranmalar gerektiini deil, ayn zamanda toplumun norm ve de-
erlerini, yani genel ahlakn da renmektedirler. Aslnda, aktrler deerlere ve
iinde bulunduklar toplumsal ortamn koullarna gre seim yaparak eylemde bu-
lunduklar iin tamamen pasif deildirler. Ancak toplumsallama muhafazakr bir
sretir, nk sosyal sistem bir yandan ihtiya eilimlerini ekillendirir, dier yan-
dan bu ihtiyalarn karlanabilecei aralar da yaratcla fazla yer brakmadan
kendisi salar, bylece ocuklar sistemin iinde ve mevcut haline bal kalrlar (Rit-
zer, 2008:244). ocuklukta toplumsallama srecinde renilen ve iselletirilen
norm ve deerler ok geneldir ve ocuklar yetikinliklerinde karlaacaklar belir-
li durumlara hazrlayamazlar. Parsons buna dayanarak toplumsallama srecinin
daha zgn deneyimlerle yaam boyu srmesi gerektiini ileri srmektedir. Ancak
toplumsallamann ileriki aamalarnda bireyler farkl norm ve deerlere ihtiya
duysalar bile ocuklukta renilen norm ve deerlerin sabit kalacan, byk l-
de yaam boyunca mevcudiyetlerini koruyacaklarn dnmektedir.
Parsons, genel olarak sistem iindeki aktrden ok bir btn olarak sistemle ilgilenir, ak-
trlerin sistemi nasl yaratt ve koruduuna deil, sistemin aktr nasl kontrol ettiine
odaklanr.
Toplumsallama sreci yaam boyu devam edecek olsa da sosyal sistem iinde
byk bir bireysel farkllk ve eitlilik vardr. Ancak Parsons nedenden tr
bu bireysel farkllklarn sisteme ve dzene ynelik bir tehdit olduunu dnmez.
lk olarak, (i) mutabakat salayacak, aktrleri uygun davranmaya sevk edecek e-
itli toplumsal kontrol mekanizmalar vardr ve bu mekanizmalar kullanlarak bi-
reylerin davranlar kontrol edilebilir. Bununla birlikte Parsonsa gre toplumsal
kontrol mekanizmalarnn idareli kullanld sistemler daha iyi ileyen sistemler-
dir. Bu dncenin altnda da Parsonsn toplumsal dzenin temeli olarak bireyle-
ri belirli davranlara zorlamann deil, bireylerin toplumun deer ve normlarn i-
selletirmeleri ve bunlara uygun davranlarda bulunmalarn grmesi yatmaktadr.
kinci neden, (ii) sistemlerin belirli lde farklla ve sapmaya hogr gstere-
bilmeleri gerekir, nk esnek sistemler hibir sapmay ya da farkll kabul etme-
22
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
5
A M A
A M A
2
A M A
3
A M A
26
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
leri norm ve deerlerden oluan ve toplum tipini
belirlemeye yarayan bir emadr. Modern toplu-
mun yapsal zelliklerini tamayan kk toplu-
luklarn temel deer sistemi A tipi kalp deiken-
lerle, endstrilemi ve brokratiklemi modern
toplumlarn temel deer sistemi ise B tipi kalp
deikenlerle nitelendirilir ve toplumsal deime
A tipi kalp deikenlerden B tipi kalp deiken-
lere doru gerekleir. A tipi kalp deikenler ni-
telik, yaygnlk, zgllk, duygusallk ve kolektif
ynelimdir. B tipi kalp deikenler ise perfor-
mans, belirlilik, evrensellik, duygusal yanszlk ve
bireysel ynelimdir. Parsonsa gre bu kalp de-
ikenler bir toplumdaki rol beklentilerinin ne ol-
duunu ve yelerin ounun rollerini hangi yne
doru setiklerini gstererek bir btn olarak sos-
yal sistemin doas hakknda bilgi salar.
Parsonsa gre ilevsel zorunluluklarn neler ol-
duunu aklayabilmek.
Parsonsa gre her canl sistemin yaayabilmesi,
hayatta kalabilmesi iin karlanmas gereken
drt ilevsel zorunluluk vardr. Bunlar; (A) uyum
(adaptasyon), (G) amaca ulama, (I) btnle-
me, ve (L) gizil kalp koruma eklinde sralanr.
Uyum (adaptasyon), sistemin evresi ile olan ili-
kilerinin dzenlenmesi, sistemin kendi evresini
kullanarak ihtiyalarn karlayabilmesi ve bu
kaynaklarn sistem iinde datlmas ilevidir.
Amaca ulama, sistemin evresiyle kurduu ili-
ki sayesinde belirli hedeflere ve amalara ula-
masn salayacak kaynaklarn harekete geiril-
mesi ve bu amalar iinde ncelikli olanlarn be-
lirlenmesi ilevidir. Btnleme, sistemin kendi-
sini oluturan btn paralarnn etkin bir ekil-
de ileyebilecek ekilde bir arada tutulmas ve
paralar arasndaki karlkl ilikilerin dzenlen-
mesi ilevidir. Gizil kalp koruma ise belirli bir
dzene ve norma gre sistem ierisindeki eyle-
min devamllnn ve dzenliliinin salanmas
ilevidir. Bu ilevsel zorunluluklar sistemin ken-
di gereksinimleri ile ilgili ise isel, evreyle olan
ilikisindeki gereksinimleriyle ilgiliyse dsal ola-
rak adlandrlrlar. Ayrca bir amaca ulamakla il-
giliyse amasal, bu amaca ulamak iin gerekli
olan aralarla ilgiliyse arasal olarak adlandrlr-
lar. AGIL adyla da anlan bu drt ilevsel zorun-
luluk, biyolojik, toplumsal veya psikolojik, b-
tn sistemlerde grlr.
Parsonsa gre toplumsal deimenin nasl ger-
ekletiini zetleyebilmek.
Parsonsa gre sosyal sistemlerde yeni bir den-
genin kurulmasn gerektiren, dier bir deyile
toplumsal deimeye neden olan temel faktrler;
(i) g, farkl toplumsal gruplarla yaplan evlilik-
ler, doum ve lmler ya da retimin artmas gi-
bi nedenlerle demografik yapnn deimesi, (ii)
fiziksel kaynaklarn tkenmesi gibi fiziki evrede
yaanan deiimler, (iii) bilimsel ve teknolojik
gelimeler ve (iv) yeni ideolojiler nedeniyle kl-
trel rntnn deimesidir (Chaudhry ve Ve-
nugopal, 2004: 36). Parsonsa gre toplumsal de-
ime, aktrlerin iselletirecei deerlerin de-
imesidir. Bu deime, evrimsel ya da devrim-
sel ekilde gerekleebilir. Evrimsel deime ya-
va ve srekli bir deimedir ve kltrel deerle-
rin rasyonelletirme ve gelenekselletirme sre-
lerinden geerek deer ve inanlar deitirmele-
riyle gerekleir. Devrimsel deime sistemin
dengesindeki ani bir deiim gibi devrimsel ha-
reketlerle gerekleir.
4
A M A
5
A M A
27
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
1. levselcilik ile ilgili olarak aadaki ifadelerden
hangisi dorudur?
a. Klasik sosyolojideki Pozitivist gelenee bir ele-
tiri olarak domutur.
b. nsan eyleminin toplumsal yaplardan etkilen-
meden zgr irade dorultusunda gerekletii-
ni savunur.
c. 1970 sonrasnda sosyolojideki en baskn yakla-
m haline gelmitir.
d. Toplumu bir konsenss olarak grr.
e. atma kavramna yaklam asndan Mark-
sizme benzer.
2. Aadakilerden hangisi ilevselciliin temel kav-
ramlarndan biri deildir?
a. Denge
b. Sistem
c. lev
d. Konsenss
e. atma
3. Aadakilerden hangisi ilevselci analizin varsaym-
larndan biri deildir?
a. Toplum; bir araya geldiklerinde bir btn meydana
getiren, birbiriyle ilikili bir dizi paradan oluur.
b. Toplumun paralar toplumun btnlemesine
ve istikrarna katkda bulunurlar.
c. Toplumun her paras sistem iin yerine getirdi-
i ilev asndan incelenmelidir.
d. Btn sistemler gibi toplumlar da ibirlii ve d-
zen sayesinde varlklarn srdrrler.
e. Sistemlerin paralar uyum iindedir, eer par-
alardan biri uyumu bozarak dierleriyle atr-
sa dier paralarn etkilenmemesi iin atan
para sistem dna atlr.
4. Nedensel ve ilevsel analiz arasnda ak bir ayrm
yaparak her toplumsal olgunun sahip olduu ilevin
ayr ayr incelenmesi gerektiini savunan ilk sosyolog
aadakilerden hangisidir?
a. Parsons
b. Malinowski
c. Durkheim
d. Spencer
e. Radcliffe-Brown
5. Aadakilerden hangisi Parsonsn belirledii ilev-
sel zorunluluklardan biri deildir?
a. Uyum
b. Amaca ulama
c. Btnleme
d. Dalma
e. Gizil kalp koruma
6. Aadaki seeneklerden hangisinde ilevsel zorun-
luluk ile bu ilevi yerine getiren eylem sistemi doru
bir ekilde eletirilmitir?
a. Btnleme- Kltrel sistem
b. Uyum- Sosyal sistem
c. Amaca ulama- Sosyal sistem
d. Dalma- Davransal organizma
e. Gizil kalp koruma- Kltrel sistem
7. Aadakilerden hangisi Parsonsa gre B tipi kalp
deikenlerden biridir?
a. Nitelik
b. Yaygnlk
c. Evrensellik
d. Duygusallk
e. Kolektif ynelim
8. Parsonsa gre sosyal sistemlerin istikrarn ve top-
lumsal dzeni salayan ncelikli faktr aadakiler-
den hangisidir?
a. Toplumsal kontrol mekanizmalar
b. levsel zorunluluklara uyulmasnn salanmas
c. Bireylerin toplumsal norm ve deerleri iselle-
tirmeleri
d. Bireylerin kendi kiisel ihtiyalarn karlama
gdleri
e. Toplumsal deerlerin rasyonellemesi ve gele-
neklemesi
9. Bir toplumsal olgu ya da eylemin, sonular itibary-
la toplumsal istikrar ve btnln korunmasna yapt-
katk asndan deerlendirilmesine ne ad verilir?
a. Sistem analizi
b. Sistemsel aklama
c. Denge
d. levsel zorunluluklar
e. levsel aklama
10. Genel Sistem Teorisine gre sistemlerle ilgili olarak
aadakilerden hangisi dorudur?
a. Sistemlerin paralar canszdr.
b. Sistemlerin paralarnn nitelii ne olursa olsun
bu paralar arasndaki iliki soyut bir ilikidir.
c. Sistemlerin paralar her zaman birbirine bal
olmak zorunda deildir.
d. Sistemlerin paralar arasnda fiziksel bir iliki
sz konusu olabilir.
e. Paralar sadece kendi evreleriyle ilikiye giren
sistemler ak sistemlerdir.
Kendimizi Snayalm
28
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. d Yantnz yanl ise, levselci (Fonksiyonalist)
Yaklam konusunu yeniden gzden geiriniz.
2. e Yantnz yanlsa levselci (Fonksiyonalist)
Yaklam konusunu yeniden gzden geiriniz.
3. e Yantnz yanl ise, Yapsal levselci
Yaklamn Genel zellikleri konusunu
yeniden gzden geiriniz.
4. c Yantnz yanl ise, Durkheim konusunu
yeniden gzden geiriniz.
5. d Yantnz yanl ise, Parsonsn Sistem Anlay
konusunu yeniden gzden geiriniz.
6. e Yantnz yanl ise, levsel Zorunluluklar ve
Sistemlerin levleri konusunu yeniden gzden
geiriniz.
7. c Yantnz yanl ise, Kalp Deikenler
konusunu yeniden gzden geiriniz.
8. c Yantnz yanl ise, Toplumsal Deime
konusunu yeniden gzden geiriniz.
9. e Yantnz yanl ise, levselciliin Genel
zellikleri konusunu yeniden gzden
geiriniz.
10. d Yantnz yanl ise, Genel Sistem Teorisi ve
Sistem Kavram konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Sra Sizde Yant Anahtar
Sra Sizde 1
Bir rnek vermek gerekirse, modern toplumda aile, ei-
tim ve ekonomi kurumlar arasndaki ilikiyi dne-
lim. Aile, toplumun yeni bireylerinin retilmesinden,
baka bir adan bakldnda ekonominin ihtiya duy-
duu igcnn retilmesinden sorumludur. Aile tara-
fndan retilen bireylerin i gcnn istedii zelliklere
sahip olmalarn salayan da eitim kurumudur. Ancak
bu kurumlar arasndaki bu iliki btn toplumlarda,
mevcut deildir. rnein gnmz toplumlarndaki gi-
bi ok sayda meslein olmad geleneksel toplumlar-
da bireyler evlerinde ve aileleri ile birlikte retim yap-
tklar iin eitim ailenin ilevlerinden biridir. Bu ne-
denle geleneksel toplumlarda ekonomi ve eitim ku-
rumlar arasndaki ilikinin gnmzde olduundan da-
ha zayf ve dzensiz olduu sylenebilir.
Sra Sizde 2
levselcilik, bireylerle ve bireylerin belirli davranlara
atfettikleri anlam ve yorumlarla fazla ilgilenmez, nk
toplumu karlkl ilevler erevesinde birbirine ba-
ml toplumsal yaplar olarak grr. Bu yaklama g-
re bireyler de toplumda nceden belirlenmi ve yap-
lam davran kalplarn sosyalleme srecinde re-
nerek hareket eder, toplumsallama srecinde toplu-
mun genel norm ve deerlerini byk lde iselle-
tirmi olduklar iin toplumsal beklentiler erevesinde
davranmann doru olduuna inanrlar. Bu nedenle bi-
reylerin bak as, davran seenekleri, potansiyelleri
toplumun deerleriyle snrlanr.
Sra Sizde 3
levselcilie gre toplumun btn paralarnn belirli
ihtiyalar ve ilevleri vardr ve bu paralar karlkl
olarak birbirlerine bamldrlar. rnein i kurumu
toplumda refah yaratma amacn tar ve bu amaca y-
nelik olarak insanlarn (igcnn) belirli bir eitim al-
masna ihtiya duyar. htiya duyulan ynde eitilmi
bir igc olmazsa i kurumu dzgn ileyemez, ile-
vini yerine getiremez. Bir rnek vermek gerekirse g-
nmzde Trkiyede bir yandan birok i iin gerekli
vasflara sahip eleman bulunamamakta, dier yandan
ok sayda vasfsz insan isizlik sorunuyla kar kar-
ya kalmaktadr.
Sra Sizde 4
Sosyal sistemin tek bana bir sistem olmaktan ok, bir-
likte ileyen bir dizi sistemden olutuu ileri srlmek-
tedir. Devletler aras jeopolitik sistemler ve alar, kre-
sel kapitalizmin ekonomik sistemi, her devletin iinde
kendi siyasi, kltrel ve rgtsel sistemleri gibi eitli
sistemler ayn anda ilemektedir. Mikro dzeyde her
sistem kendi iinde iler, makro dzeyde ise eitli sis-
temler birbirleriyle etkileim iine girerler. Sistem, ana-
litik bir aygttr, yani dnyadaki btn muhtemel sis-
temleri grebilmemizi, fark edebilmemizi salayan bir
varlklar ve balantlar btndr (Collins, 1988: 46).
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
29
1. ni t e - l evsel ci l i k-I : Tal cot Par sons
Sra Sizde 5
rnein toplumun normlarna uyulmas amatr, nk
toplumun dzeni ve devamll bu sayede gereklee-
cektir. Bunun salanmas iin de bu normlarn neler ol-
duunun bireylere retilmesi gerekmektedir, bu norm-
larn bireylere retilmesi aratr. Gizil kalp korum,a
(L) hcresinde bulunan aile, eitim gibi kurumlar top-
lumsallamay saladklar, yani bireylerin toplumun
norm ve deerlerini renip iselletirmelerini sala-
dklar iin aratrlar. Btnleme, (I) hcresinde bulu-
nan hukuk ise yaptrmlar kullanarak bireylerin toplu-
mun normlarna uymalarn salamaktadr. Bu nedenle
amatr.
Chaudhry, M. ve C.N. Venugopal (2004). Parsons and
Merton. inde: S.C. Dube (editr) Sociological
Thought. Block 7.Indira Gandhi National Open
University School of Social Sciences
(http://www.ignou.ac.in/edusat/BDP/ESO13/pdf/E
SOB7U27.pdf;http://www.ignou.ac.in/edusat/BDP/
ESO13/pdf/ESOB7U28.pdf. 15.01.2010).
Collins, Randall (1988). Theoretical Sociology.
Harcourt Brace Jovanovich Publishers.
Cuff, E.C.; Payne G.C.E; Francis, D.W.; Hustler, D.E. ve
Sharrock, W.W. (1989). Perspectives in Sociology.
Londra: Unwin Hyman. kinci Bask.
Haralambos, Michael ve Martin Holborn. (1995).
Sociology: Themes and Perspectives. London:
Collins Educational. Drdnc Bask.
Jary, David ve Jary, Julia (1991). Collins Dictionary of
Sociology. Glasgow: Harper Collins.
Marshall, Gordon. (1999). Sosyoloji Szl, Ankara:
Bilim ve Sanat Yaynlar.
Parsons, T. (1970). Social STructure and Personality,
New York: Free Press.
Parsons, T. (1971). The System of Modern Societies,
Englewood Cliffs, N.J.: Prentice-Hall.
Poloma, Margaret. (1993). ada Sosyoloji
Kuramlar. eviren: Hayriye Erba. Ankara:
Gndoan Yaynlar.
Ritzer, George. (2008). Sociological Theory. Boston:
McGraw-Hill.
Swingewood, Alan (1998). Sosyolojik Dncenin
Ksa Tarihi. eviren: Osman Aknhay. Ankara:
Bilim ve Sanat Yaynlar.
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Robert Mertonun ilevselcilie yapt katklar zetleyebilecek,
Ak ilev ve gizil ilev kavramlarn aklayabilecek,
Robert Mertonun anomi kavramn ele aln deerlendirebilecek,
Kingsley davis, Wilbert Moore, Kai T. Erikson ve Neil Smelserin ilevselcilie kat-
klarn deerlendirebilecek,
Niklas Luhmann ve Jeffrey C. Alexandern yeni ilevselcilie katklarn
deerlendirebilecek,
levselcilie getirilen balca eletirileri zetleyebileceksiniz.
indekiler
Robert Merton
Ak lev
Gizil lev
Net Denge
K. Davis ve W. Moore
Niklas Luhmann
Kai T. Erikson
Neil Smelser
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
ROBERT MERTONIN
LEVSELCLE KATKILARI
LEVSELCLE KATKIDA
BULUNAN DER DNRLER
YEN LEVSELCLK
(NEOFONKSYONALZM)
LEVSELCLE GETRLEN
BALICA ELETRLER
2
MODERN SOSYOLOJ TARH
levselcilik-II:
Parsons Sonras
levselcilikte
Gelimeler
ROBERT MERTONIN LEVSELCLE KATKILARI
Robert Mertonun ilevselcilie yapt katklar zetleyebilmek.
Parsonsn rencisi olan Robert Merton yapsal ilevselciliin en nemli kuramc-
lardan biri olarak kabul edilir. Merton yapsalcln baz ynlerini eletirmekle bir-
likte bu yaklama nemli katklar da salamtr.
Mertonn levselcilik Anlay
Merton, ilevsel analizde Malinowski ve Radcliffe-Brown gibi antropologlar tara-
fndan gelitirilen temel varsaym eletirmitir. Bu varsaymlardan ilki (i), top-
lumun ilevsel birliidir. Bu varsaym standartlam btn sosyal ve kltrel inan
ve uygulamalarn toplum iindeki bireyler iin olduu kadar bir btn olarak top-
lum iin de ilevsel olduu varsaymdr. Bu varsaym sosyal sistemin eitli para-
levselcilik-II:
Parsons Sonras
levselcilikte Gelimeler
1
A M A
Merton ayrca, ilevsel analize byk katklar olan ak ilev ve gizil ilev kav-
ramlarn gelitirmi ve bu ilevleri birbirinden ayrmamz gerektiini vurgulam-
tr. Ak ilevler, toplumsal davrann bilinen, beklenen sonucudur, niyet edilen
sonutur. Gizil ilev ise toplumsal davrann bilinmeyen, beklenmeyen sonucu-
dur. Baz eylem, det ya da inanlarn toplumun baz blmleri iin ilevleri olsa
da toplumun yeleri bu ilevlerin farknda olmayabilirler. rnein, uzaktan re-
tim sisteminin ak ilevlerinden bazlar rgn eitim sisteminin dnda kalan bi-
reylere eitim salamak ve meslek kazandrmaktr. Ama bu sistemi incelediimiz-
de uzaktan eitim sisteminin e-renme zellikleri sayesinde rencilerin bilgisa-
yar ve internet becerilerini arttrdn grebiliriz. renciler uzaktan eitimin bu
ilevinin farknda olmayabilirler. Bu ilev niyet edilmi, kastl bir ilev deildir. Bu
durumda rencilerin bilgisayar ve internet becerilerini artrmann, uzaktan re-
tim sisteminin gizil ilevi olduunu syleyebiliriz.
Gizil ilevler olumlu ilevler olabildii gibi bozuk ilevler de olabilirler veyahut
ilevsiz (nonfunctionel) olabilirler. rnein eitim kurumunun ak ilevi toplu-
mun yeni nesillerine kltr aktarmak ve igc piyasalarnn ihtiya duyduu ni-
teliklere sahip insanlar yetitirmektir. Bu, eitimin planlanm ve beklenen ak i-
levidir. Bunun yannda ocuklarn gn boyunca eitim kurumlarnda kalmalar an-
nelerin ocuklara ayrd zamann azalmasn salam ve kadnlarn igcne ka-
tlmn artrmtr. Bu da eitim kurumunun bir ilevidir, ancak bu ilev bir gizil i-
levdir ve de kadnlar asndan olumlu bir gizli ilev olarak kabul edilebilir. Bunun
yannda eitimin kurumsallamas nedeniyle ebeveynlerle ocuklarn birbirleriyle
geirdikleri zaman azalmtr, bu da ngrlmeyen bir sonutur, ancak sistem a-
sndan bir ilev tamaz (nonfunctional), fakat aile kurumu iin olumsuz veya bo-
zuk bir gizil ilev olarak kabul edilebilir.
Eylemlerin hem kastl (niyetli) hem de kastsz sonular olabilir. Kastl sonu-
larn herkes farkndadr, ancak kastsz sonularn farkna varlmayabilir. Sosyolo-
jik analiz, kastsz sonular ortaya koymaldr. Merton sosyolojinin znn, asl
grevinin bu olduunu, yani belirtilmi niyetlerden te gerek sonular grebil-
mek olduunu vurgulamaktadr (Ritzer, 2008: 255).
Sporun ak, gizil ve bozuk ilevlerine birer rnek vermeye alnz.
36
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Ak ilevler, sistemin
uyumunu ya da
dzenlenmesini
kolaylatran, niyetli ve fark
edilen sonulardan oluur.
Gizil ilevler ise kastl
deildir ve fark
edilmeyebilirler.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
2
RNEK: Merton net denge kavramn aklamak amacyla klelik olgusunun
ilevlerini inceler. ABDde 17. yzyln ikinci yarsna dek gcn koruyan ve
zellikle gney eyaletlerde Afrika kkenli insanlarn kle olarak kullanld
klelik kurumu, gney eyaletlerinde yaayan beyaz kle sahipleri iin ucuz
emek salad, pamuk ekonomisini destekledii ve sosyal stat kayna oldu-
u iin baz olumlu ilevlere sahiptir. Buna karlk gney eyaletlerinin tarm
ekonomisine baml kalmasna yol aarak bu blgelerde endstrilemenin
daha ge gelimesine ve gney eyaletlerinin endstriyel ilerleme asndan
kuzey eyaletlerinin gerisinde kalmasna neden olmutur. Bu durumda kleli-
in toplumun btn asndan olumlu ilevlerinin mi, bozuk ilevlerinin mi
daha ar bastn hesaplamak olduka zordur. Mertona gre kleliin siyah
aileler, beyaz aileler, siyah siyasi gruplar ya da beyaz siyasi gruplar asndan
ilevlerini ve bozuk ilevlerini incelemek ve bylece ilevsel analizi farkl d-
zeylerde yapmak gerekir. Net denge asndan bakldnda kleliin, baz
gruplar iin ilevsel, baz baka gruplar iin ise daha ok bozuk ileve sahip
olan bir olgu olduu sylenebilir (Ritzer, 2008:254-5).
Anomi ve Sapma
Robert Mertonun anomi kavramn ele aln deerlendirebilmek.
Mertonn tanmna gre kltr belirlenmi bir toplum veya grubun yeleri tara-
fndan ortak olarak gsterilen davranlar yneten rgtl normatif deerler dizi-
si, toplumsal yap da Toplum ya da grup yelerinin farkl biimlerde dahil oldu-
u rgtl sosyal ilikiler dizisidir. Kltrel norm ve deerler ile bunlara uy-
mak iin eylemde bulunan grup yelerinin sosyal olarak belirlenmi kapa-
siteleri arasnda byk bir ayrma meydana geldiinde anomi meydana
gelir (Merton 1968:216). Baka bir deyile Mertona gre anomi, kltrel olarak
belirlenmi hedefler ile bu hedeflere ulamak iin toplumsal olarak belirlenmi
aralar arasnda kopma olmas durumunda ortaya kar. Byle durumlarda birey-
ler, kltrel hedeflere ulaabilmek iin toplumsal yapnn engellemeye alt ba-
z davran tiplerini gsterebilirler. rnein bizim toplumumuzda aile nemli bir
deerdir ve buna bal olarak evlenip aile kurmak nemli bir normdur. Ancak ba-
z kiiler toplumdaki pozisyonlar nedeniyle evlenemeyebilirler, rnein bir erkek
ok dk sosyal ve ekonomik statye sahipse, bir ii ya da meslei yoksa toplu-
mun onaylad yollarla evlenmekte zorlanabilir. Eer bu birey evlenmenin gerek-
li ve doru olduuna inanyor (yani kltrel olarak belirlenmi hedefe yneliyor),
ama isiz olduu iin evlenmek istedii kii ya da bu kiinin ailesi bu evlilie kar-
kt iin evlenemiyorsa (yani toplumsal olarak kabul edilen aralara sahip de-
ilse) anomi meydana gelir. Bu durumda birey sapkn davrana eilim gsterebi-
lir, rnein evlenmek istedii kiiyi zorla karabilir ya da hrszlk yaparak evlen-
mesinin nndeki maddi engelleri amaya alabilir. Bu rnekte bireyin iinde
bulunduu sapma, kltrel deerlerle bu deerlere ulamann toplum tarafndan
kabul edilmi aralar arasndaki bir kopukluktan, dier bir deyile toplumun ka-
bul ettii yollar araclyla toplumun nemli grd deerlere ulaamamasndan
kaynaklanmaktadr. Ksacas Merton anomiyi sapkn davranla ilikilendirir ve
kltr ile yap arasndaki ayrlklarn disfonksiyonel (bozuk ilevsel) bir sonu do-
urduunu ve bunun da toplumda sapmaya yol atn ileri srer (Ritzer, 2008:
257). Mertonun bu zmlemesi, ilevselciliin su ve sapkn davran aklama
yollarndan biridir.
Anomi, toplumsal normlarn kmesi, etkisizlemesi ve bu durumdan kaynaklanan kar-
klk ve atma durumunu ifade etmek iin kullanlan bir kavramdr. Durkheim anomiyi
uygun normlarn mevcut olmamasndan kaynaklanan bir kuralszlk durumu olarak tanm-
larken Mertonn kuramnda bu kavramn anlam biraz deimektedir. Merton anomiyi,
kltrel olarak belirlenmi hedeflerle bunlara ulamak iin toplumsal olarak belirlenmi
aralar arasnda bir uurum meydana geldiinde oluan durum olarak tanmlamaktadr.
Merton, bireylerin anomi durumunda be farkl ekilde davrandklarn, baka
bir deyile anomi durumunda bireyler asndan be adaptasyon tipi olduunu be-
lirtmektedir. Bunlar uyum salama, yenilik getirme, kuralclk, vazgeme ve ba-
kaldrmadr.
37
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
3
A M A
Kingsley Davis
1908 - 1997
Wilbert E. Moore
1914 - 1987
Resim 2.2
sel, bu nedenle evrensel olduunu, her toplumda zorunlu olarak var olduunu
ve toplum tarafndan retildiini savunurlar (Cuff vd., 1989: 62).
Toplumsal eitsizliin, toplumda bireylerin saygnlk temelinde farkllamalar-
n salayan bir ara olduunu ve bu eitsizlie dayal olarak yaplaan toplumsal
tabakalamann da etkili rol tahsisi ve performans ilevinin yerine getirilmesini
saladn dnen Davis ve Moore bylece toplumsal eitsizlii merulatrmak-
tadrlar. Her ne kadar meslekler tarihsel olarak incelendiinde st dzey meslek-
lerin tabakayla, cret ve statnn ise ilevden ok toplumsal ve kltrel soyla ilgi-
li olduu ynnde bir eletiri alm olsalar da ilevselciliin, anti tarihsel bak a-
s ve olgularn kkenlerine olan ilgisizlii nedeniyle bu eletiriler zerinde fazla
durmamlardr (Swingewood, 1998: 294-5).
Davis, bir yandan toplumsal yap ve ilevleri Parsons ve Mertoncu geleneksel yapsal ilev-
selciliin bak asyla ele alarak hazrlad nsan Toplumu adl kitabnn poplerlii, di-
er yandan aile sosyolojisi ve fuhu sosyolojisi alannda Mertonn savunduu trde orta
boy kuramlar gelitirmesi sayesinde ilevsel zmlemenin 1940lar ve 1950ler boyunca
ABDde hakim sosyolojik yntem olmasna katkda bulunmutur (Coser, 2010:489).
Kai T. Erikson
levselciliin nemli isimlerinden biri olarak ka-
bul edilen Kai T. Erikson, zellikle sapma ve sap-
kn davranlarla ilgilenmitir. ABDye 17. yzylda
yerlemi olan bir Priten topluluunda farkl za-
manlarda yaanan su dalgasn yapsal ilev-
selci bak asyla inceleyen Erikson, bu alma-
snda su orannn zaman iinde sistemi btnle-
tirerek nasl olumlu bir ilev grdn gsterme-
ye almtr (Cuff vd., 1989 59).
Eriksona gre toplumlar sistemler olduuna g-
re kendilerini snrlayan ve onlar dier sistemler-
den ve evreden ayran snrlar da olmaldr. Bun-
lar ahlaki snrlardr ve toplumun kendi iinde ka-
bul edilen ve beklenen davran biimlerinin ko-
runmasn salayan mekanizmalardr. Toplumun
yeleri bu davran snrlarn atklarnda kanunlar,
polis gc ve zihin-ruh sal kurumlar gibi toplumsal kontrol mekanizmalar
devreye girer (Cuff vd., 1989 59).
Erikson belirli bir toplumda insan davrannn ahlaki snrlarnn neler olduu-
nu saptamann yolunun sapkn davranlarn ve grubun sapkn davranlara olan
tepkisinin incelenmesi olduunu dnmektedir. Eriksona gre her toplumun
sapkn davrana ve sapkn davranlarda bulunanlara ihtiyac vardr, nk sapkn
davranlar, sapkn olmayan davranlarn snrlarnn ne olduununun ortaya ko-
nabilmesini salar, toplum yelerine uygun kabul edilen davranlarn neler oldu-
unu hatrlatr ve bylelikle toplumsal konsenss korumaya yardmc olurlar. Bu
nedenle btn toplumlar, belirli ve sabit bir dzeyde sapkn davrana/sua sahip
olmaya alrlar, nk ancak bu ekilde davranlara ilikin ahlaki snrlarn ko-
ruyabilir ve sonraki nesillere aktarabilirler (Cuff vd., 1989: 60). Erikson, Pritenler-
le ilgili almasnda inceledii farkl su dalgasndan her birinin toplumun ken-
di snrlarn belirleme abalar olduu sonucuna varmtr. Bu su dalgalarnn ilk
40
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Kai Erikson
1931-
Sapma ya da sapkn
davran, toplumsal
kurallarn ihlali, normlara
uymama durumudur. Su ise
resmi olarak yasalarda yer
alan normlara kar kma
durumudur, yani su da bir
sapma durumudur.
Resim 2.3
ikisinde Pritenlerin, iinde bulunduklar topluma muhalif olduklarn, son su
dalgasnda ise kendilerine muhalif olanlar cezalandrdklarn gsteren Erikson,
Priten topluluun yelerinin tutumlarndaki bu deiimin nedenini deer yneli-
minin deiimi ile aklamakta, toplum iinde aznlk bir grup iken daha sonra o-
unluu oluturup iktidara sahip olmann grubun yelerinin deer ynelimlerini
deitirmelerine neden olduunu gstermektedir. Bylece Erikson toplumlarn ne-
yin sapkn davran olduunu kendi zel standartlarna gre belirlediklerini, bu
nedenle de toplum deitike ahlaki snrlarn, yani kabul edilebilir ve beklenen
davranlarn snrlarnn da deitiini ortaya koymaktadr (Cuff vd., 1989: 59).
Sapkn davrann olumlu ilevleri neler olabilir? Dnnz.
Neil Smelser
Smelser sosyoloji, psikoloji, ekonomi ve tarih
alannda ok disiplinli aratrmalar yapm, sos-
yolojinin kamusal alann geniletmeye, kavram-
sal ve metodolojik ayrmlar arasnda kpr kur-
maya ve mikro ve makro dzeylerini birletir-
meye almtr.
Neil Smelsern sosyolojiye katks iki ana b-
lmde incelenebilir. lk olarak, Smelser toplumsal
gerekliin somut olarak birbirine bal olan nispe-
ten zerk analitik dzeylere ayrtrlmas gerektii-
ni ileri srm, mikro, mezo, makro ve kresel d-
zeylerin eit analitik dzeyler olarak tanmlanmas
ve yorumlanmas gerektiini, bu dzeylerden her-
hangi birinin dierlerinden daha nemli ya da n-
celikli olmadn savunmutur. Toplumsal yapla-
rn, inanlarn ve duygularn da bunlarn iindeki
her dzeyin de nemli olduunu belirtmitir. kin-
ci olarak, etkileim dzeyindeki olgularn, toplum-
sal yaplarn kristallemesinin bir sonucu olduunu dnen Smelser, toplumsal ya-
pnn hibir koul altnda toplumsal srelerin, toplumsal hareketlerin ve toplumsal
deimenin analizinden ayrlamayacan savunmutur (Alexander vd., 2004).
Mikro ve makro arasnda bir kpr ya da balant kurmaya alan sosyologlar toplum-
sal analizin ya (a) mikro ve makro teorileriyle ya da (b) mikro ve makro dzeyleriyle
ilgilenirlerler. kinci gruba giren Smelser, toplumsal analizin mikro ve makro dzeyle-
ri arasndaki ilikiyi aklayabilecek bir teori gelitirilmesi gerektiini savunur (Rit-
zer, 2008:501-2).
Smelser yapsalc bak as ile toplumsal deime konusuna odaklanmtr. Bu
alma, uzlamac bak asyla toplumsal deime probleminin nasl ele alnabi-
leceini gstermesi asndan nemlidir (Cuff vd., 1989: 61). Smelsera gre sosyal
sistem, istikrarn ve btnlemesini zedeleyen gerilimlerle baa kmak ve denge
durumuna yeniden ulamak iin kendisini uyarlar, uyum salar; toplumsal dei-
me de ite toplumun bu uyumsal dzenlemesidir. Smelser bu dneceyi ends-
triyel geliim sonucunda byk bir sosyal byme yaayan bir blgede (Lancashi-
re) yapt bir almada snamtr. Bu almada yapsal farkllama srecini ince-
41
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
4
Neil Smalser
1930-
Smelser sosyoloji, psikoloji,
ekonomi ve tarih alannda
ok disiplinki aratrmalar
yapm, sosyolojinin
kamusal alann
geniletmeye alm,
kavramsal ve metodolojik
ayrmlar arasnda kpr
kurmaya almtr.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Resim 2.4
lemi ve toplumda meydana gelecek deiimlerin ncelikli kaynann deer
sistemi olduu sonucuna varmtr. almasnda bu blgede endstriyel yap-
nn, retim ihtiyalarn karlayamamas nedeniyle bir farkllama srecine gir-
diini, daha uygun ve yeni bir endstriyel yap haline geldiini, bu deiimin de
aile kurumunu ilemez hle sokarak ailenin de yapsal farkllama srecine gir-
mesine yol atn ileri srmtr. Ailenin ardndan baka birok toplumsal ku-
rumun da farkllama srecine girdiini gsteren Smelsera gre bu durum, top-
lumun paralarnn karlkl olarak birbirilerine baml olduklarn, bu parala-
rn srekli olarak birbirlerine uyum salamakta olduunu ve hepsinin kolektif
olarak dengeye ulama eiliminde olduklarn gstermektedir. Smelsern al-
mas, toplumsal deiimin deer sisteminden kaynaklandn, deer sisteminin
bir yandan yeni dzenlemeleri beklentileri merulatrmak iin gerekli standart-
lar saladn, dier yandan deiimin derecesini ve ynn belirlediini orta-
ya koymaktadr (Cuff vd., 1989: 61).
1960 sonras yapsal ilevselcilie getirilen eletiriler karsnda Smelser bu ele-
tirileri ksmen hakl bulmu, yapsal ilevselciliin kavramsal olarak her eyi kap-
sama eilimine karlk ampirik olarak yeterince kapsayc olmadn ileri srm,
bu yaklam tek ynl ve polemiksel olmakla eletirmitir. Smelser genellii ve
sentezlemeyi en nemli bilimsel amalar olarak benimsemi ve kullanl olduu
bilinen, kabul edilmi olan yaklamlarn bir sentezine dayanan yeni bir yaklam
gelitirilmesi gerektii sonucuna varmtr (Alexander vd., 2004).
Yeni-levselcilik (Neofunctionalism)
Niklas Luhmann ve Jeffrey C. Alexandern yeni ilevselcilie katk-
larn deerlendirebilmek.
1980lerden itibaren sosyologlar klasik kuramclarn almalarn sentezleyerek
sosyolojinin farkl alanlarn birletirmek iin bu almalar kullanmann nemini
kavramaya balam, yeni ilevselcilik de bu errevede Parsonsun yapsal ilev-
selciliine kar artan ilgi sonucunda gelimitir (Ritzer ve Smart, 2001:147). Byle-
ce ilevselcilik 1960lardan sonra poplerliini yitirmi olsa da 1980lerin ortasn-
dan itibaren baz sosyologlar yapsal ilevselcilii glendirmeye ve canlandrma-
ya almlardr. Yeni ilevselcilik, yapsal ilevselciliin eletirilen ynlerini ele-
tirel ve davransal ynleri daha gl olan dier baz teorilerle birletirmeye al-
an, farkl bak alarnn kavramsal adan gl ynlerini kullanarak denge ve
deime, ballk ve atma, yap ve arac (zne) gibi ayrlklar daha dengeli bir
ekilde ele almay salayabilecek melez bir bak as gelitirmeyi amalayan bir
yaklamdr (Ritzer ve Smart, 2001:147-8).
Yeni levselciliin, ilk nce Almanyada N. Luhmann ve J. Habermasn al-
malaryla doduu, daha sonra ABDde J. Alexandern almalaryla gelitii ka-
bul edilmektedir (Ritzer ve Smart, 2001:147-8). almalar nce Parsonstan daha
fazla etkilenirken zamanla Parsonstan uzaklaan Luhmann ve Frankfurt Oku-
lunun en nemli isimlerinden olan ve zamanla Parsonsn fikirlerine yaklaan Ha-
bermas, 1971de modern toplumda toplum mhendislii ile ilgili bir ibirlii yap-
m, daha sonra ise almalarn ayr ayr srdrmlerdir (Ritzer ve Smart,
2001:148). Luhmann sistemlerin kendi aralarnda ve evreleriyle kurduklar iliki-
nin Parsonsn savunduundan daha karmak olduunu ve alt sistemlerin de fark-
llam problem zme birimleri olduunu savunmutur. Luhmanna gre Par-
42
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
5
A M A
levselcilie getirilen
eletirilerden biri, toplumsal
eitsizlikleri merulatrarak
statkoyu, yani iinde
bulunulan mevcut dzeni
korumasdr.
yaplmtr. Bu nedenle bazlar tarafndan bu eletirinin, teorinin yapsndan de-
il, teorisyenlerden kaynakland da ileri srlmektedir (Ritzer, 2008: 257).
levselcilik ayrca gerek toplumlar yerine soyut sosyal sistemlerle ilgilen-
mekle ve ampirik aratrmalara uygulamas zor olan soyut bir teorik ema
retmekle eletirilmitir (Ritzer, 2008: 258; Cuff vd., 1989 52).
levselcilie getirilen eletirilerin bir ksm da yntem ile ilgilidir. Tarihteki
btn toplumlar analiz edebilecek tek bir ema olamayaca ileri srlmek-
te, buna ramen yapsal ilevselcilerin tek bir teori sayesinde her eyi ak-
layabileceklerini iddia etmeleri eletirilmektedir. Merton da bu eletiriye ka-
tlmakta ve tarihsel olarak daha zgl olan orta boy kuramlarn sosyolojik
adan daha ok ie yarayabileceini belirtmektedir (Ritzer, 2008: 258).
levselciliin tarih, atma, deime gibi konularla yeterince ilgilenmemesi,
denge, konsenss, deerler birlii gibi kavramlar ise fazla vurgulamas bu teori-
nin muhafazakr, yani mevcut toplumsal kurumlarn devamlln savunan bir
ze sahip olduu ynnde eletirilere yol amtr (Slattery, 1991:244). Daha ak
bir ifadeyle, ilevselciliin statkoyu (mevcut dzeni) ve toplumda egemen ko-
numda olan elitleri destekleyen nitelikte bir yaklam olduu vurgulanmaktadr.
Bu noktada ilevselcilerin zellikle altn izdii normatif sistemin her toplumda
elit kesim tarafndan kurulan ideolojik bir sistem olduu, bu nedenle ilevselci-
lerin toplumsal gereklik olarak grdkleri eyin aslnda toplumdaki elitlerin
kendilerini merulatrmalar olduu savunulmaktadr (Ritzer, 2008: 258).
levselcilere en sk yneltilen eletirilerden biri, atmayla yeterince ilgilen-
memi olmalardr. levselcilere gre toplumsal kurumlar byk lde toplu-
mun yelerinin ou tarafndan kabul edilerek paylalan deerleri ve amala-
r yanstmaktadr. Bu erevede toplumsal sistemin konsenss ilkesi temelinde
kurulduunu varsayarlar. Bu nedenle de toplumdaki uyumu gereinden fazla
vurgularlar. Sosyal sistemdeki atmalar ise byk lde ykc ama geici
nitelikte ve nemsiz grrler. levselcilik yalnzca atmaya yeterince dein-
medii iin deil atmay ele al biimi nedeniyle de eletirilmektedir. lev-
selci bak asndan atma, g ilikilerinden ok sistemin ileyiinden, rne-
in toplumsallama srecinde meydana gelen aksaklklardan kaynaklanan ge-
ici bir durum gibi grnmektedir. levselcilik, zellikle snf atmasn ve
toplumsal kurumlarn yapsnda ve ileyiinde gcn etkisini gz ard etmekle
eletirilmektedir. Bu noktada yine Amerikal bir sosyolog olan C. Wright Millsin
bir sonraki nitede ele alnan eletirileri kayda deerdir.
49
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
levselcilerin aksine Mills
Amerikan toplumsal yapsn
zmlerken g/iktidar
analizi zerinde odaklanr.
50
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Robert Mertonun ilevselcilie yapt katklar
zetleyebilmek.
Merton, btn sosyal ve kltrel inan ve uygu-
lamalarn toplum iindeki bireyler iin olduu
kadar bir btn olarak toplum iin ilevsel oldu-
u grne kar km ve bir birimin sadece
belirli bir kurum ya da grup iin ilevsel olabile-
ceini belirtmitir. Standartlam toplumsal ve
kltrel biim ve yaplarn tamamnn olumlu i-
levleri olduu grne de kar kmtr. Baz
gelerin disfonksiyonel (bozuk ileve sahip) ola-
bileceini, baz gelerin ise sistemin dier para-
lar asndan ilevsiz olabileceini belirtmitir.
Merton ayrca toplumun zorunlu vazgeilmez
paralar olduu grne de kar karak her
sosyal uygulamann ilevsel alternatiflerinin ola-
bileceini vurgulamtr. Merton geni apl te-
orilerin sosyolojik aratrmalar asndan faydal
olmayacan dnm, onun yerine orta boy
kuramlarn sosyolojik aratrmalar asndan da-
ha faydal olacan savunmutur. Merton ilev-
sel analizde ak ve gizil ilevleri de birbirinden
ayrmamz gerektiini vurgulamtr.
Ak ilev ve gizil ilev kavramlarn aklayabilmek.
Ak ilevler sistemin dzenlenmesini kolaylat-
ran ve bireyler tarafndan amalanm, beklenen
sonular, gizil ilevler ise amalanm olmayan
ve fark edilmeyebilecek olan sonulardr.
Mertonun anomi kavramn ele aln deerlen-
direbilmek.
Merton, Durkheimdan farkl olarak anomiyi
kltrel olarak belirlenmi hedeflerle bunlara
ulamak iin toplumsal olarak belirlenmi ara-
lar arasnda bir uurum meydana geldiinde
oluan durum, olarak tanmlam ve bireylerin,
anomi durumunda gsterdikleri be farkl adap-
tasyon tipi olduunu belirtmitir. Bunlar, uyum
salama, yenilik getirme, kuralclk, vazgeme
ve bakaldrmadr.
Kingsley Davis, Wilbert Moore, Kai T. Erikson ve
Neil Smelsern levselcilie katklarn deerlen-
direbilmek.
Davis ve Moore, yapsal ilevselci bak asn
toplumsal tabakalama kuramlarna uygulam,
tabakalamay btn toplumsal sistemlerde ge-
rekli klan ilevsel zorunluluklarn ne olduunu
aklamaya alan, ilevselci bir toplumsal taba-
kalama kuram gelitirmilerdir. K.T. Erikson,
ilevselci bak asn sapma ve sapkn davra-
nlarla ilgili almasna uygulam, sapkn dav-
rann olumlu ilevlerini gstererek her toplu-
mun sapkn davrana ve sapkn davranlarda
bulunanlara ihtiyac olduunu savunmutur.
Smelser toplumsal yapnn hibir koul altnda
toplumsal srelerin, toplumsal hareketlerin ve
toplumsal deimenin analizinden ayrlamaya-
can, bu nedenle toplumsal analizin mikro ve
makro dzeyleri arasndaki ilikiyi aklayabile-
cek bir teori gelitirilmesi gerektiini savunmu-
tur. Yapt almada toplumun paralarn, kar-
lkl olarak birbirilerine baml olduklarn ve
hepsinin kolektif olarak dengeye ulama eili-
minde olduklarn, deiimin de deer sistemin-
den kaynaklandn, deer sisteminin bir yan-
dan yeni dzenlemeleri ve beklentileri meru-
latrmak iin gerekli standartlar saladn, di-
er yandan deiimin derecesini ve ynn be-
lirlediini ortaya koymutur.
Niklas Luhmann ve Jeffrey C. Alexandern yeni
ilevselcilie katklarn deerlendirebilmek.
Yeni ilevselcilik, 1980 sonrasnda gelien, yap-
sal ilevselciliin baz ynlerini dier gl teori-
lerle birletirmeye, farkl bak alarnn kavram-
sal adan gl ynlerini kullanarak denge ve
deime, ballk ve atma, yap ve arac (z-
ne) gibi ayrlklar daha dengeli bir ekilde ele al-
may salayabilecek melez bir bak as gelitir-
meyi amalayan bir yaklamdr. Yeni ilevselci-
liin, N. Luhmann ve J. Habermasn almala-
ryla ortaya kt ve arlkl olarak J. C. Alexan-
dern almalaryla gelitii kabul edilmektedir.
Luhmann, Parsonsn son dnem almalarn te-
mel alm, yapsal ilevselcilikle genel sistem te-
orisinin baz gelerini ve bilisel biyoloji, siber-
zet
1
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
5
A M A
51
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
netik ve fenomenoloji alanlarna ait olan baz
kavramlar birletirerek (Paul, 2001) yeni bir yak-
lam gelitirmeye alm ve yeni ilevselciliin
geliimine katkda bulunmutur. Alexander Par-
sonsn teorisinin hl ok etkili olduunu belirt-
mi, bu teoriyi fazla indrgemeci olmakla ve at-
ma ve gerilime yeterince yer vermemekle eletir-
mi ama bu eksikliklerin giderilebileceini sa-
vunmutur. Alexandern izdii ereve iinde
yeni ilevselcilik tek nedenli indirgemecilii red-
deden, oulcu, toplumu hem bir organizma gi-
bi hem de deiimin dinamik ynlerini ierecek
ekilde etkileim asndan da grebilen, btn-
leme ve denge gibi kavramlar geleneksel yap-
sal levselcilikte olduu gibi verili kabul edilen
sonular olarak deil, toplumsal olaslklar ola-
rak gren, geleneksel yapsal ilevselcilikten fark-
l olarak kltr soyut ve pasif olarak deil, aktif
bir ekilde kavramsallatran bir yaklamdr.
levselcilie getirilen balca eletirileri zet-
leyebilmek.
levselcilik toplumsal sistemin ileyii ile ilgili
gl ve etkili aklamalar gelitirmi ve sosyolo-
jinin bamsz ve bilimsel bir disiplin olarak ge-
limesine byk katk salamtr. Ne var ki i-
levselcilik genel olarak tarihsel olmad, top-
lumsal deimeyle yeterince ilgilenmedii, at-
may grmezden geldii, toplumsal eitsizlikleri
merulatrarak statkoyu koruduu, empirik
aratrmalara uygulanmas zor soyut teorik ema-
lar kulland ve tek bir teori ile her eyi akla-
maya teebbs ettii gerekesi ile youn eletiri-
lere uramtr. levselcilik gerekten de top-
lumda, denge, konsenss, ilevsel ilikiler gibi
belirli olgular zerinde odaklanm, toplumdaki
farkl kar gruplar ile bunlar arasndaki g m-
cadelesine, ksacas sistemdeki eliki ve at-
malara yeterince ilgi duymamtr.
6
A M A
52
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. levsel analizin toplumun ilevsel birlii, evrensel
ilevselcilik ve ilevsel zorunluluk varsaymlarna kar
kan ilevselci sosyolog kimdir?
a. Parsons
b. Erikson
c. Smelser
d. Merton
e. Davis
2. Aadakilerden hangisi Mertonn grlerinden bi-
ri deildir?
a. Bir btnn paralar olumlu ya da olumsuz hi-
bir ileve sahip olmayabilirler.
b. Toplumun bir paras belirli bir grup iin ilev-
selse btn toplum iin de ilevsel demektir.
c. Bir yapnn baz geleri bu yapnn istikrarszla-
masna ve bozulmasna neden olabilirler.
d. Toplumun paralar var olan btnn vazgeil-
mez paralar deildirler, ilevsel alternatfleri
bulunabilir.
e. Bir yap sistemin btn asndan bozuk ileve
sahip olduu halde var olmaya devam edebilir.
3. Mertona gre aadakilerden hangisi bilim insanla-
rnn bal olduu bilimsel deerlerden biri deildir?
a. Evrensellik
b. Paylamclk
c. Tarafszlk
d. Yntemli phecilik
e. Aklclk
4. Aadakilerden hangisi eitimin gizil ilevlerinden
biridir?
a. Toplumsallamann devamn salamak
b. rencilere sonraki eitim basamaklarnda ba-
arl olmalar iin gerekli donanm salamak
c. rencilere meslek edindirerek onlarn toplum-
da belirli pozisyonlara gelmelerini salamak
d. ocuklarn erken yata evlendirilmelerini en-
gellemek
e. Temel vatandalk bilgilerini reterek ren-
cilerin uygun vatandalar haline gelmelerini
salamak
5. Evlenmenin doru ve gerekli olduuna inanan, an-
cak askerliini yapmad ve isiz olduu iin evlene-
meyen ve bu nedenle evlenmek istedii kz karan bi-
rey, Mertona gre anomi durumuna kar hangi adap-
tasyon biimini kullanmaktadr?
a. Uyum salama
b. Yenilik getirme
c. Kuralclk
d. Vazgeme
e. Bakaldrma
6. Mertonun bireysel adaptasyon tipolojisindeki adap-
tasyon biimleriyle ilgili olarak aadaki ifadelerden
hangisi dorudur?
a. Bakaldrma biiminde kltrel hedefler redde-
dilir, kurumsallam aralar kabul edilir.
b. Uyum salama biiminde kltrel hedefler red-
dedilir, kurumsallam aralar kabul edilir.
c. Vazgeme biiminde kltrel hedefler kabul edi-
lir, kurumsallam aralar reddedilir.
d. Kuralc olma biiminde kltrel hedefler kabul
edilirken kurumsallam aralar reddedilir.
e. Yenilik getirme biiminde kltrel hedefler ka-
bul edilirken kurumsallam aralar reddedilir.
7. levselci bak asyla bir tabakalama kuram ge-
litiren ve toplumsal eitsizliin toplum asndan ilev-
sel, bu nedenle evrensel olduunu, her toplumda zo-
runlu olarak var olduunu ve toplum tarafndan retil-
diini savunan sosyolog kimdir?
a. Merton
b. Smelser
c. Erikson
d. Davis ve Moore
e. Luhmann ve Alexander
8. Yapt almalarla suun olumlu ilevlerini gste-
ren ve neyin sapkn davran olarak kabul edileceini
belirleyen ahlaki snrlarn toplumlar deitike deiti-
ini gsteren sosyolog kimdir?
a. Smelser
b. Merton
c. Erikson
d. Luhmann
e. Davis
Kendimizi Snayalm
53
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
9. Toplumun temel biriminin bireyler deil iletiim ol-
duunu, iletiimden ayr olarak dnldnde birey-
lerin toplumsal adan anlamsz olduunu savunan sos-
yolog kimdir?
a. Luhmann
b. Erikson
c. Alexander
d. Smelser
e. Moore
10.Yeni ilevselcilik yaklamyla ilgili aada verilen
bilgilerden hangisi yanltr?
a. Toplumu eitli paralardan oluan bir btn
olarak grr.
b. Eyleme ve toplumsal dzene eit arlk verir.
c. Btnleme ve denge gibi kavramlarn verili ka-
bul edilmemesi gerektiini savunur.
d. Pasif ve soyut bir kltr anlay vardr.
e. Kavramsallatrma ve teoriletirmenin sosyolojik
analizin dier dzeylerinden bamsz olmas
gerektiini savunur.
levselci Bak Asnn Sosyolojik Analizde Kul-
lanna Bir rnek: Trkiyede Kamu Ynetimin-
de Yolsuzluun selletirilmesinin Sosyolojik
Analizi adl almadan bir blm.
Yolsuzluk sular ile ilgili en byk tehlike, yolsuzluk-
tan elde edilen gelirin bireyde iselletirilmesinin bir
sonucu olarak merulatrlmasdr. Birey iin yeni bir
sosyalizasyon sreci anlamna da gelen iselletirmenin
sonucunda, kiinin kendini sulu olarak grmemesi yol-
suzluk sularnn artmasna neden olmaktadr.
...
Kamu ynetiminde yolsuzluk ile ilgili kltrel bir gele-
nek (paylalan deer) olumutur. Yolsuzluk yerleik
hle geldii iin paylalan bir deer olabilmekte ve ki-
ilerin zerinde yolsuzlua bulama bir bask unsuru
(kltrel sistem) hline gelebilmektedir. te yandan
Trkiyede kamu ynetiminde yolsuzluun normatif bir
beklenti haline geldii grlmektedir. rnein yeni
meslee giren ve pazar yerlerinde denetim grevini ye-
rine getiren bir grevli parasn demeden bir bardak
ay bile imezken zamanla ay-sigara-yemek-para hali-
ne rol etkileimi (toplumsal sistem) sonucunda itilmek-
tedir; nk beraber alt arkadalarnn yaklamla-
r bir model haline gelebilmektedir. Yolsuzlukta temel
hedef motif, kazanc artrma (kiilik sistemi) gds-
dr. Yolsuzluktan gelen kazan ile birlikte, kiinin ya-
am standard da ykselmekte ve kii standard koru-
mak iin ald rveti gelirinin deimez bir paras
haline getirmektedir. Yolsuzluk sularnda kullanlan
teknikler her geen gn daha da girift hale gelmekte ve
tespiti iin yaplan almalar ou zaman ispatlanama-
makla sonulanmaktadr. Burada yolsuzluk eyleminde
bulunanlarn fiziksel becerilerini (davransal organiz-
ma) gerekenin zerinde gsterdikleri grlmektedir.
...
Trkiyede kamu ynetiminde dengenin ve ilevselliin
salanamamasnda amaca ynelme ilemi gerektii e-
kilde yerine getirilememektedir. Yolsuzlua bulam
kamu yneticileri, kaynaklarn kullanmnda ou za-
man kurumsal gerekliliin aksine kiisel karlarn n
plana karmaktadrlar.
...
Kamu ynetiminde yolsuzluun her geen gn artmas,
yolsuzluu nlemek iin konulan yasa veya ynetme-
Okuma Paras
54
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
liklerin yaptrm gcnn sorgulanmasn zorunlu kl-
maktadr; nk kiiler yasalarn varlna ramen bu
suu ilemektedir. te yandan btnlemeyi salayan
yaptrm gcnn yerine getirilmesinde, bir dier unsur
da mfetti/denetimcilerin varldr. Trkiyede
23.000in zerinde mfetti/denetimci olmasna karsn,
bunlar tarafndan tespit edilen yolsuzluk olaylar ok
dk dzeylerdedir.
...
Kaynak: Cengiz, M. ve M. Kul (2008), Trkiyede Ka-
mu Ynetiminde Yolsuzluun selletirilmesinin Sosyo-
lojik Analizi. Polis Bilimleri Dergisi Cilt:10 (3), s.55-76.
Geleneksel (Anlaml) yapnn
korunmas-an gereklerine
ayak uydurulmamas
Uyum, amaca ynelme,
btnleme ve rnein
korunmas (AGIL) ilevlerine
gre dengenin salanmamas
Kamu ynetiminin kendine
atf yeteneinden yoksun
olmas, dolaysyla hatalarn
grmeyerek sistemi daha da
hantallatrmas
Kamu yneticilerinin kltrel
ama ile o amaca nasl
ulalaca konusunda eliki
yaayarak sapma davrannda
bulunmalar
Kamu ynetimindeki kurallarn
latent ilev grerek takdir
yetkisinin kt kullanmna,
dolaysyla yolsuzluklara uygun
zemin hazrlanmas
Kamu yneticisinin
yolsuzluk konusunda yeni
anlaylar gelitirerek
beklenilen toplumsallamay
yaamas
Brokrasinin artmas ile
birlikte kamu ynetiminin
disfonksiyonel hale gelmesi
Sistem dzeylerine gre
eylemin olumasnda
uygun ortamn var olmas
Kamu Ynetimimin levselsizlii
Kaynak: Cengiz, M. ve M. Kul (2008), Trkiyede Kamu Ynetiminde Yolsuzluun selletirilmesinin Sosyolojik
Analizi. Polis Bilimleri Dergisi Cilt:10 (3), s.55-76.
55
2. ni t e - l evsel ci l i k-I I : Par sons Sonr as l evsel ci l i kt e Gel i mel er
1.d. Yantnz yanl ise, Mertonn levselcilik An-
lay konusunu yeniden gzden geiriniz.
2.b. Yantnz yanl ise, Mertonn levselcilik An-
lay konusunu gzden geiriniz.
3.e. Yantnz yanl ise, Bilim Sosyolojisi konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
4.d. Yantnz yanl ise, Ak lev, Gizil lev ve
Net Denge konusunu yeniden gzden geiriniz.
5.b. Yantnz yanl ise, Anomi ve Sapma konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
6.e. Yantnz yanl ise, Anomi ve Sapma konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
7.d. Yantnz yanl ise, K.Davis ve W.Moore ko-
nusunu yeniden gzden geiriniz.
8.c. Yantnz yanl ise, Kai T. Erikson konusunu
yeniden gzden geiriniz.
9.a. Yantnz yanl ise, Niklas Luhmann konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
10.d. Yantnz yanl ise, Yeni levselcilik konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
Sra Sizde Yant Anahtar
Sra Sizde 1
Bilimsel bilgi ile onu reten bilimcilerin oluturduu bi-
limsel topluluk arasndaki ilikiye odaklanan en temel
alma Thomas Kuhnun Bilimsel Devrimlerin Yaps
adl almasdr. Bu almada Kuhn bilimsel bilginin
doal bir ekilde birikerek artmadn, bak as, yn-
tem ve kavramlar hakknda uzlamaya varlm olan pa-
radigmalar iindeyken bilimsel bilginin arttn, ancak
paradigmalar yklp yerini yeni paradigmalara braktk-
larnda, yani bilimsel devrim dnemlerinde eski para-
digma iinde yer alan bilgilerin byk lde geersiz
hle geldiini belirtmektedir. Bylece Kuhn bilimsel
bilginin doasn sorgulamakta, bilimin bilim insanlar-
nn iinde bulunduu paradigmadan, teorik ereve-
den bamsz olmadn gstermektedir.
Sra Sizde 2
Sporun ak ilevleri arasnda, toplumun yelerinin fi-
ziksel olarak gl kalmalarn salamas, spor yarma-
lar araclyla rekabet ve mcadele deerlerini, zel-
likle uluslararas spor yarmalar araclyla da yurtse-
verlik gibi deerleri glendirmesi saylabilir. Bu ilev-
ler toplum asndan olumludurlar. Sporun gizil ilevle-
rinden biri ise birok sektrde yeni i alanlar yaratma-
s olarak gsterilebilir. Spor muhabirleri, sporculara y-
nelik zel kyafet ya da yiyecek satanlar, antrenmanlar
ya da malar iin yer kiralayanlar, spor karlamalar
srasnda seyircilere yiyecek iecek satanlar gibi eitli
gruplar spor sayesinde bu ileri yrtmektedirler. Spo-
run olumsuz ilevlerinden birine rnek olarak ise zel-
likle ilk ve orta retimde rencilerin spora olan ei-
limleri nedeniyle dier derslerini aksatma eilimi gs-
termeleri verilebilir.
Sra Sizde 3
Merton anomi kavramn Durkheimdan dn alarak
deitirmitir. Durkheim anomiyi ani, hzl toplu dei-
imlere bal olarak kltrel normlarn ortadan kalma-
s ve henz yerini yenilerinin almamas nedeniyle ya-
anan bir kuralszlk, normsuzluk olarak tanmlamak-
tadr. Merton ise anomi kavramn ksmen deitirmi,
kltrel olarak belirlenmi hedeflerle bunlara ulamak
iin toplumsal olarak belirlenmi aralar arasnda bir
uurum meydana geldiinde oluan durum olarak ta-
nmlamtr.
Sra Sizde 4
Bir toplumda sapkn davrann veya suun belirli bir
dzeyde olmak artyla olumlu ilevleri olduu syle-
nebilir. Bu ilevler arasnda toplumda doru ve yanl-
la ilgili dnceleri pekitirmesi ve sapkn davranta
bulunanlarn / sulularn cezalandrlmas sayesinde
toplumsal btnlemeyi artrmas saylabilir. Bu durum-
da toplum yeleri toplumdaki normlarn ilediini gr-
mekte ve bu normlara olan ballklar pekimektedir.
Bununla birlikte sapkn davran ya da su belirli bir
dzeyin zerine karsa toplumda korku ve gvensizlik
yaratarak btnlemeyi zedeleyebilir, bu da suun bo-
zuk ilevine verilebilecek bir rnektir.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
56
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Alexander, J. C. ve P. Colomy. (1990). Neofunctiona-
lism: Reconstructing a Theoretical Tradition. in-
de: G. Ritzer (ed.). Frontiers of Sociological Theory:
The New Syntheses. New York: Columbia Univer-
sity Press., s.33-67.
Alexander, J.C.; Gary T. Marx, ve Christine L. Williams
(2004). Mastering Ambivalence: Neil Smelser as a
Sociologist of Synthesis.
http://web.mit.edu/gtmarx/www/smelser.html
Baert, P. (2006) Niklas Luhmann. inde: Turner, B. S.
(ed) The Cambridge Dictionary of Sociology.
Cambridge: Cambridge University Press.
Bruce, Steve ve Steven Yearley (2006). The Sage Dic-
tionary of Sociology. London: Sage.
Collins, Randall (1988) Theoretical Sociology. Harco-
urt Brace Jovanovich Publishers.
Colomy, P. (1991). Metatheorizing in a Postpositivist
Frame, Sociological Perspectives. 34(3): 269-286.
Coser, L.A. (2010). Sosyolojik Dncenin Ustalar:
Tarihsel ve Toplumsal Balamlarnda Fikirler.
(ev: Himmet Hlr, Serhat Toker ve brahim Maz-
man). Ankara: De Ki Basm yaym Ltd. ti.
Cuff, E.C.; Payne G.C.E; Francis, D.W.; Hustler, D.E. ve
Sharrock, W.W. (1989). Perspectives in Sociology.
Londra: Unwin Hyman. kinci Bask.
Haralambos, Michael ve Martin Holborn. (1995) Socio-
logy: Themes and Perspectives. London: Collins
Educational. Drdnc Bask.
Jary, David ve Jary, Julia (1991). Collins Dictionary of
Sociology. Glasgow: Harper Collins.
Macy, Michael. M. (2006) Action Theory. inde: Tur-
ner, Bryan S. (ed.) The Cambridge Dictionary of
Sociology. Cambridge: Cambridge University Press.
Marshall, Gordon (1999) Sosyoloji Szl (ev. Os-
man Aknhay ve Derya Kmrc). Ankara: Bilim ve
Sanat Yaynlar.
Merton, R.K. (1968). Social Theory and Social Struc-
ture. New York: Free Press.
Paul, A. (2001). Organizing Husserl: On the Phenome-
nological Foundations of Luhmanns Systems The-
ory. Journal of Classical Sociology. 1, 371-394.
Poloma, Margaret. (1993) ada Sosyoloji Kuram-
lar. eviren: Hayriye Erba. Ankara: Gndoan
Yaynlar.
Ritzer, G. Ve B. Smart (2001). Handbook of Sociologi-
cal Theory. London:Sage.
Ritzer, G. Sociological Theory. New York: Mc Graw_
Hill.
Ritzer, George. (2008) Sociological Theory. Boston:
McGraw-Hill.
Slattery, M. (2010) Sosyolojide Temel Fikirler. (Yay-
na Hazrlayan: mit Tatlcan ve Glhan Demiriz).
3.bask. stanbul: Sentez Yaynlar.
Slattery, Martin (1991). Key Ideas in Sociology. Lon-
don: MacMillan.
Smikun,Emanuel (2005) Timeless Moral Imperatives in
Causal Analysis of Social Functioning Electronic
Journal of Sociology. 5 (1).
http://www.sociology.org/content/vol005.001/smi-
kun.html (19.05.2011)
Swingewood, Alan (1998) Sosyolojik Dncenin K-
sa Tarihi. eviren: Osman Aknhay. Ankara: Bilim
ve Sanat Yaynlar.
Turner, J.H. (2004). Structure of Sociological The-
ory. 7.basm. Thomson Wadsworth.
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Bu niteyi tamamladktan sonra;
levselcilie kar eletirel olarak gelien yaklamlar aklayabilecek,
Millsin sosyolojik yaklamn zetleyebilecek,
Beyaz Yakallar ve ktidar Sekinlerini karlatrabilecek,
Cosern atma teorisinin temel zelliklerini sralayabilecek,
Postkapitalist toplum tezini aklayabilecek,
Dahrendorfun atma teorisini deerlendirebileceksiniz.
indekiler
Sosyolojik mgelem
Beyaz Yakallar
ktidar Sekinleri
atma
Konsenss
Postkapitalist Toplum
Emein Ayrmas
Sermayenin Ayrmas
Yeni Orta Snf
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
GR
C. WRIGHT MILLS VE
SOSYOLOJK MGELEM
LEWIS. A. COSER VE ATIMACI
YAPISALCILIK
RALF DAHRENDORF:
POSTKAPTALST TOPLUM VE
ATIMA TEORS
3
MODERN SOSYOLOJ TARH
levselcilie Kar
Eletirel Gelimeler:
atma Teorisi ve
Sosyolojik mgelem
GR
levselcilie kar eletirel olarak gelien yaklamlar akla-
yabilmek.
nceki nitede ele alnan Amerikan sosyolojisinin ana akm yaklam olan yap-
sal ilevselciliin, sosyolojik teoride nemli bir etkiye ve arla sahip olmakla bir-
likte zellikle 1950lerden sonra farkl cephelerden birbiri ile balantl ok sayda
eletiri almaya balad belirtilmiti. Bu eletiriler arasnda ilevselciliin siyasal
olarak muhafazakr olduu ve statik yaplar zerinde odakland, toplumsal de-
ime ile baa kamad ve toplumsal atmay yeterince analiz etmedii ynn-
deki eletiriler bata gelmektedir (Ritzer, 1996: 210).
levselcilie yneltilen en nemli eletirilerden bazlar yine Amerikal bir sos-
yolog olan C. Wright Mills cephesinden gelmitir. Mills, ilevselcilie ynelik zel-
likle 1950li ve 1960l yllarda daha da artan eletirilerin ban ekenlerden biri
olarak bilinmektedir (Ritzer, 1996: 232). C. Wright Mills, ilevselciliin hkim oldu-
u, Marksist teorinin ise byk lde ihmal edildii, Amerikan sosyoloji gelene-
inde Marksist gelenei canl tutmaya alan birka istisna sosyologdan biri ola-
rak kabul edilir (Ritzer, 1996: 209). Mills, genel anlamda Amerikan sosyolojisinde-
ki Grand Teori geleneine (birok eyi birden tek bir teoride aklamaya alma
eilimine), zellikle de Parsonsun kuramna ynelik sert eletirileriyle bilinse de
o, ayn zamanda ar ampirist ve nicelci Amerikan sosyolojisine de eletireldi. Ba-
ka bir ifadeyle, Mills her ikisi de Amerikan sosyolojisi iinde yer alan, bir yandan
Parsons ve benzerlerinin atma ve benzeri toplumsal konulardan uzak byk
boy kuramlarna, te yandan daha geni toplumsal ve tarihsel balamlar gz ard
ederek gndelik yaamn nemsiz ayrntlarna gml olan ar ampirist yakla-
mlara eletirel yaklamaktayd. Bunlar yerine Mills, aada grlecei gibi, uy-
gulamal aratrmalara dayal deerlendirici bir sosyoloji nermekteydi. levselci-
liin aksine Mills, her zaman toplumsal gerekliin atmal bir doaya sahip ol-
duunu ve toplumun farkl gruplar arasnda kar atmasnn olduunu, bu kar
atmalarnn hayatn bir gerei olduunu savunmu ve sosyolojik dnmeyi
gelitirmek amacyla reformlar yapma gerekliliine inanmtr.
Snf atmasn ve toplumsal kurumlarn yapsnda ve ileyiinde gcn etkisi-
ni gz ard eden ilevselciliin aksine Mills, almalarnda zellikle gcn analizi
levselcilie Kar Eletirel
Gelimeler: atma Teorisi
ve Sosyolojik mgelem
1
A M A
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
83
3. ni t e - l evsel ci l i e Kar El et i r el Gel i mel er : at ma Teor i si ve Sosyol oj i k mgel em
tikrar getirebilir. Coser btn toplumsal yap tip-
lerinde atmann ortaya ktn, ancak farkl
toplumsal yaplarn atmay farkl derecelerde
tolere ettiini ya da kurumsallatrdn belirtir.
atmann kurumsallatrld toplumlar oul-
cu, demokratik, atmay kurumsallatramayan
toplumlara oranla daha istikrarl ve btnlemi
toplumlardr. atmay tolere edemeyen toplum-
larda ise atma disfonksiyonel olma eilimi ta-
r. Bu adan atmann, toplumsal sistemin te-
melini tehdit edecek younlukta ortaya kp k-
mamas toplumsal yapnn katl ve esneklii
ile yakndan ilikilidir.
Postkapitalist toplum tezini aklamak.
Dahrendorfa gre toplumsal dzen ve deime-
nin temel kayna atma ve baskdr. Bu ba-
kmdan da toplumsal yapnn anlalmasnda a-
tma kavram ilevselcilikteki konsenss kavra-
mndan daha nemli bir kavramdr. Dahrendorf
atma ile ilgili grlerinde Weber ve Marxtan
olduka etkilenir. Bununla birlikte Marxn at-
ma teorisine nemli eletiriler de getirir. Ona
gre Marxn 19. yzyl kapitalizmiyle ilgili ana-
lizleri genel olarak doru olmakla birlikte o za-
mandan beri meydana gelen deimeler 20. yz-
ylda bu analizleri byk lde geersiz klm
ve neticede Marxn yazlar 20. yzylda at-
mann temelini aklama konusunda geerlilii-
ni yitirmitir. Dahrendorfa gre Marxn ounu
ngremedii bu deiiklikler postkapitalist
dedii yeni bir endstriyel toplum tipinin oluu-
muna yol amtr. Bu nedenle, ona gre, Marxn
kapitalist topluma zg olarak yapt analizle-
rin bu yeni toplum tipine (postkapitalizme) uy-
gun olarak deitirilmesi gerekmektedir. Dah-
rendorfa gre postkapitalist toplumsal formas-
yona dnmde rol oynayan bu nemli dei-
melerin banda; (i) sermayenin ayrmas, (ii)
emein ayrmas (iii), yeni orta snfn geli-
mesi, (iv) toplumsal hareketliliin artmas ve (v)
eitliin artmas gelmektedir. Bu nemli geli-
meler sonucunda atmann temelinin farklla-
tn savunan Dahrendorfa gre Marxn d-
nceleri 20. yzylda, postkapitalist toplumda
atmann temelini aklama konusunda geer-
liliini yitirmitir.
Dahrendorfun atma teorisini deerlendir-
mek.
Dahrendorf, yukarda sralanan gelimelerden
dolay postkapitalist toplumda atmann kay-
nann deitiini ve postkapitalist toplumda a-
tmann artk retim aralarna sahip olanlarla
olmayanlar arasnda deil, meru g anlamn-
daki otoriteye sahip olanlarla olmayanlar arasn-
da olduunu savunur. Dahrendorf, otorite konu-
munda, yani egemen olanlarla tabi olanlar ara-
sndaki ilikileri yar gruplar, kar gruplar ve a-
tma gruplar kavramlar erevesinde incele-
meye alr. Buna gre her topluluk ve rgtte
otorite konumundaki grubun karlar ile otorite-
ye tabi olan grubun karlar arasnda bazen ak
ancak ok defa gizli bir gerilim ve atma vardr.
Yani grup karlar ak karlar ya da gizil -
karlar olabilir. Gizil grup karlar ak amalar
olarak ortaya kmadklar mddete yar grup
karlardr. Gizil karlarn bilinli amalar ola-
rak aa kmaya balamasyla birlikte yar grup-
lar kar gruplarna dnr. Dahrendorf, kar
gruplarndan da atma gruplarnn doduunu
dnr. Dahrendorfun modelinde snf ve s-
nfsal atma, atma gruplar anlamnda kulla-
nlr. Dahrendorfun otorite temelli toplum mo-
deli, iki snfl bir sisteme dayansa da toplumsal
pratikte ok boyutlu ve karmaktr. Nitekim bi-
reyler ayn anda ok sayda yar grup, kar gru-
bu ve atma grubuna ye olabilirler ve bu grup-
larn bazlarnda egemen bazlarnda ise tabi ko-
numda olabilirler. Son olarak, Coser gibi Dah-
rendorfa gre de endstriyel toplumda srekli
olduunu dnd atmann, toplumu bir
arada tutma ve demokrasilerde gcn ktye
kullanmnn engellenmesi gibi eitli ilevleri
vardr. Bu adan Coser gibi Dahrendorfun ku-
ramnn da yapsal ilevselcilii aan alternatif bir
kuramdan ok, toplumsal yap ve btnleme
konusunda, onu tamamlayan bir nitelie sahip
olduu kabul edilmektedir.
5
A M A
6
A M A
84
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. C. Wright Mills ile ilgili aadaki bilgilerden hangisi
dorudur?
a. Klasik Marksist bir gelenekten gelmektedir.
b. Parsonsn dncelerine dayanan bir kuram ge-
litirmitir.
c. Grand teori geleneini izlemektedir.
d. Ampirik yntemle gndelik yaamdaki ayrntla-
rn allmas gerektiini dnr.
e. Amerikan sosyolojisinde Marksist gelenei canl
tutmaya almtr.
2. atma teorisi ve ilevselcilie ilikin aadaki bil-
gilerden hangisi dorudur?
a. Her ikisi de toplumu srekli olarak deiim ha-
lindeki bir yap olarak grr.
b. Aralarndaki temel fark ilevselciliin atmann
olumlu ilevlerine, atma teorisinin ise olum-
suz ilevlerine odaklanmasdr.
c. atmaclar toplumsal dzenin otoriteye sahip
olanlarn zorlayc gcyle salandn savunurlar.
d. atmaclara gre toplumu bir arada tutan ey
ortak olarak paylalan normlar ve deerlerdir.
e. Her ikisi de atmann konsenssten daha
nemli olduunu savunur.
3. Aadakilerden hangisi atma teorisi erevesin-
de deerlendirilen sosyologlardan biri deildir?
a. Ralf Dahrendorf
b. Lewis A. Coser
c. John Rex
d. Talcott Parsons
e. David Lockwood
4. lk olarak Millsin kulland ve bireylerin kiisel ya-
amlarndaki sorunlarla toplumsal dzeydeki sorunlar
arasndaki ilikiyi grebilecek bir bak asna veya ye-
tenee sahip olmalar eklinde tanmlanabilecek kav-
ram aadakilerden hangisidir?
a. Sosyolojik imgelem
b. Makroskobik imgelem
c. Molekler imgelem
d. atmac imgelem
e. Deerlendirici sosyoloji
5. Millsin beyaz yakallar ile ilgili dnceleri asn-
dan aadakilerden hangisi dorudur?
a. Beyaz yakallar snfsal olarak burjuvazi ile z-
delemektedir.
b. Beyaz yakallar snfsal olarak proleterya ile z-
delemektedir.
c. Amerikan toplumunda toplumu ilgilendiren
nemli kararlar alan snf beyaz yakallardr.
d. Beyaz yakallar ne kendi yaamlarn ne de ulu-
sal politikalar ekillendirebilecek gce sahip de-
ildir.
e. Beyaz yakallar kendilerini cretli alan iiler-
den daha kt durumda grmektedirler.
6. Aadakilerden hangisi Millse gre iktidar sekin-
lerini oluturan gruplardan biridir?
a. st dzey ordu mensuplar
b. Vasfl beyaz yakallar
c. cretli iiler
d. Aristokratlar
e. Sanatlar
7. Lewis Coserla ilgili olarak aadakilerden hangisi
yanltr?
a. atmac yaklam iinde yer alr.
b. atmann toplumsal ilikilerin anlalmas a-
sndan merkezi bir neme sahip olduunu sa-
vunur.
c. Amerikan sosyolojisini atma konusunu ihmal
etmekle eletirir.
d. atmann toplumun varln koruyacak bir
ara olabileceini vurgular.
e. atmann olumsuz ilevlerinin olumlu ilevle-
rinden ok daha fazla olduunu savunur.
8. Toplumlarda gerginliklerin ve dmanlklarn yapy
paralamadan dar atlmasn salayan, gerginlikleri
yap dna kanalize eden mekanizmalar olduunu ifa-
de eden kavram ve bu kavram ilk olarak kullanan sos-
yolog aadaki klardan hangisinde doru olarak ve-
rilmitir?
a. atmann btnletirici ilevi-C.W. Mills
b. Gereki olmayan atma-L. A. Coser
c. Emniyet spab-Lewis A. Coser
d. atmann kanalize edici ilevi-R. Dahrendorf
e. Ykc olmayan atma-R. Dahrendorf
Kendimizi Snayalm
85
3. ni t e - l evsel ci l i e Kar El et i r el Gel i mel er : at ma Teor i si ve Sosyol oj i k mgel em
9. Aadakilerden hangisi Dahrendorfun 20. yzyln
toplum yaps ile ilgili dncelerinden biridir?
a. Bu yzylda toplum, retim aralarna sahip
olanlarla olmayanlar arasnda yaanan bir at-
maya sahne olmaktadr.
b. Sermayedarlar ve iiler arasndaki atma, bu
iki snfn giderek kutuplamasna neden olmak-
tadr.
c. Toplumsal hareketlilik azalm, toplumsal taba-
kalar aras gei zorlamtr.
d. ilerin vasf dzeyine gre farkllamas, eme-
in, i gcnn blnmesine, heterojenlemesi-
ne neden olmutur.
e. Eitlik azalmtr ve bu durum iki temel snf ara-
sndaki atmann younlamasna neden ol-
mutur.
10. Dahrendorfa gre postkapitalist toplumda atma-
nn temeli aadakilerden hangisidir?
a. Mlkiyet
b. Otorite
c. Vasf
d. Sermaye
e. Eitim
C. Wright Mills zerine
Georg Lukacsn Amerikan sosyal bilimcileri arasn-
da istisna sayd Mills, akademik hayat boyunca
toplumsal yapnn vcln yapanlarla hi uzlaa-
mamtr.
Sweezynin, yntemi bakmndan Marksizme yakn bul-
duu Dinle Yankee! ve Marksistler yazar, ktidar
Sekinlerinde ada kapitalist sanayi toplumuna r-
nek alnan Amerikan toplumunun, savunucularnn ile-
ri srdkleri birok efsanelere ramen, kendi klikleri-
nin dnda hi kimseye kar sorumluluk duymayan
ok kk bir aznlk tarafndan ynetildiini apak
ortaya koymutur.
Mills, ada kapitalist sanayi toplumunun byk sana-
yi kapitalistleri, st dzeydeki politikaclar ve Penta-
gondaki yksek mevki sahiplerinden oluan bir se-
kinler takm tarafndan ynetildiini, bu kliin iindeki
gerek iktidarn ise sanayi alannda yer alan varlklarda
bulunduunu sylemektedir.
Bunlarn byle olduunu kabul eden bir Talcott Par-
sonsdan fark, bu durumun sanayi toplumunun katlanl-
mas gereken zorunlu bir sonucu olmadna, deiebi-
leceine, deimesi gerektiine inanmasdr. Ayn duru-
mu kabul eden Marksistlerden fark ise, her eyin sade-
ce ekonomik tabana dayanmadn olgunluk dne-
mindeki Marx hatrlatan bir ifade ile, iktidar sorunu-
nun styap ile de ilgili olduunu gstermek istemesidir.
Kaynak: Mills, W. (1974). ktidar Sekinleri. (eviren
nsal Oskay). Ankara: Bilgi Yaynevi. Arka kapak yazs.
Okuma Paras
86
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. e Yantnz yanlsa Giri blmn gzden ge-
iriniz.
2. c Yantnz yanlsa Giri blmn gzden ge-
iriniz.
3. d Yantnz yanlsa Giri blmn gzden ge-
iriniz.
4. a Yantnz yanlsa Charles Wright Mills ve Top-
lumbilimsel Dn blmn gzden geiriniz.
5. d Yantnz yanlsa Charles Wright Mills ve Top-
lumbilimsel Dn blmn gzden geiriniz.
6. a Yantnz yanlsa Charles Wright Mills ve Top-
lumbilimsel Dn blmn gzden geiriniz.
7. e Yantnz yanlsa Lewis A. Coser ve atmac
Yapsalclk blmn gzden geiriniz.
8. c Yantnz yanlsa Lewis A. Coser ve atmac
Yapsalclk blmn gzden geiriniz.
9. d Yantnz yanlsa Ralf Dahrendorf ve Postkapi-
talist Toplum Tezi blmn gzden geiriniz.
10. b Yantnz yanlsa Ralf Dahrendorf ve Postkapi-
talist Toplum Tezi blmn gzden geiriniz.
Sra Sizde Yant Anahtar
Sra Sizde 1
Genel olarak dier tm atmac yaklamlar gibi Mark-
sizm de bir atma kuram olarak, ilevselcilikten ayr-
lr. Ancak Marksizm ilevselcilikten en radikal ekilde
ayrlan atma teorisidir. Toplumu bir sistem olarak
gren ilevselcilik, toplumsal gruplar arasnda atma-
dan ok karlkl bir ibirlii ve uzla grr. Bireylerin
atan karlardan ok benzer karlara sahip oldukla-
rn varsayar. Bu nedenle de toplumda deerler birlii-
nin ve konsenssn nemini vurgular. Marksizm ise di-
er atmac yaklamlar gibi ilevselcilik karsnda a-
tmann nemini vurgular. Ancak Marksizm dier a-
tmac yaklamlardan, zellikle de atma teorisinden
farkl olarak toplumdaki temel atmann kar grupla-
r arasnda deil, retim aralarnn zel mlkiyeti kar-
sndaki konumlara gre belirlenen snflar arasnda
(yani, retim aralarnn zel mlkiyetine sahip olan
burjuvazi ile retim aralarnn zel mlkiyetinden yok-
sun olan ve cret karl alan proleterya arasnda)
olduunu savunur. Toplumu uzlalm bir gereklik
olarak ele alan ilevselcilik doal olarak uzlay/kon-
senss toplumsal dzeni salayan temel olgu olarak
grr. Marksizm ise retim aralarnn zel mlkiyeti-
nin bulunduu btn toplumlarn ve toplumsal yapla-
rn uzlamaz snflar ile bu snflar arasndaki snf at-
mas tarafndan belirlendiini savunur. Bu snfl top-
lumlarda her zaman egemen bir ynetici snf ile eme-
inin karln alamayan ve smrlen bir ynetilen
snf olduunu ne srer. Marksizmin genel olarak di-
er atmac yaklamlardan fark, toplumsal yaamda-
ki temel atmann kaynann retim aralarnn zel
mlkiyetinden kaynaklandn ve zel mlkiyetin sona
erdirilmesiyle birlikte toplumdaki temel atmann so-
na ereceini savunmasdr. Bunun aksine atma teori-
si toplumdaki temel atmann kar gruplar arasnda
olduunu ve de bu atmann doal, srekli, ayrca g-
rece ilevsel olduunu savunur.
Sra Sizde 2
Pareto ve Mosca tm toplumlar iin genel geer bir elit
teori gelitirmeye alrlar. Nitekim her ikisi iin de elit
ynetim doal ve kanlmazdr. Millsin ktidar Sekin-
leri kuramnda ise elit ynetim tm toplumlarda genel-
geer ve de kanlmaz bir ynetim ekli olarak analiz
edilmez. Aslnda Mills, elit ynetimi Amerikada olduka
yeni bir gelime olarak grr bu nedenle de analizini
daha ok 1950li yllardaki Amerikan toplumu ile snr-
landrr; ayrca Mills, kitleler zerindeki elit tahakkm-
n doal ve kanlmaz olduu gerekesiyle kabul eden
Paretonun aksine kitleler zerindeki elit tahakkmn
sert bir ekilde knayan atmac bir elit teori benimser
(Haralambos & Holborn, 1995: 517). Slattery (2010: 257)
bu noktada Millsin ktidar Sekinleri analizinin hede-
finin, Amerikadaki karar verme srecini ve karar alc-
lar tehir etmek, Amerikan vatandalarnn yneticilerin
gerek glerinin daha fazla farkna varmalarn sala-
mak ve kamuoyunu bu kurumsal gc kontrole tevik
etmek ve siyasal karar srecini iktidar sekinlerinin zel
karlarna hizmet etmekten kurtarp ulusal karlarn
hizmetine sunmak... olduunu vurgular.
Sra Sizde 3
Marxn kuramnda kapitalist toplumda ynetici snfla
ynetilen/tabi snf arasnda retim aralarnn zel ml-
kiyetinden kaynaklanan ekonomik temelli bir kar a-
tmas vardr ve Marx iin bu ekonomik temelli kar
atmas toplumun genelindeki atmann kaynan
oluturur. Dahrendorfun kuramnda ise kar atmas
ekonomik temelli deil otorite temellidir, otorite konu-
munda olanlarla buna tabi olanlar arasndaki kar a-
tmas toplumun genelindeki atmann kaynan
oluturur. Ayrca otorite dalmndan kaynaklanan -
kar atmas toplumsal ilikilerin ounda bulunmas
anlamnda ok daha yaygn ve komplekstir.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
87
3. ni t e - l evsel ci l i e Kar El et i r el Gel i mel er : at ma Teor i si ve Sosyol oj i k mgel em
Burawoy, M. (2007) C. Wright Mills and American
Social Theory, Sociology 101C, Spring,
http://burawoy.berkeley.edu/syllabus/101c.07.pdf
Coser, L. A. (1956) TheFunctions of Social Conflict.
Londra: Routledge
Coser, L. A. (2009) Social Conflict and The Theory of
Social Change, R. Grundmann and N. Stehr (editor)
Society: Critical Concepts in Sociology. London:
Routledge.
Dahrendorf, R. (1959) Class and Class Conflict in
Industrial Society. Stanford. California: Stanford
University Pres.
Dahrendorf, R. (2009) Towards a Theory of Social
Conflict, R. Grundmann and N. Stehr (editor)
Society: Critical Concepts in Sociology. London:
Routledge.
Haralambos, Michael ve Martin Holborn. (1995)
Sociology: ThemesandPerspectives. London:
Collins Educational. Drdnc Bask.
Poloma, Margaret. (1993) ada Sosyoloji Kuramla-
r. eviren: Hayriye Erba. Ankara: Gndoan Ya-
ynlar.
Marshall, G. (1999) Sosyoloji Szl. Ankara: Bilim
ve Sanat Yaynlar.
Mills, C. Wright (1951), White Collar: The American
Middle Classes. New York: Oxford University Pres.
Mills, C. Wright (1974), ktidar Sekinleri. stanbul:
Bilgi Yaynevi.
Mills, C. Wright (2000) Toplumbilimsel Dn. stan-
bul: Der Yaynlar.
Mills, C. Wright (2009) The Structure of Power in
American Society, R. Grundmann and N. Stehr
(editor) Society: Critical Concepts in Sociology.
London: Routledge
Ritzer, George. (2008) SociologicalTheory. Boston:
McGraw-Hill.
Slattery, Martin (2010) Sosyolojide Temel Fikirler. s-
tanbul: Sentez Yaynclk.
Swingewood, Alan (1998) Sosyolojik Dncenin K-
sa Tarihi. eviren: Osman Aknhay. Ankara: Bilim
ve Sanat Yaynlar.
Tolan, B. (1985) Toplum Bilimlerine Giri. Ankara:
Gazi niversitesi Yaynlar.
Wallace, R.A. &Volf, A. (2004) ada Sosyoloji Ku-
ramlar: Klasik Gelenein Gelitirilmesi. zmir:
Punto Yaynclk.
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Sembolik etkileimciliin temel varsaymlarn sralayabilecek,
Erken dnem etkileimci dnrlerin grlerini zetleyebilecek,
G. H. Meadin rol alma srecini aklayabilecek,
G. H. Meadin benlik teorisini zetleyebilecek,
H. Blumerin sembolik etkileimcilie katksn deerlendirebilecek,
Sembolik etkileimcilie ynelik eletirileri tartabileceksiniz.
indekiler
Sembolik Etkileim
Benlik
Sembol
Anlam
Ayna Benlik
Rol Alma
Genelletirilmi teki
Kolektif Eylem
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
SEMBOLK ETKLEMC BAKI
AISI
ERKEN DNEM ETKLEMC
DNRLER
GEORGE HERBERT MEAD
HERBERT BLUMER
SEMBOLK ETKLEMCLN
ELETRS
4
MODERN SOSYOLOJ TARH
Sembolik
Etkileimcilik
SEMBOLK ETKLEMC BAKI AISI
Sembolik etkileimcilik, on dokuzuncu yzyln sonlarna doru Amerikan sosyolo-
jisi yaklam olarak bireyin davranlarnn toplumsal ynlerini aratran ve top-
lumsallama srecini inceleyen sosyal psikoloji alanndaki almalardan etkilene-
rek ortaya km ve gelimitir. Sembolik etkileimci bak asnn, sosyoloji ku-
ramnn geliiminde nemli bir rol oynayan George Herbert Mead (1863-1931) ta-
rafndan gelitirildii ve bu bak asnn daha sonra sembolik etkileimcilik ola-
rak adlandrld ne srlr. Mead btn olarak toplumlar almaktan ok, k-
k lekli toplumsal sreleri zmlemeye daha fazla nem vermitir (Gid-
dens, 2000, s.592).
Bu kitabn son nitesinde ele alnan yapsalclk gibi sembolik etkileimcilik de
dil ile balantl olarak ortaya km, ancak Mead tarafndan yapsalclktan farkl
bir yaklam olarak gelitirilmitir (Giddens, 2000, s.597). Sembolik etkileimcilik,
1970li yllarda, zellikle yapsal ilevselci yaklam ile Amerikan sosyolojisinde
egemen bir paradigma oluturan ve T. Parsons tarafndan gelitirilen toplumsal sis-
temler teorisine nemli bir alternatif olarak grlmtr. Ayrca bu yaklam, pozi-
tivizmin bir eletirisi olarak da sosyolojide nemli olmutur.
levselcilik gibi yapsalc yaklamlar toplumu, toplumsal yaplar asndan -
zmlemeye alm, bireylerin iinde yaadklar toplumun yaps tarafndan ekil-
lendiini ileri srmlerdir. Sembolik etkileimcilik ise aktif, yaratc olarak grd-
bireylere dier yaklamlardan daha fazla arlk vermitir (Giddens, 2000,
s.597). Sembolik etkileimci bak as insanlarn kendi geliimlerinde nasl yara-
tc olduklarnn anlalmasnn nemi zerinde durmu, daha ok semboller ve ile-
tiim araclyla bireylerin iinde yer aldklar gndelik yaamdaki etkileimlerin-
den, nasl bir dzen (order) ve anlam (meaning) rettikleri ile ilgilenmitir.
Sembolik etkileimcilik, yapsalc ve sistem yaklamlarnn sosyolojik zmle-
mede ihmal ettii insan davrannn znel ve yorumlayc ynlerine nem vere-
rek, onlar n plana karmaya almtr. Sembolik etkileimcilere gre, bireyin
davran tamamen yaplar tarafndan belirlenmemektedir. Birey, bulunduu ey-
lemlerde ksmen zgrle ve seme ansna sahip bulunmaktadr (Poloma, 1993,
s.222). Bylece sembolik etkileimciler, bireyin nesnel yaplar tarafndan belirle-
nen pasif varlklar olarak ele alnmasn reddederek onu daha zgr ve aktif bir
konumda ifade etmilerdir.
Sembolik Etkileimcilik
Toplumsallama, toplumsal
normlarn
iselletirilmesidir. Baka
bir deyile, toplumun
srekliliini salayan ve
nesilden nesile aktarlan
toplumsal normlar renme
srecidir.
Sembolik etkileimci bak asnn vurgulad en nemli ge benlik kavram-
dr. Sembolik etkileimciler, yirminci yzyln ilk yarsna kadar sosyal teorinin,
benlik kavramn yeterli bir ekilde ele alan bir yaklam gelitiremediini ve bu
kavramn, srekli gz ard edildiini belirtmilerdir. Sosyal teori iinde, benliin s-
radan bir biimde, sistemin empoze ettii normlar ve deerleri iselletiren ve sis-
temin gerekliliklerine ynelik roller stlenerek, anlamlar reten toplumsal bir ak-
tr olarak ele alndn ileri srmlerdir. Bu erevede benlik, kurumlar, ideolo-
jiler ve kltr dorultusunda tanmlanm ve benliin ierdii zengin gelere, ok
ynl zelliklerine, eylem ve bilincin biimlerine ok fazla yer verilmemitir (Swin-
gewood, 1998, s.308).
Bu anlamda pozitivist bak asnn karsnda yer alan bir yaklam olarak
sembolik etkileimcilik, benlik kavramn yaklamnn merkezine yerletirerek
benliin irade sahibi, aktif ynn odak noktas olarak ele almaktadr. Bununla
birlikte sembolik etkileimci yaklam, doa bilimlerindeki nedensel zmleme
yerine, toplumsal gereklii ieriden tanmlamaya alarak, bireylerin basite gn-
delik yaamlarndaki grlerini, duygularn ve eylemlerini yorumlamay amala-
maktadr. Fakat yaklamnn merkezine benlik tartmasn koymas nedeniyle
sembolik etkileimciliin, yapsalc ve sistem yaklamlar kadar etkili olamad
belirtilmektedir.
Sembolik etkileimcilik ile Max Weber sosyolojisi arasnda baz benzerlikler
grlmektedir. Weber sosyolojisinde, herhangi bir eylemde bulunan bireylerin z-
nel durumlar anlalmadan, bireysel eylemlerin nedensel aklamasnn yaplama-
yacan ileri srmektedir. Sembolik etkileimciler ise sosyolojik zmlemelerde
yer alan nedensel aklamalar reddetmemekle birlikte, nedensel ilikilerin kurul-
masn, sosyologlarn almalarnn nemli bir blm olarak grmezler. Sembo-
lik etkileimciler, pozitivistler iin nemli olan istatistiksel bilginin de insan davra-
nlarnn i yznn kavranmasn salayacak pek fazla bir katk salamadn
belirtmektedirler. nk sembolik etkileimciler, insan davranlarnn geni an-
lamda, insanlarn kendilerini evreleyen dnyay yorumlamada ve kendi yaamla-
rn anlamlandrmada ya da yaamlarna anlam vermede kullandklar birtakm i-
sel sreler tarafndan ynetildiini kabul etmektedirler.
Ayrca Weber, pozitivist yaklamdan farkl olarak toplumsal eylemi, sosyoloji-
nin alma nesnesi olarak kabul etmekte ve onu sosyolojik zmlemenin oda-
na yerletirmektedir. Weber, insan dnebilme yetisine sahip olan, toplumsal ya-
amda bakalarnn dncelerini ve tepkilerini hesaba katarak hareket eden kl-
trel bir varlk olarak tanmlamaktadr. Bu nedenle Webere gre insan eylemi
toplumsaldr ve toplumsal eylem, bilimsel olarak aklanmadan nce, bireylerin
eylemlerine ykledikleri anlamlarn yorumlanmas gerekmektedir. Bu balamda
Weber, bir eylemin altnda yatan anlamn anlalmasnn, nedensel aklama yap-
may mmkn kldn ileri srmektedir. Bylece Weberin, hem makro hem de
mikro lekli etkileimler ve toplumsal deiimlerle urat grlmektedir.
Sembolik etkileimci yaklam tarafndan toplumsal eylem, bireylerin bu eylem-
lere ykledikleri anlamlar balamnda ele alnmaktadr. Toplumsal eylemin bu e-
kilde aklanmas, M. Weberin yaklam ile benzerlik gstermektedir. Fakat sem-
bolik etkileimcilik, makro lekte toplumsal deiimin aklanmasndan daha
ok, mikro lekte etkileim durumlar ile ilgilenmektedir ve bu ynyle M. We-
berin yaklamndan ayrlmaktadr (Haralambos ve Holborn, 1995, s.891).
90
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
Sembolik etkileimciler, bireyin eyleminin, toplumsal bir uyarana kar doru-
dan bir tepki olarak ele alnmasn eletirmektedirler. Bireyler toplumsal olmalar
nedeniyle, nesnel uyaranlara dorudan tepki vermeden onlar tanmlamakta ve yo-
rumlamaktadrlar. Bu nedenle sembolik etkileimcilere gre, toplumsal aktrlerin
bu nesnel uyaranlar znel bir biimde tanmlamas ya da yorumlamasnn ele aln-
mas gerekmektedir (Poloma, 1993, s.222).
Sembolik etkileimci yaklam, insann toplumsal etkileiminin doas zerinde
durmaktadr. Bu balamda, toplumsal aktrler arasnda sembolik iletiim sreci
olarak benlik ve toplum ilikisini almaktadr. Bu yaklama gre, insanlar birbir-
leriyle etkileim hlindedirler ve toplum etkileim hlindeki bu insanlardan olu-
maktadr. Toplumsal etkileimin sonucu olarak bireylerin srekli deitii ve bu et-
kileime bal olarak toplumun da deitii vurgulanmaktadr. Sembolik etkileim-
ci bak asnn, toplumsallama, iletiim, rol ve eylemin zmlenmesine nemli
katklar salad kabul edilmektedir.
Sembolik etkileimci bak as, su sosyolojisi alannda, sua ynelik davran alma-
larnda etkili olmu ve etiketleme teorisi iin teorik bir temel salamtr.
William Isaac Thomas (1863-1947) ve Charles Horton Cooley (1864-1929) er-
ken dnem etkileimci bak asnn oluumu srecinde nemli katklarda bulun-
mulardr. George Herbert Mead ise yukarda da belirtildii gibi, sembolik etkile-
imciliin kurucusu olarak kabul edilmektedir. Meadin ardndan rencisi Herbert
Blumer (1900-1987) sembolik etkileimcilie nemli katklarda bulunmutur.
Mead, almalarnda Cooleynin yaklamndan etkilenmi, onun ayna benlik
(looking-glass self) kavramn gelitirmitir. Bu anlamda Mead benlik kavramn,
toplumsal bir fenomen olarak ele almtr. Toplumsal benliin, dierleriyle toplum-
sal etkileim sreci araclyla ortaya ktn belirtmitir. Etkileimin en nemli
geleri olan semboller ve anlamlar, toplumsal yaamn temellerini oluturmakta-
dr. Blumern almalar ise byk lde Meadin dncelerinden etkilenmitir.
Blumer, sembolik etkileime ynelik kuramsal yaklamn Meadin sosyal psikolo-
ji anlay erevesinde gelitirmitir.
Sembolik Etkileimde Sembol ve Anlamlar
Sembol, bir eyi ifade eden herhangi bir jest, iaret veya nesne olarak tanmlan-
maktadr. nsanlar birbirleriyle etkileim halindeyken, sembolleri renmekte ve
kullanmaktadrlar. Semboller, bitmemi gereklikler olarak devam eden bir sre
ierisinde yer almaktadr. Semboller, ayn zamanda anlamlarn (meanings) tay-
clar olarak kabul edilmektedirler (Poloma, 1993, s.224).
Sembol, basite bir nesne ya da olayn simgelenmesi olarak grlmemelidir.
Sembol, nesne ya da olaylar zel bir biimde tanmlamaktadr. rnein bir sem-
bol olan sandalye nesnelerin bir grubunu temsil etmekte ve onlar birbirleriyle
benzer olarak tanmlamaktadr. Ayn zamanda sandalye, oturma eyleminin bir ek-
lini de gstermektedir (Haralambos ve Holborn, 1995, s.891).
Semboller, nesne ve olaylara zel bir anlam yklemektedir. Bu anlamlar, insan-
larn doal ve toplumsal evreleriyle kurduklar etkileim araclyla ortaya k-
maktadr. Anlamlar, nesne ve olaylarn kendisinde isel olarak bulunmamaktadr.
nsanlar tarafndan, onlar alglama biimlerine dayal olarak nesne ve olaylara an-
lam yklenmektedir.
91
4. ni t e - Sembol i k Et ki l ei mci l i k
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Semboller olmadan insanlarn birbirleriyle etkileiminden ve dolaysyla bu et-
kileimlerden oluan toplumdan bahsetmek mmkn deildir. nsanlar, zel uya-
ranlara kar otomatik olarak tepki vermek zere genetik olarak programlanmadk-
lar iin, insan davranlar igdlerle ynetilmemektedir. Bu nedenle insanlar
davranlarn ynetmek iin sembolik etkileime ihtiya duymaktadrlar. Hayatta
kalmak ve yaamlarn srdrebilmek iin insanlar, anlamlara ihtiya duymaktadr-
lar. Bunun iin insanlarn bir anlamlar dnyas ina etmeleri ve onunla yaamalar
gerekmektedir (Haralambos ve Holborn, 1995, s.891).
nsanlar, anlamlar nesilden nesile aktarma kapasitesine sahip olmakla birlikte,
ayn zamanda bakalarnn eylemlerini ve dnyay yorumlayabilme kapasitesine
de sahiptirler. Bu anlamlar sabit-deimez ve mutlak nitelikte deildirler. Bir du-
rumdan tekine ve bir balamdan dier bir balama deiebilmektedirler.
Sembolik etkileimde dil ve jestler en nemli semboller olarak tanmlanmakta-
dr. Etkileim, dilin kullanm ve jestler araclyla gereklemektedir. Dil, bir taraf-
tan bireyin deneyimi olarak grlrken dier taraftan onun toplumdaki kullanm-
n yneten kurallar btn olarak ele alnmaktadr (Meltzer vd., 1975, s.36). nsan-
lar, dilin ierdii semboller araclyla etkileimde bulunmaktadrlar.
Jestler ise szel seviyede bulunmamakla birlikte, bilinli bir anlam ya da ama
da tamamakta, ancak dierlerinin tepkilerinin uygunluunun deerlendirilmesin-
de ipucu olarak hizmet etmektedirler. Jestlerle iletiim, bir eyleme ara vermeksizin,
bir anlamn veya tanmn aracs olmadan, annda ortaya kmaktadr (Meltzer,
1995, s.40). Ayrca semboller biiminde ortaya kan sesli jestler de bulunmaktadr.
Sesli jestler ve toplumda bu jestlere bal olarak grlen davranlar, sembolik et-
kileim iin temel salamaktadrlar (Meltzer vd., 1975, s.36).
Sembolik Etkileimciliin Temel Varsaymlar
Sembolik etkileimciliin temel varsaymlarn sralayabilmek.
Sembolik etkileimciler, bu teorinin temel varsaymlarn (Herman ve Reynolds,
1995, s.1-2) u ekilde sralamaktadrlar:
nsanlar, renilmi anlamlarn sembolik bir dnyasnda yaarlar.
Sembolik etkileimcilik, en temel nerme olarak insanlarn anlamlar dnyasn-
da yaadn ileri srmektedir. Nesnel dnya, insanlar iin bir gereklik ifade et-
memekte ancak znel olarak tanmlanm nesneler anlam tamaktadr. Bireyler
nesne ve olaylara znel anlamlar temelinde tepki vermektedirler.
Semboller, toplumsal srelerde ortaya kar ve paylalr.
Sembollerin nesne ve olaylara ykledikleri anlamlar, insanlarn yaratc kapasi-
tesi araclyla deiebilmekte ve bireyler, toplumlarn oluturan birok anlamdan
etkilenebilmektedir. Anlamlar, toplumsal etkileimde yer alan bireylerin tanmla-
nan eylemleri araclyla toplumsal bir rn olarak ortaya kmaktadr.
Semboller, insan davrann etkilemesi bakmndan nemlidirler.
Semboller ve anlamlar, bireylerin farkl bir biimde eylem ve etkileimde bu-
lunmalarna olanak salamaktadrlar. Toplumsal olarak yaratlan ve paylalan an-
lamalar, bireylerin davranlarn belirlemede nemli bir ilev grmektedirler. n-
sanlarn nesnelere, olaylara ve dier insanlara verdii bu anlamlar, insan davran-
n etkilemesi asndan nemlidir.
92
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
1
A M A
Resim 4.1
nsanlarn birbirleriyle etkileiminin baarl bir biimde gereklemesi sonu-
cunda semboller, anlamlara sahip olmaktadrlar. Toplumsal ilerlemeyi salayan et-
kileim iin, toplumun yeleri tarafndan anlamlarn paylalmasnn yannda, di-
erlerinin amalarnn da yorumlanabilmesi gerekmektedir. Ortak sembollerin var-
l ile mmkn olan bu sre Meadin adlandrd rol alma sreci ile salan-
maktadr (Haralambos ve Holborn, 1995, s.891).
Meadin yaklamnda rol alma sreci, bireyin kendini dierlerinin yerine koy-
mas olarak tanmlanmaktadr. rnein bir bireyin, bir dier kiinin glmesi, ala-
mas ya da el sallamasndaki anlam ve amac anlayabilmesi iin, kendini bu kiinin
yerine koymas gerekmektedir. Birey, bu gzlemi sonucunda oluan yorumunu te-
mel alarak, dier kiinin eylemine tepki vermektedir. Bylece birey, etkileim iin-
de bulunduu insanlarn roln alarak onlarn tepkilerini yorumlamakta ve bu yo-
rum temelinde etkileime devam edip etmeyeceine karar vermektedir. rnein bir
birey, dier bir kiinin kendisine kar yumruunu kaldrdn grdnde, bu ha-
reketi saldrganln bir gstergesi olarak yorumlayabilmektedir, ancak bu yorumla-
ma bireyi otomatik olarak belirli bir ekilde davranmaya ynlendirmemektedir. Bi-
rey bu hareketi grmezlikten gelebilir, kibar bir ekilde karlk verebilir, ortam bir
espri ile yumuatmaya alabilir vb. Bireyin etkileim halinde olduu kii de bu se-
fer onun roln alarak, vermi olduu karl yorumlayacaktr. Bu yoruma bal
olarak birey ya etkileime devam edecektir ya da etkileime son verecektir. Bu du-
rumda, insanlarn bu ekilde birbirleriyle etkileimi, bireyin her defasnda bir die-
rinin roln ald srekli bir yorumlama sreci olarak grlebilmektedir (Haralam-
bos ve Holborn, 1995, s.892). Bireyin, etkileimin dier toplumsal aktrler zerin-
deki etkisini dnebilmesi, onun ayrt edici bir zellii olarak kabul edilmektedir.
Mead, rol alma sreci ile bireylerin benlik kavramn gelitirdiini belirtmek-
tedir. Bireyler, dier insanlarla etkileime girerek onlarn farkna varmalarnn yan
sra, kendilerinin de farknda olmaktadrlar. Kendilerini dierlerinin yerine koy-
duklar rol alma srecinde, kendileri ile de etkileime girebilmektedirler. Baka bir
deyile kendilerine dardan bakabilmektedirler.
Benlik Teorisi
G.H. Meadin benlik teorisini zetleyebilmek.
Daha nce belirttiimiz gibi, yirminci yzyln banda, Amerikan psikolojisi ve
sosyolojisinde egemen olan bak as, benliin ve bilincin, mekanik ve pasif ola-
rak ele alnmas olmutur. Mead bu bak asndan ayrlan bir yaklamla benlik
kavramn toplumsal bir fenomen olarak gelitirmitir. Toplumsal benlik, bakala-
rnn dncelerine verilen tepkinin bir sonucu olarak yanstc ve dnmsel
olarak ortaya kmaktadr. Bununla birlikte Mead, benliin kkenleri zerinde dur-
mu ve bu kkenleri dsal ynler olarak benliin pratik toplumsal deneyimlerin-
de ve isel ynler olarak benliin bilinli deneyimlerinde aramtr. nsan, ancak
iinde yaad ortama uyarak ve onu kontrol etmeye ynelik bir mcadele iinde
yer alarak kendi benliini oluturmaktadr (Swingewood, 1998, s.310).
Meade gre benlik, ancak bireyin kendisine dardan bir nesne olarak baka-
bilmesi ile gelimektedir. Bunu yapabilmek iin bireyin, kendisini dierlerinin ba-
k asndan gzlemleyebilmesi gerekmektedir. Bu nedenle, benliin geliiminin
kayna, bir dierinin roln alma yeteneinde yatmaktadr.
96
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
Benlik, bireyin dierleriyle
etkileimi araclyla ortaya
kmaktadr.
4
A M A
Resim 4.2
vermemekte, bunun yerine nesnelere ve olaylara verilen anlamlar temelin-
de hareket etmektedir. Sembolik etkileimcilik bu nedenle, toplumsal ve bi-
yolojik determinizmi reddetmektedir.
2. Anlamlar, insanlarn birbirleriyle olan etkileiminden ortaya k-
maktadr. Anlamlar, balangta bulunarak gelecek eylemi ekillendirme-
mekte ancak insanlarn birbirleriyle etkileim srecinde ortaya kmaktadr.
Anlamlarn, sabit ve nceden oluumundan ok, etkileim durumlarnda bir
dereceye kadar yaratld, belirlendii, gelitirildii ve deitirildii kabul
edilmektedir. Etkileim srecinde, eylemler birbirlerine tpatp benzer ola-
rak nceden belirlenmi normlar izlememekte ya da kurulan rolleri meka-
nik olarak eyleme koymamaktadr.
3. Anlamlar yorumlayc bir sre ierisinde deiime uramaktadr.
Anlamlar, etkileim balam iinde toplumsal aktrler tarafndan kullanlan
yorumlayc bir izlein sonucu olarak ortaya kmaktadr. Dierinin rolnn
alnmasyla toplumsal aktrler, anlamlar ve dierlerinin amalarn yorum-
lamaktadrlar. Kendi etkileim mekanizmas araclyla bireyler, durumun
tanmlarn belirlemekte ya da deitirmektedirler. Eylemin alternatif ynle-
rini uzun uzadya ifade etmekte ve onlarn olas sonularn dnmektedir-
ler. Bylece eyleme rehberlik eden anlamlar, etkileim balamnda bir dizi
karmak yorumlayc izlekten geerek ortaya kmaktadr (Haralambos ve
Holborn, 1995, s.894).
Bir nesne, bireye anlam ifade eden bir zellie sahip deildir. nsanlar tarafn-
dan, nesne ve olaylara anlam yklenmektedir. Bu balamda, rnek olarak bir y-
lana nasl anlam yklendii ele alalm. Baz insanlar iin ylan, korkulan ve iren
olarak grlen srngen bir hayvandr. Doa bilimciler iin ise ylan, doann den-
gesini koruyan ve onun bir paras olan bir hayvan olarak kabul edilmektedir. Bu
ylana yklenen farkl anlamlar, insanlarn birbirleriyle girdii etkileim sonucunda
ortaya kmaktadr. Bu nedenle nesneler, dorudan deil, onlara yklenen anlam-
larla tannmaktadr. Blumera gre, bir nesnenin kiiye ifade ettii anlam, dier ki-
ilerin o nesne ile ilikili olarak kendisine davranma biimi araclyla olumakta-
dr (Blumer, 1969: 4-5 aktaran Poloma, 1993, s.225). Bu davranlar, o kiide nes-
nenin tanmn oluturma ilevi grmektedir. Bu yaklam dorultusunda, ocukla-
rn, bu nesnelere yklenen anlam rendikleri ve anne, babann ya da arkadala-
rnn davranlarna gre bunu ya devam ettirdikleri ya da reddettikleri grlmek-
tedir. Ebeveynin ya da arkadalarnn davran tevik edici bir ekilde olursa o-
cuk bu davrann srdrmektedir. Fakat onlar tarafndan bu davran onaylanmaz
ise ocuun davrann ve ayn zamanda nesneye ykledii anlam deitirebile-
cei belirtilmektedir (Poloma, 1993, s.224-225).
Blumern almalar ilevselci yaklamn etkili olduu dnemde gerekle-
mitir. levselci yaklam, bireyden ok toplumsal grubu, znelden ok nesnel
gereklii vurgulamaktadr. Blumer soyut ilikiler erevesinde, makro veya byk
boyutlu (grand) teorilerin karsnda yer almaktadr (Plummer, 2008, s.111). Sem-
bolik etkileimcilik asndan bakldnda toplum, yaantlarn srdren insanlar-
dan olumaktadr. Toplum, birok bireyin eylemleri ve etkileimleri iinde ve on-
lar araclyla retilen byk lekli bir yapdr. Bu yzden, toplumu ilevsel d-
zenlemelerle karlanabilecek kendi zel ihtiyalar olan, kendine yeten bir varlk
olarak grmek iin hibir temel bulunmamaktadr (Cuff vd., 1998, s.132).
Blumern etkileimci bak as, sosyolojide nemli bir arla sahip olan po-
zitivist, yapsalc ve sistem yaklamlar tarafndan sunulan grlere kar bir du-
104
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
ru sergilemektedir. Toplum, srekli olarak bir kiinin dieri ile karlkl durumu-
nu ayarlayan ve devaml olarak bu durumu yorumlayan toplumsal aktrleri ier-
mektedir. Blumera gre toplumun, toplumsal aktr araclyla sren bir etkileim
sreci olarak grlmesi gerekmektedir. Bunun tersine, sosyolojide ana akmlar,
zellikle ilevselcilik, toplumsal eylemi toplumsal sistemin snrlamalarna ynelik
mekanik bir tepki olarak tanmlama eilimi gstermektedir. Ayrca eylemi, bireyler
araclyla ve onlar zerinde rol oynayan faktrlerin bir rn olarak ele almakta-
drlar. Bununla birlikte, insanlarn eylemlerinin toplumsal sistemin ihtiyalar ve bu
sistemin bir parasn oluturan deerler, roller ve normlar tarafndan ekillendii-
ni ileri srmektedirler. Blumer bu bak asn reddetmektedir. levselci yakla-
mn, insanlarn kendi toplumsal dnyalarn aktif olarak yarattklarn gz ard etti-
ini ve onlar, dsal snrlamalara pasif olarak tepki verenler olarak resmettiini
vurgulamaktadr. Bu nedenle Blumer bu grn, toplumda bir yorumlama sreci
araclyla yaplandrlan bireylerin toplumsal eylemlerini grme konusunda baa-
rsz olduunu belirtmektedir (Haralambos ve Holborn, 1995, s.894).
Blumer, ilevselcilerin ihmal ettii znel anlam zerinde durmu, toplumu
zerk bir yap olarak ele almak yerine, sembolik bir etkileim olarak ele almtr.
Bu balamda Blumer toplumun, insanlar zerinde etkili olan birtakm glerin
kayna olarak ele alnmasn eletirmekte ve toplumun, eylemde bulunan insan-
lar olarak grlmesi gerektiini vurgulamaktadr (Poloma, 1993, s.234-235). Byle-
ce toplumsal yaam da insanlarn eylemlerinden olumaktadr. Baka bir deyile,
Blumera gre toplum, insan eylemlerinin bir belirleyicisi olarak deil, toplumsal
eylemin yer ald bir ereve olarak grlmektedir.
Blumer gelitirdii bak as ile bir yandan toplumsal yaamn nemsiz ve her
ynyle yanltc incelemelere ve lmlere indirgenmesine kar durmu, dier
yandan kltr, yap ve endstrileme gibi soyut ve somutlatrlan kavramlarn,
toplumsal yaamn zerine ilave edilmesini sorgulamtr. Blumer sosyolojik yakla-
mlarn ounun, yaanan hayatlar sre ierisine dhil etmediklerini ve onun
yerine yaplar ve deikenlerden, sylem ve ileri yntemlere kadar, zmlemenin
daha byk emalarna yneldiklerini belirtmektedir. Blumer, toplumsal rgtlen-
me, iktidar, tarih ve ekonominin nemini grm, almalarnda bu alanlar inkr
etmediini ve minimize hle getirmediini gstermitir. Fakat Blumern asl ilgisi,
dnyadaki gerek eyler hakknda olmas gereken teorilere ve gzlemlere ynelik
olmutur (Plummer, 2008, s.106-107).
Blumern daha nce belirtilen nermeye dayal olarak aklad sembolik
etkileimci yaklam, bu nermelerin yannda baz temel dnceleri iermekte-
dir. Bu dnceleri u ekilde sralamak mmkndr:
Toplum, etkileim hlindeki insanlardan olumaktadr. Kolektif eylem arac-
lyla bir araya gelen bu faaliyetler, rgtleri ve toplumsal yapy biimlen-
dirmektedir.
Etkileim, baka insanlarn faaliyetlerine karlk olarak verilen tepkilerden
olumaktadr. Sembolik olmayan etkileimler, basit uyarana tepki srecini
iermektedir. Boaza bir ey takldnda ksrmek, buna bir rnek olutur-
maktadr. Sembolik etkileim, eylemin yorumlanmasn kapsamaktadr. Kii,
kendisini fark etmeyen birinin yannda ksrerek tepki gsteriyorsa ksr-
mek, dikkat ekme anlamn tayan bir sembol hline gelmektedir. Bu ba-
lamda dil, en yaygn ve en nemli semboldr.
105
4. ni t e - Sembol i k Et ki l ei mci l i k
Kolektif eylem, bireylerin
eylemlerinin birbiriyle ilikili
hle getirilerek uyum
salamasn ifade
etmektedir.
Nesneler, kendilerinde bir anlam isel olarak tamamaktadr. Anlam, sem-
bolik etkileimin bir rn olarak ortaya kmaktadr. Blumer bir nesneyi,
atfta bulunulan herhangi bir ey olarak tanmlamaktadr. Nesneler dnya-
s, karlkl etkileim yoluyla, yaratlm, onaylanm, dntrlm ve bir
kenara braklmlardr (Blumer, 1969 aktaran Poloma, 1993, s. 229). Nes-
neler, geni kategoride ele alnmaktadr: a) masa, tarla, ev gibi fiziksel
nesneler, b) karde, arkada, mdr, hemire gibi toplumsal nesneler, c) de-
erler, inanlar ve haklar gibi soyut nesneler. Farkl kltrlerin bak ala-
ryla deerlendirildiinde, anlamlar olduu gibi kabul edilen fiziksel nesne-
lerin bile anlamlarnn, toplumsal bir kkene dayand grlmektedir (Po-
loma, 1993, s. 229).
nsanlar, kendileri dndaki nesneleri tanmann yan sra, kendilerini de
nesne olarak grebilme yeteneine sahiptirler. rnein gen bir kadn ken-
dini bir retmen, bir e ve anne olarak grebilmektedir. Bireyin kendisinin
bu grnts, btn dier nesneler iin olduu gibi, sembolik etkileim s-
reci ierisinde olumaktadr.
Kolektif eylem, grup yeleri tarafndan, eylemlerinin birbirleri ile ilikili ha-
le getirilerek, uyum iinde olmalarnn salanmas anlamna gelmektedir.
Kolektif eylem, Blumer tarafndan, farkl kiilerce sergilenen farkl eylemle-
rin toplumsal rgtlenii olarak tanmlanmaktadr (Blumer, 1969: 17 akta-
ran Poloma, 1993, s.230).
Kolektif Eylem
Blumern amac, sosyolojinin deerini artrmak ve bunu yapabilmek iin, eletirel
bir gr noktasnn kabul edilmesini salamak olmutur. Blumera gre, sosyolo-
ji iin uygun tutum, insann grup hayatna ve eylem araclyla kolektif davran-
na yakndan ve dikkatlice bakmaktr. Eylem, insan toplumunun ampirik olarak
zmlenmesini gsteren herhangi bir ema iin balang noktas olarak ele aln-
maldr. Blumern almas kolektif eylem fikri etrafnda rgtlenmitir. Bu dn-
ce, her insann eyleminin, dierlerinin yaptklar nda srekli yeniden dzenlen-
mesi, ayarlanmas sonucunda oluan eylemleri iermektedir. Bylece her bireyin
eylem izgisi, dierlerinin eylemlerine uymaktadr (Plummer, 2008, s.108-109).
Blumer, Meadin vurgulad kolektif eylem kavramn gelitirmitir. Meade g-
re, bireylerin dierlerinin rollerini alarak, kendilerini dierlerinin bak asyla
gzlemlemesi, toplumda kolektif eylem iin temel salamaktadr. Bireyler, kendi-
lerinden beklenilen davranlarn farkna varmaktadr ve buna gre eylemlerini de-
itirmeye ynelmektedir. Bylece bireyler, toplumun genel tutumlarnn bilincin-
de olarak, kendilerini yarglamakta ve deerlendirmektedir (Haralambos ve Hol-
born, 1995, s.892).
Kolektif eyleme katlan bireyler, toplumsal yapy oluturmaktadrlar. Aile ya da
irket gibi bir kurum, kolektif eylemde bulunulan bir birliktelik olarak ele alnmak-
tadr. Fakat bu kurumlar sabit ve duraan olarak grlmemektedir. Biimlerin ok
iyi ina edildii durumlarda, davran balantlar birbirine benzer ekillerde orta-
ya kabilmektedir. Ancak bu davranlar, hibir zaman tpatp ayn davran olma-
maktadr (Poloma, 1993, s.227).
Blumer, ou sosyolojik yaklamn; insanlarn daima toplumsal durumlarda
eylemde bulunduklarn, aktrlerin daima bu durumlarda znel dzenlemeler ta-
rafndan ynlendirildiini ve onlara yol gsterildiini ciddi olarak ele almadn
belirtmektedir (Plummer, 2008, s.112). Blumer eylemi, dsal snrlamalara ynelik
106
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
ngrlebilir ya da standartlam tepkiler olarak grenleri eletirmektedir. Buna
ramen Blumer, eylemin bir dereceye kadar yapsal ve rutin hle getirilmi oldu-
unu kabul etmektedir. Benzer olarak Blumer, toplumsal kurumlarn varln ve
onlarn insan tavrna koyduklar snrlar kabul etmektedir. Fakat kat kurallar ile
ba edildikten sonra, hlen insan giriimi ve yaratcl iin nemli bir yer bulun-
maktadr (Haralambos ve Holborn, 1995, s.894).
Blummer, eylem ve kolektif eylemin rgtlenmesi ile ilgili olarak noktay
vurgulamaktadr:
1. Eylem, yorumu (veya tanmlamay) gerektirmektedir.
2. Eylemin yn aniden ortaya kmaktadr.
3. Kolektif eylemin oluum sreci bulunmaktadr (Cuff vd., 1998, s.134).
Blumer almalarnda odak noktas olarak gnlk kolektif davran ve grup
deneyimini ele alm ve bu konularn nasl allmas gerektiine ynelik en iyi
yolu bulmakla ilgilenmitir.
Blumern Yntemsel Yaklam
Blumera gre sembolik etkileimciliin merkezinde dnyann bir imgesi bulun-
maktadr. Bu imgenin anlalmas iin Blumer, aratrlmas gereken alanlar u e-
kilde aklamaktadr:
Sreler, deiimler, yaam biimleri, gruplar ve btn toplumlarn her za-
man aratrlmas gerekmektedir. Hibir ey sabit ve duraan olmad iin
toplumsal hayat srekli yeniden olumaktadr. Bylece ampirik dnya dai-
ma yeniden dzenlenmektedir.
Toplumsal hayatn meydana getirdii anlamlar, semboller ve dillerin aratrlma-
s gerekmektedir. nsan hayatn farkl klan ve deien bu anlamlarn nedenle-
rinin derinlemesine incelenmesi iin zel bir ynteme ihtiya duyulmaktadr.
Etkileimler ve balantlarn her zaman aratrlmas gerekmektedir. Bu yak-
lama gre, tek bana birey ele alnmamaktadr. Dierleri ile daima etkile-
imde olan bireyler bir anlam ifade etmektedir. Toplumlar, birlikte bir ey-
ler yapan, etkileim hlinde bulunan insanlarn oluturduu ilikilerdir
(Plummer, 2008, s.110).
Blumera gre, bu aratrlmas gereken unsurlar bir arada tutan temel kavram,
Meadden alarak gelitirdii benlik kavramdr. Benlik, insanlar farkl klan bir
zellik olarak, onlarn kendileri ve dierleriyle iletiim araclyla yanstc ve geri
dnl fikirleri gelitirmesidir. nsanlar kim olduklarn gsterebilmekte, kendile-
rini dierlerinin gzlerinden grebilmekte ve dierlerine kim olduklarn gstere-
bilmektedirler. Blumer ve Meade gre benlikler, dil, iletiim, rol alma ve dierle-
riyle etkileim zerindeki olmas olas sreler olarak tanmlanmaktadr (Plummer,
2008, s.110-111).
Blumern bu konularn allmas iin nerdii yntem, ampirik olmakla bir-
likte, ar nicel bir sosyolojik yaklamdan kanmaktadr. Byle bir yaklamn
sosyolojik aratrmaya uygulanmasnn yanltc sonular vereceini belirtmektedir
(Poloma, 1993, s.232).
Blumer, sosyolojide pozitivist yntemi tanmlayan nedensel ilikiler kurma
yntemini basit olarak grmekte ve reddetmektedir. Blumera gre, ou sosyo-
log, aratrmalarn uyguladklar alanlarda yaam hakknda ok yzeysel bilgilere
sahip olmalarna ramen aratrmalarn yrtmektedirler. Sosyologlar, aratrmala-
rn yrttkleri bu sre ierisinde, doa bilimcilerin kullandklar aratrma yn-
temlerini kullanmaktadrlar.
107
4. ni t e - Sembol i k Et ki l ei mci l i k
Blumer, aratrdklar alanlardaki yaam hakknda derin bilgilere sahip olmayan
sosyologlarn, gerek dnya ile ok az ilikisi olan birtakm tanmlamalar, toplum-
sal dnyaya empoze etmeye altklarn belirtmektedir. ou sosyoloun, top-
lumsal gereklii, aktrlerin bak asndan grmektense daha nceden tanmla-
m olduklar baz kategoriler ve kavramlarn iinde snrlamaya altklarn ifade
etmektedir. Bu nedenle Blumer, bu durumun toplumsal gereklii yakalama a-
sndan ok az bir ans tandn belirtmekte fakat onu arptmak iin ok ans bu-
lunduunu ileri srmektedir.
Modern sosyolojide kullanlan istatistiklerin bir yntem olarak grlmesini
eletiren Blumer, bunun sadece yntemin bir paras olduunu belirtmektedir.
Toplumsal ve psikolojik bilimlerde, aratrma srecinin kurallarn kesin olarak ye-
rine getirmenin, ampirik dnya iin tamamyla geerli sonular verecei inancn
sorgulamaktadr (Blumer, 1969: 28 aktaran Poloma, 1993, s.231). Blumer, bu ara-
trma yollarnn yerine, dorudan ampirik dnyaya dnmeyi nermektedir.
Blumera gre, gzlem, alma ve zmleme iin uygun olan bir ampirik
dnya vardr. Ampirik bilim iin gereklik, sadece ampirik dnyada ortaya kar,
sadece orada aranabilir ve dorulanabilir. Bu nedenle ampirik dnyann, alma-
nn oda olmas gerekmektedir. Bu bak as, Blumern yntem hakkndaki a-
lmalarnn ouna rehberlik etmektedir (Plummer, 2008, s.111).
Blumera gre bu toplumsal ampirik dnya, insanlar ve onlarn yaamlar bo-
yunca meydana gelen gndelik eylemlerinden olumaktadr. nsanlarn yer aldk-
lar gruptaki davran bilgilerinin, grupla ilikisi bulunmayan bir yabanc tarafndan
elde edilmesi, mmkn grnmemektedir. Blumer, bu bilgilere ancak katlm ve
gzlem araclyla ulalabileceini belirtmektedir. nsann yaamnn ve ilikileri-
nin bilimsel olarak aratrlmas iin sembolik etkileim ynteminin, toplumsal fe-
nomenin dorudan incelenmesi olduunu vurgulamaktadr (Blumer, 1969, s.34
aktaran Poloma, 1993, s.231).
Bu balamda Blumer, sosyologlarn, inceledikleri alan hakknda derin bilgi sa-
hibi olarak aratrma alanna girmeleri gerektiini ileri srmektedir. Ayrca aratr-
macnn, bilgileri nceden tanmlanan kategorilerle snrlamadan, aktrlerin top-
lumsal gereklik hakkndaki grlerini yakalamaya almas ve aktrn dene-
yimlerini hissetmesi gerekmektedir. Bununla birlikte Blumern, ifade ettii aratr-
mann nasl uygulanabilecei konusunda fazla aklama yapmad ileri srlmek-
tedir. Blumer, bu konuda aratrmann ok zor bir i olduunu, ok dikkat ve d-
rstlk gerektiren bir i olduunu, yaratc ve disiplinli bir dnme gerektirdiini
belirtmektedir. Ayrca, almada esneklik, bulgular zerinde ok dikkatli bir -
zmleme ve aratrmacnn, aratrd blge hakknda dncelerini deerlendir-
meye kendini hazr hissetmesi gerektiini vurgulamaktadr (Haralambos ve Hol-
born, 1995, s. 816).
SEMBOLK ETKLEMCLN ELETRS
Sembolik etkileimcilie ynelik eletirileri tartabilmek.
Sembolik etkileimcilik, toplumsal yap ve srelerin belirleyicilii anlayna kar-
lk, bireyin eylem ve etkileim sreci zerinde ayrntl biimde duran bir yakla-
m gelitirmitir. Bu nedenle, sembolik etkileimciliin genel olarak eletirilen y-
n, almalarnn mikro lek zerinde younlamas olmaktadr.
108
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
6
A M A
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
111
4. ni t e - Sembol i k Et ki l ei mci l i k
iin var olan dnyada bir nesne konumunda ol-
masnn farkna varmasn iermektedir. Ben
bireyin kendisinin dncesi iken beni/bana,
bireyin toplumsal ilikilerinde dierlerini ifade
etmektedir. Ben, eylemlerin balangcn temsil
etmekte ve bireyin eylemine destek salamakta-
dr. Beni/Bana ise eylemlere rehberlik etmek-
tedir. Bu karlkl etkileim sonucunda eylem
ortaya kmaktadr. Meade gre benlik, genel-
letirilmi tekinin, toplumsal bir grubun tutum-
larn iselletirmesi olarak tanmlanabilmekte-
dir. Bylece birey, biyolojik ve psikolojik ben
ile sosyolojik bir beni/banann birleiminden
oluan bir benlie sahip olmaktadr. Meade g-
re, benliin oluumunun aamas bulunmak-
tadr: Hazrlk aamasnda ocuk, dier insanla-
rn dikkatini ekmek amacyla davranlar taklit
etmektedir. Bylece ocuk, kendini bakasnn
yerine koyarak onlarn rollerini almay ren-
mektedir. Oyun aamasnda ocuklar, kendisi ol-
mayan rolleri oynamakta ve bireysel roller ocuk
tarafndan iselletirilmektedir. ocuk anne, -
retmen, doktor gibi rolleri oynarken, kendisi ve
oynad rol arasnda bir farkllk olduunun far-
kna varmaktadr. ocuun dierinin roln al-
mas, onun benliinin gelimesini salamaktadr.
Son aama olan birlikte oyun aamasnda ise o-
cuun bakalaryla birlikte oynad bir oyun iin-
deki durumu ele alnmaktadr. Bir oyuna katlan
ocuk, dier katlmclarn rollerini dnmek
zorunda kalmaktadr. Birden fazla oyuncunun
beklentilerine karlk vermesi gerekmektedir.
Bu durum bireyin sonraki yaam sresince de-
vam edecektir.
H. Blumerin sembolik etkileimcilie katksn
deerlendirebilmek.
Blumer, sembolik etkileimcilii temel ner-
meye bal olarak aklamaktadr. Bunlardan il-
ki, insanlarn nesne ve olaylara kar, onlarn ken-
dilerine ifade ettii anlamlar temelinde eylemde
bulunmalar olarak kabul edilmektedir. Bir dier
nerme, anlamlarn, insanlarn birbirleriyle etki-
leimi srecinde ortaya kmasdr. Anlamlar, et-
kileim srecinde yaratlmakta, belirlenmekte,
gelitirilmekte ve deitirilmektedir. Son nerme
ise anlamlarn yorumlayc bir sre ierisinde
deiim geirmeleridir. Birey, dierinin roln
alarak anlamlar ve dierlerinin amalarn yo-
rumlamaktadr. Bu yorulama srecinde bireyler,
kendi eylemlerinin olas sonularn dnmek-
tedirler. Bylece eyleme yn gsteren anlamla-
rn yeniden yorumlanmasyla, anlamlar deiim
gstermektedirler. Blumern sembolik etkileim-
cilii ayn zamanda bu nermeye dayanan ba-
z temel dnceleri de iermektedir: Etkileim-
de bulunan insanlardan oluan toplumda kolek-
tif eylem yoluyla toplumsal yap ekillendirilmek-
tedir. Grup yeleri tarafndan ilikili grlen ey-
lemler arasndaki uyumun salanmas, kolektif ey-
lem olarak tanmlanmaktadr. Sembolik etkileim,
insanlarn eylemlerinin yorumlanmasn iermek-
tedir. Kendilerinde isel olarak bir anlam bulun-
mayan nesneler, atfta bulunulan eyler olarak ka-
bul edilmektedir. Anlamlarn etkileim sonucunda
ortaya kmalar nedeniyle, fiziksel nesnelere yk-
lenen anlamlarn bile toplumsal bir nitelik tad
grlmektedir. nsanlar bir taraftan kendi dnda-
ki nesneleri tanmlarken, dier taraftan kendileri-
ni de nesne olarak grebilmektedirler.
Sembolik etkileimcilie ynelik eletirileri tar-
tabilmek.
Sembolik etkileimciler, genel olarak toplumsal
yap ve srelere yeterince nem vermedikleri ve
almalarn mikro lekte, yz yze ilikiler ze-
rinde younlatrdklar iin eletirilmektedirler.
nceledikleri zel durumlarn, tarihsel olaylarla
ilikisini ya da toplumsal balamn ihmal ettikle-
ri belirtilmektedir. almalarnda bu alanlar gz
ard etmeleri nedeniyle sembolik etkileimci ba-
k asnn, standartlam normatif davranlarn
nasl ortaya ktn ve toplumun yelerinin, ne-
den toplumsal normlara uygun bir ekilde hare-
ket etmeye altklarn aklayamad vurgulan-
maktadr. Bununla birlikte, her anlamn etkileim
srecinde kendiliinden ortaya kmadn, top-
lumsal yap tarafndan sistematik bir biimde re-
tildiini savunan yaklamlar tarafndan da eleti-
rilmektedirler. Bu balamda sembolik etkileim-
ciler, etkileim srecinde byk nem verdikleri
anlamlarn kaynan aklama konusunda yeter-
siz kalmaktadrlar. Ayrca, Meadin kavramlarnn
birounun anlamlarnn, sezgisel dzeyde kav-
ranmas nedeniyle bu kavramlarn belirsiz kald
kabul edilmektedir. Bunun yannda Meadin te-
orisinin, yntemsel adan kullanlacak uygun
teknikleri aka belirtmedii ileri srlmektedir.
5
A M A
6
A M A
112
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
1. Aadakilerden hangisi sembol kavramn akla-
yan bir ifade deildir?
a. Semboller, nesneleri zel bir biimde tanmlar.
b. Semboller, etkileim yoluyla renilir ve kulla-
nlr.
c. Semboller, insanlarn davranlarn etkiler.
d. Semboller, nesnelere zel bir anlam ykler.
e. Semboller, toplumsal yaplar tarafndan retilir.
2. Benlik teorisini gelitiren sembolik etkileimci d-
nr aadakilerden hangisidir?
a. H. Blumer
b. C. H. Cooley
c. G. H. Mead
d. M. Weber
e. W. I. Thomas
3. Aadakilerden hangisi C. H. Cooleynin gelitirdii
nemli kavramlardan biridir?
a. Durum tanmlamas
b. Ayna benlik
c. Sembolik etkileim
d. Kolektif eylem
e. Rol alma
4. Aadakilerden hangisi Blumern sembolik etkile-
imcilii aklayan nermelerinden biri deildir?
a. nsanlar, toplumsal yapnn rettii anlamlara
gre eylemlerini biimlendirir.
b. nsanlar, eylerin kendilerine ifade ettii anlam-
lara gre tavr alr.
c. Anlamlar, insanlar arasndaki etkileim sonucun-
da ortaya kar.
d. Anlamlar, yorumlayc bir sre ierisinde dei-
ime urar.
e. nsanlar, nesnelere ve olaylara verilen anlamlar
temelinde hareket eder.
5. Aadaki ifadelerden hangisi sembolik etkileimci
bak asnn temel varsaymlar arasnda yer almaz?
a. Semboller, toplumsal sreler sonucunda ortaya
kar.
b. Zihin, ilevsel ve irade sahibi bir varlktr.
c. Toplum, toplumsal srelerde meydana gelen
bir kurgudur.
d. Nesneler kendilerinde isel bir anlam tar.
e. Benlik toplumsal bir kurgudur.
6. Aadakilerden hangisi benliin oluumundaki ha-
zrlk aamasnda grlmektedir?
a. ocuk dier oyuncularla kendi ilikisinin fark-
na varr.
b. ocuk, dikkat ekmek iin anlamsz taklitler
yapar.
c. ocuk, birden fazla rol ayn anda almak zorun-
da kalr.
d. ocuk, dier oyuncularn beklentilerini dnr.
e. ocuk, dier bireylerin rollerini almaya balar.
7. Sembolik Etkileim kavramn ilk kullanan etkile-
imci dnr aadakilerden hangisidir?
a. M. Weber
b. W. I. Thomas
c. H. Blumer
d. C. H. Cooley
e. G. H. Mead
8. Aadakilerden hangisi jestleri tanmlayan bir ifade
deildir?
a. Jestler szel seviyede bulunmaz.
b. Jestler dierlerinin eylemlerini ynetir.
c. Jestler bilinli bir anlam tamaz.
d. Jestler aracs olmadan, annda ortaya kar.
e. Jestler etkileim iin temel salar.
9. Aadakilerden hangisi benlik teorisinde beni/ba-
na kavramn aklayan bir ifade deildir?
a. Bireyin kendisini zel bir toplumsal rolde tanm-
lamasdr.
b. Bireyin toplumsal ilikilerinde dier bireyleri ifa-
de eder.
c. Bireyin kendi benliinin farknda olmasdr.
d. Bireyi amaca ynelik davranlara ynlendirir.
e. Bireyin eylemlerinin balangcn temsil eder.
10. Aadakilerden hangisi W. I. Thomasn sembolik
etkileimci yaklama katks olan kavramlardan biridir?
a. Sembolik etkileim
b. Kolektif eylem
c. Rol alma
d. Durum tanmlamas
e. Ayna benlik
Kendimizi Snayalm
113
4. ni t e - Sembol i k Et ki l ei mci l i k
1. e Yantnz yanl ise Sembolik Etkileimde
Semboller ve Anlamlar konusunu yeniden
gzden geiriniz.
2. c Yantnz yanl ise George Herbert Mead
konusunu yeniden gzden geiriniz.
3. b Yantnz yanl ise Erken Dnem Etkileimci
Dnrler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
4. a Yantnz yanl ise Herbert Blumer konusunu
yeniden gzden geiriniz.
5. d Yantnz yanl ise Sembolik Etkileimciliin
Temel Varsaymlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
6. b Yantnz yanl ise Benliin Oluum Aamalar
konusunu yeniden gzden geiriniz.
7. c Yantnz yanl ise Herbert Blumer blmn
gzden geiriniz.
8. b Yantnz yanl ise Sembolik Etkileimde
Sembol ve Anlamlar konusunu yeniden gzden
geiriniz.
9. e Yantnz yanl ise Benlik Teorisi konusunu
yeniden gzden geiriniz.
10. d Yantnz yanl ise Erken Dnem Etkileimci
Dnrler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Sra Sizde 1
Sembolik etkileimci yaklamn, byk lde Ameri-
kan toplumunun kltrel ideallerinin bir yansmas ol-
duu ileri srlmektedir. Sembolik etkileimci bak
asnda zgrlk ve birey vurgusu, Amerikann ken-
di grnn yansmasnn bir paras olarak grl-
mektedir. Bu durum, etkileimci yaklamn Avrupada
neden az destek bulduunun aklamas olarak kabul
edilebilmektedir. Avrupa toplumlarnda iktidarn snr-
lamalar ve snf egemenlii bakmndan daha byk
bir farkndalk bulunmaktadr. Amerikan ideallerinin
yansmasyla etkileimcilik, toplumsal hayatn daha ac-
masz gerekliklerini dikkate almada baarsz olarak
grlmektedir.
Sra Sizde 2
Yirminci yzyln ilk yllarnda Amerikada kapitalist s-
relerin byk bir ivmeyle hzlanmasnn, bireye dier
tm kategorilerin stnde ontolojik bir zellik kazan-
drd ileri srlmektedir. Bu anlamda, Avrupann s-
nf oluumlar erevesinde temellenen teorilerin ge-
ersiz saylabilecek bir konumda kald vurgulanmak-
tadr. Bylece benlik, toplumun nemli bir sorunsal
hline gelmitir. Benlii bir yap olarak ele alan zne
teorisi, Meadin sosyal psikolojik yaklamndan edinil-
mitir. Meadin benlik teorisinin nem kazanmasnn,
yirminci yzyln ilk yllarnda Amerikan psikolojisi ve
sosyolojisinde byk lde kabul gren ve benimse-
nen mekanik ve pasif benlik ile bilin unsurlarndan ay-
r bir yaklam gelitirmesine dayand belirtilmektedir.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar Sra Sizde Yant Anahtar
114
Moder m Sosyol oj i Tar i hi
Abercrombie, N., Hill, S and Turner, B.S. (1994) The
Penguin Dictionary of Sociology, London: Pen-
guin Books.
Bilton, T., Bonnett, K., Jones, P., Lawson, T., Skinner,
D., Stanworth, M. ve Webster, A. (2008) Sosyoloji,
Yayna Hazrlayan B. zelik, eviri Editr, K. nal,
Ankara: Siyasal Yaynevi.
Blumer, H. (1969) Symbolic Interactionism: Pers-
pective and Method, Englewood Cliffs, New Jer-
sey: Prentice-Hall Inc.
Blumer, H. (2004) George Herbert Mead and Human
Conduct, (der.) T. J. Morrione, New York: Row-
man and Littlefield.
Bottomore, T. ve Nisbet, R. (1990) Sosyolojik zm-
lemenin Tarihi, Ankara: Verso Yaynclk.
Cooley, C. H. (1995) The Looking-Glass Self, Symbo-
lic Interaction: An Introduction to Social
Psychology, (der.) N. J. Herman ve L. T. Reynolds,
New York: General Hall Incompany, s.196-198.
Coser, L. A. (1977) Masters of Sociological Thought:
Ideas in Historical and Social Context, (der.) R. K.
Metron, New York : Harcourt Brace Jovanovich.
Cuff, E. C., Sharrock, W. W. ve Francis, D. W. (1998)
Perspectives in Sociology, London: Routledge.
Giddens, A. (2000) Sosyoloji, Ankara: Ayra Yaynlar
Haralambos, M. ve Holborn, M. (1995) Sociology: The-
mes and Perspectives, London: Harper Collins.
Herman, N. J. ve Reynolds, L. T. (1995) Symbolic Inte-
raction: An Introduction to Social Psychology,
New York: General Hall Incompany.
Joas, H. (1997) G.H. Mead: A Contemporary Re-exa-
mination of His Thought, MIT Press.
Killian, L. M. (1995) Herbert Blumer: Sociologist Par
Excellence Symbolic Interaction: An Introduc-
tion to Social Psychology, (der.) N. J. Herman ve
L. T. Reynolds, New York: General Hall Incompany,
s.64-69.
Livesey, C (2009) Culture and Identity, A Level So-
ciology Teaching Notes www.sociology.org.uk
(23.10.2009).
Meltzer, B. N. (1995) Meads Social Psychology
Symbolic Interaction: An Introduction to Soci-
al Psychology, (der.) N. J. Herman ve L. T. Rey-
nolds, New York: General Hall Incompany, s.55-63.
Meltzer, B. N., Petras, J. W. ve Reynolds, L. T. (1975)
Symbolic Interactionism: Genesis, Varieties and
Criticism, London: Routledge and Kegan Paul.
Norman, D. (1992) Symbolic Interactionism and Cul-
tural Studies, Oxford: Blackwell.
Plummer, K. (2008) Herbert Blummer, Key Sociolo-
gical Thinkers, (der.) R. Stones, New York: Mac-
millan, s.106-119.
Poloma, M. M. (1993) ada Sosyoloji Kuramlar,
eviren H. Erba, Ankara: Gndoan Yaynlar.
Reynolds, L. T. (1995) The Early Interactionaists: Coo-
ley and Thomas Symbolic Interaction: An Intro-
duction to Social Psychology, (der.) N. J. Herman
ve L. T. Reynolds, New York: General Hall Incom-
pany, s.30-37.
Ritzer, G. (1996) Sociological Theory, New York: The
McGraw-Hill Companies.
Slattery, M. (1991) Key Ideas in Sociology, London:
Macmillan.
Swingewood, A. (1998) Sosyolojik Dncenin Ksa
Tarihi, eviren O. Aknhay, Ankara: Bilim ve Sanat
Yaynlar.
Tolan, B. (1983) Toplum Bilimlerine Giri, Ankara:
Sava Yaynevi.
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Fenomenolojinin genel zelliklerini aklayabilecek,
Fenomenolojiyi ve fenomenolojik sosyolojiyi karlatrabilecek,
Fenomenolojiyi pozitivizme ynelik bir eletiri olarak zmleyebilecek,
Fenomenolojik sosyolojiye gre gndelik yaamda bireylerin toplumsal d-
zeni nasl kurguladklarn aklayabilecek,
Fenomenolojiye getirilen balca eletirileri zetleyebileceksiniz.
indekiler
Fenomenoloji
Fenomenolojik Sosyoloji
Edmund Husserl
Alfred Schutz
Saduyu Bilgisi
zneler Araslk
Tipletirme
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
GR
FENOMENOLOJ (GRNGBLM)
FENOMENOLOJK SOSYOLOJ
FENOMENOLOJYE GETRLEN
BALICA ELETRLER
Fenomenoloji ve
Fenomenolojik
Sosyoloji
5
MODERN SOSYOLOJ TARH
GR
Sosyoloji teorilerini ok farkl biimlerde snflandrmak mmkndr. Bu snflan-
drmalar iinde temel varsaymlar ve alma nesneleri asndan sosyoloji teorileri-
nin en genel dzeyde ikiye ayrld snflamann (Haralambos, 1995:866) yaygn
olarak kabul grd sylenebilir. Bu snflamada birinci grubu, insan davranlar-
n byk lde biimlendirdii varsaylan geni lekli toplumsal yaplara ve bu
yaplarn zmlenmesine arlk veren teoriler oluturur. Bu teorilere genel olarak
yapsalc teoriler ya da makro sosyoloji ad verilir. kinci grubu ise insan davran-
larnn byk lde toplum tarafndan biimlendirildii varsaymn reddeden, bu
nedenle toplum yapsn bir btn olarak ele almak yerine bireysel aktrlere ve bu
aktrlerin eylemlerine ve karlkl etkileimlerine odaklanan teoriler oluturur. Bu
ikinci gruba giren teorilere de genel olarak yorumlayc yaklamlar, toplumsal ey-
lem yaklamlar ya da mikro sosyoloji ad verilir (Wallace ve Wolf, 1999:5).
Max Weberin yaklam, sembolik etkileimcilik, bu nitenin konusunu olutu-
ran fenomenolojik sosyoloji ve bir sonraki nitenin konusunu oluturan etnome-
todoloji, genel olarak yorumlayc sosyolojik yaklamlar arasnda saylmaktadr.
Bu yaklamlarn, genel olarak insan davrannn byk lde toplum tarafndan
ekillendirildii varsaymna kar karak toplumu insan etkinliinin bir rn ola-
rak grdkleri ve insan eylemlerinin anlamlln vurguladklar belirtilmektedir
(Haralambos ve Holborn, 1995:866). Yorumlayc olarak adlandrlan yaklamlara
gre sosyolojinin temel amac insan eylemlerini anlayp yorumlamaktr. Yorumla-
yc yaklamn genel zelliklerini paylamakla birlikte Weberin yaklam, sembo-
lik etkileimcilik, fenomenoloji ve etnometodoloji arasnda nemli farkllklar ol-
duu sylenebilir. rnein toplumsal eylem yaklamn gelitiren Weber, toplum-
sal yaplarn varln kabul ederek yapsalclkla toplumsal eylem yaklamlar ara-
sndaki mesafeyi daraltmaya alr. Dier taraftan Sembolik Etkileimciler, insan
davranlarnda nemli baz dzenlilikler olduunu kabul etmekle, dier bir deyi-
le toplumsal yapnn btn gelerini reddetmemekle birlikte (Wallace ve Wolf,
1999:9) nedensel zmlemenin insan davranlarnn i yznn anlalmasna
pek fazla bir katk salamayaca dncesindedirler. Fenomenoloji ise bireylerin
eylemlerinin amasal eylemler olduunu, d koullar tarafndan belirlenmediini
savunarak pozitivist sosyolojinin hem birey ve toplum anlayna hem de yntemi-
ne tmden kar kar (Slattery, 1991:145).
Fenomenoloji ve
Fenomenolojik Sosyoloji
Fenomenolojiye gre sosyoloji, insanlarn iinde bulunduklar toplumsal dn-
yaya atfettikleri anlam anlamann tesine gidemez. Baka bir deyile fenomeno-
loji, insan eyleminin nedensel bir aklamasnn yaplmasnn mmkn olamaya-
can savunur (Haralambos ve Holborn, 1995:889). Fenomenoloji ayrca poziti-
vist sosyolojinin nesnellik iddiasna da kar kar. Fenomenolojiye gre insanlar
kendi gr, varsaym ve yorumlarndan tam olarak syrlamayacaklar iin poziti-
vizmdeki nesnellik bir yandan gereklemesi imkansz bir durum, dier yandan da
gerekliin arptlmas olarak grlr (Slattery, 1991:145). Yorumlayc yaklam-
lar iinde fenomenoloji ve fenomenolojik dnceden gelien etnometodoloji,
toplumsal eylemin nedensel aklamasn reddettikleri iin pozitivist metodoloji-
den ve yapsalc yaklamlardan en radikal biimde ayrlan yaklamlar olarak ka-
bul edilmektedir (Haralambos ve Holborn, 1995:889).
Fenomenolojiyi toplumsal eylem veya yorumlayc sosyoloji ad altnda ele alnan dier
yaklamlardan ayran en nemli nokta, fenomenolojinin, toplumsal eylemi olduu gibi
aklamann imkansz olduunu ileri srmesidir. Fenomenologlar, dier sosyolojik yakla-
mlarn ounda olduu gibi insan davrannn nedensel aklamalarn yapmakla ya da
olgularn nasl var olduklarn aklamakla ilgilenmezler, bunun yerine insan zihninin i
ileyiini ve insanlarn etraflarndaki eyleri snflandrma ve anlamlandrma yollarn in-
celerler (Haralambos ve Holborn, 1995:897).
FENOMENOLOJ (GRNGBLM)
Fenomenolojinin genel zelliklerini aklayabilmek.
Fenomen (grng) kavramnn iki temel anlam vardr. Bunlardan birincisi bir
dereceye kadar allmam olan, byk ihtimalle sra d veya pheli olan bir du-
rumun aklanmasdr. Bu tanm gndelik tanmdr, d dnyann var olduu ve
bizim duyularmz araclyla alglayabileceimiz bir gereklie sahip olduunu
varsayan bir tanmdr, rnein yiyeceklerin ekimeleri, rmeleri veya denizler-
deki gel-git hareketi bu adan birer fenomendir. kinci tanm ise bir nesnenin
herhangi bir duyu tarafndan edinilen algs, yani duyularmz araclyla alglad-
mz her eydir (Slattery, 1991:142, Jary ve Jary, 1991:467). Bu ikinci tanm, d
dnyann bizden bamsz olan ve alglayabileceimiz bir gereklie sahip olduu
varsaymn verili kabul etmez. Bu tanm daha ok kendine ait bir gereklie sahip
olabilecek ya da olamayacak olan d dnyay, duyularmz araclyla alglay-
mz ve beynimiz araclyla anlamlandrmamz ile ilgilidir. Bu nokta, fenomenolo-
ji asndan son derece nemlidir, nk fenomenolojik dncenin temelinde po-
zitivist yaklamda olduundan ok daha farkl bir fiziksel dnya anlay yatar. Fe-
nomenolojiye gre fiziksel dnya herkes iin ayn anlam tayan, bireylerden ba-
msz bir gereklie sahip deildir. Dier bir deyile fiziksel dnya grelidir, in-
sanlarn kendisine ykledii anlamlara ve yorumlara baldr. rnein fenomeno-
lojiye gre anahtar, vida veya jant gibi eyler aslnda yoktur, bunlarn hepsi farkl
biimler verilmi ve farkl ilevlere sahip olan metallerdir. Diyelim ki Afrikada ka-
bile halinde yaayan ve hayatnda hi anahtar grmemi birine bir anahtar gste-
rip ne olduunu sorduk. Bu kii, anahtara bizim yklediimiz anlamlar ykleme-
yecektir, onun iin bu nesnenin bizim iin olduu gibi bir anlam yoktur. Anahta-
rn bu kii iin var olabilmesi iin bu kiinin anahtara bir anlam yklemesi, anah-
118
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Fenomenoloji insan
eyleminin nedensel bir
aklamasnn
yaplamayacan, insan
eylemine ilikin genel
yasalar ortaya
konamayacan savunur.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
1
A M A
tar hakknda bir yorum yapabilmesi gerekir. Dolaysyla fenomenolojiye gre fizik-
sel dnya herkes iin ayn olan bir gereklie sahip deildir.
Bu grelilik durumu, toplumsal dnyada, fiziksel dnyada olduundan daha
belirgindir. rnein nehirler, iekler, kayalar, insanlar onlar nasl etiketlerse eti-
ketlesin, nasl nitelerse nitelesin vardrlar, yani insanlardan ve insanlarn snflan-
drmalarndan bamsz bir ekilde fiziksel olarak mevcutturlar. Ancak ayn eyi
toplumsal dnyadaki kavramlar iin sylemek pek mmkn deildir (Slattery,
1991:142). Mesela yoksulluk ya da ceza gibi kavramlar, tamamen insanlarn be-
lirli durumlar tanmlayabilmek amacyla anlamlandrmalarndan, yani insanlarn
yaratt anlamlardan ibarettirler. Yoksulluun ya da cezann var oluu, gereklii,
insanlarn bu kavramlar alglamalarna, bunlara ykledikleri anlam ve yorumlara
baldr, bu kavramlarn bu alg, anlam ve yorumlardan bamsz bir gereklikleri
yoktur. Nitekim ayn eylem veya durum birok farkl ekilde yorumlanp anlam-
landrlabilir. rnein bir lm olay kaza, intihar, cinayet, ecel gibi ok farkl e-
killerde yorumlanabilir. Ya da bir insan ldrmek, baz durumlarda su saylrken
baz durumlarda bir mecburiyet, hatta bazen bir kahramanlk olarak yorumlanabi-
lir. Bu durum, insan bilgisinin greli olduunu gstermektedir.
Fenomenolojiye gre fiziksel dnyadaki gereklik ile toplumsal dnyadaki gerekliin g-
relilikleri nasl farkllamaktadr?
Fenomenolojiye gre toplum insan znelliinin tesinde, darda kefedilmeyi
bekleyen, kendi kendine var olan bir ey deildir. Peki o hlde toplumu nasl ba-
kalar ile ayn ekilde biliyoruz, nasl bizim dmzda nesnel bir gereklii varm
gibi alglyoruz? Fenomenolojiye gre bunun nedeni toplumun gndelik yaamla-
rmzda rutinlerimiz, etkileimlerimiz ve dier insanlarla paylatmz ortak varsa-
ymlar araclyla yarattmz ve yeniden yarattmz bir ey (Slattery, 1991:142)
olmasdr. Bu nedenle, yani toplumu dier insanlarla paylatmz varsaymlar ara-
clyla yarattmz iin toplumsal dnyay dier insanlarla ortak bir ekilde tan-
rz. Dier bir deyile ancak dier insanlar da yoksulluk veya ceza kavramlarn-
dan bizimle ayn eyi anlyorlarsa ancak o zaman bu kavramlarn ne anlama geldi-
i hakknda bir fikre sahip olabiliriz. Dier insanlarn toplumsal dnya hakknda-
ki varsaymlarn toplumsallama srecinde reniriz, bylece dier insanlarn e-
itli kavramlara hangi anlamlar yklediklerini renir ve bu kavramlar hakknda
bir fikre sahip oluruz.
Fenomenoloji terimi, fenomen kavramnn duyular ve sezgiler tarafndan algla-
nan her ey eklindeki bu ikinci anlamndan tremitir. Bu anlamdaki Fenomeno-
loji (Grngbilim) kavram ilk olarak filozof Hegel tarafndan 1807de yaymlanan
Akln Fenomenolojisi adl eserinde kullanlmtr (Jary ve Jary, 1991:467-8). Felse-
fi bir kavram olarak fenomenolojinin, Kantn dnyann gerekte, kendi iinde na-
sl olduunu bilmemizin imkansz olduu, dnya hakkndaki bilgimizin snrl alg-
larmza dayal olduu dncelerine dayand sylenebilir (Johnson, 2008:138).
Fenomenoloji, Edmund Husserl tarafndan gelitirilen, gndelik yaamda sor-
gulamakszn verili kabul ettiimiz gerekliin bilincimiz tarafndan nasl ina edil-
diini anlamaya alan felsefi bir ekol, felsefi bir aratrma yntemidir (Srubar,
2005:557). Gndelik yaamlar srasnda insanlarn etraflarndaki dnyay sorgula-
mamalar, bu dnyann gerekliini kendiliinden, doal bir tutumla verili kabul
etmeleri, fenomenolojik yaklama gre bir sorun yaratmaktadr. Bu doal tutum,
baka bir ey olabilecei dorultusundaki btn pheleri askya alarak, gndelik
119
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
1
Kanta gre dnya hakknda
eitli alglarmz vardr
ama bu alglar dnyann
gerekte ne olduuna
karlk gelmiyor olabilir.
dnyann gerekliini kabul eden tutumdur (Swingewood, 1998:316). Fenomeno-
loji, bilincimizin sorgulamadmz, doal bir tutumla verili kabul ettiimiz bu ger-
eklii ne ekilde elde ettii, nasl ina ettii sorusunu sormaktadr. Dolaysyla Fe-
nomenoloji, d dnyann ancak bu dnya hakkndaki bilincimizle anlam-
l olduu varsaymna dayanan, insan bilincinin ileyii ile ilgilenen ve in-
sanlarn iinde yaadklar dnyay yorumlama yollarn incelemeye al-
an bir felsefi yaklamdr (Craib, 1992:98).
Fenomenleri deneyimleyen insanlarn zihinsel srelerine odaklanan Fenome-
noloji, bir felsefi ekol olarak Edmund Husserl tarafndan gelitirildikten sonra Al-
fred Schutz tarafndan sosyolojik bir yaklam hline getirilmitir.
Edmund Husserlin fenomenolojik felsefesinin en nemli zellii ynelimselliktir (inten-
tionality). Buna gre bilin her zaman bir eye/nesneye ynelmi olarak, yani bir ey-
le/nesneyle ilikili olarak veya bir eyin/nesnenin bilincinde olarak vardr. rnein bilin
topran, aacn bilincinde olarak vardr. Baka bir deyile, aa ve bilin eklinde iki ay-
r ey yoktur. Dolaysyla nesne ve zne ayrm yoktur. Nesne ancak bilincin ona ynelme-
si anlamnda bir gereklie sahip olur. Bylece bu tanmlamaya gre nesne belirli trde-
ki ynelimsel deneyimlerimiz tarafndan ina edilmektedir.
Husserlin fenomenoloji ile ilgili grlerini ayrntl olarak renmek iin Fenomeno-
loji zerine Be Ders kitabn (eviren: Harun Tepe, Bilim ve Sanat Yaynlar, 1997) oku-
yabilirsiniz.
Nesnelerin, ancak bireylerin bilinlerinin ynelimsel deneyimleri sayesinde bir
gereklie sahip olabildiklerini sylemek, bireylerin bilinlerinin ynelimsel dene-
yimlerinden bamsz nesnel bir gereklik olmadn sylemekle edeerdir. Ger-
ekten de daha nce de deindiimiz gibi, fenomenolojiye gre bireylerden ayr ve
nesnel bir gereklie sahip olan, deimeyen, herkese gre ayn olan fiziksel bir
dnya yoktur, dnya, insanlarn ona ykledii anlamlar balamnda grelidir.
zetle, Husserlin fenomenolojik felsefesine gre gereklik, insan znenin bilin-
cini nesnelere yneltmesi anlamnda ynelimseldir. ... Nesneler bir yapya ve bir
120
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Fenomenoloji, Edmund
Husserl tarafndan
gelitirilen, d dnyann
ancak bu dnya hakkndaki
bilincimizle anlaml olduu
varsaymna dayanan ve
insan bilincinin ileyiini ve
insanlarn iinde yaadklar
dnyay yorumlama yollarn
inceleyen bir felsefi
yaklamdr.
Edmund HUSSERL 1859-1938
Edmund Husserl, bugn ek Cumhuriyetinin
snrlar iinde bulunan Moraviada, domu
bir Alman filozoftur. Leipzig ve Berlin niversite-
lerinde matematik eitimi alm, daha sonra fel-
sefe alanna ynelmitir. Halle, Gttingen ve Frei-
berg niversitelerinde almtr. II. Dnya Sa-
va srasnda Nazilerin ynetimindeki Alman-
yada olduka zor ve skntl dnemler geirmi,
son dnemlerinde yazd birok metin 1939 y-
lnda gizlice Belikaya karlarak kurtarlm-
tr. En nemli eserleri arasnda Mantksal Ara-
trmalar (1901), Saf Bir Fenomenoloji ve Feno-
menolojik Felsefe zerine Dnceler (1913) ve
Avrupa Bilimlerinin Krizi ve Transandantal Fe-
nomenoloji (1936) saylabilir.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Fenomenolojiye gre
bireylerden ayr ve nesnel bir
gereklie sahip olan,
deimeyen, herkese gre
ayn olan fiziksel bir dnya
yoktur. Dnya, insanlarn
ona ykledii anlamlara
bal olarak grelidir.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Resim 5.1
anlama bilincin etkinlii ile kavuacaklardr (Swingewood, 1998:315). O halde
nesnenin anlam nesnenin kendisinde deil, znenin kendisinde ikindir. Hayatn-
da hi anahtar grmemi birinin anahtara baknca bunun bir anahtar olduunu sy-
leyememesinin nedeni budur. nk anahtarn anlam, anahtar ekli ve ilevi yk-
lenmi deil, anahtar alglamas ve yorumlamas gereken zneye ikindir.
Fenomenologlara gre bireyler d dnyayla sadece duyular araclyla, doku-
narak, grerek, duyarak, koklayarak ve tadarak temas kurarlar ama sadece duyu-
lara sahip olmak, dnyann bireye anlaml gelmesi iin yeterli deildir. Bireyler du-
yular araclyla sonsuz sayda deneyim yaarlar ve deneyimlediklerini dnyaya
anlatabilmek iin onlar fenomenler eklinde organize ederler. Etrafmzdaki dn-
yay bu ekilde fenomenler halinde rgtlyor olmasaydk btn dnya bizim iin
saysz k, renk, ses, koku ve tattan oluan anlamsz, karmak bir btn olurdu.
Bu nedenle etrafmzdaki nesneleri mesel nce svlar-katlar-gazlar eklinde, son-
ra katlar kendi iinde metaller, tahtalar, plastikler eklinde, sonra da metalleri ka-
klar, anahtarlar, jantlar eklinde snflandrrz. Bylece anahtarlarla rnein d-
meleri birbirine kartrmayz ve bir anahtar grdmzde bunun metal olduu-
nu, kat olduunu biliriz. nsanlarn kendi bilinleri dndaki dnyay anlama yol-
lar, onu bu ekilde snflandrmaktr. Husserl bu snflandrma srecinin tamamen
insan zihninin rn olduunu ve hibir adan nesnel olmadn savunur, bu ne-
denle de bu srecin doru ya da yanl olarak deerlendirilemeyeceini ileri srer
(Haralambos ve Holborn, 1995:898).
Husserl, insan zihninin dnda ve tesinde fiziksel nesnelerin var olduu iddi-
asn reddetmez. Ancak ona gre insanlar kendi zihinlerinin dndaki bu fiziksel
nesnelere sadece duyular araclyla temas edebildikleri iin bu nesnelerin ger-
ek doas hakkndaki bilgilerinden asla emin olamazlar. Bu nedenle Husserle g-
re toplumsal dnya ve toplumsal gereklik, insanlarn varsaymlarndan ve yorum-
larndan olumaktadr. Nesnelerin gerek doas hakkndaki bilgimizden emin ola-
mayacamz iin de bilgiye ulama yolunda bildiimizi varsaydmz bilgileri, ya-
ni deneyimlerimizi ve saduyuya dayal inanlarmz bir kenara brakmamz, bu
bilgi yokmu gibi davranmamz, dnyay ya da belirli toplumsal durumlar, bunu
deneyimleyenlerin asndan grmeye almamz gerekir. Saduyuya ve deneyi-
me dayal bu bilgileri bir kenara atma sreci paranteze alma, fenomenolojik
indirgeme veya epoche olarak bilinir (Craib, 1992:98).
Fenomenolojik indirgeme konusunu biraz daha aalm. Fenomenolojiye gre
insanlarn etraflarndaki nesneleri ve olgular alglama biimleri insan bilinci iinde
ve insan bilinci tarafndan kurulur. Dier bir deyile rnein yoksulluktan ya da
cezadan ne anladmz, bir masa ya da kak grnce bu nesnenin ne olduunu
alglama eklimiz ya da rnein bir geometri problemini zerken kullandmz
formller, bunlarn hepsi bilincimiz tarafndan kurulmaktadr. Ancak, toplumsal
dnyann zn kavrayabilmemiz iin bilincimiz tarafndan oluturulmu olan ve
verili kabul ettiimiz bu doal tutumu bir tarafa brakmamz gerekir. Dier bir de-
yile, grevi toplumsal dnyann zn anlamak olan sosyologlarn, bu grevi ye-
rine getirebilmek iin kendi tutumlarn paranteze almalar, hibir eyi verili kabul
etmemeleri gerekir. Fenomenolojik aratrma yapanlarn dnyay ya da eitli top-
lumsal durumlar yaayanlarn, yani ieridekilerin bak asndan grmeye al-
mas gerekir. Bunun nedeni, bu dnyay ya da bu toplumsal durumu bu kiilerin
varsaymlarnn ve yorumlarnn yaratm olmasdr. Dier bir deyile kendi bilinci-
mizle kurulan bu oluumun nasl gerekletiini renmek iin toplumsal dnya-
ya ilikin btn bildiklerimizi, bilincimizin kurduu btn varsaymlar bir kenara
121
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
Husserle gre
fenomenologlar toplumsal
yaam anlayabilmek iin
insanlarn d dnyay nasl
eitli olgular eklinde
snflandrdklarn
incelemelidirler.
Fenomenolojiye gre
sosyologlarn grevi,
toplumsal dnyann zn
anlamaktr.
brakmamz, bilincimizin bu varsaymlar nasl kurduuna, dnya hakkndaki bilgi-
lerimizin hangi srelerde ve nasl olutuuna odaklanmamz gerekir. te dn-
celerin a priori (deney ncesi) zlerini ortaya karmay amalayan ve ol-
gularn zlerini sistematik bir ekilde grebilmek ve inceleyebilmek iin
bireylerin kendi bireysel bilinlerini paranteze almalar eklinde zetlene-
bilecek olan bu strateji fenomenolojik indirgeme olarak adlandrlr (Jary ve
Jary, 1991:468).
Husserl, fenomenologlarn toplumsal hayat anlayabilmeleri iin insanlarn ken-
dilerinin dndaki nesnel dnyay neye gre snflandrdklarn incelemeleri ge-
rektiini, bu incelemeyi de fenomenolojik indirgeme denen bu yntemle yapma-
lar gerektiini savunur. Husserle gre bu yntemi kullanarak aratrmaclar, in-
sanlar tarafndan ayn grup altnda snflandrlan nesnelerde ortak olan zn ne ol-
duunu aa karabilirler ve bu z aa ktktan sonra da o nesnenin ya da ol-
gunun anlamn kavramak mmkn olabilir (Haralambos ve Holborn, 1995:898).
rnein, insanlarn yaptklar snflandrmalar fenomenolojik indirgeme yntemiy-
le incelendiinde insanlar tarafndan canl olarak snflandrlan, bu gruba konan
nesnelerin canl olarak snflandrlmalarna neden olan ortak zn ne olduu a-
a karlabilir, bylece canlnn ne anlama geldii anlalabilir. Sonu olarak
Husserl, saf bilince ulamak adna bilincin d dnya ile ilgili btn fikirlerinden
vazgeerek bir anlamda toplumu, kltr ve tarihi paranteze alarak devre d b-
rakr. Bylelikle de saf bilincin ynelimselliininin rn olarak grd bilgiye
ulaldn dnr (Swingewood, 1998:315). Bu erevede fenomenolojide ara-
trmac, bir yandan toplumsal dnyay nesnel bir ekilde alabilmek iin kendi-
ni toplumsal dnyadan geri ekmelidir, dier yandan ise dnyay dier insanlarn
grd ekliyle grp anlamlandrabilmek iin bilincini, anlayn, hatta sezgile-
rini kullanmak zorundadr (Slattery, 1991:144).
Bunu biraz aacak olursak, aratrmac bir yandan kendini toplumdan geri ek-
mek zorundadr, nk ancak o zaman toplumsal dnyay nyargsz, nesnel bir
ekilde alabilir. Ancak dier taraftan, sanki yabanc, dardan gelen biriymi gi-
bi davranarak insanlarn dnyalarna katlmak ve dnyay dier insanlarn grd-
hliyle grp anlamlandrabilmek iin kendi bilincini, anlayn, hatta sezgile-
rini kullanmak zorundadr. nsanlarn kendi dnyalarnda ne grdklerini, nasl
davrandklarn, neler hissettiklerini merak etmelidir (Slattery, 1991:144). Bir feno-
menolog, insanlarn btn duyu alglarn merak etmelidir, nk insanlarn sade-
ce nasl davrandn deil, neden bu ekilde davrandklarn anlamann tek yolu
budur. Bu nedenle insanlarn btn duyu alglar, gdleri ve hayal gleri feno-
menologlarn ilgi alanna girer. Dier bir deyile fenomenolog iin insan davran-
nn ve toplumsal yaamn znel geleri de nesnel gereklerin kendileri kadar
nemlidir (Slattery, 1991:144). Fenomenolojik analiz, bilimsel aratrmalar gibi em-
pirik gzlemlerle, rnein insan davranlarnn, insan eylemlerinin gzlemiyle
balasa da bu gzlemlerle snrl kalmaz, bu eylemlerin anlamn arar, bu eylemle-
re ynelik olarak Weberin ideal tipi gibi soyut tipletirmeler kurmaya alr. te
bir toplumsal rgt ya da bir toplumsal iliki gibi belli bir olgunun zn grmek,
kefetmek ve bu olguya ilikin bu tip soyut tipletirmeler gelitirmek eklinde ger-
ekleen bu analize Husserl eidetic analiz adn vermektedir (Slattery, 1991:144).
Husserle gre fenomenoloji, insanlarn gndelik yaamdaki deneyimlerinin te-
mellerini, dier bir deyile algladklar olgularn zlerini kavrama becerilerini ta-
nmlamaya almaktadr. Dier bir deyile fenomenoloji, toplumsal dnya hakkn-
daki btn varsaymlarn zn aa karmaya ve anlamaya alt iin, feno-
122
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Toplumsal dnyay
incelerken saduyuya ve
deneyime dayal btn
bilgilerimizi, sahip
olduumuz doal tutumu
bir kenara brakmamz, yok
saymamz gerekir ve bu yok
sayma sreci paranteze
alma ya da fenomenolojik
indirgeme olarak
adlandrlr.
menolojik aratrmalarda ak fikirli, zgr dnceli olmak ve dnmeden nce
grebilmek son derece nemlidir (Slattery, 1991:144). Olgularn zlerini kavramak,
bu olgular tanyp snflandrmamz iin gereklidir ve olgularn bize anlaml gelme-
si de ancak bu kavrama, tanma ve snflandrma araclyla mmkn olmaktadr.
Olgularn zlerini kavrayabilmek iin de doal tutumlarmz bir kenara brakma-
mz, dnyay paranteze almamz ve kendimizi zgrletirmemiz gerekir. Dier bir
deyile Husserle gre deneyimlerin temeli birbirinden ayr bireylerin zihinleri de-
ildir, toplumsal dnyann, yaanan deneyimlerin dnyasnn bir parasdr (Cuff
vd., 1989:152).
Husserl, paranteze alma yntemi sayesinde btn nyarglardan, pein hkm-
lerden bamsz olan, insanlarn yaam dnyalarnn temellerini kefedebilecek,
zlerin zn ortaya koyabilecek bir felsefe kurmay amalamtr. Husserlin kur-
may amalad bu felsefeye gre insan olmann z, akln rehberliindeki top-
lumsal dnyada zgn bir insan varl olmaktr. Bu felsefe, her eyi n varsaym-
lara indirgemeyi ve her eyin en temel bilgisine, zne ulamay amalar (Slattery,
1991:142). Dier bir deyile fenomenoloji, insan deneyimlerinin hepsini inceleye-
rek insan niyetselliinin, bilincin ve yaam dnyasnn (lifeworld) temel yaplarn
ortaya koymaya alan ve insan alglarn inceleyip yorumlayabilmek iin sezgile-
rin de kullanlmas gerektiini savunan bir felsefedir (Slattery, 1991:143).
Husserlin, Schutzun ve Habermasn almalarnda geen lifeworld kavram Trkeye
farkl kaynaklarda yaam dnyas, yaant-dnyas veya yaama evreni olarak evrile-
bilmektedir.
Husserl, felsefenin kesin bir bilim olma iddiasnda olduunu savunur. Kesin Bilim Olarak
Felsefe adl kitabnda bu iddiasn savunmakta ve felsefenin kesin bir bilim olamaynn
nndeki engelleri aklayarak eletirmektedir. Husserle gre felsefenin kesin bilim ol-
masn salayacak yntem, fenomenolojidir. Bu ilgi ekici iddialar hakknda ayrntl bilgi-
yi Husserlin kitabnn Trke evirilerinden olan Kesin Bilim Olarak Felsefe (eviren:
Abdullah Kayg, Trkiye Felsefe Kurumu, 1997) ya da Kesin Bir Bilim Olarak Felsefe (e-
viren: Tomris Mengolu, Yap Kredi Yaynlar, 1995) kitaplarndan edinebilirsiniz.
Husserl fenomenolojik yaklam gelitirirken neyi amalamaktadr?
Nesne ile zne ayrmna kar kan fenomenoloji, bu ayrma kout olarak bil-
giye ulamada da hem ampirizme hem de rasyonalizme kar bir eletiri, bir yant
olarak gelitirilmitir. Ampirizm, btn bilgilerin duyularmz araclyla elde edil-
diini, rasyonalizm ise gerek bilgiye akl ve mantk araclyla eriilebileceini,
akln duyularn alglayabileceinin tesindeki gerekleri de kavrayabileceini ileri
srer. Bu adan fenomenoloji, insan bilincine odaklanarak ampirizm ve rasyona-
lizm arasnda bir kpr kurar (Allan, 2006:30).
Fenomenoloji sosyolojide ve sosyal analizde nemli etkiler yaratmtr. Sosyal
teori genelinde bakldnda fenomenoloji, eylem teorisinin yorumlayc yaklam-
larnda temel bir dnce tarzdr. Sosyoloji asndan fenomenolojinin zellikle
bilgi sosyolojisi, kltr sosyolojisi, dil sosyolojisi gibi alanlarda ve genel olarak top-
lumsal inac teoriler asndan son derece nemli olduu kabul edilmektedir (Rit-
zer, 2005:557). Fenomenolojik yntem Alfred Schutz, Martin Heidegger, J.P. Sartre
ve Merleu-Ponty gibi eitli sosyal bilimciler tarafndan benimsenmi, ayrca R.D.
Laingin ve Coopern almalar araclyla radikal psikiyatri yaklam iin de et-
kili olmutur (Jary ve Jary, 1991:468).
123
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
2
FENOMENOLOJK SOSYOLOJ
Fenomenolojiyi ve fenomenolojik sosyolojiyi karlatrabilmek.
Fenomenoloji ile sosyoloji arasndaki kpry kuran kii, Husserlin rencisi olan
Alfred Schutzdur. Schutz, Husserlin fenomenolojik dncelerini sosyolojiye ta-
m, bu dnceleri sembolik etkileimcilik gibi dier yorumlayc teorilerle birle-
tirmeye ve gndelik yaam fenomenine uygulamaya alm, zetle Husserlin fe-
nomenolojik felsefesine dayanarak toplumsal yaam farkl bir ekilde kavramsal-
latrmaya abalamtr (Cuff vd., 1989:152). Bu nedenle gelitirdii yaklam feno-
menolojik sosyoloji olarak adlandrlmaktadr. Fenomenolojik sosyoloji, dene-
yim ve bilin arasndaki ilikiyle ve gndelik yaamda saduyu olarak kabul edi-
len, her bireyin kendi znel deneyiminin zgnlnn aksine genel olarak kabul
edilip paylalan rtk bilgi tryle ilgilenir. Schutz, fenomenolojik sosyolojinin te-
mel ilkelerini ortaya koyduu Toplumsal Dnyann Fenomenolojisi adl kitabn-
da, Husserlin fenomenolojik dncelerini toplumsal fenomenlere, zellikle de
gndelik yaam fenomenine uygular ve gndelik yaamda insanlarn kendi dene-
yim aklar iinde nesneleri ve bu nesnelere dair bilgileri nasl kurduklarn anlatr.
Fenomenolojik sosyoloji kendi bana bir sosyolojik ekol haline gelmemi olsa
da yorumlayc yaklamlar arasnda yer alan ve bir sonraki nitenin konusu olan
etnometodolojinin kklerini oluturduu, Marksizm gibi mevcut sosyolojik yakla-
mlar iinde yorumlayc ve znel gelerin canlanmasn salad (Habermasn
teorisinde olduu gibi) ve 1970lerden itibaren Bat dnyasnda yorumlayc sosyo-
lojinin en nemli versiyonlarndan biri haline geldii kabul edilmektedir (Slattery,
1991:141, 144).
Husserle gre bizim iin var olan eyler, bizim niyetli ve kastl olarak farkn-
da olduumuz eylerdir, bu nedenle btn olgularn temel gelerinin insan bilin-
cinde ve insan niyetselliinde bulunduunu savunur. Dier bir deyile Husserlin
fenomenolojisine gre bilin, verileri duyular araclyla deneyimlemekten daha
fazlasdr ve insanlar iin var olabilecek eyler sadece bilin iinde var olabilir (Al-
124
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
2
A M A
Fenomenoloji pozitivizmin
hem insan ve toplum
anlayn hem de yntemini
eletirir.
kavramsallatrd iin pozitivizme gre doa bilimlerinin fiziksel dnyay
incelemek iin kullandklar yntemler, toplumsal dnyay incelemek iin
de kullanlabilir. Fenomenolojiye gre ise pozitivizmin bilimsel yntemi ile
toplumu ya da toplumsal durumlar, bu durumu yaayan, deneyimleyen ki-
ilerin anlamlandrmalar ve yorumlar asndan anlamak mmkn deildir.
Bu nedenle fenomenoloji bilimsel yntemi ve pozitivist analizi reddeder.
Fenomenolojiye gre sosyologlarn toplumsal dnyay anlayabilmeleri iin
bu toplumsal dnyaya dahil olmalar gerekir. Sosyologlarn kltr, toplum-
daki dier insanlarn alglarn, yorumlarn, olgulara ykledikleri anlamlar,
yaptklar tipletirmeleri anlayabilmelerinin yolu, bu dnyann iine girmek
ve olgulara ieriden bakmaktr.
Fenomenologlar, bilimsel yntemin nemli bir paras olan nesnellik iddi-
asna da benzer ekilde itiraz ederler. Bir yandan hikimsenin, kendi klt-
r iinde rendii ve kabul ettii varsaymlardan ve paradigmalardan ta-
mamen soyutlanamayacan, bu nedenle bilimsel sosyolojide iddia edildi-
i ekliyle nesnelliin mmkn olmadn savunurlar. Dier yandan da nes-
nellik iddiasnn, aratrmaya konu olan insanlarn grlerini ve yorumlar-
n grmeyi engellediini, sadece aratrmacnn kendi gr ve yorumlarnn
aktarlmasna neden olduunu, bu nedenle nesnelliin bir anlamda gerek-
liin arptlmas anlamna geldiini (Slattery, 2008:237) ileri srerler. Poziti-
vizmde nesnelliin n planda olmasna karlk fenomenolojide znelliin
n planda olmasnn nedeni, fenomenolojinin toplumsal gereklik anlay-
nn pozitivizminkinden farkl olmasdr. Pozitivizm toplumsal olgular birey-
lerin tesinde, kendi bamsz gerekliklerine sahip olan olgular olarak g-
rrken fenomenolojiye gre toplumsal olgular, rnein ak, su ya da ceza
gibi olgular sadece insanlarn iinde yaadklar dnyay anlamlandrmak
iin yarattklar toplumsal kurgulardr ve ancak bu adan incelenebilirler.
Dolaysyla bu olgular inceleyebilmek iin bunlar ina eden, kurgulayan
insanlarn gznden grmek gerekir. Bu nedenle fenomenolojik aratrma-
larda genellikle katlmc gzlem gibi teknikler kullanlr. Bu gibi teknikleri
uygularken aratrmac inceledii toplumsal dnyann iine girer ve bilimsel
sosyolojide kullanlan dier baz teknikler kadar nesnellie odaklanmadan
inceledii toplulua ilikin mmkn olduunca ayrntl bilgiyi elde etmeyi,
gzlemlenen olguya ilikin bir anlay derinliine ulamay amalar.
Pozitivist sosyolojinin bu eletirilerde sz edilen zellikleri ile ilgili daha ayrntl bilgi-
leri gerek birinci snfta okuduunuz Sosyolojide Aratrma Yntem ve Teknikleri adl kita-
bnzn Sosyolojik Yntemde Klasik Dnem Tartmalar adl ikinci nitesinde, gerekse eli-
nizdeki bu kitabn Sosyolojide lk Dnem Gelimeler adl birinci nitesinde bulabilirsiniz.
Fenomenolojinin pozitivizme ynelttii bu eletirilerin yannda fenomenolojik
sosyolojinin kurucusu olan Schutz, Max Weberin sosyolojiyi toplumsal eylemi yo-
rumlayarak anlamaya alan bir bilim olarak tanmlamasna katlmakta birlikte
Weberin toplumsal eylem analizini eitli alardan eletirmitir. Bu eletirilere k-
saca deinmek gerekirse;
Schutz, Weber gibi insanlarn gndelik yaam toplumsal olarak anlaml bir
gereklik olarak deneyimlediklerini, yani insanlarn eylemlerinin anlamlarn
anladmz savunur. Bu adan gndelik toplumsal yaamn yorumlayc bir
gereklik olduunu dnmesine ramen Weberin yorumlayc sosyoloji
126
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
kavramn eletirir. Schutza gre Weberin yorumlayc sosyoloji kavram s-
nrldr. Weber toplumsal eylemin dier bireylerin davranlar hesaba katla-
rak ve dier bireylere ynelik olarak meydana gelen eylemler olduunu be-
lirtmitir. Schutz, toplumsal eylemin znel olarak anlaml olan eylemler oldu-
unu, sosyolojinin de inceledii bireylerin eylemlere ykledii znel anlam-
lar anlamaya altn vurgular ve sosyologlarn bu anlamlar eksik ya da
yanl anlamalar durumunda teorilerin veya aklamalarn toplumsal gerek-
liin yanl anlalmasna dayal olacan, bu nedenle bilimsel olarak deer-
lerini byk lde kaybedeceklerini belirtir (Cuff vd. 1989:152-3). Schutza
gre yorumlayc sosyoloji kavramnn snrll buradan kaynaklanmaktadr.
Schutzun Webere ynelttii bir dier eletiri, dier bir kiiyle ayn znel
deneyime sahip olmak olanaksz olduu iin bireylerin eylemlerine znel
anlamlar yklemenin Weberin belirttiinden daha karmak olduu eklin-
dedir. Dier bir deyile bir birey, dier bir bireyi tanyor olsa ve gzlemle-
dii eylemi yapld anda olduu gibi gzlemleyebilmi olsa bile gzlemle-
dii bireyin kendi bilincine, bilin akna giremeyecei iin bu eylem hak-
knda edinecei bilgi, gzlemi yapann kendi algsal ve bilisel erevesiyle
snrl olacak, dolaysyla gzlemleyenin deneyimi gzlemlenen kiinin de-
neyiminden farkl olacaktr (Johnson, 2008:139-140).
Schutz, Weberin znel anlam kavramn kullanma eklini de eletirmitir.
Schutza gre Weberin bu kavram kullan tarz, her bir eylemin, bu eyle-
mi gerekletiren aktrden doan tek bir anlama sahip olduu imasn ta-
makta ve toplumsal dnyann sanki iindeki her bir birey tarafndan znel
olarak anlalan bir dnya olduu izlenimini yaratmaktadr (Cuff vd.
1989:153). Bu nedenle Schutz, Weberin znel anlam kavramna ynelik ba-
k asn sorunlu bulmaktadr.
Schutza gre gndelik yaamda toplumsal dnyann her bireyin kendi z-
nel bilinci ile deneyimleniyor olmas, bu dnyann her birey iin kiisel, ya-
ni zel bir dnya olduu anlamna gelmez. Gndelik yaamda edinilen de-
neyimler bireylere zel olsayd, bireylerin iletiim kurmalar, birbirleriyle an-
lamalar son derece zor olurdu. Oysa Schutza gre bireyler dier bireyler-
den farkl deneyimlere sahip olduklarn bilirler, ama btn bireyler gnde-
lik toplumsal yaamn ortak nesnel doasn, yani Schutzun saduyu bil-
gisi olarak adlandrd bilgiyi toplumsallama srecinde renmi ve kabul
etmilerdir ve etraflarndaki dier insanlarn da toplumsal yaam kendi al-
gladklar gibi algladklarn varsayarlar. Bu nedenle bireyler toplumsal
dnyay zneler aras niteliiyle alglarlar (Coulon, 2010:14). Sonu olarak
Weber anlamay tekil zneler temelinde ele alrken, Schutz anlamay zne-
ler aras bak alarndan oluan bir sistem gibi grr ve Weberin toplum-
sal dnyann zneler-aras karakterini ortaya koymakta yetersiz olduunu
ileri srer (Cuff vd., 1989:153).
Schutz, Weberin dorudan ve yorumlayc anlama kavramlarn da eletir-
mi, eylemin yaplrkenki anlam ile yapldktan, tamamlandktan sonraki
anlamnn birbirinden farkl olabileceini vurgulamtr. Schutz bilincin z-
nel aknn deiim halinde olduunu, bireyin o anda yapmakta olduu ey-
lemle dorudan ilikili olmadn, bazen insanlarn bir eylemde bulunurken
bilinlerinin baka bir noktada olabileceini, baz eylemlerin bo bir zihinle
bile yaplabileceini belirtir. Bu durum, Schutza gre bu eylemlerin anlam-
sz olduunu gstermez, sadece bu eylemin anlamnn, bireyin o andaki bi-
127
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
Schutz, Weber gibi
insanlarn gndelik yaam
toplumsal olarak anlaml bir
gereklik olarak
deneyimlediklerini, yani
insanlarn eylemlerinin
anlamlarn anladmz, bu
adan gndelik toplumsal
yaamn yorumlayc bir
gereklik olduunu
dnmesine ramen
Weberin yorumlayc
sosyoloji kavramn snrl
olmakla eletirir.
Schutza gre Weberin
betimledii toplumsal
dnya, hem kendi
eylemlerinin hem de dier
aktrlerin eylemlerinin znel
anlamlarn biimlendiren
izole olmu bireylerin
dnyas gibi grnmektedir.
linli farkndalnn bir paras olmayabileceini gsterir (Johnson,
2008:139-140). Dolaysyla Schutz, Weberi hem gereklemekte olan bir ey-
lemle tamamlanm bir eylem arasnda net bir ayrm yapmamakla hem de
anlamay homojen bir ekilde kavramsallatrmakla, karmakln gz ard
etmekle eletirir.
zetle Schutz, Weberin znel anlama ve yorumlama kavramlarnn ok yzey-
sel olduunu, bu kavramlarn daha ok bireysel yorumlama ve anlamaya iaret et-
tiini, bu bak asyla toplumsal dnyann kiisel ve znel bir dnyaym gibi g-
rndn belirtir. Schutza gre toplumsal dnya dil ve toplumsallama aracl-
yla paylalan, ortak, zneler aras bir dnyadr, ancak Weberin anlama yollar
ve kulland kavramlar, toplumsal dnyann bu zelliklerini ortaya koymada ye-
terince baarl deildir (Slattery, 1991:143).
Schutza gre bu sorunlarn temel kayna, Weberin toplumsal dnyada zne-
ler aras uzlamann ardnda anlaml olgular olduu dncesini verili kabul etme-
sidir (Lassman, 1975:126). Schutza gre varsaymlar sorgulamakszn kabul etmek
zellikle sosyoloji asndan sorunludur, toplumsal olgular ksmen saduyu bilgisi
ve bu bilgiye dayanan kavramlar ile oluturulduklar, sosyoloji de bu olgular bi-
limsel olarak inceledii iin varsaymlar eletirmeden kabul etmek, saduyuya da-
yal birtakm dncelerin sosyolojik kavramlar haline gelmesine neden olabilir
(Lassman, 1975:126). Doa bilimlerinin gzlemledikleri nesne veya olgular, kendi-
lerini oluturan paralara bir ey ifade etmezler, ancak sosyal bilimlerde durum
bundan farkldr. rnein sosyolojik kavramlar olan yoksulluk ya da modernite,
nce saduyu tarafndan oluturulmu dncelerdir, sosyal bilimciler bu dn-
celeri ikinci kez, ikinci dereceden ina ederek, belirli gerekleri yorumlayarak kav-
ramlar haline getirirler (Lassman, 1975:127). Dier bir deyile sosyal bilimler, veri-
li olarak kabul edilen gndelik yaamn ve doal tutumun ieriklerini tanmlar. Bu
dnceyle Schutz, anlamn ve eylemin felsefi analizini empirik sosyal bilim
grevinden ak bir ekilde ayrm olur (Lassman, 1975:127).
Schutza gre sosyal bilimlerde ve doa bilimlerinde aratrmac ile alma ko-
nusu arasndaki ilikinin farkl olmas, toplumsal dnyann saduyu bilgisiyle yo-
rumlanm bir dnya, sosyal bilimlerin gereklerinin de yorumlanm gerekler ol-
mas, sosyal bilimlerin temel problemini oluturmaktadr. Bu temel problem z-
nel bir gereklik hakknda nesnel bir aklama yapmaya almaktr (Lassman,
1975:134). Bu nedenle Schutzun fenomenolojik sosyolojisi, sosyologlarn toplum-
sal-tarihsel dnya hakkndaki tm bilimsel nvarsaymlar paranteze alarak sosyo-
lojik analizlerine darda duran nesnel bir dnya anlayndan deil, gereklii
kurmaya ve anlamaya alan znelerin eylemleri ve bilinlerinden balamas ge-
rektiini savunur (Swingewood, 1998:135-6).
Fenomenoloji ve fenomenolojik sosyoloji arasndaki temel fark nedir?
Schutza gre toplumsal dzen ortak varsaymlara ve yorumlamalara dayanan,
zerinde uzlalm bir gerekliktir. Fenomenolojik sosyolojiye gre dnyay gr-
me, alglama, anlamlandrma ve yorumlama biimimiz byk lde toplumsal
evremizin etkisine dayanr. nsan doduunda, kltrel olarak kendisinden nce
kurulmu olan bir dnyaya domaktadr, hem iletiim kurmak iin kulland dili,
hem de dnyay nasl alglayp yorumlayacan gsteren snflandrmalar kendisi-
ne bu dnya salar. rnein ocuklar konumay renirken aslnda etraflarnda-
ki nesneleri adlandrdklar kadar snflandrmay da renmektedirler. Sosyalle-
128
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Schutza gre sosyal
bilimcilerin ele aldklar
gereklikler aslnda nceden
yorumlanm olan
gereklikler olduu iin,
varsaymlar incelemeden
kabul etmek, saduyuya
dayal dncelerin
eletirilmeksizin sosyolojik
kavramlar hline gelmesi
tehlikesini yaratr.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
3
me sreci iinde hepimiz etrafmzdaki nesneleri nasl snflandracamz, olayla-
ra nasl tepki vereceimizi, olgular nasl anlamlandrp yorumlayacamz reni-
riz. Bu renme srecinde insanlar hem genel olarak yesi olduklar kltr, hem
de yesi olduklar alt kltrler, dolaysyla etnik gruplar, cinsiyetleri, toplumsal s-
nflar etkilemektedir. rnein ayn olay karsnda bir kadn ve erkein ya da bir
ii ve iverenin verecekleri tepkileri, olay alglama ve yorumlama biimlerini d-
nelim. Her ne kadar bu tepki, alglama ve yorumlama biimlerinde ortak baz
noktalar olsa da ayn olay karsnda birbirlerinden farkl tepkiler verebilirler, ola-
y farkl ekilde alglayabilir, farkl yorumlayabilir ve ona farkl anlamlar
ykleyebilirler, nk her bireyin bilinci ve algs kendisinin yesi olduu kl-
tr(ler)den etkilenmekte, dolaysyla farkllamaktadr (Johnson, 2008:138-9). im-
di Schutzun toplumsal dnyann ve gerekliin kuruluunu aklarken nemle
zerinde durduu zneler araslk kavram zerinde biraz duralm.
zneler Araslk
Fenomenolojik sosyolojiye gre gndelik yaamda bireylerin top-
lumsal dzeni nasl kurguladklarn aklayabilmek.
Schutzun fenomenolojik sosyoloji yaklam toplumsal dnyann zel deil zne-
ler aras olduunu savunur. Daha ak bir ifadeyle, Schutz insanlarn d dnyay
snflandrma ve anlamlandrma srelerinin tamamen znel olmadn, toplumsal
dnyann da zneler aras, saduyu bilgisi araclyla paylalan, ortak bir dnya
olduunu savunur (Schutz, 1962:312). zneler araslk, znellik ve nesnellik ara-
sndaki bir kpr grevi gren, bir olgunun birden fazla zne tarafndan bireysel
ve znel olarak deneyimlendii bir durum olarak dnlebilir. Her bir birey dn-
yay, etrafndaki nesne, olay ve olgular znel olarak deneyimlemektedir, ancak bu
deneyimi sadece kendisi znel olarak yaamamaktadr, bu deneyim dier insanla-
ra da aktr. Dolaysyla znellik ve nesnellik arasnda, benlik ile dierleri arasn-
da bir kpr vardr. te Schutza gre gndelik yaam, baka bireylerle/aktrlerle
kurulan etkileim araclyla onlarla paylalan zneler aras bir alandr. Schutza
gre zneler arasl oluturan ge vardr. Bu geler; saduyu bilgisi, tipletir-
me ve bak alarnn karlklldr ve bunlar ayn zamanda gndelik yaama
ilikin bir dzen grnts de yaratrlar (Slattery, 1991:143).
Saduyu Bilgisi: Saduyu bilgisi, toplumsallama srecinde dil araclyla -
rendiimiz ve iselletirdiimiz, kendi toplumumuzda eylemde bulunmak ve etra-
fmzdaki nesne, olay, davran ve olgular anlamlandrp yorumlamak iin kullan-
dmz ortak bir bilgi birikimidir (Cuff vd., 1989:153-4). Bir baka ekilde ifade et-
mek gerekirse saduyu bilgisi, toplumsal aktrlerin yaayarak ve iinde yaadkla-
r toplumsal dnyann bir paras olarak (toplumsallaarak) sahip olduklar bilgiyi
ifade eden bir kavramdr. Saduyu sayesinde insanlar toplumsal olarak edinilmi
ve yine toplumsal olarak onaylanan bir bilgi stokunu verili kabul ederler (Schutz,
1962:38). Toplumsal dnya, Schutza gre, saduyunun dnyasdr, saduyu dn-
yasnda bireyler/ aktrler gereklii olduu gibi kabul etmekte, sorgulamamakta-
drlar. Saduyu bilgisi, etrafmzda deneyimlediimiz her eyi snflandrp adlan-
drmamz ve iinde yaadmz dnyay dzenli, organize olmu bir ekilde gr-
memizi salayan ortak bilgidir. inde yaadmz dnyay znel olarak anlamlan-
drp yorumlamamz, yine de bu dnyann bize zel olmamasn, paylalan, ortak
bir dnya olmasn salayan, bunu mmkn klan saduyu bilgisidir.
129
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
4
A M A
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
4
138
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Fenomenolojinin genel zelliklerini aklayabil-
mek.
Fenomenoloji, insan bilincinin ve insanlarn iin-
de yaad dnyay yorumlama yollarnn ince-
lenmesi almasdr. Bir kavram olarak ilk kez
Hegel tarafndan kullanlan Fenomenolojinin id-
dialarnn, dnya hakknda sahip olduumuz bil-
ginin gerekte var olanla ayn olmayabilecei
eklindeki Kant probleme dayand sylene-
bilir. Fenomenolojik almalar, aktrlerin kendi
gerekliklerini nasl ina edip yorumladklarn
ve bu eylemlere ynelim veren durumlar nasl
tanmladklarn ortaya koymaya alrlar.
Schutzun gelitirdii Fenomenolojik sosyoloji,
sosyolojide 1960lardan itibaren etkili olmaya
balayan bir yaklamdr. Bir sosyolojik ekol ha-
line gelmemi, ancak etnometodolojinin kkleri-
ni oluturmu ve Marksizm gibi mevcut sosyolo-
jik yaklamlar iinde yorumlayc ve znel ge-
lerin canlanmasn salamtr. Schutz her bireyin
znel bilincinin zgnln vurgulam, sosyo-
lojik bilginin ideal tipleri kullanarak belirli birey-
lerin ve onlarn znel bilinlerinin tesindeki d-
zeye genellenebilecek bilgiyi elde etmeyi ama-
lamas gerektiini savunmutur.
Fenomenolojiyi ve fenomenolojik sosyolojiyi kar-
latrabilmek.
Fenomenolojinin en nemli isimlerinden olan
Husserl, insanlar iin var olabilecek eylerin sa-
dece bilin iinde var olabileceini ileri srerek,
btn olgular en temel gelerine indirgemeye
almtr. Ona gre olgularn temel geleri in-
san bilincinde ve niyetselliinde mevcuttur. Bu
nedenle ve sosyolojinin grevini toplumsal dn-
yann zn anlamak olarak kabul ettii iin fe-
nomenolojiye gre aratrmaclarn kendi tutum-
larn paranteze almas, hibir eyi verili kabul
etmemesi, dnyay ya da belirli toplumsal du-
rumlar, ieridekilerin asndan grmeye al-
mas gerekir, nk bu toplumsal dnyay veya
durumu yaratan, bu kiilerin varsaymlar ve yo-
rumlamalardr. Eer bilincimizle gerekleen bu
kuruluun nasl gerekletiini renmek istiyor-
sak, dnyaya ilikin bilgilerimizi bir kenara b-
rakmamz, bunlara bo vermemiz ve bu bilginin
hangi srelerle, nasl olutuuna ynelmemiz
gerekir. Bu strateji, paranteze alma ya da feno-
menolojik indirgeme olarak adlandrlr. Feno-
menolojik sosyoloji, fenomenoloji ve sosyoloji
arasnda kpr kuran Schutzun gelitirdii bir
yaklamdr. Schutz fenomenolojik sosyolojide
temel olarak Husserln dncelerini bilimsel a-
lmalara uyarlamaya alm, Husserlin feno-
menolojk dncelerini toplumsal fenomenlere,
zellikle de gndelik yaam fenomenine uygula-
maya almtr. Fenomenolojik sosyoloji feno-
menolojiden farkl olarak insanlarn fenomenler
hakkndaki deneyimlerinin ounun temelde
toplumsal ve kltrel olduunu ileri srer.
Fenomenolojiyi pozitivizme ynelik bir eletiri
olarak zmleyebilmek.
Fenomenolojinin, pozitivist sosyoloji geleneine
getirdii en nemli eletiri, sosyolojinin insanla-
rn iinde bulunduklar toplumsal dnyaya atfet-
tikleri anlam anlamann tesine gidemeyecei,
insan eyleminin nedensel bir aklamasnn ya-
plmasnn mmkn olmad iddiasdr. Feno-
menologlara gre toplumsal dnya yelerin ta-
nmlamalarndan ve snflandrmalarndan olu-
ur, istatistikler de eitli snflandrmalardan iba-
rettir, bu nedenle toplumsal dnya nesnel olarak
llemez ve bu nedenle de insan davrannn
genel yasalar ortaya konamaz. Fenomenoloji
toplumsal eylemin nedensel aklamasnn yap-
lamayacan ileri srmektedir, bu nedenle feno-
menolojinin dier yorumlayc yaklamlara gre
pozitivist metodolojiyi ok daha radikal ekilde
reddettii sylenebilir.
zet
1
A M A
2
A M A
3
A M A
139
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
Fenomenolojik sosyolojiye gre gndelik yaam-
da bireylerin toplumsal dzeni nasl kurguladk-
larn aklayabilmek
Schutza gre gndelik yaam, baka aktrlerle
kurulan etkileim araclyla paylalan zneler
aras bir alandr ve bu zneler aras zellii, sa-
duyu bilgisi, tipletirme ve bak alarnn kar-
lkll araclyla oluturulur. Bu geler ayn
zamanda gndelik yaamda bir dzen olduu il-
lzyonunu yaratrlar. Tipletirmelerle oluturu-
lan saduyu bilgisi ve bak alarnn karlkll-
sayesinde bireyler yaadklar toplumsal dn-
yay sanki kendilerinden bamsz bir ekilde d-
arda kendiliinden var olan ve belirli bir dze-
ne sahip olan bir dnyaym gibi deneyimlerler.
Fenomenolojiye getirilen balca eletirileri zet-
leyebilmek.
Fenomenoloji, genel olarak toplumu bir btn
olarak analiz edememekle, dar kapsaml olmak-
la, nemsiz grlen konulara odaklanmakla, in-
san davrann yneten kanunlar hakknda te-
mel bilgi sunamamakla, teknik ve skc bir hal
almakla, hibir yorumu dierinden stn sayma-
d iin kendi aklamalarnn geerlii konu-
sunda elikili olmakla, bir yandan aktrlerin
toplumsal yaam ina ettii konusunda bir ge-
nellemeye vard, dier yandan makrososyoloji-
deki genellemelere kar kt iin kendisiyle
elimekle eletirilmitir. Bunlara yant olarak Fe-
nomenologlar, nesnel olmasalar da almalar-
nn geerlik ve nitelik asndan olduka gl
olduunu ileri srmlerdir.
4
A M A
5
A M A
140
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. Aadakilerden hangisi fenomenolojiyi dier yakla-
mlardan ayran en belirgin zelliklerinden biridir?
a. Dile ve iletiime odaklanmas
b. Toplumsal yaplarn varln kabul etmesi
c. nsan eyleminin nedensel aklamasnn yapl-
masnn olanaksz olduunu savunmas
d. Toplumsal dnyann hem nesnel hem de znel
ynn vurgulamas
e. Sosyolojinin amacnn toplumsal gerekliin nes-
nel anlamn ortaya koymak olduunu savun-
mas
2. Fenomenoloji ile ilgili olarak aadakilerden hangisi
dorudur?
a. Fenomenoloji kavram ilk kez Durkheim tarafn-
dan kullanlmtr.
b. Fenomenolojik felsefe Garfinkel tarafndan tem-
sil edilmektedir.
c. Fenomenoloji, bilincimizin toplumsal koullar
tarafndan nasl ekillendirildiini incelemeye
alan felsefi bir akmdr.
d. Fenomenoloji toplumsal dnyay yneten yasa-
larn ortaya konmasna ynelik felsefi alma-
lardan oluur.
e. Fenomenoloji insan bilincinin ve insanlarn iin-
de yaad dnyay yorumlama yollarnn ince-
lenmesidir.
3. Fenomenoloji ile ilgili olarak aada verilen bilgiler-
den hangisi dorudur?
a. Bireyden ayr ve nesnel bir gereklie sahip olan
fiziksel bir dnya yoktur.
b. Toplumsal dnyay nesnel bir ekilde alabil-
mek iin aratrmacnn kendini toplumsal dn-
yadan geri ekmesi gerekmez.
c. Dnyann bireye anlaml gelmesi iin bu dnya-
y duyularla deneyimliyor olmak yeterlidir.
d. Toplumsal dzen, bireylerin saduyu bilgisi ara-
clyla kurgulad bir dzendir.
e. Toplumun bireylerin dnda, nesnel bir gerek-
lii vardr.
4. Aadakilerden hangisi fenomenolojik sosyolojinin
zelliklerinden biridir?
a. Sosyolojide 1920lerden itibaren etkili olmu bir
yaklamdr.
b. Pozitivist yaklamn yntemini benimsemese de
toplum anlayn paylar.
c. nsan davrannn d gler tarafndan ynetil-
diini savunur.
d. Weberin yorumlayc sosyolojisinde yer alan z-
nel anlama kavramn olduu gibi benimser.
e. Toplumsal dzenin, saduyu bilgisi ve toplum-
sal dnyann zneler-araslk nitelii sayesinde
kurgulandn savunur.
5. Aadakilerden hangisi Schutzun Webere yneltti-
i eletirilerden biri deildir?
a. Toplumsal yaam yorumlayc bir gereklik ola-
rak ele almak
b. Dnyann kiisel ve zel bir dnya olmadn
ortaya koymada yetersiz kalmak
c. Toplumsal dnyay eylemlerinin znel anlamla-
rn biimlendiren izole olmu bireylerin dnya-
s gibi grmek
d. Toplumsal dnyann zneler-aras karakterini
ortaya koymakta baarsz olmak
e. znel anlam tanmlarken mulak olmak
6. Yaarken deneyimlediimiz saysz miktardaki nes-
ne, olay ve eylem iinden tipik olanlar seerek benzer-
leriyle birlikte bir araya getirerek snflandrma sreci
olarak tanmlanan sre, aadakilerden hangisidir?
a. Saduyu bilgisi
b. Tipletirme
c. zneler-araslk
d. Fenomenolojik indirgeme
e. Bak alarnn karlkll
7. Aksine inanmak iin bir neden olmad takdirde
bireylerin toplumsal dnyadaki olay ve eylemleri ken-
dileri nasl anlyorsa dier bireylerin de ayn ekilde
anlayacaklar varsaym fenomenolojide nasl adlan-
drlmaktadr?
a. Fenomenolojik indirgeme
b. zneler-araslk
c. Bak alarnn karlkll
d. Tipletirme
e. Saduyu bilgisi
Kendimizi Snayalm
141
5. ni t e - Fenomenol oj i ve Fenomenol oj i k Sosyol oj i
8. Toplumsallama srecinde dil araclyla rendi-
imiz ve iselletirdiimiz, toplumun yelerinin ortak
olarak sahip olduu ve gndelik yaamn srmesi iin
gerekli olan bilgi birikimi tanm aadaki kavramlar-
dan hangisine aittir?
a. Saduyu bilgisi
b. zneler-araslk
c. Paranteze alma
d. Bak alarnn karlkll
e. Ynelimsellik
9. Fenomenolojik bir inceleme yaparken dnyay, de-
neyimleyen aktrlerin kendi bak alarndan grebil-
mek amacyla saduyuya dayal bilgi, deneyim, varsa-
ym ve inanlar yok sayma, bir kenara brakma sreci
tanm aadaki kavramlardan hangisine aittir?
a. Ynelimsellik
b. zneler-araslk
c. Bak alarnn karlkll
d. Fenomenolojik indirgeme
e. Tipletirme
10. Aadakilerden hangisi fenomenolojiye yneltilen
eletirilerden biri deildir?
a. Dnyann empirik allmasna nasl uygulana-
bileceine dair fazla bir ey sylememeleri
b. Analizin ileri aamalarnda skc ve teknik bir
hal almas
c. Nispeten kk ve nemsiz gruplarla ilgilendii
iin toplumun btnn grme asndan zayf
kalmas
d. Kimse varsaymlardan bamsz olamadna g-
re fenomenolojik analizin de znel bir yorum-
dan ibaret kalmas
e. Aratrma srecinin fazla geni kapsaml ve yk-
sek maliyetli olmas
1. c. Yantnz yanl ise, Fenomenoloji (Grngbi-
lim) konusunu yeniden gzden geiriniz.
2. e. Yantnz yanl ise, Fenomenoloji (Grngbi-
lim) konusunu yeniden gzden geiriniz.
3. d. Yantnz yanl ise, Fenomenoloji (Grngbi-
lim) konusunu yeniden gzden geiriniz.
4. e. Yantnz yanl ise, Fenomenolojik Sosyoloji
konusunu yeniden gzden geiriniz.
5. a. Yantnz yanl ise, Fenomenoloji (Grngbi-
lim) konusunu yeniden gzden geiriniz.
6. b. Yantnz yanl ise, zneler-araslk konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
7. c. Yantnz yanl ise, zneler-araslk konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
8. a. Yantnz yanl ise, zneler-araslk konusu-
nu yeniden gzden geiriniz.
9. d. Yantnz yanl ise, Fenomenoloji (Grngbi-
lim) konusunu yeniden gzden geiriniz.
10. e. Yantnz yanl ise, Fenomenolojiye Getirilen
Balca Eletiriler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Sra Sizde Yant Anahtar
Sra Sizde 1
Fenomenolojiye gre gerekliin grelilii, fiziksel dn-
yaya nazaran toplumsal dnyada daha belirgindir. r-
nein aalar ya da dalar biz onlara herhangi bir an-
lam yklesek de yklemesek de biz onlar aa, da gi-
bi adlarla adlandrsak da adlandrmasak da vardrlar.
Ancak toplumsal dnyadaki kavramlar iin ayn durum
geerli deildir. rnein evlilik kavramn ele alalm.
Biz evlilik kavramna herhangi bir anlam yklemezsek,
bizim iin evliliin bir herhangi bir anlam olmasa bu
kavramn kendisi de var olamaz. Bu nedenle rnein
evlilik kurumunun var olmad bir toplumda, byle bir
kavram hi olumayacaktr.
Sra Sizde 2
Husserlin amac nyarglardan kurtulmu bir aratrma
yapsna sahip bir felsefe gelitirmektir. Bu felsefenin
amac fenomenler dnyasndaki eylerin zlerine ula-
mak, bu zleri kavramaktr. Bu amaca ulamak iin de
fenomenolojik indirgeme yntemi kullanlmaldr.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
142
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Sra Sizde 3
Fenomenolojik felsefenin temsilcilerinden olan Hus-
serl, btn olgular en temel gelerine indirgemeye a-
lmakta ve gelerin insan bilincinde ve ynelimselli-
inde bulunduunu ileri srmektedir. Fenomenolojik
sosyolojiyi gelitiren Schutz ise insanlarn fenomenler
hakkndaki deneyimlerinin hepsinin deilse de oun-
luunun temelde toplumsal ve kltrel olduunu ileri
srer. Dolaysyla fenomenoloji bilincin ileyiine odak-
lanrken fenomenolojik sosyoloji gndelik yaamda ya-
admz yaam dnyasna odaklanr.
Sra Sizde 4
Fenomenologlar kendilerine yneltilen bu eletirilere
yant vermi, kendi aratrma projeleri nesnellikten yok-
sun olsa da ilgili toplumsal durumda gerekte ne oldu-
una dair olduka geerli ve ayrntl aklamalar yap-
tklar iin geerlik ve nitelik asndan olduka gl
olmalaryla bunu telafi ettiklerini ileri srmlerdir (Slut-
tery, 1991:146).
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Allan, Kenneth (2006) Comtemporary Social and So-
ciological Theory: Visualising Social Worlds.
London: Pine Forge Press.
Bruce, Steve ve Steven Yearley (2006). The Sage Dic-
tionary of Sociology. London: Sage.
Coulon, Alain (2010). Etnometodoloji. eviren: mit
Tatlcan. stanbul: Kre Yaynlar.
Craib, Ian. (1992). Modern Sociological Theory. kin-
ci Basm. New York: Harvester Wheatsheaf.
Cuff, E.C.; G.C.E. Payne; D.W. Francis, D.E. Hustler ve
W.W. Sharrock (ed.) (1989). Perspectives in So-
ciology. Londra: Unwin Hyman. kinci Bask.
Ferguson, Harvie (2006). Phenomenological Socio-
logy: Experience & Insight in Moderd Society.
London: Sage.
Haralambos, Michael ve Martin Holborn. (1995). Socio-
logy: Themes and Perspectives. 4. basm. Unwin
Hyman. Collins Educational.
Jary, David ve Jary, Julia (1991). Collins Dictionary of
Sociology. Glasgow: Harper Collins.
Johnson, D.P. (2008) Contemporary Sociological
Theory: An Integrated Multi-Level Approach.
NewYork: Springer.
Lassman, Peter Phenomenological Perspectives in So-
ciology, iinde: John Rex (ed) (1975). Approac-
hes to Sociology: An Introduction to major
trends in British Sociology. London and Boston:
Routledge & Kegan Paul, 125-144.
Lechte, John (1994) Fifty Key Contemporary Thin-
kers. New York: Routedge.
Ritzer, George (2005) Encyclopedia of Social The-
ory. Vol. II. USA: Sage Pub.
Schutz, Alfred (1962) Collected Papers. Vol. I. The
Hague, Netherlands: Martinus Nijhoff.
Schutz, Alfred (1967) The Phenomenology of the So-
cial World. Northwestern University Press.
Schutz, Alfred ve Talcott Parsons (1978). The Theory
of Social Action: The Correspondence of Alfred
Schutz and Talcott Parsons. R. Grathoff (ed.)
Bloomington and London: Indiana University Press.
Singewood, Alan. (1998). Sosyolojik Dncenin K-
sa Tarihi. eviren: Osman Aknhay. Bilim ve Sanat
Yaynlar.
Slattery, Martin (1991). Key Ideas in Sociology. Nel-
son Thomas Publishers.
Srubar, Ilja (2005). Phenomenology. inde: G. Ritzer.
Encylopedia of Social Theory. Vol.2. USA: Sage.
ss.557-562.
Turner, Bryan S. (2006) (ed.) The Cambridge Dictio-
nary of Sociology. Cambridge: Cambridge Univer-
sity Press.
Wallace, Ruth A. ve Alison Wolf (1999). Contempo-
rary Sociological Theory. Beinci basm. New Jer-
sey: Prentice Hall.
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Etnometodolojinin temel zelliklerini sralayabilecek,
Etnometodolojiyi Pozitivizme ynelik bir eletiri olarak zmleyebilecek,
Harold Garfinkelin etnometodolojiye katklarn deerlendirebilecek,
Etnometodolojiye getirilen balca eletirileri zetleyebilecek,
Toplumsal naclk yaklamn deerlendirebilecek,
Gndelik yaam sosyolojisinin genel zelliklerini sralayabileceksiniz.
indekiler
Etnometodoloji
Belgeleme Yntemi
Refleksivite
Dizinsellik
Toplumsal naclk
Gndelik Yaam Sosyolojisi
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
Etnometodoloji
ETNOMETODOLOJ
HAROLD GARFINKEL VE
ETNOMETODOLOJ
ETNOMETODOLOJK
ALIMALARA RNEKLER
ETNOMETODOLOJYE GETRLEN
BALICA ELETRLER
TOPLUMSAL NACILIK
GNDELK YAAM SOSYOLOJS
6
MODERN SOSYOLOJ TARH
ETNOMETODOLOJ
Etnometodolojinin temel zelliklerini sralayabilmek.
Dier sosyolojik yaklamlara oranla nispeten yeni bir sosyolojik yaklam olan et-
nometodoloji, Alfred Schutzun ve Talcott Parsonsn (Coulon, 2010:11) almala-
rna dayanlarak Harold Garfinkel tarafndan gelitirilmi olan ve genel olarak fe-
nomenolojik dncelerin aratrmalara uygulanmasn ieren bir yaklamdr (Ha-
ralambos ve Holborn, 1995:899). Etnometodoloji terimini ilk olarak 1950lerde kul-
lanan Garfinkelin 1967 ylnda yaynlad Etnometodolojide almalar adl kita-
b ile etnometodolojiyi sosyolojinin bir alt dal olarak kurduu kabul edilmektedir
(Kuper ve Kuper, 2004:322).
Etnometodoloji, en basit ekilde nsanlarn toplumsal dzenleri retmek iin
kullandklar yntemlerin incelenmesi (Rawls, 2003: 123) olarak tanmlanabilir.
Baka bir ekilde tanmlayacak olursak etnometodoloji nsanlarn gereklik duy-
gusunu nasl yarattklarn, srdrdklerini ve deitirdiklerini aklamaya yardm-
c olabilecek kavramlar ve ilkeler gelitirmektir (Turner, 1991:4). Etnometodoloji
mikro yaplarla da makro yaplarla da ilgilenmez, insan davrann aklamaya a-
lmaz, bunun yerine dier sosyolojik yaklamlardan olduka farkl bir ekilde in-
sanlarn hem mikro hem de makro yaplara anlam vermek iin kullandklar yn-
temleri betimlemeye alr (Ritzer, 2003:154). Bununla birlikte, etnometodoloji
kendi bana bir yntem olarak grlmemelidir. Etnometodoloji, nceki sosyoloji
terorilerinin ortaya koyduklar problemleri zmeye yarayacak bir yntem deil-
dir. Dier sosyolojik yaklamlarn ounun problem olarak ele ald konulardan
ok daha farkl konulara odaklanan ve bu konular incelemek iin bazen dier
yaklamlarn kullandklar yntemleri, bazen de farkl yntemleri kullanan teorik
bir bak asdr (Wallace ve Wolf, 1999:261). nsanlarn kendi toplumsal dnya-
larn anlamlandrmak iin kullandklar yntemlerin incelenmesi anlamna gelen
etnometodoloji, olduka sradan grnen durum ve olaylarn ayrntl etnogra-
filerini reterek gndelik yaamdaki rutinlerin ve sosyal karlamalarn arkasn-
daki kurallar ve arka plan bilgisini ortaya karmaya alr (Slattery, 1991:111). K-
sacas etnometodoloji, kkleri fenomenolojide olan, insanlarn sradan gndelik
Etnometodoloji
1
A M A
Etnometodoloji, Garfinkel
tarafndan gelitirilen ve
fenomenolojik dncelerin
empirik aratrmalara
uygulanmasn ieren bir
yaklamdr.
yaamda kullandklar baz yntemlerle toplumsal dzeni rettikleri varsaymna
dayanan ve bu yntemleri inceleyerek hem gndelik yaamn ilk anda grnme-
yen kurallarn hem de insanlarn toplumsal dzeni nasl retip anlamlandrdkla-
rn ortaya karmaya alan teorik bir yaklamdr.
Fenomenolojik sosyoloji gibi etnometodoloji de toplumsal dzeni bireylerin
deneyimleri sonucunda kurulan bir dzen olarak grr, ama fenomenolojik sosyo-
loji bu dzenin ortak saduyu bilgisinin bir sonucu olduunu savunurken etnome-
todoloji saduyu bilgisinin kendisinin de sabit olmadn, srekli olarak yeniden
yaratlan bir bilgi olduunu ileri srer (Craib, 1992:102).
Etnometodolojiyi Pozitivizme ynelik bir eletiri olarak zm-
leyebilmek.
Etnometodoloji, kklerinin dayand fenomenolojinin ve fenomenolojik sosyolo-
jinin pozitivizm eletirilerini paylar. Etnometodoloji, darda bir yerde duran, bi-
reylerin eylem ve etkinliklerinden bamsz bir ekilde var olan bir toplumsal ger-
eklik anlayn reddeder (Wallace ve Wolf, 1999:262). Benzer bir ekilde etnome-
todolojiye gre gerekte bir toplumsal dzen de yoktur, toplumun yeleri bir d-
zen algladklar iin toplumsal dzen varm gibi grnr. Dier bir deyile top-
lumsal dzen, bu toplumun yeleri tarafndan yaratlm olan kullanl bir kur-
gudan ibarettir (Haralambos ve Holborn, 1995:899). Bu temel dnce nedeniyle
etnometodologlar geleneksel sosyolojiyi, yelerin toplumsal becerilerini ve top-
lumsal gerekliin onlar tarafndan kurgulandn fark etmemekle eletirmektedir
(Slattery, 1991:111, 113). Eer etnometodolojiye gre darda var olan bir toplum-
sal gereklik yoksa o halde toplumu bir arada tutan ey nedir? Etnometodologlara
gre toplumu bir arada tutan ey, gndelik yaamn gerekliidir, yani gr bir-
likleri, karlkl beklentiler ve zellikle de gndelik yaamn rutinleri ve saduyu
arkasndaki paylalan anlamlardr (Slattery, 1991:111). Temel amac gndelik ya-
amn rtl kurallarn ve planl doasn ortaya koymak olan etnometodolojinin
gndelik yaama odaklanmas ve gndelik yaam faaliyetlerini kendi balarna fe-
nomenler olarak ele almas, etnometodolojiyi dier sosyoloji teorilerinden ayran
en nemli zelliklerden biri olarak grlmektedir (Swingewood, 1998:321).
Garfinkele ve ou dier etnometodologa gre insanlarn iinde yaadklar
dnyay anlamlandrmak, hatta yaratmak iin kullandklar temel ara dil ve konu-
ma etkinliidir (Slattery, 1991:112). Bu dnceye dayanarak Harvey Sacks, Ema-
nuel Schegloff ve Gail Jefferson, daha sonra iletiimsel eylemler zerinde alm
ve etnometodolojik almalarda ayr bir alan olarak kabul edilen ve konuma ana-
lizi olarak adlandrlan alan gelitirmilerdir (Kuper ve Kuper, 2004:322)
Etnometodoloji, insanlarn kendi toplumsal dnyalarn anlamlandrmak iin kullandkla-
r yntemlerin incelenmesidir. Olduka sradan grnen durum ve olaylarn ayrntl et-
nografilerini reterek gndelik yaamdaki rutinlerin ve sosyal karlamalarn arkasn-
daki kurallar ve arka plan bilgisini ortaya karmaya alr (Slattery, 1991:111).
146
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Etnometodoloji, kkleri
fenomenolojide olan,
insanlarn sradan gndelik
yaamda toplumsal dzeni
retirken kullandklar
yntemleri inceleyerek hem
gndelik yaamn ilk anda
grnmeyen kurallarn hem
de insanlarn toplumsal
dzeni nasl retip
anlamlandrdklarn ortaya
karmaya alan bir
yaklamdr.
2
A M A
Etnometodoloji, pozitivist
gelenekte ileri srlen
toplumsal gereklik
anlayna kar kar.
Etnometodolojiye gre
darda kefedilmeyi
bekleyen, kendi gerekliine
sahip ayr bir toplumsal
gereklik yoktur.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
HAROLD GARFINKEL VE ETNOMETODOLOJ
Harold Garfinkelin etnometodolojiye katklarn deerlendirebil-
mek.
Etnometodolojinin kurucusu kabul edilen Harold Garfinkel, Schutzun dncele-
rini analiz etmi ve gelitirmeye almtr. Garfinkel, sosyologlarnn ounun
gzlemlenen olguyu gl bir ekilde etkileyen toplumsal gerekler aradklarna,
dier bir deyile bir durumun iinde ne olduunu aklamak amacyla bu duru-
mun dnda deikenler aradklarna dikkat eker ve pozitivist metodolojideki an-
lamyla nesnel toplumsal olgularn gereklii anlayn reddeder (Allan, 2006:53).
Kendisinin en nemli eserlerinden biri olan ve yllarca yrtt bir dizi inceleme-
yi ieren Etnometodolojide almalar adl kitabnda Garfinkel, Schutzun alma-
larndan elde edilen teorik grlerin, sosyolojik aratrmalarda gndelik yaam
dnyasnn ortaya karlmasnda nasl kullanlabileceini gstermeye almtr.
Etnometodolojide toplumsal olgular etkileimsel etkinlikler olarak ele alnr, ey-
lemlerin de eyleme katlanlar (yeler) tarafndan daha nceden belirlenmi baz
kural veya gerekliliklere gre gerekletirildii kabul edilir. Bu nedenle Garfinkele
gre sosyologlar eylemde bulunanlarn eylemde bulunma biimlerindeki dzenli-
likleri, yani toplumsal eylemlerin dzenli zelliklerini ortaya koymaya almaldr-
lar (Cuff vd.,1989:158). Sosyologlarn ortaya koymas gereken bu dzenli zellik-
ler, toplumsal yap gibi d koullarn yaratt dzenlilikler deil, yelerin eylem-
leri srasnda ve eylemin kendi iinde yarattklar dzenliliklerdir; bu dzen, ye-
lerin hem rnleri hem de yaadklar bir sretir. Bu adan etnometodolojinin ve
Garfinkelin toplumsal dzen anlay dier sosyolojik yaklamlardan ok daha
farkl bir anlaytr. Garfinkele gre sosyolojik adan kabul edilebilecek tek d-
zen, eyleme katlanlarn tand ve eylem srecinde yaratlan dzendir (Cuff
vd., 1989:158).
Garfinkel, Schutzun kulland aktr kavram yerine ye kavramn kullanr, nk
Garfinkele gre ye terimi dnya hakknda sahip olunan ortak bir bilgi stokuna sahip
bir kolektiviteye olan yelie gnderme yapmaktadr (Cuff vd., 1989:161).
147
6. ni t e - Et nomet odol oj i
Harold Garfinkel, 1917 ylnda
A.B.D.de domutur. Talcott Parsons
ile almsa da fenomenolojik d-
ncelerden, zellikle de Alfred
Schutzun dncelerinden etkilen-
mitir. Doktorasn Harvard niversi-
tende Talcott Parsons danmanln-
da tamamlamtr. Doktorasndan iti-
baren btn almalarnda odak
noktas gndelik yaamn yaps ol-
mutur. 1967 ylnda yaymlad Et-
nometodolojide almalar adl eseriy-
le ayr bir sosyolojik yaklam olarak etnometodolojiyi kurduu kabul edilmektedir.
Harold GARFINKEL
1917-
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
3
A M A
Resim 6.1
Garfinkele gre gndelik yaam etkinlikleri, bu etkinliklere katlan yeler asn-
dan hem anlalabilirlik, rutinlik, tahmin edilebilirlik, tipiklik ve etkililik gibi hem de
beklenmezlik, zgnlk, anlalmazlk, etkisizlik ve tehlike gibi zelliklere sahip ola-
bilirler. nemli olan bu zelliklerin hepsinin yerel olarak, eylemin iinde, eylemde
bulunanlar tarafndan retildiini fark etmek ve kabul etmektir (Cuff vd.,1989:158).
Bununla birlikte Garfinkele gre yeler kendilerini, eylemlerini istedikleri ekilde
yapacak kadar zgr grmeyebilir, kendilerinin etkinlikleri fazla etkileyemeyecei-
ne inanabilir ve eylemlerinin sonularndan bir ksmnn kendi kontrolleri dndaki
koullardan kaynaklandn dnebilirler. Bu grlerin doru veya yanl olmas
Garfinkel asndan nemli deildir, nemli olan yelerin kendi evreleri hakknda-
ki bu alglarnn nasl olutuunu ve bu alglarn yelerin eylemlerini nasl ekillen-
dirdiini grebilmektir. Bu zellikler yeler tarafndan nasl alglanyorsa, Garfinkele
gre etnometodologlar tarafndan da ayn ekilde alglanmaktadr. Dier bir deyile
Garfinkele gre gndelik yaam srekli olarak gelien, srekli yeni eylerin ortaya
kt, katlm gerektiren, deneyimlendii gibi bir dnyadr, teorisyenlerin olmas ge-
rektiini syledikleri gibi bir dnya deildir, bu adan gndelik yaam koullara
baldr (Cuff vd., 1989:158-159). Bunu biraz aacak olursak, Garfinkele gre ye-
ler, eitli etkileim durumlarnda uygun kurallar ve koullar koyar ve bunlara uyar-
lar; etkileim deitiinde yeni koullar oluturur ve bunlara uyarlar, bu koullar sa-
yesinde birbirlerini gerekten bir dzenin var olduuna ikna ederler ve dzenin ye-
gane gereklii budur (Poloma, 1993:255-6). Garfinkel, koullara bal olan gnde-
lik yaam dnyasnda yelerin yeni gelien durum ve olaylarla baa kabildiklerini,
durum veya koulla ilgili ideal/mkemmel bilgiye sahip olmamalarn problem ola-
rak grmediklerini belirtir. Garfinkele gre yeler olaylarla ilgili olarak ancak pratik
amalarna erimeye yetecek davranlarda bulunmalarn salayacak kadar anlam
ararlar, daha fazlasn aramazlar (Cuff vd., 1989:-159).
Garfinkelin almalarnn ve genel olarak etnometodolojinin en temel kavram-
lar arasnda; (i) belgeleme yntemi, (ii) refleksivite ve (iii) dizinsellik/anlamn ba-
lama-gnderimlilii nemli bir yere sahiptir. imdi bu kavramlara ksaca deinelim.
yelerin Yntemleri: Belgeleme Yntemi
Garfinkel toplumun yelerinin etkinliklerini kendi kendilerine retmelerinin ve r-
gtlemelerinin metodik bir baar olduunu dnr ve bu metodu inceler. Gnde-
lik yaamda yaadmz olaylar bize anlaml gelir, etnometodolojiye gre bunun
nedeni, bu olaylar annda dier aktrlere de anlalr gelecek bir ekilde retmemiz
ve alglamamzdr (Cuff vd. 1989:159). rnein bir soru sorduumuzda dier insan-
lar, yani toplumun dier yeleri bunun bir soru olduunu anlar, iki kii kavga eder-
ken dier yeler bu davrann kavga olduunu anlar. Bunun nedeni soru soran ya
da kavga eden insanlarn bu etkinlikleri dier aktrlerin sorunsuz olarak anlayaca
ekilde yapmalardr. Bir soruyu veya kavgay tanr ve anlarken, toplumsal dnyam-
z dier aktrlerle ortak olarak bildiimiz bir dnya olarak yeniden retiriz; gndelik
olaylar rutin, sorunsuz, tandk olaylar olarak kurgularz. Bylece etrafmzdaki olay-
lara anlam verirken kullandmz yntem sayesinde ortak bir toplumsal dnya yarat-
m oluruz (Cuff vd. 1989:160). Garfinkele gre yeler toplumsal dnyay kurgular-
ken yelerin yntemleri ad verilen birtakm yntemleri kullanrlar. Bu yntemler ve-
rili kabul edilen, sorgulanmayan, analiz edilmeyen, rtk yntemlerdir ve etnometo-
dolojinin grevi de bu yntemleri betimlemektir (Cuff vd. 1989:160). Garfinkel, Etno-
metodolojide almalar adl kitabnda bu yntemlerden bazlarn nitelemektedir.
imdi bu yntemlerden biri olan belgeleme yntemi zerinde biraz duralm.
148
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Etnometodolojide almalar adl kitabnda yelerin anlam yaratmak iin kulland-
yntemlerden bazlarn niteleyen Garfinkele gre yelerin toplumsal dnyay an-
lamlandrmak ve aklamak iin kullandklar yntemlerden biri belgeleme yntemidir.
Bu yntem, mevcut bir grnm, altta yatan kalbn belgesi ya da iareti olarak
grmeyi ierir (Garfinkel, 1967:78). Bir baka ekilde tanmlayacak olursak belgele-
me yntemi bir durum ya da balamn zelliklerinden bazlarnn seilip belirli bir e-
kilde tanmlanarak ilgili durumun ya da balamn altnda yatan bir kalbn kant ola-
rak kabul edilmesi ve sonra bu srecin tersine evrilerek kalbn zelliklerinin kalbn
varl olarak kullanlmasdr (Haralambos ve Holborn, 1995:899). Daha ak bir ifa-
deyle insanlar gndelik yaamlarnda karlatklar hareket, sz ve bilgilerin belirli
zelliklerini ayklayp bu zellikleri altta yatan bir kalbn kant olarak grrler, yani
bu kalplar kendi bireysel belgelerinden yola karak elde ederler, daha sonra ise bu
zellikleri bu kalp hakkndaki bilgilerine dayanarak yorumlarlar. Bu durumda bir
yandan altta yatan bu kalp kendi belgelerine dayanlarak oluturulmakta, dier yan-
dan da bu belgeler, altta yatan bu kalp hakknda bilinenlere gre yorumlanmaktadr.
Garfinkelin Mannheimdan dn ald bir kavram olan belgeleme yntemi, belirli bir
grntye, temelde bulunan kalplarn belgesi imi gibi davranlmas, bu grntnn te-
meldeki kalbn adna, onu gstermek iin var olduunun dnlmesi, nce bu zellikle-
re dayanlarak kalplarn yaratlmas, sonra da bu zelliklerin bu kalplar hakkndaki bil-
giye dayanlarak yorumlanmasdr.
Yukardaki rnekte de grld gibi bireyler nce baz zellikleri altta yatan
belirli kalplarn belgesi, yani kant olarak grr, daha sonra gndelik yaamda
karlatklar herhangi bir durumu anlamlandrmak iin bu genel kalplar kullanr-
lar. Kalbn rnei kalbn bir yansmas olarak kalp da rnein bir yansmas ola-
rak grld iin belgeleme yntemi refleksif (reflexive) olarak grlebilir.
Garfinkele gre bu refleksivite, toplum yelerinin, evrelerinde olup biten her e-
yi belirli bir dzen veya gereklik anlay gelitirecek ekilde yorumladn gs-
termektedir (Haralambos ve Holborn, 1995:900).
Garfinkel, belgeleme ynteminin sadece yeler deil, sosyologlar tarafndan da kullanlan
bir yntem olduunu belirtmektedir. Garfinkel bunu nasl aklyor olabilir? Dnnz.
Refleksivite (Reflexivity)
Hem genel olarak etnometodolojide hem de Garfinkelin almalarnda merkez
bir kavram olan refleksivite, en genel anlamyla bir eyin kendi kendine geri dn-
149
6. ni t e - Et nomet odol oj i
Belgeleme ynteminde
herhangi bir durum ya da
balam iindeki ok sayda
zelliin belirli ynleri
seilir, bunlar belirli bir
ekilde tanmlanr ve
temeldeki kalbn kant
olarak grlr, daha sonra
bu sre tersine evrilir ve
temelde bulunan kalbn
belirli zellikleri, kalbn
varlnn kant olarak
kullanlr.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
1
RNEK: Bir komunun iyi bir komu olup olmad hakknda nasl yo-
rum yaparz?
yi bir komu deyince nasl bir komudan bahsettiimizi dnrz? yi bir
komunun zellikleri ile ilgili saduyu bilgisine dayal bir teorimiz olabilir. r-
nein komumuz grlt yapmayan, kendi komularna yardmc olan biri ise,
bu zellikleri nedeniyle bu kiinin iyi bir komu olduunu dnebiliriz. By-
lece baz zelliklere dayanarak bir kalp yaratm oluruz. Daha sonra yeni bir
komumuz olduunda, yeni komumuzu bu kalba gre deerlendirir ve iyi
bir komu olup olmad hakknda bir yorum yaparz. Bylece kalb yaratmak
iin kullandmz zellikler ve kalbn kendisi karlkl olarak birbirilerini
glendirmi olur.
mesini ifade eden bir kavramdr. rnein emberler refleksif hareketlerle yaratlr-
lar, balang ve biti noktalar ayndr ve bu noktalar birletiren izgi, ember
iinde kalan her eyi oluturur (Allan, 2006:58). Daha genel anlamyla ifade etmek
gerekirse refleksivite, neden sonu ilikisi asndan kendisine geri dnen olgula-
rn nitelii ya da neden ve sonu arasndaki dngsel bir hareket olarak tanmla-
nabilir. Bu durumda neden ve sonu karlkl olarak birbirlerini etkilerler. rne-
in bir gzlemcinin inceledii durum, kendi gzleminden etkilenerek deiiyorsa
ve gzlem de buna ramen sryor ve bu deiim gzlemi de etkiliyorsa, bu du-
rumun refleksif olduunu syleyebiliriz. Bir baka rnek vermek gerekirse, bir
sosyal bilim disiplini, inceledii nesneler iin kulland bak asn nihayetinde
kendine, kendi konumuna ve bu disiplin iinde aratrma yapan aratrmacnn
kendisine de ynelttii, bunlara da ayn bak as ile bakt takdirde refleksiftir.
Garfinkele gre belgeleme yntemi refleksiftir. Garfinkel ayn zamanda top-
lumsal yaamn da znde refleksif olduunu savunur, nk toplumun yeleri
srekli olarak belirli etkinliklere ve durumlara, bunlarn altnda yatan kalplar a-
sndan bakarlar ve daha sonra da bu kalplarn bu etkinliklerde ve durumlarda g-
rlen belirli ifadelerine dayanarak bu kalplarn varln onaylarlar (Haralambos
ve Holborn, 1995:900). Bu bakmdan refleksivite, insanlarn ina ettikleri gereklik
anlayn srdrmekte kullandklar bir yntemdir. nsanlar ipularn, hareketle-
ri, szleri ve bakalarndan gelen malumatlar belirli bir gereklik anlayn srd-
recek biimde yorumlarlar. elikili bilgiler bile belirli inanlar ve bilgileri srd-
recek biimde refleksif olarak yorumlanr. Bu yzden refleksivite kavram etkile-
im iindeki insanlarn belirli bir gereklik tarafndan ynlendirildikleri kabuln
nasl srdrdklerine odaklanr (Turner, 1991:4). nsanlar anlam, dzeni ve yap-
tklar eylerin rasyonelliini, gndelik yaamlar srasnda konumalar ve kullan-
dklar szcklerle, yani betimlemeler yaparak ina ederler. Toplumsal dnyaya
ilikin betimlemeler yaptklarnda, betimledikleri eyi ina etmi olurlar nk bir
durumun betimlenmesi, ayn zamanda bu durumun ina edilmesidir (Coulon,
2010:36). Dier bir deyile Garfinkele gre gre bir durumun tanmlar, tanmla-
nan durumun parasdr, bu nedenle refleksivite, toplumsal durumlarn ta-
nmlar ile tanmland gibi olan toplumsal durumlar arasnda karlkl
bamllk, hatta denklik durumu olduunu ifade etmek iin kullanlmaktadr
(Hilbert, 2005:256). rnein bir kii okula gidiyorum ya da snava hazrlanyo-
rum dediinde sadece yapmakta olduu eyi betimlemi olmaz, ayn zamanda ne
yapmakta olduunu ispat etmi ve bu konudaki belirsizlikleri gidermi olur, by-
lece de herkese kendine nasl yaklaacaklarn sylemi olur (Craib, 1992:104), ya-
ni iinde bulunduu durumu ina etmi olur. Ksacas Garfinkele gre toplumsal
dnya, belgeleme yntemini kullanan yeler tarafndan refleksif olarak oluturul-
makta ve srdrlmektedir. Bununla birlikte refleksivite, bilinli bir dnme de-
ildir, insanlar eylemlerinin refleksif olduunun bilincinde deildirler, eer birey-
ler eylemlerinin refleksif olduunu fark ederlerse gndelik yaamdaki eylemlerini
srdrmekte zorlanabilirler (Coulon, 2010:36).
Garfinkel, Toplumsal dnya znde refleksiftir. derken neyi kastetmektedir? Bir rnek
bularak aklamaya alnz.
Etnometodoloji ile ilgili daha ayrntl bilgiye ulamak ve Garfinkelin kavramlarna ilikin
eitli rnekler grmek iin Alain Coulonun Etnometodoloji (eviren: mit Tatlcan,
Kre Yaynlar, 2010) adl kitabndan yararlanabilirsiniz.
150
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Refleksivite, en genel
anlamda bir eyin kendi
kendine geri dnmesini
ifade eden bir kavramdr.
Refleksivite, Trkeye
zaman zaman
dnmsellik olarak
evrilmektedir.
Garfinkele gre toplum
yeleri toplumsal dnyay dil
araclyla yanlzca
anlamlandrp aklam
olmazlar, ayn zamanda onu
ina etmi, yaratm da
olurlar.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
2
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Dizinsellik (Indexicality) veya Anlamn
Balama-Gnderimlilii
Garfinkele gre btn eylemler balamlar erevesinde anlamlandrlr. Eylemle-
rin yeler iin ifade ettii anlam, yelerin bu eylemin balamn nasl yorumladk-
larna baldr; yelerin anlamalar ve aklamalar balama-gnderimlidir, yani
sadece belirli ortamlar asndan anlamldr (Haralambos ve Holborn, 1995:900).
Dizinsellik veya anlamn balama-gnderimlilii, herhangi bir nesnenin ya
da etkinliin anlamnn, kendi balamndan tretildii, yani belirli bir ba-
lama endekslendii (dizinlendii) anlamna gelir (Haralambos ve Holborn,
1995:900). Dier bir deyile balama gnderimlilik, ifadelerin anlamlarn kullanl-
dklar balamdan aldklarn, yani szcklerin kesin anlamlarn konuma srasn-
da, iinde retildikleri somut balama gnderim yaplrken kazandklarn (Coulon,
2010:36) ifade eden bir kavramdr. Szcklerin her zaman geerli olan deimez
anlamlar yoktur, yani anlam nesnel deildir; yeler konuann kim olduu, konu-
an ve dinleyen arasndaki ilikinin ne olduu, konumann amacnn ne olduu gi-
bi eitli ltlere bakarak durumu analiz ederler ve szckler de bu analize bal
olarak anlam kazanr (Cuff vd., 1989:160-161). Ksacas belirli bir etkileim halinde
karlkl olarak insanlarn kullandklar (syledikleri ya da dinledikleri/grdkleri)
szckler, hareketler ve ipular, ancak iinde bulunulan durumun kendi balamn-
da anlamldr ve bir ifadenin balama-gnderimli olduunu sylemek onun anla-
mnn zel bir balamla ilikili olduunu vurgulamaktr (Turner, 1991:4-5).
Balama-gnderimlilik kavramyla Garfinkel, gndelik toplumsal durumlarn
geici olduunu, yelerin eylemlerinin ve konumalarnn toplumsal olarak rgt-
lenmi ortamn/balamn dnda bir anlam olmadn vurgulamaktadr (Cuff vd.,
1989:160). rnein bir insan dier bir insanla konuurken sen, bugn, vesai-
re gibi szckleri kullandnda, bu kelimelerin ne anlama geldii ancak o konu-
ma srasnda, iinde bulunulan durum ya da koullar ierisinde nettir ve ancak bu
balam iinde anlalabilir (Craib, 1992:103-4). Bu nedenle konumakta olan iki ki-
inin yanna gittiimizde, ilk anda ne hakknda konutuklarn anlayamayz, ancak
balam anladmzda konumadaki kelimelerin tam olarak ne anlama geldiini
bilebiliriz. Ksacas Garfinkele gre toplumsal gerekler ve durumlar, refleksif ve
balama-gnderimli ifadelerle (yani sadece iinde bulunduu o anki balam iin-
de anlaml olan ifadelerle) rgtlenmektedirler.
yeler konumalarn ve eylemlerini balama gnderimli klmak zorundadrlar,
bunun iin de iinde bulunulan duruma veya koullara ilikin muhtemel tanmlar
eleyerek kesin bir tanm yapmak zorundadrlar; ite bu eleme ve semenin yapl-
d yntem de Garfinkelin belgeleme yntemi olarak adlandrd yntemdir
(Cuff vd., 1989: 161).
Garfinkele gre toplumsal gerekler ve durumlar, refleksif olarak ve dizinsel ifadelerle rgt-
lenmektedirler. Dizinsel ifadeler, bir eyi gsteren ve durumun kendi iinde anlalabilecek
olan yerleik szel ifadelerdir (Allan, 2006:59). rnein bir kitabn arkasnda bulunan dizine
bakarak o kitapta aradmz bir szc bulabiliriz, ama bu durum sadece o kitap iin geer-
lidir, bir kitabn dizinine bakarak baka bir kitaptaki szcn yerini bulmamz imkanszdr.
Dolaysyla dizinsel ifade, sadece iinde bulunduu balam iinde anlaml olan ifadedir.
Dizinsellik veya anlamn balama-gnderimlilii ne anlama gelmektedir? Bir rnekle
aklamaya alnz.
151
6. ni t e - Et nomet odol oj i
Garfinkele gre bakalaryla
gndelik iletiimimizde
kullandmz kelimelerin,
dilsel ifadelerin ve de
eylemlerimizin
konumalarmzn getii
balamn dnda bir anlam
yoktur.
Bir ifadenin balama
gnderimli olduunu
sylemek onun anlamnn
zel bir balamla ilikili
olduunu vurgulamaktr
(Turner, 1991: 4-5).
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
3
Dizinsellik / anlamn balama-gnderimlilii, bir adan etnometodolojinin ge-
leneksel sosyolojiye ynelik eletirilerinin de kayna olarak grlebilir. Etnome-
todolojiye gre dizinsellik/ anlamn balama gnderimlilii sadece toplumsal kav-
ramlarn deil, bilimsel kavramlar da dahil olmak zere btn kavramlarn bir
152
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Etnometodologlara gre
dizinsellik sadece toplumsal
kavramlarn deil, bilimsel
kavramlar da dahil olmak
zere btn kavramlarn
zelliidir. Bilimsel
kavramlar dizinsel olduu
iin etnometodologlara gre
geleneksel sosyolojinin
ulamaya alt
genellemi sosyolojik
aklamalar yaplamaz ve
fenomenlerin balama bal
doasna odaklanmayan,
fenomenlere dorudan
gnderme yapan bir bilim
anlay kabul edilemez.
RNEK: Garfinkelin Psikiyatri Deneyi
Garfinkel, belgeme yntemini ve bu yntemin refleksif doasn gstermek iin
bir niversitenin psikiyatri blmnde bir deney yapmtr. Bu deney ereve-
sinde rencilere yeni bir psikoterapi tarznn denendii sylenmi, deneye ka-
tlan rencilerden psikiyatri danmanndan hakknda tavsiye almak istedikle-
ri kiisel bir problemlerini zetlemeleri ve bitiik odadaki danmana telefonla
bu problemleri hakknda eitli sorular sormalar istenmitir. Ancak gerekte
bitiik odada bulunan ve telefonda rencilerle konuan kii, rencilerin zan-
nettiinin aksine rencilerin sorularn dinleyip yant veren bir danman de-
ildir, deney gerei renciler sorularn sorduktan sonra onlara tesadfi olarak
evet ya da hayr yantn veren bir kiidir (Haralambos ve Holborn, 1995:900).
Garfinkel, bu deneyde rencilerin telefonda aldklar yantlar iin yaptklar
yorumlara dayanarak zetle u sonulara varmtr: renciler verilen yantlar
kendi sorularna verilen yantlar olarak alglamlardr; yantlarn hibir anlam
olmad halde renciler yantlara anlam yklemilerdir; yantlarda herhangi
bir dzen olmad halde renciler bir dzen alglam ve yantlarda bir dze-
nin var olduunu iddia etmilerdir (Garfinkel, 1967:89-94). Deneyde rencile-
re verilen yantlar elikili olduu zaman bile renciler danmann kendi va-
kalar hakkndaki btn gerekleri bilmediini, elikinin bundan kaynakland-
n varsaym, yantlarn anlamsz olduunu dnmektense yantlarda bir an-
lam aramlardr (Garfinkel, 1967:89-94). zetle bu deneyde danman olduu-
nu zannettii kiiye eitli sorular soran ve evet ya da hayr yantn alan ren-
ciler, yantlar sorularla ilgisiz, tesadfi olduu, hatta zaman zaman danmann
verdii nceki yantlarla elitii halde aldklar yantlar faydal, anlaml ve
mantkl bulmulardr (Haralambos ve Holborn, 1995:900).
Bu deneyde renciler, belgeleme yntemini kullanarak bir dzen grnts
oluturmulardr. Bir danmanlk seansnda olduklarn dnm, bylece
bir danmanlk seans retmilerdir, bu aklama, yani iinde bulunduklar
durumun bir danmanlk seans olduu aklamas, iinde bulunduklar duru-
mu yaratm, seansn bir paras olmu, bylece seans oluturmutur. Kendi
rettikleri bu seans iinde danmann verdii ilk yant bir kalp oluturmak
iin kullanm, sonraki yantlar da bu kalba gre yorumlamlardr, bu adan
renciler yantlar refleksif bir ekilde yorumlamlardr. renciler, dan-
mann yantlarn, iinde bulunduklar etkileimin balamndan tremiler, te-
lefonun dier ucundaki kiinin drst yantlar veren bir psikiyatrik danman
olduunu varsaym ve yantlar da bu balam iinde yorumlamlardr. -
rencilerin, danmann verdii ve kendilerine arkadalar verseydi belki de an-
lamsz ya da sama bulacaklar baz yantlar anlamlandrmaya almalarnn
nedeni, iinde bulunduklar bu balamdr. Bylece deney ayn zamanda an-
lamn balama-gnderimliliinin de bir rneini sunmaktadr. Garfinkel
bu danmanlk deneyinin, yelerinin gndelik yaamlarnda toplum-
sal dnyay oluturmak iin srekli olarak kullandklar prosedrle-
ri gsterdiini belirtmektedir (Haralambos ve Holborn, 1995:900).
zelliidir. Btn kavramlarn, zellikle de toplumsal kavramlarn ve aklamalarn
dizinsel olmas, etnometodologlara gre geleneksel sosyolojide ulalmaya alan
genelletirilmi sosyolojik aklamalarn yaplamayaca ve pozitivist veya empirist
adan fenomenlere dorudan gnderme yapan bir bilim anlaynn kabul edile-
meyecei anlamna gelir (Jary ve Jary, 1991:301). Daha ak bir ifadeyle, Garfin-
kele gre toplumsal dzenin/gerekliin darda, bamsz ve kendine zg bir
gereklii olduunu savunan pozitivist veya bilimsel sosyolojinin sz konusu bu
varsaymlar yanltr veya en azndan bu bak asnn toplumun dier sradan
yelerinin bak asndan bir fark yoktur. Bu bakmdan sosyolojinin grevi top-
lum yelerinin iinde yaadklar kendi toplumsal gerekliklerini nasl her gn ye-
niden rettiklerini aklamakla snrldr.
Toplumsal Dzenin Krlganl
Garfinkel, toplumsal dzenin kendi bana bir gereklii olmadn, toplum ye-
leri tarafndan oluturulduunu kantlamak ve toplum yelerinin toplumsal dnya-
y anlamlandrmada hangi yollar kullandklarn gstermek iin rencilerinden
deney gerei toplumsal dzeni aksatmalarn ister. Sosyolojik almalarda gnde-
lik yaamn saduyu dnyasnn ihmal edildiini ileri sren ve saduyu etkinlikle-
rinin kendi bana bir alma konusu olduunu gstermeye alan Garfinkele
gre bu deneylerin bir amac da gndelik yaamn geri plannda grlen ama fark
edilmeyen zelliklerin ve beklentilerin nasl ortaya konacan gstermektir (Gar-
finkel, 1967:36). Bu deneylerde Garfinkel rencilerine rnein sper markette
alveri yaptktan sonra kasada rnlerin fiyatlar konusunda pazarlk etmelerini
ya da kendi evlerine gittiklerinde sanki ev ahalisinden biri deilmi de evin odala-
rndan birini kiralam olan bir pansiyonermi gibi davranmalarn nerir. Garfin-
kel bu deneyler araclyla rencilerinden verili olarak kabul ettiimiz saduyu
bilgisini bir kenara brakmalarn istemektedir, renciler bu yolla toplumsal d-
zenin krlgan doasn (Haralambos ve Holborn, 1995:901) yanstm olacaklar-
dr. Garfinkelin Etnometodolojide almalar adl kitabnda bu deneylere verdii
rneklerden ikisi aada gsterilmektedir.
153
6. ni t e - Et nomet odol oj i
rnek 1 (Garfinkel, 1967:42)
(A) Merhaba.. Kz arkadan kendini
nasl hissediyor?
(B) Kendini nasl hissediyor derken
neyi kastediyorsun? Fiziksel ola-
rak m zihinsel olarak m ne his-
settiini soruyorsun?
(A) Demek istediim, nasl hissedi-
yor? Neyin var senin byle? (A,
sinirlenmi grnyor)
(B) Hibir eyim yok. Sadece ne de-
mek istediini biraz daha net bir
ekilde aklayamaz msn?
(A) Bover. Okula bavuracaktn, o
i nasl gidiyor?
(B) Nasl gidiyor derken ne kaste-
diyorsun?
(A) Ne kastettiimi biliyorsun.
rnek 2 (Garfinkel, 1967:44)
Arkadamla zorba tavrl bir adam-
dan bahsediyorduk. Kendi duygula-
rn aklad:
(A) Bu adam beni hasta ediyor.
(B) Adamn sende tam olarak hangi
hastala yol atn aklar m-
sn?
(A) Sen benimle dalga m geiyorsun?
Ne kastettiimi biliyorsun.
(B) Ltfen hastaln akla.
(A) (Bye hayret iinde bakmaktadr)
Ne oldu da byle tadn kat se-
nin? Benimle hi bu ekilde ko-
numazdn.
Grld gibi bu rneklerde A, Bden iinde bulunduklar durum balamn-
da ne hakknda konutuunu tahmin etmesini beklerken B, Ann oluturduu ger-
eklie meydan okumakta, bu durum karsnda A iinde bulunduu durumu an-
lamlandrmakta zorlanmaktadr. Garfinkele gre bu deneyler gndelik yaamda
yelerin birbirlerinden aslnda ne hakknda konutuklarn, konuma ve davran-
larn getii duruma/balama gre ne anlama geldiini bilmelerini beklediklerini
gstermektedir (Cuff vd. 1989: 164). Bu ve dier deneylerde rencilerin davran-
lar karsnda insanlar iinde bulunduklar durumu anlamlandramam, sinirlen-
mi, arm, rencileri sulam ya da onlarn hasta olduklar ya da birileriyle
kavga ettikleri iin byle davrandklarn dnmlerdir (Garfinkel, 1967:48).
znel ve Nesnel fadeler
Schutz, nasl gndelik yaamdaki gereklii bilimsel dnyadaki gereklikten ayr-
yorsa, Garfinkel de bu iki gereklie karlk gelen iki farkl ifadeden, znel ve
nesnel ifadelerden bahseder. Bireyler gndelik yaamlarnda olaylar, nesneleri,
zaman ve mekn kiisel olarak tanmlar, znel olarak ifade ederler, rnein bir
arkadamza en son ne zaman konsere gittiini soracak olursak bize, Birka haf-
ta oluyor. veya On gn kadar oluyor. gibi znel, kesinlikten uzak bir ifadeyle
yant verir. Garfinkel bireylerin gndelik yaam dnyasndaki dzeni ifade etmek
iin znel ifadeleri kullandklarn belirtir (Poloma, 1993:245-6). Nesnel ifadeler ise
daha kesin ifadelerdir ve genellikle teknik durumlarda, mesela adli veya tbbi ka-
ytlarda kullanlrlar, rnein hastann hastaneye ne zaman yattn soran doktora
grevli 3 Mays gn saat 17:45te gibi nesnel ifadelerle yant verecektir. Bu iki
ifadeyi birbirinden ayran Garfinkel, nesnel ifadelerin bilimsel kullanma uygun
olduunu ama gndelik yaam etkinliklerine uygun olmadn, bunun da sosyo-
loji asndan bir sorun yarattn belirtir nk sosyoloji bir bilim olarak nesnel
ifadeler kullanmaya almaktadr ama bu ifadeleri, inceledii gndelik yaamda
kullanlan znel ifadelere eklemek zorundadr (Poloma, 1993:246). Dier bir de-
yile gndelik yaam dnyas znel ifadelerle kurulduu halde bu dnya-
y nesnel ifadelerle tanmlamaya alan sosyologlar, bilimsel rasyonellie
ulamaya alrken gndelik yaamn rasyonelliinden uzaklaabilmek-
tedirler (Poloma, 1993:253).
zetle Garfinkelin dncelerinin ou, Schutzun toplumsal dnyann zne-
leraras bir nitelie sahip olduu, saduyu bilgisinin doas ve toplumsal aktrle-
rin pratik ynelimleri hakkndaki almalarnn ve bu dnceleri empirik aratr-
malarda uygulayabilecek ekilde kavramsallatrma abasnn sonucunda gelimi-
tir. Schutz gibi Garfinkel de geleneksel sosyolojiyi znel bir gereklik hakknda
nesnel bir aklama ina etmeye almas nedeniyle eletirmektedir. Gelitirdii
belgeleme yntemi, refleksivite ve dizinsellik/ anlamn balama-gnderimlilii
kavramlar sayesinde toplumun sradan yelerinin gereklii yaratma ve yorumla-
ma yollarn ortaya koyan Garfinkel, yelerin norm ve deerlere gre dnmek-
sizin davranmadn, kendi sradan empirik bilgilerine dayanarak eylemde bulun-
madan nce dndklerini belirtmektedir (Swingewood, 1998:320). Garfinkel
bylece pozitivist sosyolojideki birey anlayna kar kmakta, bireylerin toplu-
mun ynlendirmesi dorultusunda eylemde bulunan kuklalar olmadn, yorum-
lar, eylemleri ve dnceleriyle toplumu ve toplumsal dnyay kendilerinin yarat-
tn savunmaktadr (Slattery, 1991:113). Bu nedenle sosyologlarn toplumu an-
lamlandrmak iin kullandklar yntemler, toplumun sradan yelerinin kulland
yntemlerden daha stn deildir (Slattery, 1991:113).
154
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Garfinkelin Schutzun
dnceleri temelinde
ekillenen kavramlar ve bu
kavramlarn empirik
aratrmalardaki
uygulamalar, toplumun
sradan yelerinin gereklii
hem yorumlama hem de
yaratma kapasitesine nasl
sahip olduunu
aklamaktadr.
ETNOMETODOLOJK ALIMALARA RNEKLER
zellikle son yirmi yl iinde olduka genileyen ve birok alt dala sahip olan et-
nometodoloji literatr incelendiinde etnometodologlarn; okullar, hastaneler, ai-
leler, slahevleri, karakollar, siyasi kurulular, brokratik rgtler, adliyeler, eitim
programlar veya doktor-hasta ilikileri gibi birbirinden olduka farkl toplumsal
ortamlarda eitli almalar yaptklar grlebilir (Hilbert, 2005:255). Bu alma-
lardan ne kan bazlarna ksaca deinmek faydal olacaktr.
Aaron Cicourel
1960lardan sonra etnometodolojik almalar arttka sosyolojinin ada toplum-
lar incelemek iin resmi saysal verileri kullanmas giderek daha fazla eletirilmi-
tir (Hammersley ve Atkinson, 2007:128). Bu eletiriler erevesinde istatistikleri
oluturan rgtlerin ve kurumlarn ileyii hakknda son derece az sistematik bil-
giye sahip olduumuz halde Bat dnyasnda bir eyleri bilebilmenin tek yolunun,
o eyin saylabilmesi olduuna dair genel bir inan olduu belirtilmekte ve insan
davranna ilikin her eit bilgiyi, hem saduyu bilgisini de hem de bilimsel te-
orileri bu tip istatistiklerin belirledii vurgulanmaktadr (Douglas, 1967:163). Resm
istatistiklere ynelik bu eletiriler byk lde etnometodoloji tarafndan getiril-
mektedir. Bu eletirilerin odak noktas, geleneksel sosyolojide resm kaynaklardan
elde edilen verilerin grnrdeki deeriyle ele alnmas ve bir toplumsal rn ola-
rak grlmemesidir. Bu eletiri, etnometodolojide resm istatiklerin yaps ile ilgili
eitli almalarn yaplmasna neden olmutur (Hammersley ve Atkinson, 2007:
129-130). Cicourelin almas da bu erevede deerlendirilebilir.
1964 ylnda Sosyolojide Yntem ve lm adl kitabn yaymlayan Cicourel,
Schutzun ve Garfinkelin dnceleri erevesinde sosyolojik aratrmalarn mev-
cut biimlerini deerlendirmi, mevcut sosyolojik aratrma yntemlerini eletirmi
ama kendisi zel bir etnometodolojik program nermemitir. Cicourele gre sos-
yologlar, olaylarn ve kiilerin belirli zelliklerini lmeye almakta ve onlar bu
zelliklere gre snflandrmakta, bylece btn sosyolojik aratrma biimlerinde
gzlemlerin ya da verilerin bir dzeni olduu grn dayatmaktadrlar. Cicourel
sosyologlarn herhangi bir dzeyde snflandrma yapmalarnn, kanlmaz olarak
onlarn kendi saduyu bilgilerine dayanmalarn gerektireceini, sorgulamakszn
kendi saduyu bilgilerini kullanan sosyologlarn, bylece toplumsal dnyann be-
lirli zelliklerini verili kabul edeceklerini, varsaym olacaklarn vurgulamaktadr
(Cuff vd., 1989:169). nsan davranna ilikin bu tip aklamalar saduyu bilgisi ile
uyumludur, bu adan sosyolojik aklamalar Cicourele gre sosyolog olmayan
yelerin yaptklar aklamalardan daha farkl deildir. Bunun yerine Cicourel, sos-
yologlarn toplumsal problemlere ya da konulara odaklanmamalar; sosyologlar,
yani kendileri de dahil olmak zere btn yelerin kendi toplumsal dnyalarnda
paylalan anlamlar, kolektif davranlar ve toplumsal dzeni ina ederken
kullandklar verili kabul edilen, sorgulanmayan yntemleri incelemeleri gerektii-
ni belirtmektedir (Cuff vd., 1989:169).
Cicourel, sosyologlarn uzun zaman tahrif edilmi brokratik kaytlardan ika-
yet ettiklerini, ancak bu tahrifat, yani kt verileri yaratan prosedrleri dikkate
alp incelemediklerini belirtir, ona gre resmi belgelere ve saymlara veri kayna
olarak gvenmek yerine bunlarn da toplumsal olarak retilen rnler olarak ince-
lenmesi gerekmektedir (Cicourel, 1976:331). Bylece yzdelerin, kategorilerin ve
istatistiklerin, ii bunlar retmek ve yorumlamak olan kiiler tarafndan nasl re-
155
6. ni t e - Et nomet odol oj i
tildiine odaklanan eitli etnometodolojik almalar yaplmtr. rnein Sudnow
1965 ylnda normal sularn retilmesi zerine bir alma yapm, belirli sula-
rn ya da davranlarn, savcyla yaplan ceza veya tanklk anlamas gibi rgtl
etkinlikler araclyla nasl kategorize edildiini gstermi, bylece su oranlar-
nn, su istatistiklerinin ve su kategorilerinin yorum ve konuma sayesinde retil-
diini gstermeye almtr (Hammersley ve Atkinson, 2007: 130).
1976 ylnda ocuk sululuu ile yapt almada Cicourel, sululuun yeler
tarafndan suu tanmlarken kullanlan yntemlerden ayr olarak ele alnabilecek
bir sosyolojik fenomen olmadn savunur. Cicourele gre su hakkndaki resm
istatistikler su davrannn kesin bir yansmas deildir, resm olarak suu tanm-
lamak ve kontrol etmekle grevli olan insanlarn, zellikle de polislerin yorumla-
rnn ve etkinliklerinin bir yansmasdr. Bu adan Cicourele gre suun bir top-
lumsal gereklik olarak bizim gzmzdeki imaj, polislerin ve polislerin ardnda-
ki kanun yneticileri ile politikaclarn yaratt bir imajdr (Slattery, 1991:113; Cuff
vd., 1989:170).
Don H. Zimmerman
Zimmermann almas brokratik kurumlardaki kurallarla ilgilidir. Brokratik
kurumlarda alan insanlarn resm kurallara kesin bir ekilde uyduklar ve genel
bir kurallar sistemine gre davrandklar, yani bu kurumlarda alan insanlarn
davranlarn kurallarn ynlendirdii dnlr. Zimmerman ise alternatif bir ba-
k as gelitirmi, insanlarn davranlarn kurallarn ynetip ynlendirmediini,
yelerin kendi etkinliklerini tanmlamak ve aklamak iin bu kurallar kullandk-
larn savunmutur (Haralambos ve Holborn, 1995:901).
Zimmermann inceledii brokratik kurum, kamu yardmlarnn organizasyonu
ile ilgilidir ve bu kuruma bavuranlarn ilgili prosedre uygun olarak sosyal al-
maclara ynlendirilmeleri gerekmektedir. Bu ynlendirmenin belirli kurallar var-
dr, gelenler srayla sosyal almaclara ynlendirilmekte, kurumda drt sosyal a-
lmac varsa gelen ilk drt kii bu grevlilere gnderilmekte, yani bavuranlar sos-
yal almaclar arasnda srayla paylatrlmaktadr. Ancak sosyal almaclardan
birinin bavuranla grmesi uzarsa bu kural ihlal edilmekte, danma masasnda-
ki grevli, sosyal almaclarn randevu listesini yeniden dzenlemekte, kurala uy-
gun olarak grmesi gereken ancak nceki grmesini bitirmemi olan sosyal
almacy atlayarak srada bekleyen kiiyi bir sonraki sosyal almacya ynlen-
dirmektedir. Zimmerman bunun bir kural ihlali olduunu, ancak danma masasn-
daki grevlilerin bu ihlali kuraln kendisi ile akladn belirtir. Grevlilere gre
kendileri bu kural ineyerek aslnda kurala uymu olmaktadrlar; nk kuraln
anlam, kuruma bavuran herkesin srekli ve gecikmesiz bir ekilde sosyal al-
maclarla grmelerinin salanmasdr. Dolaysyla bu amaca uymak iin kura-
ln ihlal edilmesi kuraln kendisiyle aklanmaktadr ve danma masasndaki g-
revliler kendilerinin kurala uyduklarn dnerek, yani etkinliklerini kurala uyma
olarak grerek bir dzen grnts yaratmaktadrlar. Zimmerman, bu rnekle
davranlarn kurallar tarafndan ynetilmediini, kurallara uyarak davrand d-
nlen insanlarn durumu srekli olarak izleyip deerlendirdiklerini, gerekli g-
rrlerse doalama davrandklarn gstermektedir. Yani yeler kurallara uyuyor-
lar diye dzenli davran kalplar olduu sonucuna varmamamz gerekir; nk
yeler kurallar kendi davranlarn tanmlayp aklamak iin kullanmakta, byle-
ce iinde bulunduklar toplumsal ortamda bir dzen varm gibi grnmesini sa-
lamaktadrlar (Haralambos ve Holborn, 1995:901-2).
156
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Aaron Cicourel yapt
almada su hakkndaki
resmi istatistiklerin su
davrannn kesin bir
yansmas olmaktan ok
sula ilgili verileri toplayan
ve yorumlayan grevlilerin
yorumlarnn ve
etkinliklerinin bir yansmas
olduunu gstermi, bylece
sululuun, yeler
tarafndan suu tanmlarken
kullanlan yntemlerden ayr
olarak ele alnabilecek bir
sosyolojik fenomen
olmadn gstermeye
almtr (Cuff vd.,
1989:167-171).
Zimmermana gre yeler
kurallar kendi etkinliklerini
tanmlamak ve
anlamlandrmak iin
kullanrlar, bu etkinliklerin
bir ksm kurallarn ihlalini
ierebilirse de bu ihlaller de
kurala gnderme yaplarak
hakl klnr.
Zimmermann almas belgeleme ynteminin bir rneini sunmakta ve yelerin dzen
grnm ina etmek iin kullandklar prosedrlerin refleksif olduunu gstermektedir.
Zimmerman bunu nasl gstermektedir? Aklamaya alnz.
Harvey Sacks
Harvey Sacks, konuma zerine analizler yapm, konumann toplumsal rgtle-
nii zerinde durmutur. Sacks, konuma srasnda yelerin birbirlerine srekli ola-
rak olaylar, eylemleri, duygu ve dnceleri, ksacas kendi toplumsal dnyalar-
n betimlediklerini, ayrca kitle iletiim aralar veya kitaplarla da srekli bir betim-
leme bombardmanna maruz kaldklarn, sonuta gndelik yaam srdrme be-
cerilerinin byk lde dier yelerin anlayabilecei betimlemeler retme bece-
rilerine bal olduunu belirtmektedir (Cuff vd., 1989:171).
Betimlemenin hepimizin gnlk yaam etkinliklerinin temel bir bileeni oldu-
unu belirten Sacks, yelerin bu betimlemeleri retmelerini ve tanmalarn sala-
yan kltrel makineleri tasvir etmeye almtr. Bu almalarda Sacks, dizinsel
ifadelerle kurulan iletiim srasnda yelerin, balamn ne olduunu nasl anlaya-
bildikleri, yani konumann neye gnderme yaptn, ne anlam ifade ettiini nasl
bilebildikleri sorusunu yantlamaya almaktadr (Cuff vd., 1989:171). Sacks ye-
lerin bunu baarabilmek iin baz yntemler kullandklarn, kimlik/yelik ka-
tegorisi ve yelik snflandrma aygt kavramlarnn bu yntemler asn-
dan nemli kavramlar olduunu ileri srer. yelik kategorisi, yeleri doru bir e-
kilde betimleyen ok saydaki kategorilerdir, rnein bir ye sarn, kadn,
yal, doktor gibi ok eitli kategorilerle betimlenebilir, bu kategorilerden bi-
rini setiimiz zaman Sacksa gre refleksif bir biimde toplumsal olayn doasn
oluturmu, balam da bir dereceye kadar belirlemi oluruz (Cuff vd., 1989:172).
Bu kavramn ardndan Sacks, yelerin belirli bir durumda ok saydaki kategori
kmesi iinden yntemsel olarak uygun olan kategoriyi (kimlii) nasl setikleri ile
ilgilenir. Sacksa gre ok saydaki kategoriden oluan kmeler yelik snflandr-
ma aygtlardr, ye bu kme iinden herhangi bir kategoriyi setii zaman, bu
kme iindeki dier kategoriler dlanm olur. rnein gen ve yal katego-
rilerinin yelik snflandrma aygt, yatr, yelere gre eer bir kii gen ise bu
kiinin ayn zamanda yal olmamas doaldr (Cuff vd., 1989:173).
Sacks, yelik snflandrma aygtlar kavramyla yelerin verili kabul ettikleri ve
saduyu bilgisine dayal kaynaklar olan yelik kategorilerinin rgtleniini betim-
lemeye almaktadr (Cuff vd., 1989:173). Bu erevede Sacksa gre, bir yelik s-
nflandrma aygt iindeki bir kategori, belirli bir insan nfusunun, ilk yesini s-
nflandrmak iin kullanlyorsa, bu kategori ya da ayn aygttaki dier kategoriler
ayn nfusun dier yelerini snflandrmak iin de kullanlabilir. rnein ocuk
ackt ve anne, ocuu doyurdu cmlelerini duyduumuzda cmledeki ocu-
un, cmledeki annenin ocuu olduunu varsayarz, halbuki bu cmledeki anne
baka bir ocuun annesi olabilir. Sacksa gre yeler bu gibi mulak durumlarda
duyma kuraln uygularlar, bu kural u ekilde ifade edilebilir: eer konumac
bir nfusun en az iki yesini betimlemek iin iki ya da daha fazla kategori kulla-
nyorsa ve bu kategorileri ayn koleksiyona (yelik snflandrma aygtna) ait ola-
rak duymak mmknse, bu ekilde duyarz (ve bu ekilde duymalyz) (Silver-
man, 1998: 80-81). Bu kurala uyduumuz iin de ocuk ve anne ile ilgili konuma-
da ocuun bu anneye ait olduunu dnrz, yani bu kategorilerin anlamn
karlkl olarak dier kategorinin kullanlndan anlarz (Cuff vd., 1989:175).
157
6. ni t e - Et nomet odol oj i
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
4
Harvey Sacks
(1935 - 1975)
Harvey Sacks ve Emmanuel
Schegloff iletiimsel
eylemler zerinde alm,
konuma zerine eitli
analizler yapm ve daha
sonra konuma analizi
olarak bilinen alann
gelimesinde etkili
olmulardr (Kuper ve Kuper
2004:322).
Sacks, yelik snflandrma
aygtlar kavramyla yelerin
verili kabul ettikleri ve
saduyu bilgisine dayal
kaynaklar olan yelik
kategorilerinin rgtleniini
betimlemeye almaktadr
(Cuff vd., 1989:173).
Resim 6.2
Sacksn bu almasyla gsterdii kltrel makineler, yelerin anlam verme
prosedrlerini gstermekte, bylece yelerin toplumsal dnyay nasl dzenli ve
sradan olarak anladklarn betimlemeyi mmkn klmaktadr (Cuff vd., 1989:176).
Emmanuel Schegloff
Emanuel Schegloff, Harvey Sacks ve Gail Jefferson ile birlikte konuma analizi
olarak bilinen alann kurucularndandr. Konuma analizi alannn ilk olarak
Schegloffun 1968 ylnda yaynlad Konuma Allarnda Sralama adl kita-
byla gelimeye balad ve Amerika Birleik Devletlerinde 2. Dnya Sava son-
rasnda gelitirilen en yeni sosyolojik aratrma metodu olduu kabul edilmektedir
(Heritage, 2003:1). Her ne kadar Marx, Durkheim, Mead, Parsons, Bourdieu ve Ha-
bermas gibi baz nde gelen sosyologlar eitli durumlarda dilin toplumsal niteli-
ine, bir toplumsal kurum ve bir eylem aracs olarak nemine deinmilerse de
hibiri dilsel etkileimi analiz etmek iin kavramsal olarak tutarl bir ereve geli-
tirmemilerdir. Konuma analizini gelitirirken dilsel davranlara odaklanm olan
Schegloffun ise byle bir kavramsal ereveyi oluturduu ve bu ereveyi bir di-
zi empirik alma sayesinde empirik bir disiplin haline getirdii kabul edilmekte-
dir (Heritage, 2003:1).
Schegloff zellikle konumann ardk rgtlenmesi zerinde, yani konumaya
katlanlarn srayla hem konumac hem dinleyici olmalar zerinde durmu, Konu-
ma Allarnda Sralama adl kitabnda konumaya katlan iki tarafn syledikleri-
nin konuma srasnda nasl dzenli bir ardkla dntn incelemitir (Cuff
vd., 1989:177). Bu almada Schegloff ABDdeki bir polis karakoluna gelen ve bu
karakoldan yaplan 500 telefon konumasnn ilk be saniyesini incelemi ve konu-
ma srasnda srann kimde olduunu betimleyebilecek bir kural olduu sonucuna
varmtr. Schegloffa gre bu kural, nce cevaplayc (aranan) konuur. kuraldr,
bunun bir alt kural ise lk konuyu arayan sunar. kuraldr. Schegloff bu kurala uy-
mayan vakalar da incelemi ve arayann nce konumasnn da ar-cevap srala-
mas nitelii tadn ileri srm, bu sralamann telefon sesi veya birinin adnn
sylenmesi gibi bir ilk uyarc ile baladn, byle durumlarda alclarn bir ekil-
de cevaplayc konumuna getiklerini belirtmitir (Cuff vd., 1989:177-8). Daha son-
raki almalarndan biri olan Telefon Konumas Allarnda Tanma ve Kimlik
Saptama almasnda da Schegloff telefon konumalarnda uygun davrann re-
tilebilmesi iin tanma ve kimlik saptamann bir n koul olduunu ileri srm ve
bu konumalarda grsel geler olmad iin tanma ve tanmlamann daha zel bir
nitelik kazandn savunmutur (Cuff vd., 1989:178).
Schegloff Telefon Konumas Allarnda Tanma ve Kimlik Saptama al-
masyla telefon konumalarnda kullanlan farkl tanma ve kimlik saptama biim-
lerini betimlemeye ve bu biimlerden hangilerinin kullanlacan belirleyen etki-
leimsel ilkelerin neler olduunu ortaya koymaya almtr (Cuff vd., 1989:180).
Bu alma sonunda Schegloff, telefon konumalarndaki allarn tercihsel bir r-
gtsel yapya sahip olduu, eer konumaclar kimlik saptamann zerinde dur-
madan yaplmasn tercih ediyorlarsa ikinci konumacnn kendisini tantmasn
bekledikleri, ancak bu gereklemediinde kendi kendilerini tanttklar sonucuna
varmtr (Cuff, vd. 1989:181).
158
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Emanuel Schegloff
(1937 - )
Resim 6.3
Schegloffa gre geree ulamak ancak dnyay anlayacak teknik bir ara gelitir-
mekle mmkn olabilir, bu ara da srallk, ardklk, teknik dnceler, tercihlerin
rgtlenmesi ve benzeri ilkelerden oluur. Bu ara konuma analiziyle gelitirilebilir,
konuma analizi bizim dili kullanma biimimizin nceden grmezden geldiimiz
ynlerinin farkna varmamz salar, dilsel davranmz fark edebilmemizi salaya-
cak ekilde gzlerimizi aar, konumalarmzn tesadfi olmadn gsterir (Se-
gerdahl, 2003:96). Schegloffun konuma analizi zerine yapt almalar, dilin doa-
s ve toplumsal etkileim konularnda yeni bak alar ve yeni kavramsallatrmalar
salam, etkileim hakknda sosyolojik almalar yapabilmek iin dilin etkileim sra-
snda sistematik olarak nasl kullanldn incelememiz gerektiini vurgulamtr. Ksa-
cas Schegloffun almalar, dilsel davrann toplumsal eylem ve etkileim iindeki
hlinin sosyolojik bir bak as ile incelenmesi olarak zetlenebilir (Heritage, 2003:2).
Michael Lynch
Michael Lynch, bilginin toplumsal olarak ina edilen doasna dikkat ekmi ve bu in-
ann empirik almalarla detayl bir ekilde aklanmas ve bilimin ina edici yorum-
lamalarn ortaya koyacak almalar yaplmas gerektiini savunmutur (Lynch,
1997:16). Lynche gre bilimin kendisinin toplumsal olarak retilmi olmas, sosyoloji
disiplininin standart prosedrlerinin eletirilmesi gerektiini, en azndan bu prosedr-
lerin etnografik bir almasnn yaplmas gerektiini gstermetedir (Lynch, 1997: 36).
Lynch, bir aratrma laboratuvarnda yapt almayla aratrmaclarn etkinlikle-
rinin nasl bilimsel etkinlikler olarak gerekletiini, dier bir deyile bilimin ger-
eklerinin aratrmaclarn gnlk yaam etkinlikleri araclyla nasl toplumsal ola-
rak oluturulduunu ortaya koymaya almtr (Cuff vd., 1989: 181). Lynch labora-
tuvarda alan aratrmaclarn inceleme nesnelerini incelerken zaman zaman orada
olmamas gereken bir zellii grdklerini, ancak bunu grlmesi gereken gerek
bir fenomen olarak kabul etmediklerini betimlemektedir. almada, laboratuvarda
gzlem yaplrken mikroskobun lamelindeki bir leke veya bir kimyasal maddenin
gereinden fazla kullanlm olmas gibi yapay durumlarn grmezden gelindii
belirtilmektedir. Lynch, bu gibi yapaylklarn laboratuvarda alanlar arasndaki et-
kileime konu olduunu, aratrmaya yeni katlanlarn yapaylklarn tipik nedenle-
ri ve bunlar en aza indirmek iin yaplmas gerekenler hakknda eitildiklerini be-
159
6. ni t e - Et nomet odol oj i
RNEK: Schegloffa Gre Telefon Konumalarnda Tanma ve Kimlik
Saptama Biimleri
Schegloffun belirledii tanma ve kimlik saptama biimlerinden en tipik olan-
larna ksaca bir gz atalm (Cuff vd., 1989:180-181).
Birinci tip vakalarda birinci konumac selamlama ifadesini kullandktan sonra,
ikinci konumac Merhaba gibi bir selamlama, Uyandrdysam zr dilerim.
gibi bir zr ya da Konumak iin msait misin? gibi bir soru ile cevap vermek-
tedir. kinci tip vakalarda arayan kii cevap verene ilikin kesin bir kimlik tehisi
yapmakta, rnein Merhaba ya da Alo dediini duyduunda ikinci konuma-
c Aye! ya da Merhaba Aye gibi cevaplar vermektedir. nc tip vakalar-
da cevaplayann kendisi arayann kendisini tantmasn isteyen bir soru tonuyla
konuarak arayann kimliini tehis etmekte, rnein Merhaba szn duyan
ikinci konumac arayan Ahmet Bey? ya da Merhaba, kiminle gryorum?
eklinde cevaplamaktadr. Drdnc tip vakalarda ise arayan kendini tantmak-
tadr, rnein Merhaba szn duyan ikinci konumac Merhaba Aye. Ben
Ahmet. ya da Merhaba. Ben Ahmet Korkmaz gibi cevaplar vermektedir.
lirtmektedir (Cuff vd., 1989: 182). Bir yapaylk ortaya ktnda yapayln ciddiyeti-
ne gre pratik bir ekilde bir karar alnmakta, dolaysyla lameldeki leke veya foto-
raftaki bir kusur evrensel, soyut bilimsel ltlere gre deil, durumun koullarna
gre belirlenmektedir, rnein kullanlabilecek baka bir rnek yoksa leke ok cid-
diye alnmayp lekeli rnek kullanlmaya devam edilebilmektedir.
Lynch, aratrmaclarn neye bakacaklarn ve ne greceklerini bilmek zere
eitildiklerini belirtmektedir, ona gre aratrmaclarn lamelde grdkleri sra d
bir lekeyi yapaylk olarak grmelerinin nedeni, bu lekeyi bu ekilde alglamak
zere eitilmi olmalardr. Bu durum bilimin gereklerinin bir aratrma labora-
tuvarnda gerekleen gndelik etkinlikler tarafndan nasl toplumsal olarak olu-
turulduunu gstermektedir. Lynch bu almasnda, bilimin ideal ekliyle nasl ol-
mas ya da bilimsel incelemelerin nasl yaplmas gerektiini belirtmez, yapmaya
alt ey laboratuvardaki aratrmaclar eletirmek deildir. Lynchin bu al-
mayla yapmaya alt ey, bilimsel bilginin, laboratuvardaki aratrmaclarn
gnlk deney etkinliklerinin ve bu etkinlikler srasndaki yarglarnn bir sonucu
olarak retildiini gstermektir. (Cuff, vd. 1989:184).
Lynch, bilimle ilgili almalarnn yan sra tarihin de etnometodolojik olarak
sunulabileceini savunmu, arivlerin oluturulmasnda kullanlan belgelerde bir
inandrclk sorunu olduunu, bu belgelerin bir ksmnda inandrc olduu kabul
edilen birtakm nedenlerle kaynaklarn gizlendiini belirtmi, bunun yerine tarih-
ilerin kaynak olarak aldklar belgeleri etnometodolojik olarak incelemelerinin
faydal olacan savunmutur (Lynch, 2009: 95, 98, 105).
ETNOMETODOLOJYE GETRLEN BALICA
ELETRLER
Etnometodolojiye getirilen balca eletirileri zetleyebilmek.
Literatrde etnometodolojiye getirilen balca eletiriler u ekilde sralanabilir:
Etnometodoloji betimleme yapmaktan teye gidememekle ve byk teori-
ler gelitirememekle (Slattery, 1991:113), dar bir evreye hitap etmekle ve
sosyoloji tarafndan kabul grmeye almamakla eletirilmitir (Coulon,
2010: 84-5). Ayrca etnometodologlar, dier sosyolojik yaklamlar ve ara-
trma yntemlerini eletirdikleri halde bunlar gelitirmek iin faydal neri-
lerde bulunmamakla eletirilmilerdir (Cuff vd. 1989:185).
Etnometodoloji ok kk toplumsal srelerle ilgilenmekle, nemsiz g-
rnen konulara odaklanmakla eletirilmi, buna karlk etnometodologlar
bu eletirilerin nyargl olduunu ve g ya da tabakalama gibi olgu-
larn da gndelik yaamdaki etkinliklerde retildiini ileri srerek kendileri-
ni savunmulardr (Cuff vd. 1989:185).
Etnometodoloji, yaam sadece bireysel gndelik yaam etkinliklerinden
oluan bir ekilde ele almakla, sava ya da isizlik gibi d etkenleri, dier
bir deyile toplumda gcn dalmyla ilikili olan olgular dikkate alma-
makla (Slattery, 1991:114) ve eer bireyler baz olay ve olgularn farknda
deillerse bunlardan etkilenmeyeceklerini varsaymakla (Haralambos ve Hol-
born, 1995: 903) eletirilmitir.
Etnometodologlar, bir yandan kendi iddialarna gre yelerin yntemlerini in-
celerken, dier yandan ayn yntemleri kullanmakla eletirilmi; bu eletirile-
160
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Michael Lynch bir aratrma
laboratuvarn inceledii
almasnda,
aratrmaclarn
etkinliklerinin nasl bilimsel
etkinlikler olarak
gerekletiini, bilimin
gereklerinin
aratrmaclarn gndelik
yaam etkinlikleri
araclyla nasl toplumsal
olarak oluturulduunu
ortaya koymaya almtr.
Bu almayla Lynch,
bilimsel bilginin
laboratuvardaki
aratrmaclarn gndelik
deney etkinliklerinin bir
paras olan
yarglamalarnn rutin bir
sonucu olarak retildiini
gstermektedir (Cuff vd.,
1989: 181-184).
4
A M A
re yant olarak ise belirli bir empirik ortama genelletirilmi yntemsel yner-
geler uygulamann tehlikeli olacan belirtmilerdir (Cuff vd. 1989:185).
Etnometodoloji, insanlarn neden belirli ekilde davrandklarna ilikin akla-
malar yapmamakla ve insanlar sanki hibir gdleri ya da amalar olmayan
varlklar gibi gstermekle eletirilmitir (Haralambos ve Holborn, 1995: 903).
Etnometodoloji kendi yaklam asndan da eletirilmi, eer etnometodolo-
jide ileri srld gibi sosyal bilimcilerin yaam hakkndaki betimlemeleri s-
radan insanlarn betimlemelerinden daha iyi deilse etnometodolojik bir a-
lma yapmann da anlamsz olduu ileri srlmtr (Slattery, 1991:114).
TOPLUMSAL NACILIK
Toplumsal inaclk yaklamn deerlendirebilmek.
Toplumsal naclk fenomenolojik dncelerden etkilenen Peter Berger ve Tho-
mas Luckmann tarafndan gelitirilen bir teoridir. Bu teori, toplumsal dnyann n-
ce tipletirme sreciyle ina edildiini, daha sonra bu tipletirmelerin kendilerini
reten bireylerin tesinde nesnel bir nitelik kazandn ileri srerek toplumsal ey-
lem yaklam ile yapsalc yaklamlar bir araya getirmeye alan ve temel olarak
etnometodolojiye dayanan bir teoridir (Marshall, 1994: 390). Dier bir deyile Ber-
ger ve Luckmann insanlarn gndelik yaam anlamlandrarak ve yorumlayarak kur-
guladklarn, daha sonra ise bu dnyann nesnel bir dnya haline dntn ile-
ri srmektedirler. Berger ve Luckmann sembolik etkileimciler gibi mikro dzeyde-
ki etkileim srecine ncelik vermemi olmakla birlikte sembolik etkileimciliin
baz temel grlerinden faydalanmlardr. Bununla birlikte, sembolik etkileimci-
ler mikro dzeydeki etkileim ile bireysel bilincin biimlenii arasndaki ilikiyi vur-
gularken Berger ve Luckmann bireysel bilincin biimleniinin makro dzeydeki
kltrel anlam sistemleriyle olan ilikisini vurgulamlardr (Johnson, 2008:155).
161
6. ni t e - Et nomet odol oj i
5
A M A
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
5
A M A
6
A M A
169
6. ni t e - Et nomet odol oj i
1. Aadakilerden hangisi Etnometodolojinin zellik-
lerinden biri deildir?
a. Garfinkel tarafndan temsil edilir.
b. Fenomenolojik sosyolojideki dncelerin top-
lumsal aratrmalara uygulanmasdr.
c. nsanlarn kendi toplumsal dnyalarnda gnde-
lik yaamlarnda karlatklar deneyimleri nasl
anlamlandrdklarnn empirik olarak incelen-
mesidir.
d. Fenomenolojik Sosyolojiden farkl olarak ger-
ek bir toplumsal dzenin var olduu iddiasna
kar kmaz.
e. Yorumlayc sosyoloji iinde yer alr.
2. Etnometodoloji ile ilgili olarak aada verilen bilgi-
lerden hangisi yanltr?
a. Gndelik yaam faaliyetlerini kendi balarna fe-
nomenler olarak ele alr.
b. Toplumu incelemenin en iyi yolunun, yelerin
anlam ina etme yollarnn nesnel bir ekilde d-
ardan gzlemlenmesi olduunu savunur.
c. Kendi gerekliine sahip olan ve kefedilmeyi
bekleyen bir toplumsal gereklik anlayn red-
deder.
d. Toplumu bir arada tutan eyin, gndelik yaa-
mn rutinleri ve saduyu bilgisi yoluyla payla-
lan anlamlar olduunu ileri srer.
e. Toplumsal dzenin kendi bana bir gereklik
olmadn, toplumun yeleri tarafndan yarat-
lan bir kurgu olduunu ileri srer.
3. Garfinkelin dnceleri ile ilgili olarak aadakiler-
den hangisi dorudur?
a. Belgeleme yntemi, insanlarn anlam ina eder-
ken yazl kaynaklardan yararlanmasdr.
b. Toplumsal gereklerin refleksif olarak rgtlen-
mesinin anlam, yelerin bu gereklik tarafn-
dan mekanik olarak ekillenmeleridir.
c. Dizinsellik, nesnelerin ya da etkinliklerin anlam-
larnn kendi balamlarndan tretildiini ifade
eder.
d. rencilerine toplumsal dnyay bozmakla ilgili
verdii devlerde rencilerinden saduyu bilgi-
sine dayanarak hareket etmelerini istemektedir.
e. Toplumsal kavram ve aklamalar refleksifdir,
ancak dizinsel deildir.
4. Aadakilerden hangisi Etnometodolojiye ynelti-
len eletirilerden biri deildir?
a. Sadece betimleme yapyor olmak, genellemele-
re ulaamamak
b. Toplumsal eylemi, teker teker bireylerin zgr-
ce ina ettikleri anlama indirgemek
c. nsan davrann etkileyen toplumsal gcn et-
kisini dikkate almamak
d. nceledikleri yntemleri kullanmak ve kendi me-
todolojilerini yeterince ak ve net bir ekilde
ortaya koymamak
e. Toplumsal dnyann zneler aras niteliini ye-
terince vurgulamamak
5. Toplumsal inaclk ve gndelik yaam sosyolojisi
ile ilgili olarak aada verilen bilgilerden hangisi do-
rudur?
a. Toplumsal inaclk da fenomenolojik sosyoloji
gibi pozitivist bir toplumsal gereklik anlayn
tamamen reddeder.
b. Toplumsal inacla gre toplumsal gereklik
srasyla iselletirme, dsallatrma ve nesnel-
letirme sreleriyle ina edilir.
c. Gndelik yaam sosyolojisi 1980 sonrasnda ge-
lien bir yaklamdr.
d. Toplumsal inaclk toplumsal gerekliin hem
nesnel hem de znel ynn dikkate alr.
e. Gndelik yaam sosyolojisi zne ve nesnenin
bilimsel ilkelere gre ayrlabileceini savunur.
6. Bir balamdaki belirli zelliklerin seilerek temelde
bulunduu dnlen bir kalbn kant olarak grl-
mesi, daha sonra bu srecin tersine evrilerek temelde
bulunan kalbn belirli zelliklerinin kalbn varlnn
kant olarak kullanlmas tanm aadaki kavramlar-
dan hangisine aittir?
a. Belgeleme yntemi
b. Dizinsellik
c. Anlamn balama-gnderimlilii
d. Toplumsal ina
e. Etnometodoloji
Kendimizi Snayalm
170
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
7. Aadaki eeneklerden hangisinde Toplumsal n-
aclk yaklamna gre, gerekliin toplumsal inasn-
daki sreler srasyla ve doru olarak verilmitir?
a. selletirme-dsallatrma-nesnelletirme
b. Dsallatrma-nesnelletirme-iselletirme
c. Kurumsallatrma-nesnelletirme-merulatrma
d. selletirme-kurumsallatrma-dsallatrma
e. Nesnelletirme-merulatrma-dsallatrma
8. Brokratik kurumlarda kurallara uyma davran ile
ilgili bir alma yapan ve yelerin kurallar kendi dav-
ranlarn tanmlayp aklamak iin kullandklarn,
bylece bir dzen grnts yarattklarn belirten et-
nometodolog aadakilerden hangisidir?
a. Sacks
b. Cicourel
c. Zimmerman
d. Garfinkel
e. Lynch
9. Bir aratrma laboratuvarnda yapt almayla bili-
min gereklerinin, aratrmaclarn gnlk yaam et-
kinlikleri araclyla nasl toplumsal olarak oluturul-
duunu ortaya koyan etnometodolog aadakielrden
hangisidir?
a. Zimmerman
b. Cicourel
c. Sacks
d. Schegloff
e. Lynch
10. Konuma analizi olarak bilinen alann kurucusu ka-
bul edilen etnometodolog aadakilerden hangisidir?
a. Cicourel
b. Schegloff
c. Sacks
d. Lynch
e. Garfinkel
1. d Yantnz yanl ise, Etnometodoloji konusunu
yeniden gzden geiriniz.
2. b Yantnz yanl ise, Etnometodoloji konusunu
yeniden gzden geiriniz.
3. c Yantnz yanl ise, Etnometodoloji konusunu
yeniden gzden geiriniz.
4. e Yantnz yanl ise, Etnometodolojiye Getiri-
len Balca Eletiriler konusunu yeniden
gzden geiriniz.
5. d Yantnz yanl ise, Toplumsal naclk ve
Gndelik Yaam Sosyolojisi konusunu
yeniden gzden geiriniz.
6. a Yantnz yanl ise, Etnometodoloji konusuna
baknz.
7. b Yantnz yanl ise, Toplumsal naclk konu-
sunu yeniden gzden geiriniz.
8. c Yantnz yanl ise, Etnometodolojik alma-
lara rnekler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
9. e Yantnz yanl ise, Etnometodolojik alma-
lara rnekler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
10. b Yantnz yanl ise, Etnometodolojik alma-
lara rnekler konusunu yeniden gzden
geiriniz.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
171
6. ni t e - Et nomet odol oj i
Sra Sizde 1
Garfinkel, belgeleme ynteminin sadece yeler tarafn-
dan deil, sosyologlar tarafndan da kullanlan bir yn-
tem olduunu belirtmektedir. Toplumun yeleri gn-
delik yaam etkinliklerinde toplumsal dnyay belgele-
me yntemini kullanarak yorumlarken sosyologlar da
kendi bilimsel etkinliklerinde bu yntemi kullanarak
nesnel ifadeler elde edebilirler. Sosyologlar da dahil
olmak zere btn yeler iin toplumsal dnya kendi-
lerinden bamsz, nesnel ve verili bir dnyadr; bu ne-
denle btn yeler belgeleme yntemi gibi yorumlama
yntemlerini sorgulamakszn kullanrlar. Etnometodo-
loglar ise aksine, btn yelerin (sosyologlar ve etno-
metodologlar dahil), gndelik toplumsal yaamn d-
zenliliini retebilmek amacyla toplumsal dnyay han-
gi yntemlerle anlamlandrdklarn incelemeye ve be-
timlemeye alrlar (Cuff vd., 1989: 161).
Sra Sizde 2
Fenomenoloji nitesinde Atkinsonun intiharlarla ilgili
almasndan bahsetmitik. Bu almay etnometodo-
loji asndan incelediimizde, etnometodoojiye gre
lmleri intihar vakalar olarak etiketlendiren kiiler bu
aklama ve etiketleme araclyla gerekte intihar ret-
mektedirler. Onlarn yaptklar intihar aklamalar, top-
lumsal dnyadaki intihar oluturmaktadr, nk bir
vakann intihar olduuna dair bir aklama, aslnda be-
timlenen ve aklanan eyin bir parasdr. te toplum-
sal dnya bu ekilde bu dnyay tanmlama, betimleme
ve aklama yntemleri tarafndan, belgeleme yntemini
kullanan yeler tarafndan oluturulur. Garfinkelin,
Toplumsal dnya znde refleksiftir. demekle kastet-
tii budur.
Sra Sizde 3
Bir eyi dizinlemek, buna gnderme yapmak ya da bu-
nu gstermek demektir. rnein her kitabn arkasnda
bir dizin bulunur ve o kitapta nemli grlen yerler di-
zinde yer alr; ancak bir kitab okuyup dier bir kitabn
dizininden faydalanamayz, nk dizin, ancak kendi
kitab iin geerlidir. Balama gnderimlilik de bir ey-
lemin ya da hareketin, ancak iinde bulunduu balam
iinde anlaml olduunu ifade eder.
Sra Sizde 4
Zimmermann kurallarn kullanm ile ilgili almas,
belgeleme ynteminin bir rneini sunmakta ve yele-
rin dzen grnm ina etmek iin kullandklar pro-
sedrlerin refleksif olduunu gstermektedir; nk
danma masasndaki grevliler kendi etkinliklerini, alt-
ta yatan temel bir kalbn (kuraln amac) kant olarak
grmekte ve kurallar ihlal ettikleri zamanlarda bile be-
lirli eylemleri altta yatan bu temel kalplara gre yorum-
lamaktadrlar (Haralambos ve Holborn, 1995:902).
Sra Sizde Yant Anahtar
172
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Adler, Patricia A. ve Peter Adler Everyday Life Socio-
logy. (1987). Annual Review of Sociology.
13:217-35
Allan, Kenneth (2006) Contemporary Social and So-
ciological Theory: Visualising Social Worlds.
London: Pine Forge Press.
Calhoun, Craig J. (2002) Contemporary Sociological
Theory. USA: Blackwell.
Cicourel, A.V. (1976). The Social Organization of Ju-
venik Justice. London: Heinemann.
Coulon, Alain (2010) Etnometodoloji (eviren: mit
Tatlcan). stanbul:Kre Yaynlar.
Craib, Ian (1992) Modern Sociological Theory. kinci
Basm. New York: Harvester Wheatsheaf.
Cuff, E.C.; G.C.E. Payne; D.W. Francis, D.E. Hustler ve
W.W. Sharrock (ed.) (1989). Perspectives in So-
ciology. Londra: Unwin Hyman. kinci Bask.
Douglas, J.D. (1967). The Social Meanings of Suici-
de. Princeton, New Jersey: Princeton University
Press.
Douglas, Jack (1971) (der) Understanding Everyday
Life: Toward the Reconstruction of Sociological
Knowledge. London: Routledge & Kegan Paul.
Eberle, Thomas Samuel (1992). A New Paradigm fort
he Sociology of Knowledge: The Social Copnstruc-
tion of Reality After 25 Years. inde: Schweize-
rische Zeitschrift fr Soziologie 2, s. 493-502.
(www.alexandria.unisg.ch/EXPORT/DL/37807.pdf,
25.03.2010).
Fontana, Andrea (2005) Sociologies of Eveyday Life.
inde: Ritzer G. (der.) Encylopedia of Social The-
ory, Vol.2. USA: Sage. s.773-4
Garfinkel, Harold (1967) Studies in Ethnomethodo-
logy. Englewood Cliffs, NJ: Prentice-Hall
Hammersley, Martyn ve Atkinson, Paul. (2007). Eth-
nograpgy:Principles in Practice. 3.basm. Lon-
don: Routledge.
Haralambos, Michael ve Martin Holborn. (1995). Socio-
logy: Themes and Perspectives. 4. basm. Unwin
Hyman. Collins Educational.
Heritage, J. (2003) Presenting Emanuel Schegloff. in-
de: Prevignano, Carlo ve Thibault, Paul J. (ed). Dis-
cussing Conversation Analysis: The Work of
Emanuel A. Schegloff. John Benjamins Pub.ss.1-
11.
Hilbert, Richard A. (2005) Ethnomethodology. inde:
Ritzer G. (der.) Encylopedia of Social Theory,
Vol.1. USA: Sage. s.252-257.
Jary, David ve Jary, Julia (1991). Collins Dictionary of
Sociology. Glasgow: Harper Collins.
Johnson, D.P. (2008) Contemporary Sociological
Theory: An Integrated Multi-Level Approach.
NewYork: Springer.
Kuper, Adam ve Jessica Kuper (2004) (ed) The Social
Science Encyclopedia. nc Bsm. London: Ro-
utledge.
Lynch, Michael. (1997). A sociology of knowledge mac-
hine Ethnographic Studies, No. 2. Ss. 16-38
Lynch, Michael. (2009). Ethnomethodology and His-
tory: Documents and the Production of His-
tory. Ethnographic Studies, No 11, ss.87-106
Marshall, Gordon (der). (1994) The Concise Oxford
Dictionary of Sociology. New York: Oxford Uni-
versity Press.
Poloma, M. (1993). ada Sosyoloji Kuramlar. e-
viren:H. Erba. Ankara: Gndoan Yaynlar.
Rawls, Anne (2003) Harold Garfinkel. inde: Ritzer, G.
(der.) The Blackwell Companion to Major Con-
temporary Social Theorists. S:122-154.
Ritzer, G. (2003) Contemporary Sociological Theory
and Its Classical Roots. McGraw Hill.
Segerdahl, P. (2003). Conversation Analysis as Rigoro-
us Science. inde: Prevignano, Carlo ve Thibault,
Paul J. (ed). Discussing Conversation Analysis:
The Work of Emanuel A. Schegloff. John Benja-
mins Pub., ss.91-109
Silverman, D. 1998. Harvey Sacks: Social Science and
Conversation Analysis. Oxford: Polity Press.
Slattery, Martin (1991). Key Ideas in Sociology. Nel-
son Thomas Publishers.
Swingewood, Alan. (1998). Sosyolojik Dncenin
Ksa Tarihi. eviren: Osman Aknhay. Bilim ve Sa-
nat Yaynlar.
Turner, Jonathan H. (1991) The Structure of Social
Theory, Chapter 23, Wadsworth Publishing Com-
pany, 5.Basm s. 472-486 (eviren: mit Tatlcan),
www.umittatlican.com/.../Etnometodolojik%20Iti-
raz%20-Jonathan%20H.%20Turner%20(1991).pdf
(26.04.2010.)
Wallace, Ruth A. ve Alison Wolf (1999) Contemporary
Sociological Theory. Beinci basm. New Jersey:
Prentice Hall.
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Frankfurt okulunun ya da farkl bir ifadeyle eletirel kuramn 20. yzyl d-
nce tarihi iindeki yeri ve nemini aklayabilecek,
Frankfurt okulunun tarihsel olarak geliimini irdeleyebilecek,
Frankfurt Okulu kuramclarnn pozitivizme ynelik eletirilerini deerlendi-
rebilecek,
Frankfurt Okulunun en temel yaptlarndan biri olarak kabul edilen Aydn-
lanmann Diyalektii kitab ekseninde formel veya arasal akl eletirisini
analiz edebilecek,
Eletirel kuramn nclerinden Adorno ve Horkheimern kitle kltr ve
kltr endstrisi eletirilerini deerlendirebilecek,
Frankfurt Okulunun son dnem kuramcs Jrgen Habermasn meruiyet krizi,
iletiimsel eylem, yaant-dnyas ve sistem kavramlarn tanmlayabileceksiniz.
indekiler
Frankfurt Okulu
Eletirel Kuram
Teknolojik Rasyonalite
Negatif Diyalektik
Kltr Endstrisi
Kitle Kltr
Meruiyet Krizi
letiimsel Eylem
Yaant-Dnyas ve Sistem
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
7
MODERN SOSYOLOJ TARH
Modern Sosyoloji
Tarihi
Frankfurt Okulu
GR
FRANKFURT OKULUNUN
TARHSEL GELM
POZTVZM ELETRS
AYDINLANMANIN DYALEKT
KLTR ENDSTRS VE KTLE
KLTR ELETRS
MERUYET KRZ, LETMSEL
EYLEM, YAANTI-DNYASI VE
SSTEM
GR
Frankurt okulunun ya da farkl bir ifadeyle eletiri kavramn 20.
yzyl dnce tarihi iindeki yeri ve nemini aklayabilmek.
ubat 1923te Almanyada Frankfurt niversitesine bal olarak kurulan Top-
lumsal Aratrmalar Enstits 1960larda ksaca Frankfurt Okulu olarak anlma-
ya balanmtr. Bu okulun yeleri kinci Dnya Savandan sonraki dnemde fa-
izm, otorite/lik, brokrasi, sanat ve popler kltr gibi konularda nemli alma-
lar yapmlardr. Bu okulun nde gelen ismi Theodor W. Adorno, Max Hork-
heimer ve Herbert Marcusedr. Frankfurt Okulu, literatrde yaygn olarak Eleti-
rel kuram ya da Eletirel teori olarak da adlandrlr.
Farkl ilgi ve alma alanlar olsa da Frankfurt okulu temsilcilerini birbirlerine
balayan nokta, insan zgrlyle ve zgrln modern dnyada farkl tahak-
km ve toplumsal bask biimleriyle nasl snrlandrldyla ilgilenmeleridir. Frank-
furt Okulu kuramclar, modern toplumun rahatszlklarn belirleyerek, dil ve de-
mokratik bir toplum yaratmak iin gerekli toplumsal deimelerin doasn anlama-
y amalamlardr (Layder, 2006,s.250). Enstitnn eitli yelerini kapsayan bir te-
rim olarak Frankfurt Okulu tabiri ilk kez Enstit yelerinin bir blm Frank-
furta dndkten sonra 1960larda kullanlm ve akabinde Adorno tarafndan da
gururla sahiplenilmitir (Jay, 1989)
Dnce tarihinde Okul terimi birbiriyle ilikili iki ayr anlam ierir. Bunlar-
dan ilki, iinde eitim ve retimin gerekletii kuruma karlk gelir. kincisi ise
belirli bir i btnl olan bir akm veya gelenei belirtir. Frankfurt Okulu den-
diinde aslnda bu iki anlamn birlikteliinden sz edilebilir. nk Frankfurt
Okulu hem an en nemli dnce akmlarndan biri hem de -eitim ve retim
arlkl olmasa da- aratrma arlkl bir kurumsal yapya sahip olmutur (Della-
lolu, 2003, s.15). Ancak Frankfurt Okulu yelerinin almalar her zaman birbiri-
ne bal ya da tamamlayc deildir. Bu okuldan meru bir ekilde sz edilebilme-
si yalnzca Adorno, Horkheimer, Marcuse ve Frommun almalarna referansla
mmkndr. Kald ki, bu isimler arasnda da olduka temel gr farkllklar var-
dr (Held, 1991, s.247).
Enstitnn kurucusu olarak kabul edilen kii o zaman bir doktora rencisi
olan Felix Weildir. Weil ve dier arkadalar arasnda bir profesr bulunmamas
Frankfurt Okulu
1
A M A
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
ek sanatn var olandan bakasn grme, grdrebilme yetisinden oluan olmaz-
sa olmaz yn kltr yaptlarndan giderek silinir (Dellalolu, 2003a: 99). Kant, bi-
imselci bir anlay iinde, sanat, amasz bir ama olarak tanmlamken, Frank-
furt Okulu yelerine gre, modern dnyada sanat, piyasann dikte ettii amal
bir amaszla dntrlmtr (Jay, 1989, s. 312-313).
Kltr endstrisi balca iki srece dayanr.
Birincisi, kltr rnlerinin standartlamas ve datm tekniklerinin rasyo-
nellemesi srecidir.
kincisi, dorudan reklmla ilgili olan sretir. Tketimin deiim deerine
gre dzenlenmesinde reklm zel bir yere sahiptir.
Adorno ve Horkheimera gre reklam, kltr endstrisinin yaam iksiridir,
sistem her trl rn reklama zorunlu kld iin, reklam kltr endstrisinin ana
dilidir, slubudur. Adorno ve Horkheimern reklmlar kapitalizmin arasal ama-
lar ile balantl ele aldn ifade eden Tomlinsona (2004, s. 34) gre ise reklm-
lar nemli kltrel metinlerdir. Reklam metinleri her ne kadar ideolojik adan
pheli olsa da hayatn nasl yaanabileceine dair anlatlar, ortak kimlik nosyon-
larna atflar, insanlarn nasl kendilerini greceklerine dair albeniler, ideal insan
ilikilerine dair resimler, insan mutluluu ve tatminin versiyonlar vb. sunmakta-
dr (Tomlinson, 2004, s. 34). te reklamn kltr endstrisindeki zaferi, tketici-
lerin, sahte oldukarn grdkleri hlde, bastrlmas zor bir istekle bu kitle kltr
rnlerini almaya ve kullanmaya kendilerini mecbur hissetmeleridir (Adorno ve
Horkheimer, 1944, s. 62).
Reklamn zaferi olarak iaret edilen hem farknda olup hem de ayn anda itaat
etme hli, Adornonun Los Angeles Timesn astroloji stunlarn analiz ettii al-
masnda da karmza kar. Yeryzne inen yldzlar balkl almasnda Ador-
no, astrolojiyi de kltr endstrisinin rn olarak grr. Geleneksel astroloji ku-
rumsallam batl inantr. Gnlk fallar, yldzlar tarafndan bahedilmi bilgiye
dayansa da tavsiyelerinin keyfilii bu kurgusal aklsallk ile kapanr (Dellalolu,
2003a, s. 96). Ona gre astroloji, Kurmaca ile gerek arasndaki ayrm bulandrr,
ar gereki bir ierii korurken, bir yandan da kayna itibaryle o ierie akld-
bir ierik kazandrr.(Bernstein, 2007, s. 26).
Kltr endstrisinin, mutluluk kayna olan haz almay kltrel mallara, belirli
bir elence anlayna hapsetmesi sz konusudur. Bu elence avutucu elen-
medir. Ge kapitalizmde avutucu elenme, iin uzantsdr. in daha sonra, daha
iyi bir ekilde gerekleebilmesi iin verilen bir aradan ibarettir. inin bo zama-
n ve o srete kullanlacak olan elence metalar o kadar n belirlenmitir ki e-
lence, i sresinin sonrasna hi geemeyen bir grnm kazanmtr. Modern z-
ne, sadece alrken deil ama daha ok elenirken teslim olmaktadr (Dellalo-
lu, 2003a, s. 102).
Kltr endstrisi rnlerinde hakikilik, yenilik ve baka bir dnya tasarmna
izin veren eletirel mesafe ortadan kalkmtr. Bu nedenle, temel eletiri yeni ve
baka bir yaama duyulan umudun olumlayc kltr niteliindeki bugnk kltr
tarafndan ypratlddr (Jay, 1989, s. 260). Kltr bir zamanlar bireysellii besle-
mekteyken imdi uyumluluu zendirmektedir ve bireyin sonuna yol aan tmy-
le ynetilen toplumun en nemli parasdr. Gerek sanat/yksek kltr bireyi sta-
tkoya boyun edirmek yerine yabanclamaya ve egemen siyasal dzenin deer-
lerine direnmeye sevk etmiken, kitle kltrnde bu eletirellik ortadan kalkm-
tr. Halbuki, Adornoya gre, sanatnn yapt hemen tketilmeye ynelik olmad-
ve kendini toplumun karsna koyduu zaman bir anlam ifade edecektir. Kitle
186
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Eletirel kuramclara gre
kltr endstrisi araclyla
kitle kltrne indirgenen
kltr rnleri, rasyonel
tekniklerle standartlatrlp
datlmakta, reklm
endstrisi araclyla da
bireylerin satn alma gdleri
harekete geirilip srekli
olarak tketime
ynlendirilmektedirler.
Eletirel kuramclara gre
kltr, bir zamanlar bireyi
her trl baskya kar
direnmeye ve eletirellie
ynlendirirken kitle
kltrnde eletirellik
ortadan kalkm ve her trl
kltr biimi eletirel
analizden uzak basit elence
biimlerine indirgenmitir.
kltr ise, yaratt yanl ihtiyalar ile insanlar maniple etmekte ve onlar var
olan dzenle uzlatrarak kapitalist tahakkmn yeniden retimine yardmc ol-
maktadr. Kitle kltr rnleri, bireyleri ynlendirilecek ve kontrol edilecek birer
nesne konumuna sokan estetik birer yoksullamadr. Kltr endstrisi zorunlu
olarak, olumsuz unsurlardan arndrlm ve nceden tasarlanm bir uyum tara-
fndan idare edilen bir sanatsal biim yaratmaktadr (Swingewood, 1996, s. 36-37).
Farkl bir ifadeyle, kltr endstrisi rnleri zgrleme ve topik nitelik tama-
yan bir sanatsal biim retmektedir. Adorno ve Horkheimeri izleyen Lowenthal da
kitle kltrnn standartlama, stereotip, tutuculuk, yalanclk ve ynlendirme ile
nitelendirilebileceini ve sanatn gerek deneyimine karlk sahte hazlar ya-
rattn savunur (Swingewood, 1996, s. 147).
Okul yelerine gre, kltr endstrisi gerek bir kltr deil, kendiliindenlii
olmayan eylemi bir kltr retmektedir. Eski gnlerdeki gibi, birbirinden farkl
yksek kltr ve alt kesimlerin kltr diye iki ayr kltr de kalmamtr modern
kitle toplumunda. Bu farkllk bile kitle kltrnn stilize barbarl iinde erimi,
yok olup gitmitir. (Jay, 1989, s. 312). Adorno yle yazar:
Kltr endstrisi, tketicilerin kasten ve tepeden btnletirilmesidir. Binlerce yl bo-
yunca birbirinden ayrlm yksek kltr ve dk kltr alanlarn da birletirme-
ye zorlar - her ikisinin de zararna olacak ekilde. Yksek kltrn, etkileri zerin-
de speklasyon yaplarak, ciddiyeti ortan kaldrlr; dk kltrn, toplumsal dene-
tim btnsel olmad srece barndrd haar isyankarlk ise uygarltrc dizgin-
leme yoluyla yok edilir (Akt, Berstein, 2007, s. 33).
Bersteine gre, Adornonun yksek sanat ile dk sanat arasnda kltr en-
dstrisinin mhendislii aracllyla gerekletirilen sahte uzlamaya dair bu g-
rleri postmodernist kltre dair erken bir hkm olarak da deerlendirilebilir.
Adorno, ada kltr endstrisi rnlerinin, daha eski popler kltr rnlerinin
tm olumsuz zelliklerini tamasna kar nclnden bir noktada ayrldn be-
lirtir: Roman ve dans mzii gibi belli biimlerle snrl olmayp btn sanat biim-
lerinin ve medyann bir sisteme dnmesi; caz ve dedektif romanlar gibi yzey-
de birbirinden ok farkl grnen biimlerin artc bir koutluk iinde olmas.
Kltr endstrisi ite bu sistemi anlatan bir terimdir. Eski popler kltr gibi ky-
de yaayanlarn ya da yksek eitim grm olanlarn azade kalabilecei bir ey
deildir artk. Bu sistemin kapsamndan kimse kaamaz (Kejanlolu, 2005, s. 194).
Gelimi kapitalizmdeki kltrel retimin yaplanmas her eye damgasn vuran
bir tekdzelilik sorunu yaratmtr. Adorno ve Horkheimerin kendi szleriyle; Bu-
gn kltr her eyi birbirine benzetiyor. Filmler, radyo ve dergiler bir sistem olu-
turuyor. Her alan kendi iinde ve dierleriyle bir sistem oluturuyor. Ksaca, artk
tm dnya kltr endstrisinin szgecinden gemek zorunda braklmtr (Ador-
no ve Horkheimer,1944, s.7).
Kltr endstrisinin btncl etkisi, Aydnlanmann, yani doann teknik ola-
rak giderek daha ok tahakkm altna alnmasnn, kitlesel aldatma hline geldii
ve bilinci ketleme aracna dnt bir aydnlanma kartldr. Adorno ve
Horkheimer iin kltr endstrisinin rol, aydnlanma maskesi altnda kitle aldat-
macsdr. Ancak Adornonun metinlerinde kltr endstrisinin bilinci tmyle tut-
sak almadna dair vurgular da vardr. Adorno ayrca metni, yazarn niyetine da-
yanarak incelemenin bizi bir yere gtrmeyeceinin altn izerek, retim, rn ve
tketim arasndaki kopua da dikkat eker (Kejanlolu, 2005, s. 197). ...En naif
187
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
Eletirel teorinin
nclerinden Adorno ve
Horkheimer iin kltr
endstrisi aydnlanma
maskesi altnda bir kitle
aldatmacsdr.
film izleyicileri dahi, orada grdklerini basite gerek olarak almazlar. Belki daha
ileri gidip inanmadklar da sylenebilir. Bilin ile serbest zamann btnlemesi-
nin tmyle tamamlanmasnn baarlamad aikardr. Bireylerin gerek karlar,
hl, belli snrlar iinde, tmyle ierilmeye yeterince direnecek gtedir. (Akt.
Kejanlolu, 2005, s. 197).
Frankfurt Okulu kuramclarnn insanlarn kitlesel olarak tkettikleri kitle kltrne kar-
ok sert eletiriler getirmesinin nedenleri nedir?
Adorno, kitle kltrnn insanlarn zihinlerini smrgeletirdiini belirtirken,
Horkheimer ise kitle kltrne kar savam, ancak, kitle kltrnn toplumsal
adaletsizliin srp gitmesi ile ne denli balantl bir olgu olduunu aka grmek
ve gstermekle mmkn olacan vurgulamaktadr (Jay, 1989, s. 310). zetle,
Frankfurt Okulu kuramclarna gre, Kltr endstrisi, insan, gemi dnemlerde-
ki tahakkm yntemlerinden ve pratiklerinden ok daha ince ve etkin yntem ve
partiklerle tahakkm altnda tutmaya balamtr. Onlara gre, kitle kltr, siya-
sal toteliteryanizmin serpilip gelitii bir seradr (Jay, 1989, s. 313, 315). Dier bir
deyile, kuramclara gre kitle kltr, modern totaliterliin -modern kapitalizmin
somutlatrc eilimlerine kar tm gerek muhalefetin siliniinin- temelini olutur-
maktadr (Swingewood, 1996, s. 40). Aslnda Adorno, Bersteinin vurgulad gibi,
kltr endstrisine dair sosyolojik bir zmleme yapmamakta, onu sadece top-
lumsal dnm imknlaryla sorunsallatrarak ele almaktadr. Yani, ona gre,
kltr endstrisi tam zgrl tevik eden ya da engelleyen potansiyelleri bak-
mndan ele alnmaldr. Bylece, kltr endstrisi rnlerinde sadece maniplas-
yon ve eylemenin izlerini bulur, bu nedenle kuram kltrn dntrc yn-
de bir dnm imkan, geirme imkan barndrmaz (Bernstein, 2007, s.10-11).
Adorno, Horkheimer ve Marcuse gibi kuramclarda sz konusu olan olduka
karamsar ve kat bir eletirel pozisyonun Benjamin tarafndan paylalmad bilin-
mektedir. Mekanik Yeniden retim anda Sanat Eseri (1936) adl nemli maka-
lesinde Benjamin, mevcut teknolojik yeniliklerin ve popler sanatn potansiyeli
konusunda iyimser bir bak asna sahiptir. Her ne kadar, kitlesel yeniden retim
srecinde sanat eserinin halesini yitirmekte ve kltrn estetik unsurunun altnn
oyulmakta olduunu teslim etse de bylesi bir dnemin -demokratik bir kltrn
geliimi iin nemli bir potansiyel ierdiini belirterek- zgrletirici bir boyutu
olabileceini savunmutur. Benjamine gre nemli olan sanatn/kltrn toplum-
cu ynde siyasallatrlmasdr.
188
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
3
Frankfurt Okulu
kuramclarna gre, modern
toplumlarda kltr
endstrisi, gemi
dnemlerdeki tahakkm
yntemlerinden farkl olarak
ok daha etkili ve yeni bir
tahakkm yntemi olarak
ilemektedir.
Walter Benjamin (1892 - 1940)
Benjamin resmi olarak hibir zaman Enstitnn yesi
olmamtr. Ancak zellikle Adorno ile dnsel etkileimi
ekseninde okulla ilikili olup, lmnden sonra da tm
yaptlar okulun katklar ile yaynlanmtr. Nazi
Almanyasndan kaarken yakalanma riski ile kar
karya kalnca - 1940 ylnda - yaamna son vermi
olan Benjaminin temel ilgi alan estetik ve edebiyat
eletirisi olmutur. Tek yn (1928), Brechti Anlamak,
Parltlar, Pasajlar ve Son Bakta Ak Benjaminin
nemli eserlerinden bazlardr.
Resim 7.7
Adorno ve Horkheimern kitle kltrne ynelik olduka ktmser ve olum-
suz bu yaklamn geri plannda artan endstrileme ve kentlemeyle birlikte geli-
en kitle iletiim aralarnn geleneksel balar zmesinin sonucu yaltlm, ya-
banclam ve pasiflemi insanlardan oluan bir toplum, yani kitle toplumu kav-
ramsallatrmasnn nemli pay vardr.
Bu ktmser yaklamn arkasnda yatan bir dier nemli nokta ise Adorno ve
Horkheimerin, Alman faizmine zg gelimeyi bir btn olarak kapitalizme ge-
nellemeleri ve bu nedenle de Amerikan kltr endstrisinin faist devlet ile ayn
ileve sahip olduunu ne srmeleridir (Swingewood, 1996, s. 33). Aslnda Ador-
no hibir metninde kltr endstrisini faizmin siyasi zaferiyle zdeletirmese de
dolayl olarak una iaret eder: Faizmin siyasi olarak gerekletirdii baskc bir-
letirmenin liberal demokratik toplumlardaki karl, kltr endstrisinin toplu-
mu etkili bir biimde btnletirmesidir. Daha arpcc bir ifadeyle, kuramclar
Amerikan ticari elencesi ile Goebbels ve Hitler propagandas arasnda nemli bir-
takm koutluklar izmilerdir (Schudson, 1999, s. 172). Bylelikle de kitle klt-
rn olduka yekpare ve geni halk kesimlerindeki her tr dntrc potansi-
yeli tmyle yok edecek kadar kuatc bir gte varsaydklar ifade edilebilir
(Modleski, 1986, s. 8).
Dier taraftan, kltr alann tek bana feti haline getirmemeye dikkat etmi
olan Frankfurt Okulu kuramclarnn yine de hiyerarik bir kltr nosyonuna ve
sekinci bir kltr kavrayna sahip olduklar da ne srlr. Aslnda bu sadece
onlara zg bir durum deildir, zira kitle kltr eletirilerinin ou sekinci bir
eilim gsterir. Ancak yakn dnem kitle kltr aratrmaclar, Frankfurt Okulu-
nun eletirelliini byk lde korumalarna ramen, Adorno ve Horkheimerin
baz analizlerinin olduka basitletirilmi olduunu ifade ederler. zellikle de kit-
le kltrnn, tketicilerini nasl maniple ettiini, onlara sahte ihtiyalar ve
sahte arzular dayatt ve kendi karlarn anlamalarn engelledii yarglarnn
kabul edilemez olduunu ne srerler. rnein Enzensberger, kitle kltrnn
kitlelere sahte bilin ve sahte ihtiyalar dayatt iddiasnn olduka sorunlu oldu-
unu vurgular. Ona gre, kitle kltrnn stratejileri, insanlarn gerek ihtiyalar-
na ve arzularna seslendikleri lde baarl olabilir, her ne kadar bu ihtiyalar ve
arzular kanlmaz olarak bilin endstrisi tarafndan arptlm olsa da (Modles-
ki, 1986, s. 9). Kald ki, ayet popler rnlerin tketicileri, bu tketim faaliyetle-
rinin amacnn ka, elence ya da oyalanma olduunun farkndaysalar, o
zaman onlar adna bir eblehlemeden bahsetmenin ok anlaml olmad belirtile-
bilir. Bundan dolay, kitle kltr eletirilerinin zellikle tketici kitleye ynelik
deerlendirmelerinin yetersizliinden sz edilebilir.
Bu eletirel deerlendirme phesiz kltr endstrisi kavramnn bugn artk
bir anlam ifade etmedii eklinde okunmamaldr. Kltr endstrisi kavram anali-
tik olarak mutlaka alkonulmas ve kltrel alana dair bir analizde mutlaka kulla-
nlmas gereken bir kavram olmakla birlikte, bu tespit sadece ona atfedilen mutlak
belirleyici ve ar homojenletirici roln yeniden dnlmesi gerektiine dairdir.
Bernsteinin (2007, s.41) vurgulad gibi, Adornonun kltr endstrisi zerine
olan yazlarndaki en ktmser tahminlerinin zamanla gereklemesi, ne kadar ra-
hatsz edici olsa da bir o kadar ada ve gncel olduunu phesiz bize gster-
mektedir.
Kltr endstrisi bugn iin de analitik olarak olduka nemli bir kavramdr.
189
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
Eletirel kuramclarn en
byk kayglar kltr
endstrisinin pasiflemi ve
yabanclam bireylerden
oluan bir kitle toplumu
yaratmasyd.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
MERUYET KRZ, LETMSEL EYLEM,
YAANTI-DNYASI VE SSTEM
Frankurt Okulunun son dnem kuramcs Jrgen Habermasn
merutiyet krizi, iletiimsel eylem, yaant dnyas ve sistem kav-
ramlarn tanmlayabilmek.
Frankfurt okulunun en ok tannan kuramclarndan biri olan Jrgen Habermasn
(1929) grleri ve almalar Horkheimer, Adorno ve Marcuseden nemli dzey-
de farkldr. Klasik dnrlerin almalarna benzer byk boy bir toplum kuram
gelitirmeye alan Habermasn almalar ok kapsaml ve biraz karmaktr. Ha-
bermas; Marx, Durkheim, Weber ve Parsons gibi klasik dnrleri ciddi bir eleti-
rel deerlendirme yaparak kullanr. Yani, daha ok klasik yazarlarn almalaryla
byk boy ve tam kapsaml bir teori gelitirmeye alr (Layder, 2005, s.250).
O, bu tr bir teorinin, eletirel teori iin byk nemde olan genel toplumsal
eilimleri ve gelime srelerini belirleyecek bir ara olarak ok faydal ve gerekli
olduunu dnr. Habermas, Marksizmin belirli yanlarn kesin bir ekilde ele-
tirse de onu tamamen reddetmez. Ayn ekilde, postmodernistlerin ve postyapsal-
clarn aksine Aydnlanmac akl projesini de btnyle reddetmez. Aksine, belirli
aklc dnme biimlerinin geliimine ve akln toplumsal zgrleimci ve aydn-
lanmac potansiyeline inanr. Habermas phesiz teknolojik ve brokratik rasyo-
nalitenin yaygnlamasnn smr ve tahakkm de beraberinde getirdiinin far-
kndadr. Habermas, bu sorunlara Aydnlanma projesini tamamen reddetmeden
zm bulmaya alr (Layder, 2005:251).
Habermasn btn almalar insan etkinliinin iki ayr bileeni arasnda yap-
t analitik bir ayrma dayanr;
i veya emek (amasal-aklc eylem) ile
sosyal veya sembolik etkileim (iletiimsel eylem).
Habermasa gre Marx almalarnda emee merkez bir nem atfetmi, etkile-
imi/iletiimi ise gz ard ederek onu emee indirgemitir. Bu ise Habermasa g-
re Marxn almalarndaki en nemli sorunu oluturmaktadr. Nitekim Haber-
masa gre sosyokltrel hayatn temelini oluturan amasal aklc eylem (i/emek)
deil iletiimsel eylemdir. Bu nedenle Marxn almalarndan nemli lde etki-
lenmekle birlikte Habermas almalarnda i/emek zerinde deil iletiim zerin-
de younlar (Ritzer, 1996, s.292-293).
190
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
6
A M A
Habermasda post-
modernistler gibi
aydnlanmac akl projesi ile
moderniteye ar eletiriler
getirir. Ancak onlardan farkl
olarak eletirilerini
Aydnlanma projesini ve
moderniteyi tamamen
reddetmeden gelitirmeye
alr.
Jurgen Habermas (1929- )
Adornonun asistanln yapan Habermas bir sre
kendisiyle birlikte alt. 1971-1982 yllar dnda
1994teki emekliliine kadar Frankfurt nivensitesinde
Felsefe ve sosyoloji Profesr olarak alt. Kamusal
Alann Yapsal Dnm (1962) deoloji Olarak
Teknik ve Bilim (1968); ltiimsel Eylem Kuram (1981),
teki Olmak,tekiyle Yaamak Siyaset Kuram Yazlar
(1996) en nemli kitaplardr. Habermas, Kasm 2005 ve
Haziran 2008 tarihlerinde Dnyann ilk 100 entelekteli
listelerinde 22. ve 7. srada yer almtr.
Resim 7.8
Habermas, genel olarak Frankfurt Okulu geleneini izlese de onu baz nokta-
larda eletirir, zellikle rasyonelleme konusunu yeniden formle eder. Weber
iin, ilk dnem Frankfurt Okulunda olduu gibi, rasyonellesme Batnn gelenek-
sel otorite biimlerinin yklmasyla ilgili ereveleyici ana eilimidir. Weber, Hork-
heimer gibi, modern dnyann rasyonalitesini, byk lde, nceden belirlenmi
bir hedefe en tutarl, hesapl ve etkili aralarla ulama abas olarak grr. Ancak
Habermasa gre Weberde de Frankfurt Okulunda da rasyonalite kavram ok
dardr. Habermas ise rasyonalleme konusunda daha iyimser bir gre sahiptir.
Ona gre, rasyonelleme sadece daha etkili, hesapl dzenleme biimlerinin geli-
tirilmesi olarak grlemez. Rasyonelleme daha fazla ahlki kavray kazanmay ve
ahlki deerlerin evrensellemesini de gerektirir.
Habermasa gre Weber ve Frankfurt Okulunda rasyonalleme arasal rasyonalite temelin-
de ok dar bir kapsamda ele alnmtr. Habermas ise daha iyimser bir yaklamla rasyo-
nellemeyi daha geni bir erevede ele alr. Bu nedenle modern dnyann en nemli so-
runu olarak her trl rasyonalleme biimini deil belirli bir rasyonelleme biimi olan
arasal rasyonalitenin kendisini grr. letiimsel rasyonallemeyi ise iletiimin basklar-
dan kurtulmas, zgr ve ak bir iletiimin olumas ve nihai dzeyde toplumun zgrle-
mesi bakmndan olduka nemli ve gerekli grr.
Bu nedenle Habermas amasal-aklc eylem ile iletiimsel eylem arasnda
yapt ayrm temelinde rasyonellemeyi iletiimsel rasyonaliteyi de kapsayan
daha geni bir erevede kavrar. Bu iletiimsel rasyonalite biimi ahlki bir da-
yanma tipine katkda bulunabilir. Gnmzde ou ahlki normun kamuca
onaylanmas ve merulatrlmas gerektii iin, toplumsal konsensse ulamann
en iyi aralarn grnte doal geleneklerden ziyade iletiim ve tartma olu-
turur. Tartmaya ve ilkeli akl yrtmeye bu dn, demokrasinin ada nemi
iinde deerlendirilebilir. Dayanmann salanabilmesi iin snrlandrlmam
karlkl anlamann mmkn olduu eitliki bir toplumsal duruma gerek vardr.
Habermasa gre, bu iletiimsel eylem katlmclarn birlikte eit olarak formle
ettikleri, insanlarn gereksiz toplumsal, doal ve psikolojik kstlamalardan kur-
tulmalarn salayan bir konsenssn yaratlmasn gerektirir. Habermas arasal
akln basite gz ard edilemeyeceine veya kolayca alamayacana inanr,
nk modern dnya tam kurumsallamay btn kurumsal dzeylerde mm-
kn klacak kadar karmaklamtr (Tucker, 1998, s. 8).
Habermasn letiimsel Eylem kavram esas olarak neyin nemine dikkat eker?
Habermas kendi arasal ve iletiimsel rasyonalite ayrmn iki farkl toplum-
sal gereklik alannda, yaant-dnyas ve sistem dzeyinde temellendirir.Ya-
ant dnyas kavram genel olarak fenomenolojik sosyolojiden, zellikle de
Alfred Schutzun teorilerinden tretilmi, ancak ieriinin kavranmasnda Ha-
bermas sembolik etkileimciliin kurucusu George Hebert Meadin dncele-
rinden de etkilenmitir (Ritzer, 1996, s.549). Fenomenolojik sosyoloji ve sembo-
lik etkileimciliin yan sra ayn zamanda Parsonsun eylem sisteminden de et-
kilenen Habermas yaant dnyasnn temel bileenlerini kltr, toplum ve kii-
lik olarak tanmlar (Ritzer, 1996, s.550). Daha ak olarak yaant dnyas aile,
arkadalar ve gnll birlikler gibi, iletiimsel eyleme ve paylalan deerlerin
gelitirilmesine ynelik etkileim alanlarn ierir. Sistem kklerini yaant-
191
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
4
Habermas arasal ve
iletiimsel rasyonalite
ayrmn iki farkl toplumsal
gereklik alannda, sistem
ve yaant dnyas
dzeyinde temellendirir.
dnyasndan almakla birlikte nihayetinde kendi yapsal zelliklerini gelitiren
ve temel olarak ekonomi ve devlet gibi yaplardan oluan alandr (Ritzer, 1996,
s.550) Daha ak olarak sistem modern hayatn ekonomik ve siyasal/brokra-
tik alanna karlk gelir. Yani, toplumun maddi yeniden retiminden sorumlu
olan, arlkl olarak arasal rasyonalite ve onun etkililik ve hesaplanabilirlik
ltlerinin biimlendirdii alandr. Habermasa gre, sistem iinde daha etki-
li, yaant-dnyasnda daha konsensse dayal ve katlmc ekilde hem yaan-
t-dnyas hem sistem iki farkl anlamda daha rasyonel olabilir. Sistem ve ya-
ant-dnyas alanlar sadece bu ikisi arasnda dolaymlanan dinamik bir kamu-
sal alann biimlendirdii ve ynlendirdii daha az snflara blnm bir top-
lumda dengelenebilir.
Habermasn sistem ve yaant dnyas eklindeki bu kavramlatrmas ayn zamanda, sos-
yolojik teorinin en nemli sorunu olarak grlen, sistem ve eylem eklinde kart iki ge-
nel teorik ynelim arasndaki blnmeden kaynaklanan snrllklar da amaya ynelik
bir giriimdir. Habermas da almalarnda amacnn farkl paradigmalar arasnda bir
kombinasyon oluturmak olduunu aka belirtir (Ritzer, 1996, s.549).
Ancak Habermas modern toplumlarda kamusal hayatn rasyonel ve evrensel-
karakteristiklerinin yaant-dnyasnn smrgeletirilmesinin tehdidi altnda oldu-
unu belirtir. Ona gre, smrgeletirme, arasal aklla ilikili sistem ltleri gn-
delik hayatn bir paras hline geldiinde ortaya kar. Yani, irketlerin insanlarn
bo zamanlarn deerlendirmelerinde de byk lde etkili rol oynamas, tke-
timciliin gemi azya almas ve devletin yaant dnyasna daha fazla mdahalesi-
ve kontrol gndeme geldiinde. Byle bir durumda demokrasinin gelimesi iin
ok az kapasite ve yer kalmaktadr. Habermasn modern dnyada grd bir
umut iareti, kadn ve evre hareketleri gibi yeni katlm yollar salayan yeni sos-
yal hareketlerin geliimidir (Tucker, 1998, s. 9).
Habermas, kapitalizm analizinde sistemin onlar araclyla hareket ettii birta-
km krizler tespit eder. Habermas, Marxn erken dnem kapitalizmdeki analizine
benzer biimde, ge kapitalism olarak tanmlad dnemde de kapitalizmin eko-
nomik krizlerle kar karya olduunu dnr. Ancak Marxtan farkl olarak Ha-
bermas ge kapitalist dnemde st yapnn deil ekonomik alt yapnn bir para-
sna dnen devletin ekonomiye mdahalelerle krizleri zebildiini savunur.
te yandan ekonomik sorunlar zmek iin yaplan siyasal mdahaleler, istikrar-
sz bir piyasa ekonomisinde istikrarl bir toplumsal dzen kurmann olanakszl-
na dayanan bir rasyonalite krizi ortaya karmaktadr. Bu da, devletin, ekonomik
sistemi planlama gerekliliinin dourduu uzlamaz talepleri uzlatramamasndan
dolay meruiyetini kaybettii bir meruiyet krizine yol aabilmektedir. Fakat dev-
let farkl karlar uzlatrmakta baarl olursa, bu sefer de alma etii ve rekabet
drts zayflar ve toplumsal btnlemeyi tehdit eden bir gdlenme krizine yol
aar (Marshall, 1999, s. 181).
Habermasn almalarnda yaant dnyasnn bir paras olan ve yaant dnyasn bir
btn olarak devlete ve ekonomiye balayan bu bakmdan da demokrasinin gelimesi a-
sndan olduka nem arzeden kamusal alan modern toplumlarda sistemin bir btn ola-
rak yaant-dnyasn smrgeletirmesinin tehdidi altndadr.
192
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Sistem modern hayatn
arlkl olarak arasal
rasyonalite tarafndan
biimlendirilen ve toplumun
maddi yeniden retiminden
sorumlu olan ekonomik ve
brokratik alanna karlk
gelirken, yaant-dnyas
kltr, toplum ve kiilikten
oluan, aile, arkadalar ve
gnll birlikler gibi,
iletiimsel eyleme ve
paylalan deerlerin
gelitirilmesine ynelik
etkileim alanlarn ierir. S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
Habermas ge-kapitalizm
olarak tanmlad dnemde
ekonomik krizlerin yan sra
meruiyet krizlerinin de
nemini savunur. Bu
dnemde devlet,
mdahalelerle ekonomik
krizleri zebilmekte; ancak
bu mdahaleler esnasnda
tm talepleri uzlatrabilme
imkn olmadndan bu
sefer de dnsel bazda
meruiyetini yitirme krizine
yol aabilmekte; farkl
karlar uzlatrmada
baarl olduu zaman da
alma etii ve rekabet
drtsnn zayflad bir
gdlenme krizine neden
olabilmektedir.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
193
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
Frankfurt okulunun ya da farkl bir ifadeyle ele-
tirel kuramn 20. yzyl dnce tarihi iindeki
yeri ve nemini aklayabilmek.
kinci Dnya Savandan sonraki dnemde fa-
izm, otorite/lik, brokrasi, sanat ve popler kl-
tr gibi konularda nemli almalar yapm olan
Frankfurt Okulu kuramclar, modern toplumun
nemli sorunlar zerine younlaarak adil ve
demokratik bir toplum yaratmak iin gerekli top-
lumsal deimeleri anlamay amalamlardr. Bu-
nun iin kuramclar insan zgrlnn modern
dnyadaki tahakkm ve toplumsal bask biim-
leriyle nasl snrlandrldyla da ilgilenmiler-
dir. Frankfurt Okulu, Bat Marksizmi olarak bili-
nen ve (klasik) Marksizme eletirel bir ekilde
farkl bir yorum getirmeye alan akmlarndan
birisidir. Marksizmin Ortodoks yorumuna nem-
li bir meydan okuma gerekletirirken, Mark-
sizmin, iinde doup gelitii modernizmle ba-
lantlarn da ayrca sorgulamlardr. Bylelikle
Frankfurt Okulu kuramclar, hem toplumsal ge-
lime iin alternatif bir yol imkn oluturmaya
alm hem de Ortodoks Marksizmin darda
brakt konular zerinde durmulardr.
Frankfurt okulunun tarihsel olarak geliimini ir-
deleyebilmek.
Frankfurt Okulunun tarihi drt ayr dnemde in-
celenebilir. 1923 ve 1933 yllar arasn kapsayan
birinci dnemde byk lde Enstitnn yne-
ticiliini Carl Grnberg yapt. Grnbergin vurgu-
lam olduu toplumsal bir bilim olarak Mark-
sizme ballk, bu dnemde Enstit aratrmac-
lar tarafndan da benimsendi. kinci dnem, Na-
zi Almanyasnda yaama imkn kalmayan Ens-
tit yelerinin zorunlu olarak gittikleri ABDdeki
1933-1950 arasndaki srgn dnemidir. 1930 y-
lnda Enstitnn mdr olan Horkheimer ile
birlikte enstitnn yelerinin kuramsal geliimiy-
le bu dnemde Enstit bir dnce okulu haline
geldi. Enstitnn nc dnemi 1950-1970 yl-
larn kapsar. Enstit yelerinin, yani Enstitnn
1950de tekrar Frankfurta dnd bu nc
dnem, Okulun dnsel ve siyasal etkisinin en
gl olduu dnemdir. 1970lerden sonra Ensti-
tnn etkisinin azalmaya balad drdnc ve
son dneminden sz edilebilir. Enstit, Ador-
nonun 1969da, Horkheimern ise 1973teki lm-
leriyle birlikte artk bir okul olmaktan uzaklam-
tr. Bu srete kken olarak Enstity etkileyen
Marksizmden de byk lde kopulmutur.
Frankfurt Okulu kuramclarnn pozitivizme y-
nelik eletirilerini deerlendirebilmek.
Teknolojik rasyonalite ve kltr endstrisi ile bir-
likte pozitivizmin epistemolojik ve metodolojik
eletirisi Frankfurt Okulunun temel ilgi alanlarn-
dan biridir. Pozitivizm ve ampirizm eletirisiyle
alternatif bir epistemoloji-metodoloji gelitirme
giriimi Frankfurt Okulunun nemli bir ura ol-
mutur. Onlara gre temel sorun gerekliin bil-
gisinin nasl elde edileceidir. Pozitivist episte-
moloji aratrma nesnesini, aratrmacdan kesin
olarak ayrrken, Frankfurt Okulu kuramclar d-
ncenin nesnenin bir kopyas olmadn ifade
eder. Frankfurt Okulunun yaklam, sosyal bi-
limcinin amacnn grnenin altndaki z-ger-
ei ortaya karmas olarak gren eletirel bir
bilgi kuramna dayaldr. Frankfurt Okulu kuram-
clar pozitivizm eletirisini boyutta gerekle-
tirir. Birincisi, pozitivizm toplumsal hayatn do-
ru bir ekilde anlalmasn engelleyen yanl yn-
lendirici bir yaklam olduudur. kincisi, poziti-
vizm yalnzca var olanla ilgilenerek mevcut siya-
sal dzeni kutsallatrr, statkoyu korur ve by-
lelikle radikal deiime mani olur. Son olarak,
pozitivizm yeni bir egemenlik biimini, yani tek-
nokratik egemenlii desteklemektedir.
Frankfurt Okulunun en temel yaptlarndan biri
olarak kabul edilen Aydnlanmann Diyalektii
kitab ekseninde formel veya arasal akl eletiri-
sini analiz edebilmek.
Frankfurt Okulu kuramclarna gre, Aydnlama-
nn bilim ve ilerleme arasnda kurduu kanl-
maz iliki konusundaki varsaymlar, karlkllk,
mutluluk, zerklik ve demokrasi imknlarn en-
gelleyen arasal rasyonalitenin saltanatn getir-
mitir. Weberin rasyonelleme kategorisinden
yola karak gerekletirdikleri modernlik -
zmlemesinde bu rasyonellemenin irrasyonelli-
ini gstermeye almlardr. Kuramclara gre,
zet
1
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
194
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
modern kapitalist toplumlarn ekonomik rgt-
lenii, arasal akln bu nihai zaferinin ve Aydn-
lanmann kendini yok ediinin zeminini salar.
Arasal rasyonellik, yeni ve teknolojik adan da-
ha karmak bir tahakkm arac olarak hizmet
grmekte ve toplumun artan rasyonellemesinin
daha fazla tahakkme, hatta klelie yol ama
tehlikesi sz konusudur. Aydnlanma projesinin
rasyonalite ilkesi sonunda her sorunun arasal
rasyonellik mantna gre zlmesine all-
d bir ortama zemin hazrlamtr. Aydnlanma-
nn temel deeri olan akl sre iinde bir mit
hline gelerek bireyi her ynyle dzenlenmi
bir sistemin klesi hline getirmitir.
Eletirel kuramn nclerinden Adorno ve Hork-
heimern kitle kltr ve kltr endstrisi eleti-
rilerini deerlendirebilmek.
Frankfurt Okulu kuramclarna gre kltr en-
dstrisi rnleri, kapitalist kltr endstrisinin
maksimum kr elde etmek ve kitlelerin de ide-
olojik olarak mevcut sistemi olumlamalarn sa-
lamak amacyla retilen metalardr. Kltr en-
dstrisi ya da kitle kltr rnleri yaratt yan-
l ihtiyalar ile insanlar maniple etmekte ve
onlar var olan dzenle uzlatrarak kapitalist ta-
hakkmn yeniden retimine yardmc olmakta-
dr. Gerek sanat/yksek kltr bireyi statkoya
boyun edirmek yerine yabanclamaya ve ege-
men siyasal dzenin deerlerine direnmeye sevk
etmiken, kitle kltrnde bu eletirellik ortadan
kalkmtr. Kltr endstrisi rnlerinde hakiki-
lik, yenilik ve baka bir dnya tasarmna izin ve-
ren eletirel mesafe ortadan kalkmtr. Bu ne-
denle temel eletiri, yeni ve baka bir yaama
duyulan umudun olumlayc kltr niteliindeki
bugnk kltr tarafndan ypratlddr. Kltr
endstrisi, insan, gemi dnemlerdeki tahak-
km yntemlerinden ve pratiklerinden ok daha
ince ve etkin yntem ve pratiklerle tahakkm al-
tnda tutmaktadr.
Frankfurt Okulunun son dnem kuramcs Jr-
gen Habermasn meruiyet krizi, iletiimsel ey-
lem, yaant dnyas ve sistem kavramlarn ta-
nmlayabilmek.
Habermasa gre, kapitalizmde temel sorun, eko-
nomik krizlerdir. Ekonomik sorunlar zmek
iin yaplan siyasal mdahaleler, istikrarsz bir
piyasa ekonomisinde istikrarl bir toplumsal d-
zen kurmann olanakszlna dayanan bir rasyo-
nalite krizi ortaya karmaktadr. Bu da, devletin,
ekonomik sistemi planlama gerekliliinin dour-
duu uzlamaz talepleri uzlatramamasndan do-
lay meruiyetini kaybettii bir meruiyet krizine
yol aabilmektedir. Habermas, dier taraftan, in-
sanlarn yaptrm, haz, g, para gibi faktrlere
dayal arasal ya da stratejik eylemler yerine, ak-
ln rehberliindeki paylalan anlamlar temelinde
birlikte hareket ettikleri iletiimsel eylemin ne-
mini vurgular. Sistem ise modern hayatn ekono-
mik ve brokratik alanna karlk gelir. Farkl bir
ifadeyle, toplumun maddi yeniden retiminden
sorumlu olan, arlkl olarak arasal rasyonalite
ve onun etkililik ve hesaplanabilirlik ltlerinin
biimlendirdii alandr. Yaant-dnyas da aile,
arkadalar ve gnll birlikler gibi, iletiimsel
eyleme ve paylalan deerlerin gelitirilmesine
ynelik etkileim alanlarn ierir.
5
A M A
6
A M A
195
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
1. Aadaki isimlerden hangisi Frankfurt niversite-
sinde kurulan Toplumsal Aratrmalar Enstitsnn
kurucusu olarak kabul edilir?
a. Felix Weil
b. Friedrich Pollock
c. Leo Lventhal
d. Eric Fromm
e. Carl Grnberg
2. Aadakilerden hangisi Herbert Marcusein kitapla-
rndan biri deildir?
a. Akl ve Devrim
b. Ak ve Uygarlk
c. Tek Boyutlu nsan
d. Estetik Boyut
e. zgrlkten Ka
3. Aadakilerden hangisi Frankfurt Okulunun nem-
li bir ismi deildir?
a. Thedor W. Adorno
b. Max Horkheimer
c. Franz Neumann
d. Raymond Williams
e. Jurgen Habermas
4. Adorno ve Horkheimerin birlikte kaleme aldklar
nemli eserlerinin ad nedir?
a. Kardevrim ve syan
b. Parltlar
c. nsandaki Ykcln Kkenleri
d. Edebiyat, Popler Kltr ve Toplum
e. Aydnlanmann Diyalektii
5. Adorno, Diyalektikteki, tez-antitez-sentez ilikisini,
sentez aamasnn bir uzlamay tanmlad gerekesiy-
le reddederek, bunun yerine hangi kavram nerir?
a. Rasyonalite
b. Kitle kltr
c. Pozitif Diyalektik
d. Negatif Diyalektik
e. Arasal Akl
6. Aadakilerden hangisi Frankfurt Okulunun son
dneminin en nemli kuramcs olan Habermasn kav-
ramlarndan biri deildir?
a. Meruiyet krizi
b. Teknolojik rasyonalite
c. Yaant dnyas
d. letiimsel eylem
e. Sistem
7. Mekanik Yeniden retim anda Sanat Eseri adl
nemli makalesinde, mevcut teknolojik yeniliklerin ve
popler sanatn potansiyeli konusunda iyimser bir ba-
k asna sahip olan isim aadakilerden hangisidir?
a. Karl Wittfogel
b. Walter Benjamin
c. Stuart Hall
d. Bertolt Brecht
e. Wilhelm Reich
8. Adorno ve Horkheimer 1947den itibaren kitle kl-
tr terimi yerine hangi kavram kullanmay tercih et-
milerdir?
a. Kitle toplumu
b. Popler kltr
c. Kltr Endstrisi
d. Yksek kltr
e. Folk kltr
9. Frankfurt Okulu kuramclar aydnlanma ve rasyo-
nelleme eletirilerinde hangi klasik sosyoloun rasyo-
nelleme analizine byk lde bavururlar?
a. Weber
b. Simmel
c. Durheim
d. Tnnies
e. Spencer
10. Frankfurt niversitesindeki Toplumsal Aratrma-
lar Enstits hangi tarihte kurulmutur?
a. 1913
b. 1923
c. 1928
d. 1933
e. 1943
Kendimizi Snayalm
196
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Eletirel Kuram
Eletirel kuram, kkleri Hegelcilie ve genelde Bat
Marksizmine kadar gtrlebilmekle birlikte, sosyoloji-
de en yakn biimde Frankfurt Toplumsal Aratrmalar
Enstitsyle birlikte anlmaktadr. Eletirel kuram teri-
mi imdi de, Marksizmin, son elli yl akn bir zaman-
dr psikanaliz ve sistemler kuram gibi birok akmdan
yararlanan ok eitli bir kolunu ifade eder.
Eletirel kuramn balca ilkeleri, en ak biimiyle, yir-
minci yzyl pozitivizminin baz ilkelerinin zdd bir te-
melde tanmlanabilir. Gerekten eletirel kuramn savu-
nucular bazen kendi perspektiflerini negatif felsefe ek-
linde adlandrmlardr. Bilginin kaynann duyular-
mz-deneyimlerimiz olduu grne kar kan ele-
tirel kuram, rasyonalizmin bir biimidir. Bu dorultuda
eletirel kuramclar, bilgilerimizin ve ortak insani ynle-
rimizin kaynann hepimizin aklc varlklar olmamza
bal olduuna inanmaktadrlar. Hegel bu dnceyi
gerek olan aklcdr eklinde ifade etmiti. Eletirel
kuramn da gerek olann aklc olmas gerektiini
dnd sylenebilir. Bu balamda rasyonalite, for-
mel mant deil, btnn paralarndan daha byk
olduu ve elikilerin srekli grnp kaybolarak yeni
sentezlere dnt diyalektik bir dnce srecini
gstermektedir. Eletirel kuram, bazen (zellikle Frank-
furt Okulunun almalarnda), topyac devletin ge-
mite kaldn ngrmekle birlikte genellikle gelecee
ynelik muhtemel bir topyac devlet projesini kapsa-
maktadr. Rasyonalite (aklsallk) fikrinden aklc bir
toplumun temel biimini karmak mmkndr. nsan
olmamz nedeniyle hepimiz aklla dnme zelliine
ya da potansiyeline sahibiz. Dolaysyla aklc toplum,
iinde yaadmz evre koullarn oluturup dn-
trme srecine hepimizin katld bir toplumdur. Bu
da bizim elimize, u anda var olan toplumlar eletire-
bilmemizi salayan standart bir l verecektir. Ayn
bak asyla, baz gruplar iktisadi ve siyasal srece
katlmaktan alkoyan ya da yine baz gruplar sistematik
biimde gszletiren bir toplumun, akld bir top-
lum olaca rahatlkla sylenebilir. Frankfurt Okulunun
en yakn temsilcilerinden biri olan Jrgen Habermasn
almalarnda ise olduka farkl bir model grlebilir.
Habermas bizim aklc vasflara sahip olmamzdan de-
il, hepimizin bir dil kullanyor olmamzdan yola k-
maktadr. Onun topyas, herkesin bilgilere eit lde
sahip olabilecei ve kamusal tartmalara katlabilecei
ideal bir sz durumudur. Kuramsal adan bakldn-
da da, eletirel kuram diyalektik bir ileyie sahiptir; ya-
ni, bir dizi hakikat iddiasn yan yana getiren deil, bir
dnce sistemindeki i elikileri ve boluklar araya-
rak, bu elikileri tamamen farkl bir eyin ortaya ka-
ca noktaya kadar zorlayan bir yaklam sz konusu-
dur. Buna bazen isel eletiri denmektedir.
Frankfurt Toplumsal Aratrmalar Enstits 1923 ylnda
sosyalist aratrmalar yrtecek bir merkez olarak kurul-
mutu. Bu okulun en nemli simalar Hitlerin ykselie
gemesiyle birlikte Amerikaya g etmiler ve birou
savatan sonra da orada kalmt. Frankfurt Okulunun en
nde gelen kiileri Theodor Adorno, Max Horkheimer ile
Herbert Marcuset. Leo Lowenthal, Karl Wittfogel ve
Erich Fromm gibi baka nemli isimler de onlarla birlikte
anlyordu. Okul, ilk kurulduu andan beri ortodoks Mark-
sizme eletirel bir adan yaklam, iktisad temel alan
geleneksel aklama biimlerinden vazgeerek ideolojik
ve siyasal analizlere girimiti. Frankfurt Okulunun kuru-
cularnn klasik eletirel kuramna gre, incelenmesi ge-
reken asl alanlar arasal akl denilen ve zel olarak mo-
dern sanayi toplumunun gelimesi srecinde gzlemle-
dikleri totaliter tahakkm biimleriydi. Arasal akl, dn-
yaya ve kukusuz baka insanlara, onlar nasl smrebi-
leceimiz temelinde bakmakta, olgu ile deeri birbirin-
den ayrmakta ve deerleri, bilgi ve yaam asndan
nemsiz bir role indirmektedir. Bu dnce tarz sanayi
toplumunun tipik bir zelliidir ve (eletirel kuramclara
gre) tahakkm yaplaryla dorudan bantldr.
Frankfurt Okulunun eletirel kuram ktmserliiyle
n yapmtr. Okulun balca argman, kapitalizmin
kendi elikilerinden pek ounu zmenin yollarn
bulduu ve ii snfnn sistemle btnletii ynnde-
dir. Marcuse, sistemin kenarndaki dier aznlk grupla-
r -etnik gruplar, hatta belki rencileri- muhtemel bir
muhalefet oda olarak grrken, Adorno avant-garde
kltrn tesinde, en azndan insanlar dnmeye zor-
layacak bir umut iaretine rastlanmadn dnyor-
du. Grubun en nl eserlerinden bazlarnda (Adorno
vd., Otoriter Kiilik, 1950 ve Marcuse, Eros ve Uygarlk,
1955), insanlarn nasl tahakkm altna girdiini ve bu-
nun yan sra tahakkm altna girme ihtiyacn nasl duy-
maya baladklarn aklayan bir ideoloji kuram olu-
turmak amacyla psikanalizden de yararlanlmtr.
Kaynak: Gordon Marshall, Sosyoloji Szl, (ev:
O. Aknhay-D.Kmrc), Bilim ve Sanat Yaynlar, 1999,
s. 179-180.
Okuma Paras
197
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
1. a Yantnz yanl ise, Frankfurt Okulunun Tarihsel
Geliimi konusunu yeniden gzden geiriniz.
2. e Yantnz yanl ise, Pozitivizm Eletirisi konu-
sunu yeniden gzden geiriniz.
3. d Yantnz yanl ise, Giri konusunu yeniden
gzden geiriniz.
4. e Yantnz yanl ise, Aydnlanmann Diyalekti-
i konusunu yeniden gzden geiriniz.
5. d Yantnz yanl ise, Pozitivizm Eletirisi konu-
sunu yeniden gzden geiriniz.
6. b Yantnz yanl ise, Meruiyet Krizi, letiimsel
Eylem, Yaant Dnyas ve Sistem konusunu
yeniden gzden geiriniz.
7. b Yantnz yanl ise, Kltr Endstrisi ve Kitle
Kltr Eletirisi konusunu yeniden gzden
geiriniz.
8. c Yantnz yanl ise, Kltr Endstrisi ve Kitle
Kltr Eletirisi konusunu yeniden gzden
geiriniz.
9. a Yantnz yanl ise, Aydnlanmann Diyalekti-
i konusunu yeniden gzden geiriniz.
10. b Yantnz yanl ise, Giri konusunu yeniden
gzden geiriniz.
Sra Sizde 1
Frankfurt Okulu kuramclar Marksizmi baz noktalarda
yetersiz grmlerdir ve eletirel bir yaklam iinde ol-
mulardr. Kuramclar ayrca Marksist olmayan d-
nrleri de benzer bir eletirel deerlendirme ekseninde
kullanmlardr. Tm bunlar, Heldin (1991: 248-249)
ifade ettii gibi, Marksizmden bir kopua iaret etmez
ve Marksizmi zayflatmak ynnde bir aba anlamna
gelmez. nk ncelikle kuramclar kendilerini Mark-
sist olarak deerlendirmeyi tercih etmilerdir. Ayrca
Marksist olmayan yaklamlara da deer vermeleri
Marksizmi gelitirmek ve canlandrmak iin gsterilen
bir abadr. phesiz almalarna Marks aksiyon-
larla balam olsalar da kimi zaman vardklar sonu-
larn klasik ya da geleneksel Marksist kurama aykr
dt de sz konusudur. Kald ki, Bottomore gibi
baz kuramclar da okulun ikinci dnem itibaryla
Marksizmden koptuunu ifade eder.
Sra Sizde 2
Frankfurt Okulu kuramclar, Weberin rasyonelleme
kategorisinden yola karak gerekletirdikleri modern-
lik zmlemesinde bu rasyonellemenin irrasyonelli-
ini gstermilerdir. Modern kapitalist toplumlarn eko-
nomik rgtlenii, arasal akln bu nihai zaferinin ve
Aydnlanmann kendini yok ediinin zeminini salar.
Arasal rasyonellik yeni ve teknolojik adan daha kar-
mak bir tahakkm arac olarak hizmet grmekte ve
toplumun artan rasyonellemesinin daha fazla tahakk-
me, hatta klelie yol ama tehlikesi sz konusudur.
Aydnlanma projesinin rasyonalite ilkesi, sonunda her
sorunun arasal rasyonellik mantna gre zlme-
sine alld bir ortama zemin hazrlamtr. Aydnlan-
mann temel deeri olan akl, sre iinde bir mit hali-
ne gelerek bireyi her ynyle dzenlenmi bir sistemin
klesi hline getirmitir.
Sra Sizde 3
Eletirel kuramclara gre kitle kltr rnleri, kapita-
list kltr endstrisinin maksimum kra ulamak ve kit-
leleri, ideolojik olarak da mevcut sistemi olumlamalar-
n salamak amacyla retilmilerdir. Kltr endstrisi
rnlerinde hakikilik, yenilik ve baka bir dnya tasar-
mna izin veren eletirel mesafe ortadan kalkmtr. Bu
nedenle, temel eletiri yeni ve baka bir yaama duyu-
lan umudun olumlayc kltr niteliindeki bugnk
kltr tarafndan ypratlddr. Gerek sanat/yksek
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar Sra Sizde Yant Anahtar
198
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
kltr bireyi statkoya boyun edirmek yerine yaban-
clamaya ve egemen siyasal dzenin deerlerine di-
renmeye sevk etmiken, kitle kltrnde bu eletirellik
ortadan kalkmtr. Kitle kltr, yaratt yanl ihtiya-
lar ile insanlar maniple etmekte ve onlar var olan d-
zenle uzlatrarak kapitalist tahakkmn yeniden reti-
mine yardmc olmaktadr.
Sra Sizde 4
Layderin (2005: 254) belirttii gibi, iletiimsel eylem,
iki veya daha fazla insan arasndaki etkinliklerde, her
birinin bir dierini/dierlerini akln rehberliinde bir
eylemle sonulanacak ekilde ikna etmeye alt, pay-
lalan bir anlay temelinde koordinasyonu anlatr. Ha-
bermas, esas olarak, insanlarn yaptrm, haz, g, para
gibi faktrlere dayal arasal ya da stratejik eylemler ye-
rine, akln rehberliindeki paylalan anlamlar temelin-
de birlikte hareket ettikleri iletiimsel eylemin nemi-
ni vurgular. letiimsel eylemde, insanlar dierlerini ken-
di grlerinin uygunluunu kantlamaya ynelik ge-
erlilik iddialaryla ikna etmeye alrlar.
Adorno, T.W. (1975) Kltr Endstrisini Yeniden D-
nmek, Cogito, Say: 36, Yaz 2003, s. 76.
Adorno, T.W. ve Horkheimer, M. (1944) Kltr Ends-
trisi: Kitlelerin Aldatlmas Olarak Aydnlanma, T.
W.Adorno ve M. Horkheimer, Aydnlanmann Di-
yalektii, stanbul: Kabalc yaynlar,1996, s.7-62.
Benhabib, S.(2006) Modernlik ve Eletirel Kuramn k-
mazlar, Frankfurt Okulu, H. Emre Bahe (Der.),
Ankara, Dou-Bat yaynlar, 2006, s. 83.
Benjamin, W. (1936) Tekniin Olanaklaryla Yeniden
retilebildii ada Sanat Yapt, W. Benjamin, Pa-
sajlar, stanbul: YKY, 1993, s. 45-70.
Berstein, J.M., (2007). Sunu, Kltr Endstrisi. Kl-
tr Ynetimi, Theodor W. Adorno, stanbul: leti-
im yaynlar, 2007.
Bottomore, T.(1989) Frankfurt Okulu. Eletirel Ku-
ram. Horkheimer, Adorno, Marcuse, Haber-
mas. stanbul: Ara yaynlar.
Dellalolu, B. (2003) Frankfurt Okulunda Sanat ve
Toplum, stanbul: Balam yaynlar.
Dellalolu, B (2003b) Bir Giri: Adorno, Cogito, Say:
36, Yaz 2003.
Friedman. G. (1981) The Political Philosophy of the
Frankfurt School, Cornell University Press: Ithaca,
N. Y.
Giddens, A. (2000) Marcuseyi Yeniden Okumak, Si-
yaset, Sosyoloji ve Toplumsal Teori, stanbul:
Metis yaynlar.
Giddens, A. (1991) Jrgen Habermas, ada Temel
Kuramlar, Der. Quentin Skinner, (ev: A. Demir-
han), Ankara: Vadi Yaynlar.
Gkalp,E.(2009) Kltr Endstrisi ve Frankfurt
Okulunda Kitle Kltr Eletirisi, Ebru Parmana
Armaan. Sanat Tarihi ve Arkeoloji Yazlar
Ankara: Alter Yaynclk, s.223-236
Held, D. (1980) Introduction to Critical Theory:
Horkheimer to Habermas, Berkeley: University
of California Press, 1980.
Held, D. (1991) Frankfurt Okulu, Marksist Dnce
Szl, Yayn Ynetmeni: Tom Bottomore, stan-
bul: letiim yaynlar, s. 246-252
Kejanlolu, B.(2005) Frankfurt Okulunun Eletirel
Bir Ura: letiim ve Medya, Ankara: Bilim ve
Sanat yaynlar, 2005,
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
199
7. ni t e - Fr ankf ur t Okul u
Kellner, D. (2006) Frankfurt Okulunu Yeniden Deer-
lendirmek: Martin Jayin Diyelektik mgeleminin
Eletirisi, Frankfurt Okulu, H. Emre Bahe (der.),
Ankara, Dou-Bat yaynlar, 2006.
Kellner, D.(1988) Kltr Endstrileri, E. Mutlu (der.)
Kitle letiim Kuramlar, Ankara niversitesi le-
tiim Fakltesi, 1988, s. 102-105.
Layder, D. (2006) Sosyal Teoriye Giri, (ev: mit
Tatlcan), stanbul: Kre Yaynlar.
Marshall, G. (1998) Sosyoloji Szl, (ev: O. Akn-
hay-D.Kmrc), Bilim ve Sanat Yaynlar, 1999.
Neuman, L. (2007) Toplumsal Aratrma Yntemle-
ri: Nitel ve Nicel Yaklamlar, Cilt 1, stanbul: Ya-
ynodas.
Jay, Martin.(1989) Diyalektik mgelem. Frankfurt
Okulu ve Sosyal Aratrmalar Enstits Tarihi
1923-1950, (ev.: . Oskay), stanbul: Ara yaynlar.
Ritzer, George. (2008) Sociological Theory. Boston:
McGraw-Hill.
Schudson, M.(1999) Popler Kltrn Yeni Gereklii:
Akademik Bilin ve Duyarllk, Popler Kltr ve
ktidar, Nazife Gngr (Der.), Ankara, Vadi yayn-
lar, 1999.
Slater, P. (1989) Frankfurt Okulu. Kkeni ve nemi
(ev: A. zden) stanbul: BFS Yaynlar.
Slattery, Martin (1991) Key Ideas in Sociology. Lon-
don: MacMillan.
Stauth, G. ve Turner, B.S. (1992) Nostalji, Postmoder-
nizm ve Kitle Kltr Eletirisi, Birikim, Say: 33,
1992.
Swingewood, A. (1996) Kitle Kltr Efsanesi, (ev.:
A. Kansu) Ankara: Bilim ve Sanat yaynlar.
Tomlinson, J. (2004) Kreselleme ve Kltr, (ev.:
A. Eker), stanbul: Ayrnt yaynlar.
Tomlinson, J. (1999) Kltrel Emperyalizm: Eletirel
Bir Giri, (ev.: E. Zeybekolu), stanbul: Ayrnt
yaynlar.
Tucker, K. (1998) Klasik Sosyolojik Teorinin Miras,
Anthony Giddens ve Modern Sosyal Teori, s. 1-
12, (ev: mit Tatlcan) http://www.umittatli-
can.com/files/Klasik%20Sosyoloj ik%20Teori-
nin%20Mirasi%20%20(Kenneth%20Tucker,%20Jr.-
1998).pdf
Yelken, R. (2007) Kltr Endstrisini Yeniden Tart-
mak Ya da Popler Kltrle Hesaplamak, Kltr
Sosyolojisi, Kksal Alver ve Necmettin Doan
(Der.), Ankara: Hece Yaynlar.
Zipes, J. (1988) Frankfurt Okulu ve Kltr Eletiri-
si, Kitle letiim Kuramlar, E. Mutlu (Der.), Anka-
ra niversitesi letiim Fakltesi.
Bu niteyi tamamladktan sonra;
Yapsalcl tanmlayabilecek,
Yapsalcln kkenlerini ve dilbilim ile ilikisini kavrayabilecek,
Yapsalcln semiyoloji (gstergebilim) ile ilikisini aklayabilecek,
Yapsalcln sosyal antropolojideki geliimini zetleyebilecek,
Yapsalcln Marksist dnce zerindeki etkilerini deerlendirebilecek,
Yapsalclk ile postyapsalclk ilikisini ve psikanalizle balantsn ilikilen-
direbilecek,
Yapsalclk ile postyapsalcl karlatrabileceksiniz.
indekiler
Bilind
Dilbilim
Gsterge
Gsterge bilim
Yapsalclk
Postyapsalclk
Anahtar Kavramlar
Amalarmz
Modern Sosyoloji
Tarihi
GR
YAPISALCILIIN GENEL
ZELLKLER
ERKEN YAPISALCILIK / SIGMUND
FREUD
YAPISALCILIIN GELMES /
DLBLM VE FERDINAND DE
SAUSSURE
YAPISALCI ANTROPOLOJ /
CLAUDE LV STRAUSS
YAPISALCI MARKSZM / LOUIS
ALTHUSSER
YAPISALCILIA GETRLEN
ELETRLER
YAPISALCILIK, POSTYAPISALCILIK
VE PSKANALZ / JACQUES LACAN
POST- YAPISALCI DNCE /
MICHE L FOUCAULT VE JACQUES
DERRIDA
8
MODERN SOSYOLOJ TARH
Yapsalclk ve
Postyapsalclk
GR
Toplumsal gerekliin oluumunda, insan zneler (failler) ile yaplarn ne lde
etkin bir rol oynadklar ve grece nasl bir neme sahip olduklar konusu sosyolo-
jide uzun zamandr tartlmaktadr. Sz konusu tartmalar, sosyolojik teoride fa-
il/yap, zne/nesne, znellik/nesnellik gibi ikili amazlar olarak da nitelendirilen
kavramlar erevesinde sorunsallatrlarak tartlmaktadr. Bu noktada sosyolojik
teoride, aralarndaki farkllklara ramen, toplumsal analizde yaplara ncelik ve
arlk veren yaklamlara genel olarak yapsalc yaklamlar denildii, bu kitabn ve
daha nce okuduunuz Klasik Sosyoloji Tarihi kitabnn nitelerinde belirtilmiti.
Ne var ki sosyolojik teoride, zellikle 1950lerden sonra mevcut yapsalc nite-
likteki kuramsal yaklamlar dnda, toplumsal analizde yapnn insan zneler
zerindeki etkisini tartan ve yapsalclk olarak adlandrlan yeni ve ayr bir ku-
ramsal yaklam daha ortaya kmtr. phesiz ki yapsalc yaklamlarn hepsi
yaplar ile ilgilenir, ancak sz konusu bu yapsalc yaklam dier yapsalc
yaklamlarn, rnein yapsal ilevselciliin ilgilendii sosyal yaplardan farkl olan
dilbilimsel yaplarla ilgilenir (Ritzer, 1996, s.593-94). te bu nitede dnce tari-
hi ierisinde dilbilimsel yaplara zneler karsnda ontolojik, epistemolojik ve
metodolojik olarak ncelik tanyan ve literatrde yapsalclk olarak adlandrlan
bu kuramsal yaklamn genel zellikleri ksaca ele alnmtr.
lk olarak dilbilim almalarnda dil-sz kartl analizinde ortaya kan yap-
salclk, insann dil kullanm zellii ile dolaymland varsaylan toplumsal pratik-
lerin analizine ynelerek sosyal teoriye yeni bir alm salamtr. Sosyal bilim li-
teratrnde yapsalcln farkl kategorilerinden sz edilir. Bu nitede ise yapsal-
cln genel geliim sreleri ve zellikle sosyolojik analizde yaplarn zneler
zerindeki etkisini tartan yapsalc kuramclar incelenmitir.
YAPISALCILIIN GENEL ZELLKLER
Yapsall tanmlayabilmek.
Klasik Sosyoloji Tarihi kitabnn drdnc nitesinde ilevselcilik olarak bilinen yak-
lamn geliiminde Durkheimn almalarnn nemli bir rol oynadn grmtk.
Ne var ki, Durkheimn almalar yalnzca ilevselciliin deil yapsalcln da geli-
iminde nemli bir rol oynamtr. Durkheimn zellikle toplumu, kolektif nitelikte
Yapsalclk ve
Postyapsalclk
Ontoloji varln ne olduunu
aratran bir felsefe koludur.
Toplumsal gerekliin esas
doasnn ne olduu
ynnde ontolojik bir
tartma sosyolojik teorinin
de her zaman nemli bir
boyutunu oluturmutur.
rnein; Durkheimn
bireylerin stnde ve
zerinde olarak tanmlad
toplumsal olgu kavram,
Weberin insan aktrler
zerinde vurgu yapan
toplumsal eylem kavram,
Marxn ise retim ilikileri
zerinde vurgu yapan
materyalist yaklam
sosyolojik teoride toplumsal
gerekliin doasna ynelik
ontolojik bir tartmaya yol
amtr (Jary ve Jary, 1991,
s.441).
Bilgi felsefesi olarak da
adlandrlan ve Yunancada
bilgi anlamna gelen
episteme kavramndan
gelen epistemoloji nasl
bilebildiimizi aratran,
yani bilginin kaynan
aratran bir felsefe koludur.
Epistemoloji ontoloji ile
birlikte varolu ve varlkla
ilgili tm bilgilerin temeli
olarak grlr.
1
A M A
olan ve baka herhangi bir eye indirgenemeyen toplumsal olgularn btncl bir
sistemi olarak gren anlay yapsalcln geliiminde olduka etkili olmutur.Bu-
nunla birlikte yapsalcln temel geliiminde dilin son derece nemli bir rol oyna-
d ve kkenlerini dilbilimden ald bilinmektedir Yapsalcln kkenlerini dilbi-
limden almas dnce tarihi ierisinde disiplinler aras etkileimin en nemli rnek-
lerinden birisini oluturur. Dil(ler)in yapsal zelliklerini zmleme zerinde odak-
lanan yapsalclk ilk olarak 1900lerin banda dilbilim (linguistics) iinde, zellikle
svireli dil bilimci Ferdinand de Saussuren almalarnda ortaya kmtr. Bu a-
dan Saussuren almalarnn yapsalcln en nemli kaynan oluturduu kabul
edilir. Saussuren almalar dil bilim ile snrl olsa da gelitirdii dnceler sos-
yal bilimlerde yapsalcln yeni bir toplum teorisi olarak geliiminde olduka etkili
olmutur (Giddens, 2000, s.595). Daha ak bir ifadeyle belirtmek gerekirse yapsal-
cln toplumsal ve kltrel zmlemesinin temellerinde yapsal dilbilim yatar.
te yandan yukarda belirtildii gibi, yapsalclk dil zmlemesine dayan-
makla birlikte ilevselciliin ve Marksizmin btncl varsaymlarnn pek ounu
da paylar (Swingewood, 1998, s.347). Yapsalclk zellikle 1950 ve 1960lardan
sonra bata antropoloji olmak zere edebiyat, sosyoloji, iktisat, felsefe ve psikana-
liz gibi sosyal bilim dallarnda byk bir nem kazanmtr. Sosyal bilimler ieri-
sinde geni bir etki alanna sahip olan yapsalclk, bata antropolog Claude Lvi-
Strauss olmak zere edebiyat alannda Roland Barthes, psikanaliz alannda Jacqu-
es Lacan, Marksist alanda ise Louis Althusseri etkilemitir.
Yapsalcln zellikleri konusunda farkl grler vardr. zellikle toplumsal
aratrmalarda uygulanacak yapsalc yaklamn aadaki genel zelliklere sahip
olduunu syleyebiliriz:
Yapsalcln btncllk anlayna gre yap, onu oluturan gelerin ba-
sit bir toplam deildir.
Yapsal dnm dncesine gre yaplar durgun deildir, dinamiktir. Yeni
gelerin yapya girip deimesi belli kurallar ve yasalar tarafndan belirlenir.
Yapsalcln z dzenleme kavramna gre yapnn kendi isel ileyi yasa
ve kurallar vardr. Tm bu yasa ve kurallar kendi ilerinde birbiriyle iliki-
lidir (Swingewood, 1998, s.347).
Yapsalclk, toplumun/toplumsal gerekliin nesnel ve dsal nitelikte olan top-
lumsal olgular temelinde aklanmas noktasnda ise ilevselcilik ve Marksizmden
ayrlr. Bunun yerine yapsalclk gereklii geler arasndaki ilikilere dayanarak
aklar (Swingwood, 1998, s.347). Daha ak bir ifadeyle, yapsalcla gre toplum-
sal gereklik ile onun anlam d dnyada nesnel olarak bulunmamakta, teorik bir
sylemde oluturulmaktadr. zetle yapsalclk herhangi bir eyin, ancak bir yap
ya da dzen iinde dier gelerle ilikileri balamnda bir anlama, dolaysyla da bir
gereklie sahip olabileceini savunur.
Yukarda belirtilen zelliklerden de anlalaca gibi yapsalclk btncl bir
dnce biimidir. Buna gre nesneler, ak bir biimde btnler ve paralar ola-
rak allr. Btnler yine kendi ilerinde paralar olarak ele alnr (Sturrock, 2003,
21). Toplum ve dilbilim arasndaki benzerlik yapsalc dilbilim tarafndan kabul
edilmitir ve yapsalc dnce toplumsal sreci bu benzerlikten hareketle zm-
ler (Coward ve Ellis, 1985, s.27). Bu nitede yapsalcln dilbilimsel kkenleri F.
De Saussure temelinde ele alnrken, semiyoloji alannda R. Barthes, antropoloji
alannda C. Levi-Strauss ve Marksizm alannda ise L. Althusser incelenecektir.
Yukarda bahsi geen tartmalara gemeden nce yapsalclkla ilgili en erken
almalar psikanaliz alannda oluturduu bilind kavram ile yapt kabul di-
len S. Freudun grlerine ksaca deinmek yerinde olacaktr.
202
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Yapsalclk, gereklii,
eyler ve toplumsal olgular
temelinde deil, geler
arasndaki ilikilere
dayanarak aklar
(Swingewood, 1998, s.347).
Yapsalcln
ilevselcilikten ve pozitivist
Marksizmden farkllat
nokta, nesnel toplumsal
olgular ile toplumu nesnel,
problematik olmayan bir
dsal veriler eklinde gren
anlayn reddetmesidir
(Swingewood, 1998, s.347).
ERKEN YAPISALCILIK/SIGMUND FREUD (1856-1939)
Yapsalcn en nemli kaynaklarndan birisi psikanalizin kurucusu Sigmund Fre-
uddur. Freudun almalar insan ilikilerinin belirlenmesinin kayna olarak bi-
lind dncesine olan katks nedeniyle hem yapsalc hem de postyapsalc
miraslarndan takdir grmtr. Freudun bilind konusundaki almalar zel-
likle Parisli Psikanalist Jacques Lacan tarafndan kullanlm ve ikinci dnya sava-
sonras dnemde Fransz dnce tarihinde etkili olmutur (Cuff, Sharroc ve
Francis, 1998, s.206).
Bilind dncesi hem insan dncesinin doasn yneten yaplar orta-
ya kard hem de zgn bir keif olduu iin yapsalclk asndan nemlidir.
Freud bilind kavram ile btn insanlarn daha nce farknda olmadklar ey-
leri ortaya karr. Bu anlamda yapsalclk, bilincin ierisinde ileyen daha derin
ve bilind yaplarla ilgilenir (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.206).
Bu nedenden dolay psikanaliz derinlikler psikolojisidir. nsan zihni, bi-
lin ve bilind olmak zere iki temel blmden oluur. Zihnin ileyii sra-
snda kontrol edebildiimiz ve farknda olduumuz olgular bilinci oluturur-
ken, organik, biyolojik ve hayvan doamzn dorudan ifadesi olan ve doyurul-
may bekleyen, yemek ve seks gibi temel igdsel itkiler ise bilindn olu-
turur (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.206). Buradan hareketle Freud bilin-
d drt kavramn gelitirir. Bilinalt, Dikkatimizi younlatrmadmz al-
glarmz, baz otomatik hareketlerimizi, fikir armlarn, hatta zerinde d-
nmediimiz hlde bir anda bilin alannda bulduumuz fikirlerimizi ilgilen-
dirir. (Tura, 1996, s.40). Bilind ise Toplum tarafndan kabul edilmeyen ar-
zularn bastrlmas ve ve tamamen bilin alannn dnda tutulmas ile oluur.
Bilind drtnn amac uyarm tatmin etmektir. Drtnn nesnesi ise uyar-
m ortadan kaldracak nesnedir (Tura, 1996, s.40).
Freudun temel tezleri yledir: nsanlar doduklar gnden itibaren top-
lumsal baskyla kar karya kalrlar. Bu da baz arzularn bilindna bastrl-
masna neden olur. Bilind arzularda kendini lapsuslarda (dil srmesi),
hatal hareketlerde gsterir hatta ryalarda ve nevrozlarda simgesel olarak
ekil deitirir ve tatmin yollar arar (Tura, 1996, s.40). te toplum tarafndan
kabul gren yceltmelerimizin temelinde bilindna bastrlm arzularm-
zn hedef ald nesnelerin yerine toplum tarafndan kabul edilmi nesneleri
koymamz yatar (Tura, 1996, s.40).
Freud bilindn anlamlandrabilmek iin hastann hibir kayg tamadan
ve sansrlemeden aklna gelen her trl fikir ve imgeyi sylemesinin beklen-
dii serbest arm tekniini gelitirir. Hasta bunlar anlatrken baz nokta-
larda diren gsterir: te hastaln dinamiini kavramak iin bu diren nokta-
lar nemlidir. Zira direncin arkasnda bastrma mekanizmas vardr (Tura,
1996, s.41). Freudun gelitirdii bir dier konu ise aktarma kavramdr. Has-
ta psikanaliz srasnda eski duygulanm yaplarndan kaynaklanan duygularn
doktora yanstr (Tura, 1996, s.41).
Diyelim ki hasta babasna ynelik bilind arzularn hekime anlatr. Buradaki
diren hastann, travmann meydana geldii dnemde yaantlad kaygy ya da
erotik arzularn hekime aktarmasnn bir sonucudur. Psikanalizin ilerleyebilmesi
iin hastann diren nedenlerinin bilincine vardrlmas gerekir. Bu yolla klasik
psikanaliz artk bir diren ve aktarma analizi hline gelir (Tura, 1996, s.41).
203
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Freuda gre drtler ve igdler arasnda en ok bastrmaya maruz kalan-
lar cinsel kkenli igdlerdir. O da cinsel kkenli gdlerin enerjisi anlamna ge-
len libido kavramn olgunlatrr. Libidinal enerji ya da kkenindeki cinselliini
kaybetmi libidinal enerji dncesi ben (Ego) kavramnn gelitirilmesinde ilk
adm oluturur (Tura, 1996, s.43).
Freud psiik grngleri boyutta ele alr: Bunlar geliimsel gr, ekono-
mik gr ve yapsal grtr.
Freudun psiik grngleri boyutta ele ald almalar, Haz lkesinin
tesinde, Kolektif Psikoloji, Benin Analizi, Ben ve ddir.
Geliimsel gr, temel gstergenin libidonun geirdii deiik evreler olan
psiik glerin geliimidir. Burada ama libidonun sosyokltrel evreye ayak
uydurmasdr. Libidonun geirdii bu evreler, oral dnem, anal dnem, fallik
dnem ve son olarak da latans dnemidir (Tura, 1996, 4344).
Oral dnem: Cinsel bakmdan duyarl blge azdr ve libido az yoluyla
tatmin edilir.
Anal Dnem: Libido dklama ilevine ynelir ve bu yolla tatmin arar. Bu
dnemde nesne libidosu da geliir.
Fallik Dnem: Bu dnemde nesne libidosu nem kazanr. Erojen blge
genital organlardr. Libidinal drtler kar cinsten ebeveyne ynelir ve Oi-
dipus karmaasnn temelleri bu dnemde atlr. ocukta kastrasyon (ha-
dm) karmaas geliir. Karmaann zm iin erkek ocuk annesinden
vazgeer (ensest yasan tanmas) ve babasyla zdeleir.
Latans Dnemi: Bu dnemde bastrma mekanizmalar tm gcyle alr
ve toplumsal yceltmeler yerleir. Libido kltrn kurallarna uygun nesne-
lere ynelir (Tura, 1996, s.4344).
Freud, geliimsel gr ierisinde saplant ve gerileme kavramlarn da ge-
litirir. Bireyin, psikoseksel geliim aamalarndan birinde iddetli bir d krkl-
na uramas onun libidinal tatmini daha doyumlu dneme gerilemesine neden
olur ve saplantlar ortaya kar. Nevrozun ve psikozun temelinde gerileme ve
saplantlarn nemi byktr. Nevrotik kii kendi duygusal geliimini tamamla-
yamadan erikin yaamn toplumsal sorumluluklarn, glklerini stlenmek zo-
runda kalan kiidir (Tura, 1996, s.44).
Freudun grnn ikinci boyutu olan ekonomik gre gre psiik gler
nicel byklkler olarak ele alnr. Semptomlarda belli bilind arzular deil de
dierleri kendini gsterir. Bunun nedeni ise bilind drtlerin enerjilerinin fark-
l nicelikleri olmasdr. Bu drtlerin gc zaman ierisinde oald iin birik-
me zellikleri de vardr (Tura, 1996, s.45).
nc boyut olan yapsal gr erevesinde Freuda gre psiik aygt,
d, Ben (Ego) ve st Ben (Super ego)den oluur. d haz ilkesine gre
alan, srekli dolaymsz tatmin arayan psiizma blmdr. Psiizma insa-
nn be duyu organna ek olarak ruhsal ve isel dnyasnda gerekleen olay-
larn btn olarak ele alnabilir.
dde zaman, mekn ve mantkl yarg tanmayan birincil sre dnce-
si vardr. Ben ise idden farkllaarak oluur. din gereklik ilkesi ere-
vesinde dnmne dayanr. Ben, gcn bastrmalar sayesinde seksel ve
saldran eilimlerinden syrlm bir libidodan alan psiizma blmdr. st
ben ise nemli lde bilind olan bir psiizma blmdr. Benin bir b-
204
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Oidipus karmaasnda erkek
ocuk annesine kar
hissettii libidinal duygular
nedeniyle babasna kar
saldrgan duygular gelitirir
ve babas tarafndan penisi
(kastrasyon ya da hadm)
kesilmek suretiyle
cezalandrlaca kaygsna
kaplr. Kastrasyon
karmaasnn zm ile
birlikte erkek ocuk anneden
vazgeer (ensest yasan
tanr), babayla zdeleir ve
kltrn dzenine girmi
olur.
Kastrasyon karmaas:
Oidipus dneminde
yaanan penisini kaybetme
(erkek ocuklar) ya da
penisten yoksun olma (kz
ocuklar) kaygs (Tura,
1996, 44).
lmnn kltrel faktrleri iselletirmesi ile ortaya kar. st ben, Oidipus
dneminin mirassdr. zelikle ensest yasann iselletirilmesi, babann ya-
sann tannmas ile bu sre giderek kltrel ahlak deerlerinin iselleme-
siyle tamamlanr (Tura, 1996, s.46).
Freuda gre bilind anlamlandrma dilde yaplacak bir analize ok yatkndr. Bu
anlamlandrmann ayn zamanda nesnelletirilebilir olmas anlamn belirlenmesinde
gsterenin etkin ilevini ortaya karmtr (Coward ve Ellis, 1985, s.20). rnein r-
yalarda ya birka dnce bir simgede younlam ya da bilind istek rya sans-
rne uygun hle getirilmek zere baka bir simgeyle yer deitirmitir. Anlam kendi-
ni ryada znenin konumuna, onun toplumsal-ailevi kuruluuna yayar ve anlamlan-
drma zincirini de bu konumla ilgili olarak dzenler (Coward ve Ellis, 1985, s.21).
Freuda gre rya onu grenin cinsellii ile balantl olarak gizli bir mesaj ier-
mektedir. Zira cinsellik gstergelerle ilikilidir ve semboliktir. Dahas btn top-
lumsal ve kltrel hayatn yer deitirmeleriyle bezenmitir. Yer deitirme bura-
da dolambal bir yolu ifade eder. Ryalarn Yorumu kitabnda Freud yer deitir-
menin ryann bilind mesajn gizlemenin yollarndan birisi olduunu syler.
Younlama ile birlikte yer deitirme birincil sreci oluturur. Yer deitirme
ryada aka grlen unsurlarn nemsiz olabileceini, younlama ise ryann
ak olan ieriinin ondan karsanan rya dnceleri ile karlatrldnda ye-
tersiz olduunu gsterir (Lechte, 1994, s.22).
Ryadaki her unsur oklu bir ilikiler dizgesine yol aar. Yani her ge kendi
bana birbirinden farkl dizgelere karlk gelir. Bunu da Freud stbelirlenim ola-
rak adlandrr. Rya dilsel bir srecin rn olmaktan ok kendi iinde bir dil gi-
bidir. Ryalarda gizliliin nemini kavramak iin bastrmann da roln anlamak
gerekir. Zira bastrma bilind ile yakndan ilikilidir. Bir bak asna gre, rya
gren kii cinsellikle ilgili ac veren travmatik anlar bastrr. Bastrma burada n-
celikle bir savunma mekanizmasdr (Lechte, 1994, s.22).
Eer dil bilim dilin toplumsal pratikleri anlamlandrma/simgeleme zellii-
nin dncenin oluumunu aklamadaki gc (S.r, 1997, 73) ise Freuda
gre kendi iinde bir dil gibi olan ryalarn analizi de sembolik olarak mm-
kndr.
Freuda gre bilind kavrama ve dnme ilevlerine katlr ve Freud da bu
sayede bilind dnce kavramn kullanmaya balar (Coward ve Ellis, 1985,
s.168). Bizlere bilind terimiyle anlatlan nitelenebilir, nesnelletirilebilir ve ka-
bul edilebilir birok eyin olduunu garanti eden ise dil bilimdir. Coward ve Ellis
(1985, s.169)e gre Freudun rya almalarnda ve bilindna giden yolu aan
Saussureun formlleridir. yle ki Dilin yaps bizim ryalar okumamz salar.
Belirli bir asl anlam yoktur, sadece arpkl ve retimi ile, yani ryann ileyiiy-
le rya-metni vardr (Coward ve Ellis, 1985, s.174).
Buradan hareketle dil bilimin yapsalc gr ierisindeki yerini anlamak iin
Ferdinand de Saussure ve Roland Barthesn dilbilim almalarna bakabiliriz.
205
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
YAPISALCILIIN GELMES: DLBLM VE
FERDNAND DE SAUSSURE (1857-1913)
Yapsalcln kkenlerini ve dilbilim ile ilikisini kavrayabilmek.
Durkheime gre dil toplumsal bir olgudur ve bu nedenle dier tm toplumsal
olgular gibi bireysel olana indirgenemeyen kolektif niteliktedir. Ferdinand de Sa-
ussure de yapsalc dil bilimin unsurlarn olutururken bu dnceden hareket
eder. Saussuren Genel Dilbilim Dersleri (1916) adl almas onun 1907-1911 yl-
lar arasnda verdii konferanslara dayanr.
Bu almasnda Saussure, ilk olarak btn iaret sistemlerinin genel bir al-
mas olarak semiyolojiyi daha detayl olan dil almasndan ayrr. Sonra da bu ay-
rm belirli baka nemli ayrmlar takip eder. Saussureun yapt ayrmlar sonra
gelen dil bilim teorilerinin ve de yapsalclarn hareket noktalarn oluturmutur
(Jary ve Jary, 1991, s.547).
Dilbilim zerine olan almalarnda Saussure ncelikle, (a) dil (langue), yani dilin
soyut kurallar ile (b) sz (parole), yani dilin konuma eklindeki somut hli arasnda
bir ayrm yapar. Saussure bylelikle karmak konuma edimleri ynndan oluan di-
le bir dzen getirir. Saussure iin bu ayrm ayn zamanda dilin kolektif karakteri ile s-
zn bireysel karakteri arasnda da bir ayrmdr. Baka bir ifadeyle dil, kolektif uzlaya
dayal olan ve konumay ynlendiren dilbilimsel kurallarn soyut bir sistemidir. Sz
ise bu sistemin bireysel gerekletirme eylemleridir. Konuma eylemi ancak ona ge-
erlilik salayan btncl sistem zerinden bir anlam kazanabilir veya anlalabilir.
Dolaysyla dil kolektif bir sistem olarak ok saydaki bireysel konuma edimlerin-
den oluur. Nasl ki Durkheim, toplumsal olgularn bireysel veya benzeri herhangi bir
baka eye indirgenerek aklanmalarna kar kmtr, Saussure de dilin konuma-
clarn psikolojisine veya benzeri herhangi bir baka eye indirgenerek aklanmasna
kar kmtr. Ona gre toplumsal bir olgu olarak dil, bireyler zerinde snrlayc bir
etkiye sahiptir ve de bireylerin konumalarndan bamsz olarak belirli bir sistem ya
da yap olarak vardr (Swingewood, 1998, s.349). Dilin yaps her bireysel konuma
edimini ekillendiren bir dzendir. Bu yap bir analizci tarafndan ina edilebilir ama
kendi bana somut bir varoluu olmayan bir sistemdir. Dil sistemi ierisinde sadece
206
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Ferdinand de Saussure (1818-1883)
1857de Cenevrede, Sigmund Freuddan bir yl
sonra, Emile Durkheimdan ise bir yl nce do-
an Saussure, tannm bir doa bilimcinin o-
ludur. 1875te Saussure, Cenevre niversitesine
girer. Ecole Pratique des Hautes Etudesde Sans-
krit, Gotik ile Eski Yksek Almanca retmeye
balar. 1887den sonra rettiklerini de genel
olarak Hint-Avrupa filolojisini kapsayacak bi-
imde geniletir. Paristeki Societe Linguistiqu-
ede etkin olduu gibi gen Fransz dilbilimci kuann biimlenmesinde ok
nemli katklar olur. Baka eserleri de olmasna ramen yapsalc dilbilimin te-
mellerini anlatt Genel Dilbilim Dersleri (1916) adl almas en nemlisidir.
2
A M A
Resim 8.1
bireysel szlerin potansiyel sonsuzluunun anlalabilir olduu gerei egemendir.
Saussuren ilk ayrmnda dil tek gereklii sadece kendi gerekletirmeleri olan bir
sistem olarak aklanmtr. Bu yapnn ilk tanmdr (Coward ve Ellis, 1985, 28).
Saussureun yapt bir dier nemli ayrm da (a) senkronik/ezamanl dil a-
lmas (yani dili gemie gnderme yapmadan yalnzca belli bir anda mevcut bir
ilikiler yaps veya sistemi olarak alma) ile (b) diyakronik/artzamanl dil al-
mas (yani dilde zaman srecinde meydana gelen deimeleri alma) arasndaki
ayrmdr. Bylece ezamanl dilbilim bir sistem olarak dil ierisindeki yapsal ili-
kiler zerinde dururken, art zamanl dilbilim yapsal ilikilerdeki deime ve geli-
me zerinde durur. Bu ayrm toplumsal analizde de bir toplumsal sistemin mevcut
yapsal zellikleri ile deime hlindeki zelliklerinin allmasna koutluk gste-
rir. Saussure bu alandaki grlerini aklamak iin satran imgesini kullanmtr.
Oyunun devamn olanakl klan, paralar arasnda farkllaan ilikidir. Dili bir sat-
ran oyunu gibi grmek, talarn belli bir andaki konumlarn gz nnde bulun-
durmak onu ezamanl (senkronik) bir bak asndan deerlendirmektir. Dili
anlamaya alrken tarihsel bak asna ncelik vermek ise art zamanl (diyak-
ronik) bir deerlendirme olarak ortaya kar (Lechte, 1994, s.150).
Saussuren kendisi zellikle bir sistem olarak dil ierisindeki yapsal ilikileri
alan ezamanl dilbilim zerinde younlamtr. Bu nedenle dil bilimdeki geli-
melerin ilk aamas, Saussureun almalarnda dilin kendisinin yapsal zellikleri-
nin ezamanl (senkronik) incelenmesi ile ortaya kar. Bu e zamanl inceleme ile
dil kendine zg ileme yasalar olan zgl bir sistem olarak ortaya kar. Saussu-
reun Genel Dil bilim Dersleri adl almasnda ezamanl bak asn tercih et-
mesinin nedeni, ezamanl bak asnn dilin herhangi bir durumunda var olan
tm etkenleri aka ortaya koymasdr (Lechte, 1994, s.150).
zetle Saussure dili, ezamanl bir perspektiften olgular sistematik karakterde
olan toplumsal ve uzlamsal bir kurum olarak tanmlar. Sz ise sistematik karak-
terden yoksun olan art zamanl bir boyuttur ve bireyin (znenin) dili kullanmas
ile ortaya kan gerek/somut bir nesnedir. Dil, sze yani bireysel kullanma ola-
nak tanr ve bu zelliiyle uzlamsal bir kurumdur. Dilin tek geerlik koulu onu
konuanlar tarafndan zerinde anlamaya varlm olmasdr. Dil potansiyel bir
gizil olanaklar btndr ve bu bakmdan szn tersine gerek bir nesne deil-
dir. Potansiyel bir gizil olanaklar btn olan dilin aka bilinen ve bilinmeyen
ok sayda zellii ve kural vardr. te Saussure gre dil bilimin amac dilin bi-
linmeyen bu kurallarn ve zelliklerini aa karmaktr. Bu bakmdan Saussure
dil almalarnn sz veya konumalardan ok dil yaplar zerinde younlama-
s gerektiini vurgular.
Yani dil Bireysel kullanma (sze) olanak salayan biimsel kurallar sistemi-
dir. Dildeki biimsel kurallar dilbilimsel gelerin ezamanl ilikilerinden ibarettir,
sz gibi artzamanl deildir (Tura, 1996, s.98). Dolaysyla Saussure iin Dil, bi-
rey tarafndan yaratlmam, onun tarafndan deitirilemeyen, bireyin dnda,
kendi iinde kurallara sahip yapsal bir btnlk olarak bilim nesnesi hline dn-
r. (S.r, 1997, s.75). Bu da aada grlecei gibi, toplumun dil gibi analiz
edilmesine olanak tanyan yapsal antropolojinin yntemini oluturur.
Saussure dilbilim ierisinde sz alann ihmal ettii iin baz grler tarafndan eletiri-
lir. Bu eletirilerin sonucunda sz alannn nemsemesi ile ortaya kan almalarn ne
olduunu aratrnz.
207
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
1
Gsteren (Signifier) ve Gsterilen (Signified)
Saussuree gre dil btn iaret sistemlerinin genel bir almas olan semiyoloji gi-
bi bir iaret veya gsterge sistemidir. Bu balamda dil yapsnn unsurlar gsterge-
ler yani iaretlerdir. Yapsalcln kurucu elemanlar da bu iaretlerdir. Her iaret
veya gsterge (a) gsteren (signifier) ile (b) gsterilen (signified) olmak zere iki
blmden oluur. Bu ayrmda gsteren bir szcn akustik/ses biimidir. Gste-
rilen ise szcn iaret ettii anlam/dncedir. Gsteren/gsterilen ayrm Saus-
sureun almalarnda yapt bir dier nemli ayrm olarak kabul edilir. Gsteren
(ses) ve gsterilen (anlam), birbirleri ile ilikili olarak var olurlar. Baka bir deyi-
le gsteren ve gsterilen birbirlerinden nce var olmazlar ve ilikilerinin dnda da
hibir anlamlar yoktur. Gsteren ve gsterilen iareti, yani gstergeyi olutururlar
ve iaret iindeki ilikilerinden baka anlamlar yoktur. Burada nemli olan nokta
gsteren ve gsterilen arasnda, yani ses ile onun anlam/kavram arasnda hibir
doal ban olmamasdr, nk gsterilenlerini (anlamlarn) fiziksel olarak taklit
etmesi gereken doal sesler (yani gsterenler) bile dilden dile farkllk gsterir(Co-
ward ve Ellis, 1985, 29). Daha ak bir ifadeyle, Saussureun dilbilim almalar ia-
retlerin, dolaysyla da gsteren (ses) ile gsterilen (anlam) arasndaki ilikinin
keyfi nitelikte olduunu vurgulamaktadr. Bu nedenle ayn gsterilen (anlam) iin
farkl diller farkl gsterenler (sesler) kullanrlar. rnein, Trkede kedi szc-
nn yerini ngilizcede rahatlkla cat szc alabilmektedir. Bu da bir yap
olarak dilin temelde ilikisel karakterde bir gereklik yapsna sahip olduunu gs-
termektedir. zetle Saussuren iaret kavram dilin gereklikle olan ilikisinde
greli olarak zerk olduunu gstermektedir (Lechte,1994, s.150).
Dolaysyla iaretler ancak bir anlamlandrma sistemi ierisinde anlalabilirler.
te yap da gsterenlere ve gsterilenlere anlamlandrma olana veren eydir
(Coward ve Ellis, 1985, s.29). Coward ve Ellise gre yap yalnzca yerletirmekle
kalmaz, hem gsterenleri hem de gsterilenleri ayn zamanda yaratr. Bir farkllk-
lar sistemi olan yapnn ierisinde her gsteren ona benzeyen fakat onunla zde
olmayan gsterenlerden farkl olmakla kalmaz, anlamlandrma zinciri ierisinde
kendinden nce ve sonra gelenden de farkldr. Yani dil, gelerinin birbirlerini
farkllk yoluyla meydana getirdii bir yapdr. (Coward ve Ellis, 1985, s.30).
Sonu olarak Saussuree gre: Dil, gramer kurallar ve szcklerin gerisinde
bulunan, ancak ilerinde belirtilmeyen anlam ierir (Giddens, 2000, s.595). Da-
ha ak bir ifadeyle Saussure gre dildeki szcklerin anlam szcn belirttii
nesneden deil, dil yaplarndan ortaya kar. Dil yaps iindeki her bir dilsel ge
yalnzca ve ancak dil sistemi iindeki dier tm gelerle olan ilikisi balamnda
bir anlam kazanr. Daha ak bir ifadeyle szcklerin anlam dil sistemi dnda ka-
lan nesneler dnyasndan deil, dil yaps iindeki geler aras ilikilerce belirlenir.
rnein, aa kelimesinin anlam aa olarak iaret edilen objenin kendisinden
deil, dil kurallarnca belirlenen kavramlar aras farkllklarca oluturulur. Buna
gre dil ierisinde aa kelimesinin anlam, onu al, funda orman gibi ben-
zer ancak farkl anlamlar tayan dier szcklerden ayrt etmemizden gelir (Gid-
dens, 2000, s.596). Baka bir rnek vermek gerekirse, gzel szc irkin ve
benzeri farkl szckler olmasayd hibir anlam tamazd. Bu da gzel szc-
nn anlamnn, onu dier szcklerden ayrt etmemizi salayan farkllklarca re-
tildiini gstermektedir. zetle Saussure gre nesnelerin anlamlar nesnelerin ken-
dilerinde ikin deildir, dil yaps iinde oluturulurlar. Bu adan Saussure gre,
dil znde farkllklar zerine kurulu bir anlaml yap veya anlaml sistemdir.
208
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
aret, gsteren ile
gsterilen arasdaki
edeerlik ilikisinin
toplumsal olarak yerlemesi
ve kural haline gelmesi
sonucunda oluur. Dilde
gsteren ile gsterilen
simetrik gibi grnse de
kavram ve ses imgesi ayn
harekette meydana gelirler.
Dilsel bir gsterenin tek
bana gsterilen ile hibir
ba yoktur. (Coward ve
Ellis, 1985, s.29).
Yapsalc dilbilimin yap ile dilin ilikini nasl kurduunu aratrnz?
Sosyal bilimlerde yapsalclk, toplumlarn dil ve dilbilime benzer ekilde anlaml
yaplar veya sistemler olarak analiz edilebileceklerini varsayar. Daha ak bir ifadey-
le sosyal bilimlerde yapsalclk dil zmlemesinde kullanlan yntemin aynsnn
toplum zmlemesinde de kullanlabileceini varsayar. Buna gre toplumsal ya-
amdaki kavramsal geler arasnda direkt gzlenemeyen ancak saptanabilir nitelikte
yapsal ilikiler bulunmaktadr. Baka bir ifadeyle yapsalclk toplumsal gerekliin
bu kavramsal geler tarafndan belirlendii ynnde bir varsayma dayanr. Yapsal-
c olarak adlandrlan kuramclar da toplumsal yaamdaki kavramsal geleri ve bun-
lar arasndaki yapsal ilikileri zmlemeye alrlar. Lechteye gre, insan bilimleri
ierisinde Saussurec modelin ortaya k ile birlikte, aratrmacnn dikkati tarihsel
olaylar belgelemekten ya da insan davrannn olgularn kaydetmekten, bir anlam
sistemi olarak insan eylemi kavramlatrmasna ynelmitir (Lechte, 1994, s.151).
Antropolog Claude Lvi-Strauss, psikanalist Jacques Lacan, semiyoloji ve edeb
eletiride Roland Barthes iin, Saussurec grler insan bilimlerine sistematik bir
bak getirerek, insan varlklar iin toplumsal ve kltrel alann nceliinin ve ne-
minin anlalmasn salad. Yapsalc kuan abas sistemin ierisindeki gelerin
farkllaan ilikilerine yneldi. Bu geler anlam ya da anlamlar reten, okunmas ve
yorumlanmas gereken bir yazl metin serisi olabilecei gibi, bir akrabalk sistemi ya
da bir moda fotoraf olabilirdi. Zira Saussuren dil teorisinden etkilenen yap her-
hangi bir sistemin ierisindeki gelerin deerine bavurur (Lechte, 1994, s.151-152).
Dili kullanan zne olmasna ramen yapsalc dilbilim ierisinde zne neden yap tarafn-
dan belirlenir?
Semiyoloji (Gstergebilim) ve Roland Barthes (1915-1980)
Yapsalcln semiyoloji (gstergebilim) ile ilikisini aklayabilmek.
Semiyoloji, basite dil, edebiyat, sanat ve dier tm alanlarda beliren iaretlerin ya
da iaret sisteminin genel bir almasdr. Ancak yapsalcln nemli bir boyutu-
nu oluturan semiyoloji de Saussureun dil bilim almalarndan gelitirilmitir. Ni-
tekim Saussuree gre anlam oluturan ey yalnzca ses (konuma) ve iaretler
(yaz) deil, ayn zamanda sistematik olarak ayrt edilebilen her trl nesne de (r-
nein, trafik klar) anlam vermede (anlamlandrmada) kullanlabilir. Saussureun
trafik klar gibi dilsel olmayan bu anlamlar imbilim olarak adlandrld bilin-
mektedir (Giddens, 2000, s.596). Gnmzde ise bunun yerine semiotiks veya bu
nitenin devamnda olduu gibi semiyoloji terimi kullanlmaktadr.
te yandan her ne kadar ilk olarak Saussureun almalarnda ortaya km ol-
sa da semiyoloji ancak 1960larda kitle iletiim ile kltrel almalarda gelime im-
kn bulabilmitir. En nemli ve nc takipisi de Roland Barthes olmutur. Bart-
hes dilbilim ile semiyolojinin yntemlerini yapsalcln kayna olarak grr
(Swingewood, 1998, s.356).
aretler sistemini almay mmkn klan semiyoloji insan kltrnn arat-
rlmasnda yapsalc dncenin olabildiince genilemesini salar. lke olarak
kendini yalnzca belli toplumsal ve kltrel kurumlarla snrlandran sosyal antro-
209
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
3
A M A
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
2
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
3
polojiden de daha geni ve kucaklaycdr (Sturrock, 2003, s.74). Semiyoloji klt-
rel almalar alannda zellikle yeme alkanlklar gibi dier disiplinler tarafndan
ihmal edilen kltrel kodlarn allmas ile ilgilenmitir. Semiyoloji, zellikle
Fransada 1950 ve 1960larda hzla gelimi ve toplumdaki iaretlerin bilimi olarak
ortaya kmtr (Coward ve Ellis, 1985, s.50).
Semiyolojinin konusunu oluturan anlamlama dizgeleri el, kol, ba hareketleri,
ezgili sesler, nesneler, trenler, protokoller ve gsterilerdir. Bu dizgelerin hepsi dille
balantldr. Her gsterge dizisi dille i iedir ve bir blm dil dizgesiyle yapsal bir
yineleme ierisindedir. Giyecekler, yiyecekler vb. nesne btnleri dizge durumuna
dil araclyla ularlar (S. r, 1997, s.80). Semiyolojinin en nemli zellii toplum-
sal anlamlandrmann sistematik yapsnn incelenmesidir. Bu noktada semiyolojinin,
zellikle toplumdaki g ilikileri ile kltrel kodlar arasndaki ilikilerin sorgulan-
maya balamasnn nn at bilinmektedir. Roland Barthesn semiyolojiye ynel-
mesinin kkenlerinde de kltrel kodlar burjuva toplumunun kendini donatt
temsil etme biimleri olarak grmesinden kaynaklanr (Coward ve Ellis, 1985, 51).
Barthes gstergebilimsel zmlemelerinde anlamlama edimini ele alr ve top-
lumsal balam iinde anlamlandrma deerini kuran gsterge kavramna gei ya-
par (S. r, 1997, s.80). Dilin kullanm srecinde aralarnda ortaklk bulunan dil-
sel geler bellekte birbirlerini artrarak egemen bekler olutururlar. Barthes
buna armsal dzlem adn verir. rnein, yemekle ilgili szckler bellekte
birbirlerini artrrlar. Bu elerin bir araya gelerek bekler oluturmalar byle-
si bir dzlemde ortaya kar.
Barthes bir kitle kltr incelemesi olan Mitolojiler (1957) adl almasnda
margarin, deterjan, oyuncak gibi gsterme sistemlerini tartr ve kitle kltrnn
bu rnlerinin ilevini modern kapitalist toplumun gerek doasn mistifiye et-
mek olarak grr (Swingwood, 1998, s.356).
Barthesn bu zmlemesinde mit bir kavram, dnce ya da nesne deil, bir
mesajdr. Mit zgl olarak mesajn syleme biimidir (Lechte, 1994, s.124). Daha
ak bir ifadeyle mit mesaj ileten baka bir dildir. Mitin mekanizmas ierisinde al-
lm temsil biimleri gndelik nesnelerle ve pratiklerle i ie geer. yle ki sonun-
da tali ve ideolojik anlamlar olarak mitler, o nesne ya da pratiin doal, saduyu d-
zeyindeki gereklii gibi anlalr. Daha ak bir ifadeyle Barthesa gre basit bir gs-
terge veya temsil biimi ok defa birden ok sayda anlam ierir. Gstergeler ak
anlamlarn yan sra Barthesin mit olarak tanmlad gizil anlamlar da tar. Bu yz-
den iki anlam sistemi ortaya kar: (a) Dzanlam ve (b) Yananlam. Dz anlam
nesne-dilidir. Yani anlamlandrdklar lde film, yemek, oyuncak araba bu dilin
rnei olabilir. Daha ak bir ifadeyle dz anlamda film yine film, yemek yine ye-
mek ve oyuncak araba yine oyuncak arabadr. Yananlam ise kendini ona ilitiren ve
dilin dzanlaml biimini, kendini st kapal olarak ortaya karmak iin kullanan
mittir (Coward ve Ellis, 1985, s.54). Yani deminki rnee dnecek olursak film, ye-
mek ve oyuncak araba, gstergeler olarak yan anlamlar da, yani mitler de tarlar.
Barthesn dzanlama ve yananlama verdii en popler rnei Paris-Match
dergisinde Fransz bayran selamlayan siyah renkli Fransz askerin fotorafnn
kapak olarak kullanlmasdr. Fotorafn dzanlam Fransz bayran selamlayan
zenci asker iken yananlam ise smrgeci milliyetilikler ve militarizmin kar-
mdr. Yananlam burada anlamn ardnda gizlenen asl amalanandr (Coward
ve Ellis, 1985, s.54).
Semiyoloji (gstergebilim) asndan bakldnda dzanlamsal iaret yananlam
sistemi tarafndan gsteren olarak kullanlr. Bir nesne ya da pratik, gsterilen olarak
ilev grd ve anlam yklendii andan itibaren dilin farkllama srecinin ierisine
210
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Mitolojiler kitabnda
Barthes, yeme, giyinme,
tatile gitme, gre etme gibi
ayinlerin iaret sistemlerinin
mit olarak adlandrd
baka bir anlamlandrma
sistemi (yani baka bir dil)
tarafndan ynlendirildiini
bulur (Coward ve Ellis,
1985, s.51).
girer. Bir kavram ve gsteren btnl hline gelir, yani iaret olur. Bundan sonra
da yan anlamsal sistemi balatr. aret bir btn olarak ele alndnda ikinci bir kav-
ramn, ideolojik kavramn eklemleyicisi hline gelir (Coward ve Ellis, 1985, s.55).
Coward ve Ellise gre semiyoloji yananlam ve dzanlam arasnda toplumsal
olarak tanmlanm bir e deerliin saland sreci ortaya karr. nk mitlerin
kendileri anlamlandrma srecinin rnleridir. Zira mit dnyay kavramsallatrma
ve anlamlandrmann (iaretletirmenin) zel bir sreci olarak i grr; bu sre ken-
dini doal bir dzen olarak gsterebilmek ihtiyac ile harekete geirilir. Mit dil yeti-
sinin zel bir kullanmdr ve bu kullanm dzanlamsal dili insanlar tarafndan yara-
tlm gereklii doallatrmak ve tarihsizletirmek zere kullanlr (Coward ve El-
lis, 1985, s.56). Barthesa gre, burjuva kltr, doal olgular gibi grnen normlar
reten bu mitsel, ideolojik anlamlar etrafnda kurulmutur...Demek ki bir iletiim
arac olarak mit, kendi anlamlarn reten bir dildir (Swingewood, 1998, s.357).
Semiyoloji ierisinde yine gstergenin yapsnn znenin anlaml edimi kar-
snda ncelii sz konusudur. Zira gsterge sistemi anlamn belirlenmesinde ege-
mendir ve zerk bir yapdr. Sonuta znenin anlaml edimi yine kendine dsal ve
yabanc olan ve deitirilemeyen bir deikene baldr.
YAPISALCI ANTROPOLOJ/CLAUDE LVI STRAUSS
(1908-2009)
Yapsalcln sosyal antropolojideki geliimini zetleyebilmek.
Bir Fransz antropolog olan Lvi-Strauss genellikle yapsalcln en nemli temsil-
cilerinden birisi olarak kabul edilir. Lvi-Straussun, Durkheim ve Saussureun ya-
n sra Freud ve Marxn bak alarndan da olduka etkilendii bilinmektedir. Ni-
tekim gerek daha nce Marxn ele alnd nitelerinde gerekse bu nitenin ban-
da belirtildii gibi Marx ve Freudun her ikisi de grnen basit yzeysel gereklik-
le deil grnenin ardnda yatan ve daha derin olan asl gereklii aa karma-
ya alan bir yntem anlayna sahiptirler. Bu ise Lvi-Straussa gre yzeysel ger-
ekliin, daha derin yapsal dzeye inerek anlalmasn salayan, yapsalc bir
yntem anlaydr. Bu adan Lvi-Strauss yapsalc yntem analizinin Marx ve
Freud tarafndan gelitirildiini savunur.
211
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Claude Lvi Strauss (1908-2009)
Paris niversitesinde hukuk ve felsefe eitimi
gren Lvi-Strauss 1934-1937 yllar arasnda Bre-
zilyada Sao Paulo niversitesinde alt. 1941-
1945 aras New Yorkta bulunan New School for
Social Researchte ders verdi. 1950-1979 yllarn-
da Paris . Uygulamal Yksek Aratrmalar
Okulunda sosyal antropoloji almalar yneti-
cisi olarak alt. Ayn zamanda 1959 ve 1982
yllar arasnda Collge de Franceta sosyal an-
tropoloji krssnde ders verdi. Balca eserleri
arasnda Akrabaln Temel Yaplar (1949), Ya-
ban Dnce (1962) Mitolojiler (1.cilt(1964), 2.
Cilt (1967), II. Cilt (1968), IV. Cilt(1971) vardr.
Barthes a gre bir iletiim
arac olarak mit, kendi
anlamlarn reten bir dildir.
4
A M A
Resim 8.2
Marxn yntem anlay ile ilgili bilgiyi birinci snfta okuduunuz Sosyolojide Aratrma
Yntem ve Teknikleri adl kitabnzn Sosyolojik Yntemde Klasik Dnem Tartmalar ad-
l nitesinde bulabilirsiniz.
almalarnda Saussuren grlerinden de olduka etkilenen Lvi-Strauss,
yapsal antropoloji sistemini oluturan unsurlarn i deerlerine deil bir araya gel-
me yollarna odaklanr. Saussureda olduu gibi Burada da anahtar kavramlar
farkllk ve ilikidir. Lvi-Strauss ana terim olarak iareti ele alr ve yapsalc
kavramlar antropolojik verilere dntrr. Kulland yapsal modeller retim ve
deiim sreci ierisinde ezamanl (senkronik) an vurgular.
Lvi-Strauss almalarnda zellikle airet topluluklarndaki akrabalk ve mito-
lojilerin allmas ile ilgilenmitir. Lvi-Strauss tm kltrlerdeki gndelik faaliyet-
lerin ve geleneklerin temelinde belirli evrensel kurallar yattn dnr ve al-
malarnda bu evrensel kurallar kefetmeye alr. Bu dnceye gre zellikle
akrabalk, yemek piirme ve benzeri gzlemlenebilen gndelik gelenek, grenek
ve kltrel alkanlklarn temelinde, dil bilimdeki gramer ve anlam yaplarna ol-
duka benzeyen, evrensel yaplar ve kurallar yatmaktadr. Ona gre kltrel etkin-
liklerimiz dil yaplarnda olduu gibi doa-kltr, cennet-dnya gibi kartlarn
sembolik uzlas temelinde olumaktadr. Tm bunlarn temelinde ise insan bilin-
cinin evrensel ilkelere gre ileyen yaplar yatmaktadr.
Modernist dnrlerin ou gibi Lvi-Straussda bilincin ikili kartlklarla i-
lediini dnr. Ona gre zihnin evrensel ileyi sreleri vardr. kili kartlk-
lar birinin dierini kesin ve dorudan dlad ikili terimlerdir: aa-yukar,
ak-kapal, sol-sa ve kadn-erkek kartlklar bunlardan bazlardr (Cuff,
Sharroc ve Francis, 1998, s.210). te zihin evrensel olarak ikili kartlklar snf-
landran bir sistem olarak iler. Bylelikle Lvi-Straussun dncesine gre btn
kltrler, ikili snflama kurallarna gre ileyen insan zihninin bu temel karakte-
rini yanstr. Daha ak bir ifadeyle Lvi-Straussa gre btn kltrlerdeki yapsal
dnmler, insan zihninin ikili kartlklar snflandrma eklindeki ileyiini
yanstmaktadr. Sonu olarak zihinsel yaplar gndelik toplumsal etkinlikleri de-
rinden temellendirmektedir.
Lvi-Straussun Totemizm (1969) ve Yaban Dnce (1972) adl almalar da
ayn kavramsal dncenin rnleri olarak ele alnabilir. Lvi-Straussun totemiz-
me olan ilgisi lkel insanlar gelimi toplumlardaki insanlardan farkl dnr
tartmasna kart olarak balar. Bu tartmann savunucularna gre totemizm ve
airet topluluklarndaki dnce tarz gz nne alndnda ilkeller mantksal
dnme kapasitesinden yoksundurlar.
Lvi-Strauss ise totemizmin yalnzca kabile topluluklarna zg ve tek bir ey
olduu grne kar kar. Ona gre totemizm genel grngnn bir para-
sdr. Bu da insan dncesinin evrensel rgtlenmesiyle ilgilidir. Totemizmin
ilkel insanlarda ve kabile toplumlarnda olmas ve gelimi toplumlarda olma-
mas, bilinlerin doasnda gerek bir blnmeyi ifade etmez. Bu yapay bir
farkllktr. Nitekim insan bilinci hep ayn yolla iler. Farkllk ise bilincin ile-
mek zorunda olduu koullarda ortaya kar. Zira gelimi toplumlar dn-
cenin soyut olarak ifade edilmesi iin yaz, matematik v.b. gibi kompleks aygt-
lar gelitirirler. lkel toplumlarn bireylerinin fark ise bu tr sistemlere sahip
olmamalardr. Bu onlarn gelimi entelektel ilemleri yapmayacaklar anlam-
na gelmez. Onlar da soyut, mantksal ve gelimi dnceye sahipler. Sorunlar
212
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
ise bunu bize verilen aralarn yokluunda nasl ifade edecekleridir (Cuff, Shar-
roc ve Francis, 1998, s.209).
Lvi-Strauss bir syleisinde yle syler: Sz gelimi Totemizm ve Yaban D-
ncede gstermeye altm; bizim genellikle alktan lmemeye alan, ok
zorlu nesnel koullarda var olmaya yetecek gte olduunu dndmz bu
halklarn, karsz dnmeye son derece yatkn olmalardr. Onlar evreleyen
dnyay, doay ve toplumlarn anlamaya ynelik bir istek ve gereksinimle davra-
nrlar. te yandan bu amaca ulamak iin, tpk bir dnrn hatta bir dereceye
kadar bir bilim adamnn yapabilecei zihinsel aralarla yola karlar (Lvi-Strauss,
1986, s.28).
Levi-Strauss, Bat burjuva tarzlarnn amansz yaylna ramen varln srd-
ren eitli toplumsal rgtlenme biimlerini inceleyerek bu toplumlar kendi ili-
kileri asndan ele alr. Bu ilikileri daha sonra bizim ilikilerimiz asndan ince-
leyip bu toplumlarn insanlarnn birbirleriyle ve dnyayla olan ilikilerini kavrama
ve rgtlenme mantklarn aklamaya alr (Coward ve Ellis, 1985, 33-34). Le-
vi-Strauss akrabalk yaplarn analiz ederken, ok eitli kltrlerin farkl ilikileri-
ni ele alarak ok sayda deiik biimleri olan akrabalk birimini karr. Yine mit-
leri incelerken kendilerini mitler bnyesinde sonsuzlua doru tekrarlayan, gene
de belli bir toplumun tavr ve davranlarn aa vuran temel eliki ve ilikiyi an-
latan kartlklar bulur (Coward ve Ellis, 1985, 33-34).
C. Lvi-Strauss ve Mitler
Lvi-Straussun almalar arlkl olarak mitlerin yapsal almasna dayanr. Ne
var ki burada mit Barthesda olduu gibi burjuva toplumunun gnlk yaant-
snn adlandrld bir iaret ya da anlamlandrma sistemi deildir. Onun yapsal
almasnda mitler daha ok ilkel toplumlardan zellikle de Gney Amerika
toplumlarndan alnmtr. Btn bunlar drt ciltlik Mitolojiler (1964/1968) kita-
bnda toplar. ngilizceye Mitoloji Bilimine Giri (1970, 1973, 1981) olarak evrilir.
Konusu Gney Amerika Kzlderililerinin mit sistemidir. Bu kitabn birinci cildin-
de mitlere gre etin piirilmeye baland dnemde ortaya kan kltrn -
zmlemesi yaplr. Burada atein efendisi Jaguar vardr. Etin piirilebilmesi iin
insan ile Jaguar arasnda bir dayanma olmas gerekir. Bu iliki piirme ve akra-
balk kodlarnda kurulmu ve gelimitir. kinci cildin konusu ar piirme biim-
leridir. Bal yemenin ve ttn tketmenin arlklar ile insan-doa kartl ara-
snda bir denge vardr. rnein bal tketimin o toplum ierisinde verili kurallar
vardr. kinci ciltte bu kurallar ineyerek bal tketen kadnla ilgili olan mit, Bal
Delisi Kadn miti vardr. Zira yaban toplumda baln ar tketilmesi evlilik kural-
larn bozmak anlamna da gelir (Coward ve Ellis, 1985, s.39). Toplumda bal ve
ttn zor elde edilen maddeler olduu iin kullanmnda belli kurallara balan-
mas kanlmaz hle gelmitir.
Mitolojilerin nc cildi ise erkeklerin kadnlara kabul ettirdii kurallar hakkn-
dadr. nk kadnn dourganlk yetenei vardr. Bu yeteneinden dolay kadn
doa ile kltr ayrmn bozar: Kadn dourganlndan dolay doal ve insan ola-
rak konutuu, dnd ve eylemde bulunduu iin eit derecede kltreldir.
Kadnn bu durumu kltr ve doa snflandrmasnda bir dzensizlik yaratr. Mitler
bu dzensizlii ayinsel ya da dinsel yollarla zmek iin vardr. Mitin ilevi, iinde
erkek ve kadnlarn hareket edebilecei dnyann dzenlenmesini salamaktr (Co-
ward ve Ellis, 1985, s.39). Dolaysyla, Lvi-Straussta doa-kltr ayrm kltrn
rndr, yani anlamlandrmann sonucudur (Coward ve Ellis, 1985, s.39).
213
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Bir yap olarak mitlerin, altnda yatan yap ve kurucu geler alldnda,
rastlantsal ve anlamsz olaylar dizgesi olmadn anlarz. Lvi-Straussun yapsal
analizi mitlerin derin ve entelektel sorunlar olduunu ve altta yatan yaplar ile
mantksal sistemler olduklarn gsterir (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.210).
Lvi-Straussa gre mitleri temellendiren yaplar katmanldr ancak burada da bili-
sel yap en derin yap olarak karmza kar. Ona gre yaplarn katmanlar siste-
matik ve dzenli olduu hlde bilincin kendisi tarafndan alglanmalar kolay de-
ildir. Zira onlar bilincin bilind yaplarn olutururlar.
Sonu olarak Lvi-Straussa gre mitler katmanl ve karmak bir biimde yaplan-
mlardr. Yap, hikyedeki olaylarn ztlklar arasnda yeniden dalm ile kefedilir.
Lvi-Straussa gre Oedipus mitinin amac birden mi (dnyadan m) yoksa iki-
den mi (kadn ve erkekten) doduk? sorusuna mantksal bir ara salamaktr.
Lvi-Straussun btn almalarnda ikili kartlklar biimini alan entelektel
ilemler temeldir. Bu ikili kartlklar yine de l bir ba ilikisi ierisindedirler.
ki kart terim arasnda onlar dolaymlayan (uzlatran) bir dieri vardr ki bu ara-
daki bolukta kpr grevi grr. rnein, yamur yeryzn ve gkyzn, aa-
y ve yukary birletir (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.213).
Mit ve Anlamn nc blmnde tavan dudakllar, ayak gelili doumlular ve
ikizlere ilikin deiik mitleri kodlara ayrr. Bu kodlarn elerini ilikilendirir. Yani
tavan dudakllar tamamlanmam ikizlerdir, ikizlerle ikiz olmayanlar arasnda bir do-
laym olutururlar. Lvi-Strauss Yapsal Antropoloji almasnda etoburlarla otoburlar
arasndaki dolaymn ise le yiyiciler olduunu gsterir (Lvi-Strauss, 1986, 9). Dola-
ym ise dntrmeyle gerekleir. Dilin eretileme ve dzdeimece olmak zere
iki dntrme kipi vardr. Bunlar anlk ilevler olarak mitlerin, totem ve akrabalk
dizgelerinin yaplarnda kendiliklerinden bulunur Akrabalk, mit ve totem ancak bu
dntrme kipleriyle birer dizge durumuna gelirler (Lvi-Strauss, 1986, 9).
Dolaysyla Lvi-Strauss tarafndan somutun bilimi diye nitelendirilen ve mitsel,
totemsel ve benzeri dizgeleri, iinden temellendiren yaklamla, doay formle
edilmi dizgelerin (bilimsel sorunlarn) iinden temellendiren yaklam arasnda
bir fark yoktur (Lvi-Strauss, 1986, s.10).
Cufff, Sharroc ve Francise gre Lvi-Straussun yapsalc grnde gl bir
antihumanist bak as vardr. Burada zne-merkezsiz hareketin etkili olduunu
gryoruz. Dolaysyla mitler, anlatcnn farknda olmad, akln bilind ilem-
lerinin bir rndr. Mitlerin bireysel anlatm genelin ileyiinin rnekleridir, in-
san aklnn bilind olarak ileme tavrdr. Lvi-Strauss, btn mitlerde olan ka-
lplara onlar kimin yarattndan ya da ortaya kt corafyadan bamsz olarak
bakar. Esas soru ztlk, araclk ve tersine dnme gibi mantksal balantlarn mi-
tin yapsal paralar arasnda bulunup bulunmaddr. Zira mitler birbirleriyle ha-
tr saylr bir zaman ve mekn mesafesinde birleirler (Cuff, Sharroc ve Francis,
1998, 218).
Anlam bireyden deil sistemden kar. Bu dnce yapsalclarda ve postyapsalc-
larda yazarn lm ve znenin merkezsizlemesi olarak ifade edilir. Bu da grng-
nn anlamnn yazar ya da birey gibi herhangi bir merkezden alnmad anlamna
gelir. Tam tersi, yazlanlar anlamak iin bir yazar figrne bavurmak yazlann gerek
anlamn anlamay engeller, dncesi egemendir (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998,
s.218).
Ona gre akrabalk yaplar toplumun rgtlenmesinde bir gedir. nsanlar
kendilerinin de paras olduklar hem dolaysz bir iliki kurmak hem de kendileri-
ni doadan ayrmak zorundadrlar.
214
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Lvi-Strauss, Yunan miti
Oedipusu ge ynlarna
ayrtrarak zmler. Bu
geler kan ba ilikileri,
insann dnyadan
doabilmesi iin
canavarlarn insanlar
tarafndan katledilmesi ve
mitteki karakterlerin
isimlerinden oluur. Lvi-
Straussa gre anahtar ge
dnyadan domaktr.
nk dnyadan domann
kartl kadndan ve
erkekten domamzdr (Cuff,
Sharroc ve Francis, 1998,
s.212).
C. Lvi-Strauss ve Akrabalk likileri
Lvi-Straussa gre akrabalk ilikilerini de temellendiren derin katmanl yaplar var-
dr. Lvi-Strauss akrabalk ilikilerinin analizinde, kurulu bir aile biriminden deil,
evrensel aile ii cinsellik tabusundan ve bunun sonucunda kadnlarn mbadele-
sinden ie balar. Ona gre imdiye kadar grlm btn toplumsal rgtlenme bi-
imlerinin n koulu aile ii cinsel iliki tabusudur (ensest yasa) (Coward ve Ellis,
1985, s.35). Yine kadnlar kuaklar boyunca toplumsal gruplar arasnda deitirilir.
zellikle kk kabilelerde bu, toplumu bir arada tutan temel biimdir (Coward
ve Ellis, 1985, s.35). Sonu olarak Lvi-Strauss, erkek karde/kzkarde, kar/koca,
baba/oul, annenin kardei/kzkardein olu gibi drt ilikiden meydana gelen te-
mel bir birim belirler. Lvi-Straussun ortaya koyduu bu insanlar aras gereklii
yaplandran kavrama ise simgesel dzen denir. nsan znesinin nceden var olan
ve anlamla (bu durumda aile ilikilerinin biimleri) kurulu ilikisini meydana geti-
ren dilsel bir dzene yerletirilmesi sz konusudur (Coward ve Ellis, 1985, 36).
zetle Lvi-Straussun yapsalcl bize, insan znesinin homojen ve kendi ken-
dini denetleyebilir olmadn gsterir; zne, varlnn farknda bile olmad bir ya-
p tarafndan ina edilir. nsan znesinin kendisiyle aklanrl artk savunulamaz;
zne yapnn ve yapnn dnmlerinin nesnesidir (Coward ve Ellis, 1985, s.41).
Levi-Straussa ve yapsalc dil bilime zne ile balantl olarak getirilen eletirilerden
nelerdir?
Sonu olarak insanlar, mit, ayin ve akrabalk gibi mantksal sistemleri ile tanm-
lanrlar. Bu da yapnn zneyi kendi dnmler ilemi ierisinde tanmladnn
bir kantdr. Bu mantksal sistemlerin varl ise sonra gelen postyapsalc dnr-
ler tarafndan tartlmtr.
YAPISALCI MARKSZM/LOUIS ALTHUSSER
(1918-1990)
Yapsalcln Marksist dnce zerindeki etkilerini deerlendi-
rebilmek.
Bat Marksizminin etkisiyle kltrel hegemonya ile birleen yapsalclk styapsal
grngnn analizine ynelir (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.232).
215
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Louis Althusser (1918-1990)
1918 ylnda Cezayirde doan Althusser ileride
felsefe profesr olaca cole Normale Supri-
eurede okudu. Fransz Komnist Partisi nin
nde gelen akademik szclerinden olan Alt-
husser, Marksist toplum bilimi ve ekonomiyi
yeniden yorumlad. Bata Marxn n Kapitalini
rencileri ile youn bir felsefi tekrar okumalar
yaparak bir araya getirdii Kapitali Okumak
(1965) olmak zere, Marx in (1965), Lenin ve Felsefe (1969), John Lewise Ce-
vap(1973), Gelecek Uzun Srer (1992) gibi eserleri vardr.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
4
5
A M A
Resim 8.3
Toplumu yap ve dile dayanarak anlamaya alan gsterge bilimin (semiyolo-
ji) ve yapsalcln dncesi tamamlanm deildir. nk her an atan kuvvet-
ler tarafndan meydana getirilen ve gergin olan yaplarn srekli deiiminin nede-
nini aklamadan toplumsal yapy dnmek mmkn deildir (Coward ve Ellis,
1985, s.113). Coward ve Ellise gre, Yaplar atan bu gler tarafndan olutu-
rulur. atan gler tarafndan meydana getirilen katlam ve biimlenmi top-
lumsal yaplarn bu ifte gerekliini kefeden de Marksist dncedir. Buradaki
en nemli sorun zne sorunudur (Coward ve Ellis, 1985, s.113114).
Bu anlamda Louis Althusser yapsalc Marksizmin ncs ve en nemli temsil-
cisi olarak kabul edilmektedir. Althusserin yapsalc yaklam bu kitabn nc
nitesinde ele alnan Marksizmin hmanistik yorumlann reddeder ve bunun ye-
rine znesiz bir tarih anlayna dayanr (Slattery, 1991, s. 2).
Althusser (1987, 74), zne sorunu ile ilgili yle syler: Somut insanlar (oul
olarak), tarih iinde, zorunlu olarak znedirler (oul), nk tarih iinde zneler
olarak (oul) hareket ederler. Ama tarihin znesi (tekil) yoktur. Daha da ileri gide-
ceim: insanlar tarihin zneleri deildirler. Althussere gre toplumsal bireyler ta-
rih ierisinde retim ve yeniden retim sreleri ierisinde eitli toplumsal pratik-
lerin eyleyicileri olarak hareket ederler. O gnk tarihi varolu biimlerinin belirle-
nimleri (i sreci, iblm ve rgt, retim ve yeniden retim sreci, snf kavga-
s v.b.) iinde ve altnda hareket ederler (Althusser, 1987, s.74-75). Yani bireyler an-
cak zne olduklarnda eyleyici olurlar. nsanlar ve bireyler toplumsal yapnn ken-
dilerine nceden hazrlad rolleri yerine getiren eyleyicilerdir, zne deillerdir.
Bireylere toplum ierisindeki ilikilerine birer zne olarak girdiklerini dnd-
ren, buna inandran ey ideolojidir (Althusser, 1987, 75). Dolaysyla Althussere g-
re tarih znesiz ve ereksiz bir sretir. nsanlar toplumsal ilikilerin belirlenimi al-
tnda zne olarak hareket ettikleri verili durumlar snf kavgasnn bir rndr. Ta-
rihin, terimin felsefedeki anlamyla bir znesi yoktur (Althusser, 1987, s.70-80).
Althusserin ideoloji kuramna gre, ideoloji zneye dsal koullar tarafndan
belirlenir ve toplumsal yapnn bir tr zorunlu geliim uradr. deoloji yapnn
zne zerindeki etkisidir; zneye dsaldr, ou zaman bilind olarak yaanr ve
znelere egemen deerleri benimseterek onlar sisteme uyumlu hle getirir
(S.r, 1997, s.43).
deolojik aygtlar ierisinde kurulan ideolojik egemenlik, ideolojinin aygtlar
ierisinde varolan maddi pratikler aracl ile kurulur. deoloji aygtlar ierisinde
bir arma/adlandrma mekanizmas ile ortaya kar. Bu ideolojik znenin olu-
um srecidir. deoloji zneleri, Trk, Mslman, renci, asker, kadn, gen,
v.b. olarak adlandrr ve arr. znelerde ibadet etme, oy verme gibi pratikler
aracl ile zne konumlarnn farkna varrlar (S.r, 1997, s.45).
Kapitalist bir toplumsal formasyon ierisinde ideolojik dzeyin sahip olduu
mekanizmalar retim aralarn, retim glerini ve emek gcn yeniden rete-
rek bireyleri sisteme uyumlu hle getirirler. deoloji bu ilevini ideolojik aygtlar
ierisinde bir styap pratii olarak gerekletirir (S.r, 1997, 41).
arldklar ad, iinde bulunduklar somut pratiklerin ve kimliklerinin zetidir.
Althussere gre deoloji yoluyla kendilerini zne olarak gren insanlar, aslnda
gereklikle kendi aralarndaki ilikiyi ideoloji ierisinde tasarlamaktadrlar (Belge,
1994, s.12)
Althusserin almas, Marxtaki altyap ve styap arasndaki iliki sorununa
odaklanr. Bunu yaparken ilk olarak Marxn doru bir okumasn kurmaya alr.
kinci olarak da ekonomik ve ideolojik unsurlarn toplumu anlamakta nasl ekil-
216
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
lendiklerini anlamaya alr (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.225). Althusserin
anahtar kavramlar, (a) ekonominin son kertede belirleyicilii, (b) egemen bir yap
olarak toplumsal formasyon ve (c) toplumun paralar arasnda greceli zerk bir
iliki olmas olarak ortaya kar (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, s.227).
Althusser, Marx in adl kitabnda Engelse ait olan ekonominin son kertede
belirleyici olma kavramn eletirir ve stbelirlenmi elikiler kavramn ortaya
koyar. Zira Althussere gre styaplarn ileri bitmedii iin o son kerte an gel-
mez. Althusser buradan hareketle egemen yaplar ve greli zerklik kavramla-
rn gelitirir (Barrett, 1996. s.56-57).
Toplumsal formasyona ekonomik ve politik pratikler kadar gerekli olan bir
nc pratik ise ideolojik pratiktir. deoloji, herhangi bir toplumsal btnlkte
kendi roln yaama biimi ve bir temsil pratiidir. Bir yandan zgl eklemleme
reten bir pratik, dier yandan da tayc olarak da baz zneleri gerektiren bir
pratiktir (Coward ve Ellis, 1985, s.123). Birey bazen birden fazla temsil durumla-
rnda ok fazla atan zne durumlarn igal edebilir. Her temsil pratii hareket
srecinde srekli bir yeniden btnlemeyi gerektirir. Burjuva ideolojisinde zel-
likle vurgulanan ey, bu uyarl znelliktir. Kapitalizmin toplumsal ilikileri ancak
zgr ve tutarl zne nosyonuyla mmkndr. (Coward ve Ellis, 1985, s.123).
Baz kurumlarn ilevleri ideolojiyi yeniden retmek ve bireyleri de ideoloji
iin zne olarak yeniden retmektir(Coward ve Ellis, 1985, s.132). Althussere g-
re ideolojinin maddilii somut kurumlar olgusuna dayanr ve bunlara devletin ide-
olojik aygtlar adn verir. Bu aygtlar snflar arasnda var olan iktidar ilikilerini
dnceler yoluyla dzenler (Coward ve Ellis, 1985, s.132).
Althussere gre egemen snf iktidarn devletin bask aygtlar ve ideolojik ay-
gtlar aracl ile kurar. Zorlama ve iddet kullanan polis, ordu, mahkeme, hapis-
hane v.b. kurumlar devletin bask aygt, ideolojik onaylama mekanizmalarn kul-
lanan eitim kurumlar, aile, din, medya aralar, siyasi partiler, sendikalar v.b. ise
devletin ideolojik aygtlardr (S.r, 1997, s.44). Hukuk gibi baz aygtlar ise
hem ideolojik hem de bask aygt olabilirler. Ayrca ideolojik aygtlar bask aygt-
larna gre daha zerktirler ve krl olduklar zamanlarda zel mlkiyet olarak i-
leyebilirler. Ama var olan iktidar ilikilerinin yeniden retimini de garantilemeleri
gerekir (Coward ve Ellis, 1985, s.132).
deoloji bireyi yapnn merkezine koyarak ve zneyi de ideolojik anlamlarn
gerekletii yer hline getirerek iler (Coward ve Ellis, 1985, s.135). Althussere
gre Marksizm toplumsal formasyonlarn (toplumlarn) bilimidir. Ona gre bilim
ve ideoloji arasnda kopukluk vardr. Ancak ideoloji ile ilikimizi keserek bilim ku-
rabiliriz (Cuff, Sharroc ve Francis, 1998, 225). deolojik olan toplumla ve pratikle
ilikili iken bilimsel bilim ve bilgi ile ilikilidir. Althusserin mdahalede bulundu-
u yer ise ideolojik olanla bilimsel olann birbirine kart ama ayrlabildii yer-
dir. Her birini kendi ilevi iinde tanmak ve bilimsel pratii, onu engelleyen ide-
olojik bir egemenlikten kurtarmak iin ayrmak gerekmektedir (Althusser, 1984,
s.41).
Althusserde toplumsal btnlk kompleks bir yapdr. Althussere gre top-
lumsal formasyon, (i) ekonomik (ii) politik ve (iii) ideolojik olmak zere ana
dzeyden oluur. Althusser her toplumsal dzeyin bir pratie bal olduunu
syler. Ekonomik dzeydeki ekonomik pratii tanmlayan doann toplumsal ili-
kiler ierisinde dntrlmesidir. Politik pratikte toplumsal ilikilerin dnt-
rlmesi sz konusu iken, ideolojik dzeyde ve pratikte ise, insann kendi hayaty-
la ilikisi demek olan ideolojik tasarmlar dntrlr (Belge, 1995, s.9). Gele-
217
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
deolojik dzeyin sahip
olduu mekanizmalar
kapitalist bir toplumsal
formasyonda sadece retim
aralarnn deil, ayn
zamanda retim glerinin
de yani emek gcnn de
yeniden retimini, baka bir
deyile retici bireylerinde
sisteme uyumlu hle
getirilmesini olanakl
klmaktadr. deoloji bu
ilevini ideolojik aygtlar
ierisinde bir styap pratii
olarak gerekletirir.
(S.r, 1997, s.41).
neksel Marksizm toplumda her eyin ekonomik altyap tarafndan belirlendiini
savunurken, Althusser her bir dzeyin grece bamsz veya zerk olduunu sa-
vunur. Althusser geleneksel Marksizmin altyap-styap modelini, Hegeldeki gibi
zc bir nitelik tamas ve emek-sermaye gibi tek bir egemen geyi ngren bir
toplumsal totallik kavrayna sahip olmas nedeniyle reddeder. Althusserin total-
lik kavraynda ise ekonomik, politik ve ideolojik yaplarn okluu, bunlarn g-
reli zerklii ve Freuddan alnm bir kavramla- stbelirlenmesi vurgulanmakta-
dr (Swingewood, 1998, s.358). Althusser stbelirlenim kavramyla toplumda
emek-sermaye gibi en temel elikinin bile basit ve saf olmadn devlet, ideoloji
ve din gibi styap formlar tarafndan ok nedenli ve karmak bir ekilde belir-
lendiini vurgulamaya alr (Swingewood, 1998, s.358).
Ekonomik, politik ve ideolojik dzeylerin birbirlerine kar greceli olarak zerk konum-
da olmalar ne anlama gelir? Tartnz.
Ekonomik, politik ve ideolojik sreler farkl toplumsallk dzeyleri olarak bir-
birlerine indirgenemezler ve karlkl etkileim ierisindeki bir zerklik ilikisine
sahiptirler (S.r, 1997, s.42).
nsanlarn yapyla ilikilerinin ve insanlarn yap ierisinde hareket edebilme-
leri iin temsil srecinde retilmeleri gerekir (Coward ve Lewis, 1985, s.134). de-
oloji bu ilikiyi eklemleyen pratik olarak ortaya kar ve insanlarn kendi aralarn-
daki ilikiyi ve kendi varolu koullarn yaama biimini retir (Althusser, 1969,
233den aktaran Coward ve Lewis, 1985, s.134).
Althusser devletin ideolojik aygtlarnn kapitalist retim ilikilerini yeniden ret-
tii dncesinden hareketle, kapitalist devletin ideolojik bir aygt olarak okulun
ileyiini kavramsallatrr. Okul devletin egemen ideolojik aygt olduu iin her
toplumsal snftan ocuklar ilkokul andan itibaren egemen ideolojiyle rlm
tarih edebiyat, yurttalk bilgisi dersleri alrlar. ocuklar 16 yalarna geldiklerinde
iilerin ve kyllerin ocuklar okuldan giderler. Uyum gstererek kalanlarn bir
blm teknisyen, sekreter ve alt dzey ynetici olurken, bazlar en st dzeye
ulap ynetici, politikac, idareci ve ideolog olur. Bu aamaya kadar gelinen sre-
te darda kalanlara, snfl toplumdaki rollerine uygun ideolojik pratik verilir. Y-
neticiler insan ilikileri ile ilgilenirler ve bask aralar itaat etmeyi glendirir. S-
mrenler ve smrlenler arasndaki ilikileri yeniden reten mekanizmalar tarafn-
dan okul ideolojiden bamsz tarafsz bir ortam gibi gsterilir (Althusser, 1991).
zetle ekonomik, politik ve ideolojik dzeylerden oluan toplumsal formasyon
ierisinde bireyler bu dzeylerin getirdii pratikler ierisinde hareket ederler. Bu d-
zeyler birbirlerine gre greceli zerk durumdadrlar ama ekonomi son kertede be-
lirleyicidir. Toplumsal formasyon ierisinde zneler olarak deil eyleyiciler olarak ha-
reket eden bireyler, devletin ideolojik ve bask aygtlar araclyla retim ilikilerini,
retim aralarn ve retim glerini styapsal sreler ierisinde yeniden retirler.
Sonu olarak, Althusserin yapsalc Marksist yaklamnda insan aktrlerin s-
nrl bir rol vardr. Althusser bu konudaki grlerini, zellikle Lacandan dn
ald bilind kavramn kullanarak netletirmeye alr. Bu gre gre, gerek
bir dnyada yaamyoruz, aksine her toplumsal formasyonun ideolojik aygtlar ta-
rafndan yaratlan ideolojik bir dnyada yayoruz (Slattery, 1991, s.5). Hayatm-
zn kontrolne sahibiz gibi grnsek bile aslnda bu bir illzyondan ibarettir. So-
nu olarak Althusser yapsalc Marksist yaklamnda znenin lmn ilan eder
(Slattery, 1991, s.5).
218
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Althusser geleneksel
Marksizmin altyap-styap
modelini, zc bir nitelik
tamas ve emek-sermaye
gibi tek bir egemen geyi
ngren bir toplumsal
totallik kavrayna sahip
olmas nedeniyle reddeder.
Bunun yerine ekonomik,
politik ve ideolojik yaplarn
okluu, grece zerklikleri
ve stbelirlenmesinin
vurguland bir totallik
kavram gelitirir.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
5
YAPISALCILIA GETRLEN ELETRLER
zellikle 1960 ve 1970lerde popler hle gelen yapsalclk dier alanlarda oldu-
u gibi sosyolojide de etkili olmu ve sosyolojik teoride yeni ve nemli bir alm
salamtr. Bununla birlikte genel bir kuramsal yaklam olarak yapsalcln,
zellikle sosyolojide kullanlmasna ynelik eitli eletiriler de gelmitir. rnein,
Giddensa gre dil almalarndan ortaya kan yapsalclk baz alardan insan
davranlarn zmlemekte, dier yaklamlardan daha geerlidir, zellikle ileti-
im ve kltrn anlalmas konusunda etkili olmutur, ancak toplumsal yaamn
ekonomi veya politik faaliyet gibi daha pratik konularnda daha az uygulanabilir-
lie sahiptir (Giddens, 2000, s.597).
Literatrde yer alan baka eletirilere gre de yapsalclk, toplumsal btnlkleri
ve bunlarn ileyilerini aklayan mekanizmalar gstermekle birlikte, zneyi gsz-
letiren ve merkezsizletiren bir yaklamdr. Daha ak bir ifadeyle, nesnenin, znenin
bilincini belirlemede epistemolojik ve ontolojik bir stnle sahip olmasnn, znelli-
in zlmesi alannda yapsalc kuramsal modelleri yetersiz kld savunulmaktadr
(r, 1997, s.71). te yandan, sylem, dil ve yapsal dnmler zerinde odaklanan
yapsalc analizde aratrmann bir anlamda kavramlar incelemesi hlini ald, toplum
ve tarihin de anlalmas zor ve bulank kavramlara dnt vurgulanmaktadr
(Swingwewood, 1998, s.364). Yapsalc yazlarn zor ve anlalmas g olmasnn da
yaklamn daha ok yaylmasn genel anlamda engelledii dnlmektedir.
zetle yapsalclk, genel olarak bireyleri/insan zneleri anlamlarn ve sosyal dn-
yann oluturulmas srecinde etkisiz gren, bu nedenle de onlar toplumsal analizin
merkezinden uzaklatran bir yaklam olarak deerlendirilmektedir. Bu nedenle sos-
yolojide yapsalcla ynelik eletirilerin ounluu, anlamlarn ve sosyal dnyann
inas ve yeniden inas srecinde sosyolojinin insan znelerin katlmn merkeze al-
maya devam etmesi gerektiini savunmaktadrlar (Jary ve Jary 1991, s.634).
YAPISALCILIK, POSTYAPISALCILIK VE PSKANALZ/
JACQUES LACAN
Yapsalclk ile postyapsalclk ilikisini ve psikanalizle balant-
sn ilikilendirebilmek.
Postyapsalclk aydnlanma dncesinin eletirisi ile balayan, ilevselcilik, Mark-
sizm ve en ok da yapsalclk olmak zere ikili kartlklar zerine kurulan moder-
nist kuramlarn eletirisini yaparak alternatif kuramsal yaplar ortaya koyan teorik
bir akmdr. Kkeni itibaryla Fransz yapsalclna ve onun kkenini oluturan
Saussuren dil kuramnn iinde yer alan, radikal analitik olanaklar temsil edici
bir fenomenden ziyade, anlamlandrc bir fenomen eklinde yeniden kefeden ve
genileten bir yaklamdr (Marshall, 1999, s.595).
Postyapsalcln baars, daha zele inildiinde, Saussuren Dil kendine ye-
terli bir toplumsal varlk deilse bile, kendi aya stnde durabilen bir toplumsal
varlktr eklindeki srarnda ierili olanaklar yeniden kefetmesi olmutur (Mars-
hall, 1999, s.595).
Postyapsalc dnrlerden Jacques Lacan, Freudun Oidipus karmaasnda
kz ocuu erkek ocuun sahip olduu penisten yoksun olarak kavramsallatr-
mas karsnda fallus kavramn ne srerek, yoksunluu her iki cinsin bireyle-
rini de ieren sembolik bir yoksunluk olarak kavramsallatrr. Michael Foucault,
219
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
6
A M A
M. Foucault (1926-1984)
Fransz filozof Michel Foucault.1926da Poitiersde dodu.
1946da, drdnclkle girdii cole Normale Suprieu-
reden 1948de felsefe, 1950de psikoloji, 1952de ise psiko-
patoloji diplomas ald. Balca eserleri doktora tezi olan
Delilik ve Medeniyet (1960) bata olmak zere Kelimeler ve
eyler (1966), Bilginin Arkeolojisi (1969), Hapishanenin Do-
uu (1975) ve Cinselliin Tarihi (1976)dir.
Kitap 1835 yl Fransasnda
yirmi yanda annesini, kz
kardeini ve erkek kardeini
ldren Pierre Rivire
hakkndadr. Rivirenin
iledii suu ayrntlaryla
yazd hatrat pek ok
soruna iaret ettiinden
olacak, gerek dnemin
tarihileri arasnda gerekse
dier alanlardan birok
kimse arasnda derin bir ilgi
uyandrr. (Sarup, 2004,
s.99).
Resim 8.5
Foucaultnun kitab, tp ya da psikiyatri gibi zel bilgi alannn gerekte nasl
biimlendii konusunda bir fikir verir. Foucault, kitaptaki belgelerin, bize iinde
sylemlerin ortaya kt ve ilevini yerine getirdii iktidar, tahakkm ve atma
ilikilerinin bir anahtarn verdiini, bu sayede hem taktiksel hem de siyasal olabi-
len, bundan dolay da stratejik olan olas bir sylem zmlemesine malzeme sa-
ladn ifade eder (Sarup, 2004, s.101).
Foucault iktidar ile bilgi arasndaki ilikiyi tersine evirir. Bilgiyi zgrletirici
gren dncenin aksine Foucault bilgiyi yeni bir kontrol ve denetim biimi, yani
yeni bir iktidar biimi olarak grr. Ona gre bilgi, insanlarn zerine abanan bir
iktidardr ve bu iktidara dayanarak bakalarn da belirler. Ona gre bilgi, zgr-
lemenin nn keserek gzetlemeye, dzene sokmaya, disipline etmeye ynelik
bir kip hlini alr (Sarup, 2004, s.101). Disiplin ve Ceza adl almasnda, insan-
lar gzetim altnda tutmaktansa onlara ibret tekil edecek birtakm cezalar verme-
nin etkili ve yararl olduunun dnld dneme odaklanr.
Kitap, kral katiline halkn gz nnde yaplan ikenceler eliinde gerekle-
tirilen idamn korkun bir betimiyle balar. Bylelikle seksen yllk tarihsel sreci
gz nnde bulundurarak, bu dnem iinde ortaya kan deiiklikleri betimler:
ikence kaybolur, bunun yerine mahkmlarn slah geer; birtakm yeni gzetle-
me dzenekleri klalarda hapishanelerde ve okullarda etkin bir biimde uygula-
maya konur (Sarup, 2004, s.102).
Yine Cinselliin Tarihi kitabnda, cinselliin doal bir gereklik olmad, bi-
reyin gzlem ve denetim altnda tutulmasna nemli katklarda bulunan bir sy-
lemler ve uygulamalar dizgesinin rn olduu savn getirir. Zira zgrlemenin
bir klelik (ba eme) biimi olduunu nk hlihazrdaki doal cinselliimizin
gerekte iktidarn bir rn olduunu ileri srer (Sarup, 2004, s.109-110).
Foucault, yapsalcln btn ilikileri dilsel, simgesel ve sylemsel balam-
da ele almasnn eletirilmesinden hareketle dier kuramclar gibi iktidarla ilgi-
lendi. Dolaysyla bireylerin iktidar ilikileriyle belirlendiini, iktidarn toplum-
sal gerekliin deimez ilkesi olduunu syleyen gre sahip olduu
savunulur (Sarup, 2004, s.110). ktidar ve sylem zerine vurgular, almalar-
nn ana temasn oluturdu.
Jacques Derrida (1930-2004)
Cezayir doumlu nl Fransz felsefeci J. Derridann, zellikle yapskmclk ola-
rak bilinen dille ilikili eletirel dnce yntemi de sosyolojik teoriyi etkilemitir.
Derrida almalarnda dil ve dili merkeze alan yapsalc zmlememeyi ye-
niden sorgular. Yapsalclar toplumsal sistemi ikili kartlklar olarak anlamaya
altklar ve dil-sz kartlnda (altta yatan bir ilk ilke ya da yap olarak) dile
ya da sze vurgu yaparak toplumu anlamaya altklar iin eletirir. Bu ikili ya-
plarn (ak-kapal, iyi-kt v.b) eletirisi iin de Derrida yapskm yntemini
gelitirir. Ona gre dil gsterdikleriyle gerekliin belirli ve ak taycs ola-
maz. nk isel farkllamalara dayal bir sistem olan dil, gsterdiklerinden ok
daha esnek ve belirsiz bir sistemdir. Ona gre dil veya benzeri bamsz bir gs-
terilenler alan yoktur. zetle Derrida yapsalclar altta yatan bir ilk ilke veya ya-
p aramalar bakmndan eletirmi ve bamsz hibir gsterilenler alannn ola-
mayacan, dolaysyla hibir gsterge dizgesinden de bamsz olunamayaca-
n savunmutur.
226
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
Bu nedenle Derrida dnce tarihindeki nemli metinleri alma nesnesi ola-
rak ele alr ve onlar eletirel bir ekilde inceler. Felsefe tarihinde ikili kartlklar-
dan oluan metafizik ve idealist dncenin nderleri olan Plato, Rousseau, Hegel,
Nietzsche, Heidegger, ve Freudun kitaplarn merkezine alr. Tm bu metinleri ya-
pskm yntemi ile inceleyerek nasl egemen bir konuma geldiklerine bakar.
Yukardaki tartmalarda grlen ve kuramsal yaplarn (doa/kltr, gste-
ren/gsterilen, dil/sz, konuma/yazma v.b. gibi) ikili kartlklar zerine olutu-
ran Bat dncesindeki metinlerin yapskmn yapar.
Derrida, dilin ilevi ve rol sorunuyla ilgilenerek yapskm yntemini gelitir-
mitir.
Derridann yapskmle kar kt bulunu metafiziidir. Zira birok filo-
zofun kuram balangcn ve kklerini bulunu dncesinden alr. Bulunu bi-
lincin tarasdr. Nasl ki gemite neler olup bittiinden emin olamyorsak, gele-
cekte neler olacandan ve imdi baka bir yerde neler olup bittiinden emin ola-
mayz; ama bulunua ilikin bilgimizin kesinliinden burada ve imdi emin olabi-
liriz-bu anlamda, bulunu o an deneyimlediimiz algsal dnyann ta kendisidir
(Sarup, 2004, s.55).
Yapskm ikili kartlklarn basit bir tersine evrilmesi deildir. Kartlklar
ierisinde birinin dierine olan egemenliinin grmezden gelinmesidir. rnein,
dil/sz kartln ele alrsak, yapsalc dil bilim anlayna gre dilin burada ege-
menlii sz konusudur. Sz burada olumsuz bir durumdadr. Yapskm ierisin-
de dil/sz kartlnn tersine evrilmesi sz egemen hle getirmez. Kendi zt
rol egemen kavram olan dilin ierisinde hareket eder. Her iki kavrama da eit ol-
mayan roller verilmitir.
Yapskm aama ierir: (a) tersine evirme, (b) yer deitirme ve son ola-
rak da (c) yeni bir kavramn yaratlmasdr. Derrida bunu dayanak szck olarak
adlandrr. rnein, iz kavram byle bir kavramdr. Bulunu/bulunmay ikili
karlnn yapskmnden ortaya kar. Zira iz ayn zamanda hem bulu-
nutur hem de bulunmaytr.
Sarupa gre, Derrida bulunua kar at savala olguculuun ve grng-
bilimin kbusu haline gelir. Derridaya gre bulunu varsaymndan dolay hep
sze ncelik tannmt. Dolaysyla konumann yazya stnl olarak d-
nlen ses-merkezcilik bulunu olanana daha yakndr. Yazya gre konu-
ma ana ve bulunua baldr ve yaz karsnda ayrcalkl bir konuma ykselir
(Sarup, 2004, s.56).
Derrida, Saussuren dilin bulunuu olan konumay nceleyen dil bilim al-
malarn eletirir. Ne var ki Saussuren bu almas Jakobson, Lvi-Strauss gibi
gstergebilimci yapsalclar tarafndan kullanlmtr (Sarup, 2004, s.57).
Yukarda Saussureun dil-sz kartlnda dilin zerine vurgu yaptn sylemitik. Ko-
numann ya da szn dilin zne tarafndan gerekletirilen bir eylemi olduunu belirt-
mitik. Eer dil bir sistem olarak zneye dsal bir yap ise Derrida da konumann dilin
bulunuu yani dil ile ayn zamanda oluan bir eylem olduunu syler.
Dolaysyla Derrida yaznn gz ard edilmesiyle ilgilenir. Ona gre, Bat Felse-
fesi konuma zerine younlam, sesin stnl konusunda srarc olmutur.
Bu da metafizik diye adlandrd Bat Felsefesinin gsteren/gsterilen, duyu-
lur/dnlr, konuma/yaz, sz/dil, artzamanl/ezamanl, uzam/zaman, edil-
genlik/etkenlik gibi ikili kartlklar zerine kurulur. Yapsalclar ise bu ikili kar-
227
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Yapskm herhangi bir
metnin iindeki ikili
kartlklarn (ak-kapal,
iyi-kt, devaml-devamsz
v.b.) metnin btnl
asndan tutarsz
kullanmlarn ele alarak
yazarn kurduu kavramsal
ayrmlarn baarszln
aklamak iin gelitirilmi
bir metin okuma yntemidir.
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
tlklar yeterince sorgulamadan kabul ettikleri iin eletirir (Sarup, 2004, s.59).
rnein Lvi-Strauss ve J. J. Rousseau doa/kltr kartln kullanr.
Derrida birlikte dnmeye altmz iin dncemizdeki metafiziin yaa-
mn srdrmesine olanak tanyan.madde/tin, zne/nesne, yanllk/doruluk, be-
den/ruh, metin/anlam, isel/dsal, temsili/bulu, grn/z. v.b. kartlklar kr-
maya abalamamz gerektiini syler (Sarup, 2004, s.60).
Sarupa (2004, s.60) gre Derrida, bu kartlklar, ancak kart terimlerden bi-
rinin yalnzca dieri iinde varolabileceini gstermek yoluyla altst edebilecei-
miz yapskm yntemini ortaya koyar.
Postyapsalc dnrlerden Foucault ve Derridann grleri nc snfta okuyacanz
ada Sosyoloji Kurumlar adl kitapta daha ayrntl olarak ele alnacaktr.
228
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
S O R U
D K K A T
SI RA S ZDE
DNEL M
SI RA S ZDE
S O R U
DNEL M
D K K A T
SI RA S ZDE SI RA S ZDE
AMALARI MI Z AMALARI MI Z
K T A P
T E L E V Z Y ON
K T A P
T E L E V Z Y ON
NT E RNE T NT E RNE T
229
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Yapsalcl tanmlayabilmek.
Dnce tarihi ierisinde herhangi bir zmle-
mede yaplara ontolojik, epistemolojik ve me-
todolojik olarak insan zneler karsnda ncelik
tanyan kuramsal yaklama genel olarak yapsal-
clk denilmektedir. Bir analiz yntemi olarak ya-
psalclk ilk olarak dilbilimde zellikle Ferdi-
nand de Saussureun almalarnda geliti.
1960lardan sonra zellikle sosyal bilimlerde bir
dizi alanda gelitirildi. Yapsalcln uygulayc-
lar arasnda antropolog Claude Lvi Strauss, ede-
biyat eletirmeni Ronald Barthes, Psikanalist La-
can, Marksist filozof ve sosyolog Louis Althusser
ve filozof Michel Foucault ile Jacques Derridayer
alrlar.
Yapsalcln kkenlerini ve dil bilim ile ilikisi-
ni kavrayabilmek.
Yapsalclk dil-sz kartlnda dilin analizine,
dolaysyla toplumsal pratiklerin analizine yne-
lerek r amtr. Yapsalclk toplumsal btn-
lkleri ve bunlarn ileyilerini aklayan meka-
nizmalar gsterir. Dilbilimin katks zmlen-
meye allan toplumsal pratiklerin, insann dil
kullanm zellii ile birlikte dolaymlanm pra-
tikler olduu iddias ile ortaya kar. Dolaysyla,
nesnel denen toplumsal pratikler dil ile adland-
rlp, anlamlandrlr ve toplumsal ile zihinsel ara-
sdaki tek dolaym dil olur.
Yapsalcln gelimesinde S. Freudun insan ili-
kilerinin belirlenmesinin kayna olarak grd
bilind dncesi nemli olmakla birlikte esas
kkenleri Saurrureun almalarna dayanr. Sa-
ussure almalarnda dilin kendisinin yapsal
zelliklerini e zamanl (senkronik) olarak ince-
ler. Saussure dil ierisinde dil ve sz arasna
bir ayrm getirir. Dil bir sistemdir ve sz ise dil
sistemi iindeki bireysel gerekletirme edimleri-
dir. Bir eylem olarak konuma ancak geerlilik
kazand sistemin btn zerinden anlalabi-
lir. Saussure gre dil, bireylerin konumalarn-
dan bamsz olarak var olan bir sistem ya da ya-
pdr. Saussure gre dil yapsnn unsurlar gs-
tergeler yani iaretlerdir. Yapsalcln kurucu
elemanlar da bu iaretlerdir.
Yapsalcln semiyoloji (gstergebilim) ile iliki-
sini aklayabilmek.
Semiyoloji, basite dil, edebiyat, sanat ve dier
tm alanlarda beliren iaretlerin ya da iaret sis-
teminin genel bir almasdr. lk olarak Saussu-
reun almalarnda ortaya kan semiyoloji an-
cak 1960larda kitle iletiim ile kltrel alma-
larda gelime imkn bulabilmitir. En nemli ve
nc takipisi de Roland Barthes olmutur. a-
retler sistemini almay mmkn klan semiyo-
loji insan kltrnn aratrlmasnda yapsalc
dncenin olabildiince genilemesini salar.
Semiyolojinin konusunu oluturan anlamlama
dizgeleri el, kol, ba hareketleri, ezgili sesler,
nesneler, trenler, protokoller ve gsterilerdir.
Bu dizgelerin hepsi dille balantldr. Her gs-
terge dizisi dille i iedir ve bir blm dil diz-
gesiyle yapsal bir yineleme ierisindedir. Giye-
cekler, yiyecekler v.b. nesne btnleri dizge du-
rumuna dil araclyla ularlar. Semiyoloji top-
lumsal anlamlandrmann sistematik yapsnn in-
celenmesi ile ilgilidir. Bu noktada semiyoloji zel-
likle toplumdaki g ilikileri ile kltrel kodlar
arasndaki ilikilerin sorgulanmaya balamasnn
nn amtr. Roland Barthesn semiyolojiye
ynelmesinin kkenlerinde de kltrel kodlar,
burjuva toplumunun kendini donatt temsil et-
me biimleri olarak grmesinden kaynaklanr.
Yapsalcln sosyal antropolojide geliimini
zetleyebilmek.
Yapsalcln sosyal antropoloji ile olan ilikisini
Claude Lvi-Strauss kurar. Lvi-Straussun al-
malar arlkl olarak mitlerin yapsal almasna
dayanr. Ne var ki burada mit R. Barthesda ol-
duu gibi burjuva toplumunun gnlk yaants-
nn adlandrld bir iaret ya da anlamlandrma
sistemi deildir. Onun yapsal almasnda mit-
ler daha ok ilkel toplumlardan zellikle de
Gney Amerika toplumlarndan alnmtr. Lvi-
Strauss ana terim olarak iareti alr ve yapsalc
kavramlar antropolojik verilere dntrr. Kul-
land yapsal modeller retim ve deiim sreci
ierisinde ez amanl (senkronik) an vurgular.
Lvi-Strauss tm kltrlerdeki gndelik faaliyet-
lerin ve geleneklerin temelinde belirli evrensel
zet
1
A M A
2
A M A
3
A M A
4
A M A
230
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
kurallar yattn dnr ve almalarnda bu
evrensel kurallar kefetmeye alr. Bu dn-
ceye gre zellikle akrabalk, yemek piirme ve
benzeri gzlemlenebilen gndelik gelenek, g-
renek ve kltrel alkanlklarn temelinde, dil
bilimdeki gramer ve anlam yaplarna olduka
benzeyen, evrensel yaplar ve kurallar yatmak-
tadr. Ona gre kltrel etkinliklerimiz dil yap-
larnda olduu gibi doa-kltr, cennet-dnya
gibi kartlarn sembolik uzlas temelinde olu-
maktadr. Tm bunlarn temelinde ise insan bi-
lincinin evrensel ilkelere gre ileyen yaplar
yatmaktadr. Lvi-Straussun Totemizm (1969)
ve Yaban Dnce (1972) adl almalar bu
kavramsal dncenin rnleri olarak ele alna-
bilir. Bu almalarn sonucunda Lvi-Strauss,
rnein totemizmin yalnzca kabile topluluklar-
na zg ve tek bir ey olduu grne kar -
kar. Ona gre totemizm, genel grngnn bir
parasdr ve bu da insan dncesinin rgt-
lenmesiyle ilgilidir.
Yapsalcln Marksist dnce zerindeki etki-
lerini deerlendirebilmek.
Louis Althusser yapsalc Marksizmin ncs ve
en nemli temsilcisi olarak kabul edilmektedir.
Althusserin almas Marxtaki altyap ve stya-
p arasndaki iliki sorununa odaklanr. Althus-
serde toplumsal btnlk kompleks bir yapdr.
Althussere gre toplum veya onun deyimiyle
toplumsal formasyon, ekonomik, politik ve ide-
olojik olmak zere ana dzeyden (yapdan)
oluur. Althusser her toplumsal dzeyin belirli
bir pratie ve ilikilere bal olduunu syler.
Ekonomik dzeydeki ekonomik pratii tanmla-
yan Doann toplumsal ilikiler ierisinde d-
ntrlmesidir. Politik pratikte ise toplumsal
ilikilerin dntrlmesi sz konusu iken, de-
olojik dzeyde ve pratikte ise, insann kendi ha-
yatyla ilikisi demek olan ideolojik tasarmlar
dntrlr. Geleneksel Marksizm toplumda
her eyin ekonomik altyap tarafndan belirlendi-
ini savunurken, Althusser her bir dzeyin gre-
ce bamsz veya zerk olduunu savunur.
Yapsalclk ile post-yapsalclk ilikisini ve psi-
kanalizle balantsn ilikilendirmek.
Postyapsalcln nclerinden Lacana gre bir
tedavi yntemi olarak psikanaliz, dil iinde ve dil
aracl ile gerekleir. Ona gre Psikanalizin nes-
nesi olan bilind da dilin mantki bir sonucu ola-
rak ortaya kar. Psikanalizi bir dil analizi olarak
grr ve psikanaliz pratiinde ulamak istedii so-
nu bir anlamdr. Bu ise yapsal bir belirlenimdir.
Lacana gre, Birey kendisi de dil ierisinde belir-
lenmi bir konumdan konuur. Bu konum Oedipal
sylem tarafndan verilir. Psikanaliz iin dile hangi
konumdan girildii nemlidir. znenin kendisi de
kendi sznde bir dilbilimsel gsterenle temsil edi-
lir. Bylece znenin kendisi de dilin kendisini tem-
sil etmesini salayan gsterenin dil tarafndan belir-
lenmesi ile belirlenmi olur (Tura, 1996, 99).
Yapsalclk ile postyapsalcl karlatrabilmek.
Post-yapsalclarn yapsalclara en nemli eleti-
rileri, sistemi ikili kartlklar biiminde anlamaya
almalar ve dil-sz kartlnda ya dile ya da
sze vurgu yaparak toplumu anlamaya alma-
lardr. Yine yapnn zneye dsal olmas ve z-
nenin yap tarafndan belirlenmesi postyapsalc-
ln eletirileri arasna girer. Bu ikili yaplarn ve
sz merkezciliin eletirisi iin de J. Derrida ya-
pskm yntemini gelitirir.
Foucault da yapsalcln btn ilikileri dilsel,
simgesel ve sylemsel balamda ele almasnn
eletirilmesinden hareketle dier kuramclar gibi
iktidarla ilgilenir. Dolaysyla, bireylerin iktidar
ilikileriyle belirlendiini, iktidarn toplumsal ger-
ekliin deimez ilkesi olduunu syleyen g-
re sahip oldu (Sarup, 2004, 110). ktidar ve sy-
lem zerine vurgular almalarnn ana temasn
oluturdu. Derridann yapskmle okumak iste-
dii metinler ise geleneksel sosyal bilim anlay
dedii kuramsal yaplarn ikili kartlklar zerine
kuran anlaylar eletirdi. Yapskm herhangi
bir metnin iinde geen kavramlarn metnin b-
tnl asndan tutarsz ve ikircik kullanmn-
dan yola karak, metnin yazarnn kurduu kav-
ramsal ayrmlarn baarszln aklamak ama-
cyla gelitirilmi bir metin okuma yntemidir.
Foucault olaylar, dz izgisel ve geliimsel diz-
geler halinde anlatan geleneksel tarih yazm an-
layn eletirerek soyktksel zmleme ve
arkeloji yntemini gelitirdi.
5
A M A
6
A M A
7
A M A
Kendimizi Snayalm
231
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
1. Freudun almalarnda insan zihninde var olan ve
insan dncesinin doasn yneten yaplar ortaya -
karan alan tanmlamada kulland kavram aadaki-
lerden hangisidir?
a. Psikanaliz
b. Bilind
c. Yap
d. Ego
e. Dil
2. Saussuree gre dilin yapsnn en nemli unsuru
aadakilerden hangisidir?
a. Gsterge
b. Gsteren
c. Gsterilen
d. Sz
e. Bilinalt
3. Saussureun almalarnda ortaya kan ve bir sistem
olarak dil ierisindeki yapsal ilikilerle ilgilenen dil a-
lmasna verilen ad aadakilerden hangisidir?
a. Artzamanl dil almas
b. Ezamanl dil almas
c. Psikanaliz
d. Yapskm
e. levselci
4. Barthesn almalarnda gstergelerin mit olarak
da tanmlanan gizil anlamlarn ifade etmede kullanlan
kavram aadakilerden hangisidir?
a. Yananlam
b. Dzanlam
c. armsal dzlem
d. Adlandrma
e. Kodlama
5. Lvi-Straussun yapsal antropolojisinin sistemi olu-
turan unsurlarn i deerlerine deil, bir araya gelme
yollarna odakland anahtar kavramlar aadakiler-
den hangisidir?
a. Farkllk ve iliki
b. Ezamanl ve artzamanl
c. Gsteren ve gsterilen
d. Yap ve zne
e. lkel ve gelimi
6. Lacan, Lvi-Straussun btn toplumlarn temelini
oluturduunu syledii hangi yapsal zmlemesine
derinden baldr?
a. Tavan dudaklar ve ikizler mitinin zmle-
mesine
b. Akrabalk sistemlerinin zmlemesine
c. Ensest tabusunun yapsalc zmlemesine
d. Doa ve kltr kartl zmlemesine
e. Kadnn mbadelesinin zmlemesine
7. Aadakilerden hangisi Althussere gre toplumsal
formasyonu oluturan elerdir?
a. Devletin bask aygtlar
b. Devletin ideolojik aygtlar
c. Ekonomik, politik ve ideolojik dzeyler
d. Adlandrma mekanizmalar
e. arma mekanizmalar
8. Aada verilen dnr-yntem ikiliklerinden han-
gisi tarihin gz ard ettii bir dizi grng eliinde, g-
rlmeye deer olaylardan ayklanarak dlanan tek tek
olaylara dnen ve onlar canlandrmaya, korumaya a-
lan yntemdir?
a. M. Foucault- Arkeolojik yntem
b. J. Derrida-Yapskm
c. L. Althusser-Toplumsal Formasyon
d. M. Foucault-Soyktksel zmleme
e. S. Freud-Serbest arm Teknii
9. Aadakilerden hangisi J. Derridann yapskmle
kar kt dnce biimidir?
a. Bulunu metafizii
b. Dolaym durumu
c. Artzamanl dnce
d. Ezamanl dnce
e. Dil/sz kartl
10. Aadakilerden hangisi F. Saussure ve R. Barthes
birbirinden farkllatran kartlktr?
a. Doa-kltr
b. Kadn-erkek
c. Aa-yukar
d. Ak-kapal
e. Dil-sz
232
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
1. b Yantnz yanl ise, S. Freud konusunu yeni-
den gzden geiriniz.
2. a Yantnz yanl ise, F. Saussure konusunu ye-
niden gzden geiriniz.
3. b Yantnz yanl ise, F. Saussure konusunu ye-
niden gzden geiriniz.
4. a Yantnz yanl ise, Semiyoloji ve R: Barthes
konusunu yeniden gzden geiriniz.
5. a Yantnz yanl ise, C. Lvi-Strauss ve Yapsal
Antropoloji konusunu yeniden gzden geiriniz.
6. c Yantnz yanl ise, J. Lacan konusunu yeni-
den gzden geiriniz.
7. c Yantnz yanl ise, Yapsalc Marksizm konu-
sunu yeniden gzden geiriniz.
8. d Yantnz yanl ise, M. Foucault konusunu ye-
niden gzden geiriniz.
9. a Yantnz yanl ise, J. Derrida konusunu yeni-
den gzden geiriniz.
10. e Yantnz yanl ise, F. Saussure ve R. Barthes
konularn yeniden gzden geiriniz.
Sra Sizde Yant Anahtar
Sra Sizde 1
Yapsalc dil bilim tarafndan bilim nesnesi haline ge-
tirilen dil karsnda sz alan yine yapsalc dil bilim
tarafndan eletirildii iin saygnlk kazanm ve sy-
lem zmlemesine dnmtr. Sylem zmle-
mesinde dil iin gelitirilmi zmleme aralar sz
alanna tanr. Dilin bir yap olarak zmlemesi as-
lnda sylemin bir sre olarak analizidir. Bylece, an-
lam dilin yaps ile ilikilendirilirken, sylemde dil ile
ilikilendirilir ve iki ayr yaklam ortaya kar.(Sancar
S.r, 1997, 88).
Sra Sizde 2
Saussurecu dil bilim ierisinde iaretin gsteren ve
gsterilenden olutuunu biliyoruz. Gsteren ve gs-
terilen birbirlerinden nce var olmazlar ve ilikilerinin
dnda hibir anlamlar yoktur. Dolaysyla iaretler
ancak bir anlamlandrma sistemi ierisinde anlala-
bilirler. te yap da gsterenlere ve gsterilenlere an-
lamlandrma olana verir. Yap bir farkllklar sistemi-
dir. Dilde gelerinin birbirlerini farkllk yoluyla mey-
dana getirdikleri bir yap olarak ortaya kar (Coward
ve Ellis, 1985, 29-30).
Sra Sizde 3
Saussureun dilbilim almalar ierisinde dil ezaman-
l ve kapal bir yap olarak ele alnr. Bu nedenden do-
lay yapnn bir figran olan zne, dil yani yap neyi
olanakl klarsa onu syleme ve anlamlandrma iktida-
rna sahip olur. Burada dilin bireyler tarafndan gnde-
lik kullanmlarnn altnda yatan bu yapda zne bilin-
li bir seme ve benimseme konumunda deildir (S.
r, 1997, 77).
Sra Sizde 4
Hem yapsalc dilbilim ierisinde hem de Levi-Straussun
almasnda zne homojen ve kendi kendini denetle-
yebilir olmaktan uzaktr; zne varlnn bile farknda
olmad bir yap tarafndan ina edilir; yapdaki ve bu
yapdaki dnmlerin nesnesidir (S. r, 1997, 80;
Coward ve Ellis, 1985, 41). Dolaysyla znenin yap ta-
rafndan ina edilen bir nesne olarak ele alnarak ona
tabi klnmas yapsalc zmlemelere getirilen en
nemli eletiridir (S. r, 1997, 80).
Sra Sizde 5
Althusserin yap kavramnda birbirlerine kar greli
zerk olan ekonomik, politik ve ideolojik dzeyler her-
hangi bir toplumsal formasyonun yapsal karmakl-
nda birleirler. Dolaysyla buradaki nedensellik izgi-
sel deil, yapsaldr. Toplumsal formasyonun dzeyleri
arasnda eitsiz bir gelime vardr (Swingwood, 1998,
359). Kendi i belirlenim koullar sz konudur. Her ne
kadar dzeyler birbirlerine kar greli olarak zerk ol-
salar da son kertede ekonominin belirleyicilii sz
konusudur.
Kendimizi Snayalm Yant Anahtar
Althusser, L. (1984). Felsefe ve Bilim Adamlarnn
Kendiliinden Felsefesi. Ankara: Bilim ve Top-
lum Yaynclk.
Althusser, L. (1987). John Lewise Cevap. Ankara: V
Yaynlar.
Althusser, L. (1991). deoloji ve Devletin deolojik
Aygtlar. (ev. Yusuf Alp ve Mahmut zk). s-
tanbul: letiim Yaynlar.
Althusser, L. (1996). Freud ve Lacan. (Der. Saffet Murat
Tura). Freuddan Lacana Psikanaliz. stanbul: Ay-
rnt Yaynlar, s. 183-206.
Althusser, L. (1995) deoloji ve Devletin deolojik Ay-
gtlar ev: Yusuf Alp/Mahmut zk, stanbul: le-
tiim Yaynlar.
Barrett, M. (1996). Markstan Foucaultya deoloji.
(ev. Ahmet Fethi). stanbul: Sarmal Yaynevi.
Belge, M. (1995) nsz deoloji ve Devletin deolo-
jik Aygtlar iinde, L. Althusser, ev: Yusuf
Alp/Mahmut zk, stanbul: letiim Yaynlar.
Callinicos, A. (2004) Toplum Kuram Tarihsel Bir
Bak, eviren: Yasemin Tezgiden, stanbul: le-
tiim.
Clro, J-P. (2011). Lacan Szl. stanbul: Say
Yaynlar.
Coward, R.ve Ellis, J. (1985) Dil ve Maddecilik, evi-
ren: Esen Tarm, stanbul: letiim Yaynlar.
Cuff, E.C., Sharrock, W.W. ve Francis, D.W. (1998) Pers-
pectives in Sociology, London: Routledge.
Jary, D. ve Jary, J. (1991) Collins Dictionary of Socio-
logy, Glasgow: Harprer Collins Publishers.
Lechte, J. (1994) Fifty Key Contemporary Thinkers,
London: Routledge.
Lvi-Strauss, C. (1986) Mit ve Anlam, Trkesi: en S-
er / Selahattin Erkanl, stanbul: Alan Yaynclk.
Lvi-Strauss, C. (2004) Yaban Dnce, eviren: Tah-
sin Ycel, stanbul: YKY.
Marshall, Gordon. (1999). Sosyoloji Szl, Ankara:
Bilim ve Sanat Yaynlar.
Ritzer, G. (1996) Sociological Theory, New York:
McGRAW_HILL.
Sancar S.r, S. (1997) deolojinin Serveni Yanl
Bilin ve Hegemonyadan Syleme, Ankara: m-
ge Kitabevi.
Sarup, M. (2004) Post-Yapsalclk ve Post-Moder-
nizm, eviren: Abdlbaki Gl, Ankara: Bilim ve
Sanat.
Slattery, M. (19919 Key Ideas in Sociology, London:
Mcmillan
Sturock, J. (2003) Structuralism, London: Blackwell.
Swingewood, A. (1998) Sosyolojik Dncenin Ksa
Tarihi, eviren: Osman Aknhay, Ankara: Bilim ve
Sanat.
Tura, S. M. (1996) Freuddan Lacana Psikanaliz, s-
tanbul: Ayrnt.
Zizek, S. (2002). Krlgan Temas. stanbul: Metis.
http://tr.wikipedia.org
233
8. ni t e - Yap sal c l k ve Post Yap sal c l k
Yararlanlan ve Bavurulabilecek
Kaynaklar
235
Szl k
A
Ak ilev: Toplumsal davran ve olgularn bilinen, bekle-
nen, niyet edilen sonucu.
Anlamn balama-gnderimlilii: bkz. Dizinsellik
Anomi: Toplumsal normlarn kmesi, etkisizlemesi ve bu
durumdan kaynaklanan karklk ve atma durumu.
Durkheima gre uygun toplumsal normlarn mevcut ol-
mamasndan kaynaklanan bir kuralszlk hali, Mertona
gre kltrel olarak belirlenmi hedeflerle bunlara ula-
mak iin toplumsal olarak belirlenmi aralar arasnda
bir kopma meydana geldiinde oluan durum.
Arasal akl: Arasal akl, dnyaya ve baka insanlara, onla-
r nasl smrebileceimiz temelinde bakan, olgu ile de-
eri birbirinden ayran ve deerleri, bilgi ve yaam a-
sndan nemsiz bir role indirgeyen akl olarak tanmla-
nabilir (Marshall, 1999, s. 180).
Autopoiesis: Kendi kendini retme.
B
Bak alarnn karlkll: Aksine inanmak iin bir ne-
den yoksa, bireylerin toplumsal dnyadaki olay ve ey-
lemleri kendileri nasl anlyorsa dier bireylerin de ayn
ekilde anlayacaklar varsaym.
Belgeleme yntemi: Herhangi bir durum ya da balam iin-
deki zelliklerin belirli ynlerinin seilmesi ve tanmlan-
mas, bu ynlerin temeldeki kalbn kant, belgesi ola-
rak kabul edilmesi, daha sonra srecin tersine evrilme-
siyle temelde bulunan kalbn belirli zelliklerinin kal-
bn varlnn kant olarak kullanlmas.
Benlik: Bir bireye dier insanlarn verdikleri tepkilerle ykle-
nen kimliktir.
Beyaz yakallar: Millsin almalarnda daha ok kk ap-
l giriimcilerden ve kk mlk sahiplerinden oluan
eski ve bamsz durumdaki orta snftan farkl olarak,
irketleme ats altnda toplanan Amerikan toplumun-
da iverenlerle cretli alan iiler arasnda ortaya -
kp gelien beyaz-yakallardan oluan yeni ve baml
dedii orta snf tanmlamada kulland bir terimdir.
Bilin ve bilind: Freuda gre insan zihni, bilin ve bi-
lind olmak zere iki temel blmden oluur. Zihnin
ileyii srasnda kontrol edebildiimiz ve farknda oldu-
umuz olgular bilinci olutururken, organik, biyolojik
ve hayvani doamzn dorudan ifadesi olan ve doyu-
rulmay bekleyen, yemek ve seks gibi temel igdsel
itkiler ise bilindn oluturur.
Bireysel adaptasyon tipolojisi: Mertonn gelitirdii ve bi-
reylerin anomi durumunda verecekleri davransal tep-
kileri gsteren ema.
Bozuk ilev (disfonksiyon): Bir genin sistemin belirli par-
alar asndan dourduu olumsuz sonular.
D
Dizinsellik: Herhangi bir nesnenin veya etkinliin anlamnn
kendi balamndan tretiliyor olmas, belirli bir balama
endeksli (dizinli) olmas durumu.
Durumsallk: Koullara ve duruma bal olarak deiebilirlik.
E
Epoche: bkz. Fenomenolojik indirgeme
Etnometodoloji: Harold Garfinkel tarafndan gelitirilen
ve fenomenolojik dncelerin ampirik aratrmalara
uygulanmasn ve insanlarn toplumsal dzenleri ret-
mek iin kullandklar yntemlerin incelenmesini ie-
ren yaklam.
F
Fenomen: (1) Bir dereceye kadar allmam olan, byk ih-
timalle olaan d veya pheli olan durum. (2) Bir nes-
nenin duyular tarafndan edinilen algs, duyular aracl-
yla algladmz her ey.
Fenomenoloji: D dnyann bu dnya hakkndaki bilinci-
miz dnda nesnel bir anlam olmadn ileri sren, in-
san bilincinin ileyiiyle ilgilenen ve insanlarn iinde
yaadklar dnyay yorumlama yollarn inceleyen felse-
fi yaklam.
Fenomenolojik indirgeme: Dncelerin deney ncesi z-
lerini ortaya karabilmek ve olgularn zlerini grebil-
mek iin bireylerin kendi bireysel bilinlerini, bilinleri-
nin kurduu varsaymlar, saduyuya dayal olarak bil-
diklerini yok saymalar, bir kenara brakmalar.
Fenomenolojik sosyoloji: A. Schutz tarafndan gelitirilen,
Husserlin fenomenolojik dncelerinin sosyolojiye ta-
nmas ve baz yorumlayc teorilerle birletirilerek gn-
delik yaam fenomenine uygulanmas eklinde zetle-
nebilecek yaklam.
Formel rasyonalite ve tzsel rasyonalite: Formel rasyona-
lite herhangi bir amaca ulamak iin en etkili aralar,
nihai insani deerleri dnmeksizin aratran akl ola-
rak tanmlanabilir. Formel rasyonalitenin aksine tzsel
rasyonalite ise adalet, bar gibi nihai insani deerleri
ieren akl olarak tanmlanabilir.
Szlk
236
Moder n Sosyol oj i Tar i hi
G
Genelletirilmi teki: Bireyin toplumsallama sreci ieri-
sinde bir grubun ya da toplumun deer ve tutumlarn
iselletirmesini ifade eder.
Gizil ilev: Toplumsal davran ve olgularn bilinmeyen, bek-
lenmeyen, niyet edilmemi sonucu.
Grng: bkz. Fenomen.
Grngbilim: bkz. Fenomenoloji.
Gsterge, gsteren, gsterilen: svireli dil bilimci Ferdi-
nand de Saussureun almalarnda dil bir iaret veya
gsterge sistemi olarak tanmlanr. Saussurea gre dil
yapsnn unsurlarn oluturan her iaret veya gsterge
gsteren (signifier) ile gsterilen (signified) olmak zere
iki blmden oluur. Gsteren gstergenin akustik/ses
biimi iken gsterilen gstergenin iaret ettii anlam/d-
ncedir.
Gstergebilim (semiyoloji): Semiyoloji, basite dil, edebi-
yat, sanat ve dier tm alanlarda beliren iaretlerin ya da
iaret sisteminin genel bir almasdr.
Grand teori: Birok eyi birden tek bir teoride aklamaya
alan byk boy kuramlara verilen genel ad.