You are on page 1of 102

FATH NVERSTES

TRK DL
DERS NOTLARI
MEHMET DOAN

20092010

NDEKLER
Dil ve nsan.......................................3
Dille grlen ler.6
Dil - Mehmet Kaplan...8
Dil ve nsan - Mehmet Kaplan.... .10
iir ve Matematik Mehmet Kaplan13
Dilin Tanm ve zellikleri.14
Dil ve Dnce..15
Dil ve Toplum...19
Dil ve Millet..20
Dil ve Kompozisyon.25
Konuurken 26
Kompozisyon - Mehmet Kaplan27
Anlatmla lgili Teknik Terimler
29
Yazmak - Nuri Pakdil. 30
Edebi Trler 33
Fkra: Kaldrmda Kitap-Drt nsan Tipi
34
Makale: Yeni Bir nsan Tipi- Nesil Fark 35
Deneme: Canm Kitap..39
Hikye: ki Kpek 42
Seme Metinler 47
Anadolu Tebessm - Sezai Karako 47
Atatrkn Fikir Kaynaklar 48
Modern Trkiye.49
Okumaya Dair.. 51
Okuyucu Olmak Sanat 52
Okumak.. 54
Okumak.57
Okuma stne .58
Kitaplar 61
Dilbilgisi 76-91

DL VE NSAN
Dil olmasayd insan olur muydu? Acaba hayat nasl yaanrd? Dnya nasl
grnrd? nsann dier varlklardan ne fark kalrd?
Tabiat deitirip duran, kyler, kasabalar, ehirler kuran, felsefe, ilim, sanat,
eserleri ortaya koyan insan, btn bu baarlarn dil olmadan gerekletirebilir
miydi? Btn bir kinat kefe kan, onun srlarn soruturarak anlamaya alan
ve ondan alabildiine yararlanmak isteyen insan, dil yetenei bulunmasa, dil denen
mucizeye sahip olmasa, bugnk insanlk izgisine ulaabilir miydi?
Btn insan baarlarnn tespit edilip korunmas, tarih iinde nesilden nesile
aktarlmas ancak dil vastasyla olmaktadr.
nsann hayata uyum salamas, hayatn devam ettirmesi, hatta hayatta
kalabilmesi dil ile yaplan eitim ve retimle mmkndr. Nesiller aras bilgi ve
tecrbe al verii, bunun nesiller boyu artarak devam etmesi de bu eitim ve
retimle salanmaktadr.
Canllar iin hayatn temel direi havadr, sudur. Yaarken pek farkna
varamadmz, gzle grp elle tutamadmz, hatta sanki yokmu gibi
yaadmz o hava olmasa, hayat da olmayacakt. Bunun gibi, bir cemiyetin de
temel direi dildir. Hep kullanlan ama hava gibi pek farkna varlamayan u dil
olmasa, insan da, toplum da olmazd.
Yerekiminin yeryz iin oynad rol, toplum iin de dil oynar. Dili
kaldrrsanz, toplumu da ortadan kaldrm olursunuz. Kinat iinde btn varlklar
tabiidir. Yeryz bu tabii varlklarn en renkli sahnelerinden biridir. Bu varlklar
arasnda tabii oluuyla birlikte tarihi olua sahip tek varlk insandr. nsan dier
varlklardan zellikle de maymunlardan ayran en byk zellik budur.
Maymunlarn tarihleri yoktur. nk onlarn insan insan klan dil gibi bir dilleri
yoktur. Varl kavrayan, o kavray kelimeletiren, o kelimeleri kullanarak
dnce reten, bu dnceleri hayata tatbik eden bir zihni yap yeryznde sadece
insanda var. nsan bu dil vastasyla zamann unsuru olan gemii, imdiyi ve
gelecei birbirine balyor. Bu zaman diliminde birden yayor. Bu zaman
dilimini vnleri, pimanlklar, sevinleri, mit ve idealleriyle doldurur. Baar ve
zaferleriyle vnr; baarszlklar ve yenilgileriyle yerinir, piman olur; yapmaya
muvaffak olduklaryla kendine gven duyar, mitlenir; yapacaklaryla da idealler
retir, onlar besler, byk ve parlak hedeflere ynelir, gelecei planlar ve onu
avlamaya kar. Btn bunlar yaparken, gerekletirirken elindeki en gl
vastas dildir. Dil olmasa dnce olmayacak; dnce olmasa, varlk
3

kavranamayacak; varlk da kavranmasa gereince kullanlamayacakt. Varlk


kullanlamaynca da ne ilim, ne sanat, ne felsefe, ne teknik hibir ey olmayacakt.
Varl anlalr hale getiren, onu kullanlr klan kelimelerdir.
Kelimelemeyen, kelimeye dnmeyen varlk zaten yok demektir. Dil, varl
kelimeletirme sanatdr. Bir eyi bilmek, onu isimlendirmektir. Biz, isim
koyduumuz eyleri biliriz. Zihnimizde yansyan her varlk kavranlm demektir.
Zihnin kavraylar sese dntrlnce, o kavramn karl olan varlk da
kelimeletirilmi olmaktadr. Bylece o varlk, sese, sze brnm, kelime diye
grnm oluyor. Bu grnen kelime isimdir, zamirdir, fiildir, sfattr, zarftr,
edattr, nlemdir, balatr... Btn bunlarla dile gelen dncedir, duygudur,
davrantr... Varlk olarak insanda kavrantr.
Bir toplumun dilini oluturan kelimeler, o toplumun dnyay kavray
keyfiyetini, bir baka deyile o toplumun dnya grn ortaya kor. Bir toplumun
iinde yaad dnya ile dilinde yaayan dnya arasnda yzde yz bir aynilik
yoktur. Eer yle olsayd btn insanlar, btn diller ayn dnce ve inan
dnyasn paylarlard. Dil, dnyann kelimelerle kavranmasdr. Dil, dnyann
zihni haritasdr. Harita ile corafi yap arasndaki iliki ne ise, dil ile dnya
arasndaki iliki de bir bakma odur. Hibir corafi blge, haritada gsterildii gibi
deildir. Bunun gibi, dnya da dilde yansd biimde deildir. Biz dnyay
soyutlayarak alglarz. Zaten dil de bir soyutlama deil midir?
Bilim adamlar her toplumun kendine has bir dnya alglama biimi
olduunu sylemektedirler. Marx, insanlarn belli bir sosyal grubun iinde
(gml) olduklar iin, dnyay bu grubun karlar asndan greceklerini
sylemiti. Freud, insanlarn dnyay igdleri ile ekillendirdiklerini, dnyay
kendi tutkular asndan grdklerini anlatmt. Kuhna gre bilim adamlar
dnyay kendi deer verdikleri bilimsel kavramn iinden gryorlar. Newton
fiziine inanyorlarsa dnyay Newton fiziinin kuramlar iinden grecekler. Bu
kuramlarn eksikliini ifade eden farkl grleri kabul etmeyecekler. Dnyay
Einstein fizii asndan gryorlarsa kuramn savlarna gre deerlendirecekler.
Bilimciler, bylece Kuhn'a gre dnyay kendi ekollerinin ortaya kard
kalplarn iinden gryorlar.(DEOLOJ, erif MARDN,sf.102)
Humbolda gre insan, bir dereceye kadar, hatta denebilir ki, zellikle, d
evresini dilinin o evreyi sunduu gibi yaar. nsanlar, bilgiyi tabiattan almazlar,
toplumdan alrlar, toplumdan alnan bilgi de ekillenmi bilgidir. (a.g.e.sf.91)
Mevlana Celaleddin de yle diyor: Dnyay grmen, senin idrakin
kadardr; temiz olmayan hissin temizleri grmene perde olur. Hissini gr suyuyla
yka; sufilerin amar ykamalar byledir.
Bir baka islam dnr de yle diyor: Nazar ve niyet eyann mahiyetini
deitirir. Varla hangi dnce ve hangi niyetle bakarsanz, varl yle grr,
yle anlarsnz.
4

Felsefecilerin ve dilcilerin cevap aradklar bir soru var: nsanlarn kendi


dnyalarndaki obje ve olaylar dn ve ele al tarzlarnda dilin tesiri nedir?
Reiners, dnyaya eklini veren dildir; dil bizi kelime gibi belirli kalplar
iinde duymaya, dnmeye hatta idrake zorlar, derken dilin gcne iaret
etmektedir. Humboldtda bu dnce daha da hkim ve derindir. O da, insann
varlkla dilin imknlar derecesinde hair neir olduunu syler. Vossler, dnyann
manevi eklini ancak dilde bulduu kanaatindedir. Birok dilbilimciye gre dil,
insan iin realiteden yle bir dnya kurmutur ki ite insan o fikir ara dnyasnda
yaar. Bylece ancak dil sayesinde var olabilecek mertebelere eriebilir. Dil,
maddi dnyay manevi dnya haline evirir ve reel gerek yannda ikinci bir gerek
meydana getirir.(Daniels Karlheinz). (Muhteva Bakmndan Dil ve Gerek; Dr.
Hseyin Sesli,sf.13)
Sapir, dil ve kltr problemini klasik bir ekilde formle ederken yle der:
insanlar, sadece objektif dnyada veya mutad ekilde anlald gibi itimai
faaliyetlerin dnyasnda yaamazlar. Yaaylar, cemiyetlerinin ifade vastas
haline gelmi muayyen dilin insafna kalmtr. nsann, esas itibariyle dili
kullanmadan geree intibak ettiini ve dilin sadece muayyen haberleme ve
dnce problemlerini halletmede sadece tesadf bir vasta olduunu dnmek
olduka hayaldir. Meselenin hakikati, gerek dnyann gayri uuri olarak ve
geni apta, grubun dil alkanlklarna gre ina edildiidir. Grme, iitme veya
tecrbelerimizin ekli geni apta cemaatimizin dil alkanlklarnn bizi muayyen
yorumlara msait klmasdr. (CEMYET NDE FERT2, ev. Prof. Dr.
Mmtaz Turhan, sf. 3233)
Sosyal Psikolojiye gre ferdin ahsiyetini ve iinde bulunduu cemiyetin
kltrn aksettiren dil, ayn zamanda ahsiyet ve kltrn ekillenmesinde rol
oynar. Buna gre, ferdin belli bir kltr evresinde gelimi olan dil davran,
onun zihni oluumunu belirlemede yardmc rol oynar, bylece ahsiyetinin
gelimesine de yardm eder. Ben Johnson bunun iin, konu ki ne olduunu
anlayaym diyor. Korzybski, kt konuma alkanlklarnn ahsiyet
uyumsuzluklarna sebebiyet vereceini ileri srer, bunun tersinin de doru
olacan yani, ahsiyet bozukluklarnn da kt konuma alkanlklarn meydana
getireceini belirtir. (a.g.e.sf.29)
Bir toplumun kltr dili tarafndan tayin edilir veya dil kltr aksettirir.
Dil nasl meydana gelirse gelsin, kltr tayin eder veya ona ekil verir. Bir halkn
dili onun kltrnn aynasdr. Dil, o halkn billurlam dncelerini aksettirir.
Bir dilin szvarl, o dilin kelimelerini, deyimlerini, ataszlerini ve bilim, teknik,
sanat, zanaat alanlaryla ilgili olan terimleri iine alan geni bir ereve oluturur.
Byk lde, dili konuan milletin maddi ve manevi kltrn yanstr. (Dil, u
Byl Dzen, Doan Aksan, Bilgi Yaynlar, Ankara2003: 75)

Salkl bir toplum, yeleri arasnda doru anlama kurabilen bir toplumdur.
Bu da ancak zengin ve duru bir dille olur. nk dil yoluyla haberleme ve
anlama sayesinde bir tecrbe bakalaryla karlkl olarak kavranr. Bu karlkl
kavray, ortak davranlar mmkn klar, bir cemiyetin salkl bir bnye
kazanmasna imkn verir.
Toplumda haberleme, yani insanlar arasnda karlkl mana al verii dil
vastasyla olur. Doru ve tam haberleme fertlerin sahip olduklar bilgi, istek ve
tutumlarn ortak oluu lsnde mmkndr. Onun iin haberleme arac olan
dilin anlam birimleri olan kelimelerin haberlemedeki nemi ok byktr.
nsan davranlarnda kelimelerin grevi, maddi nesnelerin grevlerine
benzer. Atlan bir tan, insan bir davrana sokmas gibi, iitilen bir kelime de
insan bir davran iine sokar. Bu durumda her ikisi de bir objedir. nsan, nasl
eyalardan oluan bir dnyada yayorsa, ayn ekilde, kelimelerden oluan bir ara
dnyada yayor. nsann evresini yeni eyalarla deitirmek nasl mmknse,
diline yeni kelimeler sokmak suretiyle zihni ara dnya diyebileceimiz dnyasn
da deitirebiliriz. Bu yzden dil, tutum deimelerinde, istek ve heyecan
uyandrlmasnda ve davranlarda deiiklik meydana getirmede etkili olmaktadr.
Kltr deimelerinde, dolaysyla ferdin veya toplumun dnyasn
deitirmede edebiyatn, sinema ve televizyonun rol ok byktr. Hele
televizyon... Edebiyat, sinemay ve daha nice sanatn gcn de yedeine alan bu
alet, bin bir dilli bir byc gibi topluluklar deiimden deiime sokmaktadr.
Onlarn ryalarn, lklerini, btn hayatlarn ynlendirmektedir.
nsann, varlkla kendi arasnda ve kelimelerle rd o zihni ara dnyaya, o
leme konuarak, yazarak girilir. Anne ocukla konuur. Karde kardele, akraba
akraba ile konuur. Kelimelerle buluup, kelimelerle birbirlerini bularak, hayata ait
duygu, dnce, inan ve deneyimlerini paylar, ortak bir dnya kurarak ona
artlanrlar, balanrlar. Birlikte duymaya, birlikte dnp inanmaya ve birlikte
davranmaya alrlar. Toplum bylece ortaya kar.
DLLE GRLEN LER
Dili kullanmak, varl da kullanmaktr. Bu kullanm, dolayl bir kullanmdr.
Yerden bir ta alp, bir baka insana atabilirim. Bu benim, ta dorudan doruya
kullanmamdr. Bu ta yanmdaki birine yerden aldrp bir baka insana
attrabilirim. Bu da benim o ta dolayl yoldan kullanmam demektir. Bana bu
imkn veren, yanmdaki insanla birlikte kullandmz dildir.
Dil, insana dnyaya hkmetme gc kazandran, ona varl kullanma,
etkileme imknlar veren bir kuvvettir. Birlikte i yapt arkadann ellerini kendi
elleri gibi kullanabilir. Hatta gzn, kulan, burnunu, dilini, ayan bile kendi
organlarym gibi kullanabilir. Bak, dinle, kokla, tat, yr gibi emir veya
6

istekleriyle o eylemlere ilikin ileri ona yaptrabilir. te bu gc ona salayan ara


dildir.
Ayn dili kullanan toplum fertleri, dili bir kiinin kulland gibi
kullanyorlarsa, yani hepsine hkim olan dil duygusu ve dil uuru ayn ise, dilin
tad dnya btn fertlerde ayn harita ile gsteriliyor ve grlyorsa, o
toplumda ok gl bir ruh var demektir. O toplumun ruhu gl bir dayanma
iindedir. O topluluun stesinden gelemeyecei hibir glk, hibir zorluk
yoktur. Bu gc onlara kazandran kaynak, kullandklar ortak dildir.
Ruhu diline, dili ruhuna ayna olan fert ve toplumlar, bu ayniyeti (benzerlii)
birlikte yayorlarsa onlarda ahsiyet bozukluu, dengesizlik yoktur. Bir kiinin
veya toplumun ahsiyet bozukluu diline de yansr. Davran ve konuma dili onu
ele verir. Bunun tersi de sylenebilir. Kt davran ve konumalara zenen kiiler
zamanla ruhen de ktleirler. Dil, dnceyi, dnce de dili etkiler, nk. Dildnce dengesi salam kii ve topluluklar ahsiyet bakmndan da salam ve
dengelidirler.
Maddi hastalklar, nasl dardan alnan mikroplar, virsler vastasyla
bnyede ortaya kyor, bnyenin dengesini bozuyorsa; psikolojik ve sosyal
hastalklarn birou da dile musallat olan ve adna kelime denen birtakm
virslerin bnyeye yerlemeleriyle ortaya kyor. Bnyede suiei, kzamk,
verem, tifo, kanser gibi hastalklar ne ise, fert ve toplum ruhunda ortaya kan,
phe, inkr, yalan, aldatma, ihanet, taklit ve benzerleri de odur.
Toplumun kulland dilin bnyesine, toplum fertlerinin anlamalarn
bozucu veya anlamalarn zorlatrc, zihinleri, kalpleri arasnda boluklar
oluturucu, urlar meydana getirici yabanc unsurlar birer virs gibi girerse, o
toplumun fertleri arasndaki denge de bozulur, birlik de sarslr, toplum bunalma
girer.
Farkl her kltrde birbirinden deiik beslenme yollar ve biimleri vardr.
Alnan gdalar gibi o gdalarn hazrlanlar, alnlar da farkl farkldr. Btn
kltrlerde buday ortak bir gda maddesi midir, yoksa zamanla m ortak bir gda
maddesi haline geldi? Tarihin uzun ak iinde, toplumlar, lkeler, ktalar aras al
verilerle insanlar, ortak gda maddelerine, hatta giyecek, iecek maddelerine sahip
oldular. nsanolunun beslenmesine yarayan temel yiyecek maddeleri, yani besin
kaynaklar aa yukar ayn. Bitki ve hayvan tr yiyecekler, su gibi iecekler ok
yerde ortak. Savalar, gler, ticari ilikiler bu ortakln artmasna ne kadar ve
nasl katkda bulundu, bilemeyiz. Bu ilikilerle kazanlan nesnelere ait kelimeler de
oldu. Toplumlarn maddi bnyelerine giren gdalarla beraber, dillerinin bnyelerine
de nice kelimeler girdi. Gdalar, girdikleri bnyeleri nasl besledi, zehirlemedi ise,
onlarla birlikte giren kelimeler de o toplumlarn manevi bnyelerini besledi,
zehirlemedi.

Salksz beslenme, ya eksik veya ar gda almakla; ya da yanl, bnyeye


yabanc, zararl gda almakla olabilir. Salkl beslenen anne, ocuuna salkl st
verir. Anne style beslenen, bydke de dengeli, temiz, besleyici gdalarla
hayatn devam ettiren nesiller, salam topluluklar olutururlar. O toplumun bnye
iin, hayat iin zararl grd yiyecek ve ieceklerden korunan nesilleri
salklarn yitirmeden hayatlarna devam edebilirler. Ne zaman, toplum
kontrolnden kaan, yasaklar dnyasndan beslenen fertler ve gruplar ortaya kar,
ite o zaman toplum hayat tehlike sinyalleri vermeye balar. Salgn hastalklar
toplum bnyesini tehdit eder.
Fert ve toplum ruhunun besin kayna olan bilim ve sanat, din ve ahlak da dil
yoluyla elde edilir. Toplumun dili, bilim, sanat, din ve ahlak deerlerini tayan ve
toplum fertlerine onlar kazandran en nemli ve tek vastadr. Bu deerler alannn
haritasn dil izer. Dili bozmak, deitirmek, bu haritay bozmak ve deitirmek
demektir. Ruh ehrinin haritasndaki yer, yn; cadde sokak; mahalle, meydan; ev, i
yeri gibi yn ve meknlar kartrlnca toplum nasl bunalma girerse, dil
haritasndaki kelimeleri, asrlarn izip kard ortak ruh haritasn, yani bilime,
sanata, dine ve ahlaka giden yer ve ynleri deitirirseniz toplumda daha byk
bunalmlara yol am olursunuz. O toplumu bir medeniyet bunalmna drm
olursunuz.
DL
Konumalara dikkat ederseniz ou, bahis konusu olan eyin dnda
cereyan eder. Karmzda bulunan nadiren dile alrz. nk onu dorudan
doruya grrz. Bir marangoz, bir masa yaparken ekseriya azn bile amaz.
Her ey gznn nnde, elinin altndadr. Ve zaten eya ile konuulmaz.
Konuma iin iki insann kar karya gelmesi lazmdr. O zaman eya silinir;
sz araya girer. Fakat szn vazifesi eyann yerini tutmaktr. Marangoz,
rana: Git, nalburdan yarm kilo be numara ivi al! derse rak, deli
olmadka manava gidip salatalk veya domates getirmez. Bu bize gsterir ki, her
kelime dnyada bir eye tekabl eder ve konuma da bu bir eyin yerini tutar,
daha dorusu onun iareti olur.
Anlamak kelimesi yle zannediyorum ki, eski Trkede iaret ve sembol
manasna gelen angu kelimesinden tremitir. Buna gre anlamak, iaretlemek,
iaretin manasn kavramak demektir.
Marangozun ra, ivi yerine domates getirirse, bu onun ivi kelimesinin
manasn anlamadn gsterir. Orta oyununda byle yanl anlamaya dayanan bir
sr gln nkte vardr. Gnlk hayatta kullanlan kelimelerin manasn herkes
anlar. Herkes derken, ayni iaretler sistemine gre yetimi insanlar, yani
muayyen bir toplumu kastediyoruz. Yoksa bir yabanc iin, bize pek tabii gelen
8

kelimelerin manas mehuldr. Onda bizim konumamz sadece bir grlt intiba
brakr. Kelime ancak, olduka geni bir kitle tarafndan, muayyen bir eye tekabl
ettii, yani bir mana tad takdirde kelime olur.
Bir kelimenin kelime olarak kymeti sesinde deil, bir topluluk tarafndan
anlalan bir mana tamasndadr. Mana, bir nevi itimai mukaveledir. Bir dil,
muayyen bir topluluun, mterek olarak ayn manay verdii, ayn tarzda telaffuz
ettii ve yazd binlerce kelimeden mrekkeptir. Bu bakmdan yaz ile ses arasnda
byk bir fark yoktur. Aa kelimesini bua veya tuka diye yazarsam
kimse bundan bir ey anlamaz. Yaz, telaffuzun baka iaretler sistemine naklinden
ibarettir.
Her dil renim yoluyla nesilden nesile geer. ocuk, dili, ilkin aile
evresinde, sonra okulda ve hayatta renir. Kltr arttka kulland dil
malzemesi, kelime ve cmlelerin says da artar. Hi kimse bir dilde mevcut btn
kelimeleri bilmez ve kullanmaz. Medeniyete ykselmi cemiyetlerde mterek
dilden ayr, yalnz bir meslee mensup olanlarn tasarrufunda, says olduka
kabark meslek lgati vardr. Bu i blm ve ihtisasn tabii bir neticesidir.
Doktorlarn, mhendislerin, avukatlarn kullandklar tabirleri anlamak iin, tpk
ana dili renir gibi, o sahada da almak ve bir itiyada sahip olmak lazmdr. Biz
yabanc dilleri de byle reniriz. Bir insann anlad ve kulland kelime
kadrosu, iinde bulunduu evreye ve kltr seviyesine gre deiir. Kylnn
bildii ot isimlerini, balknn tand balk isimlerini, ehirli bilemeyecei gibi,
bir ehirlinin hayatta her gn kulland eyalarn adlarn da kyl veya balk
bilmez.
Mterek dil, mterek kltr ve medeniyetin mahsuldr. inde yaanlan
kltr ve medeniyet evresi, bir dilde kullanlan kelimelerin kadrosunu tayin eder.
Bundan dolay fert gibi cemiyetin de kltr ve medeniyet seviyesini, anlad ve
kulland kelimelerin cins ve saysndan karmak mmkndr. nk hayat dile
akseder.
Dilin insan hayatndaki balca rol, bilgiyi bakalarna nakletmek, bylece
bir anlamaya varmaktr. ocuk, rendii itiyatlar ve dil sayesinde ailesinin bir
uzvu haline gelir. Okulda, sokakta rendii kelimeler ve bilgileriyle aile evresini
aarak geni kltr ve cemiyet hayatnn iine girer.
Dil sayesinde bir milletin yzyllar boyunca edindii bilgi nesilden nesile
aktarlr. Konuma dili, tabirleri, ataszleri, nkteleri, tebih ve istiareleri ile ifahi
bir kltr hazinesidir. Bundan dolay okuma yazma bilmeyen insanlar dahi sadece
konuma dilinin iinde tad kltr sayesinde muayyen bir seviyeye ularlar.
Okuma yazma bilmeyen Trk halknn bir saduyuya, bir hayat grne sahip
olmas konuma dilinin zenginliinden ileri gelir.
Fakat yaz dili ve onun mahsul olan kitap, ifahi kltrden ok daha zengin
ve emin bir kaynaktr. Kitap okuyan bir insann bilgisi kadar, konumas da baka
9

trl olur. Kitap okuyanlar, kitaptan hayata bir sr kelime naklederler. Bir
memlekette kitap kltr ne kadar zenginse gnlk konuma da o kadar zengin
olur. lim adam kyl gibi konumaz ve dnmez. Onun dili ve kafas okuduu
kitaplara gre ekillenmitir. Bu bakmdan sadece ifahi kltre sahip olanlarla
kitap kltrne sahip olanlar arasnda, konuma tarznda da kendini gsteren bir
hayat gr fark belirir.
Her kelime maddi veya manevi, mahhas veya mcerret muayyen bir ey
gsterdiine gre, ok kelime bilenin ok ey bilmesi gayet tabiidir. ok ey
bilmek ise insan hayatnda stnlk salar. Fakat sadece kelimeleri bilmek kfi
deildir. Mhim olan, kelimelerin gsterdikleri nesneyi ve bunlar arasndaki
mnasebetleri bilmektir. Mesela bir lgati ezberleyen kimse bu suretle pek ok
eyin adn renir. Fakat bu yoldan kltrl bir adam olmasna imkn yoktur.
Dil, eyadan ayr, kendi iinde bir lem tekil ettii iin, eyaya gidilmezse
sadece kelimelere dayanan sathi bir kltr vcuda gelir ki skolastik denilen ey ite
budur. Kelimelerin neye tekabl ettiini bilmek ilk merhaleyi tekil eder. Asl
kltr ve ilim, kelimelerin gsterdii eyleri ve onlar arasndaki mnasebetleri
bilmekle balar. Fakat bir eyi iyi bilen, ekseriye o eyi anlatan kelimeyi de bilir.
Buna karlk bir kelimeyi bilip de, anlatt eyi bilmeyen pek ok insan vardr.
Bundan dolay, dil kltre tekabl eder, szn yzde yz gerek saymamal, eya
bilgisine daha fazla ehemmiyet vermelidir. nk mhim olan eyadr.
(Prof. Mehmet Kaplan, Byk Trkiye Ryas, sf. 245248)
DL VE NSAN
Alman filozofu Heideggerin dil hakknda derin mnl, gzel bir sz
vardr: Dil insann evidir der. Bundan on yl kadar nce, niversitede drt
arkada bu cmlenin mns zerinde saatlerce konumutuk.
Evin balca zellii, tabiat iinde olmakla beraber, tabiattan ayr, insan iin,
insana gre bir mekn tekil etmesidir. Evin btn yap malzemesi tabiattan
alnmtr. Fakat deitirilmi, yeni bir ekle sokulmutur.
Alain, evin d tabiata, ii insana gredir, der. Bu sz de dorudur. at,
duvar, pencere, temel, sva, pancur d ile ilgilidir. Bunlar da kar ve da gredir.
Evii, denilebilir ki insann kalbdr.
Benzetme daha baka fikirlerin gelitirilmesine de elverilidir. Evler, iklim
eitlerine gre olduu kadar, kavimlerin medeniyet ekillerine, sosyal tabakalara
ve ahslarn servet, zihniyet ve zevklerine gre deiik ekiller arz ederler.
Diller de byle deil midir?
Her millet dilini kendi ihtiyalarna, kltr ve medeniyet seviyesine, zevkine
gre oluturur. Dil, tpk ev gibi bir milletin duygu, dnce ve hayatnn barna,
10

korunadr. Dede Korkut kitabn okumaya baylrm. Burada kendimi bambaka


bir dnya iinde, bambaka insanlar arasnda bulurum. Halit Ziyann Mai ve
Siyah, Tanpnarn Huzuru da houma gider. Onlarda Dede Korkut
kitabndakinden ok farkl bir zaman, ok farkl bir mekn ve insan vardr.
Dilin insann evi olduu fikrini bilhassa edebi eserleri okurken hissederim.
Zira edebi eserlerde insan daha canl olarak gzkr. Fakat fikir eserleri de insann
evidir. Trkln Esaslar, Ziya Gkalptir. Her cmlesinde o vardr.
Dilin btn milletin evidir. Binbir odal bir ev! Buna ehir, lke demek
daha doru olur. Milletler dillerini tpk medeniyetleri gibi kurarlar. Her milletin
kendine gre bir medeniyeti vardr. Ziya Gkalp buna hars, milli kltr adn
veriyor. Dil, harsn evidir.
Heidegger, dil insann evidir derken, dil ile insan arasndaki yakn
mnasebeti belirtmek istemitir. nsan yerine millet demekte de bir mahzur yoktur.
Zira dillerin balca vasf mill olulardr. Fakat burada, dil ile kltr arasndaki
mnasebet unutulursa baz hatalara dlebilir.
Dil konusunda en ok yanlanlar, dili, tarihten, kltrden, toplumdan, bir
kelime ile insandan ayran dilcilerdir. Hani u ok ie yarayan szlkler, gramer
kitaplar yok mu, onlardr, insanlar dil konusunda aldatan. Dnyada szlk ve
gramerden daha sun hibir ey yoktur. Ionesconun yapt gibi szlk ve gramere
gre konuan robot insanlar icat etmek suretiyle insanlar gldrlebilir. Dnyada
kimse szlk ve gramere gre konumaz. Bir zamanlar dhi-i zam diye n
gklere kartlan Abdlhak Hamit,
Gramerden de anlamam billh / Ulema benden etsin istikrah!
Diye korkun ve gln beyitler yazyordu. Fakat hakl idi. Dahi bir air
olduuna inanyordu. Kendinden nce gelen, basmakalp ifadeleri bkmadan
tekrarlayanlarla kyaslanrsa, gerekten de dahi denilebilecek bir yaratma gcne
sahipti. O da her yazar gibi kendine gre bir dnya kurmutu. Evinin malzemesi
biraz kark, yaps biraz eri br idi ama Hmidne idi.
Dili insanla beraber ele alnca, Yunus Emre gibi:
Cmle air dost bahesi blbl
Diyerek, ok geni davranmak mmkndr ve bu kanaatime gre doru olan
da budur.
En gzel Trkeyi kim sylemitir? Hi kimse. En gzel Trke diye bir
ey yoktur. Bir milleti tekil eden fertlerin hepsi, kelime ve gramer kaideleri
zerinde kafa yormadan, sabahtan akama kadar konuurlar. Evlere, kahvelere,
sokaklara kulak verin. Ku cvltlar gibi insan sesleri gelir. Fakat bu gelen sadece
ses deil, duygu, dnce, sevgi, nefret, kin, hiddettir. nsan bir eyi anlatmak iin
konuur. nsan iin nemli olan dilin kendisi deil, dil ile anlatlan eydir. Dil bir
vastadan baka bir ey deildir. Fakat vasta olmadan da insan baka bir ey
yapamaz. Vasta olmak dili kltmez. Tam tersine dilin an, erefi vasta
11

oluundadr. Dil olmasa birbirimizle anlaabilir miydik? Dil olmasa tarih, kltr,
edebiyat ve medeniyet de olmazd.
Fakat dilin vasta olmas, hayatn ekil almasndan hemen hemen farkszdr.
Hayat ald ekilden ayrabilir misiniz? Hayat var olmak iin kendine gre
organlar yaratr. Dil de byledir. Dil de bir bakma hayatn ald bir ekildir. Bir
iir, hikye ve romanda dil, iini dolduran hayat gc ile prl prl parlar.
Bursada bir eski cami avlusu
Mermer adrvanda akrdayan su,
Orhan zamanndan kalma bir duvar
Onunla bir yata ihtiyar nar
Bu msralar okur okumaz gzmzn nnde bir dnya canlanr. Bu sr
kelimelerin kendisinde midir? Yoksa onlarn dizisinde, sralannda, yan yana
geliinde midir? Sray bozmak suretiyle bunun yapdan geldiini kolayca anlamak
mmkndr: nar, ihtiyar, ya, bir onunla, duvar, bir kalma, zamannda, Orhan ilh.
Bu deneme gsterir ki, manay, gzellii vcuda getiren airin kurduu
nizamdr.
A. Kutsi Tecerin Keba adl piyesinden bir para:
St Eh, dnya bu! Dn sabah uradm, stm braktm, adamcaz
sad. Bu sabah uradm stm brakmaya, lm.. Dnya bu! Dokundu iime
hanmefendi
St alan kadn Vah! Vah! Kim acaba?
St Macit Bey.
St alan kadn Sahi mi? Ah, ne iyi adamd!
Burada da bir hayat paras vardr ve bu hayat paras kelimeler dizisine
baldr. Bu paray da sondan baa doru okuyunuz, hibir manas olmayan sama
bir kelimeler yn ile karlarsnz.
Eskiler nesir iin ina derlerdi. Gzel, mnl bir terimdi bu. Yaz, hatta
konuma, tpk ev gibi ina edilir ve bu evin iinde insan oturur.
Dil konusunda en byk hata kelimeleri ayr ayr ele almaktr. Normal dilde,
konuma ve yazda kelime deil cmle vardr. Her cmle bir yapdr.
Dile bu gzle baknca, eskilerin de kendi alarnn malzeme ve slubuna
gre evler ina ettiklerini grrsnz. Eski iirin tabi nitesi beyittir. Beyit
kelimesinin manas ev dir. Gerekten beyit ev gibi ina edilmitir ve o evin
iinde insan oturur.
Ah eylediim serv-i hramann iindir
Kan aladm gonca-i handann iindir

Yaktn tenimi vasl gn em-teg amma


Bil kim bu tedrk eb-i hicrann iindir

12

Burada nemli olan tek tek kelimeler midir? Yoksa yap, dzen ve
mn mdr? Edebiyattan biraz anlayan ve hakikat duygusu olan herkes itiraf eder
ki, burada, bir insan, bir insann ak, zdrab, bekleyi, mit ve
mitsizliki bahis konusudur. Kelimeler onu anlatmak iindir. Burada k ve
muzdarip Fulidir dile gelen.
Eer btn, mny, insan brakr da tek tek kelimeleri ele alr, hele
onlar ztrke, Arapa, Farsa, isim, sfat, fiil diye ayrmaya kalkarsanz, her eyi
kaybedersiniz. Dili, insandan, tarihten, kltrden ayranlar sanat, kltr ve insanla
ilgisi olmayan yaratklardr. Onlardan korkunuz. Tulalar incelemek iin binay
banza ykarlar.
Dili insanla beraber ele alnca evin scaklna kavumu, btn diller ve
insanlarla dost olmu oluruz.
Mehmet Kaplan
R VE MATEMATK
Erzurumda Atatrk niversitesi ders programlarn hazrlarken
Amerikallarla beraber alyorduk. Son derece iyi, anlayl, yardmsever
insanlard. Kendilerinden ok eyler rendim.
Onlarn teklif ettikleri programda bir ey beni ok etkilemiti. Zira muayyen
bir kredili edebiyat ve kltr derslerine karlk, edebiyatlara mecburi ve tercihli
mspet ilim dersleri koyuyorlard. Btn rencilerin kompozisyon derslerine
devamlar artt.
Bu sonuncusunu anlyor ve btn kalbimle tercih ediyordum. Zira
kompozisyon, bir fikri ak ve seik olarak ortaya koymak, kelime ve cmleleri
doru bir ekilde kullanmak demekti. Bir edebiyatnn olduu kadar bir ziraatnn
da hele Trkiyede buna ok ihtiyac vard. Elimden gelse btn Trk
niversitelerine mecburi kompozisyon dersi koyardm. Zira dile hkim olmadan ve
fikirlerini sraya koymadan ne doru dnmeye, ne de onlar bakasna anlatmaya
imkn vardr.
Yalnz liselerde edebiyat ve mspet ilimleri zet olarak da olsa grm
genlerin niversitede ihtisas yaparken onlar tekrar okumalarna aklm ermiyordu.
Bu sahada bilgisi olan Amerikal Profesr: Bize bunu i adamlar tavsiye ettiler.
Edebiyat ve sanat kltr olan mtehassslar sosyal mnasebetlerde daha baarl
oluyorlarm. Mspet ilimlerden bir veya ikisini biraz derince bilen edebiyatlar da
daha doru dnyorlarm. dedi.
Aradan birka yl getikten sonra niversite seviyesinde bir Hava Harp
Okulu veya Faklte kurulurken ayn mesele tekrar karma kt. Tam bir teknisyen
olarak yetitirilmesi gereken havaclara Amerikallar, matematie eit kredili

13

edebiyat dersini mecburi tutmulard. Programlarna baktm: Tolstoy ve


Dostoyevskinin yan sra Kafka ve Saint Exupery de vard.
Bize biraz garip gelen bu iki kltrn izahn Alainde buldum. Alain bir
insann birbirine zt iki dnya iinde yaadn sylyordu: Kat, deimez
kanunlara tbi fizk lem; kinat, dnya, madde. tekisi ise durmadan deien
kaypak, mphem duyular, duygular ve ihtiraslar lemiydi. Bir insann bu iki leme
uymas ve onlar anlamas iin iki kltre ihtiyac vard: iir ve matematik. iir
bize duygular leminin, matematik maddi dnyann anahtarn veriyordu. Kafalar
sadece mspet ilimlerin kat ve sert cenderesi iine hapsedilmi insanlarn ne kadar
kuru, duygusuz ve anlaysz olduklarn biliyoruz. Fizik kanunlarn beeri
mnasebetlere tatbike kalkan bu insanlar, hayatta diktatr olurlar. Onlar iin
duygularn hibir deer ve manas yoktur. iir samadr, edebiyat bo laftan
ibarettir. Duygular sanatla terbiye edilmedii iin byleleri bir k olmaya
grsnler, aptallarlar, gln durumlara derler yahut krkndan sonra
sokaklarda raks eden Mevln veya sevgilisini pozitif felsefenin ilhesi iln eden
Auguste Comte gibi eskiden smsk balandklar ilmi bir tarafa frlatp atarlar.
te yandan hayat ve kinatn zaruri kanunlarna tabi olduunu bilmeyen bir
hayalci, afyon yutmu adamlar gibi, bulutlar iinde yzer. Dnyay kendi
hayallerine gre deitirmeye kalkan topistler yahut tam tersine, eski Trk
edebiyatnda grld zere, kendi arzularna uymad iin durmadan felei
ktleyen kaderciler bu guruba girer.
Bu fikirler arkasndan baknca Fuzulinin ok hisli genlik iirlerinden sonra
ilme byk deer vermesini, Mevlanann ilmi bir yana brakarak kendisini iir,
musiki ve raksa kaptrmas kadar manal buluyorum. Birbirine zt noktadan hareket
etmekle beraber, ikisi de ilim veya iirin tek bana insan tatmin etmediini
grmlerdir. yleyse, Napolyonun dedii gibi: iir ve matematik. Bir insana bu
ikisi de lazm. Batl milletler tedris ve terbiye tarzlarnda, ilkokuldan niversiteye
kadar biri ruh, tekisi maddi leme ait bu iki kltr birletiriyorlar. Bir bakma bu,
Dou ile Batnn bir terkibidir. Eer corafya ve tarihimizin manasn bilseydik,
biz de bu yola giderdik. Yzyllarca rya ve hly lemi iinde yaayan Trkn
matematie, yani pozitif ilimlere ne kadar ihtiyac var. Mehmet kif ve Ziya
Gkalp bu hakikati grmler, iki lem ve iki kltrn terkibini tavsiye etmilerdir.
Mehmet Kaplan, Hisar Dergisi, Say:51, 1968

14

Dilin Tanm ve zellikleri


Trk Dil Kurumunun kard Trke Szlk, Dili yle tanmlyor:
1. Az boluunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boumlamaya yarayan
etli, uzun, hareketli organ, 2. nsanlarn dndklerini ve duyduklarn bildirmek
iin kelimelerle ya da iaretlerle yaptklar anlama, lisan, zeban 3. Bir aa bir
yazara zg sz daarc ve sz dizimi: Tanzimat dili, Tevfik Fikretin dili. 4.
Belli durumlara, mesleklere, konulara zg dil: Hukuk dili, Gzlerin dili,
ieklerin dili. 5. (mecaz olarak) Dnce ve duygular bildirmeye yarayan her
hangi bir anlatm arac: Yaz dili, Mzik dili. 6. (mzik terimi) Kimi flemeli
alglarda titreerek ses karan ince metal yaprak. 7. Birok letlerin uzun, yass ve
ou hareketli blmleri: Terazi dili 8. (denizcilik terimi) Makaralarn ve
bastikalarn iine yerletirilmi olan, zerinden geirilen halat istenilen yne
evirmeye yarayan, evresi oluklu dner tekerlek: ki dilli makara. 9. (corafya
terimi) Denize uzanan dar ve alak kara paras. 10. (tarih terimi) Sorguya
ekilmek iin yakalanan tutsak
Yine Trk Dil Kurumunun kard Dilbilgisi Terimleri Szlnde ise dil
yle tanmlanyor: (Osm. Lisan; Fr. Langue; ng. Language; Alm. Sprache)
nsanlarn duygu ve dncelerini bildirmek zere kelimelerle veya gerelerle
yaptklar anlama: Trke, Franszca, ngilizce, Almanca veya iaret dili vb.
Dil, ilk bakta basit bir haberleme arac olarak grnr ama bir dil
topluluu oluturduu iin, hem itim hem rh bir kltr muhtevas tar.
Meydana getirdii dil topluluunun (ayn dili konuan fertlerin meydana getirdii
birliin; bir ana dili ve o dili konuan, eitli lke ve milletleri de kapsayan
topluluun) btn zelliklerini, kltrn, tarihini ihtiva eder. Bu bakmdan bir dili
incelemek demek, o dili konuan toplumu incelemek demektir.
Dil, ekillenmi seslerden rl bir anlama sistemidir. Hareketli ve srekli
bir varlktr. Mantkl ve dnlm, kendine has kanunlar olan yapsyla sanki
gizli bir anlamalar sistemidir; anlamalar sistemidir nk btn sesler, seslerden
oluan kelimeler, kelimelerle ilgili ekler, kelimelerle kurulan cmle yaplar, bir
anlamayla belirlenip kabul edilmi gibidir.
Bu zellikleriyle dil, bir canl varlk gibi her trl etkiye aktr, durmadan
deiir ve geliir. Bunun iin dil, g, nfus hareketleri, ekonomik durumlar, siyas
ve itima artlar, ilm ve teknolojik gelimelerle birlikte u deiimleri gsterebilir:
Dilde yeni kelimeler treyebilir; dile yeni kelimeler girebilir.
Bir takm kelimeler lp, baz kelimeler de yeniden canlanabilir.
Kelimelerin bir ksm anlam deiimine urayabilir.
Baz kelimeler ksmen ekil deitirebilir.
Baz ekler deierek, yeni grevler yklenebilir.
Dilin ses yapsnda deiiklikler ortaya kabilir.
15

Cmle yaplarnda baz deiiklikler ortaya kar.


Dil ve Dnce
nsan dnen varlktr. Bunun yannda seven, inanan, gvenen, acyan;
gzeli, iyiyi, doruyu arayan; arayp bulduklarn yaayan; yaadklarn anlatan,
paylaan varlktr.
nsan, zaman kullanan, dn, bugn ve yarn dnp ona gre hayatna
yn ve ekil veren yani tarihi olan bir varlktr.
nsan, itima bir varlktr; yani insan oluunu toplum hayatna borlu olan
bir varlktr. Toplumdan aldklarna karlk toplumuna veren de bir varlktr.
nsan, let yapan, reten bir varlktr. inde bulunduu evreden etkilendii
gibi, o evreyi etkileyen bir varlktr. Btn bu faaliyetler onun kltrn oluturur.
nsan btn bu yaptklarn dnerek gerekletirir. nsan, i ve d
dnyasndaki olularn farkna varr, eya ve hadiseler arasndaki ilikileri kavrar,
onlardan sonular kararak hayatna uygular. Bu zihni abaya dnme, bundan
karlan sonulara da dnce diyoruz.
nsan, dnme iini zihin gcyle gerekletirir. Bu gle de akl yrtme,
hkm verme, anlama, kavrama, belleme melekeleri kastedilir.
Dncenin ekli, kalb da dildir. Dnce, dil ile ifade edilir. Zaten en
kk dnce birimine kavram, kavramn dildeki karlna da kelime diyoruz.
Kelime olmadan dnce tam anlatlamaz. Kelimesiz, dolaysyla kavramsz
dnce olmaz.
Varlklarn zihindeki karlklarna kavram, kavramlarn da dildeki
karlklarna kelime denildiine gre dnce ile dil arasnda ok nemli bir ba
var demektir. Bir kdn iki yz gibi, bir yz dil, br yz dnce; biri
birinden ayrlamaz.
Zihnimizde oluan soyut kavramlarn d dnyada karlklar yoktur. Kanun,
adalet, eitlik, gzellik, iyilik, doruluk gibi kavramlar sadece dncede vardr ve
kelimelerle ifade edilirler. Bunlar ifade eden kelimelerle bu dnceleri
birbirinden ayramayz. Bu kavramlar, sanki onlar ifade eden kelimelerle zde
gibidir. Soyut varlklardaki kelime kavram ilikisi ok sk bir ilikidir; zira bu
kelimeler olmadan bu varlklardan da sz edilemez; buna bakarak dil ile dnce
arasndaki ilikinin de srekli olduu sonucuna varabiliriz.
Kelimelerin kavram yn dnceyle; ses yn ise dil ile ilgilidir.
Kelimeler, dnceyi oluturan kavramlar karlarlar. Kelimelemeyen dnce
var olmam demektir. Dnce kelimelerle ortaya kar. Dncesiz bir dil, dilsiz
bir dnce olamaz.
Bir ipek bceinin kendini ipek alaryla rp kuatmas gibi, insan da
kendini sz alaryla rer, kuatr; yalnz bu rgnn snr ve hacmi yoktur. Bu a,

16

oldurucu da olabilir, ldrc de. Bu a, birletirici de olabilir, paralayc da.


Dostluk iin de kullanlr, dmanlk iin de.
Kavramlar ve kelimeler insan zihninin objeleridirler; ama birer eya
deildirler. Birer yarg (hkm) unsuru (esi) olmaktan ok eyaya daha benzer
zelliktedirler. nsan bilgisi iin birer ham madde durumundadrlar: Duyum>
idrak> kavram> kelime> cmle
uur, dardan ald duyumlar dzenleyerek kavramlara, kavramlar
dzenleyerek de dncelere ular. Varlklar leminin gzlenen ve dnlen
bir dnya olabilmesi iin, bir dzen iinde grlmesi gerekir. te insana bunu bir
dzen iinde sunan sistem dildir. Dil, dnyay bize bir dzen iinde sunmam,
kazandrmam olsayd, bizim dnmemiz, dnce retmemiz de mmkn
olmazd.
Kelimeler, kavramlarn, zihne ait zlerin kabuklar gibidirler. Sanki onlar,
paylamak zorunda olduumuz duygu ve dnceleri birbirimize sunmak iin
yaplm aralardr. Maddeleri de sestir: Dnceden dnceye aralk taslar /
Kelime denilen kp ksr taslar.
Dnmek, zihnimizin kendi kendisinin farkna varmasdr. Zihnimiz, kendi
kendine soyutlamalar, somutlamalar ve genellemelerde bulunduunu fark ederken
dnyor. Bunlardan soyutlama, eya ve hadiselerin uurla kavranmas;
somutlama, bunlarn duyumlarla tanmlanmas; genelleme de eya ve hadiseler
arasndaki benzerlikleri, uygunluklar kavramadr. Btn bunlar, bir anlamda
dzenleme demektir; yani, dank eyleri veya olaylar bir varln veya prensibin
etrafnda toplamaktr. drak, dank duyular uurun birliinde, uur prensibi
etrafnda toplar, bir dzene sokar.
Eya ve hadiseler aras ilikilerdeki dzeni arayp bulmaya ilim; bulunan
dzenle onlar emrine alp kullanmaya da teknik deniliyor. Kark ses, ekil, renk
ve hareketleri bir dzen iinde kalba sokmaya sanat denildii gibi, dank insan
ynlarn da belli bir dzene sokmaya da din ve ahlak deniliyor.
Dil de bir dzenleme iidir. Dil, dzenleyici bir sistemdir. Kelimelerle
dzenli yaplar oluturma ii Kelimeleri kullanan ruh, hem kendini, hem de
evresini dzene sokmak ister. Ngehn bir ra vardm / Ol r yaplr buldum /
Ben bile yaplr oldum / Ta u toprak arasnda diyen gnl eri gibi, anszn bir
toplum ehrine doan insan yavrusu, o toplumu bir dil (kelime- kavram) arasnda
yaplr bulur. Ve kendisi dahi o kelime ve kavramlar arsnda yaplr olur. Ete
kemie brnp Yunus diye grnen gnl eri gibi zamanla, sese sze brnp
insan diye grnr olur.
Dil, bilincinde olduunun bilincinde olarak soyutlama ve kavramlatrma
yapabilmenin rndr. Dil, bir sembolik temsil ilemiyle mmkn olabilir.
Psikolojik kabiliyet olarak dilin esas, ses karma cihaznn imknlaryla
17

konuabilme deil, varlklar, olaylar ve tasarmlar sembolik olarak zihinde


temsildir. Dilsiz, konuamaz; fakat sembolik temsil yetisi salamsa sembolik
iaretlerle iletiim kurabilir. Demek oluyor ki hayvanlarn konuamamas, ses
telleri insanlarnki gibi olmad iin deil, soyutlama ve kavramlatrma
yapamadklar ve sembolik temsil kabiliyetinden yoksun olduklar iindir.
Hayvanlara dil retme giriimi dil olgusunun esasn gzden karyor.
empanze, kendine retilen snrl sayda kelimeleri, soyutlama ve
kavramlatrma rn anlam tayc semboller olarak deil, belirli somut
durumlarda belli bir sonuca ulatraca renilmi somut iaretler olarak
kullanyor. te insanda, soyutlama ve kavramlatrma, sembollerle temsil etme ve
konuma, dncelerini dnebilme, ben diyebilme ve iebak yapabilme gibi
birbirine bal kabiliyetler, bilincinde olduunun bilincinde olma diye adlandrlan
bir temel yetinin deiik grntleridir.
Bilincinde olduumuzun bilincinde olma yetimiz, iebak, sembolik
dnme ve kavramlatrma kabiliyetimiz olmasa bilim yapamazdk.
Zihin, iebakla farknda olunan olaylar ve dardan gzlenebilir
davranlar douran sistem veya ileyi kurallar btndr.
Davranlar douran ve onlardaki dzeni salayan sisteme zihin diyoruz.
Hayvanlar gibi d dnya-alg-tepki emberinin iine hapsolmayan insan,
d dnyay zihnine tar; d dnya olaylarn zihninde sembollerle temsil eder.
Olaylar duyu plannda yok olsa da, varlklarn sembolik olarak zihninde
srdrebilir. nsan zihni bu semboller zerinde ilem yaparak hkm verir.
Toplu halde yaayan hayvanlarn hayatn dzenleyen kurallar, biyolojik bir
kurulmann rndr. Byle olduu iindir ki hayvan topluluklar kltr meydana
getiremez. Hayat tarzlarnda kltr yoluyla deime olmad iin, hayvan
topluluklarnn tarihi de yoktur. Bir neslin hayat, nceki nesillerin hayatnn
tekrardr.
Hayvanlarda her nesildeki bireyler ayn tarzda renir. Onlarn renmeleri
de kuruludur. Hayvanlar, d dnyaya ilikin deneyimlerini zihinlerinde sembolik
olarak temsil edemedii ve onlar zerinde zihni ilemler yaparak sonular
karamad iin, ne bir nesildeki bireyler arasnda, ne de nesiller arasnda, arz
ve tesadf olann dnda, esasta bir renim fark oluamaz. Onun iin
hayvanlarn bilgisinde deime ve ilerleme olmaz. Hayvanlarn dil meydana
getirememesi de sembolik zihn temsil yetisinin olmamasndandr. nk dilin
kendisi, bir sembolik temsil sistemidir. (Ylmaz zakpnar)
Kelimeler, zihnimizdeki kavramlar karlard. Bu durumda birbiriyle ilikili
unsur grlr:

18

Varlk-Kavram-Kelime.
Kelimeler, bir ynyle varlklarn zihindeki ses karl, bir ynyle de
dardaki varlklarn isimleri, yani dildeki temsilcileridirler. Bu yzden, bir
kelimenin dardaki varlk karl ile zihindeki kavram karlnn snrlar
deiik olabilir. O, bir varln ad gibi grnrken, zihnimizde daha baka
kavramlarn karl olarak da bulunabilir. Bu yzden bir kelimenin bazen bir, iki;
bazen de daha ok manalar olur. Genellikle cins isimlerle zel isimlerin dndaki
kelimelerin birden ok manalar vardr. Bunlara ok anlaml kelimeler denir: gz
gibi. (ocuun gz, masann gz, suyun gz). lk anlam, temel anlam,
konulu anlam gibi isimlerle anlan gerek anlamn dndaki anlamlara da
kullanm anlam, yan anlam denir. Yan anlam genellikle somut varlklar iin
kullanlr. Temel ve yan anlamlar, ayn zamanda kelimenin gerek anlamdr.
Kelimenin biri gerek, dieri mecaz iki anlam olabilir. Kelimenin szlk
anlamna gerek, ilk, asl manas; benzerlikten dolay ortaya kan ikinci manasna
da yaktrma, ireti, yani mecz mana diyoruz: eker gibi. (Bir eker ver, ne
eker ey) bir kelimenin gerek anlamndan uzaklaarak kazand yeni (soyut)
anlama mecaz anlam denir. Mecaz anlam kazanan kelime baka bir kelimenin
yerini tutar. Aslan ocuk, syleyiinde aslan, cesur kelimesinin yerini tutmaktadr.
Kelime soyut anlam kazanrken gerek anlamdan mecaz anlama doru
kayar. Somut kavramlara yklenen soyut anlamlar, soyut kavramlara yklenen
somut anlamlar ve soyut kavramlara yklenen soyut anlamlar mecaz anlam
olarak kabul ederiz.
Somut anlaml bir kelime, anlam genilemesiyle yeni bir somut anlam
kazanabilir. Gzm kanyor: Gz (somut) bir organ. Masann gz bo: Gz
(somut) ekmece.
Bu tr aktarma(lar)da, kelime somut (gerek) anlam koruduu mddete
yan anlam olarak kabul grr.
Somut anlaml bir kelime, soyut bir anlamda kullanlabilir: Kafam aryorda
kafa (somut) bir organ, Sende hi kafa yok.ta kafa (soyut), dnce anlamndadr.
Soyut bir kelime somut bir anlamda kullanlabilir: Doru insanda doru
(soyut) drst, gvenilir; Bir doru izdim.deki doru (somut) izgi anlamldr.
Baz kelimeler ortak bir ekil, benzer bir biimle de gsterilebilirler. Halbuki
zihnimizdeki kavramlaryla, darda karladklar varlklar ayr ayrdr. te bu
kelimeler de esesli veya sesde kelimeler deniyor: yz (fiil), yz (rakam) gibi.
Kimi kelimeler de ayr ekillerde olmalarna ramen ayn kavramlar veya
varlklar gsteriyor olabilirler. Bu durumdaki kelimelere de e anlaml kelimeler
denir: yz, surat gibi.
Birbirine zt kavramlar karlayan kelimeler de var: scak-souk; beyazsiyah; iyi-kt gibi. Bu tr kelimelere de kart (zt) anlaml kelimeler diyoruz.
19

Kelimelerin ayrca somut-soyut, deyim, terim, argo, genel, zel anlamlar da


vardr.
Dilde anlatm gl klmak iin aktarmalar yaplr; yani kiiletirme ve
istiarelere bavurulur. Bunlara deyim aktarmas denir: Rzgr ne diyor dinle.
Bar yank aalar. Keskin zek. Aslan ocuk. Yollara dkldk. Kafay bozduk.
Yumuak, scak sesini duyduk.
Aralarnda benzetme ilikisi olmadan bir szn kendi anlam dnda
kullanmna da ad aktarmas denir: Ankaray sevmem, stanbula da Bahelere
rahmet yayor.
Deyim aktarmas, kavramlar arasndaki benzerlie; ad aktarmas ise
kavramlar arasndaki ilgiye dayanr.
Tasavvurlar (imgeler), kelimelerin artrmalaryla zihnimizde oluan
varlk ekilleridir. Ayn dili kullanan fertler arasnda bir kelime ayn kavram
artrmaz. Yetime artlar ve daha nice etkenler kelimelerin alglanmasnda
nemli rol oynarlar. Kyde kalan biriyle ehirde kalan birisi ekmek kavramn
farkl biimde alglar.
Dil ve Toplum
Vcudumuz organlar arasnda sinir sistemiyle yardmlamay salayamazsa
hayata uymakta byk zorluklarla karlarz.
nsan vcudunda sinir sisteminin rol ne ise, bir toplumun fertleri arasnda
dilin rol de odur, denebilir. nsann eli ile yz arasndaki boluu sinir sistemi
dolduruyor. Kirlenen yzn ykanmas iin eli harekete geiren beyin bu ii sinir
sistemi vastasyla yapyor. Ayaa batan bir dikeni karmas iin ele emir veren
beyin, bu ii de sinir sistemiyle gerekletiriyor. Vcudun susuzluunu gidermek
iin gzn, elin, ayan ve dier organlarn harekete geirilmesi, istenilen amaca
ulalmas da sinir sistemi olmadan gerekleemez.
nsanlar arasnda byle ortak, organik bir sinir sistemi yoktur; bu anlamda
btn fertler arasnda byk bir boluk vardr. te bu boluu dil denilen o
mucizevi anlama sistemi doldurur. Toplum fertleri arasnda haberleme bu dil
sistemiyle salanr. Fertlerin vcudunda sinir sistemi neyse, toplumda da dil odur.
nsan, dilini toplumdan alr. Toplumu oluturan, fertleri bir arada tutan da
dildir. Dilsiz bir insan topluluu dnlemez. nk dilin konuma yn birden
fazla kiiyi art klar. Toplum devam ettii srece dil de devam eder. Dil, ferdi
deil, itim bir olgu olduu iin genel ve srekli bir varlktr. Dil, dnden gelip
bugnde yaad gibi yarna da kalp devam edecektir. Toplumca konulmu
kurallara bal mantkl bir yaps olduu iin de sistemlidir.
Dilin kuruluu, yaps toplumla ilgili olduu iin, fertleri akn bir yn
vardr. Fertler, dile istedikleri gibi mdahale edemezler. Konuma, yani dilin
kullanm ferdi olduu iin, dilin kurallarna uymak artyla onu istedii gibi
20

kullanabilir. Kullanabilir ama yine de anlamann salkl olmas iin dilin tand
imknlarn dna kamaz.
Biyo-psiko-sosyal bir varlk olan insann psikolojik ynn dil vastasyla
toplum oluturur. Dile dkt, tad deerlerle toplum ferde muhteva
kazandrr. Fert de edindii muhtevay toplum ve tabiat ilikileriyle elde ettii yeni
kazanmlar, deerleri toplumuna ilave eder, toplumunu daha da zenginletirir.
Toplumda elde edilen bilim, sanat, felsefe, ahlak, teknik konularndaki yeni
bulular, baarlar, yaz ve konuma yollaryla toplumdan topluma, nesilden nesile
aktarlr. Bunlar da eitim ve retim yoluyla olur. Btn bunlar ise dil ile
gerekletirilir.
Dil, ortak insanlk tecrbelerini tayan, koruyan nemli bir vastadr. Dil ve
yaz olmasayd, insanlar baz konularda hayata sfrdan balamak zorunda
kalacaklard. nsan hayatnn btn tecrbeleri, can alc bulular, dilin salad
imknlarla devam ettirilir. nsanln ilerleme ve gelimesi bu sayede mmkn
olur.
Dil ve Millet
Mill Eitim Bakanlnn hazrlad rnekleriyle Trke Szlk, milleti,
Ayn toprak zerinde yaayan aralarnda din, dil, tarih, tre ve lk birlii bulunan
insanlar topluluu; ulus. diye tanmlyor. Aralarnda tarih kader birlii
bulunduuna inanan, bunun uurunda olan ve ayn topraklarda yaayan insanlar
millet olarak isimlendiriliyorlar. Dil, bu topluluu meydana getiren ana unsurlardan
biridir.
Dil, millet fertlerini birbirine kaynatrarak onlar ortak duygu, dnce,
inan, ahlk, estetik etrafnda toplayan ve o toplulua millet olma vasf kazandran,
onlarn mill benliklerini koruyup devam ettiren ok nemli bir etmendir.
Dil, milleti oluturan tek etmen deildir. Dilin dnda bu oluu belirleyen
treler, detler, tarih, corafya, sanat, ekonomi, hukuk gibi etkenler de vardr.
Btn bunlardan daha da nemlisi millet olmann uuruna ermek, bu uuru
duymaktr. Bu da gl bir eitimi gerektirir. Eitim de bir deerler aktarm
olduuna gre, bu aktarma iini dil yapar. Dil, onu konuan milleti gemiine
balad gibi gelecek olanlara da balar.
Destanlar, masallar, menkbeleri, hikyeleri, trkleri ve iirleriyle birlikte
glen-alayan, birlikte sevinen-zlen nesillerde mill uur var demektir. Btn bu
deerlerin taycs da dildir.
Dil, Kltr ve Medeniyet
Trke szlkte dil, insanlarn dndklerini ve duyduklarn anlatmak iin
kullandklar her trl iaret ve zellikle ses iaretleri dizgesi olarak tanmlanyor.
Kltr ise, bir topluluun tinsel zelliini, duyu ve dn birliini meydana
21

getiren, gelenek halindeki her trl yaay, dnce ve sanat varlklarnn topu.
Gerekli bilgileri edinerek muhakeme, zevk ve eletirme yeteneklerini gelitirmi
olma hali diye tanmlanm. Medeniyet (Uygarlk) da, insanlarn toplu olarak daha
iyi bir halde yaamalar ve tabiata hkmedebilmeleri iin gsterdikleri gayretlerden
kan sonularn topu ki bilim ve kltr halinde belirir, eklinde aklanm.
nsan, kltr ve medeniyetle ilgili btn baarlarn dile borludur. nk
insan bu konularda baarl klan, onun dil kurma yeteneidir. Dil kurma ise,
sembolik dnmedir. Sembolik dnme de insann d dnyay bir takm
sembollerle zihninde temsil etmesidir. nsan kuatan i ve d dnyaya ait eylerin
sembol olan kelimeler, insan zihnindeki o dnyaya ait kavramlarn addr. nsan,
d ve i dnyasn bu kavramlarla kurar, temsil eder. Her zaman ve her yerde,
baka zaman ve yerlerdeki varlklar zihnindeki kavramlaryla, onlarn sembolleri
olan kelimelerle yeniden canlandrr, onlarla istedii gibi oynar; yani dnr.
Zihnindeki semboller arasnda soyut ilikiler kuran insan, sembolik ilikilerin
sonularn kararak hkm verir. Hkmlerinin doru olup olmadn
sorgulayabilir. Semboller arasnda iliki kurma, soyut muhakeme ile hkm verme
ve ulat hkm sorgulayabilme, insana zg bir kapasitenin habercisidir. Demek
ki insan, sembollerle dnmekle kalmyor; sanki kendi dncesinin gerisine
ekilerek onu inceleme altna alyor. nsan, kendi dncelerini dnebiliyor;
onlar bir d gzlem cismini inceler gibi inceleyebiliyor.( Ylmaz zakpnar,
Kltr ve Medeniyet Anlaylar, s.14.)
htiyalarn etkili ve verimli bir biimde karlamak iin insann yapm
olduu aletler, doadaki olaylarla ve kendi kaderiyle ilgili olarak zihninde uyanan
sorulara cevap arama abas iinde gelitirdii mitolojiler, duygularn belirleme
ve ifade etme amacyla meydana getirdii sanat eserleri, birlikte yaamay
mmkn klan ahlak kurallar, bilgileri sembollerle temsil etmeye ve iletmeye
yarayan dil, vahiy kaynakl. bilgilerin kavranmasna dayanan iman, doadaki
olaylarn olu mekanizmasna ilikin varsaymlar tahkik etme metodu olan bilim,
ksacas kltr ve medeniyetle ilikiye getirebileceimiz ne kadar olgu varsa
onlarn hepsi, insana zg bir zihin kapasitesinin eseridir. Kltr ve medeniyetin
nesilden nesile iletilerek srekliliinin ve birikiminin salanmas dil sistemi ile
olmaktadr. Sembolik bir sistem ieren konumay, baka bir sembolik sisteme
nakletmek demek olan yaz, unutma ve arptmalar nleyerek bilgileri olduu gibi
muhafaza eder. Bir toplumun yeleri, davranlarna yansyan kltr ve medeniyeti,
yeni yetimekte olan nesillere etkileim yoluyla geirir. Bir toplumun hayat tarznn
yeni nesillere geirilmesine terbiye denir. Yazl eserlerle muhafaza edilen
birikimden de yararlanlarak formellemi metodlarla ve okul kurumu erevesinde
yeni nesilleri yetitirme srecine eitim denir. Snrlanm konularda belirli
bilgilerin kazandrlmas sreci olan retim, eitimin kapsamna girer.(age.s.19-

22

20) ite btn bu faaliyetler dil vastasyla gerekletirilir. Dil olmadan insann
btn bunlar gerekletirmesi imknszdr.
Dil, insann ruhu; insan da dilin ruhudur. Dil, insan iin vcuttaki kan
hkmndedir. Kan, hem vcudu besler, hem de vcut tarafndan beslenir. Dil de,
hem insan besler, hem de insan tarafndan beslenir. nsan, yapt, yeni bulduu
her eyi dile aktarr. nsan, kendinde ve evresinde olan her eyi dil ile tespit eder.
nsan, kendini ve evresini dile dntren varlktr. Dil, insann zihni, ruhi
kinatdr.
Dil, insanlar aras en kymetli al-veri aracdr. Altn ve elmasla
llemeyecek kadar stn bir aratr. nsann btn serveti, zenginlii dilindedir.
nsan, kinat dile tahvil eden varlktr. Kinat, insanda sese ve sze brnr, dil
diye grnr.
nsan uzviyetiyle tabiat, ahsiyetiyle de toplumu temsil eder. Yani, biyopsiko-sosyal bir varlk olan insann biyolojik yan tabiatn, psikolojik yan da
toplumun uzantsdr. nsan, bir ynyle tabiat, bir ynyle de toplumu yanstr.
Toplumun tabiata katt her ey onun kltrdr. Tabiata ilave edilmi insan
izlerine, eserlerine kltr ve medeniyet diyoruz. Bu, insann tabiatta nasl
yaadn da gsterir.
Tarihiler, antropologlar ve sosyologlar medeniyetle ilgili u ortak
zelliklerden sz ederler: 1 Belirli snrlar olan devlet, 2 Sosyal snflarn
belirmesi; iftilik, ticaret, zanaat ve sna retim gibi ayr i alanlarnn ortaya
kmas, 3 Yaznn kullanlmas, gzel sanatlarn ve fikir eserlerinin ortaya
kmas. (zakpnar, 1997,44)
Her toplumun kltr vardr. Ama medeniyete vcut veren ey, kendi
zihninin bal bana bir imkn kayna olduunu, insann fark etmesidir. Kendi
zihninin adeta dna karak kendi varln ve zihnini tasarmlayabilen, hayatna
anlam vermeye alan, kendi varlna ve hayatna ilikin rasyonel dzeyde yorum
yaparak hayatnn gayesini belirleyen insan topluluklarnda medeniyet ortaya
kyor. Bylece medeniyet, insann, biyolojik zorunlulukla u ya da bu ekilde
yapt fiillerin stne ykselerek, kendi zihninde belirledii bilinli bir ruhi
istikamete gre fiillerini retmesidir. Medeniyet, doaya reaksiyon yapmak deil,
insann, kendi zihin gereinin bilincine vararak, kendi varln, kendi zihnini,
doay, kendinin doayla ilikisini ve hayatnn gayesini belirlemesi ve fiillerini
bilinli olarak retme konumuna gelmesidir. u halde medeniyet, rasyonel bir ruhi
ykseliin bilincidir; o ykseliin belirledii inantr.
Biyolojik ihtiyalarn dorudan gdmne bal kalmadan ve doaya
dorudan reaksiyon yapma dzeyini aarak rasyonel planda problemler grmek,
bilinli tasarmlar yapmak, fiillerini o tasarmlarla tutarl olarak kararlatrmak,
23

bylece biyolojik ihtiyalar dnda yeni fiil alanlar meydana getirmek,


medeniyetin psikolojik kaynadr. Byk kltr eserlerini douran bu kaynaktr.
Btn medeniyetlerde bilinli ve rasyonel dzeyde muhasebesi yaplan bir inan
vardr. (1997:45)
Medeniyetin ruhi temeli bir inan.; toplumsal temeli, o inanca bal ahlak
nizamdr. (1997:46)
Medeniyet, insan zihninin, bilinli ve rasyonel konumda gelitirdii bir
inanla, biyolojik ihtiyalar karlama ve doaya reaksiyon yapma dzeyinin
stne kmasdr. Zihnin yaklam bakmndan, doa karsnda duyulan korku,
istek ve mitle biyolojik ihtiyalar karlama dzeyi, ilkel kltr dzeyidir. Zihin
biyolojik ihtiyalardan hareket etmi olsa bile, doaya duygularla dorudan
reaksiyon yapma dzeyini aarak, doay bilinle ve rasyonel biimde anlamaya
alma, medeniyet dzeyidir.
lkel kltrler ile bir medeniyetten kaynaklanan kltrler arasndaki zihin
dzeyi fark, ilkel kltrlerde duygu ve heyecan ykl reaksiyon yaptran inan
ile medeniyetlerin kltrlerinde soyut ve rasyonel tasarm dzeyine erimi inan
arasndaki farktr. (1997:47)
Bir inancn medeniyet dourmas iin, uurlu, mcerret ve makul bir zihin
seviyesinde olmas, insann btn ruhunu kavrayp tabiat, hayat ve hayat tesini
aydnlatp bir ahlak nizam getirmesi gerekir. Bu nizamla biyolojik eilimlerin,
bencil isteklerin kontrol edilip disiplin altna alnmas medeni olmann bir
gstergesidir.
nsann fiiller ve eserler halinde tabiata ekledii her ey kltrdr. Kltr
eleri rastgele meydana gelmez. Toplum yapsnn temelindeki inan ve ahlak
nizam, kltr elerini setirir, ekillendirir, ynlendirir, snrlar ve elerin
ilhamn verir. Ksacas, kltr elerini belli bir manevi ereve iinde dourtan
inan ve ahlak nizam medeniyettir.
Kltr ve medeniyet, ayn mantksal konumdaki olaylar deildir. Kltr,
eserler ve rnlerdir; medeniyet, onlarn arkasndaki inan ve ahlak nizamdr.
(1997:51)
Medeniyetlerin temelinde soyut ve rasyonel bir inan vardr; o inan kendi
bana bir zihn tasarmdr. Fiiller reaksiyon olarak yaplmaz; inancn rasyonel
mantna gre yaplr. Bu dzeydeki bir inan ve ahlak nizam, bir taraftan insann
sembolik dnme kapasitesini gelitirerek kltr rnlerinin domas iin msait
ortam hazrlar, bir taraftan da meydana gelecek kltr rnleri iin bir ama ve
istikamet gsterir. (1997:50)
Medeniyet ad altnda kavramlatrdmz inan ve ahlak nizam, toplum
yelerinin igdlere bal eilimlerini ve bencil isteklerini dizginleyerek, onlarn
gven ve istikrar iinde toplum yapsn kurmasna imkn verir. Fertler,
benimsedikleri inan ve ahlak nizamnn ngrd biimde, igdlerinden gelen
24

eilimleri ve bencil istekleri kontrol altna alr. Bu kontrol baaramayan hibir


topluluk medeniyet kuramaz. Biyolojik ihtiyalarn tatminini aan bilinli ve
rasyonel bir ruhi dzeyde, fertlerin ortaklaa inand deerler gre, istikrarl ve
gven verici bir toplum yapsnn kurulmasyla, medeniyet toplumsal bir gereklik
kazanr. gdlerin kargaas ve bencil isteklerin arpmas arasnda bir toplum
yapsnn kurulmas mmkn deildir. Gven duygusu veren istikrarl bir toplum
yapsnn kurulmad ve biyolojik ihtiyalarn stnde bir ruhi ykselmenin
bilincine varlmad ortamlarda, byk kltr eserleri meydana gelmez.
Biyolojik ihtiyalar dzeyinde kalan ve inanlarn rasyonelletiremedii
iin onu bilinli bir kltr kayna haline getiremeyen insan topluluklar, biyolojik
ihtiyalardan bamsz kendi bana ilgi oda olan zihni alanlarda faaliyet
gsteremez. lkel denilen toplumlar byledir. Mzik, dans, resim, ssleme gibi
faaliyetler o toplumlarda rasyonellikten uzaktr. By nasl rasyonellikten uzak bir
ruhi ynelile yaplyorsa, bu faaliyetler de aynen yle bir ynelile, av
hayvanlarnn oalmas, dmann bysnn bozulmas ya da ruhlarn ve doa
kuvvetlerinin yattrlmas iin giriilen fiillerdir.
Antropologlarn ayin veya ritel dedii faaliyetler aslnda, rasyonel biimde
tasarlanan bir dini inancn ibadet gerei deil, besin tedariki, gvenlik, ktlkleri
engelleme gibi pratik sonular dourmaya ynelik olarak duygusal biimde
doaya, grnmez glere ya da tanrlara yaplan direkt reaksiyonlardr. lkel
toplumun inanc, rasyonel bir tasarm deil, bir reaksiyondur. Onun iin, inan ve
fiil, reaksiyon dzeyinde i ie gemi irrasyonel bir oluumdur. Biyolojik
ihtiyalar dzeyinde kalan insan topluluklar, o dzeyle snrl basit kltr rnleri
meydana getirirler. nk inanlar, biyolojik dzeyden bamsz, rasyonel
dzeyde kendi bana kltr dourucu bir kaynak haline gelmemitir. (1997: 4950)

25

DL VE KOMPOZSYON
Kompozisyon, sze ve yazya bal bir anlamave anlatma sanatdr.
Bunun iin de rencilerin, gerei grebilme, dnce ve duygular tahlil
edebilme yeteneklerini gelitirmeyi amalar. Onlarn her eyi iyi, doru ve gzel
olarak anlamalarn salayacak yolu gsterir. Bunun tek arac da dildir. Onun iin
dili iyi renmek ve iyi kullanmak zorundayz.
Konfyse sorarlar:
Bir lkeyi ynetmeye arlsaydnz, yapacanz ilk i ne olurdu?
Konfys yle cevap verir:
Hi kukusuz, dili gzden geirmekle ie balardm. Dil kusurlu olursa,
szckler dnceyi iyi anlatamaz. Dnce iyi anlatlmazsa, yaplmas gereken
eyler doru yaplamaz. devler gerei gibi yaplmazsa, tre ve kltr bozulur.
Tre ve kltr bozulursa, adalet yanl yola sapar. Adalet yoldan karsa aknlk
iine den halk ne yapacan, iin nereye varacan bilmez. te bunun iindir ki
hibir ey dil kadar nemli deildir.
Bu sihirli aracn insan ve toplum asndan nemini, Dil Denen Mucize
adyla Trkeye evrilen kitabnda Prof. Dr. Walter Porzg, yle anlatyor: Ve
btn dnyann dili bir ve sz birdi. Ve vaki oldu ki, arkta gtkleri zaman,
inar diyarnda bir ova buldular ve orada oturdular. Ve birbirlerine dediler: Gelin,
kerpi yapalm ve onlar iyice piirelim. Ve onlarn ta yerine kerpileri ve har
yerine ziftleri vard. Ve dediler: btn yeryz zerine dalmayalm diye, gelin,
kendimize bir ehir ve ba gklere eriecek bir kule bina edelim ve kendimize bir
nam yapalm. Ve demoullarnn yapmakta olduklar ehri ve kuleyi grmek iin
RAB indi. Ve RAB dedi: te, bir kavimdirler ve onlarn bir dili var ve yapmaya
baladklar ey budur ve imdi yapmaya niyet ettiklerinden hibir ey onlara
menedilmeyecektir. Gelin inelim ve birbirlerinin dilini anlamasnlar diye, onlarn
dilini orda kartralm. Ve RAB onlar btn yeryz zerine oradan datt ve
ehri bina etmeyi braktlar. Bundan dolay onun adna Babil denildi; nk RAB
btn dnyann dilini orada kartrd ve RAB onlar btn yeryz zerine oradan
datt. (Musann Birinci Kitab, Bap 11,1-9 )

26

Gcnn tam bilincinde olarak insanlk ayaklanm, gklere kstaha


saldrmaya kalkmtr. Gcnn kayna ise, btn insanlarn kibrini ve azametini
paralamak istediinde, yldrma ihtiyac yoktur bu i iin, hatta hibir iddet
hareketine bavurmas gerekmez, insanlarn dilinin kartrlmas, dilin birliinin
ortadan kaldrlmas yeterlidir ve tepesi gklere eriecek olan kule, bir yknt,
insann gszlnn bir utan abidesi olarak kalakalr. Dil topluluunun, insan
topluluklarnn ulat baarlar bakmndan nemini bu rnektekinden daha etkili
bir ekilde tasvir etmek mmkn deildir. nsanlk gerekten birlik iinde olsayd,
gc o kadar byk olurdu ki, bu g, insanlarn kibirle, azametle dolmalarna yol
aabilirdi. Fakat insanlar ancak ayn dili konutuklar takdirde beraberce eserler
yaratabilmek iin birlik iinde olabilirlerdi. nsanlarn saysz farkl dil konumas
ve ite bu yzden gsz oluu, onlara inen bir lanet sonucudur.
nsanlarn yaratt kltr iinde dil topluluunun roln gereki adan ve
rasyonel olarak dnrsek, Kitab- Mukaddeste anlatlan hikyeye mutlaka hak
vermek zorunda kalrz. nsan topluluklarnn baarlarnn ve her eyden nce
kltrn mmkn ve var olabilmesinin ilk art her yerde de, onun n art olarak
dili buluyoruz, yani konuanlar topluluunu.
imdi dil hakknda yaplm deiik tanmlar ve onunla ilgili grler
zerinde duralm:
Dilbilgisi Terimleri Szlnde Vecihe Hatibolu, Dil, insanlarn duygu ve
dncelerini bildirmek zere kelimelerle veya gerelerle yaptklar anlama:
Trke, Franszca, ngilizce, Almanca veya iaret dili vb diyor. Necip ok ise
dil, karlkl anlama ve duygularn anlatma amacyla bir dil mensuplarnn
belleklerine yava yava yerleen manal ifade vastalarnn hepsi, bir iaret ve
semboller sistemidir, diyor.
Muharrem Ergin de onu insanlar arasnda anlamay salayan tabii bir vasta,
kendisine mahsus kanunlar olan ve ancak bu kanunlar erevesinde gelien canl
bir varlk, temeli bilinmeyen zamanlarda atlm bir gizli anlamalar sistemi,
seslerden rlm itimai bir messese olarak tanmlyor.
Felsefi Antropoloji kitabnda Takiyettin Mengolu, unlar yazyor: nsan
ne ise, dil sayesinde odur; insan insan yapan dilidir; dil olmadan insan kendi adnn
gerek manasna layk olamaz. Hlderlin hakl olarak bu hususta unu syledi:
Tanr insana ne olduunu gstermek iin ona dili vermitir. Her insan, her halk
kendisinin ne olduunu, nasl bir nitelie sahip bulunduunu dili sayesinde aa
karr; bundan dolay dil, hem insann kendisinin, hem de dnyann bir aynasdr;
nk ancak dil sayesinde insann kendisi, dnya, btn varolan eyler hakknda ne
dndn reniyoruz. Dilin yardm ile biz halklarn dnya grlerini,
kltrlerinin niteliini reniyoruz.

27

Modern dil gr, dili, dnyay zihne mal eden, d dnyay ideler halinde
dilin tabiatna eviren kudret, dnyann fikre dnmesi akt olarak anlatrken
kelimeletirme oluumunu da dolaysyla dile getirmi oluyor. Bu gre gre dilin
gayesi varl kelimeletirmektir, yoksa sadece bir anlama arac olmak deildir.
nk dili sadece bir anlama arac olarak dnmek, varlk art olarak dili izah
edemez. Humbolta gre dillerin ortak amac dnyann zihni tablosunu ortaya
karmaktr. Reinerse gre de dnyaya eklini veren dildir. nk dil bizi kelime
gibi belirli kalplar iinde duymaya, dnmeye hatta idrake zorlar. Karlheinz
Daniels de dilin maddi dnyay manevi dnya haline evirdiini ve reel gerek
yannda ikinci bir gerek meydana getirdiini syler.
Dil ve dnce arasndaki ba kavramak olduka zor. Nasl oluyor da
gerek, idrak neticesinde kelimeye dnyor, idrakimiz nesneleri kavrayp
kelimeletirerek dile mal ediyor? Bylece nesneler kelimenin tam anlamyla dilde,
konuurken dnmede, dnrken konumada var oluyor. Yani nesneler gerekte
dil ile dnme oluumunda var oluyor.
nsan, varl dil yoluyla zihni yapya evirip kendine mal ediyor.
Kelimelerden rl dil ayla varl avlyor. Bir insann a ne kadar genise av
da o kadar zengindir. An zerine serpebildii varlk kadar dnyas vardr.
Kavramak, yakalamaktr, avlamaktr. Kelimesiz belirli bir kavram, kavramsz da
net bir dnce olmaz. Dil, dnyay avlama eylemidir.
yi bir eitim, doru renilmi, zengin bir dille mmkndr. Dili
zenginletirenler, geni dil alaryla varl yakalayp en iyi, en gzel ve en doru
biimleriyle onu nmze seren kltr ve sanat iileridir.
Konuurken kullandmz dil, iek tozlar gibi uup gider. Tekrar
yakalamak mmkn olmaz. Kalc olan dil, sanata konu olan, sanata malzeme olan
dildir. Edebiyat rnleri, somutluk kazanm dil yaplardrlar. Kalclk zellii
kazanmlardr. Dil, bu alanda zevk ve heyecan vericidir. Dile bu zellikleri
kazandran, katan da anlatandr. Anlatcnn ortaya koyduu anlatmdr. nsann
ii anlamak ve anlatmaktr. Bunu gelitirmenin yolu ise sanat deeri olan, edebi
anlatm rnlerini bol bol okumaktr.
Dille ilgili zl szler:
nsan, dilinin altnda gizlidir. (Hz.Muhammed)
Dil, insanln kendisidir ve zihni hayatmz onunla vardr.
Bir insan kendi dilini nerde en ok bulursa ordadr. (A.H. Tanpnar)
Dil, yaplmas iin herkesin bir ta koyduu bir ehirdir. (Emerson)
Dilin her kelimesinde tahmin edilemeyen bir hazine sakldr.(J.Guitton)
Dimalar dille oluur. (J.J.Rousseau)
Bana kusursuz, eksiksiz bir dil ver, sana byk bir ulus yarataym. (Leibniz)
Her mesele beni dile gtrr.(P.Valery)

28

Bir dilin gc, kendine yabanc olan eyleri atmakla deil, onlar bnyesinde
eritmesiyle belli olur. (Schiller)
Dil, bir ulusun aynasdr.(Schille)

KONUURKEN
nsan, konuan varlktr. Konuma, duygu ve dncelerin seslendirilmesidir.
Kelimeler ve cmleler halinde seslendirilerek karmzdakilere az yoluyla
duyurulmasdr. Konumay ve onun arac olan dili bize kazandran toplumdur.
Toplumun bize armaan ettii bu zellii, bu deeri eitimle daha da gelitirir ve
zenginletiririz.
Konumada da dile bir biim verme sz konusudur. Dilin anlaml en kk
yap talar olan kelimeleri kullanrz, konuurken. Her kelime bir duygu, bir
dnce, bir davran veya bir varlk gsterir. Konuan insan, bunlarn karln
bulamad kelimeler yerine, baz organlarn kullanmak zorunda kalr. Bunlara jest
ve mimik diyoruz. Bunlar, duyurmak istedii anlam iaret ederken, trl ekillere
girerler. Sanki bylece iimizde doan o anlam da yanstm oluruz.
Dil, iimizin, yani ruhumuzun aynasdr. Konumalarn dzeni, dilin
dzeniyle; dilin dzeni de i dnyann dzeniyle doru orantldr. Bedenimiz, en
kk yap talar olan hcrelerle rl olduu gibi, deta ruh da kelimelerle
rldr. Byk insan Mevlana, nsanolu dilinin altnda gizlidir. Bu lisan can
kapsnn perdesidir. Eer o perde yle bir aralanrsa gz, evin iindeki srlar
grr. Evde inci veya buday m var, altn hazinesi yoksa ylan veya akrep mi var,
onlara vakf olur. diyor. O halde dili dzeltme, insan dzeltme demektir.
dnyann zenginlii, dilin zenginliiyle birlikte artar. Dili onarp dzeltmek, insan
onarp dzeltmek demektir. Dil, dncenin evidir. Dnce de iimizin rn ve
malzemesidir. Bu da insan dille zde klyor. Dil insan, insan da dili belirliyor,
sanki. Ve sanki insan, bir rmcek, bir ipekbcei gibi kendi dil a, dil kozas
iinde yaar; a da koza da canlnn kendi vcuduna aittir.
nsanlar aras ilikilerde konumann nemi tartlmaz. Bakalarn
kendimize onunla balar, bakalarndan yine onunla zlr, koparz. Yunusun
diliyle dersek:
Sz ola kese sava sz ola kestire ba
29

Sz ola aulu a bal ile ya ede bir sz


Kii bile szn demini demeye szn kemini
Bu cihan cehennemini sekiz uma ede bir sz
Dalan, zlen bir toplumu gl ve zengin bir dil ile onarp rerek
birletirirler, byk hatipler, byk airler ve byk gnl erleri. Gnller sitesi
byle kurulur ve gerekleir.
Konumann olmad yerde insan da yoktur. Diyor, Kafka. nsan olmak,
insanla bile olmak demektir. Kendimizi ve insan konuarak buluruz. Kardelikleri
ve byk dostluklar inanarak, severek, konuarak kurar, gerekletiririz.
Neyi, niin konuacamz gibi nasl ve ne zaman konuacamz da
nemlidir. Derslerde bunlar zerinde de durulacaktr. Zaten dersler karlkl
konumalarla yrtlecei iin, konumalar da srekli kontrol edilecek demektir.
Konumaclar, konuma esnasnda birbirlerini sevgi ve anlayla denetleyecek ve
dzeltecektir. Konumak, birbirimize konuk olmann ite hali deil midir?
Konumak, birbirimize gnl evimizi amak anlam da tamyor mu? Gnl
evinde konuk edilenlere neler sunulur, onlar o evde nasl arlanrlar, orada
konuklara evin btn zenginlii, rahatl verilmez mi? Konuklar o eve
armaanlarla gitmezler mi? Oray elden geldiince gzel ve ssl, rahat tutmaya
zen gstermezler mi? Konuklarn birbirlerine sunacaklar en gzel armaan
Sevgidir.
Gelin tan olalm ii kolay klalm
Sevelim sevilelim dnya kimseye kalmaz
Demiyor mu o sevgi kahraman, Yunus. Ve var olu hikmetini de
Ben gelmedim dava iin benim iim sevi iin
Dostun evi gnllerdir gnller yapmaa geldim
Diyerek dile getirmiyor mu? te bu gnl evinin asl malzemesi sevgidir.
Sevgi olmadan hibir yap kurulmaz, kurulsa da kalc olmaz.
Bir kiiye syle sz kim manadan haberi var
Ol kiiye ver gnln cannda ak eseri var
Diyen bu gnl pirine gre insana anlam veren sevgidir, aktr. Sz de
sevgi dolu gnlde anlam kazanr.
idin ey yarenler ak bir gnee benzer
Ak olmayan gnl misal-i taa benzer
Ta gnlde ne biter dilinde au tter
Nice yumak sylese sz savaa benzer
Ve
Akszlara verme t dnden alr deil
30

Aksz kii hayvan olur hayvan t alr deil


Derken de szn ve sevginin nemini dile getiriyor. Sevgi dolu olmayan
sz, bo szdr. Sevgi dolu sz ho szdr.
te konuma ile ilgili ho szler:
Konuma, insann akln kullanma sanatdr. (Eflatun)
Konumak yaradltan, susmak akldan gelir. (Ch Lehman)
ok konumaynz, herkesin gznden dersiniz. (Hz.Ali)
Neden iki kulamza karlk iki dilimiz var? ok dinleyelim de az
konualm diye. (Diyojen)
ok bilenler konumaz, az konuanlar bilmez. (Leo-Tse)
ok konumak, insann gzden dmesi iin en ksa ve en emin yoldur. (La
Bruyere)
Konumalarn en nemlisi, kendi kendimizle konumamzdr, ama bunu her
zaman ihmal ederiz. (Oxenstiern)
Konuma akln fihristidir. (Seneca)
nsan, konumann iinde kalbte ne varsa onu iitir. (Vogelweide)
ki trl insan konumaz: Biri bilgisiz, biri dilsiz. (Yusuf Has Hacib)
Sessizlik de bir eit konumadr. (William Hazlitt)
Konuma, insanlar arasnda nazik bir alveritir. (R.Saint Laurent)
Konuma sanatn bilen adam, dndklerinin hepsini sylemez, fakat
sylediklerini dnr de syler. (Aristo)
Kendini anlamak isteyenler hitap ettikleri insanlarn diliyle konumaldr.
(Hz.sa)
nce dnmeden, dilin konumaya balamasn. (Shilon)
Konumann en lzumlu ksmlar gerek, doru dnme, iyi huy ve
nktedir. (William Temple)
ki dman arasnda yle konu ki, bartklar zaman utanmayasn. nsan,
dilini tutup konumadka, ayb da hneri de gizli kalr. (Sadi)
Konumas insan hayvanlardan, syledii eyler de meleklerden ayrr.
(Edwvard Stanley)
Seme Metinler:
Ey szlerin asln bilen gel di bu sz kandan gelir
Sz asln anlamayan sanr bu sz benden gelir
Sz var klar gnl d sz var eyler bilii yd
31

Eer horluk eer izzet her kiiye szden gelir


Sz karadan aktan deil yazp okumaktan deil
Bu yryen halktan deil Hlk avzndan gelir
Ne elif okudum ne cim ne varlkdandr kelecim
Bilmeye yz bin mneccim tlim ne lduzdan gelir
ule bize aydan deil ak eri bu soydan deil
Rzkmz bu evden deil dery-y ummandan gelir
Biz bir bahane arada ayruk di elden ne gele
Hak n emir eyler cana bu keleci ondan gelir
Evvel gnl levhinde Hak yazmud n bir varak
Bu imdi okunan sebak ezel-i zldan gelir
Aklmz ol levhe bakar gizli marzlarum aar
Sz gelir gnlme akar sz dile anszn gelir
Yunus bu derd ile h et kahr evinde neyler rahat
Bu derde derman kefret bin h ile szdan gelir
Miskin Yunus bu sz kendisinden eyitmez
Hak alab veribidi (gnderdi) sabak lisnmza
Avaz: ses, seda. Keleci: sz, kelime, manal sz. ule: alev, ate alevi,
parlaklk. Umman: ulu, byk, engin deniz, okyanus. Ayruk: artk, baka. Sz:
yanma. Levh: levha. Varak: yaprak. Sebak: ders. Ezel-i zal: ezellerin ezeli, n
olmayan n. Maraz: dert, hastalk.
***
Keleci bilen kiinin yzn a ede bir sz
Sz piirip diyenin iini sa ede bir sz
Sz ola kese sava sz ola kestire ba
Sz ola aulu a bal ile ya ede bir sz
Kelecilerin piirgil yaramazn eirgil
Szn us ile drgil demegil aada bir sz
32

Gel ah ey ehriyri szmz dinle bri


Hezr gevher dinr kara topra ede bir sz
Kii bile sz demini demeye szn kemini
Bu cihan cehennemini sekiz uma ede bir sz
Yr yr yoln ile gfil olma biln ile
Key sakn ki dilin ile canna da ede bir sz
Yunus imdi sz yatndan syle sz gyetinden
Key sakn o eh katndan seni ra ede bir sz
Keleci: sz, kelime, manal sz. eirgil: z, ayr.
olgunlamam, i. Yat: usl, yol. Gyet: nihayet, u, son.
***
Bir kiiye syle sz kim manadan haberi var
Ol kiiye ver gnln cannda ak eseri var
Yunus bu szleri atar sanki bal yaa katar
Halka metalarn satar yk cevherdir tuz deil
Meta: sermaye, elde bulunan varlk; satlacak mal, eya.
***
Ey Yunus Hakk bilen sylemez hergiz yalan
kilik ile gelen doru yol bulmu deil
Hergiz: asl.
Sylememek harcs sylemegin hsdr
Sylemegin harcs gnllerin pasdr
Gnllerin pasn ger sileyim der isen
ol sz sylegil kim szn hulsasdr

33

aada: hamca,

Kulil-hak dedi alab sz doru desene


Bugn yalan syleyen erte utanasdr
Cmle yaradlma bir gz ile bakmayan
Halka mderris ise hakikatte sidir
er ile hakikatin erhini eydem iit
eriat bir gemidir hakikat deryasdr
Biz tlib-i ilmleriz ak kitabn okuruz
alab mderris bize ak hod medresedir
Evliya safa nazar edeli gnden beri
Hsl oldu Yunusa her ne kim vyesidir
Harc(s): lyk olduu, lyk, uygun, elverili. Sylemegin: sylemenin.
Sylegil: syle. Eydem: syleyem. Hod: kendisi. Vye: nasip, ksmet.
Sanyor musun ki btn gecelerini okuyup yazmakla, almakla ve
incelemekle geirirsen, sana idealist diyeceim. Elbette hayr. Her eyden nce bu
incelemeleri ve almalar ne iin yaptn renmek isterim. Btn gece
sevgilisini grebilmek iin uyank kalan adama idealist demem, k derim. Para
iin uyank kalrsan, sana karna dkn, cimri derim. Ama akln gelitirmek,
olgunlatrmak, tabiata uymaya almak ve devlerini yerine getirmek iin uyank
kalrsan ancak o zaman sana idealist derim. nk insana yarar tek ideal budur.
Senin iin bayram gnleri, bir azgn istei yendiin, bbrlenmeyi, yersiz
k, alakl, dedikoduculuu, a gzll, kt konumay, sap savurmay
ya da seni ezen baka kt huylar kendinden uzaklatrdn, ya da hi olmazsa
onlarn gcn azalttn gnlerdir. Bu gnler, bir konsllk ya da bir ordu
kumandanl aldn zamanlardan ok kurban kesmene deer.(EPKTETOS)
Szmn akn bozup gzel cmleler kurmaktansa, gzel cmleleri bozup
szmn akna uydurmay daha doru bulurum. Biz szn ardndan
komamalyz, sz bizim ardmzdan komal, iimize yaramal. Sylediimiz
eyler gzlerimizi almal ve dinleyenin kafasn yle doldurmal ki artk kelimeleri
hatrlayamasn. ster kt stnde olsun, ister azdan benim sevdiim konuma,
dpedz iten gelen, lezzetli, iirli, sk ve ksa kesen bir konumadr. G olsun,
zarar yok, ama skc olmasn. Ssten, zentiden kasn, dzensiz, geliigzel ve
korkmadan yrsn. Dinleyen, her yedii lokmay tadarak yesin. (MONTAGNE)
34

Bazlar konuurken muhakemelerinden ziyade zeklarn kullanrlar;


hakikat ne ise onu ayrt edip belirtmekten ok, her trl tartmann altndan
kalkabileceklerini gstermek isterler. Sanki bir mesele hakknda ne dnmek
gerektiini deil de neler sylenebileceini bilmek vlmeye deer bir imi gibi.
Bazlar birtakm beyliklemi konu ve bahislerden lakrt alnca ho szler
sylerlerse de sohbetlerinde eit yoktur.
Laf tadnda brakmayp posasn karncaya kadar anlatmak, dinleyene
usan verir. akalara gelince, din, devlet ileri, byk ahsiyetler, birinin urat
nemli bir mesele, acnakl bir vaziyet akaya gelmez.
ok soran hem ok renir, hem de sual sorduu kimseleri memnun eder.
Bilhassa sorular bildikleri eylerdense. Sra gelince bakalarna da sz sylemek
frsat vermeyi unutmamal. Bir toplulukta kinayeli szler az sylemeli. nk
sohbet, sizi yerinize gtrecek bir caddeye deil, iinde kimseye dokunmadan
dolaabileceiniz krlara benzemeli. (F.BACON)
KOMPOZSYON
rencilerin imtihan ktlarn okuyorum. ounda bir yn bilgi var.
Fakat konu ile ilgisi yok ve karma kark. Kompozisyon ite bunlarn zdddr.
eitli konularda dzensiz bir yn bilgiye sahip olmak yeterli deildir. renci
herhangi bir konuda lzumlu ile lzumsuzu grebilmeli, fikirlerini bir sraya
koymasn bilmelidir.
Kark bir ta, emir ve cam yn bir araya geldi mi, bir mimar eseri vcuda
gelmez. Yap iin elbette buna benzer malzemeye ihtiya vardr. Fakat mimari, her
eyden nce, bir dzendir. Her ta bir plann iinde yerli yerine konulunca bina
gklere ykselir ve bir saadetin arksn syler.
Bat dillerinden alnma kompozisyon kelimesi, eitli eylerin dzenli olarak
bir araya getirilmesi manasn tar ve eitli sahalarda, musikide, resimde,
mimaride ve edebiyatta kullanlr. Kelimenin eitli sahalara tatbiki de gsteriyor
ki, kompozisyon, muhtevadan yahut malzemeden ziyade, onlarn bir arya getirilii
ile ilgilidir ve ok mhim bir eydir.
Tabiat ile hayat, insanolunun ekil vererek gzel ve faydal eserler vcuda
getirebilecei muazzam bir malzeme deposudur. Resim mi yapmak istiyorsunuz?
Dnyada renkten ve boyadan ok nen vardr? Hakiki bir ressam konu bakmndan
da bir sknt ekmez. Btn tabiat ve hayat ilenecek konu ile doludur. Mhim
olan, herhangi bir konu etrafnda bir renk kompozisyonu vcuda getirmektir.
Sanatnn tabiata ilave ettii ey, yeni bir dzendir.

35

Sesler, talar, kelimeler ve fikirler iin de durum ayndr. Dnyada bir yn


alg leti ve ses eidi vardr. Bunlar gelii gzel bir ekilde bir araya getirirseniz,
sadece grlt karm olursunuz. Musiki eitli sesler arasnda gzel bir dzen
kurmaktr. Yahya Kemal, iiri bir kelimeler istifi olarak tarif eder. Gzel bir
msrada, kelimelerin yerlerini deitirdiniz mi, derhal bys kaybolur.
rencilere eitli rnekler vererek, dizi, sra, istif veya dzenin
ehemmiyetini anlatmak lzmdr. Dnce karklnn nne ancak byle
geebiliriz.
Aslnda her insan duyar, dnr ve etrafnda olanlar fark eder. Fakat bunlar
bizim iimize karma kark olarak girer. Her insan bir duygu, dnce ve intiba
deposudur. Konuur veya yazarken, iinde bulunulan duruma gre, bu depodan
baz eyleri seer, cmle haline getiririz. Eer onlar arasnda bir ba kuramazsak,
yazlan veya konuulan eyler, bakalarna sama gelir. Sama ile ilgili olan sama
kelimesi, dzenin zdddr. Nazm, nizam, tanzim, muntazam kelimeleri de
birbirinin akrabasdr. Tanzim edilmi bir eyde nazm (iir)e yakn bir taraf vardr.
Bir manav dkkn veya bir vitrin tanzim edilince, gze gzel grnr.
Nizam deyince, akla asker veya aa dizisi gibi basit bir dzen gelmemelidir.
Allahn yaratt canl varlklar, nebat veya hayvanlar yakndan incelerseniz,
teferruatna kadar ilenmi bir nizam grrsnz. iek, kelebek, ku, balk, hatta
baz madenlerdeki renk ve ekil ahengi hayret vericidir. Btn varlk ak veya
gizli bir nizama dayanr. Gne manzumesi, yldzlar cmlesi deyimleri bir
geree tekabl eder. lim kinatn nizamn kefe alr. rencilerde nizam
fikrini uyandrmak iin, ilimlerden de faydalanlabilinir.
Sosyal hayatta nizamn ehemmiyetini gsteren aktel bir konu vardr: Trafik!
Vastalar dzenli bir ekilde hareket ederse, caddelerde hibir karklk olmaz.
Hayat canl bir ekilde akar gider. Dzene uymayanlar tarafndan yol tkanrsa,
herkesin can sklr. Fakat insan, kafasnn iinde bir nizam tesis edemezse,
darda onu nasl kurabilir? Kompozisyon derslerinin gayesi, rencilere kendi
duygu ve dnce dnyalarna bir ekidzen vermektir. Kpekler bir paavra
buldular m, didik didik ederler. Baz rencilerin yazlar bende bu intiba
uyandrr. Bundan dolay kompozisyon derslerini insan olmann balangc sayarm.
Mehmet Kaplan

36

ANLATIM
Anlatmla ilgili baz teknik terimler:
Kompozisyon bir anlatm sanatdr. Dile kiisel biim kazandrmaktr.
Anlatmak iini daha iyi kavrayabilmek iin, onunla ilgili baz terimlerin bilinmesi
gerekir. Bunlar, anlamay kolaylatrmak ve yazl bir metni daha rahat incelemeyi
salamak bakmndan nemlidir.
Anlatm, bir dilin kendi zevk ve kurallarna en uygun bir ekilde yazlp
sylenmesi; bir konu hakknda sz veya yaz ile bilgi verilmesidir. Tanmn da
iinde getii gibi anlatmn iki yolu vardr: Sz ve Yaz.
Sz ve yazlarla birer metin oluturulur. Bu metinler, anlatcnn setii
konuya ve maksadna gre anlatm kalplarna dklrler. Birer anlatm ekli
meydana getirirler. Bu ekillerden birine Nazm, dierine de Nesir denir.
Nazmn kmeleni ekli msra denilen diziler halinde ortaya kar. ki, ,
drt, msral kmelere ikilik, lk, drtlk denilir. Bu kmelerin hepsinin genel
ad ktadr. Divan iirinde bunlara beyit, teslis, terbi ad verilir.
Beyit:
..a/a
..a/b
lk:
..a/a
..a/b
..b/a
Drtlk:
..a/a/a
..a/b/b
..a/a/c
..b/b/b
abab apraz, aaab dz, aaaa zincirleme, abba sarma kafiye rgleridir.
Herkese kin gtme / Diken gibi bitme, yarm kafiye;
Ayrl hep zulm bildin / Beni nasl gnlden sildin, tam kafiye;
Glgeler imdi serin / Hakkn iyi verin, zengin kafiye;
Gitme kal dedi / Nefes al dedi, tun kafiye;
Sular akar yar sana / u dalar yarsana, cinasl kafiye trleridir.
Nesrin kmeleni ekli ise paragraflar halinde oluur. Her dizisine satr denir.
Tek cmlelik paragraflar olduu gibi, sayfalar boyu devam eden paragraflar da
olur.
37

Paragraf, iki satr ba arasndaki blmdr. Paragraf, bir fikri anlatan cmle
veya cmleler topluluu olarak da tanmlanr. Bir hkm tamayan, yani fikir dile
getirmeyen tek cmlelik paragraflara, iki ana paragraf arasnda ilgi kuran gei
paragraf denilir.
x

.
x

x
x

Nazm ekillerinde l ve ahengi salamak iin cmlelerin gramer


kaidelerine pek uyulmayabilir. Nesirlerde ise gramer kurallarna uymak arttr.
Nazmn ve nesrin ortak yap malzemeleri kelimeler, kelime guruplar ve
cmlelerdir. Bunlarn kmeleni tarzn her iki eklin kurallar belirler.
Anlatm, bir bildirme iiydi. Sz ve yazyla olurdu. Anlatm, ayn zamanda
kelimeler arasnda iliki kurma iidir. Zaten kelimelerin tam anlamlar da
birbirleriyle ilikileri halinde ortaya kar.
O ocuk her zaman yalnzdr. O garip, sevimli yalnz herkes sever; yalnz
ailesi sevmez. O yalnz ocuun halini yalnz ben anlarm. nk ben de onun gibi
yalnz yaarm. Cmlelerinde yalnz kelimesinin grev ve anlamlar farkldr.
Srasyla fiil (yklem), isim (nesne), bala, edat ve zarf grevlerindedir.
Grld gibi kelimelerin tek balarna (zel isimler ve terimler hri) belli,
net bir anlamlar yoktur. Anlamlar baka kelimelerle iliki halinde ortaya kar,
netleir. Anlatmn bir dier tanm da udur: ki veya daha fazla kelimenin
birbirleriyle ilgili olarak yan yana gelip birlik oluturmalarna anlatm denir. Kol
kelimesi, tek bana net bir anlam tamaz, yanna baka bir kelime gelirse anlam
netleir: Kap kolu gibi. Buna da tamlama denir. Tamlama da, bir kelimenin
anlamn belirtmek iin baka kelimelerden yardm grmesidir, diye tanmlanr.
Anlatm guruplar, yargl, yargsz diye ikiye ayrlrlar. Kap kolu, anlatm
gurubu yarg bildirmez. Kapnn kolu krlm, kelime gurubu ise bir yarg bildirir.
Bunlardan ilkine yargsz, ikincisine de yargl anlatm denir.
Yargsz anlatmlar:
Birleik kelimeler: anakkale, Boazii, Van Gl vb.
kilemeler: Koa koa, de kalka, gle gle vb.
Tamlamalar: Adamn eli, havann rengi, ilk adm vb.
38

Yargl anlatmlar:
Ataszleri: Yazn glge ho, kn uval bo.
Deyimler: At alan skdar geti.
Cmleler: Atlar ok severim.
Bu anlatmlarn birinci ve ikinci trleri kalplam, ncler ise
kalplamam anlatm birlikleri olarak kabul edilir.
Bir metin oluturulurken bu anlatm birlikleri kullanlr. Bu anlatm birlikleri
de yazarn veya konumacnn niyetine, amacna gre farkl anlatm trleri
olutururlar. Bunlar da, hitap, ykleme, betimleme, tartma ve aklama diye
adlandrlr.
Hitap:
Ska kullanlan anlatm trlerinden biridir. Bir kiinin karsndaki birine
veya bir toplulua kar seslenmesi anlamna gelir. Bilgi veren yazlar aslnda bir
kiinin bir veya daha ok kimseye seslenileri olduu iin hitap anlatm tarz
kullanlyor. Nutuk, konferans gibi kompozisyon trleriyle bu hitap anlatm trn
kartrmamak gerekir.
ykleme:
ykleyici anlatm trnde ama, okuyucu veya dinleyiciyi olay iinde
yaatarak dndrmektir. Ele alnan konu, bir yerde, bir zamanda, belli kii veya
kiilerin bandan gemi olarak anlatlr. Bu da anlatmn gc lsnde okuyucu
veya dinleyicinin kendisini olay kahramanlaryla zdeletirmesine yol aar. Olay
yayormu gibi olur. Olayda sevdirilmek istenenler sevdirilir, nefret ettirilmek
istenenler de yerdirilirler. Bu gerekleirse, yazar amacna ulam olur.
Betimleme:
Betimlemede yazarn maksad, okuyucunun veya dinleyicinin hayalinde bir
konunun resmedilmesi, canlandrlmasdr. Bu da kelimelerle resim yapmaktr.
Daha ok kayp ilanlarnda ve tantmlarda kullanlr.
Tartma:
Tartma ise, yazarn bir fikri bakasna kabul ettirme, karsndaki insann
dncesini deitirme amacna yneliktir. Burada da yanl denilen bir fikir ve
doru kabul edilen bir kar dnce vardr. Yanl denilen rtlmek, doru
denilen de ispatlanmak, dorulanmak istenir.
Aklama:
Yazarn veya konumacnn maksad her hangi bir konuda bilgi vermekse,
aklama yoluna gidilir. Daha ok ansiklopedi ve szlk maddelerinde, ilmi
yazlarda tutulan bir yoldur.
Konu:

39

zerinde sz sylenen, yaz yazlan her ey, bir konudur. Konumac veya
yazarn hakknda sz syledii, zerinde durduu olay, dnce ve durumlarn her
biridir.
Konu, anlatmn temelidir. Yazar ne hakknda sz sylyor, neyin zerinde
duruyor, sorusu, konuyu bulmann anahtardr.
Konunun Maddesi:
Konuyu meydana getiren, onu oluturan dncelerin tm, konunun
maddesidir. Konunun ekirdeine, zne de konunun ana maddesi denir.
Bak As:
Konunun maddesi zerinde, hangi bakmdan durulacan gsteren ynne,
bak as denir. Maddeyi snrlayan, evreleyen, bak asdr.
Ana fikir:
Konu araclyla sylenmek istenen asl dnceye ana fikir denir. Yazar
asl yazmaya iten ama ana fikirdir. Yazarn sylemek istediklerinin temeli ve
zdr. Konunun zeti deildir. Konu, anlatlan ey, ana fikir ise, anlatlandan
kan sonutur. Ana fikri ararken, yazarn hangi konuyu ve hangi olaylar yazd
deil, o konu ve olaylarla ne demek istediidir, ana fikir.
Yardmc fikirler:
Ana fikrin daha da anlalmasn salayan, onu aklayan ikinci derecedeki
dncelere, yardmc fikirler denir.
Tema:
Ana fikir, yazar yazmaya iten ama, okuyucuya sunmak istedii asl
dnce idi; tema ise yazar yazmaya iten, onu buna zorlayan temel duygudur.
ekil:
Her tr yaznn d yaps, grndr. Dz yazlarda cmle, paragraf,
blm; nazmda ise msra, beyit, bent, l, kafiye gibi.
Yazlatrma:
Dile biim kazandrmak, bir eyler anlatarak olur, yani dili kullanarak. Dili
kullanmak, ona, bir konuyu, bu konuyla ilgili birtakm duygu, dnce ve hayalleri
yklemek demektir. Dil, bu yklendikleriyle bir ekil kazanr.
Yalnz, dile biim kazandrmak yetmez. Gzel ekillerle iirler, ykler
uydurmak mmkndr. Bunlar, aldatmamal bizi. Yaznn veya anlatmn ekliyle
z uygunluk tamal.
Gramer kurallarna uygun, olduka ssl sz dizileriyle kurulmu bir yazya
bazen gldmz olur. Niin yazlm olabileceini anlayamayz. Kelime
kuyumcular diye adlandrlanlar, ii bo sz demetleri retenlerdir. O tip yazlar,
ii boaltlm veya dolmam, balsz, mumdan petekler gibidir. Ne kadar
ineseniz de aznza bir damla bal gelmez.

40

Doyurucu bir yaz, gzel, duyuran, dndren, doru ve ilgin bulular


olan yazdr. Yazda bulu ok ok nemlidir.
Bulu, konuyla ilgili maddelerin derlenip toplanmasdr. Fikirlerin veya
olaylarn aratrlmas, duygularn harekete getirilmesi, buluun en nemli
ksmlarn oluturur.
Okuma, gzlem ve sohbetler buluu besleyen esas kaynaktr.
Yazlatrmada, bulutan sonra dzenleme, yani plan yapma da nemlidir.
Dzenleme(Plan):
Setiimiz, snrladmz ve bir ana fikre baladmz konu ile ilgili
bulularmz, bir birlik ve btnlk salayacak biimde sralama iine dzenleme
diyoruz. Bunun bir dier ad da plan yapmadr. Konuyla ilgili fikirlerin, duygularn
ve olaylarn, mantkl bir dzen iine sokulmasdr, planlama. Bu ilem, gereksiz
ayrntlara sapmaktan korur. Konunun snrn ereveler, rastlantlardan, yerinde
saymaktan, bocalamaktan al kor, yazar. Konuya yn verir. Grleri, bir ana fikir
etrafnda tek gr halinde toplar. Duygu ve dnceler arasndaki balar
dzenler.
YAZMAK
lkokuldayken, ilkokuldan sonra, ortaokuldayken karalamalar yapardm,
Yazardm durmadan: eit eit kelebekleri uururdum gkyzne. Yeni kular,
yeni szckler konard pencereme: ounu, tutamadan karrdm: kotuum ok
olurdu o kularn ardndan.
1950lerde yaymlamaya balamtm yazlarm: eri, yuvarlak, okgen ku
resimleriydi bunlar bir bakma: yalnzlm yenme denemeleri. Bunlarla
yenebilecek miydim yalnzlm? zellikle lise yllarmda, her gn olmasa da, sk
sk notlar yazardm. Byk bir defterim vard. Gece demez, gndz demez,
enmeden doldururdum sayfalarn. Annem lmt ya, hi onu anmasam da,
onunla konuuyormuum sanrdm: hzn rten yalanc bir mutluluktu bu.
Bu notlarmn epeycesini yaymlamtm. O dnemin nl bir eletirmeni,
Trk Dili dergisinin iki saysnda deinmiti bunlara.
Bulutlar ayaklarmn ok, ok altndayd o yllarda!
Belki, kimi gnler, yeniydim kulardan da!
Sonra hepsini uurdum o kelebeklerin: o nl kelebek avcs da bir karanla
dt, yitti!
.....
stanbulda niversiteye girince srdremedim notlar yazmay, yaz yazmay.

41

Okurdum ya, yazamyordum: ya da ok az yazyordum. Niin byle


oluyordu diye, sorardm kendi kendime: Yenikap kysnda yrrken.
Dnyorum imdi: yant bulabilir miydim?
Kukusuz yazamamann acsn duyuyordum: okumak, srekli okumak
azaltmyordu bu acy, younlatryordu gitgide: ya hi yazamazsam diye, uykum
kaard.
Dnmek, bir ipi daha atlamak iin gelmitim niversiteye: bu ipi atladktan
sonra da, yeni bir ip tutulmayacak myd nme? Kuru, havasz, karanlk bir
kazand niversitenin ierisi. Ama niversitenin byk giri kapsna daha
varmadan, Bayazt alannn ortasndaki o havuz ne gzeldi; tramvaylar da trk
yaka yaka geip giderdi!
....
niversite yllarm, kendi kendimle dtm yllardr.
niversite bitince bir de ne greyim? Aaa, nereye gitsem, bir duvar da
geliyor birlikte. Gerekten kaln bir duvar olumutu sanatla, edebiyatla aramda.
Sanatsz, edebiyatsz yaanamayacan sanrken, bir bakma, ikisine de
yabanclam saylrdm.
nk sanat da, edebiyat da, daha ok yazarak alglanabilen bir gizdir.
Yalnzca okumak, bu gizin evresinde dolamadr, srekli koku almaya almadr;
kesin alglama deil. Vardr elbette bilge okurlar; bir yazar kadar alglarlar sanat,
edebiyat, o gizi. Bir yazarn tlsml gcnden bende paralar olduunu da
hissetmiyor deildim: ama bu yetmiyordu ki! Bir yazar iin zm yolu tekti:
yazmak.
....
Ylanlar; yazmadan geen yllar diyorum buna. Ben hi sevmem ylan
grmeyi, ylana bakmay; bir tme tutar beni.
Yazmadan geen yllarm dndke de yorum yle: tam donmamak
iin mektuplar yazdm. Her yere serptiim tohumlar: mektuplarm.
Hi olmazsa mektuplarmla, szcklere yabanclamam durdurmaya
alyordum; bir oyundu belki bu; bir san; negatif bir d.
(Bir Yazarn Notlar; Nuri Pakdil)
Metin almalar:
Yazar, yazma eylemini neye benzetiyor?
Metinde, yazma iinin bir ilham, bir esinlenme sonucu olutuunu gsteren
ifadeler var mdr?
Yazar, yaymlad ilk yazlarn nasl deerlendiriyor?
42

Bulutlar ayaklarmn altndayd syleyii, nasl bir ruh halini


yanstmaktadr?
Yazar, sanat ve edebiyata yabanclatran eyi gsteriniz; bu
yabanclamann okumak ve yazmakla ilikisini tartnz
Yazarn mektuplarn birer tohum olarak grmesini, yazar ve okuyucu
asndan deerlendiriniz.
Szcklere yabanclama dan ne anlyorsunuz? Szcklere
yabanclamann dil ve dnce, toplum ve kltr olumasnda ne gibi sonular
douracan tartnz.
Yazy cmle yaps ve szck seimi ynnden deerlendiriniz.
Siz de okuma ve yazmann nemini anlatan bir yaz dzenleyiniz.

Edebi trler:
Edebi trleri belirlerken u hususlara dikkat edilmelidir: Yazar hangi konuyu
ele alyor? Ele ald konu, bireyle mi, toplumla m; bilimle, sanatla, siyasetle mi
ilgili? O konuyu ele almaktan kast nedir, hangi amala o konu zerinde sz
sylyor? Amac, bilgi retme mi, bilgiyi yayma m; o konuda dndrme mi,
kamuoyu mu yaratma; yoksa elendirme, duygulandrma veya bir sonuca m
vardrmadr? Kulland metot nedir; gzlem, analiz, tme varm, tmden gelim,
karlatrma vs hangisidir? Dil ve anlatm nasl? Kelimeleri daha ok gerek
anlamda m; yoksa mecaz anlamda m kullanyor? Deyim, atasz, terimlerden
hangilerine, ne kadar yer veriyor? slubu nasl; yani yazarn anlatm zellikleri,
dz, sanatl, bilimsel zelliklerden daha ok hangisini gsteriyor?
Fkra:
Bir gazete ve dergi yazsdr. Gazete ve dergilerin belirli stun veya
kelerinde yaymlanr. Gncel, siyasal ve toplumsal sorunlar ele alr. Bunlar
ayrntlara inmeden iler. Grld gibi fkra, gndelik olaylara ksaca (150200
kelimeyle) dokunup geer. Toplumsal, siyasal ve kltrel gerekleri ortaya koyup,
bu yolla kamuoyu oluturmay ve onu ynlendirmeyi amalar. Makalenin kk
kardei denilebilecek ksa yazlardr. Ksa zamanda unutulan gnbirlik yazlardr.
Yaln ve youn bir anlatm vardr. Makale gibi fikri arlkl bir yaz trdr. Konu
yaznn giriinde ortaya konur, sonra kiisel gr asndan ilenir, gelitirilir.
Fkra yazarlar, gncel olaylar ve haberleri kendi dnya grleri dorultusunda
etkileyerek, yerine gre deitirerek kamuoyu yaratmay amalar. Tek kelimeyle
fkra yazar, znel davranr. Konular derinlemesine ilemez. Bu yzden ileri
srdkleri fikirler, her zaman tartmaya aktr. Fkra yazarlar, geni okuyucu
kitlelerine seslendiklerinden dilleri gnlk konuma dilidir.
rnek metin:
43

KALDIRIMDA KTAP
Dn Salahaddin Gngr, Kitap Morgu adl yazsnda, hemen her ke
banda beliren kitap sergilerinden bahsederken, yle deerli, yle aranmakla
bulunmaz kitaplar var ki, diyordu, insan bunlarn bir bardak Hamidiye suyu
pahasna nasl olup da satldna aar.
Trkiyede kitap kadar hakarete urayan hibir mal yoktur. Hamidiye suyu
deil, izmarit, kirli paavra, eski kundura, bo ie, hatta molozlarn iinden
karlan krk tahta veya demir paralar bile, srasna gre, ham maddesinin
tartsndan fazla fiyat ve alc bulurlar; yalnz kitap, kr olas kitap, ad batas
kitaptr ki yerlerde kpek tersiyle bir hizada, altna bir bez paras bile yaylmadan
pazara karlyor. lmine, edebiyatna tabanlaryla bir srada yer veren ve kafasnn
gdasn ayak altnda srndren bir memlekette kitabn, bakkal dkkanlarnda hi
olmazsa bir iki metre ykseklie aslan sprge kadar da haysiyeti kalmam
demektir.
Yeni ve eski harf, byk ve kk muharrir, dou ve bat eseri, telif ve
tercme, yaznn, imzann ve kalitenin her trls ayakaltndadr.
Vatanda! Bu faciada bir dman istilas kadar korkun bir tehlike gizlidir.
Vatanda! Kitab yerde srnen bir milletin btn kalknma hamlelerini byk
felaketler krar. Vatanda! yi, kt, kymetli, kymetsiz, telif, tercme, ne olursa
olsun, bu kitaplardan payna deni al, yorgann sat, fakat al, onlar yerden kaldr!
(Peyami Safa; Tan, 23 Temmuz 1935)
DRT NSAN TP
Hayata verdikleri mana bakmndan insanlar drt tipe ayrmak mmkndr:
1. Keyif adam,
2. Rahat adam,
3. adam,
4. deal (mefkre) adam.
Keyif adam hayatn manasn hayatn kendisinde arar: Yaamak iin yaar.
Maddi ve manevi zevklerin peindedir. Manevi zevkleri gzellie, iyilie, hakikate
gtrdkleri iin deil, zevk iin reddetmez. Keyif verici musikiyi, kaba heyecanlar
verici macera edebiyatn, gldrc ve dalak iirici tiyatroyu tercih eder. ki,
curcuna saz, kaba espri, sohbet, fkra ve hikye anlatmak zevki, kumar, dedikodu,
otomobil ve kotra gezintileri, seyahatler ve ziyafetler hayatn doldurur. Keyif
adam (epikryen) tipi, lsn kendisinde arayan insann bu l dnda

44

herhangi bir yksek deere inanmasna mani olan antroposantrik (insan-merkezli)


tabiat ve maddeci grn yaygn bir hale gelmesinden domutur.
Rahat adam tembel tipidir. ok defa keyif adam tipiyle karr. Etliye
stlye karmamak ve hibir ideal iin hibir mcadeleye katlmamak onun
mizacdr. Az kazan ve bol rahat. Azck am, arsz bam...
adam tipi yalnz baar peindedir. Bu hedef uruna her trl yksek
deeri feda eder. Kazanmak, kazanmak, daima kazanmak... Gayesi kazanmak
olduu iin, kazandn yemez, daha fazla kazanmaa sarfeder.
Mefkre (ideal) adam tipi, btn gzellikleri, iyilikleri ve hakikatleri iine
alan yce bir hayr iin yaar. Gkaymza gre, sosyal hayatn canl bir sergisi olan
tarih mefkre harikalaryla doludur: Termopilde yz Ispartalnn yz binlerce
ranly malub etmesi bir ideal harikasdr. Jeanne DArc adndaki cahil oban
kznn ngilizleri Fransz vatanndan kovmas bir ideal harikasdr. Bamszln
ve birliini kaybeden Almanya, talya, Polonya, ekoslovakya, Yugoslavya ideal
sayesinde yeniden domulardr. stiklal savamzda btn silahlar elinden
alnm Trk milletinin cann ideale feda etmesi sayesinde srklemesi mmkn
olmutur. slam ve Trk fatihleri ideal harikalarnn binlercesini yaratmlardr.
Trk milletinin mefkreci (idealist) bir millet olduunun misalleri pek
oktur.
Fakat son devirlerde idealsiz braklan genlik, halk ve sosyete denilen
gruplarda keyif ve rahat adamlarnn gittike artt ve i adamlarnn da ksm
ksm bir vurguncu tipine dnmee balad gze arpmaktadr.
Devletin bu tehlikeye kar canl tedbirlerini bekleyenlerin sabrszlklar
artyor.
(Peyami Safa, Milliyet,1 Austos 195
Makale:
ddia ve ispat yazlar da denilen bu yazlar, gazete ve dergi yazlardrlar.
Bilgi verme ve bir dnceyi ispatlama amacyla yazlrlar. Yazl amalarna
gre bunlar, gruba ayrmak mmkndr:
Peryodik yaynlarda yer alan makaleler: Daha ok gncel konulara ilikindir.
Burada konular, znel bir tavrla deerlendirilir. Daha ok fkra karakterindedir.
Ancak fkraya gre daha ciddi bir anlatm ve daha ar bal bir dil kullanlr.
Gazete ve dergi gibi peryodik yaynlarda bamakale adyla karlar. Konularn
nesnel llerde iledikleri izlenimi brakmaya alrlar. 400500 kelime
uzunluundadrlar.
Vulgarik makaleler: Konular, toplumun geni kesimlerini ilgilendiren
gnlk i ve d olaylar, eitli alanlarda bilgiler ve haberlerdir. Genel olarak bu
makaleler, konularnn uzmanlar tarafndan kaleme alnr. Ama, kamuoyunu
aydnlatmak, eitmek ve retmektir. Bilgi dili kullanlarak yazlrlar. Uzunluklar

45

1000 kelime civarndadr. Yazarlar, konu karsnda genellikle nesnel (objektif)


tavr taknrlar.
Bilimsel Makaleler: Bunlar, ya aratrma ve inceleme raporlarnn zetleri
veya dorudan aratrma ve inceleme yazlardr. Amac, toplumsal, fizik, tabiat ve
matematik konularnda bilinmeyen ve bilinmesi gerekli ynleri aa kavuturmak,
bunlar aklamak, tasvir etmek, bu ynlerle ilgili bir takm tahminlerde
bulunmaktr. Bilgiler ve bulular salam kaynaklara, delillere ve belgelere
dayandrlr. Yazarlar, ilgili bilim dalnn uzmandrlar. Bu yazlarn girilerinde,
konunun amac, nemi, snrlar tantlr, gerekirse konu ile ilgili terimlerin
tanmlar verilir. Gelime blmnde konu eitli bulgularla aklanr ve
yorumlanr. Konu ile ilgili zmlemeler ayrntlaryla sunulur, sergilenir.
Dnceyi gelitirme yollarndan rnekleme, karlatrma, somutlama, tank
gsterme ve nesnel verilerden yararlanma yollar, ne srlen dncelerin
inandrcln artracak ekilde kullanlr. Sonu blmnde de gelime
blmnde ayrntl olarak verilen bilgiler, btnletirilir, zetlenir, hkm ve
nerilerle belli bir sonuca balanr. Ayrca, kaynaklar da bu blmde verilir. Bu
yazlarda ileri srlen bilgilerin nesnel salaml vardr. Cmleler ak, anlalr ve
kesin anlamldr. Anlatm dolayszdr. Terim anlaml kelimeler younluktadr.
20002500 kelimelik bir uzunluktadr.
rnek metin:
YEN BR NSAN TP YARATMAK
Bir edebiyat anketinde sormulard: Anadolunun sosyal gelimesinde
sanatnn grevi ne olmaldr? Yeni bir insan tipi yaratmak diye cevap
vermitim.
ok umumi ve mphem olan bu cevab aklamak iin her kelimesini ele
almam gerekiyor.
lkin, insan tipinden ne anladm belirteyim. Birbirine yakn manalar
tayan Ferd, Tip, ahsiyet kelimeleri ayr gerekleri ifade ederler. Ferd
deyince bir insann yalnz kendine has varln kastediyorum. Bu manada her insan
bir ferttir. Polislerin ok iine yarayan parmak izlerine varncaya kadar
bakalarndan ayrdr.
Ferdilik insann deitirmesi ve deitirilmesi mmkn olmayan temel
yapsdr. Kimse gznn rengini, burnunun biimini deitiremeyecei gibi
mizacn da deitiremez. Ferdiyet bizim deil, Tanrnn eseridir. Alnyazs
denilen ey, Tanrnn bize verdii kaya gibi sert beden yapsnn hayat boyunca
deimeyen izgilerinden ibarettir. Fakat aile, okul, evre bu kayay mmkn
olduu kadar yontar ve ondan kendisine gre canl bir heykel yaratr. Bu heykele
ekil veren bir rnek vardr ki ite ben ona insan tipi diyorum.
46

Bu insan tipi alara ve medeniyet merhalelerine gre deiir. Mesela


Trkler Orta-Asyada avc-gebe-aknc hayat yaarlarken ocuklarn Ouz
Kaan, Dede Korkut, Manas destanlarnda tasvir edilen rnee gre
yetitiriyorlard. Vahi hayvanlarla ve dmanlarla her an kar karya bulunan ve
savaan bu tipin beden yaps bakmndan cesur ve kahraman olmas artt. Bir
cemiyet ancak byle bir insan tipi sayesinde yaayabilirdi. Gebe devri
edebiyatnda bu tipin tasvir edildiini ve yceltildiini grrz.
Yerleik medeniyete getikten sonra bu yeni medeniyete uygun yeni bir
insan tipine ihtiya vard. Bu devirde artk btn cemiyet fertlerinin sava
olarak yetitirilmelerine lzum yoktu. Ordu ayr bir snf halinde teekkl etmiti.
Gebelik devrine mahsus Alp tipi, slam ideolojisine gre yetitirilerek Gazi
tipi haline geldi. Trkiyeyi Gazi Mustafa Kemal Paaya gelinceye kadar bu tip
fethetmi ve korumutur. Eski edebiyatmzda henz pek az incelenmi bir Gaza
edebiyat vardr. Bunlar slamlktan nceki destanlardan tamamyla farkldr.
Gazi tipi snrlar mdafaa ediyor ve geniletiyordu. Onun koruduu geni
kitle yine slamiyete dayanan bir bar hayat yayordu. Bu bar hayat sakin, ie
dnk, mistik insan tipini yaratt. Mevlanalar, Yunus Emreler, Hac Bayram
Veliler, Erefoullar ite bu tipe giren ahsiyetlerdir. Ora-ada bunlarn yan sra
daha birok insan tipleri vcuda gelmitir.
Tanzimattan sonra Trk cemiyetinin deien artlara uymas zaruretini
anlayan Trk yazarlar, bu an duygu ve dncelerini benimseyen yeni insan
tipleri yaratrlar. Mesela Namk Kemal nesli ile balayan ve tesirleri 27 Maysa
kadar gelen ihtilalci insan tipi...
Bu tip, da dnk, aktif olmas ve sosyal mesuliyet uuru tamas
bakmndan Orta-an yaratt ie dnk, pasif, rahatna dkn kalem efendisi
tipinden tamamyla farkldr. Onda Alp, Gazi, Veli tiplerinden baz izgiler vardr.
Fakat esas itibariyle yeni, modern bir insan tipidir.
Tanzimat sonras Trkiyesi son derece eitli meselelerle karlat ve
muhtelif safhalardan getii iin yeni edebiyatta anlatlan insan tipleri de ok
deiiktir. Bunlarn hepsini burada anlatmaya imkn yok. Sadece Halide Edip ile
Reat Nurinin yarattklar Modern Trk kz tipini hatrlataym. nce
romanlarda hayalleri grnen bu tipler daha sonra hayatta yaamaya balamlardr.
Bugn Trkiyede binlerce alkuu vardr.
ahsiyet, tipin ferdiyetle birlemi, hayatta rastlanan rneidir. ahsiyet de
ferdiyet gibi yalnz kendisine has zellikler tar. Fakat o, benimsemi ve
gelitirmi olduu deerlerle ki buna kltr diyoruz- Tanrnn kendisine
verdiklerini de, rneklerini de amtr. Dnyada en stn kymetin ahsiyet
olduuna inanyorum.Tip ona nazaran basma-kalptr. Fakat bir insan ancak
muayyen bir rnei benimsemek suretiyle ferdiyetini aar ve kltr sayesinde
ahsiyet haline gelir.Tip, Ferdiyet ile ahsiyet arasnda bir kprdr.
47

Yaplan bunca ihtilal, inklp, slahat, icraata ramen Anadolu, maddi ve


manevi bakmdan henz esasl bir ekilde deimemitir. Bunun sebebini, ben
Anadolunun artlarna uygun bir insan tipi yaratamaymzda buluyorum.
Cumhuriyet devrinde Anadoluyu ve Anadolu insann anlatan pek ok eser
yazlmtr. Anadolu'yu deitirecek yeni bir insan tipi de ortaya atlmtr. Fakat
ben bunlarn yeterli olduuna inanmyorum.
Hayata tesir edici bir insan tipi yaratmak gtr. Bunun iin en az eye
ihtiya vardr: Anadoluyu ok iyi tanmak, Anadoluya ve Anadolu insanna
verilecek ekli tahayyl etmek, onu sanatkrane bir ekilde anlatmak. Bunlardan
birisinin eksik veya hatal olmas l tipler dourur. Bu tiplerle kastettiim,
hayata dinamizmini geiremeyen uydurma insan taslaklardr.
Bu yeni insan tipinin zellikleri hakknda bakalarna belki yanl grnecek
baz fikirlerim var. Ben, Anadolu ky veya kasabalarndan kan, bir Anadolu
gencinin btn mahrumiyet ve zdraplarn yaayan, fakat ylmayan, kltre byk
deer veren, okuyan, niversiteyi bitiren, tekrar ky veya kasabasna dnerek orada
evresi ile mnasebetler kuran, btn kalbini ve zeksn kullanarak evresini yava
yava deitiren bir insan tipi tahayyl ediyorum.
Trkiyenin ihtilallerle deil, bu tip insanlarla kalknacana inanyorum. Her
ky ve kasabada etrafnn byk sayg duyduu, szn dinledii, genlerin rnek
ald modern veli tipidir bu. Fakat eski veli tipi gibi ie dnk deil, da
dnktr. Tanrya olan sevgisini insanlara hizmet eklinde gsterir. Edindii
yksek kltrle halkn inanlarnn manasn anlar ve onlar hoyrata ykmak yerine
sakin bir kla aydnlatr. Sosyoloji ve psikolojiyi ok iyi bildii gibi kyn maddi
artlarn inceleyecek ve onlar deitirme vastalarn kefedecek bir bilgiye de
sahiptir.
Bu tipe siz belki bir topi diyeceksiniz ve hayatta byle bir insan
bulunmadn syleyeceksiniz. Bizde bu tipe yaklaan ad san bilinmedik birka
insana rastladm. Avrupada bu tipin ahsiyet haline gelmi binlerce rnei vardr.
Orada bu tip Hristiyan evrelerden kmtr. Bizde de dini evrelerden
yetieceine inanyorum. Bundan dolay bu tipe "Modern veli tipi" dedim.
Anadolu insan, slamiyetin tesiri dnda, yaad hayat artlar icab
dindardr. Yaay tarzna smsk bal bir duyu tarz vardr ki, batl inanlarla
beraber dini de zerinde tayan ve besleyen odur. Bugnk Trk romanclar
arasnda bunu anlayana henz rastlayamadm. Hepsi de Anadoluya basma-kalp
bir zaviyeden bakyorlar ve Anadoluyu deitirmek iin onu reddediyorlar.
Tabiata ancak tabiat kanunlarna uymak suretiyle galebe alnd gibi cemiyete de
onun temayllerini gz nne almak artyla yeni bir ekil verilebilir.
(Prof. Dr. Mehmet Kaplan, Byk Trkiye Ryas, st.1969,sf.5357)
NESL FARKI
48

Krk sene evvel yirmi yana basm, yirmi sene evvel yirmi yana basm,
bugn yirmi yana basm Trk genci tipi arasndaki mthi fark gz nne
getiriniz.
Krk sene evvel, 1899 da yirmi yana basan Trk genci ki bugn altm
yandadr- vatan, millet, efkr- umumiye, hrriyet, adalet, milliyet ilah. Nedir?
Bilmiyordu. Bunlarn gazetelerde yazlmas ve mekteplerde okutulmas yasakt. O
zamann yirmi ya genleri arasnda pek az, Meveret gibi Avrupadan gizli
gelen birka gazetenin sayfalarnda, bu mefhumlar kaak uyuturucu maddeler
gibi koklayabildiler. Aldklar btn milli ve siyasi terbiye bu kadarcktan ibaretti.
Yirmi dokuz yanda, 1980de Merutiyeti idrak eden bu genlik, o terbiyeyi
almakta ok ge kalmt. Aa yaken eilir.
Yirmi sene evvel yirmi yana basan Trk genliiyle o nesil arasnda ne
fark! Yirmi sene evvel yirmi yana basan Trk genci, daha dokuz yanda, yani
sosyal uurunun doduu ada merutiyeti idrak etti. O zamann mektepleri,
gazeteleri, evleri, sokaklar, kulpleri, kahveleri yalnz millet, yalnz memleket,
yalnz inklp heyecanyla savruluyor ve alkanyordu. Merutiyetten Cumhuriyete
kadar tarih, bu nesle, yirmi asrda Trk milletine vermedii dersleri verdi:
Merutiyet inklb, 31 Mart vakas, Bosna-Hersek ilhak, Trablus harbi, Balkan
harbi be senenin iine skt. Arkasndan Byk Harp ve Milli Mcadele.
Bugn yirmi yana basan Trk genci, stiklal harbi olurken, beikte
baparman emiyor ve Cumhuriyet ilan edilirken, drt aya stnde
emekliyordu. Ne baskn, ne ihtilal, ne ilhak, ne de harp grd. Fakat krk sene
evvelki yirmi ya genci gibi kendini milli btne balayan uurdan mahrum deil.
Bilakis, mektep, hayat ve rejim, doduu gnlerden beri onun uurunu bu tek
idealin havas iinde yzdryor. Fakat Arap harflerini bilmeyen bu nesil de,
Babli caddesinin bir kfeyi dolduramayan birka telifiyle tercmesinden baka
okuyacak hibir ey bulamyor, kuru ve yavan mektep bilgisiyle kalyor. Btn
dallar ve kollaryla ne memleketinin tarihinden, ne edebiyatndan, ne din
akidelerinden, ne lisannn tekml safhalarndan, ne Trk, ne Arab, ne Acem, ne
Frenk medeniyet ve kltrlerinden haberi var. nk bunlarn hi biri mektepte
stnkr renilmez.
Bu nesil arasndaki farkn iinde pusu kuran mthi hakikati sezmeden
hibir kltr ve terbiye yaplamaz.
(Yeni Mecmua,5 Nisan 1939)
Deneme:
Herhangi bir konuda, yazarn kiisel gr ve dncelerini, itenlikle
kendisiyle tartt, iddiasz, kesin hkmlere dayanmayan, sohbet diliyle yazlm
bir trdr. Konu snrlamas yoktur. Genellikle sanat, kltr ve felsefe alanlaryla
ilgilidir. Sanat kavramyla, her trl sanat olay ve olgularn; kltr kavramyla da
49

insanolunun hayata ekil vermesiyle ilgili bilgi, eitim, hukuk, ahlak, gelenek,
grenek, din, devlet; retim, tketim, salk, insan, evre ilikileri gibi konular;
felsefe kavramyla da, insan ve onun hayatnn sebepler, amalar ve ilkeler
ynnden ele alnan grler ve dnceler kastedilir.
Denemeci, ne bir dnr, ne bir sanat, ne bir kltr, ne de bir bilim alnn
uzmandr. O, bir dil ve dnce ustasdr. Konusunu ilerken, dnceye nem
verir, konusuna dnce yoluyla yeni boyutlar kazandrmaya alr, baz gerekleri
okuyucusu ile birlikte arar, konusuyla ilgili zt ve eliik fikirleri ortaya koyarak
dncelerin gelimesine, grlerin genilemesine yardm eder. Ksaca
denemelerin konusu hayattr, insandr. Btn bunlar yaparken de dili bir kuyumcu
titizlii ile kullanr.
Denemeci, hayata ve insana kendi yaants (hayat tecrbesi) asndan
bakar. Denemeci, kendi bildiklerini, inandklarn, zevklerini, hatralarn,
gzlemlerini konu edinir; ancak, btn bunlardan, btn insanlara ders verecek bir
ekilde bahseder. Yaadklarndan ve okuduklarndan, aykladklarn uyumlu bir
ekilde btnletirir. Bir insanda btn insanln halleri vardr. eklinde
dnr; kendi hayatndan insanlarn hayatna gider. Bu ekilde zel hallerden
genel hallere ular.
Denemeci konusunu adeta kendi kendine tartr. Onu deiik ynlerden
deerlendirdii iin kesin ve pein hkml deildir. Denemenin amac okuyucuyu
dndrmektir. Onun dncelerini deitirmeye alrken, bir yandan da kendi
dncelerini paylamasn ister. Ona bir nevi beyin jimnastii yaptrarak, onun
hayata bak asn geniletmeye alr. Edebi bir dil kullanr. Anlatm sohbet
diliyle olur. Yazar, dncelerini kendisiyle konuuyor veya birisiyle dertleiyor
gibi anlatr. Anlatmda heyecan cmleleri, zgn bulular, ifadeler bulunur. Bilgi
aktarmaya ynelik trlerde olduu gibi dz bir anlatm yoktur. Dil, gnlk
konuma dilidir; ancak yazar bu dile kendi damgasn vurur.
Grld gibi denemeye zg bir konu yoktur. Her ey denemeye konu
olabilir. Deneme, okurlara hoa vakit geirttii, onlar avutup oyalad gibi,
birtakm gerekleri de retir. Okur bunlarn farkna varmaz. Yaznn itenlii
bunu hissettirmez. Denemeci, sylediklerini kantlama, belgeleme yoluna gitmez.
ne srd tezi, dnceyi kesin sonulara balamaz.
Gven duygusunun kayna sevgidir, bilgidir, saygdr. nsan sevdii,
bildii eylerden korkmaz, onlardan ekinmez, aksine onlara inanr balanr.
Bu duygu her eit faziletin fideliidir... Adalet, samimiyet, saadet, doruluk,
hakikate ballk, hatta iffet gven bahesinde serpilip geliirler. Bu para
konusu, kulland dil ynnden deneme trne sokulabilir.
rnek metin:
CANIM KTAP
50

Nedir insanlarn kitaplara olan dknl? Kitaplar, hele romanlar ve iir


kitaplar, neden insanlarn hayatnda bu kadar byk bir yer alyor? Bence bunu
cevaplandrmak iin,insan niin okur? sorusunu ilkin cevaplandrmak gerekir.
nsanlar toplu olarak yaadklar halde, gene de yaratklarn en yalnzdrlar. Dtan
birbirine yakndrlar, ama iten aralarnda ne uzaklklar vardr! Acsn duyuracak
kimse bulamaynca, atnn boynuna sarlarak iini boaltan, ehovun arabacsn
dnyorum. Okumas olsayd, byle yapayalnz kalr myd?
Dnyada hibir dost, insana kitaptan daha yakn deildir. Skntmz
unutmak, donuk hayatmza biraz renk katmak, biraz k vermek, darack
dnyamzda bulamadmz eyleri yaamak iin, tek aremiz kitaplara sarlmaktr.
Herhangi bir yolculua karken hangi okuryazar, yanna bir iki roman, bir iki iir
kitab almay dnmez? Yolculukta, ou zaman olduu gibi evremize bakp
dalmaktan, yanmza aldmz kitaplar okuyamayacamz bilsek bile, onlar
gene de el altnda bulundurmak isteriz. nk onlarn can yolda olduunu biliriz.
Dnyorum da, u dnyadan kitap yok oluverse yaamak ne kadar gleir,
ekilmez bir arlk olurdu! Romanc veya air iin yazmak ne kadar dayanlmaz
bir ihtiyasa, okur iin de yazlanlar okumak, yledir. En ktmser
zamanlarmzda yardma koan onlardr. Ata, lm yatanda, kendini grmeye
gelen Sebahattin Teomana, Hastalkta arlar dindirici en iyi ila iirmi. Boyuna
iir okuyorum dememi miydi?
Kitap, bizi avuttuu gibi ykseltir de. Ksa hayatnda insann edindii
deneyler ne kadar azdr. Oysaki iirler ve romanlar, yaratclarnn trl i
deneyleriyle kaynarlar. Onlarla zenginleir, onlarla eksikliklerimizi gideririz. Bir
eyler renmek iin roman ya da iir okunduunu sanmyorum. Sanat bir eyler
retmek baz dorular gstermek amacyla yazmamtr ki, okur da renmek
iin okusun. Dnce eseri ile sanat eserinin ayrld nokta ite burada!
Dnyamz nasl insansz dnemezsek, insan da kitapsz dnemeyiz,
diyeceim. Beyninde dnce kvlcmnn parlad andan beri insan,
dndn ve duyduunu trl biimlerle, eline ne geirdiyse onlara
geirmekten kendini alamamtr. O gn bu gn, insan yazyor, yazdn okutuyor.
Yllar, yzyllar geiyor, bu arada kimi kitap unutuluyor, kimi kitap hatrlanyor.
Doanlardan ok lenler var. Ama yaayanlar arasnda, her beeniden her
dnceden insana arkadalk edecek kadar tkenmek nedir bilmeyenler de ok.
Bana yle geliyor ki, yaratcs sylemiyor ya, Robenson Crusoenun en byk
acs, adada kitapsz kalmak olmutur.
Kitaplarn eskilerini de yenilerini de severim, nk onlar yalnz
dncelerimizi, duygularmz etkilemekle kalmaz, duyularmz da uyarrlar.
Charles Baudelairein: ocuk tenleri gibi taze kokular vardr dizesini
anmsaynz! Gerekten hibir koku, bu hayat balangcnn kokusundan daha cana
51

yakn deildir. Ama bunun ardndan hangi koku gelir derseniz, baskdan yeni
km kitaplarn kokusu derim. Bu koku hangi yazarn iine bir bahar havas gibi
dolmam, hangi okurun hayaline yeni ufuklar amamtr? Ama yalnz koku mu?
Ya sayfalar aarken parmaklarn kda dokunmaktan duyduu o sabrszlkla
kark haz! Peki ya, kendinize o kadar yakn bulduunuz o eski kitaplarn kokusu
ne olacak? Onu nerelerde bulacaksnz? Geri zerlerinden yllar gemesiyle,
yapraklarn rengi gibi kokusu da umutur. O eski tazelikten sadece genzi yakan bir
aclk kalmtr. Ama buna karlk, onlarn arasna serpitirilen notlar, altlar
izilen satrlar ya da unutulmu kuru bir iek, o eski kitaplarn biraz da biz
olduunu gstermez mi? Genlerin yeni, yallarn da daha ok eski kitaplara
dknlkleri, belki de birincilerin mit, ikincilerin de hatra olmalarndan ileri
geliyor. En holanmadm kitaplar, yapraklarn bakalarnn at yeni kitaplarla,
iportaya den eskilerdir. Birincilerde yapraklar amann, ikincilerde hatralar
konuturmann imkn kalmamtr.
Szn ksas kitab her ynyle severim. Anlatlana dalp gitmekten,
yapraklara dokunmaktan, taze mrekkebin kokusunu duymaktan, evrilen
yapraklarn kard hrtdan holanrm. Odamdan darya ktm zamanlar,
yanma kk boyda bir kitap almay hi unutmam. Ne olaca bilinmez ki!
Bakarsnz, kalabalk iinde insana anszn yalnzlk kebilir.
...
12 Haziran l957
(Suut Kemal Yetkin; Denemeler, sf. 95,)
Hikye:
Belli bir zaman veya yerde az sayda insann bandan geen, geree uygun
olaylar ve durumlar anlatan eser. Yaanm veya yaanmas mmkn olaylar,
durumlar ilgi ekici biimde anlatan, okuyucuda heyecan, holanma duygusu
uyandran yazlar. Hikyeyi btn boyutlaryla belirlemek, geerli bir tanma
sokmak mmkn deildir. Hikyeye snr izmek, onu kstlamak, dondurmak
demektir. u tanmlamalar da onun snrlanamayacan gsterir: Hayatn bir
kesitinden insan, insann dramn, sanatn gereklerine uygun olarak yanstan bir
edebiyat tr..., Konusunu insann atmasndan alan, hayatn ksa dilimini
yanstan edebiyat tr..., Hayat kendi dnya grne gre yorumlayarak
anlatma..., Youn ve arpc bir ekilde insann scakln iletme; insan insana
ama, olaylarn, durumlarn en nemli ve en gerekli ynlerini seerek anlatma...,
Tarih ve toplum olaylarnn bilincine vararak, evrendeki, toplumdaki olaylar,
durumlar, nesneleri, insan sarsarak anlatan estetik bir anlatm..., Tabiata ve
insana zgn bir bak; hayatmza yeni anlamlar, yntemler, yorumlar getiren bir
anlatm sanat., nsandaki bilinmeyeni arayan bir bilimsel dnce disiplini; insan
karmaasn konu edinen bilimse bir alma biimi., nsandaki bilinmeyenlerin,
52

bir baka deyile, karmaann tespit edilmesi, kavranmas, zmlenmesi ve aza


indirilmesi sorumluluunun bilinli bir ekilde yklenilmesi., Herhangi bir
durumu, duyguyu, dnceyi, zne uygun bir ekilde gzel bir dille yazma...,
nsann, tabiatn ve toplumun srekli etkilerine tepki gsterirken oluturduu
bellek rn..., Kiinin iini dkme hareketi..., Sessizmi gibi duran
ounluun gcnn, acsnn, sevisinin arbal iiri..., Romana gre daha zen
isteyen bir anlatm ekli., Tek boyut iinde, bir dncenin anlatlmas., inde
iirselliin, dncenin, masaln, tiyatronun bile rahata kullanlabilecei yaz
tr., Okuyucunun bilgisinde, bilincinde, dncesinde olumlu veya istenilen
ynde bir etki iin, okuyucuya mesaj tayan bir mektup., nsandaki ozan
bakalarn etkileyecek bir biimde anlatmak., Hikayenin ne olabilecei zerinde
bir arama almas., Yazarn iinden gelen sesi canlandrd, bu sesi yaatt
kk boyutlu yaz tr., Hayattan alglananlar, yaama ile ilgili dnceleri
anlatmak iin bir ara., imde yaayan insanlarn, neler yaptklarn, neler
yapmadklarn, umutlarn ve umutsuzluklarn anlatmam..., Younlatrlm bir
anlatm., Bir olayn, bir ruh halinin, nesirle, belli boyutlar iinde ksaca
yazlmasyla ortaya kan eser., nsan dorudan ve dolayl olarak ilgilendiren bir
durumun yaanabilirliini veren, durumun ekirdeini ve ayrntsn belirtmeyi ve
gereklik gerilimi ve duygu ykn vurgulamay amalam, kendi bana baml
bir nesir tr; aktarm arac., Anlar iinde youn bir an...dr. Trnak iinde
gsterilen btn bu tanmlar, yazarlarn kiisel tanmlardr.
Hikyenin drt temel unsuru vardr: 1. Olay veya durum. 2. Kii ve kiiler.
3. Zaman. 4. Yer.
Olay veya durum:
Hikyenin vazgeilmez temel esidir. Olay ynnden hikye, hayat
hareket halinde veritir. Olay, yazarn vermek istedii fikre araclk eden her trl
hayat grnden, kesitinden yaplacak bir semedir.
Hikyelerde, her zaman insann ilgisini ekebilecek nitelik ve zellikte,
ustalkla dzenlenmi, dm noktas bulunan, entrikal, gerilimli, heyecan ve
hayret verici, srprizli, insan artan, hatta onda ok etkisi brakan olaylar deil;
sradan, pek basit, pek nemsiz olaylar, gnlk hayatn iinden seilivermi
kck anlar, ba sonu belli olmayan her hangi bir durum da anlatlabilir;
nemsiz de olsa her hikyede mutlaka bir olay esi bulunur. Olay kavramnn
kapsamnda durum kavram da vardr. Olay veya durum, insanlarn zlemlerinin,
hayallerinin, ryalarnn, olgulara dntrlmesidir.
Genellikle olaylarn nedenleri insanlara baldr. nsanlarnsa birtakm istek,
zlem, tutku ve gdleri vardr. Bunlar, her trl davranmz etkiler; olaylarn
domasn hazrlar. Bu ynden, ierisine insann girdii her olgunun arkasnda ya
bir istek, ya bir tutku, ya bir gd vardr. Gerekte tabiat olaylar dnda kalan
btn olaylar, eyleme dnm bir istek ve tutku olarak adlandrabiliriz.
53

Eer, yklediimiz olay, ister tasarlanm, ister gerek olsun, byle bir anlam
tamazsa inandrc olmaz.
Bir olayn ortaya kmas iin ortada bir insan (veya hayvan) esinin
bulunmas gerekir. nsan sz konusu olunca da, zaman ve yer elerinden de
bahsetmek gerekir. Bu kavramlar birbirinden ayr dnlemez; yalnz, hikyede
anlatlan zaman ve yerin niteliinden sz alabilir. Hikyenin yasland her olay,
ya da durum, bir sorunu birlikte getirir. Bu sorun, insann insanla, insann doayla,
insann toplumla, ya da insann kendisiyle atmasndan bir yn ierir.
Gnlk hayat, anlarn toplamdr; hikyeci, bu anlardan olay rgsn
kurar. Yani olay, olaycklardan meydana gelir. Bunlar, kendi aralarnda adeta
organik bir btn olutururlar. Anlatlanlarn hayatla makul llerde ilikisi vardr.
Olay, zaman, yer ve kiiler kadrosunun meydana getirdii birlie aksiyon
denir.
Sanat, gnlk hayat grntlerinden setiklerini, kendi zevkine, dnya
grne, toplumsal artlarla devrinin sanat anlayna, kulland dilin ve hikye
trnn imknlarna gre btnletirir.
Kii ve Kiiler:
Gerek hayattan kaynaklanan roman, hikye, tiyatro gibi eserlerin bir amac
da, olaylar ve durumlar iinde insan insana tantmaktr. Olaylar ve durumlar
belirleyen ve ynlendiren insandr. Olay ve insan arasndaki iliki sreklidir.
Olaysz insan, insansz olay dnlemez. te bu bakmdan genel ller iinde
hikyenin temel esi de insandr. nsan; zaman, yer ve toplumsal evre ile
kuatlmtr. nsann kendisini kuatan bu varlklar arasnda bir konumu, bir
durumu vardr. te bu anlamazlklar, mcadeleler, hikyede olaylarn ak
(dinamizmi) iinde, kii veya kiilerle canllk kazanr. nsanlarn portresi, olaylar
ve durumlar iinde izilir.
nsanolu evresiyle mcadelesini, zihinsel, bedensel ve duygusal gleriyle
yapar. nsann gerek evresiyle ve gerekse kendisiyle olan mcadelesi, hikyelerde
"psikolojik ve sosyolojik"sebeplerle aklanr; yalnz, bu aklama yaplrken
hikayeci, insana bir toplum bilimci, bir ruh bilimci gibi yaklamaz. Hikyeci,
insan bilim adamlarndan daha iyi anlar. nk,onun konusu, (genel olarak insan
deil; (zel) olarak insandr, yani (ahsiyet) ve (fert)tir. Her insan ayr bir dnya
tekil eder. Gzel hikyelerde biz, belli zaman ve meknlarda yaayan, kendine has
dnyas olan gerek insanla karlarz.
Hikyelerde kiiler anlatlrken, d grnleri, ruhsal ve psikolojik
durumlar, zel tavrlar belirtilerek karakterleri izilir. Karakter, olaylar ve
durumlar erevesinde yava yava kendini belli eder. Hikyenin zm,
karakterlerden kendiliinden doar.
Hikyelerdeki kiiler, toplumsal hayattan alnmadr. Bunlar, hikyenin
konusuna, hikayenin ruhsal ve toplumsal olaylara bak asna ve vermek istedii
54

mesaja gre, sradan, nemsiz, kendi halinde normal tipler olabilecei gibi, gerek
hayatta ender rastlanan, insan gerei ile ok az badaan, ar tutkulu veya ar
zverili, maddi ve manevi bakmlardan gl kuvvetli, dengesiz, tutarsz, fanatik,
zetle, bir takm arlklar olan insanlar da olabilir. Birinci gruptaki kiiler
genellikle EHOV teknii ile yazlm hikyelerde, ikinci gruptakiler de
MAUPASSANT teknii ile yazlm hikyelerde konu edilir.
Olaylarla kiiler arasndaki ilikiler ok nemlidir. nsanlar, hikyelerde
toplumsal durumlar, hatralar ve trajedileriyle canlandrlr. nsanlar, yaama
iradelerine, arzularna, mitlerine, isteklerine, cesaretlerine, korkularna,
ihtiraslarna gre hareket ederler. Onlardaki ruhsal davran ve gelimeler, temelde
toplumsal ve ruhsal sebeplere dayanr. te hikyeci, kahramanlarn, bu temel
sebeplerle konuturarak, ya kiiliine uygun adlandrmalar yaparak veya olaylar ve
durumlar iindeki davranlarn vererek izer.
Zaman:
Zaman ynnden hikye, insan hayatndan seilmi anlarn para para
anlatmdr. Hikyede zaman, gerek duygusunu uyandrmak bakmndan nem
tar. Hayatmzda olaylar belli bir zaman dilimi iinde akar. Zaman, varlk
artmzdr. Hikyeci, ayn zamanda hayatn nemli anlarn gren, onu bize
gsteren kiidir. Hikyecinin bize gsterdii zaman, kendi iinde bir btndr.
Hikyede her olay, her karakter bir zaman ak iinde belirir; ancak, bu
zaman baz hikyelerde aka belirtilir, bazlarnda da olaylarn akyla sezdirilir.
Hikyelerde olaylar, ya kronolojik olarak veya boyutlu zaman
dilimleri iinde verilir. Olaylarn kronolojik olarak verilmesi demek, olayn batan
sona doru bir zaman srasn takip etmesi demektir. Bu tr hikyelerde olay ile
zaman eleri arasndaki bant dzenlidir. Anlatmda, giri (serim), gelime
(dm), sonu (zm) blmleri sras bozulmaz. Byle zaman sralamas
MAUPASSANT hikyelerinin temel zelliidir. Olaylarn boyutlu olarak
verildii hikyelerde, imdiki zamandan gemi ve gelecek zamana gidi-geliler
vardr. nsan, imdiki zamanda yayorken, pekl gelecek veya gemi zaman da
dnebilir. EHOV teknii ile yazlm hikyelerde genellikle olay imdi
oluyormu gibi verilir. Bunlarda, anlatma hayatn bir noktasnda girilir, girilen
noktadan ayr bir noktada hikye biter. EHOVa gre; Hikye bir olutur, bir
gelimenin tarihi deildir, zaman iinde byk bir yer doldurmaz, onun doldurduu
zaman, hikyenin anlatt, ou pek ksa olan zamandr. Hikyenin bir ncesi, bir
sonras vardr. O nce de, o sonra da mantn bulaca bir nce ile bir sonradr.
ncesi, anlatlan sahneyi hazrlayan, sonras ise, ondan doacak olaylardr ki
bunlar hikyeci de okuyucu da sezebilirler. Bu hikyelerde zaman ile olay
arasndaki iliki dzensizdir. Bir olayn bir sahnesi aydnlatlr; olayn ncesi ve
sonras bilinmez, okuyucu onlar sezebilir.
Yer:
55

Burada yer kelimesi tabii ve toplumsal evrelerin ikisini de kapsar. Bu


anlamda yer, olaylarn getii, kiileri ve zaman da kuatan varlktr. Bu ynden
hikye, kk bir yerde dramatik yaantlarn anlatmdr. Bu e de zaman esi
gibi okuyucuda gereklik duygusunun uyandrlmas bakmndan nem tar.
Olaylarn yaanm veya yaanabilir olmas, olaylarn getii yerin tantlmasyla
mmkndr. Olaylarn getii yerler ne kadar canl ve tabii tantlrsa, kiilerin
karakterleri ve olaylar o kadar tabiilik kazanr. Aksi halde hikye inandrc olmaz.
Yer, benimsenen edebi akma ve hikyecinin yaradl ve mizacna gre
anlatlr. Hikyelerde yer ayrntlar verilirken ilevsel tasvirler yaplr. Tasvirde
hikyenin konusu, temas, gr as ve teziyle dorudan ilgili eler sralanr. Bu
bakmdan hikyelerde yer, gerektii kadar belirtilir. evre anlatmlar, EHOVun
hikyelerinde
okuyucunun
yorumlayabilecei
tarzda
dzenlenir.
MAUPASSANTn hikyelerinde ise evre, belli bir adan anlatlr; anlatmda
okuyucuya yorumlama ve dnme frsat braklmaz.
Gnmz hikyecileri, bu iki tekniin zeliklerini kartrarak eser
vermektedirler.
Hikyeler, bu saylan elerden birine arlk vermesi bakmlarndan
snflandrlabilir: Olay veya durum hikyeleri, portre hikyeleri, tasvir hikyeleri
gibi. Bunlar da kendi ilerinde alt gruplara ayrlabilir: Olay hikyeleri, durum
hikyeleri, mizah hikyeleri, duygusal hikyeler, serven hikyeleri, tarihi
hikyeler ve gezi hikyeleri gibi.
rnek metin:
K KPEK
Yal Kzlderili, torunuyla oturmu kulbesinin nnde, az tede birbiriyle
bouup duran iki kpei seyrediyorlard. Kpeklerden biri beyaz, dieri siyaht.
On iki yandaki torun, kendini bildi bileli bu kpekler dedesinin kulbesinin
nnden ayrlmazlard.
Kulbeyi korumak iin bir kpek yeterliyken dedesinin neden iki kpek
beslediini ve neden renklerinin ayn olmayp, birinin siyah, birinin beyaz
olduunu hep merak ederdi. O merakla dedesine sordu:
Dede, bu iki kpei neden hep kulbenin nnde tutuyorsun? Hem, neden
biri beyaz, teki siyah?
Yal ihtiyar, tatl bir tebessmle torununun srtn svazlad ve:
Onlar benim iin iki hatrlatcdr, sevgili yavrum. Dedi.
Neyi hatrlatrlar dedeciim? diye sordu ocuk.
yilikle ktl. te bak, imdi u grdn kpeklerin boumas gibi,
iimizde de iyilikle ktlk, srekli mcadele eder dururlar. Ben onlar seyrettike
hep bunu dnrm. Onun iin yanmda tutarm onlar. Diye cevap verdi dedesi.
56

ocuk, szn burasnda, mcadele varsa, yenen, kazanan da olmal diye


dnd. Merakn yenemeyerek yine sordu:
Dedeciim, yle ise hangisi kazanr bu mcadeleyi?
Dede, derin ve mutlu bir glmsemeyle bakt torununa:
Hangisi mi olum? Ben hangisini beslersem o kazanr! dedi.

Seme metinler:
ANADOLU TEBESSM
Anadoludan bir yol seiniz; herhangi bir yol. Bir yaz gecesi, ay gkyzn
doldurur ve yerin akllar ayna gibi parlarken, o yolda yryn. Gn douncaya
kadar yryn. Karnza kanlarn yan sra yryen kadnlar ve ocuklar
kacak; gngrm ihtiyarlarla selamlaacaksnz. Sonra alev yapl atlarn srtnda
imekten delikanllar geecek. ok eitli toprak, ok farkl dalar yolunuzu
tutmutur! Bir ylan srnerek geer. Austos bcekleri boyuna ter. ok parlak
ieklerle birdenbire karlaabilirsiniz. Sar gller, zambaklar, lalelerle. ocuklar,
kadnlar, nur yzl ihtiyarlar, kular iekler, atlar, atlarn stndeki kl gibi
genler hep glmser.
Btn haritasyla Anadolu glmseyen bir yzdr.
Ne kahkahayla glmtr var oldu olal. Ne de katla katla alamtr.
Anadolu hep glmser; saadette mesut mesut, felakette mahzun mahzun.
Bu glmsemeyi hibir turistin fotoraf makinesi tesbit edemez. Ne de Elia
Kazann film makinesi ve ne de Duhamelin kalemi bu tebessm zaptedebilir.
Tasvir ve tefsir edebilir.
La Jacondun glmsemesi gibi bir glmsemesi vardr Anadolunun.
Onda, ne sonradan grmln takn sevinlerini, ne de ilkel insanlarn
kendi vcuduna yapt matem ikencelerinin lklarn bulabilirsiniz. En byk
sevinte ve en byk acda o, en asil kimseler gibi, sadece tebessm eder.

57

Aydnlar ne kadar tela iinde! Beceriksiz, haylaz ve yaramaz ocuklar!


Ama Anadolu, ocuklarnn bu bouna telana glmseyen bir anneyi ne kadar
andryor?..
Frat,yemyeil ve bulank, dalar elleriyle aa aa, topra dele dele giden
bir yayla efesidir!.. Dar ve derin. Sesi ta uzaklardan duyulur. aha kalkm bir at
gibi terli ve yelesi kpkldr. Ormanlar iinde kaybolur; sonra kt zaman,
daha gr, daha aslan grnldr. Hibir kpr onu balayamaz; hibir bent onu
tutamaz. Frat Anadolunun bileidir.
Dicle, mavi ve berrak, hep ovalardan geer. Geni ve yzlek. Srtnda bir
ehir tar gibidir. Bir medeniyet gibi ar ar yrr. Durur, iir syler, dnr ve
tekrar yrr. Dicle Anadolunun zeksdr.
Bu iki su birleir. te o zaman byk verim gelir. Biri Nefiyi getirirken,
br Fuzuliyi getirir.
Kzlrmak, uzun ve kan iinde. i kan alyor sanki Kzlrmakn hep
kurtarr. Fakir evleri, fakir kyleri, fakir insanlar, o gider ve kurtarr. Yoksa, azn
bir aslan gibi am yokluun azndadrlar. Btn hznler ortaktr.Bakasnn
derdi, ite Kzlrmakn derdi. Anadolunun ahlak, som ve yekpare ahlakdr,
Kzlrmak.
Ya Sakarya, saf ve gm gibi parlak, pekten ve atlastan. Sakarya, zerinden
getii akl talarn bile birer birer elmasa evirir. Ondan su alan budaylar
ebedidir sanki. Sakarya Anadolunun ruhudur.
Kzlrmak Hac Bayram- Veliyi getirirken, Sakarya Yunus Emreyi getirir.
Sular, topra, kuu, at ve insanyla, Anadolu, daima taze kalan bir
medeniyet trks, tebessm eden ebedi bir bar senfonisidir.
Anadolu, diskotein en st kesinde durduu halde bilinmeyen, gsnde
btn insanl byleyecek bir mzik, kefedicisini bekleyen bir tebessm
pladr.
ATATRKN FKR KAYNAKLARI
Ruen Eref naydn Atatrkn fikir kaynaklar zerindeki bir baka ansn
da yle anlatt:
1928 ya da 1929 yl olsa gerekti. Scak bir yaz gn Yalovadaki Atatrk
Kkne gitmitim. Ba baa konuuyorduk. Dnceli bir hali vard. Konuurken,
gzleri ara sra dalyor, sonra toparlanarak yine szlerini srdryordu. Ben, izin
isteyerek ayrlmak istedim, brakmad. Otur, seninle bir ey konuacam dedi;
oturdum. Ne diyeceini bekliyordum. O, masann stnde duran bir kitab eliyle
gsterdi; tarih felsefesiyle ilgili Franszca bir kitapt.
Bunu okudum, btn rahatm kat, dedi. Ben telalandm:

58

Aman Paam nasl bir kitap bu byle, msaadenizle greyim diye kitaba
uzanacak oldum, beni eliyle durdurdu:
Brak imdi. Kitap nemli deil, yazdklarn sen de ben de biliyoruz. Ama
gzden kardm nemli bir problemi bana hatrlatm oldu, derin derin
dnmeye baladm...
Bir sre sustu ve gkyz gibi gzleriyle yzme bakarak:
-Yaptklarmz tehlikede!.dedi. Ben heyecanla sordum:
-Hangi yaptklarmz?..
-Cumhuriyet dahil, ne yapmsak!...
Aman Paam olamaz. Devletimizin dta ite itibar byk. Asayi
salanm, memleketi onaryoruz. Her ey ilerlediimizi gsterirken yaptklarmz
nasl tehlikede olabilir?...
Biliyorum, biliyorum diye ban sallad. Sonra glmseyerek konumasn
srdrd. Maddi potansiyelimiz yerinde. Ama manevi, manevi potansiyelimizin
bataryalar bo!...
Ben Atatrkn bu szlerinden hibir ey anlamamtm, susup beklemeye
baladm. O anlatt:
1910larda Abdullah Cevdet maskarasnn tihadnda bir yaz
okumutum, hi unutmam. Milliyetlerin maddi ve manevi varlklarndan sz
ediyordu. Bir asker olarak beni ok ilgilendirmiti. Bu, Alman dnr, Ludwig
Bchnerin bir yazs idi. Manevi boluklar doldurulmam, beslenmemi
milletlerin, hangi maddi dzeyde olursa olsun, bir gn keceini anlatyor,
spatlyordu. Bunu ben kolay anlayabilirdim; askerdim, bir ordunun morali
bozulmusa, hangi maddi gc bulunursa bulunsun, sava kazanamazd. Ludwig
Bchner, milletlerin de byle olduunu ispatlyordu. Btn hayatmda bu temel
fikri hibir zaman bir kenara koymadm. Ne yapsam, neye karar versem, maddi
sorumluluklar ve risklerini de tartar, gzden geiririm. Cumhuriyeti ilan ederken
de, apkay giyerken de, Arap harflerini brakrken de dnp tanmmdr, sonra
yapmmdr.
Her neyse, bugn bu kitab okuyordum. Yazar bir yerinde: Tarihten,
zaferlerden, byk adamlardan yoksun milletler, maddi imknlar geni olsa da,
ciddi bir sallantya dayanamazlar, kp giderler diyor. Birdenbire dndm:
Layikiz dedik, dinle iliiimizi devlet olarak kestik. Cumhuriyetiz dedik,
rejimimizi tehlikeye drmemek iin saltanat devrini ktledik, kazanlm byk
zaferleri bile birka satrla geitirmee baladk. Latin harflerini aldk, yeni
kuaklar binlerce yllk gemiinin hazinesinden yoksun braktk.
Biliyorsun, bunlar yapmak zorundaydk biz. Batnn bir paras olmak
gerekti. Ama,ya alan manevi ukurlar?...Bunlar yaptklarmz giderek tehlikeye
drr! Bugnn meselesi deil bunlar elbet... Ama biz yz sene sonrasn
bugnden dnmek zorundayz. Trk soyu ve ulusu ile kvanacamz
59

varlklarmz tarihin tozlu raflarndan indirip ortaya koymalyz. Nasl bir soydan
geliyoruz?. Neler yapmz?. Uygarlmzn dnya uygarlna katks nedir?..
Milli misak snrlar iinde kalan topraklarmzn geirdii tarih dnemleri nelerdir?
Yer altnda ve yer stndeki hazinelerimizin envanteri nedir?.. Yetitirdiimiz
byk adamlarn hayatlar, gerek dnceleri nelerdir?.. Btn bunlar arayp
ortaya koyacak bir messeseye ihtiyacmz var. Bylece milletimizin manevi
temelleri salamlar, morali ykselir, byk hamlelere giriir. Tarihimize ve
dilimize nem vermek zorundayz.
te Atatrkn o gnk bu dncelerinden, Trk Tarih Kurumu ile Dil
Kurumu kt. Her ikisi ile de Atatrk byk bir titizlikle uramtr.(smet
Bozda, Ekim 1974 Milliyet Gazetesi, sf. 5)
MODERN TRKYE
Ankarada her yeri dolatm, birok kimseyle temas ettim, ama daima hayal
krklna uradm. Ziyaret ettiim her ev, sanki rasgele oraya kuruluvermi bir
adr hissini verdi bana. indekileri de sanki benim gibi turistlerdi. Roma ve
Washington da dahil olduu halde belki de dnyadaki hkmet merkezlerinin en
milliyetisi olan bu ehirde, bana, Trkiyede olduumu belirten hibir iarete
rastlamadm. yle ki kadnlarn kendi aralarndaki konumalar bile, insana
Trkiyede olduu intiban vermiyor. Ankaral hanmlar, Parisli, Berlinli hanmlar
gibi konumaya zeniyor... lerinde ahsi, milli olan ne varsa silinip gitmi gibi.
Zaten Ankarann kendisi de ikakovari bir ehir. Gerek yuvalarndan kopmu,
kklerinden sklm insanlarn iindeki manevi derinlii bulmak iin- elbette ki
byle bir derinlikleri var onlarn da- istasyona dnp trene binmek, bu suni
Trkiyeyi terk ederek, gerek Trkiyeyi bulmak lazm... Evet, nerede olursa
olsun, ama gerek Trkiyeyi bulmak gerek!
...
Yeni Trkiyeyi saran en bulac. En kt mikrop, phesiz siyaset mikrobu.
Daha kesin konualm: Szm ona siyaset mikrobu. Gnmzn Trkleri,
kitaplarda okuduklar kimselere benzemek istiyorlar. Bu bakmdan uurlu veya
uursuz olarak, komularnda gerekten yeni olan her eyi kopya etmiler, bilhassa
ilerici olduklarn iddia eden komularndan. Rusya da bunlardan biri. Fransa da...
Tabii ihtilal Fransasn,1793Fransasn kastediyorum...
....
Eski Trkiyeyi medeniyete gtren tek vasta islamd. Gerek bir imanlar
vard. Kadnlar da kendileri gibi mmindi. Toprana, ok eitli ve derin kklerle
bal bir halkn dinini kknden skmeye kalkmann iyi bir ey olduunu iddia
edemeyeceim. Menelerine ok yakn olan bir halkn, i dnyasnn temelini tekil
eden dinini kknden skmeye kalkmann ok ciddi bir ey olduuna eminim.
60

Ankaral erkekler bugn bu tehlikeli yolu semi bulunuyorlar. Ankaral


hanmlar da yle. Dn bu hanmlar inanyorlard. Bugn artk inanmyorlar. Hi
deilse kocalar onlar byle davranmaya zorluyor. Bu zorlamann kadnlar
zerinde byk tesiri olduu muhakkak. Artk kendilerini istikbale gtrecek hibir
ey bulamyorlar. Nasl ki, Ankaray yapan mimarlar da, kendilerini eski
aheserlerin izgilerinden faydalanarak yeni aheserler yaratmaya gtrecek sanat
ruhunu bulmamlarsa... Bundan daha ac bir ey olamaz.
Bu noktada bilhassa srara ediyorum. Eer insan stanbulda aamamsa,
eer kendisini, hala yaamakta olan, fakat belki de artk lme mahkm bulunan bu
eski Trk cemiyetine ait hissetmemise, onlarn ne derece samimi ve cana yakn ve
stelik bizim cemiyetimize ne derece benzediini anlayamaz. Byk anneleri,
anneleri, tasavvur edilebilecek her trl nazik tavrlaryla gen kzlar, kendilerine
has gevezelikleri, akalaryla, eski bir Trk evi, bizim eski Fransamzn o sevimli
evlerini hatrlatr. phesiz vaktiyle bu tipik Trk evi yabanc ziyaretilere
kapalyd. Erkekler hareme giremezdi. Ama haremdekilerin onlar dinlemeye,
onlara bakmaya, onlar bilmeye haklar vard. Eski Trk evleri yabanc adamlar bu
evlere girmeye balaynca, hi tereddtsz, onlar, eski birer dost gibi karladlar.
Bu deiiklie intibak etmek darda, sokakta biraz g oldu. Yoksa haremde her
ey kolayca olupbitti. Hala Kuran okumakta devam eden yal hanmlar, eski aile
havasn, dnyann en gzel eyi olan bu havay yaatmay bildiler.
Gen kadnlara gelince, kocalarndan durmadan dinsizliin methini, General
Gallifetnin komnn kahramanlk devrinde kuruna dizdirdiklerinin hikyesini
dinliyorlar. Onlarda krlan bir ey var. Bir noktay zlerek belirtmek isterim.
Yakn bir zamandan beri Trkiye ok korkun bir salgnn penesine dm
bulunuyor: ntihar salgn. Laf olsun diye sylemiyorum. Ankaral, stanbullu ve
Trkiyenin daha baka yerindeki genler, insan korkutacak bir oklukla intihar
ediyorlar. Hayr, mitsizliin, fakirliin kendilerini lmn kucana att
kimselerden bahsetmiyorum. Bunlar, sanki bir spormu gibi kendilerini
ldryorlar! Meum bir moda! Kendilerini yaayanlarn arasndan ayran bu
ocuklar iin hayat, artk manasn kaybetmi bulunuyor. Mesele bu! (CLAUDE
FARRERE, Trklerin Manevi Gc, ev. Orhan Bahaeddin, Tercman 1001 Temel
Eser, sf. 221-223)
OKUMAYA DAR
Okumak, haz duymaya, zihnimizi sslemeye ve yetkimizi artrmaya yarar.
Haz duyurmak hususundaki faydas, insan bir keye ekilip tek bana kald
zaman kendini gsterir. Zihnimizi sslemesinin, konuurken, yetkimizi artrmasnn
da bir i hakknda hkm verirken, o ii baarrken faydas dokunur. Tecrbeyle
yetimi kimseler, tek tek baz ileri yapar, onlar hakknda birer birer hkm
61

verebilirlerse de meseleyi her bakmdan gz nnde tutan tler vermek, planlar


yapmak, nizamlar kurmak, bilhassa bilgi sahibi kimselerin elinden gelir. Okumaya
fazla vakit harcamak uyuukluktur. Okunan kitaplardan ss olsun diye fazla
faydalanmak, gsteri, bir hkm verirken sade kitaptaki kaidelere uymak da
ukalalktr. Okumak, tabiat tamamlar, tecrbe ile de tamamlanr. nsann tabiat
vergisi olan kabiliyetleri kendiliinden kan bilgilere benzer; okumakla
budanmalar lazmdr. Okumak, tecrbeyle snrlanmaz da bana buyruk braklrsa
dank ynlere yaylm bir bilgi verir. Tecrbeyle yetien kimseler, okumay hor
grrler. Basit kimseler de ona hayrandrlar, bilgeler ondan faydalanrlar. nk
okuma, salad faydann ne olduunu retmez. Bu, insann, gre gre, tahsile
ihtiya duymadan, onun tesine varan bir kuvvetle elde ettii bir bilgeliktir.
Kitaplar ne cerhetmek, ne yanl bulmak iin, ne de zaten ispat edilmi diye olduu
gibi kabullenip konumalarnda sana konu olsun diye oku. Sen kitaplar iyice lp
bimek, stnde dnmek iin oku. Baz kitaplardan insan yalnz zevk alr;
bazlarn da olduu gibi yutar. Bazlarn geveler ve hazmeder. Yani baz
kitaplardan yalnz birtakm paralar okunur; bazlar batanbaa, ama inceden
inceye tetkik edilmeden, bazlar ise dikkat ve itina ile okunur. Baz kitaplar da
vardr, insan onlar vekil vastasyla yani bakalarnn onlardan kardklar
paralar okur. Bu, ancak kitabn deeri ve konunun nemi az olduu zaman
yaplr. nk byle bakasnn szgecinden gemi kitaplar, imbikten szlm
adi su gibi yavan olur. Okumak, insana olgunluk, konumak, canllk, yazmak da
sarihlik verir. Bu sebeple, az yazann, hafzasnn kuvvetli, hazr cevap, az
okuyann da bilmediini bilir gibi gstermesi iin, kurnaz olmas lazmdr. Tarih
kitaplar insan akllandrr; iir nkteci, matematik dikkatli klar; felsefe eserleri de
derinletirir. Mantk ve hitabet mnakaalarda ustalatrr; ahlak da ar bal yapar.
nsann okuduu ey benliine iler. Hatta insan zeksna ket vuran her trl
engeli, iyi seilmi eserler okumakla ortadan kaldrabilir. Tpk vcudun tutulduu
hastalklarn mnasip idmanlarla iyi edilebildii gibi. Mesela top oyunu, vcutta
hasl olan talarla bbrek hastalklarna, ok atmak, akcierlerle gse, ar
yryler mideye, ata binmek ba arlarna iyi gelir v.s. Bu sebeple bir kimsenin
zihni danksa matematikle megul olsun; nk bir davay ispat ederken biraz
dalverse davaya ta bandan balamas lazm gelir. Eer zeks, farklar grp
ayrmaktan acizse iskolastikleri tetkik etsin. nk onlar, kl krk yararlar. Bir
konuyla bir dieri arasnda, bir mnasebet kurmakta ve bir meseleyi ispat edip
aydnlatmaya yarayacak delilleri hatrlamakta glk ekiyorsa hukuk davalarn
tetkik etsin. Bylece her zeka hastalna ila olacak birer reete bulunabilir.
(Francis Bacon; Denemeler; ev. Saffet Korkut, Dnya Edebiyatndan Tercmeler,
Ankara 1943-Maarif Matbaas,sf.201-203)

62

OKUYUCU OLMAK SANATI


Bir kitap okuduu zaman mellifin hayallerini ve fikirlerini takip ettiine
emin olmayan okuyucu pek azdr. te byk bir aldan: Okuyucunun mellife ait
olduunu sand eylerin ou, hakikatte kendi fikirleri ve hayalleridir.
Bir hikye okuyorsunuz. lk cmle u:Yamurlu bir Nisan akamyd.
Mellifin bu akam tasvir etmek iin kullanaca vasflar ne olursa olsun,
sizin tahayyl edeceiniz ey, unsurlarn kendi hayatnzn para para
tecrbelerinden alarak yine kendinizin tasarladnz bir sahne olacaktr.
Hayalinizde ya kendi hatralarnz arasndan muayyen bir tanesi yahut da ayr
ayr intibalarnzdan mrekkep bir manzara canlanacak. Baka trl olmasna
imkn var mdr? nk bakalarnn tecrbelerini ancak nefsimizi gzetleyerek
anlayabiliriz.
Dahas var: Mellif Yamurlu bir Nisan akamyd dedikten sonra, biz
onun ikinci cmlesine geinceye kadar, byle bir akama ait dier hatralarmz da
uurumuzun eiine gelip dayanabilir ve aydnla kmak ister. Mesela yamurlu
bir nisan akamnda bamzdan geen bir vakann hatras da uurumuzun kapsn
alar. Hikyenin ikinci cmlesi, belki bu hatrann canlanmasna mani olur; fakat
onun bir mddet kapda beklemesine ve uura kmak iin frsat kollamasna mani
olmaz.
Her insann hatras bakadr. Yamurlu bir Nisan akamyd gibi ok basit
bir cmlenin bile okuyucuda uyandraca ttlalar, intibalar, hatralar ve fikir
tedaileri de baka baka olur.
Biz bir yazy okurken yalnz onu deil, kendi kendimizi de okuyoruz. Bunun
iin deil midir ki tecrbeleri, fikirleri ve hayalleri bizimkine uyan veyahut da, hi
olmazsa biraz yaklaan muharrirlerin yazlarn severiz. Bunlar o muharrirlerden
ziyade kendimizi aydnlatarak bize gstermeye yarayan, gzmz kendisine
aksettiren ayna gibi nefsimizin kendi kendini grmek iin muhta olduu klavuz
klardr.
Bir oda resmi grrsek hepimizin gzlerimizin nne ayn oda gelir. Fakat
bir yazda grdmz herhangi bir oda kelimesi nnde -muharrir bu oday ne
ekilde tasvir etmi olursa olsun- hep ayn oda gzmzn nne gelmez. Her
okuyucunun tasarlad oda bakadr.
Mahhas kelimeler iin byle olduu gibi, mcerret mefhumlar iin de
byledir; bir korku kelimesinin hepimizde uyandrd hatralar ve intibalar bir
midir? mit, ideal, ahsiyet, zaman dediimiz zaman da hep ayn eyleri mi
anlyoruz? Ne mnasebet! Bunun en byk delili de udur ki, her mtefekkir, her
ruhiyat ve filozof, mcerret mefhumlar baka baka tarif eder.
Hepimizin kendimize gre bir lisanmz var. ki kii ayn dili konutuu
halde, biri tekini anlayabilmek iin onun sylediklerini kendi iinin diline tercme
63

eder. Hepimiz de kendi iimizin diline, kendi tecrbelerimize ve hatralarmza,


yerlemi fikirlerimize uygun eserler okumak ihtiyac bundandr. Bylelerinden
zevk alrz. Her kitabn aynasnda, ayn gr ve uur noktas etrafnda, hep kendi
nefsimizin tuvaletiyle megul olmay severiz.
Zihinleri bir tek akideye sapl, bir tek dne inanm insanlarn hep ayn
kanaatte ve ayn mevzuda yazlar okumaktan holanmalar da bundandr. Byle
insanlarda tenkit hassas artk tamamiyle ktrmdr. Okuduklar eser bir dua
kitab haline gelmitir. Artk okumakla deil, adeta zikretmekle meguldrler.
Dinde olduu gibi ilimde de kabasofuluu yapan budur. Bir fikir softasnn elinden
dmeyen kitaplara ve dilinden dmeyen kelimelere baknz, bu ackl tekerrrn
nshalarndan ve nakaratlarndan baka bir eye tesadf edemezsiniz. Artk onlar,
bir kitap okurken, altklar ve sevdikleri bir manzaraya bakar gibi passif, dalgn ve
hayrandrlar.
Bir eseri okurken bu dalgnlk kadar kt bir ey yoktur. Yaznn daha ilk
cmlesinde, muharririn bize telkin etmek istedii fikrin tam tersinin de doru olup
olmadn dnmemize imkn brakmaz. Hlbuki bir yaz, iimizde urad
mukavemet nispetinde faydal olur. Okumak, her eyden evvel, muharrirle kyasya
bir mcadeleyi gze almak olmaldr. Yoksa muharrir bizim idrakimizi ve
vicdanmz esir ederek uak gibi kullanmaya balar...
Bir yaz bizde ancak kendi malmz olan fikirler dourmak artyla
faydaldr. Yazyla okuyucunun zeks arasndaki iftlemeden hibir fikir
domazsa, o mtalaa tamamyla akimdir. Faydadan ziyade zarar verir, nk
beynin ykn oaltr.
Ayakl ktphane denilen adamlarn lehinde ve aleyhinde ok ey
sylenmitir. Bunlarn kafalarnda kitap, midede tlen ekmek gibi deil,
ambarda bekleyen buday gibi durur. Nasl konmusa yledir. Kana ve hayata
karmamtr. Onlarn bilgileriyle zeklar arasndaki mnasebet, bir kitapla bir
ktphanenin raf tahtas arasndaki mnasebetin ayndr: Biri tekinin stne
binmekle kalr.
Kitap adam beslemezse iirir, bilgilerin yayla imanlatr. Ayakl
ktphane denilen adamlar, manevi bnyelerinde fikirden ziyade semen bulunan
mahlklardr: lmin ikolardr. Bunun iin salam yapl bir kafa, dolu bir kafadan
stndr ve dnmek bir fikre gebe kalmaktan baka bir ey olmad iin,
kitaplarn en gzelleri, dndrc ve dourucu eserlerdir.
Yine bunun iin uyank bir zek, okurken her an phe iindedir. Bu phe at
sinei gibidir: Savarsnz yine gelir. Bizi rahatsz etmesine mukabil, demin
bahsettiim kt dalgnlktan kurtarmak gibi, sinirlendirici olsa bile uyandrc
tesiri vardr.
Ayn kitab birka defa okumak, ayr ayr birka kitap okumaktan daha
faydaldr. nk okumakta gaye mellifin ne dndn anlamaktan ve bir ey
64

renmekten ibaret deildir. Kitapla okuyucunun zeks evlenmeli ve mahsul


vermelidir. Alelade izdivalarda olduu gibi, kitapla meru mnasebetimizde
sevimek veya holamak art deildir. Fikirlerini sevmediimiz ve
benimsemediimiz bir kitapla zekmzn atmasndan da fikirler doar. Hatta bu
mnasebetin menfi kutbu daha dourucudur. Okurken duyulan isyan ve
mukavemet, aktan ve hayranlktan daha velut olabilir. Fakat alelade izdivalarda
olduu gibi, bir kitabn ilk yapran aarken de oluk ocuk sahibi olmak emeliyle
okumaya balamalyz. Yavrulamayan bir mtalaadan ne beklenir? (Peyami Safa;
Yedign, 20 Eyll 1938)
OKUMAK
Bir kydeydim geenlerde. retmenle konutum: Ne okuyorsun? diye
sordum. Ne okuyacak? Ders kitaplarn okuyor. Sonra kylerde okula giden
ocuklar dndm: neye yaryor okumalar? Okulu bitiriveriyorlar, ilerinden
kasabaya, ortaokula gidenler oluyor belki. Ya tekiler? Onlar ne yapyor?
Biz ilkokul retimini, yazy yle byle skp bir para da hesap
yapabilmeyi yeter bir ey sanyoruz. Okumann bir bys olduuna, insanolunu
ilerletivereceine mi inanyoruz nedir? Bir kii eline bir kitap, ya bir gazete alp da
zorla birka satrn okuyabildi mi, i olup bitiyor, deil mi? Bakalm anlyor mu o
okuduunu? Ona da aldrmyoruz. Sonra da u kadar bin, u kadar milyon kiiyi
okuttuk diye vnyoruz.
lkokulda, kynkinde olsun, ehrinkinde olsun, ocua okuma retilir,
sonra o gidip kitap alsn, bilgisini kendi kendine ilerletsin... Dile kolay bunu
sylemek! Ne alsn ne okusun? Sanki bol bol, ucuz ucuz kitap m var ortada? Hem
baz memleketlerde olduu gibi, bir gelenek deil bizde okumak. ocuk; babasnn,
amcasnn okuduunu grmemi ki kendi de zenip okusun. Olsa olsa onlarn,
manasn anlamadklar bir kitab okuduklarn grm, kitap okuyarak insann
kafasn, i lemini zenginletirdiini grmemi. lkokulu bitiriyor, sonra brakyor
her eyi, be yl gemeden belki harfleri birbirinden seemez oluyor. Bu deildir
okumak, memleketi okutmak bu deildir. Ne yapmal yle ise? Bana sorarsanz...
Bilirsiniz, ben de Emrullah Efendi gibi Tuba aac kuramna inananlardanm:
bir lkede nce yksek okullar alr, sonra ortaokullar, sonra da ilkokullar. Yksek
okullardan nce de dnlecek bir ey vardr: lkede aydnlar, sekinler, kitap
yazacak kimseler bulunmasn salamak. Toplumun, ulusun bir edebiyat olur, o
kitaplar okumann kiiyi ykselttii, birtakm faydalar olduu anlalr, kiiler
onlar okumaa zenir, bunun iin de okul isterler. Siz, o edebiyat kurulmadan, o
kitaplar yazlmadan kylnn, kentlinin okula gitmesini isterseniz, bir ie yaramaz
uramanz, okutamazsnz, okutabilseniz de onlarn okumasndan kendilerine de,
topluma da bir iyilik gelmez. Ak kdn stnde kara harfleri seebilmek bir
65

stnlk deildir de onun iin. Onlarn okuyabilmelerini salaynca, ellerine kitap


verebilmeniz, her birinin isteine uygun kitaplar verebilmeniz gerekir.
Veremezseniz, kylsn, kentlisini yl, be yl bouna skm olursunuz.
Bunun iin, okullar amadan nce, o okullardan kacak kimselerin
okuyacaklar kitaplar var m, yok mu, onu dnmelidir. Bizde yok. Ne yapmal
olmas iin? Kolay deil bunun yolunu bulmak. Ben, dndm areyi syledim,
gene syleyeyim: bizde bu ii devlet eline almaldr. Devlet kitap bastrsn, bilim,
iir, hikye, her trlsnden kitap bastrsn, bunlar ucuz ucuz datsn. Bylece
hem kitap yazmak isteyenleri zendirmi olur, hem de birok kimselerin eline kitap
ulatrr. Okur mu o kimseler? nce okumazlar belki, ama gitgide onlarda bir
merak uyanr, okuduklarnn kendilerine bir ey rettiini, bir iyilii
dokunduunu, hi deilse elendirdiini grnce onlar da okurlar, okumann
tiryakisi olurlar. nsanolunun, yaradltan, medenilie eilimi vardr. Medeniyeti
gzler nne getirirseniz, o da anlar, alr. Okul medeniyet deildir, sadece bir
aratr. Okula gidip okuma renmenin faydalarn gsterirseniz, okul ancak o
zaman bir ie yarar. Dnyay karanlktan, sakat dnceden, yavuzluktan kurtaran
okul deildir, byk dnrlerin, bilginlerin, airlerin yazdklar kitaplardr. O
dnrlerin, bilginlerin, airlerin kitaplarn ortaya koymazsanz, okul hibir ie
yanamaz.
Bunun iindir ki ben, bu lkede ilkokulla uramadan nce, bir aydnlar
snf, yksek aydnlar snf kurulmasna allmasn isterim. Biricik doru yol
budur. Ama btn dorular gibi bunu da anlayan azdr. nsanlarn ou nce kk
ilerin yaplmas gerektiine inanrlar. nce bir toplumun btn bireyleri, yani
fertleri okuyacak, sonra o toplumda dnrler. Bilginler, airler yetiecek... Btn
tarih, btn lkelerde, bunun tersi olduunu gsterir.
imdilik brakalm bunu da, ne yapabiliriz, onu dnelim. Kylerde,
kentlerde ilkokullar var, her yl bunlarda yz binlerce ocuk okuyor. Onlarn
okulda geirdikleri yllardan bir iyilik grmelerini salamaa bakalm. Ne
yapabiliriz?
nce retmeni dnelim. te bir gen, bir retmen okulunda yahut bir
ky Enstitsnde okumu, okulunda alyor, didiniyor. Belki byk bir sevi ile
byk bir heyecanla balyor. Ama giderek snyor onun da atei, yllar getike
retmenlik onun iin yaratc bir i olmaktan kyor, ocuklar gerekten
yetitirmee almyor, sabahleyin okula geliyor, akama kadar dersini veriyor, bir
yandan da gnn abuk gemesini diliyor. Kendisine verilen bir i var, onu
yapyor. Onun dnda uramyor ocuklarla, onlara kendi bilgisini, kendi
genliindeki atei alamaa zenmiyor. retmen Okulunda, Ky Enstitsnde
iken birtakm kitaplar okumu, belki edebiyata, yksek bilgiye de ykselmek
istemi, merak edip okumu. Ama yllardan beri kapatm onlar, geinmenin

66

zorluklar ile karlam. Yeni kitap ald, okuduu yok. Nereden alsn? Eline
geen ka para?
Kitap gnderin o adama. Her yl en aa on kitap gnderin. Ona
mesleindeki yenilikleri bildiren kitaplar, dnyay anlatan kitaplar, tarih kitaplar,
corafya kitaplar, yerli, yabanc romanlar, hikyeler, iirler. Boyuna yenilesin,
tazelesin bilgisini. Tazelenmeyen bilgi sner gider. Milli Eitim Bakanl niin
yapmaz bunu? Yazdrtsn o kitaplar, her birinden birka yz bin bastrp ilkokul
retmenlerine datsn, para da almasn onlardan. Yoksa yitirir o retmenleri.
Romanlara, hikyelere gelince, bugn bu lkede roman, hikye yazan birok gen
var, onlara da yardm etmi olur. Her yl gazetelerde, dergilerde birok yaz kyor,
ilkokul retmenleri onlardan da faydalanabilir. Milli Eitim Bakanl o yazlar
arasndan sesin, bir iki kitap yapsn, onlar da datsn.
Bylece retmenin kitapl kurulmu olur. retmenin kitapl kurulunca
ilkokulu bitirmi olanlarn kitapl da kurulur. Okulda toplanr o kitaplar,
isteyenlere verilir. Hele kylerde ok byk olur bunun iyilii. Okul var, okulun
yannda okumann ne ie yarayacan gsterecek kitaplk da var. Sonra
retmenden, kylleri belli gnlerde toplayp kendilerine o kitaplar okuyup
anlatmas da istenebilir.
Bylece lkede aydnlar snfnn da kurulup genilemesine yardm edilmi
olur.
Yalnz bu yol mu var? Bilmiyorum. Ama kendilerine ilkokulda okuma
retilenlerin sonradan da okumalarn salamaa almak gerektir. Yoksa
ilkokullarn hibir faydas, iyilii olmaz. Bir kimseye keman almasn
retiyorsunuz, ama sonra eline hibir havann, hibir ezginin notasn
vermiyorsunuz, neye yarar onun yay kullanmasn renmesi?
(Nurullah Ata; Araraken, Varlk Yaynlar,st.1954)
OKUMAK
Kltr ok geni, deerli bir dostum geen gn bana diyordu ki:
Artk benim iin yeryznde bir tek elence kald: okumak. Ne ikiden, ne
danstan, ne toplanmalardan; hibir eyden tatl bir duygu alamyorum. nsanlardan
kaan yabani bir mahlk oldum.
Bu duyu, belki sinir bozukluundan geliyor. Yalnz doru bir taraf var ki, o
da bu dostumun her tatl duyguya kar ta gibi donuk ve souk kald halde
okumaktan kendini alamamasdr. Demek kltrl bir insan iin; dnen, anlayan,
renmek isteyen bir kimse iin her elence geebiliyor, hepsi snp gidiyor;
yalnz okumak kalyor.

67

yle ise okumak nedir, nasl bir itir ki byle srekli ve kolay lmeyen bir
tad var?
Yaz, bir trl lm ortadan kaldrmayan insanolunun lme kar
bulabildii tek aredir. Yaz, zeknn fotorafdr. alardan alara, ellerden
ellere gee gee, btn tarihi ap gelir. Onda, insan hayatnn her yapra stnde
gezen gzlerin klar, dnen kafalarn glgeleri bulunur.
Gzel yazlm bir yazy okumak, snp gitmi bir varln fotorafna
bakmak gibidir. Daha dorusu, donup kalm, sessiz bir fotoraf deil; konuan,
dndklerini anlatan canl ve sesli bir sinema. Onun iindir ki yaz, birok
olamamazlklar olur yapmtr. l dirilmez; yz kurua Amerikaya gidilmez; her
byk adam bizimle konumaz. Bu byledir de, en byk yazclarn herhangi bir
kitab pek gzel yz kurua alnr ve bu byk dnc ile ba baa on gn, yirmi
gn, bir ay oturup konuabilirsin. nsanlk iinde, gne gibi, kendinden kan
zeklara yaklamak, biraz yanmak olsa bile, pek ok aydnlanmaktr. Onlar
anlamak, dediklerini kavramak iin dima dediimiz dnme makinesini iletmek
ve onu yormak lazmdr. Hangi varlk yorulmadan iler ve yanmadan parlar. Gne
kendi bile sonsuz karanlklara klarn verebilmek iin bir ate kazan gibi
durmadan kaynamyor mu?
Eski Yunann byk filozofu Sokrat, hi yazmad. Eer yetitirdii Platon
da byle yapsayd, Sokrat, baldran ausuyla deil, yaz yazmamakla kendini
ldrm olurdu. Kendinden byklerin ne dndklerini renmek iin onlarn
yazlarn okumak, retmenlerimizin saysn oaltmaktr. Okulda insann olsa
olsa on hocas olur. Hlbuki kitap okuyan iin her zl yazc bir deerli
retmendir.
yi bilmeliyiz ki, okuduumuz her satr, kafamzn iinde yeni bir dnce
lemi yaratr. Ya eski dncelerimizi yerinden oynatarak onlar canlandrr, ya
yeni bir dnce ile varmz artrr. Kitap, en gerek bir dosttur. Dalgnla
vurmadan okunan gzel bir kitaptan sonra, tpk ok sevdiimiz bir arkadala
konumaktan aldmz tad duyarz. Ona her an davetli gibiyizdir. armasna
gitmezsek bile o yine darlmaz, bkmadan, usanmadan bizi bekler. Biz yanna
gidinceye kadar gzleri gzlerimize tatl tatl gler; amaya ve evirmeye
baladmz beyaz yapraklar sevinten ellerimizi okar.
Okunacak eyin ne deerde olduunu kitapsz, gazetesiz kaldmz zaman
ok iyi anlarz. Hele yalnzlkta... Mtareke iinde ngilizlerin Maltaya srdkleri
yurttalarn pek ou gazetesizlik ve kitapszl yiyecek ve ieceksiz kalmak kadar
ac bulmulardr.
Bir an kendinizi tek banza bir odaya kapatlm olarak dnn. Biraz
ekmek ve su bulduktan sonra ilk arayacanz ey dilinizde n anlayan, konuacak
bir insandr, deil mi? Bu his, iinde yaadnz cemiyetten uzak kalmann verdii

68

manevi alnzn giderilmesini istemekten ve baka insanlarla olan banzn


koparlmas kaygusundan baka ne ifade eder?
Yalnzlkta, dost ve arkada yokluunun yerini ancak kitap tutabilir.
Bulabildiiniz kitab yazan, sizin bu tek banza kaldnz anda konuabileceiniz
tek arkada deil midir?
Yazk okumaya almam, onun tadn almam olanlara. Onlar, ssz bir
lemde, yapayalnz yaayan mahkmlardr. 15 Mart 1935
(Hasan Ali Ycel, Pazartesi Konumalar I, stanbul 1937, s.105-107)
OKUMA STNE
nsanlarn pek ou bir eyin nasl okunacan bilmez, pek ou da neden
okuduklarnn pek bilincinde deildir. Bazlar vardr, okumay kltr edinmenin
byk lde zahmetli, ama kanlmaz yolu grr, tm okumalarn sonunda da
ok kltr sahibi kiiler olup karlar. Bazlar da okumay kolay yoldan salanp
zaman ldrmeye yarayan bir elence bilir; bu tr okumada ne okunduu aslnda
farketmez, yeter ki okunan ey skmasn insan.
Bylece Bay Mller Goethenin Egmontunu ya da Bayreuth Markizinin
anlarn okur, nk bu sayede kltrn artrp bilgi daarcndaki boluklardan
birini doldurmay umar. Sz konusu boluklar byle korkuyla duyumsamas ve
denetim altnda tutmas, onun kltr denen eye dardan ulamasn beceren ve
kltre almakla kazanlacak nesne gzyle bakan biri saylacan gsterir, yani
ne kadar ok okursa okusun, edinecei kltr byle bir kiinin iinde asla
meyvesini vermeyecek, l bir nesne olarak kalacaktr.
Bay Mier ise elence iin, yani can skntsndan okur. Vakti vardr,
emeklidir, hatta tek bana kendi gcyle ldrebileceinden daha boldur vakti. Bu
yzden, uzun gnn ldrmede yazarlardan yardm umar. yi cins bir puro ier
gibi okur Balzac; Lenau bir gazete okur gibi okur. Ne var ki, gerek Bay Mller,
gerek Bay Meier'n, ayn ekilde onlarn eleri, oullar ve kzlarnn baka
konularda hi de yle geliigzel ve bakalarna baml davrandklar grlmez.
Devlet tahvil ve bonolarn alp satarken ince eleyip sk dokur, akamleyin
yiyecekleri yemeklerden hangilerinin sala zararl olduunu deneyimlerinden
bilir, para kazanmak ve salkl kalmak iin kesinlikle zorunlu grdklerinden daha
ok bedensel almalara kendilerini komazlar. Aralarndan bazlar spor bile
yapar, akll bir insan elendirmekle kalmayp onu gen ve zinde tutacak bu tuhaf
oyalanmann gizine ilikin bir sezgiyi ilerinde tarlar.
Bay Mierin nasl jimnastik yapyor ya da krek ekiyorsa yle de okumas
beklenirdi dorusu. Okumaya ayraca saatlerden, iine ayrd saatlerin
saladndan daha az kazan beklememesi, yaant hazinesine bir yaant daha
katmayacak, kendisini bir lokma daha salkl klmayacak, bir gnck olsun
69

genletirmeyecek hibir kitaba dnp bakmamas gerekirdi. Diyelim bir


profesrlk elde etmek iin nasl aba harcamayacaksa, kltr edinmeyi de hi dert
etmemesi gerekirdi kendine. Gerek yaamda ayak takmndan insanlarla dp
kalkmaktan nasl utan duyacaksa, romanlardaki haydutlar ve muhabbet
tellallaryla dp kalkmaktan ayn ekilde utan duymas gerekirdi. Gelgelelim bu
kadar yaln dnmez okuyucu, basl yaptlarn dnyasna iyi ve kt
kategorilerinin yer almad, kaytsz artsz daha yce bir dnya gzyle bakar ya
da gereklikten yoksun, speklasyonla uraanlarn kafalarndan uydurduu,
yalnzca can skntsndan iine ayak atlan, birka saatlik bir srenin nispeten
hoa vakit geirdikten sonra yine terk edilen bir dnya grp onu iten ie
kmser.
Edebiyatn byle yanl deerlendirilmesine ve pek el stnde tutulmayna
karn gerek Bay Mller, gerek Bay Meierin okuduklar okluk azmsanmayacak
kadar fazladr. Kendilerini yrekten ilgilendirmeyen bir uraa pek ok iten daha
fazla zaman ve dikkat harcarlar. Yani kitaplarda deerli bir eylerin sakl yatmas
gerektiini iten ie sezerler. hayatnda olsa kendilerini ok gemeden iflasn
eiine getirecek pasif bir bamll, yalnzca kitaplar karsnda inatla korurlar.
Elence ve zevk iin okuyan okuyucuyla kltrn artrmak iin okuyan
okuyucu, insan oyalayacak ve manen yceltecek birtakm gizilglerin kitaplarda
var olduunu sanr, ama bu gleri yakndan tanmaz pek, onlar nasl
deerlendireceini bilmez. Bu yzden, bir eczanede derdine derman olacak pek ok
ilacn muhafaza edildiini bilip eczanenin btn gz ve ielerindeki ilalar tek tek
deneyen kafasz bir hasta gibi davranr. Oysa bir kitapevinde ve kitaplkta da
gerek bir eczanedeki gibi herkesin derdine deva olacak ila bulunur ve herkes
itii ilatan zehirlenmeksizin, iini tka basa ilala doldurmakszn gereken ilaca
bavurup salna ve zindeliine kavuabilir.
Pek ok kitabn okunmas biz yazarlar iin hoa gidecek bir eydir. Bir
yazarn ar derecede kitap okunduunu ileri srmesi sanrm akllca bir davran
saylamaz. Ne var ki, drt bir yanda yanl anlamalara ve smrlere konu
yapld grlen bir meslekte srekli almak pek haz vermez; dolaysyla,
yazarn payna decek kar oran azalacak olmasna karn, kadir kymet bilen
doru drst bir avu okuyucu, bir yazar iin, varlyla yokluu bir binlerce ilgisiz
okuyucudan daha iyi ve sevindiricidir.
Bu yzden, ben gze alp her tarafta gereinden ok kitap okunduunu, bu
arla vardrlan okumalarn edebiyat iin hi de yz aartc bir durum deil,
tersine ona reva grlen bir hakszlk saylacan ileri sreceim. Kitaplar varsa,
bu baml insanlar daha da baml klmak, hele yaam gcnden yoksun kiilere
ucuzundan yalanc ve yedek bir yaam sunmak iin deildir. Tersine, kitaplar
deerli klacak tek ey, onlarn insanlar ekip gerek yaamdan ieri gtrmesi,
yaama hizmet edip ona yarar dokunmasdr; okuyucuya bir g kvlcmn, bir
70

genleme sezgisini, yeni bir zindelik esintisini salamayacak tm okumalarla


geen saatler ar ur edilmi demektir. Dtan bakld m, okumak, okuyan
konsantre olmaya zorlar, bir drt oluturur bunun iin, kafadaki dnceleri
atmak, ksaca oyalanmak iin okumak kadar yanl ey yoktur. Ruh hastas
olmayan bir kii oyalanma denen eye asla bavurmaz, tersine konsantrasyon
durumunu hi elden brakmaz, nerede olursa olsun, ne yaparsa yapsn, ne
dnrse dnsn, ne hissederse hissetsin, her yerde ve her zaman olanca
gcyle o etkinliin iinde yer alr. Kitap okunurken zellikle hissedilmesi gereken
ey, eli yz dzgn her kitabn bir konsantrasyon, bir toparlanma, aprak
nesnelerde youn bir sadeletirme oluturduudur. En kk bir iirde bile
insandaki duygular bir sadeletirme ve konsantrasyon srecinden geirilir; okurken
ben kendim de dikkatimi verip sz konusu ileme katkda bulunmadm m, bu
ilemi kendim de yaamadm m, iyi bir okuyucu saylamam. Davranmla bir iire
ya da bir romana yapacam hakszl umursamayabilirim belki; ancak, kt
okumalarla en byk hakszl kendi kendime yaparm. Deersiz bir eyle vakit
ldrm, grme gcm ve dikkatimi benim iin hi nem tamayan ve ok
gemeden yine unutmaya daha batan niyetlendiim konular zerinde harcam,
beynimi bana zerrece yarar dokunmayan, benim hi de sindiremiyeceim
izlenimlerle yormu olurum.
Kt okumalarn suu gazetelere yklenir okluk. Bence dpedz yanl bir
grtr bu. Hergn bir ya da birka gazete okuyabilir insan, ama yine de
konsantrasyonu elden brakmyabilir, kvan dolu bir etkinlik iinde tutabilir
kendini, hatta gazetede okuyaca haberlerin seim ve kombinasyonunda gayet
salkl ve deerli bir egzersizi gerekletirebilir. Beri yandan, Goethenin Die
Wahlverwandschaften roman, elence amacyla okuyan biri tarafndan hibir
deer tamayacak ekilde okunabilir pekala.
Yaam ksadr, br dnyada hi kimseye burada devirdii kitaplarn says
sorulmayacaktr. Bu yzden, deersiz okumalarla vakit ldrmek akllca olmad
gibi zararl bir davrantr. Bunlar sylerken asla kt kitaplar dnyor deilim,
zellikle vurgulamak istediim ey, okumann kalitesidir. Hayatta attmz her
adm, aldmz her nefes gibi okumamzdan da bir eyler beklemeli, okumaya bir
g harcyorsak, karlnda daha zengin bir gce kavumak iin bunu yapmal,
daha bir bilinli olarak yeniden bulabilmek iin kendimizi okumalarda yitirmeliyiz.
Okuduumuz her kitap bizim iin bir kvan, bir teselli, bir g ya da huzur
kayna olmuyorsa, edebiyat tarihini bilmenin deeri yoktur. Dnmelere yer
vermeyen dalgn okumalar, gzelim bir krda gzler bal olarak yaplacak
gezintilere benzer. Kendimizi ve gnlk yaammz unutmak amacna da ynelik
olmamaldr okumamz, tersine daha bir bilinlilik ve olgunluk iinde yaammz
yeniden smsk ele geirebilmek iin okumalyz. Korkak rencilerin souk
retmenlere yaklamas ya da kimseye hayr dokunmayan kiilerin iki iesini ele
71

atmas gibi deil, tersine Alplere trmanan daclar, cephanelie giren savalar
gibi, kaaklar ve yaamaya isteksiz kiiler deil, tersine iyi niyetli kimselerin
dostlarna ve yardmclarna komas gibi yaklamalyz kitaplara. Byle olmu ya
da olacak olsa, imdi okunan kitaplarn onda birinden pek fazla okunmaz, bizleri de
byle bir durum imdikinden on kat daha fazla sevindirir ve zenginletirirdi. Byle
bir durum kitaplarmzn satn alnmamas sonucunu doursa da biz yazarlarn
imdikinin onda biri kadar az yazmasna yol asa, dnya hi zarar grmezdi
bundan. nk yazmada durumun, okumadakinden daha parlak olduu sylenemez
kukusuz. (Hermann Hesse, ldrmeyeceksin (1911), ev.Kamuran ipal, AFA
Yaynlar, st.1991)
KTAPLAR
ki al veri, (dostluk ve ak) rastlantlara ve bakalarna baldr; biri
aramakla bulunmaz kolay kolay, teki yala solar gider. Onun iin hayatm
doldurup doyuramazd onlar. nc al veri, kitaplarla kurduumuz ilikidir ki
daha salam ve daha ok bizimdir. tekilerin baka stnlkleri vardr, ama bu
ncs daha srekli ve daha kolayca yararldr. mr boyu yan bamda, her
yerde elimin altndadr. Kitaplar yallmda ve yalnzlmda avuturlar, beni.
Skntl bir avareliin basksndan kurtarr, holanmadm kiilerin havasndan
dilediim zaman ayrverirler beni. Fazla ar basmadklar, gcm amadklar
zaman aclarm trplerler. Rahatm karan bir saplanty bamdan atmak iin
kitaplara bavurmaktan iyisi yoktur; hemen beni kendilerine eker, iimdekilerden
uzaklatrrlar. yleyken, onlar yalnz daha gerek, daha canl, daha doal
rahatlklar bulamadm zaman aramama hi de kzmaz, her zaman ayn yzle
karlarlar beni.
Atn yularndan tutup ardndan ekene yrmek kolay gelir derler. Bizim
Jacques, Napoli ve Sicilya kral, o gen, gzel, grbz adam, sedyeyle tatrm
kendini uzun yollarda, ba fukara ii bir yasta dayal, boz kumatan bir giysi ve
takkeyle; ama ahane bir alay gelirmi ardndan: tahtrevanlar, yularndan ekilen
trl trl binek atlar, rtbeli cbbeli kodamanlar, grevliler: Bu ne perhiz, bu ne
turu, dedirtecek gibi. yilemek elinde olan bir hastaya acnmaz. Pek doru olan bu
ataszn ben denemi ve kullanm olarak, kitaplardan grd yarar iin
syleyebilirim. Gerekten ben kitaplar, kitap nedir bilmeyenlerden fazla
kullanmam diyebilirim. Cimriler nasl gnn birinde kullanacam diye hi
dokunmazlarsa definelerine, ben de yle saklarm kitaplarm. Ruhum onlarn
benim olmasyla doyar, yetinir. Savata, barta kitapsz yola ktmz olmaz; yine
de hi kitap amadm gnler, aylar olur. Biraz sonra, yarn, canm istedii zaman
okurum, derim. Zaman yrr gider, beni dertlendirmeden; nk kitaplarmn
72

dilediim zaman bana sevin verecekleri, yaamama destek olacaklar dncesi


anlatabileceimden daha byk bir rahatlk verir bana. nsan hayat denen bu
yolculukta benim bulduum en iyi nevale kitaplardr ve ondan yoksun anlayta
insanlara ok acrm. (Montaigne; Denemeler)
KTAP
Yeni bir gr ve duyu mimarisinin toprak stnde sarayn kuracak tek
vasta, kitap...
nsanlk, kitabn mukaddes vasta olmak haysiyetini dinlerden rendi.
Bugne kadar da hi unutulmad.
Kitap mefhumunun bir ucunda Allah, br ucunda da sonsuzluk var.
nsanolunun ebetlerce fethede ede bitiremeyecei sonsuzluk...
Bu yzden yarna gebe kahramanlar, kitaplk cehde, kitaplk apa, kitaplk
yapya, hakiki oluun temel art gzyle bakarlar. Onlarca kitap, yarn
nianlayacak ses gllesinin biricik mancn...
Kitap dnda, gndelik yaz, erden pten konuma gibi, baz kolay ve ucuz
aletler de vardr ki, mancna nispetle, ky ocuklarnn serelere ta att atal
sapanlar andrr. Bir gnn sabahnda avladklar sesi, ancak akamna
ulatrabilirler.
Bu aletlerin vazifesi, cigara paketlerinin arkasndaki ksa adresler halinde,
dinamizmal k balar kurmak ve kitaplk hamlelere muhit hazrlamaktr. Yoksa
iinde drt mevsimin kaynat hibir sistem rgs, bu gnbirlik aletlere vergi
olamaz.
Her ulvinin zdd, ayn boyda bir sflideil mi? Kitaplk davalara
gnbirlik karalamalar ve hafif sohbetler iinde can ekitirmek de, ccelerin kar...
Gksu sefas iin yaplm sandalla ak denize geilmez. Onun iindir ki
byle bir sandalda, byk vapur svarilerinin klk ve edasna brnm bir
kayk, bizi katla katla gldrr.
Kitap yazamyoruz!.
Kitabn ana art olan keyfiyet yknden vazgetik; kemmiyet arln
yklenebilsek, yar yolu am oluruz.
Cierlerimizde, kitap kadrosunu fleyecek havaya yer yok. Btn fikir
pazarmz kolayca ien ve kendi kendisine ten ddkl balon yaygaralaryla
dolu...
(Necip Fazl Ksakrek; Tanr Kulundan Dinlediklerim,sf.30,31)
KTABA HRMET
73

Okumay sever misiniz?


Byle bir sual olur mu? Elbette seversiniz; sevmeseydiniz bu gazeteyi almaz,
bu satrlar da okumazdnz. Her kim olursa olsun bir muharririn hitap ettii
kimseler, muhakkak okumay seven kimselerdir. Ama kimisi ok, kimisi az okur.
Ben de sualimi sorarken bilhassa bunu renmek istiyordum: Az
okuyanlardan msnz? ok okuyanlardan m? Birinci snftansanz hakszsnz;
nk az okumak hi okumamakla hemen hemen birdir. Sizi bir kitap dostu olmaa
davet ediyorum.
Dnyada kitaptan gzel ne vardr ki? te nnzde iki yz, yz sahifelik
bir kitap.. Ne olduunu, neden bahsettiini bilmiyorsunuz. Yalnz ismini
gryorsunuz. Muharririni de tanmyorsunuz. Sadece biliyorsunuz ki bir romandr.
Hi durmadan an, belki iinde elemleri, muhabbetleri veya nefretleri sizi alakadar
edecek bir veya birka insanla tanacaksnz. Onlarla birka saat veya birka gn
beraber yaayacak, onlarn srlarn belki kendinizinkilerden de daha iyireneceksiniz. Onlarn belki de dostu olacaksnz, onlarn kederlerine alayacak,
saadetleri ile sevineceksiniz. Onlar da sizin dostunuz olacak; en zdrabl
gnlerinizden birinde bir roman kahramannn size geldiini grebilir, bilmez
misin? Ben de senin gibi idim! dediini duyabilirsiniz. ok okuyan, hikye ve
romanlarla geen saatlerin kaybolmadna inanan adam mrnde asla yalnz
kalmaz.
Okuyun, ne bulursanz okuyun; hi olmazsa bir kere an. ok mu fena
buldunuz? Brakmas zor deil ya!..
Ama diyeceksiniz ki para veriyorsunuz, aldanmak istemezsiniz, alacanz
kitaplar deerli olmal..
u para ve aldanmak meselesinden bir bahsedelim. Aldnz kitaba nihayet
yz, yz elli, mecmuaya da on yahut en fazla elli kuru vermiyor musunuz? Bunu
da yerine sarf etmek iddiasndasnz. Okuduunuz kitap, mecmua iyi ise ondan
aldnz zevk ile verdiiniz para arasnda bir mnasebet var mdr? Beendiiniz
bir romann ahslar ile tanmak yz elli kuru mu eder? On kuru verip bu
mecmuay aldnz. Birtakm resimler grdnz, yazlar okudunuz, belki bir ey
rendiniz, belki dncelerinize uymayan szlerle karlap sinirlendiniz ve bu
suretle belki kanaatleriniz biraz sarsld veya kuvvet buldu. Btn bunlarla o on
kuru arasnda, sorarm size, bir nispet kurmak imkn var m?
Hayr, siz yz elli kurula bir kitabn, on kurula bir mecmuann hakiki
deerini vermi olmuyorsunuz. Zaten hibir kitabn, para ile llecek bir deeri
yoktur. Verdiiniz para bir itirak bedelidir. Kitabn yazlmasn, mecmuann
kmasn mmkn klmak isteyenlerin arasna karyorsunuz. yi kitap yazlmas
iin, mecmua kmas iin fenalarnn da bulunmas lazmdr. Bilin ki gzel yaz
adeta bir mucizedir; fakat bu mucizeyi etraf hazrlar. mrmde ka kitap okudum
74

bilmiyorum; fakat btn bunlardan belki krk, elli nihayet yz tanesi iimde yaar.
brleri.. Elbette onlarn da faydas oldu, onlar da izini brakt. Hi birini
okuduuma piman deilim; hatta fena olduu daha ilk on sahifede anlald iin
attm kitaplar aldma da piman deilim. Ald on kitaptan yalnz bir tanesi iyi
olan adam bahtiyar saylr. Kitap aln, okuyun, beenirseniz devam edersiniz, fakat
bilin ki iyiler fenalarn, fenalar iyilerin sayesinde yazlp neredilir.
Aldanmak... Kariini bile bile aldatan muharrir yok gibidir. En fena yazan bile
eserinin iyi olduuna emindir ve sizi aldatmak istemez. Zavall, kendisi
aldanyordur. Siz aldanp bir buuk lira veriyorsunuz; o aldanp mrn veriyor.
Kim daha ziyanda?
Ben, mecmuanzda nihayet bir sahife yer tutacak bu satrlar ne kadar
zamanda yazyorum? Hi olmazsa bir saatm gidiyor. Siz belki on dakikada, hatta
be dakikada okuyuvereceksiniz. Yalnz bir saatim mi? Hayr, elbette her satrda
btn mrmn, btn okuduklarmn birer hissesi var. Roman yazan bir saatte de
bitirmiyor, haftalarn, aylarn o ie balyor ve kendisi kadar size, ziyade size
hizmet ediyor. Benim yazma veya onun romanna yalnz vakit geirmek maksad
ile bir gz atmak hakknz mdr? Beenmee mecbursunuz demiyoruz; fakat
dikkatle okumaa balayn, bizi okurken ciddi bir i grdnz bilin. Bizim
hakkmzda vereceiniz hkm ar olabilir. Bir para etmez diye elinizden
atabilirsiniz, fakat elenmek iin okumayn, nk ben de, o da sizinle elenmek
iin yazmyoruz.
Sylediklerimizi, yazdklarmz beenirseniz dikkatle okuyun ki
unutmayasnz. Size not aln, kitaplarn altn izin demiyorum; onu ben de
sevmem. Dikkatle, ciddiyetle okumanz kfidir; yani kitap veya mecmua
okuduunuz zaman elinizdeki yaz tuhaf vakalar bile anlatyorsa, ciddi bir i
grdnze inann. nk muharrir sizi gldrmek istedii zaman bile, size
hizmet etmek ister. Ama bu hizmet msavi adamlar arasndaki hizmettir; siz
muharriri kendinizden kk grr, onu ciddiye almaz ve eserlerini ancak vakit
geirmek iin bir vasta sayarsanz, o da size kser ve yazs, size srlarn tevdi
etmez. O zaman kitap okumu olmazsnz; btn yaptnz birtakm karalanm
ktlarla gz yormaktan ibaret kalr.
Not almak da olur; fakat beendiiniz cmle sizi buna icbar etmeli. O zaman
kalkar, kt kalem arar, yazarsnz. Ama acele etmeyin, kitap, mecmua yani
dostunuz yannzda, kamyor, kamayacak... (Nurullah Ata)
(Yedign, nr.53 14 Mart l934,s.5)
KTAP

75

Her toplum bir kitaba dayanr: Ramayana, Neideler Neidesi veya Kuran.
Senin kitabn hangisi?
Dostoyevski, Avrupay kendimizden ok daha iyi tanyoruz, diyor. Biz ne
kendimizi tanyoruz, ne Avrupay. Tarihimiz mhr sklmemi bir hazine.
Sosyologlarmz bir kzlderili kyne kefe gider gibi, alan almalarna
koyuluyorlar. Avrupay, Avrupann istedii kadar tanyoruz.
Ne var ki ihtiyar Bat da hafzasn kaybetmie benziyor. UNESCO, kitap
ylnda, kitap iin yazlm en gzel eseri hatrlayamad: Susam ve Zambaklar.
Susam ve Zambaklar Ruskinin en ok sevilen, en ok okunan kitab. yle
diyor Ruskin: Kendimize dost seeceiz. En iyilerini semek istiyoruz, ama nerde
bulacaz o dostlar? Ka kii tanyoruz? Her istediimizle tanabilir miyiz?
Talihimiz yar olursa, uzaktan grebiliriz byk bir airi, sesini duyabilirsek ne
devlet... Bir bakann odasnda on dakika kalmak, bir kralienin baklarn bir
saniye zerimize ekmek mit edeceimiz bahtiyarlklarn en by. Ama hep
buna benzer mesud tesadfler peindeyizdir. Yllarmz, duygularmz,
kabiliyetlerimizi harcarz bu uurda. Saysz zilletlere katlanrz. Bize her an
kollarn aan bir dostlar topluluundan habersiz yaarz. lerinde hkmdarlar da
vardr, devlet adamlar da. Gnlerce ikyet etmeden iltifatlarmz beklerler. Az
amalarna izin vermeyiz. Filhakika sei hrriyetimizin hudutsuz olduu tek
dnya: kitaplar dnyas.
Ruskin kitaplar ikiye ayrr: Geici olanlar, kalc olanlar. Geiciler faydal
veya tatl birer konuma: Seyahatnameler, hatralar. Bunlar kitaptan ok bir nevi
mektup, bir nevi gazete. Kitap, sohbet deil, yazdr. Birka sayfaya sdrlmak
istenen btn bir hayat. Ebediyete yollanan mesaj. Kimsenin sylemedii ve
syleyemeyecei gerek. Yazar, o birka sayfay kaleme almak iin gelmitir
dnyaya. Mmkn olsa taa kazr fikirlerini.
Ktphane, btn alarn, btn lkelerin lmszleri ile dolu. Bu ulular
bezmine kabul edilmenin tek art: Liyakat. Mabede bayalar giremez. Diriler
naziktir, lmszler titiz. Gerekten severseniz konuurlar sizinle. Bir kitab
okurken ne gzel kitap deriz, yazar da tpk benim gibi dnm. Yanl, yle
dememiz gerekirdi: Bunu daha nce hi dnmemitim ama, galiba doru. Yahut,
belki imdi anlayamyorum, birka gn sonra anlarm. nce teslimiyet, anlamak
cehdi. Sonra hkm. Yazarn gerekten deeri varsa, dncesini, bir hamlede
kavryamazsnz. Sylemek istediklerini btn ile syleyemez yazar, sylemek de
istemez. Gizler, istiarelere bavurur.
Gzel sabahlar kucaklayan sis gibi gzel eserleri saran bu sis de tabii.
Dnceye cazip ve parlak bir biim vermek kltr dnceyi. Byk yazar
iinden gelen sesi olduu gibi haykrandr. Kelimeleri kullanrken avamn houna
gidip gitmeyeceini dnmez. Derin bir dnceyi anlamak, o dnceyi
76

kavradmz anda derin bir dnceye sahip olmaktr. Kendi iine, kendi kalbine
inmektir. Nesneleri bulutlar arkasndan grrz. Dnmek bu sisleri yrtarak
aydnla varmaktr.
Yazar dncesini yardm olsun diye sunmaz. Bir mkfattr bu. Layk
msnz, deil misiniz? Anlamak ister. Tabiat da yle deil mi? Altn neden
topran derinliklerinde? Okurken aratrmaya kacanz maden: yazarn
dncesi veya niyeti. Aralarnz: Zek ile bilgi. Kayay kracak, madeni
eriteceksiniz. nce kelimeyi fethedeceksiniz, sonra heceleri, harfleri.
Bir aydn yabanc dil bilmese de olur, ok kitap okumasna da ihtiya yok.
Yeter ki ana dilini gerekten bilsin. Kelimeleri ecereleriyle tansn. Asil olanlar
adilerinden ayrsn. Karanlk kelimeler vardr, arlar gibi vzldayan kelimeler.
Tadklar hibir dnce yoktur, kimse tarafndan anlalmazlar. Ama yine de
herkesin azndadrlar. Onlar iin yaanr, onlar iin lnr: Hayalimizin rengine
brnrler. Gremeyiz onlar, pusudadrlar. Ve bir atlta paralarlar bizi.
Dilimizin her kelimesi baka bir dilden gelmitir. Nice lkeler dolamtr bize
gelinceye kadar. Ciddi olarak okumak isteyen yunan alfabesini renmeli (Ruskin
ngilizlere sylyor bunu). Her dilden lgatler bulunmal ktphanenizde.
Okuduunuz metinde hibir karanlk kelime kalmamal.
Bykler, bayalar meclislerine kabul etmez. Baya, hissetmeyendir.
Sevmeyen, sezmeyen, anlamayandr. Akl doruyu gsterir; iyi ile kty ayran;
gnl. Byk llerin dostluuna, iyi ile kty birbirinden ayrmak iin de
komalyz. Gerek bilgi, disiplinli ve denenmi bir bilgidir... Gerek heyecan
imtihandan gemi bir heyecan. lk cokunluklar botur, aldatcdr. Kapldnz m
uzaklara srkler sizi. Duygunun asaleti, kuvvet ve isabetindedir. Almas yasak
bir kapy zorlayan ocuun, efendisinin eyalarn kartran uan tecesss
terbiyesiz bir tecesss. nsanln bilgi susuzluunu gidermee alan tecesss,
asil. Bizi bir dedi-kodunun teferruatna zincirleyen alaka, serseri bir alaka; can
ekien bir toplumun aclarna ortak eden alaka, insanca.
ngiliz hodgamdr, heyecanszdr, hissizdir. Bir millet deil, bir yn. Yn
kolayca kandrabilirsiniz, duygular hibir temele dayanmaz. Yn dnmez,
maruz kalr. Nezleye yakalanr gibi tutulur bir fikre. Atei ykselince aslanlar,
nbet geince her mukaddesi unutuverir. Byk bir milletin duygular ll,
dzenli, devamldr.
Okumaktan hangi hakla sz ediyoruz? Okuma terbiyesinden nce, ok daha
mhim, ok daha acil disiplinlere muhtacz. Byle bir ruh haleti iindeki insanlar
nasl, neyi okuyabilirler? Byk bir yazarn tek satrn anlamalar imknsz.
Kendini yn haline getiren bir millet payidar olamaz. Tek kaygs para olan
bir yn yaayamaz. Dnceyi kmsyoruz. Kitaba harcadmz paray, atlar
iin harcadmzla kyaslarsak, yerin dibine girmemiz gerekmez mi? Kitap sevene,
kitap delisi diyoruz. Kimseye at delisi dediimiz yok. Kitap yznden sefalete
77

den grlmemi. At urunda iflas eden edene. ngiliz milletinin ikiye verdii
para kitaba verdiinin ka misli, hi dndnz m? En gzel kitap bir kalkan
bal fiyatna. Alan nerde? Umumi ktphaneler resmi ziyafetler kadar pahalya
mal olsa idi hkmetimizin daha ok iltifatna mazhar olurdu phesiz. Kitaplar
bileziklerin onda biri kadar etse beyefendilerimize hanmefendilerimiz arada bir
okumak hevesine kaplrd belki. Biroklar kitab ucuz olduu iin almaz.
Dnmez ki kitabn tek deeri okunmasndadr. Bir deil birok defalar
okunmasnda, izilmesinde, tannmasnda.
Felaketimizin kayna kltr yokluu. Bizi helak eden ne ahlakszlk, ne
bencillik, ne kafamzn ar ilemesi. Bir renci kaytszl iindeyiz. Hoca
tanmadmz iin yardm grmemize imkan yok.
Hayat anlamadan geip gidiyoruz. Olgunlamak kalbin daha hassas, kann
daha scak, zekann daha ilek, ruhun daha huzurlu olmas demek. lerinde byle
bir canllk, byle bir hayat cokunluu duyanlar dnyann biricik hkimleridir.
Btn dier hkmdarlklar bu saltanatn maddilemesi, fakirlemesidir. Bir nevi
tiyatro krall. Gerek hkmdarlar ebediyen hkmrandrlar. Hazineleri yama
edildike zenginleir.
Meclisten tahl iin kanunlar geirdiniz. imdi bir tahl sz konusu. Daha
nefis, daha besleyici bir ekmek salayacak, bir tahl: Susam. Bu susam, kaplar
aan by. Harami maaralarnn kaplarn deil, hkmdar hazinelerinin
kaplarn: KTAP. Cemil Meri, Bu lke, tken Yaynlar, st. 1979,sf.150155)
NSANLAR
u aa bakyorum da ortalkta eit eit insan gryorum: Marks insan,
Froyt insan, Adler insan, homoekonomikus vs.
Marks insan, ruhu bir muz gibi koparlp atlm, dininin yerini jimnastik
alm, tanrsna madde, kilisesine parti ikame edilmi, dnya hakkndaki btn fikri
laboratuvarlarda imal ve kendisine klieler halinde telkin edilmi, te dnya ve
hesap vermek inancndan habersiz, grnmeyen bir el tarafndan gn gelince
fabrikaya veya savaa srlen, ld gn yarm kilo fosfor veya 2 kilo suni gbre
deeri olan bir insan. deali, vnc ve gece ryalarn para para eden tek esrar:
Aya kmak, korkun bir silah yapmak ve hayvan kadar bile deer vermedii br
insanlar gerektii gn bir anda ve bir rpda yok etmek. Bu tipin turusunu Rusya
kurmutur.
Froyt insan: bu tipe daha ok talyada, Fransada, spanyada raslanr. Yani,
sanki bu teori latin rk iin kurulmutur. Akllarndan geen, hatra defterlerini ve
takvimlerini dolduran, ilerini ayarlayan, gn programlayan hep Froyttur.
Dillerinin altnda hep bir bakla vardr, szleri hep kinayedir. Szlerini hep deiik
olarak anlarlar. nk onlar iin dnyada tek nemli, en nemli ey cinsiyettir.
78

Dnyann mihveri kadndr. Her ey hep onun evresinde dner. Tipimiz de ayn
saaklarda cambazlk yapan bir uyurgezerdir. Eseri kadndr. Sanat kadnda tter.
Her ey bir kadna dorudur. Ve kadn, o, ufukta eriilmeyen vens, serap ve ideal
hayaldir. Bu tip, papazdan ok falcya inanr. Kilise, anne-babann basksyla gnah
kartmaya, bir de gizli evlenmelere yarar.
Bir de homoekonomikus vardr. Mehur iktisadi adam. Klasik, abstre
iktisadn ls. Bu tip, paray tanrlatrm, her yere parann tapnaklarn
datmtr: bankalar, borsalar. Hereyin ls paradr. Akn ve dinin ls bile.
Bu adama gre, merhamet bir hastalktr, insan da eya gibi smrlr. Zek, istila
etmektir. Bu tipin bol bol bulunduu yer Anglosanson lkeleridir. Petrol
krallarnn lkesi. Haftann alt gn para kazanlr, yedinci gn gnah karlr,
Pazar gn, ndeki haftada snrsz, dizginsiz, kaytsz artsz para kazanmak iin
ruhu hazrlamaa yarar. Onda hala gnah duygusu diye atalardan kalma bir vicdan
kalnts ve ac ekme ihtimali varsa, o da, kiliseye birka kuru balanarak
bertaraf edilir.
Ve Adler insan. Adler insan iin en nemli ey, baardr. Eer tipimiz da
dnkse, hayatnn iki safhas var demektir. Birinci safhada iyi bir arkada, iyi bir
cemiyet yesidir. alkandr, i adamdr. Fakat bir kere bir ite baar kazand m
orda durmaz ve hemen evresine tahakkm etmee kalkar. Gcnn yettiine
zulm saar. O zaman anlalr ki, i yapmak, kazanmak onun gayesi deildir.
Onun gayesi, dier insanlar hkm altna almak ve ezmektir. Yok, bu kii, ie
dnkse, bir baarszlkta aya birden srer ve artk kendi fildii kulesine
kapanr. Bu, iinden olgunlalan ve ilerde eser meydana koymak iin kapanlan bir
fildii kule deildir. nsann iinde gittike azald, ld, tkendii bir kule. Bir
homoekonomikus iin gaye paradr, baardr. Bir Adler tipinin ise, para ve baar,
egosunun tatmini iin vastalardr. Bu tipin anayurdu Almanyadr. Almanlarn
zengin ve kuvvetli lke olduktan sonra neden rahat durmadn, faizme ve dnya
hakimiyetine yneldiini ancak bu tiple aklayabiliriz. imdi bu donelerle, bir
Brigitte Bardotnun baarsn Froyt faktryle, bir James Deani Adler faktryl
yorumlayabiliriz.
Bir de ekzistansiyalist tip var. Btn bu modern tiplerin ve klasik tiplerin
inkr ve byk ehrin iinde tabiat yaama tipidir ki, alaydan kar, korkulu bir
alaydan. Kendi felsefesiyle bile ba zayftr. Acayip kyafetlerinin ve yarm
sakallarnn altnda an buhrann en keskin bir izgi halinde gzler nne
sererler.
te bat dnyasnn mcerretten mahhasa giden tipleri. Bat dnyasnn
tipleri bazan bu tiplerden biridir, bazan da birkann veya hepsinin karmas. Bir
batl insanda Marksn, Froydun, Adlerin yer yer kmldadn grmek
mmkndr.

79

Ya sizim tiplerimiz? Bizim aydn tiplerimizin hepsinin plak hali, Ogst


Kont tipidir. Kimisine Marks, kimisine Adler, kimisine de Froyd cilas
vurulmutur.
Kendi insanmz kurarken, bu tiplerin dou sebeplerini bilmemiz, onlarn
felaketlerinden korunmamz ve gerek, stn insann ancak, slam insannda,
mslmanda bulunduunu artk idrak etmemiz gerekir.
(Sezai Karako, Diriliin evresinde,st.1988,sf.64,66)
HAYRET
lk defa bakyorum, Rabbim, her eye.
Yeryzn yeniden grr gibiyim.
Bakyorum renkler var: mavi, yeil, mor,
Gkyznde bulutlar uup gidiyor.
Yollarda insanlar, kuu, kpei,
reniyorum yenibatan sevmeyi.
u lem, ayan ettiin bize,
Aa, yol, yaprak, meer her ey mucize!
Anlyorum her bir ite meramn,
Sevmeyi, lmeyi, mrn devamn.
Anlyorum, u ku neden yuva yapyor.
Anlyorum, Allahm, kalbim niin arpyor.
1945
Metin almalar:
Yukardaki iirin ka szckten olutuunu aratrnz.
iiri oluturan szcklerin tr ve yaplarn inceleyiniz.
iirin bnyesinde ka cmle bulunduunu gsteriniz.
iiri meydana getiren cmleleri yklemlerine ve yaplarna gre
snflandrnz.
Cmleleri elerine ayrarak inceleyiniz.
iiri dzyazya eviriniz.
airin bak, gr ve anlay derin bir hayreti ortaya koyuyor, veya derin
bir aknlk sonucu bak, gr ve anlay yenileniyor. iirde bakmak, grmek
ve anlamakla ilgili kavramlar bulup inceleyiniz.
air en ok hangi duyumlarn etkisindedir?
air, kalbinin arpmasn neye balyor?
Sevmek renilir mi? Tartnz.
Tanrnn ayan ettii, gzlere gsterdii lem nasl bir lem?

80

Her ey, gerekten bir mucize midir? Dikkatle baklnca, gerekten insan
hayran brakan, tabiatst saylacak bir nitelikte midir?
YENDEN BALAYI
Allahm, bakyorum her mahlukun yavrusu..
Yeeren ayrlarda yeni otlayan kuzu,
Toprakta karncalar, kular yuva dolusu.
Dnk kuru dallarda ilk atlyan tomurcuk.
Bir anne kucanda glmsiyen bu ocuk!
Gzlerinde ilk hayret, dudanda ilk hece.
Beri yanda cvlt iinde btn bahe,
Kendiliinden aan gl, doan gn, biten k,
lmlerin iinde bu yeniden balay!..
1946
RABBM, NHAYET SANA
Rabbim, nihayet sana itaat edeceiz...
Artk ne kin, ne haset, ne de yaamak hrs,
Belki bir sabah vakti, belki gece yars,
Artk nefes almay brakp gideceiz...
Ben artk korkmuyorum, hereyde bir hikmet var
Gecenin sonu seher, kn sonunda bahar.
Belki de bir baheyi mjdeliyor u duvar.
Birer aa altnda sevgilimiz, annemiz.
Gece dememi sema, dalga bilmeyen deniz,
En gzel, en bahtiyar, en aydnlk, en temiz
mitler iindeyim, ok kr leceiz...
1941
HER AKAMK YOLUMDA
Her akamki yoluma koyulmu gidiyorum.
Her akamdan vcudum bu akam daha yorgun.
yle istiyorum ki bu akam biraz skun,
Bir cami eiine yatversem diyorum.
Rabbim, urackta sen bari gzlerimi yum!
Sen, bana en son kalan, ben senin en son kulun;
Bu akam, artk seni anmayan stanbulun
Bombo bir camiinde uyumak istiyorum.
81

Sonsuz sessizliini dinlemek istiyorum.


Bilirim ki taln bir dek kadar lk,
Sana az daha yakn yaamak iin artk,
Rabbim, ben yalnz zeytin ve ekmek istiyorum.
1931- ZYA OSMAN SABA
EZANSIZ SEMTLER
Kendi kendime diyorum ki: ili, Kadky, Moda gibi semtlerde doan
byyen oynayan Trk ocuklar milliyetlerinden tam bir derecede nasip
alabiliyorlar m? O semtlerde ki minareler grlmez ezanlar iitilmez, Ramazan ve
Kandil gnleri hissedilmez. ocuklar Mslmanln ocukluk ryasn nasl
grrler?
te bu rya, ocukluk dediimiz bu Mslman ryasdr ki bizi henz bir
millet halinde tutuyor. Bu gnk Trk babalar havas ve topra Mslmanlk
ryas ile dolu semtlerde dodular, doarken kulaklarna ezan okundu, evlerinin
odalarnda namaza durmu ihtiyar nineler grdler, mbarek gnlerin akamlar bir
minderin kesinde okunan Kurann sesini iittiler; elleriyle atlar, glya gibi
bir ruh olan sar sahifelerini kokladlar. lk ders olarak besmeleyi rendiler; kandil
gnlerinin kandilleri yanarken, ramazanlarn, bayramlarn toplar atlrken
sevindiler. Bayram namazlarna babalarnn yannda gittiler, camiler iinde afak
skerken Tekbirleri dinlediler, dinin byle bir merhalesinden getiler hayata
girdiler. Trk oldular.
Bugnn ocuklar byk bir ekseriyetle yine Mslman semtlerde
douyorlar, byyorlar, eskisi kadar derin bir tahasss ile deilse bile yine
Mslmanl hissediyorlar. Fakat fazla medenileen st tabakann ocuklar
ezansz yeni semtlerde alafranga terbiye ile yetiirken Trk ocuunun en gzel
ryasn gremiyorlar. Bu ocuklarn st ok temiz hilkatleri ok metin olmal ki
ileride alafranga hayat Trkl bsbtn sardktan sonra milliyetlerine bal
kalabilsinler, yoksa ne muhit ne yeni yaay, ne semt, hibir ey bu yavrulara
Trkl hissettiremez.
*
Ah! Byk cedlerimiz! Onlar da Galata, Beyolu gibi frenk semtlerinde
yerleirlerdi, fakat yerletikleri mahallede Mslmanln nuru belirir, be vakitte
ezan iitilir, asmal minare, glgeli mescid peyda olur; sokak kesinde bir trbenin
kandili uyanr, hasl o topran o kesi imana gelirdi; Beyolunu ve Galatay
saran yeni yaplarn yn arasnda o mescitlerden, o trbelerden bir ikisi kald da
82

grdk ki cedlerimiz o kefere frenk mahallelerinin toprana byle nfuz ederlerdi.


Biz bugnn Trkleri bilakis ili, Nianta, Kadky, Moda gibi kck bir
ehri andran yerlere yerletik, fakat o yerler Mslman ruhundan ari, orak ve
kurudur. Bir skdara baknz bir de Kadkyne, skdarn yannda Kadky
Tatavlay andrr. Eski Trklerin ruhlar ile yeni Trklerin ruhlar arasndaki fark
anlamak isterseniz bu son asrda peyda olan semtlerle stanbul ilerini mukayese
ediniz. Medeniletike Mslmanlktan ktmz tabii ve ho gren eblehler
uza deil Balkan Devletlerinin ehirlerine kadar gitsinler. Grrler ki batanbaa
yenileen o ehirlerin her tarafnda an kuleleri ykselir, Pazar ve yortu gnleri an
sesleri iitilir. Manzara halkn dinini ve milliyetini hatrlatr. O ehirler bizim yeni
semtlerimiz gibi milli ruhtan ari deildirler. Artk Trk milletinin ruhu bir rahiya
gibi utu mu? Hayr byk ktlede yine o ruh var fakat biz son nesil bir sr gibi
byk kaafileden uzaklatk, kaybolduk, fakat daha uzaa gitmiyeceiz, dneceiz,
tekrar byk kaafileye iltihak edeceiz, yeni tarzda yaayla cedlerimizin
diyanetini mezcedip, bizi bu oraklktan, bu karanlktan, bu ufunetten kurtaracak
mridler, airler, edibler, hatibler yetimedi fakat gaayet tabii bir revile byk
kaafileye kendi kendimize dneceiz.
Dinsizliin kaytszln akslameli balad bile. ocukluktan beri diyanet
yolundan ayrlmam olan kardelerimiz bizim gibi rcu hislerini itiraf edenlere
henz inanmyorlar. Onlara tamamiyle iltica edeceimiz zaman da bizi birden
tanyamyacaklar. nk onlardan ok ayr ok uzak dtk.
*
Drt sene evvel Bykadada oturuyordum, bayramda bayram namazna
gitmee niyetlendim, fakat frenk hayatnn gecesinde sabah namazna kalklr m?
Sabah erken uyanamamak korkusu ile o gece hi uyumadm. Vakit gelince abdest
aldm, Bykadann mahalle iindeki sakit yollarndan kendi bama camie doru
gittim. Vaiz krsde vazediyordu. Ben kapdan girince btn cemaatin gzleri
bana evrildi. Beni daha dorusu bizim nesilden benim gibi birini, camide
grdklerine ayorlard. Orada o saatte toplanan mmet-i Muhammed, iine bir
bancnn geldiini zannediyordu. Ben iim hznle dolu yava yava gittim. Vaz
diz kp dinliyen iki hamaln arasna oturdum. Kardelerim Mslmanlar btn
cemaatin arasnda yalnz benim vcudumu hissediyorlard. Ben de onlarn bu
nazarlarn hissediyordum. Vaazdan sonra namazda ve hutbede onlarn iine karp
Muhammed sise kulama geldii zaman gzlerim yala doldu. Onlarla kendimi
yek-dil, yek-vcud olarak grdm. O sabah o Mslmanla az aina Bykadann
o kck camii iinde, afakta ayni milletin ruhlu bir cemaati idik. Namazdan
karken, kapda ayandan Reid Akif Paa durdu. Bayramlamay unutarak elimi
tuttu: Bu bayram namaznda iki defa mesudum hamdolsun sizlerden birini kendi
83

bana camie gelmi grdm! Berhudar ol olum, gzlerimi kapamadan evvel bunu
grmek beni mteselli etti! dedi.
Hem geldiimi hem de bayramm tebrik etti. Yanndaki eski adamlar da
onun gibi tebrik ettiler. Bu basit hadiseden pek samimi olarak mahzuzdular. O
sabah gnlm her zamandan fazla akt.
*
Biz ki minareler ve aalar arasnda ezan seslerini iiterek bydk. O
mbarek muhitten ok sonra ayrldk, biz byle bir sabah namaznda anne millete
tekrar dnebiliriz. Fakat minaresiz ve ezansz semtlerde doan, frenk terbiyesiyle
yetien Trk ocuklar dnecekleri yeri hatrlayamyacaklar!
Yahya Kemal Beyatl (1884-1958)
MSLMAN SAAT
stanbulu yeniletiren ve yerlisini artan istilalarn en gizlisi ve en tesirlisi
yabanc saatlerin hayatmza girii oldu. Saat den kastmz, zaman len alet
deil, fakat bizzat zamandr. Eskiden kendimize gre yaaymz, dnmz,
giyiniimiz ve kendimize gre, dinden, rktan ve ananeden hayat alan bir zevkimiz
olduu gibi, bu hayat slubuna gre de Saatlerimiz ve gnlerimiz vard.
Mslman gnnn balangcn afan parltlar ve sonunu akamn klar tayin
ederdi. Madenden salam kapaklar altnda sakl tutulan eski masum saatlerin
yelkovanlar yorgun bcek ayaklar tarznda, gnein sema zerindeki hareketiyle
az ok ilgili bir hesaba uyarak, minenin rakamlar zerinde yrrler ve sahiplerini,
zamandan aa yukar bir dorulukla haberdar ederlerdi.
Zaman sonsuz bahe ve saatler, orada aan, kah saa, kah sola meyleden,
gneten rengarenk ieklerdi. Yabanc saati alkanlndan evvel bu iklimde, iki
ucu gecelerin karanliyle simsiyah olan ve srt, eitli vakitlerin krmz, sar ve
lacivert ateleriyle yol yol boyal, byk bir canavar halinde, bir gece yarsndan
dier bir gece yarsna kadar uzanan yirmi drt saatlik gn tanlmazd. Ikta
balayp kta biten, on iki saatlik, ksa, hafif, yaanmas kolay bir gnmz vard.
Mslmann mesut olduu gnler, ite bu gnlerdi; erefli gnlerin vakalarn bu
saatlerle ltler. Geri, astronomi hesaplarna gre bu saat iptidai ve hatal bir
saatti. Fakat bu saat, hatralarn kutsi saatiydi. Alafranga saatin detlerimiz ve
ilerimizde kabul ve alaturka saatin geri safa dp camilere, trbelere ve
muvakkithanelere braklm battal bir eski saat haline gelii, hayata bak
tarzmz zerinde korkun bir tesire sahip olmam deildir.

84

Giden saatler babalarmzn ld annelerimizin evlendii, bizim


doduumuz, kervanlarn hareket ettii ve ordularn dman ehirlerine girdii
saatlerdi. Bunlar, hayat etrafmzda serbest brakan geni, kaytsz dostlard. Gelen
yabanclar ise hayatmz bozup onu mehul bir dstura gre yeniden tanzim ettiler
ve ruhlarmz iin onu tanlmaz bir hale getirdiler. Yeni l bir zelzele gibi
zaman manzaralarn etrafmzda altst ederek, eski gnn btn sedlerini harab
etti ve geceyi gndze katarak saadeti az, meakkati ok, uzun, bulank renkte bir
yeni gn meydana getirdi. Bu mslmann eski mesut gn deil, sarholar,
evsizleri, hrszlar ve katilleri ok ve yeraltnda mmkn olduu kadar fazla
altracak kleleri saysz olan byk medeniyetlerin ac ve sonu gelmez
gnyd. Unutulan eski saatler iinde eksiklii en ok hasretle hatrlanan saat
akamn on ikisidir. Artk on iki, solgun yeil sema altnda, ilk yldza kar
mezzinin mslmanlara hitap ettii, sokaklarn lacivert bir sisle kapand,
klarn yand, sinilerin kurulduu ve yarasalarn mahzenlerden kp uutuu o
tesirli ve titrek saat deildir. Akam telakkisinden koparak, kh lenin scanda
ve kah gece yarlarnn karanlnda mevcut olmayan bir zaman bildiren bu saat,
imdi hayatmzda renksiz ve akn bir noktadr.
Yeni saat, Mslman akamnn hznl ve aaal dakikasn datt gibi,
yirmi drt saatlik yabanc gnn getirdii geim ekli de bizi fecir leminden
uzak brakt. Baka memleketlerde fecri yalnz krdan ehre sebze ve meyve
getirenlerin ahmak gzleriyle ztrap ekenlerin ikin kapaklar iinden bakan
krmz ve perian gzleri tanr. Bu zavalllar iin fecrin parltlar, yeniden boyuna
geirilecek olan hayat ipinin kanl ilmeini aydnlatan bir ktr. Hlbuki fecir
saati, Mslman iin ryasz bir uykunun sonu ve ykanma, ibadet, nee ve midin
balangcdr. Mslman yz, ku sesleri ve iek kokular gibi fecrin en gzel
tecellilerindendir. Kubbe ve minareleri o alaca saatte grmemi olan gzler, taa en
ilahi manay veren o akllar hayrette brakan mimariyi anlam deillerdir. Esmer
camiler, fecirden itibaren semavi bir altn ve semavi bir ini ile kaplanr ve islam
ustalarnn tamamlanmam eserleri o saatte tamamlanr. Btn mabedler iinde
gneten ilk k alan camidir. Bakr oklu minareler, gnei en evvel grmek iin
havalarda ykselir.
imdi heyhat, eski saatle beraber akam da fecir de bitti. Biroklarmz iin
fecir, artk gecedir. Ve biroklarmz gne, yeni ve acayip bir uykunun
atelerinden, eller kilitli, az arplm, bacaklar bozuk araflara dolam,
kvranrken buluyor. Artk ge uyanyoruz. nk hayatmza sokulan yeni ve fena
gnn eiinde melmi, kin, arzu, hrs ve haset srlerinin bizi ate saan
gzlerle beklediini biliyoruz. Artk fecri yalnz kmeslerimizdeki dargn ve
marur horozlara braktk. imdi Mslman evindeki saat, baka bir lemin
vakitlerini gsterir gibi, bizim iin gece olan saatleri gndz ve gndz olan
85

saatleri gece renginde gsteriyor. lde yolunu aranlar gibi biz imdi zaman
iinde kaybolmu kimseleriz.
Ahmet Haim (1885-1933)

DLBLGS
Bir dilin doru ve dzgn konuulup yazlabilmesi iin gerekli kurallar
ortaya koyup anlatan bilgi dalna dilbilgisi denilmektedir.
Bir dili iyi konumak, onun yazl metinlerini anlaml okumak iin baz ses
zelliklerini bilmek, ona gre konuup yazmak, konuurken de vurgulara ve
ulamalara dikkat etmek gerekir.
DLMZDE BAZI SES OLAYLARI
Dil, kalba konup ilenmi sesler sistemidir. Trkemizde krka yakn ses
vardr. Sesler, dilde harflerle gsterilir; yani seslerin dildeki temsilcilerine harf
denir. Dilimizde 29 harf vardr: a, b, c, , d, e, f, g, , h, , i, j, k, l, m, n, o, , p, r,
s, , t, u, , v, y, z. Bunlardan sekizi sesli, dierleri de sessiz harf olarak
adlandrlr.
Kltr dilimizde a, e, g, k, , l harfleri birden fazla sesleri temsil ederler.
Mesela, dalk balardaki ler ile dn dediindeki ler ayn deiller.
Sesli harflerle gsterilen seslerimiz a, e, , i, o, , u, sesleri kaln-ince, dargeni, dz-yuvarlak diye snflandrlr. Kalnlar: a o u, inceler: e i , dzler: a e
i, yuvarlaklar: o u , darlar: i u , geniler: a e o dr.
86

Dilimizde sesliler kelime bnyelerinde belli uyumlar iinde bulunurlar:


Byk nl Uyumu: Trke bir kelimede ilk hece ince ile balyorsa dier
heceler de ince; kalnla balyorsa, dier heceler de kaln olurlar: baba, beni gibi.
Kk nl Uyumu: Dil-dudak uyumu da denilen bu uyumda Trke bir
kelimede ilk hece dz sesliyle balyorsa dier heceler de dz seslilerle devam
eder; ilk hece yuvarlak bir nlyle balyorsa ya dar yuvarlak seslilerle, ya da dz
geni seslilerle devam eder: nmz gremez oldum. Yolumuzu soramaz msn?
Trke kelimelerde ikinci hecede geni yuvarlak nller bulunmaz. Doktor, salon
kelimeleri yabancdr.
Bu sesler birlikte meydana getirdikleri dil birimlerinde, ses bileimlerinde
deiikliklere urarlar. Zamanla bunlar kelimelerde kkl deiimlere yol aarlar.
Kudug kelimesi kuyug, sonra da kuyu halina gelebiliyor. Adg kelimesinin ayu,
sonra da ay olmas gibi.
Ses deimeleri, dildeki deimelerin ancak bir blm, bir yndr. Dil,
zaman iinde eitli etkenlerle hem ses, hem biim, hem de kk oranda olmakla
birlikte- dizim bakmndan bakalar. Anlam ve grev bakalamalar, yabanc
dillerden alnan eler de bunlara eklenince zaman iinde bir dilin eitli eveleri
birbirinden deiik grnmlere brnr. (Doan Aksan)
Dilimizin baz ses zellikleri: dilimizde b d g k n s t v y nszleri dnda
kalan c f h j l m p r z sesleri genellikle n ses olarak bulunmazlar. Dilimizde
kelime ve hece sonunda genellikle b c d g nszleri bulunmaz. Kelime kklerinde
de ikiz nsz bulunmaz; ancak kelime gvdelerinde ayn cinsten iki nsz
bulunabilir: ummak, yollamak gibi.
Dilimizde kelime ve hece banda ift nsz yan yana bulunmaz. Bulunanlar
da yabanc aslldr: tren, tra, plan, fla, spor gibi.
Trkemizde kelime ve hece sonunda ancak u ift nszler bulunabilir: l,
lk, lp, lt; n, nk, nt; r, rk, rp, rs, rt; st, t. (l, silk, alp, alt; gln, denk, ant;
sr, rk, serp, sars, sert; st, hit). Bunun dndakiler (film, cins, ak, form, cips
gibi) yabancdr.
Kelime iinde nsz ancak iki heceye ait olmak artyla yan yana
bulunabilir: krpma, tarttm gibi. Kontrol, elektrik ise yabancdr.
Dilimizde kelime bnyesinde genel olarak h nsz yoktur, j zaten dilimizin
bnyesine yabancdr; f sesi de yle.
Trkede bir kelime iinde b c d j v y z nszleriyle p t k h f s
nszleri yan yana gelmez: kitapda deil kitapta; dolap deil dolab; sevini deil
sevinci olur.
Dier ses olaylar:
Dilin kullanm srasnda kelimeler aras ilikiler kurulurken, kelimelerden
yeni kelimeler tretilirken baz sesler arasnda uyumsuzluklar ortaya kar. Bunlar
nlemek iin baz yollara bavurulur.
87

Ses tremesi:
Ev-i grdm derken bir zorluk yaamayz ama sevgi-i grdm derken
zorlanrz. Bu zorluu gidermek iin de sevgi-y-i grdm deriz.
Hepsi-den isterim deil de hepsi-n-den isterim deriz. Bendeki-den al demeyiz
de bendeki-n-den al deriz. E-m bil-m adamdr, E-i-m bil-i-m adamdr
eklinde syleriz.
Ses dmesi:
Adam yere ser-il-di derken bir zorlukla karlamayz ama adam yere deviril-di derken zorlanrz; bu zorluu, adam yere devr-il-di diyerek gideririz.
lerilemek gnln diriliinden ve dzeninden balar demeyiz de ilerlemek
gnln dirliinden ve dzeninden balar deriz.
Topkaps, Topkap; Edirnekaps da Edirnekap olur. (nl dmesi)
Alak-k deil de ala-ck; kk-k deil, k-ck; ast-subay deil
astsubay deriz. (nsz dmesi)
Bugn hastahaneleri hastane, eczaneleri de eczane yaptk. (Hece dmesi)
Ses deimesi:
yle demedim ama deyeceim, derken biraz zorlanyoruz; ama diyeceim
derken rahat sylyoruz, yani diyoruz.
Ses birlemesi:
Stl-amz stla; ne-ise-ne nesne oluyor.
Benzeme:
A-d yerine at; kitap- yerine de kitab demeyi tercih ederiz. Bak- ver
deil de ba ver deriz. la- aldn m deil, ilac aldn deriz.
ofr biz fr, pantolonu da pantolon yaparz.
Elin emsiyei bizde emiye olur. Eczane e ezzane olur.
Penbeler pembe, aranbalar aramba, anbarlar ambar olurken, menbalar
da memba olurlar.
Dinlemeyi dinnemek, canlanmay da cannanmak olarak sylemek daha
kolaymza gider. Atei ataa eviririz.
Anadoluda mahalle mehelle olur, buday da buyday olur.

Ulama: Sonu nszle balayan bir kelimeden sonra, ilk sesi nlyle balayan
bir kelime geliyorsa, bu sesler birbirine balanarak okunur.
Akam olur olmaz eve gel. Cmlesini, ak a mo lu rol ma ze ve gel
eklinde okuruz. Baz kelimeler arasna konan virgller, ulamay engeller:
Aalar, otlar, iekler, evin evresini kuatmlar. Cmlesinde, aralarna virgl

88

konulan kelimeler, ulama yaplmadan okunur. Anlam deiiklii douracak


durumlarda ulama yaplmaz: Ali top al.
Vurgu: Cmlelerde bir kelimenin, kelimelerde bir hecenin daha canl ve
daha dikkat ekici bir ekilde sylenmesine vurgulama denilmektedir. Bunlar da,
kelime vurgusu ve cmle vurgusu diye ikiye ayrlr.
Trke kelimelerin ounda vurgu son hece zerindedir. Tek hecelilerde ise
vurgu olmaz. Anne, baba, ocuk, evde.
Olumsuzluk eki (-me), vurgu almaz. Vurgu, ondan bir nceki hecede olur.
dokunma! Baz kelimelerde de vurgu, ilk hecede olur. Erzurum, Antalya, Hatay
gibi yer adlar; bala, haydi, davranma gibi heyecan bildiren kelimeler; onba,
yarbay, ylba gibi birleik kelimeler; amca, hala, teyze gibi akrabalk adlar;
akam, yarn, bugn gibi zaman bildiren kelimeler.
Cmlelerde nemli bulduumuz kelimeyi genellikle yklemden nce
kullanrz. Buna cmle vurgusu denilmektedir. Babamla akam kitap okuduk.
Kitab babamla akam okuduk. Akam kitab babamla okuduk. Cmle devrik de
olsa, kural deimez. Akam, babamla okuduk, kitab. Kitap okuduk; babamla
akam.
KELME BLGS
Anlaml veya grevli en kk dil birimine kelime deniliyor. Cmle kuran
bu ses veya ses topluluklar, yani kelimeler, ya bir anlam, ya da bir grev
bildirirler. Hava, su, ate, toprak anlam bildirirler; de, ile, iin, ve, gibi, kadar ise
anlaml kelimeler arasnda grev yaparak anlam da kazanrlar.
Kelimeler, yaplarna, anlamlarna, trlerine ve cmledeki grevlerine gre
isimlendirilirler.
Yaplarna gre kelimeler, basit, tremi ve birleik kelimeler diye e
ayrlr: anne, basit; annelik, tremi; anneanne ise birleik kelimedir.
Anlamlarna gre kelimeler, gerek anlaml, mecaz anlaml, eanlaml, ok
anlaml, esesli, kart anlaml kelimeler; terimler, deyimler, ikilemeler ve yansma
szckler diye snflandrlrlar.
Gzn kan anana dnm, kpkrmz olmu. (Gz, bir organ ad. Gerek
anlamda kullanlm.) O kitapta gzm kald. ( Gz, gnl, arzu. Mecaz anlamda
kullanlm.)
Salkl bir insan. Shhatli ocuk. (Salk ve shhat eanlaml.)
Bakmak, birden ok anlamda kullanlabilir: Kitaba biraz bak. u ocua
bakver. Nereye baktn da bulamadn? Sizin ev nereye bakyor? Bu adam on ocua
bakyor.

89

Yz lira verdi, u koyunu yz diyor, olacak i mi? ( Birinci yz, bir say
bildirirken, ikinci yz, bir eylem bildirmektedir. Bunlar esesli szcklerdir.)
Bu biber tatl, ama u ac. (Buradaki tatl ile ac kelimeleri kart
anlamldrlar.) Aman ne tatl ocuk! Bu cmledeki tatl kelimesinin kart
sevimsiz szcdr.)
Bir sanat, bilim ve meslek dalyla ilgili kavramlar karlayan kelimelere
terim deniliyor: ses, hece, kelime, cmle... Dilbilgisi; izgi, doru, a, dzlem...
Geometri; nazm, nesir, yk, masal... Edebiyat terimleridirler.
Gerek anlamlarndan syrlp baka bir anlama gelecek ekilde kalplaarak
kullanlan kelime gruplar deyim olarak adlandrlr: Yzsuyu dkmek. antada
keklik. Ar bal.
Anlatmda anlam kuvvetlendirmek, pekitirmek iin bir kelime ya iki kez,
ya da kartyla birlikte kullanlr: ri iri elmalar. Koca koca adamlar. De kalka
gittik. yi kt baarm. Aa yukar saat eker. Bunlara ikilemeler deniliyor.
Baz kelimelerimiz de canl veya cansz varlklarn kardklar sesleri
karlayacak ekilde kullanlrlar: cik cik, hav hav; gm, pat, at; fkrmak,
fkrdamak, trdamak gibi. Bu tr kelimelere de yansma kelimeler ad verilir.
Kelimeler, trlerine gre isim, sfat, zamir, fiil, zarf, edat, bala ve nlem
diye snflandrlmaktadrlar.

sim
simler, anlamlarna ve yaplarna gre iki ana guruba ayrlr.
Anlamlarna gre isimler, varlklarn olularna gre (somut isimler ve
soyut isimler ), varlklara verililerine gre ( cins isimler ve zel isimler),
varlklarn saylarna gre ( tekil isimler, oul isimler ve topluluk isimleri)
olmak zere e ayrlrlar.
Yaplarna gre isimler de basit isimler, tremi isimler ve birleik isimler
diye e ayrlrlar.
Be duyu ile kavranlan varlklarn adlar somut isimdir: da, ta toprak,
hava, su gibi.
Varlklarn zihnen kabul ettiimiz varlklar karlayan isimler de soyut
isimlerdir: Allah, akl, adalet, mutluluk, sevin, sevgi gibi.
Bir trden olan varlklarn adna cins isim diyoruz: ev, insan, geyik, da,
nehir, dnce, akl, ordu, gelmek gibi.
Tek varlklar bildiren adlara da zel isim diyoruz: Ali, Aye, Ankara,
stanbul, Sakarya, Kzlrmak gibi.

90

Kelimelerde bir varl veya ekimli eylemlerde bir kiiyi bildiren ekle tekil
denir. oul eki almam kelimelere de tekil isim denilir: kalem, kitap, gl.
oul eki (-ler, -lar ) alm kelimelere ise oul isim deniliyor: kalemler,
kitaplar, gller.
oul eki almadklar halde birden fazla varl bildiren kelimelere de
topluluk ismi deniliyor: millet, aile, ordu, halk, dernek, kurul, kme. Bu isimler de
oul eki alarak oullarlar: ordular, milletler, aileler gibi.
simler, cmlelerde deiik hallerde kullanlrlar. Bu hallerine gre de
cmlede grev alrlar.
Ev Alinindir. ( Hibir ek almam olan ev, cmlede znedir. Bu haline yaln
hali diyoruz. )
Ali evi grd. ( Ev, -i eki alm, buna ismin -i hali veya belirtme durumu
diyoruz. Ev, cmlede nesnedir.)
Ali eve gitti. ( Ev, -e eki alm. Buna e hali veya ynelme durumu
deniyor. Eve cmlede dolayl tmletir.)
Ali evden kmad. ( Ev, -den eki alm. Buna da den hali veya ayrlma
durumu deniliyor. Evden, cmlede dolayl tmle tir.)

sim Tamlamalar
simlerin anlamlarn daha iyi belirtmek iin bir araya getirilip bir grup
oluturmalarna isim tamlamalar deniliyor. Bu birlikler geici birliklerdir.
Kalplam olanlarna ise birleik kelime, deyim, atasz denilmektedir.
Tamlamalarda iki unsur vardr: tamlanan ve tamlayan. Tamlanan unsur,
temel unsurdur. -i, -, -u, -; -(i)m, -(i)miz, -(i)n, -(i)niz, -leri eklerini alr. Sesli
harfle biten kelimelerde, kelime ile ekler arasna s kaynatrma harfi girer.
Tamlayan, tamlad kelimenin kime, neye ait olduunu, neden yapldn, neye
benzediini bildirir. Tamlayan gerekirse in ve im eklerini alr. Bu eklerden nce
sesli harf gelirse araya n kaynatrma eki girer. Bu kural baz kelimelerde
gemeyebilir. Kuyu-n-un dibi tamlamasnda kaynatrma n iken, su-y-un sesi
tamlamasnda kaynatrma eki ydir.
Taksz isim tamlamas: Bu tamlamada tamlayan da tamlanan da ek almaz.
Tamlayan, tamlanann neye benzediini veya neden yapldn gsterir. nci
gerdanlk, altn kpe, yn kazak, l yz.
Belirtili isim tamlamas: Her iki unsurunun da ek ald tamlamaya
belirtili isim tamlamas denir: Kalemin ucu, kitabn kapa, adamn elleri.
Belirtisiz isim tamlamas: Tamlayan ek almayan, ama tamlanan ek alan
tamlamalara denir: Kitap dostu, ocuk kalbi, dost yz.
91

Zincirleme isim tamlamas: kiden fazla isimden meydana gelen


tamlamalardr: Kitap dmanlnn sonu, insan sevgisinin meyvesi.
Belirtili isim tamlamalaryla, zincirleme isim tamlamalarnda, unsurlardan
biri veya her ikisi de sfat alabilir: Gzel yurdumun havas, yurdumun gzel havas,
gzel yurdumun temiz havas. Can yurdumun temiz havasnn hasreti.
Belirtisiz isim tamlamalaryla, taksz isim tamlamalarnda iki kelimenin
arasna sfat girmez; sfat ancak tamlamann banda olabilir: Byk kitap kulb,
pasl demir kap.
Devrik cmlelerde tamlamalarn unsurlar yer deitirebilir: Ne yaptn, elini
ocuun?
Tamlamalar, cmlede her grevi stlenebilir, yani zne, tmle, yklem
olabilir: Bu, benim kitabmdr. Benim kitabm okuyor. Benim kitabma bakyor.
Onu, benim kitabm gibi sandm.
Sfat
n ad da denilen sfatlar, varlklarn niteliklerini ve niceliklerini belirtirler,
sorarlar: Hangi, iki gzel ev? Sadaki iki gzel ev.
Sfatlar, anlamlarna gre, niteleme, unvan ve belirtme sfatlar diye e
ayrlr. Yaplarna gre de, basit, tremi ve bileik sfatlar diye adlandrlr: Boz
dalarn, sarp yollar. Esiz bir kitap. Arbal okurlara yarar.
Belirtme sfatlar da iaret sfatlar, soru sfatlar, say sfatlar ve belgisiz
sfatlar diye gruplandrlr. Say sfatlar da, asl say, sra say, kesir say sfatlar ve
letirme sfatlar diye drde ayrlr.
Bu, nasl i? Bu, gzel i. Bu, ka kitap? On kitap. nc kitabn, te
birini okudum. Beer kitap okumuuz. Bu kitab da okumalym. uradaki ev.
Birka kitap aldm, baz rencilere verdim.
Derecelendirme sfatlar: Senin kadar iyi insan az bulunur; ama senden daha
tembel adam da bulunmaz. En gl adam olabilirsin; ama, en sabrl adam
deilsen, gcn bir ie yaramaz. ok gzel vcut deil, ok gzel gnl isterim.
Pekitirme sfatlar: Niteleme sfatlarnn ilk hecelerindeki sesli harflerin
sonuna m, p, r, s nszlerinden uygun olan getirilir, kelimenin bana eklenir:
bembeyaz, masmavi, upuzun, perperian.
kilemeler yoluyla yaplr: Mini mini ellerini tuttum. ri iri gzlerine
baktm. ri yar gvdesiyle koamyordu. Salkm salkm zmler. Tatl m tatl
salkmlar.
Kltme sfatlar: Sonlarna ck, -cik, -cuk, -ck; -ca, -ce; -imsi, -imtrak
ekleri getirilerek, sfatlarda kltme yaplr: Azck ekmek ye. Acms bir tad var
ama, ye. rice ellerini uzatt.
Sfat Tamlamalar
92

Sfat tamlamalar, isim tamlamalarnda olduu gibi tamlayan ve tamlanan


eki almazlar. Kurulu bakmndan taksz isim tamlamalarna benzerler: plak
ayaklarla dikenli yola girme. Kimi ocuklar bu yollarda kayboldu. Anneleri btn
gn onlar arad.
Sfatlar yalnz kullanlrlarsa, yani tamlayanlar dm olursa, isim gibi
kullanlrlar: Bir yiidi, bir irkine kul etmiler. Bu gzeli, hasret ile kl etmiler.
Zamir
simlerin yerini tutan kelimelere zamir denir. Bir varln adn
hatrlamadmz veya sylemek istemediimiz zaman yerine kullandmz
kelimeler, zamirdir: u benim olsun. O kimin? Bu da nesi? Ben bilemedim, ya
sen? Kendine bir sor. Hepsi senin mi?
Zamirler, ahs zamirleri, iaret veya gsterme zamirleri, soru zamirleri,
belgisiz zamirler ve bir de ek halindeki iyelik ve ilgi zamirleri diye snflandrlrlar.
ahs zamirleri: Ben, sen, o, biz, siz, onlar. Kendi kelimesi de ahs
zamiridir; ze dnllk zamiri diye de adlandrlr. simler gibi ekime girer, yani
hal ekleri alrlar; tamlama olutururlar: Beni bende demen, ben bende deilem; bir
ben vardr bende benden ier. u benim dertli gnlm, yine halden hale girdi.
Kendim ettim, kendim buldum.
aret zamirleri: u benim olsun, o senin. Oras karanlk, burada otur.
teki nerde?
Soru zamirleri: Ne aradn? Kimi sordun? Hangisi senin? Ka geldi?
Belgisiz zamirler: Kimse gelmedi mi? Kimileri grev yapmam. Bazlar
da kaytarm.
yelik zamirleri. Bunlar ek halindeki zamirlerdir: Kitabm gzel. Evin
geni. Gnah senin boynuna.
lgi zamiri: Belirtili isim tamlamalarnda bazen tamlanan sylenmez, onun
yerini, ki eki tutar. Seninki nasl oldu? Oradaki eskimi. Evdeki daha gzel, sana
onu getireyim. (Senin elin, oradaki gmlek, evdeki anta.)

Fiil
Varlklara ait ii, oluu, hareketi, durumlar bildiren kelimelere fiil
denir: Biraz yr, yorulunca otur. Benzin sararm. Kime bakyorsun?
Fiillerin isimlerini bildiren kelimelere mastar denir: Gelmek, gelme, geli
gibi. Bunlar, ahs ve zaman belirtmezler. t almak gerekse, alacaksn; ama,
nasihat alma zamanm geti, diyorsan, alma...
93

Fiillerde, mastar eki veya ekim ekinin olmad ekle fiil taban denir.
Bunlar da kk veya gvde halinde olur: Almak al ; almak al. Basit fiiller
kk; tremi fiiller ise gvde halindeki fiillerdir.
Fiil Kipleri
Fiillerin, zaman, istek ve ahs bildirecek ekilde kullanld biimlere kip
denilir. Bunlar, haber kipleri ve dilek kipleri olarak ikiye ayrlrlar.
Haber kipleri:
Grlen gemi zaman, dier adyla dili gemi zaman kipi: Fiil tabanna
di eki getirilerek yaplr. Oku-du-m, oku-du-n, oku-du, oku-du-k, oku-du-nuz,
oku-du-lar. Okuma iinin ncen ve kesin yapld bildirilir.
Duyulan gemi zaman, bir baka deyile mili gemi zaman kipi: okumu-um, oku-mu-sun, oku-mu, oku-mu-uz, oku-mu-sunuz, oku-mu-lar.
Okuma iinin daha nce gerekletii bildirilir, ama kesinlik yoktur.
imdiki zaman kipi: oku-yor-um, oku-yor-sun, oku-yor, oku-yor-uz, okuyor-sunuz, oku-yor-lar. Okuma iinin imdi gerekletiini, veya srekli yapldn
bildirir.
Gelecek zaman kipi: oku-y-aca-m, oku-y-acak-sn, oku-y-acak, oku-yaca-z, oku-y-acak-snz, oku-y-acak-lar. Okuma iinin bir sre sonra olacan
bildirir.
Geni zaman kipi: oku-r-um, oku-r-sun, oku-r, oku-r-uz, oku-r-sunuz, okur-lar. Okuma iinin her zaman yaplabileceini bildirir.
Dilek kipleri:
stek kipi: bu kip, fiil tabanna e, -a eki getirilerek yaplr: oku-y-a-y-m,
oku-y-a-sn, oku-y-a, oku-y-a-lm, oku-y-a-snz, oku-y-a-lar.
Dilek-art kipi: bu kip de fiil tabanna se, -sa eki getirilerek yaplr: Okusa-m, oku-sa-n, oku-sa, oku-sa-k, oku-sa-nz, oku-sa-lar.
Gereklilik kipi: -meli, -mal ekleriyle kurulan bir kiptir: Oku-mal-y-m,
oku-mal-sn, oku-mal, oku-mal-y-z, oku-mal-snz, oku-mal-lar.
Emir kipi: Bu kipin eki yoktur. Birinci tekil ve oul ahslarn emir ekli
olmaz; nk kii, kendi kendine emir vermez. Bu yzden bu kip, oku, oku-sun,
okuyun, okusunlar eklinde ekimlenir.
Birleik zamanl fiiller:
Basit zamanl fiillerin haber veya dilek kiplerine di, -mi, -se ekleri
getirilerek, bunlarn hikaye, rivayet ve art yaplr: Bil-ir-di-m (Bilmek fiilinin
geni zamannn birinci tekil ahsnn hikayesi.) Bil-ir-mi-im (bilmek fiilinin geni

94

zamannn rivayetinin birinci tekil ahs.) Bil-ir-se-m


zamannn birinci tekil ahsnn art.)

(Bilmek fiilinin geni

Yaplarna gre fiiller:


Fiiller de isim ve sfatlarda olduu gibi basit, tremi ve birleik diye
ekilde karmza karlar: Geldin, gelitin, gelebildin.
Yapm eki almam, kk durumundaki fiillere basit fiiller denilir: gel, al,
git, gr, sor.
Fiil ve isim trnden kelimelerden yapm ekleriyle kurulan fiillere de
tremi fiiller denilir: Altrld. Gzelleti. Evlendi. Bencilleti.
Birleik fiiller, ekilde karmza karlar:
1.Yardmc fiillerle isimler birleerek i, olu ve hareket bildirirler: Adam
olmak, iyilik etmek, el eylemek, nazar klmak gibi.
2.Fiillerle isimler anlamca kaynar, hatta kalplaarak deyim olutururlar:
Gz atmak, kulak asmak, el uzatmak, iine dmek, bitkin dmek gibi.
3.Vermek, durmak, kalmak, bilmek, yazmak fiilleri dier fiillerle zel
eklerle birleerek, tezlik, srerlik, yeterlik ve yaklama ifade eden i, olu ve
hareketler bildirirler. Bunlara da kurall birleik fiiller denir.
Tezlik fiilleri, fiil tabanlarna i vermek fiili eklenerek yaplr:
Gelivermek, gidivermek gibi.
Srerlik fiilleri, -e durmak, -e kalmak fiili eklenerek yaplr:
Gidedurmak, bakakalmak gibi.
Yeterlik fiilleri de e bilmek fiili eklenerek yaplrlar: Gidebilmek,
gelebilmek gibi.
Yaklama fiilleri ise, -e yazmak fiilinin ilavesiyle yaplr: Deyazmak,
gideyazmak gibi.

Ek-fiil
sim soylu kelimelerin sonlarna gelerek, onlara olmak, olu anlam katan
eklere ekfiil denilir: Hastaym (Hasta oldum.) rencisin (renci oldun.)
Gzelsin (gzel oldun.)
Ekfiilin mastarnn imek olduu sylenir. Bu fiilin geni zaman, grlen
gemii, duyulan gemii ve art vardr: gzelim, gzelsin, gzeldir, gzeliz,
gzelsiniz, gzeldirler, (Geni zaman). Gzeldim, gzeldin, gzeldi, gzeldik,
gzeldiniz, gzeldiler, (Grlen gemi zaman). Gzelmiim, gzelmisin,
95

gzelmi, gzelmiiz, gzelmisiniz, gzelmiler, (Duyulan gemi zaman).


Gzelsem, gzelsen, gzelse, gzelsek, gzelseniz, gzelseler, (art).
Mastar imek olduu iin, bu fiil, isimlere, idim, idin, idi, idik, idiniz, idiler
eklinde de eklenebilir: Gzel idim, gzel idin... gibi.
Zarflar:
Kelime trlerinden biri de zarftr. Belirte de denilen zarflar, isim soylu
kelimeler olup, sfatlarn, fiillerin ve kendi cinsinden olan kelimelerin anlamlarn
zaman, yer, yn, durum, azlk, okluk bakmndan belirleyicidirler: ok gzel
ocuk. Gzel konuuyor. ok gzel okuyor.
Akam gideriz, sabah geliriz. imdi oturalm. Hemen gitmeyeceiz. Daha
gelmediler. Ge kalmazlar. imdi gelirler. Bu zarflar zaman bildirirler.
Yavaa kalkt, usulca yaklat. Sk sk sarld. Yzne glerek bakt.
Diyar diyar gezdin, derbeder dndn, dedi. Bunlara da durum zarflar diyoruz.
Yukar ktm, ieri girdim. Pencereden aa baktm. Biraz ileri gittim.
Tekrar dar ktm. Buradakiler de yer ve yn zarflardr.
Bu laf ok dinledim. Biraz otur. ok abuk yoruluyorsun. Fazla konuma.
Buradakiler de azlk okluk zarflardr.
Nasl oldu, nasl konutunuz? Ne susuyorsun, syle! Hani anlatacaktn?
Niin geldin yleyse? Bunlar da soru zarflardr.
Zarflar isimler gibi ekim eki almazlar, alrlarsa isim grevinde olurlar:
eriye girdim, cmlesinde ieriye, yer tmleci olur, zarf tmleci olmaz.
Edatlar ve Balalar:
ne ile dikmi. Makas ile de kesmi. Okumak iin ald kitab getirmedi,
ama yazmak iin ald kalemi getirdi, verdi ve gitti. Bu cmlelerde koyu harflerle
dizili kelimeler, tek balarna bir anlam tamadklar halde, anlaml kelimeler
arasnda, anlam ilikileri kurarlar, veya onlar birbirlerine balarlar. te bu tr
kelimelerin anlam ilikisi kuranlarna edat, balayc olanlarna da bala deniliyor:
le, iin anlam ilikisi kurarken, ama, ve bala grevi yapyor.
Ali dergi ile kitap getirmi, babas ile de gitmi. Burada iki tane ile var.
Bunlardan biri edat, biri de balatr. Cmleden atldnda, cmlenin anlam
bozuluyorsa, atlan kelime edattr; cmleden atldnda cmlenin anlam
bozulmuyorsa, atlan kelime balatr. Birinci ile, bala; ikinci ile, edattr.
nlemler:

96

Duygular, dnceleri biraz heyecanla anlatan kelimelerdir. Eyvah


geldiler! Vay hain! Ey insafsz! Hadi yr! Gibi...
Cmle ve Cmlenin eleri:
Sebep-sonu grubu cmlelerinin btn dnya dillerinde ya iki taraf da
olumlu veya iki taraf da olumsuzdur:
rnekler:
almad, bu yzden baaramad.
ok alt, onun iin kazand.
Ztlk grubu cmlelerininse btn dnya dillerinde bir taraf
olumluysa, dier taraf olumsuzdur.
rnekler:
almad, ancak baard.
ok alt, fakat kazanamad.
Dnya dillerinde ses, kelime, cmle kabuk; anlam ise zdr. Bu z
Yaratc tarafndan insanoluna balanmtr ve asl tek dile ait olmaldr.
Yoksa dnya dillerinin birinden dierine tercme yapmak mmkn olmazd.
Bir yarg bildirmek zere tek bana kullanlan ekimli bir eyleme veya
ekimli bir eylemle birlikte kullanlan kelime dizisi.ne cmle diyoruz: Gel.
Ellerini yka. Su, biraz sonra bitecek. nsansn. nsan olamadn, demedim.
Cmlenin anlalmasnda grev yklenmi kelime veya kelime gruplarna
cmlenin eleri denir: zne, yklem ve tmleler.
Kim, neyi, nereden, nasl, ne zaman getirdi? Bu cmlede, her soru
szc bir eyi gsterir: Kim, zneyi; neyi, nesneyi; nereden, dolayl tmle
veya yer tamlaycsn; nasl ve ne zaman ise zarf tmlecini gsterir.
Burak, kitab, ktphaneden g bela, imdi getirdi.
Yklem, cmlenin temel esidir. Bu da, ya ekimli bir fiildir, ya da ekfiil
alm isim cinsinden bir kelimedir: Btn insanln yz / glecektir. Bu
cmlede yklem ekimli bir fiildir. Yz glecek olan / btn insanlktr. Bu
cmlede ise yklem, ekfiil alm bir isimdir.
ocuklarn en gzeli benim kardeimdir. Orhann amcas iyi insandr.
Masann zerinde duran, asrlar ncesinden kalma bir kitaptr. Btn rakamlarn
anas, 1dir. ( 1 olan ne? Asrlar ncesinden kalma bir kitap olan ne? yi insan olan
kim? Benim kardeim olan kim?) Btn bu sorulara cevap olan kelime veya kelime
gruplar da bu isim cmlelerinin zneleridirler.

97

zne, ekimli fiilin ya da fiilimsinin bildirdii kii veya eydir: Orhan


gitti, kitaplar geldi. Burak gelince, Adil de gelecek. (Yklem neyi veya kimi
bildiriyor, sorusu zneyi buldurur.)
Cmlelerde zne ile yklem arasndaki ilikiler gramer kurallarna uygun
olmaldr. Buna dikkat edilmezse anlatm bozukluklar ortaya kar. Trke cmle
yapsnda zne tekil olursa yklem tekil; zne oul olursa, yklem de oul
olur: nsan dnen varlktr; veya insanlar dnen varlklardr. Cmleleri
dorudur; ama, nsanlar dnen varlktr. nsan dnen varlklardr. cmleleri
yanltr. bu kuraln istisnalar da vardr: Talar dzgn yontulmuyorlar.
cmlesinde zne-yklem uyumsuzluu var; nk, Trke cmle yapsnda cansz
varlklar zne olunca yklem tekil olur, oul olmaz. Bu cmlenin doru ekli,
Talar, doru yontulmuyor. dur. Ayn durum, mastarlarn zne oluu halinde de
sz konusudur. Yazmalar devam ediyorlar. denmez. Dorusu, Yazmalar
devam ediyor.dur. Organ adlar zne olunca da ayn durum grlr. Gzleriniz
grmyorlar m? denmez. Gzleriniz grmyor mu? denir. Bitki ve hayvanlar,
zaman adlar, topluluk isimleri de zne olduklar zaman yklemleri tekil olur.
Aalar kuruyorlar. Gnlerimiz ok skc geiyorlar. Trkler ok
zekidirler. cmlelerinde zne yklem uyumsuzluklar vardr. Yklemlerdeki
okluk ekleri gereksizdir.
Cmlenin dier elerinden biri de tmletir. zne ve yklemden baka,
yklemi durum, zaman, yer ve sebep ynnden tamamlayan unsurlara tmle
diyoruz. Bunlar da nesne, dolayl tmle, zarf tmleci ve edat tmleci diye
adlandrlrlar. Burak, bu kalemi, dn okulda Adilden, dev yapmak iin, bir gl
vererek alm. Bu cmlenin yklemine u sorular yneltelim: Kim, neyi, ne zaman,
nerede, kimden, niin, nasl alm? Bu sorularn her biri, cmlenin bir esini
buldurur.
zne: Burak.
Nesne: Bu kalemi.
Okulda, Adilden: Dolayl tmle.
dev yapmak iin: Edat tmleci.
Dn, gl vererek: Zarf tmlecidir.
Demek ki, bir cmlede ykleme, kim (ne), kimi (neyi), nede, neye, nerede,
nereye, ne zaman, nasl, niin, ne ile? Sorular sorularak cmlenin eleri bulunur.
Cmleler, anlamlarna, yklemlerine, yaplarna ve kurulularna gre de
snflandrlrlar. Dilek, emir, nlem, art, soru cmleleri; olumlu ve olumsuz
cmleler diye anlamlarna gre; dz ve devrik cmle diye kurulularna gre; basit,
birleik cmleler, sral ve bal cmleler diye de yaplarna gre adlandrlr; isim
ve fiil cmlesi diye de yklemlerine gre isimlendirilirler.

98

Seni, dn okulda aradm. Dn aradm, seni okulda. lk cmle dz, ikinci


cmle ise devriktir. Dz cmlelerde yklem daima sonda bulunur; devrik cmlede
sonda olmaz.
Sen ok iyi bir adam olursun. Sen zaten gzel adamsn. Bu cmlelerde
yklemler farkldr. lk cmlede yklem ekimli fiil; ikinci cmlede ise yklem
isim soylu bir kelimedir. Bu yzden birinci cmleye fiil cmlesi, ikinci cmleye de
isim cmlesi diyoruz.
Bu gzel kitaplarn ou bakanlkta baslyor. Cmlesi yaps bakmndan
basit bir cmledir; nk bir yklemi var. Yapsnda biricik ekimli fiil bulunuyor.
Cmle tek bir dnceyi dile getiriyor.
Kaak baslan kitaplar satn almam. Cmlesi, birden fazla dnceyi dile
getirdii; birden fazla fiil cinsinden kelime bulunduu iin yap bakmndan
birleik cmledir. Bu cmlede, kitaplarn kaak basld, bu kitaplarn satn
alnmamas gerektii gibi iki dnce dile getiriliyor. lk dnceyi oluturan
cmleye yan cmlecik, ikinci dnceyi oluturan cmleye de temel cmlecik
deniliyor.
Burada ay iilir, sohbet edilir, kitap okunur. Cmlesinde birden fazla
cmle sralanm, sadece virglle birbirinden ayrlm. Ayrca dolayl tmleleri de
ortak tutulmu. Bu tr cmlelere de yap bakmndan sral cmle deniyor.
ok kitap okuyor; ama, yazmyor. Cmlesine de yap bakmndan bal
cmle deniyor; nk iki cmle, bir balala balanm.
YAZIM KURALLARI
Dillerin yazya geirilmeleri bir takm kurallarla olmaktadr. Belirlenen bu
kurallara o dilin yazm kurallar denir. Bu kurallar retmek iin kitaplar
hazrlanr. Bir kelimenin nasl yazlacan o kitaplara bakarak renebiliriz. Trk
Dil Kurumu da bunun iin mla Klavuzu diye bir kitap hazrlad. Orada bu
kurallar, etraflca anlatlmakta ve kelimelerin nasl yazldklarna ilikin geni bir
Genel Dizin sunulmaktadr.
Dilimizdeki yazm kurallarn yle zetleyebiliriz:
Trkede cmleler daima byk harfle balar: Kitab dost edindim.
Derler: nsanda derin bir yaradr, kszlk. Sana uurlar olsun... Ayrlyor
yolumuz! Koca Ali... Koca Ali, be! Ne yaman adamsn! Nereden geldin? Nereye
gidiyorsun? gibi cmlelerde de grld zere, nokta (.), iki nokta (:), nokta
(...), nlem (!) ve soru iareti (?) nden sonra gelen cmlelerin ilk harfleri de byk
olur.
u durumlarda cmle byk harfle balamaz:
99

-mek eki, mastar ekidir. m soru edat ayr yazlr. y harfi, kaynatrma
harfi olarak da grev yapar. 122, benim okul numaramdr. rnek cmlelerinde
grld gibi, cmle bir ek, bir harf, bir rakamla balarsa, cmlenin ilk harfi
byk yazlmaz.
iirlerde ounlukla msra balar byk harfle balar:
Bak soksan glgeme,
Scack kanm damlar.
Gir de bak lkeme:
Basz basz adamlar...
Mektuplarda ve resmi yazlarda hitaplar byk harfle balar:
Sayn Bakan, Sayn Profesr, Sayn Vali,
Gzel Kardeim,
Can Yolda,
Adreslerde kelimeler hep byk harfle balar:
Sayn Cafer Doan
Betelsiz Mahallesi, Seyitnizam Caddesi, 5. Yol Sokak Nu: 2,
zlem Sitesi, A Blok, Daire 27 Zeytinburnu/STANBUL
Tarihlerde ay ve gn adlarnn ilk harfleri byk yazlr:
Cafer, 1 Haziran 1980 Pazartesi gn, stanbulda dodu. (Belli bir tarih
belirtilmiyorsa gn ve ay adlar kk harfle yazlr: Adanaya 7 temmuzda
gideceiz.), 29 Mays 1453 Sal gn.
Ksaltmalar byk harfle yaplr:
Trkiye Cumhuriyeti (TC), Fatih niversitesi (F). Avukat (Av.).
zel isimlerin hepsi byk harfla balar:
Cihan Okuyucu, Ali Yldz. zel isimlerden nce veya sonra gelen meslek
isimleri, unvan isimleri ve takma isimler de byk harfle balar: Kimyager Necdet
Bey, Hatice Hanm, Yavuz Sultan Selim, Kasmpaal Durdu, Muhibbi (Kanuni
Sultan Sleyman), Yzba Mansur.
Hayvanlara taklan zel isimler de byk harfle balar: Tekir, Kocaba...
Millet, devlet, lke, dil, din-mezhep isimleri ve bunlarn mensuplar byk
harfle balar: Kazaklar, Kazakistanda Kazaka m konuur? Amerikada
Mslmanlk yaylyor, bir ksm Hristiyanlar da mslman oluyor.
Din ve mitoloji kavramlarn karlayan zel adlar byk harfle balar:
Allah, Cebrail, Kibele, Oziris.
ehir, kasaba, ky, mahalle, cadde ve sokak isimleri de byk harfle balar:
stanbulda Fatih ilesinin Draman mahallesinde oturur. Fatihte Akdeniz
caddesinden Fener sokana gir.
Haritalarda ad geen kta, blge, da, deniz, ova, nehir, gl... isimleri
byk harfle balar: Trkiye, Akdeniz Blgesi, Konya Ovas, Frat nehri, Tuz
Gl, Ar Da...
100

Kurum, kurulu ve kurul adlarnn her kelimesinin ilk harfleri byk yazlr:
Trkiye Byk Millet Meclisi, Anayasa Mahkemesi, Fatih niversitesi, Yksek
retim Kurulu.
Kitap, dergi, gazete, tablo, heykel ve hukukla ilgili kanun, tzk,
ynetmelik, ynerge, genelge adlarnn her kelimesi byk harfle balar: Kuran,
ncil, Tevrat, Kendi Gk Kubbemiz, Dirili, Byk Dou, Zaman, Hrriyet,
Dnen Adam (heykel), Son Akam Yemei (tablo), Medeni Kanun, Telif Hakk
Yayn ve Sat Ynetmelii.
Saray, kk, han, kale, kpr, ant vb. yap isimlerinin btn kelimeleri
byk harfle balar: Topkap Saray, Yldz Kk, Horozlu Han, Mara Kalesi,
Boaz Kprs.
Milli ve dini bayramlarn isimleri byk harfle balar: Kurban ve Ramazan
Bayramlar, Cumhuriyet Bayram.
Tarihi olay, a ve dnem adlar byk harfle balar: stiklal Sava,
Malazgirt Sava, lk a, Milli Edebiyat Dnemi.
zel adlardan tretilen btn kelimeler byk harfle balar: Trklk,
Trklk, Trklemek, stanbullu.
Yer ve millet isimleriyle kurulan birleik kelimelerde zel adlar byk
harfle balar: Mara dondurmas, Van kedisi, Japon gl.
Levhalar ve aklama yazlar byk harfle balar: Mdr, Doktor, Giri,
k.
Birleik kelimelerin yazl:
Yeni bir kavram karlamak amacyla kurulan birleik kelimeler, belirtisiz
isim tamlamas, sfat tamlamas, isnat gruplar, birleik fiiller, ikilemeler, ksaltma
gruplar ve kalplam ekimli fiillerden oluur: yer ekimi, hanmeli, ses bilgisi;
beyaz peynir, akgz, toplu ine; eli ak, ayak yaln, gn birlik, srt pek; sz
etmek, zannetmek, hasta olmak; gidebilmek, bakakalmak; oluk ocuk, tt, ev
bark; ba stne, gnaydn; sa ol, atekes, klbast.
Birleik kelimelerin bir ksm bitiik yazlr:
Ses dmesine urayan birleik kelimeler, kayn ana, kaynana; ne asl,
nasl; ne iin, niin; Pazar ertesi , Pazartesi; stl a, stla; biri biri, birbiri.
Arapa kkenli baz kelimeler, etmek, eylemek, edilmek, olmak, olunmak
yardmc fiilleriyle birleirken asllarna uyup ikinci hecedeki nllerini drrler.
Bunlar birleik yazlrlar: emir, emretmek; kayp, kaybetmek, kaybolmak; azil,
azletmek, azledilmek .
Yine Arapa af, his, ret, zan gibi kelimeler yardmc fiillerle birleirken
sondaki sesler asllarna uyarak ift sese dnr: affetmek, hissetmek, reddetmek,
zannolunmak.

101

Vurgular son heceye kayan birleik kelimeler bitiik yazlr: akgz,


anaerkil, babayiit, bastbacak, boboaz, bykba, camgz, dztaban gnaydn,
iveren.
Vurgular son hecede bulunan ikilemeler de bitiik yazlr: czbz, drdr,
yzgz.
Eanlaml ikilemelerde de vurgu genelde ikinci hecededir; bunlar da bitiik
yazlr: darmadan, karmakark.
Benzetme yoluyla nesneleri karlayan kendi anlamlar deimi tamlamalar
bitiik yazlr: hanmeli, suiei, devetaban, katrtrna, akbaba, dalkavuk,
keiboynuzu.
Deyim halinde kalplam cmleler de bitiik yazlr ki bunlar, bir nesnenin
ad olmutur: tkrldm, atekes, dedikodu, kag, mirasyedi, kaptkat, klbast,
imambayld, gecekondu.
Yurt, ev, ocak gibi Trke kelimelerle kurulu birleik adlar ayr yazlr:
doum evi, yayn evi, asker oca, salk oca, renci yurdu.

102

You might also like