You are on page 1of 28

VE MODERNiZM

FAZLUR RABMAN
22-23 '97,
KLTR YAYINLARI
DNYA
GENEL EREVE
Nakib al-Attas*
I
bir "dnya li'l-kevn
formle edilen Arapa ifadede gibi, zihnin maddi dnyaya ve
tarihi, sosyal, siyasi ve
ibaret dnya bir ti'l-kevn oldu-
sylemek nk, nazrat ile ifade edilenin aksine, ne
dnya akla uygun deney verilerinin ve gzle grlebilen
gzlemlenmesinden yola formle edilen felsefi
ne de akla uygun deneyin ve olan kevn ile
bu tr ifadeler Mslman Arapa'da
bu olsa olsa, duyu ve akla uygun deney ile
olan modern, sekler bilimsel dnya etkisi
na gsterir. kutsal ve dikotomisini kabul etmez;
dnya hem hem de ahireti ve bu dnya g-
dnya yn ahiret ynyle kkl ve biimde
taraftan nihai ve nemli olan ahiret yndr. Dnya ynne ahi-
ret yn iin bir gzyle islam'da nihayette ahiret
ynne ve bu dnya ynnn ihmal edilmesi veya
gibi bir tutumu tazammun etmez .. Gereklik (reality), modern
Arapa szlklerinde kez olarak ve zel-
likle vakl biimiyle anda muteber olmayan Gereklik haki-
ve bu kavram olgusal hadiselere (olgulara), eden te-
riminin yer etmesi nedeniyle anda seyrek
Olgu btnn pek ok ynnden
tek bir yndr. stelik, bir olgu de olabilir;
buna hakikat hep hak olan O halde
gre, "dnya ile kastedilen gereklik ve haki-
(*) Prof Dr., Malezya, ISTAC ve Medeniyeri Enstits) Kuru-
cu
16/ iSLAM VE MODERNiZM Fazlur Rab m Tecnibesi
ryetidir (vision), ki zihin gzmzn nnde tezahr ederek vcu-
dun ne eder; zira
bir btn olarak vcud alemidir. Bu itibarla dnya
ru'yetu'lislam li'l-vcud'u
Bir btn olarak hayat perspektifi de dahil olmak zere grlen
ve grlmeyen (gayb) alemierin metafizik tahkiki olan gereklik ve
hakikat vizyonu, muhtelif kltrel nesnelerin, ve sun'i
bir btnlk(l) halinde biraraya getirilmesiyle bir dnya gr-
gereklik ve hakikat vizyonu, gre de-
paradigmalara uygun biimde ve dzeltmelere
mecburi olan felsefi speklasyonun ve bilimsel tarihi ve
sreci tedricen bir dnya de O,
boyunca tekrarlanan diyalektik bir srecinden geen bir dnya
de byle bir diyalektik sre tezden antiteze, sonra sente-
ze ve srecin herbirisndeki geler iine girip zm-
senir. merkezli olan bir sistemine dayanan bir
dnya daha sonra merkezli hale gelme-
si ve dnya merkezli ve belki de diyalektik bir sre iinde ye-
ni bir tez zere yeniden yn gibi. Byle bir dn-
ya kltrel tarihinde, dini ve entellektel vu-
ku ve bulacak gibi, dnya ve de-,.
sistemlerini savunan birbirine muhalif sistemlerinin etkisi al-
ideolojik kltrel ta-
rihinde, dini ve entellektel deneycilik, gerekilik,
pragmatizm, pozitivizm, pozitivizm, gibi
lar gidip gelen ve nihayet gnmze dek meto-
dolajik materyalizme veya idealizme
bir sisteminin etkisiyle yoktur. d-
temsilcileri filozolar, metafizikiler- tahkiklerinde her-
hangi tek bir ynteme vermeden muhtelif yntemleri
Tahliklerinde ve zamanda deneyci ve tmeva-
ve tmdengelirnci yntemleri ve znel(2) ile nesnel ara-
hibir kabul etmediler ve bu sayede bilginin tevhid yntemi
yntemine bulundular. tarihinde, "klasik",
sonra "modem" ve de iddia gre "post-modern"
nitdenebilecek tarihi dnemler ve modem
"rnesans" ve tecrbe edilen kritik olaylar
Dnya ana gelerindeki ieren sis-
temlerindeki yn savunanlar, btn kltr by-
le yn aksi takdirde

srecinde tkendiklerini, retkenliklerini yitirip
syleyebilirler. Fakat bu sadece, ve sistemleri dnemleriniri
biliminin kltrel ve felsefi gelerden olan me-
deniyetlerin tecrbesi ve bilinci iin geerlidir. bir kltr formu olma-
gibi, onun gereklik ve hakikat vizyonunu ve sistemini
sistemi sadece kltrel, felsefi ve bilimsel gelerden
onun diniri teyid akl! ve sezgisel ilkelerin tasdik et-
Vahiy'dir. kendisini hakiki anlamda daha
ta kemale yerin ve srecinde roln
tarihl veya ihtiya duymayan bir din olarak ta-
Dinin btn -ismi, iman ve amelleri, ibadet biimleri, akide
ve inan sistemi- Vahiy tayin ve szleri ve rnek fiilieri
ile Peygamber (sav) ve tarihsellik
iinde mecburi olan kltrel gelenekten
dini daha dnemde kendi bilincinde idi.
Dnya tarihi sahnesine isiilm zaten "olgun"du ve
mak iin "byme" srecine muhta semav1 din daha
itibaren kendisini bilen dindir; ve bu z-bilgisi Vahyin kendi-
sinden gelir, tarihten dini geleneklerindeki szde
iin nk szkonusu s-
re olarak olsa olsa tefsir ve olabi-
lir ve bu da milletlerden mrnin zamret haline
gelir ve esas bu dnya nihai
olana eden bir sahihlik ve kesinlik ve asil geleri
mez biimde tesis olan topyekn bir perspektifle ve vcudu
bir gereklik ve hakikat Szkonusu gelerin en
belirgin mahiyeti, Vahyin (yani, mahi-
yeti, Onun mahiyeti; mahiyeti ve insan
nefsinin (soul) psikolojisi; bilginin, diniri, hrriyetin, ve fazilet-
Ierin ve mahiyeti; ki btn bunlar, anahtar te-
rimler ve kavramlarla birlikte, ve ilerleme fikir-
kkl biimde etkilemektedir. Bu dnya
nn asil gelerinden bir zet vermek istiyorum. Dnya
bu asil geleri sayesindedir ki, tesis edil-
srdryoruz. Tarihin rahminden modemiteyi vcuda
olan sistemlerine felsefi bir ideoloji olarak seklerizasyo-
nun gren modemite de bu tesis
meydan Fakat bir gerek ki, modernite ve-
ya bir dnya olarak tarif edilebilecek hibir b-
tnlkl vizyonu yoktur. Bir dnya ile bir yap-bozda bir
18/ iSLAM VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnibesi
resim sun'! bir benzerlik bulsak bile, modernite yap-bozu btn-
lkl bir resim arzetmekten uzak gibi, byle bir resmi
paralar da birbirine Bu, anda btn paralan bozmak-
ta olan postmodernite iin de geerlidir. Kendisini ifade eden b-
yk lekli bir antolajik sistem inkar edilirken ve hakikat ile gereklik, ha-
kikat ile bir aynm varken hibir hakikl dnya
odak haline gelemez. Bu asli geler ilkeler olarak hareket
eder ve tm anlam sistemlerimizi, hayat ve
dnya btnlkl bir sistem halinde bir dzene sokar; ve
bu asll gelerin dile hakikl stn ilkesi Kur'an'da vah-
mahiyetine bilgiyi odak ..
beyan mahiyeti Vahiy'den Va-
hiy ile bjk ve iddia ani veya kut-
sal havari veyahut bilgelerin ve ferasetli in-
sezgilerini kastetmiyoruz. Vahiy ile
kastediyoruz; kendi ve
Nebi ve Resulne necat yoluna bu kelam sesli veya
harfli bununla birlikte Onun kelimelerle beyan sonra da
Peygamber mahiyete yeni bir dil formu iinde da kapsar.
Vahiy ile Kendisine, ve necat yo- .-
luna kastediyoruz. Bu kelam Onun
Peygamber'e ve Nebi'ye (sav) sesle veya harfle kelimelerle beyan et-
iine alacak sonra da Peygamber
mahiyete yeni bir dil formunda ama yine de biimde, Pey-
gamber'in kendi ve idraki
tir. Bu Vahiy nil1a!dir ve kendisinden nceki vahiylerin ilk biimleriyle ha-
tasdik gibi, kltrel icadardan ve
temizlemek suretiyle bu vahiylerin zn de iermektedir.
yeni bir Arapa formunda tasdik
mizden itibaren, Onun mahiyetinin tarifi, o dil formuna uygun biimde biz-
zat Onun Kendi szleriyle tarif Buradan
sonu onun Snnet'teki tefsiri ve ona bo-
yunca gsterilen sahih ve muteber ittiba, bu dilin gereklil<: ve en
yksek derecede tarif ispat eder.( 4) Bu anlamda ve modernist ve
postmodernist hkmeden durumun tersine, dillerin se-
fazla gibi bir
savunuyoruz. Buna dil felsefecileri hakiki
veya mukabil gelme konusunda dillerin problematik haline ge-
/19
Vahiy'den mahiyetine
Ona ve deney ve bilincinin bir sonucu olarak, _ve
sezgi temellerine, durumlarda da deneysel sezgiye
mahiyetine ne dnyadaki dilli gele'-
neklerin, ne Yunan ve Helenistik felsefi ne felsefi veya
bilimsel ne de ve mistik geleneklerin Allah tasav-
Bu geleneklerin Allah
mahiyetine belki zahiri benzerlikler bulu-
nabilir; ama bu benzerlikler o tasavvurlarcia da Tek Evrensel Allah
nun delili olarak yorumlanamaz; . zira bu her birisi bir
kavramsal sisteme hizmet eder ve aittir, ki bu da o
bir btn ya da st sistem haline getirir. "birlik"ten ka-
"teklik" veya ise "dinlerin diye de yoktur;
"birlik"ten "teklik" ve kastedilmiyorsa o zaman d-
zeyinde dahi dinlerin ya da birbirine var demek-
tir. o dzeyde veya birbirine benzemezlik
"birlik"ten de "bir btn eden birbiriyle ve
dinler de dinlerin veya birbirine benzemez-
kabul edilirse, o zaman bundan,
ve maddi maruz alelade dzeyinde, .
herhangi bir dinin kendi eksik iin
yetersiz ve - yani, rakip, benzer ve ortak Tek Ev-
rensel Allah'a teslim anca1<: dzeyinde
sonucu Oysa dinin tam da bu dzeyde, yani
ve maddi maruz dzeyin-
de kastedilmektedir, teriminin ifade gibi, in-
o maruz zaman teriminin on
kategoriden hibirisine dahil olmayan ontolojik bir durumu ifade ka-
bul takdirde, Allah -dinlerin diye szkonusu olabi-
anlamda- dinin (yani, ilah) (demektir). Allah bu d-
zeyde ilah olarak rabb olarak ve Onu rabb olarak
mak tasdikincieki teklik ve tazammun etmez,
nk de rabb olarak ama Onu yine de tas-
dik de, btn Onu o seviyede rabb ola-
rak Fakat, Onun ilah olarak ve Ona hibir ortak, rakip
vs. Onun ve Onun Peygamberlerin gs-
tarz ve biimde Ona teslim iine alan dzeydeki tasdik de
gelmedike, Onu hakiki olmaz.
iindeki kitlelerin tecrbe ve bilincini "geen" veya
bir tecrbe ve bilin dzeyindeki psikolojik bir durumu ifade
20/ iSLAM VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnibesi
kabul ediliyorsa, o zaman dzeyinde tecrbe edilen ve bilincine
vanlan "birlik" dinlerin iinde sadece nisbeten az sa-
dilli tecrbe ve bilincin olur. Oysa dinin
umumu iin istenir; ve o dzeyde din-
lerin olsun diye bir btn asla dzeyinde buluna-
maz. O halde, o dzeydeki btn paralar olarak din-
lerin veya reddedilip, alelade dze-
yinde her bir dinin bir btnn kendi bir btn oldu-
kabul edilirse, o zaman "teklik" veya birlik,
gerekte dinlerin (yani, dzeyinde dinlerin
ki bu da alelade (yani, zahiri) dzeyinde dinlerin
na ve her dinin kendi yeterli ve geerli
her birinin sahih ve da olsa hakikati ettik-
lerini tazammun eder. Dinlerin ve iinde,
sahip herhalde, kainata hkmeden ve her biri-
si kendi kozmolojik sisteminde sahip bulunan
ve modern felsefe ve bilimi ve
genel Kainattaki sistemlere modern bi-
limsel insan toplumuna, kltrel gelenekiere ve
ifadelerle kefeye koymak, modernitenin karakteristik zelliklerinden
birisidir. Dinlerin btn, ya
da byk, dinlerininin semavi dinler
Onlar, ve kendilerinin me-
teoriyi geerli var-
dinlerin
de tazammun Btn
son derece byk bir hata ve hakikatin gdler sz-
konusu "dinlerin Dinlerin birli-
inanma iddialan muhayyilelerinin onlara tmevanmsal olarak telkin
ve fiili tecrbeden entellektel speklasyondan
Bu ve tecrbesinden
takdirde, yine deriz ki, tecrbe edilen "birlik" dinlerin bireysel
dilli tecrbenin mertebelerinin ve bu birlik onu tecr-
be eden bireylerin dinlerinin, alelade dzeyinde semav! dinler ola-
rak biimde geerli hakikatiere sahip olduklan mutlaka
gtrmez. stelik, daha nce gibi, bu tecrbenin se-
mavi dinin olarak rabb olarak Ve Onu rabb ola-
rak mutlaka, Onu hakiki teslimiyet iinde tasdik etmek bu
tan ileri gelir demek nk kibrin ve
tam da bu dzeyidir. Tek bir semav! din Bu,
(
/21
vahyin (sadece kendi kavmine bir btn olarak
gnderilen son Peygamber'in nihai ve karnil biimiyle Evrensel
Dini kabul etmeleri iin insan kavimlerini hedefleyen)
hikmet ve adaleti kendi kavimlerine vaaz etmek ze-
re gnderilen nceki btn Peygamberlerin diniydi. Vahyin asll ise
hep oldu: ortak, rakip ve Tek Hak ve Gerek
(ilah) tasdik etmek ve sadece Ona ibadet etmek; hem nceki Pey-
gamberlerin hem de kendisinden nceki btn Pey-
gamberlerin de tasdik son Peygamber'in nihai haki-
tasdik etmek. Asli gnmze dek olan semavi dinin
en karnil vesile olan son Peygamber'in kavmi hari, n-
ceki Peygamberlerin kavimlerin hidayeti terke-
dip kendi elleriyle icat ettikleri kltrel ve etnik tercih ettiler
ve semavi dinleri taklid ederek din iddia ettiler. Oysa
tek bir semavi hak din ismi de olarak ve Allah
bu dini takip en iyileri olarak vmektedir. "Din"
verdikleri trl trl inan ve takibe karar veren kavimler-
den gelince, alelade
dzeyinde bile zaten biimde grnen hidayet ve
ihlas sayesinde, yeniden mutlak anlamda
ve tasdik eden; ve bunu, dzeyine mecbur kal-
madan, bu ve tasdiki "din" diye tarif edilen inan ve
geleneksel biimleriyle ve semavi dini taklit olarak yorumlanan kltrel
icatlarla ve etnik uydurmalada sadece
Bu nedenle, Vahyin hibir hataya mahal
rakmaz ve bu anlamda bir ibaret o dlnin biza-
tilli kendisidir. dinde zahiri an-
birbirinden yatay bir izgisinden bahsetmek mmkn de-
Belki zahiri olandan olana dikey bir izgisinden sz
edilebilir; bu, bizim umumun Gerek'e ya da
Hakikat'a ruhaili azade-
mertebesi olan islam, iman, Mustakimi olarak
bir dikey izgisidir. ilk gnk vahyi
kutsal ve dinlerin
etnisite ve sembolizm zellikle-
rine ve niteliklerine rtmeye ve sonra da haki-
kat olarak gsteren ve bir hermnetik ile bu sembolizme
mazeret getirmek Din sadece (tevhid) tasdi-
kinden zamanda, kendisinden nceki Peygamberlerin tasdik ve
tarz ve biimini kuvvetlendiren, ve takviye
1 !
22/ iSLAM VE MODERNiZM Fazlur Rabman TecnibeSi
eden son Peygamberiil bu tasdiki tarz ve
biimden de Bu tarz ve biimi Allah'a teslim
tarz ve biimidir. hakiki tasdikinin ltn,
o Allah'a teslimiyet biimi Bu dinin ismini tek
nedeni, teslimiyet biiminin tasdiki
O halde, sadece "teslimiyet" gelen bir fiilimsi isim
o zamanda hem hak.ild teslimiyeti tasvir eden belli bir dinin
ismi, hem de dinin Allah'a teslimiyet. dinin tesli-
miyet tarz ve biimi kesinlikle o dindeki Allah tasavvuru etkile-
nir. dindeki Allah tasavvuru hak.ild teslimiyetin biiminin
ru biimde ifadesi iin asli bir neme sahiptir; ve bu tasavvur ha-
k.ild tarifinde yeterli Szkonusu tasavvur ne etnik ve
kltrel gelenekten, ne kutsal etnik ve kltrel gelenekle
ne de bilimin felsefi sa-
dece Vahiy' den
mahiyeti tasav'vuru, Kur'an'a gre Peygamberlere vahye-
mkemmel O tek hayat sahibi (Hayy),
muhta olmayan (Kayyum), ezen ve ebedi (Baki)dir. Vcud
Onun O tektir; ne hayal en, ne fiilen bln-
me mmmkn O, ne bir ne para-
. ,
lara blnebilen bir ne de ayn ayn unsurlardan
kl bir Onun ve tabi! mut-
cinsinden nk O mutlak iken zarpanda yle bir fer-
diyettedir ki, bu ferdiyet onun veya kudsiyetini
bozmaz. O ve bu Onun an,da her yerde ve na-
tezat etmez; o ikindir de, ama bu ikinlik
panteizmin bir o ha-
kiki ve ezeli sahiptir; -Onun Kendisini tavsif bu Onun
birlikte ve da
ama bu gereklikleri ve ayn Onun
ezen olduklan belki nun
yrtlemiyecek bir birlik iinde birlik gelir. O hal-
de, Onun ve fiilierinin nk O hayat,
kudret, ilim, irade, grme ve ile Ka-
dir'dir, Mrid'dir, Basirdir ve Mtekellirn'dir; ve aksi
Onun iin
O, Aristocu Hareket Ettirici'ye benzemez, nk O daimi faali-
yeti iinde iradesine olmayan bir Fail olarak, ve
veya maruz kalmadan faaliyettedir. O, Platoncu ve Aristocu madde
/23
ve suret faaliyeti iin kadar ycedir.
Onun ve Plotinusu sudur cinsinden tarif edi-
lemez. Onun Onun i.ln:iinde nceden mevcut olan rnek
liklerin, kudret ve iradesiyle, harici vcuda getirilmesidir ve ezeli bir sre-
te tekrarlanan tek bir fiildir, buna srecin iinde yer alan
ezeli O srece vcudun zaman yeni ama
benzer suretierde tezahr ederler.
ya da Helenistik felsefe ya da felsefe veya bilim Ken-
disini, faaliyetlerini ve tarifinde Vahiy
ki, btn birlikte alemi, yeniden yeniye
srecinde vuku bulan hadiseler cinsinden tefsir eder. Bu yorum ger-
ekiikierin ve birbirini tamamlayan ifte mahi- _
::1.-
yetlerini, ve vcud1 bir yo-
ve benzerleriyle yenilenme srecine dahil mut-
lak ve gelecekteki mutlak tasdiki gerektirir. Zaman
ve ve her ikisi de vcuda getiren yaratma
fiilinin sonucudur. olgusal nesnelerde aleminde)
bu nesnelerin gelecekteki btn hallerini ieren ontolojik dzeyinde vuku
O halde, nesnelerin ikin olan potan-
siyellerin yaratma fiili ile ard arda yani bilkuvveden bilfi-
ile gemedir. Bu nesneler yaratma emrine uygun olarak iierin-
dekini kimliklerini zaman iinde korur. Bir tarafta
tarafta ise ieren; nesnelerin ikili durumu, harici v-
cud ile adem (yokluk) dahil! durumunda nc bir on-
- tolojik kategoriyi ngrr. Bu, ilminde bir biimde messes
C olarak mevcut olan ideal gereklikler alemidir ve bu
ideal gereklikler, Allah'tan itibariyle kabul edilen ilahl isim-
ler ve suretleri ve vecihleridir.
bilginin mmkn tasdik eder; nesnelerin gerekliklerinin
ve nihai mahiyetlerinin bu bilgisi, dahil! ve harici hislerimiz ve melekeleri-
mizle, ve sezgimizle, sahih otoriteler bilimsel veya
dinl mahiyetteki haberlerle, kesin biimde (yakln ile) tesis edilebilir.
hibir zaman, btn nesnelerin ls yapan ahlak! veya epis-
temolojik bir kabul veya ondan ya da hepsi
de modernizmin ve postmodernizmin olan se-
srecinin ya da bu tarif eden
kuculuk, bilinemezcilik veya zemin
dir.
24/ VE MODERNiZM Fazlur Tecnlbesi
Bilgi, hem ruha ve hem de ruhun anlama Bu
ruhun tabula rasa levha) gibi pasif bir
almak almak ve bylece anlama iin bilinli bir gay-
ret sarfetmeye olma aktif bir da tasdik edi-
yoruz. Bir nesnenin bir sistemdeki kendine mahsus yeri idrak iin se-
ik hale anlama "Kendine mahsus yer" hep
birlikte bir sistemi tarif eden nesnelerin hkm sren
tazammun etmektedir ve. zaten bu veya ki, nes-
nelerin sistem iindeki kendine mahsus yerlerini tayin etmekte-
dir. Burada "yer"in vcudun sadece mekan ve zaman boyutunda ay-
zamanda hayal edilebilen, akledilebilen ve mertebelerinde de vu-
ku kastedilmektedir. Bilginin nesneleri insan
hayal etme ve kavrama gibi harici ve dahili hislerimiz, me-
lekelerimiz de hep gce ve potansiyele sahip her birisi
tayin aktarmak ve muhafaza etmek iin yara-
her bilgi nesnesi iin veya
o nesnenin ve potansiyellerine bilinmesi gereken
bir hakikat gerektirmektedir. Her bilgi nesne-
sindeki bu hakikat bilgisine, nesne idrak iin ise
duyularla, nesne idrak iin ise pratik veya teorik hikmet ile
Bilgi nesnelerinin bu ve szkonusu ,
nesnelerin sistemindeki yerleriyle ilgisi ve
"kendilerine mahsus" yerleri,
da, idrakimiz iin hale gelir. bu konumudur: nesnele-
rin bilinmesi gereken ve nesnelerin kendileri-
ne mahsus yerleri kkl biimde
Hakiki bilgi, bu nedenle, her nesnedeki bilgidir.
nmzde duran zor :rnesele, bilginin problemidir. Bu prob-
lem, modern kltr ve medeniyetinin felsefesinin, biliminin ve ide-
olojisinin etkilerinin kendi de kaynaklanmak-
Entellektel Vahiy'den dnya
anahtar terimierin ve sonucu ola-
rak ortaya Bu entellektel serpintileri, dini bilgi,
inan ve bir belirtisi olan ahlaki ve kltrel kar-
tezahr etmektedir. Bu anahtar terimierin
ve hakikat krizine ve kimlik krizine yakalanan kalpleri ve zi-
hinleri istila eden felsefi bir program olarak seklerizasyonun
dan ileri gelmektedir. Bu krizler, hikmetli ve nl seleflerimizin dinin ihya
temeller zerine biimde tarihi kklerden, kopma
bile, sapmaya neden olan sisteminin bir sonu-
/25
cu olarak Bilinmelidir ki, problem tr, dnya
btn asil gelerini kapsayacak kadar kkl bir mahiyette-
dir ve hukuki ve siyasi aralarla zlemez. Hukuk ve dzen ancak ba-
olarak ve vehimden olarak fiil-
ler tasdik yerli yerine oturabilir. Bu ise bilgiy-
le ve bu bilgiyi yntemleriyle
yleyse, legalizmin labirentlerinde yolunu bulmaya enerji-
tketmeyelim, onun )" dinin ve dinin ifade dnya
nn iyice ve idrak edilmesiyle olan prob-
lemle mcadele etmeye nk bu, bilgisini, hayattaki
ve nihai ilgilendirmektedir.
Edinilen bilgi "edeb"i harekete geiren manevi gayeyi iermiyorsa,
bilginin edinilmesi srecine denmez. Edeb, hikmetin meyvesi olan
bilgiye nefs terbiyesinden salih ameldir hareket). ifa-
de olsun diye, edebi salih amel olarak tercme
Anlam ile bilgi zat! bir Ben, sis-
temdeki ve seik hale vuku bulan, o
sistemdeki yerinin olarak "Yer" sistemdeki
ya da kendisine mahsus yeri ve "sistem" de burada gelenek
dan formle ve din ortaya Kur'aru kav-
ramsal sistemi ifade etmektedir. Daha nce gibi, bilgi, anla-
ruha ve ruhun da anlama ve bu ya-
dzenindeki kendilerine mahsus yerlerinin ve bu
bizi ve vcud dzeninde kendisine mahsus yerini
maya gtrr. Fakat bilgi, mahsus yerlerin ve
tasdiki -yani, benlikte teyidi ve ile
haline gelmez. Bu tasdik, uygun hareketi (ameli) gerekli
Edeb, ya da arnel-i salih, bu tasdikten O halde, edebin ben-
likte zmsenmesidir. Edebin kollektif bir olarak toplumu
ferdi benliklerde adalet halini ve adalet de
bir ya da bir ve kendisine mahsus yerini
mesine imkan veren nbvvet hikmet
bir Kendisine mahsus yerinde olma haline ben adalet
veriyorum; edeb de yerinde halini vesile olan
eylemdir (amel). burada edeb, za-
manda hikmetin bir ve topluma ynyle ise, edeb
toplumdaki adil dzendir. ve z biimde edeb hik-
adaletin dnyadaki
26/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnlbesi
Edeb ile neyi ve edeb iin,
mesela ele ya da nefsinin iki yn biri-
si vgye eylemiere meyilli olan, ve Allah'a
sze yndr; ise arnellere meyilli, Al-
lah'a sze etmeyen yndr. sahibi nefs (en-nefsu'n-
ikincisine ise nefs (en-nefsu'l-hayvaniyye) diyoruz. sa-
hibi nefs nefse hakim ve onu denetimi
gerek nefsi gerekse sahibi nefsi kendilerine mahsus yerle-
rine Bylece, kendi nefsiyle nefsini ona mahsus
yerine Bu, kendi nefsine edebdir. ailesiyle ve
ailenin muhtelif yeleriyle anne ve kar-
tutum ve sarnimane tevazu, sevgi, hrmet, ve
verlik fiilierini sergiler; bu da o mahsus yerini
ve da kendilerine mahsus yere gsterir. Bu ai-
leye edebdir. cemaate, n-
derlere bu tr tutum ve
kendine mahsus yerini ortaya koyar; bu bilme de on-
la:nn hepsine ynelik edebi hareketleri (amelleri) gerektirir. Yi-
ne, kelimeleri kendilerine mahsus yerlerine ve bylece ha-
kiki hale gelmesini da, bu cmle-
ler ve dizeler, yani nesir ve edebiyat haline gelir; bu da dile
dir. nehirleri, vadileri, glleri, hayvan-
ve onlann yerleri kendilerine mahsus yerlerine
bu da tabiata ve evreye edebdir.

evi iin de geer-


lidir; dzenlerken ve kendilerine mahsus yerlerine yer-
ahengi temin btn bu faaliyetler eve ve ev
kin edebdir. renkleri, ve sesleri kendilerine mahsus yerleri-
ne koyarak etkiler meydana getirmekten sz edebiliriz, ki bu da sanat
ve edebdir. Bilgiyi ve zerinde
den ok laha nemli etkileri olan birok ve
de, mertebeler ve ncelikiere gre ve.
bilimleri. ncelikleri itibariyle derecelendirerek her birisini kendisine
mahsus yerine bu da bilgiye edebdir. anla-
ki, benim edebin yorumum, onun (edebin) bilgi-
yi tazammun ortaya bu, hikmetten bilgidir,
bilgi talebinin gayesini zamanda da ahlak! ve ma-
nefsin dahil! ve harid faaliyetidir; bu bilginin
felsefe ya da bilim dinden samevi
nemli anahtar -ki hepsi de bilgi
da verilen birbiriy-
/27
le zellikle de
sistemdeki belli bir "dzen"e ve o sistemle eden
. "kendine mahsus yer" ortaya Bu
dzen, ve vcudun -gerek harici vcudun, gerekse zihnl vcudun-
dzeninde hkm sren biimindedir. Burada kastetti-
insani dzene vcuda ve
kast sistemi, dereceli din adamlan rgtlenmesi veya bir sosyal
gibi sosyal bir trden bir ola-
rak Bu, sosyal halinde rgdenebilecek
dir; belki, zihinde organize edilecek ve tutum ve
cek Zihnin organizasyonu g, servet ve soy-sop gibi l-
tlerle bilgi, ve fazilet gibi Kur'aru lUerle Zihin,
bilgi ve dzeylerine ve mertebelerine gre dzen
ve tutum ve zihnin fiilen tasdik
tasdikin bilmeyle ve nefsin tasdik fiiline uygun olarak kendi-
ne mahsus yerini stlenmesine vesile olan bu uyum, edebden
Ama zihin, dzeni bozarak, bilginin ve
mertebelerini ve dzeylerini yerlerinden bunun nedeni
bilginin Byle bir bozulma adaletin
kendisini ve bylece ''kendine mahsus yerler" zihinde ve-
ya harite kaybeder ve edebin zlmesi vuku bulur.
Bilginin sonucu olan edebin sahte liderlerin haya-
btn cepheleriride endam bir durum meydana getirir; n-
k o sadece bilginin tazammun etmeyip hakiki liderlerin ta-
ve kabul edilmesi kabiliyeti ve yitirilmesi da
gelir. Bu durumu karakterize eden entellektel nedeniyle, avam en-
tellektel belirleyicisi haline gelir ve bilgi meselelerinde otorite .
mertebesine ykselir. Sahih hale gelir; yerine, .
kkl kavramlar olarak elimizde beylik szler ve ne anlama belli ol-
mayan sloganlar Problemleri ve tecrit ederne-
me ve da zmler getirememe; sahte problemlerin ica-
problemlerin siyasi, sosyo-ekonomik ve hukuki faktrlere' indirgen-
mesi belirgin hale gelir. Byle bir durum, sermayelerini grmezden gelen
trl trl ve tremesi iin mnbit bir zemin
olmaz.
Dil ontolojiyi Bir dile anahtar sade-
ce kelimelerin tercmesini o dilin dnya
mayan bir dnya stn sistemine ait sembolik formla-
da tercmesini ierir. Bu ve
28/ VE MODERNIZM Fazlur Tecnibesi
sorumlu olanlar alirnler, akademisyenler, gazeteci-
ler, siyasetiler ve amatrler dinin ve dinin ger-
eklik ve hakikat vizyonunun bilgisine tam Entellektel
ve ana nedenlerinden birisi, Vahiy
dnya anahtar terimierin yukanda
kesimlerin meydana ve
etkili olan en nemli faktr, ki, dilimize ve sylem
evrenirnize sekler ve onun olma-
Ve bir btn olarak Mslmanlar bu durumun henz bir pers-
pekten
dnem Kilisesi bilgi (tahsili) zerinde tekel ve
okuma yazma bilmeyen ve sanatlarda ve bilirnlerde, zellikle de
hukukta ve bilgisiz olan, o zamanlar genelde "meslekten olmayanlar"
(laity) diye isimlendirilen ifade iin "sekler" (saeculum) terimini
uydurdu. Byle zihnen dnyevi meselelerle ne-
deniyle, bu zamanda "dnya ilgili olma;" ait
olmama," "kiliseye mensup olmama," "kutsal olmama," "zamana (dnyaya)
ait" ve olma genel bir anlam da Bu
nedenle, bu terimin Araplar "al-
man!" tercme gryoruz; bu terim "leyse min erbab -el.,,
fenn ev el-hirfe; "seklerlik" de "el-ihtimam bi umur el-dnya" ya da el-ih-
timam bi el-alemiyyat; ise "havval ila garad ey
dnyevi" gelmektedir. Terimin bu tercmesi ve Ki-
lisesi ve kendisini tercmesinin eden Araplar
dan gramatik biimlerinin, ve Mslman
mmet ile hibir ilgisinin Arapada
da geerlil<: gz yumuldu. "kilise" ve "din
mtekabili ve (profane)
tahkir edilmesine neden olan kabul
sekler mtekabili yoktur. sekler
en mtekabili bulunacak olsa, bu Kur'aru "el-hayat el-dnya"
olan "dnya olurdu. Dana kknden tretilen
dnya kelimesi "yakma gelmekte-
dir. yorumuma gre, olan bu btn
la birlikte nk, olan, yani tecrbe ve
bilincine olan ki, dnyaya bu isim ve-
olan -yani, dnya ve dnya bizi
ve tabiri caizse ezerek, bu ve bu tesinde bulunandan,
sonra gelecek olan'dan ve sonunda yerden, yani el-ahiret'ten
elbette ki bilincimizi koparmaya Ahiret, sonda gelmesi nede-

niyle uzak hissedilir ve bu da yol bilincin
ifade eder. Kerim kendisini ktlemez veya
ve . ondaki tefekkr etmekten ve yorumlamaktan
tersine, ver ve bizi onu tefekkr etmeye,
bylelikle de ve dnyadaki
ve gayelerini bulmaya ve onlardan istifade etmeye eder. Ke-
rim dnya ve geici mahiyetini El-ha-
yat el-dnya vurgu hayata kendisi-
ne dnya ve tabiat sekler tazammun edildi-
gibi tahkir edilmez, ktlenmez. ki, sekler en ya-
mtekabilin el-hayat el-dnya syledim, nk
Kerim'in ifade dnya gerek anlamda hi-
bir mtekabil kavram stelik, madem ki dnya
madem ki dnya ve tabiat tecrbe ve bilincimi-
ze ayetleridir; yleyse, hakiki mahiyetierini ve gayeleri bi-
halde ve tahkir etmek, O, Al-
sonsuz merhamet ve tecellisindendir ki, O ayetlerini bize
bylece kastedilen
ilahi ayetlerin bu ayetlerin Al-
lah de ayetlerin kendisine veya, halde
kendi kendilerinde ayetlerde grp bu ayet-
leri ktleyen ve terkedenlerin; veya inkar edip kendi materyalist
gayeleri iin Onun ayetlerini sahiplenen ve vehml bir on-
edenllerin de hibir mazereti olamaz. Kendi
gre zaten mkemmel dnya olsa olsa dnyadaki
hayat Dnya bir sonu gibi, da bir so-
nu Dnya kendisinden sonra gelen hayatta ba-
gtren nk "nihai gaye"ye hizmet etmeyen
me"nin hibir yoktur.
Latince saeculum terimi, asil itibariyle, dinl
nin itikadi ilgilidir. Bu terimle ifade edilen hakiki anlam-
lar, yedi daha uzun bir entellektel ve bilimsel so-
nunda tecrbe ve bilincindeki niyet-
leri bildirdi ve nihayet bugnk fiili hale geldi. Saeculum'dan
treyen "sekler" terimi itibariyle, daha nce de
gibi, mekansal ve zamansal bir anlam
bu ikili formlasyonundaki ncelik geirdi ve
mekan ynnden ziyade zaman yn biimde
lerek Helenik ve dnya
gelerinin bu ilkinin vcudu temelde mekansal
30/ iSLAM VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecrbesi
olarak, ikincisinin de temelde zamansal olarak grmesi nedeniyle, modern
tealoglar problematik olarak kabul etmektedir. Dnya
birbirine onlann epistemolojik ve da teolojik
problemlerinin kk haline Dnya sadece modern zamanlarda
onlar git gide daha fazla tarihl olarak ve kabul edildi-
iin, zamansal ynne vurgu daha hale
ve onlar iin zel bir anlam ifade eder Bu nedenle, modern
ristiyan teologlar, ruhuna daha uygun olarak
kendi nazarianndaki vcud vizyonunu vurgulamaya gayret ederek
Eski (Helenik) vcud vizyonunu ciddi ve temel bir hata olarak
Bu itibarla, sekler zaman ve yer belir-
gin bir i)tili anlam ya da bu an-
daki zaman" yerin ise "dnya"ya
"dnyev1" sylemektedirler. Bylece, seacu-
lum temel itibariyle "bu ya da zaman" gelecek
kilde yorumlanmakta; bu ya da zaman bu dnyadaki
ifade etmektedir ve zamanda olaylar" da gelmekte-
dir. Anlam vurgusu, tarilli bir sre olarak grlen dnyadaki belli bir za-
man ya da dneme Sekler belli bir zaman, dnem
veya bu durumuna Burada, anlam
tohumunun, kendisini tabii ve biimde insaru greceli-
vuku daima bir vcud1 halinde
sekler bu tab il ve man-
anda, kendisini drt bir yayan
modern medeniyetinde vuku
Seklerizasyonun gz nne ala-
rak, seklerizasyon tecrbesi ve ona ynelik en ok
Mslmanlara ders grmemiz gereklidir. Seklerizasyo-
nun biimiyle, ve hayat
la tarzda bile olmasa dahi, bizim de ve hayat da
gerekmektedir; nk musal-
lat olanlarla olmasa da, seklerizasyondan kaynaklanan problemler bi-
zim iimizde de yol Bu problem-
lerin; Modern etkisinde kalan, onun bilimsel ve teknolo-
jik dnen ve bu etkilenmeye hem
hem de modern dnya asll ve bu
ifade eden vu-
ran modernist ve gelenekselci Mslman alim ve entellektellerin Ba-
muhakeme ve inanma taklidinden
Bu kimseler, Mslman toplumdaki etkili nede-
/31
niyle, birkimlik krizine dayanan bu gereksiz bilerek ya da bil-
meyerek yayan haline geldiler.
cinin tazammun genelde gz nne
sa, iinde durumun ok ciddi sylenebilir.
onun bilincinde olan, ondan duyan ve onu dnyaya
tip savunanlardan srecininin ve net bir
edinmemiz
Seklerizasyon ve dili zerindeki dini denetimden ve
da metafiziksel denetimden Se-
klerizasyon, btn dnya kovarak ve btn tabiatst
mitleri ve kutsal sembolleri kendisine dini ve
din! tarihin "kaderin elinden
kendi ellerinde ve bundan byle kendi eylem-
lerinden Talihi ya da Ceza
si; ve telerdeki dnyalardan bu dnyaya ve bu zamana
evirmesidir.
Seklerizasyon, sadece siyasi ve sosyal zamanda klt-
rel ynlerini de zira o "sembollerin ve kltrel din ta-
belirlenmesinin sona ermesi"ni ifade etmekte; kltr ve toplumun
"dilli denetimin ve metafiziksel dnya vesayetinden
geri bir tarih! sreci tazammun etmektedir. "zgr-
bir olarak kabul edilen seklerizasyonun nihai meyveleri
"siyasetin ve "de-
Alman sosyolog Max Weber'den
nan bir kavram ve terim olan ile
dini izienimlerden azade kastedilmektedir; ki bu, mane-
vi anlamlardan mahrum edilmesi ve bylece tabiat zerinde istedi-
gibi hareket edebilmesi ve ondan gre
gibi ve bu suretle tarilli ve vcuda getiribil-
mesi "Siyasetin ile, "siyasi
iktidar ve otoritenin kutsal ortadan kastedil-
mektedir; ki bu, tarih! srelerin zuhuruna imkan veren siyasi ve sosyal de-
ile de "btn klt-
rel ve her trl sisteminin geici ve greceli hale getiril-
mesi" kastedilmektedir; dinin ve nihai ve mutlak anlama sahip dnya g-
de dahil olmak zere, btn sistemlerinin geici ve greceli
hale getirilmesiyle tarih de, gelecek de hale gelmekte ve in-
san vcuda getirmek iin ve kendisini "evrim" srecine dahil et-
mek iin ynelik bu tutum, sekler
32/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnibesi
kendi ve gerektirmek-
tedir; o, yn veren ahlaki zamandan zama-
na, nesilden nesile bilerek Bu tutum "olgunluk"
verdikleri gerektirir; nk seklerizasyon, insan bilincinin "be-
beklik"ten bir "evrim" srecidir ve "toplumun
her dzeyinde ocuka ortadan ve
sorumluluk stlenme" sreci ve "dilli ve metafiziksel destekierin ortadan
ve kendi zerinde
bu mkerrer "tarihin insan ze-
rindeki eylemi ile tarih zerindeki eyleminin vuku
bulan mkerrer olgu sylenmektedir. Bu
olgusuna "sorumluluk," verilmekte-
dir. Daha nce gibi, seklerizasyon tecrbesi, "ouka
bir kenara "cesur mecburen dnem-
de, tarihinin evrimsel srecinin, geri sre-
cinin ve "byyp" srecinin olarak
dir.
Seklerizasyonun dair ana kadar tazammun etti-
btn noktalar "sekler" teriminin yirminci
ve 'almani kabul tercmesi-
nin, bu terimin onnc for-
mle edilen ve seik hale gelecektir. "Sekler" teri-
mine cil1 veya karni gelecek bulunan modern m-
tercimler, "sekler" terimiyle ifade edilen son yedi
tecrbe ve bilincinde bir ve daha nce
hi problemierin ortaya neden
dan tamamen bihaberdir. "el-ihtimam bi umur ed-dn-
ya" veya "el ilitirnam bi el-alemiyyat" tarif etmeleri isa-
betli nk dnya veya zihnen
olmak bize gre mutlaka dine muhalif buna mo-
dern itibariyle seklerlik mutlaka dine muhaliftir. se-
klerize etmek "havval ila garad alemi el dnyev!" ile tamamen anla-
ma gelmemektedir; nk dnyev! hedefler iyi olan
rultusunda bize gre mutlaka dine muhalif
dir. tarif modern ve fiiliyatta vuku
liyle seklerizasyon kesinlikle dine muhalif bir sretir; o, dinin temelleri-
ni tahribe felsefi bir program veya bir ideolojidir. yleyse, 'almaniy-
ye "seklerizm"in tarifi olamaz; onu, pozitivizmin felsefi ideolojisiyle
kavramsal gz nne alarak, vaki'iyye tarif etmek
bence hakikata daha Tabi! ve bir bugnk haline
/33
evrilen tohumu saeculum yer ve zaman
unsurlan asli bir yer yer ve zaman da ve
"seklerizm"i lafzi bir huna veel-an'dan yo-
la hunalaniyye diye tarif etmek daha nk, hu-
nalaniyye'nin ifade "burada ve te dnyalan reddeden,
bugn teyid takdirde bir onay-
Iayan, mutlak ve nihai anlama sahip dnya ve dini tamamen in-
kar eden bir dnya ve hayat Bununla bir-
likte, dilin ve dilin kkl byk neminin
da olan; dili ve sahih bulmaya
olduka titizlik gsteren; terim ve kavramlarla dnya gr-
tekabl etmeyen ve uymayan terim ve kavramlan birbirine
maya byk zen gsteren; dinimize ve gereklik ve hakikat tasavvurumu-
za muhalif terim ve kavramlarm alelacele ve zensizce
uzak duran ilk dnem seleflerirrlize mensup basiretli alimle-
rin, bilgelerin ve hekimlerin yntemini izlemek yine de daha iyidir. Yunan-
ca terim ve kavramlarm pek zgn biimleriyle
kkenli bilinmesi ve bylece kendilerine uygun yere konulma-
Ian "sekler" terimi Arapaya sin-ya-kaf-lam-ra
linde ve san'e kesre, kafa zemme ve lam'a da fetha koyulsa da-
ha iyi olurdu. Bylece anda hem terimin hem de
Arapaya mensup bilirdik. Bu terimleri ve kavramlan
zihinlerimize nk, bu, onlann iin tabii
izlenimini verecek ve Mslmanlan sadece bu terim ve kavramlar-
la ve muhalif bu somut ger-
eklik halinde de sevkedecektir.
selime dayanarak kuvvetle ki, Mslman zihine kutsal ve
ikili bir "teokratik devlet" olarak d-
ile "sekler devlet" kapanmaz bir uurum meydana
getiren sosyo-politik 'almaniyye
ve Arapaya sorumludur. Ms-
lman zihinlerde, "teokratik" devletin olarak koyulan Mslman "se-
kler" devletin bir Fakat, kendisini
kutsal ve sokmazken, teokratik devlet ile sekler devlet
bir tesis edebilir? bir devlet ne tamamen teokra-
tiktir, ne de tamamen sekler. Kendisine "sekler" diyen veya
yle bir Mslman devletin, "seklerizasyon"
ve manevi dini ve
faziletierin siyasette ve meselelerde insan zihni ve hareket-
lerindeki btn bilmecburiye ieren felsefi
34/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnibesi
ve bilimsel srecin aksine, ruharn siyaset-
te ve meselelerde dilli ve faziletleri inkar etmesi; dilli ha-
kikate ve dini Mslman zihindeki bu
ki, iimizdeki sosyal ve siyasi ve neden
iki yn harici birlik ve bir de isel, da-
hill birlik. Harici birlik kendisini toplumda cemaati ve milli
linde gsterir; dahili birlik ise cemaati ve milli tesindeki
fikri ve ruhl i btnlk tezahr eden fikir ve zihin birli-
Mslman olarak ilkinin tahakkuku iin
vazgeilmez olan ikinci ynle de ilgilidir. Bu ikinci ynn i d-
aleti olan ve kendisini yrtmesini etkileyen
dildeki ve dildeki kavram-
ve bunun nedeni bilginin bo-
ileri gelen "dnya bir
Arapa da dahil olmak zere, Mslman kavimlerin dillerinde ger-
eklik ve hakikat vizyonunun yorumuna hkmeden anahtar terimlerden
bir kelime Bu kelimeler Ke-
rim'de bulan szkonusu temel kelime
la ve drt bir fikri ve ma-
nevi btn Mslman dillerde tektip biimde
maktadir: temel kelime birbiriyle biimde
olan ve hep birlikte ve vcudun kavramsal belirleyen
anahtar terimlerden ve kavramlardan dnmede (ihti-
dada) asli bir ge olan dilin temel kelime
Mslman kavimlerin dillerine nfuz etmesinden
dir. Bu bir Mslman kavmin dili, bu temel kelime
kendi temel kelime olarak bir kavmin diliyle
makta; ve bylece Mslman kavimlerin btn dilleri gerekten
mi diller ailesine mensup Burada dil gnde-
me getirmek istiyorum; zira dil diye dil olarak
dil, znde yer alan ortak kelime sa-
yesinde mevcut bu dillerin temel kelime anah-
tar terim ve kavramlar gerekten zira hepsi de
kavramsal ve anlamsal (semantik) iermektedir. Mesela b-
tn dillerin temel kelime yer alan nemli bir anahtar
terim olarak ilm kelimesinin diller ailesinin btn yelerinde
yan anlamlar gryorsak, bu messif olgunun nedeni bi-
imde "sosyal sosyal neden olan kar-
cehalet ve dalalettir. temel kelime
anahtar terimleri etkisi alan anlam veya anlam
/35
sinin sosyal ileri sylemek ve bu anlam
ve modern dilbilimin olmak, avamda se-
mantik sonu verecek bir otorite yetkisinin ima et-
mektir. "Bilimsel" bilgi bilfiil byle bir ve
ona msamaha gsterilmemelidir; nk, bilgiyle ilgili meselelerde
toplumu otorite kabul etmez ve ona dalalete de-
meydana getirme yetkisi vermez. ve onun dnya
nn szkonusu toplumun hibir yetkisi yoktur; ak-
sine toplum genelde cahildir ve ermek iin kendi iindeki ilim ve
hikmet sahibi daim1 yol ve uygun bir
Bu demektir ki, iindeki ilim ve hikmet sahiple-
ri, ve onun gereklik ve hakikat vizyonunun. ge-
nel bir ve nne gemek iin srekli dav-
nemli anahtar kavramlardaki semantik yol aan
tesbit etmelidir.
Mslman kavimlerin dillerinin temel kelime pek ok
nemli anahtar terimler !tnda ve gayriislami dnya
rine bir gerileme anlam biim-
de hizmet grdrlr hale Ki ben bu olguya dilin gayriislami-
veriyorum. nfuzunu mmkn hale
getiren cehalet ve zihin dar milli glerini ve etnik
ve kltrel geleneklerin de serbest
lam'a zg asil odak alan kelimeler -ki bun-
ilm, adalet, edeb, te'dib gibi kelimeler bulunmakta-
tahrif ve bylece ilim veya sadece veya
duyu tecrbesinin biimlerine hale
"adalet" niteliksiz veya sadece prosedr edeb riyakarane
grg ve de felsefi ve sekler rasyonalizmden
hedeflere gtren bir terbiye tr gelecek
Bu birka odak kelime dahi byle bir daralma-
ya maruz veya ve yetkili (muteber) -yetkili derken, ilk
dnem oteritelerin yan-
niyetleri kastediyorum- olmayan anlamlar hale
bu olarak zihinlerinde ve v-
cuda getirecek, fikri ve manevi stelik,
bir zamanlar vgye grlen ilimleri hale getirecektir.
Burada, dilin hayat ederken onun izini s-
ren potansiyel glerinin dilin de etmesine, fikirler
tekaml ederken onlarla birlikte dilin de tekaml etmesine,
gitmesinde tecelli eden - izin verme-
36/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnlbesi
'' yelim, gelebilecek sylyor
ibaret: dildeki temel kelime sadece kendi kklerinden ha-
reketle kopararak bodur
kklerden de Sekler ve materyalist sistemlerinin ilk me-
zihinlerdir, sonra orada dilsel sembollere ve daha
sonra harid dnyada, kentsel blgelerde tezahr ederler ve oradan da ky-
l kitlelere Dili biimde uygulamada ve anla-
aktarmada gsterilecek hakiki ve sadece dilin dilin
dnya de ieren gerek durumun
ru gafil delalet eder. Hakiki semavi din olarak
onun medeniyet olarak ve dnya olarak
gereklik ve hakikat vizyonundan cahil sonucu vuku bulan yay-
seklerizasyon, pek ok alimimizin, mtefekkirimizin ve onlann takip-
ilerinin zihnini bylelikle modernitenin kaygan slo-
taklide sevketmekte, sonuta sistemimizi anahtar
terimierin anlamlannda ve daraimaiara neden
yederi tecrbemizce ve bilincirnizce bilinen, ve
anlamlar modernitenin zihinlerde donuk-
Dnya asli geleri ve bu gelerin ifade
"fazilet," "hrriyet" ve "mutluluk" gibi kelimelerin ieren
sistemi de bundan etkilenmektedir.
Biz, faziletin nefsin (saul) bir faaliyeti hayvan! ve
(rasyonel) olmak zere ikili bir tabiata sahip benlikteki fazilet-
Ierin tahakkuku iin ve ve bu
uygun fillerle hayvan! nefsin cismani ve kuvvelerinin nefs-
i arneli ve nazari melekelerine tabi gerektirir. Zira, nefs
bylece hem hem de dinin nefs-i mstakar haline
Nefs-i hayvaninin kuvvelerinin nefs-i kuvvele-
rine tabi arneliyesi hrriyeti gerektirir.
"Hrriyet" denilen faaliyet, iindedir ve bir eylem olan ihtiyar, bir
hal olan hrriyet'in iinde ile kastedilen eylem, ok alter-
natif iki alternatif yani ile bir se-
im yapma eylemidir. itibariyle ile
(her ikisi de ha-ra kknden gelip "iyilik" ihtiyarda kastedilen
seim veya daha veyahut iki alternatif en
semektir. Bu nokta en nemli nk felsefi "hrriyet
sorunu"yla iki alternatiften ktsnn
seilmesi ihtiyar denilebilecek bir seim bir seim de
belki kendi kendisine bir zulmdr. Hrriyet,

nin gerek ve hakiki yani hak ve gibi ha-
reket etmesidir; ancak seilmesidir ki "zgr seim" diye isim-
lendirilmeye olabilir. seilmesi hrriyet eyle-
midir ve zamanda kendi kendisine adaletli hareketidir. Bu ey-
lem ve faziletierin ve kt bilinmesini gerektirir; bu-
na seilmesi, hayvaru glerin ynlerine mey-
leden nefsin etkisindeki cehalete bir seim
bu durumda, o seim bir zgr hareket nk hrriyet
nefsin glerinin hakimiyetinden zgr olma
na gelir. bir zgr hareket olarak kendi kendisine adaletli
zirvesine faziletler iki alternatiften
daha idrakle seilmesi eylemidir. fa-
ziletler sayesinde birincil faziletler olarak kabul edi-
len hikmet, itidal, cesaret ve adalet ve alt dahil
btn faziletler, Kur'an'dan ve Peygamber'in (sav) rnek
dini faziletlerdir. Bu birincil faziletierin ve alt kayna-
Vahyinin ve Onun emir ve gerek ve hak
kalb ve dil ile tasdik ve bu tasdikin arnelle teyidi olan, Al-
lah bilincini, nefste huzur halini netice veren Onun zikrini (zikrullah) ta-
zammun eder; iman, zgr nihai
mukadderata korkudan ve hr nefsin Allah'a tes-
limiyetiyle vuku bulan bir enfusi emniyettir; ve Allah'a teslimiyet hrriyet-
tir ve nefiste verilen huzur bilincinin vesile olur. Nef-
sin bu dahili faaliyetleri, ilahi ilidayetten gelen bilincine nefsin
nceden tazammun eder; ve bu bilin kesinli-
(yakin) bilincidir. Bundan ki, nefsin skun haline ve-
sile olan faziletli hedefi olan mutluluk sadece bu dnyayla ilgili
olan an be an derecesi duygular ve hislerden de
hayvanlarda da mevcut olan sadece psikolojik ve biyolo-
jik de Mutluluk kendi bir hedef de ve dn-
yevi mevcudiyetimiz hep devam eden, baki olarak bilinli
biimde ..
iki mutluluk benimse-
mektedir. Bunlardan ilki, Aristo'ya kadar uzanan kadim mutluluk
ikincisi ise seklerizasyon srecinin sonucu olarak tarihinde tedri-
cen zuhur eden modern mutluluk Aristocu mutluluk
sadece bu dnyaya onun kendi bir he-
def ve an be an derecesi bir hal veya onun
an be an bilinli biimde ve sadece
dnyevi sona o faziletli bir hayat ve talih de
38/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnibesi
ona ileri srer.
Modern mutluluk sadece bu dnyaya
ve kendi bir hedef hususunda Aristocu hernfi-
kirdir, fakat Aristocu bu hedefi uygun hareketlerin cinsin-
den modern onu ahiakl (moral) dsturlarla hibir
kisi olmayan psikolojik haller olarak Bugn hakim
kabul edilen modern mutluluk Biz, faziletin ve
sadece bu dnyayla binaenaleyh bilinli bi-
imde baki bir durum olarak dnyev1
syleyen Aristocu Mutluluk
. sadece geici, sekler hayatla ve kendi dnya g-
ahiretle onun ha-
yatla zerinde son derece ve kkl bir etkisi ilk du-
rumda mutluluk ruhl ve baki bir hal geici ve sekler ynn-
de dahi, bir kere ve bilincine
bir mutluluk gesi Modern mutluluk gelin-
ce, o da kadim putperest toplurnlarca bilinen ve uygulanartlar-
dan zde fazla
Allah'a teslim olan ve onun hadiyerine tabi ve
bilincine mutluluk (yani, saadet), kendi bir hedef
nk bu hayattaki en yksek Allah sevgisidir. Hayattaki ba-
ki mutluluk sadece cismaniyetine, -nefs-i hayvanisine ve bedenine
o, hallerden geen bir zihin veya duygu hali, ya da
zevk ve Mutluluk nihai ve
bu yakille uygun fiilierin ise, insanda baki olan
ye tabi gelen baki bir bilin halidir ve ruhl idrak uzvuyla, yani kalb
ile bilinir. O, kalbin huzuru, emniyeti ve skunudur (tuma'ninat); o mari-
fettir ve marifet de O, Allah Kendisini sahih Vahyinde tarif et-
o tarzda o zamanda alemindeki
kendine mahsus ve mnasip yerini bilmesi; ve bu bilgiye uygun biimde,
ile ibadet bir ki bu meyvesi
adalettir. Ancak byle bir bilgi (marifetullah) sayesindedir ki, dnyev1 ha-
yatta Allah sevgisine (muhabbetullah)
ve bu yorumdan
sonu, bu hayatta kendi bir gaye
gayesinin Allah sevgisi hayatta iki mutluluk
mertebesinin Birinci mertebe, duygular veya hisler
diye tarif edilebilecek olan psikolojik, fani ve bitirnli hallerdir ve bu merte-
beye, ihtiyalar ve istekler faziletiere uygun biimde arnel-i salih
/39
(edeb) mertebe ruhl, baki olup bilinli biim-
de ve bir imtihan, faziletli fiilierin bir kabul edilen
dnyevi eder. Bu ikinci mertebe, kendisine
isteklerin ve hari, birinci merte-
beyle anda vuku bulur. bu ikinci mertebesi ahiretteki
nc mertebeye bir ki bu nc mertebe Ryetullah olup en
yksek hal dir. . b? yu . hakiki mminlerin bilincinde bu
ve hibir
Bundan nceki sayfalarda, biimde tesis asli gelerin
zetini, bu gelerin anahtar kavramlarla birlikte sundum.
Szkonusu kavramlar, btn anlam ve sistemlerimizi ve hayat stan-
dnya bir st sistem halin-
de btnlkl bir dzene Bu asil geler ve onlarla
rudan anahtar kavramlar, daha nce gibi, bizim de-
ve ilerleme fikirlerimizi derinden etkilemektedir .
ve bu dnya atmosferi iinde
daki, kelamdaki, felsefedeki, metafizikteki ve geleneklerdeki, kltrlerdeki
ve dillerdeki gibi; ve tarihin ierisinde tarihin cilve-
lerindeki gibi- vuku ve vuku halde, bu
ve asil gelerin kendisini asla yle ki, st
sistem ifade edilen dnya bozulmadan devam etmekte-
dir. Bunun nedeni, ve kendi bilincinde
olan ilim sahibi bir cemaat ortaya idrakl itidal
iinde meydana ki bu suretle dnya asil
gelerine hizmet eden anahtar kavramlarda ne bir vuku
ne de zihinlerde haddi bir meydana Bu dnya g-
mahalli, hakiki zihinleridir. iinde bulunan
basiret sahipleri bilirler ki, bir ideal bir gerekliktir; ve
onlardan talep her trl bu dnya ya-
gelerle Onlar bilirler ki, bilim ve tek-
nolojideki ilerlemeler ve bu ileriemelerin gndelik hayatta yeterli kullaru-
ma mutlaka gereklik ve hakikat icap
ettirmez. Teknoloji bilimle ve amaca uygun tek-
nolojinin kabul edilmesi mutlaka onu bilimdeki da
kabuln gerektirmez. sadece ve sadece ve onun ifade
dnya yeterince bilinmemesinden ve bir de fik-
r!, dini ve ideolojik meydan mahiyeti konusundaki ve modern
sekler felsefe ile bilimin ve genel olan ta-
zammunlar konusundaki cehaletten ileri gelir.
40/ VE MODERNiZM Fazlur Rabman Tecnlbesi
Hakiki ve ilerleme bizim iin,
gibi, ve faziletlerimize, biimlerimize, ve
hayat tasallutta bulunmaya meydan okumalar-
la bir dnemde, sahih (hakiki) bilinli ve
bir hareket gelir. Bugn ka-
modernist Mslman alimler, entellekteller, akadernisyenler, yazarlar
ve takipileri ile dini ve her trden Ms-
lman ve el sokulan bir dnya
nn meydan Bu kimseler, seklerizasyonu kresel bir felsefi
bir program olarak'' gibi olan modern sekler
felsefe ve biliminin, teknoloji ve ideolojisinin bilerek veya bilmeyerek b-
ysne bilim ve teknolojinin mutlaka dine mu-
halif ama bu bilim ve teknolojinin gi-
den bilimsel ve felsefi teorileri ve bilim ve teknolojinin kendilerini de n-
ce anlamadan ve bu teorilere eden
sorgusuz sualsiz kabul etmek zorunda
gelmez. hakikat kendi iinde ve
bu bilimsel ve teknolojik teorilere muhta
bilimsel kork-
mak Biliyoruz ki, hibir biliin azade
ve bilimin ve genel -tarihimizin, ve
medeniyetimizin, bilgisini de ieren- kendi dnya
zn sahih bilgisinin yol kabul ederek, ve
amaca muhakeme etmeden maruz bir
dnya olan meyilli Ve by-
le bir asla veya "ilerleme" olarak isimlendiremeyiz. Ge-
' "biyolojik insanda gizli grnr ve somut yapma ve harekete
geirme" nk insan sadece biyolojik bir
rasyonellikten ve hayvaniyetren ok daha fazla ne "ol-
ma" ne gelme"dir, ne de gelmekte olana ve asla "var" ol-
mayana bir harekettir; nk, ilerleme znde bulunan
ya da "gaye" ancak biimde messes
zaten mevcut olarak gerek ve hakiki anlam
ifade edebilir. Bu itibarla, zihinde zaten olan ve orada
biimde tesis ve harite de zaten mevcudiyet halinde bulunan bir-
maruz gibi, srekli elden kayan,
de olamaz .. "ilerleme" terimi hayatta
hedeflenen nihai bir gayeye belli bir istikameti ifade eder. ara-
nan istikamet hala belirsiz ve hala gelmesi bekleniyorsa
ve ona gaye nihai ona ynelik bir faaliyet hakikaten
/41
ilerleme gelebilir? yolunu el bulmaya
sz edilemez, bu kimselerin syleyenler
olsa olsa ilerlemenin hakiki ve gayesine bir yalan sylyor-

ve "ilerleme" kendimizi hak ile
gerek ile vehmin birbirine zihinlerimizin de ma-
ruz ve penesine bir durumu n-
grmektedir. Byle belirsiz durumlarda, daha semek, ve
uygun kabul etmek, isabetli biimde d-
iin hrriyetimizi ve bylece mstakirn yola dnmek
iin aba sarfetmemiz ve ona uygun istikamette
de ieren bu faaliyetler ve bu d-
ilerlemedir.
Dipnotlar
1) "Sun'i: i btnlk ile, ile anlamda tabii olmayan bir i kas-
tediyorum. Bir dnya olarak ifade edilen byle bir i btnlk, her halukarda,
tabi
2) "znel" derken, kelimenin popler kastetmiyorum. nef-
si idrak, tahayyl ve sayesinde duyu ve hissedilir tecrbe alemlerinin, su-
retlerin ve makul formlarm ve Buradaki "znel"
nesnel olana onu tamamlar.
3) Attas, Islam and Secularism, Kuala Lumpur, 1978, bl. II,
4) Daha fazla iin, bkz. The Concept of Education in Islam isimli Kuala Lum-
pur, 1980, s. 1-13.
5) Bu Leiden niversitesinde felsefe blm yapan
Cornelis van Peursen formle edildi; 1959 Eyllnde Bossey Ek-
menik Enstitsnde dzenlenen bir konferansta sunuldu. Bkz. aynca, ilahiyat-
Harvey Cox, The Secular City, New York, 1965, s. 2; ve sonraki sayfalar: 2-17; 20-
23; 30-36; 109 et passim. Felsefi bir program olarak seklerizasyonun tam bir in-
celemesi and Secularism isimli verilmektedir; Kuala Lumpur, 1978; I. ve
II. blmler.
6) ifadesi Friedrich Schiller ve Weber ta-
il'tibas edildi. Bu Weber'in bir terim "rasyonalizas-
yon"dur. Bkz. Weber'in Essays in Sociology, New York, 1958; bkz. onun Sociology
of Religion, Bostan, 1964; ilk III. ve V. blmleri; ve Weber'in rasyonalizasyon kav-
iin bkz .. Talcott ikinci Takdim'indeki s. xxxi-xxxiii.

You might also like