You are on page 1of 545

1

Toplumsal
Geriliklerimizin
Sorumlular
Din Adamlar
lhan Arsel






















2



"Eer (din adamlarna) kar benim ahsmdan bir ey anlamak
isterseniz, derim ki ben ahsen onlarn dmanym. Onlarn menfi
istikamette atacaklar bir hatfe (adm), yalnz benim ahsi imanma
deil, yalnz benim gayeme deil, o adm benim millet imin hayati
ile..., o adm milletimin kalbine havale edilmi zehirli bir hanerdir.
Benim ve benimle hem fikir arkadalarmn yapaca ey, mutlaka o
adm atan tepelemektir. Sizlere bunun da fevkinde bir sz
syleyeyim: farz-i muhal bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu
temin edecek Meclis olmasa, yle menfi admlar atanlar karsnda
herkes ekilse ve ben kendi bama yalnz kalsam, yine tepelerim"
Atatrk

"Akln o byk sihirbazn hneri nnde, Yok olacak gerek d ne
varsa inandm"
Tevfik Fikret

"Din adamnn kafasna, yer yznde en son kalan kilisenin en son
ta dt an insanlk (uygarlk) en yksek gelime noktasna
erimi olacaktr"
Emile Zola





3

Saylar bilinmez nice Turan Dursunlar var bu toplumda. Din Adam
olmakla beraber kendilerini eriat Zihniyetinin ok stne
karabilmiler ve karabilmek iin de insanlk sevgisi denizine
salabilmilerdir. Atatrkln ve Atatrk Devrimlerinin kurtarc
tlsmna sarlabilmilerdir. Tanr ve "peygamber" Emirleridir diye
kendilerine belletilen esaslarn AKIL rehberliine yol vermesi ve
msbet ahlak verileriyle yer deitirmesi gereine inanabilmilerdir.
Bugnk eriat ortam ierisinde ve Atatrk devrimleri ve uygarlk
dman din adamlar arasnda kendilerini "din adam" klnda
grmezler ve gerei sylemek gerekirse bu unvanla arlmay da
istemezler. Bu kitap, basta Turan Dursun olmak zere, onlara armaan
edilmitir.
lhan Arsel













4
NDEKLER
(Konu Baslklar)
Giri
ki Sorumlu: "Din Adam" ve "Aydn"
Din Adamnn Toplumumuza Bellettii ad "Din" Anlay
Konusunda
Kiiyi Aklclktan ve Dnme Gcnden Yoksun Klc eriat
Dzeninin Srdrcs Olarak Din Adam
Din Adam nsanlarmz, eriatn "Dua" ve "badet"
Konusundaki Verileriyle Eitirken, Yaratc Gten Yoksun,
"Mtevekkil", Kendine Gvensiz Ve Benliine Yabanc
Niteliklerde Klar
Din Adam nsanlarmz, eriatn Resim, Heykeltraslk,
Musiki, iir Gibi Sanat Konularndaki Yasaklaryla Fikren ve
Ruhen Geliemez Durumda Tutar
Din Adamlarn Gr Ayrlklarna Srkleyen Sorunlar nsan
Akln Durdurmaa Yeterli eylerdir:
eriatn elimeli ve Tutarsz Hkmleriyle Krletilen Zekalar:
Din Adamnn Olumsuz Rol
Din Adam nsanlarmz "Dnyevi" (Aklc) Nitelikteki Ahlak
Anlay le Deil Fakat "Uhrevi) (Dinsel) Nitelikteki eriat
Ahlak le Yattrr.
Kadn "Aklen ve Dinen Dun" Nitelikte Gstermek ve Her
Hususta Kltmek Suretiyle Toplumsal Geriliklerimize Neden
Olan eriat Dzeninin Uygulaycs Olarak Din Adam.
eriat Verileriyle Halkmz Batl nanlar eriinde Youran
Din Adam
5
Din Adam nsanlarmz eriat ykleriyle Uyutarak Akl
Dlklara nanan Kiiler Durumunda Tutar.
Din Adam nsanlarmz Rya Tabirleriyle Grmee Altrr
Din Adam nsanlarmz Hogrsz, Acmasz Ve Kindar Ruhla
Yattrr
Trk "Trke" ve "Trk" ile lgili Her eye Kar Yabanc,
Hatta Dman Yapan eriat Emirlerinin nsafsz Uygulaycs
Olarak Din Adam!
nsanlarmz, Farkl Din ve nantakilere Kar Dman ve
Hogrden Yoksun Klan eriat Verilerinin Belleticisi Olarak
Din adam.
Din Adamnn nsanlarmza Bellettii Tanr Anlay Olumsuz
Nitelikte Olup, Tanrnn "Ycelii" Fikriyle Badamaz
Din adamnn eriat Verilerine Dayal Olarak Bellettii
"Korkutucu" ve "Keyfi" Tanr Anlaynn, nsanlarmzn
Karakterleri ve Yaantlar zerindeki Olumsuz Sonular :
Halkmz "Yoksulluk", "Kader" ve "Sabr Denemesi"
Felsefesiyle Zavall Klan Din Adam
ktidar ve Varlk Bakmndan Gl Olann Destekisi Ve
Koruyucusu Olarak Din Adam
Atatrkn Binbir Glkle Din Adamndan Kurtard
toplumu, Yeniden Din Adamnn Penesine Terk eden Zihniyet.
Uluslarn Mutluluu Din Adamnn Penesinden Kurtulmakla
Mmkn; Din Adamnn Ktlkleri Son Bulacaktr Mutlaka
Bir Gn!
Dipnotlar ve Referanslar


6

G i r i
Din hocalarnn bolluu ile tannan Konyaya yapm olduu
gezilerinden birinde Atatrk, yannda baz yabanc eliler bulunduu
halde Kentin grlmee deer yerlerini gezer. Bu arada sarkl baz
hocalar kendisinden medreseleri de ziyaret etmesini isterler. Her ne
kadar din adamlarndan pek holanmaz olmakla beraber, nezaketsizlik
olmas iin teklifi kabul eder. Kendisini, yanndakilerle birlikte,
medrese olduu sylenen bir yere gtrrler. Buras kapsz, bacasz
bir yerdir. "Hani kap, nerede? " diye sorar. Kap yerine demir
parmakl bir yeri gsterirler ve "Medreseye kpek girmesin diye
parmaklk yaptrdk" derler. Sanki kpeklerin girmesini nlemek iin
daha akllca yaplacak baka bir ey yokmu gibi!
Demir parmakln stnden atlayp, yanndaki yabanc misafirlerle
birlikte, ieriye girer. Bir de grr ki ba sarkl bir tabur adam,
balarnda mft ve Konyann tekmil Ulemas olmak zere sraya
dizilmi, beklemekteler. Hepsine ayn ekilde nezaket gsterir. Onun
bu nezaketini frsat bilen mft efendi, hocalar lehine baz imtiyazlar
koparmak maksadyla konumaya giriir. Medrese rencilerinin
askerlik hizmetinden af'edilmelerini ister ve: "Efendim, bizim
rencileri askere alyorlar ve askerde bulunan rencinin iadesine
izin vermiyorlar. Bir ka defa hkmete yazdk. Cevap vermediler.
Emir buyurunuz (da bu hallere bir son verilsin) ... " der.
Byle bir konunun yabanc eliler nnde ele alnp tartlmas
halinde mftnn ve oradaki dier din mensuplarnn muhtemelen
rencide olabileceklerini dnen Atatrk: "Peki, icabna bakarm"
diyerek konumay ksa keser. Fakat mft efendi direnir: "Hayr
imdi emir veriniz. askerlik dairesi bakan Paamz buradadr;
Valimiz buradadr" der.
Atatrk yine nezaketini muhafaza ederek: "Nazari dikkate alrz" der.
Fakat mft efendi: "Efendim imdi karar veriniz" demekte srarldr.
Mftnn bu kstah ve rahatsz edici tutumuna kar Atatrkn
tepkisini kendi azndan dinleyelim: "O zaman vaziyyeti tetkik ettim.
Mft efendi, hocalarn her kes zerinde messir olduunu ispat iin
7
bana hkmediyordu. Gayet yksek sesle hocalara dedim ki -Bir sr
asker firarisi toplamsnz. Btn medreselerde sizin gibi insanlarn
yekununu toplasak Karahisar (ehrini) istirdat ederdik. Memleketi
kurtarmak m, yoksa sizlerin burada oturmanza karar klmak m?
Hangisi daha nemli?- ...".
Kukusuz ki olay Konyada byk tepkiler yaratr, zira din Ulemas
hakarete uramtr. Ancak ne var ki Konya ahalisi, bu olaydan
fevkalade mutlu olmuasna, Atatrke balln bildirir. Bazlar
yanna yaklaarak: "Efendim ok teekkr ederiz, biz hocalara kar
ok itibar ediyorduk. Sebebi de buraya gelen her byk adam, onlarn
elini pmtr. Biz de zannediyorduk ki onlarn elini pmek bir
ereftir. Yoksa biz bunlarn ne kadar (kt) 1 adamlar olduklarn
imdi anladk" derler. Sylemeye gerek yoktur ki bu ekilde
konuurlarken anmsatmak istedikleri ey "Evi baca, ky hoca ykar"
ya da "l evinde yas, imam evinde a" ya da "Allah Haziranda
ylandan, Ramazanda imamdan korusun" ya da "Olunu seven
hocaya, kzn seven kocaya vermez" eklinde olmak zere halk
dilinde yerlemi olan tekerlemelerdi.
Atatrk yukardaki olay 1923 tarihli bir konumasnda anlatmtr, ve
anlatrken de kendi ifadesiyle "Din hocalarnn bu memlekette ne
kadar kymetsiz olduklarn ve milletin hocalardan ne kadar nefret
ettiini" kantlamak istediini aklamtr 2 . Dnd o olmutur
ki Trk halk ve Trk kyls, din adamlar snfndan korkmutur,
ylmtr daha dorusu korkutulmu ve yz yllar boyunca hocalara
nem verme zorunluluunda tutulmutur.
Bundan dolaydr ki Atatrk, yeni "laik" Trkiye Cumhuriyeti nn
bakan olarak her frsatta halka: "(Din hocalarna) nem verirseniz
ve hele onlardan korktuunuzu ihsas ederseniz, gerekten sizi
korkuturlar" diyerek uyarda bulunmaya almtr. Din adamlarnn
gcnn, eriati hi kimseye tarttrmayp din retimini kendi
tekellerinde tutma ustalnda yattn ok iyi bildii iindir ki, eer
bu hkmler aka eletirilecek ve akl szgecinden geirilecek
olursa, onlarn sahte saltanatna son verilebileceini hesap etmitir. Bu
nedenledir ki konunun gazete, kitap ve air yollarla ele alnmasn ve
tartlmasn istemitir.
8
Anmsamakta yarar vardr ki slam tarihi ierisinde insan varlnn
haysiyeti ve insanlk sevgisi adna din adamlarna kar ilk gerek
sava aan ve halk bu snfn penesinden ve smrsnden
kurtarmaa alan tek kii Atatrk olmutur. Nasl ki Bat dnyas
aydnlar, ve zellikle 1789 Fransz htilali liderleri ruhban snfn al-
aa ederek Akl an getirebilmi iseler, Atatrk de bir baka
yoldan, fakat tek bana ayn sonucu Trk toplumu iin dnmtr.
Laik Cumhuriyeti kurduu andan itibaren din adamlar snfn artk
millete zarar veremez ve daha dorusu Trk halkn etkileyemez hale
sokmak istemitir. Aslnda din adamlarn o, her nerede olurlarsa
olsunlar, dnya ilerine kartklar oranda, insanln felaket kayna
olarak grmtr. Bu yzden din adamlarn sevmez ve sevmediini
aka sylemekten ekinmezdi. Hele halkta onlara kar mevcut
olduunu bildii korkuyu giderebilmek maksadyla yle derdi: "Eer
(din adamlarna) kar benim ahsmdan bir ey anlamak isterse niz,
derim ki ben ahsen onlarn dmanym. Onlarn menfi istikamette
atacaklar bir hatfe (adm), yalnz benim ahsi imanma deil, yalnz
benim gayeme deil, o adm benim milletimin hayati ile..., o adm
milletimin kalbine havale edilmi zehirli bir hanerdir. Benim ve
benimle hem fikir arkadalarmn yapaca ey, mutlaka o adm atan
tepelemektir. Sizlere bunun da fevkinde bir sz syleyeyim: farz-i
muhal bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu temin edecek Meclis
olmasa, yle menfi admlar atanlar karsnda her kes ekilse ve ben
kendi bama yalnz kalsam, yine tepelerim" 3.
Bu konumay Atatrk, 1923 Ylnn ubatnda yapmtr. Bu
tarihten az sonra, 16 Mart 1923 gn Adanada unu syler:
"Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz...grrsnz ki milleti mahveden,
esir eden, harab eden fenalklar, hep din kisvesi altndaki kfr ve
melanetten gelmitir. Onlar (Din adamlar) her trl hareketi dinle
kartrrlar". 4
Bu gayretlerinin sonucu olarak getirdii laiklik sistemi, Trk insann,
sarkl hocalarn sahte "rehberliinden" kurtarp akl rehberliine ve
bylece fikir ve dnce zgrlne yneltmitir. Yaad dnem
boyunca insan beyninin, din adamnn deil fakat akl adamnn
elinde ve eriat eitimiyle deil fakat laik usullerle yorulmasn
9
salamtr. Bu sayededir ki Trkiyeyi dier btn mslman lkeler
ierisinde en ada, en ileri, en uygar duruma sokacak bir kuak
yaratmtr.
Ancak ne var ki kendini aydn sanan bizler, Atatrkn yerletirdii
bu gzel ilkeyi bilmezlikten gelmi, ve din adamnn karsna aklc
usullerle dikilme geleneini srdrememiizdir. Srdrmek yle
dursun ve fakat onun lmnden az sonra hortlamaya balayan ve
giderek younlaan eriat saldrganlklarna aldrmam ve daha
dorusu bu saldrganlklar karsnda susmu oturmuuzdur. Bu
susmuluumuz bugn artk Trkiyeyi Humeyni zlemindeki din
adamlarnn penesine terk etmitir. Oy peinde koan
siyasetilerimiz ise, biz aydnlarn bu ihanetimizi, srf kendi hasis
karlar uruna, biraz daha pekitirircesine kendilerine rehber
edilmilerdir. ylesine ki, kiilerin gnlk Yaamlarnn
dzenlenmesini din adamnn a d zihniyetine terk etmek bir yana
ve fakat Devlet arknn ileyiini, rnein halktan vergi toplanmas
ya da doann korunmas ve evre kirliliinin nlenmesi ilerini bile,
camilerde vaaz verecek imamlarn ustalna brakmlardr. rnein
1991 yl Mart aynda T.C. Maliye ve Gmrk Bakanl, vergi
konusunda en iyi vaazda bulunacak olan imama on milyon liralk
dl verileceini ilan etmitir. 1994 Ylnn Aralk aynda bir Bakan
Trkiyenin her kesine yaylan imamlardan evre bilincinin
oluturulmas iin yararlanlacan bildirmitir 5.
te yandan seim baars Umutlar da din adamlarnn tarafgir
davranlarna dayatlmtr. rnein 1991 yl seimlerinde "kktenci"
bir partinin Kayseriden yedi milletvekili karmasn, imamlarn bu
parti lehine propaganda yapmas nedeninde arayan bir parti il Bakan
yle diyor: "Valilie dileke verip ikayette bulunduk. Devlet
memurlar, zellikle imamlar Refah Partisi iin youn propaganda
yapt. Seim gn bile, sanda giden semenleri etkilediler." 6
Ne hazin bir tecellidir ki 1945lerden itibaren Demokrat Partinin
peine taklarak din adamnn glgesine snm olan siyasiler dahi
bugn artk din adamndan medet ummann, sadece lke bakmndan
deil fakat kendi z karlar bakmndan, nasl bir felaket yaratacan
anlamaa balamlardr. Kendilerine taraftar grnen din
10
adamlarnn, nasl bir kaypaklkla muhalif partilere destek
olabileceklerini grr olmulardr.
Eer bu gidisi durdurucu yollar aramaz, ve saplandmz atalet ve
umursamazlktan syrlp halk din adamnn tasallutundan
kurtaramazsak ve eer politikaclarmz, bilgisizlikten ve hele o
iren bencilliklerinden uzaklatramazsak, ran modeli "teokrasi"
felaketine hazrlanmamz, ya da daha byk bir ihtimal ile, miadn
doldurmu milletler kafilesine katlp yok olmamz muhakkaktr. Din
hocalarnn, ya da din kurulularnn tm yaantlarmza bask
yaratmalarna ve ada deer llerimize meydan okumalarna, ve
ad zihniyet ve verilerle toplumu yourmalarna ve ksacas
memlekete sahip kmalarna biraz daha gz yumacak olursak her ey
bitmi demektir.
Biz aydnlara den ey, din adamnn ve genellikle eriatnn kara
zihniyetine kar cesaretle dikilmek, "eriat emridir" diye halkn
beynine yerletirdikleri her eyi akl leinden geirip eletirmek,
halk zgr dncenin ve aklcln nimetlerine eritirmek, bylece
sarkl hocalarn (zellikle "Doent", "Profesr" unvanl "niversite
mollalarnn" 7) saltanat heveslerine son vermek ve daha dorusu
Atatrkn vaktiyle sylediklerini ve hele:"(Din hocalarna) nem
verirseniz ve hele onlardan korktuunuzu ihsas ederseniz, gerekten
sizi korkuturlar" eklindeki szlerini izlemektir.








11
ki Sorumlu:
"Din Adam" ve "Aydn"

I. "Din adamlar snf" konusunda.
A) slamda "Ruhbanlk" (Din adamlar snf) olup olmad
konusunda.

B) slamn geri kalm olmas Sorumluluunun Din adamlar
Snfna ait bulunduuna inananlar:

C) nsan beynini ilemez hale getirmede din adamlarnn
sorumluluu.
II. Din adamlarna Kar Savam Grevi.
III. Din Adamna Kar Savaabilmek in Her eyden nce eriatn
yzn Bilmek ve eriat Verilerini Eletirmek Gerek:
IV. eriatn yznn sergilenmesi halinde din adamlarnn sahte
saltanat mutlaka sona erecektir:
V. Bitmeyen Tehlike
A) Gemiten Bugnlere:

B) Din adamnn olumlu sandmz davranlar konusunda

C) Olumlu davran sahibi grnenlerin i yz:

D) En Samimi Davran Sahipleri Dahi nsan Sevgisinden,
dealizmden ve acl Deer llerinden Yoksun:

Toplum olarak fikir-dnce gelimesi ve vicdan bilinlenmesi gibi
nimetlerden yoksun kalmlmzn baslca iki sorumlusu vardr: Din
adam ve Aydn ! .
12
lk sorumluluk din adamnn omuzlarndadr, nk gerek aydnn
yetimesine o engel olmutur. nsan beyninin iler hale girmesinden
en ziyade rken bir snf olarak din adamlar, akln zgrle
kavumasna ve aklc dncenin olumasna kar kabilmek iin
eytann bile bulamayaca kurnazlklar ve ktlkleri dnebilir
olmulardr.
Ancak ne var ki din adamnn, toplumumuz bakmndan felaket
yaratan tutum ve davranlar zel bir eletiri konuu yaplmam, tm
sorumluluk "aydn" diye tanmlanan snfla birlikte "memur" snfnda
aranmtr. Nitekim 1921 tarihli Anayasann hazrl srasnda bir
temsilci, Trk toplumunun geri kalml nedenlerine deinirken
yle diyordu: "Efendiler, bugn dnyann pek az yeri vardr ki,
bizim zerinde yaadmz zulumdide topraklar kadar harabiye dar
olsun. ine gitseniz, Afrikaya gitseniz, ancak (vahi milletlerin)
oturduu topraklardan gayr hi bir toprak bulamazsnz ki bu
memleket kadar kllk harabe bayku yuvas olsun... Nfusumuz
azalm, yolumuz kalmam, orman yok, insanlar (salktan yoksun)
bir hale gelmi. Btn bunlar bir (szckte, bir kt ynetim szc
ile zetleyebilirsiniz). Bundan kimi mesul edeceiz, efendiler?
Bundan mnevver (aydn ) snf da mesuldr, memurin snf da".
Konumacya gre aydn snf sorumlu idi nk lkeyi diledii yola
srkleyemiyordu ve stelik memleketi de anlayamyordu ancak ne
var ki aydn snf miktarca az idi. Fakat asl sorumlu olan memur snf
idi. Millete asl ktl yapan, halkn cehaletinden yararlanan, ve
onu smren bu snf idi. Konumacnn bu szleri dorultusunda
olmak zere bir baka ye : "Biliyorsunuz ki bu memleketin teden
beri bir hastal vardr, bu hastalk u idare hastaldr" dedikten
sonra Tanzimat ve Merutiyet Dnemlerinin halk ile ilgisiz, halk ile
temas etmez bir memurin snf yarattn, bu snfn halk hor
grdn, kylnn zerinde Kendilerinin "bir hakk amiriyet
sahibi" olduklarn belirterek yle diyordu: "...Mnevver snf
mnevver azlyla ve memleketi anlayamamas ile ne kadar kabahatli
ise, memurin snf da kendilerini bu memleketin srtndan geinmek
suretiyle, amiri mekkil suretiyle hareket ederek ok hata etmilerdir...
Kylye gelince, daima iittiine (gvensizlik) hasl ederek,
(gvensizlii) kendisince asl telakki ederek, dur bakalm sonu ne
13
olacak, diyerek boynunu bkm, cesur ve mtevekkil beklemitir..."
8.
Bu szlerde byk bir gerek yatt muhakkak fakat ne var ki
kullanlan deyimlerde yetersizlik var. nk "mnevver" (aydn) diye
bilinen snf aslnda "Ulema" snf olup toplumun eriat ilkeleri
dorultusunda ynetilmesini salard fakat genellikle gerici bir ruhla
salard. Bu snf oluturanlar "din adam" niteliinde "ilahiyatlar"
olup eriatn belletilmesinde ve uygulanmasnda i grrlerdi.
Geimlerini devletten saladklar iin siyasal iktidar tarafndan
denetilmekle beraber eriatn bekisi roln stlenmi olarak ou
kez hkmeti diledikleri ynde etkilerlerdi. te yandan "Din
grevlileri" olarak "mam" ya da "mezzin" vb... gibi unvanlarla i
gren ikinci derecedeki din adamlar, genellikle dk kertede
kimselerden seilirdi.
Aslnda din adamlarnn "st" ya da "alt" derecede olanlar, hepsi de
aklclktan yoksun idiler. Fakat halk ile dorudan doruya iliki
halinde bulunan, ve halk yetitirme durumunda bulunanlar, rnein
imamlar vb..., fikren ve ruhen daha da aa kertede kimselerdi.
Halkn geri braklmlndaki sorumluluun byk ksm onlarn
omzunda yatmtr.
Ancak ne var ki tm eriat lkelerinde din adamlarn eletiri konuu
yapma gelenei domad iin halk fikren ve ruhen gelitirmek
mmkn olmamtr.
I) "Din adamlar snf" konusunda.
Napolyon Bonapart hi bir dine inanmayan ve fakat siyaset icab
inanrm gibi grnen devlet adamlarndan biridir. Kendisini
"mparator" ilan ettikten sonra bu kurnazln biraz daha ustalkla
kullanr olmutur. Papala ve Kiliseye dman olduu halde srf
iktidarna g katabilmek ve Katolik Kilisesini kendisine
balayabilmek iin 1801 ylnda Papa ile Concordat imzalamtr.
mzaladktan sonra din byklerinden biriyle konuurken: "Biliyor
muunuz ki ben dilersem Kiliseyi yok edebilirim" diye saka yapmak
ister. Kendisini dinleyen bu din adam yle karlk verir: "mparator!
(unu bilin ki) Bu ii din adamlar bile yapamad" 9.
14
Bu yantn anlatmak istedii ey din adamlarnn Ktlklerinin
snrszldr u bakmdan ki yukardaki yant veren kii Napolyona:
"Din adamnn yapamad ktl hi kimse yapamaz" demek
istemitir. Bat dnyas din adamnn ktlklerine kar yzyllarca
(zellikle 17 ve 18.ci yzyllar boyunca) savam verebildii iindir ki
akl ana kabilmi, uygarla eriebilmitir. rnein Akl ann
temellerini pekitiren 1789 Fransz htilali, din adamlarnn tm
olarak saf d braklmalarn salayan bir eylem olarak nem tar.
slam dnyas iin ise byle bir savam sz konuu olmamtr
olmad iindir ki mslman halklar bugn, yeryznn en geri
lkeleri olarak kalmlardr bunlardan biri de biziz. Geri
kalmlmzn sorumluluu, hem "aydn" dediimiz (fakat gerekte
aydn olmayan) snfn ve hem de din adamlarnn srtndadr.
A) slamda "Ruhbanlk" (Din adamlar snf) olup olmad
konusunda.
slamda "Din adamlar snf" diye bir snf olmamak gerektiini ne
srenler oktur. ddialarn da genellikle "La ruhbaniyet-l fil slam"
("slamda ruhbanlk yoktur") eklindeki hadis hkmlerine dayatrlar.
Onlara gre slamda sadece ilahiyatla uraanlar vardr, fakat bunlar
Hristiyanlktaki din adamlaryla kyaslanmamaldrlar. lahiyatla
uraanlar din hkmlerini ve kurallarn inceleyen ve reten
kimselerdir fakat bunlar "din adamlar snf" diye bir snf
oluturmazlar.
Yine onlara gre slam dininin uygulanmas iin din adamna gerek
yoktur. Dini trenlerde imamlarn ve hatiplerin bulunmas koul
deildir cemaatten her hangi biri, erkek olmak kaydyla, imamlk
yapabilir her mslman kendi ibadetini kendisi dzenleyebilir. Yeni
doan ocua adnn konmas, ya da daha sonra din eitimi verilmesi
ailenin de yapabilecei ilerdendir 10.
Bu yukardaki iddialara unu da eklerler ki Kuranda "din adamlar
snf" diye bir eyden sz edilmi deildir, sadece "mamlk" (imama)
konuu hkme balanmtr ve bununla "rehberlik" ya da "nderlik"
sorunlar dzenlenmek istenmitir. Derler ki Isra Suresinde, genel
olarak, "peygamberlerin" imamlndan (Bkz. 17 Isra 71), ve Ya-Sin
15
suresi nde "Tanr emirlerini sergileyenlerden" (Bkz. 36 Ya-Sin 17),
Bakara Suresinde brahimin "rehber ve nder" olarak imamlndan
(Bkz. 2 Bakara 124), ve Furkan Suresinde "rnek kiilerin"
imamlndan (Bkz. 25 Furkan 74) bahis vardr (Bkz. 47 Ahkaf 12, ve
ayrca bkz. 15 Hicr 80 ve d.).
Yine derler ki Ya-Sin Suresi nde "Sizden bir cret istemeyenlere
uyun" (K. 36 Ya-Sin 21) diye yazldr ki namaz adabna vakf
olanlarn namaz kldrrken bu grevi cretsiz olarak yerine
getirmelerini amirdir.
Daha baka bir deyimle Kurann yedi yerinde geen imam szc,
onlara gre "rnek" ya da "nder" kii anlamn ierir. Bundan
dolaydr ki Sunni mezhebi bakmndan, namaz kurallarn (namazn
adab ve erkann) yeterince bilen her mslman kiiyi "imam" diye
armak mmkn saylmtr. Hatta cemaatin, din hakknda bilgiye
sahib olmak kaydyla her hangi bir kimseye, cret karlnda bu ii
grdrebilecei, ve imamn grevinin namazdaki "imamet" sresince
geerli olabilecei kabul edilmitir.
te yandan Snniler "imam" deyimini bir de nl slam bilginleri ya
da mezhep kurucular iin kullanr olmulardr. iilere gelince onlar
bu deyime biraz daha geni anlam ve uygulama olasl tanmlardr.
slamda din adamlar snf diye bir snfn olmadn ileri srenler,
Hristiyanlkta ve dier dinlerde "Takdis" ya da "Gnah karmak" ya
da "Cennete girmek iin ruhsat almak" ya da buna benzer ayn ve
ilerin papazlar, patrikler, piskopazlar vb... tarafndan yapldn fakat
slamda bu tr eylem ve ilerin karl bulunmadn belirterek
grlerini pekitirmek isterler.
Oysa ki din adam demek sadece bu ilerle uramak demek deildir.
Bunun yannda kiileri ve halk din inan ierisinde tutan, din
verileriyle uraan ve bunlar okutan, "Tanrya ve Peygambere itaat"
salayc din ykmlerinin benimsenmesine alan kimselerin
meydana getirdii bir snf vardr ki "din adamlar snf" diye bilinir
ve slamda byle bir snf daima var olagelmitir. Muhammed bizzat
kendisi "mezzinlik" grevini din grevi olmak zere yerletirmitir.
16
Mezzinin grevi halk ibadete armak, gelmeyenleri dayakla
zorlamaktr.
Kendisini Tanrnn halifesi (Halifat resul Allah) olarak kabul ettiren
Muhammed, "halifelik" unvannn kendisinden sonrakiler tarafndan
kullanlmas hususunda Kurana bir ey koymu deildir. Her ne
kadar "Halife" szc Kuranda yer almakla beraber bu szcn,
Muhammedin halefi olacak olan kimselere zg saylmas
gerektiine dair bir kayt yoktur. Bundan dolaydr ki ilk halifeler
"amir al mminn" diye arlmlardr. Bununla beraber
Muhammedin lmnden sonra slam toplumunun imam (yani en
yksek bakan) olarak i grenler "Halife" niteliini almlardr.
"Halife" szcnn unvan olarak Osman hakknda ve daha sonra
Abbasiler ile onlardan sonraki hkmdarlar zamannda kullanld
sylenir. slam demek hem dnyevi ve hem de uhrevi ilerin tm
demek olduundan halifeler en yksek dini lider olarak kalmlardr,
denir.
Mftlk ya da eyhlislamlk gibi grevlere gelince, bunlar 10.cu
yzylda ortaya kan "eref" unvanlarndan olmu ve "Ulemaya"
zg kalmtr. Denilebilir ki btn bu unvanlar din ve dnya ilerinin
ayniyetinden doma eylerdir ki meruiyetini Kurandan almtr.
u bakmdan ki Kuran, kendilerine "bilgi" verilmemi olanlarn
Kuran ve din hkmlerini anlayacak yeterlikte olmadklarna
deinirken, onlara bu hkmleri anlatabilecek kimselerin Tanr
tarafndan yaratldklarn anlatr. Bilindii gibi Kurann birok
yerinde Tanrnn "renkleri eit eit meyveler" kard, dalardan
geen deiik renklerde "ve simsiyah yollar" yapt, insanlar ve
hayvanlar arasndan yine byle trl renkte olanlar yaratt ve
insanlar arasnda bazlarna "furkan" verdii yazldr (Bk.z K. 21
Enviya 48). "Furkan" verilen bu kimseler arasnda brahim, Musa ve
Harun vb... gibi kimseler olduu aklanmtr (K. 21 Enbiya 48, 51).
Bakara Suresinde Tanrnn, brahime hitaben: "Seni, insanlara
imam (nder) yapacam" dedii, brahimin de "Soyumdan gelenleri
de yap" diye dilekte bulunduu yazldr (K. 2 Bakara 124).
Muhammed kendisinin de tpk brahim ve dierleri gibi bu yetenekle
gnderildii sylemekten geri kalmamtr.
17
"Furkan" szc "iyi" ve "doru" olan, "kt" ve "yanl" olandan
ayrma yetenei demek olduuna gre din sorunlar konusunda yetkili
bir snf yaratlm demektir. Bunlar yle kiilerdir ki, kendilerine
"bilgi" verilmemi olanlar "slami" gereklerle aydnlatmak iin
grevlendirilmilerdir. Bilgice yetersiz klnm olan kimselerin
Tanrdan, kendilerine aydnlatc kiiler vermesini dilenmeleri gerekir.
Nitekim Kurann bir ok yerinde: "...yle kiilerdir ki onlar-
Rabbimiz ...gzlerimizi aydnlatacak kiiler ihsan et bize- derler"
(Furkan Suresine baknz) eklinde hkmler yer almtr.
Bundan baka bir de ayetlerden bir ksmnn "apak" ve bir ksmnn
ise "eitli anlamlara geldii" ya da "anlalmas mmkn grlmeyen
ayetler" olduu ve bunlarn ancak Tanr ve "limde yksek payeye
erienler" tarafndan yorumlanabilecei bildirilmitir. mran
Suresinde yle yazl: "(Kurann) bir ksm apak ayetlerdir ve
bunlar kitabn temelidir. Dier ksmysa eitli manalara benzerlik
gsterir ayetlerdir. Yreklerinde erilik olanlar fitne karmak ve
onlar tevil etmek iin manalar ak olmayan ayetlere uyarlar.
Halbuki onlarn tevilini ancak Allah bilir. Bilgide pheleri olmayacak
kadar kuvvetli olanlarsa derler ki- Biz inandk ona, hepsi de
Rabbimizdendir. Bunu akl tam olanlardan bakas dnemez" ( K. 3
al-i mran 7). Din adamnn sylemesinden anlalan odur ki Tanr bir
ksm ayetleri, sadece kendisi ve ilimde kuvvetli olanlar anlasn diye
"eitli anlamlara" gelecek ekilde hazrlamtr. Akl tam olmayanlar
bunlar anlayamazlar.
te yandan bn Kudama gibi fkhlar, Enbiya Suresinin
"Bilmiyorsanz Kitapllara (ehluz- zikr) sorun" (K. 21 Enbiya 7)
eklindeki ayetine dayanarak, din sorunlarnn Ulemaya ve din
adamlarna sorulmas grn savunmulardr. Bundan dolaydr ki
slam lkelerinde "Din adamlar" deyimi (en geni ekliyle anlald
ekliyle), bu ileri gren imtiyazl bir snfn simgesi olagelmitir.
slamn, din ve dnya ilerini birbirinden ayrmayp her ikisini tek
kaynaktan kma emirlerle dzenledii ve te yandan Muhammedin
brakt hkmlerin, "bilen" kiilerce akla kavuturulmas
gerektii hesaba katlacak olursa, halkn inan ve imann
glendirmee memur bir snfn varlnn doal saylmas
18
zorunluluktur. Bu snfn yardm olmadan mslman kiilerin slami
verileri renip bilmeleri, ve buna gre yaamlarn dzenlemeleri
mmkn deildir. u bakmdan ki Muhammedin Kuran olarak ya da
Kuran olmayarak getirdii hkmleri (yani Hadis-Snnet verilerini),
deil halktan kiilerin fakat "Ulema" diye bilinen snfn dahi anlamas
ve akla kavuturmas ou zaman mmkn olamamtr. Her ne
kadar Kuranda, ayetlerin her kes tarafndan anlalabilmesi iin
"ak" ve "seik" olmak zere gnderildii bildirilmekle beraber ou
ayetlerin hite byle olmayp anlalamayacak nitelikte bulunduu bir
gerektir. Ayetler arasndaki elimeler bir yana fakat her hangi bir
ayetin anlam ya da ierdii deyimlerin ne olduu konusunda bile
1400 yl boyunca zmlenememi hususlar vardr. Konuya ilerde
ayrca deinecek olmakla beraber saysz rneklerden biri olmak zere
belirtelim ki Kehf Suresinde uzun uzun anlatlan "maara uyurlar"
ile ilgili kssann ierii ve zellikle bu kssada yer alan "rakim"
szcnn (K. 17 Kehf 9) ne olduu konusunda bugne kadar kesin
bir sonuca varlamamtr.
unu da eklemek yanl olmayacaktr ki slamda din sorunlaryla
uraan snf, mslman kiilerin gnlk yaamnn her ynn
olduu kadar toplum ve Devlet yaamn da eriata gre
ekillendirmek hususunda yetkili saylmtr. Devletin i ve di
siyaseti ve zellikle sava ilan konuu bile eyh-l slamn fetvasna
dayatlmtr. rnein halkn kahve iebilmesi iin Padiahn izni
Ebussuud Efendinin, matbaann kurulmas Abdullah Efendinin,
Nizam-i Cedid denen askeri rgtn kuruluu ise Ead Efendinin
fetvalarna dayatlmtr. te yandan 1516 ylnda Msra kar Ali
Cemali Efendinin ve 1570 ylnda da Venedike kar Ebussuud
Efendinin vermi olduklar fetvalar gereince sava almtr.
Sanlmasn ki slamdaki din adamlar snf, eylem , ilem ve hele
ktlk bakmndan Hristiyanlktaki (ya da Yahudilikteki) din
adamlar snfndan pek farkl olmutur. Aradaki fark olsa olsa
rgtlenmektedir. unu sylemek mmkndr ki nasl ki
Hristiyanlkta din adam (papaz, patrik, papa vb...) "yorum" yolu ile i
grebilmi ise Mslmanlkta da din adam (ister "halife" olsun, ister
"imam" olsun, ister, "Sehy-l slam" ya da "ulema" vb... olsun) ayn
ekilde i grm, ayn olumsuzluklara neden olmutur.
19
Unutmamak gerekir ki slamda Halife, btn mslmanlar zerinde
hem dnyevi ve hem de ruhani iktidara sahip olan kimse olmutur.
eyh-l slam ise halifenin ruhani ktidarnn temsilcisi olarak i
grmtr. Bu nitelik ierisinde, basta Ulema olmak zere btn din
adamlarnn ba (reisi) saylm ve bir snf ruhu oluturmutur.
slam lkelerini gerilikler ierisinde tutmu olan eylerin banda ite
bu ruh gelir. Osmanl Devletinin tarihten silinmesinin
sorumluluunu, basta eyh-l slamilik kuruluu olmak zere din
adamlar Snfnn "mrteci" ruhluluunda aramak yanl olmaz.
Anmsatalm ki Hirisitiyanlkta, dnyevi ve ruhani iktidarlarn
birbirlerinden ayr saylmas nedeniyle, basta Papa olmak zere din
adamlar snf, esas itibariyle sadece ruhani iktidar kullanabildikleri
halde slamda halifeler her iki iktidar ellerinde toplam olarak i
grmledir. Byle olunca sonu kiilerin ve toplumun ok daha
aleyhine olmutur. nk Hiristiyan lkelerde dnyevi iktidar ile
ruhani iktidar, zaman zaman birbirleriyle rekabet halinde bulunmular
ve bu rekabetten, sonu olarak, kii haklar ve bu haklarn gvencesi
domutur. Oysa ki slam lkelerinde byle bir rekabet sz konuu
olmad iin sonu kiilerin ve toplumun aleyhine olumutur.
Bu itibarla slamdaki din adamlarnn roln, Hiristiyanlktaki
papazlardan, patriklerden, papalardan farkl gstermenin ve rnein:
"slam yorumlamak iin din adamnn aznn iine bakmak, bir
hocann iki duda arasndan kacak sz beklemek mslmanln
zn hie saymakla edeerdir" eklinde konumann gerei
yanstan bir yn yoktur.
Btn sorun "akl" ile ibram olunmu insan varln hangi klkta ve
nitelikte olursa olsun din adamnn penesinden kurtarmaktr. Bat
dnyas bu ii yapabildii ve kendi insann "akl ana"
karabildii iindir ki uygarlamtr. slam dnyas ise din adamnn
saltanatna son veremedii ve halk ynlarn laiklik ilkesine
srkleyemedii iindir ki karanlklarda kalmtr.
Atatrk sayesinde din adamndan kurtulup biraz olsun uygarlaabilen
Trkiyemiz, imdi yine din adamlarna teslim edilmek zeredir. Daha
imdiden bu efendiler, kzlarmzn bekaretlerinin aratrlmasna,
hanim memurlarmzn yrtmalarnn kaldrlmasna, neelenmemizin
20
dozunun ayarlanmasna, kocasna itaat etmeyen kadnlarmzn
Cehennemi boylayacaklarna, ve daha nice benzeri hususlara
varncaya kadar her trl yaantlarmz eriata oturtma
yolundadrlar: tpk (Atatrk dnemi hari) bin yl boyunca yaptklar
gibi
B) slamn geri kalm olmas sorumluluunun Din adamlar
Snfna ait bulunduuna inananlar:
slamda din adamlar diye bir snf olmamak gerektiini ve slam
dininin din adamlar yznden olumsuz nitelie sokulduunu ve
slam Halklarnn onlar yznden geri brakldn syleyenler
vardr. Ancak ne var ki bunlar, asl olumsuzluun eriatn
kendisinden doma olduunu dnmezler. Gerek odur ki din
adamnn suu bu olumsuzluu gidermeyip, aksine pekitirerek
srdrmek olmutur. Bunu yaparlarken de insan beynini dumura
uratmak, ilemez duruma sokmak, farkl inantakilere kar dman
yapmak ve daha dorusu insann insana sevgisini yok klmak iin ne
mmknse yapmlardr.
Oysa ki Bat Dnyasnn din adamlar ve dnrleri arasnda, dinin
zndeki olumsuzluklar gidermek, hatta "Tanr sz" diye bilinen
szleri deitirip insan varln fikren, ruhen ve maddeten (ekonomik
bakmdan) gelitirmek, bylece Tanry sevgi kayna haline getirmek
iin lm gze alanlar kmtr . lerdeki blmlerde bu tr
rneklere deineceiz 11.
C) nsan beynini ilemez hale getirmede din adamlarnn
sorumluluu.
Tarih boyunca din adamlarnn, ou zaman dier baz snflarla
(zellikle "ktidarlarla") ibirlii halinde, halk ynlarna zararl
olduklar bilinen bir gerektir. Bununla beraber Bat dnyasnda,
gemi yz yllar itibariyle her trl tehlikeyi gze alarak bu
ktlklere kar direnenler ve asl nemlisi insan beynini
ilemezlikten kurtarp yaratc kerteye ykseltmek isteyenler kt
halde, slam dnyasnda, en nl ve en geni grl sanlan din
adamlar dahi, tm abalarn "Ne yapalm da u insan akln ve
zekasn dnemez, ve yaratc ekilde i gremez hale sokalm ne
21
yapalm da Tanrnn himmet edip bilgi verdii kimseler dndaki
insanlar, yani halk ynlarn, gkten inme kurallara gre yaamaa
altralm" sorununa yneltmilerdir. Bunu yaparlarken de Tanrnn
keyfi olarak baz kimselere "anlay" ve "idrak" gc verdiini, ilim
denen eyin Tanr vergisi olup kendilerinin de bu "bilgi" ile
nimetlendirildiklerini, ve halk cehaletten kurtarmann mmkn
olmadn ve esasen kurtarmaya da gerek bulunmadn sylemekten
geri kalmamlardr. Btn endieleri halkn fikren uyanp kendilerine
kafa tutmas olmutur. Konuyu Aydn ve "Aydn" adl kitabmzda ele
aldmz iin burada fazla durmayacaz.
Oysa ki Bat dnyas, her ne kadar bin be yzyllk bir karanlk a
yaam olmakla beraber, eninde sonunda akln stnlne inanan ve
dini bile akl szgecinden geirmeye alan zihniyeti oluturabilmi,
insan varln hayvanlktan kurtarc formlleri bulabilmitir.
17.yzyl dnrlerinden A. de Montechretien, ki nl bir Fransz
ekonomisti idi, yle derdi: "Hi bir hayvan insan denilen yaratk
kadar budala domaz. Ancak ne var ki insan, az zaman iinde byk
iler grebilecek kerteye ykselebilir..." 12 . Bununla demek isterdi ki
bylesine ebleh, beceriksiz ve budala ekilde doan insanolu, eer
gkten inme verilerle(yani "kutsal" diye bilinen Kitaplarla) deil de
zgr akl ve zgr dnce yolu ile yetitirilecek olursa hayvanlktan
kar aksi taktirde maymundan daha ileri bir noktaya ulaamaz.
Anmsayalm ki bin be yz yl bulan karanlk a boyunca Batda,
aklcla dman ve din hkmleri dnda gerek kabul etmeyen,
iman stnln akl rehberliine tercih eden bir zihniyet egemen
olmutur. Her trl gerein "Kutsal" kitapta (ncilde) bulunduunu
ve bakaca bir yerde gerek aramann doru olmadn savunan bu
zihniyet, Hristiyanln geliinden az sonra, 3.c yzylda din
adamnn, srtn devlete dayam olarak, aklc bilim Adamna
stnlk salamasyla ortaya km ve bilindii gibi 1500 yla yakn
bir sre boyunca insanl karanlk bir ada brakmtr.
Fakat yine de bu karanlk a boyunca eski Yunan aklcln
(zellikle Aristo gibi akl Temsilcilerinin grlerini) canlandrmak
ve bylece akln stnln geerli klmak isteyenler ok olmu ve
bunlar, bu eski Yunan kaynaklarna islam bilginleri sayesinde
22
kavumu olduklar halde, onlarn yapamadklar bir eyi
yapabilmilerdir ki o da akln stnl ve rehberlii formln
ilerlie koymaktr. Bunu yaparlarken Hiristiyanl aklc felsefe
teknesinde yourabilmilerdir.
Baty eski Yunana ve zellikle Aristoya kavuturan islam bilginleri
ise, eriati akla oturtacak yerde akl eriatn akl dlklarna
uydurmaa almlardr: din adamlarnn basks yznden.
Bilindii gibi Badadta, Abbasiler dneminde ve zellikle al-
Memun ve daha sonra Harun Resid zamannda eski Yunan
Yaptlarnn Arapcaya evrilmesi sayesinde slam uygarl diye bir
gelime kendini gsterir. Fakat bu gelime dnce zgrln
salayabilecek felsefe alannda deil, dier bilim alanlarnda olup
genellikle eski Yunan statlarnn grlerinin tekrar tarzndadr. Eski
Yunann aklc Felsefesinin din alanna sokulamay, slamn
savunucusu kesilen din adamnn direnmesindendir.
Oya ki Batl aydnn ve Batl din adamnn zellikleri arasnda
aklcla ynelmilik vardr. nsan akln ve vicdann, bilinsiz ve
akla ters den din anlayndan kurtarc giriimlerde bulunmak
vardr. rnein Raymon adndaki bir papaz tarafndan 17.yzylda
Toledoda kurulan bir bilim okulu, Yunan kaynaklarn Batya
kazandrmada i grrken aklc felsefenin Hiristiyanla szmasndan
ekinmemi, aksine bunu tevik etmitir 13.
Bat Dnyasnn insan ile eriat Dnyasnn insan arasnda ki
byk fark bu noktada dmlenir. Batl insan akl ve zekay
dogmaclktan ve iskolasticilikten arnm bir eitimle yetiir
olmutur. eriat insan ise, her davran, her yaants itibariyle
gkten indii sylenen emirlerle ekillendirilmitir. Akln sadece bu
emirleri bellemek iin kullanma alkanlna itilmitir. Daha baka
bir deyimle bu emirleri eletirmek, yermek, tartmak, gibi bir
gelenee yneltilmemitir.
Bundan dolaydr ki islam lkelerinde, Batdakinin tersine olarak,
ilah hukuk ya da dinsel ahlak yannda, gerek anlamda akl rn bir
hukuk dzeni ve mspet ahlak anlay domamtr. Her ne kadar
"Icma-i mmed" ya da "Kyas-i fukaha" denilen ve gya aklc
23
usullerle yerletii sanlan kurallardan sz edilirse de bunlar gerek
anlamda zgr irade rn eyler olarak kabul etmek mmkn
deildir nk Kuranda yer alan hkmleri, rnein "hlle" ya da
"kadna dayak" ya da "klelik" vb.... gibi Kuranda yer alan
kurulular bu usullerle ortadan kaldrmak ya da deitirmek mmkn
deildir. Oysa ki eriat hukukuna ve eriat ahlakna yatkn den bu
kurulular ne aklc hukuk ve ne de aklc ahlak anlayyla badar
eylerdir.
Oysa ki Batda, lahi hukuk ve dinsel ahlak yannda, kaynan eski
Yunan ve Roma yaptlarnda ve daha dorusu aklclkta bulan
dnyevi hukuk ve mspet ahlak anlay var olmutur. Bu iki farkl
kaynaktan kma hukuk ve ahlak anlay, bu iki dzen, hem
birbirlerini etkilemi ve hem de birbirleriyle rekabet halinde i
grmlerdir. Bu rekabet nedeniyle din adamlar kendi kendilerine bir
eki dzen verme zorunluluunda kalmlardr.
te yandan kiiler ve aydn evreler, akl rn verileri kefeder
olduka, "lahi" hukukun ve dinsel ahlakn akla ve manta ve
vicdana ters ynlerine ve uygulamalarna kar direni bilincine
erimilerdir. Orta ada din adamlarn en fazla rkten ey bu
olmutur. Ve ite bu yzdendir ki eski Yunan ve Roma
Dnrlerinin, dinsel hukuka oranla ok makul ve insancl bir
grllk ierisinde ilemi olduklar zengin bir hukuk ve ahlak
bilincinin yerlemesi ve yaygnlamas sonucunda Kilise ve din
adamlar devaml bir geliim ierisinde bulunmulardr.
Oysa ki slam lkelerinde dinsel dzene rakip bir hukuk ve ahlak
dzeni ortaya kamad iin kii ve toplum yaamlarna sadece din,
ve din adam egemen olmutur. Her ne kadar Osmanl Devleti
yaamlarnda Trkn eski geleneklerinin canlanmas olarak akl
rn kanunlar uygulanm sanlrsa da bunlar eriat emberini
koparacak nitelikte eyler olmamtr. Sadece hkmdarlarn karlar
dorultusunda ve yine de din klnda ortaya km eyler olmutur:
Yenieri kuruluunun oluumunda olduu gibi.
Eer "Ulemamz" ve din adamlarmz Batl aydn ve din
adamlarnn yaptklarna benzer bir yol tutabilselerdi, ya da hi
deilse Trkn aklc geleneklerini yaatabilselerdi bu millete
24
muhtemelen baz hizmetlerde bulunmu olurlard. Ya da eer
Kaderiye ve Mtezile mensuplarnn dnceleri dorultusunda
olmak zere "iman" ile "phe" aras bir durumu koruyabilseler ve
bylece Kurann "mahluk" (yaratlm) olduu fikrini ileyebilseler,
ya da bu Kitabn Arapadan gayr dillerde yaratlabileceini
benimseyebilseler ve nihayet Trkn islam ncesi aklcln ve
dikhakcilin ve kadn ycelten hasletlerini vb..., eriat verilerine
kar dikilebilselerdi, mensup bulunduklar topluma yararl olmu
olurlard. Ne yazk ki bunu yapabilecek bilgiye ve tynete sahip
kamamlardr. Mutezile okulu dnrleri arasnda Kurann
Tanr sz eklinde inmediini ve hatta "mucizevi" nitelikte bir ey
olmadn ve Araptan baka milletlerin dahi (rnein Habelerin,
Acemlerin, Hazerlerin, Trklerin vs) pek ala Kurana benzer ve
hatta Kurandan ok daha stn gzellikte bir yapt ortaya
karabileceklerini savunanlar olmu ve fakat bizim aydnlarmzn ve
din adamlarmzn bundan haberleri bile olmamtr. Onlarn
bilgisizlikleri ve cesaretsizlikleri yznden Trk milleti yzyllar
boyunca eriatn kurban olup gitmi ve kendi kendini bitirmitir.
Ayn bilgisizlik bugn dahi srp gitmekte ve Atatrkn eriat
bataklndan kurtard bu millet yine ayn batakla
srklenmektedir.
II) Din adamlarna Kar Savam Grevi.
Matbaann kefi zerine Papaya yazd mektubunda ngiltere Kral
Henry VIIInn nl Bapapaz Cardinal Wolsey (1471-1530) yle
diyordu: "Matbaann kefedilmesiyle kitap yaynlarnn oald ve
eitim ve renimin gelitii dorudur fakat ayn zamanda (fikir ve
gr) ayrlklarnn olutuu da bir gerektir. (Bunun sonucu olmak
zere) kiiler, Kilisenin yerletirdii iman ve akideler konusunda
dnmee ve sorular sormaa balamlardr. Din kitaplarn okuyor,
anlyor ve ve kendi anladklar dilde ibadet ediyorlar. Bu (nedenle)
kendi kendilerine, din adamlarna artk gerek bulunup bulunmad
sorusunu sormalar sz konuudur. Eer her kes kendi bildii dilde ve
kendi anlad ekilde Tanrya ibadet etmee kalkacak olursa... byle
bir durum bizim mensup bulunduumuz din adamlar snfnn ok
zararna olur. Din esaslarnn din adamlarndan gayr hi kimse
tarafndan bilinmemesi koul olmaldr...".
25
Evet btn devirler boyunca ve btn toplumlarda din adamnn en
byk korkusu, en byk kukusu, dinsel srlarn halk tarafndan
bilinmesi ve anlalmas ve tartlmas ihtimali olmutur. Bundan
dolaydr ki hi bir zaman halkn okumasn ve fikren aydnlanmasn
ve daha dorusu dnme gcne kavumasn istememilerdir. Bu
nedenledir ki kendilerinden baka hi kimsenin din sorunlarna
burnunu sokmasna, soru sormasna ya da din diye insanlara
sokuturulan eyleri eletiri konuu yaplmasna olanak
brakmamlardr. Btn korkularnn matbaann kefi sonucunda
balarna gelebileceini hissettikleri iindir ki, daha ilk anlardan
itibaren fikir zgrln nleyici her melaneti, her cinayeti mbah
grmlerdir. Orta ada "Engizisyon" dnemi diye bilinen dnem,
ite bu eytanca dncenin sonucu olarak ortaya kmtr.
Bu yukardaki zihniyetin Batdaki temsilcilerinden olarak Wolsey ve
benzerleri ne idiyse, islam lkelerinde de mam Gazali ya da bn
Teymiyye ve benzerleri o olmutur, hem de daha matbaann
kefinden ok nce! u farkla ki Batda halk cahil tutmak isteyen
zihniyetin karsnda bir takm gler (rnein aklc dncenin
nderleri ve hatta baz din adamlar) i grrken, islam dnyasnda,
aksine hi bir direni kendisini gstermemitir. Gstermek yle
dursun ve fakat toplumu belli ynlerde srkleyecek nitelikteki gler
(rnein iktidar mensuplar, ya da Ulema) hep birlikte halk cehalet
ierisinde tutmann yollarn beraberce aramlardr.
Batda matbaann kefi, halk cahil tutmak isteyen din adamlar iin
felaket anlarnn alnmas demek saylr. Nitekim halk cehaletten
kurtarmak isteyen bir avu aydn, matbaa sayesinde korkun bir g
kazanmtr. Din adamnn elinde fikren ve hatta bedenen kle haline
getirilmi olan insanlar aydnlatmak, ve onlara din diye kabul ettirilen
fakat aslnda akla ve ahlaka aykr eylerin din saylamayacan
anlatmak, bu g sayesinde olaslk kazanmtr. Din adamlar
ierisinde dahi, din adamnn ktlklerine kar savaanlar kmtr.
Bunlar din adamlarn, toplum ve insanlk ve uygarlk bakmndan en
byk bir tehlike, en byk bir felaket kayna olarak tanmlamlar,
ve kendileri iin en kutsal, en asl grevin, onlara kar sava amak
olduuna inanmlardr. zellikle 18.yzyldan sonra Batl aydn iin
en byk mutluluk, halk din adamnn etkisinden ve basksndan
26
kurtarmak, fikir zgrlne ulatrmak, haysiyetli yaamlara
kavuturmak olmutur. Bu savamda yazarlar, dnrler,
siyasetiler, airler ve baz dinciler, hep birlikte, ve hemen ayn
formllerle, ayn lanetlemeler ve tehditlerle yan yana yer almlardr.
rnein Shelley (1792-1822) gibi airler: "Sanma ki mstebidler, ya
da kanl iman savunucusu din adamlar ebediyetler boyunca egemen
olacaklardr" diye haykrrken, Guizot gibi nl siyaset adamlar:
"Kilise (ve din adamlar) her zaman iin despotizmin yannda hizmet
almlardr" diye halk ikaz etmiler, ya da Emil Zola gibi nl
yazarlar: "Din adamnn bana yeryznde en son kalan Kilisenin
en son ta dt an, insanlk en yksek gelime noktasna erimi
olacaktr" diye mjdeler vermilerdir.
Bu listeyi uzatmak mmkn. Bunu ayr bir konu olarak "Aydn ve
Aydn ! " adl kitabmzda iledik unu sergilemek istedik ki Bat
dnyas bugnk gelimesini, din adamnn saltanatna ve
olumsuzluklarna son vermekle, onu dnya ilerinin dna itip
imtiyazlarn ve yetkilerini yok etmekle salamtr. nsanlk tarihinin
en nemli aamalar ve her alandaki baarlar insan aklnn din
adamnn basksndan kurtarlm olduu u son yzyllar ierisinde
kendisini gstermitir. Sosyal ve teknik aama ve ekonomik ahlanma
bakmndan yer yznn en gelimi lkeleri olarak n sralar igal
edenler, dier bir ok nedenler yannda, bir de din adamn devletin
"beslemesi" ve "destekisi" durumundan karanlar olmutur. Bu
sonucun alnmasnda ba rol oynayanlar aklc dnce ynls
aydnlar olmutur.
Her eyin tersini yapmak bizim teden beri geleneimiz olduu iin,
Atatrk sayesinde mucize kabilinden kurtulmu olduumuz khne
zihniyeti ve usulleri, onun lmnden sonra canlandrmak iin
elimizden geleni yapmzdr. stelik de, slamn dahi ngrmedii
sylenen din adamlar snfnn rgtlenmesine ve din adamlarna
olmadk yetkiler verilmesine, onlarn devletin tm kademelerinde
yerlemelerine nayak olmuuzdur. Gemi yzyllar boyunca din
adamndan gelme musibetleri ve felaketleri unutmu, onu yeniden bu
milletin bana musallat etmiizdir ve hem de bu kez eline
sktrdmz diplomalarla, halk daha da insafsz ve acmasz ekilde
27
smrecek ve ezecek ve her eye boyun edirecek kertelere
eritirerek.
unu gz ard etmiizdir ki, gemi bin yl boyunca bu millete en
byk ktl, en byk dmanl yapanlar, genellikle din
adamlar arasndan kmtr. Onlar kadar korkun ikinci byk
dman ise "aydn" diye bildiimiz ve bamza ta ettiimiz
snflardr. Bugne kadar lkemizde bu iki dman eletiri konuu
yapan yaptlara pek rastlanmamtr. Oysa ki Batda, hemen her
lkede, din adamnn kendi toplumuna yapt ktlkleri dile getiren
nice kitaplar yazlmtr. te bu boluu doldurmak ve halkmza,
btn geriliklerin ve ilkelliklerin nedenlerinin sorumlusu olan bu iki
snf tantmak, ve saylar az da olsa gerek anlamda aydn niteliine
sahip kimselere savam hevesi ve cesareti vermek amacyla bu
konulara eilmek kouldur.
Elinizdeki kitap bu ama ve bu dnce ile yazlm olup din
adamnn olumsuzluklarn, sululuklarn ve insanlarmz
uurumlara srkleyen duygusuzluklarn ortaya vurmak iin
yaynlanmtr. Bunu yaparken din adamlar ierisinde gerek anlamda
faziletli ve drst ve asl ruhlu ve insancl nitelikte olanlar
yetimemitir ya da yoktur demek istemiyoruz kukusuz ki vardr.
Turan Dursun gibi fikren ve ahlaken emsalsiz bir insan bunun en
gzel bir kantdr. Fakat saylar pek az rneklere bakarak yersiz bir
iyimserlie ynelmekte anlam bulunmad, ve bu nedenle "din
adam" sorunlarn en titiz yntemlerle ele almak ve en sert ekilde
eletirmek gerektii aikardr. nancmz odur ki bir gn gelecek,
saylar bylesine az olanlar oalacak, yeni yeni Turan Dursunlar
yetiecek ve eriat ilkelliklerine son verme gereine inanm olarak
onlar, bu topluma olumlu bir eyler kazandrma bilinciyle i
greceklerdir.
III) Din Adamna Kar Savaabilmek in Her eyden nce
eriatn yzn Bilmek ve eriat Verilerini eletirmek Gerek:
Size birisi "Horozlarn ttn iittiinizde (dileklerinizi) Allahn
fazl- kereminden isteyiniz! Zira horozlar melek grmlerdir (de
yle tmler)dir" dese ve "Merkeb eytan grmedike anrmaz.
Merkep anrnca siz Allahu Tealayi ann..." diye eklese ne yaparsnz?
28
Muhtemelen syleyenin suratna akn akn bakar ve terbiyeniz
dairesinde kendisine bu aknlnz yanstrsnz. Yine bu kii size:
"Esnemek eytandandr... biriniz esneyip (ha) diye azn ayrnca
onun gafletine eytan gler) " dese, ya da "l ile cinsi mnasebette
bulunan orulu kii kaza orucu tutmaldr lye cinsel tecavz tam bir
cinsel ilem olmad iin ... bu fiilin yapcsna zina cezas deil de
tazir cezas uygulanr" dese, ya da "Orulu olduu halde uyuyan bir
kadna einin uyandrmadan (cinsi) mnasebette bulunmas (kazay
gerektirir)" dese, ya da "Her iinizi tek saylara gre yapn, u ierken
yudumda iin, def-i hacetten (abdest ten) sonra tek sayda
(genellikle ) ta ile altnz temizleyin (nk Tanr tektir)" dese ya
da "Sinek idrak sahibi olup yemek/iecek iine dtnde nce
gnah (hastalk) kanadn batrr, sevab (ifa) kanadn darda brakr
bu nedenle darda kalan kanad iyicene batrrsanz sevab (ifa) ar
basar ve hastala uramazsnz " dese ve bu minval zere gitse ne
yaparsnz? Kukusuz ki bu kiinin batl inanlara sapl ve yarm akll
birisi olduunu dnerek sabrnz denetlemeye alr ve en azndan
gler geersiniz.
Bu ayn kii size: "Baka dinden olanlar sapktrlar... mrikleri
nerede grrseniz ldrn" dese, ya da "Babalarnz ve kardelerinizi
- eer kfr imana tercih ediyorlarsa- dost edinmeyin" dese, ya da
"Tanr kimi doru yola koymak isterse onun kalbini slamiyete aar,
kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl klar. Allah,
inanmayanlar kfr bataklnda brakr!" dese ya da (Tanrnn ve
peygamberinin emrini yerine getirenlere) memeleri yeni sertlemi
yat kzlar(la dolu Cennetler var)" dese, ya da bu minval zere gitse
ne yaparsnz? Mutlaka tepki gsterir, hi deilse "Olmaz byle ey"
dersiniz.
Ve nihayet karnzdaki kii size, bu yukardaki verilerin eriat
hkmleri olduunu ve hepsinin de Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarndan alndn bildirse, bu kez biraz daha arm olarak
onu yalanclkla, hatta zndklkla sulamaya kalkarsnz, nk akla,
manta ve vicdana ters den bu gibi eyleri Tanrnn "ycelii"
fikriyle badatramazsnz, meer ki aksini dnecek kadar
aklclktan yoksun, kltrsz ve banaz olasnz.
29
Akl ve vicdan rahatsz eden veriler veya eylemler karsnda tepki
gstermek, kukusuz ki bir uygarlk sorunudur, velev ki bu veriler
"Kutsal" diye bilinen din kitaplarnda yer alsn ve bu eylemler
kendilerini "Peygamber" diye ilan etmi kimselerden sadir olsun.
Milletlerin uygarlk derecesi, bu tepkiyi gsterebilen insanlarn
saysna gre belirleir. Uygar dnya bu kerteye erimi aydnlar ve
dnrler sayesindedir ki karanlk a yrtp Akl ana
kabilmitir. kabilmek iin de kutsal diye bilinen Kitaplar (ncil,
Tevrat vs) halla pamuu atar gibi gibi eletirmi, peygamber diye
bilinen kiilerin olumsuz davranlarn kyasya yermi ve bunlar
yapabilmek iin "din elden gidiyor" hezeyanlarn ezmi, din
duygularnn incitme endielerini bertaraf etmi, bylece halk
ynlarn din tartmasna tahamml edebilir kerteye
ykseltebilmitir. Ykseltebildii iindir ki kendisini dinin olumsuz
ynlerinden ve din adamnn ktlklerinden kurtarabilmitir.
Oysa ki bizim mensup bulunduumuz eriat dnyasnda bu dorultuda
bir gelime grlmez. Denilebilir ki hi bir yerde ve hi bir dnemde
halk ynlar, "Din verileri eletirilirse din duygular sarslr, toplum
ker" bahanesiyle, slam halklar kadar kandrlmam, din uykusuna
yatrlmam, din adamlarnn smrsne braklmamtr. Bundan
dolaydr ki bu halklar, bugn hala, akl ilemez hale getiren bu tr
verilerle yourulurlar yine bundan dolaydr ki yer yznn her
bakmdan en geri kalm, bahtsz halklarndandrlar.
Bizim iin de durum budur nitekim biraz yukarda belirttiim
hkmler Diyanet leri Bakanlnn resmi yaymlarndan ve
Kuran ve hadis kaynaklarndan aynen alnm olup saysz denecek
kadar ok rneklerden sadece bir demettir. Bunlar ve nice benzerleri
halkmza "eriat" diye belletilir ki varlndan ou aydnlarmzn
haberleri bile yoktur. Olmad iindir ki eriatlar, meydan bo
bulmuasna, olmadk kandrmalarla, at oynatrlar, aydnlarmz ise
bu kandrmalara kar syleyecek ey bulamazlar. rnein eriat bize
"slamda zorlama yoktur" der ve bizi, eriatn hogr dini olduuna
inandrmak ister. Oysa ki syledii yalandr, nk "zorlama yoktur"
hkmnn dinsel hogr ile ilgisi yoktur. Bu hkm zgrlk bir
hogr ortam salamak iin deil fakat ibadet srasnda kolaylk
yaratmak iin ngrlmtr: mslman kii kendisini zorlamasn da
30
dinin emrettiklerini kolaylkla grebilsin diye. rnein scaklarn
artt mevsimde namaz klmak zor olaca iin, le namazn
serinlie brakmak mmkn klnmtr. Bunu salayan hkm
yledir: "Scak iddetlendii vakitte salat(-i Zuhru) serinlie
braknz. Zira scan iddeti Cehennemin kaynamasndandr..." .
Yine bunun gibi abdest almay kolaylatrmak maksadyla Kuran
yle der: "Ey iman edenler... u bulamazsanz yeryznde temiz bir
eyle (toprak, ta vs) teyemmm edin. Onunla yzlerinizi, ellerinizi
svayn. Allah size zorluk ve darlk vermek istemez. ... " (K. 5 Maide
6). Yine ayn ekilde, namaz srasnda mmin kiiye, tkrn
aznda tutmak, saklamak zorunda kalmasn diye, sol yanna ya da
ceketinin iine tkrme olasl tannmtr. Buna benzer daha nice
rnekler vardr ki hep "Dinde zorlama olmaz" hkmnn uygulamas
olarak ortadadr ve bu hkmn hogr ile ilgisi bulunmadn
kantlamaa yeter.
Buna karlk eriat hkmleri arasnda, hogr esine yer
verilmediini kantlar niceleri vardr ki bunlar arasnda: "slamdan
gayr din ve inanta bulunanlarn sapk ve Cehennemlik" olduklarna,
akraba bile olsalar farkl inantakilerle iliki kurmann "kafirlik"
saylacana, slamdan kanlarn (mrtedlerin) ya da "mriklerin"
ldrlmeleri gerektiine, ya da "Ehl-i kitabn" (Yahudilerin ve
Hristiyanlarn) slam kabul etmemelerinin cezas olarak "Cizye"
(kafa paras) demeye mahkum klndklarna (cizye demedikleri ve
slam da kabul etmedikleri taktirde ldrlmeleri gerektiine) dair
(ve benzeri) nice hkmler ve uygulamalar vardr. Dier dinlerde
olduu gibi slamda da hogr esinin bulunmadn anlamak iin
bu hkmlere ve uygulamalara gz atmak yeterlidir.
Yine bunun gibi eriat bize slamn kadn haklarna saygl
olduunu syler ve rnein: "slamda 14 asr nce ilan edilen kadn
haklar bugn hala ulalamam bir yceliktedir" diyerek gzmzn
iine baka baka yalan syler biz aydnlar ise, kalkp da ona eriatn
kadn aalatan hkmlerini sergileyemeyiz, nk bilmeyiz.
rnein kadn "aklen ve dinen dun nitelikte, ahadet ve miras
bakmndan erkein yar deerinde, karakterce kt, dayak atlmaa
layk, ya da Cehennemdekilerin ounluunu oluturan vs..." yaratk
eklinde tanmlayan eriat verilerini gsteremeyiz "Inne keydekunne
31
azim" ("siz kadnlarn dzeni-fitnesi byktr) eklindeki ayeti, ya da
benzeri hkmleri eriatnn yzne vurup "Yce olduunu
sylediin Tanr hi byle ey syler mi?" diyemeyiz, nk eriatn
i yzn bilmeyiz. Bilsek bile ve rnein kadnn dvlmesini
ngren hkmleri ne srsek ve "Buna ne dersin?" deek bile
eriat, "Kadn dvlecek fakat actmadan, kanatmadan dvlecektir
kadna hakaret olsun diye deil onu yola getirmek, aile yuvasn
kurtarmak iin dvecektir" eklinde, eytana bile pabu attran bir
kurnazlkla ya da tam bir a dlkla mantk yrtecektir.
Bu rnekleri insan yaamnn her yn itibariyle oaltmak mmkn.
Fakat unu hemen ekleyelim ki eriatlarn ve zellikle din
adamlarnn en ziyade endie eder olduklar ey eriat verilerinin
eletirilmesi, akl kstasna vurularak sergilenmesi ve tartma
masasna getirilmesidir. Bunu yapmaa kalkanlar dinsizlikle, slama
hakaret etmekle sulamay meslek edilmilerdir. Btn amalar
eriatn khne hkmlerini, "aydn" engeli ile karlamadan, halka
kr inanlar eklinde benimsetip saltanatlarn srdrmektir.
Aydnlarmzn, eriat konularndaki bilgisizliklerinden ve
cesaretsizliklerinden doma suskunluklar ve bir de Hkmetin acz
ierisinde bulunuu eriaty snrsz bir baar olaslna
kavuturmu ve ite son olarak Sivas vahetini yaratmtr. Ne
hazindir ki bu vaheti: "Halkn dini duygular incitildi, halk tahrik
edildi, tahrik edenler sorumlu tutulmaldr" eklindeki sloganlarla
zrl gstermee alan kara bir zihniyet egemen olmutur
yneticilerimize.
nsanlarmz din konularnn eletirilmesine tahamml edebilecek
olgunlua getirebilmek ve zgr dnce kertesine ykseltebilmek
iin eriati tartmaktan ve eriatnn yalanlaryla savamaktan baka
zm yoktur. Eer aklc deer llerini geerli klmaz, eriat
verilerini eletiri konuu yapmaz ve kendimizi "din eletirilirse dini
duygular incinir" kandrmalarndan kurtarmazsak, insan beynini
ilemez hale getiren sisteme katlanmak, bylece ikinci snf milletler
kertesinde kalmak, pek muhtemelen sonunda yok olmak, kanlmaz
bir kader olur bizim iin.
32
IV) eriatn iyznn sergilenmesi halinde din adamlarnn
sahte saltanat mutlaka sona erecektir:
Biraz nce deindiimiz gibi din adamnn en byk endiesi, halkn
fikren gelimesi ve dnme gcne erimesi ve bu sayede din
verilerini akl terazisine vurup tartmaya girimesidir. Sylemeye
gerek yoktur ki halk ynlarnn bu kerteye ykselebilmeleri, ancak
aydn snflarn abalaryla mmkndr. Batda, Hristiyanln devlet
dini oluu ile birlikte yerleen ve 1500 yl boyunca sren "Karanlk
a", Batl aydnn halk ynlarn fikren gelitirip dnme gcne
sahip klabilmesi sayesinde son bulmutur. slam dnyas halklarnn
bir trl bu kerteye eriememeleri ise, aydn bilinen snflarn
cesaretsizliinden ya da eriat hakknda bilgiye sahip
bulunmamasndandr. "Aydn" snfn "cesaretsizlik" ve "yetersizlik"
ierisinde yorulmas ise din adamnn melanetinden domutur.
nk yzyllar boyunca din adamlar, bir yandan "lm" fetvalaryla
ve dier yandan snrsz yalanlar ya da saklamalarla, aydn snflar
tam bir atalet ierisinde tutmulardr. Kukusuz ki sorumluluun asl
kkeni aydnn kendi kendisiyle ihanet ierisinde bulunmasndan ve
daha dorusu aklclk ve insan sevgisi gibi gelere yabanc
kalndandr. Fakat bu dahi din adamndan gelme etkenlerle
alkanlk halini almtr.
Durum bugn de ayndr bugn de din adamlar, aydn saydmz
snflar, hem korku ierisinde tutmak ve hem de eriat konularndaki
bilgisiz brakmak hususunda kararldrlar. zellikle bu ikinci taktii
uygulamakta son derece ustadrlar, nk halka din diye bellettikleri
eylerin sergilenmesi halinde foyalarn meydana kacan
anlamlardr. stedikleri ey eriat hkmlerini, aydn kiilerin ve
zinde glerin haberi olmadan halka ve kylye ve hatta baz akl
banda kiilere, kurnaz yalanlarla yutturmaktr. Gazete ya da
televizyon ve radyo ve air yaym aralaryla topluma hitab ederlerken
eriatn akla ve manta smaz verilerini ters yz edip olumlu imi
gibi tantmaa alrlar.
Camilerdeki konumalaryla, ya da bizlerin pek okumadmz nice
yaynlaryla de halk ve kyly, eriatn a d ve akla ters
esaslarn belletmekten usanmazlar. rnein bizlere eriatn "Dinde
33
zorlama yoktur" hkmne dayal olduunu, "hogr" esasna yer
verdiini ve baka hi bir dinde olmad kadar geni bir inan ve
dnce zgrln ngrdn, irk ve din fark gzetmediini,
insanlar aras sevgi ve sayg duygularna dayal bulunduunu
sylerler. Ancak ne var ki bizlerin farknda olamayacamz ekilde
cahil halk ynlarna hogrszln ve zgrlkszln
malzemesi olan eriat hkmlerini belletirler . Bunlar arasnda:
"slamdan gayr gerek din yoktur islamdan baka bir dine
ynelenler sapktrlar" ya da "Mrikleri nerede grrseniz ldrn"
ya da "Ey inananlar! Babalarnz, kardelerinizi -eer kfr imana
tercih ederlerse, - dost edinmeyin" , ya da "kitap ehlinden (Yahudiler
ve Hiristiyanlardan) ...hak dini (slam) din edinmeyenlerle
boyunlarn bkp kendi elleriyle cizye verene kadar savan" eklinde
ve daha buna benzer nice hkmler vardr. Bu hkmleri pekitirmek
zere Muhammedin, islam yaymak iin giritii savalar (ki saylar
27 ya da 29 dur) ete saldrlarn (ki saylar 45 olduu sylenir)
hikaye ederler. Ederken de "Dinde zorlama olmaz" eklindeki
hkmlerin din ve vicdan zgrl ile ilgili olmayp ibadeti
kolaylatrma ile ilgili bulunduu gereini gizlerler.
Bizlere eriatn kadna deer verdiini, hak ve zgrlk getirdiini
sylerler ve rnek olmak zere "analarn ayaklar altndan Cennetler
geer" eklinde hkmler bulunduunu belirtirler. Oysa bizlerin pek
farknda olamayacamz ekilde cahil halk ynlarna, kadnlarn
aklen ve dinen dn yaratldklarn Kuran ve hadis hkmlerine
dayal olarak kantlamaa alrlar ve rnein "Cehennemin
ounluunu kadnlar oluturur" ya da "Namaz klann nnden eek,
kpek, kadn geerse namaz bozulur" eklinde ya da buna benzer daha
nice aalatc hkmleri retirler bu arada ok karili evlilik gibi, ya
da "Hlle" gibi, ya da "Talak" gibi, ya da "kadna dayak" gibi, insan
ahsiyetinin haysiyetiyle badamayan olumsuz verileri sergilerler.
Bizlere eriat dininin batl itikadlere ve hurafelere asla yer
vermediini, putperestlii yok ettiini bildirirler. Fakat bizlerin
haberimiz olmadan halk ynlarna Kabedeki "Kara ta" pmenin ya
da eytanlar talamann, iki tepe arasnda yedi kez koumann
kerametinden tutunuz da Muhammedin bizzat uygulad "tkrkl
ve tkrksz frklk" usullerine, "san sola fazlina", tek
34
saylarn kutsallna, def-i hacetten sonra temizlenirken tek sayda
kerpi ya da ta kullanmann dinsel gereine benzer nice eyleri eriat
verileri olarak retirler.
Bizlere eriat dininin en son ve en "mkemmel" ve "Tek Tanr" fikrini
en fazla ycelten bir din olduunu sylerler. Fakat halk ynlarn
eitirlerken "Yce" diye gsterdikleri bu Tanrnn dilediinin
defterini sadan ve dilediininkini soldan verdiini, dilediini
"Mslman" ve dilediini "kafir" olarak iki ayr kategoride yaratp yer
yzn "Dar-l slam" ve "Dar-l harb" diye birbirine kar
savatrdn sylemekten tutunuz da, mslman kullarna
Cennetlerde "Memeleri yeni sertlemi kzlar, kara gzl huriler"
salamay stlendiine dair cinsiyetle ilgili hkmlere varncaya
kadar Tanr fikriyle uzlamaz ne varsa her eyi "eriat" diye ortaya
dkerler. Bununla da yetinmezler ve fakat gya mslman kiilere
Tanr saygs alamak zere "Kaza-yi hacet bitince ta necaset
bulunan yere srn, dndrn, ve kullanacanz ta saysnn tek
olmasna dikkat edin, nk Tanr tekdir" eklindeki (ve buna benzer
daha nice) hkmleri belletirler.
Bizlere eriat dini "aklc" bir dindir, akla ve vicdana aykr eylere
yer vermez derler ve fakat halk ynlarna "Orulu olduu halde
uyuyan bir kadna, einin uyandrmadan cinsi mnasebette bulunmas
ya da hayvan ile ya da l ile cinsi temasta bulunmak kaza orucu
gerektirir az tuz yemek, ya da inzal vuku bulmadan pmek veya
okamaktan sonra orucum bozuldu zanniyle yemek yemek, imek,
orucu bozup hem kaza ve hem kefareti gerektirir" eklindeki emirleri
Muhammedin hadisleri diye belletirler. Belletirken de insan beynini,
btn bu akl dlklar bir yana, fakat bir de az tuz yemek suretiyle
orucunu bozan kiinin, "l" ile cinsi mnasebette bulunan kiiye
nazaran daha ar bir gnah ilemi saylaca eklindeki gerek din
anlay ile badamaz inanlarla ykarlar.
Bu listeyi uzatmak mmkn ilerdeki sayfalarda bunlardan bir ksmna
ayrca deineceiz. Fakat imdilik iaret etmek istediimiz udur ki
din adamlarnn halk ynlarna bellettikleri bu tr olumsuz veriler
"aydnlarmzn" bilgisine pek erimez. Erise de eriatlar, her trl
yalana ve kandrmalara bavurarak "aydnlarn" endielerini bertaraf
35
kurnazlnda rakipsizdirler. Bunun byle olduunu kantlayan
rnekleri eitli yaynlarmzda belirttiimiz gibi bu kitabmzn
ilerdeki blmlerinde de ayrca belirteceiz. Fakat imdilik urackta
ilgin u rnekle yetinelim: Kuranda "Allah kimi doru yola koymak
isterse onun kalbini islamiyete aar (mslman yapar), kimi de
saptrmak (kafir yapmak) isterse... kalbini dar ve skntl klar.. Allah
inanmayanlar kfr bataklnda brakr.." (6 Enam 125) eklindeki
ayetler yannda inanmayanlarn Cehenneme atlacaklarna dair pek
ok ayetler yer almtr.
Sylemee gerek yoktur ki diledii kiiyi mslman yapan, ve
dilediini de yapmayp kafir klan bir Tanrnn, mslman
yapmadklarn Cehennem ateine atacan bildirmesi akla ve
manta aykr ve elikili bir eydir. Bu tr elimeli szlerin
Tanrnn azndan kmas dnlemez. Fakat ne var ki din
adamlar, bir yandan eriatn akl ve mantk dini olduunu, ve din
semede kiilere zgrlk tandn ileri srerlerken dier yandan da
bu yukardaki hkmlerde "eliki" olmadn, elikinin ancak bizim
dnce tarzmzda bulunduunu iddia ederler. Oysa ki yukardaki
hkm Muhammed, bir trl mslman yapamad amucas Ebu
Talibin lm vesilesiyle koymutur. O zamana kadar mslman
olmann kiileri Cennete gtreceini syleyerek taraftar kazanmak
isterken, Ebu Talib gibi kendisine babalk etmi olan bir kimsenin
"kafir" olarak lmesi zerine etrafta " Bu nasl peygamberdir ki kendi
amucasn bile mslman yapamaz?" eklinde dnmelerini nlemek
maksadyla mslman olup olmamann Tanrya ait bir i olduunu
anlatmak istemi, bylece sorumluluu Tanrya ykleme yolunu
semitir. Medineye getikten sonra Yahudileri mslman yapmak
isteyip te baarl olamaynca yine ayn taktie bavurmu ve "Tanr
dilediini mslman yapar Yahudileri mslman yapmak istemedi"
eklinde konuup iin iinden kmtr.
Buna benzer daha nice rnekler vardr ki din adamlarnn yalanlarn
ve kurnazlklarn ortaya vurmaa yeter. Onlarn bu olumsuzluklarna
son verebilmek iin eriatn zn iyi bilmek arttr. Aydnlarmzn
bu memlekete yapabilecekleri en byk hizmet, halka eriat diye
belletilen ve fakat insan zekasn rtc verileri bu inceleme
nda sergilemektir. Bunu yapmakla 1000 yl boyunca bu milleti
36
gerilikler ierisinde tutan din adamlarnn saltanatna en byk
darbeyi vurmu ve halk ynlarn aklc dnce kertesine ulatrm
olacaklardr.
Bunu yapabilmek iin Bat Dnyasnn fikirsel gelime tarihini
incelemeleri ve Batl aydnlarn din adamlarna kar yzyllar
boyunca nasl bir savam verdiklerini renmeleri yararl olacaktr.
nsan varln, insan dncesini, insan vicdann ve nihayet insan
kaderini din adamnn penesinden kurtarmak hususunda Batnn
giritii ve hala da bitiremedii savam, onlar iin ibret verici bir ders
olacaktr. Her ne kadar konuyu Aydn ve Aydn adl kitabmzda ele
alm olmakla beraber, ilerdeki blmlerde yeri geldike bu hususlara
deineceiz. Fakat imdilik unu anmsamakla ise balayalm ki
Millet olarak din adamndan ok ekmiizdir. Btn geriliklerimizin
ilk sorumlusu olarak karmzda onlar vardr.
V) Bitmeyen Tehlike:
Kl yolu ile Mslman edildii tarihten bu yana, yani aa yukar
bin yl akn bir sre boyunca, Trke kar eriatdan ve din
adamndan daha zararl, daha sinsi, daha korkun bir baka tehlike,
bir baka bela, bir baka dman kmamtr. Bu dmanlk o dorukta
olmutur ki Hafz Hamdi elebi gibi kiiler, hizmetkar bulunduklar
padiahlara:
"Padiahm Trk ldr, baban olsa da O iyilik madeni yce
peygamber - Trk ldrnz, kan helaldir- demitir"
eklindeki szleri rahatlkla syleyebilmilerdir.
Ne ac bir gerektir ki din adamlar, genellikle bilgisiz, yetersiz ve
gerici, daima istibdattan yana olmular ve memleketi bir musibetten
bir dierine srklemekten geri kalmamlardr. Cehalet ve
yetersizliklerinin acsn da halkn uyanmasna ve gelimesine elme
takmakla karmlardr. Cumhuriyet dnemine gelinceye dek Trkn
haysiyet ykc bir ynetim altnda tutulmasnn ve insan hak ve
zgrlklerinden yoksun klnmasnn balca sorumlularndan
olmulardr. Osmanl hkmdarlarnn pek ou, her trl ktle
fetva veren ve iktidarn her trl hakszlklarna kanat geren din
37
adamlar sayesindedir ki bu toplumu, tarihte esine az rastlanr bir
keyfilik ve mutlaklk rejimiyle ve kendi hasis karlar dorultusunda
ynetebilmilerdir.
Trkn "millilik" bilincinden habersiz ve hogrden nasipsiz
kalmas, gzel dilini ve geleneklerini unutmas, kendine zg dinamik
ve yaratc nitelikteki aklcln kenara atmas, kadn yceltmek gibi
emsalsiz meziyetlerinden yoksun braklmas vb..., hep din adamnn
cehaletinin ve "mmetilik" yalanlarna sarlmasnn sakncal bir
sonucu olmutur. Osmanl mparatorluunun btn dnemlerinde her
trl yenilie, her trl ilerlemeye ayak diremekten ve hangi alanda
olursa olsun gericilie bayraktarlk etmekten asla usanmamlardr.
Batnn uygarlk trmanmalarna ve snrsz fikir aamalarna yabanc
braklmamzn nedenleri de din adamnn karanlk zihniyetinde
aranmaldr. Onun cehaleti ve melaneti o kerteyi bulmutur ki devletin
bekas iin hayati nitelik tayan yenikliklere giriilmekte daima
glk duyulmutur. askerlik alannda ar yenilgiler ve haysiyet
ykc hezimetler sonucu orduyu ve donanmay Batnn kefettii ve
kulland silahlarla donatmak gerektii zamanlar dahi btn bu
giriimler, din adamnn olumsuz davranlaryla baltalanmtr.
Btn bu hallerde bir ok yenilikleri bu din adamlarna "yenilik" adi
verilmeyen usullerle kabul ettirmek mmkn olabilmitir. Bu
direnmelere zaman zaman ara verir gibi grnmlerse bunu, mensup
olduklar toplumun karlar ve gelimesi amacyla deil fakat sadece
slamn "kafirlere kar cihad" parolasnn uygulanmas dncesiyle
yapmlardr. 16.Yzyln balarnda, donanmay glendirmek zere
Batnn yeni tekniini benimsemek ve rnein ele geen bir Venedik
sava gemisini, tekne ve silah yaps bakmndan taklit etmek isteyen
uzmanlarn ve bu uzmanlar destekleyen Padiahn karsna ilk
dikilenler din adamlardr. Byle bir ise girimenin "gavur" dan yeni
bir ey renmek olaca safsatalaryla Padiah "gnah" ilemekten
alkoymulardr! Bu direnmelerine ancak Ulemadan bazlarnn, bin
bir kurnazlkla din verilerine dayatr olduklar gerekelerle engel
olunabilmitir. Ulema "Kafirlere" kar cihadn baarl olabilmesi
iin "gavurdan" sava teknii alnmasnn gnah saylmayacana
dair fetva vermi ve verirken de bu eriat kuralnn sadece askeri
hususlarda uygulanmayabileceini aklamtr 14.
38
Yine tekrarlayalm ki Osmanl Devletinin gerek karada ve gerek
denizlerde zayf dmesinin tek nedenini din adamnn gericiliinde
aramak gerekir. Bilindii gibi Osmanlnn denizlerde zayf dmesi,
uurumlara srklenmesinin balangc saylr. Bat dnyas,
denizlerde glenmenin nemini ok nceleri anlam ve bu sayede
byk devlet olma olanann var bulunduunu kefetmitir. Osmanl
filosunun emede yok edilmesi Baty denizcilikte ilerlemenin
gereksinimi bilincine srklemitir. Batl siyaset uzmanlar ve
yazarlar, denizlerde gl olunduu taktirde Hiristiyan lkelerin
Trklere kar daima baarlar elde edebileceini syleyerek kendi
lkelerinin yneticilerini denizlerde gl olmaa armlardr 15.
Oysa ki bizim her eyde "uzman" din adammz, "gavuru" taklit olur
diye yeni teknikle gemi yapmna kar bile direnmitir.
Yine bunun gibi, yenilgiden yenilgiye srklenen orduyu Bat teknii
ile yeni bir dzene sokmak isteyen Mahmud II, askeri alanda yenilik
("islahat") yapyormu kansn yaratmadan ve hatta "islahat" deyimini
dahi kullanmadan ve sadece Kanuni Sultan Sleymann askerlik
dzenini geri getiriyormu gibi grnerek i grmee almtr.
Ancak bu yoldandr ki "yenilik" dman din adamn rktmeden bir
eyler yapma olanan bulmutur. Yaparken de Batdan yararlanma
yoluna gitmeyeceini bildirmitir. Ordunun slah abalarna kar din
adamnn direnmesini ancak bu yalanlarla krabileceini
dnmtr.
askeri konular dnda kalan hususlarda ise din adamnn olumsuz
tutumu, ok daha kati, ok daha zararl, ok daha insafsz olmutur. u
bakmdan ki, kim ki olumlu, hogrl ya da biraz olsun insancl bir
davrana ynelmitir, o mutlaka din adamnn kurban olmutur.
Nice rneklerden bir kayla yetinelim:
Drstl ve dirayeti ile tannm olan Kara Mustafa Paa (1615-
1648), bir tarihte Bursa Kads Hoca-zade Mesud Efendiyi, Divan-i
humayuna haber vermeden kilise yktrd diye, grevinden
uzaklatrr. Hoca efendi kiliseyi eriat verilerine dayal olarak
yktrmtr, nk eriata gre mevcut bir kiliseyi yenilemek, hatta
tamir etmek yasaktr. Bu olay zerine Bursa erafndan bazlar, Kara
Mustafa Paann kararn yermek maksadyla, kiliseyi tahrip
39
ederler. Haberi alan Kara Mustafa Paa, derhal sulular yakalatp
huzuruna getirtir ve onlara ihtarda bulunduktan sonra yklan
kiliselerin yeniden yaplmasn emreder. Bylece mslmanlarla,
mslman olmayan yurttalar arasnda hak eitlii bulunduunu
kantlam olur. Bu arada Devletin mali ve iktisadi zorluklarn
gidermee alrken Erzurum beylerbeyi Nasuh Paazade Hseyin
Paann isyann bastrmak gibi baarlarda bulunmutur. Ancak ne
var ki Paann bu ve buna benzer dier yararl davranlarndan
dolay baz kimseler yaknmaa balarlar, nk kiisel karlar
zarara uramtr. Bu kiilerin banda Cinci Hoca ve eyhlislam
Yahya Efendi gibi ya da o tiynette melanet temsilcileri vardr. Cinci
Hoca denilen kii Zafranbolulu Hseyin Efendi olup Silahdar Yusuf
Paa dneminde zamann en etkili fakat en kindar ve en meln
"ricalinden" olmutur. Padiah Kara Mustafa Paa aleyhine
evirebilmek iin her eyi yapmtr. eyhlislam Yahya Efendiye
gelince, o da, melanet asndan, Cinci Hocay aratmayan din
adamlarndan biridir. Kara Mustafa Paann Sultan brahime verdii
hakl fakat sert bir cevabi vesilesiyle idam fermann vermekten
kanmamtr. Olay udur: Bir Divan toplants srasnda Sultan
brahimin aklna, kethda kadna odun verdirmek gibi basit bir fikir
gelir ve adam gndererek Kara Mustafa Paay huzuruna artr.
Paa o srada devletin nemli bir sorunu ile meguldr. Padiahn
huzuruna kp ta ondan kethda kadna odun verilmesi konusunda
emir alnca fena halde alnr ve bylesine basit bir i iin huzura
arlacak yerde devletin nemli sorunlar iin arlm olmay
tercih ettiini ima eder ekilde konuur. eyhlislam Yahya Efendi
hemen frsat yakalam olarak Padiah kkrtmak ister ve hangi
sorunun nemli olduuna ancak padiahn karar verebileceini
belirtir. Kara Mustafa Paann idam hakknda ferman karlmasna
da nc olur 16.
Bir baka rnek u: 19.cu yzyln sonlarna doru, 1886 ylnda
Mekke Serifi Refik, eskiden beri husumet besler bulunduu Hicaz
valisi Osman Paay Padiaha ikayet eder ve akabinde de
Medineye g eder. Husumetin sebebi, Osman Paa nn Trk
karlar dorultusunda i grmek istemesidir. Padiah Serife kar
pek bir ey yapamayacan bildii iin Paay baka bir vilayete
tayin eder 17.
40
Yine ayn ekilde Reit Paann eitli "islahat" giriimleri ve bu
arada ticaret mahkemeleri kurulmas yolundaki gayretleri, din
adamlarnca eriata aykr grlm ve kendisi de "gavurlukla"
sulandrlmtr.
Osmanl mparatorluu dneminde yenilie kar direnenlerin banda
Yenierilinin geldii dorudur. Fakat Yenieriliyi gerici ve yenilik
dman yapan g din adamnda gelmedir. Ktln masas din
adamdr, u bakmdan ki halk ynlarn Camide, her yenilik
vesilesiyle "Din elden gidiyor" yaygarasyla youran, ou zaman
ayaklandran o olmutur.
1807lerde Yenierililerin kazan kaldrmalar sonucu olarak
memleketin ne hale girdii herkese bilinir. Yenieri kuruluunun
devlet ve memleket bakmndan ne byk bir felaket kayna olduu
daha o tarihlerde anlalmtr. Ve ite byle bir durumda dahi
Yenieriliyi destekleyen, hatta kkrtanlar ve Padiah tarafndan
yaplmak istenen yenilikleri "dinsizlik" olarak tanmlayanlar din
adamlar olmutur. Her ne kadar istisna kabilinden bir iki isim
bulunmakla beraber 18, genel olarak kendi karlarnn, mensup
bulunduklar devletin ve milletin bekasnda olduunu dahi
gremeyecek kadar gerici bu din adamlar Nizam-i Cedid adi altnda
yeni bir askeri rgt kurulmasn, orduya yeni silahlar alnmasn,
yeni teknik ve yeni "talim ve terbiye" usullerinin getirilmesini, ve
btn bunlar mmkn klmak maksadyla Hccet-i Seriye imzasn,
slam dinine aykr bulmulardr. Bunlar arasnda nl eyhlislam
Mehmet Ataullah ve onun nl hocas Mehmed Munib, ve stanbul
kads Murad Zade Mehmed Murad ve bir ok mollalar vard 19.
stanbulda oluan 1801 ve daha donra 1807 tarihli gericilik olaylarnn
asl sorumlular medrese eitimi ile yetitirilenlerdir. Bunlarn
yobazlklar ve softalklar grlmemi bir eydi. Devleti, yabanc
devletler indinde kk drtc davranlardan asla ekinmezlerdi.
1801 ylnda Hkmetin misafiri olarak Sleymaniye camiini esiyle
birlikte ziyaret eden Rus Sefirine, srf bir kadnla sokaa kmtr
diye, ta ve sopa ile saldran bu yobazlar, reformlarn en byk
dmanlar olarak i grmlerdir 20.
41
1830 yl Ramazannda halk baz yeniliklere kar kkrtan ve o
sralarda kazan kaldrm bulunan Yenieriliye destek klanlar hep
din adamlardr 21. Daha sonralar, Abdlhamid I in reform
klndaki baz giriimlerine kar din adamnn direnmelerini
Mustafa Nuri Paa nn "Netaic-l Vukuat" adl kitabndan okuyunuz
22. Alemdar Mustafa Paann reformlarn yok etmek iin din
yobaznn yaptklarn Ahmed Asim Efendinin "Tarih-i Asim" indan
23 ya da Ahmed Cevdet Efendinin "Tarih-i Cevdet" inden 24
izleyiniz: iiniz paralanr.
Bu vesile ile ekleyelim ki din adamlar, siyasi mekanizma ierisinde
kendilerine daima yardmc olacak kiileri bulup hasmlarn ya da
rakiplerini ezme frsatn yaratabilmilerdir: ta ki Atatrk dnemi
balayana kadar.
Din adamnn banazl ve Trke dmanl o kerteyi bulmutur
ki, baz yeniliklerin memlekete girmesine, ya bu yeniliklerin sadece
"Gayr-i mslim"lerin tekelinde kalmas ya da bunlarn "yenilik"
klna brnmemi bulunmas koulu ile izin vermitir. ou zaman
bu izni ngiliz Mustafa diye arlan sko asll Campell, ya da
Humbarac Ahmed diye arlan Macar asll Baron de Tott ya da
Kalvinist bir Macar Ailesinin olu olan brahim Mteferrika gibi,
yabanc asll uzmanlarn ilimli giriimleri zerine vermitir. rnein
Avrupa tarznda topu Birliklerinin kurulmas, ya da "Hendese hane"
nn almas ve matematik eitim Merkezlerinin kabul edilmesi, ya
da 1730 tarihlerinde "Trk-Mslman" matbaasnn kurulmas ve
buna benzer eyler hep yabanc asll ve aydn grl kimseler
sayesinde gerekletirilebilmitir.
Kimbilir kendi lkelerinde uradklar baz hakszlklara tepki olmak
zere slama giren, ya da "devirme" yolu ile mslman edilen ve
uzmanlklar nedeniyle Osmanl devletinde belli mevkilere getirilen
bu kiiler olmasa, memleket o says pek az yeniliklere bile sahib
olamazd!
unu sylemek gerekir ki din adamlarmz, memleketin Trkten gayr
unsurlarnn yararna olabilecek baz yeniliklere gz yummular, ve
fakat yumarlarken Trkn bu yeniliklerden yararlanmas ihtimalini
42
bertaraf maksadyla her tedbiri almlardr. Matbaann kabul bunun
ilgin rneklerinden biridir.
Anmsayalm ki matbaa memleketimize, sanld gibi 1730larda
deil fakat ok daha nce 15.yzyln sonlarna doru, yani
stanbulun Fatih Mehmed tarafndan fethinden krk yl sonra, 1493
ylnda girmitir, ve din adamnn verdii fetva ile girmitir. Fakat ne
var ki din adam bu izni, devletin temel esi olan Trkler iin ya da
Trkn yararna olmak zere vermi deildir. Bu izni, devletin
mslman olmayan aznl iin vermitir ve verirken de Trk
Halknn bundan yararlanma olanan kesin ekilde yok etmitir
baknz nasl:
spanyadan g ederek Osmanl lkesine snan Yahudiler, zamann
Padiah Beyazid II tan matbaa kurma izni diledikleri zaman bu
dilekleri, din adamlarmzn ngrdkleri u koullar altnda kabul
edilmitir: 1) Matbaa kurma hakk sadece Yahudilere mnhasr
kalacaktr ve onlardan baka hi kimse bu ise kalkamayacaktr 2) Bu
matbaalarda Trke ve Arapa hi bir ey baslmayacak,
yaynlanmayacaktr.
te ancak bu koullar altndadr ki matbaann memleketimize
sokulmasna izin verilmitir izin tarihi 1493 dir. Bunu dier "gayr-i
mslim" aznln (Ermeni, Rum, vs...) istekleri izlemitir. Ermeniler
1567 ylnda, yine ayn koullar altnda, matbaa kurma izni
edilmilerdir. Matbaann Trkler tarafndan kurulmas ve Trke ve
Arapa yaymn balamas 1727 tarihine tesadf eder ki brahim
Mteferrika nn azimli almalar sayesinde gereklemitir. Bu
aydn ve zgr dnceli kii "Trk" ya da "mslman" aslli
deildir: Avrupada dinsel zgrl ve fikirsel hogry ilk kez
oluturan Erdel lkesi halkndandr. Genliinde, papaz olmak zere
ilahiyat tahsili yapt srada, "Thkly" ayaklanmas vesilesiyle 1692
ylnda Trk Askerlerinin eline gemi ve kle olarak stanbula
getirilerek esir pazarnda birisine satlm, daha sonra Mslmanl
kabul edince durumu deimi ve Damat brahim Paa ve Fransada
eitim grd sylenen Said Efendi gibi kimselerin ilgi ve takdirini
kazanmtr. Bundan yararlanmak suretiyledir ki kendisine vatan
edindii yerler halkn gelitirmek hevesiyle matbaa iine girimek
43
ister. Fakat matbaann din adam yznden kurulamayacan ok iyi
bildiinden izin isteme dilekesinde din konular dnda yaym
yapacan belirtir. Bin bir glkle bu izni alr.
Demek oluyor ki din adam Trk unsuruna matbaa kurma iznini,
matbaann memlekete sokulmasndan 250 yl sonra vermitir yani
Trkn fikirsel gelimesini, daha ilk admda 250 yl geciktirmitir.
Fakat bu izni verirken dahi dini konularda hi bir yaznn
baslmamasn, sadece din alan dnda kalan eylerin baslmasn art
klmtr.
Kltr yaamlarmzn Bat dnyas ile uurum tekil edecek ekilde
dk kalmasnn balca nedeni olan bu olay, din adamnn bu
memlekete ve bu millete yapt ktlklerin en korkunlarndandr.
Fakat bundan da daha korkun bir dmanl olmutur ki o da
Trkn varlna kastetmi olmaktr. ok gerilere gitmee gerek yok,
daha dn denebilecek bir tarihte, 1920lerde, yabanc igalleri altnda
inleyen bu milleti kurtarmak ve milli egemenliine kavuturmak iin
uraan Atatrk gibi essiz bir insani "Katli caizdir" fetvalaryla yok
etmee alan Drrizadeler, ya da benzerleri birer din adam deil
miydi? Yine bu mollalar snf deil miydi ki Atatrkn, millete
egemenliini kazandrmak maksadyla hilafetin kaldrlmas ynnde
giritii abalara kar saf kurmulardr. Ve eer mmkn olsa bu
mollalar hilafet aleyhinde sz edenleri diri diri yakmaa hazrdlar.
Ancak ne var ki lkeyi ve milleti yabanc igallerinden kurtaran
Atatrkn gl tutumu karsnda yapabilecekleri pek bir ey yoktu.
Atatrk, onlarn anlayaca bir dil ile yle konumutur: "Bahis
konuu olan ey millete saltanatn, egemenliini brakacak miyiz,
brakmayacak miyiz sorunu deildir. Sorun zaten emrivaki olmu bir
gerei belirtmekten ibarettir Bu behemahal olacaktr. Burada
toplanm olanlar, Meclis ve herkes meseleyi olaan grrse,
fikrimce, uygun olur. Aksi takdirde, gerek yine usul dairesinde ifade
olunacaktr. Fakat ihtimal baz kafalar kesilecektir". 25
Bu din adamlar ierisinde bir tek insan kp da halifeliin aslnda
temelsiz ve hatta slama aykr (ya da hi olmazsa kaldrlabilir)
olduu fikrini ne srmemitir. Ne ilgintir ki Trk din adamlar
hilafetin kaldrlamaz olduunu savunurlarken, Trk olmayan din
44
adamlarndan bazlar, rnein El-Ezher niversitesi hocalarndan Ali
Abdrrazik, ta Msrlardan, Atatrkn bu abalarn alklamakta idi.
1925 ylnda yaynlad Al-slam ve Usul al-Hkm 26 adl kitabnda,
TBMM tarafndan hilafetin kaldrlmas kararnn hukuka ve slama
uygun olduu grn savunmutur. unu anlatmtr ki hilafet
kuruluu hakknda ne Kuranda ve ne de hadislerde hkm vardr.
Yazar yle der: "Ne uhrevi ve ne de dnyevi yaantlarmz
bakmndan hilafet kuruluuna gerek yoktur. Hatta unu
syleyebilirim ki hilafet kuruluu, slam iin daima bir musibet olmu,
mslmanlar bakmndan da daima ktlk ve yolsuzluk kayna iini
grmtr" 27.
Ona gre halifelik, iktidar sahibini daima keyfilie, adaletsizlie
zorlam, daima despotizme srklemitir. yle der: "Bu unvann ne
tr ihtiraslara sebep olduuna ve ona malik olanlarn nasl bir
kskanlkla hareket ettiklerine tank olduk. Ne zaman ki snrsz bir
ihtiras, snrsz bir haset duygusu ile birleir ve ne zaman ki bu iki hrs
zorlayc g ile desteklenir, bunun sonucu olarak ortaya zulmden
baka bir ey kmaz ve kltan gayr bir kanun i grmez"
slam tarihi boyunca halifelie sahib olmak iin islenen cinayetleri
sralayan yazar, hi bir halifenin, kendi yetkilerini gn na
karacak fikirsel ve bilimsel aratrmalara izin vermediini belirtir.
slamda siyasal bilimlerin gelimemi olmasn buna dayatr ve yle
ekler: "Halifeler, kendi iktidarlarnn temelini sarsabilecek olduunu
sandklar, ya da bunu uzaktan da olsa bir tehlike tekil eder kabul
ettikleri aratrmalarn (velev ki bu aratrmalar bilimsel nitelikte
olsun) en byk dman kesilmilerdir. Bu tutum ortaya halifelerin
bilim zgrlne kar olumsuz ve her frsatta bilim kurulularn
yok etmee ynelik davranlarn karmtr. u bilinen bir gerektir
ki Siyasal Bilim, iktidarlar bakmndan en tehlikeli saylan bilim
dallarndan biridir, nk ortaya eitli hkmet sistemlerini ve bu
sistemlerin zelliklerini vurur. Bundan dolaydr ki hkmdarlar iin
bu ilimlere kar sava amak ve halkn bu ilimlerden yararlanmasn
(dolaysyla aydnlanmasn) nlemek bir zorunluluk olmutur... Yine
bundan dolaydr ki siyasal bilimler alannda slam lkelerinde fikirsel
ilerleme grlmemitir" 28
45
Dnnz ki Msrl din adam bu satrlar 1925 yllarnda yazmtr.
Amac slam lkelerinde din ve devlet ilerinin birbirinden ayrlmasn
salayabilecek zemini hazrlamaktr. Her ne kadar bu grleri
nedeniyle El-Ezher niversitesinden atlm olmakla beraber laik
dnce yapsndaki insanlarn yetimesini salamak bakmndan
grevini yapmtr
Bizim din adamlarmz ise bu tr bir davrana o zamanlar deil fakat
bugn dahi sahib kamamlardr: nk amalar laiklii yok
klmaktr.
A) Gemiten Bugnlere:
1071 Ylnn Austosunda Malazgirt meydan savanda yenik den
ve esir alnan Bizans mparatoru Romanos Diogenes, Seluk Padiah
Alparslan in huzuruna getirilirken Ordunun ba imamlarndan bir
hoca, esir mparatora yumruk sallar ve hakaret makamnda suratna
tkrk atar. Bunu gren Alp Arslan, hoca efendiye, bu davrannn
irkinliini anlatrken nedenini sorar. Ald cevap udur: "Gavuru
tahkir iin yaptm Sultanm". Bunu sylerken hoca efendi, kukusuz ki
kendisini bu ruh yapsnda youran eriatn szcln yapmtr,
nk bilindii gibi eriat, islamdan gayr bir dine ynelik olanlarn
"sapk" olduklarn (rnein bkz. Kuran: 3 mran 85), ve Yahudilerin
ve Hiristiyanlarn "Allahtan bir gazaba uradklarn" ve Tanrnn
onlara "alaklk" damgasn vurduunu (K. 3 mran 112) ya da onlara
kar, slami kabul edene ya da "cizye" verene kadar klla savamak
gerektiini (K. 9 Tevbe 29), ya da buna benzer daha nice verilerden
olumutur.
Ancak ne var ki Trkn tarihinde stn bir mevki igal etmi bu son
derece mert ve yetenekli Trk Sultani Alp Arslan, hoca efendinin bu
ilkel tutumuna kar u ikazda bulunur: "Hangi dinden olursa olsun
tutsaklara hakaret deil merhamet gerekir" .
Yine bilindii gibi ksa bir sre sonra Alp Arslan esir imparatoru
serbest brakacak ve hatta onu, kendi zel muhafzlarnn himayesi
altnda lkesine gnderecektir. Alp Arslan in szlerindeki incelii ve
bu szlerin altnda yatan insancl deerleri ve insana sayg kavramn
46
hoca efendinin anlamasna olanak yoktur ve daha nice yzyllar
boyunca da olamayacaktr.
Malazgirt meydan Savann cereyan ettii yl 1071dir. imdi
atlaynz yzyllar ve unutunuz aradaki devirler boyunca din
adamnn Trke kar yapt ktlklerin saysn ve eitlerini ve
geliniz yirminci yzyln ilk yars ortalarna. Daha dorusu Trk
da ve ie kar klelikten, haysiyetsizlikten, sefaletten, miskinlikten,
mptezellikten kurtarmak iin cann diine takm "Mustafa Kemal"
lerin lm kalm mcadelesi verdii kurtulu savalarna! Okuyunuz
eyh-l slam Drrizade e-eyyid Abdullah adn tayan ve
Devletin en yksek mevkilerinden birini igal eden din adamnn
Trkn idamna alk tutan o utan verici fetvasn. Vatan ve millet
haini olan Vahdettin tarafndan Hatt-i hmayn eklinde yaynlanan
bu fetvada, Mustafa Kemal ile birlikte dmana kar savamaya
koyulan kimselerin "kafir" ve "katli caiz" ve "Cehennemlik" olduklar
belirtilmekle kalnmam ve fakat bir de ayrca, Anadoluyu igalden
kurtarmak ve kyn ve ailesini ve her eyini dmandan geri almak
iin dven ve dvrken cann veren Trklerin "sehid"
saylmayacaklar ve Cennete kavuamayacaklar ilan edilmitir.
Sylemeye gerek yoktur ki byle bir fetvay verebilmek iin canavar
ruhlu olmak gerekir, nk kendi topran, kendi karsn, kendi
yavrusunu, kendi sevdiklerini ve nihayet kendi cann kurtarmak
amacyla lm gze alm insanlara "sehid saylmayacaksn" demek,
onlar inanlarnda, Umutlarnda ve kader baladklar uhrevi alemin
hazrlklarnda ok daha nceden ve hem de ok daha insafszca ve
gaddarca ldrmek demektir.
Ne hazindir ki Arap lkelerinde eriati uygarlk dzeyine uydurma
kprdanmalar, pek belirsiz ekilde de olsa, kendisini hissettirirken ve
oralarda Atatrkn topluma kazandrd uygar yaamlar rkek
denemelerle benimsenmek istenirken bizim din adamlarmzdan bir
ou, bugn dahi hala gemiin ve gericiliin zlemi ierisinde ve
hala eriatn ilkelliklerinden kendilerini kurtaramayarak, bir yandan
Abdlhamid ya da Vahdettin gibi zgrlk ve insanlk dman ve
vatan haini Padiahlara kulluk klelik yapma hazrlnda ve dier
yandan da vatan kurtaran Atatrkleri dinsizlikle, "deccallkla",
47
"vatana ihanetle" sulama abasndadrlar. lerinde "Profesr" ya da
"Doent" unvanl olup ta Atatrk dmanlarna hayranlk duyanlar ve
bu hayranl aklamakta gurur bulanlar vardr. Daha geenlerde
bunlardan biri, Atatrk Devrimlerinin dman olan zzetbegovi gibi
yabanc bir devlet adamn alklayp yceltmekte ve yle
demekteydi: "zzetbegovii imanda gnldam, strapta yrektam,
bilim ve dncede meslektam olarak selamlyorum. Zulm ve
kahrlara, cesaret ve onurla direndii iin onu, sayg ve hayranlkla
selamlyorum" 29. Bylesine byk bir hayranlkla selamlad
zzetbegovi denen kii ise, Bosnal Mslmanlarn lideri olup
"slamc Deklarasyon" adl kitabn yazardr 30. Bu kitabnda Trkn
bin yllk dinsel yapsn zetlerken Osmanl dnemini yceltip
Atatrk dnemini ve devrimlerini "barbarlk", "felaket" ve "ihanet"
eklinde gsterir. Osmanl dnemini vmesine amamak gerekir
nk bilindii gibi 1389 ylnda Srplara kar Kosova zaferini
kazandktan ve Bosnay kuattktan az bir sre sonra Osmanllar,
1415 ylnda, "Bogomils" diye bilinen ve Srplarla dinsel rekabet
halinde bulunan Hiristiyan topluma (ki Srplarn kardeleridirler),
mslman olmalar kaydyla gvenlik ve koruma salamlardr. Bu
cazib teklif gereince slam dinini kabul eden Bonaklar, imtiyazl
ve stn duruma kavuup dinsel rakipleri olan kardelerine hkmeder
olmulardr. Osmanl mparatorluunu bu nedenlerle bylesine ven
zzetbegovi, ayn zamanda Atatrkn ve Atatrk Devrimlerinin
katksz bir dmandr. Buna da amamak gerekir nk para ve
silah yardm grd slam lkelerine yaranmak ihtiyacndadr. Bu
ihtiya ierisinde slam ideolojisine bal ve Pan-slamist dorultuda
imi gibi grnr ve rnein her mslman toplumun, i ve d
ilikilerinde slama uygunluk gereine deinirken pan-islamizmi
btn slam lkeleri (ve bu arada Bosna-Hersek) iin d politika
lei yapar. Ancak ne var ki lideri bulunduu Bosna-Hersekli
Mslmanlarn, "mslmanln" ne olduundan habersiz
bulunduklar gz nnde tutulacak olursa bu szlerindeki
samimiyetsizlik ak ve seiktir. Esasen bu bilgisiz ve beceriksiz
siyasetinin sonucu olacaktr ki Bosnal Mslmanlar kayplara
uratmtr.
te yandan, her ne kadar Atatrkn getirdii laiklik ilkesine
dmanlk gsterirse de kendi uygulad ynetimin laiklikten baka
48
bir ey olmadn bilmezlikten gelir. Yine bunun gibi her ne kadar
Atatrkn, Trk toplumu iin Arapa yaz yerine Latince alfabeyi
kabul etmesini "ihanet" olarak damgalarsa da kendisi, kendi
toplumuna Arap alfabesini getirmeyi aklndan geirmez,
geirmemitir de. Fakat dediimiz gibi basta ran olmak zere baz
slam lkelerini (ve bizim eriatlarmz) hosnud edip yardm
koparmak iin Atatrk ktlemek ve Atatrk devrimlerini yermek
ihtiyacndadr fakat bu ii pek bilgisizce yapar. Ona gre Osmanl
mparatorluu dnyaya hkmeden bir devlet olduu halde Atatrk
Trkiyesi, Atatrkn getirdii reformlar yznden, nc snf bir
lke olmutur, nk bu reformlar slami dorultuda eyler deildir.
Oysa ki Osmanl mparatorluu, be yz yllk yaamnn son yz
yllk dnemini, srf eriatlk yznden, nc snf bir devlet
olmaktan da aa, "Avrupann hasta adam" olarak geirmitir.
Atatrk Trkiyesi ise, eriat terk etmek ve aklc reformlara
ynelmek sayesinde mslman lkelerin en nne gemitir. Buna
karlk mslman lkeler, aklcla srt evirmek nedeniyle, akll
milletlerin ayaklar altnda ezilmiler ve ou kez onlara el ap
dilenmilerdir. zzetbegovi bunu da herkesten iyi bildii halde
bilmezlikten gelir.
te yandan zzetbegovie gre Atatrk reformlar ve bu reformlardan
kma kanunlar, gya Trk Milletinin kendi kendine ihaneti
niteliinde eylerdir: alfabe devrimi bir ihanettir dil devrimi
Trkiyeyi barbarln kysna getirir nitelikte bir baka ihanettir, vs...
Bu itibarla Trkiye iin yaplacak ey Atatrk unutmak, Atatrk
devrimlerini yok klmaktr.
Grlyor ki zzetbegovi efendi, bizim kendi takunyal
eriatlarmza ta kartacak kadar koyu bir Atatrk ve "Atatrk
Trkiyesi dman" olarak karmzdadr. Ve ne hazindir ki bu kiiyi
bizim eriatlarmz alklarla ycelik tahtna oturtmak
yarndadrlar. Biraz nce szn ettiimiz niversite "mollas"
bunlardan biridir. Ancak ne var ki Atatrk Trkiyesinin koyu bir
dman olan zzetbegovii "sayg ve hayranlkla" selamlarken nasl
bir gaflet ierisinde bulunuyor ise, "imanda gnldam" diye "Kuran
dncesinin yksek boyutlu bir dnce adam" olarak tanmlad
zzetbegoviin Kurana ne kerte yabanc bulunduunu ve bu
49
yabancln zellikle "slam Between East and West" (Dou ile Bat
Arasnda slamiyet) adl kitabnda ne kerte ortaya vurduunu da
bilmez grnmtr.
Sylemeye gerek yoktur Bonaklara kar Srp saldrlarn zrl
bulmak gibi bir dnce kimsenin aklndan gemez. Zulme ya da
saldrya urayan her topluma yardm bir insanlk grevidir. Bu
itibarla Bonaklara yardm sorunu, sadece mslman olmalar
nedeniyle deil fakat asl insan olmalar nedeniyle ele alnmak
gereken bir sorundur. Liderleri Atatrk dman olsa da byle yapmak
gerekir, nk insandrlar. Fakat bunu yaparken unutmamak gerekir
ki, bizi kurtulua karan, yeryznde bamsz ve haysiyetli bir
yaam ansna kavuturan, ve getirdii devrimlerle yer yznn btn
mslman lkelerinin nnde klan Atatrke ve dolaysyla ulusal
benliimize saldrda bulunan kiiyi Bonaklarn lideridir diye
mutlaka yceltmek gerekmez. Ama bunu eriatnn anlamasna
olanak yoktur, nk onun deer ls eriattr.
*
Evet bir zamanlar nasl ki matbaay "gavur" icaddr diye bu
memlekete sokmayp Trkn fikirsel gelimesini baltaladlarsa nasl
ki askerlikle ilgili alanlarda dahi "Bir mslman bin kafire bedeldir"
safsatalaryla her yenilii nleyip, gelien teknik ve bilgi ile mcehhez
"dman" karsnda haysiyet krc yenilgilere sebep oldularsa nasl ki
Arapay "Tanr dili" (farscay da yedei) bilip ba tac yaptlar ve
Trkeyi tenezzl edilmez bir dil haline indirdiler ve bylece gzel
dilimizi ksrlatrdlarsa nasl ki medrese zihniyetini ve hele beyni
rten ezber sistemini eitimin temeli yapp Trkn slam
kabulden nceki "aklc dn" geleneini yok kldlar ve kafasn
Arapn "Biz kendimizi aklmza gre deil Tanr ve peygamber
emirlerine gre yneten bir mmetiz" formlne uydurmak suretiyle
ilemez hale soktularsa ve nihayet tek tmce ile nasl ki bin yl
boyunca Trke, Trkn en azgn dmanlarndan da daha insafsz,
daha ykc, daha krc ktlklerde bulundularsa, bugn de pek ou
Atatrk devrimlerine kar ayn yok edici ruhla i grmektedirler.
Bu lkede eriat dinini, onu benimseyenler bakmndan dahi, bir
ikence makinesi haline getiren ve kiilerin bu yeryz dnyasnda
50
mutluluk ve refah ve gelimeleri amacyla deil fakat tersine
ilkellikleri, mptezellikleri ve sefillikleri ynnde iler bilen,
kukusuz ki onlardr. Sabahn olmayacak saatlerinde canhra hoparlr
grltleriyle ezan okutarak, ya da Ramazanda gece karanlnda
davul aldrarak insanlarmz yataktan frlatp hasta ya da sinirli eden
ya da hastalar canndan bezdirtenlere ya da yabanc dil renmenin,
sinemaya gitmenin, kzl erkekli bir arada elenmenin, dans etmenin,
radyo dinlemenin vb... gnah olduunu syleyenler "Hlle gerektir"
diyerek aile ocana incir dikenler "Hayvanla, ve l insanla cinsi
mnasebette bulunmak orucu bozar kazay gerektirir" diyenler sinein
bir kanadnda gnah dierinde sevab bulunduunu ve bu nedenle
yemek iine den sinein darda kalan kanadn yemee batrmak
gerektiini retenler farenin deve st imeyip koyun st ier
olduunu syleyenler "Kadn aklen ve dinen dundur" diye, ya da
"dayak gerektir" diye kadn kltenler ya da saymakla bitmeyecek
kadar ok bu tr eyleri eriat ilmidir diye "bilimsel" bir titizlikle
insanlarmza belletenler, hep din adamlardr: hem de yksek tahsil
diplomasna ve "Doent" ve "Profesr" gibi eitli unvanlara sahib
olarak bu ileri grmekteler!
Caiz deildir diye ibadeti Trke yaptrtmayan, ezani Trke
okutmayan, ve basta Medeni Kanun olmak zere bu lkeyi uygarlk
kertesine ykselten Atatrk kanunlarn l kanunlaryla deitirmeye
niyetli bu kiiler Trk toplumunun kaderini yine ellerine geirmie
benzerler. "l kanunu" deyimine her nedense byk bir alnganlk
gsterip bunu "hakaret" olarak kabul ederlerken eriat kanunlarnn,
zellikle Arapn l yaamlarna ve koullarna gre hazrlanm
olduunu ve l insannn kanunlarna "l kanunu" demek kadar
olaan bir ey bulunmadn, ve eriat dini bakmndan bu deyimi
"hakaretamiz" saymakla asl hakareti kendilerinin yaptklarn dahi
dnmezler. lerdeki sayfalarda din diye insanlarmza belletilen bu
kanunlarnn aklcla ve adala ve uygarlk anlayna ne kadar
ters dtn rnekleriyle zetleyeceiz.
Ve yine greceiz ki bir yandan din adamlar, okumuu ve okumamas
dahil, birbirleriyle yarrcasna camilerde ve her yerde Atatrk
devrimlerine ve laik Cumhuriyete saldrmakla, kfrler savurmakla,
milleti blc ve kana kkrtc konumalar ve protesto namazlar
51
kldrmakla kanunsuzluun temsilciliini yaparlarken, dier taraftan
halktan kiiler, aldklar din eitimin etkisiyle, kan davalarndan
tutunuzda kadn yznden adam boazlamalara, ya da oru tutmayan
dayaklamaa, ya da Sivas olaynda olduu gibi, zgr dnce
insanlarn yakmaa, tabancalamaa, varncaya kadar her trl
cinayeti, ve utan verici her trl bayalklar benimsemekten geri
kalmazlar. te yandan btn bu ilkelliklerin nlenmesi iin "ada
dnceli" ve "bilgili" niteliklerle yetitiini sandmz ve ellerine
yksek tahsil diplomalar vererek "Doent", "Profesr" unvanlaryla
donattmz ve Devletin nemli mevkilerine oturttuumuz din
adamlar, karanlk a dnemine yarar nitelikteki hkmleri, byk
bir ustalkla geerli klma abasndadrlar. 1961den bu yana tank
olduumuz olaylarn ortaya vurduu gerek udur ki Din Okullarn
bitirmi olan ve saylar her yl korkun ekilde artan kiiler arasnda
uygar dnceye, uygar yaamlara ve Atatrk devrimlerine dman
olanlar, hesap edilmeyecek kadar oktur. Anayasamzn laiklik
ilkesinden sz eden Devlet Bakanna, Kuran hkmlerine sarlarak
"eriatlar Mezarna tkrecekler... artk (senin gibi) laiklerin
namazn klmayacaklar" diye saldranlar, ya da "arap fabrikasnda
almak gnahtr" diye fetva vererek aile geindiren insanlarmzn a
ve issiz kalmasna, ya da "Mslman olmayan erkeklerle evlenmek
dinsizliktir" diyerek mutlu yuvalar ykmaa, ya da "Kadnlarn Devlet
bakanl, kadlk ya da yarglk ya da kaymakamlk vs gibi ynetim
ilerinde grev almalarn eriat dini yasaklamtr" diyerek bu lkeyi
utan duvar gerilerine atanlar, ya da Arap eyhlerinin Trkn
haysiyetiyle oynamasna ba egenler hep bu diplomal ve ou kez
"Profesr" unvanl din adamlardr ki gemiteki din yobazna ta
kartacak bir cret ve kstahlk davranna ynelmekte hi saknca
grmezler. Eskiden olduu gibi bugn de din adamnn amac
toplumumuzu eriat cenderesine sokmaktr: Trkn giyimi kuam,
yemesi imesi, gezmesi elenmesi, sevmesi, dnmesi, i grmesi,
yani yaantsnn her bir ynn o ad llere gre ayarlamaktr.
lerdeki sayfalarda bunun byle olduunu T.C. Devletinin
yaynlaryla ortaya vurup belgeleyeceiz. Bu belgeler ve rnekler
sizleri aknlktan aknla, zntden zntye srkleyecektir.
Kukusuz ki bunlar sergilerken amacmz, okuyucuyu kahredici
duygulara gtrmek deil fakat dndrebilmektir. nk
52
dnebilmek, ilkelliklerden ve geriliklerden syrlp insanca ve
haysiyetli ekilde yaam koullarna kavumann ilk admdr.
B) Din adamnn olumlu sandmz davranlar konusunda
Yzyllar boyunca din adamnn olumsuzluklarna ylesine alm ve
uygarlk d davranlarndan ylesine ylm, ve birazck olsun
bunun dnda bir tutum ierisinde bulunmasna ylesine zlem duyar
olmuuzdur ki, en basit vesilelerle olumlu saylabilecek davranlarn
abartmal alklarla karlamaktan kendimizi alamaz olmuuzdur. Din
adamnn sporla megul olmas, rnein futbol oynamas, denize
girmesi, yzmesi, yabanc dil renmesi vs... gibi eyler bizi ocuklar
gibi sevindirir. "Aydn din adam yetiiyor" diye adeta bayram ederiz.
Bir ilimizde (Ordu linde) kadnlara okuyup yazma retmek isteyen
cami imamn, basta Vali olmak zere eitli kurulular nerede ise
omuzlarda tar olmu ve dllere layk bulmulardr. Fakat bunu
yaparlarken bu ayn din adamnn Camide, hogr ilkesini
inercesine: "slamdan gayr bir dine ynelenler sapktrlar"
eklindeki eriat verilerini ya da kadn haklarn yadsyan ve rnein
"Uursuzluk eyde vardr: karda, evde ve atda..." eklindeki ya
da "Cehennemin ounluunu kadnlar tekil eder" diye ya da buna
benzer yzlerce din hkmn belletmekle megul olduunu
dnmemilerdir.
Gemi dnemlerde baz "insani" ve cesaret rnei din hocalarnn
grld, baz mspet davranl mftlere rastland sylenir ve
rnekler verilir. Sultan Orhan devrinin mftlerinden Kara Halil, ya
da Sultan Osman II Dneminin mfts Ead Efendi, ya da Selim I
devrinin mftlerinden Cemali ve ona halef olan Ebu Sud Efendi,
ya da Sultan Ahmed devrinin mftlerinden Sina Allah Efendi , bu
rneklerin banda gelir.
Sultan Orhan devrinin nl mfts Kara Halil in mspet davran
olarak onun "Kapu Kulu Ocaklar" fermann hazrlayp ilk muntazam
ordu sisteminin yerlemesini salamas rnek gsterilir. eriatnn
tanmna gre "Dar-l Harb"de (yani "gavur dnyas"nda) yasayanlara
kar sava almasn ngren eriat hkmlerini gerekletirmek
amacyla bu ferman hazrlayan din adamnn "mspet" davranl kii
niteliinde tanmlanmas, aslnda sava fikrini yerenler bakmndan
53
pek alklanacak bir ey olmamak gerekir. phesiz ki her toplum,
kendi varln salamak, savunmak ve srdrmek ya da fetihler
yapmak amacyla ordu kuruluuna sahib olmak ister. Fakat bunu
yapacak kiilerin din adamlar deil, dnyevi iktidar uygulamakla
grevli siyasetiler olmas beklenir. Batda Orta a karanlklarnda
bile insanlk sevgisine sapl olarak sava fikrine kar direnen pek ok
din adam kmtr.
Sultan Ahmed I. in iktidar zamannda eyh-l slamlk makamn
igal eden Ead Efendi, bilgisiyle ve drstl ile tannr. Ahmed
I.in lmnden sonra Mustafa I.nn tahta kmasn, fakat daha sonra
indirilerek yerine Osman II.nn gemesini salamtr. Kznn onunla
evlenmesi zerine padiahn kayn-pederi durumunu kazanmtr.
Bununla beraber pek sevmedii iin damadna kar byk bir
yaknlk gstermemi, ou zaman onunla dargn kalmtr. Osman
II.nn gen ve tecrbesiz oluu nedeniyle onun yanl kararlarn
nledii ve onu g durumlardan kurtard sylenir. rnein
Yenierilerin Osman II. a kar ayaklanmalar zerine "dn" (taviz)
siyasetine bavurarak her iki taraf idare etmesini bilmitir. Fakat buna
ramen padiahn husumetine uramaktan kurtulamamtr.
Sylendiine gre bunun nedeni, hem Ead Efendinin Osman II.dan
nce onun amcas olan Mustafa I.yi tahta kartmas ve hem de asl
Osman II in istemi olduu bir fetvay vermekten kanmasdr.
Osman II. nn istedii bu fetva, kendi Kardeinin ldrlmesiyle
ilgili idi. Ead Efendi byle bir fetvay veremeyeceini bildirerek
padiahn isteini geri evirmitir.
Her ne kadar byle bir davran "fazilet" niteliinde grmek mmkn
ise de, damadnn kendisine kyamayacan dnerek Ead
Efendinin byle bir tutum taknmasn "cesaret" abartmas durumuna
sokmamak gerekir. Kald ki Osman IIin lmnden sonra "fazilet"
anlayyla badamaz davranlardan da kanmad anlalmaktadr.
rnein dargn bulunduu iin damad Osman II. nn cenazesinde
hazr bulunmak istememitir. te yandan Murad IV. zamannda ikinci
kez eyhlislamla getirildikte, Sadrazam Kemanke Ali paa ile
bozumu ve bu bozuma nedeniyle onun idam iin fetva
hazrlamtr. Naimann Tarih adl yaptndan renmekteyiz ki bu
54
fetva Ead Efendinin kk kardei Salih Efendi tarafndan yok
edilmi ve bu sayede Sadrazam lmden kurtulmutur.
Selim I devrinin mfts Cemali Efendi nn olumlu davranlarda
bulunduu, rnein son derece acmasz karakterli bu padiahn baz
insafsz icraatna kar geldii, Hiristiyan uyruklularn islama
zorlanmas ya da katledilmesi hususunda padiaha t verenlerin
karsna dikilip buna engel olduu belirtilir. Kukusuz ki bu ve buna
benzer davranlar vesilesiyle Cemali Efendi yi kutlamak gerekir.
Ancak ne var ki Cemali Efendi yi bu davrana srkleyen duygu,
bizatihi insan sevgisi deil ve fakat Ehl-i kitap diye bilinen Hiristiyan
ve Yahudilerin "cizye" (kafa paras) vermek artyla kendi
ibadetlerinde serbest kalabileceklerine dair olan hkm uygulama
gayretkeliidir. Bu gayretkelii, bizatihi bu nitelii itibariyle, fazilet
saymak mmkn deildir, nk bu ayn Cemali Efendi, "cizye"
vermemeleri ve slama da girmemeleri halinde Yahudilerin ve
Hiristiyanlarn kltan geirilmelerini ngren eriat emirlerine (K. 9
Tevbe 29) ya da "Mrikleri nerede grrseniz ldrn" (K. 9 Tevbe
5), eklindeki hkmlere ya da buna benzer eylere kar direnmeyi
aklndan geirmemitir. Direnmek yle dursun ve fakat islam stn
klmak zere eriatn "cihad" farzn, yani "Dar-l harb" de yasayan
"kafirlere" kar saldrlar ve yama ve talan yolu ile onlardan esirler
ganimetler alnmasn daima tevik etmitir. te yandan Cemali
Efendi, "cizye" vermekte olan Hiristiyan tebaann slama girmee
zorlanmamas fikrini samimi ve bilinli bir ekilde savunmu da
deildir. Tarihi Hammer den renmekteyiz ki Yavuz Sultan Selim
in kendisine sorduu: "Sence hangisi daha uygun bir istir: yer yzn
ele geirmek mi, yoksa milletleri slama sokmak mi?" eklindeki
sorusuna Cemali Efendi, sorunun ne anlamda olduunu pek
kefedemeden, yle cevap vermitir: "Elbette ki en faziletli ve
Tanry en ziyade hosnud edecek olan davran kafirleri slama
sokabilmektir". Bu cevap zerinedir ki Padiah derhal Vezirine emir
vererek btn kiliselerin cami haline getirilmesini, Hiristiyanlarn
ibadet ve aynden yasaklanmalarn ve islam kabul etmeyecek
olanlarn ldrlmelerini istemitir. Anmsamak gerekir ki "Memalik-i
mahsusa-i ahanesi" dahilindeki Rumlarn islam kabul etmemeleri
halinde ldrlmelerini "Ya eref-i islam ile merref olalar, ya
cmlesinin siyaset eylerim" diye emreden Selim I, bu fanatik
55
siyasetini din adamnn desteiyle baarmak istemitir. Bilindii gibi
bu emir zerine Vezir Piri Mehmed Paa, padiah kararndan
vazgeirmek amacyla Cemali Efendi ye bavurmu ve ona ikazda
bulunmutur. Bu ikaz zerinedir ki Cemali Efendi harekete gemitir.
Piri Paa nn srarlar sonucu bulunan zm yolu u olmutur: Rum
patriine, Padiahn huzuruna kp ona Fatih Sultan Mehmedin
fermanlarn hatrlatmas istenecektir 31. Bu olduka kurnaz bir
bulutur. Fakat bu bulusun kurnaz nitelii, Cemali Efendi yi fazilet
sandalyesine oturtmaa yeterli deildir. nk Cemali Efendi,
padiahn karsna karak ondan kararn deitirmesini istemi
deildir bu cesareti gsterememi, bu ii Rum patriine terk etmitir.
te yandan eer Piri Paa kendisini ikaz etmemi olsa, Rum patriini
padiaha gnderme fikrine bile yabanc kalrd. Plan gereince Rum
patrii maiyeti ile birlikte padiahin huzuruna km, ve ona Fatih
Sultan Mehmed in stanbulu fethettii zaman Hiristiyanlara serbesti
verdiini ve ayrca hi bir Hiristiyann zorla mslman yaplmamas
iin ferman kardn ve fakat fermann bir yangn srasnda
yandn anlatm ve fetih harekatna katlm bulunan yenieriliyi
tank gstermitir. Bunun zerinedir ki Padiah yukardaki kararn
deitirmitir.
Yine anmsamak gerekir ki Cemali Efendi, deil sadece "Gavur
lkelere" ve fakat mslman lkelere dahi sava almas fetvalarn
veren bir kimsedir. Kukusuz ki siyaset adamlar iin eitli nedenler
ve karlar gereince savalara girimek, lkeler fethetmek, yama
talan yolu ile zenginlikler edinmek, gemi dnemin deer llerine
gre "normal" saylabilir. Fakat din adamnn hi bir bahane ile sava
ve yama-talan fikrini desteklemesi ve hele dini yaymak iin saldr
niteliindeki savalara nc olmas ho karlanamaz. Din adamnn
grevi sava denilen musibeti nlemek ve yeryz insanln bar ve
kardelik duygular ierisinde sevgi kaynanda toplamaktr. Fazilet
rnei gibi tanmlanmak istenen Cemali Efendi ise, "Kafirlerle"
savaa her kesten fazla hevesli olmak bir yana, fakat Mslmanlara
kar sava bile gerekli gren bir kimsedir. Nitekim Yavuz Sultan
Selim in, Msr seferine kmadan nce kendisine sormu olduu
"Eer slama bal bir lke (yani Msr) kendi halkn mslman
olmayanlarla (yani erkezlerle demek ister) birletirmeye raz
olacak olursa, bu mslman lkenin insanlarn ldrmek caiz midir?
56
" eklindeki soruya Cemali Efendi, hi tereddt etmeden :"Bakaca
hi bir nedene gerek kalmakszn evet ldrebilir" eklinde yant
vermitir 32.
Kanuni Sultan Sleyman zamannda Mft Cemali Efendi ye halef
olarak eyhl slamlk mevkiine getirilen Ebu uud Efendi, dier bir
rnek olarak karmzdadr. O da faziletli ve meziyetli bir din adam
olarak tanmlanr. Padiahn kard ve zellikle vergi ileri, nfus
saym ya da kahve iilmesi gibi konulardaki Kanunnamelerin
hazrlanmasnda rol oynad, ya da Hiristiyanlarn zorla din
deitirmee zorlanmalarna kar kt iin "byk" bir insan olarak
anlmaa layk grlr.
Kukusuz ki her trl yeniliklere ve gelimelere kar homurdanan din
adamlarnn ounlukta bulunduu bir ortamda Ebu uud Efendi
nn davranlarn olumlu diye saymak mmkndr. Ancak ne var ki
din adamndan beklenen insancl davranlarn ne olmas gerektiini
yle bir dnecek olursak ve o dnem itibariyle Batda, insanlk
ideali uruna hayatlarn feda eden din adamlarnn davranlarna
gz atarsak, Ebu Sud Efendi nn fazilet terazisinde pek yeri
bulunmadn grrz. Hele onun siyasi kararlara katlabilmek
amacyla "etik" kurallarna en byk bir rahatlkla srt evirebilir
olmas, ya da farkl din ve inantakilere kar snrsz bir kin ve
dmanlk duymas, ya da insan varln kulluktan yukar bir deere
layk bulmamas, ve ksacas eriatn akla ve manta ve vicdana
aykr emirlerini en byk bir softalkla uygular olmas, ona, fazilet
deerlendirmesinde "sfr" notunu kazandrmaa yeterlidir.
Venediklilerle daha nce yaplm olan bar andlasmasn bozmak
isteyen Sultan Selime sunduu fetvasnda Ebu uud Efendi nin u
satrlarn okuyalm: "(Kafirlere kar verilmi olan szden dnmeyi
ve onlarla yaplm andlamalar bozmay) engelleyici nitelikte
eriatn ngrd hi bir ey yoktur. Esasen islam Hkmdarnn
kafirlerle bar andlasmas imzalamas da caiz deildir, meer ki
bunda btn mslmanlar iin kar sz konuu ola. Eer byle bir
ama elde edilemeyecek ise her hangi bir andlama eran onaylanm
saylmaz. Byle bir andlamay, karlar uruna en uygun bir anda
bozmak yerinde olur. Peygamber... Hicretin altnc ylnda kafirlerle
andlama imzalam ve bu andlamay on yl iin yapt halde aradan
57
iki yl gemeden, srf Mekkeyi fethetmek maksadyla (tek tarafl)
olarak bozmakta saknca grmemitir... Zati ahaneleri
peygamberimizin davranlarn her zaman iin izlemek asaletini
gsterdiniz". Bu fetva zerine Sultan Selim, Venediklilerle yapm
olduu bar andlamasn yok farz eder 33.
te yandan bu ayn Ebu Sud Efendi, yine eriatn banaz
hkmlerini uygulayacam diye, vicdan szlatc nice iler grm
nice insanlar ldrtmtr ki bunlardan bazlarn dier kitaplarmda
bulmak mmkndr 34.
Batda kt ruhlu din adamlarnn, kt rneklere "ahlakilik" nitelii
yamadklar ok grlmtr. Ancak ne var ki "Kutsal" bilinen
kitaplarn ya da hatta "peygamber" diye kabul edilen kimselerin
ahlakilie uygun bulmadklar ynlerini sergileyenler de kmam
deildir. eriat lkelerinde bu tr rneklere rastlamyoruz.
Deer llerimiz mspet akl ve mspet ahlak verilerine deil fakat
din verilerine dayal olduu iindir ki din adamlarmzn
"faziletliliini" sadece eriat hkmlerini uygulamadaki
gayretkeliklerine gre hesaplama yolunu semiizdir. Daha baka bir
deyimle fazilet lmz "insanlk sevgisi" ya da farkl din ve inanta
olanlara kar mutlak "hogr" esas deil fakat bunlara ters den
kstaslar olmutur. Bu konuda bir fikir edinmek iin tarihi Naimann
din adamlar konusundaki deerlendirmelerine yle bir gz atmak
yeterli olacaktr. Akl ve vicdan sahibi her insani utandrmaa yeter
nitelikteki eylemleri "fazilet" eklinde grmee hazr bu zihniyet,
Naima dnemi ncesi ve sonras itibariyle, eriat tarihi ierisinde hep
ayn olmu, hi bir deiiklie uramamtr. Bugn dahi ayn "l"
i grmektedir.
Gerekten de Naimann 1591 ila 1659 yllar arasndaki tarihi
olaylarla ilgili satrlarn okuyanlarmz Murat III devrinin nl
Mollas Abdl-Kerim Efendinin yaptklarnn Naima kaleminde
"faziletli davran" eklinde gsterilmi olmasna mutlaka
armlardr.
Bilindii gibi nc Murat, tahta kndan sonra, daha nceki
padiaha imamlk yapan Molla Abdl-Kerimi Kazaskerlie getirir.
58
nk Molla efendi "faziletlilii" ile n yapmtr. imdi onun
"faziletliliini" Naimadan dinleyelim: "Molla Abdl-Kerim Efendi,
ilmi ve fazileti... ve yoksullara ve bakalarna kar alak gnlll
ile takdir edilmee deer bir kimseydi. Onun ne kadar stn zeka ve
ne kadar zgr dnce sahibi bir insan olduunu u rnek ortaya
vurmaa yeterlidir: Yahudi cemaati mensuplar, dier din
Cemaatlerinin aksine, sari renkte trban giymez oldular ve bu
nedenle gerek sabah ve gerek akam karanlnda onlar dierlerinden
ayrdetmek olana kalmad. Bunun zerine Molla Abdl-Kerim
(Yahudileri) krmz renkte takke giymeye zorlad. Bundan baka bir
de Kasmpaa mahallesinde mslman mahallelerin sokaklarna yakn
Yahudi mezarlklarnda gml olan Yahudi cesetlerini yerlerinden
kartp baka yerlere gmlmesini salad... te yandan yoksullarn
lmnde etkisi bulunduu rivayet olunan maymunlar, gsteri
yaratklar eklinde kullanlmas gerektiine inanrd..." 35.
Grlyor ki 17.yzyln nl tarihisi saylan Naima ya gre
slamdan gayr din saliklerinin toplum ierisinde damgal yaratklar
gibi belli giysiler ierisinde dolatrlmalar, ya da mslman
mahallelere yakn Yahudi mezarlklarndan Yahudi llerinin
cesetlerinin kartlp baka yerlere tatlmas, pek vnlecek
eylerdendir ve bu ileri yapan Molla efendiyi, srf bu "baarlar"
yznden "faziletli" ve "byk insan" saymak gerekir.
imdi siz bu deerlendirmeyi, Batda o tarihlerden ok nce, hatta
Batnn en karanlk saylan dneminde bile, farkl dindeki insanlara
"insan" gibi davranlmak gerektiini savunan dnrler ve din
adamlar asndan ele aliniz ve fark grnz 36.
Tarihi Naima nn ve evresinin deerler ls insanlk sevgisi
esasna dayanmaz "insann insana sevgisini" yok eden eriatlk
esasna dayanr. nsanla ve hatta memleket karlarna aykr da olsa
eriata yatkn her ey bu deerleme lsne uygun demektir.
eriatn emrettiini yapan her kii, velev ki bu emredilen ey akla ve
vicdana ve ahlaka aykr dsn (rnein "mrikleri ldr" emri gibi)
bu lye gre "fazilet" mertebesindedir. Para yokluu nedeniyle
savaa kmak istemeyen Padiahin karsna dikilip ille de "savaa
klmaldr" diye direnen Sina Allah Efendi gibi mftler, ya da
59
kinci Mustafa dneminin "ahlaksz" diye tanmlanan Feyzullah
Efendi gibi eyh-l slamlar, ve nice benzerleri, ne yazk ki Naima
gibi tarihilerimizin gznde hem cesaret ve hem de fazilet
rneidirler.
C) Olumlu davran sahibi grnenlerin i yz:
19.Yzyl sonlarna doru zevk, safahat ve rvet gibi musibetlerin
Osmanl Devletinin btn rgtlerini sarmas ve zellikle
"Vkelann" ve "Ulemann", Kurana el basarak hrszlk
yapmayacaklarna ve rvet almayacaklarna dair yemin etmi
olmalarna ramen bu gelenei devam ettirmeleri karsnda baz din
adamlarnn, camilerde vaaz verirken tepki gsterdikleri ve bu
uygunsuz luklar sayp dkmekten ekinmedikleri sylenir. Bu arada,
halk sefaletten lrken ve hazinede de para kalmam iken padiahlar
savaa srklemek isteyen din adamlar yceltilir. Bu rneklerden biri
Sina Allah Efendi dir ki ksaca belirtilmeye deer:
Lala Mehmed Paa, Dou seferine kmak zere Sultan Ahmed
tarafndan grevlendirilince, byk bir hevesle ise balar ve orduyu en
ksa bir zamanda hazrlamak maksadyla skdar cihetinde karargah
kurar. Fakat hastalanarak lr. Onun lm zerine sadarete gelen
Dervi Paa, Devletin mali sknt ierisinde bulunduunu bilerek
Sultan Ahmedi sava fikrinden caydrmak ister ve mevsimin
gecikmi olduunu syler. Onun bu tavsiyesi zerine skdarda
karargah kurmu olan ordunun geri ekilmesine karar verilir. Bu
karara kar Sina Allah Efendimiz direnir ve Padiaha, mevsim
gecikmesi bahanesinin yerinde olmadn ve ordunun hi olmazsa
Halepe gnderilip kii orada geirmesini, hazrlklarn orada
tamamlamasn ve bahar mevsiminin balamasyla birlikte ran
zerine saldrya geilmesini diler. Padiah kendisine, bunda ne gibi
bir yarar olacan sorar. Mft efendinin cevabi udur: "Hi olmazsa
skdarda ordu iin karargah kurulmu olmas boa gitmi
olmayacaktr... Sultan Sleyman han (vaktiyle) Maksevan seferine
ktnda kii Halepte geirdi ve sonraki baharda da Douya
yrd. imdi de izlenmek gereken tabiye (taktik) bu olmaldr...
Ordu iin gerekli malzeme ve gda iin para yok mudur ki?".
60
Mftnn bu sorusuna Padiah, hazinede para olmad cevabn
verir. Sina Allah Efendi, ne yapp yapp Msrdan para salanarak
sava iin kullanlmasn belirtir. Padiah bunun zel bir gelir kayna
olduunu ve bu paralarla savaa klamayacan anlatr. Sina Allah
Efendi, bu direnme karsnda, bizim nl tarihimiz Naima nn
vgye layk grd bir dil ile "hi ylmayarak ve ekinmeyerek"
yle konuur: "Sizin ceddiniz saylan Kanuni Sultan Sleyman han
Sigatvara giderken hazine tam takr idi (fakat buna ramen
savamaktan geri kalmad) nk Padiah kendi altnlarn ve
gmlerini savaa harcad. Hi phesiz Msr hazinesi bu sava iin
mkemmel ise yarayabilir". Bu gre kar Sultan Ahmed "Hayr"
deyince mft efendi izin isteyerek huzurdan ayrlr, kapy ekip
kar.
te Sina Allah efendi nn bu davran Naima ya gre "cesaret ve
celadet" ve byk bir fazilettir Padiaha kar "bylesine!" ayak
direyen bu din adamn alklamak gerekir! Hi yarar olmayan bir
savaa klsn iin srar eden din adamnn bu davran, bizim nl
tarihimizin gznde "emsalsiz" bir niteliktir. Oysa ki bu davrann
ne akl ve ne de ahlak bir yn vardr. Braknz sava denen eyi
insanlk adna nlemee almay ve fakat devlet hazinesinde para
kalmad iin yokluk ve sefalet iinde kvranan halkn karlarn
dahi dnmeyen ve sava fikrinde srar eden bir din adamn "fazilet"
rnei gibi gstermek sadece ilkellik deil fakat ayn zamanda sutur
da...
Anlaldna gre bu konumasndan sonra mft efendi grevinden
alnr. Fakat ok gemeden, Vezir Dervi Paann baarszl
nedeniyle yine grevine getirilir ve bu kez Dervi Paa nn iktidardan
drlmesi iin olmadk ahlakszlklara ynelir. Bunun sonucunda
Dervi Paa, sorgusuz sualsiz Padiah kararyla bodurtulur. Sina
Allah efendi intikamn almtr 37.
Sylemeye gerek yoktur ki din adamnn yapaca ya da yapmas
gereken eyler bunun ok stnde olmak gerekir. nk "nsan"
denen varln fikren ve ruhen gelimesini ve insanlk haysiyetini ve
haklarn ve mutluluunu salayc iler grebildii oranda din adam,
kendisine den grevlerin asgarisini yapm saylr. eriat hkmleri
61
arasnda, ya da bu hkmleri uygulayan kiilerin ve kurulularn
eylemleri ierisinde nice olumsuzlar varken bunlara ses karmayp
(ve hatta bunlar yceltip) sadece devlet mekanizmasndaki
bozukluklara, hrszlklara, rvetlere kafa tutar grnmek marifet
deildir.
Din adamlar arasnda baz reformlara taraftar bulunanlar ve rnein
Selim III ve Mahmud II gibi padiahlarn orduda yenilik yapmalarna
destek olanlar, az sayda da olsa grlmemi deildir. Fakat ne var ki
onlarn bu tutumlarnda da her hangi bir "idealizm" ya da "samimiyet"
yatmamtr. Reformlar ve yenilikleri, memleket ve insanlk adna
uygun grdklerinden dolay desteklemi deillerdir sadece "korku"
ya da "kendi zel karlar" nedeniyle desteklemilerdir..
Gerekten de din adamlarnn ve Ulemann geleneksel tutumlar o
olmutur ki karlarnda zayf ve rkek karakterde kimseler bulduklar
srece ktlk yapmaktan kanmamlardr. Osmanl tarihi bunu
dorulayan rneklerle doludur. lk on padiah zamannda, bu
padiahlarn genellikle mert ve sert, ve ou zaman son derece gaddar
karakterde olmalar nedeniyle, din adamnn ktl, belli bir
lnn stne kamamtr. Fakat tahta zayf karakterli ve rkek
ruhlu padiahlar gelir olduka din adamnn melanetine sinir
izilememitir. Bunlar, Yenierililerle birlik olup bir yandan padiahi
avularnn iine almlar ve dier yandan da halk inim inim
inletmilerdir. "Ayan"a ve "Beyler"e kar iddetli tedbirler almaktan
kanmayan Selim III, ve Mahmud II gibi biraz gl padiahlarn
karsnda dahi sinmilerdir. Bu padiahlar, kendi isteklerine boyun
emez grnen eyh-l slamlar ve Mollalar azletmekten
ekinmedikleri iindir ki Ulema, korku yznden, baz reformlara
taraftar grnmtr. Fakat korku yannda bir de kendi karlar sz
konuudur: devletin uuruma srklenmesini, her eyden nce, kendi
saltanatlar, kendi z karlar bakmndan tehlikeli grp telaa
dtkleri iindir ki bu yolu tutmulardr. eyh-l slam Feyzullah
efendi nn Edirne sokaklarnda Yenierililer tarafndan ldrlerek
dolatrldn hatrladka, ve kazan kaldrmay gelenek haline sokan
bu rgtn her frsatta Ulemadan hn karr olduuna tank
olduka, reformcu padiahlara destek olmak, onlarn ebetteki ilerine
gelmitir. Kt gidiin devleti, ve devletle birlikte kendilerini yok
62
edeceini anladklar iindir ki devleti ayakta tutma abalarna g
vermilerdir. Hi olmazsa bu kadarck bir kar dncesiyle devleti
yaatmaa almann gereine inanmlard. Fakat her eye ramen
din ulemas arasnda, devletin yaarllnda kendi z karlarnn yeri
olduunu bilemeyecek kadar dar kafal olanlar da yok deildi. Bunlar
"Ordu slah edilmez ve memleket kerse bize ne olur?" diye
dnemeyecek kadar eriata saplanm, banaz ve yreksiz ve
dnyalarndan habersiz kimselerdi. Onlar iin ne memleket ve ne de
millet nemliydik nemli olan tek ey eriat idi eriatn yasaklad
yeniliklere dmanlk idi.
Fakat her ne olursa olsun, bilerek ve bilmeyerek ve kukusuz ou
zaman kendi karlarn salama amacyla baz reformlara destek olur
grndkleri her defasnda, bunun bedelini banazl (taassubu)
krklemekle detirlerdi. Onlar iin bu bir bakma "glenme"
vesilesi olurdu. rnein "Vakayi Hayriye" adi verilen ve Yenieri
kuruluunun ortadan kaldrlmasyla sonulanan olayda 38 Ulema oy
birliiyle hareket etmitir. Ancak ne var ki bu olaydan sonra Ulema
fevkalade glenmi ve eskisinden daha da banaz nitelikte bir
kurulu olmutur.
D) En Samimi Davran Sahipleri Dahi nsan Sevgisinden,
dealizmden ve acl Deer llerinden Yoksun:
Trkiyenin "Ulusal Kurtulu" savanda baz din adamlarnn olumlu
rol oynadklar ne srlr. Verilen rneklerden biri "sarigi ile
emperyalizme kar savan kutsallna mhrn bast" belirtilen
Ankara Mfts Rifat Breki Efendi dir.
Kukusuz ki lkeyi ve milleti yabanc igallerden kurtarmaa
almak fazilet davranlarndandr. Ancak ne var ki Rifat Breki
Efendinin abalar Trk insanini, insanca yaamaa ve uygarla
kavuturmaktan ziyade, slam eriatn Hiristiyan boyunduruundan
kurtarmak amacna dayal idi. nk eriat olarak onun iin nemli
olan ey insan esi, ya da "Trk" esi deil fakat eriatn kendisi
idi. Eer insan esini nemli bulsayd, yabanc emperyalizmine
olduu kadar kiiyi kiiliinden ve insan ahsiyetinin haysiyeti
duygusundan ve doal haklarndan yoksun klan ya da Trk
63
Trklnden uzaklatrp Araplatran eriat verilerine kar da
savard.
Yine bunun gibi Hac Sleyman Efendi, ki Atatrkn "Mefkure
arkadam" diyebildii tek din adam olarak gsterilir, Trkiyenin
geri kalmlk ukurunda bocalamasna kar savam veren bir kimse
olarak ne srlr: airet dzenine ve aalk smrsne kar halk
savunduu, cami yerine okul yaplmasn istedii, "ilah" adalete
olduu kadar milli gelir dalmndaki "adalete" inand, kadnn
kutsal bir varlk olduunu ve sosyal gelimenin kadna verilen deerle
orantl bulunduunu syledii, kylnn mutluluuna hizmet
etmenin gereklerini sergiledii kabul edilir.
Kukusuz ki byle bir din adamn deerli ve saygn grmek gerekir.
Bu lkenin yaamnda onun gibi din adamlar yer alm olsayd,
toplumumuzun kalknmas muhtemelen kolaylard. Bununla beraber
unu da gerek adna belirtmeden geemeyiz ki btn iyi niyetlerine,
btn yurtseverliklerine, btn olumlu abalarna ramen Hac
Sleyman Efendi yi, insan varlnn zgrl ve haysiyeti adna
savam bir kimse olarak grememekteyiz. eriatn doal kurulu
olmak zere benimsedii "klelik" konusunda ses kardn, ya da
bu kuruluun daha slamn ilk anndan bu yana srdrlmesine kar
azn atn syleyemiyoruz. Tanrnn keyfi olarak baz insanlar
"soldan verilmi defterle", bazlarn ise "sadan verilmi defterle"
yarattn, ya da baz kimselerin gnln ap mslman yaptn,
bazlarnn da gnln dar klp "kafir" yarattn ve byle
yarattklarn Cehenneme attn, ya da yine keyfi olarak bazlarn
"bol rzk" ve bazlarn da "az rzk" ile rzklandrdn belirten eriat
hkmlerine kar homurdandn, ya da bu tr hkmlerin, gelien
uygarlk anlay ierisinde yeri bulunmadna deindiini
aklayamyoruz. Kadn aa ve zavall bir yaratk durumuna indiren
eriat verilerini yerdiine tank olamyoruz. eriatn akl kstasna
vurulmas, ve akla aykr den esaslarnn kaldrlmas konusunda
konutuunu duymuyoruz. slama dahil olanlarn "stn",
olmayanlarn "sapk" sayldn, ya da mslmanlar ierisinde
Arapn "Kavm-i necib" (stn rk) olduunu anlatan eriat
hkmlerine kar "Olmaz byle ey, Tanr insanlar ve rklar arasnda
keyfi ekilde eitsizlik yaratm olamaz hele Arap Trke stn hi
64
tutamaz Tanr bir sevgi denizidir ve btn insanlar bu denizin birer
damlasdr " eklinde insancl bir gr ileri srdn
anmsayamyoruz.
Oysa ki Batda, hem de o en karanlk alarda, dinin akla ve vicdana
ve ahlaka ters den ynlerini eletiren ve yeren, ve "peygamber" diye
bilinen kiilerin olumsuz davranlarn, ibret olsun iin, gzler nne
seren nice din adamlar kmtr. Daha 2.yzylda Rahib Claudius
Appolinaris ve daha sonra 3.yzylda Dionysius ile birlikte grlmeye
balayan bu tr davranlar, o tarihlerden bu yana hemen her yz yl
boyunca ve giderek oalan bir artla tekrarlanm ve aydn snflarn
benzeri davranlarna destek olarak Bat halklarn uygarla
karmtr. Bu tr rneklerin bir ksmn Aydn ve "Aydn" adl
kitabmzda sergiledik. Ne yazk ki bizim dnyamzda buna benzer
rnekler vermek mmkn olamyor. Din adamlar arasnda eriat ap
"insancl" dorultuya girebilenlerin says "hi" denecek kadar azdr.
15.Yzyln "alim" ve "mutasavvf" larindan olan ve Yldrm
Beyazidin olu Musa elebinin kazaskerliini yapan Bedreddin
Simavi bunlardan biri olarak gsterilir. Dinsel ve sosyal bir eilimin
ba olduu kabul edilen bu eyh (ki zgr dnce sahibi bir bilgin
saylr) aslnda Kurana aykr ve eriati ters yz eder nitelikte
grler savunmutur. "Lataif al isarat" adl kitabnda ya da "Fusus
al-hikam" ya da "Varidat", ya da "Hest behist" adl yaptlarnda
olduka zgr dnceler ortaya vurmutur. rnein "Cennet" ve
"Cehennem" denen eylerin esas itibariyle insanlarn yer yz
yaamlar srasndaki iyi ve kt davranlarnn ruhlarda yaratt ac
ya da tatl duygularn ta kendisi olduunu sylerken Kurann gzel
huriler ve bol nimetlerle dolu Cennetlerini, ya da kzgn atelerden
oluan Cehennemlerini inkar etmi gibidir. Yine bunun gibi
Kuranda geen "Tanr", "Melek" ve "eytan" gibi eyleri inkar
edercesine "insani hakka gtren her eyin melek ve rahman" ve ters
yne srkleyen ve zellikle sehevilige gtren her eyin "eytan"
saylmak gerektiini sylerdi. Kuranda lmden sonra bedenin
tekrar dirilecei yazl olduu halde o "Beden iin baka yoktur"
diyerek adeta Kuran yalanlam olurdu. Kuran iki, sarab ve saz
gibi eyleri yasak kld halde o, yine Kurana ters dercesine, her
eyin "mubah" olduunu yazmtr. Kuranda islamdan baka gerek
din olmad ve baka din ve inanca ynelenlerin "sapk" olduklar,
65
"mriklerin" ldrlmeleri ve Ehl-i Kitaba (Hiristiyanlara ve
Yahudilere) kar sava almas ve cizye karlnda onlarn serbest
klnmalar emredildii halde o, yine btn bu emirleri hie
sayarcasna, insanlar arasnda din farkn kaldracan ve herkese
eitlik dairesinde pay vereceini anlatrd 39.
Bu bakmdan onu geni grl bir kii olarak tanmlamak
mmkndr. Fakat ne var ki kiinin somut anlamda insanlk
haysiyetinin korunmas endiesinden ziyade, kendisine inananlarla
birlikte Devlet rgt kurmak ve "alemi elde etmek" hevesinde idi.
Halkn "musahhas" ve "mevhum" putlardan yz evirmesini isterken,
buna karn, kendisini "lider" olarak ileri sren ve ordular kurarak
devletler devirmeyi tasarlayan bir kimseydi. Kendisine inanan
insanlarla birlikte kuraca ordularla tm "alemi" feth edeceini ve
muhtemelen bunu Osmanl Devleti olarak yapacan, ve Osmanl
topraklarn, din fark gzetmeksizin, taraftarlar arasnda
paylatracan sylerdi. Kendisine halife olarak ilan etmek istedii
sanlr. Bylece "bol servet" ve "bol huzur" temini vaadleriyle
Trkten ziyade Yahudileri ve Hiristiyanlar etrafna toplayabilmiti.
Kendi yoluna girenleri "Mslmanlardan bir adam ldrmek, bir kafir
ldrmek demektir ve bu eylem gaza saylmaldr" inanna itmek
isterdi.
Btn bunlar Simavl Bedreddin in, btn geni grllne
ramen, eksik olan bir yn bulunduunu ortaya vurmaa yeterlidir.
Bilimsel eylemlerden ziyade siyasal nitelikte ilere kalkmas ve
rnein elebi Sultan Mehmed e kar halk ayaklandrmaa
almas yznden 1420 ylnda, din adamlarnn verdikleri "mali
haram, kan helal" eklindeki bir fetva ile aslmak suretiyle ldrld.
Uzun yllar iine alan aratrmalarmzn sonucu olarak unu
sylemenin yanl olmayacan dnmekteyiz ki, 1991 yl
ierisinde eriatlar tarafndan ldrlen Turan Dursun apnda
aklc, ve aklc olduu lde insancl bir baka din adamna
rastlamak kolay deildir.


66
Din Adamnn Toplumumuza Bellettii ad "Din" Anlay
Konusunda

I) Din Adamnn "Din Anlay" Konusunda:
A) Din adam insanlarmz gelimemi toplumlarn zellii
ierisinde yetitirir.
B) lkel insann ve ilkel toplumlarn zellii her eyi gklerden ve
ilah glerden beklemek, ibadeti yaam amac edinmek ve din
adamnn dediklerini yerine getirmektir:
C) Din Adamna teslimiyet:
) lkel insan geleneklere kr krne bal ve iliklerine kadar
"tutucudur": din adam insanlarmz bu niteliklerle ekillendirir.
1) lkel insan kan aktmann "fazilet" olduuna inanmtr. Din
adam insanlarmz kan aktma geleneiyle yetitirir:
2) lkel insan ktle ktlkle ve hatta iyilie kar ktlkle
davranan bir yaratktr. Din adam insanlarmz, eriat
malzemesiyle, bu kalplar ierisinde yetitirir.

Uygar lkelerin hemen "yamacnda" bulunmamza ramen onlarla
kyaslanmayacak gerilikler ve ilkellikler ierisinde yasar gideriz.
Nfusumuza oranla hi denebilecek kadar kk bir aydn evre hari,
insanlarmz bugn hala yedinci yzyln l zihniyeti ve l ahlak ile
yetitirilmektedir. Altm be bini akn camide, halkn kafasna ve
ruhuna "tek gerek" diye yerletirilen eriat verilerini yle bir
sergileyebilsek ve bunlar aklc dnce szgecinden yle bir geirip
eletirebilsek aknlk bir yana fakat dehete der, rkeriz. Bunlarn
yirminci yzyl Atatrk Trkiyesinde okutulup belletildiine
inanamaz ve mutlaka uydurulmu eyler olduunu sanrz. nk
"eriat" diye beyinlere rnga edilen eyler gerekten insan zekasn
krletmee, ilemez hale getirmee ve asl kts insann insana
sevgisini yok etmee ynelik eylerdir akla deer verirmi gibi
67
grnp onu kullandrmayan yntemin malzemesidir bunlar. Akla ve
vicdana ve mspet ahlaka aykr olmakla beraber bunlar, din
adamlarmz tarafndan: "1400 yl boyunca eriilmi en stn ve en
kutsal gereklerdir" diye kabul ettirilir insanlarmza. Oysa ki buna
benzer veriler, Batnn Orta a karanlklarnda bocalad
dnemlerde bile, akl ve vicdan sahibi kiileri tiksintiye srklemee
yeterliydi. Bat dnyas bu tiksintisini "aklc direni" ekline
dntrmek sayesinde karanlklardan aydnlklara kabilmitir.
lerdeki sayfalarda "eriat" diye halkmza retilen din verilerini
gzden geirirken kendi kendinize: "Nasl olur da bu lkenin halk
bunlarla eitilir" diyecek ve kukusuz ok zleceksiniz. eriatnn
dinsizlik sulamalarna ya da ilkel saldrlarna aldr etmeyerek
karanlk zihniyete sava ama grevinde bulunan fakat bu grevi
yerine getirmeyen "aydnlarmzn" ihaneti karsnda daha da
zleceksiniz. lkemizi cahil din adamnn penesinden kurtarp
"bilgili" din adamnn eitimine teslim amacyla kurulan Diyanet
leri Bakanlnn yetersizlii karsnda umutsuzlua deceksiniz.
Bu lke halknn, ikibin ylna yaklatmz u dnemde bile hala
1400 yl ncesi Arap toplumunun din ve dnya anlayyla
yetitirildiini, ya da yurttalarmzn hukuk sorunlarnn, din adamlar
tarafndan, hala brahim al-Halabi nn 16.yzyldan kalma ve
kukusuz ki a d, uygarlk d olan fkh kitabna gre
zmlendiini grmekle karamsarla deceksiniz 40.
I) Din Adamnn "Din Anlay" Konusunda:
Arap toplumuna ve Arap niteliklerine zg olmak zere bundan 1400
yl nce yerlemi olup bugne dein hi bir ekilde deitirilmeyen
ve gelitirilmeyen eriat dini ile, uygar bir dnya anlayna ve
yaamna ulalabileceini kabul etme olana yoktur: "Allah katnda
din (sadece) slamdr" ya da "slam en son ve en mkemmel dindir"
eklinde konumaktan bkmayan din adamlarmz iin Din denilen
ey, ekilcilikten (ibadet, dua, namaz, oru , hacc vs...), ya da yer
yzn "Dar-l slam" ve "Dar-l harb" ( yani "Mslmanlar" ve
"Mrikler-Kafirler") diye ikiye ayrp birincileri ikincilere dman
saymaktan baka bir anlam tamaz. Bu anlaya sapl din adamna
gre Kuran ezberlemek, hacc etmek, her vesile ile Muhammedin
68
"Tanr elisi" olduunu tekrar etmek, slamdan gayr bir dine
ynelenleri "sapk" diye kabul etmek, slamdan kanlar ya da slami
eletirenleri ldrtmek, Tanry "korkutucu" ve "kader izici",
kullarn diledii gibi "iyilie" ya da "ktle" srkleyici,
dilediinin kalbini ap mslman dilediininkini kapatp kafir
duruma getirici, dilediine diledii gibi az ya da ok rzk verici, din
ve inan fark ierisinde kld insanlar birbirleriyle boazlatrp
yok ettirici vs..., ekilde benimsemek, ve nihayet eriat emirlerini akla
ve aklc ahlaka ters bile dse, gz kapal olarak izlemek, evet btn
bunlar dindarln ta kendisidir. lerdeki sayfalarda greceiz ki din
adamlarmz, her ne kadar batla ve hurafelere kar imi gibi
grnrlerse de eriatn batl ya da hurafe niteliindeki verileriyle
yetimi olarak halk da bunlarla yetitirmekten geri kalmazlar.
A) Din adam insanlarmz gelimemi toplumlarn zellii
ierisinde yetitirir.
Gelimemi toplumlarn yaam tarz zerinde aratrma yapan
bilginlere gre ilkel insann zellikleri arasnda: kati, dondurulmu,
deimez kurallara ballk batla ve hurafelere inanmlk din
verilerini akl kstas dnda tutmuluk her gerein din Kitablarnda
bulunduunu sanarak bu kitaplara balanmlk vb... gibi tutum ve
davranlar vardr! 41. lkel toplumlarn insani, kendi iinde yaad
dzeni oluturan kurallar anlamaa almaz. Genellikle aklcla
ters bu kurallar akl ve dnce szgecinden geirmeden olduu gibi
uygular. Suna inanmtr ki bu kurallar, gizli bir el (rnein
tanralar) tarafndan, kendilerinin hayrna olmak zere konulmutur
bunlarn insan aklna ve vicdanna yatknln aratrmak sz konuu
deildir. Bu kurallara uymak Tanry hosnud klmak, onun
inayetlerine kavumak iin gereklidir.
lkel toplumun insannn bir dier zellii, gerek yeryz yaamlar ve
gerek gelecek dnya yaamlar ile ilgili olarak her eyi din adamndan
ve din kitaplarndan bekler olmaktr. Tarlasndaki ekinin
yetimesinden, akam yiyecei bir lokma ekmee ve srtna ataca
abaya, ve yine korku ve kin besledii dmanlarnn yok
edilmesinden hayal ettii Cennetlere kadar her eyi o, din adam
araclyla doa st ilah glerden umar. Bu ilerin hi birinin
69
kendi gcyle oluabileceini dnmez. Kendi aklna ve zekasna ve
yaratclna gven diye bir ey bilmez. Mensup bulunduu dinin
kulu, klesi ve eya niteliindeki bir parasdr dokusu olduu
toplumun sorumlu bir insani olma duygusundan tamamen yoksundur.
Modern dinler, ilkel dinlerden farkl olarak akl d eleri ayklama
ve her eyden nce kiinin yeryz mutluluunu salama abasnda
grnrler. Batl din adam kendi ulusunu ulusal benlik duygular
ierisinde yourabilmitir. O kadar ki Tanry bile kendi mensup
bulunduu toplumun dili ile konuur gsterebilmi, bu yoldan
toplumun dinsel, sosyal ve ekonomik gelimesini salayc abalarda
bulunabilmitir: rnein Martin Lutherin Alman topluluu iin
yapt budur: ncili Almancaya evirip Tanrnn Alman toplumuna
Almanca olarak konutuunu anlatmaya almtr.
Oysa ki bizim din adamlarmz, eskiden olduu gibi bugn dahi bu
lkenin halkn, a d eriat verileriyle fikren atl ve uyuuk klmak
yannda bir de ulusal benliinden yoksun edici ne varsa her eyi
yapmann "mutluluu" ierisindedirler.
B) lkel insann ve ilkel toplumlarn zellii her eyi gklerden ve
ilah glerden beklemek, ibadeti yaam amac edinmek ve din
adamnn dediklerini yerine getirmektir:
Avustralya yerlilerinin ilkel yaamlarn inceleyen iki bilim adamnn
ortaya vurduklar sonu udur: lkel toplumlarda kii iin gnlk
gday salayc iler yannda asl nem tayan ey dinsel yaamlardr.
Gelecek dnyaya hazrlanmak, yani ibadet ve kutsal trelere ncelik
tanmak, kiinin baslca dncesidir. Bu yeryz yaamlarna deil
fakat "Totemik" atalar lkesi ve esrarengiz ryalar dnyas olan
"Aleringa" ya kavumaktan daha byk bir mutluluk yoktur.
Bu ortam ierisinde ilkel insan, kutsal sayd kurallara sonsuz bir
ballkla sarlmtr. Bu duygu onda ylesine younlamtr ki dnya
yaamndan ve geim sorunlarndan ziyade dinsel yaam sorunlarna
arlk verir: ibadetten baka bir eyle megul olmamak onun tek
dileidir. Uygar insan iin basit ve anlamsz saylan treler, ilkel
insann ciddiye ald eylerdir. Sarslmaz bir gvence ile inand
udur ki, ldkten sonra mutlaka atalarnn gml bulunduu yere,
70
"Aleringaya" gidecek, orada onlarla buluacak ve yeniden dirilecei
zamana kadar orada kalacaktr 42.
Bu tr bir din anlaynn Kzl derililerde de aa yukar ayn olduu
anlalmaktadr. Konuyu incelemi olan bir yazara gre Kzlderilinin
de sapland inan odur ki hi kimse yaamn kendi gc ile
srdremez ve ihtiyacn duyduu eyleri Doa st gler dnda bir
yerden (rnein kendinden) bekleyemez: avlanmak, rzk salamak,
salk ierisinde kalmak, oalmak vs... hep kendi dndaki glerin
himmetiyle olabilecek ilerdendir 43.
te din adamlarmzn, eskiden olduu gibi bugn de, insanlarmza
asladklar din anlay ve yaam tarz aa yukar budur. Kiinin
kafasna yerletirdikleri inan, yeryz yaamnn her ynnn insan
iradesiyle deil fakat Tanr iradesiyle ekillendiidir: rzkn miktarnn
Tanr tarafndan saptand iyi ya da kt yola sapmann Tanrya bal
olduu hastaln Tanrdan geldii ve ancak Tanr izniyle sirayet ettii
yoksul ve varlksz olarak lmenin Tanr indinde fazilet sayld
ibadetin, hacc etmenin, "kffara" kar cihad etmenin ve buna benzer
dinsel ilerin Cennete yerlemek iin koul sayld vb... gibi
hususlar, hep bu inancn temel taslarn oluturur.
C) Din adamna teslimiyet:
lkel insann bir dier zellii de, bilinsiz ekilde din adamna
"teslimiyet", her eyi ondan sorup renmek, onun verecei tlere
gre i grmek ve tm yaamn buna gre dzenlemektir. lkel
toplumlarda din adam, daima n planda tutulan, ba tac edilen, eli
aya plen, her konuda fikir edinilen ve szlerine en fazla itibar
edilen kimsedir 44. lkel insan onu, sanki Doa st glerin srlaryla
donatlm olarak baka dnyalarla iliki halinde imi gibi grr.
Sanki evreni yaratann yeryz temsilcisi imi, sanki topluma ve
kiilere ilah glerin ya da Tanrnn inayetini, bereketini, efaatini,
merhametini vb... salayabilirmi, sanki bu alanda tek arac
durumunda imi gibi kabul eder. Daha dorusu din adam, bindir
ustalk ve kurnazlklarla, kendisini insanlara bu ekilde kabul
ettirmitir. grd itibarin, saygnln tek nedeni, toplumun ve
kiilerin bilgisizliidir. Bu bakmdan toplumun ilkel kalmas din
adamnn saltanat ve mutluluu demektir.
71
Dier eriat lkelerinde olduu gibi bizde de saf ve cahil insanlarmz,
yatakta hangi yana dnm olarak yatmak, yataktan hangi ayakla
kmak, hangi parmakla lokmay aza atmak, u ierken ka yudumda
imek, abdestten sonra temizlenirken (istinca ederken) ka ta/kerpi
kullanmak gereinden tutunuz da di ektirmee ya da musiki
dinlemee vb... varncaya kadar her eyini din adamndan alaca
fetvaya gre yapma gelenei ierisinde yasarlar: tpk gemi yzyllar
boyunca yasadklar gibi.
Yine bunun gibi ilkel toplumlarda din adam, uhrevi iktidar yannda
dnyevi iktidarn da sahibi ya da destekisidir: din ve dnya ileri
onun elinde birlemitir. Gkten inme emirlerin toplumca
benimsenmesine memur olduu kadar halkn siyasi ve askeri lideri,
rehberi ve her eyidir. Nitekim ilk hkmdarlar din adam olarak
ortaya kmlardr: yaama, yrtme ve yarg gcne sahip olmular,
Tanrnn yeryzndeki temsilcisi saylmlardr 45.
Her ne kadar Hiristiyanlk, din ve dnya ilerini ayr klmak zere
"Sezarn hakk Sezara, sann hakk saya" formln getirmekle
beraber, Orta a dnemi boyunca bu formle saygnlk
gstermemitir. Fakat ne var ki din adamn dnya ilerine
karmaktan alkomak isteyenler, "Hiristiyanln zne dn"
parolasna sarlmlar ve Kiliseye kar bu yoldan saldrmlardr. Bu
savama din adamlarndan katlanlar oktur.
Oysa ki eriat dininde "din" ve "devlet" ayrl diye bir ey yoktur
bunlar yapk karde gibi eylerdir. Muhammed, islam dininin ve
Devletinin kurucusu olarak uhrevi ve dnyevi ileri elinde toplam
ve kendisinden sonra bu mevkie gelecek olanlara (Halifelere) da ayn
yolu amtr. Bundan dolaydr ki islam toplumlarnda kii ve toplum
yaamlar, din adamnn fetvalaryla ayarlanr olmutur, ve bundan
dolaydr ki din adam laik devlet anlayna kar kmtr.
lkel insan geleneklere kr krne bal ve iliklerine kadar
"tutucudur": din adam insanlarmz bu niteliklerle ekillendirir.
Bilimsel aratrma sonularna gre ilkel insann baslca
zelliklerinden biri de tutuculuktur, geleneklere bilinsizce ballktr.
Konuyu inceleyen bir bilim adam yle der: "lkel insan...
72
Dedelerinin ve Atalarnn uygun ve doru diye gelenek haline
getirdikleri her eyi benimser ve aynen (hi dnmeden) izler..." 46 .
Kendi yaam ve davranlarn, hazr elbise rnei, bu geleneklere
uydurur. Kendi akl ve zekasyla yeni hi bir ey dnmez ya da
mevcut hi bir eyi deitirmez. Bu ekilde yetimitir ve kendinden
sonrakileri de bu ekilde yetitirecektir. Her ne kadar airet
yaamlarnda, toplumun yallarndan oluan Kurullar (rnein
"htiyar heyetleri"), aireti ilgilendiren baz hususlarda kararlar
almakla beraber, gerek anlamda zgr iradeye sahip olarak i
grmezler. Yeni sorunlar eski tutucu kalplara uydurmak suretiyle
gnlk ihtiyalar giderirler.
Oysa ki uygarlk gelimesinin en byk dman tutuculuktur,
bilinsiz gelenekselciliktir. Sosyal tarih unu kantlamaktadr ki kiiler
ve toplumlar, kendi yaamlar zerinde bask yaratan geleneklerden
kendilerini kurtarabildikleri ve kendi kaderlerini kendileri
izebildikleri oranda yaratc gce ularlar ve uygarlarlar. Yine
bunun gibi kendi insanlk deerine gven ve kendi iradesine ve
haysiyetine sayg besleyen her insan, geleneklerin klesi olmay
kendisi iin zul sayar kendi akl ve zeka szgecinden geirerek bunlar
kendi deer llerine vurur ve gerektiinde kaldrr.
Din kuruluunu ve dolaysyla kiileri ve toplumu ilkel geleneklerden
kurtarmak, her ne kadar aydnlara den bir grev olmakla beraber,
din adamnn da bu konuda yapmas gereken eyler vardr. lerdeki
sayfalarda greceimiz gibi Batda aydn snflar, zaman zaman
Ruhban snfnn da desteiyle, halk ynlarn gelenekselliin stne
karabilmilerdir.
Oysa ki eriat lkelerinde ve bizde din adamlar, geleneklere ball,
bugn dahi dinin vazgeilmez koulu olarak grme geleneinden
kurtulamamlardr. Bu vesile ile kan aktma ve kurban kesme
geleneine deinmek yerinde olacaktr.
1) lkel insan kan aktmann "fazilet" olduuna inanmtr. Din
adam insanlarmz kan aktma geleneiyle yetitirir:
Din adamnn insanlarmza bellettii eriat verileri arasnda Tanr
adna kan aktmay "kutsal" ve "faziletli" bir davran diye
73
tanmlayanlar vardr ki bunlardan biri Muhammedin szleri olarak
aynen yledir: "Allah rzas urunda aktlan kan damlasndan daha
kymetli damla yoktur". 47
Sz konuu "kan damlas" insan kan olabilecei gibi hayvan kan da
olabilir. Tanr urunda "kafir" kan aktmak ne kadar makbul ise,
Tanr adna kurban kesip kan aktmak da o kadar makbul hatta
gereklidir. nk kurban kesme gelenei kiiyi kan aktma eylemine
altrr ve kii bu alkanlkla insan kan aktma konusunda glk
ekmez, huzursuzluk hissetmez.
Bilindii gibi kurban kesimi, yani kan aktma gelenei, eski alarn
"tanr" anlayndan kalma bir gelenektir. nsanlarn, Tanry
korkulacak ve gaddarlndan ve kindarlndan kanlacak bir g
eklinde kabul etmeleri nedeninden doma bir uygulamadr. lkel
insan iin Tanr, her ktl yapabilen ve yaptrabilen, kskan, keyfi
bir "Yaratandr" hikmetinden soru sorulamayacak bir "Gtr". lkel
insana gre Tanry (ya da Tanralar) hosnud edecek eyleri
yapmak, Ona dalkavuklukta bulunmak gerekir. Felaket, hastalk vb...
her ey Ondan geldii iin Ona yaranmak, Onu yattrmaa
almak kouldur. Bunun bir yolu Ona kurban adamak, kurban kan
aktmaktr. Geen yzyln nl Fransz bilginlerinden Ernest Renan,
ki ayn zamanda bir din adamdr, kurban kesimi konusunda yle der:
"lkel insan iin Tanr, her eye kadir, stn bir Yaratandr ve Onu
(rvet yolu ile) kandrmak gerektir. Bundan dolaydr ki kurban
kesme gelenei Tanr korkusundan ve bir takm karlar salama
kurnazlndan domutur. Tanrnn inayetini kazanmak iin Tanrya
tapanlar Ona hediyeler, rnein bol yal yemekler, etler, araplar
vb... sunmular, kurbanlar kesmilerdir. Bu yoldan Tanrnn
gazabndan kurtulabileceklerini ya da onun mafiretine
snabileceklerini, gnahlarn affettirebileceklerini dnmlerdir.
Tanry tpk insan niteliinde bir yaratk olarak grdkleri iindir ki
bu ekilde davranmlardr" 48.
Tanry kazanmak ve onun merhametine ve ihsanlarna kavumak
amacyla ilk nceleri kurban kesme gelenei, genellikle ocuk kesme
eklinde grld. Kii iin yksek deerde saylan eyleri Tanrya
adamann, Tanry fazlasyla hosnud edecei hesap edildi. Fakat
74
Peygamber diye kabul edilen brahim ile birlikte bu gelenek, insan
yerine hayvan (rnein koyun) kesme ekline dnt. Bylece
insandan kurban yerine hayvandan kurban safhasna gei bir
"aama" sayld 49.
Yukardaki ksa aklama gstermektedir ki bugn hala kurban adama,
ya da kurban kesme geleneini srdren toplumlar gemi alarn
ilkel zihniyetinden henz kurtulmu deillerdir. eitli toplumlarda ve
dinsel inanlarda gnahtan kurtulmak, baarya ulamak, Cennet
"hurilerine", gzellerine kavumak vb... gibi dncelerle bugn hala
hayvan boazlama, kan aktma gelenei srdrlmektedir.
Bununla beraber uygar kerteye ulam ve insancl dncelere km
toplumlarda bu gelenek son bulmutur artk. Bu sonu, tutuculuktan
kurtulup gelenekleri asma isteinden domutur ki bunda Batl baz
din adamlarnn da rol olmutur.
Dinler tarihinden renmekteyiz ki Yahudiler, brahim in
yerletirdii gelenek zerine Tanrya, hayvan kurban etmek suretiyle
yaranma usuln semilerdir. Yzlerce yl bu gelenee kar ses
karmak ve Tanrnn byle bir gelenekten hosnud olmayacan
sylemek hi kimsenin aklna gelmemitir. Sylendiine gre ilk kez,
Miladtan nce 800 yllarnda Isaya bu tr bir gelenee kar kafa
tutmutur. Sylendiine gre Isaya, Yahudi Krallarndan Ezekias in
danmanln yapm olan ve Yahudilerin peygamber diye bildikleri
bir kimsedir. Tanr adna yle konutuu sylenir: "Benim adma
kurban kesme gelenei tiksinti duyulmak gereken bir gelenektir sr,
kuzu ya da kei kan aktlmas bana kvan vermiyor".
Her ne kadar Yahudilerin peygamberi saylmakla beraber Hiristiyanlar
onu, esas itibariyle bu szlerinden dolay kendilerine maletmek
isterler. Hiristiyan bir din adam yle der: "Bu asl szleri sarf eden
Isaya, Hiristiyanln ilk kurucularndan saylmaldr" 50. Oysa ki
saya, biraz nce dediimiz gibi, Hiristiyanln yerlemesinden, yani
sann geliinden 800 yl nce yaamtr.
Kurban keserek kan aktma geleneine kar dikilen bir dier din
adam da Philo dur. Miladtan nce 20 ylnda skenderiyede
yaam olan bu Yahudi din adam, kutsal bilinen din kitaplarn tm
75
olarak Eflatunun felsefesiyle kaynatrmaa alm, "Neo-
Platonism" (Yeni Eflatunculuk) dnce tarzna yn vermi, ve gerek
Yahudilerin ve gerek Hiristiyanlarn dinsel anlaylar zerinde etkili
olmutur. zellikle u fikri savunmutur ki dinsel grevler arasnda
cana kymak, kan aktmak diye bir ey olamaz Tanrya ibadet sadece
ilah arklar sylemek ve trenler tertiplemek yolu ile olmaldr ilah
arklarla kalbin Tanrya hitab salanm olur ve bu tr bir ibadet,
kurban kesmek ya da adak adamak gibi geleneklerden ok daha
kutsal, ok daha yceltici bir anlam tar 51.
Hiristiyanln ortaya ks ve yayl srasnda St. Paul gibi
havariyunlar, kan aktarak kurban kesme geleneinin insanlk d bir
ey olduunu ve dindarlk saylamayacan, sa nn armha gerilmi
olmasnn esasen insanlk adna verilmi kurban sayldn ve bu olay
ile kurban kesme geleneine son verilmi bulunduunu
savunmulardr. Onlarn bu savam sonucu olaraktr ki Hiristiyanlk
kurban kesme geleneinden uzak kalmtr 52.
Oysa ki kendisini "en son ve en mkemmel" bir din olarak ilan eden
slamda byle bir gelime grlmez nk Tanrnn deimez
kanunu gibi kabul edilen Kuran: "Rabbin iin...kurban kes..." (K. 108
Kevser 2) diye emretmitir. slam kaynaklarndan renmekteyiz ki
Tanr bu emri, erkek ocuu olmad iin Muhammed hakknda sarf
edilen olumsuz szler vesilesiyle vermitir. Sylendiine gre El-As
b. Vail e-Sehmi adnda biri, Muhammed hakknda "Ebter" (yani
erkek ocuu olmayan kii) szcn kullanarak yle demitir.
"Brakn onu, nesli kesik, olu olmayan bir adam. lse, ad san
anlmayacak. Rahata ereceksiniz". Gya Tanr bu szler zerine
Muhammede, erkek ocuktan daha deerli bir ihsanda bulunmak
zere, her eyde bolluk ve bereket anlamna gelen Kevseri (ki
Cennetin en gzel nehri anlamna da gelir) vermi ve Kurann
Kevser Suresinin u ayetlerini gndermitir: : "phesiz Biz sana ey
Habibim, Kevseri (senin iin dnyadan ve dnyadakilerden daha
hayrlsn, byk eyi) verdik. O halde Rabbin iin namaz kl ve
kurban kes. phesiz seni eletiren (el-As b. Vailin), nesli kesiktir"
53
76
te yandan din adamnn sylemesine gre Muhammed, kurban
kesiminin Tanr tarafndan ayn zamanda insanlarn hayrna olmak
zere dnldn (K. 5 Maide 97), bir ok hallerde (rnein hacc
farizesini yerine getirme olaslnn bulunmad hallerde) bunun bir
zorunluluk olduunu belirtmi (K. 22 Hacc 33-38) hatta kurbanlk
hayvan nasl kesmek gerektiini bildirmitir (rnein Maide
Suresinin 97.ayetinde "...n ayaklar bal olarak ... keserken
zerlerine Allahn adn ann" denmitir) .
Gerek Kuran ve gerek Hadis hkmleri arasnda bununla ilgili daha
bir ok benzerleri vardr. Gemi yzyllar boyunca din adamlar, hi
bir acma duygusuna kaplmadan, btn bu hkmleri insanlarmza
belletmilerdir. En byk din bilgini olarak kabul ettiimiz Gazali gibi
kimseler, tyler rpertici bir dil ile kurban kesimini fazilet eklinde u
ekilde tanmlamlardr: "...Ademolunun Kurban bayram gn
yapm olduu amellerde... Allah katnda kan aktmasndan daha
sevimlisi yoktur. O kurban, boynuz ve trnaklaryla maher yerine
gelir kan topraa dmeden Allahn ... diledii yerde muhafaza
edilir. Onunla nefsinizi tezkiye edin, onu gzel kesin. Kurban
deriindeki her tr saysnca size sevap var, kann her damlas kadar
mkafat var, ve o sizin mizannza konur, mjde olsun...".
Evet byle diyor "Huccetl islam" diye yceltilen ve islamn en
byk ilahiyatlarndan biri olarak kabul edilen Gazali efendimiz 54.
Onun ve benzerlerinin bu tr szlerini Kuran ve Hadis hkmlerine
destek yaparak halk eiten din adamlarmz, kurban kesip kan
aktmann dinsel bir fazilet olduu inancn kkletirirler. Laik
Trkiye Cumhuriyetinin Anayasal bir organ olarak i gren Diyanet
leri Bakanl halkmza : "Kutsal kitabmz Kuran Kerimin
emrine... ve Peygamberimizin snnetine uyarak Allah rzas iin
kurban kesmekteyiz" diye vaazlarda bulunur 55. Yeni ocuu
doanlara, daha ocuk yedi gnlk iken, kurban kesmelerini
Muhammedin emri olarak bildirir 56
Bylece en kmzden en bymze kadar bizler, kan aktmay
kutsal sayan ve sevimli bulan bu eitimle yetitiriliriz. Daha baka bir
deyimle bugn artk uygarla ayak uydurmu dinlerin: "Hayvan
boazlamak, kan aktmak Tanry hosnud klmaz, Tanr bu tr ibadeti
77
ho karlamaz " eklindeki zihniyete yneldikleri ve kurban kesimi
geleneini terk ettikleri bir dnyada bizler, bir iki rneini yukar
aldm din hkmleriyle hair nesirizdir bu hkmleri kutsal biliriz.
Oysa ki ad geleneklere uymak bizleri rahatsz etmelidir kan
aktarak kurban kesmeyi bayram vesilesi edinmenin bizleri insancl
duygulardan uzaklatrdn renme zaman oktan gelmitir. Ne
yazk ki bunu anlayanlarmz pek azdr. nk daha pek kck
yalardan itibaren dini bayramlarda gzlerimizin nnde kesilen ve
kesilirken seyrine "doyamadmz" kurbanlar nedeniyle
duygusuzlam, kan ile "hal ve hamur" olmuuzdur. Kan grmekten
zerrece tedirgin olmayz, kanmayz kan bizi rktmez, tiksindirmez,
acndrmaz. l usulleriyle boaz kesilen hayvancklarn can
ekimesinden rahatsz olmayz. Bu manzaray seyretmekten rpertici
bir zevk alanlarmz vardr. Acma duygularmz daha o kck
yalarda bu dehet verici hava ierisinde iyice krleir ve beeri
ynlerimizi de birlikte krletirir.
Bundan ikibin be yz u kadar yl nceleri Romallar, savaa
katlacak askerlere, kan grmeye alsnlar da savata cesur ve metin
olsunlar diye, her eyden nce gladyatr greleri gzletirlermi.
Canavarlar gibi saldrsnlar ve dman kana bulasnlar diye askerleri
bylece kan aktlmasn grmee altrarak eitirlermi.
te biz de ocuklarmz ya da yaa byk fakat kafaca henz
gelimemiz olanlarmz bugn, yani insancl nitelikte olmak gereken
bir eitim dnyasnda, kurban kesmeyi kutsal bilen eriat verilerini
ezberleterek ve onlara, boazlanan hayvanlar "temasa" ziyafetleri
ekerek ve kurbanlk hayvanlarn, Kuranda belirtildii gibi "en gzel
ekilde" kesildiini gstererek bytmekte, yetitirmekteyiz: srf
gnahlardan kurtulup Cennetlere varmak iin Tanrnn verdii can
nasl alnr, kan nasl aktlr, bunlar grsnler de ilerde insan
yaamnn deerinden habersiz olarak i rahatl ile "dinsizleri",
"kafirleri", "zndklar" ve "aydnlar" ldrsnler, ya da bizzat
ldrmeseler bile, insan yaamna fazla nem vermesinler ve insancl
davranlara ynelmesinler diye. nsan sevgisinin hayvan sevgisiyle
ilikisini ve bu ilikiye oranla gelitiini ilkel kafalara anlatamazsnz.
78
Ve ite bu alkanlkla daha sonraki ilerlemi yalarmzda,
baarlarmz, mutluluklarmz ve gereklemesine dnyalar
vereceimiz Umutlarmz hep kan ile sulamak, kan aktarak kutlamak
isteriz. Maa hazrlanan futbolcumuzdan, oy yatrm amacyla
fabrika temeli atan siyasetimize, ya da almad ve belki de hi
okumad bir dersin snavn verecek olan rencimizden, haset ettii
kiinin felaket ve sefaletini Tanrdan dileyenlerimize varncaya kadar
hepimiz, dileimizin cesameti ve kesemizin bereketi llerinde adak
adar, kurbanlar keseriz. Bunu yaparken de duaya durur pozlarda
resimler kartmay, bylece Tanrnn ve evremizdekilerin
dikkatlerini zerimize ekip onlarn takdirine mazhar olma ansn da
yitirmeyiz. Kestiimiz bu kurban bazen bir koyun ya da bir horoz ya
da aklmzdan geireceimiz bir baka yaratk olabilir. Kendi z
evladn bile adak adayan ve ada tuttu diye kurban edenlerimiz
vardr. "Mzrap ocuk" olay bunun en iren rneklerindendir.
Bundan bir sre nce tank olduumuz ve muhakkak ki
hafzalarmzdan silinemeyecek olan bu olay, insanlktan nasibini alan
her vicdan sahibi kii iin tam bir azab ve dehet vesilesidir. askerlik
hizmetinden kamak isteyen ve bunu eitli yollardan deneyen ve
nihayet dileinin gereklemesi iin kendi z yavrusunu kurban
adayan ve sonunda boynunu kesen bir babann gerek hikayesidir bu.
Ne hazindir ki bylesine iren bir ama ve inanla ocuunu kesen
kiinin suunu biz, toplum olarak "Dinsel inanlarla ilenmitir"
diyerek ho grmzdr. u bakmdan ki bylesine bir "inan"
esini, bylesine bir vahet iin, "su hafifletici" bir neden olarak
sulu lehine kullanmzdr: bu dorultuda kmtr Yargtaymzn
karar.
Hayr, Hayr! bizim insanmzn, bizim toplumumuzun mutlaka ruhsal
ve sosyal bir eletiriden geirilmesi gerekir. Eer bunu yapar ve
serinkanllkla kendimizi yle bir dinleyecek olursak greceizdir ki
bu kurban kesmelerin, bu adak adamalarn ve nihayet "farkl
inantandr" diye insan ldrmeyi caiz gren bu din kurallarnn
(rnein "Ksas" gibi, ya da "Mrikleri nerede bulursanz ldrn"
eklindeki hkmlerin) beer yaamn kendi deer llerimiz iinde
geriletip nemsiz klan etkileri vardr. Bizleri, farknda olmadmz
bir itile insancl olmaktan uzaklatran bu etkileri ve gelenekleri sona
erdirebilecek olan yollar aramak gerek bu da ancak kiiyi eriat
79
eitiminden uzak klp aklc dnce rayna oturtmakla mmkndr.
Nitekim Atatrkn getirdii laik eitimden gemi kuan baz
temsilcileri, btn basklara ramen kendilerini vicdan denizine
salabilmiler ve eriatn olumsuz dier ynlerine olduu gibi kurban
geleneine kar da seslerini ykseltebilmilerdir. imdi avukatlk
yapmakta olan eski bir rencimden aldm mektupta u gzel
duygular dile getirilmi:
"Bugn arife, yarn Kurban bayram. Penceremden izliyorum bir
haftadr kesilmek iin gtrlen kurbanlklar. Kocaman, kocaman
insanlar byk ba bir hayvan nlerine katmlar yarn ortaklaa
boazlayacaklar. Bir haftadr yarn dndke tedirginim. Bir hzn
kaplyor beni. Bu Kurban bayramna (tahamml) edemiyorum Allah
adna cana kylmasna akl erdiremiyorum. nsan gereksinimi iin
hayvan keser, ama Allah iin kan aktmaz. Yarn yine Allah iin
kurban kesecekler kesilecek olan kurbann bana ailecek dizilecekler.
Ba gvdeden ayrlacak, oluk oluk kanlar akacak... En knden en
byne, btn kurban kesenler kan grecekler yani kan dkmeye
kkten alacaklar. Kurban Bayramnn gecesi beni uyku tutmaz.
Tpk idam cezalarnn infaz edilecei geceler gibi! dam cezalarnn
infaz edilecei geceler uyanrm, saatime bakarm: imdi infazclar
idam mahkumunun hcresine geldiler, kalk dediler, giyin dediler...
(vb...) Kurban Bayramnn gecelerinde de yle olurum. Uyanr
saatime bakarm: imdi camiye bayram namazna gidiyorlar derim
Namaz biter bitmez hayvanlarn canlarn alacaklar derim. Bunu
kendi adlarna yapsalar (belki aldrmayacam da), Allah adna cana
kymalar, kan dkmeleri beni bitiriyor. (Allah adna) bu kan
dkcl bir trl kafam almyor. Tevratda bir peygamber var. Adi
saya o da dayanamaz Allah adna cana kylmasna... Bundan (u
kadar bin) yl ncesinin duyarl insani. Kavmine kafa tutuyor -Yazk
- diyor, -cana kymayn, hayvanlar boazlamayn- diyor. Ama
insanlkta bir adm ilerleme yok. Atalarndan ne grmlerse onu
yapacaklar. Doruyu syleyen bir kii bile yok. Syleyenin de bana
gelmedik iler kalmyor. Toplumdan dlanyor. Bunu da gze
alabilecek bir ka kii kabiliyor toplumsal bir etkisi olmuyor.
Gazetelere bakyorum (...) adndaki bir (lahiyat Fakltesi Profesr),
bugnk ... gazetesinde Kurbanlklarn nasl olmas gerektiine, hangi
hayvanlarn nasl kesileceine, ka kiinin bir bykba hayvani alp
80
ortaklasa keseceklerine ilikin dizi yazlar deniyor. Televizyondaki
ak oturumun bugnk konuu Bayramlar Bayram kavram
tartlacak... (Profesrlerden, sosyologlardan, gazetecilerden,
tannm kiilerden oluan) Konumaclar Prof....nn ynetiminde
Kurban Bayramnn erdemi hakknda aklamada bulunacaklar ...
yle sanyorum ki bunlar kurban kesmenin erdemi konusunda
birbirleriyle yaracaklar. lerinde birisi olsun bunun, ilkel
toplumlarn Allah tavlamak iin bulduklar bir zm olduu
konusunda bir tek sz etmeyecek. lkel toplumlar doa olaylarnn
nedenini, niinini bilmezlerdi. Bir deprem olur, bir sel baskn olur, bir
yldrm nedeniyle yangn olur ve binlerce insan lrd. Bu lmleri
Allahn kan isteine balarlard ve Allaha (hitaben): -Biz sana
istediin kan kendi isteimizle verelim! Yeter ki fkelenme!-
diyerek kurbanlar keserlerdi. (Dinler tarihinden) rendiimize gre
ilkin, ilk doan erkek ocuklar, sonra kabilenin en gzel kzlarn
Allaha kurban ederlerdi. nsanlarn kurban edilmesinin ilkelliinin
ayrmna varan brahim peygamber, insan yerine hayvan kesmeyi ilk
akl edenlerden. Bugn Bat dnyas ... bu kan aktma geleneinden
yava yava syrlmakta... kurban yerine yumurta piirerek gelenei
yerine (getirenler var). Yani bir aama, bir ilerleme var... Demek ki bir
duyarllk var. Kan dkmekten nefret ediyorlar kan dkeceklerine
yumurta piiriyorlar. te bugnk ak oturumda (bu hususlarla ilgili)
bir tek szck duyamayacaz. Konumaclar, o Profesr
etiketlerinin inandrcl ile halk aydnlatp uyaracaklarna yalan
stne yalan katacaklar. Halkn bu konuda katmerleen bilgisizliini
daha da katmerletirecekler. Koca koca profesrlerin, yazarlarn,
psikologlarn yaptklar bu konumalar dinleyen halkmz, gnl
rahatl ile, vicdan huzuru ile, byk bir acmaszlkla, byk bir
zevkle baklar dayayacaklar (kurbanlklarn boazna) ..." 57
Yukardaki gzel duygulara sahip kimbilir nice insan var bu lkede
fakat eriatnn melanetinden ylm olarak susmaktalar. Acaba bir
gn gelip din adamlarmz, kurban kesimi iinin artk son bulmas
gereini syleme cesaretini gsterebilecekler midir?
2) lkel insan ktle ktlkle ve hatta iyilie kar ktlkle
davranan bir yaratktr. Din adam insanlarmz, eriat
malzemesiyle, bu kalplar ierisinde yetitirir.
81
Din adam iin "ktlk" ve "iyilik" denen ey, bizatihi nitelikleri
itibariyle deil fakat "eriat leine" gre ele alnmak gereken
eylerdir. eriata uygun olan her ey "iyi", aykr olan her ey de
"kt"dr. rnein "mslman" olmak "iyi", fakat slamdan gayr bir
inanta olmak (rnein "mriklik") "ktdr" (sapklktr) ya da
slamda kalmak "iyi" fakat slamdan kmak (yani "mrtedi" olmak)
ldrlmeyi gerektiren "kt" bir eydir, velev ki "mrik" ya da
"mrted" olan kimse drst, ahlakl ve fazilet timsali bir kimse olsun.
Her ne kadar slamda ktle iyilikle kar koymak gereinin
emredildii sylenirse de yalandr. nk slam eriat, ktle
ktlkle ve hatta bazen iyilie kar dahi ktlkle karlk vermenin
gereine inanm, uygulamay da buna gre ayarlamtr. Bundan
dolaydr ki din adam, ktl iyilikle defetmenin ne olduunu
bilmez, nk rendii ve rettii odur ki eriat dzeni, basta
"Ksas" hkmleri olmak zere ktl ktlkle savma gereine
yer vermi ve bu dzeni getiren ve srdrenler bu hkmlere gre
hareket etmitir.
Bundan dolaydr ki din adam Kuran ve Hadis kaynanda yer alan
bu konudaki emirlerin en kararl reticisi ve uygulaycsdr. lerdeki
blmlerde ayrca konuyu ele almakla beraber burada ksaca
belirtelim ki bu hkmlerin basnda bir ktl ayn bir ktlkle
karlamak anlamna gelen Ksasla ilgili olarak yle olanlar vardr:
"Onlara can cana, gze gz, buruna burun, kulaa kulak, die dile ve
yaralara karlkl deme yazdk... " (K. Maide 45 Bakara 179)
"Ey inananlar... size ksas farz klnd... Ey akl sahipleri ksasta sizin
iin hayat vardr..." (K. 2 Bakara 178-179).
"Kim bir cezaya urar da ceza edeni ona benzer bir surette
cezalandrrsa, sonra da gene ayn taknlkta bulunursa Allah ona
yardm eder..." (K. 22 Hacc 60).
"Eer azab ederseniz, size yaplann ayniyle azabedin..." (K. 16 Nahl
126).
82
Her ne kadar bu hkmlerin bazlarnda: "Kim affeder ve barrsa
onun ecri Allaha aittir" ya da "Sabrederseniz bu sabredenler iin
daha iyidir" eklinde szler geerse de bu hatrlatmalar kiiyi intikam
alma hevesinden dndrmee yeterli deildir, nk takdir hakkn
kiiye brakmtr. Yani kii intikam alp almama hususunda serbesttir
dilerse ksasa bavurur, dilemezse vurmaz. Onu intikamdan
vazgeirtici bir zorlama sz konuu deildir. ntikam alma halinde
urayaca bir zarar ya da ceza yoktur. Olsa olsa sabretmi olma
halinde, kazanaca ecirden yoksun kalm olacaktr ki, bu da pek
nemli deildir nk bu ecri baka yollardan nasl olsa edinmek
mmkndr.
te yandan din adamnn elinde Tanrnn dahi kindar olduunu ve
intikam almaktan holandn gsteren hkmler vardr. rnein
Duhan Suresinde: "... Onlar arptka arpacamz gn, cmz
phesiz alrz" (K. 44 Duhan 13-16) diye yazldr. Bir baka Surede
yle yazl: "Allah dilemi olsayd onlardan baka trl de
alabilirdi..." (K. 47 Muhammed 4)
Din adamnn yine slam kaynaklarna dayal olarak rettiklerinden
anlamaktayz ki yukardaki hkmleri koymu olan Muhammed, ou
zaman intikam yolarna bizzat kendi bavurmutur. Yllar nce
kendisini alaya aldlar ya da kendisine ktlk ettiler diye nice insana
kin besledii ve oundan intikam ald bir gerektir. Kin besler
olduu Ebu Leheb ve karisi hakknda Kurana "Ebu Lehebin elleri
kurusun yok olsun... alevli atete yanacaktr, karisi da, boynunda bir ip
olduu halde ona odun tayacaktr" (K. 111 Leheb 1-5) eklinde
ayetler koymaktan ya da Ebu Cehlin kesik ba nnde "Ey
adevvullah, seni rezil ve rusvay eden Allaha hamdolsun" diye dua
etmekten, ya da kendisini hicveden airlerden Kab bn-i Esrefi
ldrtp te adamcazn kesik ba nne getirildikte sevinle diz
kp Tanrya krler etmekten, yine kin besledii Huzey bin
Ahtabi esir olarak ele geirince nce hakaret edip sonra ikenceye
sokarak kafasn kestirmekten, ya da Bedir savanda esir olarak ele
geirdii Mekke erafndan 19 kiinin cesetlerini pis bir kuyuya attrp
kin besledii bu kiilerden her birisine beddualar yadrmaktan
tutunuz da Mekkeyi ele geirdikten sonra vaktiyle kendisi aleyhinde
iir yazm olan airlerin kafalarn kestirtmeye varncaya kadar
83
intikam almann her trn denemekten geri kalmamtr. Diyanet
yaynlarnda yer alan kaynaklardan renmekteyiz ki Medineye
hicret ettii tarihlerde kendisine ktlk yapldn syledii Mekke
aleyhine Tanrdan ktlkler dilemi ve rnein: "Ya Rab!
Medinenin havasn bizim iin (dzelt ve hastalklardan ari).
Hummasn ve stmasn da Mekke(ye) nakil eyle!" diye Tanrya
yalvarmtr 58.
Din adamnn bellettiklerinden anlamaktayz ki Muhammed, intikam
almay gelenek edindikten gayr kendisi gibi intikam almaktan
holananlar daima takdir etmitir. rnein bir defasnda Kabin kz
mm- Emmaraha yle demitir: "te intikamn aldn... Tanrya
krler olsun ki sana dmanna kar bylesine galebe alma
olasln verdi" 59. Bunlara eklenebilecek daha nice rnekleri
sralamak kolay.
Ve ite din adam kiiyi bu tr hkmler ve rneklerle eitir ve
"ktl ktlkle savma" gelenei ierisinde yetitirir. O kadar ki
kt huylu bir kadnla evli bulunan kocaya, karsnn ktln
iyilikle gidermesi olanan dahi tanmaz. nk din adamndan
rendii odur ki Muhammed kocalara, kt huylu karlarn
boamalar iin emir vermitir. Gerekten de bn-i Cerir-i Taberi nn
Ebul Musel-Eari den rivayetine gre Muhammedin emri udur:
"Bir kii ki, fena huylu bir kadna malik olur ve onun fenaln bile
bile onunla geinir de ondan ayrlmaz (byle bir kiinin duasna Tanr
icabet etmez)". 60
Sylemeye gerek yoktur ki karsnn kt huylarna sabr ve tahamml
gsterebilen ve onu muhtemelen bu yoldan iyi yapmay dnen bir
koca, olgun ve fazilet sahibi bir kimse saylmak gerekir byle bir
kimse takdir edilmelidir. Oysa ki din adam byle bir kocaya
yukardaki eriat emrini hatrlatarak, karsn boamasn, aksi taktirde
Tanrnn inayetine nail olamayacan bildirir.
te yandan din adam, sadece ktle ktlkle kar koyma gereini
deil, fakat eriat adna bazen iyilie kar dahi ktlkle davranmak
gerektiine de inanmtr, ve inand ekilde insan yetitirmek ister.
rnein, eer ana, baba farkl din ve inanta iseler, ocuklarn onlara
hayr dua etmemelerini belletir. Bu hkmleri kantlar nitelikte olmak
84
zere elinde Muhammede inen rnekler vardr. Bilindii gibi
Muhammed, mslman olarak lmedi diye kendi z anasna hayr dua
etmemi ve "Tanr anam iin mafiret dilememe izin vermedi"
demitir ayn nedenle babasn cehennemlik bilmi ve kendisini bir
baba gibi yetitiren amucas Ebu Talibin lmnden sonra da:
"Amucam imdi Cehennemin dibinde topuunun stnde
dnmektedir" diye konumutur.
Btn bunlar temel malzeme olarak kullanan din adam insanlarmz
banaz ve kindar bir ruhla yetitirmi olur. Fakat bununla da kalmaz,
ilerdeki sayfalarda deineceimiz gibi, ayn zamanda gaddar, hunhar
ve hatta terrist ruhla yourur. Bunu yaparken de yine eriat verilerine
dayanr, nk bu veriler kiileri, farkl inanta olanlara ya da slama
mutlak ekilde boyun emekten kananlara kar ldrc ve ykc
tynette yapmaa yeterlidir. Din adam olarak kendisi de bu verilerle
yetitirildii iin insanlarmz da bu ekilde yetitirir. lerdeki
blmlerde konuya tekrar dnecek ve bununla ilgili rnekleri
greceiz.











85
Din Adamlar - Blm 03

Kiiyi Aklclktan ve Dnme Gcnden Yoksun Klc eriat
Dzeninin Srdrcs Olarak Din Adam

I) Dnme gcnden yoksunluun derecesi:
II) Kiiyi dnme yeteneinden yoksun klma sanat:
III) Din adam, kiinin tm yaantlarn akl d verilerle
ayarlayan eriat Dzeninin bekisidir:
A) Din adam insanlarmzn gnlk yaantlarnn her ynn,
l Arapnn zihniyetine ve ihtiyalarna yatkn buyruklarla
dzenler:
B) Din adamnn eline terkedilen insanlarmz "eytanlar",
"cinler, "periler", "melekler" Aleminin "bilgileriyle!"
eitilmi olarak ocuk zekal kalrlar:

Semavi dinlerin hi biri akl rehberliine yer vermez hi biri insan
zekasn yaratc kerteye eritirmez hi biri kiiyi dnme gcne
sahip klmak istemez nk aklcln, yaratcln ve hele dnme
gcnn, eninde sonunda kendi aleyhine i greceini, kendisini yok
klacan bilir. Kii, dnebilir olduu an, kendisine "Tanr"
szleridir diye belletilen eylerin Tanr yaps deil fakat insan yaps
eyler olduunu anlamaa balar. Bundan dolaydr her din, aklc
giriimlere kar daima korku beslemi ve direnmitir. Ancak ne var ki
Batda Kilise, Orta a boyunca aydn snflarn verdikleri "aklclk"
savam karsnda direnemeyeceini anlaynca kurnaz bir yol
bulmutur ki o da bir yandan hatalarn itiraf eder grnrken, dier
yandan da din verilerini akl szgecinden geiriyormu gibi
grnmektir. rnein 1500 yl boyunca dnyann dz ve dnmez
olduunu "dinsel gerek" diye belletirken Galileo ve Copernicus gibi
86
bilginlerin aksini iddia etmeleri zerine nce onlar "zndk" ilan edip
direnmi ve fakat bu direnmenin budalalk olduunu anlayarak 300 yl
sonra hizaya gelmitir. Bat Hiristiyanlnn 18. yzyldan itibaren
uygulad bu tr bir taktii Yahudilik de benimsemi ve a
gelimesine ayak uydurma yoluna girmitir.
Semavi dinler ierisinde bunu yapmayan ve insani dnme gcnden
ve dnce zgrlnden yoksun klp kul kertesindeki mptezel
yaamlar ierisinde tutabilen tek din slamdr. nk slam, din
verilerini akl szgecinden geirmek ve insan ahsiyetinin haysiyetine
yarar hale getirmek isteyenleri (rnein eski Yunan felsefesine bal
olarak i grmee alanlar, ki aralarnda ar-Razi, al-Farabi, bn-i
Sina, bn Rst vs... gibi nice parltl simalar vardr) kolaylkla
sindirebilmitir. Bu sindirme siyasetine kar ne "aydn" diye bilinen
snflar ve ne de "din adamlar" direnememilerdir. Aydn snflarn bu
konudaki sorumluluunu Aydn ve "Aydn!..." balkl kitabmzda
zetlemitik 60a. Burada din adamlarnn roln ksaca eletirmekle
yetineceiz.
Hemen belirtelim ki gemi yzyllar boyunca olduu gibi bugn dahi
din adamlarmz, genellikle din sorunlarna ada bir yaklam
getirebilecek yeterlie eriememilerdir. Halkmza din bilgileri ya da
din ahlak diye bellettikleri eylere yle bir gz atmak ve dnya
grlerini yle bir teraziye vurmak bu hususta fikir edinmek iin
yeterlidir. Bu yaplacak olursa grlecektir ki din adamnn eline
terkedilmi insanlarmz iin fikren ve ahlaken ada uygarla ayak
uydurmak mmkn deildir.
I) Dnme gcnden yoksunluun derecesi:
eriat ortamnda yetien insanlar genellikle dnme geleneine
yabanc kalmlardr. Bizim toplumumuz iin de durum budur. Sadece
okumas-yazmas olmayanlarmz deil fakat kltrl saydklarmz ya
da yksek diplomal olanlarmz bakmndan da durum aa yukar
aynidir. Okuduumuz ya da duyduumuz eyleri (hele bunlar eriat
verileri niteliinde eyler ise) hi dnce szgecinden geirmeden,
olduu gibi kabul ederiz. O kadar ki, ou kez bu kabul ettiimiz
eylerin kutsallkla badamaz olduunu dahi farketmeyiz. rnein
her ne kadar Kuran ve Kurandaki Tanry yce bilmekle beraber
87
eriat verilerini bellerken ou kez Tanr fikrini, u ya da bu ekilde
klttmz dnemeyiz. rnein Kurann Tevbe Suresinde
Tanrnn gya: "Mrikleri (puta tapanlar) nerede grrseniz
ldrn" (K. 9 Tevbe 5) diye emrettii ve pek eitli dier ayetlerle
de mriklerin Cehennem ateine atlacaklarn bildirdii yazldr.
Ancak ne var ki Enam Suresinde bu ayn Tanrnn : "Allah dileseydi
puta tapmazlard" (K. 6 Enam 107) diye konutuu grlr. stelik de
Secde Suresinde: "Cehennemi tamamen cin ve insanlarla
dolduracama dair benden sz kmtr" (K. 32 Secde 13) dedii
eklenmitir. Yani Tanr dilediini putperest yapmakta ve putperest
yaptklarn da ldrtmekte ve Cehennemlere gndermektedir. nk
Cehennemleri cinler ve insanlarla dolduracana dair kendi kendisine
sz vermitir.
"Yce" olduu sylenen bir Tanrnn, sanki insanlar atete
yakmaktan zevk alyormu gibi Cehennemleri insanlarla
dolduracana dair kendi kendine sz vermesi, kukusuz ki akla ters
der. Fakat bizler bu terslii farketmeyiz, nk dnmek nedir
bilmeyiz.
Yine yukardaki ayetler dorultusunda olmak zere Kurann Enfal
Suresinde yle yazldr: "Allah kimi doru yola koymak isterse
onun kalbini slamiyete aar, kimi de saptrmak isterse... kalbini dar
ve skntl klar. Allah, inanmayanlar kfr bataklnda brakr...."
(K. 6 Enam 125)
Dikkat edilecei gibi bu ayetin ilk tmcesi ile son tmcesi elime
halindedir. nk ilk tmcede "mslman" yada "kafir" olmann kii
iradesine deil fakat Tanr iradesine bal bir i olduu anlatlmtr.
Tanr dilediini "mslman" ve dilediini de "kafir" yapmaktadr.
Buna karlk ayetin ikinci tmcesinde kafirlerin Cehenneme
atlacaklar belirtilmitir. Daha baka bir deyimle kii, sorumlu
bulunmad bir isten dolay ceza grmektedir. Dilediinin kalbini
aarak mslman yapan ve dilediinin kalbini kapayp kafir klan
Tanr olduu halde bu ayn Tanr kafir yaptklarn, sanki sorumluluk
onlara aitmi gibi, cezalandrmakta, bylece kendi tutum ve
davranlaryla elime yaratmaktadr.
88
Ancak ne var ki dnme gcnden yoksun olanlar iin bu elikiyi
farketmek pek mmkn deildir nitekim 1400 yl boyunca farkeden
pek az olmu ve fark edip de sesini karmaa kalkanlar din adam ya
korkutup susturmu ya da: "elime bize gredir, Tanrya gre
elime yoktur" diyerek uyutmutur.
Kukusuz ki yce olduu sylenen bir Tanrnn akla ters den
elikilere dmesi mmkn deildir. Ancak ne var ki yukardaki (ve
benzeri) hkmleri okuyanlarmz, bu hkmlerden Tanrnn
yceliiyle badamayan, Tanr fikrini aalatan bir sonu kacan
dahi dnmezler nk dnme yeteneinden yoksun
braklmlardr.
Dnme gcnden yoksunluk nedeniyle din adamlar, ou kez
Tanry ve Muhammedi kltc sonulara yneldiklerinin dahi
farknda olmazlar. rnein slamn en kutsal sayd Mira Olayn
(ki Kurann Necm Suresinin 7-18 ayetlerini kapsar) anlatrlarken
Musa yi, hem Tanrdan ve hem de Muhammedden daha "akll" bir
duruma soktuklarn dnmezler. Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarnda slam kaynaklarndan naklen yer alan ve din adamlarmz
tarafndan belletilen hikaye aynen yledir 60 b.:
Gya Muhammed bir gn Kabede yatarken Cibril (Cebrail) gelir,
Muhammedin gsn yarar, kalbini karr, iini imanla dolu altn
bir kapta ykar, sonra da eekten byk, katrdan kk beyaz bir
binek getirir (adi Buraktr). Muhammedle birlikte Mescid-i Aksaya
varrlar. Orada Muhammed namaz klar btn peygamberler de
onunla birlikte namaz klarlar. Sonra yksek makamlara klacak bir
Mirac (merdiven) kurulur. Cibril ile Muhammed oradan gn yedi
katna kmaa balarlar. imdi hikayenin geri kalan ksmn
Diyanetin yaynlarnda yer alan ekliyle Muhammedin azndan
dinleyelim (Bkz. Buharinin Malik bn-i Sasaadan rivayeti olarak
Diyanetin Sahih-i Buhari Muhtasari.... adl yaynlarnn Cilt X, sh.
60 ve d. Hadis no. 1551):
"Cibril gk kapsn ald (Hazin, beki melek tarafndan)
-Kim o? denildi. Cibril:
89
-Cibrilim- dedi. (Hazin tarafndan)
-Yanndaki kimdir?- diye soruldu. Cibril:
-Muhammed! diye cevap veri. (Hazin tarafndan):
-Ya (ge kmak iin) ona (vahiy ve Mirac daveti) gnderildi mi?
diye soruldu. Cibril:
- Evet gnderildi! diye tasdik etti. (Hazin tarafndan):
-Merhaba gelen zata! Bu gelen kii ne gzel yolcu? denildi. Ve hemen
gk kaps ald. Ben birinci semaya varnca orada Adem
(peygamber)le karlatm. Cibril bana:
-Bu senin baban Ademdir ona selam ver! dedi. Ben de selam verdim.
adem selamma mukabele etti. Sonra:
-Merhaba hayrl, iyi olum, salih peygamber! dedi.
Sonra Cibril benimle yukar ykseldi. Ta ikinci semaya geldi"
(Hikayenin bu noktasnda din adamlarmz bir hususu eklemekte
yarar bulurlar ki o da, baz rivayetlere gre, bu ikinci ve dier sema
tabakalarna Muhammedin Mirac merdiveniyle deil fakat Cibrilin
kanadyla ykselmi olmasdr. Her ne hikmetse pek nemlidir bu
husus) 60 c.
"Bunun da kapsn ald:
-Kim o? denildi. Cibril
-Cibrilim! dedi.
-Yanndaki kimdir? denildi. Cibril:
-Muhammed! diye cevap verdi.
-Ya! Ona vahiy ve Mirac gnderildi mi? denildi. Cibril:
-Evet gnderildi! dedi.
90
-Merhaba gelen zata! Bu gelen kii ne gzel yolcu, denildi. Ve hemen
gk kaps ald. Ben ikinci semaya varnca orada Yahya ve sa
(peygamberler) ile karlatm. Yahya ve sa teyze oullardr. Cibril
bana:
-Bu grdklerin Yahya ve sadr bunlara selam ver! dedi. Ben de
onlara selam verdim. Onlar da selamma mukabele ettiler. Sonra:
-Merhaba hayrl karde, salih peygamber! dediler. Sonra Cibril
benimle nc semaya ykseldi. Bunun da kapsn ald.
-Kim o? denildi. Cibril
-Cibrilim! dedi.
-Yanndaki kimdir? denildi. Cibril
-Muhammed! dedi.
-Ya ona vahiy ve Mirac gnderildi mi? denildi. Cibril:
-Evet gnderildi! dedi. Hazin tarafndan:
-Merhaba gelen zata! Bu gelen kii ne gzel yolcu denildi. Ve hemen
gk kaps ald. Ben de nc semaya vardmda Yusuf
(peygamber) ile karlatm. Cibril:
-Bu grdn Yusuftur ona selam ver! dedi. Ben de Yusufa selam
verdim. O da mukabele etti. Sonra:
-Merhaba hayrl karde, salih peygamber! dedi. Sonra Cibril benimle
ykseldi. Ta drdnc semaya vard.
(Muhammedin anlatmas, altnc ve yedinci gk katlarna kadar bu
minval zere devam eder. Her gk katna gelite kapc: "-Kimdir o?-"
diye sorar her defasnda Cibril kendisini ve Muhammedi tantr. Her
defasnda kapc "-Ona Mirac daveti gnderildi mi?-" diye sorar ve
her defasnda Cibril "-Evet-" diye cevap verir. Bylece Muhammed
drdnc gk katnda dris ile, besinci katta da Harun ile karlar,
selamlar. Ve nihayet altnc katta Musa ve yedinci katta da brahim
91
ile karlar. Musann bulunduu altnc gk katna geldiinde Musa
alamaa balar nk gya kendisinden sonra peygamber olarak
gelen Muhammedin mmetinden cennete girenlerin saysnn, kendi
mmetinden ok olduunu hatrlamtr. Diyanetin yaynna gre
Muhammed szlerine yle devam ediyor)
"Sonra Cibril benimle ykseldi. Ta altnc kat ge eriti. Gk kapsn
ald:
-Kim o? denildi. Cibril:
-Cibril! diye cevap verdi.
-Yanndaki kimdir? denildi. Cibril:
-Muhammed! dedi.
-Ya ona (Mirac iin vahiy) gnderildi mi? denildi. Cibril:
-Evet gnderildi! dedi. Bu gn bekisi:
-Bu gelen kiiye merhaba ne gzel bir yolcu geldi! dedi. Ben altnc
ge varnca Musa (peygamber)le karlatm. Cibril bana:
-Bu Musadr. Selam ver! dedi. Ben de Musaya selam verdim. O da
mukabele etti. Sonra:
-Salih karde ve salih peygamber merhaba! dedi. Ben Musay brakp
geince Musa alamaa balad. Musaya:
-Neye alyorsun? denildi. O da:
-Benden sonra bir gen peygambere biat olundu ki onun mmetinden
Cennete girenler, benim mmetimden girenlerden oktur da ona
alyorum! dedi."
(Bundan sonraki yedinci gk katnda Muhammed, yine yukardaki
ekilde karlanr ve orada brahim ile tanp selamlatktan sonra
nihayet dz bir sahaya karlr ki buras gya Kurann Necm
Suresinde sz geen "Sidre-i Mnteha" denilen yerdir (K.53 Necm
13-14) orada kainatn "mukadderatn yazan kalemlerin sesini" iitir.
92
Kendisine arap, st, bal dolu bardak sunulur. Bundan sonra Tanr
tarafndan Muhammede gnde elli vakit namaz klmas emrolunur.
Bu emri alp ta gk katlarn inmee baladnda Musa kendisine
gnde 50 vakit namazn ok olduunu, mslmanlarn buna tahamml
edemeyeceklerini, Tanr katna dnp bunu azalttrmasn syler.
Muhammed, Musann dedii gibi yapar ve gk katlarn tekrar
karak Tanrnn yanna gelir ve 50 vakit namazn ok olduunu
bildirir. Tanr 10 vakit indirim yaparak 40 vakit namaza karar verir.
Bu emri sevinerek kabul eden Muhammed gk katlarn inerken yine
Musaya rastlar. Musa, Muhammede bunun ok olduunu, Tanr
katna dnp yeniden indirim yaptrmasn syler. Muhammed tekrar
geri dner Tanrdan on vakit namaz daha indirim salar. Fakat Musa
bunu da ok bulur. Muhammed tekrar yukar karr 10 vakit daha
indirir. Bylece Muhammed gide gele 50 vakit namaz nihayet gnde
5 vakte indirtir. Muhammedin anlat yle devam ediyor):
"Ben st dolu barda aldm (itim)... Sonra benim (le mmetim)
zerine her gn elli vakit namaz (emir) klnd. Ben dnp Musaya
uradmda, Musa:
-Ne emrolundun? diye sordu. Ben:
-Her gn elli vakit namazla emrolundum! diye cevap verdim. Musa:
-Her gn elli vakit namaza mmetinn gc yetmez. Vallah ben,
kesin olarak nasi (halk) senden nce denedim. Ve Beni sraili sk bir
mmareseye tabi tuttum. Binaenaleyh sen, Rabbine mracaat edip
mmetin iin tahfif buyurmasn niyaz eyle! dedi. Ben de mracaat ve
niyaz eyledim. Benden (ve mmetimden) on vakit namaz tenzil
olundu. Bunun zerine Musaya dnp geldim. Musa evvelki gibi
tavsiyede bulundu. Ben de Rabbime arz-i niyaz ettim. Bu defa on
vakit namaz daha tenzil olundu. Ben yine Musaya geldim. Musa da
eskisi gibi t verdi. Ben de Rabbime arz-i niyaz ettim. Benden on
vakit namaz daha tenzil olundu Ben yine Musaya dnp geldim.
Musa da nceki tavsiyede bulundu. Ben de Rabbime arz-i niyaz
eyledim. Benden on vakit namaz daha tenzil olundu da her gn on
vakit namazla emrolundum. Ve Musa ya dnp geldim. Musa bana
evvelki mtalaasn syledi. Ben de Allaha arz-i niyaz eyledim de bu
93
defa her gn be vakit namazla emrolundum. Bunun zerine Musaya
dnp geldim. Musa:
-Ne emrolundun? diye sordu. Ben de:
-Her gn be vakit namazla emrolundum! dedim. Musa:
-mmetin her gn be vakit namaza muktedir olamaz. Ben senden
evvelce nasi epey tecrbe ettim. Ve Beni sraili sk bir mmarese ile
tecrbe etim. imdi sen Rabbine mracaat et de bunun mmetin iin
tahfifini dile! dedi. Ben:
-Rabbime ok niyaz ettim. Ta ki, bir daha arz-i niyaz eylemekten
utandm. Bu suretle be vakit namaza raz olacam. Ve buna
teslimiyet gstereceim! dedi...." 60 d.
Grlyor ki yukardaki hikayeye gre Tanr, gnde 50 vakit namaz
emrettikten sonra, Muhammed bu emri benimseyip kavmine bildirmek
zere yeryzne inerken Musann tavsiyesi zerine tekrar geriye
dnp Tanrya bunun ok olduunu bildiriyor ve yine Musann
tavsiyesi sayesinde namaz vakitlerini gnde bee indirtiyor. Bylece
mslman kii, 50 vakit namaz klmak suretiyle btn gnn
namazla geirmekten Musa sayesinde kurtulmu oluyor.
imdi geliniz yukardaki hikayeyi, salim bir kafa ile beraberce akl
szgecinden geirelim. Bir kere hikayenin anlatl ekline gz atalm
dikkat edilecei gibi hikaye son derece basit kafa yapsndaki
kimseleri hedef edinmitir. Bu tr hikayelerle kiiyi fikren gelitirme
olanann bulunmad ortadadr. Gk katlarnn kaplarn bekleyen
Tanr bekilerinin, her kap alnta "Kim o?" diyerek Cibril ile
Muhammedin geliinden habersiz grnmeleri, ve hele Muhammede
vahiy ve Mirac daveti gnderilip gnderilmediini sormalar da
ayrca "dndrcdr!"
Btn bunlar bir yana fakat asl "dndrc" olan ey Tanrnn,
kendi yaratt kullarnn takatlerinin ne olduunu bilmeden, daha
dorusu gnde 50 vakit namaz klp klamayacaklarn hesap etmeden
50 vakit namaz emretmesi, Muhammedin de kendi mmetinn
gcnn 50 vakit namaz klmaa msait bulunmadn dnmeden
94
bu emri kabul etmesi, ve nihayet Tanrnn ve Muhammedin
dnemedikleri bir eyi Musann dnerek 50 vakit namaz insan
gcnn tahamml edebilecei bir miktara indirtmee almasdr.
Bundan kan sonu udur ki Musa, hem Tanrya ve hem de
Muhammede oranla daha isabetli bir karar vermitir.
Dnnz ki 1400 yl boyunca bu hikaye, mslman halklarn en
kutsal duygularla bal bulunduklar bir olay olarak kuaklar boyunca
anlatla gelmi ve milyonlarca insan buna inanmtr. Bir tek kii kp
ta bu hikayenin Tanry ve Muhammedi mkl durumda brakc,
buna karlk Musay, onlara nazaran daha "akll" imi gibi gsterici
sonu yaratacan dnmemi, dnse de sylememitir.
nsanlarmzn dnme gcnden yoksunluklarn anlamak iin
deneyinize devam etmek istiyorsanz eriat verilerini tek tek
inceleyiniz. Hemen hepsinin, yukardaki rneklerde olduu gibi,
"Tanr" ve "Peygamber" kavramlarn zedelediini greceksinizdir.
II) Kiiyi dnme yeteneinden yoksun klma sanat:
Kiideki "dnme" gcn kkten yok edebilmek iin din adamnn
uygulad usul, eriat verilerini "Tanr ve peygamber" emirleridir
diye "gerein" ta kendisi olarak belletmek, belletirken de
"Muhammede" kr krne itaat etmeyi imann temeli olarak
gstermektir. Bunu salamak zere elinin altnda, Muhammede (ve
onun emirlerine) itaat etmenin Tanrya itaat etmek olduuna dair
hkmler vardr ki bunlardan bazlar yledir: "Ey Muhammed!
phesiz sana ba eerek ellerini verenler Allaha ba eip el vermi
saylrlar" (K. 48 Fetih 10) "Allah ve peygamberine kim itaat ederse
Allah onu bu Cennetlere kor" (K.4 Nisa 13-14).
Bu hkmler dorultusunda olmak zere Muhammed, kendisine itaat
etmenin her mslman kii iin mutlak zorunluluk olduuna ilikin
pek ok hadisler brakmtr. Bunlardan her biri, din adamnn elinde,
kiiyi dnme gcnden yoksun klabilmek iin etkili birer ara iini
grr. Nice rneklerden biri olmak zere Buharinin, Ebu
Hreyreden rivayet ettii bir hadisin ve bu hadisle ilgili Kuran
hkmnn (K. 33 Ahzab 69) ieriini zetleyelim. Bu hkmlere gre
Muhammed, plak ekilde bir arada ykanmann "hayaszlk" olup
95
caiz saylmadn sylerken kendi emirlerine boyun emenin, her
mslman kii iin mutlak zorunluluk olduunu aklamtr. Ve bu ii
Musa "peygamber" ile ilgili bir hikayeye balamtr ki yledir.
Gya Yahudiler vaktiyle plak ekilde ve birbirlerine baka baka
ykanrlarm, oysa ki Musa bunu ho karlamaz, hayaszlk sayar,
onlardan ayr ve yalnz olarak ykanrm. Byle yapt iin
Yahudiler, onun sakat ve hastalkl olduunu bu yzden gizlendiini,
kendileriyle birlikte ykanmadn syleyerek onu incitirlermi.
ncittikleri iin de Tanr onlar cezalandrmm. Diyanet yaynlarnda
yer alan Hadis aynen yle: "Nebiyy-i Ekrem... buyurdu ki: Beni srail
plak ve birbirine baka baka ykanrlard. Musa (peygamber) ise
(kemal-i hayasndan) yalnzca ykanrd. Beni srail -Vallah Musay
bizimle beraber ykanmaktan men eden ey (mutlaka) debbe, yani
kas kk olmasdr- der (ve bu tr dedikodularla ona eza
ederlerdi). Musa... bir defa ykanmaa gitti. Elbisesini de bir tan
stne koydu. Ta, elbisesini alp kat. Musa...-Aman ta, rubam!
Aman ta, rubam- diyerek (ve alabildiine koarak) arkasna dt.
Beni srail onu (bu halde) grp de -Vallah Musada bir kusur
yokmu- deninceye kadar (ardndan gitti). (Ondan sonra Musa...)
elbisesini alp ta dmeye balad. Ebu Hreyre der ki -Vallah o
tata dayaktan hala alt, yahut yedi bere izi kalmtr-..." 60 e.
Grlyor ki din adamnn sylemesine gre Muhammed, bir arada
plak ykanmann "kt" bir ey olduunu anlatmak iin Yahudileri
rnek vermitir gya Yahudiler plak olarak ykanmay gelenek
edindikleri ve bu ekilde ykanmayan Musa "peygamberi"
izlemedikleri iin ktdrler. Fakat yine din adamlarndan
renmekteyiz ki Muhammede gre Yahudiler, bir de asl bu
yukardaki olay vesilesiyle Musa hakknda dedikodu ettikleri, onu
incittikleri iin ktdrler, nk Kuranda: "Ey nananlar! Musay
incitenler gibi olmayn. Nitekim Allah onu sylediklerinden ari
tutmutu. O Allahn katnda deerli bir kiiydi" (K. 33 Ahzab 69)
diye yazldr 60 f.
Din adamnn yukardaki hkmlere dayal olarak anlattklarndan
anlalan udur ki Muhammed, bir yandan Yahudileri plak
ykanyorlar diye kltrken ve Musaya boyun emedikleri, onun
96
aleyhinde dedikodu ettikleri iin onlar yererken, dier yandan da
Musann yaratt mucizeyi (elbisesiyle taa vurarak tan stnde
entikler husule getirmesini) sergilemektedir.
Din adam bu rnei ilerken mmin kiileri, peygamberin szlerine
gz kapal ekilde uymaya arm olur. Bu arada da Kurann: "Ey
nananlar! Musay incitenler gibi olmayn" (K. 33 Ahzab 69)
eklindeki ayetini rnek vererek bu arn pekitirir. Bylece
mslman kiiyi, hi beynini kullanmadan, "Tanr ve peygamber
emirlerine" kusursuzca boyun eer nitelikte olmak zere yetitirmi
olur. ylesine ki en kutsal saylmak gereken "Tanr" kavramndan
tutunuz da dnyevi yaamlarn en basit kurallarna (rnein yatmak,
kalkmak, yemek, imek, giyinmek, glmek vs...) varncaya kadar her
eyi akl dlayarak belletir. rnein Tanrnn tek olduunu anlatmak
iin tek saylarn kutsallndan sz eder ve her ii tek say esasna
gre yaptrtr: rnein "suyu yudumda iin" ya da "Hurma ve
zerdali gibi saylabilen eyleri yerken tek sayya gre yeyin ya da
Istinca ederken altnz ta ile temizleyin" der. Derken de "Tanr"
fikrini bu tr mptezel rneklerle zedelediini farketmez.
Yine bunun gibi istinca ile ilgili olarak din verisi diye unu belletir:
"(Kii) kerpi paras yahut dzeltilmi ta byk abdestten
nce alr. Kaza-yi hacet bitince, sol eliyle alr ve necaset bulunan yere
srer ve orada dndrr ve necaseti bulatrmadan kaldrr. Bylece
ta kullanr. Eer temizlenmezse, iki ta daha kullanr. Bylece
(talarn saysnn) tek olmasna dikkat eder. Sonra dz bir ta sa
eline alr, zekerini sol eliyle tutar, o ta zerine defa srer..." 61.
Daha baka bir deyimle abdestten sonra temizlenirken tek sayda ta
kullanmann slami bir "art" olduunu anlatm olur.
Ve btn bunlar Tanrnn tek olmas gerekesine balamak zere
yle der: "Bylece (kiinin) btn ileri, Allahu Teala ile alakal
olmaldr. nk O tektir ift deildir. Bir iin her herhangi bir
bakmdan Allahu Teala ile alakas yoksa botur ve faydaszdr. O
halde tek, Allahu Teala ile alakal olmak sebebiyle, iften daha iyidir"
62.
97
te yandan din adam, kiinin dnyevi yaamnn her noktasn da akl
durduran buyruklarla ayarlamaa alr. Bunlar ilerdeki blmlerde
sergileyeceiz fakat imdilik burada bir ka rnek verelim:
Abdest yaptktan sonra tek sayda ta ile temizlenmek gerektiini u
hadis hkm ile belletir: "Her kim (istinca iin) ta istimal ederse
adedini tek yapsn (yani ta kullansn)" (Sahih-i..., Cilt I, sh. 147,
Hadis no. 129)
Esneyen kimsenin azna eytanlarn gireceklerini anlatmak iin u
hkm gsterir: "Esnemee gelince, phesiz o eytandandr. .. biriniz
esneyip (ha) diye azn ayr(nca) onun gafletine eytan gler"
(Sahih-i...XII, sh. 164,Hadis no. 2013 ve sh. 165, hadis no. 2014)
eytanlarn kurnazlklarna kar kiiyi Muhammedin u szleriyle
korumaa alr: "eytan her iinizde, hatta yemek yerken dahi
yannzda bulunur. Birinizin lokmas elinden derse onu alp yesin,
eytana brakmasn" "Sizin biriniz uykusundan uyanp da abdest
aldnda burnundaki nesneyi nefesiyle defa darya karsn,
nk eytan uyuyann genzinde gezer " (Riyazs Salihin..., Cilt I, sh.
59 ve Cilt II, sh. 163).
"Merkep eytan grmedike anrmaz. Merkep anrnca siz (Tanrnn
adn) zikredin, bana da salavat getiriniz" (Sahih-i... I, sh. sh. 68)
"Hani u gm kaptan bir ey ien kii yok mu? Muhakkak o kii
karnna cehennem ateini (urp urp diye) ierek gnderir" (Sahih-i...
XII, sh. 56, H. 1904)
orba ien kiiye Tanrnn inayetlerini u hkmle anlatr: "Tanrnn
inayetleri orba kasesinin ortasnda deil kenarndadr kasenin
ortasndan balayacak olursanz Tanrnn inayetine eriemezsiniz"
(Sahih-i... XII,)
Yemek iine den sinein idrak sahibi olduunu u hadis hkmne
balar: "Sizden birinizin iecei (ve yiyecei) iine sinek dt
zaman, o kii o (nun her tarafn) batrsn, sonra karsn (atsn).
nk sinein iki kanadnn birisinde hastalk, birisinde de ifa vardr"
(Sahih-i... Cilt IX, sh. 71 , Hadis no. 1365)
98
Farelerin deve st imeyip koyun st ier olduklarnn anlatmak
iin din adam u hadis hkmne dayanr: " (Muhammed dedi ki):
Beni srailden bir kavim (mesh olunup) beser tarihinden silindi, yok
oldu... Ben zannetmem ki, o mmet fareden baka bir eye mesh ve
tahvil edilmi olsun. nk fare (isin) diye (bir yere) deve st
konulursa, onu imez de koyun st konulursa onu ier" (Sahih-i
Buhari Muhtasari.., Cilt IX, sh. 68-69, Hadis no. 1364). Bu hkm
belletmekle din adam, mslman kiiyi Tanr ve "peygamber"
emirlerine uymayanlara kar dmanca duygulara srkler.
Bu yukarda belirtilen hkmler, mslman kiilerin inan ve
imanlarn salayan eriat verilerinden sadece bir kadr ki akl
banda olan her insan yerinden sratmaya yeter. Ne yazk ki eriat
eitimi tmyle gkten inme ve akl dlayan bu tr verilerin
reniminden ibaret olup her yn ile insan denilen varl dnemez
hale getirme amacn ierir. Bununla da yetinmez fakat ayn zamanda
"bilimsel mantk" diye bir ey olamayaca bilincini yerletirir. u
nedenle ki "sebep" ve "illet" arasndaki ilikiler "aklc mantk" veya
"deney" usulleriyle deil fakat "iman" ve "inan" eleriyle
anlatlmak istenmitir: "Tanr inayetleri", "Cennetler",
Cehennemler", "eytanlar", "Cinler" vb... gibi hususlar ve zellikle
"batl" inanlar kiinin tek "dn" lei yaplmtr. rnein farenin
deve st imeyip koyun st imesi konusunda yukarya aldmz,
hadis gya gnahkar bir Yahudi Kavminin vaktiyle Tanr tarafndan
fare cinsine dntrlm olmasyla ilgilidir. Diyanetin slam
kaynaklarndan naklen sylemesine gre gya vaktiyle Yahudi
kavimlerinden biri, gnahkar olduu iin Tanr tarafndan fare ekline
dntrlmtr. Ancak bu Yahudi kabilesi deve st imez olduu
iin fareler de yle olmulardr. Diyanetin aklamas aynen yle: "
Mesh, gnahkar bir kavmin Allah tarafndan toptan maymun, hinzir
gibi bir hayvan cinsine kalb- tahvil edilmesidir ki, gemi mmetler
arasnda vuku bulmutur. Hadiste haber verilen hadise de onlardan
biridir. Fare deve st imez de, koyun st ier, fkras Beni
srailden olan o kavmin fareye tahvil olunduunun delilidir. yle ki
devenin eti, st Beni sraile Allah tarafndan haram klnmt.
Katiyyen Beni srail deve st imezlerdi. farenin de imemesi,
onlar bir yerde toplayan nokta oluyor" (Bkz. Sahih-i... Cilt IX, sh. 68-
69) .
99
Daha baka bir deyimle yukardaki hkmde, Tanr ve peygamber
emirlerine aykr davranmann, yani gnahkar olmann, hayvan
cinsine dnme gibi bir cezai sonu yarataca anlatlmak istenmitir.
"Istinca" iin ta kullanmay ngren hadis hkm, her iin tek
saylara gre grlmesi hususunda Muhammedin verdii emirle
ilgilidir ki, suyu tek sayda yudumlamaktan tutunuz da "def-i hacet"
ten sonra temizlenmeye (yani "istinca ya) varncaya kadar kiinin tm
davranlarn kapsar. Din adamnn aklamasna gre her iin tek
saylara gre grlmesi gereini Muhammed, mslman kiilere
Tanrnn tek olduunu anmsatmak maksadyla ngrmtr.
Yine bunun gibi "orba ierken, ya da yemek yerken anan
ortasndan deil kenarndan balamak gerektii" emredilmi ve
gereke olarak "Tanrnn nayetinin anan kenarnda topland,
ortasna doru azald" bildirilmitir. Yemek yerken rtye dklen
krntlar mutlaka yemek gerektii belirtilirken aksi taktirde
eytanlarn gelip bu krntlar yiyecekleri sylenmitir. Yemeklerin
stn kapamak gerektii anlatlrken aksi taktirde cinlerin gelip
yemekleri yiyecekleri hatrlatlmtr. Yemee tuz ile balamak ve tuz
ile bitirmek gerektii aklanrken Tanr nayetinin buna gre
ayarland anlatlmtr. Sol el ile yemek yemenin, su imenin caiz
olmad bildirilirken sebep olarak eytann hep sol elini kullanarak i
grd belirtilmitir. anaktaki yemei sonuna kadar yiyip bitirmek
ve bitirdikten sonra parmaklar yalamak gerektii din verisi olarak
emredilirken byle yaplmayacak olursa eytann gelip anakta ve
parmaklarda kalan yemei yiyecei bildirilmitir. Yemek ve iecek
iine sinek dtnde sinein darda kalan kanadnn iyice yemee
(iecee) batrlmas, sonra karlp atlmas gerei, gya Kanatlarn
birinde "gnah" dierinde "sevab" bulunup, sinein "idrak sahibi"
olmak nedeniyle sevab kanadn darda brakaca ve ite darda
kalan kanadn yemee batrlmas halinde sevabn gnah gidermi
olaca "gerekesine" dayatlmtr. Gm veya altn kaptan u
imenin doru olmamas, iildii taktirde kiinin karnnda cehennem
atelerinin grltsn duyaca gerekesiyle aklanmtr.
Sylemeye gerek yoktur ki yukardaki hkmlerin ve "gerekelerin"
aklcla dayal hibir yn yoktur: Her ey ilah "mkafat" ve
100
"mcazaat" usullerine, eytanlarn, meleklerin ve cinlerin keyfine
terkedilmi gibidir: fazla yiyen, fazla ien, fazla uyuyan kii "melekut
alemine ykselemez", "Allah katnda sevimsizdir", "Kyamette en ok
a kalacaklardandr" bu gibi kimselerin "kanna eytan hlul eder"
"Tok karnna uyuyann kalbi katlar" vs... (Bkz. Gazali, Ihyau
Ulumid-Din... III, sh. 184-192)
Yine sylemeye gerek yoktur ki bu tr eriat emirlerini "Tanrdan ve
peygamberden gelmitir" diye belleyen mslman kii "eylem" ile
"sonu" arasndaki ilikiyi aklc bir dnce leine vurmaz "neden
bu byledir?" diye kendi kendine soru sorma ihtiyacn duymaz. Oysa
ki yaam kurallarn bellerken bu kurallarn mantksal anlamn ve
amacn bilebilmi olsa, rnein orbay ierken anan ortasndan
deil kenarndan balamakla dilinin yanmayacan ve nk anan
kenarlarnn orta ksma nazaran daha lk olduunu rense ve yine
bunun gibi altn/gm kaptan u imenin israf saylacan ve bunun
toplum ekonomisi bakmndan sakncal olacan bilimsel, deneysel
ve dzensel dnce yolu ile rense, kukusuz ki fikirsel gelime
ynnden hem kendisi, hem de mensubu bulunduu toplum iin
yararl bir varlk haline gelebilir. Bylece yaamn ve davranlarn
akl ve mantk rehberliiyle, gelime kanunlarna uyarak ayarlama
olanana kavumu ve uygarlam olur.
Akl dlayan eitim sisteminde kiinin yaam ve dnce tarzn
ekillendiren kurallar zihinsel, bilimsel, nesnel ve deneysel bir
dnce mantna dayal deildir. Bu nedenle kii, aklen ve fikren
olumsuz, kt ve hatta kendi karlarna ya da insanlk haysiyetine
aykr olan her eyi, akl ve mantk terazisine vurmadan kr bir imanla
benimser. Bunun sonucu olarak kendi kendisini kul olarak grmekte
saknca bulmaz dolaysyla de vicdan sesine ve insan sevgisi
duygusuna yabanc kalmaktan kurtulamaz. Bundan dolaydr ki birbiri
ardna gelen ve hi bitmeyen istibdat rejimlerine boyun emekten geri
kalmaz. Laiklii benimsemi olan Trkiye hari, eriat lkelerinin
her birinde grlen kara manzara budur.
III) Din adam, kiinin tm yaantlarn akl d verilerle
ayarlayan eriat Dzeninin bekisidir:
101
eriat eitiminden geen kii iin dnmek gereksiz bir eydir nk
onun dnebilecei her ey onun adna Tanr ve "peygamberi"
tarafndan dnlmtr. Daha baka bir deyimle slam eriat
kiinin ve toplumun tm yaantlarn, Tanrdan ve Peygamberden
geldii sylenen emirlerle, en ince noktasna varncaya kadar
dzenlemitir. Gnlk yaam ierisinde bir tek davran yoktur ki bu
emirler dnda kalm olsun: Sabahleyin yataktan kalkt andan
itibaren kii, ayakkabsn giymek, san taramak, dilerini ykamak,
koku srmek, giyinmek, yemek imek, glmek, taretlenmek,
dnmek, i grmek, cinsel ihtiyacn gidermek ve nihayet akam
yataa girmek vb... gibi fiziksel ya da fikirsel her tutum ve
davranyla l koullarna yatkn emirlere baldr. Din adam insan
beynini, saysz denebilecek bu verilerle doldurur ve dondurur.
Mslman kii "aklc" bir dnce rn olmayan bu emirlere uymak
zorunluundadr, nk aksi taktirde hem dinsel ve hem de dnyevi
cezalara muhataptr.
Fakat akl dlayan bu dinsel emirlerin uygulanmasnn daha da kt
bir sonucu vardr ki o da bu ekilde eitilen kiinin ne zgr ekilde
dnmek ve ne de zgr insana yarar bir yaam srmek olaslna
kavuamamdr. Kii "Kul" kertesinde kalp "mptezel" yaamlara
katlanmak durumundadr. slam kaynaklarndan ve genellikle Diyanet
leri Bakanl nn yaynlarndan alnma bir ka rnei sralayarak
mslman kiinin gnlk yaamnn din adamlarmz tarafndan nasl
ekillendirildiine gz atmakta yarar vardr.
A) Din adam insanlarmzn gnlk yasantlarnn her ynn,
l Arapinn zihniyetine ve ihtiyalarna yatkn buyruklarla
dzenler:
Mslman kiinin sabah yataktan kalkmas, kalktktan sonra
giyinmesi, yemesi, imesi, yrmesi, iemesi, "istinca" etmesi
(abdestini yaptktan sonra pislikten temizlenmesi), dnmesi,
glmesi elenmesi, cinsi mnasebette bulunmas, al veri yapmas,
yataa girip uyumas vs ... gibi davranlarnn tm, onun arzu ve
iradesine braklmamtr. Btn bu hususlar inceden inceye onun
adna "Tanr" ve "peygamber" tarafndan dnlm ve aynen
102
uygulanmak zere emredilmitir. Fakat emredilirken esas itibariyle
Arap insannn zihniyeti, gelenei ve ihtiyalar esas alnmtr.
Bir kere sabahleyin yataktan kalkarken kii, sa yanndan ve sa aya
ile kalkacaktr, nk din adamndan rendiimize gre Muhammed,
pek ok vesilelerle "san sola fazli (stnl)" olduunu anlatm
ve kendisi de buna rnek olmutur. Buharinin Ayeden rivayetine
gre Muhammed, abdest alrken, ya da ayakkabsn giyerken sa
"azasiyle" balarm. Mslman kiilerin de byle yapmalar iin,
Ebu Hreyrenn rivayetine gre, yle demi:: "Sizin biriniz
ayakkabsn giyecei zaman sa aya ile balasn, karaca zaman
da sol aya ile karmaa balasn. Bu suretle sa ayak, giyilen iki
ayan n, karlan iki ayan da sonu olsun" 63
Yani anlatmak istemitir ki sa "iyi", sol ise "kt" eylerle ilgili iler
iindir. rnein yerken, ierken sa el, yataktan kalkarken ya da
sokaa karken sa ayak kullanlmaldr. Buna karlk "zeker"
(tenasl aleti) sol el ile tutulmal, "istinca" sol elle yaplmal hamama
girerken sol ayakla girmelidir, nk "zeker" ve "istinca" pis eylerdir,
hamam ise eytanlarn sndklar yerdir 64.
San sola stnl konusunda Muhammedin yukardaki emirlerini
akl kstasna vurmaa almak ve "san neden dolay sola fazli
olsun?" diye sormak gnah olacandan, Mslman kii iin bu eriat
emirlerini ayniyle yerine getirmekten baka yaplacak bir ey yoktur.
Yataktan kalkar kalkmaz kii "misvak" ile azn ykamaldr, fakat
ykarken "rr gibi ..." diye rmelidir, nk din adam ona,
Ebu Musann rivayetine gre Muhammedin byle yaptn ve farkl
ekilde az ykamann caiz olmadn retmitir 65
Erkekler bakmndan sakal brakmak ve byklar krpmak din
zorunluu olduu iin mslman kii, sakal ve byk denen eylerden
holanmasa dahi sakall ve krpma bykl olarak dolamak ve sakaln
kna ile boyamak zorunluuna katlanacaktr. nk din adam
kendisine, bu zorunluluun Muhammed tarafndan, srf Yahudilerin
ve Hiristiyanlarn yaptklarnn tersini yapm olmak iin konduunu
anlatmak zere u hadisleri braktn sylemitir: "Sakallarnz
braknz, byklarnz da iyice ve derince kesiniz..." "Ashabim
103
yahudiler, hiristiyanlar sakallarn boyamazlar, siz onlara muhalefet
ediniz (kna ile boyaynz)..." 66
Ve ayrca unu da eklemitir ki salar her tarafndan uzatp
salvermek "mekruh ve yasak" ve by dudak hizasna kadar
getirmek ve koltuk altndaki ya da kaba avret yerindeki kllar 40
gnde bir yolmak "snnetdir" 67.
Kadnlara gelince, "shhi zaruret olmakszn ve srf gzel olmak iin,
kalar inceltmek, yz tylerini yolmak ya da sslenmek" yasaktr.
Din adam bu yasaklar Amr b. Suaybin babasna inen rivayetlere
dayal olarak Muhammedin emri olmak zere belletir 68.
ster erkek, ister kadn olsun, sabahleyin uyanp ta banda ak sa
olduunu farkeden mslman kii, yalanyorum diye asla telaa
kaplmamal, ak salarn yolmaa kalkmamaldr, nk din
adamnn sylemesine gre Muhammed yle demitir: "Ak salar
yolmaynz. nk o (salar) , Kyamet gnnde Mslmann
nurudur". 69
Eer el ve ayak trnaklar uzam ise kesmek gerekir, nk din
adamnn sylemesine gre Muhammed yle demitir: "Trnaklar
uzaynca, eytann bulunaca yer olur". Yani anlatmak istemitir ki
trnaklar kesmek suretiyle eytan yersiz yurtsuz braklm olacaktr.
Fakat trnak keserken nemli baz hususlara dikkat etmek gerekir ki
bunlarn banda ellerin ayaklardan stn olduu ve bu itibarla trnak
kesme iine nce ellerden balayp sonra ayak parmaklarna gemek
gerektii gelir. Fakat bunu yaparken san sola nazaran faziletli
olduu unutulmamal ve sa el parmaklarndan balanlmaldr. Ancak
ne var ki parmaklarn da "faziletli" olan ve olmayan bulunduu iin
nce faziletli parman trna kesilmelidir. "Faziletli" ve "stn" olan
parmak "ahadet" parmadr. Byle olduu iindir ki sa elin ahadet
parmandan balayp kk parmaa kadar gitmeli ve sonra da
srayla sol elin kk parmandan balayp sol elin ba parmanda
bitirmelidir 70.
Din adamnn belletmesine gre giyim konusunda erkekler ve
kadnlar iin elbisenin cinsine, inceliine kalnlna, uzunluuna
ksalna vb... dair pek ok yasaklar vardr. Bir kere kumasn ok iyi
104
ve ssl kaliteden olmamas gerekir rnein kl elbise deil fakat sof
cbbe giyilmelidir, nk Muhammed, kl elbise giymenin insanlar
arasnda stnlk taslamak olduunu anlatmak zere : "mmetimden
kl elbiseyi ancak ahmak veya riyakar olanlar giyer" demi ve "Kl
elbise giyenler Cehennemlik olurlar" diye eklemitir. Kendisi de kl
elbise deil fakat sof kaftan elbise giydii iin Evzai nn rivayeti u
olmutur : "Yolculukta sof giymek snnet, bunun dnda bidattir" .
Neden iyi kaliteli ve ssl elbise giymemek gerektiine gelince din
adamnn sylemesine gre Muhammed, mslman kiilerin "Kul"
durumunda olduklarn ve klelere yarar ekilde giyinmeleri
gerektiini bildirmitir 71.
Bu vesile ile din adam kiiyi "mptezel" klkta dolamaya altrmak
iin Muhammedin u szlerini tekrarlar: "Allahu Teala, giydiine
aldr etmeyen mbtezel insanlar sever" 72
te yandan erkeklerin giyecekleri elbiselerin keten ve pamuktan olup
asla ipekten olmamas gerekir, nk ipek elbise giymek kadnlara
benzemek demektir. Bunun gibi beyaz renkte elbise giymenin
"mstebah" saylaca ve fakat krmz, yeil, sari ve siyah eyler
giymenin "caiz olmad" hususunda hkmler vardr ki din
adamlarmz bunlar da insanlarmza en byk bir titizlikle retirler.
Bu hkmlere gre elbisenin uzunluu ve ksal, giyinirken sadan
balama gerei gibi eyler de ngrlmtr 73.
te yandan elbisenin diz kapa ile semik kemii arasndaki uzunluu
asmamas gerekir. nk Malik Ebu Saidin rivayetine dayal olarak
din adamnn sylemesine gre Muhammed yle emretmitir:
"Mminn elbisesi, diz kapa ile semik kemiginin yarsna kadardr.
Topuklara kadar uzanmasnda beis yoktur. yerlere sryecek ekilde
daha aa sarktrsa, ite o (kii) Cehennemdedir. Elbisesini
kibirlenerek yerlere kadar sryen kimseye Kyamet gn (Allah)
bakmaz" 74
Mslman kiilerin sokakta yrmeleri, tpk dier davranlar gibi,
din emirleriyle dzenlenir: ne fazla hzl ve ne de fazla yava
yrmek, yrrken fazla kibirli gibi grnmemek gerekir. Sesini
keserek yryen kii makbuldr. Bu zorunluluk zellikle Kurann
105
Lokman Suresindeki u ayete dayatlmtr "...yeryznde
bbrlenerek yrme... Yrynde tabii ol sesini ks. Seslerin en
irkini phesiz merkep sesidir" (K. 31 Lokmak 18-19).
Ebu Said Ansarinn rivayetinden anlaldna gre Muhammed,
sokakta erkein iki kadn arasnda ya da kadnla yan yana ve ayn
hizada yrmesini yasaklamtr. Bu yasan bir dier sonucu da
kadnlarn camide erkeklerin arkasnda yer almalar eklindeki
uygulamadr 75. Din adamlarmz bu kural insanlarmza titizlikle
belletirler. Bundan dolaydr ki lkemizde, zellikle ky ve
kasabalardan Kentlere inen kylmz, kadnn tpk merkep srkler
gibi peinden yrtr ve bunun, insan haysiyeti bakmndan utan
verici bir ey olduunu dnmez. Oysa ki Trkn eski
geleneklerinde, kadn arkadan yrtmek diye ilkel bir davran yoktur
aksine kadn erkeine eit klmak ve hatta devletin bana oturtmak
gibi asaleti vardr. Din adam "ille Araplatracam" diye Trk
insann, Trkn gzel ve asl geleneklerinden syrmtr.
Mslman kiinin yemek yerken, u ierken ya da abdestten sonra
pisliini temizlerken ("istinca" ederken), taretlenirken, sokakta
yrrken, cinsi mnasebette bulunurken vs... ne ekilde hareket
edeceini de din adam, yine "Tanr" ve "Peygamber" emirlerine
sarlarak belletir. Her ne kadar pek eitli bu hkmler l Arapinn
yaam ve ihtiyalarna gre ayarlanm bulunmakla beraber, bizim din
adammz bakmndan nemli olan Trk deil fakat Arap yaamlar
olduu iin, yzyllar boyunca bu kurallar da Trk insanna l
koullarna gre belletmekte saknca grlmemitir.
Diyanetin yaynlarndan ya da din adamlarmzn Suyuti, Nevevi ya
da "Hccetl islam" diye ycelttikleri Gazali vb...gibi kaynaklardan
renmekteyiz ki suyu, cinsine gre, ayakta iken ya da melerek
imek gerekir: rnein "zemzem" suyu ayakta iken ve fakat dier
sular melmi olarak iilmelidir 76. Fakat ierken tek say itibariyle,
genellikle nefeste imek gerektir, nk Tanr tektir. ift nefeste
imek Tanry inkar olur. te yandan suyu gm kapta imek caiz
deildir ienlerin karnlarna "Cehennem atei" dolacaktr. erken bir
yudumda deil fakat nefeste ve besmele ekerek (kabin iine
solumadan) imek "snnettir", nk Muhammed suyu hep bu ekilde
106
imitir. Bu itibarla aksini yapmak gnahtr. melmeden, yani
ayakta olarak u ienler derhal "istifra" edip midelerindeki suyu
kusmaldrlar 77 (Bununla beraber ayakta u iilebileceini
syleyenler de vardr).
Nasl ki suyu melerek imek gerekiyor ise, yemek yerken de yere
melip ayakkablar karm olarak hareket etmek arttr. Yani masa
gibi ykseke bir yerde ve sandalyeye oturmu olarak yemek yemek
doru deildir bu "kul" kiiye yakmaz ve "tevazu" snrlarn asmak
olur. Bu nedenle yere melmi olarak, sa dizi krp sol baldr
zerine oturarak ve her hangi bir yere dayanmadan yemek yemelidir
kula yakan budur . Bunun byle olduunu anlatmak zere din
adam yine Muhammed rneini verir. Gerekten de slam
Kaynaklarnn bildirdiine gre Muhammed byle yapm ve "Ben
dayanarak, (ve sofraya oturarak) yemem, nk ben kulum" demitir.
Bir baka vesileyle de: "Yaslanarak yemek yemem! Ben ancak
Allahn bir kuluyum kleler nasl yerse yle yer, kullar nasl oturursa
yle otururum" demitir 78.
te yandan yz koyun yatarken de yemek yemek caizdir nk bu
bir Arap geleneidir. Gazalinin bildirmesine gre Ali "yz koyun
yatt halde kalkan zerinde peksimet yemitir. Araplarn byle
yapt sylenir" 79. Yine Gazalinin sylemesine gre yemek zevk
iin deil fakat "Allaha kulluk ve ibadete g yetirmek iin"
yenmelidir 80.
Yemee balarken tuz ile balamal ve daha ilk lokmada (ve herkesin
iitecei ekilde): "Bismillah", ikinci lokmada "Bismillahirrahman" ve
nc lokmada da "Bismillahirrahmanirrahim" diyerek besmele
ekmeli ve "Elhamdlillah" diyerek ve fakat yine tuz yiyerek
bitirmelidir 81. Yemek yerken asla atal bak kullanlmamal, yemek
parmaklarla yenmelidir. Yemek asla sol el ile yenmemeli mutlaka sa
elle yenmelidir u ierken de sa el kullanlmaldr, nk din
adamnn sylemesine gre Muhammed yle emretmitir: "Sizden
biriniz sol eliyle yemesin ve imesin. nk eytan sol eliyle yer ve
ier" 81a . Sa el ile yemek yerken parma kullanmak, eti ve
ekmei dilerle koparmak ve sonra parmaklar iyice yalamak gerekir.
nk Muhammed: "...(hi kimse) parmaklarn yalamadan el bezine
107
srmesin insan yemein hangi cznde bereket olduunu bilmez"
demitir 82
Yine bunun gibi: "Bereket yemein ortasndan kenara doru indii"
iin yemei, kabin kenarndan balayarak yemelidir, aksi taktirde
eytanlar mideye ineceklerdir. Yere den lokmalara gelince, bunlar
da yerden alp yemelidir, nk hadis-i serifte: "Sizden birinizin
lokmas derse, alp zerindeki toz topra gidersin, sonra yesin, onu
eytana brakmasn. (Eer den alnmazsa eytana braklm olur)-
... " diye bildirilmitir 83.
Din adamnn belletmesine gre yere den ekmek ufaklarn yerden
alp yemenin bakaca yararlar daha vardr ki kiiyi "darlk
grmekten" ve "ahmak ocuk" sahib olmaktan uzak klar. nk
Muhammed: "Den ekmek ufaklarn yiyen (kii) darlk grmez,
ocuu da ahmak olmaz" demitir 84
Hurma ya da zerdali gibi eyleri yerken hep tek saylara" dikkat
etmeli, rnein bunlar er er, beer beer vb... yemelidir.
Yemekten sonra parmaklardaki yemek kalnts iyice yalanmaldr ki
yemein bereketi orada kalmasn 85.
Din adamlarmzn ve zellikle Diyanet leri Bakanlmzn "Tanr"
ve "Peygamber emirleri" olarak insanlarmza bellettikleri dier
nemli baz hususlar vardr ki yemek yerken ve u ierken, yemek
anann ya da bardan iine den sinein akbetiyle yakndan
ilgilidir. Byle bir halde yemein yenip yenmeyecei ya da suyun
iilip iilmeyecei konuu slamn en byk dnrlerinin el
attklar bir husus olduu iin din adamlarmz da ayn hassasiyeti
gstermekten geri kalmazlar. Hemen belirtelim ki mam Gazali bu ok
nemli sorunu, Muhammedin szlerini dorulayarak zmlemitir
ki o da, sinein bir kanadnda "ifa" ve dierinde "hastalk" olduudur
bu nedenle, iine sinek den yemein yenmesi gerekir. Diyanet leri
Bakanlnn yaynlad ekliyle Muhammedin brakt hadis
yledir: "Ebu Hreyre...den rivayet olunduuna gre Resulullah...-
Sizden birinizin iecei (ve yiyecei) iine sinek dt zaman o
kii o(nun her tarafn) batrsn, sonra karsn (atsn). nk sinein
iki kanadnn birisinde hastalk, brisinde de ifa vardr-
buyurmutur" 86
108
ekirgenin yenip yenmeyecei hususunda farkl grler vardr.
Buharinin rivayetini geerli bulan Diyanet leri Bakanl, Ebu
Hanifenin itihadn benimseyerek halkmza ekirge yemenin "helal"
olduunu sylemekle beraber Ayenin rivayetine gre Muhammedin
bunu yasaklam olduunu, Malikilerin itihadna gre ise ekirgenin
kafasnn koparlarak yenilmesinin kabul edildiini belletir 87 .
Hamama girip ykanmann kurallar da ayn titizlikle ele alnmtr:
Din adamnn sylemesine gre eytann ktlklerinden korunulmak
gereken yerlerden biri de hamamdr, nk hamam "eytan yeridir" ve
eytan, gnn zellikle belli saatlerinde hamam tercih eder ki o da
akam zamanlardr. Bu nedenle ykanmak zere hamama gidecek
olan kimselerin, bu ii akam vaktinde, gne batarken ve akam
namaz ile yats namaz arasnda yapmamalar gerekir nk bu
vakitler, eytanlarn etrafa yayldklar ve hamamlara dadandklar
vakitlerdir. Fakat bu vakitler dnda da olsa hamama giden kimse, sol
ayakla hamama girmeli ve "euz billahi" (Allaha snrm) demeli ve
hamamda iken fazlaca konumamaldr 88
Mslman kiinin abdest bozmas, ya da "kaza-yi hacet" ten sonra
temizlenmek zere taretlenmesi gibi iler din adamlarnn nemle
zerinde durduklar bir baka konudur nk "Hccetl-slam ve
Zeyndd-Din" lakabna layk grlen Gazalinin en salam islam
kaynaklarna dayal olarak bellettiklerine gre bu iin Tanry saygn
klmakla ilgili ynleri vardr ki tek sayda ta ya da kerpi kullanmay
ve kbleyi yan tarafa almay gerektirir. yle ki: abdest yapacak olan
kii, abdestten nce " kerpi paras yahut dzeltilmi tas sol eline
alr ve abdestini yapmaa balar". Fakat yzn ya da arkasn
Kbleye dnk olmayacak ekilde, en iyisi yan vererek abdestini
yapmaldr: "... ii bitince sol eliyle necaset olmayan yerden balayp
necaset bulunan yere srer ve orada dndrr ve necaseti
bulatrmadan kaldrr. Bylece tas kullanr eer temizlenmezse iki
ta daha kullanr. Bylece (kulland ta saysnn) tek olmasna
dikkat eder. Sonra dz bir tas sa eline alr, zekerini sol eliyle tutar, o
ta zerine defa srer. Yahut da duvarda ayr yere srer. Sol eli
hareket eder, sa eli deil. Eer bununla kanaat hasl olursa yetiir.
Fakat en iyisi tastan sonra u ile de ykamaktr.... Istincayi bitirince
elini duvara yahut topraa srer, sonra ykar. Bylece hi koku
109
kalmaz. Istinca zamannda -Allahmme tahhir kalbi minen-nifaki
ferci minel-fevahisi (Allahm kalbimi nifaktan temizle, fercimi
fuhutan koru) der". 89
Grlyor ki mslman kii iin abdest yaparken dikkat edilecek en
nemli husus, temizlenmek zere kullanaca ta saysnn tek
olmasdr, nk bunu yapmakla Tanrnn "tek" olduuna inandn
kantlam olur 90.
Din adamlarmz btn bu hususlar ve zellikle helaya girme
usullerini ve "Kaza-yi hacet" ten sonra temizlenmek iin tek sayda
ta kullanma gereini ylesine byk bir titizlikle insanlarmzn
beynine yerletirirler ki, askere alnan ky delikanllarnn, askeri
disiplin ve yasan iddetine ramen, bu gelenekten kurtulamayp
kla helalarnn taslarla tkanmasna sebep olduklar grlr.
Taretlenmek gibi "bevletmek"de din emirleriyle ayarlanmtr sa el
ile "istinca" edilemeyecei gibi sa el ile zekeri (tenasl haletini)
tutmak da yasak edilmitir. Ebu Katadenn rivayetine gre
Muhammed yle demitir: "Sizden biriniz bevlederken sa eliyle
tenasl aletini tutmasn" 91. Ebu Katadeden rivayete gre de yle
emretmitir: "inizden biri... helaya gittiinde zekerine sa eliyle
dokunmasn. Sa eliyle de silinmesi (yani istinca etmesin)" 92
Bu yukardaki hkmler dorultusunda olmak zere Trkiyedeki
liselerin ikinci snflarnda okutulmak zere en nl "din
bilginlerimize" hazrlatlan Din Dersleri adl kitapta "nden ve
arkadan her hangi bir pislik veya gaz kmas" halinde abdestin
bozulaca, "kaba pisliin akc olannda avu ii kadarndan, kati
olannda gram kadarndan fazlasnn" namaza "mani" olaca, "eti
yenen hayvanlarn idrarnn hafif pislik" sayld fakat "eti
yenmeyenlerinkinin kaba pislik" kabul edilmek gerektii belirtilmitir.
Trk genlii akl yok eden bu bilgilerle yetitirilir.
Din adamnn sylemesine gre esnemek "eytandan" ve "aksrmak"
ise Tanrdan olduu iin mslman kii bu hususlarda din adamnn
belletmesi dna kamaz ve serbeste davranamaz. Bundan dolaydr
ki esneme hali geldiinde onu gidermee almal, aksrd zamanda
da "Elhamd lillah" diyerek "Allaha hamd etmelidir". u bakmdan
110
ki Ebu Hreyrenn rivayetine gre Muhammed esnemenin
"eytandan" olduunu ve bu nedenle Tanr tarafndan "fena" bir ey
sayldn ve esneyen kimseye eytann gleceini sylemi, buna
karlk aksrmann yine Tanr tarafndan "salk" iareti olarak
grldn bildirmitir. Diyanetin yaynlad Hadis yledir:
"...(Kulun medar-i shhat ve hiffeti olan) aksra Allah muhabbet
eder. (Eser-i gaflet olan) esnemei de fena grr. Ey m minler!
Sizin biriniz aksrp Allaha hamd ederse onun Elhamd lillah
dediini iiten her mslmana Yermhamlkellah diye mukabele
etmek aksran mmin iin hak olur. Esnemee gelince, phesiz o
eytandandr. Biriniz esnemek hali geldiinde gc yettii derecede
onu gidermee alsn! nk biriniz esneyip (ha) di(ye azn
ayr)inca onun gafletine eytan gler". 93
Kukusuz ki "eytann glmesi" mslman kii iin kt bir eydir.
Muhtemelen bundan dolay olmaldr ki din adam, yine eriat
verilerine dayanarak, kiiler bakmndan ok glmenin "fazilet"
saylmadn belletir dayana Muhammedin szleridir: Gya
"nsanlarn en faziletlisi kimdir?" sorusuna Muhammed: "Yemesi,
glmesi az olup setr-i avret ile kifayet eden (ayp yerlerini kapayan)
kimsedir" diye yant vermitir 94
Gece olup ta yataa girme zaman geldikte mslman kiinin ne
yapmas gerektiini de din adam, onun dnmesine gerek
kalmayacak ekilde din emirleriyle belirler. Bir kere dekte yatmann
"caiz" olmayp "aba" zerinde yatmann doru olduunu ve nk
Muhammedin geceleri "iki katli bir aba" zerinde yattn ve tpk
Muhammed gibi Sahabelerin dahi otururken altlarna bir ey
sermediklerini, yatacaklar vakitlerde de uzanp elbiselerini srtlarna
aldklarn syler 95.
kincisi, yatakta yatarken, san sola fazli dolaysyla, saa dnk
ekilde yatmak gerektiini hatrlatr. Bu arada karsyla nasl
sevieceini de en ak ekliyle ona anlatr. Bylece mslman kii,
cinsi mnasebet usullerini de Tanr ve Peygamber buyruklar olarak
ayniyle benimsemek zorunluluundadr. Kadnlarla sevime
konusunda din adamnn mslman kiiye ilk retecei ey,
muhtemelen Bakara Suresinin u ayetidir: "(Kadnlarnza) ...Allahn
111
size buyurduu yoldan yaklan" (K. 2 Bakara 222) . Bununla unu
anlatmak ister ki Tanr, her hususta olduu gibi cinsi ilikiler
konusunda da her eyi kendi ayarlam ve kullarna hareket serbestisi
brakmak istememitir. Nitekim yine Bakara Suresindeki "Kadnlar
tarlalarnzdr, tarlalarnza dilediiniz gibi girin..." (K. 2 Bakara 223)
hkmn belletirken "tarla" szcnden kadnn "n organnn"
kastedildiini bu nedenle cinsi mnasebetin "arka organdan deil fakat
rahimden duhul" eklinde olmas gerektiini ve karsna "ters yoldan"
temas eden kiiye Tanrnn rahmet gzyle bakmayacan bildirir.
Bundan sonra cinsi iliki srasnda uyulmak gereken Tanr ve
peygamber kurallarn sralar ki bunlar arasnda sevimeye balarken
Kurann "Besmele ve ihlas" Surelerinin okunmas ve "Allahm beni
eytandan, eytan da bize takdir ettiin ocuktan uzaklatr" diye dua
edilmesi, cinsi mnasebetin Kble ynne dorulmu olarak yaplmas
gibi ve daha buna benzer niceleri vardr 96.
Hastalk ve salk ve temizlik konularnda da durum ayndr. Batda
Orta a insanlarna retilen ve fakat bilim ve tekniin gelimesiyle
vazgeilen nice esaslar, bugn hala islam lkelerinde belletile gelen
eylerdendir. Atatrk sayesinde laiklii kabul ederek mslman
lkeler ierisinde en ileri gitmi saylan Trkiyemizde dahi din
adamlar, Kuran ve Hadis hkmleri olarak hastalk denen eyin sari
olmadn, Tanr izni olmadan sirayet edemeyeceini, veba (taun)
gibi hastalklar iin dahi durumun bu olduunu, hastalktan lenlerin
"ehit" olarak Cennete ulaacaklarn retirler 97. retirken de
"Cahiliyet" dnemindeki Araplarn yanl inanlara kaplm olarak
hastal sirayet eder sandklarn ve bu eski Arap inanlarnn
Muhammed tarafndan deitirilerek "Hastalk sari deildir, Tanr izni
olmadan sirayet etmez, sadece develerde sirayet eder" ekline
dntrldn ve bylece Araplarn geriliklerden kurtarlp
uygarla kavuturulduklarn anlatrlar 98. nsanlar arasnda
hastaln sirayet etmez olduuna dair Muhammedin szlerini
tekrarlarken, yine Muhammedin brakt hadislerden rnekler
getirerek develer arasnda sirayet eder olduunu sylemeleri kukusuz
ki karsndakileri bir aknlktan bir baka aknla srklemek
iin yeterlidir 99. Ancak ne var ki cahil kafann byle bir aknla
saplanmayacandan emindirler. nsanlar arasnda hastaln
112
sirayetinin Tanr iznine bal olmasna karlk, develer arasnda byle
bir izne yer bulunmadna akl erdirmek g olsa dahi, ilkel kafa
yapndaki kiilerin byle g ilerle fazla megul olmayp
kendilerine gz kapal inanacaklarn bilirler.
te yandan hastaln mslman kiileri Cennete gtrdne ve
hastalk atei ne kadar yksek olursa gnah dkmenin o kadar kolay
olduuna, hastalklarn mslmanlar Tanr indinde derece
bakmndan ykselttiine, ifann sadece Tanrdan geldiine ve
hastalklarn (rnein sarlk hastalnn) "frk" ve "okutmakla"
iyiletirileceine, tkrk ve toprak kartrlarak en iyi ifa yolunun
salanacana dair "peygamber hkmlerini" retmekten geri
kalmazlar 100. Biraz ilerde bu konuya ksaca tekrar dneceiz. Fakat
burada suna deinelim ki Veba hastalnn mslman kiiler
bakmndan "ahadet mesabesinde" olup Vebadan lenlerin Tanr
yolunda lm saylacaklarna dair hkmleri, ve rnein
Muhammedin u tr Hadislerini insanlarmzn beynine
sokuturmaktan geri kalmazlar: "(Enes bn-i Malik...den, Nebi...in) :
Veba (ile lm) her mslman iin ahadettir (Allah yolunda lm
derecesindedir) buyurduu rivayet olunmutur" 101.
te yandan Buhari nn Sahih inde ve mam Malik in Muvatta adl
yaptnda yer alan Kuran ve Hadis hkmlerine gre sadece
Vebadan deil fakat "Karin hastal" ve "Zatl-cenb" gibi
hastalklardan lenlerin, ya da "Bina altnda can verenlerin", ya da
"Suda boulanlarn" , ya da "Karnnda ocukla len kadnlarn" dahi
"Tanr yolunda ehit denler" gibi ilem grerek Cennete kabul
edileceklerini retirler 102. .
Hemen belirtelim ki din adamnn bu ekilde eittii kiiler iin: "-
Pek iyi ama hoca efendi, karin hastalndan ya da zatl-cenbden vs
lenler ehit saylyor da dier hastalklardan, rnein Veremden
lenler neden saylmyor? Suda boulanlar sehid saylyor da ba tasa
arpp lenler niye saylmyor? " eklinde soru sormak sz konuu
olmad gibi (nk kii ne bunu soracak zeka yeterliindedir ve ne
de bu cesarete sahiptir) hastalk ya da hastalktan korunmak dahi hi
nemli bir ey deildir tpk yoksulluk gibi hastaln da "Tanrdan
gelme nimet" olduuna inandrld iin kendisini, zmlenmesi
113
gereken bir sorunla kar karya bulmaz. Nitekim Trk kylsnn
bu konudaki tutum ve davranlaryla ilgili incelemeler gstermitir ki
salk, hastalk, yoksulluk, ve eitim gibi sorunlar, halkmz iin
nemli ve zerinde durulmak gereken eylerden deildir 103
Anmsamakta yarar vardr ki ta devri ya da orta a insanlar iin
hastalk ve yoksulluk gibi eyler, din adamlarnn byk bir
kurnazlkla "fazilet" ve "Tanrdan gelme nimet" eklinde
tanmladklar eyler olmutur. Onlarn sylemesine gre Tanrya
layk olmak iin bunlara katlanmak gerekirdi. Eski a inanlarna
gre hastalklar, bilinmeyen glerin ya da Tanrnn gazaba
gelmesiyle oluan eylerdi. Kilise bu eski inanlar, kendi otoritesini
ve etkisini glendirmek ve halk ynlarn uyutmak ve smrmek
iin kullanrd.
te yandan Dou dnyasndan gelme inanlar arasnda insan
varlnn "aciz" ve "zavall" ve "yoksul" durumlarda bulunmasnn
Tanr indinde "tevazu" anlamna geldiine ve zellikle yoksulluun
"fazilet" demek olduuna ilikin olanlar vard. nsan, Tanr karsnda
ne kadar klrse Tanrnn gznde o kerte deerli saylrd. Kilise
bu inanlar da kendi karlarna yontmaktan geri kalmamt. Hem de
ylesine ki, kt hastalklarn eytan tarafndan gnderildiini ve bu
hastalklarn cadlar ya da Yahudiler araclyla Hiristiyanlara
getiini syleyerek din saliklerini fanatizme srklerdi. Bundan
dolaydr ki Tanry honut etmek iin Avrupann her tarafnda
Yahudilere saldrlar tertiplenirdi 104.
Ancak ne var ki Batda, hem de Orta a karanlklarnda, bu ilkel
zihniyete kar sesini ykseltenler, dikilenler grlmtr. rnein 16.
ve 17.Yzyllarda Roger Bacon ve Robert Boyle gibi (ve daha nice)
cesaret rnekleri hastaln Tanrdan ya da eytandan gelme olmayp
pislikten ve kt yaam koullarndan ve bakmszlktan doduunu
syleyerek din adamlarna meydan okumulardr. Daha sonraki
dnemlerde tp ilmini akl ve deney usulleriyle gelitirenler de hep din
adamna ve din hkmlerine kar cephe almak suretiyle halk
aydnlatmlardr 105. Oysa ki islam lkelerinde din adamna kafa
tutup eriat hkmlerini akl kstasna vuran kmamtr.
114
B) Din adamnn eline terkedilen insanlarmz "eytanlar",
"cinler, "periler", "melekler" aleminin "bilgileriyle!" eitilmi
olarak ocuk zekal kalrlar:
Daha nceki sayfalarda belirttiimiz gibi mslman kiinin tm
davranlar, en ince ayrntisna varncaya kadar Tanr ve Peygamber
emirleriyle ayarlanm ve kiiye ayrca dnme olasl
braklmamtr. Bu emirlere uymayanlarn slama aykr i grm
olacaklar ve dolaysyla eytanlarn, cinlerin hcumuna maruz
kalacaklar ya da Tanrnn gazabna urayp Cehenneme atlacaklar
anlatlmtr. Daha baka bir deyimle kiinin hi bir davran aklc
bir izaha balanmam, her ey akl d usullerle, eytan ve cinler
araclyla, Cehennem korkutmalaryla yaptrlmak istenmitir.
Evet ne yazk ki 21.yzyla girmek zere bulunduumuz bu dnemde
din adamlarmzn uyguladklar eitim sistemine hala blislerin,
cinlerin, perilerin "gayb" bilgileri egemendir. slam toplumlar 1400
yl boyunca bu ilkel ve akl d usullerle eitildikleri iindir ki
geliememilerdir. Biz bu tr eitime Atatrk sayesinde son
verebilmi iken 1950den bu yana hortlayan gericilik giriimleri
nedeniyle yine ayn ad noktaya dnmzdr. Nitekim bugn
Trkiyemizde onbinlerce camide ve din okullarnda milyonlarca
insanmza ve yeni kuaklara: "Melekler cismani-nurani varlklardr,
eitli gzel ekillere girebilirler... Cinler cismani latif varlklardr
bunlarn mmin ve kafir olanlar da vardr. Melekler gibi muhterem
deil hakirdirler. Cin ve eytanlar insann iine, damarlarna
girebilecek kabiliyete sahiptirler. eytanlar cismani-latif yaratklardr
reisleri blistir. Hepsi kafirdir" eklinde akla ve acl uygarla ters
den eyler belletilmektedir 106. zellikle u retilmektedir ki tm
tutum ve davranlar vesilesiyle kiinin yannda her daim melekler,
cinler ve eytanlar bulunur: yemek yerken, u ierken, giyinip
soyunurken, esnerken, aksrrken, ierken, abdest ederken, pisliini
temizlerken, yrrken, hamama girerken, namaz klarken, cinsi
mnasebette bulunurken vs..., evet her iini grrken kii, cinler,
melekler ve asl eytanlarla ba baadr. Diyanet leri Bakanl ve
din adamlar bunun byle olduunu, basta Kurann: "eytan
phesiz sizin dmannzdr siz de onu dman tutun" (K. 35 Fatir 6)
eklindeki ayetler olmak zere, nice eriat hkmlerini sergileyerek
115
ortaya vururlar. Maverdi gibi nl kaynaklarn tanmna uyarak
eytan, blisin olu ve blisin de "ruhani" nitelikte bir varlk
olduunu sylerler ve yle derler: "blis ruhani ahstr, Nar-i
semhumdan (isabet ettii eyi zehirleyen ateten) yaratlmtr
cinlerin, eytanlarn babasdr hilkat mayas ehvetle yorulmutur"
107.
Yine bu dorultuda olmak zere Muhammedin brakt saysz
hadisleri belletirler ki bunlar arasnda: "Sizden biriniz sol eliyle
yemesin ve imesin. nk eytan sol eliyle yer ve ier" 107 a ya da
"Allah aksrmay sever, esnemeyi irkin grr.. .esnemek...
eytandandr... Sizden biri esnedii zaman eytan ona gler" 107 b ya
da "Teganni ile sesini ykselten kiiye Tanr iki eytan musallat eder"
107 c. ya da "eytan, insan vcudunda (deveran eden) kan
mesabesindedir" 108, ya da "eytan her iinizde... yannzda bulunur.
Birinizin lokmas elinden derse onu alp yesin, eytana brakmasn"
ya da "Sizin biriniz uykusundan uyanp da abdest aldnda
burnundaki nesneyi nefesiyle defa darya karsn, nk eytan
uyuyann genzinde gezer" 109 eklinde olanlar ve daha niceleri
vardr.
Yine Tanrnn ve Muhammedin szleridir diye, eytanlarn akam
namaz ile yats namaz arasnda etrafa yayldklarn ve dolaysyla bu
vakitlerde hamama gitmenin yasaklandn ya da eytanlarn uzayan
trnaklar arasnda yuva kurduklarn ve bu nedenle trnaklarn
krptrlmasn ya da esnemenin eytandan olduunu ve esneyenin
azna eytanlarn gireceini ve bu nedenle esnememek gerektiini
cinsi mnasebet srasnda "Allahm beni eytandan, eytani da bize
takdir ettiin ocuktan uzaklatr" diye dua edilmesini, aksi taktirde
doacak ocuun a olacan eytann kulak hrsz olduunu ya da
insan namazdan alkoyduunu ve bu nedenle errinden Allaha
snmann art bulunduunu 110, ya da eytanlarn temiz gnllere
phe attklarn 111 ve daha buna benzer nice hususlar halkn
kafasna yerletirip insan zekasn ve akln krletmenin yollarn
bulurlar.
slami eitim sistemi gereince din adam her eyi akl d yollar ve
usullerle, ve ou kez cinler, melekler, iblisler araclyla
116
mslman kiinin kafasna yerletirdii iindir ki mslman kii de
her iini, akl ve mantk yolu ile deil fakat bu tr drtmelerle grr.
rnein din adam, Tanr ve Peygamber emridir diye "Cuma gn
mescidin kapsnda melekler bulunur. Onlar mescide gelenlerin
birinci, ikinci, nc srasna gre yazarlar. Hatip minbere oturunca
sahifeleri drerler ve saflar arasna gelerek hutbeyi dinlerler" der ve
mslman kiileri bu kandrmalarla mescide getirmee alr 112.
nk insanlar mescide getirmenin daha etkili ve daha akll bir yolu
olabileceinden habersizdir. Onun bu tr hkmlerle kafasn
dondurduu ve ilemez hale soktuu kii de, meleklerin ilgisini
ekeceim ve be vakit namaz farizasn yerine getireceim diye,
gnn olmadk saatlerinde iini gcn brakp mescide gider. Ev bark
geindirmek zorunda bulunduunu ve gnn en verimli saatlerinde ii
terk etmekle kazancndan olacan dnmez.
Yine bunun gibi mslman kii, abdest ya da is etmek iin helaya
gittiinde: "Tanr beni d ve erkek eytanlardan korusun" eklinde
dua eder, heladan ktnda da "Tanrya krler olsun" diyerek
Tanrnn adn bilhassa tekrarlar. nk din adamndan rendii
odur ki eer byle yapacak olursa eytanlardan ve cinlerden
korunmu olacaktr.
te yandan da eer evine eytanlarn ayak basmasn istemiyor ve
sadece meleklerin ziyaret etmesini diliyor ise, bu taktirde evinde resim
ya da kpek gibi eyleri bulundurmamaldr, nk din adamndan
rendiine gre Muhammed byle emretmitir 113. Bundan
dolaydr ki mslman kiilerin evlerinde resim bulunmaz, kpek
olmaz.
Yemek yerken sa el ile balamak ve parmaklardan baka bir ey
(atal, bak gibi) kullanmamak hususundaki eriat emirlerinin
gerekelerini de din adamlarmz, yine eytanlar ve cinler bilgisine
gre belletirler. rnein orba ierken kasenin kenarndan imek
gerektiini, aksi taktirde eytanlarn mideye ineceklerini eriat hkm
olarak kafalara tkarlarken Muhammedin yle dediini sylerler :
"Tanrnn inayetleri orba kasesinin ortasnda deil fakat
kenarndadr kasenin ortasndan balanacak olursanz Tanrnn
inayetine eriemezsiniz" 114 . Sofraya gelen pilav ve dier yemekleri
117
de ayn ekilde, yani kabin kenarndan balamak suretiyle yemek
gerektiini, ayn gerekeye gre belirtirler. Yemek kaplarnn st
kapal tutulmayacak olursa cinlerin gelip yemekleri yiyeceklerini
eklerler 115.
Yine ayn ekilde aksrmann "Tanrdan" ve esnemenin "eytandan"
olduuna dair Muhammedin emrini de yle belirtirler: "Allah
aksran sevmez... esnemek eytandandr... sizden birisi esnedii
zaman eytan ona gler" 116. Ya da namaz klarken saa-sola
bakmann gnah olduunu ve nk Muhammedin bunu: "Kulun
namazndan eytann kapp kat bir eydir" diye tanmladn
hatrlatrlar 117. Ya da kiinin bir araya gelip fiskos etmelerinin,
slama gre yasak eylerden olduunu ve nk Muhammedin bu
tr gizli konumalar eytandan saydn bildirirler 118.Ya da kiiyi,
gece uykuda iken kalkp Kuran okusun, abdest alsn ve namaz kilsin
diye, yine Muhammedin eytanlar ara edinen u szleriyle ikaz
ederler: "Sizin biriniz (gece) uyuyunca eytan onun boyun kkne
dm dmler. her dm (yerine): -Senin iin uzun bir gece
vardr, rahat uyu- (diyerek eliyle ) vurur. O kimse uyanp (Kuran
okuyarak , tesbih ve tehlil 119 ederek) Allah anarsa, bir dm
zlr. abdest alrsa, bir dm daha zlr. Namaz da klarsa,
eytann dmlerinin hepsi zlr. Artk o teheccud sahibi (yani
uyku uyumayp namaz klan kii) dm zk ve gnl ho ve
neeli bir halde sabaha dahil olur. Fakat zikretmez ve abdest alp
namaz klmazsa gnl kirli ve uyuuk bir halde sabaha girer" 120
Kiiyi gece uykusundan kaldrp Kuran okumaa, abdest almaa ve
namaz klmaa zorlamak maksadyla din adam bir de u hadis
hkmn hatrlatr: "Abdullah (bn-i Mesud)... demitir ki: Nebi..in
huzurunda birisi anld. Ve bu adam sabaha kadar uykuya dalar,
namaza kalkmaz denildi de , Resulullah: -yle ise bunun kulana
eytan iemitir- buyurdu" 121
te yandan mslman kiinin din sorunlarna aklc yoldan yaklamas
ve rnein: "Madem ki eytan bu kadar ktdr ve Tanrnn
mslman etmek istedii kiileri ayartmakta ve bylece Tanr ile
adeta g yarmasna kmtr, o halde neden o her eye kadir olduu
sylenen Tanr bu kt yarat yok etmez de onun kaprislerine boyun
118
eer?" eklinde soru sorma olasln tamamen yok etmek zere din
adamnn uygulad bir forml vardr ki o da Muhammedin u
tavsiyesidir (Diyanet yaynlarndan harfi harfine alnmtr): "Sizden
her hangi birinize eytan gelir de: (unu) byle kim yaratt? (unu)
byle kim yaratt?. En sonu: Rabbini kim yaratt? d(iye vesvese
ver)ir. Imdi eytann vesvesesi Rabbiniza kadar eriince o vesveseli
kii hemen: -Euz billahi mines-eytanir-recim- di(yerek Allaha
sn)sn! Ve vesveseye son versin" 122.
Bu yukardakilere eklenebilecek daha nice rneklerden anlalan odur
ki din adamlar, her eyi akl d yollar ve usullerle belletmeyi sanat
edilmilerdir. Belletilmek gereken eyleri aklc bir aklamaya
balatacak yerde, akl hi ilemez halde tutmak ve kiiyi aklsz
klmak hususunda uzmandrlar: "Yemek kaplarnn st ak
braklacak olursa yemeklere sinek, toz, mikrop vs girer", ya da "orba
kasesinin ortas scak, kenar ise ortasna nazaran daha az scaktr bu
nedenle kasenin ortasndan balarsanz diliniz yanar" eklinde aklc
gerekelere bavurarak insanlar akl ve dnce yolu ile eitmek
varken aklcla hi yer vermezler, her eyi sadece eytanlar, cinler,
v.s... gibi beyni dumura uratan usullerle retirler. Btn bunlar
Muhammedin emirleri olduu iin kendilerini baka trl hareket
etme olaslnda bulmazlar. Ve ite bu byle olduu iindir ki
mslman halklar, din adamlarnn elinde, iblisler, eytanlar,
cinler, periler ve benzeri uydurmalarla dolu bir eitim yolu ile fikir
ve zeka gelimezlii ierisinde pek zavall, pek acnacak ve pek ilkel
kertede braklmlardr.






119
Din Adamlar - Blm 04

Din Adam nsanlarmz, eriatn "Dua" ve "badet"
Konusundaki Verileriyle Eitirken, Yaratc Gten Yoksun,
"Mtevekkil", Kendine Gvensiz Ve Benliine Yabanc
Niteliklerde Klar

"Dua" ve "badet" denilen eyler, mslman kii iin sadece yaam
amac olarak deil ve fakat ayn zamanda Tanrya layk olabilmek
bakmndan da gerekli ve nemli saylr. Din adamnn bellettii
eriat verilerine gre kii, gerek bu yeryznde ve gerek gelecek
dnyada srdrecei yaamlarn, ancak dua ve ibadet sayesinde
olumlu klabilecei gibi Tanrnn ilgisini de ancak Tanry vp
ycelten dualar sayesinde ekebileceine inanmtr. Ancak ne var ki
bu inanmlk ierisinde dua ve ibadet ederken kendi benliini,
kendine olan gvenini ve yaratma gcn yitirir, "mtevekkil",
"mptezel" ve ve "miskin" bir kimlie brnr. nk din adam
kiiyi, dua ederken: "Ey Tanrm beni mptezel ve miskin kl" diye dua
ettirir. yle ki:
Din adamnn belletmesine gre Kurann eitli Surelerinde yer
alan "Dua" szc, "dilek", "istek", "snma", "yardm dileme" ya
da "ar" ve bir bakma da "iman" anlamna gelir. Szcn tanm
genellikle yle yaplr: "Aada olann yukarda (stn) olandan bir
eyi elde etmek iin olan istemi" 123.
"badet" szcne gelince o da "abd" szcnden gelme olarak
Tanrya "kulluk", "klelik", "tapnma" ve "yakarma"(dilekte bulunma)
anlamlarn ierir 123 a. Gazalinin deyiiyle: "Allaha kar meskenet,
zillet ve Ona ihtiya olduunu (itiraf etmektir)" 124 bu nedenle kii
dua ederken: " (Ey Tanrm) Beni miskin yaat ve miskin ldr"
diyerek dua etmelidir 125
Din adamnn bellettii slam eriatna gre kii, her eyi dua yolu
ile Tanrdan dilenmeli, her iini dua ve ibadet yolu ile grmelidir. Mal
120
istiyorsa, baheler ve rmaklar istiyorsa, "oullar" istiyorsa,
tarlasndaki ekin iin yamur istiyorsa, gnahlardan kurtulmak
istiyorsa vb... btn istemleri iin hep Tanrya el-aarak yalvarmaldr
yalvarp yakarmadan hi bir ey yapmamaldr. Bu tr yalvarmalarn
sabah uyanp ta yataktan kt andan akam tekrar yataa girinceye
kadar her vesile ile yapmaldr. rnein akam yatana girdiinde,
sa tarafna yatmal ve yle dua etmelidir: "Allahm! Kendimi Sana
teslim ettim. Yzm Sana evirdim, iimi Sana smarladm, Sana
itimad ettim. Seni dilerim ve Senden korkarm. Senden baka
snacak, Senden baka kurtaracak yoktur... Allahm indirdiin
Kitabna inandm ve gnderdiin Peygamberine iman ettim" 126
Eer her hangi bir iini, her hangi bir istemini, Tanrya yalvar yakar
olmadan elde etmee kalkacak olursa bu taktirde Tanr ona kzar ve
onu Cehenneme yollar. Bunun byle olduunu anlatmak iin din
adam kiiye Kurandan ayetler okur ki bunlardan biri yledir:
"Bana dua edin (ki) size karlk verip kabul edeyim! Bana ibadet
etmekten uzaklap bbrlenenler, Cehenneme girecekledir:
aalanmlar olarak" (K. Mmin : 60).
Yine din adamnn Kurana dayal olarak sylemesine gre Tanr
kiiyi srf kendisine dua ve ibadet etsin iin yaratmtr, nk
Kuranda yle yazldr: "Ben cin ve insi ancak bana ibadet etsinler
diye yarattm" (K.51 Zariyet 56) . Diyanetin evirisi ise yle:
"Cinleri ve insanlar ancak bana kulluk etmeleri iin yaratmmdr"
(K. 51 Zariyet 56) 127
Yine din adamnn Kurana dayal olarak belletmesine gre
Tanrnn kiiye deer vermesinin tek nedeni de, onun Kendisine dua
etmesidir, nk mslman kiiyi O, kendisine Kul olmak zere var
klmtr "dua etmek" , ayn zamanda "kul olmak" anlamndadr. Tanr
"kul" olarak yaratt insana, kendisine dua ettii ve dua ederek
"Kendisini" vd ve ycelttii iin deer verir. Kuranda yle
yazl: "Ey Muhammed! De ki -Duanz (ibadetiniz) olmasa Tanrm
size ne diye deer versin-..." (K. Furkan 77)
Fakat anlalan odur ki Tanr, insanlar kendisine dua ve ibadet ettirip
"kul", "kle" durumunda tutmak hevesindedir. Ancak bu suretle onlar
"doru yola" sokacak ve dileklerini karlayacaktr: Kuranda yle
121
yazl: "Ey Muhammed! ... Benden isteyenin, dua ettiinde, duasn
kabul ederim. Artk onlar da davetimi kabul edip Bana inansnlar ki,
doru yolda yryenlerden olsunlar" (K. 2 Bakara 186).
Grlyor ki din adamnn eriat verilerine dayal olarak belletmesine
gre kiinin:"Ey Tanrm beni miskin yaat ve miskin ldr" eklindeki
dua usulleriyle yerlere kapanp Tanr nnde klmesi ve Tanry bu
ekilde yceltmesi fazilet tir. Yine din adamnn belletmesine gre
kii, namaza durduu zaman ne kadar ok "rku" eder (yani elleri
dizlerine dayal olarak eilirse) ve ne kadar ok "scud" ederse (yani
namazda yzn yere srercesine kulluk gsterirse), ne kadar ok
yerlere kapanp yzn topraa srerse, Tanry da o kadar yceltmi
olur. Bunun byle olduunu anlatmak iin din adam Muhammedin
u emrini okur: "badetlerin en deerlisi ve en hayrls rku ve
scudu ok olandr" 128. Namaz klmann da en "efdal" (derecesi
yksek) olan eklinin, dorudan doruya toprak zerinde namaz klp
alnn topraa getirmek olduunu anlatmak zere Muhammedin
"Yzn topraa bula" diye emrettiini hatrlatr 129.
Fakat din adam bununla kalmaz bir de, fazlaca secde edip yerlere
kapanmann gnahlardan kurtulmak gibi bir dl olacana dair
Muhammedin u szlerini ekler: "Bir kul Allah rzas iin bir kere
secde edince (Tanr) ona muhakkak o secde sebebiyle bir hasene
yazar, yine secde sebebiyle bir gnah affeder, onu bir derece ykseltir.
Binaenaleyh Ashabm! ok secde ediniz" 130.
Ve ite kullarnn bu ekilde yerlere kapanarak "dua" etmeleri zerine
Tanr onlarn dileklerini kabul eder ederken de eer kendisine daha
fazla dua edilecek olursa verdiklerini arttracan, etmezlerse bunu
nankrlk sayacan hatrlatmaktan geri kalmaz: "krederseniz...
size karln artracam nankrlk ederseniz bilin ki azabm pek
etindir" (K. 14 brahim 7).
Ancak ne var ki, din adamnn eriat verilerine dayal olarak
sylediine gre Tanr, devaml ekilde kiileri kendisine dua eder
durumda tutmak olaslna sahiptir, nk onlar doru yola sokan ya
da sapttran, ya da rzk okluuna ve azlna sokan yine kendisidir.
Bunun byle olduunu ortaya vuran ayetlerden ikisi yle: "Allah
istediini saptrr, istediini doru yola eritirir..." (K. 16 Nahl 93),
122
"Allah rzk verirken kiminizi dierlerine stn tutmutur" (K. 16
Nahl 71)
Grlyor ki Tanr, kiileri diledii gibi sapttrmak suretiyle
gnahkar yapabilmekte ya da dilediinin rzkn az tutmak suretiyle
yoksul klabilmekte ve sonra da "Benden isteyenin, dua ettiinde
duasn kabul ederim" (K. Bakara 186) diyerek onlar kendisine
devaml olarak dua eder durumlara sokabilmektedir.
te yandan, yine din adamnn bellettii verilere gre bu ayn Tanr,
kiileri kendisine dua ettirmek zere pazarlk yollarn arar. rnein
yamur duasna kp kendisine: "lahi!, bize can kurtaran, ie sinen,
latif ve ho-gvar, bereketli, bol ve hayrl, srsklam eden, kuvvetli,
her tarafa samil ve ihtiya zail oluncaya kadar devaml bir rahmet ver.
lahi!, yamur ihsan et de bizi rahmetinden mmidini kesmilerden
etme... lahi ekinlerimizi bitir, hayvanlarmzn memelerini doldur,
semann harekatdan bizi suvar, arzn berekatn bizim iin meydana
kar... " eklinde dua edildiinde bol yamur yadrr 131. Fakat
kullarnn biraz daha kendisine yalvar yakar olmalarn salamak iin
yamur yadrmakta gecikebilir. Geciktii taktirde kullarnn
kendisine u ekilde dua etmelerini bekler: "lahi! Sana dua etmeyi
bize Sen emrettin, duamza icabeti de Sen vad ettin. Bize emrettiin
gibi ite Sana duay ettik. Artk vad ettiin gibi bize icabet et. lahi!
artk irtikab ettiimiz gnahlar mafiret etmekle, suvarma duamz
kabul eylemekle, rzkmz bollatmakla zerimize olan minnetini izhar
et, ya Rab" 132
Dikkat edilecek olursa din adamnn bellettii bu eriat verilerine
gre Tanr ile kullar, birbirleriyle adeta pazarlk halindedirler. Bir
yandan Tanr onlara: "Beni yceltici dualarda bulunun, ben de size
ihsanlarda bulunaym" eklinde konumakta, buna karlk Kullar da
ona, klerek ve "zillete" brnerek dua ettikten sonra: "te biz seni,
bizden istediin gibi, dualarla ycelttik, sen de imdi bize bunun
karln ver" demektedirler. Sylemeye gerek yoktur ki byle bir
pazarlk ne "yce" bir Tanr anlayyla ve ne de insan ahsiyetinin
"olumluu" ile badar eylerdir.
te yandan, yine din adamnn eriat verilerine dayal olarak
bildirmesine gre Tanrya "klerek skr ve dua etmek" mutlulua
123
erimek demektir. nk Tanr, "Ey inananlar! rku edin (boyun ein)
, secdeye varn, Rabbinize kulluk edin... de kurtulun, mutlulua erin"
(K. 22 hacc 77) eklindeki szleriyle, kendisine rku ve secde
ettirmeyi, yani boyun edirmeyi, onlar iin bir kurtulu yolu imi gibi
gstermitir.
Ve ite kii, mutlulua erimek iin mrn Tanrya vgler
yadrmakla, her ii ve her trl ihtiyac iin, secdeye durup ona
yalvar yakar olmakla geirir.
rnein , biraz nce belirttiimiz gibi, gnlk gda olarak ya, st, et
vb.. iin yle yalvarr: "lahi, yadan , stten, sahim ve lahimden
rzkmz ver". yamur yadrmas iin yle dua eder: "lahi ! Senden
yle ... bir yamur dileriz ki onunla kullarna genilik veresin,
hayvanlarn memelerini st ile doldurasn, ekinleri diriltesin"133.
Gz, kulak, dil, cinsel organ vb... cihetiyle gnaha dmekten
kurtulmak iin yle dua eder: "Allahm! Kulamn, gzmn,
dilimin, kalbimin fercimin (cinsel organmn) errinden Sana
snyorum" 134.
eytanlarn kkrtmasndan korunmak iin yle dua eder: "Rabbim!
eytanlarn kkrtmalarndan sana snrm! Rabbim, (eytanlarn)
yanmda bulunmalarndan sana snrm" (K. Muminun 97-98).
eytanlarn tmnn saldrsndan uzak kalmak iin yle dua eder:
"Tanrnn adiyle! Tanrya gvendim. hareket ve g, yalnzca
Tanryla olur" 135.
Doacak ocuun eytandan zarar grmemesi iin yle dua eder:
"Tanrnn adiyle balarm! Ey Tanr! beni eytandan uzaklatr!
eytani da bize verecei eyden -ocuktan- uzaklatr" 136.
Erkek, karisiyle cinsi mnasebete giriirken yle dua eder:
"Bismillah! Yarab! beni eytandan uzaklatr. eytani da bize ihsan
ettiin ocuktan uzak kl!" 137.
On sevab birden kazanmak isteyen kii, her sabah namazndan sonra
on kez yle dua eder: "Tanrdan baka tanr yoktur. Yalnzca O
124
vardr. Onun orta yoktur. Mlk (devlet-, hkmranlk) ve hamd
Onadr. Her eye g yetirebilendir O"138 .
Cehenneme girmeden doruca Cennete kavuabilmek iin yle
yalvarr: "Tanrdan baka ilah yoktur, Muhammed onun
Peygamberidir" 139
Bu listeyi uzatmak mmkn fakat anlatmak istediimiz udur ki din
adam, yz yllar boyunca mslman kiinin yaantlarnn ok byk
bir ksmnn, Tanrya ve Muhammede bu tr yalvarp yakarmalarla ve
karlnda mutlaka bir eyler beklemekle gemesini salamtr
bugn de yle yapar. mrn bu ekilde srdren insanlarn fikren ve
ruhen geliip geliemeyeceklerini asla hesaplamamtr bugn de
hesaplamaz.













125
Din Adamlar - Blm 05

Din Adam nsanlarmz, eriatn Resim, Heykeltraclk,
Musiki, iir Gibi Sanat Konularndaki Yasaklaryla Fikren ve
Ruhen Geliemez Durumda Tutar

Bilindii gibi gzel sanatlarn her dal insan varlnn ruhen ve fikren
gelimesinde son derece nemli bir rol oynar. Her ne kadar baz
gayretke eriatlar slamda resim yasa, heykel yasa, musiki
yasa ya da iir yasa vb... diye bir ey olmadn ve Kurann
byle bir yasak tanmadn sylerlerse de yalandr. nsan denilen
varl fikren ve ruhen en ziyade gelitiren gzel sanatlarn bu dallar,
eriatinin "Tanr ve peygamber" emirleri dedii hkmlerle ne yazk
ki, bir ok ynleri bakmndan, yasaklanm. Din adamlarmz bu
yasaklar, btn a d niteliklerine ramen, bugn dahi dolambal
yollarla insanlarmza belletirler. Aaya bu yasaklardan bazlarnn
ksa bir zeti karlmtr. nce resim yasandan balayalm:
Din adamnn sylediklerinden anlalmaktadr ki Muhammed slam
dininin "tevhid" (Tanrnn teklii) akidesi zerine kurulmu olduunu
bildirerek "sirki" (Tanrya e komay) nlemek amacyla her trl
resim ve ekil izgilerini (tersimi) yasaklamtr. Bu yasak ister insan
ister hayvan eklindeki "resim" ve "suretleri" kapsar niteliktedir. Fakat
anlalan odur ki bu yasa, bir de ibadet srasnda dikkatlerin
dalmasn nlemek iin ngrmtr.
Bu yasaklar bugn dahi geerli olmak zere din adamlar tarafndan
insanlarmza belletilir. Diyanet leri Bakanlnn yaynlar slami
kaynaklara dayal bu tr hkmlerle doludur ki bunlardan bazlar
aaya alnmtr.
Genel olarak elbise, yayg, yastk, para, ta, duvar, perde ve dier eya
zerine "suret" yapmak ya da bunlarda resim edinmek haramdr.
rnein iinde resim bulunan mslman kiinin evine melek asla
girmez. Bunun byle olduunu anlatmak iin din adam, Cibrilin
126
Muhammedi ziyaretiyle ilgili u hadisi belletir: Gya bir gn Cibril
Muhammedi ziyaret etmek iin izin ister. Muhammed kendisine izin
verir fakat Cibril eve girecei srada kapnn nnde durur ve yle
der: "imdi ben sizin evinize nasl girebilirim? nk evinizde bir
takm at ve insan misallerini ihtiva eden bir perde asldr. Ya bu
resimlerin balarn koparmalsnz yahut bu perdeyi indirip yere
sermelisiniz! Biz Melekler zmresi, iinde resim olan eve girmeyiz"
(Diyanet Yaynlar, Sahih-i... VI, sh. 416 ) 140.
Resim yasa konusunda din adamlarmzn bellettikleri dier bir
hadis, Ayenin Muhammed iin satn ald ve zerinde resimler
bulunan bir yastkla ilgili olarak aynen yledir: "Aise...den rivayet
olunduuna gre: (Aye bir kere) ufak bir yastk, bir ilte almt.
stnde (hayvan) resimleri vard. Resulullah... bunu grnce kapnn
nnde tevakkuf buyurdu da ieri girmedi. Aise.... (bu srada)
Resulullahn yznde iddet (asari) sezdim de: -Ya Resulullah (...
bilmem ki) ne kusur ettim- dedim. Resulullah -u yastn (burada)
ii nedir?- buyurdu. Ben: -Ya Resulullah! (Kah) zerine oturasn,
(kah) yaslanasn diye senin iin istira ettim (satn aldm), diye cevap
verdim. Resulullah...: -Bu surelerin sahibleri kyamet gnnde
muhakkak azab olunurlar. Ve bu kimselere (tahakkm ve taciz yollu)
tasvir ettiiniz bu hayvanlar (haydi) diriltiniz (bakalm) denilir- dedi.
Yine Resulullah: -Sol bir ev ki, iinde suretler vardr, artk o eve
Melekler girmez- buyurdu" (Diyanet Yaynlar, Sahih-i..., Cilt VI, sh.
413 . Hadis no. 979) 141
Yine Ayenin rivayetine dayal bir hadise gre mm Habibe ile
mm Seleme, Habeistanda grdkleri kiliselerin iindeki resimlere
dair konuurlarken Muhammed yle demitir: "Onlar ilerinde bir
salih kimse zuhur edip vefat ettiinde kabri zerine bir mescit
(namazgah) bina ve o mescide o suver (ve temasl)i tasvir edip
korlard te onlar kyamet gnnde mahlukatn en serirleridir"
(Diyanet Yaynlar, Sahih-i..., Cilt II, sh. 367, hadis no. 269), 142
Din adamlarmzn slam kaynaklarna dayal olarak bellettiklerine
gre Muhammed, resim yapmann gnah olduunu ve resim
yapanlarn Cehennemlik olup yapm olduklar resimlerin
Cehennemde canlanarak kendilerini azab iinde klacaklarn
127
anlatmak zere yle konumutur: "Her musavvir (resim yapan)
Cehennemdedir. Musavvirin tasvir ettii her surete kyamet gn
hayat verilir de bunlar Cehennem de onu tazib ederler" (Diyanet
Yaynlar, Sahih-i... Cilt VI. sh. VI, sh. 416) 143. Bu konuda bn-i
merin rivayetine gre Muhammed bir de yle konumutur: "...u
suretleri yapanlar yok mu? te onlar kyamet gnnde -Haydi
yaptnz suretlere can veriniz- diye azab olunacaklardr" (Diyanet
Yaynlar, Sahih-i..., Cilt XII, sh. 116, Hadis no. 1693 Ayrca bkz.
Cilt VI, sh. 502-512)
Bundan dolaydr ki bn-i Abbas, geimini resim yaparak salamaya
alan bir sanatkarn: "Ben u suretleri resmederek geinirim. Bunlar
ve sanatm hakknda bana bir fetva ltfediniz" diyerek kendisine
bavurmas zerine yle cevap vermitir: "Eer sen sanatina devam
(zorunluluunda isen) aa ve zi-hayat (canl) olmayan akam-i
vcudu tersim et" (Diyanet Yaynlar, Sahih-i... , Cilt VI. sh. 416) 144.
Btn bu yasaklardan dolaydr ki slamda resim sanat ksr kalm,
daha ziyade cansz eylerin ekillendirilmesi olarak var olagelmitir ki
bu da ancak zamanla resim yasana riayetin giderek azalmasyla
ortaya kmtr. zellikle Trk ve Acem hkmdarlar dneminde
minyatur sanatnn gelitii grlmtr. rnein Gazan ve Olcaytu
Han gibi Mool hkmdarlar zamannda Vezirlik yapm olan Resid-
d-Din Tabib (1248-1318)in nl yapt olan Cami al-Tavarih,
resimli minyatrlerle ssldr. Firdevsinin nl yapt Sahname de
minyatr resimler bulunur.
Ancak ne var ki eriatn resim dmanln krkleyen verileriyle
eitilenler bu yaptlarn ba dman kesilmilerdir. Bugn dahi
yledirler. O kadar ki 1985 Ylnn Austos-Eyll aylarnda
Cenevrede tertiplenen "slamic Art Exibition" (slam Sanat Sergisi)
vesilesiyle bu yaptlar sergilemek isteyenler, slamclarn tehditleriyle
karlamlardr 145.
Din adamnn eriat kaynana dayal olarak sylemesine gre
Muhammed, resim yasan Tanrdan bakasna kulluk edilmesini
nlemek, daha dorusu Tanrnn tek olduu inancn yerletirmek
maksadyla koymutur eer resim gibi eylere izin verseymi Tanrya
e koma geleneini nlemek mmkn olamaz idiymi.
128
Yine din adamnn slam kaynaklarndan aktararak sylemesine gre
Muhammedin resim yasan koymasnn bir dier nedeni de ibadet
srasnda kiinin dikkatini elici eyleri nlemektir. Nasl ki iki ve
kumar gibi eyleri, kiiyi "Allah anmaktan" ve "namazn klmaktan"
alkoyan eyler olarak kabul ediyor idiyse ve bu dorultuda olmak
zere Kurana ayetler koydu ise (Bkz. K. 5 Maide 91), resim gibi
eyleri de Allah unutturan eyler olarak bilmitir. Nitekim Enesin
rivayeti olan bir baka hadise gre Muhammed, bir gn Ayenin
odasnda iken duvarda asl ve zerinde ku ve kanatl at resimleri
bulunan bir perde grdnde hemen Ayeye perdeyi kaldrmasn
emreder ve yle der: "u kiramini (perdeyi) karmdan al zerindeki
tasvirler namazda iken hep bana grnp duruyor" (Diyanet Yaynlar,
Sahih-i..., Cilt II, sh. 316) 146.
te bundan dolaydr ki din adam, Muhammedin yerletirdii resim
yasann en sadk, en etkili uygulaycs olmutur. Yine bundan
dolaydr ki mslman kiinin evinde resim diye bir eye
rastlayamazsnz. Sonu udur ki gzel sanatlarn dier dallar gibi
resim/heykeltra dal da mslman kiinin fikirsel ve ruhsal
gelimesinde rol oynamaz.
*
"Musiki" yasaklar konuuna gelince: her ne kadar baz gayretke
mollalar "Kuranda musikiyi aka yasaklayan bir hkm yoktur"
derlerse de yalandr. Gerek Lokman Suresinin 6.ci ayetindeki:
"nsanlardan bazlar efsane ve bo szler satarlar" (K. 31 Lokman 6)
eklinde szlerden ve gerek bu dorultudaki hadislerden
anlalmaktadr ki belli bir musiki tr ile uramak yasaklanm ve o
da insan ruhunda "ak" ve "ehvet" cinsi duygular ya da elenmeyi,
neeyi "tahrik" eden musikidir. Bunun dnda kalan musiki, (rnein
askeri musiki ya da aile iinde ve dnlerde alnan "masum"
musiki) haram saylmamtr.
Bundan dolaydr ki din adam bir yandan "slamda musiki dinlemek
ya da beste yapmak, almak yasak deildir ve Kurann hi bir ayeti
musikiyi yasaklam deildir" derken dier yandan eriat emirlerine
dayal olarak musikinin insan ruhunu en ziyade gelitirici trlerinin
129
yasak olduunu bildirir ki o da ak, ve sevgi duygularn ieren
"taganni" dir.
Yine ayn ekilde bir yandan Muhammedin: "Elenin, oynayn,
dininizde kabalk, katlk grmekten holanmam" dediini syler,
dier yandan insanlar glp elendiren, coturan, aka gelmesine
vesile olan her trl musikinin yine Muhammed tarafndan "batl" ve
"haram" sayldn belletir. Belletirken de her eyden nce fazlaca
glmenin dahi yasak olduuna dair u emrini sergiler: "nsanlarn en
faziletlisi, glmesi az sehr-i avret ile kifayet eden (ayp yerlerini
kapayan) kimsedir" .
te yandan Muhammedin, insana arab, kumar, ak, kadn vs...
hatrlatan musiki trlerini ve ayrca da ud, zil, berbed, rebab cinsi
alglar alp oynamay yasakladn ve rnein bir hadisinde:
"Allah, kayneyi, satmasn, parasn ve retmesini haram etmitir"
dediini anlatr 147. Burada geen "Kayne" szc "iki
meclislerinde erkeklere ark syleyen cariye" anlamnadr.
Yine din adamndan renmekteyiz ki Muhammedin yasaklamad
musiki aletleri def, davul vs ... gibi iki ienlerin kullanma geleneini
edinmedikleri eylerdir 148.
mam Gazali ve Beyzevi gibi slam dnyasnn "stad" bildii
kimselere gre Kuranda musiki yasa ile ilgili hkmler vardr ki
bunlarn banda, biraz nce deindiimiz gibi, Lokman Suresinde yer
alan u hkm gelir: "nsanlardan bazlar efsane ve bo szleri
satarlar" (K. 31 Lokman 6). Burada yer alan "bo szler" den maksat,
arap-iki ve kadn hatrlatan eylerdir. yle anlalyor ki bu ayeti
Muhammed, edebiyat ve musiki merakls Nadr b. Haris adnda Acem
asll bir kiinin kendisiyle rekabet gsterisinde bulunmas vesilesiyle
koymutur. u bakmdan ki kendisi Mekkeli Araplara eski Yahudi
Kavimlerinin hikayelerini anlatrken Nadr b. Haris de eski ran ya da
Rum masallarn anlatarak ve ayn zamanda arkc kadnlar tutup
oynatarak elendirirmi. Sylendiine gre Mekkelileri karsna alp:
"Muhammed size Ad ve Semud kavimlerinin, ya da Davud ile
Sleymann masallarn anlatyor ben de size Rum ve Acem masallar
anlataym" diyerek zellikle Acemlerin efsanevi kahramanlarndan
olan Rstem ile sfendiyara aid hikayeler okur ve bu arada arkc
130
kzlara alg aldrtr gbek attrtrm. Bu suretle Mekkeliler zerinde
ylesine etkili olmu ki ou kiiler bu arkc kzlar dinlemek iin
Muhammedin Kuran okumasna aldr etmez olmularm. Bu
durumda Muhammed, Kuran okuyarak Mekkelileri mslman
yapmann kolay olmadn anlam olmaldr ki Nadr b. Harisi
"bilgisiz" ve "bo szlerle" uraan bir kimse olarak tanmlayarak
yukardaki ayeti Kurana koymutur ayetin tamam yle: "nsanlar
arasnda bir bilgisi olmad halde Allah yolundan saptrmak iin
gerei bo szlerle deienler ve Allah yolunu alaya alanlar vardr.
te alaltc azab onlar iindir" (K. 31 Lokman 6).
Bu ayette geen "bo szler" deyiminin Arapas "Lehvl- hadis"
olup, bn Mesud ve Nehai ve Hasan-i Basri (ki Muhammedin zel
airidir) gibi kaynaklarn nakline gre "teganni" szcn karlamak
zere kullanlmtr 149. Nitekim bu dorultuda olmak zere
Kurann Necm suresinde yle yazldr: "u Kurana kar m
istihza ederek glersiniz ve alamazsnz da onun duyulmamas iin
teganni edersiniz!" (K. 53 Necm 59-60) 150.
"Taganni" szc ise "ark sylemek", daha dorusu "makamla
okumak" anlamna gelir ark syleyene de "muganniye" denir. Ancak
ne var ki Muhammed, "taganni" nn iki ve ehvet hatrlatc bir ey
olduunu dnerek bununla ilgili her eyi "mekruh" (iren, kt,
eytan ii vs....) saymtr. Bundan dolaydr ki "Ilk taganni eden
eytandr" diye konumutur 151.
"Teganni" etmenin kt bir ey olduunu biraz daha vurgulamak iin
unu eklemitir: "Teganni ile sesini ykselten kimseye Allah... iki
eytan musallat eder. Bu eytanlar o kimsenin omuzlar arasnda
dururlar ve bitirinceye kadar gsn tekmelerler" 152
Muhammedin getirdii bu "haram" ve yasaklar konusunda mam
Safii, Maliki, Ebu Hanife, Ahmed b. Hanbel gibi eitli mezheb
mamlarnn, ve Gazali, bn-i Mesud, Abdullah bn-i mer, Fuzayl
b. Iyaz gibi nl fkhlarn ve Osman b. Affan ve Yezid b. Velid gibi
halifelerin ve daha nice bilginlerin eitli grleri vardr. Ancak ne
var ki grler eitli olmakla beraber, musiki ile uramak ya da
musiki dinlemek hususundaki zgrl kstlama bakmndan
131
aralarnda pek fark yoktur: hepsi de akl dlarcasna bu zgrl yok
etme eilimindedirler.
rnein mam Safii, Adabl-Kaza Minel-mm adl kitabnda yle
demitir: "Teganni batila benzeyen mekruh bir oyundur. Buna fazla
devam eden ahmaktr ve ahadeti merduttur (geersizdir)...". Her ne
kadar "teganni"nn haram olmadn syler grnmekle beraber yine
de bunun "batila benzeyen mekruh" bir ey olduunu ekler ve
teganniyi geim sanat yapan kimselerin "mrvvetsiz ve sefih"
kimseler olduunu belirtir. Onun grne gre kii "Sayed teganniyi
sanat edinmez ve onun iin uramazsa, ancak baz zamanlarda
teganni etmekle mrvvetini kaybetmez ve ehadeti batl olmaz"
mam Malik arkclar ve trkcleri lanetleyerek yle demitir: "Bir
kimse bir cariye satn aldktan sonra, arkc olduunu anlarsa onu
iade etmeye hakk vardr".
mam Ebu Hanife, ark ve trky "kerih" (kt, iren, pis, vs...)
saym ve ark ya da trk dinlemenin "gnah" olduunu bildirmitir.
Fuzayl b, Iyaz ise ark sylemeyi gayr meru cinsel ilikiye
benzeterek yle demitir: "Teganni zinann efsunudur
(frksdr)".
bn Mesud "teganni" yi kalbde "bozuukluk" yaratan bir ey olarak
tanmlam ve "u sebzeleri yetitirdii gibi teganni de kalpde nifak
dourur" diyerek hikmet savurmutur. Musikinin her trne ve her
trl musiki aletine kar tiksinti duyan Abdullah b. mer, koyun
srcs bir obann fledii kaval sesini bile duymamak iin
kulaklarn kapatrd. Bunu yaparken Muhammedi taklit ettiini
syler ve yle derdi: "Resul-i Ekremin byle yaptn grdm".
Muhammedin damad ve daha sonra nc halife olan Osman b.
Affan, musikinin "haram" olduunu anlatmak ve ark sylemekten ve
teganniden ne kadar nefret ettiini aklamak maksadyla yle derdi:
"Ben teganni etmedim, temenni etmedim. Resul-i Ekreme biat
ettikten sonra sa elimle edeb yerimi tutmadm..." .
Hicri 125 ylnda len 12.ci halife Yezid b. Velid (ki Emevi
hkmdarlarndan Abdlmecidin oludur), "teganni" ile "muganniye"
132
konusundaki olumsuz duygularn yle belirtirdi: "Teganniden
saknnz, zira o hayay azaltr, ehveti oaltr, mrvveti ykar ve
iki yerine geer sarhoun yapt ktlkleri yaptrr. ayet mutlaka
teganni isteini duyuyorsanz kadnlar uzaklatrn. Zira teganni
zinay tevik eder" 153.
slam dnyasnn "Hccet-l slam" diye ycelttii mam Gazaliye
gelince o, her ne kadar yukarda sylenenlerin ouna katlmakla
beraber, birazck olsun olumlu grnmek hevesiyle "teganninn"
haram olan ve olmayan bulunduu sylerdi. Ona gre "ehveti" ve
"insan akn" harekete getiren "musiki" ya da "iir" haramdr. Fakat
"Allah sevgisini", ya da "hariteki adamn gelme sevgisini", ya da
"doum" (yeni doan ocuk) sevincini ya da bayram neesini arttran
teganniler "tamamen seytann arzusuna uymazlar". Yine Gazaliye
gre bir cariyenin kendi efendisine (sahibine) ark sylemesi haram
saylmaz nk bu gibi durumlarda "fitne korkusu" diye bir ey sz
konuu deildir. rnek olarak da Ayenin, kendi cariyelerine, kendi
odasnda ark syletmi olmasn gsterir ve buna Muhammedin ses
karmadn ekler. obann ald kaval sesini duymamak iin
Muhammedin kulaklarn kapam olmasn: "O an iin alg sesinin
zerinde menfi bir tesir yapabileceini hesaba katm
olabileceindendir" diyerek yorumlamtr.
Fakat buna karlk ehvet duygularn kurcalayan, ya da insani aka
getiren, ya da kalbde ve gnlde "fitne" dourtan arklarn ya da
iirlerin "haram" olduunu anlatmtr. Gazaliye gre, insanlar
azdrmak ya da saptrmak niteliinde olan her "teganni" ya da her
"iir" haramdr Kuran bile bu maksatla okumak haramdr 154.
Yine Gazalinin eriat kkenli dn tarzna gre musikinin haram
olan dier bir tr daha vardr ki o da "kanlar galeyan halinde
bulunan genlerin" ya da "fasiklarin" (yani gnah ileyen, ya da
ilemeye hazr bulunan kimselerin) musikisidir ki bunu "zinann
efunu" (zinaya tevik edici) olarak tanmlard. rnein bir arkcnn
sesini gzelletirip kendisini insanlara "arz ederek" sevdirmesini
"nifaki" (bozuturucu) bir hareket olarak tanmlar ve bn-i Mesudun
"Teganni nifak dourur" eklindeki szlerini bu anlamda doru
bulurdu.
133
Bundan baka bir de Kurann Necm Suresinin 59. ve 60.
ayetlerinin: "u Kurana kar m istihza ederek glersiniz ve
alamazsnz da onun duyulmamas iin teganni edersiniz!" (K. 53
Necm 59-60) eklinde olduunu belirterek Kuran dinletmemek iin
glmeyi ve alamay salayan her eyin (ister musiki, ister, iir vs...
olsun) haram olduunu belirtirdi. Yine Kurann: "nsanlardan
bazlar efsane ve bo szler satarlar" (K. 31 Lokman 6) eklindeki
ayetine yaslanarak kiiyi slamdan soutan, ya da "dini verip
dnyal alma" gibi sonular douran arklarn ve iirlerin haram
olduunu eklerdi 155. Bundan dolaydr ki alg ve oyunla ilgili baz
musiki aletlerinin (rnein ud, zenc, ddk, vs...) alm ve satmnn
yasaklanmasn ngren hadisleri uygun bulurdu 156.
Btn bu yukardaki hususlar insanlarmza "din bilgisi" olarak
belleten din adamlarmz, eriata gre haram saylmayan musikinin
"aile iinde ya da dnlerde alg alp elenme" niteliindeki eyler
olduunu syleyerek buna bir de "askeri musikiyi" eklerler.
Dayanaklar hep eriat verileridir. Bu verilere gre aile iinde
kadnlarn ve ocuklarn kendi aralarnda def ve alg cinsi eyleri
almalarnn ya da dnlerde def ve davul alnmasnn caiz
olduunu sylerler. rnek olarak unu verirler: Ayenin rivayeti olan
bir hadise gre Muhammed bir gn, tandklarndan birinin Fariga
adndaki yetim kzn Ensardan Nebit bn-i Cabir ile evlendirmee
karar verir ve dn tertipler. Sonra Ayeyi arr ve ona: "Ya Aye,
hani sizin def alan ve iir syleyen muganniyeniz yok mu: Ensarin
byle oyun houna gider" der 157. Ancak ne var ki dn vesilesiyle
def alnmasna ve ark sylenmesine izin verirken aklndan, kadn ve
erkeklerin birlikte bulunduklar, def alp beraberce oynadklar, aka
zlem duygularn dile getirdikleri bir dn geirmemitir.
Yine bunun gibi mam bn-i Mesudun bildirmesine gre
Muhammed, aile iinde kadnlarn ve ocuklarn kendi aralarnda def
ve alg cinsi almalarna da izin vermitir 158. Hemen belirtmek
gerekir ki izin verdii bu eyler, kendisine gre musikinin "en
zararsz" ve aslnda "en nemsiz" olan eklidir. Bunlar dahi dn ya
da bayram gnleri gibi istisnai zamanlara hasretmitir. Bunun byle
olduunun en gzel kant, Aye ile ilgili u olaydr:
134
Bir kurban bayram gn Aye, kendi odasna ekilmi olarak iki
cariye kzn def alarak syledikleri arklar dinlemektedir. Cariye
kzlarn ellerindeki def "pulsuz" cinsten bir alg aleti olup
syledikleri arklar da Araplarn sava "menkabeleri" niteliinde
bildikleri "Buas ezgileri" ni iermektedir daha dorusu Medinedeki
Evs ve Hazrec kabileleri arasnda vaktiyle gemi olan savalarla ilgili
hikayeleri ark eklinde dile getiren eylerdir. arklarn gftesinde ne
ak ve ne de ehvet konusunda her hangi bir sz yoktur. Cariyeler de
para ile i gren cinsten, yani "teganniyi sanat ve adet edilmi"
kimseler deillerdir: birisi Muhammedin zel airi olan Hassan bn-i
Sabitin cariyesi dieri de bir baka ahbabnn cariyesidir. Srf
Ayenin hatr iin odasna gelmiler, ark sylemektedirler. te tam
bu srada Muhammed Ayenin odasna girer. Cariyelerin def alarak
ark sylediklerini grmekle huzursuz olur huzursuzluunu da yataa
yaslanp yzn baka yne evirmekle ve "ihramn rtnmekle"
belli eder. Az gemeden Ayenin babas Ebu Bekir grnr. Ebu
Bekir def alp ark sylemenin Muhammed tarafndan yasaklanm
olmasna ramen kznn def aldrp ark sylettiini ve
Muhammedin de arkclar dinlememek ve grmemek iin yzn
baka yne evirdiini, ihramna brndn grmekle arr.
Kznn Muhammedi rahatsz ettiini dnd iin fkesini
yenemeyerek Ayeyi: "(Bu ne hal) Resulullah...in yannda eytan
mizmari mi?" diyerek azarlar. "Mizmar" szcnn szlksel
anlam, nefes ile alnan her hangi bir saz ya da ses ile okunan
eylerdir. Ebu Bekirin hiddete kaplm olarak Ayeyi azarladn
gren Muhammed, ban brnd ihramdan (rtden) karr ve:
"(Ey) Ebu Bekir, onlara ilime. (Bu gnler bayram gnleridir)"
diyerek onu yattrr. Her ne kadar holanmamakla beraber, bayram
vesilesiyle cariyelerin ark sylemelerine engel olmaz. Bu szleriyle
anlatmak ister ki, dnlerde olduu gibi bayram gnlerinde de bu
ekilde "zararsz" arklar okunup def alnabilir. Muhammedin bu
szleri zerine Ebu Bekir sesini ksar ancak ne var ki Aye, gergin
havay sezmitir. Ne babasnn ve ne de kocasnn honut olmadn
anlad iin cariyelere iaret ederek odasnda kartr.
Yukardaki olayla ilgili olarak Ayenin sylemesi yle: "Bir defa
Mina gnlerinde (yani Kurban bayramnn ilk gnlerinden birinde)
Resulullah yanma girdi. Karmda Buas ezgilerini (def alarak)
135
okuyan iki kz vard. Yatana uzanp yzn evirdi. (Derken) Ebu
Bekir girdi: -(Bu ne hal? Peygamberin) yannda eytan mizmari mi?-
diyerek beni azarlad. (Bunun zerine) Resulullah ona dnp: -
Onlara ilime- diye buyurdu. (Babamn zihni baka bir eyle) megul
olunca kzlara iaret ettim (onlar da) ktlar..." ( Diyanet Yaynlar,
Sahih-i..., Cilt III, sh. sh. 151, hadis no. 513) 159. Buharinin
rivayetine gre Muhammed "Onlara ilime" dedikten sonra "Her
kavmin bayram vardr, bu da bizim bayrammzdr" ya da "Bu gnler
bayram gnleridir" diye eklemitir160.
Bu yukardaki hadis din adamnn ve eriatinin "slamda musiki
yasa diye bir ey yoktur!" eklindeki yalanlarn da ortaya
vurmaktadr. nk grld gibi Muhammed def alp ark
syleme iznini sadece bayram gnleri iin vermitir verirken de
sylenen arklarn ak ve ehvet duygularn dile getirmeyen, din
duygularna ters dmeyen, buna karlk genellikle sava
kahramanln ve cengaverlii coturucu eyler olmas koulunu
ngrmtr. alg alp oyun oynama konusunda verdii izin "raks"
cinsi oyunlar deil fakat kl (ya da "harbe") oyunu, ya da kalkan
oyunu gibi eylerdir. Mekkeden hicret ederek Medineye ilk geliinde
de, bu olay "bayram" vesilesi bilmi ve kutlamak maksadyla, kendisi
de harbesiyle oyun oynamtr (Bu hususlar iin bkz. Diyanet
Yaynlar, Sahih-i..., Cilt III, sh. 150 ) 161.
Yine bunun gibi Hicretten sonraki bir tarihte Medineyi ziyaret
maksadyla gelen Habesilerin "harbeleriyle" oyunlar oynamalarna
ve halkn bunlar seyretmesine izin vermesi, bu oyunlarn "raks"
eklinde olmayp "harbelerle" savar gibi hcuma gemek, atlayp
sramak eklinde, yani askeri nitelikte olmasndandr.
Bu dorultuda olmak nedeniyledir ki daha sonraki dnemlerde din
adamlar musikiyi yasaklatc yollar aramlardr. Abul Hasan
Maverdi (974-1058), Kitaba al-ahkam al-sultaniya ve ayrca Kitaba
Nasihat al-muluk adl yaptlarnda devlet yneticilerinin yetkilerini
incelerken arap ienlerin, kumar oynayanlarn ve musiki ile
uraanlarn cezalandrlmalar konusundaki hkmleri sralar Bu
hkmler arasnda ark sylemenin ve telli musiki aletleri
kullanmann caiz olmadna ve nk btn bunlarn insanlar temiz,
136
gzel, dinsel dncelerden uzaklatrp "sehevi" duygulara
srklediine dair olanlar vardr. Bundan dolaydr ki sehevi duygular
kabartmayp sava ruhunu canl tutar diye askeri musikiye cevaz
verildiini anlatr. 161 a
Din adamlar da bu tr malzemeye sahip olarak Muhammedin
musikiyi insan kalbindeki "mnafkln" ve ktln" nedeni
olarak grdn ve bu yzden yasakladn, sadece "masum"
arklara izin verdiini belirtmilerdir. Fakat "masum" nitelikteki
arklarn dahi kadnlar tarafndan erkeklerin nnde sylenmesini
yasak ettiini, yine bunun gibi, henz sakal terlememi gen
delikanllar, kadnlar karsnda ark sylemekten men ettiini nk
aksi taktirde kadnlarn sehevi duygularnn kabaracan belirlediini
sylemilerdir 161 b .
Fakat btn bu yasaklara ramen musiki, biraz olsun "liberal" grl
Halifeler zamannda itibar grmtr. Annesi Hiristiyan olan Halife
Yezidin saraynda arkclar ve algclar bulunurdu. Al-Mtevekkil
zamannda da slam kltrne eski Yunan musiki sanati girmitir. al-
Kindi gibi dnrler Aristonun musiki konusundaki fikirlerini
ilemilerdir. Daha sonra al-Farabi ve bn Sina gibi dnrler ayn
kaynaklardan yararlanarak musiki sanatinn "nazari" esaslarna yer
vermilerdir.
unu eklemek gerekir ki slam lkelerinin 1400 yllk yaamlar
srasnda musiki yasa, Muhammedin getirdii yasaklar arasnda en
az riayet greni olmutur. Din adamlar sayesinde deil fakat din
adamlarnn muhalefetine ramen!
Oysa ki Batda musiki halkn hem dinsel ve hem de fikirsel
Gelimesinin iksiri olmutur. Eski Yunan her bakmdan kendisine
kaynak edinen Bat dnyas Eflatunun Republic adl kitabnda,
musikinin insan ruhu zerindeki nemine deinen tlerini ve
Sokratn ya da Aristonun bu dorultudaki grlerini daima
deerlendirmitir. Din adamlar, musikiyi Kiliseye mal ederek hem
halk Kiliseye ekebilmiler ve hem de ruh gelimesine
srkleyebilmilerdir. Gerekten de Batda musiki, Kiliseyi
tamamlayan bir unsur olmutur. Hayden, Hendel, Bach ve daha nice
137
musiki stadlarnn ruhu ycelten yaptlar sayesinde Batl'nn
kyls bile ilkellikten kurtulma yolunu bulabilmitir.
Fikir ve kltr tarihin ortaya vurduu gerek udur ki insan ruhunun
ve zekasnn gelimesinde, insan karakterinin incelmesinde musiki,
tpk resim ve heykelcilik ya da dier sanat alanlarnda olduu gibi,
fakat onlardan dahi stn ve gl bir rol oynar. nk resim ve
heykelcilik, sylendiine gre, eyann d eklini kopya etme
hevesinden domutur. En byk sanatkarlar dahi kendilerine
genellikle eyay "model" edilmilerdir. Oysa ki musiki, bu tr bir
taklitilie ynelme gereini duymamtr. Daha baka bir deyimle
musiki, insann taklitilie ynelik igdlerinden kmamtr. Kabul
edilir ki musikinin gerek kayna, insan ruhunun derinliklerindeki
"ulvilik"tir, "kutsallk" tr. Daha dorusu musiki "bilinlenmenin"
duygusal ynlerinin da yansmasdr. Toplum yaamlarnda olduu
kadar bireylerin yaamnda da musiki ylesine nemli bir yer kapsar
ki toplumun ve kiilerin ahlak anlaylar dahi buna gre ekillenir.
Dinsel duygularn gelimesinde musikinin rol ylesine nemli
saylmtr ki musikisiz din, sanki gcn yar yarya yitirmi gibidir.
nk musiki kalbe ve ruha hitap eder ibadet srasnda ruh
bakmndan en olumlu ortam ve havay o yaratr. Sosyal yaamlarda
da musiki toplum iin ortak duygular, ortak dnceler ve
bilinlenmeler, ahlaksal oluumlar salar. Yksek kaliteli musiki,
insan zekasna en ideal yaamlar tanmlar ve sevdirir. musikinin bu
niteliklerini anlayacak kerteye gelen kimseler, sanatn dier trlerini
deerlendirme olanana da ularlar. Musiki kltr ile bezenmi
kalpler asl ve yksek duygularn ve faziletliliin var olduu
gereklere eriebilir olmulardr. nsan varlnn insanlk sevgisiyle
ve insancl yaam duygularyla gelimesine vesile olan etkiler hep
musiki sayesindedir 161 c.
te Batda din adamlar musikiyi Kiliseye sokmak ve ibadet
srasnda musikiye yer vermek suretiyle bir yandan halk tabakalarnn
Kiliseye ballk duygularn pekitirmiler, dier yandan da bu
insanlar yksek kaliteli musikiye altrarak fikir ve ruh gelimesine
yneltmilerdir. Batda ou kiilerin, srf gzel bir musiki dinlemek
maksadyla Kiliseye gittikleri bir gerektir. Kyden gelip Kilisede
Bachin, Hendelin, Haydnn, Mozartn vb... musikisini dinleyen
138
insanlar, srf bu ruhu yceltici ve akl gelitirici musiki sayesinde
ilkellikten syrlma olasln kazanmlardr.
Ne yazk ki eriat dnyasnn din adamlar kendi insanlarna byle bir
frsat yaratamamlardr.
*
Din adam, eriat verilerine dayal olarak mslman kiiye, sadece
resim ve heykel dmanln, sadece musiki dmanln deil fakat
gzel sanatlarn dier nemli bir kolu olan "iir" (ve dolaysyla
"air") dmanln da alar. Fakat bu ii pek kurnaz yollarla yapar
ve rnein genellikle vezinli ve kafiyeli uslubda hazrlanm olan
Kuran ya da ou hadisleri "iir" niteliinde saymaz, ve yine
genellikle vezinli ve kafiyeli ekilde konuan Muhammedi air
saymaz. Bunu yaparken Kurann air sz olmadna ve
Muhammedin "air" olarak gnderilmediine ve air olarak i
grmediine dair hkmleri sergiler. Sergilerken de rnek olarak
Hakka suresinden: "Kuran erefli bir elinin getirdii szdr o air
sz deildir... Kahin sz de deildir" (K. 69 Hakka 40-42)
eklindeki ayeti gsterir. Muhammedin air olmadna ve iir
yazmasn bilmediine dair yine Kurandan u tr ayetleri gsterir:
"Biz Muhammede iir retmedik zaten ona gerekmezdi" (K. Hakka,
41 Saffat 35 Ya-Sin 69 vs...). airlerin "yalanc" ve "akn" kiiler
olduklarn anlatmak zere Kuran dan u tr ayetleri okur:
"...airlerin her vadide akn akn dolatklarn ve yapmadklarn
yaptk dediklerini grmez misin?" (K. Suara 224-226). airlere kulak
asmann ya da onlara deer verip ayak uydurmann "azgnlk" ve
"sapklk" olduunu anlatmak zere Tanrnn yle dediini anlatr:
"airlerin ardndan ancak azgnlar gider..." (K. Suara 224-226). Yine
bu dorultuda olmak zere Muhammedin de airler hakknda:
"Benim, Tanrnn mahluklar arasnda en ziyade nefret ettiim
kimseler air(ler) ve mecnunlardr" eklinde konutuunu ve
mslman kiilere iirle megul olmamalar iin u ekilde tte
bulunduunu belirtir: "Sizden birinin karnnn ii iir dolmaktansa irin
dolmas hayrldr" 162.
Bunlar sylemekle beraber din adam, slam lehinde ya da
Muhammedi vc nitelikte olan iirleri, biraz aada
139
belirteceimiz gibi, "makbul" kabul etmekten geri kalmaz. Daha baka
bir deyimle iir ve air dmanl duygularn Muhammedten gelme
bir miras olmak zere yeni kuaklara aktarr. nk Muhammed, hem
bir yandan kendisini "peygamber" olarak kabul ettirebilmek ve hem de
airlerin eletiri ve yermelerinden (hicivlerinden) kurtarabilmek iin
iir sanatn ve airleri ktleme siyasetini gtmtr yle ki:
slam kaynaklarndan renmekteyiz ki Arap toplumunda airler, her
ne kadar son derece etkili ve nemli bir yer igal etmekle beraber,
"hayal aleminin insanlar" ya da "halk yalan szlerle sihirlenebilen
kiiler" olarak grlrlerdi. Muhammed kendi kendisini "peygamber"
ilan edipte Tanrdan vahy geldi diyerek konumaya balaynca Kurey
halk onu "deli bir air", ya da "halk szleriyle sihirleyerek aldatan bir
air" diye tanmlamtr. Bir oklar: "Deli bir air yznden
tanrlarmz m brakalm?" (K. 37 Saffat 36-37) diye ya da:
"(Muhammed) sizin gibi bir insandan baka bir ey midir? Siz, gz
gre gre sihre mi uyarsnz?" (K. 21 Enbiya 2-3) eklinde konuur
olmutur. Kuran onun uydurmas olarak grenler: "Hayr (bu szler)
kark ryalardr hayr (o Kuran) uydurmutur. Hayr o (bir)
airdir" (K. 21 Enbiya 5) demilerdir. Halkn bu ekilde
konumasnda airlerin de byk etkisi vardr.
Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar Muhammedin
"peygamberlik" iddialarn rtebilecek nitelikte eylerdi ve eer air
olarak tannacak olursa, hi kimse tarafndan ciddiye alnmayacak,
"Tanr elisi" olarak kabul edilme olaslna kavuamayacakt.
te yandan eer airden peygamber olabilecei inanc yerleecek
olursa bu taktirde kendinden ok daha iyi airlerin "peygamber"
olarak ortaya kabilecei ve byle bir halde "peygamberlik"
mesleine "elveda" etmek gerekecei muhakkakt.
Bundan baka airlere kar, bunlarn kendisini "peygamber" olarak
kabul etmeyip iirleriyle alaya almalar nedeniyle de dmanlk
beslerdi. Bu dnemin nl airleri ( ki aralarnda Labid bn Rabia,
Abdullah bn Ravaha, Kab bn Esref, bn-i Hatal gibi kalemi ok
kuvvetli olanlar vard) gerek Mekke dneminde ve gerek Medine
dneminde Muhammedi hicivleriyle yererlerdi. Hem de ylesine ki
onu "Muhammed" adiyle deil fakat "Mzemmem" szc ile (ki
140
"zemm olunmu", "ktlenmi" anlamlarna gelir) kltrlerdi (Bkz.
Diyanet Yaynlar, Sahih-i..., Cilt IX, sh. 252 )163.
Bu airler arasnda Muhammede inanp mslman olan ve fakat
sonradan cayp slamdan kanlar vard. rnein meyye bn-i Ebis-
Salt, eskiden beri "tek Tanr" fikrine bal olanlardan biri olduu iin,
bir aralk Muhammedi benimsemi ve mslman olmu idi. Fakat az
gemeden onu "peygamber" olarak kabul etmenin hata olduunu
anlam ve slamdan kmtr. Onun bu tutumunu yermek
maksadyla Muhammed Kurana u ayeti koymutur: "Mriklere u
adamn kssasn da oku ki Biz ona ayetlerimizi vermitik (ilmi, dini,
eref ve haysiyeti vard). O btn bunlardan syrld kt da onu
eytan kendine uydurdu. Bu suretle o sapklardan oldu" (K. Araf 175)
airlerin ve onlarn etkisiyle halktan kiilerin Muhammede dman
olmalarnn bir nedeni de Muhammedin koymak istedii bir takm
yasaklar, haramlardr ki bunlardan biri arap (iki) yasa idi. Bu
yzden ou kiiler ve airler Muhammed aleyhinde iirler yazarlar ya
da yazlan iirleri okurlard.
Ve ite genel olarak airlerin halk zerinde son derece etkili
olduklarn ve bu airlerin hicivleri ve kendisiyle alay etmeleri
yznden taraftarlarn kaybedebileceini ya da halkn kendi aleyhine
dnebileceini bildii iindir ki Muhammed, airleri "szlerine
inanlmamak gereken kimseler" olarak sergiler, kendisini de "air"
olarak gstermekten kanrd. Bu maksatladr ki Kurana, yukarda
belirttiimiz gibi, "Biz Muhammede iir retmedik zaten ona
gerekmezdi" (K. Hakka, 41 Saffat 35 Ya-Sin 69 vs...) ya da:
"Kuran, erefli bir elinin getirdii szdr o air sz deildir"
(K.Hakka 40-42) eklinde ayetler koyarken kendisine air diyenleri
"Siz can yakc azab tadacaksnz" (K. Saffat 38) eklindeki
"ayetlerle", ya da "Biz iir ile, mfahare ile (vnmek iin) bas
olunmu (peygamber klnm) deiliz" eklindeki hadislerle 164
susturmaa almtr. Bununla da yetinmemi, bir de airlerin
"yalanc", "sahtekar", "hayalperest", "insanlar aldatan" kiiler
olduklarna dair hkmler koymu ve airlere inananlar "azgnlar"
diye tanmlamtr (Bkz. K. 26 Suara 224-226).
141
Hemen belirtelim ki bunlar genellikle Muhammedin henz
glenmedii Mekke dneminde olan eylerdir gl olmad iin
kendisine air diye atanlara, ya da kendisini iirleriyle hicveden
airlere yukardaki ekilde sadece "szle" karlk vermitir. Fakat
Medineye geip te glenmee baladktan sonra bu gibi kiileri ele
geirdike, kellelerinin uurtmak suretiyle haklarndan gelecektir.
rnein Mekkeyi fethettikten sonra "genel afv" ilan ettii halde, yllar
nce kendi aleyhinde iir yazd diye bn-i Hatali ldrtmekten ve
ayn cezay dier kiilere uygulamaktan geri kalmamtr.
Bununla beraber vaktiyle kendisini hicveden ve fakat lmden
kurtulmak iin kendisini vc iirler yazan airleri balad
grlmtr ki bunlardan biri nl air Kab b. Zuhayr dir. Arabn
bu en atein airi, uzun yllar Muhammedin srarlarna ramen
mslman olmay red etmi, zgrln korumak istediini
bildirmitir. Bununla da yetinmemi, bir de Muhammedi,
zgrlkleri yok etti diye hicvetmi, hatta, sylendiine gre,
"Muhammedin kan helaldir" eklinde iirler yazmtr. Ancak ne var
ki Mekkenin fethinden sonra artk Muhammedin iyice glendiini
ve kendisini ilk frsatta ldrteceini anlad iin, kap izini
kaybettirmek istemi ve fakat ne yapsa kurtulamayacan anlaynca
Muhammedi vc ve yceltici iirler yazmaa balamtr.
Muhammed bu iirleri, sadece kiisel egosunu (nefsini) doyurmak
bakmndan deil fakat ayn zamanda halk snflarn kendi lehinde
etkilemek bakmndan da yararl bulduu iindir ki Kab b. Zuhayr i
afv etmitir 165.
Bu vesile ile unu belirtelim ki Muhammed, her ne kadar iir sanatnn
ve airlerin olumsuz niteliklerine inanm olarak yukardaki tutum ve
davranlara ynelmekle beraber, bu olumsuzluklar "olumlulua"
dntrmek halinde, kendi siyaseti bakmndan yararl sonular
alacandan emindi. nk unu bilirdi ki Arap karakterinin
zelliklerinden biri "gzel konumaya", gzel sze" (ki"belagat",
"talakat" deyimleriyle karlanmak gerekir) dknlktr o kadar ki
bedeviler gece yolculuuna ktklarnda iir syleyerek develeri
gderler, kervanlarn ekerlerdi. Gya develer dahi iir eklindeki
teraneden holanrd.
142
te yandan iirler ve "kafiyeli" szler dmana kar "hiciv" ve dosta
kar "methiye" niteliinde olacak olursa tam bir "silah" eklinde i
grebilen eylerdi. O kadar ki bir kabilenin bir baka kabileye
stnl airlerinin gll ile llrd 166.
Bundan dolaydr ki Muhammed, bir yandan Kurana koyduu
ayetleri genellikle iir havasna brrken dier yandan taraftarlarn
bu tr szlerle etkilerdi. rnein Kuran "nazim" eklinde grnmekle
beraber aslnda iir kitabi gibi bir eydir. Genellikle ayetler, srf
kafiyeli olsun diye belli bir szcn ya da bir tmcenin devaml
ekilde tekrarlanmalaryla oluur. Ayetlerin Trke evirisi dahi bu
konuda fikir vermee yeterlidir. Gelii gzel bir rnek olarak Tekvir
Suresinden u bir ka tmceyi okuyalm:

"Gne drlp kalmad zaman,

Yldzlar dp snd zaman,

Dalar yrtld zaman,

Dourmas yaklam develer ba bo brakld zaman,

Denizler kaynatrld zaman,

Canlar bedenlerle birletirildii zaman"
(K. 81 Tekvir 1-14)
Tekvin Suresini izleyen Infitar Suresinde yukardaki kafiyelerin
srdrld grlr:
"Gk yarld zaman,

Yldzlar dald zaman,

Denizler kaynat zaman,

Kabirlerin ii da kt zaman,
143

nsanolu ne yaptn ve ne yapmadn grr"
(K. 82 Infitar 1-5)
Ayn kafiyeler iki Sure sonra, Insikak Suresinde yine karmzdadr:
"Gk yarlp Rabbine boyun edii zaman,

Yer dzeltilip, iinde olanlar... boatld zaman,

Herkes yaptnn karln grecektir"
(K. 84 Insikak 1-5)
te yandan hadis niteliinde brakt hkmler ya da dualar da bir
bakma iir niteliinde eylerdir. rnein Ensar ile Muhacirine
"mafiret" dilerken (dualar ederken), ya da Mescit niteliinde binalar
ina ettirirken ya da sava srasnda askeri cotururken yapt buydu.
Sylendiine gre Uhud savanda askerin sava meydanndan
kamasna ve ordunun dalmasna, vezinli, kafiyeli szlerle (ki
aslnda iirden baka bir ey deildi) engel olmutur. Yine
sylendiine gre Huneyn de, ordunun dalmaa balamas zerine
sava meydanndan kaan askerleri, vezinli kafiyeli u szlerle
etkileyip bozulan orduyu nizama sokmutur:
"Enen-Nebyuu la kezib,

Ene bn-i Abdil-Muttalib"

(ki Trkesi yle: "Ben peygamberim, yalan yok,

Ben Abdi-Muttalibin oluyum") 167
Ancak ne var ki o, vezinli ve kafiyeli dahi olsa, iir sanatnn sihirli
gcnden yararlanr fakat bunlar "iir" niteliinde saymaz, kendisini
de air olarak tantmazd. Bunu yaparken biraz yukarda belirttiimiz
hkmleri sralard.
Bundan dolaydr ki din adamlar ve eriat yazarlar "Tanr airleri
hor ve aa grmtr" diyerek Muhammedi air olarak
144
tanmlamazlar ve onun "iir" eklindeki szlerini ve Kurana
koyduu hkmleri iirden saymazlar. Onlara gre bu szler "iir"
deil fakat "recez" dir ki "rcuze" diye de bilinir. "Recez" denen ey
yars, ya da bir ksm "yontulmu beytten" oluan bir eydir ki iire
benzemekle beraber gerekte iir kabul edilmez Yine onlara gre iir
sylemeyi gelenek edinen kimseye "air" denmekle beraber "recez"
sylemeyi gelenek edilmi kimseye "air" denmez "raciz" denir.
Bundan kardklar sonu udur ki Muhammedin syledikleri iir
deil "recez" niteliinde eylerdir ve bu nedenle onu air deil fakat
"raciz" diye kabul etmek gerekir (Diyanet Yaynlar, Sahih-i..., Cilt.
XII, sh. 154) 168.
Din adamlarnn bavurduklar bu kurnazlklarn "laf" oyunundan
ibaret bulunduunu ve nk etki ve sonu bakmndan "iir" ile
"recez" arasnda, hatta bunlara yatkn den "nazim" arasnda fark
bulunmad, hepsinin de "nazmin" belli kalplarndan birine karlk
olduu bir gerektir. nsan ruhunda ve insan gnlnde deiim ve
titreim ve etki yaratmak bakmndan hepsinin de hemen hemen ayn
ii grd bir baka gerektir. Bundan dolaydr ki Muhammed, her
ne kadar airleri sevmez ve ktler grnmekle beraber ou zaman
airlere muhta ve onlarsz yapamaz olmutur. Basta Hassan Basri
Sabit olmak zere Arapn en gl airlerini kendi hizmetinde
kullanm olmasnn nedeni bundandr. Onlar kendi "zel airleri"
olarak hizmetinde kullanabilmek iin, airleri aalatmak
maksadyla Kurana koymu olduu ayetlere (ya da sylemi olduu
hadis niteliindeki szlere) "istisna" yaratc hkmler eklemitir.
rnein Suara Suresinin 224-227 ayetlerinde, airleri ktlemek
zere: "airlerin ardndan azgnlar gider (onlar yalancdrlar)..."
derken, kendi airlerini (ya da kendisi lehinde yazan airleri) istisna
klmak iin u tmceyi eklemitir: "Ancak iman eden, mriklerden
intikam alan (airler) baka..." (K. 26 Suara 224-227).
Din adamnn slam kaynaklarndan aktardna gre bunu dahi
kendiliinden deil fakat bu airlerin istekleri zerine yapt
anlalmaktadr. Zira Kuranda airleri kltc nitelikte ayetlerin
yer aldn gren ve bundan znt duyan baz airler (ki aralarnda
Abdullah bn-i Revaha, Kab bn-i Malik ve Hassan bn-i Sabit gibi
nller vard) Muhammedin yanna gelip "Allah bilir ki biz airiz"
145
diyerek yakndklarnda, onlar honut etmek iin Muhammed, biraz
nce belirttiimiz gibi "Ancak iman eden, mriklerden intikam alan
(airler) baka..." (K. 26 Suara 224-227) eklemesini yapmtr.
Daha baka bir deyimle kendisini hicveden ya da getirdii dzeni
(yani slam) eletiren airleri "yalanc", "sapk" vs eklinde
tanmlam, buna karlk kendisini ven ve kafirleri yeren airleri
"muteber" kiiler saym ve onlar dmanlarna kar birer silah gibi
kullanmtr. Bunlar arasnda Hassan b. Sabit, hiciv sanatnn
stadlarndan biri olarak, nemli bir yer igal eder. Muhammed onu
kendisine "zel" air semi, ona mahsus olmak zere Mescitde bir
minber kurdurmutur. Onu her vesile ile bu minbere kartr ve
dman bildii Kureylilere kar svp saymas iin: "Kffar-i
Kureye (Kureyli kafirlere) cevap ver. Onlar hicvet (korkma), Cibril
seninle beraberdir" diye emrederdi. Cibrilin Hassana yardmc
olabilmesi iin de Tanrya yle yalvarrd: "lahi! (Hassani) Ruhl-
Kds (Cibril) ile teyid et" (Yani "Ey Tanr! Hassani Cibril ile
glendir" demek isterdi) (Diyanet Yaynlar, Sahih-i..., Cilt II, sh.
395 ) 169.
slam Kaynaklarnn bildirmesine gre Muhammed, kendisine
taraftar olan airleri seferber ederek ve onlara, korku yaratc, dehet
sac iirleri syleterek birok Arap kabilelerini mslman yapp
kendisine boyun edirtebilmitir. Bunun en gzel rnei Beni Temim
kabilesinin slama girmesidir. Hicretin 9.ylnda Beni Temim
urugundan bir heyet, beraberlerinde Utarid bin Hacib gibi nl airleri
olduu halde, Muhammedi ziyarete gelir. Konumalar srasnda bu
airler, Tanrnn kendilerine yardmc olduuna, inayetler ihsan
ettiine, kendilerini en stn insanlar durumuna getirdiine dair iirler
okurlar. Bunun zerine Muhammed, kendi airlerine emir vererek
kendisini yceltici fakat kar taraf hicvedici, yerici ve korkutucu
nitelikte iirler okutturur. Bu iirler Beni Temimleri etkiler, daha
dorusu korkutur hem de ylesine ki aralarndan biri (ki bunun Akras
bin Habis adnda biri olduu sylenir) ayaa kalkarak, bu iirleri
dinledikten sonra Muhammedin peygamber olduuna inandn
bildirir ve kendi arkadalarna dnerek yle der: "Babam size feda
olsun ki (Muhammed) gaibden haber almaktadr. (Onun airleri)
bizim airlerimizden... stndr".
146
Sylendiine gre bu olaydan sonra Beni Temim kabilesi
Mslmanl semitir 170. Kukusuz ki Beni Temim kabilesini buna
zorlayan ey Muhammedin airlerinin daha gzel, daha veciz
konumalar deil ve fakat savurduklar korkutucu tehditlerdir. Bu
taktik, Muhammedin Kurana koyduu: "Mrikine mallarnzla,
canlarnzla, dillerinizle mcahede edin" eklindeki hkme uygun bir
taktiktir.
Yine din adamnn slam kaynaklarndan naklen bildirmesine gre
Muhammed airler tarafndan vlp yceltilmekten pek holanrd.
Kendisini yceltici nitelikteki bu iirler sayesinde halkn sevgi ve
saygsna kavuacan, uhrevi ve dnyevi otoritesini
glendirebileceini dnrd. Bundan dolaydr ki, biraz nce
belirttiimiz gibi, bu ekilde i gren airleri ve onlarn iirlerini,
genel olarak airler ve iirler aleyhinde sarf etmi bulunduu olumsuz
szlerden hari tutmutur.
Btn bunlardan anlalmak gereken udur ki slamda iir sanat bile
yukardaki verilere gre kstlanma durumundadr ve din adam,
olanak bulduu lde bu kstlanmay gerekletirme yolunu seer.










147
Din Adamlar - Blm 06

Din Adamlarn Gr Ayrlklarna Srkleyen Sorunlar nsan
Akln Durdurmaa Yeterli eylerdir:

lahiyat Fakltesinden kma ve ounun adnn banda "Profesr" ya
da "Doent" unvanlar bulunan "niversiteli ilahiyatlarmz" da dahil
olmak zere din adamlarmzn "bilim" diye uratklar eylere yle
bir gz atiniz. Greceksinizdir ki bunlar genellikle akl dlayan
eylerden ve daha dorusu batl inanlardan oluur bazlarn bu kitap
boyunca sergilemekteyiz. Bunlar yannda bir de zmlemekte glk
duyduklar sorunlar vardr ki bunlardan bir kan burada ele almak
yararl olacaktr! Akl ve mant durduracak nitelikteki bu hususlar
hakknda fikir edindikten sonra eriat eitimiyle yetimi olmann ne
demek olduunu biraz daha iyi anlayarak bu memleketin insanlarnn
geri kalmlklarnn nedenlerini biraz daha iyi kavram oluruz.
Din adamlarn gr ayrlklarna srkleyen "nemli!" konulardan
biri oru ibadetiyle ilgilidir. Oru, bilindii gibi, slamn be
artndan biri olup Kuranda: "Ey iman edenler! Sizden evvelkilere
farz klnd gibi, sizin de zerinize oru farz klnd, ta ki
korunasnz" (K. 2 Bakara 184) diye hkme balanmtr. Din
adamnn sylemesine gre mslman kii, Kurann farz kld
orucu belirli yasaklara uymak suretiyle korumakla grevlidir aksi
taktirde bozulan orucunu "kaza" etmesi (yani gnne gn tutmas) ya
da baz hallerde "keffaret etmesi" (yani aralksz olarak 60 gn ya da
arka arkaya iki ay oru tutmas) gerekir. Bununla beraber baz hallerde
yasaklanm eylemlere ramen ne "kaza" ve ne de "Kefaret"
gerekmeyebilir. Btn bu haller slam kaynaklarndan alnma
hkmler olarak Diyanet leri Bakanlnn yaynlarnda yer
almtr (Bkz. Diyanet Dergisi, Cilt XI, say 6, sh.338-340) din
adamlarmz tarafndan halka belletilir. rnein orulu iken kar cinse
sadece bakarak ya da dnerek "inzal" olmak (ki meni gelmesi
demektir) orucu bozmaz. Yine bunun gibi kar cinsten birini "inzal
vaki olmamak art ile pmek" de orucu bozmaz. Fakat "inzal vuku
148
bulmadan (kar cinsten birini) pmek veya okamaktan sonra orucum
bozuldu zannyla yemek, imek" orucu bozar hem "kaza" hem de
"keffareti" gerektirir. Buna karlk orulu olduu halde uyuyan bir
hanma, einin uyandrmadan mnasebette bulunmu olmas orucu
bozup sadece kazay gerektirir. (Ne yazk ki Diyanet Bakanl,
uyuyan bir kadn uyandrmadan cinsi mnasebette bulunmann
tekniini bildirmemitir).
Yine bunun gibi l bir insanla ya da canl bir hayvanla cinsi
mnasebette bulunan mmin kiinin orucu bozulmu saylr. (canl
hayvanla cinsi mnasebette bulunmak bir derece fakat bu ii l
insanla yapmak nasl mmkndr? bilinmez. ) Fakat her ne olursa
olsun eriatn emri udur ki, ister l insanla ister canl hayvanla cinsi
mnasebette bulunsun, mmin kii sadece "kaza" orucu tutmakla
grevlidir. Bu konuda din adamlar arasnda gr ayrl yoktur.
Hayvanla cinsi mnasebetin "zina" olduu hususunda da gr
ayrl yoktur. Hepsi de bunun "zina" olduunda birleirler. Fakat
birlemedikleri ve gr ayrlna saplandklar bir husus vardr ki o
da cinsi mnasebette bulunan erkee ve hayvana verilecek ceza
konusundadr. Bir ksm din adamlar, mam afii ve mam Hanbel
gibi nllere katlarak, hayvanla cinsi mnasebette bulunan erkein
hayvanla birlikte ldrlmesi gerektiini sylerler. Maliki
Mezhebinin grne katlanlar, hayvanla cinsi mnasebette bulunan
erkee, eer evli ise "recm" ( yani taslamak suretiyle lm), bekar ise
"celde" (yani kamlamak suretiyle dayak) cezasnn uygulanacan
sylerler. Hanefi Mezhebinin grn benimseyenler ise cezann
"ar tazir" (yani azarlama) niteliinde bir ceza olacan kabul
ederler. Bununla beraber iliki kurulan hayvann ldrlmesi
gerektiine inanm grnmektedirler. Diyanet leri Bakanlnda
nemli grevler stlenmi baz "statlarmz" slami kaynaklara dayal
olarak u gr yanstrlar: "cinsi mnasebette bulunulan hayvan bu
ii yapann mali ise ldrlr. Bakasnn mali ise ldrlmesi
gerekmez".
"Pek iyi ama suu olmayan zavall hayvan bu isten dolay niye
ldrlsn?" diye soracak olursanz size u "dahiyane" yant verirler:
"Hayvani ldrmenin amac, bu suun arm yaplmasn ve failli
hakknda ileri geri konuulmasn engellemektir" 171. Daha baka bir
149
deyimle halktan kiilerin: "Falanca kii kendi hayvannn rzna geti"
eklinde dedikodu yapmalarn nlemek iindir ki hayvancazn
ldrlmesine taraftardrlar.
"Uhud sava srasnda melekler savaa katlmlar mdr yoksa
katlmamlar mdr?" konusundaki gr ayrl 1400 yl boyunca
srm, fakat bugn hala zm getirememitir. Bu gr ayrl
Sad bn-i Ebi Vakkasin rivayetine dayal bir hadis vesilesiyle
kendisini gstermitir. Bu hadis hkmne gre gya "Cibril" ve
"Mikail" adndaki melekler, beyaz elbiseler giymi olarak Uhud
savana katlmlar ve Muhammedin yannda kl sallamlardr.
Ancak ne var ki baz din adamlar bu grte deillerdir onlara gre
melekler yalnz Bedir savanda Muhammedin yannda
savamlardr, dier savalarda savaa bizzat katlmayp sadece
"imdat" iin hazr bulunmulardr 172.
Uykulu kalmann abdesti bozup bozmad konusunda da din
adamlar arasnda nemli gr ayrlklar vardr. u bakmdan ki
uykunun abdesti bozan bir ey olduu kabul edilmekle beraber baz
hallerde bozmad kabul edilir fakat bu "baz hallerin" ne olduu
tartmaldr. Uykunun her ne hal ve surette olursa olsun abdesti
bozduunu kabul edenler yannda, kabul etmeyenler de vardr. Bunun
gibi ister namazda olsun ister olmasn yana doru, ya da srt st
uyuyan kimsenin abdestinin bozulacan kabul edenler yannda,
oturarak ve "makadesini" (kn) yere yaptrarak uyuyan kiinin
abdestinin bozulmayacan syleyenler vardr 173.
Anlamazlk douran dier nemli bir sorun yemek yerken ya da u
ierken "sa tarafa ikram" kural ile ilgilidir. "Saa ikram" kural,
Muhammedin san sola stnln ngrmesi nedeniyle ortaya
km bir kuraldr ki her "hayrl" iin, sadan balamak suretiyle,
yaplmas gereini kapsar. rnein sabah yataktan kalkarken sa
taraftan kalkmak, sa ayak ile adm atmak, sa el yemek yemek, sa
el ile barda tutmak, sa tarafta bulunan kiiye nce ikramda
bulunmak v.s... gerekir. Fakat ne var ki Muhammedten gelme bir
davran ortaya zm g baz sorunlar karma benzer. yle ki:
Gnlerden bir gn Enes bn-i Malik evine Muhammedi, Ebu Bekiri,
mer b. Hattabi ve ayrca bir ka kiiyi arr. Ve onlara, evindeki
150
besi koyunundan sam olduu stten ikram eder. lk barda
Muhammede sunar. Muhammedin sa tarafnda bir Arab (l
Arab), sol tarafnda Ebu Bekir ve onun yannda da mer
oturmaktadr. l arabi, derece ve mevki itibariyle Ebu Bekire
nazaran aa saylmakla beraber her naslsa Muhammedin sana
dmtr. Muhammed stten bir ka yudum itikten sonra artann
bakasna ikram etmek ister. barda azndan ayrd srada mer,
(bardan Arabiye verilmesinden endie ederek): "Resulallah,
huzurundaki Ebu Bekre ver" der. Maksad Muhammede, Ebu
Bekrin huzurda bulunduunu anmsatmak ve ayn zamanda Arabiye
de Ebu Bekrin byk mevkii olduunu bildirmektir. Fakat buna
ramen Muhammed barda, sol tarafnda oturan Ebu Bekre deil
fakat sa tarafnda oturan Arabiye verir ve: "Saa (ver) sra ile saa
(ver!)" der. Bylece anlatmak ister ki sol tarafta bulunan kii ne derece
"eref ve itibar" sahibi olursa olsun, yine de nce sa tarafta bulunan
kiiye ikramda bulunmak gerekir, nk san sola stnl vardr
174.
Fakat bn-i Abbastan rivayet olunan bir baka hadis, bu yukardaki
kural ile atma halindedir, nk bu hadise gre Muhammed, u
cinsi iilecek eylerden ("merubattan") bir ey takdim edildiinde:
"Byklere sunmakla datmaa balaynz" diye emretmitir.
Birbiriyle atan iki hkm uyumlu klmak iin din adamlar, bu
ikinci hadisin, Muhammedin sanda kimse bulunmad haller
bakmndan geerli saymlardr 175 .
Ancak ne var ki ortada daha da nemli bir sorun vardr ki o da meyve
cinsi yenecek eylerin de ayn merasime tabi olup olmacadr.
rnein hurma yiyen kii, hurmay srp ta kalann bir bakasna
ikram etmek istese ne yapacaktr? u ya da st cinsi iecek eylerde
olduu gibi, sanda kim bulunursa bulunsun, ona m ikram edecektir,
yoksa solundaki "byktr" diye ona m verecektir? mam Malikin
sylemesine gre yukardaki kural sadece "merubat" i, yani iilecek
eyleri kapsayp yenecek eylerle ilgili deildir. Fakat buna karlk
Ulema farkl gr savunur 176. "ilecek" ey ile "yenecek" eyin
neden dolay bylesine nemli bir fark yaratt hususu pek
aklanmaz.
151
"Misvak" kullanmann her namaz klnd zaman m, yoksa her
abdest alnd zaman m gerekli olduu hususunda da nemli gr
ayrlklar var. "Misvaklenmek" demek "misvak" aacnn dal (yani
"erak") ya da zeytin dal ile dileri temizlemek demektir. Ebu
Hreyrenn bir rivayetine gre Muhammed: "mmetime... meakkat
vermek korkusu olmasayd kendilerine namaz klarken misvak
(istimalini) emrederdim" demi, bir baka rivayetine gre de
"mmetime... meakkat vermek kokrusu olmasayd her abdest aldka
kendilerine misvaklenmeyi emrederdim" demitir 177.
Anlalan odur ki Muhammed, her ne kadar "misvaklenmeyi" nemli
saym olmakla beraber kendi mmetini zora sokmamak iin bunun ne
zamanlar yaplacan akla kavuturmamtr. Bundan dolaydr
uygulama konusunda gr ayrlklar vardr. rnein afiiler, her
namazdan evvel ve her abdest aldka misvak kullanlmasndan
yanardrlar. Fakat Hanefiyye mensuplarnn grne gre namaza
balarken misvaklenmek doru deildir nk misvak dileri kanatp
abdesti bozabilir. Bu itibarla misvaklenmek abdestin balangcnda
olmak gerekir. Neden diler kanarsa abdest bozulur, anlamak
kukusuz ki kolay deil. Fakat misvaklenerek klnan namaz ile,
misvaklenmeksizin klnan namaz arasndaki fark anlamak iin din
adamlarmzn sylediklerini ve Diyanet leri Bakanlmzn
yaynlarn bellemekte yarar vardr!
Deve yataklarnda ya da koyun allarnda namaz klmann "caiz" olup
olmad konusunda da gr ayrlklar vardr. Her ne kadar
Muhammedin, devesini kblesine alarak namaz kld sylenmekle
beraber 178, develerin bulunduu yerlerde namaz klmay uygun
grmeyenler de vardr. Bunlarn sylemesine gre deve kinci bir
hayvan olduu iin, kinli develerden birinin namaz klanlara anszn
saldrp "telef" etmesi ihtimali bulunduundan develerin bulunduu
yerlerde namaz klnmamas uygun olur. "Pekiyi ama develeri
balayp saldry nlemek mmkn deil midir?" eklinde dnen
pek olmama benzer.
te yandan bazlarna gre develer u balarnda sr halinde yatar
olduklarndan bu gibi yerler genellikle pis saylmaldr. Bu nedenle de
buralara yakn yerlerde namaz klmak doru deildir. Bununla beraber
152
din "bilginlerinden" bazlar, bu gibi yerlerin "temiz" olmas artyla
namaz klma olanann bulunduu grndedirler 179. Her ne
olursa olsun sorun henz kesin bir zme balanmam gibidir.
Yine bunun gibi nemli saylan ve zlemeyen sorunlardan biri de
udur: ate ile pismi yemeklerden (zellikle deve ya da koyun eti ile
yaplan yemeklerden) sonra abdest alarak m namaz klmak gerekir
yoksa almadan m? Bir rivayete gre Muhammed pismi koyun
kreinden kesilen eti yedikten sonra abdest almadan namaza
dururmu 180. Bir defasnda mminlerden biri kendisine: "Koyun eti
yedikten sonra abdest alaym m?" diye sordukta: "ster al, ister alma"
diye yant vermi. Buna karlk: "Ya deve eti yedikten sonra abdest
alaym m?" sorusuna da: "Evet (abdest al)" eklinde karlk vermi.
Bununla beraber, yemekten sonra abdest alp almamak hususunda,
ulema farkl grlere saplanmlardr. Din adamlarmz deve etinin
dier etlerden daha ok yal olduunu hesap ederek, deve etinden
gayr pismi et yemeklerinin abdest gerektirmedii fikrindedirler.
Oysa ki koyun etinin de tpk deve eti gibi yal olduunu syleyenler
de oktur.
Cenabetten kmak iin "gusl" ederken (yani eriata gre ykanrken)
ne kadar u kullanmak gerektii konuu da gr ayrlklar douran
konulardandr. "Cenabetten kmak" demek cinsi mnasebetten sonra
temizlenmek demektir. Aye, cinsi mnasebetten sonra Muhammed
ile bir kaptan ykandklarn anlatmak iin yle der: "Nebiyy-i
Mkerrem... ile ben bir kaptan guslederdik. (Bu kap da) ferak denilen
bir kadeh idi" 181. Ancak ne var ki "ferak" denen bu kabn ne miktar
u ald tartmaldr. Baz din adamlarna gre "iki sa" miktar (yani
6 litre), bazlarna gre ise " sa" (yani 9 litre) u alr. Fakat yine
Ayenin sylemesine gre Muhammed, esleriyle cinsi mnasebette
bulunduktan sonra cenabetten kmak iin "klek" diye bilinen ve st
samaa yarar bir kap ister, sonra iki avucuyla u alp bann sa
tarafndan balayarak sol tarafn ykar ve sonra yine iki avucuyla
bann ortasna u dkermi 182. Din adamlar bu rnee
bavurmakla beraber gr ayrlna sapmaktan kurtulamazlar.
Grlyor ki cenabetten kmak iin u miktarnn ne olmas gerektii
bir hayli g sorunlar ortaya vurmakta!
153
Cinsi mnasebetten nce "itir" gibi ho kokular srmek ve hele bu
kokular umadan ihrama girmek hususunda da bir takm tartmalar
var. slam kaynaklarnn bildirmesine gre Aye, her gece
Muhammede "itir" srermi. O da geceleyin eslerini teker teker
ziyaret edip her biriyle cinsi mnasebette bulunduktan sonra
sabahleyin "itir" kokuunun kalnts daha zerinde iken ihrama
girermi 183. Anlalan odur ki cenabetten kabilmek iin ykanmak
halinde "itir" kokusu vcudta kalmaz. u durumda "itir" srp
srmemenin tartma konuu yarataca doaldr. Nitekim Diyanet
leri Bakanlnn yaynlarndan renmekteyiz ki bn-i mer:
"hrama girerken itir srnmek caiz olur mu?" sorusuna: "Bunu
yapacana vcuduma katran tilasi srsem daha iyi olur" diyerek yant
vermitir. Yine bundan dolaydr ki, Ayenin yukardaki szlerine
ramen, Sahabeden bir ksm ihrama girerken ho kokular
srnmenin caiz olduunu ve o kokularn ihramdan sonra devamnda
"beis" bulunmadn sylerken dier bir ksm da aksi gr
savunmu, bylece ortaya gnmze dek zmlenemeyen sorunlar
kmtr 184.
Gr ayrl yaratan dier ilgin bir konu namaz bozan ("kateden")
halleri kapsar ki yledir. Diyanet leri Bakanlnn yaynlarna
gre namaz klan kiinin nnden kpek, eek ya da kadn geerse
namaz bozulur. Baz rivayetlere gre namaz bozan ("kateden) eyler
arasnda, eek, kpek ve kadndan gayr "Yahudi", "Hiristiyan,
"domuz" gibi eyler de vardr. Kpek konusunda ortaya kan sorun
kpein rengiyle ilgilidir. nk baz hadislerde sadece "kpek"
szc getii halde, bazlarnda "Kara kpek" deyimi yer almtr.
Bundan dolaydr ki "krmz" kpein namaz bozup bozmad
hususu tartma konuu olmutur. Baz kiiler "Kara kpek namaz
bozuyor da krmz kpek neden bozmuyor?" diye soru sormaya
balamlar fakat Ebu Zer gibi etkili kiilerin kantlamalaryla kara
kpein namaz bozduu ve fakat krmz kpein bozmad
sonucuna varlmtr. Ebu Zerin sylemesine gre Muhammed, kara
kpein eytandan olduunu bildirdii iindir ki byle bir sonuca
varmak mmkn olmutur 185.
Din adamnn bellettii eriat hkmlerine gre kadn da eytandan
sayld iin namaz bozan eyler arasna alnmtr. Ancak ne var ki
154
kpeklerin renk esasna gre namaz bozup bozmadklar gr
ayrlna vesile yaratt halde kadnlarn tmnn namaz bozduu
konusunda fazla bir gr ayrl domamtr.
Yukardakilere benzer nitelikteki gr ayrlklar saysz denecek
kadar oktur. Unutmayalm ki insanlarmz bu eitimle yetitiren din
adamlar kendileri de bu rneklerle yetitirilirler.

















155
Din Adamlar - Blm 07

eriatn elimeli ve Tutarsz Hkmleriyle Krletilen Zekalar:
Din Adamnn Olumsuz Rol

I) eriat hkmlerindeki elikiler, ve tutarszlklar konusunda din
adamnn olumsuz tutumu:
II) elikilerin nedenleri ve din adamnn bu nedenlerden
habersizlii:
III) Din adam tartma ve soru sorma yollarn kapal tutmakla
elikili dnme alkanln srdrr.

eriat ortamnda ve din adamnn elinde yetien kiilerin ortak
zellii, birbirine ters, birbirine zt ve birbirini cerheden eyleri ayn
zamanda benimseyebilmektir. Bundan dolaydr ki mslman kii,
hem bir yandan "slam dini hogr dinidir" diyebilir ve hem de ayn
zamanda Kurann: "slamdan gayr bir dine inananlar sapktrlar"
eklindeki hkmn benimseyebilir. Bu iki dncenin birbirine zt,
birinin tersi olduunu dnmez. Hem bir yandan Kurann "Dinde
zorlama olmaz" eklindeki hkmne sarlabilir ve hem de ayn
Kurann, "mrikleri" (puta tapanlar) slama zorlamak iin,
"Mrikleri ldrnz" eklindeki emrini rahatlkla uygulayabilir. Bu
iki davrann elikili ve badamaz olduunu farketmez.
Bir yandan "Tanr dileseydi puta tapmazlard" eklindeki eriat
hkmne inanrken dier yandan puta tapanlarn Cehenneme
atlacaklarna dair hkm doal kabul etmekten geri kalmaz ve bu iki
hkmn eliir eyler olduunu dnmez.
Bir yandan "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
slamiyete aar, kimi de saptrmak isterse ... kalbini dar ve skntl
klar" eklindeki hkme inanr fakat ayn zamanda bu hkmn
156
uzatmas olan "Allah, inanmayanlar kfr bataklnda brakr"
eklindeki satrlar doal bulur. Bu iki hkm arasnda elime
olduunu aklndan geirmez.
Bir yandan "eriat dini, kadn yceltmitir, yirminci yzyln
ulaamad haklara eritirmitir kadnn ahsiyet haklarna saygldr,
kadn erkek eitliini ngrr" eklinde konuurken dier yandan:
"Kadnlar aklen ve dinen dun yaratklardr erkeklerin kadnlardan bir
stn dereceleri vardr iki kadnn tankl bir erkein tanklna
bedeldir mirasta erkein pay iki diinin pay kadardr namaz bozan
eyler eek, kara kpek, domuz ve kadndr kadnlar insann karsna
eytan gibi karlar Cehennemin ounluu kadnlardan oluur, vs..."
eklindeki hkmleri ne srebilir ve bunu yaparken elikiye
dtn bilmez.
Saysz denecek kadar ok bu rneklerin ortaya vurduu sonu udur
ki eriat verileriyle yetien kii birbiriyle eliki halinde bulunan din
verilerini gerein ta kendisi olarak kabul etmekten geri kalmaz. Bu
hkmlerin "kutsallna" ve "mutlak gerekliine" ylesine
inanmtr ki bunlarda "elime", "tutarszlk" ya da "badamazlk"
diye bir ey olabileceini kabul etmez. Kabul etmek yle dursun
fakat kabul edenleri dinsizlikle sulamaa hazrdr. nk zekas,
eriatn oluturduu ortam ierisinde krletilmitir ve bu ortam
oluturan da esas itibariyle din adamdr. Din adamnn ona beklettii
udur ki Kuran: "Doruluu phe gtrmeyen kitabtr" (K.2 Bakara
2) ve "Eer o, Allahtan bakas tarafndan gelmi olsayd onda bir
ok tutarszlk (bulunurdu)" (K. 4 Nisa 82)
Ancak ne var ki aklc bir gzle Kuran okumaa baladmz an,
daha ilk satrlarndan itibaren elimeli hkmleri karmzda bulur ve
okumaa devam ettike bunlarn okluu ierisinde kayboluruz.
Sadece bir ka rnekle yetinmek zere Enam Suresinden baz
hkmlere gz atmakla ie balayalm: 107ci ayet yle der: "Tanr
dileseydi puta tapmazlard" (K. 6 Enam 107). Bir ka ayet ilerde u
vardr: "Allah dilemedike inanmazlar" (K. 6 Enam 111) Bundan
anlalan udur ki inanmak ya da puta tapmak Tanrnn dileine
baldr ve eer Tanr dilemi olsayd kiiler puta tapmazlard.
157
Ancak ne var ki bu ayn Enam Suresinde: "... puta tapanlardan yz
evir" (K. 6 Enam 106) diye yazldr. Bunu pekitirir nitelikte olmak
zere Tevbe suresinde de puta tapanlarn ldrlmelerini emreden u
ayet vardr: "...Mrikleri (puta tapanlar) bulduunuz yerde
ldrn,.." (K. 9 Tevbe 5). Yani din adamnn belletmesine gre
Tanr kiiyi hem "putperest" (mrik) brakmtr, ve hem de
"putperesttir" diye cezalandrmaktadr.
Yukardakine benzer bir dier rnek Enam Suresindeki u ayetdir:
"Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini islamiyete aar,
kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl klar. Allah
inanmayanlar kfr bataklnda brakr" (K. 6 Enam 125). Dikkat
edilecei gibi ilk iki tmce ile son tmce eliki halindedir. nk ilk
iki tmceye gre kiiyi "Mslman" ya da "Kafir" yapan Tanrdr
fakat Tanr, kafir yaptklarn Cehenneme atmaktadr.
Yine din adamnn belletmesine gre Bakara Suresinin 6.ayeti yle
der: "phe yok ki, inkar edenleri (kafir olanlar), balarna gelecekle
(azab ile) uyarsan da uyarmasan da birdir, inanmazlar" (K. 2 Bakara
6). Bu ayetin hemen arkasndan u ayet gelir: "Zira Allah onlarn
kalblerini ve kulaklarn mhrlemitir gzlerinde de perde vardr ve
byk azab onlar iindir" (K. 2 Bakara 7). Grlyor ki kiileri "kafir"
yapan, onlarn kalblerini ve kulaklarn mhrleyen Tanrdr. Fakat
byle olduu halde Tanr "kafir" yaptklarn, byk bir azaba
sokacaktr.
Sylemeye gerek yoktur ki Tanrnn insanlar, hem gzlerini ve
kulaklarn mhrleyip kafir yapmas ve hem de cezalandrmas
elimeli ve tutarsz bir davrantr. Fakat din adam bu hkmleri,
sanki ortada elime yokmu gibi mslman kiinin beynine
sokuturuverir.
Yine bunun gibi Bakara Suresinde "Dinde zorlama yok" (K. 2 Bakara
256) diye yazldr. Din adam buna dayanarak slamn hogr dini
olduunu syler. Sylediklerini pekitirmek maksadyla: "phe yok
ki bu (Kuran) bir ttr. O halde dileyen Rabbine gtren yolu
tutsun..." (K. 73 Mzemmil 19) ya da "Muhakkak ki bu kitap bir
ttr. Kim dilerse ondan t alr..." (K.74 Mddessir 54-55)
158
eklindeki hkmleri okur. Buna benzer dier ayetleri ya da
hadisleri okuyarak eriat dininde inan zgrl olduunu savunur.
Fakat bunu yaparken, syledikleriyle elikiye dercesine, slamdan
baka "gerek din" olmadn, bildiren, baka din ve inanca
ynelenleri "sapk" ya da "kafir" olarak ilan eden, ya da Tanrya e
koanlar (mrikleri) lme gtren, daha baka bir deyimle inan
zgrln ve hogry kknden silen hkmleri sralar. rnein
Kurandaki "Mrikleri nerede bulursanz ldrn" (K. Tevbe 5 Al-i
mran 85) eklindeki emirleri aklar. Ya da "Kitab Ehli" olanlara
(yani Yahudilere ve Hiristiyanlara) kar sava almasn, slami
kabul ettirene ya da "Cizye" (kafa paras) alnana kadar bu savan
srdrlmesini ngren hkmleri belletmekten geri kalmaz. slam
dininin bu hkmlere dayal olarak yayldn, Muhammedin bu
maksatla savalar yaptn, lm deinde iken "Arap ceziresinde
iki din bir arada bulunmayacak" diye vasiyette bulunduunu
anlatmaktan bkmaz. Dinde "zorlama" olmadn bildiren hkmlerle,
"zorlamay" ngren hkmlerin (ve eylemlerin) yan yana, i ie
bulunmasn eliki saymaz.
Bundan dolaydr ki din adamnn elinde eitilen halk, bir yandan:
"yilik ve fenalk bir deildir... Sen fenal en gzel ekilde sav o
zaman seninle arasnda dmanlk bulunan kiinin yakn bir dost
olduunu grrsn..." (K. 41 Fussilet 34) eklindeki hkmleri
bellerken, dier yandan bu bellediklerine ters den: "Ey
inananlar...size ksas farz klnd...Ey akl sahipleri ksasta sizin iin
hayat vardr..." (K. 2 Bakara 178-9), ya da ":Bir ktln karl,
ayn ekilde bir ktlktr..." (K. 42 Sura 40) eklindeki hkmleri
ezberler ve hangi ktle hangi ktlkle kar konulacan da : "...
hr ile hr insan, kle ile kle, kadn ile kadn..." (K.2 Bakara 178) ya
da "... onlara can cana, gze gz, buruna burun, kulaa kulak, die
dile ve yaralara karlkl deme yazdk...Allahn indirdii ile
hkmetmeyenler, ite onlar zalimlerdir..." (K.5 Maide 45 ayrca bkz.
Bakara 179) eklindeki hkmlerle renir. Bir yandan almay farz
klan bu emirlerle, ya da: "Sen de mrikleri hicv zemmet, yahud
onlarn hicivlerine mukabelede bulun, Cibrilde seninle beraberdir"
eklindeki Hadislerle 186 hair nesir olurken dier yandan: "Her kim
almayp balarsa ite bu hareket byklerin kardr" (K.42 Sura
159
43) eklindeki hkmleri okur. Bu elimeli hkmler arasnda
kukusuz ki kendi eilimlerine en uygun olan ve ou zaman "gze
gz, kulaa kulak, die di... " eklindeki Ksas yollarn seer. Bu
seimi yaparken Tanrnn "muntakm" (yani intikamc) olduuna dair
Kuran ayetlerini ya da Muhammedin de vaktiyle kendi
dmanlarndan intikam aldn, Ksas hkmlerini uyguladn
dnerek "vicdanen" rahatlk hisseder. nk akl ve zekas bu
elikilerle yourulmutur ve nk din adam ona "elikileri" sanki
"eliki deilmi" gibi gstermitir.
Din adamnn elinde eitilen kii, sadece eriat verileri arasndaki
elikileri deil fakat fikirsel balantszlklar, uyumsuzluklar ya da
kopukluklar da olaan eymi gibi kabule hazrdr. rnein
Kurandaki Surelerin ya da ayetlerin ve bunlarda yer alan konularn
bilimsel bir sralamas diye bir ey yoktur. Bir konunun biteviye
islenmesi diye de bir ey yoktur. Birbirleriyle ilgisi bulunmayan eitli
sorunlar ve konular birbirlerinin iine girmitir. rnein ibadetle ilgili
hkmler hukukla ilgili hkmlerle, ya da efsanevi olaylarla karma
kark bir ekilde, i iedir. Belli bir konuyla ilgili olay anlatlrken
hi yeri ve ilgisi olmadan bir baka olaya geiliverir. Ksaca fikir
edinmek zere bir iki rnekle yetinelim ve Kurann 2.ci Suresi olan
Bakara Suresine gz atmakla ise balayalm: Surenn 225 ila 238
ayetlerinde "boanma" ve "hlle" sorunlar ele alnmtr. Hukukla
ilgili bu hususlar kurallara balanrken birden bire karnza, bu
sorunlarla ilgisi bulunmayan namaz klma usulleri kar ki ibadetle
ilgilidir (K. 2: 238-239). ki ayetten ibaret bu hususun hemen
arkasndan hukukla ilgili "boanma" konuuna dnlr (K. 2: 240-
242) hemen sonra, ve yine hi ilgisi bulunmad halde, "sava"
konuuna atlanr ve vaktiyle Yahudilere sava farz olunduu belirtilir,
Talud ve Calud Ordularnn bozguna uratlmalar hikaye edilir ve
yeryz dzeninin, insanlarn birbirleriyle boazlatrlmas suretiyle
saland anlatlr (K. 2: 244-252)
Gelii gzel bir baka rnek olmak zere "Ankebut" Suresini alalm.
Sylendiine gre bu Surenn ilk on ya da ondrt ayeti Medinede,
geri kalan 59 ayeti ise Mekke dnemi esnasnda Kurana konmutur.
Surenn bandaki ilk ayetlerde Bedir savanda lenlerin
ikayetlerine karlk: "Hak urunda cihad eden ancak kendisi iin
160
etmi olur..." (K. 29: 6) eklinde yant verilirken bn Ebu Vakkas ve
anas Hamna ile ilgili hikayelere yer verilmitir. Olunun
Mslmanl kabul ettiini renerek zlen ve Mslmanl terk
edinceye kadar alk grevi yapacan syleyen Hamna vesilesiyle
Tanrnn gya: "Eer ana baba, bana ortak koman iin seni
zorlarlarsa, o zaman onlara itaat etme" (K. 2: 8) 187 eklinde
konutuu yazldr. Surenn 14ci ayetinden sonraki ksm Mekke
dneminde indii iin ok farkl konulara geer ve Nuhun ,
brahimin gnderilmesine atlar. brahimden sz ederken birden bire
onu brakp Muhammede geer ve (K. 29:18-23) sonra yine brahim
hikayesine dner ve brakt yerden alp devam eder (K. 29: 24-26)
ederken de daha nceki bir Surede (ki 21. Sure olan Enbiya
Suresidir) sylediini (yani Tanrnn onu ateten nasl kurtardn)
yeniden anlatr (K.21: 60-69), sonra Ishak ve Yakuba ve Luta geer
(K. 29:27-28), ve sonra onlar brakr tekrar Muhammede dner (K.
29:29), sonra tekrar brahime dner (K. 29:31) ve bu sefer daha
nceki bir Surede (ki 11.ci Sure olan Hud Suresidir) sylemi
olduklarn tekrarlar, sonra Suaybin Medyene gnderildiine dair
hikayeye geer(K. 29: 36) ve bu sefer Araf Suresinde (ki 7.ci
Suredir) anlattklarn yeniden tekrarlar, hemen sonra Ad ve Temud
airetleriyle ilgili masallara atlar (K. 29: 38), oradan Firavun ve
Hamana ve Musaya ait hikayeleri sralar.
Bazen ibadetle, hukukla ve efsane ile ilgili hususlar birbiri iine
gemi olarak yer almtr: rnein Mminun suresinin banda
mslman kiilerin, bakalarnn yannda utanlacak yerlerini
amamalar emredilirken, ahitlere riayetin ve namazlarn vaktinde
klnmasnn gerei belirtilir, sonra birden bire insann topraktan nasl
yaratld, yerin ve gkn nasl oluturulduu, gkten nasl l ile
u indirildii eklenir (K. 23: 12-21) Nuh ve dier peygamberlerle ilgili
hikayelere geilir (K. 23: 58) ve sonra "Ayetlerimiz size okunuyor,
siz ise geriin geriye dnyor, kibirleniyor (Kuran hakknda) ileri geri
szler sylyor, ondan yz evirip uzaklayorsunuz" (K. 23: 67)
eklindeki yaknmalara geilir, daha sonra "(Tanr) asla oul
edinmedi" (K. 23: 92) diyerek devam edilir.
Bir dier rnek olarak Al-i Imran Suresini ele alalm. Bu surede
Uhud savandan sz edilirken (K. 3 Al-i Imran 121-129) birden bire
161
faiz yasaklarna geilir (K. 3:30), hemen sonra Uhud sava ile ilgisi
bulunmayan baka konulara atlanr (K. 3: 130-142) ve tekrar Uhud
Savann anlatmna dnlr (K. 3: 143-148). Uhud bozgunundan
dolay Tanrnn mslmanlar sorumlu tuttuu ve cezalandrd
grlr (K. 3: 152-153) ancak ne var ki hemen akabinde Uhud
felaketinin, Tanrnn mslmanlar snamas, denemesi olduu
belirtilir (K. 3: 152)
Bu tr tutarszlklar, uyumsuzluklar ve elikiler hemen her Surede
kendisini gsterir. Bundan dolaydr ki Kuran eitiminden gemi
kiilerin dnce yaamnda genellikle fikir silsilesi diye bir ey sz
konuu olmaz.
I) eriat hkmlerindeki elikiler, ve tutarszlklar konusunda
din adamnn olumsuz tutumu:
eriat hkmleri ierisindeki elimeler ve tutarszlklar konusunda
din adamnn bilim d ve olumsuz bir tutumu vardr ki o da her
eyden nce insan aklnn yetersizliini ne srmek ve rnein :
"elikiler bize gredir, Tanrya ve Peygambere gre deildir" deyip
iin iinden syrlmaktr. Hani sanki "elimeler", insanlarn gznde
"serab" gibi bir eydir ve aslnda yoktur da insanlar "elime varm"
gibi gryorlardr!
Oysa ki elimelerin varl, daha islamn ilk anlardan itibaren fark
edilmi ve gerek din bilginlerini ve gerek yneticileri g durumlara
srklemitir. rnein Halife Osman, ya da Abdullah bn-i Amr gibi
nller Kurandaki ayetlerin birbirleriyle eliir olmas yznden
baz hususlarda fetva veremez durumda kalmlardr 188.
eriat verileri ierisindeki elimelerin varln inkar etmek zere din
adamnn bavurduu dier bir yol, Kurann Tanrdan gelen "son ve
tek gerek" Kitab olduuna, ve "gemite ve gelecekte onu batl
klacak olmadna" (K. 41 Fussilat 41-2), ve Kitabda bulunanlarn
"kesin gerekler olup bunun dnda bakaca gerek olamayacana"
(K. Meari 51), ve "yeryzndeki her eyin apak Kitabda tespit
olunduuna" (K. Necm 75) dair ya da buna benzer hkmleri
sralamaktr. Bunu yaparken srtn zellikle u ayete dayar: "... Allah
162
katndan gayr bir yerden gelseydi, (Kuranda) birbirini tutmaz bir
ok eyler bulurlard..." (K. 4 Nisa 82).
te yandan din adam, elimelerin ve tutarszlklarn ortaya kmasn
nlemek zere unu hatrlatr ki Kuran ve Hadis hkmlerini
tartmak, yalanlamak ve bunlar zerinde pheci olmak ya da
bunlarda eliki ve tutarszlk olduunu sylemek "gnahtr",
"dinsizliktir", "Tanrya ve peygamberine kar gelmektir". Bu
hkmler elimeli grnse de, akla ve mspet ilme ters dse de,
bunlar hi bir eletiriye ve tartmaya girimeden olduklar gibi kabul
etmek gerekir.
Bunun byle olduunu anlatmak zere din adam: "Allah ve
peygamberine kar gelenler ... alaltlacaklardr... Biz apak ayetler
indirmiizdir, bunlar inkar edenlere alaltc ceza var..." (58 Mcadele
5), ya da: "Allah ve Resul bir ise hkmettii zaman (inananlara) artk
ilerinde baka yolu semek yaramaz. Allaha ve Peygambere
bakaldran phesiz apak bir ekilde sapm olur..." (K. 33 Ahzab
36) eklinde hkmleri gsterirken "Allahn hkmne uygun hkm
vermeyen kafirdir" (K. 5 Maide 44) ayetini ekler, ve benzer ayetlerle
"phe" etmenin ya da Kuranda eliki olduunu sylemenin
dinsizlik saylacan bildirir. "Dini ilerde ar inceleyip sk
dokuyanlar helak olacaklardr" eklindeki hadis hkmlerini belirterek
soru sormann ve soru yolu ile din verilerine kar gelmenin yasak
olduunu anlatr 189.
Kuranda eliki olmadn savunmak maksadyla din adamnn
bavurduu bir dier yol, baz ayetlerin baz ayetlerle kaldrldn
ne srmektir. Oysa ki hangi ayetlerin hangileriyle kaldrld
hususundaki gr ayrlklar bir yana ve fakat byle bir iddia, hani
sanki Tanr her eyi diledii gibi nceden dzenleyemezmi ya da
bilmezmi ve baz ayetleri yanllkla yerletirmi te sonradan
hatasnn farkna varp dzeltmi gibi bir anlam tar ki Tanry
kltmek sonucunu dourur.
Kald ki Kurandaki elimeler, kaldrlmad kesin olarak bilinen
ayetleri kapsar ki bunlardan pek bariz olanlardan biri, Ebu Talibin
lm vesilesiyle Muhammed tarafndan Kurana konmu olan u
ayettir: "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
163
islamiyete aar, kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl
klar. Allah inanmayanlar kfr bataklnda brakr" ( 6 Enam 125).
Bu ayetle anlatlmak istenen udur ki Ebu Talibin kalbini
Mslmanla amayan Tanrdr ve Tanr onun mslman olmadan
lmesini uygun bulmutur. Ancak gerek bundan ok farkldr.
Bilindii gibi Muhammed, kendisini bir baba gibi yetitiren Ebu
Talibi mslman yapmak istemi fakat yapamamtr. Yapamaynca
sorumluluu srtndan atmak zere Tanrnn keyfiliini ne srm
ve amucasnn mslman olmayn bu keyfilie balamak zere
yukardaki forml bulmutur. Ancak ne var ki ayet kendi ierisinde
elikilidir, nk bir yandan Tanrnn kiileri diledii gibi
saptrdn belirtirken dier yandan saptrdklarn Cehenneme
attn anlatmaktadr.
Konuya biraz ilerde tekrar dneceiz, fakat imdilik deinmek
istediimiz udur ki eriat ortam ierisinde ve din adamnn elinde
yetitirilen insanlarmzn eriat verileri konusunda pheci olmalar,
bu verileri eletiri konuu yapmalar ya da tartmalar mmkn
deildir. Mmkn olmad iindir ki fikirsel gelime yoluna girmeleri
ve aklc dnceye ynelmeleri gtr. Dnnz ki bn Rt gibi
nller bile Kurandaki kssalara "masal" dedikleri iin, din adamlar
tarafndan dinsizlikle sulandrlmlardr 190.
II) elikilerin nedenleri ve din adamnn bu nedenlerden
habersizlii:
eriat verilerinde grlen elikiler ne gkten inmedir ve ne de din
adamnn dedii gibi "Tanrya gre deil, bize gredir". Bu elikiler
sz konuu verileri kaleme alanlardan gelme olup, eitli durumlara ve
farkl olaylara zm salama siyasetinden domutur.
Konu ayr bir kitap olabilecek boyutta bulunmakla beraber pek ksa
bir zet olarak syleyelim ki Muhammed, kendisini Kureylilere
peygamber olarak kabul ettirebilmek iin ilk balarda (zellikle daha
henz glenmedii dnemde) Kurana "Dileyen Rabbine giden yolu
tutar" (K. 76 nsan 29) ya da "Her kese ilediklerinin karl denir"
(K. 46 Ahkaf 19) eklinde ayetler koymutur. Bylece kiileri, eer
164
mslman olacak olurlarsa Cennete, olmayacak olurlarsa
Cehenneme gitmek gibi bir seim karsnda brakarak kendisine
balayabileceini hesaplamtr. Daha baka bir deyimle mslman
olup olmamann "kiisel irade" ii olduunu, ve Mslmanl
seenlerin mkafatlara konacaklarn anlatarak, ve nasl olsa kiilerin
kazan yolunu (rnein Cennete gitmeyi") tercih edeceklerini
dnerek, iyi bir taktik kullandna inanmtr.
Ancak ne var ki bu usul ile pek baar salayamam ve fazla sayda
taraftarlar kazanamtr. Kendisini bir baba gibi byten ve koruyan
amucas Ebu Talibi bile, btn abalarna ve yalvarp yakarmalarna
ramen, mslman yapamamtr. Yapamaynca, baarsz kalm gibi
grnmemek iin mslman olup olmamann Tanrnn isteine bal
bir i olduunu sylemi ve Kurana: "Allah kimi doru yola koymak
isterse onun kalbini islamiyete aar... kimi de saptrmak
isterse...kalbini dar ve skntl klar... " (K.6 Enam 125) eklinde
ayetler koymutur. Fakat "kafirlerin" Cennete giremeyeceklerini
belirtmek zere "Allah, inanmayanlar kfr bataklnda brakr..."
(K. enam 125) eklinde eklemede bulunmutur ki elikili durumu
yaratan da budur.
Ayn durum, daha sonra Medineye geip te oradaki Yahudileri
mslman yapmaa kalknca da ortaya kmtr. Onlar mslman
yapabilmek iin ilk nceleri bir takm dnler (tavizler) vermi
olmasna ve rnein Kbleyi Yahudilerin kutsal bildikleri Kudus
ynne evirmesine ramen sonu alamam, onlar mslman
yapamamtr. Sadece onlar bakmndan deil fakat putperest olan
Arap kabileleri bakmndan da ayn baarszlklara uraynca
taraftarlarndan bir ou: "Eer Muhammed gerekten Peygamber ise,
nasl olur da bu kiileri mslman yapamaz?" eklinde konuur
olmular ve bu tr konumalar kukusuz ki Muhammedi telaa
drmee yetmitir. Peygamberliginin phe uyandrabilecei
endiesiyle onlarn bu tarz konumalarna engel olmak istemitir.
Bundan dolaydr ki, daha nce amucas Ebu Talibin lm srasnda
uygulad takt, bu vesile ile pekitirmek gerektiini anlam ve
putlara tapp tapmamann, ya da mslman olup olmamann Tanrya
ait bir i olduunu syleyerek, kiileri mslman yapamamaktan
dogma sorumluluu srtndan atmaya almtr. Bunu salamak
165
zere Kurana: "Tanr dilediini saptrr, diledii doru yola sokar"
(K. 16 Nahl 93), ya da "Allah dileseydi puta tapmazlard" (K. 6 Enam
107), ya da "Tanr kimin gnln islama amsa o Rabbi katnda bir
nur zre olmaz m?... Kimi saptrrsa ona yol gsteren bulunmaz" (K.
39 Zmer 22-23) eklinde (ve buna benzer) ayetler yerletirmitir.
Grlyor ki elikilerin asl nedeni gnlk siyasetin oluumu ile
ilgilidir: kiileri mslman yapmak iin "irade" zgrl ilkesine
bavurulmu ve rnein "Kim mslman olursa o mkafata eriir"
eklinde hkmler konmu ve fakat baar salanamaynca bu sefer
mslman olmann kii iradesiyle ilgili bulunmayp Tanrnn isteine
bal olduu tezine bavurulmutur. Bu ve buna benzer durumlar,
eriat hkmlerinin birbirleriyle eliir nitelikte olmak zere ortaya
kmalar sonucunu dourmutur.
III) Din adam tartma ve soru sorma yollarn kapal tutmakla
elikili dnme alkanln srdrr.
Nasl ki Hiristiyanlkta koca bir orta a boyunca ncil in eletirilmesi
ya da phe konuu edilmesi byk gnah saylr idiyse, nasl ki sa
ve anas Meryem le ilgili hususlarda tereddde dmek ve rnein
Meryemin bakire olmadn sylemek dahi atete yaklmay
gerektirmi ve din sorunlarn tartmak eitli cezalarla nlenmi
idiyse, ayn ekilde slamda da Kuran ya da Muhammedin
yaamn eletiri konuu yapmak, akl kstasna vurmak da ayn lde
dehet verici sonular dourur olmutur. Ancak ne var ki Bat
dnyas akl ana girmekle bu durumlara son vermi ve soru-
tartma usullerini her sorunun zm yapm, her eyin temeli
haline sokmu olduu halde slamda byle bir gelime grlmemitir.
Her ne kadar din adamlar Kuran ne srerek, rnein:
"Bilmiyorsanz kitapllara sorun..." (K. 16 Nahl 43-44) eklindeki
ayetleri gstererek soru sormann yasaklanmadn sylerlerse de
doru deildir. nk bir kere bu ayetlerde, Tanrnn daha nce
peygamber olarak erkeklerden bakasn gndermedii belirtilmi ve:
"Eer bilmiyorsanz, (kitapllara) bilenlere sorun" denmitir. Bunun
Kuran hkmlerini tartmakla ilgisi yoktur.
166
te yandan din adam, Kuranda belirtilen hususlarla ilgili sorularn
"memduh" (uygun) ve "mezmum" (uygunsuz) olmak zere ikiye
ayrldn ve "uygunsuz" sorularn "fuzuli" sayldn ileri srer.
Sylemeye gerek yoktur ki byle bir ayrm keyfilie dayal olup soru
sorma olasln yok klar nitelikte bir eydir. nk bir kere
sorulacak sorular "uygun", ya da "uygunsuz" diye ayrma
vurduunuz an, soru sormay yasaklam olursunuz. Nitekim din
adamlarmzn bugn dahi yaptklar budur. Nice saysz rneklerden
birini verelim: Diyanet leri Bakanlnn yaynlad Sahih-i
Buhari Muhtasari... adl yaptn 4.Cildinin 536.sayfasnda
Muhammedin, kendi z anas Emine iin dua ("istigfar") etmek zere
Tanrdan izin istediine ve fakat Tanrnn ona bu izni vermediine ve
vermedii iin anasna mafiret dilemediine dair Ebu Hreyre nn
rivayet ettii bir Hadis vardr. Bunu okuyan bir kimse, hakl olarak
kendi kendisine: "Pek iyi ama, Muhammed bir ok vesilelerle -
Analarnz sizi binbir fedakarlk ve zahmete katlanarak yetitirmitir,
onlara dua edin... Analarn ayaklar altndan Cennetler geer-
eklinde konuurken, kendi anasna neden dua etmez?" diye sormak
ve bunun cevabn almak ihtiyacndadr. Ancak ne var ki byle bir
soruyu tartmak ve buna aklc bir yant aramak, dinen gnah saylr.
Yine bunun gibi Kuranda, biraz nce belirttiimiz gibi, Tanrnn,
kimi kimselerin gnln ap onlar mslman yaptna ve Cennete
aldna ve kimilerin de gnln kapatp kafir kldna ve
Cehenneme attna dair ayetler vardr (rnein Enam 125 Nahl
93 Zmer 22-23 vs...). Sylemeye gerek yoktur ki akla ve manta ve
Tanrnn ycelii fikrine aykr den bylesine keyfi bir davran
karsnda soru sormamak, susup oturmak mmkn deildir. Ancak ne
var ki din adam, islami verilere dayal olarak, size bu olana tanmaz
"uygunsuz" soru sordunuz diye sizi, en azndan zndklkla sular, ve
biraz daha srar ederseniz, eitli usullerle "Cehenneme" yollar.
te yandan din adam, sadece sorular "uygun" ya da "uygunsuz"
ayrmna balayarak deil fakat bir de fazla soru sormann gnah
olacan hatrlatmak suretiyle sizi susmulua zorlar dayana yine
eriat verileridir. Gerekten de din adamnn belletmesine gre
Muhammed, Tanrnn iren bildii eyden birinin "Kesret-i sual"
(fazla soru) olduunu bildirmi ve: "Ben sizi bir eyden nehyedersem,
167
ondan itinab ediniz, bir eyin ifasn emredersem , onu da ...yerine
getiriniz" demi ve dini ilerde ar inceleyip sk dokuyanlarn helak
olacaklarn eklemitir.
Din adam, bundan baka bir de Kurannn: "Size aklannca
hounuza gitmeyecek eyler sormayn" (K. Maide 101-102) eklindeki
ya da buna benzer dier ayetlerini ne srerek mmin kiileri soru
sormak ve hele tartmak hevesinden uzak klar 191. nk soru
sorma ve tartma geleneinin islam dinini temellerinden
sarsabilecei grne sapldr. unu bilir ki Emeviler ve Abbasi ler
dneminin baz halifeleri zamannda din sorunlarnn tartlr olmas,
islamn zne bal evrelerce bu ekilde kabul edilmi ve nlenmi
ve bu ise girienler "dinsiz" ve "bilgisiz" diye bellenmi ve bu tutum
bugne dek srp gelmitir. Gerekten de bu halifeler dneminde yer
alan fikir al verisi srasnda Kurann bile Tanr szleri deil fakat
insan yaps bir kitap olduu ne srlm ve bu tr eilimler
eriatlara pek tehlikeli grnmtr.
Bundan dolaydr ki din adamlarmz, 20.yzyln bitmek zere
bulunduu bu uygarlk dneminde dahi insanlarmza, yemek yerken
yemek kabna sinek decek olursa, sinein darda kalan kanadn
yemein iine batrp sonra karp atmalarn, ve nk bunun bir
"Peygamber emri" olduunu, "peygamberin sylemesine gre" sinein
iki Kanadnn birisinde hastalk, brnde ifa bulunduunu ve "idrak
sahibi" olan sinein nce zehirli kanadn yemee soktuunu ve bu
nedenle eer dier kanat iyice yemee batrlacak olursa hastalk
olmayacan belirtirlerken, baz kimselerin: "Bir sinein iki
kanadnda nasl olur da hem da (hastalk) hem deva (hastalk giderici
ila, are vs...) olan iki zid hassiyet bir arada toplanm? Sonra hakir
bir sinek nasl olur da yiyecek iine nce zehirli kanadn sokmay,
deva olan kanadn geri brakmay bilebilir?" eklinde soru sormalarn
"gnah" saymakta ve soranlar en azndan "inat cahil" olarak
tanmlamaktadrlar 192. Buna benzer daha nice rnekleri sralamak
mmkn.
Biraz ilerde din adamlarnn insanlarmza bellettikleri batl inanlar
ve hurafeler blmnde konuya tekrar deineceiz. Fakat imdilik
unu ekleyelim ki kii zgrl bakmnda nemli olan ey sadece
168
soru sormak deil fakat din emirlerini tartmak ve gerektiinde
knamaktr. te slamn, daha ilk anlardan itibaren nlemek istedii
ey, asl bu olmutur. Bundan dolaydr ki Kurann Tanr szleri
olmadn sylemek ya da Muhammedin yaam ve davranlarn
eletirmek ya da buna benzer grler ne srmek, dehet verici
cezalara balanmtr ki bunlar arasnda ellerin ve ayaklarn
"aprazlama kestirilmesi" gibi olanlar vardr (Bkz. K. Maide: 5).
Unutmayalm ki dnyevi nitelikteki bu ok korkulu ve dehet verici
cezalar, bir de gelecek dnya Cehennemlerinin kaynar atelerinde
yaklmak gibi olanlar tamamlar. Din adamlarmz iin bu tr cezalar
sistemini ayakta tutmak kadar kazanl ve mutluluk yaratan baka bir
ey yoktur. Oysa ki insanlk tarihi boyunca eletiri ve tartma
olaslna yer vermeyen hi bir sistem gerilikten kamamtr.














169
Din Adamlar - Blm 08

Din Adam nsanlarmz "Dnyevi" (Aklc) Nitelikteki Ahlak
Anlay le Deil Fakat "Uhrevi) (Dinsel) Nitelikteki eriat
Ahlak le Yetitirir.

I) Din adamnn elinde, hile, yalan, rvet ve benzeri eylemleri
"gnah" olmaktan karici ya da slamn hayrna olarak geerli kli
eriat malzemesi bulunur ki mslman kiilerin eitiminde i grr:
II) Din adamnn elindeki eriat verileri yalan, zina, sirkat, katil vs...
gibi "gnah" eylemlerinde bulunanlar Cennete gtrmee yararl
olup kiiyi sonu gelmez ekilde gnah (su) ilemee vesile yaratr:
III) "eriat Ahlakilii"nn "Koruyucusu" Rolnde Grnen Din
Adam, "Mstehcen" Saylmak Gereken eyleri dahi "eriat Verileri"
Olarak nsanlarmza Belletmekten Geri Kalmaz.:

Din adamnn eriat verilerine dayal olarak sylemesine gre
insanlara verilenlerin en hayrls, en iyisi ve kyamet gnnde en ar
gelecek olan "gzel ahlaktr". Ahlak en gzel olan kimse, en
"hayrl" olan kimsedir 193. Bu gibi kimseler "yalan", "hile",
"hrszlk", "rvet", "katil" (ldrme) vb... gibi eylemlerden
kanrlar, nk eriat dini, yine din adamnn aklamasna gre, bu
tr eylemleri "haram" ve "gnah" saymtr.
Ancak ne var ki ibadet yollarna bavurmak suretiyle "haram" ve
"gnah" saylan bu gibi eylemlerin kt sonularndan kurtulmak
mmkn olduu gibi slamn "hayrna" olmak kaydyla bu tr
eylemlere girimek caizdir. rnein "rvet" vermek ya da almak
gnah niteliinde bir ey saylmakla beraber kiileri, para ve mal
karlnda slama sokmak ya da sndrmak "geerli" ve "yararl" bir
eylemdir, nk biraz ilerde greceimiz gibi Kuranda zekatlarn:
"... kalpleri Mslmanla sndrlacaklara (verilecei) " (K. 9 Tevbe
170
60) yazldr ve yine din adamnn sylemesine gre slamn daha ilk
anlarndan itibaren pek ok kimseleri bu yoldan slama kazandrmak
doal saylmtr. Yine bunun gibi "yalan", "hile" (huda) ya da
benzeri usullerin de ayn amala kullanldna tank olmaktayz.
Her eyden nce unu belirtmek gerekir ki yzyllar boyunca ve
bugne dein halk ynlarna belletilen bu ahlak anlay "dinsel"
deer llerine dayal olup "aklc" ahlak anlayna ters nitelik tar
ve acl uygarla yatkn olmaktan uzaktr. u bakmdan ki dayana
"akl" esi deil fakat "iman" dir "iman" ise "Tanrya, Onun
meleklerine, Onun Kitabna, Peygamberine, kyamet gnne...
inanmaktr" 194. Daha baka bir deyimle eriat anlayna gre
ahlakn "en gzelini" salamann yolu Tanr yolunda olmak, Kurana
uymak ve Muhammed rneini izlemektir. Din adamnn
belletmesine gre Tanr "Peygamberinin" stn bir ahlaka sahib
bulunduunu, ahlakiliin temsilcisi olduunu ve onun zellikle rnek
alnmas gerektiini bildirmi ve: "Ey inananlar! Andolsun ki sizin
iin Allah ve Ahiret gnne kavumay umanlar ve Allah ok seven
kimseler iin Resulullah en gzel rnektir" (K. Ahzab 21) eklinde
ayetler gndermitir (Ayrca bkz. Kalem 1-7 Tevbe 128)..
Daha baka bir deyimle din adamnn bellettii ahlak anlayna gre
"slam" demek hem "iman" ve hem de "ahlak" demektir. Ve slami
ahlak kaynan ve geerliliini (meruiyetini) "uhreviyetten" alan bir
ahlaktr bunun dnda da gerek ahlak diye bir ey yoktur.
Oysa ki ahlakiliin bir de aklcla dayal olan ekli vardr ki ou
zaman slami ahlak ile atr. rnein "klelik", ya da "Hlle" ya da
"kadna dayak", ya da farkl din ve inanta olanlara ("mriklere",
"mrtedlere", "kafirlere" vb...) kar sava, ya da kiileri mslman
klmak iin maddi karlar salama usulleri, vb... eriatn ngrd
ve "Tanrsal" bildii eylerdir fakat aklc ahlakla badamayan
eylerdir.
Ksaca anmsatalm ki slama gre klelik, Tanrsal, yani doal bir
kurulutur ve Tanr kle olan ile olmayan arasnda eitsizlik
yaratmtr. Kuranda yle yazldr: "Allah hibir eye gc
yetmeyen ve bakasnn mali olan bir kle ile kendisine verdiimiz
171
gzel nimetlerden.... sarf eden kimseyi misal gsterir. Hi bunlar eit
olur mu?..." (K. 16 Nahl 75).
Bundan dolaydr ki Muhammed, her ne kadar kle azadlama
usullerinden sz etmekle beraber, yaam boyunca kle edilmi, kle
satn alm ya da satm, bakalarnn da bu ekilde davranmalarn
uygun bulmutur. Eer klelii ahlakilie aykr bulmu olsa idi, daha
ilk anlardan itibaren yasaklar ve kendi klelerini tm olarak azad
ederek bakalarna rnek olurdu: nasl ki hrszl ahlakilie aykr
bulup kesin olarak yasaklad ise.
klelii yasaklamad iindir ki bin drt yz yl boyunca (yirminci
yzyla gelinceye dek) tm slam lkelerinde klelik ahlakilie ters
grlmemi, aksine "doal" bir kurulu olarak i grmtr: esir
pazarlarnda insanlar "kle" olarak alnp satlmlardr.
Oysa ki aklc ahlak, klelii Tanr yaps deil fakat insan yaps bir
kurulu olarak grm ve insan ahsiyetinin haysiyetiyle
badatrmad iin yasaklamtr.
Yine bunun gibi Hlle, eriat dinine gre ahlakilie ters dmeyen bir
uygulamadr. Kocas tarafndan " talak" ile bo edilen bir kadnn
kocasna dnebilmesi iin baka bir erkekle evlenmesi, onunla
mutlaka cinsi mnasebette bulunmas, sonra ondan ayrlp kocasyla
yeniden evlenmesi gerekir (K. Bakara 229-230) 195. Oysa ki aklc
ahlak byle bir uygulamaya kardr kocas tarafndan, hem de ou
kez haksiz yere, bo edilen bir kadnn, baka bir erkekle cinsi
mnasebet zorunluluunda braklmasna cevaz vermez.
Kadna dayak, eitli nedenlere dayal olarak eriatn ngrd bir
kurulutur ki (rnein K. Nisa 34) aklc ahlak anlayyla badamaz.
Farkl din ve inantadrlar diye "mriklerin" (ilahlara tapanlarn) ya
da "mrtedlerin" (slamdan kanlarn) ldrlmeleri, eriatn
ngrd eylerdendir (K. Tevbe 5, vs...). "Kitab ehli" diye
tanmlananlara (rnein Hiristiyanlara, Yahudilere, vs...) kar, slami
kabul etmelerine kadar sava almas, etmedikleri takdirde ceza
olarak "cizye" (kafa paras) vermee zorlanmalar, bunu da
yapamadklar takdirde ldrlmeleri, eriat hkm olarak ortadadr
172
(K. Tevbe 29). Diyanet leri Bakanlnn din adamlar araclyla
insanlarmza bellettiine gre "cizye" (yani "kafa paras) Yahudilerin
ve Hiristiyanlarn, slami kabul etmemelerinin cezas olmak zere
demek zorunluyuunda brakldklar bir bedeldir. Bakanln
sylemesi yle: " Cizye (ehl-i kitabdan mslman olmayanlarn)
Mslmanlktan imtinalarnn cezasdr" 196.
Oysa ki aklc ahlak anlayna gre bir kimsenin farkl inanta olmak
nedeniyle ldrlmesi ya da "kafa paras" demee zorlanmas ya da
baka ekilde cezalandrlmas caiz deildir.
Bu yukardakilere benzer daha nice rneklerin ortaya vurduu gerek
udur ki din adamnn insanlarmza bellettii eriat ahlak ile acl
zihniyetin izledii aklc ahlak birbirlerine zit eylerdir.
te yandan, yine din adamnn rettiklerinden anlamaktayz ki
slam, kendi deer llerine gre "gnah" (haram, su) sayd
eylemleri (rnein zina, hrszlk-sirkat, yalanclk, rvetilik vb...
gibi eylemleri) bir takm yollarla cezai sonu yaratabilir durumlardan
karabilmekte ya da slamn hayrna olmak zere bunlar
onaylayabilmektedir. rnein zina ya da hrszlk yapan kii, ibadet
etmek, kaza ve kefaret orucu tutmak, ya da kurban kesmek, ya da kle
azad etmek ya da Tanrya ve Muhammede bal kalmak,
vb...suretiyle "gnah" dkp Cennet bahelerine girme olaslna
sahiptir. te yandan kiileri, Mslmanla sokmak ya da
sndrabilmek iin rvet yoluna gitmekte ya da din uruna yalan
sylemekte saknca yoktur.
Oysa ki btn bunlar aklc ahlak anlaynn onaylamad eylerdir.
Hemen ekleyelim ki eriat verilerinin "aklc" ahlaka ters dtklerini
sylemek ya da hatta dnmek dahi, din adamnn gznde,
dinsizlik (su) saylr. Bundan dolaydr ki slam dnyasnn
yetitirdii en nl bilginler ve dnrler (rnein Farabi, bn-i Sina,
bn- Rst, vs) dahi dinsel ahlak aklc ahlak anlayndan ayrmak ve
ikinciyi birinciye stn klp rehber yapmak fikrine
ynelememilerdir. Din adna giriilen savalar (Cihadi),
ldrmeleri, ganimet edinmeleri, klelii ve benzeri eyleri eletirmek
ve yermek yle dursun ve fakat genellikle yceltmilerdir. Oysa ki
Batda, hem de Orta a karanlklarnda, ahlakn temeli din iken ve
173
ahlak normlarn dinsel verilere oturtmak gerekirken aydn kiiler (ki
aralarnda din adamlar dahi yer almt) akl verilerine dayal ahlak
anlayn yerletirme abalarna ynelmilerdir. Erasmus ya da
Spinoza ya da Rahib Postel gibi nice isimleri sralamak kolay.
slam dnyasnda ise "Tanr ve peygamber" emirleridir diye bilinen
hkmlerle belirlenen ahlak anlay dna klamad iin aklc
ahlak aray sz konuu olmamtr. Daha baka bir deyimle slamda
"ahlak" denilen ey, dinden ayr klnamad iindir ki mslman
halklar aklc ve acl ahlak anlayna eriememilerdir. Bu
toplumlar ierisinde eriata en fazla sapl grnenler, aklc ahlak
ynnden en geri olanlar olmutur.
Bundan dolaydr ki gnmzde uygar dnyaya ayak uydurmaa
alan islam lkeleri, kendi i yaamlar ierisinde hala a d ahlak
verilerine sapldrlar. Uluslar aras andlamalarla benimser
grndkleri ahlak kurallarna ters davranlar ierisinde bocalarlar.
Bu lkelerden biri de bizim kendi lkemizdir. Atatrk sayesinde aklc
ahlak yoluna girmi insanlarmz bugn din adamnn elinde, eriat
ahlakiliine srklenmektedirler.
I) Din adamnn elinde, hile, yalan, rvet ve benzeri eylemleri
"gnah" olmaktan karc ya da slamn hayrna olarak geerli
kl eriat malzemesi bulunur ki mslman kiilerin eitiminde i
grr:
Din adamnn belletmesine gre hile, yalan ve rvet vb... gibi
eylemler, "haram" ve "gnah" saylmak gereken eyler olmakla
beraber bu eylemlerde bulunan mslman kiileri gnahlardan arimak,
Cennet mkafatna kavuturmak, ya da bu eylemleri slamn hayrna
olmak zere geerli klmak, rnein rvet yolu ile kiileri
Mslmanlkta tutmak ahlakilie ters dmez. Bunun byle olduunu
anlatmak zere din adam, hem eriat verilerinden ve hem de
"peygamberlerin" davranlarndan rnekler verir. Ksaca fikir
edinmek zere bunlardan sadece bir ikisine gz atalm.
lk olarak air Kab bn-i Esrefin ldrtlmesiyle ilgili olay ele
alalm. lerde tekrar bu olaya dnmek gerekmekle beraber ksaca
174
belirtelim ki din adamnn slam kaynaklarndan naklen bildirdiine
gre Muhammed, hicretin nc ylnda Kab bn-i Esref adndaki
bir airi ldrtmek ister. nk bu air onu iirleriyle hicvederken
ayn zamanda dmanlarna kar g durumlara sokmaktadr.
Kabtan kurtulmak iin: "Beni bu adamdan kim kurtarrsa Cennete
gidecektir" diye gnll aramaa balar bu ii yapmaa hazr
Muhammed bn-i Mesleme adnda birini bulur. bn-i Mesleme bu
cinayeti ilemee hazr olduunu ve fakat ileyebilmek iin bir takm
hile ve yalan yollarna bavurmak gerektiini Muhammede bildirir ve
bunu yapabilmek iin ondan onay (izin) ister. Muhammed kendisine
"Ne istersen yle (ve yap)" diyerek bu izni verir. Bunun zerine bn-i
Mesleme, arkadalaryla birlikte Kabin evine gelir ve olmadk
yalanlarla onu evinden darya kartr ve yine olmadk hilelerle onu
kltan geirip kafasn keser. Kesik kafay bir torbaya koyarak
Muhammede getirir ve Kabi hile ve yalan usulleriyle nasl
ldrdn anlatr. Muhammed kendisini bu baarndan dolay
kutlar 197.
Din adna yalana dayal olarak i grmenin caiz olduunu kantlamak
zere din adamnn verdii saysz rnekler arasnda slamn ve
mslmanlarn "ad" babas olarak kabul ettikleri brahim peygamberle
ilgili olanlar vardr ki bir ikisini burada zetlemekte yarar vardr.
Kuranda yazlanlara gre brahim, Muhammedin "babamz" diye
tanmlad ve ahlak temsilcisi olmak zere kendisine rnek ald bir
kimsedir. Al-i mran Suresinde brahim, mslmanlarn ceddi olarak
u ekilde tantlr: "brahim, ne Yahudiydi, ne de Hiristiyand. Ama
hanifti, mslimdi. Ve mriklerden deildi" (K. 3 Al-i mran 67).
Hacc Suresinde brahim, Tanr tarafndan mslmanlara "baba"
olarak u ekilde tantlmtr: "... (Tanr) sizi semi, babanz
brahimin yolu olan dinde sizin iin bir zorluk klmamtr. Daha
nce ve Kuranda, peygamberin size sahid olmas, sizin de insanlara
sahid olmanz iin size mslman adn veren Odur..." (K. 22 Hacc
78). Baz yorumculara gre bu ayetten anlalmak gereken ey
mslmanlara "mslman adn verenin brahim olduudur 197 * .
Nahl, Mmtehine ve brahim Surelerinde brahimin mslmanlara
Tanr tarafndan ahlak rnei olarak gsterildii aklanr: rnein
175
Mmtehine Suresinde yle yazl: "brahim ve onunla beraber
olanlarda, sizin iin uyulacak gzel bir rnek vardr..." (K. 60
Mmtehine 4-7 ayrca bkz. Nahl 120-122).
Ancak ne var ki brahim, din adamnn Kurandan naklen anlatt
hikayelere gre, yalan sylemek suretiyle i gren bir kimsedir.
rnein Kurann Saffet ve Enbiya surelerinde anlatlanlardan
renmekteyiz ki brahim, yalan syleyerek kendi Kavminin tapt
putlar yok ettikten sonra etrafndakilere bu iin bakas tarafndan
yapldn bildirerek yalann katmerletirmitir. Tevrattan aktarlm
olarak Kuranda bu konuda anlatlanlar yle:
brahimin kavmi, bayram yemeklerini mabedlerine gtrp putlarn
nne brakr ve bayram merasiminden sonra gelip yemei gelenek
bilirlermi. Ve ite brahim, bu gelenekten yararlanarak bir gn onlara
ve putlarna oyun oynamak ister. Yemekleri brakp ayrldklar zaman
onlarn peinden giderek: "Ben hastaym, (taun) hastalna
yakalandm" diye yalan syler. Bunu duyanlar ondan yz evirerek
kaarlar. Bunu zerine brahim putlarn yanna dner ve bir tek put
hari hepsini paralar. Putlarn paralandn duyanlar gelip ona: "Ey
brahim! Bizim ilahlarmza bu hakareti sen mi yaptn?" diye sorarlar.
brahim kendilerine ikinci bir yalan syleyerek: "Hayr ben
yapmadm, sizin putlarnzn en by olan u put yapt" der ve o
kenara ayrd putu gsterir. (Bkz. K. Saffet 88-90 Enbiya 60-71)
Her ne kadar din adam, brahimin bu yalann zrl gstermek iin
kavmini putlardan kurtarma amacn ne srerse de sylemeye gerek
yoktur ki kendisini Tanr elisi olarak tantan bir kimsenin, kiileri
putlardan kurtarmak iin sanki yalandan baka bir yol yokmu gibi
davranmasn ahlakilikle badatrmak gtr. Kald ki brahim, yine
din adamnn eriat kaynaklarna dayal olarak anlatmasna gre,
yalan sylemeyi adeta gelenek edilmi gibidir. Ebu Hreyrenn
rivayetine gre Muhammed, brahimin kez yalan sylediini
bildirmitir (Bkz. Sahih-i... Cilt, IX, sh. 112-113, hadis no. 1380) ki
bunlardan biri yukarda anlatld gibi hasta olmad halde kendisini
hasta imi gibi gstermesi ve putlar kendi krd halde "putlarn u
by bu ii ilemitir" diyerek suu bandan atmas ve bir dieri de
kendi karisi Sareyi, kz kardei imi gibi tantp kazan salayacan
176
sanmasdr. Din adamnn Diyanet yaynlarndan naklen bildirmesine
gre Muhammed bu olay yle anlatmtr:
"brahim... (bir kere refikas) Sare ile sefer etmi de onunla bir ehre
gelmiti. Orada mlukten bir Melik... hkmran idi. Bu zalime: -
brahim, en gzel kadnlardan bir kadnla (ehre) dahil oldu- diye
bildirildi. Melik: -Ya brahim! Yanndaki kadn neyindir?- diye haber
gnderdi. brahim: - (...) hemiremdir- 197 ** diye cevap verdi.
Sonra brahim dnp Sarenn yanna geldi ve: -Sakin szm tekzib
etme (beni yalanc karma)! Ben bunlara seni kz kardeimdir,
dedim" . Ve sonra Sareyi Melike gnderir. Kadn saraya varnca
Melik Sareye sulanr. Sare hemen abdest alp namaza durur ve sonra
Tanrya ylece yalvarr: "Ya Rab! ben Sana ve Senin Peygamberine
iman ettimse, ben kadnlm zevcimden bakasna kar ebedi
muhafaza eyledimse, benim zerime u kafiri musallat etme!".
Sarenn Tanrya bu ekilde yalvarmas zerine Melikin derhal nefesi
boulur, horlamaa ve ayayla yere vurup deprenmege balar. nk
Tanr onu cezalandrmak istemitir. Bunu gren kadn, Melikin
lmesi halinde kendisinin sulanacan dnerek Tanrya tekrar
yalvarr: ve: "Allahm! Eer bu herif lrse -bunu bu kadn ldrd-
denilir" diyerek endiesini belirtir. Sarenn bu ekildeki konumas
zerine Tanr Meliki balar. Fakat Melik tekrar Sareye tecavze
kalkr. Sare tekrar namaza durur ve sonra Tanrya ayn ekilde
yalvarr. Melik yine sara hastalna tutulmu gibi horlamaa ve
ayayla yere vurup deprenmege balar. Bunu gren Sare yine
endieye kaplr ve Tanrya yalvarda bulunur. Tanr yine Meliki
balar. Fakat Melik yine Sareye tecavze kalkar. Ayn eyler
tekrarlanr. Bunun zerine Melik Saraydaki adamlarna: "Siz bana
(insan deil) muhakkak bir eytan gndermisiniz. Bu kadn
brahim...e geri gnderiniz" der ve Hacer adndaki bir cariyenin de
Sareye hizmeti olarak verilmesini emreder. Sare evine dnnce
brahime yle der: "Anladn m zevcim! Allah kafiri tezlil etti. Bir
cariyeyi de hizmeti verdi". (Bkz. Sahih-i..., Cilt VI, sh. 516-519,
Hadis no. 1017 ve Cilt IX, sh. 112-113) .
Grlyor ki bu hikayede brahim, Sareyi kz kardei olarak
gstermekle Meliki yanltm ve Melik de evli deildir diye Sare ile
sevimek istemitir. Eer brahim yalan sylemeyip Sareyi karisi
177
olarak tantm olsayd belki Melik, evlidir diye, kadna bir ey
yapmayacakt.
Fakat her ne nedenle olursa olsun brahimin yalan yoluna bavurmas
ho grlebilecek bir ey deildir. nsanlara "ahlakilik" rnei olmak
zere "peygamber" diye gnderildii kabul edilen bir kimsenin yalan
usulleriyle i grmesi esef vericidir.
Fakat din adamlarmz bu konuyu "yalan" asndan ele almazlar yani
brahimin Sareyi kz kardei olarak tantmak suretiyle yalan
sylemi olmasna nem vermezler. Aslnda brahimin neden dolay
Sareyi "kz karde" olarak tanttn da bilmezler. nk hikayenin
aslndan haberleri yoktur. hikayenin asln Muhammed Tevratn
Tekvin (Bap 20: 1-17) kitabndan alm fakat baz deiikliklere
sokmutur. Tevrattaki anlatla gre hikayenin zeti yledir:
brahim, Tanrnn emri zerine, ei Sare ile birlikte Gney di yarna
g etmek zere yola kar. Fakat kmadan nce karsna yle der:
"Gideceimiz her yerde benim iin : -Bu benim kardeimdir- de".
nk gidecekleri yerde karisi yznden ldrlmekten
korkmaktadr. Sareyi kz kardei olarak tantacak olursa byle bir
tehlikeden uzak kalaca kansndadr. Kari koca az giderler, uz
giderler ve Gerar denen bir mevkide konaklarlar. Buras Abimelek
adndaki bir hkmdara ait bir blgedir. brahim karsn etrafa "kz
kardeim" diyerek tantr. Haber Abimelekin kulana gider.
Abimelek gzelligini duydugu Sareyi sarayina getirtir. Maksadi
onunla sevismektir. Sare Saraya geldii zaman Abimeleke,
kendisinin brahimin kz kardei olduunu tekrarlar. Fakat o gece
Tanr Abimelekin ryasina girer ve ona yle der: "Aldiin kadn
sebebiyle, ite sen bir lsn, nk o bir adamn karisidir" der
(Tekvin, Bap 20: 3).
Kadna daha henz yaklamam olan Abimelek sasirir ve korkar ve
Tanrya der: "Ya Rab! salih bir milleti de ldrecek miin? (brahim)
bana (Sare iin) -Bu kizkardeimdir- demedi mi? Ve kadn kendisi
de: -O kardeimdir - dedi. Yregimin kemalinde ve ellerimizin
susuzlugu ile bunu yaptm" (Tekvin , Bap 20: 5) . Tanr kendisine
yle der: "Ben de yreginn kemalinden bunu yaptn biliyorum,
ben de seni bana kar gnah ilemekten alikoydum bunun iin seni
178
ona dokunmaga brakmadm. Ve imdi adamn kariini geri ver, nk
o peygamberdir, ve senin iin dua eder ve yasarsin fakat eer geri
vermezsen, bil ki, sen ve sana ait olanlarn hepsi mutlaka leceksiniz"
(Tekvin 20: 6-8).
Ertesi sabah Abimelek halkn toplar ve onlara geceleyin ryada
grdg eyleri anlatr. Sonra brahimi arir ve neden dolay
kendisine yalan sylediini sorar. yle der: "(Bizden ne ktlk)
grdn de, bu ii yaptn?". brahim kendisine u yant verir:
"Gerekten bu yerde Allah korkusu (olmad iin) karim yznden
beni (ldreceklerini dndm ve bu nedenle karimi kizkardeim
diye tanttim. Fakat ) gerekten de (karim aslnda) kizkardeimdir
kendisi babamin kzdir fakat annemin kz deildir" (Tekvin 20: 9-
13).
Bunun zerine Abimelek, Sareyi brahime geri verir ve ayrca da
koyunlar, sigirlar ve kleler ve cariyeler hediye eder verir ve yle
der: "te memleketim senin nndedir gznde iyi olan yerde otur"
(Tekvin 20: 15 ve d.)
Grlyor ki Tevrattaki anlatla gre Tanr, brahimin yalan
sylediini ve Sarenn evli bir kadn olduunu Abimeleke bildirmis
ve onu su ilememege armitir. Oysa ki hikayenin slam
kaynaklari tarafndan nakledilen eklinde byle bir ey yok. Melik,
brahimin syledii yalan nedeniyle, evli olmadn sandii Sareye
yanasmak istemis ve Tanr onu cezalandirmitir.
Bu hikaye vesilesiyle din adamlar ve din yorumculari, brahimin
syledii yalandan ziyade yalann kazan salayip salamamas ve
ekli zerinde dururlar. Daha baka bir deyimle onlara gre yalan
kazanli bir sonu yaratacak nitelikte olmaldr. rnein bn-i Cevzi,
ki bilindii gibi 12ci yzyln nl vaizlerindendir, Sarenn, brahim
tarafndan yalan olarak "kizkardeim" diye Melike takdim edilmesini
"ahlaklik" aiindan deil fakat sadece "etki" aiindan ele almtr.
Bundan dolaydr ki brahimin Sareyi "kizkardes" olarak tantacak
yerde "karim" diye tantmasnn daha kazanli olacani dnrken
sonralari bu fikrinden caymis ve "kizkardes" eklindeki tantimin
(yani brahimin syledii yalanin) isabetinde karar klmtr (Bkz.
Sahih-i..., Cilt VI, sh. 521) 197 *** .
179
brahimin sz konuu ettiimiz yalani olarak Tevrattaki hikaye ile,
bu hikayenn slami kaynaklardan din adam tarafndan nakledilen
ekli arasndaki dier bir fark Tanrnn yalan karsndaki tutumudur.
u bakmdan ki Abimelek, biraz nce belirttiimiz gibi, brahimin
yalani yznden evli olduunu bilmedii bir kadna yanasmak
istemitir. Fakat Tanr onun susuz olduunu grerek yukardaki
sonucu oluturmustur. Oysa ki hikayenn slami kaynaklardaki
ekline gre Tanr, Melikin saldriina kar Sareyi korumayi
dnmemi, ancak Sarenn kendisine yalvarmas zerine bu yola
gitmitir! Hani sanki yalanin ve haksizligin farknda deilmis ya da
bunlara aldr etmezmi de Sarenn kendisini ikaz etmesini beklermis
gibi davranmitir. Ya da hani sanki "koruyan" ve her eyi "ngren"
bir Tanrnn masum bir insani (olaymizda Sareyi) yalvarr
durumlara dsrtmeden koruyamazmis, ve te yandan yalanin
varlndan habersiz olarak davranan bir kimseyi (rnein Meliki),
dehete dsrmeden duramazmis gibi!
Yukardakilere benzer rnekler pek oktur. Din adam bu rneklere
sarilarak insanlarmz, eriat dini adna yalan ve hile ile i grmenn
uygun, hatta gerekli olduu fikrine alistrr ancak ne var ki
altrrken dahi saptrma yolunu seer. u bakmdan ki "hile"
szcn iki ayr anlamda kullanr.
Bu anlamlardan biri "dzen kurmak", "tuzak kurmak", "kandrmak",
"Aldatmak" gibi eylemleri kapsar ki Kuranda "kafirlerin"
bavurduklari hile yollar olarak "mekr" ve "huda" szckleriyle
anlatlmitir. rnein saya kar giriilen hileli saldri konusunda Al-i
Imran Suresinde yle yazldr: " (Kafirler sayi ldrmek iin
mekrettiler) Allah da onlara mukabele etti..." (K. 3 Al-i Imran 54).
Tanrya inanm grnp inanmayanlar konusunda da Bakara
Suresinde yle yazldr: "nsanlardan inanmadiklari halde -Allaha
ve ahiret gnne inandk- diyenler vardr. Bunlar Allaha ve
inananlara huda (hile) yapmaga alrlar..." (K. 2 Bakara 8-9) 197
****.
Fakat buna karlk din adam "hile" szcnn bir de "zm" yolu,
"ikis" yolu, "kurtulu yolu" anlamna geldiini syler ki slama
aykr ya da ters den bir durumda, o duruma uygun bir davranta
180
bulunmakla, bir ikis yolu bulmakla ilgilidir. Din adamnn
belletmesine gre mslmanlar iin bu yol uygun grlmtr.
rnein gsz olmalari nedeniyle hicret olana bulamayanlar
konusunda Kuranda u yazldr: "...(Hicret etmeyenler) yurtlari
Cehennem olanlardr...Erkek, kadn ve ocuklarndan o gszler bu
kimselerin dndadirlar ki hile (ikis yolu, kurtulu yolu)
bulamazlar. Ve yol bulup kurtulamazlar... Belki de Allah bunlar
affeder..." (K. 4 Nisa 97-99)
Bununla ilgili olmak zere eriat dilinde "Hile-i seriye" deyimi vardr
ki "eriata uygun bir zm bulmak" anlamna gelir. Gerekten de bu
usul slamn yararina olmak zere daha ilk balangitan bu yana her
hususta etkili olmak zere uygulana gelmitir. Bu uygulama unu
ortaya vurur ki slam lehine bir sonu elde etme bakmndan hile
szcnn farkl anlamlarna aldr edilmemitir. Bunun nice ilgin
rneklerinden biri "oulluk" (evladlk) durumunun srdrlmesiyle
ilgili olaydr ki ksaca yledir:
Bilindii gibi Muhammed, eski bir Arap gelenei olan "oulluk"
("evladlk") denen gelenei, hicretin besinci ylnda farkl bir sekle
sokmustur. Eski Arap geleneine gre oul edinen ile oulluk
arasnda iliki, ana-baba-oul niteliinde iken bu gelenei deitirmis
ve Kurana: "Allah evlatliklarnzi ... oullarnz gibi tutmanizi mesru
kilmamitir" eklinde ayet koyarak bu tr ilikiye son vermitir (Bkz.
K. 33 Ahzab 4-5). Fakat din adamnn slam kaynaklarndan naklen
bildirdiine gre Muhammed, buna ramen baz kiilere "hile" usul
ile oulluk (evladlk) hakkni devam ettirmeleri olaslni salamitir.
Ayenn rivayetine dayal olan bir olay bunun nice rneklerinden
biridir ki Ebu Huzeyfe ile karilarinn, Salim adndaki oulluklari
zerinde babalik ve analik haklarn srdrebilmeleriyle ilgilidir. Olay
yle:
slam kaynaklarinn bildirmesine gre Ebu Huzeyfe, Kurey
erafndan olup Medineye ilk hicret edenlerden ve Ashabin en
"faziletlilerinden" bir kimsedir Sbeyte ve Sehle adndaki iki kadnla
evlidir. Sbeyte bir gn Salim (bn-i Makl) adnda Fars asll birini
kle edinir. Daha sonra kleyi azatlamakla kocas Ebu Huzeyfe onu
"evlad" (oul) edinir. Eski Arap geleneklerine gre oul (evlad)
181
edinilen kimse tpk gerek "oul" (yani neseb cihetinden oul)
sayldndan Salim halk arasnda "Ebu Huzeyfe olu Salim" diye
arilir ve ayn zamanda hem Ebu Huzeyfenn ve hem de karisinn
varisi durumundadir. nk, yine eski Arap geleneine gre, bir
takm "medeni" ve "sosyal" haklara sahiptir. stelik de Ebu Huzeyfe
onu, kendi kardeinn kz olan Hindi ile evlendirmitir.
Ancak ne var ki Hicretin 5. ylnda Muhammed, eski Arap geleneini
deitirmis ve "oulluklarin", "oul" olma durumunu son vermitir.
Buna de sebeb kendi oullugu Zeydin kariina asik olup onunla
evlenmesidir. Bilindii gibi Zeyd, daha nce Haticenn Muhammede
hediye ettii bir kle iken Muhammed tarafndan azadlanmis ve
"oul" (evlad) edinilmiti. Sz konuu Arap gelenei gereince de
"Muhammedin olu Zeyd" diye (yani "Zeyd bn-i Muhammed bn-i
Abdullah" adiyle) arilmaya balanmitir. Muhammed onu
halasinn kz Zeynep bint Cahs ile evlendirmis iken daha sonra,
hicretin 5.ci ylnda Zeynebe asik olmu, bu akin mevcudiyetini
renen Zeyd kariini bosamis ve bunun zerine de Muhammed
Zeyneb ile evlenmitir. Fakat halktan kiilerin: "Muhammed, (kendi)
olunun karisi ile evlendi" diye konumalari zerine eski Arap
geleneini deitirmis ve oulluklarin "oul" saylmalarn ngren
eski Arap geleneini kaldrmis, Kurana da u ayeti koymutur:
"Allah, evladlklarnzi sizin oullarnz kilmamitir... Evladlklarnzi
babalari adna nisbet ederek ariniz! Eer babalarn bilmiyorsanz
(yine babalik taslamayiniz, nk) onlar sizin dinde kardesleriniz ve
dostlarnzdir" (K. 33 Ahzab 4-5).
Bu deiiklik zerine Ebu Huzeyfe ile iki karisi fevkalade zlrler
nk artk ne Huzeyfenn Salim zerinde babaligi ve ne de Sbeyte
ile Sehlenn analik durumu kalmamtr. Oysa ki Salimi yllar boyu
kendi z oullar olarak yetitirmiler ve yle grr olmulardr. O
kadar ki Salim, erlik anda olduu halde bu kadnlarn yanna girip
kabilmektedir. Oysa ki imdi oulluktan karld iin bunu dahi
yapamayacak, stelik de btn haklarndan yoksun kalacaktr.
Ebu Huzeyfe, karisi ile birlikte Muhammede bavurarak Salimin
oulluk durumunu srdrmek isterler. Onlarn isteini yerine getirmek
zere Muhammed bir zm bulur ki o da st analigi durumunu
182
salamaktir. Ebu Huzeyfenn karisi Sehleye yle der: "Salimi
emzir (st analik tesis et)" .
Bir dier rivayete gre de Sehle gelip Muhammede: "Bu ayetle (yani
Ahzab Suresinn 4-5 ayetleriyle) Salim evladlktan ikiyor. Halbuki
o, erlik anda olduu halde biz kadnlarn yanna girip ikiyor. yle
saniyorum ki, Ebu Huzeyfe de bu halden mteessirdir" demis ve
bunun zerine Muhammed kendisine u yant vermitir: "Salimi
emzir, sen ona st ana olup haram olursun, zevcin Ebu Huzeyfede de
bir endie kalmaz" 198.
Mslimin rivayetine gre bu yanit karsnda Sehle sasirir nk
Muhammedin emzirmesini istedii Salim, erlik ana erimi
yetikin bir adamdir. Bu nedenle Muhammede yle der: "Ya
Resulallah! Koca adam ben nasl emziririm?".
Koskoca bir adam emzirmenn kolay olmadn dnms olmaldr
ki Muhammed glerek ona u karl verir: "Salimin koca bir adam
olduunu ben de biliyorum" . (Bkz. Sahih-i..., Cilt XI. sh. 262)199.
Muhtemelen anlatmak ister ki yaplacak ey "hile-i seriye" yoluna
sapmaktir
Fakat her ne olursa olsun Sehlenn, Salimi emzirdii anlalmaktadir.
Bir rivayete gre emzirmek suretiyle be yudum st vermitir. Kadi
Iyazin sylemesine dayal bir baka rivayete gre gya Sehle stn
bir kaba sagmis ve Salim de bu kabtan st imitir bylece st,
kadinn memelerine hi temas etmeden imis olduu sanilmaktadir.
Sehlenn stn imekle Salim hem Sehlenn, hem Ebu Huzeyfenn
ve hem Sbeytenn, daha dorusu ailenn st olu olmu olur.
Ancak yine din adamndan renmekteyiz ki Muhammedin
yukardaki ekilde ngrdg zm, st analigi konusunda Kurana
koydugu hkmlere pek yatkn dmemektedir, nk Kuranda
emzirme sresi iki yl olarak gsterilmitir. Ayet aynen yle:
"Anneler, ocuklarinn emzirilme mddetini tamamlamak iin onlar
tam iki yl emzirirler..." (K. 2 Bakara 233). mam Ebu Hanife ve
mam Zufere gre iki buuk yl ya da yasina kadar olan sre
iinde ocuun emmesiyle st ilikii (st analigi, hrmet-i rada)
183
durumu dogmus olur. Ulemadan bazlarna gre ise "bir kaba sagilan
sdn iilmesiyle veya mddet-i rada haricinde emilmekle, yahut bir
hayvan memesinden emzirilmekle rada terettb eden hrmet
tahakkuk etmez"200 .
Fakat her ne olurs olsun bu grler yukardaki rnei rtecek gte
deildir.
Din adamnn, kari koca arasnda dahi hile usullerine
bavurulabileceine dair Arap kaynaklarndan naklen verdii bir
baka rnek yle:
Hicretin yedinci ylnda Muhammed zengin bir sehir olan Hayberi
fetheder ve orada bulunan Yahudilerin mallarn ganimet alp
taraftarlariyle paylasir Yahudileri de yerlerinden srer. Bu iler
bittikten sonra al-Haccac b. Ilat al-Sulami adnda biri Muhammedin
yanna gelerek, Mekkede bulunan eski karisi mm- Seybada mal ve
paras olup bu paralarinn Mekkedeki tccarlara dagitilmis durumda
bulunduunu ve bunlar toplayabilmek iin Mekkeye gitmek zere
kendisine izin vermesini ister. Ancak ne var ki bu ileri grebilmek
iin bir takm yalanlar uydurmak gerektiini dnr. Mekkeye
gidebilmek iin istedii izni koparinca, hile ve yalan usulleriyle i
greceini bildirir ve byle yapabilmek iin ayrca onay ister.
Muhammed kendisine: "Onlara yalan sylemekte serbestsin" diyerek
bu onayi da verir.
Bunun zerine al-Haccac devesine binerek Mekkeye gitmek zere
yola kar. Mekke yaknlarna geldiinde Kureylilerden bir grup
insana rastlar. Kendisini sanki Hayber halkndan birisi imi gibi
tantir. Kureyliler, onun mslman olduundan habersiz olarak
Hayberde olan bitenler hakknda bilgi isterler o da onlara: "Sizlere
gzel ve sevindirici haberlerim var" diyerek Mslmanlarn byk bir
yenilgiye uratildiklarn, ounun kltan geirildiini,
Muhammedin de esir alndn syler ve yle ekler: "Biz onu
ldrmeyip Mekkelilere gndereceiz ki intikamlarn bizzat kendi
elleriyle onu ldrerek alsnlar diye".
Kureyliler al-Haccacim bu yalanlarna inanrlar ve hep birlikte
Mekkeye giderek sevinli haberi verirler ve sokaklarda yle
184
barirlar: "Ey ahali! te size gzel bir haber: (Muhammed esir
alnmtr) yaknda size gnderilecektir. Gelmesini bekleyin!".
Mekkelileri bu ekilde sevince sokan al-Haccac sunlari ekler:
"Mekkedeki mal ve paralarimi (bir an nce) toplayabilmem iin bana
yardm edin ki tekrar Haybere dnp Muhammedin yenilgisinden
mtevellid parsadan yararlanabileyim".
Mekkeliler onun bu isteini derhal yerine getrrler ve alacaklarn
toplayip kendisine verirler. Bundan sonra al-Haccac eski karisinn
evine giderek ayn yalanlari ona da syler ve bu sayede ondan da
mevcud olan btn paralari alr.
Fakat tam bu srada Muhammedin amucalarindan biri olan bn
Abbas, olan bitenleri duymus olarak al-Haccacin yanna gelir ve
Hayber hakknda sorular sorar. al-Haccac kendisine: "Sir tutmasni
bilecek miin?" der. O da "Evet" diye yanit verir. al-Haccac "O halde
paralarimin tamamni toplayincaya kadar bekle" der. Paralarn
toplayipta Haybere dnecei zaman bn Abbasi bulur ve ona Hayber
konusunda sylediklerinn yalan olduunu ve Hayberin mslmanlar
tarafndan feth olunduunu, oradaki Yahudilerin btn varlklarinn
ele geirildiini, Muhammedin, Yahudi reisinn kz Safiye ile
nikahlandiini syler ve yle der: "(Bu sylediklerimi) gizli tut. Ben
mslman oldum ve buraya srf paralarimi toplamak iin geldim
nk bu paralardan yoksun kalma endiesindeydim. (Sana bu
sylediklerimi) gn gece hi kimeye syleme fakat sonra
akla". Sonra da devesine binerek Mekkeden kar ve Hayber yolunu
tutar. gnlk zaman ierisinde Mekkeden yeteri kadar uzaklasmis
olacani ve kendisine hi bir ekilde tehlike gelmeyeceini bilir.
bn Abbas, kendisine sylendii gibi yapar ve gn gece haberi
yaymaz. Bu sre getikten sonra eline bir degnek alarak Kabenn
etrafinda dolasmaga balar. Halk bunun iyiye alamet olmadn
anlayarak etrafina toplanir ve sorar o da Muhammedin Hayberi ele
geirdiini, Hayberlilerin butn mal ve varlklarna el koy duunu ve
Hayber reisinn kzn esir alp onunla evlendiini anlatr. Mekkeliler
fevkalade ztye kaplip haberi nereden duyduunu sorarlar. bn
Abbas da onlara: "Kendisini size mslman olarak tantarak o (yalan)
haberleri veren ve paralarn toplayip giden kii (bana Hayberde
185
gerekten olanlar) bildirdi. O imdi Muhammedin yanna, onunla
birlikte olmak zere dnd". 201
Bylece al-Haccac, hile ve yalan yolu ile i grmek zere
Muhammedten aldii onay sayesinde paralarn toplama mutluluuna
kavumu olur.
Biraz farkl fakat benzeri usullere yer vermek bakmndan ayn
nitelikte bir dier rnek var ki Ebu Sfyan ve karisi Hind ile ilgili olup
Hindin, Muhammedten izin alarak kocas Ebu Sfyanin malindan
gizlice "irpma" yapmasni salamitir. Din adamnn yine Arap
kaynaklarndan naklettii ekliyle olay yle:
Kureyin ileri gelenlerinden Ebu Sfyan ve zellikle karisi Hind,
daha ilk anlardan itibaren Muhammedin baslica dmanlarindan
olmulardr. O kadar ki Uhud sava srasnda Hind, grlmemi bir
gayretle Mekkelileri mslmanlara kar saldriya tevik etmi ve
Muhammedin sava srasnda ldrlms olan amucasi Hamzann
cigerini azna alp ignemitir bundan dolay da "Ciger yiyen"
anlamna gelmek zere "akletl-ekbad" (ekbad=ciger akle= yiyen)
adni almtr 202.
Kari koca her ikisi de kin ve dmanlklarn, Muhammedin
Mekkeyi fethettii tarihe kadar giderek artan bir iddetle
srdrmslerdir. Fakat Mekkenn fethinden sonra ve artk
Muhammedin iyice glendiini ve ona kar gelme olanann
bulunmadn anladklari an siyaset deitirmiler ve bu kez her ikisi
de mslmanl kabul ederek Muhammedi en fazla ven ve ycelten
taraftarlarindan olmulardr. O kadar ki Hind, Muhammede yaranmak
iin bir kez yle demitir: "Vaktiyle, yeryznde senin handann
kadar zl ve harabiini istediim hi bir ev, hi bir aile yoktu. Bu gn
ise yeryznde sabahlayan hi bir adir halk yoktur ki, senin
hanedann derecesinde bana sevimli olsun" 203.
Anlalan odur ki bu szleri Hind, srf Muhammedten bir eyler
koparmak maksadyle sylemitir, nk yukardaki konumasni
bitirdikten hemen sonra u istekte bulunur: "(Zevcim) Ebu Sfyan
bahil (yani "pinti, cimri"),(ve) haris bir kimsedir. Bunun malindan
gizlice almak (ve aileye sarfetmek) de bir gnah var midir?".
186
Muhammed de cevaben: "rfe gre kendine ve ocuklarna yetien
mikdar al!" 204. Bylece Hinde, kocasndan irpma yapabilmesi ii,
yalan syleme iznni vermitir.
Sylemeye gerek yoktur ki Hindin yukardaki ekilde dalkavukluk
etmesi, ya da kirk yllk kocasni "pinti, cimri ve haris" olarak
gstermesi ve nihayet onun haberi olmadan malindan gizlice almas,
daha baka bir deyimle hirsizlik yapmas, ne aklc ahlaklikle ve ne de
kari-koca arasnda var olmak gereken drslk ve gvencelik
duygularyle badaan eylerden deildir. Kendisini "peygamber"
olarak ilan eden bir kimsenn byle bir davran uygun bulmas
sasirticidir. Ama buna ramen din adam Muhammed rneine gre
davranmann her mslman kii iin en doru yol olduunu
sylemekten geri kalmaz.
Yine sylemeye gerek yoktur ki Hindin yukardaki ekilde istekte
bulunmas halinde yapilmak gereken ey, onu gizli olarak kocasnn
malindan hirsizlik yapmasna izin vermek deil, fakat kocasni
arip, eer gerekten ailesine pintilik ve cimrilik yapiyor ise, bu tr
davrantan vazgeirmege almaktir. Ya da ailesini geindirmekte
kusur eden kocayi hukuki usullerle greve zorlayabilmektir. Aklc
bir yntemle benimsenmek gereken tutum budur.
Ancak ne var ki din adam insanlarmz, bu yntemle deil fakat
eriatn: "Gereklere akl yolu ile deil fakat eriat yolu ile gidilir"
eklindeki forml ile eitmege alr: hem de hirsizlik eylemini
geerli klarcasna!
eriat yaamlarnda hile ve yalan usullerinn ne kadar gerekli
olduunu anlatmak iin din adamnn verdii rnekler arasnda Ebu
Rafinn ve Huzeylin ve Ebu Safyanin Muhammed tarafndan
ldrtlmeleriyle ilgili olanlar vardr ki ksaca zetlenmege deer.
Hicretin ikinci ylnda air Kab bn-i Esrefi, yukarda belirtttigimiz
ekilde ldrttkten sonra Muhammed, Abdullah bn-i Atikin
bakanlndaki drt kiilik bir eteyi, Hayberde oturmakta olan Ebu
Rafi adndaki zengin bir tccari ldrmekle grevlendirir. nk
gya Ebu Rafi kendisine "eza eder ve aleyhinde (ki her harekete para
187
yolu ile) yardm eylerdi" gya Arap kabilelerinden Gatafanlara
yardmda bulunarak bunlar da kendisine dman yapmtr 205.
ete yola kar ve Ebu Rafinn oturdugu kaleye varir. Ky halk
hayvanlarn otlatmis kaleye dnmektedir. Az gemeden kalenn
kaplari kapanacaktr. bn-i Atik arkadalarna: "Siz yerinizde oturun
da ben (Ebu Rafiin kalesine) gideyim" der. Hile ile kale kapiindan
ieri girer ve kalenn anahtarlarn eline geirir. O srada Ebu Rafi
dostlariyle sohbet halindedir. Gece sohbeti sona erip dostlari yanndan
ikinca Ebu Rafi odasina gidip yatana girer. bn Atik gizlice odaya
girer, fakat oda karanlktir: "Ebu Rafi" diye seslenir, ve "Kim o?" diye
bir ses duyunca sese doru gider ve kli ile ilk darbeyi indirir. Ebu
Rafin haykirdiini duyunca odadan dari kar. Fakat adam ldrp
ldrmediini bilemedii iin tekrar odaya dner ve sesini
deitirerek: "Bu feryad nedir, ya Ebu Rafi?" diye seslenir. Bu duyan
Ebu Rafi: "Anan Cehenneme! Sen seslenmeden nce birisi beni oda
iinde klla vurdu" der. Olayn geri kalan ksmni bn Atikin
azndan dinleyelim: "Ona bir darbe daha yerletirdim. iyice
yaraladm. Fakat yine ldremedim. Sonra klin keskin ucunu
karnna bastim Nihayet Ebu Rafi arkasna devrildi. Bu defa herifi
ldrdm anladm ve hemen (savusup katim fakat merdivenden
inerken dstm) baldrim kirildi... kapya kadar varip orada oturdum.
Ve kendi kendime: -unu ldrp ldrmediimi iyice anlayincaya
kadar bu gece kaleden kmam- dedim. Horoz tmege balayinca l
ilancisi kale surunun stne durup: -Hicaz ahalisinn taciri Ebu
Rafiin lmn bildiririm diye ilan etti. Bunun zerine ben,
arkadalarmn yanna gittim. Onlara: -Artk halas, Allah Ebu Rafii
katletti (haydi yrynz) dedim- . Nihayet Nebi...in huzuruna
vardim. Vakiayi arzettim. (Ayagimin kirildiini duyunca) bana: -
Ayagini uzat!- buyurdu. Ben de ayagimi uzattim. Resulullah
ayagimi sivazladi. sanki hi agri duymama dndm" 206.
Grlyor ki Ebu Rafiin ldrlmesi olay, yalan ve hile usulleriyle
i grmenn geerli sayldnn kanti olarak karmizdadir.
Din adna hile yolu ile adam ldrme geleneine verilebilecek
rneklerden bir dieri Halid bn-i Sfyan-i Hzeli ile ilgilidir
ldrme eylemi Muhammedin emri zerine olmutur. Sebeb de
188
Sfyanin, Uhud seferinden sonra Bani Lihyan asiretiyle birlikte
Muhammede kafa tutmasdir. ldrme isiyle grevlendirilen
Abdullah 207 adnda biri gizlice Sfyanin yanna gider, kendisini
onun taraftari imi gibi gsterir ve frsat gzleyip onun kl darbesiyle
ldrr. Hilekarlikla baarya erismenn mutluluu ierisinde adamn
kafasini keser ve Muhammede getrr. Muhammed onu baariindan
dolay ver ve dllendirir. Olayin Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarndan alnm ekli yle:
"Resulullah... Urene ve Arafat cihetlerinde oturan Halid bn-i Sfyan-i
Hzeliyi katletmee beni gnderdi: -Git ldr- buyurdu. Onu
uzaktan grdm, o esnada da ikindi vakti girdi. Belki aramizda ikindi
namazn (geciktirmege sebeb olacak) bir ey zuhur eder diye
dndm ve namaz klarak ona doru yrdm, namaz ima ile
kildim. Ona yaklatigimda -Sen kimsin?- diye sordu. Ben de
Arabdan bir kimseyim. Haber aldim ki sen bu adama (yani
Muhammede) hcum iin adam toplamak tertibatiyle mesgul imissin.
te ben de bunun iin sana geldim- dedim. -Evet hakikaten bununla
mesgulm- cevabini verdi. Bir mddet beraber yrdm. Sonra elime
frsat geince zerine kl havale edip ldrdm" (Sahih-i..., Cilt III,
sh. 142)208.
ldrdkten sonra Sfyanin basini bicakla keser ve bir torbaya
koyarak Muhammede getrr. Abdullahin bu baariindan son derece
hosnud kalan Muhammed kendisine bir "asa" hediye eder ve ona
kiyamet gnnde bu "asa" ile tannacan mjdeler. Sylendiine
gre Abdullah bu asayi mr boyunca tasimis ve ldgnde bu asasi
ile gmlmtr.
Hile usulleriyle i grme geleneini dile getiren rnekler saysisizdir.
eriat dnyasnn insanlar, zellikle yneticileri hep bu usullere
itibar etmiledir. Anmsayalim ki Trklerin islamlastirilmalarinda da
bu hile usullerinn rol byk olmutur. Trk halklarn yakarak,
asarak, kltan geirerek, irza geerek, yagmalayarak ve akla gelecek
en vahsi usullere bavurarak mslman yapan Arap kumandanlari,
btn bu vahete hile usullerini de katmaktan geri kalmamlardr.
Bazgis (Balan) kalesine ekilen Tarhani kandrmak amacyle
Muhammed b. Selime: "Neyzekin yanna var, bir hile kl, ola ki
189
benim yanma getiresin. Ve onu gelmeye emin kl. Ola ki elime gire,
elbette onu asaym" 209 diye emir veren Kuteybenn yapt ey, hile
geleneini yaatan eriat uygulamasndan baka bir ey deildir.
Yukardakilere benzer daha pek ok rnek vermek mmkn. Btn bu
yukariya aldiklarimiz din adamnn halkmza anlattigi uslub ve
ekilde buraya alnmtr: insanlarmzn nasl bir din ve ahlak anlay
ierisinde eitilmekte olduklar kolaylkla anlalsin diye!
*
Mslman kiileri slama balayabilmek ya da gnllerine henz
yeteri kadar slam sevgisi ve saygisi yerlememi olan kimseleri
slama iyicene altrabilmek maksadyle din adamnn elinde
"maddi karlar" salama usulleri de vardr ki, Tabari gibi en salam
kaynaklarn tanmna gre gerek anlamda "rsvet" niteliinde i
grmek zere uygulanr 210.
Din adam, her ne kadar Muhammedin: "Rsvet verene de alana da
Allah lanet etsin" dediini bildirmekle beraber "rsvet" szcn
kullanmadan bu usulleri insanlarmza hem eriat hkmlerinden ve
hem de Muhammedten getirdii rneklerle belletir. Esas dayanagi
Kurann Tevbe Suresinn 60.ci ayetidir ki zekatlarin: "yoksullara,
dsknlere, memurlarna, kalbleri mslmanliga iindirilacaklara
verilecei" ni ngrr.
Bu hkmn ilk uygulanisi Hicretin 8.ci ylnda cereyan eden Hunayn
savana rastlar. Bu savata elde edilen ganimet mallarinn byk bir
ksmni Muhammed, basta Ebu Sfyan ve olu Muaviya olmak zere
Kurey erafndan baz nemli ve etkili kiilere dagitmitir ki bunlara
"Mellefe-i kulub" denir saylarnn on be civarnda olduu sanlr.
Bu kiiler Mekkenn fethi tarihine gelinceye kadar Muhammede
kar cephe almlarken Mekkenn fethinden sonra artk
Muhammedin iyicene glenmis olduunu ve ona kar gelmek
olanann kalmadiini anlayarak mslman olmulardr.
Muhammed, kendisine ok yararl olabileceklerini bildii bu kiileri,
ganimetten fazlaca pay vererek maddi karlar salamak suretiyle
190
kazanmak istemitir. Din adamnn sylemesine gre onlar slama
iindrmak ve gnllerini pekitirmek maksadyle byle yapmtr.
Ganimet dagitimi iini hem de ylesine bu kiiler lehine yapmtr ki,
savaa katilipta zaferin salanmasnda emegi ve fedakarligi geenler,
haklar olan payn verilmemesinden dolay itiraz ve ikayette
bulunmular ve: "Muhammed kendi kavminn insanlarna kavuunca
bizi unuttu" eklinde konumuslardr. ikayet edenlerin basinda Ensar
(yani Medine halkndan evvelce mslman olmu olanlar) vardr.
Onlar yatistrmak maksadyle Muhammedin yle dedii yazldr:
"Ey Ensar cemaati! Bir takm kimselerin kalblerini telif ile mslman
olmalari iin verdiim ve mslmanlnzn kuvvet ve kemaline
gvenerek sizi mahrum ettiim ehemmiyetsiz dnya metaindan dolay
canniz mi sikildi, nefsinizde bir endie mi buldunuz?... Allaha
yemin ederim ki ... muhakkak ben Ensardan bir ferd olmak isterdim.
Halk bir vadiye ynelse, Ensar da bir vadiye sluk edip gitse, hi
phesiz ben de Ensar vadiine ynelirdim. Allahm sen Ensara,
Ensarin evladna, evladinn evladna rahmet eyle" 211.
Anlalan odur ki bu szleri dinleyen Ensar, Muhammedin dileiyle
Tanrnn kendilerine "rahmet" eyleyeceinden emin olarak
sevinirlerken, kiileri slama "iindrmak" iin onlara "rsvet"
niteliinde de olsa maddi kar salamann gereine inanmlardr.
Oysa ki yukardaki olayda bu maddi karlar, sz konuu kiileri
Muhammede minnettar duruma sokup sadk birer hizmetkar klmak
iin salanmitir.
Din adamnn Arap kaynaklarndan naklen bildirdiine gre
Muhammed bu usul Balharislerden mslmanl kabul eden bir
grup hiristiyana da uygulamitir. Olay u: Hicretin onuncu ylnda
Muhammed, Nacran blgesinde oturan hiristiyan Balharisler zerine
Halid b. al-Valid kumandasinda 400 kiilik bir kuvvet gnderir.
Gndermesinn nedeni onlar slamiyeti kabule zorlamaktir. Bu tehdit
karsnda Balharislerden bir ksm mslman olur. Halid, bundan
sonra Balharislerden oluan bir heyeti, beraberinde Muhammede
getrr. Bu heyet ierisinde hiristiyan olanlar da vardr. Gelen heyet
mensuplarindan her birine Muhammed 400 dirhem hediye verir:
191
muhtemelen kalblerini mslmanliga iindrmak ve pekitirmek iin
212.
Her ne kadar eriatilardan bazlar, gnllerin slama iindirilmas
iin zekattan pay alma usuln ngren Kuran ayetinn Ebu Bekir
zamanna kadar srdgn ve mer bin Hattabin halifeligi
zamannda uygulamadan kaldrildiini sylerlerse dier bazlar ayet
hkmnn ne mer ve ne de bir bakas tarafndan ortadan
kaldrilamayacan belirtirler. Byk din bilgini Turan Dursuna gre
"slami glendirmek iin kimlerin g ve destek
salayabileceklerine inaniliyorsa, onlara rsvet kapsi(nn) ak
tutulduunun" kabulu gerekmektedir 213.
II) Din adamnn elindeki eriat verileri yalan, zina, sirkat, katil
vs... gibi "gnah" eylemlerinde bulunanlari Cennete gtrmege
yararl olup kiiyi sonu gelmez ekilde gnah (su) ilemege vesile
yaratr:
Her ne kadar din adamnn bellettii eriat emirleriyle mslman
kiilerin birbirlerini ldrmeleri yasaklanmis ve rnein "Hakl
olmadkca ldrmeyin" (K. 17 Isra 33) eklinde hkmler konmus, ya
da hile, hirsizlik, yalanclk, zina vs... gibi davranlarin "kt" ve
cezayi gerektiren eyler olduu belirtilmis ise de, btn bu
"gnahlar" silici ve kiiyi kolaylkla Cennete gtrc usuller de
dnlmemi deildir. eriat ahlakligi bu usuller zerine
oturtulmak istenir. Ancak ne var ki "gnah" silen bu usuller kiiyi,
sonu gelmez ekilde ayn nitelikteki gnahlar tekrarlama olaslna
srkler syleki:
Din adamlarmzn Muazdan rivayet edilen bir Hadis hkmne dayal
olarak bellettiklerine gre, yaam boyunca su ilemekten
kainmam olsa dahi mslman kii, gnahsiz olarak Cennete
girebilir yeter ki lecei an son sz olarak "Allahtan baka ilah
yoktur" demis olsun 214.
Yine din adamnn belletmesine gre zina ve hirsizlik gibi sulari
ileyenler dahi bu ekildeki bir dua ile Cennete girebilirler nk
Ebu Zerden rivayet olunan bir baka Hadis hkmnde Muhammed:
"Hi bir kul yoktur ki -La Ilahe Illallah- deyipte Cennete girmesin"
192
dedii bir srada kendisine "Zina islese ve hirsizlik yapsa da (Cennete
girer mi?)" diye soruldukta "Evet zina islese de, hirsizlik yapsa da
(Cennete girer)" eklinde karlk vermitir 215.
Abu Dardan rivayet olunan bir baka Hadise gre Muhammed, :
"Zina eden, (ya da) hirsizlik yapan kii Cennete gider mi?" diye soru
soranlara: "Evet gider, eer -Tanrdan baka Tanr yoktur - diye
iman etti ise" diye yanit vermitir. Muhammedi "peygamber" olarak
bilen ve onun emirlerine boyun egen mslman kiiler iin de durum
budur. Bu konuda daha pek ok rnek getirmek mmkn 216.
te yandan mslman kii, ne kadar ar su ilerse islesin, namaz
grevini yerine getirmis olmak sartiyle Cennette "hane" sahibi
olabilir. Mslimin mm Habibe den rivayetine dayal olarak
Diyanetin yaymlarndan renmekteyiz ki Muhammed yle
demitir: "Her kim bir gn ve bir gece iinde 12 rekat klarsa
Cennette kendisi iin bir hane bina olunur" (Bkz. Sahih-i Buhari
Muhtasari... Cilt III sh. 113) .
Sabah ve ikindi namaz klmann da saladii sonu Cennete girmek
eklinde kendisini belli eder 217. Cemaatten saf namaz klanlara
da muhakkak suretle Cennet vardr 218.
Bunun gibi abdest almak da Cennete girmenn yolunu aar. Din
adamnn belletmesine gre Muhammed yle demitir: "... her kim
hakkyle abdest alrsa tirnaginn altlarna kadar her taraftan gnahlar
dklr..." 219. Ve unu anlatmitir ki bu gibi kiilere Cennetin sekiz
kapsi aktir o kimse diledii kapdan Cennete girer 220.
Ebu Hreyrenn sylemesine gre Muhammed, abdest alp yz
yikamak suretiyle mslman kiinin, "gzleriyle bakarak kazandii
gnahlarn" hepsini dkms olacani mjdelemitir 221.
Yine din adamnn, Muhammedin szlerine dayal olarak
anlatmasna gre Ramazanda arefe gn tutulan oru, gemi ve
gelecek bir yllk gnahlara kefaret olur fakat o kii Ramazanin
faziletine inanarak ve mkafat umarak oru tutacak olursa gemi
btn gnahlarndan kurtulur 222.
193
l yikamak ya da cenazenn ardindan gitmek gibi davranlar, her ne
kadar dorudan doruya Cennet yolunu amaz ise de bir takm
gnahlardan kurtulmayi salar. rnein her kim mslman kiinin
cenazesini takip eder ve namazn klp defnedilinceye kadar beklerse,
her biri Uhud dagi kadar olan iki kirat sevapla dnm saylr 223.
Din adamnn belletmesine gre Kuran okuyanlar iin de durum
budur, nk Muhammed, Kuran okuyan mslman kiinin Kiyamet
gn sefaatisi olacaktr. Bir kimsenn Kurandan bir harf okumas
bir "hasene" (iyi bir i) saylr ki her bir "hasene" on misli sevapla
karilanr 224.
te yandan yine din adamnn Buhari kaynandan bildirmesine gre
her kim abdestini aldiktan sonra Cuma namazna gelir ve imama
yaklaip sesini karmadan otururda hutbeyi dinlerse, o kiinin hem o
Cuma ile dier bir Cuma arasnda ve hem fazla olarak gn daha,
iinde vaki olacak kk gnahlar (ki "sagair" denir) mafiret olunur
225.
Hemen hatrlatalim ki eriat sisteminde gnahlardan kurtulmann
yollar hem pek ok ve hem de pek kolaydr. Her ne kadar din adam,
gnah ileyen kimeye "tvbe" etmek, "pesimanlik" getirmek ve "bir
daha gnah ilememege karar vermek" halinde gnahlardan kurtulmu
olacani retirse de, btn bunlar dnda da gnah dkmenn
mmkn bulunduunu hatrlatmaktan geri kalmaz. Bylece kiiye,
mr boyunca gnah isleyip sonra bunlardan kurtulma olaslni
salam olur. nk yukarda grdmz ve daha sonra
greceimiz gibi din adamnn elinde mslman kiiyi gnahlardan
siyirmaya elverisli pek ok Kuran ve Hadis hkmleri vardr. Biraz
yukarda zetlediimiz gibi, Kuran okumak, ya da renmek ve
retmek suretiyle gnah dkme kolaylgindan tutunuz da abdest
almak, namaz klmak, oru tutmak, haccetmek, kabeyi tavaf etmek,
cihada katilmak, l yikamak, Allaha hamdetmek, gibi
davranlardan her birinn gnah atmak ve Cennet yolunu tutmak iin
yeterli olduuna dair nice hkmler bunlar arasnda yer almtr (Bkz.
Riyazs-Salihin..., Cilt II, sh. 277) 226.
Btn bunlar bir yana fakat bir hardal danesi kadar iman sahibi olmak
dahi islenmis gnahlardan siyrilip Cennete girmek iin yeterlidir. Din
194
adamnn sylemesine gre Muhammed, Tanrnn kendisine yle
dediini bildirmitir: "(Ey Muhammed) haydi git, hardal danesine
yakn miktarda, azin azi imani olan kimseleri Cehennemden kar"
(Sahih-i... Cilt XII, sh. 424-8) 227. Fakat bunu derken, az dahi olsa
imani olan Cehennemden karacak idi ise neden dolay Cehenneme
attigini bildirmemitir.
Gnahlardan siyrilmann bylesine kolay ve ok eitli yollar
olmas ve din adamnn btn bu yollar en ince ayrntiina varncaya
kadar reterek iman araciligi ile Cennete kavumann sirlarn
belletmesi, kukusuz ki ortaya aklc ve acil ahlak anlayna
yabanc insanlar karir.
Din adamnn elinde eitilen kiiler iin gnah dkme kolaylgi
yannda bir de dinn ykledii grev ve zorunluklardan kolaylkla
kurtulma olanaklari vardr ki bunlar dahi din adam, yine Kuran ve
Hadis hkmlerine dayal olarak belletir. rnein kle azad edenn
"hayrl" bir i grm olaca ve baz hallerde bunun bir zorunluk
tasidii anlatlmakla beraber, bu zorunluktan kurtulmann kolay
yollar bulunduu da hatrlatilir. slam dnyasnn en byk din
bilgini ve dnr olarak kabul edilen mam Gazali bile, Ihyau
Ulumid-Din adl nl kitabnda bu yollar salik verir ve kle azad
etme zorunlugunda kalan kimselerin "yedi kez ba kabak, yalin ayak
Kabeyi tavaf etmek suretiyle" bu zorumluktan kurtulacagina dair
eriat verilerini sergiler. rnein ibadetini geciktiren kiinin
gnahlarnn, kle azad etmekle ya da bunun yerine yaya olarak hacc
etmekle ya da bir yl oru tutmakla giderilebileceini hadis
hkmlerinden rnekler vermek suretiyle belirtir 228.
Bu vesileyle hemen belirtelim ki eriat dinne gre kle azad etmek,
ahlaklik adna yapilan bir ey deildir yani klenn insanlk deeri
adna yapilan bir i saylmaz sadece kle sahibini belli bir sululuk
durumundan, ya da belli bir gnahtan kurtarmak iin yapilmak
gereken bir i saylr. Bunun byle olduunu din adamnn sarld
u rnekten anlamak mmkndr: Muhammedin, Mariye adndaki
Kipti cariyesinden brahim adnda bir olu olur. Fakat brahim kk
yasta lr. Muhammed buna fevkalade zlr. Bu znt ierisinde
yle der: "Eer (brahim) yasasaydi, elbette siddik (drst) ve nebi
195
(peygamber) olurdu. Hayatta olsayd, onun hrmetine btn kiptiler
azat edilirdi" 229.
Din adamnn verdii bu rnekten anlalmaktadir ki Muhammed,
eer brahim yaam olsayd, kle durumunda bulunan Kiptileri azad
etmek kararinda idi nk cariyesi Kipti idi. Kiptileri azad etmekle
hem muhtemelen Mariyeyi hosnud etmi olacak ve hem de olunun
hayatta bulunmasndan dolay bir adak yerine getirmis saylacakti.
Daha baka bir deyimle Kiptileri "insanlk" deerine sahib olduklar
iin deil fakat sadece brahimin hayatta kalmasndan dogma kiisel
bir mutluluk adna, klelikten azad etmeyi dnmtr. Nitekim
brahim ldg iindir ki Kiptileri klelikten azad etme fikrinden
vazgemitir. Kukusuz ki bu davran kendi getirdii eriat ahlakna
yatkn bir davrantir. nk eriat dini, kleligi Tanr emri kabul
eden bir dindir (Bkz. K. 16 Nahl 75).
*
Din adamnn bellettii eriat verilerinden anlamaktayiz ki dinsel her
grevin karlnda, bu grevden kurtulmann yollar ngrlmtr.
rnein, Kuranda, Maide Suresinn 89.ayetinde, mslman kiiler
icin bo yere yeminden dolay sorumluluk bulunmad ve fakat
"kasten ve yrekten yalan yere yemin eden" kimselerin sorumlu
tutulacaklari ve fakat bu sorumluluktan on fakiri doyurmak ya da
giydirmek ya da bir kle azad etmek, ya da bunlar yapamiyorsa
gn oru tutmak suretiyle kurtulacaklari yazldr. Buna bir de ba
kabak, yalin ayak Kabeyi tavaf etme sikkini eklersek eriat ahlak
anlaynn, her hangi bir sutan kurtulmak isteyen muslman kii
bakmndan ne kolaylklar saladiini anlamak kolaylasir. Her ne
kadar ayet hkmnde "yeminlerinizi koruyun" eklinde bir ibare
bulunmakla beraber, yeminden kurtulmann aresi olarak yukardaki
yollara isaret edilerek "Yemin ettiiniz taktirde yeminlerinizin
keffareti ite budur" denmitir. Byle bir uygulamada mslman kii
iin "Nasl olsa kefaret yoluna bavururum" diyerek istedii gibi yalan
yere yemin etme alkanlna saplanmak kadar doal ne vardr?
Yine bunun gibi din adam insanlarmza, gnahlardan siyrilmayi
salayabilecek zorunluklardan kurtulma kurnazliklarn dahi
belletmekten geri kalmaz. rnein belli bir sululuk durumundan ya
196
da "eytanin serrinden" kurtulmak iin on kle azad etme zorunlugu
vardr. Fakat kukusuz ki kle azad etmek, kle sahibi iin, kendi
karlar bakmndan g bir eydir. nk geimini, klelerini
altrmak suretiyle salamaktadir. O halde kle azad etme
zorunlugundan kurtulmak gerekir. te din adam ona, eriat dininn
saladii bir kolaylgi gsterir ki o da gnde yz kez Tanrya hamd
etmektir. Bunu yapmakla kii, sadece gnahlarnda kurtulmakla
kalmaz fakat bir de sevap kazanr, nk kendisine yz "hasene"
yazlr ve yz "msibet" de kendisinden silinir. stelik de o gn
akama kadar seytann serrinden uzak kalr. Isledii sular ve
gnahlar birikse ve yn halini alsa bile, Tanrya yalvar yakar
olmakla btn bunlardan kurtulur .
Bu konuda din adamnn verdii rneklerden biri Ebu Hreyrenn
rivayetin dayal u hadisir: "Her kim gnde yz kere: -La ilahe
illalla, vahdeh la serike leh, lehl-mlk ve lehl-hamd ve hve
ala klli eyin kadir= (Allahdan baka ilah yoktur, yalnz O vardr,
Onun ei ve ortagi yoktur, mlk Onundur, Hamd Onundur, O her
eye kadirdir) derse bu dua o kimse iin on kle azadlamak zevabina
muadil olur ve ona yz hasene yazlr, yz msibet de ondan
mahvolunur. O gn iinde akama eriinceye kadar eytan serrinden
eminlik olur Ve o kimsenin bu duayi okumasndan daha faziletli hi
bir kimse evrad 230 ve ezkar 231 getiremez. Meer ki bu duayi
ondan daha ok okumus ola!" (Bkz. Sahih-i..., Cilt XII, sh. 350) 232.
Sylemeye gerek yoktur ki bu inanla yogurulan mslman kii, nasl
olsa gnahlarm silinecektir diye, gunah ilemekte sakinca grmez.
Her ne kadar eriatilar sz konuu gnahlarn "bilmiyerek" islenmis
gnahlar olduunu sylerlerse de yalandr. Din adamnn
insanlarmza bellettii verilere gre sz konuu gnahlar, kiinin
bilerek isledii ve fakat itiraf ettii gnahlar kapsar. Bunun byle
olduunu Diyanet leri Bakanlnn yaynlarnda yer alan slami
verilerden anlamak mmkndr. Din adamnn bu kaynaklara dayal
olarak bellettii hadislerden biri yle:
"(Muhammed buyurdu ki)...Bir kula bir gnah isabet edip veya bir
gnah isleyip de:
197
-Ya Rab! Ben (bilerek) bir gnah isledim, yahud (bilmiyerek) ben bir
gunahla musab oldum, kusurumu afv mafiret eyle! Diye niyaz
ederse, o kulun Rabbi: -Demek ki, kulum (dilerse) gnahimi
afvedecek (dilerse) cezalandiracak muhakkak bir Rabbi olduunu
bildi. u halde ben de kulumu mafiret ettim, buyurur. Sonra bu kul
Allahn diledii kadar bir zaman (gnahsiz) yasar. Sonra bir gnah
daha isabet edeip veya bir gnah isleyip de:
-Ya Rabbi! Ben (bilerek) bir gnah isledim, yahud (bilmiyerek) bir
gnahla mushab oldum. Kusurumu afv mafiret eyle, diye niyaz
ederse, o kulun Rabbi:
- Demek ki kulum, gnahini afvedecek veya cezalandiracak bir Rabbi
bulunduunu gerei gibi bildi, u halde ben de bu kulumu mafiret
ettim, buyurur. Sonra bu kul Allahn diledii kadar bir zaman
gnahsiz yasar. Sonra bir gnah isabet edip veya bir gnah isleyip de:
-Ya Rabbi! Ben bir gnah isledim... kusurumu afv mafiret eyle,
diye Allaha yalvarrsa, o kulun Rabbi:
- Demek ki kulum, gnahini affedecek veya cezalandiracak bir Rabbi
olduunu bildi, ben de defa kendisini afv mafiret ettim. Artk
(ghah islediinde tevbe etmesini bilen) bu kulum diledii ii islesin,
buyurur" (Sahih-i... Cilt XII, sh. 422) 233.
Din adamnn Nevevi gibi kaynaklara dayanarak sylemesine gre
"Tvbekar olan ve Allaha yalvarmak yolunu bilen bir kulun gnahi
yz kere, bin kere ve belki daha ok tekerrr etse de her defasinda
tvbe etse, yahud bu mkerrer gnah yiginnin topu hakknda
Allaha... arz-i nedamet eylese, tvbesi sahih olur ve kabul buyurulur
ki, mminler iin en byk mjdedir" 234
Grlyor ki "tvbe" etmek ve Tanrya yalvar yakar olmak suretiyle
mslman kii, yz kez ya da bin kez hatta daha fazla gnah islese de
gnahlarndan siyrilma olaslna sahiptir ve bu olaslk ona "en
byk bir mjdedir".
Fakat mslman kii iin, son nefesine kadar gnah isleyip gnahsiz
olarak Cennete gitmenn ok daha kolay bir yolu vardr ki o da
198
lecei srada, Tanrdan baka ilah olmadn telaffuz etmektir.
Diyanet yaynlarnda Muazdan rivayet olunan u hadise gre
Muhammedin yle konutugu anlalmaktadir: "Bir kimsenin son
sz -Allahtan baka Allah yoktur-... olursa o kimse Cennete
girer".235
Btn bunlar bir yana fakat din adamnn belletmesine gre Tanr,
"kafirleri" srf "kafir" olduklar iin, mslmanlari ise srf gnahkar
olduklar iin Cehenneme atmis olduu halde, mslman kiileri, srf
"kafirlere" inad olsun diye Cehennemden karp Cennete
sokacaktr. Bu konuda Gazalinn verdii hadis rneine gre,
Cehenneme atilmis olan "kafirler" ile "mslmanlar" arasnda u
konuma geer: "(Kafirler mslmanlara): -Siz mslman deil
miydiniz?- diye sorarlar. Mslmanlar: -Evet, mslman idik-
derler. Kafirler: -Baksanza sizin mslmanlniz size bir kar
salamadi, siz de bizimle beraber Cehennemdesiniz- derler.
Mslmanlar: -Biz islediimiz gnahlar sebebiyle Cehennemdeyiz-
derler. Bu konumalari dinleyen Allah...:- Ehl-i Kibleden olup
Cehennemde bulunanlarin hepsini karin- diye emir verir ve
mslmanlar Cehennemden karlar. Bunu gren kafirler: - Ah
keske biz de mslman olsaydk, imdi mslmanlar karld gibi,
biz de kardik, diye hased ekerler" 236.
Yukardaki rnei pekitirmek zere din adam, bu hadisle ilgili
olarak Tanrnn Kuranda yle konutugunu hatrlatr: "Inkar
edenler, keske mslman olsaydk temenniinde bulunacaklardr" (K.
15 Hicr 2).
Bu rnekleri sergilerken din adam, dilediini"kafir" ve dilediini de
"mslman" yapanin Tanr olduuna ve "kafir" ve "mslman"
olmann kii iradesi d bir eylem bulunduuna dair bellettii
ayetleri (rnein Enam 125 gibi) unutmus grnr. nsanlari diledii
gibi "kafir" yapan bir Tanrnn, onlar neden dolay "kafirdirler" diye
Cehenneme attigini dnmez ve dndrmez. Sadece unu
anlatmak ister ki mslmanlik, gnahlardan kurtulmann en gvenilir
yoludur. Bu tr inanlarla yetitirilen kiilerin gnah ilemekten geri
kalacaklarn dnmek saflik olmaz mi?
199
Btun bunlar gstermektedir ki din adam kiiyi su ilemekten
alikoymaga deil fakat aksine sua tevik ynnden etkilemektedir.
*
Ote yandan din adam, gnahlardan kurtulma iini, slam dinnin
kolaylk dini olmasna ve din saliklerine kolaylk salamayi ama
edinmesine balar: dayanagi yine eriat hkmleridir. Diyanet leri
Bakanl, din adamlar araciligiyle bizlere "Allah yolunda yalnz
elimizden kolaylkla gelen amellerle mkellef" olduumuzu retir:
hani sanki fazilet ve meziyet saylmak gereken ey zor olan yapmaga
almak ve bunda baarli olmak deil de kolay olan yapmakmis gibi
bir ahlak anlay asilar. Oysa ki aklc ahlak anlay kiiyi "Ahlak
adna zor olan yapacaksin" inanc ierisinde ok daha farkl ve stn
bir ahlak anlayna srkler.
III) "eriat Ahlakligi"nn "Koruyucusu" Rolnde Grnen Din
Adam, "Mstehcen" Saylmak Gereken eyleri dahi "eriat Verileri"
Olarak nsanlarimiza Belletmekten Geri Kalmaz.:
Ahlak bekiligi grevini stlenmis grnen eriatinn azndan
"mstehcen" szc dmez. Szlksel anlamda "ak sak", "ayip",
"aalik" ya da"bayagilik" vs gibi anlamlara gelen bu szc, her
vesileyle mslman kiinin karsna dikerek gya ahlakligi korumak
ister. "Mstehcendir" diyerek kitap toplatir, ya da "Sanat adna
ehvete prim vermem" diyerek sanat eserlerine musallat olur. Kltrce
ve fikriyata yetersiz bulunmak itibariyle ne bilimselligin ve ne de
gzel sanatlarin hi bir trn deerlendirecek kertede bulunmad
halde insani "uygar" yapan ne varsa her eye kardir. Sundan
habersizdir ki ahlaklige ters den ey "iplaklk" ya da "seks"
konular deil fakat yalanclktir, sahtekarliktir, oy yatrm yaparak
cahil halk kandrmaktir. Bu habersizlik ierisinde bir yandan heykel,
resim, tiyatro, mzik vs... gibi gzel sanatlarin her dalina saldrirken,
dier yandan insanlarmza, akl sasirtici eylerin din kisvesi altnda
belletilmesine ara olur. Tm olarak eriat yayimlarn (ve bu arada
Diyanet leri Bakanlnn halkmza din verileri olarak sundugu
eyleri) yle bir kartriniz ve orada bulduklarnzi eriatinn
"mstehcendir" diye saldrdii eylerle kyaslayiniz: ite o zaman
eriatiyi kendi silahlariyle hizaya getirmenn mmkn olduunu
200
anlayacaksinizdir. Ne yazk ki aydnlarmz bu yaymlar incelemek ve
eletirmek gereini duymazlar. Oysa ki eriatn i yzn bilmeden
eriatiyi susturmak ve bu milletin bana bela olmaktan karmak
mmkn deildir. Ksaca fikir edinmek zere bir iki rnekle
yetinelim:
Diyanetin Sahih-i Buhari Muhtasari... adl yayimin 1.cildinn 215
sayfasinda yer alan u satrlari beraberce okuyalim: (Nebiyy-i Ekrem
... buyurdu ki, (erkek kadinn) drt subesi arasnda oturup da
dokundurdu mu (her ikiine) gsul vacib olur".
Din adamlarmzn aydnlatmas sayesinde renmekteyiz ki burada
geen "drt sube" deyiminden anlalmak gereken ey "kadinn iki
kolu ve iki bacagi (ya da baldri)dir". "Gsul" szcnn szlksel
anlam "eriata gre yikanma" olduuna gre yukardaki hkm,
herkesin anlayabilecei bir ekilde, yle okumak gerekir: "Erkek
kadinn iki kolu ve iki bacagi arasna oturup dokundurduktan sonra
her ikisinn yikanmas gerekir".
imdi farz ediniz ki sanat galerilerinden birinde, bir erkekle bir
kadinn bu ekilde kucak kucaga sarilmisligini temsil eden bir resim
ya da bir heykel bulunuyor. Kuku etmemek gerekir ki eriati
zihniyet, "mstehcendir" diyerek bu eseri ortadan yok ediverecektir.
Oysa ki bu eser, yukarda sz konuu satrlarin resim ya da heykele
dntrlms eklidir ve bu satrlar da Buhari nn Ebu Hreyreden
rivayet ettii bir hadis-i serifdir halkmza din diye verilir.
Yine Diyanetin ayn yaymlarnn 1. cildinn 222 sayfasinda,
"hayizli" (adetli) durumda bulunan kadnla sevismenn "halal"
olduunu ngren ve sevisme eklini gsteren u hkm okuyalim:
"Aise... yle demitir: Iimizden (yani mmehat-i Mminnden) biri
haiz olup Nebiyy-i Ekrem... de kendisi ile mbaseret arzu ettii zaman
ona hayzin hemen bidayetinde iken futa balamasni emreyler ve
ondan sonra mbaseret ederlerdi..." . . .
Burada geen "mbaseret" szcnn anlam "tutusmak" ya da
"girimek"tir. Her kesin iyice anlayabilmesi iin din adamlarmiz
yukardaki hadis hkmn halkmza aynen u ekilde naklederler:
"...Aise ... anlatiyor: Esleri olan bizlerden biri adet grdg zaman
201
Allahn Resul (adet gren esine, gbekle dizleri arasni rten)
genie bir rt rtnmesini emreder, sonra onun ggslerine
ynelirdi". (Bu alinti iin Ali Riza Demircan adndaki bir din
adamnn slama Gre Cinsel Hayat adl kitabna baknz. Istanbul
1986, Cilt I, sh. 219).
Ayenn bir baka anlatisi da aynen yle: "(Esleri olan) bizlerden
biri adet grdg zaman Allahn Resul ona gbekle dizler arasni
rten bir ort rtnmesini emir buyurur, sonra da tenlerin temasni
ierir ekilde onunla kucaklasip yararlanirdi" (Demircan adndaki din
adamnn ayn kitabndan. Cilt I, sh. 218-9).
Bu satrlari yine resim ya da heykel ekline dntrp eriatinn
karsna dikiniz ve ne yapacani izleyiniz. Resmi ya da heykeli
mutlaka yok edecek fakat bunlara kaynak olan hkm insanlarmzn
beynne siringa etmee devam edecektir.
Yine Diyanetin yaymlar arasnda yer alan Kurann Trke anlam
adl kitabi ainiz ve "Cennet" tanmyle ilgili hkmleri ve bu arada
Sebe Suresini okuyunuz. Karnza gzel kzlarla ilgili u satrlar
ikacak: "Ggsleri yeni tomurcuklanmis huriler..." (K. Sebe 34).
"Din bilgini" diye bilinen Prof. Glpinarli bu ayeti aynen yle
naklediyor: "memeleri yeni sertlemi kzlar" .
Bu dorultuda olmak zere yine Diyanet yaymlarnn bir yerinde u
yazldr: "Cennete girecek olan mslman erkeklerden her birinn iki
kadn vardr ki vcudunun letafetinden iki baldri (kemiginn) iligi
etinn stnden grnr" (Bkz. Sahih-i Buhari Muhtasari... Cilt IX,
sh. 42-44 hadis no. 1342 ve 1343)
Yine din adamlarmzn "cinsel" bilgi olmak zere halka rettikleri
udur ki Tanr kadnlara "ters yoldan", yani "arka organdan" deil
fakat sadece "n organdan" temas etmeyi emretmi ve bu nedenle
Bakara Suresinn 223c ayetini indirmitir ki yledir: "Kadnlarnz
sizin ekim alanniz tarlanizdir. O halde (n organ olan) tarlaniza ne
ekilde isterseniz o ekilde varn..." .
Her ne kadar cinsi mnasebet srasnda "arkadan gelerek nden temas"
mmkn ise de arka organdan temas asla caiz deildir. Bu hususu
202
akla kavuturmak maksadyle din adamlarmiz, Huzeyme b.
Sabitin u szlerini naklederler: "Bir sahabi Allahn Resulne
kadnlara arka organlarindan yaklamann hkmn sordu. Allahn
Resul -halaldr- buyurdu. Fakat o kii huzurundan ayrldiinda onu
artarak sordu: -Sen arkadan gelerek nden temas etmeyi mi
sordun?-. (Bunu sordunsa) evet o halaldr. Yok arkadan yaklaarak
arka organdan temas etmeyi sordunsa, hayr (o halal deil haramdir)...
Kadnlara arka organlarindan temas etmeyiniz-..." (Demircan
adndaki din adamnn sz konuu kitabndan aynen alnmtr.
Bkz.:Cilt I, sh. 227-8).
te yandan Diyanet yayimlarna gre orucu bozan hallerin ne
olduunu gsteren hkmlere de ksaca gz atmak yararl olacaktr.
Bunlar arasnda "l insan vcudu ile ya da hayvanla cinsi
mnasebet", ya da "perken meninn gelmesi", ya da "n ve arka
mahallin gayrsi bir yere (karin ve uyluk gibi) srtmekle yahut istimna
(el ile oynayarak) inzal vaki olmas", ya da "Tenasl uzvuna sivi veya
kati ilalar srlmesi", ya da "Orulu olduu halde uyuyan bir hanima
einn uyandrmadan mnasebette bulunmu olmas" gibi haller
vardr ki "kaza" ya da "kefaret" orucunu gerektirir (Bkz: Diyanet
Dergisi Cilt XI, sh.6 ve Diyanet Gazetesi 1970, Say 3, sh. 14) .
Bu hkmlerin her birisi, din adamlar tarafndan, halkmza "hadis-i
serif" olmak zere belletilir. imdi bunlardan her birini resim veya
heykel olarak ekillendirip halkn grmesi iin sanat galerilerinden
birinde sergileyiniz. eriatinn tepkisi yine ayn olacaktr: akl bile
ileden kartici bir mantkla: "Sanat adna ehvete prim vermem"
diyerek resim ve heykelleri paralayacak ve fakat yukardaki
hkmleri halka din diye vermekten geri kalmayacaktr, nk ona
gre bu hkmler "mstehcen" deil "kutsal" nitelikte eylerdir.
Sylemeye gerek yoktur eer bu hkmler (ve benzerleri)
"mstehcen" deil ise, bu taktirde eriatinn "mstehcendir" diye hi
bir sanat eserine saldrmamas gerekir. Ancak eriatinn ylesine
khne, ylesine a gerisi kalm bir zihniyeti vardr ki, tpk dier her
konuda olduu gibi, "mstehcenlik" konusunda da bu lkeyi utan
duvarna evirmekten baka ise yaramaz.
203
Fakat din adam iin nemli olan ey bu deildir nemli olan ey
kadnlarn ak bala dolasmalarn, erkekle bir arada bulunmalarn ya
da el sikismalarn vs... yasaklayan, resim heykel gibi eyleri
"mstehcen" sayan eriat hkmlerini uygulamak, ve uygularken de
kendisini eriat ahlakliginn koruyucusu rolnde bulmaktir. Oysa ki
korudugu ey, ou kez "mstehcendir" diyerek ktledii eylerden
farksizdir, daha dorusu kendi deyimiyle "hcnet" in ta kendisidir
237.
Yukariya aldmz rnekler, Diyanet leri Bakanl ve din
adamlarmiz tarafndan halkmza retilen hkmlerden sadece bir
kaidir 238. Yetmi bine yaklaik Camide ve binlerce din okulunda
milyonlarca insanmza ve yarnn kusaklarna eriat emirleridir diye
daha nice benzeri eyler belletilir: rnein "perken meninn
gelmesi", ya da "Arada bir zr yokken kadinn her hangi bir yerine
dokunarak meninn gelmesi", ya da "Dbre konan ilacin ieriye
ulasmas", ya da "Orulu olduu halde uyuyan bir hanima, einn
uyandrmadan mnasebette bulunmu olmas" , ya da "Kadinn drt
subesi (iki kol, iki ayak) arasna oturupta dokundurulmas", ya da
kadna "arkadan gelerek n organdan temas edilmesi" vb... gibi.
Cinsel iliki (seks) konularnda kiileri bilgi sahibi yapmann
gerekliligi kukusuz ki yadsinamaz. Ancak bu bilgiler mspet bilim ve
saglik kurallarna ve akl verilerine yatkn olmaldr ki yararl
olabilsin. Aksi taktirde kiileri ilkel brakma bakmndan sakincali
sonular dogurur. te din adamlarmzn, 1400 yl ncelerin din ve
dnya anlayna uygun olmak zere hazrlanmis din kurallarn, akl
szgecinden hi geirmeden halkmza retirlerken oluturduklari
sonu byle bir sonutur.
Din adamlarmiz, bir yandan "edeb", "ahlak" deyimlerini agizlarindan
eksik etmeyerek "mstehcen"dir diye sanat yaptlarna saldrirlarken,
dier yandan da edeb ve ahlak verileriyle asla badamaz eyleri eriat
hkmleri eklinde halka retmekten geri kalmazlar. Biraz nce
verdiimiz rnekleri biraz daha akla kavuturmak zere din
adamlar tarafndan halkmza belletilen baz eriat hkmlerine gz
atalim:
204
Din adamnn sylemesine gre Tanr, kadnlara "ters yoldan", yani
"arka organdan" deil fakat sadece "n organdan" temas etmeyi
emretmi ve yle demitir: "Kadnlarnz sizin ekim alanniz
tarlanizdir. O halde (n organ olan) tarlaniza ne ekilde isterseniz o
ekilde varn..." (K. 2 Bakara 223).
Her ne kadar cinsi mnasebet srasnda "arkadan gelerek nden temas"
mmkn ise de arka organdan temas asla caiz deildir. Bu hususu
akla kavuturmak maksadyle din adamlarmiz, Huzeyme b.
Sabitin u szlerini naklederek Muhammedin: "Kadnlara arka
organlarindan temas etmeyiniz" diye emrettiini bildirir 239.
Yine din adamnn Diyanet leri Bakanl yaynlarna dayal olarak
rettiine gre tenasl uzvunun "serden" korunmas, mslman
kiinin ilk dikkat etmesi gereken eylerdendir. Sehl bn-i Sad in
rivayetine gre Muhammed: "Her kim... iki budu arasnda bulunan
(uzv-i tenasl) n (serden esirgemeyi) bana tazmin (ve temin) ederse
ben de, o kiiye Cenneti temin ederim" demitir 240. Ayrca da
tenasl uzvuna sa el ile dokunmamak gerektiini belirtmek zere:
"Sizin biriniz ... is ettii zaman ... sa eliyle tenasl azasina
dokunmasn, (Helada) silindii zaman da sa eliyle istinca etmesin,
silinmesin!..." diye bildirmitir 241.
te yandan namaza kan kiinin elbisesindeki erkek menisinn
yikanmis olmasna dikkat etmek gerekir, Ayenn sylemesi yledir:
"(Muhammedin) rubasinda cenabet eserini ykardim da elbisesinde
(yer yer) u islaklgi grndg halde namaza kardi..." 242.
Bunun gibi cinsi iliki srasnda "meni kahtina" urama konuu da
unutulmamitir. Ebu Said-i Hudri nn rivayetine gre Muhammed, bir
gn Ensardan birini grmek ister ve haber gnderir. Adamcaz o
srada cinsi mnasebette bulunduu iin iini yarida brakmak zorunda
kalmtr: "(O zat) ba damlaya damlaya geldi. (Muhammed ona) -
Galiba seni aceleye getirdik- buyurdu. -Evet- dedi. Bunun zerine
(Muhammed) buyurdu ki sayet iin aceleye gelir, yahud (meni)
kahtina urarsan sana (yalnz namaz) abdesti lazim olur" 243.
Cinsi mnasebet srasnda kiinin menisinn gelmemesi hali de
nemli saylmis olmaldr ki Zeyd b. Halid in bir gn Osman b.
205
Affana: "(Bir kimse) mucameat eder de menisi nazil olmazsa ne
(yapmaldr) dersin?" eklinde soru sormas zerine Osman yle yanit
vermitir: "Namaz iin abdest aldii gibi abdest alr, bacaklari arasni
ykar... Bunu ben (Muhammedten) isittim..." 244.
Kadnin bacaklari arasna oturup aka gelmenn de, temizlenmek
bakmndan, ihmal edilmedii anlalmaktadir. Ebu Hreyrenn
rivayeti yle: "(Erkek kadinn) drt subesi arasna oturup da
dokundurdumu (her ikiine) gusl vacib olur". Diyanet leri
Bakanlnn "aydnlatmas" sayesinde renmekteyiz ki burada
sz geen "drt sube" deyiminden "iki ayak ve iki kol", veya
kadinn "baldri, uylugu" anlalmak gerekir 245.
Kadnlarin "haiz" (aybasi) halinde iken erkeklerle ilikileri konuu da
yine din emirleriyle dzene balanmitir. Din adam, aybasi halinn
kadnlar iin "eza" ve "pislik" olduunu ve bu gibi hallerde erkeklerin
onlardan uzak durmalari gerektiini bildirmek zere u ayeti belletir:
"Sana hayizdan sual ediyorlar. Onlara de ki hayiz ezadir, pistir. O
halde zaman-i hayizlarinda kadnlardan irakca durunuz. Onlar
temizlenmedikce kendilerine tekarrb etmeyiniz yaklamayiniz).
Tetahhur ettiklerinde (temizlendiklerinde) Allahn emrettii zere
yanlarna varniz" (K. 2 Bakara 222) 246.
Her ne kadar hayizli kadna yaklamak (daha dorusu onunla cinsi
mnasebette bulunmak) yasaklanmis ise de bunun dndaki
yaklamalara izin verilmitir. rnein kadn hayizli iken kocasnn
basini tarayabilir ya da onun kucagina oturmus olarak Kuran
okuyabilir. Ayenn rivayeti yle: "Ben hayiz iken (Tanr elisi) ...
basini kucagima yalar, sonra Kuran okurlardi... Onun basini hayiz
iken tarardim". 247
Bunun gibi koca da, hayizli karisi ile yatakta koyun koyuna sarilmis
olarak yatabilir, onu oksayp tenne dokunabilir, bedennden
yararlanabilir, yeter ki duhul etmeye. Aye yle der: "Tanr elisi ile
bir abaya brnerek yatiyorduk derken adetimi grdm.
(Yavascacik) sivisip hayza mahsus elbisemi giydim. -Adetin mi
geldi? diye sordular. -Evet- dedim. Bunun zerine beni ardilar.
Saakl kadifenn altnda kendileriyle yattim..." 248.
206
Yine ayn ekilde koca, hayizli olan kariini karsna ekip onun
gbek st vcud ksmlarn pp oksayabilir, memelerine sarilabilir.
Din adamlarmiz bu konuda Ayenn u rivayetini naklederler: "Esleri
olan bizlerden biri adet grdg zaman Allahn Resul (adet gren
esine, gbekle dizleri arasni rten) genice bir rt rtnmesini
emreder, sonra onun memelerine ynelirdi". 249
Yine din adamnn bellettii eriat esaslarna gre orulu durumda
iken kadnlara yaklamak, Kurann Bakara Suresinn 187.ci ayetine
ve bu ayetle ilgili hadislere uygun olmak gerekir ki esas itibariyle
cinsi mnasebet dnda kalan sevisme hallerini kapsar: rnein
kadinn dilini emmek ya da vcudunun her yanndan yararlanmak
gibi. Cinsi mnasebete orulu iken deil fakat oru tutulan gnn
gecesi iin izin verilmitir. Bakara Suresinn 187.ci ayeti aynen
yle: "Oru tuttuunuz gnlerin gecesi kadnlarnza yaklamaniz
size helal klnd.... Allah nefsinize gvenemeyeceinizi biliyordu, bu
sebeble tevbenizi kabul edip sizi affetti... Mescidlerde itikafa
ekildiinizde kadnlarnza yaklamayin..." (K. 2 Bakara 187)
Din adam bu tr kurallari, tpk dierleri gibi, Muhammedin izledii
davran rnekleriyle retir ki bunlardan biri Ayenn rivayetine
gre yledir: "Nebi... orulu iken takbil eder (per), mlamese
(tenni tenime dokundurur) ve muaneka buyururdu (kucaklasir,
sarmas dolas olurdu)..." 250.
te yandan Kurann Nebe Suresi nn 31-34 ayetlerinde Cennetteki
"memeleri yeni sertlemi kzlar" dan sz edilir 251. Ebu Hreyre nn
rivayetine gre Muhammed: "(Cennete girecek olan mslman
erkeklerden) her birinn iki kadn vardr ki vcudunun letafetinden
iki baldri (kemiginn) iligi etinn stnden grnr" demitir 252.
Bunun gibi cinsi mnasebetin her safhasi, rnein kadn yataa sokup
Kible ynne evirdikten sonra duhul etmek, duhul ederken Tanrnn
adni anmak gibi her davran, inceden inceye eriat emirleriyle
ayarlanmitir.
Bu tr emirlerin hi birisi din adamna (ve eriatcilara) gre
"mstehcen" saylmaz ama falanca kitabn filanca sayfasindaki ak
207
sahnesi, ya da sergilerdeki resim ve heykeller, ya da meydanlara
dikilen sanat yaptlar mstehcendir.
"Mstehcenlik" anlay bu olan din adam, gya "uygar grl
renci yetitirme" hevesiyle bugn dahi onalti, onyedi yasindaki
liseli kiz rencilere "Giylen eyin darligindan tr avret uzvunun
belli olmasnn" namaza engel olmadn, din bilgisi olarak
belletmekle mesguldur 253.
Mstehcen nitelikteki eylerin "kt" sonular doguracan anlatmak
maksadyle din adam bir de kadinn kadna "mbasereti" (iplak
srtmesi) rneini verir ve bu tr davranlarin aile felaketi
yaratacan belirtir. Dayanagi u tr hkmlerdir "Kadn kadna
mbaseret etmesin (iplak srtmesin). Sonra kocasna br kadn -
kocas ona bakip gryorcasna- vasif ve tarif eder (de bir fenaliga
sebeb olur)" (Bkz. Sahih-i... Cilt XI, sh. 325, hadis no. 1827) 254.
Bu hkme gre iki kadinn iplak tenlerini birbirlerine srtmeleri, ya
da bir arsaf, bir yorgan iinde birbirlerine tenleriyle dokunmalari
yasaktir. Yasak olmasnn nedeni bu tr davranlarin gya aile
felaketi sonucunu yaratmasdir. nk, din adamnn eriat
kaynaklarndan naklen bildirmesine gre, iplak tenlerini birbirlerine
bu ekilde dokunduran kadnlardan her biri, olup biteni kocasna
anlatrken ilikide bulunduu kadinn gzelligini de "tarif ve tavsih"
edecek ve bunu yapnca da kocas o kadn hayalinde canlandrip asik
olacak ve sonunda kariini bosayp o kadnla evlenecektir. Diyanet
leri Bakanlnn yaynlarna gre Kabusi nn sylemesi aynen
yle: "Eer kadn zevcine, temas ettii kadinn gzelligini tarif ve
tavsif ederse, zevci o kadinn hsn anna aldanarak kendisini
bosayp onu almas, hatta evli ise kocasndan bosanmak arelerini
aramas umulur ki , btn bunlar kadinn kadna mbaseretinn
tevlid ettii aile felaketleridir" (Bkz. Sahih-i..., Cilt XI. sh. 326) 255
yle anlalyor ki din adam, kadn "aklen dun" grme alkanl
ierisinde, kendi kendini gln durumlara dsrmekten kurtulamiyor.
nk hangi akla hizmettir ki kadn, baka bir kadnla iplak ekilde
temas etsin de sonra gelsin kocasna bunu anlatsin ve anlatrken de o
kadinn gzelligini tanmlasin! Anlatacagi varsa da, bu yukardaki din
emrinden haberi olduu an anlatmaktan vazgeeegi muhakkaktir.
208
Yukardaki rnek gsteriyor ki kadn aklsz ve saf sanan din adam,
"aile felaketini" nleyeceim diye kadinn kadna "iplak srtmesini"
(mbaseretini) nlemek deil fakat adeta bilmeden tevik etmektedir.
nk bu tr bir davrannn aile felaketini doguracan dnen bir
kadn, baka bir kadnla "mbaseret" ettiini kocasndan
sylemektense elbetteki gizlemeyi tercih edecek ve bu yaamn
srdrecektir.

















209
Din Adamlar - Blm 09

Kadni "Aklen ve Dinen Dun" Nitelikte Gstermek ve Her
Hususta Kltmek Suretiyle Toplumsal Geriliklerimize Neden
Olan eriat Dzeninn Uygulaycs Olarak Din Adam.

I) Din adamlar eriatn kadn "Aklen ve dinen dun" ve "iradece kit"
yaratlm ve bu nedenle "amme velayeti ilerine getirilemez" eklinde
gren hkmlerinn en kararli uygulayicsidirlar.
II) Kadn snfn kltc, zgrlkten yok edici ve erkege boyun
edirtici eriat hkmlerini uygulamak suretiyle din adamlar, erkek
snfn hosnud etme siyasetini gderler:
III) Kadni "ktlk" ve "fitne" kayna sayan ve bu nedenle
aalatan, zgrlkten yoksun klan eriat hkmlerinn altnda
erkegi aciz ve zavali bir yaratkmis gibi tanmlayan bir anlam
yattigindan habersizdir din adam:

Gelimemi toplumlarin zelliklerinden biri de kadn kltmek, arka
plana itmek, erkege kul duruma getirmektir. Avustrulya vahsilerinn
yaamlarn inceleyen bilim adamlarnn izlemleri udur ki vahsi
kabilelerde erkein kadna kar tutum ve davran pek olumsuzdur.
Kadn aa grmek, ona hkmetmek, hatta hasin ve sert davranmak
erkein sanndandir. Bu kabilelerde erkek, kendisine e alacagi kadn
vahsi usullerle ele geirir. Genellikle kadn dahi bunun byle olmasni
ister. rnein esme basinda acaip sesler karan, barip airan
kadn, bu davranyle e aradiini anlatmis olur. Bunu farkeden
erkek, o kadn salarindan eke eke srkleyerek evine gtrr.
Evlenme ii bylece tamamlanmitir.
Ilkel toplumlarda kadn dvmek yine erkein sanndan olup
erkekliginn adeta vazgeilmez bir sartidir. Erkein toplum
ierisindeki yeri ve deeri buna gre oluur. Her kadn, kocasnn
210
kendisine kar sevgi besleyip beslemediini, yedii dayaga gre
hesaplar. Hatta ou zaman kendi kendisini yaralamak, vcudunda
yara bere izleri yaratmak suretiyle komsularna, kocasndan dayak
yemis olduu kaniini yaratmak ister gururunu bununla korumus
olduunu dnr ve mutluluk hisseder. nk bilir ki kocasndan
dayak yemeyen kadn komsular, kocas tarafndan sevilmeyen kadn
gzyle greceklerdir 256.
Ne zcdr ki 21.inci yzyla yaklatigimiz bu dnemde tm slam
lkelerinde halk ynlarna retilen eyler arasnda kadinn "aklen
ve dinen dun" olmasyle, ya da iki kadinn tanklnn bir erkein
tanklna denk bulunmasyle, ya da kocann kariina dayak
atmasyle, ya da kadnlarn ounluunun Cehennemlik saylmasyle,
ya da "sutresiz" olarak namaz kilann nnden "eek, kpek, kadn
vs" gibi eylerin gemesi halinde namazn bozulmasyle ilgili (ve daha
bunlara benzer nice) hkmler vardr.

Kendi lkemizde Diyanet leri Bakanl ve din adamlarmiz bu tr
hkmleri insanlarmza belletirler 257. Nice "aydn" geinenlerimiz
arasnda kadn dvmekle ilgili hkmleri gerekli ve hatta kadn
bakmndan gurur yaratc nitelikte bulanlar vardr: kadnlara
kocalarindan dayak yemenn faziletlerini anlatmaga alrlar.
Avustrulya yerlilerinden farkl olduklar tek husus kadna atlacak
dayagin "kadinn vucudunda fazla yara bere brakmayacak ekilde"
olmas gereinden ibarettir.
Bu vesile ile anmsatalim ki kadn aalatan hkmlerin bekiligini
yapmak hususunda din adamnn en byk destegi erkek snfdir. Bu
snf, 1400 yl boyunca "kul" olarak eriatn emirlerine boyun egen ve
bundan dogma ezikligin teselliini ancak din adamnn azndan
kan "kadn aleyhtari hkmlerde" bulan bir snftir. Bu hkmlere
gre kadn sadece erkege itaat, onu hosnud klmak, onun her trl
istek ve kaprilerine, ehvet isteklerine uymak durumunda deildir
sadece dayak yemek durumunda deildir sadece bu yer yzndeki
esitsiz durumunun gelecek dnyada da devamna razi olmu deildir
bunun da tesinde, her trl kltlmelere boyun egmek zorunlugu
ierisindedir: "Namaz (bozan) eyler Kpek, eek, domuz ve
211
Kadndir" ya da "Ugursuzluk seyde vardr: karida, evde ve
atda", ya da "(Cehennemin ounluunu kadnlar oluturur)" ya da
"Kadnlar fitne kaynadir" ya da "Kadnlar insann karsna eytan
gibi karlar" , ya da "Kadnlar kfrbazdrlar, nankrdrler ve onlar
bu ktlkte gececek bir baka yaratk yoktur" ya da "Kadnlar
arasnda saliha kadn, yz tane siyah karga arasnda alaca bir kargaya
benzer" eklindeki (ve daha nice benzeri) hkmler bunun nice
rneklerindendir 258 .
Ve ite kadn btn zavall durumlarda tutabilmek iin din adam,
kadinn lehinde imi gibi grnen eriat hkmlerine sarilir. rnein
"Kadnlarla hosca, gzellikle geinn. Sayet onlardan holanmayacak
olursanz (tahamml edin, zira bilinmez) belki Allah sizin nefret
ettiiniz bir eyi bol bol hayrla doldurmustur" der (Bkz. K. 4 Nisa 19)
. Ya da: "Bir kimse kadinna bugz etmesin, zira holanmadii huylari
varsa, ona mukabil memnun olaca huylari da vardr" eklinde tte
bulunur ya da "Analarin ayaklari altnda Cennetler yatar..."
eklindeki hkmleri hatrlatr ki bunlar kadnlari holandirmaga
yeter.
Ancak ne var ki bu hkmlerin her birinn altnda yine de kadn
aalatan hususlar gizlenmitir. rnein "Analarin ayaklari altndan
Cennetler yatar" eklindeki szler kadn yceltmek iin deil fakat
erkein hizmetine sokmak iin sylenmitir nk kadn Cennete
gidebilmek iin kocasnn iznni almaa ve alabilmek iin de onu her
hususta hosnud etmee mecburdur. Ancak bu sartla Cennete girebilir.
Fakat Cennete girdikten sonra orada kocasyle yasayacak deildir
nk kocas Cennetin hrileriyle basbasadir 259. Fakat kadnlar
bunun byle olduundan genellikle habersiz bulunduklarindan sanirlar
ki yukardaki hkmler kendilerini yceltici nitelikte eylerdir. Ve ite
bu tr hkmleri sergilerken din adam "Kurann 14 asr nce ilan
ettii kadn haklar bugn hala ulalamam bir yceliktedir" eklinde
konumaktan geri kalmaz 260.
Gerek udur ki kadn snfn bu ekilde birazcik pohpohladiktan
sonra, onlar artk erkein hizmetine ve kleleliine sokmak
kolaylasir. Bu konuda din adamnn elinn altnda saysz
212
denebilecek kadar ok eriat hkmleri vardr ve o bunlar en byk
bir ustalik ve kurnazlikla kullanmasni bilir.
Bir kere her eyden nce "Allah kimini kimine stn kilmasndan
tr ve erkeklerin mallarindan sarf etmelerinden dolay erkekler
kadnlar zerinde hakimdirler. Iyi kadnlar gnlden boyun egendir"
(K. 4 Nisa 34) eklindeki verileri belletirken Tanrnn erkekleri
"gl, kuvvetli ve maddi teekkl bakmndan kadndan stn"
yaratmis olduunu belirtir stelik bir de erkelerin kadnlari yedirip
iirdiklerini, giydirdiklerini, yani her trl masraflarn ve ihtiyalarn
karladiklarn ekler. Ancak eklerken unu gzard eder ki erkein her
trl hizmetini gren kadinn hakkni erkek yedirmek, iirmek,
giydirmek suretiyle deyemez ve baz hallerde de erkegi yedirip iiren
ve giydiren kadndir: tpk Haticenn Muhammed iin yapt gibi.
Bilindii gibi Muhammed, Mekkede obanlik yaparken kendisinden
15 yas byk Hatice adnda zengin bir kadnla evlenmis ve rahata
kavumutur. Nitekim bunun byle olduunu "Yoksul olduum
yllarda (Hatice) varln benimle paylasti" diyerek ortaya vuran
kendisidir.
Yukardaki hususlar bir yana fakat din adam bir de eriatn kadnlari
gerekten aalatici ve kltc nitelikteki saysz hkmlerini, belli
etmeden sokusturma taktigindedir. Bu hkmlerin basinda kadnlarn
"aklen ve dinen dun (eksik)" yaratldiklarna dair hkmler gelir.
Bunlar aklarken din adam, kadinn tanklnn erkein
tanklnn yarisi olduuna ve hayiz grdg zaman namaz
klmaktan ve oru tutmaktan yasaklandiina dair hkmleri
sralar261. rnein Diyanet leri Bakanlnn Sahih-i Buhari
Muhtasari... adl yaymlarnn birinci cildinn Fihrist ksmnn
"Kitabl Hayz" blmndeki bir Kesimin basligi aynen yledir:
"Kadinn dinen ve aklen erkeklerden dun olduuna dair Ebu Said
hadisi". Bu hadisin metnini ve aklamasni ieren 223.sayfada da
u hadis hkm yere almtr: "Kadinn sahadeti erkein sahadetinn
yarisi deil midir?... te bu (kadinn aklnn) eksikligindendir..."
Hemen hatrlatalim ki Muhammed bu szleri Bakara suresinn
282.ayetindeki hkme atfen sylemitir. Bu hkm bilindii gibi
"Erkeklerinizden iki sahid tutun eer iki erkek bulunmazsa ... bir
erkek (ile) ... iki kadn olabilir" eklindedir.
213
Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar "Iki kadinn tankl, bir
erkein tanklna bedeldir" tmcesiyle ifade etmek mmkndr.
Ancak ne var ki bu ayn Diyanet, aydn snflarin karsna bu gereke
ile kmayi gze almaz. Bundan dolaydr ki: "Yaymlarmizda byle
bir cmle yoktur" diyerek gerek d bir deyanla iin iinden
siyrilmak ister 262. Bununla beraber inkarin beyhude olduunu ve
yalannin nasl olsa anlalacan bildii iin bu sefer kadnlarn ev
ileriyle mesgul olmak yznden eitli ilemlere (rnein kiiler
arasnda yapilan szlesmelere) seyrek tank bulunduklarn, olaylari
hatirlamalarinn zor olduunu ve ite bu nedenle "hafizalarinn zayif
kaldiini" syleyerek iki kadinn tanklnn bir erkein tanklna
bedel olduunu belirtir. Daha baka bir deyimle kadn snfnn Tanr
tarafndan aklen ve dinen "dun" (eksik) yaratlm gibi gstermenn
Tanrnn ycelii ve adaleti fikrine ve akla ve manta ters dseceini
ve byle bir gerekenn ada zihniyet sahiplerince gln
karlanacan, kt bir etki yaratacan, stelikte kadnlarn byk
ounluunu muhtemelen ayaklandiracan bildii iin, kurnaz bir
bulusla "hafiza zayifligi" yorumuna bavurur.
Kukusuz ki "hafiza zayifligi" nn, kadnlar aiindan "aklen ve dinen
eksik yaratlm" olmaga kyasla daha az incitici, ya da hatta ev
ileriyle urama nedennden dogmas itibariyle "erefli" bir ey
saylabileceini hesaplamitir. Ancak hesaplayamadii udur ki ev
ileriyle uramann hafizayi zayiflatan bir yn yoktur ve ev
ileriyle mesgul nice kadn vardr ki kocasndan hem aklen ve hem de
hafiza bakmndan ok stndr. Kaldi ki eer ev ilerine benzer
hizmetlerde almak hafiza zayifligina sebeb olsa idi, bu taktirde asci,
bulasiki, kahya vs gibi ilerde alan erkeklerin dahi "yarm sahid"
saylmalari gerekirdi.
Fakat Diyanet, yukardaki kurnazliga ynelirken dahi eriatn bu
konudaki olumsuz dier verilerini gizlemekten geri kalmaz. rnein,
kadn erkein hizmetinde tutabilmek iin eriatn uyguladii insafsz
bir taktik vardr ki "Hccet-l slam" diye bilinen Gazali nn
kaleminde yle siritir: "Evlenmekteki drdnc fayda, evi sprmek,
kaplari temizlemek, yatak sermek, yemek pisirmek gibi ev ilerinden
kurtulmaktir. nsanolunun ehvet hissi olmasa da ev ileriyle
uramas ok zordur. nk bu gibi zaruri iler zamannin ounu
214
alr... Bunun iin Ebu Sleyman Darani - Iyi bir kadn... erkein
sehevi hissini tatmin ve ev ilerini tedvir etmekle onun huzur iinde
hem dier ilerini ve hem de Allaha kar kulluk ve ibadetini
yapabilmesini temin eder- demitir" 263.
Dikkat edilecek olursa "insanolu" szc sadece erkekler iin
kullanlmitir kadn muhatap edinilmemitir sadece erkein ehvet
gailesini gidermek, ev ilerini grmek (bylece onu bu pis ve zor
ilerden kurtarp ibadet edebilmesini ve Cennetlere gitmesini ve
oradaki gzel hurilere kavumasni salamak) zere yaratlm gibi
tanmlanmitir.
Fakat Diyanet btn bunlara bir de "ev ilerini grmek yznden
hafiza zayifligi" formln ekleyivermitir. Bununla beraber asl
inand ey, yine tekrar edelim, kadnin "aklen dun" ve "iradece
gsz" bir yaratk ve bu nedenle erkein "yarisi", bir bakma onun
"mali" olduudur. nk srtn dayadii ve kendi yaynlaryle ortaya
vurdugu eriat hkmlerine gre kadn erkein emrine verilmitir. Bu
emirlerde "Erkekler kadnlar zerinde hakimdirler" (K. 4 Nisa 34)
diye belirtilmitir. Gazali gibi temel kaynaklar, bu emirlere dayanarak:
"nk erkek tabi deil metbudur amir mevkiinde kadn deil
erkektir" "Nikah kadnlar bakmndan bir nevi cariyeliktir" "Nikah
kadnlar iin bir nevi klelik ve esarettir kadn tamamen efendisinn
emrindedir...Efendiine olan itaatinn mkafati olarak (Cennete
gider)..." diye sylemilerdir 264.
I) Din adamlar eriatn kadn "Aklen ve dinen dun" ve "iradece
kit" yaratlm ve bu nedenle "amme velayeti ilerine getirilemez"
eklinde gren hkmlerinn en kararli uygulayicsidirlar.
Din adamlarmiz, yukarda deindiimiz eriat hkmlerini halka
belletirlerken kadn sadece "Efendiine mutlak itaat etmek", sadece
"Yarm sahid" saymak bakmndan deil ve fakat dier btn
hususlarda da yetersizlik ierisinde gsterirler ve gsterirken de hep
ayn gerekeye, yani "kadinn aklen ve dinen dun" ve "iradece zayif"
yaratldii varsaymindan hareket ederler.
Verilebilecek nice rneklerden bir ikiini belirtmek gerekirse
Diyanetin yaynlarndan olan Sahih-i Buhari Muhtasari... nn
215
4.cildinn 219.sayfasinda, kadnlarn yolculuga karlarken
kocalarinn ya da yaknlardan birinn vesayetine muhta
bulunduklari hususu ile ilgili u satrlari okuyalim: "slam dini
kadinn ...bnye ve iradesindeki fitri zafa mebni muayyen hususta
kadn, mehariminden bir erkein vesayetine vermitir. ki, kadinn
uzak bir mesafeye gidebilmesi...iin zevcin veya bir mahreminn
bulunmasni sart kilmas bu cmledendir..." (Sahih-i..., Cilt IV, sh.
219) )265.
Yukarda geen "iradesindeki fitri zaf" tmcesinn Trkede
"yaradilis itibariyle iradece gsz" anlamna geldii dnlecek
olursa Trkiye Cumhuriyeti Devletinn, Diyanet araciligiyle, kadna
bakis aisinn ne olduu kolaylkla anlalir.
Diyanetin yukarda adi geen yaynlarnn 10. cildinn
449.sayfasinda yer alan 1660 sayl hadis: "Mukadderatini bir kadinn
eline veren millet felah bulmaz" eklinde olup Bakanln u
aklamasni iermektedir: "slam hukukunda amme velayeti denilen
devlet teskilati riyaseti ancak erkek bir vatandas tarafndan temsil
olunur. Bu, millet otoritesini temsil edecek mevkie kadn intihap
edilemez. nk kadinn fitrati bir ok cihetlerden bu ok ar
vazifeyi deruhte etmee msait deildir. Bunun iin slam
hukukunda... devlet riyasetine intihap olunabilmesi hususunda kadn
iin hi bir hak kabul edilmemitir" (Sahih-i... , Cilt X, sh. 449 ve
d.)266
Grlyor ki Diyanetin halka bellettii odur ki kadnin kamu
yneticiligi gibi grevlere gelmesini nleyen ey yaratliindaki
eksikliktir: yani "aklen ve dinen dun" oluudur, "iradesindeki fitri
zaf" tir.
Anmsatalim ki slamda kadn, sadece devlet bakanlna deil fakat
siyasi ve idari grevlere de (rnein kadilik, hakimlik, kaymakamlik,
vs) hep bu nedenlerle layk grlmemitir. Gazali: "Yarm tank
durumunda saylan ve erkein hakimiyeti altna sokulan (kadn) nasl
yargi olabilir?" derken bunu anlatmak istemitir. Bu gr
gnmzde de ylesine geerlidir ki Diyanet leri Bakanl,
Danistay kararlarindan birine snarak, kadnlarn "Kaymakam" dahi
olamayacaklarn u ekilde aklamitir: "(...) tarih boyunca -istisnalar
216
dnda- durum bu deil midir? Medeni Kanuna gre de aile reisi
erkektir. Danistay karari ile sabittir ki, bugn modern Trkiyede
kadn kaymakam olamamaktadir" 267.
Bu aklama Diyanetin hem bilimsel drstlkle badamaz ynn
ve hem de bilgi kitligini bir kez daha ortaya vurmaktadir. Bilimsel
drstlkle badamayan yn udur ki kadnlara kaymakamlik
grevini reddeden Danistay karari, eriat kaynandan esinlenmis bir
karar deildir yani Danistay, "akl yetersizligi" gerekesiyle kadinn
"ynetici", "idareci" vs. olamayacagi ilkesinden hareket etmi deildir.
Sadece fiziki yetersizlik gerekesine balanmitir daha dorusu
kaymakamlik grevinn dagda bayrda dolasmayi, su ileyenlerle
arpismayi vs gerektirdii iin kadnlarn fiziki yapi itibariyle bu
ilere yatkn olmamalari nedenlerine dayatlmtr. Oysa ki Diyanetin
gerekesi, kadnlarn "aklen dun yaratlm olduklar ve bu nedenle
erkekler zerinde emredici bir durum kazanmamalari" nedeniyle
kaymakamlik yapamayacaklari husuunu kapsamaktadir. Grlyor ki
Diyanet, Danistay kararini kendisine kalkan yaparken bu karari
Danistayin ngrdg gerekeden farkl bir gerekeye dayatmak
suretiyle gz ardi etmitir.
Aslnda Danistay karari yukardaki ekliyle dahi tenkid edilmege
muhtatir, nk eer "fiziki yapi" kstas geerli saylacaksa bu
taktirde kadnlari tarla ilerinde altirmamak gerekir. Oysa ki
Anadoluda tarla ve iflik ileri kadinn sirtindadir. Kaldi ki
kaymakamlik gibi dagda ve bayrda dolasmayi gerektiren grevleri
erkekler kadar, hatta daha da iyi bir ekilde basarabilecek kadnlar
oktur.
Yine bunun gibi eer kadnlarn kaymakam olmalari, Diyanetin
sandii gibi, erkeklerin kadnlar zerinde hakim olmalarn ngren
hkmlere aykr dsyor ise, bu taktirde kadnlarmzn Devlet ve
Hkumet grevlerine getirilememeleri, rnein Bakan, Yargi vs
olamamalari, Devlet dairelerinde ya da zel sektrde erkeklere emir
verebilir ilere alnmamalari gerekir. Oysa ki kadnlarimiz,
Atatrkten bu yana Bakanlik, Yargilik, Milletvekilligi,
Kaymakamlik vs gibi , "amir" mevkiinde i grmegi gelenek
edilmilerdir. Atatrk sayesinde bu uygarla ulaan Trk kadinni bu
217
mesleklerden yoksun klmak ve yeniden eriat felaketine sokmak,
bugn artk akl basinda hi kimsenin dnebilecei bir ey deildir.,
Din adamlarna yol gstericilik yapmakla grevli Diyanet leri
Bakanl, kadni erkein hakimiyeti altnda gstermege alrken:
"Tarih boyunca-istisnalar dnda- durum bu deil midir?" diyerek
hem bilimsel gereklere ters dmekten ve hem de Trk tarihini inkar
etmekten ekinmez. Baka milletleri bir kenara brakalim, fakat
Trkn islamlastirilmasndan nceki tarihini yle bir kartracak
olsak grrz ki kadn, her bakmdan erkege esit durumda bulunmak
bir yana, fakat tek bana ya da kocas ile birlikte Devlet bakanl ya
da Valilik gibi grevler yklenir, toplumu ynetir, ordunun basinda
savalar verirdi ve bu durum "istisna" deil fakat "kural" idi. Eer
Trkler bu geleneklerini koruyabilmi olsalardi bugn yeryznn en
uygar toplumlarindan biri olabilirlerdi.
Yine bunun gibi Diyanet leri Bakanl, kadinn aklen "dun" ve
"zayif" olduu kaziyesinden hareketle, Kurann Nisa Suresinn 5.ci
ayeti hkmn insanlarmza u ekilde belletir: "Allahn size
geinmek iin verdii mallarnzi aklszlara vermeyin onlar
rzklandirin, yedirin..." (K. 4 Nisa 5). Belletirken de, erkekleri adeta
ikaz edercesine, bn-i Abbasin, ayetle ilgili u yorumuna yer verir:
"Malina kiyma! Allah sana o mali temlik buyurmamitir onu sana
hakikatte vesile-i maiset (geim vesilesi) klmtr. Byle iken sen onu
karina yahud oullarna verirsin de sonra onlarn elindeki servete
bakar muhta olursun. Hayr ey mmin, yle yapma! Malini siki tut
onu islah ve hsn idare et! Esasen sen, onlara yedirmee, giydirmee
ve her trl ihtiyalarn temine mecbursun!" (Sahih-i... Cilt VII, sh.
298))268
Yine bunun gibi Diyanet ve din adamlarmiz, Kuran ve hadis
hkmlerine (rnein Nisa suresinn 11-14,176 ayetlerine) dayal
olarak, veraset bakmndan kadna ait hakkn, erkein yarisi olduunu
belletmekte kusur etmezler (Sahih-i..., Cilt XII, sh. 243) 269
II) Kadn snfn kltc, zgrlkten yok edici ve erkege
boyun edirtici eriat hkmlerini uygulamak suretiyle din
adamlar, erkek snfn hosnud etme siyasetini gderler:
218
Kadn zerinde stnlk taslamak, kadn "tabi" kendisini "Seyyid",
"Efendi" durumunda saymak, zaman zaman kadna dayak atmak,
diledii an kadn bosamak, miras paylasiminda onun iki misline
konmak, "mehri" az tutmak vs... gibi eyler mslman erkeine
mutluluk veren eylerdendir. Bundan dolaydr ki eriat, kadn
erkein boyundurugu altna sokucu ne varsa her eyi dnmtr.
Erkek snfn "kul" niteliinde bir yaratk klp Tanrya kolaylkla
boyun edirtebilmesinn nedenlerinden biri de budur.
yle anlalyor ki erkeklerimiz, slamn kadnlara reva grdg
hkmleri kefeder olduklar oranda, mutlulua kavumaktadirlar
onlarn bu ilkel ynlerini ok iyi bilen din adamlarmiz da, eriat
verilerine sarilip bu "mutluluu" arttirici vesile ve firsatlari
deerlendirmekten geri kalmamaktadirlar. O kadar ki erkeklerin
kiskanliklarn nlemek amacyle kadnlarn gzel grnmelerini
yasaklayici hkmlerden tutunuz da kadnlari kocalarinn ehvet
gailelerini karlamaga zorlayici hkmlere varncaya kadar ne varsa
her olumsuzluun bekisi kesilmilerdir.
Gerekten de din adamlarimiz, kadnlarn gzel grnme isteklerini
baltalamak iin, Kurann "hicab" ayetlerini (yani kadnlarin
rtnmelerini ngren emirlerini) sergilemekle yetinmezler bir de u
veya bu ekilde sslenmelerini (rnein dudaklarna boya srmelerini
ya da gzellik iin dgn vurmalarn ya da vurdurmalarn) ya da
"isveli" ekilde konumalarn, erkeklerle el sikismalarn vb...
yasaklayici emirleri sergilerler. Gzel grnmek iin sslenmenn
Tanr iradesine ters dtn belirtirler ve Muhammedin u
szlerini rnek verirler: "Gzellik iin dgn vuran ve vurduran ve bu
suretle Allahn yaratt hsn zatiyi tagyir eden kadnlari Allah
rahmetinden uzaklatrsin" (Sahih-i... , Cilt V. sh. 351) 270.
Bu emri belletirlerken de gzel grnmek iin dudaklara boya
srmenn ya da baka ekilde sslenmenn "Allahn yaratt fitri
gzelligi tagyir etmekten (bozmaktan, deitirmekten) ibaret
olduunu" sylerler ve yle ahkam yrtrler: "slam dini, fitri
(yaratlistan) bir din olmak itibariyle insanlarn btn tutum ve
davranlarinda tabii olmalarn, yapmacik ve sahte her ilem ve
eylemden kainmalarn istiyor: gzellik de bunlardan biridir. Akl
219
basinda bir insan iin Tanrnn verdii gzellik dnda bir gzellik
aramak ve bulmak mmkn mdr?. Sayed mmkn olsayd insanlar
en gzel ekilde yarattni bildiren Tanr bizi o ekil ve surette,
rnein dudaklarmz daha krmz yaratrdi. Tabii olmayan
gzelliklerin fenaligina isaret ederek sylenen -Bu ss, kiina dgn
vuran kadinn doal olmayan gzelliginden daha tiksindiricidir- sz
Arablarda ata szleri olmutur" (Sahih-i... ,Cilt V. sh. 351)271.
Ancak ne var ki kadnlarn gzel grnmelerine engel olurlarken
erkeklerin, aklaan salarn ve sakallarn boyamalari ve daha dorusu
"sslenmeleri" iin Muhammedin emirlerini belletirler. Sylemeye
gerek yoktur ki sa ve sakalin aklasmas bir bakma ihti yarlik
alametidir sa ve sakali boyamak bir tr sslenmektir ki erkekleri
daha gen gstermege yarar. Bundan dolaydr ki Muhammed
mslman kiilere sa ve sakallari kina ile boyamalarn emretmitir.
Fakat muhtemelen bunu sslenme niteliinde gstermemek iin
mriklere ve Yahudilere muhalefet olsun diye yaptrmak istemitir.
Nitekim sakal brakmak ve biyiklari kesmek hususunda bn-i merin
rivayetine gre yle demitir: "Mriklere (her hal ve hareketinde)
muhalefet ediniz (ve benzemeyiniz). Sakallarnzi braknz,
biyiklarnzi da iyice ve derince kesiniz" (Sahih-i..., Cilt XII, sh. 1)
272
Sakallari boyamak hususunda da Ebu Hreyrenn rivayetine gre
yle demitir: "Ashabim! yahudiler, hiristiyanlar sakallarn
boyamazlar., siz onlara muhalefet ediniz (kina ile boyayniz)" (Sahih-
i..., Cilt XII, sh. 111) 273
Daha baka bir deyimle din adamlar, bu tr buyruklara sarilarak
kadnin sslenmesini Tanrnn isteklerine aykr bulurlarken erkein
sslenmesini uygun bulmak suretiyle ayrcalik yaratmis olurlar.
te yandan ehvet sorunlarn da erkein keyfine gre ayarlamak
zere: "Kii kadinni (cinsi mukarenet iin) yatana davet eder de
kadn imtina ederek zevc asabi bir halde gecelerse, Melekler o kadna
sabaha kadar lanet ederler" (Sahih-i..., Cilt IX, sh. 33) 274 eklindeki
hkmleri her kesin grebilmesi iin yl takvimlerinn sayfalarna
varncaya kadar geirmeyi marifet bilirler. Nitekim Diyanetin 1991
yl iin hazrlattigi yllk Takvimin sayfalarindaki eitli eriat
220
hkmleri arasnda yer alan ve cinsi mnasebet sorunlaryle ilgili
yukardaki hadisin, ehvetine dskn kocalar bakmndan ok
"yararl" olduu anlalmitir.
Yine bunun gibi din adamlar, kadna verilecek mehrin az tutulmas
konusunda da erkeklere eriat verilerinn kurnazliklarn reterek
kadn snfna azizlikte bulunmayi ihmal etmezler. Bu konuda
ellerinde nice hkmler vardr ki bunlar arsinda Nisa Suresinn 24.cu
ayeti ile Muhammedin szleri ve eylemleri vardr. Nisa Suresinde
yle yazldr: "... Kendinize... mallarnzla kadnlar edinip
evlenmeniz helal klnmtr. Fakat onlardan yararlanmaniza karlk,
sz vermis olduunuz mehirlerini verin. Mehrin kesiminden sonra (bir
miktar indirim iin) karlkli anlasmanizda size gnah yoktur..." (K. 4
Nisa 24).
Her ne kadar mehrin miktarinda indirim yapilmas iki tarafn
anlasmasna braklm gibi grnrse de her bakmdan imtiyazl
durumda bulunan kocann bu pazarlktan daha karli ikacagi ve
kadna mmkn olduu kadar az mehir deyecei asikardir. stelik de
din adam, koca lehine i grmek zere Muhammedin kadna az
mehir vermek hususundaki tutum ve davranlarn rnek vermek
maksadyle mer b. el-Hattabin u szlerini nakleder: "Kadnlarn
mehirinde asiri gitmeyin. Sayet o, Allahtan takva yahut dnyada bir
eref salam olsayd, Peygamberimiz buna sizden ziyade layk
olurdu. Nitekim o, hanimlarindan ve kzlarndan hibirine 12 okka,
480 dirhemden daha fazla mehir uygulamadi". 275
III) Kadni "ktlk" ve "fitne" kayna sayan ve bu nedenle
aalatan, zgrlkten yoksun klan eriat hkmlerinn altnda
erkegi aciz ve zavali bir yaratkmis gibi tanmlayan bir anlam
yattigindan habersizdir din adam:
Belki oumuz bilmeyiz fakat durum u ki eriati zihniyete gre
erkek, "sehevi" duygular konusunda kendisine hakim olamayacak
derecede zayif ve bu nedenle nefsini yenemeyen bir yaratktir kadn
ise, erkein akln basindan alabilecek kadar tehlikeli bir eytandir,
"fitne kaynadir".
221
Bunun byle olduunu anlatmak maksadyle din adam: "siz
kadnlarn dzeni (fitnesi) byktr" ("Inne keydeknne azim") (K. 12
Yusuf 28) eklindeki hkmleri ve ayrca da: "Kadnlar insann
karsna eytan gibi karlar..." eklindeki hadisleri tekrarlamaktan
bikmazlar 276
Byle olduu iindir ki bu "zavall" erkegi, bu ok "tehlikeli"
eytan(!)a kar korumak gerekir nk erkek, kendi akl ve zekasi
ve iradesiyle ehvet duygularn frenlemeyi, sabretmeyi beceremez
bu ii yapmaga muktedir deildir yani nefsini yenip ehvetine hakim
olabilecek gte deildir. O kadar deildir ki, kadnla basbasa kalmak
ve konumak bir yana, fakat onu surda burda, rnein sokakta
grdg hallerde dahi bastan kmaga hazrdr.
te erkek bastan kmasn diye eriat dzeni, kadinn zgrlklerini
kismak, hatta yok klmak yolunu semitir, ki kadn arsafa sokmak,
eve kapamak, erkeklerle bir arada bulundurmamak ya da
konuturmamak, konuurken ho bir eda ile konumasni ayarlamak
gibi hususlar bu uygulamann baz rneklerindendir. Din adamlari
eriatn bu konudaki emirlerini harfiyen uygulamaga alrlar.
Bunlardan bir kaini belirtmek zere, nce u hkm beraberce
okuyalim: "Kadnlar insann karsna eytan gibi karlar. Bir kadn
grp heves ettiiniz vakit, hemen kendi ailenize mracaat edin" . Bu
hkm pekitirmek iin de u rnei verirler: "Resuli Ekrem
(sokakta) bir kadn grd ve hemen hanimi Zeynebin odasina giderek
onunla halvet oldu" 277 .
Yani biz erkekler, sokakta yryen bir kadn grpte heveslendiimiz
an, hemen eve dnp esimizle cinsel ilikide bulunmaliyiz ki
azginliktan kurtulabilelim ve kadnlara saldrip sarkintilik etmekten
kainabilelim!
te yandan, yine din adamnn eriata dayal olarak konumasna
gre erkek, sadece kadn grmekle bastan kmaz onun sesini
duymakla dahi azginlasir hele bu ses "isveli" (ho edali) olursa,
azginliginn siniri yoktur. nk "kadn sesinde cinsel bir ierik
vardr " ve "Kadn sesi erkekler tarafndan cinsellikle yorumlanabilir"
278. Bundan dolaydr ki erkeklerle konuan kadnlarn, erkekleri
bastan karmayacak bir ses tonu ile konumalari gerekir. Bunu
222
salamak iindir ki Muhammed , kadnlarn "isveli" bir sesle ("ho bir
eda" ile) konumalarn yasaklayan u ayeti Kurana koymutur:
"Eer Allahn yasalarna gereince bagli kalmak istiyorsanz, yabanc
erkeklerle konuurken ho bir eda ile konumayn. Yoksa kalbinde
(cinsel) hastalik bulunan kimse (cinsellik) midine kaplr..." (K. 33
Ahzab 32).
Ve ite din adam, zavall ve "aciz" erkek snfn kadnlarn "isveli"
bir sesle ("ho bir eda") ile konumalarna kar korumak iin eriatn
bu tr bu yasaklayici emirlerini uygularken, erkekleri huzura
kavuturmu olmann mutluluuna kavuur.
Erkein "ehvet gailesi" konusundaki sabirsizligina ve "irade
zayifligina" zm getiren dier bir eriat hkm orulu durumlarla
ilgili olarak yledir: "Oru tuttuunuz gnlerin gecesi kadnlarnza
yaklamaniz size helal klnd" (K. 2 Bakara 187). Hani sanki
ramazanda cinsel ilikide bulunmaktan kainmak, ya da hatta 24
saatlik ksa bir sre iin dahi olsa sehevi ihtiyac bekletmek erkekler
iin ok g bir seymisde bunu ancak Tanr buyruguna dayal bir
gereke ile salamak gerekirmis gibi din adam, yukardaki szleri:
"Allah bildi ki nefsinizi yenemeyecek, sabredemeyecek bir istir
ileyeceksiniz" (K. 2 Bakara 187) eklindeki Kuran hkm ile
tamamlar.
Din adamnn elindeki eriat verilerinden bir dieri udur ki
erkeklerin kadnlarla beraber ve yan yana olmak zere cenaze
nakletmeleri "fesad" ve "fitne" yaratc bir i olur. Diyanet leri
Bakanlnn yaynlarnda "cenaze nakl" ile ilgili olarak yle
deniyor: "Kadnlarn ak, sak, ula bu ilere girimeleri hi makul
deildir. Hele erkeklerle mstereken nakl ve ihmale kalkismalari
mazinne-i fesaddir, mahall-i fitnedir" (Sahih-i ..., Cilt IV, sh. 450)
279.
Bu rnekleri oaltmak mmkn. Fakat anlatmak istediimiz udur ki
Kadnin, her hususta olduu gibi, giyim-kusam ve sslenme ya da
erkeklerle bir arada bulunma vb... gibi hususlarda da kiisel
zgrln kiitlama usul, ad yaamlar srdrmekten
kurtulamayan din adamnn baslica zelliklerinden biridir. eriati
zihniyet, her ne kadar erkegi stn" ("seyyid") ve kadni "aa"
223
("tabi") durumda klmak iin "kadn aklen ve dinen dundur" gibi
kurnaz formller bulursa da, aslnda (daha dorusu farknda
olmadan) erkegi zayif iradeli, aciz ve zavall bir yaratk olarak kabul
eder. Kadnin "fesad" ve "fitne" kayna olduu yalanlarna sarilmas
ve erkegi onun bu ynlerinn kurban olarak takdim etmesi
bundandir.
Ancak unu anmsatmak gerekir ki Kadni "ktlk" ve "fitne"
kayna olarak gren, yani erkein bastan kp ahlaksizliga
ynelmesine vesile yaratr bir "eytan" eklinde kabul eden dns,
bugn artk sadece bizim gibi geri kalm toplumlarda taraftar bulur.
Bu tutum ail seviyenn insanna gre ilkel bir tutumdur ayrca
da erkegi "irade gcnden yoksun yaratk" kertesine indiren bir
davrann ifadesidir. nk erkek iradece ne kadar zayif ve kendini
kontrolden ne kadar yoksun olmaldr ki kadn arsafsiz, basrtsz,
ya da yirtmali, ksa kollu, ksa etekli grdg an nefsini yenemeyip
"fitne ve fesada" kaplsin ve ona saldrmaktan kendini alamasn.
Sayet erkek btn bunlar yapacak seviyesizlikten ve ilkellikten
kendini kurtaracak olgunluga kavuamaz grlyor ve kadn uvala
sokmadika ahlaklige ynelemez diye dnlyor ise bu, her eyden
nce nsani "akl" denen "nimet" ile yaratmada israr eden Gce kar
en byk bir saygisizlik olur nsana ve onu Yaratana gvensizlik
demektir bu. Byle bir gvensizligi kendisine temel edinen bir sistem,
insanin "kiisel" gelimesine hizmet edemez nitekim eriat
toplumlarinda edememitir. 1400 yllk eriat denemesi gstermitir ki
kadn arsafa tikmakla, kapamakla, olumlu hibir ey salanamiyor
aksine tiktika ve kapadika erkek, "erkek" olmaktan ikiyor ve
igdlerine sapl yar vahsi bir yaratk niteliine brnyor. arsaf
ya da basrts nedir bilmeyen gelimi lkelerde erkek, sokakta
yanndan geen yar iplak kadna satasmaz ve basini evirip bakmaz
bile. Kadn konusunda islenen sular ve kadna kt ve saygisiz
davranlar ve saldrganliklar bakmndan eriat lkeleriyle hi bir Bat
lkesi yarisamaz.
unu her vesile ile tekrar etmek gerekir ki basta giyim ve sslenme
olmak zere "ho bir eda" ile ("isveli ekilde") konumay
yasaklamaya varncaya kadar kadinn zgrln yok edebilen bir
gelenek, eriatn getirdii ve Arap kavminn karakterine uygun bir
224
dinsel gelenektir ki Trke uymaz. Trkn slami kabulden nceki
yasantilarinda kadn kapamak ve erkekten karmak diye bir zenti
yoktur. Trk bu kt gelenee eriat yznde saplandi ve alarin
geriinde kalmtr. Atatrk sayesinde kurtulmusken ne yazk ki imdi,
yine eriat zlemcilerinn ve din adamlarnn penesine kaplmis
olarak, arsaf ve basrts zlemine srklenmektedir!


















225
Din Adamlar - Blm 10

eriat Verileriyle Halkmzi Batil nanlar erisinde Youran
Din Adam

I) Kabedeki Hacer-i Esvede (Kara Taa) tapma ve eytanlari
taslama gelenei:
II) Din adam insanlarmz, "Sain sola fazli (stnl)"
inanlariyle yogurur.
III) Din adam insanlarmz "tek" saylarn "ift" saylara "fazli"
(stnl )" inanlariyle eitir:
IV) Din adam insanlarmz "Besmele ekerek i grme" geleneine
srkler!
V) Din adam insanlarmz "Cazib szler fisildayan" ve
Peygamberlere dman olan "Cinler" ve "eytanlar" konusunda
"uzman" yapar!
VI) "Konuan karincalar!", "Konuan kuslar" ve bu dillerde
sylenenleri anlayan "peygamberler" konusunda da din adam
insanlarmza "yararl" bilgiler verir:
VII) "ocuklar gibi feryad edip aglayan, sizlayan hurma ktg":
"Hann-i ciz" olay.
VIII) "Afvedilen pire kan"
IX) Din adamnn eriat ilmi olarak bellettiine gre Tanr "aksiriga
muhabbet eder" nk aksrmak Tanrdandir "esnemek" ise
eytandandir, bu nedenle nlenmek gerekir. Namaz srasnda sessiz
ekilde yellenmek, ceket iine tkrmek "caizdir".
X) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr merkep
sesinden holanmaz nk merkebin anirmasnn eytandan olduu
226
kaniindadir. Bunun gibi Tanr kadnlarn isveli sesinden de
holanmaz. Buna karlk horoz sesine hayrandir nk horoz melek
grdg zaman ter..
XI) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre eytan, ev faresini
yangin cinayetine evk eder, eekleri anirmaga zorlar ve uyuyan
kiinin genzinde geceler.
XII) Din adamnn belletmesine gre "Gzel rya Tanrdan, kt rya
(ise) eytandandir kt ruya grenler sol taraflarna tkrp
flemelidirler".
XIII) eytanin serrinden kurtulup gnahlardan korunmann ya da
kle azad etme zorunluguna kar koymann en kolay yolu "Allahtan
baka yoktur tapacak..." diye dua etmektir.
XIV) Din adamnn sylemesine gre sinek "idrak" sahibi olup
yiyecek/iecek kabi iine dtnde nce gnah kanadni daldrir,
sevab dolu kanadni darda brakr.
XV) Din adamnn eriat bilgisi olarak belletmesine gre Beni
Israilden bir kavim vaktiyle fareye "tahvil" olundugu iin fareler,
deve st imeyip koyun st imek gibi bir gelenee sahiptirler!
XVI) Diyanet leri Bakanl ve din adamlar halkmza,
sihirlenmeye kar nasl korunulacan akl d usllerle belletme
abasindadirlar.
a) "Her sabah Acve hurmasndan yedi tane yiyen muslman kii
sihirden etkilenmez!"
b) Din adamlar halkmza, eriatn ngrdg "Tkrkl" ve
"Tkrksz" frk usulleri belletirler.
c) Diyanetin yaynlarnda Muhammedin, cret karl frkle
tedavi usllerine izin verdii, kendisinn dahi bu tr kazanlardan pay
aldii aklanir.
XVII) Orucu bozan ve bozmayan "eyler" konusunda din
adamlarmzn halkmza verdikleri akl d din bilgileri:
227
a) "Hayvanla" ya da "lms insanla" cinsi mnasebette bulunan orulu
kiilerle ilgili olarak din adamlarmzn halkmza bellettikleri eriat
hkmleri hakknda:
1) Din adamnn sylemesine gre "l insanla ya da hayvanla cinsi
munasebette bulunan orulu kii kaza orucu tutmakla ykmldr
hayvan kendisine ait ise, mnasebetten sonra hayvani ldrmelidir".
2) Din adamlarndan bazlarnn grne gre "l insan vcudu"
ile ya da hayvanla cinsi mnasebet "zina" saylmaz.
3) Cinsi mnasebette bulunulan hayvana uygulanacak ceza
konusunda:
XVIII) Tabuta konan cenazenn, kendisini tasiyanlara seslenerek
"talimat" verdiini, eriat hkm olarak belletir din adam
insanlarmza.
XIX) Yetmi dertten kurtulmann yolu: Yemege tuz ile balamak.

Din adamlarmiz batila inanmann slam ncesi "Cahiliyye" dnemi
Araplarna zg bir "telakki" olduunu, slamn bu "telakkiyi"
ortadan kaldrdiini, Muhammedin hurafelerle ve batil ile savatigini
tekrarlamaktan bikmazlar. Ancak ne var ki sylediklerini
yalanlarcasna halkmzi, batil itikadlerle, hurafelerle yogurmaktan
geri kalmazlar. Bu bellettikleri hkmler arasnda Kabedeki Kara
Taa tapmann ya da Mekkedeki iki tepe arasnda kosarak eytanlari
taslamann dinsel bir davran olduunu ngrenlerden tutunuz da
"Sain sola fazlina inanmann" (rnein sa ayak ile yataktan
kmak, sa el ile yemek yemek vs. gibi), ya da "Tek saylara gre i
grmenn" (rnein "istinca" ederken -defi hacetten sonra- pisligi
tek sayda ta/kerpi ile temizlemek u ierken suyu tek sayda
yudumlayarak imek vs gibi ) ya da "orulu iken l bir insan
vcudu ile cinsi mnasebette bulunduktan sonra kaza orucu
tutmann" ya da "tkrkl ve tkrksz frk usulleriyle
hastaliklara are bulmann" ve daha buna benzer nice uygulamalarin
Tanr ve peygamber emirlerine gre ayarlandiklarn gsterir olanlar
vardr. Geliniz imdi din adamlarmzn "Tanr ve peygamber"
emirleridir diyerek halkmza belettikleri ve genellikle Diyanet leri
228
Bakanlnn "resmi" yaynlarnda yer alan ve Orta a dnemini
hatrlatan hkmlerden bazlarna ksaca gz atalim.
I) Kabedeki Hacer-i Esvede (Kara Taa) tapma ve eytanlari
taslama gelenei:
Din adamnn bellettii eriat uygulamalarindan biri, Kabedeki
Hacer-i Esvede (Kara Taa) sayginlik gstermek ve hacc iin
Mekkeye gidildikte bu tasi pp civardaki iki tepe arasnda komak
ve eytanlari taslamaktir. nsanlarmz hem batil ile ve hem de
Araplik ruhu ile hasir nesir etmek iin uyguladii usullerden biridir
bu syleki:
Kabenn bir kesinde Hacer-i Esved (al-Hacar al-asvad) adni
tasiyan ve emberle evrilmis byk ve bir ka kk tastan oluan
bir yer vardr ki 280, mslmanlar iin bir bakma tapnak iini grr
dua ederlerken bu tasa dokunmayi, ya da onu pmeyi kutsal bilirler
nk bu davran haciligin koullarindandir. Yine ayn yerde bir ta
daha vardr ki buna da al-Hacar al-asad ("mesud") adi verilmitir
Kabeyi tavaf srasnda buna el ile dokunmak mslmanlar iin
dinsel bir grevdir.
Bu gelenek eski bir Arap geleneinn devamndan baka bir ey
deildir nk islam ncesi dnem itibariyle Araplarin
benimsedikleri din taslara ibadet etmekten ibaret idi. Tatan bir putu
"mezbah" (kurban kesilecek yer) olarak kabul ederler ve kurban kan
aktarak ibadette bulunurlardi. Hacer-i Esved bu putlardan biriydi
Kabenn iinde ve dnda Hacer-i Esvedten gayr daha pek ok put
bulunmaktaydi Kabeye yerletirilmis olan putlarn saysnn 360
olduu sylenir. Hacer-i Esved dahil olmak zere bu putlara halk
"takdimelerde" bulunur ve rnein altn ve gmsten yapilmis eyler
sunar, kurban adardi.
Bu gelenein iki farkl kkeni olduu sylenir ki bunlardan birisi
Kabenn ve Hacer-i Esvedin, Allahn yeryzndeki halifesi olduu
kabul edilen Ademin tahti eklinde tanmlanmasyle ilgilidir.
Kuranda, Ali Imran Suresinde yle yazldr: "nsanlar iin ilk
kurulan (ibadet) Ev(i), Mekkedeki evdir ki, kutludur ve btn
229
milletler iin hidayet (kaynadir). Onda nice apak isaretlerle,
bilhassa brahimin makami vardr" (K.3 Ali Imran 96-97).
Basta Tabari olmak zere eitli kaynaklarn Kuran yorum yolu ile
bildirdiklerine gre gya Adem, gnah isleyipte Cennetten atilinca
yeryznde Mekkenn bulunduu yere gelir. Fakat Mekkede hi
kimsecikler yoktur gkler de kendisine kapal tutuldugu iin sikilir
ve Tanrya ikayette bulunur. Onun bu ikayeti zerine Tanr harekete
geer ve Cebrail ile dier meleklere emreder. Emir gereince Cebrail
derhal yerin altndan bir temel karir melekler ise eitli yerlerden
kaya paralari getrrler ve temel zerine yigarlar. Bunun zerine
Tanr krmz yakuttan bir adir gnderir ve adirin etrafini "tavaf"
ettirir ayrca bir de beyaz yakuttan yapilmis bir iskemle yollar ki bu
iskemle gya daha sonra rengi siyaha dnecek olan "Hacer-i
Esved"tir. Bylece Tanrnn yeryzndeki halifesi Adem iin taht
hazrlanmis olur. Daha sonra Tanr, insanlardan kendisine boyun
egeceklerine dair szl vesika alinca bunu Hacer-i Esvede yutturur ki
kiyamet gnnde tank olsun diye. nk Tanr bu tasa kiyamet
gnnde konuabilmesi iin dil verecek ve onun sahidligi sayesinde
insanlar muhakeme edecektir. Ademin lmnden sonra ocuklari
Kabeyi insa ederler fakat gnn birinde tufan her eyi alp gtrr.
Neyse ki melekler Hacer-i Esvedi alp Mekkenn Dogu ynnde
bulunan Abu Kurays adndaki bir dagdaki magaraya saklarlar. Yine
gya Mekkeliler bu tasin Kabeye konulmasna karar verdiklerinde
Muhammed de tasin tasinmasnda i grr 281.
Dier bir menkibeye gre de Kabenn temelleri brahim ve olu
Ismail tarafndan atilmitir ki Kurann Bakara Suresinn 125-127
vd... ayetleriyle anlatlmitir 282. Gya brahim, iki basli bir
kasirgann kilavuzlugunda Arabistana gelmi, imdiki Kabenn
bulunduu yerde olu Ismail ile birlikte Kabeyi insa etmi ve
Tanrya "Rabbimiz! yaptmizi kabul buyur...Ikimizi Sana teslim
olanlar kl, soyumuzdan da Sana teslim olanlardan bir mmet
yetitir..." (3 Bakara 127-8) diye dilekte bulunmutur. Bundan
dolaydr ki yine gya Tanr : "Kabeyi, insanlar iin toplanma ve
gven yeri kilmistik. brahimin makamini namaz yeri edinn, dedik.
Evimi ziyaret edenler, kendini ibadete verenler, rku ve secde edenler
iin temiz tutun diye brahim ve Ismaile ahd verdik" (K. 2 Bakara
230
125-126) diye konumustur. Bunun zerine Abu Kubaysta bulunan
Hacer-i Esved, Cebrail tarafndan brahime getirilmi, brahimde
onu oraya yerletirmitir. Sylendiine gre bu ta, nceleri beyaz
renkte iken cahiliyye devrinn gnahlar yznden kara olmutur 283.
Diyanetin yaynladii Sahih-i Buhari Muhtasarinda, Kabedeki
Hacer-i Esvede gsterilmek gereken saygiyla ilgili hadisler yannda,
Mekkenn Safa ile Merve adl tepeleri arasnda komak ve ta atmak
suretiyle eytanlari korkutmak gibi hususlarla ilgili eriat hkmleri
yer almtr ki, yine tekrar edelim, bunlarn hepsi de Araplarin
putperestlik dneminden kalma geleneklerdendir. Sylemeye gerek
yoktur ki Kara tai pmek ya da eytanlari taslamak batil inanlardan
baka bir ey deildir.
Ancak ne var ki eriati evreler ve din adamlarmiz, Kara tai pp
oksamann ve ona kar gsterilen bu sayginligin batil inan
saylamayacan, bu sayginligin aslnda Tanrya saygi olduunu ve
bu tr bir gelenein aslnda bayragi selamlamaktan farki
bulunmadn ileri srerler (Bkz. Sahih-i..., Cilt VI. sh. 108) 284.
Oysa ki "ilah" ve "put" niteliinde kabul edilen bir ta parasi ile, bir
milletin sembol olan ve uhrevilikle ilgisi bulunmayan bir bayrak
arasnda ok nemli farklar olduu asikardir. Bayragi selamlama
olaynda bayraga dua etmek, ondan ilah isteklerde bulunmak ve
"uhrevi" dller beklemek diye bir ey sz konuu deildir. Oysa ki
put niteliindeki bir tasi pmek, ona dokunmak, kurban adamak ve
duada bulunmak, bu arada eytanlari taslayarak kairtmaya almak,
hi kukusuz ilah bir takm imtiyazlara konmak, ktlklerden ve
gnahlardan kurtulmak gibi amalara dayal davranlardr. Bayragi
selamlarken "Tanrm bana unu nasib et, beni u beladan kurtar" filan
diye dua etmeyiz, ama Kabede kara tasi pp oksayanlar ederler.
Heykeller konusunda da ayn eyleri tekrarlamak gerekir u
bakmdan ki eriatilar Atatrk heykellerini put niteliinde kabul edip
kirip atmak isterler. Oysa ki Atatrk heykelleri, tarihten silinmek
zere bulunan ve ilkellikler ierisinde irpinan Trk milletini kurtarp
uygarlk rayina yerletiren, ok ksa bir sre ierisinde islam
lkelerinn en nne geiren bir insani minnet ve saygi ile anmak iin
dikilmis eylerdir. Hi birimiz Atatrk heykelinn karsna geip
231
kader dilenciligi yapmayi aklmzdan geirmeyiz ya da "Bizi
eytanlarin serrinden koru" filan diye dua etmeyiz. nk onun
heykellerini "ilah", "put" niteliinde grmeyiz. Oysa ki bir ta
parasina ya da benzeri eylere (putlara, ilahlara vs) tapanlar "felah"
bulmak ve ilah ihsanlara kavumak iin yalvar yakar olurlar. Nitekim
Kabedeki Kara Taa dokunmak, onu pp oksamak, biraz nce
dediimiz gibi, Araplarin eski putperestlik dneminden kalma ve
batil inan niteliinde olan gelenekleridir. O kadar ki bu gelenein
devam ettirilmis olmasndan dolay Halife mer b. Hattab bile, bir
aralk endieye kaplmis ve yle demitir: "ok iyi biliim ki, sen
zarar ve menfaati olmayan bir ta parasiin! Eer Resulullah...in
seni takbil ettiini (pp oksadiini) grmeseydim asla seni takbil
etmezdim..." (Sahih-i..., Cilt VI, sh. 107) 285
Bu yukarda belirttiklerimizden anlalmak gerekir ki Muhammed,
Hacer-i Esved (Kara Ta) ile ilgili Arap geleneini "islami" bir
gelenek olmak zere srdrmeyi hem kiisel bir inan olarak ve hem
de islami yayma siyaseti bakmndan gerekli ve yararl grmtr.
Yaamnn ilk kirk ylni Cahiliyye dneminde geirdii ve bu
dnemin inanlarna sapl bulunduu iin Hacer-i Esvede tapmayi
doal bulmustur. te yandan Yahudileri mslman yapma hevesiyle
brahimi "mslmanalrin ilki" ve ayn zamanda Kabenn
temellerinn aticisi olarak gstermeyi de kendi bakmndan uygun bir
taktik saymitir.
II) Din adam insanlarmz, "Sain sola fazli (stnl)"
inanlariyle yogurur.
Din adamnn halkmza bellettii Kuran bilgilerine ve rnein Beled
Suresi hkmlerine gre her insanin kaderi "amel defteri" ile
izilmitir ve bu defter kiilere sadan ya da soldan olmak zere
verilmitir. Tanr ve peygamber emirlerine boyun egenler iin
Kuranda yle yazl: "te bunlar amel defterleri sagdan
verilenlerdir" (K. 90 Beled 18). Tanr emirlerini dinlemeyenler iin ise
yle yazl: "Ayetlerimizi inkar edenler, ite onlar amel defterleri
sollarindan verilenlerdir. Onlar her ynden atele kapatlacaklardr"
(K. 90 Beled 19-20).
232
Din adamnn belletmesinden anlalan odur ki Muhammed sain
sola stnlne inanmtir ve kaderleri yukardaki ekilde izilen
Tanr kullarna her hayrl ii saa gre yapmalarn emretmitir:
rnein yataa sa ayakla girip, saa dnk olarak yatmak, sa
ayakla kalkmak, sa admla sokaga kmak, sa elle yemek ve u
ierken bardagi sa elle tutmak, sa ve sakali sadan taramak, ly
ykarken sadan balamak, hurmayi sa el ile tutup sol el ile
ekirdeklerini karmak, sadakayi sa el ile dagitip sa el ile almak,
ikramda bulunurken sadan balamak, vs... (Bkz. Diyanet Yaynlar:
Sahih-i Buhari Muhtasari... Cilt I, sh. 151) 286.
Taraftarlarna sain sola stnln kabul ettirebilmek iin
genellikle eytani ara yapm, rnein yemek yerken ve u ierken
sa eli kullandirabilmek iin yle demitir: "Sizden biriniz sol eliyle
yemesin ve imesin, nk eytan sol eliyle yer ve ier" demitir 286
a. Bununla da kalmam fakat solak dogmus ve bu nedenle ancak sol
eliyle i grebilecek olan kimseleri dahi sa ellerini kullanma
zorunlugunda brakmtr. rnein bir gn sol eliyle yemek yiyen bir
adama "Sa elinle ye" diye emretmi, adamcaz "Sa elimle
yapamiyorum" deyince kendisine beddua etmi ve gya adam o
gnden sonra elini azna gtremez olmutur 286 b .
Bunlar emrederken bakalarna rnek olmak zere kendisi de byle
yapm ve bu emirlerini zorunlu klabilmek iin Tanry dahi sa el ile
i gryormus gibi tanmlam ve rnein "Allah, halal maldan verilen
sadakayi sa eliyle kabul eder" demitir 287. Bylece Tanry, tpk
insanlar gibi, eli kolu olan ve sadaka kabul eden bir varlk durumunda
klmakla kalmayp ayn zamanda batil itikadlara sapl imi gibi
tanmlamitir.
Buna karlk baz ilerin hep sol el ile yapilmasni emretmitir ki bu
iler genellikle olumsuz nitelikte eylerdir. rnein "istinca" (def-i
hacetten sonra pislikten temizlenme) srasnda sol eli kullanmak,
"zekeri" (erkeklik organni) sol el ile tutmak, namazda iken sol tarafa
tkrmek vb... gibi haller buna dahildir 287 a .
Ebu Katadenn rivayetine gre Muhammed, kt rya grenlere,
ryann "serrinden" (ktlnden) kurtulmak iin sol taraflarna
tkrp, flemelerini ve dua ederek Tanrya snmalarn bildirmitir
233
(Sahih-i..., Cilt IX, sh. 50) 288. Enes b. Malik ya da Ebu Hreyre gibi
kaynaklarn rivayetine gre de, namaz srasnda tkrmek ihtiyacni
duyan kiinin, ne sa tarafna ve ne de Kiblesine kar tkrmemesini
emretmi, mutlaka tkrmek istiyorsa ya sol tarafna, ya sol ayaginn
altna ya da ceketinn iine tkrmesini bildirmitir 289. Yine Ebu
Hreyrenn rivayetine gre Muhammed, sadece namaz srasnda deil
fakat genel olarak sa tarafa doru tkrmeyi yasaklamitir ve
yasaklasinn nedeni, sa tarafta "katib-i hasenat" (gzel ve iyi katib)
olan meleklerin bulunmasdir (Sahih-i..., Cilt II, sh. 354) 290.
Baz ilerin ise sadan balayip soldan bitirilmesini emretmitir
rnein Ebu Hreyrenn rivayetine gre yle demitir: "Sizin biriniz
ayakkabiini giyecei zaman sa ayagi ile balasin, karacagi zaman
da sol ayagiyle karmaga balasin. Bu suretle sa ayak, giylen iki
ayagin n, karilan iki ayagin da sonu olsun" (Sahih-i..., Cilt XII, sh.
106) 291.
Sain sola stnl kuralini pekitirmek maksadyle din adam,
daha nce deindiimiz u hikayeyi nakleder: Enes bn-i Malik bir
gn evine Muhammedi, Ebu Bekiri, mer b. Hattabi ve bir ka
Arabiyi davet eder. Yemek srasnda besi koyunundan sagdii st
bardaga doldurup Muhammede ikram eder. O srada Muhammedin
sa basinda bir Arap bedevisi (Arabi) , sol yannda ise Ebu Bekir
oturmaktadir. Muhammed st iipte bardagi azndan ayrdiktan
sonra sainda bulunan Arabiye dner. Maksadi bardaktaki st
bakiyesini ona iirtmektir. Bunu gren mer derhal mdahele eder ve:
"Resulallah, huzurundaki Ebi Bekre ver" der. Demek ister ki Ebu
Bekir Arabiye nazaran daha erefli bir kimsedir, bu nedenle ikram
nce ona yapilmak gerekir. Fakat Muhammed aldr etmez ve st
artigini saginda oturan Arabiye verir ve: "Saga (ver) sra ile saga
(ver)" diye emreder 292. St bardagini alan Arabi bir miktar itikten
sonra bardagi sagindakine geirir. Byle yapmakla Muhammed unu
anlatmak istemitir sol tarafta oturan kii ne kadar eref ve itibar
sahibi olursa olsun, ikram ondan balamaz, sadan balar 293.
Bununla beraber din adam, "u" cinsi iecek bir ey takdim olundukta
Muhammedin, bu yukardaki kurala ters den bir baka emrini
belletir ki o da: "Byklere sunmakla dagitmaga balayiniz" emridir
234
294. Her ne kadar bu iki hkm eliir nitelikte olmakla beraber din
adam bunlar badatrmaga alr.
Sylemeye gerek yoktur ki "makbul" ve "iyi" olan ilerin sol el ile
grlmesini nleyen ve solakligi bir bakma kusur sayan yukardaki
hukmlerin akla yatkn ve bilimsel hi bir yn olmayp aksine batila
inanmakla ilgisi vardr. Unutmamak gerekir ki yeryz nfuunun
nemli bir kesimi solaktir rnein A.B.Devletleri nufusunun %10-
15nn solak olduu ve bu lkenn Cumhurbakanlna getirilmi
kiiler arasnda pek ok solak bulunduu anlalmaktadir 295 . te
yandan solaklar arasnda dnya apinda nice insanlar kmtr. Bu
itibarla solaklgi "dinsel ugursuzluk" imi gibi gstermenn anlam
yoktur.
III) Din adam insanlarmz "tek" saylarn "ift" saylara
"fazli" (stnl )" inanlariyle eitir:
Din adam insanlarmza, yine batil itikad olarak, tek saylarn kutsal
olduuna dair eriat verilerini belletir. Belletirken de hep Muhammed
rneini, Muhammedin szlerini sergiler. Nasl ki sain sola
stnl varsaym saylyor ise, tek saylarn da ift saylara
stnl olduunu ve bu nedenle her iin tek saylar itibariyle
yapilmasnn emredildiini bildirir ve Muhammedin yle dediini
belirtir: "Allah tektir, tek olan eyi sever" 295 a . unu ekler ki tek
saydan anlalmak gereken ey genellikle 1 veya 3 veya 5 vb... gibi
saylardr ve Muhammed kendisi de her iini genellikle 3 rakkamina
gre yapmayi uygun bulmustur: rnein parmagi ile yemek yer,
suyu yudumda iermis. Iki parmakla yemeyi ya da imeyi
"eytanca bir i" bilirmis. "Def-i hacet"ten sonra istinca ederken
(temizlenirken) 3 adet ta ile temizlenirmis. ocuu len kadnlara
da cehenneme girmeyeceklerini sylermis 296.
Bu esaslara dayal olarak din adamlarmzn bellettiklerine gre abdest
alinirken ellerin dirseklere kadar olan ksm kez yikanmaldr asla
iki kez ya da drt kez yikanmamaldr. u iilirken tek sayda
yudumlayarak (genellikle yudumda) iilmelidir. "Def-i hacet"ten
sonra pisligi temizlerken tek sayda (genellikle ya da be adet) ta
veya kerpi kullanlmaldr (Sahih-i..., Cilt I, sh. 142) 297. Bu pislik
temizleme konusunda Diyanet leri Bakanl, tek sayda ta/kerpi
235
kullanlmasna byk nem verir ve zellikle Ebu Hreyrenn
rivayetine dayal u hadisi belirtir: "Her kim istinca iin ta istimal
ederse, adedini tek yapsin (Hi olmazsa ta kullansin)" 298. Ta
yerine kemik ve tezek gibi eyler kullanmak yasak edilmitir, nk
Diyanetin halkmza bellettii eriat emirlerine gre bunlar "Cinlerin
yedii eylerdir..." 299
eriat emirlerine gre mslman kii, abdestini yaptktan sonra
pisligini bu ekilde temizlerken "Allahm kalbimi nifaktan koru..."
diye dua etmelidir 300.
Tek saylara gre bu ekilde i grme gerei, eriatinn mantina
gre, Tanrnn tek olmas nedenne dayatlmtr. Diyanetin yapm
olduu aklama yledir: "Allah tekdir. Tek eylere muhabbet eder "
(Sahih-i..., Cilt VIII, sh. 191) 301. mam Gazali gibi stadlarimiz,
abdestten sonra tek sayda ta ve kerpile pisligi temizlemenn Tanr
ile ilikiine deinerek yle derler: "Bylece (Mslman kiinin)
btn ileri (Tanr) ile alakali olmaldr nk o tektir. ift deildir"
302.
Grlyor ki din adamlarmzn eriat dorultusundaki "Tanr"
anlayna gre mslman kii, "def-i hacet" ettikten sonra tek sayda
( adet) ta veya kerpi ile pisligligini temizlemekle Tanrnn tek
olduuna inandni kantlamis olacak ve huzura kavuacaktr.
IV) Din adam insanlarmz "Besmele ekerek i grme"
geleneine srkler!
Besmele ekmek demek, "Bagislayan ve aciyan Allah adi ile" (ki
Arapa "bismillahil-rahmanil-rahim" tmcesinn karldir)
szlerini tekrar ederek, yani her ii Tanrya brakarak, Tanrnn adni
belirterek bir ise balamak demektir. bn-i Hanbalin Musnad adl
yaptinda yer alan bir hadise gre Muhammed: "Allahn adi
zikredilmeden balanilan her mhim i kt olur" demitir 303.
Kurana (zellikle Fatiha Suresinn bana, ya da Enam , Neml, Hud
vb... gibi dier Surelere) yerletirdii eitli ayet ve tmcelerle de
mslman kiileri Allahn adni anmadan i gremez hale getirmitir.
304 . rnein Enam Suresinde "zerine Allahn adinn anilmadii
236
kesilmis hayvanlar yemeyin, bunu yapmak Allahn yolundan
kmaktir" (K. 6 Enam 121) diye yazldr.
Bylece kii, tm yaantsni kendi akl ve sorumlulugu duygusuna
sahip olarak deil fakat kr krne doa st bir gce terketmi
olarak dzenlemek durumuna girmitir. rnein eriat hkmleri
gereince "Besmele ile yemege balamak", "Agza lokma alrken
besmele ekmek", "Suyu besmele ile yudumlamak", "Besmele ile
adm atmak", "Besmele ile abdest almak", "Besmele ile kap, kaa
kapamak", "Besmele ekerek kandil sndrmek", "Avcil kelbini
(kpeini) besmele ekerek salivermek", "Besmele ile cinsi
mnasebete balamak", "Besmele ile Kuran okumak", vb... gibi her
hususta tm davranlarn, kendi dndaki bir gten medet umarak
grme alkanlndadir. Btn bunlar bir bakma batil ile
uramann bir baka eklidir ki din adamlarmiz tarafndan islami
inan olarak insanlarmzn beynne asilanr. Bir iki rnek vermekle
yetinelim:
Diyanet leri Bakanlnn yaynlarnda Cabirin rivayetine gre
Muhammedin yle emrettii yazldr: "(...) Ey mmin (...) Besmele
ile kandilini sndr! u kirbann azn besmele ile bala! Yine
besmele ile kap, kaani kapat! Velev ki o kap zerine enne (tahta
parasi gibi) bir ey koysun" (Sahih-i... Cilt IX, sh. 56) 305.
Cinsi mnasebete balarken besmele ekmekle ilgili hadis hkm
yledir: "Cinsi mnasebette bulunduun zaman besmele ile bala.
Besmele ile balarsan sevaplarn yazan vazifeli melekler nblkten
gusl abdesti alincaya kadar durmaksizin sana sevap yazarlar. Bu cinsi
mnasebetten bir ocuun olursa, bu ocuunun ve de bu ocuundan
olacak torunlarinn nefesleri saysnca sana sevap yazlr" 306
V) Din adam insanlarmz "Cazib szler fisildayan" ve
Peygamberlere dman olan "Cinler" ve "eytanlar"
konusunda "uzman" yapar!
Din adamlarmiz ve zellikle Diyanet leri Bakanlnda grevli
yksek diplomali, hatta "Profesr", "Doent" unvanli yetkililerimiz,
"Cinler" ve "eytanlar" ilmi konusunda da halkmzi en etkili
usllerle "irsad" etmektedirler! Her ne kadar "Cin" denen eyi
237
tanmlamann g olduunu itiraf etmekle beraber, bunlarn "hava ve
rayiha gibi latif olan akl bir cisim" olduunu, d ve erkek cinsten
olanlar ve tpk insanlar gibi mslman olan ve olmayanlari
bulunduunu sylemekten geri kalmazlar (Sahih-i... Cilt II, sh. 402)
307.
Kuran ayetlerine ve Muhammedin szlerine dayal olarak halkmza
unu anlatrlar ki, "cinler" ve "insan eytanlari" birbirlerine daima
"cazib szler fisildayan" ve fakat peygamberlere dman olan
yaratklardr, ve onlar bu ekilde dman yapan da Tanrdr. Bu
konuda Kurandan verdikleri rnekler arasnda Enam Suresinn u
ayetleri vardr:
"(...) aldatmak iin birbirlerine cazib szler fisildayan cin ve insan
eytanlari, her Peygamberin dmandir" (K. 6 Enam 112-113)
"(...) te Biz, bylece her peygambere insan ve cin eytanlarn
dman ettik baziina yaldizli szler syleyerek aldatir" (K. 6 Enam
112)
"Bylece Biz insan ile cin arasndaki eytanlari, peygamberlere
dman yaptk. Bu eytanlar birbirlerini aldatmak iin szn sahte ve
yaldizlisiyle fisildasirlar. Rabbin dileseydi bunu yapamazlardi " 308.
Fakat iin anlalmaz yn udur ki pek ou insandan olan bu
eytanlari peygamberlere dman yapan ve onlar bylece su
ilemege zorlayan yine Tanrdr. nk yukardaki ayetde grldg
gibi Tanr gya u ekilde konumaktadir: "Bu eytanlar... onlarn
isledikleri sulari ilemeleri iin o szleri fisildarlar. Rabbin dileseydi
bunu yapamazlardi" (K. 6 Enam 112-113)
te yandan din adamnn eriat verilerine dayal olarak sylemesine
gre, insanlar diledii gibi "mslman" yapan, ya da "saptiran" da
yine Tanrdr, nk Kuranda yle yazldr: "Tanr kimi doru yola
koymak isterse onun kalbini islamiyete aar, kimi de saptrmak
isterse(...) kalbini dar ve skntl klar" (K. 6 Enam 125).
238
Grlyor ki din adamnn insanlarmza bellettii eriat hkmlerine
gre Tanr, eytanlara ve cinlere "cazib" ve "yaldizli" szler
syleterek onlar kullarna musallat etmektedir.
Cinler gibi eytanlar konusunda da halkmza "yararl bilgiler"
vermegi marifet sayan din adamlarmiz, eytan denen eyin insann
vcudunda kan gibi deveran ederek kt pheler uyandrmasndan
tutunuz da 309, kadn kiligina girip erkekleri ayartmasna, ya da
merkepleri anirtmasna 310, ya da hayvanlar yangin cinayetine
zorlamasna 311, ya da insanlarn genzinde dolasmasna 312, ya da
kiilerin esnemelerine sebeb olmasna 313, ya da kadn ile erkein
cinsi mnasebette bulunduklari srada onlarn arasnda dolasmasna
314, ya da Tanrnn emrinde olarak insanlar kandrmasna 315
varncaya kadar eitli yollardan nasl i grdgn, hep eriat
hkmleriyle halkmza belletirler.
VI) "Konuan karincalar!", "Konuan kuslar" ve bu dillerde
sylenenleri anlayan "peygamberler" konusunda da din adam
insanlarmza "yararl" bilgiler verir:
Din adamlarmzn halkmza Kuran retimi olarak verdikleri
nemli bilgiler arasnda karincalarin ve kuslarin baz peygamberlerle
konutuklarna dair olanlar vardr: Sleyman peygamber bunlardan
biridir ki hem karincalarin ve hem de kularin konutuklari dili bilir,
nk Tanr ona bu dilleri retmitir (K. 27 Neml 14-45) .
Sleyman, bilindii gibi, Davudun olu olup Israiloullarna
gnderilen "peygamber"lerden biridir. Din adamnn Muhammedten
naklen bildirmesine gre, Israiloullarna gnderilen dier btn
peuygamberler gibi o da aslnda mslmandir. Kuranda Sleymanin
"Ey insanlar! Bize ku dili retildi... Dorusu bu apak bir lutuftur"
(K. 27 Neml 16) diye konutugu ve ayrca Karincalarin dilini de
bildii (K. Neml 19) ve ordularini insanlardan, cinlerden ve
kulardan oluturdugu (K. Neml 17) yazldr.
Yine din adamnn Kurandan naklen anlattigina gre gnlerden bir
gn Sleyman, Seba melikesi Belkisi mslman yapmaga karar verir
ve cinlerden, kulardan, insanlardan meydana gelen ordusu ile yola
kar. Az gider uz gider nihayet karincalarin bulunduu bir vadiye
239
gelir. O srada bir karinca "Ey Karincalar! Yuvalarnza girin (ki)
Sleymanin ordusu farkna varmadan sizi ezmesin!" diye konuur.
Karincalarin dilinden anlad iin Sleyman bu szleri duyunca
"hafife gler" ve Tanrya seslenerek: "Hosnud olacan ii yapmakta
beni muvaffak kl" diye dua eder (K. Neml 19). Sonra orduunun
kuslardan oluan taburlari arasnda "Hdhd" adndaki kusu arar fakat
bulamaz. Cani sikilir ve "Hdhd niin gremiyorum? Yoksa
kayiplarda mi? Bana apak bir delil getirmelidir yoksa onu ya
iddetli bir azaba uratirim yahut keserim" (K. Neml 20-21) diye
kkrer. ok gemeden Hdhd kusu Sleymanin yanna gelir ve
"Senin bilmediin bir eyi rendim. Sana Sebeden gerek bir haber
getirdim. Ora halkna hkmeden... byk bir tahta sahip olan bir kadn
buldum..." (K. Neml 26) der ve bu kadnin eytan tarafndan
kandrlip Tanr dinnden uzaklatrildiini ekler (K. Neml 26). Daha
sonra Sleyman, cinlerin yardm ile Belkisin tahtini tannmayacak
hale sokar ve en sonunda Seba Melikesi Belkis yle dua eder: "(...)
Sleymanla beraber alemlerin Rabbi olan Allaha teslim oldum" (K.
Neml 44) . Bunlar sylemekle mslman oluverir.
VII) "ocuklar gibi feryad edip aglayan, sizlayan hurma
ktg": "Hann-i ciz" olay.
Din adamnn eriat kaynaklarndan naklen bildirmesine gre
Muhammedin yaamlarn ssleyen olaylardan biri de hurma
ktgnn ocuklar gibi feryad edip aglamas, sizlamas ile ilgili olay
dir ki "Hann-i ciz" diye bilinir ve slam tarihinn en byk
mucizelerinden biri olarak kabul edilir. bn Sadin Kitab al-tabakat
inda anlatlan ve Enes b. Malik, Sehl b.Sad, Sahabi Cabir, bn Abba
ve bey b. Kab gibi nllerin rivayetine dayal bulunan bu olayla
ilgili hadis hkmn din adamlarmiz kadar lahiyat Fakltelerimizin
Profesr ve Doentleri de byk bir hayranlikla benimsemilerdir. Bu
masali halkmza u ekilde hikaye ederler 316:
Gya Muhammed Medine mescidinde halka hitab ederken hurma
agaci ktgnden yapilma bir minber zerine karmis. Fakat bir gn
kendisine yeni bir minber hediye edilmi ve mescide yerletirilmis.
Muhammed, eski minberi brakip bu yeni minbere kt gn,
terkedilmi olan hurma ktg kiskanmis ve ocuklar gibi fer yad edip
240
inlemege balam. O srada Mescidte bulunan halk, bir insan gibi
iin iin inleyen bu aga parasinn etrafina toplanip aknlikla
seyretmee ve sonra hep birden aglamaya, feryad etmee balam.
Muhtemelen halkn aknligindan simaran hurma ktg bu sefer
biraz daha feryadi basar olmu ve Enes b, Malik in sylemesine gre
kzler gibi bgrerek mescidin iini alkalandirmis ve atlayincaya
kadar feryadna devam etmi.
Hikayenn anlatl ekline gre Muhammed, minberden iner ve
ktg kucagina alr ve oksamaga, teselli etmee balar. Ktgn
"susturulan ocuklar" gibi iniltilerini hafiflettiini grnce halka
sunlari syler: "Eer onu kucaklamasaydim, kiyamet sabahina kadar
ylece inlerdi. Onun halini garipsemeyin ey sahabiler! Zira Allahn
Resulnden ayr den her ey mutlaka hznlenir". Sonra da
kucagindaki hurma ktgne hitap ederek: "Istersen seni eskiden
bittigin yere gtrp yeniden dikeyim, yeniden yeti. Istersen seni
cennete dikeyim de cennet rmaklarindan kana kana i, meyva ver ve
meyvani Allahn sevgili kullari yesin" der.
Hurma ktg, cennete gitmektense, muhtemelen Muhammedin
bulunduu yerde kalmay tercih etmi olmaldr ki Muhammedin
emriyle yerinden alinir ve yeni minberin altna konur bir daha da
azn aip feryad etmez.
yle anlalyor ki Muhammede olan "sevgi" ve "ballnn"
cezasni, yeni minberin ayaklari altna atilmakla ekmi olur.
Din adam bu hikayeyi anlatmak suretiyle insanlarmzn
Muhammede sevgi ve bagliliklarn pekitirmek ister.
VIII) "Afvedilen pire kan"
Din adamlarmzn eriat bilgisi olarak halkmza rettiklerine gre
pis olan eylerle namaz klmak yasaktir. Nelerin temiz ve nelerin pis
olduuna gelince, genel olarak Tanrnn "cemadattan" (yani canli
olamayan ta, toprak vs gibi eyler) yaratt her ey temizdir sadece
sarap "pistir" ("necistir"). Canlilara gelince, kpek hari hayvanlarn
hepsi temizdir. Fikihla ilgili sorunlarn bazlarnda "ictihad ayrl"
olmakla beraber kpek de bu istisnaya giren hayvanlardandir.
241
Kuranda "hinzir" diye geen domuz "haram"saylmakla beraber
(Bkz. Nahl 115 Bakara 173 Maide 3, 60) darda kalp domuz eti
yemek zorunda kalanlar iin "gnah" sz konuu olmaz.
te yandan len canlilar genellikle pis (necis) saylr sadece insan,
balik, ekirge ve vcudlarinda kan dolasmayan hayvanlarn (sinek, ari,
akrep, yemege den bcek gibi) ls temizdir. Canlilarin kendinden
olan da (rnein meni, ku yumurtasi, ipek bcei gibi) temizdir. Ter
ve gzyasi gibi "deimeyen" eyler keza temiz saylmtr.
Pis olan bir seyle namaz kilinmaz ancak zorunluk bulunan baz
hallerde pis (necis) olan seyle namaz klmak afvedilir ki bu haller
arasnda sunlar vardr: kez ta ile temizlendikten sonra "necaset
eserinn kalmas" (etrafa yaylmam olmak sartiyle) cilddeki
yaralardan u, renkli sivi gibi eylerin kmas (meer ki yara byk
olsun ve iinden cerehat iksin) izmenn zerinde sakinilamayacak
kadar kadar pislik kalmas az olsun, ok olsun pire kannn elbisede
kalmas, velev ki ter ile karismis olsa bile 317.
Grlyor ki din adamlarmzn "Hccet-l slam" diye yceltikleri
mam Gazalinn yaynlaryle halkmza belletikleri eriat ilminde pire
kan "necis" bir ey saylmakla beraber, msluman kiinin az veya ok
miktar pire kan bulasmis elbise ile namaz kilmasnda sakinca yoktur,
nk Tanr, her ne hikmetse "pire kanni afvetmitir".
IX) Din adamnn eriat ilmi olarak bellettiine gre Tanr
"aksiriga muhabbet eder" nk aksrmak Tanrdandir
"esnemek" ise eytandandir, bu nedenle nlenmek gerekir.
Namaz srasnda sessiz ekilde yellenmek, ceket iine tkrmek
"caizdir".
Diyanetin yaynlarndan olan Sahih-i Buhari Muhtasarinda
aksirmann Tanrdan, esnemenn ise eytandan, olduuna, namaz
srasnda sessiz ve kokusuz ekilde yellenmenn ya da ceket iine
tkrmenn caiz bulunduuna dair eriat hkmleri yer almtr ki,
ksaca belirtilmek gerekir.
Diyanet yetkililerinn eriat kaynaklarna dayal olarak verdikleri
bilgilerden anlamaktayiz ki gya Tanr aksiriga "muhabbet eder",
242
esnemegi ise "fena" grr 318 . Tanrnn aksiriga "muhabbet" etmesi,
aksirmann "saglik ve rahatlama eseri" olmasna baldr. Yani eer
aksirma "saglik ve rahatlama" eseri ise, bu taktirde aksiran kii "El-
hamdlillah" demelidir bunu derse, artk bir daha gz agrisi diye bir
ey ekmeyecei gibi, bir de aksirdiini isiten mslman kiilerin
kendisine "Yerhamkellah" diye mukabele etmelerini salam olur ki
bu szck "Tanr sana merhamet etsin" (yani, bir bakma "ok yasa")
anlamna gelir.
Ancak ne var ki eer aksirma "sihhatta olmayan aksirik" niteliinde
ise (rnein soguk alginligi, nezle vs gibi bir hastalik ve rahatszlanma
sonucu ise), bu taktirde kiiler iin "Yerhamlkellah" demelerine
gerek yoktur, nk, Diyanetin ve din adamlarmzn aklamalarna
gre "tesmit hali" (yani "ok yasa" demek) sadece sihhatte olan
aksirmaga aittir 319.
imdi diyeceksinizdir ki "Sihhatta" (saglikli) olan aksirma ile olmayan
aksirma nasl anlalacak, nasl birbirinden ayrd olunacak? Bunun
yanitini din adamlarmiz, Buhari ile Mslimin, Enesten rivayetine
dayal bir hadisine dayanarak verirler. Bu hadis hkmne gre eer
mslman kii " defaya kadar" aksirmis ise aksirigi "sagliklidir" ki,
byle bir halde "El-Hamdilllah" demeli, ve onun aksirdiini grenler
de "Yerhamkellah" ("Tanr sana merhamet etsin") diye mukabele
etmelidirler. Fakat eer aksiran kii " defadan fazla" aksirmis ise,
aksirigi "Sihhatta olmayan" bir aksiriktir ki, bu taktirde de kendisine
"Yerhamkellah" demek eriata aykrdir 320.
Esnemeye gelince Diyanetin ve din adamlarmzn bellettikleri eriat
verilerine (rnein Ebu Hreyrenn rivayetine) gre Muhammed
yle emretmitir: "Esnemek eytandandir. Sizden biriniz esneyecei
zaman gc yettii kadar onu karlain. nk sizin biriniz esnerken
(...) - Haaa deyince eytan (sevincinden) gler" 321.
Her ne kadar din adamlarmiz, esneyen kiinin eliyle azn kapatmas
iin bu hadisin konduunu sylerlerse yalandr. nk dikkat
edilecei gibi hadis hkm ile istenilen ey kiinin "gc yettii
kadar" esnemeyi nlemesidir. nlemenn akla ve manta dayal bir
aklamas yapilmam fakat sadece "eytan gler" diye bir neden
gsterilmitir.
243
te yandan namaz srasnda yellenmenn sonulari da, yine akl d
usullere balanmitir. u bakmdan ki Diyanetin yaynlarnda
Muhammedin yle emrettii yazldr: "Kendisinde hades vaki olan
kimsenin namaz ( o kimse) abdest almadika kabul olunmaz" 322. Bu
hadisi rivayet eden Ebu Hreyrenn aklamasna gre "hades"
szc "sessiz veya sesli yel" eklinde tanmlanmak gerekir 323.
Yine Ebu Hreyrenn sylemesine gre Muhammed, bir baka vesile
ile de yle demitir: "Bir kul, mescidde namaza muntazir (durur)
olduu mddetce hep namazdadir. Meer ki kendisinden hades vaki
ola" 324.
Grlyor ki namaz srasnda "sessiz" veya "sesli" ekilde yellenmek,
namaz bozan bir durum yaratmaktadir byle bir durumda mslman
kiinin namazdan kmas gerekir. Ancak ne var ki, Diyanetin
yaynlarnda yer alan bir baka hadis hkmne gre Muhammed
"sessiz" yellenmeyi caiz grmekle, birbirine ters den iki emir vermis
grnmektedir. Gerekten de yukariya aldmz hkmlerin yannda,
Abdulla b. Zeyd-i Ensarinn rivayetine dayal bir baka hadis vardr
ki, "namazda iken kendisinde bir ey (yani"hades) vukuunu hayal
eden bir kimsenin durumunun ne olaca" konusunda Muhammedin
yle emrettiini belirtir "(Namazda iken yellendiini hayal eden
kimse) Bir ses veya bir koku duymadikca (namazdan) kmasn" 325.
"Pek iyi ama sesli ve koku karir ekilde yellendikten sonra
namazdan kmann alemi olur mu? Namazdan kmakla kendisi pis
kokudan uzaklasmis olabilir, o kadar namaz klmaa devam edenler
ne olacak?" diye sormayin, nk din adam soru sormayi yasak klan
hkmlerle karnzdadir.
te yandan din adamnn "Muhammed emridir:" diye bellettii
hkmler arasnda namaz klarken tkrme ihtiyacni giderme ile ilgili
olanlar vardr ki, batila inanmlk bakmndan yukardakilerden
farksizdir: Enes b. Malikin rivayetine gre Muhammed bir gn
namazda iken kible duvarnda tkrk bulur. Yerinden kalkar ve
tkr kaziyip atar ve etrafindaklere yle der: "Her biriniz
namazna durduu vakit ... Rabbi kendisiyle kiblesi arasndadir. O
halde hi biriniz kiblesine kar tkrmesin. Muztar kaldiinda ya sol
tarafna, ya (sol) ayaginn altna tkrsn".
244
Bunu syledikten sonra ceketinn kenarndan tutup kaldrir ve iine
tkrr ve halka da: "Yahud ite byle yapsin" der 326. Bylece
namazda iken ceketin iine bile tkrmenn caiz olduunu anlatmis
olur.
Sylemeye gerek yoktur ki esnemeyi eytandan bilip nlemeye
almann akla dayal bir yn olmad gibi, kez aksirmayi
saglik alameti saymann ya da "sessiz" yellenmeyi mubah bulmann,
ya da namazda iken sa tarafa deil de sol tarafa ya da ceket iine
tkrmenn de manti yoktur. te din adamlarmiz insanlarmz
manti olmayan bu verilerle yetitrrler.
X) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr merkep
sesinden holanmaz nk merkebin anirmasnn eytandan
olduu kaniindadir. Bunun gibi Tanr kadnlarn isveli sesinden
de holanmaz. Buna karlk horoz sesine hayrandir nk horoz
melek grdg zaman ter..
Din adamnn, yine Kurana ve Muhammedin szlerine dayal
olarak yapt aklamalardan anlamaktayiz ki Tanr baz seslere
"muhabbet" eder, bazlarna da etmez baz seslerden hosnud olur,
bazlarndan olmaz. Muhabbet etmedii, holanmadii seslerin
basinda "merkep sesi" ve kadinn "isveli sesi" (konumas) gelir.
Buna karlk holandii ses vardr ki bunlar, Salebinn rivayetine
gre: "horoz sesi", "Kuran okuyan kiinin sesi" ve bir de "seher vakti
Allaha istigfar edenlerin (yani gnahlarnn afvedilmesini
isteyenlerin) sesidir" 327.
Din adamnn Buhari gibi kaynaklardan ve Kadi Iyaz, bn-i Hibban,
Bezzar, Davudi , Kadi Husayn ve Rafii gibi fikih bilginlerinden
(fukahadan) naklen halkmza verdii bilgilere gre, horoz sesine
kar Tanrnn gsterdii bu asiri "muhabbetin" bir ok sebebleri
vardr ki bunlarn basinda horozun "dier hayvanlarda bulunmayan
mstesna bir hususiyeti" gelir. Bu "hususiyet" (zellik) udur ki horoz
melek grdg zaman ter. Bir dier sebeb horozun sesinn "gzel"
olmasdir bir dier sebeb seher vakti erken kalkmas, her mevsimde
ve her gece, hi sasmaksizin safaktan nce ve sonra tmesi,
"sayhalarn devaml ekilde tekrar etmesidir".
245
Diyanetin yaynladii Sahih-i Buhari Muhtasarinda, Ebu
Hreyrenn rivayeti olarak Muhammedin yle dedii yazldr:
"Horozlarin ttgn iittiinizde (dileklerinizi) Allahn fazl-
kereminden (yani cmertliginden, ltfundan) isteyiniz! Zira horozlar
melek grmler (de yle tmsler) dir..." (Sahih-i..., Cilt IX, sh. 66)
328
Davudi gibi baz fikihilar, yukardaki hadis gereince horozun
zelliklerine bir de "cmertlik", "cinsi kiskanlik" ve "aile bereketi"
gibi geleri eklerler. Fakat her ne olursa olsun anlalan odur ki
Muhammed, horoz denen hayvani, mslmanlari namaza davet
ediyor olarak benimsemis ve bu nedenle nemli ve sayginliga layk bir
hayvan saymitir. "Saygin" olmas nedeniyle de byle bir hayvana
kt muamele edilmesini yasaklam ve "Horoza sebbetmeyiniz
(svp saymayiniz) ! O sizi namaza davet eder" diye konumustur
329. Bundan mlhem olarak Kadi Husayn ve Rafii gibi baz fikihilar
da "namaz vakitlerinn tecrbeli horozlarin sesiyle tayin ve ona
itimaad edilmesi caizdir" diye fetva vermilerdir 330. Ancak ne var ki
"Tecrbeli horoz nasl bir horozdur, nerede ve nasl bulunur?" bunu
bildirmemilerdir.
te yandan din adamlarmzn (zellikle Diyanetin), halkmza
bellettikleri eriat esaslarna gre, horoz sesinden bylesine holanan
ve horozun ancak melekleri grdg zaman ttgn syleyen Tanr,
eek sesini pek irkin bulmakta, bu sese kar tiksinti duymakta ve bu
tiksintiini de Kuranda "Muhakkak ki seslerin en irkini eek
sesidir" (31 Lokman 19) diye ortaya vurmaktadir. Daha baka bir
deyimle horozu gzel bir sesle yaratmis olmasna karn, yine kendi
yaratklarindan biri olan merkebi, her ne hikmetse, "irkin" ve
"istiazeye layk" (yani isitildiinde Tanrya snilmak gerekecek
kadar iren) bir sesle var kilmis ve onu eytan grdg zaman anirir
yapmtr.
Yine Diyanetin islam kaynaklarndan naklen bildirmesine gre,
Muhammed yle demitir: "Merkebin anirmasni iittiinizde (...)
eytan(in serrin) den Allaha siginniz (ve -Euz billahi mines-
eytanir-racim deyiniz). nk merkep eytan grm (de yle
anirmis) dir" 331. Fakat bununla da kalmam, bir de merkep anrnca
246
kendisine "salavat" getirilmesi iin yle eklemitir: "Merkep, eytan
grmedike anirmaz. Merkep anrnca siz Allahu Tealayi zikredin,
bana da salavat getiriniz!" 332.
"Salavat" getirmek "dua" etmek anlamna geldiine gre, merkep
anrnca Tanry anmann ve Muhammede salavat getirmenn kutsal
duygularla nasl badaabileceini dnmek biraz g. Fakat
"Kullarn eytandan kurtarmak iin Tanrnn, muhtemelen bakaca
bir aresi kalmam olmaldr ki bu yola gitmitir" diye ahkam
yrtmekten insan kendini alamiyor.
Fakat her ne olursa olsun durum udur ki din adamlarmiz
Muhammedi, merkepin anirmasndan bile yararlanarak kendisine
dua ettirdii anlamna gelecek bir davran ierisinde gstermekten
kainmazlar.
Biraz yukarda esnemenn eytandan olduuna ve esneyen kiinin
bunu nlemesi gerektiine dair Muhammedin szlerine deindik.
yle anlalyor ki mslman kiinin esnemesi ile merkebin anirmas
arasnda ortak baz hususlar vardr, nk biraz yukardaki hadiste
grldg gibi, merkep eytan grdg zaman anrmaktadir, tpk
kiinin esnemesi halinde eytanin glmesi gibi.
Neden esnemek eytandandir ve neden aksrmak Tanrdandir? Neden
kii esneyince eytan sevincinden gler? Neden defaya kadar
aksirana "Yerhamkellah" ("Tanr sana merhamet etsin!") demek
gerekir de, ten fazla aksirana (velev ki nezle, hasta vs olduu
anlalsin) denmez? Neden Tanr, kendi yaratt bir yaratk olan
merkepin sesinden holanmaz? Holanmayacak idiyse neden bu
zavall hayvani bylesine irkin bir sesle yaratr?
Evet, btn bu ve buna benzer sorularin sirrini kesfetmek, kukusuz ki
akl yolu ile olacak eylerden deildir. Fakat insanlar buna benzer
akl d usllerle eitmenn nasl bir sonu verdii islam dnyasni
oluturan tm lkelerin geriligi ile ortadadr.
te yandan merkebin anirdiini duyan mslman kiilerin Tanrya
snmalarn, snirken de Muhammede hayr dua etmelerini aklc
bir mantkla anlamak kolay deildir. Fakat her ne olursa olsun buna
247
benzer eyleri emreden eriat hkmlerinn Tanrnn ycelii
fikriyle badamayacagi sz gtrmez bir gerektir.
Kadnin sesi konuunu gelince din adamlarmiz, yine eriat verilerine
dayal olarak halkmza, Tanrnn kadnlari "ho bir eda ile", "isveli"
bir ekilde konumaktan yasak ettiini anlatrlar. Dayanak olarak da
Kurann u ayetini sunarlar: "Ey Peygamber kadnlari (...) Allahtan
sakiniyorsanz edali konumayn, yoksa kalbi bozuk olan kimse kt
eyler mid eder..." (K. 33 Ahzab 32) 333. Bu ayetde geen "Ey
Peygamber kadnlari" deyiminn btn islam kadnlarn kapsadiini
anlatrlar.
yle anlalyor ki Tanr, kadinn "ktlne", "ugursuzluguna" ya
da "pis oluuna" inanm olarak "Kadnlar insann karsna eytan
gibi karlar" eklinde konumus 334 ya da "Namaz kilann nnden
kpek, eek, kadn gectiginde, namaz katedilmi olur" eklinde
aalamalarda bulunmu 335 fakat bunun yannda bir de kadinn
sesindeki "fitri olan zellige" kar husumet beslemis olmaldr ki bu
yzden kadnlari "edali" bir ekilde konumaktan yasaklamitir.
Bu yasaklama sayesinde erkekleri kadnarin "isveli" seslerine kar
korumak istedii anlalmaktadir. Diyanet leri Bakanlnda grev
alm bir din adam bu konuda yle diyor: "zellikle kadn sesinde
cinsel bir ierik vardr (...) Bunun iindir ki kadinn sesi vcudu gibi
avret (korunmas gerekli) kilinmamitir(...) Yaratt kullarnn
hususiyetlerini en iyi bilen olduu iindir ki Allah (...) kadnlara yle
emir buyurmustur: - (...) yabanc erkeklerle konuurken ho bir eda
ile konumayn (...) Yoksa kalbinde (cinsel) hastalik bulunan kimse
(cinsellik) midine kaplr..." 336.
Din adamnn bildirmesine gre yine bundan dolaydr ki Tanr
kadnlari ezan okumaktan, erkekler arasnda yksek sesle Kuran
"tilavet" etmekten (okumaktan) yasaklamitir 337. Bununla da
kalmam bir de "Musiki kalbde nifak dogurur" diyerek kadinn
"cinsellikle musiki sunmasni" yasak etmitir 338. Gya istemitir ki
"hasta kalpli" kiiler cinsellik midine kaplmasnlar.
Din adamnn bu acaib mantina kar sylenecek ok ey var, fakat
her eyden nce unu sormak gerekir: Her yarattni kendi keyf ve
248
dileine gre yaratan, ekillendiren bir Tanr, erkek kullarnn kalbini
dzenlerken, ya da kadnin sesini ayarlarken neden biraz daha tedbirli
olmaz da, erkein bastan kmas sorumlulugunu kadna ykler ve
onu "ho bir eda" ile konumaktan nler?
Fakat her ne olursa olsun gerek udur ki eriat dini musiki alannda
olduu gibi resim, heykeltraslik, tiyatro vs gibi sanatla ilgili
hususlarda, yani insani insan yapc ve uygarlastirici ne varsa her
konuda , hep akl d mantk yolu ile Tanrya atfen yasaklar getirmis
ve din adamlar da bu yasaklarn en banaz uygulayclari olmulardr.
XI) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre eytan, ev
faresini yangin cinayetine evk eder, eekleri anirmaga zorlar ve
uyuyan kiinin genzinde geceler.
Diyanetin slam kaynaklarna dayal olarak (rnein Tahavinn
Ahkaml-Kuran adl yapndan naklen) sylemesine gre
Muhammed ev faresinn nerede olursa olsun (zellikle Mekkedeki
Mescid-i Haramin iinde ya da dnda) ldrlmesini emretmitir.
Mekke alani ierisinde nebat ya da hayvan cinsi eyleri yok edilmesini
yasakladii halde ihramli hacilarin dahi bu hayvani ldrmelerini
istemitir. Bunun da nedeni ev faresine kar besledii husumettir. Bu
husumet o kertede olmutur ki ev faresine "Fuveysika" adi verilmitir
ki dilimizde genellikle "fasikcaz" (yani "gnah ilemege hazir") diye
geer.
Ebu Saidin rivayetine gre ev faresine kar Muhammeddeki bu
husumet sundan dogmustur: Bir gn Muhammed uykudan uyannca
bir farenn, odadaki kandilin yanmakta olan fitilini yakalayarak evi
atee vermek zere gtrdgn grr. Seccadesinn de el kadar bir
ksmnn yandiini farkeder. Hemen farenn peinden kosar,
yakalayip ldrr. Ve sonra mslmanlara u emri verir: "Siz uyumak
istediinizde kandilinizi sndrnz. nk eytan bunun gibi
hayvanlar yangin cinayetine evk eder". (Sahih-i..., Cilt IX, sh. 709).
Din adamlarmiz bu hadis hkmnn kiileri yangina kar tedbirli
klmak (ve rnein uykuya yatmadan nce kandili ya da atei
sndrmelerini salamak) maksadyle i grdgn sylerler. Gzel
ama bunu yapmak iin ise eytanlari ya da fareleri kartrmaga neden
249
gerek duyulsun? Kiileri aklc yoldan tedbirli olmaga armak ve
bylece aklc ynde gelistirmek varken akl d yollarla beyni
ilemez duruma sokmak marifet midir?
Din adamnn insanlarmza bellettii nemli bilgilerden biri de
horozlar ve merkeplerle ilgili olarak udur ki horoz melek grdg
zaman ter, merkep ise eytan grdg zaman anirir. Bundan
dolaydr ki Tanr horoz sesini sever ve merkep sesinden holanmaz.
Yine bundan dolaydr ki mslman kii merkep sesini duyunca
Tanrnn adni anip Muhammede salavat getirmelidir. Diyanetin
yaynladii eriat hkm aynen yle: "Horozlarin ttgn
iittiinizde (dileklerinizi) Allahn fazl- kereminden isteyiniz. Zira
horozlar melek gormsler (de yle tmsler)dir. Merkebin anirmasni
iittiinizde de eytan(in serrin)den Allaha siginniz... nku merkep
eytan grm (de yle anirmis)tir" (Sahih-i..., Cilt IX. sh. 66-68
Hadis no. 1363).
Din adamnn Ebu Musel-Isfehaninn Tergib adl yaptindan naklne
gre Muhammed merkepin avazini o kerte irkin ve "istiazeye layk"
(Tanrya snmayi gerektirir) bulmustur ki mslmanlara u emri
vermitir: "Merkep, eytan grmedike anirmaz. Merkep anrnca siz
Allahu Tealayi zikredin, bana da salavat getiriniz" (Sahih-i..., Cilt IX.
sh. 68)
Yine Diyanetin yaynladii eriat kaynaklarndan renmekteyiz
Muhammed, kurnazliklarn ok iyi bildii seytann gece vakti
mslman kiinin burnunda yerleeceini dnerek yle demitir:
"Sizin biriniz, uykusundan uyanp da abdest aldiinda burnundaki
nesneyi nefesiyle defa dari karn! nk eytan uyuyann
genzinde geceler" (Sahih-i..., Cilt IX, sh. 59) 339.
Dikkat edilecek olursa hadiste "burnundaki nesneyi nefesiyle defa
karn" denmekle tek say esasna gre hareket edilmesi
emredilmektedir. Bunun nedeni, daha nce de belirttiimiz gibi, tek
saylarn ift saylara stn tutulmasdir ki bu da Tanrnn tek
oluundandir. Daha baka bir deyimle kii, burnundaki nesneyi
karirken Tanrnn tek olduunu dnp bu ii nefeste
yapmaldr.
250
XII) Din adamnn belletmesine gre "Gzel rya Tanrdan, kt
rya (ise) eytandandir kt ruya grenler sol taraflarna
tkrp flemelidirler".
Din adamnn eriat bilgisi olarak bellettiklerine gre, nasl ki
"merkeb anirmas" ya da "esnemek" gibi eyler hep eytandan, buna
karlk "aksrmak" gibi haller Tanrdan ise, "ryalar" iin de durum
budur ve kt ryann ktlnden kurtulmak iin sol tarafa
tkrp flemek gerekir, nk Muhammed byle emretmitir.
Diyanetin yaynlarnda yer alan Buhari hadislerinde Ebu Katadenn
rivayeti olarak Muhammedin yle dedii yazldr: "(Sureti ve tabiri
cihetiyle) gzel rya Allahtandir. Fena ryada eytandandir. Biriniz
korkun yani karisik rya grdgnde hemen sol tarafna tkrp,
flesin ve o ryann serrinden Allaha snsin, (Euz billahi mines
eytanir-racim, desin). Bu suretle o rya, gren kimeye zarar
vermez" (Sahih-i..., Cilt IX. sh. 59 ve d.) ) 340.
XIII) eytanin serrinden kurtulup gnahlardan korunmann ya
da kle azad etme zorunluguna kar koymann en kolay yolu
"Allahtan baka yoktur tapacak..." diye dua etmektir.
Din adamlarmiz halkmza, her trl gnahtan siyrilmann, ya da
havadan sevap kazanmann, ya da kle azat etmek gibi menfaat
yitirici ykmlerden kurtulmann yollarn, yine eriat verilerine
dayanarak belletirler. Bu usullerin basinda Tanrya vgler
yadrmakla ilgili dualar gelir. rnein Diyanetin Ebu Hreyreden
rivayet olarak naklettii bir hadis hkmne gre, her kim bir gnde
yz defa: "La ilahe illallah vahdehu, la serike leh, lehl-mlk ve
lehl-hamdu ve hve ala klli eyin kadir" diyerek (ki Trke
karl yledir "Allahtan baka yoktur tapacak, yalnz Allah var.
Onun ei ortagi yoktur. Mlk Onundur, O vlr. Ve Onun her
eyi yapmaya ve yaratmaya gc yeter"), dua edecek olursa, o
kimeye yz sevap yazlr. Ayn zamanda on kle azatlamiscasna yz
adet gnahi kendisine bagislanir stelik de "dua ettii gnde, gnn
akamina kadar eytan serrinden korunmus olur" 341.
Sylemeye gerek yoktur gnde yz defa bu ekilde dua etmek
biktirici ve zaman yitirici bir ey olmakla beraber, hirsizlik, zina,
adam ldrmek, yalan sylemek, sarap imek vb... gibi gnahlardan
251
siyrilma firsatini yaratt iin, mslman kiiye byk karlar salar
nitelikte bir istir. Hele gnde yz gnahin bagislanmasna vesile
olduuna gre, mslman kiileri muhtemelen su ilemege tevik
bakmndan da yararl olmaldr. Ama bu arada btn bunlarn kiiyi
batila inanmak gibi olumsuz yola sokmas sz konuudur ki din
adamni pek ilgilendirmez.
XIV) Din adamnn sylemesine gre sinek "idrak" sahibi olup
yiyecek/iecek kabi iine dtnde nce gnah kanadni
daldrir, sevab dolu kanadni darda brakr.
Din adamnn insanlarmz "din bilgisi" olarak verdii eyler arasnda
sinein "idrak" sahibi olmasyle ilgili olanlar vardr ki bir hayli
sasirticidir. Bu bilgilere gre haserattan saylan sinein iki kanadinn
biriinde "hastalik" ("gnah") dierinde "sifa" ("sevap") bulunur ve
sinek yiyecek/iecek kabina dt zaman nce zehirli kanadni
daldrip sevap kanadni darda brakr ve bunu idrak sahibi
olmasndan dolay yapar.
Gerekten de Diyanet leri Bakanlnn yaynlarndan
renmekteyiz ki Muhammed, yemek kabinn iine den sinek
konusunda aynen yle demitir: "(Sizden birinizin iecei ve
yiyecei) iine sinek dt zaman, o kii o (nun her tarafni)
batirsin, sonra karn (atsin). nk sinein iki kanadinn biriinde
hastalik, biriinde de sifa vardr" (Sahih-i..., Cilt IX. sh. 70 ve d.) 342
.
Bu hkmle ilgili olarak Diyanetin ve "Profesr" unvanli din
adamlarmzn aklamalarindan renmekteyiz ki Muhammed bu
szleri sinein "idrak sahibi" olduunu gz nnde tutarak
sylemitir. Gya anlatmak istemitir ki sinek, nce zehirli kanadni
yemein (iecein) iine sokup, "deva" olan kanadni geri brakr eer
kii, sinein darda kalan kanadni iyice yemein iine batiracak
olursa "sifa" kanadi "hastalik" kanadni "ifna" eder ve bylece kii
hastaliktan ya da zehirlenmelerden korunmus olur.
yle anlalyor ki sinek, mslman kiilere olan sevgisi dolaysiyle
nce hasta kanadni daldrmakta, sifa kanadni darda brakmaktadir
ki kii o kanadi batirsin da hastalanmasn diye!
252
Yine Diyanetin sylemesine gre: "Zi-hayat btn mahluklar
hararetle buredet, rutubetle yubuset gibi birbirine zit olan bir ok
hassasiyet arasnda (varlklarn) srdrrler. Ve eer Tanrnn gc
birbirine zit bu hassalari telif etmemi olsayd, muhakkak ki her zi-
hayatin salahi fesada urardi. Ve bu gn grlen mtekamil ekli
vucud bulmazdi". Daha baka bir deyimle yeryz varlklarinn
gelimesi hakknda iyice fikir edinebilmek iin sinein bir kanadndan
hastalik ve dier kanadnda sifa bulunduu gereini bilmek gerekir.
te yandan din adamnn deerlendirmesine gre bu tr hkmleri
"sama" bulup inanmayanlar "imani zayif bilgisiz" kimselerdir.
Bakanlik, Buhari sarihlerinden Hattabinn azyle "Sinein idraki
meselesi de ilah bir ilham olan evk-i tabiiden ibarettir" diyerek,
sinein nce zehirli kanadni yemein iine sokup, sifa kanadni
darda brakmas olayna itiraz edenleri "inati cahiller" grupuna
dahil etmitir 343.
Mspet ilim henz sinein bir kanadnda hastalik dier kanadnda sifa
(deva) diye bir ey olduunu kesfetmemi, hatta aksine tm olarak
sinein pislik tasidiini bildirmitir ama, bizim din adamlarmiz ve
Ulemamiz "Fennn bilmedii eylerin uhrevi yollardan
peygamberlere malum bulunduunu" ve bu itibarla onlarn
sylediklerine inanmak, aksi taktirde kafir" addolunmak gerektiini
ihtar ederler insanlarmza.
yle anlalyor ki Bat dnyasinn byk bilginleri, bizim din
adamlarmzn eriata dayal olarak ortaya vurduklari bu bilimsel
verilerden habersiz kalmlar ve henz sinein bir kanadnda hastalik,
dierinde sifa olduunu ve u hale g"re darda kalan kanadi batrmak
suretiyle hastaliklarin nlenebilecei gereini kesfedememilerdir.
XV) Din adamnn eriat bilgisi olarak belletmesine gre Beni
Israilden bir kavim vaktiyle fareye "tahvil" olundugu iin
fareler, deve st imeyip koyun st imek gibi bir gelenee
sahiptirler!
Din adamlarmiz, sinekler ilminde olduu kadar "fareler ilmi"
alannda da insanlarmza pek yararl hkmler belletirler. Basit bir
sinein "idrak" sahibi olduu iin "deva" kanadni yemein dnda
253
braktni sylerlerken farelerin de deve st imeyip koyun st
imek gibi bir prensip geleneine sahip olduklarn anlatrlar bunun
nedennin de, Yahudilerden bir kavmin vaktiyle Tanr tarafndan fare
ekline dntrlms olmasna balarlar. Bunu aklamak zere Ebu
Hreyrenn rivayetine dayal u hadis hkmn rnek verirler: " Beni
Israilden bir kavim (mesh olunup- irkin bir sekle sokulup) beser
tarihinden silindi, yok oldu. Bilinmez ki, o kavm ne (fenalk)
ilemitir. Ben zannetmem ki, o mmet fareden baka bir eye mesh
ve tahvil edilmi olsun. nk fare (isin) diye (bir yere) deve st
konulursa, onu imez de koyun st konursa ier" (Sahih-i... Cilt. IX,
sh. 60)344.
Bu hkmn yorumunu eriat kaynaklarna dayal olarak yapan
Diyanet leri Bakanl , deve stnn ve deve etinn Tanr
tarafndan vaktiyle Beni Israile haram klndini, te yandan Beni
Israilin, yine Tanr tarafndan daha sonra fare ekline sokulduunu
belirttikten sonra aynen u gr savunur: "Fare, deve sd imez de,
koyun sd ier fikrasi, beni Israilden olan o kavmin fareye tahvil
olunduunun delilidir. yle ki, devenn eti, st Beni Israile Allah
tarafndan haram klnmti. Katiyyen Beni Israil deve st
imezlerdi. Farenn de imemesi, onlar bir yerde toplayan nokta
oluyor" 345
Daha baka bir deyimle fareler, eski bir Yahudi kavminn fareye
dntrlms ekli olduklarndan, tpk onlar gibi deve st imeme
geleneini srdrmslerdir.
Sylemeye gerek yoktur ki fare gibi her eyi yiyebilen ve hatta a
kaldii zaman tahtayi ve tel ubuklari bile kemiren bir hayvann deve
stne iltifat etmeyeceini dnmek biraz saflik olur. Fakat ne var ki
Tanr ve peygamber emirleri olarak belletilen yukardaki hususlar
hakknda phe izhar ettiiniz an eriatilar tarafndan "inati cahil"
olarak sulanmayi gze almaliiniz.
Fakat "Inati cahil" damgasini yemeyi gze alarak belirtmek gerekir ki
btn bunlar Tanrnn ii deil, olsa olsa eriat kaynaklarinn
uydurmas olan eylerdir. Nitekim bu kaynaklarn verdii bilgilerden
anlamaktayiz ki Muhammed, kendisini peygamber olarak kabul
etmediler diye Yahudilere dmanlk beslemis ve bu dmanlni,
254
farelere kar besledii dmanlkla birlestirmek suretiyledir ki
yukardaki hadis hkmn yerletirmitir. Gerekten de Ebu Saidin
rivayeti olarak yine Diyanetin yaynlarnda yer alan verilere gre
Muhammed, bir gn uykudan uyannca bir farenn kandil fitilini
yakalayarak evi atee vermek zere olduunu grm ve peinden
kosarak hemen ldrmtr. Bu olaydan sonra farelere kar dis
bilemis ve eytanin bu hayvani yangin cinayetine srklediini
belirterek, ihramli hacilar da dahil olmak zere, btn mslmanlara
bu hayvani ldrmelerini emretmitir. Yahudilere kar dmanlni
da, onlarn Tanr tarafndan fare ekline sokulduklarn syleyerek
pekitirmis olmaldr 346.
XVI) Diyanet leri Bakanl ve din adamlar halkmza,
sihirlenmeye kar nasl korunulacan akl d usllerle belletme
abasindadirlar.
Diyanet leri Bakanl ve din adamlar, bu akl anda
insanlarmz "ilm-i sihir" (sihir bilgileri) ile ve sihirlenmeye kar
korunmak zere eriat hkmleriyle eitmeyi de ihmal etmi
deillerdir. "Sihir" szcnn "gereklere ters den" ve "sebebi
gizli" olan her eyi 347 kapsadiini ve bu nedenle baz gzel
konumalarin dahi sihir niteliinde bulunduunu ve nitekim
Muhammedin "Belig olan szlerden bir ksm muhakkak surette
sihirdir" eklinde hadis braktni 348 ve Ebu Hreyrenn rivayetine
gre sihirden ekinilmesini, korunulmasni emrettiini bildirirler
(Sahih-i..., Cilt VIII, sh. 224) 349.
Sihirden kurtulmann Tanrya dua edip Ona snmakla mmkn
olacani belletmekle beraber bunu dahi yeter bulmayip daha baka
bir takm kocakari usullerini rettiini ve rnein "hacamat" ya da
"avce hurmas" gibi eyleri tavsiye ettiini sylerler. Btn bunlar
Muhammedin szleri ya da uygulamalari olarak ortaya vururlar.
Gerekten de Diyanet yaynlarndan olan Sahih-i Buhari
Muhtasarinn 8.cildinde, Muhammedin, her trl sihirden
etkilendii ("mteessir" olduu) ve etkilendii zamanlar basindan
hacamat olduu 350 ya da avce hurmasndan yedii, mslman
kiilere de byle yapmalarn emrettii yazldr (Sahih-i..., Cilt VIII,
sh. 234) 351.
255
Muhammedin szlerine dayal olarak Diyanetin ve din
adamlarmzn halkmza rettikleri udur ki eriat dini "sihir" denen
eyi tamamen inkar etmi olmayp "Sihr-i helal" (yani "yararl sihir")
ve "Sihr-i haram" (yani "sakincali/yasak sihir") diye ikiye ayrmitir.
Bu ayrima gre "sihr-i helal" ile uramak ya da kar karya kalmak
caizdir. "Sihr-i haram" ise yasak klnmtr. rnein birisi islam
lehinde "belig" (gzel, oturakl, sihirleyici) szler sylemis olsa bu
szler "sihr-i helal" saylmali, syleyen de alkislanmaldr. Fakat islam
dinni eletirici, tenkid edici nitelikte szler syler ise bu taktirde
yerilmeli ve hatta Muhammedin emri gereince "Inne minel-beyani
le-sihra" diyerek sihirbazlikla sulanmaldr (Sahih-i..., Cilt VIII, sh.
225) 352.
a) "Her sabah Acve hurmasndan yedi tane yiyen muslman kii
sihirden etkilenmez!"
te yandan yine Diyanetin yaynlarndan renmekteyiz ki
Muhammed, Araplarin "Acve hurmas" diye tanmladiklari hurma
cinsini dier hurmalardan stn tutarak: "Her kim her gn sabahlari a
karnna yedi tane Acve hurmasndan yerse, o gn iinde o kimeye ne
sem, ne sihir zarar vermez" diye hadis brakmtr (Sahih-i... Cilt XI,
sh. 393) 353.
Anmsatalim ki Araplar arasnda "Acve hurmas" diye bilinen ey
Cennetten gelme olup Medine hurmalarinn en iyi cinsi olarak kabul
edilir Trkede adi "Balik hurma" dir. Gya acve agacinn
fidanni Muhammed dikmis ve bu aga iin dualar etmitir. Bundan
dolaydr ki gya bu hurma sihirden etkilenmez olmutur yine bu
nedenledir ki Acve hurmasndan her gn yedi tane yiyenler her trl
sihirlenmeye kar korunmus olurlar.
Pek iyi ama "Neden dolay Muhammed hurma agacina bylesine bir
eref tanmtir? Neden dolay sihirden korunmak iin ille de yedi tane
acve hurmas yemek gerektiini sylemitir?" eklindeki sorulara
gelince bunun yanitini bulmak yine mmkn deildir. nk
Diyanetin aklamasndan renmekteyiz ki btn bunlarn sebebini
sadece ve sadece Muhammed bilmektedir (Sahih-i..., Cilt XI, sh. 394)
354.
256
b) Din adamlar halkmza, eriatn ngrdg "Tkrkl" ve
"Tkrksz" frk usulleri belletirler.
Din adamnn iki ynl siyasetinn bir dier belirgisi de
"frklk" konusunda kendisini gsterir. Aydn snflara islamn
"frklk", "nefes", "muska" gibi eylere cevaz vermediini
sylerken halk ynlarna bu usullerle ilgili eriat verilerini Tanr ve
peygamber emirleri olarak belletir. Baknz nasl:
Bir sredenberi lkemizde hastaliklari "frkle" tedavi iini meslek
edinip kazan salayanlarin oalmalari ve bir takm iskandallara
sebeb olmalari zerine Diyanet leri Bakan, baz gazetelere beyanda
bulunarak bu tr uygulamalarin slam dini ile ve bilimle hibir ilgisi
bulunmadn ve hastaligin aresini tibbi tedavide aramak
gerektiini belirterek aynen yle demitir: "slam dinnde ne nefesi
kuvvetli gibi kavramlarin, ne de muska gibi eylerin kesinlikle yeri
yoktur. Hastaliklarin aresi tibbi tedavidir (...) Dua, dini bir
terminoloji(dir...) nsan hibir araci olmadan Allahtan diledii eyi
ister. Ancak duann bu ekilde istismar edilmesinn dinle hibir ilgisi
yok (...) Bunun dnda dua ile iylestirme diye bir messese zaten
dinimizde yoktur. Hastalik sikintisi olan vatandaslar, tibben bu
sikintilarna zm aramak durumundadirlar. Ama insan, sagligina
kavumas iin yaradanna snabilir. Ama yalnz kendisi, araci
olmadan. Bir bakasnn, bir bakasni okumas ile (...) iylesme
salanamaz (...) Zaten dinimiz ilimle, bilimle kesinlikle atismaz. O
bakmdan yapilan uygulamann ilimle, bilimle hibir ilgisi yoktur.
Vatandaslarmzn uyanik olmalarn, bu tr eylere kanmamalarn
arzu ederim" 355.
Ancak ne var ki bu szleriyle vatandaslari frklk gibi ilkel
uygulamalara kar uyanik olmaga arir grnen Diyanet leri
Bakan, frkle tedavi usullerinn islam dinnce caiz olduuna ve
bu tr uygulamalarin geerli bulunduuna dair mevcut eriat
hkmlerinn Diyanet yaynlaryle ve din adamlar eliyle halk
ynlarna belletilmekte olduunu gizlemitir.
Gerekten de Diyanetin yaynladii Sahih-i Buhari Muhtasari Tecrid-
i Sarih Tercemesi ve Serhi adl 12 ciltlik yaptta Muhammedin
"tkrkl frk" ve "tfrksz frk" usulleriyle (yani okuyup
257
flemek, nefes etmek vs...) hastaliklari tedavi yoluna bavurdugu ve
bu usullerin bakalari tarafndan uygulanmasna izin verdii, bu
yoldan salanan kazancin helal olduunu bildirdii, hatta bizzat
kendisinn bu tr kazanlarin paylasilmasna katildii anlatlmis, ilgili
eriat hkmleri aklanmtr ki bunlardan bazlar sunlardr:
Sz geen yaptin 12.cildinn 91-92 sayfalarinda yer alan 1935 sayl
hadiste Muhammedin, sahadet parmagina tkrgnden bulatrip
sonra parmagini topraa koydugu ve parmaga bulaan toprakla hastayi
sigardii ve "(...)u bizim topragimizin tkrg ile yurdumuzun
topragidir" dedii yazldr.
Ayn yayinn 10.cildinde yer alan 1558 sayl hadisde (sh. 116-7),
yeni dogmus bir ocuun azna Muhammedin hurma igneyip
tkrdg ve hurma ignemiyle ocuun damagini ugdugu, Esmann
rivayeti olarak bildirilmitir.
Ayn yayinn 4.cildindeki 630 sayl ve Cabirin rivayet ettii bir
hadis ise yledir: "Abdullah bn-i bey defnolunduktan sonra
(Muhammed) geldi. (Onun emriyle) l hufresinden karildi.
(Muhammed) onun cildine tkrgnden fledi. Ve ona gmleini
geydirdi"
Ayn yayinn 10.cildinde 1611 sayl hadisde Muhammedin ,
Hayber sava srasnda baldrindan ar ekilde yaralanan Seleme
bn-i Ekvayi, defa nefes ederek iylestirdii yazldr.
Yine Hayber gn Alinn gzlerinde agri olduunu duyunca onu
yanna ardii ve gzlerine tkrdg, bylece agriyi dindirdii,
ayn yaynlarn 8.cildinn 345.sayfasindaki 1236 sayl hadisde
anlatlmitir.
te yandan bu yaynlarn 11.cildinde yer alan 1664 sayl hadisten
renmekteyiz ki Muhammed, her hastalandii zamanlar Kurandan
baz Sureler okuyup kendi ellerine fler ve sonra eliyle vcudunu
sivardi bu ii ara sra Ayeye yaptrdii olurdu. Nitekim kendisini
lme gturecek olan son hastala yakalanmas vesilesiyle Ayenn
yle konutugu grlr: "Sebeb-i vefati olan hastala tutulunca
Resulullahin nefes ettii Muavvize sureleriyle ben de kendisine nefes
258
etmee (ve onun) eline fleyip kendi eliyle vcudunu meshetmee
baladm" (Bkz. Sahih-i..., Cild XI, sh. 10-11, Hadis no.1664).
Diyanetin yaynladii ve din adamlarmzn halkmza bellettikleri
eriat hkmlerinden anlalmaktadir ki Muhammed, hastaliklari
tedavi veya nlemek maksadyle tkrkl ve tkrksz frk
(nefes, okutma vs...) usllerini sadece kendi imtiyazinda tutmamitir
bakalarna da bu usllerle i grme olaslni tanmtir. Nitekim
biraz nce grdmz gibi, son hastaligi srasnda ellerini Ayeye
fletip sonra kendi vcudunu "meshetmesi" bunu kantlayan
rneklerden biridir. Fakat bakaca rnekler de pek oktur ki din adam
bunlar Diyanetin adi geen yaynlarna dayal olarak halkmza
belletir. Bir ikiine gz atalim:
mm-i Selemenn rivayetine gre Muhammed, bir gn yolda
giderken sarilik hastasi bir kiz ocuunu grmekle: "Bu kizcazi
okutunuz , buna nazar degmitir" diye emretmitir (Sahih-i..., Cilt XII,
sh.91, hadis no.1933) . Bylece hastaliklarin nazar degmekle ortaya
kabileceine ve okutmakla iylestirilebileceine inandni, ve
mslmanlarn da buna inanmalari gerektiini anlatmak istemitir.
Aye nn rivayetine dayal bir baka hadis hkmne gre Muhammed
"gz dokunmasna" (gz degmesine) kar "okutma" yolu ile tedavi
eklini emretmitir. Ayenn konumas yle: " Resulullah (...) gz
degmesine okunmasni bana (mutlak olarak) emretti" (Sahih-i... , Cilt
XII, sh. 90, Hadis no. 1932) .
Yine Ayenn rivayet ettii bir baka hadisde, Muhammedin,
hayvan zehirinden nefes edilmesine izin verdii konusunda u hkm
bulunmaktadir: "(Muhammed) her agili hayvann zehirinden nefes
edilerek sifa dileine msaade buyurdu" (Sahih-i..., Cilt XII, sh. 91-2,
Hadis no. 1934) .
Bu dorultuda olmak zere Enes bn-i Malik in rivayetine dayal
hadis hkmnden anlalmaktadir ki Muhammed, Ensardan kiilere
agili hayvanlarn zehirinden nefes etmelerine ya da daglanmak
suretiyle hastalik tedaviine izin vermitir. Hadis hkm yledir:
"Enes bn-i Malik (...)den yle dedii rivayet olunmustur:
Resulullah (...) Ensardan (Amr bn-i Hazm) ailesine agili
259
hayvanlarn zehirinden, kulak agriindan (nazar degmesinden) (sifa
temennisi iin Allaha snarak) nefes etmelerine msaade buyurdu
(...) Ben de Resulullah hayatta iken Zatl-cenbden key (dagla tedavi)
olundum (..) Beni Ebu Talha daglamisti" (Sahih-i..., Cilt XII, Hadis
no. 1929) .
Daha baka bir deyimle Diyanet leri Bakanl nn belletigi eriat
verilerine gre Muhammed, akrep, ylan ve bcek zehirlenmelerinde
nefes edilerek, yani frkle tedavi usullerinn uygulanmasna cevaz
vermitir.
Bundan baka bir de kt rya grm olanlar iin "tkrkl frk"
usullerinn yararl olduunu bildirmitir ki bu da yine Diyanetin bu
ayn yaynlarnda yer alan eriat hkmleriyle ortadadr. Gerekten de
9.cildin 58. sayfasinda Ebu Katadenn rivayetine gre Muhammed,
"gzel rya" nn Tanrdan, "kt rya" nn ise eytandan olduunu
ve kt rya grenlerin sol taraflarna tkrp, flemekle o ryann
ktlklerinden kurtulmu olacaklarn bildirmis ve aynen yle
demitir: "(...)gzel rya Allahtandir. Fena rya da eytandandir.
Biriniz korkun yani karisik rya grdgnde hemen sol tarafna
tkrp, flesin ve o ryann serrinden Allaha snsin, (Euz
billahi mines-eytanir-racim, desin). Bu suretle o rya, gren
kimeye zarar vermez" (Sahih-i...IX, sh. 58 H. 1358)
c) Diyanetin yaynlarnda Muhammedin, cret karl frkle
tedavi usllerine izin verdii, kendisinn dahi bu tr kazanlardan pay
aldii aklanir.
Btn bu yukarda belirttiklerimiz bir yana, fakat bir de Diyanetin 12
Cildlik sz konuu yaynlarnn 7.cildinn 42-53 sayfalarinda yer
alan 1031 sayl bir hadis vardr ki, bir kimsenin bir baka kimseyi
frkle tedavi karlnda cret almasnn caiz olduunu ve nk
Muhammedin buna izin verdiini, hatta kendisinn dahi bu tr
cretlerden alinan crete ortak katilarak pay aldiini gsterir. Ebu
Said-i Hudrinn rivayet ettii hadis hkmne konu olan olay udur:
Muhammedin emriyle otuz kiilik bir ete sefere kar. eteye Ebu
Said-i Hudri bakanlik etmektedir. Kafile Arap kabilelerinden biri
zerine iner. Bu Arap kabilesinn reiini akrep soktugu iin halk, bir
260
sredenberi her areye bavurup tedavi yolu aramaktadir. Ebu Said
kafilesinn geldiini grnce "Iinizden buna bir are bilen bir kimse
var midir?" diye sorarlar. Ebu Said , iztirab ierisinde kivranan kabile
reiini, nefes ederek, okuyup fleyerek iylestirebileceini syler,
fakat bunu ancak parayla yapabileceini ekler. Pazarlkta bir koyun
srsne anlasip sulh olurlar. Bunun zerine Ebu Said kabile reisinn
yanna gider, Kurann Fatiha suresini sonuna kadar okur, adam
fler. Gya adam iylestirmitir Buharinn rivayetine gre: "(kabile
reisi) bukagiindan zlms hayvana dnd. Ileri geri yrmege
baladi. Artk zerinde hi bir hastalik kalmamti" 356.
Bundan sonra Ebu Said, andlasma gereince koyun srsn alarak
Medineye dnmek zere yola koyulur. Bir aralk arkadalari
koyunlarin paylasilmasni isterler. Fakat Ebu Said bu istegi kabul
etmez ve olan bitenleri Muhammede hikaye edinceye ve onun
kararini grennceye kadar hibir ey yapmayacan bildirir.
Medineye dnte dedii gibi yapar. Hikayeyi dinleyen Muhammed,
Ebu Saidi ve arkadalarn bu baarlarindan dolay kutlar ve
"frkle" tedavi karl aldiklari koyunlarin paylasilmasni
emreder. Fakat paylasma srasnda kendisine de bir pay verilmesi iin
yle der: "Iyi hareket etmisiniz. imdi (koyunlari) taksim ediniz.
Sizinle beraber bana da bir hisse ayrniz" 357.
Grlyor ki Diyanetin: "(slamda nefese okuma yolu ile tedavi diye
bir ey yoktur). Bir bakasnn bir bakasni okumas ile... iylesme
salanamaz. Bu iin dini aidan bir izahi yoktur" eklindeki
szlerinn tamamyle yalan olduu, Bakanln kendi yaynlaryle
ortadadr.
Bu yaynlarla Diyanet leri Bakanlnn bizlere tanttigi
Muhammed, "tkrkl frk" ve "tkrksz frk"
yntemleriyle hastalik tedaviine girien, ya da bir bakasnn
(rnein Ayenn) kendisine nefes edip flemesine cevaz vermek
yannda bir de ayrca hastalik ve tehlike gibi eylerden korunmak ve
kurtulmak maksadyle bir kimsenin bir baka kimseyi nefes etmesini,
okuyup flemesini ve bu yoldan kazan salamasni dahi uygun gren
bir kimsedir.
261
Eer slam dinnde "flemekle, okuyup nefes etmekle" tedavi diye bir
ey yok ve bu gibi usller dine, ilme aykr dsyor ise bu taktirde
Diyanetin Muhammedi bu ilerle urair ve bakalarinn
uramasna da cevaz verir gibi gstermesi eriat dinne saygisizlik
olmaz mi?
Yok eer yukariya aldmz eriat verilerine gre frklk,
(okuyup flemek) ve bu yoldan kazan edinmek dinen caiz ise, bu
taktirde Diyanet leri Bakanlnn kalkpta "islamda dua ile, nefes
ile iylestirme diye bir messese yoktur" eklinde konumas ve
kiilerin bu yoldan geim salamalarn yeriyor grnmesi gerek d
bir davran olmaz mi??
XVII) Orucu bozan ve bozmayan "eyler" konusunda din
adamlarmzn halkmza verdikleri akl d din bilgileri:
"Oru" bir ibadet trdr ki belli vakitlerde yemek, imek, cinsi
ilikide bulunmak vb... gibi hususlarda eriat yasaklarna uymak
anlamna gelir. "Oru" denen ey Kuranda "Ey iman edenler! Oru
size farzolundu..." (K. 2 Bakara 183) eklindeki ayetlerle mslman
kiiler iin zorunluk tasir hale sokulmus ve "Hadis-i Serif"
hkmleriyle de slamn temel koullarindan biri yapilmitir 358.
Orucu bozan ve bozmayan eyler konusunda i gren bu hkmler,
Riyazs Salihin Tercmesi ya da al-Syutinn Feth-l Kebiri gibi en
salam kaynaklara dayal olarak Diyanet leri Bakanlnn resmi
yaynlarnda 359 yer alm olup din adamlarmiz tarafndan halkmza
"temel islami bilgiler" olarak verilir. Hemen belirtmek gerekir ki bu
hkmler genellikle akl dislar nitelikte eylerdir. Bazlar aynen
yle:
Orucu bozmayan haller arasnda sunlar var:
"Kar cinse sadece bakarak veya dnerek inzal olmak (meni
gelmesi)",
"Inzal vaki olmamak sartiyle pmek",
262
"Orulu bulunuldugu unutularak yemek, imek, cinsi mnasebette
bulunmak",
"Cnb halde sabahlamak",
"Burundan boaza inen veya agza gelen balgami yutmak",
"Diler arasnda kalm nohut tanesinden kk bir eyi yutmak",
"Yalan sylemek",
"Erkeklerin biyiklarn yaglayip boyamalari ve kadnlarn srme
ekmeleri"
Fakat buna karlk orucu bozan u baz haller "kazayi gerektirir":
"Pamuk, kagit, olmam eviz, veya kati kabuklu badem, findik,
emsali eyleri ignemeden yutmak"
"Ta, maden parasi ve toprak yutmak", vb...
"Kazayi gerektiren" bu gibi hallerde kii, bozulan orucu gnne gn
tutmaldr. "Pek iyi ama Olmam ceviz yerine olmu eviz, ya da
Kabuklu badem yerine Kabuksuz badem yerse ne olacak?" diye
sormayiniz, nk listede, bunlara ta kartan daha niceleri yer
almtr. rnein "Orulu olduu halde uyuyan bir hanima, einn
uyandrmadan (cinsi) mnasebette bulunmu olmas" da kaza orucunu
gerektiren eylerdendir. Uyuyan bir kadnla cinsi mnasebette
bulunurken, uyandrmamak nasl mmkndr, bilinmez, fakat
bunlarla uraan eriatilarin "bilimselliginden" phe etmek
hepimizin hakk olmak gerekir.
te yandan baz hallerde "kaza etmek" yeterli deildir "keffaret" de
gerekir. "Keffaret" demek, "bozulan orucun aralksiz olarak 60 gn
veya iki kameri ay oru tutmaktir". rnein "Inzal vuku bulmadan
pmek veya oksamaktan sonra, orucum bozuldu zanniyle yemek,
imek", ya da "Az tuz yemek" , gibi haller orucu bozup hem "kazayi",
hem de "Keffareti" gerektiren eylerdendir (Bu hususlar iin bkz.
Diyanet Dergisi, Cilt XI, Say 6, sh. 330) 360.
263
Yine Bakanln ve din adamlarmzn halkmza bellettikleri eriat
verilerine gre, her ne kadar uyuyan bir kadnla (onu uyandrmadan)
cinsi mnasebette bulunmak kaza orucunu gerektirir ise de, bir kadna
sadece bakarak "inzal" olmak (meni getirmek) orucu bozmaz nk
Muhammed yle "buyurmustur": "Kar cinse bakarak veya
dnerek inzal olmak (meni gelmesi) ... ya da inzal vaki olmamak
sarti ile pmek (orucu bozmaz) " (Diyanet Dergisi, Cilt XI. Say 6, sh.
339) 361.
Ama buna karlk orulu iken burundan boaza veya agza gelen
balgami, ya da kendi kusuru olmadan boazina kaan sinegi yutmak
orucu bozmaz, fakat uyurken azna baka biri tarafndan dklen
suyu yutmus olmak orucu bozar, kazayi gerektirir 362.
"Neden o yledir de bu byledir?" diye sormaa kalkmayiniz ve unu
kabul ediniz ki eriat ilminn incelik ve derinliklerine vakif bulunan
Diyanet leri Bakanl ve din adamlarmiz, yukardaki "eyler"
arasndaki farklari halkmza belletmekle byk bir gurur duymakta
hakldirlar. Onlarn bu gurur ierisinde ne kadar mutlu olduklarn
anlayabilmek iin orucu bozan eylerle ilgili listeyi incelemek yararl
olacaktr. Bu tr nice hkmleri yle bir mantk szgecinden
geirmekle insanlarmzn kafa yapilarinn ne hale girdiini
dnmeniz kolaylasacaktr. Bu vesile ile bir iki rnek daha verelim:
a) "Hayvanla" ya da "lms insanla" cinsi mnasebette bulunan
orulu kiilerle ilgili olarak din adamlarmzn halkmza
bellettikleri eriat hkmleri hakknda:
Gerekten de, biraz nce dediimiz gibi, uyuyan bir kadnla, onu
uyandrmadan cinsi mnasebette bulunup ehvet gidermenn
teknigine akl erdirmek kukusuz ki kolay deildir. Fakat akl biraz
daha sasirtan udur ki, eriat kaynaklarinn ve dolaysiyle Diyanet
leri Bakanlnn bildirmesine gre orulu bulunan kimselerin hay
vanla ya da l insan vcudu ile cinsi mnasebette bulunmalari
halinde "kaza orucu" tutmalari gerekir nk eriatn emri yledir:
"n ve arka mahallin gayrsi bir yere srtmekle (Karin veya uyluk
gibi), yahut istimna (el ile oynayarak) inzal olmak (Hayvan ve l ile
temas bu hkme tabidir)" 363.
264
Daha baka bir deyimle hayvanla veya l insan vucudu ile cinsi
mnasebette bulunan orulu kiinin orucu bozulmus olur byle bir
halde kaza orucu tutmas gerekir. Fakat bu durumlarin ortaya kard
dier baz sonular vardr ki bunlar da zetlemek yerinde olacaktr.
1) Din adamnn sylemesine gre "l insanla ya da hayvanla
cinsi munasebette bulunan orulu kii kaza orucu tutmakla
ykmldr hayvan kendisine ait ise, mnasebetten sonra
hayvani ldrmelidir".
Biraz yukarda belirttiimiz gibi din adamnn sylemesine gre
eriat, orulu halde iken mslman kiilerin l ile ve hayvanla cinsi
mnasebette bulunmalarn uygun grmemekle beraber kesin olarak
yasaklam da deildir. nk yasaklamak isteseydi, byle bir
davran pamuk ipliine balar gibi "kaza orucuna" balamazdi.
Birazdan greceimiz gibi, her ne kadar dier mezheplerde bu ii
yapan kiiye ar baz cezalar ngrlms olmakla beraber Hanefi
mezhebi iin durum farkl tutulmutur. Nitekim bizim din
adamlarmiz bu tr davranlari "zina" suu eklinde dahi saymayip
davran sahibine ceza olarak "kaza orucu" tutturmayi yeterli
bulmuslardr.
Daha baka bir deyimle l insanla temastan holanan mslman kii,
kaza orucu tutmayi gze almak kaydyle, bu adetini kolaylkla
srdrebilecek demektir. Eer hayvanla cinsi mnasebette
bulunmaktan zevk aliyor ise, bu zevkini yine kolaylkla srdrmek
olanana sahiptir, nk byle bir halde kaza orucu tutmak yannda,
olsa olsa "azarlanmak" ya da temasta bulunduu hayvani ldrmek
durumunda braklmtr o da eer hayvan kendisine ait ise, deilse
mesele yoktur.
Hayvanla cinsi mnasebette bulunan kadnlara ne ceza verilecei
konusunda da "mctehid"lerimiz gr ayrlndadirlar. Kimisi
erkekler iin ne ceza uygulaniyor ise kadnlara da ayn cezann
verilmesi gerektiine dair ahkam yrtr. Kimisi ise kendisini
hayvana teslim eden kadna "tazir" cezasni uygun grr 364.
2) Din adamlarndan bazlarnn grne gre "l insan
vcudu" ile ya da hayvanla cinsi mnasebet "zina" saylmaz.
265
Bu vesile ile belirtelim ki din adamlarmiz, l ile cinsi mnasebetin,
islam eriatina gre "zina" saylp saylmayacagi husuunu da, yine
eitli islam kaynaklarna dayal olarak, akla kavuturmular ve
halkmzi aydnlatmislardr. Anlattiklari odur ki islam eriati "lye
cinsel tecavz tam bir cinsel ilem" saymaz bu itibarla lye
"tecavz fiilinn yapcsna" zina cezasni deil fakat tazir (yani
"azarlama") cezasini ve bir de kaza orucu tutma zorunlugunun uygun
bulur. Diyanet leri Bakanlna bagli Haseki Eitim Merkezinde
ihtisas yapan ve nce Sleymaniye Camii, sonra da Beyolu Mahri
Zade Heyin elebi Camii mam-Hatipligi grevlerine atanan ve
slama Gre Cinsel Hayat adl kitabi ile tannan bir din adammiz,
Muhammedin "Uylugunu gsterme. Dirinn de lnn de uyluguna
bakma" diye emrettiini belirtilerek aynen yle demektedir: "Bu
hadisten anlalacagi zere slamda lnn avretine (rtlmesi
gereken yerlerine) baklmas haramdir (...) lye cinsel tecavz tam
bir cinsel ilem olmad iin islam bilginlerinn ounluuna gre bu
irkin fiilin yapciina zina cezas deil de tazir cezas uygulanr"
365.
Hayvan ile cinsi mnasebete gelince, yine din adamnn sylemesine
gre, bu ii yapanlara uygulanacak ceza konusunda Muhammedin
pek eitli ve elimeli hadisler brakt ve bu yzden islam
hukukularinn farkl grlere saplandiklari, kiminn ldrme
cezasna, kiminn zina cezasna ve kiminn de "tazir" cezasnn
uygulanmasna taraftar olduklar anlalmaktadir. rnein mam Safii
ve mam Ahmet b. Hanbel: "Hayvanla cinsi mnasebette bulunani
ldrnz" eklindeki hadis hkmne itibar ederler. Maliki mezhebi ,
suu ileyene, eer evli ise "recm" (yani tasla ldrme) , bekar ise
"celde" (yani kamiyla dayak) cezasni uygular 366. Trklerin mensup
bulunduu Hanefi mezhebine gre ise byle bir davranta bulunana
genellikle "tazir" (azarlama) cezas uygulamak ve kaza orucu
tutturmak gerekir. Gerekten de Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarna gre, eer hayvanla temasta bulunan kii, bu ii orulu
iken yapm ise kaza orucu tutmaldr nk Muhammed, biraz
yukariya aldmz "hadis-i serif" gereince, byle emretmitir.
Bundan anlalmak gereken udur ki mslman kii, "tazir" cezasni
ve "kaza orucu" tutmayi gze almak sartiyle hayvan ile cinsi
266
mnasebette bulunmaya pek ala devam edebilir (Bkz. Diyanet Dergisi,
Cilt. XI, Say 6, sh. 340) 367.
3) Cinsi mnasebette bulunulan hayvana uygulanacak ceza
konusunda:
slam hukukulari ve onlardan yararlanan din adamlarmiz, cinsi
mnasebette bulunulan hayvann kaderi konuunu incelemiler ve
halkmza yararl olacak sonulara ynelmilerdir. "Hukuk-u
slamiyye ve Istilahat-i Fikhiyye Kamusu" gibi kaynaklardan, ya da
bn Mace gibi byk stadlardan yararlanarak savunduklari grler
genellikle hayvann ldrlmesi merkezindedir. Bu gr
savunurlarken bn Macenn naklettii bir hadis hkmn hatrlatrlar
ki yledir: "Hayvanla cinsi mnasebette bulunani da ldrnuz.
(Ayrca) cinsi mnasebette bulunulan hayvani da ldrnz" 368.
Sylemek abestir ki akl olmayan ve stelik suu da bulunma yan
zavall bir hayvancazi bu yzden ldrmenn alemi yoktur. Bundan
dolaydr ki din adamlarmizdan bazlar, baz islam bilginlerinn
grlerine katilarak yukardaki hadis hkmnn uygulanmasnda,
mlkiyet gesini gz nnde tutar olmular ve bu u sonuca
varmislardr. Eer "cinsi mnasebette bulunulan hayvan bu ii
yapann mali ise ldrlr. Bakasnn mali ise ldrulmesi
gerekmez".
Bu dahiyane bulusun ne gibi bir gerekeye dayandiini merak
edenlere islam Ulemasnn ve din adamlarmzn u emsalsiz
mantini nakledelim: "(Cinsi mnasebette bulunulan) Hayvani
ldrmenn amac bu suun arisim yapilmasni ve faili hakknda
ileri geri konuulmasni engellemektir" 369.
Anlalan odur ki bu ilerle uraan din adamlarmiz, suluya
"tecazb" duygular ierisinde ne yapacaklarn bilememektedirler.
XVIII) Tabuta konan cenazenn, kendisini tasiyanlara seslenerek
"talimat" verdiini, eriat hkm olarak belletir din adam
insanlarmza.
267
Diyanet leri Bakanlnn yaynlarnda yer alan eriat
hkmlerinin cenaze tam ile ilgili olanlarna da gz atmak yararl
olacaktr. nk bu suretle "iyi" ve "kt" kiilerin bana neler
gelebileceini renmek kolaylaacaktr.
Bu yaynlardan naklen din adamnn Ebu Said-i Hudrinin rivayeti
olarak bildirmesine gre Muhammed bu konuda yle konumutur:
"Cenaze (tabuta) konulup erkekler omuzlarna yklendiklerinde o
cenaze iyi bir kii ise: -Beni (sevabma) ulatrnz- der. Eer o
cenaze kt bir kii ise: -Eyvah! Bu cenaze ile nereye gidiyorsunuz?-
diye feryad eder. Cenazenin bu sayhasn (gafil) insandan baka her
mevcud iitir. nsan da bunu duysa derhal baylr" 370.
Ebu Hreyrenin rivayetine gre de Muhammed, tabuta konan kiinin
"iyi" bir kii olmas halinde "Haydi beni gtrnz, beni gtrnz!"
dediini, "kt" bir kii olmas halinde ise "Eyvah! Beni yklenip
nereye gidiyorsunuz?" (ya da "Yazklar olsun! bu cenaze ile nereye
gidiyorsunuz?") diye haykrdn bildirmitir (Sahih-i..., Cilt V, sh.
451) 371. Hemen iaret edelim ki burada geen "iyi kii" deyiminden,
"salih insan" yani islami emirlere koru krne boyun emi olan,
yaamn bu emirlere uydurmu olan kimseler anlalmak gerekiro
"kt" deyiminden de bunu yapmayanlar hedef edinilmitir.
Yukardaki hadis hkmn ve Muhammedin bu konudaki
dncelerini aklamak zere din adamlarmzn sylediklerinden
anlamaktayz ki, cenaze kendisinin "iyi" ya da "kt" bir kii
olduunu bilir ve kendisini tayanlara buna gre seslenir. Eer "salih"
(yani yaam boyunca Tanr ve peygamber buyruklar diye kendisine
belletilen hkmlere boyun emi) bir kii ise, cennete hak kazand
iin bir an nce cennetin "tkenmeyen meyvelerine, dikensiz kiraz
aalarna ve asl ceylan gzl, memeleri yeni sertlemi gzel
kzlarna" kavumak sabrszliyle kendisini tayanlara "Beni
makberime (mezarma) ulatrnz", ya da "Haydi beni gtrnz,
gtrnz" ya da "Beni (sevabma) ulatrnz" diye seslenir ve bir an
nce mezara konulmasn ister.
Fakat eer cenaze "kt" bir kii ise "yaknda karlaaca helak ve
azab bir trl nefsine izafe (etmek istemedii iin)", yani
gnahlarndan dolay utand ve cezalandrlmaktan kand iin
268
"Eyvah! Beni yklenip nereye gidiyorsunuz?" eklinde feryad eder
durur 372.
Fakat din adamnn belletmesine gre, cenaze ister "iyi", ister "kt"
kii olsun, her halu karda bir an evvel mezara konulmaldr. nk
Ebu Hreyrenin rivayetine gre Muhammed, cenazenin bir an nce
tanmas iin u emri vermitir: "Cenazeyi (itidal) ile everek
naklediniz. Eer bu l iyi bir kii ise bu bir hayrdr. Onu (bir an
evvel kabirdeki) hayr ve sevabna ulatrm olursunuz. Eer bu
cenaze iyi bir kii deilse, bu da bir serdir. (Bir an evvel)
omuzlarnzdan atm bulunursunuz" 373.
Bu byle iken, yani nasl olsa bir an nce tanmas ve mezara
konulmas emredilmi iken, cenazenin yukardaki ekilde "Haydi
beni gtrnz, bir an evvel mezarma kynz, sevabma eritiriniz"
diye konumasna gerek var myd?" diye sormak insanlarmzn
aklna pek gelmez.
te yandan tabuta konulan cenazenin "kt" kii olmas halinde de
"Eyvah! Beni yklenip nereye gidiyorsunuz?" diye feryad etmesinin
anlam olmamak gerekir, nk yukardaki hadisin son tmcesinde
"Cenazenin bu sayhasn (gafil) insandan baka her mevcud iitir.
nsan da bunu duysa derhal baylr" szleri yer almtr. Yani onun bu
feryadn, insandan gayri her yaratk iitebildii halde cenazeyi
tayanlar iitmezler. O halde "sayhaya" ne gerek var?
Hemen ekleyelim ki yzyllar boyunca islam bilginleri, ve din
adamlar, cenazenin tabut iinden seslenmesi sorununu izah iin
mr tketmilerdir. Sarh bn-i Battal gibi stadlara gre bu seslenme
"bedeni" olmayp "nefsi ve ruhi bir tekellumdur" (yani kendi kendine
ruhsal bir konumadr)o nk ruh bedenden ayrldktan sonra
bedenin konumas mmkn deildir, meer ki Tanr ruhu bedene
iade etmi ola. Buna karlk Sarh Ayn gibi stadlar ise "hayat"
denen eyin mutlaka "kelam" (konuma) artna bal olmadn,
Tanrnn ly pek ala konuturabilecei grndedirler.
Diyanet leri Bakanl ise, muhatap edilmi olduu halk
ynlarnn dnme gcnden yoksun bulunduunu ve nasl olsa
kark gibi grnen eylere akl erdiremeyeceini hesap ettiinden
269
"Bize gre bu kelam ne kelam- nefsidir, ne de kelam- lafzidir"
eklinde, muhtemelen kendisinin dahi anlayamayaca bir gre
itibar edip iin iinden kvermitir 374. Yani tabutu tayanlar
duymayacak olduktan sonra cenazenin seslenmesinin ne ie
yarayabileceine aldr etmemitir.
Din sorunlarnn tartlmas gelenei yerlememi bulunduundan
Bakanlk, byle bir sorunun kendisine (ve din adamlarna)
yneltilmeyeceini dnm olmaldr. Fakat her eye ramen unu
anlatmaktan kendisini alamaz grnmektedir ki tabuttan bir takm
anlaml sesler ykselmekle beraber bunlar insanlar iitmemektedirler
nk "gaflet" ierisindedirlero eer "laykyle" iitebilmi olsalar,
hadiste sylendii gibi derhal der baylrlard 375
XIX) Yetmi dertten kurtulmann yolu: Yemege tuz ile
balamak.
Din adamnn sylemesine gre Tanr insanlara en iyi yiyecek olarak
"Kudret helvas ile bildirin eti" indirdiini bildirerek "Size rizik
ettiklerimizin iyilerinden yiyin" demitir (K. Bakara 57). Bu
dorultuda olarak da Muhammed tirit yemeinin dier yemeklere
stn bulunduunu sylemitir. Bu itibarla Tanrnn rzasna nail
olabilmek iin bu tr yemekleri yemek gerekir (375 *). Fakat eer dert
denilen eyden kurtulmak isteniyorsa bu taktirde yemee tuz ile
balamak kouldur. Bunun byle olduunu din adam bize Gazalinin
nl hyau ulumid-din adl yaptndan naklen bildirir. Gazalinin
sylemesine gre Ali yle "buyurmutur: "Yemee tuz ile balayan
kimseyi Allah Teala yetmi dertten kurtarr" 375 **.
Anlalan odur ki kii, dertten kurtulmak iin akln kullanmak gibi
"g" ilere girimek gereksiniminden uzak tutulmutur. Yemee
balarken tuz yemek gibi kolay bir yoldan dertlerine son
verebilecektir. Ancak ne var ki yksek tansiyonlu olupta tuz
yememesi gereken kiiler iin ne yapmak gerektii bildirilmemitir.
Bununla beraber batla inanm kimseler pek muhtemeldir ki derten
kurtulmak iin yemee tuz ile balamaktan geri kalmayacaklardr.

270
Din Adamlar - Blm 11

Din Adam nsanlarmz eriat ykleriyle Uyutarak Akl
Dlklara Inanan Kiiler Durumunda Tutar.

slam eriatn oluturan din verileri, genellikle yklerle (masallarla)
sslenmitir ki bazlar eriat dilinde "Kssa" diye tanmlanr. Bunlar
din adamnn elinde Mslman halklar aklclktan uzaklatrmak
iin i gren birer aratr. Bu masallardan pek ou genellikle
Tevratdan bazlar da Hristiyan geleneklerinden kaynaklanm
eylerdir ki, her biri cazib ve "sihirli" ynleriyle halk byler: rnein
"yasak meyve"yi yedikleri iin Adem ile Havvann Cennetten
atlmalar ya da eytanlarn Tanr ile cebellemelerio ya da
karncalarn birbirleriyle konuup fsldamalario ya da Kabeyi
ykmaa gelen fillerin kular tarafndan taslanp kartlmalario ya da
gkten inme emirlere gre develerin oturup kalkmalario ya da kaya
paralarnn Muann elbiselerini kapp kamalario ya da maaraya
snan ya da inlerden ve kulardan oluan ordularo ya da hngr
hngr alayan aa ktkleri, ya da kafirlere doyamadklar iin
szlanan Cehennemler vb... bu konuda verilebilecek nice rneklerden
sadece bir kadr.
Bu yklerle din adam kiiyi, sadece ocuk zekal ve dnme
gcnden yoksun yaratk kertesinde tutmu olmaz fakat ayn zamanda
olumsuz bir Tanr anlayna srkler. Pek ok rneklerden bir ikisine
deinmekle yetinmek zere Ademin yaratlmasiyle ilgili ykden
balayalm:
Din adamnn eriat kaynandan naklen anlatt hikayeye gre
Tanr: "Ben, balktan ilenebilen kara topraktan bir insan
yaratacam" (K. 15 Hicr, 26 ve d...) diyerek Ademi yaratr ve sonra
meleklere ve dierlerine : "Ademe secde edin" (K. 7 Araf 11-19)
diye emreder. Fakat blis bu emre boyun emez ve Ademe secde
etmez. Daha dorusu Ademe secde etmeyi kendi haysiyetine
yedirmez nk Adem "balk" ve "kara toprak" gibi baya
271
malzemeden, kendisi ise "ateten" yani asl nitelikteki bir eyden
yaratlmtr. Bundan dolaydr ki neden dolay Ademe secde
etmediini kendisine soran Tanrya kafa tutarak u yant verir: "Beni
ateten, (Ademi ise) amurdan yarattno ben ondan stnm" (K. 7
Araf 11-19). Aslnda bu yant vermekle blis doruyu sylemitir,
nk atein en "stn" ve "en asl" deerde bir ey olduunu ve
blisi de ateten yarattn syleyen bizzat Tanrdr. Byle olunca da
Tanrnn, kukusuz ki "asl" ve "stn" bir malzemeden yaratt
blisi, "balk" ve "amur gibi aalk bir malzemeden yaratt
Ademe secde ettirmesi uygun dmez. Fakat buna ramen Tanr,
blisin hakl direnii karsnda fkelenir ve ona yle barr: "n
oradan! Orada byklenmek sana dmez., defol , sen alan birisin"
(K. 7 Araf 13).
Bunun zerine blis, kstah bir tavrla ve adeta Tanrya emir
verircesine: "nsanlarn tekrar dirilecekleri gne kadar beni ertele" (K.
Araf 14) der. Tanr da blisin isteini yerine getirerek: "Sen erteye
braklanlardansn " (K. Araf 15) der. Grlyor ki din adamnn
anlatt ykye gre Tanr adeta blise boyun emi gibidir.
stedii eyi Tanrya bu ekilde kabul ettiren blis, bu kez biraz daha
kstah bir tutum ierisinde Tanrya hitaben yle konuur: "Beni
azdrdn iin, and olsun ki, Senin doru yolun zerinde onlara kar
duracamo sonra nlerinden, ardlarndan, sa ve sollarndan onlara
sokulacamo ounu Sana kreder bulamayacaksn" (K. Araf, 16-
17).
Dikkat edilecei gibi bu szleriyle blis, tam manasiyle Tanrya
meydan okumakta ve insanlar ona kar isyankar klacan
anlatmaktadr. Her eyi diledii gibi yaratmak ya da yok etmek
gcne sahip olduu sylenen Tanr ise, blisin bylesine kstah bir
davran karsnda yle yant verir: "Yerilmi ve kovulmusun,
oradan defolo and olsun ki insanlardan sana kim uyarsa, onlar ve sizi,
hepinizi cehenneme dolduracam" (K. Araf, 18).
Bunu syledikten sonra Ademe dnerek yle der: "Ey Adem! Sen ve
esin cennette kaln ve istediiniz yerden yiyin, yalnz u aaca
yaklamayn, yoksa zalimlerden olursunuz" (K. Araf, 19).
272
Daha baka bir deyimle Tanr, insanlar doru yoldan ayracan
aka bildiren blisi yok edecek yerde serbest brakm, ona kar
sadece lanet savurmutur. Bu serbesti ierisinde blis, ilk i olarak
Adem ile ei Havvann yanna gider ve onlara yle der: "Rabbnzn
sizi bu aatan menetmesi melek olmanz veya burada temelli
kalmanz nlemek iindir... Dorusu ben size t verenlerdenim"
(K. Araf 20-21) .
Bu szlere kanan Adem ve ei yasak edilmi olan aacn meyvelerini
yerler ve bylece Tanrnn verdii emri inemi olurlar. Bunu gren
Tanr fkelenip, gazaba gelir. Ancak ne var ki onlar kandran, yani
su ilemee zorlayan blisi azarlayacak yerde Adem ile Havvaya
atar: "Ben sizi o aatan menetmemi miydim? eytann size apak
bir dman olduunu sylememi miydim?" (K. Araf, 22) diye
kkrer. Adem ve Havva pimanlk gstererek yalvar yakar olurlar:
"Rabbimiz! Kendimize yazk ettiko bizi balamaz ve bize merhamet
etmezsen biz kaybedenlerden oluruz" (K. 7: 23) derler. Fakat "rahim"
("esirgeyen" ve "acyan") ld sylenen Tanr, onlarn
peimanlklarna ve zr dilemelerine aldr etmezo maksad
almaktr, nk din adamnn yine Kurandan naklen bildirdiine
gre Tanr "muntakm" dir, yani "intikamcdr" ve byle olduunu :
"cmz phesiz alrz" (K. 47 Muhammed 4) ya da "phesiz
sululardan z alacaz" (K. 32 Secde 22) eklindeki ayetleriyle
bildirmitir. Bu nedenle Adem ile Havvay, peimanlk duymalarna
ve zr dilemi olmalarna ramen, cezalandrr: her ikisini de
cennetten karp yeryzne gnderir: hem de onlar birbirlerine
dman klm olarak. yle der: "Birbirinize dman olarak nn, siz
yeryznde bir mddet iin yerleip geineceksiniz. Orada yaar,
orada olur ve orada dirilirsiniz" (K. 7: 24-25).
Din adamnn Kurandan naklen bildirdiine gre Tanr, bu olay
insanlara rnek vermi ve yle demitir: "Ey insanoullar! eytan,
ayp yerlerini kendilerine gstermek iin elbiselerini soyarak ananz,
babanz cennetten kard gibi sizi de artmasn... Biz eytanlar,
inanmayanlara dost klarz" (K. 7: 27).
Grlyor ki din adamnn Kurana dayal olarak sylemesine gre
Tanr "inanmayanlar" eytan ile dost kldn anlatmaktadr. Ancak
273
ne var ki yine din adamnn Kurana dayal olarak bildirmesine gre
insanlar "inanmayanlardan" ( daha dorusu "mslman" ya da
"kafir") yapan da Tanrdr. Nitekim bunun byle olduunu u ekilde
bildirmitir: "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
slamiyete acar, kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl
klar..." (K. 6 Enam 125). Daha baak bir deyimle hem insanlar
"inanmayanlardan" yapmakta ve yaptktan sonra da "eytanlarla" dost
klmaktadr.
eriat kaynaklarna dayal olarak bu yky anlatan din adamnn
szlerinden anlalan udur ki Tanr Adem ile Havvay yukardaki
ekilde azarlarken eytan, pek muhtemelen bir kenara ekilmi sinsi
sinsi glmekte ve Tanr ile ibirlii yapmak zere beklemektedir:
Tanr insanlarn kalplerini dar klp inanmayanlardan yapsn da
kendisine i ksn diye!
Din adamnn Kurandan naklen anlatt dier bir yk
"peygamber" diye bilinen Yusuf ile ilgili olup hem bir yandan inan
farknda doma nedenlere dayal olarak dmanlklar yaratmaya, hem
kadnlar hilekar", "dzenbaz" klkta gsterip aalatmaya ve
nihayet hem de "inanmann" ya da " "saptmann" insan iradesine
bal bir ey olmayp Tanrnn keyfilii ile oluan bir ey olduunu
anlatmaya yarar.
Hemen hatrlatalm ki Yusuf, srailoullarna gnderildii sylenen
"peygamber" lerden biri olup brahimin ve onun olu shakn olu
Yakubun oludur. Gya bir gn babasna: "Babacm! Ryamda
onbir yldz, gne ve ayn bana secde ettiklerini grdm" (K. 12
Yusuf 4) dero babas da kendisine: "Oulcuum! Ryani kardelerine
anlatma, yoksa sana tuzak kurarlaro zira eytan inann apak
dmandr" (K. 7: 5) diyerek kendisinin, Tanr tarafndan brahime
ve shaka verilen nimetleri tamamlamak zere peygamber olarak
seileceini bildirir (K. 7: 6).
Ancak ne var ki Yusufun kardeleri kendisini kskanmaktadrlar,
nk babalarnn Yusufa ve onun daha k olan kardeine ar
bir sevgi beslediini bilmektedirler. Bu nedenle kendi aralarnda u
ekilde konuurlar: "Babamz Yusufu ve kardeini (bizden) daha ok
seviyor. Dorusu babamz apak bir sapklk iindedir. Yusufu
274
ldrn veya onu bir yere brakverin ki babanz size kalsn..." (K. 12:
8-9) derler. Ve onu ldrmektense bir kuyuya salp brakmay
kararlatrrlar (K. 12: 11-19) ve babalarna da: "Ey babamz! inan
olsun ki biz yar yapyorduko Yusufu eyamzn yanna brakmtiko
bir krt onu yedi" derler ve zerine kan bulatrlm bir gmlei
gsterirler (K. 12:15-19). Babalar iin iyzn anlamtr, fakat belli
etmez ve: "Sizi nefsiniz bir i yapmaya srkledio artk bana gzelce
bir sabr gerekiro ancak Allahtan yardm istenir" (K. 12:18) der.
Kuyu civarndan gemekte olan bir kervann sucular Yusufu bulup
karrlar ve Msra gtrp vezirlerden birine ucuz fiyatla satarlar
(K. 12: 19-20). Yusufu satn alan kimse karsna: "Ona gzel bak,
belki bize faydas olur yahutta onu evlad ediniriz" (K.12: 21) der.
Fakat din adamnn anlatma gre btn bu olan bitenler hep
Tanrnn dilei ve bilgisiyle olmaktadr, u bakmdan ki Kuranda:
"Biz ite bylece Yusufu o yere yerletirdik, ona ryalarn nasl
yorumlanacan rettik... Erginlik ana erince ona hikmet ve bilgi
verdik. yi davrananlar byle mkafatlandrrz" (K. 12: 21-22) diye
yazldr.
Yusufu evlad edinen adamn kars Yusufa gz koymutur.
Kocasnn evde bulunmad bir gn evin kaplarn kapar ve
"Gelsene" der. Fakat Yusuf kabul etmez ve: "Gnah ilemekten
Allaha snrimo dorusu senin koan benim efendimdir bana iyi
bakt. Hakszlk yapanlar phesiz baarya ulaamazlar" (K. 12: 23)
diye karlk verir. Ancak ne var ki bunu, nefsine ve iradesine hakim
olduu iin deil fakat Tanrdan ald bir iaretle yapmtr. Nitekim
Kuranda yle yazl: "And olsun ki kadn Yusufa kar istekli idio
Rabbinden bir iaret grmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. te ondan
ktl ve fenal bylece engelledik. Dorusu o bizim z
kullarmzdandr" (K. 12: 24).
Grlyor ki Tanr Yusufu, kadnn isteklerine kar durmak
bakmndan pekitirmitir. Yani ktl ve fenal sadece Yusuf
bakmndan engellemi fakat kadncaza yardmc olmamtr. Yani
kadnn Yusufu ayartmasna, gmleine sarlmasna ses
karmamtr.
275
Din adamnn anlatt ekliyle hikaye yle devam etmekte: "kisi de
kapya kotu, kadn arkadan Yusufun gmleini yrtt. kapnn
nnde kocasna rastladlar. Kadn kocasna -Ailene fenalk etmek
isteyen bir kimsenin cezas ya hapis ya da can yakc bir azab
olmaldr- dedi. Yusuf -Beni kendisine o ard- dedi. Kadn
tarafndan bir ahid: -Eer gmlei nden yrtlmsa kadn doru
sylemi, erkek yalanclardandr. ayet gmlei arkadan yrtlmsa
kadn yalan sylemitir, erkek dorulardandr- diye sahidlik etti.
Kocas gmlein arkadan yrtlm olduunu grnce, karsna
hitaben: -Dorusu bu sizin tuzanzdr, siz kadnlarn dzeni
byktr- dedi. Yusufa dnerek: -Yusuf! Sen buna aldrma-,
kadna dnerek: -Sen de gnahnn balanmasn dile, nk
sulusun- dedi. ehirde bir takm kadnlar: -Vezirin kars klesinin
olmak istiyormuso sevgisi barn yakmso dorusu onun besbelli
saptm olduunu gryoruz- dediler..." (K. 12 Yusuf 24-30)
Grlyor ki koca, srf gmlek arkadan yrtlmtr diye karsn,
Yusufa tuzak kurmakla sulam ve "Siz kadnlarn dzeni byktr"
(nne keydekunne azim) diye azarlamtr.
Fakat Vezirin kars, btn bu yaptklarna ve kocas tarafndan
yukardaki ekilde azarlanmasna ramen bildiini okumaya devam
eder ve aleyhinde konuan kadnlar evine arr, her birine birer
bak verir. Sonra da Yusufu onlarn karsna karr. Kadnlar
Yusufu grnce ap ellerini keserler ve "... -Allah tenzih ederiz
ama, bu insan deil ancak yce bir melektir- " derler. Vezirin kars
ise: "... -te szn edip beni yerdiiniz budur. And olsun ki onun
olmak istedim, fakat o iffetinden dolay ekindi. Emrimi yine
yapmazsa, and olsun ki hapse tklacak ve kahre urayacak-..." der.
Bunu zerine Yusuf: "... -Rabbim! Hapis benim iin, bunlarn
istediklerini yapmaktan daha iyidir. Eer tuzaklarn benden
uzaklatrmazsan onlara gnl verir ve bilmeyenlerden olurum- ..."
der (K. 12 Yusuf 31-34) . Bunun zerine Tanr derhal Yusufun
yardmna koar ve kadnlarn tuzana engel olur. Ancak bu
yardmn gereince yapmam olmal ki "Kadnn ailesi, delilleri
Yusufun lehinde grd halde, onu bir sre iin hapsetmeyi uygun
(bulur)" (K. 12: 35).
276
Neden dolay Tanr Yusufun zindana atlmasna engel olamamtr,
neden zindandan kurtarmamtr, neden kadnn kocas olan Vezir,
Yusufu hakl ve kendi karsn sulu bulduu halde imdi Yusufu
hapse attrmtr? bilinmez.
Yusufla birlikte zindana genten iki kii daha atlmtr. Bunlar
Yusuftan ruyalarnn yorumlanmasn isterler. Yusuf kendilerine:
"Rabbimin bana rettii bilgi ile, daha yiyeceiniz yemek gelmeden
size onu yorumlarm.." (K. 12: 36-37) der. Yusuf bu kiilerden
birisinin alacan, dierinin kurtulacan haber verir ve
kurtulacak olan kiiye: "Efendinin yannda beni an" (K. 12: 42) diye
istekte bulunur. Anlalan Tanrdan midini kesmi ve kullardan
yardm beklemektedir. Zindandan kan gen adam Msr Melikinin
yanna gider. Fakat ne var ki bu sefer eytan ise karr ve o adama,
efendisinin yanna gittiinde Yusufu hatrlatmay unutturur. Yusuf
bu yzden yllar boyu hapiste kalr (K.12: 42. Her ne hikmetse Tanr
sevgili Yusufunun azab ekmesine aldrmaz.
Yllar sonra Melik bir rya grr ve ryasnn yorumlanmasn ister.
Hi kimse yorumlayamaz. Hapisten kurtulan gen kii Yusufu
hatrlayarak: "Ben size bunu yorumlayacam, hele beni gnderin" der
ve doruca Yusufun bulunduu hapishaneye koar. Yusuf kendisine
Melikin ruyan yorumlar. Melik pek honud kalr ve Yusufun
hapisten kartlmasn emreder. Yusuf kendisinden hapse atl
sebebini aratrp gerei ortaya karmasn ister. Aratrma sonucu
Vezirin kars: "onun olmak isteyen bendim, dorusu Yusuf
dorulardandr" diye suunu itiraf eder. Bunun zerin Yusuf:
"Maksadm vezire, gyabnda ihanet etmediimi, hainlerin tuzaklarn
Allahn baarya erdirmediini bilmesini salamakt" der ve ekler:
"Ben nefsimi temize karmamo nk nefs, Rabbimin merhameti
olmadka, ktl emreder. Dorusu Rabbim Balayandr,
merhamet edendir" (K. 12 Yusuf 51-53).
Bylece Yusuf, "iyiliin" ve "ktln" Tanrdan geldiini anlatm
olur. Daha baka bir deyimle Tanrnn kendisini doru yola
soktuunu, kadn ise ktle srklediini aklam olur.
277
Hikayenin bu noktasnda din adam, Yusuf sresinin kadn snfn
"hilekar" ekilde tanmlayan ayetini tekrarlanmaktan geri kalmaz:
"Siz kadnlarn dzeni (hilesi) byktr" (K. 12 Yusuf 28)
Yusufun yks burada bitmi deildir fakat bu kadariyle
incelenecek olursa grlr ki ortada kiinin irade zgrln ve
kiisel sorumluluunu hie sayan ve te yandan kadn snfn tm
olarak "hilekarlkla" sulayan bir tema vardr.
nk bir kere, din adamnn Kurandan naklen anlattna gre
Yusuf, on iki karde ierisinden babasnn en ok sevdii ve
Tanrnn keyfi olarak inayetlere eritirdii bir kimsedir. Her ne
hikmetse Tanr dier kardeleri putperestlikten uzaklatrmad halde
Yusufu uzaklatrmtr. Bu nedenle kardeler arasna inan farkndan
doma bir dmanlk salmtr.
te yandan dier kardeleri Yusufa kar kskanla srkleyen ve
dman yapan ey, babalarnn Yusufa ar bir sevgiyle bal olmas
ve bu sevgisini aa vurmasdr. Eer kskanlk doal bir ey ise (ki
din adamnn sylemesine gre doaldr, o kadar ki Tanr dahi
kskantr), bu takdirde kardelerin kskanlktan doma
davranlarnn asl sorumluluunu Yakubda ya da hatta Tanrda
aramak gerekmez mi?
Fakat her ne olursa olsun yukardaki hikaye mslman kiiye
Tanrnn keyfilii karsnda irade zgrlnn sz konusu
olamayaca sonucuna srkler ki bu da kiiyi (ve dolaysyle
toplumu) aklcln nimetlerinden yoksun klar.
Ve nihayet yukardaki yk bir de kadn snfn haksz ekilde
aalatmak gibi bir sonu dourmaktadr ki o da udur: Vezirin
kars, Yusufla yatmak istedii zaman Yusuf dahi aslnda buna
heveslidir. Fakat gya gnah ilememek iin kadna "Hayr (olmaz)"
demitiro fakat bunu Tanrdan ald bir iaret zerine yapmtr,
nk Tanr kendisine yardmc olarak gnah ilemesini engellemitir.
Kuranda yle yazl: "And olsun ki kadn Yusufa kar istekli idio
Rabbinden bir iaret grmeseydi Yusuf da onu isteyecekti. te ondan
ktl ve fenal bylece engelledik. Dorusu o bizim z
kullarmzdandr" (K. 12: 24).
278
Pek iyi ama bu ayn Tanr, acaba neden dolay kadna yardmc
olmam ve onu gnah ilemesini nlememitir? Aslnda yardmc
olmak yle dursun fakat onun gnah ilemesini salamtr?
Saladktan sonra da Veziri: "siz kadnlarn dzeni (hilesi) byktr"
eklinde konuturmuturr?
Kukusuz ki din adamnn eline terkedilen insanlar iin bu tr bir
dn yoluna ynelmek olasl yokturo cunku onlarn dnme
yetenekleri bir yandan eriat buyruklaryla ve dier yandan
yukardakine benzer yklerle ilemez duruma girmitir.
eriat kaynan zenginletiren masallar ve efsaneler arasnda kadn
snfn, biraz yukarda grdmz gibi, "hilekar" nitelikte
tanmlayanlar yannda "uursuz" nitelikte gsterenleri de vardr. Din
adamnn elinde i gren bu yklerden biri Besus adndaki bir kadn
ile ilgilidir ki "Besustan da uursuz" eklindeki Arap darb-
meselinin yerlemesine vesile olmutur.
Arap kaynaklarn bildirmesine gre Besus, slam ncesi dnemde
Arap kadnlarndan "uursuz" ("mesume) bir kadnn addr ve
gya bu kadn iki karde Arap kabilesi olan Taglblerle Bakrler
arasnda 40 yl sren savalara sebeb olmutur. Efsanevi olay u:
Bakrlerden olan Besus air bir kadndro iirleriyle her kesi
etkilemektedir. Bu iirlerinde ou zaman kendi akrabas olan Sad i
over. Sadin Cassas adnda bir hizmetkar vardr ki kendisine ok
baldr. Bundan dolaydr ki, efendisi hakknda vc iirler yazan
Besusa kar da byk bir saygnlk beler. Olduka varlkl olan bu
kadnn develerinden birini gnn birinde Taglb kabilesinden
Kulayb b. Rabia adnda biri ldrnce Cassas fkelenir ve efendisine
olan muhabbetinden dolay, cn karmak zere Kulaybi boazlar.
Olay iki kabile arasnda 40 yl srecek olan savalara sebeb olur.
Fakat Cassasn, Kulaybi ldrmesine Besus un iirleri neden oldu
diye kadncazn ad uursuza karo hem de ylesine ki Yahudi
kaynakl bir efsanenin kahramanna edes gsterilir.
Bu efsaneye gre Yahudinin biri, geceleyin grd ryasnda,
duasnn Tanr tarafndan kabul edileceinin kendisine bildirildiini
karsna syler. Kars da "Bu dualardan birisini bana tahsis et ve
279
srail kadnlarnn en gzeli olmam iin dua et" diye tutturur. Adam
dua eder ve etmesiyle birlikte kadn "peri-suret" bir gzellie
brnro artk dnyann en dilber, en ahane gzellerinden biri
olmutur. Aynada kendisini bylesine gzel grnce kocasna: "Artk
bu gzellikle ben sana yakman" dero hem de ylesine kibirli ve
ekilmez bir tavr taknr ki adamcaz kahrolur, ve bu azab ierisinde
karsnn kpek ekline sokulmas iin ikinci duasn harcar. Dilei
yerini bulur ve kars bu kez kpek klnda ortaya kar. Tam o
srada darda bulunan ocuklar eve gelirler: "Bu kpek nedir?" diye
sorupta iin i yzn anladklarnda babalarndan ricada bulunurlar
ve analarnn eski haline gelmesi iin dua etmesini isterler. Onlar
krmamak iin adamcaz son dua hakkn kullanr ve bylece kadn
eski haline sokmu olur 376. Ancak ne var ki dua hakkn
harcamtro kendisi iin kullanabilecei bir dua kalmamtr. Daha
dorusu kendisine bahsedilen dua hakkndan yararlanamamtr.
Ve ite bu olay dolaysyle kadnn, kocasn dileinden mahrum
brakt, bu nedenle uursuzluk kayna olduu kabul edilir. Fakat
Araplar, iki karde kabile arasndaki savaa sebeb oldu diye Besusu,
yukardaki ekilde davranan kadndan da daha uursuz saydklar iin
Yahudinin kars iin: "Besustan da uursuz" darb- meselini
uydurmulardr.
Din adam, her ne kadar slamn her hususta olduu gibi rk, renk,
cins bakmndan eitlik ilkesine yer verdiini sylemekle beraber, bu
sylediklerinin gerek olmayp byle bir eitliin bulunmadn ve
rnein "abras" (ki derisi (ldi) alaca benekli, ya da siyah ve irkin
olanlar demektir) ve kel olanlarn eriat dininde aalk, nankr ve
kt ruhlu insanlar olarak kabul edildiini dile getirmekten geri
kalmaz. Getirirken de yine eriat masallarndan yararlanr. Buharnn
Ebu Hreyreden rivayetine dayal ve Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarndan aynen alnma su masal bunun ilgin rneklerinden
biridir:
"Beni srailde abras, kel, kr kii vard. (Tanr) bunlar imtihan
etmek istedi de onlara bir melek gnderdi. Melek abrasa geldi:
-En ok neyi seversin? dedi. Abras:
280
-Gzel renk (ve sima), gzel ten ve (nermin vcud). nk halk beni
irkin gryor, (benden ireniyor) dedi.
(...) Melek abrasn vcudunu sivad. Ondan bu irkin manzara gitti de
ona gzel bir sima, gzel bir ten verildi. Bundan sonra Melek ona:
-En ok hangi mali seversin? diye sordu. Abraslktan kurtulan kii:
-Deveyi! dedi, yahut da sr, dedi. Deve isteyene on aylk bir gebe
bir deve verildi. Bunun zerine Melek ona:
-Bu deve mbarek (ve bereketli) olsun! diye dua etti.
(Sonra) Melek ba kel, (sasz) kiinin yanna vard. Ona da:
-En ok neyi seversin? diye sordu. O da:
-Gzel sa isterimo su kellik benden gitsin! Her kes benden ireniyor-
dedi... Melek onun ban svad da ondan kellik gitti. Ve gzel bir sa
verildi. Melek:
-En ok hangi mali seversin? diye sordu. O da:
-Sr severim, dedi. Ona gebe bir sr verildi. Ve ona: -Bu sr sana
mbarek olsun! diye dua etti.
Melek korun yanna da geldi. Ve:
En ok neyi seversin? diye sordu. O da:
-Allah gzm bana iade buyursun da ben de onunla insanlar
greyeim, dedi.
(...) Melek O(nun gzn) sivad da Allah ona gzn iade buyurdu.
Melek kore: -hangi mali seversin? diye sordu. O da:
-Kyn severim, dedi de Melek ona kuzulu bir koyun verdi.
Bir mddet sonra deve ve sr sahiplerinin devesi ve sr yavrulad.
Kyn sahibinin de kyn kuzulad.
281
Bu suretle deve isteyen kiinin bir dere dolusu devesi oldu. Sr
dileyen kimsenin de bir dere dolusu sr oldu. Kyn ihtiyar eden
(kr kiinin) de bir vadi dolusu kyn oldu.
Bundan sonra (gnn birinde) o Melek, kii ile ilk grt suret
ve heyetinde abras kiiye geldi ve dedi ki:
-Ben fakir (ve garip) bir kiiyim. Yol zeri maiet ve memleketime
(dn olanaklar) kesilmitir. Bu gnk gnde benim iin muradma
nail olabilmek ancak evvela Allahn inayetiyledir sonra senin. imdi
ben, sana gzel bir renk, gzel bir vcud ve bir ok mal veren Allah
rzas iin senden bir deve isterim ki, bu seferimde onun zerinde
muradma ve vatanma eriebileyim. Bunun zerine bu eski abras ona:
-yi amma hak sahipleri (isteyen fakirler) oktur. (Her gelen dilenciye
bir deve vermek iime gelmez) dedi. Melek de ona:
-yle sanyorum ki ben seni tanyacam. Sen halkn irendii abras
kimse deil misin? Sen fakir idin de bu mali sana Allah vermiti, dedi.
Bu eski abras Melege:
-Hayr, ben bu mala atadan ataya intikal ederek var oldum, dedi.
Melek de ona: Eer sen bu iddianda yalanc isen Allah seni eski haline
evirsin! dedi..." 377
Yukardaki yknn geri kalan ksmn zetlemek zere belirtelim ki
Melek, daha sonra kel iken kellii giderilen kiiye gelir ve kendisini
acndrarak yardm diler. Fakat kel kii, tpk abras gibi, bir takm
zrlerle dilei red eder. Melek de ona bed-dua eder.
Ve nihayet Melek gzleri kr iken krl giderilen kiiye gelir ve
kendisinden yardm ister. Krlkten kurtulan kii: "(Gerekten) ben
(kr) idim. (Tanr) gzlerimin nurunu iade buyurdu. Fakir idim. Allah
beni gani kld. (te koyunlarm) dilediin kadar al" der. Bunun
zerine Melek:
"Maln (tamamen) muhafaza et! Allah sz(n ucunuz)u imtihan etti de
Allah senden raz oldu. ki dostun (abrasla kel) de Allahn gazabna
uradlar" der 378.
282
Sylemeye gerek yoktur ki bu masal, lekeli ve siyah derili kii ile kel
kiinin "nankr" olduklarn, kendilerine yaplan bir iyilii
bilmezlikten geldiklerini, fakirlere yardmdan ekindiklerini, yani
ksacas kt bir davranta bulunduklarn anlatmak iin
uydurulmutur.
Ancak ne var ki bu ktlk, "abras" ya da "kel" olan kimselere zg
bir ey imi gibi gsterilmitir. Oysa ki bu kiilerin "abras" ya da "kel"
olular da Tanrdan gelme bir eydir. Din adam, bir yandan bu
masal anlatarak bu kiilerin kt davrandklarn sergilerken, dier
yandan "iyi" ya da "kt" davranlarn Tanrdan gelme olduunu
anlatmak iin: "Allah kimi saptrrsa... ona doru yolu gsterecek bir
dost bulamazsn" (K. 18 Kehf 17) ya da "Allahn doru yola
eritirdii kimse hak yoldadr... Kimleri de saptrrsa artk onlar iin
Allahn katnda dost bulamazsn" (K. 17 sra 97) ya da "Allah
dileseydi hepinizi doru yola iletirdi" (K. 16 Nahl 9) eklindeki (ya da
benzeri nice) ayetleri sergiler. Bylece yukardaki masalda "nankr"
davran olarak belirledii eyi, farknda olmadan, Tanrdan gelme ey
niteliine sokmu olur.
Din adamnn insanlarmza bellettii yukardaki masal akl
szgecinden geirecek olursak varacamz sonu u olur ki Tanr,
insanlar eitsizlik zere diledii nitelikte (yani iyi ya da kt, cimri ya
da cmert, vs..) ve diledii biimde (yani gzel, irkin, beyaz, siyah,
abras, kr vs...) yaratmakta ve sonra da bu eitsizliin acsn, en
insafsz bir ekilde onlardan karmaktadr.
Din adamnn elinde Sleyman "peygamber" ile ilgili olarak
Kurann Neml Sresinde yer alan bir "kssa" vardr ki mslmanl
yayma aralarndan biri olarak kullanlr. Bu yk, Davud
"peygambere" var olan Sleyman "peygamber"in ku dili ile
kulara ve karnca dili ile karncalara hitab edii, inlerden ve
kulardan oluan ordusu ile Sebe Melikesinin bulunduu lkeye
gidii, Sebe Melikesini mslman edii ile ilgilidir.
Din adamnn Kurann, Neml Sresinden (16 ila 44.cu
ayetlerinden) naklen bildirdii aynen yle:
283
" 16. Sleyman, Davuda var oldu: -Ey insanlar! Bize ku dili
retildi ve bize hereyden bolca verildi. Dorusu bu apak bir
ltuftur- dedi. 17. Sleymann cinlerden, insanlardan ve kulardan
mteekkil olan ordusu topland. Hepsi toplu olarak gidiyorlard. 18.
Sonunda, karncalarn bulunduu vadiye geldiklerinde bir karnca -Ey
karncalar! Yuvalarnza girin, Sleymann ordusu farkna varmadan
sizi ezmesin- dedi. 19. Sleyman onun szne hafife gld ve -
Rabbim! Bana ve ana babama verdiin nimete krde, honud
olacan ii yapmakta beni muvaffak kl. Rahmetinle beni iyi
kullarnn arasna ky- dedi. 20-21. Sleyman kular aratrarak: -
Hudhudu niin gremiyorum? Yoksa kayplarda m?Bana apak bir
delil getirmelidir yoksa onu ya iddetli bir azaba uratrm, yahut
keserim- dedi. 22-26. ok gemeden Hudhud gelip Sleymana: -
Senin bilmediin bir eyi rendimo sana Sebeden gerek bir haber
getirdim. Ora halkna hkmeden, her eyden kendisine bolca verilen
ve byk bir tahta sahip olan bir kadn buldumo onun ve milletinin
Allah brakp gnee secde ettiklerini grdm... eytan kendilerine,
yaptklarn gzel gstermi, onlar doru yoldan alkomutur...- dedi.
27. Sleyman yle syledi -Doru mu sylyorsun, yoksa
yalanclardan msn, bakacaz-. 28. -u yazm gtr, onlara at, sonra
bir yana ekil, varacaklar sonuca bak..."
Hudhud kuu Sleymann emrini yerine getirir. Sebe melikesi
mektubu alnca:
"34-35. Dorusu hkmdarlar bir ehre girdikleri zaman orasn
bozarlar, onurlu kimseleri aalk yaparlar... Ben onlara bir hediye
gndereyim de, elilerin ne ile dneceklerine bakaym" der. Sleyman
hediyeyi geri evirir ve: "36-37.... And olsun ki onlara g
yetiremiyecekleri bir ordu ile gelir onlar oradan alalm olarak
kartrm" der ve devam ederek: "Ey cemaat! Bana teslim
olmalarndan nce, hanginiz o kralienin tahtn yanma getirebilir?""
der. "39. Cinlerden bir ifrit -Sen yerinden kalkmadan nce sana onu
getiririm, eminim ki buna gcm yeter" der. Sleyman, taht yanna
yerleivermi grnce: "40. Bu kr m edeceim, yoksa nankrlk
m edeceim diye beni sinayan Rabbimin ltfundandr" der ve
adamlarna: "41. Tahtn onun tanmyaca hale getirin, bakalm
tanyabilecek mi, yoksa tanmayacak m?" der. Sebe melikesi
284
geldiinde: "42. Senin tahtn byle miydi? denildi. O da: -Sanki odur,
daha nce bize bilgi verilmiti ve teslim olmutuk- dedi. Melikeyi o
zamana kadar alkoyan, Allahtan baka tapt eylerdi, nk kendisi
inkarc bir millettendi. 44. Ona -Kke gir- dendio salonu grnce,
onu derin bir su zannetti, eteini ekti. Sleyman: -Dorusu bu
camdan yaplm mcella bir salondur- dedi. Melike: -Rabbim!
phesiz ben kendime yazk etmiim. Sleymanla beraber alemlerin
Rabbi olan Allaha teslim oldum- dedi...". 379
Yukardaki yknn akl dlayan niteliinin eletiri konusu
yaplacan dnen baz din adamlar, yine gerei saptrrlar ve
"karncalar" szcnn "micazi" anlamda olmak zere kullanldn,
bununla anlatlmak istenen eyin "Arap ordular" ldn, "kular"
deyiminin "sipahiler" anlamna geldiini, "Hudhud" un sadece bir ad
olduunu, "cinler" szcnn "yabanc ordular" anlamna geldiini
sylerler ve bunu sylemekle kendilerini biraz daha gln duruma
getirirler. nk sakncal olan ey belletilenlerin "micazi" anlam
tamas deil fakat kiiyi aklc dnce yeteneinden yoksun
klmasdr. Kendileri bu tr yklerle eitildikleri iin, bunlar
belletirken insanlarmz nasl bir beyin yaps ile ekillendirdiklerini
farketmezler.
"Kyamette" (hesap gnnde) olacak eyler konusunda mslman
kiiyi etkilemek zere din adamnn elinde saysz denecek kadar ok
"masal" cinsi malzeme vardr ki akl artmaa ve kiiyi dehete
drmee yeterlidir. "Boruya frld" gn gklerin yarlaca,
durulup kaldrlaca dalarn pamuk gibi atlaca, ikinci frste
insanlarn dirilip kalkarak birbirlerine akn akn bakacaklar ve
hesap vermee arlacaklar, vb.... hep bu malzemenin ksmlardr.
Kiinin Tanr huzuruna gelii ve inkarclarn Cehenneme atl ile
ilgili olarak din adamnn syledikleri hakknda ksaca fikir edinmek
gerekirse:
Kiinin sanda ve solunda iki alc melek, gzc olarak onun
syledii her sz deftere kaydetmilerdir (K. 50 Kaf 17-18). Boru
(Sra) frld zaman her can, kendisiyle beraber srcs ve
"ahidi" bulunduu halde Tanr katna gelir (K. 50: 21) . Tanr: "Ey
src ve ahid! Her inat inkarcy... cehenneme atn, onu etin
285
azaaba skn" diye buyurur (K. 50: 24-26) . Tam bu srada inkarcnn
yannda bulunan eytan: "Rabbimiz! ben onu azdrmadm, fakat
kendisi derin bir sapklktayd" der (K. 50: 27). Fakat Tanr tartmaya
frsat vermez ve: "Benim katmda ekimeyino size bunu nceden
bildirmitim. Benim katmda sz deimez. Ben kullara asla
zulmetmem" der (K. 50: 28-29). nkarc kii cehenneme atlr. Bu
iler bu ekilde srp giderken Tanr Cehenneme sorar: "Doldun
mu?" . Doldu ise ne olur bilinmez, fakat Tanrnn bu sorusuna
Cehennem yant verir: "Daha var m?" (K. 50: 30). Yer olduuna gre
inkarclarn cehenneme atlmasna devam olunur.
Fakat Tanrya kar gelmekten saknm olanlara da bu arada Cennet
gsterilir ve yle denir: "te bu cennet, Allaha ynelen, Onun
buyruklarna (ba een), grmedii Rahmandan korkan, Allaha
ynelmi bir kalble gelen sizlere, hepinize sz verilen yerdir. Oraya
esenlikle girino ite sonsuzluk gn budur" (K. 50: 32-35).
Ancak ne var ki inananlarn Cennete ve inkarclarn Cehenneme
atlacaklarn yukardaki ekilde anlatan din adamna kar hi kimse
kpta: "Pek iyi ama kiilerin kalblerini ap onlar Tanr buyruklarna
dorultann, yani mslman yapann, ya da kalblerini dar klp kafir
(inkarc) klann Tanr olduunu syleyen ve sylerken Kuran
ayetlerini (rnein Enam Sresinin 125i ayetini) rnek veren en
deil miydin? O halde nasl olur da imdi inkarclarn cehenneme
gireceklerini sylersin? " diye bir itirazda bulunmaz. nk din adam
onu tartma yapamayacak duruma sokmutur.







286
DN ADAMLARI - BLM12

Din Adam nsanlarmz Rya Tabirleriyle Grmee Altrr

Din adamnn eriat kaynaklarna dayal olarak anlatmasna gre rya
iki eittir: ya Tanrdan gelir ya da eytandan.
Tanrdan gelen ruyaya "Rya-y saliha" ad verilir ki bu, "gnlleri
ilahi mjdelere ve telkinlere kavuturucu" nitelikte olan ruyalardr.
"yi" ve "hayrl" olan bu tr ryalar melekler mslman kiinin
bilin altna yerletiriro bundan dolaydr ki bu tr rya grenler
Tanrya hamdetmelidirler.
"Kt" ya da "bo, hayali ve hi bir anlam olmayan" ryalar ise
eytandan gelmedir ve "eytani telkinlerden" oluur. Bundan
dolaydr ki bu tr rya grenler Tanrya snmaldrlaro Tanrya
snmak iin de: "Euzu billahi mines-eytan" deyip sol taraflarna
tkrr gibi kez "th" demelidirler. Bu suretle eytani hakir klm
ve kartm olurlar ve ancak bu suretledir ki o ryann "errinden"
kurtulmu olurlar, yani zarar grmezler.
Bunun byle olduunu anlatmak iin din adam Muhammedin u
szlerini tekrarlar: "Sizden biriniz sevdii bir ryay grrse bilsin ki,
o, Allah tarafndan (telkin)dir. Rya sahibi bu ryas zerine Allaha
hamdetsin ve bakalarna da sylesin. Buna aykr holanmad bir
rya grdnde de muhakkak ki, bu rya da eytandandr. Bu halde
de rya sahibi ryasnn errinden Allaha snsn ve ryasn
kimseye sylemesin. Bu surette o rya sahibine zarar vermez". (Sahih-
i... Cilt X, sh. 274. Hadis no. 2102)
Din adamnn Arap kaynaklarndan naklen bildirmesine gre
Muhammed, kendi yaam sresince rya tabiri yolu ile i grmtr.
Her ne kadar Ebu Bekir ve mer b. Hattab gibi en ok gvendii baz
kimselere ara sra rya tabir etme izni vermekle beraber genel olarak
bu yetkiyi, kendi "peygamberliinin" bir "iareti" sayarak kendisinde
287
tutmutur. Bakalarnn ruyalarn tabir etmekten zevk ald gibi
asl kendi grd ryalar halka anlatarak yorumlamaktan ("tabir"
etmekten) holand sylenir. ou zaman sabah namazndan sonra
halktan kiilere grdkleri ryalar sorar ve onlarn bu ryalarn
"tabir" ederdi. Fakat rya tabirn asl kendi ileri asndan nemli
bulurdu. u bakmdan ki gerekletirmek istedii bir ii o ise uygun
bir rya ile yapar ya da yaptrrd. rnein taraftarlarn savalara
srklemek iin ( tpk Uhud savanda olduu gibi) ya da gelecee ait
bir eyin olacan haber vermek iin (tpk Mekkeyi fethetmeden
nce Mekkede hacc farizesini yerine getireceini sylemesi gibi)
grd ryalar "tabir" (yorumlama) yolunu seerdi. Ryalarnn
Tanrdan gelme olduunu anlatmak maksadyladr ki Kurana u tr
ayetler koymutur: "And olsun ki Allah, peygamberinin ryasnn
gerek olduunu tasdik eder" (K. 48 Fetih 27). Kendisinden nce
gelen "peygamberlerin" de rya tabiri yolu ile i grdklerini syler,
brahimi ya da Yusufu rnek verirdi (Bkz. K. brahim 105o Yusuf 5.
).
slam kaynaklarnn bildirmesine gre hd seferi, Taif kuatmas ve
Hudeybiye seferleri srasnda hep rya tabir ederek karar almaya
alt anlalmaktadr. rnein hicretin nc ylna tesadf eden
Uhud sava balamadan nce Kreyse kar meydan sava vermek
ya da Medine iinde kalp savunma taktii izlemek konusunda
mslmanlar arasnda gr ayrlklar domutu. Baz kimseler
Medine dna kp meydan savana geilmesine, buna karlk
Abdullah bin ubeyy gibi nemli baz kimseler de Medine iinde kalp
dmana kar savunma sava verilmesine taraftardlar. Muhammed
bu konuda kararsz olmakla beraber Abdullah b. ubeyin grne
eilimli olarak yle konuur: "Ben (ryamda bana ait) inekler
grdm ve bunu hayra yordum. Fakat klcmn alm yerinden
krldn ve elimi salam bir zrh iine soktuumu grdm. Bu zrh
Medine diye yorumladm. Eer siz Medinede kalarak onlar indikleri
yerde brakmay uygun uygun bulursanz, onlar indikleri yerde ok
kt bir durumda kalrlar" 380.
Daha baka bir deyimle, grdn syledii ryay yorumlamak
suretiyle Medine iinde kalp savunma taktii izlenmesine taraftar
bulunduunu anlatmak istemitir. Fakat buna ramen meydan
288
savana taraftar olanlarn grne yer vererek Medine dna
klmas yolunu semitir. Bilindii gibi Uhud sava Kreyslilerin
zaferi ile sona ermitiro mslmanlarn yenilgisi meydan sava
taktine gidilmesindendir. Yenilgi zerine kendi taraftarlarna: "Ben
size meydan sava vermeyelim, Medinede kalarak saldrdklar
zaman onlara kar savaalm, diye demedim mi?" eklinde
konumutur. Bundan u sonucu karmak mmkndr ki rya
tabirine bavurmakla, muhtemel bir yenilginin sorumluluunu
bandan atma siyasetini gtmtr.
Din adamnn slam kaynaklarndan naklen anlatmasna gre hicretin
altnc ylnda cereyan eden Hudeybiye olay srasnda da Muhammed
tarafndan buna benzer bir taktiin izlendii grlr. Taraftarlarn
Hudeybiye seferine karabilmek iin ruyasnda hacc farizesini
yerine getirmek zere Mekkeye gideceini, ve Ashabdan bazlarnn
balarn tra ettiklerini, salarn kestiklerini grdn ve bu
ryann Tanrdan gelme "salih ve sadk" bir rya olduunu syler.
Bunu duyan taraftarlar, 1500 kiilik bir yn halinde kendisine katlp
yola karlar. Fakat Mekkelilerin iddetli direnmesi karsnda
Muhammed Hudeybiye andlamasn yapma zorunluunda kalr.
Andlamaya gre mslmanlar, hacc farizesi maksadiyle Mekkeye
bir yl sonra girebileceklerdir. Bu sonu karsnda hayal krklna
urayan mslmanlar, Muhammede gelip: "Hani Mekkeye
girecektik, bu rya nerede?" diye sorarlar. Bunun zerine Muhammed,
yakn bir gelecekte zafer salanacana dair Tanrnn kendisine u
ayeti gnderdiini syler: "And olsun ki Allah, peygamberinin
ruyann gerek olduunu tasdik eder. Ey inananlar! Siz, , Allah
dilerse, gven iinde balarnz tra etmi veya salarnz ksaltlm
olarak, korkmadan Mescid-i Harama gireceksiniz. Allah sizin
bilmediinizi bilir. Size bundan baka, yakn bir zamanda bir zafer
verilecektir" (K. 48 Fetih 27)
Grld gibi ayet, hayal krklna uram olan mslmanlar
"yakn" bir zafer mjdesi ile yattrmaa almaktadr. Bu arada
Mescid-i Harama (yani Kabeye) gireceklerini haber vermektedir
fakat bu haberi belli bir tarih zikretmeden ve "Allah dilerse" kouluna
balamaktadr. Eer gelecek yl Mekkeye girilemeyecek olursa bu,
289
Tanrnn dilememesinden olmu olacak ve Muhammede sz
gelmeyecektir.
te yandan Muhammed, giderek glenmekte olduunu bildii iin,
nasl olsa bir gn Mekkeyi alacan dnerek yukardaki ayete
"Size... yakn bir zamanda bir zafer verilecektir" tmcesini eklemitir.
Din adamnn sylemesine gre bu tmce, Hayber seferine atftr.
Nitekim Muhammed, o tarihde durumu son derece zayflayan Hayber
Yahudilerine kar saldrya geerek nemli bir zafer salam ve
bylece taraftarlarn ryasnn doru olduuna inandrmtr 381.
Yine din adamnn Arap kaynaklarndan naklen bildirmesine gre
Muhammed, kendisine rakib olarak ortaya kmak isteyen kimseleri
itibardan drmek ve onlar "sahte peygamber" diye tanmlamak iin
ruya tabiri yolu ile i grmtr. rnein Esved Ans ve Mseylime
adndaki iki kii hakknda yapt budur. Bunlarla ilgili olarak yle
konumutur: "Bir kere ben ruyamda iki kolumda iki altn bilezik
grdmo bunlar kadn zineti olduu iin bu ryam beni kederlendirdi.
Sonra ryamda bana bu bilezeklere flemekliim vahy olundu. Ben
de bunlara fledim. Bunlarn ikisi de utu. Ben bu iki bilezii, benden
sonra treyecek iki yalanc (peygamber) ile tevil ettim ki, bunun
birisi Ans (Esved) dir brs de Mseylimedir" (Bkz. Sahih-i...,
Cilt X, sh. 376) 382.
Yine din adamnn ayn kaynaklardan naklen bildirdiine gre
Muhammed, baz evliliklerini rya tabirine balamaktan geri
kalmamtr. rnein elliyi akn bir yata iken 6 yasndaki Aye ile
evlenmesini Tanrdan geldiini syledii rya ile u gerekeye
balamtr: "Ey Aye! Sen iki kere ryamda bana gsterildin. yle
sanyorum ki ben bir ipekli kuma parasndan senin suretini
grmtm de (Cibril tarafndan) -Bu resmin sahibi senin mstakbel
zevcendir- denilmiti. imdi ben (senin yznden) anlyorum ki o
suret sen idin. Cibrilin o sz zerine ben -Eer u ryam Allah
tarafndan gsterilmi ise, Allahn takdiri infaz buyurulur-
diyordum". (Bkz. Sahih-i..., Cilt X, sh. 79) 383
Buna benzer bakaca rnekler vermek mmkn 384. Fakat din
adamnn sylediklerinden anlalmaktadr ki Muhammed, kendisi
290
gibi mslmanlarn da rya esasna gre i grmelerini salamak
istemi ve yle demitir:
"lmmden sonra artk peygamberlik haberleri kesilecektir. Benden
sonra peygamber gelmeyecektir. Fakat sizler gzel rya aracl ile
haber alrsnz" (Sahih-i... Cilt X, sh. 276) 385.
Bundan dolaydr ki yzyllar boyunca slam lkelerinde rya tabiri,
sadece kiilerin gnlk yaamlarnda deil fakat devlet kuruluunun
tm siyasetinde de nemli rol oynayan bir kaynak olmutur. Bilindii
gibi Osmanl Padiahlar, sava gibi millet kaderi zerinde etki
yaratabilecek aptaki iler hususunda dahi mneccim balarn
kararlarna gre davranrlard.














291
Din Adamlar - Blm 13

Din Adam nsanlarmz Hogrz, Acmasz Ve Kindar Ruhla
Yetitrr

I) Din adam insanlarmz ktl ktlkle, hatta iylgi dahi
ktlkle karlamak gerektii zihniyeti ierisinde yetitrr:
A) Din adam "Ksasta hayat vardr" hkmn fazilet rnei bir kural
olmak zere belletir:
B) Din adam insanlarmza, farkl inanta iseler ana, baba, kardes gibi
yaknlara kar dahi yabanclik ya da dmanlk beslemek, iylgi dahi
ktlkle karlamak gibi alkanlklari asilar:
II) Din adam insanlarmz acmaszlik, kati yreklilik rnekleriyle
yetitrr:
A) Din adam, air Kab bn-i Esrefin ldrtlmesini iftihar olay
olarak belletir:
B) Din adam Muhammedin kin besledii kiilerden Ebu Leheb, Ebu
Cehl, Ukbe b. Ebi Muayt, meyye b. Halef, bn- Sell gibi "mrik"
ya da "munafik" kiilere kar giriilen davranlari, ders alnmak
gereken birer ibret rnei olmak zere belletir.
C) Din adam insanlarmz, kafirlere, munafiklara ve mriklere kar
kin ve nefret duygularyle yetitirmek iin"lm sizin zerinize
olsun", ya da "Allah mriklerin evlerine ve mezarlarna ate
doldursun" eklindeki dua rnekleriyle yetitrr:
) Din adam Muhammedin, Bedir gn pis bir kuyuya attirdii l
cesedlerine hakaretler, kfrler yadrarak intikam almasni rnek
verir:
292
D) Din adam Bedir sava sonucu ele geirilen Arap esirlerden fidye
paras veremeyenlerin boyunlarinn vurdurtulmasni "fazilet"
davran olarak tanmlar:
E) Din adam Muhammedin gzler oydurtarak, kizgin demir ubukla
iskenceye sokarak, kol ve ayaklari aprazlama kestirerek insanlar
cezalandirmasni ibret verici rnekler olarak sergiler: "Ukle ve
Ureyneliler" Hadisi.
F) Beni Kureyza kabilesinden alinan 800 (ya da 900) esirin,
Muhammedin emriyle ve onun gzleri nnde kafalari kesilerek
ldrlmesini din adam vgye layk bir olay olarak belletir:
G) Din adam mslman kiileri, insanlarn "ateten bir ukurda
beyinleri kaynar" olarak, ya da "balar tasla ezilmi", "atal bir kanca
ile agizlari paralanmis", "Kulaklarna kizgin kursun dklms",
"Barsaklarn ate iinde srr" ekilde azab ekmelerini hayal
etmee zorlarken Muhammedin bu dorultudaki szlerini ve Kuran
ayetlerini (rnein Bakara 56) belletir:
H) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre dinden dnenlerin
(Mrtedlerin, Irtidat edenlerin=slamdan kanlarn) ldrlmeleri
gerekir:
I) Din adam, susuz ve masum insanlarn (rnein kadnlarn ve
ocuklarn) gece basknlar srasnda ldrlmelerini dahi slam adna
mazur kli bir manta balayarak belletir (K. 7 Araf 4):
III) Din adam, mslman kiilerin din adna giritikleri gaddarlklari
"fazilet" rnei olarak sergileyerek insanlarmzn karakterini olumsuz
ynde etkiler:

Din adamnn sylemesine gre eriat dini, kndarlk, gaddarlk,
iddet ve terrizm gibi eyleri "kt" sayan, "yasaklayan" bir dindir.
Bunun byle olduunu anlatmak maksadiyle Kurandan ayetler
gsterir: "Mminler... kzdklar zaman da fkelerini yutarlar, halkn
da kusurlarn avfederler" ya da "Kim afveder ve barrsa onun ecri
Allaha ittir" (K. 42 ura 40), ya da "Onlar afvet ve ge" (K. 5
293
Maide 13). Ya da "Bir ktl afvederseniz bilin ki Allah da
avfedendir" (K. 4 Nisa 149) . Ayetlerden gayri bir de: "Asl kuvetli
kahraman gazab zamannda nefsine malik olandr" eklindeki hadis
hkmlerini rnek olarak verir
Oysa bunlar din adamnn elinde gstermelik eylerdir, nk olumlu
gibi grnen bu hkmler iyice incelenecek olursa grlr ki her
birinin altnda dn siyasetinin izleri yatar. Her biri, korku, iddet ve
dehet saan dier hkmleri gizlemee yarar. Nitekim nice Kuran ve
Hadis hkmleri ve bu hkmlerin uygulanmasiyle ilgili eylemler
vardr ki din adamnn elinde, kiileri kndar, gaddar ve terrist ruhla
yourmak iin malzeme iini grr. rnein: "Allah ve peygamberiyle
savaanlarn ve yeryznde bozgunculua uraanlarn cezas
ldrlmek veya aslmak, yahut apraz olarak el ve ayaklar kesilmek
ya da yerlerinden srlmektir..." (K. 5 Maide 33) eklindeki hkm
sadece toplum dzenine kar ayaklananlar, deil fakat
Muhammedin emirlerine srt evirenleri, Muhammedi yeren ve
eletirenleri, ya da din deitirenleri (mrtedleri) de kapsar.
"Mrikleri nerede grrseniz ldrn" (K. 9 Tevbe 5) eklindeki
hkm sadece puta tapanlar deil fakat slam Tanrsn
tanmayanlar, hatta "Allahszlar" da kapsar.
Yine din adamnn elinde, kiileri "kndar" ruhlu klmak zere i
gren, nice eriat verileri vardr ki bunlar arasnda "Ksas" (ki intikam
almaktan baka bir ey deildir) nemli bir yer igal eder. Maide
Sresinde yle yazldr: "Orada onlara can cana, gze gz, buruna
burun, die dile ve yaralara karlkl deme yazdk. Kim hakkndan
vazgeerse ona keffaret olur. Allahn indirdii ile hkmetmeyenler,
ite onlar zalimdirler" (K. 5 Maide 45). Bakara Suresinde yle
aklanmtr: "(Ey) Akl sahipleri, ksasta sizin iin hayat vardr" (K.
2 Bakara 179). Nahl Sresinde u vardr: "Eer azab ederseniz, size
yaplann aynyle azabedin" (K. 16 Nahl 126). Nur Sresinde
"Onlardan len lrsa, namazn sakin klma, mezarnn banda da
durma" (K. 24 Nur 11) diyerek "mnafk" olanlara kar kin
duygularn pekitirici hkmler vardr ki slam ya da Muhammedi
yeren ya da eletirenleri de kapsar.
294
Fakat din adam, Muhammedin yaamndan ve davranlarndan yle
rnekler verirki bunlar, mslman kiiyi iliklerine kadar kndar ve
gaddar yapmaa yarar. Byk ounluu itibariyle Diyanet leri
Bakanlnn yaynlarnda yer alan bu rnekler, Muhammedin pek
ok hallerde intikam alma yollarna bavurduunu kantlar. Ksaca
fikir edinmek zere aaya bunlardan bazlar alnmtr.
I) Din adam insanlarmz ktl ktlkle, hatta iylgi dahi
ktlkle karlamak gerektii zihniyeti ierisinde yetitrr:
Din adam slam, her ne kadar "bar dini", "sevgi dini, "hogr"
dini vs... diye tanmlamakla beraber, gerekte ierii itibariyle
"iddet" dini, "kndarlk" dini olmak zere belletiro bylece slam,
"korku ile verilen din" nitelii ierisinde korumu olur. Daha baka bir
deyimle din adam iin "sevgi" ya da "hogr" esinin din
uygulamasnda yeri yoktur. slamn hayrina olarak ktl
ktlkle ya da hatta iyilii dahi ktlkle karlamak gerekir.
Ktln ise ekli ve snr yoktur: kndarlk, acmaszlk, gaddarlk,
iddet ve "terrizm" niteliinde olan her ey caizdir.
A) Din adam "Ksasta hayat vardr" hkmn fazilet rnei bir
kural olmak zere belletir:
Biraz nce iaret ettiimiz gibi eriat verileri arasnda "cana can,
gze gz, die di vs..." eklinde kin ve intikam duygularn
okayanlar vardro rnein Maide sresinde: "Orada (Tevratda)
onlara can cana, gze gz, buruna burun, kulaa kulak, die dile ve
yaralara karlkl deme yazdk.... Allahn indirdii ile
hkmetmeyenler, ite onlar zalimlerdir" (K. 5 Maide 45) diye
yazldr. Hatrlatalm ki Tevrat Kurann onaylad bir kitabdir ve
yukardaki ayeti izleyen ayet bunun byle olduunu u ekilde
belirtir: "Ey Muhammed! Kuran, nce gelen Kitab tasdiken ve ona
ahid olarak sana indirdik" (K. 5 Maide 48)
Bakara Suresinde "Ksas" la ilgili olarak unlar vardr:
"Ey akl sahipleri! Ksasta sizin iin hayat vardr! ..." (K. 2 Bakara
179)o
295
"Ey inananlar! ldrlenler hakknda size ksas farz klnd. Hr ile
hr insan, kle ile kle ve kadn ile kadn....." (K. Bakara 178).
Nahl Sresinde "Eer azab ederseniz, size yaplann aynyle
azabedin. Sabrederseniz... sabredenleri iin daha iyidir.. " (K. 16 Nahl
126) diye yazldr. ura Suresinde: "Bir ktln karl, ayn
ekilde bir ktlktro ama kim affeder ve barrsa onun ecri Allaha
aittir..." (K. 42 ura 40) der. Nur Sresinde: (Mnafklardan) len
lrsa namazn sakin klma, mezarnn banda durma" (K. 24 Nur
11) eklinde olanlar bulunur.
Her ne kadar yukarda grld gibi bu hkmlerden bazlarnda
"sabrederseniz, bu sabredenler iin daha iyidir" , ya da "kim affeder ve
barrsa onun ecri Allaha aittir" eklinde, sanki kiiye "ktl
iyilikle karlama" yolunu gsterirmi gibi olanlar varsa da bunlar gz
boyayc eylerdir. nk bir kere bu tr hkmlerin zorlayc nitelii
ya da yaptrm gc yokturo rnein ksas uygulamasnda kii dilerse
sabreder ya da afv eder, dilerse etmez. "Sabr" gstermekle, ya da
"afv" etmekle kazanaca "ecri" nasl olsa baka yollardan da
kazanmas mmkndr. ledii gnahlardan baka yollarla (rnein
Allahn 99 adn saymakla, ya da sadaka vermekle, ya da oru
tutmakla vb...) da kurtulabilir.
te yandan din adam, eriat verilerinden esinlenmi olarak, ktle
"ktlkle" kar koymann uhrevi nitelikte bir kural olduunu ve
nk Kuranda "Sizin iin ksasta hayat vardr" (K. 2 Bakara 179)
eklinde hkmler bulunduunu tekrarlamaktan bkmaz. Bunu
yaparken bu tr hkmleri sanki "meru mdafa" arac imi gibi
tanmlama kurnazlndan geri kalmaz ve yle der: "slamiyetin
dmanlar btn mslmanlar kltan geirmeyi dnyor, onun
iin hazrlanyorlard. Ksas kanununu harekete getirmekle
mslmanlar iin hayat vard" 386 .
Oysa ki ksasn "mslmanlar kltan geirmek isteyen slam
dmanlar" ile deil fakat asl kiisel intikam duygularn doyurmakla
ilgisi vardr. nk bir kere "mslmanlar kltan geirmek isteyen
slam dmanlarna" kar ksas deil fakat "Cihad" ngrlmtr.
Ksas kanunu ise kiiler aras ilikilerde intikam duygularn
karlamak amaciyle benimsenmitir ki bu ilikiler "Kafir kii" ile
296
"Mslman kii" arasnda olabilecei gibi asl mslman kiiler
arasndaki ilikileri kapsar. Nitekim Bakara Suresinin yukardaki
"Sizin iin ksasta hayat vardr" eklindeki ayetinden bir nceki
ayetde "Hr ile hr, kle ile kle, dii ile d ile ksas olunur" (K. 2
Bakara 178) denmi ve bir baka Srede: "Bir ktln karl
ayn ekilde bir ktlktr" (K. 42 ura 40) diye eklenmitir.
Daha baka bir deyimle "ktlk" denen ey benzeri bir ktlkle
karlanmak istenmi ve byle bir davran adeta "fazilet" niteliinde
klnmtr!
te yandan din adamnn bellettii Kuran hkmleri arasnda
Tanrnn, eitli nedenlerle kiileri kendisine dman bilip onlardan
intikam aldn anlatan hkmler vardr. Nice rneklerinden bir
ikisini belirtmek gerekirse: Bakara ve Hicr Srelerinde
peygamberlere dman olan, onlarla alay eden kiilerin "inkarc"
sayldklar ve Tanrnn bu gibi kiilerden ald anlatlmtr.
Bakara Suresinde yle yazldr: "Kim Allaha, meleklerine,
peygamberine, Cebraile ve Mikaile dman olursa bilsin ki Allah da
inkarc kafirlerin dmandr" (K. 2 Bakara 98). Hicr Sresinde de u
vardr: "Ey Muhammed! And olsun ki, senden nce eitli mmetlere
peygamber gndermitik. Onlara gelen her peygamberi alaya
alyorlard. Ayn ekilde biz de Kitab sulularn kalblerine sokarz,
ama ona yine inanmazlar. Oysa ki kendilerinden ncekilerin
uradklar meydandadr" (K. 15 Hicr 10-13). Dikkat edilecei gibi
burada, daha nceki peygamberleri alaya alan halklardan Tanrnn
intikam ald hatrlatlmakta ve ayn eyin Muhammedi alaya
alanlara da uygulanaca anlatlmaktadr.
Yine din adamnn sylemesine gre Tanr, din adna cihada
kmayanlara kar kin beler ve onlara yle der: "Onlar arptka
arpacamz gn, cmz phesiz alrz" (K. 44 Duhan 13-16). c
almak iin Tanrnn insanlar birbirleriyle boazlattn anlatmak
zere u ayeti rnek verir: "Allah dilemi olsayd, onlardan baka
trl de alabilirdi" (K. 47 Muhammed 4) .
B) Din adam insanlarmza, farkl inanta iseler ana, baba,
kardes gibi yaknlara kar dahi yabanclik ya da dmanlk
297
beslemek, iylgi dahi ktlkle karlamak gibi alkanlklari
asilar:
Grlyor ki din adam, eriat verilerine dayanarak insanlarmza
ktl "ktlkle" karlama inanlarna kolaylkla srkleme
olaslna sahibtir. Fakat hemen ekleyelim ki bunu yaparken
kendisine dayanak edindii bir baka kaynak vardr ki o da
Muhammedin davranlardr. Bu davranlardan rnekler sergilemek
suretiyle de ktle ktlkle, hatta "iyilie" kar ktlkle karlk
vermenin "fazilet" ldn belletir.
Saylar pek kabark bu rnekler arasnda Muhammedin kendi z
anas Emineye ve babas Abdullaha ve kendisine babalk etmi
bulunan amcas Ebu Talibe kar davranlar vardr. Bilindii gibi
Muhammed, ana ve babasn ok kk yata iken kaybetmi ve
Amucas Ebu Talib tarafndan yetitirilmitir. Bu kimseler mslman
olmayarak lmlerdir. Bundan dolaydr ki Muhammed anasna,
babasna, ve kendisini bir baba gibi yetitiren amucas Ebu Talibe ne
hayr dua etmitir ve ne de onlarn namazn klmtr: hepsini de
Cehennemlik bilmitir. Din adamnn sylemesine gre Muhammed
anas Emine hakknda: "Valideme istifar etmek iin Rabbimden izin
diledimo msaade buyurulmad" demitir (Sahih-i..., Cilt V, sh. 536)
387. Babas Abdullah hakknda: "Benim babam ... Cehennemdedir"
demitir (Sahih-i..., Cilt V, sh. 536)388. Kendisine babalk eden
amucas hakknda da: "Ebu Talib (Cehennemde) topuklarna kadar -
dibi yakn- ateten bir ukur iindedir" demitir (Sahih-i..., Cilt X, sh.
52 ve d.)389. Oysa ki bu kiiler kendisine iyilikten baka bir ey
dnmemi olan kimselerdir. Din adamnn syleidklerinden
anlamaktayz ki iyiliklerinin karln da Cehennem ateine layk
grlmekle bulmua benzerler.
Yina slam kaynaklarndan renmekteyiz ki Muhammedi takliden
nice kiiler kendi z analarna, babalarna ve akrabalarna kar ayn
eyleri yapmlardr. lerinde farkl inantadr diye baba katili olanlar
ya da babalarnn ldrlmesini i huzuru ile seyredebilenler vardr.
rnein Mevlana Celaledinin Fihi Mafih adl yaptndan
renmekteyiz ki mer b. Hattab, kendisine "Neden dolay mslman
298
oldun?" diye soru soran "mrik" babasn kl darbesiyle
ldrmtr 390.
Yine din adamnn bellettii slam kaynaklarna gre Medine
Araplar arasnda byk bir hrete sahip bulunan bn-i Sell (bn-i
ubeyy diye de bilinir), Muhammedin "mnafk" diye ilan ettii
kimselerden olduu iin olu Abdullah tarafndan "yabanc" gz ile
grlmtr. Tabarnn bildirmesine gre Abdullah, babasnn
Muhammed aleyhinde konutuunu, Muhammedin de onu ldrmek
istediini duyunca Muhammede yle demitir: "Ey Tanr elisi! Ben
senin Abdullah b. ubeyyi ldrmek istediini iittim. Eer onu
ldreceksen ben onun ban keserek sana getireceim..." 391.
Kendisine son derece bal bir kimse olan Abdullahn babasn, hem
de onun olu tarafndan ldrtmenin kendi prestiji bakmndan
sakncal bulduu iindir ki Muhammed tasarlad iten vazgemitir.
Bununla beraber Kurana: "O mnafklardan hi birinin ebeden
namazn klma. Hibirinin kabri banda da durma" (K. 9 tevbe 84)
eklinde ayet koymaktan geri kalmamtr.
Yine din adamnn belletmesine gre Ashabn en byk
savalarndan biri olan ve Muhammedin yannda btn savalara
katlm bulunan Ebu Ubeyde, Bedir sava srasnda kendi z
babasn (ki mriklerdendi) ldrmekle vnrd 392.
Yine ayn kaynaklara gre Muhammedin yannda olmak zere Bedir
savana katlan Ebu Hzeyfe b. Utbe, sava srasnda ldrlen
"mrik" babasnn cesedinin, dier cesedlerle birlikte pis bir kuyuya
atlmasna ve Muhammedin bu cesedlere bedduada bulunmasna
zlmediini anlatmak zere yle demitir: "Tanr adna and ierek
teyid ederim ki babamn akbetinden ve onun yere alnacandan
phe etmedimo fakat ben babamn...(slam olacan) mit
ediyordumo onun kafir olarak lm beni zd" (Sahih-i..., Cilt. X,
sh. 153) 393.
Dikkat edilecei gibi zntsnn sebebi babasnn olmu olmas deil
fakat mslman olmayarak lmesidir.
Yine din adamnn anlatmasna gre Ebu Talibin olu Ali,
babasnn mslman olmayarak ldn Muhammede (adeta) u
299
ekilde mjdelemitir: "Senin kafir amcan oldu". Fakat Muhammedin
"Git baban gm" demesi zerine aklna babasn gmmek fikri
gelmitir.
Daha nce de iaret ettiimiz gibi Muhammed byk iyilikler grd
Ebu Talib lehinde sefaate bulunduunu, bu "sefaat" sayesinde onun
Cehennemde "topuklarna kabilen ateten bir ukura konulacan,
oradan beyninin kaynayacan" bildirmitir. Anlatmak istemitir ki
Ebu Talib, mslmanl kabul etmeden ld iin ok daha iddetli
bir cezaya arplabilecek iken, kendi sefaati sayesinde biraz daha
hafif bir cezaya arptrlmtr ki o da sadece "topuklarna kabilen
atete beyninin kaynamasdr". yle anlalyor ki Ali, babasnn bu
ekilde nispeten "hafif" bir azaba mahkum edilmesinden honud
kalmtr. nk Muhammedin bu sefaati vesilesiyle yle demitir:
"O duaya karlk dnyada baka bir eyim olsun istemezdim" 394.
nan fark nedeniyle ana, baba ve ccocuklar arasnda olduu gibi
kardeler arasnda da dmanlk yaratmak zere din adamnn elinde
zengin rnekler ve kaynaklar vardr ki bunlardan birisi Muhayyisa ile
Hvayyisa adndaki kardeler arasndaki ilikilerle ilgilidir. slam
kabul eden Muhayyisa, mslmanl kabulden uzak kalan kardei
Hvayyisa nin kafasn klla doramaa hazr olduunu
sylemekle vnr.
Bu iki kardele ilgili olayn bn shak ve bn Hisam tarafndan
nakledilen iki ekli vardr ki her ikisi de tyler rperticidir. Siret bn
shak da olay yledir 395:
Medinenin nl airlerinden Erefin biraz aada greceimiz
ekilde Muhammedin emriyle ldrtlmesinden hemen sonra
Muhammed: "elinize geirdiiniz Yahudiyi ldrn" diye emreder.
Bu emir gereince Muhaysa b. Mesud adnda bir mslman kii,
Yahudi tacirlerinden olan ve onlarn ilerini yrten bn Seninenin
zerine atlar ve "Ey Allahn dman" diyerek onu kl darbesiyle
ldrr. Bu ldrlen kii vaktiyle Muhaysaya ve ailesine yardmda
bulunmu, iyilikler yapm olan bir kimsedir. Olay srasnda Muhaysa
nin kardei Hvaysa bin Mesud da oradadr. Muhaysa mslmanl
kabul ettii halde kardei Hvaysa etmemitir. Kardeinin kl
darbesiyle bn Senineyi ldrdn grnce dayanamaz ve
300
nankrln yzne vurarak: "(Ey Hvaysa) Onu ldrdn m?
Karnndaki ya bile onun maldr" der. Bunu duyan Muhaysa kardei
Hvaysa ya yle kkrer: "Vallahi, onun ldrlmesini emreden,
senin ldrlmeni de emretse, senin de boynunu vururum" der.
Kardeinin gz dnm bu halini gren Hvaysa, ylesine korkuya
kaplr ki, slama girmeye karar verir ve yle der: "Vallahi, seni bu
hale getiren bu din, anl bir din. Beni arkadana gtr, ondan
duyaym". Din adamnn sylemesine gre gya Hvaysa, slamn
kudretine inand iin mslman olmutur. Oysa ki korkuya kaplm
olduu iin byle yapmtr. Fakat her ne olursa olsun Hvaysann
yukardaki ekilde konumas zerine Muhaysa, kardeini
Muhammede gtrr. Hvaysa Muhammedin nnde "aman" diler.
Bunu duyan Muhaysa keyfe gelerek u msralar fsldar:
"(u) Anann olu knyor, ayet,
Onun ldrlmesini emredersen,
Boyun kkn keskin klla uururum.
Tuz gibi beyaz, clas halis klla,
Her zaman onu vursam yerini bulur.
Seni bir emre itaat ederek ldrmem beni sevindirir" 396.
Grlyor ki bunlar sylerken kendi z kardeinin boynunu,
Muhammedin emriyle, vurmaa hazr olduunu terennm etmenin
mutluluu ierisindedir.
*
Din adam yukardaki ve benzeri rneklere sarlarak mslman
kiileri, ana, baba, karde, amuca vs gibi en yakn hsm ve akrabaya
ya da iyilik grdkleri bakaca kiilere kar dahi, eer farkl inanta
iseler, adeta "kafir" muamelesi yapmalarn, bunlar iin asla namaz
klmamalarn, duada bulunmamalarn (mafiret dilememelerini)
retir. retirken de yukardaki rnekler yannda eriat hkmlerini
belletir ki bunlarn banda Kurann u hkm gelir:
301
"Ey inananlar! Babalarnz, kardelerinizi -eer kfr imana tercih
ediyorlarsa- dost edinmeyin..." (K. 9 Tevbe 23).
Buna benzer bir dier ayet yledir:
"Akraba bile olsalar, mrikler iin mafiret dilemek Peygambere ve
muminlere yakmaz" (K. 9 Tevbe 113)
Bunlar okurken kukusuz ki kendi kendinize "Din ve inan uruna
ana, baba ve yaknlar arasna husumet salabilen bir dzenin
insanlarndan nasl bir hogr beklenebilir?" diye soracaksnzdr !
II) Din adam insanlarmz acmaszlik, kati yreklilik
rnekleriyle yetitrr:
nsanlarmz gaddar ve hunhar ruhla yetitirmek zere din adamnn
elinde, din adna iddet eylemlerini doal ve fazilet niteliinde
gsteren eriat hkmleri ve bu hkmlerin uygulanmasiyle ilgili
rnekler vardr. Bu hkmler arasnda gnahkar kiilerin "apraz
olarak el ve ayaklarnn kesilmesi" gibi cezalara arptrlmalarndan
tutunuz da Cehennemde "barsaklarn ate iinde sryecekleri",
"Balar tala ezilmi, azlar kanca ile paralanm olarak"
bulunacaklarna varncaya kadar akln ve insafn kabul edemeyecei
gaddarlklar yer alr.
te yandan din adam, farkl inanta ya da "Kafir" olanlara kar
Muhammedin giritii eylemleri rnek vermek suretiyle de kiileri
kat yrekli yapmaa alr. Verdii rneklerden bir ka aada
zetlenmitir.
A) Din adam, air Kab bn-i Esrefin ldrtlmesini iftihar olay
olarak belletir:
slam kaynaklarnn bildirmesine gre, Hicretin 3.cu ya da 4.cu
ylnda Muhammed, Medinenin nl airlerinden biri olan Kab bn-i
Erefi ldrtmeye karar verir. nk Kab, kendisini ve
mslmanlar hicvederek, ya da mslmanlarn dmanlaryla ilikiler
kurarak "uygunsuz" ekilde davranmtr!. stelik Bedir savanda
Mekkeli Araplarn yenilgiye uramas zerine Bedirde ldrlen
302
Araplar iin alam ve onlar hakknda iirler, mersiyeler yazmtr ki
Muhammedi fena halde rahatsz etmitir 397.
Bu yzden Muhammed, Kaba kar besledii dmanlk duygularn
yenemeyerek onu ldrecek bir gnll arar. Mescidte verdii
hutbelerden birinde: "Beni Kab bn-i Eref ten kim kurtarr? Kim
kurtarrsa Cennete gidecektir" eklinde konuur.
O srada Mescidte hazr bulunan Muhammed bn-i Mesleme adnda
biri, Cennete gitme midiyle, bu cinayeti ilemee hazr olduunu
bildirir. Fakat cinayeti ileyebilmek iin bir takm hile ve yalan
yollarna bavurmak gerektiini ekler ve bunu yapmak zere
Muhammedten izin ister. Muhammed kendisine bu izni verir. Bunun
zerine bn-i Mesleme, gvendii bir ka arkada ile birlikte cinayet
plann hazrlar. Bu setii arkadalardan biri Kabin st kardeidir.
kafadar bir gece karanlnda Muhammedin yanna giderek yola
kmak zere olduklarn sylerler.
Muhammed onlarn srtlarn okar ve birlikte el-Garked mezarlna
kadar yrr ve sonra onlar: "Allahn ismiyle gidin. Allahim onlara
yardm et" diyerek uurlar398.
kafadar doruca Kabin evine giderler ve kendilerini sanki
Muhammede kar husumet ve dmanlk besleyen kimselermi gibi
gsterirler eitli yalanlarla adamcaz evinden darya kartmaa
alrlar. Kabin kars gelenlerin seslerinden kt niyetli olduklarn
hissederek kocasna dar kmamasn sylerse de Kab dinlemez ve
kar. bn-i Mesleme tatl szlerle Kabi ay nda beraberce
dolamaa davet eder ve evin kapsndan biraz uzaklalnca
arkadalaryla birlikte zerine ullanarak kl darbesiyle nl airi
delik deik eder. Sonra da kafasn keserek bir yem torbasnn iine
koyar ve ertesi sabah Muhammede getirir. Muhammed bu byk
baardan dolay bn-i Meslemeyi ve arkadalarn kutlar ve
mkafatlandrr.
Bu olay din salklerine byk bir evkle anlatan din adam bir de
iftiharla unu ekler ki slamda torbada tanan ilk kelle, air Erefin
yukardaki ekilde kesilen ve bir torbaya konup Muhammede hediye
edilmek zere getirilen kellesidir.
303
imdi geliniz bu hikayenin din adamlarmz tarafndan insanlarmza
ne ekilde anlatldn grmek zere Diyanet leri Bakanlnn
Sahih-i Buhar Muhtasar... adli yaynlarnn 10.cu cildinde yer alan
1578 sayl hadisi beraberce okuyalm (aynen alnmtr):
"Cabir bn-i Abdillah...dan rivayete gre Resulullah... bir kere
Ashaba:
-Kab bn-i Eref(i ldrmek) iin kim hazrdr? diye sordu. nk o,
Allaha ve resulne eza etmitir! buyurdu. Muhammed bn-i
Mesleme:
-Ya Resulallah! ster misin onu ben ldreyim? dedi. Resulallah:
- Evet, isterim! buyurdu. bn-i Mesleme:
-yle ise (Kaba hakknzda holanaca) bir ey sylememe msaade
buyurunuz! dedi. Reullah:
-Ne istersen syle! buyurdu. Bunun zerine Muhammed bn-i
Mesleme Kaba vard.
-u kii (yani Reullah) bizden sadaka istedi. Ve bize g vergi teklif
etti. Ben de dn bir ey almak iin sana geldim! dedi. Kab da bn-i
Meslemenin dedii gibi sylendi:
-Muhakkak o, sizin usancnz daha arttracaktr! szn de ekledi.
Muhammed bn-i Mesleme:
-(Ne yapalm) bir kere ona uymu bulunduk. Onu derhal brakmak
istemiyoruz. Bakacaz onun hali ne olur, sona erinceye kadar
bekleyeceiz. imdi biz, senin... dn (hurma) vermeni istiyoruz!
dedi. Bunun zerine Kab:
-Pek iyi, size bana rehin veriniz! dedi.
- [bn-i Mesleme ve arkadalar] .... biz sana silahmz, zrhmz
terhin edelim! dediler. (Kab muvafakat eder) kendisine gelmesi iin
bn-i Meslemeye zaman tayin etti.
304
Muhammed bn-i Mesleme bir gece Kaba geldi. (Kale dndan
seslendi). Yannda Kabin st kardei Ebu Naile vard. Kab bunlar
kale iine davet etti ve misafirleri karlamak iin onlarn yanna indi.
Kabin kars kocasna:
-Bu saatte nereye kyorsun? Emin ol ben bir ses iittim ki, ondan kan
damlyor (er seziliyor)! dedi. Kab:
- O benim kardeim Muhammed bn-i Mesleme ile st kardeim Ebu
Nailedir. Hem, kerim olan bir gen geceleyin kl darbesine arlsa
bile, o arya muhakkak icabet eder, dedi (ve yanlarna indi)....
Muhammed bn-i Mesleme bu arkadalarna (nce) yle kumanda
etmi: Kab gelince ben onun ban tutup san koklarm. Siz benim
Kabin ban skca yakaladm grnce hemen kllarnz ekip
Kabi vurunuz! demiti. (Hadisin ravisi amr Ibn-i Dnar) bir kere de
bn-i Meslemenin arkadalarna: Kabin ban size de koklatrm!
dediini rivayet etmitir.
imdi Kab bn-i Eref mkellef giyimli ve hamall olarak, etrafna
gzel koku saarak misafirlerin yanna indi. Bunun zerine bn-i
Mesleme:
-(Aman bu ne gzel koku) bugnk gibi gzel koku (mrmde)
duymadm! diye yaklat. Kab:
-(Ne sanyorsun) Arabn en asl ve en gzel kokulu kadnlar sinemde
yatyor! dedi. Muhammed bn-i Mesleme:
-Ban, san koklamama msaade eder misin? dedi. Kab:
- Evet ederim! dedi. bn-i Mesleme kendi koklad. Sonra arkadalarna
da koklatt, sonra: Bana bir daha koklamaa msaade eder misini?
dedi. Kab:
-Evet! dedi. Bu defa bn-i mesleme Kabin ban smsk yakalad.
Ve arkadalarna:
-Haydi kl darbesine tutup vurunuz! dedi. Bu suretle bn-i Erefi
ldrdler. Sonra Nebi...e gelip haber verdiler". [bn-i Cevzinin
nakline gre "Kabi ldren "mcahidler" onun ban bir yem
305
torbasna koyarak Medineye getirmilerdir. Bu suretle slamda ilk
naklonulan dman ba Kabin badr, denilmitir" 399
imdi yukardaki hikayeyi akl ve vicdan terazisine vuralm.
Sylemeye gerek yoktur ki her satr ile bizi aknla ve dehete
srkleyecektir. Her ne kadar din adam, Kab bn-i Erefin Yahudi
bir air olduunu, mslmanlara kar kin beslediini, Mekkeli
"mriklere" dostluk gsterdiini ve bu nedenlerle ldrlmesinin
caiz olduunu "gereke" olarak ne srerse de bu gerekelerin vicdan
leinde yeri olmad ortadadr.
Ktle ktlkle kar koymann gerekli olduuna siyaset
adamlar, ya da askerler ya da halktan kiiler inanm olabilirler. Fakat
kendisini "peygamber" diye ilan eden bir kimsenin, kin ve dmanlk
duygularna kaplarak bn-i Mesleme ve arkadalarn byle bir
eyleme ve bu ekilde srklemesi pek onaylanabilecek bir ey
deildir.
Btn bunlar "mazur" gstermek iin din adam, Muhammedin
"peygamberlik" grevi yannda dnyevi grevlerle de donatlm
olduunu ve u hale gre "din dmanlarn" yk etme yetkisine sahib
bulunduunu ne srer. Oysa ki "peygamberlik" grevi, velev ki
dnyevi iler sz konusu olsun, ldrmek ya da yukardaki rnekte
olduu gibi, yalana ve hileli usullere cevaz vermek gibi yetkileri
kapsamaz. Kapsar diye kabul edilecek olursa, bu taktirde "peygamber"
diye bilinen kii insanlk iin "ideal" ve "gzel" bir rnek yaratm
olmaz. Her kes onu taklid yoluna gidecei iin ortaya "olumsuz" bir
toplum dzeni km olur.
te yandan Muhammed, yine din adamnn eriat kaynaklarna dayal
olarak sylemesine gre, kiileri mslman yapamad bir ok
vesilelerle Tanrnn kendisine: "Sen istesen de onlar, inananlardan
yapamazsn. Brak onlar sen bana" eklinde konutuunu bildirmitir.
Durum bu idiyse, air Erefi ve daha nicelerini ldrtmesi, kukusuz
ki zrl klnabilecek davranlardan olamaz.
B) Din adam Muhammedin kin besledii kiilerden Ebu Leheb,
Ebu Cehl, Ukbe b. Ebi Muayt, meyye b. Halef, bn- Sell gibi
306
"mrik" ya da "munafik" kiilere kar giriilen davranlari,
ders alnmak gereken birer ibret rnei olmak zere belletir.
Kurann "Leheb" balkl bir Sresi vardr ki 5 ayetten oluur ve
Ebu Leheb ile karsna kar kfrler ve lanetlemelerle doludur.
Sylendiine gre Ebu Leheb ile kars, Muhammede muhalefet
edenlerin banda gelen kimselerdir. Bu ayetler aynen yledir:
"Ebu Lehebin elleri kuruun, yk olsun! mali ve kazand kendisine
fayda vermezo Alevli atee yaslanacaktro Kars da boynunda bir ip
olduu halde ona odun tayacaktr" (K. 111 Leheb 1-5).
Ebu Leheb Kreys erafndan olup Muhammedin amucalarndan
biridir. Fakat daha ilk anlardan itibaren kars ile birlikte Muhammedi
yalanclkla sulam, her vesile ile ona muhalefet etmitir. Bundan
dolaydr ki Muhammed ona kar snrsz bir kin beler olmutur.
Fakat Mekke dneminde henz gl olmad iin ona kar bir ey
yapamam sadece Kurana koyduu ayetlerle kinini boaltmaa
almtr.
Din adamlar Ebu Lehebin Muhammede kar olan tutum ve
davranlarn ylesine abartmal bir ekle sokmular ve
Muhammedin ona kar besledii kndarln ylesine
kutsallatrmlardr ki o tarihten bu yana Hacc mevsiminde hacc iini
tamamlayan mslmanlar, eytanlar taslaypta Mekkeye dnerlerken
Ebu Lehebin o civarda bulunan mezarn da talar olmulardr.
Bylece Muhammedin Ebu Lehebe kar besledii kndarl canl
tutup srdrrlerken, kendileri de kin duygulariyle bezenmi olurlar.
Muhammedin kin besledii kiilerden biri de Ebu Cehl dir. Bu
kiiden sz ederken din adam, her eyden nce Kurann onunla
ilgili ayetlerini okur ki bunlardan birisi yledir: "Dorusu
gnahkarlarn yiyecei Zakkum aacdr... -Suluyu yakalayn,
Cehennemin ortasna srkleyin, sonra basna... kaynar u dokun-
denir. Sonra ona -Tad bakalm, hani erefli olan, deerli olam sendin-
denir..." (K. 44 Duhan 46-50).
Din adam, Ebu Cehlin (ve karsnn), Mekke dnemi srasnda
Muhammede muhalefet edenlerin banda geldiini Arap
307
kaynaklarndan naklen belirttirken, ayn zamanda onun Bedir sava
srasnda ldrln ve kafasnn kesilerek Muhammede
getiriliini ve kesik ba karsnda Muhammedin : "Ey adevvllah,
seni rezil ve rsvay eden Allaha hamdu sena olsun... Bu herif, bu
mmetin Fravni ve eimme-i kfrn ba idi..." 400 diye beddua
ediini de abartarak anlatr. Anlatrken, Mekke dneminde
Muhammede kafa tutanlardan, onunla alay edenlerden dier biri olan
Ukbe b. Ebi Muaytin, diri diri ele geirilip nasl Muhammedin
emriyle ellerinin balandn, sonra da nasl boynunun vurulduunu
zevkle hikaye eder 401.
Din adamnn bu konuda listeye koyduu kiilerden biri de umeyye b.
Halef dir. Gya Kurann Humeze Sresinin 1-4 ayetleri
Muhammedin kin besledii bu umeyye b. Halef vesilesiyle
konmutur. Din adamnn anlatmasna gre umeyye, Muhammed
aleyhinde laf etmi ve mslman kiileri (rnein Bilal- Habesiyi)
dinden karmak istemitir. Bu nedenle Bilal, gnn birinde bir ka
arkadaiyle birlikte karsna km ve kl darbesiyle onu
ldrmtr. Ancak ne var ki umeyye iman bir kii olduundan
vcudu sismis ve bu yzden gmlmesine are bulunamam. Bu
nedenle tamamen rtlnceye kadar zerine toprak ylm. Sonra da
lasesi Kalbe gtrlmek zere srklenirken para para olmumu
402.
Yine din adamnn slam kaynaklarndan naklen sylemesine gre
Muhammed, bu kii hakknda Kurana u ayetleri koymutur: "Mal
toplayarak, onu tekrar tekrar sayan, diliyle ekitirip, yznden de
alay eden kimsenin vay haline. Malinin kendisini olumsuz klacan
sanr. Hayr, o, andolsun ki, krp geiren yere atlacaktr..." (K. 104
Humeze 1-4). Bylece ona kar besledii kini dile getirmitir.
Din adamnn bellettiine gre Muhammedin kin besledii nemli
kiilerden biri de bn-i Sell dir (Abdullah bn-i ubeyy adiyle de
bilinir) ki, slama girmi olmakla beraber Muhammede koru krne
boyun emek istemedii iin "mnafklarn ba" olarak ilan
edilmitir. Buna karlk olu Abdullah son derece ky bir mslman
kii olarak Muhammede ar ekilde baldr. bn-i Sell olduu
zaman olu Abdullah Muhammedten babas iin namaz klmasn ve
308
mafiret dilemesini rica edero onu darltmamak iin Muhammed nce
kabul etmi iken mer b. Hatttabn ikaz zerine vazgeer ve
Kurana u ayeti koyar: "Bu mnafklardan len kimsenin namazn
sakin klma, mezar banda da durma! nk onlar Allah ve
peygamberini inkar ettiler, faik olarak ldler" (K. 9 Tevbe 84).
Din adamnn sylediklerinden anlalmaktadr ki Muhammed, kin ve
adavet duygularn hogr ve sevgi duygularnn zerine karma
olasln bulamamtr.
C) Din adam insanlarmz, kafirlere, munafiklara ve mriklere
kar kin ve nefret duygularyle yetitirmek iin"lm sizin
zerinize olsun", ya da "Allah mriklerin evlerine ve
mezarlarna ate doldursun" eklindeki dua rnekleriyle
yetitrr:
Diyanetin slam kaynaklarndan naklen bildirdiine gre
Muhammed, "ktle ktlkle karlk verme" geleneini kafirlere
ve mriklere ve zellikle kendisine dman bildii kimselere kar
her vesile ile srdrrdo rnein onlarn "lm zerinize olsun"
eklindeki lanetlemelerine ou kez onlarn diliyle ayn ekilde
karlk verirdi. Bunun byle olduunu Diyanet yaynlarnda yer alan
ve Ayenin rivayetine dayal u hadis hkmnden anlamak
mmkndr.:
"Bir kere Nebi... in huzuruna Yahudiler girmiti de Resulullaha
(selam yerine): -Essamu aleyk= lm zerine olsun-demisdiler. Ben
de onlara lanet etmitim. Bunun zerine Resulullah bana:
-Sana ne oldu ki? buyurdu. Ben de:
-Bu Yahudilerin ne hezeyan ettiklerini iitmedin mi? dedim.
Resulullah:
-Ya sen benim -Ve aleykm= lm sizin zerinize olsun- dediimi
iitmedin mi? diye cevap verdi". (Bkz. Sahih-i..., Cilt VIII, sh. 343)
403
309
Yine din adamnn Abdullah bn-i Ebi Evfa ve ayrca Aliden rivayet
olarak bildirdiine gre Muhammed, kendisine dman bildii
mrikler aleyhine dua eder, rnein: "Allah, mriklerin (hayatnda)
evlerine (ldkleri zaman da) mezarlarna ate doldursun! Onlar bizi
ikindi namazndan alkoydular..." demeyi gelenek edinmitir (Sahih-
i..., Cilt VIII, sh. 342) 404.
Grlyor ki din adamnn anlatmasna ve belletmesine gre
Muhammed "ktl" iyilikle deil fakat benzeri bir ktlkle
karlamann ya da "kafirlere", "mnafklara" ve "mriklere" lanet
savurmann doal bir davran olduunu ortaya vurmutur. Din adam
da insanlarmz Muhammed rneine gre yourmu olur.
Yine din adamnn sylemesine gre Kuran zerinde tartmaya
kalkanlarla oturup konumak, onlar ikna etmek deil fakat onlarla
"lanetlemek" fazilettir, nk Muhammed byle yapmtr ve nk
Kuranda byle yaplmas anlatlmtr. Ayet yle:
"Ey Muhammed! Sana (Kuran) geldikten sonra, onda seninle kim
tartacak olursa, de ki -Gelin oullarmz, oullarnz,
kadnlarmz, kadnlarnz, kendimizi ve kendinizi aralm, sonra
lanetleselim de, Allahn lanetinin yabanclara olmasn dileyelim-..."
(K.3 mran 61).
Bu ayeti okurken din adam, ayetle ilgili u hikayeyi anlatr: Bir gn
Muhammed, Necran Hristiyanlarna mektup gnderip kendilerini
Medineye arr: maksad onlar mslman yapmaktr.
Necranllardan 14 kiilik bir heyet, balarnda emirleri Abdlmesi
Akib olmak zere Medineye gelirler. zerlerinde ipekli ve "mkellef"
elbiseler vardr. Muhammedin yanna ktklarnda Muhammed
onlardan yz eviriro gzel ve ipekli elbiseler giymilerdir diye
grmek dahi istemez. Bunun zerine Muhammedin yannda
durmakta olan Osman b. Affan dayanamz ve , Necranllara hitaben:
"Huzura ipekli elbiselerle ve mkellef giyimli bir heyette geldiiniz
iin Resulallah size iltifat buyurmad" der.
Adamcazlar anlay gsterip "huzurdan" ekilir giderlero ertesi gn
"ruhban heyetinde olarak" gelirler. Muhammed onlar slama arr.
Kurandan sa ile ilgili ayetler okur ve sann "ilah" (Tanr)
310
niteliinde olmadn anlatr. Fakat Necranllar onun sylediklerinin
ncilde yazl bulunmadn belirtirler ve konuyu tartmak isterler.
Oysa ki Muhammed fazla tartmaya taraftar deildir. Bu nedenle
onlar "mlaane" ye arr ki Arapa olan bu szcn anlam
"lanetlemektir"o daha dorusu iki taraftan her birinin, yalanc kan
dier tarafa lanet yadrmasdr.
Necranllar "lanetlemektense" ekilip gitmeyi uygun bulurlar. Din
adamnn sylemesine gre gya Muhammedin lanet etmesi halinde
ne kendilerinin ve ne de ocuklarnn artk bir daha "felah"
bulamayacaklarn anlamlardr 405. Oysa gerek udur ki
Muhammedin artk glenmi olduunu ve slama girmedikleri
taktirde ksa bir zamanda kendilerine saldracan bildikleri iin,
balarna bela gelmesin diye "izye" (kafa paras) vermee raz
olurlar. Din adamnn sylemesine gre "izye" mslmanl kabul
etmemenin cezasdr.
te yandan yine din adamnn belletmesine gre Muhammed,
"kafirleri" ve "mnafklar" her vesile ile aalatmay ve rnein
"Mmin bir midesine koymak iin yer. Kafir ise karnndaki yedi
barsan doldurmak (karnini iirmek) iin yer" diyerek onlar hem
oburluk ve hem de hrs arl asndan ktlemeyi gelenek
edinmitir (Bkz. Sahih-i ... Cilt X, sh. 383) 406.
Kukusuz ki din adam bunu belletirken, mslman kiiyi ayn
davran dorultusunda klmaa alr.
) Din adam Muhammedin, Bedir gn pis bir kuyuya attirdii
l cesedlerine hakaretler, kfrler yadrarak intikam almasni
rnek verir:
Din adamnn slam kaynaklarndan naklen bellettii olaylardan biri
Bedir savaiyle ilgili olarak yledir:
Kreysin Bedir savanda yenilgiye uramas zerine Muhammed,
Kreys erafndan 24 kiinin cesedlerinin Bedir kuyularndan pis bir
kuyuya atlmalarn emreder. Bunlar kin besledii kimselerdir ki
yllarca nce kendisiyle alay etmi ya da kendisine ktlk yapm
olan kimselerdir. Cesedlerini pis kuyuya attrmakla pis kuyunun yeni
311
pisliklerle dolacan dnmtr. Fakat bununla da yetinmez bir de
ashabn peine takp kuyunun bana giderek bu cesedleri, kendi
adlariyle ve babalarnn adlariyle armaya balar ve her birini
kltc, aalatc bir dil ile konuur . Buharnn Ebu Talhadan
rivayetine gre yle der: "Ya filan bn-i filan, ya filan bn-i filan! Siz
Allaha ve Resulullaha itaat etmi olsaydnz itaatiniz sizi sevindirir
mi idi? (phesiz sevindirirdi). Ey maktuller (ller)! Biz, Rabbimizin
bize vadettii nusret ve zaferi muhakkak surette gerek bulduk. Siz
de (batl) Rabbnzn vadettii (mevhum) nusret ve zeferi gerek
buldunuz mu?".
Bu ekilde kinini boaltrken yannda bulunanlar kendisine bu
cesedlerde hayat eseri bulunmadn hatrlatrlar. Fakat Muhammed
onlara: "...Allaha yemin ederim ki, benim sylediim szleri siz,
onlardan daha iyi tr deilsiniz" der. Buharnn Katadeden
rivayetine gre Tanr gya, Bedir kuyusundaki cesedlere
Muhammedin sylediklerini iittirecek derecede hayat vermitir. Din
adamnn anlatmasna gre"Bu suretle azgn Kreys mrikleri
ayplanm, kltlm, azab edilmi ve kardklar frsatlara, ve
yaptklar mezalime nedamet ettirilmi(lerdir)". (Sahih-i..., Cilt X, sh.
152) ) 407
Din adam bu hadis hkmn naklederken Muhammedin yukardaki
ekilde l cesedlerini aalatmakla intikam alm olduunu anlatr
ve yle der: "Resulallahn bu veciz hitabesi, ei grlmemi ilahi bir
intikam idi" 408
Fakat din adam Muhammedin kndar duygularla yaptklarn
tamamlamak maksadiyle, Medineye dn srasnda "Safra"
mevkiine gelindikte Nadr bn-i Harisin ve daha sonra "Irk" mevkiine
gelindikte de Ukne bn-i Ebu Muaytin boyunlarnn vurulduunu
anlatr 409. Bunlar yllar nce Muhammedle u veya bu ekilde alay
etmi olan kimselerdir. Anlalan o dur ki Muhammed, yllar boyu
kinini iinde saklam ve frsat bulduu ilk frsatta intikamn
almtr.
D) Din adam Bedir sava sonucu ele geirilen Arap esirlerden
fidye paras veremeyenlerin boyunlarinn vurdurtulmasni
"fazilet" davran olarak tanmlar:
312
Din adamnn slam kaynaklarndan (zellikle Taberiden) naklen
anlatmasna gre Muhammed, Bedir savanda ele geirilen esirlere ne
ekilde muamele yaplmas gerektii hususunda kararsz kalr. Fikir
almak maksadiyle Ebu Bekir ile mer b. Hattaba danr. Ebu Bekir
esirlerin affedilmelerini, mer ise ldrlmelerini sylerler. Birbirine
zd bu iki gr karsnda Muhammed esirlerin kaderi hususunda
verdii karar mslmanlara sylece ilan eder: "(Ey Mslmanlar) Siz
bugn fakirsiniz, elinizdeki esirlerden kimse kurtulu paras vermeden
kurtulmasino yahud onlarn ban kesiniz" 410.
Ele geirilmi olan esirler mslmanlar arasnda paylalr ve her
mslman kendisine den esirden fidye alro fidye veremeyen
esirlerin de kelleleri kesilir.
Anlalan odur ki Muhammed, fakir mslmanlar esirlerden fidye
almaa zorlayp varlkl klma yolunu tercih etmitir. Bylece hem
onlar kendisine biraz daha balam ve hem de fidye veremeyen
Kreysli esirlerden kurtulmu olur.
E) Din adam Muhammedin gzler oydurtarak, kizgin demir
ubukla iskenceye sokarak, kol ve ayaklari aprazlama kestirerek
insanlar cezalandirmasni ibret verici rnekler olarak sergiler:
"Ukle ve Ureyneliler" Hadisi .
Kurann Maide Sresiinde: "Allaha ve onun Resulne (isyan
ederek) harb aanlarn ve yeryznde itimai nizam bozmaya
alanlarn cezas (crmlerine gre) ya amansz ldrlmeleri,
yahud asilmalar, yahut ellerinin ve ayaklarnn apraz kesilmesi,
yahud bulunduklar yerden srgn edilmeleridir..." (K. 5 Maide 33)
diye yazldr. Buharnn Sahihinde bu ayet "Dininden dnmek" ya
da "Kfr etmek" ya da "yol kesmek" suretlerinden biriyle "Allaha ve
Peygamberine kar harb aanlara" verilecek cezalarla ilgili olarak ele
alnmtr. Yani "dinden dnmek" ya da yol kesmek vs gibi
davranlar Allaha harb amak eklinde anlalmtr.
Din adamlar bu ayeti korku ve dehet yaratmak iin her vesileyle
mslman kiinin karsna dikerler ve bu ayetin bizzat Muhammed
tarafndan uygulanmasiyle ilgili olarak zellikle "kle ve reyneliler"
hadisini rnek verirler ki ksaca yledir:
313
Hicretin 6.i ylnda Muhammed "Ukl" ve "reyne" kabileleri
zerine bir ete gnderir. Maksat ganimet edinmektir. Bu saldrya
urayanlardan yedi sekiz kii mslmanl kabul ettiklerini bildirerek
Medineye gelirler ve Muhammedten yardm dilerler. Muhammed
onlar, dilekleri gereince develerin bulunduu bir mintikaya gnderir,
yedirir, iirir. Fakat gya adamlar bir sre sonra Muhammedin
obann ikenceye sokarak ldrrler, develerini karrlar ve
mslmanl da terkettiklerini ilan ederler. Haberi alan Muhammed
derhal kaanlarn peine yirmi atl gnderir ve adamlar yakalatp
huzuruna getirtir. Dinden kmak, hrszlk yapmak, oban ldrmek
eylemlerine "ksas" olmak ve bylece Maide Sresinin yukarda
belirtilen hkmn uygulamak zere gzlerinin oyulmasn ve
ellerinin, ayaklarnn kesilmesini emreder. Emrettii ekilde yaplr:
gzleri oyulan, elleri ayaklar kesilen adamlar le scanda
Medinenin Harre denilen talk mintikasna getirilip braklr ve
kzgn gne altnda lme terkedilir. Adamlar susuzluktan talar
kemirerek, dileriyle topra kazyarak lme giderler. Olay Diyanet
yaynlarnda yukardaki ekilde anlatlmtr (Bkz. Sahih-i..., Cilt , sh.
180 ve d.) 411.
Din adamnn aklamasna gre bu kiiler byle bir cezaya
mstahaktrlar, nk Muhammedten iyilik grdkleri halde onun
obann ldrmler, develerini alp kamlar ve slamdan da
kmlardr. Oysa ki bu anlatm, aslnda abartmal bir anlatmdr.
Fakat bir an iin bu sylenenlerin doru olduu kabul edilse dahi,
kendisini "peygamber" diye tantan bir kimsenin bu adamlar,
gzlerini oydurtarak, ellerini ve ayaklarn doratarak, sonra da kzgn
gnete braktrarak bylesine gaddarca bir cezaya arptrmas tasvip
edilebilecek bir ey deildir.
Din adamnn, zellikle Buhar ve Taberi ve bn shak gibi
kaynaklara ve Diyanet yaynlarna dayal olarak byk bir zevkle
anlatt dier bir olay Muhammedin Ben Nadir Kabilesinin ileri
gelenlerinden Knane Ebil- Hukayk ile Hyey bin Ahtab
ldrtmesiyle ilgilidir ki ksaca yledir:
Hayber Yahudilerini mslman olmaa zorlamak ve mslman
olmadklar taktirde mallarn ganimet olarak almak maksadiyle
314
Muhammed, hicretin 7.ci ylnda Hayber seferine kar. Yahudiler
mslman olmay rededince kalelerini kuatr ve onlar yenilgiye
uratr 412. Ele geirilen esirler arasndan Safiyye bint-i Hyey b.
Saye adndaki gzel bir kadn kendisine ayrr. Safiyye 17 yasnda
olup Yahudi kabilesinin bakan olan Hyey b. Ahtabn kzdr ve
kabilenin ileri gelenlerinden Knane ile henz yeni evlenmitir.
Kabileye ait hazinenin yerini renmek iin Muhammed, Knaneyi
sorguya ekero adamcaz hazinenin yerini bilmediini syleyince
ikence yaplmasn emreder ve bu ie Zubeyr adnda birini memur
eder. Zubeyr demirden bir ubuu atete kzdrr sonra Knanenin
vcuduna tutar. Knane avaz avaza barmaya balar, fakat hazinenin
yerinden haberi olmadn tekrarlar. Muhammed ikencenin
arttrlmasn ister fakat yine sonu alamaynca kafasnn kesilmesini
emreder. Emrederken Mesleme adnda birini bu ile grevlendiriro
nk Mesleme, eskiden beri Knaneye kar kin beslemekte olan
biridir. Safiyyenin kocas Knaneyi bu ekilde ldrttkten sonra
onun babasn ve kayn biraderini de, hazinenin yerini sylemediler
diye, ldrtr. Ve btn bu ldrme ilerinin olutuu gnn
gecesinde Safiyye ile zifaf olur. Ertesi gn "Kimde bir ey varsa
getirsin" diye ilan eder. Cemaat "hays" denen Arap yemei yapp
yerler. Bir rivayete gre Safiyye o gece Muhammedle yatmak
istemez, nk kocas, babas ve kaynbiraderi o gn ldrlmtr.
Bu nedenle Muhammed askerleriyle birlikte yola koyulur ve Safiyye
ile ertesi gece zifaf olur.
Din adamnn iftiharla anlatt bu olaylar, slam kaynaklarndan
alnma olarak Diyanet leri Bakanlnn yaynlarnda bulunur
(Bkz. Sahih-i..., Cilt II, sh. 299) 413.
F) Beni Kureyza kabilesinden alinan 800 (ya da 900) esirin,
Muhammedin emriyle ve onun gzleri nnde kafalari kesilerek
ldrlmesini din adam vgye layk bir olay olarak belletir:
Din adamnn Arap kaynaklarndan ve zellikle Taberi, ve bn
Hisam, Vakidi vs... gibi nl tarihilerden ve Kurandan (rnein
Ahzab Sresinin 26-27 ayetleri) naklen anlatmasna gre Beni
Kreyza kabilesine kar Muhammedin giritii kuatma hareketinin
yirmi ya da yirmi beinci gnnde Yahudiler "aman" dileyerek teslim
315
olmaya karar verirler. Fakat Muhammed : "Ben size aman vermen"
diyerek dileklerini reddeder. Gya Tanrdan ald emir gereince
onlar cezalandrmadan saldrya son vermeyecektir. Onun bu tutumu
karsnda Yahudiler, azad edilmek kaydiyle sahip bulunduklar btn
mal ve mlk terketmee raz olduklarn bildirirler. Fakat
Muhammed onlarn kaytsz-artsz teslim olmalarn ister. Yapacak
bakaca bir ey bulamaynca Yahudiler kalelerinden kp teslim
olurlar. Kurayzallarn erkekleri karlarndan ve ocuklarndan
ayrlp, elleri ve ayaklar balanarak muhafaza altna alnrlar. Azad
olunmalar iin yeniden dilekte bulunurlarsada dilekleri kabul
edilmez. Muhammed onlara, kaderlerinin Sad b. Maz adnda biri
tarafndan hkme balanmas teklifinde bulunuro Kurayzallar kabul
ederler. Oysa ki Sad b. Maz, karlar itibariyle Muhammede bal
olan bir kimsedir. Nitekim Kreyza erkeklerinin ldrlmelerini,
kadnlarla ocuklarn esir olarak paylalmasn ve mal ve mlklerinin
dahi paylalmasn hkme balar. Muhammed bu hkmn derhal
yerine getirilmesini emreder. Kurayzallarn topraklarn be ksma
bldrr ve bunlardan bir blmn kendisine ayrdktan sonra geri
kalan ksmn kura ile mslmanlar arasnda paylatrr. Esir alnan
kadnlar ve ocuklar pazarda, at ve silah karl kle olarak sattrr.
Kreyzal erkeklerden alnan esirlere gelince (ki bunlarn says bir
rivayete gre sekiz yz, bir rivayete gre de dokuz yz kadardr)
bunlar ellerini ve ayaklar balanm olarak Medine pazarnn
bulunduu yerde toplar. Pazar yerinin ortasna byke bir kuyu
kazdrr ve sonra kuyunun kenarna melip oturur. Ali ile Zubeyr i
artp onlar kelle kesme iiyle grevlendirir ve: "Klcnz ekip
bunlar birbir ldrn ve bu kuyuya atn" diye emreder. Ali ile Zubeyr
byk bir evkle esirlerin kellelerini kesmeye balarlaro Muhammed
de kesilen kellelerin teker teker kuyuya dmesini seyreder. Bir aralk
kelle kesme iini Hazrecilere havale eder. nk Kreyzallar
vaktiyle Hazrecilere kar Evs kabilesiyle andlama yapmlardro
bylece Hazrecilere imdi intikam alma frsatn salam olur. Kelle
kesme ii akam karanl basana kadar devam eder (Sahih-i... Cilt II,
sh. 407) 414.
Yine din adamnn anlatmasna gre Muhammed, yukardaki iler
bittikten sonra zel airi Hasan b. Sabite yahudilerin kanl cesedlerine
hakaret yadrc iirler sylemesi iin yle emreder: "u Kreyza
316
oullarn hicvet, irtikap ettikleri hyanetleri birer birer say, dk. .
Yahud peygamberiniz ve ailesi hakkndaki kfrlerine cevap ver..."
415. Bylece Kreyzallardan tam olarak intikamn almtr. Fakat
din adam, btn bunlar birer "fazilet" davran olarak gsterir ve
mslman kiiyi biraz daha etkilemek zere yukardaki olaylarn, yani
esir almalarn, yamalarn, esirlere ait mal ve mlkn
paylalmasnn, esirlerin kafalarnn teker teker ve en gaddar ekilde
doranmasnn, vs...hep Tanr ii olduunu ekler ve bu hususlarla
ilgili Kuran ayetlerini okur ki bunlardan ikisi yledir: "Allah, Kitab
ehlinden (yani yahudilerden), kafirleri destekleyenleri kalelerinden
indirmi, kalblerine korku salmtio onlarn kimini ldryor kimini
esir ediyordunuz. Yerlerini, yurtlarn, mallarn ve henz ayanz
dahi basmadnz yerleri Allah size miras olarak verdi. .." (K. 33
Ahzab 26-27)
G) Din adam mslman kiileri, insanlarn "ateten bir ukurda
beyinleri kaynar" olarak, ya da "balar tala ezilmi", "atal bir
kanca ile azlar paralanm", "Kulaklarna kzgn kurun
dklm", "Barsaklarn ate iinde srr" ekilde azab
ekmelerini hayal etmee zorlarken Muhammedin bu
dorultudaki szlerini ve Kuran ayetlerini (rnein Bakara 56)
belletir:
Din adamnn elinde insan kalbini katlatrmaa yeter nitelikte olmak
zere snrsz bir malzeme yn vardr ki her biri birer dehet
rneidir. Bunlardan bir ikisini daha sralayalm.
Ana, baba, karde ya da en yakn akraba dahi olsalar, mslman
olmayarak len kimseler iin namaz klmann, ya da "mafiret"
dileinde bulunmann caiz olmadn anlatmak iin din adam
Muhammedi rnek verir. Bu rneklerden bir kana biraz yukarda
deindik ve grdk ki Muhammed, mslman imannda lmediler
diye anas Emine iin Tanrnn kendisine "mafiret" dileme izni
vermediini, babas Abdullahn Cehenneme atldn sylemekte
saknca grmemitir. Kendisine babalk yapan amucas Ebu Talib
hakknda da yapt buduro o Ebu Talib ki, bilindii gibi
Muhammedi, ok kk yetim olarak evine alm ve kendi z olu
Ali gibi, hi bir ayrm yapmadan tpk kendi olu gibi bytmtr.
317
Her ne kadar mslmanl kabul etmemekle beraber son derece geni
bir hogrlkle Muhammede her vesile ile yardmc olmu, onu
Kreyslilere kar korumu, lmlerden kurtarmtr. Ancak ne var ki
Muhammed, grd btn iyiliklere ramen amucas Ebu Talibin
lmnde, namazn klmak ya da mafiret dilemek yle dursun fakat
onun Cehenneme atldn, ateten bir ukurda beyni kaynayarak
kalacan sylemitir. Konuya daha nce deinmi olmakla beraber
ksaca u hususu anmsatmakta yarar vardr:
Din adamnn slam kaynaklarndan (zellikle Diyanet yaynlarndan)
naklen anlatmasna gre Ebu Talibe lm alametleri geldii srada
Muhammed yanna gider ve mslman olmasn syler. Fakat Ebu
Talib kabul etmez ve "Ben Abdulmuttalb milleti zerineyim" diyerek
atalarnn dininde kalmak istediini bildirir. Muhammed kendisine:
"yi bil ki amucacm, Allah tarafndan menolunmadka ben
hakknda muhakkak surette Allahtan afv ve mafiret dileyeceim"
dero fakat dediini yaptrtamaz ve Ebu Talib, kendi atalarnn dinsel
inancna bal olarak gzlerini hayata kapar. Amucasnn mslman
olmadan lmesi zerine Muhammed, onun ve onun gibilerin
"Cehennemlik gruh" olduklarna ve onlar hakknda mafiret
dilenemeyeceine, onlar iin namaz klnamayacana dair Kurana
u ayeti koyar:
"Peygamberin ve u iman edenlerin mrikler lehine -onlarn
Cehennemlik gruh olduklar (anlaldktan) sonra - mafiret
dilemeleri doru deildir. Hatta o mrikler... (hsm) olsalar bile" (K.
9 Tevbe 113).
Fakat bununla da kalmaz bir de Ebu Talibin Cehenneme gittiini
ilan eder. Ederken de her eye ramen amucas lehinde sefaatte
bulunduunu ekler ve yle der: "Umarm ki sefaatim amucama
faydal olacaktr. Sefaatimle amucam topuklarna kabilen ateten bir
ukura konulacak, oradan beyni kaynayacaktr" (Sahih-i..., Cilt V, sh.
533) 416.
Diyanet yaynlarnda yer alan bu hadisi mslman kiilere rnek
olarak verirken din adam unu anlatmak isterki Ebu Talib,
Muhammedin sefaati sayesinde nispeten hafif bir cezaya arptrlm
ve sadece "topkularna kabilen ateten bir ukura konulmu orada
318
beyni kaynatlmtr"o yani eer onun sefaati olmasayd daha byk
bir azaba atlm olacakt. Bunu kantlamak zere de Buharnn
Abbas bn-i Muttalbden rivayet ettii u hadisi nakleder: "...rivayete
gre bir kere Abbas Nebi...e: -Ya Resulllah! Amucan (Ebu Talib
hakknda sefaat)den seni nasl bir his alkoydu? Allaha yemin ederim
ki o, seni her zaman tecavzden muhafaza ederdi. Ve senin hesabna
dmanlarna kar aabileirdi! dedi. Resulullah yle cevap verdi:
-imdi Ebu Talib topuklarna kadar -dibi yakn- ateten bir ukur
iindedir. Eer benim (sefaatim) olmasayd muhakkak o,
Cehennemin en derin ukurunda bulunurdu" (Bkz. Sahih-i... Cilt X,
sh. 52 ve d.) 417
Bunu anlatrken din adam, amucas Ebu Talib lehine "sefaat" gsterdi
diye (ve bu sayede amucasnn topuuna kadar kan ateten bir
ukurda beyni kaynayarak kalmasn salad iin) Muhammedi
yceltir. Sanki "topua kadar kan ateten bir ukurda beyni kayna
yarak" azab ekmek topuu aan ateten bir ukura atlmaktan farkl
imi gibi!
te yandan din adam, slamn emirlerine uymayanlarn, ve hele
Kuran okumayanlarn (ya da okumay ihmal edenlerin) urayacaklar
dehet verici cezalar anlatmak iin yine Muhammed rneine sarlr
ve zellikle Muhammedin hayal ettii eyleri ya da ryalarn yine
onun azndan olmak zere nakleder.
Bu ryalardan biri Muhammedin husumet besledii Huza oullar ile
ilgilidir. Din adamnn belletmesine gre Muhammed, gya develerin
kulaklarn yarp salmak suretiyle adak yapma geleneini srdrd
diye Huzai Amr hakknda aynen yle demitir: "(Ksf namaz
klarken) ben Cehennemde Huzai bn-i Amiriyi kendi barsaklarn
(ate iinde) srkler bir halde grdm. nk Amr- Huzai develeri
salma adak yapanlarn nderi idi" (Sahih-i..., Cilt X, sh. 233 ve d.)
418.
Yine din adamnn anlatmasna gre Muhammed, bir gn namaz
klarken bir eye eliyle uzanmak istermi gibi yapm, sonra ikilip geri
geri ekilmi ve bunun nedenini soranlara : "(Evet) Ben Cenneti
grdm ve bir (zm) salkmna elimle uzandm" dedikten sonra
319
Huzailerin ceddi saylan ve gya haclarn mallarn alan birisi
hakknda yle konumutur: "Size vad olunan eylerden hibiri
yoktur ki, u namazimin iinde grm olmiyaym, sizi temin ederim
ki, Cehennem (bana doru getirildi). Bu da yaln bana dokunur
korkusiyle geri geri geldiimi grdnz esnada ld. O kadar
(yaknma geldi) ki, orada omakl herifin ate iinde barsaklarn
srdn grdm. O omakl ki, haclarn mallarn comaiyle
alard. (Bir mali aldnn) farkna varld m. comama takld der,
varlmad m alp gtrrd..." (Sahih-i..., Cilt III, sh. 342) 419.
te yandan Kuran okumayanlarn, ya da faiz alanlarn, ya da zina
yapanlarn ya da benzeri gnahlarda bulunanlarn Cehennemde nasl
bir cezaya urayacaklar hakknda din adam yine Muhammedin
ruyalarn belletir. Bu ryalar insanlarn azlarnn atal kanca ile
paralandn, kafalarnn tala krldn, vcudlarnn ate
alevinde kavrulduunu anlatr nitelikte eylerdir.
Din adamnn Diyanet leri Bakanlnn yaynlar aracliyle
halkmza bellettii bu ryalardan biri, Muhammedin azndan
kt ekliyle aynen yle:
"... Lakin bu gece ben bir rya grdm... Grdm ki, iki melek bana
geldi. Bunlar iki elimi tutup beni dz bir fezaya kardlar. Orada bir
kimse oturuyordu, dier bir adam da ayakta duruyordu. Elinde
demirden atal bir kanca vard. Ayaktaki adam bu atal kancay
oturann aznn sa tarafna, ta kafasna kadar sokuyor ve azn bu
ksmn paralyordu. Sonra bu adam azn dier tarafn da bu suretle
tahrib ediyordu. Bu srada azn sa ksm iyi olmu bulunuyordu. Bu
defa da buraya dnyor, yine kancay skp paralyordu. Bu
meleklere ben:
-Bu adam kimdir? Ve bu hal nedir? dedim. Melekler:
-Hi sorma, ileri yr! dediler. Birlikte ileri gittik. Nihayet arka st
yatm bir adamn yanna geldik. Bunun baucunda da bir adam
oturmu, elinde yumruk cesametinde bir ta. Bununla yatan adamn
ban kryordu. Ta bana her vurduunda, ta yuvarlanp
gidiyordu. O adam da arkasndan ta almaa kouyordu. O dnp
320
gelmeden bunun ba iyi oluyor, eski haline avdet ediyordu. O adam
avdet edince yine basna vurup eziyordu. Bu meleklere ben:
-Bu adam kimdir? diye sordum. Meleklero
Hi sorma, ileri yr dediler. leri gittik. Frn gibi alt geni, st
dar bir delie eritik. Bu deliin altnda ate ykseliyor, hatta
(delikten) kmaa yaklayorlard. Atein alevi sakinletike de aa
dnyorlard. Burada plak erkekler, plak kadnlar vard. Bu iki
melege ben:
- Bunlar kim? diye sordum. Melekler bana:
-Hi sorma, ileri git! dediler. Yrdk, ta ki kandan bir nehrin iinde
ayakta bir adam dikiliyordu. Bu nehrin kenarnda da bir adam
duruyordu. nnde -nar gibi yuvarlak talar bulunuyordu. Nehirdeki
adam yzerek sahile doru -gelip kmak isteyince sahildeki adam
enesine bir ta atyor, nehirdekini eski yerine iade ediyordu. kmak
iin sahile doru gelmee her teebbs ettike, sahildeki, hemen
enesine bir ta frlatyor, onu eski yerine reddediyordu. Bu iki melege
ben:
-Bu nedir? diye sordum. Melekler:
-Sorma, ileri yr dediler. Birlikte yrdk. Yeil bir baheye
vardk. Bu bahede byk bir aa vard... Meleklere:
-Beni bu gece -iyi- gezdirdiniz. imdi bana grdm eyleri
bildiriniz dedim. Melekler:
-Evet (anlatalm) dediler: Hani u az paralandn grdn
kimse yok mu? Bu bir yalanc idio o, dnyada daima yalan sylerdi....
te bu yalanc kyamet gnne kadar bu suretle azab olunacaktr.
Hani u ba ezildiini grdn adam da yok mu. Cenab- Hak bunun
Kuran renmesine hidayet etmi de (bu nimetin kadrini bilmiyerek)
btn gece (Kuran okumayp) uyku uyumutu, gndz de Kuran ile
amel etmemiti. Bu da yevm-i kyamete kadar bu suretle azab
edilecektir.
321
Hani o delik iinde grdn plaklar yok mu? Bunlar da bir alay
zanilerdir. Nehirde grdn de faiz yiyen haramkarlardr..." (Sahih-
i..., Cilt V. sh. 595 ve d.) 420
Yine din adamnn belletmesine gre Muhammed, namazdan
kaanlar dn ateinde diri diri yakmaa hevesli olarak konumutur
ki Diyanet yaynlarnda yer alan ekliyle aynen yledir : "imden
yle geiyor ki (bir ok) dn ydraym, sonra namaz iinde ezan
okunmasn emredeyim de birine cemaate imam olsun diyeyim. Sonra
o cemaati brakp (namaza gelmeyen) kimselerin zerlerine gidip
evlerini (kendileri ierde iken) yakvereyim. Nefsim yed-i kudretinde
olan Allaha kasem ederim ki, (cemaatin) bu (geri kala)nlarnda her
hangisi (burada) semiz etli bir kemik paras, yahud iki tane ala paa
bulacan akl kesse (hemen) yatsya gelir" (Sahih-i..., Cilt. II, sh. 603
ve d.) 421.
Din adamnn sylemesine gre Kuran ve Muhammedi inkar
edenlere, bu yer yz cezalarndan gayri (rnein ellerinin
ayaklarnn aprazlama kesilmesi vs... gibi), lmlerinden sonra da,
zel cezalar uygulanacaktr. rnein melekler bu suu ileyen kiinin
kulann arkasna demirden bir topuzla vuracaklar ve kii o topuzu
yiyince iddetli bir ekilde feryad edecek, ayrca da mezarnda azab
ierisinde kvranacaktr. te yandan bu gibi kiilerin Cehennem
ateinde iyice yanp kavrulacaklarn, her kavruluta biraz daha azab
eksinler diye derilerinin yenileneceini anlatmak iin din adam
Kurandan u tr ayetleri sralar: "Dorusu, ayetlerimizi inkar
edenleri atee yaslayacaz derilerinin her yansnda, azab tatmalar
iin onlar baka derilerle deitireceiz" (K. 2 Bakara 56).
Bylece din adam, Tanry, sanki gaddar ruhlu imi gibi gstermek
suretiyle, kiileri de ayn ruhta yetitirmek ister.
H) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre dinden
dnenlerin (Mrtedlerin, Irtidat edenlerin=slamdan kanlarn)
ldrlmeleri gerekir:
slam eriatinn olumsuzluklarn gizleme sanatinda usta grnen
baz gayretkeler dinden dnmenn (irtidat etmenn/ slam dinini
terketmenn) lm cezasni gerektirmediini ne srerler. rnein
322
"Irtidat edenn (dinden dnenn) cezasni Tanr br dnyada verir"
derler ve "Dinden dnmenn Kuranda cezas yoktur" diye eklerler.
Oysa ki yalandr nk din adamnn slam kaynaklarna dayal
olarak belletmesine gre "irtidat" edenn (dinden dnenn) "lm"
cezasna layk bulunduu ve bu cezann br dnyadan nce bu
dnyada uygulanmak gerektii Kuranda yazl olmak yannda
(rnein Bakara 217 Al-i Imran 177), Muhammedin bu ayetleri bu
maksatla uygulamasyle ve ayrca da: "Her kim dinni (ki
Mslmanliktir) deitrrse, onu hemen ldrnz-" eklinde
konumasyle sabittir.
Din adamnn belletmesine gre "Irtidat" (dinden dnmek) sadece
slam dinni terkedip baka bir dine girmekle deil fakat
Muhammede svmek ve onu yermekle de oluabilen bir ey olarak
kabul edilmitir. Nitekim Ebu Bekr, kendi hilafeti zamannda
Yemamede, arkc bir kadinn Muhammed aleyhinde alayli ekilde
k sarklar sylemesi vesilesiyle Yemame valisi bn-i Ebi meyyeye,
bu suun "irtidad" (dinden dnmek) suu saylmak gerektiini
bildirerek yle yazmitir: "Senin Resulullaha setm ederek (sverek)
teganni eden bir kadn hakknda tayin ettiin cezayi isittim, eer sen
byle irkin bir muamelede bulunmasaydn o kadn katletmeni
(ldrtmeni) emrederdim. nk bu muganniye kadn mslmansa,
bu crm irtikab etmekle mrted olmutur (bu suu ilemekle dinden
kmtr)..." 422.
te yandan 1400 yllik slam tarihi boyunca slamdan kanlara
uygulanan cezalar hep bu hkmler ve hep Muhammedin bu
yukardaki davranlari dorultusunda olmutur. Gerekten de din
adamnn bellettii Kuran ayetlerinden biri yle: "Kim ki dinnden
dner ve kafir olarak lrse, bu gibilerin btn yaptklari, dnyada da,
ahirette de bosa gider bunlar cehennemliktirler ve Cehennemde
ebedi kalicidirlar" (K. 2 Bakara 217)
Bu nitelikte bir dier ayet de yle: "Imani inkara deienler phesiz
Allaha bir zarar veremeyeceklerdir. Elem verici azab onlaradir" (K. 3
Al-i Imran 177).
323
Dikkat edilecei gibi bu ayetlerde, her ne kadar Cehennem cezas
zikredilmekle beraber, ayn zamanda "elem verici azab" dan sz
edilmektedir. Bu "elem verici azab" sadece br dnyann cezas
olarak deil fakat ayn zamanda bu dnyann cezas olarak da
ngrlmtr: u bakmdan ki Kurann Maide suresinn 33.c
ayetinde yle yazldr: "Allah ve Peygamberleriyle savaanlarin ve
yeryznde bozgunculuga uraanlarin cezas ldrlmek, veya
asilmak, yahut apraz olarak el ve ayaklari kesilmek ya da yerlerinden
srlmektir. Bu onlara dnyada bir rezilliktir. Onlara ahirette byk
azab vardr" (K. 5 Maide 33).
Grlyor ki ayetde cezann "dnyevi" nitelii vurgulanmaktadir.
Her ne kadar bu ayet, ayn zamanda eskiya ve yol kesiciler hakknda
da geerli olmakla beraber, esas itibariyle dinden dnme suunu
kapsar, nk slam iin bundan daha byk, daha ciddi bir tehlike
sz konuu deildir. Bundan dolaydr ki dinden dnmek bir bakma
"Tanrya ve peygamberine kar isyan etmek ya da sava amak"
eklinde kabul edilmi ve bu sua tekabl eden bir ceza ile
karlanmak istenmitir. Nitekim bu ayetin aklanmasyle ilgili
olarak Buharinn "Kitabl-Muharibin" adl yaptinn basligi:
"Kfretmek ve dinnden dnmek, yol kesmek crmlerinden biriyle
Allaha ve Peygamberine kar harb aanlarin cezai hkmleri" olup,
biraz yukarda zetlediimiz gibi, kl ve Ureyne kabilelerinden baz
kiilerin dinden dnmeleri (slami terketmeleri) ve Muhammed
tarafndan ellerinn ve ayaklarinn kesilmeleriyle ilgili hadileri
kapsar 423.
te yandan Diyanetin yaynlarnda yer alan ve Buharinn bn-i
Abbastan rivayet ettii bir hadisten renmekteyiz ki Ali, "luhiyet"
iddia eden (yani kendisini Tanr kertesinde gren) Abdullah bn-i
Sebenn halkn atete yakmak suretiyle yok etmitir. Bu hadis
hkmn insanlarmza belleten din adamnn gr odur ki slam
dinnden olanlarn din deitirmeleri lm cezasni gerektirir. nk
Muhammed: "Her kim dinni (ki Mslmanliktir) deitrrse, onu
hemen ldrnz" diye emretmitir. Fakat gya ldrmenn atete
yakarak deil fakat baka ekilde (rnein asarak, klla dograyarak,
vs...) yapilmasni bildirmitir. Sz konuu hadis aynen yle: "bn-i
Abbas...dan rivayet olunduguna gre, Ali...nn bir kavmi
324
(kendisinn luhiyetini iddia eden Abdullah bn-i Sebenn cemaatini)
atete yaktigi (haberi) bn-i Abbasa eritigi zaman:
- Eer ben (Alinn yerinde) olsaydm bunlar yakmazdim. nki
Nebi...: nsanlari (yakarak) Allahn azabiyle ukubetlendirmeyiniz-
buyurdu. Yine ben (Alinn yerinde olsaydm) onlar muhakkak
ldrrdm. Nasl ki, Nebi...: -Her kim dinni (ki Mslmanliktir)
deitrrse, onu hemen ldrnz- demitir..." (Sahih-i..., Cilt VIII,
sh. 307)424.
Dinden dnenlere 1400 yl boyunca uygulana gelen lm cezas,
yirmi-birinci yzyla girmek zere bulunduumuz bu uygarlk
dneminde dahi, din adamlarnn gayretkelikleri sayesinde, slam
lkerinnde geerlidir
I) Din adam, susuz ve masum insanlarn (rnein kadnlarn ve
ocuklarn) gece basknlar srasnda ldrlmelerini dahi slam
adna mazur klc bir manta balayarak belletir (K. 7 Araf 4):
Din adamnn Diyanet leri Bakanl yaynlarndan naklen
anlatmasna gre Muhammed, slami yaymak iin bir kavmn zerine
"gazaya" ktnda genellikle gece vaktini seer ve sabah olmadka
saldrya gemezdi. Saldrya gemek iin ezan okunup okunmadna
bakard. Eer ezan okunursa, "Ezan okunmasnn slama delalet
etmesi dolaysyle" saldrdan vazgeer, okunmazsa kan aktmann
caiz olduunu dnerek, baskn ederdi. Bunun byle olduunu
anlatmak zere Diyanetin Buharden naklen bellettii hadis aynen
yle:
" Enes b. Malikden... yle demitir: Nebiyy-i Ekrem... bir kavmn
zerine bizi gazaya gtrd vakitlerde sabah olmadka bize hcum
ettirmezdi. (Sabah olunca) beklerdi: Ezan (sesi) trse (harpten)
vazgeerdi. Ezan (sesi) iitmezse kendilerine baskn ederdi" (Sahih-
i..., Cilt II, sh. 565 ve d.) 425.
Yine din adamnn Diyanet yaynlarndan nakline gre bu basknlar
srasnda susuz insanlarn (genellikle kadnlarn ve ocuklarn)
ldrld grlrd ki bu da doaldro buna hayflanmak ya da
325
yumuak kalplilik gstermek gerekmez. nk Tanrnn ve
Muhammedin emri budur.
Bunun byle olduunu anlatmak zere din adamnn verdii
rneklerden biri Medine civarnda bulunan Ebva ve Veddan kylerine,
Hicretin birinci ylnda Muhammedin giritii seferlerdir. Bu
saldrlara Muhammed, her iki ky halknn "putperest" olmalar
(yani "mrik" saylmalar, daha baka bir deyimle slam kabul
etmemi olmalar) nedeniyle girimitir. Saldrlar srasnda kadnlar,
ocuklar da ldrlmtr. Susuz ve masum insanlarn
ldrlmesinden dolay vicdan szlayan kiiler olmam deildir. Bu
kiiler Muhammede gelip ikayette bulunurlar. Muhammedin cevab
u olur: "Mriklerin kadnlar, ocuklar kendilerinden saylr".
Bununla ilgili olarak Buharnn rivayet ettii hadis yle:
"Sab bn-i Cessame... den yle dedii rivayet olunmutur: Ebva
yahut Veddan (harbin) de Nebi... bana urad ve o sra:
-(Ya Resulallah) mriklerden aile sahibi bulunanlara gece baskn
yaplyor da bunlarn kadnlar, kk ocuklar da msab (ktle
uram) oluyor? - diye soruldu. Reullah:
- Onlar da mrikler (camiasn) dandir-, diye cevap verdi. (Ve cevaba
devam ederek):
- (Harb halinde) Kimsenin kimseyi korumak kudreti yoktur, korumak
yalnz Allaha ve Resuline aiddir-, buyurduunu Resulullahtan
iittim, demitir". (Sahih-i..., Cilt. VIII, sh. 304 ve d.)426
Din adamnn rnek verdii bu hadis hkmnden anlalyor ki
Muhammed "korumak kudretine" sahib bulunduu halde kadnlarn ve
ocuklarn ldrlmelerine ses karmamtr. karmak yle dursun
fakat, yine din adamnn belletmesine gre, bu yaplanlarn uygun ve
yerinde bir ey olduunu anlatmak zere Tanrnn u ekilde
konutuunu sylemitir: "Biz nice kasabalar yok etmiizdir
geceleyin veya gndz uykularnda iken basknmza uramlardr"
(K. 7 Araf 4).
326
Daha baka bir deyimle Tanr gya peygamberlerine, uykuda bulunan
halklara basknlar dzenleyip o halklar yok etmenin uygun olduunu
bildirmitir.
Tanrnn bu tutumunu biraz daha akla kavuturmak iin din
adam, Buharnn Ebu Hryreden rivayeti olan bir hadisi rnek
verir. Bu hadis hkmne gre gya peygamberlerden biri, bir ky
halkn tmyle yok eden Tanrya: "Ey Allahim! Sen bunlar toptan
helak ettin ya, bunlarn iinde ocuklar var, hayvanlar var, gnah
ilemedik kimseler var" diyerek orada bulunan bir aacn altna oturur.
O srada ayan bir karnca srr. Bunun zerine peygamber karnca
kyn olduu gibi yok eder. Tanr da ona yle der: "Anladn ya!
Senin ayan sran bir karnca deil mi idi? Bu bir karncaya kar bir
cemaati yakmadn m?" 427
Sylemeye gerek yoktur ki Tanrnn bu ekilde konutuunu tahayyl
edebilmek iin Tanry gerekten gaddar saymak gerekir. nk her
eyin yaratcs olan, ve dilediini diledii gibi oluturan, rnein
dilediinin kalbini ap mslman ya da kapatp kafir yapan bir
Tanrnn ( K. 6 Enfal 125), kafir yarattklarnn zerine saldrlar
tertipleyip gnahsz insanlar yok etmesi dnlemez. Bu itibarla
yaratmaa ve her diledii eyi yapmaa kadir bir Tanrnn, yaratma
gcnden yoksun olduu kabul edilen peygamberleriyle kendisini
ayn sepete koyup yukardaki ekilde konumas, akln ve vicdann
kabul edebilecei bir ey deildir. Eer konutu deniyor ise bu
taktirde Tanrnn gaddarca bir i yapm olduu anlatlm olur ki
bunu Tanrnn ycelii fikriyle badatrmak gtr.
Din adamlarmz yukardaki olay "gaddarlk" ve "hunharlk" dii bir
seymi gibi gstermek kurnazliyle bir de sz konusu saldrlarn
"sava" (harb) niteliinde bir ey olduunu, ve sava srasnda
savaanlar, ailelerinden (karlarndan ve ocuklarndan) tefrik
etmenin mmkn olmadn, bu nedenle susuz ve masum
kimselerin de ldrldn belirtirler. Diyanetin sylemesi yle:
"... aileleriyle beraber bir kaleye tahassun eden muharplerin kale
yklarak aileleriyle beraber ldrlmesi eran mbahtr" 428. Bunu
sylerken unu eklerler ki gya Muhammed, "(masum) kimselerin
hayatn kastederek kanlarn mbah klmamtr" 429.
327
Oysa ki olaymzda gerek anlamda "harb" diye bir ey yokturo din
adamnn slam kaynaklarna dayal olarak sylemesine gre,
saldrda bulunan Muhammedtr ve saldrmasnn nedeni de "mrik"
Araplar slama sokmak ve sokamad takdirde tm olarak yok
klmaktr. Bu ii de gece vakti uyumakta olan bir kavme ve bu kavmn
tm halkna kar yapmaktadr. Ona gre, ister erkek, ister kadn ve
isterse ocuk, her kim olursa olsun mrikler (slam kabul
etmedikleri taktirde) ldrlmelidirler. Nitekim Kurana daha sonra:
"Mrikleri nerede grrseniz ldrn" (K. 9 Tevbe 5) diye ayet
koymutur.
Din adamnn anlatmasna gre u inkar edilemez ki Muhammed,
Ebva ve Veddan kylerine, srf bu kyler halk farkl inantadrlar
diye saldrmtro srf "mriktirler" diye kadnlar ve ocuklar
ldrtmutur. Aslnda susuz ve masum olan sadece kadnlar deil
fakat ayn zamanda erkeklerdir. nk hepsi de farkl bir inanca bal
olmak nedeniyle saldrya uramlardr. Bu itibarla ky halkn
tmyle ldrmek gibi bir davran, din adamnn yukardaki
mantiyle zrl saymak mmkn deildir.
Din adamnn yukardakine benzer dier bir kurnazl Mekkenin
fethi gn kadnlarn ve ocuklarn ldrlmelerinin Muhammed
tarafndan yasaklanm olduunu, bu nedenle genel olarak saldrlar
srasnda kadnlarn ve ocuklarn "bilihtiyar" ldrlmediklerini ileri
srmektir 430.
Oysa ki bu iddia, her eyden nce, Ebva ve Veddan kylerine kar
giriilen saldrlar srasnda (ve genel olarak sava vesilesiyle)
kadnlarn ve ocuklarn ldrlmelerinin "eran mbah" lduna
dair din adamnn ne srd iddia ile eliir. Ve unu kantlar ki
Muhammed, Mekkenin fethi srasnda kadnlarn ve ocuklarn
ldrlmelerini nlemek iin emir verebildii halde Ebva ve Veddan
kyleri halkna kar giriilen sava srasnda buna gerek grmemi,
susuz ve masum insanlarn ldrlmelerine sebeb olmutur. Kald ki
yine Diyanetin yaynlarna gre Mekkenin fethi gnnde kadnlar ve
ocuklar ldrlm ve fakat Muhammed bu olan bitenleri "tasvib
etmemekle" yetinmitir, o kadar 431.
328
"Mriklerin" kadnlarnn ve ocuklarnn ldrlmelerini ya da
esir edilip paylalmalarn uygun bir seymi gibi gstermek
maksadiyle din adamnn kulland bir dier rnek, Muhammedin
Beni Ferrare kabilesi zerine yollad ete ile ilgilidir.
Onbe kiilik bu eteyi Muhammed, kendi kayn pederi Ebu Bekirin
bakanlnda olmak zere gnderir. Beni Ferrareden bir topluluun
sularna yaklatkta Ebu Bekir gece vaktini orada bir yerde geirip
sabahn erken saatlerinde baskna geilmesini planlar. Sabah olupta
baskn emrini verdikte ete mensuplar henz uyumakta bulunan ya da
eme balarnda toplanan kadn, erkek, oluk ocuk halktan kiilere
saldrp ounu ldrrler. Kaanlarn da peinden koup ok atarlar ve
hepsini de sr halinde ele geirip Ebu Bekirin yanna getirirler.
Saldrya katlanlardan Sele bin El-Ekvaa, bu esirler arasndan gzel
bir kadna gz koyar ve Ebu Bekirden kendisine ganimet pay olarak
verilmesini istero Ebu Bekir kadn ganimet olarak ona verir 432.
Bunu yapmakla Kuran emrini yerine getirmi olur nk Kuran
ganimet olarak alnan mallarn ve kadnlarn paylalmasn
ngrmtr. rnein Fetih Sresinde: "Allah size, ele geireceiniz
bol bol ganimetler vadetmitir..." (K. 48 Fetih 20) ya da Enfal
Sresinde "Elde ettiiniz ganimetleri temiz ve helal olarak yiyin" (K.
8 Enfal 69) diye yazldr. Her ne kadar ele geirilen ganimetin bete
biri Tanrya ve Muhammede aid klnmakla beraber (K. 8: Enfal 41)
beste drt gibi olduka nemli bir miktar, savaa katlanlar arasnda
paylalr .
III) Din adam, mslman kiilerin din adna giritikleri
gaddarlklar "fazilet" rnei olarak sergileyerek insanlarmzn
karakterini olumsuz ynde etkiler:
nsanlarmz kat yrekli yapabilmek iin din adamnn verdii
rneklerden biri de Hicretin 4.cu ylnda Ebu Sufyan ldrmekle
grevlendirilen Amr b. umeyye Zamrnn, bu ii baaramadan
dnerken yolda kr bir adam vahet denecek usullerle ldrmesiyle
ilgilidir. Tabarnn Milli Eitim Bakanl tarafndan yaynlanan
Milletler ve Hkmdarlar Tarihi adl yaptta etraflca anlatlan olay
yle.:
329
Hicretin 4.cu ylnda Muhammed, eskiden beri dmanlk besledii
Kreys erafndan Ebu Sufyan ldrtmek zere Amr bin umeyye
Zamry grevli klar. Amr cesur, atlgan ve "eytan dnceli" bir
kimsedir. Muhammed onu, yanna birisini de katarak, yola karr ve
her ikisine de: "Mekkeye gidip Ebu Sufyan ldrnz" diye emir
verir.
ki kafadar Mekkeye giderek gya kabeyi tavaf ediyormu gibi
grnrler. Fakat Kreysliler Amr tanrlar ve "Amrn hayrl bir i
iin gelmemi ve ancak kt bir maksatla gelmi olduunu teyid
ederiz" diyerek Mekkeden kovalamak isterler. Amr ve arkada
yakalanmamak iin kaarlar ve bir maaraya snarak geceyi
geirirler. Maarann iinde bulunduklar srada Teym uruundan
Osman bin Malik adnda birinin, atn srerek maarann azna
yanatn grrler. Tannmamak iin Amr, hanerini kinndan
karp zerine atlar ve adamcaz memesinin altndan hanerler. bn
Malik canhiras bir ses kararak can verir. ylesine ses karmtr ki
Mekke ahalisinden sesini stp gelenler olur. Fakat gelenler Amr ve
arkadan bulamadan dnerler. Amr k gn maarada kaldktan
sonra yoluna devam eder. Arkadan deveye bindirip Medineye
gnderir ve kendisi de "Galil-i Zacnan" denen yere gelerek orada bir
maaraya snr. Maarada bulunduu srada Beni Diyl bin Bekir
airetinden tek gzl uzun boylu bir obann, srs ile birlikte
yanna geldiini grr. oban kendisine kim olduunu sordukta Amr,
yalan syleyerek kendisini Beni Bekirden birisi olarak tantr. oban:
"Ben de Beni Bekirin Beni Diyl boyundanm" der ve ahbablik
kurmak zere Amrn bulunduu yere yakn otururo arkas zerine
uzandktan sonra boazn yukar kaldrp: "Ben hayatm mddetince
Mslman olmam, mslmanlarn dinleri ile amel de etmem" diye
konumaya balar. Bu szleri duyunca Amrn banazl tutar ve
adam ldrmeye karar verir. Nasl ldrdn Amrn kendi
azndan dinleyelim:
"Ben kendi kendime: -ok gemeden anlarsn- dedim. Gebe Arap
ok gemeden uykuya dald, horlamaa balad. Bundan sonra ben
yerimden kalkarak yanna geldim, onu kimsenin ldrmesine
benzemiyen kt bir ekilde ldrdm. Onu ldrrken yaymn
bandaki eri yerini sa olan gzne dayadktan sonra yaymn
330
zerine yklendim ve demiri kafasnn br tarfndan kardm.
Bundan sonra bir yrtc gibi maaradan karak kerkenez kuu gibi
sratle byk yolu takip ettim. Bylece kurtulmu oldum" 433 .
Daha sonra Amr, bir sre yol alarak "Naki" denilen bir yere gelir.
Orada iki Kreysliye rastlar. Gya bu kiiler Muhammedin "hal ve
hareketini" renmek iin gnderilmilerdir. Onlardan birini okla
ldrro dierini de esir alarak adamcazn baparman yaynn
kriyle iyice balar ve Medineye doru yola koyulur. Vardnda
doruca Muhammedin yanna kar ve olan bitenleri anlatr.
Muhammed anlattklarn zevkle dinler ve kendisine hayr duada
bulunur 434. Daha sonra Amr, Habes diyarna sefir olarak
gndererek mkafatlandrr 435.
Yukardaki rnekler dorultusunda olmak zere din adam,
Muhammedin en ziyade takdir ettii kiilerin din adna giritikleri
gadarlklar ibret olsun iin sergilemekten geri kalmaz. Pek ok
saydaki rneklerden biri mer bin Hattabdir ki Arap kaynaklarn
bildirmesine gre son derece kat yrekli, "sedit ve hain" ve banaz
bir kimsedir. Bu ynleriyle halk, daha Muhammed hayatta iken,
korkutmu, yldrmtr. O kadar ki Muhammed onu btn bu
ynleriyle takdir ederken, karakter itibariyle eytani bile korkutup
kartacak nitelikte bulduunu sylerdi. Nitekim bir gn kadnlar,
Muhammedin yannda mere, bir vesileyle: "Ya mer! Sen taban
Resulullah...(tan) daha sedid ve hasnsn" (yani daha sert ve kat
yreklisin) dediklerinde mer sinirlenip karlk vermi ve i tartma
eklini alnca Muhammed araya girmi ve mere hitaben yle
demitir: "Sus ya mer!...Allaha yemin ederim ki eytan sana hi
kavuamazo sen bir sokaa girersen muhakkak o, senin bulunduun
sokaktan baka bir sokaa yollanr, kaar" 436.
merin kat yreklilii konusunda din adamnn slam
kaynaklarndan naklen verdii rnekler, birbirinden dehet verici
nitelikte eylerdir ki bunlardan sadece ikisini nakletmekle yetinelim.
Bedir savan kazandktan sonra Muhammed, pek ok sayda ele
geirdii Kreysli esirlere ne muamele yapmak gerektii hususunda
Ashabna danr. Ebu Bekir en yumuak bir zm yolu tavsiye eder
ki esirlerin salverilmesidir yle der: "Ey Tanr elisi! Bunlar senin
331
(kendi) kavmndendir. Kendilerini sa brak, sabrla hareket et.
Tanrnn onlar affetmesi mid olunur". Fakat mer esirlerin
salverilmesine taraftar deildir kafalarnn kesilmesini ister. Bu
nedenle u tavsiyede bulunur: "(Tanr) seni onlarn verecei fidyeden
mustagni klmtr... Onlar seni yalanladlar, ehirden kardlar
(hepsinin) de boyunlarn vur".
mer kadar kat yreklilii ile tannan Abdullah bin Revaha adnda
biri de esirlerin yaklmas iin Muhammede u neride bulunur:
"Aac ok olan bir ova (bul ve bu esirleri) bu ovann iine sok,
aalar atee ver" 437.
Yaplan bu tekliflerden ilki, yani Ebu Bekirinki Muhammede cazib
grnmezo ok yumuak gelir. merin teklifini seer fakat bir
deiiklik yapar ki o da "fidye" (kurtulu paras) kouludur. Ele
geirilmi olan esirlerden kurtulu paras verenler serbest braklacak,
vermeyenlerin kafalar kesilecektir. Esirler arasnda varlkl olanlar
bulunduu iin, bu suretle bol miktar para toplanm olur. Bu paralar
Bedir savana katlan mslmanlar arasnda paylalro Muhammed
de kendisine den pay alr. Kurtulu paras vermeyenlerin kafalar
kesilir.
merin kat yrekliliinin asl tyler rpertici bir dier neini
Mevlanann Fihi Mafih adl yaptnda bulmaktayz ki o da farkl
inanta olan babasnn kellesini klla uurmasdr. Olay yle:
Henz mslman olmad bir tarihte mer, kz kardeinin evine
uradnda kardeinin Kuran okumakta olduunu grr ve gazaba
gelir. Eline klcn ald gibi Muhammedin bulunduu Mescide
gider: niyeti onu her kesin gzleri nnde ldrmektir. Fakat gya
mescide girdii zaman Tanr onun gnln deitirir ve mslman
yapverir. Bu "mutluluk!" ierisinde Muhammede yle der: "(Ey
Muhammed!) Bundan sonra senin arkandan kimin kt bir sz
sylediini trsem, onu sa brakmayp bu klla kafasn
gvdesinden hemen ayracam".
Bu szleri syledikten sonra Muhammedle birlikte Mescidten kar.
Tam o srada babasnn kendisine doru gelmekte olduunu grr.
Yanna yaklatnda babas kendisine: "(Atalarnn) dininden
332
dndn (mslman oldun) deil mi?" der. Bu szleri hem kendisi ve
hem de Muhammed bakmndan olumsuz bulduu iin mer, klc ile
babasnn kellesini bir vuruta koparro kesik ba koltuunun altna
koyarak sokaklarda dolar. 438.
Bu ve buna benzer kat yrekli davranlar nedeniyle mer ylesine
bir hret yapmtr ki, Arap kaynaklarn bildirmesine gre
Muhammed bile: "Ey Tanrm! Benim dinimi merle destekle" diye
dua eder olmu ve ona "mer-l faruk" lakabn uygun bulmutur.
"Faruk" szc "Kesip bitirici", ya da "Hakk hak olmayandan
ayran" anlamna geldiine gre, mere bu ad vermekle Muhammed,
onu "kafirlerin kellelerini gvdelerinden ayran kii" olarak
tanmlam olmaktadr. mer daha sonra, Ebu Bekir tarafndan
halifelie aday gsterilince halktan kiiler: "ok kat yrekli, sert bir
adam bamza musallat ediyorsuno Allaha ne cevap vereceksin?"
diye yaknmlar fakat Ebu Bekir kararn deitirmemitir 439.
Ancak ne var ki mer, Ebu Bekirin lm zerine halifelik
makamna gelince kendisine uygun grlen "mer-l faruk" lakabn
hakl karacak ekilde hareket etmesini bilmitir. rnein farkl
inantadrlar diye Yahudileri ve Hristiyanlar yerlerinden srm ve
ayrca "Mecus" mezhebinden olupta kendi adetlerince evlenmi olan
kar kocalar birbirlerinden ayrtm, sihirle uraanlarn kellelerini
uurtmu ve halk korkutmann dehet verici yollarn bulmutur.
Bu yukarda verdiimiz rnekler, daha nice verilebileceklerimizden
sadece bir demettir ki, din adamnn insanlarmz yzyllar boyunca
olduu gibi bugn dahi nasl bir kat kalblilikle, nasl kndar ve gaddar
bir ruh ile yetitirmekte olduunu ortaya vurmaa yeterlidir.





333
Din Adamlar - Blm 14

Trk "Trke" ve "Trk" ile Ilgili Her eye Kar Yabanc,
Hatta Dman Yapan eriat Emirlerinn nsafsz Uygulaycs
Olarak Din Adam

I) Trk Kendi Atalarna ve Gemiine Dman Yapan Din Adam:
II) nsanlarmz Arap Ruhu ve Zihniyeti ile Yetitirir Din Adam:
III) Kuran Arapa okutma konusunda din adamnn kurnazl!

Batl din adam kendi inann ve mensup bulunduu kendi
toplumunu milli benlik ve bilin ierisinde yetitirirken bizim din
adammz Trk, yz yllar boyunca, slamn Arap zellii
ierisinde yourmu, yoururken de ulusal gelenek ve yeteneklerinden
uzaklatrm, kendi z gemiine ve atalarna dman klm ve bir
bakma "araplatrmtr". Bunu yaparken ayn zamanda baka
dindekilere ve tm insanla kar dman, hogrden yoksun hale
sokmutur. Bugn de yapt budur.
I) Trk Kendi Atalarna ve Gemiine Dman Yapan Din
Adam:
Kanuni Sultan Sleyman dneminin Divan- Humayun katiplerinden
Hafz Hamdi elebi, padiaha sunduu bir iirinde, Trkn insanla
felaket samak iin yaratldn, Tanrnn Trke anlay gc ihsan
etmediini ve bu nedenle Muhammedin "Trk ldr, kan helaldir"
eklinde emirler verdiini anlatr. Gnmz Trkesiyle iir yle:
"Padiahm kainatn yaratlndan bu yana,
Dnya iinde Trkln ktlnden bahsedilir,
Allah Trke hi anlay gc vermemitir,
334
. . . . . . . . . . . . . . . .
Trk ldr, baban olsa da,
O iyilik madeni, yce peygamber,
Trk ldrnz, kan helaldir demitir,
Bunlarn (Trklerin) ii srekli sapklk olmutur,
Cmlesinden bunu rnek olarak al,
Trk ldr, baban olsa da,
Trk derin bilgi sahibi olsa da,
Fetvaya yetkili mft bile olsa da,
Ey aziz dost, bu sz iinde zetlendii gibi,
Asla onlara yanama,
Trk ldr, baban olsa da,
Trkn adam olacan sanma..." 439a
Bu iirin Padiah fazlasyle honud etmi olmas gerekir, nki
Kanuni Sleyman Trk inann (hele Anadolu Trkn) hor ve
deersiz gren padiahlarmzn banda gelir. O kadar ki Yenieri
kuruluuna Trk asll unsurlar almamay gelenek edilmiti.
mparatorluun Avrupa snrlar ierisindeki Hristiyan ailelerinden
devirme olarak toplatlan unsurlarn Trke stn olduunu dnr
ve zellikle Yenieri kuruluuna sadece bu unsurlar alrd. slama
ball nedeniyle gerek Kuranda ve gerek Muhammedin
szlerinde yer alan Trk aleyhtar szlerin etkisinde kalarak Hafz
Hamdi elebinin: "O iyilik madeni, yce peygamber, Trk
ldrnz, kan helaldir demitir, Bunlarn (Trklerin) ii srekli
sapklk olmutur" eklindeki szlerini beenmi olmas doaldr.
Trk insanla felaket getiren ve yk edilmek gereken bir rk
eklinde tanmlayan buna benzer daha nice rnekleri sralamak kolay,
335
Bunlardan bir kana biraz aada deineceiz. Trk asll kimselerin
bu tr grlere saplanmalarnn nedenlerini anlayabilmek iin slam
eriatnn Trke bak asn ve din adamlarmzn bu konudaki
tutumlarn bilmek gerek.
Bir ok yaynlarmda ve zellikle Arap Milliyetilii ve Trkler adl
kitabmda belirttiim gibi, yeryznde bir baka toplum gsterilemez
ki din uruna benliinden ve milliliginden Trkler kadar syrlm,
gemiini ve atalarn unutmu, hatta kendi kendisiyle yabanclam
olsun. Arap bile, Muhammedin "Cahiliyyet" diye kmser
grnd slam ncesi dnemi, islamn olumasn salayan ve
"Arap uygarln" hazrlayan bir dnem olarak tanmlamaktan geri
kalmazken ve slam ncesi yaamlariyle gurur duyarken Trk insan,
slamlatrldktan sonra, slami yaamlar dnda varlk, benlik,
millilik nedir bilmemitir. O kadar ki Camide minbere kan
imamn ve din okullarnda krsye yaslanan hocann, eriata dayal
olarak, Trk "Yafis" zrriyetinden gelme "Yecuc ve Mecuc" nesli
olarak tanmlayan szlerini, yzyllar boyunca "kutsal" bilip
ezberlemi ve yaam boyunca da aznda gevelemitir. Bu
szlerdeTrkn "insanla felaket getiren rk" ld iddialarnn
yattndan haberi bile olmamtr. Buna sebeb din adamdro baknz
neden:
Din adamnn Trk inanna, kendi atalariyle ilgili olarak rettii
eriat esaslar unlardr: Gya Tanr Nuhu peygamber olarak
gnderdiinde kavmn uyarmasn ve Tanrdan bakasna kulluk
etmelerine engel olmasn emreder (Bkz. Kuran 11 Hud 25-26o ve
ayrca K. 29 Ankebud 16).
Nuhun olu oluro bunlar am, Ham ve Yafis adn alrlar.
amdan "Sami" rk kar.o am gya Araplarn, Yahudilerin
Acemlerin, Rumlarn atasdr.
Nuhun ikinci olu Hamdr. Gya babasnn emrine uymad iin
cildi, ceza olarak, sim-siyah kesilmi, bu nedenle siyah rkin atas
olmutur: Zencilerin, Habesilerin, Nubilerin babasdr.
Nuhun nc olu Yafise gelince o da Hazerin, Sakalbenin ve
Yecuc-Mecucun babasdr ki bu sonuncular Trklerdir. Hemen
336
belirtelim ki "Yecuc ve Mecuc" szcklerinin ne demek
olduundan pek oumuzun haberi yoktur. Oysa ki din adamlarmz,
eski Trkleri gerek anlamda "Trk" saymadklarndan, Arap
tarihisi ve Arap din adamiyle birlik olup, yzyllar boyunca strpl
usullerle, "Yecuc" ve " Mecuc" deyimlerinin Trkler anlamna
geldiini sylemekten ve bunu kantlayan eriat hkmlerini (rnein
Kurann Kehf Sresinin 83-102 ve Enbiya Sresinin 96 ayetlerini)
gzler nne sermekten ekinmemilerdir. Nasl ki Abul Beka al-
Demiri, vaktiyle Hayat al-hayavan adl yaptnda, Kurann bu
hkmleriyle belirlenen "Yecuc ve Mecuc" yklerinin Trkleri
kastettiini yazd ise, yine nasl ki al-Balk evrenin yaradl
konusunu ileyen kitabnda ya da daha sonralar Asm Efendi
Okyanus adl yaptnda, ya da Ahteri Mustafa Efendi Ahteri- Kebir
adl kitabnda bunun byle olduunu gsteren hadisleri sergilediler ve
dier nller buna benzer yaynlarda bulundular ise, bizim din
adamlarmz da bunlar dorulayan hkmleri insanlarmzn
beyinlerine yerletirmekten bkmamlardr. Diyanet leri
Bakanlnn yaynlarna yle bir gz atnz 440. Orada
okuyacanz eylere gre Yafisin oullarndan olan "Trk",
kardeleri olan Yecuc-Mecuctan ayrlp Trkistanda devlet kuran
bir soydur. Yafisin olu olan Trkn olu Ouz olup Ouz ile
birleen Trkler Uygurlar oluturmulardr 441. Gya Byk
skender Douya alpta Trk illerini snrlayan iki dan arasna
vardnda bu dalarn birisinde Trk rkndan bir kavim bulmutur.
Gya Trkler Byk skendere Yecuc-Mecuc denilen iki
kavimden sz ederek onlardan zarar ve fesad grdklerini sylemiler
ve "Onlarla bizim aramza bir sed yapmak zere sana cret versek olur
mu?" demilerdir. skender de para istemeyip sadece yardm istediini
bildirmi, bylece Douda byk bir set nsa ettirmitir. Yani gya
Trkler, kendi z kardeleri bulunan "Yecuc" ve "Mecuc" un byle
bir sed arkasnda hapis edilmelerini skender sayesinde baarmlardr.
te din adamlarmzn, Arap kaynaklarndan esinlenerek ve Arapn
da iine gelircesine Trkn kafasna yerletirdikleri ilk bilgiler
bunlardr. Bunu yaptktan sonra ikinci i, Douda yaam olan Trk
rkna kar bir yandan Tanrnn ve dier yandan Muhammedin lanet
yadrm olduunu ve mslmanlar Dounun bu "vahi
insanlarndan" gelebilecek fesad ve tehlikelere kar hazrlkl olmaa
337
armak zere konutuunu anlatmaktr. Ellerinin altnda bulunan
Kuran ayetlerini okuyarak bu ii yaparlar (zellikle Kehf Sresinin
83-102 ve Enbiya Sresinin 96.ayetleri).
Ayetlerden gayri hadis hkmlerini de sergileyip yorumlamaktan geri
kalmazlar. Bunlar arasnda Ebu Hreyrenin rivayetine dayal olarak
Muhammedin: "Kfrn ba ark tarafndadr" diyerek brakt
hadisler vardr. Yine Ebu Hreyrenin rivayeti olarak: "Siz (Araplar)
ayakkaplar kee olan bir kavim ile muharebe etmedike kyamet
kopmaz" eklindeki hadisler vardr. Yine Ebu Hreyrenin rivayetine
dayal olarak : "Kyamet kopmaz ki siz Araplar, burunlar bak,
gzleri kk, yzleri deri stne kaplanm kalkanlar gibi kaln etli,
ayakkaplar da yn kee ark halklarla muharebe etmedike" eklinde
hadisler bulunur.
te yandan Zeyneb bin Cahsn rivayetine dayal hadisler vardr ki
biri yledir: "Vukuu yaklaan bir serden, byk bir fitneden dolay
vay Arapn haline? Bugn Yecuc ve Mecuc seddinden unun gibi
bir delik ald"
Yine bunun gibi Abdullah bn-i merin rivayet ettii: "yi biliniz ki
fitne ite buradadr, eytann boynuzunun doduu yerde (Dou
ynnde)" eklinde hadisler vardr. Ayrca Ebu Said Hudriden gelen
ve Muhammedin: "Size mjdeler olsun, sizden bir kiiye mukabil
Yecuc ve Mecucdan bin kii cehenneme gnderilecektir" gibi ve
daha bunlara eklenebilecek benzeri nice hadisler vardr. Bu yukarda
geen tanmlamalar hep Trklerle ilgilidir.
te yandan din adamlarmz, slamn en salam kaynaklar olarak
Buharde, Mslimde, Ebu Davudda, Tirmizide, bn Macede yer
alan ve "Trklerle ldrmek" anlamna gelen eriat hkmlerini,
"kutsal" birer "inan" olarak Trk inannn gnlne yerletirir.
Bunlar arasnda Muhammedin, mslmanlar Trklere kar
saldrya kkrtmak iin syledii: "Siz (mslmanlar), kk gzl,
bak burunlu, yzleri kalkan gibi, derisi st ste binmi olan toplumla
savamadka kyamet kopmayacaktr" eklindeki szleri vardr 442.
Bizim insanmz, btn bunlar kendi din adamnn azndan
dinlerken hadis ve Kuran hkmlerinde geen: "ayakaplar kee olan
338
bir kavim", ya da "burunlar bak, gzleri kk, yzleri deri stne
kaplanm kalkanlar gibi kaln etli halklar" eklindeki tanmlamalarn,
ya da Yecuc ve Mecuc deyimlerinin Trkler olduunu ve Trkn
insanla felaket getiren bir rk olarak tantldn dnmez. Oysa ki
bu hkmleri Muhammed, kendi kavm olan Araplar Trklere kar
dman ve saldrgan klmak ve bylece Arap ordularnn Orta
Asyalara kadar yaylmalarn salamak iin koymutur. Onun bu
taktii sonucu olaraktr ki, daha halife Osman zamannda (ki hicretin
32/i yani miladn 653.i ylna rastlar) Hazar blgesinde Trklere
kar Arap saldrlar balar. Daha sonraki dnemlerde Kuteybe ve
Haccac kumandasndaki Arap ordular Orta Asya ilerine kadar
yaylr, Trk lkelerini sarar, Trk halklarn tarihte az grlen bir
vahetle kltan geirir ve zorla mslman yapar. Gaddarl ve
hunharl ile "hayvana yaklak nitelikte bir yaratk" saylan Arap
kumandan Kuteybe, Talkan halkn kltan geirdikten sonra
ldrtt Trklerin cesetlerini aalara astrtro hem de ylesine ki
"Talkana giden yolun 4 fersah mesafede olan ksm (24 kilometre)
aslan Trklerin cesetleriyle korkun bir orman grn.."
yaratmtr. Konuyu inceleyen bir yazar:"Mslmanlarn Trk
yurtlarna ynelik igali... dnya tarihinde bir ei daha grlmemi bu
katliam" diyerek bu olaylar anlatr 443.
Trklere kar giriilen bu vaheti slamn zaferi eklinde gren
Halife Velid, yazm olduu mektubunda Kuteybeyi kutlamak zere
aynen yle demekte: "Mminlerin halifesi phesiz senin
Mslmanlarn dmanlarna ( Trklere) kar etin mcadelelerinle
verdiin imtihanlar ve cihadn bilmektedir. Yine mminlerin halifesi
senin (sann) ykseltecek ve sana gerekli olan her eyi yapacaktr.
Harbetmeye nem ver. Rabbinin sevabn (mkafatn) bekle" 444
Sylemeye gerek yoktur ki Arap halifesini ve Kumandann, Trkleri
kltan geirerek, kelleler keserek mslman yapmaa srkleyen ey
eriatn "Cihad" ile ilgili hkmleri ve rnein: "Mrikleri nerede
grrseniz ldrn" (K. 9 Tevbe 5) eklindeki emirleridir.
Ve ne hazndr ki btn bu emirleri din adamlarmz binlerce camide
ve din okullarnda Trk inanna "eriat dini" diye belletmekte ve
vahet niteliindeki bu Arap tarihini, "slam tarihi" olarak
339
yavrularmza okutmaktadrlar. rnein bn-i merin rivayet ettii
yukardaki hadisle ilgili olarak Diyanet leri Bakanlnn yorumu
yledir: "Peygamber efendimizin irtihalinden sonra zuhur eden
fitnelerin hepsi ark tarafndan zuhur etmi bulunduundan bu haber
Resullullahin muizelerinden saylr". Bu yorumda bulunurken
Bakanlk, yama ve talan yapmak, esirler alp ganimetler toplamak
amaciyle Orta Asyalara kadar uzanan ve oradaki Trklerle savaan ve
onlar en vahi usullerle yok etmee alan Arap ordularna alk tutar
durumda olduunun elbetteki farkndadr. Yine bunun gibi, Zeyneb
bint Cahsn rivayetine dayal olarak Muhammedin: "Byk bir
fitneden dolay vay Arapn haline? Yecuc ve Mecuc seddinde (...)
delik ald" eklindeki hadisini retirken Trkn atalarna kfr
edilmesinden dolay hi rahatsz olmad ortadadr 445. Asl
ktln Doudan, yani Trkten deil fakat srf talan amaciyle
Douya saldran Araptan geldiine aldrmaz.
Yine bunun gibi yukardaki hadislerde: "Ayakkaplar kee olan bir
kavim" ya da "Yzleri krmz, burunlar bak, gzleri kk, (vs)"
diye tanmlanan halklarn Trkler olduunu belirleyen kaynaklar,
rnein Buharnn "Kitab- Cihad" ile "Kitab- Menakib" i, ya da
Mslimin "Kitab- Fitan" adli yaptn kantlayc belgeler olarak
gstermek din adamlarmz huzursuz klmaz. Asm Efendinin
Okyanus adl yaptnda, ya da Ahteri Mustafa Efendinin "Ahteri-
Kebir" adli kitabnda "Yecu ve Mecuc un" Trkler olduuna dair
sylediklerini tekrarlamaktan geri kalmazlar.
Bindrt yz yl boyunca ve zellikle geen yzyldan bu yana Arap
yazarlar, Araptaki Trk dmanlklarn hep bu hkmlere dayal
olarak pekitirmilerdir. Bu sayededir ki arap milliyetilii davasn en
gl bir ekilde srdrebilmiler ve 19.yzyln ilk yars ierisinde
"bamszlk" sava bahanesiyle ngilizlerle bir olup Trke kar
dvmlerdir. Dvrken de Muhammedin Trkleri "felaket"
kayna gibi gsteren szlerini gereke yapmaktan ekinmemilerdir
446.
Btn bu hususlar "Arap Milliyetilii ve Trkler" adli kitabmda
etraflca incelediim iin burada daha fazla durmayacam 447. Fakat
unu hatrlatmakla yetineyim ki din adamlarmz insanlarmz kendi
340
atalarna ve eski yaam ve uygarlklarna yabanc ve dman klmak
iin ne mmknse yapmlardr. Trkn 2500 yllk zengin tarihini,
Trklerin islamiyete girileri itibariyle son bin yllk zamana
sktracam diye olmadk yalanlara sapmlardr.
Din adamlarmzn afvedilemeyecek olan ynlerinden biri de udur ki
Trke benliini, slam ncesi gzel geleneklerini (rnein kadna
saygnln, aklcln, dikhakln, ahlakln) ve gzel dilini
kazandrmaa, ya da Arapn tarihi Trk dmanln anlatmaa
alan bizlere dmanlk beslemeleri, yazdklarmz okutmamak iin
her trl ktle ynelmeleridir.
Umarz ki bu satrlar, ruhlarnda birazck olsun "insanlk" bilinci yatan
baz din adamlarmzn kafalarnda ve vicdanlarnda sorular ve
kukular yaratacak ve onlar bu konularda olumlu bir yol izlemee
zorlayacaktr.
II) nsanlarmz Arap Ruhu ve Zihniyeti ile Yetitirir Din Adam:
Din adamlarmzn bilinsizce sarldklar iddialardan biri de slam
dininin Arap dini olmayp btn insanlara gnderilmi bir din
olduunu sylemektir. Gya slam dinini "Arap dini" haline sokanlar
Emevilerdir ve nk onlar Arap olmiyanlar kleletirmilerdir!
Oysa ki yalandr, nk bir kere "kleletirme" Emevilerden deil
fakat bir ok vesielerle belirttiimiz gibi slamn kendisinden
gelmedir.
te yandan, her ne kadar eriat verileri iinde slamn btn insanlara
hitab ettiine dair hkmler olmakla beraber esas itibariyle bu din,
Araplara zg bir din olmak zere konmu olup Arapn
geleneklerine, zihniyetine, tiynetine gre ayarlanm, genellikle l
koullarna oturtulmuturo Arapn stnln salamay ama
edilmi bir dindir. slamn btn insanlara gnderilmi bir din imi
gibi gsterilmesi daha sonraki bir hikayedir. u bakmdan ki
Muhammed kendisini ilk nceleri sadece Araplara gnderilmi bir
"peygamber" olarak tanmlamtr. slam btn insanlara ynelikmi
gibi gsterme fikrini daha sonra, yani kendisini glenmi bulduu
Medine dneminde benimsemitir. Fakat buna ramen yine de slam
341
dinini, Araplik niteliini koruyacak ve bu dine katlanlar Araplk
ruhu ve zihniyetiyle donatacak ekilde ilemitir.
Bunun byle olduunu din adamnn bellettii slami veriler ortaya
vurur. Bu veriler iyice incelenecek olursa grlr ki ilk balarda
Muhammedin aklndan, slam dinini btn insanlara gnderilmi bir
din olarak tanmlama fikri gememitir. O kendisini Tanr tarafndan
Arap kavm ierisinden seilmi ve Arapa Kuran ile Araplara
gnderilmi bir "peygamber" diye tantmtr. Hatta btn Araplara
deil sadece "Kylerin anas" (ummul-Kura) diye bilinen Mekke ve
evresine, zellikle Kreyslilere gnderilmi olduunu anlatmak
zere Kurana ayetler koymutur ki bunlarn banda "Kreys
Sresi" gelir. Bu Sreye gre Tanr gya Kreys kabilesinin yaz ve
k yolculuklarn gvenlik altna almak ve onlar alktan korumak
istemitir. Kreys Sresi aynen yle: "Kreys kabilesinin yaz ve k
yolculuklarnda uzlamas ve anlamas salanmtr. yleyse
kendilerini aken doyuran ve korku iindeyken gven veren bu
Kabenin Rabbine kulluk etsinler" (K. 106 Kreys 1-4).
Din adamnn Beyzevi gibi en salam slam kaynaklarndan naklen
bildirmesine gre bu ayet, Mekkenin (daha dorusu Kabenin)
hakimi ve Muhammedin yakn akrabalar olan Kreys erafnn
karlariyle ilgilidir, u bakmdan ki Muhammedin byk babas
Haim, Kreyin iki byk kervanna sahib olup bunlardan birini k
mevsiminde Yemene ve dierini de yaz mevsiminde Suriyeye
gnderirdi. Dikkat edilecei gibi Kreys sresindeki ayetler,
Kreyslilerin menfaatlerini gzetmek ve kervanlarnn gvenlik
ierisinde i grmesini salamak maksadiyle dnlmtr. Kreys
erafnn karlarn salamaa matuf bu tr ayetleri Kurana
koyarken Muhammet, kukusuz ki onlar kendisine ekmek ve
kendisini "Peygamber" olarak kabul ettirmek amacnda idi. Onlar
kazanacak olursa halk kolaylkla kendisine boyun edirteceini
bilmekteydi.
Yukardakine benzer dier bir ayet Kurann Mekkelilere gnderilmi
olmasiyle ilgili olarak yledir: "Bu indirdiimiz... Mekkelileri ve
etrafndakileri uyaran mbarek Kitabdir..." (K. 6 Enam 92). Ayn
nitelikte olmak zere ura Suresinde u var: "Ey Muhammed!..
342
Mekke (ummul-Kura) ve evresinde bulunanlar... uyarman iin, sana
Arapa okunan bir kitab vahyettik" (K. 42 ura 7).
Fakat az gemeden kendisini, sadece Kreyse ya da Mekkelilere
deil fakat tm Araplara gnderilmi "peygamber" durumunda klar.
Bunu yapabilmek iin her eyden nce Tanrnn her kavme, kendi
iinden peygamberler ve kendi dilinden Kutsal kitaplar verdiini
bildirir ve Kurana: "Her mmetin bir peygamberi vardr..." (K. 10
Yunus 47) eklinde ayetler koyar (ayrca bkz. Rum Sresi 22o
brahim Sresi 4).
Tanrnn her mmete, kendi iinden "peygamberler" gnderdiine
rnek olmak zere: "Biz Nuhu (kendi) kavmne gnderdik..." (K.
Araf 59 ve d.o Hud 25, vs...) eklinde, ya da yine bunun gibi lyas,
Musay, Hazkeli, say vs... hep kendi kavimlerine gnderdiine,
onlarn diliyle Kitablar verdiine dair konutuunu bildirir 448.
Kendisini de Arap kavm iinden seilmi olarak gstermek zere u
tr ayetler koyar: "Andolsun ki, ilerinden kendilerine...bir
peygamber gndermekle Allah, mminlere byk bir ltufta
bulunmutur. Halbuki daha nce onlar apak bir sapklk iinde
idiler" (K. 3 mran 164). Burada geen "mminler" szc Araplar
kapsar, nk kendisini "peygamber" ilan ettii zaman ortada
"mmin" diye bir Arap toplumu yoktu. Yine bu ayetde geen
"ilerinden" szc "Araplarn iinden " anlamnadr.
te yandan kendisini Arapa Kuran ile gnderilmi olarak gstermek
zere de u tr ayetler yerletirir: "Bu ... Arapa bilen bir milleti
uyarman iin ayetleri... arapa aklanm olarak Allah katndan
indirilmi Kitabdir" (K. 41 Fussilet 2-5).
Kurann Arap kavm iin Arapa dilinde olmak zere gnderildii
fikrini pekitirmek iin u tr ayetler ekler:
"Biz (Kuran) anlayasnz diye arapa okunmak zere gnderdik"
(K. 12 Yusuf 2).
"Biz bu Kuran yabanc bir dil ile ortaya koysaydk -Ayetleri...
aklanmal deil miydi? Bir Arapa yabanc bir dille sylenir mi? -
derlerdi" (K. 41 Fussilet 44)o
343
Bylece nasl ki Yahudilerin ve Hristiyanlarn, kendi ilerinden
seilmi "peygamberleri ve kendi dillerinden gnderilmi kitablar
var idiyse, Araplara da ayn olaslklarn salandn anlatm olur.
Fakat daha sonra, ve hele Medineye hicret ettikten itibaren,
Yahudileri ve Hristiyanlar da kazanma hevesine kaplr ve bu kez
kendisini onlara ve btn insanlara gnderilmi bir peygamber olarak
tanmlamaa balar. slamdan baka bir din olmadn, ve daha nce
Yahudilere ve Hristiyanlara verilen dinin aslnda slam dini
olduunu, onlara gnderilen peygamberlerin hep mslman
peygamberler olduunu, onlara verilen Kitablarn (Tevratn ve
ncilin) asl Tanr nezdinde bulunan ve Kurann dahi kaynakland
ana kitaptan ktn anlatr.
Ancak daha nceki peygamberlerin sadece kendi kavimlerine
gnderildiklerini, kendisinin ise btn kavimlere gnderildiini
anlatr: "Benden evvel her Nebi, hassaten kendi kavmne bas
olunurken ben umum-i nasa bas oldum" der 449 ve Kurana: "Biz
seni ancak alemlere rahmet olarak gnderdik..." (K. 21 Enbiya 107)
eklinde ayetler koyar.
Tanrnn dier peygamberlerle ahidletiini ve onlara kendisinin
peygamber olarak gnderileceini bildirdiini ve kavimlerini bu fikre
altrmalarn onlardan istediini syler (K. 3 Maide 81). Buna
dayanarak Yahudilerin ve Hristiyanlarn kendisini peygamber olarak
benimsemelerini ister. Kendisine verilen Kurann, daha evvel
Yahudilere ve Hristiyanlara gnderilen Kitablar (ncili ve Tevrat)
doruladn ekler (K. 6 Enam 92).
Bunu yaparken kendisinin tm insanla gnderildiine ve slamdan
gayri gerek din bulunmadna dair koyduu hkmleri pekitirir. Bu
arada ncil ve Tevratdan alntlar yaparak Yahudilerin ve
Hristiyanlarn dinsel geleneklerini de slama katar (ki bunlar
arasnda oru tutulmas, ezan okunmas, kurban bayram vs...gibi
eyler vardr). Katarken de bunlarn aslnda slama ait eyler
olduunu ve nk Tevrat ve ncilin slami esaslar kapsar ekilde
verildiini bildirir (K. 6 Enam 92).
344
Bunlar yaparken Yahudileri honud etmek ve kendisine ekmek iin
Kbleyi Mescid-i Aksa (Kuds) ynne evirir ve namaz bu ynde
kldrtmaa balar (K. 2 Bakara 145). Onlarn oru usuln
benimsemek zere "Asure orucu" uygular (ki bu bir geceden br
geceye oru tutma usuldr), ya da onlarn giyim tarzn ve sa
brakma usullerini benimser ya da bu dorultuda olmak zere bir ok
hkmler koyar.
Ancak ne var ki btn bu abalarna ramen Yahudileri ve
Hristiyanlar mslman yapamayacan anlaynca, bu sefer onlara
kar husumet siyasetine geer. Onlar honud etmek iin benimsedii
ou uygulamalardan vazgeer ve rnein Kble ynn Mescid-i
Aksadan (Kudsten) Mescidi Harama (yani Mekkedeki Kabeye)
evirir. Evvelce "Asure orucu" usuln uygularken, bu kez bunu
"Ramazan orucu" ekline sokaro yani Ramazan ay boyunca
uygulanan ve sadece gndzleri yemek yemeyi haram sayan bir usule
dntrr. Onlarn giyim ve kuam ekline yer vermi iken bu kez
bundan vazgeer ve rnein: "Yahudiler ve Hristiyanlar salarn
boyamazlar, siz onlara muhalefet ediniz (kna ile boyaynz) " diye
emreder. Btn bunlardan gayri bir de onlara kar cihad yln seer
ve rnein Tevbe Sresine koyduu 29cu ayet ile onlar
mslmanl kabule arr. Mslmanl kabul etmedikleri taktirde
(bunun cezas olmak zere) "izye" (kafa paras) demee ve eer bu
iki ktan hi birini yapmayacak olurlarsa ldrlmee mahkum eder
(K. 9 Tevbe 29).
Daha baka bir deyimle slam dndaki insanlar "mrikler"
(ilahlara tapanlar) ve "kitab ehli" olanlar (yani kendilerine Kitap
verilmi olanlar) diye ikiye ayrm ve kendisini,btn insanlar
slama sokmakla grevli klnm olarak tanmlamtr. "Mrikler"
mslmanl kabul etmedikleri taktirde ldrleceklerdir.
"Kitabllar" (yani Yahudiler, Hristiyanlar, vs...) ie ya slama
girecekler, girmedikleri taktirde "izye" vereceklerdir. Bu iki ktan
birini semedikleri taktirde ldrleceklerdir
Ve ite Muhammedin "btn insanlara gnderilmi olduu"
hikayesinin en ksa zeti budur.
345
Fakat her ne olursa olsun unu tekrar belirtmek gerekir ki kendisini
btn insanlara gnderilmi "evrensel bir peygamber" gibi gsterirken
dahi slam dinini, genellikle Arapn zelliklerini, niteliklerini ve
geleneklerini gz nnde tutarak dzenlemekten geri kalmamtr.
Bunu yaparken de Araplar slamn en "stn", en "asl", en
"deerli" kavm olarak tantm, kendi mensup bulunduu kabileyi de
Arap kavmnn en stn olarak gstermitir. Bu konuda syledikleri
arasnda unlar vardr:
"nsanln en mkemmel snf Araplardr. Araplarn en mkemmeli
Kreyslilerdir Kreyslilerin en mkemmeli de Beni Haimdir"o
"Araplara hakaret eden, Arap hakknda kt konuan, Arap
aalatan kii mrik saylr, zira Araplar kltmek slam
kltmek demektir"o
"Araplar sevmek su nedenle arttr: nk ben bir Arapim, nk
Kuran Arapa inmitir , nk cennet sakinleri Arapa konuur" 450.
Buna benzer verilere dayanaraktr ki daha sonraki Arap halifeleri
(rnein Halife mer) Araplar slamn "bel kemii" saymlar ve
Arap kabilelerini Arap olmiyanlara kar daima stn tutmulardr.
te yandan slamn esas itibariyle Arap dini olduuna, Arapn kendi
geleneklerine ve inanlarna dayal bulunduuna kant hususlar
okturo hem de bal bana bir kitap konusu olacak kadar oktur.
Ksaca fikir edinmek iin bunlardan bir iki rnek vermekle yetinelim:
Hacc ve Umre denen ey slam ncesi bir Arap geleneidir ki slamn
temel direklerini oluturur. rnein Mekkedeki "Safa" ve "Merve"
tepeleri arasnda koarak Kabeyi tavaf etmek, eski bir Arap
geleneidir. Kabedeki "Hacer-i Esved" ile "al-Hacer al-aad" adli
talarn kutsall eski Araplarn geleneklerindendir. Kabeyi tavaf
edenlerin eytanlar talamalar yine eski Arap geleneklerindendir.
slam ncesi dnemdeki putperest Araplarn benimsedikleri bu
geleneklerin hepsini Muhammed, slami uygulama haline sokmutur.
rnein Bakara Suresine koyduu 158i ayet yledir: "phesiz
Safa ile Merve Allahn nisanelerindendir. Kim Kabeyi hacceder
346
veya umre yaparsa, bu ikisini de tavaf etmesinde bir beis yoktur..." (K.
2 Bakara 158) .
Yine bunun gibi Arafatdan inisde "Mzdelife" denen mevkide durup
Tanry anmak eski Arap putperestlerinin bal bulunduklar
geleneklerdendi. Muhammed bu gelenei Bakara Suresinin 198i
ayeti ile slama mal etmitir. Ayet yle: "...Arafattan indiinizde,
Allah Mesar- Haram olan Mzdelifede ann..." (K. 2 Bakara 198).
slamdan nceki dnemde haccetmek Mekkede deil fakat o civarda
bulunan Minada sona erermi. "Camrat al-Akabe" denilen yerden
Araplar eytanlar talarlarm. Muhammed bu eski Arap geleneini
kaldrmam fakat srdrmtr. Buras gya brahimin ocuunu
kurban etmek istedii yerdir diye kurban kesiminin de burada
yaplmasn emretmitir (K. 37 affat 101 ve d.).
slam ncesi "putperestlik" dneminde Kabeyi ziyaret eden haclar
Minada bulunduklar srada Mekkenin sahibi ve Kabenin bekisi
olan Kreysliler onlara yemek verirlermi. Bu gelenei de
Muhammed slam gelenei olarak srdrmtr 451.
Putperestlik dneminin pek ok geleneklerini kaldrd halde bu
yukardakileri kaldrmaynn nedenini din adamlar pek
aklamazlar. Fakat anlalan odur ki Araplarn byk bir inanla
balandklar bu gelenekleri kaldrmak iine gelmemitir. Muhtemelen
kendisi de ocukluundan beri bu geleneklere aina olduundan
bunlar terketmek istememitir.
te yandan "hile" (huda) ve "yalan" konusunda Araplarn eskiden
beri uyguladklar ou gelenekleri de srdrmekten geri kalmamtr.
Arap tarihi uzmanlarnn aklamalarna gre "hile" (huda) ve
"yalan" eski dnemlerden beri Arap karakterinin l koullarndan
doma zelliklerindendir. Arap bedevisinin "ideal" yaamnn
hayvan yetitirmek, avclk , aknclk ve talan etmek, deve almak,
zengin kervanlara gizlice saldrp ganimet almak, kadn ve ocuk
karmak ve bunlar satarak (ya da fidye karl olarak) para
kazanmak, ve bu ileri yaparken ksas yolu ak kalmasn diye kan
dkmekten kanmak (nk kan dkecek olursa kar tarafn intikam
347
almak iin kendisine kar ayn yola bavuracan bilir) ld Arap
kaynaklarnca ortaya vurulan gereklerdendir.
Sylemeye gerek yoktur ki btn bu iler tilki kurnazl ile ya da
eytana ta kartacak hile usulleriyle yaplmak gerekir. Bundan
dolaydr ki slamn ortaya knda putperest Araplardan bir ou,
gnl rzasiyle mslman olmadklar iin, slamn koullarn iten
bir duygu ile yerine getirmeyip hile yoluna saparak "yerine
getiriyormu" gibi grnrlerdi. rnein namaz klarken istemeye
istemeye klarlar, ya da belli etmeden namaz usullerine aykr
davranrlard. Bunu bildii iindir ki Muhammed, Arapn "huda"
(hile) yapma geleneini ayn yoldan karlama gereini ngrmtr.
Kurann Nisa Sresine koyduu 142.i ayet bunun kantlarndandr.
Bu ayetde, mnafklarn (yani dtan mslman grnenlerin)
namaza tembel tembel kalktklar, dindar grnerek insanlara gsteri
yaptklar ve bylece Tanry aldatmak iin hile yoluna saptklar (yani
"huda" yaptklar) ve Tanrnn da onlara kar "huda" yapt
yazldr 452. Ayetin asli yle: "Dorusu mnafklar (dtan
mslman grnen kafirler) Allaha kar hile (huda) yaparlar.
Tanrda onlara kar (huda) yapar. Onlar namaza tembel tembel
kalkarlar, insanlara gsteri yaparlar... Allah pek az anarlar..." (K. 4
Nisa 142).
Grlyor ki ayete gre Tanr, " huda" (hile) yapan bu Araplara
kar "huda" ile karlk vermeyi, onlarla bu ekilde baa kmay
semitir. Ancak ne var ki Tanry "huda" (hile) yapyormu gibi
gstermek din adamnn iine pek gelmez 453. Bu nedenle "huda"
(hile) szcn farkl ekle sokarak ayetin ilk tmcesini u ekilde
Trkeye evirirler: "Dorusu mnafklar Allah aldatmaa
alrlar, oysa O, onlara aldatmann ne olduunu gsterecektir..." (K.
4 Nisa 142)
Yine din adamnn bildirmesine gre Muhammed, kafirlerle
savarken hile yollarna bavurulmasn emretmi ve rnein "Harb
hudadr" demitir 454o derken de kukusuz eski Arap geleneinde
savan "huda" (hile) olarak belirlendiini hesap etmitir.
te yandan anlalan odur ki Muhammed, Yahudilerden ve
Hristiyanlardan ald gelenekleri bile Arap bedevisinin yaamlarn
348
ve l koullarn gz nnde tutarak ayarlamtr. Bu konuda bir fikir
edinebilmek iin nice rneklerden biri olarak ezan okunmas ile ilgili
uygulamay ksaca inceleyelim:
Ezan esas itibariyle "ilam" demek olup szlk anlamda namaza
armann karl olarak kullanlr. Medineye hicret ettii tarihe
gelinceye kadar Muhammed, namaz vaktini haber vermek zere
sokaklara adam kartr ve onlar "Buyurun namaza, buyurun namaza"
diye bartrd. Fakat Medinede baz kiiler Muhammede bavurarak
bu usul beenmediklerini bildirirler ve deitirilmesini isterler.
Kimisi Hristiyanlarn yaptklar gibi can (nakus) aldrarak, kimisi
Yahudilerin yaptklar gibi boru ttrerek kimisi de yksek bir yerde
ate yaktrarak bu iin grlmesi iin teklifte bulunur. Fakat bu
tekliflere pek itibar edilmez. Bu arada Abdullah b. Zeyd adnda biri
ryasnda ezan okunduunu grdn syler. Muhammed bunu
uygun bulduu iin sesi hem gzel ve hem de "yksek" bir kimse olan
Bilale ezan okumasn emreder. O tarihten bu yana namaza davet iin
uygulanan usul bu olur.
Fakat slam kaynaklarndan naklen din adamndan renmekteyiz ki,
bu usulu yerletirirken Muhammed, Araplarn lde yaadklarn
ve dank yerlerde davar beslediklerini gz nnde tutmu ve ok
sayda namaza gelmeleri iin namazn, uzak mesafelerden iitilmesini
salayacak ekilde, ok yksek sesle okunmasn istemitir. Bu
nedenledir ki de yle demitir: "Namaza nida edildii vakit eytan,
ezan iitmemek iin (yahud ezan sesini duymiyacak yere kadar,
yahud duymayaym diye) yz-geri (kemal tela ile) yellene yellene
kaar. Nida bitince, (vesvese etmek zere dner) gelir. Namaz iin
tevib (yani ikamet) edilince (yine evvelki gibi) yz-geri edip kaar.
Tevib de bitince yine (vesvese iin) gelip insan ile nefsi arasna
sokulur. -Falan eyi hatrla, falan eyi hatrla- diyerek (namazdan
evvel inann) hite aklnda olmiyan eyleri yadettirir (durur). Ta (ki
insan) ka rekat kldn bilmez oluncaya kadar (kendisiyle) urar"
455.
Bu konu ile ilgili olarak din adamnn bellettii bir baka hadis yle:
"(Ezan okunduunda) eytan geri geri gidip uzaklar. Ve zart (zurat)
349
diye sesli yellenerek gider. Ezan sesini iitemeyecei yere dein
uzaklar..." 456.
Grlyor ki ezann yksek sesle okunmas l koullarnn
gerektirdii bir eydir ki Muhammed bunu, yine l bedevisinin
anlayabilmesi iin yukardaki ekilde eytan kartma hikayesi ile
aklamtr.
te yandan Muhammed, inler konusundaki eski Arap inanlarn da
slamn sorunlarndan klm ve rnein Kurann eitli Srelerine
serpitirdii eitli ayetler yannda bir de inlerle ilgili olarak bal
bana bir Sre koymutur ki in Sresi adn tar. Ve bu Srenin
6.i ayetinde yle yazldr: "Gerekten bir takm insanlar, cinlerin
bir takmna snrlard da onlarn azgnlklarn arttrrlard..." (K. 72
in 6).
Burada sz geen "insanlar" szc Araplar kapsar. Beyzevi ve
Celaleddin gibi kaynaklarn bildirmesine gre o dnemde Araplar,
geceleyin lde giderlerken balarna bela gelmesin diye inlerin ba
olana sndklarn belli ederler ve yle derlermi: "Ben kendimi bu
blgenin hakimi olan ine emanet ederimo o kendi mmeti iindeki
ktlerden beni korur". Yukardaki ayet Arap bedevisini, Cinler yerine
Tanrya sndrmak iin konuyor maksat bu yoldan onu "Tanr
elisine", yani Muhammede boyun edirtmektir.
Kuranda yer alan masallar ve hikayeler konusunda da durum budur.
Her ne kadar Kurandaki masallarn bir ou Tevratdan ya da
Hristiyan kaynaklardan alnma olmakla beraber pek ou da Arap
kaynakldr. rnein "Fil Sresi", Arabistann kaderi ile ilgili bir Arap
masalndan ibartettir. 5 ayetden oluan bu Sre Miladn 500 ylnda
Yemenin, "Ebrehe" adndaki bir Habes kumandannn istilasndan
gya Tanr tarafndan kurtarlmasn hikaye eder.
"stinca" ederken (yani def-i hacetten sonra temizlenirken) ta ya da
kerpi kullanmak ya da yemek yedikten sonra parmaklar yalamak ya
da bakasna yalatmak vs... hep eski Arap geleneklerindendir ki
slamn uygulamalar arasna alnmtr. rnein yemekten sonra
parmaklarn yalanmas ve yalatlmas konusunda Muhammed yle
emretmitir: "Sizden biriniz yemek yedii zaman yemek yedii
350
parmaklarn yalamadka, yahud (ailesinden birisine) yalatp
temizlemedike bir bezle silmesin" (Sahih-i... Cilt X, sh. 394. Hadis
no. 1864) 457.
Hemen ekleyelim ki parmak yalamak temizlii salamak iin deil
fakat yalanan eyin, yenen yemein bir "cz" olmasndandr 458.
nk Arap bedevisi yoksulluk ve susuzluk iinde yaardio atete
pimi yemek yz pek grmezdi. ou zaman arpa kavutu, hurma,
st gibi eyler yerdi. Bunlar ele bulamayan yiyeceklerdendi. Pek
nadiren pimi et yemei yedii zaman et yemeinin parmaklarndaki
bulan yalar ya da devesine yalatrd. Bylece yemi olduu
yemein son kalntlarndan da yararlanm olurdu. Yukardaki hadis
hkmn Muhammed, bu Arap gelenei gereince koymutur.
Bylece parmak yalamay ve yalatmay slami bir gelenek haline
getirmitir.
Sylemeye gerek yoktur ki bu Arap geleneinin pek imrenilecek bir
yn yoktur. Buna ramen bizim din adamlarmz bu gelenei
olumsuz bulmazlaro aksine savunurlar. Savunmak zere de "Bal tutan
parman yalar" felsefesine sarlrlar ve yle derler: "Bal tutan
parman yalanmas ayplanmayp da yemek yenilen parmaklarn o
devrin itimai hayat ve zarureti zerine yalanmas neden mtekreh
addolunsun?" 459. Her ne kadar gnmzde yemekten nce ve sonra
ellerin suyla ykanmas gerektiini bildirmekle beraber "mtekreh"
bulmadklar bu Arap geleneini slamn Kuran olmayarak
ngrd bir kural olarak insanlarmza belletirler. Belletirken de,
yemek yedikten sonra parmaklarn yalanmadan ya da aileden birisine
yalatlmadan bir bezle silinmemesini, eriat emri olarak bildirirler.
Din adamnn insanlarmza bellettikleri dier bir Arap gelenei de
"toplu halde" ya da "ayr ayr" yemek yeme tarzdr ki Kurann Nur
Sresinde yle dile getirilmitir: "...Toplu halde veya ayr ayr
yemenizde de bir saknca yoktur" (K. 24 nur 61). Beyzevi ve
Celaleddin gibi Kuran yorumcularndan renmekteyiz ki bu hkm
Muhammed, baz Arap airetlerinde tek bana yemek yemenin
sakncal olduu hususundaki inanlarna yer vermek maksadiyle
Kurana koymutur 460.
351
Fakat u muhakkak ki din adamlarmzn asl byk gnah
insanlarmz, aklclktan uzaklatrmak bakmndan olduu kadar
kadna bak asn saptrmak bakmndan da Araplatrmak olmutur.
Vaktiyle kadn zgr bilen, arafa tkmay ya da erkekten karmay
dnmeyen ve Dede Korkutun deyimiyle: "Eve bir konuk gelse, er
adam evde olmasa, olan yedirir, iirir, arlar, azizler gnderir" diye
gvenceyle ycelten Trk insann, kadna tpk Arap gibi hor gzle
bakan bir yaratk yapmlardr.
Ve evet din adamlarmz bu toplumu, yukarda baz rneklerle
belirttiimiz gibi, slamn Arapa zg zelliklerine zendirerek ve
ayn zamanda Arap rknn stnl fikrine ynelterek yetitirmeyi
"dinsel" bir grev bilmilerdir hala da yle bilirlero tpk Araplar
gibi, eytanlar talatmay ya da cinlerle uratrmay "inan" nedeni
klarlar. Arap kavmnn slamn belkemii olduunu anlatrken Trk
rknn slam ncesi dnemde "vahet" halinde yaad yalanlarn
sylemeyi dindarlk sanrlar. Kuran Trkeye evritmeyip Arapa
aslndan okutmay Tanr emrine uymak sayarlar. Ezan Arapa olarak
okutmay, okuturken de insanlar yataktan frlatrcasna ya da hasta
yaparcasna yksek sesle okutmay mslmanln gerei yaparlar. Ve
en kts, insanlarmz eriat hurafeleri ve Arap masallariyle
yetitirmeyi, ve daha dorusu aklcktan ve dnme gcnden
yoksun birer yaratk haline getirmeyi marifet sanrlar.
III) Kuran Arapa okutma konusunda din adamnn
kurnazl!
Din adamnn insanlarmza bellettii odur ki Tanr her mmete
(millete, topluma) kendi iinden peygamberler semi ve
kendilerinin anlayaca dilden Kitablar vermitir. nk istemitir
gnderdii buyruklar anlalsn: anlalsn da bu toplumlar doru yola
gelsinler. Bunun byle olduunu anlatmak maksadiyle de gya yle
konumutur: "Her mmetin bir peygamberi vardr..." (K. 10 Yunus
47)o "Kendilerine apak anlatabilsin diye her peygamberi kendi
milletinin diliyle gnderdik" (K. brahim 4). Bu dorultuda olmak
zere nce Yahudilere Musa aracliyle Tevrat ve Davud
aracliyle Zeburu indirmi, sonra saya ncili vermi en sonra da
Araplar ierisinden Muhammedi peygamber olarak semi ve ona,
352
kendi milletinin anlayaca Arapa dilinden Kuran vermitir. Ve
gya bu kitaplar, Tanrnn nezdinde bulunan "Levh-i Mahfuz" dan
kaynaklanmlardr ["Levh-i Mahfuz", ad yerine "Ana Kitab",
"Mahfuz Levha", "ummul-Kitab" deyimleri de kullanlr. Kuranda
yle yazl: "Ey Muhammed! Dorusu sana vahyedilen bu Kitab,
Levh-i Mahfuzda sabit anl bir Kurandr" (K. Buru 21-22o Rad
39) ]
Din adamnn syledii udur ki Tanr Kuran "apak bir kitab"
olarak ve "Arapa" dilinde gndermitir, nk istemitir ki okuyanlar
onu anlasn. Bundan dolaydr ki: "Biz Kuran anlayasnz diye
arapa okunmak zere gnderdik" (K. Yusuf 2) demitir. Kitabn iyice
anlalmasn salamak zere zellikle Arapa indirildiini belirtmek
iin: "Ey Muhammed!, apak Arap diliyle uyaranlardan olman iin
(Kuan) cebrail senin kalbine indirmitir" (K. 26 Suara 193-5) demi
ve bu sylediini pekitirmek iin eitli benzeri ayetler indirmitir
(Bkz. Nahl,103o Taha 113o Ahkaf 12o Zhruf 3o ura 7o Fussilet 3,
44o Zumer 195).
Durum bu olunca akla gelen soru udur: mademki Tanr, kendi
buyruklarnn anlalmas iin her mmete kendi ilerinden
peygamberler seip onlara kendi anlayacaklar dilden "Kutsal"
Kitablar vermek istemitir, ve rnein Yahudilere Musay ve onlarn
dilinden Tevrat, ya da Araplara da Muhammedi ve Arapa
Kuran vermitir, o halde neden acaba Trk milletine, ya da Acem
milletine ya da daha nce kendilerine kitap verilmemi milletlere ayn
eyi yapmamtr? Madem ki maksad insanlar "doru yola"
sokmaktr ve bunu salayabilmek iin onlara kendi anlayacaklar dil
ile hitab etmeyi gerekli bulmutur, o halde neden buyruklarn
Trklere "Trke" olarak (ya da Acemlere Acemce olarak, vb...)
bildirmemitir? Tanr brancadan ya da Arapadan baka dil bilmez
mi ki byle yapmtr?
Din adamnn bu tr sorulara verebilecei mantk bir yant yokturo
bu nedenle kandrma yoluna gidip unu der: : "Peygamberler her
zaman ve her yerde kendilerine en ok gereksinim duyulan yerlerde
karlar. Bu gereksinim Araplarda duyulduu iin Muhammed onlarn
arasndan seilmitir. Fakat Muhammed sadece Araplara deil btn
353
insanlara gnderilmi bir peygamberdir ve onun risaleti sadece Arap
milletine deil fakat btn milletlere yneliktir. ".
Bu yanta kar unu sylemek mmkn: "Pek iyi ama peygamberlere
gereksinim Arap toplumunda duyulur da, kendilerine kitab
verilmeyen dier toplumlarda neden duyulmaz? Ve neden Tanr
Yahudilere ve Hristiyanlara daha nce eliler ve kutsal kitaplar
gnderir de dier toplumlara gndermez? te yandan Kuranda, bu
kitabn Araplar ve hatta sadece ehirlerin anas (Mekke) halkn ve
evresindekileri uyarmak iin gnderildii yazl deil mi (K. Enam
92, ura 7)? O halde nasl olurda btn insanlara gnderilmi
saylr?..."
Din adamnn buna kar bavuraca kurnazlk Mekkeyi slamiyetin
"evrensel ruhani merkez"i olarak gstermek, Kurann btn
insanlara gnderilmi olduuna dair ayetleri sergilemektir, ki
bunlardan biri yledir: "Ey insanlar! Size Rabbiniz tarafndan delil
geldi, size apak bir k"(kitap) indirdik" (K. Nisa 174) .
Oysa ki gerek bu deildir nk Muhammed, az nce deindiimiz
gibi, ilk balarda kendisini, sadece Araplarn peygamberi olarak
grm ve gstermitir. Aklnn kenarndan btn insanlara
gnderilmi olduu fikri gememitir. Fakat zamanla (zellikle
Medineye hicret ettikten sonra) ete saldrlar ve savalar yolu ile
paraca ve silaha glenmeye balaynca dier toplumlar da
egemenlii altna alma siyasetine ynelmitir.
Konu ayrca ele alnacak kadar geni nitelikte olduu iin burada fazla
durmayacaz. Fakat Muhammedin ve Kurann btn insanlara
gnderildiini bir an iin kabul etsek bile bu faraziye Kurann
Arapa dilinde indirilmi olmas sorununa zm salamazo aksine
iinden klamaz bir durum yaratr. nk Arapa dilinden yazlm
bir kitabn btn insanlar tarafndan anlalamayaca aikardr.
Buyruklarnn insanlar tarafndan apak bir ekilde anlalmasn
isteyen bir Tanrnn, Araptan gayri toplumlara Arapa dilinden
Kuran gndermesi dnlemez. Hele Tanrnn Yahudilere kendi
anlayacaklar dilden Kitab verdii kabul ediliyorsa, baka milletlere
(rnein Trklere, Acemlere, vb... ) bu usul uygulamamas elbetteki
sz konusu edilemez.
354
Fakat her ne olursa olsun bizim din adamlarmzn deimez inanc
udur ki Kuran Arapa olarak gnderilmitir ve Arapa okunmaldr.
Bundan dolaydr ki Kurann indiriliiyle ilgili ayetleri genellikle
"Arapa okunmak zere" gnderilmi gibi gsterirler. rnein Yusuf
Sresinin ilk iki ayetini yle evirmilerdir: "Biz (Kuran),
anlayasnz diye Arapa okunmak zere gnderdik" (K. Yusuf 1-2).
Benzeri dier ayetlerde de (rnein Taha 113o Fussilet 3o ura 7o
Zhruf 3) evirinin byle olduu grlmekte. Konuyu derinlemesine
inceleyen byk dinbilgini Turan Dursunun ortaya vurduu gerek
udur ki sz konusu evirilerin "Arapa okunmak zere gnderdik"
eklinde deil fakat "Arapa Kuran olarak gnderdik" eklinde
yaplmas gerekirdi, nk Kurann Arapa aslnda bu tmce
"Kuranen Arabiyye" dir 460 * . Bu sk seilmi olsayd Kurann
Trkeye evirisi "Kuran" yerine geebilir ve Trke eviri ibadet
iin (rnein namaz iin ) yeterli grlebilirdi. Bu sayede insanlarmz
Kurann ierii ve hkmlerinin kapsam hakknda fikir
edinebilirler, bunlar akl kstasna vurup eletirebilirler ve
muhtemelen gereklere giden yolun eriat deil fakat aklclk
olduunu anlayabilirlerdi.
Ancak ne var ki din adamlarmz hi bir zaman bu frsat
deerlendirme yoluna gitmemilerdir. Her ne kadar Ebu Hanife ve
Abdullah bn Mesud gibi saylar az da olsa baz kaynaklar Kuran
evirisinin namaz iin yeterli olduu grnde bulunmularsa da,
din adamlarmz bu olasla dahi yer vermemilerdir.
Bununla berabere "aydn" grl din adam (ya da din "bilgini!")
klnda grnmek isteyenler, akla ve manta ters ve fakat olduka
kurnaz bir zm yolu bulmulardr ki o da Kuran bazan Trke
"mealinden" ve bazan da "Arapa aslndan" okutmaktr.
Bu gr taraftarlarna gre eer bir kimse ibadet iin ya da len
kiinin ruhu iin Kuran okuyacaksa, Arapa aslndan okumaldr.
Yk eer kendisi iin okuyorsa Trke "mealinden" okumaldr ki
anlayabilsino nk anlamadan okumann faydas yoktur. yle
derler: "Bir mslman kendisi iin Kuran okuyorsa, anadilinde okur.
Anlamad mesajn na faydas olmaz nk..." 460 ** .
355
Bunu derken, hani sanki Tanrya: "Kuran Arapa gnderdin ama,
bir Trke yabanc bir dille sylenir mi?" diyerek, farknda olmadan,
ders verir gibi bir tutum taknma benzerler. Daha dorusu Tanry,
Arapa bilmeyen halklara Arapa Kuran vererek anlayama yacaklar
dilde mesaj gndermek, ya da bu halklar ille de Arapa renmee
zorlamak gibi sulu bir durumda klarlar. u bakmdan ki Kuranda:
biraz nce belirttiimiz gibi, "Kuku yok ki Biz,... anlayasnz diye
Kuran Arap diliyle meydana getirdik" (K. Zhruf 3)o "Biz bu
Kuran yabanc bir dille ortaya koysaydk...-Bir Arapa yabanc
dille sylenir mi?- derlerdi" eklinde ayetler vardr ki tartmaya
msait deildir.
te yandan Kurann ibadet maksadiyle ya da len bir kiinin ruhu
iin okunmas halinde mutlaka Arapa aslndan okunmas gerektii
kansndadrlar. Daha baka bir deyimle ibadet iin ya da len birinin
ruhu iin okunan Kuran anlamaa gerek olmad, nk anlamakla
bir yarar salanmayaca kansndadrlar.
Pek iyi ama anlamadan bir ii grmenin, hele ibadet etmenin, insan
ahsiyetinin haysiyeti ve zgrl ile badar bir yn olabilir mi?
Syledii eyin ne olduunu bilmeden Tanrya dua eden, tapan bir
insan Tanrya layk bir varlk saylabilir mi?Byle bir durumda kiinin
papaandan fark olabilir mi? .Eer Tanry "Yce" bir "Yaratan"
olarak kabul ediyor isek, hi byle bir Tanr, kendi yaratt insanlarn
bilinsiz ekilde ve sylediklerinden habersiz olarak kendisine ibadet
etmesini uygun bulabilir mi? badet dediimiz ey nedir ki? Tanrya
yalvarmak, dilekte bulunmak, tapmak deil mi? Bu iler nasl yaplr?
Genellikle szle, deil mi? Sylediinin ne olduunu bilmeden kii
Tanrdan nasl dilekte bulunabiliro ona nasl kran sunabilir?.
Grlyor ki eriatlarmz ve din adamlarmz, Kuran ille de
Arapa okutacam diye akla ve manta meydan okurcasna
insanlarmza "Kuran kendin iin okuyacaksan, Trkesinden oku"
diye taviz verdikten sonra "badet iin okuyacaksan Arapasndan
okumalsn" diyerek kandrma peindedirler. Her zaman tekrar ettiim
gibi eriatnn kendine zg bir mant vardr ki aklc mantkla
badamaz. Trkiyemiz imdi aklcla meydan okuyan bu kiilerin
saldrsna uram, basna neler geleceinden habersiz beklemektedir.
356
Oysa ki baka dinlerin din adamlar, bundan yzlerce yl nce Tanry
kendi toplumlarnn dili ile konuur gstermilerdir. rnein
Almanyada Lutherin yapt bu olmutur. Bu sayededir ki Alman
dilinin geliip olumasna , Alman miliyetiliinin domasna vesile
olmulardr.


















357
DN ADAMLARI - BLM 15

nsanlarmz, Farkl Din ve Inantaklere Kar Dman ve
Hogrden Yoksun Klan eriat Verilerinn Belleticisi Olarak
Din adam.

Orta a boyunca Batl din adamlarnn din adna giritikleri
banazlklar, cinayetleri, ktlkleri ve sahtelikleri bizim kendi din
adamlarmzn gemiteki davranlariyle kyaslamak hangi taraf iin
daha iyi bir not verdirir, bilinmez! Grn Batl din adamnn
aleyhine gibidir. Fakat matbaann memlekete girmesine ikiyz ksur
yl boyunca engel olan, deli Mustafa gibi bir padiaha "ycelik"
fetvas veren, gen Osman faciasn krkleyen, Murat V zamannda
zorbalar isyann fetva ile destekleyen, deli brahimi "keramet
sahibi" gsterip daha sonra katline karar veren, halk aalarn zulm
altnda inleten, dine aykrdr diye rasathane yktran, askeri reformlar
da dahil olmak zere her trl yenilie kar koyan, Mustafa III gibi
Padiahlarn by usulleriyle devleti ynetmesine yardmc olan, veba
hastal gibi halk krp geirici musibetlere kar tedbir alnmasn
slama aykr sayan, Padiahlara karde kan akttran ve saymakla
bitmeyecek buna benzer nice ktlklere anak tutan ve bu
yetmiyormu gibi bir de Araplarn Trklere ve dier milletlere kar
din adna giritikleri insanlk d vaheti alklamay ve bu olaylar
slam tarihi diye okutmay marifet sayan din adamlarmzn
yaptklarn, Batl din adamlarnn yaptklariyle birlikte terazinin
kefelerine koymak belki dengeyi salayacaktr 461.
Fakat Trk din adamnn balanamayacak olan suu, sadece bu
ktlklerde bulunmas, ya da sadece kendi toplumunu benliinden,
dilinden, eski gzel geleneklerinden ve niteliklerinden ve tarihinden
yoksun klmas deil fakat bir de insanlarmz farkl din ve inantan
olanlara kar dman yapmas, genel olarak insan sevgisinden, insan
varlnn deeri duygusundan uzaklatrmas, hogr yoksunu
klmas, daha dorusu eriatn bu dorultudaki verileriyle
yourmasdr.
358
Sk sk belirtmeye altmz gibi farkl din ve inantaki insanlar
"kafir" diye tanmlayan, onlarla ilikiyi "kafirlik" sayan, onlara kar
"cihad" almasn saptayan eriat emirlerini ele alp yeren
olmamtro Tanrnn bu tr emirler vermeyeceini syleyen
kmamtr. Bugn dahi din adamlarmz, tpk dier eriat
lkelerinde olduu gibi, "slamdan gayri bir dine bal olanlar
sapktrlar" eklinde ya da "kafirlere" kar saldrganl ngren eriat
verilerine sarlmlardr.
Oysa ki eriat demek insan denilen varln ruhundaki insan sevgisini
yok eden sistem demektir. "nsan" derken, dini, dili, rk, cinsi ne
olursa olsun soyut (mcerret) anlamda bir varlk gelmelidir aklmza.
Ancak ne var ki eriat dini, bata ana, baba, karde gibi yaknlar
olmak zere farkl din ve inanta olanlar ayr ve dman bir
dnyann insanlar sayaro onlarla her trl ilikiyi yasaklamak
yannda genellikle onlara kar iddet ve saldr usullerini uygular.
eitli yaynlarmzda ya da bu kitabmzn eitli blmlerinde
deindiimiz gibi eriat dini, yeryz insanlarn, din ne inan fark
esasna gre Dar-l slam ve Dar-l harb diye ikiye ayrm, birincileri
ikincilere "cihad" amakla grevlendirmi, eer "mriklerden" ieler
ldrmee (rnein Tevbe Sresinin 5.i ayeti), yk eer "Kitab
ehli" ieler "izye" (kafa paras) vermee ve ikinci snf insan
muamelesinde bulunmaya zorlamtr (rnein Tevbe Sresi 29.cu
ayeti). Her ne kadar Dar-l slam da yaayanlar (yani mslmanlar)
arasnda da eitsizlikler yaratmakla beraber (rnein erkeklerin
kadnlara stnl, ya da Araplarn Arap olmayanlara stnlkleri,
vs gibi) mslmanlar aras "kardelik", "dayanma", "yardmlama"
gibi hususlara yer vermi (Bkz. Hucurat 100o Hicr 88) 462 fakat bu
eleri mslman olmayanlar bakmndan ngrmemitir.
Daha baka bir deyimle eriat sisteminde tm insanlar aras kardelik
sevgi vb... diye bir ey yoktur. eriat sisteminde insanlar aras sevgi
ya da dmanlk, sadece din kstasna gre oluan eylerdir insan
"insan" varl olarak sevmek ve "karde" bilmek diye bir ey sz
konusu deildir. "Sevgi" ve "Kardelik" sadece mslman olanlar
arasnda sz konusuduro bu nedenle "kardeler" dargn ise onlar
bartrmak gerekir. Bu anlamda olmak zere Kuran yle der:
359
"phesiz muminler birbiri ile kardetirler. yle ise dargn olan
kardelerinizin arasn dzeltin..." (K. 49 Hucurat 10).
Mslman olmayana kar ise tam bir yabanclk, uzaklk, daha
dorusu dmanlk ortam oluturulur. Nitekim 21.yzyla girmek
zere bulunduumuz bu dnemde laik Trkiye Cumhuriyeti
Devletinin Diyanet leri Bakanl: "slamdan baka dinlere rabet
edenler tam bir sapklk ierisindedirler" 463 diye fetvalar yaynlar ve
halkmza bu fetvalarn kayna olan eriat verilerini belletir. Bu
veriler arasnda Kurann: "slamdan baka dinlere rabet edenler
tam bir sapklk ve ziyan iindedirler" (K. 3 mran 85) ya da: "Kesin
olarak Tanr katnda (gerek) din, yalnzca slamdr" (K. 3 mran 19)
eklindeki ya da benzeri ayetleri ve bu dorultudaki nice hadis
hkmleri bulunur.
Bunun yannda bir de "mriklerin" (yani Tanrya e koanlarn) ya
da Tanr fikrine sahip olmayanlarn ldrlmeleri gereini ngren
emirler yer alr ki, eer uygulamaya kalksak, u son 2500 yllk sre
boyunca insanln gelimesini ve uygarlklarn domasn salayan
kimseleri (rnein Aristodan Bertrand Russella gelinceye kadar her
byk insan) ikinci bir kez ldrmemiz gerekecektir.
slamn Ehl-i Kitaba (yani Yahudilere ve Hristiyanlara, vb...)
yasama hakk ve gvenlik tand iddia olunur, ki dorudur. Ancak ne
var ki bu hak ve gvence, onlar ezik ve ikinci snf "yaratklar"
durumuna drmek bir yana, fakat her eyden nce onlara kar
"cihad" amak, onlar islama armak ve eer ary kabul etme
yeek olurlarsa "izye" (kafa paras) vermee zorlamak gibi
uygulamalara engel deildir. Nitekim Diyanet leri Bakanlnn
yaynlarnda bununla ilgili Kuran ayeti aynen yledir: "Ey
muminler! Kendilerine kitap verilip de Allaha ve ahiret gnne
inanmayan, Allahn ve Resulunun haram kld eyleri haram
tanmayan ve hak dini (yani slam), din edinmeyen u kimseler
(Yehud ve Nasara yok mu? te onlar) kendi elleriyle izye (getirip)
zellane ( aalanarak) verinceye kadar onlara kar cihad ediniz". (K.
9 Tevbe 29)
Grlyor ki her eyden nce Yahudilere ve Hristiyanlara kar
sava almak ve onlar slama armak gerek. arya uyacak
360
olurlarsa sorun yok, fakat uymayacak olurlarsa "izye" vermelerine
kadar savaa devam olunacak. "izye" vermei kabul ederlerse yine
sorun yok, u kadar ki "izyeyi" "zellane" bir ekilde, yani
"aalanm olarak" vermi olsunlar
Din adamnn belletmesine gre bu ayetde geen "izye" (yani "kafa
paras") szc Yahudilerin ve Hristiyanlarn slami kabul
etmemelerinin cezas olmak zere konmutur. "izye" nin, yani kafa
parasnn, "ceza" niteliinde oluu konusunda Diyanet leri
Bakanlnn (daha baka bir deyimle Trkiye Cumhuriyetinin)
gr aynen yle: "izye: Fukaha rfnde Ehl-i Kitaptan (Yahudi
ya da Hristiyanlardan) mslman olmiyanlarn bir muahede ile nfus
basna vermei deruhde ettikleri vergidir... br bakmdan da
Mslmanlktan imtinalarnn (kanmalarnn) cezasdr..." (Sahih-
i... Cilt VIII, sh. 451) 464
Eer "izye" vermee raz olacak olurlarsa onlar kendi ibadetlerinde
serbest brakmak, vermeyecek olurlarsa "cihad etmek" yani saldrya
geip ldrmek arttr (K. 9Tevbe 29).
"izye" vermei kabul etmeleri halinde dahi onlar "ikinci snf" insan
olarak aalatmak, onlarla dostluk kurmamak, onlara itibarda
bulunmamak gerekir. Yine tekrarlayalm ki ayetde "izye (getirip)
zellane verinceye kadar" emri vardr.
te yandan din adam, Yahudilere ve Hristiyanlara kar husumet
beslenmesi, onlarla asla dostluk kurulmamas maksadiyle konan eriat
hkmlerini de insanlarmzn beynine sokmaktan geri kalmaz.
Bunlar arasnda Maide Sresinin: "Ey inananlar Yahudilerle
Nasranileri dost edinmeyin... sizden kim onlar dost edinirse phe
yok ki o da onlardandr" (K. 5 Maide 51) eklinde olanlar vardr.
Ayn Srenin 64. ayetinde Tanrnn Yahudiler iin "Elleri
balansn, lanet olsun... onlarn arasna kyamete kadar srecek
dmanlk ve kin saldk" diye yazldr. Yine ayn Srenin 82.
ayetinde: "Ey Muhammed! inananlara en iddetli dman olarak,
insanlardan Yahudileri... bulursun" diye uyarda bulunulmutur.
Bu hkmler, gemi dnemlerde, rnein mer bin Hattabn
halifelii zamannda ve daha sonraki dnemler itibariyle Yahudilerin
361
ve Hristiyanlarn kimliklerini belirtici giysilerle dolamalarn
salamak ya da ise alnmalarn nlemek maksadiyle uygulanmtr
(rnein Nizam- Mlk dneminde olduu gibi) .
Mslman olmayanlara kar husumet besleme konusunda, o gnden
bugne deien bir ey yok. Din adam bugn de bu tr husumeti
krkleyen hkmleri eriat dini olarak insanlarmza belletiro bugn
de Muhammedin "kafirler" aleyhinde, zellikle mrikler, Yahudiler
ve Hristiyanlar aleyhinde sylediklerini pekitirir. O kadar ki
mslman kiinin gnlk yaamn, klk kyafetini, yiyip imesini hep
"kafirlere" nispetle ve onlarn tersine olacak ekilde ayarlar. rnein
sakal brakma ve byk kesme gereini belletirken vaktiyle
Muhammedin bu konudaki u emrini tekrarlar: "Mriklere (her hal)
ve hareketinizde) muhalefet ediniz (ve benzemeyiniz). Sakallarnz
braknz, byklarnz da iyice ve derince kesiniz" (Sahih-i... , Cilt
X, sh. 110) 465.
Ya da sakal boyamann Mslman kiiler iin gerekli bir ey
olduunu anlatmak iin Muhammedin u szlerini hatrlatr:
"Ashabim Yahudiler, Hristiyanlar sakallarn boyamazlar, siz onlara
muhalefet ediniz (kna ile boyaynz" (Sahih-i..., Cilt X, sh. 111) 466
Ya da gm ve altn kaplar kullanmay yasaklamak iin
Muhammedin: "Atn, gm kapdan imeyiniz, gm (ve altn)
tabaklardan yemek de yemeyiniz. Gm (altn) dnyada kafirlerin,
Ahirette de biz mslmanlarndr" 467 diye emrettiini anlatr.
Ya da ok miktarda yemek yemenin kt bir ey olduunu ve
kafirlerin bu ktle sapl bulunduklarn anlatmak iin, yine
Muhammedin: "Mmin bir midesine koymak iin yer, kafir ise
karnndaki yedi barsan doldurmak (yani karnini iirmek) iin
yer" 468 diye emrettiini anlatr.
Ya da "Beyt-i Makd" in kapsndan eilerek, alak gnlllkle
girmek ve "Ya Rab Dileimiz, gnahmz affetmendir" demek
gerekirken Yahudilerin bu emri tersine telakki ederek alak
gnlllkle eilecek yerde kn kn, yani "klar zere
imekliyerek" girdiklerine dair Muhammedin szlerini ve bu szlerin
dayal bulunduu Kuran ayetlerini (K. 2 Bakara 58-59) belletirken
362
yle der: "Tarihin her devrinde hrs ile, hyanetle tannm bir millet
olan yahudiler vaktiyle Musa peygamberin (peygamberlii)
zamannda da (onun) tebli ettii her emri tersine telakki ederek bu
evketli peygambere de trl mklat gstermiler ve her zaman
hakla batl kartrmlardr" (Sahih-i..., Cilt X, sh. 41 ve d.)469.
Ya da Tanrnn Yahudileri ve Hristiyanlar "maymun, domuz ve
eytana tapan kimseler" yaptna dair olan Kuran ayetini (K. 5
Maide 60) okur ki yledir : "...O kimseler ki, Allah onlara lanet
etmi, gazabna uratm, onlardan maymunlar, domuzlar ve eytana
tapan kimseler yapmtro yerleri en fena yer olanlar, doru yoldan
bsbtn sapanlar onlardr" (K. 5 Maide 60).
Ya da vaktiyle deve st imeyen bir Yahudi kavmnn Tanr
tarafndan fareye dntrldne, bu nedenle farelerin asla deve
st imeyip koyun utu itiklerine dair hadisi okur ki yledir: "Beni
srailden bir kavim (mesh olunup) beer tarihinde silindi gitti. Ben
zannetmem ki o mmed fareden baka bir eye mesh ve tahvil edilmi
olsun, nk fare (isin) diye (bir yere) deve st konulursa, onu
imez de koyun utu konulursa onu ier" (Sahih-i... , Cilt X. sh. 60 ve
d.) 470
Ya da Cumartesi yasana uymadklar iin Yahudilerin maymun
haline dntrldne dair Kuran ayetini okur ki yledir: "(Ey
Yahudiler!) inizden Cumartesi gn azgnlk edenleri elbette
biliyorsunuz. Onlara Aalk birer maymun olunuz dedik. Bunu,
adalarna ve sonradan geleceklere bir ceza rnei ve Allaha kar
gelmekten saknanlara ders olsun diye yaptk" (K. 2 Bakara 65-66).
Ya da Yahudilerin ve "mriklerin", mslmanlar iin en byk
dman olduklarna dair Kuran ayetini belletir ki yledir: "nsanlar
iinde, iman edenlere, en iddetli dmanlk gsterenlerin Yahudilerle
mrikler olduklarn, mminlere dostluk itibariyle en yakn olanlarn
da Biz Nasranyz diyenler olduklarn grrsn. nk bunlarn
iinde kesiler ve rahipler vardr, sonra bunlar kibirli deillerdir" (K. 5
Maide 82).
Ne ilgintir ki din adam, bu ayeti belletirken, kesilerin ve rahiplerin
varlnn Hristiyanlar neden dolay mslmanlara dost yapt bir
363
yana ve fakat ayetin biraz yukarda grdmz: "Ey inananlar
Yahudilerle Nasranileri dost edinmeyin... sizden kim onlar dost
edinirse phe yok ki o da onlardandr" (K. 5 Maide) eklindeki
ayetle badamadn bile dnemez.
Ya da "kafir" dmanln biraz daha pekitirmek iin onlarn
canlarnn tpk merkeplerinki gibi kacan ya da enennemde
iyice yaklmalar iin omuzlarnn geni tutulduunu anlatan eriat
verilerini retir ki bunlar arasnda Muhammedin lm deinde
syledii u szler vardr: "Mminin ruhu ter ile, kafirin ruhu ise
merkebin can gibi az ve burun deliklerinden kar" 471.
Yine din adamnn sylemesine gre Muhammed, kafirlerin Kyamet
gnnde uzun bir sre azab ekeceklerini anlatmak zere yle
demitir: "(Kyamet gnnde) kafirin iki omuzu aras sratl bir
svari yry ile gnlk mesafededir" (Sahih-i... Cilt X, sh.
212) 472
Yzyllar boyunca din adamlar, eriatn bu gibi esaslarna yaslanarak
hep "kafir" dmanln kkrtmlardr. Gazali ya da bn-i Teymiyye
gibi, slam dnyasnn adeta taparcasna ycelttii "stadlar" bunlarn
banda gelir. 16.yzylda en "byk" Trk bilgini diye kabul edilen
Ebus-ssuud Efendinin fetvalarna gz atnz: "kafir"lere selam verip,
selam almak hususunda dahi insanlk d bir tutum taknan ve rnein
"slama gelmesi niyetine selam vermede beis yoktur" diyebilecek
kadar banaz grl "aydn" tpn temsil eder bizim Ebussuud
efendilerimiz 473 .
*
Her vesile ile deindiimiz ve deineceimiz gibi din adamnn
bellettii eriat hkmleri din ve inan farkna dayal olarak insanlar
arasnda ylesine bir sevgi ve kardelik boluu amtr ki ana-baba
ile ocuklar ya da kardeler ve yakn akrabalar arasnda dahi (eer
farkl inanta iseler) dmanlklar yer almtr. Bu emirlerden biri,
Tevbe Sresi nin 23.ayeti olarak yledir: "Ey inananlar! Kafirlii
severlerse ve kfr imana tercih ederlerse babalarnz ve
kardelerinizi de dost edinmeyin" (K. 9 Tevbe 23). Yine Tevbe
Sresinin 113.cu ayetinde u vardr: "Akraba bile olsalar, mrikler
364
iin mafiret dilemek Peygambere ve muminlere yakmaz" (K. 9
Tevbe 113). Yine bunun gibi mran Sresinde farkl inantakilerle,
hatta mslmanla samimi olarak sarlmayanlarla (rnein
"mnafklarla") dostluk kurulmamasn emreden u hkm yer alr:
"Ey inananlar! Birbirinizi brakp da (baka inantakileri) dost
(edinmeyin). te siz o kiilersiniz ki onlar seversiniz, fakat onlar sizi
sevmez... De ki- Geberin kininizle-..." (K. 3 mran 118-119).
te yandan din adam, farkl inanta bulunanan ana, baba, ocuk ve
akraba arasnda yabanclk, hatta dmanlk yaratmak iin,
"peygamber" diye bilinen kimselerden rnekler verir ki bunlarn
banda Muhammed gelir. slam kaynaklarndan renmekteyiz ki
Muhammed, kendi z anas Emine iin Tanrdan mafiret dileme izni
alamadn ve bu nedenle anasna hayr duada bulunmadn
bildirmi, babas Abdullahn Cehennemde olduunu ve kendisini bir
baba gibi yetitiren amucas Ebu Talibin de Cehennem atelerine
atldn sylemitir 474. Kukusuz ki bu ekilde davranm
olmasnn nedeni Eminenin ve Abdullahn slamdan gayri bir
dinsel inanta olmu olmalardr. ou Arap kaynaklar Eminenin
Yahudi olarak Abdullahn ise putperest olarak ldklerini bildirirler.
Ebu Talibe gelince o, slama girmek istemediini lm deinde
bile aka sylemekten kanmamtr.
Farkl bir inanca bal olan ana, baba, karde, kar-koca ya da akraba
kimselere kar dmanlk besleme gereini pekitirmek maksadiyle
din adam, Muhammedten gayri dier baz "peygamberlerden" de
rnekler sergiler ki bunlar arasnda Nuh ve brahim gibi nller de
vardr.
Nuh, her ne kadar Kitab- Mukaddese gre "peygamber" saylmad
halde Kuranda peygamberlerden biri olarak gsterilmitir. rnein
Nuh Sresinde, Tanr tarafndan kendisine vahiy verilen ve gnahkar
olan kavmn tvbe etmee armak iin gnderilen bir peygamber
olarak tanmlanmtr (K. 71 Nuh 1). Gya btn abalarna ramen
kavmne laf dinletememitir. Laf dinletemedii kimseler arasnda
kars ve ocuklarndan biri ile yaknlar da vardr. Kavmn yola
getiremeyince Tanrya ikayette bulunur ve :"Rabbim! Yeryznde
hibir inkarc brakma" (K. 71 Nuh 26) diye yalvarr ve ayrca dao
365
"Dorusu Sen onlar brakrsan kullarn sapttrrlar" (K. 71 Nuh 27)
diye de ikazda bulunur. Bununla beraber anasnn, babasnn ve
evine inanm olarak girenlerin balanmalarn diler (K. 71: 28).
Bunun zerine Tanr kendisine bir gemi ina etmesini ve her cins
yaratktan birer ift i ve ayrca da inananlar ve ailesini gemiye
bindirmesini emreder (K. 11 Hud 40)o "Hakszlk yapanlar iin Bana
ba vurma, nk onlar boulacaklardr" (K. 11 Hud 36-37) diye de
ekler.
Nuh gemiyi ina eder ve Tanrnn emrettii gibi hayvanlar ve iman
edenleri ve ailesini (karsn ve ocuklarn) gemiye bindirir.
Hayvanlar gemiye alrken nce karncalar ve en sonra merkebi alr.
Fakat merkebin kuyruuna blis aslmtr. Bu nedenle merkep ar
ar yrmektedir mekrebin bu halini grnce Nuh sabrszlanarak:
"eytan ile berabere olsan, yine gir" diye seslenir. Bylece merkep
blisle birlikte gemiye girmi olur. Gemi, dalar gibi kabarm dalgal
denize alm olarak giderken Nuh bir kenarda ayr kalm olan
oluna seslenir: "Ey oulcuum! Bizimle beraber gel, kafirlerle birlik
olma" der (K. 11 Hud 42) 475. Fakat olu onu dinlemez ve: "Daa
snrm, beni sudan kurtar" diye babasna yalvarr (K. 11: 43). Fakat
Nuh olunu kurtarmaz: "Bugn Allahn buyruundan - Onun
acdklar dnda- kurtulacak yoktur" (K. 11 Hud 43) diye yant verir.
Bunlar sylerken dalgalar gelip kendisi ile olu arasna girer. Nuhun
olu dalgalara kararak boulup gider (K. 11: 43). Fakat ne garibtir ki
o boulup giderken eytan hala gemidedir. Her ne hikmetse Tanr
eytana pek bir ey yapamamtr.
Az gemeden Tanr gklere ve denizlere ve rzgarlara emrederek
onlar sakinletirir ve gemiyi "Cudi" denen bir yere oturttur. Nuh ve
onunla birlikte gemide bulunan "imanllar" selamete ermilerdir.
Ancak ne var ki her eye ramen Nuhun akl, dalgalara kaplp giden
olundadr. Belki onu geri getirtebilirim diye dnr. nk Tanr
ona daha nce: "Aileni gemiye al" demi ve bir tr vadte
bulunmutur. Bu nedenle Tanrsna dua ederek ona nceki vadiini
hatrlatr: "Ey Tanrm! phesiz olum da ailemdendir. Senin vadin
ise haktr..." (K. 11 Hud 45) der 476. Fakat Tanr ona olunun
"kafir"olduunu anlatmak zere yle der: "Ey Nuh! O senin ailenden
366
saylmaz, nk kt bir i ilemitir. yleyse bilmediin eyi benden
isteme. te sana t... " (K. 11 Hud 46).
Nuhun sadece olu deil fakat kars da "inkarclardan" ld halde
onun gemiye alnp alnmad, alnd ise ne ekilde yok olduu
Kuranda aklanmamtr. Aklanan ey onun Tanr tarafndan
Cehenneme atlddr ki bu da Tahrim Sresinde belirtilmitir (K.
66 Tahrim 10). Bu Srede gerek Nuhun karsnn ve gerek dier bir
"peygamber" olarak gsterilen Ltn karsnn, "inkarclardan"
olduklar iin Cehenneme gnderildikleri ve Allahtan gelen bu azab
iki peygamberin savmaa muktedir olamadklar anlatlmtr. Ne
ilgintir ki Nuh, kendi olu iin Tanrdan ricada bulunurken kars
iin byle bir giriimde dahi bulunmay dnmemitir.
Ve ite din adam, insanlarmza Nuh ile ilgili yukardaki Kuran
verilerini aklarken unu anlatm olur ki ana ve babalar, ya da
kocalar farkl inanta olan ocuklarna ve karlarna hi bir ekilde
acmamal, onlarn lmne hayflanmamaldrlar.
Yukardakine benzer bir dier rnek brahim "peygamber" ile ilgili
olarak Kurann eitli ayetlerinde yer almtr. Bu ayetlerle
anlatlanlara gre gre brahim ne Yahudidir ve ne de Hristiyandir
o mslman bir peygamber olmak zere gnderilmitir. Al-i mran
sresinde yle yazl: "brahim, yahudi de, hristiyan da deildi, ama
doruya ynelen bir mslimdi, puta tapanlardan deildi" (K. 3 Al-i
mran 67).
Fakat ne var ki brahimin ok sevgili babas putperesttir ve brahim
onu putlardan kurtarp doru yola sokmak, mslman yapmak
hevesindedir. yle konuur: "Babacm! itmeyen, grmeyen ve
sana bir faydas olmayan eylere niin tapyorsun?... Dorusu sana
gelmeyen bir ilim ( yani "mslmanlk") bana geldi. Bana uy, seni
doru yola eritireyim. babacm eytana tapma..." (K. 19 Meryem
42-45). Fakat brahimin babas olunun bu szlerini dinlemez ve
yle yant verir: "Ey brahim! Sen mi benim tanrlarm
beenmiyorsun? Bundan vazgemesen mutlaka seni talarimo
ebediyen benden uzaklas git" (K. 19 Meryem 46). Fakat buna ramen
brahim: "Sana selam olsun. senin iin Rabbimden mafiret
dileyeceim..." (K. 19 Meryem 47) diye konuur. Bununla beraber
367
babasnn Tanrya e kotuunu anlaynca ondan uzaklar (K. 9
Tevbe 114) 477. Ve Tanr brahimin babasn Cehennemlere atar.
Bylece Muhammedin "Mslman peygamber" diye tanmlad
brahim, kendi z babasn ok sevdii halde, onun farkl bir inanta
olduunu anlad iin, ondan uzaklam, ona dman kalmtr.
Bu hkmleri bize belleten din adam, neden dolay Tanrnn
brahimi "mslimlerden" yaparken babasn yapmam olduunu
sylemez. Ya da neden dolay dilediinin gnln ap mslman
klan bir Tanrnn (Bkz. 6 Enam 125) brahimin sevgili babasn
mslman yapmayp baba ile oulu birbirlerine dman kldn
bildirmez. Neden dolay Sleyman "peygamberin" ana ve babasna
"nimetler" verirken (Bkz. K. 27 Neml 19) Nuhun, ya da brahimin
ya da Muhammedin ana, baba ve yakn akrabalar lehine bu tr bir
cmertlik gstermediine deinmez.
Nuhun, brahimin ya da Muhammedin, inan fark nedeniyle kendi
ana ve babalar ya da ocuklar, ya da amucalar, karlar vs... ile
dman duruma dmeleri konusunda anlattklarnn akla ve manta
ters dtn ve Tanr fikrini zedelediini dnmez. Onun nemli
bildii ey, bu tr rnekleri sergileyerek, farkl inanta olanlara kar
(velev ki bunlar ana, baba, karde, yakn akraba, kar ya da koca vs.
olsun) dmanlk duygularn pekitirmektir. Pekitirirken de biraz
daha etkili olmak iin yukardaki rneklerden gayri Muhammed
zamanndaki uygulamalardan da rnekler verir. Says pek ok bu
rneklerden bazlarn baka vesilelerle grm olmakla beraber
burada tekrar ele almakta yarar vardr.
Bu rneklerden biri, mslmanl semi olan Ebu Hzeyfenin,
mslmanl kabul etmeyen babasnn l vcudu karsndaki
duygusuzluu ile ilgili olarak yledir: Bedir savanda Kreys
erafndan Utbe bin Rabia, Mekke ordusunda fakat olu Ebu Hzeyfe,
mslmanlarn safnda olmak zere birbirlerine kar savarlar. Sava
mslmanlarn zaferiyle sona erince Muhammed, savata ldrlen
Kreys erafndan 24 kiinin cesedini bir araya toplatarak bunlarn
Bedir civarndaki pis bir kuyuya atlmalarn emreder. Bunlar arasnda
Utbe bin Rabia nin da cesedi vardr. Cesedler srayla kuyuya atlrken
sra Utbenin cesedine gelir. Olan biteni Utbenin olu Ebu Hzeyfe
368
de Muhammed ile birlikte seyretmektedir. Babasnn cesedi kuyuya
atlrken yz solgundur. Muhammed kendisine yle der: "Ey
Hzeyfe! babann bu halinden mteessir olmu olacaksn". Buna
kar Ebu Hzeyfe babasnn olmu olmasna ve cesedinin pis
kuyuya atlmasna zerre kadar zlmediini, tek zntsnn
babasnn mslman olmadan olmu olmas olduunu yeminler
ederek bildirir 478. Anlalan odur ki babasna kar besledii
duygularn banazlk llerine gre ayarlamtr.
Dier bir rnek bn-i Selln olu Abdullahn ayn nitelikteki
tutumudur. bn-i Sell (ki "Abdullah bin ubey" diye de bilinir)
Medinedeki Hazrecilerin reisi olup Muhammedin Medineye hicreti
srasnda mslmanl kabul etmitir. Onu takliden olu Abdullah da
mslman olmutur. Ancak ne var ki bn-i Sell bir ok vesilelerle
Muhammedin kararlarna kar geldii iin, ad "mnafk"a kmtr
slama itenlikle bal olmad kans yaygnlamtr 479. Oysa ki
gerekte, tutum ve davranlarnn slama ters den bir yn pek
yokturo sadece drstlkle ve olgunlukla ilgisi vardr. rnein Beni
Kaynuka adndaki Yahudi kabilesine kar giriilen sava sonucu
Muhammed, ele geirilen yzlerce esirin kellelerinin kesilmesini
emrettii zaman, bn-i Sell bunu insafszlk saym ve nlemitir.
hd sava srasnda da Muhammedin benimsedii sava taktiine
yanamad ve taraftarlarn savaa katmaktan kand sylenir. Bu
tr davranlar onu "mnafk" lar listesine sokmutur. Oysa ki eer
onun teklif ettii sava taktii benimsenmi olsayd muhtemelen Uhud
yenilgisi domayacakt. Fakat her ne olursa olsun Muhammed bn-i
Sell "mnafk" olarak tanmlam ve Kurana "mnafklar"
aleyhinde (ve zellikle lmlerinden sonra namaz klnmasn
yasaklayan) hkmler koymutur (rnein K. 9 Tevbe 84o ayrca
Kurandaki "Mnafukun" Sresi ne baknz).
Ve ite babasnn "mnafk" ilan edildiini anlayan Abdullah bir gn
Muhammedin yanna giderek yle der: "Ey Tanr elisi! Ben senin
Abdullah bin ubeyyi ldrmek istediini iittim. Eer onu
ldreceksen ben onun ban keserek sana getireceim..." Grlyor
ki slama ball ile nen Abdullah, srf din uruna babasn
ldrmee hazrdr. Fakat Muhammed, Araplar arasnda ok sevilen
bn-i Sell ldrtmenin kt sonular douracan hesaplad iin
369
bu yola gitmemi ve bu nedenle Abdullaha "Hayr, (baban) ldrmek
fikrinde deilim" diye yant vermitir 480. Bununla beraber bn-i
Sell "ba mnafk" olarak tanmlamaktan ve genel olarak
mnafklara "kafir" gzyle baklmas geleneini yaratmaktan geri
kalmamtr.
Dier bir rnek Muhayyisa bn-i Mesud un srf din uruna kendi z
kardei Hvayyisa yi ldrmee hazr olduunu bildirmesiyle
ilgilidir. Bu iki karde Ensardan bn-i Mesudun oullardr.
Muhayyisa mslman olduu halde Hvayyisa olmamtr. Olayn
bn Hisam ve bn shak tarafndan iki anlatl ekli vardr:
bn shakn "Siyer" adli kitabnda anlatl ekli yle: Muhammed
bir vesileyle: "Ele geirdiiniz Yahudiyi ldrn" diye emir verir. Bu
emir gereince Muhayyisa, yahudi tacirlerinden bn-i Senine adnda
birinin zerine ullanr ve "Ey Allahn dman" diyerek klcn
adamnm karnna saplar. Oysa ki bn-i Senine o tarihe gelinceye kadar
bn- Mesud ailesinin ilerini gren, onlara iyilik ve yardm eden bir
kimsedir 481. Adamcazn bu ekilde ldrldn gren
Hvayyisa zntsn yenemeyerek hemen kardeinin karsna
dikilir ve ldrd kiinin kendilerine ne kadar yardm eden biri
olduunu hatrlatarak: "Onu ldrdn m! Karnndaki ya bile onun
maldr" der. Bunun duyan Muvayyisa kardeine yle der: "Vallahi
onun ldrlmesini emreden (Muhammed), senin ldrlmeni de
emretse, senin de boynunu vururum" 482.
Din adamnn Arap kaynaklarndan naklen bildirmesine gre gya
Hvayyisa, kardeinin kendisine kar sarfettii bu szleri stince
"islamn" gcne inanr ve: "Vallahi, seni bu hale getiren bu din,
anl bir din" der ve mslman olur 483. Sylemeye gerek yoktur ki
dinin yceliine inand iin deil fakat korkuya kapld iin byle
yapmtr.
Olayn bn Hisam tarafndan anlatlan ekli yle: Beni Kreyza
adndaki Yahudi kabilesine kar giriilen sava kazandktan sonra
Muhammed, ele geirilen esirlerin kellelerinin kesilmesine karar
verir. Kesilen kafalarn bir arada bulunmas iin kuyular kazdrtr ve
kelle kesme iine Muhayyisa yi memur eder. Muhayyisa bu ie byk
bir evkle balar. Ancak ne var ki kellelerini kestii bu esirler arasnda
370
vaktiyle kendisine yardm etmi olan kimseler vardr. Bu feci
manzaray o srada Muhayyisann kardei Hvayyisa da
seyretmektedir. Hvayyisa o tarihte henz mslman deildir.
Kardeinin bu tutumuna isyan ederek zntsn bildirir ve rnein:
"Vaktiyle iyilik grdn bu insanlar ldrmen nankrlktr"
eklinde bir eyler syler. Bunu duyan Muhayyisa kardei
Hvayyisaya: "onun ldrlmesini emreden (Muhammed), senin
ldrlmeni de emretse, senin de boynunu vururum" diye yant verir
ve bu yant zerine Hvayyisa mslman olur).
Kendi babas Amr Ibnul Cemhu "iyi bir mslman" yapmak
isteyen Muazn marifetleri de yle: Mslmanl kabul ederek
Medineye hicret edenlerden Amr bnul Cemh, tpk dier
mslman olanlar gibi, ilah bildii eylere kar balln yitirmemi
idi. Evinin bir kesine "menat" ilahini koymutu. Bu nedenle her
sabah yataktan kalkdinda, mslmanln koullarn yerine
getirmekle beraber, ayrca da "menat" ilahini temizler ve ona dualar
ederdi. Babasnn bu halinden yaknan olu Muaz ise, olduka
banaz bir tutuma saplanm olarak, onu bu huyundan vazgeirmek ve
"katiksiz" bir mslman yapmak ister. Yakn bir arkada ile oturup
kurnazca bir plan kurar: iki kafadar bir gece gizlice Amrn evine
girerek menat ilahini alrlar ve pis bir ukura atarlar. Ertesi sabah
Amr ynanpta "menat" i bulamaynca aramaa balar ve pis kuyudan
karp temizler ve kesine koyar. Kendi kendisine de bu ii hangi
putlarn yaptn sorar. Ertesi gn ayn ey olunca bu sefer klcn
Menata balar ve: "Kendini koru bu klla" diyerek yatana girer.
Maz yine arkadaiyle gelir ve kln ucuna l bir kpek lei
yerletirir. Amr sabah uyanpta bunu grnce korkuya kaplr ve
Menat atar. Olunun eytanca oynad bu oyun sonucu olarak
Menat yerine Kabedeki Kara taa ("Hacer-i Esved") tapmaa balar.
nk Kara Ta mslmanlarn kutsal bilerek taptklar eydir.
Grlyor ki Muaz, olgunluktan yoksun ve banaz bir davranla,
babasn gya "yola getirmitir".
Bir dier ilgin rnek Mekke erafndan Ebu Sufyan ile kz Umm
Habiba (ki bilindii gibi Muhammedin elerinden biridir) arasnda
geen u olaydr: Hicretin sekizinci ylnda Ebu Sufyan, Kreys adna
bar andlamasn tazelemek zere Muhammedle grmek ister.
371
Medineye gelerek kz umm Habibann evine iner. Umm Habiba,
daha nce mslmanl kabul edip sahabelerden biriyle evlenmi ve
kocas ile birlikte Habesistana gitmi iken, kocasnn lm zerine
Medineye dnm ve bu kez Muhammed tarafndan e edinilmi bir
kadndr. Fakat mslmanl kabul etmeyen babas Ebu Sufyana
dmandr. Bu nedenle babasnn evine gelmi olmasndan
holanmaz holanmadn belli etmek zere de ona selam vermedii
gibi adamcazn oturmak istedii demeleri de ekip durur. Bunu
gren Ebu Sufyan yle der: "Ey sevgili kzm (yemin ederim ki)
senin bu yataa beni oturtmak istemediinden mi yahut yata bana
layk grmediinden mi altmdan ekmi olduunu bilemedim". Bu
szlere karlk Umm Habiba, babasna "sen pis bir insansn" diye
hakaret ederek u yant verir: "Bu yatak Tanr elisinin yatadr, sen
Tanrya ortak katan bir kii olduun iin pisin. Bundan dolay seni bu
yataa oturtmak istemedim".
Kznn din uruna bylesine banazlatna tank olan Ebu Sufyan
yerinden kalkar ve odadan kar. karken de kzna yle der:
"Benim yanmdan ayrldktan sonra sana bir ktlk isabet etmitir"
484.
slam tarihi daha Muhammed zamannda oluan bu yukardakine
benzer nice saysz rneklerle doludur. Din adamlarmz btn bu
yukardaki hkmleri ve rnekleri eriat bilgisi olarak belleterek
insanlarmz, ana, baba, karde vs... dahil olmak zere, farkl inanta
olanlara kar dmanlk duygulariyle yoururken, dier yandan da
Tanrnn keyfi olarak dilediinin gnln ap mslman ve
dilediinin gnln kapatp kafir kldna dair ayetleri (rnein
Enfal 125) ezberletmekten geri kalmazlar. Bylece mslman kiiyi,
hem ana, baba vs... sevgisi duygusundan ve hem de "dnme"
gcnden yoksun et yn haline getirirler.
Bundan dolaydr ki mslman kii, kalkpta din adamna Nuh ile
olunu ve karsn, ya da brahim ile olunu, ya da Muhammed ile
ana, babasn vs... rnek gsterip: "Pek iyi ama! Madem ki Tanr
dilediini mslman ve dilediini de kafir yapmaktadro ve rnein
madem ki baz hallerde babay kafir ve olunu mslman ya da
olunu kafir babasn mslman klmaktadr, o halde neden, btn bu
372
insafszlklar yetmiyormu gibi, bir de baba ile oul arasna bylesine
bir dmanlk salar?" diye sormay akl etmez. Akl etmedii iindir ki
ne kendisi ve ne de din adam, hi bir zaman banazlktan
kurtulamazlar.
Yine bundan dolaydr ki slam tarihi boyunca bir tek din adam
kalkpta btn insanlar, din ve inan ayrlklar ierisinde, birbirlerini
sevip saymaya armamtr: "Kafir de olsa, mrik de olsa, Yahudi
ya da Hristiyan da olsa, insanlar sevin, onlarla dost geinin"
eklinde konuan olmamtr. Bu ekilde arr ya da konuur gibi
olanlar ise , Tanrnn slamdan gayri bir din yaratmadn,
Yahudilere ve Hristiyanlara gnderilen peygamberlerin hepsinin de
"mslman" olduklarn, ve onlarn indirilen Kitablarn (Tevratn ve
ncilin) aslnda Kuran ieriinde bulunduunu (ve fakat onlarn bu
kitaplar tahrif ettiklerini) kabul ederek byle konuurlar. rnein
insanlk a sandmz Mevlana bile: "Yine gel, ister kafir ol, ister
putperest" derken inan farkn silen bir sevgiye ynelmi deildir.
Sadece kiileri slama armak istemitir. nk o bile slamdan
gayri bir dine ve inana ynelik olanlarn sapk sayldklarna
inanmtro bundan dolaydr ki farkl inantadr diye babasnn
kellesini uuran mer bin Hattaba hayranln ortaya vurmutur 485
Btn bunlardan gayri bir de din adamlarmz, "sava" denen
musibetin insanlk d bir ey sayld bir dnemde halkmz "cihad"
duygular ve "kafirlere" kar sava hevesleriyle doldururlar. slamn
"bar" dini olmadn herkesten iyi bildikleri halde, bar dini imi
gibi gstermee alrken, insanlarmz eriatn din adna ldrmeyi
ve Cihad emreden hkmleriyle yoururlar. Bunlar arasnda: "Ey
Peygamber! Kafirlere kar Cihad et" (K. Tevbe 73o ayrca bkz.
Hucurat 15o Tevbe 19, 29,30, 73o ve Saff ve Feth srelerindeki
ayetler vs) eklinde nice emirler vardr. Bu emirleri belletirlerken
"slamn tebliine imkan hazrlamak" amaciyle btn "Gayr-i
mslim"lere kar "cihad" amann fazilet olduu grn
savunurlar 486. Toplumumuzu, bu uygarlk anda bile hala
"Mriklerin" nerede olurlarsa olsunlar ldrlmelerini, ya da
Yahudilerin ve Hristiyanlarn, slami kabul etmemeleri halinde, ceza
olarak, Tanr tarafndan kafa paras (izye) vermee mahkum
klndklarn ve slam kabul etmedikleri ve "izye" (kafa paras)
373
vermedikeri taktirde ldrlmeleri gerektiini ngren emirleriyle
(rnein Tevbe 5 ve 29) yetitirmekten geri kalmazlar. Bu arada
Gazali "efendimizin" u szlerini tekrarlamay ihmal etmezler:
"Peygambere uymak demek islamiyete uymak ve kfr ve kafirlii
yok etmee almak demektir, nk islam ile kfr birbirinin
zdddr. Birinin bulunduu yerde teki bulunamaz, gider... Birisine
kymet vermek tekini (aalatmak demektir). Tanr Kurann al-
Tavba Sresinin 73.ayetinde - Ey Peygamber kafirlere kar cihad
et. Onlara sert davran- buyuruyor. Bundan anlalyor ki kafirlere sert
davranmak da hulk- azmdr. slama izzet vermek , kymetini
arttrmak iin kafirleri aa tutmak lazmdr. Kafirlere kymet vermek
demek, onlarla bulunmak, konumak, grmek demektir. Kafirlerden
izye alnmasn emretmekten maksat onlar aa tutmaktr. Kafirlerin
krlmas islama kuvvet verir" 487 .
Sadece mslman olmayanlara kar deil fakat mslmanlardan
Snni mezhebi dnda kalanlara, rnein ii mezhebine mensup
yurttalara kar dahi dmanlk ve sava duygularn pekitirirler.
1976 ylnda Milli Eitim Bakanl tarafndan hazrlatlan lise felsefe
kitaplarnda Alevi dmanl dile getirilmitir.
Anmsamakta yarar vardr ki Batda, daha Orta a dneminde bile,
din ve inan fark gzetmeksizin insanlar aras sevgiyi var klmaa
alan ve bu uurda lm bile gze alan din adamlar grlmtr.
rnein vaktiyle Anabaptistler, sann "ldrmeyeceksin" eklindeki
emirlerini kendilerine bayrak edinerek her trl iddet fikrini ve din
savalarn red yolunu semilerdi. 16.yzylda Rahib Postel in, ya da
ilahiyat Erasmu un ya da byk dnr Spinozann, din adna
sava fikrine kar direnmeleri ve farkl dinden olan Trklere kar
dahi dmanlk deil sevgi ve kardelik beslenmesi gerektiini
savunmalar ibretle gsterilecek rneklerdendir. Reformasyon
liderlerinden Luther, hem de bir din adam olarak, din adna giriilen
savalar, rnein hal seferlerini hristiyanla aykr bulduunu
syler, kiilerin silaha sarlmamalar gereini din gerei olarak
grrd 488. Buna benzer rnekler oktur. Ama slam dnyasnda ve
bizde buna benzerler kmamtr. Trk banazlktan kurtarp insan
sevgisine srkleyen ilk ve tek insan Atatrktr. Ne yazk ki Atatrk
sayesinde kavutuumuz geni grll ve "insan sevgisini",
374
eriatnn ve ona destek din adamnn gayretleri her gn biraz daha
yitirmekteyiz.




















375
Din Adamlar - Blm 16

Din Adamnn nsanlarimiza Bellettii Tanr Anlay Olumsuz
Nitelikte Olup, Tanrnn "Ycelii" Fikriyle Badamaz

I) Din adam, "Tanr" anlayna egemen olmak gereken "ycelik"
fikrinden habersizdir:
A) Tanrnn "Tek" olduu fikrini belletmek iin din adam, her iin
tek saylara gre grlmesi hususundaki eriat verilerine sarilir:
rnein "istinca" srasnda (abdestten sonra temizlenirken) tek sayda
ta kullanmann eriat emri olduunu syler.
B) Din adamnn belletmesine gre "merkep eytan gornce anirir
merkebin anirmasni isiten mslman kii Tanrnn adni anmaldr"
C) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, her iyi
mslman erkeine gzel kzlar verecektir Cennette.
II) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre "Tanr," kfrler
eden, yaratt kullari ile ekien, cebellesen, kavga eden bir
"Tanrdr".
III) Din adam Tanry, "cima" iine kartracak ya da "helaya"
sokacak kadar Tanr fikrine saygisiz eriat dzenn uygulaycsdir:
IV) Din adamnn halkmza bellettii eriat verilerine gre Tanr,
insanlar "kul" olarak yaratan, kendisine yalvartan, diledii gibi
"mslman" yapan ya da "kafir" klp saptiran ve saptrttiktan sonra
cezalandiran ya da Cehennemi insanlarla doldurmak hususunda keyfi
kararlar alandir.
V) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, insanlar farkl
inanlarda yaratip sonra Cehennemlerde kavurur, ya da onlar
birbirleriyle savatrr, kendisi de ordular kurup savaa katilir.
VI) Din adamnn, eriat verilerine gre tanmladii Tanr, her hangi
bir hususta emir verirken sanki derinlemesine dnemeyen ve uzagi
376
gremeyen, ve ou kez kullarindan akl alma zorunda kalan bir
Tanrdr.
VII) Din adam eriat verilerini belletirken, bunlarn genellikle siyaset
rn eyler olduunu kantlar ekilde konuur ve bylece farkna
varmadan bu verilerin "uhrevi" deil fakat "dnyevi" nitelikte
olduklar sonucuna ynelmi olur.
VIII) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, her ne kadar
"layuhti" (hata ilemez, yanilmaz) ise de, baz hususlarda yanldini
anlayarak kararlarn deitirmis grnr:

Din adamnn eriat verilerine dayal olarak halkmza kabul ettirdii
Tanr anlay, Tanrnn "Ycelii" fikriyle badamaz olup aydn ve
aklc kiileri akna evirecek yeterliktedir . Bu anlay, esas
itibariyle Arapn kendi kafasndan yaratt ve Arap nitelikleriyle
donatt Tanr anlayndan baka bir ey deildir. Arap yaamlarna
ve Arap karakterine egemen btn unsurlar bu Tanr anlaynda
bulmak mmkndr. Bu anlaya gre Tanr "intikamcdr",
"korkutucudur", "kskantr", "acmaszdir", insanlar "kul" olarak
yaratp kendisine "taptrandr", yaratt kllarn kaderini keyfi olarak
izen, tm davranlarn en ince noktasna kadar dzenleyen ve onlara
dnme zgrl diye bir ey tanmayandro farkl din ve inanta
olanlar birbirlerine saldrtan, boazlatandro dilediini mslman,
dilediini "kafir" yapandro mslman yaptklarn Cennetin gzel
hurilerine kavuturan, kafir yaptklarn ise azaba sokandro dilediini
"fazilete", dilediini de "rezilete" dorultandro fazilete
eritirdiklerini mkafatlandran, rezilete dorulttuklarn ise
Cehennem atelerinde kavrultandro dilediini "ok rizikli" (varlkl)
dilediini de "az rizikli" (yoksul) yapandro varlkl yaptklarn
yoksullardan 500 yl sonra Cennete alacan, yoksul yaptklarn ise
snavdan geirdiini anlatandr, vb...
Din adamnn bylesine keyfi ve olumsuz bir "Tanr" anlay ile
eittii insanlardan insan sevgisi duygularyla yetimelerini, zgrlk
ve benlik bilincine erimelerini, dnyevi ve uhrevi ahlak ilkelerine
377
ynelmelerini, insanln gelimesine katkda bulunmalarn, uygarlk
yaratmalarn beklemek elbetteki abestir.
Her ne kadar gemite, slam dnrleri ierisinde, Tanr anlayn
eriatnn tasalludundan ve tekelinden kurtarp yceltmek ve rnein
"Tanr-Kii" aynyeti fikrine ynelmek ya da Tanry sevgi kayna
eklinde gstermek isteyenler grlmemi deilsede bu giriimler hep
"zindiklik" ya da "kafirlik" olarak damgalanm ve bu nedenle Tanr
fikrini yceltici ve ululatrc sonulara ulalamamtr Bu konuyu
Aydn ve "Aydn" adli kitabmzda incelediimiz iin burada fazla
durmayacaz.
I) Din adam, "Tanr" anlayna egemen olmak gereken
"ycelik" fikrinden habersizdir:
Din adam, kendi inanlar dorultusunda olmayan "aklc" ve "laik"
zihniyetteki kiilere "Tanrsz", ya da "Tanr dman" diyerekten
saldrmay gelenek edinmitir. Ancak ne var ki kendisi, Tanr
anlayna egemen olmak gereken "ycelikten" habersiz olup Tanr
fikrindeki kutsalla kar saygszlkta rakipsizdir. Hemen her sz ve
davran ile bu habersizliini ve rakipsizliini ortaya vurmaktan geri
kalmaz. rnein "stinca" srasnda (yani "Def-i hacet"/abdest
yaptktan sonra temizlenirken) tek sayda ta kullanmann Tanrnn
tek oluuna inanmak demek olacandan ttnz da merkep anrd
zaman Tanrnn adn anmann Tanrya saygnlk saylacanao ya da
"kafirlere" saldrmann, "mrikleri" ldrmenin, "Tanrszlar" yk
etmenin Tanr emrini yerine getirmek olacanao ya da slamn
emirlerine uyanlarn Tanr tarafndan Cennetteki "gzel hurilere,
memeleri yeni sertlemi kzlara" kavuturulacaklarna, vb..., dair
aknlk yaratc nice hkmlerle insanlarmza Tanrnn
"bykln" anlatmaya alr. Btn bu abalariyle Tanr fikrine
kar en byk saygszlkta bulunduunun farkna varacak yeterlikte
deildir. Din adamnn Tanr fikrini ycelikten uzaklatrc
nitelikteki retisine verilecek rnekler sayszdr. Ksa bir fikir
edinmek zere bunlardan sadece bazlarn belirtmekle yetinelim.
A) Tanrnn "Tek" olduu fikrini belletmek iin din adam, her
iin tek saylara gre grlmesi hususundaki eriat verilerine
sarlr: rnein "istinca" srasnda (abdestten sonra
378
temizlenirken) tek sayda ta kullanmann eriat emri olduunu
syler.
eriata koru krne bal olarak din adam, "tek" saylarn
kutsallna inanmtr ve insanlarmz da bu inanla yourur. nk
bu hkmlere gre tek say, gya Tanrnn tek oluunun ifadesidir.
Bundan dolaydr ki din adamnn yetitirmesi olarak mslman kii,
her iini tek say esasna gre (yani 1 ya da 3 ya da 5 vs...) yapar:
rnein u ierken tek sayda yudumlayarak iero meyve yerken
adedini tek sayda tutaro "istinca" iin (abdestini yaptktan sonra
temizlenirken) tek sayda ta ya da kerpi kullanr, vs....
Btn bunlar din adamnn kendisine bellettii eriat emirlerine
uygun olarak yapar. Elinin altnda Diyanet leri Bakanlnn
Sahih-i Buhar Muhtasar... adl yaynlar vardr ve bu yaynlarda
rnein, Ebu Hreyrenin rivayetine gre Muhammedin yle
emrettii yazldr: "Her kim (istinca iin) ta stmal ederse adedini
tek yapsn (Hi olmazsa ta kullansn)..." (Bkz. Sahih-i... Cilt , sh.
147) 489
slam dnyasnn en nl din bilginleri bu konuyu byk bir titizlikle
ele alrlar ve mslman kiinin Tanrya inanmln bununla lye
vururlar. rnein Hccetl-slam namiyle tannan mam Gazali,
Kimya-i Saadet adl kitabnn bir yerinde yle der: "Helaya girerken
sol ayakla girmeli... u duay okumaldr : -(Maddi ve manevi
pisliklerden ve eytandan Allaha snrm)... (Temizlenme iine
gelince, kii) kerpi parasn yahut dzeltilmi ta byk
abdestten nce alr. Kaza-y hacet bitince, sol eliyle alr ve necaset
(pislik) olmayan yerden balayp necaset bulunan yere srer ve orada
dndrrr ve necaset bulatrmadan kaldrr. Bylece ta kullanr.
Eer temizlenmezse iki ta daha kullanr. Bylece (kulland talarn
saysnn) tek olmasna dikkat eder. Sonra dz bir ta sa eline alr,
zekerini sol eliyle tutar, o ta zerine defa srer. yahut da duvarda
ayr yere srer... Bunun gibi istibrada da (yani isedikten sonra
temizlenirken) elini defa zekerin altna koyup sallar ve adm
yrr, defa ksrur. Bundan daha fazla kendine eziyet
vermemelidir..." 490 .
379
Grlyor ki abdest yaptktan sonra temizlenirken (istinca ederken)
ta kullanmak, ya da isedikten ("istibra" dan) sonra "zekeri" el ile
tutup defa sallamak, sonra adm yryp defa ksrmek,
mslman kiinin riayet etmekle grevli bulunduu eylerdendir bu
ekilde davranmakla Tanrnn tekliini inanm olduunu ortaya
vurur. nk din adam ona bunu byle retmitir. Gazali stadmz
yle diyor: "Bylece (kiinin) btn ileri, Allah Teala ile alakal
olmaldr. nk O tektir. ift deildir. Bir iin herhangi bir
bakmdan Allah Teala ile alakas yoksa, botur ve faydaszdr. O
halde tek, Allah Teala ile alakal olmak sebebiyle, iftten daha iyidir"
491 .
"Tanr" ile ilgili bu tr tanmlamalar okurken kendi kendimize: "Tanr
fikrindeki ycelii, acaba bu yukardaki mantktan daha fazla rencide
eden ne olabilir?" diye sormamz gerekmez mi?

B) Din adamnn belletmesine gre "merkep eytan gornce
anirir merkebin anrmasni iiten mslman kii Tanrnn adn
anmaldr"
Din adamnn halka bellettii eriat hkmlerine gre horoz tt
zaman horoz sesini duyan mslman kii Tanrnn "fazl-u
kereminden" istemelidir merkep anrmasn stinde de Allahn
adn anmal, "Euzu billahi mines-eytanir-racm" demeli ve
Muhammede de salavat getirmelidir. nk din adamnn
bildirmesine gre Muhammed, horozlarn melek grdkleri zaman
ttklerini, merkeblerin de eytan grdkleri zaman anrdklarn
sylemitir 492. Bu konuda din adam karmza, Buhar, Mslim,
Davudi, bn-i Hibban, Ebu Msel-sfehan, Ebu Raf, Salebi vs...
gibi gibi en salam kaynaklar serer. Bunlardan biri Salebinin
rivayetidir bu rivayete gre Muhammed, Tanrnn sese
muhabbet ettiini, ve bu seslerin basnda horoz sesi geldiini
bildirmitir. Horoz sesi kadar gzel olan dier sesler Kuran okuyan
kiinin sesi ile bir de seher vakti Allah "istifar" edenlerin (yani
Tanrdan gnahlarnn balanmasn dileyenlerin) sesidir (Sahih-i...,
Cilt X, sh. 67)493.
380
Din adamnn bu konuda verdii dier bir kaynak bn-i Hibbann
Sahih adl yaptdr ki buna gre Muhammed horozun dier
hayvanlarda bulunmayan bir zellii olduunu, bu zelliin de geceler
iinde, afaktan nce ve sonra, fasla ile tmesi, bylece mslman
kiileri namaza davet etmesi olduunu bildirmitir. Ebu Hreyre ile
Ebu Rafnn rivayetlerine gre ise Muhammed, horozlarn melek
grdkleri zaman ttklerini, merkeblerin de eytan grdkler zaman
anrdklarn, merkep anrnca Tanry anmak gerektiini bildirmi ve
yle demitir: "Merkep eytan grmedike anrmaz. Merkep anrnca
siz Allah Tealay zikredin, bana da salavat getiriniz" (Sahih-i..., Cilt
X, sh. 68) 494.
Grlyor ki din adam, merkep anrnca Tanrnn adn anmann (ve
Muhammede salavat getirmenin) Tanry yceltmek olduu
inancndadr ve mslman kiiyi de bu inan ile yetitirme
abasndadr.
C) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, her iyi
mslman erkeine gzel kzlar verecektir Cennette.
nsanlarmza Tanr fikrini alamaa alan din adam, elindeki eriat
malzemesine dayanarak Tanry hite olumlu saylamayacak klklarda
tantr. Hem de ylesine ki Tanr gya mslman erkek kullarna
"ahu gzl", "irin szl", "beyaz tenli", "memeleri yeni sertlemi"
gzel kzlar, "huriler" temin edecektiro bu kullarn bu gzel
dilberlerle sevitirecektir, yeter ki bu kullar Tanrya ve Muhammede
inanm olarak eriat emirlerine itaatl olsunlar, yani "yararl i
yapsnlar". Bunu anlatmak zere din adam: "Allaha... kar
gelmekten saknanlar... Cennetlerde pnar balarndadr..." (K. Hicr
45) eklindeki nice hkmlere bavurur. Bavururken de Tanrnn
erkek kullarna "bakire eler" temin etmnek zere yle konutuunu
anlatr: "Onlara ceylan gzl eler veririz... Onlar, iri gzl hurilerle
elendiririz" (K. Duhan 54o Tr 19-24) Bu hurilerin "Memeleri yeni
sertlemi kzlar", "Baklarn yalnz erkeklerine evirmi ceylan
gzl hatunlar", "Daha nce ne insan ve ne de cinlerin dokunmad
bakire yaratklar" (K. Rahman 46-52) olduklarn da eklemeyi
unutmaz 495. Yine din adamnn belletmesine gre Tanr her erkek
kulunu en azndan 500 huri, ayrca 4000 bakire ve sekiz bin dul ile
381
sevitirecektir (495 a). Bunun byle olabilmesi iin her erkek kuluna,
cinsi mnasebete giritii her kez 70 erkein cinsel iktidarn
salayacak, sevime sresini de dnya mr kadar uzunluktaki bir
zaman gre ayarlayacaktr.
Grlyor ki din adam, Tanr fikrini yceltici deil fakat zedeleyici
ne varsa her eyi yapma eilimindedir: muhtemelen farknda
olmayarak.
II) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre "Tanr,"
kfrler eden, yaratt kullar ile ekien, cebelleen, kavga eden
bir "Tanrdr".
Din adam, eriat verilerine dayal olarak Tanry, Tanrnn
bykl ve ycelii fikriyle badamaz bir dil ile konuur ekilde
tanmlar. Bu tanma gre Tanr, kendisine boyun emeyenlere ve
genel olarak holanmad ve sevmedii kiilere kar "alak zorba",
"soysuz" , "erefsiz" "geberesice", "elleri kuruyasca", "Allah seni
kahretsin", "dn hammal" , "Hot defolun", "Dilini sarktp soluyan
kpek" , "kof ktk" vs... eklinde kfr ve lanetlemeler
yadrmaktadr. Bu konuda din adamnn (Diyanet yaynlarndan
naklen) verdii rneklerden biri, Tanrnn, gya Bedevilere ve Kentli
Araplara yle hitap ettiini belirtir: "Kt belalar kendi balarna
gelsin" (9 Tevbe 98). Dier bir rnek Tanrnn Ebu Leheb ile karsna
hitaben u ekilde beddua etmesiyle ilgilidir: "Ebu Lehebin elleri
kuruun, yk olsuno Mali ve kazand kendisine fayda vermesino
Alevli atete yanacaktro Kars da boynunda bir ip olduu halde ona
odun tayacaktr" (111 Leheb 1-5)
Din adam bu Sreyi belletirken Ebu Lehebin, Muhammedin
amucas olduunu fakat Muhammede kt davrandn ve
mslmanl kabulden kandn ve bu nedenle Tanrnn n
yukardaki ekilde azarladn aklar. Ancak ne var ki aklarken
kiileri "mslman" ya da "kafir" yapann Tanr olduuna dair
ayetleri de sralamaktan geri kalmaz ki bunlardan biri yledir:
"Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini islamiyete acar,
kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl klar" (K. 6 Enam
125). Yine din adamnn belletmesine gre Tanr kiileri fitneye
drtr ve drttkten sonra da onlar rezillikle sular ve
382
Cehenneme atar. Bu gibi kimseler iin hi kimsenin elinden bir ey
gelmez. Bunun byle olduunu anlatmak iin din adam, Tanrnn
Muhammede hitaben yle konutuunu syler: "... Allahn fitneye
dmesini diledii kimse iin Allaha kar senin elinden bir ey
gelmez. te onlar Allahn kalblerini aritmak istemedii kimselerdir.
Dnyada rezillik onlaradr. Onlara ahirette en byk azab vardr" (K.
5 Maide 41)
Daha baka bir deyimle din adamnn bellettii tanma gre Tanr,
hem Ebu Lehebin kalbini "dar ve skntl" klarak "kafir" yapmtr
ve hem de mslman olmad diye, yukardaki ekilde lanetlemitir.
Lanetlerken onun ei mmi Cemili de dn hammalna benzeterek
kltm ve "hurma lifinden rlm bir ip de gzelim boynunda"
diyerek alay etmitir. Din adamnn aklamasna gre ummu Cemil,
gya dikenler toplayarak demetler yapan ve bunlar iple balayp
srtna asarak Medinede Muhammedin geecei yollara koyan
kadndr 496.
Yine din adamnn anlatmasna gre Tanr, kendi ayetlerine
"masaldr" diyen Ebu Cehil Mgiyra ve olu Velid iin: "alak zorba,
soysuz , erefsiz" diye kfrler ederek u ayeti gndermitir: "Ey
Muhammed! Diliyle ineleyen, ar giden, ok yemin eden alak
zorbaya, btn bunlar dnda bir de soysuzlukla damgalanan kimseye,
mal ve oullar vardr diye aldr etme" (68 al-Kalem 10-14) 497
Din adamnn sylemesine gre Tevbe Sresinde Yahudiler ve
Nasranler hakknda Tanrnn kulland dil udur "Hay Allah
kahredesiler" (9 Tevbe 30). Ayn Srenin 28.ayetinde ise
"mrikler" iin syleyecei ey "pis insanlar" olacaktr. nk din
adamnn anlatmasna gre "mnafklar" ve "sirk koanlar" Tanrnn
holanmad kimselerdir. Onlar hakknda Tanr gya "Helak olaslar,
Allah gazab etmitir onlara, lanetlemitir onlar ve hazrlamtr onlara
Cehennemi" der (al-Feth 6).
Yine din adamnn retmesine gre Tanr, tpk Arap bedevisinin
savurduu beddualara sarlm gibi, "mnafklara" kar "geberin
kininizle" diye konuur (Bkz. Al-i mran Sresi) ya da inanma yanlar
"sapklar" diye tanmlayp "susam develere" benzetir ve yle
konuur: "... ey sapklar, yalanlayanlar! Dorusu zakkum aacndan
383
yiyeceksiniz. Karnlarnz onunla dolduracaksnz. Onun zerine
kaynar u ieceksiniz. Hem de susam develerin suya saldrs gibi
ieceksiniz" (K. 56 al-Vaka 51-56) 498.
Din adamnn rettiine gre Tanr, Kuran yalanlayanlara kar:
"Dilini sarktp soluyan kpek" deyimleriyle yle atar: "Eer
dileseydik onu bu ayetlerle ykseltirdik. Fakat o yere sapland. Artk
onun durumu... dilini sarktp soluyan kpein durumu gibidir. stne
varsan da dilini sarktp solur, yahut kendi haline brakrsan yine dilini
sarktp solur. te ayetlerimizi yalan sayanlar gruhunun sfat
budur" (K. 7 Araf 176).
Yine din adamnn belletmesine gre Tanr "kafirlere" hitaben: "Host
defolun oraya, bana da sz sylemeyin" (K. 23 Mminn 108) diye
konuur 499
Neden Tanr her eye kadir olduu halde "mnafkl", "sirk
komay", "kafirlii" vb... nlemez de "ycelikle" badamayan bu tr
kfrlere, lanetlemelere bavurur, bilinmez? Din adam bu hususta bir
ey sylemez, sadece "soru sorulmaz" der, geer.
Fakat kukusuz ki din adamnn "eriattir" diye insanlarmza
bellettii bu kfrlerleri ve lanetlemeleri dinlerken karnzda sanki
yce bir "Yaratan", yce bir "Tanr" deilde l bedevisi ya da
sokakta kabadaylk eden birisi konuuyor sanrsnizo nk bu dil
"Yce" bir Tanrnn kullanabilecei bir dil olamaz. Yce olduu
kabul edilen bir Tanr, yukardaki ekilde konuamaz. Eer "konuur"
diye kabul ediliyorsa, bu takdirde din salklerinin de Onun
konutuu dil ile konumalar doal olmak gerekmez mi?.
Muhtemelen bundan dolaydr ki bata din adamlar olmak zere tm
eriatlar, Tanrnn bu ekilde konutuunu dnerek kendileri de
aza alnmaz bir dil ile konumay ve yazmay dindarlk sanrlar.
Kullandklar dil saldrgan, kin ve nefret saan, kfrler yadran bir
dildir. slamn koullarna uymayan ve kendilerinden farkl grte
olanlara kar uygun grdkleri bu dil, kfr ve lanetlemelerle dolu
olup yz kzartcdro fakat onlar bu dili hasmlarna kar bir silah
yapmlardr. Aklc ve laik eilimli her aydna kar en azndan "it",
"kpek", "eek", "soysuz", "alak" , "pi", "Tanr dman", "zindik",
384
"sapk" vb... gibi deyimlerle saldrmay gelenek edilmilerdir. Mehmet
Akif gibi nl bir eriat air bile, araf giymeyen kadnlarla ilgili
bir iirinde, "it" szcne yer vererek yle konuur:
"t yetitirmek iin topra gayet mnbit,
Bularak fuh ekiyor salma gezen bir sr it,
Yryor diye be-on maskara alklanyor,
Nesl-i hazr, bunu hrriyet-i vicdan sanyor"
Unutmayalm ki Birinci Merutiyet dneminin zgrlk kahraman
Mithat Paa, gnmz eriatlarnn aznda "Bayramza hac
koyduran" dir, Fuat Paa "Hristiyan olarak len, Mslman olarak
gmlen" dir, Tevfik Fikret, Ziya Gkalp ve benzerleri ve nihayet
Trk milletini yok olmaktan kurtaran Atatrk, eriatnn tanmna
gre "zindik" ya da "pi" vb... saylmak gereken kiilerdir. Hemen
anmsatalm ki bu kfrler, kendisini tarih Profesr diye tantan bir
eriatnn azndan rahatlkla kabilmektedir. Dnnz ki T.C.
Devletinin Anayasal organlarndan olan Diyanet leri Bakanlnn
islamdan baka dine ynelenler hakknda kulland dil en azndan
"sapklar" szc ile sslenmitir..
Daha baka bir deyimle din adamlarmz, eriat hkmleri arasna
sktrlm kfrleri, lanetlemeri ve hakaretleri, kendi seviyelerine
uydurup biraz daha arlatrarak i grmek, bylece kiileri de bu
tiynette yetitirmek hususunda birbirleriyle yar halindedirler.
III) Din adam Tanry, "cima" iine kartracak ya da "helaya"
sokacak kadar Tanr fikrine saygsz eriat dzenin
uygulaycsdr:
Biraz yukarda belirttiimiz gibi din adamnn bellettii eriat
verileri, genellikle Tanr fikrini saygnlktan yoksun klc nitelikte
eylerdir. Saysz denebilecek kadar ok bu verileri burada sralamaa
imkan yoko fakat unu sylemekle yetinelim ki ihtiya gidermek iin
helaya giren kiiye, srf cinler ve eytanlar ise karmasn diye Tanr
adn anma zorunluunu ykleyen hkmlerden ttnzda, "istinca"
385
ederken tek sayda ta/kerpi kullandrmaa ya da cinsi mnasebet
srasnda Tanry anarak Kuran ayetlerini tekrarlatmaya varncaya
kadar her trl davran, bu hkmlerle ayarlanmtr. rnein cinsi
mnasebet srasnda ok konumamak fakat Tanry anmak ve Onun
adn tekrarlamak dinsel birer grevdir. Byle yaplmayacak olursa
doacak olan ocuklarda dilszilik, kekemelik oluabilir. te yandan
cinsi mnasebete balarken kadn Kble ynne dnk ekilde yatrp
"Tanr adna, Tanr bizi eytanlardan ve cinlerden korusun" diye dua
etmek gerekir. "ima" ederken Tanrnn ad sk sk tekrarlanp, dua
edilmelidir. "Duhul" srasnda Kurann al-Furkan Sresinin 56. ve
58. ayetleri sessizce okunmaldr. Fakat "duhul" vuku bulduktan
sonra taraflarn ses karmamalar, sessiz durmalar gerekir. Cinsi
mnasebet sona erdii an Tanrya krler edip etmemek hususu,
Gazzal ile Cevzi gibi slam dnrleri arasnda gr ayrlklar
yaratm olmakla beraber, byle bir zorunluun bulunmadn
savunan Gazzalnn grleri ar bast iin bu konuda fazla glk
ekilmez 500.
Din adamnn sylemesine gre glk ekilmeyen dier bir husus da
kadnlara, cinsi mnasebette bulunmak iin, Tanrnn buyurduu
ekilde yaklalmasdro daha dorusu onlara arka organlarndan
temas edilmemesidir. Bunun byle olduunu anlatmak zere din
adam size Kurandan u hkmleri okur: "(Kadnlara) Allahn size
buyurduu yoldan yaklan... Kadnlarnz sizin ekim alannz,
tarlalarnzdr. O halde (n organ olan) tarlanza ne ekilde isterseniz o
ekilde varn..." (K. 2 Bakara 222-223).
Buna dayanarak din adam, cinsi mnasebetin kadna arkadan
yanamak ve fakat nden duhul etmek suretiyle yaplabileceini
anlatr ve konu ile ilgili hadislerden su rnekleri verir: "Karsna arka
organndan temas eden kii melndr... Karsna ters yoldan temas
eden kiiye Allah rahmet nazariyle bakmaz" (Bkz. Demircan, age, II,
227 ve d.).
Anlalan odur ki kadnlara arka organdan yanama gelenei eskiden
Yahudilere zg bir eydio fakat Tanr bunu yaradl dzenine aykr
bulduu iin yasaklamtr.
386
Sylemeye gerek yoktur din adamnn azndan, Tanrnn bu tr
ilerle uraacan dinlemek, Tanr fikrini kutsal bilenler iin huzur
kartc bir eydir.
IV) Din adamnn halkmza bellettii eriat verilerine gre
Tanr, insanlar "kul" olarak yaratan, kendisine yalvartan,
diledii gibi "mslman" yapan ya da "kafir" klp saptran ve
saptrttktan sonra cezalandran ya da Cehennemi insanlarla
doldurmak hususunda keyfi kararlar alandr.
Din adamnn insanlarmza bellettii eriat verilerine gre Tanr,
insanlar srf kendisine kul olsunlar, kendi nnde yerlere kapansnlar,
yalvarp yakarsnlar, kendi kudretine ve snrsz gcne hayran
kalsnlar, yaratt mucizelere ap mest olsunlar diye yaratm
gibidir. Tanrnn btn zevki ve btn mutluluu kullarnn kendi
nnde boyun emelerini, klmelerini grmek, kendisine vg
yadrmalarn dinlemektir. Din adamnn bu konuda bellettii eriat
verileri bir ka ciltlik kitap oluturacak bolluktadr. Bir ka rnekle
yetinmee alalm:
Din adamnn sylemesine gre Tanr, neden dolay insanlar
yarattn anlatmak zere yle konumutur: "Cinleri ve insanlar
ancak Bana kulluk etmeleri iin yaratmmdr" (K. 51 Zariyat 56).
Daha baka bir deyimle insanlar yaratrken Tanrnn amac, esas
itibariyle kendisine kullar, yani kleler edinmektir. Bu amacn biraz
daha akla kavuturmak iin yle der: "Ben Rabbnzm, artk
Bana kulluk edin" (K. 21 Enbiya 92).
Yine din adamnn bellettii hkmlere gre Tanr, kendi yaratt
kullarna: "Bana yalvarp yakararak dua edin" der. Derken de:
"Nimetlerime krederseniz arttrrm" K.(13 Rad 7) diyerek kiilerin
kendisine yalvar yakar olmalarn gvenceye balamak ister.
Sylemeye gerek yoktur ki Tanrnn, insanlar kendisine bu ekilde
taptrtmas, yalvartmas ve onlara bu yalvarmalarna gre rizik
datmas, bylece onlar dilenir duruma sokmas ve buna benzer
tutumlar taknmas, "ycelikle" badamayan eylerdir. Ancak ne var
ki din adam iin bu ynn dnmez.
387
te yandan yine din adamnn belletmesine gre Tanr, vnmesini
pek seven bir Tanrdr. Kendi yceliini anlatmak zere yle
konuur: "Gklerde olanlar da, yerlerde olanlar da Onundur. O
ycelerin ycesidir" (42 ura 4). Kendi yceliini ne srerken ayn
zamanda keyfiliini ortaya vurmakla biraz daha vnr. Bunun byle
olduunu anlatmak zere din adam Feth Sresindeki u hkm
gsterir: "Gklerin ve yerin hkmranl Allahindir. O dilediini
balar, dilediine azabeder..." (K. 48 Feth 14).
Din adam, Tanrnn, btn insanlar "mslman" olarak yapmak
gcne sahip olduu halde yapmadn, kimi insanlar "mslman"
ve fakat kimi insanlar da "kafir" yarattn ve bu ekilde davranmay
vnme vesilesi saydn syler ve sizi buna inandrmak iin
Kurandan u ayeti okur: "Rabbin dileseydi yeryznde bulunanlarn
hepsi de inanrd" (10 Yunus 25).
Din adamnn sylemesine gre Tanr, insanlar arasnda inan fark
yaratmak hususunda snrsz bir keyfilie ynelmi ve bu ii, ana,
baba, karde ve soy sop bakmndan ngrmtr. Bu konuda din
adamnn verdii nice rnekler arasnda brahim ile babas Azer
arasndaki ilikilerle ilgili ayetler vardr. Bu ayetlerden anlaldna
gre Tanr brahimi "mslim" yapm (Bkz. Al-i mran 67), doru
yola ulatrm (K. 6 Enam 76-80) ve fakat babasn ve babasnn
milletini "putperest" olarak brakmtr. brahim babasna yle der:
"Putlar tanr olarak m benimsiyorsun? Dorusu ben seni ve milletini
ak bir sapklk iinde gryorum" (K. 6 Enam 74). Bunu sylerken
Tanrnn kendisini doru yola eritirdiini, srf Tanr sayesinde
sapkla dmekten kurtulduunu anlatr (K. 6 Enam 76-80). Bu
arada Tanr, onun szlerini pekitirircesine yle konuur:
"Babalarndan, soylarndan, kardelerinden bir ksmn setik ve doru
yola eritirdik. Bu Allahn dilediini eritirdii yoldur..." (K. 67
Enam 87-88).

te yandan Mslman olup olmamann Tanrnn iznine bal
olduunu belirtmek iin din adam Enam Sresinden u hkm
nakleder: "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
slamiyete acar, kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl
388
klar. Allah inanmayanlar kfr bataklnda brakr" (6 Enam 125).
Bu sylediini pekitirmek iin Yunus Sresinden unu ekler:
"Allahn izni olmadka hi kimse inanamaz..." (K. 10 Yunus 100).
Bunu sylerken Takvir Sresinden rnek vererek Tanr istemedike
hi kimsenin "doru" hareket edemeyeceini anlatr (81 Takvir 27-
29). Bunu pekitirmek iin Bakara Suresinden unu okur: "phe yok
ki, inkar edenleri, balarna gelecekle uyarsan da uyarmasan da birdir,
inanmazlar. Allah onlarn kalblerini ve kulaklarn mhrlemitir" (K.
2 Bakara 6-7). Yine bu konuda Fatir Sresinden: "Allah dilediini
saptrr, dilediini doru yola sevkeder" (K. 35 Fatir 8) eklindeki
hkm ve Fetih Sresinden de: "(Allah) dilediini balar, dilediine
azabeder" eklindeki hkmleri rnek verir. rnek verirken bu
hkmlerin, bir yandan Tanrnn keyfiliini dile getirdiini, dier
yandan da Tanry elikili durumlara drdn farketmez.
Yine din adamnn Kurana dayal olarak belletiklerine gre Tanr,
bir yandan dilediinin kalbini ap doru yola sokarken, yani onu
mslman yaparken dier yandan da dilediini kafir yapar (K. 6
Enam 125). Fakat kafir yaptklarn biraz daha kafirlie kkrtmak
iin onlara eytani musallat eder. lgili Kuran ayeti yle: "Kafirlerin
zerine, onlar kkrtan eytanlar gnderdiimizi bilmiyor musun?"
(K. 19 Meryem 83)
Yine din adamnn sylemesine gre Tanr, kiilerin gnahlarnn
oaldn grmekten byk zevk alro gnahlar oalsn diye onlara
zaman verir. Bunun byle oldggn anlatmak zere din adam u tr
ayetleri ne srer: "Biz onlara ancak gnahlar oalsn diye mhlet
veriyoruz. Kltc azab onlaradr" (K. 3 Al-i mran 178).
Din adamnn verdii bu rneklerden anlalmaktadr ki kiileri
inkarc durumda klan Tanrdr, fakat ne var ki bu ayn Tanr,
"inkarcdrlar" diye onlara "Beni inkar etmek nasl olur?" (K. 35 Fatir
26o ve Sebe 45) diye atar.
Rizik datm konusunda yine Tanrnn keyfiliine deinmek zere
din adam bir yandan : "phe yok ki Rabbin dilediinin rzkn
geniletir..." (K. 17 sra 30) eklindeki ayetleri gsterirken dier
yandan "Andolsun ki sizi biraz alkla ve ktlkla deneyeceiz" (K.
389
Bakara 155) eklindeki ayetleri sergiler. Bu arada Tanrnn
kafirlerden bazlarn dahi "kat kat servet" sahibi yaptn belirtir ve
yoksul kiilerin ilerde, Cennetlerde bolluklara kavuacaklarn
anlatarak varlkl snfa (velev ki bunlar kafirler olsun) hased
etmemelerini syler. rnek diye gsterdii ayetlerden biri yle:
"Kafirler iinde baz kimselere verdiimiz kat kat servete gzn
dikme..." (K. 15 Hacc 88)
Grlyor din adamnn bellettii hkmlere gre Tanr, mslman
yapmak istedii kiinin gnln ayor, onu doru yola sokuyor,
mslman yapmak istemediklerinin de kalbini dar ve skntl klyor,
sapttryor. Fakat bununla da kalmyor, bir de mslman yapmayp
saptrdklarn, mslman deillerdir diye azaba sokuyor ya da
gnahlar oalsnda ve fazla azab eksinler diye onlara mhlet
veriyor ya da eytanlar gnderip onlar kkrtyor. Ve stelik btn bu
yaptklarn "ycelik" sayp kendi "ycelii" ve "keyfilii" ile
vnmekten mutluluk duyuyor.
Yine ekleyelim ki Tanrnn bylesine keyfi ve adaletsiz olabileceini
dnmek zc ve gtr. Fakat ne var ki aklc dnce tarzna
yabanc din adamlar iin Tanr fikrini bu dorultuda ilemek
olaandr.
Din adamnn bellettii esaslara gre Tanr sadece keyfi deil fakat
ktlk yapabilen ve yaptrtabilen bir "Yaratan"dr. Bunun byle
olduunu anlatmak zere din adam:
"Allah bir topluluun ktln dilerse o ktl geriye atmaya
imkan yoktur ve onlara Ondan baka yardmc da bulunamaz" (K. 13
Rad 11)o ya da
"Allah size bir ktlk gelmesini dilerse, yahud bir rahmete nail
olmanz isterse kimdir sizi Allahtan kurtaracak" (K. 33 Ahzab 17)
eklindeki hkmleri rnek verir.
te yandan Tanr, yine din adamnn bellettii verilere gre, insanlar
arasnda kin ve adavet yaratmakta, insanlar dmanlklara
zorlamaktadr. Bunun byle olduunu anlatmak iin din adam u tr
hkmleri rnek verir: "Biz onlarn arasna kyamete dek dmanlk
390
ve kin saldk" K. 5 Maide 64). Yine din adamnn sylemesine gre,
her ne kadar insanlar mslman yapan ya da yapmayan Tanr ise de
(rnein Enam, 125o Yunus 99-100, vs) bu ayn Tanr, gnllerini
ap mslman yapt insanlar ile, mslman yapmad insanlar
arasnda dmanlk yaratmakta saknca bulmaz (rnein Tevbe 5 ve
29). stelik bir de bu mslman yapmad insanlara ker. Din
adamnn bu konuda verdii rnekler arasnda Bakara Suresinin u
ayeti vardr: "Allah kyamet gnnde onlarla ne konuur, ne de onlar
temizler. Onlara ancak elemli bir azab var" (K. 2 Bakara 274).
Din adamnn bu tr aklamalarna kar: "Pek iyi ama, dilediinin
defterini sadan verip mslman yapan, ya da soldan verip kafir
yapan Tanr deil miydi? Neden acaba bu kiileri mslman
yapmayp kafir yapmtr da imdi onlara darlmtr?" diye soru
sorulamaz, nk "zindiklik" olur!
Yine bunun gibi din adamnn sylemesine gre Tanr ylesine keyfi
ve ylesine insafszdr ki insanlardan bir ounu srf Cehenneme
atmak iin yaratmtr, ve onlar Cehenneme atmak hususunda kendi
kendine sz vermi, and imitir. Bunun byle olduunu anlatmak iin
din adam Kurandan u ayeti okur: "Andolsun, Biz in ve insandan
bir ounu cehennem iin yaratmzdr..." (K. 7 Araf 179). "Neden
Tanr byle yapmtr?" diye sorulacak olursa din adam bunun
yantn yine Kurana dayal olarak verir ve der ki Tanr insanlarn
tmn tek bir mmet olarak yaratma olanana sahip olduu halde
byle yapmam ve onlar farkl umetler halinde klmtr ki aralarnda
ayrlklar olsun diye. nk Tanr Cehennemi insanlarla
dolduracana dair kendi kendine sz vemitir. Bunun byle olduunu
anlatmak iin din adam Kurandan u ayeti okur: "Eer Rabbin
dileseydi insanlar tek bir mmet klard. Fakat Rabbinin merhamet
ettikleri bir yana, hala ayrlktadrlar, esasen onlar bunun iin
yaratmtr. Rabbinin -And olsun ki cehennemi hep insan ve in ile
dolduracam- sz yerine gelmitir" (K. 11 Hud 118-119)
Burada geen "bunun iin (yaratmtr)" deyimi, baz yorumculara
gre: "Zaten Rabbin onlar bunun iin, yani ihtilafa dmeleri iin
yaratt" eklinde anlalmak gerekir. Baz yorumcular da "...Rahmetine
nail olmalar iin yaratt" eklindeki yorumu uygun bulurlar 500 *.
391
Fakat hangi yoruma bavurulursa bulunsun farketmez, nk din
adamnn okuduu ayet, Tanrnn baz insanlar cehenneme atmak
iin kendi kendisine yemin etmi olduunu gstermektedir.
unu da ekleyelim ki din adamnn belletii hkmlere gre Tanr,
sadece bu ekilde keyfiliklere saplanmaz, ya da sadece "mriklere",
"kafirlere", "Yahudilere" ve "Hristiyanlara" kar mslmanlar
husumete armaz, fakat srf inan fark nedeniyle ana, baba, evlad,
karde ve dier yaknlar arasnda da dmanlklar salar. Nitekim biraz
yukarda deindiimiz gibi Tevbe Sresinde: "Ey insanlar kafirlii ve
kfr imana tercih ederlerse babalarnz ve kardelerinizi de dost
edinmeyin ve iinizden kim onlar severse onlardr zulmedenler" (K. 9
Tevbe 23) diye yazldr.
Hatrlatalm ki "kafir" szc din adamnn aklamasna gre
"Kuran ile hkmetmeyen" kimseler iin kullanlmtro ve kafirleri
"kafir" yapan da yine Tanrdr.
V) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, insanlar
farkl inanlarda yaratp sonra Cehennemlerde kavurur, ya da
onlar birbirleriyle savatrr, kendisi de ordular kurup savaa
katlr.
Din adamnn aklad hkmlere gre Tanr, biraz nce
grdmz gibi dilediini mslman ve dilediini de kafir yapmtr
( K. Enam 125 vb...) o btn insanlar mslman yapmak imkanna
sahib olduunu syledii halde yapmam ve yle demitir: "Eer
Rabbin dileseydi, insanlar tek bir mmed klard..." (K. Hud 118-
119o Araf 178-179, 186). Bu dediini pekitirmek iin : "(Tanr)
dilemi olsayd hepsini bir tek mmed yapardo ama o rahmetine
dilediini kavuturur" (K. 42 ura 8) diye eklemitir. Hidayet
datmak bakmndan da byle davrandn yle anlatmtr: "Biz
dilesek herkese hidayet verirdik" (K.32 Secde 13) Bu anlattn
pekitirmek zere unu eklemitir: "(Tanr) dileseydi hepinizi doru
yola eritirirdi" (K. Enam 149). Yine din adamnn belletmesine gre
kiileri putlara taptrtan Tanrdr, nk Kuranda yle yazldr:
"Allah dileseydi puta tapmazlard!" (K. 6, Enam 107)
392
"Neden Tanr, eer istemi olsayd herkesi inananlardan yapabilir,
hidayete ve doru yola eritirebilir iken byle yapmamtr?" diye
sorulacak olursa bunun yantn din adam, yine Kurana bavurarak
yle verir: "nk Tanr Cehennemi insanlarla dolduracana dair
kendi kendine sz vermitir". Bunun byle olduunu anlatmak iin
Kurandan ayet gstererek Tanrnn u ekilde konutuunu syler:
"Biz dilesek herkese hidayet verirdiko fakat Cehennemi tamamen in
ve insanlarla dolduracama dair benden sz kmtr" (K. 32 Secde
13).
Daha baka bir deyimle din adamnn bellettii eriat verilerine gre
Tanr, Cehennemi insanlarla doldurmak iin kendi kendine sz
vermitir, ve verdii iindir ki insanlarn tmn mslman yapmak,
doru yola sokmak ya da hidayete ulatrmak olanana sahip olduu
halde byle yapmam ve kimini "sapttrm", "kafir yapm,
"putperest klm" vb... Byle yaptklarn da Cehennem atelerine
atmtr. Bylece kendi kendine vermi olduu sz tutmu ve
muhtemelen "rahatlamtr".
Fakat, yine din adamnn bellettii hkmlere gre, byle yapmakla
kalmam bir de "mslman" kld insanlar, "kafir" olarak yaratt
insanlarla savatrmak, onlar birbirlerine boazlatmak istemitir.
Gl olduunu anlatmak ve kafirleri korkutmak ve ortadan
kaldrmak ve yeryznde "fitne" kalmayp sadece slam dini kalana
kadar onlarla savamak zere gklerde ve yerlerde ordular kurmu ve
yle konumutur: "Gklerdeki ve yerlerdeki ordular Allahindir..."
(K. 48 Fetih 7). Din adamnn srarla bildirmesine gre Tanrnn bu
ordular kurdurmaktan maksad, kafirlere kar savatrmaktr, ta ki
yeryznde "fitne" kalmayp "Allahn dini (yani slam dini) ortada
kalana kadar" (K. 2 Bakara 193).
Bunlar syleyen din adamna: "Pek iyi ama, Allah kendi dini ortada
kalana kadar insanlar birbirleriyle boazlatracak yerde hepsini de
ilk batan bir tek dinde kilsa daha iyi olmaz myd?" diye soru
sormaya kalkmayino nk mantk bir yant alamaz, stelik lm
fetvalarna muhatap klnrsnz.
Daha nce de deindiimiz gibi, her ne kadar baz yorumcular
slamda "dini yaymak" iin sava olmadn ve islam savalarnn
393
"srf mdafaa (savunma) iin" yapldn iddia ederlerse yalandr.
Gerek Muhammedin giritii savalar ve gerek bu savalar vesilesiyle
yerletirdii hkmler, islamn sava dini olduunu ve yeryz islam
olana kadar bu savan devam etmesi gerektiini pek ak bir ekilde
kantlamaa yeterlidir. eriat verilerine gre Tanr savan kafirlere,
mriklere, fitnecilere kar yaplmasn emretmitir (rnein K.
Tevbe 5, 29,73). Ancak yine tekrarlayalm ki, din adamnn
sylemesine gre, kafirleri "kafir" yapan da kendisidir (rnein K. 6
Enam 125) .
te yandan Tanr, yine din adamnn belletmesine gre, sadece
ordular kurmakla kalmam fakat savan nasl ve ne ekilde
yaplacan, yani sava taktiine varncaya kadat her eyi kendisi
saptamtr: "phe yok ki Allah, kendi yolunda, yan-yana, kurunla
kenetlenmi, kurulmu bir duvar gibi saf kurarak savaanlar sever"
(K. 61 al-Saff 4).
te yandan din adamnn eklemesine greTanr, kafirlere kar
savaan mslman kullarna gklerdeki meleklerden oluma
ordularndan da yardm gndermeyi stlenmitir. Bu konuda din
adamnn Kurandan verdii rneklerden biri, Bedir sava ile ilgili
olarak, yle: "Rabbin meleklere : -Ben sizinleyim, inananlar
destekleyin- diye vahyetti. -Ben inkar edenlerin kalplerine korku
salacam, artk onlarn boyunlarn vurun, parmaklarn dorayn-
dedi" (K. 8 Enfal 12).
Grlyor ki Tanr binlerce meleini ordu eklinde gndermi ve
Bedir savann mslmanlar tarafndan kazanlmasn salamtr.
Ama her ne hikmetse hd seferi srasnda bunu yapmam ve bu
yzden Muhammed taraftarlar yenilgiye uramlardr. Ama din
adamnn eriat verilerine dayal olarak sylemesine gre bu
yenilginin sebebi mslmanlarn "Peygamber" emirlerine gereince
boyun emeyip "doru yoldan sapm" olmalardr. Evet ama din
adamnn bildirmesine gre, insanlar doru yola sokan ya da saptran
yine Tanr deil midir? yleyese neden onlar "peygamber" emirlerine
boyun edirtmemitir?
Oysa ki Uhud yenilgisinde asl sebeb, sava taktiinin yanl olarak
seilmi olmasdr. u bakmdan ki bu taktii kararlatran
394
Muhammed, Medine iinde kalp sava vermek varken (ve durum
bunu gerektirirken), Medine dna kp meydan sava verilmesini
ngrmtr. Her ne kadar bu karara, taraftarlarndan bazlarnn
srar zerine vardn bildirerek Uhud yenilgisinin sorumluluunu
srtndan atmak istemi ise de, sylemeye gerek yoktur ki kendisini
"peygamber" olarak tanmlayan ve her eyi Tanrdan ald emre gre
yaptn aklayan bir kimsenin byle bir mazerete snmas
yetersizdir.
Din adamnn yine eriat verilerine dayal olarak sylemesine gre
Kafirlere kar savaa kmamak demek, dnya yaamlarn ahret
yaamlarna tercih etmek demektir ki bu Tanrnn istek ve emirlerine
aykrdro nk Tanr: "Hep birden savaa kmazsanz sizi ackl bir
azabla azablandrrz..." diye konumutur (K. 9 Tevbe 39). Savaa
kmaktan kananlar ou zaman: "Ey inananlar, size ne oldu da
Allah yolunda savaa kn dendii zaman olduunuz yerde mihlanp
kaldnz, Ahireti braktnz da dnya yaayna m raz oldunuz?
Fakat dnya hayatnn faydas ahrete nispetle azdr" (9 Tevbe 38)
501 diyerek azarlamtr.
Din adamnn bellettii bu ve buna benzer nice rnekler yolu ile
mslman kii suna inanmtr ki "kafirlere" kar savamak Tanr
emridir ve Tanr bu emri verirken kullarnn imann denemek
istemitir.
VI) Din adamnn, eriat verilerine gre tanmlad Tanr, her
hangi bir hususta emir verirken sanki derinlemesine
dnemeyen ve uza gremeyen, ve ou kez kullarndan akl
alma zorunda kalan bir Tanrdr.
Din adamnn elinde Tanr fikrini zedeleyici nitelikte saysz denecek
kadar ok eriat hkm vardr ki bunlara dayanarak o, bir yandan
Tanrnn her eyi yapmaa "kadir", "ol" deyince her eyi ldrr, her
eyi nceden grr ve sonsuzluklara kadar her eyin kaderini izer
gibi tanmlarken, dier yandan da Tanry ileriyi gremeyen, ou
zaman yanlabilen, hata ileyebilen, kusurlu ve eksik davranlarda
bulunabilen bir varlk imi gibi gsterir. Fakat bunu yaparken
muhtemelen iin farknda deildir. Nice saysz rneklerin bir ka
yle:
395
Daha nceki sayfalarda, eriat eitimiyle yetitirilen insanlarn
dnme gcnden yoksunluu konusunu incelerken Kurann sra
Suresinde yer alan "Mira" olayna deindik ve grdk ki Tanr,
mslmanlar iin nce 50 vakit klma emrini vermiken, Musann
ikaz zerine bunun ok olduunu anlam ve sonunda bunu 5 vakit
namaz ekline sokmutur. Olay ksaca hatrlatalm: gnlerden bir gn
Muhammed, yannda Cebrail olduu halde, yedi kat gklere kmaa
balar. Gk katlarnn her birinde eski peygamberlerden birileri
oturmaktadr. Her bir kata geldiinde orada oturan peygamberle
grr ve nihayet Tanrnn bulunduu kata varr. Tanr kendisine
mmeti iin 50 vakit namaz klma emrini verir. Bu emri alr almaz
Muhammed, byk bir sevinle haberi mmetine ulatrmak iin,
katlar inmee balar. Musann bulunduu kata geldiinde Musa
kendisine "Tanr tarafndan ne ile emredildin?" diye sorar.
Muhammed kendisine: "Tanr bize 50 vakit namaz farz kld" diye
yant verir. Bunun zerine Musa: "Senin mmetin gnde 50 vakit
namaz klamaz, bu oktur, git de Tanrdan bu saynn azaltlmasn
dile" der. Musann bu tavsiyesini uygun bulan Muhammed geriye
dner ve yeniden katlar karak durumu Tanrya anlatr ve namaz
saysndan indirme yapmasn diler. Bu dilei yerinde bulmu olmal
ki Tanr 10 vakit indirme yaparak namaz saysn 40 olarak saptar. Bu
indirime sevinen Muhammed gk katlarndan inerken yine Musann
tiraz ile karlaro Musa kendisine: "Ben senin mmetini bilirim, bu
kadar ok namaza tahamml yokturo Tanrnn yanna dn de bu
sayy indirmesini yle" der. Muhammed tekrar katlar gerisin geriye
karak Tanrnn yanna gelir ve namaz saysndan indirim
yapmasn diler. Tanr kendisine 10 vakit namaz daha indirdiini
bildirir. Muhammed bunu uygun bularak gk katlarn inmee balar
ve Musann yanna geldiinde Musa, yine ayn gereke ile,
kendisine namaz saysnn ok olduunu ve geri dnp Tanrdan
indirim yaptrtmasn syler. Muhammed tekrar geri dner ve
Tanrdan 10 vakit namaz indirimi daha koparr. Fakat Musa bunu da
ok bulur. Ve ite bu ekilde Muhammed, Tanrnn katna ine ka,
namaz saysn nihayet bee indirtir. Ancak ne var ki Musa bunu dahi
ok bulup Muhammedten, Tanr katna dnp biraz daha indirim
salamasn ister. Fakat Muhammed: "Artk yzm yok, Tanrdan
daha fazla indirim yapmasn istemee utanrm" eklinde yant verir.
396
Bylece Musann balatt pazarlk sona ermi olur (Bkz. Sahih-i...
Cilt X. 65-72) 502.
Sylemee gerek yoktur ki gnde 50 vakit namaz emri, uygulanmas
pek mmkn olmayan bir emirdir nk eer kii gnde elli vakit
namaz klmaa kalksa, btn gnn bununla geirmek zorunda
kalaca iin ne uyumak, ne dinlenmek, ne yiyip imek ve ne de
almak iin vakit bulabilecektir. Kukusuz ki Tanrnn,
uygulanmas mmkn olamayacak nitelikte byle bir emir vermi
olabilecei dnlemez. Ancak ne varki din adamnn bellettii
eriat verilerine gre 50 vakit namaz emri, sanki Tanr tarafndan
lsz bir ekilde verilmide Musa tarafndan ll ekle
dntrlm bir emir olarak grnmektedir. Hani sanki Tanr, kendi
kullarnn gnde 50 vakit namaz klmaa takat yetitiremiyeceklerini
bilememi de bunu ancak Musann ikaz zerine farkedebilmi gibi
bir durum yaratlmtr. Din adamnn bellettii bu eriat verileriyle
sadece Tanr deil fakat Muhammed dahi gnde 50 vakit namaz
klmann mkm olamayacan hesap edememi duruma
drlmtr.
Grlyor ki din adamnn eriat verilerine dayal olarak anlatmna
gre Tanr ve Muhammed, namaz konusunda yeterli bir karar vermeyi
ancak Musann hatrlatmas zerine baarabilmilerdir. Hani sanki
Musa, bu vesileyle Tanrdan da ve Muhammedten de daha isabetli bir
karar vermi gibidir. Mirac olaynn ortaya vurduu sonu bu
olmaktadr.
Bir dier rnek ekirgelerin insanlara az zarar verebilecek duruma
sokulmasiyle ilgili olup bn-i merin rivayet ettii bir hadis
konusudur ki din adamnn elinde yine yukardaki sonucu dourur
nitelikte olmak zere i grr. yleki:
Bir gn Muhammedin nne bir ekirge konar. ekirgenin iki
kanadnn stnde branice: "Biz Tanrnn ordusuyuz ve 99 yumurta
dkeriz. Eer bu say yz bulacak olursa yeryznde yenebilecek ne
varsa hepsini yiyip bitireceiz" diye yazldr. Her ne kadar
Muhammed branice bilmemekle beraber muhtemelen evresinde
bulunan birilerinden bu yaznn ne olduunu renip derhal Tanrya
yalvarr: "Ey Tanrm! ekirge neslini kurut, byklerini ldr,
397
kklerini de yok et, yumurtalarn da ksrlatr ve mslmanlarn
besinlerini yiyememeleri iin onlarn azlarn kilitle!". Bunun
zerine gkten Cebrail iner ve Muhammede: "Dileklerinin bir
ksmn Tanr kabul etti" der 503.
Grlyor ki din adamnn sylemesine gre Tanr, sanki ekirgeleri
yaratrken bunlarn insan besinleri bakmndan ne kadar zararl ve
dolaysyle mslmanlar iin ne kadar sakncal olduklarn
dnemezmi de bakalarndan akl almak ihtiyacndaym gibi (
daha dorusu Muhammedin hatrlatmas zerine) tedbir alma yolunu
semi gibi bir tutum ierisindedir.
Bu konuda verilebilecek bir dier rnek, din adamnn insanlarmza
"yamur duas" diye bellettii ibadetle ilgilidir: gya yamurun
"yararls" ve "zararls" ld iin, yamur yadrmas iin Tanrya
dua edilirken "Bize yararl yamur ver" diye dua etmek gerekir.
nk din adamnn naklettii eriat verilerinden anlalmaktadr ki
eer bu ekilde dua edilmeyecek olursa Tanr ne yapacan bilmez ve
kullarna zararl olacak ve felaket yaratabilecek yamurlar indirebilir.
Gerekten de din adamnn, eriat hkm olmak zere insanlarmza
bellettii udur ki her ii "Ol" deyince ldran Tanrdr ve Tanrnn
emri olmadan hi bir ey olumazo yamur yamas da byledir
yamur Tanrnn nimeti olmak zere ve onun emriyle yaar.
Bundan dolaydr ki mslman kii, yamur yad zaman: "Allahn
fazlu rahmeti ile zerimize yamur yad" demelidir. Daha baka bir
deyimle yamurun Tanrdan geldiini, Tanrdan olduunu kabul
etmelidir. Yamurun Tanrdan bakas tarafndan, rnein yldzdan
olduunu syliyecek olursa, bu taktirde kafir saylr. Bunun byle
olduunu anlatmak iin din adam Tanrnn Muhammede yle
dediini syler: "Kullarmdan kimi bana mmin, kimi kafir (olarak)
sabah etti. Her kim -Allahn fazlu rahmeti ile zerimize yamur
yad- dedi ise, ite o bana iman etmi, yldza etmemitir. Her kim de
falan ve falan (yldz)n nevi (yani batp domas) ile zerimize
yamur yad dediyse ite o, bana iman etmemi, yldza etmitir"
504.
398
te yandan, yamuru yadran Tanr olduu iin, mslman kiinin
yapaca ey yamur duasnda bulunmaktr. Din adamnn yine
eriat verilerine, zellikle Ayenin ve bn-i Abbasn rivayetleri olan
hadislere, dayal olarak bellettiine gre bu dua: "lahi, bize nafi
yamur ver" ya da "lahi zerimize yamuru nafi olarak akit"
eklinde olmaldro yani dua, mutlaka "nafi" szcn ierik
olmaldr. Burada geen "nafi" szc "yararl", "karl"
anlamndadr. Daha baka bir deyimle "nafi" szcn kullanmak
suretiyle mslman kii, Tanrya, "zararl" deil fakat "yararl"
yamur yadrmas iin hatrlatmada bulunmaldr. Eer "nafi"
szcn kullanmayacak olursa Tanr yamuru "zaral olacak
ekilde yadrtabilir. Bundan dolaydr ki gkyznde bulutlar
dolat zaman (ya da yamur yayor ise) mslman kiinin eit
duada bulunmas mmkndr ki bunlar yledir:
"lahi! bunun akntsn menfaatl bir vergi olarak ihsan et"o
"lahi bunun errinden sana snrm" o
"lahi! Bunun salverilmesinde bir ser varsa errinden Sana snrm"
505.
Mslman kiiyi bu ekilde harekete srklemek iin din adam,
Muhammedin de byle yaptn syler ve onun davranlarndan
rnekler verir ki bunlardan biri Ayenin rivayetine gre yledir:
"Resulullah... yamurlar(n yadn) grnce -lahi, bize nafi
yamur ver- di(ye dua ede)rdi..." 506.
Sarh Aynnn eitli kaynaklardan nakletmesine gre Muhammed,
ufukta bir bulut belirdiini grd vakit hemen elinde olan iini
brakr, namazda ise namazn ksa keser ve sonra: "lahi, bunun
errinden sana snrm" der ve eer yamur yamaya balarsa:
"lahi, bunu aknts menfaatl bir vergi olarak ihsan et" der, bazan da
"lahi, Bunun salverilmesinde bir ser varsa errinden Sana snrm"
diye eklerdi (Sahih-i... Cilt III, sh. 299) 507
Din adamnn sylemesine gre Muhammedin Tanrya bu ekilde
dua etmesinin nedeni, kendi mmetine olan sevgi ve efkatindendir.
nk gya vaktiyle Ad kavmne "azab" bulutlar gelip bu kavm
399
felakete uratt iin, ayn eylerin kendi mmetinin bana
gelmesini bu tr dualarla nlemek istemitir. Hem de Tanrnn,
mslman mmetini toptan ve kkten asla "helak" etmeyeceine dair
sz verdiini bilmi olmasna ramen!
Byle yapmakla unu anlatmak istemitir ki eer Tanrya yamur
yadrmas iin dua ederken "nafi" szc kullanlacak olursa Tanr
yararl miktar yamur yadrro fakat bu szck kullanlmayacak
olursa o zaman Tanr ly karabilir. Nitekim yine din adamnn
eriat kaynaklarna dayal olarak aklamasna gre Muhammedin
"lahi, bize nafi yamur ver" ya da "lahi zerimize yamuru nafi
olarak akit" diye dua etmedii bir defasnda Tanr zararl yamurlar
indirmitir. Bu konuda din adamnn naklettii olay u:
Gya bir cuma gn Muhammed, Mescidte hutbe okurken Arabnn
biri ayaa kalkar ve susuzluk yznden aalarn, ekinlerin
kuruduunu, halkn ktlk iinde kvrandn, oluk ocuk herkesin a
kaldn syliyerek: "Allaha dua et de bize yamur yadrsn " diye
dilekte bulunur. Cemaattan kiiler de ona katlnca Muhammed
ellerini kaldrr ve Tanrdan yamur yadrmas iin duada bulunur.
Bulunmasiyle birlikte gmbr gmbr yamur yamaa balaro hem
de ylesine ki bir hafta boyunca dinmek bilmez. Sel halini alan
yamur yznden halkn mallar mahvolmaya, develer, davarlar, atlar
helak olmaya balar. Halk Muhammede bavurarak yamuru
durdurmasn isterler. Bunun zerine Muhammed yine ellerini kaldrr
ve Tanrya yle der: "lahi, etrafmza (yadr) zerimize deil". Hani
sanki Tanrya: "Yamuru zararl olacak ekilde deil yararl olacak
ekilde yadr" der gibi hatrlatmada bulunmutur. Bunu sylerken
gya eliyle hangi yndeki buluta iaret etti ise o bulut kaybolup oras
alm ve Medinenin st gnlk gnelik oluvermitir (Sahih-i...
Cilt III, sh. 93) 508.
Din adamnn naklettii bu hikayelerden kan sonu u olmaktadr ki
Tanr, kendisine "lahi, bize nafi yamur ver" diye dua edilmedi diye
yamurlar ll ve yararl bir ekilde ayarlayamamtr.
lgin nice rneklerden bir dieri de Muhammedin "okumasz"
olmas ve fakat buna ramen Tanrnn Muhammede "Oku" diye
emretmesi ile ilgilidir ki yledir:
400
Din adamnn sylemesine gre Tanr, Muhammedi "peygamber"
olarak setikten sonra ona Cebrail marifetiyle ilk vahyini gnderir ve
yle der: "Ey Muhammed! Yaratan ... Rabbinin adiyle OKU!" (K.
96 Alak 1). Fakat Muhammed Cebraile: "Ben okuma bilmem" diye
karlk verir (Sahih-i..., Cilt , sh. 11) 509.
Sylemee gerek yoktur ki Muhammedin okumasz oluundan
Tanrnn habersiz kalmas ve buna ramen "oku" diye buyrukta
bulunmas artcdr. Kiinin daha ana karnnda iken cinsiyetinin
ve kaderinin ne olacan bilecek kadar her eyden haberli olduu
kabul edilen bir Tanrnn Muhammedi "peygamber" olarak
gnderirken onun okumasz oluundan habersiz bulunmas akla pek
yatkn dmemektedir. Fakat her ne olursa olsun din adamnn slam
kaynaklarndan nakline gre Cebrail, Muhammedin sylediine
inanmam olmal ki onun vcuduna sarlr ve "takatn" kesinceye
kadar iyice sktrr ve Tanrnn "oku" emrini yeniler. Muhammed
ise "Ben okumak bilmem" diye direniro bu yant alnca Cebrail
nc bir kez Muhammede sarlp sktrr ve Tanrnn emrini
tekrarlar: "Oku, kalemle reten, insana bilmediini bildiren Rabbin
en byk kerem sahibidir" der (K. 96 Alak 3-5) . Fakat Muhammed,
nc kez "Ben okumak bilmem" diye srar eder.
Din adamnn Kuran ayeti olarak karmza kard hkmlerden
anlaldna gre Tanr, Muhammedin okumasz olduunu nihayet
anlam olmaldr ki "Oku" diye emretmekten vazgeer ve vahyin
Cebrail tarafndan Muhammede okunmasna karar veriro yle der:
"Dorusu o vahyolunan kalbine yerletirmek ve onu sana okutturmak
Bize der. Biz onu Cebraile okuttuumuz zaman, onun okumasn
dinle. Sonra onu sana aklamak Bize der" (K. 75 Kyamet 17-19).
Bu emrini biraz daha akla kavuturmak maksadiyle bir de unu
bildirir ki Cebrail Kuran okurken Muhammed, kendisine okunanlar
onunla beraber tekrar etmemeli, sadece dinlemelidir yle der: "Ey
Muhammed! Cebrail sana Kuran okurken, unutmamak iin acele edip
onunla beraber syleme, yalnz dinle" (K. 75 Kyamet 16). Bunu
syledikten sonra Kuran Cebrailin aziyle Muhammedin kulana
okutur (Sahih-i..., Cilt , sh. 3-13)
401
Yine din adamnn eriat kaynandan nakline gre Tanr, bu olaydan
sonra Muhammedi "Okumas yazmas olmayan peygamber" diye
armaa balar. rnein Araf Sresinde yle yazl: "... bunu...
okuyup yazmas olmayan peygamber Muhammede yanlara
yazacaz..." (K. 7 Araf 156-157). Daha baka bir deyimle az nce
Muhammede "oku" diye emreden ve emrinde srar eden Tanr, imdi
fikir deitirmi olarak onu "Okumas yazmas olmayan Peygamber
Muhammed" diye armaktadr.
Yine din adamnn belletmesine gre Tanr, Muhammedin okumasz
olmas nedenini de yle aklar: "Ey Muhammed!... Sen daha nce
bir kitaptan okumu ve elinle de onu yazm deildin. yle olsayd,
batl sze uyanlar pheye derlerdi" (K. 29 Ankebut 49). Yani
demek ister ki Kuran, Muhammedin baka kitaplardan (rnein
Tevrattan ya da ncilden) almalarla hazrlad bir kitap deildir, ve
eer Muhammed okuma yazma bilmi olsayd, bakalar onun,
yabanc kitaplardan arma yapmak suretiyle Kuran meydana
getirdiini sanm olacaklard. Daha baka bir deyimle din adam
imdi Tanry karmza Muhammedin "okumasz" ldn bili
yormusda onu bilhassa okumaszlar arasndan semi gibi
karmaktadr.
Grlyor ki din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, ilk
bata Muhammedin okumasz olduundan habersiz gibidir. Habersiz
olduu iin ona Cebrail aracliyle "Oku" diye emretmitir. Oysa ki
biraz nce dediimiz gibi, her eyden haberi olan ve her gizli eyi
bilen bir Tanrnn, Muhammedin okumasz oluundan habersiz
bulunmas akla pek smaz. Fakat akla smayan dier bir ey de
Muhammedin "Ben okumak bilmem" diye direnmesi zerine
Tanrnn bu kez "Muhammed okumas yazmas olmayan bir
peygamberdir" diyerek habersizliini inkar etmesidir.
Biraz daha artc olan ey ise, Tanrnn: "Biz Muhammedi
okumas yazmas olmayan bir peygamber olarak setiko nk
okumas yazmas olmu olsayd, inkarc kiiler onun daha nce
indirilmi Tevrat ya da ncil gibi kitaplar okuyup Kuran yazdn
sanrlard. Oysa ki Kuran o, hi bir yerden almam, dorudan
402
doruya bizden almtr" eklinde konuarak Muhammedin okumasz
oluuna gereke ararm gibi durumlara dmesidir.
Aslnda byle bir gereke dahi Tanr fikrini zedelemee yeterlidir,
nk bilindii gibi okumasz olmak, okuma bilenler aracliyle her
hangi bir kitapta yazl olanlar renip bunlar Tanrdan gelmi
vahiyler gibi gstermee engel deildir. Nitekim Kuran Yahudilerin
ve Hristiyanlarn "kutsal" bildikleri kitaplardan alnma pek ok
hkmleri kapsamaktadr. slam kaynaklarndan renmekteyiz ki
Muhammed, Tevrat ve ncili iyi bilen kiilerden kendisine katpler
semi, baz katiplerine de "branice" renmelerini emretmitir. Bu
itibarla, Kurann, Tevratdan ya da ncilden aktarlm hkmlerle
meydana getirilmediini anlatmak iin Muhammedi okumasz imi
gstermenin kukusuz ki faydas yoktur. Hele din adamnn
sylemesine gre dier "peygamberlerini" okumular arasndan seen
ve hatta Sleyman "peygambere" kularn ve karncalarn dilini
reten bir Tanrnn (bkz. K. 27 Neml 16) 510 Muhammedi
okumasz brakmas da ayrca anlalmas g bir eydir.
VII) Din adam eriat verilerini belletirken, bunlarn genellikle
siyaset rn eyler olduunu kantlar ekilde konuur ve bylece
farkna varmadan bu verilerin "uhrevi" deil fakat "dnyevi"
nitelikte olduklar sonucuna ynelmi olur.
Din adamnn aklamasna gre Kuran, Tanr katnda bulunan
Levh-i Mahfuzda bulunan kitabdir (Bkz. el-Hadid, 77o el-Buru 21o
el-Zhruf 3)o ve Tanr bu kitab Muhammede "azar, azar indirmi,
ar ar okumutur" (Furkan 32o sra 106o Kyamet 16-17).
"Pek iyi ama Kuran Muhammede bir defada indirilmeliydi. Neden
Tanr hepsini birden indirmemitir de azar, azar indirmitir?" diye
sorulacak olursa (ki Muhammed zamannda sorulmutur) din adam,
yine Kurana dayal olarak soru soranlar dinsizlikle sulayp
(rnein Furkan Sresinin 32i ayetini kullanp) iin iinden
kverir. "Evet ama, insanlar diledii gibi ve diledii an doru yola
sokabilecek gte bir Tanr hi byle bir mazeret beyan eder mi?"
denecek olursa soru soranlar yine dinsizlikle sulayp Kuran
ayetlerini "Tanr szleridir" diye belletmeye devam eder. Ancak ne
var ki belletirken, muhtemelen farknda olmadan Kurann insan
403
yaps bir ser olduu sonucuna yneliro bylece kendisine yukardaki
ekilde soru soranlar hakl karm olur. Bir iki rnekle yetinmek
zere baz ayetlerin Kurana alnn, din adamnn anlatsna dayal
olarak aklayalm.
Kurann 111.ci Sresi, Ebu Leheb b. Abdil-Muttalbin adna
izafetle "Leheb Sresi" baln tar ve u satrlar ierir: "Ebu
Lehebin elleri kurusun, yok olsun! Mal ve kazand kendisine fayda
vermez alevli atee yaslanacaktr kars da boynunda bir ip olduu
halde ona odun tayacaktr" (K. 111 Leheb 1-5).
Kreys erafndan saylan Ebu Leheb, Muhammedin amucas olup
Kreysin ileri gelenlerinden Ebu Sufyann kzkardei Cumayl bint
Harb b. Umayya ile evlidir. slam kaynaklarnn aklamasna gre
her ikisi de, Muhammedin en fazla husumet ve dmanlk besledii
kimselerdendir. Gya Muhammed, Tanrdan: "nce en yakn
hsmlarn uyar" (K. 26 Suara 214) emrini alpta Safa (ya da Mina)
tepesine karak oradan Mekkeli yakn hsmlarna muhtemel bir
tehlikenin yaklamakta olduunu seslendiinde, Ebu Leheb
kendisini: "Ey kahr olacsa, bizi bunun iin mi buraya topladn?" diye
azarlamtr. Sylendiine gre bu tarihten sonra Muhammede kar
husumetini her frsatta ortaya vurmutur. rnein Kreysliler,
Muhammedin mensup bulunduu Beni Haim kabilesine kar,
onlardan kz alp vermemek ve onlarla al veri etmemek zere, karar
verip dmanlk gttkleri zaman Ebu Leheb onlara yardmc
olmutur 511. Kars Cumayl da bu dmanl kkrtmak iin
almtr. Sylendiine gre bir aralk Muhammed, Cibrilin bir sre
kendisine grnmekte gecikmesinden ikayet ettiinde Cumayl onu
alaya alm ve: "eytani Muhammede gelmekte arlat" diye
konumutur. Onun bu konumas zerine baz kimseler Tanrnn
Muhammedi unuttuunu ya da ona darldn syler olmulardr. Ve
ite bundan dolaydr ki Muhammed onlara kar kin beslemi ve bu
kinini her vesile ile dile getirmitir. Sylendiine gre Ebu Lehebin
lm haberini ald zaman yukarda deindiimiz gibi: "Ebu
Lehebin elleri kurusun, yok olsun! Mal ve kazand kendisine fayda
vermez alevli atee yaslanacaktr..." (K. 111 Leheb 1-5) eklindeki
ayetin indiini bildirmitir 512. Dikkat edilecei gibi ayet, Ebu
404
Lehebin lmnden dolay Muhammedin sevincini aa vurur
niteliktedir.
"eytani Muhammede gelmekte arlat" diye konuan Cumayl
hakknda da, yine Leheb Sresine: "kars da boynunda bir ip olduu
halde ona odun tayacaktr" (K. 111 Leheb 1-5) eklinde ayet
koyarken, Tanrnn kendisini unutmadna dair Duha Sresine de
unu koymutur: "Kuluk vaktine and olsun Skuna erdii zaman
geceye and olsun ki Ey Muhammed! Rabbin seni ne brakt ve ne de
sana darld" (K. 93 Duha 1-3).
Hemen ekleyelim ki Muhammedin Ebu Lehebe kar besledii
husumetin nedenlerini slam kaynaklar fazlasyle abartarak ortaya
vururlar. nk gerek odur ki Ebu Leheb, her ne kadar
Muhammedin yalanc ve Kreys arasnda kindarlk yaratc bir kimse
olduunu sylemekle beraber, ou zaman ona yardmc da olmam
deildir. zellikle Kreysliler Muhammedin davranlarndan dolay
Muhammedi koruyan Ebu Talibe attklar zaman Ebu Leheb onu
Kreyslilere kar daima savunmu ve korumutur. Bunu yapmakla
ayn zamanda Muhammede de yardmc olduu kukusuzdur. Ancak
ne var ki Muhammed onu, slama girmedi ve kendisini eitli
vesilelerle eletirdi diye dman bilmi ve Kurana yukardaki
ayetleri koymutur.
Muhammedin dmanlk besledii kiilerden bir dieri Ebu Cehl dir
ki, din adamnn sylemesine gre Mekke dneminde iken
Muhammedin namaz klmasna ve kldrmasna engel olanlardan
biridir. Oysa ki Ebu Cehl aslnda Muhammedle uzlama siyaseti
gtmek isteyenlerden biridir. Nitekim bir defasnda: "(Ey
Muhammed) bizi eletirmeyi brak, bizi de, tanrlarmz da hibir
ekilde tenkit etme, biz de seni Rabbinle babaa brakalm" 513
demi, fakat Muhammed onun bu teklifine yanamamtr.
Yanamaynca da Ebu Cehl ve taraftarlar Muhammede kar
husumet siyasetine ynelmiler, onu yalanclkla, saldrganlkla ve
erkek ocuu olmad iin "nesli kesiklikle" (gdklkle) sulayp
alaya almlardr. Bundan dolaydr ki gya Tanr Ebu Cehl hakknda
yle konumutur: "(Muhammedi) namaz klmaktan men eden
kimse, Allahn her eyi grmekte olduunu bilmez mi? Ama bundan
405
vazgemezse, and olsun ki onu pereminden, yalanc ve gnahkar
pereminden Cehenneme srklerizo o zaman kafadarlarn arsn.
Biz de zebanileri aracaz" (K. 96 Alak 14-19).
Bu dorultuda olmak zere Hacc Sresine de Tanrnn Ebu Cehli
"rezillikle" aalattn anlatan u ayet vardr: "Bilmeden, doruya
gtren bir rehberi olmadan, aydnlatc bir Kitab da bulunmadan
Allah yolundan saptrmak iin byklk taslayarak Allah hakknda
tartan insan vardr. Dnyada rezillik onadr. Ona kyamet gn
yakc azab tattrrz. Ona -Bunlar senin yaptklarndan otrdr-
denir" (K. 22 Hacc 8-10). Dikkat edilecei gibi burada Tanr, hani
sanki Ebu Cehl ile cebellemektedir: "(Ebu Cehl) kafadarlarn
arsn. Biz de zebanileri aracaz" diyerek onunla adeta az
kavgasna girimi gibidir
Sylemeye gerek yoktur ki "Yce" ld kabul edilen bir Tanrnn,
kendi kullar ile bu ekilde cebelleebileceini dnmek zordur.
Ancak ne var ki din adam, Tanry bu ekilde konuurmu gibi
tanmlayan bu hkmleri, Muhammedin karlar siyasetinin gerei
olmak zere Kurana sokulmu gibi gstermi olmaktadr.
Yine din adamnn bellettiine gre Muhammedin "yalanc" ve
Kurann da onun "uydurmas" ldn syliyen Velid b. Mgire
hakknda Tanr yle konumutur: "Ey Muhammed! kendisine bol
bol mal, evresinde bulunan oullar verdiim o kimseyi Bana brak,
cezasn Ben vereyim. Bir de verdiim nimetten arttrmam umar.
Hayr, hayr, nk o Bizim ayetlerimize kar son derece inatdr.
Onu sarp bir yokua sardracam. nk o dnd, lt biti, can
kas, ne biim lt biti? Can kas, sonra yine ne biim lp
biti! Sonra bakt, sonra kaslarn att, sratini at, sonra da srt
evirip byklk talad. -Bu... Kuran yalnzca bir insan szdr-
dedi. te bu adam yakc bir atee yaslayacam. Yakc atein ne
olduunu sen ne bilirsin? O, ne geri brakr, ne de azabdan vazgeer.
nann derisini kavurur..." (K. 74 Mddessir 11-27).
Buna benzer satrlara Kalem Sresinde de rastlanr ki yledir: "Ey
Muhammed! Diliyle ineleyen, kovuculuk eden... ok yemin eden,
alak zorbaya... soysuzlukla damgalanm kimseye, mallar, oullar
vardr diye aldr etmeyesin. Ayetlerimiz ona okunduu zaman -
406
ncelerin masaldr- der. Onun havada olan burnunu yaknda yere
srteceiz" (K. 68 Kalem 10-16). Din adamnn sylemesine gre bu
ayetlerde sz edilen kii Velid b. Mgire dir: Tanr gya bu kiiyi,
Muhammede kar iyi davranmad, onu yalanc sayd ve Kuran
Tanr sz olarak tanmad diye yukardaki ekilde kfrlere
bomaktadr.
Yine sylemee gerek yoktur ki "Yce" ld kabul edilen bir
Tanrnn azndan yukardaki tarzda szler kabileceini dnmek
zordur. Olsa olsa bu szler, kendisini yalanclkla, ya da masal
uydurmakla damgalayan kimselere kar Muhammedin tepkisini dile
getiren insan yaps eylerdir.
Yine bunun gibi, Kurann: "Onlar arptka arpacamz gn
cmz phesiz alrz" (K. 44 Duhan 13-14,16) eklindeki
ayetlerini de Muhammed, kendisi hakknda "O bir delidir" diye
konuanlara cevap olmak zere Kurana koymutur.
Yine din adamnn Beyzevi gibi kaynaklara dayal olarak
sylemesinden anlalmaktadr ki Tevbe Sresinin 61 ve 65 i
ayetlerini Muhammed, "mnafklarn" kendi aleyhinde konumalar
nedeniyle koymutur. Gya bir aralk mnafklardan bazlar
"Muhammed her iittii eye inanr" diye konumular ve bunu
zerine Kurana u ayet girmitir: "(Mnafklardan bazlar)
Peygamberi rencide ederek onun her duyduu eye inandn
sylerler. De ki -O sizin hakknzda iyiyi duyucudur-..." (K. 9 Tevbe
61).
Yine din adamnn bildirmesine gre gya Muhammed Tebuk
seferine kaca srasda mnafklardan bir gurup "u adamn haline
bakn. am saraylarn feth etmek istiyor. O nerde, am saraylarn
fethetmek nerde!" diye konuurak onu kmserler. Bu konuulanlar
gya Tanr duyar ve Muhammede haber verir: Muhammed
konuanlar artr ve kendisiyle alay etmelerinin nedenini sorar.
Onlar da "Yolculuk zahmetini unutturmak iin akalayorduk" derler.
Bunun zerine Muhammed u vahyin indiini syler: "Eer onlara
(niin alay ettiklerini) sorarsan, elbette, -Biz sadece lafa dalm
akalayorduk- derler. De ki -Allah ile, Onun ayetleriyle ve Onun
Peygamberi ile mi alay ediyorsunuz?-" (K. 9 Tevbe 65).
407
te yandan Kurann Kevser Sresinin de karlar siyasetine dayal
olmak zere konduu anlalmaktadr. Gerekten de bu ayetde unlar
yazl: "Aziz peygamberim! Biz sana Kevser verdik. Sen Rabbin rzas
iin namaz kl ve kurban kes. phesiz ki sana adavet edenlerin (kin
besleyenlerin) ad san ortadan kalkacaktr" (K. 108 kevser 1-3).
Burada geen "Kevser" szc "bereket", "bolluk" anlamnda olup
gya Cennette inci yata zerinde akan byk bir nehrin addr. Din
adamnn anlatmasna gre Tanr bu nimetleri Muhammede
vermitir ve vermesinin nedeni de onun erkek ocuk sahibi
olamamasndandr. Gerekten de Muhammedin, Haticeden drt kz
ve bir olan ve Marya adndaki cariyesinden de brahim adnda bir
olu olmu ve fakat olan ocuklar ok kk yalarda lmlerdir.
Oysa ki Muhammed, olan ocuk sahibi olmay ok dilemi, bir trl
edinememitir. Edinemedii iin bir ok kimseler Muhammed
hakknda "Ashaba Muhammedun Ebter" (yani "Artk Muhammed
sonsuz sabah oldu") diye konumulardr. "Ebter" szc arapada
"nesli kesik", "gdk" anlamna gelir ki erkek ocuu olmayanlar iin,
ve biraz da hakaret olsun diye kullanlr.
Ve ite din adamnn sylemesine gre Tanr gya erkek ocuu
olmad diye Muhammedi teselli etmek istemi ve onun hakknda
"Ebter" diyenlere inat olsun iin Cennetteki Kevseri verdiine dair
yukardaki ayeti gndermitir. Oysa ki sz konusu ayetler, hem
Muhammedin aleyhinde konuanlar sindirmek ve hem de Tanrnn
Muhammede, erkek ocuk yerine ok daha byk nimet olmak zere
Kevseri verdii kansn yaratmak zere, ve gnlk siyasetin icab
olarak konmutur.
"Pek iyi ama eer Tanr Muhammedi sevinli klmak, mutlu yapmak
istiyor idiyse neden onun ok ister olduu olan ocuu vermemi, ya
da verdiklerini kk yata iken yk etmitir?" diye soru sormak
isteyenler, kukusuz ki bu sorunun yantn yukarda sz konusu
ayetlerin, "karlar" siyasetinin bir gerei olmak zere dzenlenmi
olup insan yaps nitelikte bulunduunu dnmekte bulacaklardr.
"Mslman" ya da "Kafir" olmann Tanrnn keyfine bal bir ey
olduuna dair Kuranda yer alan ou ayetler bakmndan da ayn
eyleri sylemek mmkndr. yleki:
408
Daha nce de grdmz gibi din adam Kurann: "Allah kimi
doru yola koymak isterse onun kalbini slamiyete acaro kimi de
saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl klar..." (K. 6 Enam 125) ya
da: "Tanr dileseydi hepinizi doru yola eritirirdi" (K. 6 Enam149)
ya da "Allah isteseydi sizi tek bir mmet yapard. Ama o istediini
saptrr, istediini doru yola eritirir" (K. 16 Nahl 93) eklindeki
ayetlerine dayanarak Tanrnn keyfiliini dile getirir. Getirirken de
bu ayetlerin, slam d braklanlar iin konduunu syler. Verdii
rnekler arasnda Muhammedin amucas Ebu Talib de vardr.
Kreysin ileri gelenlerinden olan Ebu Talib, Muhammedin btn
srarlarna ramen slama girmekten daima kanm ve atalarnn
dininde kalmay tercih etmitir. Hastalanpta lm deine
dtnde Muhammed yanna gelmi, slam olmas iin son bir kez
istekte bulunmu, hatta ona Tanr nezdinde sefaat olacan anlatm
fakat buna ramen Ebu Talib kararndan dnmemitir. Din adamnn
slam kaynaklarndan naklen sylemesine gre Tanr, gya bunun
zerinedir ki: "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
slamiyete acaro kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl
klar..." (K. 6 Enam 125) eklindeki ayeti indirmitir. Bununla
anlatmak istemitir ki Ebu Talibin slam olmaynn sorumluluunu
Muhammedte aramak doru olmaz, nk Ebu Talibin mslman
olmamasna sebeb Tanrdr: Tanr onun kalbini slamiyete amamtr.
Oysa ki iin iyz byle deil yledir: Bilindii gibi Ebu Talib, her
zaman iin Muhammede destek olmu, onu bir baba gibi yetitirmek
yannda Kreyslilere kar da korumuturo bununla beraber hibir
zaman mslman olmay aklnda geirmemitir. Oysa ki Muhammed
onun mslman olmas iin ok uramtr, nk onun sayesinde
Kreyileri slama sokmann kolaylaacan hesaplamtr. Ancak ne
var ki baarl olamamtr. Olamaynca evresindekilerin: "Bu nasl
peygamberdir ki amucasn bile mslman yapamaz" eklinde
konuacaklarn ve byle bir halde etrafa kar prestijinin
sarslacan hesaplayarak "slam olup doru yola girmenin"
Tanrnn keyfine kalm bir i olduunu belirterek Kurana, biraz
yukarda belirttiimiz ayetleri koymutur ki bunlar arnda zellikle
u vardr: "Allah kimi doru yola koymak isterse onun kalbini
slamiyete acaro kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve skntl
klar..." (K. 6 Enam 125).
409
Diyanet yaynlarnda yer alan slami verilerden anlalmaktadr ki bu
tr ayetler, Ebu Talib gibi mslman olmaktan kanan kimseler
vesilesiyle konmutur. Din adam bunun byle olduunu anlatrken,
mslman olup olmamann kii iradesine deil fakat Tanr iradesine
bal bir ey olduunu anlatmak ister. Fakat farknda olmadan sz
konusu ayetlerin gnlk siyaset gereince dzenlendii gereini
ortaya vurmu olur.
Hemen ekleyelim ki, yukardaki hkmlerle eliir nitelikte olmak
zere Kuranda, mslman olup olmamann kii iradesine bal bir
i olduunu anlatr nitelikte, ayetler de yok deildir ki bunlar, yine
karlar siyasetinin bir baka tezahr eklidir. rnein:
"lediklerinden tr herkesin bir derecesi vardr. Her kese
ilediklerinin karl denir...nkar edenler, atee sunulduklar gn
onlara: -... yoldan kmanzn karlnda alaltc bir ceza
greceksiniz- denir" (K. 46 Ahkaf 19-20) eklinde ya da "Banza
gelen her hangi bir musibet, ellerinizle ilediklerinizden otrdr" (K.
42 ura 30) ya da "te orada her kes , dnyada yapm olduunu
bulur" (K. 10 Yunus 21-30,52) diye okunan ayetler bunun kantdr.
Bu tr ayetleri Muhammed, mslman olmann Cennetlere ve
mkafatlara erimek gibi "iyi" ve olmamann ise Cehenneme gitmek
gibi "kt" bir i yapmak olduunu anlatmak iin koymutur. Beyzevi
gibi Kuran yorumcularna gre yukardaki ayetler, Ebu Bekir ile
olu Abdurrahmann mslman olular vesilesiyle yerlemitir.
Bilindii gibi Ebu Bekir, Muhammedin "peygamber" olarak ortaya
kndan iki yl sonra mslman olmu, fakat olu Abdurrahman,
ana ve babasnn srarlarna ramen nceleri olmak istememi ve bu
yzden anasna babasna "of ikinizden size" diye isyankar olmutur.
Olunca da Muhammed Kurana, mslman olmaktan kananlarn
Allahn azabna urayacana dair ayetler koymutur ki bunlar
arasnda Ahkaf Sresinin 17-18 ayetleri vardr ve yledir:
"Annesine, babasna -of ikinizden, benden nce nice nesiller gelip
gemiken beni tekrar diriltilmemle mi tehdit ediyorsunuz?- diyen
kimseye anne ve babas: -Sana yazklar olsun! nan dorusu Allahn
sz gerektir- dedikleri halde: -Bu Kuran tekilerin masallarndan
baka bir ey deildir- diye cevap veren kimse gibiler, ite onlar...
Allahn azab vadinin aleyhlerinde gerekletii kimselerdir" (K. 46
Ahkaf 17-18).
410
Fakat daha sonra Abdurrahman mslman olmu ve bunun zerine
Muhammed, dier Araplara onu ve babasn rnek gstererek ayn
yolu semeleri halinde ayn mkafatlara konacaklarn anlatmak
istemi ve Kurana: "lediklerinden tr herkesin bir derecesi
vardr. Her kese ilediklerinin karl denir..." (K. 46 Ahkaf 19-20)
eklindeki ayetleri yerletirmsr. Bylece kiileri Cennete kavuma
arzusu ya da Cehenneme gitme korkusu karsnda seim yapma
sorumluluunda brakmak istemitir. Fakat bu siyasetin baarl
olmamas ve rnein kendi amucas Ebu Talib gibi kimselerin
direnmeleri zerine, kendisine baarszlk damgas vurulmasn diye
baka bir siyaset izlemi ve bu kez Kurana, biraz yukarda
deindiimiz gibi, "Allah kimi doru yola koymak isterse onun
kalbini slamiyete acaro kimi de saptrmak isterse... kalbini dar ve
skntl klar..." (K. 6 Enam 125) eklinde ayetleri yerletirmitir.
Bylece farkl durumlara uygun gnlk siyaset gereince Kurana,
birbirine zt ve birbiriyle eliir nitelikte ayetlerin girmesine vesile
olmutur.
Gnlk siyaset gereince Kurana giren ayetler konusunda
verilebilecek dier ilgin bir rnek Muhammedin Zeyneb bint Cahs
le evlenmesi olaydr ki Ahzab Sresinde geer. Bu olayn din adam
tarafndan Kuran eitimi olarak belletilmesi yledir:
Zeyneb bint Cahs, (ki ilk ad Barra iken daha sonra Muhammed
tarafndan Zeyneb olarak deitirilmitir) Muhammedin halas
Umayma bint abd al-Muttalbin kzdr. Muhammed onu Zeyd ile,
yani klelikten gelme kendi oulluu ile evlendirmek ister. Zeyd, ilk
nce Muhammedin kars Hadiceye hediye edilmi olup Hadicenin
de Muhammede hediye ettii bir koledir. Asl ad Zeyd b. Harise
iken, slamiyeti ilk kabul edenlerden biri olmas nedeniyle,
Muhammed onu azad edip kendisine oulluk edilmi ve adn da,
Zeyd bn Muhammed olarak (yani "Muhammedin olu Zeyd" )
eklinde deitirmitir. nk Arap geleneince "oul" edinilen
kiiler, kendilerini oul edinenlerin gerek olu saylr, onun adn alr
ve mirass olurdu. te yandan oul edinen bir kimse, oulluunun
boad ya da dul brakt kadnla evlenemezdio bu tr evlilikler
haram saylrd.
411
Kendisine oul edindii Zeydi, halasnn kz Zeyneb ile
evlendirmee kalkt zaman Muhammed, Zeynebin erkek
kardelerinin muhalefeti ile karlar. Bunlar Zeyd gibi azadl bir
klenin, kardeleriyle evlendirilmesine kar olduklarn bildirirler.
Kardelerinin etkisi altnda kalan Zeyneb de dnp karar vermek
iin sre ister. Fakat Muhammed Zeydin Zeyneble evlenmesi
kararnda srarldr. Kararn geerli klabilmek iin Kurana u ayeti
koyar: "Allah ve peygamberi bir eye hkmettii zaman, inanan erkek
ve kadna artk ilerinde baka yolu semek yaramaz. Allaha ve
peygambere bakaldran phesiz apak bir ekilde sapm olur" (K.
33 Ahzab 36).
Bu hkme uyarak Zeyneb, Zeyd ile evlenmeyi kabul eder ve evlenir.
Her ne kadar din adam bu evlilii "mutsuz" bir evlilik imi gibi
gstermek isterse de yalandr. Zeyd, ei Zeynebten ne kadar honud
ise Zeyneb de ondan o kadar honud olmaldr ki sylendiine gre
ondan bir de ocuu olmutur.
Taberi, bn shak ve Vakidi vs... gibi kaynaklarn bildirmesine gre,
Hicretin 5.i ylnda, gnlerden bir gn Muhammed, ziyaret etmek
maksadiyle Zeydin evine gittiinde kapy aan Zeynebin yar plak
gzelliine vurulur ve ona ak olduunu ihsa eder. Taberinin nl
yaptnda yle yazl: "Tanr elisi gnn birinde Zeydi aramak
zere onun evine geldi. Kapda ynden rlm bir perde asl
bulunuyordu. Rzgar perdeyi kaldrd. O zaman Zeyneb odasnda
plak bir halde bulunuyordu. Tanr elisinin gz ona iliti, gzellii
houna gitti ve kalbinde iz brakt" 514.
Her ne kadar baz eriatlar Muhammedin Zeyneble, srf kocas ile
iyi geinemedii ve kocas tarafndan bo edildii iin evlendiini,
yoksa ona ak olma gibi bir duruma dmediini btn bunlarn
Hristiyan misyonerler tarafndan uydurulmu eyler olduunu
sylerlerse 515 de yine yalandr. nk Muhammedin Zeynebe
yukarda anlatld ekilde ak dtn bildiren kaynaklar hep
slam kaynaklardr. O kadar ki, bu kaynaklar Muhammedin Zeynebi
yar plak halde grpte yukardaki ekilde konutuunu belirttikten
sonra bir de duygularn gizleyemiyerek: "Kalbleri deitiren Tanr
kutludur" diye mrldandn ve bu sylediklerinin Zeyneb tarafndan
412
stldn bildirirler. Nitekim Zeyneb, akam Zeyd eve geldiinde
Muhammedin ziyaretiyle ilgili olarak yle der: "Eve girmesini rica
etti isem de girmedi... Kapdan ayrlrken -Tanry her eksiklikten
tenzih ederimo kalbleri deitiren Tanr kutludur- diyordu" 516
Bunlar dinleyen Zeyd, Muhammedin Zeynebe ak olduunu
anlamtro derhal evden karak Muhammedin yanna gelir ve : "Ey
Tanr elisi! evime geldiini syledilero babam ve anam sana feda
olsun, eve girmeliydin, Zeyneb houna gitmi olabilir, houna gitti ise
onu boarm" der. Muhammed kendisine sorar: "(Zeyneb ) hakknda
bir pheye mi dtn?" . Zeyd yle yant verir: "Ey Tanr elisi! Hi
bir hususta ondan phelenmedimo ondan hayrdan baka birey
grmedim" 517. Grlyor ki Zeyd ile Zeynebin arasnda her hangi
bir geimsizlik, bir uzlamazlk diye bir ey yoktur ve Zeyd karsndan
pek honudtr. Muhammed ona: "Einden ayrlma" diye yant verir.
Buna ramen Zeyd eini boar, nk gya kendisine artk karsndan
irenme hali gelmitir.
Zeynebin evlilik durumu sona erdii iin Muhammedin, onunla
evlenmesi artk mmkndro fakat ortada bir engel vardr ki o da
Arap geleneine gre oul edinen kimselerin, kendi oulluklarnn
karlariyle evlenemeyeceklerini ngren haram hkmdr. Bu hkm
deimedike Zeyneble evlenmesi sz konusu olamayacaktr. Ancak
ne var ki Zeyneble evlenmekte kararldr. Aradan ok gemeden bir
gn, Ayenin yannda iken, bir aralk baygnlklar geirir gibi olur.
Ayld vakit glmsiyerek: "Zeynebin yanna gidip, kim mjdeler?
Yce Tanr onu benimle evlendirdi" der ve Tanrnn kendisine
Zeyneble evlenmeyi "farz" kldn ve aslnda evlendirdiini
syliyerek u ayetleri Kurana koyar: "Ey Muhammed! Allahn
nimet verdii ve senin de nimetlendirdiin kimseye (yani Zeyde): -
Eini brakma, Allahtan sakin- diyor, Allahn aa vuran eyi
iinde saklyordun. nsanlardan ekiniyordun... sonunda Zeyd eiyle
ilgisini kestiinde onu (yani Zeynebi) seninle evlendirdik, ki,
evladlklar, eleriyle ilgilierini kestiklerinde onlarla evlenmek
konusunda mminlere bir sorumluluk olmad bilinsin. Allahn
buyruu yerine gelecektir" (K. 33 Ahzab 37) .
413
Bu ayet, kukusuz ki bir takm kiilerin: "Muhammed evli bir kadn
kocasndan boatp onunla evlendi" ya da "Muhammed kendi
oulluunun karsn ald" eklindeki ithamlar nlemee yeterliydi.
Fakat Muhammed, Zeyneb ile evlenmenin kendisi iin Tanr emrini
yerine getirmek olduunu bu itibarla kendisine hi bir suretle
sorumluluk gelmeyeceini biraz daha akla kavuturmak zere u
ayeti ekler: "Peygamberin Allah tarafndan emrolnan yapmasndan
dolay Peygambere hibir vebal tevecch etmez... Allahn emri, olup
bitmi kat bir fermandr..." (K. 33 Ahzab 38).
Oul edinilen kimselerin, gerek oul gibi kabul edilmelerini, ve
kendilerini oul edinenlerin mirass saylmalarn, onlarn adn
almalarn ngren Arap geleneini kaldrmak iin de Kurana u
ayetleri koyar: "Allah...evlatlklarnz da oullarnz gibi tutmanz
meru klmamtr. Bunlar sizin dileklerinize doladnz bo szlerdir.
Allah gerei sylemektedir dr yola O eritirir..." (K. 33 Ahzab
4)".
Gerek anlamda kendisinin Zeydin z babas olmadn herkesin
bildiini bilmesine ramen Muhammed, srf bu hususu da Tanr
buyruu ile akla kavuturmak maksadiyle u ayeti ekler:
"Muhammed iinizden her hangi bir adamn babas deildir" (K. 33
Ahzab 40).
Bu olaylardan sonra Zeydin, "Zeyd bn Muhammed" (yani
"Muhammedin olu") diye arlmasnn doru olmadn dnr
ve deitirmek zere Kurana u ayeti sokar: "Evladlklar babalarna
nispet edin, bu Allah katnda en doru olandr. Eer babalarnn kim
olduunu bilmiyorsanz, bu taktirde onlar din kardei ve dostlarnz
olarak kabul edin" (K. 33 Ahzab 5).
Bu hkm gereince Zeydi artk oulluu olarak deil fakat
Harisenin olu olarak armaya balar. Bylece yllar boyu Zeyb bn
Muhammed (yani "Muhammedin olu") diye bilinen Zeyd imdi
Zeyd b. Harise (yani "Harisenin olu Zeyd") olarak arlmaya
balar.
414
Grlyor ki Muhammed, gzelliine vurulduunu kendi az ile
syledii Zeyneb ile evlenebilmek iin, yllar boyu uygulanmasna ses
karmad bir ok Arab geleneklerini deitirmek yoluna gitmitir.
Din adamndan renmekteyiz ki bu iler tamamlandktan sonra
tantanal bir dn tertipleyerek pek ok kiileri nikah merasimine
davet eder. Fakat davet edilmedikleri halde dne gelenler, stelik de
ge saatlere kadar oturup gitmek istemeyenler olur 518. Bundan
fevkalade rahatsz olduu iin, yine vahy geldi diyerek Kurana u
ayeti koyar: "Ey iman edenler! Peygamberin evlerine, yemek vakti
davetsiz olarak, izinsiz girmeyin. Fakat davetli olduunuz zaman
girin. Yemekten sonra daln. Birbirinizin szne dalp kalmayn. Bu
hal peygamberi incitiyordu da kendisi bunu sylemekten utanyordu,
(Allah) ie szn dorusunda ekinmez...." (K. 33 Ahzab 53)
Bu vesile ile ekleyelim ki btn bunlar hicretin 5.i ylnda olan
eylerdir. Oulluklarn durumu ile ilgili Arap gelenei de bu tarihte
sona erdirilmitir. Daha baka bir deyimle din adamnn
sylediklerinden anlamaktayz ki Tanr, Muhammedi "peygamber"
olarak gnderdii tarihten onbe yl sonrasna gelinceye kadar sz
konusu bu Arap geleneini deitirmeyi dnmemitir. Fakat ne
zaman ki Muhammed Zeynebe ak olmutur, ite o zaman
Muhammede sz gelmesin diye oul edinenlerin, kendi
oulluklarnn eleriyle evlenmelerini mmkn klm, ve klabilmek
iin de oulluklarn gerek anlamda "oul" saylmamalarn salayc
hkmler koymutur.
Gerei sylemek gerekirse oul edinen kimselerin, kendi
oulluklarnn eleriyle evlenmelerini haram sayan Arap gelenei
aslnda iyi ve ahlaki bir gelenektir. Byle gzel bir gelenei deitirip
bunun yerine "Oulluklarnzn eleriyle evlenebilirsiniz" eklinde
hkm getirmek hite olumlu bir deiiklik saylmaz. Bir kimsenin,
deil sadece kendi oulluunun eine ak olup onunla evlenmesi ve
fakat bir baka kiinin eine ak olmas ve onunla nikahlanmas bile
onaylanabilecek eylerden deildir. Yce olduu kabul edilen bir
Tanrnn gzel ve ahlaki bir gelenei kaldrp yerine hite byle
saylamayacak olan bir baka gelenek yerletirmesi dnlemez.
stelikte oulluklarn eleriyle evlenmeyi haram sayan Arap gelenei
415
hicretin 5.i ylna gelinceye kadar (yani Muhammedin "peygamber"
olarak ortaya kndan 15 yl sonrasna kadar) uygulana gelmitir.
Eer bu gelenek kt bir gelenek idiyse , bu taktirde Tanrnn bu
gelenei daha ilk balarda ortadan kaldrmas gerekmez miydi? Oysa
ki bu gelenek hicretin beinci ylna kadar uygulanm ve
Muhammedin, yukardaki ekilde Zeynebe ak olup onunla
evlenmesi vesilesiyle kaldrlmtr.
Grlyor ki din adamnn anlatmasna dayal olarak yukarda
incelediimiz ayetlerin hepsi, Muhammedin gnlk siyasetinin
icablar olmak zere yerlemi olmaktadr. Buna benzer daha nice
rnekleri sergilemek mmkn. Hepsinin de kantlad udur ki din
adamnn bellettii ekliyle eriat hkmlerini "hrevi" deil fakat
"dnyev^i" nitelikte (yani insan yaps) eyler olarak kabul etmek
gerekir
VIII) Din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, her ne
kadar "layuhti" (hata ilemez, yanlmaz) ise de, baz hususlarda
yanldn anlayarak kararlarn deitirmi grnr:
eriatn iki yasaklaryle ilgili Kuran ayetlerini aklarken din
adam, arab yasann Tanr tarafndan bir anda deil fakat
defada indirilen ayetlerle konduunu syler. Tanrnn ilk nce
arab iimine cevaz verdiini (K. Nahl 67), daha sonra arabn hem
"yararl" ve hem de "sakncal" bir ey olduunu bildirdiini (K. Nisa
43, Bakara 219) ve nihayet fikir deitirerek arab kesin olarak
yasakladn (K. Maide 90-91) ekler.
Bunun nedenlerini de, Muhammedin verdii bilgilere dayal olarak,
yle belirtir: slamdan nce Araplar arasnda "ok yaygn bir arap
alkanl" vard. Btn Arabistan halk arab ier, en byk Arab
airleri arabtan ilham alrlard. Arab bu pek bal bulunduu iki
alkanlndan ayrmak uygun olmad iin Tanr gya birden bire
iki yasan koymad. Koymak yle dursun, fakat aksine, Mekke
dneminde iken ikinin yararl ve haz verici olduunu syliyerek u
ayeti indirdi: "Hurma ve zm gibi meyvelerden hem iki hem de
gzel gdalar edinirsiniz. te bunlarda da akln kullanan kimseler iin
byk ibret vardr" (K. 16 Nahl 67).
416
Fakat daha sonra ikinin hem yararl ve hem de sakncal olduunu
anlatmak zere Tanr gya u ayeti gnderdi: "Sana, arabi ve kumar
sorarlar. De ki: her ikisinde de byk bir gnah ve insanlar iin bir
takm faydalar vardr. Ancak her ikisinin de gnah faydasndan daha
byktr..." (K. 2: 219)
Yine din adamnn sylemesine gre Tanr ikili olarak namaz
klanlar olduunu grp bunun sakncal olduunu anlad iin, ikili
halde namaz klnmasn yasaklamak zere u ayeti indirdi: "Ey man
edenler! Siz sarho iken, ne sylediinizi bilinceye kadar... namaza
yaklamayn..." (K. 4 Nisa 43).
Fakat daha sonra bunun da yetersiz olduunu farkederek sarholuk
veren ikileri kesin olarak yasaklamak zere u ayeti indirdi: "Ey
nananlar! ki, kumar, putlar ve fal oklar phesiz eytan ii
pisliklerdir, bunlardan kann..." (K. 5 Maide 90).
Sylendiine gre bu kesin yasak Uhud savandan sonra, yani
slamn geliinden 15 yl sonra konmutur. Daha baka bir deyimle
din adam unu anlatmak ister ki eskiden beri iki alkanlnda
bulunan Araplar bu alkanlktan bir anda uzaklatrmak mmkn
deildio mmkn olamad iindir ki Tanr, iki yasan bir anda
deil fakat on- ya da n-drt yllik bir srede kademe kademe
yerletirmek zorunda kald!
Sylemeye gerek yoktur ki bu tr bir aklama, Tanry hem aciz, hem
ileriyi gremeyen bir "Yaratan" eklinde gstermek olur ve hem de
dier yandan Kurann Tanr szleri olmad sonucunu oluturur
nk eer Tanr her eyi yapmaya kadir bir g ise ve ikinin
zararl bir ey olduunu biliyor idiyse neden bunun byle olduunu
daha ilk batan bildirmesin ve ikiyi yasak etmesin? Eer kendi
yaratt insanlarn daha ana karnnda iken kaderlerinin ne olacan
ve lnceye kadar nasl davranacaklarn biliyor idiyse (ki
Muhammedin sylemesine gre byledir) neden onlar kt bir yola
sapmaktan nlemek iin ikiyi nceden yasak etmesin? Ya da neden
Arap bedevisini tedirgin ederim endiesine kaplarak kademe kademe
yasak getirme yolunu sesin?
417
Eer her diledii eyi "ol" demekle ldrtabilecek gte ise ve eer
hi kimseden ekinmeden i grebilecek ycelikte ise, neden Araplar
"yava yava" iki yasana altrmaa alsnda, bir anda kesin iki
yasa koyup bir ok zararl davranlar nlemesin?
Bu sorularn yant arand takdirde varlacak sonu, iki yasann
karlar siyaseti gereince konmu olduuna varr. Nitekim din
adamnn sylemesine gre, ikili namaz yasa ile ilgili ayet (K. 4
Nisa 43) Abdur-Rahman b. Avf olay vesilesiyle ve kesin iki yasa
ile ilgili ayet (K. 5 Maide 90) ie Hamze 519 b. Abdil-Muttalb
olayn izleyen Uhud savandan sonra konmutur ki ki her iki olayda
da ikili halde iken "Tanr ve peygamber" buyruklarna kar gelme
durumu sz konusudur. Ve ite bu olaylar anlatrken din adam, iki
yasa ile ilgili yukardaki ayetlerin Muhammedin gnlk
siyasetinin gvencesi olmak zere konduu sonucunu ortaya vurmu
olur. Baknz nasl:
Din adamnn slam kaynaklarndan (zellikle Beyzevi den) naklen
bildirmesine gre ikili namaz yasa Abdur-Rahman b. Avf ile ilgili
bir olay vesilesiyle konmutur. Olay udur:
Paraca ve malca varlkll ile tannm bulunan bn Avf bir gn
ahbablarna byke bir davet veriro davete Muhammedin yakn
arkadalarndan ve Sahabiden kiileri arr. Akam vaktine kadar
sren davet srasnda herkes yer ier ve sarho olur. Akam namaz
gelince bu kiiler sarho bir ekilde namaza dururlar. lerinden biri
Kuran kraat etmee balar fakat azndan, "Tanrya ve
peygamberine" saygszlk niteliinde abuk sabuk eyler kar. Haber
Muhammedin kulana ulatkta, Muhammed fkelenir ve bn Avfi
takliden dier kiilerin de ayn davranta bulunmalar ihtimalinin
tehlikeli sonular yaratacan dnr. Bu nedenle ikili halde iken
namaz klmay yasaklar Kurana u ayeti koyar: "Ey nananlar!
Sarhoken, ne dediinizi bilene kadar... namaza yaklamayn..." (K. 4
Nisa 43)
Fakat dikkat edilecei gibi ikiyi yasaklam deildir sadece ikili
ekilde namaz klmay yasaklamtr. kiyi tm olarak yasak
etmemesinin nedeni, hem Ashabtan kiileri ve hem de zellikle
olayn kmasna vesile olan bn Avfi gcendirmemektir. nk
418
Ashabtan ou ikiye dkn kimselerdio ikinin yasaklanmasn
ho karlamazlard. te yandan bn Avf, slam ilk kabul edenlerden
olup Muhammedin en ok sevdii ve sayd kimselerden biriydi. O
kadar ki onu, Cennete gidecek "on Sahabi"den biri olarak ilan
etmitir 520. arap iimini kesin olarak yasaklamakla onu da
kaybetmi olabilirdi. Bu itibarla ikiyi kesin olarak yasaklama yoluna
o an iin gidememitir.
Ancak ne var ki daha sonraki bir olay vesilesiyle, iki yasan
koymann kendi otoritesi bakmndan kesin zaruret olduunu anlam,
ve Kurana: "Ey nananlar! ki, kumar, putlar ve fal oklar phesiz
eytan ii pisliklerdir, bunlardan kann..." (K. 5 Maide 90) eklinde
koyduu ayet ile kesin iki yasan getirmitir. Bu yasan Uhud
savandan sonraki bir olay vesilesiyle konduu anlalmaktadr.
Burada sz konusu olay, Muhammedin amucas Hamze b. Abdil-
Muttalb in, ikili bir halde iken kendisine hakaretler savurmasdr.
Bu hakaretler yznden halk indinde otoritesinin bir hayli
sarslabileceini ve bu nedenle ikiyi kesin olarak yasaklamak
gerektiini dnmekle beraber, amucas Hamzann sal srasnda
bu ii yapamamtro nk yapmaa kalksa karsnda Hamzay
bulacan hesaplamtr. Bundan dolaydr ki iki yasan onun
lmnden hemen sonra hkme bglamtr. slam kaynaklarnn, ve
zellikle Buharnn Ali bn-i Ebi Talibden rivayetine gre olay
yle:
Hamze bn-i Abdulmuttalb hem Muhammedin amucas ve hem de
st kardeidir. Muhammedten bir ka ya byk olup mslmanl
ilk kabul edenlerden biridir. Mslmanl kabul edii slamiyet iin
byk bir "kuvvet ve mesned" olarak kabul edilir, nk Hamze
Kreyiler arasnda cesareti, yiitlii ve saval ile tannmtr.
Bedir savanda byk yararllklar gstermi Uhud savana katlm
ve bu sava srasnda olmutur. Btn bu meziyetlerine karlk
Hamzenin bir kusuru vardr ki o da ar ekilde ikiye ve kadna
dkn olmasdr. te gnlerden bir gn Hamze dostlarnn evinde,
arkc bir kzla beraber arab ierek elenirken sokakta "ihdirilmi"
develer grr. arkc kzn: "Ey Hamze, (u) semiz develere bak!"
demesi zerine klcna sarld gibi sokaa frlar ve develeri orackta
boazlaro hrglerini koparr, brlerini yarp cierlerini karr ve
419
sonra evine dnp keyfine bakar. Ancak ne var ki bu develer Ali bn-i
Ebi Talibe aidtr. Bilindii gibi Ali, Muhammede babalk eden Ebu
Talibin olu ve ayn zamanda Muhammedin damaddr. Bu develeri
oraya, civarda bulunan "izhir" otu ykleyip satmak iin getirmitir.
Develerinin Hamze tarafndan bu ekilde ldrldn grnce
dehete der, ne yapacan arr. Fakat Hamzeye kafa tutmaktan
ekindii iin soluu Muhammedin yannda alr ve olan bitenleri
anlatr. Muhammed, beraberinde Ali ve Zeyd olmak zere Hamzenin
evine gelir ve zntsn belirtir. Fakat Hamze ylesine sarho bir
haldedir ki Muhammedin szleri karsnda fkelenir, kkrer ve hem
ona, hem de Aliye hitaben: "(Ey Abdullah ve Ebu Talib evladlarI)
Siz, babam (Abdulmuttalb) in kleleri deil misiniz?" diye hakaretler
eder. Onun bu kkremesinden rken Muhammed, hi bir ey
sylemeden arka arkaya ekilerek odadan kar 521.
Din adamnn anlatmasna gre olay bundan ibarettir. Grld
gibi Hamzenin syledikleri Muhammedin otoritesine indirilmi bir
darbedir. Ve Muhammed, daha nceki ikili namaz olayndan sonra
bir de bu olay vesilesiyle sarholuun kendi otoritesi bakmndan ne
kerte tehlikeli olabileceini artk iyice anlam ve ikiyi kesin olarak
yasaklamann koul olduunu kavramtr. Ancak ne var ki bu ii
yapmak gtr, nk karsnda Hamze gibi gl bir amuca vardr.
Bu nedenle o an iin bir ey yapamaz. Fakat ne zaman ki Hamze,
yukardaki olaydan bir sre sonra vuku bulan Uhud savanda olur,
ite o zaman Muhammed, Tanrdan emir geldi diyerek ikiyi kesin
olarak yasaklar ve Kurana u ayetleri koyar: "Ey nananlar! ki,
kumar, putlar ve fal oklar phesiz eytan ii pisliklerdir, bunlardan
kann... eytan phesiz iki ve kumar yznden aranza dmanlk
ve kin sokmak ve sizi Allah anmaktan, namazdan alkoymak ister.
Artk bunlardan vazgeersiniz deil mi?" (K. 5 Maide 90-91).
Bu ayeti Muhammed, ikinin iilmesine cevaz veren ayetden (yani
K. Nahl 67), ya da ikinin hem yararl hem de sakncal olduunu
belirten ayetlerden 10 ya da 13 yl sonra Kurana koymutur.
Grlyor ikiyi, daha nce, yllar boyu (hatta sakncalar
ngrld zamanlar dahi) "uygun" ve hatta "yararl" kabul ettii
halde, imdi (yani Hamze olayndan ve onun lmnden sonra)
420
"eytan ii pislik" olarak tanmlam ve eytann iki yznden kiiler
arasnda dmanlklar ve kndarlklar saldn anlatmtr.
Btn bunlar gstermektedir ki eriatn iki ile ilgili hkmleri
uhrevi deil dnyevi nitelikte eylerdir. nk uhrevi nitelikte olmu
olsayd akla ilk gelecek soru u olurdu: eer iki "eytan ii pislik"
idiyse neden Tanr onun iimine: "Hurma ve zm gibi meyvelerden
hem iki hem de gzel gdalar edinirsiniz. te bunlarda da akln
kullanan kimseler iin byk ibret vardr" (K. 16 Nahl 67) diyerek izin
versin? Ve neden 15 yl boyunca (yani Hamze olayna ve Hamzenin
Uhud savanda lmne kadar) ikiyi yasaklamasn?
Bu sorular aklamak, sz konusu hkmlerin dnyevi nitelikte olup
karlar siyaseti gereince konmu olduunun kabul ile mmkndr.
u bakmdan ki ikiye izin veren ayeti Muhammed, daha henz
yeterince taraftar toplayamad ve kendini gl bulmad Mekke
dneminde koymutur. Bilindii gibi Mekkeden Medineye hicret
edecei n ya da n yllk sre boyunca (ki "Mekke dnemi" diye
bilinir) pek az kimseyi mslman yapabilmitiro sylendiine gre
Mekkede bulunduu 10 ya da 12 yllk sre boyunca mslman
yapabildiklerinin says seksen ya da yz kadar olmutur. Kukusuz
ki bu dnemde iki yasa koymas sz konusu olamazd, nk
koymu olsa, o az saydaki taraftarlarn dahi kaybedebilirdi.
Fakat Medineye gecipte glenmeye baladktan sonra yava yava
yasaklama yolunu tutmu ve yukarda grld gibi, amucas
Hamzenin lmnden hemen sonra kesin iki yasan getirmitir.
Yine tekrar edelim ki iki yasan getirmesinin nedeni de, din
adamnn yukarda belirttiimiz anlatmna gre, Hamzenin sarho
halde iken kendisine kar sert tutumudur. Anlalan odur ki
Muhammed, sarholuun kendi otoritesine kar ne kadar byk bir
tehlike olabileceini bu olay vesilesiyle iyice anlamtr. Ve artk bu
dnemde gl durumda bulunduu ve amucas Hamze de olduu
iin, iki yasan koymakta saknca bulmamtr.
Grlyor ki iki yasa ile ilgili eriat hkmlerinin gerekelerini
aklarken din adam, farknda olmadan u gerei vurgulam olur ki
bu yasak, insanlarn saln korumak iin filan deil fakat
Muhammedin (dolaysyle iktidarda bulunanlarn) otoritesini
421
korumak amaciyle konmutur. Yine farknda olmadan unu anlatm
olur ki da bu hkmler gkten inme deil fakat karlar siyasetine
dayal olmak zere insan yaps eylerdir.
Ramazanda oru gecesi kadnlara yaklamann "helal" lduna
ilikin ayetin konmas, bu konuda verilecek rneklerden bir dieridir.
Din adamnn sylemesine gre Tanr, ilk balarda mslmanlara
oru gecesi kadnlarna yaklamay yasaklamtio fakat baz
mslmanlarn dayanamayp kadnlarna yaklatn grnce, srf
onlara kolaylk olsun diye Bakara Suresinin 187i ayeti ile bu yasa
kaldrm ve yle demitir:
"Oru tuttuunuz gnlerin gecesi kadnlarnza yaklamanz size helal
klnd... Allah nefsinize gvenemeyeceinizi biliyordu, bu sebeble
tevbenizi kabul edip sizi affettio artk onlara yaklaabilirsiniz" (K. 2
Bakara 187). Baz evirilerde "Allah kendinize ktlk ettiinizi
bildi" tmcesi yer alr.
Fakat her ne olursa olsun din adamnn sylemesinden anlalan u ki
Tanr, mslman kullarnn oru gecesi kadnlara yaklamalarn nce
yasak klm fakat bunu yapmakla hata ettiini anlayarak yasa
kaldrmtr.
Sylemeye gerek yoktur ki sz konusu yasa, Muhammed kendisi
koymutur. Fakat yasa uygulamann mslmanlar kendi aleyhine
evireceini dnerek deitirmitir.
Ve ite din adam, bu yukardakine benzer rnekleri sergilemekle
Tanry, hani sanki bir hkm koyarken yanlgya debilirmi ve bu
yzden koyduu hkmleri ikide bir deitirirmi gibi bir tanma
sokmu olur.




422
Din Adamlar - Blm 17

Din adamnn eriat Verilerine Dayal Olarak Bellettii
"Korkutucu" ve "Keyfi" Tanr Anlaynn, nsanlarmzn
Karakterleri ve Yaantlar zerindeki Olumsuz Sonular :

I) zgr ve haysiyetli insan olmann tek yolu "Korku" ile savaimdr
Tanry "Korkutucu" deil "Sevgi Kayna" olarak tanmlamaktr.
II) Din Adamndan Kurtulduumuz An imizdeki Korkuyu Yenecek,
bylece Hogrye Ynelecek ve Tm nsanl Sevgi Denizi Olarak
Grebileceiz.
III) Din adam "korku" unsuru yannda "dl"("mkafat") usulleriyle
insanlarmz olumlu gelime olaslndan yoksun tutar.

Din adamnn bellettii ekliyle slam eriat "korku ile verilen bir
dindir"o su bakmdan ki mslman kii iin en byk fazilet
Tanrnn korkutuculuuna ve keyfiliine inanmak ve zellikle "Tanr
korkusu" ierisinde yaamaktr. nk eriat verilerine gre Tanr, her
ne kadar "rahim" (acyan), "halim" (yumuak), "gafur" (afveden,
balayan) "rauf" (esirgeyen) vs... olmakla beraber, esas itibariyle
"Korkutucudur" ve kendi peygamberini de "korkutucu" olmak zere
gndermitir. Bunun byle olduunu anlatmak zere din adamnn
elinde, pek eitli hkmler vardr ki bazlar yledir: "Ey akl
sahipleri benden korkun" (K. 2 Bakara 197) o "Ey Muhammed! Biz
seni korkutucu olarak gnderdik" (2 Bakara 119)o "Ey Muhammed!
Kalkda korkut" (74 al-Mddessir 1-2)o "Ey Muhammed! De ki (...) -
Ben apak bir korkutucudan baka bir ey deilim" (46 Ahkaf 9)o
"Biz seni korkutucu olarak gndermiizdir" (48 al-Feth 8-9).
Her ne kadar "korkutucu" szcnn "uyarc" olarak da kullanld
grlmekle beraber bu tr szcklerin Tanry "korkutucu" nitelikte
olmaktan karan bir yn olmad muhakkaktr 522. nk daha
423
nce grdmz ve biraz ilerde yine greceimiz gibi eriat dininin
Tanrs, iddet ve dehet saarak insanlar mslman yapmak istero
slamdan kanlar ya da Tanrya ya da Muhammede kar koyanlar
lme mahkum eder. Bundan dolaydr ki slam tarihi, eriat dinini
yaymak amaciyle giriilmi savalar tarihidir. Araplarn daha
Muhammed zamannda kl yolu ile slama zorlanmalar ya da Orta
Asya Trklerinin Arap ordular tarafndan kltan geirilerek
mslman yaplmas, "korkutucu" Tanr anlaynn uygulanmasnda
ilk ve en belirli rneklerdendir 523.
"Korkutucu Tanr" fikrine altrlm ve bu inanla yourulmu
insanlar iin Tanry sevmek fazilet deil adeta sutur. slamn daha
birinci yzylndan itibaren Tanry sevmenin, Ona yaknlk
gstermenin zindiklik olarak kabul edildii grlr. rnein Hanbal
mezhebi mensuplar Tanry sevmenin, bir bakma Tanrya hakaret
etmek olduunu syleyerek al-Muhasibi gibi bir dnre ve onun
zamanndaki mutasavvflara dinsizlik sulamas yadrmlardr.
Bilindii gibi al-Muhasibi, Tanr ile Kii arasnda "sevgi" ilikisi
kurar. Gerek bir dindarn, korku nedeniyle deil fakat kendi rzasiyle
Tanrnn iradesini kabul ettiini, Tanrnn ise onun bu krann
teekkrle karladn, ve ite bu karlkl teekkr ile oluan i-
birliinin kiiyi, benlie (nefse) kar savam gcne
kavuturduunu syler. Ancak ne var ki bu gzel dnceleri
yznden din adamlarnn ve halk ynlarnn dmanln
kazanmtro saldrlardan korunmak iin gizlenmek zorunda
kalmtr. Hi kimse onunla iliki kurmak istememi ve aydn sanlan
kimseler dahi ondan sz etme cesaretini gsterememilerdir, ld
zaman cenazesini sadece drt kiinin takib ettii sylenir 524.
Tanry sevmek yerine Tanrdan korkmak gerektiini savunanlar,
Cennetlerdeki gzel, iri siyah gzl hurilere kavumann ancak
Tanrdan korkmakla mmkn olduunu anlatrlard 525. Kii
davranlarnda Tanr korkusunu "ayarlama" esi yapan zihniyete
yeni bir iti verenlerin banda mam Gazzaly buluruz. "Hccet-l
slam" diye yceltilen bu din adam, sadece domacl slamn
temeli yapmakla yetinmemi, fakat eriatn dehet saan
hkmleriyle kiileri eitmenin en uygun bir ey olduunu savunmu
ve hi kukusuz bu yoldan insan varln insanlk duygusundan
424
yoksun duruma sokmutur. Onun getirdii eitim sisteminde kiiyi
korku ve dehet ierisinde tutacak her usule (zellikle Cehennem
atelerinde yaklma, kzgn yalarda kavrulma vs), yer vermek gerekir.
Ona gre insan beynine korku esini sokmadan insan denilen
yarat doru yola sokmak mmkn deildir. Nasl ki hayvan sopa
ve krbala yola getirmek, ie srmek mmkn ise, kiinin manevi ve
ruhsal "yetersizliini" gidermek iin de ayn eyleri yapmak gerekir.
Btn bu grlerini Gazzal, Kuran ve Hadis hkmlerine dayal
olarak ve ayrca da Muhammedin davranlarn ve onun "Faziletin
ba Tanr korkusudur" eklindeki szlerini kant sayarak ne
srebilmitir. hyaulum al-din adl kitabndan ttnz da Kimya-i
Saadat ya da Nasiha al-muluk adl (ve daha nice) yaptlarna
varncaya kadar her vesile ile tekrarlad ey "korku" esasna
dayatlmtr 526.
Sylemeye gerek yoktur ki kendilerini Tanrnn yeryzndeki vekili
olarak gren iktidarlar (Halifeler, Hkmdarlar vs) iin halk
ynlarn korku ierisinde tutmak ve bunu "hrevi" ve "dnyevi"
grev saymak kadar yararl bir ey olamazd. Ancak ne varki bu tr
bir uygulamann toplum yaamlar zerinde pek olumsuz sonular
olmuturo su bakmdan ki eriat lkeleri insanlar, korkutucu Tanr
fikrini doal saydka, Onun yeryzndeki vekilinin de ayn nitelikte
bulunmasn gerekli bulmular, ve iktidarlara (Halifeye, ya da
yneticilere) kul kle olmay doal saymlardr.
Anmsatalm ki iktidar sahiplerinin korku yaratmak amaciyle gaddar
ve hunhar davranlarna alk tutma gelenei daha Muhammed
zamannda kendisini gsterir. air Hassan b. Sabit rnei bunun ilk
kantlarndandr. Arap kaynaklarnn bildirdiine gre Muhammed,
genellikle airleri sevmedii ve airleri daima aalatc bir dil
kulland halde, bu aire kar zel bir ilgi gsterirdi. nk Hasan b.
Sabit, bir yandan "gerdanlk" olay vesilesiyle Aye hakknda
karlm olan dedikodular nlemek ve Ayeyi temize karmak iin
iirler yazarken, dier yandan da Muhammedin iddet siyasetini (ve
zellikle kendisini tenkid edenleri ldrtme usullerini) alklard.
Hasan b. Sabitin bu tutumu, daha sonraki yzyllar boyunca airlere,
yazarlara ve zellikle din adamlarna rnek olacak ve her dnem
425
itibariyle Halifelerin ve Hkmdarlarn sert ve hain ynetimlerini
yceltme alkanln salayacaktr. Din adamlar iktidar sahiplerine
daima korkutucu Tanr rneini vermek suretiyle bu tr davranlar
salama yolunu tutmulardr. Onlarn bu tevikleri yzndendir ki
Nizam-l Mlk gibi akl banda saylan yneticiler bile: "Eer (halka
kar) iddet gsterilmez ise... fesad ve ihtilal zuhur eder" diyerek i
grrlerdi.
Osmanl tarihi boyunca Padiahlarn ve Paalarn halk korku
ierisinde tutmak iin iledikleri saysz cinayetler genellikle din
adamlarnn fetvalarna dayaldr. nk bu cinayetleri ileyenler
kadar iletenler de korkutucu ve dehet sac bir Tanr anlayiyle
yetitirilmilerdir. Drdnc Murada danmanlk yapan Hoca Bey
yle derdi: "Sultanm (halk ile) baa kmann yollar akl ve mantk
ile davranmak deil fakat iddet kullanmak (korku yaratmak)tr".
u bir gerektir ki "Korkutucu Tanr" anlayiyle yetimilik, kiiyi
insancl duygulara sahib olmaktan uzak klar. Korku ile verilen din,
insanla ak kiilerin yetimesini engelleyip medeni cesaretten
yoksun, korkak, asl fikirlere yabanc ve zavall tipte insanlar yn
yaratr. Tanr korkusuna kaplm olarak kendisini kul eklinde
grmekten ileri gidemeyen kii, insan ahsiyetinin haysiyeti
duygusundan yoksunduro kendi kendisini deersiz ve kk grd
lde bakalar tarafndan da yle grlmee almtr. Oysa ki
Tanry korkutucu deil fakat "sevgi" kayna olarak gren ve
kendisini Tanrnn "kulu" deil fakat bir "paras" ya da "ocuu"
olarak bilen, bu inan ierisinde yetitirilen kii insanlk haysiyetine
ve hak ve zgrlklere sahip olma bilincinde olur. Bundan dolaydr
ki Batl aydnlar, Orta a karanlklar ierisinde dahi bu duyguyu
gelitirtmekten geri kalmamlardr. Nice saysz rneklerden biri
olarak Leonard da Vinci (1452-1519)yi anmsayalm. Bu byk
insan, kendisini insanlk haysiyetine ve yaratc gce sahip grrken
bunun nedenini Tanr sevgisi ile donatlm olmakta bulur, bu
nedenle doa kanunlarn aratrmay grev bilirdi 527.
Unutmayalm ki Batl zihniyet, Tanr anlayn "korkutucu"
olmaktan karp "rasyonel" nitelie sokabilmi ve bu sayede doa
kanunlarn aratrmak, tartmak ve din kitaplarnn gerek diye
426
ortaya koymak istedii eylerin aslnda "gerek" olmadn
kantlamak yolunu aabilmitir (rnein dnyann dz olmayp
yuvarlak olduunu, kainatn merkezi deil gnein etrafnda dner
bulunduunu vs ... ortaya vurabilmitir). Ne ilgintir ki Batda din
etkisinin ksmen de olsa zayflamas ve Papaln tibar yitirmesi
gibi gelimeler, hep Tanr anlayndaki deiikliklere ve Tanrnn
"rasyonellii" fikrinin yerlemesi tarihlerine rastlar 528. Batnn
kltr ve uygarlk tarihinin dneme noktas saylan "Renaissance"
hareketleri, Tanr korkusu yerine Tanr sevgisi fikrini ilerken
insandaki "yaratc" gc ilerlie koymutur 529. u grten
hareket etmitir ki kiideki her trl yaratcl yok eden, insan
sevgisini sndren, bar duygular ve insanla hizmet isteklerini
kurutan ey Tanr korkusudur Tanry gaddar, kndar, keyfi vs... gibi
olumsuz nitelikler ierisinde grme alkanldr ve Tanr
"korkutucu" deil fakat "sevgi kayna" olarak kabul edildii
taktirdedir ki kii uygarlar, insanln gelimesine yararl olur 530o
ve eer kii dtan gelme Tanr korkusu ile yaayacak olursa iten
(vicdandan) gelme sesi duymaz olur sadece d zorlamalara boyun
een bir zavall "yaratk" olur. Nitekim Tanry "sevgi" denizi olarak
kabul eden Aristo "Vicdan sesini dinlemek insanlkta kemale ermektir
(ycelmek, olgunlamak demektir)" derken bunu anlatmak istemitir.
Ahlak anlay alanlarnda da durum byledir. Tanr korkusu
ierisinde yetitirilen toplumlarn ahlak anlay genellikle dktr.
"Tanr sevgisi" fikrine yer veren "Renaissance" dneminin ahlak
anlay, insan varln her eyin deer ls kertesine ykseltmitir
531. Buna karlk "Korkutucu Tanr" fikrinden arnamayan toplumlar
ne yaratc zekaya ve ne de olumlu bir ahlak anlayna
ulaabilmilerdir.
I) zgr ve haysiyetli insan olmann tek yolu "Korku" ile
savamdr Tanry "Korkutucu" deil "Sevgi Kayna" olarak
tanmlamaktr.
Yetime tarzmz fikir savam uruna medeni cesaret riskini gze
almamza ve zgr yaam ortamna ulamamza yeterli deildir.
nk dokusu bulunduumuz ortam bizleri "korku" mayas ile
yourmutur. Nitelii hangi ekle sokulursa sokulsun bu ayn korku,
daha beikten itibaren bizim iliklerimize kadar ilemitiro bize "beeri
427
har" iini grr. Bizler iin "korku" asldro yaamlarmz "korku" ve
"korkutucu" kavramlariyle donanmtr. Daha gzlerimizi acipta
sylenenleri yarm yamalak anlar olmaa baladmz andan itibaren
bizleri dehet saan tmcekler beler: "c gelecek seni yiyecek" ,
"Uslu dur yoksa gzlerini oyarm", "Kulaklarn keserim", "Allah
kahretsin seni", "Allah belan versin", "Allah cann alsn senin" vs...
Bunlar bizim daha ocuklukta tank olduumuz azarlama
rneklerinden bir kadr. Bize yaplanlar, biz de ocuklarmza aynen
tekrarlarz. Helle "Allah" szcn katarak savurduumuz tehditler
son derece etkilidir. Korku duygusuna ve alkanlna biz ite bu gibi
szcklerle yneliriz. Btn bir mr boyunca bizi peimizden
izleyecek olan korku musibetini adeta gzle grr, elle tutar
durumlara derizo "korku" bizim iin, et ve kemik gibi, varlmzn
bir paras olur. Bir zamanlar Hobbesun anarik bir ortamda syledii
gibi "Korku ve biz, ikiz kardeslerizdir". Babamizdan korkarz,
aamizdan korkarz, okuldan korkarz, retmenden korkarz,
patrondan korkarz, polisten, jandarmadan, hkmetten, devletten
ve nihayet Tanrdan, evet evrili bulunduumuz ve iliki kurduumuz
ne varsa her eyden korkarz. Hele Tanr korkusu her eyin banda
gelir ve dier korkularmzn temelini pekitirir. Yzyllar boyunca
din adamnn elinde braklm olarak bu korku ile har neir
olmuuzdur. Din adamnn elinde ifadesini bulan eriat dini bizi
"Korkutucu Tanr" anlayiyle yourmutur. Bundan dolaydr ki
btn bu korktuklarmzn "korkulmak" deil fakat sevgi yolu ile
balanlmak gereken eyler ve deerler olduunu bilememi ve
dnememiizdir. Korku bizi manen gsz klm, aalk
duygular ile yourmutur. Korktuumuz iin kldmz,
ilkelletiimizi, dalkavuklatmz, medeni cesaretten
yoksunlatmz anlayamamzdr. Korkunun gemi yzyllar
boyunca iimizde yaratt bilinsiz "itaat" alkanl bizi, d
grnmz bakmndan "azametli" ve fakat i alemimizde heyhat
ezik, bakalariyle olan ilikilerimizde "mutabasbis" ve her eye boyun
emee hazr klmtr. Bundan dolaydr ki kendimize zg fikirleri
ve grleri aklayamayacak kadar cesaretsiz ve hakszlklara ses
karmak yle dursun fakat gl olan "hakszn" yannda ve safnda
yer alacak kadar da korkak olmuuzdur. Korku bizleri, kendi benliine
gven beslemeyen, kendi kiiliine sayg duymayan birer yaratk
haline sokmutur. Alk bulunduumuz itaatkarlk ierisinde,
428
kendimizden gl ve stn sandmz her eyi adeta
Tanrlatrmzdr. Amir, mdr, Bakan ya da devlet bakan ve
nihayet Devletin kendisi "Tanr" kertesindedir bizler iin. Devlet ve
Hkmet ilemleri ve resmi grevlilerin emirleri, akla ve manta ne
kadar ters olursa olsun,yzyllar boyunca Tanr emirleri gibi
grnmtr bizlere. Bu korku nedeniyledir ki zgr dnce
insanlar olamamzdr. Tanrdan geldii sylenen emirleri ve
hkmleri mutlak gerek bilip bunlar dna kamamak yzndendir
ki zgrlk, eitliki, demokratik ve laik yaamlara
ulaamamzdr. "Kutsal" diye bildiimiz Kitapta klelik, kadn-
erkek eitsizlii, kadna dayak, din adna cihad vs... gibi eyler Tanr
emri olarak gsterildii iindir ki bin yl boyunca bu olumsuz
kurululardan kurtulamamzdr. Tanr korkusu yznden akla ve
manta ve vicdan sesine aykr den bu tr kurululara kar ses
karmamzdr.
Batnn Orta alarnda da durum bu idi. Fakat Bat dnyas, farkl
bir Tanr anlay sayesinde (ki laiklik, yani din ve devlet ayrl
ilkesine bu sayede ynelebilmitir) kendisini toplayabilmi, insan
kaderini din adamnn penesinden kurtarp aklc yola girebilmi,
geliebilmitir. Bilim ve ahlak alanlarnda ancak bu sayede aama
yapabilmitir 532. Korkutucu Tanr fikrine kar tepki gstermeyen
eriat toplumlarnda ise fikir uruna savam cesaretini gsteren
kmamtro zgrlk duygusu adna cann feda eden olmamtr.
Eski bir Hint dnr Vivekananda yle der: "Eer gerekten zgr
olmak isteyorsak (korkuya) kar zaferler kazanmamz gerekir.
Korkak insanlar hi bir baar salayamazlar. Eer dileyorsak ki korku
(ve cehalet) bizden uzaklasn, bu taktirde korkuya (cehalete) kar
savamamz kouldur. Ktlkten, korkudan, yoksulluktan yldnz
srece bunlar sizin peinizi brakmazo fakat bunlara kar savaa
getiiniz an bu (musibetlerin) sizden kaar olduunu greceksinizdir.
(nsanlar genellikle) kolay ve zevk verici hereye mpteladrlar
(taparlar)o pek az insan vardr ki g (zahmetli ve iztirab verici)
eylerle urasn. Bunu yapabilenlerdir ki zgrlk fikrine sahip
olabilirler..." 533.
Batda "korku" fikrine kar savam, kiiyi Tanr korkusu
"komplekslerinden" kurtarp Tanr sevgisi fikrine yneltmekle
429
mmkn olmutur. Bunda Epicurus, Aristo vs... gibi nice eski Yunan
dnrlerinin etkisi byk olmutur. Epicurus Tanr korkusunun
insanlarn bilgisizliklerinden, Doa hakkndaki habersizliklerinden
doma bir ey olduunu sylerdi. Doann srrna eriemeyen ve
bunlarn nedenlerini kefedemeyen inann, zelzele, frtna, afet, gk
grlemesi vs... gibi Doa olaylar karsnda korkup bunlar Tanrnn
(ya da Tanralarn) gazaba gelmesi eklinde tanmladn ve
dolaysyle Tanry korkutucu olarak tasavvur ettiini belirtirdi.
Gksel olaylar gibi yeryz olaylarnn (rnein lm, hastalk vs....)
dahi kiiyi umutsuzluklara ve insan varlnn gszlne (aczine)
inan ynnde srklediini eklerdi. Btn bu doa olaylarnn
kiide korku duygusunu oluturduunu ve byle bir ortamn din
kuruluuna g verdiini sylerdi.
Fakat unu da eklerdi ki Doa olaylarn akl ve mspet bilim yolu ile
kefettike "korkutucu Tanr" fikri yok olmaa mahkumdur. Kii
Doa olaylarn oluturan Doa Kanunlarn aratrdka, bunlarn
srrn bulur olduka "Korkutucu Tanr" fikrini yava yava terkeder
ve bunun yerine Tanry "Sevgi kayna" olarak benimser.
Yine Epicuruse gre kiiyi "Korkutucu Tanr" fikrinden kurtarmak
demek, onu fikir ve dnce zgrlne kavutturmak, fikirsel ve
ruhsal huzura ulatrmak demektiro bundan dolaydr ki dinlerin
Tanry korkutucu gibi gsteren niteliklerine kar savamak gerekir.
Epicurusun amac Tanr fikrini yok etmek deil fakat "Korkutucu
Tanr" fikri yerine "yilik Tanrs", "Sevgi Tanrs" anlayn
yerletirmekti. Korku alkanln giderebilmek iin Tanr fikrini ve
anlayn olumlu bir yrngeye oturtmak, ve daha dorusu Tanry
"Korkutucu" ya da "Gaddar", "Kndar" vs... gibi niteliklerden armak
gerekirdi. Kiiyi, gerek anlamda "iyi" ve "insanla yararl" kerteye
getirebillmek iin Tanry "iyilik ve sevgi" kayna eklinde
tanmlamaktan baka yol yoktu 534.
Tanr anlayndaki gelimeler konusunda Epicurusun grleri, tpk
Aristonun grleri gibi, daha sonraki yzyllar boyunca dnrleri
olduu kadar Batl din adamlarn da fazlasyle etkilemitir.
Konuyu Aydn ve "Aydn" adli kitabmda incelediim iin burada
fazla durmayacam. Fakat sadece unu hatrlatmakla yetineyim ki
430
slam tarihinin hi bir dneminde insan varlnn kutsall ve
haysiyeti adna korkutucu Tanr fikrine kar savam verilmemitir.
Her ne kadar mutasavvflar arasnda "Enal Hak" diyerek kendilerini
Tanr ile aynyet ierisinde bulanlar (rnein al-Halla gibiler) ya da
Tanr sevgisine adayanlar ve slamn korkutucu Tanr anlayna kar
kanlar grlmekle beraber (rnein Rabia, ya da al-Maarri gibi)
bunlardan hi biri bu ii, kiideki Tanr korkusu dncesini yok edip
onu fikir bamszlna ve dnce zgrlne kavuturmak, ve
bylece tm insanla ynelik sevgiye dorultmak amaciyle yapm
deildir. Mutasavvflarn "Tanr/Kii" aynyetine ynelik hevesleri,
kendilerini Tanrsal bir dzeyde grme bencilliine inhisar etmitir.
Oysa ki Batda ve dier dinlerde kendilerini Tanr sevgisine salanlar
ya da Tanr/Kii aynyeti zleminde bulanlar (ki bunlar arasnda baz
din adamlar da yer almtr) tm insanlar ayn sevgi potasnda
eritmek ve bylece insanlar aras kardelii yaratmak amaciyle i
grmlerdir. Belletmek istedikleri o olmutur ki Devletin ilk grevi
yurttalarn gvenlik iinde tutup her trl korku dan uzak
klmaktro ancak bu sayede kiinin hayvanlktan syrlp
insanlaabileceini dnmlerdir. Ethics adl kitabnda Spinoza
yle der: "Devletin amac, akl ile ibram olunmu insanlarn, vahi
birer hayvan seklinde kullanmak ya da robot haline sokmak deildir.
Devletin amac kiileri ... zgr ekilde (dnmek ve yaamak)
olaslna kavuturmak... bylece onlarn kin, nefret duygular
ierisinde enerjilerini harcamalarn nleyip, birbirlerine kar drst
davranmalarn salamaktr" 535.
Batl aydnn Tanry "Korkutucu" olma niteliinden arndrp
"sevgi" kayna haline getirmesi sonucundadr ki Batl insan fikren ve
ruhen gelime olanan edinebilmitir 536.
II) Din Adamndan Kurtulduumuz An imizdeki Korkuyu
Yenecek, bylece Hogrye Ynelecek ve Tm nsanl Sevgi
Denizi Olarak Grebileceiz.
Korku denilen ey, btn ktlkleri ve insani klten ynleri
yannda, bir de hogrszlk yaratmas bakmndan sakncaldr. Bir
yazar: "Kiiler korktuklar eylerden nefret ederler. Nefret ise
korkunun oluturduu ortam ok daha (vahi) ve umutsuz niteliklerde
431
klar" der ki ok hakldr 537. Btn sorun bu gerei grebilmektedir.
Kii korkudan uzak kalabildii an drst, dikhak ve hogrl olur.
Kiinin sapl bulunduu korku ne kadar youn ise ondaki hogr
yokluu da kadar iddetli demektir. Hogr yoksunluu ise kiiyi
insanlardan uzaklatrd kadar Sevgi Tanrs fikrinden de soutur.
Tanrdan korkan insanlarn Tanrya saygl olmalar ve Onu gerekten
kutsal saymalar olana yoktur.
Kiideki korku duygusunun ve hogr yoksunluunun aklc
gelime sonucu olarak mutlaka yok olacana inanm dnrler
oktur: Bir yazar yle diyor: " "Bir gn gelecek hogr denilen ey
insan varlnn asl nitelikteki unsuru olacak, hogrszlk ie
sadece bir masal (...)o tpk bir zamanlar susuz klelerin
ldrlmelerinin, tpk dul kadnlarn yaklmalarnn, tpk
basmakalp kitaplara (din kitaplarna) koru krne inanmln bugn
artk masal sayld gibi. O gnn gelmesi belki bin yl alacak, belki
yzbin, fakat o gn mutlaka gelecektir. Bu da insanlk tarihinin daha
henz kaydetmedii bir olayn, yani kiinin kendi iindeki korkuyu
yenmesi olaynn sonucu olacaktr" 538.
Fakat hemen eklemek yerinde olacaktr ki korkuyu yenebilmek iin
her eyden nce kiiyi din adamnn penesinden kurtarmak gerekir.
III) Din adam "korku" unsuru yannda "dl"("mkafat")
usulleriyle insanlarmz olumlu gelime olaslndan yoksun
tutar.
Din adamnn eitimine terkedilmi insanlarmz sadece korkutucu
Tanr anlayiyle yourularak deil fakat ayn zamanda her eyi, her
ii " mkafat" (dl) karlnda yapma alkanlna sokularak da
ruhen ve fikren gelime olaslndan yoksun tutulurlar. Korkutma
usulleri ne kadar kt ise mkafatlandrma usulleri de, insan
karakterini ykma bakmndan, o kadar sakncaldr. "Korku" ve
"Mkafat" usulleriyle insan karakterini oluturmann ve ahlaklk
yaratmann mmkn olmad ilmen sabittir 539. Bu usullerle ve bu
ahlak anlayiyle yetitirilen insanlarn sadece cezadan kurtulmak ya
da mkafata kavumak gibi ilkel dncelere saplanacaklar, bu
nedenle ahlaksal deerlere ve haysiyet anlayna ynelemeyecekleri
kabul edilir 540. Hele her eyi srf maddi bir kar, bir "kazan", bir
432
"dl" karl yapmaa alm kiilerin manevi deer llerden
yoksun kalacaklar belirtilir. Denir ki bu gibi kimseler iin "vicdan
kanunu" ilemezo rnein "kt" bir davran, bizatihi kt olduu
iin deil fakat gelecek dnyalarda mahrum kalnacak mkafatlar
bakmndan hesaplanan bir eydir. "Fazilet" denilen ey, bizatihi
nitelii itibariyle "fazilet" ld iin deil fakat sadece mkafatlara
konmak iin, rnein Cennetteki gzel hurilere kavumak iin
giriilen bir davrantr. Byle bir ahlak anlayiyle yetien kii, her
hangi bir ii, bu iin gerekten "iyi" ya da "kt" ldn dnerek
ve bilerek deil fakat her ne olursa olsun sadece karc bir amala,
yani mkafatlara konmak iin yapar, tpk korku yznden baz ileri
yapmaktan kand gibi (velev ki bu i yaplmak gereken bir i
olsun).
te din adam, eriat esaslarn belletirken bu nitelikte insanlar
yetitirir. Mspet akln ve vicdann onaylayamayaca eyleri,
rnein bizatihi nitelii itibariyle kt olan ldrmeleri (din adna
sava, Cihad), ya da "Hlle" sistemini vb... hep "iyi" birer davran
olarak tantp cennet vadleriyle yaptrtr. Kii Tanrnn gazabna
urayp cezalandrlmaktan kurtulmak ve te yandan Cennetlere
konmak umud ve hevesiyle kendisine din emri diye gsterilen her
eyi, hi dnmeden, vicdan szgecinden geirmeden yani sadece
Tanrnn inayetlerine ulaacan, yani kendisi iin hayrl olacan
dnerek yapar. nem verdii tek ey davranlarnn eriata
uygunluudur, velev ki bu davran akl ve vicdan kanunlarna aykr
dsn. rnein "Mrikleri nerede bulursanz ldrn" (K.9 Tevbe5)
eklindeki emre uyarken, ya da slamdan kan yok ederken, farkl
inantakileri ldrmenin kt bir ey olduunu dnmezo dnse
de aldr etmez, nk inand odur ki Kurann emrine uyacak
olursa Cennete, uymayacak olursa Cehenneme gidecektir. Kendisine
emredilen davrann akla, vicdana ve ahlaklie uygunluunu
aratrmaz.
te yandan belli kurallara uymakla, rnein namaz klmak, oru
tutmak, hacca gitmek, zekat vermek vs... gibi davranlarla her trl
gnahtan (rnein hrszlk, zina, yalan vs) kurtulacan ve
Cennetlere ulaacan belledii iin "aklc ahlak" (ki gerek
ahlakln kendisidir) dncesiyle kendisini yormaz. Bundan
433
dolaydr ki eriat toplumlar "hrevi" (dinsel) ahlak anlayndan
dnyevi (insan yaps, yani aklc) ahlak anlayna geememilerdir.
rnein Suudi Arabistan, Kuveyt, ya da Pakistan vb... gibi slam
lkelerinde kadna dayak, ya da dinden kan ldrmek ahlaklie
ters dmez. Bunu yapanlar Cennetlik i grm olurlar, nk dinen
byle emredilmitir. Oysaki insan yaps kanunlarla oluan ahlak
anlaynda bu tr davranlar her hangi bir mkafata layk grlmez
Bat dnyas sadece byk dnrlerin itiiyle deil fakat ayn
zamanda baz din adamlarnn gayretleriyle de kiiyi "mkafat" ve
"mcazat usullerinden uzak klm, aklc ahlak anlayna
kavuturmutur. Papaln 1500 yllk otoritesine kar isyan eden ve
bu yzden Protestanln ortaya kmasna sebeb olan Luther, ya da
ayn dorultuda i gren Calvin gibi reformcular (her ne kadar banaz
ve dnce zgrln zedeleyen davranlarda bulunmu olmakla
beraber) kiiyi "korku" ve "mkafat" zihniyeti dndaki usullerle
"faziletli" klmaa almlardr. Cennet ve Cehennem masallariyle,
ya da gnah afvi gibi yntemlerle insanlar "olumlu" bir ahlak
anlayna sokmann mmkn olmad grn savunan Luther din
kuruluunun korku ve mkafat usullerinden arndrlmasn istemitir.
Ona gre Hristiyan ahlakinin temeli ve gerek bir Hristiyann
fazilet anlay, karc hesaplara deil fakat Tanr sevgisine
oturmaldro yle derdi: "man ise, sevgi yolu ile i grmektir. nsan
denilen varlk, hi bir karlk beklemeden, sadece Tanrya hizmet
etmi olmak iin bakalarna iyilik eder, bakalarna yardmc olur,
almay kendisi iin zevk ve mutluluk bilir (...)o ancak bu suretledir
kendisini gerek anlamda iman anlayna terketmi olur" 541-555.
Calvine gre de durum buydu: "Tanrya inanan kii, Tanrdan
korktuu iin deil, fakat Tanry bir baba gibi sevip sayd iindir ki
gnah ilemekten saknr" derdi. .
Bylece Batl baz din adamlar dinsel reform yolu ile kiiyi, sirk
hayvan misali krbala (Cehennem ateleriyle) korkutulan ya da et
parasiyle (Cennet vadleriyle) mkafatlandrlan bir yaratk seklinde
deil fakat Tanr sevgisi duygulariyle yourulmu bir varlk olarak
eitmeyi uygun bulmulardr. Oysa ki eriat dnyasnda bu tr bir
reform dncesine ynelen pek grlmemitir..
434
Din Adamlar - Blm 18

Halkmz "Yoksulluk", "Kader" ve "Sabr Denemesi"
Felsefesiyle Zavall Klan Din Adam

I) Batda din adam "emek" gesini "dinsel grev" haline getirirken:
II) Din Adam, Halk Ynlarna "Mbtezelligi" ve "Yoksulluu",
Fazilet Diye Belletir "Kadercilii" se Bu Zihniyetin Temeli Bilir.
A) Din adam yoksulluu ve rzk azln "fazilet" niteliinde
gsterirken, varlkl snfn gvenliini salar nitelikteki hkmlerin
de bekiligini yapar:

B) Din adam insanlarmz "Hibir ey kiinin kendi emeinin rn
deildir" eklindeki eriat verileriyle uyuturur.

C) Din adam insanlarmz eriat verileriyle eitirken "kader
oyunca" haline getirir:

) Din adam insanlarmza, "felaket" ve "msibet"lerin Tanrdan
geldii ve Tanrnn sadece kendi sevdii kullarn yerden yere
arpt inancn alar. Bylece msibetten ders alma olanan yok
klar:

D) Din adam insanlarmz, eriatn "sabr", "tevekkl" vs... gibi
uyutucu malzemesiyle her trl hakszla boyun eme geleneine
yneltir.

Bilim evrelerimizin ve ou aydnlarmzn hayal eder olduklar ey
udur ki Trkiyemizde "ekonomik gelime" salanabildii,
"sanayi/toprak sorunlar" zmlenebildii ve "feodal dzen"
yklabildii an din siyasal ve sosyal nemini yitirip Tanr ile Kul
arasnda zel bir ba durumuna inecek ve "evimizin en temiz bir
435
kesinde yer verdiimiz Kutsal Kitabn sayfalar arasnda olan gerek
yerine kavuacaktr" 556.
Bir kere hemen belirtmek gerekir ki "Kutsal" diye bilinen kitabn
sayfalar arasnda olduu sanlan "gerek", siyasal ve sosyal
yaamlarn en ince noktasna varncaya kadar her eyin eriat
verileriyle dzenlemesi amacn kapsar. Bu itibarla slamda dinin
siyasal ve sosyal nemini yitirmesi ve "zel bir ba" durumuna
girmesi diye bir ey sz konusu olamaz. Olamad iindir ki
yukardaki dilee temel edinilen forml ters yz etmek gerekir.
nk ekonomik gelime ancak ekonomik canllkla, yani yeryz
yaamlarna ncelik ve stnlk ve deer vermekle mmkndr.
Ekonomik canll oluturacak olan "aklc" koullar salamadan ne
"sanayi toplumunu" var klmak, ne "ticaret ve i dzenini" kurmak ve
ne de tek deyimle "ekonomik kprdanmalara" ynelmek
dnlebilir. eriat verileri aracliyle insan beyninin ierisine
reklenmi "mptezellik" ve "yoksulluk felsefesi" mikrobunu oradan
karmadka hi bir ekonomik gelime hayal edilmemelidir.
Ekonomik canllk ise, gelecek dnya yaamlarndan nce bu dnya
yaamlarna nem ve ncelik vermekle, daha dorusu yeryznde
yoksulluktan uzak ve varlkl olarak insanca yaamaya zlem
duymakla mmkndr.
eriat dininin sarld "Bir hrka, bir lokma" felsefesiyle,
"mptezellii" "fazilet" bilen eitimiyle, "Yoksulluu veren Tanrdr,
fakirler zenginlerden nce Cennete gireceklerdir" eklindeki
inandrmalariyle, yeryznn "misafirhane" ldn ngren
masallaryla, ve te yandan btn bunlara kanp rizik denen eyin
Tanrnn keyfiliiyle salanabileceini sanan ve kendisini kullktan
yukar bir kerteye layk grmedii iin insanca yaamlara gerek
duymayan insanlarla ekonomik canllk yaratmak abes olur.
nsanlarmz her eyden nce saf inanlardan kurtarmak gerek bunu
yapmadka ve yoksulluun fazilet deil utan verici bir ey olduunu
retmedike, fakirlerin zenginlerden nce Cennete gideceklerinin
yalan olduunu belletmedike, ya da benzeri kandrmalardan
vazgemedike hi bir ekonomik kprdanma olanan salamak
mmkn deildir. Mmkn olmadn kantlayan iki rnek vardr
436
nmzde ki, bunlardan biri, kiilerin dnya yaamlariyle ilgili
inanlarn deitirerek ekonomik ahlanmay salayabilmi olan Bat
rnei, dieri ise bu tr inanlar hi deitiremedii iin ekonomik
(ve sosyal) geriliklerden kurtulamam olan slam dnyas ve bu
dnyann bir paras olan kendi toplumumuzdur 557.
Biraz ilerde greceiz ki Orta a dneminde yoksulluu "fazilet"
sanan, yeryz yaamlarn deersiz bulan, almay dahi bir bela
sayan Bat dnyasnda ekonomik miskinlik ve "atalet" denen eyler
geerli iken, "Renaissance" ve "Reformasyon" hareketleriyle birlikte,
daha dorusu almann ibadetten nce gelen bir "iman" sorunu
olduunun kafalara sokulmasiyle (ki bu ii zellikle Luther ve Calvin
gibi Reformasyon liderleri yapmlardr) ve yoksulluun "fazilet"
deil "nakse" (kusur) olarak saylmas gereinin kabul ile birlikte
ekonomik canllk kendisini gstermitir. Bylece Bat dnyas
modern zamanlarn mucize yaratcs durumuna girmitir. Yoksulluu
"fazilet" imi gibi gsteren din hkmleri, ileri grl baz din
adamlarnn etkisiyle deitirilmi, yeni yorumlarla sslendirilmi,
muhtemelen Tanrnn pek honud olmayaca niteliklere
dntrlmtr. Birazdan greceiz ki Luther, ncildeki hkmleri
kendi toplumunun dili olan Almancaya evirirken "emek" esini
ibadetin ve duann nne geirmitir. Calvin ise "yoksulluu" deil
fakat aksine "varlk edinmeyi", Tanrya hizmet olarak tanmlam,
varlkl olmann Cennet kaplarn aacan dinsel inan olarak
yerletirmitir. Luther ve Calvin gibi daha nice din adamlar ve ayn
dorultudaki yazar ve dnrlerin abalar sayesindedir ki Bat
halklar ekonomik kalknma yoluna girmilerdir. Btn bu abalara
egemen olan ey aklc eitimdir. Ve Batl aydn, kendi toplumunu
din adamnn penesinden kurtarmakla ya da din adamn aklcla
zorlamakla baar yolunu amtr.
Atatrk de ayn eyi yapmtro din hkmleri aracliyle din
adamnn elinde kader oyunca haline getirilen Trk inann sosyo-
ekonomik canlla srklemek amaciyle o da bir yandan: "Kader,
talih ve tesadf deyimleri Arapadr...Trkleri ilgilendirmez"
diyerek toplumu kendi kaderinin sorumluluu fikrine yneltirken
dier yandan da din adamnn smrsnden ve basksndan
kurtarmtr.
437
I) Batda din adam "emek" gesini "dinsel grev" haline
getirirken:
Batda ekonomik yaam, "Katolikler" ve "Protestanlar" bakmndan
farkl ve genellikle ikincilerin birincilere oranla daha avantajl
durumda bulunmalar eklinde kendisini gstermitir. Bununla beraber
her iki mezhep de ekonomik canll eriat toplumlarna nazaran ok
daha baarl oluumlara ulatrmlardr. Her ikisi iin de emek
(alma), en g ve zahmetli ynleriyle, bir bakma din saylmtr.
u bakmdan ki Katoliklik almay, Adem-Havvadan gelme
gnahlarn kefareti olarak grm, Protestanlk ise Tanry yceltme
anlamna almtr. Fakat Protestanlk kiiyi ekonomik bakmdan
lsz bir hrs ve sevke srklerken, Katoliklik maddi ihtiraslara
gem vurmaa almtr 558. Bundan dolaydr ki Protestan lkelerde
alma hevesinin ve gcnn, Katolik lkelere nazaran daha yksek
olduu ve i alannda Protestanlarn daha baarl sonular aldklar
kabul edilir 559. Nitekim 1958 yinda yaplan bir anket vesilesiyle
sokaktaki yurttaa sorulan: "nsanlar (ellerinde) olanla yetindikleri ve
olandan fazlasn aramadklar zaman m Tanrnn dileini yerine
getirmi olurlar, yoksa olandan ok fazlasn elde etmek iin
uratklar zaman m? " eklindeki soruya Protestanlarn verdikleri
yant u olmutur: "Tanrnn holand ey insanlarn var olanla
(nasipleriyle) yetinmeyerek ok daha fazlasna sahip olmak iin
altklarn grmektir".
Yine ayn yl yaplan dier bir bilimsel aratrma sonucunda
Protestanlarn, ekonomik yaamlar ve alma hrs ve hevesi
bakmndan Katoliklere oranla ok daha st dzeyde bulunduklar,
varlk edinmek ve ekonomik refaha ulamak hususunda ok daha fazla
istek ve kararllk ierisinde davrandklar anlalmtr 560
Bu zihniyeti, slamn "rizik Tanrdandr, Tanrnn verdii rizik ile
yetinen kii Cennetlere girer" eklindeki emirleriyle eitilen ve bu
nedenle fazla varlk edinmek iin fazla almay dnmeyen
zihniyetle karlatrnz 561.
*
438
Hristiyanln ilk ortaya k tarihlerinde havariyunlardan St. Paul,
ncilin satrlar arasna "Kim ki almak istemez, rizik yoktur ona"
eklinde hkmler yerletirmek suretiyle her insana alma
zorunluunu yklemiti. Onun yaptn daha sonra, Orta alarda
Thomas dAquinos, biraz daha gelitirdi ve almay, gnlk rzk
salamann ilk koulu sayd. Bylece "rizik" denen ey Tanrdan ve
Tanrnn dilek ve keyfinden doma bir ey deil fakat asl kiinin
kendi emeinin rn oluyordu.
Daha baka bir deyimle St. Paul ve Thomas dAquinos, az lde de
olsa alma gcne iti salayan bir yenilik getirmi oldular. Onlarn
bu bulularna, daha sonra Luther, Calvin ve Richard Baxter gibi
reformcular sayesinde yeni ve daha nemli dinsel unsurlar eklendi.
Buna gre kii, sadece gnlk ekmeini, rzkn salamak iin
almamalydio alma eyleminin bunun da stnde bir amac
olmalyd ki o da Tanry yceltme amacna dayal bulunmas idi.
Yani kii btn gc ve enerjisiyle alt taktirde Tanry yceltmi
saylacakt. Tanrnn kiiden istedii ve bekledii ey buydu. Kii iin
gnlk rzk salamakla yetinmek yeterli deildi gnlk rzkn
salam olsa dahi, daha fazla, mmkn olduu kadar fazla almal
idi ve ancak bu takdirde Tanrya layk olabilir, onun emirlerine uymu
saylabilirdi. Bu ekildeki almasiyle kii ne kadar ok para kazanr
ve varlk edinirse Tanry da o kadar honud etmi olurdu. Yoksulluk
fazilet deil fakat adeta gnahkarlk demekti.
Sylemeye gerek yoktur ki bylesine ekonomik bir canlla
kavuturulan kii, hem kendi kendisini ve hem de mensup bulunduu
toplumu kalkndrma yoluna girmi oluyordu 562.
te yandan Luther, Calvin ve dierleri "Kutsal" bilinen kitaptaki din
hkmlerini ylesine yorumlayp halka sundular ki yoksulluk fazilet
deil fakat utan verici bir ey sayld. ncili Latinceden kendi
dillerine evirirlerken ylesine bir dil ve deyimler kullandlar ki,
yoksulluu, kanaatkarl (az ile yetinme geleneini) o zamana kadar
fazilet ve meziyet gibi gren inanlar deiti yoksulluk "fazilet" deil
fakat "rezillik" gibi bir ey sayld. Luther ncili Latinceden
Almancaya evirirken, Tanrnn insanlara ykledii grevlerle ilgili
szckleri Latince aslndan farkl anlamlar yaratacak ekle soktu ve
439
rnein "Berf" szcn kulland. Almancada bu szck "Tanr
ars" anlamndadr. Bylece Tanr, kiileri, ok almak suretiyle
kendisine hizmet etmeye, bu yoldan kendisini yceltmeye
armaktayd. Luther "Berf" deyimini uygularken onu yepyeni bir
anlam ierisinde halka kabul ettirdi. Bu yeni anlama gre "Berf" ,
Tanr arsna alma yolu ile komak demek oldu. Byle olunca,
kii bakmndan dnya yaamn almaya dayatp bol varla, refaha
kavumak, tpk ibadet etmek, tpk Tanrya tapmak kadar kutsal bir
anlam tar oldu. Daha baka bir deyimle yeryz yaam iin
almak demek, Tanry yceltmek sayld. alma duygusu bylece
dinsel bir inan niteliini ald. Bir baka deyimle Luther ve Calvin
gibi din adamlar, kendi toplumlarna, dnyevi ileri grrlerken
Tanrya en iyi ekilde ibadet ve dua ediyorlarm, Tanry
yceltiyorlarm inancn aladlar 563. u durumda kii iin en
makbul, en kutsal yaam, bir keye ekilip yeryzn misafirhane
eklinde grmek, dua edip beklemek, yoksulluu fazilet bilmek,
yoksul kalarak Tanry honud etmek deil fakat aksine yeryzn
yaanacak yer bilmek ve cennet haline getirmek, alp para
kazanarak varln arttrarak Tanry yceltmekti. Tanrn ondan
bekledii ey buyduo Tanr onu bu ekilde almaya ve varln
arttrmaa armaktayd.
Protestan din adamlarnn ve Reformasyon liderlerinin
yerletirdikleri dinsel inan ite bu olmutur. Bunu yaparlarken kiiyi
Cennet masallariyle oyalamamlar, aksine Cenneti bekleme
hevesinden kurtarmlardr. Onlara gre kii gelecek dnyalarn
nimetlerine konmak iin deil fakat sadece yeryz dnyasnn
grevlerini yerine getirmek iin almalyd, nk Tanrnn
onaylayabilecei tek yaam tr bu olabilirdi 564. u durumda kii
bakmndan dinen ve ahlaken ideal olmak gereken ey, dnya
yaamlarndan el ekmeyip varlk edinmek, kiiliini gelitirmek,
dolaysyle yaratc gce sahip olmak, ve Tanrya kar verimli hale
gelmektir.
Bu sayede kii, asl yaanmak gereken dnyann gelecek dnyalar
deil fakat her eyden nce bu yer yz dnyas olduunu renmi,
kendi kendisini "mahrumiyetlere", eziyetlere" sokmann ve srf
440
gelecek dnyalar adna her trl zevklerden uzak kalmann budalalk
olduunu anlamtr.
Bununla beraber Luther ve Calvin gibi din adamlarnn
yerletirdikleri inanlara gre "feragat" ve "nefse egemen" olmak gibi
meziyetler terkedilmi deildir. Bunlar rasyonel bir ayarlama ile
dnya yaamlar bakmndan yararl ekle dntrlmtr. u
bakmdan ki, kii iin srf para kazanmak, varlk salamak ve basit
karlar uruna almak deil fakat Tanr uruna almak fazilet
saylmtr. Protestan liderlerin dn u olmutur ki eer para
kazanmak, mal mlk sahibi olmak srf maddi karlar maksadna
dayal olacak olursa bundan sakncal sonular doabilir, nk mal
ve para hrsnn sonu ve snr yokturo bu hrs uruna kii her trl
ktle, her trl ahlak dlklarna kaabilir. stelik bu hrs
yznden almay kmsemesi, tenbellie ynelmesi de
mmkndr. nk yeteri kadar para ve mal kazand an daha
fazlasn elde etmek iin almak istemez. Oysa ki eer alarak para
kazanmay, Tanry yceltmek, Ona hizmet etmek amacna dayal bir
ey olarak grrse, byle bir dnceye ynelmez. Kendi ihtiyalarn
bol miktarda karlayabilecek varla kavusa bile yine almaktan
geri kalmaz, varlk salamak iin yaratc olmaa, verimli-sistematik,
rasyonel bir ekilde i grmee devam eder, bylece Tanry honud
ederken ayn zamanda topluma yararl olmu olur 565. "alma"
denen ey Tanrya hizmet eklinde "fazilet" niteliini alnca kiinin
karakteri de bu dorultuda olmak zere olumlu ekilde gelime
gstermitir.
Oysa ki slamda yoksulluun fazilet ve meziyet olduu inan bir
yana fakat bir de "rizik" denen eyin, tam bir keyfilik ierisinde
Tanrdan gelme olduu kabul edilmitir: Tanr dilediine diledii
kadar rizik verir, dilediininkini arttrr, dilediininkini ksar.
Bundan dolaydr ki slam lkelerinde kii iin yksulluu nimet bilip
her zevkten, her iyi ve rahat yaamdan (hatta fazla glp elenmekten)
kanmak "fazilet" saylmtr. Cinsel mnasebet bile, zevk iin deil
sadece nesil retmek iin gerekli kabul edilmitir. Bundan dolaydr ki
mslman toplumlarda insanlar mkinlemi, mptezellemi, dnya
yaamlarn kmsemi, adeta bitkisellemi, yaratc gten yoksun
sadece cennetleri hasretle bekler hale girmilerdir.
441
Konuyu Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik Devlet
Anlayna adl kitabmda ele aldm iin burada fazla durmayacam
fakat unu ekleyeyim ki, her ne kadar Hristiyanlkta da kiiyi, rzkn
Tanrdan bekleyici 566, miskinletirici ve dnya yaamlarn
kmser duruma getirici hkmler olduu kabul edilirse de, biraz
yukarda belirttiim gibi Luther ve Calvin gibi din adamlar, almay
dinsel grev ekline sokmakla Batl inann kaderini izmilerdir.
"Reformasyon" dnemini getiren ve srdrenler, Luther ve Calvinin
grlerini pekitirmiler ve almay daha da kutsal, rasyonel ve
sistematik ekle sokmulardr. rnein rasyonel ekilde almamann
zaman israfna sebeb olacan, oysaki srafn ve bo durmann dinsel
gnah sayldn, zaman en verimli bir ekilde deerlendirmenin din
gerei bulunduunu anlatmlardr 567 . Fikren ve bedenen btn
gcyle, en ar ekilde, ylmadan almann kii bakmndan
Tanrya hizmet etmek olduu inancn pekitirmilerdir.
Akl an hazrlayan ve getiren dnrler ise, hamuru bu ekilde
yourulmu olan kiiyi, zellikle rasyonel ynden ele almlar ve akl
Tanr ve Tanry da akl ekline sokmak suretiyle alkan, yaratc,
uygar bir insan tipi yaratmlardr.
*
"Reformasyon" liderleri (ve zellikle Calvin) , "kader" sorununa da
yeni bir dinsel anlay getirmek suretiyle kiiyi canl ve alkan ruha
sahip klmlardr. Her ne kadar hareket noktalar "kat" bir kadercilik
felsefesi olmakla beraber, yine de kadercilii ekonomik gelimesinin
motoru haline getirebilmilerdir. yleki:
Genellikle ve yanl olarak sanlr ki Katoliklik kadercilie koru
krne baldr ve bu nedenle insan iradesinin bamszln ve kii
sorumluluunu kabul etmez. Yine yanl olarak sanlr ki Protestanlk
kadercilii rededer ve zgr dnce ilkesini izler. Aslnda her iki
kan da yanltr. u son drtyz boyunca Protestanlarn kadercilie
yneldikleri, oysa ki en koyu Katoliklerin dahi irade bamszlna
yer verdikleri grlmtr. rnein "Puritainler" diye bilinen ve
Protestanln en gl ve etkili mezheblerinden birini oluturanlar
kadar kadercilie inanm olanlar azdr. Buna karlk "Jesuitler", ki
442
Katolikliin en koyu taraftar ve yayclarndandrlar, zgr irade
tezine bal grnmlerdir.
Sylenen udur ki kadercilik denen ey, her ne kadar atalet ve
miskinlik yaratr sanlrsa da, eer bilgili ellerde ilenecek olursa
olumlu ve verimli sonular verebilir. Buna karlk irade zgrl
denen ey, baz hallerde domacla dnk nitelik kazanabilir. Daha
baka bir deyimle ister kadercilik ve ister irade zgrl olsun, her
ikisi de insan varln canl, yaratc, dinamik kerteye getirmede i
grebilir 568. Nitekim Calvin, kaderi Tanr tarafndan izilmi olan
kiinin sadece almak suretiyle Tanrnn iradesine uymu olacan
sylerken alma olgusunu "iman" haline sokmutur. Modern
kapitalizmin, ekonomik gelimenin ve varlk birikiminin
olumasnda Calvinin byk rol olduu kabul edilir. Nitelii ne
olursa olsun her trl emei, ekonomik faaliyeti ve almay "fazilet"
eklinde tanmlayan ilk sistematik dncenin temsilcisidir o.
Hristiyanln uygulad din hkmlerine ylesine yeni bir anlam
vermi, bunlar ylesine olumlu ekilde yorumlamtr ki, Batda
ticaret serbestisi ve Kent endstrisi ancak onun abalariyle oluan
canllkla salanabilmitir. Din kitaplarnda faiz yasaklaryle ilgili, ya
da yoksulluk felsefesini destekler nitelikteki hkmleri Calvin ters yz
ederek ekonomik zindelii yaratmtr. Kredi sistemini (rnein faiz
karl bor almay) sosyal yaamlarn kanlmaz ve zorunlu
gerekleri olarak din hkmleri ekline dntrmtro daha dorusu
dinsel verileri bu gereklere oturtmutur. "Bir lokma ekmek, bir hrka"
zihniyetini ya da "az ile yetinmeyi" dinsel meziyet saylmaktan
karmtr. Kendisini disiplinli ve metodik ekilde almaya zorlayan
kiinin Tanr gznde deer kazanacan "inan" haline sokmutur.
Daha baka bir deyimle Calvin, kadercilii miskinlik ve sorumsuzluk
yaratan ekliyle deil fakat alma gcnn motoru ve enerji kayna
olarak ele almtr. Onun anlad ekliyle kadercilik, kiilerin iinde
bulunduklar durum bakmndan deer tar olmutur. Kiiler Tanr
tarafndan belli grev ve hizmetlerde bulunmak zere yaratlmlardr.
Tanr her insan belli bir meslekte, belli bir ite ve srf kendisine
hizmet etsin iin var klmtr. Kii o meslek ve ii grrken,
bakalarna deil fakat her eyden nce Tanrya hizmet etmi olma
duygusu ierisindedir: iini ne kadar sevk, azim ve verimlilikle
yapacak olursa Tanrya o kadar layk olmu olacaktr. Kii
443
bakmndan alkan olmak, dinin bizatihi gerei olarak nem tar.
Dinsel inan bu dnce zerine bina edilmitir Calvinin felsefesinde
569.
Calvin, bu konuda Lutherden biraz farkl bir dnce
yrngesindedir. nk Luthere gre iman denilen ey, almann
bizatihi kendisi olduu halde Calvine gre bunun da tesinde bir
eydir, nk iman ancak alma yolu ile salanabiliro yani almay
yapan iman deil fakat iman yapan almadro iman almann
rndr ve ondan doar.
Bu byle olunca almak suretiyle snrsz ekilde varlk edinmekte
dinsel hi bir saknca yoktur. nk "varlk" sadece maddi kazan
salama dilei ve hrs ile deil fakat Tanrya hizmet dncesiyle,
yani iman gerei olarak elde edilmi olmaktadro bu nedenle "kutsal"
bir anlam tar. Bylece "Emek", "alma" hem nitelik (kalite) ve
hem de nicelik (kantite) bakmndan ortaya km olur. Nitekim
Calvinin etkiledii lkeler (rnein svire, ngiltere, vs) almay
bu ekilde din haline sokmu lkelerdir. Bu lkelerde alma bilinci,
i dzeni, i sorumluluu ve alma verimlilii dier lkelere oranla
ok yksek olmutur 570.
*
Her ne kadar Calvin Tanry otoriter ve hatta despot nitelikte tanmlar
grnrse de 571 bu yeni dinsel anlay ierisinde kiiyi, hem verimli
ve hem de hibir aracya, hibir din adamnn fetvasna ve yardmna
gerek duymadan, hi bir umuda kaplmadan, sadece kendi almas
ve emei ile Tanry yceltme, kendisini Tanrya beendirme
olanana sahip klmtro bakalar ve rnein mensup bulunduu
Kilisedeki din adamlar ne derse desinler, ne hkm verirse versinler
kii, Tanr indindeki yerini sadece kendisi, kendi almas ile
saptam olacaktr.
Oysa ki Katolik dininde kii, ancak Kilisenin, yani din adamnn
aracl ile Tanrnn inayetlerine sahip olabilecei inancndadr. Kii
iin kurtulu yolunu izen g Kilisedir, din adamdr 572. Bu byle
olunca kiideki iman anlay alma gcn etkiler nitelikten biraz
uzaktr.
444
Calvin Kiliseye ye olmay, Kilisede ibadette bulunmay engellemi
deildir aksine bunu koul bilmitir. Fakat kiiyi, kendi bana, kendi
abas ve almas ile kendisini Tanrya beendirebilen, kendi
sorumluluu ile babaa bulunabilen bir varlk yapmtr.
Yine tekrarlayalm ki Calvinin doktrininde bu yeryz bir bekleme,
yoksulluk iinde gnlerini geirme, gelecek dnyann
Cennetlerindeki nimetleri ve dilberleri hayal etme ve bu Cennetler
iin hazrlanma yeri deildir. Bu bakmdan Calvin doktrini, miskinlik,
durgunluk ve yoksulluk felsefesini kkten red etmi saylr. Bu
doktrine gre yeryz, belli i alanlarnda kiilerin Tanrya hizmet
ettikleri, emek ve alma yolu ile Tanry yceltmeye uratklar,
daha dorusu Tanrnn emrine uyduklar yerdir. Tanrnn verdii
emir "al!" emridir. Bu emri en iyi ve en verimli ekilde yerine
getirmek suretiyle kii Tanrya "ibadet etmi", onu yceltmi olur.
Daha baka bir deyimle kii iin dinsel yaam, sadece Tanrya
yalvarp yakarmak, ibadet ve dua etmek eklindeki dinsel grevleri
yerine getirmekten ibaret deildir. Asl ibadet, asl dinsel grev
yeryz yaamlarn bereketli, verimli, kazanl ve varlkl hale
getirmektiro bu da ancak almakla olur. Sadece el aarak Tanrya
dua ile dinsel grev yerine getirilmi olmaz. Bylece Calvin, "Kader"
felsefesi, "Tanr anlay" ve " gc" (alma) gibi unsurlar
birbirleriyle balantl olarak kiinin yeryznde refah iinde ve insan
gibi yaamas olaslna ara yapmtr.
Fakat hemen ekleyelim ki Batda, insan varlnn kutsallna asl
inananlar aklcl rehber edinen aydnlardr. Onlar, kader
felsefesinin bu yukardaki olumlu yorumunu dahi yeterli bulmayp
insan ahsiyetinin haysiyeti sorunlarna aklc yoldan zm
aramlardr. 17. ve 18. Yzyl dnrlerinin ounun yaptklar
budur. rnein Fransada Pierre Bayle, kiilerin "iyi" ya da "kt" bir
kadere sahip olmalar nedenini Tanrya atfeden grleri "Kader"
felsefesi ad altnda savunan din adamlarna kar en amansz tenkitleri
savurarak sava amt. Dictionnaire adl nl yaptnda yle der:
"Eer Hristiyan teolojisi, rnein St. Augustinin ya da Calvinin ve
Jansenist okul mensuplarnn grleri doru ise, bu takdirde
Tanrnn bir canavar olduunun kabul gerekir" . Daha sonra, 18.
yzylda J. Wesley, bu ayn grlerin en atein savunucularndan
445
olmutur. Ona gre Tanry kader izen, keyfilikler ierisinde hareket
eden bir "Yaratan" olarak gstermek, Ona kar en irkin, en kstah
bir davranta bulunmak demektir. Yine ona gre kaderci felsefeye
inanmak Tanry her trl ktlkleri yapabilir ekilde kabul etmek
demektir. Tanrnn insan kaderini nceden izer olduuna dair
"Kutsal" bilinen kitaplarda yer alan szler, Tanrya hakszlk ve
hakaret anlamna alnmaldr. nk Tanr "keyfilik" Tanrs olamaz,
"Korkutucu" bir Tanr olamazo O sevgi Tanrsdr, iyilik Tanrsdr,
adalet Tanrsdro yceliinin nedeni de budur 573. Bundan dolaydr
ki hibir din kitab insanlarn kaderlerinin kendi iradeleri dnda,
baka bir g tarafndan (velev ki bu g Tanr olsun), nceden
izilmi olduunu kantlayamaz.
Bat dnyas, zellikle 18. yzylda, bu tr aklc grleri savunan
aydnlarla doludur. Bu sayededir ki Bat dnyas karanl yenebilmi,
aydnlklara kabilmi, her alanda olduu gibi ekonomik alanda da
insanlarn gelitirebilmitir 574.
Ne acdr ki eriat dnyas bu dorultuda yol alamamtr. Braknz
aklc dnceye benzer bir yenilii ve fakat "Reformasyon"
liderlerinin Hristiyanla soktuklar dinsel anlay dorultusundaki
gelimeye benzer bir ey dahi, hi bir dnem itibariyle sz konusu
olmamtr slam lkelerinde. Daha nceki sayfalarda deindiimiz
gibi, slamn z kiinin Tanr kulu olduu inanna dayaldr.
Tanrya kulluk, Tanrya hizmet, her eyden nce Tanrya dua ve
ibadet etmekle olur ki bunun tezahrleri Tanrnn "Tek" ldn
tekrarlamak, namaz klmak, oru tutmak, haccetmek, Cihada kmak
gibi davranlardr. Bu davranlar Tanrnn yerine getirilmesini
emrettii ve tamamiyle ekilcilikten oluan eylerdir. te yandan
dnya yaamlar, dnya kazanlar deersiz ve nemsiz olup "yoksul"
ve "mptezel" yaamlar "asldir". Kii iin en byk grev, en kutsal
i Kuran okumak ve Kurann be kouluna uymaktr ki bu koullar
biraz nce dediimiz gibi namaz klmak, oru tutmak, din adna
savaa kmak, hacc etmek zere Kabeyi ziyarette bulunmak vs...
gibi eylerdir.
446
II) Din Adam, Halk Ynlarna "Mbtezelligi" ve
"Yoksulluu", Fazilet Diye Belletir "Kadercilii" se Bu
Zihniyetin Temeli Bilir.
Yeryznn pek az blgesi vardr ki islam lkelerinde olduu kadar
"mbtezellik" ve "yoksulluk" gibi musibetleri "fazilet" ve "meziyet"
niteliinde saysn ve insan haysiyetiyle badamaz bu tr yaamlar
kader ve sabr ii yapsn. Yrtk, yamal, pejmrde giysiler iinde ve
sa sakalna karm olarak dolamak, toprak alt evlerde oturmak,
hayvanlarla alt-alta, stste bir arada bulunmak, yere kp
parmaklarla yemek yemek ve yerken parmaklar yalamak, abdest
yaptktan sonra tek sayda ta ya da kerpi kullanarak temizlenmek,
gnlk rzk edinecek kadar almay yeterli bilmek, onu dahi
Tanrya yalvar yakar olup Ondan beklemek, btn bunlarn Tanrnn
dilei olduunu dnmek vb..., evet bu ve buna benzer hususlar,
mslman lkeler insanlarnn ortak ynlerindendir. nk bu
insanlarn kafalarna din adamlar aracl ile sokulan inan,
mptezelliin, yoksulluun, rizik azlnn (ya da bolluunun),
yeryz mutsuzluklarnn hep Tanr dileince olutuu, Tanrnn
kendilerini "zor" bir snavdan geirmekte bulunduu ve bu snavdan
geenlerin Cennetteki bolluklara, yeil rmaklara, "yakut gzl ve
memeleri yeni sertlemi" gzel kzlara kavuacaklardr.
Bu inanlar tam bir sihirbaz ustaliyle youranlar din adamlardr.
Din adamnn tek uras "mptezellii" ve "mahviyet" duygusunu
"fazilet" halinde gsteren eriat hkmlerini hi deitirmeden
uygulamak, kiiyi kader oyunca yapmak, "sabr" hamuru ile
yourarak onu zavall, hereye boyun een, rzkn kendi gayretinden
ziyade Tanrnn inayetinden bekleyen bir yaratk durumunda tutmak
olmutur. Kiinin, insan haysiyeti ierisinde, irade zgrlne sahip
ve kendi kaderinin sorumlusu olarak yaamas, din adamn
ilgilendirmemitir. Maddi ve manevi bakmdan kiinin eziklikler,
gerilikler, ileler ve ilkellikler ierisinde yaamas onu zmemitir.
Aksine kiiyi (ve toplumu) bu durumlarda tutmaya yararl eriat
verilerini en byk bir kurnazlk ve ustalkla geerli klmay marifet
bilmitir.
447
Bu konuyu ve sz konusu bu verileri "Teokratik Devlet Anlayndan
Demokratik Devlet Anlayna" adli kitabmzda incelediimiz iin
burada fazla durmayacaz 575 o fakat tekrarlama pahasna da olsa
bazlarn anmsamakta yarar vardr.
Din adamlarnn insanlarmza bu konuda aladklar inanlarn
banda, "mbtezellik" ve "yoksulluk" gibi eylerin, "fazilet"
niteliinde olduu inanc gelir. "Mbtezel" szc esas itibariyle
"hor grlen" ya da "deersiz" eyler iin kullanlr. Din adam bu
szc mslman kiilere, eriatn ngrd ekliyle belletir ki o da
sa sakalna karm, st ba toz-toprak dolu, eski ve pejmrde
giysilere ya da petemala brnm insan tipini temsil eder.
Belletirken de Muhammedin "mbtezellii" ycelten u szlerini
tekrarlar: "Allah Teala giydiine aldr etmeyen mbtezel insanlar
sever" 576. Bu gibi kimselerin doruca Cennetlere gideceklerini
mjdelemek iin yine Muhammedin szlerine bavurur ki bunlardan
biri yledir: "Dikkat edin, Cennetin hkmdarlarn size haber
vereyim mi? Her hakir grlen zayf, tozlu toprakl, sa sakal
kark, eski iki elbiseye brnm, kendisine kymet verilmeyen ve
nazara alnmayan... kimselerdir" 577 .
"Mbtezellik" yannda yoksulluun da "fazilet" demek olduunu
anlatmak iin din adamnn elinde saysz denecek kadar ok eriat
verileri bulunur. Bir kere her eyden nce Muhammed rneini
sergiler: gya Muhammed mrn yoksulluk iinde geirmitir, arpa
ekmei, hurma ve sudan gayri bir ey yememitir, kaba kumatan
gmlek ve petemaldan baka bir ey giymemi ve yoksul kiiler gibi
olmutur. Gya Ebu Hreyre: "Rasulullah doyasya arpa ekmei bile
yiyemeden dnyadan ayrld" demitir 577 (a). Gya Aye:
"Peygamber ailesi Medineye hicretten vefatna kadar gece
peipesine doyasya buday ekmei yememitir" 577 (b) diye
bildirmi ve "Peygamberimizin yata, ii hurma lifleri ile
doldurulmu hayvan postu idi" 577 (c) diye eklemitir. Gya bn
Abbas: "Rasulullah peipesine bir ka gece a yatar, ev halk da
akamleyin yiyecek bir ey bulamazd. Bulduklar zaman da
yiyecekleri arpa idi" demitir. 577 (d) .
448
Hemen aklayalm ki din adamnn Muhammedi yukardaki ekilde
alk ve yoksulluk ierisinde yaam gibi gstermesi gereklere
aykrdr. nk Muhammed, Medineye getikten sonra eitli
saldrlar ve savalar yolu ile edindii ganimetler sayesinde mallar,
geni araziler ve kleler edinmitir. Ganimet paylam sa yeinde
kendisi gibi varlkl olmu olanlar da oktur.
*
te yandan rzkin Tanrdan ve Tanrnn keyfine gre gelme
olduunu anlatmak iin din adam yine Kurana sarlr. Kuranda yer
alan hkmler arasnda: "...bol nimet Allahn elindedir, onu
dilediine verir" (3 mran 73)o "Allah dilediine ltfeder, ihsanda
bulunur" (14 brahim 11)o "Allah dilediini hesapsz ekilde
riziklandrr" (24 Nur 38)o "Allah diledii kimselerin rzkn
geniletir" (13 Rad 26)o "...Eer fakirlikten korkarsanz bilin ki Allah
dilerse sizi bol nimetiyle zenginletirecektir..." (K. 9 Tevbe 28)
eklinde olanlar oktur .
Btn bu hkmlerin anlatt odur ki, rzk veren Tanrdr ve Tanr,
"say ve emek" ne olursa olsun, kullarna diledii ekilde ve diledii
miktarda rizik datr. Onun bu keyfiliini etkileyen tek ey, olsa olsa
kiinin kendisine kul olarak boyun emesi, yalvarp yakarmas, dua
etmesidir.
te yandan yine din adamnn belletmesine gre, "yoksulluk", "alk",
"hastalk" ve "bela" gibi eyler Tanrnn kendi sevdii kullarna, srf
onlar snamak iin "ihsan" ettii eylerdir ve bu gibi durumlarda
kllarn sabr gstermeleri, Tanrya hamd etmeleri gerekir:
"Sizi birazck korkuyla, alkla, mal, can ve meyve noksaniyle
snayacaz, mjdele sabredenleri" (K. 2 Bakara 153) o
"Allah rizik bakmndan bir ksmnz bir ksmnzdan stn etmitir"
(K 16 Nahl 71)o
"...Allahn aramzdan seip ltfettii bunlar m? demeleri iin
halkn bir ksmn bir ksmiyle sinarz" (K. 6 Enam 53) eklindeki
ayetler verilebilecek rneklerden sadece bir kadr.
449
Bu konuda "Hadis" eklinde i gren pek ok hkmler de vardr.
rnein Seddat bn-i Evsin rivayetine gre Muhammed yle
demitir: "Allah Teala buyurdu ki: -Ben bir kulumu belaya
urattmda bana hamd ederse ve basna gelen musibete sabrederse, o
kimse anasndan doduu gibi gnahlardan arnarak yatandan
kalkar" 576. Enesin rivayetine gre unu bildirmitir: "Ulu Tanr
buyurdu ki: -zzet ve ellime yemin ederim ki, mafiret etmek
istediim kulumu vcudunda hastalk, maietinde darlkla mptela
ederek boynundan btn gnahlarn almadka dnyadan karmam"
577. Ebu Hreyrenin rivayetine gre de yle eklemitir: "Mmin
kulumu belaya urattmda kendisini ziyaret edenlere benden ikayet
etmezse, onu urad felaketten kurtarrm, Sonra eti yerine
evvelkinden daha hayrl et, kan yerine evvelkinden daha hayrl kan
veririm. Artk o, taptaze (gnahtan azade) olarak iine balar" 578.
Rzk az verilen yoksul kiilere, Tanrnn en sevgili kullar
olduklarn anlatmak iin din adam: "Tanr bir kulunu sevdii zaman
onu bela ile, iptila eder. Sevgisi son haddine vard vakit aile, mal,
evlad diye kendisine hi bir ey brakmaz" 579 eklindeki hkmleri
sunar. Ayrca da Muhammedin: "Beni seven fakirlii sever" 580 ya
da "Allah... fakir (olanlar) sever... Bu mmetin hayrls
fakirler(dir)..." 581 dediini hatrlatr . Bu arada varlkl olmann pek
akllca bir i olmadn belirtmek zere: "Bu dnya, evi olmayanlarn
evi, mali olmayanlarn da maldr. Dnyal ancak akl olmayanlar
toplar" 582 eklindeki hadisler yannda: "Allaha fakir olarak mlaki
ol, zengin olarak mlaki olma" 583 eklindeki hkmleri sergiler.
Fakat "yoksulluu" cazib gstermenin en etkili yolu Cennet
vadlerinden bulunmaktr. Kuran ve hadis kaynanda, yoksullarn,
Cennetlere, zenginlerden 500 yl nce ulaacaklarna, orada en gzel,
en tatl yaamlara, "gzel bakire kzlara", bol arap ve meyvalara vs...
kavuacaklarna dair nice hkmler yer almtr. Din adamnn
sylemesine gre Muhammed yle demitir: "Yoksul mminler
zenginlerden nce Cennete girer, yer ier ve istifade ederler" 584.
Yine din adamnn bildirmesine gre Muhammed yle eklemitir:
"Cennete muttal oldum, halknn ounluunu fakirlerden grdm.
Cehenneme de muttal oldum, ehlinin ounluunu zenginlerden...
grdm" 585. te yandan Kurann al-Naba Sresinde: "phe yok
450
ki ekinenlere bir kurtulu... bir murada eri yeri varo baheler,
zmler ve memeleri yeni sertlemi yat kzlar, ve dopdolu kadeh..."
(K. 78 al-Naba 31-35) diye yazldr 586o buna benzer daha nicelerini
eklemek mmkn.
Kiileri, sadece yoksulluu kader ii olarak benimsemee deil fakat
ayn zamanda perian klkta, sa ba kark, yrtk prtk giysilerle,
daha dorusu "mbtezel" ekilde yaamaa srklemek iin de din
adamnn elinde eriat malzemesi bulunur ki bunlar arasnda, biraz
yukarda belirttiimiz gibi, Muhammedin: "(Allah) giydiine aldr
etmeyen mbtezel insanlar sever" eklinde konutuuna ya da
"...tozlu toprakl, sa sakal kark, eski elbiseye brnm, kendisine
kymet verilmeyen... kimseler (Cennetin hkmdarlardr)" dediine
ve bu tr yaamlar ycelttiine dair olanlar oktur 587.
A) Din adam yoksulluu ve rzk azlni "fazilet" niteliinde
gsterirken, varlkl snfn gvenliini salar nitelikteki
hkmlerin de bekiliini yapar:
Halk ynlarna yoksulluu fazilet eklinde gsteren din adam, ayn
zamanda toplumun aznln oluturan varlkl snflarn gvenlii
iin konmu hkmlerin de en etkili ve kurnaz uygulaycsdr. Bu
sayede varlkl olanlarn cmert balarndan yararlanma olasln
bulur.
Bu hkmler arasnda mal ve varln ve sermayenin Tanrdan gelme
olduuna dair hkmler vardr ki bazlar yledir: "Tanr dilediine
az, dilediine fazla rizik verir" , ya da "Zengin eden ve sermaye veren
Odur" (K. 53 Necm 48)o "Allah kendilerini, ltf ile zenginletirene
kadar" (K. 24 Nur 33)
Ayrca da Tanrnn ltfuna mazhar olmu kiiler bakmndan
yeryznde varlk sahibi olmann saknca tamadna dair olanlar
oktur. Bu hkmler sayesindedir ki slamn ilk anlarndan itibaren
toplumun ok kk bir blm, ete saldrlar, savalar ve yama ve
talan siyaseti sayesinde elde ettikleri varl koruyabilmilerdir. Bu
"mutlu aznlk", yukarda deindiimiz hkmler sayesinde,
kendilerine "yoksullar ounluu"ndan her hangi bir tehlike
gelmeyeceini bilerek huzur ve rahat ierisinde yaamtr. Bu
451
yeryznde varlk edilmi olarak keyif atarlarken yoksul snflara
yoksulluun "fazilet" ldn tekrarlamaktan ya da muhtemelen :
"Siz bizlerden nce Cennetlere ulaacaksnz" eklindeki szlerle
kandrmaktan geri kalmamlardr.
O tarihten bu yana durum hep bu olmutur. Bugn dahi slam
lkelerinin hepsinde Tanrya "layk" olabilmek iin yksulluu
"fazilet" sayan fakirler ounluu ve bunlar smren "mutlu
aznlklar" vardr. Yer alt zenginliine sahib Arap lkelerinde
genellikle durum budur. Arap eyhlerinin saltanatn salayanlar din
adamlar olmutur 588. Varlkl snf olan "mutlu aznlk", varlksz
olanlar alktan lmeyecek durumda tutar ve din adamlar da bu
varlksz ounluu, varlkl snflar bakmndan tehlikeli olmaktan
uzak klar: eriat dzeni sayesinde.
B) Din adam insanlarmz "Hibir ey kiinin kendi emeinin
rn deildir" eklindeki eriat verileriyle uyuturur.
Biraz nce grdk ki Batl din adam, daha Orta alarda
almay din haline getirmi, "yoksulluu veren Tanr deil inann
kendisidir" zihniyetini yerletirmi, bylece gayret ve emek sarf yolu
ile varlk salamay, para kazanmay dinsel bir grev, daha dorusu
Tanry yceltme eylemi olarak nitelendirmitir. Oysa ki slam
lkelerinde durum bunun tamamiyle tersine olumu ve din adam
kiiyi "rizik Tanrnn inayeti ve keyfi sayesinde edinilebilir"
inanlarna itmitir.
eriat verileri ierisinde rzkin Tanr tarafndan saptandna,
sermayenin dahi Tanr tarafndan salandna, Tanrnn baz
insanlar baz insanlardan rizika stn yarattna dair olan saysz
hkmler yannda bir de alma rn saylabilecek hereyin beer
emei ve gayreti ile deil fakat Tanr dilei ile ortaya kt inancn
pekitiren hkmler pek oktur. Bunun byle olduunu anlatmak
zere din adam Kurandan: "...grmez misiniz ektiiniz tohumu... siz
mi bitiriyorsunuz onu, yoksa Biz mi bitirmedeyiz. Dilersek elbet onu
kurutup er p haline getirirdik de arr kalr, nadim olur
dururdunuz... Gerekten de: -Biz, derdiniz, ziyan ettik-..." (K. 56 al-
Vaka 63-67) eklindeki rnekleri sergiler. Bu dorultuda olmak zere
daha pek ayet ve hadis hkm bulunmaktadr. Grlyor ki ekin
452
yetitirmek, yani ifilikle, ziraatla uramak, bu yoldan rn elde
etmek kiinin kendi almas ve emei ile olan bir ey deildir. Kii
ne kadar gayret sarfederse etsin, ne kadar tedbirli davranmaa
zenirse zensin sonu - yani rn edinmek- onun elinde deildir her
ey Tanrnn dilek ve isteiyle, keyfi iradesiyle sonu vermektedir.
iftinin, renberin tarlay ekip srmesi nemli deildir, nk din
adamnn sylemesine gre Tanr: "Dilersek elbet onu kurutup er
p haline getirirdik de arr kalr, nadim olur dururdunuz..." diye
konumutur yani ekilen ekini diledii gibi "bitirir", ya da "kurutup
er p haline getirir" ldn anlatmtr.
Hatrlatalm ki eriat verileri arasnda rzkn emek ve alma karl
olduunu bildiren hkmler hi yok deildir. rnein Necm
Sresinde: "nsan ancak altn elde eder ... altnn karl
da gsterilir ona" (K. 53 Necm 39-40) diye yazldr. Bakara
Suresinde "Rabbnzdan rizik fazlal isteyerek ticarette
bulunmanzda beis yoktur" (K. 2 Bakara 197) eklinde ayetler
bulunur.
Yine bunun gibi din adamnn elinde "Amellerin kymeti ancak
niyetlere gredir...Deveni bala da yle tevekkl et" eklinde
formller de vardr. Ancak ne var ki bu hkmler dahi aslnda
Tanrnn keyfiliine dayal olmak zere i grecek niteliktedir:
"Tanrnzdan rizik fazlal isteyerek..." szleri "istemenin" kiiden,
oysa ki "karln vermenin" Tanrdan olduunu gsteriro kald ki
kii bakmndan "istemek" dahi Tanrnn isteiyle olabilen bir eydir.
Yine bunun gibi "tevekkl" etmeden nce deveyi balamak, kiinin
deil fakat Tanrnn istemi olmasiyle mmkndr, nasl ki hastalk
denen ey kiinin temizlik kurallarna uymamasiyle deil fakat yine
Tanrnn isteiyle oluuyor ise 589.
Din adamnn bellettii eriat verileri arasnda "rzk" denilen eyin
kiinin almas ya da i gc ile ilgili olmayp Tanrnn "dnya
dzeni" anlay ile ilgili olduunu gsterenleri vardr. Anlalan odur
ki Tanr, bu dnya dzenini kurarken servet eitliini sakncal
bulmu, ve bu nedenle kullarndan kimini fakir kimini de zengin
klmtr. Bunu anlatmak zere din adam ura Suresinden u rnei
verir: "(Tanr dileseydi hepinizi bol rizikli yapard, fakat) Eer Tanr
453
her kese bol rizik verseydi yeryznde azgnlk olurdu" (K. 42 ura
27) 590. Nahl Sresinden unu ekler: "(Tanr) Rizik verirken kiminizi
dierlerine stn tutmutur" (K. 16 Nahl 71). Bu sylediini
pekitirmek iin Zhruf Sresinden unu okur: "Dnya hayatndaki
geimlerini aralarnda bldk ve bazlarn bazlarndan stn kldk"
(K. 43 Zhruf 32)
Grlyor ki din adamnn bellettii bu ayetlere gre Tanr, her kese
bol rizik vermek ve bylece servet eitliini salamak olanana sahib
bulunduu halde byle yapmamtro yapmamasnn nedeni servet
eitliinin yer yznde "azgnlk" yaratacan dnm
olmasndandr: gya insan, kendisini ihtiyatan uzak grd an
mutlaka azan bir yaratktr (K. 96 Alak 6-7) ve eer Tanr btn
kullarna bol rizik verse imi yeryznde azgnlk egemen olurmu (K.
42 ura 27), ve ite huzur salansn diye insanlarn bir ksmna bol
fakat bir ksmna da az rizik datm imi (K. 43 Zhruf 32).
Din adamnn eriata dayal olarak ne srd yukardaki mant
benimsemek biraz g. nk akla u sorular geliyor: "Pek iyi ama
her eyi diledii gibi ayarlamaya ve dzenlemee kadir bir Tanr,
servet eitliinin azgnlk yaratmasna engel olamaz myd acaba? te
yandan eer servet eitsizlii Tanrdan ise bu taktirde yeryz
azgnlklarn, Tanrnn yaratt bu eitsizlikte aramak doru olmaz
m?"
te yandan din adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, hibir
ii inann kendi emeinin rn olarak tanmlamaz. Hereyi kendi
yapm gibi grnp azametiyle vnr ve kiiyi aciz, zavall, gsz
kerteye indirip kendisine krler ettirir. Bunun byle olduu din
adamnn belletii u hkmden anlalmakta: "Syleyin, ektiklerinizi
yerden bitirenler sizler misiniz, yoksa Biz mi bitiriyoruz? Dilersek Biz
onu erop yaparz, aar kalrsnz... Syleyino itiiniz suyu buluttan
indirenler sizler misiniz, yoksa onu Biz mi indiririz. Dileseydik onu
aclatrrdk, hala kretmez misiniz" (K. 56 Vaka 63-70)
Pek muhtemelen denecektir ki, eer din adamlar istemi olsalard,
tpk Bat lkelerinde Luther ve Calvin vs... gibi kimselerin yaptklar
gibi, toplum yararna i grebilirler ve rnein, almay din haline
getirebilirler, toplumu miskinlik yerine dinamizme srkleyici
454
giriimlere ynelebilirlerdi. Ancak ne var ki eriat eitimiyle yetien
din adamnn bu dorultuda i grebileceini dnmek gtr.
Gerek udur ki din adamlar hibir zaman kiinin ve toplumun
ekonomik bakmdan gelimesini ve bilinlenmesini istememilerdir,
tpk dier bakmlardan olduu gibi. Aksine kiiyi ve toplumu yoksul
ve a yaamlara zorlamak suretiyle smrc snflara (zellikle
ktidarlara) "koruyuculuk" iini grmlerdir.
C) Din adam insanlarmz eriat verileriyle eitirken "kader
oyunca" haline getirir:
Her ne kadar eriat sistemi, daha nce de deindiimiz gibi, kii
sorumluluuna yer verir gibi grnen ve "iyilik" ve "ktlk" gibi
eylerin inann kendisinden gelme olduunu belirten ve rnein
"Kim yararl i ilerse kendi lehinedir kim de ktlk ilerse kendi
aleyhine" (K. 41 Fussilet 46) ya da "lediklerinizden sorumlu
tutulacaksnz" (K. 16 Nahl 93) eklindeki hkmleri kapsar grnr
bulunmakla beraber, esas itibariyle kadercilii ngren ve kiiyi kendi
iradesi dndaki glerin oyunca haline getiren bir dzendir. Din
adamnn bellettii eriat verilerine gre Tanr, "yeryznde yryen
her yaratn" ve dolaysyle kiinin kaderini, hem de daha doutan
nce ana karnnda iken izero kaderini izdii kiiyi "sadan" ya da
"soldan" verilmi defterle yeryzne karr. kardktan sonra onun
davranlarna diledii gibi yn veriro "ol" dedii zaman her eyi
olmu hale sokar (K. Nahl 40o Araf 57 vs) dilediini doru yola
eritirip dilediini saptrr (K. Yunus 25o Kehf 17o Ahzab 17o Araf
186o Nur 88o Rad 11 vs)o dilediinin kalbini ap mslman,
dilediinin kalbini dar klp kafir yapar (K. Enam 125).
Bunlar belletirken din adam neden dolay baz hkmlerin kii
sorumluluuna ve bazlarnn da kadercilie ynelik olduunu bilmez
ve bu elikinin nereden doduunu dnemez. nk Kurann
elikili hkmler kapsayabileceini aklndan geiremez.
Oysa ki btn bunlar Muhammedin gnlk siyasetinin gereksinimi
olarak ortaya kan durumlardan domutur. u bakmdan ki, kiileri
"Cennet mkafatlar" ya da "Cehennem korkutmalar" yolu ile
mslman yapabileceini dnd hallerde: "Her kes kendi
davranndan sorumluduro doru yolu seip slama giren Cennetlik,
455
girmeyen Cehennemlik olur" eklinde konumutur. Kiiyi kendi
kaderini izer nitelikte gren bu hkmler arasnda: "Rabbin
gzetleme mevkiindedir. Btn efal ve harekatnz murakebe der" K.
89 Fecr 14) gibi ya da "yilik ederseniz kendinize iyilik etmi
olursunuz, ktlk ederseniz o da kendinizedir..." (K. 17 sra 7), ya
da: "Kim yararl i ilerse kendi lehinedir kim de ktlk ilerse
kendi aleyhine" (K. 41 Fussilet 46), eklinde ayetler vardr. Bunlar
yannda: "Kuran senin lehine yahut aleyhine hccettir (kanttir)o
herkes sabahleyin iine, gcne kar da kendisini satar ya da
kaybeder", ya da: "Bir kul gnaha dmekten korkarak gnah
olmayan eylerden saknmadka mttekiler (dayananlar) derecesine
kamaz", eklinde hadisler de vardr 591.
Bir zamanlar Mutezile snf mensuplar bu hkmlere sarlarak
kiiye biraz olsun zgr irade salama hevesine kaplmlard. Fakat
din adam onlar dinsizlikle sulayp susturmutur, nk inand
kaderciliktir o elinin altnda kadercilie arlk veren hkmler
vardr. Bunlar Muhammedin gnlk siyasetinin gerei olmak zere
konmu eyler olarak gsterir. rnein Tevbe Sresinin 28i ayetini
belletirken bu dorultuda aklama yapar. Bu ayetde rizik edinmenin
Tanrnn dileine kalm bir ey olduu anlatlmak zere yle
denmitir: "Bilin ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginletirir" (K.
9 Tevbe 28). Bu hkm Muhammed, Mekkenin fethinden sonra
"mrikleri" ve "kafirleri" Mescid-i Harama (yani Kabeye)
sokmamak iin koymutur. Dnd u olmutur ki eer
"mrikler" ve "kafirler" Kabeyi ziyaret vesilesiyle mslmanlarla
bir arada olacak olurlarsa mslmanlar pek muhtemelen dinlerinden
caydrtabileceklerdir. Ancak ne var ki "Mriklerin" ve "kafirlerin"
Mekkeyi ve Kabeyi ziyaret etmeleri Mekkenin ticari hayat
bakmndan ok nemliydi. Byle bir yasa koymakla Mekke
ticaretini aksatacan ve mslmanlarn zarara urayarak yaknmaya
balayacaklarn bildii iin rizik iini Tanrnn keyfine ve dileine
balamak istemi ve Kurana u ayeti koymutur: "Ey inananlar!
Dorusu puta tapanlar pitirler, bu sebeble, bu yllarndan sonra
Mescid-i Harama yaklamasnlar. Eer fakirlikten korkarsanz bilin
ki Allah dilerse sizi bol nimetiyle zenginletirecektir..." (K. 9 Tevbe
28).
456
Bu rnekleri oaltmak kolay, fakat dikkat edilecek olursa yukardaki
hkmlerden bazlarnda kii sorumluluuna yer verilirken pek
ounda kader gesine arlk salanmtr.
Ve din adam kadercilii en kat ekliyle insanlarmzn beyinlerine
aslarken, ayn zamanda bu beyinleri elimeli hkmlerle hrpalar.
) Din adam insanlarmza, "felaket" ve "msibet"lerin
Tanrdan geldii ve Tanrnn sadece kendi sevdii kullarn
yerden yere arpt inancn alar. Bylece msibetten ders
alma olanan yok klar:
Trkn slama girdikten sonraki tarihi (ve zellikle Osmanl
dnemi) her ne kadar askeri baz baarlarla ve toprak kazanmalarla
sslenmi ise de ekonomik, sosyolojik ve kltrel yaamlar
bakmndan birbirini izleyen fakat birbirinden byk felaketlerle
doludur. "Felaket" derken sadece sava yenilgilerinden, sadece
haysiyet krc geri ekilmelerden sz etmiyoruz. Din adna
giritiimiz savalardaki yenilgilerimiz, milli servet ve deerlerimiz
ve haysiyetimiz bakmndan ne kadar ykc, ne kadar utan verici
oldu ise, halk olarak yoksulluklar, alklar ve mutsuzluklar ierisinde
yaam olmaklmz da o kadar felaketli olmutur.
Ancak ne var ki "kader" felsefesiyle yourulmu insanlar topluluu
olan Osmanl Devleti, bu felaketlerden ders almak yle dursun,
aksine bunlar Tanrnn bir "ihsan" ya da "denemesi" gibi grm,
daha dorusu din adam tarafndan o ekilde grmee altrlmtr
592.
Bu alkanlk ve bu inan slam lkeleri bakmndan amza dek
ortak bir nitelik tar. Nfusu yz milyonu akn Arap lkelerinin
(Msr, Suriye, rdn vs), buuk milyonluk srail karsnda bir biri
ardna haysiyet krc hezimetlere uramasndan sonra Msr Bakan
Nasr, bu yenilgileri Tanrnn denemesine balam ve mollalar
yata olan el-Ezher niversitesi de ayn grlerle ona katlmt. Bu
arada nice Arap yazarlar yenilginin Tanr "inayeti" ldn
savunmulardr.
457
Bu inan, slamn daha ilk anlarndan itibaren yerlemi bir eydir.
Nice rneklerden biri olmak zere belirtmek gerekirse, byk bir
yenilgi ile sona eren Uhud savandan sonra mslmanlarn bana
gelen felaket, Tanrnn "mslmanlar denemesi" eklinde
tanmlanm (K. 3 Al-i mran 152) 593 ve savata lenlerin "l"
olmayp "Allahn onlara kendi kereminden ihsan ettii nimetlere
kavumalarndan dolay sevin iinde" bulunduklar anlatlmtr (K.
Al-i mran 169-170).
Felaketin Tanr inayeti olduu inanlar 1400 yl boyunca din
adamnn gayretleri ve aldatmalariyle srdrulegelmitir. Din
adamnn elinde, bu konu ile ilgili olarak zengin bir eriat kayna
vardr ki, bunlar arasnda: "Yeryzne ve sizin banza gelen
herhangi bir olay (bir felaket) yoktur ki Biz onu yaratmadan nce o
Kitabda bulunmasn..." (57 Hadid 22) eklindeki Kuran
ayetlerinden ttnz da "Allah bir kulunun iyiliini dilerse, dnya
cezasn tacil eder. Eer bir kuluna fenalk dilerse suundan dolay
onu dnyada cezalandrmaz... Mkafatn bykl belann
bykl nispetindedir. (Allah) bir kavmn severse onlar belaya
uratr. Bir kimse mukadderata raz olursa Allah ondan raz olur" 594
eklindeki hadis hkmlerine varncaya kadar pek eitli olanlar
vardr. Sylemeye gerek yoktur ki bu inanla yourulmu toplumlar
felaketten ders almazlar, almadklar iin de felaketten kurtulamazlar.
D) Din adam insanlarmz, eriatn "sabr", "tevekkl" vs... gibi
uyutucu malzemesiyle her trl hakszla boyun eme geleneine
yneltir.
Din adamnn uygulad eriat verileri kiiyi "sabrl yaamlara"
aran emirlerle doludur. "Sabr" denen ey dinsel bir grev olduu
kadar kii bakmndan "meziyet" saylmak gereken ve stelik
"mkafatlara" erime vesilesi yaratan bir nitelik anlamndadr.
Kuran: "Sabretmelerine karlk da mkafatlar Cennettir ve
ipeklilerdir" (K: al-Dahr 12) eklindeki ayetlerle doludur. Bundan
dolaydr ki dnya yaam boyunca her musibeti sabrla karlamak,
iktidarlarn her trl istibdadna ve hakszlklarna sabrla boyun
krmak, yoksullua, ala, susuzlua, ktla ve rizik azlna hep
sabrla katlanmak mslman kiinin Tanr emri olmak zere
458
benimsedii eylerden olmutur. Daha ilk balarda Muhammed, kendi
taraftarlarn bu ruh ve anlayla yourmutur. Din adamnn
bellettiklerinden anlalmaktadr ki bunu ou zaman gnlk
siyasetinin gerei olmak zere yapmtr. rnein Uhud savanda
yenilgiye uramas ve dolaysyle o zamana kadar hereyi Tanr
yardm ile baard iddialarnn bolukta kalmas zerine,
yenilginin Tanrdan geldiini, nk Tanrnn mslmanlar
"felaket" ile snamak istediini, bu nedenle "sabrl" olmak gerektiini
sylemi ve Kurana bu dorultuda ayetler yerletirmitir: "...Allah
sizi denemek iin onlardan geri evirdi. Allah, muhakkak ki, sizin
sularnz balad..." (K. 3 Al-i mran 152)o "Allah
sabredenlerdendir... Andolsun ki sizi birazck korkuyla, alkla, mal,
can ve meyve noksaniyle snayacaz. Mjdele sabredenleri..."
(K.Bakara 153 ve d.) .
Yine din adamnn sylemesine gre Muhammed, insanlara arz olan
"mihnet" ve "musibet"leri farkl ksmlara ayrm, kiilerin tutum ve
davranlarna gre bir ksmn "ukubet" (ceza, azab) eklinde, bir
ksmn da "sabr" yolu ile "mkafata" eriilir eyler olarak
tanmlamtr. rnein Tanrya (ve dolaysyle kendisine) itirazda
bulunanlar "mnafk" ilan edip bunlara arz olan musibetin "ukubet"
olacan bildirmitir. Buna karlk "(Tanrya ve peygambere itaatkar
olan) mminlere arz olan "musibetlerin" Tanrdan gelme olup
sabrla karlanmas gerektiini, nk Tanrnn her trl musibeti
sevgili (ve "hayr" diledii) kullarna musallat ettiini belirtmitir.
Daha baka bir deyimle unu anlatmak istemitir ki Tanrnn "iyilik",
"hayr" diledii kimse "bir takm musibetlerle iptilalanr". Ebu
Hreyrenin rivayeti yledir: "...Resulllahn...: -u bir kimse ki
(Tanr) onun hakknda hayr dileye, onu bir takm musibetlere giriftar
eder- buyurduu rivayet olunur" (Sahih-i..., Cilt X, sh. 63) 595.
Bundan dolaydr ki mumin kiilerin "Allahdan geldi" diyerek her
trl musibeti sabrla karlamalar gerekiro sabr gsterdikleri
taktirde onlarn "musibeti gnahlarna keffaret olur".
Eer hem sabreder ve hem de musibet verdi diye Tanrya "hamd-u
kr" edecek olurlarsa Tanr indinde derecesi ykselmi olur (Sahih-
i..., Cilt X, sh. 63) 596.
459
Kukusuz ki "sabr" denen ey, kii karakterinde olumlu i grebilecek
olan meziyetlerden biridir. Fakat kiiyi hakszlklara,
zgrlkszlklere, insan haysiyetini zedeleyici durumlara (rnein
klelie, eitsizlie vs), miskinlie, mbtezellie ya da benzeri
yaamlara srkleme sonucunu yaratan ekliyle i grd takdirde
ykc olur. slam lkeleri tarihinin ortaya vurduu gerek odur ki
mslman halklar, "sabr" denen eyi bylesine meziyet bildikleri
iindir ki insan haklar ya da zgrlk adna hi bir zaman
ayaklanmamlardro sadece "din elden gidiyor" diyerek
ayaklanmlardr. Bundan dolaydr ki hakszlklardan, ikltidarlarn
tasalludundan, zavalllklardan bir trl kurtulamamlardr. Onlarn
bu tr yaamlara zorlanmasnda din adamlarnn rol byk olmutur.














460
Din Adamlar - Blm 19

ktidar ve Varlk Bakmndan Gl Olann Destekisi Ve
Koruyucusu Olarak Din Adam

I) Din adam, eriat dininin "hkmdarlar" sayesinde ayakta
durabileceine inanm olarak "Zalim ve fasik olsalar da
hkmdarlara itaat gerekir" formlne bal kalm ve toplumu da bu
duygularla yetitirmitir:
II) Ve gnmzdeki durum!

Gemi dnemler boyunca din adam, toplumu ezen ve smren kim
varsa onun yannda yer alm, ona daima destek olmutur. Mstebid
iktidarlar ve halk soyan snflar hep din adamnn destegi ve
yardmyle saltanatlarn, mutluluklarn srdrebilmilerdir.
Gnmzde de durum, tm slam lkeleri itibariyle budur.
I) Din adam, eriat dininn "hkmdarlar" sayesinde ayakta
durabileceine inanm olarak "Zalim ve fasik olsalar da
hkmdarlara itaat gerekir" formlne bagli kalm ve toplumu
da bu duygularla yetitirmitir:
ou yaynlarmzda deinmi olduumuz gibi slam dini demokratik
deil fakat "teokratik" nitelikteki devlet ekillerine yer veriro din ve
devlet ayrl ilkesini kabul etmez. Ortaya kt andan bu yana, yani
1400 yl boyunca zellii ve uygulan hep bu olmutur. Bu yzden
slam lkeleri hep mutlak iktidara sahip hkmdarlar tarafndan
ynetilmilerdir. 1400 yl ierisinde bir tek slam lkesi gsterilemez
ki demokrasi ile ynetilmi olsun.
slami devlet uygulamasnda din ve devlet ayrlnn bulunmamas
nedeni sundan dolaydr ki Tanr gya Muhammedi peygamberlerin
en stn ve en sonuncusu olmak zere gndermi ve dini onunla
461
"kemale" erdirmitir. Bunu yaparken din ve dnya ilerini onun elinde
toplamtr. Ondan nceki hi bir "peygambere" byle bir imtiyaz
salamamtr. Din ve devlet ilerini onun elinde toplamasnn
nedeni, "insanlarn hem din ve hem dnyalarndaki salahlarn
salamak iindir" 597.
Din adamnn belletmesine gre Muhammed, dinin ancak
"halifeler" (hkmdarlar) sayesinde ayakta durabileceini dnm
ve bu nedenle yle konumutur: "lerde banza yle amirler
gelecek ki, bunlarn kabul ve reddedeceiniz tutum ve davranlar
olacaktr. Bunlar ifadatta bulunacaklardr. Fakat (Tanrnn) onlar
vastasiyle slah edip dzelttii, onlarn ifad edip bozduklarndan
daha ok olacaktr. yilik yaparlarsa ecri onlara, kr de sizedir.
Ktlk yaparlarsa cezas onlaradr. Size den sabr etmektir" 598.
Yani anlatmak istemitir ki hkmdarlar ne kadar zalim, ne kadar
"faik" (gnahkar, kabahatli, vs...) olurlarsa olsunlar, onlara mutlak
ekilde itaat etmek gerekir. Ktlk yapmlarsa onlarn ktlklerine
kar direnmek deil fakat "sabr" ederek boyun emek gerekir, nk
Tanr onlara bu ktlklerinin cezasn ilerde bizzat kendisi
verecektir.
Ve ite slam lkelerinde din adamlarnn 1400 yl boyunca halk
"mstebid" ekilde yneten hkmdarlar desteklemelerinin nedeni
budur. 1400 yl boyunca hkmdarlar (daha dorusu Devleti) kiiye
ve topluma stn tutmalarnn, ya da kiiyi ve toplumu daima
devlete feda etmelerinin nedeni de budur. Bu 1400 yllk tarih
ierisinde hkmdarlarn insan haklarna ve insan ahsiyetinin
haysiyetine aykr davranlar din adamnn tepkisine hi bir zaman
yol amamtr. Aksine din adam iktidarn en mutlak ve en mstebid
bir ekilde uygulanmasna yardmc olmu, insanlarmz da bu
uygulamalara boyun edirtmitir. Bu sayede ayn zamanda kendi
saltanatnn devamn da salamtr.
te yandan din adam kiiyi, her zaman iin dnyevi iktidara kar
dmanlk duygulariyle beslemitir. Bu ii grebilmek iin elinin
altnda eriat emirleri vardr ki, bu emirlere gre "Tanrya" ve
"peygamberine" itaat her eyin stnde gelir. rnein Kuranda,
cehennem ateine atlanlarn: "Keski Allaha itaat etseydiko keski
462
Peygambere itaat etseydik" (K. 33 Ahzab 66) diye konutuklar
yazldr.
Din adam bu tr hkmlere dayal olarak uhrevi iktidara itaat
etmenin nemini belletmek iin gemi dnemlerden rnekler verir.
Bu rneklere gre Tanr ve peygamber emirlerine itaat etmeyen
halklar felakete uramlardr.
Her ne kadar din adam, iktidar sahiplerinin Tanr tarafndan halk
grp gzetmek ve korumak zere yetkili klndklarn, halka zulm
etmemekle zorunlu bulunduklarn syler ve bununla ilgili hkmleri
sergiler ise de, iktidarlar bakmndan sorumluluun sadece Tanrya
kar olduunu ve Tanrnn bu gibi kimseleri Cennete sokmayacan
sylemekten geri kalmaz. Bunun byle olduunu anlatmak iin
Muhammedin u szlerini hatrlatr: "Hi bir vali yoktur ki o,
mslman ahali zerinde icra-y velayet ederken zulm ederek olur,
muhakkak Allah Cennet kokusunu ona haram klacaktr" 599.
Eskiden olduu gibi bugn de din adam, sosyal yaam ve
davranlarn Tanr ve peygamber emirleriyle dzenlenmek gerektii
inancn insanlarmza aslar. Ona gre bu emirler "nihai" ve "stn"
nitelikte olup "beer" iradesiyle (daha dorusu "millet iradesi"
eklindeki kararlarla) asla deitirilemezo tek geerli Kanun, tek
geerli Anayasa, tek geerli irade sadece ve sadece Kurandr. Din ve
devlet ilerinin ayrl diye bir ey sz konusu deildir. u nedenle
ki Muhammed: "Beni srailin din ve devlet ilerini peygamberler
idare ediyorduo bir peygamber lnce baka bir peygamber onun
yerine geiyordu. Artk benden sonra peygamber yoktur, halifeler
bulunur. Bazan bunlar birden fazla olurlar... Sras ile bunlara biat
ediniz ve onlara kar olan vazifelerinizi yerine getiriniz ve size kar
onlarn yapmamas gereken eyi Allahtan dileyiniz" demitir 600
Bundan dolaydr ki Diyanet leri Bakanl: "Millet hakimiyeti
kitabmzn ve peygamberimizin gsterdii yoldur" 601 diyerek
Kurani egemenliin kayna olarak gsterir. Bylece bata Anayasa
olmak zere insan yaps kanunlar temelsiz klar. Anlatmak istedii
udur ki Kurana yatkn dmeyen kanun hkmleri geersiz
saylmak gerekir. Ancak ne var ki Kuran, kiinin "doal" haklarn,
zgrlklerini, eitliini vs ngrmemitir. rnein Kurana gre
463
klelik Tanr yaps bir kurulutur (K. Nahl 75)o kadn "dinen ve aklen
dn bir yaratktr"o Kii sadece kul niteliinde bir yaratktro
kiiliinden doma hi bir hakka sahip deildir. Bu nedenle Tanrnn
yeryzndeki temsilcisine (rnein Halifeye) kar, kt ve despotik
ynetim altnda kalsa dahi, direnme olanana sahip deildir. Her ne
kadar Kuran "zulm" denen eyi yasaklam grnmekle beraber
"zulm" deyiminden insan haklarnn ihlalini anlamamtr. rnein
"mrikleri" ldrmek zulm saylmaz nk Kuranda "Mrikleri
nerede grrseniz ldrn" (Tevbe 5) diye emredilmitir 602.
te yandan yine din adamnn eriata dayal olarak aklamasna gre
Muhammed yle demitir: "(ktidarda bulunan kii) Kafas zm
tanesi gibi Habesi bir kle olsa dahi ona itaat gerekir" 603 . Byle
dedii iindir ki din adam da yzyllar boyunca halk hep bu tr bir
itaatle yetitirmitir. mam Gazzal, bn Teymiyye, veyni gibi nice
nller halk koyun srs eklinde ynetilmek gereken bir ey
bilmilerdir. Bundan dolaydr ki yneticiler halk, dnme gcnden
yoksun tutabilmilerdir. Osmanl yneticilerinin byk bir ustalkla
uyguladklar siyaset de bu olmutur. Saysz rneklerden birini
verelim: 1876-7 Osmanl-Rus sava, bilindii gibi Rusya lehine
sonulanmt bu ekilde sonulanmasnn tek nedeni Osmanl
yneticilerinin aklszlklaryd. Fakat bu yneticiler aklsz olduklar
oranda kurnaz idiler: din adamnn desteiyle halk batl inanlar
ierisinde kandrmann yolunu bildikleri iin halka unu
anlatmlardr ki Rus ar, byk abalar sarfederek Muhammedin
bir mesajn ele geirmitir ve bu mesajda Hrka-i Saadeti elde
edenin yeryzne sahip kaca yazldr. Rus arnn sava
kazanm olmasnn tek nedeni de ite bu mesaj elinde
bulundurmasdr. Hrka-i Saadet, Muhammedin giysilerinden biri
olup o tarihlerde stanbulda bulunduu iin, yaplacak ey bu mesaj
ele geirip Rus arna bu mesajdan yararlanma olasln yk
etmekti. Bu maksatla Devlet ricali oturur bir plan tertipler: bu plana
gre mslman bir fedai aranp Rusyaya yollanacak ve bylece
arn elindeki mektub gizlice alnacaktr. Eer bu yaplacak olursa
artk Rusya bir daha Osmanlya kar sava alannda baar
kazanamayacaktr! 604
464
Bu yalanlara inanan halk Rusyaya kar yenilgiden dolay yneticileri
zrl grmtr. Din adamnn ilkel bilgiler ve inanlarla
yetitirdii Osmanl toplumundan elbetteki "kamu oyu" bilinlenmesi
beklenemezdi. Hemen belirtelim ki gnmzn insanlarn yetitiren
din adamlar, o zamann insanlarn yetitirenlerden farkl deillerdir.
nk onlar da, bunlar da ayn eriat malzemesinin yetitirmesidirler.
Durum btn islam lkeleri bakmndan ayndr. Ayn olduu iindir
ki "istibdat" ynetimlerine kar halktan gelme bir direni grlmez.
II) Ve gnmzdeki durum!
Toplumumuzun baz snflar var ki, her biri kendi karlar
bakmndan din eitimine nem vermek, din adam yetitirmek,
Kuran kurslarnn oalmasn, cami saysnn artmasn istemek
gibi konularda birbirleriyle yarrlar. Oy yatrm yapabilmek, halk
ynlarn kazanabilmek amaciyle siyaset adam, din adamna ne
kadar muhta ise, varlk adam da kendi mutluluunu salayan
yeryz eitsizliini srdrebilmek iin ayn ekilde muhtatr. te
yandan din adam da kendi karlarnn onlara hizmet siyasetinde
yattn bilir. Bu "l ittifakn" benimser olduu demokrasi
anlayndaki temel ilke, halk ynlarnn din hamuru ile
yourulmas fikrine oturur. Bu fikre sarlanlar, "Halk dinine sahip
olmak istiyor" yaygaralariyle halk iradesini din verileriyle zletirerek
"ekilci" bir demokrasiye yer veren, fakat gerekte demokrasiye
tamamiyle ters den ortam olutururlar. Bu ortam ierisinde halk
smrmek kolaydr.
Bu "l ittifak", halk uyutma amacna ynelik bir demokrasi
uygulamasn salamak zere her trl kurnazl dnmtr. Oy
adam, halk kendi tuzana drebilmek maksadiyle dinin en atein
savunucusu grn ierisindedir: "Tanr" szcn azndan eksik
etmezo konutuu dil hi deimeyen deyimlerle ayndr: "Dinsiz
toplum olmaz, Trk Trk yapan slamdr" der. Ama bunlar derken
"Defi hacetten sonra ya da be ta paras ile altnz temizleyin,
kullandnz talarn tek sayda olmasna dikkat edin, nk Tanr
tektir" ya da "Tanr mrikleri nerede grrseniz ldrmenizi
emrediyor" eklindeki verilerle Tanr fikrini klttn dnmez.
465
te yandan bu ayn siyaset adam bilir ki, din adamnn elinde eitilen
halk iin ne insan hak ve zgrlkleri hakknda fikir edinmek, ne
yoksulluu ve mutsuzluu sorun haline getirmek sz konusudur.
1950den bu yana siyaset adam iin "din" nasl bir "oy yatrm"
haline sokuldu ise "enflasyonist" ve "kapt kat" bir ekonomik siyaset
sayesinde kolaylkla varlk edinen snflar da ayn mekanizmay kendi
karlarnn gvencesi haline getirmilerdir. zellikle 1960lardan
sonra byk ya da kk aptaki i evrelerimiz, iinin din
duygularn smrmek hususunda birbirleriyle yarr olmulardr.
ilerinin u veya bu ekilde huzursuzluk yaratmalarn nlemek
amaciyle benimser olduklar kurnazlklarn banda iyerine mescid
yaptrmak ve iiyi ibadetle megul etmek gibi usuller yer almtr. Bir
i adamnn anlats yle: "ilerimiz bu mescitlere muntazaman
devam ederlero orada istedikleri gibi ibadet ederler, ara sra ben de
onlara katlrm. mamlar da vardro gzel gzel vaazlar verirler,
Tanrnn insanlara nasl rizik dattn, nasl diledii gibi rzk
azaltp arttrdn retirler. Yoksulluun ve varlklln Tanrdan
gelme olduunu ve gerek mslman kiiler iin yksulluun fazilet
sayldn, yoksullarn varlkl olanlardan nce Cennetlere
gideceklerini onlara Kuran hkm olarak belletirler. Rzkn Tanrdan
gelme olduuna ve sabrn fazilet sayldna inandrlm iiler iin,
deil greve kalkmak ve fakat dnmek bile gnahtr. Bylece onlar
rahat, ben rahat, lkemiz rahat, her ey dzende gitmektedir".
Hemen ekleyelim ki din adamnn vaazlariyle iisini din uykusuna
yatran i adamnn, olduka ilgin bir din anlay vardr: kendisini
dindar gstermekte ne kadar usta ise, din emirlerine aldr etmemekte
de o kadar beceriklidir. Yoksulluk felsefesini ileyen eriat verilerini
iisine uygularken, Tanrnn "rizik datcs" lduna ve diledii
kiilere "sermaye" saladna dair esaslar da kendisi iin ngrlm
gibi gsterir. Nasl ki Batl din adam, Makyavelik bir srtla:
"Kanun denen ey rmcek ana benzer ve eer sylemek gerekirse
sinek rnei hasaratn yakalanmasna yarar ve fakat eek ars gibi
byk olanlarn gemesine olanak salar" diyebiliyor ise ve Batl i
adam da "Kanunun teknik engelleri karma kt zaman ben onlar
amasn bilirim" diye ekleyebiliyorsa 610 bizimkiler de bir yandan
dine bal imi gibi grnrlerken, dier yandan kendileri iin engel
466
yaratacak olan din emirlerini (rnein faiz yasan) bilmezlikten
gelirler. Sanrlar ki baarl ve varlkl olmalarnn srr bunda yatar.
Btn bunlar da kukusuz din adamnn yardm ile salarlar. Bu
hizmetlere karlk din adamnn destekisi olurlar: cami inasnda ya
da Kuran kurslar ile imam hatib okullarnn almasnda, siyaset
adam ile el ele bulunmalar, keselerini amalar bundandr. Halk
bylesine uyutucu inanlarla kaderine raz eden din adamna ne feda
edilmez ki?
Varlkl snflarn Dou llerimize nazaran daha yaygn bulunduu
Bat llerimizde Kuran kurslarnn zel balarla kurulur
olmasnn ve buna karlk bu kurslarn Dou llerimizde Devlet
eliyle oalmasnn nedenleri bundandr. Gerekten de ekonomik
bakmdan Bat blgelerine oranla daha yoksul, daha geri braklm
Dou blgelerindeki Kuran kurslar genellikle Devletin mali
yardmlariyle kurulmutur. Bat blgelerinde ise sanayileme ve
ekonomik gelime biraz daha farkl olduundan, varlkllarn says ve
gc bu blgelerde daha yksektir. Bu nedenle bu blgelerdeki
Kuran kurslarnn bu varlkl evrelerden yaplan yardmlarla
kurulduu grlr. Kuran kurslarnn en ok Ankara, stanbul ve
zmir gibi llerde kurulduu bir gerektir. Ulusal ortama nazaran
Ankarada %10 bir fazlalk vardr. Bundan kan sonu udur ki i
evreleri ile siyasetiler Bat blgesinde, ve fakat buna karlk Devlet
kuruluu Dou blgelerinde olmak zere yntemli bir ibirlii
halindedirler 611.
Din okullar konusunda da durum budur. Din okullar amak ve din
adam yetitirmek hususunda 1950den itibaren Demokrat Parti
tarafndan giriilen faaliyetler 1960 ihtilalinden sonraki tutucu
iktidarlar tarafndan daha da glendirilmitir. Cumhuriyet tarihimiz
ierisinde meslek eitimi alanlarndaki en hzl art "mam Hatib
Okullar" bakmndan kendisini gstermitir. zellikle 12 Mart
hkmetleri zamannda gerekletirilen bu hzlanma, daha sonralar
giderek artmtr.
unu esefle sylemek gerekir ki cahil halk kazanmak ve oy salamak
iin din adamndan medet uman partiler ve i adamlar Trkiyenin
geleceini din adamlarnn ipotei altna sokmulardr.
467
Ancak ne var ki din adamlar "hrevi iktidar"dan gayri hi bir iktidar
"meru" saymazlar onlar indinde "dnyevi iktidar" geersiz ve
deersiz bir anlam tar. Bu nedenledir ki mslman kiiyi dnyevi
iktidara kar isyankar ve fakat "hrevi iktidara kar" itaatkar ruhla
yetitirmee alrlar. nk Kuran onlara: "Rabbimiz biz
yneticilerimize ve byklerimize itaat etmitik, fakat onlar bizi
yoldan saptrdlar" "Keke Allaha itaat etseydik! keke Peygambere
itaat etseydik" (K. 33 Ahzhab 66-68) eklindeki( ve benzeri) emirlerle
hitab etmektedir.
Bundan dolaydr ki bir sredenberi gnll imamlar camilerde
vatanda devlet aleyhine kkrtmaya balamlardr 612














468
Din Adamlar - Blm 20

Atatrkn Binbir Glkle Din Adamndan Kurtard
toplumu, Yeniden Din Adamnn Penesine Terkeden Zihniyet.

I) "Aydn" din adam yetitirme hayalleri:
II) Atatrke gelinceye kadar slam devletlerinn hi birinde
"zgrlk", "insan haysiyeti" ve "insan sevgisi" adna din adamna
kar savaan ve toplumu din adamnn ktlklerinden kurtaran
olmamtr.
III) Gerek anlamda "aydn" olmayan din adam, halkn da
aydnlanmasni istemez.
IV) Aydnlanmayan ve aydnlatlmayan halk, daima din adamnn
yannda ve fakat daima da onun ktlklerine kurbandr.
V) Aydnlanm halk daima din adamnn ktlklerine kar kar ve
onu gelimeye zorlar:
VI) Devleti yeniden din adamnn (ve dinin) destei haline
getirenlerimizin suu

Atatrkn eriat karanlklarndan ve din adamnn tasalludundan
kurtarp aklc eitim sayesinde aydnlklara kard Trk toplumu,
yeniden eriat bataklna srklenmekte, yeniden din adamnn o
"a dlk" kokan ellerine terkedilmektedir. Son bin yllk tarihimiz
yle derinlemesine eletirilebilse, kazanlan askeri savalar ve
fethedilmi lkeler yks dnda Trkn bilim ve kltr alanlarnda
baarszlklar yle ciddi ve cesur bir aratrma konusu yaplabilse
grlecektir ki btn bunlarn nedeni eriat eitimi ile yourulmu ve
din adamnn elinde braklm, dolaysyle zgr dnceden,
yaratc gten yoksun kalm olmaktr. Atatrkn salad laik ve
469
mspet eitim sayesinde gerekten ibret verici hamleler yapabilen
toplumumuzun, eriat ortam ierisinde ve din adamnn elinde nasl
beyni ilemez, fikren uyuuk ve cansz bir kle haline gelebildiini
ancak byle bir eletiri ortaya vuracaktr.
Biliyoruz ki bu grmz rtmek isteyenler, gemiteki islam
uygarln rnek vereceklerdir. Ancak ne var ki islam uygarl denen
ey, islamn kendisinden doma, ya da eriat eitimiyle yetimi
kimselerin yaratmas olmayp eski Yunan bilimlerinden yararlanma
sonucu olumu bir eydir. Bunun byle olduunu dier
yaynlarmzda (zellikle Aydn ve Aydn ve ayrca Teokratik Devlet
Anlayndan Demokratik Devlet Anlayna adl kitablarmzda)
belirtmi olduumuz iin burada durmayacaz. Fakat sadece unu
tekrarlamakla yetinelim ki eriat malzemesi ve eitimi ile mspet kafa
yapsnda, mspet ahlak anlaynda insan yetitirmek mmkn
deildir. Aklc dncenin zgrlne ve bamszlna yer ve
deer vermeyen, insan zekasna gven beslemeyen, akla aykr ne
varsa her eyi "gerek" diye gsteren eriat dzeni ve zihniyeti
ierisinde aydn din adam yetiemez.
I) "Aydn" din adam yetitirme hayalleri:
Her vesile ile tekrarladmz gibi Batnn fikirsel gelimesinde rol
oynayan ey, aydn snfn bir yandan insan akln bask altnda tutan
din kuruluuna ve dier yandan da din adamlarna kar savam
vermi olmasdr. Batda zgr dncenin egemenliini
salayanlar, insan akln hem din cenderesinden, hem de din
adamnn penesinden kurtarmlardr. Akl ann oluumunda en
nemli rol oynayan Fransa, din adamna kar en amansz savam
veren bir lkedir. 1789 htilali dinsel zihniyete ve eitime olduu
kadar din adamlarna kar giriilmi bir savamdr. Bu ihtilal, Fransz
halkn, din adamnn sahteliklerine, yalanlarna ve saltanatna kar
bakaldrma geleneine yneltmitir. Bu dnemde Aydnn balca
dncesi toplumu din adamnn smrsnden ve etkisinden
kurtarmak olmutur. Fransz htilali, bu dnceyi gerekletirme
alanna sokan en nemli bir giriimdir. htilal liderleri, din adamlar
snfn sadece siyasetten uzaklatrmak, sadece dnya ilerine
karmaktan alkomak deil fakat asl kii ile ilikisini kesmek, ve
470
daha dorusu yok etmek istemilerdir. Klielerin kapatlmas ve din
adamlarnn hapislere atlmalar hep bu dncenin sonular olarak
ortaya kmtr.
Bununla beraber bu kadar ar gitmek istemeyenler, din ve dnya
ilerini birbirinden ayrmak ve din adamlarnn sadece "hrevi"
alanda i grmelerine izin vermek skkn semilerdir. Bir yazar yle
der: "(Tarihin rettii odur ki) eer bir millet mutlulua ynelmek
umudunda ve karlkl sevgi ve sayg ve refah yoluna kmak
dncesinde ise, bu taktirde din adamnn elinden her trl dnyevi
yetkiyi (almak gerekir). unu aklmzdan karmayalm ki insanlk
tarihinin balangcndan bu yana kii zgrlkleri ve insan zekas
bakmndan zararl hi bir davran (aklc eitim veren
retmenlerden) gelmemitiro buna karlk her devirde din adamlar
insan varlnn en kararl, en kt , en acmasz dmanlar...
lmulardr" 613.
Bu yazarlar Hristiyan dininin "Sezarn hakkn Sezara, sann
hakkn saya" ilkesine dayal olarak din ve devlet ilerini birbirinden
ayr tutmaa ynelik zelliklerini ele alarak, din adamlarnn
siyasetten uzak kalp sadece "hrevi" sorunlarla uramalar halinde
zararsz duruma gireceklerine inanmlardr. Bir yazar yle der: "Din
adamnn elinden dnya ilerini ve siyasal yetkileri alp onu sadece
(ibadet) iiyle urar klnz, ite o zaman onu zararl olmaktan
karabilirsiniz"
te yandan Batl aydnn tutumu genellikle u olmutur ki toplumda
"egemen" olmak gereken tek g akl olmaldr. Toplumu sadece akl
gc srklemelidir. Bu da din adamn dnyevi ilerin ve siyasetin
dnda brakmakla mmkndr.
Oysa ki islam lkelerinde bylesine bir bilinlenme grlmez.
"Aydn" diye bilinen snflar, eskiden olduu gibi bugn dahi geri
kalmlk nedenlerini eriat dininde deil fakat din adamlarnn
"cehaletinde" aramak gerektiini sylerler. Onlara gre eriatn z
"iyi" ve her trl bilimsel gelimeye olaslk verecek yeterliktedir
eer din adam iyi bir din eitiminden geirilecek olursa her ey
dzelecek, islam halklar uygarla erieceklerdir.
471
"Aydn" din adam yetitirmek hevesiyledir ki lkemizde, son 30 yl
boyunca grlmemi bir bilinsizlikle din okullar (mam-Hatip
okullar, slam Enstitleri, vb...) ve ilahiyat faklteleri ama rekorlar
krlm ve bu ksa sre ierisinde neredeyse yarm milyona yaklak
"medrese kafas" retilmitir. Bu kafalar devletin btn kilit
noktalarn ele geirerek yaknda Trk toplumunun tm kaderine
egemen olacaklardr.
Ancak ne var ki "su din adamnn cehaletindedir" demekle ve
yzbinlerce imam-hatipli yetitirmekle hibir ey zmlenmi olmaz,
nk din adamn "cahil" ve "a d" yapan ey dorudan doruya
eriatn kendisidir. "Doal haklara ve zgrlklere", "sosyal
eitliklere", "laiklie", "demokratik ilkelere", "hogrye", "aklc"
gelimelere ve "mspet ahlak anlayna" ters den eriat verileriyle
"aydn" din adam yetitirmek mmkn deildir. Nitekim mam Hatip
okullarndan, slam Enstitlerinden, lahiyat Fakltelerinden ve air
din okullarndan mezun olmu din adamlar, zihniyet, dnya gr ve
insanlk anlay bakmndan, "eitim grmemi" diye
kmsenenerek "cahil" bilinen din adamlarndan pek farkl
deillerdir. nk onlar da bunlar da, ayn eriat malzemesiyle
yetitirildikleri iin, ayn inanlara saplanm olup ayn kafa
yapsndadrlar. Daha nceki blmlerde sraladmz ve akln ve
havsalann kavrayamayaca nitelikteki eriat hkmlerini, sadece
"cahil" dediimiz din adamlar deil fakat lahiyat Fakltelerinden
yetimi, "Profesr" ve "Doent" gibi nvanlara sahip din adamlarmz
dahi ayn "kutsallkta" bulurlar: "l insan vcudu ile ya da hayvanla
cinsi mnasebette bulunan orulu kiinin orucu bozulur, kaza orucu
tutmas gerekir (kefaret orucuna gerek yoktur)" eklindeki eriat
hkmn "Hadisi erif" olarak belleyen ve halkmza belletenler,
sadece "cahil" din adamlar deil fakat lahiyat Fakltelerinde ya da
Diyanet lerinde grevli ve "Profesr" ya da "Doent" nvanl din
adamlardr 614. Hayvanla cinsi mnasebetin "zina" suunu
oluturduunu, mnasebette bulunan erkee verilecek cezada ayr
grn geerli olduunu, cinsi mnasebette bulunulan hayvann
neden dolay ldrlmesi gerektiini syleyenler yine "aydn" diye
bilinen din adamlardr 615. "Yemee ve iecee den sinein bir
kanadnda hastalk, dierinde ifa vardr ve sinek ifa kanadn darda
brakr (bu nedenle) sinein darda kalan kanadn iyice batrn, sonra
472
karp atn", ya da "Horoz melek grnce ter, merkep eytan
grnce anrr" eklindeki hkmleri kutsal birer eriat hkm
eklinde belleyen ve insanlarmza belletenler sadece "cahil" din
adamlar deil fakat Diyanet leri Bakanlnda i gren ve lahiyat
Fakltesini bitirmi, "profesr" ve "doent" nvanl din adamlardr.
"Farenin nne deve st koyarsanz imez, ama koyun utu
koyarsanz ier" eklindeki bir hadis hkmn "nk vaktiyle Beni
srailden bir kavm Tanr cezalandrmak iin fareye dntrd, o
kavim deve st imez olduu iin fareler deve st imez oldular"
eklindeki dinsel bir gereke ile kylmzn kafasna sokanlar sadece
"cahil" din adamlar deil fakat Profesrle ykselmi din
adamlardr 616. "eytan her iinizde, hatta yemek yerken dahi
yannzda bulunur. Birinizin lokmas elinden derse onu alp yein,
eytana brakmasn" eklindeki, ya da "Esnemek eytandandr...
Biriniz esneyip (ha) diye azn ayrnca onun gafletine eytan gler"
diyerek insanlarmz "eytanlar ilmi" ile eitenler Diyanet leri
Bakanlnn ayn "yksek" eitimden gemi unsurlardr 617.
Medine mescidinde minber iini gren bir hurma ktnn,
minberlikten karld iin ac ac inlemee, halkn gzleri nnde
hngr hngr alamaa baladn syleyenler sadece cahil din
adamlar deil fakat "Profesr" nvanl ve hem de lahiyat
Fakltesinde dekanlk yapan niversite mollalardr 618. Mslman
kadnlarn, mslman olmayan erkeklerle evlenmelerinin slama
aykr olduunu syleyerek hem insan haklarn ineyen ve hem de
mutlu yuvalar ykmak isteyenler sadece "cahil" diye damgaladmz
din adamlar deil fakat yine lahiyat Fakltelerinde reticilik yapan
"profesr" nvanl din adamlardr 619. Kadn snfn: "Aklen ve
dinen dn yaratklar" eklinde tanmlayp her bakmdan aalatanlar,
ve rnein "Mukadderatini bir kadnn eline veren millet felah
bulmaz" szlerine dayanarak: "slam hukukunda amme velayeti
denilen tekilat riyaseti ancak erkek bir vatanda tarafndan temsil
olunur. Bu, millet otoritesini temsil edecek mevkie kadn intihap
edilemez. nk kadnn ftrat bir ok cihetlerden bu ok ar
vazifeyi deruhte etmee msait deildir.. Bunun iin slam hukukunda
... devlet riyasetine intihap olunabilmesi hususunda kadn iin bir hak
kabul edilmemitir" eklindeki yorumlarda bulunanlar sadece "cahil"
din adamlar deil fakat Diyanetin "byk" nvanlara sahip
yetkilileridir 620 . Cumhuriyet rejimini "zindik dzeni"
473
diyetanmlayp devletin temellerini kundaklayanlar sadece cahil
dediimiz imamlar deil fakat "Doent" ve "Profesr" klkl din
adamlarmzdr 621. slamdan baka gerek din olmadn ve baka
dinlere ynelenlerin sapk sayldn syleyenler ya da "Babalarnz,
kardelerinizi (-eer farkl din ve inanta iseler) dost edinmeyin"
diyenler ve bylece insanlarmz banaz duygularla yetitirenler
sadece imamlar deil fakat Diyanet leri Bakanlnda i gren ya da
lahiyat Fakltelerinde hocalk yapan ve "Profesr", "Doent" vb...
nvanl din adamlardr 622. Kadna dayak atma konusunda: "Eer
Kuran dvlecek diyorsa kadn dvlr, ama dvme kadna hakaret
olsun diye deil, onu yola getirmek, aile yuvasn kurtarmak iin"
diyenler sadece "cehalet" ierisinde olduklar kabul edilen ky
imamlar deil fakat Diyanet leri Bakanl grevinde bulunanlardr
623. slama uygun yaam srenlerin Cennete gideceklerini
sylerken: "Her kim Cennete giderse o kii 4000 bakire, sekiz bin dul
ve 100 huri ile evlenir" eklindeki eriat hkmlerini belletenler ve
bylece erkek kiinin Cennetde on iki bin yz adet kadnla cinsi
mnasebette bulunacan mjdeleyenler, sadece "cahil" bildiimiz
din adamlar deil fakat Diyanet leri Bakanlnda bulunmu
kimselerdir 624.
"Yksek renim" grm ve "Profesrle" erimi bu tr din
adamlar, a d zihniyete saplanm olmaktan doma bilin altbir
itile, ou kez aydn grl ve kltrl ve Bat uygarln
derinlemesine biliyormu grnmek gibi bir zleme saplanmaktan da
geri kalmazlar. rnein Aristo , ya da Nietche ya da Dostoyevski vb...
gibi yazar ve dnrlere hayranlk duyduklarn syleyip gr
sergilemee alanlar ya da "hmanizme" ynelikmi gibi
davrananlar vardr aralarnda. Ancak ne var ki bu zlem onlar, ou
zaman farkna varamayacaklar bir gaflete drr. Nitekim Kuran
dnda slam tanmayan ve "doru" yola ancak Kuran ile
girilebileceine inanan ve stelik Diyanet leri Bakanln dahi
"hurafe satyor" olarak tanmlayp gericilikle sulayan bir eriat
"profesrn", Dostoyevskiye hayranlk duymas ve bu hayranln
gazete stunlarnda haykrmas bunun nice kantlarndan biridir: "...
kendisine bakarak g, gven ve ak tazelediim Dostoyevskiyi
sonsuzluk dostu olarak anyor ve selamlyorum" derken 625, bu
hayranlk duyduu Dostoyesvkinin slama (zellikle Kurana) ters
474
dtnden habersizdir. Yarm yamalak onun yaptlarn muhtemelen
okumutur ama nfuz edememitir. nk Dostoyevski, Kuran
benimsemek ya da Kurandaki Tanr anlayna katlmak yle
dursun fakat Tanrnn varlndan bile phe ettiini ortaya vuran ya
da Avrupann ve dolaysyle dnya lkelerinin ancak Ortodoks
kilisesinin rehberliiyle kurtulua kacana inanm ve bu inancn
havariyunluunu yapm olan bir kimsedir 626. Eer bizim niversite
mollamzn bundan haberi var ise bu takdirde Kurandan vazgeip
Rus Ortodoks kilisesine katlmakla, Dostoyevskiye hayranln ok
daha gerek bir ekilde ifade etmi olaca muhakkaktr. "Profesr"
nvanl bu ayn din adamnn, bir baka vesileyle Bosna-Hersekli
mslmanlarn bakan olan zzetbegovii "imanda gnldam" di
yerek "sayg ve hayranlkla" selamlarken de benzeri bir gaflete
dtne kitabmzn ilk blmlerinde deinmi ve zzetbegoviin
Atatrk devrimlerini tm olarak "Barbarlk" diye tanmlarken Atatrk
Trkiyesinin bir numaral dman olduuna deinmitik 627. Bizim
kendi takunyal eriatlarmza bile ta kartacak kadar ky bir
Atatrk (ve "Atatrk Tkiyesi") dmann "aydn" sanlan din
adamlarmzn "imanda gnldam" diyerek balarna ta etmeleri
unu gsterir ki onlar iin "iman" dnda kutsal ve deerli olan hi bir
ey yoktur: ne insan sevgisi, ne vatan sevgisi, ne ana ya da baba
sevgisi, ne "millet" sevgisi, ne adalet sevgisi... evet eriat dnda hi
bir sevgi!
Hmanizme ynelikmi gibi grnen "Profesr" nvanl din
adamlarmzn 627(a) saplandklar gaflet ise "Hmanist"
(hmanizma) szc ile "Hmaniter" szc arasndaki fark
bilmemekten domaktadr. Aydn ve "Aydn" adli kitabmda da
deindiim gibi hmanizma, insan sorunlarnn din verileriyle
(kitaplariyle) deil fakat beeri verilere (insan yaps kanunlara) gore
zmlenmesini ngrr. Oysa ki bizim "aydn" geinen "Profesr",
"Doent" nvanl din adamlarmz iin eriat dnda (hi deilse
Kuran dnda) zm aramak sz konusu deildir.
te yandan bu kiilerin "Hmaniter" grnmee heveslenmeleri de
yapmacktr, nk bu szck, bata din ve inan olmak zere hi bir
ayrm gzetmeksizin insanlar aras sevgi ve sayg duygularn ierir.
475
Farkl din ve inanta olanlara kar saldr ve sava diye bir ey kabul
etmez.
Oysa ki bizim "aydn" din adamlarmz, farkl din ve inanta olanlar
"kafir" ve "dman" bilirler, nk eriat dini, daha nceki blmlerde
de grdmz gibi, slamdan gayri bir dine ynelik olanlar (hatta
slam olupda mnafk saylanlar) "sapk", ya da "kafir" olarak
tanmlamak bir yana (rnein: K. mran 85), fakat yer yzn
"Darl-slam" (mslmanlarn yaadklar yerler) ve "Darl-harb"
(Kafirlerin yaadklar yerler) diye ikiye ayrp birincileri ikincilere
kar savatran, "mriklerin" ldrlmelerini zorunlu klan bir
dindir (rnein: Tevbe 5, 29o Bakara 193 vb...). Baka dinden
olanlara (rnein Yahudilere ve Hristiyanlara) kar olumlu
davranmay savunuyormu gibi grnenler dahi, bunu insan sevgisi
itiiyle yapmazlaro sadece Tanrnn slamdan baka bir din ve baka
dinden peygamber gndermediini ve nk Kurann byle
dediini dnerek yaparlar.
*
Evet, ne yazk ki eriat eitimiyle aklc ve acl dnce yapsnda
ve insanlar aras sevgi duygusuna bal din adam yetitirme olasl
yoktur ve olmadn kantlar nitelikteki rnekleri sonsuza dek
uzatmak kolaydr! Diyanet leri Bakanlnn ya da "Profesr" ya
da "Doent" nvanl din adamlarmzn halkmza bellettikleri (ve bu
kitapda bazlarna deinmi olduumuz) eriat verilerini yle bir
gzden geiriniz: akl banda olanlarmz dehet ve aknla
srkleyecek olan bu hkmlerin "aydn" diye tanmladmz bu din
adamlar tarafndan "kutsal" sayldn grmekle arr ve "cahil" din
adam ile "okumu" din adam arasnda neden dolay fark
olamayacan anlarsnz.
Fakat "aydn" diye ortaya kan (zellikle "Profesr" ve Doent"
nvanl) din adamlarmzn bu topluma kar giritikleri asl byk
ykclk, Atatrk sayesinde aklclk rayna oturtulmu bir toplumu, bu
raydan kartp Kuran dnda gerek yokmu inancna dorultmak,
Kuran tm yaamlarmzn rehberi yapmaa almaktr. Bunlar
arasnda "Kurandaki slam" parolasna sarlp kendisini "havari"
lerden sananlar vardr. inde yetitikleri eriat eitimi yznden sapl
476
bulunduklar zihniyet nedeniyle sundan habersizdirler ki ada
uygarlk, kiiyi din kitaplarnn rehberliinden uzaklatrp akln
egemenliine ve rehberliine ulatrmakla salanmtr. Bat dnyas,
17i yzyldan bu yana, insan zekasn ancak bu yoldan yaratcla
kavuturmu ve ancak bu yoldan insan varln snrsz bir gelime
olaslna dorultmutur. Konuyu Aydn ve "Aydn" adli kitabmda
incelediim iin burada daha fazla durmayacam.
Ancak unu tekrarlamalym ki bizim iin btn sorun, genel olarak
din adamn a d zihniyet ierisinde tutan eriatn znde
yatmaktadr. Asl savalmak gereken ey de bu zdur. Bu z
oluturan veriler, bundan 1400 yl nce yerletirilmi eylerdir nsan
varln eziklik ierisinde tutan ve somurten bu z akl tornasndan
geirmedike ve din adam snfn "aklc dnce insanlar" haline
sokmadka uygarla k yolu bulunamayacaktr.
II) Atatrke gelinceye kadar slam devletlerinn hi birinde
"zgrlk", "insan haysiyeti" ve "insan sevgisi" adna din
adamna kar savaan ve toplumu din adamnn
ktlklerinden kurtaran olmamtr.
Biz aydnlar, akl yordam ile eriatn insan hak ve zgrlklerine ters
den ynlerini ortaya vurup insanlarmz bilinlendirmekle ve onlar
din adamnn yalanlarna ve ktlklerine kar savam verebilecek
duruma getirmekle grevliyiz. Nasl ki Batda aydn snflar, bir
yandan din kuruluunu eletirip akla ve vicdana aykr din verilerini
gidermee alrken dier yandan din adamn dnya ilerine
kartrmamak, halk ynlarn din adamnn basksndan kurtarmak
bakmndan kendi toplumlarna yararl olmularsa, bizler de bu lkeyi
uygarla karmak iin yle yapmak zorundayz. "Aydn kii" olma
nitelii bizi bu zorunlua, yani din kuruluunun ve din adamlarnn
olumsuz ynlerine kar savama srklemelidir.
Ne hazndr ki slam tarihinde bu tr bir savam olmamtr. Din ve
devlet ayrl diye bir ey olmad iin, "dnyevi" ve "hrevi"
iktidarn destekisi iini gren din adamna kar direni pek
grlmemitir. Gemite baz yazarlarn din adamnn ktlklerine
ve bilgisizliklerine kar tepki gsterdikleri sylenebilirse de, bu hem
yetersiz ve hem de etkisiz kalmtr. rnein irazl Hafz, hemen her
477
iirinde, kapal bir dil ile de olsa, din adamnn sahteliklerini dile
getirmitir 628. Glistan adl kitabnda air Saadnn ayn eyi
yapt grlr. Din adamna kar en fazla dmanlk duyanlardan
biri bn Rdturo Eflatunun "Cumhuriyet" adli kitabn yorumlarken
"Btn istibdatlar ierisinde en korkun, en kt olan din
adamlarnn istibdadr" diyebilmitir 629. bn Rd u bu dmanlkta
kararl klan ey, Endls saltanat dneminde, daha dorusu Halife
Hakem II zamannda (yani 10. yzylda), oluan hogr ve uygarlk
ortamna kar din adamnn olumsuz tutumudur. Hacb al-
Mansurun, Halife Hisam saltanatna son verip iktidar ele
geirmesinde, fikir ve dnceye zincir vurmasnda din adamnn rol
oynamasnn da onu rahatsz ettii muhakkaktr. Buna benzer olaylar
sonucu bn Rd unu iyice anlamtr ki din adam, her trl
deiiklii ve yenilii "dinsizlik" bilir ve nlemek iin her ktl
yapmaa hazrdr.
Yukardaki listeyi uzatmak ve din adamlarna bal imi gibi grnp
onlarn sylediklerine fazla aldr etmeyen Alparslan gibi
hkmdarlardan rnekler vermek mmkn.
Yakn dnem tarihimiz ierisinde Tevfik Fikret ya da air Eref ve
Neyzen Tevfik gibi baz yazarlarn bu seriyi tamamladklar da
dorudur. Drstlk timsali Tevfik Fikret, o gzel ve etkili kalemiyle,
din hocalarna gereken dersi vermesini bilmitir. Yalan ve iftira
usulleriyle temiz insanlara saldrmay marifet sayan din adamlarn
halla pamuu gibi atmasn becermitir. Selahi Dede adndaki bir
hoca iin yazd u satrlar bunun nice rneklerinden biridir:

"Hacce-i hac der -baal hulheves,
imdi sark, imdi klah, imdi fes,
A ban yle nesin hey teresi teres"

478
Bu satrlar yazmasnn nedeni kendisinden i isteyipde olumsuz
karlk alan bu din adamnn: "Tevfik Fikret -Kurann kara
sayfalar yrtld artk- dedi" diyerek iftirada bulunmasdr 630.
air Eref ise, kaba bir dil ile de olsa, o veciz satrlariyle din
adamlarn bir hayli hrpalamtr.
nsan sevgisi ve zgrlk duygusu ile dolu Neyzen Tevfike gelince o,
din adamlarnn balca dmanlarndan biridir. Kendisi medrese
eitiminden gemi olup mollalktan geldii iin din adamlarnn i
yzn herkesten iyi bilirdi. Bundan dolaydr ki onlarn tiynetini
ortaya vuran iirler yazmtr. "Aygr mam" balkl bir iirinde din
adamlarnn paraya dknlklerini, zayflar ezmek hususundaki
becerikliklerini ve gl olann karsnda klmlklerini,
hilelerini vb... dile getirmek zere yle der:
"Paraca pulca bu yl hayli kalnlatn ha,
.................................................................................
.
Pek zebun-ku (dman ldren) diyemem amma ezersin zayf
Lupe geldi mi taparsn semize Aygr mam, 631

Din adamnn bilgisizliini, kana susamln ve halk yoksulluk ve
kader felsefesi ile yetitirme gayretlerini sergilemek iin yle der:
"Gece bast kara kapl kitap-oldu hakim,
Anrrken tepien bunca ... (imam) hep alm!
Hepsi de kendisinin gittii yol doru sanr,
Razdr yaptna az buuk elden utanr!
Utanrken garazim menfaatinden korkar,
479
Yoksa her eye msait o sark, kanl yular" 632
"Hoca" adli bir iirinde din adamnn bir baka ynn yle dile
getirir:
"On yanda bir kz nikah ederek,
Alr ve kendisi altm yandadr, bu .(!)..,
mam deil mi ya? Bunlar eriat icab,
Mahallede ileri kim gelirse ahbab!" 633

Fakat u muhakkak ki Atatrke gelinceye kadar din adamn ktlk
yapabilecek durumdan karan ve insanlarmz din adamnn
penesinden kurtaran olmamtr. Din adamnn farkl inantakileri
"kafir"likle sulayp eriatn "Cihad" hkmlerini seferber edebilen
olumsuz zihniyetine kar, inan fark gzetmez bir insanlk sevgisiyle
dikilen kmamtr. Denilebilir ki Atatrk, 1400 yllk slam tarihi
ierisinde din adamna kar en etkili bir ekilde savaabilen ilk ve
tek insandr. Eer istemi olsa din adamn kendisine destek klp,
halk onun aracliyle smrebilecek ve rahat bir yaam srebilecek
iken bunu yapmamtr. Yapm olsa muhtemelen kendisini tehlikelere
srklemez ve bugn softa ynlarca lanetlenmezdi. Fakat o her eyi
gze alarak din adamna kar amansz bir savam amtr. nk
din adamn Trk toplumu iin en byk bir bela olarak grmtr.
Bundan dolaydr ki din adamlarn sevmez ve sevmediini aka
sylemekten ekinmezdi. ubat 1923 tarihli bir konumasnda yle
der:
"Eer onlara (din adamlarna) kar benim ahsmdan bir ey anlamak
isterseniz derim ki ben ahsen onlarn dmanym. Onlarn menfi
istikamette atacaklar bir hatfe (adm), yalnz benim ahsi imanma
deil, yalnz benim gayeme deil, o adm benim milletimin hayat
ile... , o adm milletimin kalbine havale edilmi zehirli bir hanerdir.
Benim ve benimle hemfikir arkadalarmn yapaca ey, mutlaka o
adm atan tepelemektir. Sizlere bunun da fevkinde bir sz
480
syleyeyim. Farz- muhal bunu temin edecek kanunlar olmasa, bunu
temin edecek Meclis olmasa, yle menfi adm atanlar karsnda
herkes ekilse ve ben kendi bama yalnz kalsam, yine de
tepelerim!"634.
Bu tarihten bir ay kadar sonra, 16 Mart 1923 tarihinde Adanada
unlar syler: "Tarihimizi okuyunuz, dinleyiniz... grrsnz ki
milleti mahveden, esir eden, harabeden fenalklar hep din kisvesi
altndaki kfr ve melanetten gelmitir. Onlar (din adamlar) her trl
hareketi dinle kartrrlar" 635.
Bu lkede aydn saylabilecek bir tek insan gsterilemez ki bu szleri
itenlikle benimsemesin ve bu duygular paylamasn. Din adamnn
yzyllar boyunca srp gelen sevimsizlii, bilgisizlii, fikirsel
miskinlii, yalana dknl ve her alandaki olumsuzluu, bu
toplumun uygar dnceye sahip insanlarnn her zaman iin tiksinti
ile izledikleri bir gerektir. Aydn says oaldka bu duygularn
yaygnlaaca muhakkaktr. eriat malzemesi ve eriat eitimiyle din
adamn daha iyi, daha bilgili, daha ahlaki yetitirmek mmkn
olamayacana gre lkemiz insanlarnn okumuluk ve uyanmlk
seviyesi gelitike din adamnn bu toplumda tutunmasna, kendisini
kabul ettirip sevdirmesine olanak kalmayacaktr. Hele bu millete bin
yl boyunca yapt ktlklerin, dmanlklarn, ihanetlerin gn
na karlmas ve btn bunlarn biraz olsun akl ileyenlerimizce
anlalmas sonucunda din adam Trk toplumunun amarn, hem de
en gl ekliyle, bir gn mutlaka suratnda bulacaktr.
Eer din adam bu durumlara dmek istemiyor ve kendi sonunu
dnyor ise Batnn gelime tarihini, zellikle akl ana giriini
inceler ve ders alr. Voltaire, Bayle, Diderot, Rousseau vs... gibi ve
daha nice Akl a mimarlarnn itiiyle gelitirilen "din adam
dmanl"nin Batda, zellikle 1789 ihtilalinden sonra Fransada,
ne gibi boyutlara ulatn ve ne gibi sonular dourduunu gzden
geirir. Eer bu topraklar zerinde yaayan insanlarn geleceini
tehlikeye drmek istemiyor ise bilinsiz gidiine son verir ve
gereklere giden tek yolun aklclk olduunu kabul edip laiklik
ilkesine brnerek kesine ekilir. Asl grevinin, eriat dzeninin
481
yok olmasn salayc zemini hazrlamak olduunu bilerek,
kendisinden son bekleneni yerine getirir.
III) Gerek anlamda "aydn" olmayan din adam, halkn da
aydnlanmasn istemez.
Yukardaki blmlerden kan sonu udur ki gnmzde din adam,
btn okumuluuna, diplomalarna ve nvanlarna ramen yine de
acl ve aklc zihniyete sahip olmaktan uzaktr. Bundan dolaydr ki
halkn aydnlanmasna, aklc eitim almasna ve laiklie kardr.
nk bilir ki elinde bulundurduu yalanlar malzemesini, aklc
eitimle yetimi insanlara sokuturmak mmkn olamayacaktr. Bilir
ki eriat verilerini "gereklerin ta kendisidir" diye belletmeye
kalkt her kez karsnda, bunlar akl ve zeka gcyle rtecek
insanlar bulacaktr. rnein bilir ki "slam eriat hogr dinidir
Dinde zorlama yoktur" diye konutuu zaman karsndaki aydn kii
ona bu ayn eriatn: "Mrikleri nerede grrseniz ldrn" (K. 9
Tevbe 5) eklindeki emirlerinden balayp "(Allah katnda slamdan
gayri din yoktur) Kim islamiyetten gayri bir dine ynelirse sapktr!"
(K. 5 mran 19, 85) ya da "Ey inananlar! babalarnz, kardelerinizi -
eer kfr imana tercih ediyorlarsa-dost edinmeyin" (K. Tevbe 23)
eklinde olan ve ayrca mslmanl terkedenlerin ldrlmelerini
emreden ya da "Kafirlere" kar cihad ngren hkmlere varncaya
kadar, hogr duygusunu insan kalbinden silen verileri gsterecektir.
Yine bunun gibi bilir ki "eriat dini eitlik dinidir" dedii zaman
karsndaki aydn ona eriatn eitsizlik yaratan nice verilerini ve bu
arada klelii doal bir kurulu gibi tanmalayan: "... bir tarafta... bir
kle, bir tarafta da bol rizik verdiimiz... birisi olsa, bu ikisi eit olur
mu? kr Allaha ki eit deildir" (K. 16 Nahl 75) eklindeki
hkmlerini ve benzerlerini gsterecektir. Buna kar "Klelik eski
Cahiliyye dneminin benimsedii bir kurulutu bu nedenle o an iin
klelii kaldrma olana yoktu klelik kaldrlm olsa idi halk
ayaklanrd. Bu nedenle Tanr klelii yekten kaldrmad fakat
tedricen kaldrlmasn uygun buldu" eklinde bir yant vermee
kalkt zaman karsndaki aydn kii, aklc bir mantkla kendisine:
"Pek iyi ama, her eyi diledii gibi yaratacak gte olan bir Tanr
neden halkn ayaklanmasndan korksun ve taviz yoluna bavursun?"
diyecektir. Yine bilir ki "eriat dini kadn haklarna saygldr, kadn
482
erkek eitliini salamtr" eklinde konutuu zaman karsndaki
aydn kii ona "Kadnlar aklen ve dinen dn yaratklardr" eklindeki
hkmlerden balayp "ki kadnn tankl bir erkein tanklna
bedeldir" (K. Bakara 282) , "(Miras paylamnda) Erkein pay... iki
dnn pay kadardr... Erkee kadna nispetle iki pay verilir" (K.
Nisa 11,176) eklindeki kadn erkek eitsizliini ngren, ya da
"Namaz (bozan) eyler eek, domuz ve kadndir", "Cehennemin
ounluunu kadnlar oluturur" eklinde insan ahsiyetinin
haysiyetini rencide eden nice hkmleri sralayacaktr.
Bu rnekleri oaltmak kolay. Kolay olmayan ey, din adamna, bu
toplumda artk dnebilen beyinler olduunu ve u durumda akl ve
mantk d eriat verileriyle i grmenin yararsz bulunduunu
anlatmaktr.
IV) Aydnlanmayan ve aydnlatlmayan halk, daima din
adamnn yannda ve fakat daima da onun ktlklerine
kurbandr.
Toplumumuzun balca zelliklerinden biri kendisine en byk
ktlkleri yapanlara, kendisini smrp yoksul, zavall ve mutsuz
brakanlara, zellikle din adamlarna kar bilinsizce ballk
duymas, her vesile ile destek olmasdr. Her ne kadar bu olumsuzluk
eriat toplumlarnn ortak bir yn olmakla beraber bizim kendi
toplumumuz bakmndan ayr bir zellik tar. nk yeryznde bir
baka toplum yoktur ki, kendi benliini, milli geleneklerini, tarihini,
dilini ve her eyini din adam yznden yitirsin de buna ramen din
adamna bal kalsn. Kukusuz ki bu ballk "korku" ve "bilgisizlik"
gibi elerden kaynaklanmaktadr.
Ne hazndr ki halkmz, gemi dnemler boyunca din adamna, hep
olumsuz ynleri itibariyle ballk gstermitir. rnein hangi din
adam ki "kafirlere" kar eriatn ngrd insafsz hkmleri
uygulamada usta olmutur, ya da hangi din adam ki "kafirlere" kar
"Cihada giriilmesi" iin etkili olmu, nclk yapmtr, ya da hangi
din adam ki farkl din ve inanca ynelenleri sapklkla sulamtr, ya
da hangi din adam ki tm insanlar aras sevgi fikrinden ve
duygusundan yoksun kalmtr, ite o, halk tarafndan en deerli, en
byk insan saylmtr. Kanuni Sultan Sleyman ve Selim II
483
zamannda eyhlislamlk yapm olan Ebusuud Efendi ki,
kendisine boyun emeyen ve "Vahdet-i Vcud" nazariyesine inanan
kiilerin ldrlmesinden ttnz da "hlle" uruna aile yuvalarnn
yklmas sonucunu douracak kararlara varncaya kadar her trl
ahlak dla ve insafszla ynelmekten geri kalmamtr,
halkmzn ve hatta aydnlarmzn bugn dahi "eine az rastlanr din
adam" olarak kabul ettikleri bir kimsedir.
eriat dnyas halklarnn tarihi hep bu tip din adamlarnn
yceltildiine kant rneklerle doludur.
Kukusuz ki her lkede ve her toplumda din adamlarnn
ktlklerinden sz etmek, rnekler vermek mmkndr. Fakat kendi
iinden kt ve kendisini besleyen topluma kar olumsuz
davranmak bakmndan Trk din adam ile yarabilecek olann
bulmak gtr. Arapn din adam bile, btn ilkelliine,
bilgisizliine, ktlne ramen yine de kendi mmetini "Arap
benlii" ile yetitirmesini bilmi, kendi geleneklerini, kendi dilini
yceltebilmitir. Oysa ki bizim din adammz, Trk milliliinden,
kendi z dilinden, eski gemiinden, geleneklerinden ve zengin
tarihinden, daha dorusu Trklkle ilgili ne varsa her eyinden yoksun
etmi, hatta onu kendi atalarn lanetler durumlara getirmi, "Trkn
tarihi islam ile balar" diyerek, en azndan 2500 yllk Trk tarihini u
son bin yllk zamana sdrmak istemi, ksacas Trk
"Trklnden" aryp ruhen ve ahlaken Araplatrmtr.
u muhakkak ki Trk halk, aydnland ve aydnlatld an bu
yalanlar ve melanet son bulacaktr. Batda fikren gelien halkn
yapt gibi Trk toplumu da bir gn gelecek, kendisini zavall hallere
dren, ilkelliklere iten, kendisine ihanet eden din adamnn
karsna geip ona haddini bildirecektir.
*
Kukusuz ki Trkn bana gelen btn bahtszlklar, halkn aklc
eitimden uzak klnp eriat hamuru ile yourulmasndandr. Yine
tekrar edelim ki halkn bilgisiz kalmasnn sorumluluu "din
adamlar" ile "aydn" diye bilinen snflarn omuzlarnda yatar. Halk
"ocuk" nitelinden yukar grmeyen bu snflar, aslnda kendileri
484
de ocuk zekal olmakla beraber, yalan ve kurnazlk sanatnda usta
olmalar sayesinde, yzyllar boyunca oyunlarn pek etkili bir ekilde
oynayabilmilerdir. Bu oyunlara son veren Atatrk olmutur. Ancak
ne var ki din duygularnn smrlmesine yeniden balanld 1950
ylndan bu yana ve hele 1960lardan sonra saylar giderek artan din
adamlar aracliyle uygarca yaamlar dinsizlik, ya da slama
aykrlk gibi gsteren kara bir zihniyet tremitir ki Trk toplumunu
her gn biraz daha birbirine dman iki kampa ayrm gibidir.
Atatrk dmanln ve laiklik dmanln krkleyen davranlar
hep din adam ile halkin cahil snflarnn i birlii sayesinde ortaya
kmtr. stanbulda, Beyazt camiinde Hoca efendinin vaazn
dinledikten sonra sokaa frlayan halk, niversite binasn basm,
retim yelerinin odalarna girerek tehditlerde bulunmu, Faklte
Kitaplna giderek: "Bu kitaplar yaklacak, buraya Kurandan baka
kitap konmayacak" diye barp comutur. Diyanet leri
Bakanlna getirilen yksek diplomal (!) din adamlarmz, bu
uygarlk anda kadna hala dayak atmaktan ttnzda, Cennete
gidecek olan mslman erkeinin 4000 bakire, 8000 dul ve 200 huri
ile evleneceine dair mjdeler vermee varncaya kadar gldrc
fetvalar vermekle meguldrler.
Gerilerde braktmz yzyllar ierisinde nice ac rnekler vardr ki
cahil halkn din adam ile el ele ve ayn safta olmak zere "aydnla"
kar ayaklandn gsterir. ok gerilere gitmeye gerek yok, fakat
Cumhuriyet dnemimizin balarnda tank olduumuz olaylara gz
atmak yeter. Menemen olay devrim dman din adamnn cahil
halkin destei ile ne gibi cinayetlere giriebileceinin en yeterli bir
rneidir. Resmi kaytlardan okumaktayz ki devrimlere ve uygarlk
fikrine kar ayaklanan ve kendilerini "mehdi" olarak gsteren
hocalar, devrim temsilcisi gen subay Kubilayn kafasn kr bakla
keserlerken halk arasndan kendilerine gnll yardmc bulmulardr.
Bir yazarmz yle diyor: "Mehdi, elinde Kubilayn kanl ba ile
dolayor. Bu arada katillere sigaralar ikram edilmekte, kesik ba
diree balamak iin halk arasnda harl harl ip aranmaktadr. Ve
btn bu destee sebeb -eriatn, Padiahlarn, dinin geri gelecei-
vaadidir. Halk bilinsiz ekilde bir eye tepki gstermek gerektiini
dnrken bu tepkiyi katillere yardm etmek biimine
dntrmtr. Halkn tutumu budur ve bu sadece Menemende
485
deil, dier devrim aleyhtar davranlarda da ayn olmutur... Fakat
gerek, (btn) bu olaylarda halkn, bazan kk bazan da byk
gruplar halinde sulular desteklediidir". 636
Anmsatalm ki Kubilay, halkn iinden kma bir devrimcidir
Atatrk devrimlerini savunan bir insandr. O devrimler ki yzlerce yl
geri kalm bir toplumu uygarla karmak iin yaplmtr. Oysa ki
halk, kendisini devrim dman olarak hazrlayan din adamnn
yannda ve desteinde olarak kendi iinden kan ve kendisine
yardmc olmaa alan bir insan yok etmitir. te bugn yine din
adamnn penesine teslim ettiimiz halk, muhtemelen pek yaknlarda
yeni Menemen olaylarna heves duyan ve aydn kiilerin kesik
balarn elinde tutacak olan din adamlarn alklamaa
altrlmaktadr. Sivas vaheti bunun ilk denemelerindendir.
Gerekleri balkla rtmeye ve rnein cahil ynlar "Devrimci halk"
ya da "arkl erkan- harb" ya da "Akll ve zeki halk" gibi
gstermeye almak gereksizdir. Batl inanlara saplandrlm cahil
ynlara vgler yadrmak millete hizmet deil ihanettir. Gerek
hizmet, gerek yurtseverlik, halkn yzne gerekleri haykrmak, onu
bin yllk uykusundan uyandrmaktr. Halkin suratna haykrlmak
gereken ilk gerek ise, din adamna kanmann ve onun yannda yer
almann felaket yaratt ve yaratacadr.
V) Aydnlanmis halk daima din adamnn ktlklerine kar
kar ve onu gelimeye zorlar:
Bat lkeleri rnei unu kantlamaktadr ki biraz olsun aydnlatlan,
fikren gelitirilen halklar, din adamnn kandrmalarna ve melanetine
kar daima direnebilmilerdir. Din adam ise, aydnlanmaa balayan
halkn kendisine dman kesileceini ve ilk frsatta hn karmak
isteyeceini bildii an, kendisine eki dzen verebilmi, insaf yoluna
girmi, aydnla ynelebilmitir. Nice rneklerden biri olmak zere
Fransada, geen yzyln sonlarna rastlayan Ernest Renan olayn
zetleyelim. Ernest Renan byk bir dnrdr. "La Vie de Jesus"
adli adl yaptiyle ve milliyetilik anlayn insancl elere dayatan
grleriyle n salmtr. Kendisi aslnda bir din adam olduu halde
Kilisenin ve din adamlarnn tutucu ve olumsuz davranlarn
eletirdii iin onlarn hcumuna urar, dinsizlikle sulandrlr.
486
ld zaman Kilise, Renann dini merasimle gmlmesini yasaklar
ve diledii yere gmlmesine engel olur. Fakat halk, Renann
bilimsel deerini ve aydn fikirlerini takdir edebilecek kerteye erimi
bulunduu iin, Kilisenin bu tutumuna kar byk bir tepki gsterir
ve muhteem bir merasimle onu diledii yere gmer.
Hemen ekleyelim ki Batda, Kilisenin ve din adamnn
ktlklerine kar halk ayaklanmas olaylar ok gerilere iner.
ngilterede, daha Henry VIII dneminde ( 11. yzyl), manastrlarn
kaldrlmas konusunda halktan gelme istekler belirmitir. Din
adamlarnn sna saylan manastrlar halk, kendi zavalllnn
ve yoksulluunun kayna gz ile bakmaktayd. Din adamlarnn
kepazeliklerle dolu yaamlar, ahlak d davranlar, din perdesi
altnda halk soymalar, sehevi azgnlklar, halk indinde tiksinti
uyandrmakta, ikayetlere yol amaktayd. Gnah kartmak iin din
adamlarna bavuranlarn kandrlmalar, soyulmalar, su ileyenlerin
dahi para karlnda gnah kartmalar, cinayet ileyenlerin ayn
ekilde afv olunmalar, gnah karma srasnda srlarn veren
kadnlarn din adamlar tarafndan antaj yolu ile ifal edilmeleri ve
buna benzer eyler, din adam dmanlklarn biraz daha arttrmtr.
Sylendiine gre 13. yzyldan bu yana din adam dmanl
yznden balca drt byk halk ayaklanmas olmutur ki bunlardan
ilki Fransada "Albigensian" lerin, ikincisi 14. yzylda ngilterede
Wyckliff taraftarlarnn giritikleri ayaklanmalar, ncs 16.
yzylda oluan Reformasyon hareketleri ve nihayet drdncs de
1789 tarihli Fransz ihtilalidir 637 .
Albigension ayaklanmas, Fransada "Albigeois" blgesindeki
Kilisenin ve din adamlarnn ahlakszlklarna ve cinayetlerine kar
oluan bir olaydr. Daha 12. yzyldan itibaren halkta, din
adamlarnn tiynetsizliine kar ylesine bir tiksinti duygusu
yerlemeye balamtr ki, ktlk ls olarak "Rahipten bile daha
kt, daha ad" ("plus vil quun pr^tre") deyimi yerlemitir.
ngilterede 14. yzylda Wyckliff taraftarlarnn din adamna kar
ayaklanmalar dier ilgin bir olaydr. Wycklif, halkn kltr
seviyesini ykseltmek, din kitaplarn halk diline evirip, halkn
anlayabilecei ekle sokmak, akl szgecinden geirmek iin alan
487
bir din adam idi. Hem din anlayndaki olumsuzluklara, hem din
verilerinin akla meydan okur nitelikteki yorumlarna ve nihayet hem
de Papaligin, Klienin ve din adamlarnn rezilliklerine,
cinayetlerine, hrszlklarna, sahtekarlklarna kar savam gze
almt. Bir yandan "Tanr hi kimseyi anlamad ve inanamayaca
eyleri kabule zorlamaz" diyerekten Hristiyanln akl ve mantkla
badamaz temellerine dinamit yerletirirken dier yandan da ncili
halkn anlayaca dile evirerek kiileri din adamnn ktlklerine
kar direnebilecek duruma getirmekle meguld 638. ngilterede
halk ynlarnn fikren ve zihnen gelimesinde Wyckliffin rol ve
etkisi byk olmutur.
Bu etki sadece ngiltereye inhisar etmemi, Avrupann dier
lkelerine de sramtr. Huss olay bunun ilgin rneklerinden
biridir. Jean Huss ekoslavakyal bir din reformcusuduro Wycklifin
grlerinin Avrupadaki yayclarndandr. Bu yzden papann
emriyle yakalatlm ve diri diri yaklmtr. Yaklan vcudunun
klleri rzgara tutularak savrulmuturo savuranlar sanmlardr ki
Hussun grleri tarihe kavutu. Oysa ki byle olmamtro din
adamlarnn ktlklerine kar Huss un giritii savam yava
yava halk tabakalarn etkileyerek ayaklandrmtr.
Lutherin oluturduu "Reformasyon" hareketleri din kitaplarnn
halk tarafndan okunup anlalmas ve din adamlarn denetleyebilecek
duruma gelmelerini salamtr. Bu sonu Papala pahalya mal
olmutur, nk halk ayaklanmalar sonucu olaraktr ki Papalk
Avrupa lkelerinin pek ounu (zellikle Kuzey Avrupay)
kaybetmitir.
Wyckliffin 14. yzylda ngilterede balatt ve bir ksm Avrupa
lkelerinin 15.yzylda benimser olduklar "din adam dmanl"
siyaseti 16. yzylda ngilterede yeniden alevlendi. Kamuoyu din
adamnn sahteliklerine kar daha da hassas ve tepkili ekilde direnir
oldu. Bunun sonucu olmak zere Parlamento ise el koydu. 1529
ylnda Avam Kamaras, Parlamentonun toplantya arld gn,
"Ruhban" snfn sular nitelikte karar ald ve kararn krala bildirdi.
Bu bildiride, toplumu kt yola srkleyenlerin genellikle din
adamlar olduu, bunun balca nedenlerinin de din ve devlet
488
ilerinin birlikte yrtlmesinden doduu, Kilise ile Devletin yarg
ilerini birlikte grmelerinin sakncal bulunduu, yoksul kimselerin
dini mahkemelerde hi bir hukuki gerek olmadan yarglanmalarnn,
hapse atlmalarnn utan verici bir ey olduu, Kilisenin para
karlnda ruhani ayinler yapar olmasnn halka hizmet salamad,
saf ve temiz kiilerin din adamlar tarafndan sebebsiz yere dinsizlikle
sulandrlp hapislere atld, Kiliseye rvet vermeyen yurttalarn
eziyet ve ikenceye sokulduklar ve buna benzer hususlar yer almtr.
Avam Kamarasnn bu bildirisini Kral Klieye ve din adamlarna
yanstm ve onlardan yant bekler olduunu aklamtr. Bundan
sonraki ekime Avam kamaras ile din adamlar arasnda balar. Bu
ekime boyunca Avam Kamaras, din adamlarna kar fevkalade
sert, saldrgan bir tutum taknarak "Clergy Diipline Acts" (Din
adamlarnn Disipliniyle lgili Kanun) adli bir kanun geirir. Bu
kanun, din adamlarnn gelir kaynaklarnn denetim altna
alnmasn, din hizmetleri karl alnacak cretlerin saptanmasn,
lenlerin defnedilmesi vesilesiyle cret alnmasnn yasaklanmasn ,
ayrca da din adamlarnn yapamayacaklar ilerin tanmlanmasn
(rnein o zamana kadar ifilik, iki imal ve sat, hayvanclk gibi
ilerle megul olmak din adamlar iin mmkn iken, bu kanunla
birlikte yasaklanr) hkme balamtr 639.
Parlametonun bu tepkisi karsnda din adamlar kstah bir tutum
taknrlar. Gerek Kilisede verdikleri vaazlarla ve gerek Kilise
dndaki eylemleriyle Avam Kamaras yelerine kar saldrya
geerler ve onlar dinsizlikle, zindiklkla, tanrszlkla sulamaa
balarlar. Bu saldrlar Avam Kamarasn yelerini korkutmazo aksine
Kral nezdinde giriimlerde bulunarak din adamlarna kar daha da
youn bir savama geerler. Bu direni din adamlarn yola getirir. O
kadar ki Avam Kamaras Bakann (Speaker) "kafirlikle" sulam
olan Rochester papaz, Avam kamarasndan zr dilemek zorunda
kalr. Bundan sonra ngiliz halk, Kral ve Parlamento ile ibirlii
ederek manastrlarn kaldrlmasn salar. Ruhban snfnn grev ve
hizmetleri ile ilgili olarak Parlamentonun geirmi olduu kanunlarn
uygulanmasn da halk ayn ibirliiyle srdrr. Bu ibirliinin
kendi aleyhinde daha da vahim sonular dourabileceini anlayan
Kilise, 1532 ylnda, kamu oyunun istekleri dorultusunda i
greceini ve reform yoluna gireceini ilan eder. Bu bildiri ile birlikte
489
ngiliz Kilisesi, yine ngiliz halknn dileklerine tercman olarak
artk Papann otoritesini tanmadn aklar. 1555 ylnda ngiliz
Kiral, Kilisenin ve din adamnn yzyllar boyunca sahip olduklar
yetkileri ve imtiyazlar kknden kazm, "hrevi" iktidar "dnyevi"
iktidara boyun emeye ve onun denetimi altna girmee zorlam
olacaktr. Bylece bu tarihten itibaren ngilterede din adamnn gc
ve etkisi giderek azalmtr. Din ileriyle urap dnya ilerine
burunlarn sokamayacaklarn, siyasetle uraamayacaklarn
anlamlardr. Her ne kadar Ruhban snfnn baz temsilcileri Lordlar
kamarasnda yer almaa devam etmi ise de, grevleri "sembolik"
olmaktan ileri geememitir. Sylemeye gerek yoktur ki btn bunlar
halkn aydnlatlmasndan doan sonulardr.
Fikren aydnlanm halk din adamn hizaya getirmekle kalmam,
fakat ondan, ktlklerinin hesabn da sorar olmutur. rnein 1789
ihtilalinden sonra Fransada halkn din adamlarna kar taknd
tutum bu olmutur. Halk bu kerteye getiren gelimelerin balangc
bir hayli gerilere, ta Saint Barthelemy olaylarna iner. Hatrlatmak
gerekir ki Fransada, 24 Austos 1572 tarihinde oluan ve din
adamnn kkrtmas yznden bir tek gecede altm bin Protestann
Katolikler tarafndan boazlanmasiyle sonulanan bu olay insanlk
tarihinin en utan verici olaylarndan biri olarak kabul edilir. Din
adamlar elinde banazlk fsna sokulmu ve beyni ykanm halk
ynlar, farkl inantaki hemcinslerini, yani Protestanlar ve
zellikle geni kltrleriyle, uygar yaamlariyle tannm ve bu
nedenle "dinsiz" (zindik) diye damgalanm olan "Huguenots" lar yok
etmek iin yakmlar, amlar ve kesmilerdir. Pariste kan gvdeyi
gtrm, sokaklar kan deresine dnm, Sein nehri Huguenotslarn
cesetleriyle dolup tamtr 640. Bu olay tarihe "Saint Barthelemy"
olay olarak gemi ve Fransa tarihinin en karanlk gn olarak
bilinmitir. Fakat her ey ramen bu korkun olayn olumlu bir sonucu
olmutur ki o da halk bu tr vahete hazrlayan din adamlarna, ve
onlarn ilkel ve banaz zihniyetine kar aydn snfn idealist bir
savam cephesi kurmu olmasdr. Bu aydn ellerde halk, eitile
eitile din adamn insancl yola sokmu, kan ve dehet saar
olmaktan karmtr. Aydnla ve fikir zgrlnn nimetlerine
ulaan halk, kendisini yzyllarca banazlk uykusunda tutan, din
kisvesi altnda aldatan din adamna haddini bildirmi ve onu, bir daha
490
Barthelemy olayna benzer vahete sebeb olamaz hale getirmitir.
1789 ihltlal, akl her eyin stnde bir g, bir deer haline getiren
aydn snfn yetitirmesi olan halklarn din adamna kar zaferidir.
Sylendiine gre Fransz toplumunu 1789 ihtilaline srkleyen
felsefenin temelleri Saint Barthelemy vahetinin yaratt utan
duygusuna dayaldr 641.
18i yzyldan itibaren Bat halklarnn fikirsel gelimesi birden bire
byk bir ilerleyi kaydeder. Halk aklc eitimden getike ve
gelitike din adam, kolay kolaya kandramayaca, smremeyecei
ynlar bulur karsnda. Byle bir gelimenin bir bakma
kendisinin sonu demek olacan farkederek olumlu bir eyler
yapmak gerektiini dnr ve "ktlk", "karlar" siyasetini
terketmekten gayri yol kalmadn grr.
Bu gelime ierisinde Batnn benimsedii temel ilke u olmutur ki
din kuruluu ve din adamlar, devletin desteine el atklar, devletin
yardmna mazhar olduklar srece topluma yararl olamazlar. Din,
ancak kendi salkleri tarafndan desteklendii, kendi salklerinin
yardm ile beslendii ve srtn Devlete dayamaktan vazgetii
taktirde ktlk yapma gcn yitiriro din adamlar iin de durum
budur. 18i yzyldan sonra Batdaki uygulama, "laiklik" ad altnda
bu olmutur. Bat lkeleri bu uygulama sayesinde uygarlamlar, yer
yznn egemeni olmulardr 642. Bu lkelerde gerek dindarlar ve
hatta din adamlar din kurulularnn birer dilenci gibi Devlete el
amalarn, Devletten yardm beklemelerini utanlacak bir ey gibi
grmlerdir 643.
Hristiyanlk tarihini yazanlardan pek ou, Hristiyanln ilk
balangta kl ve silah yolu ile deil fakat ikna yolu ile ve Devlet
destei olmakszn ortaya kp yerletiini ifihar vesilesi yaparlar.
sadan sonra yz yl boyunca Hristiyanln Devletten ayr ve
ona kar bamsz kaldn, bu dnem boyunca en zl, en temiz ve
drst niteliiyle uygulandn hatrlatrlar. Fakat u hususun da tarihi
bir gerek olduunu anlatrlar ki Hristiyanlk, Devlet dini olduu ve
Devletin desteine, yardmlarna kavutuu andan itibaren (ki bu
nc yzyldr) din adamlar gerek din anlayndan uzaklamlar,
491
cinayetler, sahtelikler ve yalanlarla dolu bir tarihin (ki "Orta a" ya
da "Karanlk a" diye bilinir) balamasna sebeb olmulardr.
Dinler tarihinin ve yine Batdaki dinsel gelime dnemlerinin ortaya
vurduu dier bir gerek de udur ki Devletin desteine muhta ve
devlete srtn dayam bir din ve bu dinin uygulaycs olan din
adamlar samimi, drst, uyank, geni grl ve insancl nitelikte
olamazlar. ngiliz Kilisesinin gemiini eletiren bir yazar, William
Howitt, devletin yardmiyle ayakta duran bir dinin ve bu dine mensup
din adamlarn toplumu bilgisizlikler ve ahlakszlklar ierisinde
tutacaklarn, bunun her yerde ve her dnem itibariyle byle olduunu,
bu tiynetteki din adamlarnn "oban" ve insanlarn "sr" sayld
toplumlarda ataletin, cehaletin, yoksulluun, meskenetin ve ahlak
yoksunluunun hibir zaman sona ermeyeceini syler. Bu atalet ve
cehaletin sadece din adamlarna ve kiilere deil fakat ayn zamanda
iktidar sahiplerine de zg bir ey olduunu belirten yazar, din
adamnn fetvasiyle i gren yneticilere halkn haysiyetsizce boyun
emesinin nasl felaketli sonular yarattn da ekler. Ayn konuya
eilen yazarlarn ortak grleri udur ki din ile devletin birbirlerine
destek iki kurulu halinde i grdkleri toplumlarda din adamlar,
zehirli ylanlar gibi, iktidar sahiplerini byleyip canavarlatrrlaro
tabiaten iyi kalpli, iyi ruhlu ve iyi niyetli hkmdarlar dahi kendi
halklarna kar gaddar, insafsz ve mstebid hale sokarlar 644.
VI) Devleti yeniden din adamnn (ve dinin) destegi haline
getirenlerimizin suu
Trkn tarihi, yukardaki grlerin doruluunu kantlayan
rneklerle doludur. Arap ordularnn kl darbeleriyle slama
zorlanndan nce Trk toplumlar hogr duygusuna sahip, kadna
saygl ve aklc yaamlara bal idiler. Trk hkmdarlar ve Trk
yneticileri halkn refah ve mutluluuna nem veren, akll, insafl,
drst, adil kimselerdi. Fakat din adamnn fetvasiyle i grr olmaa
baladktan itibaren deimiler, rnein halk "kyn" ya da "kpek"
srs eklinde grr olmulardr. Din adamnn elinde insan kan
dkmekten zevk alan birer vahi yaratk haline gelmilerdir. Yavuz
Sultan Selimin 1517de halifelii ele geirmesiyle birlikte de
Osmanl Padiahlar, tpk Arap Halifeler gibi, din adamnn
492
fetvasiyle kan dktrmek ve kelle kestirmek anatnda birbirleriyle
yarmlardr. Bundan dolaydr ki Atatrk, 29 Ekim 1923 tarihli bir
konumasnda: "Menelerimizi hatrlaynz. tarihimizin en mutlu
dnemi, hkmdarlarmzn Halife olmadklar zamandr" demitir.
Gerekten de slamda devlet denilen kurulu, daha ilk balangta din
ile birlikte ortaya kmtro dini yaatan devlet, devleti yaatan da din
olmutur. Devlet destei, devlet gc olmadan slamn yaamas ve
yaylmas mmkn olamad gibi, ayn ekilde devletin ayakta
durmas ve varln srdrmesi de islamsz olamaz saylmtr. Halk
iktidara boyun edirtmek iin kl, dinin arac fakat din de kln
yardmcs olmutur: "Egemenlik Allaha aittiro sahib-l mlk
Allahtr, Allah bu mlk dilediine verir" eklindeki hkmler
yannda, halifeye, (velev ki halife istibdat yapsn) itaat etmenin
Tanrya ve Peygambere itaat demek olduunu ngren emirlerle bu
ibirlii salanmtr. Bundan dolaydr ki islam lkelerinde halk
ynlar ne dnyevi iktidarn ve ne de uhrevi iktidarn kt
ynetimine kar direnememilerdir.
Trk toplumu Atatrk sayesinde bu gelenei ykm ve laiklik
ilkesine sarlarak dini ve din adamn dnya yaamlarna etkili
olmaktan uzaklatrmtr. Atatrkn ok zamansz lmnn ac bir
cilvesi olarak din adam, zellikle 1950 seimlerinden ve Demokrat
Partinin iktidara geliinden sonra, yeniden hortlam ve siyaset
adamnn destei ile, toplumu yeniden eline geirme frsatlarn
yakalamtr.
*
Her vesile ile tekrarladmz gibi Batda insana ve insanla dman
pek ok din adam kmtro toplumun gelimesini istemeyen, her
trl yenilie kar direnen, din kitaplar dnda gerek kabul
etmeyen, zgr dnce sahiplerini atete evirten, farkl inantakilere
kar savalar krkleyen nice papazlar ve papalar kmtr. Fakat
btn bu vicdan szlatc davranlar yannda din verilerini akl
kstasna vuran, kendi toplumunu zgr dnceye dorultan,
insanla ak ve inan fark gzetmeden btn insanlar karde sayan,
lm gze alrcasna her trl zorbala ve iddete kar ayaklanan
nice din adamlar ve aydnlar da kmtr. Din adamnn
493
ktlklerine kar savaan, ya da din kuruluunun samimi ve drst
bir dzeyde i grebilmesi iin din ve devlet ayrln savunan din
adamlar grlmtr.
Her ne kadar kendi tarihimiz ierisinde, tek tk de olsa, olumlu
davrana sahip baz din adamlarna, rnein Hristiyan tebaann
katledilmesini nleyen, ya da vergi slahati, nfus saym vs gibi belli
konularda fetva veren eyhlislamlara rastlanmam deilse de,
bunlarn davranlarn "idealist", "insanlk sevgisine ynelik"
nitelikler ierisinde tanmlamak mmkn deildir. "nsan deeri" ve
gerek anlamda "nsan sevgisi" kavramna ulam din adam tipine
rnek bulmak gtr. Turan Dursun gibi emsalsiz bir insan bu g
bulunan rneklerin banda gelir. Parmakla gsterilebilecek kadar az
sayda olan bu kiiler, kendilerini eriat zihniyetinin ok stne
ykseltebilmiler ve ykseltebilmek iin de kendilerini insanlk
sevgisi denizine atabilmilerdir. Atatrkln ve Atatrk
devrimlerinin kurtarclna inanmlardr. Kendilerine Tanr ve
Peygamber emirleridir diye belletilen esaslarn akl yordamiyle elden
geirilmesi, mspet ahlak ve mspet bilim temeline oturtulmas
gereini anlamlardr. ou kez kendilerini, eriatnn yaratt
banaz ortam ierisinde "din adam" olarak grmezler ve, gerei
sylemek gerekirse, "din adam" diye arlmak da istemezler.









494
Din Adamlar - Blm 21


Uluslarn Mutluluu Din Adamnn Penesinden Kurtulmakla
Mmkn
Din Adamnn Ktlkleri Son Bulacaktr Mutlaka Bir Gn!

Daha nceki blmlerde belirttiimiz gibi Batda aydn snflarn en
byk amac insan akln din kitaplarnn kleliinden ve fakat ayn
zamanda din adamnn penesinden kurtarmak olmutur. Bir yandan
"Kutsal" diye bilinen kitaplarn akl dlayan ynlerini sergiliyerek
kiiyi ve toplumu bu kitaplarn etkisinden kurtarmaa alrlarken, ve
rnein "ncil hatalar, yanllar ve elimelerle doluduro bilimsel
gerekleri yanstmazo gereklere din kitaplariyle deil ancak aklc,
deneyci usullerle eriilebilinir" eklinde ya da "din kitaplariyle ilim
yaplamaz, ahlaki esaslar kurulamaz" diye konuurlarken, dier
yandan da "insanln gelimesine yzyllar boyunca engel yaratm
olan bir snf" olarak tanmladklar din adamlarna kar savam
amlardr.
Konuyu Aydn ve "Aydn" adli kitabmzda incelemi olmakla beraber
burada ksaca belirtelim ki Batl aydn, zellikle 18i yzyldan bu
yana "Kirallk" ve "Ruhbanlk" gibi iki kuruluu, btn dnemler
ierisinde bu "mutsuz dnyann" basna eksimi iki byk bela, iki
byk dman ve iki byk felaket kayna olarak tanmlamtr.
Batl aydna gre, bu iki kurulu, insanlk iin vazgeilmez saylan
eyleri (egemenlik, zgrlk, ekonomik ve sosyal ihtiyalar, vs...)
daha ilk anlardan itibaren, sadece kendi karlarna ve yararlarna
olacak ekilde ayarlamlardr. rnein, putperestlik dnemlerinin ilk
din adam olarak kabul edilen Nimrod "hrevi" ve "ruhani" yetkilerle
yetinmeyip "dnyevi" yetkilere de sahip km, din ve dnya ilerini
birlikte yrtmtr. Yrtebilmek iin de halkn cehalet ierisinde
kalmasn istemitir. Ayn durum eski an Yunan, Msr, ran,
Suriye, in, Hint gibi gl devletlerinde de grlmtr. Dinde
495
reform yaratm olan nl din liderleri dahi, hibir zaman gerek
anlamda halkn zgrln, ya da halk iradesinin bamszln
savunmu deillerdir. Her ne kadar kiinin gelimesini salamaa
ynelik grler ne srmlerse de, daima hkmdarlarn "mutlak
iktidarlar" yannda yer almlardr. Luther, Calvin ve John Wesley
gibilerin yaptklar buduro onlar dahi iktidarn kolaylkla
uygulanabilmesi iin hkmran gten yana olmulardr 645.
Bununla beraber Batl aydn iin laiklik ilkesini savunup din
adamn, dnya yaamlar bakmndan etkisiz duruma getirmek
mmkn olabilmitir. Her ne kadar bunda "Sezarn hakkn Sezara,
sann hakkn saya" eklindeki din kuralnn rol bulunmakla
beraber (***) Batl aydnn idealizminin de katks vardr. Bu
idealizmin nereden ve ne ekilde kaynaklandn dier
yaynlarmzda (zellikle Aydn ve "Aydn" adli kitabmzda)
inceledik. Burada deinmek istediimiz husus sadece udur:
Batl aydnn gr genellikle u olmutur ki: din adam, halk
kandrma sanatnda rakipsizdir ve hikimse kendisini din adam kadar
"drst", "hogrl" , "zgrlk", "insancl", dikhak", "efkatli"
vs... imi gibi gsterip, banaz, insafsz, gaddar ve insanla en fazla
dman davranlarda bulunamazo hi kimse din adam kadar
kutsall ve uhrevilii kendisine bayrak edinip halka gven telkin
ederken akln ve vicdann kabul edemeyecei ktlkler yapamaz hi
kimse din adam kadar "ahlak" szcn aznda gevelerken ahlak
dlklar yaratamazo hi kimse din adam kadar yeryz yaamlarn
nemsiz ve deersiz gsterip, halk ynlarn da yoksulluklar
ierisinde tutarken yeryz nimetlerinden yararlanmay beceremezo
hi kimse din adam kadar bar grnerek insanlar birbirlerine
saldrtamaz, savalar yaptrtmaz hi kimse din adam kadar bilgili imi
gibi grnp yalan bilgi eklinde bakalarna satamaz hi kimse din
adam kadar akl deer ls imi gibi gsterip akl dlayan verileri
insan beynine sokuturamaz hi kimse "insan sever" grnp, insan
varln din adam kadar insafszca ve merhametsizce, huzursuz
klamaz 647.
Ve ite bu gre sahip olan Batl aydnn vard sonu udur ki
insanl sadece din adamnn eylemlerinden deil fakat din
496
adamnn bizzat kendisinden kurtarmak gerekir 648. Bu dilei en
belirli ekilde dile getirmi olan Emil Zola yle der: "Din adamnn
kafasna, yer yznde en son kalan Kilisenin en son ta dt an,
insanlk (uygarlk) en yksek gelime noktasna erimi olacaktr" .
Sylemeye gerek yoktur ki bu tmcede yer alan "Kilise" szc, en
geni anlamiyle "mabed" niteliinde i gren her yeri ve her dini
kapsar. Bu anlayladr ki biz, yukardaki dilei u eklemeye
balamaktayz:
"Uluslarn mutluluu, Din adamnn penesinden kurtulmakla
mmkno
Din adamnn ktlkleri son bulacaktr mutlaka bir gn"














497
Din Adamlar - DIPNOTLAR

Toplumsal Geriliklerimizin Sorumlulari: Din Adamlar
DIPNOTLAR
1 Atatrkle konuanlarn kullandklar szck bu deil fakat ok daha
ar bir szcktr. Bunun yerine yukardaki deyimi koyduk
2 Gerek bu alnt ve gerek biraz yukarda belirttiimiz hususlar iin
Atatrkn Ocak 16-17, 1923 tarihli konumalarn ieren u yapta
baknz: Gazi Mustafa Kemal-Atatrkn 1923 Eskiehir-zmit
Konumalar, (Trk Tarih Kurumu Yaynlario Dizi XV , Say 44,
sh.72-73 . Yayn hazrlayan : Ar nan)
3 Bu alnt iin bkz. Enver Z. Karal, Atatrkten Dnceler. (
Bankas Yaynlario sh. 72)
4 Atatrkn Sylev ve Demeleri, (Trk nklab Tarihi Enstits
Yaynlar, Ankara 1952, sh. 127)
5 Bkz. Hrriyet Gazetesi, 23 Mart 1991, ve 22 Aralk 1994
6 Hrriyet gazetesi 25 Ekim 1991
7 Bu deyim, byk din bilgini ve fazilet rnei Turan Dursunndr.
8 Burdur Milletvekili smail Suphi nin 18 Kasm 1920 tarihli
toplantdaki konumas iin bkz. Samed Aaolu, Kuvay Milliye
Ruhu, (Ankara...) sh. 70
9 Jose Sanchez, Anticlericalimso A Brief History (University of Notre
Dame Press, London 1972, sh.)
10 Bu grler iin bkz. Niyazi Berkes, "Teokrasi" ("Cumhuriyet"
gazetesi, 5 Kasm 1974. Ayrca Enver Ziya Karal in Osmanl Tarihi
adl yaptnn 6.cildine baknz. sh. 140. Ayrca Msrl yazar Zaki
Ali nin bu konudki grleri iin bkz. S.M.Zwemer, Heirs of
498
Prophetso An Account of the Clergy and Priest of Islam. The Personal
of the Mosque and Holy Men (Chicago 1946) sh. 14 ve d.
11 Bu konuda bkz. lhan Arsel, Aydn ve Aydn, (nklap Kitabevi,
stanbul 1993)
12 A. De Montechretien, Traite de lEconomie Politique Dediee en
1615 Au Roy et a la Reine du Roy , (Paris 1615)
13 Emevilerin egemenlii altnda buluna Toledo, 1605 ylnda
Castilli Alfonso V tarafndan fethedilmi ve Hristiyanla mal
edilmitir. Bu tarihten 60 yl sonra Toledo Bapapaz Raymon,
Cardovadan getirttii kitaplar kendi diline evirtmek zere bir okul
kurmutur. Ksa sre iinde bu okul btn Hiistiyanln fikir ve
kltr gelimesinde etkili olmutur. Bkz. A. C. Crombie , Avicennas
nfluence on the Medieval Scientific Traditions ( in "Avicenna :
Scientist, Philosopher"o Edited by. G.M.Wickens, London 1952, sh.
87)
14 Bu konularda benim "Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik
Devlet Anlayna" adli kitabma baknz.
15 rnein Fulke Grenville adnda ki bir ngiliz yazarnn A Treatise
of Monarchy adl kitabnda bu grler ilenmitir. Bu konuda ayrca
bkz. C. Chew, The Crescent and the Rose (New York 1965o sh. 116-
70
16 Katib elebinin Fezleke sinde (Bkz. Cilt V) ve Naima nin Tarih
inde (Cilt V) yer alan bu olaylarla ilgili olarak slam
Ansiklopedisinde brahim adna baknz.
17 S. H. Snouck Hrgronje, Some Unusual Experiences n The Near
East (New York 1917o sh. 3)
18 eyh-l slam Mehmed Tahir ya da Abdl Vehhab ve Mustafa
Asm ve Molla Mehmed Esad ve Mustafa Behet bunlar arasnda
zikredilmekle beraber bu kiiler dahi Yenieriliin ve Bektailiin
kaldrlmasna taraftar grnrlerken bilinli deillerdi. ou kez
yabancdan aldklar tlere bilinsizce boyun eerek i grrlerdi.
499
19 Bu konuda Ahmed Asim Efendinin Tarih inin ikinci kitabna
baknz.
20 Bu konuda bkz. Uriel Heyd, "The Ottoman Ulema and
Westernization n the Time of Selim III, and Mahmud II" (in Scrpta
Hierosolymitana, Jersulam 1961, Vol. X, sh. 63-96)
21 Ahmet Ltfi Efendi, Tarih-i Ltfi (stanbul 1873-1910o Cilt II. sh.
144-5). Bu konuda ayrca bkz. Avigdar Levy, "The Ottoman Ulema
and the Military Reforms of Sultan Mahmud II" ( in Asian and
African Studies, 1971, Vol. VII, sh. 13-39)
22 stanbul 1294-1327 (1877-1909), ilr V, sh. 6
23 stanbul (Tarihsiz), (Cilt II. sh. 240-260)
24 stanbul 1270-1301 (1854-1883) (Cilt X, sh. 24-49)
25 Nutuk, ( Cilt II, sh. 691)
26 Kitaptaki baz ksmlarn Arapadan Franszcaya evirisi iin
bkz. Ali Abdurrazc, "Lslam et les Baes du Pouvoir" ( "Revue des
Etdes slamques ", Paris 1933, Cahirer , sh. 353-390)
27 ibid. 387, 389
28 ibid. 385
29 "niversite mollas" deyimi, byk din bilgini ve faziletornei
Turan Dursunndr. Yukardaki alnt, lahiyat Fakltelerinden
birinde grevli ve "Profesr" nvanl bir kiinin Hrriyet Gazetesinin
(1994) "Ramazan Sohbetleri" kesinde yaynlad "zzetbegovie
Selam" adli yazsndan karlmtr.
30 Bu kitap Trkeye evrilmi deildir.
31 J. J. Hammer, Histoire de lEmpire Ottoman, (Paris 1836) Tome
V, 364-5)
32 ibid. sh.38 , ayrca sh. 364 ve d,
500
33 ibid. sh. 398
34 Bu hususlar iin Biz Profesrler ve ayrca Aydn ve Aydn!
balkl kitaplarma baknz.
35 Naima, Tarih, . ( Kitabn ingilizce evirisi iin bkz. Annals of the
Turkish Empire From 1591 to 1659 (Transl. C. Frazero London 1832,
Vol. , sh 46)
36 Bu hususlar iin Aydn ve "Aydn" adli kitabmza baknz.
37 Bu husular iin bkz. Naima, age, (ld , sh. 323-326). Ayrca bkz.
Enver Ziya Karal, Osmanl Tarihi (Birinci lde baknz).
38 Bkz. Cevdet Paa Tarihinden Semeler (stanbul 1973o
Dzenleyenler S.Irmak o B.K. alaro) sh. 438
39 Bedreddin Simavi ile ilgili olarak slam Ansiklopedisi nde
yaynlanan yaz ile Mehmed erefeddin in Simavna kads-0glu eyh
Bedreddin (stanbul 1924) adli kitaba baknz.
40 1949 ylnda (Hicri 956) len brahim al-Halabi islam hukuk
alanndan un salm bir kimsedir. Sylendiine gre Hanefi
mezhebinin fkh esaslar onun elinde son eklini bulmutur.
41 W. Robertson Smith, Lectres On the Religion of the Semites
(New York 1889) sh. 21 vd.
42 ibid. sh. 33 ve d.
43 Bkz. Christopher H. Dawson, Progress and Religion, (New York
1960) sh. 82 ve d.
44 ibid. sh. 83-4
45 Bkz. P. Gordon, Le Sacerdoe a Travers les Ages (Paris 1950), sh.
224o bkz. Dawson, age, sh. 83 ve d.
46 Spencer o Gillen, age. , sh. 26
501
47 Tirmizinin Ebu Umameden rivayet ettii bu hadis iin bkz.
Gazali, hyau ulumid-din... (Bedir Yaynevi, stanbul 1975, Cilt V,
sh. 302)
48 Ernest Renan, Antichrist (Boston 1897) sh. 186. Bu konuda ayrca
bkz. P. Gordon , age , sh. 69-170 .
49 Gordon, age, sh. 186
50 Renan, age, sh. 187
51 ibid. sh. 187
52 ibid. sh.188
53 Siyer bn shak, (Akabe yaynlar, stanbul 1988. sh. 329-331). Bu
konuda ayrca bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 431)
54 Gazali, hyau ulumid-din (Ankara 1966, sh. 189)
55 Diy
56 Ebus eyh bn Hibbann Kitabuz-Zahaya Vel- Akkasndan
naklen bkz. Gazali, hyau... (stanbul 1975, Cilt II, sh. 551)
57 Bu alnt , eski rencilerimden Avukat Hayri Baltann bana
yazm olduu bir mektupdan karlmtr.
58 Ayenin ve Enesin rivayetlerine dayal hadisler iin bkz. Sahih-
i... (Cilt V. sh. 244-6, hadis no. 895 ve 896)
59 Bu hususlar iin Mirhonun, Ravzat al-Safa fi Srat-al-anbiya val-
muluk val-hlafa, adli yaptna baknz.
60 Sahih-i... (Cilt VII, sh. 298 ve d.)
60 a. lhan Arsel, Aydn ve Aydn!..., (nklap Kitabevi, stanbul
1992)
60 b. Buharnn bn-i Sasaadan rivayetine dayal hadis iin bkz.
Sahih-i... (Cilt X, sh. 60 ve d. Hadis no. 1551)
502
60 c. Sahih-i... (Cilt X, sh. 67o not 1)
60 d. Sahih-i... (Cilt X, sh. 65-72)
60 e Sahih-i... (Cilt , sh. 211, Hadis no. 196)
60 f Muhammed bu rnei Tevratn Saylar kitabnn 12.i
Bapndan almtr, fakat deitirerek almtr. nk Tevratda bu
olay farkl ekilde anlatlr. u bakmdan ki Tevratda Yahudilerin
plak olarak ykandklar ve Musay incittikleri yazl deildir.
Tevrata gre Musay incitenler, Beni srail deil fakat Miryam ile
Harundur ki, bilindii gibi, Musann kardeleridir. Gya Miryam ile
Harun, Habesli bir kadn ald diye Musaya atmlar ve Tanrnn
sadece ona deil fakat kendileri ile de konutuunu anlatmlar, bu
yzden Musay incitmilerdir. Yine gya Tanr bu nedenle Miryam
cezalandrmtr (Bkz. Tevrat, Saylar, Bap 12: 1-36)
61 Gazali, Kimya-y Saadet (Bedir yaynevi , stanbul , 1979o sh. 92)
62 Gazali, Kimya-y Saadet (stanbul 1979 , sh. 162-3)
63 Bkz. Sahih-i ... (Cilt. X, sh. 106, Hadis no.1952)
64 Buhar, Kitabl-Vudu o Mslim, Kitabut-Tahareo Nevevi,
Riyazs-Salihin (st. 1992o Cilt III< sh. 271, Hadis no. 1648)o
Gazali, Kimya-y Saadet... (sh. 90, 96)
65 Sahih-i .... (Cilt , sh. 197, Hadis 180) .
66 bn-i mer ve Ebu Hreyre, Enes bn-i Malik, ve Abdullah bn-i
mer gibilerin rivayetleri iin bkz. Sahih-i Buhar ..., (Cilt X, sh.
106o 110-112o Hadis no. 1955, 1956, 1957, 1958,1959 )o Ayrca bkz.
Riyazs Salihin ve Tercemesi...., (Diyanet leri Bask. yaynlar, Cilt
II, Hadis no. 1208,1209, 1210)
67 Gazali, Kimya-y Saadet... (sh. 96)
68 Riyazs Salihin... ( Cilt III, sh. 206 )
503
69 Hasen" olarak kabul edilen ve Ebu Davud, ve Tirmizi ve Neei
tarafndan "iyi senedlerle" rivayet edilen bu hadisler iin bkz.
Riyazs Salihin... (Cilt III, sh. 206)...]
70 Gazali, Kimya-y Saadet... (sh, 96 )
71 Bkz. Gazali, hyau... (Cilt V, sh. 429 )
72 Bu hadis iin bkz. Gazali, hyau... (Cilt V. sh. 425)
73 Sahih-i ... (Cilt X, sh 100-103, H. no. 1943. Ayrca bkz.
Riyazs..., , sh. 178-206 )
74 Gazali, hyau... ( Cilt V, sh. 429)
75 Bu konuda eriat ve Kadn adl kitabma baknz. ayrca bkz. al-
Hac Mevlana Fazlul Kerim, age. (sh. 586)
76 Bu hususta elimeli hkmler olmakla beraber bn-i Abbas ve
Alinin rivayetlerine dayal hadislere baklarak ayakta olarak u
imenin cevazna yer verildii sylenir. Bkz. Sahih-i Buhar... (Cilt.
X, sh. 52 ve d. hadis no. 1899, 1900o ve ayrca bkz. Cilt. . sh. 141,
H.no. 122)
77 Bu hususlarla ilgili eriat verileri iin bkz. Sahih-i Buhar..., Cilt.
X, sh. 53-56o Hadis no: 1899,1901,1903. Ayrca bkz. Riyazs...,
(Cilt II, 167-178o Hadis no. 762-3,768, 774-5, 781) o Gazali, Kimya-
y Saadet... 162
78 Buharnn Ebu uhayfeden rivayeti iin bkz. Gazali, hyau...
(Cilt II, sh. 13)
79 Gazali, hyau... (Cilt II, sh. 13)
80 Gazali, hyayu... (Cilt II, sh. 13)
81 Gazali, hyau... (Cilt II, sh. 15)
81 a Cabirden ve bn merden rivayet edilen hadisker iin
Mslimin Kitabl-Esribesinden naklen bkz. Riyazs Salihin,
(Merve Yaynlar, stanbul 1992, Cilt III, sh.261-2, Hadis no. 1634-5)
504
82 Mslimin Kitabl-Esribesinden naklen bkz. Riyazs... (Cilt .
sh. 199, hadis no. 164). Ayrca bkz. Gazali, hyau... (Cilt II, sh. 16)
83 Gazali, hyau... (Cilt II, sh. 16)
84 Riyazs... (1992) Cilt , sh. 199. Ayrca bkz. Gazali , hyau...
(Cilt II, sh. 18)
85 Riyazs..., (Cilt II, sh. 146, 158-9, 162, 163, 164o Hadis no. 731,
747-8, 752-6). Yukardaki hususlar iin ayrca bkz. al-Hac Mevlana
Fazlul Kerim, al-Hadis al-Miskat al-Masabih... (Kitab II, Bap X,
Ksm I, Cilt II, sh. 121-150o Gazali, Kimya-y Saadet..., (sh. 162-3)
86 Sahih-i ... (Cilt X... sh. 70 ve d. , Hadis no. 1365)
87 Bkz. Sahih-i... (Cilt. X. 17-8, 165o ayrca Tahavinin Kitabus-
Sayd adl yaptna baklmas)
88 Gazali, Kimya-y Saadet... (sh. 96)
89 Gazali, Kimya-y Saadet..., (sh. 92)
90 gazali, Kimya-y Saadet ..., 92, 162o Ayrca bkz. Sahih-i Buhar ...
(Cilt. , sh. 143-147, H. 124-129)
91 Riyazs..., (Cilt III, Hadis no. 1680)
92 Sahih-i Buhar..., (Cilt , sh. 141, Hadis no. 122)
93 Sahih-i Buhar..., (Cilt X, sh. 165, Hadis no. 2014o Ayn ciltteki
Enes bn-i Malikin rivayeti iin bkz. sh. 164. Hadis no. 2013)
94 Gazali, hyau... (Cilty III, sh. 185)
95 Gazali, hyau..., (cilt V. sh. 435)
96 Bu konuda daha geni bilgi iin eriat ve Kadn adl kitabma
baknz. Ayrca bkz. bn-u Kesir, Tefirl-Kuranl-Azimo ayrca bkz.
A.R. Demircan, slama Gre Cinsel Hayat, (stanbul 1986), Cilt , sh.
182, 218, 229 ]
505
97 Bu konudaki hadisler iin bkz. Sahih-i Buhar..., (Cilt. , sh. 86o
Cilt X, sh. 206-7o Cilt X, sh. 63-5, 83-6, 91, 95)
98 Sahih-i Buhar... (Cilt X, sh. 84)
99 Hastaln develer arasnda sirayet eder olduuna dair Hadisler
iin bkz. Sahih-i Buhar..., (Cilt. X, sh. 91-95)
100 Sahih-i Buhar..., (Cilt X, sh. 91-5, Hadis no. 1909, 1911-2,
1927, 1928, 1933-5
101 Sahih-i Buhar... (Cilt X, sh. 292, Hadis no. 1195)
102 Sahih-i Buhar... (Cilt X, sh. sh. 292-3)
103 Bkz. L.L. Ross o F.W. Frey, Social Structre and Community
Development n Rural Turkey, ( Cambridge, Mass, 1967) sh. 46
104 Bu konu da bkz. Andrew D. White, A History of the Warfare of
Science With Theology in Christendom, ( New York 1955), ld. II.
sh. 69-73
105 ibid. sh. 90
106 Bu veriler iin Diyanet yaynlarna, ve zellikle Diyanet
Dergisinde yaynlanan su yazya baknz: Ethem Levent, Kuran
Kerimdeki Gayb Bilgisi, (Diyanet Dergisi, Cilt 13, Say: 4, sh. 226)
107 Sahih-i... (Cilt X. sh. 55)
107 a. Mslim, Kitabl-Esribeo Nevevi, Riyazs-Salihin (st. 1992,
Cilt III, sh. 261-2, Hadis no. 1634 , 1635)
107 b. Buhar, Kitabul-Edebo Nevevi, Riyazs- Salihin (st. 1992,
Cilt . II, sh.237-8, Hadis no. 878)
107 c. Gazali, hyau... (st. 1975, Cilt II, sh. 707)
108 Sahih-i... (Cilt V, sh. 329 ve d. hadis no. 956)
506
109 Ebu Hreyrenin rivayeti olarak bu Hadisler iin bkz. Riyazs
Salihin... (Cilt , sh. 59o ve Cilt II, sh. 163)
110 Bu hkmler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar..., (Hadis no.
588, 589, 956, 1326, 1353, 1356, 1358, 1359, 1363, 1384)
111 Sahih-i... (Cilt V, sh. 329 ve d. hadis no. 956)
112 Sahih-i... (Cilt X, sh. 23-4, hadis no. 1327)
113 Bu Hadisler iin bkz. Muhammed Eref, Muskat al-Mesabih,
(Kitab III, sh. 76, 93)
114 Gazali, hyau... (Cilt II. sh. 46)
115 Bu hususlarla ilgili "Peygamber" szlerini Diyanetin yaynlad
Sahih-i Buhar Muhtsar... nda ve zellikle X.ci Ciltde bulmak
mmkndr.
116 Sahih-i Buhar..., (Cilt. II, sh. 163, 250, Hadis no. 755, 882)o
Buhar, Kitabul-Edebo Nevevi, Riyazs- Salihin (st. 1992, Cilt . II,
sh.237-8, Hadis no. 878)
117 Sahih-i... (Cilt II, sh. 7129, Hadis no. 420)
118 Sahih-i... (Cilt X, sh. 328)
119 "Tehlil" szc "Lailahe illallah" szlerini sylemek
anlamnadr.
120 Buharnn Ebu Hreyreden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt V.
sh. 106 ve d. Hadis n o. 588)
121 Sahih-i... (Cilt V. sh. 110 ve d. Hadis. no. 589)
122 Buharnn Ebu Hreyreden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X.
sh. 54 Hadis. no. 1353)
123 "Dua" konusunda bkz. Turan Dursunun "Kuran Ansiklopedisi" (
Kaynak yaynlar, stanbul 1994, Cilt 4, sh. 253 ve d.) . "Dua"
szcnn yukardaki tanm bnul Cevzinindir.
507
123 a. "badet" szcnn anlam konusunda bkz. Turan Dursun,
Kuran Ansiklopedisi. (Cilt V. sh. 39 ve d.)
124 Gazali, age (1975) (Cilt V. sh. 357)
125 ibid.
126 Bera bn-i Azibin rivayeti iin bkz. Sahih-i... X, sh. 338, Hadis
no. 2145)
127 Bu konuda bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 255)
128 Buharnn rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 59)
129 Muaz b. Cebelin Muhammedten rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt
II, sh. 640)
130 Sahih-i... (Cilt V. sh. 59)
131 Sahih-i... (Cilt III, sh. 260)
132 Sahih-i... (Cilt III, sh. 261)
133 Sahih-i... (Cilt III, sh. 251, 290 ve d.)
134 Ebu Davud ve Riyazs-Salihin deno ayrca bkz. bkz. Dursun,
Kuran Ansiklopedisi (Cilt V, sh. 277)
135 Enes bn Malikin rivayeti iin bkz. Dursun, age (1994), (Cilt V,
sh. 302)
136 Buharnn Duavatnda ve Mslimin Nikah nda yer alan bu
hadis iin bkz. Dursun, age. (Cilt V. sh. 300)
137 ibid. sh. 300
138 Ebu Ayan rivayeti iin bkz. Dursun, age (1994) (Cilt V.. sh.
310)
139 Enesin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt , sh. 126, hadis no. 105)
508
140 Tahavinin rivayet ettii Ebu Hreyre hadisi iin bkz. Sahih-i...
(Cilt V. sh. 416)o Buhar, Kitabl-Liba. Nevevi Riyazs-Salihin
(st. 1992, Cilt III, sh. 293, Hadis no. 1685)
141 Diyanet yaynlar, bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 413 ve d., hadis
no.979). ayrca bkz. Buhar, Kitabl-Libaso Mslim, Kitabl-Liba,
vez-Zineto Nevevi, Riyazs-Salihin, (st. 1992, Cilt III, sh. 291)
142 Sahih-i... (Cilt II, sh. 367 ve d. hadis no. 269)
143 Sahih-i... (Cilt V. sh. 416). Ayrca Buharnn bn-i Abbastan
rivayeti iin bkz. Buhar, Kitabl-By, Kitabl-Libaso Mslim,
Kitabl-Liba. Nevevi, Riyazs-Salihin, (stanbul 1992, Cilt III, sh.
291)
144 Sahih-i... (Cilt V, sh. 416)
145 Bkz. The New York Times (August 26, 1985)
146 Sahih-i... (Cilt II, sh. 316)
147 Ayenin Muhammedten rivayeti iin bkz. Gazali, age (1975),
(Cilt II. sh. 705)
148 Gazali, age (1975), (Cilt II, sh. 684 ve d.)
149 Bu hususlar iin bkz. Gazali, age (1975), (Cilt II, sh. 705 ve d.)
150 Necm Sresinin 59 ve 60. ayetlerinin Gazali tarafndan evirisi
iin bkz. Gazali, age (1975), (Cilt II. sh. 706)
151 Cabirin Muhammedten rivayeti iin bkz. Gazali, age (1975),
(Cilt II. sh. 707)
152 Ebu Umamenin Muhammedten rivayeti iin bkz. Gazali, age
(1975) (Cilt II. sh. 707)
153 Bu grler ve dierleri iin bkz. Gazali, age (1975) (Cilt II, sh.
677-679)
154 Gazali, age (1975), (Cilt II. sh. 706,
509
155 Gazali, age (1975) (Cilt II, sh. 705-711)
156 Gazali, age (1975) (ily II, sh. 174)
157 Bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 302, Hadis no. 1811)
158 Sahih-i... (Cilt X, sh. 302 ve d.)
159 Ayenin rivayetine dayal bu hadis ve yukardaki olaylar iin
bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 151 ve d. Hadis no. 513)
160 Sahih-i... (Cilt III, sh. 157)
161 Ebi Davudun Snen adl yaptnda, ve ayrca Enesin rivayeti
olarak Buharde yer alan bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh.
158)
161 a Bu yaptlarn evirisi iin bkz. Aboul Hassan Maverdi, Les
Stats Gouvernemantaux ou Regles de Droit Public et Administratve
(Alger 1915o Trad, par E. Fagnano sh. 536 ve d.) Ayrca bkz. Ph.
Hitti, slam: A Way of Life (University of Minnesoita Press, 1970, sh.
170)
161 b Bu konudaki hadisler iin bkz. al-Hac Mevlana Fazluk Kerim,
al-Hadis Mishkat-l Mesabih, (Cilt II, eviri de sh. 199-200)
161 c Bu konuda bkz. The Thousand Years of Educational Wisdom
(Edited by Robert Ulich, Harward University Press, Mass 1959, sh. 36
ve d. ) Ayrca bkz. J. W. Slaughter, "Music And Religion: A
Psychological Rivallery" (in International Journal of Ethics, 1904-5o
Vol. XV , sh. 352 ve d.). Ayrca by ayn dergideki sy yazya baknz:
H. H. Britain, Music And Morality (Sh. 46-63)
162 Sahih-i... (Cilt II, sh. 397 ve Cilt X, sh. 156, hadis no. 2006)
163 Sahih-i... (Cilt X. sh. 252, hadis no. 1440)
164 Sahih-i... (Cilt III, sh. 31)
165 Bu olayla ilgili olarak daha geni bilgi iin Msrli yazar Taha
Hseynin ngilizceye evrilmi u kitabna baknz: The Stream of
510
Dayso A Student at the al-Azhar (Longman Green o Co. New York
1048, sh. 41 ve d...)
166 Bu hususlar iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 396 ve Cilt X, sh.
154)
167 Bu konuda bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 268 , Hadis no. 1184, ve
Cilt VII, Hadis no. 1040)
168 Din adamlarnn bu konudaki grleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt.
X, sh. 154)
169 Bu konudaki Buhar Hadisleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 395
ve d. H. no. 283)
170 Bu konuda bkz. Taberi, age (1966), (Cilt II, sh. 764-771)o bn
shak, age (1975), (sh. 628 ve d.)
171 Yukardaki grleri sergileyen ve savunan din adam, lahiyat
mezunu olup Diyanet leri Bakanlnda grev almtr. Bkz. Ali
Rza demirken, slama Gre Cinsel Hayat (stanbul 1986, Cilt II, sh.
168-169)
172 Sahih-i... (Cilt X, sh. 193 ve d. Hadis no. 1581)
173 Bu konudaki eitli grler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 510 ve
d. )
174 Buharnn Enes bn-i Malikten rivayeti olan bu hadis iin bkz.
Sahih-i... (Cilt VII, sh. 204 ve d. Hadis no. 1062)
175 ibid. (206-7)
176 ibid. (Sh. 207)
177 Sahih-i... (Cilt III, sh. 35, H. no. 484, )
178 bn-i merin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 376, H. no.
271)
179 Sahih-i ... (Cilt II, sh. 377)
511
180 Amr b. umeyye (ed-Damr)nin rivayeti iin bkz. Sahih... (Cilt ,
sh. 169, Hadis no. 159)
181 Sahih-i... (Cilt , sh. 186, Hadis no. 186)
182 Cubeyr b. Mutimin rivayeti iin bkz. Sahih-i... Cilt , sh. 207 ,
hadis no. 190)
183 Ayenin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt , sh. 208, Hadis no.
191)
184 Sahih-i... (Cilt . sh. 208-9)
185 Bu konudaki veriler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 449)
186 Bu tr Hadisler iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar..., (Cilt X,
sh. 24 Hadis no. 1328)
187 Bu ayetlerin yorumu occedloin Beyzevinin yaptlarna baknz.
188 Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar..., (Cilt X, sh. 52)
189 Bkz. Riyazs Salihin... (Cilt , sh. 176, Hadis no. 144)o ayrca
bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar..., (Cilt X, sh. 406)
190 Bu konuda "Aydn ve Aydn!" adli kitabma baknz (nklap
Kitabevi Yaynlar, stanbul 1992).
191 Bu konuda bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar..., (Cilt V, sh. 277 ve
ayrca cilt X, sh. 405 ve d.)
192 Diyanet Bakanlnn bu tanm occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar..., (Cilt X, sh. 71)
193 Bu konudaki occedloeitli hadisler occedloin bkz. Turan
Dursun, Kuran Ansiklopedisi, ( Kaynak Yaynlar , stanbul 1994.
Cilt 1, sh. 247 ve df.)
194 Muhammedin bu konudaki szleri (Hadisler) occedloin bkz.
Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X) o Riyazs-Salihin... (Cilt II, sh.
512
395)o al Katib, Miskat al-Masabih (Muhammed Eref Yaynlar,
Lahore/Pakistan, Blm , Kitab I. Kesim ).
195 Bu konuda benim eriat ve Kadn adl kitabma baknz.
196 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Vilt VIII, sh. 451)
197 Buharnn Cabir bn-i Abdillahdan rivayeti occedloin bkz.
Sahih-i... (Cilt X, sh, 174 ve d. Hadis. no. 1578)
197 * Turan Dursunun grleri occedloin bkz. Kuran
Ansiklopedisi (Kaynak Yaynlar 1994, Cilt 6. sh. 55)
197 ** Diyanet, brahimin yalann zrl gstermek occedloin
burada trnak occedloerisine "(Din cihetinden)" ekini koymutur.
Oysa ki brahimin azndan occedloikan bu deildir.
197 *** bn-i Cevzinin bunda karar klmas Melikin "Mecusi"
mezhebinden olduuna inanmasndandr. Oysa ki bu mezhebin
kuruluunun brahim den sonra olduu anlalmaktadr. Bu konudaki
akl d "gerekoedloeler" occedloin Diyanetin
aoccedloiklamalarna baknz (Bkz. Sahih-i..., Cilt V, sh. 521) .
197 **** Bu konuda bkz. Turan Dursun, Kuran Ansiklopedisi (Cilt
6, sh. 20-27)
198 Buharnn Ebul-Yemandan rivayeti occedloin bkz. Sahih-i...,
(Cilt X. sh. 260) . Bu konuda ayrca , ayn ciltteki 1791 sayl hadise
baknz.
199 Sahih-i... (Cilt X, sh. 262)
200 Sahih-i... (Cilt X, sh. 262)
201 bn shak, age (sh. 519-520)
202 Bu hususlar occedloin Diyanet yaynlarna bkz. Sahih-i... (Cilt
V. sh. 508)
203 ibid.
513
204 Ayenin rivayeti occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 507,
Hadis no. 1015)
205 Buharnn Beradan rivayeti occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh.
180 ve d. Hadis no. 1579)
206 ibid.
207 Bu kiinin tam ad: Abd Allah b. Uvaysdir.
208 Snen-i Ebu Davud tan naklen bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh,. 142)
209 Tarihi Taberiden naklen bkz. Erdoan Aydn, Nasl Mslman
Olduk?, (Baak Yaynlar, stanbul 5.Bask, 1994, sh 83 )
210 Bu konuda Diyanet yaynlarnda yer alan kaynaklara bkz. Sahih-
i... (Cilt VII, sh.101 ve d.). Ayrca bkz. Turan Dursun, Tabu Can
ekiiyor: Din Bu, ( Kaynak Yaynlar Cilt , 3.bask, stanbul 1990,
sh. 73 ve d.)
211 Sahih-i... (Cilt VII, sh. 103o Cilt V. sh. 328 ve d.)
212 Bu konuda bn Hisamn Siretine, Yakutun Mcamna,
Hamdannn Cazirasina baknz.
213 Turan Dursun, age. (cilt , sh. 77)
214 Riyazs Salihin..., (Cilt II, sh. 277-282, Hadis no. 921)
215 Bu Hadis, ve bunun benzerleri, hem Buhar de ve hem de
Mslim de bulunmaktadr. Ayrca bkz. Talat Kooccedloyiit,
Hadislerin Inda man, badet, Ahlak, (Diyanet leri Bakanl
yaynlar, Ankara 1974) sh. 283
216 Sahih-i... (Cilt V. sh. 268, 263, 273, Hadis no. 617 o Cilt X, sh.
101, Hadis no. 1945))o Bkz. al-Katib, age, (Kitab I, Kesim )
217 Sahih-i... (Cilt III, sh. 113)o bu konuda ki hadisler occedloin
ayrca bkz. Riyazs... (Cilt II, sh. 373, 376, Hadis no. 1046, 1051)
218 Riyazs... (Cilt II, sh. 290-306, Hadis no. 938)
514
219 Osman b. Affann rivayeti olan bu hadis occedloin bkz. Riyazs
Salihin , (Cilt II, sh. 363, Hadis no. 1030)
220 mer b. Hattabn rivayeti occedloin bkz. Riyazs... (Cilt II, sh.
367, Hadis no. 1036)
221 Riyazs... (Cilt II, sh. 364, Hadis no. 1032)
222 Riyazs... (Cilt II, sh. 489, 508-9, hadis no. 1224, 1255, 1257
223 Mslimin Ebu Raf Elemden rivayeti occedloin bkz.
Riyazs... Cilt II, sh. 286 ve d. Hadis no. 934, ayrca bkz. Hadis no.
932)
224 Ebu Umamenin ve bn-i Mesudun rivayetleri occedloin bkz.
Riyazs... (Cilt II, sh. 342 ve d. Hadis no. 995, 997, 1003)
225 bn Macenin Ebu Hreyreden rivayeti occedloin bkz. Sahih-i...
(Cilt III, sh. 11)
226 Kabeyi tavaf edip "Safa" ve "Merve" tepeleri arasnda yedi kez
koan kimselerin, Bakara suresinin 158. ayeti gereince gnahlardan
kurtulup soccedlosuz duruma girecekleri hususu, Hadislerle
belirlenmitir. Bkz. Riyazs Salihin... (Cilt II, sh. 277 ve d.). Ayrca
bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt )
227 Enesin rivayeti occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 424-8,
Hadis no. 2186-2187)
228 Gazali, hyau Ulumid-Din, (Cilt V, sh. 734)
229 Siyer bn shak, (Akabe yaynlar, stanbul 1988 sh. 328)
230 "Evrad" szc Arapoccedloada " "Kurandan seoccedloilme ve
her zaman okunan blmler" demektir.
231 "Ezkar" szc Arapoccedloada "Tesbihle belli dualar tekrar
etmek" demektir.
232 Bu hadis occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 350-352, Hadis
no. 2157)
515
233 Sahih-i... (Cilt X, sh. 423, ve d. Hadis no. 2185)
234 Diyanetin bu aoccedloiklamas occedloin bkz. Sahih-i... Cilt,
X, sh. 424)
235 Riyazs Salihin... (Diyanet yaynlar, Cilt II, sh. 277-282)
236 Neeinin Kbra adl yaptndan naklen bkz. Gazali, hyau.... (Cilt
V. sh. 990)
237 Ad olarak "hnet" olarak kullanldnda "aalk", "bayalk",
"soysuzluk", "kt davran" gibi anlamlardadr.
238 Bu tr Hadisler occedloin bkz. Diyanet Dergisi, (Kasm-Aralk
1972o Cilt X, say 6o sh. 338-342)o ayrca bkz. Diyanet Gazetesi (1
Kasm 1970o Say 3, sh. 14)
239 Bkz. A.R.Demircan, slama Gre Cinsel Hayat, (stanbul 1988,
Cilt , sh. 219)
240 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 192-193, Hadis no.
2032)
241 Ebu Katadenin rivayeti occedloin bkz. ibid (Cilt X, sh. 56)
242 ibid. (Cilt , sh. 180, Hadis no. 171)
243 ibid. (Cilt , sh. 155-6, Hadis no. 139)
244 ibid. (Cilt , sh. 154-5o Hadis no. 138).
245 ibid. Cilt , sh. 215, Hadis no. 201)
246 Ayetin bu tr occedloevirisi occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar... (Cilt . sh. 219)
247 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt , sh. 219-220
248 Sahih-i BuhariMuhtasar... (Cilt sh. 221, Hadis no. 206)
516
249 Sahih-i Buhar Muhtasar...( Cilt , sh. 222, hadis no. 208)o
Ayrca bkz. Ebu Davud un K.Taharet inden (Hadis no. 212) alnt
olarak Ali Rza Demircann slama Gre Cinsel Hayat (stanbul
1986), Cilt . sh. 220
250 Sahih-i.... (Cilt V. sh. 272, Hadis no. 916)
251 Prof. A.Glpnarlnn Kuran occedloevirisinde "memeleri yeni
sertlemi kzlar" deyimi yer almtr. Diyanetin occedloevirisinde
"tomurcuklanm" deyimi geoccedloer.
252 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 42-44, Hadis no. 1342-
1343)
253 1976 ylnda liseler occedloin hazrlatlan Din Dersleri adl kitab
vesilesiyle "Cumhuriyet" gazetesinde yaynlanan "Terazili Din
Bilgisi" (Yazar: Cevdet Kudret) balkl yaz . ("Cumhuriyet", 14,
Ekim 1976)
254 lgili hadisler occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 325, Hadis
no. 1827)
255 Sahih-i... (Cilt X, sh. 326)
256 Spencer-Gillen, age, (sh. 32 ve d.)
257 Bu konuda daha geni bilgi occedloin eriat ve Kadn adl
kitabma baknz.
258 eriat ve Kadn adl kitabma baknz.
259 Bu hususlar eriat ve Kadn adl kitabmda ele aldim occedloin
burada fazla durmayorum.
260 eriatn kadna reva grd hakszlklar ve aalatmalar
vurgulayan ve Cumhuriyet gazetesinde yaynlanan eriat ve Kadn
balkl bir yazma kar Diyanet leri Bakanlnn 7 Haziran 1973
tarihli "Tercman" gazetesinde verdii yantta byle yazldr.
517
261 Bu konudaki hadisler occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar..., (Cilt sh. 224, hadis no. 209)
262 Adana Milletvekili Cneyd Canverin, 10 Mays 1989 tarihinde
T.B.M. Meclisi Bakanlna verdii bir Soru nergesinde, Diyanet
leri Bakanlnn "Kadnlar aalayan, kuoccedloulten ve erkein
yannda zavall klan hkmlerin yaynlanmasna" neden dolay
araclk eder olduu hususunun aoccedloiklanmas istenmi ve bu
hkmlerden baz rnekler verilmitir. Bunlar arasnda kadnlar
"aklen ve dinen dn" olarak tanmlayan, "eek, kpek, domuz, karga
vs..." kertesinde tutan, "uursuzluk ve fitne kayna sayan", "erkein
yars deerinde tank" yapan, "Cehennemlerin occedloounluuna
layk" bulan ya da bunlara benzer dier kuoccedloultucu hkmler yer
almtr. Diyanetin T.B.M. Meclisine sunulmak zere bu konuda
hazrlayp Devlet Bakanlna yollam olduu 7 Kasm 1989 tarihli
ve 10/027/1317 sayl Cevab Yazsnda, sorularn pek occedloou
cevapsz braklm dierleri de bir takm kurnazlklarla saptrlp
occedloarptrlm ve occedloelimeli bir mantk, ve bilimsellie
yakmaz bir dil ile sunulmutur.
263 Gazali, hyau ulumid-din, (Bedir Yaynlar , stanbul, 1975) Cilt
II, sh. 83
264 ibid. (Cilt II, sh. 117o 147-8)
265 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 219-220)
266 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 449-451)
267 Diyanetin Devlet Bakanlna verdii Cevab Yaz, (sh. 6)
268 Sahih-i... (Cilt VII, sh. 298-9)
269 Sahih-i... (Clt X, sh. 243-6o
270 Ahmed bn-i Hanbel ile Beyhekinin Abdullah bn-i Mesudtan
rivayet ettii bu ahdis occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 351)
271 Diyanet yaynndan alnma yukardaki satrlarn asl yle: "Din-i
slam, ftri bir din olmak tibariyle insanlarn btn ahval ve
518
harekatnda tabii olmalarn, cal ve sahte her fiil ve hareketten itinab
etmelerini istiyor. Gzellik de bunlardan biridir. Tab-selim sahibi
occedloin kudret-i fatirann bahs ettii gzelliin fevkinde bir
gzellik bulmak imkan var mdr? Sayed olsayd, insanlar ahsen-i
takvim zere yarattn bildiren Halkmz bizi o ekil ve surette,
mesela dudak larmz daha krmz yaratrd. Tabii olmiyan
gzelliklerin fenalna iaret ederek sylenen ...-Bu sus,
kioccedloina doun vuran kadnn gayr-i tabii gzelliinden daha
mtekrehtir- sz Arablardan tab-selim sabb erbab- zarafet
arasnda mesel olmutur" Bkz. Sahih-i... (Cilt V. sh. 351-2)
272 Sahih-i... (Cilt X, sh. 1120 Hadis no. 1955)
273 Sahih-i... (Cilt X, sh. 111, Hadis no. 1956)
274 Sahih-i ... (Cilt X, sh. 34-34, Hadis no. 1337)o Bu konuda ayrca
bkz. Arsel, eriat ve Kadn (10.bask, sh. 222-223)
275 mer b. el-Hattabn bu szleri occedloin bkz. Siyer bn shak...
(sh. 312)
276 Cabirin rivayeti occedloin bkz. mam Gazali, hyau Ulumid-
Din, (Bedir Yaynlar, st. Cilt II, sh. 78)
277 ibid.
278 Bkz. A. R. Demircan, slama Gre Cinsel Hayat, (stanbul 1986,
Cilt II, sh. 90-95)
279 Sahih-i... (Cilt V, sh. 450-1)
280 Arapoccedloa "Hacer" szc "ta", "kaya paroccedloas"
demektiro "Esved" szc ise "Kara","Siyah" anlamndadr.
281 Bkz. slam Ansiklopedisi, "Kabe" szc, (Cilt V, sh. 8)
282 Biraz nce belirttiimiz gibi Kabenin temellerinin atlmasiyle
ilgili Kuran ayetlerini (rnein II: 125-127 vso ve mran 96-97)
yorumlayan Tabar, Kabenin inas konusunda iki ayr grn
bulunduunu ve bir gre gre temelleri atann Adem dier gre
519
gre ise brahim olduunu sylemitir . Tabarnn Kuran yorumu
occedloin Bkz. slam Ansiklopedisi, Kabe szc.
283 slam Ansiklopedisinde Kabe szcne baknz.
284 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt. V, sh. 108, 164)
285 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 107o Hadis no. 791)
286 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld , sh. 151o ld II, sh. 701o ld
V, sh. 138o ld X sh. 339)
286 a. Mslim, Kitabl-Esribe, ve ayrca bkz. Riyazs-Salihin (st.
1992o Cilt III, sh. 263-4, Hadis no. 1637 ve 1638)
286 b. Mslim, Kitabl-Esribe. Nevevi, Riyazs-Salihin, (st, 1992,
Cilt , sh. 196 Hadis no. 159)
287 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 141
287 a. Buhar, Kitabl-Vudu. Mslim, Kitabut-Tahare. Nevevi,
Riyazs-Salihin (st. 1992, sh. 271, Hadis no. 1648)
288 Sahih-i Buhar Muhtasar...(Cilt X, sh. 50 , Hadis no. 1358)
289 Bu konudaki occedloeitli hadisler iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh.
349 ve d. Hadis no, 262, 263, 264, ve sh. 475 Hadis no. 319)
290 ibid . sh. 354
291 Sahih-i... (Cilt X, sh. 106, Hadis no. 1952)
292 Buharnn bn-i Maliktan rivhayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt VII,
sh. 204-6, Hadis no. 1062)
293 Her ne kadar saa ikramn "snnet" ld ve bu hususta Ulema
arasnda ihtilaf bulunmad kabul edilirse de bn-i Hazm gibi baz
fkihoccedloilar: "Sanda
294 Ebu Yalel-Mevsilinin bn-i Abbastan rivayeti occedloin bkz.
Sahih-i... (Cilt VII, sh. 207)
520
295 "The New York Times", 11 Ocak 1993
295 a. Ebu Davud ve Tirmizi nin rivayetleri occedloin bkz.
Riyazs-Salihin (st.1992, Cilt II, sh. 396, Hadis no. 1132)
296 Bu konudaki occedloeitli hadisler occedloin bkz. Sahih-i
Buhar Muhtasar... (ld , sh. 99, 143.) Ayrca bkz. Gazali, Kimya-y
Saadet... (sh. 90)
297 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld , sh. 142-147)
298 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld , Hadis no. 130)
299 Sahih-i Buhar Muhtasar... ld , sh. 147)
300 Bu konuda bkz. mam Gazali, Kimya-y Saadet, (Bedir yaynlar,
stanbul 1979, sh. 92)
301 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld VIII, sh. 191)
302 Gazali, age , (1979, sh. 92, 162)
303 Ahmed bn Hanbal, Msnad, (Cilt II, sh. 359)
304 Tabar, Zamahsar, Kurtubi vb... gibi kaynaklarn bildirmesine
gre "Besmele" nin asl Neml Sresindeki "nnahu min Slayman va
innahu bismillahi-rahmanil-rahim" ayeti ile terkib haline girdii
kabul edilir.
305 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 56, Hadis no. 1355)
306 Ahmed Ziyaeddin Gmhanevinin Levamul-Ukul Min erh-i
Ramzl-Ehadisten naklen Demircan, age, Cilt , sh. 171
307 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld II, sh. 402 vb...o ld X, sh.47-
49)
308 Yukarya alnan ayetten ilki Diyanetin , ikincisi Prof.
Glpnarlnn, occedlouncusu de mer Rza Dorulun Kuran
occedloevirisindendir.
521
309 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld V, sh. 329-331)
310 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld , sh 68o ld X, sh. 67)
311 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld X, sh. 70)
312 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld X, sh. 59)
313 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld X, sh. 58)
314 Sahih-i Buhar Muhtasar... (ld X, sh. 301)
315 Bkz. Kuran Enam Sresi, ayet 112-113o ayrca bkz. Sahih-i
Buhar Muhtasar... (ld VIII, sh. 229-230)
316 Yaar Nuri ztrk adnda hafzlktan yetime bir ilahiyatoccedloi
"Profesr!", Kendi Dilinden Son Peygamber (Krk Hadis erhi) , adli
kitabnda (stanbul 1984, sh. 168 ve d. ) , yukarda deindiimiz
kaynaklara dayal olarak bu olay, slam tarihinin en byk
mucizelerinden biri olarak nakleder.
317 Bu hususlar occedloin bkz. mam Gazali, Kimya-y Saadet (Cilt
-Io Bedir Yaynevi, stanbul, 1979, sh.909
318 Bu konudaki hkmler occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar..., (Cilt X, sh. 165 ve d.). Ayrca bkz. Gazali, hyau....,
(Cilt II, sh. 516 ve d.)
319 ibid. (Cilt X, sh. 165-166)
320 Gazali, hyau... (Cilt II, sh. 516-7)
321 Ebu Hreyreniun rivayetine dayal bu hadis occedloin bkz.
Sahih-i Buhar Muhtasar ... (Cilt X, sh. 58, Hadis no. 1357)
322 Ebu Hreyrenin rivayeti occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar... (Cilt , sh. 130, Hadis no. 110)
323 ibid. (Cilt , sh. 110)
324 ibid. (Cilt , sh. 154, Hadisd no. 137)
522
325 ibid. (Cilt , sh. 131, Hadis no. 112)
326 Enes b. Malikin rivhayeti occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh.
3439 ve d. H. no. 262, 263, 264)
327 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 67)
328 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 66-7, Hadis no. 1363)
329 Bezzarn rivayeti occedloin bkz. ibid.
330 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 68)
331 Ebu Hreyrenin rivayeti occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar... (Cilt X, sh. 66- 7. Hadis no. 1363)
332 Ebu Msel-sfehannn Tergib adli yaptnda bulunan bu hadis
hkm occedloin bkz. ibid. (Cilt X. sh. 68)
333 Diyanet leri Bakanlnda nemli grev alm bir din
adamnn bu konuda halkmza verdii bilgiler occedloin bkz. Ali
Rza Demircan, slama Gre Cinsel Hayat, (stanbul 1986o Cilt II, sh.
93-96). Yukardaki ayet u ekilde sunulmakta: "Eer Allahn
yasalarna gereince bal kalmak istiyorsanz, yabanc erkeklerle
konuurken ho bir eda ile konumayn..." (33 Ahzab 32)
334 Gazali, hyau.... (Cilt II, sh. 78)
335 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt II, sh. 441-5)
336 Demircan, age (Cilt II, sh. 94)
337 Avnul-Mabud erh-u Snen-i Ebi Davudtan (14/111) naklen
Demircan, age (Cilt II, 94o
338 Diyanet leri Bakanlnda yksek dereceli grev alm olan bir
din adamnn slam kaynaklarndan alnma bu tr hkmlerle dolu
kitab occedloin bkz. Demircan, age , (Cilt II, sh. 92-96)
339 Ebu Hreyrenin rivayeti occedloin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar... (occedloilt X, sh. 59, Hadis no. 1359)
523
340 Sahih-i Buhar Muhtasar...(Cilt X, sh.58, Hadis no. 1358)
341 Sahih-i Buhar Muhtasar...(Cilt X, sh.59, Hadis no. 1359)
342 Ebu Hreyrenin eivayet ettii bu hadis iin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar... (Cilt X, sh. 70-71, Hadis no. 1365)
343 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 71)
344 Ebu Hreyrenin rivayet ettii bu hadis occedloin bkz. Sahih-i
Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 68, Hadis no. 1364)
345 Diyanetin bu yorumu occedloin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar...
(Cilt X. sh. 69)
346 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 70)
347 Diyanetin dayand szlksel yanm yledir: "Sihir (...) sebebi
haf ve dakik olan eydir..." . Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt
VIII, sh. 225)
348 ibid. (Cilt VIII, sh. 225
349 Ebu Hreyrenin rivayetine gre Muhammed: " Muhlik olan yedi
eyden occedloekininiz" demi ve bunlardan birinin "sihir" ldn
bildirmitir. Bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar.... (Cilt VIII, sh. 224, hadis
no. 1172)
350 Ebu Ubey Kasm bn-i Sellamn Garibul-Hadis adl kitabnda
yer alan bu hadis occedloin bkz. Sahih-i... (VIII, sh. 234-5)
351 Her ne kadar Muhammedin sihirden etkilenmesini "Ulema"dan"
bir ksm "bir naka, bir ayp addederek reddetmiler" ie de dierleri
(ve bu arada bizim Diyanet ) bunun "ne ayb ve ne de naka" ld
kansndadrlar. Onlara gre Muhammed bir insan olduuna gre,
peygamberliine taalluk etmeyen her hangi bir hastala yakalanmas
kadar sihirden de etkilenmesi de doaldr. Bkz. Sahih-i ... (Cilt VIII,
sh. 234)
352 Sahih-i...(Cilt VIII, sh. 225-6)
524
353 Sad bn-i Ebi Vakkasn rivayetine dayal bu hadis occedloin
bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 393, Hadis no. 1863)
354 Diyanetin aoccedloiklamas yle: "Bu hurmann emden,
sihirden masuniyet temin etmesi Resul-i Ekremn bu hurma
hakknda dua buyurmasndan dolay teberruk (uurlu olmas)
cihetiyledir.(...) Bu masuniyetin Medine hurmasna tahsisi ve
saysnn yedi olmas sebebi ve hakikati Resul-i Ekremce malum
umurdandr. Bizce hkm, malum olan umurdan deildir..." Bkz.
Sahih-i ... (Cilt X, sh. 394)
355 Bu beyanat occedloin bkz. Hrriyet Gazetesi, 21 Kasm 1992.
Sh. 9
356 Ebu Davud, Tirmizi ve Nesai gibi kaynaklara gre Ebu Hudrini
iyiletirdii hasta asab rahatszla yakalanm ve demir tomrua
vurulmu bir delidir. Bu hususlar occedloin bn-i Macenin Ticaret ve
Tirmizinin Snen adl yaptlarndan alnma bilgiler occedloinz bkz.
Sahih-i..., (Cilt VII, sh. 45)
357 Sahih-i... (Cilt VII, sh.42-4 Hadis no. 1031)
358 Bilindii gibi slamn be temeli unlardr: 1)Tanrdan baka
Tanr olmadna ve Muhammedin peygamber olduuna inanmako 2)
Namaz klmako 3) Zekat vermeko 4) Hacc etmeko 5) Ramazan
orucunu tutmak.
359 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh.
338-342)
360 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh..
sh. 338
361 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh.
339)
362 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh.
363 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh.
340
525
364 Demircan, age, (Cilt II, sh.169)
365 Demircan, age, (Cilt II, sh. 170
366 Demircan, age (Cilt II, sh. 168)
367 Diyanet Dergisi (Diyanet l. Bask. Yaynlar, Cilt X, Say 6, sh.
340)
368 Demircan, age. (Cilt II, sh. 168)
369 "Hukuk-u slamiyye ve stilahat- Fikhiyye Kamusu" gibi
kaynaklara ya da bn Macenin yaptlarna dayal olarak din
adamlarmzn yukardaki grleri occedloin bkjz. Demircan, age,
(Cilt II. sh. 169)
370 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 449-451, Hadis no. 652)
371 Ahmed bn-i Hanbelin Msnedinde alnma bu hadis occedloin
bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 451-2)
372 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 450, 452)
373 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 452-454)
374 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt V, sh. 451)
375 Diyanetin yaynlad Sahih-i Buhar Muhtasarnda yle yazl:
"(...)bu sandklar occedloinden hayalimize ne manal sesler
aksetmiyor. Beerin gafleti bu occedlook manal sesleri iitmee...
mani l yor. Enzar- ibret nnden hergn gelip geoccedloen bu
nevi suunat- kevniyyeyi (varlkla ilgili olaylar) hakkyle grmek ,
bu sesleri laykyle iitmek mmkn olsayd, hadis-i erifte haber
verildii vehile insan derhal der baylrd" ( Cilt V, sh. 451)
375 * Gazali, age (Cilt II, sh. 44)
375 ** Gazali, age (Cilt II, sh. 49)
526
376 Bu konuda Bkz. Kitab el-Egan ( Cilt V, sh. 141 ve d.) . ayrca
bkz. Sahih-i..., (Cilt VII, sh. 236)
377 Bu hadis occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 193 ve d. Hadis
no. 1414)
378 ibid.
379 Diyanetin Kuran occedloevirisinden.
380 Taberi, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi, (stanbul 1966o Cilt II,
sh. 374.
381 ibid. (sh. 601)
382 Diyanetin yaynlarnda yer alan bu hadis occedloin bkz. Sahih-
i... Cilt X. sh. 376 ve d. Hadis no. 1648).
383 Ayenin rivayeti olan bu hadis occedloin bkz. Sahih-i... (Cilt X.
sh. 79 ve d. Hadis no. 1554)
384 emure bn-i Cundebin rivayeti olan ilginoccedlo bir dier rnek
occedloin bkz. Sahih-i... ( Cilt V. sh. 598 ve d.)
385 Ayenin ve Ebu Yalann rivayetleri olan bu hadis occedloin
bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 276)
386 o. R. Dorul, Tanr Buyruu,... (Sh. 52 not. 156)
387 Buharnn Ebu Hreyreden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt V,
sh. 536)o
388 Mslimin Enes bn-i Malikten rivayeti: Sahih-i... (Cilt V. sh.
536-7)
389 Buharnn Abbas bn-i Abdulmuttalbden rivayeti iin. Sahih-i...
(Cilt X. sh. 52-53, hadis no. 1548, 1549)
390 Mevlana Celaleddin-i Rumi, Fihi Mafih (Maarif Bainevi,
stanbul 1954, sh. 241)
527
391 Bu alnt iin bkz. taberi, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi (1966)
(Cilt II, sh. 524)
392 Sahih-i... (Cilt X, sh. 392)
393 Sahih-i... (Cilt X. sh. 152)o taberi, age (1966) (Cilt II, sh. 308)
394 Siyer bn shak, (sh. 302)
395 Siyer bn shak (akabe yaynlar, 1988o sh. 375 ve d.)
396 Siyer bn shak, ( sh. 375)
397 Bu konuda bn Hisamn, Vakidi ve Tabarnn yaptlarndan
gayri bn-i Cevzinin ereful-Mustafa adl kitabna, ve Halabinin
nsan al-uyun, ve Masudinin al-Tanbih adl kitaplarna bkz. Ayrca
Buharnn Cabir bn-i Abdillahtan rivayeti olan hadis iin bkz.
Sahih-i... (Cilt X, sh. 174 ve d. hadis no. 1578)
398 Siyer bn shak, sh. 373)
399 Sahih-i... (Cilt X. sh. 174-179). Bu konuda ayrca bkz. Siyer bn
shak, sh.371 ve d. o ayrca bkz. bn shak, age (1980), sh. 675
400 Sahih-i... (Cilt , sh. 193)
401 Sahih-i... (Cilt . sh. 194)
402 Sahih-i... (Cilt . sh. 194o ayrca Cilt VII, sh. 87 ve d.)
403 Ayenin rivayet ettii bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh.
343 ve d. Hadis no. 1234)
404 Bu hadisler iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 342, H. no. 1233)
405 Buharnn Hzeyfe (bn-i Yeman) dan rivayeti iin bkz. Sahih-
i... (Cilt X, sh. 381, hadis no. 1650). Ayrca bn Sadin Kitab al-
Tabakat na baknz.
406 Buharnn bn-i merden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh.
383, H. no. 1851)
528
407 Buharnn Ebu Talhadan rivayeti olan yukardaki hadis iin bkz.
Sahih-i... (Cilt X. sh. 152, H. no. 1567o ayrca bkz. Cilt V, sh. 673)
408 Diyanetin bu konudaki grleri iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh.
153o ve Cilt V. sh. 673)
409 Sahih-i... (Cilt X. sh. 154)
410 Taberi, age (1966), (Cilt II, sh. 338 ve d.)
411 Bu hadis iin, Buhar ve Mslim gibi kaynaklardan gayri Ebu
Davudun Kitabut-taharesine, ve ayrca Neei, bn-i Sad, Taberi,
Tabaran, bn-i Hibban, bn-i shak vs gibi kaynaklara baknz.
Diyanetin yaynlar olarak bkz. Sahih-i... (Cilt , sh. sh. 180 ve d.
Hadis no. 172o Cilt V. 352 ve d.o Cilt X, sh. 257 ve d.)
412 Sahih-i... (Cilt X. sh. 258 ve d.
413 Buharnn Enes (b. Malik) den rivayeti iin bkz. Sahih... (Cilt II,
sh. 299 ve d. Hadis no. 241 o ayrca bkz. Cilt X, sh. 270 ve d.) .
Ayrca Bkz Taberi, age (1966)o (Cilt II, sh. 501, 688)o Ayrca bkz.
Siyer bn shak, sh. 324
414 Bu hususlar iin bkz. Tarih-i Taberi Tercemesi, (Cilt II. sh. 422 ve
d.). Ayrca bkz. Siyer bn shak, sh. 374 ve d.o bn Hisamn yaptlaro
Vakidinin Kitab al-Magazisi. Bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 407o Cilt X,
sh. 225, 228)
415 Sahih-i... (Cilt X. sh. 229)
416 Buharnn Ebu Said-i Hudriden ve ayrca Mseyyeb bn-i
Hazndan rivayet ettii hadisler iin bkz. Sahih-i... (Cilt V, sh. 533 ,
Hadis no. 665o ve Cilt X, sh. 53 , Hadis no. 1549)
417 Sahih-i... (Cilt X. sh. 52-53, Hadis no. 1548)
418 Buharnn Ebu Hreyreden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X.
sh. 233 ve d. hadis no. 1434o ayrca bkz. Cilt III, sh. 341 ve d.)
419 Mslimin Cabirden rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 342)
529
420 Buharnn emure bn-i Cundebden rivayeti iin bkz. Sahih-i...
(Cilt V, sh. 595 ve d. Hadis no. 681)
421 Ebu Hreyreden rivayet iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 603 ve d.
Hadis no. 377)
422 Yemame valisnin uygulad ceza, arkc kadnlarn ellerini
kestirmek olmutur. Ebu Bekr, yukardaki mektubu ile cezann elleri
kestirmek deil ldrmek olmas gerektiini bildiriyor. Bu hususla
ilgili olarak Zeynd-din Ahmed b. Ahmed b. abdil Latifiz-
Zebidinin Tarih-i Fkhtan naklen bkz. Sahih-i... V. sh. 355)
423 Sahih-i... (Cilt X, sh. 257 ve d.)
424 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 387, Hadis no. 1264)
425 Sahih-i... (Cilt II, sh. 565-8, Hadis no. 362 )
426 Sahih-i... (Cilt VIII, sh, 384 ve d. Hadis no. 1262)
427 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 388, Hadis no. 1265)
428 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 386)
429 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 386)
430 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 386)
431 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 387)
432 Olay iin bkz. Taberi, age (12966), (Cilt II, sh. 578)
433 Tabar, Milletler ve Hkmdarlar Tarihi, (T.C. Milli Eitim
Bakanl yaynlar, stanbul 1966, Cilt II, sh. 434 ve d.)
434 ibid. (Cilt II, sh. 437)
435 Amr Habesistana gnderirken Habes meliki Necasy slama
davet etmesi iin talimat verir. Gya Necas bu davet zerine:
"Bizimle sizin aranzda ncil reddolunmaz bir ahid, zulm etmez adil
530
bir hakim olsun" der ve mslman olur. Bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh.
388 ve Cilt V, 304)
436 bn-i Ebi Vakkasn rivhayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X, sh. 59-
60)o Enes bn-i Malikin rivayetine gre kadnlar mere yle
demiler: "nk sen Resululahtan ...daha kat yreklisin" Bkz.
Sahih-i... Cilt X. sh. 348 ve d. hadis no. 1495)
437 Bu hususlar iin bkz. Taberi, age (1966), (Cilt II. sh. 337 ve d.
Ayn konuda bni shakn Siyerine baknz.
438 Bu olay iin bkz. Mevlana, Fihi Mafih, (Maarif Basmevi,
istanbul 1954 sh. 241)
439 Bu hususlar iin bkz. Gazali, hyau... (1975), (Cilt V. sh. 850 ve
d.)
439a Bu iir (ve evirisi) Muzaffer zdan Tarih ve Toplum
dergisinde yaynlanan bir yazsndan alnmtr.
440 Bkz. Sahih-i ... (ld X, sh. 55-6, 65, 95-7, 293-4o Hadis No.
1361, 1372, 1354, 1373, 1467, 1468)
441 Bu konuda bkz. C. E. Wilson, "The Wall of Alexander Against
G and Magog and the Expedition Sent Out to Fnd t by the Khalef
Wathiq in 843 A.D. (in Hrth Anniversary, London 1923, sh. 575-612)
442 Bu hususlar iin benim Arap Milliyetilii ve Trkler adl
kitabma baknz.
443 Erdoan Aydn, Nasl Mslman Olduk?, (Baak yaynalri,
stanbul 1994, sh. 82 v d. )
444 Aydn, age. (sh. 87)
445 Diyanetin bu hadisle ilgili yorumu iin bkz. Sahih-i ... (Cilt X.
sh. 102, Hadis no. 1372)
446 Bu konuda bkz. Arsel, Arap Milliyetilii ve Trkler, (nklap
Kitabevi, 1987, sh.36 ve d.)
531
447 Bu konuda ayrca bkz. Aydn, age,
448 Bu konudaki hadisler iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 89 ve d.)
449 Cabir b. Abdullahn rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt II, sh. 245,
Hadis no. 223). Yine bunun gibi dier peygamberlerin sadece kendi
kavmnn dili ile konutuklarn ve fakat kendisinin btn kavimlerin
diliyle konutuunu sylemitir. Bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 423 ve
d.)
450 Bu konuda daha geni bilgi iin benim Arap Miliyetilii ve
Trkler adl kitabma baknz.
451 Bkz. Taberi, age (1966), (Cilt II, sh. 37)
452 Bu konuda bkz. Dursun, Din Bu... (Cilt III, sh. 114)
453 ibid.
454 Buhar ve Mslim kaynaklarnda yer alan ilgili hadisler iin bkz.
Dursun, Din Bu (Cilt III, sh. 114)
455 Ebu Hreyrenin rivayeti olan bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt II,
sh. 558 ve d. Hadis no. 360).
456 Buhar ve Mslim kaynaklarndaki bu hadis iin bkz. Dursun, age
(Cilt III, sh. 132)
457 Buharnn bn-i Abbastan rivayeti olan bu hadis iin bkz. Sahih-
i... Cilt X. sh. 394, hadis no. 1864)
458 Kuran yorumcularndan Hattabinin grnn bu olduu
anlalmaktadr.
459 Diyanet leri Bakanlnn bu gr iin bkz. Sahih-i... (Cilt
X. sh. 395)
460 Nur Sresinin 24.cu ayetine gre ahba ve akraba evlerinde
yemek yemek caizdir
532
460 * Bu konuda daha geni bilgi iin bkz. Turan Dursun, Kuran
Ansiklopedisi, (Kaynak yaynlar, 1994, Cilt 7 sh.260 ve d.)
460 ** Trk Edebiyat Dergisinin Aralk 1993 tarihli saysnda
"Grler" balkl yazya baknz (Sh, 49-50).
461 Din adamlarnn eylemleri konusunda bkz. Sadi Borak, Hac
Sleyman Efendi, (stanbul 1974)o Ahmet Refik Altnay, Hoca
Nfusu (stanbul 1933)o Neet aatay, Trkiyedeki Gerici Eylemler
(Ankara 1972)o Ali Naci Karacan, Softalar ve Medreseler (stanbul
1913)o Hakk Klczade, tkad- Batlya lan- Harp (stanbul
1913)o etin zek, Trkiyede Gerici Akmlar ve Nurculuun yz
(stanbul 1964)o Sleyman Nazif, mana Tasallud, stanbul 1925)
462 Ayrca bkz. Riyazs Salihin.... (Cilt , sh. 268-286)
463 Diyanet leri Bakanlnca yaynlanan Hutbeler (Ankara 1973),
adli kitabn 217.i sayfasna baknz. sh
464 Tevbe Sresinin izye ile ilgili 29 ayetinin aklanmas
konusudna bkz. Sahih-i..., (Cilt VIII, sh. 449 ve d.)
465 bn-i merden rivhayet olunan bu hadis iin bkz., Sahih-i... (Cilt
X, sh. 110 ve d. Hadis no. 1955)
466 Ebu Hreyreden rivayet olunan bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt
X, sh. 111 Hadis no. 1956)
467 Hzeyfenin rivayetine gre Muhammedin bu hadisi iin bkz.
Sahih-i... (Cilt X. sh. 388-9, Hadis no. 1859)
468 bn-i merin Muhammedten rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X,
sh. 383, hadis no. 1851)
469 Ebu Hreyrenin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 41-42,
hadis no. 1675)
470 Ebu Hreyrenin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt X. sh. 68,
hadhis no. 1364)
533
471 Ayenin rivayeti ola bu hadis iin bkz. Gazali, hyau... (Cilt V,
sh. 844)
472 Ebu Hreyrenin rivayeti olan bu ahdis iin bkz. Sahih-i. .. (Cilt
X, sh. 212-3, Hadis no. 2053)
473 Ebussuud Efendinin "Gayr-i mslim ler" ile "Mslimler"
arasndaki ilikilerin ne olmas gerektiine dair fetvalar iin bkz.
Dzda, age (sh. 89-118)
474 Bu konudaki kaynaklar ve daha geni aklama iin benim eriat
ve Kadn adl kitabmn ikinci blmnn VIII/D kesimine baknz.
475 slam kaynaklarna gre Nuhun olu ona Ham, am ve
Yafisten gayri bir de gnahkar olan "Kanan" adnda bir olu vardr
ki yukarda sz geen kimse budur.(Bkz. slam Ansiklopedisi nde
Nuh szcne baknz)
476 Bu yorum iin Marmara niversitesi lahiyat Fakltesi tarafndan
yaynlanan Kuran evirisine baknz.
477 Bu konuda bkz. Enbiya 52-57o affat 85o Suara 84-89
478 Taberi, age (1966), (Cilt II, sh. 307 ve d.)
479 Sahih-i... (Cilt II, sh. 351)
480 Bu hususlar iin bkz. Taberi, age (1966), (Cilt II, sh. 524)
481 Sahih-i... (Cilt VIII, sh. 469)
482 Siyer bn shak, (akabe yaynlar , stanbul, 1988, sh. 375)
483 ibid.
484 Bu alnt iin bkz. Taberi, age (1066o Cilt II, sh. 658)
485 Bu konuda benim Aydn ve Aydn adli kitabma baknz.
486 Hayreddin Karamann "Yurt Dndaki Mslmanlar" balkl
yazs iin bkz. Diyanet Dergisi (Mays-Haziran 1975, Say 3o sh.
534
133). ayrca bkz. mam Gazali, lahi Nizam (eviren Y. Arkan,
stanbul 1971o Bu kitap Gazalinin Mukaefet-l Kulb adli yaptnn
evirisi olarak yaynlanmtr)
487 Bu alnt iin bkz. Kyamet ve Ahiret (Mellifi mam Gazalio
Hazrlayan H. H. Ik, stanbul 1973, sh. 84-7)
488 Bu konuda bkz. Roland H. Bainton, The Reformation of the
XVth Century, (Boston 1964, sh. 92, 100)
489 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt , sh. 147, Hadis no. 129 ve 130)
490 Bkz. mam Gazali, Kimya-y Saadet (Bedir Yaynevi, stanbul
1979) sh. 91-92
491 Gazali, age ( 1979), sh. 162-3
492 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 66-68 ve d. Hadis no.
1363)
493 Sahih-i... (Cilt X. sh. 67)
494 Ebu Hreyrenin rivayeti iin bkz. Sahih-i... Cilt X, sh. 68). Ebu
Rafnn rivayeti iin bkz. Ebu Msel-sfehan, et-Tergib vet-Terhib
495 Bu hususta daha geni bilgi iin benim eriat ve Kadn adl
kitabma baklmas.
495 a. Bu hususlar iin Diyanet leri Bakanlarndan Ltfi Doann
Ramuz el-hadis adl kitabnma baknz. Ayrca bkz. Gazali, hyau
ulumid-din (st, 1975, Cilt V. sh. 977)
496 Bu hususta bkz. Abdlbaki Glpnarl, Kuran- Kerim ve Meali
(stanbul 1958o Cilt II, sh. CXXX)
497 mer Rza Dorul evirisinde "rsva", "erefsiz" deyimleri geer.
498 o. R. Dorul evirisinden.
499 Glpnarl evirisinde byledir. o. R. Dorul evirisinde ise
"Zillet iinde susun" eklindedir.
535
500 Btn bu konudaki eriat hkmleri ve yorumlar iin bkz.
Gazali, age (Blm X, kinci ksm, 98.paragraf). Bu konuda
hadisler iin. bkz. al-Katib, age, (Kitap II, Blm X).
500* Marmara lahiyat Fakltesi tarafndan yaynlanan Kuran
Kerim ve Aklamal Mealine baknz.
501 Glpnarl evirisinden.
502 Bu konudaki hadisler in bkz. Sahih-i... (Cilt II, 261, 275o Cilt
X, sh. 280o ve Cilt X, sh. 56, 65-72)
503 Bu hususlar iin ad-Demirinin Hayat al-Hayavan adl kitabna
baknz. eviri iin bkz. A Zoological Lexicon by A. S. G Jayakar
(London 1906o Vol. , sh. 412)
504 Buharnn Zeyd b. Halid-i Cheniden rivayeti iin bkz. Sahih-i..
. (Cilt II, sh. 916, hadis no. 469)
505 Bu hadisleri Ebu Davudun, Neeinin ve bn-i Macenin Snen
kitaplarnda bulmak mmkn. Sarh Aynnn nakilleri iin bkz.
Sahih-i... (Cilt III,, sh. 299)
506 Bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 299, hadis no. 542)
507 Ebu Davud, Neei ve bn Mace gibi kaynaklardan kma bu
hadisler iin bkz. Sahih-i..., (Cilt III, sh. 299).
508 Enes bn-i Malikin rivayeti olan bu hadisler ve dierleri iin
bkz. Sahih-i... (Cilt III, sh. 93, hadis no. 505, ve sh. 293 ve d., Hadis
no. 538, ve ayrca 533, 536, 539 sayl hadislere baknz.
509 Ayenin rivayeti iin bkz. Sahih-i... (Cilt . sh. 3-14, hadis no. 3)
510 Kurann Neml Sresinin 27. i ayetinde Sleymann : "Ey
nsanlar! Bize ku dili retildi" diye konutuu yazl.
511 Bkz. Siyer bn shak, (sh. 213)
512 Her ne kadar bu Srenin Mekkede konduu sanlrsa da, en
ciddi aratrmalara gre Mekke dneminde deil ve fakat Ebu
536
Lehebin lm tarihi olan Hicretin seknc ylnda konduu
anlalmaktadr. Bu konuda Vakidinin Kitab al-magazi adl yapt ile
bn akn, bn Hisamn, Beyzevinin ve Tabarnn yaptlarnda bilgi
bulunur.
513 Siyer bn shak, (akabe yaynlar, 1988 , sh. 299
514 Taberi, age (1966) (Cilt II, sh. 464-5)
515 rnein mer R. Dorulun Tanr Buyruu adl kitabnda bu iddia
yer alr. (Sh. 484)
516 Taberi, age (1966) . (Cilt Io sh. 462)
517 ibid. (sh.. 463)
518 Neet aatayn slam Ansiklopedisindeki "Zeyneb" szc ile
ilgili yazsna baknz.
519 "Hamze" di "Hamza" olarak da okunur.
520 Sahih-i... (Cilt V, sh. 342)
521 Buharnn Ali bn-i Ebi Talibden rivayeti iin bkz. Sahih-i...
(Cilt VII, sh. 244 ve d. Hadis no. 1071).
522 Glpnarl evirisinde "korkutucu" diye geen szck Diyanet
Bakanlnn evirisinde "uyarc" olarak geer. o.R. Dorul
evirisinde "Bana kar gelmekten saknn" diye yazldr.
523 Bu konuda bkz. Erdoan Aydn, Nasl Mslman Olduk? (Baak
yaynlar, stanbul 1994)
524 Al-Muhasibi nin yukardaki grleri iin onun, zellikle "Kitab
maiyat al-akl" ya da "Kitab al-tavahhm" ya da "Riaya" adli
yaptlarna baknz.
525 Bu konuda Kasm al Amarrainin The Theme of Aension In
Mystical Writtings (Baghdad 1968) sh. 105-7
537
526 Bu konudaki eviriler iin bkz. Duncan B. McDonald, Mslim
Tehology, Jrisprudence and Constitutional Theory (London 1965: sh.
239)o William McKane, al-Ghazzals Book of Fear and Hope
(Leiden 1962o sh. 30, 42)
527 Bkz. Leonard da Vinci, Notebooks (English translation by
E.McCurdy, London 1928. Reprinted in G. de Santillana, The Age of
Adventure New York 1956, sh. 87)
528 Bkz. Arend Th. Van Leeuwen, Christianty n World Histryo
The Meeting of the Faiths of East and West (New York 1962o Transl.
from German, sh. 326 ve d.)
529 Bkz. J. C. Flugel, Man, Morals and Society, (New York 1947, sh.
188). Ayrca bkz. Vernon J. Bourke, History of Ethics (New York
1968o sh. 111 ve d.)
530 Bourke, age sh.111o Flugel, age, sh. 188
531 Herber Butterfield, Christiantity n European History (Oxfor
University Press, 1951, sh. 54)o Flugeel, age, sh. 188
532 Bkz. H. D. Bhattacharya, The Concept of the Spirital In Eastern
and Western Thought", (in "Radhakrishnan Comparatve Studies n
Philosophy Presented n Honour Of His Sixtieth Birthday", London
1951, sh. 189-215)
533 Bkz. Swai Vivekananda, The Complete Works of SwAm
Vivekananda, (London 1931, Vol., sh. 338)
534 Leo Straus, Spinozas rtque On religion, (New York 1965, sh.
45 ve d.)
535 B. de Spinoza, Ethics, (Vol. III,,sh. 27)
536 Bkz. James H. Leuba, "Fear And the Sublime n Religion" ( in
The American Journal Of Religious Psychology and Education, Vol.
II, 1906-7, sh. 1-23) . Ayrca bkz. Max Weber, Ancient Judaism
(English Trad. New York, 1952, sh. 245)
538
537 Winfred Ernest, ntolerance , (New York 1934) sh. 41
538 Hendrik Van Loon, Tolerance, ( New York 1939) sh. 372
539 Bkz. William Mc Dougall, age, (sh. 268)o Lewis S. Feuer, The
Scientific ntellectual (New York 1963) sh. 157 ve d.
540 Bkz. L.T. Hobhouse, Morals n Evolutiono A Studty n
Comparatve Ethics, (London 1951) sh. 514 ve d.
541-555 Luther in bu szleri iin bkz. Christian Liberty ( ngilizce
evirio sh. 343).
556 Ahmet N. Ycekk, Trkiyede rgtlenmi Dinin Sosyo-
Ekonomik Taban, 1964-1968, (Ankara 1971, S.B.F. Yaynlar, sh.
237)
557 Bu konu Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik Devlet
Anlayna adl kitabmda daha geni olarak incelenmitir.
558 Bkz. Gerhard Lenski, The Religious Factor, (New York 1961) sh.
86
559 ibid. sh. 95
560 ibid. sh. 78
561 Bu konuda benim Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik
Devlet Anlayna adl kitabma baknz.
562 Bu konuda bkz. Max Weber, The Protestant Ethi and the Spirit
of Capitalism, (New York 1958, ngilizce eviri) sh. 115 ve d. o 159
563 Weber, age (sh. 79-80) Yazarn belirtmesine gre Luther nciltedi
"James , 27" (Yakub , 27) hkmn yukardaki ekilde
yorumlamtr.
564 Weber, age (sh.81)
565 Weber, age (sh. 156). Ayrca bkz. Richard Baxter, Christian
Directory, (sh. 375, Weberden naklen)
539
566 Her ne kadar gnlk dua srasnda Hristiyan kii "Gkyzndeki
babamz, bize gnlk ekmeimizi ver" diye Tanrya dua ederse de,
rzknn keyfi bir Tanr iradesiyle deil fakat emeinin karl
olarak saland inancndadr. Bu inanca St. Pauln ncildeki "Kim
almaz ise ona ekmek yoktur, o yemek yemiyecektir" eklindeki
szleri ile olduu kadar Reformasyon liderlerinin yukardaki abalar
ile kavumutur.
567 Baxterin Saints Everlating ve ayrca Christian Directory adl
kitaplarndan naklen Weber, age (sh. 261, Not 14)
568 Bkz. E. Harris Harbison,
569 Leuven, age (sh. 309-311)
570 Leuven, age (sh. 311). Sylendiine gre Calvinin grleri daha
sonraki yzyllarda byk ekonomistleri etkileyecek, rnein Adam
Smithin "i dalm" kuramn oluturacaktr
571 Luther, Hristiyanlar iin Ahd-i Atyktaki (daha dorusu
Tevrattaki) korkutucu ve dehet salc Tanr anlay yerine Ahd-i
Cedidteki (ncildeki) "iyilik" ve "efkat" kayna olan Tanr
anlayn geerli sayd halde Calvin, aksine Ahd-i Atyktaki
"otoriter ve keyfi" Tanry, yani "Yehovay" semi ve kiinin
kaderinin Tanrnn keyfi iradesinin rn olduunu sylemitir.
Bkz. Weber, age (sh. 113-43, 221)
572 Weber, age (sh. 104 ve d.)
573 J. Wosley Works (Edition by Jackson, London 1856-7o Vol. VII,
sh. 365). Ayrca bkz. A. Toynbee, An Historians Approach to
Religion (New York 1956) sh. 182
574 Bu konuda benim, Aydn ve "Aydn", (nklap Kitabevi, stanbul
1993) adli kitabma baknz.
575 Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik Devlet Anlayna,
(stanbul 1993, sh. 196 ve d.)
540
576 Bu hadisler iin Diyanet leri Bakanlnn yaynlad: Krk
Kudsi Hadis adl kitaba baknz. (Ankara 1985) sh. 9
577 ibid. (sh. 10)
577 a. bkz. Gazali, hyau... (Cilt V. sh. 425)
577 b. Buhar nin ve Mslimin Ebu Zerden rivayetleri iin Bkz.
Gazali, hyau... (Cilt V. sh. 366)
577 c. Buhar, Kitabl-Etime. Ayrca bkz. Riyazs-Salihin (st.
1992o Cilt , sh. 433, Hadis no. 493)
577 d. Riyazs- Salihin (st. 1992, Cilt , sh. 432, Hadis no. 491)
577 e. Buhar, Kitabr-Rikak,. Ayrca bkz. Riyazs Salihin, (st.
1992, Cilt . sh. 441, Hadis no. 507)
577 f. Tirmizi, Kitabuz- Zuhd. Bkz. Riyazs-Salihin, (st. 1992, Cilt
, sh. 444, Hadis no. 514)
578 Krk Kudsi Hadis, Diyanet Yaynlar (Ankara 1985, sh. 23)
579 Bu hadisler iin bkz. Gazali, hyau... (Cilt III, sh. 362 ve d.)
580 Gazali, hyau... (Cilt III. sh. 360)
581 Gazali, hyau... (Cilt V. 358)
582 Gazali, hyau... (Cilt V, sh. 360)
583 Gazali, hyau... (Cilt V, 358 ve d.)
584 Gazali, hyau... (Cilt III, 592)
585 Gazali, hyau... (Cilt V. sh. 361)
586 Ayetin bu evirisi Prof. Glpnarlnndr.
587 Buhar ve Mslim gibi kaynaklardan gelme bu hadisler iin bkz.
mam Gazzal, hyau ... (ld V, sh. 366, 425)
541
588 Bu hususta benim Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik
Devlet Anlayna (stanbul 1994) adli kitabma baknz.
589 ibid. sh. 277 ve d.
590 ibid. sh 198 ve d.)
591 Bu konudaki hadisler iin bkz. Riyazs Salihin... (Cilt , sh. 52
Hadis no. 25o ayrca bkz. Cilt II, sh. 598)
592 Bu konuda benim: Teokratik Devlet... adli kitabma baknz.
593 Al-i mran sresinin bu ayetleri ierisinde hd bozgununun
mslmanlarn hatalar yznden olduuna dair szler de yer almtr
ki yukardaki hkmle elime arzeder.
594 Enesin rivayetine dayal bu hadis iin bkz. Riyazs Salihin ve
Tercemesi (Diyanet yaynlario Cilt , sh. 73 Hadis no. 43)
595 Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 63, Hadis no. 1909)
596 bn-i Cevzi, Tiybi ve Gazali gibi din bilginlerinin bu konudaki
grleri iin bkz. Sahih-i Buhar Muhtasar... (Cilt X, sh. 63)
597 Gazali, age (1975) (Cilt V, sh. 186)
598 Bu hadis iin bkz. Gazali, age (1975), (Cilt V. sh. 186-7). Bu
konularda ayrca benim "Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik
Devlet Anlayna" balkl kitabma baknz.
599 Ebu Hreyrenin rivayeti olan bu hadis iin bkz. Sahih-i... (Cilt X
, sh. 317o Hadis no. 2127)
600 Ebu Hreyrenin rivayeti iin bkz. Riyazs Salihin Tercemesi
(Cilt II, sh. 76, Hadis no. 659)
601 Diyanetin Hutbeler adl yaynndan alnmtr.
602 Btn bu hususlar iin bkz. Teokratik Devlet Anlayndan...
542
603 Bu konudaki eriat hkmleri iin bkz. Sahih-i Buhar
Muhtasar..., (Cilt VII, sh. 352-2o Cilt X, sh. 294)o Riyazs Salihin
Tercemesi, (Cilt II, sh. 73-4, 83-88)
604 Bu hususlar iin Teokratik Devlet... adli kitabma baknz.
605 Bu konuda benim Aydn ve Aydn adli kitabma baknz.
606 Riyazs Salihin..., (Cilt II, sh. 76 hadis no. 659).
607 Riyazs Salihin... (Cilt II, sh. 73-4, Hadis no. 656)
608 rnein bkz. Sahih-i... (Cilt VII, 351 ve d.o Cilt X, 294)o
Riyazs... (Cilt II, sh. 83 ve d.) .Bu konuda daha geni bilgi iin
benim Teokratik Devlet Anlayndan Demokratik Devlet Anlayna
adl kitabma baknz.
609 Bu konudaki baz hkmler iin bkz. Sahih-i... (Cilt VIII, 292 ve
d.o Cilt X, 206 ve d.o Cilt X, 63-5, 86, 91,95)
610 The Plain Truth adl Derginin Jly 1971, Vol. XXXV, 16
611 1975 yl Temmuz aynda zmir Devlet Gvenlik Mahkemesinin
emriyle Turgutlu, Edremit ve Kemalpaa da din kamplar baslm ve
yaplan aramada yalar 12 ila 15 arasndaki ocuklara nurculuk
eitimi yaptrld, "cihad" ruhu aland saptanmtr. Bu kamplara
yaplan mali yardmlarn Edremitin varlkl evrelerinden saland
anlalmtr. (Bkz. "Cumhuriyet", 9 Temmuz 1975)
612 TBMM Faili Mehul Cinayetleri Aratrma Komisyonunun
Gneydou incelemeriyle ilgili raporunda bu hususlar yer almtr.
613 William Howitt, age (sh. 398-9)
614 Bu tr eriat verilerini halkmza belletenlerin banda Diyanet
leri Bakanlnn lahiyat Fakltelerinden km grevlileri gelir
ki bir ou "Doent" ya da "Profesr" unvanna sahiptirler. rnein
bkz. " Diyanet Dergisi" (Cilt 9, say 100-101, sh. 306-308)
543
615 lahiyat Fakltesi mezunu olup 1976-8 yllarnda Diyanet l. Bsk.
Haseki Eitim merkezinde ihtisas yapan ve sonra on iki yl
Sleymaniye Camiinde imamlk grevinde bulunan Ali Rza
Demircann "slama Gre Cinsel Hayat" adli kitabna baknz (Cilt
II, sh. 168-9)
616 Diyanet leri Bakanlnn yaynlarndan olan "Sahih-i Buhar
Muhtasar ..." adli yaynn 9.cu cildinin 68.i sayfasna baknz.
617 Diyanet yaynlarndan olan "Sahih-i Buhar Muhtasar...", (Cilt
X, sh. 164-5, Hadis no. 2013-2014)
618 Yaar Nuri ztrk adnda ve lahiyat fakltelerinden birinde
dekanlk yapan bir "Profesrn" "Kendi Dilinde Son Peygamber"
(st. 1984) adli kitabna bkz. (sh. 167)
619 ztrk adndaki bir ilahiyatnn yazs iin bkz. Hrriyet (24
Mart 1992),
620 Diyanetin "Sahih-i Buhar Muhtasar..." adli yaynlarna baknz (
Cilt 9. sh. 449-451, hadis no. 1660)
621 Konya Seluk niversitesi retim yelerinden bir doentin
"Said-i Nursi" ile ilgili konumasndaki bu tr szleri iin bkz.
Hrriyet Gazetesinin 15 ubat 1993 tarihli nshasnda "Nurcu
Doent: Cumhuriyet Zindik Dzeni" balkl yazya baknz.
622 Diyanetin yaynlad Hutbeler adl kitaba ya da "Sahih-i Buhar
Muhtsar..." adli yaynlara baknz.
623 Diyanet leri Bakan Mehmet Nuri Ylmazn "Hrriyet"
gazetesinde yaynlanan 3 Ekim 1993 ve 19 Ocak 1995 tarihli
beyanlarna baknz.
624 Diyanet leri Bakanlarndan Ltfi Doann "Ramuz El-Hadis"
adli kitabna baknz.
625 lahiyat Fakltelerinden birinin Dekan olan Y.N. ztrk
adndaki bir "profesrn" 2 Ocak 1995 tarihli Hrriyet gazetesinde
yaynlanan: "Dostoyevskiyi Anyorum" balkl yazsna baknz.
544
626 Koyu bir ortodoks hristiyan olan Dostoyevski, 1880 ylnda
yazm olduu bir mektubunda Ortodoks kilisesinin Avrupa
lkelerini ve dolaysyle dnyay peinden srkleyerek doru yola
karacan syler. Bu konuda The Life of a Great Sinner adl kitaba
baknz.
627 Y.N. ztrk adl kiinin "Hrriyet" gazetesinde 1994 de
yaynlad "zzetvegovie Selam" balkl yazsna baknz
627 a. ztrk adndaki kiinin 27 Mart 1995 tarihli "Hrriyet"
gazetesindeki "Gerek Hmanizme doru" balkl yazs
628 irazl Hafzn iirleri iin bkz. Hasibe Mazlozglu, Fuzuli-Hafz
(Ankara 1956). ngilizce eviriler iin bkz. Hafz of Shirazo
Selections From His Pems (London 1875o Transl. by H. Bicknell)
629 Eflatunun kitab ile ilgili bu yapt iin bkz. Averroess
Commentary On Platos Republic (Cambridge 1956o Tranls. by. E. .
J. Rosenthal) sh. 205 -215 .
630 Tevfik Fikret Robert Kollejde retmenlik yaparken Selahi Dede
adnda bir hoca kendisinden i ister. Temin edemeyince Tevfik
Fikrete, "Kurann kara sayfalar yrtld artk dedi " diye iftira da
bulunur. Tevfik Fikret de ona yukardaki satrlarla karlk verir. Bu
alnt iin Bkz. Sermet S. Uysal, Fikretten Manzum Nkteler (Varlk
Dergisi, Mays 1976)
631 Neyzen Tevfikin hayat ve iirleriyle ilgili olarak bkz. Neyzen
Tevfik- Hayat-Hatralar-iirleri , (Yelken matbaas, stanbul 1976,
Derleyen: Hilmi Yceba)o Seyit Kemal Karaalolu, Neyzen Tevfik ,
Hayat ve iirleri (nklap Yaynevi, stanbul 1984)o Mehmet Ergun,
Neyzen Tevfik ve "Azab- Mukaddes" i, (Tunca Yaynlar stanbul
1983). Alnt iin bkz. Karaalolu, age. sh. 150.
632 Alnt iin bkz. Ergn, age, (sh. 259)
633 Alnt iin, bkz. Karaalolu, age (sh. 154)
634 Bu alnt iin bkz. Enver Ziya Karal, Atatrkten Dnceler (
Bankas Yaynlar) sh. 72
545
635 Atatrkn ovlev ve Demeleri (Ankara 1952, Trk nklap
Tarihi Enstits Yaynlar) , Cilt II, sh. 127
636 Mehmet Barlas, "Menemendeki rtica Olay" (Cumhuriyet
Gazetesi, 25 Aralk 1966)
637 Bu konuda bkz. J.W.Draper, History of the ntelectual
Development of Europe , (New York 1918, Vol.II sh. 147)
638 Draper, age (Vol. II, sh. 148 ve d.)
639 Draper, age. (Vol. II. sh.237 ve d.)
640 Bkz. O. . O Roche, "St. Bartholomews Day Massacre" (in The
History of Popular Culture, Edited by N.F.Cantr, New York 1968o
sh. 205-209)
641 Roche, age (sh. 209)
642 Arsel, Amerikan Anayasas ve Federal Yksek Mahkeme (Ankara
1958) sh. 218 ve d.
643 Howitt, age (sh. 316)
644 Howitt, age (sh. 398)
645 Bu konularda bkz. H. L Menken, Treatise On The Gods, (New
York 1930) sh. 109o Howitt, age (sh. 121)
646 Bu konuda bkz. W. E. Garrison, ntolerance, ( New York 1934)
sh. 97 ve d.
647 Howitt, age ( sh. 3 ve d. )
648 Howitt, age (sh. 389 ve d.)

You might also like