You are on page 1of 320

TRKYEDE LETM DNCESNN

KKENLER








Serdar ZTRK














Gazi niversitesi letiim Fakltesi



II



Serdar ztrk

TRKYEDE LETM DNCESNN KKENLER









ISBN: 978-975-507-171-8
Birinci Bask, Temmuz 2008
Tm haklar sakldr
Gazi niversitesi letiim Fakltesi
Krknc Yl Kitapl No:15


Sayfa Dzeni ve Kapak Tasarm: Ruhdan Uzun
Bask: Gazi niversitesi letiim Fakltesi Basmevi


III



Teekkr

Gazi niversitesi letiim Fakltesinin 40.Yl Kitapl Gaze-
teciler Cemiyetinin destei ile be kitap daha kazand: Trk
Romannda Gazeteciler, Trkiyede letiim Dncesinin K-
kenleri, Basn Dili, Gazeteci Lisan ile letiim Emek ve Kal-
knma.
Gazeteciler Cemiyeti Bakan Nazmi Bilgine ve Ynetim Ku-
rulunun deerli yelerine destekleri iin ok teekkr ederim.
letiim aratrmalar onlarn sayesinde daha gl hale gelecek.
Prof. Dr. Korkmaz Alemdar
letiim Fakltesi Dekan



IV



















V




Annem ve Babam iin




















VI


VII
NDEKLER


GR................................................................................................... 1
FUAT KPRLNN ALIMALARINDAN TRKYE
TARHNDEK POPLER KLTRN ZLERN BULMAK..... 11
PERTEV NAL BORATAVIN TRK LETM TARH
ARATIRMALARINA KATKILARI............................................... 73
LETM BLM LE HALKBLMN BULUTURAN BR
BLM NSANI: LHAN BAGZ................................................. 107
SYASET BLM LE LETM BLMN BULUTURAN BR
BLM NSANI: NERMN ABADAN-UNAT ................................ 151
BR KTSATININ TRK LETM ARATIRMALARINA
KATKILARI: SABR LGENER ZERNE NOTLAR ................ 193
TRKYENN DZENN LETM AISINDAN OKUMAK.. 231
TANPINARIN OYUN DNYALARI:
SNEMA-ENSTT-KIRAATHANE............................................. 279
















VIII







1
GR


Elinizdeki derlemeye ilham veren balang, Prof. Dr.
Korkmaz Alemdar tarafndan verilen ve 2002 ylnda aldm
Trk letiim Aratrmalar balkl doktora dersine uzanmak-
tadr. Bu derste, Trkiyedeki iletiim aratrmalarnn kkenle-
rini ve geliimini anlamak iin farkl disiplinlerdeki Trk bilim
insanlar ve aydnlarnn rettikleri eserlerin incelenmesi gerek-
tii vurgulanmt. letiim, madem ki disiplinleraras bir aland,
o halde farkl disiplinlerde retilenlerin, iletiim merkezli bir
yeniden okumaya tabi tutulmas gerekti. Aslnda bir siyaset
bilimcisi olan Nermin Abadan Unatn eserleri zerine Trk
letiim Aratrmalar dersinde yaptm inceleme, iletiim
erevesinde yaptm okumalarmn ilkini oluturdu. Abadan
Unatn iletiim bilimine katklarna dair doktora dersinde hazr-
lam olduum bu dev, ileride yapabileceim almalarn ana
atsn oluturdu. O tarihten bu yana farkl alanlarda yazanlarn
eserlerini iletiim merkezli bir yeniden okumayla rettiim
makalelerin says artt ve sonuta bu derleme kitap ortaya kt.
Bu derleme, Alemdarn dersinde zihnimde uyanan projenin
ilk adm olarak nitelendirilebilir. Ayrntl aratrmalarn olma-
d bir ortamda retilen bu alma, Trkiyedeki iletiim ara-
trmalarnn altyapsn aklamaya ve anlamaya, ancak snrl
bir katk yapabilecektir. almann deneme niteliinden k-
mas, bu alanda baka incelemeler retilmesine baldr. Ancak
benzer almalarn saylarnn artmas sonucunda tikel katklar
genele dnebilecektir. Bylece Trkiyede iletiim dnce-
sinin tarihsel kkenleri aydnlatlabilecek ve iletiim aratrma-

2
larnn temellerini atan sosyal bilim aratrmalarnn haritas
karlabilecektir.
Derlemedeki makalelerin byk ounluu, Trkiyede ile-
tiim kavramnn ve bu kavram erevesinde bilimsel uralarn
henz gndemde olmad veya emekleme devresinde bulundu-
u dnemlerde yazan bilim insanlar ve aydnlarn eserlerinin
deerlendirilmesinden olumaktadr. Tarih, iktisat, siyaset bili-
mi, edebiyat ve halkbilim merkezli bu almalar iletiim bilimi
erevesinde yeniden okunmu ve deerlendirilmitir. Bu oku-
ma ve deerlendirme faaliyeti, Trkiyede iletiim alannda
sistemli almalar yaplmadan nce, iletiim dncesinin Trk
bilim insanlar ve aydnlarnn zihinlerini megul ettiini ortaya
koymutur.
Makalelerin farkl tarihlerde yaymlanmalar nedeniyle za-
man zaman tekrarlar grlmektedir. Bu tekrarlar, zellikle by-
le bir almann niin gerektii sorusu etrafnda toplanmtr.
leri srlen gerekeler arasnda Trk iletiim aratrmalarnn
oluumuna ve geliimine dair incelemelerin yetersizlii ve re-
tilecek her yeni almann bu eksiklii gidermedeki katks
vurgulanmtr. Bununla birlikte, yeterince alt izilmeyen belli
baz noktalarn kitabn bu giri ksmnda hatrlatlmas, ilgili
makalelerin okunmasndaki patikann daha kolay izlenebilmesi
asndan yararl olabilir.
Vurgulanmas gereken noktalardan ilki, Trkiyedeki ileti-
im almalarnn balangcn sadece iletiim alannda eitim
veren kurumlarla snrlamann yaratabilecei sorunlardr. Her
eyden nce Trkiyede iletiim alanndaki eitim, yaklak elli
yllk bir gemie sahiptir. Adnda iletiim ibaresi olmasa bile,
yazl basn alannda eitim vermeyi amalayan ilk kurum, pek

3
ok Bat lkesinden yllar sonra ancak 1950de stanbul niver-
sitesi ktisat Fakltesine bal olarak kurulan Gazetecilik Ensti-
tsdr. Enstitdeki eitimin, iletiimi (o zamanki adyla ba-
sn-yayn veya haberlemeyi) ne kadar bilimsel bir erevede
inceledii ayr bir tartma konusudur. Bunun dnda tartl-
mas gereken iletiim aratrmalarn, sadece iletiim alannda
eitimle zdeletirmektir. Bunun bir adm daha tesi, iletiimi
sadece dorudan iletiim alanyla ilgili eserlerle snrlamaktr.
letiimi, iletiim eitimine ve dorudan iletiimle ilintili eserle-
re indirgeyen bir anlan sonucu aktr: eitli beeri ve sosyal
bilimler alannda yazlar yazan bilim insanlarnn rettikleri,
iletiim alannn dnda braklabilecektir. Sosyal ve beeri
bilimlerde retilen bu eserler, iletiimle dolayl, hatta dorudan
ilintili olsa bile, deyim yerindeyse iletiime asl eserler olarak
kalacaklardr.
Oysa Batdaki aratrmalarn gsterdii gibi, iletiim bili-
minin olumasnda, deiik sosyal bilimcilerin toplum, insan,
toplumsal deiim, modernleme, oy verme ve satn alma dav-
ranlar, g sorunlar, kitle iletiim aralarnn etkileri gibi
konulardaki almalar nc roller stlenmitir. Bu bilim insan-
lar, iletiim biliminin olumasndan nce, kendi konularn
ilgilendirdikleri kadaryla iletiim zerinde dnmler, bazla-
r sadece dnmekle kalmam, yansra ampirik aratrmalar
da yapmlardr. letiim, bu dnme ve aratrma srecinin
sonunda bilimsellemeye balamtr. letiim, bir bilim haline
geldikten sonra bile ou bilim insan, iletiimin disiplinleraras
niteliini srekli vurgulam, sosyal ve beeri bilimlerle ilikile-
rini koparmamtr. Buna karn, zellikle Amerikan pozitivist
ve ampirik ltleri kendine rehber edinerek alan baz ara-
trmaclarn, iletiimi kendi bana, beeri ve sosyal bilimlerden

4
kopuk, sadece kendi terminolojisi ve kuramlaryla ayakta duran
bir bilim olarak grebildiklerini de eklemek gerekir. Bu anlay,
matematiksel iletiim kuram rneinde olduu gibi, iletiim
olgusunu matematiksel formllere ve teknik terimlere indirge-
yebilmitir. letiim, bu yaklama gre, bir teknikler btn
eklinde dnlmektedir. Bu teknik bakn yorumlarndan
birisi iletiimi, iletiim aralaryla eitlemi, iletiimi sadece
ara boyutuyla irdelemitir. Hatta Marshall McLuhan ve ksmen
Harold Innis rneklerinde olduu gibi, iletiimi, iletiim tekno-
lojisiyle zdeletiren, iletiim teknolojisini belirleyicilik paye-
sine oturtarak insanlk tarihini bu teknolojiye gre aklayan
yaklamlar da bulunmaktadr.
Bu derlemede iletiime ynelik yaklam, iletiimi teknikler
btn olarak gren, iletiimi teknolojiye indirgeyen bir bakn
dndadr. letiimin teknik ve ara yn yadsnmamakla birlik-
te, asl olarak beeri yn zerinde srarla durmak gerektii
savunulmaktadr. letiime ynelik bu beeri yaklam, iletiimi
bir anlam paylam olarak grmektedir. Ancak buradaki an-
lam paylamnn, fenemologlarn savunduu gibi kiiler ara-
snda ve toplumsal koullardan bamsz semboller dei toku-
una indirgenmediini belirtmek gerekir. Anlam paylam,
iinde bulunulan makro koullardan bamsz, yaltk bir olgu
olarak deerlendirilemez. Bu tr bir paylam, birey-toplum,
fail-yap, mikro-makro gibi sosyal teorideki ikiliklerin gerekti-
inde sentezlenmesini, esnetilebilmesini gerekli klar. Analizde
bireyin kendi kendisiyle kurduu iletiimden, en az iki kiinin
yer ald yz yze iletiime; mekn-zaman snrlarnn aan
ve araya teknolojinin girdii (telefon ve mektup gibi...)
dolayml iletiimden basn, radyo ve televizyon gibi iletilerin
byk merkezlerde hazrlanp tannmayan kitlelere yayld

5
yar dolayml iletiime kadar btn iletiim trleri dikkate
alnmaldr. Ara ve teknoloji boyutu ihmal edilmese de, ileti-
imin bunlara indirgenemeyecei srarla vurgulanmaldr.
1


1
John B. Thompson (1995:85-7) iletiim eitleri arasnda, yzyze
iletiim, dolayml iletiim ve yar dolayml iletiim olmak zere
l bir ayrm yapar. Yazar bu ayrmda, zaman-mekn ayrmas,
simgesel ipularnn genilii, eylemin ynelimi ve sylemenin nite-
lii gibi ltleri dikkate alr. Yzyze iletiim, ayn mekn ve zama-
n paylamay gerektirirken, dolayml iletiim etkinliinde zaman ve
mekn ayrmaktadr. Dolayml iletiim, mektup, telefon gibi tekno-
lojilerin kullanld iletiimdir. Yar dolayml iletiim ise, gazete,
dergi, kitap, radyo, televizyon gibi kitle iletiim aralaryla gerekle-
tirilen iletiim trdr. Bu iletiim eklinde de zaman ve mekn ayr-
r, reticiler ve tketiciler farkl zaman ve meknlarda iletiim etkin-
liinde bulunurlar. Yzyze iletiimde simgesel ipular fazladr.
Simgesel ipucu, iletiimi etkileyen jest, mimik ve giysi gibi unsurlar-
dan olumaktadr. Yzyze iletiimde bu unsurlar, grlr, hissedilir
ve iletiimin eyleyenleri szlerini, davranlarn bu gre ve hisse
gre ayarlarlar, gerektiinde deitirir ve yenisini retirler. Dolayml
ve yar dolayml iletiimde bu ipular dardr. Kiiler, birbirlerinin
jest ve mimiklerini gremezler. letiimin ynelimi asndan yzyze
iletiim ve dolayml iletiimde zgl tekilere ynelme esastr.
Yani, bu tr iletiimlerde karlkllk esastr, ileti alverii belirli
kiiler arasnda var olur. Ancak yar dolayml iletiimde, iletiler belir-
li merkezlerden hazrlanr ve toplumun geni kesimlerine datlr.
Kitle iletiim aralarndan, anonim toplulua/kitleye ileti yaylr. Son
olarak, yzyze iletiim ve dolayml iletiim sylemeli zelliktey-
ken, yar dolayml etkileim tek ynldr. Yzyze ve dolayml
iletiimde karlkl tepkilere gre iletiler oluturulur, deitirilir, ye-
niden oluturulur ve iletiim doal halinde akar. Buna karn yar
dolayml iletiimde tek ynllk ve aktarm esastr. Geri beslemenin
son derece snrl olmasndan dolay syleme yerine, aktarmn esas
olduu bir iletiim trdr bu.
Thompsonun kategoriletirmesine kiinin kendi kendisiyle kurduu
iletiimi de katmak gerekir. letiimi asgari iki kii arasnda gerekle-
en bir etkinlik olarak dnmek, bireyin kendi duygularn, dnce-
lerini, hislerini, biricik toplumsal deneyimlerini, bakalar zerinde

6
letiime ynelik bu bak benimsendiinde, konunun felse-
feden psikolojiye, sosyolojiye, tarihe kadar pek ok disiplini
ierecek boyutlar olduu aktr. Bu nedenle, iletiim alan
dnda retilen incelemelerin, iletiim alanndaki birikim de
dikkate alnarak, yeniden okunmas ve deerlendirilmesi bir
zorunluluktur. letiim alan dnda retilen kaynaklarn tozlu
raflardan indirilmesi ve irdelenmesi gerekmektedir.
Bu kitapta byle bir incelemeye giriilmektedir. Trkiyede
iletiim dncesinin kltrel arka plannn oluumunda, tarih-
ten, halkbilime, antropolojiden, sosyolojiye, iktisata ve edebiya-
ta kadar pek ok disiplinde retilen baz eserler, merkeze ileti-
im alnarak incelenmektedir. Kitap, Trkiyedeki iletiim ara-
trmalarnn oluumunu, geliimini, imdiki ve gelecekteki du-
rumunu aklayabilmek ve anlayabilmek iin farkl alanlarda
yazan bilim insanlar ve aydnlarn rettikleri eserlerin yeniden
deerlendirilmesi gerektii dncesinden yola karak hazr-
lanmtr. Bu tr abalarn artmas sonucunda, Trkiyedeki
iletiim almalarnn sadece Batdan tercme edilen kaynak-
larla snrlanmayaca dnlmektedir. Trkiyedeki iletiim
aratrmalarnn altyapsn sosyal ve beeri bilimlerde retilen
eserlerin oluturduuna inanlmaktadr. Trkiyedeki iletiim

izlenim yaratmak iin sahne arkasndaki hazrlklarn, kendi kendisiy-
le konumalarn, ksaca modern sosyal teorisyenlerden Derek
Layderin psiko-biyografik alan olarak tanmlad alan grmezden
gelmek demektir. Psiko-biyografik alan, kiinin kendisiyle iletiimini,
zaman ve mekn balamnn kiinin kendisinde cisimlemesini, sem-
bolik ipularnn kiinin kendisi tarafndan duyumsanabilmesini, kii-
nin zgl kendiliine yneldii ve kendisiyle sesli veya sessiz sy-
lemeli bir diyalog ierisinde bulunabilmesini ierir (Ayrnt iin bkz.
Layder, 1997:2-3; 2006:318-9).

7
almalar, bu eserlerin incelenmesi sayesinde biraz daha kendi
ayaklar zerinde durabilen salam temellere sahip olabilir.
Trkiyede iletiimin tarihsel kaynaklarn bulmaya ynelik
almalar son derece az saydadr. Korkmaz Alemdarn al-
mas (1983) Trkiyedeki iletiimin sosyolojik ve tarihsel k-
kenlerini incelemektedir. Oya Tokgzn bir makalesi ise
(2000) Trkiyedeki iletiim aratrmalarnn geliimine dair
genel saptamalar niteliindedir Bu kitabn Alemdarn ve
Tokgzn almalarndan fark, genel geliim ve saptamalar-
dan ziyade, belirli bilim insanlar ve aydnlarnn eserlerinin
derinlemesine incelenmesinden kaynaklanmaktadr. Bu derle-
meyle, konuyla ilgili aratrma eksikliinin bir para da olsa
giderilmesine allmaktadr. Derlemede, Fuat Kprl, Pertev
Naili Boratav, lhan Bagz, Nermin Abadan-Unat, Sabri
lgener gibi bilim insanlarnn; Ahmet Hamdi Tanpnar gibi
akademik kariyere sahip olmasna karn daha ok romanc
kimliiyle tannan bir edebiyatnn ve Doan Avcolu gibi
akademik alann dnda yazan bir aydnn almalar iletiim
balamnda ayrntl olarak incelenmektedir. Bylece, gn-
mzde popler kltr, iletiim teknolojisi, etki, ierik ve izleyici
aratrmalar gibi belli konularda yaplan ve yaplacak aratr-
malarn temellerinin daha salam kurulmasna katkda bulun-
mak amalanmaktadr.
Derlemedeki makalelerden ilki Fuat Kprlnn almala-
rndan yararlanarak Trkiyedeki popler kltrn tarihsel arka
plann incelemektedir. Kprlnn eserleri iletiim ve sosyo-
loji literatrnde ska yer alan popler kltr kavram ereve-
sinde ele alnmaktadr. kinci makale, Kprlnn rencisi
Pertev Naili Boratavn almalarn iletiim tarihi erevesinde
incelemektedir. Derlemenin drdnc makalesi, Boratavn

8
rencisi lhan Bagzn almalarn iletiim erevesinde
yakn plana alnmaktadr. Derlemedeki bu ilk drt makale o-
kunduunda, halkbilim, tarih ve edebiyat alannda eserler veren
bu drt bilim insannn rettii almalarn birbirine benzeyen
ynlerinin olduka fazla olduu grlebilir. Ama, ABDde
halkbilim almalarn yrten lhan Bagzn, anlan bu
aratrmac iinde iletiimle dorudan ilintili yazlar yazan,
almalarnda iletiim bilimi ibaresini kullanan bilim insan
olduu anlalmaktadr. Bu nedenle Bagz, derlemede iletiim
bilimi ile halkbilimini buluturan bir bilim insan olarak sfat-
landrlmtr. Bagz, iletiim bilimi ile halkbilimini bulutu-
rurken, siyaset bilimi ile iletiim bilimini buluturan bir bilim
insan kimliiyle Nermin Abadan-Unatn Trk iletiim aratr-
malarna katks drdnc makalenin konusunu tekil etmekte-
dir. Trkiyede Anglo-Amerikan ampirik aratrma geleneinin
iletiim aratrmalarnda kullanlmasnda nc rol stlenen
Abadan-Unatn iletiim eitimine, bo zaman faaliyetlerine ve
kresellemeye dair yazdklar gnmzde dahi dikkate alnma-
s gereken unsurlar iermektedir. Beinci makale, Weber sosyo-
lojisini Trkiyeye aktaran deil, Trkiye balamnda yorum-
layan, zaman zaman Weberin almalarna Trkiyenin z-
gn koullar erevesinde eletiriler getiren iktisat Sabri
lgener zerinedir. lgener, ampirik gelenein dnda alma-
lar yapmtr. lgenerin aratrmalarndan iletiim bilimi ala-
nnda alanlarn nasl yararlanabilecei makalede vurgulan-
mtr. Derlemenin altnc makalesinde Doan Avcolunun
1970lerde deyim yerindeyse best-seller olmu Trkiyenin
Dzeni isimli iki ciltlik kitab iletiim erevesinde incelenmek-
tedir. Bu farkl okuma, ayn zamanda lgenerin almalarnda
belirttii ulam yollarn deiimi ve lks tketim gibi baz

9
unsurlar tamamlayc niteliktedir. Sonuncu makale ise bir edebi
eseri iletiim ve sosyoloji arlkl incelemeye tabi tutmaktadr.
Tanpnarn Saatleri Ayarlama Enstits adl roman, iletiim
meknlar erevesinden okunmakta ve deerlendirilmektedir.
Ankara - 26 Haziran 2008




KAYNAKA

Alemdar, Korkmaz (1981) Trkiyede ada Haberlemenin
Tarihsel Kkenleri, ATA, Ankara.
Tokgz, Oya (2000) Trkiyede letiim Aratrmas: Nereden
Nereye, Kltr ve letiim, 3(2), s. 11-30.
Layder, Derek (2006) Sosyal Teoriye Giri, ev. mit Tatlcan,
Kre, stanbul.
Layder, Derek (1997) Modern Social Theory: Key Debates and
New Directions, UCL Press, London and Pennsylvania.
Thompson, John B. (1995) Media and Modernity: A Social
Theory of the Media, Polity Pres, Oxford.














10


11
FUAT KPRLNN ALIMALARINDAN
TRKYE TARHNDEK POPLER KLTRN
ZLERN BULMAK


GR
-I-

Popler kltrn tarihsellii asndan deerlendirildiinde,
popler kltr zerine retilen almalar grup altnda snf-
lamak mmkndr. Bir grup aratrmac bir kavram ve bir
olgu olarak popler kltrn, 19. yzyldaki Sanayi Devri-
minden ok ncesine, hatta Msra, Smere, Asura ve Antik
Yunana kadar uzanan bir gemie sahip olduunu savunur ve
aratrmalarn bu tarihsel ereveyi ortaya koyacak ekilde
yaparken
1
; bir dier grup popler kltr Sanayi Devriminin

1
Bu aratrmaclar grubuna gre popler kltr tarihseldir, Sanayi
Devrimi ncesinde bir kavram ve bir olgu olarak popler kltr mev-
cuttur. rnein Frankfurt Okulu yelerinden Leo Lowenthale gre
popler kltrn bir kavram olarak ortaya k bile 19. yzyl n-
cesine, 1650-1750 dnemine rastlamaktadr (Lowenthal, 1961:18).
Lowenthala gre popler kltr yzyllar kapsayan bir tarihe ve
muhtemelen insanln uygarlk tarihi kadar eski bir gemie sahiptir
(Lowenthal, 1961:xvii). Schroeder ise popler kltr, okuryazarln
yaylmasyla, hatta basmcln ortaya kyla ilikilendirmeyerek,
ok daha eski alarda ortaya km bir kltr olarak niteler. Getirdi-
i tarihsel kantlar eliinde yazarn gr, popler kltrn bir olgu
olarak eski Msra, Smere, Asura kadar uzanan bir gemie sahip
olduu ynndedir. Sulama kanallarnn yaplmas ve sk sk onarl-
mas, kentlerin evresindeki surlarn ve hisarlarn yaplmas gibi ihti-
yalar nedeniyle buralara yakn yerlerden getirilen igcnn kltr-
n, popler kltr olarak nitelemek mmkndr. Bu kltr, ynetici-

12
ortaya kard bir rn olarak kabul ederek, almalarn 19.
yzyl ve sonrasna younlatrmtr. nc bir grup ise Sa-
nayi Devrimi ncesinde bir kavram ve bir olgu olarak popler
kltrn varln kabul etmesine karn almalarn ikinci
grup gibi 19. yzyl ve sonrasna odaklamtr. Popler kltr
almalarnda esas faaliyeti de bu yzyl snr izgisi olarak
kabul eden bu son grup yrtmektedir.
2
Dier bir ifadeyle g-

ler tarafndan tam anlamyla bastrlamayan bir kimlie sahiptir
(Schroeder, 197:629-38).
Antik Yunanda Aristonun metinlerinde ise deiik toplumsal kesim-
lerin kltrlerine ynelik ayrmlar bulunmaktadr. Her ne kadar bu
ayrmlar ierisinde popler kltr ibaresi yer almasa da, dk
kltr ve yksek kltr nitelemelerinin kent ierisindeki snfsal
kategoriler balamnda yaplmas, Aristonun bu yazlarnn popler
kltr erevesinde deerlendirilmesini gerektirmektedir. Nitekim
Lowenthal (1961) popler kltrn tarihselliini ortaya koyan akla-
malarn Aristonun metinlerine kadar gtrmtr. Lowenthal, bu
eski olgunun 16. yzyldan sonra ald biimden ayrt edilmesi iin,
ikincisinin nne modern sfatnn konulmasnn gereine inanr.
Bylece 16. yzyldan sonraki popler kltr modern popler kl-
tr olarak nitelemek daha yerindedir. Yazarn ayrntl inceledii bu
yzyldan sonraki popler kltr olgusu zerine Montaigne, Pascal ve
sonraki yzyllarda Schiller ve Goethe gibi aydnlarn belirttii farkl
grler, gnmzde bu konuda yazan bilim insanlar ve aydnlarn
popler kltr kavram zerine yaptklar tartmalara benzemektedir.
Popler kltr, sonuta, Batmazn da vurgulad gibi, tarihsel bir
olgudur. Her dnemde, dnemin retim biimi, olanaklar erevesin-
de, datm, yaym ve kullanm aralarnn yapsnn belirledii snr-
lar iinde sekinlerin beendii bir zgn sanat ile kitlelerin been-
dii sanat olmak her zaman yan yana var olagelmitir (Batmaz,
2006:88). Peter Burkenin almalar da 19. yzyl ncesindeki pop-
ler kltr zerinedir (Burke, 1999).
2
Popler kltr 19. yzyln bir rn olarak kabul eden Bigsby
(1999:89) kitle toplumunu yaratan okur-yazarln yaylmn ortaya
karan ekonomik deiikliklerin bu ada ortaya ktn savunur.
Byle bir bakn, popler kltrle okuryazarln yaygnlamas ara-

13
nmzdeki popler kltr aratrmalarnda 19. yzyl Sanayi
Devrimi mihenk ta konumundadr.
Bu aratrma topluluu ierisindeki ilk grubun, insanlk
tarihinin ok uzun bir evresinde ehirlerde ortaya km pop-
ler kltr grngleri bulunduuna ve popler kltr
kavramnn' 17. yzyln ikinci yars ile 18. yzyln ikinci
yarsnda olutuuna dair kantlar getirmesine karn, dier iki

snda dorudan bir balant kurduu aktr. Gnmzdeki popler
kltrle ilgili aratrma yrtenler daha ok 19. yzyla odaklanmlar
(Burke, 1999) hatta Bigsby gibi popler kltr zerine yazanlar, bu
yzyl folk kltr ile popler kltr arasnda snr izgisi olarak
kabul etmilerdir. Snr izgisinin belirleyeni bu yzyldaki Sanayi
Devrimi olarak kabul edilmitir. Bu kabule gre Sanayi Devrimi nce-
sindeki kltr folk kltr, sonrasndaki kltr ise popler kltrdr
(Bigsby, 1999:89). Bu bak savunanlardan Erol Mutluya gre pop-
ler kltr ge kapitalizmin yaygn halk kltrdr (Mutlu,
2005:317). Murat Belge de benzer ekilde popler kltr kapitaliz-
min rn olarak niteler (2003a:11; 2003b). nsal Oskay ise popler
kltrn ok eski alara dayanan bir olgu olduunu kabul etmekle
birlikte, almalarn daha ok 19. yzyl ve sonrasna odaklamtr.
Oskayn kitle iletiimin 19. yzyldaki ilevleri zerine olan 1979
tarihli doentlik tezi, popler kltrn 19. yzyl Avrupasndaki du-
rumuna ynelik zengin bir analiz sunmaktadr (Oskay, 2000). rfan
Erdoan ve Korkmaz Alemdar da popler kltr konusundaki nemli
almalarnda popler kltr kapitalizm ncesi bir gemie dayan-
drmalarna karn, daha ok kapitalizmle birlikte gelen ve zellikle
19. yzyl ve sonras popler kltr pratiklerini ele almlardr (Erdo-
an ve Alemdar, 2005). Bunun dnda baz almalar konunun tarih-
sel boyutuna deinmeden sadece yirminci yzyldaki ve daha ok
medyadan yansyan ekliyle popler kltr zerine younlamtr
(rnein Fiske, 1999; Gans, 2005). Popler kltr 19. yzyln bir
rn olarak gren anlay en son yaptlarda bile srdrlmektedir
(rnein Bkz. zensel, 2007:218. Yazar, bu makalesinde, popler
kltr sadece kapitalizm ve modernliin bir olgusu olarak grr.
Popler kltrn ancak kapitalizm ve modern toplum koullar altnda
olutuunu savunur.)

14
grubun niin sadece 19. yzyl ve sonrasna odaklandklar so-
rusu, bu makalenin konusunu oluturan sorunu ortaya koymak
iin yantlanmas gereken ilk aamay oluturmaktadr.
Popler kltr alannda alan ikinci grup ierisinde yer a-
lan aratrmaclarn 19. yzyl ve sonrasna younlamalarnn
nedenlerini ikiye ayrmak mmkndr. lki, yukarda belirtilen
aratrmaclar topluluu arasnda popler kltre farkl baktan
kaynaklanmaktadr: Popler kltrn Sanayi Devriminin bir
rn olduunu ileri sren aratrmaclar, bu n kabullerinin
doal bir sonucu olarak almalarn 19. yzyl ve sonrasna
odaklamlardr. Burada ortaya kan soru, bu bilim insanlarnn
popler kltr niin 19. yzyln bir rn olarak kabul ettikle-
ridir. Kukusuz bunun ayr bir makaleye konu olacak kadar
ayrntl ve ok sayda nedeni bulunabilir. Ancak temel nedenin
izlerini srebilmek iin ncelikle hatrlanmas gereken nokta, bu
yzyl, popler kltr alan dnda alanlarn ounun da
kendi inceleme alanlar dahilinde bir nirengi noktas olarak
kabul ettikleridir.
3
Dolaysyla, 19. yzylla ilgili n kabul, sa-
dece popler kltr alannda alanlara mnhasr deildir.
eitli alanlarda alan bilim insanlarn 19. yzyl bir
dnem noktas, mihenk ta, nirengi noktas, balang,
devrim gibi nitelemeler yapmaya ynelten asl lt, bu yz-
ylda yaanan byk ve hzl dnmlerdir. rnein 19. yzy-
l Enformasyon ann balangc olarak kabul eden aratr-
maclarn ltleri, bu dnemdeki byk niceliksel dnm-
ler ve hzlanmalardr. Headrickin belirttii gibi tarih boyun-

3
rnein Enformasyon Toplumu etrafnda kmelenen aratrmac-
larn ou iin 19. yzyl bir dnm noktasdr (Headrick, 2002:18).
Habermas iin ise 19. yzyl, kamusal alann yapsal dnmnn
gerekletii dnemin karldr (Habermas, 2005).

15
ca insanlarn eriebilecekleri enformasyon miktarnda ve reti-
len enformasyon sistemlerinin artndaki olaanst hzlanma-
larn 19. yzyldaki Sanayi Devriminde grlmesi nedeniyle,
pek oklar bu yzyl Enformasyon ann balang dnemi
olarak kabul etmitir (2002:18-9).
Bu lt popler kltr almalarna uyarladmzda or-
taya kan sonu udur: Popler kltr 19. yzyln bir rn
olarak kabul edenlerin bu kabullerinin altnda yatan balca
gereke bu dnemde yaanan hzl ve byk apl deiimlerdir.
Bu dnemde toplumsal, ekonomik ve teknolojik deiikliklerin
hznda olaanst art olmutur. 19. yzylda nfusun art,
kylerden kentlere g, kentlerde ii snfnn birikmesi ve
bylece iilerin kentin ve krn zelliklerini kapsayan ama
bunlardan farkl bir ara kltr popler kltr- retmeleri, bu
retime etki edecek basl yaynlarn niceliksel art, hzl tke-
tim gibi bir dizi etken, popler kltrn Sanayi Devriminin bir
ocuu olduu iddialarnn temel nedenidir (Bigsby, 1999).
Habermasa gre bu yzylda ortaya kan yeni kltr [popler
kltr] tm snflar kapsayacak ekilde genilemitir. Tm
snflar hafta sonu magazinlerini, bulvar gazetelerini, resimli
dergileri ve sinemay dzenli takip etmeye balamlardr
(Habermas, 2005:298).
nc gruptaki aratrmaclarn popler kltr aratrmala-
rn 19. yzyla younlatrmalarnn nedenleri ise daha farkl-
dr. Bu gruptaki aratrmaclarn 19. yzyl popler kltrn
douunda bir fay hatt olarak ele almamalarna karn, yine de
bu yzyla odaklanmalarnn nedenlerini anlamak iin popler
kltr alanndaki almalarn 19. yzyl ncesine younlat-
ran tarihi Peter Burkenin zgn basm 1976da yaplan Po-
pler Kltr Tarihine Dolayl Yaklamlar balkl makalesin-

16
den yararlanlabilir (Burke, 1999). Burkeye gre Sanayi Dev-
rimi ncesindeki popler kltr zerine aratrmalar yapmak bir
dizi nedenden kaynaklanan zorluklar iinde barndrr.
Gutenberg Devrimi ile Sanayi Devrimi arasndaki dnemin
popler kltr zerine aratrmalar yapmann esas zorluu, bu
dneme dair yazl belgelerin ve dier tarihsel kaytlarn sradan
insann dnyasn anlamada yetersiz kalmalarndan ileri gel-
mektedir. Bu dnemde halen szl kltr egemen olduu iin
sradan insann kltrne dair tarihsel kaytlar, popler kltr
anlamada ancak arac bir ileve sahip olabilir. Sradan insann
dnyas, yabanc gezginler, misyonerler ve resmi grevlilerin
kaytlar araclyla anlalabilmektedir. Bu kaytlar, sradan
insann kltrel dnyasn anlamak iin yeterli deildir (Burke,
1999:207). Popler kltr konusunda aratrma yapanlarn bir
ksmnn 19. yzyl ncesindeki popler kltr almalarna
ynelmemelerinde Burkenin belirttii bu zorluklarn etkileri
olabilir. Dolaysyla 19. yzyla sabitlenme biraz da pratik ne-
denlerden kaynaklanmaktadr. Popler kltr zerine inceleme-
ler yapanlarn bazlar, bizatihi 19. yzyl ncesinde popler
kltr aratrmas yapmann zorluu nedeniyle almalarn 19.
yzyl ve sonrasna kaydrmlardr.
Ne var ki Burke, bu sorunlara karn yine de, dolayl yollar-
dan yararlanlarak, araclarn bulgular yeniden gzden geirile-
rek, analoji biimindeki yorumlara bavurularak, arkeoloji,
halkbilim ve sosyal antropoloji gibi disiplinlerden faydalanla-
rak zorluklarn stesinden gelinebileceini belirtir (Burke,
1999:220). Nitekim yazarn Yenia Banda Avrupa Halk Kl-
tr adl klasik almas, belirttii sorunlarn stesinden ge-
linmesine dair nerdii reetenin bir tr tatbikidir. alma,
tarih, antropoloji ve halkbilim gibi disiplinlerden yararlanarak,

17
sradan insann kylerdeki ve kentlerdeki kltrn, bu kltr
yeniden dzenleme ad altnda siyasal iktidarn ve kilisenin
balatt ve yrtt giriimleri, yneticilerin kltryle y-
netilenlerin kltrnn kesiim, eklemlenme ve mcadeleyi
ieren hegemonik ilikileri konu edinmitir (Burke, 1996).
Ancak popler kltr, bir inceleme konusu veya alan olarak
iletiim ve sosyoloji disiplinleri ierisinde yer ald iin (Bat-
maz, 2006:23) bu disiplinler iindeki bilim insanlarnn, popler
kltrn gemiteki durumunu ayrntl bir ekilde inceleyebil-
meleri kolay deildir. Formasyonu tarih olan Burke gibi bilim
insanlarnn popler kltrn tarihini mmkn olduu kadar
geriye gtrecek almalar retmesi, rnein iletiim ve
sosyoloji iinde eserler reten bilim insanlarna gre daha kolay-
dr.
Bylece iletiim ve sosyoloji alanndaki bilim insanlarnn
popler kltrn 19. yzyl ncesindeki durumunu aratrmaya
ynelik zorluklar iki katl bir hal almaktadr. Birinci kat, sra-
dan insann dnyasn yeterince anlamaya olanak verecek yazl
ve dier belgelerin incelenmesinin yaratt zorluktur. Bu, hem
tarihiler hem de dier disiplinlerdeki aratrmaclar iin ortak
bir sorundur. Buna karn, tarih eitimini alan veya bu eitimi
almasa bile tarihsel almalara aina olan, tarih metodolojisi
konusunda kendisini yetitirmi olan aratrmaclar, dierlerine
gre bu zorluun stesinden daha kolay gelebilirler. kinci kat-
taki zorluk daha ok tarih alannda alma yapan insanlar d-
nda yer alan bilim insanlar iin geerlidir. Bu nedenle tarihsel
kaytlarla ilgili zorluklar asl yaayanlarn iletiim ve sosyoloji
alannda alanlar olabileceklerini tahmin etmek g deildir.
Hatta tarih alan dnda retim yapanlar, 19. yzyl ncesi ara-
trmalarda karlalan bu zorluklarn etkisiyle, bazen, popler

18
kltrle ilgili 19. yzyl ncesine dair hemen hibir kayt yok
eklinde aadaki alntya benzer yorumlar yapabilmilerdir:
Eski dnemlerdeki sradan halkn yaamna ilikin hemen
hemen hibir kayt yok elimizde. Tarih kitaplarnda resmi ta-
rihin de dnda bir ey bulmak olanaksz. Elde edilen bilgile-
rin ou ise tahminlerin tesine gememekte. Popler kltr
tarihini inceleyen almalarda birka karnaval ve festival d-
nda eski zaman insanlarnn nasl yaadklarn, ne gibi kl-
trel etkinlikler iinde olduklarna ilikin hibir bilgiye ula-
lamamaktadr (Gngr, 1999:16).

-II-
Bu noktada yle bir soru ortaya atlabilir: Konunun tarihsel
boyutunun yeterince bilinmemesinin (veya incelenmemesinin)
popler kltrn tanmyla ilgili tartmalarda veya uyumazlk-
larda etkisi olamaz m? Gerekten de Erol Mutlunun da vurgu-
lad gibi, popler kltr zerine hacimli bir literatr bulunma-
sna karn, bu kltrn herkes tarafndan kabul gren bir tan-
mnn olduu sylenemez (Mutlu, 2005:313). rnein Frank-
furt Okulu yelerinden Adorno, kitle kltr ile popler kltr
ayn anlamda kullanmtr. Adornoya gre btn popler kl-
tr grngleri ... yukardan gdmlenmenin ve yukardan em-
poze edilmenin rndr. (Jay, 2005:268). Ancak ayn okulun
yelerinden Benjamin de popler kltr kitle kltr ile ayn
anlamda kullanmasna karn, bu kltrn devrimci potansiyel
de tayabileceine inanmtr (Jay, 2005:291; 304). Kavram
karmaas Trkiyede retilen almalarda da kendini gsterir.
rnein Batmaz, popler kltr ile kitle kltrnn birbirinden

19
farkl olduunu bir dipnot ile vurgulamasna karn
4
kitle klt-
r ile popler kltrn zelliklerini ayn balkta inceler.
5

Yukardaki sorunun yantna geildiinde, baz yazarlar,
popler kltrn tanmyla ilgili uyumazlkta konunun tarihsel
boyutunun yeterince incelenmemesinin nemli rol olduunu
ileri srmektedirler. rnein Gngre gre popler kltr kav-
ramyla ilgili anlamazlklarn en nemli nedenlerinden birisini
19. yzyl ncesindeki sradan insann yaamna, kltrne
ilikin tarihsel bilgilerin hemen hemen hi olmamas olutur-
maktadr (Gngr, 1999:16). Bununla birlikte, -makalenin iler-
leyen sayfalarnda belirtilecei gibi- popler kltr olgusunun
baz temel nitelikleri konusunda az ok belirli bir oydamann
da salandn, ise iddia edildii gibi popler kltrn tanmy-
la ilgili uzlamazlklar arasndaki mesafenin ok byk olmad-
n vurgulamak gerekir. rnein popler kltr, krda reti-
len halk kltryle ayn anlama gelmemektedir. Popler kl-
tr, yksek snfa ait sekin kltrnden de farkldr. Tartma
daha ok, 19. yzyln rn olan kitle kltrn, temelleri bu
yzyldan daha ncesine dayanan popler kltr ile eitleyip
eitlememek konusunda gemektedir. Bu tartmann daha net
bir hale gelmesinde 19. yzyl ncesindeki sradan insann kl-
trne dair ortaya konacak verilerin nemi aktr. Bu verilerin
bir taraftan popler kltr tartmalarnda yeni almlar sala-

4
Kitle kltr, popler kltrden ayr olarak, sanayilemenin, tm
elence ve sanat trlerine getirdii dnm, her trl kltrn kitle
halinde retimle yaygnlamasn ve doal ki, bayalatrlmasn vur-
gular. Popler kltr ise, kentin varolduu her trl retim biiminde
gzlenen halklatrlm kltr gsterir. (Batmaz, 2006:89).
5
Batmaz, kltr, folk kltr, sekin (elit) kltr ve popler
kltr/kitle kltr balklar altnda snflar ve zelliklerini aklar
(Batmaz, 2006:97-8).

20
yaca, dier taraftan terim zerindeki anlamazlklar azaltaca-
dnlebilir. Baka bir deyile, popler kltr kavram ko-
nusundaki karmaann, bu kltrn 19. yzyl ncesindeki zel-
liklerinin ayrntl ortaya kartlmasyla azaltlabilecei hakl ve
yerinde bir tespittir. Fuat Kprl ile ilgili bu almann ama-
larndan birisi de popler kltr kavram zerindeki bu tart-
malara katkda bulunmaktr.
Gelgelelim, daha ileride de grlecei gibi, iinde gerilimi,
elikiyi, mphemlii, eitli kltr unsurlarnn sentezini iin-
de barndran bir doaya sahip olan popler kltrn net bir
ekilde tanmlanmas kolay deildir. Hatta Fiskenin almala-
rnda ortaya koyduu gibi, popler kltr, tanmlanmas kolay,
net ve problemsiz bir alan olarak grmek, bizatihi popler kl-
tr meknikletirmek, onu eliki ve gerilimden azade klmak
anlamna gelir. Necmi Erdoann yerinde bir tespitiyle, Fis-
kenin almalarnda popler kltr alannn kendisi gayet net
ve hatta problemsiz grnmektedir (Erdoan, 2000:154). Oysa
popler kltr, snrlar belirlenmi, net ve tanmlanmas kolay
bir alan olarak grmek, bu kltrn anlalmasn
kolaylatrmaz, tersine zorlatrr. Popler kltr, tanmlanma-
s kolay, sorunsuz, tarihsiz, evrensel ve apak bir olgu olarak
grmek yerine, onun tarihsel sre ierisindeki grngleri
zerinde younlamak, popler kltr almalarna daha fazla
katk yapabilir.
6
Bu anlamda 19. yzyl ncesindeki eserlere
younlamann nemi aktr.

6
Bu sorunlarn farknda olmakla birlikte, bu makalenin ileriki sayfala-
rnda zellikleri ayrntl aklanacak olan popler kltr kavram ile
neyin kast edildiini imdiden ksaca belirtmek yerindedir. Bu makale-
de popler kltr, kitle kltr ile halk kltr arasnda yer alan, ieri-

21
Bu noktada, popler kltr aratrmalarnn 19. yzyla o-
daklanmasn, tarihsel kaytlarn hemen hi olmamasna bala-
yan grn sorgulanmas gerekmektedir. ncelikle bu gr
doru kabul edilse bile, u sorunun yantn vermek gerekir:
Tarihsel kaytlar eksikse, bu eksikliklerin tamamlanmasnda
baka kaynaklardan yararlanlamaz m? Bu adan dnld-
nde zellikle edebiyat eserlerinin nemli olduu dnlebi-
lir. Edebiyat eserleri, tarihsel kaytlardaki boluklarn doldurul-
masna yardmc olabilir. nk Lowenthaln da belirttii gibi
edebiyat, bir toplumun sadece gemite nasl olduunu deil,
ayn zamanda bireyin toplum hakknda ne hissettiini, toplum-
dan ne umduunu ve onu deitirebilmeyi veya ondan kaabil-
meyi nasl dndn ortaya koymaktadr (1961:xv). Bir
edebiyat eseri yazar, tutumlar ve tavrlaryla asla tarafsz
olmayan insanlk gereiyle ilgilenir (1961:xvi). Bu nedenle
popler kltr almalarnda edebiyattan yararlanmak gerek-
mektedir.
Buradan sorgulanmas gereken ikinci konuya geilebilir:
Acaba 19. yzyln sradan insannn kltr zerine younlaan
kaynaklar, sanld kadar az mdr? Edebiyat eserleri asndan
dnldnde bu konudaki eserlerin olduka fazla olduunu
sylemeye gerek yoktur. Bunun dnda halkbilime konu olan
rnlerden, saray tarihilerinin anlatmlarna, her trl kaytla-
ra, -ileride bahsedilecek olan- el yazmas halk kitaplarna kadar
pek ok kayttan yararlananlar nemli almalar retmilerdir.
Kitap raflarn dolduran zel hayatn tarihinden eski dnemler-
deki elence alkanlklarna, kamusal alandaki ritellere, adet-

sinde gerilimin, elikinin, elenceden ideolojiye kadar pek ok unsu-
run yer ald ve kentte retilen bir kltre gnderme yapmaktadr.

22
lere, kent kltrne ilikin hem popler eserlerden oluan bir
klliyat, hem de zellikle tarih ve halkbilim gibi disiplinlerde
alanlarn rettikleri geni hacimli bir literatr bulunmakta-
dr.
7
Popler kltr balamnda yeterince incelenmeyen bu kl-
liyatn yeniden okunmas ve deerlendirilmesi gerekmektedir.
Ksaca toparlamak gerekirse, Batda ve aada belirtile-
cei gibi Trkiyede- popler kltr balamnda yeniden bir
okumaya tabi tutulsa nemli verilerin elde edilecei bu alma-
lara karn, popler kltrle ilgili 19. yzyl ncesinde hie
yakn veri olduu eklindeki sav geerli deildir. Dolaysyla,
popler kltr incelemelerinde 19. yzyl ve sonrasna
younlalmasnn asl nedenini/nedenlerini baka yer-
de/yerlerde aramak gerekir. Bunun iki nedeni olabilecei d-
nlebilir: lk neden, Burkenin tarihsel kaytlarla ilgili akla-
masndan yararlanarak verilebilir: Popler kltr 19. yzyl
ncesine dayandran aratrmaclar, yine de 19. yzyla odakla-
nyorlarsa bunun nedenini tarihsel belgelerin hemen hi olma-
masndan ziyade, yeni belgeleri ortaya karmann veya var
olan belgeleri kritik ederek yeniden deerlendirmeye tabi tut-

7
rnein Bkz. Duby ve Aries (2006); Elias (2000). Bunlarn dnda
popler kltrn tarihselliine younlaan ve yukarda belirtilmi
Lowenthal ve Schroederin almalarndan baka, bazlar Trkeye
evrilmi kitaplar da bulunmaktadr (rnein bkz. Burke, 1996;
Bahtin, 2006). Bahtin Ortaa ve Rnesans dneminde gndelik ya-
amn her kesine kadar nfuz etmi, sokaktan saraya kadar btn
insan ilikilerine etki eden popler ifade biimlerini ayrntl bir ekil-
de analiz etmitir. Burke, ayn dnemdeki popler kltr, halk klt-
rn ve bu kltrlerin sekin kltrle etkileimlerini tarihsel olarak
incelemitir. Burkenin zgn basm 1976da yaplan bir makalesinde
belirttii gibi son yllarda tarihiler popler kltr alanna youn-
lamlardr (Burke, 1999:203).

23
mann zorluuna balamak gerekir. Bu zorluk, zellikle for-
masyonu tarih dnda olanlar iin bir kat daha artmaktadr.
kinci neden, popler kltr aratrmalarnn konumland
disiplinlerle ilintilidir. Popler kltr almalar, iletiim bili-
minin bir konusu olarak veya bamsz bir sosyoloji disiplini
olarak ortaya kmtr (Batmaz, 2006:123). letiimin,
disiplinleraras zelliine ramen, Amerikan ampirik aratrma
geleneinin de etkisiyle, tarihsel almalar merkeze almamas,
popler kltr almalarnn 19. yzyl ve sonrasna odaklan-
masna neden olmutur. Dolaysyla eksiklik veya yokluk
sorunu, iletiim ve sosyoloji disiplinlerinde aratrma yapanla-
rn, popler kltre dair son derece nemli malzemeler salam
tarih ve halkbilimi kaynakl almalar yeterince deerlendir-
memelerinden kaynaklanmaktadr. Sorun, 19. yzyl ncesi
kltrne dair incelemelerin olmamasndan/eksik olmasndan
ziyade, popler kltrn, genellikle iletiim biliminin ve sosyo-
lojinin bir konusuna hapsedilerek incelenmesinden ve tarihile-
rin, halkbilimcilerin, antropologlarn hatta edebiyatlarn a-
lmalarna fazla bavurulmamasndan ileri gelmektedir. Oysa
Bigsbynin belirttii gibi, konunun incelenmesi iin
disiplinlerarasla ak olmak gerekir (Bigsby, 1999:95). Her
ne kadar ngilteredeki popler kltr almalar edebiyat ve
tarihten beslense bile (Bigsby, 1999:92-3), bunlarn, olguya
btncl olarak bakmak ve incelemek yerine, onu btnden
paralayarak ele alan Amerikan pozitivist ampirik ynelimli
almalar karsnda -en azndan 1970lere kadar- baskn gel-
diini sylemek mmkn deildir.



24
-III-
Konunun Trkiye balamna bakldnda da, zgn basm-
lar 1940larn sonlarna kadar giden nemli almalar yapl-
mtr. rnein asl alan iktisat olmasna karn Sabri lgener
zihniyet tarihi almalarnda (2006a, 2006b, 2006c) Osmanl-
Trk toplumsal tarihinde sradan insann dn ve eylem dn-
yasn anlamaya yardmc olacak nemli veriler sunmutur.
Halkbilimcilerden Metin And (1963-64; 1964; 1969), Pertev
Naili Boratav (1931; 1943; 1982) ve lhan Bagz (1975; 1986)
ise kent, kasaba ve kylerdeki elenceleri, sradan insanlarn bu
yerleim yerlerindeki geleneksel ilikilerini, yaamlarn konu
alan nemli almalar retmilerdir. Yine son yllarda, bu ma-
kalenin snrlar dnda ayrca analiz edilmesi gereken, Osman-
l-Trk tarihi zerine yaplan sosyal tarih ve kltr tarihi ince-
lemeleri bulunmaktadr.
Trkiyedeki popler kltr almalarna bakldnda, ko-
nunun daha etrefilli hal ald grlmektedir. letiimin
disiplinleraras nitelii asndan dnldnde, popler kl-
trn iletiim fakltelerinin lisans, yksek lisans ve doktora
ders programlarnda yer almasnn, bu konuyu ok boyutlu ve
ayrntl ele alabilmek iin bir ans olduu ileri srlebilir. Buna
karn daha yakndan bakldnda, Trkiye tarihinde gndelik
yaama ilikin eserlerin yeterince incelenmemesinden kaynak-
lanan sorun nedeniyle, bu frsatn kullanldn sylemek pek
mmkn deildir. yle ki, Batda 19. yzyl ve sonrasna yo-
unlaan popler kltr konusu, Trkiyede daha ok medyadan
yansyan rnlerin zmlenmesi balamnda gnmze yo-
unlam durumdadr. Popler kltr zerine son yllarda ger-
ekletirilen bir literatr taramasnn da gsterdii gibi, zellikle
yksek lisans ve doktora tezlerinin genellikle Trkiyede 20.

25
yzyldaki popler kltre odakland ve popler kltr daha
ok medya boyutuyla irdeledii grlmektedir. Yan sra, g-
nmze younlaan bu almalarda, genellikle mzik, spor,
mizah, izgi roman ve medyadan yansyan popler kltr ie-
rikleri zerine younlalmaktadr (Kaynaka iin bkz. Tellan
ve Tellan, 2003:93 vd.).
Oysa, Oya Tokgzn de yerinde bir saptamasyla Trki-
yede iletiim alanndaki popler kltr almalarnn balan-
g noktas olarak, halkbilim alanndaki aratrmalara kadar
inmek gerekir. Tokgze gre halkbilimci Pertev Naili Boratav,
Trkiyedeki popler kltr almalarnn ncln yapm-
tr (Tokgz, 2000:18-9). Bu alma, Tokgzn grn bir
lde kabul etmekle birlikte, nclk rolnn daha geriye Fuat
Kprlnn almalarna kadar gtrlmesini savunmaktadr.
Pertev Naili Boratavn formasyonunun olumasnda onun ho-
caln yapm olan Kprlnn yerini yadsmak mmkn
deildir.
8

Trkiyedeki popler kltr almalarnn baka disiplin-
lerdeki almalar yeterince dikkate almamalar dndaki bir

8
Bu etki, bu almada ayrntl grlecei zere, Kprlnn ve
Boratavn almalarnn karlatrlmasndan kolayca anlalabilece-
i gibi, Fuat Kprlnn zgn basm 1962 tarihli olan bir alma-
snda dt dipnotta, belki biraz eletiri tonunu aacak bir slupta
dile getirdii ifadelerinden de anlalmaktadr. Kprlye gre
Boratavn 1938 ve 1939daki yaymlatt baz makalelerindeki g-
rleri zgn deildir. Bunlar daha nce kendisi tarafndan dile geti-
rilmitir. Buna karn Kprlye gre Boratav buradaki grleri
yeni bir tez gibi gstermitir. Kprl bu durumu yle aklar:
yle anlalyor ki, ok dalgn olan bu eski talebem, vaktiyle hocas-
nn yazlarnda okuyup benimsedii bu fikirleri nereden edindiini
unutmu ve onlar dorudan doruya kendisine ait zannetmitir!
(Kprl, 1986:182, dipnot).

26
baka sorun, Batdaki popler kltrn geliimine sabitlenme-
leridir. Trkiyedeki popler kltr almalarnn ounda
tarihsel erevenin bile Batdaki popler kltrn geliimine
odakland grlmektedir. Batnn tarihsel geliiminin, Trki-
yedeki popler kltr almalarna bylesine merkez tekil
etmesinin iki adan sakncas bulunmaktadr. Byle bir odak-
lanma ilk olarak, Trkiyedeki popler kltrn anlalmasna
dair nemli malzemeler salam iletiim alan dndaki bilim
insanlarnn eserlerinin bile bazen eksik veya yanl deerlendi-
rilmesinde etkin olmutur. yle ki, Batdaki ve Trkiyedeki
ok eitli alanlarda retilen eserlere vakf olduu almalarn-
dan kolaylkla anlalabilecek sayl iletiim bilimcilerden Erol
Mutlu bile Osmanlda enlik ve kahkaha kltrnn hemen
hi olmadn, olsa bile bu kltrn sadece saray tarafndan
rgtlendiini yazabilmitir (Mutlu, 2005:323). Daha da ilginci,
Mutlunun bu grn Andn almalarna dayandrmasdr.
Oysa And, almalarnn ounda -aada Kprlnn erken
tarihlerde yazdklarna benzer ekilde- enlikleri tm ayrntla-
ryla incelemi, yabanc gezginlerin Osmanldaki elence kl-
trnn canllna ilikin anlatmlarn bu incelemelerinin ka-
ntlar arasna koymutur. Semeci bir biimde sadece Osman-
ldaki saray enliklerine odaklanmak -ki bu klasik sekin kltr
elbette bandan itibaren mevcuttu- geni toplum kesimleri ara-
sndaki enlikleri darda brakmak, bunlar sadece sarayn r-
gtlediini ileri srmek ok salkl olmasa gerekir. Bu bak,
ayn zamanda, Batda kilisenin ve siyasal iktidarn ou enlik-
lerin dzenlenmesindeki merkezi roln de grmezden gelir ki,
rnein Burkenin tarihsel almas 17. yzyln ortasna kadar
bu roln sadece enlik dzenlemek rolnde kalmayp, sradan
insann kltrnde yaratt son derece nemli dnmlerdeki

27
aktif zneliinin kantlarn sunmutur (1996:206, 209). Bu
kurumlar nclndeki kltrel dnmler 19. yzyl bana
gelindiinde hemen hemen tamamlanmtr (207-8).
Batdaki popler kltr almalarna sabitlenmenin ikinci
bir sakncas, bu olgunun kkenlerini bulma konusunda yaan-
maktadr. Bat kaynakl almalarn ounluunda 19. yzyln
popler kltrn douu iin bir referans noktas alnmas ve
kavramn sanayileme ve ii snfyla ilikilendirilmesi, Trki-
yede popler kltrn douunu 20. yzyln ortasyla snr-
landracak sonular dourmaktadr. rnein popler kltr
ge kapitalizmin kltr olarak kabul eden ve medyaya bu ba-
lamda merkezi bir rol veren Murat Belgeye gre ge kapita-
listleen Trkiye benzer bir srece 20. yzyln ortalarna do-
ru girmitir (Belge, 1983:129). Meral zbek ise, Trkiyenin
bats ile dousunun (kenti ile krnn) karlamasndan doan
ilk popler rn 1960larda ortaya kan arabesktir (zbek,
1994:141) diyerek popler kltrn Trkiyedeki balangcn
yirminci yzyln olduka ge bir dnemine telemektedir. n-
sal Oskay bile, Trkiyedeki popler kltrn 1950lerin ve
1960larn dnmleri ile baladn savunur (Oskay,
1983:169). Yine son yllarda Mslm Grses arabeski zerine
yaplan bir almada Trkiyede popler kltrn Batdakine
benzer modernleme, sanayileme srelerinin bir rn olduu
ileri srlmtr (Ik ve Erol, 2002). Bu bak, popler kltr
zerine almalarn ounda grlmektedir. rnein Trki-
yedeki popler kltr almalar konusundaki bir literatr
taramas ve deerlendirmesinde Tolga Tellan ve Derya Tellan,
popler kltrn Trkiyede 20. yzyln son eyreinde biim-
lendiini savunmulardr (2003:77). Levent Cantek Trkiyede
izgi Roman adl eserinde popler kltr, endstri devrimiyle

28
kyden kente g eden insanlarn kltr olarak grmtr
(1996:16). Ancak yazar, bu devrimden nceki kyden kente g
hareketlerinin popler kltr balamnda niin deerlendirile-
meyeceine ilikin bir aklama getirmemitir. Popler kltrn
en eski uygarlklarda dahi var olduunu savunan almalarda
ise konunun Trkiye boyutunu irdeleyen veri ve analizler fazla
olmad gibi bunlar da genelleyici niteliktedir. rnein
Lowenthal ve Batmaz izleyen Ahmet Oktay popler kltrn
Antik Yunana kadar uzanan bir gemii olduunu belirtmesine
karn, Trkiyedeki popler kltre dair almasn 1923ten
balatmtr. Oktay, Trkiyede popler kltrn daha nceki
grngleri hakknda herhangi bir ibare kullanmamaktadr (Ok-
tay, 1997). Erdoan ve Alemdar (2005) da popler kltrn
kapitalizm ncesi varln vurgulamalarna ve Osmanl toplum
yapsyla popler kltr arasnda bir balant kurmalarna kar-
n, genellikle gnmzdeki kitle iletiim aralarndan yansyan
popler kltr zerine younlamlar, popler kltrn daha
nceki grngleri hakknda genelleyici ifadeler kullanmlar-
dr. Sosyal antropolog kimliiyle 1989da tamamlad doktora
tezinde Martin Stokes ise popler kltrn Trkiyedeki tarihi-
ne ilikin bir bilgi vermemi, ancak Ziya Gkalpn kltr anla-
yna deinmitir. Stokes arabesk mziin kaynaklarn ince-
lemek iin halk mziinin tarihsel geliimine bakmasna ra-
men, ne ozanlk geleneini, ne de aada ayrntl ilenecei
zere k tarzn dikkate almtr (Stokes, 1998).
Bu makale, popler kltrn Trkiyedeki kkenleriyle ilgi-
li bir taraftan yukarda belirtilen baz iddialar tartmay ama-
lamakta, dier taraftan ise Cumhuriyet ncesi Trkiye tarihin-
deki popler kltre dair genelleyici ve belirsiz ifadelerin daha
zel ve belirli hale gelmesine katk salayacak verileri ortaya

29
koymay ama edinmektedir. Makale, Trkiyede popler kl-
trn 20. yzyln ortalarndan itibaren baladn ileri srme-
nin geerliliini, Halil Berktaya gre modern Trkolojinin en
nde gelen ismi (1983:89) olan Fuat Kprl zelinde yap-
maktadr. Fuat Kprlnn eserlerinden yararlanarak Trkiye
tarihinde popler kltrn izlerini srmektedir.
9


-IV-
Trkiyede popler kltrn kkenleriyle ilgili deerlen-
dirmelerdeki yanllklar veya eksiklikleri en azndan azaltmak
iin bata tarih ve halkbilim gelmek zere baka disiplinlerde
retilmi almalarn ayrntl bir ekilde yeniden okunmas ve
deerlendirilmesi gerekmektedir. Edebiyat tarihisi, kltr ta-
rihisi ve sosyal tarihi kimliiyle olduka retken bir bilim
insan olan Fuat Kprlnn, popler kltr kavram ereve-
sinde yeniden okunmas gerekenlerin banda geldiine inanl-
maktadr. Bu makalede byle bir okumaya giriilmektedir. Fuat
Kprlnn eserleri, popler kltrn Trkiyedeki kkenleri-
ni, deiimlerini ve zelliklerini anlamak asndan deerlendi-
rilmektedir. Bu okuma ve deerlendirme, popler kltr kavra-
m erevesinde yaplmaktadr. Bylece bu makale, Fuat Kp-

9
Kukusuz zaman iinde ne kadar geriye gidilirse bilinebilecekler de
o derece az olacandan, kkenleri bulmak zordur. Foucault ve
Nietzcheye gre ne kadar geriye gidersek o kadar az bilgi sahibi
oluruz ve anlatabileceimiz hikayenin ana hatlar da o oranda mulak-
lar. (Geuss, 2007:14). Yine ayn dnrlere gre nemli sosyal
grnglerin tek kkeni diye bir ey yoktur; bir kkenden sz et-
mek, sz konusu amaca uygun olan mutlak bir duruu olmayan tek bir
noktay ylesine semek demektir. Zaman iinde ne kadar geriye
gidilirse, o kadar ok farkl kkle karlalr ve (ilgili) kken noktalar
da o oranda farkllk gsterir (Geuss, 2007:12).

30
rlnn almalarndan yararlanarak Trkiyede popler kl-
trn kkenlerini bulmaya katk yapmay amalamaktadr.
Fuat Kprlnn almalarn Trkiyede popler kltr
almalar asndan incelemenin gereklilii, onun sadece ta-
rihi bir kimlie sahip olmasyla aklanamaz. Kprlnn,
Fransada 1920lerden balayarak Lucien Febre, March Bloch
ve Fernand Braudel gibi nemli sosyal tarihilerin bir araya
geldii Annales Okulunun yaklamn eserlerine tamasndan
kaynaklanr. Kprl, kendi yaklamn Annalescilere borlu
olduunu belirtmitir (Kprl, 1972:6-9). Bilindii gibi bu
yaklam sosyal ve beeri bilimlerin ounu tarih bilimi merke-
zinde toplamay ama edinmitir. Okul evresinde toplanan
bilim insanlar, tarih merkezli almalarnda sosyolojiden, ant-
ropolojiye, dilbilimden iktisata kadar eitli disiplinlerden ya-
rarlanmlardr. Total history (btncl tarih) denilen bu yak-
lam Kprlnn Franszcaya da vakf olmas dolaysyla onu
etkilemitir. Annales Okulunun devletlerden, siyasetilerden,
nemli saylan insanlardan ve olaylardan ziyade, sradan insan-
lara, onlarn gndelik yaantlarna odaklanmas, Kprlnn
eserlerinin incelenmesinin Trkiyede popler kltr aratrma-
larna ne gibi katklar salayabileceinin anlalmasna yardmc
olabilir. Ayn yaklamn Trkiyedeki bir temsilcisi olarak
Kprlnn eserlerini incelemek, Trkiyedeki sradan insann
kentte ortaya km kltrn (popler kltrn) gemiini,
geirdii evrimi ve zelliklerini anlamaya katk salayabilir. Bu
makale, Kprlnn kaynakada belirtilen belli bal eserlerin-
den, Kprl zerine yazlanlardan ve iletiim bilimi ile dier
bilimler iinde retilmi konuyla ilinti kurulabilecek eserlerden
yararlanarak byle bir abaya girimektedir. Makalede ncelik-
le Fuat Kprlnn kltr ve toplum anlaynn zellikleri

31
ortaya karmaya allmakta ve daha sonra eserlerindeki pop-
ler kltrle ilgili unsurlar, popler kltr kavram erevesi
ierisinde ve Trkiye tarihi balamnda deerlendirilmektedir.
Kprlnn Kltr ve Toplum Anlay
Kprl, ilk basm 1926da yaplan Trk Edebiyat Tarihi
isimli kitabnda gemi toplumlarn yaamlarnn, zihniyetleri-
nin, hislerinin en doru ve en canl olarak edebiyat eserlerinde
bulunabileceini savunur. Toplumun gerek zelliklerini kav-
ramak iin edebiyattan yararlanmak gerekir. (Kprl,
1986a:1). Toplumu anlamada edebiyata byle bir ilevsellik
ykleyen Kprlnn anlay, Kltrel almalar yaklam-
nn nclerinden olan edebiyat eletirmeni Richard Hoggart
tarafndan 1966da dillendirilmitir. Aynen Kprl gibi
Hoggarta gre de edebiyat gerei gibi deerlendirmeksizin
hi kimse toplumun doasn gerekten anlayamaz. (Bigsby,
1929:94). Ayn geree dikkat eken Lowenthall (1961:xi v.d.)
insan ve toplum arasndaki ilikilerin uzun dnemli doasn
anlamak iin edebiyat incelemelerinin popler kltr almala-
r ierisindeki yerini vurgulamtr.
Kprlnn, edebiyat eserlerinin bir toplumu ve onun kl-
trn anlamann en verimli kaynaklardan birisi olduunu ileri
srerken zihnindeki asl sorun, Trk toplumsal yaamnn ve
kltrnn ortaya karlmasnda edebiyat eserlerinden yarar-
lanmaktr. Bundan dolay Trk toplumunun gemiteki yaant-
sn, dnlerini renmek isteyenler nce edebiyat tarihine
iyi vakf olmaldrlar. Edebiyat tarihinin sadece roman gibi mo-
dern bir tre snrlandrlamayaca, folklorik malzemenin de bu
tarihin konular arasnda yer ald aktr. Bu nedenle Kprl

32
almalarnn eksenini mmkn olduu kadar arkaik metin ve
dier belgelere dayandrmtr.
Buradan Trkiyede -ve elbette dnyada- popler kltr
zerine alanlarn karabilecei sonu, popler kltrn ta-
rihsel boyutunun bilinmesi asndan efsanelerden, masallardan,
hikayelerden, iirlerden ve romanlardan yararlanmann gereke-
ceidir. Nitekim Raymond Williams (1983 [1953]:309) bilgi-
lendirme ilevi balamnda modern bir popler gazetenin ta-
rihsel karlnn, aznla hitap eden modern ncesi bir gaze-
teden ziyade daha geni kesimlere hitap eden gezginlerin anlat-
tklar masallar ve dedikodu gibi trlerle karlatrlmas gerek-
tiini savunur. Yani gnmzdeki popler trlerin gemi d-
nemlerdeki karln, gemiin popler deneyimlerini dikkate
alarak aramak gerekmektedir. Dolaysyla popler kltr al-
malarn sadece, modern edebiyatn temel rn olan romanlara
deil, daha eski trlere de younlatrmak, buradan sradan
insann zihniyet dnyasna, yaamna, adetlerine dair verileri
incelemek zorunludur. Toplumsal yaamda iblmnn geli-
medii, snflar arasndaki ayrmlarn belirginlemedii yzyl-
lar iin elde edilecek bu verilerin, daha ok halk kltrnn
anlalmasna hizmet edebilecei iddia edilse bile (ki bu iddia
elbette belirtilen sosyolojik gerek nda hakldr) yine de
Msr, Smer gibi ilk devlet rgtlenmelerinden, Antik Yunana
kadar popler kltrn grngleri zerine elde edilen verilerde
iir, destan gibi trlerin pay yadsnamaz. Popler kltrn halk
kltryle ilgili boyutlarnn da bulunduu ve popler kltrn
koullarndan birisi olan kentlemenin eski Msrda, Smerde,
Antik Yunanda da mevcut olduu gerei hatrlandnda, bu
nokta daha iyi anlalabilir. Trkiyenin kentleme dinamikleri-
nin erken tarihi ise, Batmazn da belirttii gibi sadece Behice

33
Boran ve Mbeccel Kray gibi sosyologlarn almalarndan
deil, ayn zamanda Ahmet Hamdi Tanpnar gibi edebiyatla-
rn ve Pertev Naili halkbilimcilerin eserlerinden yararlanarak
renilebilir.
Fuat Kprlye gre baka disiplinlerin katks olmakszn
tam anlamyla edebiyat tarihi almas yapmak mmkn deil-
dir. Bu disiplinler arasnda Lisaniyat (Dilbilim) ile Tarih
bata gelir. (Kprl, 1986a:2). Dilbilim gibi iletiim alanyla
ok yakndan ilintili bir bilimin edebiyat almalar asndan
gereklilii, Kprl tarafndan daha 1926da ortaya konmutur.
Kprlnn bilimler arasndaki diyaloga ya da doru deyile
disiplinlerarasla yapt bu vurgu, rencisi Pertev Naili
Boratav da etkilemi, Boratavn 1930lardan itibaren rettii
almalarna yansmtr. Kprlnn edebiyat alanndaki
almalarda bavurulmas gerektiine disiplinler, Boratav tara-
fndan halkbilim alanndaki aratrmalarn verimli olabilmesi
iin olmazsa olmazlar arasnda saylmtr (Boratav, 1969:6).
Kprl Annales Okulunun da etkisiyle, kltr konusunda
sekinci bakn dnda yer almtr. Ona gre, toplumda ahe-
ser olarak kabul edilen bir eser, aslnda tm toplumun ortak
yaratsdr: aheser neticede mutlaka itima mefkrenin bir
ifadesidir. (Kprl, 1986:2). aheser sadece bireysel bir
yarat olarak deerlendirilemez. Hereyden nce aheserlerin
yaratclar olan dahiler toplum iinde yetiir, dahiler de
toplumun bir rndr (Kprl, 1986a:2). Kprlnn bu
ifadeleri deerlendirildiinde, yazarn sanatn/estetiin bir top-
lumsal retim olduu anlayn benimsedii sylenebilir. lk
basm 1915te olan bir almasnda bile, edebi rnlerin birey-
sel bir rn deil, toplumsal hayatn bir tezahr gibi kabul
etmek gerektiini vurgulamtr (Kprl, 1986c:226). Sanat-

34
nn yapt iin sadece bireysel bir yarat olmayp, toplumsal
etmenlerce snrland gr Frankfurt Okulu yelerince de
savunulmutur (Jay, 2005:257-8). Kprlnn sanatn, toplum-
sal bir retim olduu, sanat retiminin sadece sanatnn yarat-
c zeksna bal olmad biimindeki bu anlay, rencisi
Pertev Naili Boratav da etkilemitir. Boratavn deyimiyle
[s]anat mstakil bir varlk deildir, cemiyetin i blmnde
zerine vazife alm bir insandr. (1982:213).
Kprlnn kltr, sanaty, bunlarn iinde bulunduu
toplumsal ve ekonomik koullar balamnda incelemesi, onun
genel yaklamna uygundur. Halil Berktayn da belirttii gibi,
Kprl analizine, birincil belirleyiciler olarak iktisadi ve top-
lumsal koullar alm (Berktay, 1983:85) ve bir retici gler
ve retim ilikiler determinasyonuna yaklamtr (1983:86).
Kltr sadece sekinlere bal olmaktan karan ve top-
lumsal retimle ilikilendiren Kprlnn anlay, 19. yzyl
ve sonrasndaki tutucu kltr yaklamlarnn incelik, lez-
zet, estetik, tat ve mkemmellik gibi nitelemelerle eitle-
dikleri kltr tanmlarnn ok ilerisindedir. Erol Mutlunun
vurgulad gibi, sekinci kltr anlay kltr, siyasal ve
entelektel evrelerden sradan insanlara ynelik bir ak ola-
rak ele almaktadr. Kltr, bu anlaya gre estetik, incelik,
gelikin bir manevi ve maddi yaratm faaliyeti olarak anlalr
(Mutlu, 2005:297-298). Kltr btnlkl bir yaam tarz
olarak gren antropolojik yaklam ise kaynan, Almanyada
18. yzyln sonundaki Romantik hareketin temsilcisi
Herderden almtr (zbek, 2000:152). Kltr sanat ve edebi-
yatla zdeletirmeyen bu anlay, 1950lerde ngilterede ii
snf kltr zerine edebiyatlarn ve baz tarihilerin al-
malaryla yaygnlam ve 1970lerde Birmingham niversite-

35
sinde kurulan ada Kltr almalar Merkezi evresinde
toplanan aratrmaclarn yazlaryla giderek kalc hale gelmeye
balamtr. Bu merkezde toplanan aratrmaclar, kltr bee-
ni dzeyi gelikin ve eitimli bir toplum kesimine aitmi gibi
gsteren yaklamlara kar kmlar ve Raymond Williamsda
en genel ifadesini bulan tm bir yaam biimi olarak kltr
tanmn almalarnda iar edinmilerdir. Kltrn bu beeri
tanm, kltr gndelik yaam pratii ierisine gmmtr.
Kltrel almalar yaklam etrafnda toplanan aratrmaclar,
Mosconun da vurgulad gibi kltrn belirli bir elitin rn
olmaktan ziyade, gnlk yaama ait, tm sosyal aktrlerce re-
tilen bir rn olduu ynndeki grleri srarla savunmulardr
(Mosco, 1996:249).
Kprl ise, 1930larda Boratav da etkileyen ve sekinci
bir yaklamn rn olmayan antropolojik kltr yaklamn
sadece 1926daki Trk Edebiyat Tarihinde deil, ilk basklar
benzer tarihlerde yaplan dier eserlerinin geneline yaymtr
(Bu almalar iin bkz. Kprl, 1986b; 1986c; 1986; 1986d;
1986e; 1986f). Hatta, ilk basks 1915de yaplan k tarzyla
ilgili bir almasnda dahi kltrn sadece mnevver snfn
estetik rnleriyle snrlanamayacan vurgulamtr
(1986c:195-238). 1926daki saz airleri konulu almasnda,
k tarz rnlerinin estetik bakmdan asla kk grleme-
yeceini belirtmitir (Kprl, 1990:178).
Kprlnn deyiiyle, toplumsal iblmnn gelimemi
olduu bir toplum ierisinde yaayanlarn zevk seviyeleri
birbirine yakndr. Toplumdaki bireylerin tm benzer zevk ve
dne sahiptirler. blmnn gelimesiyle birlikte, top-
lumsal snflarn ve mesleki zmrelerin ortaya kmas ve bunla-
rn tmnn birbirlerinden ayr yaam koullarna ve ayr g-

36
revlere sahip olmalar zevk seviyeleri arasnda bir farklla-
maya yol amtr (Kprl, 1986:3).
blm ve estetik arasnda balant kuran bu anlayn ilk
bakta Durkheimn izlerini tad ileri srlebilir. Ne var ki
gerekte bu etki birincil olmaktan uzaktr. Kprl, Durkheim
sosyolojisinden Ziya Gkalp araclyla etkilenmesine karn,
Gkalpin tesindedir (Berktay, 1983:43-4). Mezhep ve tarikat-
lara dair analizlerinde dahi, snf, atma ve mcadele olgular-
na eilmitir (Berktay, 1983:88). Kprl, Durkheimin benim-
sedii dayanmac toplum modeli yerine Marks ve ondan
etkilenen dnrlerin ortaya koyduu atmac toplum mode-
li grne daha yakn durmaktadr. Kprlye gre, uzaktan
bakarken umumi bir hayat ve medeniyet erevesi iinde gr-
dmz [bir] cemiyeti, daha yakndan tetkik edince, arada-
ki snf farklarn grmemek kabil olmaz. (1986a:4). Daha
1915te Medeni seviyesi ilerlemi hibir cemiyet tasavvur
edilemez ki yalnz bir zmre, veya bir snftan mteekkil ol-
sun (1986c:227) demitir. Kprl, toplumun dokusunun snf-
lardan olutuuna dair bu anlayn, snflar arasndaki ilikile-
rin bal petei gibi rl olmadna dair analizleriyle birlikte
zenginletirerek ou almasna yayar. Bu balamda Trkiye
tarihindeki kltrel farkllklarn aslnda farkl toplumsal koul-
lar altnda yaamaktan kaynaklandn savunur. Farkl toplum-
sal koullar altnda yaayan toplumsal kesimlerin (snflarn,
zmrelerin) birbirlerinden farkl bedii (estetik) anlaya sahip
olmas kadar doal bir sonu olamaz. Folklorun aratrma alanna
giren halk edebiyat rnleriyle estetik ihtiyacn karlayan
basit bir kyl, Klasik Edebiyat tesiri altnda kalm dervi-
klarn destanlarn dinleyen bir yenieri, Arap-Acem Ede-
biyatlarnn btn inceliklerine vakf bir medrese veya saray

37
mensubu, elbette birbirinden ok farkl zevk seviyelerine
mensupturlar; hayat ve kainat gr itibariyle, aralarnda el-
bette derin farklar vardr. (Kprl, 1986a:4).
Kprlnn kltr anlay, Cemal Kafadarn (1995) Os-
manlnn ilk dnemlerindeki toplum ve kltr yaplanmasn
betimlemek zere ortaya koyduu; soan ve sarmsak meta-
forlarndan yararlanarak somutlatrlabilir.
Soan, merkezde hkim bir iktidarn/kltrn olduu iie
gemi katmanlardan oluan modeli temsil eder. Soandaki en
i merkezi katmann, sekinci kltr yaklamlarnn savunduu
gibi merkezi z, yani asl kltr/yksek kltr oluturduu
dnlebilir. Merkez, i ie sarlm dier katmanlara en yak-
nndan balayarak hkmeder, kltr merkezden belirlenir, de-
netlenir ve dardaki katmanlara yaylr. Asl belirleyici olan
merkezdir, dardaki katmanlardan merkezdeki kltr kkl
bir biimde deitirecek bir tesir sz konusu olamaz. Oysa sa-
rmsak modeli, merkezi bir katmann dierlerine hkmetmedii,
bunun yerine her katmann kendi iinde btnlk oluturduu
yan yana dizilmi bir yaplanmay temsil etmektedir. Sarmsa-
n her bir dii, toplumdaki snflara, zmrelere, gruplara benze-
tilebilir. Bunlar farkl toplumsal koullara sahip olmaktan kay-
naklanan farkl kltrlere sahip olacaklarndan, sonuta her bir
diin anlam ve nemi bulunmaktadr, bu diler (kltrler)
baka kltrlerle stnlk/dklk asndan deil, ancak ya-
am artlarnn doal bir sonucu olarak deerlendirilebilirler.
Diler arasnda zaman zaman mcadeleler ve gerilimler olabilir,
ayn zamanda bazen iktidar elde eden baz diler bask veya
rza yoluyla dierleri zerinde denetim de kurabilir, bazen onla-
r kendisine eklemleyebilir. Kltrn hegemonik yorumunu

38
anlatan bu gre makalenin ilerleyen sayfalarnda daha ayrnt-
l deinilecektir.
Kprlnn toplumda zellikle iblmnn gelimesiyle
birlikte, farkllklarn doal olduunu savunan bu toplum ve
kltr anlaynn kkenini Fransada klasik tarih anlayna
kar kan, Marksizmden etkilenen Annales Okulunun olu-
turduu tahmin edilebilir. Durkheimn almalarnn merkezi-
ne ald nemli bir sosyolojik kavram olan toplumsal ibl-
mn Kprlnn kullanyor olmas, aklamalarnda ondan
yararlanyor olmas, Kprlnn tamamen Durkheimc bir
toplum anlayn benimsediinin kant olarak
deerlendirilemez. Dayanma yerine atma anlayn merke-
ze koyanlar dahi (Annales Okulu taraftarlar ve Lukacs gibi) bu
kavramdan yararlanmlardr. Lukacs ve Caudwell, iblm-
nn geliimiyle birlikte gndelik yaamda grlen toplumsal
deimelerin ve ayrmalarn, bireylerin estetik anlaylarna
yansdn ileri srmlerdir (Batmaz, 2006:67-70).
Kprlnn toplum ve kltr yekpare bir btn grme-
mesinin asl nedeni, toplumsal iblmnn gelimesiyle birlik-
te toplumun snflara ve dolaysyla farkl kltrlere blnd-
nn bir hakikat olmasndan ileri gelmektedir. Bundan dolay,
iblmnn dourduu bu sonucu grmezlikten gelmek ve
rnein toplum, bir arada ve ayn veya benzer kltr paylaan
dayanma ierisindeki bir yapdr biimindeki anlay ileri
srmek, Kprlnn yaklamnda var olan gerei tersine
evirmektir.
slamiyetten nce Trklerde Kltr Hayat
Kprlye gre slamiyetten nceki Trk toplumsal ya-
amyla ilgili tarihsel hakikat toplumun atmadan ziyade da-

39
yanma ierisinde yaaddr. Buna karn slamiyet ncesi
snfsal ayrmlarn derin olduunu iddia etmek, slamiyetten
sonra toplumun bal petei gibi dayanma ierisinde olduunu,
toplum ierisinde snfsal ayrmlar olmadn ileri srmek gibi
abestir. nk Kprlye gre slamiyet ncesi kltr hayat
yekpare bir btn gibidir, atmadan ok dayanma egemen-
dir. Bunun nedeni iblmnn gelikin olmamas ve dolaysy-
la toplumsal snflar arasndaki ayrmlarn belirgin derecede az
olmasdr. Bu toplumda herkes ayn veya benzer ileri yapmak-
ta, benzer retim ve tketim davranlarnda bulunmaktadr. Bu
benzeikliin kurulmasnda ifahi (szl) kltrn nemli rol
vardr. Topluluk yeleri ile kolektif bellein tayclar, aktar-
clar ve yayclar olan, ayn zamanda sihirbazlk, rakkaslk,
musikiinaslk, hekimlik, airlik gibi ilerle de megul olan
ozanlar ve amanlarn halk zerindeki etkileri bykt (Kpr-
l, 1986a:67). Sadece halk deil, yneticiler de bunlarn yayd
szl kltrden beslenmekteydi. Eski Trk ordularnda yneti-
cilerin yannda mutlaka ozanlar bulunmaktayd. Ozanlar, ko-
puzlarla aldklar ve okuduklar iirler vastasyla yneticiler
ve halk dahil btn bir milletin zevkini okuyordu. (Kprl,
1986a:69).
Zafer enlikleri ve av partilerinden sonraki kutlamalar, hal-
kn ve yneticilerin zevkini okamann bir frsatdr (Kprl,
1986a:70)
10
. Ozanlarn gnlk hayatn yorgunluklaryla ezilen

10
Medyann elence ilevini tarihsel balamda inceleyen ilk alma-
lardan birisi Amerikal eletirel iletiim kuramclarndan Dallas W.
Smythenin ilk basm 1954te yaplan Some Observations on
Communications Theory (1975) isimli makalesi saylabilir. Smythe
bu almasnda asl incelenmesi gerekenin gnmz medyas deil,
insanolunun tarih boyunca elence, bilgi ve haber ihtiyacn nasl

40
dimalar eniyet aleminden uzak, baka bir aleme tama
(Kprl, 1986a:71) ilevleri gnmzde medyann ka
ilevini anmsatmaktadr. Bilindii gibi gnmzde medya ve
popler kltrn ilevlerinden birisi olarak ileri srlen ka
(katharsis) tezi zellikle kullanmlar ve doyumlar yaklam
taraftarlarnca savunulmutur. Yaklam, izleyicilerin elenmek,
rahatlamak, ruhsal boalmay salamak, gerginlikleri gidermek
ve sorunlardan uzaklamak iin medyaya bavurduklarn sa-
vunmaktadr.
Trklerde Kltrel Ayrmn Balang Noktas:
Trklerin slamiyeti Kabul
Trklerin slamiyeti kabulnden sonra, ynetici snflarn
halk dilinden kopmaya balamas, szl kltr yerine, daha ok
Trklerin dndaki slam uygarlklarnn yazl eserlerinden

giderdii sorusu zerinde younlamak gerektiini savunmutur. Bu
adan deerlendirildiinde tarih boyunca insanlar srasyla szl
kltrden, yazl kltrden ve en sonunda elektronik kltrden yarar-
lanarak bu ihtiyalarn karlamlardr Tarihsel srayla gidildiinde
bu ilevler nce evde yallar ve darda szl kltrn gelenek ta-
yclar tarafndan kuaktan kuaa szl bir ekilde aktarlmtr
(1976:25-26). Modern an ilk dnemlerinde elence ilevleri sahne-
deki ve topluluk seremonilerindeki ortaa elendiricileri tarafndan
yerine getirilmitir. Ailelerin ocuklara hikyeler anlatma ilevleri
devam etmi, fakat hikyelerin ierikleri ie ynelimli konulara y-
nelmeye balamtr. Basn ile birlikte kitaplar, gazeteler ve dergilerin
ncleri ortaya km ve giderek bu aralar enformasyon salama ve
enformasyonu aklama ilevlerini omuzlarna almtr. Bylece ileti-
im mekniklemeye, bir i haline gelmeye balamtr (Vurgu
Smythen 1976:28). 19. yzyln son eyreindeki medya operasyo-
nu aamasndan sonra ise iletiimin iyiden iyiye dolaymland,
elence ritellerinin mzik ve drama dahil her alan ierdii, insanla-
rn medya karsnda mesajlar tketen bir mteri konumuna indiril-
dii bir srece girilmitir (Smythe, 1976:29).

41
yararlanmalar, halk ile yneticiler arasndaki kltrel uuru-
mun balangcn oluturmutur. Yneticiler Arap ve ran eser-
lerini taklit ederlerken, bu dilde eserler vermeye balarken,
halk, slamiyetin kabulnden nce olduu gibi Trk diline
bal kalm, Trk dilinde retilen eserlere ilgi gstermeyi de-
vam ettirmilerdir. Bu balamda szl kltr gelenei ve bu
gelenein profesyonel uzmanlar olan ozanlar varlklarn sr-
drmlerdir. Ancak ozanlk gelenei, eskisi gibi de kalmam-
tr. Hereyden nce gelien iblm ile birlikte daha nceleri
airlik yannda sihirbazlk, rakkaslk, hekimlik gibi grevleri
de ifa eden ozanlar (Kprl, 1986a:67), artk sadece airlik
yapmaya balamtr. Hastalar hekimler tedavi etmekte; airli-
i, destans trleri topluma yayma ilevini ozanlar ve -aada
daha ayrntl ilenecek olan 16. yzylda ortaya kan- halk
airleri grmtr (Kprl, 1986a:69).
Burada ortaya kan soru, slamiyetten sonra halk ile yne-
ticiler arasndaki kltrel ayrmn hangi boyutta olduudur. Bu
ayrm mutlak, birbirinden kopuk bir kartlk ilikisini ifade
edecek kadar keskin miydi?
Kprlnn aklamalar bu soruya hayr yant verdirir:
Halk ile yneticileri birbirinden tamamen iki ayr kategori ola-
rak dnmek, dnemin tarihsel verileri nda ok gereki
deildir. Sekinler/yneticiler her eye karn, rnein ozanlk
geleneinden ve 16. yzyldan sonra da halk airlerinden-
etkilenmeye devam etmilerdir. Ozanlar, halka, yneticilere;
ksaca toplumun tm kesimlerine haberi, bilgiyi, elenceyi ta-
yan kilit mevkilerini srdrmlerdir. rnein 13. yzylda
ellerinde kopuzlaryla halk arasnda, ehirlerde, kylerde, ordu-
larda, snrlarda, yneticilerin saraylarnda, Dede Korkut hika-
yelerini, Battal Gazi ve Danimend Gazi menkbelerini syle-

42
yen ozanlar bulunmutur (Kprl, 1986a:252). Gzideler
denilen okumu snfla asl byk halk tabakas arasnda de-
vaml bir iliki, etkileim grlmtr. Okumu snfn ranl-
lar taklit ederek oluturduklar klasik edebiyat, halk edebiyat
zerinde, halk edebiyat da klasik edebiyat zerinde etkili ol-
mutur (Kprl, 1986a:117-8).
Halk ile etkileimin bir arac da siyasal iktidarlarn kurduu
eitli kurumlardr. Kprlye gre, Seluklular dneminden
balayarak siyasal iktidarlar kendi meruiyetlerini salamla-
trmak ve sahip olduklar ideolojileri halka yaymak iin medre-
se, tekke gibi kurumlar amaya zen gstermilerdir. Kprl,
bu faaliyetleri siyasal iktidarlarn propaganda abalar olarak
niteler. rnein Seluklular dneminde Nizaml-Mlkn her
tarafta medreseler, tekkeler, imaretler amasnn ve lkenin her
kesindeki ilim erbabn zengin tahsislere bomasnn nede-
ni, o dnemde kuvvetlenen Batni propagandasna kar ehl-i
Snnet alimlerini ve sufilerini koruyarak kendi gayesi iin ka-
zanmak ve bylece Seluklu Hanedannn saltanatn kuvvet-
lendirmek istemesidir (Kprl, 1986a:183). 16. yzylda en
uzak snr ehirlerinde bile kurulan ilkokullar, tekkeler ve med-
reseler ise slam dinini ve Trk lisann ehirlerdeki yerli halk
arasnda olduka geni tarzda yaymaya muvaffak olmutur
(Kprl, 1986a:378).
Ancak Trklerin slamiyete girmesinden sonra halk ile y-
neticiler arasndaki etkileimi salayan nemli bir kurum ortaya
kmtr: Sufilik.



43
Sufilik: Sekin Kltr Popletiren, Halk Arasnda
Propaganda Faaliyeti Yapan Bir Kurum
Trklerin slamiyete girmesinden sonra saray klt-
r/sekin kltr/yksek kltr ile halk kltr arasndaki ko-
pukluk, halk ile ynetici sekin elit arasndaki iletiimi salaya-
cak baka meknizmalarn oluumunu beraberinde getirmitir.
Sufiler, bu meknizmann tampon vazifesi gren failleridir.
Sufiler, her eyden nce halkn dzeyine inecek bir anlatm
benimseyerek, slamiyeti halk arasnda yaymaya almlardr
(Kprl, 1986a:195-6). Bu yayma abalarnda sufiler halkn
orta seviyesine gre eserler yazmlardr (Kprl, 1986a:247).
Kprlye gre sufilerin yazdklar destan tr eserlerde srek-
li tekrarlar yapmalar, bunlarn dinsel toplantlarda topluca o-
kunmak zere yazldnn kant olarak deerlendirilebilir
(Kprl, 1986a:196).
Daha ilk zamanlardan balayarak halk arasnda okunmak
zere birtakm basit Trke eserler yazld bilinmektedir. Hal-
ka slamiyet esaslarn retmek amacyla yazlm basit din
kitaplar, Kuran ve hadis tercmeleri, Anadolu halknn cenk
duygularn artracak Seyyid Battal Gazi Menkbeleri gibi yeni
slami hikayeler, Dede Korkud rivayetleri gibi eski Ouz halk
rnleri bunlar arasndadr. zgn halleri gnmze ulamayan
bu kitaplar halk arasnda ok okunduu iin srekli yenilen-
mi ve eski ekillerini kaybetmitir (Kprl, 1986a:212). G-
nmze kalan eserler, ayn konularn sonraki tarihlerde yazlm
versiyonlarndan olumaktadr. Bu versiyonlar yeniletirilmi,
geniletilmi ve sslenmi, ksaca zgn hallerinden uzakla-
mtr. Edebi adan ok deerli olmasa bile, bu metinler, o

44
devir fikir ve his halini, zevkini, temayllerini anlamaya hizmet
eden aralar olmas asndan nemlidir (Kprl, 1986a:213).
Bunalm dnemleri, sufilerin halk katndaki etkinliklerini
ykseltmitir. rnein Moollarn 13. yzylda Anadoluyu
istila etmesinden sonra oluan siyasal ve toplumsal buhranlarn
dourduu ruhi buhranlar, sufilerin halk kitleleri zerindeki
esrarl tesirini bir kat daha artrmtr (Kprl, 1986:245).
Yaanlan buhranlarn anlamlandrlmasnda ve zlmesinde
sufiler, halk katnda bir kurtulu makam, sorun zc bir ma-
kam gibi ilevselletirilmitir. Bu ilevselletirme sufilerin halk
katndaki otoritelerini bir kat daha artrmtr. Bylece sufiler
kendi ideolojilerini Anadolunun her tarafndaki geni kesimlere
daha kolay yayabilmelerine olanak verecek bir tasavvuf propa-
gandasna balamlardr (Kprl, 1986a:245). 13. yzylda
Anadoluda halk kitlesi zerinde en ok tesirli olan ahsiyet-
lerden birisi Hac Bekta Velidir (Kprl, 1986a:249). Mev-
levi tekkelerinin yksek snfa hitap eden Acem kltrne kar-
lk bu kii evresinde oluan Bektai tekkeleri, daha ziyade
halk kitlesinin meyillerini gz nne almlar ve tasavvufi halk
iirini, kuvvetli bir propaganda vastas olarak kullanmlardr.
(Kprl, 1986a:250).
Sufiler, ayn zamanda halkn konutuu dile bavurmay
stratejik bir gereklilik olarak grmlerdir. Kprlnn deyi-
miyle Anadoluda Arap-Acem tasavvuf rnlerinin etkileri ile
yetien Trk sufileri, etraflarna mmkn olduu kadar geni
bir kitle toplamak ihtiyacyla, mutlaka, halk dili olan Trkeye
bavurmulardr. Bu nedenledir ki Farsa iir yazan Mevlana
bile bazen Trke iirler yazmtr (Kprl, 1986:260). Ksaca
Anadoluda gelien Ortodoks ve Heterodoks tarikatlere men-
sup sufiler, halk kitlesi zerinde tesirli olmak iin Yunus tar-

45
znda halka mahsus iirler yazmlardr. (Kprl, 1986:337).
14. yzyldan itibaren halk zerinde etkili olabilmek iin dz
yaz ve iir tr eserler veren tannm propagandaclar yeti-
mitir (Kprl, 1986:362).
lk Popler Eserler: Halk Kitaplar
Avrupada halkn okuma kltrnn yaygnlamasnda -
nemli ilevler grmesine karn, 19. yzyla kadar ieriklerin-
deki mstehcen, paganik ve mitsel baz elerden arndrlan
halk kitaplar, Trkiye tarihinde Cumhuriyetin kurulmasndan
sonra bile halkn meylettii eserler arasndayd. Halk bu popler
eserlere ounlukla okuma yazma bilen birisinin yapt sesli
okumalar yoluyla erimekteydi (ztrk, 2006a). Halk kitaplar,
Kprlnn 1962de yaymlanan bir yazsnda belirttii gibi
mektep, gazete, -ve hatta u senelerde [1962] sinema ve radyo
gibi ok kuvvetli ve tesirli telkin ve terbiye vastalarnn gir-
medii Trkiyenin geri kalm yerleim blgelerinde halen,
medyann Kprl telkin vastalar ibaresini kullanr- grd-
elendirme, bilgi ve haber yayma gibi ilevleri zerlerine
almlard (Kprl, 1990:151).
Kprl, halk kitaplarnn ilk olumaya balad dnemle-
re, 13. yzyla kadar geriye giden bilgiler verir. rnein Yusuf
ile Zeliha, Mool hkimiyeti srasnda Ali adl bir air tarafn-
dan 1233de yazlm bulunan bir manzumedir. Bu air, eserin-
de halk rivayetlerinden de yararlanmtr. Eserin hibir yerinde
ak bir tasavvuf meyli bulunmamaktadr (Kprl,
1986a:235-6). 14. yzylda Hsrev ve irin, Leyla ve Mecnun
gibi hikyeler halk arasnda byk rabet grmekteydi (Kpr-
l, 1986:370). Bunlar arasnda kahramanlk hikyeleri nemli
yer tutmaktayd. Hamzaname bunlardan birisidir (Kprl,

46
1986a:253). Bir kahramanlk destan olan Seyyid Battal, ehir-
lerde oturan Mslman ve medeni Trkler arasnda okuyucu
ve dinleyici kitlesi bulmutur. Bu destanda masal unsurlarnn
fazlal, perilerle devlerin varl grlmektedir. Bu nedenle,
onu bir halk destan saymak daha dorudur (Kprl,
1986a:257). 12. yzylda Msrda varl bilinen Seyyid Battal
hikyeleri Trkeye muhtemelen 13. yzylda kazandrlmtr
(Kprl, 1986a:335).
Halkn bu eserlere ynelik temaylleri, klasik nitelikli eser-
lerin halk kitaplar formatndaki popler biimlere dntrl-
mesine etki yapmtr. Kprlnn deyimiyle, [h]alk arasnda
kahramanlk hikyelerinin yayldn ve halk tarafndan kabul
grdn gren mutasavvflar bir takm sufiyne mevzular
ve menkbeleri byle hayali [h]ikayeler tarznda yazmlar-
dr (Kprl, 1986a:253). Bu aklama, gnmzde medyann
popler olan anlatm tarzlarna ve konulara ynelmesinin
gemiinin ok eskiye dayandn gsterir.
11

Sufilerin halkn dzeyine inerek fikirlerini halk arasnda
yaymak amacyla giritii klasik eserleri halk kitaplar format-

11
Ancak bunu belirtmek, gnmz medyasyla nceki dnemlerin
kolektif bellek temsilcilerinin popler faaliyetlerinin ayn olduunu
sylemek anlamna gelmez. Her eyden nce gnmz medyasndaki
iletiim, gerek bir iletiimden ziyade zaman-mekn balamlarnn
farkllat, bilinmeyen alclara iletilerin aktarld, karlkl sy-
lemeden ziyade iletilerin tek ynl olduu yar dolayml bir iletiim-
dir. Buna karlk yzyze iletiimde, iletiyi yayanlar (burada sufiler)
ve alanlar (halk) ayn mekn ve zaman paylamakta, iletiim
monolojik (tek ynl) olmaktan ziyade diyalojik (sylemeli) gerek-
lemekte, iletiyi yayanlarn muhatab bilinmeyen alclar deil zgl
alclar olmaktayd (Yzyze iletiim ve dier iletiim trleri arasn-
daki ayrmlar anlatan ayrntl bir alma iin bkz. Thompson,
1995:81-118).

47
na dntrme ve yeni halk kitaplar yazma ynndeki faaliyet-
lerinin karln bire bir siyasal iktidarlar katnda grmek
mmkn deildir. Hatta 13. yzyldaki aydn Seluklu hkm-
darlarnn Seyyid Battal destannn devam olan ve Danimend
ehirlerinde tespit edilmi olan Dnimendnme destann daha
edibne bir biime sokma (Kprl, 1986a:259) rneinde
grld gibi, iktidarlarn halk kitaplarn sekinletirmeye,
yksek snflara hitap edecek dzeye ykseltmeye ynelik giri-
imleri dahi olmutur. Yani, sufiler, klasik nitelikli ve st snf-
lara hitap eden eserleri popletirirken; siyasal iktidar temsil
edenlerin en azndan bir ksm, popler nitelikli eserleri klasik
nitelikli hale getirmeye, sekin eserler statsne sokmaya a-
lmlardr. Kprlnn vurgulad gibi (1986a :392) yksek
snfa mensup kiiler basit ve temiz lisanla yazlan bu tr eser-
lere estetik adan nem vermemilerdir. Bu eserlere temayl
gsteren asl snflar Kprlnn snflamasnda ehirliler
kategorisi ierisinde yer alan zanaat erbab, tccar ve kyl-
lerden
12
olumaktadr. Bu snflar Kprlye gre asl byk
kitleyi tekil etmektedir (Kprl, 1972:112-8) Bu byk
kitle, halk kitaplarnn basit ve doal anlatm nedeniyle bu
eserleri okumay ve zellikle okuryazarlardan dinlemeyi tercih
etmitir (Kprl, 1986a:392 v.d.). zellikle 16. yzylda ede-
bi mahfillerin olumasndan sonra, klalarda, kahvelerde ve
halk toplantlarnda sesli okunan halk kitaplar, toplumun geni
kesimleri tarafndan byk bir dikkatle dinlenmitir (Kprl,
1986a:397). Yukarda belirtildii gibi bandan beri var olan bu

12
Kprl, Osmanl Ortaa toplum katmanlarn gebeler, kyl-
ler ve ehirliler olmak zere e ayrr. ehirliler snfn ise kendi
iinde tccar, zanaat erbab ve brokrasi olmak zere grup
altnda inceler (Kprl, 1972:92 v.d.).

48
geni temayl, sufilerin yksek snf ile halk arasndaki iletiimi
kuran bir ileve sahip olmalaryla sonulanan popler faaliyetler
retmelerinde etkili olmutur.
16. Yzylda Edebi Kamu
Habermasn 17. yzyln sonundan balayarak 18. yzyl
boyunca burjuva kamusal alannda (okuma salonlarnda, kahve-
hanelerde, kulplerde, ksaca kamusal olarak girilip klabilir
hale gelmi olan kltrel teekkllerde) doduu ve siyasal
kamuyu nceleyen bir kavram olarak ortaya koyduu edebi
kamu (Habermas, 2005:96) Osmanl mparatorluunda orta
snf ve yksek snflarn sosyalleebilecekleri yeni alanlarn da
etkisiyle 16. yzyldan itibaren ortaya kmtr. Kprlnn
henz 1926da ortaya koyduu veriler, 16. yzylda stanbul
gibi nemli kltr merkezlerinde deiik snflardan pek ok
kimsenin eitli meknlarda bir araya gelerek edebiyat sohbetle-
ri yapabildiklerini gstermektedir. Sohbet meknlar, saraylar-
dan tekkelere, meyhanelere ve zengin konaklarna kadar geni
bir kategoriye uzanmaktayd. stanbulda [h]kmdarn, vezir-
lerin ve byk hkmet ricalinin saraylar, airlerin buluma
yeri idi. Yine kk ticaretle uraan airlerin dkknlar, Ga-
latann mehur meyhaneleri, baz tekkeler, baheler, nfuzlu
insanlarn ve zengin airlerin konaklar ve evleri airlerin top-
lant yerleriydi. (Kprl, 1986a:381). Bu yzyln Trk ileti-
im ve sosyal tarihinde nemli ilevlere sahip olan yeni mekn
kahvehane idi. Kahvehaneler, normal koullarda bir arada bu-
lunmalar dnlmeyecek kesimlerin bulumalarna olanak
vermekteydi:
Kahvenin yaylmasndan ve kahvehanelerin oalmasndan
sonra, Tahtakalenin mehur kahvehaneleri de edebi mahfiller
halini almt. Memleketin her tarafndan gelen airler, bura-

49
larda buluuyorlard; bunlar arasnda ilmiye mesleine
mensub olanlar, devlet memurlar, tmar sahibleri, gemi kap-
tanlar, zenginler, kk ticaretle uraanlar, isizler, serseri
derviler, sanat erbab, hlasa her trl itimai snfa mensub
insanlar vard. (Kprl, 1986a:381).
Bu yzylda bir taraftan Trk klasisizmi oluurken, dier
yandan halk arasnda okunan eserler oalm ve saraylardan
halk kahvelerine, yenieri klalarna kadar kssahan-
meddahlar, karagzcler ve sazairleri byk rabet grmtr
(Kprl, 1986a:397). Bu tr rnlere talep o kadar fazladr ki,
Kanuni Sultan Sleyman, Arap ve ran edebiyatna ait baz eser-
leri kahvehanelerde okunmas iin tercme ettirmitir (Kprl,
1986a:398). Evliya elebi, Bursa, Erzurum ve Malatya gibi
ehirlerdeki kahvehaneleri birer edebiyat yuvalar gibi anlatm,
rnein Bursa kahvehaneleri hakknda mekteb-i irfan ibaresi-
ni kullanmtr (aktaran Kprl, 1986d:382).
16. Yzyl ve Sonrasnn Popler Kltr rnleri: k
Tarz Ve Meddah Hikyeleri
Kprl her ne kadar 16. yzylda belli kentlerde ve o kent-
lerin kahvehane gibi kamusal meknlarnda karagz, meddah ve
saz airleri gsterimlerinin olduka yaygnlatn belirtse de,
bunlardan saz airlerini (k tarz) ve meddah performanslarn
daha ayrntl inceler. Halil nalcka gre Kprl, daha
1914te saz airleri ile ilgili on bir makale yazmtr (aktaran
Berktay, 1983:44). Kprlnn meddahlar ile ilgili almas
ise ilk defa 1925te baslmtr. Buna karn, yazar, bu popler
gsterimlerin icra edildii meknlara dair yeterli inceleme ya-
pamamtr. Her ne kadar Kprl, meddahlar almasna d-
t bir dipnotta,popler kltrn retildii ve yaygnlatrl-
d bir mekn olarak- Trkiyede kahve ve kahvehaneler hak-

50
knda yaknda kk bir tedkik-nme neretmek midindeyiz.
(1986c:230, dipnot) dese de bu isteini gerekletirememitir.
Buna karn Kprl, kahvehane yaamnn gelimesini saz
airlerinin, karagzclerin ve meddahlarn oalmasyla iliki-
lendirerek (1986d:400), yzeysel de olsa, popler kltr mekn-
larnn ortaya knn ve gelimesinin buralarda retilen ve yay-
lan popler kltre dorudan etkisi olduunu ortaya koymutur.
Kprlnn saz airleriyle ilgili almalarna gre k
tarz, yksek kltr, halk kltr ve tekke-tarikat kltr ol-
mak zere kltrn sentezidir. zellikle 16. yzyldan bala-
yarak, ozanlk geleneinin yerini alan bu tarz, aada belirtile-
cei gibi kentlilik, gerilim, hegemonya, uymazclk, mphem-
lik, denetim, eliki gibi popler kltr niteleyen btn sfatla-
r iinde barndrmaktadr.
Fuat Kprlnn k tarz ve meddah almalarnn pop-
ler kltr kavramyla ilintilerini anlayabilmek iin popler kl-
trn belli bal zelliklerini ksaca ele almak gerekir.
Popler kltrn en nemli zelliklerinden birisi alt ve st
kltr elerini tamasdr. Popler kltr sekin elerini
de, folk elerini de kullanmaktadr (Batmaz, 2006:20). Bu
kltrel olgu, birok aratrmacnn benimsedii gibi, folk kl-
tr ile sekin kltrn yapay bir bileimi olma zelliini ta-
maktadr (Batmaz, 2006:88). Ahmet Oktay da (1997) popler
kltr, Batmaz gibi, folk kltr ile st kltr arasnda bir
ara kltr olarak grmektedir. Mukerji ve Schudson (1991den
aktaran Mutlu, 2005:313) popler kltr, kkleri yerel gele-
neklerde bulunan halk inanlarn, pratiklerini ve nesneleri,
keza siyasal ve ticari merkezlerde retilen kitlesel inanlar,
pratikleri ve nesneleri ieren, ieriinde poplerletirilmi

51
sekin kltrel biimlerin yan sra mze gelenei dzeyine
ykseltilmi biimlerin de bulunduu kltr olarak tanmla-
maktadrlar. Erol Mutluya gre (2005:313-314) bu tespit, se-
kin ve yksek sanatla halk arasndaki etkileimin varln vur-
gulamas asndan nemlidir.
Popler kltrn bir baka zellii kente ait olmasdr
(Bigsby:1999:74; Bagz, 2005:60; Oskay, 1983:165-166).
Popler kltr kent iindeki yaygn ve birbirlerini tanmayan
katmanlarn gndelik kltrdr (Batmaz, 2006:20), kent olan
yerleim yerinin kltrdr (19):
Tarihsel olarak, popler olgusu, kentleme olgusu ile e an-
lamldr. Hangi dnemde kent varsa, o dnemde de, yaygn
kltr olarak folk geleneinin dnda bir popler kltr do-
mutur. (...) Popler kltr diye bir ayrm yaplacaksa, bunun
kentlerin tarihiyle kout olarak, kitle ve folk kltrnden ayr
bir biimde ele alnarak yaplmas gereklidir. Bylece, olgu-
nun hem tarihsellii vurgulanm olacak, hem de bir yn
kltr biimlenmeleri arasndan ayrt edilmesi kolaylaacak-
tr. (Batmaz, 2006:89).
Popler kltr konusundaki en yaygn yaklamlardan biri-
sini, terimi hegemonik ilikiler erevesinde inceleyen kltr
yorumu oluturmaktadr. Gramscinin ban ektii bu yakla-
ma gre kendi iinde katksz egemen kesim ile baml kesim
kltrnden sz etmek mmkn deildir. Egemen kesim, ikti-
darn pekitirmek iin baml kesimin kltrn tmyle yok
etmek yerine, kendisine eklemler ve ona eklemlenir. Kart
kltr deerleri, yalnzca egemen kltr mcadelesi balamnda
oluup yaplanabilir. Mcadelede, eklemlenme, uzlama nokta-
lar aranabilir. Bylece mcadele bu eklemlenme alan ierisin-
de ve hegemonik bir iliki ortamnda srdrlr. Sonuta ortaya

52
kan kltr ne tamamen baml kesimin otantik kltrne
benzer, ne de egemenlerin kltrne (Bennett, 1999:70-1; Gn-
gr, 1999:13). Popler kltr egemenlik ve mcadele alandr.
Bu alanda hem gnll katlm, hem de mcadele birlikte
yer almaktadr (Erdoan ve Alemdar, 2005:39).
Popler kltrn kentsellik, sekin ve halk kltr arasnda
konumlanmlk, mcadele ve ideolojinin retimi ve yeniden
retimi dorultusunda kullanlmas gibi gerilim ykl ve zaman
zaman elikili bu zellikleri Fuat Kprlnn almalar
erevesinde ele alndnda 13. yzyla kadar geriye giden
nemli bulgularla karlalmaktadr. Kprlye gre
hereyden nce kltr bakmndan en ehemmiyetle olan ehirli
unsurdur. (1972:102). ehir hayatnn gelimesi ise ticaret ve
sanayi alanndaki gelimelere baldr (1972:112). Bu adan
bakldnda Anadoludaki ehir hayat 13. asrda kuvvetlen-
mitir (1972:107). ehir hayat, ehir ierisindeki tm toplumsal
katmanlar ve farkl dinlerden olan insanlar birbirlerine yakla-
trmaya etki yapmtr (1972:110). Anadolu ehirlerindeki halk
zengin ihtiama, elenceye dkndr. (1972:112). Saray
yaam ise tmden muhteem ve gsterilidir. (1972:113).
Btn toplumsal kesimlerin elence ihtiyalarna yant verenler
arasnda yer alan algclar ve hanendeler (kadn arkclar)
devlet hazinesinden yardm alanlar arasnda yer almaktadr
(1972:114).
16. yzyl ise kilit neme sahiptir. Bu yzylda bir taraftan
Trklerin slamiyeti kabulnden sonra giderek derinlemeye
balayan kltr ayrmlar daha belirgin hale gelirken, dier ta-
raftan kentte sekin ve halk kltr elerinden beslenen yeni
bir kltr ortaya kmaya balamtr. Bu yzylda ortaya kan
kahvehane gibi kamusal meknlar Foucaultnun heteropya

53
(1986) adn verdii ok eitli kesimlerin bir araya gelip ortak
kltr retimi faaliyetlerine sahne olmutur. Heteropya kav-
ram birbiriyle elikili pek ok pratiin yan yana bulunmasn,
normal koullarda bir arada bulunmalar asla dnlmeyecek
kesimlerin ayn mekn paylamalarn ifade etmektedir.
Foucaultnun heteropya meknlar listesinde, hamamlar, m-
zeler, kiliseler, hapishaneler, otel odalar bulunmaktadr
(1986:22-7). Bu meknlara kahvehaneler de eklenebilir. Alt ve
st snflarn zaman zaman bulutuu, toplumsal kesimler ara-
sndaki bariyerlerin geiken hale geldii kahvehane gibi bir
meknda retilen kltrel pratikler melez olarak nitelenebile-
cek ok eitli unsurlar iermektedir. Bu pratikler, tekke ve
tarikat kltrnden (rnein Karagzn perdeye tasavvufi sz-
lerle girii, Bektai tekkelerinin k tarz zerindeki olaanst
etkileri gibi), halk kltrnden (k tarzndaki iirlerin halk
edebiyatnn tm zelliklerini tamas gibi) ve sekin kltrn-
den (k tarznda, meddah hikayelerinde ve Karagzn dilinde
zaman zaman Arap-Acem edebiyatnn adal dilinin de yer
almas gibi) izler tamaktadr (Kprl, 1986b:165-193; 195-
238; 360-412).
Kprlye gre k tarz, genel olarak 16. yzylda Os-
manlda ehirlerde olumutur. Sonraki merhale, bu tarzn e-
hirlerden ve kasabalardan evreye yani kylere yaylmasdr
(Kprl, 1990:163). Dolaysyla k tarz, birounun varsay-
d gibi bir halk sanat deildir. (Kprl, 1990:163, vurgu
bana ait). Kltr noktasndan bakldnda Kprlnn bu ifa-
desinin tad anlam aktr: k tarz, halk kltrnden fark-
ldr. Kprl, bu noktay kesin olarak vurgular: Folklorun ince-
leme sahasna giren halk edebiyat ile k edebiyat rnleri
birbirlerinden ayrdr (Kprl, 1990:163).

54
k tarznn folk kltr olmamas, onun sadece kentte re-
tilmesiyle ilgili deildir: k tarz hem kentte retilmekte, hem
de dar bir zmreye deil ok geni kesimlere hitap etmektedir.
Halkbilimci lhan Bagzn vurgusu izlenirse bu nokta daha
iyi anlalabilir. Bagze gre bir kltrn popler olmasnn
ltlerinden birisi olan kentlilik zellii, kentte retilen her
rnn popler kltr olarak deerlendirilebilecei anlamna
gelmez. Bagz, kentte retilmesine karn sadece belli bir gru-
ba zg olan, rnein tat yazlar gibi rnleri, popler kl-
tr, halk kltr, kitle kltr ve yksek kltr rnleri katego-
risine sokmaz. Kentte yaratlmasna karn sadece ofr bir
aznln kltr olmas (Bagz, 2005:61) tat yazlarnn
popler kltr rn olarak deerlendirilmesine engeldir. Sade-
ce belli bir gruba hitap eden, bu grubun dndakilerin yarar-
lanmad bir rn popler kltr olarak deerlendirmek
mmkn deildir. Tat yazlar rneinden gidilirse, bu rnler
kltr endstrisi tarafndan retilip datlmad iin kitle klt-
r, krda retilmedii iin halk kltr olarak deerlendirilemez.
Bagzn yorumu, tat yazlarnn ancak tat folkloru veya
ofrn folkloru olarak nitelenebileceidir (Bagz, 2005:63).
k tarz ise kentte retilmi ve daha sonra kra yaylm
bir kltr olduu iin halk kltr rn olarak
deerlendirilemez. Ancak kentte retilmesine karn, Kpr-
lnn de belirttii gibi snrl bir zmre edebiyat deil, dei-
ik zmreler arasnda ortak bir edebiyat grnmndeydi
(Kprl, 1990:174). k tarz, yalnzca toplumsal bir snfa
veya bir dini gruba ait zel bir zmre edebiyat deildi. Bu
tarz, hayat ve geim artlar birbirinden farkl deiik evrelere,
gruplara, deiik tarikat ve meslek yelerine, fikir ve zevk sevi-

55
yeleri birbirinden ok farkl insanlara hitap eden, muhtelif
zmreler arasnda mterek bir rnd (Kprl, 1990:75).
Kprlnn analizi, k tarznn popler kltrn tan-
mndaki pek ok unsuru ierdiini gsterir: ehrin rndr,
tketici kitleleri her snftan kimseleri ierir, tketildii yerler
sradan insann kulland kahvehaneler olabildii gibi, ayn
zamanda rnein byklerin ve zenginlerin saray ve konaklar
da olabilir. Bu rn, mzikal ve edebi pek ok unsurun bilei-
minden oluur (Kprl, 1990:164). Dolaysyla k tarz, tpk
pek ok mzik formunun iie getii, gftenin mphemlii ve
gerilimi barndrd arabesk gibi, aslnda melez bir rndr.
Buna karn, ortaya kan rn artk kendisine ait zelliklere sa-
hiptir, melez olmas srecinde yararland kltrlerden farkldr.
Kprlye gre, k tarznda, eski halk edebiyat, tekke
edebiyat ve klasik edebiyat unsurlar i ie gemitir (Kprl,
1990:164-174). rnein 13 ve 16. yzyllar arasndaki tasavvuf
tarikatlarndaki popler ierikli Trk edebiyat k tarzna
gemitir (Kprl, 1990:166). 16. yzyldan itibaren ozan
sfatnn yerine geen ve sazairleri iin kullanlan k szc-
bile tekke edebiyatnn tesiri altnda olumutur. Bu tarzda
yetien sazairleri, ozan sfatn kabul etmemilerdir (Kprl,
1990:169).
klar mutlaka bir tarikata ye olmulardr (Kprl,
1990:169). Her tarikat mensubu kendi mesleklerinin propagan-
dasn mmkn olduu kadar geni lde yaymak iin imkn
derecesinde sade bir dille ve halk edebiyat geleneklerine uy-
gun eserler yazmlardr. Her tarikatn bu ekilde yarattklar
rnler, tarikatlarn kendileri iin birer propaganda vastas
olmutur. Buna karn ister ortodoks, ister heterodoks olsun

56
btn tarikatlar bir takm ortak geleneklere ve anlaylara sahip
kmlardr. Bu ortak gelenek ve anlaylar ise ehirlerden ky-
lere ve airetlere kadar memleketin btn evrelerinde her
trl tasavvuf propagandalarn kolaylkla karlayacak psikolo-
jik bir vaziyet yaratmtr. Btn bu millerin tesiri altnda
tekke edebiyatnn popler mahsulleri muhtelif halk tabaka-
lar arasnda yaylmtr (Kprl, 1990:168).
k tarz hibir zaman yneticilerin kltrnden, hatta
dorudan yneticilerin denetiminden tam anlamyla azade ol-
mamtr. ehir ve kasabalardaki bu klar Hkmetin kontro-
l altnda dzenli bir rgte sahiptiler (Kprl, 1990:158).
klar Bektai tekkeleri yan sra byklerin ve zenginlerin
konaklarnda misafir olurlard (Kprl, 1990:158-159). Yk-
sek snfn tkettii klasik edebiyat unsurlar daha 13. ve
14.yzyllardan balayarak Arap ve ran etkili eserler popler
niteliiyle halka da hitap etmeye balamtr. Klasik rnlerdeki
hkim ideoloji, k tarzn etkilemitir (Kprl, 1990:173).
Kprl, klar almasnda halkn ve aydnlarn klara
kar dnceleri yannda, klarn da kendi haklarndaki fikir-
lerini ele almtr. Buna gre, klar yksek snfa zg iirler
yazan kalem airleri ve halk toplantlarnda doalama iirler
oluturan ve bunlar sazlar ile alp syleyen meydan airleri
olmak zere ikiye ayrlmaktadr (Kprl, 1990:154). Meydan
airleri, doalama iir okumalar, saz alabilmeleri ve btn bu
etkinlikleri kendilerine hayran olan kalabalk dinleyici toplu-
luklarnn olduu kahvehane, bozahane, mesire, panayr gibi
yerlerde yapabilmeleri dolaysyla kendilerini klasik airlerden
stn grmektedirler (Kprl, 1990:156). Buna karn, zellik-
le 17. yzyldan balayarak, meydan airlerinin byk ehirler-
de yetimi klasik airlere benzemeye almalar ve yksek

57
snfa zg eserleri de renmeye balamalar sebebiyle iki grup
arasndaki ayrm azalmtr (Kprl, 1990:156). Bu yzyldan
itibaren aslnda yabancs olmadklar ve yapmacklkla kark
bir hayranlk besledikleri klasik iir, ehir ve kasabalardaki
klar zerindeki etkisini bsbtn artrmtr (Kprl,
1990:159). klar, bir renim grmemekle birlikte ehir ha-
yatnn kltr havas iinde, yeteneklerine, klasik iire, musiki-
ye, tasavvuf felsefesine, slam tarihine, evliya menkbelerine,
ran ve Trk edebiyatnda ok kullanlan mitolojik motiflere ait
birok bilgi edinmilerdir (Kprl, 1990:159).
klar, ehirlerden zaman zaman dier yerleim yerlerine,
kylere giderlerdi (Kprl, 1990:158-159). Ky ve airet ev-
relerindeki klar halk kltrn daha fazla temsil etmekteydi-
ler. Bu klar klasik iirin etkisinden uzak kalmlardr. Ancak
Kprl yine de farkn fazla abartlmamasn, kylerdeki airler
ile ehir ve kasabalardaki airleri birbirine yaklatran baz ortak
noktalar olduunu vurgular. Hereyden nce ky, hibir zaman
ehir ve kasabalardan tamamen ayr bir yaama sahip deildir.
Airetler de yaylak ve klak blgelerde bulunan ehirlerin
tesirinden uzak kalamazlar. Ekonomik zorunluluklardan kay-
naklanan bu ilikiler zaman iinde madd ve mnevi kltr
zerinde etki yapar. Yine, kyde yetien air, ehirlerdeki k-
lar kendisine rnek almaktan geri kalmaz. Bu, tm uluslarn
edebiyat tarihleri iin geerlidir (Kprl, 1990:160). ehirli ve
kyl klarn karlkl seyahatleri, onlarn etkileimlerini
kolaylatrmtr (Kprl, 1990:161). Yine, Bektailik gibi
heterodoks tarikatlardaki kltr, her evrede ayn olduu iin,
buralarda yetien klar ayn kltr ikliminden beslenirler
(Kprl, 1990:161). Btn bu nedenlerle ky ve ehirlerdeki

58
saz airleri arasndaki ayrmlar derinlememitir (Kprl,
1990:161).
k tarz, halk kltr ile yksek kltr arasnda bir tr ara
kategoriyi iaret etmektedir. Asl geliimini byk ehir ve
kasabalarn kk burjuvazi denilen orta snf arasnda gster-
mekle beraber, kylere ve airetler arasna kadar yaylan k
tarzn esas olarak halk edebiyat ve yksek snfa zg kla-
sik edebiyat arasnda bir yere konumlandrmak gerekmektedir
(Kprl, 1990:175). Yneticilerin kltr k tarzn etkile-
mitir. k tarznn etkilendii dier kaynaklar krn kltr,
yani halk kltr ile tekke kltrdr. Bylece ortaya, halk
kltr, tekke kltr ve klasik kltrn karmasndan oluan,
ancak onlardan farkl yeni bir rn ortaya kmtr. k tarz,
bu nedenle 16. yzyldan balayarak Cumhuriyetin ilk yllarnda
hatta 1960larda bile varln devam ettiren bir popler kltr-
dr. Yani Meral zbekin arabeskle birlikte Trkiyede ilk po-
pler kltrn grldn ileri srd 1960larda, 16. yz-
ylda doan k tarz gibi bir popler kltr rn gelimesini
tamamlam ve artk yaamnn sonlarna yaklamt.
Tpk k tarz gibi, meddah performanslar da ehir klt-
rdr. 14. yzylda halk kitaplarn sesli okuyan ve meddahlar
nceleyen kiilere kssahan denilmitir. Bunlar sadece halka
kitap okumakla megul olmamlar, ayn zamanda tpk ozanlar
gibi sarayda gsterim icra etmilerdir. Kssahanlar 15. yzylda
meddah ismini alm ve zellikle 17. yzyldan itibaren bu ta-
birle anlmlardr. 17. yzylda gzidelere mahsus sanatl bir
klsik edebiyat ortaya ktktan sonra, halka it olan her ey
gibi, meddah-kssahanlk da hor grlmeye, ayplanmaya ve
airler arasnda bu tarz eyler yazanlarla elenilmeye balan-
mtr (Kprl, 1986d:373-4).

59
15. yzyldan balayarak, her tarafta grlmeye balayan ve
byk ehir ve kasabalarda halk hikyeciliini temsil eden med-
dah-kssahanlar klasik bir renim hayatndan gememilerdir.
Aldklar eitim azdr. Ancak zellikle saraylarda grev alanla-
rn eitim dzeyleri daha yksektir (Kprl, 1986bd:374).
16. yzyln sonlarna doru kahvehanelerin oalmasyla
birlikte meddahlar, gsterim sanatlar sfatlaryla bu meknla-
rn deimez mdavimleri arasna girmilerdir (Kprl,
1986:379-80). Kahvehanelerle birlikte meddahlar, sadece saray-
larda deil, halkn her snf arasnda byk bir rabete ka-
vumulardr (Kprl, 1986d:383). Evliya elebinin Bursa,
Erzurum ve Malatyadaki kahvehanelerle ilgili anlatmlar
heteropyann kahvehanelerin ayrlmaz bir olgusu olduunu
gsterir. rnein Erzurumdaki bir kahvehanenin bir kesinde
sohbetler olurken, dier kelerinde klar saz alarlar, med-
dahlar hikayeler anlatrlar, mdavimler ise anlatlan hikayeleri
ve alnan saz dinlerler (Kprl, 1986d:382).
Meddahlarn anlatt hikyelerin konularna bakldnda,
tutucu unsurlarla, gndelik hayatn sekler ynlerinin iie ge-
tii grlr. Kara ve deniz savalarna, kadn fitnelerine, cad-
lara, cinlere, tlsmlara dair kk hikyeler anlatlmtr (Kp-
rl, 1986:399). Cin, tlsm, cad gibi irrasyonel elerin yan
sra, sava ve fitne gibi daha gereki elerin bir arada bulun-
mas, popler kltrn zelliklerinden olan tutucu unsurlarla,
gndelik hayata ait daha realist unsurlarn i ie getii rnekle-
rin, meddah hikyelerinde de bulunduunu gstermesi asn-
dan nemlidir. Yine hikyelerde Arap ve Acem kaynaklarndan
alnm hikyeler (sekin kltr) yannda, Anadolu ve Rumeli
hayatnn halk hayatn btn samimiyeti, btn kostmleri ve
dekorlar ile yaatan hikyeler anlatlmtr (Kprl,

60
1986d:390). Meyhane ve gezinti alemleri, baskn sahneleri,
kervan hayat, gemi yolculuu (Kprl, 1986d:390), zetle
hikyenin anlatld dnemin her kesi bu hikyelerde canl
bir surette gzkmekteydi (Kprl, 1986d:391). Meddah
hikyelerinde gnlk olaylar, realist bir tarzda dramatize edil-
mekteydi (Kprl, 1986d:368, dipnot).
Meddahln iktidarn kodlarn krdnn bir gstergesi
mstehcenliidir (Kprl, 1986d:368, dipnot). Mstehcenlik,
meddahln hkim ideolojiyle rtmeyen ynleri olduunun
bir kantdr ayn zamanda. zdemir Nutku, zgn basm
1977de yaplan Meddahlk ve Meddah Hikayeleri (1997) adl
almasnda mstehcenliin meddah hikyelerinde hangi bo-
yutta yer alabildiine ilikin rnekler vermitir. Hatta siyasal
iktidarlar zaman zaman mstehcen ierikli meddah gsterimle-
rini gereke gstererek bunlar yasaklamtr.
Kprl, meddahln realist bir dramatizasyon olmas, gn-
lk gereklerin meddahn ve izleyicinin karlkl etkileimleriy-
le icra edilmesi gibi pek ok zelliini Nutkudan ok nceleri,
1925te ortaya koymutur. Kprlnn ayrntlarn ortaya
koymad meddahln siyasal eletiri barndran zellii, daha
sonralar Pertev Naili Boratav, lhan Bagz ve Metin And gibi
halkbilimcilerin eserlerinde ve ilerinde sosyoloji, tarih ve ileti-
im gibi disiplinlerden gelen aratrmaclarn son yllarda ret-
tikleri almalarda yeterince aydnlatlmtr. retilen bu a-
lmalarda ortaya konulduu zere, meddahln siyaseti ve
cinsellii barndran eletirel zellii, siyasal iktidarn meddah
gsterimlerini saraya alarak kendi bnyesine katma, halk ara-
sndaki meddah gsterimlerini zaman zaman askya alma, gs-
terimde bulunanlar cezalandrma gibi stratejileriyle etkisiz
klnmaya allmtr. Siyasal iktidar, meddahln kendi ta-

61
hamml snrlarn ve hkim kodlarn andrmaya baladn
sezdiinde onu yasaklamaktan ekinmemitir. Bunun anlam,
tpk k tarz gibi meddah gsterimlerinin de iktidarn tama-
men uzanda, onun kltrel ve siyasal kodlarnn tamamen
dnda kalmaddr.
Kaybolmakta Olan Bir Kltr Diriltmek Mmkn
mdr?
Kprlye gre saz airleri gelenei 19. yzyl sonlarndan
itibaren Osmanl mparatorluu iindeki toplumsal, ekonomik
ve siyasal gelimeler nedeniyle yava yava kaybolmaya bala-
mtr. Saz airlerinin 19. yzyl sonlarndan balayarak etki ve
nemlerini kaybetmeleri, bu tarihten itibaren Bat emperyaliz-
minin siys ve iktisd tazyiki altnda madd ve mnev mes-
seseleri bozulmaya balayan ve yeni bir hayat ekli arayan
Osmanl toplumuna ayak uyduramamalaryla ilgilidir. Ortaa
gelenekleriyle yaayan saz airlerinin artk bu koullarda varlk-
larn srdrebilmeleri mmkn deildir. Bu zmrenin durumu,
II. Merutiyet ve zellikle Cumhuriyet rejiminden sonra pek
ok neden dolaysyla giderek sarslmtr. Bu dnemlerde ger-
ekletirilen madd ve mnevi alandaki devrimler, bu zmre-
yi yaatan toplumsal artlar temelinden sarsmtr. Yine, Tan-
zimattan beri merkezden evreye doru genileyen yeni ideolo-
jiler, okul ve gazete ve zellikle son yllarda sinema ve radyo
gibi aralar eskiye ait olan yaam grn giderek deitirme-
ye balamtr. Bunlarn yan sra, lke iindeki ulam yollar-
nn ve aralarnn giderek gelimesi ve baz merkezlerde devlet
kapitalizmine dayanan byk sanayileme faaliyetinin glen-
mesi, medrese ve tekke gibi Ortaa kurumlarnn kaldrlmas
ve halk terbiyesine gittike daha nem verilmesi, Trkiyenin
her yerinde yeni bir hayat grnn ve yeni toplumsal dzenin

62
kurulmak zere olduunu kesin bir ekilde gstermektedir
(Kprl, 1990:151). Bylece toplumsal bnyedeki bu derin
deimeler karsnda Ortaa Osmanl esnaf tekilat kadrosu
iinde zel bir snf tekil eden ve kendisine zg ideolojik
ve edeb gelenekleri saklayan klar zmresi artk yava
yava ortadan kalkmaya balamtr (Kprl, 1990:151).
Ancak toplumsal deimenin yansmalar btn yerleim a-
lanlarnda ayn derecede hissedilmemitir. Byk yerleim yer-
lerinden uzak yerlerdeki toplumsal ve iktisadi koullar fazla
deimedii iin saz airleri buralardaki mevcudiyetlerini halen
(1962) devam ettirmektedirler:
klar, ancak, memleketin daha ierilerinde, henz Ortaa
hayat artlarn saklayan kk merkezlerde, lm bir mzi-
nin kalntlar halinde yaamak idiler. Medrese ve tekkenin
devam ettirdii slm kltr XIX. Asrdan kalan klarn
yaatmaa alt edeb anane bu zmrenin bsbtn orta-
dan kalkmasna mani oluyordu. Lkin Cumhuriyet devrinin
byk inklplarndan sonra, bu yeni hayat artlar iinde, Or-
taa ydigr olan zmrenin ve k tarz dediimiz belli
kaidelere ve mefhumlara balanm, kendi nevi iinde deta
klasik bir mhiyet alm- iir nevinin o ekilde devamna ar-
tk imkn kalmamtr. Esasen her sanat eklinin, madd ve
mnevi muayyen itim miller tesiriyle vcde geldiini ve
hayatnn, o artlarn devamna bal olduunu dnrsek,
bunu daha iyi anlarz; benzer artlar altnda ayn hdiseye
baka edebiyatlarda da tesdf edildiini syleyebiliriz. (Kp-
rl, 1990:151-152).
Tanzimattan sonraki toplumsal ve ekonomik deimeler ile
birlikte Kprlnn deyimiyle soysuzlamaa balayan bir
rndr k tarz (Kprl, 1990:176). 1960lerden sonra bir
popler kltr rn olan arabeske ynelik deerlendirmelerde

63
sk sk ifade edilen yoz nitelemesinin k tarznn belli bir
tarihten sonraki biimini gstermek zere de olsa, Kprl tara-
fndan daha nce yaplmas ilgintir.
Toplumsal ve ekonomik deiikliklerin olduu bir srete
eski zelliklerini kaybeden bir rn canlandrma abalarnn
bir sonu vermedii, k tarznda Abdlaziz zamanndaki giri-
imlerin etkisizliinden anlalmaktadr. Deien toplumsal ve
ekonomik zorunluluklar, Kprlnn deyimiyle lme mah-
kum olan eski ideolojinin ve onun yaratt eski sanat ekilleri-
nin dirilmesine olanak vermez (Kprl, 1976:176). Sonuta
byk merkezlerde k kahvehanelerinin yerini tutmaya bala-
yan semai kahvehaneleri, esasen bozulmu, soysuzlam ve
eski mterek mhiyetini kaybederek, dar bir zmre edebiyat
karakterini almaa yz tutmu olan k tarznn mukadder
kbetine engel olamazd (Kprl, 1990:176). Nihayet k
tarznn buuk asr sren mr, Osmanl mparatorluunun
dier kurumlar gibi bitti (Kprl, 1990:176).
Kprlnn bu deerlendirmesinde noktann alt izile-
bilir. Birincisi, bir kltr rnnn ancak o rnn varln
srdrmesine olanak veren koullar ortadan kalktnda izleri-
nin kaybolabileceidir. Bu srete, izleri kaybolan kltr var
eden toplumsal ve ekonomik deiiklerin olduu kadar, stya-
psal devrimlerin de pay vardr. Kltr, altyapsal ve styapsal
deiikliklerin bileenleri sonucunda deiim geirmekte veya
k tarznda olduu gibi ortadan kalkabilmektedir.
Kprlnn aklamalarnda alt izilebilecek ikinci nokta
eski yapy yanstan rnleri tekrar canlandrmann bouna ola-
ca, hibir sonu vermeyeceidir. Kaybolmakta olan veya kay-
bolan kltr tekrar canlandrmaya dair giriimlerin etkisizlii-

64
ne dair Trkiyenin yakn tarihindeki rnekler Kprly hakl
karmaktadr. Cumhuriyetin ilk yllarnda siyasal ve ideolojik
nedenlerle karagzn ve ortaoyununun diriltilmesi abalarnn
baarszl Kprlnn saptamalarnn yerinde olduunu
gsteren rnekler arasnda saylabilir.
Vurgulanabilecek nc nokta, k tarznn popler bir
kltr olmaktan dar bir zmrenin rn olmaya ynelik bir
sre izlemesidir. nce ehirlerde ve kasabalarda retilen, sonra
kylere kadar yaylan ve en sonunda tekrar ehirlerde dar bir
zmre rn haline gelme srecidir bu. Srecin son halkasnda
k tarzn artk bir popler kltr rn deil k folkloru
ad altnda folklorik bir rn olarak nitelemek daha yerindedir.
Tpk tat yazlarnn sadece ofrlere ait bir rn olmas gibi,
k tarz rnleri de geni kesimlere hitap etmekten ziyade, son
klarn kendilerine hitap eden, kendilerine zg rnler haline
gelecektir. k tarz, artk bir tarz olmaktan kacak, kendi
kendisini tekrarlayan, gemite kalan ilikileri yeniden reten
ve toplumsal deiikliklere gre evrime urayamayan bir rn
olacaktr. Olaanst toplumsal, iktisadi ve styapsal alandaki
gelimeler, artk bu tarzn kendisini yenileyebilmesinin ok
tesinde bir boyutta ve hzda olduu iin, k tarz bu kapsaml
ve hzl deiikliklere ayak uyduramayacaktr. k tarznn 16.
yzylla birlikte balayan, genileyen ve sonra daralan maceras,
20. yzyl balarna geldiinde nihai sona yaklaacaktr. Ka-
nlmaz son, k tarznn lmdr.
Ama k tarz ve meddah gsterimleri gibi rnler ortadan
kalksa bile, bunlar Osmanl toplumunun zevkleri(ni), heyecan-
lar(n), ihtiraslar(n), dnceleri(ni) tadklar iin, kltr
tarihi ve sosyoloji asndan tarihsel belge zelliklerine sahiptir-
ler (Kprl, 1990:178).

65
Sonu
Fuat Kprlnn kltre bak sekinci deildir. Kprl,
almalarnn genelinde, toplumsal, ekonomik, ksaca yaam
koullar birbirlerinden farkl toplumsal kesimlerin farkl estetik
zevklere sahip olmasnn doal olduunu belirtir. Kprlye
gre halk kltr, zellikle kyllerin estetik zevklerine hitap
ederken, popler olan k tarz, meddah hikyeleri, karagz
asl olarak orta ve dk snf kentlinin, zaman zaman da yk-
sek snfn estetik ihtiyalarna yant verir.
Klasik kltrel rnlere yani yksek snfn tkettii kltre
yksek snf dnda baka toplumsal kesimlerin eriebilmesi
ancak bu kltrn popler hale getirilmesiyle mmkndr. Po-
plerleme ise klasik rnlerle yetimi, ya da halk kltr ve
sekin kltrn ikisini de kendisinde birletirmi kimselerin
klasik rnleri geni halk kesimlerine yaymalar yoluyla olmak-
tadr. Bu abalar, tekke ve tarikatlar ile siyasal iktidar katnda
farkl nedenlerden kaynaklanabilir. Tekke ve tarikatlar kendi
kurumsal rgtlenmelerine ve daha geni balamda slam inan-
cna yanda salamak iin yksek kltr rnlerini halkn dze-
yine indirme (popletirme) yoluna gitmilerdir. Fuat Kpr-
lnn de vurguladna gre bunlar propaganda ynelimli
giriimler olarak nitelemek mmkndr. Burada ayrt edilmesi
gereken nokta, tekke ve tarikatlarn kendi ilerindeki ideolojik
blnmelerin poplerleme faaliyetlerine yansmasdr. rnein
siyasal iktidarn ideolojisine daha yakn duran ortodoks tekke ve
tarikatlardan farkl bir patika izleyen heterodoks tarikatlar, halk
kltrne yakn ve klasik kltrden daha az beslenen bir pop-
lerleme etkinlii iinde yer almlardr. Buna karn Mevlevilik
rneinde olduu gibi daha ortodoks olan tarikatlar, ran ve
Arap kltrne ait rnlerden daha fazla etkilenmiler, bu ne-

66
denle heterodoks tarikatlarda retilenlerde olduu kadar ok
popler eserler retmemiler, ya da klasik eserlerin hepsini
halkn dzeyine indirecek bir anlay gelitirmemilerdir. Kp-
rlnn de vurgulad gibi Mevlana bile halk dilindeki yazma
ara sra bavurmutur.
Kprlnn aklamalarndan k tarznn ve meddah per-
formanslarnn kentlerde oluan ve oralardan kylere yaylan
popler kltr olduklar sonucu ortaya kmaktadr. Bu kltr,
toplum ierisinde sadece belli snflarn deil, her kesimden
insann tkettii bir kltrdr.
Fuat Kprlnn tarihsel analizlerinden Osmanl-Trk top-
lumunda kltrel ayrmlarn sabit bir kategori olmad anlal-
maktadr. st ve alt snflar arasndaki kltr ayrmlarnn asl
balangc slamiyetin kabulyle birlikte ynetici snflarn
Arap-Acem kltrnden etkilenmeleriyle balamtr. Bu sre-
te iblmnn gelimesi kltrel blnmeyi artrmtr. Buna
karn kltr uurumlarnn en zirvede olduu dnemlerde dahi,
aradaki balantlar kuran meknizmalar hep varolmutur. Sra-
dan insann kltryle, egemen kesimin kltr arasnda tam-
pon ilevi gren bu balantlar, iki kltrn mutlak bamsz,
birbirinden kopuk iki ayr kategori halinde varlklarn srdr-
melerine engel olmutur.
Bu meknizmalar nelerdir? Kprlnn eserleri deerlen-
dirildiinde bunlar u ekilde snflandrmak mmkndr:
Yneticiler ile ynetilenler arasndaki ilikileri esneten en
nemli meknizmalarndan birisi her iki kesimin tkettii pop-
ler kltrdr. k tarz, meddahlk, karagzlk gibi halkn
estetik ihtiyalarn karlayan rnler, zaman zaman yneticiler
tarafndan kendi meknlarna da alnmtr. Dier yandan belirli

67
saray ahalisi dnda, brokrat kesimin bir ksm popler klt-
rn retildii ve yeniden retildii meknlara gitmiler, halk
arasna karmlar ve bylece popler kltrle karlamlar-
dr. Memurlar ve sekin ahalinin daha sradan insanlarla
heteropya meknlarnda bulumalar, popler kltrle karla-
malar, halk ile sekin snf arasndaki balant kuran bir baka
meknizma olarak popler kltr meknlarn ne karmakta-
dr. nc meknizma, ynetici tabakayla geni kesimler ara-
snda tampon ileve sahip tekke ve tarikatlardr. Tekke ve tari-
katlar, popler kltr toplum katmanlarna yayan halk klar
ve ozanlar gibi gruplarn bal olduklar kurumlardr. Dolaysy-
la bu gruplar ne kadar ortodoks veya heterodoks zelliklere
sahip olsa da, ayn kltrden (tekke ve tarikat kltrnden)
beslenmeleri dolaysyla sekinlere ve geni toplumsal kesimle-
re ayn veya benzer kltr iletmilerdir. Kltrn yayld
meknlar eitli ve farkl olsa da, o meknlarda kltr yayanlar
tekke ve tarikat kltrn alm kolektif bellein tayclardr.
Drdnc bir meknizma ise sufilerdir. Sufiler, yksek kltr,
halk kltrn ve tekke-tarikat kltrn bilmeleri dolaysyla
poplerleme faaliyetlerine katk yapmlardr. En nemli etkile-
ri, yksek kltrn halk kltr dzeyine indirilmesi abalarnda
yatar. Ahmet Hamdi Tanpnarn bir romannda karagzletir-
me olarak adlandrd bu indirme faaliyeti (Tanpnar,
2000:130) yksek kltrn rn olan eserlerin, halkn rabet
ettii halk kitaplar formatnda yeniden yazlmas gayretlerini
iermitir. Dil, anlatm, popler bir dzeye indirilmitir. Bu gr,
Sabri lgenerin almalarnda da benimsenmitir. lgenerin bu
balamda yapt atflarda Fuat Kprlnn almalarnn bu-
lunmas bu yorumu destekler niteliktedir (lgenerin bu konudaki
grleri iin bkz. ztrk, 2006b:98-101).

68
Kprl inceledii halk kltr ve popler kltr elerinin
bir dnemin tarihsel koullarnda ortaya km, bazlar yok
olmu, bazlar yok olmakta olan rnler olduunu, bunlar
diriltmenin bo bir aba olduunu savunmutur. Toplumsal,
ekonomik dinamiklerin deimesi, ulamn ve iletiimin etkile-
ri, nihayet st yapsal devrimler baz kr ve kent kltr rnle-
rini yok etmi ve etmektedir. Geliimin bu ynde olmas doal-
dr, yaplmas gereken sadece birer tarihsel belge veya mzelik
haline gelen bu rnlerin tamamen kaybolularnn nne ge-
mektir. Kprlye gre en azndan aratrma amal olarak bu
rnler derlenmeli, aratrmaclarn istifadesine sunulmaldr.

KAYNAKA

And, Metin (1963-64). A History of Theatre and Popular
Entertainment in Turkey, Forum Yaynlar, Ankara.
And, Metin (1964). Karagz Bir Siyasal Talamayd da, Fo-
rum, S. 214, s. 15-18.
And, Metin (1969). Geleneksel Trk Tiyatrosu, nklap, stanbul.
Bahtin, Mihail (2005). Rabelias ve Dnyas, ev. iek ztek,
Ayrnt, stanbul.
Bagz, lhan (1975). The Tale Singer and His Audience, in
Folklore: Performance and Communication, Dan Ben-
Amos ve Kenetth S. Goldstein (edt.), The Hauge, Mauton,
ss. 143-204.
Bagz, lhan (1986). Folklor Yazlar, Adam Yaynlar, stanbul.
Bagz, lhan (2005). mr Biter Yol Bitmez: Bir letiim Olay
Olarak Tat Yazlar, Trk(iye) Kltrleri iinde, Gnl
Pultar ve Tahire Erman (Der.), Tetragon, Ankara, s. 39-64.
Belge, Murat (1983). i Sanat zerine, Tarihten Gncelli-
e iinde, Alan Yaynclk, s. 129-133.

69
Belge, Murat (2003a). Sanayi Devrimi ve Popler Kltr,
Milliyet, Popler Kltr Eki, Eyll.
Belge, Murat (2003b). Artk Her ey Pop, Milliyet, Popler
Kltr Eki, Ekim.
Bennett, Tony (1999). Popler ve Popler Kltr Politikas,
ev. Takn Kzlok, Popler Kltr ve ktidar iinde, Der.
Nazife Gngr, Vadi, stanbul, s. 53-72.
Berktay, Halil (1983). Cumhuriyet deolojisi ve Fuat Kprl,
Kaynak, stanbul.
Bigsby, C.W.E (1999). Popler Kltr Politikalar, ev. Ser-
dar ztrk, Popler Kltr ve ktidar iinde, Der. Nazife
Gngr, Vadi, stanbul, s. 73-96.
Boratav, Pertev Naili (1931).. Krolu Destan, Evkaf Matbaa-
s, stanbul.
Boratav, Pertev Naili (1943). zahl Halk iiri Antolojisi, Maarif
Matbaas, Ankara.
Boratav, Pertev Naili (1969). 100 Soruda Trk Folkloru, C. 1.,
Gerek Yaynevi, stanbul.
Boratav, Pertev Naili (1982). Folklor ve Edebiyat, C.1, Adam
Yay., stanbul.
Burke, Peter (1996). Yenia Banda Avrupa Halk Kltr,
ev. Gktu Aksan, mge, Ankara.
Burke, Peter (1999). Popler Kltr Tarihine Dolayl Yakla-
mlar, Popler Kltr ve ktidar iinde, der. Nazife Gn-
gr, Vadi, stanbul, s. 201-220.
Duby ve Aries (2006). zel Hayatn Tarihi, C. 1 ve 2, ev.
Turhan Ilgaz, Yap Kredi, stanbul.
Elias, Norbert (2000). Uygarlk Sreci, C.1 ve 2, ev. Ender
Ateman, letiim, stanbul.
Erdoan, rfan ve Alemdar Korkmaz (2005) Popler Kltr ve
letiim, Gelitirilmi kinci Basm, Erk, Ankara.
Erdoan, Necmi (2000). Sal Toplantlar: Kltrel almalar
ve Popler Kltr, letiim (G.. letiim Fakltesi), S. 5,
2000, ss. 151-67.
Fiske, John (1999). Popler Kltr Anlamak, ev. Sleyman
rvan, Ark Yaynlar, Ankara.

70
Foucault, Michel (1986). Of Other Spaces, Diacritics, Spring: 22-7.
Gans, Herbert J. (2005). Popler Kltr ve Yksek Kltr, ev.
Emine Onaran ncirliolu, Yap Kredi, stanbul.
Geuss, Raymond (2007). Kamusal eyler, zel eyler, ev.
Glaye Koak, YKY, stanbul.
Habermas, Jurgen (2005). Kamusalln Yapsal Dnm,
ev. Tanl Bora, Mithat Sancar, Beinci Basm, letiim, s-
tanbul.
Headrick, Daniel R. (2002). Enformasyon a: Akl ve Devrim
anda Bilgi Teknolojileri 1700-1850, ev. Zlal Kl,
Kitap, stanbul.
Ik, Caner ve Erol, Nuran (2002). Arabeskin Anlam Dnyas:
Mslm Grses rnei, Balam, stanbul.
Jay, Martin (2005). Diyalektik mgelem, ev. nsal Oskay,
Belge Yaynlar, kinci Bask, stanbul.
Kafadar, Cemal (1995). Between Two Worlds, University of
California Press.
Kprl, M. Fuad (1972). Osmanl mparatorluunun Kurulu-
u, Atay Kltr Yaynlar, Ankara. [zgn Basm, 1931].
Kprl, M. Fuad (1986a). Trk Edebiyat Tarihi, tken, -
nc Basm, stanbul. [zgn Basm, 1926].
Kprl, M. Fuad (1986b). Sazirleri: Dn ve Bugn, Ede-
biyat Aratrmalar iinde, Trk Tarih Kurumu Basmevi,
kinci Basm, Ankara, s. 165-193. [zgn Basm, 1962].
Kprl, M. Fuad (1986c). Trk Edebiyatnda k Tar-
znn Mene ve Tekml, Edebiyat Aratrmalar iin-
de, Trk Tarih Kurumu Basmevi, kinci Basm, Ankara, s.
195-238. [zgn Basm, 1915].
Kprl, M. Fuad (1986). Trk Edebiyat Tarihinde Usl,
Edebiyat Aratrmalar iinde, Trk Tarih Kurumu Bas-
mevi, kinci Basm, Ankara, s. 3-37. [zgn Basm, 1923].
Kprl, M. Fuad (1986d). Trklerde Halk Hikyeciliine it
Maddeler: Meddahlar, Edebiyat Aratrmalar iinde, Trk
Tarih Kurumu Basmevi, kinci Basm, Ankara, s. 361-412.
[zgn Basm, 1925].

71
Kprl, M. Fuad (1986e). Trk Edebiyatnn Menei, Ede-
biyat Aratrmalar iinde, Trk Tarih Kurumu Basmevi,
kinci Basm, Ankara, s. 49-130. [zgn Basm, 1915].
Kprl, M. Fuad (1986f). XVI. Asrlarda Trk irleri, E-
debiyat Aratrmalar iinde, Trk Tarih Kurumu Basmevi,
kinci Basm, Ankara, s. 157-164. [zgn Basm, 1930].
Kprl, Fuad (1990). Trk Edebiyatnda k Tarznn Men-
e ve Tekaml, Kprlden Semeler iinde, Der. Orhan
F. Kprl, Meb Yaynlar, stanbul, s. 150-179.
Lowenthal, Leo (1961). Literature, Popular Culture and
Society, Prentice-Hall, Englewood Cliffs.
Mosco, Vincent (1996). The Political Economy of
Communication. Sage, London.
Nutku, zdemir (1997). Meddahlk ve Meddah Hikayeleri, Ata-
trk Kltr Merkezi Bakanl, Ankara.
Oskay, nsal (1983). Popler Kltrn Toplumsal Ortam ve
deolojik levleri zerine, Kitle letiiminde Temel Yakla-
mlar iinde, der. Korkmaz Alemdar ve Rait Kaya, Sava
Yaynlar, Ankara, s. 163-206.
Oskay, nsal (2000). XIX. Yzyldan Gnmze Kitle letiimi-
nin Kltrel levleri : Kuramsal Bir Yaklam, Der Yayn-
lar, stanbul.
zbek, Meral (2000). ifte Devrim Dneminde Avrupada
Uygarlk, Kltr ve Romantik Hareket, letiim (G.. le-
tiim Fak.), S. 7, s. 141-171.
zbek, Meral (2002). Popler Kltr ve Orhan Gencebay Ara-
beski, letiim Yaynlar, Beinci Bask, stanbul.
zensel, Ertan (2007). Kltrn Poplerleen Bir Alan: Pop-
ler Kltr, Kltr Sosyolojisi iinde, (Ed.) Kksal Alver,
Necmettin Doan, Hece, Ankara, s. 207-223.
ztrk, Serdar (2006a). Cumhuriyetin lk Yllarnda Halk Ki-
taplarn Modernletirme abalar, Kebike, S. 21, s. 45-72.
ztrk, Serdar (2006b). Bir ktisatnn Trk letiim Ara-
trmalarna Katklar: Sabri lgener zerine Notlar, Eko-
nomik Yaklam, C. 17, S. 58, s. 89-113.

72
ztrk, Serdar (2006c). Pertev Naili Boratav' iletiim Bilimi
Asndan Okumak, Akdeniz letiim, 2006/4, s. 123-161
ztrk, Serdar (2006d). Pertev Naili Boratavn letiim Tari-
hine Katklar, Milli Folklor, C.9, S.70, 2006, s. 22-37.
Schroeder, Fred E.H. (1977). The Discovery of Popular
Culture Before Printing, Journal of Popular Culture, XI:3,
s. 629-38.
Stokes, Martin (1998). Trkiyede Arabesk Olay, letiim, s-
tanbul.
Tanpnar, Ahmet Hamdi (2000a). Saatleri Ayarlama Enstits,
Dergah, Yedinci Basm, stanbul.
Tellan, Derya ve Tellan, Tolga (2003). Trkiyedeki Popler
Kltr almalar zerine Ksa Bir Deerlendirme, Kilad
(Kocaeli niversitesi letiim Fakltesi Aratrma Dergisi),
S.3, s. 77-84.
Thompson, John B. (1995). The Media and Modernity: A Social
Theory of the Media, Polity Press, Cambridge and Oxford.
Tokgz, Oya (2000). Trkiyede letiim Aratrmas: Nereden
Nereye, Kltr ve letiim, 3(2), s. 11-30.
Turan, Osman v.d. (1953). Fuad Kprl Armaan, Osman
Yaln Matbaas, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006a). Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin
Yaynlar, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006b). ktisadi zlmenin Ahlk ve Zihni-
yet Dnyas, Derin Yaynlar, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006c). Zihniyet ve Din: slam, Tasavvuf ve
zlme Devri ktisat Ahlk, Derin Yaynlar, stanbul.
Williams, Raymond (1983 [1958]). Culture & Society: 1780-
1950, Colombia University Press, New York.


73
PERTEV NAL BORATAVIN TRK LETM
TARH ARATIRMALARINA KATKILARI
*



Giri
zerinde tartmalar olmakla birlikte bu almada anlam
retimi, paylam veya ileti alverii biiminde tanmlanan
iletiimin, tpk dier sosyal gereklikler gibi, bir tarihi vardr.
nsann doayla ve insanla girdii her iliki znde bir iletiim-
dir. nsan ilk varolduu andan itibaren doayla ve insanla ileti-
ime girmitir. Bir taraftan duygularn, dncelerini ve tecr-
belerini dier insanlarla paylam, dier taraftan bunlar kendi-
sinden sonraki insanlara szl ve szsz olarak anlatma yollar
gelitirmitir. Bu alardan ele alndnda insann tarih boyunca
rettii pek ok iliki ayn zamanda iletiim tarihinin konusu
iine girer.
letiim tarihinin konusunun bu ekilde ortaya konulmas,
iletiim gibi bir sosyal gerekliin sadece kitle iletiim aralar-
na snrlanamayaca, iletiimin sadece medyadan ibaret olma-
d anlamna gelir. letiim tarihi yalnzca onu dolaymlayan
aralarn incelenmesiyle anlalabilecek srelerin tarihinden
ibaret deildir. Her eyden nce kitle iletiim aralar son yz-
yllarn grngleridir. Bilindii gibi Batda basmclk tekno-
lojisi on beinci yzyln ortasnda, gazete onyedinci yzyln
banda, sinema on dokuzuncu yzyln sonuna doru, radyo ve
televizyon ise yirminci yzylda ortaya km medyalar arasn-
dadr. Sinema, radyo ve televizyon teknolojilerini saymazsak,

*
Milli Folklor (S. 70, 2006, ss. 22-37).


74
Trke matbaaclk ve basnn faaliyetleri Batdan yzyllar
sonrasnda balamtr. Matbaaclk ve basn Batdaki rnekle-
rinden iki yzyl gekin bir sapmayla Trkiyeye girmitir.
Dolaysyla modern anlamdaki medya sonuta insanlk tarihinin
yaklak son be yzylk bir diliminin konusuna girmektedir.
Bunun anlam udur: ayet iletiim tarihi sadece kitle iletiim
aralarna odaklanrsa ve ondan ibaret saylrsa bizim dnya
iletiim tarihi asndan matbaacl bir dnm noktas olarak
almamz ve Batda 1450den nceki iletiim tarihini byk
oranda gz ard etmemiz gerekir. Veya Trkiyedeki iletiim
tarihi aratrmalarnda 1727de ilk Trke basm yapan matbaa-
nn kurulmasn bir balang noktas olarak almak neredeyse
bir zorunluluk haline gelir. Bylece iletilerin kitlesel yaylmna
olanak veren aralardan nce, insanlarn duygularn, bilgilerini,
tecrbelerini nasl ve hangi kanallar kullanarak paylat ko-
nusu sadece modern kitle iletiim aralarn anlamaya yardmc
olacak biimde incelenir. Geleneksel iletiim yntemleri bir
taraftan modern medyay anlamada arasal bir dzeye indirge-
nirken dier taraftan insanlk tarihinin uzak bir gemiinde or-
taya kp mrlerini tketmi olarak ele alnrlar.
Halkbilimin nemi bu noktada ortaya kar. Halkbilim,
belli bir lkede yaayan halka zg kltr yaratmalarn, gele-
nekleri, ayrntlaryla ve derinliine inceler (Boratav, 1969:11).
Konusuna giren masal, trk, hikye, destan, efsane gibi sz
sanat rnlerinin alar boyunca geirdikleri deiimleri ve
bunlarla toplum arasndaki ilikileri anlamlandrmaya alr.
Bu rnleri retenlerin, yayanlarn ve bunlara maruz kalan din-
leyicilerin ilikilerini konusu dahiline alr (Boratav, 1969:13).
letiim terimleriyle halkbilimin vurgular aklanrsa bu u
anlama gelir: Halkbilim, daha ok halkn rettii, yayd,

75
almlad medya rnlerinin, retici, rn, dinleyici boyutunu
ihmal etmeden tarih iinde geirdii deiimlerini ve dnm-
lerini konu edinir.
Halkbilimin, Trkiye gibi yazl kltr iselletirmeden,
deyim yerindeyse szl kltrden, ses ve grntnn hakim
olduu elektronik kltre dorudan gei yapan lkeler asn-
dan zel bir anlam daha vardr. Bilindii gibi szl kltr ze-
rine yazanlar kabaca yle bir ema izerler: Birincil szl kl-
tr-yazl kltr-ikincil szl kltr (Ong, 2003) veya ayn e-
mann baka bir kavramsallatrmas olarak szl kltr-yazl
kltr-elektronik kltr (Sanders, 1999). Yukarda belirtildii
gibi gnmzde iletiim tarihi almalar bu emann yazl
kltrden sonras olan dnemine odaklanmtr.
Trkiye balamnda irdelendiinde Batdaki toplumsal ge-
liime uygun olan bu emann revize edilmesi gerekir. Trkiye,
Cumhuriyetin ilk yllarnda dahi henz birincil szl kltrn
belirgin derecede egemen olduu bir lkedir. Dolaysyla mo-
dern kitle iletiim aralarnn ilevlerini halen halk klar,
hikyecileri ve sylenti gibi dnyann en eski medyas stlen-
meye devam etmektedir. Pahal bir ara olan radyoya eriimin
son derece snrl olduu, sinemann yaygn olmad ve okuma
yazma orannn ok dk olmas nedeniyle gazete ve kitap
kltrnn henz halkn gndelik yaamnn bir paras haline
gelmedii bir ortamda, dinleme-okuma ve izleme etkinlikleri
toplu olarak gerekletirilmektedir. letilerin aktarlmas sra-
snda ve sonrasnda yaplan sohbet, yazl kltrn ierimledii
soyut kltr evresine ulamam bir toplum iin halen merkezi
konum zelliini korumaktadr (ztrk, 2006).

76
Bu makale, Trkiyenin zgl yerinin ortaya konulduu yu-
kardaki balam erevesinde, Pertev Naili Boratavn Trk
iletiim tarihi asndan ne gibi katklar saladn ortaya koy-
maya almaktadr. Bir halkbilimcisi olarak Pertev Naili
Boratav, elbette Trkiyede henz iletiim gibi bir disiplinin
ortaya kmad ve iletiim tarihinin sadece basn tarihiyle
snrl olduu bir dnemde, bu alanlara katk yapaym diye
halkbilimle uramamtr. Buna karn, iletiimin
disiplinleraras nitelii ve bir bilim olarak snrlarnn baka
alanlardan gelen bilim insanlarnn ortak katklaryla zamanla
ortaya kt hatrlanrsa Boratavn nemi daha iyi anlalabi-
lir. Boratav, her ne kadar kendi alan dahilinde almalar retse
de bunlarn bir ksm iletiim tarihinin konusu dahiline girecek-
tir. letiim tarihilerinin grevi bu noktada Boratavn sunduu
verileri iletiim tarihi asndan yeniden okumak, snflamak ve
iletiim tarihi literatrne katmaktr. Bu makalenin amac da
budur. Makale, Boratavn balca yaptlarndan, Boratav ve
onun eserleri zerine yazlanlardan yararlanarak onun Trk
iletiim tarihine ne gibi katklar yaptn ortaya koymaktadr.
Osmanl Devlet Haberleme Sisteminin leyiini
Anlamada Krolu Destanndan Yararlanmak
Boratavn daha ilk almas olan 1931 tarihli Krolu
Destanndaki kk bir ayrnt ou sosyal bilimcinin dikka-
tinden kaabilir, ancak bu, bir iletiim tarihi balamnda oku-
nursa farkl bir ierie kavuur. Dolaysyla aada belirtilecek
bu kk rnek bile halkbilim malzemelerinin iletiim tarihile-
ri iin ne anlama geldiini ortaya koyabilir.
Boratav, eserinde Krolunun aslnda Celali isyanlarna
katlm bir asi olduunu kantlamaya almaktadr. Savna

77
kant olarak Boluda tespit ettii bir rivayeti anlatr. Buna gre
Krolu, Celaliler dneminde yaam, onlar arasnda bulun-
mu, daha sonra da Acemlerle savata devlete yardm etmitir.
Krolu, bu savata, yksek tepelerde ate yakarak, savan
ilann stanbula bildiren bekilerden birisidir. Boratav, bu
noktay yle anlatr: O zamanlar telgraf [telgraf] filan olma-
dndan harbin ilan edildii, yksek tepelerde yaklan ateler
vastasile stanbula bildirilmiti. te Krolu-Dann ate
bekisi de Krolu imi (Boratav, 1931:99).
Sz edilen ate ve fenerlerle haberleme sistemi ilka-
larda da kullanlm, ancak zellikle Bizans tarafndan, Arapla-
rn srekli aknlarna kar gelitirilmitir. Bu sistem, Tarsustan
balayarak stanbula kadar birbirini gren yksek tepe veya
kulelere zerinde iaret iletimi temeline dayanmaktayd. Sistem,
dokuzuncu yzylda III. Michel (842-867) dneminde bilinme-
yen nedenlerle kullanlmaz olmutur (Alemdar, 1981:28-9).
Osmanl dneminde bu sistemin ilediine dair veri bulun-
mamaktadr. On altnc yzylda Celali isyanlarnn grld
bir dnemde byle bir sistemin var olduu bilgisi ilgin ve ara-
trlmaya deer olsa gerekir. Boratav, Krolunun aslnda bir
Celali olabileceini, destann eitli rneklerinde yapt ince-
lemelerine dayanarak ileri srmtr. Nitekim tarihi Mustafa
Akda belgelere dayanarak bu varsaym dorulamtr. Kro-
lu, gerekten de 1580lerde Bolu dolaylarnda isyan eden bir
Celalidir (Bagz, 1998:19). Ayn durum, ate ve fenerle
haberleme sistemi konusunda da geerli olabilir mi? Bunu,
yaplacak yeni aratrmalar gsterecektir. Tarihilerin
Krolunun gerekten de destanda belirtildii bir Celali oldu-
unu belgelerle ortaya koymalar gibi, iletiim tarihileri de

78
kendi alanlaryla ilgili bu ayrntnn ne derece geerli olup ol-
madn ortaya koyabilirler.
zel letiim Sistemine Dair Sunduu Veriler Bakmndan
Devlet iletiim sistemi dndaki iletiim sistemi zel ileti-
im sistemi olarak adlandrlabilir. Bu iletiim sistemine ynelik
devlet mdahalesi en azdr veya hi yoktur (Alemdar, 1981).
Bir halbilimci olmasndan dolay Boratavn halk kltrne
ilikin almalarnn zel iletiim sistemini ilgilendirmesi do-
aldr. Eserleri incelendiinde Trkiyedeki zel iletiim siste-
minin tarihsel geliiminde u unsurlara yer verdii grlr:
a) Halk airleri (Halkn Gazetesi)
b) Hikye Anlatclar: Haber leticileri ve Yorumlayclar
a) Halk airleri (Halkn Gazetesi): Bir kyde herhangi bir
olay zerinde trk yakan bir insan, o zamana kadar duyduu
trklerdeki hazr kalplardan yararlanarak, zemin ve zamana
gre gerekli deiiklikleri yaptktan sonra yeni bir trk mey-
dana getirir. Boratavn mehul sanatkrlar dedii bu kimse-
ler, kalabalk halk ktlelerini tatmin edecek sanatkrlarn bu-
lunmadklar dnemlerde halkn gazetesi roln stlenirler
(Boratav, 1943:1). Ayn ilevi yksek ve alt toplumsal kesimler
arasnda balanty kuran Trk halk airleri de yerine getirir.
Halk airlerinin yaratt ve yayd rnler halkn gazetesi
ilevini grrler (Boratav, 2000:82). Boratav, Fuat zdemir ile
ortak almasnda halk airlerinin haber aktarmndaki roln
yle belirtir:
Halk airleri, bir yandan atalar olan amandan beri toplu-
mun edebiyat, mzik vb. ihtiyalarn karlarken, te yandan
da gene toplumun haber tayclar, bilicileri, sorunlarna -
zm arayclar ve bu sorunlar gerekli yerlere iletici konu-

79
mundadrlar. te, bu konumlar gerei halk airleri, hem top-
lumun sanat ihtiyacn karlarlar, hem de hayat deneyimleri-
nin rn olan iirleriyle, topluma eitli mesajlar verirler; bi-
reylerin toplum ierisindeki davranlarn dzenlemede uya-
rc grevler stlenirler (Boratav ve zdemir, 1991:21, vurgu-
lar bana ait).
Halk airleri iinde yaadklar dneme gre farkl ilevler
stlenirler. Buna gre birinci dnem 13. yzyldan 15. yzyl
sonlarna kadar srer. Bu devrin genel zellii dini konularn
ilenmesidir. kinci dnem, 15. yzyl ile 17. yzyl arasndadr.
Bu dnemde ehirlerde ve kasabalarda Bektai gelenei kuvvet-
le yerleir. Laik baz halk airleri grlr. Dier yandan
Krolu gibi destans hikyeler ile sadece ak konularn ile-
yen, Kerem, Ak Garip gibi halk kitaplar ortaya kar. nc
dnem ise 18. yzyln sonlarndan yirminci yzyla kadar olan
dnemdir. Bu dnemde halk airleri geleneinde gerileme olur.
Yine de 19. yzyln nemli askeri ve siyasal gelimeleri halk
airleri tarafndan destan eklinde anlatlr. Yemendeki, M-
srdaki, Kafkasyadaki ve Krmdaki savalar, II. Mahmutun
askeri ve dier alanlardaki modernleme abalar, i isyanlar
halk airlerinin iledikleri konular arasndadr. Ancak bu eserler
Boratava gre edebi-estetik bakmdan nemsizdir. Buna kar-
n toplumsal tarihin pek ok noktalarn aydnlatma asndan
bir o kadar deerlidirler (Boratav, 1943:11-14).
b) Hikye Anlatclar: Haber leticileri ve Yorumlaycla-
r: Genellikle saz ve trk eliinde hikye anlatan hikyeci-
aklar ile herhangi bir enstrman ve ark olmakszn bir tr tek
kiilik tiyatro temsili sergileyen meddahlar olmak zere iki tr
hikyeci bulunmaktadr. Bunlar, Boratavn belirttiine gre,
modern medya ncesinde ve hatta modern medyann ilk d-

80
nemlerinde bile- anlatlar iine gerei, olaansty ve gnce-
li harmanlayarak yayan ve yorumlayan konumundadrlar.
zel haberleme sisteminin bir ayan oluturan k-
hikyeciler, tpk halk airleri gibi Cumhuriyetten sonra bile
uzun sre varlk ve nemlerini kaybetmemilerdir. 1947 ylnda
ukurova kylerinde yapt derleme almalarnda baz ky-
lerde saz yerine denek tutup trkleri makamlarnda okuyan-
lar vardr (Boratav, 1982:267). Yine 1960larda dahi toplumsal
gelimenin ge ulat uzak Anadolu kelerinde, halen faali-
yetlerini srdren k-hikyeciler bulunmaktadr. Bunlar ky-
lerde zellikle dn zamanlar ve uzun k geceleri ky odala-
rnda; ehir ve kasabalarda ise zellikle Ramazan gecelerine
mnhasr olmak zere kahvehanelerde Krolu, Kerem ile Asl,
Ak Garip, Tahir ile Zhre gibi hikyeleri Kars, Erzurum gibi
Kuzeydou ve Mara, ukurova gibi Gneydou Anadolu ille-
rinde anlatmaktadrlar (Boratav, 1969:63). Szl kltrn h-
kim olduu bu yerlerde yaayan halk, bilgi, haber ve elence
ihtiyacn kitaplar araclyla deil k-hikyeciler sayesinde
karlamaktadr. k-hikyeciler uzun k ve Ramazan gecele-
rinde veya dn zamanlarnda bir tr temsil eklinde, kalabalk
dinleyici kitlelerine eski hikyeleri anlatmaktadrlar (Boratav,
1991:236-240).
Bir baka hikye anlatcs grubu meddahlardr. Meddahl-
n hikyecilik ve seyirlik olmak zere iki yn vardr. Geli-
iminin son aamasnda seyirlik yn ar basmtr. Boratav,
meddah hikyelerini gereki halk hikyeleri olarak niteler
(Boratav, 1969:72). Bu nitelemeyi iki nedenden dolay yapar.
lk olarak hikyeler olaanst elerden arnmtr. Peri, cin,
dev gibi tabiat d varlklar, insanst glere sahip kahraman-
lar ve olaanst eylemler bu hikyelerde grlmez. Bunun

81
sonucu olarak meddah sadece iir diliyle, ya da iirle kark
nesir diliyle deil, dz szle, dpedz konuma diliyle hikye
anlatr. Yerine gre taklitlere bavurur, gereklik abasn son
haddine kadar gtrr (172-3). Konularn gereki-gnlk
hayatla ilgili gelimelerden alan bu tr hikyeler 16. yzyl
sonlarndan balayarak anlatlmaya balanmtr (76).
Meddahlarn gereklie bal kalmalar, onlar ayn zaman-
da gncel gelimeleri halka ileten bir haberci, yorumlayan bir
yorumcu konumuna sokar. Meddahlar, hikye konularn sadece
hikye kitaplarndan, szl halk masallarndan deil, zellikle
byk ehirlerin gnlk hayatndan alrlar (Boratav, 1969:73).
Bu nedenle olsa gerek bir Batl gezgin onlar Avrupadaki ga-
zetecilerle aa yukar ayn grevi stlenen kiiler olarak ta-
nmlar (aktaran Georgeon, 1999:50).
zel iletiim meknlarndan olan kahvehaneler, meddahlk
sanatnn en fazla icra edildii yerler arasndadr. Son meddah-
lardan olan Sururi 1930larn balarna kadar stanbul kahveha-
nelerinde, gemi ile gnceli birletiren, ilerinde Trkiyedeki
devrimci deiimlerin, tramvayn, trenin, doktorun veya en son
politik gelimelerin yer ald hikyeler anlatmtr (Boratav,
1969:78). Bu yllardan sonra meddahlk gelenei giderek yok
olmaya balamtr. Boratav, 1969 ylnda yazd eserinde
Byk ehirlerin halk anlat gelenei olarak meddahlk tama-
myla snmtr. Meddah Sururi bu sanatn son temsilcisiydi.
(78-9) demektedir.
Halk airleri Ve Hikye Anlatclarnn nemlerini
Kaybetmeleri
Her dnemde halkn ve dier toplum kesimlerinin kltrel
ihtiyalarn karlayan anlatclar ve rnler vardr. Szl ola-

82
rak anlatlan masallar, hikyeler, destanlar ve onlarn anlatclar
okur-yazar olmayan toplumun ihtiyalarn karlarlarken
(Boratav, 1998:7), okur-yazarlk ve sosyo-ekonomik alanlardaki
gelimeler sonucunda deien toplum, ayn ihtiyac kendi top-
lumsal koullarna uygun daha farkl medyalardan karlar. Ar-
tk masal, hikye ve destan yerine rnein yazl bir roman,
seyredilen bir film veya dinlenilen radyo yeni toplumun yeni
kltrel ihtiyalarn karlayan aralar haline gelir. Bireysel
yk anlatclar yerlerini merkezi ykleme sisteminin anlatc-
larna brakr. rnein gazete ve roman, halkn gazetesi olan
rnleri yayan halk airlerinin yerini almaya balar (Boratav,
2000:96). htiya Boratavn kulland anahtar kavramlardan
biridir. htiya olmadan geliim veya yenilik iselletirilemez.
rnein, bir yazsnda yle der: [halk ozanlar] varlklarn
yzyllar boyunca srdrmlerdir. nk halkn ozana ihtiyac
vard. Halkn ihtiyalarn karladklar iin halk ozanlar bu
[kadar uzun sre] yaam, onlarn iirleri bu kadar yaygnlaa-
bilmitir (Boratav, 1998:7).
Boratav, halk airlii ve hikyecilii geleneinin kaybolma-
snn nedenlerine ynelik daha spesifik aklamalar da yapar.
Buna gre rnein yirminci yzyln ortalarna gelindiinde
meddahln artk iyiden iyiye kaybolmaya balamasnn nede-
nini, yaamnn sonuna kadar hi deitirmedii nesnel koullar
ne karan bakyla aklar: Geleneksel bir rn, iinde bu-
lunduu koullardan yaltlamaz. Bu balamda, meddahlk, orta
oyunu, karagz gibi seyirlik oyunlar Osmanl mparatorlu-
unun ehir ortamnda olumu, gelimi sanatlardr. Osman-
l tipi toplumun kaybolmasyla birlikte bu oyunlarn da lmeye
balamasndan daha doal bir ey olamaz (Boratav, 1969:200).

83
Haber iletimi ve yorumu ilevlerini stlenen k-
hikyeciler ile halkn gazetesi olarak niteledii halk airlerinin
toplum katndaki etki ve nemlerini kaybetmelerinde ise mo-
dernleme abalarnn kltrel yansmalarna paye bier. k-
hikyeciler hakknda unu belirtir: [Bunlar] bir mddet daha,
halk hikyelerinin yerini tutabilecek roman ve hikyeler bu
uzak memleket kelerine sokuluncaya ve buralarn sosyal bn-
yesi modern edebiyat mahsullerinin tekniini kabul edecek hale
gelinceye kadar, ayn kuvvetle devam edecektir. (Boratav,
1991:67). Halk airleri de benzer nedenlerle ortadan kalkmaya
balamtr. Ahmet Mithat gibi Avrupa edebiyatndan etkilenen
yazarlar yazl edebiyat geni toplum kesimlerine yaymaya al-
mtr. Gazete ve roman bu koullarda giderek halk airlerinin i-
levlerini yklenmeye balamtr. Bu aralar tpk halk airlerinin
yapt gibi halkn bilgi, haber ve elence ihtiyalarn karlam-
tr. Bylece halk airleri yava yava azalmaya ve Boratavn deyi-
iyle kymetten dmeye balamtr (Boratav, 1943:15).
Boratava gre, toplumsal gelimenin kanlmazl nede-
niyle halk airlii geleneinin kaybolmasnn nne geilemez.
Kylerin ehirlemesi, birok yere okul gibi bir kurumun gir-
mesi, birbirinden ok uzak olan halk topluluklarnn gelien
ulam olanaklar sayesinde birbirleriyle iliki kurmalar nne
geilemeyecek srecin balca nedenleridir. Btn bu gelime-
ler nedeniyle, kendi deyimiyle Son zamanlarda, halk airlerini
koruma ve halk airleri geleneinin lmesine engel olma
abalar baarsz kalmaya mahkmdur. Eski hayat nizamnn
ocuklar olan halk airleri o nizam kalknca, tabii olarak orta-
dan kaybolacaklardr. Bu tabii gidii durdurmaa almak bo
bir emek olur (Boratav, 1943:15). Buna karn halkbilimci ve
siyasal otorite, var olan halk airlerini halkbilim asndan ko-

84
rumak zorundadr. Boratav, kalan son halk airlerini halkbilim
materyallerinin beyinleri olarak grr ve onlarn hafzalarnda-
kini kda geirmenin zorunluluunu vurgular. Ne var ki bu
yapay bir himayedir ve hibir zaman, yeni sanatkrlarn yeti-
mesine yardm etmeyecektir. Gazete, radyo, gramofon pla,
okul gibi modern rakipler, eskiden birok vazifeleri birden yk-
lenmi bu halk sanatkarlarnn seslerini ok gemeden
tamamiyle kesecektir (Boratav, 1943:15-6).
Tutucu Olmayan levsel Bir Bak
Bagzn belirtiine gre ABDde 1960larda gelien
contextual analysis modasndan sonra gndeme gelen ilevsel
teoriye gre folklorun, elendirme ve eitim gibi ilevleri ya-
nnda atmalar, gerginlikleri nleyen emniyet subap ilevi
vardr. Drdnc bir ilevi var olan deerleri ve gelenei nesil-
den nesile aktarmaktr. Bu drt ilev varolan kurulu dzeni ko-
rumak anlamna geldiinden tutucudur. Folklor rnleri top-
lumdaki gerginlikleri yumuatacak, kklemi deerleri nakle-
decek, elendirecek ve aktaracaktr (Pultar ve Cengiz,
2003:178). Oysa Boratavn halk rnlerine ynelik ilevselci
anlaynn Amerikada olduunun tersine tutucu olmadn,
ilerici boyutlar ierdiini zellikle vurgulamak gerekir. Boratav
daha ilk almas olan Krolundan balayarak Trk folklor
rnlerinin birbiriyle elikili grnebilecek iki ynl doaya
sahip olduunu her frsatta vurgulamtr. rnein masal, ola-
anst ile gerei birletiren bir sanattr (Boratav, 1991:276).
Masallar ayn zamanda eiticilik-reticilik ile elencenin i ie
getii bir dnya sunarlar (Boratav, 1991:276). Yine rnein
Krolu Destan, Pir Sultan Abdal iirleri ve halk airleri sadece
elence balamnda dnlemez, bunlar ayn zamanda top-
lumsal muhalefetin, protestonun da sesidir. Halk rnlerinde

85
by, tlsm ve tutucu unsurlar yer alabildii gibi, toplumsal
muhalefeti yanstan seslere de rastlanlabilir. Bu rnler, bu
anlamda siyasal iktidara kar halkn ifade kanallar olurlar.
Ancak burada dikkat edilmesi gereken nokta, geleneksel -
rnlerin, ancak iinde bulunduu koullarda toplumsal muhale-
fetin sesi olabilecei veya eiticilik reticilik niteliklerini
tayabileciidir. Bu rnlerin var olmasn gerektiren nesnel
koullar ortadan kalktnda onlarn ierii de boaltlm olur.
Bu durumda geriye sadece tutucu ve elence ierii kelmi
geleneksel rnler kalr. rnein Boratavn 1977deki bir ma-
kalesinde belirttii gibi masallar sanayilemi veya sanayile-
mekte olan bugnn toplumunda kutsallk niteliini yitirmiler-
dir. Masal, artk tpk roman, hikye, tiyatro ve sinema gibi
zaman geirmeye yarayan bir tr haline gelmitir. Oysa masal-
lar daha nceleri elendirirken baka toplumsal ilevleri de
yerine getirmekteydi: Eitmekte, retmekte, tanklk etmekte
ve bilgi vermekteydi (Boratav, 1991:276).
Basm Tarihi Bakmndan Katklar
Boratavn Trk basm tarihi asndan katklarnn en -
nemli boyutunu szl kltr rnlerinin yazya geirilmesi ve
sonra bunlarn baslmasna dair yapt aklamalar oluturur.
Aada grlecei gibi bu aklamalar halen gncelliini ko-
rumaktadr. Basm tarihine yapt katknn ikinci boyutunu
roman gibi modern basl trlerin Trkiyedeki geliimine dair
yazdklar oluturur.
Buna gre ilk modern Trk romann ortaya kt 1870-
1880 dnemi ayn zamanda halk hikyelerinin de yazl olarak
tespit edilmesine tanklk eder. Daha nceleri szl olarak yay-
lan halk hikyeleri bu tarihten sonra byk lde yazl eserler

86
yardmyla toplum katmanlar arasnda dolama girer (Boratav,
1982:312).
Yazl rnlere geiin ilk adm szl rnlerin yazya ak-
tarlmasdr. Ama bu el yazmalarnn daha geni datma konu
olabilmesi iin matbaada baslmalar gereklidir. Bu noktada ta
bask ne kar, yazl olarak tespit edilen bu el yazmalar nce
ta bask, daha sonra da matbaa basks haline gelirler. Ak
Garip, Kerem, Krolu baslan halk hikyelerinin en nemlile-
ridir (Boratav, 2000:39).
Daha sonraki sre halk kitaplarnn toplum katmalar iin-
de yaygnlamasdr. 1942deki bir yazsnda belirttii gibi o
tarihlerde bile Anadoluda halkn en ok sevdii kahramanlar-
dan Kroluna dair binlerce kitap bulunmaktadr. Bu kitaplar
lkenin szl hikye anlatma geleneinin kaybolduu yerlerde
yaayan toplum kesimlerinin okuma ihtiyalarn karlamakta-
dr. Modern romanlara, onlarda kendi hayatn ve tiplerini bu-
lamad iin alamam olan halk kalabalklar, gemi zaman-
larn maceralarnda bugn de hissi ve ahlaki bir tatmin vastas
ve bu eserlerde kendilerini kandran bir sanat enisi bulmak-
tadrlar. (Boratav, 1991:236-240). Bu kitaplar halka okuma
alkanl kazandrmas asndan nemlidir:
Babali kitaplarnn bastrdklar dnya edebiyatndan ter-
cme eserlerin son zamanlarda, vaktiyle yalnz Muhammed
Hanefi Cengi, Battal Gazi ve benzerlerinin bulunduu sergile-
re kadar yaylmas, zerinde durulacak bir hadisedir; halk-
mz, okuyucu olarak edebiyatn insanlk ve milletleraras de-
erini anlamaya balam bulunuyor (Boratav, 1973:20).
Boratavn Trk basm tarihi asndan ilgin bir baka tes-
piti Trkiyede, szl kltrn varln srdrmesinde basmc-
lk teknolojisinin niceliksel ve niteliksel anlamdaki yetersizlii-

87
nin de rolnn olmasdr. Her eyden nce halkn halk hikyele-
rini okuyaca kitaplarn saylar olduka snrldr. Bunlarn
ok az matbaada baslmtr. Baslanlarda ise olaylar ksalm,
iirsel paralar anlalmaz hale gelmi ve basanlarn arzularna,
zihniyetlerine gre bozulmalara uramtr (Boratav, 1991:67).
1942deki bir yazsna gre nceleri kendi geleneine uygun bir
hikye dilinde yazlan halk kitaplar, son basmlarnda gelenek-
sel dillerini ve sluplarn tamamen kaybetmilerdir (236-240).
Oysa szl gelenein varln devam ettirdii yerlerde bu bo-
zulmalar halk tarafndan olumsuz karlanr (67). 1941 ylndaki
bir yazsnda o tarih itibariyla henz herkesin okuyabilecei
ekilde masal klliyatlar ve trk kitaplarnn baslmadndan
yaknmaktadr (Boratav, 1982:22-3). Ona gre tpk Grimm
kardeler ve Anderson gibi masalclarn, Goethe gibi airlerin
yaptklar gibi Trkiyede de halkn yaratmlarndan malzeme
alnarak, yeni bir gr ve dnle modern eserler olutu-
rulmas veya ekilleri itibariyle az kusurlu, bir klliyat halinde
dahi mkemmel nmuneler veren eski halk edebiyat mahsulle-
rini, tamamen eski muhit ve zamanlarnn erevesi iinde
dzenlemek gerekmektedir (23).
Dier yandan halk arasndaki anlat geleneinin tm de
yazya geirilmemitir. zellikle mstehcen fkralar sadece
szl gelenekte yaar, kulaktan kulaa yaylr ve birbirlerini
tanyan, birbirleriyle aralarnda samimi balara sahip olanlar
arasnda anlatlr. Okunabilecek kadar edepli olanlar da bu-
lunmakla birlikte, fkra klliyatlar Trkiyede dikkatsiz, -
zensiz ve zevksiz olarak baslm, hibir iyi sanatkr bunlar ele
alp ileyememitir. Boratav, 1943deki bir makalesinde konula-
r ve nkteleri bakmndan esiz nemdeki Trk fkralarnn
gnden gne bozulan halk kitaplar halinde varlklarn sr-

88
drdklerini belirtir. Oysa halk fkralar, onun grne gre
halkn psikolojisinden, zihniyetinden, insanlarn birbirini nasl
grdklerinden bize ok eyler retecek mahiyettedirler. Bu
nedenle onlar toplamak, gzel kitaplar halinde bastrmak,
okumak ve okutmak gerekir (Boratav, 1991:295). Boratav, 1970
ylna geldiinde 1943 ylndaki makalesine tekrar atfta buluna-
rak o tarihten bu yana bu konuda fazla bir mesafe alnmadn
tekrar vurgular:
1943 ylndan beri, Trk halk mizahnn pek gzel rnlerini
kaynanda derleme yolunda yaplan almalar pek nemli
saylamaz. Eski yaznmzn bu trden eserleri olan Latif
kitaplar da eskisi gibi yazma halinde, kitaplklarda uyukla-
maktadr (1991:326).
Halkn okuma alkanl kazanmasna katk yapacak ve
bylece haber, bilgi ve elence ihtiyalarn karlamak iin
szl kltr rnlerine daha az bavurmalarna yol aacak nice-
liksel ve niteliksel anlamda etkin giriimler gerekletirileme-
mitir (Boratav, 1991:326).
Boratav, Fransada bulunmasna ramen kendi alan dahili-
ne giren eserlerdeki basmclk faaliyetlerinin geliimini izle-
mi, nceki yllarda vurguladklar eksikliklerin ne lde dol-
durulduunu her zaman sorgulamtr. Okuma kltrnn geni
halk kesimleri katnda yaygnlamamasnn nedenlerinden birisi
olarak halk kitaplarnn niceliksel ve niteliksel yetersizliini
grmtr. Avrupada geni toplum katmanlarnn okumaya
olan ilgilerinin nedenlerinden birisini ncilin ok sayda basl-
masnn oluturmas hesaba katldnda, bu grn yabana
atlr taraf olmasa gerekir.


89
Trk Basn Tarihine Dorudan Katklar
Boratav, zgn basks 1942 tarihli olan Namk Kemalin
Gazetecilii balkl makalesinde (Boratav, 1982) Trk basn
tarihi asndan nemli saylabilecek kabaca drt madde altnda
toplayabileceimiz u unsurlar zerinde durur:
a) Namk Kemalin Gazetecilik Anlay
b) Matbaann ve Basnn Bir lkenin Geri Kalmasnda veya
lerlemesindeki Yerleri
c) Basnn Etkileri
) Basn zgrl
a) Namk Kemalin Gazetecilik Anlay: Namk Kemalin
gazetecilik faaliyeti asl olarak 1863-1873 dneminde youn-
lamtr. Bu dnemdeki makaleleri drt grup altnda toplanabi-
lir. Siyasi makaleler, devletin i ve d siyasetiyle dorudan
ilgisi olmayan daha ok toplumsal sorunlar hakknda makaleler,
edebiyat, dil ve sanata dair makaleler ile basn ve kitap konula-
rna ilikin makaleler. Boratav, kendi incelemesinin Namk
Kemalin basn ve kitap ile ilgili makaleleri zerine younlat-
n belirtir (Boratav 1982:384), ancak almasnn snrllkla-
rn vurgulamay ihmal etmez:
Makalem, Kemalin gazeteci hviyetini umumi hatlaryla tes-
pit etmeye alan ufak bir denemedir. Ben edebiyat ve gaze-
tecilik tarihi mtehasss da deilim. Bu mevzuu yeniden ele
alacak arkadatan, Namk Kemalin gazeteciliinin daha et-
rafl bir incelemesi yannda, onun gazete yazlarnn tam ve
tenkidli nerini de gerekletirmesi beklenir (1982:385).
Byle bir aklama Boratavn 1942 ylnda yaymlanan bu
yazsna kadar Namk Kemalin gazetecilii zerinde ayrntl
bir inceleme olmadn imler.

90
Boratav ncelikle Namk Kemalin gazete ve genel olarak
basndan ne anladn bulmaya alm, kendi yorumlaryla
Kemale katlmad hususlar dile getirmitir. lk eletirdii
nokta, Kemalin gazete yazlarnda, birok olay ve olgunun
analizinde sathi yani yzeysel, snrl kalmasdr (Boratav,
1982:385).
O zaman u soru gndeme gelir: Namk Kemalin yazlarn-
da yzeysel bir analize bavurmasnn nedeni veya nedenleri
nedir? Boratav bunu iki sebebe balar. Birincisi, gazetecilik
mesleinin zellikleridir:
Onu, tam manasyla gazeteci yapan, makalelerine inandrc
gc veren de belki bu sathiliidir; belirtmek istedii mesele-
yi ar merkezi yapmak iyi bir gazetecinin sk sk bavurduu
bir usldr (Boratav, 1982:385).
Boratavn vurgulamak istedii, Namk Kemalin yazlarn-
daki analizin yzeysel kalmasnda gazetecilik pratiinin etkisi
olduudur. Boratava gre Kemal, her eyden nce ilmi ara-
trmalar yapan bir bilim adam deil, bir gazetecidir. Gazeteci-
lik, derin analizden ziyade yzeysel ve etkili dil kullanmn
gerektirdiine gre Kemalin bu yola bavurmas anlalabilir bir
durumdur. Namk Kemali tam anlamyla gazeteci yapan, maka-
lelerine ikna kuvveti veren onun bu yzeyselliidir. Kemal gibi
anlatmak istedii sorunu merkezi siklet yapmak iyi bir gazeteci-
nin sk sk mracaat ettii usldr. (Boratav, 1982:386).
Namk Kemal bir gazeteci deil de bilim adam olsayd y-
zeysel analiz yapma alkanlndan kurtulabilir miydi?
Boratavn yant olumsuzdur. Her eyden nce dnemin yapsal
koullar ve o koullarn hzna yetime abas iindeki bir basn
buna izin vermez. Kemalin yetitii dnem Boratavn deyi-

91
miyle suratli hkmlerle zihinleri kamlama devri idi.
(Boratav, 1982:386). Boratav ayrntl zerinde durmasa bile,
Namk Kemalin yetitii dnemin belirgin zelliinin mpara-
torluun paralanma ve yok olma tehditi olduu bilinmektedir.
Bu ortamda Bu devlet nasl kurtulur? sorusu etrafnda birle-
en her kesimden aydn, halka en hzl ve kolay ulaabilme ka-
nal olarak basn kullanmtr. Savalarn, Tanzimat yenilikleri-
nin, Osmanlclk, slamclk, Milliyetilik gibi yeni fikirlerin ve
mparatorluk iindeki uluslarn isyanlarnn ortasnda hzl fikir
retme ve bunu hzl bir ekilde topluma yayma ihtiyac yzey-
sel analizi bizatihi zorunlu klmaktadr.
Grld gibi Boratav, Namk Kemalin analizlerinin y-
zeysel olduuna dair eletirilerinde dahi konuyu Kemalin bi-
reysel zelliklerinden ziyade meslek pratii ve daha geni ba-
lamda dnemin konjonktr gibi dsal unsurlara balamtr.
Boratavn Namk Kemalin gazetecilik ynne dair deer-
lendirmeleri nelerdir? Namk Kemalin analizlerinin yzeysel
olduuna inanan Boratav, konu gazetecilik mesleine geldiin-
de Kemal hakknda olduka olumlu grler bildirir. Boratava
gre Kemal, yazlarnda sk sk gazetecilii bir meslek olarak
tanmlamtr. Gazetecinin, hatta genel anlamda btn yazarla-
rn, kalemiyle hayatn kazanan bir insan olduu fikri onda ak
ve kesindir (Boratav, 1982:395).
Ama kalemiyle yaamn srdrmek zellikle Osmanl m-
paratorluu gibi okuma yazma orannn dk, gazete satnn
son derece az olduu bir lke iin ok zordur. Gazetecilerin -ve
her kesimden yazarlarn- kazanlar Avrupa lkelerinden ok
geridir. Oysa gazeteciliin gerek anlamda bir meslek olabilme-
si iin bu meslei srdrenlerin sadece kalemiyle geimini sr-

92
drebilecek bir kazanca erimeleri gerekmektedir. Kemal, bu
nedenle zellikle ilk yazlarnda Avrupadaki gazetecilie ve
gazetecilik mesleini srdrenlerin kazanlarna bazen gptayla
bakar. Bir gazetenin Avrupada birka yz kiiyi rahatlkla ge-
indirmesine ramen, kendi lkesinde kendi masrafn bile ka-
ramamasndan yaknr. Ancak Osmanlda gazete tirajlarnn
artyla bu konudaki grlerini biraz daha esnetir. Trk gazete-
ciliinin gelimeye baladn ve bir kimsenin sadece bu mesle-
i ifa ederek geinebileceini belirtir (Boratav, 1982:395).
Kemalin yazlarn inceleyen Boratav onun hakknda iki
yorumda bulunur. Bunlardan birincisi udur: Namk Kemal,
Osmanlda gazete tirajlarnn artmas zerine nceki grleri-
ni deitirmi ve artk bir gazetecinin hem bir meslek hem de
geim arac olarak gerek anlamda gazetecilik yapabildiini
belirtmitir (Boratav, 1982:396). Boratavn ikinci yorumuna
gre, Kemal gazetecilii geim arac olarak grm, bundan
dolay da mesleine kar byk sayg duymutur. Kemal, bu-
nunla yetinmemi, ayn saygy bakalarndan beklemitir.
(396). Nitekim gazetecilik mesleine dair anlayn, kendisini
takip ve tazyik eden hkmet ricaline bile kabul ettirmitir.
Boratavn buna ilikin kant, Kemali tutuklamak zere kar-
lan, bret muharriri Kemal Bey diye balayan ve onun gazete-
ciliini sona erdiren emirdir. Bu talimat her ne kadar Kemalin
gazeteciliini sona erdirse de Boratava gre, en azndan Ke-
male hretini dmanlarna dahi kabul ettirmi olmann zev-
kini ve tesellisini de vermektedir (397).
b) Matbaann ve Basnn Bir lkenin Geri Kalmasnda
veya lerlemesindeki Yeri: Matbaann ve basnn bir lkenin
geri kalmasnda veya ilerlemesindeki yeri nedir? Osmanl mpa-
ratorluunun geri kalmasnn nedeni matbaann ve basnn

93
lkeye ge girmesinden mi kaynaklanmaktadr? Namk Ke-
malin bu konudaki yazlar ve bunlara kar Boratavn yapt
baz yorumlar temel olarak bu sorular etrafnda dnmtr.
Namk Kemal, baz yazlarnda matbaann ve basnn yokluunu
Osmanlnn geri kalmasnn en nemli nedeni olarak grrken,
Boratav bu gre kar kmtr. Aada grlecei zere bu
tartma, aslnda, gnmzde dahi devam eden teknolojik de-
terminizm grleri ile teknolojinin de nihayetinde toplumsal
yap iine gml olduunu ve insan rn olduunu savunan
ve bu nedenle ona daha ikincil bir konum atfeden grlerin
atmasnn Trkiyede erken dnemdeki ilk rneklerinden
saylabilir.
Boratavn aktardklarndan anladmza gre Namk Ke-
mal bu grlerin teknoloji merkezli kutbunda yer aldn daha
u cmlesiyle belli eder: Memleketimizin Avrupadan birka
asr geri kalmasnn balca sebebi matbuatn olmamasdr.
Buna benzer ifadeleri baka yerlerde de yazar: ...Matbuat, ihti-
rt- beerin erefi ve medeniyyet-i hzrada grlen kemlin
sebeb-i aslisi addolunur. (Boratav, 1982:385). Mehmet Kaplan
da Namk Kemal ile ilgili almasnda bu noktaya deinir.
rnein Kemal bir yazsnda, Mlkmzn terakkide Avru-
padan birka asr geri kalmasna en bal sebeb, matbuatn
buralarca birka asr sonra zuhur etmi olmasdr der (Kaplan,
1948:125).
Namk Kemal ifadelerinde matbaa yerine matbuat sz-
cn kullanmasna ramen, Boratav, matbaay da analizine
katar. Bunun bir dizgi hatas olmayaca, bilinli olarak kulla-
nld, makalesinin hem 1942 (Boratav, 1942:166) hem de

94
1982 tarihli basklarnda (1982:385-386) bu szcklerde dei-
iklik olmamasndan bir istisna dnda
1
- anlalabilir.
Her ne olursa olsun, Boratav Kemalin teknolojik ynelimli
bu tr grlerine kar kar. Ona gre byle bir anlay her
eyden nce ilm deildir (Boratav, 1982:385). Matbaann ve
basnn yokluunu geri kalmlkla eitleme Osmanlnn mat-
baadan ve basndan nce olduka ileri dzeyde olduu dnem-
leri grmemezlikten gelme anlamna gelir. Matbaann ve bas-
nn ortaya k veya bir lkeye girii iin toplumsal koullarn
olgunlamas gereklidir. Batda dier alanlarda gelimeler ol-
duktan sonra matbaa ve basn toplumsal yaantnn vazgeilmez
aktrleri haline gelmitir. Matbaa ve basn sonuta ilerlemede
veya geri kalmada birincil etmen deildirler. Matbaa ve basnn
en nemli rolleri, balam olan gelimeyi hzlandrmalardr:
Hi phe yok ki, 1) Osmanl cemiyeti matbuat [1942 tarihli
baskda matbaa, s. 166] olmad iin geri kalmad, zira ileri
bir medeniyet seviyesi gsterdii zamanlar oldu ki, o zaman-
larda da matbuat yoktu. Avrupada matbaa icat edildikten
uzun bir mddet sonra da matbaasz kalmas, geriliin sebebi
deil, neticesidir. Baka birok amiller neticesinde ileri ham-
leler yapan Avrupa cemiyeti, bir ihtiyacn tazyiki altnda, bir-
ok yeni teknikler arasnda matbaay da icat etti. Bu yeni ne-
ir vastas meydana ktktan sonra elbette cemiyetin yeni
hamleler yapmasnda matbaa mhim rol oynad. 2) Bu rol en
mhim rol deildir; medeniyet-i hzrada grlen kemlin
sebeb-i aslisi deildir, belki de en mhimlerinden bir tanesi-
dir (Boratav, 1982:386).

1
1942 tarihli baskda Osmanl cemiyeti bir devirden sonra- matbaa-
s olmad iin. (Boratav, 1942:166) ifadesinde kullanlan mat-
baa yerine 1982 basksnda matbuat gemitir. Bir devirden son-
ra aklamas ise 1982 basksnda kaldrlmtr.

95
Ancak Namk Kemal basnn ve Boratavn eklemesiyle
matbaann- bir lkenin ilerlemesinde veya geri kalmasnda en
nemli faktr olduuna dair grnde ikirciklidir, sabit deil-
dir. Bir yazsnda basna verdii en nemli rol, baka yazsnda
orduya, eitime, edebiyata, byk tarihi kiiliklere vermektedir
(Boratav, 1982:386). Bunun nedeni, Boratavn daha nce be-
lirttiimiz gazetecilik pratiinin zelliklerine dair grlerinde
sakldr. Gazetecilik, hz, etkililii ve geni kesimlere ulamay
amalayan bir meslek pratii olduuna gre, buna uygun bir
yzeysellik ama ayn zamanda etkililik en veya tek sfatlar-
nn bol miktarda kullanlmasn gerektirmekteydi.
c) Basnn Etkileri: Boratav, Kemalin gerek gazete maka-
lelerinde gerekse dier yazlarnda basnn ilerletici tesirlerinin
deiik taraflarn gsterdiini belirterek, onlar iki balk altn-
da deerlendirir: Milletin terbiyesinde gazetenin ve umumi-
yetle matbuatn- rol (Boratav, 1982:386) ve gazetelerin, bil-
hassa siyasi mcadelede, halkn medeni hukukunun korunmas
davasnda ald vazife (388).
Boratav, Kemalin basnn ulusal eitimdeki yerine ilikin
grlerine niteliksel boyutta ok fazla itiraz etmez, sadece
verdii baz niceliksel verilerin abartl olduunu belirtir. rne-
in Kemalin Yirmi yl nce kan gazeteyi be yz kii bile
okumazken, imdi (1872) en aa on be bin elden dolayor
ifadesi (Boratav, 1982:386) Boratava gre kesin bir istatistik
olmaktan ziyade sadece bir tahmindir. Boratav, Namk Kemalin
istatistiksel abartlar konusunda baka rnekler de verir (403).
Bu noktada Boratavn, Namk Kemalin aslnda bir tahmin
olmasna ramen gerek gibi bu tr ifadelere bavurmasnn
nedenini gazetecilik pratiine ve dnemin koullarna balamas

96
beklenebilirdi. Ama Boratav, daha nceki analizinden ayrlarak
bir miktar farkl bir patika izler ve nedeni eski edebiyat anane-
sinin Kemal zerindeki etkisine yaslar. Kemalin srf szne
kuvvet vermek iin bu tr ifadelere sk sk bavurduunu be-
lirten Boratava gre edebiyattan gelme gelenein izleri onda
zaman zaman grlr (Boratav, 1982:403). Bylece Boratavn,
Namk Kemalin yzeysel ve etkili syleyii izlemesinin nede-
nini biraz dank da olsa- nedene balad grlr: Gaze-
tecilik pratii, dnemin getirdii koullar ve eski edebiyat gele-
neinin yazarlar zerindeki etkileri.
Boratavn yorumuna gre Kemal, gazete ve eitim ilikisi
zerine baz ayrntlar atlasa da yine de nemli grler ileri
srmtr. Eksikliklerden birisi bu tr kltr hareketlerinin
kylere kadar uzanmas zerine Kemalin herhangi bir gr
bildirmemesi, aklamalarn sadece ehir balamnda yapmas-
dr. ehir halk arasnda bu derece yaygnlaan bir information
aracnn halkn terbiyesi zerinde tesiri gerek anlamyla an-
cak tm yerleim birimlerini dikkate almakla anlalabilir
(Boratav, 1982:386).
Boratava gre Namk Kemalin halkn eitiminde basnn
rolne dair yapt aklamalarnda eksik brakt bir baka
konu propagandadr. Ona gre Kemal, bir fikri zihinleri yer-
letirmek iin -propaganda taktiklerinden birisi olan- tekrara
yazlarnda sk sk bavurmasna ramen, propagandann tekrar
edilen telkinler sayesinde ne kadar mhim i grdn pek
tebarz ettirmemitir. (Boratav, 1982:386). Baka anlatmla
Boratava gre Namk Kemal halk eitiminde propagandann
nemini yazlarnda dile getirmemitir.

97
Boratavn bu yazy 1942 gibi II. Dnya Sava koullarn-
da yazd gz nne alndnda Namk Kemalin propaganda
konusuna deinmemesini bir eksiklik olarak nitelemesini anla-
mak daha kolaydr. Daha ak deyile Boratavn tesir, pro-
paganda, telkin szcklerine bu derece sihirli anlam atfetme-
sinin nedenini yazsn yazd tarih ve konjonktre bal olarak
yorumlamak gerekir. II. Dnya Savann olaanst sava
ortamnda propaganda, tesir, telkin, sadece bilim insanlarnn
deil, gazetecilerin, siyasetilerin bile sk kulland ifadelerdir
(ztrk, 2006:377-397). Dier yandan Boratav, propagandann
ilkelerinden birisi olan tekrarn nemine Namk Kemalin
yazlarnda dikkat etmediini belirtirken sanki bir anakronizm
yapar. Bilindii gibi propaganda gerek terminolojinin kullanl-
ma skl gerekse onun zerinde yaplan aratrmalar bakmn-
dan I. Dnya Sava sras ve sonrasnda daha fazla zerinde
durulmu bir konudur. Kemalin yazd dnemde bu tr propa-
gandayla ilgili sistemli aratrmalarn olduunu sylemek g-
tr. Boratav, yazsn yazd 1942den yaklak yetmi yl n-
cesindeki Namk Kemalin yazlarn ada bir kavram olan
propaganda kavram ile deerlendirmektedir.
Boratav, aada belirtilecek olan Kemalin gazetelerin si-
yasi mcadele ve halkn medeni hukukunun korunmasndaki
yerine ilikin grlerine kar kmam, sadece kendi yorum-
lar erevesinde yazarn bu konudaki grlerini aktarmtr.
Buna gre Namk Kemal, gazetelerin siyasi mcadele ve halkn
medeni hukukunun korunmas konularndaki ilevlerini her
frsatta dile getirmitir. Hatta, Kemal, gazetecilie, siysiyyt
ismini vermitir. Yansra Avrupada gazetelerin seimlerdeki
ilevleri zerinde durmutur. Boratavn Namk Kemalin baz
yazlarndan kard yoruma gre, Kemalin Trk gazetecilii

98
iin belirledii hedef, dnemindeki Avrupa gazetelerinin bulun-
duu dzeydir. Ona gre Kemal yirmi sene nce ile imdi ara-
snda okuyucu says ve gazetelerin nitelikleri bakmndan kar-
latrma yaparken, hep Trk gazeteciliinin Avrupa gazeteci-
lii dzeyine ulaacana ynelik inanc ima etmitir (Boratav,
1982:388).
Kemale gre gazete, yasama ve yrtmeyi denetleyen bir
gtr. Boratavn yorumu, Kemalin Osmanl hkmeti ile
basn arasndaki ilikilerin eitli safhalarn ele alrken, daha o
devirde birok gazetelerin, halkn safnda yer tutarak hkmet
aleyhinde nasl bir mcadeleye giritiini gsteren satrlara sk
sk yer verdii ynndedir. Yazlarnda basnn hkmet kar-
snda hatr saylr bir kuvvet haline geldiini ileri srmtr
(Boratav, 1982:389).
Grld gibi Boratava gre Namk Kemal iin basn ei-
timden, halkn siyasal iktidara kar karlarn savunmaya ve
hatta bir lkenin ileriliine ve geriliine kadar toplum zerinde
etki yapan aralarn banda gelir. Boratav ise ilk ikisine
basnn eitim ve halkn karlarn savunma ilevi- ok fazla
niteliksel bir kar k sergilemez. Ama zellikle ncsnde
Kemalin tam kar kutbunda yer alr. Boratav, Namk Kemalin
tersine, gerilik-ilerilik olgusunu basndan ziyade toplumsal ya-
pyla ilikilendirmitir. Buna karn unu da aka sorgulamak
gereklidir: Acaba Namk Kemal gerekten de Boratavn ileri
srd gibi Osmanlnn geri kalmasn sadece basna ve
matbaaya- m balamtr? Aklamalar bu kadar basit midir?
Aslnda btnsel olarak deerlendirildiinde Namk Ke-
malin Osmanl mparatorluunun gerilemesini Boratavn
belirttii gibi basit aklamadn belirtmek zorundayz. Niyazi

99
Berkesin incelemesine gre Kemal, Osmanl mparatorlu-
unun geri kalmasnn drt nedeni olduunu belirtir. Bunlar,
Osmanl borlar ve Osmanl yneticilerinin borlanmaya halen
devam etmesi (Berkes, 1942:233-235), Osmanlnn Bat kar-
snda ekonomik gerilii (235-236), mparatorluk tekilatnn
bozulmas (236-238) ile terbiye ve maarif messeseleri idi
(239). Behice Borann almasna gre ise Kemal, Osmanl
mparatorluunun iinde bulunduu kt durumun en nemli
sebebi olarak devlet tekilatnn bozukluunu Berkesin belirt-
tii nc neden- bulur (Boran, 1942:251). Maarif, Borann
belirttiine gre, Kemalin grnce devlet tekilatnda slahat
yapldktan sonra giriilecek iler arasnda yer alr (251).
Saylan bu nedenler arasnda Boran ve Berkes basna ilikin
zel bir atf yapmaz. Ancak tahmin edilecei zere basn, say-
lan bu son noktann (terbiye ve maarif) okullarn geri kalml,
yetersizlii ve eitim-retim tekilatnn bozulmas gibi bir alt
grup yannda yer alabilir. Kemal, Berkese gre, eitim ve re-
timin nemini zellikle Magosa srgnnden sonraki topist
fikirsel evrimi safhasnda sk vurgulamtr (Berkes, 1942:240).
Oysa ondan nceki slahat safhasnda Kemal, gelime-geri
kalma ilikisini yukarda belirtildii zere daha salam temelle-
re oturtmutu. Anlalaca zere Boratav, incelemelerini daha
ok Namk Kemalin topist aamasndaki bretteki yazlar-
na younlatrdndan, Berkesin ve Borann yapt gibi Ke-
malin daha salam btncl yaklamn grememitir.
) Basn zgrl: Boratavn ayn makalede basn zgr-
l balamndaki katks, Namk Kemalin hrriyet-i efkr,
(dnce zgrl), matbuat hrriyeti (basn zgrl) gibi
kavramlar erevesindeki grlerini ortaya karmasndan
kaynaklanr. Kamu zgrl, basn zgrlnden daha geni

100
ierie sahiptir. Boratavn aktardna gre, Kemal, bir fikrin
snrlanmasna, yayn ve datmnn nlenmesine zaten olanak
olmadna inanr. Bu gerein kabul edilmesi ve her fikre
ifade hrriyeti tannmaldr (1982:397).
Ancak Kemal, sadece konuyu bu teorik erevede
brakmaz, uygulamaya dnk bir akl yrtmeyle ortaya koydu-
u grn glendirir. Boratav, Namk Kemalin bu grn
kendi cmleleriyle yle aklar:
Madem ki matbuat ve hususiyle gazetecilik memleketin men-
faatlerine hizmet etmektedir, o halde matbuata azami hrriyeti
bahetmelidir. Kemalin esas tezi budur (Boratav, 1982:397).
Boratava gre byle bir akl yrtme her trl neriyat i-
in mi hrriyet? eklinde bir soru ortaya koyar. Kemalin izin-
den gidilirse, bu mantk dnce zgrl tezini benimseyen-
leri her trl yayn iin zgrlk; basn zgrl tezini be-
nimseyenleri ise yalnz faydal yaynlar iin zgrlk yantna
gtrebilir. Boratav, Kemalin bu elikinin farknda olup ol-
madn bilmediini yazar. Ancak Boratava gre kesin olan
nokta, Kemalin kurduu mantk rgsnde bir eliki olup
olmad zerinde durmaddr. Kemal, Hrriyet-i Efkar gibi
birka yazda bu noktaya biraz deinmitir. Ad geen makale
muzr neriyat ve bunlardan korunma nlemleri zerinedir.
Kemal bu yazsnda muzr bile olsa her trl yaynn yasaklan-
masna kar kar. Aslnda muzr neriyat savunmaz, hatta ona
kar kar ancak kar kmak onu yasaklamay gerektirmez. O
halde bu tr yaynlarn zararl etkileri nasl nlenecektir? Ke-
malin yant ilgintir: Fena tesirlerin nne gemek iin mu-
kabil neriyat, sistematik telkin ve kuvvetli bir mdafaa sila-
h olarak akl-i selime gvenmek (Boratav, 1982:397). Ben-
zer grn Garaz Marazdr balkl makalesinde de dile

101
getirir. Ona gre gazeteci fikirlerini aklamada ve eletirilerini
yapmada zgrdr, ancak hibir zaman eletirilerinde
garazkrane olmamaldr (398).
Ancak kendisi halkbilimcisi olan Boratav, Kemalin halk
kltr rnlerindeki mstehcen ierie ynelik kulland
mfsid-i ahlak ifadesine kar kar. Kemalin baka hallerde
gsterdii msamahay bu konuda gstermemesini eletirir.
Ona gre Kemal, bu noktada da elikili bir tavr sergilemitir.
nk bunlar syleyen Kemal, dier taraftan, Matbuat Ni-
zamnamesi balkl bir makalesinde eski Yunan hkimlerinin
szlerini aktararak Hi kimse sz sylemekle veyahut yaz
yazmakla, umumda fikir hsl edemez; olsa olsa umumun efk-
rna tercman olabilir demektedir (Boratav, 1982:398).
Boratava gre ayn yarg Kemalin eletirdii halk kltr
rnleri iin de geerlidir. rnein destanlar stanbul halkn
birtakm zararl hareketlere yneltmekten ziyade, eitli neden-
lerle bu hareketlere zaten ynelmi olan halkn, birtakm olay-
lar, adetler, gelenekler hakkndaki dncelerine tercman
olmulardr. Edebi veya eitici-retici nitelikleri bir yana,
Boratava gre bu rnler bizim iin o devrin gazeteleri kadar,
hatta realist olduklar, oklarn tespit ettikleri iin, belki gaze-
telerden de daha faydal vesikalardr (398, vurgu bana ait).
Sonu
Bu makale, Pertev Naili Boratavn eserlerini Trk iletiim
tarihi aratrmalarna katklar asndan okumaya almtr.
Buna gre Trk iletiim tarihini ve genel olarak iletiim tarihi-
ni- sadece kitap, gazete, dergi, sinema, radyo ve televizyon gibi
son yzyllarn yazl, iitsel ve grsel medyalara snrlamann

102
bizzat iletiimin tanm deerlendirildiinde ne derece gereki
olduu sorgulanmtr.
Boratav, bir medyann ortaya knda, yaamn srdrme-
si ve etkisini yitirmesinde nemli olann toplumun yaps ve
ihtiyalar olduunu vurgulamtr. Bu nedenle modern medya
ncesindeki geleneksel medyay modern medyann ilevlerini
yerine getiren bir sistem olarak grmek gerekir. Bunun iletiim
tarihilerine hatrlatt, iletiimin tarih iinde ald ve alaca
seyrin uzun soluklu bir sreten olutuu, bu srecin sadece bir
paras zerine odaklanmaktansa, onun tm paralarn btn-
cl bir ekilde aratrmann ve deerlendirmenin daha salkl
sonular verebileceidir.
letiim tarihi alannda alanlar iin Boratavn verdii
mesaj aktr: letiim, sadece modern medyadan ibaret deildir.
nemli olan iletiimin toplumsal yap iinde ve btnsel bir
ekilde ele alnmasdr. Aksi takdirde u anda iletiim teknoloji-
sinin gz kamatrcl altnda iletiimi teknikler btn olarak
deerlendirme tehlikesi vardr, ki bilindii gibi Marshall
McLuhann dnyay etkileyen iletiim teknolojisi arlkl b-
yl szckleri hep bu bakn izlerini tar.
letiim tarihini sadece kitle iletiim aralarna odaklamann
bir baka tehlikesi sonuta bu alandaki aratrmalar ara yne-
limli olmaya gtrmesidir. Bylece iletiim alanndaki son tek-
nolojik atlmlar ve bunlarn iletiimi nasl dntrd sre-
cinin incelenmesi iletiim tarihi olur, iletiimin asl anlam,
toplum ierisindeki yeri ve ilevleri bir kenara braklr. Oysa
Pertev Naili Boratavn almalarnn gsterdii gibi anlam
retimi, anlam paylam ve iletimi iletiimin antropolojik
anlam- toplumsal yapnn ald biimlere gre tarih boyunca

103
eitli aralarla salanabilir. Bu anlamda her bir ara kendi i-
inde deerlidir ve iinde gml olduu toplumun ve zamann
ihtiyalarn karlamas balamnda da yeterlidir.
Alt izilmesi gereken ikinci nokta, Boratavn daha 1942
gibi erken bir tarihte matbaa ve basnn bir lkenin ilerlemesin-
de veya geri kalmasnda yaratabilecei etkinin ancak snrl
olabileceine ilikin aklamalardr. Boratav, Kemali, basn ve
matbaann yokluu veya eksiklii dolaysyla Osmanlnn geri
kald ynndeki sav nedeniyle eletirirken, Onu ilm ol-
mamakla sulamt. Kemal ise bu grlerini bir bilim insan
olarak deil, gazeteci olarak ortaya koymaktayd. Oysa, bilindi-
i zere zellikle yirminci yzyln ortalarndan balayarak,
kitle iletiim aralar ve kalknma/modernleme ilikisi konu-
sunda -Kemal ile benzer- fikir ileri srenler ilmi olmas bek-
lenen Batl akademisyenlerdir. Bunlarn grlerinden etkile-
nen gelimekte olan dnyadaki baz bilim insanlar da bu ker-
vana katlmlardr. Btn bu akademisyenlerin ortak zellii
kitle iletiim aralarn gelenekselliin veya modernliin belir-
leyicileri olarak ele almalardr. ok kaba ekilde belirtmek
gerekirse, bu anlay, kitle iletiim aralar gelime-
yi/modernlemeyi salar veya geri kalma-
nn/modernleememenin nedeni kitle iletiim aralarnn geli-
memiliidir biiminde zetlenebilir. Kitle iletiim aralarn
toplumsal yapnn iine gmen Boratavn vurgular ise kanm-
ca bu teknolojik determinizm anlaynn ok tesindedir.





104
KAYNAKA

Alemdar, Korkmaz (1981). Trkiyede ada Haberlemenin
Tarihsel Kkenleri, ATA, Ankara.
Bagz, lhan (1998). Pertev Naili Boratavn Trk ve Dnya
Folklor Aratrmalarndaki Yeri, Pertev Naili Boratava
Armaan iinde, Haz. Metin Turan, Kltr Bakanl Yay.,
Ankara, s.17-32.
Berkes, Niyazi (1942) Namk Kemalin Fikri Tekaml,
Namk Kemal Hakknda iinde, Vakit Matbaas, stanbul, s.
221-247.
Boran, Behice (1942) Namk Kemalin Sosyal Fikirleri, Na-
mk Kemal Hakknda iinde, Vakit Matbaas, stanbul, s.
251-277.
Boratav, Pertev Naili (1931). Krolu Destan, Evkaf Matbaas,
stanbul.
----------- (1942) Namk Kemalin Gazetecilii, Namk Kemal
Hakknda iinde, stanbul, s. 161-182.
----------- (1943) zahl Halk iiri Antolojisi, Maarif Matbaas,
Ankara.
----------- (1969). 100 Soruda Trk Folkloru, C. 1., Gerek
Yaynevi, stanbul.
----------- (1973). 100 Soruda Trk Folkloru, C. 2., Gerek
Yaynevi, stanbul.
--------- (1991). Folklor ve Edebiyat, C.2, Adam Yay., kinci
Basm, stanbul, s. 318-327.
----------- (1998). 100 Soruda Trk Halk Edebiyat, Gerek
Yaynevi, stanbul.
--------- (2000). Halk Edebiyat Dersleri, C. 1., Tarih Vakf,
stanbul.
Boratav, Pertev Naili ve zdemir, Fuat (1991). (Haz.) Ahmet
kr Esen: Anadolu Destanlar, kinci Bask, Kltr Ba-
kanl, Ankara.
etik, Mete (1998). Pertev Naili Boratavn Genlik Dnemi-
nin Baz zellikleri, Pertev Naili Boratava Armaan -

105
inde, Haz. Metin Turan, Kltr Bakanl Yay., Ankara, s.
33-48.
Georgeon, F. (1999). Osmanl mparatorluunun Son Dne-
minde stanbul Kahvehaneleri, Douda Kahve ve Kahve-
haneler iinde, (der.) Hlne Desmet-Grgoire ve Franois
Georgeon, Yap Kredi Yay., Ankara, s. 43-85.
Kaplan, Mehmet (1948). Namk Kemal: Hayat ve Eserleri,
brahim Horoz Basmevi, stanbul.
Ong, Walter (2003). Szl ve Yazl Kltr: Szn Teknoloji-
lemesi, Metis, nc Basm, stanbul.
ztrk, Serdar (2006). Cumhuriyet Trkiyesinde Kahvehane ve
ktidar, Krmz, stanbul.
Pultar, Gnl ve Cengiz, Serpil Aygn (2003). Kardelie Bin
Selam: lhan Bagz ile Sylei, Tetragon, stanbul.
Sanders, Bary (1999). kzn As, Ayrnt, stanbul.






















106






























107

LETM BLM LE HALKBLMN
BULUTURAN BR BLM NSANI: LHAN BAGZ
*



Giri
letiim bilimi ile halkbilimi arasndaki iletiim, son yllarda
giderek artmaktadr. Bu iletiim, halkbilimcilerin medyann
geleneksel trler ve szl kltr zerindeki etkilerine ilgi duy-
maya balamalar ile iletiim bilimcilerin halk kltr, popler
kltr, kitle kltr, szl, yazl ve elektronik kltr gibi konu-
larda eserler retmeleriyle, giderek belli baz alanlarda bulu-
maya doru gitmektedir. zellikle kltr, medyann kltrn
deiim ve dnmndeki yeri, modern medya ncesinde hal-
kn bilgilenme, elenme ve kltrel ihtiyalarn karlayan
geleneksel medya (klar, masal ve hikye anlatclar... gibi),
halkbilimi ile iletiim biliminin kesiim noktalarnda yer alan
konular arasndadr. Kentlemeyle birlikte, medyann halkbili-
min inceleme malzemelerini dntrmeye balamas, kanl-
maz olarak, halkbilimcileri iletiim aratrmalarnn bulgularn-
dan yararlanmaya yneltmitir. letiim bilimleri alannda al-
an aratrmaclar ise genellikle kltr ve iletiim balamnda
halkbiliminin bulgularndan yararlanmlar, modern medya
ncesindeki iletiimin tarihini, ileyiini ve zelliklerini anla-
mak iin halkbilimcilerin eserlerine bavurmulardr.

*
Folklor/Edebiyat, C.12, S.48, 2006, ss. 35-59. Makaleyi okuyup
deerli katklarn esirgemeyen Prof. Dr. lhan Bagze teekkr
ederim.

108
Ancak bu karlkl yararlanmann yeterli olduunu syle-
mek, bu almaya konu olan lhan Bagzn iletiim bilimle-
rindeki yerini inceleyen bir tek aratrma dahi olmamas deer-
lendirildiinde ok mmkn deildir. Oysa Bagz, aada
ayrntlaryla grlecei zere almalarnn teorik erevesini
kurmada, verilerini toplama ve analiz etme srecinde iletiim
bilimi alanndaki aratrmalardan yararlanmtr. Hatta son yl-
larda yazd Bir letiim Olay Olarak Tat Yazlar (2005)
balkl makalesinde grld gibi, baz almalarn halkbi-
liminden ziyade tamamen iletiim bilimi merkezli bir izgide
retmitir.
Bu makale anlan eksiklii bir lde kapatmaya yneliktir.
alma Trk iletiim alanndaki aratrmalar asndan
Bagzn eserlerinin yerini ve anlamn bulabilmeyi amala-
maktadr. Makalenin retilmesi iin Bagzn eserlerinden ve
konuyla ilgili baka kaynaklardan yararlanlmtr.
1


1
Bagzn Trke yaymlanm yedi kitab bulunmaktadr (Bagz,
1956; 1960; 1979; 1992; 1986; 1989; 1996). Bunlardan Folklor Yaz-
lar (1986) ngilizce olarak da yaymlanmtr. Bunun dnda
Bagzn Andreas Tietze (1992) ve Howard E. Wilson (1968) ile
birlikte zgn halleri ngilizce basl ortak birer almas bulunmak-
tadr. Bu makalede bu kitaplarn iletiim almalar asndan nemli
grlenleri zerinde daha fazla durulmutur. zellikle Folklor Yazla-
r, yazarn ngilizce ve Trke belli bal makalelerini toplad bir
eser olmas asndan nemli grlmtr. Bunun dnda Bagz ile
yaplan grmenin yer ald bir kitap makalenin yazlmasnda yarar-
lanlan kaynaklar arasnda yer almtr (Pultar ve Cengiz, 2003).
Bagzn 2002 ylnda ikinci basks yaplan bir evirisinin uzun
nsz bu makalenin hazrlanmasnda kullanlan bir baka almadr
(Bagz, 2002). Yazarn ingilizce makalelerinden zellikle iletiim ile
ilgili grlen ve almann sonunda kaynakada belirtilen eserleri de
deerlendirmeye alnmtr (Bagzn eserlerinin ayrntl kaynakas
iin bkz. Pultar ve Cengiz, 2003:225-241).

109
Bagzn Formasyonunu Oluturan Kaynaklar
lhan Bagz, bir metni okumakla, incelemekle ve yorum-
lamakla bir folklor rnnn tam anlamyla anlalmayacan
hemen tm eserlerinde vurgular. Bagzn bu anlaynda iki
etkinin varlndan sz edilebilir. lki, hocas Pertev Naili
Boratavdr. Bagzn nazarnda Boratav, Trkiyede ve hatta
dnyada metni toplumsal balam iinde inceleyen halkbilimci-
lerden nde gelenidir:
1960l yllarn banda contextual analysis modayd; yani,
metni sosyal evrenin iine oturtarak inceleme. Aslnda bunu
Pertev Beyden biliyoruz. nk Pertev Bey hibir zaman bi-
ze sadece metin inceletmedi. Mesela, kendisi halk hikyeleri-
ni derlerken, askerdeki klar getirmi br askerleri getir-
mi br askerlerin arasnda oturtmu, onlara anlattrm ve
kendisi tespit etmi. Bu ok doru bir yaklam (Bagz,
2003:162).
Bagz, doru bulduu bu yaklam aada bu konu hak-
knda ayrntl bilgi verilecek- kendi almalarnn merkezine
koyacak, kendisi sadece katlmc gzlemci sfatyla deil, biz-
zat deneyler yaparak Boratav izleyecektir.
Bagzn sadece metinlerden yola karak bir folklor r-
nnn tam anlamyla anlalamayacana ilikin grnn
biimlenmesinde ikinci etken, Amerikadaki Indiana niversi-
tesinin folklor alanndaki ncleriyle ve onlarn rettikleri
yaptlarla tanmasdr (Bagz, 2002:25). Bagze gre, bir
szl anlatmn aada ayrntl incelenecek- tm unsurlarn
gz nne almadan sadece metni incelemek, onu deimez,
soyut bir folklor rn saymak gsterimci okulunun en nem-
li eletirisi olmutur. (Bagz, 2002:27).

110
Bagzn ifadelerinden kendisinin de bu okulun anlayn
paylat anlalmaktadr. Gsterimci okula gre metin bir
canl gsterimdir ve ancak onu reten, yayan, dinleyen ve ev-
releyen toplumsal balam iine gmlerek kavranabilir. Bunlar
yeterince dikkate alnmadan yaplacak zmleme eksik ve
yetersiz kalr.
Halkbilimciler bu sonuca, halkbilim iinden gelenlerin ret-
tikleri eserlerle mi, yoksa dier bilim dallarndaki aratrmacla-
rn almalaryla m varmlardr? Eer dier bilim dallarnn
katklar varsa, bunlar hangileridir?
Bagze gre Richard Dorsonun sosyal ierikiler olarak
niteledii aratrmaclar bu sonuca halkbilimle ilgili almalar-
dan ulamamlardr (Bagz, 2002:27, vurgu bana ait). Dola-
ysyla sorunun birinci ksm ak ve nettir: Bir folklor rn-
nn anlatc ile uzak ve yakn evre koullar gz nne alnarak
incelenmesi gerektiine ynelik anlayn yerlemesinde balca
rol halkbilimciler oynamamlardr. Buradan sorunun ikinci
ksmna geildiinde, Bagzn yine Dorsona dayand gr-
lr. Dorsona gre, balama nem veren okulda yer alanlar
zellikle dilbilim, iletiim bilimi, antropoloji ve sosyal psikolo-
jinin verilerini ve vard sonular halkbilimine uyarlamlar,
grlerini sistemletirmiler; yntemlerini aklamlardr.
(Bagz, 2002:27).
Bagzn almalarnn ana atsn gsterimci okulun ar-
gmanlarnn oluturduu anlalyor. Bagz, halkbilimcilerin
Saussureden Jacobsene ve Chomskiye dein dilbilimcilerden
yararlandklar noktalar vurgular. Amerikan folklorcular dilbi-
lim almalarndan olduka etkilenmilerdir. Bagz, rnein
bir Amerikan halkbilimcisi olan Robert Georgeun iletiim bi-

111
limi ve dilbilimin terimleriyle grlerini akladn belirtir.
Bunlar unlardr:
I- Her hikye anlatmnda iletiyi hazrlayp gnderen
(encoder) ve iletiyi alp zmleyen (decoder) olmak zere en
az iki unsur yer alr. Her hikye anlatm olaynda bu ikisi
arasnda bir iletiim kurulur. letinin gndericisi ve alcs nce-
den biim alm geleneksel bir mesajla anlarlar. leti sadece
sz ile gnderilip zmlenmez, jest ve mimik gibi sz dnda-
ki unsurlar da -szsz iletiim- kullanr. letinin yorumlanmas
hikye anlatm boyunca srmektedir.
II- Her hikye anlatm toplumsal bir olaydr. Bu olayda en az
bir kii hikye anlatcs, bir kii de hikye dinleyicisi rolndedir.
III- Her hikye anlatm tektir, onun tam anlamyla baka bir
benzeri yoktur. Hikye anlatm belli bir yerde belli bir zaman-
da, belli bir sosyal koullar iinde ortaya kar; [onun] bir daha
tekrar edilmesinin olana yoktur. Buna karn hikye anlat-
mnda birbirine benzeyen unsurlar da bulunmaktadr. (Bagz,
2002:30).
Hikye anlatmn toplumsal bir olay olarak gren Georgea
gre, gsterimdeki elemanlardan hibirisi gsterimi kendi ba-
na belirlemeye yetmez. Bunlar arasndaki karlkl etkileim,
hikye anlatmn belirler. Ksaca belirtmek gerekirse hikye
anlatm... anlatcnn, dinleyicinin ve hikyenin kesitii ortak
noktada belirir. (Bagz, 2002:31).
Bagze gre George yukardaki grlerini esas olarak
Jacobsondan yararlanarak oluturmutur (Bagz, 2002:31).
Jacobsonun iletiime dair grleri, Bagz dahil ou halkbi-
limci zerinde nemli etkiler yaratmtr (Bagz, yz yze
grme, ubat 2006). Bagz, bu nedenle Jacobsonun ileti-

112
imle ilgili anlayn zetler. Buna gre Jacobson bir iletiim
olaynda alt ortak unsurun bulunduunu belirtmitir. Bunlar
unlardr:
1- letiime katlan konumaclar, ileti verenler, dinleyenler,
szcler, yorumcular.
2- Kullanlacak iletiim birimleri: yazma, konuma, kitap
basma, davul almayla iletiim kurma ve slk, boru alma, tr-
k syleme, yz ve beden hareketleri, koku verip alma, dokun-
ma ve tatma yoluyla mesajlar iletme.
3- letiimin yer ald ortam.
4- letiim biimi: iir, hikye, trk, politik konuma, sat-
clarn barmas, vaiz.
5- letinin ierii, anlam, ne demek istedii ve ona kar
gsterilen davran.
6- Bu gsterim olaynn btn (aktaran Bagz, 2002:31).
Bagze gre gerek George gerekse Jacobson hikye an-
latmay kompleks bir iletiim olay olarak dnmlerdir.
Bagzn vurguladna gre gsterimci okulun bir baka
temsilcisi olan Dan Ben-Amosun halkbilim anlaynda da
iletiim ve gsterim anahtar kavramlardr. Ben-Amos, l
bir aratrma modeli nerir: 1- anlatc-oynaycdan oluan kii-
sel boyut, 2- dinleyici, izleyiciden oluan toplumsal boyut ve 3-
sz boyutu (aktaran Bagz, 2002:32).
letiim bilimi almalarnn da iinde bulunduu deiik
bilim dallarnn bulgularndan yararlanarak, halkbilimi rnleri-
ni incelemede nasl bir yol izlenmesi gerektiine dair grleri-
ni bildirenler George, Jacobson ve Ben-Amos ile snrl deildir.
Ben-Amosun nerdii yukardaki modelde antropolog

113
Malinowskinin etkisi bulunmaktadr. Malinowskiye gre ko-
numa, ancak, onun balam bilinirse zmlenebilir. Balam
konumacnn jest ve mimiklerinden, konumann dinleyicile-
rinden, tepkilerinden oluur. Anlam bu elemanlar belirler
(Bagz, 2002:32). Bagz, bunun dnda Amerikan halkbilim-
cilerini etkileyen Dell Hymesin grlerine yer verir. Hymes,
dili teki iletiim aralar gibi bir iletiim modeli sayar
(Bagz, 2002:33). Bagze gre bu tr almalar sonucunda
halkbilimciler, sadece metin zerinde allmayacan, onu
canlandran sanat ve sanatnn iinde bulunduu evreyi
dikkate almas gerektiini renmiler ve bylece metni bala-
mna oturtan incelemeler yapmaya balamlardr (Bagz,
2002:34).
Bagzn Trkiye iinde Boratavdan, Trkiye dnda ise
deiik bilim dallarnda retilen almalardan yararlanan halk-
bilimcilerin izlerini tad halkbilim anlay aada belirtile-
cei zere tek ynl deildir. Baka anlatmla Bagz de bu
almalara hem ampirik hem de kuramsal dzeyde zgn kat-
klar salamtr.
Bagzn Temel Anlay: Szl Anlatm Sosyal Gs-
terimdir
Trkiye iinden ve dndan gelen bu iki anlayn bileimi-
ni ou almalarna yanstan Bagz, baz halkbilimcilerin bir
folklor rn diye inceledii metinlerin aslnda canl bir gste-
rim olan hikyeyi l hale getirdiklerini, eksilttiklerini ve
gsterimdeki elemanlardan soyutladklarn savunur. ncelikle
yazmann ve konumann hzlar birbirinden farkl olduu iin
bir metin, hikyecinin azndan kan btn szleri iermemek-
tedir. Aktarc ancak yakalayabildiklerini veya aklnda kalanlar

114
kda dkebilmekte veya asl hikyeyi zetlemektedir. Arat-
rcnn bir hikyeci-a karsna alp ona yava anlatm yap-
trmas da sorunu zmemektedir. Sonuta, bir szl anlatmn
yazya dklmesi demek, onun bire bir tm gerekliiyle k-
da aktarlmas anlamna gelmemektedir. Bagzn deyimiyle
yazl bir metin, bir hikye anlatmnn tm unsurlarn kapsa-
yamaz, hatta ses kayt makinesinin kullanlmas bile bu sorunun
almasn tam baaramaz (Bagz, 2002:26).
Bir anlatmda yaz ile anlatlmayan yanlar bulunur. Bunlarn
neler olduu ve ne gibi zellikler tad yazarn szl anlatm
bir sosyal olaydr (Bagz, 2002:1) ifadesinde gizlidir. Bu
ifadenin biraz kabuu krldnda iinden nce gsterim
kavram kar. Bagz, gsterimi performance szcnn
karl olarak kullanr. Gsterim kavram deildiinde ise
metnin tesine geen unsurlarla karlalr. Bu unsurlar, daha
nce ksmen deinildii zere anlatcdan, szden (veya bunun
metin haline getirilmi biiminden) ve bunlar evreleyen yakn
ve uzak toplumsal evreden olumaktadr. Yakn toplumsal
evre, iinde dinleyicilerin bulunduu evredir. Uzak toplumsal
evreyi ise bir lkenin politik rejiminin doas, anlatmn yapl-
d zaman ve mekn oluturmaktadr (Bagz, 2002:1).
Bagz, saylan bu elemanlara, uzak toplumsal evrenin bir
unsuru olarak medyay da baka yazlarnda katmtr (Bagz,
1986d:40; 1979:374-5). Bagz, bu argmanlarn en z, ksa,
derli toplu ve sistematik olarak 2002 ylnda geniletilmi ikinci
basm yaplan Sibiryadan Bir Masal Anas balkl evirisine
yazd Giri yazsnda zetler:
Szl gelenekte hibir halk edebiyat trnn, deimez, do-
nup kalm, kuaktan kuaa bylece aktarlan bir metni veya
biimi yoktur. Bu trlerin deiik yerlerde, deiik zamanlar-

115
da yeniden yaratlan metinleri vardr. Bu yeniden yaratlan
gsterimde anlatcnn ustal, ya, ii, bulunduu toplum
kat, din inanlar, deer yarglar nemli deiiklikler yapar.
Bu gsterimde dinleyicinin konumu, kltr, beklentileri,
dnya grleri nemli deimeler yapar. Bu gsterimin -
nemli bir eleman olan geleneksel tr, ancak bu kiisel ve
sosyal deikenlerin bir dengesi olarak vardr; duraan deil
canldr, deikendir; her anlatmda yeniden doar. (...) Folk-
lor gsterimini belirleyen bu temel eleman da deildir.
Memleketteki politik gcn hogrl olup olmamas, sz ve
yaz zgrlklerinin tannm olup olmamas, gsterime ayr-
lan yerin ve zamann zellikleri de bu gsterimi etkiler. Folk-
lor olay, saydmz bu elemanlarn dengelendii bir sosyal
olaydr, bir gsterimdir. Bu canl gsterimi, kt zerine d-
kerek donduran, ksaltan, cansz klan, sonra da dnp gste-
ren biziz. Bu sosyal olay byle bir kadavra haline getirmek,
sonra da dnp gsterim yerine bu metni incelemek folkloru
yanl anlamak olur, eksik incelemek olur. (Bagz, 2002:1).
Basgz, Indiana niversitesi Folklor Monografi serisinde
baslmakta olan Hikye, Turkish Folk Romance as a Performing
Art adl eserinde gsterim ve iletiim aratrmalarnda yeni bir
asamaya varm grnyor. Hikye anlatmndan sz ederken
diyor ki:
Bu anlatm ideal ve kk bir toplum modeli oluturuyor. Bu-
rada anlatcnn yaratc olmak istei, bir yandan geleneksel
hikye metninin surelilik eilimi ile, bir yandan da dinleyici-
nin istekleri ile snrlanyor, hikye metni ise hem anlatcnn,
hem dinleyicinin ada istekleri karsnda deimek zorun-
da kalyor. Dinleyici ise hikye anlatana saygs yznden
onun yaratma isteini tmden ortadan kaldrmyor. Bylece
bu e bir yandan kendilerini ifade etmek olana bulu-
yor, bir yandan da teki elere kendilerini ifade etmek hak-

116
kini tanyor. Aralarnda kurulan bu denge ideal bir toplum r-
neidir, hikye anlatmn bu denge ayakta tutmakta ve ya-
atmaktadr (Bagzden elektronik posta, 7 Eyll 2006).
Bagzn bu ve aada daha ayrntl alnacak grleri
birlikte deerlendirildiinde bunlar bir ekil zerinde aadaki
gibi gstermek mmkndr. Bagzn grlerini daha anla-
labilir ve ak klabilmek iin yazarn temel anlayn bir model
zerinde gstermek, -bu model sosyal bilimler alannda hazrla-
nan her model gibi gerein basitletirilmi bir biimi olsa bile-
yararl olabilir. Aadaki model, kanmca Bagzn bir r-
nn (szl veya yazl) nasl incelenmesi gerektiine ynelik
anlayn zetlemektedir.

ekil 1- lhan Bagzn Bir letiim Olay Olarak Sos-
yal Gsterim Anlaynn Modelletirilmi Hali

117
Daha yakndan bakldnda bu modelin iletiimde geri bes-
lemenin olmad, olsa bile geri beslemeye iletiimin etkililii
balamnda arasal bir rol tannd ou iletiim modeline gre
daha dngsel ve etkileimsel olduu grlr. Modeldeki taral
alan ierisinde yer alan anlamn aklamas udur: Bir szl
anlatmda/gsterimde anlam, ancak anlatc, anlat, dinleyicinin
kesiim noktasnda ortaya kar. Anlamn oluumunda uzak
toplumsal evrenin de etkisi bulunmaktadr. Yani anlam, doru-
sal iletiim modeli savunucularnn iddia ettikleri gibi gnderi-
ciden hedefe bir mesaj aktarm sonucu oluabilecek bir ey
deildir. (Bu modeller hakknda daha fazla bilgi iin bkz.
Mcquail ve Windahl, 2005; Erdoan ve Alemdar, 2002;
Zllolu, 2003). Anlam, belli bir yerde, belli bir zamanda, belli
koullarn olumas sonucunda belli katlmclar tarafndan or-
taklaa retilir ve tketilir
Bu noktada anlam oluturan btn bu unsurlar srayla in-
celemek gerekir.
Sosyal Gsterimn Unsurlar
1- Anlatc
Anlatcnn sesi, saz, kiileri taklit etmesi, sesini alaltp
ykseltmesi, susmas, bir sre konumamas, vcut hareketleri,
yava ve hzl bir ekilde dinleyicilerin aralarnda dolamas,
sazn tama ekli gsterimi etkileyen faktrler arasndadr.
Anlatm, sadece anlatm anna zg bu gibi anlatc eylemleriy-
le ekillenmez; bizzat anlatcnn kiisel ve toplumsal zellikleri
gsterimi biimlendirir. Anlatcnn bilgi daarc, yaratc
olarak yetenekleri, ya, sosyal snflar iindeki yeri, din[sel]
inanlar, deer yarglar hikyeden ayrlamaz. Gsterimi canl
hale sokan bu sanat eridir. Bu nedenle toplumsal gsterimin

118
anlatc boyutu yalnzca metin incelenerek anlalamaz (Bagz,
2002:26).
Bagze gre anlatcy alma dnda brakmak, hikyeyi
eksik anlama sonucunu yaratr. nk o, farkl zamanlarda,
farkl tekniklerle hikye anlatmaktadr, anlatm srasnda bir
yolunu bularak, kendini ve dinleyicileri ilgilendiren ada
politik, ekonomik olaylar gsterime sokmaktadr. rnein
fiyatlarn ykselmesinden yaknmakta, partilerin grlerini
eletirmekte, dnemin babakan hakknda yorumlar yapmakta-
dr. Bylece geleneksel tarihseli, ada ve gncel yapabil-
mektedir (Bagz, 2002:26). Anlatc bu ama dorultusunda
kendi kiisel sorunlarn bile geleneksel denilen- bir anlatya
yerletirebilmekte (Bagz, 1986b:63); hikyenin mesajn
farkl bir kanala, farkl iletiim dzeyine aktarabilmektedir.
Anlatc bu durumda artk hikyeyi ve dinleyiciyi birbirine
balayan bir arac (mediator) deildir, fakat kendisini dinleyici-
lerine dorudan sunan ... dier dinleyici ve yeleri gibi ada
bir insandr. (Bagz, 1986e:7).
Geleneksel anlatclar gndelik yaamlarn, sorunlarn,
gemiten imdiye dek edindikleri deneyimlerini hikyelere ve
trklere sokabilmekte (Bagz, 1952:331) ve kiisel katmalar
yolu ile kendilerini dinleyicilere tantmakta, kendi dnya g-
rlerini, duygularn, yergi ve beenilerini hikyenin iine
serpitirebilmektedirler (Bagz, 1986b:64).
zellikle klarn bata geldii bu geleneksel anlatclarn
bir tr yorumcu-aklayc konumda kendi duygu ve fikirlerini
asl anlatnn iine yerletirmelerinde kentlemenin nemli rol
vardr. Szl gelenein tayclar ehirle karlatklarnda
gebe zelliklerini kaybederler. Sanatlarn, kahvehanelerde,

119
pazaryerlerinde, snnet veya evlilik dnlerinde, beylerin ve
aalarn evlerinde icra ederler. Bu tr yerlerde yeni dinleyici
kitleleriyle karlamalar nedeniyle gelenei, kent kltryle
harmanlarlar (Bagz, 1952:331).
Bu eklentiler/katmalar, geleneksel bir anlatnn paras ol-
masa bile, dinleyicileri bilgilendirmek bakmndan olduka
nemlidir. Bunlar geleneksel bir anlaty ada gncel olan
anlatyla ilikilendirmekle kalmaz, ayn zamanda anlatcnn
kendisi, toplumsal evresi ve dinleyicisi hakknda deerli bil-
giler verir. Bu nedenle bir aratrcnn almasnda bunlar
ihmal etmemesi, dikkatle toplamas ve incelemesi gerekir
(Bagz, 1986b:64).
2) Anlat (Geleneksel Tr)
Bir hikye, tekerleme, masal, trk, bilmece, ksaca sosyal
gsterimin tannabilir bir formu olan geleneksel tr, anlatcdan
ve dinleyiciden nce vardr. Geleneksel tr, biimiyle, ieri-
iyle anlatcnn ve dinleyicilerin nne hazr olarak gelir ve
gsterimdeki yaratclk, anlatlan trn geleneksellii tarafn-
dan snrlandrlr (Bagz, 1986e:12). Buna karn, anlat, tek
bana, gsterimi en fazla etkileyen bir unsur deildir, hatta
dier unsurlara gre daha az etkilidir.
Geleneksel tr bir hikyenin, masaln, trknn kda ge-
irilmi veya geirilmemi biimlerinden oluur. Trkiye gibi
yazl kltre ge girmi, girse bile bu kltr yeterince iselle-
tirmemi toplumlarda szl anlatlar daha ne kar. Szlerin
sistematik biimde basl metinler haline getirilmesi son zaman-
larn gelimeleridir. Bagze gre, Trkiyede rnein halk
hikyelerinin yazya ve kda aktarlmasnn balang tarihi
1830lara gitmektedir. Bu yllarda bir matbaac, bir dinleyici

120
veya anlatc an bizzat kendisi szl anlatm kda geir-
meye balamtr (Bagz, 2002:26). Dolaysyla, rnein Tr-
kiyede halk hikyeleri zerine alan bir aratrmac inceleme-
sini metinle snrlyorsa, tarihsel olarak geriye gidebilecei ba-
lca matbu metinler bunlardr. Byle bir yntem Bagzn
gsterimci anlaynn tam kar kutbundadr. Hatta denilebilir
ki, Bagzn en az zerinde durduu, szlerin yazl ktlara
sabitletirildii, buna karn jest ve mimiklerin, anlatlan mek-
nn, zamann, dinleyici tepkilerinin, dinleyici-anlatc etkilei-
minin, lkedeki siyasal rejimin zelliklerinin bu sabitletirmede
genellikle yerinin olmad anlatlardr/metinlerdir.
Bu yzden metni hareketli klmak gerekir. Bunu salamann
yolu, metinle birlikte dier unsurlar aratrma kapsamna dahil
etmek, metni toplumsal balam iinde irdelemektir. Konuya bu
adan bakldnda hareketlendirilen metinlerin bamszlk
savalar dahil bir ulusu harekete geirmede nasl byk bir g
haline gelebildiini tarihsel olaylar kantlamtr. rnein Na-
polyon ordularna kar savaan uluslar, Ruslara direnen Finlan-
diyallar, Osmanldan ayrlmak isteyen Yunanllar szl gele-
nei amalarna ulamada ara olarak kullanmlardr. Yine II.
Dnya Savanda Hitler ordular Yunanistan igal edince,
Yunan kahvelerinde Karagz perdesi kurulmu, Karagz metin-
leri Hitler askerlerinin gamal halarn pataklama dorultu-
sunda havalandrlmtr. Karagz perdesi bylece igalci gle-
re kar savaan kesimlerin gcn temsil etmitir. Karagz,
uzun koluyla Hitler ordularn, erkeklik aygt Toraman ile ise
Cezayiri igal eden Fransz askerlerini datmtr (Bagz,
2002:11).
Bir ulus olmann, igale kar direnmenin ve politik mca-
delede halk rgtlenmenin asl tetikleyici gcn geleneksel

121
trn kendi isel zellikleri oluturmaz. Geleneksel tr, belli bir
zamanda, belli bir yerde ve belli koullar altnda yle icra edil-
mitir ki artk sabitlemi bir metin olmaktan km, dinamik
bir gsterim, itici bir kuvvet haline gelmitir.
Bylece Bagze gre geleneksel diye dnlen bir metin
tm unsurlaryla birlikte deerlendirildiinde aslnda bir ka-
davra deil (Bagz, 2002:1-46) yaayan ve kendisini ada
yaamla gncelleyen, srekli yeniden reten bir unsurdur. Bu
geree ramen baz aratrmaclar modern gelimelerin szl
gelenee yansmadn dnmektedirler. Bunun temel nedeni
ise onlarn sadece metinler zerinde almalardr (Bagz,
1986c:181).
3) Yakn Toplumsal evre: Dinleyici
Szl gsterimin nc unsuru olan dinleyicinin, anlatnn
biimlenmesinde, deiik yorumlar iinde aktarlmasnda, anla-
tdaki karakterin inan ve eylemlerinin belirlenmesinde rolleri
vardr. rnein Alevi evreler ve dinleyiciler iin anlatlan
hikyelerde kahramanlar ya Alevi yaplmakta veya Alevilie
sevgi ve sayg duyan kiiler olmaktadr. (Bagz, 2002:26).
Bagze gre, Trk halkbilimcileri dinleyici konusunda
nemli bilgiler vermilerdir. rnein Pertev Naili Boratav, mut-
suz sonla biten hikyeleri dinleyicilerin sevmediini, hikyeleri
byle sonlandran anlatclar dvdklerini, yaraladklarn hatta
lmle korkuttuklarn belirtmitir. Bu yzden bir hikyecinin
Keremi ldrmediini Boratav ortaya karmtr. Fuat Kpr-
l ise meddah hikyelerini dinleyenlerin de benzer eylemlere
giritiklerini yazmtr (Bagz, 1952:333; 2002:36). Yine Tr-
kiyede dinleyici konusunda ilk aratrmalar, sistemli olmasa
bile, Pertev Naili Boratav tarafndan daha 1940larda balatl-

122
mtr. Bagze gre Boratav bu yllarda baz yerel klar Dil
ve Tarih Corafya Fakltesine getirtmi, onlara kzl erkekli
dinleyici topluluklar nnde hikyeler anlattrarak, dinleyicile-
rin anlatc ve anlat zerindeki etkilerini bulmaya almtr
(Bagz, 1998:24).
Bagz, bu tr deneyleri daha sistemli olarak devam ettir-
mitir. rnein 1957de k Mdamiyi Ankaraya ararak
evine konuk etmi ve onun anlatmlarn ses kaydna almtr.
Odada mikrofona konuan Mdaminin karsnda ve o da ba-
zen olmak zere sadece Bagz bulunmutur. Ancak Mdami
bu hikyeleri Bakentte aydnlarn dinleyeceini sanm ve
anlattklarna inanlmayaca korkusuna kaplmtr. zellikle
olaanst olaylar ve kiiler ortaya ktka bu korkusu bsb-
tn artm, bunlarn olurluunu ispat etmek iin sk sk ak-
lamalar yapmtr (Bagz, 1986b:61-2). Bagz, Mdaminin
bu tavrn dinleyici etkisine balar: Bakentin grnmeyen,
anlatmda hazr bulunmayan dinleyicisi bile, Mdaminin hik-
ye anlatmn etkiliyor, onu byle aklamalara zorluyordu.
(Bagz, 1986b:62).
Bu aratrmalara karn Bagz, dinleyicilerin hikyeye et-
kileri konusunda ilk sistemli inceleme olarak kendisinin 1967
ylnda yapt deneyi sayar (Bagz, 2002:36). Konuya ilikin
makalesinin giriinde yazar yle der: Bu alma, bir k
tarafndan, iki ayr dinleyici kitlesine, ayr zamanlarda sylenip
alnan ksz Vezir hikyesinin urad deimeleri incele-
yecek ve bu deimede dinleyicinin etkisini belirtmeye ala-
caktr. (Bagz, 1986d:49). Bagz, bu deneyinde k Sabit
Mdamiye Poshofta bir kahvede hikye anlattrp bunu kayda
almtr. Ona ayn hikyeyi ertesi gn retmenler Birliinde
kasabann aydnlar nnde de anlattrmtr. Kahvedeki anla-

123
tmn dinleyicileri Mdamiyi iyi bilen, seven, anlatm boyunca
bu sevgilerini sz ve eylemleriyle gsteren daha sradan insan-
lardan olumaktadr. kinci anlatmn dinleyicileri Mdamiyle
aralarnda mesafe olan ounluu aydnlardan oluan kimseler-
dir. Bunlar, Mdaminin hikyesini sevmediklerini sz ve ey-
lemleriyle gstermilerdir. Bazlar hikye srasnda kendi arala-
rnda konumular, bazlar retmenler Birliini terk etmi-
lerdir. Kahvedeki anlatmda Mdami daha bol sz kalb kulla-
nrken, retmenler Birliinde kendisini sevmediine inand
dinleyici nndeki anlatmda geleneksel kalplara daha az yer
vermitir. Mdami, ifadelerini farkl dinleyici gruplarna gre
farkllatrmaya dikkat etmi, rnein retmenler Birliindeki
anlatsnda geleneksel kalplar sememeye zen gstermitir.
Bu air, okumu dinleyicilerine uygun dmeyeceini inand
sz kalplarn repertuarna almamtr (Bagz, 1986d:40).
Bagz, bu deneyinde her iki hikye anlatmn btn unsur-
laryla birlikte kda geirir. Yazar, ka dinleyicinin hikyeyi
dinlediini, hikyenin kata balayp kata bittiini, dinleyicile-
rin hikye ve hikyeciye tepkilerini, hikyecinin mimik ve jest-
lerini ayrntlaryla tespit eder. Kahvedekilerin hikyeye olaa-
nst ilgi gstermelerine karlk olarak, hikyecinin daha canl
bir gsterim sergilemesi gsterimin sresinin uzamasna yol
aar. Ancak Bagzn bu halk kltrnn alcs olmadn
(Bagz, 1986b:52) belirttii retmenler Birliindeki mda-
vimlerin, hikyeye ilgisizlikleri Mdamiyi hikyeyi ksaltmaya
yneltir. Mdami, ayn zamanda anlatsnda deiikliklere gi-
der, olaylar, szckleri aydnlara uyumlu hale getirmeye al-
r. rnein kahvedeki anlatsnda dinleyicilere edebiyat ve
tarih dersi verirken, onlara hangi davrann doru, hangi davra-
nn yanl olduunu anlatrken, retmenler Birliindeki

124
anlatsnda bunlara yer vermez, nk buradaki dinleyicilerin
[a]yr kltrlerin adamlar olduklarna inanr. Bu k, bilgi ve
kltr bakmndan karsndakilerin kendisinden daha farkl ve
stn olduunu zaten bildii iin onlara kendi bilgisini gster-
me gibi bir ama ierisine girmez (Bagz, 1986b:54). Bylece
rnein kahvedeki toplulua Alpaslan hakknda uzun bir trk
okuyan Mdami, retmenler Birliinde bunu tekrarlamaz.
Mdami buna bavurmamasnn gerekesini Bagze yle
aklar: lhan Bey, bunlarn hepsi tarih limi, ben onlara tarih
dersi verecek deilim ya! (Bagz, 1986b:60).
Hikyenin ierii de iki dinleyici kitlesi nnde farklla-
maktadr. zellikle cinseli yanstan szck, deyim ve ifadeler
kahvede bol kullanlrken, retmenler Birliindeki anlatmda
bunlara ihtiyatl yer verilmitir. Aydn takmnn byle ak
sak bir anlatm seveceinden emin olmayan Mdami, bu
nedenle bu ifadelerin ounu ya daha edepli terbiyelileri ile
deitirmi, ya ksa gemi veya bunlarn hibirine anlatsnda
yer vermemitir (Bagz, 1986b:55). Hikye iinde sylenilen
trkler bile dinleyicilerin zelliklerine gre deimektedir.
Yallara hikye anlatan klar genellikle din konularn ile-
yen, t veren trkleri tercih ederlerken, genlere hikye
anlatan klar, ak ve sevgi konulu olanlar semektedirler
(Bagz, 1986b:60).
Bu istisnalar dnda, Bagzn son yllardaki bir yazsnda
da belirttii gibi dinleyici zerine aratrmalar henz ok yeter-
sizdir. Daha da tesi dinleyicinin nasl incelenecei henz bili-
nememektedir (Bagz, 2002:35). Yazar, bunun nedenini dinle-
yicinin trde olmamasna balar. rnein bir kahvedeki bir
anlatya tank olan dinleyicilerin tmn tek tek inceleme ola-
na yoktur, nk bazen dinleyiciler arasnda nfuzlu birisi

125
anlatan derinden etkileyebilmektedir (Bagz, 2002:35). A-
ratrc ou zaman bunun farkna varmaz. Murat obano-
lunun 1967 ylnda Karsta kendi kahvesinde trk sylemesi
srasnda dinleyicilerden bazlarnn obanolunun gsterimini
etkilemesi buna iyi bir rnektir. Kahvede neeli giden bir trk
fasl birdenbire uzun havaya evrilmitir. Bagz, bunun
nedenini anlayamaz, ancak obanoluna sorarak renir. Onun
Bagze akladna gre kendisinin trky deitirmesinin
nedeni trknn bir yerinde kahveye servetini ve eini kaybet-
mi saygdeer bir kiinin girmesidir. Neeli trknn devam
etmesi bu kiiye kar bir saygszlk olarak dnlm, onun
kahvede bulunmas, sonuna kadar trklerin seimi iine ar-
ln koymutur. Bu toplumsal bask trk seiminde tek
nemli neden olarak kalmtr (Bagz, 1986b:60).
Bagz, 1979da yaymlanan k Ali zzet zkann yaa-
m, sanat ve iirleri zerine olan kitabnda anlatcnn, dinleyi-
cilerin taleplerine olan bamln ayrntl olarak iler. Kendi
yaamn hikyeletirerek, dinleyicilere aktaran okuryazar bir
hikyeci-k olan zkan, Bagze geleneksel anlatclarn (bu-
nu geleneksel medyalar biiminde de okuyabiliriz) dinleyicilerin
taleplerine gre anlatlarn ekillendirdiklerini yle anlatr:
o vakit sevgilimi dte grdm, elinden ak dolusu itim.
Aha imdi yemin ediyorum ki, ne d grdm, ne dolu itim.
Bunu o vakit ben de biliyordum, beni dinleyenler de biliyordu
() Ama, o gnn [1940larda] piyasann geeri oydu. Onun
alcs vard. yle demesem ne ben coardm, ne cemaat co-
ard. (Bagz, 1979:12).

126
Dolaysyla anlatc ve dinleyici gsterim srasnda birbirine
bamldr, birbiriyle devaml etkileim halindedir. Bagzn
deyimiyle anlatc,
dinleyicisi ile srp giden bir etki alverii iindedir. Dinle-
yicisinin davran ve beenisi onun seimini ya da sz kalp-
larn sk yahut seyrek kullanmasn etkiliyor. Dinleyici, be-
enisi ile glendirdike, k da dinleyicisine daha bol
ve daha renkli tekerlemeler sunuyor (Bagz, 1986d:40).
4) Uzak Toplumsal evre: Politik Rejim, Medya, Zaman
ve Mekn
a) Politik Rejim: Uzak toplumsal evrenin bir boyutunu hi-
kye anlatmnn yapld lkedeki politik rejiminin doas
belirler. lkede politik rejimin sz hakkna sayg gsterip gs-
termemesine gre anlatcnn hikyesi biimlenebilir. Politik
rejimin sz hakkna bitii deer hikye anlatmna yansr ve
rnein sz ve ifade zgrlklerini tanmayan lkeler ile tan-
yan lkelerde ayn hikyenin ierii bile farkl olabilir. Sz ve
ifade zgrlklerini tanmayan lkelerde, hikye anlatmnda
toplumsal eletiriye yer vermek zordur (Bagz, 2002:27). An-
latc kendini gvende hissettii koullarda gelenee bakaldra-
cak, onu kracak konuma dahi gelebilir (Bagz, 1979:12).
Politik rejimin doasnn bir szl anlatya yansyn bul-
ma abas ierisinde gndeme gelecek nemli bir soru u olabi-
lir: Szl gelenek ve szlk gelenekten yazya geirilmi metin-
ler (a) kurulu dzen yanls mdr, (b) kurulu dzene kart m-
dr, veya (c) hem kurulu dzene kart ve taraftar eleri birlikte
mi iermektedir?
Bagzn vurgulad gibi, Amerikada 1960larn ortala-
rnda halkbilim alanna da yansyan ilevselci anlay paylaan-

127
lar, folklorun ilevlerini, sadece dzene hizmet edici, dzeni
devam ettirici balamda ele almlardr. levselci kuramn folk-
lor alanndaki nclerinden ve lhan Bagzn bu anlay -
rendiini belirttii William Boscoma gre folklorun elendir-
me, eitim, atmalar ve gerginlikleri giderici (emniyet subap)
ve deerleri, gelenei kuaktan kuaa aktarma olmak zere
toplam drt ilevi bulunmaktadr. Boscomun bu gr folklora
sadece mevcut dzeni koruma ilevini yklemektedir. Bylece
trkler, masallar, hikyeler toplumdaki gerginlikleri yumuat-
c, yerlemi deerleri nakledici, elendirici ve eitici ilevlere
sahip rnler olarak grlmektedir (Bagz, 2003:178).
Bagz, bu anlaya kar kar, onu tutucu olarak niteler
(Bagz, 2003:179). Bagzn Trk folkloru zerine olan biri-
kimi ve incelemeleri ile Pertev Naili Boratavn almalar
2
,
onun deyimiyle bu tutucu, tek ynl gr kabul etmesine
engeldir (Bagz, 2003:179).
Bu nedenle Bagz, folklorun beinci ilevinin protesto
olduunu savunan bir makale yazar. Bu makale ok gemeden
bilim camiasnda etkiler yaratr, hatta spanyolcaya bile evrilir
(Bagz, 2003:179). Bu almasnda Bagz, geleneksel rn-
lerin dzenin yeniden retilmesine katk salamak ile muhalif
eler tamak arasnda bir gerilimi ilerinde tadklarna ina-
nr. Geleneksel rnler, sadece dzenin yeniden retilmesinin
ilevlerini zerlerine alm ierikle ykl deildir. zellikle
Trkiyedeki k iiri gibi trler, baskya, hogrszle kar
bir tepki, bir protesto nitelii tar (Bagz, 1986c:182-3). 13.

2
Boratav, 1931 tarihli Krolundan balayarak folklorun protesto
niteliini ortaya koymutur. Boratavn tutucu olmayan ilevsel bak
iin bkz. ztrk, 2006a:28.

128
yzylda tekke edebiyatyla balayan protesto gelenei i at-
malarn ve savalarn yaygnlat, yoksulluun byd
dnemlerde younlamtr (Bagz, 1986c:185). Ancak Cum-
huriyetin ilk yllarnda protesto geleneinde duraklama, hatta
kopu olmutur. Cumhuriyeti kuranlarn lkeyi igalden kurta-
rarak i bana gelmeleri nedeniyle klardan sayg grmeleri-
nin bunda pay vardr. Cumhuriyet dier yandan kendi kltr-
n temellendirmede halk kltrn el stnde tutmu, ondan
yararlanmtr. Halk kltrnn temsilcileri olan klar, Hal-
kevlerinde, devlet radyosunda ve baka devlet kurumlarnda
arlanmlardr. Onlarn eserleri derlenmi, baslm, geni
kitlelere yaylmaya allmtr. klar kendilerine ynelik bu
ilginin karln yeni idarenin balarna ve kurumlarna vg-
ler dzp, alklar tutarak vermilerdir (Bagz, 1986c:185).
II. Dnya Sava ile birlikte protesto gelenei yeniden can-
lanmtr. Kente yerleen klar, buradaki ekonomik zorluklar
grm ve iirlerinde bu temaya yer vermilerdir (Bagz,
1986c:186). Bagz, 1979 ylndaki k Ali zzet konulu kita-
bnda, iinde bulunduu toplumsal, siyasal ve ekonomik koul-
larn rn olan bir sanatnn bu koullar lkedeki siyasal yap
elverdii lde eserlerinde ilediini, halka yaydn yazar.
Bu anlamyla rnein Ali zzet gibi hikyeci-klar, 1940larda
halkn sava skntlarna, yokluklarna dair eletirilerini iirleri-
ne tayan (Bagz, 1979:24) Boratavn deyimiyle halkn ga-
zetesi (Boratav, 1943den aktaran ztrk, 2006a:25) bir rol
stlenirler. Ali zzet, 1942 ktlna dair bir destanda unlar
yazar:
Ak bez bulamadk al palaz giydik
Kefensiz ok l mezara koyduk

129
Un bulgur yok msr kula yedik
oluk ocuk sabi sbyan a kald (Bagz, 1979:24).
II. Dnya Sava gibi basnda denetimin youn olduu bir
ortamda Ali zzet gibi airlerin halkn gazetesi olma ilevleri-
nin nemi anlalabilir. Nitekim ayn air, 1943teki bir desta-
nnda vergi toplayclarnn hakszlklarn ve yolsuzluklarn
eletirerek (Bagz, 1979:24), halkn sorunlarn dillendirme
ilevinin bir baka rneini sunar. Talibi Cokun ve Habip
Karaaslan gibi dier klar bir taraftan Anadolu krsalndan
kentlere genlerin yaadklar ekonomik glkleri sazlar
eliinde terennm ederlerken, dier taraftan bu dnemin nde
gelen siyasilerini eletirmekten de geri durmazlar (Bagz,
1986c:186).
Bu rneklere karn btn bu airlerin yergilerini lke iin-
de izin verilen eletiri snrlar dahilinde yapabildiklerini yine-
lemek gerekir. Ancak 1944 ylndan sonra, belirli snrlar dahi-
linde eletiri hakknn geniletilmesi, eletiri yapanlara gven-
celer getirilmesi, yeni kurulan partilerin, yergiyi ve talamay
dinleyen ve destekleyen yuvalar haline gelmesi, klarn anla-
tmlarna da yansr. Bagzn deyimiyle bundan sonra kla-
rn hepsinde toplumsal yergiye doru bir alma olur. Ali
zzet de bunlarn dnda kalmaz. iirlerindeki toplumsal eletiri
younlar, politik konular da bunlar arasnda yer almaya balar.
Dzenin usta bir eletirisi olan tannm destann, Ali zzet
1948 ylnda yazar (Bagz, 1979:25). Siyasi talama gelene-
inin ncs olan Habip Karaaslan ise, 1945ten balayarak
Cumhuriyetin en dil uzatlmaz kurumlarn, siyasilerini ve
iktidardaki siyasi partiyi iddetle yermi ve talamtr
(Bagz, 1986c:186).

130
Demokrat Parti (DP) iktidara geldiinde ise ayn airler bu
partiye methiye dzmeye balarlar. Ancak bu ksa srer. ok
gemeden umduklarn gremeyen klar yergilerinin en arla-
rn bu partiye yneltirler (Bagz, 1979:26; 1986c:187). lke-
deki siyasal ortam her frsatta klara ve onlarn eserlerine
yansr. rnein 1952 ylndan sonra yergi iirlerinde azalma
grlr, ki bunun nedeni Bagze gre DPnin sanata ve top-
lumsal eletiriye kar taknd olumsuz tutumdur. Ali zzet,
dier klar gibi bu ortamda iirlerinde arya gitmekten ka-
nr (Bagz, 1979:26-7). Ancak 27 Mays 1960, k iiri ve
protesto trkleri iin tam bir dnm noktas olur. klarn
okuryazarl ve eitim dzeyi ykseldike, doalama syleme
gelenei kaybolmaya balar. k da tpk teki okuryazar air-
ler gibi eserini dnerek, tanarak retme yoluna gider. Dier
taraftan da kente gm, orada yeni bir kltr ve yeni bir din-
leyici topluluu ile karlaan klar dernekleirler (Bagz,
1986c:188).
Bu protesto gelenei lml soldan, giderek radikal bir izgi-
ye oturur. rnein 1960 htilalinden de g alarak Atatrke
Sesleni iirini yazan ve lml bir sola ynelen air Ali zzet
daha sonra bu izgisini radikalletirir. Trkiye i Partisi ile
ilikiler kurar, partinin ncl ile kurulan klar Derneine
katlr, dier klarla bu partinin gezilerine katlr, eserleriyle
partinin etkinliklerinde aktif rol alr (Bagz, 1979:26-7).
Bagzn, Ali zzetin bu geliimini siyasal atmosferle iliki-
lendirdii yorumu yledir:
Ali zzetin iirinde yerginin belirmesi ve [iirinin] kiiselden,
toplumsala ve politie doru gelimesi, Trkiyenin
1940lardan bu yana geirdii toplumsal gelime ile sz ve

131
yaz zgrlne tannan haklarla at ba beraber yryor
(Bagz, 1979:29).
klar, Trkiye i Partisinin 1970 balarnda giderek et-
kinliini kaybetmesiyle Blent Ecevitin ortann solu hareketi
etrafnda toplanrlar, CHP programn halka yayma, seim
sloganlarn poplarize etme abalarna giriirler (Bagz,
1986c:190).
Sonuta Bagzn politik rejim ve szl gelenek ilikisine
dair yorumlarnda dengeli bir izgide olduu grlmektedir.
Getirdii kantlarla yazar, folklorun dzen yanls ve kart
eleri iinde tayabileceini gstermitir. Geni halk kesimle-
ri folklor rnleri araclyla yeri geldiinde kurulu dzene
ynelik eletirilerini dile getirebilmitir. Ancak folklorun bu
ilevini ar romantikletirip, dzen yanls ilevlerini de tm-
den yok saymak mmkn deildir. Bir lkedeki politik rejimin
doas, folklorun elendirici, gerginlikleri giderici, eitici ve
yerlemi deerleri gelecek kuaklara aktarc ilevler ynnde
biimlenmesinde etkili olabilir. yle olduu iindir ki, siyasal
iktidarlar zaman zaman kendi ilke ve amalar dorultusunda
bizzat anlatclardan bile yararlanma yoluna gitmilerdir.
3


3
Bagz, szl gelenein siyasal iktidarlar tarafndan onlarn kendi
ilke ve hedefleri dorultusunda nasl yazya geirildiini ve bu ilenen
eserlerin halka nasl yeniden sunulduunu rnekleriyle anlatr
(Bagz, 2002:21-3). rnein Sovyetler Birliinde halk devrim
konusunda eitmek iin usta gelenek aktarmclarndan yararlanlm-
tr. Ancak ksa zaman sonra eitilmemi ve ou okuryazar olmayan
bu kiilerin bizzat kendilerinin siyasal iktidarn aktarlmasn istedii
sosyalist ilkelerden haberdar olmadklar anlalmtr. Bunun zerine
onlar siyasal ve ideolojik adan eitmek amacyla gazeteler, dergiler,
kitaplar onlarn evlerine cretsiz gnderilir, bu kiiler zaman zaman
konser salonlarna ve mzelere gtrlr (Bagz, 2002:22). 1940lar

132
b) Medya: Bagz, almalarnda medya szcn kul-
lanmaz, gazete, televizyon, kitap, sinema ksaca hangi kitle
iletiim aracndan sz ediyorsa almasnda o iletiim aracn
anar. Aslna baklrsa Bagzn, kitle iletiim aralar zerine
ayrntl durduu da sylenemez, yazar asl olarak geleneksel
anlatlarn gsterimleri zerine younlar. Bagz, uzak top-
lumsal evre iine politik rejimin doasn, zaman ve mekn
koyduu halde medyaya bu evre iinde yer vermez. Oysa ya-
zarn sosyal gsterimin uzak toplumsal evresi ierisindeki
unsurlar sayarken en azndan medyay da bunlar arasna katma-
s beklenebilirdi.
Bagzn sistematik snflamas iinde bulunmad halde
bu makalede medyaya yer verilmesinin balca nedeni, yazarn
deiik almalarnda medyann geleneksel anlatclar ve anla-
tlar zerindeki etkilerine dair aklamalarndan kaynaklanmak-
tadr. Bagz, klarn eserlerinin medya araclyla yaylma-
snn klar ve onlarn eserleri zerinde etkiler yaptn belir-
tir. rnein kitap olarak yaymlanmak zere derlenen hikye-
lerdeki tekerlemelerin hemen hepsi kaybolmaktadr (Bagz,
1986d:40). Bunun nedeni anlatcnn anlatsnn kitap olarak
yaymlanacann bilinci ierisinde farkl bir anlat versiyonu
sunmas, anlat srasnda kendi kendisini denetlemesidir. Radyo

Trkiyesinde ise hikyeci-k Ali zzet Ankara Halkevine konuk
edilir, lkde iirleri yaymlanr, okullarda ve Halkevlerinde konser-
ler verir, ky enstitlerinde alr (Bagz, 1979:14). Ali zzet, 1960
htilalinde Cemal Grselden Alevi kylerini dolama grevini alr.
Bagze gre yeni ynetim onun Alevi kylerindeki etkinliinden
yararlanmaya almtr (Bagz, 1979:15). Televizyonun henz Trk
toplumunun yaamna girmedii, yz yze iletiimin hkim olduu bir
toplumda Ali zzet, aslnda bir kanaat nderi olarak siyasal iktidarn
mesajlarn halka iletmesi iin kendisinden yararlanlan bir medyadr.

133
ve televizyon bu oto-kontrol kuvvetlendirmektedir. rnein
k Ali zzet, iirlerinin radyo ve televizyon yayn veya ba-
sm-yaym oluyla geni kitlelere yaylmas olasl belirdiin-
de, anlatmnda yumuamaya gitmitir:
[B]aslma, Ali zzetin iirinde, ak seik anlatm yumuat-
maya, din ve Tanr yergilerini ksmaya, hafifletirmeye neden
olmu. Onun yerselden kurtulup ulusala almasnda, kitapla-
rnn baslmas, sesinin radyoda ve televizyonda duyulmas
etkili oluyor (Bagz, 1979:34).
Dolaysyla aslnda medyann bizatihi kendisi bile bir anla-
tnn oto-sansre uramasna, deimesine ve yeniden biim-
lenmesine etki yapabilir. Bylece, normal koullarda szl kl-
trde yzyllardr azdan aza aktarlan, kulaktan kulaa iiti-
len ve evrimi anlatc-anlat-dinleyici ile btn bunlar evrele-
yen toplumsal balamn kesiim noktalarnda gerekleen szl
anlatlar, grsel ve iitsel iletiim aralarnda kamuya ktkla-
rnda nce eseri retenin eik bekiliine urar. Burada k-
hikyeci olan eseri reten kii, eserinin geni toplum kesimleri-
ne ulamasnn kendisi iin risk oluturabileceini dnd
ksmlar eikten geirmez, yani bunlar kamuya sunmamaya
karar verir. Bir mesaj retenin mesajnn aleniyete kacann
kendisi asndan yaratabilecei sorunlar dikkate alarak gerek-
letirdii bu isel iletiim, bu oto-sansr, normal koullarda ve
dar bir topluluk nnde icra edilen szl gelenein mesajlarnn
bireysel bir denetime tabi tutulmas anlamna gelmektedir. Me-
saj reten bireyin baz mesajlarnn geni kitlelere ulamasn
engelleyen bu bireysel mesaj szme ilemini bylece bireysel
eik bekilii aamas olarak nitelendirmek uygun olabilir.
Szl gelenekte serbeste akan rnlerin medyada yaym-
nn gndeme gelmesi zerine szl gelenein tayclarnn

134
kendi kendilerine uyguladklar bu denetim (bireysel eik beki-
lii) medyann, sosyal gsterim zerindeki ilk nemli etkisi
olmaktadr. Bu sayede belki protesto eleri baskn olan bir ileti
bu niteliklerinden tamamen arnabilecek veya en iyi ihtimalle
yumuayacaktr. Ya da Bagzn daha nce belirttiimiz kah-
vehane ve retmenler Birlii deneyinde olduu gibi rnein
cinsel ierikli iletiler dnme urayarak edep dairesine e-
kilebilecektir. Mdami, kahvede bildii, samimi olduu dar bir
topluluk nnde cinsel konular kapsayacak denli rahat bir anla-
tm sergilerken, tanmad, bir duygu ba kuramad ret-
menler Birliindeki dinleyici topluluu nnde cinsel ierikle-
rinden soyutlanm bir gsterim ortaya koymutu. Medya tek-
nolojisiyle, dank, birbirinden soyutlanm, trde olmayan
binlere, hatta milyonlara ulaacak gsterimin ise gelenek tay-
csnn kendisini daha da fazla snrlamaya, denetlemeye gt-
recei aikrdr.
Medyann ikinci nemli etkisi kurumsal eik bekiliinde
yatar. Szl gelenein taycsnn kendi kendine denetime
uratt mesajlardan geriye kalanlar zerinde medya da kendi
ilkelerine, ideolojisine, karlarna uygun olanlar seer. Belki
bu iletilerin balamn dahi deitirerek kitleye gnderir. Dola-
ysyla bir medya kurumunun yaynlayaca iletiyi semesinde
ve yaynlamasnda denetim ilevi grme anlamyla eik bekili-
i, -iletiim literatrndeki asl anlamyla eik bekilii- devre-
ye girer ve kurum rnein kendi ideolojik anlayna gre Ali
zzetin iirlerini eikten geirir:
Kitap olarak baslma derken nemli bir etkeni gz nnden
uzak tutmamak gerekiyor. Bu, kitab bastran kiinin, kuru-
mun eilimi, etkisidir. Ali zzetin kitaba alnan iirlerinin se-
ilmesine bakarak, seenin veya bastrann politik eilimlerini

135
anlamak zor olmuyor. Saclar, Onun yergilerine pek yer
vermiyor; Trk Bayra gibi, Kbrs iirleri gibi ulusal ayrl-
m olanlar seiyorlar. Sol eilimliler ise, Ali zzetin daha
ok toplumsal ve politik yergilerine arlk veriyorlar.
(Bagz, 1979:35).
Medya, ayn zamanda klarn szl belleklerini dnme
uratabilme potansiyeline sahiptir. Bu dnmn yaratabilece-
i etkiler szl gelenein biim ve ieriine uzanabilecek denli
geni boyutlu olabilir. Yazl ve grntl kltrn, szl kltr
dnyasnda yaayanlarn alglamalarn nasl deiime ve dn-
me urattklar uzun yllardr ilerinde tarihilerin, antropo-
loglarn ve hatta iletiim bilimcilerin bulunduu aratrmaclarn
ura konular arasnda yer almtr. Bulgulara gre, szl kl-
tr yaayan bireyin somut dnme evresi birey yazyla tan-
tnda yerini soyut ve analitik dnce evresine brakr, szn
egemen olduu dnyada ezber yetenei gl olan birey ve
zellikle de szl gelenek tayclar- yaz ve grnt dnyas-
na girdike giderek bu yeteneini kaybederler. Szl gelenein
aktarclar anlatlarn artk sadece ustalarndan dinleyerek de-
il, kitaplar okuyarak veya kendisi okuma yazma bilmiyorsa
bakalarna okutturarak renmeye balarlar (Bu konuda bkz.
Ellul, 1998; Sanders, 1999; Ong, 2003). Trkiyedeki aratrma-
lar da benzer sonular gstermitir. rnein Boratav, daha
1940larda Trkiyenin Dousunda yapt incelemelerinde
baz klarn anlattklar hikyeleri yeni yazl matbaa baskl
kitaplardan rendiklerini tespit etmitir. Okuryazar k, kitap-
lar kendisi okuyarak, okuryazar olmayan k ise bakalarna
okutturarak hikyeleri renmektedirler. Ancak szl gelenek
yoluyla renme halen varln srdrmektedir, yani gelenek
aktarclar hikyeleri ayn zamanda ustalarndan dinleme yoluy-

136
la da renmektedirler. Bylece rnein klar, hikyeleri usta-
larn dinleyerek, halk kitaplarndan okuyarak veya kendisi o-
kuryazar deilse bakalarna okutturarak szl ve yazl gelene-
i kendilerinde buluturmaktadrlar (Bagz, 1986a:272-3).
klar, plaklardan dinlediklerini de halk hikyelerine katm-
lardr (Bagz, 1986a:273-4). Bylece szl ve yazl gelenek i
ie gemitir (Bagz, 1986a:273).
Ama bu noktada bir soru ortaya kar: Kitle iletiim arala-
rndan yaylan geleneksel trler (trkler, masallar, hikyeler,
tekerlemeler gibi) szl gelenein her bir anlatma gre dei-
ebilir dinamik niteliini hangi ynde etkilemektedir? Bu dina-
miklii geriye mi gtrmektedir, yerinde mi saydrmaktadr,
yoksa ileriye mi teletmektedir? Bu, yantlanmas gereken -
nemli bir sorudur, nk daha nce belirttiimiz gibi Bagze
gre gelenek denilen eyin szel olarak aktarlmas ve anlatc-
ya, anlatya, dinleyiciye ve uzak toplumsal evreye gre deien
bir gsterim olmas nedeniyle sabitlemi bir ierii yoktur.
Geleneksel olarak kabul edilen rn zamana, mekna, anlatc-
ya, dinleyiciye, anlatya, lkenin politik rejiminin doasna ve
medyann durumuna gre deiir. imdi ortaya kan soru, kay-
deden; grleni ve iitileni sabitletiren ve bunu geni kitlelere
yayan kitle iletiim aralarnn szl gelenein deiebilirlik
zelliine olan etkisinin hangi ynde olduudur.
Bagzn yant kitle iletiim aralarnn bu balamda o-
lumsuz ilevlere sahip olduklardr. Ayrntl ilemese bile,
Bagz, szl gelenein deiebirlik zelliine asl zarar vere-
nin medya olduuna inanr. Medya, szl gelenei kalplatr-
makta, dondurmaktadr. rnein bir almasnda yle der:
[T]rkler sadece dilden dile, telden tele yaylmyor, kitaplar-
la, plaklarla, radyo ile yaylyor. Oralarda yeniden halkn diline

137
dp szl edebiyatn deiir olmak zelliine brnyor mu?
Bunu ben izleyemedim. (Bagz, 1986c:191).
c) Zaman: Uzak toplumsal evrenin bir dier boyutunu za-
man oluturur. rnein zaman darl hikyenin ksaltlmasna
yol aabilir ve anlatcnn kiisel yorumlarn ieren fazladan
bilgiyi hikyeye koymasna engel olabilirken, uzun k gecele-
rindeki hikye anlatm anlatcya daha rahat ifade olana sa-
layabilmektedir (Bagz, 2002:27).
Zamann toplumsal gsterim zerindeki nemine, ayrntl
olmasa bile ilk defa Pertev Naili Boratav deinmitir.
Boratavn 1940lar gibi erken tarihlerde Dou Anadoludaki
halkbilim aratrmalar zamann anlat zerindeki etkilerine
ilikin saptamasna esin kayna olmutur (ztrk, 2006b:145).
lgintir ki ayn gezi srasnda Boratav ile birlikte bulunan ve
gzlemlerini 1947de yaymlanan makalesinde yazan Bagz de
zaman unsurunun anlat zerindeki yerini vurgular. Makaleye
gre gezinin gerekletii aylarda gecelerin ksa olmas yzn-
den Karstaki dn trenlerinde hikye anlatlmamaktadr.
klar bu trenlerde ancak fasl yapmaya, trk sylemeye,
destan anlatmaya vakit bulabilmekte (Bagz, 1986a:270); buna
karn Ramazan ayna girildiinde smailin Kahvesinde hik-
ye anlatmak bir yana hikyelerini uzatma yollarn aramaktadr-
lar (Bagz, 1986a:273).
Zaman, hikyeci-klarn anlatmlarnda seecekleri trk-
lerin hangileri olacanda da belirleyici olabilmektedir (Bagz,
1986b:58). Zaman unsurunun kendileri ve anlatlar zerinde
yaratt etkinin bilincinde olan anlatclar, zamann uzunluuna
ve ksalna gre anlatacaklar trleri belirlemekte, anlatma
teknikleri ve anlatlarn biimleri zerinde stratejik ve anlk

138
deiikliklere gidebilmektedirler. rnein Bagzn 1956da
grt k Sabit Mdami, Bagze, akam vaktini doldu-
rabilmek iin ksa bir hikyeyi kiisel ifadelerle ssleyerek u-
zatmak zorunda kaldn sylemitir. Bagzn kayda ald
ve sonra yaymlad bir gsterim de bu bulguyu destekler.
Mdami bir yaz akam sergiledii gsterimine kiisel ifadele-
rini de eklemeyi dnm ancak sonra bundan vazgemitir.
Bu k, dinleyicilerine bunun nedenini yle aklar: K ak-
am olsayd [bu durumda daha fazla vakti olacan kast ede-
rek] bununla ilgili tank olduum bir hikye size anlatabilirdim.
Yaz gecesi olduu iin, artk bu anlatm yapamam. (Bagz,
1986e:8, eviri bana ait, keli parantez Bagze ait).
Mekn: Hikyenin anlatld meknn da hikye anlatmna
etkisi vardr. Bir sinema salonunda anlatlan hikye anlatm ile
bir kahvehanede veya retmenler Birliinde anlatlan hikye
anlatmnn sresi, biimi farkl olacak ve anlat, anlatnn ya-
pld meknlara gre farkl eitlemelere urayacaktr. rne-
in 1945te Ankaraya yerlemeden nce Karstaki kahvehane-
lerde bol sz kalplar kullanan iyi bir hikyeci olan k Dur-
sun Cevlani, iinde bulunulan kent ortamnda bu kalplara ok
daha az yer vermeye balayacaktr (Bagz, 1986d:40). Alevi
bir hikyeci-k olan Ali zzet, Alevi kylerinde anlatt hik-
yelerinde, Hac Bekta derghnda el aldktan sonra k oldu-
unu belirtirken, bu kylerin dndaki yerlerde gzel bir kza
k olduktan sonra airlie baladn sylemektedir (Bagz,
1952:336).
Bagzn daha nce belirttiimiz deneyleri sadece dinle-
yici unsurunun deil ayn zamanda mekn farkllnn da anlat
zerindeki etkisini bulmaya yneliktir.

139
1957de evine davet ettii k Mdamiye yaptrd hik-
ye anlatm bu an daha nceki yllarda farkl meknlarda
sergiledii gsterimlerine gre daha kuru bir performans sergi-
lediini ortaya koymutur (Bagz, 1986d:40). Yine 1967de
daha nce belirttiimiz Poshofta bir kahvede anlatlan hikye
ile retmenler Birliinde anlatlan hikyenin farkl olmas
Bagzn meknn anlat zerindeki etkisine dair bir baka
deneyidir. Bu deneyde meknn nemini gstermesi asndan
vurgulanacak ek nokta, k-hikyecinin (Mdaminin) her iki
meknda okuduu trklerin bile farkllamasdr. Bu deiim
Bagze gre ok nemlidir, nk klar, trklerinin szle-
rinde, kalplarnda asla deiiklik yaplamayacan, yapmadk-
larn, onlar ezberlediklerini, ustalarnn azlarndan rendik-
leri gibi dinleyicilere aktardklarn ileri srmektedirler (Bagz,
1986b:59).
Mekn, anlatclarn anlatnn uygun yerlerinde dinleyicilere
yapacaklar aklamalarn, yorumlarn veya t verici tali-
matlarnn ierik ve biimlerini de etkilemektedir. rnein e-
ker hastas ve iman olmas nedeniyle kendi bedeniyle ileti-
imi sorunlu olan (trnak iindeki ifade bana ait) k Mdami,
kahvehanedeki anlatsnda boalmak ve espri yapmak amacyla
kendisini iman olarak ne karacak ifadeler (arasz) kullan-
maktan ekinmemitir. Buna karn ayn Mdami, retmenler
Birliinde iman szc yerine air szcn kullanmtr.
Nedeni, iinde bulunulan ortamn ve daha nce deinilen din-
leyicinin anlatcya olan etkisidir. Mdami, retmenler Birlii
gibi daha resmi nitelikli bir meknda dinleyicilere kendi zel
duygularn amam, onlara gerek skntlarndan tek kelime
dahi etmemitir (Bagz, 1986b:63).


140
Bir letiim Olay Olarak Tat Yazlar
Bagz, bu balkta yaymlanan makalesinde (2005) iletiim
bilimi ile halkbilimini, iletiim bilimine halkbilimine gre daha
arlk verecek ekilde buluturur.
Bu almasnda Bagz, kendi deyimiyle tat yazlarn bir
iletiim olay (communication event) olarak inceler. Bu
terimi halkbilimcilerin dilbilimcilerden rendiklerini belirtir.
Sosyo-lenguistik veya iletiimin etnografisi (etnography
of communication) adyla anlan bu yaklamn kuramclar
Ferdinand de Saussure, Roman Jakobson, Levi-Strauss, Dell
Hymes ve Noam Chomsky gibi tannm bilim insanlardr
(Bagz, 2005:39). Bagz, almasnn kuramsal yaklamn
daha nceki yllarda olduu gibi bu bilim insanlarna ve onlarn
iletiim ve dilbilime ilikin grlerini merkeze alacak ekilde
oluturur (Bagz, 2005:39-40). Bunun anlam yazarn nceki
sayfalarda ayrntl olarak aklanan kuramsal anlaynn son
yllarda da deimedii, iletiimi halkbilim almalarnn mer-
kezine alddr.
Bagz, Trkiyedeki tat yazlarnn geliimini, ierikleri-
ni, zelliklerini deitirmedii bu teorik erevesine bal kala-
rak aklamaya alr. Bagze gre tat yazlarnn sadece
metin olarak incelenmesi canl gsterimi ldrmekle etir
(Bagz, 2005:41). Bu nedenle yazar, tat yazlarn balamna
yerletirerek inceler. nce bu yazlarn oluumunu ve geliimini
zmler. Bunun iin tat yazlarnn kendisine deil, onlarn
ortaya kna yol aan sosyo-kltre koullara, daha ak de-
yile g olgusuna bakar. Buna gre tat yazlarn retenler ve
tayanlar kkenleri ne olursa olsun, kyden kente gm ve
kentin koullarna ayak uydurmaya alan kesimdir (Bagz,

141
2005:56-7). Kynden koparak ehirde ofr olan bu kyller
kentte ciddi bir dnm geirmektedirler. ofr, kentte bir
taraftan kulland aracyla btnleirken (Bagz, 2005:28),
dier taraftan kiilik bunalm yaamaya balamaktadr. nk,
insann yaam boyunca hem kendisiyle, hem de toplumu ve
kltryle karlkl bir etkileim olan kiilik, ehir yaam
gibi ikincil ilikilerin youn olduu bir ortamda bask altna
alnr. ofrn kendisi ve bakalaryla srdrd etkileim
kopuklar ve kiilik bunalm ortaya kar. ofr bu ortamda
yeni bir kiilie gereksinim duyar. te tekerlekli mektup olan
tat yazlar ofrn bu kiilik bunalmnn ak ilandr. Bu-
nunla ofr, ismini, karakterini, hislerini, duygularn, umutlar-
n, umutsuzluklarn dile getirir. Bagzn deyimiyle ofr u
mesaj verir: Ey insanlar beni es gemeyin, tanyn, ben de
sizin gibi bir insanm. Kullandm makine beni size unutturma-
sn. Ben ofrm. Buradaym. (Bagz, 2005:59). Bu iletilere
bakan insanlar artk ofr grmezlikten gelemez: Bu yazlar,
kalabalklarda kaybolan insann verdii bireysel bir mesajdr,
birey kiiliinin gelitiini gsterirler. (Bagz, 2005:59).
Bagzn bu aklamalarnda ofr, tpk bir geleneksel
anlatc gibi iletiyi reten ve yayan konumuna koymas, ofrn
tat yazlarn niin kullandn toplumsal balamna oturtma-
s, yazarn daha nce vurguladmz gsterimci anlayna uy-
gundur. Bu aklamalarda dikkati eken bir unsurun altn zel-
likle izmek gerekir: nsan (burada ofr) byk ehrin omzuna
ykledii sorunlarn zmek ve gerginliklerini azaltmak iin
hem kendisiyle (kendi kendine iletiim), hem de daryla ileti-
im kurma gereksinimi duymakta, bunun iin de tat yazlarna
bavurmaktadr. Bylece tat yazlar, ofrn kendi kendine

142
ve toplumla kurduu/kurmak istedii iletiimin bir paras ola-
rak ilev grr.
Bagz, daha sonra toplumsal gsterimin bir baka unsuru
olan metne, yani tat yazlarna geer. Tat yazlarn konular-
na gre gruplandrr, toplumsal balam ihmal etmeden nitelik-
sel bir analize tabi tutar. Daha sonra popler kltr ve halk kl-
tr almalar asndan kritik sorunun yantn vermeye sra
gelir: Tat yazlar hangi kltr rnleri kategorisine girer?
Halk kltrne mi? Popler kltre mi? Yksek kltre mi?
Yoksa tat yazlarn bunlarn dnda kendi zgll iinde
ayr bir kavram altnda m deerlendirmek gerekir?
Bagze gre tat yazlar her eyden nce kent kltr-
nn rndr. Bu bakmdan arabesk mziine benzer, ancak
ondan baz ynlerden ayrlr. Tat yazlar, bir kent ierisinde
taksi, dolmu, kamyon gibi aralarn sahipleri ya da srcleri
gibi belirli bir meslek grubunun kltrdr. Oysa arabesk m-
ziini sadece bir meslee zg mzik tr olarak deerlendir-
mek doru deildir. kinci olarak tat yazlar, arabesk mziin
tersine szl deil yazldr. nc olarak bu yazlar kk bir
meknda sabitletirilmitir, donmutur, eitlemeleri olmaz.
Bagzn bu gerekelerle tartt sorunsaln u soruyla for-
mle etmek mmkndr: Arabesk mziini popler kltr ola-
rak nitelemek mmkn grnmesine ramen, tat yazlarn
popler kltr olarak deerlendirmek ne derecede gerekidir?
Bagzn temel sav, tat yazlarnn popler kltr olma-
ddr. Peki o zaman hangi kltre girer? Yant iin popler
kltr literatrnden iki kaynaa bavurur: Meral zbekin
Orhan Gencebay arabeski zerine olan almas (1991) ve
Nazife Gngrn popler kltr derlemesi (1999). Dikkat edi-

143
lecei gibi Bagzn bavurduu her iki otorite de iletiim
alannda almaktadr. Dolaysyla Bagz, genellikle iletiim
almalar ierisinde bir konu olan popler kltr olgusunu
anlamada ve deerlendirmede iletiim bilimcilerinin eserlerin-
den yararlanr.
Bagz, tat yazlarnn popler kltr tartmalar iinde
bir yere konumlandrlamayacak kadar kendine zg niteliklere
sahip olduunu savunur. ncelikle bunlar ounluun deil,
bir ofr aznln kltrdr. (Bagz, 2005:61). kinci ola-
rak bunlar byk ve gl bir kltr endstrisi tarafndan
yaratlmaz, piyasaya srlmez ve denetlenmez. Yaz yaratma
iinde irket kktr ve bu irket mterisi ile iletiim iin-
de[dir], ondan kopuk deildir. irketin mteriyi dardan de-
netlemek, onu ynlendirmekle ilikisi bulunmamaktadr. Sr-
c, irkete gider, istedii yazy belirtir, irket de ona elinin
altndakilerden birisini seip verir. Ksaca bu irket radyo,
televizyon, sinema gibi kltr endstrisi aralarna benzemez
(Bagz, 2005:61).
Siyasal iktidarlarn ya da egemen snflarn tat yazlarn
ofr kitlesinde...yalanc [sahte] bir bilin oluturarak onlar
uyuturmak iin kullandklarn ileri srmek de pek mmkn
deildir (Bagz, 2005:61). Bagze gre g odaklar tat
yazlaryla ilgilenmemekte, onlar nemsememektedir. Bunun
en nemli nedeni tat yazlarnn, siyasal dzene, siyasete ters
den iletilere genellikle yer vermemesidir. Tat yazlarnn
tarafsz ve suya sabuna dokunmayan ierikli olmasnda onlar
yazan ve kullanan faillerin bilinli tercihlerinin de etkisi vardr.
rnein yazy reten irketin kurucusu, Biz politikada yokuz
demitir (aktaran Bagz, 2005:62).

144
Tat yazlar Bagze gre yksek kltr de olamaz. Bu
yazlarn popler kltrle benzeen taraflar, yksek kltre
gre daha fazladr, rnein verdii mesajlar popler kltrn
verdii mesajlara benzemektedir. Buna karn tat yazlar yu-
karda belirtilen nedenler gz nne alndnda popler kltr
rnleri arasnda deerlendirilemez. Bagz bu noktada tart-
masn tat yazlarn, anlan kltr kategorilerinin hibirisine
sokmayarak sonlandrr: Tat yazlarn anonim folklor rnle-
ri olarak deerlendirmek mmkndr, ancak bunlar gelenekle
balantlar asndan ky arlkl deil, kent arlkl folklor
rnleridir (Bagz, 2005:63).
Aslnda kent arlkl folklor rn tabiri yeni gibi grn-
se de kentlerde yeni folklor rnleriyle karlalmaya baland-
n ilk tespit edenlerden birisinin 1942de bu konuda alma
yapan Pertev Naili Boratav olduunu belirtmek gerekir.
Boratav, Folklorda Yeni Zamanlarn Mevzular balkl bu
almasnda Zonguldak maden kmr iletmesinde alan
iilerin, folklor incelemelerinin konusu olabilecek yeni bir
kltr rettiklerinin farkna varm, ancak bu kltre ynelik
net bir tanm getirmemitir. Boratavn kentte doan bu kltre
ynelik saptamas yledir: Domak iin msait itimai zihni-
yetler bulunduu takdirde en modern muhitlerde bile yeni folk-
lor mahsullerinin fkrdn grnce amamak lazmdr
(Bkz. Boratav, 1982:117-9).
Bagz, tat yazlarnn kent folkloru iinde deerlendiril-
mesi gerektiine dair grnde Boratavn bir etkisi olup ol-
mad konusuna deinmez. Ancak yazarn formasyonun olu-
umunun ikinci etkili aya olan Amerikan halkbilim alanndaki
aratrmalar yazarn tat yazlarnn niteliini bulmada yarar-
land kaynaklar arasndadr. Bagz, bu alandaki aratrmalar-

145
dan yararlanarak tat yazlarnn zelliklerini btn ynleriyle
tanmlayan bir kavrama ulatna inanr: Tat yazlarn tat
folkloru veya ofrn folkloru olarak adlandrmak mm-
kndr (Bagz, 2005:63). Alan Dundes, folklor szcn-
deki folku ortak bir kltr esini paylaan herhangi bir
grup insan olarak anlamak gerektiini yazmtr. Grubu birbi-
rine balayan dil, din, meslek olabilir, bu nemli deildir, asl
olan grubun kendine ait geleneklerinin bulunmasdr. rnein
grup demiryolculardan oluuyorsa onlarn yarattklar folkloru
demiryolcularn folkloru olarak tanmlamak mmkndr
(Dundes, 1965ten aktaran Bagz, 2005:63). Bu adan d-
nldnde Bagze gre tat yazlar iin tat folkloru
veya ofrn folkloru kavramn kullanmak yanl deildir,
hatta bir baka kavram aramaya dahi gerek yoktur. Tpk teki
folklor rnleri gibi, bu folklor bir yandan ofrn kiiliini, bir
yandan da toplumsal ve siyasal yapy, te yandan toplumun
temel deiimlerini yanst[r]. (Bagz, 2005:63).
Sonu
letiim aratrmalar alannda alanlarn iletiimin bir bi-
lim olup olmadn halen tartmalarna karn, asl alan halk-
bilimi olan lhan Bagz almalarnda iletiimi bilim olarak
nitelemitir. Bagz, incelemelerinde halkbilimin yararland
sosyal bilim dallarn sayarken tereddtsz iletiim bilimi
ibaresini kullanr, iletiim olay kavramna ska yer verir,
almalarnn teorik arka plann izmede iletiim bilimcilerinin
eserlerinden yararlanr. Bylece Bagz, geleneksel gibi gr-
len ama aslnda gelenein gncellikle harmanland bir szl
anlatmn, ierisinde iletiim biliminin de yer ald dier sosyal
bilim dallarnn (dilbilimi, gstergebilim, antropoloji) verilerin-
den yararlanarak nasl zmlenebileceini gsterir.

146
Bagz zmlemelerini sosyal bir gsterim anlay te-
meline oturtur. Ona gre her szl anlatm, ierisinde, anlatc-
nn, geleneksel tr olan anlatnn, dinleyicinin ve bunlarn d-
nda daha geni bir toplumsal balamn yer ald bir sosyal
gsterimdir. Toplumsal balam, politik rejimin doas, medya,
mekn ve zaman gibi uzak toplumsal evreyi ierir. Anlam,
anlatc, anlat ve dinleyicinin kesiim noktasnda ve uzak top-
lumsal evrenin etkileriyle oluur. Bylece Bagzn anlay-
nda hibir unsurun, szl anlaty tek bana etkileyecek, ona
yn verecek bir konumda olmad anlalr. Her unsur, birbiriy-
le karlkl etkileim ierisinde gsterimin elemanlar olarak
ilevlerini yerine getirirler.
Gsterimin ilevleri ise Batdaki aratrmalarda dnld-
gibi sadece elenceden, eitimden, gerginlikleri giderecek
bir emniyet subabndan ve kltr gelecek kuaklara aktarmak-
tan ibaret deildir. Bagz, Trk halk kltr rnleri zerine
kendisinin yapt ve daha nce yaplan baka aratrmalara
dayanarak folklorun beinci ilevini ortaya koyar: protesto.
Daha baka deyile, geleneksel denilen rnler ierisinde kurulu
dzene, sisteme, yneticilere kar kan pek ok unsur vardr.
Bagzn bir szl anlatm incelemedeki btncl anlay
iletiim aratrmalarnda hatrlanmas gereken baz eler tar.
Her eyden nce iletiim bilimi ile onunla artk iyiden iyiye i
ie gemi olan gstergebilim ve dilbilim almalar sadece
metinler zerine odaklanmamaldr. Metin zerine younlama
aslnda bir sosyal gsterim olan gerei anlamaya son derece
snrl katklar yapar. Bylece gazete rneinde haberleri, ke
yazlarn; televizyon rneinde programlar; sinema rneinde
sadece filmin ieriini incelemek gerei anlamnn sadece
kk bir parasn oluturur. Oysa kitle iletiim aralarnn

147
ierii, Bagzn szn ettii sosyal gsterimin sadece anla-
tnn karl olarak kullanlrsa, metin ynelimli bir inceleme-
nin sosyal gsterimin dier elemanlarn darda brakt orta-
ya kar. Bylece anlatcnn karl olarak medya irketinin,
dinleyicinin karl olarak medya izler kitlesinin ve btn
bunlar evreleyen uzak toplumsal evre olarak lkedeki politik
rejimin doasnn, izlemenin/okumann gerekletii meknn
ve zamann irdelenmedii anlalr. Bagzn iletiim aratr-
maclarna hatrlatt, aslnda kitle iletiim aralarnn sunduu
gsterimin de sosyal ierisinde anlalabilecei ve bu anla-
myla sosyal bir gsterim olduudur.

KAYNAKA

And, Metin (1987) Culture, Performance and Communication
in Turkey, Institute for the Study of Languages and Cultures
of Asia, Tokyo.
Bagz, lhan (1952). Turkish Folk Stories about the Lives of
Minstrels, The Journal of American Culture, Vol. 65, No.
258 (Oct.-Dec.), ss. 331-339.
Bagz, lhan (1956). Trk Halk Edebiyat Antolojisi, Ahmet
Halit Kitabevi, stanbul.
Bagz, lhan ve Wilson, E. Howard (1968). Trkiye Cumhuri-
yetinde Milli Eitim ve Atatrk, Dost Yaynlar, Ankara.
Bagz, lhan (1992). Karacolan, Pan Yaynlar, Geniletil-
mi kinci Bask, stanbul.
Bagz, lhan (1975). The Tale Singer and His Audience, in
Folklore: Performance and Communication, Dan Ben-
Amos ve Kenetth S. Goldstein (edt.), The Hauge, Mauton,
ss. 143-204.
Bagz, lhan (1979). k Ali zzet zkan: Yaam, Sanat,
iirleri, Trkiye Bankas, Ankara.

148
Bagz, lhan (1986). Folklor Yazlar, Adam Yaynlar, stan-
bul.
Bagz, lhan (1986a). Dou Anadoluda Folklor Derlemele-
ri, Folklor Yazlar iinde, Adam Yaynlar, stanbul, ss.
268-275.
Bagz, lhan (1986b). Hikye Anlatan k ve Dinleyicisi:
Deiik Dinleyici Kitlelerinin Hikye Anlatmna Etkisini
nceleyen Bir Deneme, Folklor Yazlar iinde, Adam Ya-
ynlar, stanbul, ss. 49-64.
Bagz, lhan (1986c). Trk Halk Edebiyatnda Protesto Gele-
nei, Folklor Yazlar iinde, Adam Yaynlar, stanbul, ss.
181-191.
Bagz, lhan (1986d). Trk Halk Hikyelerinde Sz Kalpla-
r, Folklor Yazlar iinde, Adam Yaynlar, stanbul, ss.
39-48.
Bagz, lhan (1986e). Diggression in Oral Narrative: A Case
Study of Individual Remarks by Turkish Romance Tellers,
The Journal of american Folklore, Vol. 99, No. 391 (Jan.-
Mar.), ss. 5-23.
Bagz, lhan (1998). Yunus Emre, Aratrma ve Gldeste,
Indiana niversitesi Trk Aratrmalar Dizisi Yaynlar, s-
tanbul.
Bagz, lhan (1996). Nasreddin Hoca. Gemiten Gnmze
Bir Konular Analizi, Pan Yaynevi, stanbul.
Bagz, lhan (1998). Pertev Naili Boratavn Trk ve Dnya
Folklor Aratrmalarndaki Yeri, Pertev Naili Boratava
Armaan iinde, Haz. Metin Turan, Kltr Bakanl Yay.,
Ankara, ss.17-32.
Bagz, lhan (2002). Giri, Sibiryadan Bir Masal Anas
iinde, Mark Azadovski, Kltr Bakanl, Geniletilmi -
kinci Bask, Ankara, ss. 1-46.
Bagz, lhan (2005). mr Biter Yol Bitmez: Bir letiim
Olay Olarak Tat Yazlar, Trk(iye) Kltrleri iinde,
Gnl Pultar ve Tahire Erman (Der.), Tetragon, Ankara, ss.
39-64.

149
Boratav, Pertev Naili (1982). Folklorda Yeni Zamanlarn Mev-
zular, Folklor ve Edebiyat iinde, C.1, Adam Yay., stan-
bul, ss. 117-119.
Dundes, Alan (1965). The Study of Folklore, Englewood Cliffs,
NJ: Prentice Hall.
Ellul, Jacques (1998). Szn D, Paradigma, stanbul.
Erdoan ve Alemdar (2002). teki Kuram, Erk, Ankara.
Erdoan, rfan ve Alemdar, Korkmaz (2005). Popler Kltr ve
letiim, Erk, Ankara.
McQuail, Denis ve Windahl, Sven (2005). letiim Modelleri,
ev. Konca Kumlu, 2. Bask, mge, Ankara.
Nutku, zdemir (1997). Meddahlk ve Meddah Hikyeleri,
AKDTYK Atatrk Kltr Merkezi, Ankara.
Ong, Walter J. (2003). Szl ve Yazl Kltr, ev.: Sema
Postacolu Banon, Metis Yay., stanbul.
zdemir, Nebi (2005). Trk Elence Kltr, Aka, Ankara.
zdemir, Nebi (2006). Trk Edebiyat ve Medya, Milli Folk-
lor, S. 70, ss. 7-21.
ztrk, Serdar (2006a). Pertev Naili Boratavn Trk letiim
Tarihine Katklar, Milli Folklor, S. 70, ss. 22-37.
ztrk, Serdar (2006b). Pertev Naili Boratav letiim Bilimi
Asndan Okumak, Akdeniz letiim, Akdeniz niversitesi
letiim Fakltesi Dergisi, S. 4, ss. 123-161.
Pultar, Gnl ve Serpil Aygn Cengiz (2003). Kardelie Bin
Selam:lhan Bagz ile Sylei, Tetragon, stanbul.
Sanders, Bary (1999). kzn As, Ayrnt, stanbul.
Zllolu, Merih (2003). letiim Nedir?, Cem Yaynevi, 2. ba-
sm, stanbul.









150


151
SYASET BLM LE LETM BLMN
BULUTURAN BR BLM NSANI:
NERMN ABADAN-UNAT




Giri
Bir bilim olarak iletiimin oluumu ve geliimi tarih, sos-
yoloji, sosyal psikoloji, felsefe, antropoloji, dilbilimi ve siyaset
gibi disiplinlerde alan bilim insanlarnn katklaryla gerek-
lemitir. Farkl bilim dallarnda alan bilim insanlar, kendi
alma alanlar dahilinde yaptklar almalara iletiim olgu-
sunu da katmlar, iletiimin bireysel, toplumsal, siyasal, tekno-
lojik, kltrel ve ekonomik gibi pek ok boyutlarn ele alm-
lardr. rnein siyaset bilimciler iletiimi, seim, propaganda,
oy verme davranlar gibi siyaset boyutlaryla incelerlerken;
tarihiler basn, sinema, kitap, radyo ve televizyon gibi kitle
iletiim aralarnn tarihsel geliimlerine; sosyologlar iletiimin
toplumsal ileyiine ve toplumsal etkilerine odaklanmlardr.
letiimin disipliner bir kimlik kazanmasnda en nemli adm-
lardan birisi bu aratrmalardr. Farkl disiplin dallarnda dal-
m bu aratrmalar ortak bir emsiye altnda toplamaya ynelik
deerlendirme yazlar iletiim alannn snrlarnn izilmesi
ve alann zgl nitelie brnmesine katk salamtr.
Lazarfeld ve Katzn Personel Influence isimli 1955 tarihli ortak

Nermin Abadan-Unatn Trkiyede letiim Biliminine Katklar


(Gazi letiim, S. 21, 2001, s. 149-171) balkl makalenin geniletil-
mi ve yeniden dzenlenmi hali


152
almalar, iletiim aratrmalarnn sistemli bir ekilde deer-
lendirildii ilk nemli eserdir (Delia, 1987:21).
letiimi bilimselletirmeye gtren srete nce aratrma-
lar gerekletirilmitir. Bu aratrmalar aslnda iletiim bilimci-
ler tarafndan deil ki zaten ortada ad konulmayan bir bilimin
bilim insannn olmas mmkn deildir- iletiim alan dnda-
ki sosyal bilimciler tarafndan yaplmtr. rnein iletiim ara-
trmalarnn en erken tarihli olanlarndan birisi olarak kabul
edilen ABDdeki gmenler zerinde basnn etkilerini bulmaya
ynelik 1900lerin balarnda yaplan ancak I. Dnya Sava
sonunda yaymlanan inceleme kitle iletiimi konusunda yaplan
ve saha aratrmasna dayal pek ok almaya nclk etmi-
tir. Bu aratrma, sosyologlar tarafndan gerekletirilmitir
(Alemdar, 1981:6). Temel aratrmalar 1920 ve 1930larda fark-
l disiplinlerin iletiimi konu alan almalaryla balamtr.
Propaganda, ikna, kamuoyu zerine almalar ile balca tem-
silcileri Park ve Cooley gibi sosyologlarn oluturduu kentle-
me ve modernleme sreleri zerine olan aratrmalar akade-
mik iletiim almalar alann tanmlayan abalardr (Mutlu,
2005:37). Nitel bir derinlik yerine nicel ikinlie meyil gste-
ren, pozitivist epistemolojiye bal bu almalar, Erol Mut-
lunun da belirttii gibi (2005) iletiimin, sosyoloji, siyaset bi-
limi, sosyal psikoloji, davran psikoloji gibi baka akademik
alanlar iinde sorunsallatrlmtr. Ksaca iletiim, nce kendi
iinden sorunsallatrlm bir aratrma alan olarak kurulma-
m (36), deiik akademik disiplinlerin bulutuu bir alan ol-
mutur. letiimin zerk bir disiplin olmaya doru yol alma-
snda, etki konusunu merkeze alan aratrmalarda gelitirilen
kuramsal kavramlarn nemli katks olmutur (61).

153
Alann kurucu babalarna bakldnda zellikle siyaset bi-
limci, sosyolog, sosyal psikolog kimliklerin ne kt grl-
mektedir. rnein Paul Felix Lazarsfeld, bir matematik sosyo-
logudur; Amerikadaki 1930-1940 dneminde younlaan am-
pirik aratrmalar esasnda oy verme, tketim gibi davranlar-
da medyann yeri ile ilgilidir. I. Dnya Savanda propaganda-
nn zelliklerini ve toplum zerindeki etkilerini inceleyen
Harold Lasswell, bir siyaset bilimcisidir. Lasswell, bilindii
gibi dnyadaki iletiim aratrmalarn uzun sre ynlendiren
nl kim, neyi, kime, hangi kanalla, hangi etkiyle formln
ortaya atmtr. Farkl disiplinlerden gelip de iletiimi konu alan
almalaryla tannanlar arasnda grup deneylerine odaklanm
bir sosyal psikolog olan Kurt Lewini ve II. Dnya Sava sra-
snda propaganda deneyleri yapm bir psikolog olan Carl
Hovland da anmak gerekir.
letiim alannda alan bu ve baka akademisyenlerin or-
tak bir kavram ats kurma giriimleri 1940larn ortalarndan
itibaren hz kazanmtr. Bir terim olarak iletiim ilk kez, B.L.
Smith, H. Lasswell ve R.D. Caseyin Propaganda,
Communication and Public Opinion (1946) balkl almala-
rnn yaynlanmasndan sonra alandaki aratrmaclar tarafndan
benimsenmi ve sk kullanlr hale gelmitir (Delia, 1987:57).
letiimle ilgili tarihsel gelimelerin byle bir seyir izlemesi,
bir lkedeki iletiim almalarnn kkenlerini ve geliimlerini
bulmaya ynelik abalarn, ncelikle sosyal bilimlerin ok e-
itli alanlarnda retilen aratrmalarn irdelenmesi gerekliliini
ortaya koyar. Bylesi bir aba sosyal bilimler iinde retilen
eserlerin bir iletiimci gzyle yeniden okunmasn ve deer-
lendirilmesini gerektirir.

154
Bu gereklilie karn, byle bir okuma ve deerlendirme fa-
aliyetinin Trkiye balamnda ok snrl kald grlmektedir.
Ziya Gkalpten Niyazi Berkese, Hilmi Ziya lkene, Sabahat-
tin Eyboluna ve erif Mardine kadar pek ok bilim insan,
halen bu tr okumay beklemektedir.
Bu alma, siyaset bilimci kimliiyle tannan Nermin Aba-
dan-Unat inceleyerek belirtilen bu eksiklii tamamlamaya
yardmc olmay ama edinmektedir. Akademik hayatndan
nce gazetecilik deneyimi olan (1944-1950), dnyadaki ampirik
iletiim aratrmalarnn balad ve en fazla olduu bir lke
olan ABDde yksek lisans renimi gren (1952-1953), Anka-
ra niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesinde uzun sre retim
yelii yapan Nermin Abadan-Unat
1
, g, kadn sorunlar ve

1
Nermin Abadan-Unat, 1921de Viyanada dodu. zmir Kz Lisesini
(1940), .. Hukuk Fakltesini (1944) bitirdi. Alt yl Ulus gazetesin-
de altktan sonra (1944-50) Fullbright bursu ile ABDde Minnesota
niversitesinde lisans st renimi grd (1952-53). 1953te Anka-
rada Siyasal Bilgiler Fakltesine asistan olarak atand. 1958de
S.B.Fde doent, 1966da profesr oldu. Ayn fakltede siyasal davra-
n krssn kurdu. Hr Berlin, Mnih, New York City, Denver,
Georgetown ve Californiada Los Angeles niversitelerinde konuk
profesr olarak bulundu. 1964te Bat Almanyada Trk ilerinin
Sorunlar adl kitab yaymland. Gmen ii sorunlar ve kadn so-
runlar ile de yakndan ilgilenen Abadan-Unatn Trk Toplumunda
Kadn kitab Almanca ve ngilizce olarak da yaymland. Uluslar aras
Siyasi limler Derneinin (IPSA) bakan yardmcln (1967-70) ve
Trk Sosyal Bilimler Derneinin bakanln (1977-84) yapt.
1978den bu yana Avrupa Konseyinin Kadn/Erkek/Eitlik Komisyo-
nunda bakan yardmcl dahil eitli grevler stlendi. 1978-80
arasnda kontenjan senatr olarak TBMMye girdi. 1989da
S.B.Fden emekli olan Abadan-Unat, Boazii niversitesi ile stan-
bul niversitesinin Kadn Aratrma Merkezinde ders vermektedir.
Gmen iiler konusunda gerekletirdii bilimsel almalar nede-
niyle Federal Almanya Devlet Bakanndan liyakat nian alan Aba-

155
semen davranlar zerine aratrmalar yapmtr. Bu alma,
Abadan-Unatn bu aratrmalarnn iletiimle ilgili boyutlarn
ve bunlarn Trk iletiim aratrmalarndaki yerini ortaya koy-
may ama edinmektedir.
letiim Aratrmalarnda Yntem Asndan Salad
Katklar
Nermin Abadan-Unat, Trk iletiim aratrmalarnda ampi-
rik aratrma geleneini balatm, Oya Tokgzn deyimiyle
(2000:25) Trkiyedeki iletiim aratrmalarna Anglo-
Amerikan yaklam biimini ve metodolojisini getirmitir.
2

Yazar, 1950lerin ortalarndan balayarak zellikle 1960larda

dan-Unatn Almanca, ngilizce, Franszca dillerinde kitap ve makale-
leri bulunmaktadr (Abadan-Unat, 1998).
2
Ancak Nermin Abadan-Unat, Trkiyede ilk ampirik almalar
yapanlardan deildir. Pertev Naili Boratav saha aratrmalarna yn-
lendiren (Boratav, daha 1927de lise son snf rencisiyken Mudur-
nu evresinde aratrmalar yapmt, Turan, 1998:1-2) lkenin
1946de yaymlanan bir eserine gre Trkiyeyi tanmann iki yolu
bulunmaktadr: istatistik ve monografik anket. Ancak istatistiin
kendi bana hibir ey ifade etmediini, saylarn dili olmadn,
saylara anlam vermek gerektiini, bunun de tek yolunun itimai
monografiler yapmaktan getiini yazan lkenin (1948:35) poziti-
vist metodolojinin nicelie saplantl bakndan uzak olduu anlal-
maktadr. lken memleketimizi tanma yolunda kitaptan, tarihi g-
rten hakkyla istifade edebilmek ve onlar l vesikalar olmaktan
kurtararak bugnk izaha yarayan unsurlar haline getirmek iin her
eyden nce cemiyetin bugnk halini, itimai yapsn, yaay tarzla-
rnn eitlilii ile muhtelif inkiaf derecelerini sabrl ve uzun istikra-
larla aydnlatmak lazm gelir. (35) diyerek ampirik almalarn ge-
rekliliini erken tarihlerde dile getirmitir. Sadece dile getirmekle
kalmam rnein Mara-Malatya ve Safranbolu-Cide karlatrmal
monografisini yapmtr (36-45). Veri toplama teknii olarak anketten
ziyade sosyolojik ve etnografik bir alma olan ilk almalardan
(1942de yaymlanmtr) birisi Niyazi Berkese aittir (Berkes, 1942).

156
younlat almalarnda, o dnemde dnyada ve Trkiyede
hakim olan Anglo-Sakson ampirik aratrma geleneinin, Tr-
kiyedeki belli bal temsilcilerinden birisi olmutur. Ancak
ayn yllarda Trkiyedeki toplumsal yapy, ky gereini sos-
yolojik ve tarihsel balam da ihmal etmeden alan aratrmas
yntemiyle inceleyen Mbeccel Kray ve Behice Boran gibi
Nermin Abadan-Unat da, sadece bu gelenein aktarcs bir
konumda alglamak yanltr. Abadan-Unatn, aada daha
ayrntl olaca gibi, ampirik aratrmalarnda Trkiyenin z-
gn koullarn gz nne alarak veri toplamaya ve verilerini bu
erevede yorumlamaya alt sylenebilir. Sylenebilecek
ikinci nokta, Trkiyedeki ampirik almalarn fazlalat
1950li ve 1960l yllarda Trkiyedeki bilim insanlar arasnda
Nermin Abadan-Unatn bu gelenee en fazla bal olan aka-
demisyenlerden birisi olduudur. Abadan-Unatn veri toplama
teknii olarak zellikle ankete bavurduu vurgulanabilecek bir
baka konudur. Oysa, rnein Mbeccel Kray (1964), artk
klasiklemi almas Erelide etnografik yntemi ne geir-
mitir. Ayn ekilde Behice Boran (1992 [1945] da klasik a-
lmas Trkiyede Toplumsal Yap Aratrmalarnda katlml
gzlem yntemini kullanm, elde ettii verileri tarihsel ve sos-
yolojik olarak yorumlamtr. Bu iki yazarn tarihsel ve sosyolo-
jik kimliklerini ne kan almalar, Nermin Abadann al-
malarna gre daha fazladr. Abadan-Unat ise Trkiyede seim
ve oy verme davrann inceleyen almalarnda bir yntem
olarak alan aratrmasna ve bu aratrmann balca veri topla-
ma teknii olan ankete bavurmutur. Buna karn yazarn zel-
likle 1960larn ortalarndan balayan ve 1970lerde younlaan
g almalarnn daha etnografik ynelimli olduu sylenebi-
lir. G almalarnn bir nevi zeti ve yeniden deerlendiril-

157
mesini ieren Bitmeyen G isimli 2002 tarihli kitabnda grl-
d gibi, yazar yabanc lkelerdeki Trk iilerin deneyimleri-
ni anketlere sktrmak yerine ieriden bir gzlemci sfatyla ve
onlarn uzun anlatlarna dayanarak incelemitir.
Abadan-Unat, 1950lerin ortalarndan balayarak 1970lerin
sonlarna kadar iletiim teriminin karl olarak kullanlan-
haberleme konusuna hemen btn almalarna az ok de-
indii gibi, baz almalar tamamen iletiim zerine olmu-
tur. Haberleme, ktle iletiimi, ktle iletiim vastalarnn
etkileri konularn Trkiyede ilk ele alanlardan birisidir. 1960
ylnda yaymlanan Ktle Haberleme Vastalar adl makalesi
iletiim konusuna dorudan girdii almalarndan birisidir.
Abadan-Unat bu makalesinde, Batda yaplan ampirik aratr-
malar ele almtr. Bu makalede belirtildiine gre iletiimin
bireyler zerinde etkilerine dair farkl grler bulunmaktadr.
Hangi grn geerli olduunun ortaya karlmas iin bilim-
sel bir anlayla, yntemli ve nesnel bir ekilde olgulara yakla-
lmas ve sistemli aratrmalar yaplmas gerekmektedir (Aba-
dan, 1960).
Abadan-Unatn sistemli aratrmadan kastnn alan aratr-
malar olduu, daha 1960 ylndaki bu makalesinden bir yl
nce, 1959da Ankara niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesi,
Hukuk Fakltesi ve Ortadou Teknik niversitesi rencileri-
nin serbest zaman faaliyetleriyle ilgili anketten anlalmaktadr.
Bu ampirik aratrma, 1965te Ankara Basn Yayn Yksekoku-
lu kurulmadan nce, 1961 ylnda yaymlanmtr. Yine 1963
ylnda, Siyasal Bilgiler Fakltesi dari limler Enstitsne
bal Halkoyu Aratrma Grubu ile birlikte Ankara, zmir ve
stanbulda yapt Trkiyede ilk radyo dinleyici aratrmasn
gerekletirmitir. Bu aratrma 1964te yaymlanmtr.

158
Yazar, 1961 tarihli almasnda niversite rencilerinin
serbest zaman faaliyetleri ierisine gazete, dergi, sinema, radyo
ksaca hemen hemen tm kitle iletiim aralarn takip etmeyi
almtr. ncelemesinde kulland kavramlar ampirik alma-
nn gereklerine gre ilevselletirmeyi ihmal etmemitir. rne-
in serbest zaman, yemek yemek, uyumak, vcut temizlii
yapmak, faklteye gidip gelmek, ders veya bir ite almak
zaman dnda kalan vakit anlamnda kullanarak llebilir
hale getirmitir (Abadan, 1961:3). Buna karn, Abadann ilk
ampirik almalarnda, alan aratrmalarnn gereklerine uyma-
yan baz hatalarn bulunduu grlmektedir. rnein niversite
rencilerinin serbest zaman etkinliklerine dair bu incelemesin-
de anketin uygulan biimi, rneklem, temsil ve genelleme
sorunlar bulunmaktadr.
3
Ancak Abadan-Unatn sonraki a-
lmalarnda bu tr eksiklikler grlmemektedir (rnein bkz.
Abadan 1964 ve 1966:275).
4


3
Ankarada sadece fakltenin ikinci ve nc snflarnda okuyan
rencileri zerinde uygulanan anketten elde edilen verilerin btn
niversite rencilerinin serbest zaman faaliyetlerine ne lde genel-
lenebilecei sorunludur. Dier sorun anketin snflara girip topluca
yaplmasdr.
4
rnein Trkiyede ilk radyo dinleyici aratrmasnda survey kural-
larn tm gerekliklerini yerine getirmitir. 2136 denek zerinde ger-
ekletirilen bu almada rneklem, blge ve oran esasna dayanarak
alnmtr. Abadan, bu almasnda anketinin eitilmesi, ald r-
neklemlerde farkl deikenlere dikkat etme (cinsiyet, ya, oturduu
yerleim yeri, renim durumu) gibi konulara dikkat etmitir. Denek-
lere, radyo ve dier kitle haberleme aralarnda yaplan reklam
yaynlarnn kendileri zerindeki etkilerini lecek sorular yneltmi-
tir. Anket sorularnn kapal ulu yantlarnda tutum belirlemede ege-
men olan beli likert leini kullanmtr.

159
1966da yaymlanm kapsaml seim aratrmas, yntem
asndan yukarda anlan sorunlar tamamas bir yana, seime
giren partilerin programlarn ierik zmlemesi ve metin ana-
lizine bavurarak incelenmesi asndan da nemlidir. Bu al-
mada Abadan-Unat, siyasal liderlerin radyodaki konutuklar
sreleri ve seim sresince radyoda ilenen konularn skln
ele almtr (Abadan, 1966:253). Trkiye gibi lkelerde ortala-
ma kiinin gazetelerde siyaset ve hkmet ilerine ilikin haber-
lerin ieriklerinden ziyade manetlerini okuduu nclnden
hareketle, Ankara ve stanbulda kan alt gnlk gazetenin
manetlerine ait aylk ierik analiz yapmtr (Abadan,
1966:261-262). Kitle haberlemesinin etkilerini konu alan bir
incelemesinde ise Trkiyedeki kitle haberleme aralarnn
daln dier lkelerdekilerle karlatrmak iin gazete tara-
mas yapmtr (Abadan, 1960). Yazarn, Aysel Aziz ve bir grup
Ankara niversitesi Basn-Yayn Yksekokulu rencisiyle
birlikte 1986 ara seim kampanyalarnda siyasal parti liderleri-
nin radyo ve televizyon konumalarnda geen simge, slogan ve
kalp yarglarla ilgili aratrmas da ierik zmlemesine r-
nektir (Abadan-Unat, 1987).
letiimle lgili Kulland Kavramlar
Nermin Abadan-Unat, ilk yaptlarnda kitle kavram yerine
ktle iletiimi (1956:12); halk ktlesi (1966:15); semen

1965 seim aratrmasnda, Eskiehirde 133, Diyarbakrda 135 top-
lam 268 denekten elde ettii verileri Trkiyedeki semenlerin tmne
genellemekten kanm ve almasnn bu snrlln kabul etmi-
tir. Anket uygulamasnda n test yaplmtr. 1965 ylndaki koullar
ve snrllklar gz nnde bulundurulduunda anket kurallarna u-
yulmutur (Kapal ulu soru yannda ak ulu sorular da sorulmu,
anket profesyonel kiilerce uygulanm, basit rastlantl rneklem
seilmitir... gibi) (Ayrnt iin bkz. Abadan, 1966:275).

160
ktlesi (1956:82) rneklerinde grld gibi ktle szc-
n kullanmtr. 1965 seimlerini konu alan almasnda kt-
leye bazen yn demekte, kitle partileri yerine yn parti-
leri ifadesini kullanmaktadr (1966:3-4; 11). Dildeki ayklama
ve yenileme hareketleri srasnda doabilecek sorunlar anlatr-
ken kulland kuaklar aras iletiim boluu (1966:246);
bireyin siyasal katlmasna temel oluturmas bakmndan kul-
land izafet erevesi (1966:246); 1965 seimlerini konu
alan almasnda ayr bir blm altnda etraflca inceledii
kanaat nderi (1966:249-265); TVnin etkileri konusunda
aklama yaparken kulland bilinleme endstrisi (Abadan-
Unat, 1977) Trkiyede basn yayn eitimiyle ilgili olarak kul-
land basn yayn bilimi (Abadan-Unat, 1972:3) kulland
nemli kavramlardandr.
Trkiyede Basn Yayn Eitimine likin Yapt A-
klamalar
Nermin Abadan-Unat, Ankara niversitesi Basn Yayn
Yksekokulu mdr olduu sralarda Trkiyedeki basn-
yayn eitiminin nasl daha bilimsel hale getirilebilecei konu-
sunda fikir edinmek zere Avrupann deiik lkelerine geziler
yapm, buralardaki basn yayn eitimini incelemitir. nceleme
sonularn, Trkiyede basn yayn eitimi nasl yaplabilir
sorunu erevesinde bir kitaba dntrmtr. Abadan-Unat,
1972 basml bu eserinde, aada grld zere, gnmz-
deki iletiim fakltelerinin bile halen dikkate almalar gereken
ilgin ve yaratc nerilerde bulunur.
Yazara gre, Trkiyedeki basn yayn eitimi, kitle iletii-
mi alannda zel iletmecilik anlayn benimseyen ABDdeki
modeli deil, kamu yayncl anlayn benimseyen Avrupa

161
modelini rnek almaldr. Yazar bu nedenle Almanya ve Fransa
gibi belli bal Avrupa lkelerindeki basn yayn retiminin
nasl gerekletirildiini, basn yayn retimindeki bilimsel
aratrma yntemlerini, niversite ii ve d basn yayn eitimi
alannda salanan yetime imknlarn ve lisans st retimin
yapld niversitelerin programlarn incelemitir. Abadan-
Unat, ayn zamanda, basn yayn bilimsel adan inceleyen
periyodikler hakknda bilgiler vermitir.
Yazarn incelemelerine gre basn yayn bir bilimdir.
Abadan-Unat, bunu basn-yayn bilimi olarak adlandrr. Ba-
sn-yayn bilimi, haberleenler konusunda aratrma, ifade
analizi, kitle haberleme aralar aratrmas, kamu aratr-
mas ve tepki aratrmas olmak zere be alanla uramakta-
dr. Bunlardan haberleenler konusundaki alma, gazeteciler
gibi haberleme srecinde rol olanlarn nitelikleri, tipolojisi ve
etkileimi ve bunlarn basn yayn retimi karsndaki durumu-
na; ifade analizi, kitle haberleme aralarndan yaylan iletile-
rin yap ve eilimlerine; kitle haberleme aralar aratrmas,
basn yayn alannda kullanlan aralarn tarihsel geliim ve
sosyo-politik rgt biimleri ile tabi olduklar hukuk sorunlar-
na; kamu aratrmas, okur, dinleyici ve seyirciden oluan
kamunun toplumsal oluumu ve objektif niteliklerine ve tepki
aratrmas ise kitle haberleme aralarnn birey ve gruplarn
davran, bilgi, kanaat ve duygusal alanlar zerindeki etkililii-
ne odaklanmaktadr (Abadan-Unat, 1972:3).
Abadan-Unat, Trkiyede basn yayn eitimine ihtiya du-
yulmasnn nedenlerini tarihsel olarak aklar. Buna gre, Tr-
kiye, kinci Dnya Savandan sonra baz sosyal snflarn,
gruplarn gr ve eilimleri glenerek kmtr. Kendi gr
ve eilimlerini yaygnlatrmak isteyen snf ve gruplar iin

162
haberleme nemli hale gelmitir. Dier yandan Trkiyenin
sava sonras ok partili rejime gemesi, haberlemeyi sadece
grlerini yaymak isteyen belirli snflarn kullanabilecei bir
ayrcalk olmaktan kartm, geni halk ynlarna genilet-
mitir. Bylece haberleme kapallktan kurtulmaya, sadece
belli gruplarn kulland bir ayrcalk olmaktan kmaya ba-
lamtr (Abadan-Unat, 1972:67).
Abadan-Unata gre Trkiyede basn yayn alanndaki ilk
eitim kurumlarnn alnda yaanan bu hzl toplumsal hare-
ketliliin etkisi bulunmaktadr. Bu hareketlilie alayl yoldan
gazetecilerin yetiemeyecei dnlerek nce stanbulda,
sonra Ankarada mesleki basn kurulularnn nclnde,
niversitelere bal olarak Gazetecilik ve Basn Yayn okullar
kurulmutur. lk giriim, her sektrde olduu gibi kamu sekt-
rnde yer alan kurululardan, zellikle de zerk niversitelerden
gelmitir (Abadan-Unat, 1972:67). stanbul Gazeteciler Cemi-
yeti, gazetecilii bilimsel olarak inceleyecek bir gazetecilik
enstits kurmak iin 1947de stanbul niversitesi Rektrl-
ne bavuruda bulunmutur. Cemiyete gre byle bir kurum
oluturulmasn gereklilii, gelien hzl olaylar karsnda bilgi-
li ve eitimli gazeteci yetitirme gereksinimini karlama iste-
inden kaynaklanmaktadr. Partiler arasndaki mcadeleler ve
gelien olaylar karsnda kamuoyunun hazrlanmas, gazeteci-
lerin bilgili ve eitimli olmasn gerektirmektedir. Gazetecinin
ayn zamanda ruhunda memleket muhabbeti ile birlemi bir
hak duygusu tamas zorunludur. Kurulacak bir gazetecilik
enstitsnde bu tr ideallere sahip bir gazeteci yetitirilebilir
(Abadan-Unat, 1972:68).
Nitekim giriimler meyvesini verir, Gazetecilik Enstits
1949da ylnda ktisat Fakltesine bal olarak kurulur ve

163
1950 gz dneminde ise 479 renciyle retim faaliyetine
balar (Abadan-Unat, 1972:68).
Ancak Enstit baarsz bir deneyin ardndan kapanr. Aba-
dan-Unata gre Gazetecilik Enstitsnn kapanma nedenleri
unlardr: Mezunlarn i bulmak konusunda ektikleri glkle-
ri, teknik donanm yetersizlii, renim sresinin ksal nede-
niyle lisans st renim yaplamamas ve Maliye Bakanl-
nn retim yelerinin cretlerini deyememe durumunun
belirmesi karsnda ktisat Fakltesinin Enstity kapatmaya
ynelik temayl. Nihai kapatma, Anayasa Mahkemesinin
Trkiyedeki zel yksek okullar kapatma kararn takiben
uygulamaya konulmutur (Abadan-Unat, 1972:68-9).
Basn yayn eitimini gerekletiren ikinci kurum, Ankara
niversitesi Siyasal Bilgiler Fakltesine bal Basn Yayn
Yksekokuludur. Nermin Abadan-Unata gre bu okulun ku-
rulmasnn temel olarak iki nedeni bulunmaktadr. lki, stanbul
niversitesine bal olarak kurulan Gazetecilik Enstitsnn
basn dar anlamda ele almas, bilimsel aratrmalar sadece
yazl basna yneltmesi ve kitle iletiim aralarn tmden ku-
caklayp retecek batl ada standartlara uyan bir retim
kurumu olmamasdr. Basn Yayn Yksekokulunun kurulma-
snn ikinci nedeni, 1960lardan sonra toplumsal gelimenin bir
haberleme, tantma ve karlkl bildiriim ebekesine bal
olduunun anlalmas zerine ubat 1962de Ankara Gazeteci-
ler Cemiyetinin balatt giriimlerdir. Cemiyet, haberleme
alannda lisans dzeyinde retim yapacak olan bir yksekoku-
lun kurulmasnn gerektiini savunmutur. Nihayet, ykseko-
kul, eitli almalardan sonra Fahir H. Armaolunun yneti-
minde 1965 yl Kasm aynda retime balamtr (Abadan-
Unat, 1972:70; 73-74).

164
Abadan-Unatn Trkiyede basn-yayn eitiminin bala-
masyla ilgili fikirleri genel olarak incelendiinde, isel dina-
miklere belirleyici rol verdii, dsal dinamiklere deinmedii
grlmektedir. Oysa bilindii gibi kinci Dnya Savandan
sonra yeni iletiim teknolojilerinin az gelimi lkelere girmesi
durumunda kalknma ve toplumsal gelimenin salanabileceini
savunan modernlemeci paradigmann Trkiyede 1952 ylnda
balayan stanbul Teknik niversitesi Televizyonu ile
1968deki TRT Televizyonu yaynclnn balamasnda etkisi
olmutur. Televizyon yayncln gerekletirecek personelin
darda ve dardan getirtilen elemanlarca eitiminden, hibe
ad altnda dardan modas gemi teknik cihazlarn balan-
masna kadar pek ok gelimeyi de bu erevede ele almak
mmkndr. Byle bir dnya konjonktrnde Trkiyede ba-
sn-yayn eitimini verecek kurumlarnn kurulmasnda dsal
nedenlerin pay olabilir. Gnmzde dahi yeterince incelenme-
yen bu olguya, 1950lerin ortalarndan itibaren yaygnlk kaza-
nan ve 1960larda ve 1970lerde iyiden iyiye yaygnlk kazanan
modernleme ve kltr emperyalizmi tartmalarn yaayan
Abadan-Unatn da deinmedii gzlenmektedir. Oysa Abadan-
Unat, ileride grlecei gibi, bu tartmalardan uzak deildir,
dengesiz iletiim, kltr emperyalizmi ve medya-kalknma ili-
kisi zerine fikirler beyan etmitir. Basn-yayn eitimini bu
erevede incelememesi bir eksiklik olarak gzkmektedir.
Trkiyede Gazetecilik Enstitsnn ve Basn Yayn Ykseko-
kulunun kurulmas deneyimlerini o dnemde Amerikann
nclndeki modernleme paradigmas ve bu balamda ileti-
im aralarna biilen ilevden arndrarak aklamak ok ger-
eki olmasa gerekir.


165
Basn Yayn Eitimiyle lgili Eletirileri ve nerileri
TRTnin ilk olarak Ankarada kurulmas, bu nedenle perso-
nel ihtiyacn daha ok Ankaradan saptamas, stanbul Gazete-
cilik Enstitsnn yar akademik stats ve teknolojik geliime
ayak uyduramamas gibi nedenlerle basn yayn eitimi byk
oranda Ankaraya kaydrlmtr. Abadan-Unat ise Trkiyede
basn yayn eitiminin Ankara merkezli olmasna kar kar.
stanbul, yazara gre, dn de bugn de Trkiyenin fikir hayat-
na yn veren merkezidir. stanbulda Trkiyenin ulusal ve
uluslararas apta datm yapabilen tm gazete ve dergileri
kmelenmitir. Yansra stanbul pek ok filmin yapld bir
merkezdir. Bu nedenle basn-yayn retiminin sadece Anka-
raya kaydrlmas yanltr (Abadan-Unat, 1972:77).
Devlet Planlama Tekilat, basn-yayn eitiminin planl bir
ekilde yrtlebilmesine ynelik yksek renim ihtiyalarn
karlarken blgesel kaynak ve potansiyelleri hesaba katan den-
geli bir basn-yayn politikas saptamak zorundadr. Buna gre,
Ankarada televizyon yaynlarnn eitici ve tantc faaliyetleri-
ne; stanbulda basn, halkla ilikiler ve filmcilik faaliyetlerine
ve zmirde ise radyonun eitli grevlerine arlk tanyan bir-
birinden farkl uzmanlama merkezleri kurulabilir. Ancak TRT
ve kitle haberleme alannda retim yapan akademik kurulu-
lar birbirleriyle ibirlii ierisinde bulunmaldrlar. Bu, birka
adan gereklidir. Hereyden nce TRT, haberleme uzman ve
teknisyenlerinin eitimini, bu elemanlar kuruma aldktan sonra
yurtdnda ksa sreli staj ya da meslek ii eitim programlar
ile geitiremez. TRT, kendi insan gc ihtiyalar ile basn-
yayn eitimi yapan kurumlarn eitim planlar arasnda uyumlu
bir egdm kurmaldr (Abadan-Unat, 1972:78-80).

166
Abadan-Unatn basn yayn eitimiyle ilgili bir baka ne-
risi Trkiyenin kendine zg koullaryla ilgilidir. Yazara gre
Trkiye kapal veya yar kapal topluluklarn baskn olduu
bir lkedir. Bir lkenin haberleme sistemiyle toplumsal yaps
arasnda iliki olduu iin, basn yayn eitimi yapan okullarn
Trkiyenin bu karmak toplumsal durumuyla haberleme ara-
sndaki ilikiyi aydnlatacak aratrmalar yaplmas gerekmek-
tedir. Bu incelemeler Trkiyede haberleme sistemlerinin top-
lumsal, siyasal ve ekonomik etkileri zerine younlamal ve
sreklilik arz etmelidir (Abadan-Unat, 1972:81).
Ancak, kurumsal bazda yaplmas gerekenlerin dnda A-
badan-Unat, basn-yayn retiminin daha kaliteli olmas iin
nemine inand nerilerini alnacak renciler iin de srala-
maktadr. Buna gre, Basn-Yayn Yksekokuluna alnacak
renciler niversiteye giri snav dnda yetenek snavna
tabi tutulmaldrlar. nk kitle haberleme alannda alacak
elemanlar, genel bilgiye sahip olma dnda belli bir edebi s-
lup, keskin bir bak ve fotoraf ya da film ekme gibi yete-
neklere sahip olmaldrlar (Abadan-Unat, 1972:80).
Batda Yaplan Aratrmalarn Trkiyenin zgn
Koullarna Gre Yorumlanmas
Abadan-Unat yapt incelemelerde Batda yaplan aratr-
ma bulgularn aynen kullanmaz, bunlara Trkiye artlarna
uygun eklemeler yapar veya zgn yorumlar getirir. rnein
kitle haberleme aralarnn etkilerine ynelik Anglo-Amerikan
iletiim anlayn zetledikten sonra, bu aralarn etkilerinin
dnyann her yerinde ayn ekilde ilemediini, iletiim srecini
etkileyen etmenlerin lkeden lkeye deitiini belirtir. Bat
lkelerinde kitle iletiim aralar yaygn olduu ve bireyi her

167
ynyle kuatt iin, birey ile bu aralar arasndaki ilikileri
esneten arac mekanizmalar ok gl deildir. Oysa, Dou
lkelerinde iletiim, kitle iletiiminden ziyade yzyze iletiim
Abadan-Unat, yzyze haberleme, der- sayesinde yrmekte
ve kitle iletiimi ile birey arasnda bir arac mekanizma olarak
ilev grmektedir. Abadan-Unata gre, Arap lkeleri, Hindis-
tan ve dier Asya lkelerinde yaayanlarn te biri haberleri
yzyze iletiim sayesinde elde etmektedirler. Bu durumda
yzyze iletiimin gerekletii meknlar ile kitle iletiim ara-
larnn bireyler zerindeki etkililiini azaltan, hatta bizzat bu
aralarn ilevlerini gren kiiler nemli olmaktadr. Abadan-
Unata gre, Trkiyedeki ve Arap lkelerindeki kahveler, As-
yadaki kapal arlar, pazar yerlerindeki kanaat liderleri,
seyyahlar, hikaye ve masal anlatanlar haberleme zincirinin
nemli halkalarn oluturmaktadrlar. Buna karn saylan bu
meknlar ve kiiler hakknda yeterince aratrma yaplmamtr.
Oysa Trkiyedeki krk bini akn dank ve ksmen cra ky-
lerde haberleme srecinin srecini tam anlamyla kavrayabil-
mek iin kitle haberleme tarzlarnn dal tarz yannda, bu
sosyal gereklerin aratrlmas gerekmektedir (Abadan,
1960:154, vurgular bana ait).
Abadan-Unat, Trkiyenin iletiim srecinin Batdan biraz
daha farkl ilediinin bilinci ierisinde incelemelerine iletiim
meknlarn da katmtr. rnein 1959 ylnda niversite gen-
liinin serbest zaman faaliyetlerinde neler yaptklarna ilikin
anket almasnda, ksmen de olsa kahvehanelerin iletiimsel
alandaki yerini incelemitir. Doulu ve Batl kimlii henz tam
anlamyla netlememi, deyim yerindeyse bir rakkas gibi bu iki
u arasnda gidip gelen, henz sosyal davran normlar kristali-
ze olmam Trkiye gibi bir lkede sosyal geleneklerden kay-

168
naklanan serbest zaman faaliyetleri bulunmaktadr. Bu gelenek-
lerin banda btn slam ve zellikle Ortadou lkelerinde
Avrupadakilerden tamamen farkl bir grev ve anlam tayan
kahvehaneler gelir. Trkiyede kahvehanelerr, ehirlerde bile
kadnlarn girmedii umumi lokallerdir. Bu lokallerde iki
satmak yasak olmasna karlk, tavla ve kt oyunlar oynan-
makta, hemen istisnasz hepsinde radyo almakta, ancak gazete
ve dergi bulunmamaktadr. Avusturya ve Almanyadaki kahve-
haneler ise Trkiyedekilerin tersine gazete ve dergilerle dolu-
dur. Trkiyedeki kahvehaneler, yazara gre sadece soka sey-
retme, dedikodu yapma ve tavla gibi oyunlar oynama ilevlerine
sahiptir (Abadan, 1961:77-8). Aslnda Abadan-Unatn Trki-
yedeki kahvehanelerde retilen ilikilere dair eletirilerin, yeni
bir toplum ve insan yaratma projesi abasnda olan Cumhuriyet
ynetiminin ilk yllarnda da hem aydnlardan hem de siyaseti-
lerden geldiini belirtmek gerekir. Trkiyedeki kahvehane
gereini anlamaya katk yapan tarihsel ve sosyolojik bir al-
mada ortaya karld gibi, Cumhuriyetin ilk yllarnda kahve-
hanede gazete ve dergi bulundurulmas, okuma ve okutturmann
yaygnlatrlmas, buna karlk tavla ve kat oyunlarnn orta-
dan kaldrlmas kahvehaneleri devletletirmeliyiz biiminde
zetlenebilecek bir projenin bile retilmesine yol amt. Pro-
jedeki argmanlar, tpk Abadan-Unatnkiler gibi, bat kahve-
hanelerinin doudakilerden stn olduunu ileri sren bir Do-
u-Bat kahvehaneleri kartlna gerekelendirilmiti (ztrk,
2006:116-132).
Abadan-Unatn kahvehanelerin ilevlerini sadece olumsuz
anlamda ele almad belirtilmelidir. Yazara gre kahvehaneler,
Trkiye gibi kitle haberleme aralarnn gelimedii toplum-
larda, renci, kk esnaf, ii, ifti gibi belirli sosyal katego-

169
ri ve corafi blgelerden gelen kimselerin halkoyunu ilgilen-
diren konular tarttklar yerlerdir. niversite rencilerinin
serbest zaman etkinliklerine dair yapt ampirik aratrmasn-
daki bulgular bu gerei dorulamaktadr, ancak tartma, bu
bulgulara gre, oyun oynama ve etraf seyretme etkinliklerinden
sonra nc srada gelmektedir (Abadan, 196:77-8).
Abadan-Unatn Bat kahvehanelerini idealize edecek bi-
imde ileri srd bu kartl bir miktar sorgulamak gerekir.
Sorgulamada iki ana nokta nemlidir. Birincisi, tartmann
Batdaki kahvehanelere damgasn vuran bir etkinlik olduu-
dur. Abadan-Unatn bu konuda grlerini bildirdii yirminci
yzylda tartma gerekten de Bat kahvehanelerine damgas-
n vurmakta mdr? kincisi, Abadan-Unatn kahvehanelerde
retilen etkinliklerden soka/etraf seyretmenin sadece Dou
toplumlarna zg olduuna dair grdr (Abadan, 1961:79).
Acaba soka/etraf seyretmek, yine yirminci yzyl itibariyle,
sadece Dou toplumlarna m zgdr?
Bat tarihinde kamusal alan zerine yazan Jurgen Habermas
(2000) ile, kamusall, aleniyet, beden, ehir ve kamusal insan
balamnda tarihsel ve sosyolojik olarak inceleyen Richard
Sennettin incelemeleri (2002 ve 2006), aslnda -bizim gibi
lkelerde yazanlarn ykndkleri- Bat kahvehanelerinde yap-
lan ideal tartmalarn onyedinci ve onsekizinci yzyla ait ge-
mi bir olgu olduu konusunda birlemektedirler. On dokuzun-
cu yzyldan balayarak ve zellikle yirminci yzylda, tart-
ma gibi bir etkinlik artk para ve siyasetin hakim olduu ara-
sal bir ileve indirgenmi, ya da Sennettin son almalarndan
Ten ve Tata dile getirdii gibi (2006:310-311) kahvehane
mdavimleri artk tartma deil, sessizlik ihtiyalarn kar-
lamak iin bu meknlar doldurmaya balamlardr. Abadan-

170
Unatn sadece Dou toplumlarna zg sayd kahvehanede
gelip geenleri ylece sessiz bir ekilde seyretme, bu yzyldan
itibaren Bat lkelerindeki kahvehane mdavimlerinin vazge-
ilmez etkinliklerine arasna girmiti. Sennettin deyimiyle Te-
rasta kafe mdavimleri sessizce oturup gelip geen kalabal
izliyorlard; kafelerde her biri kendi dncelerine gmlm
bireyler olarak grnyorlard (....) Hareketli ve etraf seyreden
bireylerle dolu bir kamusal alan Pariste olduu kadar Lond-
rada da- artk siyasi bir alan temsil etmiyordu. (Sennett,
2006:311).
Abadan-Unat, Batdaki iletiim meknlarn ve oralarda -
retilen etkinlikleri ar idealletirmesine karn serbest zaman
etkinliklerine dair almasnn iletiim sosyolojisi asndan
nemli bulgular ve yorumlar ierdiini belirtmek gerekir. rne-
in, Abadan-Unat, rencilerin kahvehaneye gitme nedenlerin-
de ilk sray, genlerin gidecek daha uygun lokalleri bulamama-
s olarak saptamtr. Yazara gre Trkiye gibi gei halindeki
toplumlarda genlere sadece serbesti tanmak yetersizdir, ayn
zamanda onlar Halkevleri veya Kltrocaklar gibi vastalarla
evklendirmek gerekmektedir. niversitelerle faklteler bu
konuyu ciddi bir ekilde ele alp faklteler aras renci kulp-
leri kurmaldrlar (Abadan, 1961:80-1). Abadan-Unatn bu
nerilerinin tm, Cumhuriyetin ilk yllarndan itibaren yneti-
cilerin ve aydnlarn dile getirdikleri ve ksmen de olsa fiiliyata
geirdikleri bir proje olarak teden beri varln srdrmt.
Anlald zere, Halkevleri kapatlmasna karn bu sylem
1960larda bile srmekte ve Nermin Abadan-Unat, bir aydn
kimliiyle genlerin bo zamanlarnn yukardan rgtlenmesi-
ne dair sylemin taycs roln srdrmektedir.

171
Sonuta, Nermin Abadan-Unatn iletiim aratrmalaryla
ilgili Batda elde edilen verileri Trkiyeye uyarlarken, Trki-
yenin az gelimi olmasn n plana ald grlmektedir. Az
gelimi lkelerde yerellik ve kiisel ilikiler daha n planda
olduu iin, bireyler kitle iletiim aralarnn mesajlarn belli
bir phe ve gvensizlikle karlamaktadrlar. Kiisel ilikiler
gl olduundan doal olarak kiileraras iletiim de gldr.
te yandan eitim seviyesinin dk olmas, bireylerin kitle
iletiim aralarndan sunulan mesajlar anlamalarnda ileride
aklanacak- kanaat nderlerine daha fazla bavurmalarna yol
amaktadr (Abadan, 1960).
Nermin Abadan-Unatn iletiim aralarnn kalknmaya yol
at eklindeki 1960larn Anglo-Amerikan eksenli paradig-
maya fazla itibar ettii grlmektedir. Bu anlamda yazar, zaman
zaman teknolojik merkezli bir baka da kayar, bu bak benim-
ser grnr. Buna karn, yine de bu ynelimini Trkiye koul-
larna gre yorumlar. Yazarn iletiim teknolojisi merkezli
yorumlarnda Trkiyenin tarihsel koullarn dikkate ald
grlmektedir. letiim teknolojilerinin girdii her toplumun
dengesini bir daha eski haline gelmeyecek biimde deiiklie
urattna dair bir dnceyi, aada grld gibi Trkiye
koullarnda incelemesi bu yaklamna iyi bir rnek oluturur.
Buna gre, 1926-1927 yllarnda Bankas, Anadolu A-
jans ve bir kesim zel giriimcinin yardm ile Trk Telsiz Te-
lefon A.. ad ile Ankara ve stanbulda radyo yayna balar. Bu
tarihlerde radyonun halka etkin siyasal mesajlar verebilecei
pek dnlmemitir. Ancak TTTAnin PTT ile akdettii on
yllk anlama sona erer ermez Ankara ve stanbul radyolarnn
devlet tekeline gemesiyle, bu kurulua devlet icraatn kamu-
oyuna lazm olduu lde duyurmak grevi verilmitir. Rad-

172
yo, II. Dnya Sava srasnda tek partili iktidarn rakipsiz na-
ir-i efkar- olmutur. Ancak, Trk demokrasisinin hzla by-
yen basksyla 1949 ylnda yaplan yasa deiikliiyle siyasal
partilere devlet radyosundan parasz propaganda hakk tann-
mtr. Demokrat Parti ise 1954 ylnda yapt yeni bir yasa
deiikliiyle radyoyu tek tarafl kullanmtr. Bu hakszlk,
1961 Anayasas ve Seim kanunu ile giderilmi, radyo tm
siyasal partilerin eit olarak yararlanabilecei bir ara haline
getirilmeye allmtr. Ayn eitlik sonraki yllarda televizyo-
na verilmemitir. Trk mevzuat bu noktada suskundur. Oysa
Abadana gre, yeni bir teknoloji olan televizyon, tpk radyo
gibi Trk toplumunun dengesini bir daha geri dnlemez bi-
imde deiiklie uratmaya balamtr. Bu noktada Abadann
ngrs yledir: Radyodaki tarihsel sre televizyonda da
tekrarlanacak ve mevzuat televizyon zerinden yaplan siyasal
yaynlarn dengeli olmasna izin verecektir (Abadan-Unat,
1977). Sylemeye gerek yoktur ki bu ngr gereklememi,
1980 darbesi, 1980 sonrasndaki neoliberal politikalar ve zel
televizyon yaynclnn balamasyla birlikte televizyon ya-
yncl konusunda Abadan-Unatn tahmin edemeyecei ge-
limeler olmutur. Teknoloji merkezli bir dnte ngrlme-
yen nokta, tarihin aynen veya benzer ekilde tekrarlanmayabile-
cei, farkl alanlardaki beklenmedik gelimelerin ve insann bir
zne olarak mdahalelerinin beklentileri boa karabileceidir.
Abadan-Unatn iletiim aralarna mitsel bir g veren tek-
nolojik determinizme yakn anlaynda, 1960larn ve
1970lerin iletiim almalarnda pir statsne eri-
mi/eritirilmi Marshall McLuhann etkisinin olduu dn-
lebilir. Nitekim Abadan-Unat, 1977deki bir gazete makalesinde
McLuhann nl mottosu ara mesajdr szne atf yapar.

173
Buna karn yazar, bu sz Trkiye balamnda incelemeyi
ihmal etmez ve rnein Trkiyede babakann televizyonda
birka saniyede grnmesinin bile, babakann dediklerini an-
lamayan, okuma yazma bilmeyen Trk semeni iin bir mesaj
olduu biiminde yorumlar (Abadan-Unat, 1977).
Genlerin letiim Aralarn Takip Etmede Trkiyenin
zgnl
Abadan-Unatn Trk iletiim aratrmalarna bir baka -
nemli katks da, deiik kitle iletiim aralarnn takip edilme
sklklarn somut olarak ortaya koymas ve baz aralarn dier-
lerine gre niin az veya fazla takip edildiini Trkiyenin ko-
ullar iinde sorgulamasdr. rnein 1959da yapt aratrma
radyonun, faklte rencileri arasnda gazetelerden daha fazla
takip edildiini ortaya koymaktadr. Yazara gre bunun nedeni
Trkiyede henz televizyonun bulunmamasdr. Televizyonun
bulunmad yerlerde radyo kanaat oluumunu hzlandrmakta
ve dramatik hitap tarz salayarak yzyze temasn yerine
gemektedir (Abadan, 196:45-6).
Yazarn kitap okuma konusundaki bulgular ve dnceleri
de zgn unsurlar iermektedir. Her eyden nce Trkiyede
kitap fiyatlarnn ykseklii nedeniyle okuma orannn dk
olduu eklindeki varsaym, Abadan-Unatn niversite genli-
inin serbest zamanlaryla ilgili aratrmasnda desteklenme-
mektedir. Bireyin ekonomik durumu ykseldike kitap satn
almas artmaktadr, ancak bu, kitap okumaya ayrlan zamann
da art anlamna gelmemektedir. Hatta tersine, mali durum ile
kitap okumaya ayrlan zaman arasnda ters orant vardr, yani
bireyin gelir dzeyi ykseldike kitap okumaya ayrd zaman
azalmaktadr (Abadan, 196:127).

174
kinci nemli bulgu, kzlarn erkeklere gre kitap okumaya
iki kat daha fazla zaman ayrmasdr. Nedeni, kz ve erkek -
rencilerin iinde bulunduklar koullarn farkllndan kaynak-
lanmaktadr. Erkekler ve de zellikle gelir dzeyi yksek aile-
lerin ocuklar- daha ok geceleri lokallerde, sinema ve tiyatro-
larda ve kahvehanelerde vakitlerini geirirlerken, yurtlarda daha
sk kontrole maruz kalan kz renciler roman okumaya daha
ok zaman ayrmaktadr (Abadan, 196:108).
Abadan-Unatn kz rencilerin kitap okumaya fazla za-
man harcamalarn rencilerin yurtta daha fazla denetime ma-
ruz kalmalarna balad bu aklamas, yazarn kadn alma-
laryla ilgili daha sonraki yllardaki makro boyuttaki yaklam
gz nne alndnda bir miktar basit ve tek ynl kalmaktadr.
Toplumsal denetim mekanizmalarnn cinsiyet farklln gz
nne alacak bir dizgede oluturulmas ve kzlarn bo zaman
etkinliklerinin erkeklere gre daha fazla rgtl hale getirilme-
sinin genel toplumsal, ekonomik, siyasal ve kltrel ynlerinin
olduunun vurgulanmas Abadan Unatn sonraki almalarn-
da belirgindir. Abadan-Unat, bu tr makro toplumsal ve eko-
nomik koullara 1980lerde younlat kadn almalarnda
(rnein bkz. Abadan-Unat, 1981) ve 1960larn ortalarndan
balayan g almalarnda yer vermitir (Yazarn g alma-
larnn zeti iin bkz. 2002).
Gerekte Abadan-Unatn kz rencilerin erkek renciler-
den daha fazla roman okumasna dair ileri srd gerekenin
kadnlarn bu trlere niin ilgi gsterdiini kapsayan almlama
ile ilgili boyutlar da bulunmaktadr. Ancak feminist ynelimli
bu almlama aratrmalarnn, kltrel almalar yaklamnn
nemli bir boyutu olarak zellikle 1980lerden sonra gndeme
geldii hatrlandnda Abadan-Unatn 1961de bunlar dile

175
getirmemesi anlalabilir bir durumdur. Aileden balayarak bir
dizi toplumsal denetim kurumuyla, erkeklere gre, daha ok
baetmek zorunda kalan kadnlarn zellikle roman tr kitap-
lara bavurmalarnn, bu trlerin kadnlara ka salad
feminist almlama almalarnn bulgularndandr. rnein
Janice Radway (1984) etnografik bir izleyici aratrmasnda
orta-snf kadnlarn ak romanlar okumalarnn, onlar kendi
dnyalarnda uzaklatrmaya, ailenin gereksinimleriyle ura-
makla geen zamanlarnn yaratt basky hi deilse bu tr
romanlar okuyarak bastrmaya yaradn ortaya karmtr.
Aratrma, kadnlarn roman okuyarak kendilerine ait bir
fantazya dnyas kurduklar ve bu dnyann kadnlarn bakn-
dan gerek dnyaya mdahalede bulunmasnn bir mekn olma
zelliini tadn gstermektedir.
5

Abadan-Unatn kitap okumaya ayrlan zamann artrlmas
ynndeki nerisinin de yine tek ynl olduu ve dier ou
nerisinde olduu gibi yukardan rgtleme talebini ierdii
grlmektedir: Genliin serbest zaman faaliyetlerini deer-
lendirebilecekleri, ilerinde ok eitli ve bol miktarda gazete
ve dergilerin bulundurulaca lokaller kurmak (Abadan,

5
Aslnda kadnlarn, erkeklerin onlara dayatt hakim dzenden gei-
ci olarak kalarna ve mevcut koullar bastrmalarna ynelik dene-
yimlerine eski Yunanda bile rastlanmaktadr. Erkeklerin kamusal
alanlarna katlamayan Atinadaki kadnlar bir bereket ayini olan
Thesmophoria araclyla erkeklerin igal ettii iktidar meknnn
yaknlarnda kendilerine bir yurttalk alan kurmu oluyorlard.
(Sennett, 2006:62). Bir ev ayini olan Adonia araclyla ise bitkile-
rin ve baharatlarn kokularnn yaratt son derece gl duyumsama-
larla konuma gleriyle arzularn dillendirmekteydiler. Adoniann
yaand evlerin atlar, kadnlarn onlara ehrin hakim dzeninin
dayatt koullardan geici olarak ve bedensel anlamda dar ktk-
lar meknlard (Sennett, 2006:68).

176
1961:127). Abadan-Unatn da gayet iyi bildii zere Trki-
yede matbaacln girii, ilk gazetenin karlmas abalar hep
yukardan gereklemi, ancak bir trl okuyan kltr olutu-
rulamamtr. Tabanda okumann gereklilii konusunda bir
ihtiya olmamas durumunda yukardan gerekletirilen abala-
rn istenilen sonuca ulamas olduka zordur. Nitekim Osman-
lnn son yllarndan balayan, Cumhuriyetin ilk yllarnda s-
ren ve toplumsal, ekonomik yaamda kalc ve kkl giriimler
olmadan yukardan gerekletirilecek styapsal abalar ok
fazla istenilen sonuca ulaamamtr. Bu nedenle tek bana
okuma lokalleri gibi meknlar kurulmasnn, okumaya ihtiya
duymayan bir genlikte okuma alkanln artracann bek-
lenmesi ar iyimserlik olsa gerekir.
Buna karn Abadan-Unatn bu tr tek ynl aklamalar,
yazarn, -rnein aada grlecek sinema konusunda olduu
gibi- kitle iletiim aralarnn kullanmlar zerine yapt zgn
bulgular ve yorumlarnn deerini drecek nitelikte deildir.
Yazarn elektronik medyann bir baka ayan oluturan si-
nema konusundaki bulgularna gre, Trk niversite genlii,
mevcut kitle haberleme aralar arasnda aratrmann yapl-
d tarihte televizyonun Trkiyede henz bulunmadn hesa-
ba katmak gerekir- en ok sinemaya ilgi gstermektedir. Yazar,
bunun nedenini Alman sosyologlarndan Bednarikin Gen
Alman isi adl eserine gnderme yaparak yorumlar. Bu
eserde, bal olduu sosyal snf ve onun gerektirmi olduu
sosyo-politik davrantan kurtulan gen iilerin boalan ben-
liklerini sinemadaki realiteye uydurma ve film kahramann
bir tr ikame ahsiyeti olarak kabul etmek suretiyle doldur-
duklar tezi ilenmitir. Abadan bu yorumu Trk niversite
genliine uyarlar. Tarada bym ve sonra birdenbire ba-

177
kentin bir renci yurduna yerleen Trk niversite genci iin,
sinema, boalan benliklerini doldurma ilevi grmektedir. An-
cak buna ek olarak Trkiyede televizyonun olmamasn sine-
maya ynelik ilginin gerekelerinden bir deer neden olarak
saymas yazarn Trkiye gereini gz nne alan zgn yoru-
mudur. Film, bu koullarda genler iin milli retmen gre-
vini yerine getirmektedir (Abadan, 1961:49). Ne var ki Ameri-
kan film endstrisinin Trkiye gibi lkelerde egemenliini
kurmas sinemann retici rolnn olumsuz ynelimli olabile-
ceini akla getirir. Nitekim, yazarn bulgularna gre o yllarda
niversite genliin byk blm Amerikan patentli sanatsal
eler iermeyen ticari nitelikli filmleri seyretmektedirler. Bu,
yazara gre genliin geliimini olumsuz etkileyen zlmesi
gereken bir sorundur. Yazarn zm konusunda nerdii yn-
tem, yine yukary, yani siyasal iradeyi devreye koymaya yne-
liktir: Hkmet, bir yandan ABD dndan, zellikle Fransa,
ngiltere, Almanya, Japonya, talya gibi seviyeli sanat filmleri
reten lkelerden film ithal etmeli, dier yandan ise Trk film-
ciliini yksek sanat seviyesine ulatrmak iin Trk filmcilii-
ne yardm etmelidir (Abadan, 1961:40-51).
Siyasal letiim Alannda Yapt Katklar
Abadan-Unatn en belirgin zelliklerinden birisi seim d-
nemlerinde gerekletirdii aratrmalardr. Bunlarn bir ksm-
n sadece kendisi gerekletirmi, baz seim aratrmalarn
ekip halinde yapmtr. Abadan-Unatn, bu seim aratrmala-
rn yaparken Amerikan ampirik aratrmalara egemen olan
eserleri takip ettii anlalmaktadr. yle ki, 1940lardan sonra,
Katz, Lazarsfeld, Berelson gibi ampirik aratrmaclarn snrl
etkilere ilikin aratrmalarn gz nne alm; 1965 seimleri-
ne ilikin yapt aratrmada, kitle iletiim aralarnn etkilerini

178
snrlayan bir etken olarak kanaat nderlii ve eik bekilii
kavramlarna yer vermi ve kanaat nderleri zerine ayrca Es-
kiehir ve Diyarbakrda bir ampirik aratrma yapmtr
(1966:271-272). Bunun yannda, siyasal simge ve sloganlarla
ilgili yapt ierik zmlemesi (1987) ve siyasal partilerin
seimlerde kitle iletiim aralarndan eit lde yararlanmama-
larnn demokrasi asndan getirebilecei skntlarla ilgili bul-
gular (1977) Trkiyedeki siyasal iletiim aratrmalarna yne-
lik katklar arasndadr.
Abadan-Unatn siyasal iletiim alanndaki bir dier katks
kitle iletiim aralarnn siyasal iletiimdeki gcne ilikin bul-
gu ve yorumlarnda toplanmaktadr. Abadan-Unatn iletiim
aralarnn gc konusunda genel aklamalar yapma yerine
farkl koullar altnda ve farkl kesimler zerinde medyann
gcnn farkl ileyebileceini gz nne alan almalar yap-
t sylenebilir. rnein 1961deki niversite rencilerinin
serbest zaman faaliyetlerinde farkl iletiim aralarnn renci-
ler zerindeki etkileri Abadan-Unatn incelemesi kapsamn-
dayd. Bu aratrmasnda genlerin gznde sinema en gl
arat. Oysa 1954teki bir seim aratrmasna gre radyonun en
gl iletiim arac olduunu bulmutur (Abadan, 1956b:12).
Aslnda, radyonun gc konusunda aklamalar, batl iletiim-
cilerin radyo zerinde yaptklar aratrmalar kadar, yaadklar
deneyimlere de dayanmaktadr. Anlarn anlatt kitabnda,
radyo hakknda unlar sylemektedir. ...evdeki radyo yardm
ile ara sra dinleyebildiim Hitlerin nutuklar zerimde anla-
lmas g bir etki yaratyordu. Buna belki politik demagojinin
rasyonel akl elme taktii diyebiliriz. Hitlerin Alman ulusunun
stnl ve Alman milliyetiliinin hakl isteklerinden sz
ettike, bu gerekeleri hakl bulmaya balyordum. (Abadan-

179
Unat, 1998:67). Abadan, radyonun, televizyon hari dier kitle
haberleme aralarnn eriemedii, yaygn ve kalabalk, eitim
seviyesi orta ve aa olan, bu sebeple daha kolaylkla etkiye
ak bir dinleyici kitlesi zerinde etkili olabileceini savunur.
Radyo ayn zamanda dinleyicinin aktel olaylara aracl bir
ekilde katlmasna yardm etmektedir (Abadan, 1956a:44).
Aslnda Abadan-Unatn 1954teki seim aratrmas De-
mokrat Partinin radyoyu hkmetin bir propaganda arac gibi
kullanmas ve televizyonun Trkiyeye henz girmemesi
6
gibi
koullar dikkate alndnda radyonun seimlerde en gl kitle
iletiim arac olduu eklinde bir bulguyla karlalmas ok
artc olmasa gerekir. Baka deyile, radyonun dier iletiim
aralar karsndaki gc tarihsel koullar altnda geerli olabi-
lir. Abadan-Unatn aratrmalarn izi takip edilirse, onun da bu
anlayta olduu dnlebilir. nk, Abadan-Unat, ayet
1954teki seim aratrmasnda radyonun en gl olduu veri-
sini btn seimlere genelletirseydi 1965 ylndaki seim ara-
trmasnda kitle iletiim aralarnn gcn tekrar aratrmasna
gerek kalmazd. Oysa 1965te yapt seim aratrmasnda kitle
iletiim aralarnn gcn stelik bu aralarn oy verme ve
semen davranlar zerindeki gcn de katarak daha detayl
incelemitir. Seim kampanyas srasnda basnn toplum ze-
rindeki snrl etkisi ve televizyonun toplum hayatna henz
girmemi olmas gibi koullarn deimemesi dolaysyla radyo,
seimlerde en gl iletiim arac konumunu srdrmtr.

6
Her ne kadar 1952de stanbul Teknik niversitesi Televizyonu
yaynlar balamsa da bu stanbulda ve ok snrl alandaki seyirci-
lere hitap ediyordu. Gerek anlamdaki balangc 1968de balayan
TRT deneyimine vermek daha yerindedir.

180
Ancak televizyonun Trk toplumuna girmesiyle gllk
payesi yer deitirmitir. Abadan-Unat televizyonun Trk top-
lumuna girmesiyle birlikte en gl kitle iletiim arac pozisyo-
nunu elde ettiini yazmaktadr. Yazara gre televizyonun ok
gl ve etkili bir kitle iletiim arac olmas nedeniyle, bu ara
Trkiyede 1977 seimlerinde propaganda amal ve tek yanl
kullanlmtr.
Daha nce belirtildii gibi Abadan-Unat, televizyonu bir
bilinleme endstrisi olarak grmektedir (Abadan-Unat,
1977). Bu kavram, Frankfurt Okulunun kitle iletiim aralar
iin kulland kltr endstrisi veya Dallas Smythenin bi-
lin endstrisi ibaresiyle benzerlik tamaktadr. Abadan-
Unata gre 1977 seimlerinde televizyonun tek yanl kullanl-
masnn ve Trk seyircisinin televizyondaki siyasal tartmalar
izleme olanaklarndan yoksun braklmasnn nedeni, siyasal
partilerin bilinleme reten bu endstrinin yaratabilecei etki-
lerden ekinmesidir. Oysa, gerek bir siyasal bilinlenmenin
olabilmesi iin televizyon dahil btn kitle iletiim aralarnn
tek yanl kullanlmamas gereklidir. Buna karn -tpk 1977
seimlerinde olduu gibi- 1987 seimlerinde de televizyonda
siyasal partilere eitsiz bir propaganda ans tannmtr (Aba-
dan-Unat, 1987).
Abadan-Unatn siyasal iletiim alannda salad katklar-
dan bir dierini, daha nce ksmen deinilen, ancak seimlerde
zel bir nem kazanan yzyze iletiimin gcne dair elde etti-
i bulgular ve yapt yorumlar oluturmaktadr. Buna gre
Abadan-Unata gre siyasal iletiimde asl nemli g, kanaat
nderlerinin halka yaptklar telkinlerden ibaret olan yzyze
iletiimdir. Trkiyede siyasal partilerin oy toplamak iin yapa-
ca yzyze iletiim almalar ok baarl sonular vermek-

181
tedir (Abadan, 1966:144-145). Abadan-Unat, az gelimi lke-
lerde yzyze iletiimin nemini belirtirken Mbeccel Krayn
yorumunu kullanmakta ve gelitirmektedir. Buna gre az geli-
mi lkelerin fertleri, kitle haberleme aralarnn mesajlarn
belli bir phe ve gvensizlikle karlarlar. Buna karlk al-
veri, bor alma, i yapma gibi srekli faaliyetler sebebiyle
temas kurduklar kiilere kar daha fazla gven beslemek du-
rumundadrlar. ok insan tanyan ve eitli kiisel ilikilere
giren yerel ahsiyetlerin kiileraras haberlemede nemli oldu-
unu belirten Abadan-Unat, bu kiilere rnek olarak bakkal,
tccar, berber, ofr ve imam gibi meslek erbabn vermitir
(Abadan, 1960:24-25). Bu yoldan haberleenlerin genellikle
geleneksel grleri benimsediklerini ifade eden yazar, bu du-
rumun bata Adalet Partisi olmak zere sa kanadn kuvvetlen-
mesine yol atn ileri srmektedir (1966:145).
Abadan-Unat, kanaat nderi ile izafet erevesi kavram-
larn birbirinden ayrr. zafet erevesi, bireye davranlarn-
da model grevi gren grup veya kiilerden olumaktadr. Bi-
rey, siyasal katlma uygulamasna temel oluturan davranlar
sosyal gruplar vastasyla renir. Aile fertleri, komular, i
arkadalar ve tandklar en geni apta etkili olmaktadr. Sos-
yal bir grubun nemli yeniliklere ynelik motivasyonu, ona
model grevi gren izafet erevesine baldr. Ancak, Anado-
ludaki izafet erevesi tccar-kyl ilikisi biiminde ortaya
kmaktadr. Tccar ise statkoyu benimsemektedir. Trkiye
i Partisinin toprak reformu ve vergi reformu gibi gerekle-
tirmek istedii reformlarn, hedefledii kesimce desteklenme-
mesinin nedeni statkoyu destekleyen ve kylye model olan
(izafet erevesi roln gren) tccar evresi gibi gruplardan
kaynaklanmaktadr (Abadan, 1966:246).

182
Abadan-Unata gre bireyler siyasal davranlarn aile ya-
n sra- iinde yer aldklar gruplardan almakta ve gelitirmekte-
dir. Azgelimi lkelerde bireyi evreleyen bu gruplarn baz
durumlarda bir eit yorumlayc szge grevini grmesi, bu
gruplara ve zellikle kiileraras haberlemede rol oynayan grup
nderlerine toplumda farkl bir stat kazandrmaktadr (Abadan,
1966:283).
Kreselleme ve Dengesiz letiime Dair Yazdklar
Abadan-Unatn en belirgin zelliklerinden birisi kendisini
srekli yenilemesi, iinde bulunduu dnemin gelimelerini ve
fikir akmlarn takip etmesidir. Hatta aada grlecei zere
yazar, iletiimin ekonomi politii alanna da girmi, kresel
dzeyde ileyen dengesiz iletiime ve kresellemeye ynelik
eletiriler getirmitir.
Abadan-Unatn kreselleme kavram etrafndaki alma-
lar, bu kavramn moda olmaya balad 1990lardan sonra
younlamtr. Buna karn, kavram kullanmadan dnya apn-
da ileyen dengesiz iletiime dair 1970lerde yazdklar, kre-
selleme konusunda ileri srecei eletirel yaklamn izlerini
verecek niteliktedir. Bilindii gibi 1970ler nc dnya lke-
leri ve Sosyalist Blokun gelimi kapitalist lkelerin aleyhine
olacak bir dengesiz iletiim sylemi etrafnda bir araya gelmele-
rine, Unesco ats altnda dengesiz iletiimi daha eiti duruma
sokmaya ynelik politikalar gelitirme abalarna damgasn
vurmutur. Bu ortam iinde yazan Nermin Abadan-Unat, insan
ve teknoloji arasndaki ilikilerin zgrlk ve eitliki olduu
kadar baskc biimde ileyebileceini (Abadan-Unat, 1974-
1976:425) belirterek, gelimi lkelerin iletiim teknolojilerini
gelimemi lkeler aleyhine ne ynde kullandklar-

183
na/kullanabileceklerine gnderme yapmaktadr. Gelimi lke-
ler, gelien lkelerdeki iletiim teknolojilerini batan itibaren
smrgeci gelimeler dorultusunda kullanmtr. Bu nedenle
merkez lkelerin evre lkelerde tesis ettii iletiim teknolojile-
ri bir tr smrgeci gelimelerin sembolleridir. Merkezdeki
smrge lkeler, dnya apnda ve evre lkelerde kurduklar
iletiim alar sayesinde evre zerinde denetim kurmaktadrlar
(Abadan-Unat, 1974-1976:426).
Ancak dengesiz iletiim, aslnda dengesiz ekonomik ve tek-
nolojik ilikilerin nedeni deil, sonucudur. Abadan-Unat bu
noktay ak olarak vurgular. Uluslararas arenada varln
srdren dengesiz iletiimin kkenlerinde dnya apndaki eko-
nomik ve teknolojik bamllk ilikileri yatmaktadr. Buna
karn dengesiz iletiim, bu bamllk ilikilerinin srmesine de
yardmc olabilmektedir (Abadan-Unat, 1974-1976:428).
Abadan-Unatn dengesiz iletiimi, teknolojinin deil, daha
derindeki yapsal ilikilerin bir sonucu olarak grmesi, yazarn
daha nce belirtilen baz eserlerindeki teknolojik determinizme
yakn grlerinin o kadar keskin olmadn anlatr. Nitekim,
bu gr 1990lardan sonraki kreselleme zerine yazdkla-
ryla srecektir. Abadan-Unatn kreselleme yazlar, esasnda
bu belirtilen 1970lerdeki grleriyle benzerdir. Yazara gre
kreselleme, tm ulus-devletlerin eit aktrler olarak faaliyette
bulunduklar bir yaplanma deildir. ABD ve onun ardndan
gelen G-7 lkeleri, evre lkeleri iletiim yolu ile dnce
kalplarnn oluturulmas ve pazarlamann biimlendirilmesi
gibi yntemlerle nfuzlar altna almaktadr (Abadan-Unat,
2002:277). Kreselleme ile birlikte artan g dalgalar, yolcu-
luklarn ucuz ve kolay olmas, yeni teknolojilerin salad

184
srekli iletiim bir insann tek bir lkeye, tek bir ulusa ait ol-
duu dncesini zayflatmaktadr (Abadan-Unat, 2002:288).
Abadan-Unata gre kreselleme gnmzde en gl
toplumsal deime yaratan sretir (Abadan-Unat, 2002:297).
Bu srete yeni iletiim teknolojilerinin nemli pay vardr.
1990lardan sonra kapitalizmin yaplanma biimi ve iletiim
teknolojilerinin yaratt devrim yeni bir toplum oluturmutur.
Bu topluma ekonomik faaliyetler yn vermektedir. Mekn ve
zaman kavramlarnn ortadan kalkt yeni rgtlenme biimin-
de i trleri esnek hale gelmektedir. Medya ise yeni rgtlenme
biiminde sanal gereklikler retme ilevini stlenmitir.
Medya ve yeni iletiim teknolojilerinin merkezde olduu bu
yeni rgtlenme biimi tm kltrleri sarsmakta, eitsizlie
yol aan zenginlikler ve rktc fakirlikler yaratmaktadr.
Ortaya yrtc bir kreselleme kmakta ve ulus-devletleri de
sarsmaktadr (Abadan-Unat, 2002:275-6).
Kreselleme, ayn zamanda gerilim ykl ve elikilidir.
Bir taraftan kresel dzeyde iletiim a, insan ve gruplarn
birbirine balarken, bu a ierisinde kaybolan, yaamlarna bir
anlam salayamayan birey ve gruplar giderek bireysellemeye,
kendi iine kapanmaya balamaktadr (Abadan-Unat, 2002:300-
1). Bu kapan, etnik ve dinsel atmalardan milliyeti nitelikli
gerginliklere ve kimlik mcadelelerine yol amaktadr. Bu kim-
lik mcadeleleri, soyut bir evrensellikten kanmann, bireyin
kendisine anlam salayacak abalara girimenin bir yolu olarak
gzkmektedir. Bylece, irrasyonel duygulardan doan at-
malarda kresel alarn etkileri bulunduu anlalmaktadr.
Abadan-Unata gre kresel alarn ierisinde kendi rasyonel
ekonomik ve toplumsal karlarnn farkna varamayan insanlar,
kresellemenin yaratt gerginlikleri kltrel simgeler zerin-

185
den yrtlen bir atma erevesinde boaltmaya almakta-
drlar (Abadan-Unat, 2002:301).
Sonu
Nermin Abadan-Unatn en belirgin yn, iletiimi, siyaset
biliminin bir trevi, siyaset biliminin bir yan alan olarak gre-
cek almalar retmekten ziyade, iki alan birbirine eit diyebi-
leceimiz bir ekilde incelemesidir. Dolaysyla tpk halkbili-
mi ile iletiim bilimini buluturan bir bilim insan olarak l-
han Bagz (ztrk, 2006b) rneinde olduu gibi Nermin
Abadan-Unat da siyaset bilimi ile iletiim bilimini bulutu-
ran bir bilim insan olarak deerlendirilebilir. letiimin bir bi-
lim olup olmad bu alanda almalar yapan aratrmaclar
tarafndan bile halen tartma konusu olabilirken, tpk Bagz
gibi Abadan-Unat da bilim nitelemesini hibir kukuya yer
vermeyecek bir netlikte yapmlardr. Bu makalede grld
gibi Abadan-Unat, 1970lerin hemen balarnda basn yayn
bilimi ibaresini kullanp, bu bilimin erevesini, aratrma
alann ayrntlaryla belirtmitir. Trke literatrde henz ileti-
im kavramnn bulunmad, communication szcnn
Trkeye haberleme olarak evrildii hatrlanrsa, yazarn
niin iletiim bilimi tabirini kullanmad gayet iyi anlalabi-
lir. Buna karn, rnein iletiim yerine kullanlan haberle-
meden esinlenerek rnein niin haberleme bilimi kavram-
n tercih etmedii tartlabilir. Abadan-Unat, bu tercihin nedeni
konusunda aklama yapmasa bile Gazetecilik Enstits dene-
yimi ardndan iletiim alannda eitim verecek okulun ismiyle
uyumlu bir kavram araynn etkili olduu dnlebilir. Ya-
zar, 1965te kurulan Ankara niversitesi Basn Yayn Ykse-
kokulu ile bu okulda verilecek eitimi okulun adyla uyumlu
klmak isteyebilir. Okul, Basn Yayn ismiyle eitim retime

186
baladna, eitim ve retimi bu adla devam ettirdiine gre,
okulda verilecek eitimin erevesinin de okulun ismine gre
belirlenmesi daha mantkldr. Bu balamda, muhtemelen Ha-
berleme Yksekokulu ismiyle eitim ve retime balayacak
bir okul, Abadan-Unatn basn-yayn bilimi yerine haber-
leme bilimi terimini kullanmasnda etkili olabilirdi. Ama ni-
hayetinde nemli olan nokta, Abadan-Unatn Basn Yayn
Yksekokulunu meslee basite eleman yetitiren bir yer ola-
rak bir grmeyip, daha ziyade bir faklte olarak algladdr.
Abadan-Unatn gznde Basn Yayn Yksekokulu, daha
kurulduu ilk zamanlardan balayarak 1992de letiim Fakl-
tesi ismini alana kadar olan srete dahi, aslnda bir ykseko-
kuldan ziyade basn yayn bilimi veren bir faklteydi.
Nermin Abadan-Unatn A.. Basn Yayn Yksekoku-
lunun sadece meslee personel yetitiren bir kurum yerine
basn yayn bilimi eitimi veren bir faklte gibi grmesinin
nemi, okulun kurulu gerekeleri gz nne alndnda anla-
labilir. Erol Mutluya gre bu Yksekokulun ve sonraki yk-
sekokullarn- kurulu gerekesi kitle iletiim kurumlarna per-
sonel yetitirmekti. Basn sektrnn SBF Basn ve Yayn
Yksekokulunun kuruluundaki etkin katlm ve talepleri bu
gerekenin somut kantdr (2005:70). Bu durumda Abadan-
Unatn basn yayn eitimine ynelik alglamasyla basn yayn
eitimi verecek Yksekokulun kurulma gerekeleri arasnda
bir farkllk bulunmaktadr.
Abadan-Unatn vurgulanabilecek ikinci nemli yn, Tr-
kiyede iletiim alannda ampirik aratrmalarn kapsn ama-
sdr. Belirtildii gibi Nermin Abadan-Unat, bu ampirik incele-
melerini bir siyaset bilimcisi olmasna karn iletiimi, siyaset
biliminin bir trevi olarak grmeyen bir erevede retmitir.

187
zellikle siyasal iletiim aratrmalarnda elde ettii bulgular
gnmzdeki seim aratrmalarna k tutma zelliini ta-
maktadr. rnein son yllardaki genel seimlerde ve belediye
seimlerinde medyann oy tercihlerini belirli partilerden uzak-
latrp belirli partilerde toplama ynndeki topyekn kampan-
yalarna karn halk arasndaki gayri resmi iletiim kanallarnn
daha gl olduu ortaya kmtr. Toplum ierisindeki gayri
resmi iletiimin gllnn oylarn medyadaki kampanyala-
rn tam tersi ynnde kmasnda etkin olduunu yadsmak
mmkn deildir.
Nermin Abadan-Unat, aratrmalar srasnda karlat
iletiimle ilgili baz konularn ayrntl olarak ele alnmas ge-
rektiini vurgulamtr. Bu konularn tmn ayrntl incele-
meye, hele hele tarihsel ve sosyolojik bir ekilde ele almaya
zaman olmad ve gc yetmedii iin bunlara dair genel a-
klamalarla yetinmek ve sadece ampirik aratrma yapt saha
dahilinde ortaya kard bulgular ortaya koymak ve yorum-
lamakla snrl kalmtr. rnein Trkiyede iletiimin ileyi-
inde nemli ilevlere sahip olduunu inand kahvehaneler,
ayrntl ele alamad bu konular arasndadr. Abadan-Unat,
kahvehane gereini kendi inceleme erevesinde ele alabilme-
sine karn konunun ayrntl ele alnmas gerektiini daha 1959
ylnda yapt ve 1961 yaymlanan eserinde vurgulamtr.
Buna karn kahvehaneler zerine ampirik, tarihsel ve sosyolo-
jik almalar ancak 2000li yllarda artmaya balamtr (Kay-
naka iin bkz. ztrk, 2006a).
Abadan-Unat, 1970lerin ortalarna kadar daha ok
anadamar iletiim kuramlarndan etkilenirken, bu tarihlerden
sonra eletirel yaklama da nem vermeye balamtr. Atfta
bulunduu kaynaklara bakldnda, zellikle ABDli bilim

188
insanlarn takip ettii anlalmaktadr. Ancak ok dil bilmesinin
getirdii bir kazanmla Alman ve Fransz sosyolojisinden de
etkilenmi, yapt incelemelerde, yazd makalelerde bunlara
da alntlar yapmtr. Bu durum ise Abadan-Unatn ok ynl
olduunu, kendini bir alanla snrlamadn, ok ynl aratr-
malar yaptn gstermektedir.
1955lerden 1970 balarna kadar genellikle anadamar yak-
lamlar dorultusunda eserler veren Abadan-Unat, Trk toplu-
munun adalaabilmesi, modernleebilmesi iin kitle iletiim
aralarnn, Trk toplumu koullarna gre daha etkin nasl kul-
lanlabileceini kendisine sorun edinmitir. Buradan, ABD kay-
nakl kalknmac, modernlemeci kuramlardan etkilendii anla-
lmaktadr. Ancak, 1970 ortalarna geldiinde dengesiz ileti-
imden bahsetmektedir. 1970ler, genelde toplumsal bilimlerde
ve zelde iletiim almalarnda eletirel almalarn youn-
lat dnemdir. Hakim iletiim yaklamlarnn kuramsal,
yntemsel zaaflar ve belki daha nemlisi, iletiimi genel top-
lumsal, siyasal, ekonomik yaplardan uzak tutma abalar eleti-
rel yaklamlar tarafndan sorgulanmtr. Dier yandan bu d-
nemin eletirel almalar ierisinde kltrel emperyalizm
kavram zel bir yer tutmutur. Her alanda olduu gibi iletiim
alannda da lkeler arasnda dengesizlikler olduuna, bunlarn
nedenlerine, ileyi biimine ve sonularna odaklanan kltrel
emperyalizm tezleri, Herbert Schillerin (1969; 1973) ve Boyd-
Barrettin (1977) almalarnda grld gibi bu dnemde
yaygnlk kazanmtr. Abadan-Unatn bu fikir ikliminden etki-
lendii anlalmaktadr. Nermin Abadan-Unat, dengesiz iletiim
olgusunu sadece iletiim alan iinden deil, iinde siyasetin,
ekonominin olduu daha genel makro ereveye oturtarak ince-
lemitir.

189
Abadan-Unat, bu makro ve eletirel yaklamn
1990lardaki kreselleme alanndaki almalarnda devam
ettirmitir. Yazar bylece 1970lerdeki dengesiz iletiim ba-
lamndaki grnn ana eksenini eletirel ierikli kreselleme
yaznyla birlikte srdrmtr. Kreselleme alanndaki al-
malarn rnein Trk iilerinin d lkelere g gibi bir ko-
nuyla da ilikilendirmitir.
Sonuta dnemindeki problemleri daima takip ettii anla-
lan Abadan-Unat, bu problemler konusunda yabanc dilde oku-
duklarn Trkeye Trkiyenin koullarn da gz nne ala-
rak deerlendirmi ve bunlara Trkiye rneinden incelemelerle
katlarak Trk iletiim literatrne nemli katklar salamtr.

KAYNAKA

Abadan, Nermin (1956). Radyonun Grevi ve Tesir Alan,
Forum, 4(47), s. 12
Abadan, Nermin (1956). Halk Efkar Mefhumu ve Tesir Sahala-
r, SBF, Ankara.
Abadan, Nermin (1960). Ktle Haberleme Vastalar, SBF
Dergisi, C. XV, S.1, s. 132-156.
Abadan, Nermin (1961). niversite rencilerinin Serbest
Zaman Faaliyetleri: Ankara Yksek renim Genlii ze-
rinde Bir Aratrma, Ajans-Trk Matbaas, Ankara.
Abadan, Nermin (1962). Anayasa Seminerlerinde Beliren Esas
Dnceler, Siyasal Bilgiler Dergisi, C. XVII, Haziran
1962, No. 2. s. 251-281.
Abadan, Nermin (1964). Trkiyenin Byk ehrinde
Radyo ile lgili Halkoyu Yoklamas, SBFD, 19(3-4), s. 71-
102.
Abadan, Nermin (1964). Bat Almanya'daki Trk ileri ve
Sorunlar, Babakanlk Devlet Planlama Tekilat, Ankara.

190
Abadan, Nermin (1966). Anayasa Hukuku ve Siyasi Bilimler
Asndan 1965 Seimlerinin Tahlili, SBF, Ankara.
Abadan-Unat (1974-76). Tek Ynl letiime Kar Grler
ve Dnceler. A..B.Y.O Yllk, s. 428-440.
Abadan-Unat, Nermin (1972). Bat Avrupa ve Trkiyede Ba-
sn-Yayn retimi, SBF, Ankara.
Abadan-Unat, Nermin (1977). Televizyonsuz Seime Doru,
Milliyet, 2.5.1977.
Abadan-Unat, Nermin (1987). Siyasal Yaammzda Simge,
Slogan ve Kalp Yarglar, Cumhuriyet, 26-28.11.1987.
Abadan-Unat, Nermin (2002) Bitmeyen G, Bilgi niversitesi
Yay., stanbul.
Abadan-Unat, Nermin (der.) (1981). Women in Turkish Society,
E.J. Brill., Leiden.
Abadan-Unat, Nermin. (1998). Kum Saatini zlerken. stanbul,
letiim.
Alemdar, Korkmaz ve rfan Erdoan (1998). Balangcndan
Gnmze letiim Kuram ve Aratrmalar. MY Yaynlar,
Ankara.
Boyd-Barrett, O. (1977) Mass Communications in Cross-
Cultural Contexts: The Case of the Third World, Open
University Press, Milton Keynes.
Berkes, N. (1942) Baz Ankara Kyleri zerinde Bir Aratrma,
Ankara.
Boran, Behice (1992) Toplumsal Yap Aratrmalar, Sarmal
Yay., Ankara. [zgn Bask 1945].
Delia, Jesse G. (1987) Communication Research: A History,
Handbook of Communication Science iinde, Charles R.
Berger ve Steven H. Chaffee (der.), Sage Publications,
Newburk Park.
Habermas, Jurgen (2000). Kamusalln Yapsal Dnm,
ev. Tanl Bora-Mithat Sancar, letiim Yay., Ankara.
Kray, Mbeccel (1964) Ereli: Ar Sanayiden nce Bir Sahil
Kasabas, Babakanlk Devlet Planlama Tekilat, Ankara.
Mutlu, Erol (2005) letiim almalar Alanna Aykr Bir
Bak: Bir st-letiim Olarak letiim almalar, Glo-

191
balleme, Popler Kltr ve Medya iinde, topya, Ankara,
s. 28-49.
Mutlu, Erol (2005) Kitle letiim Kuramlar ve Trkiyede
Basn-Yayn Eitimi, Globalleme, Popler Kltr ve
Medya iinde, topya, Ankara, s. 50-74.
Ong, Walter J. (2003). Szl ve Yazl Kltr: Szn Teknoloji-
lemesi, Metis, nc Basm, stanbul.
ztrk, Serdar (2006a). Cumhuriyet Trkiyesinde Kahvehane ve
ktidar (1930-1945), Krmz, stanbul.
ztrk, Serdar (2006b). letiim Bilimi ile Halkbilimini
Buluturuna Bir Bilim nsan: lhan Bagz, Folklor ve
Edebiyat, C. 12, S. 48, s. 45-69.
Radway, Jenice (1984). Reading the Romance: Feminism and
the Representation of Women in Popular Culture,
University of North Carolina Press, Chapel Hill, NC.
Riesman, David v.d. (1961). The Lonely Crowd : A Study of
the Changing American Character, Yale University Press,
New Haven.
Sanders, Bary (1999) kzn As, Ayrnt, stanbul.
Schiller, H. (1969) Mass Communication and American
Empire. Norwood, NJ: Ablex .
Schiller, Herbert (1973) The Mind Managers, Bacon Press,
Boston.
Sennett, Richard (2002). Kamusal nsann k, Ayrnt,
kinci Basm, stanbul.
Sennett, Richard (2006). Ten ve Ta: Bat Uygarlnda Beden
ve ehir, Ayrnt, kinci Basm, stanbul.
Smythe, W. Dallas (1976) Some Observations on
Communications Theory, Sociology of Mass
Communications iinde s. 19-34, Denis McQuail (Ed.),
Penguin Books, Bungay, Suffolk.
Tokgz, Oya. (2000). Trkiye letiim Aratrmalar: Nereden
Nereye, Kltr ve letiim, 3(2), s. 11-30.
Unat, Nermin Abadan v.d. (1976). Turkish Workers in Europe
1960-1975 : A Socio-Economic Reappraisal, E.J. Brill,
Leiden.

192
Unat, Nermin Abadan, Kele Ruen v.d. (1975). G ve Geli-
me: Uluslararas gc Gnn Boazlyan lesi ze-
rindeki Etkilerine likin Bir Aratrma, ev. nsal Oskay,
Ankara.
lken, Hilmi Ziya (1948). Millet ve Tarih uuru, .. Edebiyat
Fak. Yay., Pulhan Matbaas, stanbul.

193
BR KTSATININ TRK LETM
ARATIRMALARINA KATKILARI: SABR LGENER
ZERNE NOTLAR




Giri
Asl uzmanlk alan iktisat olmasna ramen almalarn
sosyolojik ve tarihsel temelde yapan Sabri lgener, genel ola-
rak sosyal bilimler alannda zerinde fazla allmam bir
bilim insandr. Son yllarda Sabri lgener zerine baz incele-
meler ortaya konulmasna ramen, kabul edilen gr onun
sosyal bilimler alannda hak ettii yeri bulamaddr. Bu ilgi-
sizliin baka almalar gerektirecek kadar ok nedenleri olabi-
lir, ancak yine de ksaca bunlardan birkana deinmek bu ma-
kalenin amacn ve nemini ortaya koymas asndan yararl
olabilir.
Sabri lgenerin almalarna kaytsz kalnmasnn birinci
nedeni Trk bilim insanlarnn referans noktalarn Batl bilim
insanlarna ve dnrlerine evirmeleridir. Egemen eilime
uygun olarak Trk entelektelinin kendisi ve almalar, Trk
bilim insanlarnn ilgi odaklar dnda kalmtr. kinci neden,
1950li yllardan balayarak, Trkiyede sosyal bilimler alanna
Anglo-Sakson geleneinin yerlemeye balamasdr. Bilindii
gibi bu gelenek ampirik bilim anlay zerine kuruludur. Top-
lumsal yap, kltr gibi konular da ampirik incelemeler ere-
vesinde ele alnmaya balamtr. lgener ise almalarn bu
gelenein dnda kaynaklar tarihsel ve sosyolojik olarak ince-

Ekonomik Yaklam, C. 17, S.58, 2006, ss. 89-113.



194
leyen, yorumlayan ve anlamlandran bir balamda yrtmtr
(Bkz. Kayal, 2004; Yetim ve Azman, 2006:175-177).
Bu koullar altnda kendi alan dahilinde bile ihmal edilmi
olan Sabri lgenerin niin iletiim kapsamndaki almalara
konu edilmediini sorgulamak ok fazla anlaml olmasa gerek.
Yine de son yllarda zellikle sosyoloji ve iktisat alannda
lgenere ynelik artan ilgide srann iletiim bilimine gelmi
olmas kanmca artk bir zorunluluktur. Bunun ne kadar elzem
olduu hibir zel aratrma olmasa dahi lgenerin verdii
iktisat tanmna bakldnda bile anlalabilir: lgenere gre
iktisat sadece servet denilen madd eyann bilimi deildir;
mal ve servet edinme abalarnda bireylerin dier bireylerle
ilikilerini aratran bir bilim daldr (lgener, 1956:2). Byle
bir iktisat tanmnn merkezinde saylar, madde ve servet deil
insan ve toplum bulunur. ktisat, insann ve insan gruplarnn
ihtiyalarn tatminleri srasndaki faaliyetlerini konu edindii
iin sosyal bilimler kategorisinde yer alr. Tpk dier sosyal
bilimler gibi iktisat da genellikle insanlarn toplu hareket ve
faaliyetlerini inceler (lgener, 1956; 2-3). Nerede bir insan
varsa orada insann hem kendi kendisiyle, hem de dier insan-
larla bir iletiim kurmas gerekeceine ve bunun doasnn ince-
lenmesi iletiimin konusuna girdiine gre, iktisat ile iletiim
arasndaki ba ilkinin tanmnda dahi bulmak mmkndr.
nsanlarn mal ve servet elde etme amalaryla birbirleriyle
girdikleri ilikinin doasn incelemek ayn zamanda iletiimin
de alanna girer, bylece iletiimle iktisat daha tanm aamasn-
da buluur.
Bu alma, esas olarak lgenerin eserlerinden yola ka-
rak onun Trk iletiim aratrmalarna ne gibi katklar yaptn
ayrntlaryla bulmay amalamaktadr. Makale iin lgenerin

195
toplam alt eseri okunmutur. Bunlardan 1966 basml Milli
Gelir, stihdam ve ktisadi Byme balkl almas niceliksel
verileri bol klasik bir iktisat kitab olduu iin alma d bra-
klmtr. ncelenen eserlerin drd 2006 ylnda yeniden basl-
mtr. Bu makalede bunlarn 2006 ylndaki basmlarndan
incelenmitir. Dier ikisi ilk basldklar nshalarndan okun-
mutur. Bunun dnda makalede yeri geldike, lgener ve eser-
leri hakknda yazlanlardan yararlanlmtr.
lgenerin eserleri bu makalede iletiim aratrmalarna
dorudan veya dolayl katklar asndan okunmu ve deer-
lendirilmitir. Ancak almada, lgenerin iletiime dorudan
katk salad dnlen veriler zerinde daha fazla
younlalmtr. Makalede iletiim alanna dolayl katklarna
deinilse bile, bunlar ayr bir almann konusu olacak kadar
fazladr. Bu koullarda kanmca, lgenerin zellikle Osmanl
ve Trkiyedeki toplumsal yap, yneten-ynetilen ilikileri gibi
konulardaki analizleri (dolayl katklar) iletiim boyutu da ih-
mal edilmemek kaydyla, baka aratrmalarda ayrntl olarak
incelenmelidir.
Ulam Yollarnn Deimesinin Yaratt Maddi Sonular
lgener, Batnn yeni ticaret yollarn kefetmesini, macera
arzusuna, kr, ticaret, altn ve baharat hrsna balar. Bat, 16.
ve 17. yzyllarda macera ve kr heveslerini deniz yoluna y-
neltir ve geleceini bu ulam yolunda ararken, Dou ticareti
kervan yollarna dayal kalmtr (lgener, 2006b:177). Do-
unun kara yollarna baml olmasnn en nemli nedeni, Do-
udan Batya ynelik gebe aknlarna ve seferlerine ak
denizin engel olmasdr (lgener, 2006b:178). kinci neden
Douda ak denize almann tehlike ierdiine ynelik top-

196
lum katndaki inantr. Birok t ve telkin yazlarnda ak
denize almann tehlikelerine dair uyarlar sralanmtr
(lgener, 2006b:178).
Sonuta hangi nedenle olursa olsun, transit yollarnn de-
imesi Batnn ve Dounun geliim izgilerinin farkl olma-
sndaki dneme noktasdr. Ulam yollarnn Bat lehine dei-
imini 17. ve 18. yzyllarda ticaret ve finans rgt ve sonra-
snda Sanayi Devrimi izlemitir (lgener, 2006b:176-177).
Osmanl ise ayn dnemlerde zlme dnemine girmitir.
lgener, zlme devri tabirini Osmanl mparatorluunun
15 ve 16. yzyllardan itibaren balayan sre iin kullanr.
Bat, Atlantik kylarnda yeni ticaret yollar bulmas sayesinde
geliirken, Osmanl mparatorluu Akdeniz evresindeki ticare-
tin ve giriimciliin sona ermesiyle gerilemeye balar. Akde-
nizde giriimcilik ve sermaye adna olan tm birikim Bat li-
manlarna ylr. Bunun Osmanl mparatorluundaki yans-
mas zlme olarak belirir. Baka deyile zlme, dsal
kaynakldr ve esas nedeni ulam yollarnn deiimiyle ilintili-
dir (lgener, 2006b:187). Corafi keiflerle birlikte balayan bu
dnmn Osmanl zerindeki etkisi ancak esas olarak 16. ve
17. yzyllarda hissedilecektir (lgener, 2006b:187). zlme
devri Dnya ticaret yollarnn Akdenizi kaderi ile ba baa
brakp, Atlantik kylarna doru yer deitirmeleri ve bunun
zihniyet dnyamzda brakt izler[i] anlatr (lgener,
2006c:3). Aslnda Osmanl yneticileri de durumun farkndadr.
lgenerin savna gre Yavuz Selimin Msr seferi basit bir
istila olmaktan ziyade Akdenizin neminin tamamen yok ol-
masn nlemek iin stratejik bir geidi elde tutma abasdr.
Yine Sokullu gibi Osmanl liderlerinin Akdenizi canlandrma

197
gayretleri dsal kaynakl olan dnya ticaret yollarnn Bat lehi-
ne dnmyle ilgilidir (lgener, 2006b:18-19).
lgenere gre Dou ve Bat arasnda ulam yollar zerin-
de deyim yerindeyse tam bir rekabet ve mcadele yaanmtr.
1

Sonuta stnl, Doudaki kervan yoluna kar Batdaki
denizyolu kazanmtr.
[A]k denizin iktisadi artlar ve imknlaryla kervan yollar-
na ve i deniz nakliyatna galebe almasndan ibaret kalr.
Hakikaten, Yakn Dounun ve mukadderat ona pek sk bal
olan Akdenizin geride kal, ark ticaretini Garbn ak de-
nizi nnde mali kaynaklar ve imknlaryla bittabi uzun va-
deli olmak zere- iki cihetten sakatlam ve zayf drm-
tr... (lgener, 2006b:180).
Ak denizin stnl bol ve beklenmedik kazanlar sa-
lamasndan ve mallarn dorudan Avrupa pazarlarna akmas
dolaysyla maliyetin asgariye inmesinden kaynaklanmaktayd
(lgener, 2006b:181). Hatta lgenere gre Batda verimli ve
rasyonel bir tekilatn kurulmasnda da ulam teknolojisinin
etkisi vardr. yle ki deniz ticaretinin masraflarnn karayolu
ticaretine gre daha maliyetli ve daha rizikolu olmas nedeniyle,
bu maliyeti ve rizikoyu asgariye indirecek verimli ve rasyonel bir
rgt kurma adeta zorunlu olmutur (lgener, 2006b:184-185).
lgenere gre ulam, tarih boyunca yol uzunluu gibi
boyutuyla iktisadi sorunlarn artmas veya azalmasnda etkili
olur. ehir retim kaynaklarna ne kadar uzaksa, iktisadi denge-
nin ktlk balamnda bozulma ihtimali o kadar fazladr. retim

1
Kanadal bir iktisat olan Harold Innis de -1950lerin balarnda-
iletiim teknolojileri arasnda mcadele olduuna dair analizler yap-
mt (Bkz. Erdoan, 2002:166-170).

198
kaynaklarnn merkezden uzak olduu ve temaslarn harp ve
sair sebeplerle kesildii stanbul gibi ehirler zaman zaman
denge ve istikrar artlarndan uzaklamlardr (lgener,
1951:18). Yol uzunluu, darlk ve pahallk nedenlerinden en
nemlilerinden birisini oluturur. Sava ve siyasi atmalarla
ulam yollar tkandka, daha uzak ve o lde maliyetli yolla-
ra bavurmak zorunlu olur. Bu uzun yollar har, gmrk gibi
maliyeti artrc unsurlarla birlikte girdi fiyatlarn tccarn bile
kapasitesini aacak boyuta ulatrr (lgener, 1951:62). Avru-
pada darlktan bollua gei, esas olarak yakn ve uzak tketim
pazarlarnn bol vasta ve muntazam yollarla birbirine kavu-
turulmasyla ilintilidir. Ktlklar bu ortamda korkun bir dert
ve afet olmaktan kmtr (lgener, 1951:93).
lgenerin bu analizleri iletiimin bir boyutu olan ulamn
maddi sonulara yol atn tarihsel ve sosyolojik bakmdan
ortaya koymaktadr. lgenere gre Doudaki iktisadi denge-
nin bozulmas ve sonuta knde, i karklarn rol corafi
keifler sonucunda Batnn yeni ticaret yollarna sahip olmas
boyutunda deildir. karklklar ikincil derecede neme sa-
hiptir (lgener, 2006b:180).
Sanat Eserlerinin Bireyler zerindeki Etkileri
Sanat ve zihniyet birbiriyle ilikili iki kavramdr. lgenere
gre Zihniyet dnyasn aklamada sanat (ve zellikle edebi-
yat) rnlerinin rolleri ekillendirici ve tantc adan ince-
lenebilir. lkine sebep, ikincisine ifade ilikisi demek mm-
kndr. lgener, bir sanat eserinin bireyin fikirleri ve davran-
lar zerinde nasl ekillendirici olabileceini yle yazar:
Hakikaten de inandrc gc ve renklilii ile sanat eserinin
muayyen bir tavr ve davran baka herhangi bir aracn baa-

199
rabileceinden kat kat fazlasyla bilinaltna yerletirdii, hat-
ta farkna varmayarak a grnn bir parasna getirmeyi
baard inkr edilemez (lgener, 2006a:22).
Ama lgenere gre sanatn zihniyet dnyasnda yaratt
ekillendirme asl olarak tantc boyutla ilikilidir. Deiik bir
doktrin, ar bir felsefi sistem renkli ve arpc anlatm gc
ile halkn dzeyine getirildiinde toplum tarafndan tannr,
lgenerin deyimiyle ayan topraa basar. Sadece yksek
nitelikli fikirler deil herhangi bir tavr bile bir hikyeyle, ro-
manla veya bir piyesle gnlk davran ve alkanlklarmza
kadar etkisini uzatmaktan geri kalmaz. rnein romann kah-
raman gibi giyinip kuanmak, onun dili ve slubu ile konu-
mak; hatta bir devrin yaygn modas olan yeni domu ocua
onun adn vermek ok sk rastlanan olaylardandr. Dolaysyla
sanatn zihniyet dnyamz ksmen olsun ekillendirmee bir
sebep olarak rol zerinde durulacaksa, onu burada aramak
lazmdr. (lgener, 2006a:23).
lgenerin mantndan gidilecek olursa, kitle iletiim ara-
larnn halk tabakalarna ulaamayan yksek nitelikli fikirleri
halkn dzeyine ulatracak ekilde bir dnme uratarak
halka yayd sonucu ortaya kar. Bir Alman filozofun 1923te
yazd bir eserinden yapt alntda olduu gibi bu tr fikirler
bir romanla veya tiyatro eseri, ya da bir manzume ile, bir res-
sam veya heykeltran kuvvetli izgileri ile dahiyane bir musiki
paras ile ktlelerin uuruna kadar hzla sokulabildii ve akis-
lerini gittike genileterek, nihayet a ruhunun (zeitgeist) bir
paras haline geldii grlr. (lgener, 2006a:22). Birey artk
soluduu havada bile farknda olmadan bu ruhu iine eker,
grdkleri, okuduklar, izledikleri bireyin zerinde hkmdar
haline gelir. Gnlk konumalarda, dncede etkin olan hep

200
odur. ocuk bile gzlerini at evrinin ilk izlenimleri ola-
rak o fikri veya tavr adeta soluu ile, varl iine yedirmi,
sindirmi olur. (lgener, 2006a:22).
Kamusal Meknlar Mal Gibi Dnmek
Kamusal bir mekn mal olarak dnmek... lgenerin
1956daki ktisat Derslerinde belirttii bu nokta, kamusal alan
ve meknlar zerine Bat merkezli okumaya alm Trkiyeli
bir akademisyen iin ilk bakta anlalmas zor olabilir. Ancak
lgenerin mant izlendiinde bir sosyolog, siyaset bilimcisi
veya iletiimci iin aleni olmas temelinde kamusal mekn ola-
rak tanmlanan bir yerin bir iktisat iin mal olarak grlme-
sinin kendi iinde anlalabilir bir yannn olduu fark edilebilir.
Mallar serbest ve iktisad olmak zere ikiye ayrlr.
(lgener, 1956:18). Serbest mallarn bir ksm hava, su gibi
doal olarak serbest mallardr. Bunlardan herkes yararlanabilir.
Ancak uygarln ilerlemesiyle birlikte baz iktisadi mallar bi-
reylere zorunlu olarak ak hale gelir. Bu mallara kltrn do-
urduu serbest mallar denebilir. Parklar, okuma ve spor salon-
lar, yzme havuzlar bunlar arasnda yer alr. Uygarln geli-
mesine kout olarak doadan kaynaklanan serbest mallar azalr-
ken, kltrn dourduu serbest mallarn miktar artmaktadr
(lgener, 1956:20).
Gerekten de daryla balants duvarla evrili olan ve ol-
mayan lgenerin mal olarak niteledii- halka ak meknlar,
hem Batda hem de Trkiyede modernleme srecine kout
olarak olumaya ve gelimeye balamtr. Norbet Elias (2000)
ve Richard Sennett (2002) bu izginin Batya olan ksmnn
izini srerler. Trkiyede ise parklardan, okuma salonlarna,
halka ak yeni tr yzme havuzlarna kadar halka ak ou

201
yeni mekn, Tanzimat modernlemesinin getirdii yenilikler
arasndadr (Meri, 2000:146-150; ztrk, 2006:19-52).
htiya Kavramn Medya Teknolojileri Balamnda
Dnmek
lgener, ihtiyac herhangi bir eksiin karlanmas arzusu-
nun dourduu eksiklik duygusu olarak tanmlar. Bu anlamda
ele alndnda ihtiyalar geim, kltr ve lks olmak zere e
ayrlabilir. Geim ihtiyalar yeme ime, giyinme, barnma gibi
yaamak iin zorunlu ihtiyalardr. Kltr ihtiyalar ortalama
geinme ve yaam dzeyinde bilgi, grg gibi ihtiyalardr.
Lks ihtiyalar her ikisinin zerindeki ihtiyalardr. Ancak ihti-
yalar arasndaki farklar keskin deildir. Zamana ve yere gre
bu fay hatlar daha da esner. rnein bir kii veya lke iin
kltr ihtiyac olan, baka bir kii veya lke iin geim ihtiyac
olabilir. zellikle, kltr ve lks ihtiyalar arasndaki snr,
olduka geiken ve belirsizdir (lgener, 1956:17).
Kitle iletiim aralar teknolojileri hangi ihtiyalar kategori-
sinde yer alabilir? lgenere gre bu, o teknolojilerin bulundu-
u yere ve zamana gre deiir. rnein bir lkede radyo, tele-
vizyon gibi aralar
2
lks ihtiya olarak deerlendirilirken, bir
baka lkede kltr ihtiyalar kategorisinde yer alr. Uygarlk
dzeyi ykseldike ihtiyalarn sralamas da deiir (lgener,
1956:17). lgenerin bu grlerini belirttii eserin basm tari-
hinin 1956 olduu gz nne alnrsa bu vurgunun Trkiye iin
ne anlama geldii tahmin edilebilir. Henz radyonun Batdaki
kadar yaygn olmad, televizyon yaynnn ise hi balamad

2
lgener, 1956 basml ktisat Derslerinde sadece kamusal meknlar
deil radyo ve televizyonu da mal olarak nitelemitir.

202
bir lke iin bu teknolojiler Trkiye iin lks ihtiya kategorisi-
ne girer.
lgener, ihtiyalar ayrca ferdi ve kolektif [kolektif]
olmak zere ikiye ayrr (lgener, 1956:8). Bu snflama, dolay-
l yoldan da olsa ihtiyalarn yaratlmasnda ve geniletilmesin-
de medyann yerini ima eder. yle ki ferdi ihtiyalar kiinin
zel zevkine bal olan ihtiyalardr. Kolektif ihtiyalar bir
topluluk iinde yaayan bireylerin az ok ortak olarak benimse-
dikleri ihtiyalardr. Kolektif ihtiyalarn olumasnda ve yay-
gnlamasnda taklitin nemli rol vardr. kinci etkili olan
faktr modadr (lgener, 1956:18).
Bu aklamalar bizi medyann hem bireysel ama zellikle
kolektif ihtiyalarn olumas ve yaygnlamasndaki yerine
gtrr. Eer taklit nemli bir faktrse, medyadaki fantazya
dnyasnda sunulanlar insanlarn reel dnyada karlamak iste-
yecekleri ihtiya kategorileri haline gelir. Moda nemli bir fak-
trse moda olan/olacak kiiyi, mal, hizmeti gze ve kulaa en
atafatl grntlerle tayan medya birincil rol oynar. Sonuta
medya, ihtiya hissinin olumas ve bunun bireysel ve kolektif
hale gelmesinde etkili olur.
lgener medyann biimleyici bir faktr olarak nemine
televizyonun Trk toplumunda giderek yerletii 1970lerde
deinir. Ona gre radyo ve televizyon gibi aralar yayn ve
propaganda aralar olarak nitelenebilir. Bunlar zihinlerde ihti-
yalar yaratacak ekilde iler (lgener, 2006a:99).
Tanzimat ncesi Ve Sonras Aydnlarn Kullandklar
Medya
lgener, Trkiyede aydnlar Tanzimat ncesi ve sonras
olmak zere ikiye ayrr. Tanzimat ncesindeki aydnn hibir

203
zaman belli bir statnn insan olmadn savunur. lgenerin
Tanzimat ncesi aydn hakkndaki nitelemeleri olduka ardr:
gerek yzyle birer fesad ve tahrik mihrak. Baz aydnlar
yzn bir Ayasofya vaizi, bazs Rumeli Kazaskeri ve di-
erleri bir saray nfuzlusu olarak gsterirler.
Bu kiilerin dierleri zerinde etki kurmak zere kulland
medya dildir. Bunlarn tm dillerine gvenir. Tanzimat nce-
si aydnnda, dil daima kalemin ve kdn ilerisinde yer alr.
Halk, aydnlar okuryazar olarak nitelemesine ramen, gerek-
te bunlarn okurluklar ok snrldr, yazarlklar ise hi yoktur.
lgenere gre Tanzimat ncesi aydnlar, kapal bir meknda
bir araya geldikleri insanlar kkrtrlar. Bunlar aydndan
ziyade yar aydn olarak nitelemek daha yerindedir (lgener,
2006a:100-101, dipnot).
Tanzimat ncesi aydnn halk etkilemek zere kulland
dil nasldr? lgenere gre bu dilin yle sofistlerin etkili ve
gsterili, hatta bir meydan hatibinin srkleyici anlatmyla
bile ilintisi yoktur. Tanzimat ncesi aydn daha ok dedikodu
ve fslt dairesinde ileyen ifadelere bavurur, bu amala kimi
zaman sarayn Enderun dairesini, baka bir zaman Aa kap-
sn veya yenieri ortalarn, dier bir gn Hali veya Topha-
nenin tiryaki kahvelerini kullanr (lgener, 2006a:100-101,
dipnot).
Trkiye, gnmzn l ve unsurlar ile aydn tipine Tan-
zimat ile birlikte ulamtr. Aydn artk, yazar, edip, gazeteci,
devlet memuru, brokrat, bir hizip veya parti temsilcisi ve sz-
cs gibi belli bir statnn adam haline gelir. Tanzimatn ge-
tirdii ikinci kkl deiiklik, aydnlarn kullandklar medya
konusundadr. Tanzimat ncesinin aydn sadece sylentiye,

204
fsltya, vaaz vermeye, ksaca genellikle sze bavururken,
Tanzimatn getirdii aydn sesini duyurmada matbaa, gazete ve
jurnale bavurur. Dilin yerini kalem almtr. Bylece etki-
lenecek ktle kapal kaplar ardndan dar kar ve yazya
muhatap kalan anonim bir yna dnr (lgener,
2006a:100-101, dipnot, vurgu bana ait).
Elit-Yn letiimi
lgener, toplumun temel olarak tavan ve taban olarak iki
ksmdan olutuunu savunur. stte kalifiye evre olarak nite-
ledii elite [elit], altta geni ve kalabalk yn yer alr. An-
cak ayrm izgisi grnd kadar net ve kesin deildir. Birin-
den dierine fikir ve tavr alverii tarihin her dneminde
grlmtr. Bu alverite elitler daha baskn taraftr, hatta
zihniyet oluumu, aslnda uzunca bir sre st katlarda belirle-
nen fikirlerin ounlukla kabalatrlm halde derece dere-
ce aaya szma ve yaylmalarnn tarih srecini anlatr
(lgener, 2006c:xx).
lgenere gre fikirlerin yaygnlamas iin seslenilen kit-
lenin dzeyine uygun etkili bir hitap gereklidir. Bir fikrin yay-
gnlamas iin halka iletilmesi gerektiinden nk yaygn-
lamas istenilmeyen fikirler dar bir evreye sunulur- ortalama
dzeyi tutturmak nem kazanr. lgenere gre etkili ve orta-
lama dzeyi tutturan bir ses tonu mesajlarn yaygnlk ka-
zanmas asndan zerinde ciddi derecede durulmas gereken
bir konudur
3
(lgener, 2000c:22-23). te bu noktada kitle ileti-

3
lgener, bu konuyu Max Webere yneltilen bir eletiri balamnda
yle rnekler: Webere yneltilen eletirilerden birisi onun kapitalist
zihniyeti temsil iin rnek olarak Benjamin Franklinin kk bir
brorde ileri srd dnceleri semesidir. Webere yneltilen

205
im aralar nem kazanr. lgener 1970lerdeki bir yazsnda
radyo ve televizyonun en nemli ilevlerinden birisini ay-
dnlarn ynlar biimlemesine olanak vermesi olarak grr.
Gnmzde bir akl ve mantk insan grmndeki aydnlarla
yn insan arasndaki kutuplamada, asl belirgin olan ikinci-
nin birincinin elinde ilenmesi, ekil ve biim verilecek yn
halini almasdr. kisi arasnda ne birine, ne de dierine zg
zellikleri iermeyen bir ktle bulunmasna ramen am-
zn gl yayn ve propaganda aralar ne yapp ne edip ktle-
nin nemli bir blmn aydn nnde ve onun tarafndan ra-
hata ilenebilir hale getirip marifetini gstermitir ve gster-
mektedir. (lgener, 2006a:99).
Ama kitle, tamamen aydnlarn elinde ilenecek kadar pasif
midir? lgenerin yant olumsuzdur: ktlenin her zaman ay-
dn eliyle ilenmeye hazr ve kolay yourulur bir hamur yumu-
akln tad sylenemez. Arada bazen doldurulmas mm-
kn olmayan bir temas boluu birini brnden koparp uzak-
latrmaya yeter. (lgener, 2006a:99-100). kisinin zevk ve
alkanlklarnn uyuma salanamayacak derecede birbirinden
farkl olmas durumunda iki grup birbirinin varlndan habersiz
olur, birbirine yabanclar. Diyalog olanaksz hale gelir. Bu

eletirilere gre, Franklinin bu grlerini ondan ok nceleri baka-
lar da ortaya koymutur. lgenere gre Weber, Franklinin bror-
n bilinli olarak semitir; nk ondan ncekiler mesajlarn ilete-
cekleri hedef olarak geni kesimleri deil daha ok zirvedeki hkm-
dar ve devlet yneticilerini semilerdir. Franklinin syledikleri ise
arka arkaya yeni basklarla belli bir yaama pratii iin dosdoru
etkili saylabilecek bir ses tonu oluturmutur. Bu nokta, lgenere
gre fikirlerin derece derece yaygnlk kazanmas bakmndan ilgi
ekici bir noktadr (lgener, 2006c:22-23).


206
durumda aydnn abas kendi evresinde veya o evreye en
yakn halkalar arasnda dnp dolanan bir ortamdan, hatta
kendi kendini oyalamaktan teye gemi saylamaz. (lgener,
2006a:100). lgener, Webere atfen yapt yorumlarla st kl-
tr ile alt kltr arasnda iletilerin alglanmas arasnda fark
olduunu belirtir. Gerek hayatta yukarnn benimsedii ve
aaya yaymaya alt fikir ve inanlar ilk safln koruya-
maz. Din gibi bir inan sisteminde dahi ibadetler hari- bu
nedenle bir halk inanc trer. [B]ir eit mesaj iletimi ile alta
ve aalara szan fikir ve inanlar gndelik yaamn dinamii
iine sindirilir. Yn, kendisinin anlayaca dzeyin stnde
tutulan fikir ve inan kurallar, kendi dzeyine kolay
sindirebilecei basit imajlardan kurulu bir dnme uratr
(lgener, 2006c:37).
Mesajlar Halkn Dzeyine ndiren Kurumlar: Tekke,
Tarikat ve Esnaf rgtleri
lgener, yukardaki dar elit kesim ile aadaki geni yn-
lar arasndaki iletiim olgusunda araya giren tekke, tarikat ve
esnaf rgtlerinin ne anlama geldiinin erevesini aada
grlecei zere olduka ayrntl izer.
lgenere gre fikir ve inanlar stte dar bir elit kesim ile
altta geni kesimler (ktle) arasnda blnmtr. Bu blnme
olasl gndeme getirir: (a) elit evre fikir ve inanlar
kskanlkla koruyabilir; (b) taban bu fikirleri almakta, benim-
semekte direnebilir; (c) bunlar aslna yakn veya tannmaya-
cak derecede deimi olarak aaya szabilir (lgener,
2006c:38).
lgenere gre slamiyet, dini kuruluunu tamamlayp za-
manla tasavvufa aldktan sonra zirve ve taban arasnda

207
derinlemesine bir ayrmn eiine varlr. st izgide, basit halk
iin anlalp sindirilmesi g, hatta olanaksz rumuz ve ibare-
lerle ykl mistik inanlar yer alr. Bunlarn karsnda ise basit
imaj ve betimlemelerle rlm ktle inanlar bulunur.
(lgener, 2006c:40).
Bu durumda st ve alt izgi keskin bir surette birbiriyle kar-
lamaktan ziyade, araya esnetici mekanizmalar girer. Bu me-
kanizmalar arasnda Ortodoks kurallardan ziyade heterodoks
(lgenerin deyimiyle batini) bir izgi izleyen tasavvuf ve
tarikat olgusu bata gelir. lgenere gre [d]in telkinler, so-
yut dogmatik kalplardan deil ancak tekke ve tarikatlarn
sade, samim havas iinde yumuatlm haliyle basit mahall
kssa ve imajlardan szlp geerek halk idrakine aktarlabi-
lirdi (lgener, 2006c:9). Tekke ve tarikatlar, Mbeccel Krayn
terimiyle belirtmek gerekirse, bu durumda mesajlarn halka
yumuatlarak iletilmesinde bir tr tampon mekanizma grevi
grrler (Kray, 1964:7). Tekke, tarikat ve esnaf rgtleri yazl
olan resmi kurallar halkn dzeyine indirme zellikleriyle halk
katnda etkin olurlar. Bunlar, kitab, dogma ifadeler yerine,
ortalama dzeyi tutturan etkili syleyiler tercih etmilerdir.
Anadoludaki sfiler slam yumuatlm haliyle u boylar-
na, en cra kelere kadar tam ve yerletirmilerdir. Bunlar
monoton dinsel tartmalar yerine kiiyi en duyarl tarafndan
adeta can evinden yakalamay bilen kiisel, duygusal bir sesle-
nile ktleyi etkilemeyi tercih etmilerdir (lgener, 2006c:92).
Dolaysyla lgener, bir mesajn syleni gzelliinin ve halkn
dzeyine seslenen bir belagat sanatnn, fikirlerin ve inanlarn
yaygnlamasndaki nemini vurgular.
Tasavvufun soyut fikirleri halkn dzeyine indirmesiyle bir-
likte artk otorite merkezi soyut ve souk bir ykseklikten i ve

208
retim tabanna indirilmitir (lgener, 2006c:119). Halk, dilini
anlamad bir ulema tabakasndan, kk burjuvazi safla-
rnda kendi ile ayn statye dhil ve ayn dili konuan halk ve
cezbe sahiplerine kaymtr (lgener, 2006c:120). Tasavvuf,
sade, klfetsiz ksaslarla basit halk idrakine uzanabildii kadar
ktlenin hal ve tavrn, onun da stnde evre ve evrene bak
asn yourup ekillendirecek bir yaygnlk kazanmtr.
(lgener, 2006c:122):
Tasavvufun, zikr ve ibadet taraf bir yana, gnlk hayatla ili
dl oluunu, doku altna inmee gerek kalmadan, klk kya-
fet, sa, sakal, jest ve mimik tarafnda, ksaca d belirtilerde
grmek ve izlemek mmkndr () Evet, tasavvuf ham ve
sulandrlm haliyle- insanmzn tavr ve davranndan gi-
yim ve kuamna kadar gnlk yaaynda elle tutulur izler
brakmtr. (lgener, 2006c:123).
lgenere gre tarikatlarn kitle zerindeki olanaanst
ekim kuvveti, toplayc etkisi rtbe ve statye deil, cezbe
ve telkin yolunda yetenei olan herkese kaplarn amasndan
ileri gelmektedir (lgener, 2006c:125).
lgener bu aklamalarnn Max Weberin sadece Batya
ve oradaki bir mezhebe, protestanla ilikin savunularn geer-
siz kldna inanr. lgener, Weberin katoliklik ile
prostestanlk arasndaki zihniyet farknn kapitalistleme ile
ilikisini, fikir ve deerlerin geni ynlara iletilip iletilmeme-
sine izin verip vermeme kriterleriyle akladn belirtir.
lgenerin bu lte ynelik bir itiraz yoktur. Buna gre
katoliklik dar ve kapal manastrlar iinde oluan fikir ve inan-
lar tabana aktarmaya izin vermemitir. Ktleye[,] doru yolu
gsterme dar bir ruhban snfnn tekelindedir (lgener,
2006c:44). Ancak Protestanln, ruhban snfn reddetmesiyle

209
birlikte sten alta yaylan mesaj iletimi kolaylamtr (lgener,
2006c:45). Lutherle birlikte taban ikilii sona ermi (lgener,
2006c:45), manastrlarn kaplar kitleye almtr (lgener,
2006c:45-46). Bu anlamda artk herkes mr boyu dzenli
yaama disiplinini srdrecek bir rahip olmaya adaydr. Ma-
nastrn kaps kitleye aldnda, burann dzenli, saati saatine
ileyen dakik zaman halkn gnlk yaamna salverilmitir
(lgener, 2006c:46).
Ayns, yukarda belirtildii gibi tekkeler, tarikatlar ve esnaf
rgtleri iin de geerlidir. Bu, Weberin kuramnn en zayf
halkasn oluturur (lgener, 2006c:56). lgener, bu noktada
Weberin hem yntemine hem de grlerine olduka sert ele-
tiriler yneltir (lgener, 2006c:57-98). Her eyden nce ya-
ylma ve yerlemesini cihd ve propagandaya balam sl-
miyet gibi bir din iin -Weberin dndnn tersine- kabu-
u iine ekilmek sz konusu olamaz. (lgener, 2006c:67).
Anadoludaki sfiler daha nce belirtildii gibi en etkili syle-
yileriyle slm en cra kelere yaymaya almlardr
(lgener, 2006c:92).
Bylece geni toplum katmanlar zerinde etkili olmak iste-
yen iktidar merkezleri arasnda atma yaanr. rnein resmi
inan ve fikirleri basit halk inanlar dzeyine indirecek bir
szgeten geiren Yenieri ve esnaf gruplarnn kitle zerinde
liderlik gc ve yetenekleri, bu gruplar merkezi otoriteyle bile
atmaya kadar gtrr (lgener, 2006c:40-41). Yine rnein
ktleye sahip kma noktasnda resmi dinin temsilcileri ile
tarikat kurucular arasnda iddetli bir mcadele yaanr
(lgener, 2006c:41). ktidar merkezleri tarikatlara ve oradan bir
tr tarikat anlamna da gelen esnaf topluluklarna gemitir.
Geiin bir adm tesi esnaf topluluklarndan lgenerin deyi-

210
miyle farkl etnik gruplardan kurulu tara ky ve kasabalarnn
eyhlikle ahl bir izgiye oturtmu mtegalibe takmna
doru olmutur. Bu sonuncusu lgenere gre ktle zerinde
srkleyici kuvvetinden hemen hibir ey kaybetmedikleri ge-
nel seim dnemlerinde bugn de gzden kamamaktadr
(lgener, 2006c:132).
lgener, bu analiziyle Trkiyenin uzun soluklu tarihi iin-
de siyasal iktidarn dndaki iktidar merkezlerinin aslnda gl
olduunu gsterir. Bunda halkn dzeyine inen bir mesaj iletimi
faaliyetinin asl olarak bu kurumlarca rgtlenmesinin ve kap-
larn halka amasnn pay bulunmaktadr. Tekke ve tarikatlar-
dan esnaf rgtlerine ve oradan lgenerin ok partili demokra-
tik hayatta bile etki ve nemini halen srdn belirttii m-
tegalibe snfna geen bir rgtlenmedir bu. Bylece,
lgenere gre Weberin tm Douya genelledii toplumun st
ve alt kesimleri arasnda Katolik dnyasna benzer ekilde byk
uurumlarn bulunduu iddias Osmanl ve sonra Trkiye iin-
doru deildir. Katolik dnyasndaki kapal manastar yaam
(st) ile bunun dnda kalan geni toplum kesimlerinin dnyas
(alt) arasnda birbirlerinden kesin izgilerle ayrlm iletiim,
Osmanl ve Trkiye iin geersizdir. Tekke, tarikat, esnaf rgt-
leri ve mtegallibe snf, aradaki kopukluklar esneten bir tr
tampon grev yapmaktadrlar (lgener, 2006c:45-6).
yleyse Batda endstriyel bir srece yol alnrken, Do-
udaki gerilemenin nedeni nedir? nce de belirtildii gibi bu-
nun asl nedeni ticaret yollarnn deimesiyle birlikte Do-
unun yaad ktr. Ancak lgenerin ortaalama
olarak szn ettii bu srece gidite tekke, tarikat ve esnaf
rgtleri gibi kurumlarda retilen ilikilerin de nemli pay
vardr. nk ulam yollarnn deimesi srecinden etkilenen

211
bu kurumlar artk yaanan koullar zihinlere sz ve deyim
olarak olarak perinlemedeki en etkin rollerini (lgener,
2006c:139) Osmanly zlme devrine gtrecek ekilde yeri-
ne getirirler. Bu kurumlarn halka iletecekleri mesajlar, halka
rnek olacaklar tavr ve davranlar Osmanly Batdaki sana-
yileme srecinden farkl bir patikaya doru yol aldrtr.
lgenerin deyimiyle bu patikann ismi, rant kapitalizmidir:
Batda i ve meslek adam iin en duyarl ve canl alc kesime
Kuzey Bat Avrupa ve Kuzey Amerika- din reformasyonun
metodik-disiplinli kanad (Kalvinizm) ile yanamas endstri-
yel kapitalizm iin gerekli tavr ve dnce iklimini yaratmaya
yardmc olurken, tasavvufun beri yanda kalabalk ynlar ve
i evrelerine daha ok btini bir yorum izgisinde hull etme-
si ayr bir davran trne ve onun da tesinde deiik bir d-
zene rant kapitalizmine- yatkn bir mn iklimini yaratmak-
tan geri kalmamtr (lgener, 2006c:137).
Bylece lgenerin erif Mardinin tersine tasavvuf ve bu-
nunla balantl rgtlere olumlu bakmad anlalmaktadr.
lgenere gre Osmanlnn zlmesinde ve ortaalamasn-
da tasavvufun batini yorumunun etkisi bulunmaktayken, Mar-
din bu heterodoks anlayn yaratc olduunu savunmaktadr
(Mardin, 1991). lgenere gre batini yorumdan kitleye aktar-
lan mesajlar aslnda zamanla gerek dnyayla balantlarn
kaybettii iin tkenmi, kurulam zelliklere sahiptir. Geni
toplum kesimlerine yaylan fikirlerin zamanla iinin boalmas,
lgeneri aada incelenecek olan kavramlarn sloganlamas
srecine gtrr.
Kavramlarn Sloganlamas
lgener, zgn basks 1979da yaplan I. Slogan a ve
zmler Sava (lgener, 2006a) balkl makalesinde kavram-

212
larn balamndan koparlp iinin boaltlmas ve geriye
sloganik ve propaganda eleri ykl iletilerin kalmas sreci-
nin nedenlerini ve sonularn inceler. Bunu yaparken aadaki
belirtilecei zere analizine kitle iletiim aralarn da katar.
lgener nce bir tespitle balar: Belki de tarihin hibir d-
neminde grlmedii kadar ba dndrc bir slogan yarma-
snn tam iindeyiz. (lgener, 2006a:215). Nedeni kitle ileti-
im aralarnn yaygnlk kazanmasdr:
Ktle haberleme aralarnn bu derece yaygnlk kazand
bir ortamda u veya bu azdan kan szler ve deyimler
mesafe nemli deil- gz yumup anca yzbinlerin, milyon-
larn ortak mal olup kyor. Bugn en yetkili ve sorumlu a-
zda; ertesi gn filan veya falan dernein bildirisinde; haftas
gemiyor boy boy duvar donatmnda ve nihayet ortaokul -
rencisinin aznda! (lgener, 2006a:215).
lgenerin bu satrlar yazd 1970lerin sonlarnda siyasal
nitelikli bildirilerin, duvar yazlarnn gndelik yaamn sradan
olgular haline geldikleri bilinmektedir. lgenere gre bu ya-
zlarn ve szlerin ilerine sinen, onlar egemenlii altna alan
bu tr kalplam ifadeler, kitle iletiim aralar tarafndan re-
tilmekte ve yaylmaktadr.
lgener, ayn makalesinde sloganlarn ve sloganlam dilin
zelliklerine deinir. Buna gre sloganlar bo kalp ve klie-
ler olarak niteler. Bunlar akl ve mantk dilinin kar kutbuna
yerletirir. Sloganlarn kkenlerinin biraz eelenmesi durumun-
da bunlarn bilinaltna indiini belirtir. Ona gre ou slogan
birikmi hrs ve ihtiraslarn boalma arac haline gelmitir
(lgener, 2006:215-16).

213
Ksaca lgener, rasyonel-duygusal dil kartlnda kutbun
ilk tarafnda yer alr, ikincisini yerer. Sloganik dil, kutbun duy-
gusal kanadnda yer ald iin lgenerin boy hedefi olur.
lgener, dilin nesnel kullanmna inandndan ezbere ka-
lplar halinde bellemeye ve bellediini sral srasz tekrarla-
yp durmaya kar kar (lgener, 2006a:217). Bu kar k,
onu popler, ucuz yaynlara olumsuz tavr almaya gtrr. -
zellikle cep kitaplar lgenerin hedefindedir. Ona gre
[g]nmz yayn pazar renk renk ve desen dzenlemeleri
altnda alcsna okuyucuya sunduu ve yerine gre kaldrmla-
ra kadar tard cep kitaplarnn hemen hepsi allm szck
ve cmle yaps ile okuyucuyu kskvrak yakalamakta ve hep
beylik sz ve tekerlemeleri gz[] kapal birbiri peine diz-
mektedir. Bu tr yaynlar, okuyucular robotlatrmaktadr
(lgener, 2006a:217). Bunlarn ou siyaset edebiyatnn ezber
kalplarn (izmleri) arka arkaya sralamakta, olaylarn grnr
yzlerine bakmaktadrlar. Tarafl tarafsz ou cep kitab szck
ve cmle yaps ile bir tornadan kma benzemektedir.:
Birine gz gezdirirken ayn kelime ve deyimlerin allm ka-
lplar iinde daha bakalarnda hemen olduu gibi tekrarlan-
dn sezmemek mmkn deildir. Evet, ayn szleri birka
gn nce bakalarnn azndan veya kaleminden dinlemi ve
okumuuzdur; belki nce hangisinden balayp sra ile hangi-
lerine atladn tam olarak kestirmemekle beraber! (lgener,
2006a:217).
lgener, btn bu aklamalardan anlalaca zere standart-
lamaya, analitik bir dil yerine sloganik ve kalplam bir dil
kullanmaya, rejim ve dzen gibi ciddi ierikli konularn pop-
ler bir tarzda ilenmesine kardr. Bu kartlk onu dorudan
kitle iletiim aralarnn ucuz, basit yaynlarna ynelik eleti-

214
ri yapmaya gtrr. Bu aralarn sloganlam, standartlat-
rlm, klielemi yaynlar herkesin tek tip ve ayn biimde
konutuu bir toplum yaratmaktadr.
lgenerin kalplam dil kullanmaya ynelik eletirilerinin
nedenlerinden bir dierini, bu tip bir ifadeyi iselletirmenin
ve srekli tekrarlamann zihinsel retim faaliyetlerinin donuk-
lamasna yol amas oluturur. Ona gre gnmzde ente-
lektel saylmann balca lt, i ve d kaynaklardan ge-
len ve dile yerlemi kalplar kullanmak ve tekrarlamaktr.
Bu, kolayclktr, yazacaklarna be kalp ifade koyarak i-
erii bilimselletirme abasdr (lgener, 2006a:218). Oysa
ona gre, yeni durumlar iin yeni kavramlar kullanmak, yoksa
bulmaya uramak gerekir. Eski, kalplam kavramlarn ii-
ni boaltp onlar her duruma uyarlanacak ekilde tekrar tekrar
kullanmak yanltr (lgener, 2006a:219).
Sz ve deyimlerin sloganik hale dnmleri nasl bir sre
dhilinde gereklemektedir? lgener, ncelikle z ve mana
bakmndan kulakta belli bir anlam olan sz ve deyimlerin
kullanla kullanla bu z ve manalarn kaybettiklerini savu-
nur. z ve ierik gitgide yitirilerek bo ve kof kalplara d-
nr. lgener bunu boalma ve kuruma olarak niteler
(lgener, 2006a:221). Bu evrede szcklerin sonlarna bir de
izm takldktan sonra herbiri soluk alveriini neredeyse
insann kula dibinde iitecei bir canl kiilik kazanma
benzer. (lgener, 2006a:238). Boalma ve kurumann en
son snrna varmas sloganik sretir. Slogan, aslnda bir sa-
va naras, bir hcum l demek!tir. Slogann ritm ve
ton olarak yanklan akl ve mantk tarafnda[ki] sesleniin-
den daha gl ve srkleyicidir (lgener, 2006a:221).
Dolaysyla sloganlar davaya taraftar katmak veya hasm ya-
ratmak noktasnda paketlenip ileri srlen ksa, toplu ifade
ekilleridir. Bylece dinleyen ve okuyan bu paketlenmi ile-

215
tileri z ve ierik yan ile deil sadece kulakta yanklan
yani biimsel taraf ile alglar ve ondan etkilenir (lgener,
2006a:221). Sorun, sadece kalplam ifadelerin srekli tekrar
edilmesinden ibaret deildir. Ayn zamanda klielemi sz ve
deyimlere maruz kalanlar bunlar gerein kendisi imi gibi
alglarlar. yle ki, yalnkat gele gelmi sz ve ifadeler artk
zerinde en kk bir phe ve tartma brakmayan, kesin ve
drtke kalplar halinde grlr (lgener, 2006a:222).
Akl ve Mantk Diline Kar Heyecan ve Emosyon Dili
Akl ve mantk. lgenerin tpk dilde olduu gibi her a-
landa taraf tuttuu kavramlardan birisidir bu. Bunun tam kar
kutbunda kendi deyimiyle heyecan ve emosyon yer alr.
lgener, amaca ulamada sz ve deyimlerle oynamay do-
ru bulmaz. Bu dorultuda uraanlar, okuyucuda etki yaratmak
iin bakalarnnkine gre daha kvrak, kulaklarda daha ok
nlayan deyim ve terimleri yazlarna koymaktadrlar
(lgener, 2006a:220). lgener onlar asndan hesabn yanl
olmadn dile getirir:
Hesap yanl da deildir: Allma, mcadele tekniinin ve
aralarnn stnde ve tesinde vurucu kuvvetin en fazla sz
ve kelime kalplarnda toplandn bilmeyen kalmam gibi-
dir. Kim ve hangi taraf deyim ve terimin daha etkilisini, daha
canl ve kvrak olann bulup yanna katarsa, tutunma ansnn
en fazla onun yzne gleceini bilir. Ve bildii iindir ki,
her sistem yasal dzenleme ve yap unsurlarnn yansra ken-
di sloganlar ve slogan yapmclar (intelligentsias) ile bera-
ber gelir (lgener, 2006a:220).
lgener, terim ve deyim semede akl ve mantk ile he-
yecan ve emosyon kartlndan hareket eder ve ilki lehinde
yer alr. Syleyi gzelliinin, mantksal taraf ve ierii bas-

216
trmasndan endie duyar. Syleyi gzellii heyecan ve duygu-
lara ynelik ifade kalplaryla kurulur. Buna bilimsellik kisvesi
altnda eklenecek fazladan birka kalp ve deyim heyecan ve
duygular daha fazla uyarmaktan ve kalpsal ifadeleri daha etkili
klmaktan baka anlam tamaz (lgener, 2006a:220-221).
Duygu ve heyecana ynelik dile, gnmzde en fazla rek-
lmclar ve politikaclar bavururlar. Reklmclar sloganlam
isim ve marka yaratma yarmalarna girerler. Politikaclar ise
yerine gre savunma ve yerine gre saldr amacyla dilin duy-
gusal ve heyecan verici tarafna sk sk bavururlar. Dil, politi-
kaclarn elinde saldr ve savunma arac haline gelir. Dil, hisleri
ve duygular glendiren sloganik ilev gren bir araca indirge-
nir. lgenerin kendi deyimiyle belirtmek gerekirse [h]is ve
emosyon tarafna arlk vererek davaya her zaman g katmak
yoluna gidilse slogan imdada yetiir ve yetitii yerde akl ve
mantk duygusalln gerilerinde kalr. Bu andan itibaren ke-
sinmi gibi grntsne brnen bu duygusal dil zerinde artk
tartmaya dahi gerek duyulmaz, gerein ne olduu merak
edilmeden sadece kalplam ifadeler ezberlenip durur
(lgener, 2006a:221).
lgenerin Dil Anlay: Dil Gereklii Yanstmaldr
lgenerin sloganlardan te dile ynelik genel anlay, di-
lin gereklii yanstmas gerektii ynndedir. lgener bu an-
layn pek ok yerde vurgular. Ona gre, dildeki sz ve ifade-
ler dile yerletikten sonra giderek katlar, kalplar. Ama ken-
di deyimiyle eya (dilin temsil ettii somut nesnel koullar,
maddi gereklik) oktan deitii, hatta silinip gittii halde,
onu kafamz iinde bir isim ve etiket olarak nlayan kelime
kalplar olduklar yere aklm gibi varlklarn srdrrler.

217
Bu durumda artk, insan zerinde z ve anlam deil, donukla-
m bu kalplar egemenlik kurar. Anlam taraf ses ve ton etkisi-
nin, akl ve mantk yan duygusalln gerisinde kalr (lgener,
2006a:222).
Ksaca lgenere gre dil, gereklik/somut nesnel dnya ile
e hzda bir geliim gstermez. Kavramlar hzla deien somut
nesnel dnyann gerisinde kalr. Nesnel dnyadaki karlklar
ortadan kalkan sz ve terimler bo ve anlamsz hale gelir. Dilsel
ifadeler artk teknik (ses ve ton) ve duygusal bir zellie br-
nr. lgener, burada gerek somut yaamn anlatld ifadeleri
akl ve mantkla, bu yaamn dnda ve gerisinde kalm ifade-
leri duygusallkla eletirir. nce de belirtildii gibi kendisi bu
kutuplamann akl ve mantk tarafnda yer alr.
Dilin maddi yaamla balantsn kaybetmesi durumunda
bo ve temelsiz klieler artk dnceye hkmetmeye balar
(lgener, 2006a:223). Kelime ve deyimlerin herbiri insan zih-
ninin kafa ve hayal rnleri olduklar halde hayata gzlerini
atktan sonra bizatihi kendileri insanlarn dnce dnyasna
hkmederler. nsan kelimelerin tutsa haline gelebilir (lgener,
2006a:237). Bu evre, parlamento tartmalarna yansr, gazete
yorumlarnda ifadesini bulur, duvar edebiyatna donatm mal-
zemesi yetitirir (lgener, 2006a:223).
lgener, dili dnceleri aklamaya yarayan bir ara olarak
grmek gerektiine inanr. Dil, kendi bana somut bir gereklik
deildir, tersine, gerek yaama sk skya baldr. Bunu
Lockenun hakl olduunu belirttii bir szyle aklar: Keli-
meleri kendi balarna apayr, bamsz varlklar olarak deil de
asl kurulu olduklar maksat iin, yani dncelerimizi akla-

218
maya yarayan iaretler olarak alsak, kavgann pek ou ortadan
kalkard (aktaran lgener, 2006a:223).
Ancak lgenere gre pratikte tam tersi ilemektedir. Dil-
deki baz ifadeler zamanla asl amacndan ayrlarak insan kade-
rine ve yoluna hkmedecek bir irade ile donatlm canl birer
varlk halini almtr:
Onlarn esiriyiz. Sz ve deyimler, geride elle tutulur bir ger-
ein kelimeye dnm imaj deil, ksa zamanda kendileri
gerein de kendisi imi gibi grnmeye baladklar an sonu
olmayan bir oyunun aktrleri daha dorusu figranlar haline
geliyoruz demektir (lgener, 2006a:223).
Bu noktada lgenerin daha nce akladmz akl ve
mantk diline ynelik grleri ile dilin gereklii yanstmas
anlayn birletirirsek, unu zellikle vurgulamak gerekir: Akl
ve mantk dili o anda yaanan gereklikle rten ifadelerin
bulunduu dildir. Bu dil, nesnel olduu iin insana hkmet-
mez. Ne zamanki dilin maddi karl deimesine ramen dil
ayn kalr, o zaman sorun balar. Dil, bu durumda nesnelliini
kaybeder, duygusallar, sloganlar ve insan zerinde egemen-
lik kurmaya balar.
lgener, belli ve sabit bir karl olmayan, bota yzen
sloganlar karlksz ek veya banknota benzetir. Ortada
karlksz dnen kelime ve deyimler para bolluunu anlatan
enflasyon dalgasn andrrlar. Aradaki fark, karlksz ek veya
banknot satnalma gc sfra kadar inmi bir kt parasna
dnmesine karn, kelime ve deyimlerin gerek gvdelerin-
den zlp boaldklar oranda glenmeleridir (lgener,
2006a:228). kinci ayrm ek ve banknotta yaplamayann keli-
me ve deyimler konusunda yaplabilmesidir:

219
Kelimeyi ilk dayanak ve desteini kaybettike kaldrp atacak
yerde arkasna, uysun veya uymasn, istediimiz karl ge-
tirip oturtabiliyoruz. Terim ve deyimlerimiz de yalanmak, ie
yaramamak diye bir ey yoktur: Kelime, bir kez azdan k-
maya grsn; yolunu kesmeye kimsenin gc yetmez
(lgener, 2006a:229).
lgener, sloganlama srecini sadece altyap-styap ayrm
noktasndan aklamann eksik kalacan belirtir. Ona gre
zihindeki imaj ve onun szl ifadesi yaanan gerein basite
bir yansmas deildir (lgener, 2006a:229). Ancak lgener dil
ve gereklik arasndaki ilikinin altyap-styap metaforunun
dnda nasl aklanmas gerektiine ayrntl yer vermez, sade-
ce u aklamay yapar.
Marxda, bildiimiz kadar, ideolojilerin atmas geride reel
kar ilikilerinin vurumas demee geliyor; yani perdeyi
aralaynca elinizle tutabileceiniz kat bir gerek var demek-
tir. Burada ise belki eskiden var olan gnn doldurmu;
gvde yok olup gittii halde kafamzda brakt imaj ve pei-
ne takt bo kalp ve ifadeler kavgann asl itici kuvveti ha-
lini alyor (lgener, 2006a:229).
lgenerin deyimiyle szcklerin klielemeleri ve slogan-
lamalar onlarn tabanlarnn oktan deimi ve hatta silinmi
olmalaryla ilgilidir (lgener, 2006a:237-238). Bu durumda
mcadele gerek yaamdan szcklere aktarlr. Szcklerin
gerek yaamla ban kaybetmesinden sonraki tortulam hal-
leri arasnda bir mcadele ortaya kar (lgener, 2006a:237).
Kavga gerek yaamdan bo kalplar ve klielere aktarlr,
bunlar arasnda srer (lgener, 2006a:237-238). Oysa Marxda
asl mcadele szckler arasnda deil, gerek yaamdadr.

220
majlar dnyas, lgenere gre, Marxn anlaynda mcadele
deildir (lgener, 2006a:237).
Dilin gerek yaamla ban kaybetmesinden sonra szck-
ler boyutunda geen mcadelenin gerek yaam zerinde etkile-
ri olabilir mi? lgenerin aklamalar bizi bu sorunun yantn
olumlu verdirmeye yneltir: Maddi yaamla balantsn kaybe-
den szckler arasnda geen mcadele, gerek yaam zerine
etki etmektedir. Bu etki hangi ynde ve boyutta grlr?
lgenerin analizlerine gre etkinin yn olumsuz, boyutu ise
umulmadk apta olabilir. Dil, gereklikle balantsn kaybetti-
i oranda, lgenerin deyimiyle, sulama tekniinin alet ve
arac haline gelir (lgener, 2006a:230, dipnot). lgenere gre,
gemite kamuoyunun veya iktidarn damgalad bir sulu
gvde iyice yerletikten sonra dil, hoa gitmeyen kii ve grup-
larn tasfiyesi amac dorultusunda iletilir. rnein Yenierili-
in kaldrlmas zerine onunla kader birlii iinde olan Bekta-
ilik de mahkum edilir. Bu mahkumiyet, devrin tannm vaka-
nvis tarihisi anizadenin yakn dostlar ile birlikte kurmu
olduu fikir ve sanat evresinin toplantlarna yanstlr.
anizadeye ve onun dostlarna hasm olanlar bu masum toplu-
luu gizli Bektai ayini yapan bir topluluk diye ihbardan geri
durmazlar (lgener, 2006a:230). Topluluk yeleri kendilerini
temize karmak iin ok urarlar. Yani mahkum edilen bir
gvde Bektailik ayini- gerekte baka hrs ve amalar olanlar
tarafndan rakiplerine kar kullanlan bir iftirann szc hali-
ne gelir.
Politikaclar ve Sloganik Dil
lgenere gre politikaclar iin szck ve terimlerin kalp-
lamalar ve ieriklerinin zaman zaman boaltlp, yeniden dol-

221
durulmalarnn cazip gelmesinin nedeni vardr. Birincisi,
bo veya boalmaya elverili kalplarn, yazana ve konuana
serbeste yazabilecei, konuabilecei manevra frsatn ver-
mesidir. kincisi, bo kalplarn deiik ve istenilen anlamla
doldurulmas orannda, yazan ve konuann her an ve her amaca
hazr bir kavram btnne sahip olmasdr. ncs ise
srekli deien bir geree yeni bir kavram bulmaya almak-
tansa, eskilerini srdrmenin sloganik amalara katk salama-
sdr. Yeni geree uymayan ama kutsallk halesi kazanm
eski terimin salad bu dokunulmazlk zrh o terimi kullana-
nn kendi amalarn etkin bir ekilde duyurmasna katk yapar.
stelik yeni geree uyan yeni terim bulma abas bo yere
zihni yorma olarak grlr (lgener, 2006a:227). lgenere
gre baz lkelerin cumhuriyet ve demokrasi kavramlarnn
dokunulmazlk prestijlerinden yararlanarak kendi rejimlerini
bunlarla tanmlamalar bu son duruma rnektir. Bu lkeler,
gerekte bu iki kavrama yatkn zellikler iermese bile sadece
onlarn prestijinden yararlanma abasna girerler (lgener,
2006a:228).
Sonuta yerlemi szck ve deyimlerin ilk anlamlarndan
boaldka istenilen ekilde donatlp doldurulmalar politikac-
lar iin bulunmaz bir nimettir. Politikaclar bu sayede esnek bir
ekilde fikirlerini ifade edebilirler (lgener, 2006a:228).
Sosyal Bilimlerde Sloganik Dil
lgenere gre dilin nesnelliini kaybettii sloganik sre
sosyal bilimlerin en zayf halkalarndan birisini oluturur. Sos-
yologlar, tarihiler, iktisatlar gibi sosyal bilimler alannda
alanlar sloganlamaya son derece ak ve duyarl bir zemin-
de yol alrlar (lgener, 2006a:224). Bunun nedeni grnrde

222
iki kaynaktan beslenir. lki, sosyal bilimler ile doa bilimlerinin
kullandklar dilin zelliinden kaynaklanr. Doa bilimleri
gndelik yaamn dilinden ziyade soyut sembollere daha ok
bavurur. Bu dili anlamak herkesin harc deildir, anlamak
iin o alann uzman olmak gerekir. Bu nedenle, doa bilimle-
rinde dil sloganlamaya elverili deildir. Buna karn sosyal
bilimlerle uraan bilim insanlar, herkesin ortak mal olan
kelime ve cmlelerle yazdklar ve konutuklar iin sloganik
dil kullanmaya daha elverili bir zemindedirler. Herkesin kul-
land bir dil, mesajlar iletenler ve alanlar tarafndan slogan-
lama srecine son derece aktr.
Sosyal bilimlerin sloganik bir dil kullanmaya ak olmasnn
ikinci nedeni, incelenen olayn zaman iinde hzla deimesin-
den kaynaklanr (lgener, 2006a:224). Doa bilimlerinde d
dnyann deimesi kolay deildir. nsan zihninde soyutlatr-
lp analiz edilen d gereklik ile gerek yaam dnyas arasn-
daki uyum sosyal bilimlere gre daha uzun srer. rnein fizik-
inin ve kimyacnn tanmlad maddenin ksa zamanda dei-
imi sz konusu deildir. Ama sosyal bilimlerde incelenen olay,
olgu yalnz niceliksel olarak deil, niteliksel olarak bile ok
abuk deiir (lgener, 2006a:225). Szgelimi devrim kavra-
mna konu olan olay, adna ister ihtilal ister devrim denilsin
zaman iinde srekli deiir durur (lgener, 2006a:226). Dev-
rimle kast edilen olaylarn her biri kendine has zelliklere sahip
olduu iin bu kavram isim ve etiket olarak her yne esnetil-
mektedir (lgener, 2006a:226).
lgener, sosyal bilimlerdeki bu sorunu gezegenlerin dnya-
ya gnderdikleri nlara benzetir. ok uzun sre nce baz ge-
zegenler yok olmasna ramen insanlar halen o gezegeni varm
gibi grrler. Ama bunun mantkl nedeni vardr: Mesafe. Me-

223
safe, insan zihninde yanlgya yol amaktadr. Peki sosyal bi-
limlerdeki alglama yanllnn nedeni nedir? Kavramlar m?
Nesnel dnya m? Yoksa insan m? lgenere gre sorumluluk
insana aittir. Sosyal bilimlerdeki alglama yanllnn en -
nemli nedenlerinden birisi insann zihin tembelliidir. Bir
kavram ile o kavramn tabanda yatan nesnel karlnn olup
olmadnn farknda olmas gerekenler sonuta bilim insanlar-
dr. Ama onlar gvdeler yerine glgelerle uratklar iin
perdeyi aralayp gerisinde anlatlmak istenen nesneden bir iz
var m yok mu aratrmak zahmetine girmemektedirler
(lgener, 2006a:225).
an Sloganlamasnda Asl Sorumlu: nsan
lgenere gre an sloganlamasnda esas sulu ortada ve
azlarda dolaan izmli klieler deildir. Bunlar, gerek ya-
amla balantsn kaybetmi hayali gvdelerdir. Asl sulu,
bunlara saplanp kalan insandr (lgener, 2006a:231).
lgenerin deyimiyle [k]usurlu olan, ksacas, izmden nce
oyun alanna srdmz insan takm ve davran!dr
(lgener, 2006a:232).
lgenere gre gerek Marx zellikle genlik yazlarnda ve
denemelerinde- ve gerekse gnmz Marx antropologlar bu
durumun farkndadrlar: Maddi-teknik faktrn belirleyici rol
yine de devam etmekle beraber son sz syleyecek olan insan
gerei, insan hamuru demek de mmkn!dr. Ona gre Marx,
kapitalizmin sosyalizme dneceini kantlamaya alrken,
belirli bir insan modelinden hareket etmitir. Bu insan modeli,
tpk burjuva gibi okuryazar ve bilinlenmi Batl insan tipini
ierir (lgener, 2006a:234).

224
Sonuta, lgenere gre sloganik aa, izmlere ilikin bu-
nalm aslnda gnmz insanndan kaynakldr. nsan, basma-
kalp kanc elden aktarma kitaplar okuya ezberleye hazr
klielerin slogan ve izmlerin tutsa haline gelir. (lgener,
2006a:234). Oysa bunlarn eletirel szgeten geirilmeleri
gerekmektedir. zm, insana baldr. nsan, sloganlam
deyim ve terimlerin sis perdesini ap arkasna inmedike, insan
ve toplum gereini deerlendirmede yol kat edemez (lgener,
2006a:235).
lgenerin insan merkeze alan bak iktisadi aklamala-
rnda da belirgindir. ktisadi zlmenin Ahlk ve Zihniyet
Dnyas (2006b) balkl kitabnda rnein unu sorar: Her-
hangi bir ticari szlemenin sadece formel hukuki cephesi, ya-
hut madde ve ekil yaps ile retim teknii geride onlar uygu-
layacak olan aktif unsurla (insan faktr ile, S..) birlikte gz
nne alnmadka ne mana ifade eder? (lgener, 2006b:4).
Yine ayn eserde unlar yazar:
ktisadi yaay, szn ksas, nerede ve hangi yzylda olursa
olsun, yalnz d verilerin bir araya geliinden ibaret bir mad-
de dnyas deildir. Btn o ynlarn altnda ve gerisinde
kendine has tavr ve davranlar ile insan gerei yatar
(lgener, 2006b:5).
Sonu
lgener, Trk toplumsal yapsnn Batdaki geliimden
farkl bir seyir izlemesinde iletiim ve ulamn zerinde dur-
mutur. Bunu iktisat, sosyoloji ve tarih bilimlerini buluturarak
gerekletirmitir. Bat ve Trk toplumsal yaplar arasndaki
farklar gz nne alarak analizler yapmtr. Bat ve Dou ara-
sndaki asl fark rasyonelleme olarak saptamtr. Buna gre
ilkinde akl ve mantn, hesaplama ve ngrmenin ne kt

225
bir yap, ikincisinde ise duygu ve hislere, enerjiyi gelecee y-
nelik yatrmlara dntrememe ve savruk harcamaya dayal
bir yap grmtr. Batnn rasyonellemesi ve yeni zamanlara
girmesine karn, Dounun ortaalamas srecini ilkinin
alkanl, ikincisinin tembellii, kanaatkrl gibi gerekele-
re balamak doru deildir. Osmanl rneinden gidilirse, bu
durumun nesnel ve znel koullarnn olduu grlr. Nesnel
koul, ticaret yollarnn deimesinin Osmanlnn ticaret yolla-
rnn dnmesinden nceki rasyonelleme ynelimli potansiyel
birikimini daha doarken eritmesidir. Bu, lgenerin aklama-
larnda birincil neme sahip asl belirleyici faktrdr. Bat ise
buna mukabil ticaret yollarnn stnln ele geirdiinde bu
geliime uygun rasyonel rgt ve planlama tecrbelerine ba-
lam ve bunu zamanla gelitirmitir. Ancak lgener, Weberin
bakna uygun olarak bu konuda znel faktrlere de nem ve-
rir. Bu balamda inan ve fikir sistemlerinin zerinde durur,
Weberin katoliklik ve protestanln kapitalist gelimelerdeki
yerlerine ilikin grlerini paylar. Darya kapal manastr
yaamn benimsemesi nedeniyle, deerlerini halka yaymakta
zorlanan katoliklie karn, kendi mesajlarn halka yaymak iin
bylesi bir kapall reddeten protestanlk farkl geliim izgi-
lerine yol amtr. Ama ayn halka alma anlaynn Trkiye
tarihinde de geerlii olduunu belirterek, Weberin bakna
kar kar. O zaman iki uygarlk arasndaki fark nereden kay-
naklanmaktadr? lgenerin buna yant yukarda belirtilen nes-
nel koulun yan sra (ticaret yollarnn deiimi), tekkelerin,
tarikatlarn ve esnaf rgtlerinin zelliklerinden kaynaklanan
znel bir nedene dayand eklindedir. Her ne kadar tekkeler,
tarikatlar ve esnaf rgtleri halka kaplarn asa da, ynetenler
ile ynetilenler arasnda tampon vazife grseler de, yukarnn

226
mesajlarn halkn dzeyine indirerek halka iletseler de, Ba-
tdaki protestanln ve onun zel bir kolu olan kalvinizmin
tersine batini bir yorum izgisinde faaliyette bulunurlar. Bu
yorum izgisi, Trkiyenin Batdakine benzer bir tavr ve d-
nce ortamna girmesine engel olur. Bu anlamda lgener, ta-
savvufun batini tarzdaki yorumunun; Osmanlnn ortaala-
masna ve genel olarak, Trkiye tarihinin Avrupadan farkl bir
patikada yol almasnda etkili olduunu savunur.
Bu aklamalarn iletiim almalar asndan nemi iki
boyutta deerlendirilebilir. lki, lgenerin bu grlerini 1951
gibi erken bir tarihte aklamasdr. Batnn Osmanl karsnda
stnl salamasnda, corafi keifleri izleyen denizar
seferler ve smrgecilik ile hzlanan sre sadece lgener tara-
fndan deil mer Ltfi Barkan, brahim Kafesolu, Zeki
Velidi Togan (aktaran Avcolu, 1995:54) ve Doan Avcolu
(1995:47-55) tarafndan da belirtilmitir. Buna karn onlar,
lgener ile benzer argmanlar ancak 1960larda ve zellikle
70lerde tartmaya balamlardr. lgener ise ulam sistemi-
nin nasl bir maddi sonuca yol atn tarihsel, sosyolojik ve
iktisadi olarak analiz edebilen ilk bilim insanlarndan birisidir.
lgenerin Osmanlnn ortaalamasna neden olan fak-
trlere dair yapt aklamalarnn iletiim almalar bak-
mndan ikinci nemi, tekkelerin, tarikatlarn ve esnaf rgtleri-
nin heterodoks nitelikli mesajlardan oluan anlam retimi ve
paylam faaliyetlerinin (iletiim) de k srecine etkisi ol-
duunu ileri srmesinden kaynaklanr. lgenerin bu balamda
iletiim tarihine yapt ok zgn bir katks bu mikro mekn-
lardaki iletiimin zelliklerini ve mesaj retim faaliyetlerini
incelemesidir. Ticaret yollarnn deimesi gibi dsal bir geli-
me, bu kurumlarda da ke yol aar. Tekkelerin, tarikatlarn

227
ve esnaf rgtlerinin bu k, buralarda retilen ve yaygn-
latrlan mesajlarn ilerinin boalmasna ve sloganlamasna
neden olur. leri boalan ve sloganlaan mesajlar ise, Osman-
ly zlmeye gtren faktrlerden dierini oluturur. Byle-
ce, lgener, Osmanlnn ortaalama srecinde ulamn ve
iletiimin nasl maddi sonular yaratabileceinin altn izmitir.
lgenerin bu makalede grlen ve iletiim aratrmalarna
katklar balamnda ne kabilecek ikinci nemli yn, dil,
gereklik, sloganlama, kitle iletiim aralarnn ve popler
yaynlarn dilin sloganlama srecindeki yeri gibi konularda bir
entelektel olarak yapt aklamalardr. zellikle kavramlarn
ilerinin boaltlmas srecine ilikin yazlarnn Trkiyede
siyasal iletiimden, reklmcla, propagandaya, dilbilim ve
gstergebilim alanndaki almalara kadar zerinde durulacak
hususlar ierdii aikrdr. Medyann sloganik ve ii bo kav-
ramlarn yaygnlamasndaki yerine dair yaplacak aratrmalar-
da lgenerin tarihsel ve sosyolojik uzun dnemli aklamala-
rndan yararlanlabilir.
lgener, slogan ann asl sorumlusunun sloganlar (med-
ya ierii) ve kitle iletiim aralar (teknoloji) deil, insan
olduunu vurgulamtr. lgenerin insan merkeze alan bu
baknn iletiim alanndaki alanlara hatrlattklar unlar
olabilir: Kitle iletiim sistemi gibi aralar ve teknikler dnyas
bile aslnda ileteniyle, alanyla ve o dnyaya maruz kalan
okuyucusuyla, dinleyicisi ve izleyicisiyle, sonuta insan unsu-
rundan olumaktadr.
Bu balamda medyadan yaylan sloganlamann asl sorum-
lular sloganik iletiler deildir, nk onlar da nihayetinde insan
eliyle biimlenmektedir. Sorumluluk, retenin kar kutbundaki

228
tketici insana da aittir. Bir iletiyle karlaan insan (okuyucu,
izleyici, dinleyici) onu eletirel bir okumaya tabi tutmal, onda
gerek yaamla ne derece ilintili sz ve ifadelere yer verildiini
anlamaya almaldr. lgenerin de vurgulad gibi zellikle
fikirsel retim ve yaym faaliyetlerinde bulunan sosyal bilimler
alannda alan bilim insanlar, ayn zamanda birer okuyucu,
dinleyici ve izleyici (mesajlarn tketicisi) konumunda da olduk-
larndan eletirel okuma konusuna daha zen gstermelidirler.
lgenerin insan merkezi alan bak as, onun teknolojik
belirleyicik veya insan ynelimli anlaylarn hangisinin safnda
yer aldn ortaya koymaktadr: lgener, zellikle Batdaki
iletiim almalarnda nemli bir ynelim haline de gelen tek-
nolojinin her eyin belirleyicisi olduuna inananlardan birisi
deildir.

KAYNAKA

Avcolu, Doan (1995). Trkiyenin Dzeni Dn-Bugn-
Yarn, Tekin Yaynevi, C.1 stanbul.
Ayan, D. (2000). Sabri F. lgenerin Trk Dnce Kltrn-
deki Yeri, Dou Bat, S. 12, s. 157-192.
Briggs, Asa ve Burke, Peter (2004). Medyann Toplumsal Tari-
hi, zdm, ev. brahim ener, stanbul.
Elias, Norbert (2000). Uygarlama Sreci, Cilt 1, ev. Ender
Ateman, letiim Yaynlar, stanbul.
Erdoan, rfan (2002). teki Kuram, Erk, Ankara.
Kayal, Kurtulu (2004).Memleketi Tanmak, Dou Bat, S.
29, s. 57-72.
Kray, Mbeccel (1964). Ereli: Ar Sanayiden nce Bir Sahil
Kasabas, Babakanlk Devlet Planlama Tekilat, Ankara.

229
Mardin, erif (1991). Aydnlar Konusunda lgener ve Bir zah
Denemesi, Trkiyede Din ve Siyaset Makaleler-3, leti-
im, stanbul, s. 255-265.
ztrk, Serdar (2006). Kahvehane ve ktidar, Krmz, stanbul.
Sayar, Ahmed Gner (1998). Bir ktisatnn Entelektel Port-
resi Sabri F. lgener, Eren Yaynclk, stanbul.
Sayar, Ahmed Gner (2006). ktisadi Liberalizm Karsnda
Sabri lgener, Dou Bat, S. 36, s. 153-174.
Sennett, Richard (2002). Kamusal nsann k, Ayrnt,
kinci Basm, stanbul.
lgener, Sabri F. (1951). Tarihte Darlk Buhranlar ve ktisad
Muvazenesizlik Meselesi, .. ktisat Fak. Yay., stanbul.
lgener, Sabri F. (1956). ktisat Dersleri, SBF, Ankara.
lgener, Sabri F. (1966). Milli Gelir, stihdam ve ktisadi B-
yme, Serbet Matbaas, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006a). Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin
Yaynlar, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006b). ktisadi zlmenin Ahlk ve Zihni-
yet Dnyas, Derin Yaynlar, stanbul.
lgener, Sabri F. (2006c). Zihniyet ve Din: slam, Tasavvuf ve
zlme Devri ktisat Ahlk, Derin Yaynlar, stanbul.
Veblen, Thorstein [1909] 1990. The Limitations of Marginal
Utility. The Place of Science in Modern Civilization, edt.
Warren J. Samuels. New Brunswick, New Jersey:
Transaction Publishers, 231-251.
Yetim, Nalan ve Azman, Aye (2006). Bir Entelektelin Yz
izgileri, Dou Bat, ubat-Mart-Nisan, S. 36, s. 175-192.







230


231
TRKYENN DZENN LETM AISINDAN
OKUMAK




Giri
Trkiyenin geri kalmlk sorununu, gemii, bugn ve
gelecei kapsayacak ekilde tek bir eserde inceleyen aratrmac
says azdr.
1
Hikmet zdemirin tek kiilik aratrma merkezi
(zdemir, t.y., 37) olarak niteledii Doan Avcolu, bir aka-
demisyen olmamasna karn, 1969da ilk basks yaplan Tr-
kiyenin Dzeni isimli eseriyle bu tr bir abaya girien ender
aratrmaclardan birisidir. Avcolunun bu yapt, yaymland-
yllarda (Trkdoan, 1970; Cengiz, 1969; Alpay, 1969) ve

Mlkiye C. XXX, S. 253, ss. 29-57.


1
Trkiyenin uzun soluklu macerasn tek bir eserde ileyen akade-
misyenler arasnda Trkiyenin adalamas (2002) adl yaptyla
Niyazi Berkes bata gelir. Berkes, makalelerini toplad Trk D-
nnde Bat Sorunu (1975) isimli eserinde de yine uzun dnemli sorun-
lar ele alr. dris Kkmerin Dzenin Yabanclamas (1994),
aynen Avcolu gibi Trkiyenin niin kapitalistleemediinin yantn
arar, ancak Avcolundan farkl bir sonuca ular: Kkmere gre
bunun nedeni Asyatik Despotizmin zelliinden kaynaklanr. erif
Mardin (1994) ise, bir makalesinde Trkiyenin geri kalmlk mace-
rasnn nedenlerini Osmanldan balatarak Cumhuriyetin ok partili
rejimini kapsayacak ekilde sorgular. Avcolu gibi akademik hayatn
dnda yer alan smail Cem de Trkiyede Geri Kalmln Tarihi
(1977) isimli eserinde benzeri sorunlar iler. Cem, bu eserinde u
sorularn yantlarn arar: Trkiyenin dengesi, temel nitelikleri, ger-
ek kimlii nedir, nasl bozulmutur? Dengenin yksek bir dzeyde
yeniden kurulabilmesi iin tarih ve amzn gerekleri ne gibi yolla-
ra k tutuyor? Kkmz ve dnya grmzle kalknma yntemleri
arasnda yeni bir uyum salanabilir mi? (s. 43).

232
sonrasnda hem akademisyenlerden, hem de akademisyen ol-
mayanlardan genellikle olumlu eletiriler almtr. rnein,
Glten Kazgan, eser hakknda r at diyecek kadar olumlu
nitelemelerde bulunur.
2
Tevfik avdar, Trkiyenin Dzeni
hakknda aydnlarn baucu kitab, bilim adamlarnn sk sk
gndermede bulunduu bir aratrma kayna halini ald. Kere-
lerce basld. dller ald. der (Aktaran zdemir, t.y.:265).
Akademik hayat dndan Ali Sirmen (1983) Trkiyenin Dze-
nine kadar hibir kitabn Trkiyenin tarihi, toplumsal ve eko-
nomik yaps ve sorunlar hakknda ilgi ve yank uyandrmad-
n ileri srer. Fikret Otyam (1983) ise, kitabn sadece yurt
iinde deil, yurt dnda bile ilgi uyandrdn yazar.
Buna karn Avcolunun kitabna olumsuz eletiriler y-
nelten aydnlar yok deildir. rnein Mete Tunayn gerek

2
Trkiyenin Dzeni 1969da ilk yaymlandnda, toplumsal bilim-
lerin bir toplumun dn ve bugn yoluyla yarnna da k tutmakta
ne denli yararl olabilecei ortaya kt. Nasl Y.K. Karaosmano-
lunun Yaban, Mahmut Makaln Bizim Ky, .H. Tkinin
Trkiyede Ky ktisadiyat ya da .R. Hatipolunun Trkiyede
Zirai Buhran 1930lar ve 1940lar Trkiyesinde ky gereinin ne
olduunun anlalmasna katk yaptysa, Trkiyenin Dzeni bunu
ok daha geni boyutlar iinde gerekletirdi. Zaman boyutu daha
kapsaml idi. Osmanl toplum yapsndan balayp, bugne geliyor ve
bunlarn nda yarna bakyordu. Kapsam daha geniti: Btn
Trkiyeyi ekonomisiyle, politikasyla, insanyla, kurumlaryla birlikte
ele alyordu. Ksacas, dnden bugne bizi bize tantyor, bir toplumun
dnnden soyutlanm bugn olmadn gsteriyordu. Yenilik yara-
tan her nc gibi, bu kitap da bir r at: ok sayda toplumbilimci,
aratrmac, kimisi daha gerilere gidip zaman boyutunu uzatarak, ayn
yntemle Trkiye gereklerini aratrmaya koyuldu. Bu bakmdan
Trkiyenin Dzeni sadece kendi iinde deil, ayn zamanda getirdi-
i bu yeni yntemle de nem tayor. (Aktaran zdemir, t.y.:274).

233
Trkiyenin Dzeninin ierii, gerekse bu kitapla ilgili olumlu
gr yazanlar hakkndaki nitelemeleri olumsuzdur:
895 dipnotuyla bu kitap, akll bir gazetecinin, geni okuyucu
kitlesine ulamayan bilimsel aratrmalarn, kendi zmle-
mesine ve strateji anlayna uygun den yanlarn ayrp
arpc bir dille sunmasndan ibaretti. Nitekim, gazetelerde,
dergilerde ona vg dzenler, hep aktard malzeme parala-
rn alntyorlar, bunlarn gerisindeki teorik ereveyi, asl
Avcoluna zg fikirleri tartmyorlard. Kitab okuyan as-
ker-sivil yar aydn brokratlar Avcolunun istedii- pek
ok eyi bir rpda renmi oluyorlar ve yine onun izdii
stratejide kendilerine den grevden pek holanyorlard.
(akt. zdemir, t.y.:316).
Sonuta Trkiyenin Dzeni, Hikmet zdemirin de belirtti-
i gibi byk yanklar uyandrm, yaptn yntemi ve yaptta
ileri srlen grler pek ok evrede tartlmtr (zdemir,
t.y.:37). Doan Avcolunun, Trkiyenin Dzeni dnda 5
kitab, 3 evirisi ve Yn ile Devrim dergilerinde yaymlanm
toplam 286 makalesi bulunmasna karn (zdemir, t.y.:47-62)
hibirisi bu eser kadar yank yaratmamtr. stelik, yapt,
Avcolunun ilk eseridir. Eserin yaymlanma zaman,
Avcolunun ilk dergicilik deneyimi olan Ynn 1967de ya-
yn hayatnn bitmesinden sonrasna ve 1969da balayan ikinci
dergicilik deneyimi olan Devrimin ncesine rastlar. Ama Tr-
kiyenin Dzeni, sadece zamansal olarak bu iki dergi arasnda
bir yerde deil, ayn zamanda Avcolunun izgisinin Yn ile
Devrim arasnda bir yerde konumlann temsil etmesi asn-
dan da nemlidir. Daha ak deyile belirtilirse, Trkiyenin
Dzeni Avcolunun Ynde balayan ve Devrimle en u sn-
rna varan radikallik izgisinin orta noktasndadr.

234
Bu makale, Trkiyenin Dzeni zerine yazlanlardan farkl
olarak, yapt, Trk iletiim aratrmalarna yapabilecei katk-
lar asndan okumu ve deerlendirmitir. Aslnda iletiim,
bizatihi toplumsal ilikiler ve yapdan soyutlanamayacana
gre sadece Trk toplumsal yaps ve ilikileri zerine yaplan
zmlemelerin dahi Trk iletiim aratrmalar asndan bir
anlam ve nem tad ileri srlebilir. Buna karn, bu maka-
lede, Avcolunun eserinde sunduu verilerin ve yapt tarih-
sel ve sosyolojik analizlerin Trk iletiim almalar asndan
dorudan ilgili olanlar karlmtr. alma iin Avcolunun
1995 yl basml toplam 1257 sayfa olan iki ciltlik eseri ve
Avcolu ile ilgili yazlanlar okunmutur. Bunun dnda, yeri
geldiinde, Avcolunun fikirlerinin dier sosyal bilimcileri-
mizin grleriyle balantl olan ynleri vurgulanmtr.
Avcolu, eserinde Trkiyenin geri kalmlk sorununun
nedenlerini bulmay ve bu sorunu amada zmler retmeyi
ama edinmitir. Bu noktada iletiim eksenli bir okuma faali-
yetinin Avcolunun yantn bulmay amalad bu nedenler
ve nerdii zmler arasnda iletiimin yerini bulmay ama
edinmesi doaldr. Bylece bu makalenin ana sorusu,
Avcolunun Trkiyenin geri kalmlk sorununun nedenleri-
ne ve zmlerine dair aklamalar arasnda iletiime dair neler
bulunmaktadr zerine younlamtr.
Ancak byle bir sorunun yantnn Trkiyenin Dzeninde
iletiim szcnn getii yerlerin aranmasyla verilemeye-
ceini batan belirtmek gerekir; nk byle bir kavram eserde
bulunmaz. Bulunmamas doaldr, nk Avcolunun eserini
yazd 1968 ylndan balayarak 1980lere kadar iletiim, bu
alanda alanlarn bile hemen hemen hi kullanmad bir kav-
ramdr. Bunun yerine daha ok haberleme, basn yayn,

235
komnikasyon gibi terimler kullanlmtr. letiim szc-
nn asl yaygnlamas 1980ler sonrasdr. Trkiyede iletiim
kavram kullanlmadan ve yaygnlamadan nce zellikle
1960l ve 70li yllarda iletiimin yerine kullanlan terim, asl
olarak, haberlemedir.3 Avcolu da ilk defa 1969da baslan
Trkiyenin Dzeninde, birka yerde haberleme (bkz.
Avcolu, 1995a:177-8; 180; 1995b:661; 997) ve komnikas-
yon (bkz. Avcolu, 1995. 1163) kavramlarna yer vermesine
ramen, iletiim kavramn kullanmaz. Ama Avcolunun
eserinde iletiim, hatta haberleme terimlerine yer vermese bile
betimledii ve analiz ettii baz olgular, bizzat iletiimin ince-
leme alanna girmektedir. Bu alma, bu olgular iletiim bilimi
erevesinde yaplan bir okumayla ortaya karmay ve Trk
iletiim aratrmalarna katmay ama edinmektedir.
Trkiyenin Dzeninde Geri Kalmln Nedenleri
Trkiyenin Dzeninin temel atsn oluturan Trkiyenin
geri kalmlnn nedenlerini bulmaya ynelik byle bir okuma
faaliyeti, geri kalmln nedenlerinin kabaca iki balk altnda

3
Nermin Abadan, 1960da yaymlad bir makalesinde iletiimi
kullanmaz, onun yerine haberleme szcn kullanr. Abadann
bu almas, Ktle Haberleme Vastalar baln tar (1960:132-
156). letiim terimini en erken kullananlardan birisinin nsal Oskay
olduu grlmektedir. Oskay 1969daki bir eserinde Trkiyede ok
yakn zamanlara kadar iletiim yerine Bat dillerindeki communication
karl olarak haberleme szcnn kullanldn belirtir
(Oskay, 1969). 1980lerle birlikte iletiim kavram giderek yaygnla-
r. Korkmaz Alemdarn 1982deki bir makalesinin bal Tarih ve
letiimdir. Alemdar, bu almasnda, ksa sre ncesine kadar tek
bana kullanlan haberleme kavramyla birlikte, iletiim kavra-
mnn kullanldn vurgular (1982:1-9).

236
toplanmasna olanak vermektedir. Aada grld gibi bu
nedenlerin tm iletiimin konusuna girer:
A- Dsal Nedenler
- Ulam yollarnn deimesi
- Ulam ve haberleme alanndaki politikalarda darya o-
lan bamllk
B- sel Nedenler
- Devlet-toplum iletiimini engelleyen arac unsurlar
- Rasyonel yatrmlar yerine lks tketim ve reklmclk gi-
bi retken olmayan sektrlere ynelme.
A- Dsal Neden
1: Ulam Yollarnn Deimesi
letiim, bir ileti paylam, alverii olarak tanmlandnda
aslnda ulamn da iletiimin bir paras olduu ortaya kar.
Nitekim Briggs ve Burke bu gerekeyle ulam fiziksel ileti-
im olarak nitelendirirler:
Bir medya sisteminin terimleriyle dnmek belli bir yer ve
belli bir zaman iinde uygun olan farkl iletiim aralar ara-
snda i blm yaplmasn vurgular. Bu yaplrken bu eski
ve yeni medyann birlikte var olabileceini ve varolduunu ve
farkl medyann birlikte var olabileceini ve varolduunu ve
bu farkl medyann birbirini tamamlayabilecei unutulmama-
ldr. Medya sistemindeki deiiklikler ayn zamanda ulam
sistemindeki deiiklikler ile ilintilidir. Mallarn hareketleri
ve insanlarn bulunduklar yerler sistemi etkilemektedir. Me-
sajlarn iletiimi, fiziksel iletiim sisteminin bir parasdr
(Briggs ve Burke, 2004:24).
Bir iletiim sistemi olarak fiziksel iletiim veya eski
medya terimleriyle belirtilen ulam yollarnn Trkiye ve Bat

237
tarihinde nasl maddi sonular rettii Avcolunun eserine
damgasn vurmutur. Avcoluna gre, Trkiyenin Batya
gre az gelimiliinin temel nedeni, ulam sisteminin Akde-
nizden ve pek Yolundan Bat lehine olacak ekilde ak de-
nizlere kaymasdr. Kendi deyiiyle Corafi keifleri izleyen
denizar seferler ve smrgecilik ile hzlanan bu sre, Ba-
tnn stnln salamtr. (1995a:47). Avcoluna gre
Toynbeenin Trklerin geri kalmasnn nedenini gebelie
balama tezi, 15. ve 16. yzyllarda Trklerin artk gebelikle
ilintisi olmad gz nne alndnda geerli deildir
(1995a:48-49). Batl insann rk stnl, Hristiyan uygarl,
Mslmanln ilerlemeye engel olduu ynndeki grler de
yanltr. Onaltnc yzyla kadar Mslmanlar, bankaclk,
ticaret, bilimsel ve teknik alanlardaki gelimelerden geri kal-
mamtr (1995a:49). Avcolu, Osmanlnn onaltnc yzyla
kadar iten gelimeye olanak verecek bir potansiyel birikime
sahipken, ulam sistemi temelli deiiklikler gibi dsal neden-
lerin mparatorluu geri braktn almasnn ana tezi yapar,
tezini desteklemek zere ok sayda tarihsel veriden yararlanr.
Ona gre onaltnc yzyla kadar ayn prekapitalist ilikileri
yaayan Bat ve Osmanl imparatorluu, bu yzyldan sonra
farkl geliim srelerine girmitir. Ticaret yollarnn Bat lehine
deiiminin de etkisiyle Bat, kapitalist bir geliim mecrasna
kaymtr. Bir zaman sonra ne geen Bat, Trkiyenin normal
geliiminin, iten evriminin nne set ekmitir (1995a:50).
Trkiye, geri kalm deil, emperyalizmin geri brakt bir
lkedir. (1995a:224).
4


4
Benzer tezleri smail Cem (1977) de savunur. Ceme gre ticaret
yollarnn yn deitirmesi, Osmanl dengesini sarsan ilk darbedir
(s. 138). Bundan sonra, Osmanl lkesinde ticaret yollar boyunca

238
Avcolu, mer Ltfi Barkana yapt atfla, denizciliin
ve ticaret yollarnn Bat lehine olan geliimini iki nedene ba-
lar. lki Batnn ak denizlere uygun olan corafi konumudur.
Batnn bu mevkisi, Batda denizcilii ve deniz ticaretini te-
vik etmitir
5
(1995a:50). Ancak Batda denizcilii ve deniz
ticaretini tevik eden asl unsur, Batnn hammadde ve doal
kaynaklar asndan Douya baml olmasdr. Bat, kendi
ihtiya duyduu baharata, aya, fildiine, indigoya, yksek kali-
teli Dou kumalarna, ziynet eyasna ve deerli madenlere
sahip deildir. Batnn bunlar uzak lkelerden salama duru-
munda kal, buradaki denizcilii ve deniz ticaretini tevik
etmitir.
6


oluan zanaatler lm, hanlar ve kervansaraylar kapanm, isizlik
artm ve Osmanl, kervan ticareti sayesinde elde ettii gelirlerinden
yoksun kalmtr (s. 137). Avcolu ve Cemin tersine Niyazi Berkes,
erif Mardin ve dris Kkmer Osmanlnn kendi i evrimiyle kapita-
lizme geeceine inanmazlar. Avcolu ve Cem, mparatorluun byle
bir prekapitalist birikime sahip olduunu, gelimemesinin asl nedenini
dsal gelimelere balamak gerektiini savunurlarken, Berkes, Mardin
ve Kkmer Osmanl toplum yapsnn merkeze dayal statikliinin
bizatihi kapitalist gelimeye engel olduunu dnrler.
5
ktisat Sabri lgenerin de vurgulad gibi, Batnn ak denizlere
uygun konumu, Baty Doudan gelen gebe aknlarna ve seferlere
kar korumutur. Byle bir corafik mevkii, ayn zamanda Batdaki
denizcilii ve deniz ticaretini de kamlamtr. Dounun ak deniz-
lere uzak olmas ise burasnn karayollarna baml kalmasnda etkili
olmutur. Ancak karayollarna bamlln tek nedeni bu deildir.
lgenere gre bir dier sebep, Douda ak denize almann tehlike
ierdiine ynelik toplum katndaki inantr. Doudaki birok t
ve telkin yazsnda ak denize almann tehlikelerine dair uyarlar
sralanmtr (2006:178).
6
lgenerin ticaret yollarnn deiimiyle ilgili aklamalar
Avcolundan bir miktar farkldr. lgener, Batnn yeni ticaret yol-
larn kefetmesini, macera arzusuna, kr, ticaret, altn ve baharat

239
Byk corafi keifler, bu koullar altnda olmutur. Ame-
rikann kefi, Afrikadan dolalarak Asyaya ulalmas, At-
lantik ve Pasifikin balanmas, teki ktalarn Avrupa lkeleri
tarafndan barbarca yama edilmesine yol amtr. lk smr-
gecilik dneminde Batllar, Amerika ve Asyann zenginlikle-
rini, altn ve gmn yamalamlar, nka ve Aztek uygarlk-
larn yok etmiler ve 900 bin Afrikal kleyi onaltnc yzylda
Amerikaya gtrmlerdir Bu d talan sayesinde Batda ilk
sermaye birikimi teki lkelere nazaran ok gl olmutur
(1995a:50). Tccarn bu sayede biriktirdii ticari sermaye Ba-
tda kapitalizmin zaferini salayan belirleyici unsur olmutur.
(1995a:51). Ticari sermayeyi sanayi sermayesi izlemi ve Bat
toplumlar bylece yeni bir dzene gemilerdir. (1995a:223).
Batnn stnlnn asl balatc gc okyanuslardr.
Dou-Bat ticaret yolunun Akdenizden okyanuslara kaymas,
Doudaki buhrann balatcs olmutur. Ticaret yolunun de-
imesi, o ticaretten yararlanan ehir ve kyler ile devlet hazi-
nesi zerinde sarsnt yaratmtr (1995a:53). Avcolu, tpk
lgenerin vurgulad gibi (2006:18-19), baz Osmanl d-
nrlerinin okyanuslarda yatan tehlikeyi fark ettiklerini Bernard
Lewise atfen belirtir
7
(1995a:55). Osmanl dnrlerinin uya-

hrsna balar. Bat, 16. ve 17. yzyllarda macera ve kr heveslerini
deniz yoluna yneltirken ve geleceklerini bu ulam yolunda ararlar-
ken, Dou ticareti kervan yollarna dayal kalmtr (lgener,
2006:177). Benzer gr smail Cem de dile getirir. Yazara gre
corafi keifleri altn hrs kamlamtr (1977:136).
7
Avcolunun atf yapt eser, Bernard Lewisin The Emergence of
Modern Turkey adn tar. Bilindii gibi Lewisin bu yapt, Trk
Tarihi Kurumu tarafndan Modern Trkiyenin Douu balyla
dilimize evrilmi ve ilk defa 1970 ylnda baslmtr. Avcolu,

240
rlar sonucunda ulam yollarndaki eski stnlklerini kurmak
iin harekete geen Osmanl yneticilerinin, rnein Avrupal-
larla savaa girimeleri, Don ve Volga nehirlerini bir kanalla
birletirme ve Svey Kanal ama gibi denemeleri baarsz
kalmtr (1995a:55).
Dsal Neden 2: Ulam ve Haberleme Alanndaki Poli-
tikalarda Darya Olan Bamllk
Demiryollar rnei
Avcoluna gre demiryolu gibi bir ulam sisteminin, bir
lkenin kapal ve durgun tarmsal ekonomisini canlandrmak,
ticari faaliyetlerini gelitirmek ve asayii salamak gibi nemli
ilevleri bulunmaktadr (1995a:141). Ancak yar smrge olan
Trkiyede, demiryolu inaatn yabanc irketlerin stlenmesi
tehlikeli sonular dourmutur (1995a:141). Demiryollar, ki-
lometre bana kr garantisi verilerek yabanc irketlere ihale
edilmi, onlar da azami kr elde etmek iin kvrml uzun
hatlar ina etmilerdir (1995a:142).
Devlet, yabanc demiryollar irketlerine ok eitli imtiyaz-
lar vermitir (1995a:143-5). Aslnda demiryollar ayrcalklar,
irketlerden daha fazla, Osmanl zerinde egemenlik kurmak ve
bu egemenlii pekitirmek isteyen devletleri ilgilendiren bir
konudur. nk demiryollar imtiyazlarn elde etmek, Trkiye
topraklarnda nfuz blgeleri kurma ve daha sonra bu blgeleri
kendi imparatorluklarna katma yolunda nemli bir aama sa-
ylmaktadr. Avusturyann Balkanlarda, Rusyann Douda,
Fransann Suriye ve civarnda demiryolu ina tekelini elde
etmeye almalarndaki amalar, bu topraklar nce ekonomik,

Lewisin bu yaptndan yararlanarak kendi savna destek niteliinde
ok sayda tarihsel kant getirir (1995a:55).

241
sonra siyasi bakmdan ele geirmektedir (1995a:145). Almanla-
rn demiryolu yapma amalar arasnda, sadece, Osmanldaki
hammaddeleri Almanyaya tamak ve Almanyada retilen
sanayi rnlerini Osmanlya satmak bulunmaz. Almanya, ayn
zamanda, hzla artan Alman nfusunu Douya aktarmak, Do-
uda mal ve servet sahibi klmak iin demiryolundan yarar-
lanmak ister (1995a:147). Almanlar Badat Hatt Szleme-
sinde hattn iki yanna gmenleri koymaya alm, II. Ab-
dlhamit bu giriimi ancak glkle nleyebilmitir
(1995a:147-8).
Avcoluna gre, Osmanl mparatorluundaki demiryol-
lar, aslnda Trk parasyla, fakat emperyalist karlar gerek-
letirmek iin kurulmutur. (1995a:150). ttihat ve Terakki
iktidar bu nedenle, I. Dnya Sava srasnda demiryollarn
yabanclarn elinden kurtarmaya almtr. Trk demiryollarn
kuracak ve gelitirecek kiileri yetitirmek iin okul amak ve
demiryollar inasn yabanclardan bamsz gerekletirmek
abalar arasnda yer alr (1995a:264). Ancak bu giriimlere
ramen, demiryollarnn kapasitesi, Trk ordusunun sava bo-
yunca ihtiya duyduu cephane ve gda maddelerinin tanma-
sna bile yetmemitir (1995a:273).
Chester Projesi rnei
Avcolu, Chester Projesine ynelik aklama ve yorumla-
rn, demiryollarnn emperyalizm srecindeki yeri balamnda
yapar. Buna gre projenin gemii 1910 ylnda ABD Dileri
Bakan Knox tarafndan Washingtondaki Osmanl Maslahatg-
zarna verilen mektuba kadar gider. Mektupta, Osmanl hk-
metinden Chester ayrcal istenir. Osmanl ile ilikileri geli-
meye balam olan Almanya, byle bir imtiyaza kar kt

242
iin Amerikann bu giriimi baarsz kalr. Amerikann proje-
yi, sonraki yllarda yeniden gndeme getirmesi zerine 1922de
Ankara hkmeti, projede ngrlen demiryolu ayrcaln
Osmanl-Amerikan Kalknma irketi adna hareket eden
Chester ve Kennedyye verir. Doksan dokuz yllk bu imtiyaz,
Musulu da iermek zere, irketin demiryolu inaat ve hattn
iki yannda kalan yirmier kilometrelik alandaki btn madenle-
ri iletme konusundadr. Avcoluna gre bu, smrge tipi bir
ayrcalktr (1995a:151).
Projenin niin baarszlkla sonuland konusunda
Avcolu, Berkesin kiyz Yldr Neden Bocalyoruz adl kita-
bndaki fikirlerine bavurur. Buna gre, Lozan Antlamasyla
birlikte Musul dahil Arap topraklarnn Trkiyeden k,
Chester Projesi zerine Amerikallarn besledikleri umutlar
suya drmtr. Amerikallarn asl ilgilendikleri konu de-
miryolu deil, petroldr. Petrol retiminin merkezi olan toprak-
lar Trkiye snrlar dnda kaldna gre, proje, Amerikallar
gznde artk cazip olmaktan kmtr (1995a:152-153).
Karayollar rnei
Chester Projesinde demiryolu yapmay hedefleyen, ancak
karlarnn deimesi zerine bu isteinden vazgeen Amerika,
Souk Sava dneminde bu defa karayolu yapmna ilgi gste-
rir. Trkiye, Amerikann bu ilgisine kaytsz kalmaz, 1948de
US Public Road Administration uzmanlarnn yardmlaryla
Karayollar daresini kurar. Ne var ki demiryolu ile karayolu
politikalarnn egdmszl, demiryolu idaresinin kriz iine
dmesine yol aar (1005b:571). Ancak bu dnemde karayolla-
rnn slah alanndaki gelimeler i ulam olanaklarn geliti-
rir. Bu gelime, kyllerin ehirlerdeki pazarlara akn et-

243
melerine, ky ve ehirlerde yaayan halkn tketim mallarna
ynelik taleplerinin artna ve sonuta ticaret merkezlerinin
bymesine etki yapar (1995b:575). DP dneminde karayollar
ann ve kamyonla tamacln gelimesi tarmda retim art-
n kolaylatrr (1995b:620).
Ancak Avcolu, ulamn demiryollar ve denizyollarndan
karayollarna kaydrlmasn olumlu bir gelime olarak grmez.
Avcoluna gre gelimi kapitalist lkeler uzun mesafe ta-
masn deniz ve demiryolu tamaclna kaydrrken, Trki-
yede tersine bir geliim gzlenmekte, karayolu tamacl
hzla bymektedir. Bu durum, deniz ve demiryollar tamac-
lnda tl kapasite yaratmaktadr. Karayollar tamacl,
milyarlarca lira yatrm yaplan demiryollar ve denizyollar
ulam aleyhine bir geliim sergilemektedir (1995b:868). Yine
kamuoyunun baarl zannettii Karayollar Genel Mdrl,
aslnda masrafl bir kurumdur. Kurumun denei ok fazla ol-
masna karn, Trkiyenin artk bellibal yol ihtiyac bulun-
mamaktadr (1995b:1002). Karayolu ebekesinden ancak yzde
14 orannda yararlanlmaktadr, geri kalan atl kapasitedir. Bu
durumda bu kurumu, yol bakmna nem veren kk bir
tekilat haline getirmek gereklidir (1995b:1003).
Demiryollar idaresi, byk paralar yatrarak kendi yolunu
kendi yapma ve bunun bakmn gerekletirme durumundadr.
Yansra nakliye vergisi vermektedir. Oysa karayolu tamacl-
nda nakliye vergisi yoktur. Yolu ina eden ve bakmn sala-
yan devlettir. Bu haksz rekabet artlarnda karayolu tamacl-
zel sektr iin cazip hale gelmi, deniz ve demiryollar ka-
pasiteleri ise kullanlamaz duruma dmtr. Son zamanlarda
tama hizmetlerini egdml klma almalarna karn, g-

244
l bask gruplar haline gelen karayolu tamaclarnn direnme-
si karsnda bu giriimler sonusuz kalmtr (1995b:868-869).
B. sel Nedenler: Devlet-Toplum letiimini Engelleyen
Grlt Unsurlar
letiim alanndaki ilk kuramlardan birisi olan Shannon ve
Weaverin 1949 ylndaki Matematiksel letiim Kuramna
gre, belirli bir enformasyon kaynandan gnderilen iletilerin,
hedef tarafndan kaynan niyetleri dorultusunda almlanmas,
iletiimin baarya ulamasnn n koulu saylr. Dz izgisel
olan ve geri beslemeye yer vermeyen bu kuramda, bylece gn-
derilen iletilerin herhangi bir grlt kaynandan kaynaklana-
cak bozulmalara uramamas, iletiimin baars asndan -
nem tar. rnein bir telefon konumasnda sinyalleri zayfla-
tan unsurlar veya kiileraras bir iletiimde iinde bulunulan
meknn ok grltl olmas, alcnn, gndericinin iletmek
istedii anlam yanl veya eksik alglamasna yol aabilir. Za-
manla bakalar tarafndan gelitirilen kurama geri besleme
esi eklenmesine karn, modelin z olan dorusallk ve he-
defi istenilen ynde etkilemek unsurlar deimemitir (Erdoan
ve Alemdar, 2002:76-83; Mcquail ve Windahl, 2005:30-33).
Avcolunun, Trkiyede devlet ve toplum arasndaki ko-
pukluun zmne ilikin analizindeki vurgular, Shannon ve
Weaverin iletiimin baarya ulamas iin ileri srdkleri ko-
ulu hatrlatr: Siyasal iktidarn topluma iletmek istedii iletiler,
hibir arac unsurun mdahalesine uramadan dorudan toplu-
ma ulamaldr. Bu, yneten-ynetilen kopukluunun gideril-
mesi ve bylece Trkiyenin geri kalmlk probleminin ala-
bilmesi iin olduka nemlidir. Avcolunun Trkiyenin D-
zeninin ou yerinde tekrar tekrar vurgulad temel sav udur:

245
Merkezi ynetimin toplumun geni kesimleriyle dorudan iliki
kurmas, mesajlarn, aada ayrntlaryla incelenecek olan
aa, bey, eyh, ayan, derebeyi gibi arac unsurlar araclyla
deil, kendisinin dorudan halka iletmesi hem ynetim hem
de halk yararnadr. Trkiyenin geri kalmasnn, kalknama-
masnn, kendi deyimiyle prekapitalist ilikiler yayor olmas-
nn en nemli nedenlerinden birisi, devlet ve toplum arasna
giren bu arac unsurlardr. Avcolunn, onaltnc yzylda
Osmanlnn kyle birlikte baladn ve Cumhuriyetin
kurulmasndan itibaren halen etkisini devam ettirdiini belirttii
bu arac unsurlar problemini aadaki ekilde modelletirmek
mmkndr:


ekil 1- Avcolunun aklamalarna gre Trkiyedeki
devlet-toplum ilikilerinin durumu

ekilde grld gibi Shannon-Weaver modelindeki en-
formasyon kayna unsurunu burada devlet oluturur. Avcolu,
Devlet Toplum
Grlt Unsurlar
(Araclar: bey, aa,
ayan, derebeyi, eyh,
eraf)
Asl leti
Bozulmu
leti
Grlt
unsurlardan
kaynakl ileti

246
aada daha ayrntl grlecei gibi, merkezi iktidarn toplum-
la dorudan ilikisine nem vermi, merkezilemeyi Osman-
ldan balayarak Trk toplumsal yaps iindeki cemaat tr
ilikileri ortadan kaldrma ve Trkiyenin kalknma abalar
asndan birincil sraya koymutur. Devlet, merkezilemeli,
topluma yn vermeli, mesajlarn topluma dorudan aktarmal-
dr. Merkezileme, topluma ulama ve arac nfuzlarn etkileri-
ne kar kma balamnda devlet ile ayn dnceleri paylaan
aydnlar da Avcolunun dncesinde tepede (enformasyon
kayna konumunda) yer alabilirler. Byle bir dncenin man-
tksal sonucu, devletin, topluma ilerici anlamda yn vermeyi
kapsayan giriimlerine engel olan/kar kan her unsurun, ei-
timli olsun veya olmasn birer aydn deil, grlt olarak
nitelenebileceidir.
Avcoluna gre, bu enformasyon kaynaklarnn rettikleri
bir ilikinin, bir icraatn, ksaca bir iletinin toplum katmanlarna
bozulmadan aktarlmas hayati derecede nemlidir. Avcolu,
bu iletimi engelleyen balca gcn, onaltnc yzyldan sonra
Osmanlnn kyle birlikte ortaya kan beyler, aalar, a-
yanlar, tccarlar ve derebeyleri gibi araclardan olutuunu
savunur. Dolaysyla Avcolunun aklamalarna dayanarak
oluturduumuz modeldeki grlt unsuru, temelde insan
esine dayanr. Oysa matematiksel model, grlty, esas
olarak, sinyalleri zayflatan teknik bir olay grmtr.
Tpk matematiksel modelde olduu gibi, Avcolu iin de
en nemli konu, enformasyon kaynaklarndan retilen ve yay-
lan iletilerin hibir arac eye taklmadan (Shannon ve
Weaverin diliyle grlt, Avcolunun diliyle arac, bizim
Avcolu iin kurguladmz modeldeki dille grlt unsuru
engeline uramadan) toplum katmanlarna en etkili ekilde

247
ulamasdr. Bylece matematiksel iletiim modeli ile
Avcolunun grleri arasnda, iletinin dorusall ve et-
kililii balamnda bir benzerlik bulunur. Kaynaktan hedefe
ynelik en etkili mesaj aktarm, gerek matematiksel model-
de, gerekse Avcolunun anlaynda temel ama olur.
Yansra, her ikisinde de geri beslemeye yer yoktur. Avcolu,
Trkiyenin Dzeninde toplumdan devlete olan mesaj iletimi
faaliyetinin zellikleri ve nemi zerinde durmaz. Bu nedenle,
Avcolunun grlerini deerlendirmek amacyla ortaya koy-
duum, bu balkta geen devlet-toplum etkileimi/iletiimi
ibaresini, bir anlam paylam olarak iletiim deil, Shannon
ve Weaverin zerinde durduu, bir aktarm olarak iletiim
biiminde alglamak gerekir.
Enformasyon kayna ile grlt arasndaki iliki, bylece,
enformasyon kaynandan gnderilen iletinin (asl ileti) grlt
tarafndan bozulup bozulmamasna temellenir. Bu noktada orta-
ya kan soru, matematiksel modelde ve Avcolunun algla-
masnda, grlt ile hedef kitle/toplum arasndaki ilintinin ne
durumda olduudur.
Buna gre Shannon ve Weaver modelinde iletiyi sadece en-
formasyon kayna retir ve hedefe gnderir. Teknik bir konu
olarak alglanan grltnn, kaynan yaptna benzer mesaj
retme ve yayma ilevi yoktur. Grltnn asl ilevi, ileti -
retmek ve yaymak deil, kaynak tarafndan retilmi iletiyi
bozmaktr. Oysa Avcolunun analizinde szn ettii araclar,
yukarda belirtildii gibi, insanlardan meydana gelir. nsanlar-
dan oluan araclar/grlt unsurlar, siyasi otoriteden kaynak-
lanan iletileri bozmann tesinde, bizatihi toplumu etkilemek
zere kendileri iletiler retirler ve bunlar topluma yayarlar. Bu
unsurlarn toplum zerindeki nfuzlar, bu retim ve yayma

248
faaliyetinin etkinliine katk yapar. Bylece Avcolunun an-
laynn modelletirilmi biiminde grlt unsurlar, merkezi
iktidardan gelen iletileri -kesikli okta gsterildii gibi- topluma
bozulmu biimde aktaracaklardr. Ama dier yandan bu unsur-
lar, bizzat kendilerinin rettikleri iletileri de topluma yayacak-
lardr. Ksaca grlt unsurlar, hem kaynaktan gnderilen me-
sajlarn bozucusu olarak bir aktarc, hem de kendisinin ileti
rettii bir kaynak gibi ikili bir ileve sahiptir.
letiim alanndaki kuramsal birikim asndan dnld-
nde bu araclar/ grlt unsurlarn, Lazarfeldin ki Aa-
mal Ak modelinde kavramsallatrd kanaat nderleri ile
de karlatrmak mmkndr. Kanaat nderleri de tpk grlt
unsurlar gibi insanlardan oluur, tpk grlt unsurlar gibi
ileti kaynandan yaylan mesajlarn toplumun geni kesimleri-
ne iletilmesinde arac rol stlenirler. Buna karn, kanaat nder-
lerinin ilevlerini ele alan ki Aamal Ak modeli ile
Avcolunun analizi arasnda birka fark vardr. lki, iletinin
kayna konusundadr. Buna gre Batda gelitirilen iki aama-
l ve sonra ok aamal- model, iletinin kayna olarak kitle
iletiim aralarna odaklanmtr. Buna karn, yukarda grl-
d gibi, Avcolu, siyasal iktidar ve elitleri topluma iletile-
cek mesajlarn kayna olarak grmtr. Yani, iki aamal
modelde iletinin retim merkezi olarak dnlen kitle iletiim
aralarnn Avcolunun dncelerinden kardmz model-
deki karl, bizzat siyasal iktidardr.
Dier yandan Batdaki aratrmalarda, toplumla yz yze
iletiim ierisinde bulunmalar, eitimli ve bilgili olmalar ve
kitle iletiim aralarnn etkilerini snrlandrmalar dolaysyla
kanaat nderlerine olumlu rol atfedilmitir. Bu almalarda
kanaat nderleri asl olarak kitle iletiim aralarndan gelen

249
iletilerin bozulmasndaki ilevleriyle deil, yorumlanmasn-
daki ilevleriyle anlrlar. Kanaat nderleri, kitle iletiim ara-
larndan gelen iletileri topluma iletmede bir tr yorumcu ko-
numunda alglanrlar. Oysa Avcolu, Trkiyedeki arac unsur-
lara byle olumlu rol atfetmez; tam tersine, bunlar, devletin
ortadan kaldrmas gereken olumsuz unsurlar olarak grr.
Matematiksel modeldeki grlt kavram, ite tam bu noktada
Avcolunun araclara ynelik olumsuz betimlemelerine uygun
der. nk, belirtildii gibi matematiksel modele gre grl-
t, enformasyon kayna asndan etkili bir iletiimi engelleyen
olumsuz bir elemandr. Bu nedenle tpk Avcolunun dn-
cesinde olduu gibi grltnn ortadan kaldrlmas ya da en
azndan etkisinin en asgariye indirilmesi gerekir. Dolaysyla
matematiksel modelde olduu gibi, Avcolu iin de grlt,
iletiimin etkililiinin salanmas ve srdrlmesi iin ortadan
kaldrlmas gereken bir unsurdur. Ancak Avcolunun algla-
masnda grlt unsurlarnn Trkiye asndan -daha nce
ksaca deinilen ve aada daha ayrntl incelenecek olan-
daha nemli saylabilecek bir baka olumsuz etkisi daha vardr:
Grlt unsurlar/araclar, devlet ile toplum arasndaki iletiimi
engelledikleri iin Trkiyenin geri kalmasna yol aan etmenler
arasndadrlar.
Avcoluna gre zm, merkezde (enformasyon kayna-
nda) ordu ve aydnlardan oluan ilericiler koalisyonunun
yer almas, arada araclarn (grlt unsurlarnn) kaldrlmas
ve merkez ile evrenin dorudan ilikiye geebilmesidir.
Avcolunun idealindeki mesaj iletim dzenin modelletirilmi
hali yle izilebilir:


250

Aada bu konuya ynelik aklamalar, Avcolunun ge-
tirdii kantlar eliinde anlatlmaktadr.
Yneten-Ynetilen Etkileimi
Osmanl mparatorluunda kurulan baz oluumlarn en
byk sorunlarndan birisi halka dorudan ulaamamaktr. r-
nein, Namk Kemal, Ziya Paa gibi Yeni Osmanllar, mesajla-
rn toplumun geni kesimlerine ulatramamlar, sadece Tbbi-
ye, Mlkiye gibi okullarda, says giderek artan gen aydnlar
topluluuna iletebilmilerdir (1995a. 239). Oysa mesajlarn
aydnlardan halka iletilmesi, giriilen reform, devrim ve kal-
knma abalarnda hayati nem tar. Buna karn aydn-halk
iletiimi Trkiye toplumunda gelikin deildir, hatta TCnin
ideologlarndan Ziya Gkalp ve grubu halk ile aydnnn
birbirinden kopuk iki ayr kategori gibi ilediini ileri srmtr
(1995a:262). Dil, bu ayrln ortaya knda ve srmesinde
en nemli arasal ilevlerden birisini stlenir. Aydnn ve geni
toplumlarn dili, neredeyse birbirinden tamamen ayrlmtr
(1995a:262).
ki ayr kategori gibi konumlanm olan aydn ve halk bir-
birine yaklatrmak, birbiriyle btnletirmek iin neler yapl-
mtr, daha baka neler yaplabilir?
Trkiyenin Dzeninin deiik yerlerine serpitirilmi ak-
lamalardan, bu sorunun yantn drt balk altnda snflamak
olanakldr: 1) aydnn halka gitmesi, 2) dilin sadeletirilmesi, 3)
eitici kurumlarn kurularak halkn aydnlatlmas ve 4) toplum
Devlet (ileri-
ciler koalis-
on )
Toplum
leti

251
ile devlet ve aydnlar arasndaki iletiimi engelleyen grlt
unsuru araclarn merkezi iktidar tarafndan ortadan kaldrlmas.
Avcolunun yneten-ynetilen kopukluunun giderilmesi
iin aydna grevler ykleyen anlaynda, Ziya Gkalpin g-
rlerinden yararland anlalmaktadr. Avcoluna gre,
aydn-halk kopukluunu gidermek iin, tpk Gkalpin belirtti-
i gibi, aydn, halka giderek onun kltrn (hars) renecek
ve halktan ald kltrn karl olarak ona medeniyet ak-
taracaktr (1995a:262).
Kopukluu gidermenin bir dier yolu, dilde sadeleme a-
balarna girimektir (1995a:262). Avcoluna gre, giriecei
icraat ve reform programlarna kamuoyu destei arayan bir
siyasal iktidar iin dil, arasal bir merkezi konuma sahiptir.
Yneticiler topluma ulamak, iletiler yaymak iin halkn dze-
yine hitap edecek ifade yollarn gelitirmeye almaldr. As-
lnda Trkiye tarihinde bu tr abalar grlmemi deildir.
rnein, topluma ulamak iin dilin neminin farknda olan
TC, I. Dnya Sava srasnda gazetelerde tarm bilgisi stunla-
rna yer vererek halka pratik bilgiler iletmeye almtr
(1995a:265). Yine ayn yllarda, kapitlasyonlarn kaldrlmas-
n takiben, yabanc firmalarn tabelalarn yabanc dil yerine
Trke yazmalar, btn defterlerinde ve yazmalarnda Trke
kullanmalar kural getirilmitir (1995a:264). Konu, I. Dnya
Savanda yaynlanan gazetelerde kullanlan eski yaznn halk
tarafndan daha anlalabilir hale getirilmesi iin deiik yn-
temler denenmesine kadar varmtr. Tanin, bir stununu, Enver
Paann eski yaznn eitli biimlerde yazlmasn nlemek
amacyla uygulad yntemine ayrmtr (1995a:278). smet
Paa anlarnda, savata karklk yaratr dncesiyle bu harf
inklabn durdurduunu anlatr (1995a:278-279).

252
Kopukluu gidermenin nc bir yolu, yukardan eitici,
bilgilendirici, ksaca halk aydnlatc kurumsallatrmalara git-
mektir. Nitekim, I. Dnya Savandan balayarak gerekletiri-
len eitli kurumsal atlmlar bu konunun yneticiler ve yneti-
cilerle ayn ideolojik anlay paylaan aydnlar tarafndan dik-
kate alndn kantlar. Halka ulama abalar, zellikle zel
dernekler, Milli Talim ve Terbiye, Trk Ocaklar gibi yeni ku-
rulan kurumlar araclyla gerekletirilmeye allmtr. Bu
kurumlarn nclnde konferanslar ve akam dersleri dzen-
lenmi ve kylnn eitimi iin brorler karlmtr
(1995a:277). Kylnn dzeyine hitap eden iletiim aralarna
bavurulmutur. Ama bu dzeyi tutturalm diye her yayna gz
yumulmam, zellikle gerici yaynlar susturularak, laiklik y-
nnde temeller oluturulmutur (1995a:278). Bu temele gidi
dorultusunda kadnl erkekli toplantlar tevik edilmitir. Byle
ilk toplant Robert Kolejde dzenlenmitir (1995a:278). Dola-
ysyla Avcoluna gre Atatrk devrimlerinin kkeni birden-
bire domam, uzun sre gazetelerde, kitaplarda yazlm,
tartlm, milliyetilerce benimsenmi ve hatta ksmen uygu-
lama alanna konmu bir birikimin sonucu olarak ortaya k-
mtr (1995a:279).
Bu abalara karn devlet-toplum kopukluu bir trl gide-
rilememitir. Bunun temel nedeni, yzyllardr devlet ve toplum
arasnda yerlerini kalclatrm olan arac unsurlardr. Bu ne-
denle, yneten-ynetilen kopukluunu gidermede daha esasl
bir yol, aada ayrntl incelenecek olan grlt unsurlarnn
tmn ortadan kaldrmak veya en azndan toplum zerindeki
nfuzlarn azaltmaktr.


253
Devlet ve Aydnlar le Toplum Arasnda Bir Grlt
Unsuru Olarak Araclar
Avcoluna gre, Osmanlnn toplum dzeninin bozulmas
ve merkezi devletin knn bir rn olarak derebeylik,
zorba vali tipi ve ulema-asker ikilisi gibi halk zerinde
nfuz sahibi yeni iktidar odaklar ortaya karmtr (1995a:67-
8). Avcolu, Mustafa Akdaa atfen, stanbulda ulema-asker
ikilisine ve Anadoluda sekban ve sarcalara dayanan zorba-
yn valilerin devlet idaresini kendi kiisel karlarna gre
etkilemeleri biiminde ifadelendiren durum, artk kurulu dzen
gibi bir eydir (1995a:69) der. Yine ayn esere dayanarak bu
derebeylik dzeninin en az Tanzimata kadar devam ettiini
belirtir.
Avcolu, bu arac unsurlar, merkezi hkmet tarafndan
giriilen yenilikleri ve devlet-halk etkileimini engelledikleri
iin eletirir. Her eyden nce bu unsurlarn ortaya kndan
en fazla zarar halk ekmitir:
Hkm ve nfuzlarn geniletmek iin ynlar, birbirleriyle
arptklarnda, halkn ekmedii kalmam ve bir ksm
halk, yerinden yurdundan ayrlmtr. Halkn devlet merkezi-
ne yapt ikayetler bir sonu vermemi, hkmetin aresiz-
liini gren halk, yerinden yurdundan ayrlmtr (1995a:68).
Bu noktada, u sorular sormak gereklidir: Avcolunun
grne gre devlet-halk iletiimini engelleyen bu arac unsur-
lardan kurtulmak iin neler yaplm, bu abalar nasl sonu-
lanmtr? Bu konuda siyasal iktidarn gsterdii gayretler ye-
terli olmamsa baka neler yaplabilir?
Bu sorularn yantlarn Trkiyenin Dzeninde kategorik
ve sistemli olarak grmek mmkn deildir, ancak kitab dik-

254
katli bir okuma, bu konularda baz ipular verir. Buna gre
Avcolu, merkezi iktidarn zor yoluyla da olsa, arac unsurlar
ortadan kaldrmasn destekler ve merkezilemeye halk adna
olumlu rol bier. rnein, II. Mahmutun merkezilemeyi sa-
lama adna yenierilii kaldrmas ve derebeylerini kontrol alt-
na alma abalar, Avcoluna gre, olumlu gelimelerdir
(1995a:78, vurgu bana ait). kinci olarak merkezi hkmetin
ulam ve haberleme sistemindeki atlmlarn arac unsurlarn
ortadan kalkmasna yardmc olacak bir gelime olarak dnr.
rnein Tanzimattan sonra Osmanlya giren demiryolu ve
telgraf sayesinde asayi az ok salanm, kyl, arac unsurla-
rn egemenliinden bir lde kurtulmaya balamtr
(1995a:177-178, vurgu bana ait). Ulam ve haberleme, ayrca,
derebeylik gibi tamamen smr, bask ve tefecilik zerine
kurulu bir ilikiler andan, derebeylie gre bu yollara daha az
bavuran aalk gibi bir yaplanmaya dnm hzlandrm-
tr
8
(1995a:180). 19. yzyldan balayarak hkmete kar kan
derebeylerini temizleme ve daha dzenli bir idare kurma a-
balar, ulam ve haberlemede salanan kolaylklarla daha ba-
arl sonular vermeye balamtr (1995a:180). Ancak iletiim
aralar Avcolu haberleme aralar der- ve ulamn da kat-
kda bulunduu bu merkezileme abalarna ramen, devlet ile
toplum arasndaki etkileimi engelleyen araclar tamamen kay-

8
Avcolu, kyl zerindeki nfuzlar balamnda bu arac unsurlar
arasnda ayrm yapar. Her eyden nce derebeyi, aadan farkldr.
Aa, kyl zerindeki nfuzunu angarya, cizye gibi ekonomi d
faktrlere deil, ekonomik faktrlere dayandrr, topraksz veya az
toprakl kyly ortak ve yarc olarak topranda altrr, ayrca
borlandrma yntemiyle kendisine baml yapar. Derebeyi ise kyl
zerindeki nfuzunu tesis etmek iin angarya dahil ekonomi d ara-
lara bavurabilir (1995a:179).

255
bolmam, Avcolunun deyimiyle kyl, derebeylerin ve
mltezimlerin elinden kurtulamamtr. (1995a:177-178).
Avcolu, arac unsurlarn tamamen ortadan kaldrlamama-
snn nedenlerini, bu unsurlarn toplum zerinde yerlemi ve
artk neredeyse katlam egemenliklerine ve devle-
tin/aydnlarn brakm olduklar boluklar doldurmalarna
balar. Bir baka neden, arac unsurlarn yzyllardan beri mer-
kezi iktidarn boluu doldurmalar sebebiyle halkn merkezi
iktidar yerine bu odaklara daha fazla gvenmeleridir. Yneten-
lerin ve ynetenlerle ayn anlay paylaan baz aydnlarn hal-
ka ulama ynndeki eitli abalarna ramen, yzyllarn ge-
tirdii birikim ve toplumsal yapdaki arac unsurlarn rolleri, bu
giriimleri tam baarya ulatramamtr. Bunun sanclar Kur-
tulu Savanda dahi yaanmtr. Avcoluna gre, uzun ylla-
rn getirdii gvensizlik ortamnda yaam mcadelesi veren
kyller, orduya, devlete, hkmete gvenden ziyade tefeciye,
erafa ve derebeyine gvenmi, onlarn peinden gidebilmi,
szlerine inanabilmitir. Hatta ttihat gvur diye yrtlen
youn propagandalarn etkisi altnda, birok kyl, milliyeti
subay ve aydna kar dmanlk beslemitir (1995a:281, vurgu-
lar bana ait). Yakup Kadrinin Yaban bu aydn-halk kopuklu-
unu anlatr (1995a:282).
Kurtulu Sava srasnda igalci gler, aydn-halk kopuk-
luundan kendi adlarna yararlanmasn bilmilerdir. rnein,
talyanlar igal ettikleri yerlerde zellikle erafla iyi iletiim
kurma yntemlerine girimitir. Avcolu, Tayip Gkbilginin
Milli Mcadele Balarken isimli eserine dayanarak, talyanlarn
propaganda sayesinde Burdur, Isparta ve civar yerlerde dahi
havay lehlerine evirmeyi byk oranda baardklarn belir-
tir. talyanlar, zayf noktalar idari ve sosyal durumumuzu iyi

256
bilmektedir ve Halk zerinde nfuzlu olanlar birer suretle
celbetmektedirler. (1995a:287). Bu tr propagandalar halk
ile devlet arasndaki arac unsurlar zerinde etkili olabilmitir.
yle ki, Avcolunun, Erol Ulubelenin ngiliz Gizli Belgele-
rinde Trkiye balkl almasna yapt atfa gre, eraf, za-
man zaman ulusal mcadele yanllarn igalci glere ikayet
etmitir. rnein byk bir Orta Anadolu ilinin 27 kyndeki
eraf, 28 Ekim 1919 tarihinde ngiliz Yksek Komiserine
Kuvay-i Milliyeyi yle ikayet eder: Milli Kuvvetler ad
altnda bir grup, Mslman ve Hristiyanlar ldrmektedir.
Hayvanlarmz elimizden alyorlar, telgraf hatlarmz kesip
bizim sizlere haber vermemizi nlyorlar. (1995a:287). z-
mirin igali srasnda yaanan olaylarn Trklerin Yunanllara
kar giritii mukavemet yznden balad eklindeki Rum
propagandasna, zellikle erafn inanmas bir baka rnektir.
Bu tr propagandalar araclar zerinde ylesine etkili olmutur
ki, rnein Tirenin yal mfts Hac Mehmet Efendi Yunan-
llara kar koyulmamas ynnde bildiriler yaynlamtr
(1995a:297-298).
Mustafa Kemal ise eraf zerinde kaymakam, vali gibi ida-
recilerin etkisini bildiinden, Anadoluya ayak basar basmaz
telgraf banda giritii psikolojik bir savala mcadele aleyh-
tar idare adamlarnn tasfiyesine byk nem vermitir.
(1995a:299). Mustafa Kemal, Kurtulu Savan, kaymakam ve
valiler dnda, halk zerinde nfuzunu bildii airet reislerine,
erafa ve din adamlarna dayanarak yrtebilmitir (1995a:311-
312). Avcolu, aydnlarn halka dorudan ulama glklerini,
halk zerinde nfuz sahibi kimseler zerinde niin srarla dur-
duklarn, evket Sreyya Aydemirin Tek Adam yaptna daya-
narak anlatr:

257
O devrin Anadolusunda eraf, yani mahalli ileri gelenler,
halkn szcleri durumundaydlar. Geri bu szclk, hemen
her yerde bir tahakkm vastas oluyordu. Ama Osmanl
Anadolusunda aydnlar henz n planda grnecek kadar
gl deillerdir. Erafn nnde daima mahallin ulemas,
yani bata mft olmak zere sarkl hocalar, eyhler gr-
nrd. Bunlar da erafn szcleri durumundayd. Dier ay-
dnlar ister istemez eraflarla iyi geinmek durumundaydlar.
Zaten bu aydnlar, nihayet ehir ve kasaba okuryazarlarndan
ibarettir. Mustafa Kemal de, gerek ilk defa Havza ve Amas-
yada, gerekse daha sonra ve btn milli hareket boyunca di-
er ehir ve blgelerde halkn ncleri olarak elbette ki eraf-
la karlat. Mahalli aydnlar bu eraf-ulema tabakasnn i-
inde, nadir olarak nnde, halk hareketinin aktif unsurlar
oldular (1995a:314, vurgu bana ait).
Avcoluna gre, Kurtulu Savann bu arac unsurlara
dayal olarak yrtlmesi, sonraki yllarda salam temellere
dayal devrimci potansiyelin hayata geirilmesine engel ol-
mutur (1995a:504). Devlet-halk etkileiminde araya giren bu
unsurlar, Trkiyede Cumhuriyetin ilk yllarndaki pek ok dev-
rimci atlmlar nlemitir. Toprak reformu ve Ky Enstitleri
gibi hareketler tefeci tccar, aas, eyhi, kompradoru ve tutu-
cu brokrat ile, kurulu dzenin kudretli glerinin, demokrasi-
nin gerekten ileyiini engellemeleri, aznlktaki milliyeti-
devrimci kadronun lkc rpnlarn sonusuz brakmtr.
(1995a:502). Celali isyanlarndan itibaren can gvenlii endi-
esiyle dank ve uzak yerleme noktalarna ekilen kyl ise
hareketsizdir ve geleneksel dzenin egemen snflarna sn-
mtr. Kyller, kapal ve dank yerleim birimlerinde yne-
ticilerin eylemlerine kar pasif ve gvensizdirler. Bu ne-
denle yneticiler, geleneksel dzenin egemen snflarna daya-

258
narak halka ulamaya ve devrimleri gerekletirmeye almtr
(1995a:505). Ancak erafa dayanlarak gerekletirilen devrim-
ler sadece st-yap devrimleri olarak kalmaya mahkumdur ki,
Gen Cumhuriyetteki gelimeler buna iaret eder. Ortaadan
kalma eraf demirperdesi krlarak kyl kitlesine ulalama-
mtr. Bunun da balca nedeni, bugn arlklarn gittike
hissettirmeye alan ii ve kyl kitlesinin, o gnlerde
tarihsel artlar yznden- hareketsiz ve tepkisiz oluudur. Tutu-
cu eraf destei ile devrimcilik olumsuz sonu yaratmtr
(1995a:507).
Avcoluna gre ok partili rejim, devlet ile toplum arasn-
da arac olan eyh, aa, bey ve tefeci tccarlarn ykselileriyle
sonulanmtr. Bunlar sadece DP iinde deil, CHP iinde de
sivrilmilerdir. Hatta onlarn bu gleri, rnein Hasan Ali Y-
celin Ulusta yaz yazmasn yasaklatacak boyuta kadar var-
mtr (1995b:523).
Avcolu, arac glerin her iki partide glerini artrmala-
rnn nedenleri konusunda, o tarihlerde Dou Anadolu zerine
almaya yeni balam olan smail Beikiye atf yapar ve
onun grlerini benimser:
Atatrk niversitesinde Dou blgesinin toplumsal yaps ile
ilgili aratrmalar yapan gen bir bilim adamnn [smail Be-
ikinin] szleriyle, 1945 tarihinde, yani ok partili siyasal
rejime geile birlikte, aalar ve eyhler iki yandan birden
kuvvet almlardr. Birincisi, oy meknizmasnn kitlelere ve-
rilmesiyle birlikte halkn deer kazanmas, aa ve eyhin halk
zerindeki geni nfuzlarn kullanarak siyasi partiler iin rey
kayna haline gelmeleri, dolaysyla siyasi iktidar iin ky-
metli bir kii olmaya balamalar, ikincisi de siyasal iktidarn
ltuflarna da mahzar olmaya balayan aa ve eyhlerin halk

259
nnde bsbtn kudretli kiiler haline gelmeleri. (Avcolu,
1995b:529).
Ancak Avcolu, ok partili rejimin devlet-toplum etkilei-
mine katklar da yaptna inanr. Ona gre ok partili hayatn
genel oy ve partiler aras rekabet ilkesi, iktidarn ii ve kyl-
lere kar daha poplist politikalar izlemesine yol amtr.
Avcolunun deyiiyle, jandarma basks azalm, idare adam-
lar ve fabrika mdrleri ii ve kylye daha yumuak dav-
ranmak zorunda kalmtr. Politikaclar, kyleri ziyaret eder
olmulardr. i ve kylye baz tavizler verme yoluna gidil-
mitir. Kitle bu sayede, vatanda olma duygusunu az ok
duyabilmitir. Bu anlamda ok partili hayat, ileri bir hareket
olarak gzkr; ancak prekapitalist dzenin kalntlarn tayan
bir toplumsal yapda genel oy, bey, aa, eyh (1995b:531) tefe-
ci, tccar gibi egemen snflar tasfiye edecek yerde, onlar g-
lendirmitir (1995b:532).
Avcolu, Trkiyenin Dzeninin ilk cildinde, daha nce
belirtildii gibi, araclardan kurtulmak iin Trk tarihinde mer-
kezileme ve ulam/haberleme alanndaki gelimeleri tespit
eder. Yaptnn ikinci cildinde merkezilemenin hayata geiril-
mesinin altn tekrar izer. Halk ile devlet arasndaki iletiimi
engelleyen arac unsurlar ortadan kaldrmann yolu olarak, ordu
ve aydnlardan oluan ve kendisinin zinde gler veya milli-
yeti-devrimci olarak niteledii kesimlerin iktidar olmasn
gerekli grr. Bunlar, toprak reformu gibi radikal veya halkn
karlarn halka retecek yollar seferber etmek gibi grece
daha evrimci yntemlerle arac unsurlar ortadan kaldracaktr.
Ancak Avcolu, eitim ve retime, yapsal deiiklikler kadar
belirleyici rol bimez; siyasal iktidarn, ncelikle, halkn eitim
ve retimi bir ihtiya olarak hissetmesine olanak verecek alt

260
yapsal koullar hazrlamasnn gerekliliini savunur
(1995b:678 vd.; 1003). Buna karn, Ynde, 1962de yaymla-
nan bir makalesinde halk ile devlet arasna giren araclar nasl
ortadan kaldrlabilir sorusunu yle yantlar: Anayasann
tand haklardan faydalanarak tekilatlanmakla ve halk efkr-
n aydnlatmakla. Ona gre bu unsurlarn gleri, oyunlarn
kapal ve rejim iinde gizlilikle yrtebilmelerinden kaynak-
lanmaktadr. Onlarn bu oyunlar kamuoyuna duyurulduunda,
glerinin byk bir ksmn kaybedeceklerdir (Aktaran zde-
mir, t.y.:81).
Grld gibi Avcolunun bu konudaki izgisi Trki-
yenin Dzeninde daha radikal bir nitelie gemitir. Aslnda
bu, son noktada da deildir. Trkiyenin Dzeninin baslmas-
nn ardndan 1969da balad ikinci dergicilik deneyimi olan
Devrim, yazarn giderek radikalleen izgisinin son halkasn
oluturur. Avcolu, Devrim ile birlikte izgisini Trkiyenin
Dzeninin tesine tamtr (zdemir, t.y.:37).
Kyde ktidar ve letiim
Avcolu, Trkiyede yaplan eitli monografilerden yarar-
lanarak, Trk kylerindeki iktidar ve iletiim yapsnn o gnk
durumunu, grlt unsurlarnn kaybolmayan ilevleriyle
birlikte ele alr. Mbeccel Krayn teksir halinde baslm bir
saha aratrmas bu monografiler arasndadr.
9
Avcolu, K-
rayn bu almasna, kendi yorumlarn da katarak Trkiye
kylerindeki iktidar ve haberleme ilikisini, Trkiyenin geri
kalmlk sorunu ve gelimesi erevesinde ele alr.

9
lk olarak 1971 ylnda baslan bu monografi, Mbeccel Krayn
Toplumbilimi Yazlar (1982) eserinde yaymlanmtr.

261
Buna gre kapal bir ky yapsnda airet reisi, imam ve on-
larn birinci dereceden akrabalar kyl zerinde en fazla otori-
teye sahiptir. rnein, ukurovann Orulu kynde airet
reisinin muhtar olan gen olu, ky ilerinde sz fazla ge-
memesine karn, kyn d dnya ile balantsnda ne kar.
Avcolunun belirttiine gre muhtar, kyn gelime aama-
snda iledeki yetkililerle temas kurmak yollarn bildii iin
kyl zerinde nfuz kurmada nemli bir avantaja sahiptir
(1995b:634). letiim, bylece, nfuz sahibi olmann bir arac
olarak nemli ilev grr. Ama iletiim, ayn zamanda kydeki
nfuzlu kimselerin etkilerini azaltmaktadr. yle ki kasabada
i grmesini, kredi istemesini, tarm memuru ile temas kurma-
sn ve hatta elenmesini bilen gen nesil, eski liderlerin otorite-
sinden kurtulmaktadr. Bylece eski liderler, kyllerin dary-
la iletiim kurma Avcolu, balant ve temas kurma ifa-
delerini kullanr- tekellerini yitirirler. Gelgelelim bu tip kyler-
de nemli yapsal deiiklikler olmad iin, kyller zerinde
etkili olabilecek yeni kiiler henz ortaya kmamtr
(1995b:634-635).
kinci tip ky gei halinde olan Karacarendir. Oru-
luda olduu gibi airet reisi burada da kyllerin yaamlar ve
ilikileri zerine egemendir (1995b:636). ehre yerleen yeni
zenginlemi bir kyl, kyllere kredi verme, kyde ortakl-
a girme, igcn kiralama ve kyn dar ile temasn, dene-
timini elinde bulundurma gibi yollarla, kydeki eski iktidar
sahiplerinin kyller zerindeki nfuzlarn krmaya balamtr
(1995b:637). Ancak kydeki eski nfuz sahiplerinin kyller
zerindeki egemenlikleri tamamen kaybolmamtr. Kyller
zerinde nfuz kurmak balamnda eski ve yeni iktidar sahipleri
arasnda bir kartlk ilikisi yaanmaktadr (1995b:637).

262
nc ky tipi, pazar iin retim yapan Yunusolu ve Sa-
kz kyleri rneinde aklanr. Buralarda makineli tarm ba-
lamtr, toprak sahibi ve ii arasndaki snrlar belirginlemi-
tir. Kylerdeki iiler zerinde byk toprak sahipleri egemen-
dir (1995b:639). ou toprak sahibinin iilerle dorudan do-
ruya temas yoktur. Bu ilevi, toprak sahiplerini temsilen arac-
lar yerine getirirler (1995b:639). cretli igcnn gelimesi,
iileri arazi sahipleriyle temasa geiren yeni bir mevkinin,
eli ad verilen araclarn olumasn salamtr. Eliler ky-
llere i temin eder, szl hizmet mukaveleleri yapar ve bun-
lara uyulmasn izler. Bu araclar, arazi sahiplerinden daha ok
kyllerle iliki iindedirler (1995b:640). Bu tip kylerdeki
byk arazi sahipleri, 1960a kadar kyllerin btn yaamlar-
na mdahale edebilirlerken, 1960 sonrasnda zel hayatlarna
daha az karmaya balamlardr (1995b:639). Ancak kyller,
byk arazi sahiplerinin kendi yaamlarna mdahale edilmesine
kar rgtlenmi bir ky ii direnme sergileyebilmektedirler.
Bu direniin liderleri arasnda retmen bata gelir. retmen,
kylleri, ky ileri konusunda bilgilendirir, onlara rgtlenme
konularnda yardmc olur (1995b:640).
Trkiyenin dousunda yer alan kylerdeki iktidar ve bu-
nunla balantl iletiim biimi, batsnda yer alan kylerdeki
iktidar ve iletiim biiminden farkldr. Dou ve Gneydou
Anadoludaki kylerde beyler ve aalar, kyly epeevre
kuatmlardr. Kylnn gndelik iletiimini Avcolu, ha-
berleme der- yrtebilecei iletiim meknlar dahi onlarn
elindedir. Dier yandan, iletiimin daha zgr yeerebilecei,
rnein kahvehanenin dahi ortaya kabilmesine olanak verecek
bir toplumsal yap, Trkiyenin dousunda mevcut deildir:

263
[Doudaki] Kylerde kahve yoktur, yalnz aann odas
vardr. Kyl burada toplanmaktadr. Byk airetler ehir-
lerde oteller yapmlardr, airet mensubu kyl, ehre inince
bu otellerde kalmak zorundadr. () ehirde avukat, parti
bakan ve milletvekili, bey, aa ve eyh ailelerinden kiiler-
dir. () Bunlar devlet memurlar ve kyl arasnda bir de-
mirperde kurmulardr. Yksek memurlar onlarn politik
basks altndadr (1995b:661).
Avcolu, Samet Aaolunun Dou lleri balkl Son
Havadiste yaymlanm 19 Ekim 1967 tarihli bir yazsna atfen,
aalarn, beylerin ve dier araclarn halk zerindeki nfuzunun,
devletin ilevlerini tam yapamamasndan kaynaklandn belir-
tir. Bu boluu araclar doldurmaktadr. Avcolunun ayn
yazdan alntlad, Douda genel valilik ve komutanlk yap-
m Abdullah Paann szleri, bu gerei arpc biimde zet-
lemektedir:
Bir hakikati bir trl kavrayamadk. Bir adam iki efendiye
birden hizmet edemez. Ya devlet, ya eyh ve beyler! Devlet,
eyh ve beylerin bu halka yapt hizmetleri ayn surette, ayn
kolaylkla yerine getirmezse, elbette eyhine ve beyine bal
kalr. eyh ve bey mahallindeki hakszlklar ve meseleleri
kendi geleneklerine, inanlarna gre hemen hallediyor. Bize
gelince, bir nfus kad karmak iin adamlar on gn da-
lardan, talardan yaya yrterek ehre getiriyoruz. eyh bir
koyun hrszn kendi llerine gre hemen cezalandryor.
Biz ayn hrsz, koyunu alnan adam, ahitleri gnlerce y-
rterek ehre indirip aylarca srndryoruz. Bu halk, u art-
lar iinde elbette eyhine ve beyine bal kalr ve kalacaktr
(1995b:684).
Avcoluna gre, Cumhuriyetten beri eyh ve beylerin
devlet iindeki konumlar hayli azalmasna ramen, yine de

264
kyllerin hkmet kapsndaki ilerinin zmlenmesindeki
ilevleri srmektedir (1995a:684). Douda eyhler, aalar halk
zerinde halen etkilidir. Bu etkililii kurmada ve yaymada med-
reselerin de rolleri bulunmaktadr. Doudaki eyhlerin halen
birok medresesi vardr (1995b:1167).
Avcolu, Dou Anadoludaki dzeni anlatrken, Yiit
Glkszn bir seminerdeki ifadesine atfen komnikasyon
terimini kullanr. Buna gre Douda iki ey aann denetimi
altndadr: makineli tarm ve komnikasyon kontrol. Kyl-
lerin dier toplum kesimleriyle ve devletle olan ilikileri bu snf
tarafndan denetlenir. Bu sistem, topluluun, aalarn ve eyhle-
rin denetiminden kopmalarn engellemektedir (1995b:1163).
Dolaysyla Avcolu, iletiime bir sistemin varln srdrme-
sine yardmc olacak kadar gl bir maddi ilev yklemektedir.
Lks Tketim ve rrasyonel Yatrmlar
Avcoluna gre Trkiyenin geri kalmasnn nedenlerinin
nc ayan, Trkiyedeki birikimin yksek snflarn gste-
rii ve verimsiz tketimlerine gitmesi ve bu tr bir tketim
alkanlnn medyayla toplumun geni kesimlerine yaygnla-
trlmas yatar. Trkiyenin hali hazrda gelimemi bir lke
konumunu srdryor olmasnn nedeni, sermaye yetersizliin-
den kaynaklanmaz. Tersine, ok partili rejim sonras yeterli ve
hzl bir kapitalist birikim grlmeye balamtr. Asl sorun, bu
birikimi retken yatrma dntrememedir. Yksek snflar,
sahip olduklar sermaye birikimlerini rasyonel bir planlamann
dnda ve genellikle kendi statlerini birbirlerine ve geni top-
lum kesimlerine gstermek amacyla harcamaktadrlar. Bu tr
harcamalar, Trkiye gibi gelimeye alan bir lke iin lks
tketim anlamna gelmektedir. Ama Avcolu, aada grle-

265
cei zere, televizyon gibi bir medyann bizzat kendisini de,
Trkiye gibi gelimekte olan bir lke iin lks tketim sayar.
Lks Tketimin Aynas ve Yaygnlatrcs Olarak Medya
Avcolu, Trkiyedeki toplumsal kesimlerin gsterii t-
ketim alkanlklarn analiz edebilmek iin basndan yararla-
nr. Basndaki haber ve yorumlar, iadamlarnn ve dier zengin
kesimlerin ulusal gelirden aldklar payn ounu, verimsiz yat-
rmlara ve yurt iinde ve dndaki lks tketime harcadklarn
gstermektedir:
Trkiyede, hayatnn byk ksmn yurt dnda geiren,
ikematgah Avrupa ehirleri olan birok iadam tremitir.
Ayrca, gazetelerin sosyete stunlarna bir gz atmak dahi,
yksek gelirli ailelerin Trk Parasn Koruma Mevzuatn hi-
e sayarak yln 3-5 ayn yurt dnda, Avrupa burjuvazisi ile
yarr bir tempoda geirdiklerini ve Paris modaevlerinin en
son kreasyonlaryla Trkiyeye dndklerini gstermeye
yeterlidir. svire emlak firmalar, Trk gazetelerine villa sat
ilanlar vermeye balamlardr. Bu ilanlar, Trk zenginlerinin
d lkelerdeki villa taleplerinin nemli bir dzeye ulatnn
belirtisidir (1995b:991).
Bylece Avcolu, medyann magazin stunlarn, yksek
snflarn lks yaantlarn yanstacak bir ayna gibi kullanr.
Ama Avcolunun aklamalarndan, Trkiyede medyann
ilevinin, sadece var olan yanstmak olmad anlalr. Med-
yann bizatihi kendisi, ayn zamanda gsterii tketimin sem-
bollerinden biridir. Avcolunun deyimiyle, Trkiyenin burju-
vazisi Batnn burjuvazisi ile tketim yarna girmitir. Pahal
eyalara ve kklere, villalara ve apartmanlara byk kaynak
ayrlmaktadr. Yzme havuzlu, sinema salonlu, Avrupa de-
meli milyonluk 50 bin villa, sfr verimli 50 milyar lira yatrm

266
demektir. (1995b:994). Ayn ekilde televizyon alclarna
ynelik talep srekli artmaktadr (1995b:834).
Trkiye gibi gelimekte olan bir lkede sinema salonlu ev-
lere veya televizyon alclarna ynelik talep, toplumsal bir ihti-
yatan m kaynaklanmaktadr; yoksa bunlar belirli kesimlerin
stat sembol mdrler? Avcolunun yant ikincisidir. Tele-
vizyon acllar ve sinema salonlu evlere ynelik harcama bii-
mi, yksek gelir gruplarnn statleri gerei yaptklar israfl
harcama olarak nitelenebilir (1995b:994). Ama medya, sadece
yksek gelir gruplarnn statlerinin sembolleri olarak ilevsel-
letirilmez; Avcoluna gre medya, ayn zamanda, o
gsteriin temsiline ve yaylmasna etki eder: Gazetelerin sos-
yete stunlarn dolduran yzbinlik partiler, milyonluk nian ve
dnler, pahal dnya gezileri, Dior elbiseler, yksek gelir
gruplarnn israf grntleri arasnda yer alr (1995b:994-5).
Avcolu, eserinin birka yerinde televizyon alclarn Tr-
kiye gibi bir lke iin lks tketim mal olarak grr, bu neden-
le televizyona ynelik talebin artmasn olumlu deerlendirmez,
snrlandrlmasn ima eder (1995b:834). Trkiyede hazrlanan
bir Kalknma Plannda lks ve israf ynelimli harcamalar-
dan yaknlm; ancak konu televizyon, otomobil gibi lks
tketim rnlerine geldiinde bu aralarn Trkiyeye girileri-
ne izin verilmitir. Avcoluna gre, bu eliki deerlendirildi-
inde, plandaki ikayetler botur (1995b:996).
Avcolunun televizyon alclarnn Trkiyeye giriine
kar olmas, bu aracn sadece bir stat sembol gibi kullanl-
mak istenilmesinden deildir. Televizyon, ayn zamanda gazete-
lerin sosyete stunlarn ssleyen gsterii tketim
alkanlarnn toplum katmanlar arasna nfuz etmesine, yay-

267
gnlamasna katk salayacaktr. Bylece televizyon, verimsiz,
retimsiz bir st snfn yaamn toplumun her kesimine ulat-
ran bir ara konumuna gelecektir. Nitekim televizyon alclar-
nn Trkiyeye giriinden sonra yksek gelir gruplarnn Batl
zenginleri taklit eden yaants orta gelir gruplarna doru ya-
ylmaya balamtr (1995b:997). Kamu ve zel kesimdeki c-
retli alanlar, orta ve ortann stndeki serbest meslek sahiple-
ri, Anadoluda kk sanat ve ticaretle uraanlar, orta iftiler,
pahal otomobillere ve dayankl lks tketim mallarna kar
artan bir talep gsterebilmektedirler. Bu gelimede iletiim a-
ralarnn rol vardr. Avcolu, Kalknma Plan raporundan
konuyla ilgili u alnty yapar:
ehirlerde, say ve eit bakmndan oalan ve hz artan
modern haberleme aralaryla d alemle sklaan ve yaknla-
an ilikilerin sonucu yeni tketim kalplar benimsenmekte
ve buna bal olarak refah kavram ve seviyesi iin eriilen
kiinin ok stnde bir istek domaktadr. Trk toplumu, gn
getike daha ok ve daha yukar nitelikteki unsurlar kendi-
sinin tabii ihtiyac olarak grmektedir. (1995b:997).
Ancak Avcolu, sinema gibi bir medyann Trkiye gibi ge-
limekte olan bir lkenin kalknmas asndan olumlu rol stle-
nebileceini eserinin ikinci cildinde vurgular. Avcolunun
izdii kalknma tablosuna gre, kylerde kk iletme yap-
syla kalknmaya gitmek zordur. Ufak iletme bireyci, dar ve
tutucu bir psikolojik yapya sahiptir. Din smrclne ve
her trl gerici eilimlere aktr. Bu nedenle kk iletme
yaps yerine, modern atlmlar gerekletirecek byk iletme
yapsna gitmek gerekir. Byk iletme, Avcolunun deyimiy-
le kylnn zihn yapsn modernletirmek asndan gerek-
lidir. Bu modernletirme abasnda sinemann, elektriin, ma-

268
azann katks olacaktr (1995b:112). Dolaysyla Avcolu,
medyann belirli koullarda da olsa kalknma abalarna yar-
dmc olabilecei ihtimalini gz ard etmez. Telekomnikas-
yon endstrisi sektrn, belirli sektrlerin nnde grr. G-
naydnda 10 Aralk 1974te yaymlanan Erturul Soysaln u
yorumunu aynen alntlar: [A]znln kiisel lks giyim, ss
ve tuvalet malzemesi ve mobilyalar, eitli tip ve markada oto-
mobiller, acaba tarm gbresi, traktr ve motor, elik retimi,
telekomnikasyon gibi endstrilerin nnde mi gelmektedir.[?]
(1995b:835).
Byk irketlerin Halkla likiler ve Reklmclk
Faaliyetleri
Avcolunun eserinden drt yl sonra baslan Herbert
Schillerin Zihin Ynlendirenler balkl yaptnda belirttii
ayrmdan gidilecek olunursa, halkla ilikiler ile reklmclk
birbirinden farkldr. Halkla ilikilerde ama, irketin bizzat
kendisini satmasyken; reklmclkta ama, irketin rnlerini
satmasdr. Schiller, ayn eserinde bu iki faaliyete ynelik ar
eletiriler getirir, her ikisinin de amacn u cmleyle zetler:
[]inde bulunduu toplum iin faydal, krl, verimli oldukla-
rna insanlar inandrmaktr. (Schiller, 2005:205).
Avcolu, Schillerin asl olarak Amerika balamnda ele-
tirdii bu iki faaliyeti Trkiye koullarnda eletirir; bunlar,
aada grlecei gibi, Trkiye iin verimsiz ve irrasyonel
etkinlikler olarak grr. Ancak, vurgulamak gerekir ki,
Avcolu almasnda reklmclk zerinde zellikle durmasna
ve bu szc analizinde kullanmasna karn, halkla ilikileri
ayrntl ele almad gibi, bu szc de kullanmaz. Buna ra-
men, halkla ilikiler faaliyetleri ierisine giren baz olgular,

269
reklmclktan ayrr ve bunlar verimsizlik ve lks tketim
balamnda eletirir. rnein Avcoluna gre Trkiyede
bugn devlet ve Amerikan destei ve yntemleri sayesinde
oluan ve byk kazanlar elde eden sanayici etiketli bir ka-
pitalist snf, kendisini ve grlerini yaymak iin seminerler ve
konferanslar gibi etkinlikler dzenlemektedir. Bu snf, burslar
veren baz kurulularla da ortaklaa almalara girimektedir
(1995b:821).
Avcolu, kitabnn ikinci cildinde dnyada ve asl olarak da
Trkiyedeki zel irketlerin reklmclk faaliyetlerini ele alr.
Buna gre yirminci yzylda reklmclk, reklm firmalarnn,
ilerinde psikolog, sosyolog, psikiyatrist gibi bilim insanlarn
tketicilerin bilinaltn etkileme[k] zere altrdklar bir
sektr olmutur (1995b:980). Oscar Langein Economie
Politique balkl eserinden naklettiine gre, ikagoda bir
reklm ajans belli gda maddelerinin satn alnmasn salaya-
cak en etkili ikna yntemini bulmak umuduyla, ev kadnlarnn
adet devresini ve bunun psikolojik sonularn bile incelemi-
tir (1995b:960). Avcoluna gre, bu ekilde bir etkileme faali-
yeti ierisinde altrlan bilim insanlarnn ve ihtiyalarn
stnde bir satclar ordusunun verimli saylmasna olanak
yoktur (1995b:960). Oysa en iyi beyinler, [bu gibi] verimli
olmayan alanlarda harcanmaktadr. (1995b:930-931). Verimli
olmayan bu tip insan gc, toplumun ekonomik fazlasnn bir
ksmn yutmakta, fakat gerekli (essential) retime dorudan
doruya bir katkda bulunmamaktadrlar. (1995b:931). Bilim
insanlar, aydnlar ve sanatlar bu gibi retken olmayan faaliyet-
lerle uramak/uratrlmak yerine retimin artmas ve toplu-
mun gelimesi iin almal/altrlmaldrlar (1995b:981-2).

270
Avcolu, Trkiyedeki reklmclk alanlarndaki gelimele-
rin son yllarda Batdaki gelimelere benzer bir yrngeye
girdiini tespit eder. Gerek reklmclk alannda faaliyet gste-
ren firma saylar, gerekse kitle iletiim aralarna verilen rek-
lmlar artmtr. 1962 ylna kadar snrl sayda firma milyo-
nun stnde basn reklm kampanyas dzenlerken, gnmz-
de says yz geen firma byk boyutlu ve maliyetli reklm
faaliyetine girmekte, bu yolda basn denetim altna almaya
gayret etmektedir (1995b:821). Avcolunun deyimiyle, rne-
in, ok az personel altran ve bir otobs 400-500 bin liraya
satan montaj sanayii, gazeteleri ve radyolar milyonlarca lira-
lk reklmla doldurmaktadr (1995b:827). nk sanayiciler
reklm faaliyetlerini, gelecekteki krlarn azamiye karmalar-
nn n art gibi grmeye balamlardr. Reklmn maliyete
yansyaca bilinmesine ramen, gelecekteki krlarn dnen
sanayiciler, bugnn sat skntsn ok fazla gz nne al-
mamaktadrlar (1995b:871). Sanayiciler, fiyat rekabeti yerine
bol reklma bavurmaktadrlar (1995b:872).
Sadece sanayiciler deil bankalar da ayn yola gitmektedir.
OECDnin 1967 yl Raporunda Trkiyede bankalar arasnda-
ki rekabetin yeni ubeler amak ve bol reklm yapmakla srd-
rld yazldr (Avcolu, 1995b:872).
Avcoluna gre reklmclk, ekonomik adan verimsiz
bir faaliyettir. Buna karn reklmclk faaliyetleri srekli art-
maktadr. 1970 balarnda 150den fazla firma, reklmclk
sektrnde almaktayd. Bu alanda, Basn ln Kurumu kana-
lyla yrtlen devlet giriimleri dnda, zel reklm hizmeti
yapan byk kurulular ortaya kmtr. lanclk Reklm ir-
ketinin 1969daki cirosu 28 milyon, Yeni Ajansn 22 milyon,
Reklmclk ve Manajansn ise 14er milyon liradr. 1968 y-

271
lnda zel reklm gelirleri 245 milyon liradr. Hrriyetin zel
reklmlar 1968 ylnda 40 milyon lira iken, 1969da 55 milyon
liraya kmtr. Vita ve Sana reticisi Unilever, tek bana 10
milyon lirann stnde reklm harcamas yapmtr (1995b:873).
Avcolu, reklmcln retken olmayan bir hizmet sektr
olmas dolaysyla yaygnlamasna eletiriler getirir. Reklmc-
lk ve yksek snflarn elencelerini lks tketim olarak niteler.
Yazara gre bu tr verimsiz alanlar milli geliri grnte artrr;
ancak gece kulplerinde, lks elence yerlerinde yksek snfla-
rn yaptklar harcamalar ve reklmclara denen yksek cret-
ler gerekte milli geliri azaltr (1005b:964).
Sonuta, Avcoluna gre reklmclk ve elence sektrleri
Trkiyenin kalknmasna engeldir. Avcolu, birok iktisat-
nn Trkiyenin kalknamamasn sermaye yetersizliine bala-
dn, oysa gnmzde koullarn artk deitiini Trkiyede
yeterli sermaye birikimi olduunu, asl nedenin mevcut fazlann
verimli yatrmlara gitmemesinden kaynaklandn yazar
(1995b:972-973). Trkiye gibi az gelimi lkelerde maddi
birikim, verimli yatrmlar yerine ar lks yaantnn sem-
bollerine harcanr. Lks tketimle sefalet yan yana bulunur
(1995:976). Bu lkeler kalknmak istiyorlarsa, mutlaka lks
tketime akan gideri verimli alanlara kanalize etmenin yntem-
lerini bulmaldrlar. Avcolu, lks tketime ve verimsiz alanla-
ra akan birikimleri verimli alanlara aktarmann yntemini yle
aklar: Memleketin siyasi-ekonomik sistemine gre, oranlar
ve rolleri deimek zere, ikna ve tevik ve nihayet zorlama
yollar ile varlkl zmreler, gelirlerinin nemli bir ksmn yat-
rmlara yneltmeye itilebilirler. (1995b:977).


272
Sonu
Avcolunun Trkiyenin geri kalmlnn nedenlerine ve
zmne dair ortaya koyduu grler, byk oranda iletii-
min inceleme alanna girmektedir. Ulam yollarndan arac
unsurlara, reklmclk gibi irrasyonel faaliyetlere kadar,
Avcolunun vurgulad hususlar, Trkiyenin geri kalml-
nda iletiimin yerini anlamaya katk yapar.
Avcolunun ulam sisteminin maddi sonulara yol at-
na ilikin aklamalarn, dsal ve isel boyut asndan ayr-
mak gereklidir. Dsal balamda ele alndnda Avcolu, ula-
m sisteminde Bat lehine olan dnmn Osmanlnn k-
nn niteliksel belirleyicisi olduuna inanr. Ancak, ulam
sisteminin dnm kendiliinden olmaz, ihtiyalar ve somut
maddi koullar byle bir deiime neden olur. Bat asndan
ulam yollarnn deiimini zorunlu klan ihtiya, ak denizle-
re almaya uygun corafi konuma sahip olmann da getirdii
avantajla, Batnn ticaret yollarna sahip olan Douya baml
olmaktan kurtulmak istemesidir. Bat, Doudaki ticaret yollar-
nn egemenliini, yeni ticaret yollar arayyla krmak istemi-
tir. Byle bir aray, ulam yollarnn dnm biiminde
meyvesini vermi, ak denizler sayesinde ticaret yollar Bat
lehine deimitir. Bat lehine balayan ticaret ve onun sonu-
cunda oluan birikim ise, Osmanlnn knn niteliksel
anlamda belirleyicisi olurken, Batnn da niteliksel anlamda
gelimesinin asl itici kuvveti olmutur.
Tarihsel balamda dsal adan ulam sistemine byle ha-
yat bir rol veren Avcolu, kylerde yaplan eitli monografi-
lerden yola karak gnmze geldiinde ise, ayn merkezi rol
i ulam yollarna ilikin vermez. Dou Anadoluya ilikin

273
aklamalarnda bile ulam ve haberleme- sisteminin geli-
memiliinin bu blgedeki prekapitalist ilikilerin halen yaan-
yor olmasnda bir pay olduunu belirtir, tm nedeni ulam
ve haberleme sistemine balamaz. Ulam ve haberleme sis-
temi, bu blgenin geri kalmlnn grngsdr ve ksmen
nedenidir. Dou Anadolu dndaki ky monografilerinden ya-
rarland aklamalarnda da Avcolu, kylerdeki ulam ve
haberleme sisteminin snrllnn kylerin geliiminde nite-
liksel deil, sadece geliimin hz bakmndan etki yaptn
belirtir.
Avcolunun Trkiyenin geri kalmas ve kalknamama-
sndaki sorunu dsal ve isel boyutta grd anlalr. Ancak
asl balatc g dsal olmutur, isel boyut bunun tarihsel
sre iindeki yansmalardr. Dsal nedenler yukarda belirtil-
dii gibi ulam yollarnn deimesiyle balayan, smrgecilik-
le sren ve sanayi devrimiyle pekien, Bat lehine birikim ve
ayn nedenle Dounun k biiminde zetlenebilir. sel
nedenler ikiye ayrlabilir. lki, devlet-toplum arasndaki iletiimi
engelleyen ve toplum zerinde nfuz sahibi olan arac veya bu
makalede Shannon ve Weaverin matematiksel iletiim mode-
linden esinlenerek grlt unsurlar adn verdiim toplum
kesimleridir. Avcolu, bazen bunlara, tutucular koalisyonu
der. Gelime iin bu arac glerin mutlaka kaldrlmalar ge-
rektiinin altn izer. Avcoluna gre, araclar ortadan kal-
drmada, gerek ulamn (fiziksel iletiimin) gerekse haber-
lemenin (kitle iletiimi, szl ve yazl iletiim gibi iletiim
trleri) belirli oranda etkisi olabilir. rnein, Tanzimat sonras
merkezileme srecinde telgraf ve demiryolu, arac glerin
toplum zerindeki nfuzlarnn azalmasnda etkili olmu tekno-
lojilerdir. Cumhuriyet dneminde Trk kylerinde yaplan sos-

274
yolojik aratrmalarn kantlad zere, kylerin ulam yollar
araclyla darya balanmas buralardaki yerel glerin ky-
ller zerindeki nfuzlarn azaltmaktadr. Dier yandan Trki-
yenin dousundaki araclar, sahipleri olduklar ky odalar gibi
iletiim meknlar araclyla kyller zerindeki iletiimsel
denetimi byk oranda salarlarken, ayn denetimi kahvehane
gibi ticari ve grece zerk meknlarda temin edememektedirler.
Kahvehaneler, aalarn ve beylerin bu denetimlerini krmada
etkin ilevler grmektedirler. Kudret Emirolunun da belirttii
gibi (2000:193) Avcolu, Kahvehanenin varln toplumsal
gelimiliin lt olarak kullanan, ky, aalk, airet bala-
mnda deerlendiren birka yazardan birisidir.
10

Trkiyenin geri kalmasndaki ve geliememesindeki ikinci
isel neden, bu tutucular koalisyonunun bir paras olarak da
nitelendirilebilecek olan yksek gelirli ve lks tketime merakl
snflarn verimsiz ve rasyonel olmayan harcamalardr. Belirti-
len bu noktada Avcolu ile lgenerin ayn izgiyi paylat
grlr. lgener de, tpk Avcolu gibi, Bat ile Dou arasn-
daki asl ayrm, retici enerjiyi rasyonel bir ekilde deerlendi-
ren Batya karlk, ayn enerjiyi verimsiz, savruk bir ekilde ve
gsteri amal harcayan Dou olarak koyar. Avcolu, bu ba-
lamda reklmclk ve halkla ilikiler gibi faaliyetleri Trkiye
iin irrasyonel grr. Batda kapitalizmin varln srdrmesi-
nin neredeyse rasyonel bir koulu haline gelmi olan reklmc-
lk ve halkla ilikiler, bylece, Avcolunun alglamasnda

10
Kahvehane-ky odas ayrm ve kylerdeki iletiim meknlarnn
toplumsal gelimilikle ilintilerini gstermek asndan kapsaml bir
alma iin bkz. ztrk, 2006.

275
Trkiye iin verimsiz, tketimi tevik eden, gelime ve kalkn-
may engelleyen irrasyonel faaliyetler olarak yerlerini alr.
Avcolu, Trkiyenin kalknmas iin siyasiler tarafndan
medyann verimli ve yararl kullanlmas faaliyetlerine birincil
rol vermez, nk ilericiler koalisyonu adn verdii devrimci
yaplanmann toplumun geri kalm nesnel koullarn deitir-
medike, toplumu eitme ve bilgilendirme etkinliklerinin ok
etkin olacana inanmaz. kisinin bulumas gerekmektedir.
ncelik sralamasna bakldnda televizyon gibi pahal bir
teknolojinin girmesi yerine, daha retken yatrmlara yer veril-
melidir. Buna karn, geri kalm yerlerde kurulacak modern
iletmelerde, sinema ve basn gibi kitle iletiim aralar eitim,
retim ve kalknma projelerine yardmc olmak amacyla kulla-
nlabilir. Bu aralar, bir stat sembol olarak veya gsterii
tketimi yaygnlatrmak amacyla deil, lkenin zgn ihtiya-
larna ve kalknmasna hizmet etmek amacyla kullanlmaldrlar.

KAYNAKA

Abadan, Nermin (1960). Ktle Haberleme Vastalar,
SBFD, 15 (1), ss. 132-156.
Alemdar, Korkmaz (1982). Tarih ve letiim, letiim, S.2, ss.
1-9.
Alpay, ahin (1969). Trkiyenin Dzeni zerine, Aydnlk,
S. 12, Ekim 1969, ss. 448-477.
Avcolu, Doan (1995a). Trkiyenin Dzeni: Dn-Bugn-
Yarn, C.1, Tekin Yaynevi, stanbul.
Avcolu, Doan (1995b). Trkiyenin Dzeni: Dn-Bugn-
Yarn, C.2, Tekin Yaynevi, stanbul.
Berkes, Niyazi (1977). Trk Dnnde Bat Sorunu, Bilgi
Yay., stanbul.

276
Berkes, Niyazi (2002). Trkiyede adalama, Yap Kredi
Yay., stanbul.
Boran, Behice (1942). Kyde Sosyal Tabakalanma, Yurt ve
Dnya, Mays 1942, C. 3, S. 17, ss. 123-128.
Briggs, Asa ve Burke, Peter (2004). Medyann Toplumsal Tari-
hi, ev. brahim enel, zdm, stanbul.
Cem, smail (1977). Trkiyede Geri Kalmln Tarihi, Cem,
stanbul.
Cengiz, Ertan (1969). Teorisiz Bir Devrimci, Emek, S. 8, 11
Austos, ss. 8-11.
Emirolu, Kudret (2000). Trabzonda XIX. Yzyldan XX.
Yzyla Kahvehane ve Kitabevi Balamnda Toplumsal
Tabakalanma, Kltr ve Siyaset, Kebike, S. 10, ss. 187-
222.
Erdoan, rfan ve Alemdar, Korkmaz (2002). teki Kuram,
Erk, Ankara.
Kray, Mbeccel (1982). "Sosyo-Ekonomik Hayatn Deien
Dzeni: Kendiliinden: Drt Kyn Monografik Karlat-
rlmas [Sosyo-Ekonomik Hayatnn Kendiliinden Dei-
en Dzeni: Drt Kyn Monografik Karlatrlmas,
S..], Toplumbilim Yazlar iinde, G....B.F. Yay., An-
kara, ss. 133-157.
Kkmer, dris (1994). Dzenin Yabanclamas, Balam
Yay., stanbul.
Lewis, Bernard (1993). Modern Trkiyenin Douu, ev. Me-
tin Kratl, Trk Tarih Kurumu, 5. Bask, Ankara.
Mardin, erif (1994). Trk Siyasasn Aklayabilecek Bir
Anahtar: Merkez-evre ilikileri, Trkiyede Toplum ve
Siyaset iinde, (Edt.) Mmtazer Trkne, Tuncay nder,
4. Bask, letiim, stanbul.
Mcquail, Denis ve Windahl, Sven (2005). letiim Modelleri,
ev. Konca Yumlu, 2. Bask, mge, Ankara.
Migdal, Joel S. (2001). State in Society: Studying New States
and Societies Transform and Constitute One Another
Cambridge University Press, Cambridge.

277
Oskay, nsal (1969). Kitle Haberleme Teorilerine Giri, SBF,
Ankara.
Otyam, Fikret (1983). Doan Avcolu ile Bir Konuma,
Cumhuriyet, 5 Kasm.
zdemir, Hikmet (t.y.). Doan Avcolu: Bir Jn Trkn Ar-
dndan..., Bilgi Yaynevi, Ankara.
ztrk, Serdar (2006). Cumhuriyet Trkiyesinde Kahvehane ve
ktidar (1930-1945), Krmz, stanbul.
Schiller, Herbert (2005). Zihin Ynlendirenler, 2.Bask, Pnar,
stanbul.
Sirmen, Ali (1983). "Bir Yurtsever, Cumhuriyet 8 Kasm.
Thornburg, Max Veston (1950). Trkiyenin Bugnk Ekono-
mik Durumunun Tenkidi, Ankara.
Trkdoan, Orhan (1970). Sosyo-Ekonomik Sistem Tartmala-
r, Atatrk niversitesi letme Fak. Aratrma Enstits
Yayn, Erzurum.
lgener, Sabri F. (2006). ktisadi zlmenin Ahlk ve Zihniyet
Dnyas, Derin Yaynlar, stanbul.

278











279
TANPINARIN OYUN DNYALARI:
SNEMA-ENSTT-KIRAATHANE




Ahmet Hamdi Tanpnarn Yeni stanbulda 1954te tefrika
edilen (Tanpnar, 2000b:330) ve ilk basks 1962de yaplan
Saatleri Ayarlama Enstits adl roman (2000a) deiik yazla-
ra konu olmutur. Bunlarn tm, eserin, geleneksellik-
modernlik ztlndaki bir sreten geen Trk toplumunun
davranlarn, konumalarn, samalklarn, hicvetme ve ele-
tirme zerine kurulu olduu konusunda birleir (Moran,
1978:44-54; Ayvazolu, 1985:29-33; Kutlu, 1983:1-7).
Romandaki bu hiciv ve eletiri, roman kahraman Hayri
rdaln gzlemleri ve anlats erevesinden Abdlhamit dne-
minden balayarak Cumhuriyetin ilk yllarna kadar uzanan
toplumsal ilikileri konu almaktadr. Berna Morana gre roma-
nn birinci blm Hayri rdaln ocukluunu geirdii Tanzi-
mat ncesini anlatmaktadr. Bu blmde mparatorluun bozu-
lan iktisadi dzenine kout olarak, rdaln ailesinin ve aile dost-
larnn mali durumlarnn giderek ktlemesi ve bu nedenle
onlarn by, tlsm, simya gibi akl ve bilim d yntemlere
bavurarak, sorunlar zmeleri ilenir (Moran, 1978:46). kinci
blm Tanzimat sonrasn, nc ve drdnc blmler ise
Cumhuriyet dnemini anlatmaktadr. Bu blmlerde rdaln I.
Dnya Savandan dn, evlenmesi, mali adan yaad
zorluklar, Doktor Ramiz ve Halit Ayarc ile tanmas, hayatnn
bu tanma sonras dnm konu edilir. Halit Ayarcnn

Toplum ve Bilim, S. 106, s. 155-173.



280
kurmak istedii Saatleri Ayarlama Ensitsnn (bundan sonra
SAE diye anlacaktr) rdala grev vermesi zerine onun mali
ve aile sorunlar bir lde dzelir. Ciddilik, hiciv, oyun ge-
ninde SAEdeki i ilikiler romana damgasn vurur. Sonunda
Amerikallarn SAE ile ilgili siyasal iktidara verdikleri olumsuz
rapor zerine Enstit kapatlr. Halit Ayarc bir trafik kazasnda
lr ve roman biter.
Ana konusu bu olmakla birlikte 2000 ylndaki yedinci bas-
ks 362 sayfa olan romanda, ierisinde dou-bat kartl,
batya ynelmek isteyenlerle oraya girip girmeme konusunda
tereddt yaayanlarn durmu zamanlar ve o zamanlar ayarla-
mak isteyen Halit Ayarc ve onun gibi dier Nizamclarn
yrttkleri mcadeleleri olduka derinlikli ilenir.
Romann tartma yaratan bir baka zellii eserde anlatlan
dnyann zellikleri ve anlatl biimidir. Romanda anlatlan
dnya hakknda kimi yorumcular sama, yalan, uydurma,
ka gibi sfatlar kullanrlar. Hatta Moran, Romann tmne
egemen bir duygudan sz etmek gerekirse. buna abesin duy-
gusu diyebiliriz der (Moran, 1978:48). Ayn ibareyi Beir
Ayvazolu da kullanr ve romann rgsn abesler zinciri
olarak niteler (Ayvazolu, 1985:30). Mustafa Kutlu abes szc-
nden ziyade sama szcn tercih ettii yazsnn baln
Tanpnarn Yalan Dnyas koyar (Kutlu, 1983:1). Bu nitele-
meler bouna deildir. Tanpnarn kendisi de rdaln azndan
SAE etrafnda kurulan ilikiler a hakknda sk sk benzer sfat-
lar kullanr.
Ama romanda anlatlan dnya zerine yorum yapanlarn
kard bir kavram daha vardr: Oyun. Oyun, aada ayrntl

281
incelenecei zere romanda betimlenen ilikiler an betimle-
mek zere zaman zaman kullanlan bir szck olmutur.
Gerekte daha yakndan bakldnda oyun, sama, yalan,
uydurma gibi dier tm nitelikleri iinde barndran bir anlama
sahiptir. Oyunun toplumsal ilevlerini Bat merkezli bir bak
asnn dnda, deiik uygarlklardan kantlar getirerek ile-
yen Hollandal tarihi Johan Huizingaya gre oyun akla da-
yandrlamaz, irrasyoneldir (Huizinga, 2006:20), gndelik ve
asl hayattan bir katr. Oyun, Huzingann deyimiyle, bu
hayattan kaarak, kendine zg eilimleri olan geici bir faali-
yet alanna girme bahanesi sunar. (Huzinga, 2006:25). Ama bu
dnyaya ka genellikle zevk iin yaplr. Kiiler oyun oyna-
dklarnn bilincindedir. Oyun kurallar iinde oynanr, kurallar
ihll eden ihraca kadar varan cezalara urar.
Tanpnar, Saatleri Ayarlama Enstitsnde sinema, SAE ve
kraathane lemesi etrafndan bir oyun dnyas kurgulamtr.
Bu meknlar, makalede grlecei gibi hem oyunlarn icra e-
dildii alanlardr, hem de bizatihi oyun retimi faaliyetine etki
etmektedirler. Dolaysyla mekn, oyunda nemli bir unsurdur;
nk Huizingann da belirttii gibi, her oyun nceden belir-
lenmi bir meknsal snr iinde gerekleir. Bu mekn bir are-
na, oyun masas, sihirli ember, tapnak, sahne, perde, mahke-
me olabilir, bunlarn tm biim ve ilev asndan oyun alan-
lardr. Bu alanlar, Huizingann szckleriyle, bildik dnyann
ortasnda, belirli bir eylemin gerekletirilmesi amacyla tasar-
lanm geici dnyalardr. (Huzinga, 2006:27-28). Bylece bu
makale, Saatleri Ayarlama Enstitsnde anlatlan dnyann
nasl bir oyunsal karaktere sahip olduunu bir tr kan s-
na haline gelen sinema, SAE ve kraathane gibi mekn
temel alarak incelemektedir. Makalede, bu meknlarda retilen

282
ilikilerin oyunsal zellii romandan getirilen kantlarla vurgu-
lanmaya allmaktadr.
Tanpnar, Tanzimat modernlemesinin emek ve zaman de-
erlendirmenin neminin altn izen ncller Namk Kemal ve
Ahmet Mithat Efendinin (lgener, 2006:71) Cumhuriyet kua-
nn bir baka temsilcisidir. retim, i gibi kavramlar onun
baka yazlarnda nemli yer tutar. Ona gre btn sorunlarn,
mitsizliklerin ou retim azlndan kaynaklanmaktadr. Tam
bir ekonomik kalknma, ancak konusunu iyi kavrayan bir bilgi
ile yaplan ok byk bir retim hamlesi ile mmkndr. Kendi
uygarlmz, hayat biimlerimizi yaratmak iin kendi gerek-
liimizle uyuan bir retim programna ihtiya vardr (Moran,
1978:54). 1950de kendisiyle yaplan bir grmede, Trk top-
lumunun en nemli sorununun az retimden, az insan altr-
maktan ve alanlarn da gerei gibi ve gerekli aralarla al-
mamalarndan ileri geldiini savunur. Hakiki retim, ona gre,
ancak insan emeiyle, insanlarn ibirliinden doabilir (Tanp-
nar, 2006b:293). O zaman Tanpnarn SAEde insan
ilikilerinin retildii meknlar etrafndan kurgulad o-
yun/irrasyonel dnyasyla, gerek yaamnda her frsatta nem-
le vurgulad, retimin ve rasyonalitenin hakim olduu dnya
arasnda bir gerilimin olduu aktr. SAEye niteliini veren de
bu gerilimdir. Makalelerinde ve kendisiyle yaplan syleilerde
bu gerilimin retim ve rasyonellik kutbunda bir konum benim-
seyen Tanpnar, romanda kurgulad oyun dnyasyla (irrasyo-
nel dnyayla), deyim yerindeyse, bir tr oyun oynamaktadr.
Tanpnar, bunu, irrasyonel/oyunsal dnyann dndan bir bak-
la (rasyonel bir bakla) yapmaktadr. Rasyonel dnya, irrasyo-

283
nel dnyay kurmakta, onu hicivletirmektedir.
1
Bu makale,
Tanpnarn benimsemedii ve hicvettii oyun dnyasn, roma-
nn esasna damgasna vuran mekn sinema, SAE, kraatha-
ne- etrafndan ve yer yer Bat literatrndeki kavramlardan da
yararlanarak ortaya karmay ama edinmektedir.
Sinemann Yaratt Oyun Dnyas
Sinemann Osmanlya ilk girii srasnda ve ilk dnemle-
rinde toplum katnda nasl anlamlar ierdii, toplum zerinde
nasl etkiler yaratt eksik braklmtr. Tanpnarn roman bu
adan ilgin veriler sunar. Romanda, zellikle Cumhuriyetin
ilk yllarnda baz toplum kesimlerinin gerek yaamdan fantaz-

1
Tanpnar (2006b) 1955te, yani SAEnin tefrika edilmesinden bir yl
sonra, kendisiyle yaplan grmede sanatsal bir retim faaliyetini
oyun oynamaya benzetmi ve kendi konumunu oyunun dnda ko-
numlandrmtr. Tanpnar, bu noktay iir rneinde aklar. iirde
kafiye, vezin ve ekil oyunun artlar olarak bulunur. Kendisi bu
durumu ocuklarn oyun oynamasna benzetir: Hi oyun oynayan
ocuklar seyrettiniz mi? Nasl kaidelere riayet iin kyamet koparrlar.
Kardeim olmad... diye birbirlerini yerler. Aksi taktirde kendilerini
veremezler ie de onun iin. nk oyun oynadklarn bilirler. Onun
ciddiyetine inanmak, o zahmete katlanmak iin gizli mukaveleye
riayet ederler. Sanat da oyun gibi itimi bir mukaveledir. Ama
Tanpnar kendisinin oyunun artlarndan zaman zaman ktn kabul
eder ve bunun gerekesini ben modern adamm da onun iin! diye-
rek aklar (316). Bylece Tanpnar, irrasyonel olan oyun dnyasna
bir Avrupal gzyle, dtan bakar. Baka bir yerde Douyu niin
sevdiini aklarken bu bakn biraz daha net ortaya koyar: Bu
sevgi bizim iin bir nevi evvel yaanm hayattan kalma sevgidir.
Yani artk Avrupal olduum iin severim. Yani tefsir ederek severim.
Bunda da bir fevkaldelik yok. Her nesil mazinin tefsirini yapar. Sev-
mek, daima husus bir bak tarzdr. (Tanpnar, 2006b:321). Tanp-
nar bu genel anlayna uyumlu olarak SAEdeki oyun tefsirini
irrasyonel dnyann iinden deil, irrasyonel dnyann kar kutbun-
daki rasyonel dnyadan yapar.

284
fantazyaya, kurmacaya veya btn bunlar kapsayacak bir st
tanm olarak oyun dnyasna ka iin sinema salonlarn dol-
durduklar anlatlr. Ama bu dnya sinema salonlaryla snrl
bir katan ibaret deildir. Fantazya, salonlarn dlarna da
yansr, gerek yaam izlenilen filmler gibi zannedilmeye balar.
Hayri rdaln ei Pakize bunun canl bir rneidir. Pakize
hayata sinema perdesinden bakar: hayata beyaz perdeden ba-
kyordu. Binaenaleyh ister istemez onun gz ile ben de deie-
cek, sinema olacaktm. (Tanpnar, 2000a:275). Pakize, bazen
kendisini Hollywoodda zannetmektedir (218). O, sinemaya
kendisini ylesine kaptrmtr ki, rdal ile evlendii gnlerde
onu bir akam nce seyrettii filmin artistlerinden biri olarak
dnr, sabahlar yataktan kalktnda Badat Hrsz filminde
giydii incili terliklerini arar (279). Pakize, gllerini bile si-
nema yldzlarna benzetir (325). Sinema onun iin hayattaki en
byk zevktir, yle ki bu yzden gerek yaamla sinemada
seyrettii yaam sk sk birbirine kartrr:
Hayatta sevdii tek bir ey vard, o da sinema idi. Pakize si-
nemann terbiye deil, tatmin ettii insand da. Beyaz perde-
nin karsnda o kadar kendinden geer, o kadar her eyi bra-
krd ki, sonunda yaad hayatla seyrettii maceray birbi-
rinden ayramaz hle gelirdi. (Tanpnar, 2000a:149).
Enstit kurulmadan nce rdaln eiyle birlikte tek gittii
yer sinemadr. Bu yer, Pakizenin kendisini fantazya dnyasn-
da alglamasna yol aar, Pakize kendisini seyrettii filmlerin
sanatlaryla zdeletirir. Ayn zamanda eini de fantazya
dnyasna gre konumlandrr, onu da seyrettii filmlerdeki
sanatlardan biri zanneder. Eini Clark Gable, William Powel
ile kartrr. Bazen ei iin, filmlerde seyrettii krmz sabah-
lklarn ve svari ceketlerini arar, bulamadnda alayacak

285
denli zlr. Bir baka sabah rdal ie giderken filmlerdeki sah-
nelere uygun olarak einin boynuna sarlr ve ona dikkatli olma-
sn sk sk tembih eder. Baz zamanlar komu kzn Martha
Egerthe benzetir ve pencereden Martha, kardeim, nereye
gidiyorsun byle? diye seslenir (150).
Ksaca Pakize kendisini fantazyalarn, kurmacalarn ssl
olduu bir oyun dnyasnda zannetmekte, filmlerde izledii
sahneleri gnlk hayatna yanstmaktadr. Pakizenin gerek
yaam sinema dnyasnn oyunsallatrlm bir yansmas gibi
alglamas, gerek yaamdaki aksaklklar grmemesine neden
olur:
Karm, dediim gibi sinema ile tatmin oluyor, hayatmzn ak-
sak taraflarna bakmyordu. Vka Adolf Menjou gibi en aa
yz dokuz kat elbisem olduu iin artk dmelerim dikilmi-
yordu. Fakat ceketimin dirsek yerlerinin ktn da pek fark
etmiyordu. Grd filmlerdeki her ey bizimdi, atolar,
elmaslar, baheler, asil kibar dostlar... Bu itibarla bu akamki
yemei mutfakta yememizin veya hi yememekliimizin
ehemmiyeti yoktu. (150).
Hayri rdal, Pakizenin sinema zevkine inceden eletiri ge-
tirse de, kendisinin de zaman zaman o dnyaya girdiini itiraf
eder. Yapacaklarn, ileriye ynelik planlarn, hatta ryalarn
bile bazen yerli film sahnelerine gre kurgular, bu ryadan
Cemal Bey tarafndan uyandrlmay ykm olarak niteler
(199). Tpk rdal zerinde olduu gibi, sinema, romanc Atiye
Hanmn kurmaca dnyasna da mdahale eder. Atiye Hanm
gen bir kzn yaam hakkndaki grlerini belirtirken genli-
inde seyrettii Kralie Kristin adl filmden yararlanr:
Atiye Hanm (...) bilmem nedense derhal genliinde pek
rabet kazanm olan Kralie Kristin adl bir filmi hatrlyor-

286
hatrlyordu. O zaman fikirleri biraz karyordu. nk Atiye
Hanmefendi bu filmi ok sevmiti. Kendi sanat hayatnda bu
film bir dneme yeri olmutu. oktan beri tpk ona benzer
bir Ksem Sultan yazmak istiyordu (165).
Oyun ve Oyunun Zorunlu Temsili Alan: Saatleri Ayar-
lama Enstits
Her oyun ncelikle gnll bir eylemdir, emirlerin
ierimlendii oyun, oyun olmaktan kar. Bu, olsa olsa bir o-
yunun zorunlu temsili olabilir (Huizinga, 2006:24). Oyun, bir
grev olmayan, bo zaman iin gerekletirilen bir etkinliktir
(Huizinga, 2006:25).
SAE bu adan incelendiinde hem oyun, hem de oyunun
zorunlu temsilinin mekndr. Enstit ile ilikili bazlar asn-
dan buras oyunun oynand yerdir, rnein daha aada ay-
rntl incelenecei zere Pakize ve Hayri rdaln kz Zehra
iin buras fantazya dnyasdr. Bunun dnda Enstitnn k-
tlarn takip eden ve bunlarla gerilim ve traji komik ykl uy-
durma bir dnya yaratan okuyucular ve dier baka kesimler
iin kurumun anlam da budur. Ama hem Enstit kurucusu
Halit Ayarc, hem de kurum alanlarnn ou iin SAE, ieri-
sinde emrivakinin yer ald, gnll almadan ziyade i
yapmann grev addedildii bir mekndr. Ona gre her i, i
deildir. evvel bir zihniyet ve zaman telkkisidir. Enstit
kurulmadan nce lkede gerek i yoktur. almak ancak be-
lirli bir dzende olur. (Tanpnar, 2000a:133). Enstit alma
hayatn organize edecektir.
Bir kurumun alma, eitim gibi idealleri n plana almas
oyunsal ilkeye fazla yer brakmaz (Huizinga, 2006:243). SAE,
en azndan grnrde, ayarsz saatleri ayarlayarak kaybolan

287
zamanlar retici gce, ie dntrmek amacyla kurulmutur.
Ayarc, romann bir yerinde kurumun grevini saatleri ayarla-
mak olarak aklar (Tanpnar, 2000a:268). Bir baka yerde iyi
ayarlanm bir saat, bir saniyeyi bile ziyan etmez! (37) diyerek
zaman ayarlamann nemini belirtir. Ayarcya gre zaman
ayarlamamak almada ve retimde kayba yol aar:
Halbuki biz ne yapyoruz? Btn ehir ve memleket ne yap-
yor? Ayar bozuk saatlerimizle yar vaktimizi kaybediyoruz.
Herkes gnde saat bana bir saniye kaybetse, saatte on sekiz
milyon saniye kaybederiz (...) ldrtc bir kayp (Tanpnar,
2000a:37).
Dolaysyla Enstitnn grevi bu kayb nlemek olarak a-
klanr. Bu adan bakldnda burasnn oyunsal ilkeye asgari
derecede yer veren bir kurum olduu dnlebilir, ne var ki bu
sadece grntedir. Roman boyunca Enstitnn kurucusu
Halit Ayarc, burasnn kendi ilevini kendisinin yaratacak bir
kurum olduu mesajn verir. Asl nemli olan, Ayarcya gre,
Ensitnn ilevlerinin olup olmamas deildir, byle bir kuru-
mun bir realite olarak varl esastr. Enstit gibi bir kurum
kurulduuna gre onun asl ilevini zamann kendisi gstere-
cektir. Dolaysyla, Ayarc, kurumu daha bandan bir oyunun
zorunlu temsiliyetine olanak veren mekn gibi alglar. Kurumun
kurucusu kendisi olduuna gre, asl oynatc da doal olarak
Odur. Ayarc kurumun hakimi bir pozisyonda dierlerini oy-
nattn yadssa da, bu gerek onun sylemlerine ve eylemleri-
ne yansr. Gerek rdal, gerekse kurumda alan dierleri, ey-
lemleri ve sylemleriyle Ayarcnn aslnda bir tr oyun oyna-
dnn bilincinde olduklarn gsterirler. Enstitde st dzey
bir pozisyonda almasna ramen Hayri rdal, kurum hakknda
yle der: Bana imdi messesemiz, memlekette i hayatn

288
kurmaktan ziyade baz isizlerin kendilerine i bulmasna yar-
dm etmi gibi grnyor. (Tanpnar, 2000a:134). Sonuta
kurumun ne ie yaradn sadece Ayarc bilmekte ve bunu sz
oyunlaryla etrafa anlatabilmektedir. Byle olduu iindir ki,
romann sonuna doru Enstity braktnda kurumu tefti
etmeye gelen Amerikal ekibe rdal, kurumun ne ie yaradn
ikna edici bir ekilde anlatamaz. Amerikal ekip, 0135 servisini
arayarak saatin ka olduunu renmek varken byle bir kuru-
ma niin gerek duyulduunu sorar. rdal, Ayarcya Enstitnn
ilk kurulduu andan itibaren ayn soruyu defalarca sorduunu
ve ondan grnrde mantkl yantlar alabildiini belirtir. Ama
sofiste szck oyunlar yaparak evresindekileri etkileyen
Ayarc artk yoktur. rdal, bu teftiten gn sonra Enstitnn
kurulmas zerine burasnn bir tr oyun kurumu olduunu ok
iyi bilmektedir: Saatleri Ayarlama Enstits roln yapmt.
(ab., 368-369).
Ayarc, Enstit kurulmadan nce Doktor Ramiz ve Hayri
rdal ile lokantada szck oyunlaryla ykl olan grmesinde,
gerek yaama nasl mdahale edileceinin, onun dntrle-
ceinin formllerini de anlatr. Ayarc iin plak gzle grnen
hakikat yoktur. nemli olan hakikati grmek deil, onu iste-
nilen ekle dntrmektir. ayet rdaln baldz sesi kt ol-
masna ramen nl bir musiki sanats olmak istiyorsa, ya-
plmas gereken kalabalklarn gdlerinden yararlanarak ve
baldzna uygun bir musiki bir tr belirleyerek onu isteine
kavuturmaktr. Gerek kendi ileyiine braklamaz, yeniden
yaratlabilir; gerekle oynanlabilir (217-223).
rdalin isiz olmas dntrlmesi gereken bir realitedir,
nk O, saatlerden anlad konusunda -uydurma da olsa- A-
yarcy ikna etmitir. O halde rdal, SAEnin ekirdek bro-

289
sunda almay hak etmitir. Ayarc, bylece broda rdala i
verir (224). Ancak rdalin ne yapaca belli deildir. Broda
iten ziyade gsteri vardr. Burada sanki oyun oynanmakta-
dr. Ayarc, sanki oyuncular sahneye kacaklarm gibi kurumda
alanlarn klk kyafetleriyle zellikle ilgilenmektedir (228).
Enstitdeki alanlar veya oyuncular- kendilerini bir sre
ryada zannederler. Dedikodu ve kurumla ilgisi olmayan etkin-
liklerle geirilen zaman, hademeyi bile aknla drr ve bir
gn Hayri rdala utana skla yle der: Beyim (...) bu ie ben
de ayorum. ime acayip pheler girmeye balad. Acaba
ldm de cennette miyim diye dnyorum (230-31).
Hademe, kendisini bir fantazya aleminde zanneder, ama st
dzey yneticiler ve brokratlar da eylemleri ve sylemleriyle
bu dnyaya girerler. Belediye bakanyla birlikte ofisi ziyaret
eden Halit Ayarc, orada sanki bir tiyatro oyunu sahneye koyar-
lar. Ofis iki odadan olutuu halde, Ayarc bakana iyerini
gezmeyi teklif eder. rdal, bu durumu mizahi bir slupta anlatr:
Gezilecek ne vard? Bizim odadan Halit Beyin odasna gei-
lecekti, o kadar. Fakat tecrbeli adamlar baka trl oluyor.
Belediye reisi bulunduu yerle teki odann arasndaki birka
adm yarm saatlik bir mesafe yapmasn biliyordu (Tanpnar,
2000a:232).
Enstitde kadrolarn seimi bile bir tr oyundur. alan
herkesin Enstitye alnmak zere tandk birisini nerme sreci
hakknda rdal bir eit aile oyunu oynuyorduk der (247).
Ayarc ve rdal ie alnacaklara dair isim nerme oyununa giri-
irler. (247-248). e alnacaklara ilikin byle bir kriter aslnda
modern bir kurum kurmak isteyen Halit Ayarcnn eliki iin-
de olduunu gsterir. lgenerin belirttii gibi geleneksel dn-
yada bir kiinin alma kriteri onun ne olduuna ilikinken,

290
modern dnyada onun ne i grd, neye yaraddr
(lgener, 2006:51).
Oysa Enstitnn kurucusu olan Halit Ayarc kurumu ras-
yonel eylem ve sylemlere uygun olarak rgtlemeye alr
grnr. Kurumun rgtlenmesi ve ileyii deerlendirildiinde
kurumun en azndan irrasyonel olmad sylenebilir. Buras
Erving Goffmann szn ettii total bir kurumu
2
andrmakta-
dr. Enstitde mdrlerin dnda herkes tek tip niforma giye-
cektir. Konuma, nazik, ciddi olmaldr. Bunun iin kurum ele-
manlarna konuma kurallar retilecektir. Tpk zamann ayar-
lanmas gibi personel de tam takr ayarlanacaktr (25-51). a-
lar saat gibi konuup susacak insanlar retilecektir (251).
Norbert Eliasn Avrupada yzyllar aldn belirttii duy-
gular denetim altna almay kapsayan uygarlk sreci (2004)
SAE sayesinde kurum elemanlarna ok ksa bir srede alan-
maya allmaktadr. znde oyunsal zellie sahip olan irras-
yonel duygular zerinde oto-kontrol uygulanmaktadr. Kontrol
altna alma sreci, gzlemleyerek ve talimatlar renerek ger-
ekleir. Hayri rdaln maann artrldn duyduunda iin-
den geen duygu Ayarcnn boynuna sarlmak ve iki elini p-
mektir, ancak sonra kendi deyimiyle ona yetimeye, onun gibi
hareket etmeye karar verir. Yani kendisini yar yolda tutar ve

2
Erving Goffmana gre total kurum, duvarlar, kilitli odalar, elekt-
rikli telleri ile kurum iindekilerin daryla etkileimini nleyen bir
zellikle karakterize edilebilir. Hapishane, hastane, manastr, alma
kamp, yatl okul, kla, huzurevleri bu kurumlardan bazlardr. Total
kurumun en nemli zellii, kurum ats altnda uyuma, oynama ve
alma gibi etkinliin tamamen rasyonel bir ekilde ve bir otorite
altnda gerekletirilmesidir. Ayrnt iin bkz. (Goffman, 1961).

291
sadece en ciddi sesiyle teekkr eder ve ekler: fakat bence asl
mesele messesenin muvaffakiyetidir. (53)
Bunlar rdaln gerek duygular deildir. rdal, grnrde
maske takarak roln oynar. rdal, aslnda ciddiyken bile oyun
oynamaktadr. Ama bu oyun zevk iin deil, maddi adan daha
iyi bir yaam srdrebilmek iindir. nsan oyun oynamaya
ynelten byle bir gereke ise, Huizingann anlaynda o ey-
lemi gerek anlamda oyun olmaktan kartr, onu bir zorunlu
temsil yapar. Gerek anlamda oyun, bizatihi kendisi iin oyna-
nr, gndelik hayatn mantnn dnda, gereklilik ve yararl-
lk alannda dnda yer alr (Huizinga, 2006:202). Oyun, her
tr maddi kar ve yarardan arnm bir eylemdir. (Huizinga,
2006:31).
Enstitye rasyonel ilikilerin egemen olmas iin gayri ah-
silik ne karlmaya allr. Ayar Enstitleri Nizamnamesi,
saatlerini kurdurmak isteyen mterilerin alanlara kiisel
sorular sormalarna ve mterilerin bunlar yantlamalarna izin
vermemektedir (Tanpnar, 2000a:253-54). alan-mteri ileti-
imi mmkn olduu kadar gayri ahsi temele yaslanmaldr.
Bu bask alanlar zerinde o derece youndur ki, ayar istas-
yonlarndan birisine urayan ve orada alan kiiye kendisini
tanyp tanmadn soran Hayri rdal, ondan herhangi bir yant
alamaz. nk soru kiiseldir ve SAE talimatnamesi hangi ko-
numdaki kiiden gelirse gelsin kiisel nitelikli sorulara yant
vermeyi yasaklamaktadr. rdaln srar zerine alann getir-
dii aklama bu noktann altn izer:
Tabii tandm, fakat Sabriye Hanmn verdii talimatn d-
na kmak istemedim. O bize mterilerin yzlerine fazla
bakmadan glmsemememizi, son derece gayri ahsi dav-
ranmak artyla ahsi olmamz ve daima saatten bahsetmemi-

292
zi, ezberlemi gibi konumamz, enstitye dair her trl iza-
hat en ak ekilde vermemizi sylemitir (254).
SAEde glmsenin bile talimatlara balan Sosyolog
Arlie Hochschildn The Managed Heart isimli 1983 tarihli
kitabndaki duygusal emek kavramn hatrlatr. Bir pilotun
stajyer uu grevlilerine ynelik talimat yledir: Kzlar,
imdi oraya gidip gerekten glmsemenizi istiyorum G-
lmsemeniz en byk servetinizdir. Oraya gidip bunu kullan-
manz istiyorum. Glmseyin. Gerekten glmseyin. Gerek-
ten bunda arya kan. (aktaran Giddens, 2005:626). Dolay-
syla rasyonel ilikilerin egemen klnmaya alld bir ku-
rumda yneticiler alanlardan sadece fiziksel emek deil,
duygusal emek de isterler. Bu noktada artk tpk bir beden ii-
sinin kolunu hareket ettirirken makinenin rastlantsal bir paras
olmas gibi glmsemek de hizmet iilerinin yzlerinde asl
kalr. alanlar, glmserken bile kendi duygularna uzak kal-
maktadrlar. Duygularn insann derin ve kiisel bir paras ol-
duu dikkate alndnda bu ilgintir (aktaran Giddens,
2005:206). Gayri ahsiliin egemen klnmaya alld
SAEde iilerin konumalarnn, glmsemelerinin ve davra-
nlarnn emrivakiyle olmas, bu eylemleri gerek anlamda
oyun kavram altnda toplamaya engel olur. Artk zevk iin
glmsenmez ve konuulmaz, dardan ynlendirmeyle zorunlu
bir glmseme ve konuma gerekletirilir.
Ama rasyonellik zellikle kurumun st dzey grevlileri a-
rasnda zaman zaman bozulur. rnein tecrbeli iiler yerine
tecrbesiz iilerin ve stelik kura yntemiyle ie alnmas ka-
bul edilir (Tanpnar, 2000a:312-314). Kura ile eleman seme
oyunun temel bir baka zellii olan ans faktrne iaret eder
(Huizinga, 2006:28). Ama burada ansn belirleyici olduu

293
oyun, bakalarnn egemenlii altnda oynanmaktadr. Ensti-
tnun kurucular ve st dzey grevlileri bakalarnn ansla-
ryla oynamaktadrlar, oynatlanlarn oyuna katlma anslar,
hatta kura ekme anslar yoktur.
Aslnda Enstit kurucusu Halit Ayarc ile st dzeyde g-
revli olmasna ramen nihayetinde cretli bir alan olan Hayri
rdaln arasndaki oyun da gerek anlamda bir oyun deildir.
nk daha nce belirtildii gibi Huizingaya gre oyunun
oyun olabilmesi iin ona herkesin istekle katlmas gerekir. Ne
var ki rdal, isiz kalma korkusuyla rol icra eder, gerekte d-
nmediini, inanmadn m gibi, m gibi yapar grn-
meye alr. rnein Halit Ayarc, baz yetkili kiilere Hayri
rdaln Ahmet Zaman Efendi hakknda nemli bir etd yapt-
n sylediinde rdal roln kabul eder. Tuhaflk uradadr ki
gerekte Ahmet Zaman Efendi diye birisi yoktur, bu ahs uy-
durmadr ve rdal onun ismini dahi duymamtr. Ayarcnn
btn amac yetkili kiileri etkilemektir. Bu etkileme oyununa
rdal gnlsz de olsa katlmak zorunda kalr, anlan kiiyi ta-
nrm gibi yapar. Ama iinden unu sylemekten kendini ala-
maz: Ah yrabbim, ekmek param niin bana dorudan verme-
din de beni bakalarnn uydurduu bir yalan yaptn! (265). Ne
var ki isel dnyasndaki bu sesi darya yanstmaz, onu dene-
tim altna alr ve Ayarcyla elbirlii iinde yetkili kiilere
konuyla ilgili uydurma yantlarn bol tekrarland doalama
bir tiyatro sahnesini icra eder (265-267).
Hayri rdaln sahneye koyduu oyun, kendi oyunu deil
Huizingann deyimiyle zorunlu temsildir. Tanpnarn betim-
lemeleri ve Huizingann analizlerinden yola karsak buna d-
ardan ynlendirmeli oyun da diyebiliriz. Dardan ynlendir-

294
meli ya da zorunlu temsil anlaynn Enstitye nasl nfuz ettii
roman boyunca Hayri rdalin pek ok serzeniinde bulunabilir:
Ne garipti, hepimiz Halit Ayarcnn elinde bir kukla gibiydik.
O bizi istedii noktaya getiriyor ve orada brakyordu. Ve biz
o zaman, sanki evvelden rolmz ezberlemi gibi oynuyor-
duk (Tanpnar, 200:324).
Ama Ayarc bu grte deildir:
Size rol filan yaptran yok. Emrivaki de yok. Sadece hrmet
eden inanan insan var. Tasavvurlarm tabii hayatnz eklinde
yaamanz istiyorum. Evvelden haber versem hrriyetinizi
ihlal etmi olurum. Asl o zaman rol yapm olurdunuz. Soka-
a ktnz zaman kime tesadf edeceinizi bilmediiniz gi-
bi, bu gece de olacaklar bilmiyordunuz. Geldiniz, grdnz
ve karlatnz eyleri hepimiz birden yaadk. Burada em-
rivaki yok ki... (Tanpnar, 2000a:336).
Bu zorunlu oyunun icra edildii dnyada gerek olan nedir?
rdala gre tek gerek SAEnin rdaln isiz ve sefil hayatna
nokta koymasdr (270). Ama rdaln oyuna, bizatihi oyun iin
deil, iinde bulunduu koullar dolaysyla katlmak istemesi-
ne ramen, ei Pakize bizzat zevk iin katlr. Sinemann yarat-
t fantazya dnyasnda yaayan Pakize oyunu tm itenliiyle
yaar. Pakize kocasyla btn iletiiminde akl banda, iyi
niyetli kocasnn shhatine dikkat eden kadn roln oynar
(290). Gece yataa geldiinde kocasna Yine bu vakitlere ka-
dar altn, deil mi? Hayri, sen hi kendine acmyorsun!
diye mrldanr. Bunu syleyen Pakize, rdaln geceleri al-
madn gereini grmezlikten gelmektedir (290). Pakize bir
baka gn bir gazeteye verdii demete olaanst bir Hayri
rdal portresi izer. izilen portre rdal ile ilintisizdir, onun mas-
kelenmi, cilalanm bir grntsdr (275-6). rdaln kz ile

295
Halit Ayarc izilen bu tablodan olduka memnundur. Zehra, bir
elinde gazete babasnn boynuna sarlr ve ben zaten biliyordum
byle bir insan olduunu senin! der (278). Zehra tpk Pakize
gibi kendisine den rol yaptn sand iin mutludur (291).
Hayri rdal ise kendisiyle ilgili oynanan oyundan bazen
honut olmaz. Bu nedenle Ayarc, rdala rol oynamann kural-
larn sk sk hatrlatr: [Mlakat] Sizi slah ediyor, tanzim edi-
yor, sevebilecei ekle sokuyor Niin ters tarafndan alyor-
sunuz hep? Btn bunlar da sizi sevdii iin yapyor. Size ha-
kik ehrenizi veriyor. (277).
Ksaca Ayarcya gre Enstitde alan herkes olan de-
il; olmas gerekeni oynarsa hibir sorun yoktur. Ama rdal
bu konuda hep ikircikli davranr, zaman zaman oyuna istemeye-
rek de olsa katlr, ancak einin gazeteye yapt demece ynelik
sesli tavr rneinde olduu gibi oynanan oyuna zaman zaman
olduka kesin ve net kar k sergiler: Batan aa yalan ve
hamakat! (277). rdal, gerein sunulandan, gsterilenden ok
farkl olduunu Ayarc ve Ramize srekli hatrlattnda, onla-
rn yantlar asl gerein sunulandan ve gsterilenden ibaret
olduudur. Sahnenin dnda kalmak istemeyen, yeni ve olmas
gerekeni kabul etmelidir (279).
Halit Ayarc, yalan dnyasn merulatracak pragmatist bir
yaklam sergiler. rnein rdal, eyh Ahmet Zamannin Haya-
t ve Eseri adl kitab yazdnda, eserin uydurma olduunun
herkes tarafndan anlalaca korkusuna kaplr. Bu korku A-
yarc tarafndan yalan merulatracak bir gerekeyle bertaraf
edilmeye allr. Ona gre byle bir eserde yalan sz konusu
olamaz; nk iinde bulunulan modern dnem, kendi ihtiyac
iin gemiten yararlanmak zorundadr. Gemi imdinin ihti-

296
yalar iin yeniden yaratlabilir (296-297). Bu sanki, Hobsbawm
ve Ragnerin gelenein icad (the invention of tradition) (1996)
kavramnn Ayarcnn diliyle ifade edilmesidir. Ayarcya gre
gemii yeniden yaratma faaliyeti sahicidir ve ancak imdiki
baarl Hayri rdal tarafndan gerekletirilebilir. On yl nceki
Hayri rdaln yaratt bir eser uydurma ve yalan olarak deer-
lendirilebilir, nk rdal o zaman tannmamtr (297).
Dolaysyla Ayarc, Enstity rasyonel temellere oturtmaya
alr grnmesine ramen, aslnda kurmaca bir rasyonellik
temeline yaslamaktadr. Kurduu oyun dnyasn rasyonel bir
gerekeye temellendirmeye alan Ayarcnn amac baardr,
bakalarn gemedir, birinci olmadr ve onurlandrlmadr. Ro-
manda Ayarcnn maddi kazancndan sz edilmez. Oyun, onur,
itibar ve prestij iin oynanr. Btn bu zellikler, Huizingann
oyun tanmna uyar. Ona gre, oyunda ilk gd, bakalarn
geme, birinci olma ve onurlandrlmadr. Bunun sonucu olarak
ortaya kabilen kiinin veya grubun maddi gcn artrabilme
olasl, yalnzca ikincil dzeyde kalr. Esas olan kazanm
olmaktr (Huizinga, 2006:75). Ancak Ayarcnn sahneye koy-
duu oyun, Huizingann anlayndan biraz farkldr. Ayar-
cnn denetiminde ve emirleri altnda oynanan oyun olsa olsa
zorunlu bir temsildir. Dier yandan cret, oyun alanna ta-
mamen yabanc olduundan ve cret elde etmek iin yaplan
alma oyunu oyun olmaktan kardndan (Huizinga,
2006:76) rdaln ve birincil amac para kazanmak olan dier
baz iilerin gerekletirdikleri etkinlikler de gerek anlamda
oyun deil, zorunlu temsildir. Buna karn Pakize ve Zehra gibi
Enstitde cretle almasna ramen gerek amalar cretten
ziyade baarmak, prestij, onur ve fantazya dnyasnn nimetle-
rinden yararlanmak olan kiilerin Enstitdeki etkinlikleri ise

297
oyundur. Yine Enstitnn etkinliklerini takip eden bazlarnn
etkinlikleri de oyundur. rnein rdaln uydurma kitab eyh
Ahmet Zamannin Hayat ve Eseri kitabn okuyarak oyuna
katlan baz okuyucular kendilerinin Ahmet Zamaninin olu
olduunu kantlayacak belgeler bile ileri srerler (298-9). spri-
tizma Cemiyetindeki baz kimseler ise Ahmet Zamaninin ru-
hunu arma ve onunla konuma seanslar dzenlerler (299).
Bu iki grup, isteyerek, bilerek ve zevkle bir eyleme katldkla-
rndan szcn tam anlamyla oyun oynamaktadrlar.
Buna karn tm okuyucular, her ne kadar oyun tanmna
yakn olsa da, tam anlamyla oyun oynamazlar. Onlar rdaln
uydurma kitabnn gerek olmadn, bir baka uydurma kah-
raman ne srerek kantlamaya alrlar. Bu grup, oyuna, nce
rdaln kitabnn kahramann reddiyesiyle katlmakta, sonra
onun karsna uydurma baka kahramanlar karmaktadr. leri
srlen sava gre o devirde Ahmet Zamani deil, Fenni Efendi
yaamtr. Hayri rdal, Fenni Efendinin eserini Zamani Efen-
diye uyarlamtr. Nedeni, Zamani isminin Enstit iin en uy-
gun reklam temsil edecek bir arm iermesidir. rdal tarihi
bir gerei kurumun reklam iin tahrif etmitir (299). Normal
koullarda uydurma kahramana kar uydurma kahraman -
karma, tam bir oyun saylabilir. nk oyun, Huzingann deyi-
iyle gerilimi, mcadeleyi iinde barndrr. Aklarn atmala-
r, bilme uydurma yarmalar, sofistlerin szck ve ifade hilele-
rini ieren mcadeleleri hep oyundur (Huzinga, 2006). Buna
karn oyun, intikam iin icra edilmeye alldnda oyun
olmaktan kar ki, romanda rdaln eserinin uydurma olduu-
nun ortaya konulmak istenmesinin nedeni, rdal ile kiisel ve
ailevi sorunlar olanlarn ondan intikamn alma olarak gste-
rilmitir (299-300). Dolaysyla mcadele, yarma, rekabet

298
kendi iinde bir ama deil, intikam alma amacnn bir arac
olduundan bu son grubun irrasyonel eylemleri oyun olarak
deerlendirilemez.
Saedeki Oyunun Zorunlu Temsilinin Bozuluu
Enstitde Halit Ayarcnn sevk ve idare ettii dtan yn-
lendirmeli oyun, Enstitde alanlarn maddi menfaatlerine
zarar veren Saat Evleri Projesi yznden bozulur. Aslnda,
proje Hayri rdaln baz gerekleri renmek zere ortaya koy-
duu oyunun bir parasdr. rdaln amac, Enstitde herkesin
rol yapp yapmadn, kendi gerekliklerini koruyup koruma-
dklarn renmektir.
Romanda oyunun bozuluu yle anlatlr: rdal, SAEnin
binasna ynelik projeyi akladnda herkes roln oynamak-
ta, projeyi beeniyor grnmekte ve rdal bu yzden takdir
etmektedirler. Ancak ne zamanki Enstitde alanlarn yaa-
yacaklar mahallede ina edilecek Saat Evlerinin projesini ken-
disinin stlendiini duyurur ki bunun rdaln bir oyunu oldu-
u daha nce belirtilmiti- herkes rollerinden syrlr ve gerek
yaama dner. Herkes projeye kar kar, onlar SAE gibi a-
normal binalar deil, normal binalar ina edilmesini istemekte-
dirler. rdaln diliyle kurumda alanlarn tepkisi yledir:
...Onlar da benim gibiydi, hatta daha beterdiler. (Tanpnar,
2000a:365). Topluluk, umumun paras sarf edilirken o kadar
cmert, hasbi, kaytsz artsz yenilik taraftar olmasna,
rdaln SAE binas projesini vmesine ramen, imdi kendi
menfaatleri ortaya konunca birdenbire dnmlerdir (365).
nsanlar kendi karlarna dokunulduunda oynanan oyunu yk-
sek sesle eletiriye balamaktadrlar. Eletirilerde ba payeyi
Halit Ayarc almaktadr: nsanla bu kadar oynanmaz ki, a ca-

299
nm! sz dillerinden dmyordu. Hulasa herkes kendisi ol-
mutu. Ve bunun iin herkes birbirine benziyordu. (365).
Halit Ayarc da bu duruma anlam vermekte zorlanmasna
ramen, yine de bir sonu karr: Herkes o ana kadar yalan
sylemitir:
Dnyann en modern messesinde, en mkemmel ve yeni
artlar altnda ve bu kadar yenilik iinde alan bu insanlar
bu ii nasl anlamazlar? O halde enstitde ne ileri var? Niin
yeni binay alkladlar? Niin bizi tebrik ettiler? Demek ya-
lan sylyorlar! (Tanpnar, 2000a:365).
rdala gre ise kimse yalan sylememektedir, herkes son
derece samimidir. Onlar sadece yenilii kendilerine ucu do-
kunmamak artyla sevmektedirler. imdi de o artla severler.
Fakat hayatlarnda emniyetli ve salam olmay tercih etmekte-
dirler (Tanpnar, 2000a:365).
Topluluun grlerini deitirmeyi ilk kez baaramayan
Ayarc, nerede hata yaptnn sorusunu rdal ile tartr. rdala
gre, yanl, etrafla fazla oynanmasdr. Ayarc bu gre
katlmaz: Hayr ... Hi oynamadk. Bizi aldattlar. Biz fazla
inandk onlara... (Tanpnar, 2000a:367). Ayarc, insann ikir-
cikli bir manta sahip olmasna aklama getiremez ve kendisi-
nin de oynatlan haline drldn u cmleyle belirtir: Bu
messese artk benim deil! Bundan sonra ben de herkes gibi-
yim burada... (367).
Ksaca, roller artk deimitir, oyunun kurallarn ayarla-
ma sras artk Ayarcnn elinde deildir. Vaktiyle Ayarcnn
oynattklar imdi oyunbozanlk etmekte, oyunun kurallarn
yeniden dzenlemek istemektedirler. Ancak oyunbozanln
boyutu, rollerini icra edenlerin oyundan kmalarn gerektire-

300
cek apta deildir. Onlarn, sonunda baarya ulaan btn m-
cadeleleri, oyunun karlarna dokunan sahnesini karmaktan
ibarettir.
Gerek Bir Oyun Dnyas: Kraathane
Tanpnarn Hayri rdalin isiz kald dnemde kulland
stanbul ehzadepaadaki kraathaneye ynelik betimlemeleri
Salah Birsele gre stanbuldaki Darttalim Kraathanesine
aittir. Genliinden itibaren bu kraathaneye tutkun olan Tanp-
nar, romann kiilerini de ounlukla buradan kartm, bu
kraathane yaamna ynelik gzlemlerini romanna aktarmtr
(Birsel, 2002:139).
Kraathane dnyas romanda, ierisinde seyirci ve oyuncu-
larn yer ald bir tiyatro biiminde anlatlr. Tiyatrodaki ko-
numalar, eylemler, sahnelenen oyunlarn repertuarlarn olutu-
rur. Kraathaneye ynelik tiyatro benzetmesi, burasnn gerek
bir oyun alan olduu anlamna gelir. Huizingann belirttiine
gre sadece tiyatro, srekli eylem zelliinden tr, oyunla
olan balantsn korumaktadr (Huizinga, 2006:185). Richard
Sennett ise tiyatro ve kahvehane arasnda ilgin bir balant
kurar. Dnre gre 18. yzylda Paris ve Londradaki tiyatro-
lar evresindeki kmelenen kahvehanelerde ve publarda retilen
sohbetler (Sennett, 2002:110) tiyatro sahnelerindeki oyunlar
andrr (116). Tiyatrodaki seyircilerin anlk kendiliindelii
kahvehane konumalarna benzer.
Bu benzetmeyi daha iyi anlayabilmek iin iki kavramn ze-
rinde durmak gerekir: noktalama (pointing) ve halletme
(settling). Bu iki kavram 18. yzyln tiyatrosunda seyircinin
oyuncuya dorudan mdahalesini anlatmaktadr (Sennett,
2002:109). Bu dnemdeki her tiyatro oyununda seyircinin me-

301
rakla bekledii ve ok iyi bildii sahneler vardr. Oyuncu bu
noktada sahnenin nne gelmekte, repliini, ortada bir yerde
ve seyircinin yzne dnerek sylemektedir. Seyirciler bu per-
formansa slk alarak, yuh ekerek tepki verebilecekleri gibi,
beenilerini gzyalar ve hkrklarla da gsterebilmektedirler.
Bu son durumda oyuncular, gsterimi tekrarlamaktadr. Oyun-
cu, seyircilerin beendii noktay yedi sekiz defa dahi tekrar-
layabilir. Sennettin deyimiyle Noktalar hem sahne kurallar
gerei olmas gerekenleri kesintiye uratan uzlama anlar hem
de seyirciyle oyuncu arasnda dorudan birlemenin gerekle-
tii anlardr (2002:110). Halletme ise oyuncu ve suflr ile
ilgilidir. Bir oyuncu oyun srasnda szleri unuttuunda aa-
daki suflre doru bakmaktadr. zleyiciler bu durumu fark
ederlerse oyuncunun suflrn sylediklerini iitmesini engelle-
mek iin yksek sesle yuha ekerler, slk alarlar. Sennettin
deyimiyle seyirciler oyuncuyu bylece toptan hallederlerdi
(2002:110).
Tiyatro oyunlarna ait bu kendiliindenlik Paris ve Lond-
radaki tiyatrolarn evrelerindeki kahvehanelere ve publara da
tanr. Buralarda sohbet edenlerden konuma sras kendine
gelenler herhangi bir noktaya deinmek ve onu vurgulamak
iin ayaa kalkmaktadr. Mdavimler sohbet ve eylem ykl bu
vurguyu beenirlerse, onun tekrarn isteyebilir. Tpk bir tiyatro
sahnesini andran bu durum kimse tarafndan yadrganmaz.
Konumac skc bulunduunda dinleyiciler tpk tiyatroda
olduu gibi grltler yaparak onu susturmakta, yani hallet-
mektedirler (Sennett, 2002:118-119).
Tanpnarn Cumhuriyetin ilk yllarndaki Darttalim Kra-
athanesindeki betimledii ve analiz ettii dnya Sennettin 18.
yzyl Avrupa kahvehanelerindeki oyun dnyasnn benzeridir.

302
Tanpnarn kraathanesindeki oyunun sahne arkasn Dok-
tor Ramiz hazrlamtr. ehzadebandaki kraathaneye Hayri
rdal ayak basmadan nce Doktor Ramiz, mdavimleri rdaln
yetenekleri, bilgisi ve alkanl konusunda bilgilendirmitir.
Bu yzden rdal kraathaneye ayak basar basmaz, mdavimler
tarafndan tpk bir tiyatroda roln icra etmek zere sahneye
kan aktr gibi sevin l ile karlanr (Tanpnar,
2000a:127). Kraathanede zaman durmutur, ayn eyler tekrar-
lanr, dinlenir, ayn eylere ayn yerde glnr (ab.). Bir kra-
athane mdavimi yllar sonra baarl bir politikac olsa bile,
kraathanedekiler onun imdiye ait politikac kimliini deil,
kraathane yaamndaki szlerini ve davranlarn anarlar. Bu
baarl politikacnn ad sohbet konusu olunca ayn eyler hatr-
lanmakta ve mdavimler onun hakknda ayn hkmleri ver-
mektedirler (Tanpnar, 2000a:128-129). Kraathanenin oyun
dnyasnda yaayan mdavimleri, herkesin belli noktalardaki
szlerini, davranlarn ve bunlarn bizzat kendileri (mdavim-
ler) tarafndan daha nce nasl halledildiini anmaktadrlar.
Gnlk hayattan ka istei kraathanedeki en ciddi ierikli
konumalarn bile oyun dzeyine indirgenmesine yol aar. Ta-
rih, Bergson Felsefesi, Aristo, psikanaliz, Kant, gnlk hayat
uyuturmak iin icat edilmi eyler gibidirler (Tanpnar,
2000a:129-130). Uyuturma gnlk hayat durdurmak, sabit-
lemek ya da Sennetin deyimiyle noktalamak anlamndadr
ayn zamanda.
En ciddi bir olay bile ciddi olduu iin deil, syleni tar-
z iin anlatlmaktadr (Tanpnar, 2000a:130). Huzingann
szn ettii keyif almak amacyla szck oyunlarnn, bilme-
cenin, akann, ksaca oyunun devreye girdii syleyi ekli
Tanpnarn kurgulad dnyada kendinde bir ama olur. Bu

303
dnyada syleni ekli bir ara deil, bir amatr. Syleyi bir
tiyatro oyunu gibidir. Herkes roln bilmektedir:
Birbirlerini o kadar fazla dinlemilerdi ki, hepsi anlatlan a-
a yukar evvelden bilirdi. Burada konuma yalnz kendisi
iin, konuanlarn kabiliyetleri iindi ve daha ziyade sevilmi
bir eserin, yahut oyunun tekrarna benzerdi ve sohbet, bir or-
taoyunu gibi evvelden tayin edilmi artlarla devam ederdi
(Tanpnar, 200:130).
Tanpnarn kraathane dnyasnda sohbetin ileyiine yne-
lik mdahale, yani Sennettin halletme olarak niteledii sre
de aynen tiyatro oyununda olduu gibi iler:
Hep ayn kelimelerle mdahale edilir, ayn yerlerde glnr,
macera oradakilerden birka arasnda gemise, alakadarlar
ayn yerlerde tamamlayc sz alrlard. Anlatan, daha yeni
tafsilata girerse, sz derhal kesilir, Bunu yeni uydurdun!
denirdi. Mamafih bu yeni ekil ve para gelecek programda
ayn dikkatle aranrd (Tanpnar, 2000a:130).
Sonuta sohbete giren yeni sahneler ancak beenilirse (hal-
ledilirse) gelecek sohbette tekrarlanabilir. Tpk bir tiyatro oyu-
nu gibi sohbetlerde tekrar arttr. Tekrar kimseyi yormaz, tersi-
ne aina olunmayan sohbetler yadrganr (Tanpnar, 2000a:130).
Tpk oyun gibi sohbetin de sonsuz tekrarndan sknlmaz. Ve
yine tiyatro oyuncularnn beenilen performanslarn yedi-
sekiz defa noktalamalar gibi, kraathane mdavimlerince
halledilen yani kabul edilen, beenilen sohbetler defalarca
tekrarlanmaktadr (130). Yeni bir fikir veya sorunun bunu
srekli tekrarlanan tiyatro oyununa yeni bir sahne ekleme diye
de okuyabiliriz- mdavimlerce kabul edilmeleri iin ncelikle
bu fikir ve sorunun halledilmesi, oyunsallatrlmas gerek-
mektedir:

304
.... hakikaten yeni bir fikir veya meselesi olanlarn sz ilk
defalar sadece nezaket ve biraz da tecesss yznden dilenirdi
ve daima uyank olan muhit muhayyilesi onu akaya en ok
msait tarafndan yakalayana, yahut kendi seviyesine indirene
kadar yle kalrd. Btn ciddi eyler byleydi. Bir kere ale-
lde apknla, Karagz akasna, pederasti hikyesine veya
ortaoyunu taklidine indirildikten sonra kabul edilirdi. (Tanp-
nar, 2000a:130).
Ciddi konulardan sz edenler etrafna dzen vermek isteyen
Nizamclardr (2000a:130). Bunlar bizatihi oyun iin deil,
oynatmak, ayarlamak amacyla sohbet retmektedirler. Tanp-
nar, onlar dnyay dzeltmek zahmetini stlerine alan ...
aristokratlar olarak niteler. Dzeltecekleri iki grup vardr. lki
Esafil-i ark adn alr. Bu grup kltrden, medeniyetten bu
kahvedeki mterek hayata yarayacak kadarn almakla yetinen,
gnlk haznelerin ve geim skntsn veya aresizliklerinin
dnda yalnzca komiin, aksayann zerinde zararszca dur-
makla yetinmektedir (130). Ayarlanacak ikinci grup i Tai-
fesidir. Bunlar hibir incelie sahip olmayan, ehir hayatna
uyum salayamam, veya kaba gdlerini yenememi insan-
lardr (130-131), Eliasn snflamasnda henz uygarlk sreci-
ne girememi (2004) bir topluluktur. Nizamclar ve ark- Efali
ancak ilikleri tutarsa kavga etmesine ramen, i Taifesi
sorunlarn genellikle kavgayla zmektedirler. Bu tabaka kendi
iinde yarm i diye de ayrca snflanabilir (131).
Kraathaneye yeni gelenin mdavimlerce kabul bir prose-
dr dahilinde iler. rnein Hayri rdal aralarna alan mda-
vimler nce onun snfn tayin ederler ve ona bir lakap verirler.
Lakap verme ilemi uzun mzakerelere konu olur, Tanpnarn
deyimiyle birka celseye ihtiya hissettirir (131).

305
Kraathane dnyasnda tm olup bitenler, insan kendinden
ve gerek yaamdan uzaklaacak bir oyun alemi gibidir:
Yava yava bu hayata ben de altm. Ne kadar hafif ve ra-
hatt. Uysal kalabalk insana bata kendisi olmak zere her
eyi unutturuyordu. imden kar kmaz bir soluk oraya u-
ruyor, daha ilk admda, sanki bir bakas oluyor, gnlk
zntlerden uzak, yalnz akadan bir leme giriyordum. Bu-
rada yarm saat evvel veya sonraki hayatma deta bir baka-
snn imi gibi bakyordum. Adm bile deimiti, orada Hayri
deildim, kszdm (Tanpnar, 2000a:132).
Kraathanedekilerin oyun dnyasnda yaadklarn Doktor
Ramiz de sk sk vurgular:
Bana mesleimi asl sevdiren bu kahve oldu. Buradaki insan-
lar nereden bulabilirim? Kald ki, topluluun kendisi de e-
hemmiyetli! Sosyal psikanaliz iin bundan iyi bir yer
bulunmaz. Bak, mzi nasl devam ediyor, aka, ciddi onu na-
sl yayorlar... Hepsi hayallerinde bsbtn baka bir lemde
yayor. Topluluk halinde rya gryorlar (Tanpnar,
2000a:132-133).
Kraathanedeki topluluun oyunsal dnyalar zerine yorum
yapan Halit Ayarc ise konuyu alma hayatna uyum sala-
mama boyutuna temellendirir. Ona gre gerek yaam ile kra-
athanedekilerin yaamlar arasnda kopukluk vardr. Kopukluu
gideremeyen topluluk yeleri, bir eit aralkta, kapnn d-
nda yaamakta, kapnn iine girememektedirler. Ayarc, ka-
pnn ierisini muasr zaman olarak niteler. Bu zamana gire-
memi olanlar, ona gre aknlk iinde kalrlar ve yar ciddi,
yar aka, tembel bir hayatta yaarlar (Tanpnar, 2000a:133).
Bir gzlemci statsyle rdal, Ayarcnn bu yorumu hak-
knda ne dnmektedir? Ayarcnn alma, retim, Ensti-

306
tnn ilevleri, gerek hayat-oyunsal hayat konusundaki yo-
rumlarna katlmayan, bazen de katlyor roln yapan rdal, bu
konuda onunla hemfikirdir. rdala gre kraathanedeki hayat
biraz afyon, biraz uyku ilacdr. Kraathanedekiler, eikte
yaamaktadrlar (Tanpnar, 2000a:134).
Deerlendirme
Tanpnar, romanda iki akmla atr. lki, mistisizm ve hu-
rafelerle, ke dnmece ve hilelerle amaca ulamay birincil
sraya koyan klasik ark zihniyetidir. Dieri, grnrde zaman,
retim ve almay ne karan ancak gerekte bunlarn anlam-
larn derinlemesine kavramam, onlarla oynayan gsterii
bat zihniyetidir. Tanpnar, romanda retim ve zamann nemini
grnrde nemseyen Halit Ayarc ile bunlar retim ve za-
man- gerek anlamda nemser grnen Hayri rdal kartl
etrafndan Trkiyenin Tanzimattan itibaren macerasn anlatr.
rdal, saf ii, almay temsil etmesine ramen iinde bulundu-
u koullar yznden isizlik yznden- kendisine dayatlan
grnrde modern bir oyunu oynamak zorunda kalr. rdal, bu
fantazi hayatn bir tiyatro gibi bu ekilde temsil edilmesine,
retmemeye, almamaya ya da altn, rettiini zannede-
rek alanlara zaman zaman kar kar. Kar kt bir baka
konu iin, zamanla insan zerinde bask kurmasdr:
insan temizliyor, gzelletiriyor, kendisi yapyor, etrafyla
arasnda bir yn mnasebet kuruyordu. Fakat i ayn zaman-
da insan zaptediyordu. Ne kadar abes ve manasz olursa ol-
sun bir iin mesuliyetini alan ve benimseyen adam, ister iste-
mez onun dairesinden kmyor, onun mahsubu oluyordu. n-
san kaderinin ve tarihin byk srr burada idi. (Tanpnar,
2000a:355).

307
in bu diyalektik doas, aslnda rdaln kendi iindeki e-
likilerini ve Ayarcyla olan ilikilerini yanstr. rdal, emir
almay, dtan ynlendirilmeyi, rol yapmaya zorlanmay
sevmez. Sadece rol yapmak zorunda kalmadan, i yaparak ger-
ei yaamak ister. Ama alma, alma olmaktan kp insan
tpk Ayarc gibi dtan ynlendirebilir. Bylece insan, iin esa-
retinde sadece roln oynayabilir. Tanpnar sorunun nasl -
zme kavuturulacana yant vermez, onu ylece brakr. Muh-
temelen yle de kalmasn ister. Gerilim, eliki ayn zamanda
kendi iinde evrimin, geliimin temelidir. Tanpnar, daha ok
kendi iinde ve koullar iinde emrivaki olmadan, rol yapmak
zorunda kalmadan bir geliime inandndan, romana ynlen-
dirme ile kendiliindenlik arasndaki gerilim damgasn vurur.
Tanpnarn retime, almaya ve ie dair makalenin giri-
inde belirttiimiz olumlu grlerini
3
romandaki hicviyle bir-
letirdiimizde, onun SAEde kurgulad oyun dnyasn be-
nimsemedii anlalmaktadr. Asl olan, pr haliyle retmenin,
almann, zaman deerlendirmenin, ksaca oyunsallk kart

3
Tanpnarn makaleleri ve kendisiyle yaplan grmeleri ieren
Yaadm Gnler (2000b) adl eserde, yazarn retimi, almay, ii,
teknii birincil sraya yerletiren ok sayda yorumuyla karlalr.
rnein 1960daki bir yazsnda Batl insann en byk ve en byk
kuvveti, ekonomisidir (111) der. Trkiyenin uygarlk basamanda
sanayileme devrinin kapsna II. Dnya Savann banda gelmesine
karn, savan bu sreci durdurmasn i ekerek karlar (112).
1950de kendisiyle yaplan bir grmede okullarn da retimi hedef
alacak ekilde rgtlenmesini savunur (295). 1956da yaymlanan bir
makalesinde ise unlar yazar: Hakikatte bir medeniyete iten ve
dtan intibak mecburiyetindeyiz. hayatnn tanzimi, refahn artmas
ilim ve mtehasssla olur. nsanl 150 senedir ilim idare ediyor. O
hem hayat hergn deitiriyor, hem de bu deiikliin getirecei
krizlere kar evvelinden tedbir dnyor. (333).

308
olan rasyonel bir dnyann tm kurum ve kurumlaryla hayata
geirilmesidir. Grnrde rasyonel olan SAE gibi kurumlar da
Tanpnarn idealindeki dnyay temsil etmez. Bu dnya, oyun-
sallkla, oyunsalln zorunlu temsilinin icra edildii bir alandr.
Oyunsal olan dnya irrasyoneldir ve Tanpnarn tasarmlad
dnyann karsndadr. Tanpnar, ksaca, SAE araclyla oyun
dnyasn yermekte ve onun yerine gerek anlamda retimin,
almann, zaman deerlendirmenin ve emek harcamann e-
gemen olduu bir hayalin zlemini duymaktadr.

KAYNAKA

Ayvazolu, Beir (1985). Saatleri Ayarlama Enstits Yahut
Bir nkraz Felsefesi, Tre, Haziran-Temmuz, N. 169-170,
s. 29-34.
Birsel, Salah (2002). Kahveler Kitab, Sel Yaynclk, 4. Bask,
stanbul.
Giddens, Antony (2005). Sosyoloji, Ayra, Ankara.
Goffman, Erving (1961). Asylums, Anchor Books, New York.
Hobsbawm, Eric ve Terence Ranger (1996). (Ed.) The Invention
of Tradition, Cambridge University Press, England.
Huizinga, Johan (2006). Homo Ludens: Oyunun Toplumsal
levi zerine Bir Deneme, ev. Mehmet Ali Klbay, Ay-
rnt, kinci Basm, stanbul.
Kutlu, Mustafa (1983). Tanpnarn Yalan Dnyas (Saatleri
Ayarlama Enstits), Yneliler, Nisan, S. 22, s. 1-7.
Moran, Berna (1978). Ahmet Hamdi Tanpnarn Saatleri A-
yarlama Enstits, Birikim, Mart, C.6, S. 37, s. 37-44.
Sennett, Richard (2002). Kamusal nsann k, Ayrnt,
ev. Serpil Durak, Abdullah Ylmaz, kinci Basm, stan-
bul.
Tanpnar, Ahmet Hamdi (2000a). Saatleri Ayarlama Enstits,
Dergah, Yedinci Basm, stanbul.

309
Tanpnar, Ahmet Hamdi (200b). Yaadm Gibi, Haz. Birol
Emil, Tekin Yaynevi, stanbul.
lgener, Sabri (2006). Zihniyet, Aydnlar ve zmler, Derin
Yaynlar, stanbul.




310

Kuram ve Aratrma Dergisi
Say 25 Yaz-Gz 2007
Makaleler
Haber yapmada ideoloji etkeni: 11 Eyll olay
zerine bir inceleme - Tuba Duruolu
Hrriyetin Irak Savanda taraflarn ordular
hakkndaki grsel sunumu - Gl Keeliolu Zorcu
Trkiyede toplumbilim kitaplarnda iletiime
verilen yer -Kemal nal
Radyo ve televizyonda yayn ilkelerinin ihlli ile
yaptrm uygulamas sorunlar-Kemal Cem Baykal

stihdam sorunu balamnda Trkiyede iletiim
eitimi ve renci yerletirme - Ruhdan Uzun
Irak'ta kitle iletiimi: 2003-2007 - emsettin
Kzeci
Forum
Temel Bilgiler: Eletirel yaklamlarda iletiim
anlay, rfan Erdoan
Karl Marx: nsan, toplum ve iletiim
Karl Marx: Basn zgrl ve sansr
Karl Marx: Yntem sorunu
Siyasal ekonomi ve kltrel incelemeler atmas
Garnham, Murdock, Grossberg, Carey, Hardt,
Meehan
RTK: Trkiyede zleyici ve Dinleyici lm-
leri

311

Kuram ve Aratrma Dergisi
Say 24 K-Bahar 2007
Makaleler
letiim Fakltelerine renci Yerletirmede Karla-
lan elikiler ve zm nerileri A. Varol, K.
Alemdar
Uygur Sinemas ve Tanrda Film Stdyosu Adile
Abdulahat
Halkla likilerde Etik Balamnda Doan ve Uzan
Medya Gruplar Arasndaki atma Tolga entrk
Emek Piyasasnda Cinsiyeti cret Ayrm: Bursa Or-
ganize Sanayi Blgesinde Bir Aratrma Tuba
Duruolu
Hollywood Filmlerinde Entelektel Kimliklerin Tem-
sili Hseyin Kse
Demokrat Partinin Halkla likileri zerine Bir nce-
leme Esra Kelolu ler
Forum
Cooley On the Meaning and Organization of
Communication Charles Horton Cooley
The Theory of the Leisure Class: An Economic Study
of Institutions Thorstein Veblen
On the Danger of Public Opinion Research E.
Bernays, P. Lazarsfeld, H. Field and C. Robinson
Communications and Public Opinion Bernard
Berelson
The Structure and Fuction of Communication in
Society Harold D. Laswell
Mass Communication, Popular Taste, and Organized
Social Action Paul F. Lazarsfeld, Robert K. Metron
From News-Gathering to News Making: A Flood of
Pseudo-Events Daniel J. Boorstin
Personal Influence Elihu Katz, Paul Lazersfeld
The End of Ideology Daniel Bell



312




Gazi niversitesi letiim Fakltesi 40. Yl Kitapl

1. Medyada stihdam Ulusal Toplant 27 Nisan 2006
2. Ruhdan Uzun, letiim Etii: Sorunlar ve Sorumluluklar
3. Muvaffak Uyank, Yeni Okulun Ders Vastalarndan Gazete
4. Esra Kelolu ler, Halkla likiler: Mitler ve Gerekler
5. Hlya Eraslan, Agos: Trke-Ermenice Bir Gazetenin Tarihi
6. Media and Ethics: International Symposium Ankara 3-4
November 2006
7. rfan Erdoan, Trkiyede Gazetecilik ve Bilim letiimi
8. Ali Haydar Frat, Kadro Kooperatif Fikir Hareketleri
9. rfan Erdoan, Ampirik Aratrmalarda Sorunlar
10. Seil Bker-Grhan Topu, Sinema: Tarih/Kuram/Eletiri
11. Hakan Aydn, Halk (1923): Konyada Yaynlanan Kemalist
Bir Gazete
12. Aye Glin Manka, Anadolu Ajans ve II. Dnya Sava
13. Hale Knen, Radyo Syleileri
14. Glseren endur-Atabek, Trk Romannda Gazeteciler
15. Serdar ztrk, Trkiyede letiim Dncesinin Kkenleri
16. Grsel Salamz, Basn Dili
17. Mehmed Said Paa, Gazeteci Lisan
18. Gamze Ycesan-zdemir, letiim, Emek ve Kalknma

You might also like