Professional Documents
Culture Documents
Yeryüzündeki Gökyüzü Askerleri
Yeryüzündeki Gökyüzü Askerleri
Velilerden bir grup ise tevbe eden erkek ve kadınlardır. Allah onlardan razı olsun!
Allah, her durumda ya da bütün makamlara yayılan tek bir halde kendisine
yönelmeleriyle onları dost edinmiştir.
Bilmelisin ki, Allah kendisini et-Taib(dönen) diye değil Tevvab (çokça dönen,
tövbeleri çok kabul eden) diye isimlendirmiş, tevbe edenlere duyduğu sevgiyi dile
getirerek şöyle buyurmuştur: ‘Allah çok tevbe edenleri sever.’ Onlar Allah’tan
Allah’a dönenlerdir. Başkasından Allah’a dönen ise özel anlamda tövbekârdır.
Çünkü bu özellikteki bir insan başkasından tek bir hakikate dönmüştür.
Kendisinden kendisine dönen ise, tek bir hakikatteki isimlere döner. İstenilen de
budur. Bir insan Allah’ı severse, Allah da onun duyması, görmesi, eli, ayağı ve dili
olur. Bunun yanı sıra, ‘bütün güçleri ve güçlerin yerleri haline gelir.’ Başka bir
ifadeyle Allah, onun güçleri hatta güçlerinin mekanlarıdır. Öyleyse kulunu
severken Allah, gerçekte kendisini sevmiştir. Bu ise, başkasını sevmekten daha
güçlü bir sevgidir. Çünkü burada başkasını sevmek, kendini sevmekten
kaynaklanırken kendini sevmek başkasını sevmekten kaynaklanmaz. O halde
“asıl sevgi”, bir şeyin kendisini sevmesidir.
Bizim bu konuda ilkinden daha yetkin bir işarete sahip bir mısramız vardır:
Yine bilmelisin ki, bu yolda Allah’ın veli kullarından temizlenen kişi, kendisiyle
Rabbi’nin huzuruna girmesinin arasına engel olan nitelikleri temizleyen kimsedir.
Bu nedenle, namazda temizlik emredildi. Namaz yakarmak üzere Rabbin
huzuruna girmek demektir. Kul ile Rabbinin arasına girmesine engel nitelikler,
sadece Allah’a ait Rabbani niteliklerdir. Kulu Rabbine ulaştıran ve kendisiyle kulun
temizlenebileceği her nitelik, sadece kulun hak ettiği niteliklerdir ve bunlar
sadece kula ait olabilir. Allah kuluna seyrü sülük sürecince kendisine özgü bütün
nitelikleri kazandırsa bile ki bu kaçınılmazdır, yine de Rabbin tecellisi bakımından
kulun varlığı kendisine ait niteliklerle nitelenmeyi sürdürür. Tecelli ’zahir’
olduğunda, kulun üzerindeki niteliklerinin hükmü de ‘zahir’ olur. Bu tecellinin
kulda ortaya çıkan sonuçlarına örnek olarak: huşu, korku, organların
hareketsizleşmesi, uzuvların dinginliği ve zorunlu sarsılma gibi halleri verebiliriz.
Tecelli ‘batın’ olarak kalbinde olduğunda ise, niteliklerinin hükmü de bâtında
ortaya çıkar. Kulun bu esnada Rabbani bir nitelikle nitelenip nitelenmemesi
önemli değildir. Başka bir ifadeyle onun hükmünün kulun dışında ortaya çıkıp
çıkmaması önemli değildir. Bunlara örnek olarak: kahır, istila, kabz, ihsan, sevgi,
ilgi gibi durumları verebiliriz.
Bâtında kulluk nitelikleriyle tecelli, zorunludur ve temizlenenin bâtını bundan
hiçbir zaman ayrılmaz. Çünkü kalbin temizliği, kalbin secdesine benzer: Bir
kez temizlenip temizlik geçerli olduğunda hiçbir zaman bozulmaz. Kalbin
temizliğinin yinelenmesi gerektiğini ve temizliğini bozacak şeylerin kalbe
girebileceği -ki söz konusu şey ‘iç konuşmasıdır ve kalbin temizliğini bozar’- kabul
edenlerle kalp temizlenmiş değildir. Binaenaleyh kalbin temizliği ebedidir. Bunlar,
Allah’ın sevdiği temiz kimselerdir. Bu temizlik, insanın çabasıyla kazanılmış bir
haldir. Çünkü tefaul babı (taammül) bir fiilin gayretle ve zorlanarak yapılışıdır. Bu
konudaki çabadan tövbe hakkındaki konuştuğumuz şekilde konuşacağız. Başarı
Allah’tandır. O, doğru yola ulaştırandır.