You are on page 1of 476

KTABIN ORJNAL ADI

YAYIN HAKLARI
POWER OF THE SWORD
WILBUR SMITH ONK Telif
Haklar Ajans ALTIN
KTAPLAR YAYINEV ve
TCARET A..
Bu kitabn her trl yayn haklar Fikir ve
Sanat Eserleri Yasas gereince ALTIN
KTAPLAR YAYINEV ve TCARET
A..'ye aittir.
KAPAK RESM CMERT DORU

BASKI 2. BASIM / KASIM 2000
AKDENZ YAYINCILIK A..
Matbaaclar Sitesi No: 83
Baclar - STANBUL
ISBN 975-21-0147-X
ALTIN KTAPLAR YAYINEV
Cell Ferdi Gkay Sk. Nebiolu han
Caalolu - istanbul Tel: (0212) 513 63 65
- 526 80 12 520 62 46-513 65 18
Faks:(0212)526 80 11 www. altinkitaplar.
com info @altinkitaplar. com.tr.
WILBUR SMITH

HKMEDENLER

TRKES
EBNEM ORAKI
Eer usulszle raz olup
tm yasalar Klcn Gc'ne gre deitirseydim,
buraya gelmek zorunda kalmazdm.
ingiltere Kral I. Charles'n
idam sehpasndaki konumas
Sis okyanusun yzn kaplam, her trl rengi ve sesi dilsizletiriyordu.
Sabah rzgrnn getirdii ilk dalga kyya doru ilerlerken sular kvrld, h-
rdad. Trol gemisi kynn mil anda, sisin altnda, aknt hattnn he-
men kenarnda durmaktayd. Okyanus derinliklerinin plankton dolu sular ka-
barnca, s yerin koyu yeil sularyla tam bu izgi zerinde buluuyordu.
Lothar De La Rey dmenin banda ne doru eilmi, sislerin telerine
doru bakyordu. afak vaktindeki bu sessiz, gerilim dolu dakikalar pek se-
verdi. Kanndaki elektriin kprtsn hissetti. Avclk tutkusu onu daha nce
de nice kereler kendine esir etmiti. Afyon ya da iki tutkusu kadar gl bir
tutkuydu bu da.
Zihni ok gerilere doru utu, pembe bir afak Magersfontein Tepeleri
zerine yaylrken nasl siperin duvarna yaslanp sko svari birliklerinin
karanln telerinden belirmesini beklediini hatrlad. Ekose etekleri uua-
rak, kurdeleleri ellerindeki Mauser'lerin namlusuna dolanarak... Lothar o
anyla birlikte vcudundaki tm tylerin diken diken olduunu hissetti.
O gnden bu yana yzlerce afak daha gelip gemiti. O afaklar Lothar'
yeni bir ava hazrlanrken aydnlatmt hep. Koca yeleli Kalahari aslanna
kar, boynuzlu bufalolara kar, buruuk derili, pahal dili fillere kar... bu
sefer sra balklktayd. Balklarn boyu geri br avlardan kkt, ama
bolluu, yaad ortam olan engin okyanus sularna ta karyordu.
-5-
Dncelerini yarda kesen, gvertede yaklaan ocuk oldu. Yalnayakt.
Bacaklar uzun, gne yan, bir hayli de glyd. Boyu byk insana yakn-
d hemen hemen. Bu yzden dmen odasnn kapsndan geerken ban e-
mek, elindeki kahveyi dkmemek iin dikkatli davranmak zorunda kalyordu.
eker? diye sordu Lothar.
Drt kak attm, baba, diyerek srtt ocuk.
Sis ocuun uzun kirpikleri zerinde iy damlalar gibi younlayordu.
Uykulu bir kedi gibi gzlerini krptrp onlardan kurtulmaya alt. Sapsar,
dalgal salar gnein de etkisiyle yer yer platin rengine dnmt. ok
gr olan kaslaryla kirpikleriyse simsiyaht; kehribar rengi gzlerini ereve-
liyor, daha bir belirginletiriyordu.
Bugn bol balk olacak. Lothar bunu yksek sesle syledii iin bir
uursuzluk gelmesin diye, pantolonunun cebine soktuu elinin parmaklarn
aprazlamt. Yakalamamz da art, diye dnd. Yaayabilmek iin ok ba-
lk tutmak zorundayz.
Be yl nce, avc borusunun sesine bir kere daha kaplm, nesi var nesi
yoksa elden karp bir kez daha vahi diyarlardaki kovalamacalara ynelmiti.
Kendi elleriyle onca abalarla kurduu, krl durumdaki kara ve demiryolu
inaat irketini satm, ne kadar bor alabiliyorsa toplam, bir kumara daha
girimiti.
Benguela akntsnn serin yeil sularnda gizli o snrsz servetlerin farkn-
dayd. lk farkna var, Byk Sava'n son yllarnda, nefret ettii ngilizle-
re ve onlarn kuklas olan Gney Afrika ordular komutan Jan Smuts'a kar
verdii son mcadele srasndayd.
Gney Atlantik kylarndaki yksek kumullarn gerisine kurduu gizli ik-
mal deposundan, ngiliz ticaret gemilerinin bana bela olan Alman
U-botla-rna ikmal yapmt Lothar. Sonu gelmez, kavurucu gnler boyunca
orada de-nizaltlarn gelmesini beklerken, okyanusun nasl snrsz hazinelerle
kaynatn grmt. Kepesini daldran alsn diye hazr bekliyordu o
hazineler. Sonra, o iren Versailles Antlamas'n izleyen gnlerde, bir
yandan da geitlerini patlatp arasndan gerideki ovalara yollar aarken, bir
yandan da kendi planlarn yapmt. Para biriktirmi, plan kurmu, hep
bugnlere hazrlanmt.
Portekiz'de bulduu sardalya trol gemileri ihmal edilmi, rm tekne-
lerdi. Da Silva'y da Portekiz'de bulmutu Lothar. Yal, tecrbeli bir deniz
kurduydu Da Silva. Tarih ncesinden kalma benzeyen drt dknt trol tek-
-6-
nesini ikisi birlikte onarm, donanmn tamamlam, mmkn olan en az sa-
yda tayfa tutmu, gneye, Afrika'nn bat kylarna doru yola kmlard.
Konserve fabrikasn ise California'da bulmutu. Ton balklarnn daha bol
olduuna, yakalama masrafnn da daha dk olduuna inanan bir firma kur-
mutu fabrikay oraya. Lothar o fabrikay maliyet fiyatnn ok altnda bir para
karl satn alm, olduu gibi sktrp Afrika'ya getirmiti. Eskiden balina
istasyonu olan terk edilmi yerin bitiiine kurmutu fabrikay. Kumlar
zerine. Bu krfeze bu yzden hl Walvis Krfezi, yani Balina Krfezi de-
niliyordu zaten.
lk mevsim boyunca Lothar'la Da Silva bol bol yabanl balk yakala-
m, pe pee alar doldurup fabrikaya tamlar, Lothar da iini kemiren
borlarn tmn demeyi baarmt. Hemen hurda Portekiz gemilerinin ye-
rine yenilerini smarlamt o zaman. Bu gemiler zaten mrlerini doldurmu-
lard artk. Ama bu giriim de onu, ie balarkenkinden bile daha byk yeni
bir bor yk altna sokmutu.
O srada balklar da hi nedensiz yok oluvermilerdi. Koca srler artk
buralardan gemiyorlard. Ufak tefek, seyrek balk gruplar yakalanyordu an-
cak. Lothar ve adamlar denizlerin yz mil aklarna kadar uzanp umutsuzca
balk aramay srdryor, fabrikann ekonomik saylamayacak kadar uzak-
larna, ky boyunca kuzeye ve gneye doru uzanyorlard, ama aylar birbi-
rini kovalarken talih onlara hi acmyordu. Her ay Lothar'n asla deyeme-
yecei yeni faiz birikimlerinin ihbarlar geliyor, o da bu yzden yeni borlar
bulabilmek iin yalvarp yakarmak zorunda kalyordu.
ki yl hi balksz geti. Sonra, tam Lothar yenildiine inand srada, ok-
yanus akntlarnda esrarengiz bir deimenin ya da bir garip rzgrn etkisiy-
le balklar geri dnd. e yarar, yaban balklar. Her afakta koca srler ha-
linde belirir oldular yeni batan.
Dilerim devam etsin, Tanrm, diye dua ediyordu Lothar iin iin. Gzleri
sislerin telerindeydi. Yalvarrm, devam etsin, Tanrm. ay daha... o
kadar-ck srse yeterdi ona. ayda tm borlarn der, yeni batan
zgrlne kavuurdu.
Kalkyor, dedi ocuk. Lothar gzlerini krptrd, ban hafife sallaya-
rak kendini anlarn basksndan kurtard.
Sis ykselen tiyatro perdesi gibi alyordu. Ardndan ortaya kan manza-
ra da tam melodramatik bir sahne dekoru gibiydi. Havai fiek gibi afak k-
larn dolduran renkler, doal olmayacak kadar canl grnyordu. Okyanu-
sun yzeyi turuncu, altn rengi ve yeilin tonlaryla parldyor, sisin duman gi-
-1-
bi tutamlar kan rengine, gl rengine dnyor, sular sanki dnya d alev-
lerle tutuuyordu. Sessizlik de bu sihirli gsteriyi daha zenginletirmekteydi.
Kristal kadar youn ve ltl bir sessizlik, insana kendini sarlam gibi his-
settirmekte, geri kalan drt duygusunu da esir alp kardaki manzaraya y-
neltmekteydi.
Gne aradan uzamay baard. Prl prl altn bir k, sis tabakasn deldi,
yzeyin zerinde oynat, aknty aydnlatt. Kyya doru uzanan sular
bulutlu bir mavi renge dnt. Ya gibi dmdz ve sakindi. Gerek okyanus
akntsnn kabarp indii ksmla bulutuu snr izgisi bak srt kadar kes-
kindi. Onun tesinde sular karanlk, koyu yeil kadife gibiydi.
Da Silva n gverteden, Daar spring hy! diye seslendi, parmayla ko-
yu renk ksmdaki bir yeri gsteriyordu. te, zplyor!
Yatk gne suya vurduu anda bir tek balk sramt. nsan elinden
biraz daha uzun boyda, koyu gm renginde bir prltyd.
Motoru altr! Lothar'n sesi heyecandan bouk kyordu. ocuk or-
tadaki kahve fincann harita masasnn zerine frlatnca fincanda kalan bir-
ka damla kahve etrafa sald, ocuk merdivenlerden aadaki makine da-
iresine doru atld.
Lothar konta at, ocuk aada krank koluna doru eilirken o da vi-
tese geti.
leri! diye bard Lothar. ocuk gcn toplad, drt silindire birden
yklendi. Ya daha tam on bile deildi, ama imdiden neredeyse yetikin
bir erkek kadar glyd. alrken srtnda kaslarn kabard grlyordu.
Haydi! Lothar valflar kapad, motor liman kndan sonra soumaya"
henz vakit bulamam olduundan, hemen kkreyerek alt. Bordann yan
tarafndaki egzostan yal kara dumanlar kt, sonra motorun sesi normal
temposuna oturdu.
ocuk merdivenlerden yukar koup gverteye frlad, buruna, Da Silva'
nn yanna kotu..
Lothar burnu hafife dndrd, aknt izgisine paralel olarak ilerlediler.
Sis dalnca teki tekneler de grnr olmutu. Onlar da sisin altnda gne-
in ilk klarn sessizce beklemilerdi. imdi hep birlikte, aknt izgisine pa-
ralel ilerlemekteydiler. Hevesliydi hepsi. Gerilerinde V biiminde izler bra-
kyorlard. Burunlarnn nnde kpkler ilk klarn altnda prl prld. Her
birinin gverte parmaklnda tayfalar ileriyi grmek iin eiliyor, heyecanl
sesler motor grltsne ramen duyuluyordu.
-8-
evresi caml dmen odasndan Lothar elli fit boyundaki teknenin drt bir
yann grebilmekteydi. Hazrlklar son bir kere kontrol etti. Upuzun a, san-
cak tarafna serilmiti. Mantarlarn dizili olduu kenar ipi dikkatle katlanm,
sarmal biiminde hazrlanmt. An kuruyken arl yaklak yedi buuk
ton kadard. Islannca ok daha ar ekecei ortadayd. Boyu be yz fitti.
Suya atlnca, mantarlardan aa, yetmi fit derine kadar bir tl perde gibi
sal-lanrd. Lothar'a be bin ngiliz lirasndan fazlaya patlamt bu a.
Normal bir balk bu kadar paray yirmi ylda zor kazanrd. teki teknede
de ayn adan vard. Her teknenin ardnda da on sekiz fit boyundaki kay
geliyordu. Lothar keskin bakn evrede bir kez dolatrdktan sonra at
vakti geldiine karar verdi. Gzlerini karya evirdiinde de ikinci bir
baln sradn grd. Bu seferki o kadar yakndayd ki, srtndaki koyu
renk desenler bile belli oluyordu. Gm stne yeil izgiler. Derken hayvan
tekrar suya dald, yzey zerinde gamze gibi minik bir iz oluturdu.
Bu bir sinyalmi gibi btn okyanus bir anda canlanverdi. Sularn yzn,
bulut inmi gibi koyu bir renk kaplad. Ama bu bulut alttan geliyordu. De-
rinlerden ykseliyordu. Aada bir ejder kprdyormu gibi yuvarlanp duru-
yordu sular.
Balklar! diye bard Da Silva. Buruuk, kahverengi surat, omzunun
zerinden dnp Lothar'a bakt, kollar balk dolu okyanusu kucaklayacakm
gibi iki yana ald.
Altlarnda bir mil eninde, ular sislere deen bir alan kaplayan koskoca
bir tek sr vard. Bunca yllk avclk hayatnda Lothar bu kadar ok canl ka-
labaln bir arada grdn hatrlamyordu. Bunun yannda, Afrika le
gneini kaplayan ekirgeler de, toplam arlklaryla dallan kran minik
qu-elea kular da solda sfr kalrd. Teknelerdeki tayfalar bile sessizletiler,
sr yzeye karken gzlerinde bir dehet ifadesiyle baktlar. Milyonlarca
minik pullu gvde, sudan frlarken gnein n yanstyor, sonra altta
hemcinslerinden olumu sonsuzluun iine dyorlard.
lk aylan Da Silva oldu. Dnp k tarafa doru kotu. Genler kadar e-
vikti. Dmen odasnn kapsndan geerken duraklad. Akama hl bir a-
mz olur inallah, dedi.
Ac bir uyaryd bu. Sonra yal adam k taraftan ipi ekip kaya atlad,
onu gren teki teknelerdekilerin de akl bana geldi, herkes i bana kotu.
Manfred! diye seslendi Lothar oluna. Burunda bylenmi gibi duran
ocuk ban sallad, babasnn yanna kotu.
-9-
Dmeni al! Bu yata bir ocuk iin byk sorumluluktu dmen. Ama
Manfred becerisini daha nce de defalarca kantlam olduundan, Lothar ka-
binden karken hi kayg duymuyorlard. Buruna gitti, ban evirmeksizin
eliyle iaret verdi, Manfred o iarete gre dmeni krd, srnn evresinde
geni bir ember izerek ilerlemeye koyuldu.
Ne ok balk! diye fsldad Lothar. Gzleri mesafeyi, rzgr, aknty
hesaplamaya alyor, Da Silva'nn uyars da yapt hesaplarda arlk ta-
yordu. Trol teknesiyle a, bu balklardan yz elli tonunu kaldrabilirdi. Usta-
lkla hareket ederlerse, belki iki yz ton.
Oysa karsnda milyonlarca ton balk vard. A beceriksiz biimde, ras-
gele atarlarsa, iine on ya da yirmi bin ton baln dolmas iten deildi. Bun-
larn arl ve hareketi a para para edebilir, hatta koparabilir, mantarl ip-
ten skebilir... belki takl olduu babalar yerinden karabilirdi. Derinlere ba-
tar giderdi o zaman a. Daha da beteri, eer babalar yerinden sklmezse, bu
arlk trol gemisini devirebilir, alabora edebilirdi. Lothar yalnz deerli an
kaybetmekle kalmaz, tayfalarnn ve olunun hayatn da kaybedebilirdi.
Omzundan geriye isteksiz bir bak att. Manfred dmen odasnn camn-
dan ona srtt. Yz heyecandan prl prld. Koyu kehribar gzleri, bembe-
yaz dileri ldarken annesinin bir kopyas gibiydi. Lothar ban tekrar iine
evirmeden nce yreinde ac bir skma hissetti.
Bu birka saniyelik dikkatsizlik neredeyse Lothar'm mahvna neden ola-
cakt. Tekne dosdoru srnn zerine gidiyordu. Birka saniye daha gecikir-
se, oraya varacak, balklar rktecekti. Sr bir tek organizma gibi harekete
geerek okyanusun derinlerinde kaybolacakt. Hemen koluyla dn iareti
verdi, ocuk annda tepki gsterdi, srnn kenarndan ilerlediler. Yirmi met-
relik uzaklk vard arada. Frsat kmasn bekliyorlard.
Lothar yle bir gz atnca teki kaptanlarn da rkp geri durduunu gr-
d. Onlar da dnyorlard srnn evresinde. S vvart Hendrick kar tekneden
Lothar'a ate saan gzlerle bakt. Dev siyah adamn kel kafas gnete top
gllesi gibi parldyordu. kisi sava arkadaydlar. Birlikte nice umutsuz se-
rvene atlmlard. O da tpk Lothar gibi, karadan denize dn kolaylkla
baarm, ksa zamanda usta bir balk olmutu. Bir zamanlar usta bir fildii
avcs, insan avcsyken, imdi de balk avcsyd. Lothar ona eliyle tehlike,
dikkat iareti yapt, Hendrick sessizce gld, elini anladn ifade edercesi-
ne sallad.
Balk srs hl skk dzendeydi. Lothar umutsuzlua kaplyordu. Bir
saattir su yzndeydi balklar. Genellikle bu kadar kalmazlard. Neredeyse
-10-
dalacaklard. Teknelerin biri bile a atmamt. Hazine karsndaki dilenciler
gibi bekleiyorlard. Lothar iinde bir sabrszln kabardn duydu. Zaten
gereinden fazla beklemiti.
Atalm, ne olacaksa olsun, diye dnd. Manfred'e biraz yaklamas iin
iaret etti. Gnee kar dndklerinde gzlerini kst.
O daha bir lgnla kalkamadan, Da Silva'nn sln duydu. Dnp
baktnda Portekizliyi sandalnn burnunda, elini kolunu deliler gibi sallar-
ken grd. Arkalarnda kalan tarafta sr ba veriyordu. Biim deitiriyordu.
Bir uzant karmt. Sivilce gibi mi? Yoo, daha ok bir kafa gibi. Koca gv-
deye boyunla bal bir kafa. Srnn bir blm ayrlyordu. te onlarn da
bekledii buydu.
Manfred! diye bard Lothar. Sa kolunu havada deirmen gibi evir-
di. ocuk dmeni krd, dndler, hzla geriye atldlar. Burunlar srnn bo-
yun yerine cellat baltas gibi yaklayordu.
Yavala! Lothar kollarn kanat rpar gibi oynatt, tekne hzn kesti.
Srnn boyun ksmna yavaa yaklat. Su yle duruydu ki, Lothar balkla-
r tek tek grebiliyordu. Aada srnn geri kalan yeil, aysberg gibi yo-
undu.
Lothar'la Manfred burnu canl kitlenin arasna ar ar soktular. Motor
almyordu. Sessizdiler. Yoksa balklar rkp dalard. Dar boyun, burnun
nnde yarld, ba ksm gvdeden ayrld. Lothar ayrlan grubu, koyun o-
ban gibi ustalkla uzaklatrd, tekne kvrld, dnd, Manfred babasnn el
iaretlerine dikkatle uydu.
Hl ok fazla balk! diye mrldand Lothar kendi kendine. Geri sr-
nn pek kk bir blmn ayrmlard, ama Lothar'n tahminine gre orada
hl bin ton kadar balk vard. Derinlii kesin olarak tahmin edemeyeceine
gre, ok daha fazla da olabilirdi.
Bir rizikoydu. Byk rizikoydu hem de. Da Silva'nn heyecanl iaretler
yaptn gznn ucuyla grebiliyordu. Uyarmaktayd onu yal adam. Ba-
lklarn ok fazla olmasndan korkuyordu o da. Lothar srtt. Sar gzleri k-
sld, topaz gibi parldad, Manfred'e a atma hzna gemesini iaret etti, ih-
tiyara bilerek arkasn dnd.
Hzlar be deniz miline varnca Manfred'e bir iaret daha yapt, tekneyi
olduu yerde dndrd, kk sry izdii dairenin ortasnda kalmaya zor-
lad. Bir dn daha yaptlar. Lothar ellerini azna boru gibi kaldrd.
Los! diye haykrd. Atn aaya!
-11-
Siyah Herero tayfalar kay tutan ipin dmn yakalayp sandal sula-
ra frlattlar. Tahta sandal, kenarlarna smsk sarlm Da Silva'yla birlikte ar-
kalarnda suya dt. Yal adam hl itirazlarn srdryordu. Kayk geride
kald, dala ka srklendi, ar, kahverengi an ucunu da birlikte ekmeye
balad.
Tekne emberini izerken kaba dokulu kahverengi a parmakln zerin-
de tslayarak ayor, mantarl ip ylan gibi kvrlyor, sanki tekneyle kayk ara-
snda bir gbekba oluturuyordu. Sonunda emberin tamamlanmas yaklat,
a srnn evresini sard, Da Silva'nn kay teknenin nnde kald.
Manfred koca an arlna ve ekiine kar dmeni ayarlad, tekneyi
sallayp duran kaykla yan yana getirdi, rampa ederlerken motoru durdurdu.
A artk kapanmt. Da Silva halatn ucunu omzuna vurup tekneye uzatt.
An kaybedeceksin, diye bard Lothar'a, Bu sry aa almak iin
insann deli olmas gerekir... An kapp kaacaklar. Tanr ahidim olsun...
Ama Lothar'n sert emirlerine uyan Herero tayfalar a toplamaya balam-
lard bile. kisi halat Da Silva'nm omuzlarndan alp baladlar, bir nc-
s, Lothar'n kese kapama ipini vinle sarmasna yardma kotu.
A da benim, balk da benim, diye homurdand Lothar. Sonra vinci g-
crdatarak evirmeye koyuldu. Sandal ekin!
A denizin altna yetmi fit iniyordu. lk i altn kapatmakt. Lothar vin-
cin banda, kollarnn, omuzlarnn kaslar kabara kabara urayor, evirip
duruyordu. Alttaki elik halkalardan geen halat, dev bir ttn kesesinin az
gibi kapanmaktayd.
Dmen banda Manfred ileri geri kk manevralarla k taraf adan tut-
may baarrken, Da Silva da kay teki tarafa ekip balad. Balklar ba-
larna geleni anlayp ileden kmadan, nlemini almak istiyordu. Lothar da
a kapam, balamaktayd.
Lothar kan ter iinde parmakla aband. Soluk solua olduu iin
konu-amyordu. Upuzun, gm gibi salar alnna dklrken Da Silva'ya
iaret etti. O anda sr yine biim deitirdi, mantarl ip kprdamaya balad,
tekne ilk olarak an arln ve basncn hissetti. Birden basn tersine dnd,
a ve sandal sanki yosun dalym gibi ekerek uzaa doru atld.
Lothar, Tanrm, sandmdan bile oklar! diye soludu, dorulup slak
salarn gzlerinden ekti, dmen odasna kotu.
Sr an iinde bir saa, bir sola atlyor, kay kuduran denizde
srk-lyordu. Lothar ayaklarnn altnda gvertenin eildiini fark etti.
-12-
Da Silva'nn hakk varm! Kudurdu bunlar! diye fsldayarak elini sis
ddne uzatt. kesik ddk ttrd. Bu yardm arsyd. Lothar tekrar
gverteye frlarken teki teknenin hzla gelmekte olduklarm grd. Onlar
daha a atmaya cesaret edememilerdi.
abuk olun! Allah kahretsin, abuk olun! diye haykrd Lothar onlara.
Sonra kendi tayfalarna dnd. Herkes skma iine!
Tayfalar kararszd. Aa el srmeye cesaret edemiyorlard.
Kprdayn, kara piler! diye uludu Lothar. Kendi frlad, onlara rnek ol-
du. Sry sktrmalar, minik balklarn kprdama gcn kesmeleri artt.
A kaba iptendi. Dikenli tel gibi keskindi. Yine de hep birlikte eildiler,
her seferinde birka metre kazanarak bir tempo tutturdular.
Derken sr tekrar hareketlendi, kazandklar halat tekrar ellerinden gitti.
Herero tayfalardan biri elini halattan yeterince hzl ekememiti. Sa elinin
parmaklar deliklere skt. Elinin etleri eldiven gibi soyuldu, geriye yalnzca
bembeyaz kemikler kald. Adam avaz kt kadar haykrp elini gsne
gtrp kanlan durdurmaya alt. Kanlar suratna fkrd, kara gsnden
aaya szlp pantolonundan akt.
Manfred! diye bard Lothar. Sen bak ona! Kendisi dikkatini yeni-
den aa evirdi. Sr dala gemiti. Mantarl halatn bir ucunu yzeyin aa-
larna ekiyordu. Balklardan biraz stteki aklktan kap kurtuldu, parlak
sularn zerine koyu yeil bir duman gibi yayld.
Cehennem olun! diye mrldand Lothar. Ama srnn byk blm
hl adayd. Derken mantarl halat tekrar yzeye kt. Sr ikinci kere da-
lnca tekne tehlikeli biimde eildi, herkes parmaklklara tutundu, yzleri o
kara renklerine ramen kl gibi aard.
Minik kayk mantarl halatn ortasna doru yzmt. Sarsntdan iine
sular doluyordu.
Atla! diye bard Lothar ihtiyara. An dna atla! Tehlikenin ne ol-
duunu ikisi de biliyordu.
Geen yl tayfalardan biri an iine dmt. Balklar bir anda ona ba-
sn yapmlar, onu yzeyin altna itmilerdi.
Saatler sonra cesedi an dibinden kardklarnda, balklarn kendi kor-
kun basnlanyla adamn vcudunun btn deliklerinden ieri dolduklar g-
rlmt. Ak azndan girmi, midesine inmilerdi. Gzlerine hanerler gi-
bi batm, gzleri dar uratp beyne sokulmulard. Eskimi pantolonunu da
delip ansnden barsaklarna girmilerdi. Adamn karn ve barsaklar l
-13-
balklarla dolmu, iren bir balon gibi imiti. Hibiri unutamyordu o g-
rnm.
Adan uzaa! diye bard Lothar tekrar. Da Silva kendini batmakta
olan kayn teki tarafndan son anda suya frlatt. Ar izmeleri vcudunu
batrmadan, telal kulalar atarak tekneye yzd.
Swart Hendrick ona daha yaknd. Teknesini kprdayan mantar halatna
yanatrd, iki tayfas Da Silva'y yukar alrken, tekiler aa eildiler,
Hend-rick'in talimatyla mantarl halat kendi teknelerine de baladlar.
Ah, a dayansa! diye homurdand Lothar. teki iki tekne de gelip ba-
lanmt. Drd birlikte, halka olmulard an evresinde. Tayfalar parmak-
lklarn zerinden eilip halatlara aslarak balklar sktrmaya uratlar.
Her teknede on iki adam vard. A santim santim ektiler. Manfred bile
babasnn yan banda yardm ediyordu. Herkes kan ter iinde, homurdan-
makta, inlemekteydi. Yrtlan avularnda kpkrmz kanlar belirmiti. So-
nunda an dibi ykseldi, balklardan stte olanlar, kuru yerde, aresizlik iin-
de rpnmaya baladlar, alttakiler ise arlk altnda bouluyorlard.
karn! diye bard Lothar. Her trolden tayfa uzun sapl, az em-
berli alarn alp geldiler. Bu alar kelebek fileleri gibiydi. Ama saplan on
metre uzuluundayd. Her biri bir seferde bir ton balk kaldracak kadar da
bykt. Kepeler vinlere taklarak alaltld. Alarn dibi yine istendii za-
man alp kapanabiliyordu.
Lothar'la Manfred bu arada ambar kapaklarn atlar, tekrar yerlerine
kotular. Lothar vince, Manfred de kepe kapama ipine. adam kepeyi ko-
ca aa daldrdlar. Manfred dibi hemen kapatt.
Lothar vinci altrarak kepeyi indirdi. Kepenin dibi gm rengi balk-
larn altnda grnmez oldu. adam sapa yklendiler.
kyor! diye bard Lothar. Vinci tekrar altrd. Kepe ykseldi. i
bir ton kprdayan balkla doluydu. Manfred dip ipine aslrken, kepe dnp
ak duran ambar kapann zerine geldi.
Salver! diye bard Lothar oluna. Manfred dip ipini sald. Filenin dibi
ald, bir ton balk ambara doru yamur gibi yad. Balklarn pullar da
soyulmutu. Gverteye salanlar kar taneleri gibiydi. Gnein klarn
pem-beli yaldzl yanstyordu minik pullar.
Kepe boalnca Manfred dibi tekrar kapatt, adam sap ortaya evirdi-
ler, vin yine gcrdad. Dier tekneler de ayn ileme balamlard. Birka
saniyede bir, adan bir ton balk daha eksiliyordu.
-14-
insann belini bken, gcn tketen bir iti. Tekdze, delirticiydi. Kepe-
nin her alnda tayfalar boalan deniz suyuyla srlsklam oluyorlard.
Lot-har vincin bandan hi ayrlmad. Yorulmak bilmeden, salar balk
pullarndan prl prl, alt durdu.
Para her biri bunlarn, diye srtt kendi kendine balklar dklrken.
Balk deil, para hepsi.
Gverte yk! diye bard kar teknedeki Swart Hendrick'e. O da
kendi vincinin banda ter dkyordu.
Gverte yk! diye o da geri bard. Ambarlar artk azna kadar do-
luydu. Her tekne yz elli tonunu alm, imdi gvertelerini yklemeye bal-
yordu.
Bu da yeni bir riskti. O yk bir defa aldlar m, fabrikaya varp boaltana
kadar hafifleyemeyecekti tekneler. Yani her tekne yz ton yk fazlasyla sey-
rediyor olacakt. Tehlike snrlarna giriyordu bu durum. Hava patlarsa, rzgr
dnerse, trol gemileri gz ap kapayana kadar yeil sulara gmlr giderdi.
Lothar kendi kendine, hava byle gidecek, diye gvence verdi, bir yandan
vincin banda almasn srdrmekteydi. Sanki havalarda uuyordu. Ona
hibir ey engel olamazd. Korkun bir riske girmi, bin ton balkla dln
almt. Kr ton bana elli sterlindi. Bir tek seferde elli bin kazanmt. m-
rnn en byk volisi. Bu arada teknesini ya da hayatn kaybedebilirdi... oy-
sa o bir tek ala tm borlarn demi saylyordu.
Vincin banda alrken, Tanr ahidim olsun, artk hibir ey ters gide-
mez! diye mrldand. Hibir ey bana zarar veremez. zgrm ve temizim
artk!
evrelerinde avc kularn, kpekbalklarnn drt dnd tekneler gide-
rek suya daha fazla batyorlard. Gne leyi biraz anca Lothar artk bu ie
dur demek zorunda kald. Bir kepe daha ykleyecek yer kalmamt. Son ya-
an balklar hep kenarlardan denize dklyordu. Kpekbalklarn beslemek
zere.
Lothar vinci durdurdu. Byk an iinde herhalde daha yz ton kadar ba-
lk vard. ou boulmu, ezilmiti. Boaltn a! diye emir verdi. Brakn
suya onlar! A gemiye aln!
Drt trol gemisi, her kprtyla gvertelerinden sular aarak, dk hzla,
gebe rdekler gibi kyya yneldiler. Lothar en balarndayd.
Geride yarm milkarelik bir okyanus yzeyini, l balklarla hal gibi r-
tlm durumda braktlar. Gm karnlar yukarya dnk yzen balklar,
-15-
sonbahar yapraklar gibi kaln bir rt oluturmaktayd. Tepelerinde binlerce
a mart dolanyor, hl yem kapyorlard.
Yorgunluktan tkenmi durumdaki tayfalar, kprdayan balklar arasndan
kendilerine yol ap alt kata indiler; hl srlsklam durumda, hl balk ko-
kular iinde, kendilerini ranzalarna attlar.
Lothar dmen odasnda iki fincan scak kahve iti, sonra bann zerin-
deki kronometreye bakt.
Fabrikaya kadar drt saatlik yolumuz var, dedi. Tam ders zaman.
ff, baba, diye yalvard ocuk. Bugn olmasn, bugn zel bir gn.
Mecbur muyuz bugn de ders yapmaya?
Walvis Krfezi 'nin yaknlarnda okul yoktu. En yakn okul,
Swokop-mund'daki Alman okuluydu. Otuz kilometre uzakta. Lothar zaten
oluna doduu gnden beri hem analk, hem babalk etmekteydi. Daha
doum yatandan, slakken almt onu. Annesi mrnde grmemiti nasl bir
ocuk dourduunu. Aralarndaki o doad anlamann artlarndan biri de
buydu nk. Lothar ocuu tek bana bytmt. Hi yardmsz. Bir tek,
Nama stnine-lerin ksa sreli yardm dnda. Baba oul birbirlerine ylesine
yaknlamlard ki, Lothar onun yokluuna bir gn bile dayanamayacak
hale gelmiti. Onu okula yatl yollamaktansa, kendisi eitmeyi tercih
etmiti.
Hibir gn o kadar da zel deildir, dedi Manfred-'e. Her gn ders ya-
plr. nsan gl yapan, kaslar deildir. Parman kafasna tp tp vurdu.
nsan asl bu gl yapar. Getir kitaplarn!
Manfred, Da Silva'ya bakp gzlerini devirdi, ama babasyla tartmaya-
cak kadar akl vard.
Dmeni al. Lothar dmeni yal adama devredip harita masasna, olu-
nun yanna yerleti. Aritmetik deil, dedi. Bugn ngilizce yapalm.
ngilizceden nefret ediyorum! Manfred'in sesi iddet doluydu.
ngiliz-ceden de, ngilizlerden de nefret ediyorum.
Lothar ban sallayarak, Evet, diye ona katld. ngilizler bizim
d-manmzdr. Her zaman da dmanmz olacaklardr. Bu yzden
kendimizi onlarn silahlaryla donatmak zorundayz. O dili bu nedenle
reniyoruz. Zaman gelince onlara kar yapacamz savata kullanalm
diye.
O gn ilk defa ngilizce konuuyordu Lothar. Manfred ona Afrikaner di-
linde karlk vermeye alt. Gney Afrika Hollandacasyd o dil. Ksa sre
-16-
nce ayn bir dil olarak tannm, 1918'den bu yana da Gney Afrika
Birli-i'nin resmi dili olmutu. Yani Manfred'in doumundan bir yl nce.
Lothar elini havaya kaldrp onu susturdu.
ngilizce! dedi. Yalnzca ngilizce konuacaksn.
Bir saat birlikte altlar, Kutsal Kitap'n Kral James tarafndan yazlm
olanndan yksek sesle okudular, sonra iki aylk Cape Times gazetesini ele
aldlar, o da bitince Lothar oluna bir sayfa imla yazdrd. Bu yabanc dille bu
kadar uramak Manfred'i skyordu. Durmadan kprdanyor, kaleminin ucu-
nu kemirip duruyordu ocuk. Sonunda artk dayanamad.
Bana bykbabam ve yemini anlatsana! diye szland.
Lothar srtt. Amma da kurnaz maymunsun! Dersten kurtulmak iin ne
olsa deniyorsun!
N'olur, baba...
Sana yz kere anlattm onu.
Bir daha anlat. Bugn zel bir gn.
Lothar camdan dar, o gm renkli, deerli kargolarna bakt. ocuun
hakk vard. ok zel bir gnd bugn. Borlarndan kurtulmutu. Be upu-
zun yldan sonra.
Peki, diye ban sallad. Bir daha anlatacam. Ama bu sefer ngilizce
anlatacam. Manfred defterini hevesle kapatt, masann zerine aband.
Kehribar gzleri umut klaryla parldyordu.
Byk ihtilalin hikyesi o kadar ok tekrarlanmt ki, Manfred artk onu
batan sona ezberlemiti bile. Babas bir deiiklik yaparsa, hemen dzeltiyor,
bir ayrnty atlarsa hatrlatyordu.
Pekl o halde, diye balad Lothar. Hilekr ngiltere Kral Beinci
Ge-orge, Alman mparatoru Kaiser Wilhelm'e 1914 ylnda sava ilan edince,
bykbaban da, ben de, grevlerimizin ne olduunu anlamtk. Bykanneni
pp onunla vedalatk...
Bykannemin salar ne renkti? diye sordu Manfred.
Senin bykannen gzel ve soylu bir Alman hanmefendisiydi. Salar
gne nda parlayan buday baaklarnn rengindeydi.
Tpk benimki gibi, diye ekledi Manfred.
Lothar da, Tpk seninki gibi, diyerek glmsedi. Sonra bykbaban-
la ben atlanmza atladk, Orange Nehri kylarnda, General Maritz'le alt yz
kahraman askerine katldk. Generalin ordusu, kaypak Jannie Smuts'la sava-
maya hazrlanyordu. Manfred hevesle ban sallad.
- 17 - Hkmedenler / F:2
Devam et, baba, devam et!
Lothar, Jannie Smuts birliklerine kar yaptklar ilk sava anlatt. Jannie
Smuts'un ordusunun, isyanclar nasl makineli tfeklerle dattn anlatr-
ken ocuun gzlerini hznl baklar bulutlandryordu.
Ama eytann ta kendisi gibi savatnz, deil mi, baba?
lgnlar gibi savatk. Ama onlar ok kalabalkt. Ar toplan, makineli
tfekleri vard. O srada bykbaban karnndan vuruldu, ben onu atma alp
sava meydannn dna tadm. ocuun gzpnarlarnda iri gzya dam-
lalar olumutu. Lothar devam etti.
Sonunda bykbaban lrken, bann altna yastk gibi koyduum eyer-
den kara kapl Kutsal Kitap' ekti, elimi bastrp yemin etmemi istedi.
Yemini biliyorum, diye onun szn kesti Manfred. Ben syleyeyim!
Lothar, Neymi yemin? dedi ban sallayarak.
Bykbabam dedi ki: 'Yemin et bana olum... elini kitaba bastrp yemin
et. ngilizlerle olan savamz asla bitmeyecek.'
Evet. Lothar tekrar ban sallad. Yemin oydu. Babama lm annda
bu yemini ettim. Uzanp olunun elini tuttu, skt.
htiyar Da Silva birden gerilimli havay bozdu. ksrp pencereden da-
rya tkrd.
Kendinden utanman gerekir, diye mrldand. ocuun kafasn nefret
ve lm hikayeleriyle dolduruyorsun. Lothar hemen ayaa kalkt.
Sen sesini kes, ihtiyar. Bu seni hi ilgilendirmez.
Tanr'ya kr yle, nk kesinlikle eytan ii bu, dedi Da Silva.
Lothar kalarn atp ban teye evirdi. Manfred, bugnlk bu kadar
yeter. Kaldr kitaplarn.
Dmen odasndan kt, kabinin tepesine trmand. Srtn diree rahata
yaslaynca gs cebinden bir puro kararak ucunu srd. Isrd paray
yandan denize tkrp ceplerini yoklad, kibrit arad. O srada ocuk da ke-
nardan ban uzatt, hafif bir kararszlk gsterdi. Babas ona uzaklamasn
sylemedi. Bazen babasnn can skkn olur, yalnz kalmak isterdi. Manfred
cesaretlenip onun yanna trmand, yerleti.
Lothar avucuyla kibrite siper yapp purosunun dumanlarn derin derin ci-
erlerine ekti, sonra kibriti havaya kaldrarak rzgrn sndrmesini bekledi,
suya att, kolunu rahat bir hareketle olunun omzuna koydu.
ocuk sevinle rperdi. Babasnn ona fiziksel sevgi gstermesi yle ender
bir olayd ki! Ona daha ok sokuldu, elinden geldii kadar kprdamadan otur-
du. O ann keyfini bozmamak iin soluklarn bile ok yava alp veriyordu.
-18-
Kk filo kyya doru yol almaktayd. Krfezin kuzey ucuna varnca
dnd. Deniz kular da tepelerinde, onlarla birlikte dnyordu. lerde tun
rengi kumullar, nnde de kydaki klstr fabrika binalar grnyordu.
Lothar, nallah Willem akln bana toplam, kazanlar yakmtr, di-
ye mrldand. Fabrikay bu gece de, yarn akama kadar da megul edecek
kadar iimiz var.
ocuk, Bu balklarn hepsini asla konserveleyemeyiz, diye fsldad.
Doru. ounu balk ya ve balk ezmesi yapmak zorundayz... Lothar
birden susup karya bakt. Manfred onun vcudunun kasldn hissetti. Son-
ra ocuu ok zen bir ey daha oldu. Lothar kolunu onun omzundan kald-
rp gzlerine siper etti.
Budala sersem, diye homurdand. Avc gzleri, kazan dairesinin baca-
sndan duman kmadn bu kadar uzaktan bile fark etmiti. Nerede akl
bunun? Lothar ayaa frlad, kendini geminin hareketine gre kolayca den-
geledi. Kazanlar souk brakm. Yakp stmas alt saat srer, balklarmz
bozulmaya balar. Allah belasn versin! fkeden kudurarak dmen yerine
atlad, fabrikay uyarmak iin sis borusunu ttrd. Bu balklardan gelen pa-
rayla u Marconi'nin yeni icadndan bir tane alacam. Ksa dalgal radyo. O
zaman denizdeyken bile fabrikayla konuuruz. Byle samalklar olmaz bir
daha.
Tekrar susup karya bakt. Neler oluyor orada! Drbn kapp ayarlad.
Fabrikann ana kapsndaki kalabal grebilecek kadar yaklamlard artk.
ilerin ayaklan izmeli, nleri nlklyd. u anda fabrikann iinde,
ilerinin banda olmalar gerekiyordu.
te Willem. Fabrika mdr tahtadan yaplm uzun ykleme iskelesi-
nin ucundayd. Nerede akl bunun... kazanlar buz gibi, herkes bahelerde do-
lanyor! Willem'in yannda iki de yabanc vard. Mdrn iki yanna gemi-
lerdi. Koyu renk takm elbise giymi olan bu adamlarn tavrnda bir kasntlk,
bir yetkililik okunuyordu. Lothar bu havalan iyi tanr, ok da nefret ederdi.
Ya vergi memurlar ya da baka bir tr devlet memurlar, diye fsldad
kendi kendine. fkesi dinmeye balam, yerine bir tedirginlik gelmiti. m-
rnde hibir devlet memurunun kendisine iyi haber getirdiini hatrlamyordu.
Bamz dertte, diye tahmin yrtt. Hem de tam ben bin ton balk ge-
tirirken...
O srada gzne otomobiller iliti. Demin fabrika binasnn arkasnda ka-
lan bu arabalar, Da Silva dmeni krp iskeleye doru dnd zaman ortaya
-19-
kmt, iki otomobil vard. Bir tanesi eski bir 'T' model Ford'du, ama teki,
zerini kaplayan l tozlarna ramen, ok daha grkemli bir eydi... Lothar
yrek vurularnn aksadn, soluk temposunun deitiini hissetti.
Koca Afrika'da bu arabann bir benzeri daha olamazd. Dev bir Daimler...
rengi sar. Bu arabay son grdnde, Windhoek'de, Courtney Maden ve
Fi-nans irketi'nin kapsnda park etmiti araba.
Lothar oraya, borlarnn ertelenmesini grmek iin gitmiti. Tozlu so-
kan kar kaldrmnda durmu, onun merdivenlerden iniini seyretmiti.
Yannda kazk gibi yakalaryla, sayg dolu tavrlaryla memurlar vard. le-
rinden biri onun binmesi iin ahane sar arabann kapsn am, eilerek se-
lam vermi, o da src yerine binmiti. Adam o zaman krank kolunu evir-
meye komutu hemen. O, kendisi kullanyordu arabay. ofr kullanmaktan
holanmyordu. Lothar'n bulunduu tarafa hi bakmadan, srm uzakla-
m, onu orada duygularnn younluuyla titrer durumda brakmt. Bir yl
akn zaman gemiti aradan.
Da Silva ar ykl trol gemisini iskeleye yanatrrken, kendini hayalle-
rinden bir abayla kurtard, doruldu. Gemi o kadar alalmt ki, Manfred ha-
latlardan birini yukarya, iskeleye kuvvetle frlatmak zorunda kald.
Lothar, bu adamlar... seninle konumak istiyorlar, diye seslendi Willem.
Ter iindeydi, sinirliydi. Parmayla yanndaki adamlar gsterdi.
ki yabancdan ufak tefek olan, Bay Lothar De La Rey siz misiniz? di-
ye sorarken apkasn alnnda geriye doru itti, bembeyaz derisi grnd.
Benim. Lothar adama ate saan gzlerle bakarken, skl yumruklarn
da kalalarna dayamt. Siz kim oluyorsunuz?
Siz Bat Afrika Konserve Balk Fabrikas'nn sahibi misiniz?
Ja! dedi Lothar Afrikaner dilinde. Sahip benim... ne olmu?
Ben Windhoek adliyesi erifiyim. irketinizin tm varlyla ilgili icra
belgem var. erif elindeki belgeyi sallad.
Willem, Fabrikay kapattrdlar, dedi amas bir sesle. Byklar titriyor-
du. Kazanlarmn altndaki atei de sndrttrdler.
Lothar, Bunu yapamazsnz! diye hrlad. Gzleri fkeli bir leoparnki
gibi sar sar parlad. lenecek bin ton balm var.
Bu drt trol gemisi de irketin adna m kaytl? diye sordu erif. Lot-
har'n patlamasndan hi etkilenmemi gibiydi. Koyu renk ceketinin dme-
lerini at, ceketi geri itip iki elini kalalarna dayad. Kemerinin kayndan
kocaman bir Webley tabancann sarkmakta olduu gzkt. Ban evirdi, is-
-20-
kelenin iki yanna yanamakta olan teki teknelere bakt. Sonra Lothar'n ce-
vap vermesini beklemeksizin konutu. Yardmcm teknelere ve kargolarna
haciz mhrn takacak. Daha sonra teknelere veya kargolara el srmenin yasa
karsnda su saylacan belirtip sizi uyarmak isterim.
Bana bunu yapamazsnz! Lothar merdivenden iskeleye trmand. Sesi-
nin tonunda artk o kavgac hava yoktu. Balklarm ilemek zorundaym.
Anlamyor musunuz? Yarn sabaha kadar kokular gklere ular...
Onlar sizin balklarnz deil. erif ban sallayp duruyordu. Artk
onlar Courtney Maden ve Finans irketi'ne ait. Yardmcsna sabrsz bir ia-
ret yapt. ine bak, be adam. Bunu syledikten sonra arkasn dnecek gibi
oldu.
Lothar arkasndan, O burada, diye seslendi. erif bunun zerine tekrar
ona dnd.
O burada, diye tekrarlad Lothar. Bu araba onun. Kendisi geldi, deil
mi?
erif gzlerini yere indirip omuz silkti. Willem onun yerine cevap verdi.
Evet, o burada... benim odamda bekliyor.
Lothar gruptan ayrld, zerindeki mein pantolonu hrdatarak, skl
yumruklarn savurarak ilerledi. Sanki kavgaya gidiyordu.
Heyecanl ii kalabal onu iskelenin dibinde bekliyordu.
Neler oluyor, Baas? diye yalvardlar. Bizi altrmyorlar. Ne yapaca-
z, Baas?
Bekleyin, dedi Lothar onlara sert bir sesle. Ben hallederim bunu.
Paralarmz alabilecek miyiz, Baas? ocuklarmz evde...
Paralarnz alacaksnz, dedi Lothar. Size sz veriyorum. Bu aslnda,
tutamayaca bir szd. Balklarn satmadka, bu szn yerine getirmesine
imkn yoktu. Adamlarn arasndan kendine yol at, fabrika mdrnn ke-
deki odasna doru yrd.
Daimler kapnn hemen nne park edilmiti. Kocaman sar arabann n
amurluuna bir erkek ocuk yaslanm, duruyordu. Can skkn gibiydi.
Manfred'den bir ya byk ya da yoktu. Ama boyu ondan santim kadar da-
ha ksa, vcudu daha ince, giyimi daha zenliydi. Beyaz gmlei scaktan bi-
raz burumutu. Gri modern pantolonu ve ceketi tozlanm, stelik yana pek
de uymuyordu. Ama ocuun yine de rahat bir kibarl vard. Bir kz kadar
gzeldi. Kusursuz bir ten ve koyu lacivert gzler.
21-
Lothar onu grnce olduu yerde duraklad, kendini tutamadan azndan,
aa! diye bir ad frlad.
ocuk hemen doruldu, alnna dklen salarn geri att.
Adm nereden biliyorsunuz? diye sordu. Sesinin ocukluuna ramen,
lacivert gzleri Lothar' ilgiyle inceliyordu. Yetikinlere zg bir gveni de
vard.
Lothar'n bu soruya verebilecei yzlerce cevap vard. Hepsi dudaklarna
ykseliyordu. Yllar nce bir kere seni ve anneni lde lmden kurtarm-
tm... senin memeden kesilmene yardm ettim, bebekliinde seni eyerimin
zerinde tadm... seni ok sevdim... hemen hemen anneni bir zamanlar sev-
diim kadar ok... Sen Manfred'in kardeisin... kendi olumun kardeisin. Se-
ni nerede grsem tanrm... bunca yldan sonra bile.
Ama bunlarn hibirini sylemedi. aa, Pigme'lerin dilinde yi Su de-
mek. Bir Pigme iin, yani bir Bushman iin en deerli varlk, dedi.
Doru, diyerek ban sallad aa Courtney. Bu adam ilgisini ekiyor-
du onun. inde kontrol altnda tuttuu bir iddet, bir zalimlik var gibiydi.
Korkun kuvvetliymi gibi bir etki yapyordu. Gzlerinin rengi pek garipti.
Hemen hemen kedi gz gibi sar. Hakknz var. Bu Bushman dilinde bir ad.
Ama benim asl adm Michel. Franszca. Annem Fransz.
Nerede annen? diye sordu Lothar. aa yazhanenin kapsna doru bakt.
Rahatsz edilmek istemiyor, diye uyard. Ama Lothar De La Rey onun
yanndan hemen hemen srtnerek gemiti bile. asa'nn burnuna o mein
pantolondan ykselen balk kokulan geldi, adamn tenine yapm balk pul-
larn grd.
Kapy vursanz iyi olur... aa alak sesle konuuyordu. Ama Lothar
ona hi aldr etmeksizin kapy itip arkasna savurdu, kap duvara arpt.
Lothar ak kapnn nnde dururken, aa onun yan tarafndan ieriyi gre-
biliyordu. Annesi pencerenin yanndaki sandalyeden kalkt, kapya doru
dnd.
Gen kz gibi incecikti. Sar krepdin elbisesi, ufack gslerini daha da
yass gsteriyor, kalalar hizasnda bir drapeyle toplanyordu. ne eik olan
ince kenarl apkas koyu renk salarn rtmekteydi. Gzleri ok iri ve hemen
hemen kapkarayd.
Gen gsteriyordu. Oluyla yatm gibi. Ama sonra enesini kaldrd,
yznn gl ve kararl izgileri grnd. Gzleri de ykseldi, karanlk de-
rinliklerde bal rengi klar dolat. Lothar'n mrnde grd her erkekten
daha sert bir kadnd.
-22-
Birbirlerine baktlar, son bulumalarndan bu yana yllarn getirdii dei-
iklikleri grmeye altlar.
Ka yanda, diye merak etti Lothar. Sonra birden hatrlad. Yzyln gir-
mesinden bir saat sonra dnyaya gelmiti. Yirminci yzyl ka yandaysa, o
da o yata. Adn bu yzden Centaine koymular. Demek otuz bir yanda. Ve
hl on dokuz gsteriyor. Onu bulduum gnk gibi. Aslann paralad v-
cudunu kanlar iinde bulduum gnk gibi...
Centaine de iinden, yalanm, diye geiriyordu. Sar salarndaki o g-
m rengi klar, gzlerinin, aznn evresindeki o izgiler. Ya krk ge-
mi olmal. ok da ac ekti... ama ona yetmez. Onu ldrmediime memnu-
num. yi ki, attn kurun kalbini bulmam. ok hzl ve kolay bir lm
olurdu. imdi artk avucumun iinde. Artk renmeye balayacak...
Birden, istei dnda, o altn vcudun kendi vcudu zerindeyken verdi-
i duyguyu hatrlad, kasldn hissetti, kan yanaklarna ykseldi. Kendine
ok fkelendi o anda. Duygularnn bu hayvansal yann kontrol edememesi
korkuntu. Baka her konuda kendini bir atlet gibi eitmiti, ama bu fiziksel
tepkileri kontrolnn dndayd.
Kapdaki adamn arkasna doru bakt, gnein altnda durmakta olan
a-sa'y grd. Kendi gzel olunu. En gizli duygularnn aka
grlebildii bir anda ona yakaland iin daha da kzd.
Kapat kapy, diye emir verdi. Sesi bouk, ama dengeliydi. eri gir ve
kapy kapat. Dnp pencereden bakt, kendini kontrol altna ald, sonra
mahvetmek istedii adama dnd.
Kap kapannca aa byk bir d krklna urad. ok nemli bir ey-
lerin yer almakta olduunu seziyordu. Bu kedi gzl sarn yabanc, adn he-
men bilen bu adam, asa'nn iinde birtakm duygular uyandrmt. Tehlike-
li ve heyecanl duygular. Sonra annesinin tepkisi... yznn yle kzarmas,
gzlerinde asa'nn daha nce mrnde grmedii o anlam... sululuk ola-
mazd tabii. O halde gvensizlik. Bu da annesinin kiiliine hi uymayan bir
eydi. asa'nm bildii kadaryla hibir konuda gvensiz olmamt annesi. O
kapal kapnn ardnda neler olup bittiini bilmek iin dayanlmaz bir istek du-
yuyordu. Binann duvarlar oluklu madendendi.
Eer bir eyi bilmek istiyorsan, git, ren. Annesinin zdeyilerinden
biriydi bu. Bir tek sakncas vard. Annesi onu yakalayabilirdi yan duvara
- 23-
doru yrrken. Ne kadar yava basarsa bassn, akllar ayaklarnn altnda
-trdayacakt. Yine de ilerledi, kulan scak oluklu madene dayad.
Olanca gcyle abaladysa da ierdeki sesleri ancak mrlt halinde duya-
biliyordu. Sarn yabanc sert bir sesle konutuu zaman bile szckler seil-
miyordu. Annesinin sesiyse peten, bouk ve iitilmez tondayd.
Pencere, diye dnd. Hzla keye doru ilerledi. Keyi dnd anda,
elli ift gzn kendisine bakmakta olduunu grd. Fabrikann mdr ve bo
kalan iileri hl ana kapnn orada durmaktaydlar. Hepsi sustu, dikkatlerini
keyi dnp ortaya kan ocua evirdiler.
aa ban arkaya att, ak pencereden uzaklat. Herkes hl ona bak-
yordu. Ellerini pantolonunun ceplerine soktu, aldrmaz bir tavrla tahta iske-
leye doru ilerledi. Sanki niyeti batan beri oraya gitmekmi gibi davranyordu.
Arkada brakt yazhanede her ne oluyorsa, asla bilemeyecekti artk. Meer ki,
sonradan annesinin azndan alabilsin... bu konuda fazla umutlu deildi ama.
Birden iskelenin iki yanna balanm drt trol gemisini grd. Suya batm
gibiydiler. Tepeleme gm rengi balklarla doluydular. asa'nn d krkl
biraz geer gibi oldu. l scayla kavrulan gn biraz renklendirecek bir
konu kmt en azndan. Admlarn hzlandrd, iskelenin tahtasna bast.
Teknelere oldum bittim baylrd.
Yepyeni ve heyecan verici bir eydi bu onun iin. mrnde bu kadar ok
bal bir arada grmemiti. Tonlarca balk olmalyd burada. lk teknenin hi-
zasna geldi. Biimsiz, irkin bir tekneydi. Kenarlarnda dk izleri vard. Tay-
falarn o kenarlara melmekten baka aresi yoktu nk. Tekneden yakt,
ya, ykanmam insanlarn kapal yerde yaamasndan doan kokular geliyor-
du. Bir ad bile verilmemiti tekneye. Yalnzca numaras yazlyd burnunda.
Her teknenin bir ad olmal, diye dnd aa. Ad koymamak hakaret sa-
ylr ve uursuzluk getirir... Annesinin on yana girdiinde doum gn
armaan olarak verdii yatn ad Midas Temas'yd. O ad da annesi ner-
miti.
aa troln kokusunu duyunca burnunu buruturdu. Hem tiksinmi, hem
de bu ihmalden hzn duymutu.
Eer annem t Windhoek'den buraya kadar srf bunun iin geldiy... D-
ncesi yarm kald. O srada yksek dmen odasnn arkasndan bir ocuk
belirmiti.
zerinde uval kumandan yamal bir ort vard. Bacaklar kahverengi ve
adaleliydi. Ambar kapa zerinde yalnayakken kendini ok iyi dengeliyordu.
-24-
Birbirlerini grdkleri anda ikisi de kaslr gibi oldular. Birdenbire kar
karya gelmi iki kpek gibi szdler birbirlerini.
Zppenin biri, hanm evlad, diye dnd Manfred. Kynn biraz
ilersin-de bir tatil kenti olan Svvakopmund'a arada srada gittiklerinde, onun
gibi bir iki ocua daha rastlamt. Zengin ocuklar gln denilecek, kalp
gibi klklar giyiyorlard. Yzlerinde o budalaca kibirli ifadeyle, hep
annelerinin, babalarnn ardndan yryorlard. unun salarna bak,
briyantinden prl prl. Bir demet iek gibi de kokuyor buram buram.
aa da karsndakini, yoksul beyaz Afrikanerlerden biri, diye deerlen-
dirdi. Gecekondu ocuu. Annesi bu gibilerle oynamay yasaklamt ona.
Ama aa bunlardan bazlarnn ok neeli tipler olduunu biliyordu. Annesi
yasaklaynca onlar daha da ekici bulmaya balamt. Madendeki teknisyen-
lerden birinin olu ku seslerini o kadar iyi taklit edebiliyordu ki, tt za-
man kular aalardan yanna arabiliyordu. Annesinin kullanmasna izin
verdii eski Ford'un karbratryle kontan nasl ayarlayacan da o ocuk
gstermiti asa'ya. Oysa daha ehliyet alacak yata deildi. O ocuun ablas
asa'dan ancak bir ya daha byk olmasna ramen, ok daha ilgin bir ey
gstermiti. Madenin pompa odasnda birka gizli dakika paylamlard o
kzla. Dokunmasna da izin vermiti stelik. Scak, yumuak ve tylyd.
Yeni domu kedi yavrular gibi. Yaman bir deneyimdi dorusu. aa onu ilk
frsatta tekrarlamak niyetindeydi.
Bu ocuk da ilgin grnyordu. Belki de asa'ya geminin makine daire-
sini gsterebilirdi. aa arkaya, fabrikaya doru bakt. Annesinin bakt yoktu.
Afili davranmaya karar verdi.
Merhaba. Eliyle kendinden emin hareket yapt, dikkatle glmsedi. B-
ykbabas Sir Garrick Courtney hayatndaki en nemli erkek olarak ona sk
sk t verirdi. Sen doutan toplumda ok zel ve deerli bir yere sahip-
sin. Bu durum sana yalnzca yararlar ve imtiyazlar salamakla kalmyor, bir-
takm grevler de yklyor. Gerek bir beyefendi, kendinden daha aa mev-
kideki insanlara, siyah olsun, beyaz olsun, erkek olsun, kadn olsun, her za-
man dnceli ve nazik davranr.
Benim adm Courtney, dedi aa ocua. aa Courtney. Bykbabam
Sir Garrick Courtney, annem de Bayan Centaine De Thiry Courtney. Bu ad-
lara genellikle gsterilen saygy grmek zere bekledi. yle bir ey gelme-
yince, biraz krk bir sesle tekrar konutu. Senin adn ne?
Benim adm Manfred, diye karlk verdi ocuk Afrikaner dilinde. Keh-
ribar gzlerinin zerindeki o kapkara kalarn kaldrd. Ak renk salarna
-25-
gre kalar yle koyuydu ki, sanki boyanm gibi duruyordu. Manfred De
La Rey. Bykbabam, byk amcam ve babam da De La Rey. ngilizlerle ne
zaman karlasalar hep canlarna okumulardr.
aa bu beklenmedik saldr karsnda kzard. Tam arkasn dnp uzak-
laaca srada, dmen odasnn kapsndan eilmi onlara bakan yal adam
grd. ki siyah tayfa da gelip seyretmeye balad. Artk geri ekilemezdi.
Biz ngilizler 1914'de sava kazandk, asileri de ezdik, deyiverdi.
Biz, ha? dedi Manfred. Dinleyicilerine dnd. Salar parfm kokan
bu kk bey sava kazanm. Tayfalar ona cesaret verircesine kkrdatlar.
Kokusuna baklrsa ad Zambak olmalym. Parfml asker Zambak.
Manfred tekrar asa'ya dnd, aa ilk olarak onun kendisinden en az san-
tim daha uzun boylu olduunu, kollarnn insan rktecek kadar kaln ve kah-
verengi olduunu fark etti. Demek ngilizsin, yle mi, Zambak? O halde her-
halde Londra'da oturuyorsundur, deil mi, tatl Zambak?
aa yoksul bir beyaz ocuun bu kadar bilgi bir dille konumasn bek-
lememiti. Genellikle her trl tartmaya kendisi hkim olmaya alknd.
Elbette ngilizim, dedi fkeyle. Bu konuyu kesin ve egemen bir biim-
de bitirip bir an nce dnebilmenin aresini arad... nk hzla dzey kaybe-
diyordu.
O halde Londra'da oluruyor olmalsn, diye diretti Manfred.
Cape Town'da oturuyorum.
Hah! Manfred giderek kalabalklaan dinleyicilerine dnd. Swart
Hendrick kendi gemisinden gelmi, iskelenin tepesine dikilmiti. Gemilerde
ne kadar adam varsa evrelerindeydiler. te onlara bu yzden Soutpiel de-
niyor, diye patlad Manfred.
Bu kaba sz zerine tayfalardan neeli glmeler ykseldi, Babas ora-
larda olsa, Manfred byle bir szc asla kullanmazd. Anlam tuzlu or-
gan demekti. aa bu hakaret karsnda kzard, elinde olmadan yumrukla-
r skld.
Manfred neeyle aklamaya giriti. Soutpiel'lerin bir aya Londra'da,
bir aya Cape Tovvn'da olur. Tabii organlar da tuptuzlu Atlantik
Okyanu-su'na sarkar.
O szn geri al! fke asa'nm tedbir duygusunu da ortadan kaldrm-
t. Daha nce kendinden aa insanlardan asla bu tonda bir sz duymu de-
ildi.
Geri almak m? Yani tuzlu deriyi geri eker gibi mi? Hani oynarken? Onu
mu demek istedin? diye sordu Manfred. Tayfalarn beenisi onu da rn-
-26-
ilan karmt. Bir adm atp yaklat, iskelede durmakta olan ocuun tam al-
lna geldi.
aa hi uyarsz kendini onun zerine atverdi. Manfred bunu bu kadar
abuk beklemiyordu. Birbirlerine saldracak kadar kzmadan nce, aralarnda
birka hakaretin daha gidip geleceini sanyordu.
aa iki metrelik yerden dp vcudunun ve fkesinin tm arlyla
ona arpt. Manfred'in cierlerindeki hava bir hrtyla boald, ikisi birbiri-
ne kenetlendiler, gerisin geri, l balklarn arasna yuvarlandlar.
lk dnte aa onun gcn bir ok dalgasyla birlikte hissetti. ocuun
kollan aa gvdesi gibiydi. Parmaklar asa'nn suratna elik kancalar gibi
uzanyordu. asa'y kurtaran, Manfred'in aknl ve cierlerinden havann
boalmas oldu. Boks retmeni Jock Murphy'nin uyarlarn i iten getik-
ten sonra hatrlad.
Senden iri bir ocua asla yakn dvme frsat verme. Uzak tut onu.
Kol uzaklndan fazla yaklatrma.
Manfred yzn trmalyordu. Kolunu asa'ya yarm sarp onu bask alt-
na almaya urayordu. Souk, kaygan balklar arasnda debelenip durmak-
taydlar. aa sa dizini kaldrd, tam Manfred zerinde ykseldii srada di-
zini onun gsne arpt. Manfred'in soluu tkanr gibi oldu, hemen gerile-
di. Ama aa tam dorulup kurtulaca srada ocuk tekrar tos vurmak zere
atld. aa yana kamaya savat, sa eliyle Manfred'in dirseini zorlayp ko-
lunu itti, sonra Jock'un rettii gibi aradaki boluktan syrld. Kendi boynu
ve Manfred'in kolu vck vck balk yalaryla kapl olduu iin byle kolay
olmutu bu i. Serbest kalr kalmaz sol eliyle bir yumruk patlatt.
Jock onu ksa sol vuru konusunda ok iyi eitmiti. mrnde kullana-
can en nemli yumruk, derdi hep.
Bu seferki asa'nn en iyi vurularndan biri olamamt, ama yine de o-
cuun gzn buldu, ban arkaya savurdu, asa'nn ayaa kalkp gerileme-
sine frsat tand.
Tepelerinde iskele siyah tayfalarla dolmutu. Hepsinin ayaklarnda lastik
izmeler, stlerinde mavi dik yakal kazaklar vard. Zevk ve heyecanla bar-
yorlar, iki ocua horoz dv seyrediyormu gibi tezahrat yapyorlard.
Manfred imekte olan gznde biriken yalar gidermeye alarak aa'
y izledi. aa onun kolu altndan kayp solunu tekrar indirdi. Tam Jock'un
rettii gibi.
-27-
Ban ya da omzunu kprdatp yumruun yaklatn telgrafla bildirme,
diye kulanda nlyordu Jock'un sesi. Yalnzca vur... yalnzca kolunla.
Manfred'in azn bulmutu bu sefer. ocuun alt dudanda kanlar belir-
di, bu grnm asa'y ok sevindirdi. imekte olan gze bir sol daha pat-
latt.
Bir yerine imzan atnca, hep ayn noktaya vur, diyordu Jock'un sesi ka-
fasnda. Manfred'den bir lk kurtuldu. inde fke kadar ac da bulunan bir
lk.
aa bu iin iyi gitmekte olduundan emindi, ama birden srtn dmen
odasna dayanm buldu. Manfred hasmnn keye sktn grnce, kay-
gan balklar arasndan ona doru atld. Zafer ifadesiyle srtyor, kollarn iki
yanna ayor, dudann kan dilerini pembeye boyuyordu.
aa panik iinde omuzlarn sarktt, ardndaki duvardan hz alp Manf-
red'in midesine tos vurdu.
Manfred'in cierindeki hava bir kere daha darya urad, aa yar sr-
np yar yzerek iskele merdiveninin dibine vard, trmand, kendini yukar
ekti.
Kalabalk onun bu kan yuhalyor, ona glyordu. Manfred arkasndan
atld, aa merdivenin ortasndayken iki ayak bileine birden sarld, aa
merdivenin bir basamana elleriyle aslm kald. skeledeki kalabalk, ken-
dilerinden olan tutuyordu. Grltlerinden belliydi.
aa tek ayan kurtarp geriye doru bir tekme savurdu, topuu Manf-
red'in i gzne arpt. Manfred bararak onu brakt, aa iskeleye kp
vahi gzlerle evresine baknd. Kavga hevesi son bulmu, vcudu titriyordu.
evresindeki baklardan ekinip geri dnd. Manfred de iskeleye kyordu.
Tayfalar, ldr onu, kleinbasie! diye bardlar. Gebert onu, kk
patron! Bu szler asa'y rktt. Yumruklarn skp boksr pozu alarak
bekledi.
Durmadan kprda, diye tekrar Jock'un sesini duydu. Parmak ucuna kal-
kp dans etmeye balad.
una bak! diye bard kalabalk. Kendini Jack Dempsey sanyor! Se-
ninle dans etmek istiyor, Manie! Ona Walvis Krfezi valsini gster!
Ama Manfred de o lacivert gzlerdeki kararllktan ve asa'nn sol yum-
ruunda grd beyaz eklemlerden ekiniyordu.
Kolunu koparp grtlana tkacam! diye tslad. Dilerini kndan
karacam!
-28-
aa gzlerini krptrd, gardm drmedi, ikisi de ter iindeydiler. Ama
tavrlarnda hibir ocuksuluk yoktu.
Manfred sol vuracakm gibi yapp yumruunu yandan indirdi. ok hz-
lyd. Sarn ban eik tutuyor, kara kalarn hep atk bir ifadeyle ylece
koruyordu. aa onun karsnda kz gibi narindi. Manfred'in bir yumruun-
dan kat, gerilerken solunu tekrar savurdu. Manfred'in dileri rahata duyu-
labilecek biimde atrdad. Manfred o anda taktik deitirdi, dosdoru
a-sa'nn stne geldi. Gz mosmor ve iti. aa gerilerken Manfred
rasgele yumruklarla onu izledi. Yorulmak bilmiyordu ocuk. aa yzne
doru gelmekte olan yumruu durdurmak iin Manfred'in koluna sarld.
Onun da bekledii buydu. teki kolunu asa'nn boynuna sarverdi.
Yakaladm seni! diye tslad i dudaklar arasndan, asa'y eilmeye
zorlad, sonra sa eliyle hrn bir aparkat indirdi. aa yumruu gelirken g-
rerek kvrld. Boynu t etti, ama yumruu alnnn tepesine yemeyi baard.
Bu arada iskelenin kenarna gelmilerdi. Birlikte iki metre aadaki trol ge-
misine, balklarn zerine yuvarlandlar. aa yine Manfred'in altnda kalmt.
Manfred onun suratna bir yumruk indirmeye altysa da asa'nm yz
balk rtsnn altna battndan yumruun hz kesildi. Manfred vurmaktan
vazgeti, olanca arl ve gcyle asa'y daha aaya bastrmaya urat.
aa boulmamaya alyordu. Barmak istedii srada bir balk ak a-
zndan ieriye girdi, boazn tkad. aa iki eliyle, ayaklaryla da debeleni-
yor, tekmeler savuruyordu. Durmadan daha aaya doru gmlmekteydi.
Boazndaki balk onu bouyordu. Kafasn bir karanlk doldurdu, rzgr gibi
ses karmaya balad, iskeleden gelen bartlar duyamaz oldu. Debelen-
mesinin hz azald, kollar, bacaklar yalnzca refleks hareketleriyle kprdar
oldu.
lyorum, diye dnd garip bir aknlkla. Bouluyorum! Sonra da bi-
linsizlie doru kayd.
Buraya beni mahvetmeye geldin, diye sulad Lothar De La Rey kapy
kapatr kapatmaz. Bunca yolu, bu olup bitenleri seyretmek, zevkini kar-
mak iin geldin.
Kendine ok fazla nem veriyorsun. Centaine'in sesinde nefret vard.
Senin ahsna kar o kadar fazla ilgim yok. Ben byk yatrmm korumak
iin geldim. Elli bin sterlinimle biriken faizlerimi almaya geldim.
-29-
Bu doru olsayd, tuttuum balklar ilememe engel olmazdn. Bin ton
balm var. Yarn akam gne batarken o balklar elli bin sterlin olabilir.
Centaine sabrsz bir hareketle elini kaldrp onu susturdu. Gne yan
eliyle parmandaki prlanta yz gzel bir tezat oluturuyordu.
Sen rya leminde yayorsun, dedi ona. Balklarn be para etmez.
Kimse istemiyor onlar... kaa satarsan sat, alcn yok. Hele elli bin sterline,
hi yok.
Deeri o kadar... balk ezmesi ve konserve olarak...
Centaine onu tekrar susturdu. Dnyada ne kadar depo varsa istenmeyen
mallarla dolu. Bunu anlayamyor musun? Gazete falan okumuyor musun?
lde dinleyecek bir radyon yok mu? Deersiz o balklar... ilemek iin ya-
pacan masrafa bile demez.
Buna imkn yok. Lothar fkeliydi. nat ediyordu. Evet, geri sermaye
piyasasnn durumundan haberim var. Ama insanlarn yine de yemek yemesi
art.
Senin hakknda ok ey dndm, ama hibir zaman seni aptal olarak
dnmemitim. Centaine sesini ykseltmiyor, onunla tpk bir ocukla ko-
nuur gibi konuuyordu. Ltfen anlamaya al. Dnyada bugne kadar rast-
lanmam bir eyler oluyor. Dnya ticareti ld. Fabrikalar dnyann her tara-
fnda kapanyor. Byk kentlerin sokaklar ordular halinde isizlerle dolu.
Sen bunu yaptklarna zr olarak kullanyorsun. Bana kar kin gd-
yorsun. Centaine'e yaklat. Yank teninde dudaklar buz gibi beyazd.
Uzun zaman nce ilenmi hayali bir sutan mahkm ediyorsun beni. Ceza-
landryorsun.
O su gerekti. Centaine ondan uzaklat, ama gzlerini onunkilerden
karmad. Baklar sertti. O su canavarca, zalim ve balanmaz bir sutu.
Ama ben sana o sua uyacak bir ceza veremem. Eer bir Tanr varsa, o detir
sana onu.
ocuk... diyecek oldu Lothar. O yaban diyarnda bana dourduun o-
cuk... Centaine'in zrhn ilk olarak delmeyi baarmt.
Bana piinden sz etme. Ellerinin titremesine engel olmak iin onlar
kenetledi. Pazarlmzn bir parasyd bu.
Bizim olumuz o. Bu gerei inkr edemezsin. Onu da mahvetmek
memnun mu edecek seni?
O senin olun, dedi Centaine. Hibir ey benim deil. Beni de, vere-
ceim karar da etkilemiyor. Fabrikan verimsiz. Umutsuzca zararda. Param
geri almam imknsz. Ancak bir blmn geri alabilirim.
-30-
Ak pencereden adamlarn bartklar duyuluyordu. Sesleri heyecanly-
d. Koku alm tazlar gibiydiler. Ama odadakilerin ikisi de o yana bakmad.
Tm dikkatleri birbirine dnkt.
Bana bir ans tan, Centaine. Lothar kendi sesindeki yalvarma titreimini
fark edince tiksinti duydu. Daha nce mrnde yalvarmamt. Kimseye!
Ama bu sefer her eye yeni batan balama dncesi ona ok ar geliyordu.
lk defa olmayacakt. Daha nce de iki kere varn younu kaybetmi, gururu
ve cesareti dnda her eyinden olmu, kendi elleriyle yeni batan servetler
kurmutu. Dmansa hep aynyd. ngilizler ve onlarn imparatorluk hayalleri.
Her seferinde sfrdan balamak, servetini yeni batan kazanmak zorunda
kalyordu.
Ama bu defa gznde byyordu bunu yapmak. ocuunun anas tarafn-
dan, bir zamanlar sevdii, hatta... hatta her eye ramen hl sevdii kadn ta-
rafndan yerle bir edilmek! Ruhunun ve vcudunun yorgunluunu hissetti bir-
den. Krk alt yandayd. Genlik enerjisi kalmamt. Bir an Centaine'in gz-
lerinde bir yumuama grr gibi oldu. Sanki kararszd... raz olacakt.
Bana bir hafta ver... bir tek hafta, Centaine, tek istediim bu, diye daha
da alakt kendini. Ama deminki ifadeyi yanl deerlendirdiini de hemen
anlad. Centaine'in gzlerinde grd, merhamet deil, derin bir doyum
duygusuydu. Bunca yldan beri bekledii yere getirmiti Lothar' sonunda.
Sana beni asla admla arma demitim, dedi. Dnyada en ok sevdi-
im iki insan ldrdn rendiim anda sylemitim sana bunu. imdi
de bir daha sylyorum.
Bir hafta. Bir tek hafta.
Sana iki yl verdim bile.
Birden ban pencereye doru evirdi. Dardaki o vahi sesleri artk duy-
mazlktan gelememiti. Sanki kanl bir boa grei yaplyordu uzakta.
Bir hafta daha gese, bana borcun ykselecek, daha fazla kayba uraya-
cam, o kadar. Ban iki yana sallad ama gzleri penceredeydi. Birden sert
bir sesle, Ne oluyor o iskelede? diye sordu. Ellerini pervaza dayayp eildi,
kumsala bakt.
Lothar onun yanna gelip durdu. skelenin ortalarna yakn yerde insan ka-
labal adeta dm olmu, bahedeki bo iiler de oraya doru kouyorlard.
aa! diye bard Centaine igdsel bir analk sezgisiyle. aa nere-
de? Lothar pencereden darya atlayp iskeleye doru bir kou tutturdu. Yo-
luna kanlar deviriyor, kalabaln arasndan kendine omuzlan ve
dirsekle-riyle yol ayordu. ki ocuk iskelenin tam kenarnda
sendelemekteydi.
-31-
Manfred! diye kkredi Lothar. Brak onu! Kes artk!
Kendi olu, daha zayf olan ocuu fena kavramt. Durmadan kafasna
yumruklar savuruyordu. Lothar o yumruklardan birinin asa'nn kafatasnda
atrt kardn duydu.
Seni budala! Lothar onlara doru ilerledi. Kalabaln grltsnden,
ocuklar onun sesini duyamamlard. Lothar'n iinden derin bir kayg, o-
cuk iin ciddi bir korku ykseldi. Ona bir ey olursa Centaine'in neler yapa-
bilecei aklndan geti.
Brak onu! Daha o bouan ifte ulaamadan ocuklar iskelenin kena-
rndan aaya yuvarlandlar. Ah, Tanrm! Aadaki trol gemisinin gver-
tesine dtklerini duydu. O kenara vardnda ocuklar balk ynnn aras-
na yar yarya gmlm durumdaydlar.
Lothar merdivene ulamaya alt, ama kavgann bir saniyesini karma-
ma telanda olan siyah iiler yolunu tkyordu. ki yumruunu saa sola sa-
vurarak kendine yol at, merdivenden gemiye indi.
Manfred teki ocuun zerindeydi. Onun ban ve omuzlarn balklarn
iine doru bastryordu. Yz fkeyle krm, rk ve yark doluydu. A-
zndan tutarsz tehditler dklp duruyordu. aa ise artk mcadele etmekten
vazgemiti. Yalnzca kollar ve bacaklar, kafasna kurun yemi bir adam gibi,
refleks hareketleriyle kprdamaktayd.
Lothar olunu omuzlarndan yakalayarak srklemeye alt, ama bunun
iin tm gcn kullanmas gerekti. Manfred'i kavrad gibi olanca gcyle
dmen odasnn duvarna frlatt. O arpma ocuun kavga hevesini
ldr-verdi. Lothar, asa'y bacandan yakalayp balklarn arasndan ekti,
ocuk srlsklam ve kaygan, ortaya kt. Gzleri ak, ama gzbebekleri
yukar dnm, aklar grnyordu.
ldrdn onu! diye hrlad Lothar oluna. Manfred'in yzndeki fke
krmzl birden yok oldu, bembeyaz kesildi, ok iinde titremeye balad.
steyerek olmad, baba. Ben asla...
asa'nn azna l bir balk girip skmt. Onu bouyordu. Burun de-
liklerinden balkl svlar akmaktayd.
Budala! Sersem budala! Lothar parmaklarn ocuun aznn kele-
rinden ieriye soktu, bal kavrad, ekip kard.
zr dilerim, baba. steyerek olmad, diye fsldad Manfred.
Eer onu ldrdnse, Tann'nn indinde ok byk bir gnah ilemi
olursun. Lothar, asa'nn hareketsiz vcudunu kucana ald. Kendi z...
O kelimeyi sylemedi. Son anda kendini tutup merdivene dnd.
-32-
Onu ldrmedim, diye gvence arayarak yakard Manfred. lmedi.
Dzelecek, deil mi, baba?
Hayr, diye ban sallad Lothar. fadesi ciddiydi. Dzelmeyecek... bir
daha asla dzelmez. Baygn ocuu kucanda tutarak iskeleye trmand.
Kalabalk sessizce alp Lothar'a yol verdi. Manfred gibi onlar da
akn-dlar. Sululuk duyuyorlard. Lothar yanlarndan geerken gzlerine
bakamadlar.
Lothar kalabaln balar zerinden dev siyaha, Swart Hendrick! diye
seslendi. Senin bilmen gerekirdi. Onlar durdurman gerekirdi.
Lothar iskele boyunca yrd, kimse onu izlemedi. Kumsal yolunun yar-
snda Centaine Courtney onu bekliyordu. Lothar kollarnda hareketsiz yatan
ocukla onun karsnda durdu.
lm, diye fsldad Centaine umutsuz bir sesle.
Lothar hrsla, Hayr, diye inkr etti. Dnmesi bile korkuntu. O anda
aa bu sze cevap veriyormu gibi inledi, aznn kenarndan kusmuklar akt.
abuk! Centaine bir adm atp ilerledi. Onu omzuna yzst yatr,
kendi kusmuuyla boulmadan.
Omzunda uval gibi asa'yla ilerleyen Lothar yazhaneye girdi. Centaine
hemen masann zerini boaltt.
Buraya yatr, diye emir verdi. Ama aa zayf bir hareketle dorulmaya,
oturmaya alyordu. Centaine onun omuzlarna destek verdi, azn, burun
deliklerini elbisesinin ince kumayla sildi.
Senin piin yapt. Lothar'a ate saan gzlerle bakyordu. O yapt bu-
nu oluma, deil mi? Lothar gzlerini karamadan yzndeki evetleme ifa-
desini de okudu.
aa ksrd, azndan yine sar sular fkrd, birden kendini daha gl
hissetti. Baklar netleti, soluu dzeldi.
Defol buradan! Centaine, asa'y korurcasna onun zerine eilmiti.
kiniz de cehennemin dibine gidin! Sen de, piin de! Gzm grmesin seni!
Walvis Krfezi'nin yolu kocaman turuncu kumullarn arasndaki vadiler-
den geip otuz kilometre ilerde, demiryolunun balangc olan
Swakop-mund'a varyordu. Kumullar iki yanda yz metreyi aan
yksekliklere varmaktayd. Kimse bu yollara, yanna yeterince iecek
almadan kmazd. Yolun iki yan krk bira ieleriyle doluydu.
-33-
Hkmedenler / F:3
Centaine hzl ofrd. Motor devrinin dmesine asla izin vermez, dier
arabalarn izlerine dikkat eder, kum ynlarna saplanmaktan kanrd.
<
imdi de direksiyonu yarlar gibi tutmu, koltuunda arkasna yaslanp
kol mesafesini direksiyonun tepme ihtimaline gre ayarlamt. Arka kanepe-
ye iki siyah uak alp, yolda kalrlarsa onlara Daimler'i ittirme gibi nlemle-
re hibir zaman yz vermemiti. aa da zaten annesinin yolda kaldn gr-
m deildi. Maden yolunun en bozuk yerlerinde bile.
n yolcu koltuunda, annesinin yannda oturmaktayd. zerinde, balk
fabrikasnn deposundan dn alnm, temiz bir ii tulumu vard. Balk ko-
kan kendi giysileri Daimler'in bagajndayd.
Fabrikadan yola ktklarndan beri konumamt annesi. aa ona ku-
kuyla bakyor, iin iin kaynayan fkesinin ge patlamasndan korkuyor, dik-
kati kendine ekmemeye alyordu. Ama yine de gzlerini ondan alamyor-
du bir trl.
Centaine apkasn karmt. Modern kesilmi ksa salar ykanm ant-
rasit gibi parlyordu.
Kim balatt? diye sordu gzlerini yoldan ayrmadan.
aa bir an dnd. Emin deilim. lk vuran bendim, ama... Duraklad.
Boaz hl acyordu.
Evet? diye sordu annesi.
Her ey sanki nceden yazlm bir senaryoydu. Birbirimize baktmz
anda, kavga edeceimizi anlamtk. Centaine bir ey sylemedi. aa szle-
rini ekingen bir sesle bitirdi. Bana hakaret etti.
Ne dedi?
Sana syleyemem. Kaba bir sz.
Ne dedi dedim. Sesi dengeli ve pestendi ama aa o ses tonundaki uyar-
may sezmiti.
Bana Soutpiel dedi, diye anlatt abucak. Sesi snd, utanarak uzakla-
ra bakt, bu yzden de Centaine'in glmsemesini tutmaya altn, gzle-
rindeki gl saklamak iin ban hafife evirdiini gremedi.
Kaba bir sz demitim, diye zr diledi.
Demek ona vurdun... zaten o senden kk.
aa kendisinin o ocuktan byk olduunu bilmiyordu, ama annesinin
bilmesine hi armad. Her eyi bilirdi annesi.
Belki benden kk olabilir ama, koca bir Afrika boas... en az be san-
tim daha uzun, diye savundu kendini.
-34-
Centaine, asa'ya, br olunun nasl biri olduunu sormak istiyordu. Ba-
bas gibi sarn ve yakkl myd? Gzleri ne renkti? Ama bunlarn yerine,
demek seni hrpalad, dedi.
Neredeyse kazanyordum, diye itiraz etti aa. Gzleri iti, kapand,
her yan kan iinde kald. Neredeyse kazanyordum.
Neredeyse demek yetmez. Bizim ailede hibir zaman neredeyse kazan-
mayz. Yalnzca kazanrz.
aa tedirginlikle kprdand, boazmdaki acy hafifletmek iin ksrd.
Kazanamazsn. Karndaki senden iri ve glyse kazanamazsn, diye
fsldad amas bir sesle.
O zaman da onunla yumruk kavgasna girimezsin, dedi annesi. st-
ne atlp da, grtlana l bir balk sokmasna izin vermezsin. aa kzard.
Frsatn beklersin, ona kar kendi iine geldii zaman ve kendi silahlarnla
savarsn. nsan ancak kazanacandan emin olduu zaman kavga eder.
aa bunu dikkatle dnd, her ynyle tartt. Sen de babasna yle
yaptn, deil mi? diye sordu yumuak sesle. Centaine olunun gzlem yete-
neine amt. Dnp yzne bakt, Daimler tmseklere arpp sarsld.
Centaine hemen arabann kontroln salad, sonra ban sallad. Evet.
yle yaptm. Bak, biz Courtney soyadn tayoruz. Yumruk kavgas yapmak
zorunda deiliz. G, para ve nfuzla savarz. Kendi alanmzda bizi kimse
yenemez.
aa yine sessizleti, bunu dikkatle sindirmeye alt, sonunda glmsedi.
Glmsedii zaman yle gzel oluyordu ki... babasndan bile gzel...
Cen-taine'in yrei sevgiyle skt.
Bunu unutmayacam, dedi aa. Onunla bir daha karlatmda, bu
szlerini hatrlayacam.
ki ocuun bir gn yine karlaacandan ne aa, ne de annesi kuku
duydu. Karlatklar zaman da, o gn balayan atma devam edecekti.
Rzgr denizden esiyordu. rmekte olan balklarn kokusu yle gly-
d ki, Lothar De La Rey'in soluk borusunda bir tabaka oluturuyor, midesini
bulandryordu.
Drt tekne hl iskelede balyd. Kargolar artk gm gibi
parldam-yordu. sttekiler gneten kurumu, kirli bir griye dnm,
eekars boyunda yeil karnl sineklere yem olmaktayd. Ambardakiler ise
ezilmekte, teknelerin pompalar durmadan denize kahverengi sular
boaltmaktayd.
-35-
Lothar btn gn fabrikadaki veznede oturmu, paralarn almak iin srada
olan iilerine deme yapmt. Packard arabasyla, oturduu barakadaki bir
ka para eyay satmt Lothar. irket mal olmayan bir tek onlar vard. ok
da ucuza gitmilerdi. Swakopmund'dan gelen elden dme mal tccar, Eko-
nomik kriz var, Bay De La Rey, diye zr dilemiti. Herkes satyor, hi
kimse almyor. Zarar edeceim, inann bana.
Bu paralan da barakann kum tabannn altna gmdklerine ekleyince, i-
ilerine her ngiliz liras yerine iki iling deyecek paray bulmu oluyordu.
Vezneye yaklaan her iiye, zgnm, diyordu. Para bu kadar. Gzle-
rine bakmaktan kanyordu.
demeler sona erince Lothar odann kapsn kilitledi, anahtarn erif yar-
dmcsna uzatt. Oluyla birlikte son defa iskeleye yrdler, ayaklarn suya
sarktarak oturdular. Balklarn kokusu da onlarn ruhsal durumu kadar ard,
Anlayamyorum, baba, dedi Manfred i dudaklar arasndan zorlukla
konuarak. yi balk tuttuk. Zengin olmamz gerekirdi. Ne oldu, baba?
Hileye kurban gittik, dedi Lothar alak sesle. O ana kadar iinde ne f
ke vard, ne de ac. Duyulan uyumu gibiydi. ki kere kurun yemi bir in
sand. Biri savata, biri de olunun annesinin att kurun. Onu hatrlaynca
elini gsne gtrd, yara yerini yoklad.
Hep ayn ey oluyordu. nce ok ve uyuukluk, ok daha sonra da ac ve
fke. fke, kara dalgalar halinde yeni yeni gelmeye balyordu. Lothar da
kar koymad. Houna bile gitti. Kendini alaltp nasl yalvardn unutmasna
yardmc oluyordu.
Onlara engel olamaz myz, baba? diye sordu ocuk. 'Onlar'n kim ol-
duunun tanmna ikisinin de ihtiyac yoktu. Dmanlarn tanyorlard.
sava boyunca tanmlard. 1881 Boer Sava'nda, 1899 Byk Boer Sava-
'nda ve 1914'de de ngilizlerin kuklas Jannie Smuts imparatorluk patronla-
rnn emirlerini yerine getirirken.
Lothar ban iki yana sallad, cevap veremedi. fkesinin gc onu bou-
yordu.
Bir yolu olmal, diye diretti ocuk. Biz glyz. asa'nn vcudu-
nun kendi basks altnda nasl zayfladn hatrlyordu. Her ey bizim, ba-
ba. Buras bizim vatanmz. Tanr buray bize vermi... Kutsal Kitap'ta bile
sylyor. Nice Afrikaner gibi o da Kutsal Kitap' kendine gre yorumluyor,
kendi halkn srailoullar, Gney Afrika'y da vaat edilmi topraklar olarak
gryordu.
-36-
Lothar sessizdi. Manfred onun gmleinin kolunu tuttu. Tanr buray bi-
ze verdi, deil mi, baba?
Evet, diye ban sallad Lothar.
Sonra onlar bizden aldlar. Topra da, elmaslar da, altn da, her eyi.
imdi de teknelerimizle balklarmz aldlar. Onlar durdurmann bir yolu ol-
mal. Bize ait olanlar geri alabilmeliyiz.
O kadar basit deil. Lothar ocua nasl anlatacan bilemiyordu. Ken-
di anlyor muydu ki nasl olduunu? Dedelerinin vahilerden kurtard top-
raklarda dilenci gibi yayorlard ite.
Byynce anlarsn, Manie, dedi.
Byynce onlar yenmenin bir yolunu bulacam. Manfred bunu yle
bir gle syledi ki, st dudandaki kabuk yarld, yakut gibi bir kan damlas
belirdi. Onlara bunu detecek bir yol bulacam. Greceksin, baba.
Eh, belki de bulursun, olum. Lothar kolunu olunun omzuna sard.
Bykbabamn yeminini hatrla, baba. Ben hep hatrlayacam. ngiliz-
lere kar savamz hi bitmeyecek.
Gne sulara deene kadar orada oturdular, sonra ortalk kararrken iske-
leden yryp kumullar boyunca balk kokusundan uzaklatlar.
Barakaya yaklarken bacadan duman ktn grdler. erdeki uydur-
ma mutfakta Svvart Hendrick yemek yapmaya urayordu. Ban kaldrd.
Yahudi masayla sandalyeleri ald ama, ben kap kaa sakladm, dedi.
Yere oturup tencerenin iinde yediler. Msr ezmesiyle rzgrda kurutul-
mu balk. Yemek bitene kadar hibiri konumad.
Sen kalmak zorunda deildin, dedi sonunda Lothar. Hendrick omuz
silkti.
Dkkndan kahveyle ttn aldm. Bana dediin para ancak yetti.
Baka kalmad m? diye sordu Lothar. Hepsi bitti mi?
Hendrick piposunu yakarken, Daha nce de ka kere bitmiti, dedi.
Ka kere meteliksiz kaldk.
Bu seferki farkl ama. Bu sefer ne avlayacak fildii var... fke boaz-
na sarlrken sustu. Hendrick marapa gibi kaplara kahve koydu.
Garip, diye syleniyordu kahveleri doldururken. Onu bulduumuzda,
hayvan postu giymiti zerine. imdi kocaman sar arabayla geliyor... paav-
ralar iinde olan da biziz.
-37-
Lothar, Onu kurtaran seninle bendik, diye kabullendi. Daha da beteri,
elmaslarn da biz bulduk ona. Biz kardk topraktan.
imdi zengin oldu, diye devam etti Hendrick. Gelip bizim elimizdeki
avucumuzdaki paray da alyor. Yapmamas gerekirdi. Koca kafasn sallad.
Yo, yapmamas gerekirdi.
Lothar yavaa doruldu. Hendrick onun yzndeki ifadeyi grnce he-
vesle ne eildi. ocuk kprdand, ilk defa glmsedi.
Evet? dedi Hendrick de srtmaya balarken. Bu seferki ne? Fildii bit-
ti... oktan avlanp bitti.
Hayr, fildii deil. Bu sefer elmas olacak, diye cevap verdi Lothar.
Elmas m? Hendrick topuklar zerinde ne arkaya salland. Hangi el-
mas?
Hangi elmas, ha? Lothar sar gzlerinde ltlarla glmsedi. Ona bul-
duumuz elmaslar tabii.
Onun elmaslar m? Hendrick bakakalmt. Hani Madeni'nin elmaslar
m?
Sende ka para var? diye sordu Lothar. Hendrick baklarn kard.
Lothar steledi. Seni iyi tanrm. Kara adamn omzunu yakalad. Bir ke-
nara bir eyler saklarsn sen. Ne kadar var?
Fazla deil. Hendrick kalkmak isterken Lothar onu tuttu.
Bu yl iyi para kazandn. Sana ka para verdiimi biliyorum.
Elli sterlin, diye homurdand Hendrick.
Hayr. Daha fazla olmal.
Belki biraz daha.
Sende yz sterlin var. Lothar emin konuuyordu. Bize de o kadar la-
zm. Onu bana ver. Birka katyla deyeceimi biliyorsun. Hep yle oldu. Yine
olacak.
ki yal adam yokutan tepeye doru trmanyorlard. Birinin bir baca
tahta olduundan, aksayarak gidiyordu. ngiltere Kral'nn valyelikle ve sa-
va madalyalaryla onurlandrd biriydi. Ayrca an en byk askeri tarih
yazarlarndand. O kadar zengin, maddi servetler konusunda o kadar kaytsz-
d ki, parasnn hesabna pek seyrek eilirdi.
Yanndaki ona 'Sir Garrick Courtney' demiyor da, 'Garry' diye hitap edi-
yordu. Bu bizim en byk sorunumuz, Garry, diyordu ince sesiyle. nsan-
38-
larmz krsal yerleri terk edip byk kentlere akyor. Hem iftliklerimiz l-
yor, hem de byk kentlerde isiz kalyorlar. Masa dann 2.000 fitlik doru-
una durmakszn trmanmaya alrken sesi biraz soluk soluayd. Grubun
genlerini geride brakan bir tempo tutturmutu iki yal adam.
Sir Garrick, Mahvolmann yolu ite, diye ona katld. iftliklerdeyken
de yoksullar ama byk kentlere gidince alktan lmeye balyorlar. A ka-
lan insan, tehlikeli insandr, Ou Baas. Bunu bize tarih retiyor.
Sir Garrick'in 'Byk Usta' diye hitap ettii adam ufak tefek yaplyd
ama dimdik yryordu. Eik Panama apkasnn altnda en mavi gzleri, kr
sakal vard. O Garry gibi zengin deildi. Transvaal yresinde bir iftlii vard,
o kadar. Garry serveti konusunda ne kadar dikkatsizse, o da borlan konu-
sunda bir o kadar dikkatsizdi. Ama bir bakma dnya onun iftlii gibiydi. s-
tne durmadan onur payeleri yaar dururdu. Dnyann bata gelen on be ni-
versitesi fahri doktora vermiti ona. Bunlar arasnda Oxford, Cambridge ve
Columbia da vard. On kentin fahri hemerisiydi. Londra, Edinburg ve daha
nicesi. Boer kuvvetlerinde generallik yapmt. imdi de ngiltere mparator-
luu ordusunun generallerindendi. Krallk ona pek ok onur payesi daha ver-
miti. Onca madalya, ince bedeninin gsne sacak gibi deildi. Gney Af-
rika'nn yetitirdii en zeki, en bilge, en ekici ve etkin adam olduu kuku-
suzdu. Kiilii snrlar iine alnamayacakm gibi, dnya vatandaym gi-
biydi. te zaafn da bu nokta oluturuyor, rakipleri onu bu noktadan vurma-
ya alyorlard. Hem de zehirli oklaryla. 'Onun yrei sizin aranzda deil,
deniz ar yerlerde,' sloganyla devirmilerdi onun hkmetini. u sra muha-
lefet partisi bakanyd. Kendisini tanmlamas istendiinde, tercih olarak bo-
tanikiyim, mecburiyet olarak politikacym, derdi.
Duralm da tekiler bize yetisin, dedi General Jan Smuts. Bastonuna
dayanp bekledi. ki yal adam yamatan aaya baktlar.
Yz adm kadar gerilerinde bir kadn ciddi admlarla yamac trmanyordu.
Kaln etekliinden dolgun butlan belli oluyor, gl kollar greileri ha-
trlatyordu.
Sir Garry sevgili eine bakarken, Canm kumrum benim, diye fsldad
itenlikle. On drt yllk bir bekleme sresinden sonra, daha alt ay nce raz
olmutu Anna onunla evlenmeye.
Ne olur, abuk ol, Anna, diye yalvard kadnn arkasndan gelmekte
olan ocuk. Biz tepeye varana kadar le olacak. Bir kahvalt etmek iin sa-
brszlanyorum.
-39-
O kadar acelen varsa sen nden k, diye homurdand Anna. Gne ap-
kas, kpkrmz, etli suratna doru eikti banda. Yz hatlar buldog gibiydi.
Anlamyorum, kim ister bu dan tepesine kmay...
Dur, ben sana destek vereyim, dedi aa. ki elini Leydi Courtney'in
kocaman yuvarlak kalalarna dayad. Bir-kii-hooop!
Dur, yapma, yaramaz ocuk, diye soludu Anna. Bu ani hza kendini
ayarlamaya alt. u sopay srtnda krarm, yapma diyorum! Ay! Kes ar-
tk, yeter!
Leydi Courtney oluncaya kadar Anna yalnzca Anna'yd. asa'nn dads,
annesinin de sevgili hizmetkr. Sosyal yap iindeki bu ani ykselii aralarn-
daki ilikileri hi deitirmemiti.
Soluma, itiraz, glme sesleri arasnda, yal adamlarn bekledii yere var-
dlar. te getirdim, bykbaba! zel ulak! aa Garry Courtney'e srtyor-
du. Garry onlara sevgiyle bakt. Bu gzel ocukla bu krmz suratl, irkin ka-
dn onun en deerli hazineleriydi. Ei ve sevgili torunu.
Anna, yavrum, ocuu bu kadar yorman doru deil, derken
glmeme-yi de baaryordu. asa'nn koluna yar aka, yar ciddi, bir de
tokat att.
Bu da yolunda vakit geireceime yemek hazrlklarna bakmam ge-
rek. Anna'nn aksan hl Flaman gibiydi. Kolaylkla Afrikaner diline dn-
d, General Smuts'la konutu. Daha ne kadar yolumuz var, Ou Baas?
ok kalmad, Leydi Courtney, geldik saylr. Hah, ite tekiler de gzk-
t. Onlar merak etmeye balamtm.
Centaine'le arkadalar ormann iinden kp yamacn aasnda
belirdi-ler. Centaine bol bir beyaz etek giyiniti. Dizlerine kadar geliyordu.
Hasr apkasnda sahte kiraz ssler vard. Bekleyenlerin yanna vardklarnda
Centaine, General Smuts'a glmsedi. ok yoruldum, Ou Baas. Son yoku
iin kolunuza girebilir miyim? Smuts hemen kolunu uzatt, Centaine'in
deminki yorgunluk iddiasna ramen tepeye ilk varan da onlar oldular.
Masa Da'na her yl yaptklar bu geleneksel piknikler, Sir Garrick Co-
urtney'in doum gnn kutlamak iindi. Eski dostu General Smuts da bu
kutlamay karmamaya nem verirdi.
Tepeye ulanca imenlere oturup soluklandlar. Centaine'le general teki-
lerden biraz uzak yere oturmulard. Tam altlarnda Constantia Vadisi'nin
balan grnyordu. lk konuan General Smuts oldu.
Eee, Centaine, yavrum, bana ne sylemek istiyordun?
-40-
Siz galiba zihin okuyorsunuz, Ou Baas, diye gld Centaine utanm
gibi. Nasl anlyorsunuz byle eyleri?
Bugnlerde gzel bir kz beni bir kenara ekmeye alyorsa, bunun elen-
ceden ok i iin yapldn biliyorum artk. Prl prl gzleriyle ona bakt.
Siz tandm en ekici erkeklerden birisiniz...
Ah ha! Mthi bir iltifat! Demek konu ciddi olmal.
Centaine'in deien yz ifadesi de yle olduunu onaylyordu. Konu a-
a, dedi aka.
O konuda sorun yok... yoksa yanlyor muyum?
Centaine gmlek cebinden bir kt karp ona uzatt. ocuun okul
kar-nesiydi o kt. lkenin en bata gelen, en saygn okulunun armasn
tayordu.
General bir gz att. Centaine onun nasl hzl okuyabildiini bildiinden,
hemen kd geri uzattnda armad. En sona eklenen, 'Michel okul iin
gurur vesilesidir,' yazsna kadar her eyi okumu olduunu biliyordu.
General Smuts ona glmsedi. Herhalde onunla gurur duyuyorsundur.
O benim btn hayatm.
Biliyorum. Ama bu her zaman akllca bir ey deildir. ocuklar abucak
byr, erkek olur. Sonra ayrlr, senin hayatn da alp gider. Her neyse, sana
nasl yardmc olabilirim yavrum?
Zeki ve ahsiyet sahibi bir ocuk. nsanlara davran ok ustaca. Kendin-
den ok byklere bile, diye karlk verdi Centaine. Balang iin ona
Parlamento'da bir koltuk istiyorum.
General Panama apkasn bandan kard, parlak kr salarn avucuyla
dzeltti. Parlamento'ya girmeden nce okulunu bitirmesi daha iyi olur gibi
geliyor bana, ne dersin? diye gld.
Mesele orada ite. Ben de sizden onu renmek istiyordum, Ou Baas.
aa niversite iin vatana, Oxford veya Cambridge'e mi gitmeli, yoksa ilerde
seimlerde bu onun aleyhine mi olur? Buradaki niversitelerden birine gitmesi
daha m iyi olur... eer yleyse, Stellenbosch'a m gitmeli, yoksa Cape Town
niversitesine mi?
Bir dneyim, Centaine. Son kararn verilmesi gerektiinde sana fikri-
mi sylerim. Ama bu arada seni bir baka konuda uyarmama izin ver. Tutu-
muna ilikin bir konuda. Delikanlyla ilgili planlarnda nyargl davranma-
man iin.
Ltfen, Ou Baas, diye yalvard Centaine. Sizin bir sznz dnyaya
deer...
-41-
General alak sesle konutu. O vatan kelimesi kritik bir kelime. aa
kendi anavatannn neresi olduuna karar vermeli. Vatan eer uzak
diyarlar-daysa, o zaman benden yardm beklememeli.
Ne kadar budalaym. Centaine'in gerekten kendine pek kzdn his-
setti general. Yanaklar kzarm, dudaklar gerilmiti. Soutpiel. Hatrlyordu
o kelimeyi. Bir aya Londra'da, teki Cape Town'da. Artk komik gelmiyor-
du ama.
Bir daha olmayacak, dedi, elini yal adamnkinin zerine koydu. De-
mek ona yardm edeceksiniz.
aa uzaktan, Artk kahvalt edelim mi, anne? diye sesleniyordu.
Tamam, sepeti u derenin kenarndaki taa koy. Tekrar yal adama dn-
d. Size gvenebilirim, deil mi?
Ben muhalefetteyim, Centaine.
Uzun sre orada kalamazsnz. Gelecek seimlerde lke akln bana
toplar.
Sana imdiden bir sz veremeyeceimi anlaman gerekir. Kelimelerini
dikkatle seiyordu. aa daha ocuk. Ama gzm stnde olacak. imdiki
vaatkr durumunda devam ederse, benim standartlarm tutturuyorsa, o zaman
tm desteim onun. Tanr da biliyor ya, deerli insanlara ok ihtiyacmz var.
Centaine keyifle, rahatlam gibi iini ekti, adam devam etti.
Sean Courtney kabinemde ok baarl bir bakand.
Centaine bu ad duyunca sarsld. Pek ok ans bir arada canland. Onca
youn sevin, onca derin znt, onca karanlk sr! Ama yal adam onun bo-
caladn fark etmemi gibi devam etti. Ayn zamanda da sevdiim, gveni-
lir bir dostumdu. Hkmetimde yeni bir Courtney'in olmas houma gider.
Gvenebileceim iyi bir dost... Belki gnn birinde.
Ayaa kalkt, onun da kalkmasna yardm etti. Ben de aa kadar ack-
tm. Yemein kokusu da dayanlmayacak kadar gzel geliyor, dedi.
Ama yemei sunulduunda pek az yedi. Oysa tekiler, bata aa olmak
zere, yemee a kurtlar gibi saldrdlar. Sir Garry s kuzu ve domuzdan,
hindiden dilimler kesiyor, Anna tabaklara brekler, jambonlu yumurtalar, ka-
rk meyveler, jleler ekliyordu.
Centaine'in genel mdrlerinden Cyril Slaine, Kesin olan bir tek ey
var, dedi. Sepet aaya inite epey hafiflemi olacak.
-42-
General hepsinin doymu olduunu anlaynca onlar ayaa kaldrd.
im-di gnn asl iine sra geldi, dedi.
Haydi, kalkn! Centaine ilk frlayan olmutu. Etekleri bacaklarnn
ev-resinde uuuyordu. Cyril, sepeti buraya brak. Dnte alrz.
Yamalara baka baka doruun evresini dolamaya baladlar. General
birden atld, ilerdeki iek yatann iinde aranmaya balad. tekiler saa
sola dalmlar, bir tek aa yal adama ayak uydurabiliyordu. General
Smuts, Disa ieini ilk bulan alt peni kazanyor, diye duyuruda bulundu.
aa ne frlad. tekiler neye uradklarn anlayamadan, te buldum,
all peni benim! diye bard.
Hepsi zambak sapl zarif orkidenin evresine toplandlar. General iein
nnde tapnacakm gibi diz kt.
Gerekten de mavi bir disa... dnyann en nadir ieklerinden biri. Yal-
nzca Masa Da'nda yetiir, dnyann baka hibir yerinde bulunmaz.
asa'ya bakt. Bu yl bykbabana dln sen sunmak ister miydin, de-
likanl?
aa nemli bir i yapyormu gibi admn atp mavi disay, yaban orki-
desini kopard, Sir Garry'ye uzatt. Bu disa treni de doum gn treninin
geleneksel bir parasyd. Hepsi glp alkladlar.
Centaine olunu gururla seyrederken onun doduu gn hatrlyordu.
Yal Bushman'n ona aa adn verdii gn. 'yi su,' demekti. htiyar
Ka-lahari'nin derinlerindeki kutsal vadide dans etmiti aa iin. O srada
syledii arky da hatrlyordu Centaine.
Oklar yldzlara uacak
nsanlar adn andka
Uzaklardan duyulacak...
yi suyu bulacak,
Nereye giderse gitsin, iyi suyu bulacak.
oktan lm ihtiyar Bushman'n yz gznn nne geliyordu. nanl-
maz derecede buruuk, ama yine de tatl kays rengi... amber gibi ya da dur-
mu lleta gibi. Centaine iinden Bushman dilinde ona seslendi.
yle olsun, Koca Dede, yle olsun!
-43-
Dn yolunda Daimler'e hepsi zor snlard. Anna, Sir Gany'nin ku-
canda oturuyor, koca arlyla onu neredeyse eziyordu.
Centaine arabay kvrlan orman yolunda srerken aa arkasndan eildi,
onu hz yapmaya zorlad. Hadi, Mater... el frenin takl m kald yoksa!
Centaine'in yannda oturmakta olan general apkasna dokundu, kilomet-
re gstergesine bakt. Gsterge bozuk galiba. Hzmz yz mili akn gibi.
Centaine, Daimler'i maliknenin o grkemli beyaz kapsna doru srd.
Yukardaki oyma desenlerde, asmalarn evresinde dans eden orman perileri
vard. nl heykeltra Anton Anreith 'in eseriydi. Maliknenin ad da kapnn
zerine kabartma harflerle yazlmt:
WELTEVREDEN 1790
Bu kelimenin Hollanda dilinde anlam, Doyuma ermi demekti. Centa-
ine buray, Hani Madeni haklarn elde ettikten bir yl sonra, varlkl bir
Clo-ete ailesinden satn alm, ondan beri buraya bol para ve sevgi aktmt.
Daimler'i pek yava srmekteydi. Tozlarn asmalara konmasn istemi-
yorum, diye aklad General Smuts'a. evreye baklarnda sevin ve mut-
luluk okunuyordu.
Siyah iiler asmalarn arasndan dorulup onlar selamladlar. aa pen-
cereden sarkp aralarndan en sevdiklerinin adlarn haykrd, onlar da sevinle
glmsediler.
Yolun iki yanna ulu meeler sralanmt. Byk evin evresinde parlak
yeil Kiyuku imenleri gze arpyordu. im fidelerini General Smuts, 1917
Dou Afrika Sava'ndan dnerken getirmi, sonra bu imler lkenin her ya-
nma yaylmt. imenliin ortasnda kle kampanas duruyordu. gnnn
balangcn ve bitiini duyurmak zere hl kullanlmaktayd. imenliin ge-
risinde de, evin buz beyaz duvarlar-ykselmekteydi.
Hizmetkrlar onlar karlamak zere telala sar arabann evresine birik-
tiler. Centaine onlara, Yemek bir buukta olacak, dedi. Ou Baas, biliyo-
rum, Sir Garry size son yazd blm okumak istiyordur. Cyril'le ben de bi-
raz almak zorundayz. Bir an sustu. aa, sen nereye gittiini sanyor-
sun?
ocuk verandann kesini dnmek zereydi. Svmasna az kalmt.
Jock'la ikimiz yeni polo taym altracaktk. O tay Jock'un asa'ya ylba-
armaanyd.
-44-
Madam Claire seni bekliyor, dedi Centame. Matematiinin biraz
des-tee ihtiyac olduuna karar vermitik, yle deil mi?
f, Mater, tatildeyiz...
Senin bo geirdiin her gn, birisi mutlaka alyordur. Onunla kar-
latnda, senin kofluunu ortaya karr.
Peki, Mater. aa bu sz daha nce de ok dinlemiti. Bykbabasna
bakp destek bekledi.
Annenin sana birka saat bo vakit brakacandan eminim. Matematik
dersin biter bitmez, dedi bykbabas. Grevini biliyordu. Tatil olduu
doru tabii. Centaine'e umutla bakt.
General Smuts, Ben de gen dostumun talebini destekleyebilir miyim?
diye sze kart. Centaine glerek teslim oldu.
ok gl mttefiklerin var. Ama yine de Madam Claire'le saat on bire
kadar al.
aa ellerini ceplerine soktu, omuzlarn sarktt, retmenini bulmaya gitti.
Anna hizmetileri ynetmek zere eve dald, Garry de General Smuts'u yeni
kitabndan sz etmek zere ekip gtrd.
Pekl. Centaine, Cyril'e bir ba iareti yapt. e koyulalm. Cyril
onun pei sra ift kanatl tik aac kapdan geti. Centaine'in topuklan mer-
mer yerlerde t t ses karyordu. Holn kar tarafndaki alma odasna
girdiler.
Centaine'in erkek sekreterleri orada onu bekliyordu. Srekli kadnlarn
arasnda bulunmaya pek dayanamazd Centaine. ki sekreteri de yakkl
gen erkeklerdi. alma odas iek doluydu. Weltevreden'in bahesinden
her gn yeni iekler toplanp yerletirilirdi o vazolara. Bugn mavi ortanca-
larla sar gller konmutu.
Yazhane olarak kulland Louis XIV masaya oturdu. Masann ayaklar
oymal, zeri Centaine'in biriktirdii onca any alacak kadar geniti.
asa'nn babasnn ayr ayr gm erevelerde bir dzine kadar resmi
vard. Okul yllarndan balyor, Kraliyet Hava Kuvvetleri pilotu olduu d-
neme kadar uzanyordu. Sonuncu resim onu bir dizi uan nnde, pilotlar
grubunun ortasnda gsteriyordu. Srtyordu Michael Courtney. lmszl-
nden yle emindi ki! Alev alev yanan uann iinde, Centaine'in gzleri
nnde can verdii gnde bile emindi lmeyeceinden. Centaine resmi d-
zeltti. Hizmeti bir trl yerini iyi ayarlayamyordu.
-45-
Anlamay okudum, dedi Cyril'e. Holanmadm iki madde var. Bi-
rincisi, yirmi altnc madde. Cyril o sayfay at, iki sekreter masann iki ya-
nna dikildi, gnlk alma balad.
Her zaman, nce madenin ileriyle ilgilenirdi Centaine. Hani Madeni
onun tm servetinin kaynayd. alrken Kalahari lnn o engin grn-
mn, mistik mavi tepelerini, alar boyunca o hazineyi saklam olan kutsal
vadiyi zlediini hissetti. l onun ruhunu esir etmiti. Yarn, diye dnd
sevinle. Yarn asa'yla ikimiz yine gidiyoruz oraya. Geri Weltevreden'in
gzel baheleri de onun bir parasyd, ama ruhunun asl gdas Kalahari'ydi.
Son belgeyi imzalayp damgalamas iin sekreterine uzatt, ayaa kalkp tera-
sa kt.
Kle barakalarnn tesindeki manejde aa, Jock Murphy'nin eletirici
baklar altnda tayn altryordu. Matematik dersi bitmiti ocuun.
Tay iriydi. Uluslararas Polo Dernei, at boylarndaki snrlandrmay da-
ha yeni kaldrmt. Ama zarif ve kvrak bir tayd. Jock Murphy bir top att,
aa vurmay baard ama top istedii yne gitmedi.
Ayp sana, Master aa, dedi Jock. Yine ot bier gibi vuruyorsun. So-
pann ucu vurua hkim olsun.
Jock Murphy, Centaine'in bulularndan biriydi. Tknaz, adaleli bir adamd.
Kafas tmyle keldi. Her ie girmi kmt. Kraliyet Deniz Kuvvetleri,
profesyonel boksrlk, afyon kaakl, bir Hint mihracesine silah hocal,
yar at eiticilii, kumar kulbnde yneticilik... imdi de asa'nn beden
eitimi retmeniydi. Nianclkta stne yoktu. Poloyu iyi oynard. Boks
yapt sralarda yumruuyla adam ldrml vard. asa'ya kendi olu
gibi davranrd.
. ayda bir falan, bir viski nbetine girer, eytanlard. Centaine karakola
birini yollar, kefaleti der, onu serbest braktrrd. Jock geldii zaman, ap-
kas elinde, Centaine'in masasnn karsna dikilir, ban utanla eer, zr-
ler dilerdi.
Bir daha olmayacak, efendim. Bana ne oldu, anlayamyorum. Bana bir
ans daha verin, efendim. Piman etmeyeceim sizi.
nsann zaaflarn bilmek iyi eydi. Onu ynetmek iin hem tasma, hem
krba diye kullanlabiliyordu.
-46-
Windhoek'de onlara gre i yoktu. Kydan buraya kadar, gelip geen
kamyonlara otostop iin yalvararak geldikten sonra, kent dnda demiryolunu
yak n bir isizler kampna yerletiler. Yz kadar ailenin burada kamp kur-
masna gz yumuluyorsa da, polis yine de gz kulak oluyordu onlara.
Kul-beler mukavvadan, oluklu tenekeden yaplm, hepsinin kapsnda erkekli
ka-dnl gruplar melmiti. Grlt yalnz ocuklardan geliyordu. ocuklar
toz iinde, sska, gne yanyd. Kampn her yan odun atei ve lam
kokuyordu. Tuvalet ukurlar s kazlmt burada.
Birileri demiryoluna kar bir levha dikmi, zerine, 'Vaal Hartz m? Zor
gideriz!' diye yazmt. Hkmete isizlik yardm iin bavuran olursa, onu
hemen apar topar, Vaal Hartz'daki sulama kanal projesine yolluyorlard.
Gnde iki iling karl. Sylentilere gre oradaki ii kamplarnda ayaklan-
malar oluyor, polisin oraya durmadan zorla ii bulmas gerekiyordu.
Buradaki kampn iyi yerleri oktan kaplmt. Lothar'n grubu kk bir
devedikeninin dibine yerleip dallara ktlar asarak glgelenmeye alt.
Swart Hendrick atein yanma melmi, msr ununu ar ar kaynam suya
katp kartryordu. Patronu baarsz i arama seferinden dnerken ban
kaldrp bakt, Lothar ban iki yana sallad, Hendrick yine yemeine dnd.
Manfred nerede?
Hendrick enesiyle iaret etti. lerdeki kulbeyi gsteriyordu. Bir yn
yrtk prtk giysili adam melmi, uzun boylu, sakall birinin anlattklarn
hayran hayran dinlemekteydiler. Adamn fanatik kara gzlerinde pek youn
bir ifade vard.
Mal Willem, diye mrldand Hendrick. lgn William. Lothar bak-
laryla o kalabaln arasnda Manfred'i arad, sonunda olunun altn sars
salarn tand.
Onun gvende olduunu anlayp rahatlaynca piposunu gs cebinden -
kard, iine fledi, Magaliesberg ttnyle doldurdu. Pipo le gibi kokuyordu.
Kara ttn fazla sertti. Ama ucuz olan da oydu. Piposunu ateten ald bir kzle
yakarken, o gzel purolarn zledi. Ama tad kt de olsa, ttn insan ya-
ttryordu. Keseyi Hendrick'e de frlatt, devedikeninin gvdesine yasland.
Sen neler buldun?
Hendrick gece boyunca Windhoek yaknndaki siyah mahallelerini gez-
miti. nsan birinin en gizli srlarn renmek istiyorsa, masasna servis ya-
panla, yatan toplayanla konumalyd.
Veresiye iki satlmadn rendim, bir, Windhoek kzlarnn srf ak
uruna bir eye kalkmadn rendim, iki, diyerek srtt.
-47-
Lothar azndan biraz ttn tkrd, oluna doru bakt. Yat olan kamp
ocuklaryla kaynamayp koca adamlarla oturmasna biraz kayglanyordu,
Ama adamlar da onu aralarna kolay kabul ediyorlard nedense.
Baka? diye sordu Hendrick'e.
Adamn ad Fourie. On yldr madende alyor. Her hafta drt be kam-
yonla geliyor, malzeme ykleyip madene gidiyor. Hendrick bir an dikkatini
yemei kartrmaya verdi.
Devam et.
Sonra her ayn ilk pazartesi gn bir tek kk kamyonla geliyor. teki
drt ofr de kamyonun arkasna binmi oluyor. Hepsi silahl. Doruca
Ana-cadde'deki Standard Bankas'na gidiyorlar. Mdrle adamlar yan
kapya kyor. Fourie ile bir ofr, kk demir bir kutuyu kamyondan
bankaya tayorlar. Sonra Fourie ve adamlar kedeki bara gidiyorlar,
kapan saatine kadar iiyorlar. Sabah olunca tekrar madene dnyorlar.
Ayda bir kere, diye fsldad Lothar. Btn ayn maln bir tek seferde
getiriyorlar. Hendrick'e bakt. Kedeki bar m dedin? Siyah adam ban
sallaynca, En azndan on ilinge ihtiyacm var, diye ekledi.
Ne diye? Hendrick hemen kukulanmt.
Birimizden birimizin o barmene bir iki smarlamas gerek. Ke barla-
rnda siyahlara servis yapmazlar. Lothar hain hain glmsedi, sonra,
Manf-red! diye seslendi.
ocuk kendini uzun boylu adamn szlerine ylesine kaptrmt ki, baba-
snn dndn hi fark edememiti.
Hendrick yemee biraz da st boca etti, sonra babasnn yanna bada ku-
ran Manfred'e tencerenin kapa iinde biraz yemek uzatt.
Manfred, gzleri yeni bir dine girmi kimseler gibi prl prl, Her eyin
Johannesburg'daki altn madenlerinin sahibi olan Yahudilerin ba altndan
ktn biliyor muydun, baba? diye sordu.
Neler yani?
Ekonomik kriz. ocuk bu kelimeleri nem vere vere sylyordu. Yeni
renmiti daha. Bu ii Yahudilerle ngilizler planlam. Madenlerinde ve
fabrikalarnda istedikleri kadar iiyi yok pahasna altrabilmek iin.
yle miymi? diye glmsedi Lothar yemeini kaklarken. Peki ku-
rakl da m Yahudilerle ngilizler ayarlam? Onun ngilizlere olan nefreti
mantk snrlarnn dna kmyordu. Ama kurakl gerekten ngilizler ya-
ratm olsa da, ancak bu kadar nefret edebilirdi onlardan.
-48-
yle, baba! diye bard Manfred. Oom Willem anlatt bize. Arka
ce-binden rulo yaplm bir gazete ekti, dizine yayd. una bir bak!
Gazetenin ad Die Vaderland'd.' Anavatan'n Afrikaner dilindeki yayn.
Manfred'in hrstan titreyen parmayla gsterdii karikatr de ok tipikti.
Bak, neler yapyor Yahudiler bize!
Karikatrde ana karakter Hoggenheimer'di. Frak giymi, ayaklar getr'li,
kravatnda kocaman bir prlanta parldayan, parmaklar yzkl bir Yahudi.
Alt duda sarkm, burnunun ucu enesine doru kvnlmt. Ceplerinden pa-
ralar tayordu. Elindeki krbala, arabaya dolumu iileri 'Altn Madeni'
diye yazl bir levhaya doru gtmekteydi. Arabay hayvan yerine insanla
e-kiyordu.
Lothar glerek gazeteyi tekrar oluna uzatt. Pek az Yahudi tanrd ama
hibiri de Hoggenheimer'e benzemezdi. ou herkes kadar alkan insanlard.
u sra onlar da herkes kadar yoksul, alk iindeydiler. Keke hayat o
kadar basit olsa... diye ban sallad. Basit, baba! Tek yapacamz
Yahudilerden kurtulmak. Oom Willem anlatt bize.
Lothar cevap vermek zereyken, yedikleri yemein kokusunun ocuu
o yana ekmi olduunu fark etti. Biraz uzakta duruyor, azna gtrd her
ka sayyorlard. Karikatr birden nemini kaybetti.
Biri on iki yalarnda bir kz ocuuydu. Salar san, araya platin rengi ka-
rm, Kalahari'nin k otlarnn rengindeydi. O kadar sskayd ki, yalnz
ke-mikleriyle gzleri kalm gibiydi. Aln geni ve dzd. l gkleri gibi
mavi gzleri vard. Elmack kemikleri kkt. Giydii elbise, un torbalarn
birbirine dikerek yaplmt. Ayaklan plakt.
Yannda onun eteklerine tutunan iki de kk ocuk vard. Erkek olannn
kafas tral, kulaklar kepeydi. Sska bacaklar, yamal ortundan aa uza-
nyordu. Kk kzn burnu akyor, ablasnn eteini tutarken parman emi-
yordu.
Lothar baklarn kard ama yemek artk tadn kaybetmiti. Lokmasn
ineyemiyordu bile. Hendrick'in de ocuklara bakmamaya altn grd.
Manfred onlar grmedii iin rahatt. Hl gazetesine bakyordu.
Lothar, Onlar beslemeye kalkarsak kampn her ocuu bamza -
r, diye mrldand. inden, bir daha ak yerde yemek yememeye karar
verdi.
-49-
Hkmedenler / F:4
Hendrick, Ancak bu akama yetecek kadar yemeimiz var, diye ona ka-
tld. Onlara veremeyiz.
Lothar kan azna gtrrken indirdi, teneke tabaktaki yemee bir an
bakt, sonra byk kza eliyle iaret etti.
Kz utanarak yaklat.
Al unu, dedi Lothar sert bir sesle.
Teekkr ederim, amca, dedi kz. Dankie. Oom.
Taba eteinin altna saklad, baka gzlerden korumaya alt, iki k-
ekerek uzaklatrd, kulbelerden birine girdiler.
Kz bir saat sonra dnd. Tabakla kak ykanm, prl prl parlatlmt.
Oom'un ykanmasn istedii amar falan var m? diye sordu.
Lothar heybesini at, kza Manfred'in kavgada kirlenmi kyafetini uzatt.
Kz amarlar gne batarken getirdi. Arap sabunu kokuyordu hepsi.
zenle katlanmt.
zr dilerim, Oom, tm yoktu.
Adn ne? diye sordu Manfred kza birdenbire. Kz evresine baknd,
yz kzard, baklar yere dikildi.
Sarah, diye fsldad.
Lothar gmleini iliklerken, Ver on ilini bana, diye emretti.
Hendrick, O kadar paramz olduunu bilen olsa grtlamz keserlerdi,
diye sylendi.
Vaktimi ziyan ediyorsun.
Tek bol eyimiz vakit.
Lothar bara girdiinde, ierde barmen dahil kii vard. Birasn smar-
larken barmen, Bu gece tenha, dedi. Kr sal, madeni ereveli gzlk tak-
m bir adamd.
Sen de bir tane i, dedi Lothar ona. Adamn yz ifadesi hemen deiti.
Ben cin alaym, saolun. Tezgahn altndan ald zel bir ieden kendi
ikisini doldurdu. O iede saf su olduunu, parann dosdoru barmenin cebine
gideceini aslnda ikisi de biliyorlard.
Salnza. Adam bara aband, parann hatrna sevimli davranmaya
karar verdi.
ene aldlar, hayatn zorlatndan, daha da zorlaacandan dem vurdu-
lar, yamura ne kadar ihtiya olduunu sylediler, hepsinin sulusunun hk-
met olduu sonucuna vardlar.
-50-
Ne zamandr kenttesiniz? Sizi daha nce grmemitim.
Bir gn... ok bile.
Adnz neydi demitiniz? Lothar adn syleyince adam daha ok ilgi
gsterdi. Barn ilersindeki iki mterisine seslendi. Bu bey kim, biliyor mu-
sunuz? Lothar De La Rey! Sava srasndaki o afileri hatrlamyor musunuz?
Kooinekke'lerin cesaretini kran oydu. Ta kendisi! Krmz boyun, blgeye
yeni gelmi, gneten enseleri yanan gen ngiliz askerlerine taklan add.
Gembokfontein'deki treni de o patlatmt.
Adamlar bu haberi yle cokuyla karladlar ki, bir tanesi Lothar'a ikinci
bir bira bile smarlad. Ama yalnzca Lothar'a.
Dost olduklar zaman Lothar, aryorum, dedi onlara. Hepsi gltler.
Lothar, Hani Madeni'nde i varm diye duydum, dedi.
Barmen, Olsa ben duyardm, dedi hemen. Madenin ofrleri her hafta
buraya gelirler.
Lothar, Beni onlara tavsiye eder misin? diye sordu.
Daha iyisini yaparm. Pazartesi gel, seni Gerhard Fourie'yle tantraym.
ofrlerin ba o. yi dostumdur. Orada olup biten her eyi bilir.
Lothar oradan ayrlrken, bar halk artk onu da iyi bir dost diye tanyordu.
Drt gece sonra tekrar uradnda barmen onu sevinle karlad.
Fourie burada, diye fsldad. Barn ucunda. u tekilerin servisini bi-
tireyim, seni ona tantrrm.
Bu sefer bar yan yarya doluydu. Lothar ofr incelemeye vakit de bul-
du. Orta yal, kuvvetli gibi grnen biriydi. Saatlerce direksiyon banda
oturmaktan gbek balamt. Kelini rtmek iin, sa kulann zerindeki
salar uzatm, briyantinle yaptrarak tepesine kapak yapmt. Yksek ses-
le konuan, gsterii biriydi. Onda da, adamlarnda da, zor bir ii yeni bitir-
mi olmann rahatl seziliyordu. Tehditle, korkutmayla yola getirilecek birine
benzemiyordu. Zaten Lothar da ona nasl yaklamda bulunacana henz
kesin karar vermemiti.
Barmen ona iaret ediyordu. yi bir dostumu tantrmak istiyorum. El
sktlar. ofr bu tokalama iini bile bir yarmaya dndrd ama Lothar
bunu ngrm, adamn yalnzca parmaklanm kavram olduundan, tam
kuvvetini uygulayamyordu Fourie. Gz gzeydiler. Sonunda Fourie yzn
buruturdu, elini ekmek istedi, Lothar da brakt.
Bir iki smarlayabilir miyim? Lothar biraz daha rahatlamt. Adam
pek grnd kadar kabaday deildi. Barmen sonunda Lothar'n kim oldu-
-51-
unu anlatp sava anlarn abartmaya balaynca Fourie'nin davranna de-
rin bir sayg ve dehet sindi.
Baksana, dostum, diye Lothar' bir kenara ekip fsldad. Erik'in de
diine gre sen Hani Madeni'nde i aryormusun. Unut gitsin dahi iyi. in
dorusu bu. Bir yl akn zamandr hi yeni adam almadlar.
Evet, dedi Lothar suratn asarak. Erikie konutuumdan bu yana ben:
de rendim Hani Madeni 'yle ilgili gerei. Gerekletii zaman hepiniz iin
korkun olacak.
ofr tedirginleiverdi. Sen neden sz ediyorsun, arkada? Ne gereiy-
mi?
Biliyorsun sanmtm. Lothar onun cahilliine arm gibi yapt. Ma-
deni austosta kapatacaklar. Herkesi iten karacaklar.
Ulu Tanrm, olamaz! Fourie'nin gzlerinde korku vard. Doru deil
bu... doru olamaz. Korkan biriydi bu adam. Kolay da kanyordu. Lothar
pek memnun oldu.
zgnm ama, gerei bilmek daha iyi, yle deil mi?
Kim syledi sana bunu? Fourie gerekten ok korkmutu. sizler kam-
pnn nnden gelip geerken oradakilerin durumunu da grmt nk.
Abraham Abrahams'da alan bir kadnla kyorum. Abrahams, Hani
Madeni'nin tm ilerini yrten avukatt. Bayan Courtney'in Cape
Town'-dan yollad mektuplar grm. Hi kuku yok, maden kapatlacak.
Elmaslar satamyorlarm. Londra ve Nevv York'da bile mteri
kmyormu.
Ah, Tanrm! Ulu Tanrm! diye fsldad Fourie. Ne yapacaz biz? Ka-
rm rahatsz. Alt ocuum var. Tanrm, ocuklarm a kalacak!
Senin gibi birine gre hava ho. Herhalde bir kenarda bir iki yz ngiliz
liran vardr. Bir ey olmaz sana.
Fourie ban iki yana sallyordu.
Eh, birikmi paran yoksa, austos gelip de onlar seni kapya koymadan
biriktirsen iyi edersin.
nsan nasl para biriktirir? Nasl arttrr... karm, alt ocuumla?
Bak, sana bir ey syleyeyim. Lothar adamn koluna dosta sarld. -
kalm buradan. Bir ie konyak alaym. Konuabileceimiz bir yere gidelim.
Lothar kampa dndnde gne domutu bile. Btn gece konumu,
konyak iesini de bitirmilerdi. ofr ilgilenmi, Lothar'n teklifine
heves-lenmiti ama, yine de pek emin deildi... korkuyordu.
-52-
Lothar plann ona adm adm anlatp ikna etmek zorunda kalmt. Hele
de gvenlikle ilgili ksmlar. Kimse seni sulayamayacak. Sana namus sz
veriyorum. Bir terslik olsa bile, sen korunacaksn... hem zaten terslik de ol-
mayacak.
Tm ikna gcn kullanmt Lothar. Yorulmutu, kampa girer girmez,
Hendrick'in yanna kt.
Kahve? Geirirken azma konyan tad geliyordu.
Bitti, dedi Hendrick.
Manfred nerede? Hendrick enesiyle gsterdi. Manfred kampn br
ucundaki devedikeninin dibinde oturuyordu. Sarah adl kz da yanndayd.
Balarn gazeteye emiler, sar salar birbirine deiyordu. Manfred gazete-
nin kenarna, kmr kalemle bir eyler yazmaktayd.
Manie kza okuma yazma retiyor, dedi Hendrick.
Lothar homurdand, kanl gzlerini ovalad. Ba atlyordu.
Neyse, adammz bulduk, dedi.
Ya! diye srtt Hendrick. O halde i atlar bulmaya kald.
zel demiryolu vagonu bir zamanlar Cecil Rhodes'a ve De Beers Elmas
irketi'ne aitti. Centaine Courtney onu yeni vagon fiyatndan ok ucuza satn
alm, bundan sevin duymutu. Kuruun deerini bilen bir Fransz kadnyd
ruhen hl. Paris'den gen bir dekoratr getirtmi, iini Art Deco stili
det-miti. Moda oydu.
aa kardan ona glmsyordu. Biliyor musun, Mater, bazen gzlerine
baktmda ne dndn anlyorum galiba. Bu ocuk ara sra pek rahat-
sz edici szler sylyordu. Bir haftadan beri boyu da en az santim uzam
gibiydi.
nallah yanlyorsundur. Centaine rperdi. Buras serin oldu, u hava-
landrmay kapatsana, canm. Masasndan kalkt, buzlu cam kapy ap va-
gonun balkonuna kt, ln scak havas evresini sard. Saat ka? diye
sorarken gzlerini yummu, yzn gnee doru kaldrmt.
On dakikaya kadar Orange Kprs'n geeceiz. Tabii makinist rtar
yapmadysa. te yavalamaya baladk bile. Fren sesini duyuyor musun?
aa balkondan eildi. Centaine ona dikkat etmesini syleyip uyarmamak iin
kendini g tuttu. Jock Murphy ona, ocua hep bebek muamelesi yapa-
mazsnz efendim, demiti bir ara. Artk byd, erkek oldu. Erkekler ken-
di girecekleri rizikolar kendileri seerler.
-53-
ite kpr! diye bard aa.
Centaine onunla birlikte eilip sulara bakarken, Elmaslar nehri, diye
mrldand.
aa, Nereden geliyor o elmaslar, diye sordu.
Irmak onlar yolu zerindeki tm oyuk ve kovuklardan topluyor. Ktann
oluumu srasndaki volkanik patlamalar srasnda alanlar da alyor. Yzler-
ce milyon yldr elmas biriktiriyor, hepsini kyya doru tayor. Yan yan o-
luna bakt. Neden paralanmyor onlar teki akllar gibi?
nk onlar doadaki en sert maddedendir de ondan. Hibir ey elmas
izemez ve andramaz, dedi aa hemen.
Hibir ey onlar kadar sert, onlar kadar gzel deildir. Sen de seveceksin
onlar. Onlarla alan herkes sonunda sever.
Bana nehri anlat, dedi aa hevesle.
Nehrin denize dkld yerde elmaslar kumlara salr. O kumsallar el-
mastan yana yle zengin ki, yasak blge saylyor.
nsan meyve bahesinde meyve toplar gibi ceplerini onlarla doldurabilir
mi?
Pek o kadar kolay deil, diye gld Centaine. Yirmi yl arayp bir tek
ta bulamamak da mmkn. Ama nerede arayacan bilirsen, ansn varsa, en
ilkel aletlerle bile...
Biz neden gidemiyoruz oraya, Mater?
nk onlar sahipli, cherie. Oppenheimer diye birine ait. Sir Ernest
Op-penheimer. Ve de onun irketi De Beers.
Bir tek irketin mal m hepsi? Bu hakszlk ama! Centaine olunun g-
zndeki ihtiras n grnce sevindi. Bir nebze salkl hrs, ona hazrlad-
planlan uygulamas iin artt. Ona paray sevmeyi retmek zorundayd.
Varlkl ve gl olmas iin.
Nehrin haklan onun, dedi. Ayrca Kimberley, Wesselton, Bultfontein
ve dier birok byk maden de. Ama en byk gc, satlan her tan kont-
rolnn onun elinde olmas. Bizim talar bile. Bizim gibi bir avu
bamszn-kiler bile.
Bizi de mi o kontrol ediyor? Hani 'yi de mi? aa gcenmi gibiydi.
Centaine ban sallad. Her elmasmz Merkezi Sat Tekilat'na sun-
mak zorundayz. Onlar fiyat verir.
O fiyat kabul etmek zorunda myz?
Yo, deiliz. Ama etmezsek aptallk ederiz.
-54-
Reddetsek ne yaparlar?
"aa, sana ka kere syledim. nsan kendinden glsyle
dvmeme-li. Bizden gl pek fazla insan yok.'Hele de Afrika'da. Ama Sir
Ernest Op-penheimer, o gllerden biri.
Ne yapabilir?
Bizi i i yer, hayatm. ok da sevinir. Her yl zenginleiyoruz, onun
gznde daha ekici oluyoruz. Dnyada korkmamz gereken insanlardan biri
o. Hele de sevgili nehrine yaklama atakln gsterirsek.
Nehir onun mu? aa arm, bozulmutu.
Yasal olarak deil ama, yaklarsan tehlikedesin demektir. Oray korur o.
Elmaslar da
Demek burada elmaslar var. aa kylara elmas grecekmi gibi dik-
katle bakt.
Doktor Twentyman-Jones da, ben de, var olduuna inanyoruz. Bazlar-
nn blgelerini bile saptadk. Nehrin iki yz mil kadar yukarsnda,
Bush-man'larn 'Grlt Yeri' ya da Aughraibes dedii bir alayan var.
Oras bir elmas cenneti olmal. Sonra nehir yatak deitirdii zaman kuru
kalan alvyon yataklar var.
Az sonra Centaine, ersi snmtr herhalde, dedi. Girelim artk.
Masasna oturunca, Sana gstermek istediim baz eyler var, dedi oluna.
Courtney Maden ve Finans irketi'nin yllk raporunun gizli zetini at.
Bu i kolay olmayacakt. Krtasiye konular kendisine bile skc geliyor-
du. stelik matematik asa'nn en zayf olduu konuydu.
Santrantan holanrsn, deil mi?
Evet, dedi ocuk tedbirli bir sesle.
Bu da bir oyun. Ama bin kere daha ilgin ve krl. Kurallar bil, yeter.
aa gzle grlr biimde neelendi.
ret bana kurallar, dedi.
Hepsi birden olmaz. Her gn biraz. Sonunda oynamaya balayacak kadar
renirsin.
Akama doru olunun yzndeki yorgunluk izgilerini grd. Ama ilgisi
hl devam ediyordu.
Bugnlk bu kadar yeter, deyip dosyay kapad. Neymi altn kural-
lar?
Bir mal her zaman maliyetinden fazlaya satacaksn.
Centaine cesaret verircesine ban sallad.
Herkes satyorken satn alacaksn, herkes satn alyorken satacaksn.
-55-
yi. Centaine ayaa kalkt. imdi biraz hava alalm, sonra da yemek
iin giyiniriz.
Balkona ktklarnda, kolunu olunun omzuna sard. Madene vard
mzda, sabahlan Doktor Twentyman-Jones'la alman istiyorum. leden
sonralarn serbest olabilir ama sabahlan almalsn. Madeni her yanyla ta-;
nman istiyorum. Tabii almann karln deyeceim.
Ona gerek yok, Mater.
Bir altn kural daha, hayatm. yi bir teklifi asla reddetme.
Gece ve ertesi gn de yollarna devam ettiler. Gne battktan biraz son-
ra Windhoek'e gireceiz, dedi Centaine. Vagon sessiz bir yerde geceleye-
cek. Sabah olunca, madene doru yola kacaz. Bu akam yemee Doktor
Twentyman-Jones'la Abraham Abrahams da gelecek. Bu yzden giyinmemiz
gerek.
aa gmleiyle kompartmanndaki boy aynasnn karsnda durmu,
papyonunu balamaya alyordu. Henz bu ii pek iyi renememiti. Bir-
den vagonun yavaladn, lokomotifin ddk aldn duydu.
Heyecanla pencereye dnd. Windhoek dndaki tepelerin arasndan ge-
iyorlard. O bakarken sokak klar yand. Yalnz ana yollarnki.
Tren pek yavalamt. asa'nn burnuna odun atelerinin kokusu geliyor-
du. Devedikeni aalarnn altnda bir tr kamp bulunduunu grd. Pencere-
den sarkp bakt. Bir levha iliti gzne. 'Vaal Hartz'a m? Zor gideriz!' Hi
anlayamamt. Kalar atld. Levhann direi dibinde duran iki kii iliti g-
zne.
Ksa boylu olan kzd. Yalnayak, incecik, zerinde biimsiz bir elbise...
Kz onu ilgilendirmeyince dikkatini yandaki uzun boylusuna evirdi. Birden
bir ok duygusuyla doruldu. O zayf kta bile tanmt gms sar salar,
kara kalar. Birbirlerine ifadesiz gzlerle baktlar... beyaz resmi gmlekli
papyon kravatl ocukla, tozlu haki ort giymi ocuk. Derken tren geti, bir-
birlerini gremez oldular.
Hayatm... aa kapya dnd, annesine bakt. Bu gece safirlerini tak-
m, duman mavisi bir elbise giymiti. Hazrlanmamsn daha. Neredeyse
istasyona geliyoruz... kravatn da berbat balamsn. Gel de ben dzelteyim
sana.
-56-
aa durdu, annesi becerikli parmaklaryla kravat dzeltirken, aa o
o-cuu bir dakikalna grmenin iinde yaratt fkeyi ve yetersizlik
duygusunu bastrmaya alt.
Lokomotifin makinisti onlar bir yan hatta soktu, durdurdu. Abraham
Ab-rahams'n Ford arabas biraz ilerde park etmi bekliyordu. Vagon durur
durmaz Abe hemen balkona trmand.
Centaine, her zamankinden bile gzelsin. Elini pt, iki yanan pt.
Ufak tefek bir adamd. Boyu Centaine'inki kadar ancak vard. fadesi canl,
gzleri zekiydi. Kulaklarysa, sanki baka hi kimsenin duyamad gizli ses-
leri dinliyormu gibi dikilmi gzkrd her an.
Kol dmeleri prlanta ve oniks, ar ssl, smokin ceketi biraz fazlaca
dikkat eken trdendi ama, Abrahams yine de Centaine'in en sevdii insan-
lardan biriydi. Tm paras on sterlini amyorken ona destek olmutu. Hani
Madeni'nin hak talebi formlarn o hazrlayp bavurmu, sonra tm hukuk i-
leriyle Centaine'in bir yn zel ilerini de ynetmiti. Eski ve yakn bir dosttu.
Ama daha nemlisi, iinde asla hata yapmazd. Yapsa zaten u anda burada
olmazd.
Sevgili Abe! Centaine onun iki elini birden tutup skt. Rachel nasl?
Harika, diye gvence verdi Abrahams. En ok kulland sfatt bu
onun. zrlerini yollad. Yeni bebek yznden...
Elbette, diye ban sallad Centaine. Abraham onun erkekler arasnda
bulunmay tercih ettiini bildiinden, karsn pek seyrek yannda getirirdi.
Davet zellikle belirtilse bile.
Centaine avukattan baklarn ayrp uzun boylu, kambur omuzlu adama
dnd.
Doktor Twentyman-Jones. Ellerini uzatt.
Bayan Courtney, diye mrldand adam cenazecilere yakacak bir ifa-
deyle. Centaine en prltl glmsemesini taknd. Bu adamn ifadesine biraz
nee getirmeye almak onun en sevdii oyunlardan biriydi. Ama yine kay-
betti. Adamn yznde yas ifadesi daha da derinleti, o kadar.
kisinin ilikisi, hemen hemen Centaine'in Abraham'la dostluu kadar es-
kiydi. Uzun boylu adam nceleri De Beers Elmas irketi'nin danmanyken,
1919 ylnda Hani Madeni'nin deerlenmesini yapm ve madeni amt. Ge-
lip Hani Madeni'nde ba ynetici olarak almasn salamak iin be yl
-57-
mcadele vermiti Centaine. Gney Afrika'nn en stn elmas uzman m-
hendisiydi. Bu da zaten dnyann en iyisi demekti.
Centaine onlar salona ald, beyaz ceketli barmene eliyle ekilmesini ia-
ret etti.
Abraham, bir kadeh ampanya? Kadehi kendi eliyle doldurdu. Doktor
Twentyman-Jones, biraz Madeira?
Hi unutmuyorsunuz, Bayan Courtney, dedi adam bardan ondan alr-
ken. Aralarnda hep unvan ve soyad kullanarak konuurlard. Oysa dostluk-.
lan nice deneylerden baaryla gemiti.
Salnza, baylar, diye kadehini kaldrd Centaine. Birer yudum aldk-
tan sonra gzlerini salonun i kapsna evirdi.
aa bu iaret zerine kapdan girdi, Centaine'in eletirici baklar altnda
konuklarn elini skt. Yalarna tam gerekli lde sayg gsteriyordu. Ab-
raham onu kucaklaynca tedirginlik belirtmedi, hemen arkasndan Doktor
Twentyman-Jones'a dnd. Centaine ban hafif sallayarak onayladn belli
etti, sonra masa bandaki yerine oturdu. ki adam da zarif ama rahatsz Art
Deco koltuklara yerleip dikkatlerini ona evirdiler.
Sonunda oldu, dedi Centaine onlara. Kotamz kestiler. ki adam ar-
kalarna yaslanp ksaca baktlar, sonra tekrar Centaine'e dndler.
Abraham, Bir yldr bekliyorduk, dedi.
Centaine, Ama bekliyor olmamz ii olduundan ho gstermiyor, diye
karlk verdi eki bir sesle.
Twentyman-Jones, Ne kadar? diye sordu.
Yzde krk. Adam bu cevab dnrken alayacakm gibi grnd.
Merkezi Sat Konseyi, bamsz elmas reticilerinin her birine bir kota
verirdi. Bu uygulama gayri resmi, herhalde yasaya da aykryd ama, yine de
yrrlkteydi. Bamszlarn hibiri sistemin yasalln tartma lgnln
gstermiyor, kendilerine tannan piyasay paylamaya da kalkmyordu.
Yzde krk m? diye patlad Abraham, Hakszlk bu!
Doru sylyorsun, sevgili Abe. Ama yle olmas iimize yaramyor.
Baklarn Twentyman-Jones'a evirdi.
Kategorilerde deiiklik var m? diye sordu adam. Kotalar karat arl-
na gre ve ta tiplerine gre snflara ayrlyordu. Koyu renk sanayi talarn-
dan en stn kalite mcevher talarna kadar. Boylarna gre de, minik kris-
tallerden iri deerli talara kadar.
-58-
Yzdeler ayn, dedi Centaine. Adam koltuuna yerleerek cebinden bir
defter ekti, hzla birka hesap yapt. Centaine, asa'nn bir rafa dayanp dur-
makla olduu tarafa bakt.
Neden sz ettiimizi anlyor musun?
Kotay m? Evet, sanrm anlyorum, Mater.
Anlamadn bir ey olursa sor, diye emir verdi annesi. Tekrar
Twenty-man-Jones'a dnd.
st kalite iin yzde on artm talebinde bulunabilir misiniz? Centaine
ban hayr anlamnda iki yana sallad.
Bavurumu yaptm, reddettiler. De Beers o anlayl haliyle, talepte en
lazla denin st kaliteler olduunu belirtti. Deerli ta ve mcevher ksm.
Adam tekrar defterine dnd, hepsi onun kaleminin gcrtlarn dinlediler.
Centaine alak sesle, Baaba noktasn tutturabilir miyiz? diye sordu.
Doktor Twentyman-Jones bu soruya cevap vermektense kendini ldrmek da-
ha iyiymi gibi grnyordu.
Ucu ucuna, diye fsldad. Adam karmak, masraf kesmek zorunda
kalacaz ama giderleri herhalde karlar, kk bir kr da elde edebiliriz. Ta-
bii De Beers'in koyduu fiyatlara bal olarak. Ama korkarm st kalitelerin
kr elden gidecek, Bayan Courtney.
Centaine kendini pek zayf hissetmeye balamt. Ellerini masadan kuca-
na indirdi, titrediini kimseye gstermemeye alt. Birka dakika hi ko-
numad, sonra boazn temizledi.
Kotann yrrle girecei tarih martn biri. Demek ki bir komple parti
daha teslim edebiliriz. Ne yapmak gerektiini biliyorsunuz, Doktor
Twenty-man-Jones.
Partiye tatllar dolduracaz, Bayan Courtney.
Tatllar nedir, Doktor Twentyman-Jones? aa ilk defa konuuyordu.
Mhendis ciddi bir ifadeyle ona dnd.
Bir retim sresi iinde mkemmel kalitede elmaslar bulduumuz za-
man, ilerinden en iyi olanlarn bazen bir yana ayrr, ilerde gidecek kalitesiz
partilerin arasna koymak zere saklarz. imdi elimizde birikmi olanlar fr-
sat varken Merkezi Sat Tekilat'na yollayacaz.
Anlyorum, diye ban sallad aa. Teekkr ederim, Doktor
Twenty-man-Jones.
Yardmc olabildiime sevindim, Master aa.
-59-
Centaine ayaa kalkt. Artk yemee geebiliriz, dedi. Beyaz ceketli,
hizmetkr kayan kaplar iki yana itti, yemek salonundaki prl prl, zeri g-
m ve kristal dolu masa ortaya kt. Masada antika vazolar iinde sar gller
vard.
Centaine'in vagonunun durduu demiryolundan bir mil kadar ilerde iki
adam kamp ateinin banda iki bklm oturuyor, bir yandan atlar konuur-
ken bir yandan da tenceredeki msr ezmesinin kaynayna bakyorlard. En <
azndan on be at gerekliydi onlara. Hem de gl, le alkn atlar.
Lothar, Aklma gelen adam iyi bir dost, dedi.
Dnyann en iyi dostu bile insana on be at dn vermez. On beten
azyla da biz iimizi gremeyiz. Parayla almaya kalksan, yz sterlin bile yet-
mez.
Lothar le kokulu kil piposundan bir soluk ekti, pipodan irkin bir hrlt
kt. Lothar azna gelen sar sular atee tkrd. Yz sterlini doru drst
bir puroya vermeye dnden hazrm, dedi.
Benim yz sterlinimi deil ama!
Lothar, Atlar bir kenara brak imdi, diye nerdi. Adamlar konusuna
geelim.
Adam bulmak at bulmaktan kolay, diye srtt Hendrick. Bugnlerde
bir yemek fiyatna iyi bir adam satn almak mmkn. Karsn da ikramiye
olarak alabilirsin hatta. Bizimkilere Yaban At Pazar'nda bulumak zere ha-
ber saldm.
Manfred yaklarken ikisi balarn kaldrp baktlar. Lothar olunun yz
ifadesini grnce defterini cebine koyup hemen ayaa kalkt.
Baba, hemen gelmen gerek, diye yakard Manfred.
Ne oldu, Manie?
Sarah'nn annesiyle bebekler. Hepsi hasta. Babam gelir dedim onlara.
Lothar'in tm insan ve hayvanlar iyiletirebilme hreti vard. Kurun
yarasndan kzama, sinir krizlerine kadar her eyin aresini bilirdi.
Sarah 'nn ailesi kampn ortasna yakn yerde, yrtk bir adr bezinin altnda
yayordu. Kadn yal bir battaniyenin altnda, iki yannda iki ocuuyla
birlikte yatmaktayd. Ya belki otuzdan fazla deildi ama, dertler ve ar i-
lerle dolu hayat, yetersiz beslenmeyle birleince, onu yalandrm, vaktinden
nce ktrmt. st dilerinin ou eksik olduundan yz de biimini
kaybetmiti.
-60-
Sarah elinde slak bir bezle onun yanma diz km, annesinin krmz y-
zn silmeye, ferahlatmaya alyordu. Kadn ban saa sola eviriyor,
m-rldanyor, sayklyordu.
Lothar kadnn br yanna diz kt. Baban nerede, Sarah? Burada ol-
mas gerekirdi.
Madenlerde i aramaya gitti, diye fsldad kz.
Ne zaman?
ok oldu. Sonra sadakatle devam etti. Ama bizi de artacak. Gzel
bir eve yerleeceiz...
Annen ne zamandan beri hasta?
Dn geceden beri. Sarah bezi bir kere daha kadnn alnndan geirmeye
altysa da, kadn zayf bir hareketle bezi itti.
Ya bebekler? Lothar i suratlara bakyordu.
Sabahtan beri.
Lothar battaniyeyi ekti, sv dk kokusunun youn ve boucu oduunu
hissetti.
Onlar temizlemeye altm, dedi Sarah savunurcasna. Ama hemen
tekrar kirletiyorlar. Na yapacam bilemiyorum.
Lothar bebek kzn lekeli eteini kaldrd. i gbei davul gibi, teni tebe-
ir beyazyd. Cildini kpkrmz bir leke kaplamt.
Lothar istemeyerek elini kard. Manfred, dedi sert bir sesle. Dokun-
dun mu onlara? Herhangi birine?
Evet, baba. Sarah'nn temizlemesine yardm ettim.
Hendrick'e git. Derhal yola kacamz syle. Buradan gitmemiz ge-
rek.
Ne var, baba? Manfred oyalanyordu.
Ne diyorsam onu yap, dedi Lothar fkeyle. Manfred karanlklara doru
uzaklanca kza dnd. me suyunuzu kaynatyor muydunuz? Kz ban
iki yana sallad.
Hep ayn eydi ite. mrleri boyunca sosyal yapnn dnda yaayan ba-
sit kyller, her bulduklar kaynak suyundan imeye, her ak alan tuvalet di-
ye kullanmaya alyorlard. Bakalaryla burun buruna yaamann tehlikele-
rini anlayamyorlard bir trl.
Neymi, Oom? diye sordu Sarah alak sesle. Nesi var onlarn?
Enterik humma. Lothar bu szn ona hibir anlam ifade etmediini g-
rnce bir daha denedi. Tifo hummas.
-61-
Tehlikeli mi? Kzn sesinde aresizlik vard. Lothar onun gzlerine ba-
kamad. ki kk ocua bakt. Ate onlar eritmi, tketmi, diyare de ku-
rutmutu. iten gemiti oktan. Anne iin belki hl umut vard ama o da
ok zayf dmt.
Evet, dedi Lothar. Tehlikeli. Tifo kampa yangn gibi yaylacakt.
Manfred'e imdiden bulam olabilirdi. Bu aklna gelince hemen ayaa kalkt,
le kokan ilteden uzaklat.
Ne yapmalym? diye yalvard Sarah.
Onlara bol bol su iir. Ama kaynam su olsun. Lothar geri geri gidiyor-
du. Sava srasnda ngilizlerin toplama kamplarnda da grmt tifoyu. Ne-
den olduu lmlerin says savata lenlerden fazlayd. Manfred'i buradan
uzaklatrmas artt.
Buna kar ilacnz var m, Oom? Sarah onun peinden geliyordu. An-
nemin lmesini istemiyorum. Bebek kardele... bana ila verebilirseniz...
Gzyalarn tutmaya alyordu. akn ve korku iindeydi. Ackl bir g-
venle Lothar'dan medet ummaktayd.
Lothar'n ise tek grevi kendi yaknlarnayd. Ama yine de karsndaki
ocuun gsterdii cesaret yreini burkuyordu. Onlar iin ila yok, demek
istiyordu kza. Hi are yok. Onlar artk Tanr'nn elinde.
Sarah ilerleyip Lothar'n elini tuttu, umutsuzca asld, onu tekrar kadnla
ocuklarn lmekte olduklar yere ekmeye alt.
Yardm edin bana, Oom. Onlar iyiletirmeme yardm edin.
Kzn dokunmasyla Lothar'n derisi rperdi. Mikroplarn kendisine ge-
mekte olduunu hisseder gibi oldu. Uzaklamas artt.
Burada bekle, dedi kza. Tiksintisini saklamaya alyordu. Onlara su
iir. Ben gidip ila alaym.
Ne zaman dneceksiniz? Yzne gvenle bakyordu. Lothar yalan sy-
leyebilmek iin tm gcn kullanp kendini zorlad.
Mmkn olduu zaman dneceim, diye sz verdi, kzdan kendini ya-
vaa kurtard.
Su ver onlara, diye tekrarlayp arkasn dnd.
Teekkr ederim, diye seslendi Sarah arkasndan. Tanr sizi kutsasn,
iyi bir insansnz, Oom.
Lothar cevap veremedi. Arkasna bakamad bile. Son hzla karanlk kam-
pn iinde ilerledi. Bu sefer kulaklar kirite olduundan, dier kulbelerden
gelen iniltileri de duyabiliyordu. Bir ocuun l, sanclarla kvranan bir
kadnn barmas, onlara yardm etmeye alanlarn mrltlar.
-62-
Mukavva kulbelerin birinden karanlk bir glge kt, Lothar'in kolunu
yakalad. Sesi atlak ktndan, Lothar onun kadn m, erkek mi olduunu
anlayamad.
Doktor musunuz? Bir doktor bulmam gerek.
Lothar ekilip kendini o peneden kurtard, komaya balad.
Swart Hendrick onu bekliyordu. Srt antasn yklenmiti bile. Kamp ate-
ine toprak atyordu. Manfred devedikeninin altna melmiti.
Tifo, dedi Lothar tek kelimeyle. Kampa yaylm bile.
Hendrick donuverdi. Lothar onun fil saldrlar karsnda bile
korkmad-na nice kere tank olmutu, ama koca siyah bu sefer
korkuyordu.
Yr, Manfred. Gidiyoruz.
Nereye gidiyoruz, baba? Manfred yerinden kalkmamt.
Buradan uzaklayoruz... bu kentten, bu salgndan.
Ya Sarah? Manfred ban omuzlarnn arasna doru ekti. Bu inat
hareketi Lothar iyi tanyordu.
O bizim hibir eyimiz deil. Yapabileceimiz bir ey yok.
O da lecek... annesi ve kardeleri gibi. Manfred babasna bakt. le-
cek, deil mi?
Kalk ayaa, diye hrlad Lothar. Duyduu sululuk onu sertletiriyordu.
Gidiyoruz. Otorite dolu bir iaret verdi, Hendrick eilip Manfred'i ekerek
kaldrd.
Gel, Manie. Baban dinle. ocuu kolundan ekip Lothar' izledi.
Demiryolunu atklarnda Manfred direnmeyi kesti. Bir saatte anayola
vardlar. Hendrick onu brakt, ocuk itiraz etmeden pelerinden yrd. Ay
nda tozlu tozlu parlayan rmaa vardklarnda Lothar durdu.
Hendrick, Atlara m gidiyoruz imdi? diye sordu.
Evet. lk adm o. Ba arkaya dnkt. Sessizdi. Hepsi onunla birlikte
arkaya baktlar.
Tehlikeyi gze alamazdm, diye aklad Lothar. Manfred'in onlarn
yannda kalmasna izin veremezdim. kisi de karlk vermediler. Hazrlk-
larmza devam etmek zorundayz. Atlar... atlar bulmak zorundayz... Sesi
snd.
Birden Lothar srt antasn Hendrick'in srtndan kapp yere att, hrsla
at, tedavi takmlarm, ameliyat takmlarn ve ilalarn saklad kk an-
tay kard.
Manie'yi sen gtr, diye emir verdi Hendrick'e. Gamas Nehri koyunda
beni bekle. Usakos'dan dnerken kamp kurduumuz yerde. Hatrladn m?
-63-
Hendrick ban sallad. Ne zaman gelirsin?
Onlar lene kadar bekleyeceim. Lothar, Manfred'e bakt.
Hendrick ne derse yap, dedi.
Seninle gelemez miyim, baba?
Lothar cevap verme zahmetine kalkmad, dnp gerisin geri karanlklara
dald. kisi onun arkasndan baktlar, sonra Hendrick yere meldi, antay,
tekrar kapatmaya koyuldu.
Sarah atein yanna melmi, etekleri kahverengi bacaklarna svanmt.
Dumana kar gzlerini ksarak amurlu sularn kaynamasn bekliyordu.
Ban kaldrnca Lothar' atein yannda grd. Bir an ona bakt, sonra
solgun, zarif yz kvrld, yanaklarndan aa yalar boalmaya balad,
alevlerin nda parlad.
Gelmeyeceksiniz sanmtm, diye fsldad. Gittiinizi sanmtm.
Lothar ban sert bir hareketle sallad. Kendi zayflna hl o kadar f-
keleniyordu ki, sesine konuabilecek kadar gvenmiyordu. Atein kar tara-
fna meldi, tedavi antasn at. indekiler acnacak kadar yetersizdi. -
rk bir dii ekmeye, ylan sokmasn yarmaya yeterdi, krk bir kemii yeri-
ne oturtmaya da yeterdi ama rndan km tifoya uygun ey yoktu anta-
da. Siyah tertip ilatan bir orba ka doldurdu. Chamberlain'in nl ishal
ilac. Bardaa koydu, zerine kaynar sudan doldurdu.
Yardm et bana, dedi Sarah'ya. Birlikte en kk ocuu dorultup
o-turttular. Hi arl yok gibiydi. Kemikleri saylyordu. Yuvadan dm
bir yavru ku sanki. Umutsuzdu.
Sabaha lm olur, diye dnd, barda onun dudaklarna doru edi.
ocuk fazla dayanamad. afaktan birka saat nce ld. ld de belli ol-
mad. Lothar emin olabilmek iin nabzn yoklamak zorunda kald.
Erkek ocuk lene kadar dayand, o da kardei kadar sessizce ld. Lot-
har onlar bir tek gri, lekeli battaniyeye sard, kucana alp kamp kenarnda
daha imdiden kazlm toplu mezara tad. Kare biimindeki ukurun dibin-
de, daha iri vcutlarn arasnda, ufack bir yer kaplyorlard.
Sarah'nn annesi can ekiiyordu.
Tanr bilir neden yaamak istediini, diye dnd Lothar. Hayatta pek bir
ey bulamam. Ama kadn inliyor, ban saa sola eviriyor, sayklyordu.
Lothar bu bo inad yznden ondan nefret etmeye balad. Kendisi de bu
-64-
yzden bu le kokan iltenin yannda beklemek zorunda kalyordu. Onun alev
alev yanan alnna dokunmas, disiz azna ila ve su aktmas gerekiyordu.
Ortalk kararrken kadn mcadeleyi kazandn sand. Cildi soudu,
ken-disi sessizleti. Zayf bir hareketle Sarah'nn eline uzand, onu tanm gibi
bir ey sylemeye alt. Kelimeler boazna taklyor, aznn kenarlarndan
sa-r svl ar szyordu.
Bu aba ona ok fazla geldi. Gzlerini kapad, uyuyormu gibi grnd.
Sarah onun dudaklarn sildi, mavi damarlar imi elini tuttu.
Bir saat sonra kadn birden dorulup oturdu, net bir sesle, Sarah, neredesin
yavrum? dedi, kendini srtst att, soluk almaya urat. Soluk yarda
kesildi, kemikli gs yavaa indi, yznn etleri eriyen balmumu gibi g-
rnd.
Bu sefer Lothar kadn mezara tarken Sarah da yannda yryordu.
Lot-har cesedi oradaki dier cesetlerin yanna yatrd, birlikte kulbeye doru
yolu koyuldular.
Sarah orackta durmu, Lothar'n tedavi antasn sarna bakyordu. Mi-
nik beyaz suratnda aresizlik vard. Lothar birka adm att, durup dnd. Kz
frlatlp atlm kpek yavrusu gibi titriyordu. Yerinden kprdamamt.
Pekl, diye iini ekti Lothar. Gel bakalm. Kz hemen ona yetiti.
Yk olmam, diye geveliyordu. Rahatlamas isteri dzeyindeydi. Size
yardm ederim. amar ykarm, diki dikerim, yemek yaparm. Hi yk ol-
mam.
Ne yapacaksn bu kz? diye soruyordu Hendrick. Bizimle kalamaz.
Bu yata bir ocuu yanmzda srkleyerek o ii asla gremeyiz.
Onu orada brakamazdm, diye kendini savundu Lothar. O lm kam-
pnda brakamazdm.
Bizim iin daha iyi olurdu, diye omuz silkti Hendrick de. Ama imdi
ne olacak?
Irman oyuundaki kamp bozmu, duvar gibi kayalk yamaca trman-
mlard. ocuklar henz aadayd. Yan yana melmi, balk tutmaya al-
yorlard. Birden Manfred geriledi, oltaya aslp heyecanla zplad, lklar
ta tepeye ulat. Manfred kaygan kedi baln yeil sulardan kard, balk
kumlarn zerinde slak slak parldad.
Bir are bulurum, diye gvence verdi Lothar. Hendrick onun szn
kesti.
65 Hkmedenler/ F:5
abuk bulsan fena etmezsin. Biz oyalandka kuzeydeki su birikintil
kuruyor. Hem daha atlar bile bulamadk.
Lothar kil piposunu doldururken dnd. Hendrick'in hakk vard. K
her ii zorlatryordu. Birden ban kaldrp glmsedi.
Kuzinim, dedi. Hendrick aalamt.
Bir kuzinin olduunu bilmiyordum.
Akrabalarmn ou kamplarda ld ama Trudi kurtuldu.
Nerede bu sevgili kuzinin?
Kuzeye giderken yolumuzun zerinde. ocuu ona brakrken vakit kay
betmi olmayacaz.
Gitmek istemiyorum, diye fsldad Sarah acnas bir sesle. Halan t
inmiyorum. Burada, sizinle kalmak istiyorum.
Manfred, Susss, diye uyard onu. Babamla Henny'yi uyandracaksn.'
Biraz daha sokulup kz susturmak iin dudaklarna dokundu. Ate snm, a'
da batmt. Tek k l yldzlarndan geliyordu. Mum gibi iri iri, gk
yznn siyah kadifesi zerinde.
Sarah'nn sesi o kadar zayf kt ki, Manfred kelimeleri zor anlad. Arala-
rnda birka santim mesafe olduu halde. Sen benim gelmi gemi tek
ar-kadamsn, diyordu kz. Bana okuyup yazmay kim retecek?
Bu szler Manfred'de byk bir sorumluluk duygusu uyandrd. Kendini
ona yakn hissetti. Onun da hi arkada olmamt. Hi okula gitmemi, hi
kentlerde oturmamt. Tek retmeni babasyd. mrn hep bykler ara-
snda geirmiti. Babas, Hendrick, birde yol inaat kamplarndaki, trol gemi-
lerindeki kaba saba adamlar. Onu okayacak, nazlayacak bir kadn olmamt
hi.
Kar cinsten ilk arkada Sarah'yd. Her ne kadar kzn zayfl ve ara sra
samalamas onu tedirgin ediyorsa da. Tepelere trmanrken hep o yetisin
diye durup beklemek zorunda kalyordu. Balk tutunca, av avlaynca, hayva-
nn lmne alyordu kz. Ama bazen Manfred'i gldryordu da. ark sy-
lemesi pek hotu. Geri gsterdii sevgi fazla youndu ama, Manfred onun
yanndayken yine de kendini pek iyi hissediyordu. Sonra kz abuk renen
tipti. Birka gnlk beraberlikleri srasnda alfabeyi de, arpm tablosunu da
ezberlemiti bile.
Kz olmayp erkek olsa elbette daha iyi olurdu. Ama bir ey daha vard.
Teninin kokusu ve yumuakl houna gidiyordu Manfred'in. Salar yle in-
-66-
ce, yle ipek gibiydi ki! Bazen istemeden olmu gibi dokunuyordu o
salara, Kz hemen donuyor, hi kprdamyor, Manfred utanp elini
ekiyordu.
Bazen kz ona kediler gibi srnnce Manfred'in duyduu zevk bu kk
temastan beklenmeyecek kadar byk oluyordu. Ayn battaniyenin altnda
ya-tarlarken gece yars uyanyor, onun soluklarn dinliyor, salarnn kendi
yzme demesiyle gdklanyordu.
Okahandja yolu uzun, zor, tozlu bir yoldu. Be gndr yoldaydlar. Yalnz
sabahn erken saatleriyle akamzeri ilerliyorlar, gn ortasnda glgede dinle-
niyorlard. ki ocuk o sra uzaklayor, Sarah'n dersleriyle urayorlard.
Oyun oynadklar, hayal kurduklar yoktu. Onlarn hayat kat gereklerle pek
fazla doluydu. imdi de ayrlk tehdidi vard balarnda. Yol aldka o tehdit
de daha bir gerekleiyordu. Manfred onu avutacak kelime bulamyor, dostlu-
unu belirttike kendi de onu kaybedeceinden ac duyuyordu. Tek battaniye-
nin altnda Sarah ona sokuldu. nce vcudunun scakl alacak kadar oklu.
Manfred kolunu onun omzu altndan geirdi, salar yanaklarna dedi.
Seni almaya geleceim. Bunu isteyerek sylememiti. Daha nce by-
le bir eyi hi dnmemilerdi bile.
Sz ver bana. Kz dnd, dudaklar Manfred'in kulana yaklat. Beni
almaya geleceine sz ver.
Sz veriyorum, dedi o ciddi bir sesle. Bu yapt kendini de artyor-
du. Kendi gelecei zerinde bir kontrol yoktu ki! Byle bir sz yerine ge-
tirip getiremeyeceini bilemezdi aslnda.
Ne zaman? dedi kz hevesle.
Yapacamz bir ey var. Manfred, babasyla Henny'nin planladklar
eyin ayrntlarn bilmiyordu. Yalnzca zor ve tehlikeli bir i olduunu bili-
yordu. nemli bir ey, diye devam etti. Sana anlatamam. Ama o i bitince,
gelip seni alacaz.
Sarah bununla yetinir grnd. ini ekti, bacaklarmdaki gerilim azald.
Tm vcudu uykunun arsyla yumuad, sesi mrltya dnt.
Sen benim arkadamsn, deil mi, Manie?
Evet, arkadanm.
En iyi arkadam msn?
Evet, en iyi arkadanm.
Sarah tekrar iini ekti, uyuyakald. Manfred onun yumuack salarn
okad, iini bir kayp duygusunun hzn doldurdu. Alamak istedi can. Ama
o da kzlara yakrd. Kendine izin vermedi.
-67-
Akam olunca ovada yine bileklerine kadar gelen tozlar arasnda ilerledi
ler. ocuklar bir tepenin zerinde Lothar'a yetiince o bir ey sylemeden
parmayla kary gsterdi.
Snr kasabas Okahandja'nn madeni damlar aynalar gibi parlyordu. Ev
lerin ortasnda da kilisenin kulesi ykselmekteydi. O da madeni levhalarla
kaplyd.
Oraya ortalk karardktan sonra varacaz. Lothar srt antasn br
omzuna ald, kza bakt. nce telli salar toz iinde, aln, yanaklar terden
ya--pi yapt. rglerinin ular kulaklarnn gerisinden boynuz gibi dar
frla-mt. Gneten yle yanmt ki, sar salar olmasa, siyah Nama
ocuklarna benzeyecekti. Kl onlar kadar basit, ayaklar onlarnki gibi
plakt.
Lothar ona yeni bir elbise almay dnm, ama sonra vazgemiti. Ger-
i belki o masraf yapmaya deerdi... nk kuzini kz reddederse... bu d-
nceyi yarda kesti. Su bana gelince kz biraz temizler, adama benzetirdi.
Yannda kalacan bayann ad Mevrou Trudi Bierman. ok iyi ve din-
dar bir bayandr.
Lothar'n kuziniyle pek ortak yan yoktu. On yldr da grmemiler-
di. Okahandja Hollanda Reform Kilisesi'nin papazyla evli. Kocas Tanr
korkusuna sahip bir adam. Senin yanda ocuklar var. Onlarla mutlu olur-
sun.
O baba da bana Manie gibi okumasn retir mi?
Tabii retir. Lothar ocuktan kurtulmak iin her eyi vaat etmeye ha-
zrd. Kendi ocuklarna retiyor. Sen de onlardan biri olacaksn.
Manie neden benimle kalmyor?
Manie'nin benimle gelmesi gerek.
Ltfen ben de gelemez miyim?
Hayr, gelemezsin. Sen burada kalacaksn... bunu bir daha tartmak iste-
miyorum.
Su banda pompayla su ekip Sarah'nn bacaklarndaki, kollarndaki toz-
lar ykadlar, salarn da nemlendirip yeni batan rdler.
Hazrm, dedi sonunda Sarah. Lothar onu szerken kzn dudaklar titri-
yordu. Sokak ocuunun biriydi. Onlara bir ykt. Ama nedense Lothar onu
sevmeye balamt. Kzn ruhunu ve cesaretini takdir etmemek elinden gel-
miyordu. Kz brakmamann yolunu aramakta olduunu fark etti, sonra zor-
lanp bunu dnmekten vazgeti, kendini elikletirdi.
Yr o halde. Kzn elini tuttu, Manfred'e dnd. Sen burada
Henny'le bekle.
-68-
Ne olur, sizinle geleyim, baba, diye yalvard Manfred. Evin kapsna
kadar. Sarah'ya veda etmek iin.
Lothar kararszlk geirdi, sonra sert bir sesle izin verdi. Pekl ama a-
zn ama ve terbiyeni takn.
nlerine dp onlar evlerin arkasndaki yola saptrd, sonunda kilisenin
bitiiindeki byke eve vardlar. Burann papazn evi olduu ok belliydi.
Arka odann penceresinden Petromax lambasnn parlak grnyor, arka
kapnn teline sinek ve gveler arpp duruyordu.
Bahe kapsn ap mutfak kapsna doru yrrlerken ierden acl bir
ilahinin sesi duyuluyordu. Telli kapya vardklarnda, mutfakta masann
ba-nda oturan ailenin bir azdan ilahi sylemekte olduunu grdler.
Lothar kapy tkrdatt, ark kesildi. Masann bandan bir erkek kalkp
kapya yrd. Siyah elbisesinin dizleri, dirsekleri esnemi, ama omuzlan da
gerilmiti.Gr, uzun salar omuzlarna kadar dklyor, omuzlarn kepek-
lerle dolduruyordu.
Kim o? diye soran sesi sanki minberden kkremekteydi. Telli kapy
ap karanla bakt. Enli aln, ukur gzleri, Kutsal Kitap'n ilk blmlerinde
anlatlan peygamberleri andryordu.
Sen! Lothar' tanmt ama onu selamlamaya kalkmad. Ban evi-
rip seslendi. Mevrou, tanrsz kuzenin, tpk Kabil gibi yaban ellerinden
-kagelmi.
Sar sal kadn da masadan kalkt, ocuklar susturdu, onlara yerlerinden
kalkmamalarn tembihleyip kapya yneldi. Boyu hemen hemen kocas kadar
vard. Krk yalarnda ve olduka topluydu. Pembe yanakl, salarn rp te-
pesine ta gibi toplam, tipik bir Alman kadnyd. Kollarn gsnde kavu-
turdu.
Bizden ne istiyorsun, Lothar De La Rey? diye sordu. Buras Tanr'dan
korkan iyi Hristiyanlarn evi. Senin o takn davranlarnn burada yeri yok.
Arkadaki ocuklar grnce sustu, onlara ilgiyle bakt.
Merhaba Trudi. Lothar, Sarah'y a doru ekti. Aradan uzun yllar
geti. yi ve mutlu grnyorsun.
Tanr sevgisi beni mutlu ediyor, diye kabullendi kuzini. Ama salm
hibir zaman iyi deildir, biliyorsun. Yzne acl bir ifade yerletirdi. Lot-
har hemen konutu.
Sana yeni bir Hristiyanlk hizmeti frsat getirdim. Sarah'y ne doru
itti. Bu zavall bir ksz... yapayalnz. Bir yuvaya ihtiyac var. Sen onu ya-
nma alabilirsin, Trudi. Tanr da honut olur bu hareketinden.
-69-
Bu da senin... Kadn kendi iki kznn ilgi dolu yzne bakt, alak ses
le devam etti. Bu da senin pilerinden biri mi?
Ailesi tifo salgnnda ld.
Bunu sylediine hemen piman oldu. Kadn kzdan uzaklarcasna irkil
misti. stnden haftalar geti, dedi Lothar. Kzda hastalk yok.
Trudi biraz rahatlad, Lothar yine hzla devam etti. Ben ona bakamam
Biz yolculuk yapyoruz. Zaten onun bir kadna ihtiyac var.
Burada beslenecek yeterince boaz var... diye balad Trudi. Ama
koca s onun szn kesti.
Gel buraya, ocuum, diye grledi, Lothar hemen Sarah'y ona do'
itti. Adn ne senin?
Sarah Bester, Oom.
Demek bizim halkmzdansmz, ha? diye bard papaz. Gerek
Afri-kaner kanndansn, ha?
Sarah pek de emin olamadan ban evet anlamnda sallad.
Annenle baban Reform Kilisesi'nde mi evlenmilerdi? Kz yine ban
sallad. Tanr'ya da inanyor musun?
Evet, Oom. Annem bana retti, diye fsldad Sarah.
O zaman kz kapdan eviremeyiz, dedi adam karsna. Getir onu ie-
riye, kadn. Tanr rzkn da verir. Tanr kendi setii insanlarn nzkn hep ve-
rir.
Trudi Bierman rol yapar gibi iini ekti, Sarah'nn koluna uzand. Nasl
da ince... Nama ocuklar kadar da pis.
Ya sen, Lothar De La Rey? diye parman ona uzatt papaz. Merha-
metli Tanr sana hl setiin yolun yanl olduunu gstermedi mi? Seni
doru yola dndrmedi mi?
Henz yapmad, sevgili kuzenim. Lothar kapdan geriledi. Rahatlad-
n saklamyordu.
Papazn dikkati, arkada, glgeler arasnda duran ocua dnd. Bu kim?
O benim olum, Manfred. Lothar elini korurcasna olunun omzuna att,
papaz yaklat, ocuun yzn yakndan inceledi. Koca kara sakal dikildi,
gzleri vahi ve fanatik baklarla bakt ama Manfred baklarn hi
kar-mad. Adamn gzlerinin yavaa deitiini grd. Gzler snyor,
iyilik ve merhametle parlyordu.
Seni korkutuyor muyum, delikanl? Sesi de yumuamt. Manfred ba-
n iki yana sallad.
Hayr, Oomie... ok deil yani.
-70-
Papaz gld. Sana Kutsal Kitap' kim retiyor, delikanl?
Baham retiyor, Oom.
O halde Tanr acsn senin ruhuna. Adam doruldu, sakaln bu sefer
Lothar'a uzatt.
Keke kz brakacana olan braksaydn, dedi. Lothar, Manfred'in
omuzunu daha bir skt. yi bir ocua benziyor. Tanr'nn ve halkmzn
hiz-metinde iyi ve alkan insanlara ihtiyacmz var.
"Ona iyi baklyor. Lothar telan saklayamamt. Papaz tekrar
Manf-red'e bakt.
Delikanl, sanrm kaderimizde tekrar karlamak var. Baban boulunca,
ya da bir arslana yem olunca, ya da ngilizler tarafndan aslnca... Tanr onu
herhangi bir ekilde cezalandrnca, sen buraya gel. Duyuyor musun, delikanl.
Sana ihtiyacm var. Halkmzn da sana ihtiyac var, Tanr'mzn da. Benim
ismim Tromp Bierman. Bana Tanr'nn Borazan derler. Bu eve geri dn!
Manfred ban evet anlamnda sallad. Sarah'y grmeye geleceim.
Ona sz verdim.
O bunu sylerken kzn cesareti tkendi, hkrarak kendini Trudi'den
kur-tarmaya alt.
Yapma, ocuk. Trudi onu sarst. Kes alamay. Sarah yutkundu, bir
sonraki hkrn tuttu.
Lothar, Manfred'i dndrd. ocuk alkan ve istekli, kuzenim. Bu iyi-
liinizden pimanlk duymayacaksnz, diye seslendi omzunun zerinden.
Grrz bakalm, diye mrldand kuzini. Lothar yola koyuldu.
Tanr'nn Borazan arkalarndan baryordu. Tanr'nn szlerini unutma,
Lothar De La Rey. 'Yol da benim, k da benim,' diyor. 'Bana inanan her
kim olursa olsun...'
Manfred babasnn kolunun altndan dnp arkasna bakt. Papazn silueti
kapy hemen hemen dolduruyordu. Ama beli hizasndan Sarah'nn minik su-
rat da darya bakmaktayd. Petromax nda kzn yz bembeyaz, porse-
len gibiydi. Yanaklarnda yalar parlyordu.
Drt kii randevu yerinde onlar bekliyordu. Gerilla komandosu olarak
omuz omuza arptklar o umutsuz yllarda, birbirlerinden kopup daldk-
lar zaman, sonradan nerelerde buluacaklarn nceden kararlatrrlard. G-
venli yerleri semi, kararlatrm olurlard.
-71 -
Bu toplant yerlerinde her zaman su vard. Ya kayalar arasnda sazla emi-
lecek su, ya bir Bushman kuyusu, ya da kazp su bulunabilecek bir kurumu
dere yata. Yl boyu hep evresini kontrol ederlerdi o buluma yerlerinin. Bir
dman gelip onlar artmasn diye.
Lothar'n bu sefer setii randevu yerinin ek avantajlar da vard. Varlkl
bir Alman sr reticisinin iftliine birka mil mesafedeki tepelerdeydi,;
Lothar'n ailesinin iyi dostuydu adam. Onlar hogryle karlayacak biriydi,
Randevu yerine yaklarken, kar taraftan gelmekte olan iki kiiyi grd,
Derken baka iki kii de kayalardan frlad, kollarn Lothar'a ho geldin
der-miesine salladlar. Az sonra drd birden Lothar'n grubuyla bulutu.
Balarnda Vark Jan, yani Domuz John vard. Eski Khoisan
savalarn-dand. Sar, buruuk izgileri, Nama ve Bergdama karm bir
soydan geldiini belli ediyordu. Gerek bir Bushman olduunu syleyip
vnrd. Anlattna gre bykannesi, Boer'Ierin esir ald Bushman
klelerindendi. Ama Domuz John byk yalanclardan olduundan, bu
iddiasna da pek inanan olmazd. Onun arkasndan, Klein Boy geliyordu.
Swart Hendrick'in bir Herero kadndan gayri meru oluydu.
Hemen babasna koup onu geleneksel sayg gsterisiyle, avularn biti-
tirerek selamlad. O da uzun boylu, yaplyd. Gzleri annesi gibi ekik, teni
biraz daha ak renkti. Bu ikisi, Walvis Krfezi'nde trol iinde de almlard
zaten. Hendrick teki adamlar bulmak zere onlar yollamt.
Lothar tekilere dnd. Onlar on iki yldr grmemiti. Birinin takma ad
'Bacak't. Leylek gibi bacaklar vard Ovambo'nun. teki de 'Bufalo'ydu.
Ban omuzlar arasna eker, yle dolard. Tokalatlar, akalatlar, aradan
geen zamann getirdii deiiklikleri grmeye altlar. Orta yal olmu,
imanlamlard. Ama bereket versin onlardan beklenen i pek ar deildi.
Eee! diye srtt onlara. Sizleri karlarnzn iko gbeinden ve bira
bardaklarnzn bandan ayrdk. Hepsi kahkahalarla gldler.
Klein Boy'la Domuz John syler sylemez koup geldik, diye gvence
verdiler.
Tabii srf bana olan sevgi ve ballnzdan tr geldiniz. Lothar'n
alaylar batcyd. Akbabalarla akallarn yemek hatrna deil de, lnn ha-
trna geldii gibi.
Yine gldler. Nasl da zlemilerdi onun szlerinin krbacn.
Bufalo, Domuz John altndan sz etti, dedi kahkahalar arasnda. Klein
Boy da yine dvebilme frsat bulacamz syledi.
-72-
Leylek Bacak, Hazin ama, ben yata bir erkek, karsn ancak gnde bir
iki kere memnun edebiliyor, diye konutu. Oysa silah arkadalnn sonu
gelmek bilmiyor. Sana olan sadakatimiz Kalahari kadar engindir. Herkes
patlayacak gibi gld, onun srtn tpladlar.
Hl glp konuarak randevu yerine trmandlar, silahlarn sakl durduu
depoyu atlar. erdeki silahlar iyi durumdayd. Konserve yiyecekler de vard.
Eyer takmlar, giyecekler... her ihtiya tamamd.
Yemeklerini yedikten sonra setikleri kyafetleri ve eyerleri tamir etmeye
koyuldular. Onlar alrken Lothar koca lkenin her kesine sakl byle bir
dzine kadar gizli depo olduunu dnd. Bunlar, kuzey kysnda Alman
U-botlarna ikmal yaparken dnp hazrlamlard. Lothar bugne kadar
burular soyup kendi kiisel ihtiyalarna kullanmay hi dnmemiti. Bin-
lerce sterlin deerindeydi toplam mal. Nedense vatanseverce bir gven duy-
gusu vard iin iinde.
Belki bir tekne kiralayp kuzey kysna gidersem, diye dnrken birden
vazgeti. Kuzey kysn da, bu lkeyi de bir daha grecek deildi. Bu ii
yap-t ktan sonra, dn yoktu bu yolun artk.
Acaba baka yerde mutlu olabilir miyim, diye merak etti. Bu hain ve g-
zel diyardan uzakta. Kararll sarslr gibiydi. Dndnde Manfred'in ka-
lar atk kendisine bakmakta olduunu grd. Olum iin de karar ben vere-
bilir miyim? Oluna bakt. Onu bir srgn hayatna mahkm edebilir miyim?
Kukularn bir abayla kenara itti, Manfred'i yanna ard. Biraz uzak-
lanca onunla kendi eitiymi gibi konutu.
Hayatta neyin uruna altmsa bizden alnd, Manie. Yasa gznde al-
na deildi ama, Tann'nm ve doal adaletin gznde almayd. Kutsal Kitap
bizi kandranlara kar ne yapmamz gerektiini sylyor. Gze gz, die di,
diyor. Bizden alnanlar geri alacaz, Manie. Ama ngiliz yasalar bize su-
lu gzyle bakacak. Kap saklanmamz gerekecek. Bizi vahi hayvan avlar
gibi avlamaya kacaklar. Bizi yalnzca cesaretimiz ve zekmz kurtaracak.
Manfred kprdad, babasnn yzne hevesli gzlerle bakt. Bunlar ona
yle romantik ve heyecanl geliyordu ki... babasnn kendisine byle nemli
konulan aacak kadar gvenmesinden de gurur duyuyordu.
Kuzeye gideceiz. Tanganika, Nyasaland ve Kenya'da iftilik ii iyi. Hal-
kmzn ou oralara gitti bile. Tabii admz deitirmemiz gerekecek. Bir da-
ha asla buraya dnmeyeceiz. Ama yeni bir yerde gzel bir hayat kuracaz.
Hi mi dnmeyeceiz? Manfred'in ifadesi deiti. Ama ya Sarah?
-73-
Lothar bu soruya aldrmad. Belki Nyasaland'da gzel bir kahve am
ba's satn alrz. Ya da Kilimanjaro'nun aa yamalarna gideriz. Sereng
ti'de vahi av hayvanlar pek bol. Hem avlanr, hem iftilik yaparz.
Manfred terbiyeli terbiyeli dinliyordu ama, yz ifadesi donuklamt. Na
sl syleyebilirdi babasna? Nasl diyebilirdi, baba, ben yabanc bir diyara git
mek istemiyorum, burada kalmak istiyorum, diye.
tekiler horlamaya baladktan ok sonra o hl uyankt. Sarah'y d-
nyor, tek arkadam oydu, diyordu iinden.
Garip, tedirgin edici bir ses onu tekrar gerek dnyaya dndrd. Aa-
daki ovadan geliyordu ses. Ama hainlii o uzaklktan etkilenmiyor,
azalm-yordu.
Babas hafife ksrp doruldu, battaniyeyi beline kadar indirdi. Kor-
kun ses tekrar duyuldu, inanlmaz biimde ykseldi, homurtularla sona erdi.
Neydi o, baba? Manfred'in ensesindeki salar dimdik olmutu.
Babas yavaa, En cesur insan bile Kalahari aslannn kkremesini ilk
duyduunda korkarm derler, olum, dedi.
afak vakti yamatan tekrar ovaya indiler. nde giden Lothar birden du-
rup Manfred'e yanna gelmesi iin iaret etti.
Sesini duydun, imdi de izlerine bak, diye gsterdi. Eilip pene izle-
rinden birine dokundu. Yemek taba boyundayd. Yumuak sar topraa de-
rin oyulmutu.
Yal, yeleli bir erkek aslan. Lothar izin evre izgisinde parman do-
latrd. Manfred bundan sonraki aylar iinde onun bu hareketi yaptn de-
falarca grecekti. ze dokunuyor, sanki srlarn parmak ulanyla okuyordu.
Bak, tabanlar nasl yasslm. Arln bileklerinden geriye vererek yr-
yor. Sa n ayan tercih ediyor. Sakat. Yemek bulmak ona zor geliyor. Bu
yzden iftlie yakn yerde dolanyor. Sr avlamak, vahi hayvan avlamak-
tan daha kolay.
Lothar uzanp devedikeninin alt dalndan bir ey ald. Bak, Manie, di-
yerek olunun avucuna bir tutam kzl sar ty brakt. Yelesinden bir para
brakm sana. Dorulup izin zerinden at, peinde arkadalaryla yoluna
devam etti.
Gitmekte olduklar iftlik, kuyularn gerisindeki yksek ksmdayd. M-
sr' dan gelme egzotik hurma aalarnn gerisinde. Aslnda koloni gnlerin-
den kalma bir Alman kalesiydi bina. 1904 Herero Sava gnlerinden, lkenin
-74-
isyana kalkt gnlerden bir an. Almanlara kar herkes ayaklanmt o sra.
Bonderswalt'larla Nama'lar bile katlmt. syan bastrmak 20.000 beyaz
as-kere ve 60 milyon sterlin paraya patlamt. 2.500 Alman subay ve askeri,
70 000 Herero kadn, erkek ve ocuu da, ya olaylarda lm, ya kuruna
di-zilmiti. Bu rakam kabilenin tam yzde yetmiini oluturuyordu.
Eskiden kale olan iftlik binas, Herero birliklerini yaklatrmamak zere
yaplmt. Beyaz badanal d duvarlarnn tepeleri mazgallyd; orta kulede
hala Alman bayrann kartal dalgalanyordu. Meydan okurcasna.
Kont onlar uzaktan grd, karlamak zere bir araba yollad. Lothar'm
annesiyle yatt. Hl uzun boylu, hl dimdikti. Aznn kesinde beyaz bir
dello yaras, davran resmi ve eski tarz. Swart Hendrick'i hizmetkrlar ka-
nadnda bir odaya yollad, Lothar'la Manfred'i serin orta hole ald. Kontes
orada iyi cins Alman birasyla hazr bekliyordu.
Kyafetleri stlerinden alnd, hizmetkrlara verildi, kendileri banyo
yap-tlar, bir saat sonra giysileri tlenmi, izmeleri cilalanm olarak geri
geti-rildi. Yemek iin kont iftliin yumuak sr etlerini semiti. Kendi
suyunda pimi. Yannda da harika bir Rhine arab. Manfred'i sevindiren ey,
etin peinden eitli turta ve tatllarn gelmesi oldu. Lothar'm houna, gidense,
ev sahiplerinin o uygar sohbetiydi. Kitaplardan, mzikten konuma frsat,
gzel telaffuzlu bir Almanca dinleme frsat pek de sk kmyordu.
Manfred tka basa doyunca Herero hizmetkrlardan biri onu odaya gtr-
d, kont da Lothar'a naps verdi, Havana purolarn getirdi. Kars kahveyi
hazrlyordu.
Puro yanp keyif tamam olunca kont konuuna, Windhoek'den yazdn
mektubu aldm, dedi. Bana gelenlere ok zldm. Zor gnler yayoruz.
Bu herkes iin byle. Monokln karp koluyla parlatt, tekrar gzne takt,
Lothar'a bakt. Aziz annen ok deerli bir insand. Onun olu iin yapma-
yacam yoktur. Susup Havana'sndan derin bir soluk ekti, tadna glmsedi.
Bununla birlikte...
Lothar'm umutlar soluverdi. Bu szleri hep kt haberler izlerdi.
Senin mektubun gelmeden iki hafta nce ordu levazmndan bir subay
geldi, tm fazla atlar ona sattm. Yalnzca bize lazm olan kadar braktm.
Lothar gelirken ayrlarda en az krk atn otladn grmt ama, yine de
ban anlayl anlayl sallamakla yetindi.
Harika iki katrm var. ri, gl hayvanlar. Onlar sana sembolik bir fi-
yat karlnda verebilirim... elli sterlin diyelim.
ifti mi? dedi Lothar saygyla.
-75-
Kont, Her biri, dedi kesin bir sesle. Mektubundaki br neriye gelin
ce, ben bir dosta bor vermemeyi kendime ilke edindim. yle olunca insan
dostlarn da, parasn da kaybetmiyor.
Lothar bunun da zerinde durmad. Kontun daha nceki szlerine
dnd Ordunun levazm subay... blgedeki tm iftliklerden mi at
alyor?
Sanrm bir yz tane kadar alm. Lothar red cevabn efendice kabul
edince kont rahatlamt. Hepsi en iyi cins ve durumda hayvanlar. Yalnz en
iyilerine ilgi gsteriyordu. le alkn, at hastalklarna kar dayankl.
Hepsini demiryoluna ykleyip gneye yollad herhalde.
Henz deil, dedi kont. Yani ben en son duyduumda daha
yollama-mt. Swakop Nehri'nin kar tarafnda bir yerde tutuyor,
dinlendiriyor, yolculuk iin glerini toplamalarn istiyor. Duyduuma gre
yz elli hayvan olunca trenle sevkedecekmi.
Ertesi sabah sk bir kahvaltdan sonra kaleden ayrldlar. O kahvalt sof-
rasnda ne yoktu ki! Sosisler, s etler, yumurtalar... Yola koyulduklarnda,
Lothar'n sonunda yirmi sterline almay baard katrn geni srtna bir-
den binmilerdi. Kont eyeri de vermiti stelik.
Kalenin hizmetkrlar blm nasl? diye sordu Lothar.
Hizmetkr blm deil, kle blm, diye dzeltti Hendrick hemen.
Orada insan alktan da lebilir... duyduuma gre kontun dayandan da
lebilir. Hendrick iini ekti. Eer Herero hizmetilerinden en gencinin c-
mertlii ve iyi huyluluu da olmasa...
Lothar onu serte drtt, yan gzle Manfred'i gsterdi, Hendrick szleri-
ni baka trl bitirdi.
te sonunda yal bir katrn srtna binip katk. Bu imek gibi hayvan
kimse asla yakalayamaz. Hayvann sarsna bir aplak att ama hayvan
rahat temposunu hi deitirmedi.
Onu avlanrken kullanacaz, dedi Lothar. Hendrick arnca srtt.
Saklanma yerine dndklerinde Lothar hzla ie koyuldu, on iki silah ve
cephane yk hazrlayp eyerlere balad, yiyecek ve malzemeyi de katt,
hepsini barnan kapsna dizdi.
Hendrick, Eh, ykler hazr, dedi. atlara kald.
Buraya bir nbeti brakmamz gerek. Oysa her kiiye ihtiyacmz var.
-76-
Domuz John'a para verdi. Grubun en gvenilir adam oydu.
Be sterline bir banyo kveti dolusu Cape Smoke alabilirsin, dedi. Bir
barda erkek bufaloyu yere sermeye yeter. Ama unutma, Domuz John,
atla-ra binerken eyerde duramayacak kadar sarho olduunu grrsem, seni
polis sorguya eksin diye geride brakmam. Kafana bir kurun skar, yle
brakrm. yemin ediyorum sana.
Domuz John paray apkasna soktu. Bir damlas dudaklarma demeye-
cek, diye mrldand. Baas bilir benim gvenli olduumu. Hele iki, kadn
ve para konularnda.
Okahandja'ya yol yirmi mildi. Domuz John hemen yola koyuldu. Geri ka-
lanlar ve arkada katr eken Manfred, ar ar yamatan indiler.
Bir gn nce hi rzgr olmadndan, aslann izleri de bozulmamt.
Lot-har, Manfred'e iyice arkadan gelmesini tembihlemiti ama, avclar
gzden kaybolurken ona rahata izleyebilecei bir iz brakyorlard. Zorluk
ekmeden pelerinden gitti.
Bir saat gemeden, aslann kontun danalarndan birini ldrd yeri bul-
dular. Hayvann her yann yiyip bitirene kadar oralarda oyalanmt. Bir tek
kafasyla iri kemikleri kalmt geriye. Onlardan bile tm eti kemirip yalamt.
Avlanmaya gc olmad bundan da belliydi.
Lothar'la Hendrick hemen yayldlar, hayvann izini buldular. z tazeydi.
Hendrick ona dokundu. Gezmeye gitmi, dedi. Kaygl deil. Bizi duyma-
m. Karn doyunca herhalde su imeye gitti.
Lothar da, Nehre herhalde, dedi. Oras kente daha da yakn. imize
gelir.
Lothar'n adamlar, bir tek Hendrick'in dnda, hep iyi nianclard. Hay-
van ilk defa, ilerdeki allar arasndan kp koarken grdler. Lothar ilk
kurununun kumlar uurduunu fark etti. Mesafeyi yanl hesaplamt. Ak
l alanlarnda hep bu tehlike vard. kinci kurun i grd, kulaklarn arkaya
veren aslan bir kou daha tutturdu.
Uzaa gidemez, dedi Hendrick.
Aslanlar ksa mesafe koucusu olduklarndan, yksek hz bir sre tutturur,
sonra yavalamak zorunda kalrlard. Daha sktrrsanz dner size sal-
drrlard.
Hayvann kurunu yedii yere vardklarnda Hendrick, Kan! diye bar-
d. Cier kan! Damlalar kpkrmz ve kpklyd. Kanl izi srmeye ba-
ladlar.
-77-
Durun! dedi bir ara Lothar. Dikkatli olun! Pusu kurmu, bizi bekliyor-
dun.. O anda yaral aslan stlerine atld. Lothar'a doru srad. Lothar,
Ma-user'inin tetiini ekti, hayvann cierleri gznn nnde sald, ama
arl yine de Lothar' devirmeye yetti. Aslan cansz, zerindeydi.
Hendrick, Lothar' ekip dorulttu, azndan, burun deliklerinden kumlar
sildi, Lothar onun elini itince Hendrick'in yzndeki kayg da geiverdi.
Yalanyor, yavalyorsun, Baas, diye gld Hendrick.
Manie grmeden kaldr beni ayaa. Lothar ayakta sallanyordu ama
emirler yadrmay srdryordu.
Klein Boy, Bacak! Koun. Katr kokuyu alp rkmeden yetiin de Manie'
yi alp karmasn!
Sinekler aslann cesedine konmaya balamt bile. Lothar bakt. Bunu
yklemek iin herkesin kuvvetine ihtiyacmz var, dedi.
Lothar, olunu kendi karlad. ocuk hevesle, Vurdunuz mu, baba? di-
ye sordu. Silah seslerini duymutu.
Evet. Tepenin tesinde yatyor.
Katrn semerini hazrladlar, gzlerini de baladlar.
Evet, bakalm nasl karlayacak, dedi Lothar. Hayvan gzlerinin ba-
lanmasna itiraz eder gibi hi kprdamad. Lothar yaklap arkasna geti,
kuyruunu tutup bkt. Hayvan kaya gibi duruyordu. Bu sefer Lothar onu
kuyruunun tam dibinden srd. Hayvan bir ifte att. Lothar onu tekrar
s-rnca teslim oldu, ar ar ilerlemeye koyuldu. Ama tepeye varnca rzgr
aslann kokusunu getirdi, hayvann burun deliklerine doldurdu.
Aslan kokusu dier hayvanlara dikkate deer bir etki yapyordu. Evcillere
de, yaban hayvanlarna da. Hatta aslan bilmeyen diyarlardan gelenlerine bile.
Belki atalarndan kalma bir sezgi vard ilerinde.
Lothar'n babas setii av kpeklerine yavruyken aslan postu koklatrd.
Yavrularn ou korkuyla ulur, kuyruklarn kstrp kaarlard. Ancak yirmide
biri, genellikle de dii olanlar, tyleri diken diken olmasna ramen kamaz,
kalrlard. Lothar'n babas onlar alrd kendine.
Katr da kokuyu alnca ldrverdi. plerini tutan drt kiiden kurtulup
drtnala kat. Onu yarm mil uzakta yakalayabildiler, geri getirdiler. kinci
kere yine kat ama bu sefer birka yz metre gidince yoruldu, tkendi. Bu i
iki kere daha tekrarland, her seferinde ka mesafesi ksald, sonunda
kpr-dayamad. Aslann yannda korku iinde bekliyordu. Ama koca yk
srtna
-78-
vurnaya altklarnda dayanamad. ifteler att, ahland, yk srtndan
kaydrp att. Onu yordular, yordular, sonunda burnundan krk gibi duman-
lar karrken srtna aslan ykleyip balamay baardlar.
Lothar ipi tutunca hayvan kuzu gibi yrmeye balad, onlarla birlikte
nehie doru ilerledi.
Ormanlk tepelerden birinin doruundan Lothar nehre doru bakyordu.
Atlar ahrlara sokmadan nce son kere suluyordu adamlar. Kontun hakk var-
d. Hayvanlar hep en iyilerinden seilmiti. Lothar drbnyle onlara az su-
lanarak bakt, sonra dikkatini adamlara evirdi, be kii sayd. Hepsi haki ni-
formalyd. Aralarnda subay arad, bulamad.
Az sonra kampta yemeklerini yerlerken Domuz John da geldi.
Ge kaldn, diye sulad onu Lothar. Yakasna sarlp soluunu koklad.
Bir damla imedim, Patron, dedi John. Kzkardeimin bekreti zeri-
ne yemin ederim.
Lothar onu brakt. Sama, dedi, ban eip adamn ayaklan dibindeki
torbaya bakt.
On iki ie. Sizin dediiniz gibi.
Lothar torbay at, nl Cape Smoke ielerinden birini kard, bakt.
Az balmumuyla kapalyd. Rengi kopkoyu, zehirli gibiydi.
Kyde neler rendin?
Kampta yedi at bakcs var...
Ben be saydm.
Yedi! Domuz John emindi. Lothar homurdand.
Ya subay?
Dn subaylar Otjiwaronga'ya gitmiler. Yeni atlar almaya.
Bir saate kadar ortalk kararacak. Lothar gnee bakt. Torbay al, on-
larn kampna git.
Ne diyeceim onlara?
Satc olduunu syle. Ucuza sat. Bedavadan tattr da. Yalanc olan sen-
sin, bul bir eyler.
Ya imeyen tiplerse?
Lothar bu lafn samalna gld, cevap vermeye gerek grmedi. Ben ay
aa tepelerinden kurtulunca harekete geeceim. Senin ikine onlar yumu-
atmas iin drt saat sre tanyacam.
Domuz John torbay yklenirken ieler angrdad.
-79-
Unutma, Domuz John, ya ayk olacaksn, ya gebertirim... ciddiyim.
Patron beni hayvan falan m sanyor? kiye dayanksz mym ben?
Adam dnp gururla uzaklat.
Lothar onun arkasndan bakt, kampn nbetisiyle konutuunu grd,
Nbetinin dileri bu kadar uzaktan bile panldyordu. Uzun tartmalardan
sonra Domuz John'u saygn bir konuk gibi ieri aldlar, torbasn srtndan in
dirdiler, sonra da Lothar onlar gremez oldu.
Gne battnda Lothar hl yerinden kprdamamt. Rzgrn ynnn
ve iddetinin tpk denizciler kadar farkndayd. Her deiimini izliyordu.
Ka-ranlk bastktan bir saat sonra rzgr bir karar tutturdu, srekli Lothar'n
ensesinden esmeye balad.
Dursun byle, diye mrldand Lothar. Sonra hafif bir slk ald. Bayku
barmas gibi. Hendrick hemen geldi, Lothar ona rzgr ynn gsterdi,
Nehri ok yukardan ge, kampn te yanndan dolan. Fazla sokulma.
Orada dn, rzgr yzne al.
O anda nehrin karsndan bir barma sesi geldi, ikisi de balarn kaldr-
dlar. adrlarn nnde kamp atei yaklm, alevler devedikenlerinin dalla-
rna ykseliyordu. Atein nnde de kara askerlerin siluetleri vard.
Ne yapyorlar sence? dedi Lothar. Dans m ediyorlar, yoksa kavga m?
Hendrick, Artk kendilerini bilmiyorlardr, diye gld. Adamlar atein
evresinde dnyor, birbirlerine arpyor, sonra ayrlyorlard. Tozlara ykl-
dklarnda dizst emekliyor ya da byk abalarla dorulup hemen tekrar
dyorlard. Bir tanesi anadan doma soyunmutu. Dnd, dnd, atee dev-
rildi, arkadalar ayaklarndan ekip kurtarrken kahkahadan krlyorlard.
Lothar, Senin gitme zamann, diye Hendrick'in omzuna bir aplak att.
Manie'yi de al, at tutucun olsun.
Hendrick yamatan aa yola koyulurken Lothar alak sesle seslenince
durdu, bakt. Manie sana emanet. Sorumluluu hayatnla dersin.
Hendrick cevap vermeden karanlklara dalp uzaklat. Yarm saat sonra
Lothar ilerde bir karaltnn nehri getiini grd, sonra da kayboldular.
Dou ufku kland, yldzlar soldu ve ay ykseldi. Kampta dans edenler
artk le gibi yklmlard. Sava alanndaki yarallara benziyorlard. Lothar
drbnle baktnda birisini Domuz John'a pek benzetti ama emin olamad.
Eer oysa, ld saylr, diye mrldanp ayaa kalkt. Hareket vakti gel-
miti. Ay ufuktan kurtulmutu artk. At nal gibi parlyordu aalarn tepesinde.
-80-
Lothar da yamatan indi. pinden ektii katr burnundan soluyor, korkun
yknden pek tiksiniyordu.
Bitti saylr, diye onun alnn okad Lothar. Grevini iyi yaptn, dos-
tum. Nehre doru indiler.
Nehri sarslmadan gemek iin s ve kumluk yer aradlar. Kimsenin kar
durmasn falan zaten beklemiyorlard. Kamp atei snm, ortalk
sessiz-lemiti. Kar yamaca trmanrken Lothar atlarn eindiini ve
homurdand-n duydu. Rzgr Lothar'n arkasndan esiyordu. Atlar birden
kinemeye koyuldular.
Tamam... aln kokuyu bakalm. Lothar katr atlarn bulunduu ite do-
ru ekti.
Tepimeler, kinemeler, sonra da atlarn birbirini ititirmesi balad. Kanl
aslan leinin kokusu glendike tela artyor, yaylyordu srnn arasnda.
Bir at korkuyla kineyince tekiler panie kaplp ahlandlar. Lothar onlarn
balarn allarn zerinde grebiliyordu.
Katr itin rzgr alan tarafnn tam karsnda durdurdu, balan kesti, as-
lan leini yere kaydrd, hayvann cierlerinde kalm hava ok hafif bir kk-
reme sesiyle boald, atlar lklar atmaya, kapal alanda drt dnmeye ba-
ladlar.
Lothar eilip aslann karnn kasndan gs kemiinin balad yere
kadar yard. Ban da derin batrd. Koku bir anda dayanlmaz oldu.
At srs delirmiti. Korkun kokudan kamak iin kar ite arpp du-
ruyorlard. Lothar tfeini omzuna vurdu, atlarn balan zerine nian alp
hazneyi boaltt. Kurunlar pe pee patlam, itli alan aydnlatmt. Atlar
daha da korkup arka iti yardlar, yeleleri uuarak drtnala kamaya koyul-
dular. Rzgrla birlikte... Hendrick'in adamlaryla bekledii yere doru.
Lothar abucak katr ekti, bir yandan tfeini doldurarak kamp ateine
doru kotu. Askerlerden biri atlarn sesiyle o sarholuktan bile uyanm, aya-
a kalkmt. Kararl admlarla, ama sendeleyerek itli alana doru gidiyordu.
Atlar! diye baryordu bir yandan. Ayln sarholar! Atlar durdurma-
mz gerek! Birden Lothar' grd. Yardm edin bana! Atla...
Lothar tfein kabzasn adamn enesine arptrd, adamn dileri
atrda-d, sonra koca vcudu tekrar srtst devrildi. Lothar onun zerinden
atlayp tekrar kotu.
Domuz John! diye bard telala. Neredesin? Cevap gelmedi. Dr-
bnle grd adama doru kotu. Hl yerde yatyordu. Ayayla evirdi,
-81- Hkmedenler / F:6
Domuz John grmeyen gzlerle mehtaba bakt. Buruuk, sar suratnda
sakn bir glmseme vard.
Kalk! Lothar onu tekmeledi. Domuz John'n glmseme ifadesi dei-
medi. Ac duyacak dnemi amt. Tamam! Seni uyarmtm!
Lothar, Mauser'i dorulttu, emniyetini at, namluyu Domuz John'm ka-
fasna dayad. Bu herifi polise canl brakrsa, iki ine yapp blbl gibi
ko-nutururlard. Geri plann tm ayrntlarn bilmiyordu ama, anslarn ks-
tekleyecek kadarn biliyordu. En azndan Lothar' at hrszlndan arananlar
listesine aldrrd. Ordu maln tahripten de. Parman tetie uzatt.
Ona bu az, diye dnd birden, dve dve gebertmeli. Parma gevedi,|
kendi budalalna kfrederek emniyeti tekrar kapad, katr getirmeye kotu.
Domuz John zayft ama, onu katrn srtna atmak iin Lothar'n yine de
tm gcn kullanmas gerekti. pe aslm amar gibi sarkyordu eyerin
zerinden. Lothar rzgr arkasna alp yola koyuldu.

Bir mil kadar sonra, adamlarn grmeden getiine inanmaya balad.
Tam katr yavalatrken Hendrick ilerde glgelerin arasndan kt.
Nasl gitti? Ka tane tuttun? diye sordu Lothar hevesle. Hendrick gld.
O kadar ok ki, eyerimiz yetmedi.
Adamlarn hepsi kendilerine birer at yakalaynca, hemen plak srtna at-
Iam, teki atlarn yolunu kesmeye komulard. Hayvanlarn yolunu evir-
misler, Manfred'in gelip balklar takmasn beklemilerdi.
Yirmi alt! Lothar sevinten uarak atlar bir daha sayd. stediimizi
seebileceiz. Tamam, hemen gidelim. Askerler dner dnmez ordu peimize
der.
Katrn koumunu kard, sarsna oir tokat att. Sen evine dn, dedi
ona. Katr bu teklifi sevinle kabul etti, yolun ilk yz metresini drtnala alma-
yi da baard.
Her biri bir ata binip , drt at da yedeklerine aldlar. Lothar baa geti,
onlar tekrar tepedeki barnaa doru gtrd.
afak skerken bir ara durdular, Lothar alnt atlar birer birer muayene
etti. Kaarken itime srasnda ikisi yara almt. Onlar serbest brakt. teki-
ler yle kaliteli atlard ki, aralarnda bir seme yapamyordu. Oysa saylar ge-
rekenden fazlayd.
Onlar atlar seerken Domuz John da ayld, doruldu. Atalarna ve Hotan-
to tanrlarna ektii acy bitirmeleri iin dualar mrldand, eilip kustu.

-82-
Lothar, Seninle grlecek hesabmz var, dedi ona. Glmyordu.
Hend-rick'e dnd. Atlarn hepsini alyoruz. Bazlarn naslsa lde
kaybederiz. Kolunu kaldrp komutunu verdi. leri mar!
leden biraz nce barnaa vardlar, atlar eyerlediler, ykleri yklediler,
(epeden indirip suladlar, doya doya imelerini beklediler.
Hendrick, Ne kadar nlerindeyiz? diye sordu.
Siyah askerler balarnda beyaz subaylar olmadan bir ey yapamaz. On-
lar da belki iki, gne kadar dnmez. Dnnce Windhoek'e tel ekip emir
isterler. Birlik kurmalar gerek. Bence en az gn. Belki de drt, be.
gnde ok yol alrz. Hendrick memnundu.
Lothar, Kimse bizden ok yol alamaz, diye ona katld. Bu vnme de-
ildi. ller onun vatanyd. Pek
1
az beyaz adam onun kadar tanrd lleri.
Daha iyi tanyan ise hi yoktu.
Binelim mi? diye sordu Hendrick.
Bir iimiz daha var. Lothar yedek yular eyerinden ald, sa bileine do-
lad, Domuz John'a doru yrd. Adam orada, yzn ellerine gmm otu-
ruyordu. Lothar'm yaklaan ayak seslerini duyamad bile. Lothar gelip onun
bana dikildi.
Sana sz vermitim, dedi aka. Ucu pirin tokal yular sallad.
Patron, elimde deildi, diye bard Domuz John. Ayaa kalkmaya a-
lt.
Lothar yular savurdu, tokalar gnete ldayarak adamn srtna indi, ka-
burgalarnn alt ksmnda bir oyuk oluturdu.
Domuz John l bast. Beni zorladlar. Zorla iirdiler...
kinci vuru ayaklarn yerden kesti. Barmay kesmiyordu. Kelimeleri
artk anlaml deildi. Srt kpkrmz, delik deik oluyordu. Gmlei yrtl-
m, aslan paralama benzemiti.
Sonunda barmas kesildi, Lothar soluk solua ekildi, kanl tokalar sil-
di, adamlarnn suratlarna bakt. Bu dayan yerde kvranan adam kadar on-
lara da yarar olmutu. Vahi kpekti bunlar. Ancak kuvvetten anlar, zalimli-
e sayg duyarlard.
Hendrick hepsi adna konutu. yi para almt. ini bitireyim mi?
Hayr. Ona bir at brak. Lothar dnd. Kendine gelince bizi izler ya da
cehennemin dibine gider. Yeri oras zaten. Kendi atna bindi, olunun acl
gzlerine bakmadan bard. Tamam... gidiyoruz!
-83-
Uzun zengiyle, Boer usul biniyordu ata. Hendrick bir yanna, Manfred
br yanna sokuldu.
Lothar kendini sevinli hissediyordu. iddetin adrenalini kannda bir ila
gibiydi. Karsnda apak ller uzanyordu. Atlar almakla yasay ihlal et-
miti. Yine yasa kaayd. Toplumsal yaamn snrlamalarndan kurtulmutu.
Coku dolu, ava kmaya hazrlanan ahinler gibiydi.
Tanrm... elimde tfek, altmda iyi bir at bulmann ne gzel olduunu
unutmuum.
Yine erkek olduk, dedi Hendrick. Uzanp Manfred'i kucaklad. Sen de.
Babanla ilk savaa gittiimizde o da senin yandayd. imdi de savaa gidi-
yoruz. Sen de onun gibi erkeksin. Manfred demin tank olduu feci sahneyi
unutuverdi, ii gururla doldu. Eyerde dik oturup enesini kaldrd.
Lothar yzn kuzeydouya evirdi. Kalahari'nin bulunduu yne doru.
O gece, kamp ateini saklayan bir kovukta gecelediler. Nbeti tutan onla-
r bir slkla uyandrnca hepsi kalkp tfeklerini kapt, karanla daldlar.
Atlar kprdanyor, huysuzlanyordu. Az sonra Domuz John belirdi, yakla-
p atndan indi. Atee yaklatnda surat i ve rk iindeydi. Kovulmay
bekler bir hali vard. tekiler glgeler arasndan ktlar. Ona bakmyor, var-
lndan haberdar deilmi gibi davranyorlard. Dnp uzandlar, battaniye-
lerini tekrar stlerine ektiler.
Lothar sert bir sesle ona, Atein te tarafnda yat. dedi. Le gibi iki
kokuyorsun. Domuz John gruba tekrar kabul edildiinden memnun, bir an-
da rahatlayverdi,
afak skerken tekrar atlara bindiler, ln beyaz ve bo scana doru
yola koyuldular.
Hani Madeni'ne giden yol belki de Gneybat Afrika'nn en bozuk yoluy-
du. Centaine ne zaman o yolda araba srse, kendi kendine, Buray onannak
iin bir eyler yapmamz art, diye sz verirdi. Sonra Doktor
Twentyman-Jo-nes ona yzlerce millik l yolunu dzeltmenin, at
rmaklara kprler yapp tepeler arasndan getii yerleri salamlamann
maliyet rakamlarn verir, Centaine'in akl tekrar bana gelirdi.
Canm, alt taraf gn sryor, derdi kendi kendine. Ben de ylda
kereden fazla gelip gitmiyorum. Aslnda serven oluyor bir bakma.
-84-
Madeni Windhoek'e balayan telgraf hatt yeterince pahalya patlamt
zaten. Mil bana elli sterlinlik masraf tahmin edilmi, sonra direklerin dikil-
mesi ve bakr tellerin gerilmesi yz sterlini amt. imdi o tellere ne zaman
baksa bir tedirginlik dolduruyordu iini. Maliyeti bir yana, stelik manzaray
da mahvediyor, Kalahari'ye geldii zaman iine dolan o engin sszlk duygu-
sunu bozuyordu. Oysa o duyguyu ok severdi Centaine.
lk yllarda nasl yerlere yatp uyuduklarn, nasl sularm yanlarnda ta-
dklarn hatrladka zlem duyuyordu. imdi gecelenecek yerlerde birer ba-
rnak kurulmutu yol zerine. Derin kuyulardan suyu karmak iin
yeldeir-menleri, manivelalar vard. Her istasyonda srekli oturan
hizmetkrlar servisi yapyor, yemekleri, scak banyolar, k geceleri iin
minede atei hazrlyorlard. Yazn da viskiye atlacak buzu salayan,
parafinle alan buzdolaplar vard her istasyonda. Yolun trafii youndu.
Gerhard Fourie ynetiminde yakt ve mal tayan konvoy srekli gidip
geliyordu bir kere. Kamyonlarn tekerleri yumuak kum yzeyli yerlere derin
izler oymu, kurumu nehir yataklarndan geitleri doldurmutu. in en
berbat yan, koca Ford kamyonlarn tekerlerinin sar Daimler'inkilerden ok
daha geni aral olmasyd. Centaine bu yola koyulduunda, tek tekeri izin
iinde, teki tmsekler zerinde araba srmek zorunda kalyordu.
stelik imdi mevsim yazd. Scak gerekten boucuydu. Daimler'in ka-
portas, dokunulsa insann teninde yaralar aacak kadar snyordu. Radyatr
su kaynattka ikide bir durmak zorunda kalyorlard. Gkyz bile mavi bir
atele titriyor gibiydi. Uzaklardaki l ufuklarnda titrek s seraplar oluu-
yordu.
Ah, u Daimler'in iindeki havay soutabilecek kadar kk bir motor
yapabilseler, diye dnd... Tren vagonunda olduu gibi! Sonra gld. Ben
lakalayorum herhalde, dedi kendi kendine. Bir zamanlar hayatn kurtaran
iki Bushman'la birlikte nasl Namib'in kumul diyarn yaya getiini, nasl l-
drc le scanda vcutlarn kendi idrarlaryla slattklar kumla svadk-
larn hatrlad.
Neye glyorsun, Mater? diye sordu aa.
Eskiden olan bir eye. Sen domadan nce.
Anlat bana, ne olur anlat bana. ocuk scaa da, toza da, arabann kor-
kun sarsntlarna da aldrmyor gibiydi. Ama neden rahatsz olsundu ki bun-
lardan? Centaine ona glmsedi. Onun doduu yerlerdi buralar. O da bir l
yaratyd.
-85-
aa onun glmsemesini bir cesaretlendirme olarak ald. Haydi, Mater,
anlat hikyeni bana.
Porqois pas? Neden olmasn? Centaine anlatt zaman ocuun y-
zndeki ok ifadesini grd.
Kendi idrarnz m? yice afallamt.
Buna atn m? diye takld annesi ona. O halde dur sana baka bir ey
anlataym. Devekuu yumurtalarndan yaplm ielerimizdeki suyumuz bit-
tii zaman ne yapyorduk, biliyor musun? Bushman avc Ovva zehirli okuyla
bir erkek geyik vuruyordu. nce hayvann midesini karyorduk. Henz sin-
dirmedii besinlerin suyunu skyor, onu iiyorduk. Emme kuyularna varana
kadar bizi sa tutuyordu.
Mater!
Doru sylyorum, cheri. Bulduum zaman ampanya imesini severim .
ama, mecbur olunca sa kalmak iin ne olsa ierim.
Olu bunu dnrken o susup bekledi, sonra yan gzle bakt, ocuun
yzndeki tiksinti ifadesinin saygya dntn grd-
Sen olsan ne yapardn, cheri? er miydin, yoksa lr muydun? diye
sordu. ocuun dersi rendiinden emin olmak istiyordu.
erdim, dedi o hi kararszlk gstermeden. Sonra sevgi dolu bir gurur-
la, Biliyor musun, Mater, sen gerekten insan krar geirirsin, dedi. En son
rendii iltifat szyd hu.
Bak! Parmayla ileriyi gsterdi. Aslan rengi ovann ta ucunda, seraplar
perdesi arasnda, tarn rengi ince bir duman tabakas var gibiydi.
Centaine, Daimler'i yana ekti, daha iyi grebilmek iin arabadan kp
yan basamaa bast.
Geyikler. Bu sefer ilk defa kyorlar karmza. Koskoca bir sr, tek
vcut halinde hep ayn yne doru ilerliyordu.
On binlerce olmal.
Zarif hayvanlard geyikler. nce uzun bacaklar, lir biiminde boynuzlar
vard.
Kuzeye gyorlar, dedi Centaine. Oraya bol yamur yam olmal.
Suya gidiyorlar.
Birden onlara en yakn geyikler yabanclarn varln fark edip rktler.
Srtlarn kabartp balarn ta burunlar n ayaklarna dokunacak kadar edi-
ler, kazk gibi bacaklar zerinde sramaya baladlar. Scak havaya
ykseli-yorlar, tepelerindeki beyaz sa tutamlar dalgalanyordu.
Bu tela davran bulacyd. Az sonra binlerce geyik ovann zerinde
-86-
sanki uuuyordu. Centaine arabann basamandan yere atlad, onlarn takli-

j
dini yapmaya balad. Bir elinin iki parman atal gibi kafasnn zerine ko-
vup boynuzlar iaret ediyor, teki eliyle ensesindeki beyaz salar dalgalan-
drr gibi yapyordu. O kadar iyi becerdi ki, aa kahkahalarla glerek elleri-
ni rpmaya balad.
Aferin sana, Mater! O da atlayp katld, ikisi daire izerek dans ettiler,
sonunda glmekten takatleri kesildi. Daimler'e dayanp dmemek iin bir-
birlerine tutundular.
htiyar Owa retti bunu bana, diye soludu Centaine. Her hayvann
taklidini yapard.
Yollarna devam etmeye karar verdiklerinde, direksiyonu asa'ya verdi.
Ovay gemek yolun en kolay ksmlarndan biriydi. Zaten aa da iyi araba
kullanyordu. Centaine koltuun kenarna kvrlp yasland. Az sonra aa
sessizlii bozdu.
kimiz yalnzken o kadar farklsn ki! Kelimeyi arad. ok neelisin.
Keke hep byle olabilse.
Btn gzel eyler fazla uzaynca can skar, dedi annesi ona. in a-
resi, bir tek eyi deil, hepsini birden yapmaktr. u an iin bu ok zevkli ama
yarn madende olacaz. Orada bizi baka trl bir heyecan ve tecrbe bekli-
yor olacak. Sonra da daha bakas gelecek. Hepsini yapacaz ve her birinden
verebilecei son damla zevki skp alacaz.
Twentyman-Jones nceden madene gitmi, Centaine gn "Windhoek'de
kalp Abraham Abrahams'la birtakm yazl ileri gzden geirmiti. Bu yz-
den, servis istasyonlar Centaine'in geleceinden hep haberliydi.
Twentyman-Jones geerken uyarmt hepsini.
Son akam konaklayacaklar istasyona vardklarnda banyo suyu o kadar
scakt ki, stakozu halayacak sulara tutkun olan Centaine bile iine souk su
katmak zorunda kald. ampanya, 1928 Krug'du. Tam onun sevdii dereceye
kadar soutulmutu. ieyi buulandracak kadar. Geri buz da vard ama,
Centaine ieyi buz kovasna sokmak gibi barbarca bir gelenee ok karyd.
'Dibi souk, kafas scak... ne insana yarar, ne araba,' derdi. Babas -
retmiti bunu ona. Bir tek kadeh ierdi zaten. Sonra Doktor
Twentyman-Jo-nes'un hazrlattrd souk mezeler vard. Kaya stakozu,
salata, gevrek marul, kpkrmz domatesler, evcilletirilmi Bushman'larn
toplad yer mantarlar. Onlar i yedii zaman, o tuzlu tat Kalahari'nin
tadyd Centaine iin.
-87-


afak skmeden nce, ortalk karanlkken yola ktlar, gne doduun-,
da mola verip devedikeni dallarndan bir ate yaktlar, kahveyi demlediler. Ya-
nan dallarn youn mavi dumanlar kahveye ho bir koku veriyordu. Dinlen-
me barnann hazrlad piknik kahvaltsn yediler. Tekrar yola koyulurlar-
ken gne daha da ykseldi, topran canl rengini yok etti, her yan gm
beyaz bir renge boyad.
Burada dur! dedi Centaine birden. nip arabann tepesine trmandlar.
aa armt.
Ne oldu, Mater?
Grmyor musun, canm? Centaine parmayla iaret etti. Orada! Uf-
kun yukarsmda.
Gkte yzyordu. Belirsiz ve esrarengizdi.
aa sonunda grnce, Gkte duruyor! diye bard.
Centaine, Gkte uan da, diye mrldand. Onu ne zaman byle uzak-
tan grse, ilk seferin heyecann yeni batan duyuyordu. Tm Hayat Yeri.
O doruklar, Bushman dilindeki adyla hatrlyordu.
Yaklatklarnda tepelerin biimi daha belirginleti, ak bir mopani orma-
nnn zerindeki, vadilerle, maaralarla yarlm kaya tmsekler ortaya kt.
Renkleri yer yer kkrt sars, yeil ve turuncuydu.
Hani Madeni bu kayalardan birinin dibindeydi. Binalar bu ortam iinde
nemsiz ve gereksiz duruyordu.
Centaine, Twentyman-Jones'a binalar mmkn olduu kadar gze arp-
mayacak biimde kurmas iin talimat vermiti. Tabii madenin verimini etki-
lememek de artt. Adamn da bu talimat yerine getirebilmesinin bir snr
vard. Siyah iilerin yaad barakalarn, mavimsi, elmas kark topran
ekildii alanlarn says pek boldu. elik kule, asansr ve ykaina tesisleri bir
arada, petrol sondaj kulesi kadar yksekti.
Ama evreyi en fazla bozan, o buhar kazan oluyordu. Doymak bilmiyor-
du o kazan. Tepenin dibindeki orman, onu doyurabilmek iin kesilmiti. Ye-
rinde yeni biten fidanlar pek irkin, kel bir grnm oluturuyordu.

Arabadan indiklerinde Twentyman-Jones onlar beklemekteydi.
Yolculuk iyi geti mi, Bayan Courtney. Herhalde banyo yapp dinlenmek
istersiniz?
Beni daha iyi tanmanz gerekir, Doktor Tvventyman-Jones. Hemen ie
balayalm. Centaine verandaya kp kendi alma odasna yrd. Gl
aacndan masasna otururken, Yanma otur, dedi asa'ya.
nce raporlar ele aldlar, sonra maliyet programlarna getiler. aa hzla
sralanan rakamlara yetiebilmeye alrken, annesinin daha dn zplayan geyik
taklidi yaparken nasl bu kadar hzl deiebildiine ayordu.
aa, bir partide ortalama yirmi karat tutturabilirsek, karat bana ma-
liyet olarak ne hesaplamtk? diye sordu birdenbire. ocuk bocalad, aln
k-rt. Dalga gemenin zaman deil, dedi annesi ona. Pekl, Doktor
Twentyman-Jones, tatsz konular konumay yeterince erteledik. Kota kesin-
tisini uygulayp yine de Hani Madeni'ni alr ve kr getirir durumda tutabil-
mek iin ne gibi tasarruflar yapabileceimize geelim.
Centaine almay bitirdiinde ortalk kararyordu. Yarn sabah kald-
mz yerden balarz, diyerek ayaa kalkt, kediler gibi gerindi, geni veran-
daya kt. Onlar da onu izlediler.
aa kararlatrdmz gibi sizin yannzda alacak. Bence ie nce ka-
z vardiyasndan balasn.
Ben de ayn eyi nermek zereydim efendim.
Beni saat kata istiyorsunuz? diye sordu aa.
Vardiya bete ie balar ama herhalde Master aa daha ge gelmek iste-
yecektir. Doktor Twentyman-Jones, Centaine'e bakyordu. Bu bir snavd as-
lnda. Centaine sessiz kald, karar asa'nn kendi kendine vermesini bekledi.
ocuun kendisiyle mcadele ettiini gryordu. Bu yalarda uyku bir ihti-
ya, sabah erken kalkmak ise ikenceydi.
Saat drt buukta asansrn banda olurum efendim, dedi sonunda.
Centaine rahatlad, onun koluna girdi.
O halde bu akam erken yatmak daha iyi olacak.
Daimler'i vardiya balarnn, ustalarn ve ailelerinin oturduu evler ara-
sndaki sokaa saptrd. Toplumsal kurallara Hani Madeni'nde sk skya
uyulurdu. Buras da gen ulusun bir mikrokesiti gibiydi. Siyah iiler, evresi
itle evrili kla gibi barakalarda kalrd. Beyaz badanal, bir dizi ahr ha-
trlatan yerler. Siyah ustabalar iin tek tek, daha iyi yaplm odalar vard.
Beyaz ustalarla vardiya balar, yamalarda kurulmu caddelerin iki yannda-
ki evlerde otururlar, ba yneticiler ise yamacn daha yukarlarnda, kldka
byyen, baheleri gzelleen kklerde yaarlard.
-89-
Onlar caddenin kesini dnerken, bir kapnn eiinde oturmakta olan kz
asa'ya dilini kard. aa onu grmeyeli neredeyse bir yl oluyordu. Bu sre
iinde doa kzda mucizevi deiiklikler yapmt. Ayaklar hl plak, bi-
leklerine kadar kir iindeydi, salar hl rzgrdan dank, gneten soluktu
ama, pamuklu bluzun kuma artk pek geriliyordu irileen gsleri ze-
rinde. Gsler bu yzden yukar itiliyor, ak yakadan dar frlayacakm
gibi duruyordu. Bluzun dokusu arasndan madalyon gibi koyu renk lekeyi
fark eden aa oturduu yerde kprdand.
Kzn bacaklar ok uzamt. Dizleri artk tokmak gibi deildi. Bilekleri-
ne yakn ksmlar kahverengiyken, oyluklarnn ileri saten gibi krem rengiy-
di. Verandann kenarna iki bacan ap oturmu, etei yukarya svanmt.
asa'nn baklar aaya doru kayarken o dizlerini daha da ayrp iki yana
at. Burnu kalkk, yanaklar illiydi. Glnce burnunu buruturuyordu. Sinsi,
kstah bir srt vard. Dili de bembeyaz dilerinin arasnda pespembeydi.
aa baklarn ondan sulu sulu ayrd, n camdan ileriye bakt. Ama pom-
pa kulbesinin arkasndaki o olay tm ayrntlaryla hatrlyor, yanaklar alev
alev yanyordu. Annesine gz atmaktan kendini alamad. Farkna varmamt.
aa rahatlar gibi oldu, o srada annesi mrldand. Adi rfntnn biri. Pantolon
giyen her eye balta oluyor. Babas iten karacaklarmz arasnda. Kendinin
de, bizim de bamza berbat bir dert amadan nce kurtulacaz ondan.
Annesinin o ksack an gzden karmayacan bilmesi gerekirdi. Her eyi
gryor, diye dnd, sonra da annesinin szlerinin anlam bilincine girdi.
Kz buradan uzaklatnlyordu. Bunun kendisini bu kadar sarsmasna at.
Karnnn dibinde fiziksel bir ac duyuyordu sanki.
Onlara ne olacak, Mater? diye sordu alak sesle. Yani iten kard-
mz insanlara? Annesinin Doktor Twentyman-Jones'Ja temizlii konumas-
n dinlerken olay onun gznde yalnzca bir rakamlar diziiydi. Ama imdi k-
za baknca, hepsi etten ve kandan varlklar oluvermiti. Hasm olan o sarn
ocuu hatrlad. Trende grd kk, sarn kzn onun yannda nasl dur-
duunu anmsad. sizler kampnn kenarnda. O yabanc kzn yerinde
An-nalisa Botha'y canlandrd gznde.
Onlara ne olacan bilemem. Annesinin dudaklar gerilmiti. Bence o
bizi ilgilendiren bir ey deil. Bu dnya kat gereklerle dolu bir dnya. Her
birimiz kendi sorunlarmzla kendimiz baa kmak zorundayz. Bence asl,
onlar karmasak neler olacan dnmemiz gerekir.
Zarar ederiz.
-90-
Doru. Ve zarar ettiimiz zaman da madeni kapatrz. O zaman yalnzca
iten kardmz bir avu insan deil, tekilerin hepsi de ilerini kaybederler.
O zaman hepimiz ac ekeriz. Sahip olduumuz her eyde yle davransak, so-
nunda her eyimizi kaybederiz. Biz de onlar gibi oluruz. Bunu ister miydin?
Birden asa'nn zihninde yeni bir hayal belirdi. sizler kampnn kenarn-
da duran, o sarn ocuk deildi... kendisiydi. Yalnayak ve toz iinde. Yrtk
linki ortla. nce gmleinden girip kendisini donduran gece serinliini hisseller
gibi oldu, alktan karnnn nasl guruldayacan hayalinde canlandrd.
Hayr! diye patlad birden. Sonra sesini alakt. Tercih etmezdim.
Annesinin szlerinin yaratt o silinmek bilmez hayaller karsnda rperdi.
-yle mi olacak, Mater? Olabilir mi? Biz de yoksul kalabilir miyiz?
Kalabiliriz canm. O kadar abuk ve zalimce olur ki, anlayamayz. Bu
yzden har an tetikte ve dikkatli olmamz gerek. Servet dediin ey, olutur-
mas ok zor, ama yok olmas ok kolay bir eydir.
yle mi olacak? diye diretti aa. Aklna Midas Temas adl yat geldi.
Polo taylarn, Bishops okulundaki arkadalarm, Weltevreden'in balarn
dnd ve ok korktu.
Hibir ey kesin deil. Annesi uzanp onun elini tuttu. te hayat deni-
len oyunun zevkli yan bu. Her ey kesin olsa, o zaman oynamann tad kal-
mazd.
Ben yoksul olmak istemezdim.
Hayr! dedi annesi. Onun da sesi asa'nn deminki sesi gibi sert kmt.
Olmayacaz. Kurnaz ve cesur davranrsak olmayz.
Dnya ticaretinin durmu olmas konusunda o sylediklerin... Kimsenin
elmaslarmz almak istememesi... Daha nce bunlar srf bo kelimelerdi.
imdi ise korkun bir ihtimal halinde canlanvermiti.
O tekerleklerin bir gn yine dnmeye balayacana inanmak zorunda-
yz. Yaknda. Orada da altn kurallar uygulayacaz. Onlar hatrlyor mu-
sun? Daimler'i yokua srd, madenin aada kalan binalar kayalarn di-
binde grnmez oldu.
Neydi birinci altn kural, aa? diye steledi annesi.
Baka herkes satn alrken sen sat, baka herkes satarken sen satn al,
dedi aa.
Gzel. Peki imdi neler oluyor?
Herkes satmaya alyor. Birden anlad, yznde beliren glmseme
zafer yanstt.
-91-
Yz ne kadar gzel, akl ve sezgileri ne kadar gl, diye dnd anne
si. Onun kvrk yatan ylann vcudunu yoklayarak ilerleyip sonunda dileri-
ne varmasn bekledi. Gerekten de asa'nn ifadesi birden deiti.
Ama, Mater, paramz yoksa nasl satn alabiliriz?
Centaine arabay yolun kenarna ekip motoru susturdu, oluna dnd,
onun ellerini kendi iki eli arasna alp ciddi bir sesle konutu.
Sana byk gibi davranacam. imdi syleyeceim ey bizim srrmz.
O srr kimseyle paylamayz. Ne bykbabayla, ne Anna'yla, ne Abraham
Abrahams'la, ne de Twentyman-Jones'la. O bizimdir, yalnzca seninle benim-
dir. aa ban sallad, annesi derin bir soluk ald. imde bir sezgi, dnyay
saran bu felaketin bize bir frsat olduunu fsldyor. Bu pek az insana nasip
olur. Son birka yldr bundan yararlanmaya hazrlanyordum. Bunu nasl;
yaptm dersin, cheri?
aa ban iki yana sallad. Annesine hayran baklarla bakyordu.
Maden ve Weltevreden dnda her eyi nakite evirdim, o ikisi ile de pek ;'
ok bor aldm. Pek ok.
Bu yzden btn alacaklarnn denmesini istedin. Walvis Krfezi'nde,
o balk fabrikasyla gemileri almaya onun iin gittik... Paraya ihtiyacn vard.
Evet, canm, evet, diye cesaret verdi Centaine ona. Farknda olmadan
onun ellerini sallyor, durumu grebilmesini istiyordu. asa'nn yz yine ay-
dnland.
Satn alacaksn! diye bard.
Baladm bile, dedi Centaine. Arazi aldm, maden haklan aldm, balk-
lk haklar, guano haklar, gayrimenkul aldm. Cape Town'daki Alhambra
Tiyatrosu'yla Johannesburg'daki Coliseum'u bile aldm. Ama en ok arazi al-
dm, daha ok arazi almak iin satn alma hakk aldm. Onlarca, yzlerce, bin-
lerce dnm, canm... dekar iki ilingden. Tek gerek servet, topraktr.
aa bunlar pek kavrayamyordu. Ama annesinin sylediklerinin ok b-
yk eyler olduunu seziyor, bunu onun gzlerinden okuyordu.
imdi artk srrmz biliyorsun, diyerek gld annesi. Eer doru tah-
min etmisem servetimizi iki katna, drt katna karacaz
Peki ya deimezse... ya... Kelimeyi aryordu. Ya ekonomik kriz hep
devam ederse? O zaman ne olur, Mater?
Centaine dudan sarktt, ellerini indirdi. O zaman, canm, zaten hibir
eyin nemi kalmaz... ister yle olsun, ister byle.
Daimler'i tekrar altrd, son tepeyi at, tek bana duran bungalovun
kapsnda durdu. Bahesi geniti. Pencerelerinde klar yanyordu. Hizmet-
-92-
karlar verandaya saygyla dizilmi, kusursuz beyaz niformalar iinde ona
ho geldin demek zere bekliyorlard.
Arabay basamaklarn dibine park etti, konta kapatt, tekrar oluna dnd.
Hayr, aa, canm, biz yoksul olmayacaz. Eskisinden ok, ok daha
zengin olacaz. Daha sonra da, senin sayende, yavrum, servetimizin yanna
nfuz da katacaz. Koca bir servet ve g. Her eyi planladm ben! yle dik-
katli planladm ki!
Onun bu szleri asa'nn zihnini frtnal dncelerle doldurmutu. Bir
trl uyuyamyordu.
Byk servet, byk g. Bu szler onu hem heyecanlandryor, hem
rahatsz ediyordu. Bunlarn ne anlama geldiini gznn nne getirmeye a-
lt, kendini bir sirkte kuvvet gsterileri yapan adama benzetti. zerinde le-
opar derisinden bir kask ba, kollarnda mein bileklikler, iki elini beline da-
yam duruyordu. Pazular imiti. Ayaklan bir yn altn parann zerine
basmaktayd. Karsndaki halk beyaz entariler giymi, onun nnde eilmek-
teydi.
Bu hayalleri kafasndan defalarca geirdi, her seferinde bir ayrntsn de-
itirdi. Hepsi ho hayallerdi ama, bir eyi eksikti. Sonunda onu da tamamla-
d. Kendisine tapnan beyaz entarili halkn arasndan birinin bana, rzgrn
savurduu, yer yer rengini soldurduu kark, dalgal salar oturttu. Onu en
n sraya yerletirdi. O da ban yerden kaldrd... asa'ya dilini kard.
Der-Ken Annalisa'nn sinsi sinsi srtan illi surat kayboldu. Hizmeti onu
elinde scak kahve ve biskvilerle uyandrdnda kendini akn ve yorgun
hissetti. Dars hl karanlkt. Yatanda dnd, ban yastn altna
soktu.
Oyambo hizmeti bezgin bir sesle, Anneniz siz kalkana kadar bekleme-
mi emrettiler, dedi. aa zorla kalkt, srklenerek banyoya gitti.
Seyislerden biri atn eyerlemi, n kapya getirmiti. aa seyisle biraz a-
kalat, at okad, alnn onunkine dayad, burun deliklerine fledi.
Eyere atlaynca kestirme yolu seti. Tepedeki boru hattn izledi. O boru,
arka taraftaki kaynaktan madene su tayordu. O taraftaki ormana el srlme
-mesini Centaine emretmiti. Mopani aalar sk ve ok yksekti burada.
Asansrn bana vardnda Twentyman-Jones'un eski Ford'u da yeni geli-
yordu. Adam arabadan inerken kolundaki saate bakt, asa'nn dakika er-
ken geldiini grnce hznlenmi gibi grnd.
Ocaa hi indiniz mi, Master aa.
-93-
Hayr efendim. Neredeyse, annem hi izin vermedi, diye de ekleyecek
ti ama her nedense bunu gereksiz buldu, ilk defa annesinin o ezici basksna
kar fke duydu.
Twentyman-Jones onu asansrn bana gtrp vardiya bayla tantrd,
Master aa sizinle alacak, diye anlatt. Ona edeceiniz muamele,
gnn birinde genel mdrnz olacak herhangi bir gence edeceiniz gibi ol-
sun. Bu adamn yz ifadesinden aka edip etmedii hi belli olmazd. Bu
yzden de kimse glmedi.
Ona bir madeni mifer bulun, diye emretti Twentyman-Jones. aa
miferinin kaylarn balarken de onu kayann azna gtrd.
Eimli tnel oradan balyor, krk be derecelik bir ayla iniyordu. Vin-
cin gc yz tondu. Madencilik dilinde bu, altm yk cevher demekti. Her
vardiyann hedefi yeryzne alt yz yk karmakt.
aa bu rakamlar dikkatle dinliyordu. Annesinin akam kendisini snava
ekeceinin farkndayd. Sonunda iilerle birlikte kayp inen rafa admn att,
aaya doru yolculuuna balad.
Burann emalarn grm, tabii annesinin masasndaki fotoraflarna da
bakmt ama, hibir ey onu bu karsna kan manzaraya tam hazrlamamt.
Tepenin iinde, orta yerde, hemen hemen muntazam, yuvarlak denilebile-
cek bir alan vard. Yukars gkyzne akt. Kazlm yerin yan duvarlar
dimdikti. Baca gibi gri bir kaya duvar. Orta alann ap bir mil vard.
Twentyman-Jones hl ona bilgi veriyordu. Buras bir volkanik baca.
Vaktiyle buradan magma fkrm. O scaklkta, o basn altnda, elmaslar
olumu, lav onlar yukar tam. Zamanla baca tkanm, lavlar soumu,
katlam. st tabaka havaya ve gnee ak olduundan okside olmu, 'san
toprak' haline gelmi. Elmasl formasyon. On bir yl o tabakayla uratk,
'mavi toprak' dediimiz tabakaya daha yeni vardk. Katlam magmann asl
kaln tabakas o. Demir gibi sert ve ii de elmas dolu.
le olduunda Twentyman-Jones, asa'y ard. Annen yarm vardi-
ya almann yeterli olacan sylemiti. Ben yukarya kyorum. Geliyor
musun?
Gelmesem iyi olur efendim, dedi aa saygyla. Patlatma iin fitilleri
yerletirilerini grmek istiyorum.
Adam ban hznl hznl sallad, sylene sylene uzaklat.
-94-
Her sabah, bir nceki vardiyann yapt patlamann topra kaldrlyor,
tanyor, o vardiyann ii bitince yeni bir patlama yaplp klyordu. Ertesi
sabah gelenler de onlarn topran kaldrmakla ie balyordu.
Vardiya ba, fitilleri asa'nn tututurmasna izin verdi, bu asa'ya gl
olma duygusu getirdi. Sonunda vardiya bayla birlikte yukarya ktlar.
a-a kayann aznda durup bekledi, sonunda ayann altnda yerin
titrediini hissetti. Sonra tay Prester John'u eyerledi, toz ve ter iinde, yorgun
ama mutlu, ayn yoldan eve doruldu.
Pompa kulbesine vardnda kz dnmyordu, ama onu orada grd.
Galvanize borunun zerine oturmutu. Prester John ahland, aa bo bulu-
nup dengesini kaybetti, dmemek iin eyerin boynuna tutunmak zorunda
kald.
Kz salarna yaban iekleri takm, bluzunun st dmesini amt.
Wel-devreden'deki kitaplardan birinde, ormanda dans eden satir'lerle
nymph'lerin bir resmi vard. O kitap, annesinin kilitledii yasak ksmda
dururdu ama aa kendi harlndan o kitabn bir eini almt. Hafif
giyimli nymph'ler, onun erotika hazinesi arasnda en sevdiklerinden biriydi.
Annalisa da onlardand. Bir orman nymph'iydi. Yar insand ancak. ekik
gzleri asa'ya sinsi baklarla bakyor, beyaz dileri parlyordu.
Merhaba, Annalisa. Sesi atlak kmt. Kalbi yle arpyordu ki, bo-
azna frlayp kendisini boacak sand.
Kz glmsedi... ama pek de derin glmsemedi. Bir eliyle br kolunu
okuyordu. Bileinden plak omzuna kadar.
ne doru eildi, iaret parman alt dudana dedirdi. Yakas biim de-
itirdi, sarkt, iki memesinin arasndaki bembeyaz teni gzkt.
aa zengileri ayandan frlatt, bacan Prester John'n srtndan artt.
Ama kz o srada ayaa frlam tepenin allklar arasnda kaybolmutu.
aa onu kovalarken kendini allarn dikenli dallaryla bouur buldu.
Yzn iziyordu dikenler. Bir ara, az ilerden onun kkrdamasn duydu, O
sra ayann altndaki bir ta kayd, aa yere dt. Kalktnda kz gitmiti.
aa biraz daha doland, sonunda hevesi snd. Tekrar pompann yanna
geldiinde Prester John da frsattan yararlanp kamt. aa kza da, kendine
de kzgn, sylenerek yrmeye koyuldu.
Bungalova kadar yol epey uzundu. Ne kadar yorgun olduunu ancak o s-
ra fark etti. Eve vardnda ortalk kararmt. Bo eyeriyle eve dnen at tela
yaratmt. aa kapda belirince, Centaine'in kayglar birden fkeye dnt.
-95-
O scan ve tozun iinde bir hafta almann tekdzelii iin btn hey
sini yok etmeye yetmiti. Twentyman-Jones o zaman aa'yi vin odasna
almaya yollad. Ekip ba, iini kskanan, suratsz bir adamd. Ama vincin
kontroln aa'ya vermeye de niyeti yoktu.
Sendikam izin vermez, diye inat edip duruyordu. ki gn sonra
Twenty-man-Jones bu sefer asa'y havalandrma alanna geirdi. Mal burada
alt ay kadar havaya ve gnee maruz kaldktan sonra, tebeir gibi kuruyup
yarlmaya balyor, o zaman yklenip ykama yerine alnyordu.
aa krk kiilik bir ii grubunun bana getirildi, Ovambo ustabayla a-
bucak dost oldu. Btn siyahlar gibi onun da iki ad vard. Biri kabilesinde
kulland add ki, onu beyaz patronlarna hi sylemiyordu. kincisi de iin-
de kulland add. teki ustabalardan bir on be ya kadar daha gen olan
bu adamn i ad Moses'di. Zeks ve girikenlii yznden byle terfi etmiti.
ngilizceyi de, Afrikaner dilini de iyi konuuyor, iiler yallara gsterdikleri
saygy ona da gsteriyorlard.
Beyaz olsaydm, Doctela'nn ii benim olurdu, dedi asa'ya bir gn.
Doctela, Twentyman-Jones'a Ovambo'larn takt add. Gnn birinde yine
de o greve ykselebilirim... ben yapamasam bile, olum yapar. aa bu ka-
dar olmayacak bir hayal karsnda arm, ilgilenmiti. Toplumdaki yerini
bilmeyen bir siyaha daha nce hi rastlam deildi. Bu uzun boylu
Ovam-bo'nun rahatsz edici bir yan vard. Eski Msr firavunlarnn
resimlerine benziyordu. Tehlikeli biri gibiydi. Ama bu durum asa'nn
gznde onu daha bile ilginletiriyordu.
le yemei saatlerini genellikle birlikte geirmeye balamlard. aa,
Moses'e okuma yazmasn ilerletmesi iin yardmc oluyordu. Karlnda
Ovambo da ona kendi dilinin inceliklerini retiyordu. zellikle de kfr ve
hakaret kelimelerini... alrken iilerin syledii arklar... ou biraz ak
sakt bu arklarn.
'Bebek yapmak i midir, yoksa zevk mi?' szleri, asa'nn en sevdii ar-
knn ilk satrn oluturuyordu. Cevap verilirken, yannda alan adamlar se-
vindirmek iin o da katlyordu arkya. ' olamaz, nk o zaman beyaz
adam onu bize yaptrrd!'
aa on drt yan yeni bitirmiti. Emrindeki adamlarn bir ksm onun
kat yatayd ama kimsenin bunu garip bulduu yoktu. Tersine, onun akala-
rndan, gne gibi glmsemesinden, onlarn dilini konuma yolundaki baa-
rsz abalarndan holanyorlard. Ksa zamanda asa'nn ekibi dier ekiple-
-96-
re gre drde be fazla i karmaya balad, ikinci haftay ampiyon ekip
ola-rak bitirdiler.
aa iiyle ve yeni arkadayla fazlaca megul olduundan, beyaz amiri-
nin karanlk baklarn pek fark edemiyordu. Hatta adam bir keresinde kafir-
boeti' lerden, yani zenci klarndan sz ettiinde bile aa bunu stne aln-
mad.
nc cumartesi, iilere lende paralar verildiinde, Moses'in
kul-be'sine misafir gitti, kapnn eiinde oturdular. Moses'in ekingen
karsnn ikram ettii ayran itiler, aa yannda gizli getirdii Macaulay'in
ingiltere Tarihi kitabndan Moses'e biraz okuttu.
Bu kitab okulda da okuduklarndan, aa bu konuda kendini pek yetkili
sayyordu. retmenlik etmek de houna gidiyordu. Sonunda Moses kitab
kapad.
Bu fazla ar ders, yi Su! asa'nn adn Ovambo diline tercme
edi-vermiti. Yazn maden kurutmaktan bile zor. Buna daha sonra
alrm. Tek odal evine girdi, kitab dolaba koydu, bir deste gazeteyle
geri dnd.
Bunu deneyelim. Bir tanesini asa'ya uzatt, aa alp kucana at.
Ad, Umlomo Wa Bantu'ydu. aa bunu kolay anlad. 'Siyah Uluslarn Se-
si' demekti. Gzlerini makalelerde dolatrd. Yazlarn ou ngilizceydi.
Yerli dilinde ancak birka tane vard.
Moses ona bayazy gsterdi, birlikte okumaya baladlar.
Afrika Ulusal Kongresi nedir? aa armt. Jabavu da kim?
Ovambo hevesle anlatmaya balad, dinlerken asa'nn ilgisi bir tedirgin-
lie dnt.
Jabavu, Bantu'nun babasdr. Tm kabilelerin. Tm siyah insanlarn. Af-
rika Ulusal Kongresi de o srleri kollayan obandr.
Anlayamadm, diye ban iki yana sallad aa. Konunun bu yana kay-
masndan holanmamt. Moses okurken asa'nn tedirginlii daha da artt:
Srleriniz artk kayp, ey halkm
Gidip onlar kurtarn! Gidip onlar kurtarn!
Kreinizi brakp
Kaleme dnn
Kalemle kd sein
-97-
Hkmedenler / F:7
Sizin kalkannz o olacak.
Haklarnz gidiyor
Kalemi aln elinize
Mrekkeple doldurun
Savanz kalemle yapn.
Bu politika, diye onun szn kesti aa. Siyahlar politikaya karmaz
ki! O beyazlarn iidir. Bu zaten Gney Afrika yaamnn bir kilometre tayd.
Moses'in gzlerindeki tm parlt snverdi, hemen gazeteleri asa'nn
kucandan alp ayaa kalkt.
Kitabnz okuduktan sonra geri veririm, dedi. asa'nn gzlerine bak
makszn dnp kulbesine girdi.
Pazartesi gn Tvventyman-Jones, asa'y havalandrma alannn kapsn-
da durdurdu. Sanrm havalandrma konusunda renilecek ne varsa ren-
din, Master aa. Artk seni deirmene ve ykama tesisine geirmenin zama-
n geldi bence.
Yolda giderlerken Twentyman-Jones mrldanyordu. Siyah iilerle pek
yz gz olmamakta yarar vardr, Master aa. Bundan yararlanma eiliminde
olduklarn greceksiniz.
aa bir an aalad, sonra gld. Moses'i mi demek istiyorsunuz? O i-
i deil ki, ustaba. Hem ok zeki biri.
Kendine zarar verecek kadar zeki. Twentyman-Jones'un sesi ekiydi.
Zeki olanlar hep honutsuzdur, huzursuzluk karr. Drst ve aptal bir zen-
ciyi tercih ederim. Arkadan Moses bir siyah maden iileri sendikas kurma-
ya alyor.
asa'nn bykbabasndan ve annesinden bildiine gre, Bolevik'lerle
sendikaclar dnyann en korkun canavarlaryd. Uygar toplumu ykmak
amacndayd onlar. Moses'in de onlardan biri olduunu duymak asa'y pek
artmt. Tvventyman-Jones ise daha susmam, devam ediyordu.
Ayrca Moses 'in krl kk bir IDB operasyonunun da orta yerinde ol-
duundan kukulanyoruz.
IDB denilen ey, uygar yaamn ba dmanlarndan bir ikincisiydi. 'Yasa
D Elmas Alm' demekti. Yani alnm elmaslarn ticareti. aa dostunun
hem sendikac hem de kanun kaa olduunu duyunca iine bir tiksinti doldu.
Twentyman-Jones'un bundan sonraki szleri keyfini iyice kard. Kor-
karm Bay Moses ay sonunda iten karacaklarmzn en banda geliyor. On-
dan kurtulmaya mecburuz.
-98-
Onu srf ikimiz dostuz diye kovuyorlar! aa hileyi grmt. Benim
y-zmden.ini bir sululuk doldurdu, sonra fke de balad. 'Bu hakszlk!'
di-
ye barmak geldi iinden. Ama haykrmadan nce Tvventyman-Jones'a
bak-t ve anlad... kendisi savunmaya kalkarsa zavall ustabann kaderi
daha da kesinleecekti
O)muz silkti. Neyin doru olduunu siz daha iyi bilirsiniz efendim,
deli, Adamn rahatladn omuzlarnn biiminden anlad.
Mater, diye dnyordu. Annemle konuurum. Birden bir aresizlik
s-ktrd gsn. Keke ben kendim yapabilseydim. Neyin nasl
yaplacan ben kendim emretseydim. Birden, annesinin byk kuvvet'ten
sz ederken ne demek istediini anlad. evresindeki yaam koullarn
dzenlemek ve emirler vermek hakk.
Kuvvet, diye fsldad kendi kendine. Gnn birinde benim ok B-
yk Kuvvet'im olacak.

Deirmendeki i daha ilgin ve zordu. Havalanm cevher kazanlara dol-
duruluyor, ykamaya uygun boya gelmesi iin zplatlarak krlyordu. Maki-
ne ok byk, kan grlt sar ediciydi. Cevher zplatclara boalyor,
sonra elik makaralar arasna emiliyordu. Saatte yz elli ton. Bir batan kar-
puz boyunda paralar giriyor, br bandan akl ve toz dklyordu.
Annalisa'nn kardei Stoffel burada rakt. Ku seslerini iyi taklit eden,
asa'nm geen geliinde ona Ford'u tamir etmeyi reten de ayn ocuktu.
asa'y gezdirip bilgi verme grevi ona verilmiti. Bu ii byk bir keyifle
yapmaktayd.
le olunca, aa bungalovdaki ann hazrlayp yanna verdii kutuyu
at. Tavuklu ve dilli sandvi ve ii reelli rek, diye gzden geirdi
kutuda-kileri. Biraz ister misin, Stoffel?
Hayr, arkada. te kz kardeim yemeimi getiriyor. aa kendi yeme-
ine olan ilgisini birden kaybetti.
Annalisa bisikletle geliyordu. aa ona hayran hayran bakt. Kz da onu
grmt. Davran hemen deiti, elini gidondan ekip dolak salarn d-
zeltmeye alt. Yaklanca frene bast, indi, bisikleti kayaya yaslad.
Yemee ne var, Lisa? diye seslendi Stoffel Botha.
Sosisle pre. Kz uzatt. Her zamanki gibi.
Bluzunun kollar kesilmiti. Yukar uzannca aa onun koltukaltlanndaki
sert sar tyleri grd, hemen bacaklarn aprazlad.
f be, kz! Hep sosisle pre!
-99-
Gelecek sefere anneme sylerim, bonfileyle mantar piirir. Annalisa
kollarn indirdi. aa bakmak istemiyor, ama gzlerini alamyordu. Kz kol-
larn indirince yakas kapand, gerdanna bir krmzlk yayld. Hl asa'ya
bakmamt.
Teekkr m edeceiz? dedi Stoffel. Kz gitmiyordu.
aa, Benimkinden yiyebilirsin, dedi.
Deielim, dedi Stoffel. aa onun kutusuna bakt, yal sular iinde
yzen patates presi hi iini amad.
Ben a deilim, dedi. lk defa olarak kza dnd. Sen bir sandvi ister
misin, Annalisa?
Kz kalalarnn zerini svazlayp eteini dzeltti, dosdoru onun gzle-
rine bakt, sinsi sinsi srtt.
Senden bir ey istediim zaman, aa Courtney, slk alarm... byle.
Dudaklarn bzd, ylan oynatanlar gibi tiz bir slk ttrd, ayn zamanda da
iaret parman ayp bir hareketle havaya kaldrd.
Stoffel bir kahkaha atp asa'nn kolunu yumruklad. Yahu, bu kz sana
tutkun! dedi.
aa kpkrmz kesilirken Annalisa dnd, bisikletini ald, binip uzaklat.
O akam Prester John'in srtnda pompa evine yaklarken nabz hzlan-
mt asa'nn. Hayal krklna uramaktan korkuyordu. Ama yine de ke-
yi dnp onu grnce oka urad. Kz yaklat, tayn boynuna sarld, binici-
sine hi bakmad. Ne gzel bir delikanl, diye okad at. Ne tatl, yumu-
ack bir burun! Bir pck ister misin, gzel ocuk? Dudaklarn yalad, a-
sa'ya bakt, sonra eilip hayvann burnunu uzun uzun pt, bir yandan saa
sola salland, inledi, sonra o sinsi ekik gzlerini kaldrp asa'ya bir daha
bakt.
aa syleyecek bir ey bulmak iin urayordu. Akl karmt. Kz ya-
na geip hayvann boynunu okad. Ne kadar gl! Eli asa'nn oyluuna
dedi. Bu istemeden olmu bir harekete benziyordu ama, kz elini ekmedi.
aa o pozda otururken bu temasn yaratt heyacan da saklayamad. Kz bir
kahkaha att, geri ekildi, iki eli belinde, ylece durdu.
Kamp m kuracaksn, aa Courtney? diye sordu. aa armt. Ba-
n aptal gibi iki yana sallad.
O halde ne diye adr kurmaya kalkyorsun? Bir kahkaha daha att, gz-
lerini hi utanmadan ocuun pantolonunun nne dikti, aa ne eildi. An-
nalisa birden, Kardeim sana benim iin ne dedi? diye sordu.
Hibir ey.
100-
Ne dediyse, sakn inanma. Hep benim iin kt eyler uydurur. ofr
Fo-urie'yi anlatt m sana. Gerhard Fourie'nin karsnn ikisini nasl bastn
madende bilmeyen yoktu. Fourie'nin kars, Annalisa'nn anasndan bile b-
ykt. Ama yine de kzn iki gzn birden morartm, tek iyi elbisesini de
para para etmiti.
Bana hibir ey sylemedi, dedi aa tekrar. Sonra ilgiyle sordu. Ne
oldu ki?
Hibir ey. Hepsi yaland. Sz deitirdi. Sana bir ey gstereyim mi?
Evet, ltfen. aa o eyin ne olduunu bildii kansndayd.
Ver kolunu bana. zengiye bast, aa eildi, dirseklerini kenetlediler.
Sonra aa onu atn arkasna ald, o da iki elini asa'nn beline sard.
Soldaki patikaya sap. On dakika kadar sessizce ilerlerken hep kz ona
yol gsterdi. Ka yandasn? diye sordu sonunda.
On be saylrm. Sonra biraz daha abartt. ki aya kadar on alt oluyo-
rum. Bu sz egemenlii asa'ya geirdi. Kz gslerini onun srtna dayad,
sanki srtn dalad.
Uzun bir sessizlikten sonra aa, Nereye gidiyoruz? diye sordu. Bunga-
lovu gemilerdi bile.
Sus. Geldiimiz zaman grrsn.
Patika daralm, yol daha bozulmutu. aa buraya aylardr kimselerin u-
ramadndan kukuland. Madene bu kadar yakn yaamaktan korkmayan
minik vahi hayvanlar dnda. Derken yol kayalarn dibinde bsbtn yok ol-
du, Annalisa tayn srtndan kayp indi.
Atn burada brak.
aa yular bir taa geirdi, evresine ilgiyle bakt. Kayalar bu kadar uza-
a kadar hi izlememiti. Bungalovdan en az mil uzaktaydlar.
Tam altlarnda dimdik bir yar vard. Aas sivri kayalarla doluydu. Ara-
larnda dikenli allar bitmiti.
Gel haydi, diye emir verdi Annalisa. Fazla vaktimiz yok. Neredeyse
ortalk kararr. Bir daln altndan geti, yamatan aa inmeye koyuldu.
Hey! diye uyard onu aa. Oradan inilmez. Bir yerini incitirsin.
Korkuyorsun sen, diye alay etti kz.
Korkmuyorum. Bu sz yetti. Birlikte trmanarak inmeye baladlar. Bir
ara Annalisa duraklayp bir al dikeninden sar iekler toplad, sonra devam
ettiler. niin zor olduu yerlerde birbirlerine yardm ediyor, dikenlerin altn-
dan melerek geiyor, kayalarn zerinde sendeliyor, kaya tavanlar gibi bi-
rinin tepesinden tekinin tepesine sryorlard. Sonunda uurumun dibine
inip soluklanmak zere durdular.
-101-

aa belini arkaya bkp tepelerindeki kayann doruuna bakt. Kale du-
var gibi dimdikti. Ama Annalisa onun kolunu ekitirip dikkatini kendisine
vermesini salad.
Bu bir sr. Kimseye sylemeyeceine yemin etmen gerek. zellikle de
aabeyime.
Tamam, yemin ederim.
Usulnce yapman gerek. Sa elini kaldr, kalbine daya. Ciddi bir sesle
ona yemini ettirdi, sonra elini tuttu, onu zerini yosun brm bir kaya y-
nna gtrd. mel!
aa sz dinledi, kz yaprakl bir dal dikkatle yana ekti, kayalarn arasn-
daki kovua bakt. asa'nn soluu boazna tkand, kendini geri ekti, aya- a
kalkt. Kovuun ii bir sunak gibiydi. Yerde bir yn bo cam kap vard.
nceden ilerine yerletirilmi iekler solmu, kahverengi olmu, boyunla-rn
bkmlerdi. iek sunularnn arkasnda, dikkatle kk bir piramit ha-linde
dizilmi kemikler gze arpyordu. En zerinde bir insan kafatas vard, Gz
delikleri bo bakyor, dileri san sar grnyordu.
Kim bu? diye fsldad aa. Gzleri batl bir korkuyla almt.
Dan cads. Annalisa onun elini tuttu. Kemiklerini burada yatar du-
rumda buldum, ona bu sihirli yeri yaptm.
Onun bir cad olduunu nereden biliyorsun? aa enikonu korkmutu.
Sesi atlak kyordu.
. Bana kendisi syledi.
Bu sz yle rknt verici hayallere yol ayordu ki, aa bu konuda ba- ka
bir ey sormad. Kafatasyla kemikler yeterince ktyd zaten. Bir de ses
karmalar yz kere daha beterdi. Ensesindeki ve kollarndaki tyler diken
diken oldu. Kzn solmu iekleri deitiriini seyretti. Annalisa iini bitirince
ayak bileklerinin zerine oturdu, tekrar onun elini tuttu.
Cad bir dileini yerine getirir, diye fsldad. aa dnd.
Ne isteyeceksin? diye elini ekitirdi kz.
Ne olsa isteyebilir miyim?
Evet. Ne olsa, diye ban sallad Annalisa. asa'nn yzne hevesle ba-
kyordu.
aa beyaz kafatasna bakarken duyduu dehet duygusu eriyip yok oldu,
yerine yepyeni bir duygu geldi. Bir ey ona doru uzanyordu sanki. Bir s-
caklk duygusu. Bebekliinde, annesi onu barna basarken bildii bir rahat-
lama duygusu.
-102-
Kafatasnn tepesinde hl yer yer deriler, zerinde de ufack siyah salar
vard. Yumuak, krk gibi minik toplar halindeydi. Srleri gden evcil
Bush-man'larn salar gibi.
Ne olsa olur mu? diye tekrarlad. Ne olsa isteyebilir miyim?
Evet, ne istersen iste. Annalisa ona yasland. Scack ve yumuackt.
Taze ter kokusu tatl geliyordu.
aa eildi, kafatasnn beyaz alnna dokundu. O scaklk ve rahatlk duy-
gusu daha da glendi. evresini bir iyiliin sardn hissediyordu... bir sev-
gi... evet, sevgi bile ar bir kelime deildi. Evet, sevgiydi bu duygu. Sanki
onu ok seven biri kolluyordu.
Dileim, dedi hayal iindeymi gibi bir sesle... Byk kudret sahibi ol-
mak.
Parmak ularnda batc bir duygu hissetti. Sanki statik elektrik arpmt
onu. Elini kemiklerden hemen ekti.
Annalisa bezgin bir lk atp ondan uzaklat. ok sama bir dilek.
Besbelli gcenmiti. Nedenini aa hi anlayamyordu. Budala bir ocuksun
sen. Cad byle sama bir istei yerine getirmez.
Ayaa kalkt, dal tekrar kovuun nne ekti. Ge oluyor. Dnmemiz
gerek.
aa buradan ayrlmak istemiyordu. Tela gstermedi.
Annalisa trmanrken yamatan seslendi. Haydi gel, bir saate kadar ka-
ranlk basar.
aa yukarya vardnda, kz kardaki kayaya srtn dayayp oturmutu.
Yaralandm. Bunu sular gibi sylyordu. kisi de trmanmaktan yorul-
mu, soluk soluaydlar.
zgnm, diye soludu aa. Nasl yara?
Annalisa eteini oyluunun yarsna kadar svad. Krmz ulu dikenler-
den biri izmiti oyluunun iini. Deriyi yarmamt ama, krmz i izginin
zerinde minik kan damlalar olumutu. Yakut boncuklu bir kolye gibi. aa
izie hipnotize olmu gibi bakt. Kz dizlerini ayrd, eteini toplayp kas-
na ekti.
Tkrk sr stne, diye emir verdi.
aa onun karsna diz kp parman slatt.
Parman kirli, diye att kz.
Ne yapaym o halde? Gerekten anlayamamt.
Dilinle sr.
aa eildi, dilinin nemli ucunu yaraya dedirdi. Kzn kannda garip, tuz-
lu, madensi bir tat vard. Kanlar yalad.
-103-
Annalisa bir elini onun ensesine dayad, siyah buklelerini okad.
Evet, yle, temizle, diye mrldand. Parmaklar asa'nn salarn kav-
rad, onun yzn kendi tenine bastrd, sonra yukar doru ekti, bir yandan
da eteini ekti.
aa bir ara bacaklarnn arasndan baktnda, kzn bir kuma paras
zerine oturmu olduunu grd. Beyaz stne pembe iekli, ufack bir ey.
Bir ok duygusuyla anlad. Yalnz kald birka dakika iinde klotunu kar-
m, yere serip zerine oturmutu kz. Etein altnda... plakt.
aa sarslarak uyandnda nerede olduunu bilemedi. Altnda sert toprak
vard. Omzuna bir akl batyordu. Gsndeki arlk her neyse, soluk alma-
sn zorlatryordu. Umt. Ortalk da karanlkt. Prester John tepiniyor,
homurdanyordu. Atn ba yldzlara kar siluet halinde grnyordu.
Birden hatrlad. Annalisa'nn baca kendi bacann zerine atlm, y-
z de asa'nn boynuna dayanmt. Gsndeki arlk kzn vcuduydu.
Onu yle hzla itti ki, kz bir lk atarak uyand.
Ortalk kararm, dedi aa aptal gibi. Bizi aramaya kmlardr!
Ayaa kalkmak istediinde pantolonunun dizlerine inmi olduunu grd.
Kzn nasl usta parmaklaryla o pantolonun dmelerini ap aaya indirdi-
ini hatrlad. Hemen yakalayp beline ekti, dmelerini iliklemeye alt.
Dnmemiz gerek. Annem...
Annalisa da ayaa kalkmt. Tek ayann zerinde hopluyor, teki aya-
yla klotunun ak yerini bulmaya alyordu. Orion yldz ufuktayd. Sa-
at dokuzu gemi, dedi aa zgn bir sesle.
Uyumamalydn, diye szland kz. Elini onun omzuna dayayp kendini
dengelemeye alt. Babam dvecek beni. Bir dahaki sefere ldrrm
de-diydi.
aa onun elini kendi omzundan kaydrd. Ondan uzaklamak istiyor, ama
yapamayacan biliyordu.
Senin yznden. Kz durdu, klotunu ayak bileklerinden yakalayp be-
line ekti, eteklerini indirdi. Babama senin yznden olduunu syleyece-
im. Bu sefer krbala dvecek beni. Derimi yzecek!
aa atn yularn zerken elleri titriyordu. Uykusu almadndan, do-
ru drst dnemiyordu henz. zin vermem onu yapmasna, dedi. Bu -
valyelii pek isteksiz ve inandrclktan da uzakt. Senin cann yakmasna
izin vermem.
-104-
Bu sz kz daha da fazla kzdrmaktan baka ie yaramad. Sen ne yapa-
bilirsin ki? Bebeksin sen daha. Bu sz aklna baka bir ey getirdi. Ya kar-
nma bebek koydunsa, ha? Bu hi aklna geldi miydi demin?
aa bu sulamann hakszl karsnda aalad. Bana nasl yaplaca-
n sen gsterdin. Sen yapmasan ben de yapmazdm.
Sanki fark eder. Alamaya balamt. Keke ikimiz kaabilseydik.
Bu neri asa'ya da olduka ekici geliyordu. Kendini zorlayarak engel-
ledi. Haydi, gel, deyip onu Prester John'n srtna bindirdi, kendi de arkas-
na atlad.
Dan n tarafna kvrldklar anda, aadaki ovada arama gruplarnn
mealelerini grdler. Yolda farlar yanyordu. Btn klar ar ar ilerle-
mekteydi. Arkadaki ormandan da sesler geliyordu. ocuklarn adlarn ar-
yordu arayclar.
Babam beni bu sefer ldrecek. Ne yaptmz biliyor. Burnunu ekip
hkryordu. Onun bu tutumu asa'y kzdrd. Artk onu avutmaktan da vaz-
gemiti.
Nereden bilebilir? diye terslendi. Orada deildi ki!
lk seninle mi yaptm sanyordun? Niyeti asa'y incitmekti. Bir yn
insanla yaptm. Babam da beni iki kere yakalad. Bal gibi bilir.
Kzn ayn eyi yabanc insanlarla da yaptn duymak asa'y nce ks-
kanlk alevlerine srkledi, sonra mant o alevleri souttu.
Baka insanlarn hepsini biliyorsa, beni sulamak sana bir ey kazandr-
maz, dedi.
Annalisa kendi kendini tuzaa drmt. Bir daha hkrd. Kardan
yaklaan arama ekibiyle burun buruna geldiklerinde o hl gsterili biimde
alyordu.
asa'yla Annalisa bungalovun salonunda birbirinden uzak iki koltua
oturmu, igdsel olarak araya en uzun mesafeyi koymulard. Daimler'in
lastiklerini dardaki akllar zerinde duyup farlarnn n grdkleri za-
man Annalisa yeni batan alamaya balad. Burnunu ekip duruyor, gzleri-
ni ovalayp yeni yalarn ykselmesini salyordu.
Centaine'in verandada ilerleyen hzl ayak seslerini duydular. Peinden de
Tvventyman-Jones'un leylek gibi uzun admlar onu izliyordu.
aa ayaa kalkt, annesi kapdan girerken iki elini nnde kavuturup bir
pimanlk ifadesine brnd. Centaine svari pantolonuyla izme giymiti.
-105-
zerinde tvit ceketi vard. Boynuna sar bir earp balamt. Yz al al, ifa
desi rahatlam, ama bir intikam melei kadar fkeliydi.
Annalisa onun yzn grnce bir strap l kopard. Bunun ancak;
yans numarayd.
Kes sesini, kz, dedi Centaine ona alak sesle. Yoksa alaman iin ger-
ek bir neden yaratrm. asa'ya dnd. kiniz de yaral falan deilsiniz ya?
Hayr, Mater. aa ban edi.
Prester John?
O da iyi.
Tamam o halde. Laf dolatrmaya gerek grmyordu. Doktor
Tvventy-man-Jones, bu bayan babasna gtrr msnz? Babas onunla
nasl ilgileneceini biliyordur, eminim. Centaine babayla bir saat kadar nce
ksaca konumutu. riyar, kel kafal, gbekli, kollar dvmeli, krmz
gzleri kavgac baklar yanstan, ucuz iki kokan adam, kll penelerini bir
ap bir kapam, kz konusundaki niyetlerini pek ak belli etmiti.
Twentyman-Jones kz bileinden tuttu, ekip ayaa kaldrd, kapya s-
rkledi. Centaine'in nnden geerken Centaine uzanp adamn koluna do-
kundu. Sizsiz ne yapardm, Doktor Twentyman-Jones? dedi alak sesle.
Herhalde kendi banza da ok iyi idare edersiniz, Bayan Courtney. Ama
yardmc olabildiime memnunum. Annalisa'y odadan kard, az sonra
Da-imler'in motor sesini duydular.
Centaine'in ifadesi tekrar sertleti, baklar asa'ya dnd. aa tedirgindi.
taatsizlik ettin, dedi annesi. Ben seni uyarm, o rfntdan uzak dur
demitim!
Evet, Mater.
Madendeki adamlarn yarsyla beraber oldu. Windhoek'e dnnce seni
doktora gtrmemiz gerekecek.
aa rperdi, istemeyerek ban eip kendine bakt, teninde binlerce i-
ren mikrobun kprdamakta olduunu hayal etti.
Sz dinlememek yeterince kt, ama senin asl balanamayacak kaba-
hatin ne? diye sordu annesi.
aa kendini pek zorlamadan bir dzinesini dnebiliyordu.
Budalaca davranman, dedi Centaine. Yakalanma budalaln gster-
din. Gnahlarn en kts bu. Kendini madendeki herkesin gznde gln
ettin. Bu duruma dersen, onlara nasl sz geirir, nasl emir verirsin?
Bunu dnmemitim, Mater. Hibir eyi fazla dnmedim. ylece olu-
verdi.
-106-

Eh, imdi dn o halde. Yarm ie lizol katlm scak banyoda uzun

1
uzun yat ve dn. yi geceler. 4
yi geceler, Mater. aa ona yrd, Centaine bir an kararszlk gster-

X
dikten sonra ona yanan uzatt. zr dilerim, Mater. Annesinin yanan
pt. Sana utan kayna olduum iin zr dilerim.
Centaine'in iinden onu kucaklamak, gzel ban barna yaslamak, on-
dan asla utanmayacan sylemek geldi.
yi geceler, aa, dedi, olu odadan kncaya kadar ylece dimdik dur
du, sonra omuzlar sarkt.
Benim sevgili yavrum, diye fsldad. Yllardr ilk defa can bir iki is- l
tedi. Dolaba yryp byk srahilerin birinden biraz konyak ald, bir yudum
iti. ki dilinde biber gibiydi. Dumanlar gzlerini yalarla doldurdu. Centa-
ine yutkundu, kadehi kenara brakt.
Bunun pek yardm olmayacak, diye karar verdi, masasna yrd. Yk-
sek arkal deri koltuuna oturduunda ufack, hemen krlabilecek gibi gr-
nyordu. Duygular da yleydi. Bu duygu Centaine'e yabanc olduundan,
onu korkutuyordu.
Oldu ite, diye fsldad kendi kendine. Erkek oluyor artk. Birden k-
za kar bir nefret duydu. ren kk orospu. aa henz bunlara hazr de-
il. indeki eytan vaktinden ok nce uyandrd. De Thiry kanndan gelen
eytan o. Kendi de iyi tanrd o eytan. mr boyunca bana dert olmutu
De Thiry kannn o ihtirasl atei.
Ah, canm benim. Bundan byle, olunun bir ksmn kaybedecekti. Et-
miti bile. Yalnzlk, bunca yldr tuzak kurup beklemi bir vahi hayvan gibi
zerine geldi.
Bu yalnzl giderebilen iki erkek olmutu yalnzca. asa'nn babas, tah-
tal ve tenteli uydurma uanda yanarken, kendisi aresizlik iinde seyret-
mek zorunda kalmt olay. teki erkekse, bir tek gaddarca ve mantksz ha-
reketle kendini Centaine'den uzaklatrmt. Biri Michael Courtney, teki
Lothar De La Rey'di... kisi de lyd Centaine'in gznde.
O zamandan bu yana sevgililer gelip gemiti. Pek ok. Bunlar ksa ve ge-
ici olaylard ve yalnzca ten dzeyinde tadlmt. Kaynayan kanna bir ila.
Hibirinin ruhuna ilemesine izin vermemiti. Ama imdi yalnzlk denen ca-
navar o muhafzl kaplardan ieriye saldrm, ruhunun en gizli yanlarn a-
a karmt.
Biri olsayd, diye szland hayatnda nice kere yapt gibi... doum ya-
tanda yatarken, Lothar De La Rey'in altn bal piini doururken de ayn
-107-
ey dklmt dudaklarndan. Sevebileceim, karlnda da beni sevebi
lecek biri olsayd.
ne doru eildi, gm ereveli resmi eline ald. Nereye gitse yannda
gtrd resmi. Bir grup pilotun ortasndaki gen adam. Aradan geen yl-
lar boyunca resmin solmu, sararm olduunu ilk defa fark etti. asa'nn ba-
bas Michael Courtney'in yz hatlar kesinliini kaybetmiti. Yakkl, gen
surata bakt, anlarnda o yz daha net canlandrmaya olanca gcyle ura-
t. Ama o yz sanki gittike daha uzaklara doru ekiliyordu.
Ah, Michael, diye fsldad. O kadar uzun zaman geti ki! Bala be-
ni. Ltfen bala beni. Gl ve cesur olmaya altm. Senin ve olunun ha-
tr iin ok uratm ama...
Resmi masaya brakp pencereye yrd, karanlklara bakt. Bebeimi
kaybediyorum, diye dnd. Gnn birinde yapayalnz, irkin ve yal ola-
cam... korkuyorum. Titremekte olduunu fark etti, kollaryla kendi bedeni-
ni kucaklad. Biraz sonra buna da tepki gsterdi.
Zayfla, kendime acmaya vakit yok. Bu setiim yolda bunun hi yeri
yok. Sessiz ve karanlk evin iinde kendini elikletirdi. Devam etmem gerek.
Geri dn yok, sendelemek yok... sonuna kadar gitmek var.
Stoffel Botha nerede? diye sordu aa deirmen amirine. Neden bura-
da deil?
Kimbilir? diye omuz silkti adam. Ana brodan, gelmeyecek diye bir
not yollamlar. Nedenini belirtmiyorlar. Belki kovulmutur. Bilmiyorum. Al-
drmyorum da. Ukala piin biriydi zaten. aa o gn alt srece hep
sululuk duygusunu bastrmaya urat durdu.
Akam borusu aldnda aa, Prester John'a bindi, hayvann ban
An-nalisa'nn ailesinin oturduu evin sokana evirdi. Annesinin ok
fkeleneceini biliyordu ama, iinden ykselen o valyelik duygusu
zorluyordu onu. Ne kadar zarara, mutsuzlua neden olduunu bilmek
zorundayd.
Ama daha deirmenin kapsndan karken dikkati dald.
Havalandrma alanndaki ustaba Moses kp Prester John'un yolunu
kesti, yularn tuttu.
Seni gryorum, yi Su, diye selamlad asa'y tok sesiyle.
Ah, Moses. aa neeyle glmsedi, bir an iin br dertlerini unuttu.
Seni ziyaret edecektim.
-108-
Kitabn getirdim. Ovambo, ingiltere Tarihi'nin kaln cildini ona uzatt.
Okumu olamazsn, diye itiraz etti aa. Vakit yetmez. Ben bile aylar-
ca urap ancak bitirdim.
Onu hibir zaman okuyamayacam, yi Su. Hani Madeni'nden ayrlyo-
rum. Yarn sabahki kamyonlarla Windhoek'e gidiyorum.
Yoo, olamaz! Eyerden aaya atlayp adamn kolunu tuttu. Neden git-
mek istiyorsun, Moses? aa duyduu sululuktan tr durumu
bilmemez-liklen geliyordu.
steyip istememek bana kalmam, diye omuz silkti uzun boylu ustaba.
Yarnki kamyonlarla pek ok insan gidecek. Daotela seti onlar. Annen de
nedenlerini aklad, bize birer aylk maa verdi. Benim gibi biri asla soru
sormaz, yi Su. Ac ac glmsedi. te kitabn.
Sende kalsn, diye kitab itti aa. Benden sana hediye.
Peki o halde, yi Su. Bana seni hatrlatsn diye saklayacam. Hoa kal.
Arkasn dnd.
Moses, diye seslendi aa arkasndan. Ama syleyecek bir ey bulamad.
Elini uzatt. Ovambo o elin karsnda geriledi. Bir siyahla bir beyaz el
s-kmazd.
Gle gle git, dedi aa srarla. Moses nce evresine kukulu baklarla
bakt, sonra uzatlan eli skt. Derisi alacak kadar serindi. aa iinden,
acaba btn siyahlarn teni byle midir, diye merak etti.
Biz arkadaz, dedi aa onun elini brakmadan. Arkadaz... deil mi-
yiz?
Bilmiyorum.
Ne demek istiyorsun?
Bizim arkada olmamz mmkn m, bilmiyorum. Elini yavaa ekti,
arkasn dnd. it duvarn kapsndan kp yola koyuluncaya kadar da arka-
sna bakmad.

Koca kamyonlar konvoyu, birbirinin tozunu yememek iin aralkl olarak
ovann ortasndan ilerliyordu. Gerhard Fourie en ndeki kamyonda, direksi-
yonda ylm oturuyordu, gbei dizlerinin zerine sarkyordu. Gmlei ge-
rilmi, dmelerin arasndaki aralktan gbek delii grnmekteydi. kide bir
ban kaldrp dikiz aynasndan arkaya bakyordu.
Kamyonun arkasna, eyalarn zerine bahtsz yolcular yerlemiti. o-
cuklar kendilerine ykn arasnda yuvalar bulmu, sokulmulard. Fourie uza-
-109-
np aynay biraz daha ayarlad, arkadaki kzn grntsn tam ortaya getirdi.
Kz eski bir dolapla taklit deriden bir bavulun arasnda uyukluyordu. Bi
dizini hafif kaldrmt. Uyurken dizi yana devrilince Fourie kzn pembe i
ekli klotunu da grebildi. Kz birden uyand, bacaklarn bititirdi, yana d
np tekrar uyudu.
Fourie ter iindeydi. Tek nedeni de scak deildi. Kamyonu yana, aala-
rn arasna ekti, inip seslendi. Tamam, millet ieme molas. Erkekler saa
kadnlar sola. On dakikaya kadar dnmeyeni brakr gideriz.
Kamyona ilk dnen kendisi oldu. Sol arka tekerle megul gibi grnd.
Aslnda kz bekliyordu.
Kz eteklerini dzelterek aalarn arasndan kt. Toz iindeydi. Ama Fo-
urie'nin baktn grnce salarn savurdu, onu grmemi gibi krtarak iler-
ledi.
Annalisa, diye fsldad Fourie kz tam kamyona trmanrken.
Kendi anana git, Gerhard Fourie! diye tslad kz. Beni rahat brak,
yoksa babama sylerim.
Baka zaman olsa daha yumuak bir cevap verirdi, ama henz poposu ba-
basnn att dayan izlerini tayordu. Erkek cinsine kar olan ilgisini gei- ci
olarak kaybetmiti.
Seninle konumak istiyorum, diye diretti Fourie.
Konumakm! Ben senin ne istediini biliyorum.
Bu gece kampn dnda bulualm, diye yalvard Fourie.
Cehennem ol bamdam. Kz kamyona atlad, uzun bacaklar grnd-
nde Fourie midesinin hopladn duydu.
Annalisa, sana para veririm. aresizlik iindeydi. Hasta gibi, alev alev
yanyordu.
Annalisa duraklad, ona dnceli gzlerle bakt. Adamn bu teklifi ilgin
olanaklarla dolu yepyeni bir dnyann kapsn amt ona. O ana kadar, ye-
mek yemekten ve uyumaktan bile ok sevdii bir eyi yapmak iin kimsenin
kendisine para verecei hi aklna gelmemiti.
Ne kadar? diye sordu ilgiyle.
Bir sterlin.
Dnyann parasyd. mrnde hi bir sterlini olmamt. Ama artk bezir-
ganlk damar kabarmt kzn. Bu iin nereye kadar varabileceini merak
ediyordu. Salarn savurdu, adama gznn ucuyla bakt.
ki sterlin, diye fsldad Fourie telala. O zaman Annalisa'nm keyfi ye-
rine geldi. ki koca sterlin! Kendini cesur, gzel ve ansl hissediyordu. Srtn-
-110-
daki ve kalalanndaki kay izleri, gznde solmaya balamt. Fourie'yi deli
eden o sinsi yan bakn kulland, adamn enesindeki ter damlalarn, alt
dudandaki titremeyi grd.
Bu durum cesaretini daha da arttrd. Soluunu ekip iinde tuttu, cesur bir
sesle, Be sterlin, diye fsldad. Dilinin ucunu dudaklarnda kaydrrken,
byle bir rakam istemekteki cesaretine kendi de ayordu. Babasnn haftalk
kazanc kadar bir eydi bu para.
Fourie'nin yz soldu, kekeledi. , diye patlad. Ama kz artk adamn
raz olmaya eilimli olduunu hissetmiti. Kar kt.
Kokmu ihtiyarn birisin sen. Sesi fkeliydi. Ban evirdi.
Pekl! Pekl! diye teslim oldu ofr. Be sterlin. Annalisa ona za-
fer dolu bir ifadeyle srtt. Sonsuz zenginliklerin, zevklerin dnyasn kefet-
mi, o dnyaya admn atmt artk.
Parmann ucunu azna dayad. Ayrca bunu da istiyorsan, sana bir
sterline daha patlar. Cesareti snr tanmayacak hale gelmiti.
Ay birka gnlkt. l platin bir renge boyuyordu.
Annalisa, diye seslendi Fourie, allarn ardnda sakland yerden.
Kz biraz ilerde durdu, dans eder gibi bir adm att, gld.
Be sterlin, Meneer, diye hatrlatt ona. Adam cebinden buruuk kt
paralan karrken yaklat, onlar ald, havaya kaldrp aya doru tuttu. Son-
ra memnun, koynuna soktu, bir adm daha yaklat.
Fourie onun belinden kavrad, dudaklarna kendi slak dudaklarn dayad.
Sonunda kz onu itip kurtuldu, soluk solua gld. Fourie etein altna uza-
nrken onun bileini yakalad.
teki sterlinin hakkn istiyor musun?
ok fazla. O kadar param yok.
On iling o halde. Eli adamn pantolonuna uzanmt.
Yarm sterlin, diye soludu Fourie. Tm param o. Kz ona bakt. Daha
ounu koparamayacan anlamt.
Pekl, ver bakalm. nce madeni paray alp saklad, sonra
kutsana-cakm gibi diz kt. Fourie iki elini onun gneten sararm
salarna dayad, ban edi, gzlerini yumdu.
Birden kat bir ey iki kreinin arasna yle sert dayand ki cierlerinde-
ki hava boald, bir ses kulann dibinde gcrdad.
-111-
Syle kk lla, kaybolsun. Ses yle peten ve tehlikeliydi, yle de
tandkt ki!
Kz ayaa frlad, stn ban dzeltti. Bir an Fourie'nin omzunun ze
rinden, korku dolu gzlerle arkadaki surata bakt, sonra olanca hzyla kampa
doru kat.
Fourie pantolonunu telala toparlarken adama dnd, Mauser'in namlusu
nu gbeine nianlanm buldu.
De La Rey! diye soludu.
Bakasn m bekliyordun?
Hayr! Hayr! Fourie ban hrsla iki yana sallyordu. Yalnzca... ok
erken... Son grmelerinden bu yana Fourie yaptklar anlamadan piman-
lk duyacak vakti bulmutu. Mcadeleyi korkaklk kazanm, kendi kendine
Lothar De La Rey'in szlerinin yalnzca bir hayal olduunu syleyip inandr-
mt. Yoksullar hep byle hayal kurar dururlard.
Bir daha Lothar De La Rey'in sesini duymayacan ummutu. Ama im-
di adam karsndayd. Upuzun, tehlikeli, gzleri prl prl, topaz klar yan-
starak... leoparlar gibi.
Erken mi? diye sordu Lothar. Erken, ha? Haftalar geti, eski dostum.
Benim sandmdan daha bile uzun srd hazrlklar. Lothar'n sesi sertle-
ti. Elmaslar Windhoek'e gtrdn m yoksa?
Hayr, henz gtrmedim. Fourie sustu, sessizce kendi kendine kfretti.
te kurtulu frsatn karmt. Evet, geen hafta kendim gtrp teslim
ettim, dese, bitmiti her ey. Ama olan olmutu artk. Ban edi, pantolonu-
nun son dmelerini iliklemekle urat. Dnmeden sylenmi o kelimeler
belki de ona mr boyu hapis cezas getirebilirdi.
Ertelediler. Ne zamana kadar olduunu bilmiyorum. Duyduum dediko-
dulara gre byk bir parti mal yollayacaklarm.
Neden? diye sordu Lothar alak sesle. Fourie omuz silkti.
Byk parti olacak diye duydum.
Seni uyarmtm... madeni kapayacaklar iin ite. Lothar onu dikkatle
inceledi. Adamn kararsz olduunu hissediyordu. Onu elikletirmesi, sa-
lamlatrmas artt. Bu son sevkiyat olacak, sonra da isiz kalacaksnz. u
kamyonlardaki zavalllar gibi.
Fourie gaml gaml ban sallad. Evet, onlar kovdular.
Sra sana da gelecek, dostum. stelik bana aileni de anlatmtn. Ne iyi
bir aile babas olduunu, onlar ne ok sevdiini...
Ja.
-112-
O zaman ocuklarnn karnn doyuracak, onlar giydirecek paran olma-
yaca gibi, kk kzlara kurnaz numaralar karlnda verecek birka ku-
ruun da olmayacak.
Byle konumanz doru deil.
Dediimi yaparsan, istediin kadar kz, istediin numaray yapar sana.
yle konumayn. Ayp bu.
Kararlar biliyorsun. Sana sevk partisi hazr dedikleri anda ne yapacan
da biliyorsun.
Fourie ban sallad ama Lothar diretti. Bana da syle. Tekrarla. Fourie
talimat tekrarlarken dinledi, bir iki ayrnty dzeltti, sonunda memnun, g-
lmsedi.
Bize oyun etme, dostum. Planmn aksamasndan holanmam.
Fourie rperdi, sarholar gibi sendeleyerek kampa yrd. Kzn paray
aldn, ama pazarl yerine getirmediini ok sonra hatrlad. Gelecek sefer
durduklarnda ondan bunu isteyip isteyemeyeceini dnd ama, ansnn
pek fazla olmadna karar verdi. Zaten artk nemini de kaybetmiti. Lothar
De La Rey'in neden olduu soukluk, vcudunda bir buz ktlesi gibiydi.
Atlarnn zerinde, kayalarn dibinden ilerlerken keyifleri yerinde, ileri
nlerinde uzanan gnlerin umutlaryla doluydu.
aa, Presten John'a binmi, spor tfeini sol dizine yatrmt. Centaine'
in at kr bir kheyland. Harika bir hayvand. Adn Nuage, yani Bulut koy-
mutu. Gen kzlnda sahip olduu bir tayn adyd bu.
Ah, aa, kendimi oyun oynayan bir renci gibi hissediyorum! ki gn-
lk tatilde istediimizi yapabileceiz!
Kaynaa kadar yaralm m? diye meydan okudu olu. Ama Prester
John pek Nuage'in klasnda deildi. aa kaynaa vardnda, Centaine ok-
tan oradayd. Hayvanlar suladlar, tekrar binip Kalahari'ye doru ilerlediler.
Madenden uzaklap insanlardan ayrldka evre daha zengin, daha gvenli
bir hal alyordu.
Centaine bu yaban hayat konusunda retmenlerin en stnleri tarafn-
dan, iki yabani Bushman tarafndan eitilmiti. O gnden bu yana da edindii
bilgilerin birini bile unutmamt. Onu ilgilendiren yalnz iri av hayvanlar
deildi. asa'ya normal zamanda gzden karaca iki minik, yarasa kulakl
tilkiyi o gsterdi. Gm rengi otlar arasnda ekirge avlyordu hayvanlar. At-
lar geerken koca kulaklarn iyice ksarak topraa yamyass yatp beklediler.
-113
Hkmedenler / F:8
Gn boyu daha nice hayvanlarn arasndan geti ana oul. Gne alalrken
Centaine bir geyik srs daha grd, aralarndaki tombul erkek hayvan a-
a'ya gsterdi. Kamp yerine yarm mil ancak var ve karnmz da ackt, dedi.
aa tfeini hevesle klfndan ekti.
Temiz vur, diye uyard onu annesi. Olunun avdan ne kadar holandn
grmek onu tedirgin ediyordu.
Olunu atn zerinden, uzaktan seyretti. ki yz metre kala aa diz kt,
nian ald. Hayvann bir kurunda devrilmesi Centaine'i rahatlatt. Bir ke-
resinde Lothar De La Rey'in ceylan vuruunu izlemiti ve hl aklndan k-
myordu.
Yaklap baktnda, kurunun iki krek arasndan girip kalbi delmi oldu-
unu grd. aa bykbabasndan rendii biimde yzyordu hayvan.
ini atma, dedi annesi. Hizmetkrlar ikembeyi, barsaklar pek se-
viyor. aa iinden kanlar slak posta sard, gvdeyi de Prester John'a
ykleyip skca balad.
Kamp tepenin eteklerindeydi. Atei -yaktlar, hayvann karacierinden,
bbreklerinden ve yreinden kebap yapp yediler. Ge saatlere kadar atein
banda oturup kahve itiler, ene alp ayn douunu seyrettiler.
afakta tekrar atlarnn zerindeydiler. Bir mil kadar gittiklerinde Centa-
ine, Nuage'n ban yukar ekti, eyerin zerinden eilip yere dikkatle bakt.
Ne oldu, Mater? aa onun ruhsal durumlarna alk olduundan, ok
heyecanlandn anlamt.
abuk gel, canm. Ona yerdeki izleri gsterdi. Ne bunlar dersin?
aa da eyerden sarkt, bakt.
nsan m? armt. Ama ok kk. ocuk mu? Annesine dnd,
onun gzlerindeki prltl baklar grnce gerei kavrad.
Bushman'lar! diye bard. Vahi Bushman'Iar.
Evet yle, diyerek gld annesi. ki avc. Bir zrafann peindeler.
Bak! Onlarn izi avn izinin zerinde.
Onlar izleyebilir miyiz, Mater? zleyebilir miyiz? aa da onun kadar
heyecanlanmt.
Centaine raz oldu. z bir gnlk. Acele edersek yetiiriz onlara.
Peinde asa'yla izi srd, iaretleri bozmamaya dikkat etti. aa mrn-
de bu iin byle yapldn grmemiti. Kendi gremedii eyleri gryordu
annesi.
-114-
Bak, bir Bushman di fras, diyerek taze bir dal gsterdi. Bir ucu
i-nenmi, lifleri fra gibi ortaya kmt. Srdkleri izin zerinde, ylece
yatyordu.
Zrafay ilk burada grmler.
Onu nereden biliyorsun.
Yaylarn germiler. Yayn ucunu bastrdklar yerde iz var.
Bak, aa, imdi hayvan izliyorlar.
aa ayak izlerinde bir fark gremiyordu. Bunu syledi de.
Daha ksa, daha tetik admlar. Arlklar ne, ayak ularna verilmi.
Birka yz metre sonra, Burada yzst yatm, emekleyerek yaklamlar,
diye devam etti. Burada dizst dorulup oklarn frlatmlar. Burada da
ayaa kalkm, okun hedefi buluunu seyretmiler. Yirmi adm daha gidince
bard. Bak, ava ne kadar yaklamlar. Burada zrafa okun dikenlerini his-
setmi, komaya balam... bak, avclar nasl koarak izlemiler onu. Zehirli
okun etki yapmasn bekliyorlar.
Onlar da drtnala gidiyorlard. Bir ara Centaine zengilerin zerinde aya-
a kalkt, parmayla ileriyi gsterdi.
Akbabalar!
Drt be mil ilerde mavi gk, minik siyah lekelerle benek benekti.
Artk yava gidelim, canm, diye uyard onu Centaine. Onlar rktr-
sek tehlikeli olur.
Atlarn yavalattlar, avn yatt yere ar ar yaklatlar.
Zrafann koca gvdesi, ksmen yzlm ve kesilmi, yan yatyordu.
evredeki dikenli allara gne siperlikleri en ilkel biimde konulmu, etten
kesilmi eritler kurumak zere yer yer dallara aslmt.
Blgede pek bol minik ayak izi vard.
Centaine, Kesmeye yardmc olsunlar diye kadnlarla ocuklar getirmi-
ler, dedi.
Pf! Berbat kokuyor! aa burnunu buruturdu. Nerede kendileri peki?
Saklanyorlar. Bizim geldiimizi grdler. Herhalde be mil falan iler-
deyken. zengiler zerinde yine ayaa kalkt, geni kenarl apkasn kanp
yznn grnmesini salad, garip, akrtl bir dilde, bouk bir sesle seslendi.
Atn zerinde saa sola dnyor, sesini her yne ulatrmaya alyordu.
rktc, diyerek titredi aa istemeyerek. Hl burada olduklarndan
emin misin?
Bizi seyrediyorlar. Aceleleri yok.
Derken bir adam o kadar yaknlarnda bir yerden ayaa kalkt ki, at rkp
ahland, sonra ban sinirli sinirli sallad. Adamn zerinde yalnzca hayvan
-115-
derisinden bir kask ba vard. Ufack, ama son derece de biimli biriydi. Za-
rif bacaklar tam komak iin yaratlmt. Gsnde salam kaslar yassyd.
Ban gururlu bir tavrla tutuyordu. Sakal tralyd ama, yann gen ol-
duu belliydi. Gzleri Moollar gibi ekikti, teni gne nda nefis bir keh-,
ribar renginde parlyordu.
Sa elini selam verir gibi kaldrd, ku gibi tiz bir sesle, Seni gryorum,
Nam ocuk, dedi. Centaine'in Bushman dilindeki adn kullanyordu.
Cen-taine sevinle bard.
Ben de seni gryorum, Kwi.
Yanndaki kim? diye sordu Bushman.
Bu benim olum. yi Su. lk karlatmzda sylediim gibi, sizin hal-
knzn kutsal yerinde dnyaya geldi. Owa onun vey dedesi, Hani de vey ni-
nesiydi.
Bushman Kwi dnp bo le doru seslendi. Doru sylyor, ey San
halk. Bu kadn Nam ocuk, bizim dostumuz. ocuk da efsanelerin ocuu.
Selamlayn onlar!
Bombo sanlan topraktan minik, altn rengi San halk dorulmaya bala-
d. Kwi ile birlikte on iki kiiydiler. ki erkek vard. Yaban hayvanlarnn be-
cerisiyle saklanmlard ama imdi yaklayor, kular gibi cvldayorlar, g-
lyorlard. Centaine eyerin zerinden indi, onlar kucaklad, her birini ady-
la selamlad, sonunda iki bebei kaldrp iki kalasna dayad.
Onlar nasl bu kadar iyi tanyorsun, Mater? diye sordu aa.
Kwi ile kardei, Owa'nn akrabalar. Yani senin Bushman dedenin. On-
larla ilk defa sen ok kkken, biz Hani Madeni'ni amaya yeni balad-
mz sralarda karlatm. Buralar onlarn av alanlar.
Gnn geri kalann klanla birlikte geirdiler. Gitme vakti geldiinde Cen-
taine kadnlarn her birine 7 mm.'lik fieklerin kapsllerinden birer avu ver-
di, onlar sevinle barp teekkr danslar yaptlar. Bu fieklikleri gerdanlk-
larna takacaklard. teki San kadnlar imreneceklerdi onlara. aa, Kwi'ye
fildii sapl av ban verdi. Minik adam alp baparmanda denedi, derisi
yarlnca kanl parman kaldrp brlerine gsterdi. Yaman bir silahm var
artk, diye bbrlendi.
Fat Kwi, Centaine'in kemerini ald. Centaine'le olu uzaklarken, o par-
lak tokada kendi grntsn seyrediyordu.
-116-
Kwi arkalarndan seslendi. Eer bizi tekrar ziyaret etmek isterseniz,
O'chee Pan yaknndaki Mongongo Koruluu'nda olacaz. Yamurlar bala-
yana kadar.
aa, Ne kadar az eyle ne kadar mutlu oluyorlar! derken gzleri
arka-la, dans eden insancklardayd.
Centaine, Onlar bu dnyann en mutlu insanlar, diye ona katld. Ama
h;kalm bu durumlar daha ne kadar devam edebilecek!
Sen de gerekten byle mi yaadn, Mater? Bushman'lar gibi mi? Ger-
ekten hayvan derisiyle ve otlarla m giyindin?
Sen de, aa. Daha dorusu sen o minik bebeler gibi rlplaktn.
aa hatrlamaya urar gibi kalarn att. Bazen ryamda karanlk bir
yer gryorum. Maara gibi. Duman karan bir suyu var.
O ilk zamanlar banyomuzu yaptmz termal kaynak. Hani Madeni'nin
ilk elmasn da o suyun iinde bulmutum.
Oray tekrar ziyaret etmek isterdim, Mater.
Olamaz. Centaine'nin ruhsal durumu deimiti. Kaynak Hani boru
hattnn ortasna rastlyordu. imdi oralar kazld. Kaynak yok oldu. Bir s-
re sessiz ilerlediler. Oras San'larn kutsal yeriydi... ama yine de... garip ama,
biz harekete geince pek de gcenmediler...
Acaba neden! Bir yabanc rk gelse de Westminster Kilisesi'ni bir maden
oca haline getirse...
Uzun sre nce bunu Kwi ile konutum. Bana dediine gre, gizli yer
onlara ait deilmi... ruhlara aitmi. Ruhlar eer byle olmasn istemeseler,
olamazm. Belki ruhlar orada uzun sreden beri yaadklar iin skldlar,
San halk gibi yer deitirmek istediler, diye aklamt.
Hl senin o San kadnlar gibi yaadna inanamyorum, Mater. Hele
sen. nsann hayaline smyor.
Zordu, dedi Centaine alak sesle. Anlatlamayacak kadar zordu. Ama
o deneyim olmasa, ben de imdiki gibi olamazdm. Bak, aa, lde krlma
noktama yaklarken bir yemin ettim. Ne ben, ne de olum, bir daha yokluk
ekmeyeceiz dedim. O olaanst aclar bir daha ekmeyeceimize karar
verdim.
Ama ben o zaman yannda deildim.
Yanltdaydn. Tabii yanmdaydn. Seni skelet Sahili'nde de, kumullar
yresinde de hep karnmda tadm. Yemini ettiimde de karnmdaydn. Bizler
l yaratklaryz, sevgili yavrum. Bakalar yklr, dklrken bizler dayana-
caz, zenginleeceiz. Bunu unutma. Bunu ok iyi hatrla, aa, sevgilim.
-117-
Ertesi sabah kamp toplamay hizmetkrlara brakp erkenden Hani Made-
ni'ne doru yola koyuldular. lende bir devedikeninin glgesine, balarn
eyerlerine koyarak uzandlar, kurulmakta olan sansar yuvasn tembel tembel
seyrettiler. Gnein sca geince atlarn anp tekrar eyerlediler, tepelerin
etei boyunca yollarna devam ettiler.
aa birden doruldu, elini gzne siper yapp tepelere doru bakt.
Ne oldu, canm?
Annalisa'nn kendisine gsterdii kayal yar tanmt ocuk.
Seni rahatsz eden bir ey var, diye steledi annesi. asa'nn iinden
onu oraya gtrp dan cadsn ona gstermek geliyordu. Tam konuaca
srada yeminini hatrlad ve sustu. Yemini bozup bozmamak konusunda karar-
szd.
Bana sylemek istemiyor musun? Centaine onun yzndeki mcadeleyi
izliyordu.
Annem yabanc saylmaz. O beni sever. Yabancya sylemek gibi deil,
diye zr buldu aa. Vicdan kendisini engelleyemeden, hemen konutu. O
yarn dibinde bir Bushman iskeleti var, Mater. Sana gstereyim mi?
Centaine'in yz gne yanna ramen soldu. Oluna bakt. Bir Bush-
man m? diye fsldad. Bushman olduunu nereden biliyorsun?
Banda hl salar var... minik Bushman bukleleri... Kwi ile klan gibi.
Nasl buldun onu?
Ann... Susup kzard.
Kz gsterdi sana... diye yardm etti Centaine.
Evet. aa ban edi.
Onu yine bulabilir misin? Centaine'in rengi tekrar yerine gelmiti. Uza-
np olunun kolunu tutarken hevesli ve heyecanl gibiydi.
Evet, sanyorum. Yerini ezberlemitim. Yukary gsterdi. Kayalarda-
ki u entikle gz biimindeki sivriliin arasnda bir ukur var.
Gster bana, aa, diye emir verdi Centaine.
Atlar brakp yaya gitmemiz gerek.
Trman ok zordu. Kayalar iyice kzmt. Dikenler bacaklarn yrtyordu.
Buralarda olmal. aa bir kayaya daha trmand, evresine bakt. Bel-
ki biraz daha solda. Dibinde mimozalar biten bir kaya ara. Kovuu rten bir
dal var. Yaylp arayalm.
Birbirlerinden biraz uzaklaarak trmanmay srdrdler. Kayalar birbirle-
rini grmelerini engelleyince slkla haberleiyorlard.
-118-
Centaine bir ara asa'nn slna cevap vermeyince aa durdu, tekrar s-
lk ald, ban yana edi, ensesindeki tyler dikleerek cevab bekledi.
Mater, neredesin?
Burada! Sesi hafifti. Ac ve duygu doluydu. aa kayay ap onun ya-
nna ulat.
Centaine gnein altnda klm ve zayflam gibi duruyordu. apka-
sn nnde tutmaktayd. Yanaklar slakt. aa nce onu terliyor sand, son-
ra dikkat edince gzlerinden yalarn yuvarlanmakta olduunu grd.
Mater? Ona yaklatnda, suna bulmu olduunu anlad.
Centaine dal kenara ekmiti. Kk cam kavanozlar hl yerindeydi. -
lerindeki iekler solmu, kahverengilemiti.
Annalisa bu iskeletin bir cad olduunu syledi. diye soludu aa. Se-
sinde nedensiz bir dehet vard. Centaine'in omuzlar zerinden zavall ke-
miklere ve tepelerindeki kurukafaya bakt.
Centaine ban sallad, konuamad.
Cad bu da koruyormu, dilekleri yerine getirebilirmi.
Hani! Centaine bu kelimeyi sylerken boulur gibiydi. Benim sevgili
annem!
Mater! aa onun omuzlarn yakalad, sallanmasn nlemeye alt.
Nereden bilebilirsin?
Centaine olunun gsne yasland, cevap vermedi.
Bu yar ve ukurlarda yzlerce Bushman iskeleti bulunabilir, diye de-
vam etti aa. Annesi ban iki yana sallad.
Nasl emin olabilirsin?
O bu. Centaine'in sesi hzn doluydu. Bu Hani. u atlak kpek dii,
kask bandaki u devekuu ty deseni. aa kemik ynnn dibinde ya-
tan kurumu deriyi grmemiti. Yar yarya tozlara gmlmt deri paras.
O kanta bile ihtiyacm yok. O olduunu biliyorum. Zaten biliyorum.
Otur, Mater. Annesini kayalarn zerine oturttu.
Artk iyiyim. oka kaplmtm birden. Bunca yldr onu aradm hep.
Owa'nm cesedi de bu yaknlarda olmal. Tepelerindeki kayaya bakt. ura-
ya trmanmaya alyorlard. Kurtulmak iin. O da onlan vurdu. Herhalde ya-
kn bir yere birlikte dm olmallar.
Kim vurdu onlar, Mater?
Centaine derin bir soluk ald ama ismi sylerken sesi yine de titredi.
Lot-har. Lothar De La Rey.
ukurun dibini bir saat kadar aradlar. kinci iskeleti bulmaya alyorlard.
-119-
Olmayacak, diyerek vazgeti Centaine sonunda. Onu bulamayacaz.
Brak, rahatsz edilmeden yatsn, aa. Bunca yl olduu gibi.
Tekrar indiler, iek toplayp dndler.
lk nce kalntlar gtrp doru drst bir cenaze treni yapmak geldi
iimden, diye fsldad Centaine kovuun nne ikinci kere diz ktklerin-
de. Ama Hani Hristiyan deildi. Onun kutsal yeri bu tepeler. Burada huzur-
da olur.
iekleri zenle yerletirdi, tekrar oturdu.
Asla rahatsz edilmemeni salayacam, sevgili nineciim. Seni yine zi-
yarete geleceim. Kalkp asa'nn elini tuttu. O mrmde tandm en iyi,
en yce insand, dedi alak sesle. Onu yle ok severdim ki! El ele atlar
braktklar yere dndler.
Eve giderken yolda bir daha konumadlar. Gne batt. Bungalova var-
dklarnda hizmetkrlar artk kayglanmaya balamt.
Akam paydosunda, asa'y Doktor Twentyman-Jones, Ford arabasyla
getirdi. Centaine onlar idare binasnn verandasnda karlad. lgin bir ey-
ler grebildiniz mi? diye sordu. asa'nm cevab pek cokuluydu.
Harikayd, Mater! ok da gzel bir elmas bulduk. O gn nihai rn el-
den geirmilerdi birlikte. Twentyman-Jones ona, sanayi elmaslar olarak kul-
lanlan minik talar 'Bunlar bizim ekmek-peynirimiz,' diye tantmt. M-
cevher talar olabilecek iriliktekilere ise, 'ilek ve krem antiye,' diye isim
takmt. aa elmasn anlatmaya devam ediyordu. Otuz alt karat... canavar
bir elmas! Kutuyu masaya brakt, Twentyman-Jones at, aa elmas anne-
sine gururla gsterdi.
Gerekten byk, dedi Centaine. Ama rengi pek iyi deil.. yle a
tut bakaym. Bak, viski-soda renginde. Kusurlar da plak gzle bile fark edi-
lebiliyor. Tan iinde minik siyah noktacklar var gibi. Ortasnda da bir izgi
grnyor.
aa bozulunca Centaine gld, Twentyman-Jones'a dnd. Ona birka
gzel elmas gsterelim. Kasay aar msnz Doktor Twentyman-Jones?
Tvventyman-Jones yeleinin cebinden bir deste anahtar ekti, asa'y ko-
ridordan dipteki demir kapya doru gtrd. Kapy at, ikisi getikten sonra
yine arkasndan kilitledi, merdivenlerden yeralt kasasna indiler. Vcudunu
siper edip, ifreyi eviriini asa'dan bile saklad, baka bir anahtarla bir
kilit daha at, sonunda ar kap kprdad, kasa odasna girdiler.
-120-
Sanayi elmaslar bu sandklarda tutulur, diyerek koca kutulardan birine
dokundu adam. Ama yksek kalitedekileri ayr saklarz.
Daha kk bir elik kapy at, girdikleri yeni odada kahverengi kda
sarl be paket seti.
Bunlar en iyi talarmzdr. asa'ya gven iareti olarak uzatt, kaplar
aa kapaya tekrar ktlar.
Centaine onlar odasnda bekliyordu. aa paketleri onun nne koyunca,
birincisini at, iindekileri sumenin zerine yayd.
Vay canna! asa'nn gzleri fincan gibi almt. Koca koca talar buz-
lu gibi parlyordu. Bunlar birer dev!
Centaine, Doktor Twentyman-Jones'dan bize bilgi vermesini rica ede-
lim, dedi, keyfini bir ciddiyet perdesinin ardna saklamaya uraarak. Adam
talarn birini eline ald.
Evet, Master aa. Bu elmas doal kristalin formasyonunda.
Oktahed-ron... sekiz yzl. Sayn, bakn. u da daha karmak bir kristalin
formda. Do-dekahedron. Yani on iki yzl. tekiler ise masif ve kristalize
deil. Bakn, ne kadar yuvarlak ve amorf biimdeler. Elmaslar pek ok
klkta gelir.
Her birini asa'nn ak duran avucuna koydu. Adamn tekdze sesi bile
elmaslarn parltl grkemini glgeleyemiyordu. Elmaslarn kusursuz bir di-
linimi vardr. Biz ona 'gren' de deriz. Drt yana alabilirler. Oktahedral kris-
tal dzlemlerine gre.
Centaine atld. Kesiciler bunlar cilalamadan nce ona gre kesiyor. Ge-
lecek tatilinde seni Amsterdam'a gtreyim de yaplrken gr.
Bu yal gibi yzey, elmaslarn kesiminden ve cilalanmasndan sonra
kaybolur, diye devam etti Twentyman-Jones. Centaine'in szn kestiine
bozulmu gibiydi. Ondan sonra tan atei ortaya kar. Yksek krlma g-
leri, iindeki yakalar, ayrma gleri de onu gkkuann renklerine ay-
rr.
Bunun arl ne kadar?
Krk sekiz karat. Centaine defterine bakt. Ama unutma ki, kesilip
ci-lalanrken arlnn yarsndan fazlasn kaybeder.
O zaman deeri ne kadar olur?
Centaine, Twentyman-Jones'a bakt.
ok para tutar, Master aa. Gzelliklere k tm insanlar gibiydi bu
adam da. ster elmas olsun, ister tablo... ona parasal deer bimekten holan-
myordu. Tekrar konumasna devam etti. imdi de talarn renklerini birbi-
riyle karlatrmanz istiyorum.
-121-
Darda ortalk kararmaya balaynca Centaine klar at, bir saat daha
talar elden geirdiler, sorulara cevap verildi, alak sesle konuup durdular.
Sonunda Twentyman-Jones talar tekrar paketlerine doldurup ayaa kalkt. ,
Cennete gidip geldiniz, dedi birden. Her deerli tan size bir l ol-;
duunu bilin. Tanr'nn en kutsal dana kp indiniz. Ate talarnn arasn
dan getiniz. Bu alnt msralar sraladktan sonra, utanm gibi sustu. Ba
layn... bana ne oldu, bilemiyorum.
Ezekiel, deil mi? diyerek glmsedi Centaine ona sevgiyle.
Evet. Kutsal Kitap, 28. paragraf on ve on drt. Centaine'in bilgisini
ne kadar takdir ettiini belli etmemeye alyordu. Bunlar yerine kaldra-
ym, dedi.
Doktor Tsventyman-Jones, diyerek durdurdu onu aa. Soruma cevap
vermediniz. Bu talarn deeri ne kadar?
Tm partiyi mi soruyorsunuz. Adam tedirgin grnyordu.
Kasadaki-lerin hepsini mi? Sanayi elmaslar da dahil mi?
Evet efendim. Ka para?
Eh, eer De Beers onlara da bir nceki partimizin fiyatlarn uygun g-
rrse, herhalde bir milyon sterlinden biraz daha fazla tutar, dedi hznl se-
siyle.
Bir milyon sterlin mi? Ama Centaine olunun ifadesinden bu rakamn
onun gznde bir anlam tamadn anlamt. Yldzlar arasndaki astrono-
mik mesafeler gibi... k ylyla ifade etmek artt onlar da. renecek, diye
dnd iinden. Ben retirim ona.
Masasnn banda ayaa kalkt, Twentyman-Jones'un odadan kmasn
engellemek istermi gibi elini uzatt, aklna gelen fikri ortaya att.
Biliyorsunuz, asa'yla ikimiz cumaya VVindhoek'e gidiyoruz. aa gele-
cek hafta sonu okula balamak zorunda. Ben elmaslar Daimler'e alp banka-
nn kasasna gtreyim.
Bayan Courtney! Twentyman-Jones dehete kaplmt. Buna izin ve-
remem. Bir milyon sterlin, ulu Tanrm. Raz olmak byk su olur. Centa-
ine'in yz ifadesinin deitiini grnce sustu. O dudaklar yine inat bir ifa-
deye brnyor, o gzlerde sava klar oynamaya balyordu. Ona bu ko-
nuyu yasaklamakla byk bir hata yaptn anlad. Buna gsterecei tepki
belliydi Centaine'in. Hemen tepkinin ynn deitirmeye urat.
Yalnzca sizi dnyorum, Bayan Courtney. Bir milyon sterlin deerin-
de elmas, her soyguncuyu, her haydudu eker, binlerce mil uzaktan buralara
getirir.
-122-

Niyetim yedi cihana yaymak deil. Bin mil uzaktakilerin haberi olmaz.
Sigorta! Sonunda ilham gelmiti Doktor Twentyman-Jones'a. Silahl
muhafz eliinde gitmezse, sigorta elmaslarn urayabilecei zarar karla-
maz. Bu riske gerekten girebilir misiniz? Birka gn kazanmaya kar, bir
milyon sterlini tehlikeye atabilir misiniz?
Centaine'i durdurabilecek tek areyi bulmutu. Onun bu konuyu dikkatle
dndn grd, sonunda Centaine konuunca, rahatlayarak iini ekti.
Pekl, Doktor Twentyman-Jones, sizin dediiniz gibi olsun.
Hani Madeni'ne giden l yolunu Lothar alnnn teriyle kazp amt.
Ama on iki yl nceydi o i. imdi o gnler belleinde sislenmiti. Yine de o
yolun zerinde kendi amalarna uyabilecek en azndan bir dzine yer bulabi-
liyordu dnnce.
Gerhard Fourie ile konutuu kamptan ayrldnda Windhoek ynnde
ilerlemeye koyuldu. Yalnz geceleri yol alyor, gndz trafiinde kendi grubu-
nun grlmesini nlyordu.
kinci sabah gne doarken Lothar kafasnda tasarlad noktalardan bi-
rine ulat ve orann ideal olduuna karar verdi. Burada yol kurumu bir dere
yatann kayalk, derin tabanna paralel olarak ilerliyor, sonra Lothar'm at-
rampadan yataa inip kar taraftaki rampadan tekrar trmanyordu.
Atndan indi, yksek kyda yryp oray inceledi. Elmas kamyonunu
tam rampaya indii srada kstrabilir, yolunu kydan tayp getirdikleri ka-
yalarla kesebilirlerdi. Nehir yatann altnda su da olmak zorundayd. Kesindi.
Kamyonun gelmesini beklerken atlar da o sudan yararlanrd. Onlar ilerdeki
zorlu yolculuk iin formda tutmak gerekiyordu. Ayca nehir yata onlar
saklamaya da uygundu.
Zaten buras yolun en ssz yerlerinden biriydi. Polislerin haber almas, tu-
zak yerine varmas gnler srerdi. Eer kendisini o zor blgelerde izleme ka-
rarn verirlerse, Lothar epey vakit kazanm, aray am olurdu.
Burada yapacaz, dedi Swart Hendrick'e.
lkel kamplarn nehir kenarnn kayalar arasna, telgraf hattnn yolu b-
rakp kestirmeden getii yere kurdular. Bakr teller yatan kenarndaki dire-
e doru alalrken yoldan grnmez oluyordu.
Lothar diree trmand, dinleme aygtn tele takt, kendi tellerini direkten
aaya sarktt, oradan da ilerde kurduklar kamptaki dinleme yerine ekti.
-123-
Bekleyi ok skcyd. Lothar kulanda telgraf kulaklklaryla oturmak
tan bunalyordu. Ama Hani Madeni'nden ekilecek o hayati telgraf da
ka-ramazd. O mesajdan, elmas kamyonunun tam ne zaman hareket
edeceini renecekti. Bu nedenle bu sonu gelmez saatler boyunca, bkmadan
madenin gnlk ileriyle ilgili mesajlarn gidip gelmesini dinlemek zorunda
kalyordu.
i kukularla doluydu. Ters gidebilecek yle ok ey vard ki! Bir yn
zayf halka vard bu zincirde. En zayf da Gerhard Fourie'ydi. Tm plan bir
tek adama balyd. O da korkan biriydi. Cesareti abucak krlan, dikkati
abucak dalan bir adamd.
Beklemek iin en zor yan, diye dnyordu Lothar. Bandan gemi di-
er savalardaki bekleme srelerini hatrlad. Keke insan hi beklemeden ya-
pp bitirse iini.
Birden kulaklklarda nlama balad, Lothar hemen defterine uzand. Hani
Madeni'nin telgrafs mesaj vermeye balad, Lothar'n kalemi kdn
zerinde yldrm gibi utu. *
Pettifogger'e stop Juno'nun zel vagonunu pazar gece ekspresine
balanmak zere hazrlayn yolculuk Cape Town stop Juno sizin oraya
pazar len varacak Vingt.
Pettifogger, Abraham Abrahams'n ifre adyd. Vingt ise,
Twentyman-Jo-nes olmalyd. Tvventy Ingilizcede yirmi demekti, bunun
Franszca karl ise Vingt'di. Lothar' asl artan, Centaine'in ifre ad
olarak Juno'nun se-ilmesiydi. Bunun ne kadar iyi uyduunu dnp kendi
kendine glmsedi.
Demek Centaine zel vagonuyla Cape Town'a gidiyordu. Birden iinde
sululara zg bir ferahlama hissetti. Olay srasnda onun bu yaknlarda bu-
lunmamas, duyaca acy azaltacakm gibi. Pazar gn lende
Windho-ek'e varabilmek iin Hani Madeni'nden cuma kmas gerekecek,
diye hesaplad hzla. Demek nehir kenarndaki bu noktaya cumartesi leden
sonra varacakt. Sonra bu yapt hesaptan birka saat daha dt. Centaine o
Daim-ler'i deliler gibi srerdi.
Saklanma yerinde otururken birden onu grmek iin dayanlmaz bir istek
ykseldi iinde. Onu kamyon iin prova sayarz, diye zr buldu kendine.
Kilit mevkilere s siperler kazmlard. Hep uuan topraklar oyarak
yapmlar, sonra tozlarn yeni kazlan yerlere doal bir grnm vermesini
-124-
salamlard. Diken dallaryla kamuflaj da yapmlard siperlere. Sonunda
Lothar birka admdan uzaktaki kimselerin bunlar kesinlikle fark etmeyece-
inden emin oldu.
Rampann her iki ban kesmekte kullanacaklar kayalar nehir yatandan
byk abalarla topland, kynn kenarna tand. Lothar onlar doal bir
g-rnmde yabilmek iin epey zen gsterdi. Kaya ynnn dibindeki
destek tahtasn tutan ipe bir bak darbesi indirmekle tm kayalar
yuvarlanacak, rampann dibindeki ksm tkayacakt.
Bu seferki yalnzca prova olduu iin hibiri maske kullanmyordu.
Lothar hazrlklar son bir kere daha kontrol etti, sonra ilerden hzla yak-
laan toz stununu incelemek zere dnd. Araba abucak biimini belli ede-
cek kadar yaklamt. Motor sesi bile duyuluyordu.
Bu kadar hzl srmemeli, diye dnd Lothar fkeyle. ldrecek kendini.
Birden toparland, ban hznl hznl iki yana sallad. k bir koca gibi
davranyorum, dedi kendi kendine. Krsn o kopas kafasn can istiyorsa.
Ama onun lmn dnmek iini kaygyla dolduruyordu. Uursuzluk
gelmesin diye parmaklarn aprazlad, sipere meldi, dikenli dallarn arasn-
dan bakt.
Geni, kocaman araba yolun yksek yerinde belirdi. Motorun sesi glendi,
Centaine hzla yoku aa inip viraj ald, patinaj nlemek iin arabann
gcn kulland. Bunu ustaca yapmt. Hzn kesmeden rampann bana
yaklat.
Ulu Tanrm, o hzla m inip kacak, diye merak etti Lothar. Ama Centa-
ine son anda hz kesti, vitesi deitirdi, rampann tepesinde durdu.
Kapy ap arabann basamana indiinde tozlar evresinde uuyordu.
Lothar'n yatt yere uzakl yirmi adm var yoktu. Lothar kalbinin arpma-
ya baladn hissetti. Bana hl bu etkiyi yapabiliyor demek, diye dnd.
Ondan nefret etmem gerekirdi. Bana hile yapt, beni kk drd, olumu
reddetti, ondan anne sevgisini esirgedi, ama yine de, yine de... Dncelerinin
kelimelemesine izin vermiyordu. Kendini ona kar katlatrmaya alt.
Gzel deil bir kere, dedi kendi kendine. Onun yzn inceliyordu. Gzel
deildi, ama ok daha fazlas vard onda. Juno! ifre adn hatrlad birden.
Yunanl Tanra... Zeus'un kars... tehlikeli, kaprisli, ne yapaca kestirileme-
yen... ama hayranlk uyandrc, her zaman ekici.
Centaine dosdoru ona bakyor gibiydi. O kara gzler kendisine deince
Lothar bir an gcn ve kararlln kendini terk ettiini hissetti. Ama Centa-
ine onu grmemiti. Ban baka tarafa evirdi.
-125-
Aaya kadar yryelim, canm, diye seslendi arabann br kapsn-
dan inen gence. Bakalm gei yolu gvenli mi?
aa son karlamalarndan bu yana epey uzam gibiydi. Arabay brak-
tlar, yan yana Lothar'n yatt yerin aasna doru ilerlediler.
Manfred rampann dibindeki siperdeydi. Yaklaan ifti o da seyrediyordu.
Kadn onun gznde hibir zel anlam tamyordu aslnda. Evet, annesiydi
ama, Manfred bunu bilmiyordu. inde igdsel bir duygu da uyanmyordu.
Bir yabancyd bu kadn. Ona duygusuz baklarla baktktan sonra dikkatini
yannda yryen gence evirdi.
asa'mn yakkll kzdrd onu. Kz gibi gzel, diye dnd kendi
kendine. Bunu sylerken niyeti onu aalamakt. Ama hasmnn omuzlarnn
nasl genilemi olduunu, svanm gmlek kollarndan kaslarn nasl kaba-
rk grndn de grmemezlikten gelemiyordu.
Seninle bir kere daha kapmay isterdim, dostum. asa'nn oktan unutul-
mu sol yumruunun acs, tazeymi gibi yeni batan cann yakt, Manfred bu
anya kalarn att. Gelecek sefer yle dans etmene izin vermeyeceim. O
gzel surata dokunmann ne kadar zor olduunu hatrlad. Hep saa sola ka-
yyor, att yumruktan uzak bir yere kayordu o surat. Ayn aresizlii bir
kere daha hissetti.

Kadnla ocuk kyya varmlard. Manfred'in yatmakta olduu yerin bi-
raz aasndaydlar. Derken aa nehir yatann ortasna yrd. Kumlarn
ortasndaki yol akasya dallaryla salamlanmt. Ama ar kamyonlar onlar
krm, datmt biraz. aa dallan tekrar dzeltti, krk ular yerletirip ku-
ma gmd.
O alrken Centaine dnp Daimler'e bakt. Stepnenin yannda jt kapl
bir matara sallanyordu. Gidip onu ald, dudaklarna dikip bir yudum iti,
sonra biraz daha su alp gargara yapt, tozlara tkrd. Srtndan tozu tutsun
diye giydii ceketi kard, bluzunun dmelerini at. Sar earbn suyla s-
latp boynuna srd, gsnden geirdi, bu serinlikten rperip inilti gibi bir
ses kard.
Lothar baklarn ondan karmaya urat ama yapamad. Ak mavi blu-
zun iine hibir ey giymemiti Centaine. Gsnn teni gne grmedii
-126-
iin porselen gibi dmdzd. Lothar iinde ykselen ihtiya duygusu kar-
snda hafife inledi.
Tamam, Mater, diye seslendi aa. Rampadan yukar yrmeye balad.
Centaine bluzunu abucak tekrar dmeledi.
Evet, yeterince zaman kaybettik, deyip Daimler'in direksiyonuna geti.
aa kendi tarafndaki kapy kapaynca Centaine motoru gazlad, tozlar,
akasya kymklarn uura uura nehir yatan atlar, kar kyya kp ua-
rak gittiler. Motorun sesi ln sessizlii iinde eridi, Lothar titremekte oldu-
unu fark etti.
Birka dakika boyunca hibiri kprdamad. lk ayaa kalkan Swart
Hend-rick oldu. Konumak iin azn aacak oldu, sonra Lothar'm
yzndeki ifadeyi grnce vazgeti. Ky boyunca kampa doru yrd.
Lothar demin Daimler'in durduu tarafa indi. Centaine'in azndaki suyu
tkrd slak yere bakt. Ayaklarnn izi dar ve ufackt tozlarda. Lothar ei-
lip o izlere dokunmak istedi. Ama birden Manfred yanbandan konutu.
Boksr o, dedi. Lothar'n onun asa'dan sz ettiini anlamas birka sa-
niye srd. Muhallebi ocuu gibi duruyor. Ama, dvmesini biliyor. Vur-
mak mmkn deil. Yumruklarn kaldrd, glge boksu yapmaya balad.
Tozlarn zerinde dans ediyor, asa'y taklit ediyordu. Kampa dnelim, gz
nnden ekilelim, dedi Lothar. Manfred kollarm indirdi, ellerini ceplerine
soktu. Saklanma yerine varana kadar ikisi de konumadlar.
Sen boks bilir misin, baba? diye sordu Manfred. Bana retebilir mi-
sin?
Lothar glmsedi, ban iki yana sallad. Bana adamn iki baca aras-
na bir tekme savurmak her zaman daha kolay gelmitir, dedi. Sonra da ta-
bancann kabzasn kafasna indiririm.
Ben boks renmek isterdim. Gnn birinde reneceim.
Belki bu fikir kafasnda her zaman vard... ama imdi szcklere dkl-
mt. Babas anlayl anlayl glmsedi, onun omzuna vurdu.
Sen un uvaln kar, dedi. Ben sana ekmek piirmesini reteyim,
daha iyi.
Ah, Abe, bu tip akam toplantlarndan nasl nefret ederim, biliyorsun,
diye patlad Centaine skntyla. Kalabalk salonlar, ttn kokular, yabanc-
larla ene almalar...
-127-
Bu adam tanmak ok yararl olabilir, Centaine. Hatta daha ileri gide-
yim, bu blgede edinebilecein en yararl dost olur, diyeyim.
Centaine suratn ast. Abe'in hakk vard tabii. Buralarda ynetici demek,
blgenin valisi demekti. Geni icra yetkileri vard. Gney Afrika Hkmeti
tarafndan, Versailles Antlamas erevesinde atamas yaplmt adamn.
Yine de o can skc tiplerden biridir, eminim. Bir nceki gibi.
Kendisiyle tanmadm, diye kabullendi Abe. Windhoek'e daha birka
gn nce gelip grevi devrald. Yeminini gelecek ayn banda edecek. Ama
Tsumeb blgesiyle ilgili hak talebimiz u anda masasnda, imzasn bekliyor.
Bu sz zerine Centaine'in baklarnn deitiini grd. ki bin mil ka-
relik alanda tek hak sahibi olma dilekemiz... birka saatlik can skntsna
demez mi?
Centaine'in yine de o kadar abuk teslim olmaya niyeti yoktu. Hemen kar-
saldrya geti. Bu geceki eksprese balanacaz, Abe. aa okula aram-
ba sabah balyor. Susup odann iinde gezindi, bir vazodaki iekleri d-
zeltti, bylelikle asl batc szleri dinlerken Abe'e bakmaktan kurtuldu.
teki ekspres de sal gecesi kalkyor. Ona balanmanz iin hazrlklar
yaptm. Master aa bu geceki ekspresle gidebilir. Ona da yer ayrttm. Sir
Garry ve ei hl VVeltevreden'deler. Onu istasyonda karlarlar. Bir telgraf
yeter. Abraham, asa'ya glmsedi. Bu yolculuu annenin elini tutmadan
da yapabileceinden eminim, delikanl. Ne dersin?
Bu Abe ok kurnaz tilki, diye dnd Centaine. aa da derhal yemi yut-
mutu.
Tabii yapabilirim, Mater. Sen kal burada. Yeni yneticiyle tanmak
nemli. Ben eve kendi bama dnerim. Okul hazrlklarm iin Anna yardm
eder bana.
Centaine iki elini havaya kaldrd. Abe, bu gece skntdan lrsem m-
rn boyunca vicdan azab ekeceksin!
Balangta takm elmaslarn takmay planlamt ama sonra son anda
vazgeti. Alt taraf basit bir tara resepsiyonu. iftilerin tombul karlar,
nemsiz devlet memurlar. Hem zavall adamn gzn kamatrp kr etme-
yeyim.
Coco Chanel'in sar ipek elbisesinde karar kld. Daha nce de bir kere
giymiti ama o Cape Town'dayd. Buradakilerden kimse grmemiti herhal-
- 128-
de. Zaten iki kere giymeye deecek kadar da pahalyd, diye geirdi iinden.
Bunlara ok bile. Salarn elinden geldii kadar dzeltmeye alt, tepesine
toplad, evresine bir kadife kurdele sard. Bu kadar hazrlk yeter, dedi kentli
kendine. aa ekspresle gitmiti. Onu ok arayacakt. Evine dnmeyi de ok
istiyor, burada kaldna bozuluyordu.
Abe onu almaya, davetiyede yazan saatten bir saat sonra geldi. Yolda gi-
derlerken Abe'in kars Rachel evde bana gelen ufak tefek olaylar anlatt,
yeni bebeinin dar kma alkanlklaryla ilgili komple bir rapor verdi.
Ynetim binas, Mrekkep Saray adyla biliniyordu. Alman koloni yne-
timi tarafndan ar gotik tarzda yaplmt. Centaine balo salonuna girince
yle bir evresine baknd, buradaki halk tam bekledii gibi buldu. Aralarn-
da Centaine'in yannda alanlar da vard. Madendeki mdrler, mdr mu-
avinleri, irketteki yneticiler. Abe son bilgileri vermi olduundan, adamlar
elerini tantrmak zere Centaine'e doru ilerledike o da onlarla konuacak
szler buluyor, hepsini memnun ediyordu. Abe orackta durmu, hibirinin
gereinden fazla vakit almamasn salyordu. Bir sre sonra Centaine'i ora-
dan kurtarmann zrn de buldu.
Sanrm yeni yneticiye sayglarmz sunmamz gerek, Bayan
Court-ney, dedi, onu kolundan tuttu, resepsiyon kuyruuna doru
ilerlediler.
Hakknda bir iki bilgi toplamay baardm. Ad Yarbay Blaine
Malco-mess. Natal Svari Birlii'ne komutanlk etmi. Savata pek
parlakm. Madalya da alm. Meslei avukatlk ve...
Polis orkestras bir Strauss valsi tutturmutu. Dans pisti imdiden kalaba-
lkt. Resepsiyon srasnn sonuna yaklatklarnda Centaine ev sahibine son
tantrlanlarm kendileri olacan grp memnun oldu.
Centaine srann bandaki ev sahibine pek dikkat etmiyordu. Abe'in ko-
lunda ilerledi, onun zerinden uzanp, adamn teki kolundaki Rachel'in an-
lattklarn dinledi. Rachel bir tavuk orbas tarifi veriyordu. Centaine'in ka-
fasnda, buradan ne kadar erken kurtulabileceinden baka bir ey yoktu.
Birden srann sonuna gelmi olduklarn fark etti. Yneticinin yaveri on-
larn adn ev sahibine veriyordu.
Bay ve Bayan Abrahams ve Bayan Centaine De Thiry Courtney. Centa-
ine karsndaki adama bakt, elinde olmadan trnaklarn Abraham'n dirseine
gmd. Hem yle iddetli gmd ki, Abraham yzn buruturdu. Centaine
bunun farkna bile varmad. Onun gzleri Yarbay Blaine Malcomess'deydi.
-129- Hkmedenler/F:9
nce uzun bir adamd. Boyu bir doksana yaknd. Duruu rahat, askeri ka-
tlktan yoksundu ama, her an bir hareketle patlayacakm gibi ayaklarnn
ucuna basarak, topuklar havada durur bir hali vard.
Bayan Courtney. Elini uzatyordu. Gelebildiinize ok sevindim.
zellikle tanmak istediim birisiniz. Sesi przsz bir tenordu. Hafi
Welsh aksan var gibiydi. Eitimli ve kltrl bir ses. Tonundaki elektrik Cen
taine'in kollarnda ve boynunda bir rperti dolamasna yol at.
El sktlar. Blaine'in teni kuru ve scakt. Parmaklarndaki g kolayca'
hissediliyordu. stese elimi yumurta kabuu gibi krabilir, diye dnd Cen-
taine. Adamn yzn inceledi.
Hatlar gl, enesi, elmack kemikleri, aln geni, ta gibi sert grn;
lyd. Burnu iri, Romallar gibi kemerliydi. Geni, ok kprdayan bir a;
vard. Abraham Lincoln'n daha gen ve yakkls gibiydi. Ya krk bile de
ildi. Bu mevki iin epey genti dorusu.
Kzaryorum, diye dnp dehete kapld. Yllardr kzarmamt.
Blaine Malcomess, Ailenizle daha nce de tanma onuruna erimitim,
dedi. Dileri iri ve ok beyazd. Centaine de ona glmsedi.
yle mi? Bu sz en zeki sohbet sz saylmazd ama nedense kafas
pek almyordu u anda. Okul rencisi kzlar gibi apallam, bakyor,
k-zaryordu yalnzca. Blaine'in gzleri alacak bir yeildi. nsann dikkatini
datyordu.
Fransa'da General Sean Courtney'in birliinde savamtm, dedi adam.
Salarn birisi akaklarnda fazla ksa kesmi, kulaklar kepe gibi dar fr-
lamt. Centaine bundan rahatsz oldu. Ama bu kepe kulakl hali onu ok da-
ha sevimli yapyordu.
ok deerli bir insand, diye devam etti Blaine Malcomess.
Evet, yleydi. Centaine kendi kendine, topla kendini, diyordu. Esprili
bir ey syle. Adam seni salak sanacak.
Resmi niformasn giymi, madalyalarn da takmt. Centaine'i nifor-
malar ocukluundan beri etkilerdi zaten.
Derin bir soluk ald, sonunda kontroln yeniden ele geirmeyi baard.
O gnler ne byk sarsntlarn gnleriydi... evren bir enkaz halinde zeri-
mize yklyordu. Sesi peten ve bouktu. Fransz aksan biraz daha belirgin-
lemiti. Ne oluyor bana, diye dnd. Ne oluyorsun, Centaine? Byle olmas
doru mu? Michael', asa'y dn. Bu adama dosta ban salla, sonra
yr ve ayrl buradan.
-130-
Blaine Malcomess yaverine dnd. Galiba u an iin grevlerim bitti,
dedi, sonra Centaine'e, Bu valsi birlikte yapma onurunu bana baheder mi-
siniz Bayan Courtney? diye teklifte bulundu, kolunu uzatt. Centaine hi ka-
rarszlk gstermeden onun dirseini tuttu.
Dans edenler uzaklatlar, pisti onlara braktlar. Centaine, Blaine'e dn-
d, admn atp onun kollar arasna girdi. Blaine dans etmesini ok iyi bili-
yordu. Mzik bittiinde, orkestra soluk solua sandalyelerinin arkasna yas-
land. Centaine iinden onlara kar bir dmanlk ykseldiini hissetti. M-
zik pek ksa srmt. Blaine Malcomess onu hl pistin ortasnda tutuyor,
ikisi neeyle birbirlerine glyorlard. Dier iftler onlarn evresinde halka
olup alklamaya baladlar.
Ne yazk ki imdilik bu kadar galiba, derken Blaine onu brakmak niye-
tinde deil gibiydi. Centaine artk sarlm durmak iin bir zr kalmadn
anlad, geriye ekildi.
Sanrm bir kadeh ampanyay hak ettik, dedi Blaine. Garsona iaret etti.
Kalabalk salonun ortasnda yalnzdlar. Centaine omuzlarnn bir hareketiyle
yanlarna yaklamak niyetindeymi gibi grnen birka kiinin cesaretini
krd, bir daha deneyen olmad.
Orkestra yeniden balad. Bu sefer mzik fokstrot'tu. Blaine Malco-
mess'in teklif etmesine gerek kalmad. Centaine hemen hi dokunmad
ampanya kadehini garsonun uzatt tepsiye brakt, kollarn tekrar kaldrd.
Bir yandan sohbet ediyorlard. Blaine, Arras yresindeki o blgeyi,
Cen-taine'in sevgili vatann ok iyi tanyordu. Birlii Mort Homme
dolaylarnda bir hatt tutmutu bir zamanlar. De Thiry aile atosunun yank
enkazn da hatrlyordu.
Oray gzlem istasyonu olarak kullanyorduk, dedi. Kuzey kanadnda
nice kere nbet tuttum. Bu szler Centaine'in iinde tatl bir zlem uyand-
ryordu.
Atlar da Centaine kadar ok seviyordu bu adam. On ikilik polo oyuncu-
suydu.
On iki mi? diye patlad Centaine. Olum baylacak. Drtlk oynama-
ya yeni balad.
Ka yanda olunuz?
On drt.
O yataki bir gen iin ok iyi. Onu oynarken grmek isterdim.
ok ho olurdu, dedi Centaine. Birden iinden ona aa'y anlatmak
geldi. Ama mzik yine bitti, szn yarda kesmek zorunda kald. Bu sefer
Blaine de kalarn att.
-131-
ok ksa paralar alyorlar, deil mi?
Centaine birden onun sarsldn, elini belinden ektiini hissetti. Kendi-
si kolunu onun kolundan ekmemiti ama, yine de aralarndaki havann dei-
tiini hissediyordu. Aralarndan karanlk bir glge geer gibi oldu. Centaine
bunun ne olabileceini anlayamad.
Ah, dedi Blaine garip bir sesle. Gryorum ki dnm. Bu akam ken-
dini hi de iyi hissetmiyordu, ama her zaman cesurdur zaten.
Kimden sz ediyorsunuz? diye sordu Centaine. Blaine'in ses tonu onun
iini de garip sezgilerle doldurmutu. Anlam olmas gerekirdi. Bununla bir-
likte cevabn yaratt ok yine de mthi oldu.
Karmdan.
Centaine bir an bann dndn hissetti, dengesini bir abayla korudu,
kolunu onun omzundan ekti.
Eimle tanmanz isterim, dedi Blaine. Tantrabilir miyim?
Centaine ban sallad. Sesine gvenemiyordu. Blaine tekrar kolunu uzat-
tnda kabul etti, ama bu sefer parmaklarn pek hafif dayad.
Blaine onu pistten, byk merdivenin dibindeki gruba doru gtrd.
Yaklarlarken Centaine kadnlarn yzlerine bakyor, hangisi olduunu tah-
min etmeye alyordu. lerinden yalnzca iki tanesi genti. Hibiri gzel
deildi. Gzellikte, gte, davranta, yetenekte ve servette kendisiyle ak
atabilecek biri yoktu orada. inde bir gven duygusu kabard. Hi farknda
olmadan, garip bir yarmaya girmek zereydi. Hasmn grp bir tartmak
iin can atyordu. enesini kaldrd, omuzlarn dengeledi, o srada grubun
nnde durdular.
Kadn ve erkeklerden oluan sralar saygyla ald, bir yz yukarya,
Cen-taine'e doru ok gzel, ac dolu gzlerle bakt. Centaine'den genti.
Olaanst zarif bir gzellii vard. Yumuak yz ifadesi prl prld. Ama
Blaine Malcomess onlar tantrrken bile glmsemesindeki hzn akt.
Bayan Courtney, size eim Isabella'y tantabilir miyim?
ok gzel dans ediyorsunuz, Bayan Courtney. Sizi ve Blaine'i zevkle
seyrettim. Kendisi dans etmeyi yle ok sever ki!
Teekkr ederim, Bayan Malcomess, diye fsldad Centaine bouk bir
sesle. in iin kpryordu. Ah, seni kalle. Hakszlk bu. Adil savamyor-
sun. Ben nasl kazanabilirim bu durumda? Tanrm, nasl da nefret ediyorum
senden!
Isabella Malcomess tekerlekli sandalyede oturuyordu. Hemire de
arka-sndayd. Felli bacaklarnn incecik bilekleri, tuvaletinin etei altndan
belli oluyordu. Solgun, iskelet gibi bacaklar.
-132-
Seni asla terk etmez! Centaine zntsnden boulur gibi oluyordu. O tr
bir adam... sakat bir kadn asla brakmaz!

Centaine afak skmeden bir saat nce uyand, iindeki mutlulua at.
Sonra bunun nedenini hatrlad, araf zerinden atp kalkt, yeni gnn ba-
lamasna hevesle hazrland. Ayaklan yere deince duralad. Gzlen isteme-
yerek Michael Courtney'in ereveli resmi zerinde durdu.
Michael, zr dilerim, diye fsldad. Seni seviyorum. Hl seviyorum,
her zaman da seveceim. Ama teki duyguyu yenemiyorum. Kendim isteme-
dim bunu. Aramadm. Ltfen bala beni sevgilim. O kadar uzun zaman
ge-li, yle de yalnzm ki! Onu istiyorum, Michael. Onunla evlenmek ve
onun benim olmasn istiyorum. ereveyi eline ald, bir an barna bast,
sonra ekmeceyi at, iine koydu, kapatt.
Yataktan frlayp sar in sabahl giydi, kuan balarken vagonun sa-
lonuna yrd, masasna oturup Sir Garry'ye bir telgraf yazd. Aralarndaki
zel ifreyi kullanyordu. Ne de olsa, halka ak hattan ekilecekti bu telgraf.
Ltfen Gneybat Afrika Yneticisi olarak atanan Yarbay Blaine
Malcomess'le ilgili her trl bilgiyi acilen yollayn. ifre kullann. Sev-
giler. Juno.
Sekreterinin ziline bast, gelene kadar sabrszlkla bekledi. Delikanlnn
gzleri mahmur, yz traszd.
unu hemen ek, diyerek telgraf uzatt. Sonra bana Abraham
Abra-hams' telefonla ara.
Centaine, saat daha sabahn alts! diye aknln belirtti Abe telefon-
da. Gece yattmzda t.
yi avukatlara saat uyku yeter, Abe. Yarbay Malcomess'le karsn bu
akam vagonumda yemee davet etmeni istiyorum.
Uzun, ar bir sessizlik oldu, hatta parazitler duyuldu.
Sen ve Rachel de davetlisiniz tabii, diyerek boluu doldurdu Centaine.
Abe dikkatle konuarak, Haber sresi ok ksa, dedi. Kelimelerini zen-
le setii belliydi. Ynetici megul bir adam. Gelmez.
-133-
Sen daveti ona ahsen ilet. Centaine itiraz duymamazlktan gelmiti. Bir
haberci yolla, kendisiyle konusun. Asla daveti nce karsna bildirmeyin.
Gelmez, diye tekrarlad Abe inatla. En azndan, umarm ki gelmez.
Bu da ne demek? diye terslendi Centaine.
Atele oynuyorsun, Centaine. Hem mum alevi falan da deil, koca bir or-
man yangn.
Centaine dudaklarn bzd. Sen kendi iine bak, ben kendiminkine...
diye baladnda Abe szn sonunu getirdi.
Sen kendi sevgilini p, ben benimkini. Centaine gld. Abe daha nce
Centaine Courtney'in kkrdadn mrnde duymamt. ok ard.
Ne kadar uygun bir sz... Abe.
Tekrar gld. Abe konutuunda sesi enikonu heyecanlyd. Sen bana
dnyann parasn ilerine bakaym diye veriyorsun. Centaine, dn gece dedi-
koduculara epey anak tuttun. Bu sabah btn kent kaynyor olacak. Byle
hareket etmeye devam edemezsin.
Abe, sen de, ben de biliyoruz ki canmn istediini yapabilirim. Ltfen o
davetiyeyi yolla!
leden sonra dinlendi. Gece ge yatmt. Bu gece gzel grnmekte ka-
rarlyd. Sekreteri onu leden sonra, saat drtte uyandrd. Abe davetiyenin
cevabn almt. Yneticiyle kars o geceki daveti zevkle kabul ediyorlard.
Centaine zaferle glmsedi, sonra Sir Garry'den gelen cevap telgrafnn if-
resini zmeye oturdu.
Juno'ya stop soru konusu kiinin tam ad Blaine Marsden
Malco-mess doumu Johannesburg 28 Temmuz 1893.
Demek ya otuz dokuz, diye patlad Centaine. Burcu da aslan. Benim
kkreyen koca aslanm! Telgraf okumaya devam etti:
Avukat ve maden giriimcisi James Marsden Malcomess'in ikinci
olu. Babas Konsolide Altn irketi'nin bakan, ayn grubun pek ok
irketinin ynetim kurulu yesiyken 1922'de ld. ocuk
Johannes-burg'da Johns Kolej'de okudu. Sonra Oxford, Oriel Koleji
bitirdi. Akademik dlleri arasnda Rhodes ve Oriel dlleri var. Spor
dlleri, kriket, atletizm ve polo. Oxford'dan 1912 mezunu, 1913'de
baro yesi.
-134-
1914'de stemen olarak Natal Svari Birlii'ne katld. Hizmet yeri
Fransa, Madalya 1915. Binbala terfi 1916. Yarbayla terfi 1917.
1918'de Altnc Ordu Genelkurmay Subay. Versailles Antlama gr-
melerinde General Smuts'un grubunda. Stirling & Malcomess firmas-
na ortak oluu 1919. Gardes yresinden Parlamento'ya giri 1924.
Adalet Bakan vekili, 1926-9. Gneybat Afrika Yneticilii'ne atanma,
11 Mays 1932. Medeni hali: Isabella Tara (kzlk soyad Harrison)'la
1918'de evlenmi. ki kz var. Tara Isabella ve Mathilda Janine.
Bu Centaine'e ek bir ok getirdi. ocuk konusu hi aklna gelmemiti.
Neyse, ona bir erkek evlat verememi bari. Bu dnce yle zalimdi ki,
iinde bir sululuk ykseldi. Kzlarn yalarn hesaplamaya koyuldu. Herhalde
annelerine benziyorlardr. Babalarnn bayld, martt, korkun birer
melek, diye karar verdi acyla. Sonra Sir Garry'nin telgrafn sonuna ekledii
birka satr okudu.
Ou Baas'a danld. Adamn hukuk ve politika alannda geleceinin
parlak olduunu sylyor. Gney Afrika Partisi iktidara dndnde
kabine yelii muhtemel.
Centaine, General Jan Christian Smuts'dan sz edilmesine glmsedi,
okumaya devam etti:
Kars 1927'de attan dm. Ar omurilik hasar. Tehis olumlu
deil. Baba James Marsden'in brakt gayrimenkul 655.000 sterlin, iki
oula eit blnm. Oulun mali durumu aratrlmad, ama epey var-
lkl olduu tahmin ediliyor. Halen on ikilik polo oyuncusu. 1919 Arjan-
tin manda Gney Afrika takm kaptan. Umarm sorularn ile ilgili-
dir. Deilse ltfen temkinli ve tedbirli' clavran, sonular tm ilgili taraf-
larda sarsnt yaratr stop aa okula yerleti stop Anna bana katlp sev-
gilerini yolluyor. Ovid.
Sir Garry'nin ifre adn, mesleine olan saygsndan tr Centaine se-
miti. Ama bu telgraf fkeyle masasna frlatmadan edemedi.
Ne diye benim iin neyin iyi olacan herkes biliyor da bir tek ben bil-
miyorum? diye sordu yksek sesle. Ne diye Anna burada deil ve salar-
m yapmyor? ok kt grnyorum. Aynaya bakt, bu szn doru olma-
-135-
dna kant arad. ki eliyle salarn yznden kaldrd, tenini yakndan gz-
den geirdi, krk veya sivilce arad. Gz kenarlarndaki incecik izgilerden;
baka bir ey bulamadysa da, bu bile onu yeterince zmeye yetti.
Neden tm ekici erkekler hep evli? Neden o mark yaratk eyerine sk
tutunamad sanki?

Centaine, Isabella Malcomess'i karlamak ve tekerlekli sandalyesini
va-gona karmak konusunda tedbir alm, hazrlanmt. Drt grevli ve iki
sek- reter yardmc olmak zere hazr bekliyordu.
Ama Blaine Malcomess eliyle onlara ekilmelerini emretti, karsnn
ze-rine eildi. Kans iki kolunu onun boynuna dolad, Blaine onu ocuk
kaldrr gibi kucana ald. Yzleri birbirine dokunacak kadar yakn, karsna
efkatle; glmsedi, hi arlk tamyormucasna vagonun
merdivenlerinden balko-nuna kt. Isabella'mn bacaklar eteinin altndan
cansz sallanyordu. Cen-
taine iinden ona kar beklenmedik bir acma duygusunun ykseldiini
his-setti ve bundan hi holanmad.
Ona acmak istemiyorum, dedi kendi kendine, onlar izleyip salona girerken.
Blaine ev sahibinden izin istemeksizin karsn salona hkim olan, tm
dikkatleri toplayan tek koltua oturttu. Buras genellikle Centaine'in kendine
ayrd yerdi. Blaine sonra karsnn nnde diz kt, onun ayaklarn yer-
letirdi. kisini yan yana koydu, eteini zerinde dzeltti. Bu ii saysz kere-
ler yapm olduu belliydi.
Isabella pannak ularyla onun yanana hafife dokundu, gven ve hay-
ranlkla ona glmsedi. Centaine kendini o odada fazla hissetti, umutsuzlua
kapld. Bu ikisinin arasna giremezdi. Sir Garry'yle Abe'in hakk vard. Bu
adam mcadelesiz teslim etmesi gerekiyordu. Kendini bir azize kadar iyi ve
yce hissetti.
O srada Isabella kocasnn ba zerinden Centaine'e bakt. Modaya uy-
mam, salarn dz ve uzun, omuzlarna dkmt. Kzarm kestane rengi
salarnda kzl klar oynayordu. Yz ortaa madonna'lar gibi yuvarlak,
ifadesi huzurluydu. Ama Centaine'e bakp glmsediinde o ifade bir sahip-
lik gururu yanstt. Baklar deiti, sanki meydan okudu. Sanki eldivenini -
karp, Centaine'in suratna yumruk atm kadar akt ne demek istedii.
Sersem budala... bunu yapmayacaktn! Centaine'in tm soylu kararlan, bu
bak karsnda yerle bir oldu. Onu sana brakacaktm. Buna hazrdm. Ama
sen mcadele etmek istiyorsan, ben ona da hazrm. O da Isabella'ya bakt,
baklaryla sava kabullendi.
Yemek ok baarl geti. Istakozun ve biftein soslarn aya emanet
edememi, kendisi eliyle hazrlamt. Istakozla ampanya, biftekle ok gzel,
kadife gibi bir arap itiler.
Abe de, Blaine de, Isabella'yla Centaine'in birbirine bu kadar iten ve d-
nceli davrandn grnce rahatlamlard. Yakn dost olacaklar belliydi.
Centaine syledii her sze sakat kadn da katyor, onun rahat etmesine zen
gsteriyor, arkasndaki yastklar kendi dzeltiyordu.
Centaine'in anlatt hikyeler, kendini alaya alan, elenceli eylerdi. Ku-
mul diyarndan, dul ve hamile bir kadnken, yannda iki Bushman'la nasl
getiini anlatrken Isabella bu hikyenin asl amacn anlad. Ne kadar ce-
sursunuz, dedi. Eminim ki sizin zevkinizi ve gcnz gsterebilecek pek
az kadn vardr.
Yarbay Malcomess, eti kesmenizi sizden rica edebilir miyim? Bazen yal-
nz bir kadn olmann zorluklar oluyor. Baz eyleri yalnzca erkekler iyi ya-
pabiliyor. Siz de ayn kanda deil misiniz, Bayan Malcomess?
Rachel Abrahams kayglar iinde, sessiz oturuyordu. Olup bitenin bir tek
o farkndayd. in iin, Isabella Malcomess'in tarafn tutuyor, ona acyordu.
Yuvas yrtc bir hayvan tarafndan tehdit edilmekteydi zavallnn.
ki kznz var, deil mi, Bayan Malcomess? dedi Centaine en tatl se-
siyle. Tara ve Mathilda Janine ok gzel isimler. Aratrmasn dikkatle
yapm olduunu aklyordu rakibine. Ama onlarla baa kmay zor bulu-
yor olmalsnz. Kzlar genellikle olanlardan daha ele avuca smaz oluyor.
Rachel Abrahams masann br ucunda yzn buruturdu. Centaine bu
darbeyle, Isabella'nn kocasna erkek evlat verememi olduuna parmak bas-
mt.
Yo, benim ev ilerine ayrabilecek ok zamanm var, diye gvence verdi
ona Isabella. Ticaretle megul olmaymdan. Kzlar da ok tatldr. Baba-
larna da ok baldrlar tabii.
Isabella bu sz dellolarnda tecrbeliydi. 'Ticaret' kelimesi, Centaine'in
soylu kanna pek ters geldi. Zaten kadnn sz, kzlar Blaine'e balamay da
pek gzel baarmt. Babann yznde o anda beliren sevgi dolu glmseme
gzden kaacak gibi deildi. Centaine, Blaine'e dnd, konuyu politikaya e-
virdi.
Geenlerde General Smuts, Weltevreden'de konuumuzdu. Aa snf
Afrikaner'ler arasnda giderek yaygnlaan gizli militan rgtlere epey kayg-
lanyor. zellikle Ossewa-Brandwag ve Afrikaner Brocderbond'a. Bunla-
-137-
rn tercmesi herhalde 'Tren Gece Bekisi' ve 'Afrikaner Kardelii' olabilir.
Bence de bu rgtler epey tehlikeli ve ulusun karlarna da aykr. Bu kaygy
siz de paylayor musunuz, Yarbay Malcomess?
Aslnda ben de bu durumlarn bir incelemesini yaptm, Bayan Courtney.
Ama bence bu rgtlerin yalnzca aa snf Afrikaner'ler arasnda yaygn ol-
duunu sylemenizde bir hata var. Hatta tam tersi doru. yelik, politika,
devlet ynetimi, din ve eitim konularnda mevkii ve nfuzu olan safkan
Af-rikaner'lerle snrl. Ama vardnz sonuca katlyorum. Bunlar ok
tehlikeli. Herkesin sandndan daha tehlikeli. nk bunlarn nihai amac,
hayatlarmz her ynyle kontrol etmek. Genlerin dnnden, adalet ve
hkmet arklarnn dnne kadar. Bunu yaparken de, bilgi ve yetenei bile
gz nne almadan kendi yelerine ncelik vermek. Bu hareket birok
bakmdan, Almanya'da Bay Hitler'in gelmesiyle yaylmaya balayan Nasyonel
Sosyalizm'in bir benzeri gibi.
Centaine bu ses tonunun her nansnn zevkini karabilmek iin masann
zerine eilmi, onu sorularyla, zekice yorumlaryla tevik ediyordu. Byle
bir ses tonu olan, benim de, bir milyon semenin de ayan yerden keser ta-
bii, diye dnd. Sonra birden farkna vard. kisi sanki masada baka kimse
yokmu gibi davranyorlard. Hemen Isabella'ya dnd.
Bu konuda einizle ayn grte inisiniz, Bayan Malcomess? Bu sz
zerine Blaine hogryle gld, karsnn yerine cevap verdi.
Korkarm karm politika konusunu ok can skc bulur, yle deil mi, ca-
nm? Bu konuda belki de hakk var diye dnmekten kendimi alamyorum.
Smokin ceketinin cebinden bir saat kard. Gece yarsn gemi. O kadar
iyi vakit geiriyorduk ki nezaketin gerektirdiinden fazla kaldk korkarm.
Haklsn, sevgilim, dedi Isabella. Rahatlamt. Bu akam bitirmek is-
tiyordu. Tara biraz rahatsz gibiydi. Biz karken karnnn ardndan yak-
nyordu.
Blaine gld. Tara denilen o kk eytan bizim kacamz ne zaman
anlasa karn arr zaten, dedi. Ama herkes yine de ayaa kalkt.
Centaine, Bir konyak ve sigara keyfi yapmadan brakmam sizi, dedi.
Bu gzel eyleri yalnz erkeklere brakma yolundaki o barbarca deti de red-
dediyorum. Salona hep birlikte geelim.
Ama onlar salona geerken Centaine'in sekreteri sinirli sinirli iaretler ya-
pyordu.
Evet, ne. var? Centaine bu duruma sklmt. Adamn elindeki telgraf
idam ferman gibi sallamakta olduunu grnce kaygland.
138-
Doktor Twentyman-Jones'dan, efendim. Acil.
Centaine telgraf ald, ama konuklarnn kahve ve konyaklar verilip
Abe'le Blaine purolarn yakncaya kadar okumad. Ondan sonra zr dileyip
kendi yatak odasna geti.
Juno'ya stop Gerhard Fourie bakanlnda grev komitesi tm beyaz
elemanlara ii durdurma arsnda bulundu stop Fabrika ve ocak grev
gzclerinin korumasnda tm mal sevkiyat ambargo altnda stop
Grevciler iten karlan tm iilerin dnmesini ve herkese i gvence-
si verilmesini istiyorlar stop. Talimatnz bekliyoruz Vingt.
Centaine yatan kenarna oturdu, elindeki kt titredi. mrnde bu ka-
dar kzdn hatrlamyordu. Hainlikti bu. Balanmaz bir ihanetti. Oras
onun kendi madeni, kendi elmaslaryd. Onlarn cretini dyordu. e adam
almak, iten adam karmak onun kendi mutlak hakkyd.
Twentyman-Jo-es'un szn ettii mal sevkiyat, servetinin temel ta olan
partiydi. Bu adamlarn isteklerine uymak, Hani Madeni'ni krsz duruma
getirirdi. Kim bu Gerhard Fourie diye merak etti, sonra ofrlerin ban
hatrlad.
Gidip kapy at. Sekreteri koridorda bekliyordu.
Abrahams' bana ar.
Abe kapdan girince Centaine ona telgraf uzatt. fkeyle, Bana bunu
yapmaya haklan yok, dedi, o okuyana kadar sabrszlkla bekledi.
Ne yazk ki, haklar var, Centaine. 1924 tarihli Sanayi Uzlama
Yasa-s'na gre...
Bana imdi yasa maddelerini sayma, Abe, diye onun szn kesti.
Bunlar kendilerini besleyen eli sran bir avu Bolevik.
Centaine, dnmeden bir hareket yapma. Eer biz...
Abe, Daimler'i trenden hemen indirt, Doktor Twentyman-Jones'a da bir
telgraf ek. Benim yola ktm, oraya gelmekte olduumu syle. Ben gelene
kadar hibir ey yapmasn. Ne taviz versin, ne de bir vaatte bulunsun.
Sabahleyin yola kacaksn herhalde.
Hayr, diye aksilendi Centaine. Yarm saate kadar kacam. Konuk-
larm gidip Daimler indirildii anda.
Saat gecenin biri... Abe onun yz ifadesini grnce bu itirazdan vazge-
ti. Yol istasyonuna telgraf ekip seni beklemelerini syleyeyim.
Benzin doldurmaya hazr olsunlar, o kadar. Orada kalmayacam. Dur-
makszn, madene gidiyorum. Kapya yrd, duraklayp kendini toplad,
glmsedi, sonra salona girdi.
-139-
Bir terslik mi var, Bayan Courtney? O glmseme Blaine Malcomess'i
kandramamt. Derhal ayaa kalkt. Size herhangi bir ekilde yardmc
olabilir miyim?
Can skc kk bir ayrnt. Madende bir tatszlk. Derhal oraya gitmek
gerek.
Bu gece deil herhalde.
Evet, bu gece...
Yalnz banza m? Blaine kayglanmt. Onun bu ilgisi Centaine'in
houna gitti.
Ben yalnz yolculuk yapmay tercih ederim. Sonra anlaml bir sesle ek-
ledi. Ya da yol arkadalarm ok dikkatle seerim. Duraklad, devam etti.
Elemanlarmdan bazlar bir grev ars karmlar. Bu mantksz bir ey,
stelik hareketlerini hakl gsterecek bir zrleri de yok. Durumu dzeltebi-
leceimden eminim. Yine de, bazen bu gibi eyler kontrolden kar. iddete
ve saldrganla dnr.
Blaine hemen ona gvence verdi. Size hkmetin tam desteini vaat ede-
bilirim. Arzu ederseniz, dzeni salamak zere bir polis birlii yollanabilir.
Teekkr ederim. yi olur. Sizden yardm umabileceimi bilmek byk
bir rahatlk.
Sabah ilk i olarak bunu ayarlarm. Ama tabii oraya varmalar birka gn
srer. Yine ikisi yalnzm gibi davranyorlard. Sesleri alakt. Kelimelerin
ifade ettiinden daha derin anlamlar tayordu.
Sevgilim, Bayan Courtney'i brakalm da yolculuk hazrlklarn
yapsn, dedi Isabella sandalyesinden. Blaine dnp sanki onun orada
olduunu unutmu gibi bakt.
Centaine onlarla birlikte istasyon platformuna indi. Blaine'in Chevrolet'si
tek sokak nn altna park etmiti. Centaine, Isabella'nn sandalyesinin ya-
nnda yrd.
Sizinle tantma gerekten ok memnunum, Bayan Malcomess.
Kzlarnzla da tanmay isterdim. Gelecek sefer Cape Town'a geldiinizde
onlar "Weltevreden'e getirir miydiniz?
Ne zaman olabilir, bilemem, diyerek nezaketle reddetti Isabella. Eim
yeni grevinin ileriyle pek dolu olacak.
Bekleyen arabann yanna vardlar. ofr arka kapy ak tutarken Blaine,
Isabella'y sandalyeden alp arabann deri kanepesine oturttu, kapy dikkatle
-140-
kapad, Centaine'e dnd. Arkas karsna dnkt. ofr tekerlekli sandalye-
yi bagaja yklyordu. Bir an iin yalnzdlar.
Cesur ve harika bir kadndr, diyerek Centaine'in elini tuttu Blaine.
Onu seviyorum ve asla terk edemem. Ama keke... Sustu. Centaine'in par-
maklarn actyordu.
Evet, dedi Centaine alak sesle. Bence de keke... Elinin acmas ho-
una gidiyordu. Blaine elini fazla abuk ekti, dnp Chevrolet'nin teki ka-
psna yrd, Centaine sakat kadnn at pencereye doru eildi.
Ltfen davetimi unutmayn, diye baladnda Isabella yzn ona da-
ha yaklatrd, yzndeki o huzurlu ve gzel maske ilk defa atlad, ierdeki
korku ve nefret gzkt.
O benim! dedi. Sana brakmam onu. Sonra arkasna yasland, Blaine
yanna binip elini tuttu.
Chevrolet uzaklat, Centaine n altnda durup farlar kaybolana kadar
onlarn arkasndan bakt.
Lothar De La Rey telgrafn kulaklklar kulanda, ban durulmu bir
hayvan postuna yaslam uyuyordu. Daha telgrafn ilk 'bip' sesiyle uyanmas
kolayd bu durumda. Hemen dorulup Svvart Hendrick'e seslendi. Mumu
yak, Hennie, yine mesaj veriyorlar. Gecenin bu saatinde, herhalde nemli ol-
mal.
Ama yine de ald notta grd mesaja hazr deildi: Gerhard Fourie
bakanlndaki grev komitesi tm beyaz elemanlara grev arsnda bu-
lundu...
Twentyman-Jones'un mesaj Lothar' iyice afallatmt.
Gerhard Fourie. Nedir niyeti bu sefil kpein? diye sordu kendi kendi-
ne ykselen sesle. Yerinden frlad, snaktan kt, nehir yatann kumlar
zerinde dolap bu bilmeceyi zmeye urat.
Grev... ne diye imdi grev istiyor? Mallarn sevkine ambargo. Mal de-
mek, elmas demek olmal. Grevciler elmaslarn madenden sevkedilmesine
izin vermiyorlar. Birden durdu, yumruunu avucuna indirdi. Tamam ite.
Mesele bu. Kendini benimle yapt pazarlktan syrmak iin greve kalkt.
Korkusu bacay sard ama, onu bu yzden ldreceimi de biliyor. Bize yar-
dm etmeyecek. Btn plan yatt.
Nehir yatann ortasnda durdu, tm benliini derin bir fke kaplad.
-141-
Peinde Tvventyman-Jones'la kendi odasna girip masasna oturdu. Ba
ka ka kii bizimle? diye sordu.
Yalnzca bro kadrosu. Sekiz kii. Ustalar ve madende alanlar hep
grevde. Ama sanyorum bazlarna bask yapld.
Rodgers'le Maclear bile mi? Onlar st nezaretilerdi. Onlar da m
grevde?
Korkarm yle. kisi de grev komitesi yesi.
Fourie'yle mi?
eleba.
Bir daha i bulamamalarn salarm, dedi Centaine ac bir sesle.
Twentyman~Jones baklarn eip mrldand.
Bence unutmamamz gereken konu, bu adamlarn yasay ihlal etmedii.
Emeklerini sunmama konusunda hukuksal haklar var. Toplu pazarlk hakk...
Ama ben bu madeni alr halde tutmaya urarken deil. En azndan
bir ksmna i ksn diye abalarken deil. Onlar iin yaptm onca eyden
sonra deil.
Korkarm haklar var, diye direndi adam.
Siz kimden yananz, Doktor Twentyman-Jones?
nce yapl adam yklm gibi grnd. Bu soruyu asla sormamanz ge-
rekirdi, dedi. Daha ilk tantmz gnden beri ben sizin adamnz oldum.
Bunu biliyorsunuz. Ben yalnzca yasal durumunuzu belirtmeye alyordum.
Centaine bir anda piman olmutu. Ayaa kalkp onun koluna uzand,
avutmaya alt.
Balayn beni. Yorgun ve sinirliyim. Ayaa pek hzl kalkmt. Birden
kafasndan kan ekildi, rengi l gibi sarard, ayaklar zerinde salland.
Adam onu yakalayp dengeledi.
En son ne zaman uyudunuz? Windhoek'den buraya hi durmadan m ara-
ba srdnz? Onu kanepeye gtrp zorla uzanmasn salad.
imdi uyuyacaksnz. En az sekiz saat. Bungalovunuzdan temiz giyecek
getirtirim.
Grev balaryla konumalym.
Olmaz. Adam ban iki yana sallayp perdeleri ekti. Dinlenip gc-
nz yeniden kazanmadan olmaz. Yoksa yarg hatalar yaparsnz.
Centaine uzand, parmaklarn kapal gzlerinin zerine dayad. Hakls-
nz. Her zamanki gibi.
Sizi akam altda uyandrrm. Grev komitesine de, sekizde grecei-
nizi haber veririm. Stratejimizi planlamak zere iki saatimiz kalm olur.
- 144-
Grev komitesinin yesi Centaine'in odasna girdiklerinde, onlara da-
kika boyunca hi konumadan bakt. Odadaki tm sandalye ve koltuklar
zellikle karttrmt. Bir tek kendi oturduu ve Twentyman-Jones'un otur-
duu dnda. Bu durumda grevciler okul rencisi gibi ayakta beklemek zo-
runda kalmlard.
Centaine isteksiz bir sesle, u anda bu lkede yz binden fazla isiz var,
dedi. Her biri sizin iinizi elde etmek iin diz kp yalvarmaya hazr.
Maclear, Ama tutmaz o i, diye cevap verdi. Grn dikkati ekme-
yen bir adamd. Orta boylu, belirsiz yatayd. Yine de Centaine onun zeki,
inat ve kurnaz olduunu bilirdi. Keke kar taraftan deil de, benden yana
olsayd, diye dnd.
Eer karmda kaba dil kullanacaksanz derhal gidebilirsiniz, Bay Mac-
lear, dedi.
O da tutmaz, Bayan Courtney. Adam onun cesaretini takdir edercesine h-
znl hznl glmsedi. Haklarmz siz de biliyorsunuz, biz de biliyoruz.
Centaine, Rodgers'e bakt. Einiz nasl, Bay Rodgers? Bir yl nce ka-
dnn lkedeki en bata gelen operatrlerden biri tarafndan ameliyat edilmek
zere Johannesburg'a gidi masrafn Centaine karlamt. Rodgers de cret-
li izinle eine refakat etmiti.
yidir, Bayan Courtney, dedi adam ban eerek.
Bu samalnz konusunda o ne dnyor? Adam ban eip ayakla-
rna bakt. Centaine, Einiz akll bir hanmdr, diye devam etti. Herhalde
kk ocuunuz iin kayglanyordun
Fourie, Biz hepimiz birliiz, diye lafa kart. Glyz, kadnlarmz
da arkamzda. Bu szleri bir an nce unutsanz daha...
Bay Fourie, ltfen ben konuurken szm kesmeyin.
Adam, Burada kudretli kadn numaralar yapmak size bir ey kazandr-
maz, diye geveledi. Sizi de, lanet olas madeninizi de, elmaslarnz da k-
eye kstrdk. Biz konuacaz, siz dinleyeceksiniz. in asl bu. Kstaha
srtt, dostlarna bakp onlardan onay bekledi. Bu srt Fourie'nin korkularn
saklyordu. Bir yandan Lothar De La Rey ve savurduu tehdit vard. O an-
lamada kendine deni yapmamak iin geerli bir zrle ortaya kamazsa,
kendini imdiden lm saymas gerektiinin farkndayd. Bir bakas o el-
maslar buradan gtrene kadar bu grevi krklemek zorundayd. O zaman
kendisi kurtulurdu. Biz olur diyene kadar buradan bir tek elmas bile kara-
mazsnz, hanmefendi. O elmaslar burada rehin olarak tutuyoruz. Kasada ya-
man bir partinin hazrlanm beklemekte olduunu biliyorsunuz. Orada bek-
-145-
Hkmedenler / F: 10
leyecek. Siz syleyeceklerimizi dinleyene kadar. nsanlar iyi tanyan biri ol
duundan, Centaine'in byle bir tehdide tepkisinin ne olacan tahmin ede
biliyordu.
Centaine onun yzn dikkatle inceledi. Bu szlerde tam yerine oturma
yan bir ey vard. Adamn hesap bir hali var gibiydi. Bilerek kkrtc dav
ranyordu.
Pekl, dedi Centaine alak sesle. Dinliyorum. Syleyin bakalm.
Fourie talepler listesini okurken Centaine sessiz oturdu. Yz ifadesizdi.
Tek tk fke belirtilerini de ancak Twentyman-Jones tanyor, arlayabiliyordu.
Boazndaki krmzlk ve ayayla tempo tutmas.
Fourie listenin sonuna geldi, yine uzun bir sessizlik oldu. Adam elindeki
kd uzatt.
Bu kopya sizde kalacak.
Masama brakn, diye emretti Centaine. Eliyle dokunmaya tenezzl et-
miyor gibiydi. Geen ay iten uzaklatrlan iilere, aylk cret, ihbar taz-
minat olarak verildi, dedi adamlara. Haklan olandan kat fazla. Bunu bi-
liyorsunuz. Hepsine de iyi referans verildi. Bunu da biliyorsunuz.
Onlar bizim arkadalarmz, diye karlk verdi Fourie inatla. Bazlar
akrabalarmz.
Pekl, tutumunuzu aka ortaya koydunuz. Artk gidebilirsiniz. Aya-
a kalkt, adamlar aknlkla birbirlerine baktlar.
Bize bir cevap vermeyecek misiniz? diye sordu Maclear.
Daha sonra.
Ne zaman?
Hazr olduum zaman... ondan nce deil.
irketin maazasn kapattlar, evlerimizin suyunu ve elektriini kesti-
ler, diye meydan okudu Maclear bu sefer.
Benim emrimle.
Bunu yapamazsnz.
Neden yapamayacam anlayamadm. Dkkn benim, jeneratr benim,
tulumba benim, evler de benim.
Karmz, ocuklarmz beslemek zorundayz.
Onlar greve balamadan nce dnmeniz gerekirdi.
stediimizi elde edebiliriz, bunu biliyorsunuz. Elmaslarnz bile. Bizi
durduramazsnz.
Beni mutlu etmek isterseniz yapn, dedi Centaine. Hemen. Dkkna
saldrp yamalayn, kasay dinamitleyip elmaslarm aln, bana sadk kimse-
-146-
lere saldrn. nz mr boyu ieri tklm ya da daraacndan sallanr
grmek beni dnyada en mutlu edecek ey olur.

Tekrar yalnz kaldklarnda Twentyman-Jones'a dnd.
Hakk var. En nemli ey elmaslar. Onlar Windhoek'deki bankann ka-
sasna sa salim ulatrmak zorundaym.
Gelen polislerin korumas altnda yollayabiliriz.
Centaine bunu duyunca ban iki yana sallad.
Polisin buraya varmas be gn srebilir. Dnyann muamelesi var. Ha-
yr, o elmaslar afak skmeden buradan karmak istiyorum. Biliyorsunuz,
sigorta bu tr isyan veya ayaklanma durumlarnda tazminat demeyi kapsa-
myor. O elmaslara bir ey olursa mahvolurum, Doktor Tvventyman-Jones.
Onlar benim can yeleim. Bu cahil, kstah sersemlerin eline dmelerini g-
ze alamam.
Niyetinizin ne olduunu syleyin bana.
Daimler'i arkadaki garaja gtrmenizi istiyorum. Benzin doldurun, ak-
sn arj edin. Elmaslar arka kapdan ykleriz. Grnmeden girip kmak
iin kulland arka kapy gsterdi. Gece yars, gzcler uyuklarken, garaj
kapsnn karsndaki dikenli teli keseriz.
yi. Adam dikkatle dinliyordu. O zaman hastane yoluna km oluruz.
Gzcler ..teki tarafta, ana kapdalar. Arkaya henz kimseyi koymadlar. O
yoldan kurtulduk mu, dosdoru Windhoek. Birka saniyede frtnay atlatm
oluruz.
Biz deil, Doktor Tvventyman-Jones. Adam ona bakt.
Yalnz gitmeyi dnemezsiniz.
Gelirken de yalnzdm. Hibir tehlikeyle karlamadm, hzla geldim.
Dn yolunda da bir sorunla karlamay beklemiyorum. Size burada ihti-
yacm var. Madeni Brantingham'a ve memurlara brakamayacam bilirsiniz.
Sizin burada olup o grevcileri idare etmeniz gerek. Siz olmazsanz fabrikaya
zarar verebilir, madene sabotaj yapabilirler. ki dinamit ubuu yeter de artar
bile.
Adam avucuyla yzn, alnndan enesine kadar sildi. Kararszlk iin-
deydi. ki grevi arasnda skm kalmt. Yoktan var ettii maden, hayat-
nn gururu maden bir yanda, asla sahip olmad kz ya da kars kadar sev-
dii bu kadn bir yanda. Sonunda iini ekti. Hakk vard. yle olmak zorun-
dayd.
O zaman adamlardan birini aln yannza, diye yalvard.
-147-
Brantingham' m rnein? Kalarn da kaldrmt. Twentyman-Jones
iki elini havaya kaldrd, bu fikrin ne kadar sama ve gln olduunu kabul
etmek zorundayd.
Daimler'i arkaya gtrrm, dedi. Sonra da Windhoek'e, Abe'e telg-
raf ekerim. Hemen bir ekip karr, sizi yolda karlattrr. Tabii grevciler he-
nz telgraf tellerini kesmemilerse.
Ben buradan kana kadar telgraf ekmeyin, diye talimat verdi
Centa-ine. Grevciler kurnazlk edip hatt dinliyor olabilirler. Belki de onun
iin kes-memilerdir.
Twentyman-Jones ban sallad. Pekl. Ne zaman yola kmak istiyor-
sunuz?
Gecenin nde. Centaine hi kararszlk gstermemiti. O saatte insan-
lar canlln kaybederdi. Grev gzcleri de ani hareket beklemezlerdi.
Peki, Bayan Courtney. Ama syler, sizin iin hafif bir yemek hazrlat-
trrm... biraz dinlenmenizi de tlerim. Ben her eyi hazrlar, sizi iki buukta
uyandrrm.
Twentyman-Jones omzuna dokunur dokunmaz uyand, dorulup oturdu.
Saat iki buuk. Daimler'e benzin doldu, elmaslar da yklendi. Dikenli tel
kesildi. Banyonuzu doldurdum, bungalovdan birka kyafet getirttim, istedi-
inizi seebilirsiniz.
On be dakikaya kadar hazr olurum, dedi Centaine.
Karanlk garajda, Daimler'in yannda durup fsltyla konutular. ifte ka-
plar akt. Darda hilal biimindeki ay parldyordu.
Teldeki kesik yere iaret koydum. Twentyman-Jones gsterdi, Centaine
elli metre kadar ilerde sarkk duran iki bayra grd.
Snai elmas sandklar bagajda. Ama deerli ta antasn yannza, yolcu
koltuuna koydum. Ak pencereden eildi, kara kutuyu okad. Kk bir
bavul kadard. elikten yaplm, pirin kilitle kapanmt.
yi. Centaine toza kar giydii ceketi dmeledi, yumuak deri eldi-
venlerini eline geirdi.
Tfek on numara sama dolu. Seni durdurmak isteyene ate edebilirsin.
Cinayet tehlikesi yok. Yalnzca batar, canlarn yakar, o kadar. Ama niyetin
ciddiyse, torpido gznde bir kutu gerek kurun var.
Centaine direksiyona geti, kapy grlt kmamas iin pek yava ka-
patt. ifte namlulu tfei elmas antasnn zerine koyarken iki emniyeti de
kapad.
-148-
Bagajda bir sepet var. Sandviler ve bir termos kahve.
Centaine yan pencereden ona bakt, ciddi bir sesle, Siz benim
dayana-msmz, dedi.
Size bir ey olmasna izin vermeyin. Bir kutu elmas... ph... yenilerini -
karrz. Ama siz benzersizsiniz. Sizden yalnzca bir tane var. gdsel bir
hareketle belindeki tabancay kard, pencereden uzanp src koltuunun
arkasndaki cebe soktu. Bu size verebileceim tek sigorta. Unutmayn, nam-
luda da fiek var. nallah hi ihtiyacnz olmaz. Geri ekilip selam akt.
Yolunuz ak olsun!
Centaine arabay altrd, koca motor yavaa hrldad. El frenini brakt,
farlarn yakt, Daimler'i ak kapdan karp baheye srd, hzla vitesleri
deitirmeye koyuldu.
ki iaret arasndaki yere ynelmiti. Oradan saatte krk millik bir hzla
geti, telin ucunun yan kapy izdiini duydu. Frene bast, tekerleri evirdi,
tozlu yola kvrld, tekrar gaza yklendi. Daimler son hzyla atld.
Motor sesinin arasndan barmalar duyuldu. Karanlk, belirsiz glgeler
ana kapnn tarafndan hzla kouyor, kede yolunu kesmeye hazrlanyorlard.
ifteyi eline ald, namlusunu yanndaki pencereden kard. Farlarn nda
koanlarn surat irkin ve fkeliydi. Azlan barrken alyor, ii
kapkaranlk grnyordu.
ki tanesi arkadalarndan daha hzlyd. Daimler keye vard anda onlar
da vard. Bir tanesi elindeki krek sapn fara doru savurdu, kaputa arpt.
Centaine ifteyi ateledi. Bacaklarna nian alp, iki namludan birden ate
ediyordu. Samalar bacaklarna girince saldrganlar bararak geriledi, Centa-
ine yanlarndan geip anayola sapt, yamatan aa, le doru vurdu gitti.
Pettifogger'e. Acil ve nemli. Juno gece te buradan korumasz
olarak yannda mallarla yola kt stop. Derhal silahl muhafz karp
onu yolda karlayn. Vingt.
Lothar De La Rey kopyasn kard mesaja mum nda bakp duru-
yordu.
Korumasz, diye fsldad. Juno korumasz. Mallar getiriyor. Ulu Tan-
rm, yalnz bana geliyor... elmaslarla. Hzl bir hesap yapt. Oradan gece
te km. lende, birde falan burada olur.
Saklanma yerinden kt, yamaca trmand, oturacak bir yer buldu, deerli
purolarndan birini yakt. Gkyzne bakt, hilalin le doru alaln sey-
- 149 -
retti. afak dou ufkunu tavuskuu kuyruu gibi lgn renklere boyarken
kampa indi, nceki gecenin kllerinden yeni bir ate yakt.
Swart Hendrick saklanma yerinden kt, kumlara grltyle iedi. Panto-
lonunu ilikleyip esneyerek atein bana dnd, kahvenin kokusunu koklad.
Plan deitiriyoruz, dedi Lothar ona. Hendrick gzlerini krptrd,
dikkatini toplamaya alt.
Neden?
Kadn elmaslar tek bana getiriyor. Kolay teslim olmayacaktr. Herhan-
gi bir ekilde cannn yanmasn istemiyorum.
Ben asla...
ok asla. Sen heyecanlandn m ate edersin. Lothar hrslyd. Ama tek
neden o deil. Lothar parmaklaryla saymaya balad. Birincisi, tek bana
bir kadna bir erkek gerek. Ben saklandm yerden ipi kesip kayalar yola y-
kacak zaman rahat bulurum. kincisi, kadn seni tanyor, bu durumda tann-
mamz tehlikesi artyor. ... Sustu. Asl neden, Centaine'le yalnz olmak is-
temesiydi. Son defa olacakt bu. Bir daha buralara dnmeyecekti Lothar. Son
olarak, diyelim ki ben yle istediim iin yle yapyoruz. Sen burada
Manf-red'le ve atlarla kalacaksn. Ben ii bitirir bitirmez yola kmaya hazr
olacaksnz.
Hendrick omuzlarn kaldrd. pi kesmene yardm ederim, diye homur-
dand.
Centaine Daimler'i rampann banda durdurdu, motoru alr brakt, yan
basamaa inip nehir yatana geen yola bakt.
Gelirken kendi arabasnn brakt izler hl net biimde grnyordu.
nceki geceki o geiten bu yana, baka trafik ilememiti bu yoldan. Mata-
ray alp yudum iti, sonra azn kapatp yerine ast. Direksiyon bana
oturdu, kapy arpt, el frenini brakt.
Daimler'in rampadan aa kaymasna izin verdi. Araba abucak hz ka-
zanyordu. O anda birden kayalar ve topraklar yuvarland, arabann nn toz
brd, Centaine hemen frene bast.
Yama yana doru yklm, rampann aasn kayalarla ve topraklarla
doldurmutu.
Allah kahretsin! diye bir kfr savurdu. imdi ya bu pislii temizleme-
ye uraacak, ya baka bir geit bulmaya alacak, vakit kaybedecekti. Da-
-150-
imler'i geri vitese takt, koltuunda dnp grevcinin krd arka camdan
bak-t... ve ilk korkuyu yreinde hissetti.
Daimler'in arkasndaki kayalar da yklmt. Rampada skp kalmt.
() cama doru eilip kaygyla ileriye bakt, evresindeki tozlardan ksrd.
Tozlar yatnca, nndeki yolun ancak ksmen kapanm olduunu grd.
Kayan kayalann br yannda dar bir boluk vard. Geri Daimler'in
genili-j'ide bir arabann gemesine yetmezdi ama, arkada bir krek de
vard. Birka saat srerdi bu i. Gnein altnda. Yolu amak vakit kaybyd.
Can sklyordu. Elini kapnn kulpuna att srada bir tehlike nsezisi onu
uyard, dnp yan taraftaki yamaca bakt.
Ykseltinin tepesinde bir adam duruyordu. Aaya, ona bakmaktayd.
Adamn izmeleri onun gzleri hizasndayd. Tozdan bembeyaz olmulard.
Mavi gmleinde koyu renk ter lekeleri gze arpyordu. Bir askerin veya av-
cnn sertlii vard adamda. Uzun boyluydu. Centaine'i en ok korkutan da,
elinde tad, namlusu arabaya dnk tfekle kafasndaki maske oldu. Bu
maske bir un torbasyd. zerinde unun markas bile okunuyordu. Gz yerleri
oyulup almt. Maskeyle tfek birleince, Centaine'e ne beklemesi gerek-
tiini anlatmaya yetti.
Kafasndan binbir dnce birden geti. Direksiyonun banda donmu gi-
bi oturuyor, adama bakyordu.
Elmaslar sigortal deil. lk dncesi oydu. Gelecek mola istasyonuna
krk mil var. Ve son dnce: ifteyi doldurmay unuttum... ki namlu da
bo!
Tepedeki adam konutu. Sesi maskeden tr bouk kt gibi, stelik
belli ki adam da sesini deitirmeye aba gsteriyordu.
Motoru durdur! Tfekle iaret edip emrini uygulatmaya alt. n aa-
ya!
Centaine indi, aresiz baklarla evresine bakt. Korkusu gitmiti artk.
Dnme ve harekete geme gerei, korkuyu ezmiti. Gzleri ilerde, yklan
kayalarn yan tarafndaki boluktayd.
Geebilirim, diye dnd. Ya da en azndan denerim. Tekrar arabaya dald.
Dur! Adamn barmasna aldrmadan Daimler'i dk vitese takt.
Arka lastikler ince tozun iinde dnd, geriye doru tozlar iki fskiye ha-
linde pskrtt. Daimler ne atld. Kuyruu kayyor, savruluyordu ama hz-
n arttrd, Centaine yamala yklan kayalann arasndaki bolua doru yn
ayarlad.
-151-
Tepedeki adamn tekrar bardn duydu, sonra uyarc bir tfek sesi du
yuldu. Kurun arabamn zerinden geti, Centaine aldrmad, Daimler'i tuzak
tan kurtarmaya urat.
Sol tekerleri yamaca trmand, Daimler devrilecek kadar ahland, ama
h z da iyiydi. Centaine sarslyor, yerinden savruluyordu. Direksiyona
sarlp yerinden olmamaya almaktayd.
Daimler tekrar alald, Centaine'i deri koltua yaslad. Bir kaya Daimler
in altna arpt, sonra arka tekerler kayalar at, lastikler gcrdad, Daimler
tekrar ne frlad.
Engelin te yanna sert biimde dt. Centaine bir krlma sesi duydu."
Rotlardan biri bota sallanyordu. Elindeki direksiyon simidi boa dnmeye
balad. Daimler engeli amay baarmt ama lmcl bir yara almt. Kont-
rolden kmt.
Centaine bir lk att, n panele sarld, araba nehir yatanda ilerledi,
nce bir tarafa, sonra teki tarafa arpt, her arpmayla yrtlr gibi sesler -
kard.
Elini kontaa uzatmaya alyordu ama kilometre gstergesinin ibresi 30
mili gsteriyordu. Centaine yana doru savruldu. Elmas kutusunun elik k-
esi kaburgalarna batt. Sonra da teki yana savruldu.
Tam araba nehir yatana dalarken yanndaki kap ald, Centaine dar
frlad. gdsel bir hareketle kendini dertop yapmt. Sanki drtnala giden
bir attan dyordu. Yumuak beyaz kumlara dp yuvarland, sonunda diz-
leri zerinde doruldu.
Daimler nehir yatanda lgn gibi gidiyordu. Motoru hl
kkremektey-di. Deminki engelde hasara urayan n tekeri yerinden frlad,
gidip kar yamaca arpt.
Daimler'in burun ksm kt, kumlara batt. Motor hl gdyordu. Ko-
ca araba takla att, baaa durdu. tekeri gklere dnk, dnyordu. Pen-
cerelerin camlan atlad, elmas paralan gibi uutu, kaporta ezildi, scak
yalar boalp kumlan slatt.
Centaine dorulup kalkt, komaya balad. Kumlar ayak bileklerine ka-
dard. Komak kolay olmuyordu. Korku duyularn da uyuturduundan, za-
man durmu gibi geliyordu ona. Korku ryalarmdaki gibi hareketleri yavala-
mt.
Arkasna bakmaya cesareti yoktu. O korkun maskeli adam herhalde ya-
knda olmalyd. Bir elin uzanp onu yakalamasn bekliyor, ama hzn da kes-
miyordu. Daimler'in yanna varp kendini dizst yere att.
-152-
Src tarafndaki kap kopmutu, ieriye emekledi. ifte direksiyona
da-yanm duruyordu. Onu ald, torpido gzne uzand. kard karton
kutu-nun zerinde krmz harflerle:
ELEY KYNOCH
12 GAUGE
25 XSSG
diye yazyordu. Kutuyu telala paralad, krmz burunlu fiekler kumlara,
dizlerinin evresine sald.
Tfei krd, samalarn bo fieklikleri frlad, tam o anda da tfek elin-
den ekilip alnd.
Maskeli adam tepesine dikilmi duruyordu. Yamatan buraya bu kadar
a-buk gelebilmek iin leopar gibi hzl hareket etmi olmas gerekirdi. Bo
ifteyi ileriye, kumlara frlatt. Tfek yirmi metre teye dt, ama atarken
yapt hareket adamn dengesini bozmutu. Centaine kendini onun zerine att.
Dizstnden dorulmu, tm arlyla adamn gsne arpmt. Tfei at-
mak iin kaldrd kolunun alt hizasna.
Bu beklenmedik bir eydi. Adam zaten tek ayak zerindeydi. Birlikte
kumlara devrildiler. Centaine bir an onun zerinde kald, hemen doruldu,
ayaa frlayp yine Daimler'e doru bir kou tutturdu. Motor hl alyor,
mavi dumanlar ykseliyor, yalar yerlere boalyor, motor scakl artyordu.
Tabanca! Centaine arka kapnn kulpunu yoklad, arlyla yklendi.
Pencereden Tvventyman-Jones'un tabancasnn kareli kabzasn grebiliyor-
du. Ama kap skmt.
n kapnn boluundan uzand, src koltuunun arkasndaki cebe ye-
timeye alt, o anda kemik gibi sert parmaklar omuzlarna sarld, onu ora-
dan ekti. Centaine olduu yerde dnd. Adamn surat kendininkine ok ya-
knd. nce torba tm ban rtyor, Ku Klux Klan'clarn klahlarna benzi-
yordu. Gz delikleri, kafataslarndaki gibi karanlkt. Ama deliklerin iinde
insan gznn parlts vard. Centaine trnaklaryla oraya atld.
Adam ban ekerken Centaine'in iaret parma kumaa takld, onu e-
neye kadar yrtt. Adam onu bileklerinden yakalad. Centaine uzaklamaya a-
laca yerde yine adama atld, sa dizini onun kasna doru kaldrd.
Adam olduu yerde kvrld, dizin darbesini oyluunun d tarafna yedi, ama
Centaine'in bileklerini kavrayan peneleri gevemedi.
-153
Centaine ban edi, dilerini adamn bileine sansar gibi geirdi. Bir
yandan tekmeler savuruyor, diziyle vurup duruyordu. Bu darbeler ya adamn
sert kaslarna ya da kemikli yerlerine arpmaktayd.
Adam homurdanyor, onu kontrol etmeye urayordu. Besbelli byle bir
direni beklememiti. Bileindeki ac da dayanlmaz olmalyd. Dileri kenet-
lenmeye balamt duyduu acdan. Centaine dilerinin arasnda dokularn,
etlerin yarldn hissediyordu. Kanlar azna doldu. Scak, bakr gibi ve tuz-
luydu.
Adam bo eliyle onun kvrck salarna sarlp ban arkaya ekti. Centa-
ine burnundan soluk alp veriyor, buldoglar gibi sesler karyor, dilerini tm
gcyle bastryordu. Sonunda kemie vard. Kemik dilerinin arasnda gcr-
damaya balad. Adam onun ban ekip uzaklatrmaya urayor, bir yan-
dan azndan kk lklar, homurtular kyordu.
Centaine gzlerini kapad, her an adamn yumruunun kendi kafasnn yan
tarafna inip dilerin mengenesini atrmasn bekledi, ama adam garip bir bi-
imde yumuak tepki gsteriyordu. Onun cann yakmak istemiyor, yalnzca
kendinden uzaklatrmaya savayordu.
Centaine aznda bir eyin yarlp patladn duydu. Bilekteki atardamar
srmt. Damana ritmik biimde kanlar fkrmaya balad, onu boacak
gibi oldu. Centaine o kanlarn aznn iki yanndan akmasna izin verdi, di-
lerini amad. Akan kanlar ikisinin de stn lekeliyor, adam Centaine'in ba-
n saa sola sallyordu.
Baparmayla iaret parman yandan Centaine'in dilerinin arasna
sokmaya alt. Pamaklar demir gibiydi. Centaine'in kenetlenmi ene ke-
miklerine, sonra da gzlerinin gerisine bir ar sapland, azn at, kendini
geriye att. Yine artmt adam. Ondan kurtulup bir kere daha Daimler'e
kotu.
Bu sefer kolunu src koltuunun arkasna uzatt, parmaklar tabancann
kabzasna dedi. Tabanca yal klftan kayd, kt. Centaine titreyen eliyle
onu kavramaya urarken maskeli adam arkadan onun salarna sarlp geri
ekti. Ar tabanca parmaklarn arasndan kayd, baaa duran arabann e-
lik tavanna dt.
Centaine tekrar adama dnd, kanl dileriyle suratna doru saldrd. Yr-
tk maske kanat gibi salland, bir an adamn grn engelledi, adam kolla-
rnda Centaine'le birlikte sendeleyip dt. Centaine tekmeler, trmklar at-
yordu ama adam dnd, onu kendi arlyla yere iviledi, kollarn armha
-154-
gerilmi gibi iki yanda ak tuttu. Centaine birden mcadeleyi kesti, onun y-
zne bakt.
Maskenin yrtk kanad sarkk duruyor, adamn gzleri grnyordu. O
garip, topaz rengi, soluk gzler, o koyu, uzun kirpikler... Centaine soludu.
Lothar!
Adam adn duymann okuyla kazk kesildi, ikisi klar gibi kucaklam
durumda, bacaklar ve vcutlarnn alt ksm birbirine yapk, soluk solua,
kanlar iinde birbirlerine bakakaldlar.
Lothar birden onu brakp ayaa kalkt, maskeyi kafasndan ekti, altn
bukleleri kulaklarnn zerine dkld, alnndan gzlerine doru sarkt. Lot-
har maskeyi yaral bileine smsk sard. Bileinin ok kt durumda oldu-
unun farkndayd. Tendonlar ve kemik ortaya km, etler paralanp sark-
mt. Parlak krmz atardamar kan beyaz kuma hemen boyad, yere dam-
lamaya balad.
Centaine dorulup oturdu, ona bakt. Daimler'in motoru susmutu. Soluk
seslerinden baka hibir ses duyulmuyordu.
Neden yapyorsun bunu? diye fsldad Centaine.
Nedenini biliyorsun. Kuma dileriyle dmledi. Centaine kendini
yana atp arabaya uzanmaya alt. Parmaklar yine tabancay bulmaya ura-
yordu. Dokundu da. Ama kavrayamadan nce Lothar onu yakalayp yine
kumlara serdi.
Tabancay o ald, klfn kayn kard, n koluna turnike gibi sard, ka-
nn fkrmas yavalaynca memnun, homurdand.
Nerede? diye Centaine'e dnd.
Neden sz ediyorsun?
Lothar eildi, Daimler'in iine bakt, sonra elik kutuyu ekip kard.
Anahtar? diye sordu.
Centaine ona meydan okuyan gzlerle bakt. Lothar meldi, kutuyu kum-
lara oturttu, bir adm geriledi. Tabancay dorultup bir tek el ate etti. Sesi l
sessizliinde korkun oldu. Centaine'in kulak zarlar zangrdad, nlama bit-
mek bilmedi. Kurun kilidi paralamt. Kapaktaki siyah boyann biraz d-
klm, alttan prl prl maden grnyordu.
Lothar tabancay beline soktu, diz kp kapa kaldrd. Kutu kk pa-
ketlerle doluydu. Her biri kahverengi kda dzenli biimde sarlm, krm-
z balmumuyla mhrlenmiti. Bir tanesini eline ald, sakat elini kullanmama-
ya alarak zerindeki Twentyman-Jones tarafndan yazlm yazy okudu.
-155-
156 para toplam 382 karat

Kaln kd dileriyle yrtt, prl prl talar yaral elinin avucuna dkt.
Beyaz ay nda, kesilmemi elmaslar sabunlu gibi parldad.
ok gzel, diye mrldanp talan cebine doldurdu, yrtk kd kutuya
koydu, kapa kapad.
Centaine, Senin katil olduunu biliyordum, dedi. Ama adi bir hrsz ol-
duun hi aklma gelmemiti.
Sen benim irketimi ve gemilerimi aldn. Bana hrszdan sz etmek sa-
na kalmad. Kutuyu koltuuna kstrp ayaa kalkt. Daimler'in arkasna y-
rd, bagaj amay baard. Araba baaa durumda olmasna ramen,
ba-gajdakilere gz att.
yi, dedi. Yedek su getirme akllln gstermisin. Yirmi galon sana
bir hafta yeter. Ama zaten seni daha nce bulurlar. Abrahams seni karlamak
zere muhafz karyor. Twentyman-Jones'un verdii talimat dinledim.
Seni domuz! diye fsldad Centaine.
Gitmeden telgraf hattn keseceim. Kesilince, iki utakiler bir terslik ol-
duunu anlayacaklar. Tehlikede saylmazsn.
Tanrm... senden nefret ediyorum.
Arabann yanndan uzaklama. lde sa kalmann birinci art budur.
Buradan uzaklama. ki gne kalmadan kurtarrlar seni... ben de iki gnlk
mesafe kazanm olurum.
Daha nce senden nefret ettiimi sanyordum ama o kelimenin anlamn
asl imdi rendim.
Bana sorsan sana retebil irdim, dedi Lothar alak sesle. Kumun ze-
rinden demin att ifteyi ald. Ben iyi rendim o duyguyu... oluna bakp
byttm yllar boyunca. Sonra sen tekrar hayatma girip, kurmaya ura-
tm her eyi yknca. ifteyi kayalardan birine balta gibi savurdu. Kabza
krld ama o bununla yetinmedi, vurmay srdrd, sonunda namlu da eildi,
tfek ie yaramaz bir hurda oldu.
Bundan sonra Lothar, Mauser'ini omzuna vurdu, elmas kutusunu br eli-
ne ald. Yaral elini gsne bastrmt. Acnn ok fazla olduu belliydi. Ya-
nk tun rengine ramen solgun grnyordu Lothar. Konutuunda sesi de
atlyordu.
Senin cann yakmamaya altm. Mcadele etmeseydin... Sesi duyul-
maz oldu. Bir daha karlamayacaz. Asla. Elveda Centaine.
Karlaacaz, diye terslendi Centaine. Beni iyi tanrsn. Bugnn
cn almadan durup dinlenmek bilmeyeceimi anlyorsundur.
-156-
Lothar ban sallad. Deneyeceini biliyorum. Arkasn dnd.
Lothar! diye seslendi Centaine sert bir sesle. Sonra sesini yumuatt.
Seninle bir pazarlk yapalm. Elmaslarma karlk irketin ve gemilerin...
borcunu da silerim.
Kt bir pazarlk. Lothar hznle glmsedi. imdiye kadar fabrika
da, gemiler de deerini kaybetti. Oysa senin elmaslarn...
ste de elli bin sterlin veririm. Ayrca olay polise bildirmeyeceime sz
de veririm. Sesindeki aresizlii gizlemeye alyordu.
Geen sefer yalvaran ben olmutum... hatrlyor musun? Olmaz, Centa-
ine. stesem bile olmaz. Artk geri dnemem. Kprlerimi yaktm. Atlar d-
nd ama ona syleyemedi. Pazarlk mmkn deil, Centaine. Ben artk gi-
diyorum.
Elmaslarn yars... yarsn brak, Lothar.
Neden?
Bir zamanlar paylatmz sevginin hatrna.
Lothar ac ac gld. Bana daha geerli bir neden sylemen gerekir.
Pekl. Onlar alrsan beni mahvedersin, Lothar. Onlarn kaybn kaldra-
mam. Zaten durumum ok kritik. Tmyle mahvolurum.
Teknelerimi aldnda ben de o durumdaydm. Dnd, kumluk yamaca
trmand. Centaine ayaa kalkmt.
Lothar De La Rey! diye bard onun arkasndan. Teklifimi reddettin,
imdi lanetimi al. Tann'nn ve tm azizlerinin huzurunda yemin ediyorum ki,
seni daraacnda sallanr grnceye kadar bir an durup dinlenmeyeceim.
Lothar arkasna bakmad. Ama Centaine bu tehdit karsnda onun
irkildi-ini grd. Sonra adam yaral bileini kucaklayarak, tfein ve elmas
kutusunun arlyla mcadele ederek yamacn br yanndan indi, grnmez
oldu.

Centaine kumlara ykld, benliini bir tepki dalgas sard. Deli gibi titre-
mekte olduunu fark etti. aresizlik, kk dme, umutsuzluk dalga dalga
geliyor, ekilip geri geliyordu. Gzlerindeki yalar hissetti. Yanaklarndan
aaya yuvarlandlar, dudaklarnda donmu olan Lothar'n kanlarn erittiler.
Bu gzyalarnn tad da, boaznn gerisindeki kan tad kadar tiksindirdi onu.
Bu tiksinti, ona kendini toparlama gc verdi, ayaa kalkp Daimler'e y-
rd. Matarann hl yerinde asl olmas bir mucizeydi. Kanlan ve yalar y-
kad, azndaki kan tadn gargara yapt, kumlara pembe bir renkte tkrd,
aklndan onu izlemeyi geirdi.
-157-
Tabancay o almt. Tfek ise yamulmutu.
Henz olmaz, diye fsldad. Ama yaknda. Sana yemin ettim, Lotla
De La Rey.
Takla atm Daimler'in bagajna yrd. Kapa doru drst aabilmek
iin nndeki kumlar elleriyle kazmak zorunda kald. Onar galonluk iki su
damacanasn, sanayi elmas sandklarn kard, yamataki glgelie tad,
kumlara gmd. Hem gzlerden saklamak, hem de elden geldii kadar serin
tutabilmek iin.
Sonra yine Daimler'e yrd, yannda getirdii dier 'sa kalma
malze-mesi'ni at. inde bir korku vard. Telgraf hattna girme balantsnn
unutulduundan korkuyordu. Ama ite orada, alet kutusunun iindeydi.
Onu torbasyla birlikte omzuna vurdu, Lothar'n ayak izlerini srmeye
balad. En azndan, atma bindii yere kadar.
Telgraf keseceini sylemiti.. Elini gzlerine siper yapp nehir boyuna
bakt. Yanmda balant aygt getirdiimi dnm olmas gerekirdi. ki
gnlk mesafe koyamayacak araya.
Hattn nehri nereden atn buldu, Lothar'n atnn ayak izleri boyunca
komaya balad. Hattn kesildii yeri iki yz metre ilerde grd. Telin ular
iki tembel parantez gibi sallanp duruyordu. Admlarn daha da hzlandrd. O
noktaya vardnda gzlerini nehir yatann kysna evirdi ve Lothar'n
kampnn kalntlarn hemen tand. Atee acele kum atlmt ama altta kor-
lar hl canlyd.
Torbay yere atp yamatan indi, saklanma yerini de buldu. Burada birden
fazla insann epey bir sreden beri yaamakta olduunu anlad. Kesik otlar-
dan ilte yaplmt.
. Bir an akn, dnd, sonra cevab buldu. Pii de yannda.
Manf-red'i hl kendi olu olarak dnemiyordu. teki de Svvart Hendrick
olmal. Lothar'la ikisi hi ayrlmazlar.
Saklanma yerinden kt, bir an kararsz, duralad. Balanty kesik tellere
takmak vakit alacakt. Lothar'a kurtulma frsat vermeden peine dmek iin
onun hangi yne doru gittiini bilmesi artt.
Kararn verdi. Onlar hangi yne yollayacam rendikten sonra telgraf
yollarm.
Douya, Kalahari'ye gitmesi pek olas deildi. Orada hibir ey yoktu.
Batya gidecek. Windhoek'e doru, diye tahmin yrtt. Kampn evre-
sinde pek bol insan ve at izi vard. En azndan iki haftadr orada yaadklar
-158-
belliydi.Bu dolak izlerden anlam karabilmesini ancak iindeki Bushman
sezgileri ve gemiindeki Bushman eitimi salad.
O tarafa gitmemiler, dedi sonunda. O halde gneye, Gobabis'e ve
Orange Nehri'ne doru gitmilerdir.
kinci kefini o yne doru yapt, kampn gney evresini dolat. Eski iz-
lerden bakasn bulamaynca, bu sefer kuzeye doru bakt.
Olamaz. Akl karmt. Orada hibir ey yok. T uzakta Okavango Neh-
ri, sonra da Portekiz topra... atlar asla Bushman diyarnn o bo alanlarn
aamaz.
Yine de kuzeye doru kefe balad. Srekli giden izi hemen buldu. Taze,
iiniz izler. Yumuak topraa yeni oyulmu.
atl, her birinin yannda da yedek bir at. Bir saat nce. Lothar yine de
kuzey yolunu semi demek ki. Deli herhalde... ya da bir plan var. Yeni izle-
ri bir mil kadar srd, bir yerden geri dnmediklerinden emin olmaya alt.
Hayr, izler kuzey llerinin sisleri iinde kaybolup dosdoru gidiyordu. Ora-
larn nasl yerler olduunu hatrlaynca rperdi.
Deli olmal, diye fsldad tekrar. Ama olmadn biliyorum. Angola s-
nrna gidiyor. Fildii avlarn oralarda yapm eskiden. Nehre varrsa bir daha
onu gremeyiz. Orada dostlar var. Fildii satt Portekizli tccarlar. Bu sefer
Lothar cebinde bir milyon sterlinlik elmasla gelecek oraya. Koca dnya
emrinde. Nereyi isterse oray seer. Nehri gemeden yetimeliyim ona.
Bunun ne kadar zor olduunu dnnce yeniden aresizlie kapld. ok
dikkatle planlam... her ey ondan yana. Asla yetiemeyiz. Umutsuzluunu
yenmeye alt. Yoo, yetiiriz. Mecburuz. Ondan kurnaz olmalym. Onu
yenmeliyim. Mecburum. Sa kalmak iin.
Dnp terk edilmi kampa kotu.
Kesik telgraf telleri yere sarkyor, sallanyordu. Ularn yakalad, yann-
da getirdii telleri onlara balad, topraa demeyecek kadar gerdi.
Sonra balant telini devreye soktu, terminalleri kuru pil bataryalarna takt.
Bu bataryalar, Windhoek'ten yola karken doldurulmutu. Hl dolu olma-
lydlar. Bir an zihni boalm gibi oldu, Mors alfabesinin tek harfini bile
ha-trlayamad, sonra birden hatrlad, pirin tokmaa basmaya balad.
Juno'dan Vingt'e. Cevap ver.
Uzun saniyeler boyunca yalnz yankl bir sessizlik duyuldu kulaklklarda.
Sonra nlama geldi, cevap verildi.
Vingt'den Juno'ya. Mesaj ver.
Centaine ksa kelimelerle, ksa cmlelerle yazmaya alt.
Twentyman-Jones'a soygunu anlatt, kendi bulunduu mevkii verdi, sonra
devam etti:
-159-
Gvercinlerle mtareke yap, nk maln bulunmas iki taraf iin
de art stop. Kamyonla O'chee Pan'n kuzey ucuna git, Mongongo
Or-man'nda Bushman kampn bul stop. Liderlerinin ad Kwi. Stop.
Kwi'ye yle syle: Nam ocuk kaleya. Tekrar ediyorum, Nam ocuk
kaleya.
Bereket versin bu kelime okunduu gibi yazlabiliyordu. Kaleya, Bushman
dilinde imdat demekti. Klan yeleri bu arya aldrmamazlk edemezlerdi.
Mesaja devam etti. Kwi'yi yanna al... Daha epey yaz yazmas gerekti,
sonra Twentyman-Jones mesaj aldn bildirip sordu:
Gvende ve salam msnz? Vingt.
Olumlu. Mesajn sonu. Juno.
Sar ipek earbyla yznn terlerini sildi. Tam gne nlarnn altnda
oturuyordu. Parmaklarn ap kapad, sonra vericinin zerine tekrar eildi,
Windhoek'deki Courtney Maden ve Finans irketi santralinin rumuzunu arad,
Cevab hemen ald. Besbelli santral demin Twentyman-Jones'la yapt
grmeyi dinlemiti. Centaine yine de sordu. nceki mesaj aldnz m?
Olumlu, diye cevap geldi. |
Aynsn Yarbay Blaine Malcomess'e verin ve unlar ekleyin: Sulu-
larn yakalanmas ve mallarn tekrar alnabilmesi iin ibirlii rica edi-
yoruz stop. Son ay iinde Lothar De La Rey tarafndan alnm ok
sayda atla ilgili rapor aldnz m? En ksa zamanda cevap. Mesajn sonu.
Juno.
T uzaklardaki santral mesaj aldn onaylad, sonra devam etti:
Pettifogger'den Juno'ya. Herhalde ilk mesaj almaya baladklar an-
da Abe'i santrale arm olmalydlar. Salnz ok merak ediyoruz
stop. imdiki mevkiinizden ayrlmayn stop.
Centaine sklp, Ben o ileri ok iyi bilirim, Abe, diye bard ama me-
sajn sonunu da izledi.
Silahl muhafz Windhoek'den sabah bete yola kt stop. Sizin ora-
ya yarn sabah erken saatte varmal. Malcomess'in mesajn bekleyin.
Mesajn sonu. Pettifogger.
Teller yeterince uzun olduundan, Centaine alc-vericiyi yamataki bir
glgelie kadar ekebildi. Orada oturup beklerken zihnini bundan sonra yapa-
caklarnda younlatrd.
Baz gerekler aka ortadayd. Bunlardan birincisi de, Lothar De La
Rey'i asla hzl bir takiple yakalayamayacaklaryd. Aray hzla amt. m-
r boyunca iinde dolat, avland, iyi tand bir alandan kayordu. Her
beyazdan iyi tanrd oralar. Centaine'den de. Ama Kwi'den daha iyi tanya-
mazd.
-160-
Rotasn hesaplamal, onun yolunu kesmeliyz. O arazide kamyonlar ie
yaramaz. Lothar bunu biliyor, bundan yararlanyor. Kamyonlarn asla
aama-yaca yollar seecektir.
Gzlerini yumdu, kuzey blgesinin haritasn gznn nne getirmeye
alt. Bushman diyar denilen geni, korkun bir l.
Centaine oralarda yalnzca iki yerde su olduunu biliyordu. Birincisini
kendisi her zaman 'Fil ukuru' olarak dnrd. teki de bir tepenin dibin-
deki derin sznt suyuydu. kisi de Bushman'lann gizli yerleriydi. On be yl
(ince, manevi babas Owa gstermiti ona. Acaba oralan yine bulabilir miyim,
diye merak etti. Lothar'n o sular bildiinden emindi. Dosdoru onlara gide-
cekti. Herhalde Centaine'in bilmedii baka sularn yerini de biliyordu.
Telgrafn bip sesi onu uyandrd, hemen alcya uzand.
Malcomess'den Juno'ya. Polis raporuna gre geen ayn nde
Okahandja'daki askeri depodan 26 at alnm, yalnz ikisi bulunmu
stop. Dier isteklerinizi bildirin.
Haklymm! Lothar le istasyonlar kurmu! diye bard Centaine.
Gzlerini kapad, haritay tekrar canlandrmaya alt, mesafeleri, zamanlan
hesaplad. Sonunda gzlerini ap mesajn vermeye balad.
Kanmca kaaklar dosdoru Okavango Nehri'ne gidiyor Stop. l
eitimli kiilerden kk bir ekip ve yedek atlar temin edin Stop. Rande-
vumuz en ksa zamanda Kalkrand Misyon Istasyonu'nda Stop. Ben
Bushman iz srclerle geleceim.
Twentyman-Jones oraya Windhoek'den gelen muhafzlardan nce vard.
O'chee Pan zaten yolunun zerindeydi. Yola uzakl be mil ancak vard. ir-
ket kamyonu ovadan gmbrdeyerek yaklat, Centaine onu karlamak zere
kotu. ki elini bann zerinde sallyor, deliler gibi glyordu. ok rahat-
lamt. Kyafetini de deitirmi, Daimler'in bagajndan kard binici
pan-tolonuyla izmelerini giymiti.
Twentyman-Jones kamyonun n kabininden atlad, leylek gibi koarak
ona yaklat, sarlp gsne yaslad.
Tanrya kr, diye mrldand ateli ateli. Tanrya kr salamsnz.
Centaine'e ilk defa sarlyordu. Sonra da hemen utand. Onu brakt, duy-
gularn saklamak iin kalarn atarak geri ekildi.
Kwi'yi getirdin mi? diye sordu Centaine.
Kamyonda.
161 Hkmedenler / F: 11
Centaine kamyona kotu. Kwi ile Fat Kwi arkaya melmilerdi. kisinin
de geirdikleri bu tecrbeden ok korktuklar belliydi. Kafese kapatlm vah
i hayvanlara benziyorlard. ri kara gzleri fldr fldrd.
Nam ocuk! diye bard Kwi. kisi birlikte cvldaarak ona kotular,
Avutulmak istiyorlard. Centaine onlar korkmu ocuklar kucaklar gibi kt-
caklad, gven veren sevgi dolu szckler mrldand.
Artk yannzda olacam. Korkacak bir ey yok. Bunlar iyi adamlar. Be de
sizi brakmayacam. Dndnzde klannza anlatacanz o gzel hika yeleri
dnn. San halk arasnda mehur olacaksnz. Adnz tm Kalahari de
konuulacak. Buna sevinle kkrdatlar. ocuklar gibi. Korkularnu
unutmulard.
Ben Fat Kwi'den daha mehur olacam, diye bbrlendi Kwi. nk
ben hem daha bym, hem de hzlym, hem de daha akllym. Fat Kwi,
buna kprd.

',
kiniz de mehur olacaksnz. Centaine patlayacak kavgay nlemeye
alyordu. imdi bana byk zarar veren kt adamlar izleyeceiz. Siz on-
larn izini bulacak, beni onlara gtreceksiniz. Daha sonra size ancak ryala-
rnzda grdnz armaanlar vereceim. Herkes Kwi ile Fat Kwi gibi avc
dnyaya gelmemitir diyecek. Ama ktler kamadan acele etmeliyiz.
Dnp Twentyman-Jones'a kotuunda iki San da kpek gibi topuklarnn
dibinde kotular.
De La Rey sanayi elmaslarn brakt. Onlar nehir yatana gmdm.
Birden duralad. Twentyman-Jones'un yanndaki iki adam tanmt. ofr
Gerhard Fourie'ydi. Yanndaki de Maclear'den bakas deildi. kisi de ba-
lar eik, mahcup mahcup bakyorlard. Maclear konutu.
Sizi sa salim grdmze sevindik, Bayan Courtney. Madende sizin
iin kayglanmayan kimse kalmamt.
Teekkr ederim, Bay Maclear.
Elimizden ne gelirse yapacaz. Bu ite beraberiz, Bayan Courtney.
Doru, Bay Maclear. Elmas olmazsa maa da olmaz. Ltfen bana yardm
eder misiniz? Sanayi elmaslarn karalm, sonra da Kalkrand'a doru yola
kalm. Bizi oraya gtrecek kadar benzininiz var m, Bay Fourie?
Sizi sabaha oraya ulatrm olurum, Bayan Courtney, diye vaatte bu-
lundu ofr. Kalkrand yolun sonuydu. Yaplm yol ondan ileriye gitmiyordu.
Fourie'nin onlar Kalkrand'a gtrmek iin setii yol aslnda geni bir
daire biimindeydi. Bushman diyarnn kt arazisine girmelerine imkn yok-
-162-
tu nk. l kuzeye gidiyor, batya dnyor, sonra tekrar douya kvrlyor-
du. Bylelikle Lothar'n Centaine'e pusu kurduu yerin 150 mil kuzeyine
varm olacaklar, ama 70 mil batya deceklerdi. Lothar'a kar kazandklar
mesafe yalnzca 80 mil olacakt. Lothar nehre giderken daha douya doru
gidiyorsa, ondan bile az olacakt. Tabii Centaine yanl tahmin etmi olabilir,
adam bambaka bir yne doru gitmi olabilirdi. O ihtimal de vard. Centaine
bunu dnmek bile istemiyordu.
Twentyman-Jones'a, Son birka saatte bu yoldan baka aralar gemi,
dedi. ki kamyon, sanyorum. Malcomess'in yollad polis birlii olabilir
mi dersin?
Eer onlarsa, adamn onlar bu kadar abuk yola karabilmesi bir mucize.
Tabii bu yne sapmadan nce Okahandja yolunda kuzeye gitmeleri gere-
kir. Centaine bu izin onlarn izi olmasn pek ok istiyordu ama
Twentyman-Jones ban kukuyla iki yana sallayp durmaktayd.
Herhalde misyon istasyonunun ikmal kamyonlardr. Bence oraya vard-
mzda polis ekibinin gelmesini beklemek zorunda kalacaz.
Sabah sislerinin arasnda misyon istasyonunun damlan belirdi. Bombo
bir yerin ortasmdayd. Herhalde orada yeralt suyu var diye seilmiti bu yer.
ki dev yel deirmeni nbeti gibi dikilmi duruyordu.
Bak! diye patlad Centaine. Kilisenin yanna park etmi kamyonlar
var. Atlar da deirmenin dibinde su iiyor. Hey, bak! niformal bir polis. On-
lar ite! Bizi bekliyorlar. Yarbay Malcomess sznn eri kt.
Fourie kum rengi iki kamyonun yanna yanat, Centaine hemen atlad,
niformal polis onlar karlamaya koarken seslendi.
Merhaba, memur bey, burada komutan ki... Szleri boazna takld. Ta
duvarl binann verandasna kan uzun boylu adam grmt. Adam merdi-
venlerden onlara doru indi.
Yarbay Malcomess, sizin ahsen geleceinizi hi beklemiyordum.
Tam ibirlii istemitiniz, Bayan Courtney. Adam elini uzattnda, iki-
sinin parmaklar arasndaki elektrik akmndan neredeyse mavi klar ka-
cakt. Centaine elini ekti. Ama Blaine ekmeyince Centaine de tekrar uzat-
mak zorunda kald. El sk salam ve gven vericiydi.
Bizim llere gelecek deilsiniz herhalde, deil mi? Ynetici olarak g-
revleriniz var.
Ben gitmezsem, siz de gitmiyorsunuz demektir, diyerek glmsedi Bla-
ine. Hem Babakan General Hertzog'dan, hem de muhalefet lideri General
-163-
Smuts'dan kesin talimat aldm. Sizi bir an bile gzmden ayrmamam
emredil dildi. Anlalan dikbah davranlarnz n yapm, hanmefendi. ki
yalbey son derece kayglydlar.
Benim gitmem art, diye onun szn kesti Centaine. Bushman'larla
baka kimse anlaamaz. Onlar olmaynca da soyguncular kaar, kurtulur.
Blaine ban hafife eip bunu kabullendiini belirtti. Eminim ki, iki ge
neral bu emri verirken ikimizin de le gitmememiz gerektiini kastetmiler
di ama, ben o emri ikimizin de gidecei eklinde yorumlamay seiyorum.
Yaramaz ocuklar gibi srtt. Korkarm benden kurtulamayacaksnz.
Onunla llerde, karsndan uzakta olmak! Bir an Lothar De La Rey'i de,
elmaslar da unuttu, hl el ele olduklarn fark etti. Herkes onlara bakyordu.
Elini indirdi, sordu.
Ne zaman yola kabiliriz?
Blaine cevap olarak dnd ve seslendi. At bin! At bin! Derhal kyoruz!
Polisler atlarna koarken tekrar Centaine'e bakt. Ciddi ve iini bilir bir
hali vard.
Evet, Bayan Courtney. imdi bana niyetinizi aklama nezaketini gste-
rir misiniz? Nereye gideceiz?
Centaine gld. Bir haritanz var m?
urada. Misyon istasyonunun binasna girdiler, Blaine onu bitiik kili-
senin Alman papazlaryla tantrd. stasyonu onlar ynetiyorlard. Sonra ma-
sann zerindeki haritaya eildi.
Kafanzdan neler getiini anlatn bana, dedi. Centaine onun yannda
durdu ama ona dokunmad.
Soygun urada yer ald. aret parman haritaya dayad. Ben izleri u
tarafa doru takip ettim. Portekiz toprana doru gidiyor. Bundan kesinlikle
eminim. Ama oraya varabilmek iin yz mil yol gitmesi gerek.
Bu yzden de onun evresinden dolatnz, diyerek ban sallad Bla-
ine. imdi douya, le gidip yolunu kesmek istiyorsunuz. Ama oras kos-
koca bir lke. Saman uvalnda ine aramak gibi. Sizce de yle deil mi?
Su, dedi Centaine. Su balarnda yedek atlar brakm. Ondan eminim.
Ordudan ald atlar m? Evet, anlyorum. Ama orada su yok.
Var. Haritada iaretli deil ama o yerini biliyor. Benim Bushman'larm da
biliyor. Onun yolunu su balarndan birinde keseceiz. Ya da daha nce ge-
mise, izini bulacaz.
Blaine dorulup haritay rulo yapt. Bu mmkn m dersiniz?
-164-
Bizi gemi olmas m? diye sordu Centaine. Unutmayn ki o ok ya-
man bir adam. l onun kendi vatan. Onu asla kmsemeyin, yarbaym. Bu
ok ciddi bir hata olur.
Adamn sicilini inceledim. Haritay bir deri antaya koydu, haki gne
miferini bana giydi. Mifer mantardand. Boynu koruyan bir bezi de vard.
Kulaklarn kaplyor, boynunu daha da uzun gsteriyordu. Tehlikeli bir
adam. Bir zamanlar bana on bin sterlin dl konmu. Bu iin kolay olacan
sanyor deilim.
Arkalarndaki kapda bir polis belirdi. Hazrz, yarbaym.
Bayan Courtney'in atn eyerlediniz mi?
Evet efendim! Adam ince, esmer ve adaleliydi. Kocaman, sarkk byk-
lm vard. Centaine bu adamn avu olarak seimini onaylad. Blaine onun
adam incelediini fark etti.
Bu avu Hansmeyer. kimiz eski sava arkadayz. Smuts seferinden.
Memnun oldum, Bayan Courtney. Hakknzda ok ey duydum efen-
dim, diyerek selam verdi avu.
Tantmza sevindim, avu.
Papazlarla abucak el sktlar, gne na ktlar. Centaine, Blaine'in
kendisine ayrd kocaman, gl hayvana yrd, zengileri ayarlad.
At bin! diye emretti Blaine Malcomess. avula drt polis binerken
Centaine, Twentyman-Jones'a dnd.
Keke ben de sizinle geliyor olsaydm, Bayan Courtney, dedi adam.
Yirmi yl nce olsa, bana hibir ey engel olamazd.
Centaine glmsedi. Bizim iin dua edin. Elmaslar geri alamazsak bel-
ki yine De Beers'de almak zorunda kalrsnz, ben de yoksullar evinde na-
k ilerim.
Size bunu yapan domuzun Allah belasn versin. Onu zincire vurup geti-
rin.
Centaine ata bindi, hayvan altnda salam, kendini de iyi hissetti. Dizle-
rini kprdatt, at Blaine'inkinin yanna getirdi.
Av kpeklerinizi salabilirsiniz, Bayan Courtney, diyerek glmsedi
adam.
Centaine, Bizi suya gtr, Kwi! diye bard, iki minik Bushman, p-
lak srtlarnda yaylar ve zehirli oklanyla yzlerini douya evirdiler. Kk
balan siyah buklelerle doluydu. ocuk aya gibi ayaklar sanki uuyordu.
Uzaklap gittiler. Komak iin yaratlmt onlar. Geridekiler onlar gzden
kaybetmemek iin atlann trsa kaldrmak zorunda kaldlar.
-165-
Centane'le Blaine yan yana, grubun banda gidiyorlard. avula drt po
lis tek sra halinde onlarn peindeydi. Her birinin yedeinde iki at daha var
di. Yedek atlara su damacanalar yklyd. Yirmier galonluk, deri klfl da
macanalar. dareli kullanrlarsa gn yeterdi. nk adamlar da, atlar da -
le alknd.
Birka tepeyi anca Blaine ilk defa konutu. Haklymsnz, kamyonla-
r buraya sokamazmz. Atla gitmek zorunlu.
Daha kalkerit araziye gelmedik. Ondan sonra da kum var. Durmadan las-
tikler gmlrd.
Kilometreler geride kalyordu. Bushman'lar ok ndeydi. Kou tempola-
rn hi bozmuyorlar, uzaktaki bir hedefe doru ylece gidiyorlard. Blaine
adamlar her saat ba durduruyor, atlarn dinlenmesine izin veriyor, kendisi
adamlarla konuuyor, onlar giderek daha iyi tanyor, yedek atlarn ykn
yokluyordu. Yorgunluu ve kazay nceden nlemek aklllkt. Be dakika
dolunca tekrar yola koyuluyorlard.
Karanlk basncaya kadar ilerlediler, sonra Blaine onlar durdurdu. Su ko-
nusunu gzden geirdi, atlarn tmarna bakt, ancak ondan sonra Centaine'in
oturduu atein bana dnd. O da kendi ilerini bitirmiti. Bushman'larn
yemeini vermi, uykuya yatrmt ikisini. u anda Blaine'e ve kendisine ye-
mek hazrlyordu. Ona madeni taba uzatt.
Mende sln ve havyar olmad iin zr dilerim efendim. Ama sr
yahnisini de itenlikle tavsiye edebilirim.
Tadnn ne kadar gzel geldiine ayor insan. Blaine gerek bir itah-
la yiyordu. Bitirince taban kumla temizledi, kurulad, tekrar ona uzatt. Bir
puro yakt.
Centaine bulaklar temizledi, sabah acele yola kacaklar iin toplad,
sonra atein bana dnp oturacakken hafif bir kararszlk gsterdi. Blaine
hafif yana ekildi, zerine oturduu eyer rtsnde ona da yer at. Centaine
oturdu, bacaklarn altna kvrd. Aralarnda birka santim uzaklk vard.
Ne kadar gzel, diye mrldand Centaine. Gzleri gklerdeydi. Yldz-
lar ne kadar yakn! nsan uzansa, toplayabilecekmi gibi. Gerdanlk yapp
boynuna takabilecekmi gibi.
Zavall yldzlar, dedi Blaine alak sesle. Ne kadar soluk ve nemsiz
kalrlard o zaman.
-166-

Centaine dnp ona glmsedi, tekrar ge bakt. u benim zel yld-
z n , diyerek Aorux'u gsterdi. Michael semiti o yldz ona. Michael...
iinde bir sululuk duygusu uyand, sanki sancd. Ama sanc pek eskisi kadar
keskin deildi.
Sizinki hangisi? diye sordu.
Olmal m?
Elbette. ok lazm. Duraklad, sonra utanga bir sesle, Size ben bir ta-
ne seebilir miyim? diye sordu.
Onur duyarm. Alay etmiyordu. O da Centaine kadar ciddiydi.
te. Kuzeye dnd. Oradaki yldz. Regulus. Aslan burcunda. Sizin
burcunuz. Onu setim ve sana verdim, Blaine. Sonunda sen demi, adyla
hi-tap etmiti ona.
Ben de minnetle kabul ettim. Bundan byle onu ne zaman grsem seni
dneceim, Centaine.
Bir sevgi simgesiydi bu. Verilmi, alnmt. kisi de anlyordu bunu. Bu
ann nemi, sessiz kalmalarn salad.
Sonunda Blaine, Aslan burcundan olduumu nereden bildin? diye sordu.
Centaine hi ekinmeden, rendim, dedi. Bilmek gerekir diye dn-
dm. 28 Temmuz 1893'de domusun.
Sen de yeni yzyln ilk gn domusun. Bu yzden bu ad almsn.
Ben de rendim. Bilmek gerekir diye dndm.
Ertesi sabah ortalk aarmadan yola koyulmulard. Gne dodu, ykseldi,
tepeyi at, batya doru inie geti. lerde Kwi birdenbire durdu, havay
koklamaya koyuldu. Fat Kwi de onun gibi yapt. Sanki sln kokusu alm bir
ift tazydlar.
Ne yapyorlar? diye sordu Blaine. Daha Centaine cevap veremeden Kwi
bir lk att, koarak frlad, Fat Kwi de onu izledi.
Su. Centaine zengilerin zerinde ayaa kalkmt. Su kokusu aldlar.
Ciddi misin? Blaine ona bakyordu.
Ben de ilk seferinde inanamamtm, diyerek gld Centaine. Owa su-
yu be milden koklard. Gel, kantlayaym sana.
Karki tepeye trmanmadan nce Kwi ile Fat Kwi durup yerleri incelediler.
Centaine yaklatnda aralarnda heyecanl heyecanl tartyorlard. Centaine,
Blaine'e tercme etti. O da ok heyecanlanmt.
-167-
izi bulduk. De La Rey olduuna hi kuku yok. U atl, suya gneyden
yaklam. Yorgun atlarn brakmlar. Hzl gidiyorlar. Atlar gcnn sonu-
na kadar zorluyorlar. Atlar u anda bile bitkin. De La Rey iyi hesaplam.
Centaine memnuniyetini zor saklayabiliyordu. Doru tahmin etmiti.
Lot-har gerekten Portekiz snrna gidiyordu. Kendisi de, elmaslar da, pek
uzakta deildi artk.
Ne kadar zaman, Kwi? diye sordu heyecanla. Atndan atlayp ize kendi
de bakt.
Bu sabah, Nam ocuk, dedi minik Buhsman. Parmayla gkte, o za-
man gnein nerede olduunu gsterdi.
afaktan hemen sonra. Onlardan sekiz saat falan gerideyiz, dedi Centa-
ine, Blaine'e.
Yetimek yine de kolay deil Blaine ciddiydi. Bundan byle her daki-
kann deeri var. leri mar!
Tepenin doruuna yarm mil kala, Centaine yine konutu. Burada atlar
otlam. Bir sr at. Haftalarca kalmlar. Tahmin ettiimiz gibi. De La Rey
adamlarndan birini burada atlarla bekletmi. Su banda da buna kant bula-
caz. Susup ileriye doru bakt. Tepenin dibinde kara glge yatmaktayd.
Ne onlar? Blaine de Centaine kadar aknd. Ne olduunu ancak yak-
lanca anlayabildiler.
l atlar! diye bard Centaine. De La Rey yorulan atlarn vurmu!
Hayr. Blaine atndan inmiti bile. Kurun delii yok.
Centaine evresine baknd. Lothar iin bekletilen atlarn baland ilkel
ahr grd. Kulbe de vard. Atlara bakanlar orada yaam olmalyd.
Kwi, diye seslendi Bushman'a. Buradan ayrlan izi bul. Fat Kwi, kam-
p ara. Bize bu izlediimiz kt adamlar hakknda bilgi verecek ne varsa bak.
Sonra kendi atn su bana doru evirdi.
Su tepenin dibindeydi. Yeralt suyu tabakalar arasndan ykselmi, burada
bir havuz oluturmutu. Yerlerde vahi hayvanlarn ve San'larn ayak izleri
vard. Suyun yz, koni biimindeki be metrelik ykseltinin dibindeydi.
Havuza ksaca bakt, sonra eyerinde kazk kesildi, eli azna doru utu.
gdsel bir dehet ifadesiydi bu. Kar kydaki kaza aklm levhaya ba-
kyordu.
Devedikeninin dal soyulmu, yere aklm, yazl levha ona tutturulmutu:
BU KUYU ZEHRLDR
-168-

Direin tepesine krmz bir teneke geirilmi, zerine siyah boyayla ap-
raz kemikler ve kurukafa izilmiti. Altnda da korkulu kelime okunuyordu.
ARSENK
Blaine de gelmiti. kisi de ok sessizdiler. Aadaki hareketsiz suyun bi-
le sesi duyuluyordu. Blaine konutu:
Atlar bu yzden lm, dedi. Aalk pi! Sesi gcenik bir ifadeyle
gcrdyordu. Atnn ban evirip adamlarna doru koturdu. Centaine onun
seslendiini duyuyordu. Kalan suyumuzu kontrol et. Kuyu zehirlenmi.
avu Hansmeyer'in hafif bir slk ttrd duyuldu.
Eh, kovalamaca buraya kadar. Kalkrand'a bu suyumuzla dnebilirsek
ansl saylrz.
Centaine fke ve aresizlikten titremekte olduunu fark etti. Kurtulacak
elimizden, diye mrldand kendi kendine. lk hilesi yetti kazanmasna.
At suyun kokusunu alm, aaya inmek istiyordu. Centaine onu
dizle-riyle zorlayarak evirdi, yularn ucuyla boynuna vurdu, teki atlarn
yanna gtrd, bana geirdii torbaya arpa lp koydu.
Blaine onun yanna dnd. zgnm, Centaine, dedi alak sesle. Geri
dnmek zorundayz. Susuz devam etmek intihar demek olur.
Biliyorum.
ok pis bir hile. l hayatn var eden bir su kuyusunu zehirlemek! Yol
aaca zarar korkun olacak. Bunu mrmde bir tek kere daha grmtm.
Waivis'den yrrken... 1915'de, Sustu. Minik Kwi koarak yanlarna gelip
heyecanla bir eyler syledi. Ne diyor? diye sordu Blaine.
zlediimiz adamlardan biri hasta. Kwi bu sarglar bulmu.
Centaine kan lekeli sarglara bakt.
Onlar yere brak, Kwi, diye emretti kesin bir sesle. Cerahatin kokusu
burnuna kadar geliyordu. Kwi sz dinleyip sarglar onun ayann dibine b-
rakt, Blaine sngsn knndan kard, bezleri kuma yayd.
Maske! diye bard Centaine heyecanla. Lothar'n bana giydii un
torbasn tanmt. Kuru kanla kazk kesilmi kumata sar iltihap da grn-
yordu. Haki bir gmlekten kesilmi paralar da vard.
Hasta adam uzanp yatm, teki eyerleri yeni atlara geirmi. Sonra has-
tay ayaa kaldrmak, binmesine yardm etmek zorunda kalmlar. Kwi b-
tn bunlar izlerden okuyarak sylyordu.
-169-
Onu ben srdm, dedi Centaine alak sesle. Bouurken dilerimi bi
leine geirdim. Kemiini hissettim. Derin bir yarayd.
nsan sr hemen hemen ylan sr kadar tehlikelidir, dedi Blaine.
Tedavi edilmezse mutlaka kan zehirlenmesi yapar. De La Rey hasta bir
adam. Kolu ok kt durumda olmal. izmesinin burnuyla le kokan sarg
lara dokundu. Onu yakalardk. O durumuyla, Okavango Nehri'ne varmadan
kesin yakalardk. Keke yola devam edecek suyumuz olsayd. Arkasn d-
np yrd. Centaine'in mutsuzluunu seyretmek istemiyordu. avu
Hans-meyer'le konutu. Bundan byle su kullanm yar yarya, avu. Gece
olunca misyona dn yoluna balarz. Serinlikte gidelim.
Centaine rahat duramyordu. Tekrar suyun bana dnd, levhaya bakp
durdu.
Nasl yapabildin, Lothar? diye fsldad. Sert ve aresiz bir adamsn
ama bu korkun eyi yapmak...
Yavaa aaya inip suyun kenarna meldi. Uzanp parmann ucunu
suya dedirdi. Souktu. lm kadar souk. Parman pantolonuna silip suya
tekrar bakt.
Blaine'in syledii sz dnd. 'Byle bir eyin yapldn bir tek ke-
re grdm. Walvis'ten gelirken, 1915'de.' Birden aklna ok eskiden kalma,
unutulmu bir baka konuma geldi, Lothar De La Rey'in yzn bir kamp
ateinin nda grr gibi oldu. tiraf ederken yz hayalet gibiydi.
Yapmak zorundaydk. Ya da o sra bana yle gelmiti. Birlik kuvvetleri
ok sk bastryordu. Eer yarataca sonular ngrebilmi olsaydm...
Susmu, alevlere-bakmt. Centaine yle sevmiti ki onu o anda! Onun kad-
nyd. Henz bilmemesine ramen, karnnda onun ocuunu tayordu. Uza-
np onun elini tutmu, onu avutmaya almt.
Ziyan yok, diye fsldamt. Ama Lothar ac dolu yzn ona evirip
konumutu.
Ziyan var, Centaine. mrmde yaptm eylerin en ktsyd. Bir ay
sonra, katillerin hep yapt gibi o su bana dndm. Koku bir mil uzaktan
geliyordu. Her taraf llerle doluydu. Zebralar, geyikler, minik l tilkileri,
kular... hatta ryen cesetlerle beslenen akbabalar bile. lrken hatrlayaca-
m bir sahne. Sanrm bir tek bundan utanyorum. Bir gn hesabm vermek
zorunda kalacam.
-170-
Centaine yavaa doruldu, iinden ykselen heyecan yava yava fke-
sini ve umutsuzluunu siliyordu. Suya tekrar dokundu, parmann dedii
yerden yaylan halkalara bakt.
nanarak sylyordu, dedi yksek sesle. Gerekten utanyordu. Ayn e-
yi dnyada tekrar yapamaz. Karar verdiinde rperdi, cesaretini toplad. Bir
blf bu. Bu levha bir blf. yle olmal... l at hatrlayp birden durala-d.
O ldrd onlar. Zaten atlarn ii bitmiti. Onlar zehirledi, bunu blfn bir
paras olarak kulland. Herhalde kovayla iirdi ilac onlara. Ama buray
zehirlemedi. Onu iki kere yapamaz.
Bandan apkasn kard, geni kenaryla suyun yzndeki toz ve pislik-
leri datt, sonra sudan bir apka dolusu ald, iki eliyle kaldrd. Kendini e-
likletirmeye alt. Derin bir soluk ald, dudaklarn suya dedirdi.
Centaine! diye uludu Blaine. Sesi ok ve fke doluydu. Yldrm gibi
uup apkay onun elinden kapt, sular yerlere, Centaine'in pantolonuna d-
kld. Blaine onu iki kolundan yakalayp ayaa kaldrd. Akln m kaybet-
tin, kadn?
Blaine, canm yakyorsun.
Cann m yakyorum? Seni dvebilirim bile, seni deli...
Blaine, bu bir blf. Eminim. Korkuyordu ondan. fkesini seyretmek
korkuntu. Blaine. Ltfen! Ltfen dinle beni.
Gzlerdeki deiimi seyretti. Blaine kontroln kazanmt. Ah, Tan-
rm... sanmtm ki...
Canm yakyorsun, diye tekrarlad Centaine aptal gibi. Blaine onu b-
rakt.
zr dilerim. Maraton komu gibi soluk soluayd. Bana bir daha
yapma bunu, kadn... gelecek sefere ne yaparm, bilemiyorum.
Blaine, dinle beni. Bu bir blf. Suyu zehirlemedi. Hayatmla bahse gire-
bilirim.
Demin giriyordun zaten. Ama artk dinliyordu. O sonuca nasl var-
dn? Yaklat. lgilenmi, ikna olmaya da hazrd.
Bir zamanlar onu tanrdm. yi tanrdm. Bir yemin ettiini duydum. Se-
nin szn ettiin o kuyuyu 1915 ylnda zehirleyen de oydu. Bunu itiraf etti,
ama bir daha asla yapmayacana yemin etti. Su bandaki korkun manzaray
anlatt.
Ya lm atlar? diye sordu Blaine. Onlar nasl aklyorsun?
Tamam, onlar zehirledi. Zaten ldrmek zorunda kalacakt. Bitmiti o
atlar. Aslanlara brakamazd onlar.
-171-
Blaine suyun kenarna yrd, eilip bakt.
O tehlikeyi gze alacaktn ve... Sustu, rperdi, dnp seslendi.
avu Hansmeyer!
Buyrun efendim. avu atlarn yanndan ayrlp yaklat.
avu, topal ksra getir bana. Adam dnd, at alp geldi. Bir n aya
sakatlanmt. Onu zaten brakmak zorundaydlar.
Brak su isin, diye emir verdi Blaine.
Efendim?! Hansmeyer arm gibiydi. Blaine'in niyetini anlaynca da
ha da telaland. Kaynaktan m? Su zehirli, efendim!
Biz de onu anlamak istiyoruz. dedi Blaine sert bir sesle. Brak isin.
Yaz ksrak hevesle suya yaklat, uzun boynunu edi.
Suyu koca koca yudumlar halinde iiyordu. Guruldayarak karnna akt
duyuldu. Karn gzle grlr biimde iiyordu.
Centaine, Atlardan birini kullanmak aklma gelmemiti, dedi. Ah, tah-
minim yanlsa korkun olacak.
Hansmeyer atn doyana kadar su imesine izin verdi, sonra Blaine'in sesi
duyuldu. Yerine gtr onu.
Kolundaki saate bakt. Ona bir saat verelim, diye karar verdi, Centa-
ine'in elini tuttu, onu glgeye gtrd, oturdular.
Onu tandn syledin, dedi sonunda. Ne kadar iyi tanyordun?
Benim yanmda alt. Yllar nce. Madenin ilk almalarn o yapt.
Mhendistir, biliyorsun.
Evet, mhendis olduunu biliyorum. Dosyasnda yazyor. Sessizleti.
Sana byle bir itirafta bulunmas iin onu ok yakndan tanyor olman gerek.
nsann iledii su ok gizli bir eydir.
Centaine cevap vermedi. Ne diyebilirim ona, diye dnd. Lothar De La
Rey'in metresi olduumu mu? Onu sevdiimi, ona bir erkek ocuk dourdu-
umu mu?
Birden Blaine gld. Kskanlk gerekten pek tatsz bir duygu, deil
mi? Sorumu geri alyorum. Kstahlk ettim. Bala beni.
Centaine elini onun koluna dayad, minnetle glmsedi.
Blaine devam etti. Ama demin beni yle korkutman balam dei-
lim, dedi akac bir kzgnlkla. Hl seni zevkle dizime yatrp pataklaya-
bilirim.
Bu dnce Centaine'de garip bir heyecan dourdu. Blaine'in fkesi onu
hem korkutmu, hem heyecanlandnTut. Yola ktklarndan beri tra olma-
-172-
mt Blaine. kmaya balayan sakal gm krllyd. Aznn kelerinde
yldz yldz parlyordu.
Neye bakyorsun? diye sordu Blaine.
Acaba sakaln batar myd diye dnyordum... beni dvmek yerine p-
meye karar verseydin...
Blaine'in boulmakta olan bir adam gibi kendiyle mcadele ettiini grd.
o yeil gzlerin gerisinde bir sava oluyordu. Centaine bekledi. Ne uzanyor,
ne geri ekiliyordu. Onun kanlmazl anlamasn bekliyordu yalnzca.
Blaine onun dudaklarn kendi dudaklar arasna hrsla ald. Sanki kar
koyamayna kzyormu gibi. Kendisini bu tehlikeli sadakatsizlie ittii iin
ona kzm gibi. Centaine'in tm gcn dudaklarndan ekip ald, vcudunu
gsz brakt.
Sonunda kendini ekip ayaa frlad, ona bakt. Tanr bize acsn, diye
fsldad, dnp yamaca trmand, onu orada sululuu ve ateiyle ba baa,
yalnz brakt.
Sonunda onu avu Hansmeyer ard. Yarbay Malcomess sizi istiyor,
efendim.
Centaine avula birlikte konaklama yerine dndnde kendini gerek-
lerden uzaklam gibi hissediyordu. Ayaklar yere dokunmuyordu. Her ey
ryada gibiydi.
Blaine topal ksran yanndayd. Ban tutmu, boynunu okuyordu.
Hayvan burun deliklerinden sesler karp onun ceketine burnunu srmekteydi.
Blaine onun ba zerinden Centaine'e bakt. Centaine yaklat. Baktlar.
Dnmyoruz, dedi Blaine alak sesle. Centaine o szdeki ift anlam
sezdi. Bu yolda devam ediyoruz... birlikte.
Evet, Blaine, dedi ekingen bir sesle.
Sonucu ne olursa olsun. Sesi hrslyd.
Bir saniye daha baktlar, sonra Blaine sesini ykseltti. avu, atlar su-
la, ieleri doldur. Soyguncularla aramz dokuz saat.
Gece boyunca yola devam ettiler. nlerinde kaanlar drt kiiydi. Onlara
yeni atlar veren adam da aralarna katlmt. Ama her biri, birer de yedek at
gtryorlard yanlarnda.
afaktan bir saat sonra, kaaklarn kamp kurmu olduu yere vardlar.
Lothar atlarndan ikisini orada brakmt. Ortalkta dolanyordu hayvanlar.
-173-
Kwi atee serpilmi kumlar datt, kllere fledi, minik bir alev
fkrnca eytan gibi srtt.
Blaine, Onlar uyurken be alt saat kazandk, diye mrldand. Centaine'e
bakt. Centaine eyerinde doruldu. Yz solgun ve yorgundu. I
Atlar yem olarak kullanyor, dedi. kisi birlikte Lothar'n sa brakt
hayvanlara baktlar. Balarn yere kadar emiti atlar. Acyla hareket ettikle ri
belliydi. Dilleri siyah ve i, azlarnn iki yanndan tayordu.
Onlar iin su ziyan etmemi... dedi Blaine. Zavall yaratklar.
Centaine, Onlar ldrmen gerek, diye cevap verdi.
O da onun iin brakt, Centaine.
Anlamyorum.
Kurun sesi. O sesi dinliyor olacak...
Ah, Blaine! Ne yapacaz! Onlar byle brakamayz.
Kahve ve kahvalt hazrla. Canmz kt... atlarn da, adamlarn da. De-
vam etmeden nce birka saat dinlenmemiz art. Atndan indi, battaniye
dengini at. Bu arada ben de bu sakatlarn aresine bakarm.
Koyun postundan battaniyeyi alp silahnn namlusuna sard.
Ksrak o bouk tabanca sesinden sonra hemen devrildi, bir iki tekme att.
hareketsiz kald. Centaine ban evirdi, kendini megul etmek iin kahveyi
lt. Blaine o sra teki ksraa yryordu.

Havada hafif bir kprt oldu. Ses denemezdi buna. Bir ku kanad gibi.
Ama Swart Hendrick de, Lothar De La Rey de balarn kaldrdlar, atlarnn
gemini ektiler. Lothar sessizlik olsun diye elini kaldrd, beklediler, solukla-
rn tuttular.
Ses tekrarland. ok uzaktan gelen, bouklatrlm silah patlamas.
Lot-har'la Hendrick baktlar.
Arsenik hilesi tutmad, diye homurdand koca Ovambo. Suyu gerek-
ten zehirlemen gerekirdi. Lothar ban youn yorgun iki yana sallad.
eytan gibi hzla yol alyor. Drt saat aramz kald. Atlarn zorlarsa da-
ha bile az. Bu kadar hzl gelebileceini hi sanmamtm.
O olduu kesin deil, dedi Hendrick.
Odur. Lothar hi kuku duymuyordu. Geleceine sz verdi. Sesi bo-
uk, dudaklar kuru ve atlakt. Gzlerine kan oturmu, gz altlan morarmt.
Sakal sar, gri ve beyaz karm grnyordu.
174-
Kolu dirseine kadar sarglar iindeydi. Sar iltihap sargy lekelemiti.
Fi-ekliinin kayn koluna asklk yapm, elini yle tayordu.
Dnp gerilere doru bakt, bu hareket ban dndrd, eyerin zerinde
salland, dmemek iin arkadaki elmas kutusuna tutundu,
Baba! Manfred onun salam koluna yapt. Yz kaygyla krmt.
Baba! yi misin?
Lothar gzlerini yumdu, sonra cevap verebildi. yiyim, diye gcrdad
sesi. Yarann itiini, elinin ve kolunun biimini deitirdiini hissediyordu,
Cildi incelmi, gerilmiti sanki. Olgun eriin kabuu gibi olmutu. Zehirin
atei kannda dolayordu. Koltukalt bezlerinde zonklama yapyor, tm vcu-
duna yaylyor, teriyle dar atlyor, gzlerini yakyor, akaklarn attryor,
beyninde l seraplar oluturuyordu.
Devam edin, diye fsldad. Devam etmemiz gerek. Hendrick,
Lot-har'n atnn yularn tekrar ald.
Dur! diye patlad Lothar. Eyerin stnde sallanyordu.
Gelecek suya ne kadar var?
Yarn lende oradayz.
Lothar dikkatini toplamaya alyordu ama, ate beynini sanki dumanlar-
la dolduruyordu.
At ivileri. Onlar kullanmann zaman.
Hendrick ban sallad. O koca demir ivileri tepedeki silah deposundan
tayp getirmilerdi. Arl otuz be kilo vard o ykn. Bir at iin enikonu
ar bir ykt. O ykn birazndan kurtulma zaman gelmiti.
Lothar, Bir yem brakalm da ivilerin stne gelsin, diye gcrdad.
Ksack dinlenme, acele yenen yemek, fazla kaynam scak kahve,
Cen-taine'in yorgunluunu daha da artrmaktan baka ie yaramamt.
Onlara belli etmeyeceim, dedi kendi kendine. Onlar pes etmeden ben et-
meyeceim. Ama derisi yle kuruydu ki, kt gibi yrtlacakt neredeyse.
Gzlerine giren k bann iini korkun bir aryla dolduruyordu.
Yan gzle Blaine'e bakt. O eyerinde dimdik oturuyordu. Yenilmez, yorul-
maz biri. Ban evirip Centaine'e bakarken baklar yumuad.
On dakikaya kadar ay molas vereceiz, dedi alak sesle.
Ben iyiyim.
Hepimiz yorgunuz. Bunu kabullenmenin utanlacak bir yan yok. Susup
elini gzne siper etti, ileriye bakt.
-175-
Ne var? diye sordu Centaine.
Emin deilim. Blaine gsnde asl drbn kaldrd, t uzaktaki siyah
noktaya bakt. Hl anlayamadm. Drbn Centaine'e uzatt, o da pakt.
Blaine! diye bard. Elmaslar! Elmas antas! Onu brakmlar
Yorgunluu bir anda yok oldu. Blaine onu durduramadan atn dortnala
kaldrd, Bushman'lar geti. ki yedek at da onu izlemek zorunda kald. Srt
larndaki su ieleri srayp sallanyordu.
Centaine! diye bard Blaine. Kendi atn onun pei sra mahmuzlad
ona yetimeye alt.
avu Hansmeyer eyerde uyuklayp duruyordu. ki lider drtnala kalkn-
ca uyand.
Ekip, ileri! diye bard, tm grup yldrm gibi ilerledi.
Birden Centaine'in atndan ac bir lk koptu, hayvan ahland. Centaine
neredeyse eyerden dyordu. Kendini ustalkla dengeledii srada yedek at-
larn da acyla ifteler atmakta olduunu grd. Blaine dnmeye alt ama
ge kalmt. At altnda kt, yanndaki yedek atlar tepinmeye balad.
Dur! diye bararak avu Hansmeyer'in grubunu durdurmaya alt.
avu abucak tepki gsterdi. Atn evirip adamlarnn yolunu kesti. Hepsi
birbirine arparak durdular, atlarn tepinmesinden toz toprak iinde kaldlar.
Centaine eyerden srad, atnn n ayaklarn muayene etti. kisi de sa-
lamd. Arka ayaklardan birini kaldrnca inanmaz baklarla bakakald. Hay-
vann trnak arasna kocaman, pasl bir demir saplanmt. Koyu renk kanlar
yaradan boanmaya balamt bile. ln ince kumlarna karp gidiyordu.
Centaine dikkatle maden parasn tuttu, ekmeye alt. ok derine g-
mlmt. Hayvan acyla titredi. Centaine demire aslp evirirken her yann-
dan kan dikenlere dikkat etmeye alyordu. Sonunda korkun demir kt.
Atn kanndan srlsklamd. Centaine dorulup Blaine'e bakt. O da kendi at-
nn ayayla meguld. Elinde ayn demirden iki taneyle doruldu.
At ivileri, dedi Centaine'e. Bu zalim demirleri savatan beri grme-
mitim. ok kaba yaplmlard. Drt ucu olan bir yldz gibiydiler. Nasl
durursa dursun, ir ucu mutlaka yukar doru uzanyordu. Sekiz santim boyun-
da demir u. nsan da, hayvan da sakat etmeye yeter, onlar izleyen bir ta-
tn lastiini yarard.
Centaine evresine baktnda, kumlarn bu demirlerle dolu olduunu gr-
d. lk bakta gzkmemeleri iin zerine biraz kum serpilmiti ama, bu du-
rum demirlerin etkisini hi azaltmamt.
-176-
Tekrar eildi, teki atlarn ayaklarna bakt. Kendi atnn iki arka ayan-
da da vard. Yedek atlarn birinin , tekinin iki aya yaralyd. Demirleri -
kard, fkeyle uzaa frlatt.
avu Hansmeyer'le adamlan onlara yardm etmek zere dikkatle
yakla-tlar. Bu demirler onlarn izme tabanlarn da rahat delerdi. Dar,
koridor gibi bir yolu temizlediler. Hayvanlar o yoldan gvenle geriye
gtrlecekti.
Alt hayvan, dedi Blaine ac bir sesle. Bir elime geirsem o iti.
Tfe-ini eyerden ald, Hansmeyer'e, Eyerleri sendeki iki yedek ata koy,
diye bard. ki adam buradan k yolunu temizlesin. abuk ol! Bir
dakika bile ziyan edemeyiz.
Hansmeyer az sonra Centaine'in yanna geldi. Hazrz, bayan, dedi, ye-
ni atn dizginlerini uzatt. Centaine bindi. Hepsi dnp arkaya baktlar. Blaine
yaral hayvanlar vuruyordu. Centaine gzlerindeki yalar hissetti. Onlara en-
gel olamyordu. Blaine iini bitirip yaklat, ona bakt, yalar grnce ban
dosdoru karya evirdi, onu rahat brakt.
Bir saate yakn zaman kaybettik. leri mar!
Karanlk basmadan nce Bushman'lar iki kere daha grubu durdurdular,
yerlerde demirler arand, bulundu, temizlendi. Bunlarn her biri onlara deerli
dakikalar kaybettirdi.
Geri kalyoruz, dedi Blaine. Tfek seslerini duymulardr. Tetiktedir-
ler. lerde bir yerde yeni atlarn kendilerini beklediini biliyorlar. Hzl gidi-
yorlar. Bizim cesaret edemediimiz kadar hzl.
Lothar De La Rey artk eyerde yardmsz duramyordu. Bir yannda Swart
Hendrick, br yannda pi olu Klein Boy ona yardm ediyorlard. Lothar
ara sra sayklyor, ara sra glyor, decek gibi oluyordu. Manfred
arkala-rndayd. Babasna kaygyla bakyor, ama kendini ona yardm
edemeyecek kadar yorgun hissediyordu.
Son bir tepeyi ap suya yaklatlar. Su, stl kahve rengindeydi. Diz bo-
yuydu. evresinde dzinelerce vahi hayvann ayak izi vard. HendrickTe
Klein Boy atlarn suyun ortasna srdler, kendilerini suya atp yattlar.
Manfred kyda, babasnn attan inmesine yardm etti, sonra koup bir ap-
ka dolusu su ald, Lothar'n yklp oturduu yere getirdi.
Lothar oburca iti. Yz krmz ve iti. Gzleri alev alev yanyor, kann-
daki zehir onu mahvediyordu.
- 177 -
Hkmedenler /F: 12
Swart Hendrick srtarak evresine baknd, birden srtmas yok old.
Burada kimse yok, diye homurdand. Bufalo'yla Bacak... neredeler?
Komaya balad. lerdeki ilkel kulbeye dald. ersi botu. Terk edilmiti.
Snm ate, dier izler... bir haftalkt. Lothar'n yanna dnd. Manfred onu
akasyann glgesine yatrmt.
Kamlar, deil mi? Lothar anlamt. Bilmem gerekirdi. On at... her
biri elli sterlin eder. Adamlara fazla ekici geldi. Su imek ve dinlenmek ona
g vermi gibiydi. Kafas yine alyordu.
Biz ayrldktan birka gn sonra kam olmallar. Hendrick onun yan-
na oturdu. Atlar gtrp Portekizlilere satm, sonra karlarnn yanna dn-
mlerdir.
Bana sz ver, Hendrick. Onlar bir daha grdnde ok yava ldrece-
ine sz ver. ok yava.
Nasl yapacam gzmn nnde, diye fsldad Hendrick. nce ken-
di erkekliklerini yedireceim onlara. Kr bakla kesip lokma lokma yedire-
ceim.
kisi de sustular. Suyun kenarndaki drt ata baktlar. Hayvanlarn karnlar
suyla imiti ama balan ackl biimde sarkyordu. Burunlar yere demek
zereydi.
Nehre yetmi mil, diye mrldand Lothar. En azndan yetmi mil.
Kolundaki kirli sarglar amaya koyuldu.
ilik irenti. Eli kavun kadar olmutu. Parmaklar mavilemi etten ka-
zk gibi uzanyordu. ilik dirsee kadar da devam etmekteydi. Isrk yaralar
derin, sar, kenarlar ak akt. Kokusu Lothar'n midesini bulandryordu.
Dirsekten yukarda ime o kadar fazla deildi. Ama omza kadar olan yer-
de krmz izgiler gze arpyordu. Koltukaltndaki bezeleri yoklad.
Kangren, dedi kendi kendine. Balangta yaralar temizlemekte kulland
karbolik asit solsyonunun durumu nasl daha da beter ettiini dnd.
Fazla sertti, diye mrldand. Solsyon fazla sert olmutu. Bu yzden yara-
larn evresindeki klcal damarlar mahvetmiti o ila. Ve kangrene yol amt.
El kesilmeli. Gerei sonunda kabulleniyordu. Bir an, bu ameliyat kendi
yapmay bile dnd. Dirsekten aasn kesip atmay...
Yapamam, diye karar verdi sonunda. Dnemiyorum bile. Kangrenin izin
verdii kadar yoluma devam etmem gerek. Manie'nin hatr iin. Oluna bakt.
Sarg lazm. Sesini salam ve gven verici biimde karmaya al-
yordu ama, yine de kuzgun l gibi kt. ocuk irkildi, gzlerini yaradan
ayrd.
-178-
Lothar yaraya karbolik kristalleri serpti. O ila da bitiyordu. Sonra elini
battaniye paralaryla sard. Baka ne kadar giyecek varsa hep sarg diye
kul-lanm, bitirmilerdi. Sargy dmlerken, Ne kadar arkamzda o,
Hennie? diye sordu.
Hendrick, Zaman kazandk, diye tahmin yrtt. Atlann kurtaryor
olmallar. Ama bir de bizimkilere bak.
Hayvanlardan biri suyun kenarna yatmt. Bu bir teslim olma iaretiydi.
Be alt saat arkamzdalar. Nehre de yetmi mil yol vard.
Pelerindeki-lerin snrda duracaklar da garanti deildi. Belki snr aar, yine
izlerlerdi onlar. Lothar bu kukularn seslendirmedi. Onlarda zaten
biliyorlard.
Manfred, diye fsldad. Elmaslar getir.
ocuk torbay babasnn yanna koydu, Lothar dikkatle at.
Torbada yirmi sekiz kk paket vard. Hepsi krmz balmumuyla mhr-
lenmiti. Lothar onlar yedier tanelik drt kme halinde ayrd.
Eit paylar, dedi. Her paketin deerim hesaplayanlayz. Bu yzden
byle drde blp en gencimize seme hakk tanyacaz. Hendrick'e bakt.
Kabul m?
Swart Hendrick anlyordu. Mal paylamak demek, hepsinin birlikte nehre
varamayacan u andan itibaren kabullenmek demekti. Gzlerini Lot-
harnkilerden ekti. Bu altn sal beyaz eytanla t genliklerinden beri bir-
likteydiler. Onlar neyin bir arada tuttuunu hi dnmemiti. Tm beyazla-
ra kar derin ve sarslmaz bir dmanl, bir gvensizlii vard ama bu be-
yaz dnda. Birlikte yle ok olmayacak eye cesaret etmi, yle ok ey gr-
m, yle ok ey paylamlard ki! Bunu bir sevgi ya da dostluk olarak gr-
myordu. Ama yine de ayrlk iine derin bir umutsuzluk veriyordu. Sanki
lm bekliyordu onu.
Kabul, dedi o tok sesiyle. Ban kaldrp beyaz ocua bakt. Adamla
ocuk Hendrick'in gznde bir btnd. Baba konusundaki duygular, oul
iin de geerliydi.
Se, Manie, diye emretti.
Bilemiyorum. Manfred iki elini arkasna koymu, paketlerden hibirine
dokunamyordu.
Se, diye terslendi babas. ocuk sz dinleyip uzand, kendine en yakn
kmeye dokundu.
Al onlar, dedi Lothar. Sonra siyah gence bakt. Se, Klein Boy.
Geriye iki deste kalmt. Lothar atlak dudaklaryla glmsedi. Ka ya-
ndasn, Hennie?
179-

Dalar kadar yal, baharn ilk iekleri kadar gencim, dedi Ovambo.
kisi de gldler.
inden dnyordu. Keke birlikte gldmz her sefer iin bir elma-
sm olayd, dedi kendi kendine. Dnyann en zengin adam ben olurdum. Y-
zn glmser durumda tutmak aba gerektiriyordu. Sen benden gensin
herhalde, dedi. Sana hep dad gibi bakmak zorunda kalyorum. Se!
Lothar kendi destesini de alp Manfred'e frlatt. Bunlar torbaya koy,
dedi ona. Manfred kendi paylarn torbaya koydu, ipini ekip kapatt. ki si-
yah da yeleklerinin, ceketlerinin ceplerini doldurdular.
imdi sular doldurun, dedi Lothar. Nehre yetmi mil ancak var.
Yola kmaya hazr olduklarnda Hendrick, Lothar'a yardm etmek zere
eildi ama o Hendrick'in elini sinirli bir tavrla itti, akasyann gvdesine tu-
tunup ayaa kalkt.
Atlardan biri kalkamyordu. Onu suyun kenarnda yatar durumda braktlar.
kinci at bir mil gidemeden kald. Dier ikisi aksaya tkezleye yrmeyi
baaryordu. Artk bir insann arln tayamazlard. Biri su ielerini ta-
yor, ikincisi de Lothar'a baston grevi yapyordu. Lothar bazen nedensiz g-
lyor, arklar sylyor, baryor, evresini saran hayaletlere kyordu.
Manfred bir keresinde kotu, onun beline sarld, rahatlatmaya alt.
yi bir ocuksun, Manie, diye fsldad babas. Hep yle oldun. Bun-
dan byle harika bir hayatn olacak. yi bir okul. Gen bir beyefendi olacak-
sn. Birlikte Berlin'e gideceiz. Operaya...
Konuma, baba. Gcn sakla. Lothar sessizleti. Salam eli atn boy-
nunda, admlarn atyor, Kalahari kumlarnda binbir zorlukla ilerliyordu.
Karda ilk granit tepeler, ormann gerisinde belirdi. nci gibi yuvarlak,
gne altnda gm rengiydi tepeler.
De La Rey burada yedek at bulamam, dedi Centaine, Blaine'e. Blaine
arm gibiydi.
Emin misin?
Kwi'nin dediine gre burada iki adam, pek ok atla birlikte bekliyorlar-
m ama gnlerce nce gitmiler. Ellerindeki on parmaktan fazla gn gemi
gideli. O yzden sayamyor. Evet, Lothar De La Rey'in yeni at bulamadn-
dan eminim.
-180-
Blaine slak salarn iki eliyle dzeltti. O halde demek plannda bir ters-
lik oldu. Yeni at bulmay beklemese, bindii atlar ylesine yormazd.
Kwi diyor ki, buradan sonra yaya yola kmlar. Kalan atlann ekerek.
Belli ki atlar insan tamayacak kadar zayf. Kwi'nin ln duyunca sus-
lu, minik adama doru yrd.
Blaine akasya aacnn dibindeki atlm malzemeyi grnce, Bunlar a-
resiz kald, diye karar verdi. Eyerler, konserve yiyecekler, battaniyeler...
hatta cephane bile atmlar. Bak... at ivilerinin de sonuncular. Her eyi b-
rakmlar. Nehre varmak iin son bir umutsuz aba harcyorlar.
Buraya bak, Blaine. Centaine ona ayaklarnn dibindeki kirli sarglan
gsteriyordu. Durumu ktleiyor. Centaine mrldanyordu. Ama sesinde
bir sevin olmamas garipti. Gzlerinde de zafer parldamyordu. Bence l-
yor, Blaine.
Blaine bilinmez bir nedenle Centaine'i avutma gereini duydu. Belki onu
bir doktora gtrebilirsek... Sustu. Glnt bu yapt. Onlar hain bir su-
lunun peindeydiler. O sulu onlar grrse ilk frsatta ate etmekten asla e-
kinmezdi.
Bir saatlik mola srasnda yan yana oturdular. Blaine konutu.
Seni ilk grdmde, ok zeki, kararl ve gzel bulmutum. Elmaslarn-
dan biri gibi gzel.
Ya imdi? diye sordu Centaine.
len atlar iin aladn grdm, sana zalim davranan bir adama mer-
hamet duyduunu grdm. Kalkrand'dan ayrlrken sana ktm. Herhalde
sana ilk karlatmz andan beri m. Baka trls elimden gelmezdi.
Ama imdi seni seviyor ve sayg duyuyorum.
Bu aktan farkl bir ey mi?
k olmaktan ok farkl bir ey. Bir sre sessiz kaldlar. Sonra Centa-
ine anlatmaya alt.
Blaine, ben uzun sre, korumam gereken bir ocuk iin planlar yapmak \
zorunda kaldm. Bu diyara ilk geldiimde, lde amansz bir rencilik dne
mi geirdim. Kendimden baka kimseye gvenemeyeceimi, beni ancak ken
di gcmn ve kararllmn kurtarabileceini anladm. Bu durum deime- i
di. Hl tek gvenebileceim, kendimim. yle deil mi, Blaine?
Keke yle olmasayd. Centaine'in bakndan kamaya almad. Ona
itenlikle bakt. Keke...
Sustu. Szn sonunu Centaine getirdi. Ama senin Isabella'n ve kzlarn
var.
O ban evet anlamnda sallad. Evet, onlar kendilerini koruyamazlar.
Ama ben yapabilirim. Deil mi, Blaine?
Ltfen bana kzma. Bunu hak etmiyorum. Sana asla bir vaatte bulunma-
dm.
zr dilerim. Centaine piman olmutu. Hakkn var. Bana hibir ey
vaat etmedin. Saatine bakt. Bir saat doldu, dedi, hemen ayaa kalkt.
Ben yine gl ve kat olmaya devam edeceim, dedi. Ama bunu bir da-
ha asla bama kakma, Blaine. Asla.
Filler Suyu'ndan ayrlrken atlarndan be tanesini geride brakmak zorun-
da kalmlard. Blaine geri kalan hayvanlar korumak iin bir sre binerek, bir
sre yryerek ilerleme yolunu semiti. Yarm saat at srtnda gidiyor, sonra
inip atlarn yularndan ekerek yryorlard.
Susuzluktan, yorgunluktan ve scaktan etkilenmeyen yalnzca Bushman'
lard. kide bir yavalamak zorunda kaldklar iin bozuluyorlard.
Tek avuntumuz, De La Rey'in durumunun bizimkinden de kt olduu-
nu bilmek. zlerden anlaldna gre, kaaklarn bir tek at kalmt. Onlar
daha da yava ilerliyorlard. Nehre daha en azndan otuz mil yol var. Bla-
ine saatini kontrol etti. Yine attan inme zaman geldi korkarm, diye duyu-
ruda bulundu.
Centaine eyerden kayp inerken hafife inledi. Her adalesi aryor, bacak-
larnn tendonlarn bklm tel gibi gepgergin hissediyordu.
Yrmeye baladlar. Her adm iin aba gstermek gerekiyordu.
Centa-ine'in dili imi, azn doldurmu, kapkaln, mein gibi olmutu.
Boazn-daki, burun deliklerindeki dokular da itiinden, soluk alp vermek
ac veriyordu. Tkrn toplayp aznda tutmaya alt. Tkrk de
tutkal gibi ve ekiydi. Susuzluunu artrmaktan baka ie yaramyordu.
Susuzluun ne demek olduunu unutmutu oktan beri. Atlarn srtndaki
ielerin sarslmasndan gelen su sesi tam bir ikenceye dnt. Tek dn-
d, ilk ne zaman su iebilecekleriydi. Durmadan saatine bakyor, saatin
durmadndan emin olmaya alyordu. Acaba Blaine ne zaman elini kald-
rp onlar durduracak, ie kapaklarn amalarna izin verecekti?
Kimse mecbur kalmadka konumuyordu. Emirler hep tek heceli kelime-
lerle verilmekteydi. Her kelime, her adm, bilinli bir abay gerektiriyordu.
lk teslim olan ben olmayacam, diye karar verdi Centaine. Sonra... bu
dnce aklna geldii iin utand, telaa kapld. Kimse teslim olmaz. Onlara
nehre varmadan yetimek zorundayz. Nehre de ok kalmad.
-182-
Blaine ona glmsedi. Glmsemek ona da zor geliyordu. Bu tepeler
ha-ritada iaretli deil, dedi.
Centain'e karki tepelere dikkat etmemiti. Ban kaldrd, bir mil kadar
ilcideki sarp granit doruklarn ormann iinden nasl ykseldiini grd.
Bu taraflarn incelendiini sanmyorum, diye fsldad, ksrerek grtla-
n temizlemeye alt. Haritalara yalnzca nehir ilendi.
lk tepeye varnca su ieriz.
Tekrar sessizletiler. Bushman'lar onlar dosdoru tepeye gtryordu.
Granit koninin dibinde Lothar De La Rey'in atlarnn sonuncusunu buldular.
Hayvan yan yatyordu. Onlar yaklarken ban kaldrd. Blaine'in at hafife

y
kinedi, devrik hayvan cevap vermeye altysa da bu aba ona fazla geldi.
Ba tekrar topraa dt, soluu burun deliklerinin evresindeki kumlar
uurdu. Bushman'lar lmekte olan hayvann bana dikilip aralarnda heye-
canl heyecanl konumaya baladlar. Kwi, tepenin gri duvarna doru koup
yukarya bakt.
Hepsi onu taklit ettiler, balarn kaldrp yukarya baktlar. Ykseklii
seksen ya da yz metre vard. Yamac uzaktan grnd gibi dmdz deildi.
Derin atlaklar vard. Bir ksm yatay, bazlar da dey dorultudayd. S-
caktan granit soan gibi soyulmaya da balamt. Bu yzden oluan oyuklar
basamak gibiydi. Demek ki tepeye kadar trmanmak mmknd. Ama yine de
tehlikeli bir trman olurdu.
Dorukta birka tane yusyuvarlak kaya gze arpyordu. Her biri ev boyun-
dayd. Adeta simetrik bir ta oluturmaktaydlar. Sanki insan eliyle yaplm-
t. Bir mhedislik ii kadar muntazamd.
Blaine onun yanndan ayrld, atn granit kayann dibine doru yrtt.
Ayn anda, doruktaki bir hareket Centaine'in dikkatini ekti. Yuvarlak kaya-
lardan birinin dibinde. Bir uyar l att.
Blaine, dikkatli ol, tepede...
Blaine atnn yularn omzuna vurmu, hayvann bann nnde duruyor,
yukarya bakyordu. Daha o cevap veremeden, ta tabana un uval dm
gibi bir ses duyuldu. Centaine bu sesin canl ete giren kurun sesi olduunu
anlayamad. O anda Blaine'in atnn n ayaklan kvrld, hayvan ykld, Bla-
ine'i de birlikte ekti.

'
Mauser'in sesi gelene kadar Centaine durumu kavrayamad. Kurunun
sesten nce gelmi olduunu ancak o zaman anlayabildi.
-183-
Herkes baryor, panie kaplan atlar zaptetmeye urayordu. Centaine
dnd, zengi kullanmadan atnn eyerine srad, hayvann ban evirdi.
Blaine, geliyorum, diye bard. Blaine bu arada ayaa kalkmt. Cen-
taine atn ona doru srd. zengime tutun! diye seslendi. Tepedeki
Ma-user'lerin mermileri saa sola yayordu. avu Hansmeyer'in at da
isabet alp ld, adam eyerden dt.
Blaine, Centaine'e doru kotu, sallanan zengiyi yakalad. Centaine at
evirdi, drtnala kaldrd, iki yz metre kadar gerideki mopani aalarna
doru utu.
Blaine zengiye aslm, ayaklar kumlarda, koca koca admlarla kouyor,
ata yetimeye alyordu.
yi misin? diye bard Centaine.
Devam et! Sesi gsterdii abadan tr garip kyordu. Centaine ko-
lunun altndan geriye bakt. Mermiler hl salarna, sollarna dmekteydi.
Adamlardan biri avu Hansmeyer'e yardm etmek zere dnmt ama ora-
ya yaklat srada bir mermi onun atn da devirdi.
Atlara nian alyorlar! diye bard Centaine. Yalnzca kendi atnn
ayakta kaldn fark etti. tekilerin hepsi lmt. Kafadan bir tek kurunla.
Harika bir nianclk rneiydi bu. nk tepedekiler yz elli adm mesafe-
den, dosdoru aaya ate etmekteydiler.
Centaine karsnda, daha nce dikkat etmedii alak bir hendek grd.
Yamacna l mopani dallan ve yapraklar ylmt. Oraya yneldi, soluk
solua kalan atn alak yamatan inmeye zorlad, derhal yere srad, hayva-
nn ban yakalayp ona hkim oldu.
Blaine'in ayaklar yerden kesilmi, kendisi yamatan aaya yuvarlanmt.
Hemen frlayp ayaa kalkt. Aptal gibi tuzaa dtm, diye mrldand.
Kendi kendine kzyordu. Doru drst dnemeyecek kadar yorgundum.
Centaine'in eyerinden tfei ekip ald, hendein kenarna trmand.
lerde, tepenin dibinde atlarn lleri gzkyordu. avu Hansmeyer'le
adamlar hendein siperine snabilmek iin koumaktaydlar. Mauser kur-
unlar atrdyor, yerden sar tozlar kaldryor, adamlar balarn eip kou-
yorlard.
Bushman'lar sanki sihir gcyle kaybolmulard. Minik, kahverengi ker-
tenkeleler gibi. lk kurun sesini duyduu anda Centaine onlar bir daha gre-
meyeceini anlamt zaten. oktan O'Chee Pan'daki klan kampna doru yola
koyulmu olmalydlar.
-184-
Blaine tfein drbnn tepenin doruuna evirip bakt, incecik mavi bir
duman, nianclarn yerini belli ediyordu. Ate etti, tekrar doldurdu, bir daha
le at. Hansmeyer'in adamlar birer birer hendee varp kendilerini aaya
attlar. Ter iinde, soluk soluaydlar. Blaine hepsinin ellerinde tfekleriyle
gelmi olduklarn grp memnun oldu. Fieklikleri zaten gslerindeydi.
Atlar kafadan vurdular ama insanlara hi dokunmadlar. Hansmeyer'in
bu szleri azndan slk gibi hrtl kmt.
Centaine, Bana hi ate edilmedi, diye patlad. Lothar onu tehlikeye
sokmamak iin dikkatli davranyordu herhalde. stese kurunu beynine nasl
gmebileceim dnp rperdi.
Blaine tfei tekrar dolduruyordu. Ban kaldrp neesiz bir ifadeyle g-
lmsedi. Adam aptal deil. Sularna bir de cinayet eklemek istemiyor.
Hansmeyer'e dnd. Ka kii var tepede?
Bilemiyorum, dedi Hansmeyer. Ama bir kiiden fazla olduu kesin.
Kurunlarn hz yle gsteriyor. Bazen mermiler, st ste patlyordu.
Pekl, anlayalm bakalm ka kiiymiler. Blaine bir iaretle
Centa-ine'i ve Hansmeyer'i yanma arp anlatt.
Centaine drbn ald, hendekte biraz ilerleyip yamacn alak olduu yeri
buldu. Yaprakl dallar siper gibi kullanp ban uzatt, tepenin doruuna
bakt, Hazrm! diye seslendi.
Blaine miferini tfein namlusuna takp ykseltti, Hansmeyer de dikkati
o yana ekmek iin iki el ate etti.
Cevap at hemen annda patlad. Ayn anda birden fazla kurun atlyor-
du. Yamacn st kenarnda kumlar uutu, miferi frlayp mopani aalarna
doru utu.
Ya iki ya da , dedi Hansmeyer.
. diye onaylad Centaine de. Drbn indirip aaya kayd. ka-
fa grdm.
Blaine, yi, diyerek ban sallad. Onlar yakaladk demektir. Yalnzca
zaman meselesi.
Blaine. Centaine eyerden su iesini ald. Bu kadar kald. ieyi sal-
lad. Ancak eyrei doluydu. Hepsi baktlar. Blaine elinde olmadan dudakla-
rn yalad.
Ortalk kararnca teki ielerimizi de alabiliriz, diye gvence verdi on-
lara. avu, iki adam al, tepenin teki yanma dolan. Kimse arka kapdan
kamaya kalkmasn.
-185-
Lothar De La Rey tepenin doruundaki kocaman yuvarlak kayalardan biri-
ne srtn yaslam oturuyordu. Kendini glgeye ekmi, Mauser'ini kucana
koymutu. Ba ak, uzun altn salar alnnda rzgrla uuup durmaktayd.
Gneye doru, ovann kar tarafna bakt. Orada seyrek bir mopani orma-
n vard. Amansz takip o yandan gelecekti. Sarp granit kayaya trmanmak
Lothar' tketmi, etkisi henz gememiti.
Bana bir tek ie su brak, diye emir verdi, Hendrick ieyi getirip yan-
na koydu.
teki ielerden buna doldurdum, dedi. Bizi de nehre kadar gtrecek
bir dolu ie suyumuz var.
yi. Lothar ban sallayp, yan bana konmu olan malzemeyi gzden
geirdi.
Drt el bombas vard. Eskiden kalma, 'Patates pre makinesi,' denen tipte,
tahta sapllardan. Yirmi yldan beri, at ivileriyle teki malzemenin arasnda
beklemi bombalard bunlar. Lothar onlara pek gvenemiyordu.
Klein Boy kendi tfeini, fieklerini, o el bombalarnn yanna koymutu.
Bu durumda Lothar'n iki tfei ve yz elli kurunu var demekti. Bol bol ye-
terdi. Hele el bombalar i grrse. Yok eer onlar kof karsa... o zaman hi-
bir eyin nemi yoktu zaten.
Tamam, dedi Lothar alak sesle. htiyacm olabilecek her ey var. Gi-
debilirsiniz.
Hendrick top gllesi gibi kafasn evirip gneye bakt. Tepede olduklar
iin gr uzakl yirmi mile kadar uzanyordu. Yine de pelerindekiler he-
nz grnmemiti.
Hendrick ayaa kalkmaya alrken birden durdu, gzlerini ksp uzakla-
ra tekrar bakt. Toz! dedi. Be milden ilerdeydiler henz. Aalarn zerin-
de hafif, soluk bir renk deiimi... adeta bir sis.
Evet. Lothar onlar birka dakika nceden grmt. Zebra srs fa-
lan da olabilir ama, ganimetin bana denini yatrp bahse girmezdim. Siz he-
men gidin.
Hendrick bu emre hemen uymad. Beyaz adamn safir sars gzlerine ba-
kp duruyordu.
Lothar ne yaplmas gerektiini anlattnda Hendrick itiraz etmemi, tar-
tmt. Doruydu, mantklyd syledikleri. Yarallarn hep geride brakr-
lard. Genellikle yanna bir tek tabanca koyarlard. Arlar veya srtlanlar ra-
hatsz ederse diye. Ama bu sefer bir ey syleme ihtiyacn duyuyordu Hend-
rick. Duyuyordu ama, bu ann nemine yakacak kelimeler bulamyordu.
-186
gnein kavurduu bu kayann dibinde kendi hayatndan bir paray brakp
gitmek zorunda kalacann farkndayd.
ocua bakarm, dedi yalnzca. Lothar ban sallad.
Manie ile konumak istiyorum. Kurumu, atlak dudaklarn yalad,
ze-hirin kanndaki ateiyle bir an rperdi. Onu aada, kayann dibinde
bekleyin. Bir dakika ancak srer.
Hendrick, Gel, diyerek kafasn devirdi, Klein Boy da ayaa kalkt.
Bir-likte avc panterlerin hzyla kenara ilerlediler. Klein Boy inip kayboldu,
Hendrick durup arkasna bakt, sa elini havaya kaldrd.
Hoa kal, dedi yalnzca.
Yolun ak olsun, dostum, diye mrldand Lothar. Ona daha nce hi
'dostum' dememiti. Hendrick bu kelimeyi duyunca irkildi. Gzlerini
Lot-har'a gstermemek iin hemen ban evirdi. Bir an sonra da yok
olmutu.
Lothar uzun uzun onun ardndan bakt, sonra kendini toparlamak iin
sil-kindi, kendine acma duygularn tm duygusallk kalntlaryla birlikte
zerinden atmaya alt.
Manfred, dedi. ocuk da irkildi. Babasna cesaret edebildii kadar ya-
kn oturmu, onun yzn seyrediyor, her hareketini, azndan kan her ke-
limeyi izliyordu.
Baba, diye fsldad. Gitmek istemiyorum. Seni brakmak istemiyo-
rum. Sensiz kalmak istemiyorum.
Lothar sabrsz bir hareket yapt, yz hatlarn sertletirip duygularn sak-
lamaya alt. Ne diyorsam onu yapacaksn.
Baba...
Daha nce bana hi bakaldrmadn, Manie. Seninle gurur duydum. im-
di her eyi mahvetme. Olumun korkan biri olduunu grmeyeyim...
Ben korkak deilim!
O halde yapman gereken eyi yaparsn. Lothar'n sesi sertti. Manfred
tekrar itiraz edemeden emretti. Torbay bana getir.
ocuun uzatt torbay ayaklarnn arasna ald, salam eliyle ste dev-
rilip kapanan kapa kaldrd. Torbadan paketlerden birini kard, kaln kah-
verengi kd dileriyle yrtt, talar yan bandaki granitin ukurca bir ye-
rine dkt, eliyle yayd. lerinden en iri ve en beyaz olan on tanesini ayrd.
kar ceketini, diye emretti. Manfred ceketi uzatnca Lothar astara b-
ayla ufack bir delik deldi.
Bu talarn deeri binlerce ngiliz liras tutar. Seni bytmeye, eitmeye
yeter, deyip talar birer birer parmayla delikten ieriye itti.
187-
Ama geri kalanlar ok fazla, ok ar, saklanamayacak kadar da byk.
stnde taman tehlikeli olur. lm ferman gibi bir ey. Byk bir abay-
la kendini itip ayaa kalkt. Gel!
Manfred'i iri kayalarn arasna gtrd. Eliyle kayalara dayanp destek
alyor, teki koltukaltndan da Manfred onu tutuyordu.
te buras! deyip diz kt, Manfred de yanna meldi. Ayaklarnn di-
bindeki granit, balyoz yemi gibi atlamt. Aradaki yark belki on metre, belki
daha derindi. st ksm iki kar kadar vard ama, dibi grnmyordu. Aa-
ya doru atlak daralyor, derin ksmlar glgede kalyordu.
Lothar torbay aralktan aaya sarktt. Bu yeri iyice ezberle, diye f-
sldad. Kuzeye doru giderken sk sk arkana bak, bu kaya tepeyi tan. Bu
talar seni bekleyecek. htiyacn olduu zaman gelirsin.
Lothar parmaklarn at, torba aaya dt. Kayann iki yannda srtn-
me sesini duydular, sonra ses kesildi. Dar yerde skm, kalmt.
kisi birden aaya baktlar. On metre kadar aada branda dokunun ren-
gini kayann renginden pek az farkl olarak ancak gryorlard ama, nerede
arayacan bilmeyen biri, dikkatli de baksa farkna varamazd.
Bu benim sana mirasm, Manie, diye fsldad Lothar. Sonra emekleye-
rek yarn bandan uzaklat. Tamam. Hendrick seni bekliyor. Gitme zama-
nn geldi. abucak git.
Olunu son bir kere kucaklamak, gzlerini, dudaklarn pmek, onu ba-
rna basmak istiyordu ama byle bir hareketin ikisini de ykacann farkn-
dayd. Bir daha asla ayrlamazlard o zaman.
Git! diye emir verdi. Manfred hkrd, kendini babasnn zerine att.
Lothar onu bileinden yakalayp kol uzaklnda tuttu.
Seninle kalmak istiyorum, diye alad.
Beni utandrmak m istiyorsun? diye hrlad Lothar. Seni byle hatr-
lamam m istiyorsun? Kz gibi alar durumda?
Baba, beni yollama, ne olursun. Brak kalaym.
Lothar geriledi, Manfred'in kolunu brakt, avucunu ap ocuun yana-
na sert bir tokat aklatt, sonra da yumruunu skp parmak eklemleriyle vurdu.
Bu ifte vuru Manfred'in kst oturmasna yol at. Yanaklarnda al al
lekeler belirmeye balad, burnundan incecik bir ylan gibi krmz kan szd.
Lothar'a ok iinde, inanmaz baklarla bakt.
Defol buradan, diye tslad Lothar. Tm cesaretini ve kararlln top-
lad, sesini fkeli, yz ifadesini vahi gstermeye savat. Alayan muhallebi
ocuklarn evremde istemem. Seni krbala dvmeden uzakla buradan!
- 188-
Manfred ayaa kalkp geriledi. Babasna hl dehet dolu, inanmaz bak-
larla bakyordu.
Haydi dedim. Yr! Lothar'n ifadesi hi ak vermiyordu. Defol bu-
ladan!
Manfred dnd, tepenin kenarna ilerledi. Orada durup arkasna bakt, iki
elini bir kere daha uzatt. Baba, ltfen...
Git, Allah belan versin, git! ocuk kenardan indi, admlarnn sesi ya-
va yava kayboldu.
Lothar ancak ondan sonra omuzlarnn sarkmasna izin verdi, azndan bir
tek hkrk kurtuldu, sonra sessizce alamaya balad. Tm vcudu sarsl-
yordu.
Ateten, diye mrldand kendi kendine. Ate zayflatt beni. Ama o-
lunun o altn sal gzel yznn nasl znt iinde baktn hatrlyor, g-
s yrtlr gibi oluyordu. Duyduu ac dayanlacak gibi deildi. Bala beni,
olum, diye fsldad gzyalarnn arasndan. Seni kurtarmann baka yolu
yoktu. Bala beni, yalvarrm sana.
Lothar herhalde kendinden gemi olmalyd. Ayldnda nerede olduu-
nu da, oraya nasl geldiini de hatrlayamad. Sonra kolundan gelen o iren
koku akln bana getirdi, yuvarlak kayann kenarna emekleyip gneye bakt.
Peindekileri ilk defa olarak o an grd. nlerindeki o iki minik benei ta-
nmakta da zorluk ekmedi.
Bushman'lar, diye fsldad. Kendisini izleyenlerin nasl bu kadar abuk
gelebildiini imdi anlyordu. Peime Busman'lar takm! Onlar iz konusun-
da aldatmaya elbette olanak yoktu. Lothar'n iz gizleme konusunda tedbir al-
mak iin yapt her ey zaman kayb olmutu.
Atllara bakt, yedi, diye sayd. Gzlerini ksp aralarndaki daha ufak te-
fek kadn ayrt etti. Hepsi atlardan inmi, yryerek geliyorlard. Zaten
mo-pani aalan da gr engellemekteydi.
Dikkatini onlardan ayrp kendi hazrlklarna yneltti. Artk tek kaygs,
takibi elinden geldii kadar geciktirmek, peindekileri tepedeki grubun bir ara-
da olduuna inandrmakt. Kazanabildii her saat, Hendrick'le Manie'ye da-
ha fazla kurtulma ans tanyacakt.
Tek elle almak yava oluyor, zor geliyordu. Klein Boy'un tfeini gra-
nitin bir oyuuna sktrd, namlusunu ovaya evirdi. Su ielerinin klf ba-
larndan birini tetie balad, ucunu kendi oturduu yere, glgeye getirdi.
-189-
Bir an durup dinlendi. Gzlerinde yldzlar akyordu. Dermansz bacak
lan zerinde dorulup kenardan baktnda atllarn ok daha yaklam ol
duklarn grd. Mopanileri gemi, ak araziye kmlard. Centaine'i artk
tanyabiliyordu. ncecik, olan ocuklar gibi grnyordu. Boynundaki sar
eap bile belli olmaktayd.
Lothar kafasndaki o karanla ramen iindeki ac tatl hayranl hissetti.
Asla vazgemiyor, diye mrldand. Beni snrn tesine de, cehenneme de
kovalar.
Boalm su ielerini alp kaylarndan srkledi, kayann kenarna
kme halinde dizdi, kaylar birbirine balad. Bu durumda elinin bir hareke-
tiyle hepsini birden sarsabilecek, harekete geirebilecekti.
Baka yapacak bir ey yok, diye fsldad. Bir tek, doru ate etmek var.
Ama ba dnyor, akaklar zonkluyordu. Boazndaki ve vcudundaki st-
rap bir felaketti.
Elindeki ieyi at, kendini kontrol ederek suyu nce aznda dolatrd,
tuttu, sonra yuttu. Kendini daha iyi hissetti bir anda Baklar netleti. ieyi i
kapatp yan bana, yedek fieklerin oraya koydu. Elini alnna kaldrp, At-
lar, dedi. Atlar olmazsa Manie'yi izleyemezler. ine derin bir soluk ek-ti,
tuttu, sonra Blaine Malcomess'in kzl ksran tam beyaz yelesinin
orta-sndan vurdu.
Daha kurun sesinin yanklar bitmeden bir daha ate etti ama, bu sefer ka-
y ekip teki tfekle uzaklara at yapt, iki patlama st ste gelir gibi oldu.
Askerler herhalde tepede bir kiiden fazla olduuna inanacaklard.
Centaine'i drbnden grd. Drtnala mopanilere doru gidiyordu. Nam-
luyu evirdi, teki atlar birer birer avlad. Halleri komikti. ok komikti
aa-dakilerin hali. Lothar ate ederken glmeye balad. Birden kulana
kendi kahkahasnn sesi geldi. Deliriyorum, diye dnd. Kendimi
toparlamalym.
Kaan adamlar ormana dalp grnmez oldular.
Hazrlkl olmalym, dedi Lothar kendi kendine. Dnmem gerek. Artk
duramam. Vazgeemem. imdi yerimi bulmaya alacaklar. Hedef gsterip
bir yandan da bakacaklar...
Miferi daha tfek patlamadan grd. Bayat bir hile. Srtt. Boer Sava-
'ndan kalma numaralar ona yutturmaya kalkmalar hakaretti adeta.
Pekl o halde, diye meydan okudu. Bakalm kim kimi kandryor!
ki tfekle ayn anda ate etti, kme su iesini de sallad. O uzaklktan
ie kmeleri, siperdeki atclarn ba gibi gzkecekti.
-190-
imdi de tepeyi sarmak iin adam yollayacaklar, diye tahmin yrtt.
Ka-ranla be saat var. Hendrick'le Manie afak vakti nehre varm olurlar. O
zamana kadar oyalamalym bunlar.
Birden saa doru koan eilmi adamlar grd, balarnn zerindeki
aa gvdelerine ate etti.
Balarnz ein, baylar!
Lothar yine glyordu. Kendini zorla tuttu, gznn nnde yine olunun
yz belirdi. Olum, diye fsldad. Sensiz nasl yaayacam!
leceini hl kabullenemiyordu. Ama kafasn bir karanlk doldurdu, ba
nne sarkt. Az sonra aadan seslenen bir ses duydu.
Lothar! Hayal gryor olmalyd. Lothar! Ban kaldrd, azn at,
tekrar kapad. Cevap veremezdi. Onlara hibir ey verecek deildi. Ama
Centaine'in sesi tekrar duyuldu.
Lothar, bir yaralmz var. Herhalde ormann kenarndan sesleniyordu. O
cesur hali, o kara gzleri, kalkk duran o enesi gznn nne geldi.
Neden seni hl seviyorum? diye mrldand kendi kendine.
Lothar! Ben su almaya geliyorum. Sesin bu kadar net duyulmas ala-
cak eydi. Gzlerinin yalandn hissetti. Ses biraz daha yaklam gibiydi.
Yalnzm, Lothar. Ak alann ortasndan sesleniyordu bu sefer.
Ona, Geri dn! diye seslenmek istedi ama sesi bouk bir mrlt halinde
kt. Seni uyardm! Yapmam gerek. El bombasn yakalad. Su almana
izin veremem... Manie'nin hatr iin! Yapmak zorundaym.
Parman bombann halka sapl pimine takt.
lk atn yanna vardm, Lothar, diye seslendi Centaine. ieyi alyo-
rum. Bir tek ie, Lothar.
Centaine, Lothar'n avucunun iindeydi. Tepenin dibinde olmalyd u an-
da. Bombay uzaa frlatmak da gerekmeyecekti. Kenara koyup yuvarlasa ye-
terdi. Dosdoru ayaklarnn dibinde dururdu bomba.
Patlamay gznde canlandrd. Paralanan o ince kaslar... olunu tam
olan kaslar... Ondan ne kadar nefret ettiini dnd, gzyalar grmesini en-
gelledi.
Geri dnyorum, Lothar. Bir tek ie aldm, diye seslendi Centaine. Ar-
kasndan, Tanr gnahlarn balasn, Lothar De La Rey. dedii duyuldu,
bir daha da sesi gelmedi.
Bu yumuak szler Lothar' yreinden yaralad. Ban edi, kendini ka-
ranlklara doru dyormu gibi hissetti.
-191-
Bu lm, dedi Blaine Malcomess alak sesle. Yere serilmi adamn ya-
nnda duruyordu. Tepeye iki yanndan trmanm, dorua vardklarnda oray
savunmasz bulmulard. tekiler nerede?
avu Hansmeyer kayalarn arasndaki glgeleri hzla tarad. Bu tepede
baka kimse yok, efendim, dedi. tekiler kam olmal.
Centaine telala, Blaine! diye seslendi. Neredesin? Neler oluyor?
Blaine ona, doruk ele geene kadar dipte beklemesini sylemiti. Sonra gel-
mesini de iaret etmi deildi. Ama ite karsnda belirmiti Centaine. Ken-
dilerinden bir dakika sonra o da varmt dorua.
Buradaym, diye seslendi Blaine. Centaine kendisine doru koarken
de, Emre itaatsizlik ettiniz, madam, dedi.
Centaine bu sulamaya aldr etmedi. Neredeler? Yerde yatan grnce
sesini kesti. Ah, Tanrm, bu Lothar. Gidip yanna meldi.
Demek gerekten De La Rey'mi. Korkarm lm, dedi Blaine.
tekiler nerede? Centaine ona kayg ve heyecanla bakyordu. Lothar'n
piini orada bulmay hem istiyor, hem de bundan ekiniyordu. ocuun adn
kullanmaktan kanmaktayd. Kendi kendine bile sylemiyordu o ad.
Yoklar. Kamlar. De La Rey bizi kandrm. oktan kam tekiler.
Manfred. Centaine teslim olup olunu adyla dnd. Manfred, olum.
Bir ey kaybetme duygusunu iinde yle gl hissetti ki, oka urad, olu-
nun orada olmasn istemiti demek. Sonunda onu grmeyi istemiti. Ban
eip babaya bakt, iinde oktan lm bambaka duygular uyand.
Lothar ban dirseinin oyuuna gmm, ylece yatyordu. Sargl kolu-
nu yana doru uzatmt. Centaine onun boynuna, kulak altna dokundu, ah
damarn yoklamak istedi, teninin scakln duyduu anda hemen bard.
Yayor!
Emin misin? Blaine onun yanna meldi, birlikte Lothar' srtst e-
virdiler, karnnn altndaki el bombasn grdler.
Haklymsn, dedi Blaine alak sesle. Seni dn gece ldrebilirmi.
Centaine rperdi, Lothar'n yzne bakt. O yz artk gzel, cesur, altn
bir yz deildi. Ate mahvetmiti onu. Yz hatlar km, l gibi olmutu.
Teni de kl rengindeydi.
ok susuz kalm, dedi. O iede su kald m? Blaine yaralnn az-
na su damlatrken Centaine kolun sarglarn at.
Kan zehirlenmesi. Deri altndaki o krmz izgileri ve rm et ko-
kusunu hemen tanmt. Kolunu kesmek gerekecek. Sesi dengeli ve ciddiy-
-192-
di ama, kendi verdii bu zarar karsnda aknla uramt. Bir tek srn
bunlara yol aacana inanmak zordu. Dileri gzel yanlarndan biriydi
Cen-taine'in. Onlarla gurur duyard. Onlar hep temiz tutar, iyi bakard. Oysa o
kol, sanki leopar ya da srtlan kemirmi gibi grnyordu.
Blaine, Nehrin orada bir Katolik Misyonu var, dedi. Portekizlilerin.
ama onu oraya sa yetitirebilirsek ansl saylr. Bir tek atmz olduuna
g-re, biz bile oraya varrsak anslyz demektir. Ayaa kalkt. avu,
adamla-rndan birini yolla, ilkyardm antasn alsn gelsin, tekiler de bu
doruun her santimini arasn. Bir milyon sterlin deerinde elmas kayp.
Hansmeyer selam akt, hzla uzaklat, adamlarna emirler yadrmaya
Koyuldu.
Blaine, Centaine'in yanna oturdu. antay beklerken, bence adamn
s-lii arasak iyi olur. Belki alnt elmaslardan biraz zerindedir.
Uzak bir ihtimal, dedi Centaine. Elmaslar garanti olundadr. Yannda
o kocaman Ovambo serserisi de vardr. Bizim yanmzda da Bushman iz s-
rcler olmadna gre... Omuzlarn kaldrd.
Blaine, Lothar'n tozlu ceketini kayann zerine yayd, diki yerlerini in-
celemeye koyuldu. Bu arada Centaine de Lothar'n yaral kolunu ykayp te-
miz sarglarla yeniden sard.
Bulamadk, efendim, diye durumu bildirdi Hansmeyer. Her santimini
aradk burann. Her kovuuna baktk.
Pekl, avu. imdi bu zavally drmeden, kafasn krmadan bu te-
peden indirelim bakalm.
Hak ediyor ya! dedi adam.
Blaine srtt. Evet, hak ettii doru. Ama celladn ekmeini elinden al-
mak istemeyiz, deil mi, avu?
Bir saat getiinde yola kmaya hazrdlar. Lothar De La Rey, mopani
dallarndan yaplm bir sedyeye yatrlm, tek atn arkasna balanmt.
Tepeden indiklerinde, konvoy yola koyulurken Centaine bir an arkada kal-
d, kuzeye, nehrin olduu tarafa bakt. Blaine gelip onun yannda durdu, elini
tuttu. Centaine iini ekip onun omzuna yasland. Ah Blaine, bu ln orta
yerinde, bu gnein kavurduu tepede benim iin yle ok ey son buldu ki!
Sanyorum elmaslarn ne kadar anlam tadn anlayabiliyorum.
Anlyor musun, Blaine? Sanmyorum. Kendimin bile tam anlayabildi-
imden emin deilim. Her ey deiti. Lothar'a olan nefretim bile...
- 193
Hkmedenler / F: 13
Elmaslar bulma ansmz hl var.
Yok Blaine. Olmadn sen de, ben de biliyoruz. Elmaslar gitti.
Blaine bunu inkr etmeye kalkmad, onu sahte vaatlerle avutmad.
Her eyi kaybettim. Urunda ter dktm her eyi... kendim ve olum
iin. Hepsi gitti.
Tahmin edememitim... Blaine'in sesi snd, ona kayg ve acma dolu
baklarla bakt. Kt bir darbe olacan tahmin ediyordum ama... her eyi?
O kadar m kt?
Evet, Blaine, dedi Centaine aka. Her eyi, bir anda deil tabii. Ama
artk yap kurgu yklmaya balayacak, ben orasn burasn yamamaya ura
acam. Bor alacam, vade dileneceim. Ama kaynak altmdan gitti artk.
Bir milyon sterlin, Blaine! ok byk bir para. Belki beklenen sonu birka
ay ya da bir yl geciktirebilirim, ama gittike daha hzl kecektir.
skambillerden kurulmu ato gibi. Sonunda da hepsi bama yklacak.
Centaine, ben yoksul bir insan saylmam, diye balad Blaine. Sana
yardm edebi... Centaine uzanp parman onun dudaklarna dayad.
Senden bir tek ey isterim, diye fsldad. Para deil... ama nmzde-
ki gnlerde biraz avunmaya ihtiyacm olacak. Sk sk deil... yalnzca iler
ok kztka.
Bana ihtiya duyduun anda yannda olacam, Centaine. Sz veriyo-
rum. Bir haber vermen yeter.
Ah, Blaine... keke!
Evet, Centaine... keke. Blaine onu kollarna ald. Bu hareketinde su-
luluktan da, korkudan da eser yoktu. Centaine fsldad. Sen her zaman ya-
nmda olabilsen, yeniden fakirlemek bile umurumda olmazd! Blaine buna
cevap veremedi. aresizlik iinde ban edi, dudaklarn onunkilere dayayp
onu susturdu.
Portekizlilerin Cuangar Misyonu 'ndaki doktor papaz, Lothar De La
Rey'in kolunu dirsein be santim altndan kesti. Ameliyat srasnda Centaine
de oradayd. Maskenin altnda terliyor, doktorun isteklerine Franszca
karlk veriyor, kemik kesilirken kan sesten, kangrenin kokusundan
baylmamaya alyordu. bittiinde oradan kp tuvalete giderek kustu,
tiksintiyi ve acma duygusunu iinden atmaya alt. Koku stne, salarna
bile sinmiti. nallah bir daha bu kokuyla asla karlamam, diye dua etti.
-194-
Ama duas kabul olmad. Ertesi gn lende papaz doktor hznl bir ses-
le mrldand. zgnm ama enfeksiyon yukarda kalm. Bir kere daha kes-
mek gerek.
kinci seferi, belki ne beklemek gerektiini bildiinden Centaine'e
birin-cisinden bile kt geldi. Baylmamak iin trnaklarn avularna
batrmak zo-runda kalyordu. Lothar koma halindeydi. Hayatla lmn
snrnda mcadele vermekteydi.
Bilemem, dedi papaz, ii bitirdiinde. Bundan tesi ulu Tanr'ya kal-
m!
Lothar'n kolu artk, omzunun birka santim altndan kesilmiti.
nc gnn akam Centaine onun yatt kulbeye girdiinde safir
gi-bi sar gzler ona dnd, Centaine bir an tanmann belirtisi olan parlty
grd, sonra gzkapaklar tekrar kapand.
Papaz, Blaine Malcomess'in o kulbeye girmesine iki gn sonra yine izin
verdi. Blaine, Lothar'a durumu bildirdi, onu tutukladn anlatt.
Peder Paulus yolculuk yapmanza izin verinceye kadar avuumun
so-rumluluundasnz. Ondan sonra, polis nezaretinde Runtu'daki karakola
gtrleceksiniz. Mahkemeniz Windhoek'de yaplacak.
Lothar solgun, iskelet gibi zayf, yastklara yaslanm yatyordu. Omzu ve
gdk kolu sarglar iindeydi. Penguen kanadna benziyordu. Blaine'e ifade-
siz gzlerle bakt.
imdi, De La Rey, herhalde daraacndan kurtulmann byk ans olaca-
n kendin de biliyorsundur, bunu sana benim sylememe gerek yok. Ama bi-
ze elmaslar nereye sakladn ya da ne yaptn sylersen, hi deilse mah-
kemeden bir dereceye kadar hogr bekleyebilirsin ve kendine bir nebze m-
cadele ans tanm olursun.
Susup bir dakika kadar bekledi. Lothar'n o sar baklar altnda tavrn
korumak pek kolay olmuyordu.
Sana ne sylemeye altm anlyor musun, De La Rey? diye sordu
tekrar. Lothar ban evirdi, kulbenin penceresinden nehir kysna doru
bakt.
Herhalde blge yneticisi olduumu biliyorsundur. Yargcn kararn be-
nim onaylamam gerekir. Hogr talep edersem, Adalet Bakam mutlaka dik-
kate alr. Budalalk etme, be adam! Elmaslar gzden kar. Senin gidecein
yerde onlarn bir yarar yok sana. Karlnda hayatn garanti ediyorum.
-195-
Lothar gzlerini kapad.
Pekl, De La Rey. O halde birbirimizi anlyoruz demektir. Benden ho
gr bekleme. avu Hansmeyer'i ard. avu, tutuklunun hibir imti
yaz yok. Gece gndz senin sorumluluunda olacak. Gnde yirmi drt saati
Ta ki onu Windhoek'de yetkili makama teslim edene kadar. Sen de dorudan
bana sorumlu olacaksn. Anlyor musun?
Evet, efendim. Hansmeyer hazrolda duruyordu.
Ona gz kulak ol, Hansmeyer. stiyorum bu adam. Sa istiyorum.
Blaine kulbeden kt, Centaine'in tek bana nehir kysnda oturmakta
olduu kameriyeye yrd, kendini onun yanndaki bahe koltuuna att, pu-
rosunu yakt. ine derin bir soluk ekti, biraz tuttu, sonra kuvvetle ve fkey-
le fledi.
Adam inat, dedi. Elmaslara karlk kendi koruyuculuumu teklif et-
tim. Cevap vermeye tenezzl bile etmedi. Onu bsbtn affetmeye yetkim
yok ama, eer olsayd, inan bana, bir dakika duraksamazdm. Bu durumda ya-
pabileceim baka bir ey yok. Tekrar purosundan bir soluk ekti, yemyeil
rmaa bakt. Bu sana yaptn deyecek... sz veriyorum sana.
Blaine. Centaine elini onun gne yan, pazulu koluna dayamt. n-
tikam senin gibi biri iin pek kk bir duygu olur.
Blaine yan gzle ona bakt, sonra glmsedi. Beni o kadar da soylu san-
mayn, madam. Belki birok ey olabilirim ama, aziz olmadm bilin.
Byle glmsedii zaman ne kadar da ocuksu grnyordu! Yeil gzleri-
ne eytanca bir ifade gelmi, kepe kulaklar sanki daha bir darya frlamt.
Beyefendi, soyluluunuzun ve gnahszlnzn snrlarn bir yoklamak
belki ilgin olurdu... gnn birinde.
Blaine sevinle gld. Utanma duygusundan ne kadar uzak, ama beri
yandan ne kadar da ilgin bir teklif! Sonra birden ciddileti. Centaine, bili-
yorsun bu kovalamacaya asla katlmamam gerekirdi. u anda grevlerim fe-
na halde ihmale uram durumda. Pretoria'daki stlerimin hakl fkesi mut-
laka bana ynelecektir. lk frsatta iimin bana dnmek zorundaym. Peder
Paulus'la anlatm, bizi nehirden Runtu'ya kadar gtrecek tekneyi hazrlata-
cak. Oradan bir polis kamyonu istetebileceimizi sanyorum. Hansmeyer ve
askerleri burada De La Rey'in ban bekleyecekler, yola kacak kadar iyile-
ince onu hemen getirecekler.
-196-
Centaine ban sallad. Evet, benim de iime dnp onarma balamam,
dklen yerleri yamamaya uramam gerek.
Yarn afakta yola kabiliriz.
Blaine, Lothar'Ia konumak istiyorum. Gitmeden nce De La Rey'le ko-
numam gerek. Blaine kararszlk gsterince ekledi. Birka dakika onunla
yalnz kalmama izin ver... ltfen, Blaine. Benim iin ok nemli.
Centaine kulbenin kapsnda durdu, gzlerinin ierdeki karanla alma-
sn bekledi.
Lothar yatanda oturuyordu. Belden yukars plak, bacaklarna bir ince
battaniye rtlmt. Vcudu incecik ve solgundu. Enfeksiyon onu ok zayf-
lattndan, kaburgalar saylacak haldeydi.
avu Hansmeyer, bizi bir dakikalna yalnz brakr msnz? diye sor-
du Centaine. Yana ekilip yol verdi. avu onun yanndan geip karken al-
ak sesle, Seslenseniz duyarm, Bayan Courtney, diye fsldad.
Ylnz kalnca, Centaine'le Lothar birbirlerine baktlar, sonunda inattan
vazgeip ilk konuan Centaine oldu.
Eer niyetin beni mahvetmekse, baardn, dedi, Lothar da ona kesik ko-
lunun gdk kntsn sallad. Bu hareket hem ok ackl, hem de biraz ayp
bir hareketti.
Kim kimi mahvetti, Centaine? diye sordu. Centaine baklarn indirdi.
Benden aldnn hi deilse birazn vermez misin geri? Bir zamanlar
paylatmz eylerin hatrna?
Lothar karlk vermedi. Elini kaldrp gsndeki eskiden kalma kurun
yarasnn izine dokundu. Centaine yzn buruturdu. O yara da Centaine'in
eseriydi. Luger kurununun yeri.
Elmaslar ocukta, deil mi? diye sordu. Senin... Neredeyse 'senin pi-
in' diyecekti. Ama deitirdi. Senin olunda, dedi.
Lothar sessiz kalnca Centaine devam etti. Manfred'de... olumuzda.
Bunu senin azndan duyacam hi sanmazdm... Sesindeki sevinci
saklayamamt. Sra onu da mahvetmeye gelince, ikimizin sevgisinden do-
an olumuz olduunu hatrlayacak msn acaba?
Onu mahvedeceimi nereden kardn?
Ben seni tanrm, Centaine.
Hayr, diyerek ban iki yana sallad. Sen beni tanmyorsun.
Eer o ocuk senin yoluna kar, engel olursa, onu da mahvedersin.
-197-
Buna gerekten inanyor musun? Benim gerekten o kadar acmasz, o
kadar duygusuz olduumu, kendi olumdan alacam m sanyorsun?
Onu hibir zaman kendi olun olarak kabul etmedin.
Daha imdi ettim. Son birka dakika iinde defalarca duydun azmdan.
Ona zarar vermeyeceine sz m veriyorsun bana?
Sana sz vermem gerekmez, Lothar De La Rey. Yalnzca sylyorum.
Manfred'e zarar vermeyeceim.
Ve tabii bunun karlnda da benden bir ey bekliyorsun. Lothar bunu
sylerken yatanda ne doru eilmiti. Zorlukla soluk alyor,
dermanszl-yla mcadele ederken terliyordu. Teri bu bask kulbede eki
eki kokmaktayd.
Bana karlnda bir ey teklif edecek misin? diye sordu Centaine.
Hayr! Hibir ey! Lothar kendini tekrar yastklara att. ok yorulmu,
ama teslim olmamt. imdi verdiin sz geri al da duyaym.
Ben sz vermedim, dedi Centaine alak sesle. Ama tekrarlyorum, o-
lumuz Manfred'e benden bir ktlk gelmeyecek. Hibir zaman bilerek ona
ktlm dokunacak bir ey yapmayacam. Ama sana kar ayn sz ve
gvenceyi veremem.
Dnp seslendi. Teekkr ederim, avu, konumamz bitti. Kapdan
kmak zere eildi.
Centaine... diye seslendi Lothar zayf bir sesle. Ona sylemek istiyordu.
Elmaslarn tepenin doruundaki yarn iinde, demek istiyordu. Ama Cen-
taine dnp baknca dilinin ucuna gelen kelimeleri yuttu. Elveda Centaine,
dedi. Sonunda bitti artk.
Okavango, Afrika'nn,en gzel nehirlerinden biridir. Angola yaylasnda
bin yz metre ykseklikte gneye ve douya doru akar, derin, yeil bir su
halinde, byk bir hz ve kararllk iinde okyanusa ulama isteiyle tutuur.
Ama yolu durmadan karalar tarafndan tkanan bir nehirdir. nce Okavango
bataklklarna dalar, lagnlerin, papirs kylarnn arasndan akar, ortasnda-
ki minik adacklarn evresinden dolar. O adacklarda zarif fildii fst
pal-miyeleriyle kocaman yaban incirleri gze arpar. Daha ilerde nehir tekrar
ortaya kar ama artk zayflamtr. Kalahari lnn kumlarna dalar, orada
ebediyen yok olur gider.
Centaine'le Blaine'in yola koyulduu ksmda nehir daha bataklklara var-
mam olduundan en heybetli halindeydi. Bindikleri tekne bir yerli muko-
-198-
ro'suydu. Tek bir aa ktnden oyulmu, boyu yedi metre, kavisli, ama
pek de muntazam olmayan bir kano. Krekiler biimsiz tekneyi ustaca
y-rtmekteydiler.
ki sevimli siyaht krekiler. Dev gibi yaratklard. Biri burunda, biri k-
n duruyor, tekneyi sopalarn dibe bastrarak ilerletiyorlar, tatl ezgili bir
ar-k sylyor, pek rahat grnyorlard.
Blaine'le Centaine ise teknenin orta ksmnda, ii papirs doldurulmu
yastklara yaslanm, keyif atmaktaydlar. Bir ara Blaine tfeini kapp do-
ruldu, suya dalan hipopotamlarn yaklamasn nlemeye alt. Afrika'nn
kukusuz en tehlikeli hayvan, dedi Centaine'e.
Ya aslanlar, filler, zehirli ylanlar?
Onlarn toplamnn ldrd her kiiye karlk hipopotam iki kii ld-
rr.
Ah, Blaine, unlar ne? Daha nce hi grmemitim!
Leve'ler. Buradan gneye inmezler.
Yol boyu pek ok hayvanla karlatlar, bir keresinde de onlar bir hipo-
potam kovalad. Akam olduunda krekiler inip kyya ktlar, Blaine,
Centaine'le birlikte adaya yneldi.
Nereye gidiyorlar? diye sordu Centaine.
Onlara kyda kamp kurmalarn syledim. Bir anda ikisi de utanp ba-
klarn birbirinin gzlerinden kardlar, adaya yanap indiler.
Centaine dnd, kamp yerine yrd, torbalarn brakp bana meldi,
Blaine'e bakmakszn, Dn geceden beri banyo yapmadm, lagnde yzme-
ye gidiyorum, dedi. Elinde sar bir sabun tutuyordu.
Evine, ailene son bir mesajn var m?
Ne demek istiyorsun?
Buras Okavango nehri, Centaine. Timsahlar burada kk kzlar ordvr
diye yutarlar.
Sen tfekle nbet tutarsn...
Zevkle.
Gzlerin kapal olarak!
Nbetin amacna biraz ters dyor, deil mi?
Centaine'in sesi duyuldu. Tamam, artk timsahlar kollayabilirsin.
Kumluk dibe oturmu, arkasn dnmt. Siyah salarn tepesine topla-
yp tutturduu grlyordu.
Salkl bir vcudu vard Blaine'in. Isabella Malcomess be yl nce attan
dtnden beri birbirlerini kadn erkek olarak tanmamlard. Bir kere gi-
-199-
riimde bulundularsa da, baarszln getirdii utanc, acy ve kk dme
duygusunu hl belleklerinden silemiyorlard. Blaine'in kendisini bu
doad- yaam biimine altrmas kolay olmamt. Sonunda baarmt
ama. Bu yzden de u anda iinden ykselen yabanl arzulara hi hazr
deildi.
Gzlerini yine kapa! diye bard Centaine neeyle. Ayaa kalkp sa-
bunlanacam.
Blaine cevap veremedi. Boazna ykselen iniltiyi g tuttu, gzlerini
elindeki tfee doru indirdi.
Centaine korkun bir lk att. Blaine!
Blaine bir anda ayaktayd. Centaine oyluklarna kadar yeil sularn iinde
duruyordu. Omuzlan dehetle ykselmiti.
Timsah derin sudan yaklayordu. Uzun kuyruu, iren srt, oluturduu
dalgalar... hemen hemen mukoro'nun boyundayd koca srngen.
Ka, Centaine, ka! diye bard, Centaine dnd, ona doru komaya
balad. Ama srngen drtnala kalkm bir at kadar hzlyd. stelik tam ni-
an alaca hizada da Centaine vard.
Blaine basmakta olduu kayadan atlad, dizine kadar sulara girip onu kar-
lamaya kotu. Tfeini gs hizasna kaldrmt.
Aa! diye haykrd ona. Yassl! Centaine hemen emre uydu, kendi-
ni boylu boyunca suya att, Blaine onun srt zerinden ate etti. O anda dev
srngen de hemen hemen Centaine'in zerinde saylrd.
Kurun o iren kafann zrh gibi kabuklarn buldu, timsah srtn
kavis-lendirdi, sudan frlad, Blaine'i srlsklam etti. Centaine'i kpkler
iinde brakt. Kocaman kuyruunun zerinde dik dururken cce n ayaklan
havaya aresiz peneler atyordu. Karnndaki pullar simetrik desenler
oluturuyordu, sivri burnu gklere dnkt. Bir lkla srtst devrildi.
Blaine, Centaine'i ekip ayaa kaldrd, tek koluyla sarp kumsala yrt-
t. Serbest eliyle tfei tabanca gibi tutuyordu. Timsah titremeler ve sarslma-
lar iindeydi. lkel beyni o kurundan hasar grmt. Kontrolsz daireler i-
zerek debeleniyor, enesini ap kapyor, sivri sar dileri demir parmaklkl
kaplar gibi inip kalkyordu.
Blaine, Centaine'i arkasna ald, tfeini iki eliyle kaldrd. Kurunlar
tekrar kabuklu kafaya gmld, etleri, kemikleri paralayp datt. Srnge-
nin kuyruu titredi, suya lgn darbeler vurdu. Sonra sln kysndan de-
rin sulara dal yapt, gzden kayboldu.
Centaine korkuyla titriyordu. Dileri birbirine arpyor, hi sesi kmyor-
du. Korkun! Ne iren bir canavar! Kendini Blaine'in gsne doru atp
-200-
ona sarld. Ah, Blaine, ok korktum! Yzn onun gsne dayam oldu-
u iin sesi de net kmyordu.
Geti artk, diye avutmaya alt onu Blaine. Geti, tatlm. Bitti artk.
Timsah gitti. Tfeini kayalara dayad, kollaryla onu kucaklad.
Okuyor, sakinletirmeye alyordu. Balangta bu hareketlerde ihtiras
yoktu. Gece yars kbus grp uyanan kzn avutuyormu gibiydi. Az sonra
onun plak tenini ellerinin altnda fark etti. Srtnn her kavisini hissedebili-
yordu. Parmaklarn omurgann kemikleri zerinde kaydrmadan edemedi.
Sanki cilal boncuklar vard o tenin altnda.
Centaine sessizdi. Kk hkrklarla soluyordu. O dokununca omurgas-
n kediler gibi kavislendirdi, kalalarn ona doru yaslad. Blaine onun kal-
alarn iki eliyle tutup onu kendine ekti. Centaine kar koymad. Blaine.
Adn syleyip yzn ona doru kaldrd.
Blaine onu vahice pt. Yeminlerini tutamayacan anlayan drst bir
insann fkesi sarmt onu. Birbirlerinin soluuna hapsoldular, dudaklar bir-
birine dedi, bastrd, birbirini boacak gibi oldular.
Centaine geri ekildi. imdi, diye kekeledi. imdi olmak zorunda.
Blaine onu ocuk gibi kucana ald, komaya balad, demin setikleri kamp
yerine vardlar, Blaine dizst kt, onu papirslerden yaplm yatan ze-
rine brakt.
Sana bakmak istiyorum, diye patlad. Ama Centaine kvrlp yanna
uzand.
Daha sonra... bekleyemem... ltfen, Blaine. Ah, Tanrm... hemen!
Daha sonra Centaine ban onun plak gsne yaslayp sessizce alad.
Blaine arm, ona acm, kayglanmt.
ok kaba davrandm... bala beni! Cann yakmak istemedim.
Centaine ban iki yana sallad, gzyalarn engellemek iin yutkundu.
Hayr, canm yakmadn... ok gzeldi...
O halde neden alyorsun?
nk gzel olan her ey uup gidiyor. Ne kadar gzelse o kadar abuk
gidiyor... ama mutsuz anlar ebediyen sryor gibi geliyor.
yle dnme, km.
Sensiz nasl yaayacam bilemiyorum. Daha nceki bir cehennemdi.
Ama bundan sonras bin kere daha beter olacak.
-201-
Senden ayrlacak gc nereden bulacam ben de bilemiyorum, diye f-
sldad Blaine. mrmde yaptm en zor ey bu olacak.
Ne kadar zamanmz kald?
Bir gn daha... sonra Rundu'ya varacaz.
Ben kkken babam bana iinde minik bir bcek bulunan amber bir i-
ne vermiti. Keke bu an yle hapsedip koruyabilsek... sevgimizin deerli
amberi iinde ebediyete kadar saklayabilsek.
Ayrllar adm adm oldu. Cellat baltas gibi amanszca bir anda inmedi.
Bundan sonraki gnlerde yava yava insanlar ve olaylar araya girip onlar
birbirinden uzaklatrmaya balad.
Rundu'daki snr kapsna vardklar sabah, kyya kp snr karakolunun
komutan olan polis avuuyla konutular. Yabanclarn yanndayken birbirle-
rine baklarna bile dikkat ediyorlard.
Windhoek'e vardklarnda dnya onlar bekliyordu. Isabella tekerlekli san-
dalyesinde gzel ve ackl bir manzara yaratmaktayd. Kzlar neeyle gl-
yor, Blaine'in ilgisini ekmek iin birbirleriyle yaryorlard. Bir yn gaze-
teci, fotoraf gelmiti. Doktor Twentyman-Jones, Abe Abrahams, Sir Garry
ve Lady Courtney de gelmiti. Ou Baas'dan, yani General Smuts'dan olsun,
Babakan'dan olsun, yzlerce tandktan olsun hep telgraflar yamaktayd.
Centaine yine de kendini bu kemekein dnda hissediyor, olup bitenlere
sanki ryadaym gibi uzaktan bakyordu. Tren vagonundan asa'ya telefon
ettiinde sesini neeli karmaya alt. Olunun kriket takmna kaptan
seildiine sevinmi gibi yapt, matematik notlarnn ykselmesi karsnda
da cokusunu belirtti.
Ne zaman Weltevreden'e dnebileceimi bilemiyorum, canm. Yapmam
gereken yle ok ey var ki! Korkarm o elmaslar ele geiremedik. Bankayla
uzun uzun konumak, yeni ayarlamalar yapmak zorundaym. Yo, samalama,
aa... elbette fakir deiliz. Henz deiliz... ama bir milyon sterlin epey para.
Sonra mahkeme de olacak. Evet, o gerekten ok kt bir adam, aa... ama
asacaklar m, bilemem. Yok canm! Nereden kardn? Bize seyrettirmezler!
Ayrlklarnn ilk gnnde Centaine iki kere Blaine'in evine telefon at,
belki o cevap verir diye umdu. Ama ikisinde de telefona bir kadn sesi cevap
verdi. Ya sekreter ya da Isabella. Centaine hibir ey sylemeden telefonu ka-
patt.
-202-
Ertesi gn ynetici brosunda karlatlar. Blaine bir basn toplants ya-
pyordu. Isabella da tekerlekli sandalyesiyle oradayd. Blaine grevine bal,
onun arkasnda, onu kollamktayd. Centaine onunla zel olarak tek kelime
konumaya frsat bulamad.
Kendi brosuna dndnde Abe onu bekliyordu. Centaine, ge kaldn.
Ynetim kurulu odasnda bir saatten fazladr seni bekliyorlar. Pek sabrl ol-
duklarn da syleyemem.
Brak beklesinler! Centaine iinden gelmeyen bir cesaret gstermeye
alyordu. Alsalar fena olmaz. Banka ona kredi veren tek byk kuru-
lutu.
Elmaslarn kayb onlar ok korkuttu, Centaine.
Banka mdrleri, Centaine'in kente ayak basndan beri bu toplanty is-
temekteydiler.
Doktor Twentyman-Jones nerede?
O da onlarla ierde, sakinletirmeye alyor. Abe kocaman bir dosya-
y Centaine'in nne koydu. te faiz demelerinin program.
Centaine yazlara bir gz att. Zaten hepsini ezbere biliyordu. Stratejisini
oktan ayrntl biimde hazrlamt. Ama hepsi rya gibi, gerekd, ocuk
oyunu havasndayd.
Aslan inine girmeden bilmem gereken baka bir ey var m?
Londra'dan, Lloyds'dan uzun bir telgraf. Talebi reddettiler. Elmaslarn
yannda silahl muhafz olmad iin sigorta bir ey demiyor.
Centaine ban sallad. Bunu zaten bekliyorduk. Mahkemeye bavura-
cak myz? Ne dersin?
Bence vakit ve para kayb olur.
Baka bir ey var m?
De Beers var. Sir Ernest Oppenheimer'in kendisinden bir mesaj.
Demek imdiden burnu koku almaya balad. Centaine iini ekti. Bu
konular dnmeye urayor, ama Blaine'i kafasndan uzaklatramyordu.
Gznn nnde onun tekerlekli sandalyeye doru eilen hayali vard. O ha-
yali kovalayp Abe'in sylediklerini dnmeye urat.
Sir Ernest, Kimberley'den buraya geliyor, diyordu Abe. Perembeye
"Windhoek'de olacak.
Ne ans! diyerek srtt Centaine alayla.
En ksa zamanda seninle grmek istiyor.
-203-
Adamn srtlan gibi burnu var. Gzleri de akbaba gz. lm kokusunu
yz fersahtan alyor.
O Hani Mdeni'nin peinde, Centaine. On yldr peinde.
Herkes Hani'nin peinde, Abe. Banka da, Sir Ernest de, tm yamyamlar
da. Ama benimle boumak zorunda kalacaklar.
Ayaa kalktklarnda Abe sordu. Hazr msn?
Centaine aynada kendine bakt, eliyle sana dokundu, diliyle dudan ha-
fife slatt, o anda her ey kafasnda tekrar netleti. Savaa gidiyordu Centa-
ine. zgveni geri dnd, kendini hazr hissetti.
Gidelim, dedi, birlikte salona girdiler. Centaine'in gzlerinde gven
klan parldyordu.
Balayn, baylar, dedi en ekici sesiyle. Ama artk gelebildiime g-
re, sizinle istediiniz kadar kalabilirim.
Yreinin ta iinde bir boluk vard. Blaine'e ayrlm yerdi oras. Yine de
kendini toparlamaya alt. Masann bandaki yerine otururken iinden kendi
kendine, Hani benim... diye tekrarlyordu. Kimse benden alamaz onu.
Manfred De La Rey, n sra kuzeye doru ilerleyen iki erkei hzl adm-
larla izlemekteydi. Babasnn kendisini yle kk drp kovalamas iin-
de yeni bir meydan okuma duygusu, yeni bir kararllk dourmutu. Hanm
evlad demiti babas ona.
Ama ben erkeim artk, diyordu kendi kendine, Swart Hendrick'le Klein
Boy'un koca csselerini izlerken. Bir daha hi alamayacam. Erkeim ben.
Bunu mrmn her gnnde kantlayacam. Sana da kantlayacam, baba.
Eer hl beni gzlyorsan, bir daha seni asla utandrmayacam.
Sonra o tepenin doruunda yalnz bana lmekte olan babasn dnd,
znt btn benliini sard. Onca kararllna ramen gzyalar bir kere
daha gzlerine ykseldi. Onlar bastrabilmek iin tm kararlln kullanmas
gerekti.
Ben erkeim artk. Dikleti, boyu hemen hemen Hendrick'inki kadar g-
rnd. Uzun bacaklar yorulmak bilmeksizin adm atyordu. Benimle gurur
duyacaksn, baba. Tanr'nn huzurunda yemin ediyorum.
Gece boyunca durmadan ilerlediler. Nehrin kysna vardklarnda gne
aalarn dallar arasndan syrlp ortaya kmt bile.
Su ier imez Hendrick onlar tekrar kuzeye doru yrtt. Gndzleri te-
pelerin evresinden, geceleri nehir boyundan ilerlemeyi srdrdler. On iki
-204-
gn bylece getikten sonra Hendrick sonunda kendilerini izleyenlerden kur-
tulduklarna karar verdi.
Nehri ne zaman geeceiz, Hennie? diye sordu Manfred.
Hibir zaman.
Ama babam Portekiz toprana gemeyi planlyordu. Oradan Luanda'ya
gidecektik.
O babann planyd, dedi Hendrick. Ama baban artk yanmzda deil.
Kuzeyde siyah adama yer yoktur. Portekizliler, Almanlardan da, ngilizlerden
de, Boer'lerden de daha katdr o konuda. Elmaslarmz hileyle elimizden
alr, bizi kpekler gibi dver, esir gibi altrrlar. Olmaz, Manie, biz geri d-
nyoruz. Tekrar Ovambo diyarna, kabilemize, kardelerimize gideceiz.
Orada herkes dostumuzdur. Hayvan gibi yaayacamza insan gibi yaarz
orada.
Polis bulur bizi, dedi Manie.
Bizi gren olmad. Baban bunu salad.
Ama senin babamn dostu olduunu biliyorlar. Gelip ararlar seni.
Hendrick srtt. Ovambo diyarnda benim adm Hendrick deil. Benim
oradan hi ayrlmadma, beyaz soyguncu falan tanmadma binlerce kii
yemin edecektir. Beyaz polisin gznde tm siyahlar birbirine benzer. Benim
ok zeki bir kardeim var. Bu elmaslar satmann yolunu bulur. ki yz sr
alrm. On tombul kadn alrm. Yoo, biz eve gidiyoruz, Manie.
Ya ben ne olacam, Hendrick? Seninle Ovambo kabilelerinin yanna ge-
lemem.
Senin iin de bir yer ve bir plan var. Hendrick kolunu babaca bir tavrla
ocuun omzuna sard. Baban seni bana emanet etti. Korkma. Seni gvene
almadan brakacak deilim.
Sen gidince yalnz kalacam, Hendrick. Hibir eyim kalmayacak o za-
man. Siyah adam bu sze cevap veremedi. Kolunu indirdi, sesi sertleti.
Yola kma zaman. Yolumuz uzun ve zor bir yol.
Nehirden ayrlp tekrar gneye saptlar, Bushman diyarnn bombo, kup-
kuru arazisine daldlar. Nisbeten daha bol suyu olan yerlerden ilerliyorlard
ama, insanlarla karlamaktan yine de kamyorlard. Lothar De La Rey'den
ayrldktan yirmi gn sonra, grup vakti, Ovambo kyne varabildiler.
Koni biiminde kulbeler, drderli beerli kmeler halindeydi. Orta yer-
deki kocaman ortak ahrn dou tarafna alan bir kaps vard. Kye yakla-
rken odun atelerinin dumann kokladlar. ocuk glmeleri, kadn sesleri
duyuldu. Kadnlar testilerini kafalar zerinde zarif biimde dengelemi, sudan
dnyorlard.
-205-
Hendrick onlar kye sokmad. Yandaki kayalara sinip, kyde bir yabanc
grmeyi, bir olaanstlk sezmeyi beklediler. Hendrick'le Klein Boy kulak-
larna gelen her sesi, gzlerine ilien her hareketi aralarnda tartyorlard.
Sonunda Manfred'in sabr tkendi.
Ne bekliyoruz, Hennie?
Tuzaa ancak salaklar der, diye homurdand Hendrick. Biz emin
olunca gireceiz.
Ertesi gn leden sonra bir olan ocuu gtmekte olduu keilerle on-
larn yatt tepeye yneldi. rlplakt. Boynunda bir sapan sallanyordu, o
kadar. Hendrick ona yavaa slk ald.
ocuk rkt, korkuyla onlarn sakland yere doru bakt. Hendrick tek-
rar slk alnca bu sefer tedbirli hareketlerle onlara doru emekledi. Birden
yznde neeli bir srtma belirdi, dosdoru Hendrick'in kollarna kotu.
Hendrick gld, onu kaldrp kucana oturttu, ocuk da onun boynuna sa-
rld.
Bu benim olum, dedi Hendrick, Manie'ye. Sonra ocua birtakm so-
rular sordu, cevaplar dikkatle dinledi.
u anda kyde yabanc yokmu, diye homurdand. Polis gelmi, beni
sormu, ama sonra gitmi.
Kucanda ocuu tayarak ne dt, onlar kye doru indirdi, kulbe
kmelerinin en byne yaklatlar. Ortadaki avlu plak ve botu. Drt ka-
dn bir kenarda birlikte almaktaydlar. Giysi olarak stlerinde yalnzca ka-
sk ba vard. Bir yandan ark sylyor, bir yandan msr eziyorlard.
Kadnlardan biri Hendrick'i grnce bir lk att, ona doru kotu, te-
kiler de izlediler.
Annem, dedi Hendrick. evresini saran geveze kadnlar abucak sus-
turdu, uzaklatrd.
ansn var, Manie, dedi gzleri parlayarak. Senin yalnz bir tek kadnla
evlenmene izin var.
En uzaktaki kulbenin kapsnda bir adam sakin sakin oturuyor, bu patr-
tya hi karmyordu. Hendrick ona doru yrd. Adam Hendrick'den ok
daha genti. Teni daha ak renk, hemen hemen bal rengiydi. Kaslar ar i-
lerde almaktan salamlam, halinde bir gven vard. Zorluklar ekerek
baarya ulam birinin gveni. Ama bir zarafeti de vard. Yz hatlar zek
yanstyordu. Gen bir firavun kadar soylu grnmekteydi. Kucanda da
Ma-caulay'in ngiltere Tarihi kitabn tutuyordu.
206-
Hendrick'i sakin bir tavrla selamlad. Ama Manie bu selamda bir sevgi
olduunu yine de hissetti.
te bu benim zeki erkek kardeim. Babamz bir, analarmz ayr.
Afrika-ner dilini de, ngilizceyi de benden ok iyi konuur. Hep kitap okur.
Kulland ngiliz ad, Moses.
Seni gryorum, Moses, dedi Manie. O kara gzlerin inceleyici bak
karsnda kendini bir garip hissediyordu.
Seni gryorum, kk beyaz ocuk.
Bana ocuk deme, diye patlad Manie. Ben ocuk deilim.
ki adam bakp glmsediler. Hendrick araya laf kartrmak ister gibi
aklad. Moses, Hani Madeni'nde ekip badr, dedi. Ama uzun boylu
Ovambo ban iki yana sallad.
Artk deilim, aabey. Bir ay nce kovuldum. imdi burada, gnete otu-
rup bira iiyorum, kitap okuyorum ve dnyorum. nsanolunun sorumlu-
luklarn bylece yerine getiriyorum. Birlikte gltler. Moses ellerini rpt,
kadnlara buyurgan bir edayla seslendi.
Bira getirin... aabeyim ne kadar susam, grmyor musunuz?
Hendrick Avrupa giysilerinden kurtulup kask bana dnmekten pek
memnun olmu gibiydi. Biralarn yudumlayp keyifle ene aldlar, aradaki
sre iinde olup bitenleri konutular.
Evet, polis geldi, dedi Moses. Windhoek'deki beyazlarn iki kpei.
Kendi kabilelerine kallelik etmekten utanmalar gerekir. niforma giyme-
milerdi ama yine de polis kokusu sinmiti stlerine. Gnlerce kaldlar, Swart
Hendrick diye biri hakknda sorular sordular. nce glmseyip duruyorlard,
sonra kzdlar, tehditler savurdular. Kadnlarmzdan birkan dvdler, ana-
n da dvdler. Hendrick'in kasldn duyunca hemen ekledi. Senin anan
salam kadn. Daha nce de dayak yemilii var. Babamz da sert adamd.
Swart Hendrick diye birini hi tanmadn syledi. Kimse tanmyordu
Svvart Hendrick'i. Sonunda polis kpekleri dnp gittiler.
Dnerler yine, dedi Hendrick. Kardei ban sallad.
Evet, beyaz adan asla unutmaz. Be yl, on yl... Pretoria'da yirmi be yl
nce birini ldrm adam bile astlar. Yine geleceklerdir.
Bira testisini elden ele geirerek itiler.
Bir ara Hani Madeni'nden elmaslarn alnd sylendi. Seni hep yann-
da dolatran o beyaz eytann ad geti. Soygunda sen de varmsn dediler.
Seni bulunca asacaklarm.
Hendrick de kar saldrya geti. Benim de kulama bir eyler gelip du-
ruyor. Bana yabanc olmayan biri hakknda. alnt elmaslarn elden karl-
-207-
mas konusunda pek tecrbeliymi diyorlar. Hani Madeni'nden alnan her ta
onun elinden geermi diyorlar.
Kim uydurmu bu haince yalanlan? diyerek glmsedi Moses. Hendrick,
Klein Boy'a iaret etti, Klein Boy deri torbay getirip babasnn nne koydu.
Hendrick paketleri birer birer karp on drdn Moses'in nne dizdi.
Moses ilk paketi eline ald, bayla mhrn at. Bu mhr Hani Ma-
deni 'nin, diye yorumda bulundu, yz ifadesini hi deitirmeden iindekileri
gzden geirdi. Sonra onu bir kenara brakp ikinci paketi at. On drdn de
inceleyip bitirinceye kadar hi konumad. Sonunda alak sesle, lm,
dedi. lm var bunlarda. Yzlerce lm. Binlerce lm.
Onlar satabilir misin bizim iin? diye sordu Hendrick. Moses ban iki
yana sallad.
Ben bu kadar ok ta hi bir arada grmedim. Satmaya kalkarsan ba-
mza felaket yaar, hepimize lm gelir. Bu konuyu dnmem gerek. Ama o
zamana kadar da bu lm talarn kyde tutamayz.
Ertesi sabah afak vakti, Moses, Hendrick ve Klein Boy kyden ktlar,
Hendrick'in ocukluundan hatrlad sert gvdeli bir aac buldular, torbay
on metre kadar yksekteki bir kovua sakladlar.
Moses konuyu enine boyuna dnp kararn gnlerce sonra aklad.
Aabey, sen de, ben de, artk bu yerin, bu hayatn insan deiliz. Sende-
ki tedirginlii hissettim bile. Ufuklara a gzlerle bakyorsun. Bu hayattan in-
san kolay usanyor, birann tad azna kt gelmeye balyor. Eski cesur se-
rvenlerini dnyor insan. Uzaklarda kendisini yeni kahramanlklann bek-
lediine inanyor.
Hendrick glmsedi. Sen birok becerisi olan bir insansn, kardeim. n-
sann en gizli dncelerini okumasn bile biliyorsun.
Burada kalamayz. lm talar burada saklanamayacak kadar, satlama-
yacak kadar tehlikeli.
Dinliyorum, diyerek ban sallad Hendrick.
Benim yapmam gereken baz iler var. O ilerin benim kaderim olduu-
na inanyorum. Henz kimseye sz etmedim. Sana bile.
imdi anlat.
Ben beyaz adamn politika dedii sanattan sz ediyorum. Siyahlara ya-
sak olan o sanattan.
Hendrick yzn buruturdu. Sen ok fazla kitap okuyorsun. O meslek-
te ne dl var, ne de kr. Onu beyazlara brak.
-208-
Yanlyorsun, aabey. O meslein kazanc, senin elmaslarn solda sfr
brakyor. Azmsama sakn!
Hendrick azn aacak oldu, sonra vazgeip kapatt. Bu konuyu daha nce
hi dnmemiti. Karsndaki gen adamn ise gl bir kiilii vard.
Szlerinin hepsini anlayamasa da, Hendrick onun etkisinde kalmadan edemi-
yordu.
Aabey, ben karar verdim. Buradan gidiyoruz. Buras bize fazla dar.
Hendrick ban sallad. Bu fikir onu pek rahatsz etmiyordu. mr boyun-
ca hep gebe olarak yaamt. Yollara dmeyi zlyordu zaten.
Yalnz kabileden ayrlmakla kalmayacaz, bu diyardan da gideceiz.
Diyardan m! Hendrick ayaa kalkacakken tekrar taburesine yld.
Mecburuz. Buras hem bizi, hem talan alacak kadar geni deil.
Nereye gideceiz?
Onu yaknda konuuruz. Ama nce o getirdiin beyaz ocuktan kurtul-
manz gerek. Talardan bile tehlikeli o. Polisi hemen zerimize eker. O ii
ayarladn zaman yola kmaya hazrz demektir, aabey.
Swart Hendrick'in hem kolu, hem kafas glyd. Az eyden korkard.
stekleri uruna ok acy gze alabilirdi. Ama hep bir bakasn izleyerek ya-
amt mr boyunca. Hep nne ondan daha keskin zekl biri dm, ona
liderlik etmiti.
Sen ne dersen yle olsun, kardeim, diye kabul etti. ldeki kayann te-
pesinde lme terk ettii adamn yerine yeni birini bulmu olduunu iin iin
biliyordu artk.
Ben burada yarn sabah gne doana kadar bekleyeceim, dedi Swart
Hendrick, beyaz ocua. O zamana kadar dnmezsen, senin gvende oldu-
unu anlam olacam.
Seni bir daha grebilecek miyim, Hennie? diye sordu Manie hevesle.
Hendrick neredeyse bo bir vaatte bulunacakt ama kendim toparlad. San-
rm bundan byle yollarmz ayrlyor, Manie. Uzanp ocuun omzunu ok-
ad. Ama seni sk sk dneceim. Kimbilir, belki gnn birinde yollar-
mz yine karlar. Gle gle git, baban gibi bir adam olmaya bak.
Manfred'i yavaa itti. ocuun ayaklar geri geri gidiyordu. Hendrick,
diye fsldad zayf bir sesle. Sana sylemek istediim ok ey var... ama ke-
limelerini bulamyorum.
Git, dedi Hendrick. kimiz de biliyoruz. Sylemek gerekmez. Git, Ma-
nie.
-209-
Hkmedenler / F: 14
Manfred torbasn ve battaniyesini srtna vurdu, allar arasndan kp
tozlu yolda kye doru ilerledi. Kilisenin kulesi deiik bir yaamn simgesi
gibiydi karsnda. Onu hem aryor, hem de itiyordu sanki.
Yolun kvrmna varnca dnp arkasna bakt. Koca Ovambo grnrler-
de yoktu. Manfred tekrar dnd, kiliseye doru ilerlemeyi srdrd.
Babasyla son sefer geldiinde yapt gibi, hi dnmeksizin anayoldan
ayrlp ayrlara sapt, kiliseye kestirmeden yaklat. Evin patikasna girdiin-
de, yar yolda gr bir sesin barmasyla olduu yerde durdu, rkek baklarla
evresine baknd. Derken o sesi bir kkreme daha izledi, ardndan kelimeler
duyuldu. Bahenin ucundaki sundurmadan geliyordu sesler.
Manfred oraya yneldi, kap aralndan ieriye bakmaya alt. ersi ka-
ranlkt. Gzleri altnda orann bir alet odas olduunu anlad. Duvarda e-
kiler, keserler, benzeri aletler aslyd. Yer dz betondu. Ortasnda Tanrnn
Borazan Tromp Bierman diz km oturmaktayd.
zerinde takm elbisesinin koyu renk pantolonu, beyaz gmlek ve beyaz
kravat vard. Ceketini karp duvardaki ivilerden birine asmt. al sakal
yukarya dnk, gzleri kapalyd. ki elini yakarr gibi kaldrmt ama, se-
sinde pek teslimiyet yoktu.
Ah, Byk Tanrm, yalvarrm kuluna bu konuda yol gster. Senin ne is-
tediini bilmezsem isteini nasl yerine getirebilirim? Ben basit bir aracm,
karar vermek benim harcm deil. Gr beni, Tanrn, ac bana... cahilliime,
budalalma ac, niyetini belirt bana...
Tromp birden sesini kesti, gzlerini at. Aslan yelesi gibi salarla dolu ba-
n evirip, Ahdi Atik peygamberlerini hatrlatrcasna ate saan gzlerle
Manfred'in t ruhunun iine bakt.
Manfred hemen apkasn terli kafasndan ekti, iki eliyle gsnde tuttu.
Geldim ite, Oom, dedi. Gelmelisin demitiniz, geldim.
Tromp ona hl ate saarak bakyordu. Geni omuzlu, salam yapl bir
gen gryordu karsnda. Sar bukleli sal, kmr kal, topaz rengi gzl.
Adam o gzlerin gerisini grmeye alyor, delikanlda bir kararllk, akc
bir zek seziyordu.
Gel buraya, diye emretti. Manfred srt antasn indirip onun yanna gitti.
Tromp onu yakalayp yere ktrd.
mel, delikanl. Diz k ve Yaradan'na kret. kret ki senin iin et-
tiim dualar duydu.
Manfred grevine bal bir edayla gzlerini yumup ellerini kavuturdu.
-210-
Tanrm, bu nemsiz konular huzuruna getirdii iin bu kulunu affet. Sen
nice daha nemli ilerle megulsn. Bu gen insan bizim bakmmza yolla-
dn iin, onu bileyip kl gibi keskinletirebileceimiz iin sana krler ol-
sun. Senin ihtiamnla cilalanm o kl, setiin halkn, Afrikaner halknn
hakl amac iin alacak, vuracaktr. Manfred'i iaret parmayla drtt.
ocuk ac dolu bir Amin, l att.
kide bir Manfred'in aminleriyle noktalanan bu dua, ocuun dizleri ar-
yp yorgunluktan ve alktan ba dnene kadar srd. Sonra Tromp birden
onu ayaa kaldrd, mutfak kapsna doru yrtt.
Mevrou, diye kkredi Tanrnn Borazan. Neredesin, kadn?
Trudi Bierman soluk solua mutfaa dald, kirli klkl ocua aknlk
dolu bir bakla bakt.
Mutfam! diye bard birden. Benim tertemiz, gzel mutfam! Ye-
rini daha yeni silmitim.
Tanr bu genci bize yollad, diye uludu Tromp. Onu evimize alacaz.
Masamzda yiyecek, bizden biri gibi olacak.
Ama kfirler kadar pis!
Yka, temizle o halde... temizle haydi.
O srada mutfaa ekingen admlarla bir kz girdi, Trudi Bierman'n arka-
snda durdu, Manfred'i grnce rkm bir ku gibi kasld.
Manfred, Sarah'y zor tanyabildi. Kilo almt. Kollarn, dirseklerini,
dikkatle ykanp temizlenmi etler doldurmutu. Bir zamanlar solgun olan ya-
naklar elma gibi pembeydi. Gzleri artk donuk bakmyordu. Salar prl p-
rl fralanm, iki rg halinde rlp tepesine tokalanmt. Yere kadar uzun,
lekesiz bir etek giyiyordu.
Bir lk atp Manfred'e kotu. Kollarn uzatmt. Ama Trudi Bierman
onu arkasndan yakalayp sarst.
Seni tembel, kt huylu kz! Sana otur da toplamalarn bitir demitim.
Hemen git masann bana. Kz mutfaktan kard. Tekrar Manfred'e dn-
dnde kollarn kavuturmu, dudaklarn bzmt.
rensin, dedi ocua. San kz sa gibi uzun. Bu elbiseler... Yz
ifadesi daha da katlat. Biz inanl Hristiyanlarz bu evde. Babann o tan-
rsz davranlar burada gemez, anladn m?
Karnm a, Trudi Hala.
Herkes yerken yersin. Hem ykanmadan olmaz. Kocasna bakt.
Me-neer, ocua hamam nasl yakacan gsterir misin?
-211-
Trudi Bierman banyonun kapsna dikildi, onun ykann kontrol etti. Ne
utandna aldr ediyor, ne suyun scaklna kar itirazlarn dikkate alyor-
du. Sonunda mavi sabunu kendisi eline ald, ocuun en gizli kvrm ve kat-
larn kendisi sabunlayp temizledi.
ocuun beline bir havlu sarp onu arka merdivenlere kard, bir meyve
sandnn zerine oturttu. Eline keskin bir makas ald, Manfred'in san salar
biilmi baak gibi omuzlarna dmeye balad. Manfred elini bandan ge-
irince salarn fra gibi hissetti. Ensesi, kulak altlan meye balad.
Trudi Bierman ocuun stnden kan giysileri tiksinti dolu bir tavrla
alp termosifonun ateine att. Manfred ceketini son anda zor kurtarabildi. Ha-
lasnn yz ifadesini grnce geriledi, ceketi arkasna saklad.
Kadn omuzlarn kaldrd. Pekl... belki ykanr, biraz yamanrsa... Bu
arada sana giyecek bir eyler vereyim.
Trudi Bierman, Manfred'in itahn kendi mutfana ve yemek piirme sa-
natna ynelik birsnav olarak deerlendiriyordu. Durmadan ocuun taba-
na tepeleme yemek dolduruyor, ikide bir elinde tencereyle bana dikiliyordu.
Sonunda Manfred tka basa doyup arkasna yaslannca, kadn kilerden stl
tatly getirmeye gitti.
Manfred'le Sarah'ya ailenin dndan insanlar olarak masann orta ksmn-
daki yerler verilmiti. Bierman'larn iki tombul kz onlarn hemen yanndayd.
Sarah yemeinden o kadar az yiyordu ki, Trudi Bierman'dan azar iitti.
Ben o yemekleri oynayasn diye piirmedim, kk hanm. Taban temiz-
leyinceye kadar oturacaksn bu sofrada. Ispana da, her eyi de. stersen sa-
baha kadar uzat. Sarah mekanik hareketlerle yemeini inerken gzlerini
bir an bile Manfred'den ayrmyordu.
Manfred yemein hem banda, hem sonunda dua edildiini ilk defa gr-
yordu. Evde onu yatracak yer olmadndan, bahedeki alet sundurmas ona
ayrld. Trudi oraya dolap grevi yapacak bir kutuyla bir demir yatak yerle-
tirdi, yataa topaklam bir ilte serdi, baucundaki pencereye solmu bir
perde ast.
Mumu ziyan etme, diye seslendi karken. Her ayn birinde bir mum
verilecek. Biz hesabn bilen insanlarz. Babann hovardalklar burada yok...
eksik olsun!
Manfred ince, gri battaniyeyi kafas mesin diye ta yukarya ekti. m-
rnde ilk defa bir odas, bir yata oluyordu. Holanmt bu iten. Keye y-
l kmrlerin kokusunu soluya soluya uykuya dald.
-212-
Yanana bir elin dokunmasyla uyand, azndan bir lk kurtuldu. d
kopmutu. Sanki babasnn kangrenli eli mezardan uzanp dokunmutu ona.
Manie, Manie, benim, Sarah! Kzn sesi de korku doluydu. Kar taraf-
taki perdesiz pencereden giren k arkasndan geliyor, silueti grnyordu.
ncecik geceliinin iinde titriyordu kz. Salar fralanm, omuzlarna d-
klmt.
Burada ne iin var? diye mrldand Manfred. Buraya gelmemeliydin.
Git hemen. Seni burada bulurlarsa... Sustu. Cezann ne olacan bilmiyordu
ama, sert bir ceza olaca iine douyordu. Yeni tatt bu aile havas para
para olacakt o zaman.
O kadar mutsuzdum ki. Sesinden kzn alad belliydi. Sen gittiin-
den beri. Kzlar ok zalim... bana 'sprnt' diyorlar. Okuyamadm, topla-
malar onlar gibi yapamadm iin benimle alay ediyorlar. Hem konuma bi-
imimi de komik buluyorlar. Sen gideli her gece aladm.
Manfred yreinin szladn hissetti. Yakalanma korkusuna ramen uza-
np onu yatana ekti. Artk geldim. Sana ben bakacam, Sarie, diye fsl-
dad. Bir daha seninle alay etmelerine izin vermeyeceim.
Sarah yzn onun boynuna gmp hkrd. Manfred sert bir sesle, Ar-
tk alamak yok, Sarie, dedi. Bebek deilsin. Cesur olman gerek.
ok mutlu olduum iin alyordum, diyerek burnunu ekti kz.
Alamak bitti... mutluyken bile. Anlyor musun? Sarah ban sallad,
gzyalarn tutabilmek iin boulurcasna yutkundu.
Her gn seni dndm, diye fsldad. Tanr'ya seni geri getirmesi
iin dua ettim. Yanna yatabilir miyim, Manie? yorum.
Olmaz, dedi Manie en ciddi sesiyle. Burada yakalanmadan hemen ge-
ri dnmelisin.
Bir dakikalna! Manie itiraz edemeden Sarah battaniyenin ucunu kal-
drp kesinden yataa kayd. Manfred'e smsk sarld. Gecelii ince ve es-
kiydi. Vcudu buz gibi, rpertiler iindeydi. Manfred onu kovalamay gze
alamad.
Be dadika, diye mrldand. Sonra gitmen gerek.
Scaklk kzn minik vcuduna abucack yayld. Salar yumuackt. G-
zel kokuyordu. Manfred'in kendini byk ve nemli hissetmesine neden olu-
yordu Sarah. Manfred kzn salarn baba gibi, onu sahiplenmi gibi okad.
Tanr dualarmz kabul m ediyor sence, diye sordu Sarah alak sesle.
Ben elimden geldii kadar dua ettim, ite sen de geldin. Bir an sessiz kald.
Ama ok uzun srd. ok dua gerekti.
-213-
Ben dualar pek bilmem, diye itirafta bulundu Manfred. Babam pek
dua etmezdi. Bana da retmedi.
Eh, artk alsan iyi olur, diye uyard onu Sarah. Bu evde herkes, her
an dua ediyor.
Sonunda Sarah sundurmadan kp eve gittiinde iltede yatt yer sca-
ck kald, Manfred'in yreinde de daha scak bir ke olutu.
Tanrnn Borazan Manfred'i uyandrdnda ortalk hl karanlkt.
On saniye sonra kafana bir kova souk su yiyorsun, delikanl. Tromp
Amca onu dona titreye ahrlarn yanndaki emenin bana gtrd.
Genlik gnahlarnn en iyi aresi souk sudur, delikanl, dedi keyifle.
Kahvaltdan nce ahrlar ykayp at tmar edeceksin, tamam m?
Gnn tamam alma ve duayla geti. Ar iler, masa banda yaplan
derslerin arasna serpitirilmiti. Derslere Trudi Hala nezaret ediyordu.
Birinci haftann sonunda Manfred evin gen nfusu arasndaki alay etme
fasln kendi istedii biimde yoluna koymutu. Bierman'larn kzlar
kkr-damak istedike o sar gzleriyle dik dik bakyor, kzlar sus pus
oluyorlard.
Ama sra ders kitaplarna gelince durum deimekteydi. Kuzinler ok a-
lkand. mr boyu bu alma temposuna alkndlar. Manfred, Almanca
dilbilgisi kitaplaryla ortaokul matematik kitaplarnn bana gmldnde,
Trudi Hala'nn sorularna verdii tekleyen cevaplara glmseyip duruyordu
kzlar. Bu durum Manfred'i daha da ok almaya itmekteydi.
Gsteririm ben onlara, diye yeminler ediyordu kendi kendine. Onlar ge-
ride brakma amacna kendini yle kaptrd ki, kzlarn Sarah'ya nasl eziyet
ettiini birka gn boyunca hi fark edemedi. ok sinsi usullerle yapyorlard
bu eziyeti. Bir sitem, bir takma isim, bir alayc gl! Ya da onu oyunlardan,
akalardan darda brakma! Kzn yapt ev ilerini sabote etme! Yeni
tledii elbiseyi lekeleme, dzelttii yata buruturma, Trudi Hala azarlar-
ken hain hain srtma!
Manfred kzlar birer birer yakalad, rgl salarndan kavrayp gzleri-
nin iine bakarak tehdit etti, annelerine sylememeleri iin de uyard. Zulm-
ler ve hainlikler sihirliymi gibi bir anda kesildi, Manfred'in korumas altn-
da Sarah rahat brakld.
-214-
lk haftann sonunda, uzun, skc bir pazar gnnn beinci duasndan
sonra, kuzinlerden biri sundurmann kapsnda belirdi, elinde dilbilgisi kita-
byla yatana uzanm olan Manfred'e, Babam seni alma odasnda bek-
liyor, diye seslendi. Kz eliyle bir felaketi haber verir gibi bir hareket de yap-
maktayd.
Manfred fra salarn emede slatt, duvara asl aynann karsnda fr-
alamaya alt, ama salar hemen tekrar havaya dikiliyordu. Sonunda vaz-
geti. Tromp Amca'nn yanna gitti.
Evin n tarafndaki odalara daha nce hi girmemiti. Kutsal yerdi o taraf.
Hele papazn alma odas, kutsallarn da kutsalyd. O odaya arlmann
ceza ya da ac getirdiini kuzinlerden hep duyuyordu. Eikte durup bir an tit-
redi. Belki Sarah'n sundurmaya yapt ziyaretler fark edilmi olabilirdi. Ka-
py hafife tkrdattnda ierden o gr kkreme sesi duyuldu, Manfred ka-
py yavaa itip ekingen admlarla ieriye girdi. Tromp Amca masasnn ba-
nda, yumruklarn masaya dayam, ayakta duruyordu.
Gel ieri, delikanl. Halandan bilgi aldm. Sesi o sert yzne uymaya-
cak kadar anlaylyd. Eitiminin bugne kadar ihmal edildiini sylyor.
Ama istekli ve alkanmsn. Manfred yle rahatlad ki, bundan sonra ge-
len sitemleri izlemekte zorluk eker oldu. Biz hakszla urayanlarz, deli-
kanl. Biz bask altnda kalanlarz. Milner kurbanlaryz. Manfred bu Lord
Milner'i babasndan da duymutu. Zalim ngiliz valisi, Afrikaner dmanyd.
Okulda Afrikaner dilinde konuan ocuklarn, Ben eeim... Hollandaca
konutum, diye yazlar tayan kepler giymesi geleneini getirmiti. D-
manlarmz yenmenin bir tek yolu vardr, delikanl. Daha akll, daha gl,
hatta onlardan daha amansz olmak zorundayz.
Tanrnn Borazan kendi szlerine kendini iyice kaptrmt. Gzlerini ta-
vana dikerek konuuyor, Manfred'in de dinlerken evresini incelemesine fr-
sat tanyordu.
Duvarlar kitap raflar kaplamt. leri ciddi dinsel kitaplarla doluydu. En
ok, John Calvin'in ve dier Presbiteryen kitaplarnn varl dikkati ekiyor-
du. Ayrca tarih, hukuk, biyografi, szlk, ansiklopedi, felsefe kitaplar, ilahi-
ler, eitli dillerden seilmi vaaz kitaplar da vard.
Tromp Amca'nn masasnn tam arkasna rastlayan drdnc duvarda fo-
toraflar aslyd. k pazar giysileri giymi atalarn ciddi suratl resimleri. Bir
tanesinde Tromp Bierman yirmi be yalarndayken, sakalsz, salar ortadan
ayrk durumda grlmekteydi. Gl vcudu kaslarla doluydu. Yumruklarn
skm, boksrler gibi poz almt. nndeki masada kupalar duruyordu. Re-
-215-
simdeki gen adam Manfred'in gzne olaanst yakkl, atak ve roman-
tik gzkt.
Siz boksrsnz! diye patlad delikanl birden. Sesindeki hayranl
gizleyememiti. Tanrnn Borazan szlerinin orta yerinde durdu. Kocaman
ba eildi, gzleri kapanp ald, beyni geree dnd, Manfred'in gzleri-
nin iine bakt.
Yalnz boksr deil, ampiyonum da, dedi. Hafif-ar siklette Gney
Afrika Birlii ampiyonuyum. Manfred'in yzndeki ifadeyi grnce onun
baklar da yumuad, eski gzel gnlerin sevincini hatrladn sergiledi.
O kupalar, o kemeri siz mi kazandnz?
Tabii kazandm, delikanl. Canlarna okudum tm rakiplerimin. Onlara
hi aman vermedim. Tanr'nn klc gibiydim. Yumruunu havaya kaldrd,
Manfred'in burnunun bir iki santim berisinde kesilen birka vuru savurdu.
Ben hayatm bu yumruklarla kazandm, delikanl. Ha, ha! Sol! Sa! Sol!
Koca Jephta'y bile yendim 1916'da. Tezahrat hl duyar gibi oluyorum.
Ondan sonra Trudi Halan ve Ulu Tanr daha nem kazand hayatmda. Ba-
klarndaki zafer parltlar solar gibi oldu.
Boks yapmak ve ampiyon olmak bence her eyden nemli, diye solu-
du Manfred. Tromp'un dnceli baklar ocuun yznde duralad, onu
szd.
Dvmeyi renmek mi istiyorsun? Sesi kslmt. Komplo
kuruyor-larm gibi bir hava iinde gzleri kapya gidip geldi.
Manfred cevap veremedi. Heyecandan boaz tkanmt. Ban hzla yu-
kar aa sallad. Tromp Amca eski sesiyle konumasna devam etti.
Trudi Hala kavgadan holanmaz. Hakk da var! Bu iler serserilere gre.
Bu dnceyi kafandan kar, delikanl. Daha yce eyler dn. Ban y-
le hrsla sallad ki, sakal titredi. Dnceyi kendi kafasndan karmakta da
zorluk ektii belliydi.
Eski konuya dnelim. Halanla ben bir sre iin De La Rey adn kullan-
mamann daha doru olacana karar verdik. Babann durumasnn heyecan
geinceye kadar Bierman adn kullanacaksn. Senin soyadn gazetelerde ok
fazla geiyor, eytanla zdeletiriliyor. Halan gazetecilerin bu eve girmesini
istememekte hakl. Babann durumas Windhoek'de balaynca iler daha da
kzacak. Gelecek ay. Bu aileye de utan bulaabilir.
Babamn durumas m? Manfred ona anlamayan baklarla bakyordu.
Ama babam ld.
-216-
ld m? Sen yle mi sanyordun? Tromp ayaa kalkt, masann arka-
sndan dolanp ortaya yrd. Beni bala, delikanl. Koca ellerini ocu-
un omuzlarna dayad. Sana gereksiz ac ektirmiim. Daha nce sylemem
gerekirdi. Baban lmedi. Polis yakalad onu. Gelecek ayn yirmisinde idam is-
temiyle yarglanacak.
ocuun geirdii sarsnty seyretti, sonra daha yumuak bir sesle devam
etti. imdi anlyorsun neden sana adn deitir dediimizi, deil mi, deli-
kanl?
Sarah t yapmay brakp evden km, Manfred'in almasn izlemek-
teydi. Baltayla odun kesiini seyretmeye baylyordu. Manfred gmleini de
karm, tutmas iin Sarah'ya vermiti az nce. Gs ve srt terden prl
p-rld. Terledii zamanki kokusu ok gzeldi Sarah'ya gre. Yeni pimi
ekmek gibi ya da aacnda olgunlam incir gibi bir koku.
Manfred baltay bir kere daha indirip geri durdu, avularna tkrd. O
bunu yaptka Sarah da elinde olmakszn aznda tkrk topluyordu. Manf-
red baltay tekrar havaya kaldrrken kza, Beler tablosunu say! diye ses-
lendi.
Kz onun balta temposuna uyarak balad. Be kere bir be, be kere iki
on...
Manie elliye vardklarnda tekrar geri ekildi, baltay indirip Sarah'ya s-
rtt. Aferin, Sarie, bir tek hata yapmadn!
Sarah gururla kasld. Omzunun zerinden arkaya baktnda yzne he-
men sulu bir ifade geldi. zerinde durduu kayadan aaya srad, etekle-
rini toplayp eve doru bir kou tutturdu.
Manie de dnd. Tromp Amca sundurmann kesine dayanm, onu sey-
rediyordu.
zr dilerim, Tromp Amca, deyip ban edi. Sarah'n burada olma-
mas gerekirdi, biliyorum. Ama ona git diyemedim.
Tromp Amca sundurmadan ayrlp ar ar yaklat. Alnn hafife kr-
trarak gen adam szd.
Ka yandasn, delikanl?
Manfred yan syledi, Tromp Amca ban sallad. Yetikin bir erkek
olmana yl kalm. Senin de snfn hafif-ar siklet sanrm. Meer ki ani-
den fazla byyp ara geesin.
-217-
Manfred bu alk olmad, ama kulaa gzel gelen szlerden teninin ka-
rncalandn hissetti. Tromp Amca o sra ondan uzaklap odun ynnn ba-
na yrd. Kararl bir hareketle ceketini kard, kravatn zp ceketin ze-
rine koydu, gmleinin kollarn svarken tekrar Manfred'in yanna yrd.
Demek boksr olmak istiyorsun, yle mi? diye sordu. Manfred cevap
veremeden ban sallad.
Brak o baltay. Manfred baltay brakp amcaya dnd. Tromp Amca
sa elini kaldrp avucunu Manfred'e doru at.
Vur buraya! dedi. Manfred yumruklarn skt, kolunu savurarak vurma-
ya alt.
orap dokumuyorsun, delikanl... hamur da yourmuyorsun. Nesin sen?
Erkek mi, yoksa mutfak hizmetisi mi? Vur dedim! Vur! Hah, bu biraz daha
iyi! Sert vur! Daha sert! Daha sert! Hah, oluyor. imdi solunla... tamam! Sol!
Sa! Sol!
Tromp Amca iki elini de havaya kaldrmt. Sallanyor, dans ediyor,
Manfred fkeyle onu izliyor, yumruklarn pe pee ak duran avulara indi-
riyordu.
Peki! Tromp Amca ellerini indirdi. imdi bana vur. Suratma. Haydi.
Elinden geldii kadar hzl vur. Beni srtst yere sermeye al.
Manfred ellerini indirip geriledi.
Yapamam, Tromp Amca, diye itiraz etti.
Neyi yapamazsn, delikanl? Neyi yapamazsn?
Size vuramam. Doru olmaz. Saygl bir davran olmaz.
Demek konu bokstan saygya dnd. Pudralara, parfmlere, bayan eldi-
venlerine dnd, yle mi? Tromp Amca birden kkredi. Dvmek istiyor-
sun sanyordum. Erkek olmak istiyorsun sanmtm, karmda alayan bir be-
bek buldum. Sesini deitirdi, ocuu taklit etti. Doru olmaz, Tromp Am-
ca, saygl bir davran olmaz, diye bard.
Birden sa eli uzand, ak avucu Manfred'in yananda saklad, kpkrm-
z parmak izleri brakt.
Seninki sayg deil, korkaklk, delikanl. Korkaksn. Alayan bir bebek-
sin. Erkek deilsin! Asla boksr olamazsn!
teki yumruun yaklatn Manfred ancak grebildi. Acs gzlerine ya
doldurdu.
Sana bir kz eteklii bulalm bari!
Tromp Amca onu dikkatle szyor, gzlerine bakyor, bekliyordu. Bir da-
ha vurdu, Manfred'in alt dudan yard, kann enesine doru szmasna yol
at.
-218-
Haydi, diyordu alay dolu szlerinin arasnda sk sk. Haydi artk, haydi!
Derken bekledii oldu, adamn gs sevinten patlayacak gibi kabard.
Manfred enesini ezdi, gzlen deiti. Gzbebeklerinde sar klar tututu,
saldracak aslanlarn gzne benzedi. Delikanl birden koca adamn zerine
atld.
Adam geri bunu bekliyor, olsun diye dua ediyordu ama, yine de saldr-
nn hz onu hazrlksz yakalad. Cann kurtaran, eski tecrbeleri oldu. O sal-
drdaki gc hissetti, ilk birka saniye dnceleri bile durdu. Neden sonra,
kendi yaratt bu acmasz canavara deerlendirici bir bak yneltmeyi ba-
ard.
Tecrbesi, oktan unuttuu refleksleri yava yava geri dnd, adam dans
etmeye, yumruklardan kamaya balad, vurular nesnel olarak deerlendirdi.
i sevinle doldu.
Doutan ift elli bir boksr! San tercih etmiyor! Daha retilmemi ol-
masna ramen her vuruunun gerisinde omuzlarnn tm arl var!
Sonra o gzlere tekrar bakt, neyi yaratm olduunu grnce tyleri
r-perdi.
Bir katil! Tanmt o gzlerdeki atei. Kann zevki iin ldren leoparla-
rn igdleri var onda. Beni artk grmyor bile. Yalnzca karsndaki av
gryor.
Sol pazusuna bir yumruk yedi. Kolunun ta bileine kadar ryeceini an-
lad. Bacaklar kurun gibi arlayordu artk. Kalbi gs kafesini dvyordu.
Ringe en son kndan bu yana yirmi iki yl gemiti. Trudi'nin yemeklerini
yiyerek, masa banda geen yirmi iki yl... karsndaki gen ise bir makineydi
sanki! O sar gzler kendininkilere, cinayet yanstan miyop bir bakla
dikilmiti.
Tromp Amca kendini toplad, Manfred'in san vururken ak vermesini
bekledi, kendi solunu savurdu. Solu her zaman daha iyiydi. Jephta'y bu yum-
rukla yere sermiti.
Manfred dizleri zerine kt. armt. Gzlerindeki o ate sner gibi
oldu, transtan kar gibi bir ifade geldi yerine.
Tamam, delikanl! Tanrnn Borazan da soluk soluayd. Diz k ve
Yaradan'na kret. Kendi de gencin yanna diz kt, ban kaldrd, sesi-
ni ykseltti. Ulu Tanrm, kuluna verdiin kuvvetli vcuda krler olsun.
Doal solu iin de kr sana. Geri uzun ve yorucu bir i olacan biliyoruz
ama, senden ayak oyunlarn da kolayca renebilmesini diliyoruz. Sa yum-
-219-
ruu dorudan doruya senin bir ihsann. Minnettarz sana. Yalnz vurutan
nce belli etmemesini renmemiz gerekiyor.
Manfred hl kafasn sallyor, enesini ovalyordu. Ama kaburgalarn,
drten parmaa yine Amin diye bararak cevap vermeyi baard.
Kou almalarna hemen balayacaz, Tanrm! pleri renmek iin de
sundurmaya ringi hemen kuracaz. Bu hazrlklarn, kulunun deerli ei
Tru-di Bierman'n dikkatini ekmemesi iin yardmlarn rica ediyoruz!
leden sonralar Tromp Amca genellikle cemaatten birini ziyaret etme
bahanesiyle atna binip bahe kapsna yneliyor, karken dnp karsna el
sallyordu. Sonra nehir yatanda kendisini bekleyen Manfred'le buluuyor-du.
Manfred'in ayaklar plak, zerinde yalnzca haki bir ort oluyordu. At- n
trsa kaldran Tromp Amca'nn yan sra komaya balyordu delikanl.
Bugn be mil, gen adam. Kprye kadar, sonra da geri. Dnknden bi-
raz daha abuk koalm.
Tromp Amca'nn sandktan bulup gizlice kard boks eldivenleri geri
eskimi, atlak atlak olmutu ama, onlar tutkalla yaptrdlar. Manfred'in
eline eldivenleri ilk geirip baladnda, yal adam ocuun onlar burnuna
kaldrp koklayna bakt.
Derinin, terin ve kann kokusu, delikanl. Burnunu iyice doldur o kokuy-
la. Bundan byle hep o koku da var olacak hayatnda.
Manfred eldivenleri birbirine arpt, bir an ayn ate gzlerinde tekrar par-
lad, sonra srtt.
Ho bir duygu, dedi.
Duygularn en gzeli, diyerek ona katld Tromp Amca. Onu ii nehir
kumuyla doldurulmu torbaya doru gtrd.
nce u solunu biraz grmek istiyorum. Vahi bir at sanki o solun. Onu
eitmemiz, gcn ve abasn ziyan etmemeyi retmemiz gerek. Bizim de-
diimizi yapmal... havada sallanp durmamal.
Bu ring almalarnn bir tek seyircisi vard. Kimseye sylemeyeceine
yemin etmi olan Sarah. Bu iler bir ay kadar devam ettikten sonra Tromp Am- ca
asla Manfred'e sylemeyecei bir eyi kendi kendine itiraf etti. Artk grn
de boksre benzemeye balad. Ama ocua bambaka bir ey syledi: Artk
hz istiyorum. Mamba kadar hzl, ratel kadar cesur olman istiyorum.
Mamba, Afrika ylanlarnn en korkulanyd. nsan bilei kadar
kahnlaa-bilir, boyu alt metreyi geebilirdi. Drt dakikada yetikin bir
erkei ldrr-
-220-
d. Drtnala kalkm bir ata yetiecek kadar hzlyd mamba. Sokusu gzle
grlemezdi.
Mamba kadar hzl, ratel kadar cesur! diye tekrarlad Tromp Amca. Ge-
lecek yllarda ayn sz yzlerce, binlerce kere tekrarlayacakt.
Ratel
(,)
ise Afrika'nn ufak hayvanlarndand. Isr leoparnkine de,
asla-nnkine de meydan okuyacak trdendi. ri, yass bir kafas vard. Yrei
aslan yrei, cesareti dev cesaretiydi. Kzd anda en iri hasmna bile
saldrmakta tereddt etmezdi. Efsaneye gre ratel'lerin kask blgesine
ynelik igdleri vard. Herhangi bir erkek hayvann husyelerini yrtyordu.
Karsndaki insan, boa, bufalo, aslan, fil olmu, sonu hi deimiyordu.
Sana bir ey gstereceim, delikanl! Tromp Amca, Manfred'i sundur-
madaki bir sanda gtrp kapan at. Bu senin. Postayla smarladm.
Cape Town'dan dn geldi.
Sandktan kard deri ve lastik topan Manfred'in kollarna koydu.
Nedir bu, Tromp Amca?
Gel gstereyim.
Birka dakika iinde Tromp Amca o karmak aygt dzene sokmay ba-
armt.
Ne dersin, delikanl? G'eri ekilip sakalnn iinden srtt.
mrmde bana verilen en gzel hediye, Tromp Amca. Ama... ne bu?
Kendine boksr diyorsun, sonra hz torbasn tanyamyorsun, ha?
Hz torbas m! ok pahalya patlam olmal.
yle, delikanl. Ama Trudi Hala'na syleme.
Ne yapacaz bununla?
unu yapacaz! Tromp Amca torbay hzl bir tempoyla dvmeye ko-
yuldu. ki yumruunu birden kullanyordu. Sonunda soluk solua durdu.
Hz, delikanl. Mambannki kadar hz.
Manfred adamn bu cmertlii ve hevesi karsnda tm cesaretini topla-
yp haftalardr dilinin ucuna gelen szleri sylemek zorunda kald.
Benim gitmem gerek, Tromp Amca, dedi, adamn gzlerindeki hayal k-
rkln izledi.
Gitmek mi? Evimden gitmek mi istiyorsun? Tromp Amca alnndaki
terleri sildi. Neden, delikanl? Neden?
Babam... diye karlk verdi Manfred. Babamn durumas gne ka-
dar balyor. Orada olmam gerek, Tromp Amca. Gitmek zorundaym. Ama geri
dneceim. Yemin ederim, dneceim. Mmkn olduu kadar abuk. *>
Ratel: Sansara benzeyen, cesur ve yrtc bir hayvan.
-221-
Tromp Amca gzlerini onunkilerden ayrd, nehir boyunca komaya ba-
lad. Manfred de ona ayak uydurdu. Aalarn oraya varncaya kadar ikisi de
konumadlar.
At arabas onlar orada bekliyordu. Oom Tromp, arabac yerine binip diz-
ginleri eline ald. Tekerlein yannda durmakta olan Manfred'in yzne bakt.
Keke benim de bana bu kadar sadk bir olum olsayd, delikanl, dedi
alak sesle. Sonra dizginleri aklatp at yrtt.
Ertesi akam yemekten ve akam duasndan ok sonra, Manfred yatana
uzanm, baucundaki mumu prlts evden gzkmeyecek biimde ayarla-
m, babasnn en sevdii yazar olan Goethe'yi okuyordu. Almancas hzla ge-
limekteydi. Trudi Hala haftada iki gn evde baka dil konuturmuyor, sofra
saatlerinde kltrel tartmalar balatyordu. Ama Goethe yine de biraz fazla
ard. yle zorlanyordu ki, Tromp Amca'nn odaya girdiini, glgesi yataa
dp kitap elinden ekilene kadar fark edemedi.
Gzlerini mahvedeceksin, delikanl.
Manfred hemen dorulup oturdu, Tromp Amca da yatan kenarna iliti.
Adam birka dakika boyunca kitabn sayfalarn tarad, sonra ban kal-
drmadan konutu. Rautenbach yarn Ford arabasyla Windhoek'e gidiyor.
Hindilerinden yz tanesini pazara gtrecek. Ama arkada sana da yer var.
Geri hindi tersi kokusuna, uuan tylere dayanmak zorunda kalacaksn
ama, yine de trenden ucuza gelecek.
Teekkr ederim, Tromp Amca.
Kentte yal bir dul var. Dindar ve namuslu. ok da iyi adr. Ona mek-
tup yazdm. Cebinden bir kt ekti, Manfred'in kucana koydu. Kt kat-
lanm, krmz balmumuyla mhrlenmiti.
Teekkr ederim, Tromp Amca. Manfred syleyecek baka bir ey bu-
lamyordu. Aslnda kollarn adamn o kaln boynuna sarmak, yzn o koca
kr sakala yaslamak geliyordu iinden. Ama kendini kontrol etti.
Baz masraflar gerekebilir, dedi Tromp Amca. Buraya nasl dnersin,
bilemiyorum. Her neyse... Cebini yoklad, Manfred'in bileini yakalayp
avucuna bir ey koydu.
Manfred ban edi, prl prl iki tane yarm sterlini grd, ban yava-
a iki yana sallad.
Tromp Amca...
-222-
Bir ey syleme, delikanl. Hele de Trudi Hala'na. Tromp Amca ayaa
kalkyordu. Manfred onun ceketinin kolunu yakalad.
Tromp Amca, size bunu deyebilirim... bunu da, her eyi de.
Biliyorum, delikanl. Binlerce kere deyeceksin. Verecein gururla, se-
vinle... gnn birinde.
Yo, gnn birinde deil. imdi. Hemen deyebilirim.
Manfred hevesle yataktan frlad, kendisine dolap grevi yapan, drt tu-
la zerine konmu koca kutuya kotu. Diz kp kutuda bir sre arand, son-
ra elinde sar bir ttn kesesiyle doruldu. Tromp Amca'nn yanna dnd,
kesenin ipini bollatrp azn at. Elleri heyecandan, sesi memnun etme he-
vesinden titriyordu.
te, Tromp Amca... an avucunuzu.
Adam glmseyerek koca penesini at.
Neymi o bakalm, delikanl? Birden glmsemesi suratnda dondu,
gzleri avucuna boalan prl prl talara akld.
Elmas, Tromp Amca, diye fsldad Manfred. Sizi zengin etmeye yete-
cek kadar. stediiniz her eyi satn almanza yetecek kadar.
Bunlar nereden buldun, delikanl? Tromp Amca'nn sesi sakin ve krkt.
Nasl geti bunlar senin eline.
Babam... babam verdi. Ceketimin astar iine koydu. Eitimimin ve ba-
kmmn bunlarla karlanabileceini, isteyip de bana veremedii eyleri bun-
larla salayabileceimi syledi.
Ya! dedi Tromp Amca yavaa. Doruymu hepsi demek. Gazetelerin
yazdklar ngilizlerin yalanlan ve iftiralar deilmi. Baban gerekten bir
haydut ve bir soyguncuymu. Koca pene kapanp yumruk oldu. Sen de
onunla birlikteydin demek, delikanl. Onun sulanmasna, mahkm edilmesine
yol aacak korkun olaylar olurken sen de oradaydn? yle mi, delikanl? Sen
de onunla birlikte mi yaptn bu ktlkleri? teki eli uzanp Manfred'in
yakasna sarld. tiraf et bana. Hepsini anlat. Baban bu ngiliz kadnna sal-
drp onu soyduunda yannda miydin?
Hayr! Hayr! Yalan! Babam yle ey yapmazd. Bunlar bizim kendi el-
maslarmz. Babam bana anlatt. Bize ait olan eyi geri ald o.
Bu ii yaptnda yannda miydin, delikanl? Bana gerei syle, diye
tekrar kkredi Tromp Amca. Syle bana, onunla birlikte miydin?
Hayr, Tromp Amca. Babam yalnz gitti. Dndnde yaralyd. Eli... bi-
lei...
-223-
ok kr, Tanrm! Tromp Amca gklere bakt. Rahatlam gibiydi.
Onu bala nk yaptnn ktln bilmiyordu, Tanrm. Bu ie onu
kt bir adam srklemiti.
Benim babam kt deil, diye itiraz etti Manfred. Kendine ait olan
eyler hileyle elinden alnmt!
Sus, delikanl. Oom Tromp ayaa kalkt, dev gibi dikildi. Bu szlerin
bile gnah. imdi, burada deyeceksin bu gnahn.
Manfred'i sundurmadan yrtp rafn nne getirdi, balyozu ald.
almak gnahtr. Bu Tanr'nn emri. Elmaslardan birini tezghn zeri-
ne koydu. Bu talar ktln meyvesi. Yok edilmeli. Balyozu Manfred'in
eline tututurdu.
Balanmay dile, delikanl. Tanr'ya yalvar da seni balasn... ve vur!
Manfred elinde balyoz, elmasa bakp duruyordu.
Vur, delikanl! Kr o lanetli ta... onunla birlikte laneti de kr! Tann'nn
adna vur, kendini sutan ve utantan kurtar!
Manfred balyozu yavaa kaldrd, duraklad, dnp fkeli adama bakt.
Hzl vur, diye kkredi Tromp Amca. Vur! Ve Manfred vurdu. Odun
keserken vurduu gibi vurdu. Sonra balyozu yavaa kaldrd. Elmas ezilip
bembeyaz toz olmutu. ekerden bile inceydi. Her zerresinin prlts mum -
nda daha bile gzeldi. Tromp Amca o tozlan yere sprd, yeni bir elmas
getirip eskisinin yerine koydu, geri ekildi.
Vur! diye bard, balyoz havada tslayarak indi, gmbrdedi, tozlar si-
lindi, bir yeni ta daha geldi.
Tann'ya kr, bitti artk! Adam kendini dizst yere att, Manfred'i de
yanna ekti.
Ah, Ulu Tanrm, bu pimanlk hareketimizi ho karla. Kulunun ocuk-
luunu ve cahilliini bala!
Tromp Amca yerden kalktnda vakit gece yarsn gemi, mumun fitili
kendi eriyii iinde son titreimlerini vermekteydi.
Artk yat, delikanl. imdilik ruhunu kurtarmak iin elimizden geleni
yaptk.
Manfred'in soyunup gri battaniyenin altna giriini seyretti, sonra alak
sesle konutu. Yarn sabah Windhoek'e gitmeni yasaklasam, szm dinler
miydin?
Babam, diye fsldad Manfred.
Cevap ver, delikanl... szm dinler miydin?
Bilemiyorum, Tromp Amca... ama dinleyemezdim sanyorum. Babam...
-224-
imdiden gnahn ok. Bunlara bir de itaatsizlii eklemek istemiyorum.
Bu yzden yasak koymayacam. Vicdannn emrettiini yapacaksn. Ama
gerek kendi hatrn iin, gerekse benim hatrm iin Windhoek'e varnca De
La Rey adn kullanma, Bierman adn kullan. Duyuyor musun, delikanl?
Adalet gn bugn, dedi Abe Abrahams. Centaine'in masasnn kar-
sndaki koltukta oturuyordu. Geri mahkeme kararlarn hibir zaman nce-
den kestirmeye kalkmam ama, bu sefer kendi ilkemi iniyorum. Bence ada-
m asacaklar. Hi kuku yok.
Nasl bu kadar emin olabiliyorsun, Abe? diye sordu Centaine alak sesle.
Abe ona hayran baklarla bakt, sonra cevap verdi. Bir kere suu byk.
Savunma bile susuz diyemiyor ona. Hem de planl su. Bir askeri mevkii ba-
sp soymak var, saldn var, polise ate etmek var. Savunmann tek umudu,
apkadan tavan karp yargc etkilemekti, ama henz baaramad.
Centaine iini ekti. Tank sandalyesine iki gn arka arkaya kmt. Geri
sorgulama srasnda soukkanlln kaybetmemeyi baarmt ama, ok
yorgundu artk. Lothar' o lgn sua itmi olmann da vicdan azabn ya-
yordu.
Abe purosunu havada sallayarak, kincisi, diye devam etti. kincisi
adamn gemii. Sava srasnda bir haindi. Asiydi. Bana dl konmu bi-
riydi.
ledii sava sulan affa urad, dedi Centaine. Affn Adalet Bakan
kendisi imzalad.
Ama yine de aleyhine saylr. Aff ii daha da kt gsterir. Kendisine
iyilik eden eli srmak, yasay ayaklar altna almak. Yarg bundan holanma-
yacaktr, inan bana.
Abe purosunun yann inceledi, beenmi gibi ban sallad. ncs,
adam hi pimanlk gstermiyor, elmaslar nereye koyduunu da asla sy-
lemiyor.
Centaine'in yz ifadesini grnce hemen sustu, sonra baka konuya geti.
Drdncs, saldrnn duygusal yn. Toplumda saygn yeri olan bir kad-
na saldrmak! Birden srtt. Kendini savunamayacak, zayf durumda bir ka-
dna... o kadar ki, kolunu dileriyle kopard o kadn onun! Centaine kalarn
att, Abe tekrar ciddileti. Senin tank sandalyesinde gsterdiin cesaret ve
davran da onun aleyhine saylacak. Gazeteleri grmyor musun? Jan
Dark'la Florence Nightingale'i kiiliinde toplam bir kadn, diyorlar senin
iin. Yani sana yaplan saldrnn aslnda daha kt olduunu, senin her eyi
- 225 - ' Hkmedenler / F: 15
anlatmayp byklk gsterdiini ima ediyorlar. Yarg adamn kellesini tep
siye koyup sana sunacak, seni yle dllendirecek.
Centaine kolundaki saate bakt. Mahkeme krk dakikaya kadar tekrar
balyor. Gitmemiz gerek artk.
Abe hemen ayaa kalkt. Mahkeme seyretmeye baylyorum.
Birlikte Abe'in Ford'una binip tepe zerindeki adliye binasna gittiler. n
diklerinde flalar parlad, Centaine elini gzlerine siper etti. Gazeteciler dur-
madan sorular hayknyorlard.
Onu asarlarsa ne hissedeceksiniz?
Elmaslar karlnda bir anlamaya giderler mi dersiniz?
Neler hissediyorsunuz?
Abe onu korumaya alt, kalabaln arasndan yol at, binaya girdiler.
Beni burada bekle, Abe, diye emir verdi Centaine. Yan koridora sapt.
Balarn ona doru dnnden etkilenmedi. Keyi dnp bayanlar tuvaleti-
ne yneldi. Savunmann odas tuvaletin hemen karsndayd. zlenmediin-
den emin olunca Centaine hemen o kapy vurdu, ap ieriye girdi. Kapy ar-
kasndan kapad, ban kaldran savunma avukatna ve yardmclarna bakt.
Byle habersiz geliimden tr zr dilerim, baylar. Ama sizinle konu-
mak zorundaym, dedi.
Birka dakika sonra Centaine dndnde Abe onu hl brakt yerde
bekliyordu.
Yarbay Malcomess geldi, dedi. Centaine bir anda kafasndaki tm dier
dnceleri unutuverdi.
Nerede? diye sordu sevinle. Blaine'i durumann ikinci gnnden be-
ri grmemiti. Mahkemede Blaine'e de birtakm sorular sorulmu, ondan son-
raki gnlerde Blaine bir daha gzkmemiti.
Nerede? diye tekrarlad Centaine.
eriye girdi. Charlie bize yer tutuyor. Kalabala karmayalm. Abe
onu kolundan tuttu, ilerletti. Yol gsterenler Centaine'i hemen tandlar. Abe'
in yardmcsnn nc srada tuttuu yere gtrdler.
Centaine'in gzleri etrafta Blaine'i aryordu. Sonunda onu orta yolun kar
tarafnda buldu. Birbirlerine birka metrelik mesafeden baktlar. Aralarndaki
uzaklk sanki bir okyanustu. kisi de glmsemedi. Yalnzca gzleri birbirine
akld. Centaine, Abe'in yanndaki koltua oturdu.
Birden Abe, te, geliyor! diye patlad. Centaine onun Blaine'den sz
ettiini sand. Az sonra, muhafzlarn Lthar De La Rey'i getirmekte oldukla-
r u grd.
-226-
()nu sank sandalyesinde her gn gryordu ama, ne kadar ktn bu-
nu ramen fark edebiliyordu. Bugn ona mavi ii gmlei ve mavi pantolon
giydirmilerdi. zerindekiler fazla byk geliyor gibiydi. Gmlein bir kolu
kvrlp inelenmiti. Sank yerine yrtlrken ihtiyarlar gibi sendeliyordu.
Salar bembeyazd artk. Kara kalar bile krl olmutu. nanlmayacak
kadar zayflam, tenine kl rengi bir solgunluk gelmiti. Boynu incecikti.
G-ne yan teninden eser kalmamt.
Yerine oturtulunca ban kaldrp mahkeme salonunu bir tarad. Centaine
o baklardaki heyecan okudu, sonra aradn bulduu zamanki sevincini,
glmsemesini gizleme abasn da okudu. Be gndr hep ayn sahneyi
sey-rediyordu Centaine. Yerinde dnp arkadaki sralara bakt. Ama onun
yerinden grlemiyordu arkalar. Lothar'n dikkatini eken eyi bulamad.
Susun! diye bard mbair. Herkes sustu, sonra ayaa kalkt, yarg
Hawthorne ve iki yardmcs girip yerlerine oturdular. Gm sal, ufak tefek
bir adamd yarg. Kulpsuz gzln burnunun zerine mandal gibi
tut-turmutu. Abe'in umduu gibi idam karar verecek bir yarg olmaktan
ok, okul retmenine benzer bir hali vard.
Salon sessizdi. Gazeteciler ellerinde kalemleriyle ne eilmi, bekliyorlar-
d. Lothar'n yz ifadesizdi. Yargcn yzne bakyordu. Pek solgundu.
Yarg Hawthorne notlarn okumaya devam etti. Neden sonra ban kal-
drp konumaya balad.
nce sulan sralad. En ciddi olanyla balad. kere cinayet teebb-
s. Ardndan iki kere yaralama amal saldr, bir silahl soygun. Pe pee yir-
mi alt sulama vard.
Savclk makam bu sulamalar bize aklad ve ikna edici biimde an-
latt, dedi yarg. Mahkeme heyeti zellikle Ekselans Blge Yneticisi'nin
tankl iin teekkrlerini sunar. Bu apta bir tann ifadesi bize k tut-
mutur. Sonra yarg ban Centaine'e evirdi. Davranlaryla mahkeme
heyetinin takdirlerini kazanan ikinci bir tank da Bayan Centaine
Court-ney'dir. Mahkememiz Bayan Courtney'in grd zararlarn
farkndadr ve gsterdii cesareti bu yzden daha da takdir etmektedir.
fadeleri iin kranlarmz sunarz.
Yarg konuurken Lothar De La Rey dnp Centaine'e bakt. Baklar
dengeli, lgn gzleri sulaycyd. Centaine o baklardan kamak iin gz-
lerini kucana indirdi.
Yarg devam ediyordu. Savunma makam ise bir tek tank ard, o da
sann kendisi oldu. Davran dmanca, anlattklar kabul edilemez eyler-
-227-
di. Mahkeme boyunca ibirlii yapmad. Bu sular hi yardmsz, tek bana
ilediini sylemesi, bu iddiasndan vazgememesi de inandrc olmad.
Lothar De La Rey ban tekrar yargca doru evirdi, be gndr hep kul-
land dmanca baklar bir kere daha adama yneltti.
Bu durumda, sunulan kantlarn hepsini dikkate alarak oy birliiyle karara
vardk. Yirmi alt suun hepsiyle ilgili olarak Lothar De La Rey'i sulu bulduk.
Lothar hi sarslmad. Mahkeme salonunda fsldamalar balad. Abe ba-
n gururla Centaine'e doru sallad.
Demitim asacaklar diye, dedi fsldayarak. Mbairler sessizlii sala-
maya alyorlard. Yarg onlarn yardmna kotu. Tokman krsye sert
sert vurdu, sesini ykseltti. Bu salonu derhal boaltrm, diye tehdit etti.
Sessizlik bir kere daha ortal sard.
Yargya varmadan nce savunmann sunmak istedii hafifletici iddialar
dinlemeye hazrm, diyen yarg ban savunmann masasna doru salla-
ynca, Lothar'n gen avukat hemen kalkt.
Lothar De La Rey aresiz durumdayd. Kendi savunmasn kendi yapa-
mazd. Bu yzden mahkeme re'sen, Bay Reginald Osmond'u ona avukat ola-
rak atamt. Genliine ve tecrbesizliine ramen (dam istenen bir davada
ilk defa savunma avukatl yapyordu.) Bay Osmond u ana kadar elinden
geleni yapm, mvekkilinin aresiz durumunu yanstmaya uramt. Tank-
lara sorduu sorular cesur, zekice sorulard. Ne yazk ki etkisi olmamt. Sav-
cln yoktan yere avantaj salamasna da izin vermemiti gen avukat.
Eer yarg makam izin verirlerse, son bir tank armak istiyorum.
Ama, Bay Osmond... herhalde bu noktada ortaya yeni bir tank karacak
deilsiniz, deil mi? Buna emsal gsterebilir misiniz? Yargcn kalar
atl-mt.
1923 tarihli Van Der Spuy amme davasyla, 1914 tarihli Alexander am-
me davasn referans olarak vermek isterim efendim.
Yarg bir iki dakika yardmclaryla konutu, sonra aresizlikle iini ekti.
Pekl, Bay Osmond, tannz armanza izin vereceim.
Teekkr ederim, efendim. Osmond bu baarsndan yle heyecanlan-
mt ki, bombay patlatrken kekeliyordu artk. Tank krssne Bayan
Cen-taine De Thiry Courtney'i davet ediyorum.
Bu sefer ortal akn bir sessizlik kaplad. Yarg Hawthome bile y-
znde hayret dolu bir ifadeyle arkasna yasland, mahkeme salonunda sevin
ve umut dalgalar dolat. Basn temsilcileri Centaine'in tank yerine yrrken
bir pozunu yakalayabilmek iin ayaa kalkmlard. Bir ses, Geir ilmii itin
boynuna, tatlm! diye bard.
-228-
Yarg Havvthorne hemen kendini toplad, mandall gzlnn gerisin-
den bakp salonda bu atlan yerini bulmaya savat.
Byle davranlara hogr gstermeyeceim. Mahkemeye saygszlk
cezay gerektiren sutur, diye uyard. Gazeteciler hemen yerlerine oturdular,
balarn kt kalemlerine ediler.
Mbair, Centaine'i tank yerine kard, yeminini ettirdi. Herkes bakyor-
du. ounun yznde hayranlk ifadeleri vard. Ama Blaine gibi, Abraham
Abrahams gibi bazlar akn ve afallam durumdaydlar.
Bay Osmond sorgusuna balamak zere ayaa kalkt. Sesi peten, rknt
ve sayg doluydu.
Bayan Coutney, ltfen san ne kadar zamandan beri tandnz mah-
kemeye syler misiniz? Sonra hemen hatasn dzeltti. Lothar De La Rey
mahkemece sulu bulunmutu. Ona artk sank denilemezdi. Hkmly ne
zamandan beri tandnz aklar msnz? dedi gen avukat.
Lothar De La Rey'i hemen hemen on drt yldan beri tanyorum.
Cen-taine karsna gelen sank yerindeki kl rengi yzl adama bakt.
lk tanmanz kendi kelime.lerinizle anlatmak ister miydiniz?
1919 ylyd. lde kaybolmutum. Protea Castle gemisi battnda
kendimi skelet Sahili'nde buldum. Bir buuk yl boyunca Kalahari l'nde
kk bir grup Bushman'la birlikte dolatm durdum. Bu hikyeyi zaten bil-
meyen yoktu. Zamannda sansasyon yaratmt bu olaylar. Ama imdi
Centa-ine' in anlat olaylar yeni batan canlandryordu.
ektii aclara ksaca deindi, yaad zorluklar, hissettii yalnzl an-
latt. Salonda bir lm sessizlii vard. Yarg Hawthorne bile dirseini ene-
sine dayam, hi hareketsiz, dinliyordu. Kzgn kumlardan geerken, bebeini
kalas zerinde tarken, bulduu at izlerini izlerken hepsi sanki onunla
birlikteydiler. O at izleri Centaine'in uzun zamandan beri grd ilk uygarlk
izleriydi.
Onunla birlikte rperdiler, akam karanl Kalahari l'ne indiinde
onunla birlikte rktler, saldran aslandan onunla birlikte korktular. Sonunda
Centaine aslann nasl ayak bileini kapp onu aatan aaya ektiini de
anlatt.
O noktada sustu. Devam edemiyordu. Bay Osmond onu tevik etmek zo-
runda kald. Lothar De La Rey o noktada m mdahale etti?
Centaine toparland. zr dilerim. Olay yeniden yayor gibi oldum...
Yarg Havvthorne, Bayan Courtney, ltfen kendinizi zorlamayn, diye
onun yardmna kotu. htiya duyuyorsanz durumaya ara da verebilirim...
-229-
Hayr efendim. ok naziksiniz ama gerei yok.
Omuzlarn gerdi, tekrar dikildi. Evet, Lothar De La Rey o zaman geldi,
Yaknda bir yere kamp kurmumu. Hayvann kkremeleri onu uyarm. As-
lan vurup ldrd. Tam beni yemek zereyken.
Hayatnz m kurtard, Bayan Courtney?
Beni korkun bir lmden kurtard. ocuumu da benimle birlikte kur-
tard.
Bay Osmond sessizce ban edi, oradaki halka bu dramn tm tadn alma
frsatn tand, sonra alak sesle sordu. Daha sonra ne oldu, hanmefendi?
Aatan dmekten tr beyin sarsnts geirdim. Gnlerce baygn kal-
dm. Kendime ve oluma bakamayacak durumdaydm.
Hkmlnn buna tepkisi ne oldu?
Bana bakt. Yaralarma pansuman yapt. Benim de, ocuumun da her ih-
tiyacn karlad.
Yani hayatnz ikinci kere mi kurtard?
Evet, diye ban sallad Centaine. Beni bir kere daha kurtard.
imdi, Bayan Courtney. Aradan yllar geti. Siz zengin bir kadn oldu-
nuz. Milyoner oldunuz, deil mi?
Centaine sessizdi. Osmond devam etti. Sonra yl kadar nce hkml
size bavurup bir balklk ve konserve tesisi kurmak zere kredi istedi. Do-
ru mu?
irketime bavurdu. Courtney Madencilik ve Finans irketi'ne. Bundan
sonra Osmond eitli olaylar aklayan ve Lothar'n fabrikasnn kapanmas- . n
hedef alan sorular sordu.
Demek ki, Bayan Courtney, Lothar De La Rey sizin kendisine haksz
davrandnza, hatta belki de onu bilerek mahvettiinize inanyor olabilirdi.
Centaine kararszd. Hareketlerim her zaman salam i ilkelerine daya-
lyd. Ama Lothar De La Rey'in bak asndan, evet, hareketlerimin kastl
olduu sanlabilirdi, bunu kabul ediyorum.
O srada sizi kendisini bilerek mahvetmekle sulad m?
Centaine kendi ellerine bakt, bir eyler mrldand.
zr dilerim. Bayan Courtney, tekrar etmenizi rica etmek zorundaym.
Centaine bu sefer sesi duygudan atlayarak ona kt. Evet, lanet olsun!
Bunlar kendisini mahvetmek iin yaptm syledi.
Bay Osmond! Yarg dorulmutu. Yz ifadesi ciddi ve sertti. Tana
daha dnceli davranmanz rica ederim. Tekrar arkasna yasland. Centa-
-230
ine'in szlerinden ok etkilendii belliydi. Sesini bir kere daha ykseltti.
durumaya on be dakika ara veriyorum. Bayan Courtney kendini toplamaya,
dinlenmeye vakit bulsun.
Duruma tekrar baladnda Centaine yine tank yerine kt, formaliteler
bitirilene kadar sessizce bekledi, Bay Osmond da sorguya devam etmek ze-
re hazrland.
nc sradan Blaine Malcomess ona cesaret verircesine glmsedi.
Centaine hemen gzlerini karmazsa mahkeme salonundaki herkesin duygu-
larn anlayacan fark etti, baklarn st galeriye doru kaldrd.
Rasgele bir bakt. Lothar De La Rey'in gzlerinin nereleri aradn ok-
tan unutmutu. Ama u anda o da Lothar'n bakt adan bakyordu yukarya.
Gzleri baka bir ift gz tarafndan sanki mknatsla ekildi. O gzler ok
youn baklarla bakyordu kendisine. Centaine yerinde sarsld, ba dner
gibi oldu. Kendini yine Lothar'n gzlerine bakyor sand. Lothar'n ilk tan-
tklar zamanki gzleri. Topaz gibi sar, ateli ve parlak... zerinde koyu renk
kalar... gen gzler... unutulmayacak gzler! Ama bu gzler Lothar'n y-
znden bakmyordu ona. Lothar aada, Centaine'in tam karsna gelen lo-
cada oturmaktayd. Bu yz genti. Glyd. Nefret doluydu. Centaine anla-
d. Bir annenin doal gdleri ve sezgileriyle kesin olarak anlad. Kk o-
lunu hibir zaman grmemiti. Doar domaz, Centaine'in isteiyle Lothar
almt onu yataktan. Centaine o kprdayan minik vcudu grmemek iin ba-
n evirmiti. Ama u anda tand onu. Sanki varlnn nedeni oymu gibi
gl bir duyguyla tand. Ac bir lk atmamak iin elini azna gtrmek
zorunda kald.
Bayan Courtney! Bayan Courtney! Yarg ona sesleniyordu. Sesinde te-
la vard adamn. Centaine kendini zorlayp baklarn yargca evirdi.
yi misiniz, Bayan Courtney? Kendinizi devam edecek kadar iyi hissedi-
yor musunuz?
Teekkr ederim efendim, iyiyim. Sesi ok uzaklardan gelir gibiydi.
Galerideki gence tekrar bakmamak iin tm iradesini kullanmak zorunda ka-
lyordu. Kendi oluna... Manfred'e.
Pekl, Bay Osmond, devam edebilirsiniz.
Centaine'in akln sorulan soruya verebilmesi zor oldu. Bu sefer sra nehir
yatandaki soyguna gelmiti. Soyguna ve kavgaya.
-231-
Demek ki, Bayan Courtney, siz tfee uzanncaya kadar kendisi size eli
ni bile srmedi.
Evet, o ana kadar bana dokunmad.
Tfei elinize aldnz, onu doldurmaya uratnz sylediniz.
Doru.
Doldurabilseniz, ate eder miydiniz?
Evet.
Bize syler misiniz, Bayan Courtney... ldrmek amacyla m ate eder
diniz?
tiraz ediyorum, sayn yarg, diyerek ayaa frlad savc. Bu varsay
ma dayanan bir soru.
Bayan Courtney, istemiyorsanz bu soruya cevap vermeyebilirsiniz.
Vereceim, dedi Centaine net bir sesle. Evet, onu ldrecektim.
Sizce hkml bunu biliyor muydu?
Sayn yarg, itiraz ediyorum. Tank bunu bilemez.
Yarg bir ey diyemeden Centaine ayn net sesiyle, Beni tanr... iyi ta-
nr, dedi. Frsat bulursam onu ldreceimi bilirdi.
Duruma salonunda bask altnda kalan heyecan birden patlad, sessizlii
ancak bir dakika sonra salayabildiler. Centaine bu kargaalk arasnda
gzu-cuyla tekrar galeriye bakt. Daha nce bakmamak iin tm iradesini
kullan-mas gerekmiti.
Kedeki o sandalye botu. Manfred gitmiti. Centaine kendini terk edil-
mi gibi hissetti, akl kart. Osmond bir soru daha soruyordu. Ona dnd.
zr dilerim, tekrar eder misiniz ltfen?
Bayan Courtney, diyordum ki, siz elinizde tfek, hkmly ldrmeyi
beklerken hkml size saldrdnda...
tiraz ediyorum, sayn yarg. Tann tek amac kendini ve maln koru-
makt, diye uludu savc.
Cmleyi baka trl kurmanz rica ederim, Bay Osmond.
Bastne, sayn yarg. Bayan Courtney, hkmlnn kavga srasnda
size uygulad kuvvet, silah elinizden almann gerektireceinden daha m
fazlayd?
zr dilerim. Centaine akln toplayamyordu. Galeriyi bir daha aramak
istiyordu. Soruyu anlamadm.
Hkml silah elinizden alp kendisini vurmanz engellemenin gerek-
tirdiinden daha fazla m kuvvet kulland?
Hayr. Yalnzca tfei elimden ekti.
-232-
Ve daha sonra siz onun bileini srdnz. Dilerinizi etine gmp sonra-
dan kolunun kesilmesiyle sonulanan yaray aarken o size misilleme yapar-
casna vurdu mu?
Hayr.
Acs oktu herhalde. Yine de size ar kuvvet kullanmad m?
Hayr, diyerek ban iki yana sallad Centaine. Kendisi... Kelimeyi
aryordu. Kendisi garip biimde dnceli davrand. Hemen hemen efkatli
davrand.
Anlyorum. Peki, oradan ayrlmadan nce, yannzda gerektii kadar su
bulunup bulunmadn kontrol etti mi? Size salnzla ilgili t verdi mi?
Yedek suyumun ne kadar olduunu kontrol etti, tatn yanndan
ayrl-makszn kurtarma ekiplerimi beklememi syledi.
imdi, Bayan Courtney... Osmond kararsz gibiydi. Basnda kan ba-
z grlere gre hkmlnn size ahlakd saldrda bulun...
Centaine onun szn fkeyle kesti. Bu iddia hem iren, hem de tmyle
gerekddr.
Teekkr ederim, efendim. Bir tek sorum daha var. Hkmly iyi tan-
yordunuz. Sizi ve ocuunuzu kurtard zaman, her ikinizi beslemek iin ava
ktnda yanndaydnz. Ate edi biimini defalarca grmtnz.
Evet.
Sizce hkml sizi veya Yarbay Malcomess'i ldrmek isteseydi ya da
kendisini izleyen polisleri ldrmek niyetinde olsayd, bunu gerekletirebilir
miydi?
Lothar De La Rey tandm en iyi nianclardan biridir. Bizi ldrmek
iin de eline saysz frsat geti.
Baka sorum yok, sayn yargcm.
Yarg Hawthorne nndeki bloknota uzun uzun bir eyler yazd, sonra
kalemini masaya tk tk vurdu, birka saniye bekledi, ban savcya evirdi.
Tana soru sormak istiyor musunuz?
Savc ask bir suratla ayaa kalkt. Bayan Courtney'e soracam baka
soru yok.
Yerine oturdu, kollarn kavuturdu, kzgn gzlerini tavandaki bir nokta-
ya dikti.
Bayan Courtney, mahkememiz verdiiniz ek ifadeden dolay teekkr
eder. Yerinize dnebilirsiniz.
Centaine gzleriyle galende olunu aramakla megul olduundan basa-
maklarda tkezledi, Blaine'le Abe ayn anda ona yardma koup yerine oturt-
tular.
-233-
Abe, diye fsldad Centaine telala. Ben ifade verirken arka galeride bir
ocuk vard. Sarn, on yanda kadar. Ama daha ok on yedi gsteriyor
Ad Manfred.., Manfred De La Rey. Onu bul. Onunla konumak istiyorum.
imdi mi? Abe aalamt.
Hemen.
Ama karar? Karar karacam!
Git! diye emretti Centaine. Bul onu. Abe yerinden frlad, yargc se-
lamlad, Bay Reginald Osmond tekrar ayaa kalkarken o salondan kt.
Osmond ateli ve iten bir konuma yapt, Centaine'in ifadesinden en et
kileyici cmleleri tekrarlad: 'Beni korkun bir lmden kurtard, ocuumu
da benimle birlikte kurtard.' Anlaml anlaml durdu, sonra devam etti. H-
kml, Bayan Courtney'den minnet ve cmertlik beklemeye hakk olduuna
inanyordu. Ondan bor almakla kendini onun gc altna sokmutu. Yanl bir
inanca sapland. Gvenine ihanet edildiine inand. Avukatn merhamet di-
leyen konumas yaklak yarm saat srd, ama Centaine bu arada bu szleri
dinleyecei yerde Manfred'i dnmekteydi. ocuun galeriden kendisine
bak onu altst etmiti. O nefret dolu baklar, iindeki sululuk duygusunu
bir kere daha uyarmt. Yllar nce gmdn sand sululuk duygusunu.
imdi yalnzdr herhalde. Yardma ihtiyac vardr, diye dnd. Onu
bul-gerek. Ona olup bitenleri u ya da bu ekilde telafi etmem gerek.
Bunca yldr ocuu neden bu kadar inatla reddettiini anlyordu. Onu ne-
den yalnzca 'Lothar'm Pii' olarak dndn, neden onunla temas et-
mekten kandn yeni yeni kavryordu. gdleri doruydu. O gzlere bir
kere bakmakla tm kaleleri yerle bir olmutu. Doal annelik duygular gml-
dkleri yerden fkrm, onu esir almlard.
Bul onu bana, Abe, diye fsldamt. Birden Reginald Osmond'un sz-
lerini bitirmekte ve son cmleyi sylemekte olduunu fark etti. Lothar De La
Rey kendisine feci ekilde hakszlk edildiine inanyordu. Bunun sonucu ola-
rak, savunulamayacak bir dizi eyleme kalkt. Ama, sayn yargcm, hareket-
lerinin pek ou onun drst ve merhametli bir insan olduunu, kar koya-
mayaca frtnal duygularla boumakta olduunu ortaya koyuyor. Cezas
hafif olamaz. Toplum o kadarn bekleyecektir. Ama yksek makamnzdan,
Bayan Courtney'in gsterdii merhameti gstermenizi rica ederim. Zaten bir
uzvunu kaybetmi olan bu adama yasann en ar cezasn vermekten kan-
manz dilerim.
Yerine oturdu. Sessizlik uzun saniyeler boyunca srd, sonunda Yarg
Hawthorne ryadan uyanr gibi ban kaldrp bakt.
-234-
Teekkr ederim, Bay Osmond. imdi durumaya ara verilecek, leden
sonra iki buukta mahkeme yeniden toplanacak, karar aklanacak.
Centaine hemen salondan kt. Abe'i ve olunu aryordu. Abe'i binann
d merdivenlerinde, polislerden biriyle konuurken buldu. Abe hemen konu-
masn kesip Centaine'e yrd.
Onu buldun mu? diye sordu Centaine heyecanla.
zgnm, Centaine. O tarife uyan kimse yok.
O ocuun bulunup bana getirilmesini istiyorum, Abe. stediin kadar
adam kullan. Kaa mal olaca umurumda deil. Bir yerlerde kalyor olmal.
Peki, Centaine. Hemen balarm. Ad Manfred De La Rey, yle mi? O
halde hkmlnn akrabas olmal.
Olu, dedi Centaine.
Anlyorum. Abe ona dnceli gzlerle bakt. Onu neden bu kadar ok is-
tediini sorabilir miyim, Centaine? Bulunca ne yapacan da sorabilir miyim?
Hayr, soramazsn. Yalnzca bul onu.
Sonradan, neden istiyorum onu, diye Abe'in sorusunu kendi kendine de
sordu. Bunca yldan sonra neden istiyorum onu? Cevap ok basit ve ok akt.
Olum olduu iin.
Ya bulunca ne yapacam? Bana kar zehirlenmi o ocuk. Benden nefret
ediyor. Gzlerinden okuyorum. Benim aslnda kim olduumu da bilmiyor. O
da gzlerinden belli. O halde onunla kar karya gelince ne yapacam? Bu
sorusuna en doal cevab verdi. Bilmiyorum. Hi bilemiyorum.
Yasann ilk su iin tand en ar ceza aslarak ldrlmektir, di-
yordu yarg. Hkml bu sulardan da, iddia makamnn belirttii dier
sulardan da sulu bulunmutur. Normal durumda bu mahkeme en ar ceza-
y ona vermekte asla tereddt etmezdi. Ama burada olaanst bir hanmn
olaanst ifadesini dinledik. Bayan Centaine De Thiry Courtney'in ifadesi,
kendisi bu hkmlden ok zarar grd iin zellikle nem tamaktadr.
Yarg ban eip Bayan Courtney'i selamlad. Yirmi yllk yarglk ha-
yatmda Bayan Courtney'in sergiledii soylulua ve anlaya denk bir harekete
tank olmadm. Mahkememiz onun rneine uymak kararndadr. Hkml
ayaa kalksn.
Lothar De La Rey, savcln aleyhinizde ileri srd tm iddialardan
sulu bulunmu durumdasnz. Ceza kararnda bunlar tek bir su olarak ilem
-235-
grecektir. Mahkemenin karar, doal mrnzn sonuna kadar ar hapis ce-
zasdr.
Durumann balangcndan beri Lothar De La Rey ilk defa olarak duygu-
larn gsterdi. Yargcn szlerinden yerinde bzlr gibi oldu. Yz hareket
etti, dudaklar titredi, bir gzkapa kontrol dnda seirdi, salam elini kal-
drp yargca doru yakarr gibi uzatt.
Beni ldrn, daha iyi! Yreinden kopan bir lkt bu. Hayvan gibi
kilitleyeceinize asn beni...
Gardiyanlar onu iki yanndan yakalayp, titremesine barmasna
aldr-makszm uzaklatrdlar. Salona merhamet dolu bir sessizlik kt.
Yarg bile etkilenmiti. Ciddi bir yzle yerinden kalkt, peinde
yardmclaryla salondan kt. Centaine kalkamad. Gz hkmlnn demin
oturduu yerdeydi.
'Beni ldrn, daha iyi!' Bu ln lene kadar belleinden kmayaca-
n biliyordu. Gzlerini ellerine indirdi, ban edi. Lothar' ilk tand ha-
liyle canlandrd hayalinde. Salam ve ince... Kalahari'nin kzl aslanlar gibi!
O ak renk gzlerinin uzak ufuklara bak! Bir de imdiki halini dnd.
Ufack bir hcrede kapal, mr boyunca ln gneinden yoksun.
Ah, Lothar, diye sessiz bir lk att yreinin derinliklerinden. O kadar
gzel ve iyi bir ey, nasl byle feci bir sona varabilir? Birbirimizi mahvettik.
Akmzn doruundayken yarattmz ocuu da mahvettik.
Gzlerini tekrar at. Salon boalmt. Kendini yalnz sand. Az sonra
Blaine Malcomess'in de orada olduunu grd.
Blaine alak sesle, Seni sevmekte ne kadar hakl olduumu imdi anlyo-
rum, dedi ona. Arkasnda duruyordu. Ban emiti. Centaine ona bakarken
iindeki o korkun pimanln hafifler gibi olduunu hissetti.
Blaine onun elini tuttu. Ayrldmz gnden beri kendimle mcadele edi-
yorum. Seni bir daha grmemek iin gerekli kuvveti bulmaya alyorum.
Neredeyse baaracaktm da. Ama sen bugnk bu hareketinle her eyi yeniden
deitirdin. Artk sana baktmda erefimin de, grevimin de, br eylerin
de deeri kalmyor. Sen benim bir paramsm. Seninle olmak zorundaym.
Ne zaman?
lk frsatta.
Blaine, ksack hayatmda bakalarna ok zarar verdim, ok acya neden
oldum. Artk olmayacak. Ben de sensiz yaayamam. Ama sevgimiz baka hi-
bir eyi mahvetmemeli. Senin tamamn istiyorum, ama daha azna raz olaca-
m... aileni korumak iin.
-236-
Zor olacak. Belki de imknsz olacak, diye uyard onu Blaine alak ses-
le. Ama senin artlarn kabul ediyorum. Bakalarna ac vermeyeceiz. Se-
ni o kadar ok istiyorum ki...
Biliyorum, diye fsldad Centaine. Ayaa kalkp ona dnd. Bana sa-
rl, Blaine. Bir an iin.
Abe Abrahams koridorlarda Centaine'i aryordu. Salonun ifte kapsna
vardnda yavaa itip at.
Centaine'le Blaine Malcomess sralarn arasndaki bolukta, kucak
kuca-aydlar. evrelerinde olup biteni fark edecek durumda deildiler. Abe
bir sre anlamayan baklarla bakt, sonra kapy yavaa kapad, nnde nbet
durdu. Centaine iin hem seviniyor, hem de onun adna korkuyordu.
Sevgiye hakkn var, diye fsldad kendi kendine. nallah bu adam onu sa-
na verebilir.

Cennet de herhalde byle bir yer olmal, diye dnyordu Centaine.
Havva da tpk benim gibi hissediyor olmal.
Arabay her zamankinden daha yava sryordu. inden acele etmek gel-
dii halde, kendini tutuyordu zorla.
Onu be aydr grmedim, diye fsldad kendi kendine. Be dakika daha
grmesem, ancak kavumamz daha tatllatrmaya yarar.
Blaine'in onca gvence vermesine ramen, Centaine'in artlar hl ge-
erli olduu iin, duruma salonundaki alnm dakikalardan beri hi yalnz
kalamamlard. Genellikle birbirlerinden yzlerce mil uzaktaydlar. Blaine,
Windhoek'de grevleriyle urarken, Centaine de Weltevreden'de mali im-
paratorluunun kurtulmas iin gece gndz sava veriyordu. mparatorluu
artk lmn penesindeydi. Kayp elmaslar gitti giderdi. Zihninde bu duru-
mu Bushman Owa'nn okuna benzetiyordu. Ufack bir oktu ama, zehirliydi.
Koca hayvan ldrmeye yetiyordu. Zayflatyor, sendeletiyor, deviriyordu.
Ben de o durumdaym imdi. Dm ve fel olmuum. Avclar yakla-
yor. Ama bugn umutsuzluu bir kenara brakacam. Bir daha dnmeye-
ceim bunlar. Bir dakika bile. Onun yerine Blaine'i, doann bana sunduu
bu cennet diyar dneceim.
Okyanus karsnda belirdi. Yemyeil ve sonsuz. Ak pencereden esen de-
niz rzgr Centaine'in salarn uurdu.
Bir kulbe, diye uyarmt Blaine onu son mektubunda. ki odack. Akar
suyu yok. Tuvaleti yere kazlm bir ukur, oca ak. Ama ben ocukluum-
-237-
dan beri tatillerimi orada geirir, oray ok severim. Babamn lmnden biri
oray kimseyle paylamadm. lk sen olacaksn. Bir de harita izmiti yolu
gstermek iin.
Kulbeyi hemen grd. Okyanusun kenarnda, tek bana duruyordu. Bir
kayann zerinde, koyun balangcnda. ats zamann etkisiyle kararmt, ka
m kerpi duvarlar beyaz badanalyd. Bacasndan ince bir duman kyordu.
Evin ilersinde bir hareket grd. Kayalarn zerinde bir insan fark etti.
Birden tela ve sabrszlk yine benliini sard.
Motor stop etti... gaz verince daha beter bouldu.
Allah kahretsin! Eski bir arabayd. Daimler'i elden karmak zorunda
kalnca bunu kulanmaya mecbur olmutu. Arabann teklemesi, ona parasal s-
kntlarn yeni batan hatrlatt. Bu durum her yl yeni bir sar Daimler kul-
lanmaktan yle farklyd ki!
El frenini brakt, Ford yavaa yoku aa kayd, hz kazand, sonra mo-
tor da alt. Kulbenin arkasna varnca Centaine onu durdurdu.
Siyah kayalarn zerinde koarken baryor, el sallyordu. Sesi okyanus
dalgalarnn arasnda kaybolmaktayd ama o duydu, dnp bakt, koarak s-
lak, kaygan kayalar zerinden yaklat.
Yalnzca haki bir ort giymiti. Kucaklatklarnda, Ah, Blaine! diye ba-
rd Centaine. Seni yle zledim ki! Dudaklarn ona uzatt. Blaine'in y-
z deniz suyundan slak ve tuzluydu. Yeni byklar gdklyordu. Yo, been-
memiti Centaine bu byklar. Blaine onu kucana ald, kulbeye doru ko-
maya balad.
Blaine sacayan ak ocan zerine koymutu. Yanan odunun kokusu
ok gzeldi. Centaine onun karsnda duruyor, tra suyunu kprtyordu.
Blaine yaknd. Be ayda zor uzattm bu byklar... ne kadar da gurur du-
yuyordum! Byn ucunu son defa bkt. ok yakkl yapyor beni... de-
il mi?
Hayr, dedi Centaine kesin bir sesle. Bence deil. Beni kirpi pse da-
ha iyi.
Centaine ie koyulduunda Blaine, Nereden rendin tra? diye sordu.
Kskanmaya balyorum.
Babam. Onun byklarn hep ben dzeltirdim. Kprdama artk!
ri burnunu iki parmayla tutup kaldrd.
Blaine az sonra dmdz st dudan aknlkla okuyordu.
-238-
Hem daha gzel, hem daha rahat, dedi Centaine. Ama biz yine son
tes-ti de yapalm. Eilip onu pt. Hmmm! diyerek memnuniyetini
belirtti, dnp Blaine'in kucana oturdu.
Kadehlerini iki kere doldurdular. Karnlan da ackmt. Yemeklerini yiyip
battaniyenin altna girdiler, atein karsna uzandlar.
O aradn gen ocuu buldun mu sonunda? diye sordu Blame tembel
bir sesle. Abe Abrahams gelip benden de yardm istedi, biliyor muydun?
Bu sorunun Centaine'in zerinde nasl bir etki yaptn anlayamad. Cen-
taine vcudunun kaslmasn kontrol altna almay baard, ban iki yana sal-
lamakla yetindi. Hayr. Kayplara kart.
Lothar De La Rey'in oluydu, o kadarn anladm.
Evet dedi Centaine. Onun iin ok kayglandm. Babasnn cezaevine
girmesinden sonra herhalde tek bana kalm, yalnzlk ekiyor olmal.
Onu aramay srdreceim, diye sz verdi Blaine. Bir iz bulursam sa-
na haber veririm. ok iyi bir insansn. ocukla ilgilenmen iin hibir neden
yok aslnda.
Sessiz kaldlar. Ama d dnyadan sz etmek eski kusursuz havay boz-
mutu. Tatsz konular birbirini izlemeye balad.
Isabella nasl? diye sordu Centaine. Blaine'in gsnn kasldn his-
setti. Blaine purosundan bir soluk ektikten sonra cevap verdi.
Durumu ktye gidiyor. Vcudun alt ksmnda sinir atrofisi var. Pazarte-
siden beri hastanede. Omurgasnn alt tarafndaki lserler de gemiyor.
zgnm, Blaine.
Bu yzden birka gnlne kaabildim. Kzlar bykannelerinde.
Kendimi ok kt hissediyorum.
Seni gremesem daha beter durumda olurdum.
Blaine, kararmza sadk kalmalyz. Onu ve kzlar asla incitmerneliyiz.
Blaine yine sessizdi. Birden purosunun izmaritini okyanusa frlatt. Belki
Isabella ngiltere'ye gitmek zorunda kalacak. Oradaki bir hastanede bir dok-
tor var, mucizeler yaratyor.
Ne zaman? Centaine'in yrei gsnde sanki bir top gllesiydi. Ar-
l bouyordu onu.
Noel'den nce. u sra yapmakta olduklar testlere bal.
Sen de birlikte gideceksin tabii.
Gidersem yneticilik grevinden istifa etmek zorunda kalrm. O zaman
ilersi iin ansm... Sustu. Amalarn daha nce onunla hi tartmamt.
-239-
Gelecekte hkmette bakan olma ansn, sonra da babakan olma ansn
baltalanr, deil mi?
Blaine kprdad, ban evirip onun gzlerine bakt. Biliyor muydun?
diye sordu, Centaine ban evet anlamnda sallad.
Beni zalim mi buluyorsun, Centaine? Kendi bencil karlarm uruna
Isabella'y yalnz braktm m dnyorsun.
Hayr. htiras ne demektir, bilirim.
Ben teklif ettim. Burada kalmam iin o srar etti. Olaanst bir insandr.
ok cesurdur. Arlar artk aralksz sryor. lasz uyuyamyor. Durmadan
daha fazla ila alyor, arlar da srekli artyor.
Sululuk duyuyorum, Blaine. Ama ne olursa olsun, seninle kalmak iin
frsat ktna da seviniyorum. Ondan hibir ey alyor deilim.
Oysa bu doru deildi. Centaine de farkndayd doru olmadnn.
Sabah uyandklarnda, nce buz gibi sularda yzdler, sonra yrye k-
tlar, sonra da sevitiler. Yan yana uzandklarnda Centaine bir ara, Blaine,
dedi. Ben Weltevreden'i satyorum.
Blaine gzlerini at, onu bileinden yakalayp hemen doruldu. Satyor
musun? Ama neden?
Mecburum, dedi Centaine en ak ekilde. Araziyi, evi, her eyi birlikte.*
Ama niin, sevgilim? Oras senin iin ne byk anlam tayor, biliyorum.
Neden satyorsun?
Tayor, evet Weltevreden benim iin ok nemli. Ama Hani Madeni da-
ha da nemli. Evi satarsam, belki ufack bir ihtimalle madeni kurtarabilirim.
Bilmiyordum, dedi Blaine yumuack bir sesle. Durumun bu kadar k-
t olduunu anlayamamtm.
Nereden bilebilirdin, sevgilim? Centaine onun yzn okad. Kimse
bilmiyor.
Ama anlayamyorum. Hani Madeni herhalde kr ediyordur.
Hayr, Blaine. Bugnlerde kimse elmas satn almyor. Hibir ey satn al-
myor. Kriz ok korkun. Kota daha da ksld. Elmaslarmza denen fiyat
be yl ncekinin yars bile deil. Hani Madeni baa ba noktasn bile
tuttu-ramyor. Her ay az bir miktar para kaybediyor. Ben dnya ekonomisi
yeniden hareketlenene kadar dayanabilirim ama... Sustu. Onu yapabilmenin
de tek yolu Weltevreden'i satmak. O zaman gelecek yln ortasna kadar
dayanrm. Herhalde bu korkun kriz de o zamana kadar biter artk!
-240-
Elbette bitecek, dedi Blaine hemen. Biraz dndkten sonra ekledi. Bende biraz para
var, Centaine...
Centaine parman onun dudaklarna dedirdi, hznl hznl glmsedi, ban iki
yana sallad.
Blaine onun elini kendi dudaklarndan ekip devam etti. Beni seviyorsan sana yardm
etmeme izin vermelisin.
Pazarlmz var, Blaine, diye hatrlatt Centaine. Baka kimse ac ekmeyecek. O
para Isabella'ya ve kzlara ait.
Bana ait. Ben istersem...
Blaine! Blaine! Bir milyon sterlin, ancak u anda gelirse beni kurtarr! O 1;
kadar m var sende? Daha az ziyan olur. Dipsiz kuyu gibi borlarmn arasn- ,'
da erir, kaybolur. '[]
Blaine ban yavaa sallad. O kadar ok, ha? Sonra zntyle kabullendi. Yo, bende
o kadar yok... te biri bile yok, Centaine.
O halde bir daha bu konuyu amayalm. imdi bana balk tutmasn ret. Birlikteyken
tatsz eyler konumak istemiyorum. Evime dndmde yeterince tatszlk beni bekliyor
zaten.


Son gn leden sonra, kulbenin arkasndaki kayalara trmandlar, el ele II
yaban ieklerinin arasnda yrdler. Polenler bacaklarn sarya boyad, evrelerinde arlar
utu.
Bak, Blaine, her iek nasl yzn gnee eviriyor, her an gnei izliyor! Ben de onlar
gibiyim. Sen benim gneimsin, sevgilim!
Blaine ieklerden onun bana bir ta yapt. Sen benim kalbimin krali-esisin, dedi.
Glyordu ama, gzleri ok ciddiydi.
Yaban iekleri arasna yatp sevitiler. Daha sonra Centaine, Ne yapaca
m, biliyor musun? diye sordu ona.

,
Syle bana! Sesi uykulu kyordu.
Millete zerinde konuacak malzeme vereceim. Aradan bir yl getiin- '
de, Centaine Courtney ortalktan ekildi ama, yaman bir ekili yapt, diye hatrlayacaklar.
Ne yapmak niyetindesin?
Her zamanki Noel partisi yerine Weltevreden'de bir haftalk ak parti vereceim. Her
gece ampanya ve dans!
Herhalde alacakllarn da artp bir sre gecikmelerini salar, diye srtt Blaine.
Ama bu senin aklna gelmemiti, deil mi, kurnaz kk kz!
- 241 -
Hkmedenler / F: 16
I
Tek nedeni o deil, ikimiz kalabalk arasnda yine bir arada olacaz. Ge-
leceksin, deil mi?
Belli olmaz. Blaine yine ciddilemiti. Durumun Isabella'ya bal oldu-
unu ikisi de biliyorlard. Blaine sylemek zorunda deildi. Geerli bir ne-
den bulmak zorunda kalacam.
Ben sana bulurum, dedi Centaine heyecanla. O haftay polo haftas ilan
ederim. Yirmi gollk turnuva! Tm lkeden takmlar davet ederim. En bata
gelen oyuncular. Sen milli takm kaptansn. Reddedemezsin, deil mi?
Dorusu edemem! Amma kurnazsn! Ban hayranlkla sallyordu.
asa'yla da tanma frsatn olur. Seni tandm duyduundan beri ba-
mn etini yiyor.
Onunla tanmak houma gider.
Sana tapmasndan sklabilirsin.
Birka gen takm da davet et, diye neride bulundu Blaine. Onlara da
kendi turnuvalarn yaptr. Olunun oyununu seyretmek isterdim.
Ah, Blaine! Ne harika bir fikir! Ellerini heyecanla rpyordu. Sevgili
yavrum benim! Belki de taylarna binmek iin son frsat bu olacak.
Weltev-reden'Ie birlikte onlar da satmak zorunda kalacam tabii.
Gzlerindeki glgeler bir an kayboldu, sonra gzler yine parldad. Ama
dedim ya, ekilecek-sek parlak biimde, usulyle ekilelim!
Parti olaanst gzel balamt. Gelmeyen yoktu. Baheler cvl cvld.
Turnuvalar da iyi gidiyordu. Bir ara Blaine, asa'nn oyununu seyretmi, ya-
nna gidip onunla tanm, gelecek oyun iin ona taktik bile vermiti.
Isabella ve kzlarda davetliydi tabii. Garry Courtney vard. Ou Baas var-
d. Bir haftalk srenin sonlarna yaklarken bir ara General Smuts, Blaine'i
yakalad.
Windhoek'e ne zaman dnyorsun, Blaine.
Karm iki haftaya kadar Southampton'a hareket ediyor. Ben ilk posta ge-
misiyle dnyorum.
Birka gn kalamaz msn? Yeni yla kadar? Birtakm gelimeler bekli-
yorum.
Ne olduklar hakknda ipucu verebilecek misiniz?
Seninle evde grelim. Smuts direkt sorudan kamt. Biliyorum,
senden fedakrlk yapman bekliyorum, Blaine. Windhoek'de ok baarl
oluyorsun. Ama ben senden baka bir ey isteyeceim. Yneticilik grevin-
-242-
den istifa edip Gney Afrika Partisi'nden seimlere adayln koyman isti-
yorum.
Blaine cevap veremedi. Ou Baas'n istedii fedakrlk az ey deildi.
Blaine'in adayln koyaca Gardens blgesi, marjinal bir blgeydi. Oray
Hertzog'un partisi kazanabilirdi. Zaten Blaine de kazansa, alt taraf bir mu-
halefet milletvekili olacak demekti. imdiki grevinin prestijini kaybettii de
ayr.
Biz muhalefetteyiz, Ou Baas, dedi aka. General Smuts elindeki otu
yzne srerek onun bu cevabn dnd.
Blaine. Bu aramzda kalacak. Bana sz vereceksin.
Elbette.
imdi bana gvenirsen alt ay sonra bakan olursun.
Blaine inanmaz baklarla generale bakyordu. Anlalan sana daha faz-
lasn anlatmak zorunda kalacam. ine bir soluk ekti. Koalisyon, Blaine.
Hertzog'la ikimiz bir koalisyon kabinesi zerinde alyoruz. Durum kesin
gibi, mart aynda ilan edeceiz. Ben Adalet Bakanl 'n da alyorum. Drt
bakanlm var. Listemde sen de varsn.
Anlyorum. Blaine bu haberleri sindirmeye urayordu. Smuts ona her
zaman istedii eyi teklif etmekteydi. Hkmette bir bakanlk.
Anlamyorum, Ou Baas. Hertzog neden u sra bizimle temas etmeye ra- ''l
z oluyor? \-.\
Halkn gvenini kaybettiinin farknda. Partisi ynetilmez duruma geldi.
Kabinesi kstahlat. Yasaya smaz ilere ynelmeye balad.
Evet, evet, Ou Baas. Ama bu frsat bize yarar! u son aya bakn! Trans-
vaal blgesi seim sonularna bakn. Farkl kazandk. u anda seime gidil- ] I
se kazanrz. Milliyetilerle koalisyon yapmak zorunda deiliz. Gney Afrika ''
Partisi kendi artlaryla kazanabilir seimi. il,
Yal general birka saniye sessiz kald. Ba eik, ifadesi ciddiydi. Hak-
l olabilirsin, Blaine. Belki imdi kazanabiliriz. Ama kendi bileimizin hakkyla
deil. Oylar bizim hatrmz iin gelmeyecek, Hertzog'dan kurtulmak ama-
cyla gelecek. Byle bir zafer, ksr ve sonusuz olur. Zaten erken seimi ka-
munun karna gsteremeyiz. Parti karcl olur ki, ben de bunu istemem.
Blaine cevap veremedi. Bu adamn gveni karsnda kendini klm
hissediyordu. lkesinin strabndan kar salamaya arkasn dnecek kadar
byk bir adam.
Zor gnler yayoruz, Blaine. Smuts'un sesi alakt. evremize bulut
lar toplanyor. Halkmzn birlik olmas gerek. Gl bir koalisyon kabinesi
gerek. Parlamento parti karlaryla blnmemeli. Ekonomimiz bak srtn
243 -

da. Altn madencilii sanayii tehlikede. u andaki maliyetle, eski madenlerin
ou kapanyor. tekiler de onlar izleyecektir. yle olursa, Gney Afrika'nn;
sonu gelmi demektir. Yani bizim sevdiimiz Gney Afrika'nn. Ayrca yn
fiyatlar, elmas fiyatlan, tm ihracat rnlerimizin fiyatlar yerle bir.
Blaine ban sallad. Btn bunlar ulusal apta kayg konusuydu.
cret Komisyonu'nun bulgularn vurgulamama gerek yok, diye devam;
etti Smuts. Beyaz nfusumuzun bete biri kuraklk ve ilkel iftilik yntem-
leri yznden fakirlik dzeyine inmi durumda. Verimli topraklarmzn yzde
yirmisi erozyondan, smrlmekten mahvoldu. Belki de bir daha dzelme-
yecek.
Zavall beyazlar, diye mrldand Blaine.
Sonra bir de siyahlarmz var. Yirmi kabileye ayrlp blnmler, iyi bir
hayat bulabilme umuduyla krsal yerlerden kentlere akp duruyorlar. sizler
artyor. Kentlerde i yerine, su, iki, yasad faaliyetler, fahielik buluyor bu
insanlar. Honutsuzluk yaylyor. lk defa olarak politikaya heves etmeye ba-
lyorlar.
Bu sorunu daha anlamaya balamadk bile, diye itiraf etti Blaine. n-
allah ocuklarmzla torunlarmz bu ihmalimizi demezler.
nallah, diye yineledi Smuts. Ama biz dua ederken, bir an iin ileriye';
de bakalm. Dnyay saran genel duruma. Bastonunu yere vurdu, tempo tu-''!,
ta tuta saymaya koyuldu. Amerika'da kredi sistemi kt, Avrupa'yla ve
dnyann geri kalanyla ticaret hemen hemen durdu. Ordu ordu yoksullar k-
tann her yannda babo dolar oldu. Bastonunu bu sefer bir kum ynna
saplad. Almanya'da Weimar Cumhuriyeti kyor, ekonomisi de zaten y-
klm durumda. Bir eski altn marka karlk yz elli milyar Weimar mark.
Ulusun tasarrufu tkenip gidiyor. imdi o kllerden yeni bir diktatrlk dodu.
Temeli kan ve iddet. Burcu burcu ktlk kokuyor. Bastonunu tekrar fkeyle
yere vurup konutu. Rusya'da kudurmu bir canavar milyonlarca yurttan
ldryor. Japonya anarinin penesine dm. Askeri kesim ileden km,
lkenin sekin yneticilerini yok ediyor, Manurya'y alyor, yz binlerce
zavally kesiyor, Milletler Cemiyeti'nden ekilme tehditleri savuruyor, tm
dnya itiraz ediyor. Baston bu sefer imenlere indi. ngiltere Bankas 'nda
bir tedbir alnd. ngiltere altn standardndan ayrld. Tarihin ky kelerinden
Yahudi dmanl bir kere daha ortaya kt, uygar dnyaya szd. Smuts
durup Blaine'e bakt. Nereye baksak felaket ve tehlike var. Bunlardan
yararlanmaya alp da bu ac iindeki lkeyi blmeyeceim. Hayr, Blaine.
Koalisyon ve ibirlii olacak, atma olmayacak.
-244-
Her ey nasl bu kadar abuk tersine dnd, Ou Baas? diye sordu
Bla-ine alak sesle. Daha dn hepimiz varlkl ve mutluyduk.
Gney Afrika'da insan afak vakti umut dolu, lende bedbin olabilir.
Snuts bir an sessiz kald, sonra toparland.
Sana ihtiyacm var, Blaine. Dnmek iin zaman istiyor musun?
Blaine ban iki yana sallad. Gerei yok. Bana gvenebilirsiniz, Ou Baas.
Gvenebileceimi biliyordum.
Blaine onun arkasna doru, Centaine'in aalar altnda oturmakta olduu
tarafa bakt. inde bir utan duygusu vard. Karsndaki bu melek adamn
tersine, kendisi lkesinin ve dnyann bu mutsuz durumundan yararlanmak-
tayd. Hkmette bakanl ancak bu yolla edinebiliyordu. Ayrca bu sayede
Cape Town'a dnyordu. llerden kurtuluyor, Centaine Courtney'in bulun-
duu o lks ve gzellik cennetine dnyordu.
Birden baklar tekerlekli sandalyedeki solgun kadna iliti. Gzellii sol-
makta olan, arlarn ilalarla dindirmek zorunda kalan kadna. Duyduu
sululuk, deminki sevincini tmyle yok edecek kadar youndu.
Smuts yine konumaya balamt.
Ben Weltevreden'de drt gn daha konuk olarak kalyorum, Blaine. Sir
Garry sonunda biyografimi yazma iznini benden zorla kopard. lk tasla
gzden geireceiz. Bu arada Barry Hertzog'la burada bir dizi gizli toplant-
lar yapacam. Koalisyonun son ayrntlarn kararlatracaz. Buras konu-
mak iin ideal bir yer. Sen de kalrsan minnet duyarm. Seni toplantlara mut-
laka aracam sanyorum.
Elbette, derken Blaine duygularn zorlukla bir kenara itti. Bana ihti-
yacnz olduu anda emrinizdeyim. stifam hemen vermemi ister misiniz?
Taslan hazrla. Ben nedenleri Hertzog'a anlatrm, sen de kendisine is-
tifan elden verirsin.
Blaine kolundaki saate gz att, yal general hemen, Evet, senin mana
hazrlanman gerek, dedi. Bunca ciddi iin ortasnda bu elenceler, Roma
yanarken mzik almaya benziyor. Ama insan grn ayakta tutmak zorun-
da. dlleri ahsen vermeye bile raz oldum. Centaine Courtney'in ikna yete-
nei yksektir. Umarm greceiz... sana kupam verirken!
Zor oldu ama, Blaine Malcomess'in kaptan olduu Cape A takm,
Trans-vaal A'y yenip kupay gerekten kazand. Btn takmlar, gm
kupalarn dizili olduu masann karsnda sra olmulard. Bir tek takm
eksikti. Genler ampiyonu olan takm.
-245-
aa nerede? diye sordu Centaine organizatre fkeyle.
Gen Cyril Slaine ellerini aresizlikle iki yana at. Burada olacam de
misti.
Eer yapacam dedii srpriz buysa... Centaine fkesini bin zorlukla
saklad, konuklarnn hatr iin glmsedi. Eh, onlarsz balayalm o halde.
Masann bana geip generalin yannda durdu, iki elini havaya kaldrp ko
nuklar susturdu.
General Smuts, bayanlar ve baylar, saygn konuklar, sevgili dostlar. G-
vensiz baklarla evresine baknd. Bir uultu vard sesini glgeleyen. Der-
ken uultu artt, bir motor sesi oldu. Kalabalktaki her surat gkyzne dn-
mt. Kimi akn, kimi merakl, kimi kayglyd. Birden aalarn arkasn-
dan, alaktan uan bir uan kanatlar belirdi. Tek motorlu bir uakt. Pike
yapp onlara yneldi. Ba hizasnn hemen zerinden geti, burnunu kaldrd,
dn yapt, bir daha geti. Kalabalk igdsel bir hareketle eildi, bir kadn
bard.
Centaine bir an kabinin yan penceresinde asa'nn gzel yzn grd,
kendini zaman iinde geri gidiyormu gibi hissetti.
O yz asa'nn yz deildi. Michael Courtney'di. asa'nn babasyd.
Uak mavi ve aerodinamik deildi. Eski model, ift kanatl, kabini ak, sar-
ya boyanm bir uakt. Sava ua. Alev alev de yanyordu.
Michael! diye ac bir lk kurtuldu Centaine'in grtlandan. enesi
kilitlenmi, dileri sklmaktan aryordu.
Mort Homme atosunun bahesinde cayr cayr yanan bir uakla kar kar-
yayd o anda Centaine. Derken bir mucize oldu, korkun hayal silindi, yem-
yeil polo alan tekrar belirdi. Uak imenlerin ortasna yumuak bir ini yapt.
Kabinin iki yanndaki kaplar ald, aa Courtney ile srtan takm ar-
kada darya frladlar.
Srpriz! diye bardlar. Srpriz! Srpriz! Herkes glmeye, alkla-
maya balad. Islklar, barlar birbirini izliyordu. Uak o sralar henz bir
yenilikti. Bu sekin kalabalk arasnda bile, uaa binmi be kii ya kar, ya
kmazd. Herkes heyecan iindeydi. aa glmseyerek masaya yaklat, ku-
pay takm adna General Smuts'dan ald.
O srada uan pilotu da inmiti. Centaine, Jock Murphy'ye hain hain
bakt. asa'ya verdii dersler arasnda uu derslerinin de bulunduunu bilmi-
yordu. ocuun bu konudaki hevesini hep gemlemeye alm, pek de baa-
ramamt.
-246-
aa elinde kupayla dnp ksa bir konuma yapt ve szlerini yle bitirdi:
Son olarak, bayanlar, baylar, belki siz bu ua Jock Murphy'nin uurdu-
unu sanrsnz. Oysa yanl! O kontrol dmelerine elini bile srmedi. Sr-
dn m, Jock? Kel kafal hocasna bakt, o ban iki yana sallad. te gr-
dnz, diye vnd aa. Belki bilmek istersiniz, ben de babam gibi pilot
olmaya karar verdim.
Alklara ve glmelere Centaine hi katlmad.
Yzlerce konuk, nasl birden gelip Weltevreden'in ehresini
deitirdiler-se, yine yle birden ayrlp gittiler, geriye yalnz bozulmu polo
sahas, dalar gibi bo ampanya iesi, bir yn p ve artk, bol bol da kirli
amar kald. Centaine'in iine de doruu am olma duygulan doldu. Son
atn da yapmt artk. Cumartesi gn rhtma yanaan gemi, davet edilmi
olan, ama varl hi de sevindirici olmayan yeni bir konuk daha getirdi.
Sir Garry adama bakp, Lanet olas herif bana cenazecileri ya da vergi
tahsildarlarn hatrlatyor, dedi, General Smuts'u alp, alma odas olarak
kullandklar silah odasna ekildi. kisi biyografi zerinde almaya koyul-
dular, le yemei saatine kadar da odadan kmadlar.
Centaine'le aa sabah yaptklar at gezisinden dndklerinde konuk da
kahvaltya iniyordu. Sofrada gm atal ban markalarna bakp duruyor-
du. Ana oul o sra kol kola kapdan girdiler. asa'nn bir esprisine glyor-
lard. Adam grnce havalar hemen deiti. Centaine dudan srd,
ciddi-leiverdi.
Size olum Michael aa Courtney'i tantaym. aa, bu bey Londra'dan
Bay Davenport.
Naslsnz, efendim. Weltevreden'e ho geldiniz.
Davenport ocua da gmlere bakt gibi inceleyici baklarla bakt.
aa, yi doymu demek, diye aklad. Weltevreden Hollandaca bir
kelime.
Centaine sze karp garip sessizlii doldurdu. Bay Davenport,
Sot-heby'den geliyor, aa. Tablolarn ve mobilyalarn bazlaryla ilgili bana
bilgi vermeye geldi.
Ah, ok iyi, diyerek gld aa. unu grdnz m, efendim? Yan
duvardaki yalboya peyzaj gsteriyordu. Annemin en sevdii budur. Do-
duu atoda yaplm. Arras yaknnda, Mort Homme atosu.
-247-
Davenport gzln dzeltti, eilip resme daha bir dikkatle bakt.
1875 imzal, dedi ciddi bir sesle. En iyi dnemi.
aa, Sisley diye biri yapm, diyerek yardmc olmaya alt. Alfred
Sisley. ok tannm bir ressam, deil mi Mater?
Hayatm, sanrm Bay Davenport, Alfred Sisley'in kim olduunu bili-
yor. Ama Davenport zaten dinlemiyordu.
Be yz sterline gidebilir, diye mrldand, cebinden bir bloknot karp
not ald. Kprdad anda bandan omuzlarna kepek yad, koyu renk elbi-
sesinin omuzlarnda prl prl benekler olutu.
Be yz m? diye sordu Centaine mutsuz bir sesle. Ben ok daha faz-
la para vermitim. Kendine bir fincan kahve doldurdu, masaya yneldi. O
mkellef ngiliz kahvaltlarna hibir zaman alamamt.
Oras yledir, eminim, Bayan Courtney. Ama daha geen ay ayn ressa-
mn daha iyi bir eseri mezattayd. 'L'Ecluse de Marly' adl tablosu. Koyduu-
muz mtevaz deere bile ulaamad. Alclarn piyasas bu i ne yazk ki. Hep
alclarn piyasas.
zlmeyin, efendim, dedi aa tabana yumurtadan alrken. O satlk
deil. Annem onu dnyada satmaz... deil mi, Mater?
Davenport ona aldrmadan taban alp masaya, Centaine'in yanndaki
bo yere yrd.
Ama n salondaki Van Gogh'un durumu farkl, dedi. Geldiinden beri
sesinde ilk defa heves seziliyordu. Az dolu dolu, defterinden okudu.
Yeil ve eflatun buday tarlas, ufukta gne ykseliyor. Defteri kapad.
Van Gogh u ara Amerika'da pek moda. Bu srekli olur mu, bilemeyiz elbette.
Ben ahsen nefret ederim Van Gogh'dan. Ama tablonun fotorafn ektirip
Amerika'daki bir dzine kadar nemli mterimize yollayacam. Sanrm
drt be bin sterlin alabiliriz ona.
aa ban ve ataln elinden brakp annesiyle Davenport'a kaygl ba-
klarla bakt.
Centaine aceleyle, Bunlar sonra konusak daha iyi, Bay Davenport, de-
di. Gnm zaten size ayrdm. imdi kahvaltmzn tadn karalm.
Sessizce yediler. aa tabandakilerin yarsn yiyip nnden itince Cen-
taine onunla birlikte ayaa kalkt. Nereye gidiyorsun, canm.
Ahrlara. Nalbant iki taym nallayacak.
Ben de seninle yryeyim.
-248-
Ba tarafndaki yoldan ilerlediler. kisi de sessizdi. aa annesinin konu-
masn bekliyor, Centaine de uygun kelime aryordu. Tabii bunu nazik biim-
de sylemenin imkn yoktu. Zaten ok da ge kalmt. Geciktirmek imdi
durumu daha da zorlatnyordu. Ahrlara yaklatklar sra, O adam, dedi,
sustu, tekrar balad. Sotheby dnyann bata gelen mezat firmas. Sanat
eserleri zerine uzmanlam bir firma.
Biliyorum, diyerek glmsedi ocuk. O kadar da cahil deilim, Mater.
Centaine onu derenin kenarndaki kanepeye oturttu. aa, tatlm. O adam
Weltevreden'i bizim admza satmak zere geldi buraya. Bunu ak seik,
yksek sesle syledikten sonra ierdii anlamn genilii kafasna dank etti,
ykk ve sessiz, ylece kald.
aa dikkatle, Yani tablolar m? diye sordu.
Yalnz tablolar deil. Mobilyalar, hallar, gmleri de. Susup soluk
ald, dudaklarnn titremesini engellemeye alt. atoyu da, araziyi de, se-
nin atlarn da... her eyi.
aa ona bakyordu. Anlayamam gibiydi. Drt yandan beri
Weltevre-den'de yaamt o. Kendini bildi bileli buradayd.
aa, her eyi kaybettik. Soygundan beri ii ayakta tutmaya alyorum.
Yapamadm. Gitti hepsi, aa, Weltevreden'i satp borlarmz deyeceiz.
Ondan sonra elimizde hibir ey kalmam olacak. Sesi yine atlyordu. Ar-
tk zengin deiliz, aa. Hepsi gitti. Mahvolduk. Tmyle mahvolduk. O-
luna bakt. Onun kendisine sitem etmesini, kendisi gibi yklmasn bekledi.
Ama aa ellerini annesine doru uzatt. Annesi ona sarld, omuzlar
sark-verdi.
Yoksuluz, aa... ocuun durumu anlamak iin uratn hissediyor-
du. O da karmak duygularn ifade edebilecek kelimeleri aramaktayd.
Sonunda, Biliyor musun, Mater, dedi. Ben baz yoksul insanlar tanyo-
rum. Okuldan baz ocuklar. Anne babalar zor durumda. Ama ocuklar pek
zgn deil. ou ho insanlar. Belki de o kadar kt olmaz. Bir kere yoksul
olmaya alrsak...
Ben asla alamam, diye fsldad Centaine hrsla. Her saniyesinden
nefret ederim.
Ben de yle. asa'nn da sesi hrslyd. Keke yam daha byk ol-
sayd. Keke sana yardm edebilseydim.
asa'y nalbantn kapsnda brakp ar admlarla geri dnd. Umutsuz-
luk tm kararlln eritip tketiyordu. k almt. ok uzun sre yalnz
kalmt. imdi bu son baarszlk, kendini yorgun hissetmesine yol ayor-
-249-
du. Kemikleri szlyor, hayata yeni batan balamaya gc olmadn ta iin-
den biliyordu. Yenildiinin farkndayd. Bundan byle hayat ac olacakt.
Geri Sir Garry Courtney'i ok seviyordu ama, onun sadakasyla yaama fikri
de tylerini diken diken ediyordu.
Yatsam, gzlerimi yumsam... diyordu iinden. Huzura ve sessizlie zlem
duydu.
Keke bitse. Hibir ey kalmasa. aba da, kayg da, umut da kalmasa.
R-yasz, upuzun bir uyku gibi olacakt. Huzur zlemi kabard, tm benliini
doldurdu. Baheyi geerken kouyordu. alma odasnn kapsn at,
masaya koup ekmeceyi ekti.
Tabancalar Sir Garry'den hediyeydi. Lacivert deri klfta, zeri armalyd.
kisi e. El yapm Beretta. Bayan modeli. Kabzalar sedef kakmal, aralar
Hani Madeni 'nin elmaslanyla noktalanm.
Bir tanesini seti, eline ald, haznesine bakt. i doluydu. Emniyeti itti, ta-
bancay kaldrp akana dayad.
Kendine dardan bakyordu sanki. Birden acd kendine.
Zavall Centaine, diye dnd. Ne kt bir son. Kar duvara, yaldzl
ereveye doru bakt. evevenin ortas aynayd. ki yannda bahenin sar
glleri, vazolar iinde duruyordu. Kendini o aynada, iekli bir tabutun iin-
deymi gibi grd.
Cesede benziyorum. Bunu yksek sesle sylemiti. Ses havay datt,
kendinden tiksindiini hissetti, tabancay indirdi, yanaklar fkeyle alev alev
yanmaya balad.
Olmaz, Allah kahretsin! Neredeyse haykryordu. Bu kadar kolay kurtul-
mak olmaz! Silah tekrar yerine kaldrd, odadan dar frlad.
Koridordaki hizmetiler onun ayak seslerini duyunca dnp eilerek se-
lam verdiler.
Lily, tembel ocuk seni... hl banyomu doldurmadn m? diye sordu
Centaine. ki hizmeti yan gzle baktlar, biri banyoyu doldurmaya kotu,
teki Centaine'e yardm etmek zere soyunma odasna girdi.
Gladys, git syle Lily'ye, derin ve scak olsun su. Az sonra kvetin ba-
ndayd. Lily, sen beni piirip orba m yapacaksn? dedi parman suya
sokup. Kz sevinle srtt. Centaine'in banyo suyunu ok scak sevdiini kz-
lar iyice renmilerdi. Lily banyo kristallerinden bir avu alp suya serpti.
Suyun iinde yatarken, sedef kakmal tabanca bir kere daha gznn
nnde belirdi.
-250-
Sen asla korkak olmadn, Centaine Courtney, dedi kendi kendine. Banyo-
dan kp soyunma odasna girdi. Giyinip aaya indiinde neeli, glmse-
melerle dolu, k bir gen kadnd.
Davenport'la Cyril Slaine onu bekliyorlard.
Bu i uzun srecek, baylar. Hemen balayalm.
Koca evdeki her eya numaralanacak, tanm yaplacak, fiyat tahmin edi-
lecek, kataloga ilenecekti. Btn bunlarn, on gn iinde, Davenport ngilte-
re'ye dnmeden nce bitirilmesi gerekiyordu. Adam ay sonraki bir tarihte,
kesin satlar iin yine gelecekti.
Adamn gitme gn geldiinde, Centaine onu gemiye kadar kendisinin ge-
ireceini duyurdu. Oysa normal olarak bu grev Cyril Slaine'e derdi.
Posta gemisinin yola k, Cape Town sosyal takviminde nemli olaylar-
dan saylyordu. Gverteler ve rhtmlar yolcularla, onlar geirmeye gelenler-
le doluydu.
lk giri kapsnda Centaine hemen yolcu listesini kontrol etti, 'M' harfinde
aradklarn buldu:
Malcomess, Bayan I. Kamara A 16
Malcomess, Bayan T. Kamara A 17
Malcomess, Bayan M. Kamara A 17
Blaine'in ailesi planlad gibi gidiyordu. Polo turnuvasndan beri Centa-
ine onu grmemiti. Geminin sigara salonlarnda ve birinci mevki salonlarn-
da belli etmeden onu arad.
Bulamaynca, herhalde Isabella'nn kamarasndadr, diye karar verdi.
O-nun bir an daha Isabella'yla yalnz kalmasna tahamml yoktu. Kendisi
Bay Davenport'la oturdu, cin iti, tandklara glmseyip selam verdi, kimiyle
akalat.
Kendisine gsterilen scak ilgiden memnunluk duydu. Polo turnuvas gs-
terisinin etkileri hesapland gibi olumlu olmutu demek. Mali durumuyla il-
gili kukular bir yana itmeye yaramt. Henz ortalk dedikodularla alkala-
nyor deildi.
Yaknda deiecek bu durum, diye dnd. Cape Town'un kibar hanm-
larndan birinin selamn grmezden geldi, bu yzden kadnn kendisine say-
-251-
gsnn daha da arttn hissetti. Bu arada bir yandan da gzleri Blaine'i ara-
yp duruyordu.
Geminin dd tt, on be dakika sonra hareket edilecei anons edildi,
geirmeye gelenlerin gemiyi terketmesi istendi.
Centaine, Bay Davenport'la el skt, merdivene yneldi. Ancak rhtma
indikten sonra, bir ara Blaine'in byk kzn kalabaln arasnda tanyabildi.
Uzaktan baknca Tara yetikin gibi gzkyordu. Gzeldi de. Salan modaya
uygun toplanp topuz yaplmt. Centaine elini gzne siper etti, teki kz,
tekerlekli sandalyedeki kadn da grd. Isabella'nn yz glgede kalyordu.
Centaine'in gznde mutsuzluun, acnn simgesiydi o yz.
Tanrm, keke ondan nefret etmek kolay olsayd, dedi kendi kendine. Ba-
klar ocuklarn el sallad tarafa dnd.
Oradayd Blaine. Dev vinlerden birinin tekerine trmanmt. Salan uu-
yor, iri, beyaz dileri parldyordu.
Centaine kalabaln arasna kant, ona gizlice bakabilecei bir yer bul-
maya savat.
Kaybetmeyeceim bir tek ey varsa o da o! Bu dnce iine bir rahatlk
verdi. O her zaman yanmda olacak. Weltevreden gidince... Hani Madeni de
gidince. Birden iine korkun bir kuku girdi. yle mi acaba? Kukuyu itme-
ye alt ama baaramad. Beni mi seviyor, yoksa kim olduumu mu seviyor?
Sradan bir kadn olduum zaman, servetim, mevkiim olmad zaman, ya-
banc bir erkein ocuundan baka bir eyim kalmad zaman, beni yine se-
vecek mi?
Gemi yava yava alyordu. Uzaklanca rhtmdaki kalabalk da yava
yava dalmaya balad. Blaine hl trmand yerde duruyor, Panama ap-
kasnn glgeledii gzleriyle gemiye doru bakyordu. zgnd yz.
G-lmsemiyordu. Bu hzn Centaine'in kendi kukularyla birleince
dayanla-mayacak kadar ar oldu. inden dnp oradan kamak geldi.
Birden Blaine onu grd, ban eip glmsedi.
Centaine onu zel bir annda gzetlemi olduu iin sululuk duydu. Bla-
ine'in yzndeki ifadeyi zemiyordu bir trl. Blaine trmand yerden aa-
ya atlad, Centaine'in karsna dikildi.
Ne zaman yalnz kalabiliriz? diye sordu alak sesle. Bir dakika daha
bekleyemeyecekmiim gibi geliyor.
Centaine'in tm kukular, korkular eriyip yok oldu, ii derin bir mutlu-
lukla doldu.
Beni seviyor, diye ark sylyordu kalbi. Beni her zaman sevecek.
-252-
General James Barry Munnik Hertzog, forssuz ve iaretsiz bir arabayla
Weltevreden'e geldi. Babakan eski gnlerden Jan Christian Smuts'un silah
iirkadayd. Gney Afrika savanda ikisi de ngilizlere kar cesaretle sava-
mlar, sonra da Vereniging grmelerine katlmlard. Sonra Gney Afrika
Birlii Ulusal Konvansiyonu'nda birlikte grev yapmlar, Louis Botha'nn
ilk hkmetinde bakanlklar stlenmilerdi.
Yollan ayrldktan sonra Hertzog daha dar bir bak asyla Gney Afri-
ka nde gelir grn benimsemi, Jan Smuts ise uluslararas bir devlet
adam olmu, hem ngiliz Milletler Topluluu'nun kurulmasn planlam,
hem de Milletler Cemiyeti'nin kurulmasna nayak olmutu.
Hertzog militan Afrikaner'di. Afrikaner dilini ngilizceye edeerde say-
drmay baarmt. 1931 ylnda ngilizlere Westminster Kararnamesi'yle do-
minyonlarn eit haklarn kabul ettirmi, ayn zamanda ngiliz Milletler
Top-luluu'ndan ekilme haklarn da garantiye aldrmt.
Uzun boylu, yapl adamd. Weltevreden'deki ktphaneye girdiinde et-
kileyici bir grn vard. Centaine ktphaneyi sresiz olarak onlarn kul-
lanmna tahsis etmi bulunuyordu u ara. Jan Smuts yerinden kalkp
Hert-zog'u karlad.
El skrlarken Hertzog, Galiba tartmalara, planlara, sandmz kadar
ok zaman ayramayacaz, dedi.
General Smuts masada oturmakta olan Blaine Malcomess'e ve Denys
Re-itz'e bakt. Yeni kabine iin onlardan baka iki adam daha getirmiti.
Hert-zog'la Maliye Bakan Nicolaas Havenga yerlerine oturuncaya kadar
hibiri konumad.
Havenga kukuyla evresine baknarak, Burada gvende miyiz? diye
sordu. Odann ift kanatl maun kaplar kapalyd. Adamn baklar oymal
kitap raflar zerinde dolat.
Gvendeyiz, dedi Smuts. Ak konuabiliriz. Bizi dinleyen gizli ku-
laklar yok. Size ahsen garanti verebilirim.
Havenga, Babakan'a bakt, o cesaret verircesine ban sallaynca, konu-
maya balad.
Tielman Roos istifa etmi, diye haberini verdi, arkasna yasland. Faz-
lasn sylemesine gerek yoktu. Tielman Roos lkenin en ok tannan, en
renkli tiplerinden biriydi. Ona Kuzey Aslan denirdi. Hertzog'un en sadk
destekilerinden biriydi. Milliyetiler iktidara geldiinde Adalet Bakanl ve
babakan yardmcl yapmt. Hertzog'un halefi gzyle baklyordu ona.
Ama sonradan, gerek salk nedenleri, gerekse Gney Afrika'nn altn stan-
-253-
dardna bal kalmasna ilikin gr ayrlklar nedeniyle politikadan ekil
mi, Yksek Mahkeme'nin tiraz Mahkemesi kanadnda grev kabul etmii i.
imdi oradan da istifa ettii aklanyordu.
Salk m? diye sordu Jan Smuts
Hayr, altn standard, dedi Havenga ciddi ciddi. Niyeti altn standard
konusunda mcadele etmek.
ok etkin biri, dedi Blaine.
Hertzog, Politikamza kuku bulatrmasn gze alamayz, diye ona ka-
tld. u anda Roos'dan gelecek bir deme felaket olur. Altn konusunda or-
tak bir karara varmak bizim iin birinci srada ncelik tamal. Ya ona kar
gelecek ya da ondan nce davranacak bir durumda olmalyz. Birleik bir cep-
he oluturmamz ok nemli. Dosdoru Smuts'a bakt.
Bence de yle, dedi Smuts. Yeni koalisyonumuzun daha olumadan
kk drlmesine izin veremeyiz.
Havenga, Bu bir kriz durumu, diye atld. yle davranmalyz. Gr-
lerinizi alabilir miyiz, Ou Baas?
Grlerimi biliyorsunuz, dedi Smuts. ngiltere altn standardndan
ayrldnda, ayn eyi yapmamz tavsiye etmitim. imdi banza kakmak
istediimden deil ama, o konudaki grm deimedi.
Ltfen nedenlerinizi tekrar sralar msnz, Ou Baas?
O zamanlar, Gney Afrika'da altn liradan sterline kama olacan sy-
lemitim. Kt para her zaman iyi paray kovar. Hakl da ktm. yle oldu.
Smuts ak konuuyordu. Karsnda adamlar biraz tedirgin grnmekteydi-
ler. Bunun sonucu olan sermaye kayb sanayimizi yaralad, on binlerce ii-
miz isiz kald.
Havenga tatsz bir sesle, ngiltere'de de milyonlarca isiz var, dedi.
Altndan ayrlmay reddetmemiz isizlii daha da artrd. Altn madeni
sanayimizi tehlikeye soktu. Elmas ve yn fiyatlarmz drd. Krizi bugn-
k ac duruma getirdi.
Bunca zaman getikten sonra altn standardndan karsak lkeye yarar-
lar ne olacak?
Birincisi ve en nemlisi, altn madeni sanayimiz canlanacak. Gney Af-
rika liras sterlinle eit deerde olursa, ki hemen yle olacaktr, o zaman ma-
denler bir ons altn karlnda imdiki gibi drt deil, yedi lira alacaklar de-
mektir. Hemen hemen iki kat. Kapatlan madenler tekrar alacaktr. tekiler
geliecektir. Yeni madenler alacak, on binlerce siyah ve beyaza i buluna-
-254-
cak, sermaye tekrar lkeye doru akacaktr. Bir dnm noktas olur. Tekrar
zenginleme yoluna koyuluruz.
Gr destekleyen ve kar olan fikirler ortaya atld. Blaine'le Reitz yal
generalden yana ktlar. Yava yava kart grtekiler mantk zinciri iinde
gerilemeye baladlar. Akama doru bir ara Hertzog birden ayaa frlad.
Ya zaman? diye patlad. Borsada kyamet kopacaktr. Noel'e i g-
n kald. O zamana kadar aklamamz gerek. Borsa kapannca aklarz.
Ktphanedeki hava younlamt sanki. Blaine, Smuts'un tartmay kazan-
dn anlad. Gney Afrika, yeni ylda borsa almadan nce altn standardn-
dan ayrlyordu. Byk bir sevin hissetti. Bir baar duygusu doldurdu iini.
Koalisyonun ilk ii, lkenin ekonomik skntlarna bir snr izmek, lkeyi re-
faha kavuturmak iin tedbir almak olmutu.
Hertzog devam etti. Tielman zerinde hl etkim var. Aklamasn bor-
salar kapanana kadar ertelettirebilirim. Artk ayrntlara inmilerdi. Grme
bittiinde Blaine oradakilerle el skt, Ford'unu park ettii yere yrd. i
kadere hkmetme duygusuyla dopdoluydu.
te onu politika dnyasna eken de buydu. Dnyann deitirilmesine
katkda bulunabileceini bilmek. Blaine iin gcn nihai kullanm demek, bu
demekti. Halkna ve lkesine musallat olan eytanlara kl sallamak.
Tarihin bir paras oldum, diye dnd. Konvoy halindeki arabalarn pe-
i sra Weltevreden'in k kapsna yneldi.
Bilerek geri kalyor, ndekilerle arasn ayordu. Onlar Wynberg Tepesi
virajn dnnce Ford'u durdurdu, konta kapayp bir sre kendi kendine
oturdu. Sonra arabay tekrar altrd, 'U' dn yapt, aalar arasna park
etti, bahedeki kk kke doru hzla komaya balad.
Kapya varnca duralad. Centaine onun geldiini duymamt. minenin
karsna melmi, atei flyordu. Blaine bir sre onu kapdan seyretti, iin-
den bir sevin ykseldi. Dizlerinin arkasndaki bu gamzelere daha nce hi
dikkat etmemiti. i burkuldu. Bir efkat duygusu sard iini. Boazndan ha-
fif bir ses kt.
Centaine dnd, onu grr grmez ayaa frlad. Geliniyorsun sanm-
tm, diyerek onun kollarna kotu. Gzleri prl prld. pmeleri uzun sr-
d. Centaine geri ekilip onun yzn inceledi.
Yorulmusun, dedi.
Uzun bir gn oldu.
Gel Onu atein bana gtrd, ceketini kard, kravatn gevetti, son-
ra oturttu.
-255-
Hep yapmak istemitim bunlar sana, diye mrldand, ceketi dolaba as
t, masadan bir kadehe viski doldurdu, alp getirdi.
Sahi mi? Blaine ikisini yudumlayp ban sallad.
Harika. evresine baknd, vazolardaki iekleri, yerlerin cilasn, basil,
salam mobilyalar grd.
ok gzel, dedi.
Buray sana hazrlayabilmek iin btn gn uratm. Centaine hazrla-
makta olduu purodan ban kaldrp ona bakt. Eskiden burada Anna otu-
rurdu. Sir Garry ile evlenene kadar. O zamandan beri kimse kullanmad bura-
y. Artk bizim yerimiz buras, Blaine. Puroyu uzatt, yakt, bir deri yast
Blaine'in ayaklan dibine koydu, oraya oturdu, kollarn onun tek dizine sard,
atein nda yzne bakt.
Ne kadar kalabilirsin?
ey... Blaine dnceliydi. Sen beni ne kadar istiyorsun? Bir saat mi?
ki mi? Daha uzun mu? Centaine sevinle onun dizine daha sk sarld.
Btn gece! dedi. Sabaha kadar!
ptler, konutular, sonra bir ara Centaine ayaa kalkp yrd.
Nereye gidiyorsun?
Puronu bitir, sonra gel ren.
Blaine onun peinden gittiinde, onu alak bir yatan orta yerinde oturur
buldu.
Daha nce onu hi gecelikli grmemiti. Ak limon rengi satendi. Yakas,
kollar fildii rengi dantelliydi.
ok gzelsin, dedi.
Sen bana kendimi gzel hissettiriyorsun. Centaine ellerini uzatyordu.
O gece sevimeleri, daha nceki telaa benzemeyen, ar, yumuak bir se-
vime oldu. Centaine onun kendi vcudu ve o vcudun ihtiyalar konusunda
bu kadar ok ey renmi olduunu daha nce fark edememiti.
Seni seviyorum, sevgilim... ah, Tanrm, ne kadar ok seviyorum seni.
Blaine'in sesi bouk bouk ykseldi. Seni seviyorum. Seni seviyorum.
kisi tek varlk oldular.
Blaine daha nce uyand. Takoma allarnn turuncu iekleri arasnda
kular cvldayordu. Bir k demeti perdenin arasndan kendine yol bulmu,
havay bak gibi yararak Blaine'in ba zerinden gemekteydi.
-256-
Yava, ok yava kprdad. Centaine'i rahatsz etmek istemiyordu. Dnp
onun yzne bakt. Centaine yastn atm, yanan ilteye dayam, uyu-
yordu.
Gzleri kapalyd. nce, saydam teninin altndan mavimsi damar dokusu
belli oluyordu. O kadar yava soluyordu ki, Blaine bir an telaa kapld. O s-
ra Centaine uykusunda kalarn att, dudaklarnn kelerinde kayg izgile-
ri belirdi, Blaine'in tela da kaygya dnt.
Zavall sevgilim. Dudaklar bu kelimeleri sessiz syledi. Gecenin o co-
ku dolu mutluluu, kat gereklerin nnde kum yn gibi dald, eridi, gitti.
Benim zavall, cesur sevgilim. Blaine vaktiyle, babasnn ak mezar ba-
nda durduundan bu yana bylesine bir acy tatmamt. Keke sana yardm
edebilmek iin bir ey yapabilsem, bu zor durumda sana yardmc olabilsem.
Daha bunlar dnrken beyninde bir imek akt. Vcudu ylesine sarsld
ki, Centaine uykusunun arasnda kprdayp tekrar kalarn att, dudaklarnn
keleri seirdi, bir eyler mrldand, sonra hareketsiz kald.
Blaine onun yannda kaskat yatyordu. Vcudu sanki bask altndayd.
Yumruklan skl, dileri kenetlenmi, kendine ayor, byle bir eyi dne-
bildii iin fkeleniyordu. Gzleri iri iri almt. Kar duvara vuran gne
na bakyor, artk onu grmyordu. kence altnda bir adam gibiydi.
Onur... diye bir kelime parlad beyninde. Onur ve grev. Yavaa inledi,
beyninin te yannda baka bir imek daha akt: Ak.
Yan banda yatan kadn, akna bir fiyat koymamt. Hibir art
koma-mt. Pazarlk yapmamt. Yalnzca vermi, karlnda hibir ey
istememiti. Bakalarnn bu sevgiden zarar grmemesinde direten de o
olmutu. Ona aknn tmn vermi, en ufak bir karlk beklememi, ne altn
evlilik halkas istemi, ne gvence vaatleri istemiti... Blaine de kendiliinden
hibir ey vermemiti ona. u ana kadar verebilecei bir ey de yoktu zaten.
Ama beri yandan, kendisine gvenilmi, zerine byk bir sorumluluk
yklenmiti. Bir yanda onur ve grev, br yanda ak. Bu sefer vicdann kam-
sndan kurtulu yoktu. Hangisine ihanet edecekti? Sayg duyduu adama
m, sevdii kadna m? Artk sakin yatamyordu. arafn ucunu kaldrp ya-
taktan kt. Centaine'in gzkapaklar titredi, azndan hafif bir ses kt, son-
ra tekrar uykuya dald.
Gece yatmadan nce musluun nne yeni bir tra bayla di fras
koymutu. Bu dnceli davran Blaine'i bsbtn etkiledi. Tra olup giyi-
nirken kararszln strabn daha youn olarak duydu.
- 257 - Hkmedenler / F: 17
Parmak ularna basarak tekrar odaya dnd, yatan banda durdu.
Dnp gidebilirim, diye dnyordu. Centaine ihanetimi asla anlayamaz.
Sonra bu setii kelimeye at. Onurunu korumak demek, ihanet mi demekti?
Grevine sadk kalmak ihanet miydi? Hepsini bir kenara itip kararn verdi.
Eilip Centaine'in gzkapaklarna dokundu, gzler titreyip ald. Centa-
ine ona bakt. Gzbebekleri kapkara, bak botu. Sonra Blaine'de odaklat,
dudaklar glmsedi. Memnun, mahmur bir glmseme.
Sevgilim, diye mrldand. Saat ka?
Centaine, uyandn m?
Gen kadn hemen dorulup oturdu, azndan bir znt l kurtuldu.
Ah, Blaine! Giyinmisin! Bu kadar abuk mu gidiyorsun?
Dinle beni, Centaine. ok nemli. Dinliyor musun?
Centaine ban sallad, gzlerini krptrp uykusunu gidermeye alt,
ciddi gzlerle ona bakt.
Centaine, altn standardndan kyoruz! Blaine'in sesi katyd. Kendin-
den tiksinmesinin, sululuk duygusunun sertliini tayordu. Karar dn ver-
diler. Ou Baas'la Barry Hertzog. Yeni ylda borsalar ald zaman km
olacaz.
Centaine be saniyelik bir sre boyunca ona bo baklarla bakt, sonra bu
szler birden anlam kazand, gzleri iri iri ald, ama ilerindeki ate abu-
cak tekrar snd.
Ah, Tanrm... sevgilim benim... bunu sylemek nelere mal olmu olmal
senin iin! Sesi merhametle titriyordu. Blaine'in onur ve grev kavramlar-
nn ne kadar derine kk salm olduunu biliyordu nk. Beni seviyorsun,
Blaine. Gerekten seviyorsun. Artk inanyorum.
Ama Blaine ona ate saan gzlerle bakyordu. Daha nce onun yznde
hi byle bir ifade grmemiti Centaine. Sanki nefret doluydu o ifade. Bu ba-
ka dayanamad. Dorulup yatan zerine diz kt, ellerini yakanrcasna
ona uzatt.
Blaine, kullanmayacam bu bilgiyi. Ondan yararlanmayacam... Bla-
ine'in boazndan bir hrlt kt, yz sululuunu yanstan bir ifadeyle k-
rt.
O zaman fedakrlm hi uruna yapm olurum.
Bu yzden benden nefret etme, Blaine, diye yalvard. Blaine'in yzn-
deki fke eriyiverdi.
Senden nefret etmek mi? dedi zgn bir sesle. Hayr, Centaine, onu
as-a yapamam. Dnp odadan kt.
- 258 -
Centaine onun peinden komak istedi. Onu yakalamak, avutmak istedi.
Ama bu i o kocaman sevgisinin bile gc dndayd. Onu anlad, Blaine ya-
ral bir aslan gibi yalnz olmak zorundayd. Pencereden onun uzaklaan ayak
seslerini dinledi.
Centaine, Weltevreden'deki masasnn banda oturuyordu. Tek banayd.
Masann orta yerinde, fildii ve pirin karm telefon durmaktayd.
Korkuyordu. Yapmak zere olduu ey, toplum kurallarnn ve adli ma-
kamlarn izin vereceinin dnda bir eydi. Kefedilmemi alanlara doru yo-
la karyordu bu adm onu. Yalnz ve tehlikeli bir yolculuk. Sonucunda rezil
olabilir, hapse girebilirdi.
Telefon ald, Centaine irkildi, alete korku dolu gzlerle bakt. Zil bir da-
ha ald, Centaine iine derin bir soluk ekip kulakl kaldrd.
Rabkin ve Swales'i aramtnz, Bayan Courtney, dedi sekreteri. Bay
Swales hazr.
Teekkr ederim, Nigel. Sesinin bouk ktn fark edip hafife ksrd.
Bayan Courtney. Swales'in sesini tanmt. Borsa simsarl irketinin
yal patronuydu adam. Centaine daha nce de onunla i yapmt. Size Noel
tebriklerimi sunabilir miyim?
Teekkr ederim, Bay Swales. Sesi ciddi ve i tonundayd. Size bir sa-
tn alma talimatm var, Bay Swales. Bugn borsa kapanmadan balanmasn
istiyorum.
Elbette, diye gvence verdi Swales. Derhal tamamlarz.
Ltfen bana be yz bine kadar Dou Rand Maden hissesi aln. Kulak-
lklarda nlayan bir sessizlik oldu.
Be yz bin mi, Bayan Courtney? diye tekrarlad Swales sonunda. O
hisseler u anda yirmi iki virgl alt'da duruyor. Aa yukar alt yz bin ster-
lin ediyor.
Evet, dedi Centaine.
Bayan Courtney... Swales sustu.
Bir sorun mu var, Bay Svvales?
Yo, elbette ki hayr. Hi sorun yok. Beni arttnz, o kadar. Sipariin b-
ykl. Derhal muameleyi yapaym.
Satn alma dekontunuzu yolladnz anda eki takdim ederim. Sustu,
buz gibi bir sesle ekledi. Meerki derhal bir depozito dememi isteyesiniz.
Soluunu tuttu. Svvales'in hakk olan depozitoyu asla deyemeyeceini bili-
yordu.
-259-
1
Aman, Bayan Courtney! Umarm aklnza... ltfen byle yanl bir izle
nim verdiim iin beni balayn. Hi acelesi yok. Satn alma anlamasn
her zamanki gibi size postalarz. Rabkin ve Swales'de krediniz her zaman
yksektir. Sipariinizi en ge yarn sabah belgelendirmi olacam umarm.
Kukusuz biliyorsunuzdur, yarn Noel tatilinden nceki son i gn.
Centaine'in elleri yle titriyordu ki, telefonu kapamakta bile glk ekti,
Ne yaptm ben! diye fsldad kendi kendine. Cevabn biliyordu. Bir .
sahtekrlkt yapt. Ceza tavam on yl hapisti. deyemeyeceini bildii bir
bor yknn altna girmiti. flas halindeydi. Bunu biliyordu. Tutmu, yarm
milyon daha borca girmiti. inden bir pimanlk ykseldi, siparii iptal et-
mek zere telefona uzand ama daha elini dediremeden telefon tekrar ald.
Bayan Courtney, Andersen, Havvkes ve Giles'i buldum.
Bala ltfen, Nigel. Bu sefer sesinin titrememesine at. Rahata ko-
nutu. Bay Andersen, size bir sipariim var.
le saati geldiinde yedi borsa simsarna telefon etmi, be buuk mil-
yon dolar tutarnda altn madeni hissesi satn alm bulunuyordu. te o zaman
sinirleri boald.
Nigel, teki iki telefonu iptal et ltfen, dedi sakin bir sesle. zel banyo-
suna kotu. ki elini azna kapatmt.
Beyaz porselen tuvaletin nne diz kp korkusunu da, utancn da, su-
luluunu da kustu. Tm kaslar sancyncaya kadar rmeyi srdrd, boa-
z yanmaya balad.
asa'nn ocukluundan bu yana, Noel gn onlar iin her zaman zel bir
gn olagelmiti. Ama o sabah Centaine uyandnda ruhsal durumu epey ka-
ranlkt.
Geceliinin zerine sabahln ald, aa ile birbirlerine armaanlarn
sundular. aa ona kendi eliyle bir tebrik kart yapp boyamt. zerinde ku-
rutulmu ieklerin de yaptrlm olduu kartta,
Ne olursa olsun, ikimiz birlikteyiz
aa
diye yazlyd.
Centaine'in ona hediyesi ise, deriden bir pilot miferiydi. Gzlkleri de
vard. aa mifere aknlkla bakt. Annesi umasna kar olduunu o ka-
dar kesin belirtmiti ki!
-260-
Evet, tatlm... eer umay renmek istiyorsan, sana engel olacak deilim.
Paramz yeter mi, Mater? Yani, biliyorsun...
Brak da ona ben kayglanaym.
Hayr, Mater. ocuk ban iki yana sallad. Artk ocuk deilim. Bun-
dan byle sana yardm edeceim. Durumunu... yani durumumuzu daha zor-
latracak eyler istemiyorum.
Centaine koup onu abucak kucaklad, yanan onunkine dayad, gz-
yalarn ondan saklamaya alt.
Biz l yaratklaryz. Sa kalmay bileceiz, canm.
Gn boyu Weltevreden'e gelen konuklan arlarken, onlarla glp onlara
iltifat ederken neeliymi gibi yapyor, ikide bir hizmetileri kontrol etme ba-
hanesiyle kap odasnda yalnz kalyor, iine yine karanlklar basyordu. -
lene doru, konuklar veda ederken, asa'nn okulunun mdr birka dakika
iin ona kayglarn unutturmay baard.
Bayan Courtney, gen Bay asa'nn okulumuzda ne sekin bir yer kazan-
dn biliyorsunuz. Ne yazk ki nmzdeki yl okulumuzda geirecei son
yl olacak. Onu nmzdeki yl iin okulun bir numaral temsilci rencisi
olarak setiimi ve ynetim kurulunun da bu seimimi onayladn duymak
sizi artmaz sanrm.
Centaine olunu cokuyla kucakladnda, ocuk, Mdrn nnde yap-
ma, Mater, diye fsldad.
Hepsi bu kadar deil, Bayan Courtney, diye devam etti mdr Canon
Birt. Ynetim kurulu sizi de ye olarak aralarna davet ediyor. Bu kurulun
ilk kadn yesi olacaksnz.
Centaine neredeyse hemen kabul edecekti. Ama birden gznn nnde
bir cellat baltas beliriverdi. Felaket ihtimali hl ortadan kalkm deildi.
Biliyorum, ok megul bir insansnz... Adam srar etmek niyetindeydi.
eref duydum, mdr bey. Ama baz kiisel sorunlar var. Cevabm size
yeni ylda verebilir miyim?
Red cevab olmad srece...
Yo, size teminat verebilirim. Elimden gelirse kabul edeceim.
Son konuk da ayrldnda Centaine aileyi, aralarnda Sir Garry ve Anna
da olmak zere, yakn aile dostlaryla birlikte geleneksel kutlama iin polo
alanna doru gtrd.
-261-
Siyah hizmetkrlarn tm orada toplanmt. Hepsinin ocuklar, yal
ana babalar da yanlarndayd. Centaine'in geimine yardm ettii dier insan-
lar da vard. Hepsi bayramlk klklarn giymilerdi. Minik kzlarn sala
kurdeleli, olan ocuklarn ayaklar ayakkablyd.
Maliknenin orkestras Centaine'i karlad, gzel arklar sylendi. Ce
taine herkese bir hediye hazrlamt. Bir zarf iinde de ikramiyelerini veriyo
du. Yal kadnlardan bazlar onu kucakladlar. Centaine o kadar duygulan
ki, iinden yine alamak geldi.
Hava ok duygusallayordu. aa acele orkestraya iaret etti, canl bir e
almalarn istedi. Mar temposunda bir melodiye baladlar. Sonra aa mev
simin ilk zmnden yaplan arab trenle tatt, kutlama neeleniverdi. A
na, Sir Garry ile akalayordu. Bu durum Centaine'e yalnzln tekrar hat
lattt, Blaine'i dnmesine yol at.
Ailenin birlikte yedii akam yemei de gelenein bir parasyd. Yeme"
ten nce aa yksek sesle Kutsal Kitap'tan bir blm okuyordu. Altnc d
um gnnden beri yerlemiti bu gelenek.
Yemekte kzarm hindi, sr eti ve Noel tatls yediler. Daha sonra Cer
taine bir ara alma odasnn balkona alan kaplarndan gizlice kt, ekim
alanlar arasndan koarak kk kke vard.
Blaine onu bekliyordu. Dosdoru kollarna kotu. Hem Noel'de, hem di-
er gnlerde beraber olmamz gerek bizim, diye bard.
Blaine onu perek susturdu, Centaine kendinden utand. Glmseyerek,
Noel hediyeni sarmam mmkn olmad, dedi Blaine'e. Biimi pakete gel-
miyor, kurdelesi de durmuyor. Natrel halinde kabul etmek zorundasn.
Nerede peki?
Peimden gel, sunaym.
Az sonra Blaine, te bu bana mrm boyunca verilen hediyelerin en g-
zeli, diyordu.
Ylba gn gazete kmyordu. Centaine radyodan haberleri dinledi. Al-
tn standardndan da, dier siyasal konulardan da sz edilmiyordu. Blaine top-
lantlardayd. Gardens blgesinden adayln koymann hazrlklanyla me-
guld. aa komu maliknelerden birinde konuktu. Centaine kukular ve
korkularyla yalnz kalmak zorundayd.
Gece yarsn geinceye kadar kitap okudu, sonra karanlkta uyank yatt.
Tavan uykusu ikide bir dalyor, ne zaman dalsa kbuslar gryordu.
-262-
afaktan ok nce uyand, pantolonunu ve svari izmelerini giydi, bluzu-
nun zerine koyun postu ceketini ekip en sevdii atn eyerledi, be mil iler-
deki Claremont stasyonu'na gidip Cape Town'dan gelen ilk treni bekledi.
Gazeteler platforma atldnda o da platformdayd. Centaine, satc o-
cuklardan birine bir gm iling frlatt, kendisine verilen gazeteyi heyecan-
la at. Manet ilk sayfann yarsn dolduruyordu. Ayaklar zerinde sallan-
masna neden oldu,
GNEY AFRKA ALTIN STANDARDINDAN AYRILDI
ALTIN MADENLER N ALTIN GN
Alttaki stunlara gz gezdirdi. Gerisini anlayacak halde deildi. Son hz-
la Weltevreden'e dnd. Durumun nemi giri kapsna vardnda kafasna
girebildi. zengiler zerinde dorulup bir sevin l att, atn drtnala
kaldrd.
atoya girdiinde biriyle konumak iin dayanlmaz bir istek duyuyordu.
Keke Blaine burada olsayd. Ama yemek salonunda SirGarry yalnzd. Kah-
valtya her zaman ilk o inerdi.
Haberi duydun mu, canm kzm? dedi heyecanla Centaine'e. Saat al-
tdaki sabah ajansnda dinledim. Altndan ayrldk. Hertzog yapt bu ii! Bu-
gn kimler servet kazanacak, kimler servet kaybedecek acaba? Elinde altn
hissesi olanlarn paras iki katna, katna kacak. Ah, gzel kzm, bir ey
mi oldu?
Centaine masa bandaki sandalyelerden birine km kalmt.
Yo, iyiyim, diyerek ban iki yana sallad. Bir eyim yok. Artk iyi-
yim. Her ey yolunda... harikulade! Akl durduracak kadar!
le saatinde Blaine telefon etti. Daha nce hi yapmad bir eydi bu.
Sesi biraz kof kyor, czrtl, hatta bir garip geliyordu. Kendini tantmad.
Yalnzca, Saat bete kkte, dedi.
Evet, orada olurum. Centaine daha konumak istiyordu ama hat
kapan-verdi.
Centaine bahedeki kke bir saat erken geldi. Elinde taze kesilmi iek-
ler, yeni tlenmi keten araflar, bir ie Bollingler ampanyas vard. Bla-
ine salona girdiinde Centaine hazrd.
-263-
Minnetimi ifade edecek kelime bulmama imkn yok, dedi.
Ben de ylesini tercih ederim, Centaine. Sesi ciddiydi. Kelime yasakl
Bir daha bu konuyu hi azmza almayacaz. Byle bir eyin hi olmad-
na kendimi inandrmaya alacam. Ltfen hi azna almayacana sz ver.
Yaadmz ve birbirimizi sevdiimiz srece.
Yemin ediyorum! Bunu syledikten sonra Centaine'in tm mutluluu
ve neesi taverdi, onu glerek pt. ampanyay amayacak msn? Dolu
kadehini eline aldnda havaya kaldrp onun kelimelerini aynen yineledi.
Yaadmz ve birbirimizi sevdiimiz srece, sevgilim.
Johannesburg borsas 2 Ocak sabah aldnda, ilk yarm saat iinde pek
az alveri yaplabildi. Ortalk bir sava yerine dnmt. Simsarlar birbirle-
rinin neredeyse grtlana sarlacakt. Herkes bir an nce dikkat ekmeye a-
balyordu. Ama akam paydos zili aldnda borsa artk silkinmi, yeni dze-
nine oturmutu.
Rabkin ve Swales irketi'nden Bay Swales, Centaine'e ilk telefon eden
simsar oldu. Piyasa ne kadar cokunsa adamn sesi de bir o kadar cokundu.
Sevgili Bayan Courtney! Koullar gz nne alnrsa, Centaine bu la-
ubalilii sineye ekmek zorundayd. ok sevgili Bayan Courtney, zaman
ayarlamanz hemen hemen mucizevi bir ey oldu efendim. Bildiiniz gibi ma-
alesef tm sipariinizi gerekletirme olanan bulamadk. Ancak drt yz
krk bin hisse alabildik, fiyat da ortalama olarak yirmi be ilingden oldu. Si-
pariinizin bykl fiyatlar iki virgl alt kadar yukarya itti. Ama yine
de... Centaine adamn mjde vermeye hazrlandn hissediyordu. Yine de
size o hisselerin bu sabah elli be ilingden ilem grmekte olduunu ve fiya-
tnn hl arttn sylemekten sevin duyuyorum. Hafta sonunda altm
i-ling olaca kesin grnyor ve...
Satn hepsini, dedi Centaine alak sesle. Adamn boulur gibi olduunu
duydu.
Eer bir kk dme kulak vermeye hazrsanz...
Satn, diye tekrarlad Centaine. Hepsini satn. Telefonu kapatt, pen-
cereden darya doru bakp krn hesaplamaya alt. Tam o srada telefon
tekrar ald. Simsarlar pe pee telefon ediyor, ona kazancn bildiriyorlard.
Derken, Windhoek'den bir telefon geldi.
Doktor Twentyman-Jones, sesinizi duymak ne gzel! Centaine o sesi
hemen tanmt.
- 264 -
Bayan Courtney, durum ok gzel, dedi adam en kederli sesiyle. Hani
Madeni yine kr etmeye balayacak. De Beers'in kst kotaya ramen.
Centaine, Keyi dndk, diyerek gld. Dertten kurtulduk.
Ama henz kesin hesaplara girmeyelim, Bayan Courtney.
Doktor Twentyman-Jones, siz ok seviyorum.
Hattn bin mil tesinde hayret dolu bir sessizlik oldu. Centaine devam etli.
Buradan ayrlabildiim ilk frsatta geleceim. Yapacak ok iimiz var.
Telefonu kapatp asa'y aramaya kt. ocuk ahrlarn orada, siyah se-
yislerle ene alyor, polo takmlarn parlatyordu.
Canm, ben Cape Tovvn'a kadar gidiyorum. Benimle gelir misin?
T oraya neden gidiyorsun, Mater?
te oras srpriz.
asa'nn dikkatini tmyle ekebilmenin en kesin yolu buydu. ocuk ta-
kmlar Abel'e frlatp ayaa kalkt.
Centaine'in neesi bulacyd. Strand Soka'ndaki oto galerisine girdik-
lerinde ikisi de glyordu. Sat mdr cam odasndan koarak geldi.
Bayan Courtney, sizi oktandr grememitik. Mutlu yeni yllar dileyebi-
lir miyim?
yle olacaa benziyor, diyerek glmsedi Centaine. Mutluluk dediniz
de, Bay Tims, yeni Daimler'ini en abuk ne zaman teslim edebilirsiniz?
Yine sar olacak tabii.
Siyah bordrl tabii.
Ve her zamanki aksesuar, kokteyl bar falan?
Hepsi, Bay Tims.
Londra bromuza hemen telgraf ekerim. Drt ay desek iyi mi, Bayan
Courtney?
desek daha iyi, Bay Tims.
Tekrar sokaa kana kadar aa kendini g tutabildi.
Mater, akln m kardn? Be paramz yok!
Eh, o zaman da gsterili yoksullar olalm, canm.
imdi nereye gidiyoruz?
Postaneye. Centaine telgraf tezghnda Bond Soka'ndaki Sotheby fir-
masna u telgraf ekti:
Sattan vazgeildi Stop ltfen hazrlklar iptal edin.
-265-
Sonra da le yemei yemek zere MountNelson Oteli'ne gittiler.
Blaine yeni koalisyon hkmetiyle ilgili toplantlardan kurtulur kurtulmaz
geleceine sz vermiti. Szn de tuttu. Centaine onun yzn grd an
da iindeki cokun sevincin ldn hissetti.
Ne oldu, Blaine?
Biraz yryelim, Centaine. Btn gn kapal yerdeydim. Malikanenin
arkasndaki Karbonkelberg yamalanna trmandlar. Tepeye
varnca devrilmi bir ktn zerine oturup gurubu seyrettiler.
Sylesene, Blaine! Onun koluna sarlm,srar ediyordu. Blaine ban ona
evirdi.
"Isabella dedi ac dolu bir sesle.
Ondan haber mi aldn? Centaine'in neesi bsbtn kamt.
Doktorlar ona hibir yardmda bulunamyorlar. Southampton'dan ilk posta
gemisiyle dnyor.
Onlar sessiz otururken gne denizin gm sularna gmld, dnyann
n da birlikte gtrd, her taraf Centaine'in ruhu gibi karartt.
Ne kadar garip, diye fsldad Centaine. Senin sayende, hayatta istedi-im her
eye sahip olabiliyorum da, yalnz en ok istediim eye, sana sahip
olamyorum, sevgilim.

Kadnlar msr koann dve dve ezip un yaptlar, birtakm svlarla ka-
rtrp hamur haline getirdiler, deri torbalardan birine doldurdular.
Swart hendrick, peinde kardei Moses'le ay doar domaz kyden o tor-
bay srtna vurup ayrld, sessizce tepelere trmandlar. Hendrick nbet tutar-
ken Moses oradaki aaca trmand, yksekteki kovuktan on drt paketin bu-
lunduu torbay
indirdi.
Hendrick, talarn sarl olduu kutu ve katlar atete yakt, kllerini bir
denekle iyice datt. Bu i bitince kardeine ban sallad, Moses hamuru
-266-
kmrlerin zerine dkt. Hamur kprmeye balad zaman Hendrick
el-maslar da bulamaca boaltverdi. Moses balonlar kararak katlaan
ekmekiklere doru bakt. Bunlar
lm talar diye mrldand.Bunlardan bize yarar gelmez. Beyazlar bun-lar ok fazla
seviyor. Bunlar lm ve lgnlk talar.
Hendrick ona aldrmad. Somunlara birer birer biim verdi. Dumana kar-
gzlerini ksyor, iin iin glmsyordu. Somunlar kzarnca tersyz etti,
tula gibi sertleene kadar piirdi, sonra atein stnden alp kenara, souma-
ya brakt. Bir sre bekledikten sonra somunlar tekrar deri torbaya doldurup
uyumakta olan kye dndler.
Sabah olduunda erkenden yola ktlar. Kadnlar onlar bir mil teye ka-
dar geirdi. Veda arklar mrldanp duruyorlard. Kadnlar geride kalnca,
iki erkek de dnp bakmadlar. Yamyass, kahverengi ufuklara dr ru, bala-
rnda ykleriyle, yollarn srdrdler. Geri akllarna getirmiyorlard ama,
bu manzarann bir benzeri Gney kesimde her kyde hemen her sabah rast-
lanan bir eydi.
Gnler sonra iki adam, hl yaya olarak, ii alma merkezine vardlar.
Merkez bir dkknn arka tarafnda tek bir odayd. Grevli de gelirini artr-
mak iin gebe kabilelerden deri satn alp o iin de ticaretini yapmaktayd,
Witwatersrand Yerli i Dernei'nin ksa ad Wanela olarak bilinirdi. Pen-
elerini Afrika'nn en ssz diyarlarna kadar uzatm bir kurulutu. Grevli
karsna aptal gibi dikilen iki yeni adama bakt. Yzlerini bilerek ifadesiz tu-
tuyorlard. Baklar botu. Siyah Afrikalnn beyaz adam karsnda kendini
koruyabilmesinin tek kesin yolu buydu nk.
sim? diye sordu adam.
Henry Tabaka. Hendrick bu yeni ad, Moses'le akrabal belli olmasn,
Lothar De La Rey olaynn da kokusu kmasn diye uydurmutu.
sim?
Moses Gama.
Daha nce madenlerde altnz m? ngilizce bilir misiniz?
Evet, Basie. Balan eikti. Adam bundan holand, srtt.
yi! ok iyi! Goldi'den kynze zengin dneceksiniz. Bol kar alacak-
snz. Bol keyif, ha? kisine birer yeil Wanela kart uzatt, birer de otobs
bileti verdi. Otobs neredeyse gelir, darda bekleyin, dedi, sonra da onlar
unuttu. i bana bir guineq'hk komisyonunu kazanmt artk. Kolay kaza-
nlan para. Grevi de bitmiti.
ki ii dkknn saa altnda tam krk sekiz saat beklediler, sonunda
otobs dumanlar pskrterek kageldi.
Pek ksa durdu. kisi azck eyalann tepedeki yere attlar, dopdolu tata
binip tahta kerevetlerdeki kalabaln arasna sktlar. Tat ddk ald, du-
manlar kard, siyah yolcularn ovalardan, yaylalardan geirdi, iki gn son-
-267-
ra Windhoek dndaki dikenli tel evrili Wanela istasyonu nne getirip in
dirdi. ou gen olan yolcular inip amasz baklarla evrelerine bakndlar
Derken koluna yetki rozetleri takl dev bir siyah gelip copuyla onlar sraya
soktu, tel rgnn kapsndan ieri yrtt.
stasyon mdr beyazd. Binann kapsndaki sahanlkta oturuyordu. Dir
seinin dibinde koca bir ie Alman biras vard. apkasyla kendini yelpaze
leyip duruyordu. Siyah ustaba birer birer yeni iileri ona doru itti, incele
mesini salad. Adam ilerinden yalnzca bir tanesini reddetti. Sska, fare gibi
bir adamd o da. Balkonun merdivenlerini kacak gc zor bulabilmiti.
Herif verem garanti. Birasndan bir yudum ald. Kurtul ondan. Geldi-
i yere yolla gitsin.
Hendrick yaklanca adam sandalyesinde doruldu, bira bardan elinden
brakt.
Adn ne, olum? diye sordu.
Tabaka.
Ha, ngilizce biliyorsun demek. Mdrn gzleri ksld. Sorun kara
cak tipleri tanmakta ustayd. i buydu. Gzlerinden anlard. Baklarndaki
zek ve saldrganlk parltsndan. Yrylerinden, omuzlarn tutu biimle-
rinden. Bu iri kym herif de sorunun byyd.
Ban polisle mi dertte, olum? diye sordu. Bir bakasnn hayvann m
aldn? Belki de kardeini ldrdn... ya da kardeinin karsyla yattn, ha?
Hendrick ona bo bo bakt.
Cevap ver, olum.
Hayr.
Benimle konuurken Baas diyeceksin, anladn m?
Evet, Baas, dedi Hendrick dikkatle. Mdr hemen polis dosyasn at.
Zaten masasnda, dirseinin yan banda duruyordu. Parman listenin ze-|
rinden ar ar kaydrd, ban aniden kaldrp Hendrick'in yznde bir kor-
ku ya da tela bulmaya urat. Ama Hendrick Afrika maskesini kuanmt
yzne. Aptal, bo, ekimser.
Tanrm, amma da kokuyorlar. Defteri tekrar masaya frlatt. Gtr hep
sini, dedi siyah ustabaya. Bira iesiyle barda eline ald, alma odasna
girdi.
Barakalardan birine doru yrtlrlerken Moses aabeyine yavaa,
Sen bu ii bilirsin, aabey, diye fsldad. nsan a beyaz srtlanla karla-
tnda, elini onun azna sokmaz. Hendrick hi cevap vermedi.
- 268 -
anslar vard. Barakann ii zaten doluydu. Btn tesiste yz kadar si-
yah ii beklemekteydi. Kimi on gn nce gelmiti. Yeni yolculuun zaman
yaklayordu. Hendrick'le Moses burada uzun zaman beklemek zorunda
kalmadlar. O gece tren vagonlar kampn yanndan geen hatta girdi, siyah
ustaba hepsini afaktan nce uyandrd.
Eyalarnz toplayn. Vakit geldi. Tren sizi Goldi'ye, altnn yerine gt-
recek.
Sra olup yoklamaya cevap verdiler, sonra bekleyen vagonlara gtrldler.
Burada da bir baka beyaz adam grevdeydi. Uzun boylu, gne yan bi-
riydi. Haki gmleinin kollan kaln pazularnn tepesine kadar svanm,
bi-imsiz siyah apkasnn altndan sar bukleleri uuuyordu. Yz izgileri
yass, Slav havalyd. Dileri arpk, ttn lekeli, gzleri sisli bir maviydi.
Durmadan budala budala srtyor, arka dilerinden birindeki r emip
duruyordu. Kayn bileine geirdii bir cop tamaktayd. kide bir hi
yoktan copunu nnden gemekte olan iilerden birinin bacaklarnda
aklatyordu. Bunu hesapl bir zalimlikten tr deil, daha ok cannn
skntsndan yapmaktayd. Yava vuruyordu ama, yine de can yakyordu
vuruu. Darbeyi yiyen ylan sokmu gibi baryor, son hzla kendini trenin
merdivenlerine atyordu.
Hendrick adamn hizasna gelince arpk dilerin zerindeki dudaklar ge-
rildi, adam pis pis srtt. Kamp mdr koca Ovambo'yu daha nce gster-
miti ona.
Kt bir tip, diyerek uyarmt. Ona dikkat et. Kontrolden kmasn.
Adam copunu Hendrick'in diz arkasndaki hassas yerine indirdi.
Mar, diye bard bir yandan. abuk ol. Hendrick'in derisi yarlmad.
Adam vurmakta pek ustayd. Yalnzca ten zerinde mor bir renk belirdi.
Hendrick olduu yerde durdu. teki ayan kaldrp trenin basamana
bast, ykn kafasnda dengeleyip eliyle parmakl tuttu, sonra ban ar
ar evirdi, beyaz adamn ak mavi gzlerine bakt.
Evet? diyerek cesaret verdi ona beyaz adam. Gzlerinde ilk defa bir ilgi
oynat. Duruu deiti, ayaklarnn ikin yerine basarak durdu.
Evet? diye tekrarlad. Bu siyah devi burada, herkesin gz nnde hak-
lamak istiyordu. Trende belki be gnlk yol gideceklerdi. Yorucu, susuz, si-
nir bozucu be gn. En iyisi yapacan yolculuun banda yapmakt. Bylece,
tekilere de hr karrlarsa balarna nelerin geleceini anlatrd. Kimse hr
karmazd ondan sonra.
Haydi, kfir! Sesi kslm gibiydi. Hakareti kiiselletirmeye ve ar-
latrmaya urayordu. inin en ok bu ksmn severdi. yi de baarrd. Bu
-269-
kstah pile ii bittiinde, herifin yolculuk yapacak hali kalmayacakt. Be
kaburgas krldktan sonra kimsenin de iine yaramazd zaten. Belki enesi de
krlrd ek olarak.
Hendrick ise ona gre fazla hzlyd. Bir srayta trene girdi, beyaz ada-
m saldrmaya hazr, tek bana brakt.
Hendrick'in bu davran adam afallatt. Tam indirecei srada copu hava-
y yarm, darbe boa gitmiti.
Moses aabeyini izlerken adamn yzndeki ldrmeye hazr ifadeyi gr-
d. Trende yklerini fileye yerletirirlerken Hendrick'e, Daha seninle ii bit-
medi, diye uyanda bulundu. Yine decek peine.
lene doru tren hareket etti, birka saat dura kalka ilerlediler, sonra g-
neye doru durmakszn yola koyuldular.
leden sonra kk bir istasyonda yarm saat kadar durdular. Bataki va-
gona yiyecek sandklar yklendi. Siyah ustabalar tekerlekli masalar vagon-
lardan geirdiler, her iiye kk bir teneke tabak iinde msr ekmei ve fa-
sulye yemei uzattlar.
Swart Hendrick'in hizasna geldiklerinde, olaya nezaret eden beyaz adam
taba eline ald, Hendrick'e kendisi vermek istiyormu gibi grnd.
Bu kfire iyi bakmamz gerek, dedi yksek sesle. Goldi'de i karmak
iin salam olmas gerek. Tabaa biraz daha fasulye koyup Hendrick'e uzatt.
Al, kfir. Ama tam Hendrick tabaa uzanrken adam taba elinden b-
rakt, yere drd. Scak fasulyeler Hendrick'in ayaklarna sald. Beyaz
adam msr ekmeini izmesiyle iyice ezdi, sonra geri ekildi, elini beline da-
yayp srtt.
Budala, sakar herif. Bir kiiye bir kere yemek verilir. Yerden yalayp ye-
mek istiyorsan o senin bilecein i.
Hendrick'in tepki gstermesini umutla bekledi, sonra Hendrick baklarn
yere indirince tiksinmi gibi yzn buruturdu. Hendrick eildi, yerdeki
ezilmi msr ekmeini parmaklaryla tekrar tabaa ald, sonra bir topak kopa-
rp azna att, ar ar inemeye koyuldu.
Bu sersem zenciler ne bulsa yer... kendi dksn bile! diye homurdan-
d adam. Yryp uzaklat.
Vagonun pencerelerinde demir parmaklk vard. ki yandaki kaplar dar-
dan kilitlenip srgleniyordu. Anahtarlar beyaz adamn kemerindeydi. Kap-
-270-
lar kilitlemeyi asla ihmal etmiyordu. ilerin yolculuk balaynca pimanl-
a kaplacan tecrbelerinden bilmekteydi. Kimisi hzla giden trenden atla-
maya bile kalkyordu. Beyaz adam birka saatte bir gelip kafa sayyor, bunu
gece yars bile yapyordu. Hendrick'in bana dikilip fenerini onun yzne
tutuyor, her geiinde onu mutlaka uyandryordu.
Hendrick'i kkrtma niyetinden asla vazgemek bilmiyordu adam. Kafa-
sn takmt bir kere. Durum aralarnda bir iddia haline gelmeye balad. An-
lyordu adam... Hendrick'in gzlerinden anlyordu. Onu kudurtmaya kararlyd.
Kudurtup tepelemeye, yok etmeye kararlyd.
Sabr, aabey, diye fsldyordu Moses, Hendrick'e. fkeni tut. Dik-
katle besle. Byyecei kadar bysn ki, onu istediin gibi kullanabilesin.
Hendrick kardeinin tlerine gittike daha ok balanyordu. Moses ze-
kiydi. kna yetenei yksekti. Dili becerikli, doru kelimeyi bulmakta pek us-
tayd. Szn bakalarna dinletecek kiilii de vard.
Hendrick onun bu niteliklerinin dier iiler zerindeki etkisini de izleye-
biliyordu. Moses nce kalabalk vagonda yannda oturanlarla, alak sesle ko-
numaya balamt. Gidecekleri yerin nasl bir yer olacan anlatyordu on-
lara. Kendilerinden ne beklendiini, yeni iverenlerini hayal krklna ura-
trlarsa balarna neler geleceini.
evresindeki siyah suratlar dikkatle dinliyorlard. Ksa zamanda, uzaklarda
oturanlar da onun sesini duyabilmek iin aba gstermeye baladlar. Daha
yksek sesle konu, Gama. Hepimiz duyabilelim sesini! diye barr ol-
dular.
Moses Gama sesini ykseltti. Etkileyici bir bariton... hepsi de saygyla
dinlediler. Goldi'de pek ok siyah adam olacak. nanamayacanz kadar.
Zulu'lar, Xhosa'lar, N'debe'ler, Svvazi'ler, Nyasa'lar, elliden fazla kabile, el-
liden fazla duymadnz dil konuan adamlar. Siz beyaz adamlardan ne kadar
farklysanz, o kabileler de sizden o kadar farkldr. Bazlar bizim kabilemi-
zin geleneksel kan dmandr. Sizi paralamak iin srtlan gibi frsat kollarlar.
Bazen yerin yedi kat dibinde, her zaman gece olan yerlerde, bu tr adamlarn
insafna snm durumda bulursunuz kendinizi. Korunmak iin evrenizde
hep gveneceiniz insanlar bulundurmanz gerekir. Gl bir liderin sizi
korumas arttr. Bu korumaya karlk, siz de o lidere itaat ve sadakat ver-
melisiniz. Ksa zamanda adamlar o gl liderin Moses Gama olduunu an-
ladlar. Birka gn iinde numaral vagonun tartmasz efi olmu kmt.
Onlarla konuur, sorularn cevaplarken bir yandan her birini izliyor, tart-
-271-
yor, deerlendiriyordu. Korkularn ve gvensizliklerini lyordu her biri
nin. Oturma dzenini yeni batan ayarlad. Setiklerini orta blme, kendi
oturduu yere daha yakn oturttu, bir ekip kurdu. Ekibe setikleri abucak
saygnlk kazandlar. Yeni imparatorun evresinde bir muhafz ktas olutur
dular,
Hendrick onun bu ileri baarmasn, adamlar ynetiini seyrediyordu.
Kendi iradesini onlara nasl kabul ettirdiine bakarken ii hayranlk ve gururla
doldu. Son kukularn da bir kenara brakp sadakatini, sevgisi ve itaatini
kardeine tmyle sundu.
Moses'e yaknl yznden Hendrick de sayg gryordu vagonda.
Mo-ses'in yaveri, icra grevlisiydi o. Hepsi ona o gzle bakyorlard. Birka
gn iinde Moses kendine bir askeri birlik kuruvermiti. Emrini yerine
getirecek, gvenilir bir birlik.
Kalabalk vagonda yzlerce kiinin ter kokusu le gibiydi. Buna kedeki
tuvalet kabininden gelen koku da ekleniyordu.
Hendrick o kokulu skklkta kardeine bakarken, gelmi gemi dier
byk siyah liderleri dnmekteydi. Mantatisi'yi, aka'y, Milikazi'yi,
an-gaan ve Angoni'yi. Onlarn da balangc byle olmalyd. Issz bir yerde,
bir kamp atei banda, evrelerindeki bir avu insana ilk konumalarn
yapm olmalydlar. Adamlann hayal gcn esir alm, sonra da
boyunlarna ipek tasmay takm olmalydlar.
Pek anlayamadm bir giriimin douuna tank oluyorum, diye dnd
iinden. Bugne kadar tek yaptm, buna hazrlanmakt. Onca kavgam, d-
vm, hep eitimdi. imdi gerek giriime hazrm. Her neyse o giriim.
Moses Gama yol gsterecek bana. Ne olduunu benim bilmeme gerek yok.
Onun gsterdii yolda yrmek yeter.
Lenin, diye anlatyordu Moses adamlara. O bir insan deil, gkten in-
mi bir ilaht. Ve adamlar kuzeyli kabilelerin nasl birleip kral tahtndan in-
dirdiinin, bylelikle ilahlatklarmn hikyesini dinliyorlard. 'htilal' diyor-
du Moses yapacaklar savaa. Onlara anlattnda hepsi o savan grkemine
hayran kalyor, onun bir paras olmaya heves ediyorlard. Onlar da krallar l-
drebilir, ilahlaabilirlerdi.
Kap arplarak ald, beyaz ef vagona girdi. Srtyordu. Hepsi balarn
ediler. Moses'e yakn oturanlar bu arada savan ne olduunu, ldrlecek
krallarn kimler olduunu daha iyi anlamaya balyorlard.
-272-
Beyaz ef, vagondaki gergin havay hissetti. Burann gerilimi de kokusu
kadar youndu.
Bir tane rk patates tm uval rtr, dedi iinden. Copunu elledi.
Gzleri Hendrick'deydi.
Batan peini brakmamalydm, dedi kendine ac ac. Fazla geciktirdim.
Ben ki sakin ve huzurlu havay o kadar severim. Eh, ne yapalm, imdi telafi
etmekten baka are yok.
Hendrick'i szerken, sen de bekliyorsun aslnda, diyordu iin iin. Olaca-
n biliyorsun. Seni hayal krklna uratmayacam.
Koca siyahn tam nne gelip durdu.
Bak bana, kfir, dedi. Hendrick ban kaldrp bakt.
Hangisi senin heybe? Hendrick o anda bo bulundu. Tepesindeki filede
duran elmaslar zaten her an bilincindeydi. Elinde olmadan gzleri oraya dnd.
Gzel. Beyaz adam torbay alp yere att. A, diye emretti. Hendrick
kprdamadan oturuyor, adamn yzndeki glmseme daha da hainleiyordu.
A, kfir. Bakalm neler saklyorsun.
Bu numaras asla baarszla uramamt. En uysal adam bile maln ko-
rumak isterdi. Ne kadar deersiz veya nemsiz olursa olsun.
Hendrick yavaa ne eildi, deri torbann ban at, dorulup oturdu.
Beyaz adam eildi, torbann dibini yakalad, gzlerini
Hendrick'inkiler-den ayrmadan kaldrp sallad, iindekilerin hepsini yere
dkt.
nce battaniye yuvarland. Adam ayann ucuyla onu at. inde bir deri
yelek, birka para giysi vard. Bir de, kn iinde duran otuz santimlik bak.
Tehlikeli bir silah, dedi adam. Vagonlarda tehlikeli silahlar yasak, bi-
liyorsun. Ba ald, ucunu pencerenin kesine bastrp krd, iki parasn
pencerenin parmaklklar arasndan darya frlatt.
Hendrick hi kprdamad. Adam bir dakika kadar, ona kkrtc baklar-
la bakarak bekledi. Duyulabilen tek ses, tekerlerin raylarda kard sesti.
teki siyahlar hi seyretmiyor gibiydiler. Herkes dosdoru karsna bakyor-
du. Yzleri ifadesiz, gzleri grmyormu gibiydi.
Bu pislikler de ne? Adam yass ekmeklerden birine ayann ucuyla do-
kundu. Hendrick tek kan bile kprdatmad ama, beyaz adam o kara gzler-
deki ilk kvlcm o anda grd.
Evet, diye dnd sevinle. imdi harekete geecek. Bir somunu eline
alp koklad.
Kfir ekmei, diye mrldand. Yasak. irket kurallar. Trende yiyecek
yasak. Somunu yan evirip parmaklklarn arasndan darya att. Somun
-273-
Hkmedenler/F:18
traverslere arpt, sonra paraland duyuldu. Beyaz adam gld, teki so-
munu ald.
Hendrick'in kafasnda bir ey kopuverdi. Kendini fazla uzun sre bask al-
tnda tutmutu. Elmaslarn kaybolmas ldrmasna yetti. Yerinden frlayp
beyaz adama saldrd. Ama adam da hazrd. Sa kolunu dorulttu, copun sa-
pn Hendrick'in grtlana dayad. Hendrick eli boaznda gerilerken de co-
pu alnna savurdu. ldrc bir vuru deildi. Hendrick elini boazndan e-
kip ne doru devrildi. Adam dmesine izin vermedi. Sol eliyle onu itip ye-
rine oturturken copu kafasna indirmeye devam etti.
Hendrick'in kafasna balta arpyormu gibi sesler kyordu. nce derisi
yarld, kan yakut parlaklyla darya frlad. Adam ona kere vurdu, sonra
copu Hendrick'in azna soktu, ndeki iki kesici diini, di eti hizasndan
krd.
'stlerinde iaret brak,' demiti ustalarndan biri ona. aret brak ki
unutmasnlar.
Ondan sonra baygn haldeki Hendrick'i brakt, dmesine izin verdi.
Birden arkasn dnd, tetikte, adamlarn ok dolu gzlerine bakt. Hepsi
baklarn abucak indirdiler.
Hendrick'in kan bann altnda gl olmaya balamt. Koyu krmz e-
ritler halinde akyordu. Adam tekrar glmsedi, yerdeki zavallya babaca bir
bakla bakt. Planlad gibi abuk ve temiz bir i baarmt. Zevk de almt.
Yerdeki adam artk onun yaratt bir varlkt. Bundan gurur duyuyordu.
Kan glnn iinden teki somunlar ald, birer birer parmaklklarn ara-
sndan darya att. Sonra yere meldi, Hendrick'in gmleiyle copundaki
kanlan sildi, doruldu, vagondan kt.
Kap onun arkasndan kapand anda ierdekiler hayata dndler. Moses
hemen emir verdi, iki kii Hendrick'i yerine oturttu, bir ncs tuvaletin
kapsnn yanndaki musluktan su getirmeye kotu. Moses kendi torbasn at,
bir ila iesi kard.
Hendrick'in sallanp duran ban tuttular, Moses elindeki toz ilatan yara-
lara serpti. Otlardan yaplma bir ilat. Kanama durdu. Moses slak bir bezle
aabeyinin azndaki kanlar temizledi, sonra onun ban kollarna alp kuca-
na yatrd ve bekledi.
Aabeyiyle beyaz adam arasndaki olay hemen hemen klinik bir dikkat ve
ilgiyle izlemiti Moses. Ta bandan beri. Hendrick'i zellikle geri tutmu,
-274-
iin bu feci patlama noktasna varmasn istemiti. Hendrick'i severdi. Asln-
da babalar varlkl ve ihtirasl bir adamd. Moses'in otuzdan fazla kardei
vard. Pek azyla duygusal ba kurabilmiti. Hendrick ondan ok bykt.
Daha Moses ocukken, koca adamd o. Yaptklarnn hikyesini ocukluun-
dan beri dinliyordu Moses. Ad kahramana kmt aabeyinin. Ama hikye-
ler kantlanana kadar yalnzca hikye olmaktan teye gitmezdi. nsan hi yok-
tan da ne kavuabilirdi bazen.
Snama zaman imdi gelmiti. Moses gelecekteki ilikilerini bu snavn
sonularna gre kararlatracakt. Kendine yardmc olacak sert, elik gibi bir
adama ihtiyac vard. Lenin kendine Stalin'i semiti. Kendi de yle birini se-
ecekti. Balta grevi yapacak bir adam. Hendrick snav baaramazsa, Moses
onu hi acmadan bir kenara atar giderdi.
Hendrick gzlerini at, kardeine bulank bulank bakt. nledi, kafasnda-
ki ak yaralara dokundu. Duyduu acdan yzn buruturdu, gzbebekleri
ufald, derinliklerinde bir fke tututu, Hendrick dorulup oturdu.
Elmaslar? Sesi ksk, tslama gibiydi.
Gitti, dedi Moses ona alak sesle.
Dnmeliyiz. Onlar bulmalyz. Moses ban iki yana sallad.
Ot tohumu gibi saldlar. Dtkleri yeri bilmeye olanak yok. Olmaz, aa-
bey. Biz bu vagonda esiriz. Geri dnemeyiz. Elmaslar ebediyen kayp artk.
Hendrick sessizce oturdu. Diliyle paralanm azn yokluyordu. Dilinin
ucunu krk n dilerinin yerinden geirirken kardeinin soukkanl mant-
n dnd. Moses sessiz, bekledi. Bu sefer emir vermeyecekti. Yol gsterme-
yecekti. Ne kadar kurnazca olursa olsun, karmayacakt. Hendrick yolunu
kendi kendine bulmalyd.
Haklsn, kardeim, dedi Hendrick sonunda. Elmaslar gitti. Ama bize
bunu yapan adam ldreceim.
Moses duygu belirtisi gstermedi. Cesaret vermedi. Yalnzca bekledi.
Kurnazlkla yapacam. Onu ldrmenin bir yolunu bulacam. Kimse
bilmeyecek. Bir o, bir de biz bileceiz. Moses hl bekliyordu. Hendrick u
ana kadar onun istedii ynde ilerlemekteydi. Ama yapmas gereken bir ey
daha vard. Bekledi. Sonunda o da geldi.
O beyaz kpei ldrmem gerektiini kabul ediyor musun, kardeim?
diyerek onay istedi Moses Gama'dan. Artk efendisini tanmt. Kendini
onun ellerine teslim etmiti. Moses glmsedi, aabeyinin koluna, iaret bas-
mak istiyormu gibi dokundu, onayladn belirtti.
-275-
Yap, aabey, diye emretti. Baarszla urarsa, beyazlar onu asard
Baarrsa, Moses kendine elik bir balta bulmu olacakt.
Hendrick oturduu yerde kara kara dnyordu. Bir saat boyunca hi
ko-numad. Ara sra akaklarn ovuyor, ary dindirmeye alyordu. Sonra
yerinden kalkt, parmaklkl pencereleri inceleye inceleye vagon boyunca iler
ledi. kide bir ban iki yana sallyor, acyla inliyordu. Yerine oturup biraz da
ha dnd, tekrar kalkt, tuvalete girdi.
Kapy ierden kilitledi. Tuvaletin dibinde bir delik vard. Alttaki travers-
lerin hzla kay grnyordu. Tuvalete girenler bazen delii iyi
nianlaya-madklarndan yerler pislik ve sidik lekeleriyle doluydu.
Hendrick dikkatini kabindeki tek pencereye evirdi. Kenan tel ereveli,
elek gibi bir tel rg, pervazlara vidalanmt. Her kenann ortasna bir vida.
Hendrick yerine dnp Moses'e fsldad. Beyaz maymun bam ald.
Bana bir bak lazm.
Moses soru sormad. Bu da snavn bir parasyd. Hendrick bu ii tek ba-
na yapmak zorundayd. Baaramazsa ceremesini kendi ekmeli, sorumlulu-
un bir ksmn Moses'e yklememeli, onun kendisine yardm etmesini bek-
lememeliydi. Yanndaki adamlara alak sesle bir eyler syledi, birka dakika
sonra bir bak elden ele geip Hendrick'e ulat.
Hendrick tuvalete dnd, tel kafesin vidalarn skt. Skerken etraftaki
boyalan bozmamaya, iz brakmamaya zen gsteriyordu. Vidalar alp kafesi
yerinden kard, duvara dayad.
Tren te tarafa dnene kadar bekledi. Vcudundaki baskdan dn yerin-
de olduklarn anlad zaman pencereden ban kard. Tm vagon pencere-
leri ondan uzakt u anda. Kimse onu gremezdi. Yukarya doru bakt.
Vagonun tepesinde bir knt vard. Boydan boya. Uzanp parmaklarn
oraya takt, kendini ekti, asld. Ayaklar pencerenin i tarafnda sallanyor-
du. Ban uzatt, vagonun damnn eriliini, biimini ezberledi, tekrar inip
tuvalete girdi. Kafesi yerine takt ama vidalan pek az evirdi. Dnp yerine
oturdu.
Akamn erken saatinde beyaz efle iki siyah yardmcs yemekleri getir-
diler. Adam Hendrick'in nne geldiinde ona glmsedi.
ok gzel oldun, kfir. Siyah kzlar baylacaklar o az pmeye. Dnp
teki siyahlara seslendi. Baka gzellemek isteyen varsa bana haber versin.
cret almadan yaparm.
-276-
Ortalk kararmadan siyah efler gelip tabaklar topladlar.
Yarn gece Goldi'de olacaksnz, dedi ilerinden biri Hendrick'e. Ora-
da beyaz bir doktor var. Yaralarna bakar. fadesiz surata ramen adamn se-
sinde anlay vard. ayela'y kzdrmakla aklllk etmedin. Dersin ac oldu,
dostum. Hepiniz iyi hatrlayn bu olanlar. kp kapy arkasndan kilitledi.
Hendrick pencereden dar bakyordu. Drt gndr yoldaydlar ama,
d-ardaki manzara ok deimiti. Moses ona, Goldi'yi grelim hele,
diyordu. Dars iyice karanlk oldu, herkes battaniyesine sarnp uzand.
Hendrick, beyaz efin ilk teftiini yapmasn bekledi. Adam fenerini
Hendrick'in yzne tutunca uyku taklidi yapmad. Gzlerini krptrp ada-
mn yzne bo bo bakt. Beyaz adam ilerledi, kapy arkasndan kilitleyip
gitti.
Hendrick sessizce doruldu. Karsnda Moses de karanlkta kprdand
ama konumad. Hendrick tuvalete gitti, kapy kilitledi. Vidalar hemen ka-
rp kafesi yere dayad. Gecenin buz gibi havas bandaki yaralar actyordu.
Gzlerini kst, lokomotiften gelen dumanlardan korumaya alt. Uzanp
yu-kardaki pervaz kavrad, kendini ekti, pencerenin alt kenarna bir tekme
savurup kendini damda buldu. Kavisli damn ortasndaki vantilatr bacasna
sarld, vcudunu yukar kaydrd, ekti.
Bir sre soluk solua yatt orada. Sonra dizleri zerinde doruldu, n va-
gona doru ilerlemeye koyuldu.
Gece berrakt. ki vagonu geti, sonuncunun kenarnda yzkoyun yatp
dikkatle aaya bakt. Sahanlk botu. Bekledi. Az sonra bir maden krts
duydu. Beyaz adam kyordu. Herhalde sahanlktan ok abuk gemeye a-
lacakt. Hendrick ondan da abuk davranmalyd.
Alan kapnn tekrar kilitlendiini duydu, sonra tam aada beyaz efin
apkasn grd.
Hendrick vcudunu ne edi, belden aasn iki vagon arasndaki bolua
sarktt. Dmesini engelleyen, ayak bileinden geirip vantilatr bacasna
dolad kayt. Kolunu beyaz adamn boynuna dolad, teki kolunu evreden
dolatrp sa kolunun dirsek arasna soktu, adam kafasndan kavrayp hava-
ya kaldrd.
Beyaz adam boulur gibi bir ses kard, dudaklarndan salyalar damlad.
Hendrick onu daraacndaym gibi yukar kaldryordu.
-277-
Adamn apkas bandan dt. Gz gze geldiler. Yzleri arasnda bir-
ka santim uzaklk vard. Hendrick srtt, krk dilerinin boluunu gsterdi.
Adamn korku dolu gzlerindeki tanma prltsn grd.
Evet, dostum, diye fsldad Hendrick. Benim, kfir. Adamn grtla-
n vagon damnn kenarna dayad, basn uygulamaya balad. Adam rpn-
yor, debeleniyordu ama Hendrick onu rahata tutabiliyordu. Sonunda mavi
gzler bulutland, canszlat, elinde olmadan adamn barsaklar boald.
Hendrick elindeki cesedi dar doru sallad, sonra iki sahanlk arasndaki
deliin tam zerinde elinden brakt. Adam dosdoru raylara dt, vakum onu
kapp ekti, herhalde kyma makinesine kaplm gibi bin para oldu gitti.
Hendrick bir iki saniye ylece yatp soluk ald. Adamn paralanan vcu-
dunun raylar zerinde yarm millik yol boyunca dalacann farkndayd.
Vantilatr kntsna balad kemerini zd, emekleyerek damda geri
dnd, tuvalet penceresinin zerine geldi. Ayaklarn indirip pencere pervaz-
na bast, kabine atlad, sonra da kafesi yerine yerletirip vidalarn iyice, dik-
katle, bozmadan sktrd. Yerine oturmak zere vagona girdiinde Moses
Gama omuzlarna sard battaniyenin arasndan ona bakyordu. Hendrick
kardeine ban sallad, kendi battaniyesini bana ekti, birka dakika iinde
derin bir uykuya dald.
Onu uyandran siyah ustabalarn lklar ve vagonun ana hattan ayrlr-
ken sarslmas oldu. Uradklar bu kk kyn adn istasyondaki levhadan
okudu: Vryburg. Bu isim ona hibir anlam ifade etmiyordu.
ok gemeden istasyon platformu ve vagonlarn ii lacivert niformal de-
miryolu polisleriyle doldu, tm ii adaylarnn platforma inmesi emredildi.
Hendrick kardeini drtt, enesiyle vagonun altndaki tekerleri gsterdi.
Akslar da, emberleri de hep kan iindeydi. Et ve deri paracklar yapm-
t sana soluna.
Ertesi gn boyunca tren o istasyonun yan hattnda bekledi, polisler ii
adaylarn birer birer gaddarca sorguya ektiler. Akama doru, beyaz efin
lmn kaza olarak kabul etmek niyetinde olduklar anlald. Sorgulama
heveslerini kaybetmilerdi. Kilitli kaplar, pencerelerdeki parmaklklar, siyah
ustabalarn verdii ifadenin yeterli kantlaryd. i adaylarnn ifadeleri de
hep birbirini tutuyor, ak vermiyordu.
Akamst herkes tekrar vagonlara bindirildi, gece boyunca yollarna de-
vam ettiler.
-278-
Tren durduunda hepsi vagon pencerelerine mlerdi. Hendrick bir-
den, Kadnlar nerede? diye sordu, Moses glmsedi.
Hangi kadnlar, aabey?
Siyah kadnlar. Bizim kabilemizin kadnlar gibi kadnlar?
Burada kadn yok. Senin tandn tipten olanlar yok. Yalnz sifebi'ler
var, onlar da altn karl yaparlar o ii. Burada her ey altnla olur.
WITWATERSRAND YERL DERNE
ANAYOL NAATI MERKEZ
diye yazl bir kapya yrtlyorlard. Siyah ustabalar burada onlar glm-
seyerek gtmekteydi.
Bazlarnz hayvan srlerinizi yannzda getirmisiniz, diye takld bir
tanesi onlara. Salarnzn arasnda. Onlar istemiyoruz. Temizlenin nce.
Srayla bir sundurmaya alnyorlar, ellerine birer kk karbonik sabun
veriliyordu.
Analarnza sizin kokunuz iek kokusu gibi geliyor olabilir ama, rzgr
ynnde durdunuz mu teke kokusundan beter, diyerek glen ustabalar on-
lar birer birer duun altna itti.
ktklarnda doktorlar onlar bekliyordu. ilerin hepsi plak, tertemiz
kyordu dutan. Muayene pek uzun ve yorucuydu. Gsleri dinleniyor, her
yanlar inceleniyordu.
Azna, kafana ne oldu? diye sordu doktorun biri Hendrick'e. Yo, dur,
anlatma, bilmek istemiyorum. Bu tr yaralar daha nce de grml var-
d. u tren sorumlusu hayvanlar! Neyse, pekl, seni diiye yollayalm, o
krk dilerin kklerini eksin. Kafaya diki atmak iin ok ge. Bu yara izle-
rini hep tayacaksn! Onun dnda, nefissin. Adam Hendrick'in prl prl,
sert kaslarna bir tokat att. Seni yeralt iine yollarz. Ek cret alrsn.
Hepsine gri tulum, alt ivili izme verildi, tka basa yemek yedirildi.
Hendrick yahniden bir kak dolusu azna tkarken, Dndm gibi
kmad, dedi kardeine. Yemek iyi, dayak yok, karmzda glmseyen be-
yaz adamlar var... trendeki gibi deil.
Aabey, ancak budalalar alktan ldrr kzlerini. Bu beyazlar budala
deil.
- 279 -

Ovambo'lardan biri Moses'in boalan taban alp mutfaa gitti, tekrar
doldurup dnd. Moses'in tm istekleri artk evresindekiler tarafndan kar-
lanyordu. Sanki doutan hakkyd bu onun. ayela denilen beyaz efin
lm daha imdiden dilden dile dolaan bir efsane olmu, Moses Gama'yla
yaverinin nn perinlemek zere kullanlyordu. Yanlarndan geenler ba-
larn saygyla eip selam veriyorlard.
Ertesi gn snav odasna alndlar. Karlarna dikilen doktor onlara,
Adm Doktor Marcus Archer, diyerek kendini tantt. Ben psikologum.
imdi size bir yetenek testi vereceiz, en ok hangi tr ite baarl olabilece-
inizi anlayacaz. Yanndaki siyaha ban sallayp glmsedi.
lk test, Marcus Archer'in kendi gelitirdii bir tahta bloklar
bulmacasy-d. Garip biimli tahta paralan birletirilip kp haline
getirilecekti. Marcus Archer iaret verdii anda hepsi birlikte baladlar.
Moses bulmacay bir dakika alt saniyede tamamlad. Doktor Archer'in
kaytlarna gre, bugne kadar bu bulmaca 116.816 kiiye sorulmu, kimse iki
buuk dakikadan nce baaramamt. Krsden indi. Moses'in oturduu ye-
re yryp bloklar kendi gzyle inceledi. Tamamd. Ban sallad, Mo-
ses'in ifadesiz yzne dnceli gzlerle bakt.
Aslnda tabii Moses'i odaya girdii anda fark etmiti. mrnde bu kadar
gzel bir erkek grdn hatrlamyordu... ister siyah olsun ister beyaz. s-
telik Doktor Archer'in tercihi de siyah tenden yanayd. Zaten be yl nce Af-
rika'ya gelip yerlemesinin nedenlerinden biri de buydu. Doktor Archer ho-
mosekseldi nk.
Eski Msr tanrlarna benzeyen bu soylu siyaha bakarken iine zlem duy-
gular dolmaktayd.
ngilizce biliyorsun, deil mi? diye sordu, Moses ban evet anlamnda
sallad.
Evet, biliyorum, dedi alak sesle. Marcus Archer dnp krssne kt.
Duyduu ihtiras kimse fark edemedi. Tebeiri alp tahtaya yaz yazmaya
baladnda parmaklan titriyordu.
Testler leden sonra boyunca devam etti. eit eit test vard. Moses
Gama'nn baarlar da birbirini izledi. Doktor Archer artk bir doa harikas
bulmu olduunun farkndayd.
Gama! dedi ona. Adn kayttan renmiti. Senden istediim bir ey
daha var. Moses'i alp kendi alma odasnn verandasna gtrd.
-280-
Okuma yazman var, deil mi, Gama?
Evet, doktor.
Benim kuramma gre insann el yazs kiiliinin anahtandr. Bana bir
eyler yazman istiyorum.
Masaya yan yana oturdular. Doktor Archer yaz malzemesini Moses'in
nne koydu, kopya etmesini istedii bir ocuk iirini de getirdi. Moses kale-
mi hokkaya batrd. Archer grmek iin ne doru eildi. Moses'in yazs i-
lek ve iriydi. Harflerin ular sert ykseliyordu. Yaz yana eik ve hatlar kes-
kindi. Zihinsel kararllk ve byk bir enerjinin tm belirtilerini tamaktayd.
Archer el yazsn incelerken elini Moses'in bacana dayad, alttaki kadi-
fe teni, sert kaslar hissetti. Moses bir irkildi, sonra yazmaya devam etti. Ya-
zy bitirip kalemi brakt, ilk defa olarak Marcus Archer'in gzlerine bakt.
Gama. Marcus Archer'in sesi titriyor, parmaklar geriliyordu. Sen ma-
den kreleyemeyecek kadar zeki birisin. Susup elini Moses'in bacanda bi-
raz daha yukar kaydrd.
Moses gzlerini karmadan adamn yeil gzlerine bakyordu. Yz ifadesi
deimedi. Yalnzca dizlerini biraz aralad. Marcus Archer'in kalbi kaburga
kafesini yaracak gibi oldu.
Benim asistanm olarak alman istiyorum, Gama. diye fsldad. Mo-
ses bu teklifin bykln bir dnd. Madendeki tm iilerin dosyalar
elinin altnda olacakt o zaman. Kendisi korunacak, imtiyazl saylacak, dier
siyahlara yasak olan yerlere girip kabilecekti. Bu iin avantajlar o kadar
oktu ki, hepsini ksack bir an iinde dnemiyordu bile. Kendisine bu tek-
lifi yapan adama kar hibir duygusu yoktu. Ne tiksinti, ne de arzu. Ama is-
tenen bedeli demekte de tereddt etmezdi. Eer bu beyaz adam, kendisine
kadn gibi davranlmasn istiyorsa, Moses o hizmeti de sunard ona.
Peki, doktor, sizinle almay istiyorum, dedi.
Barakalarda geirdikleri son gece, Moses tm seilmi yardmclarn top-
lad. Hepsi onun yatann evresine biriktiler.
Yaknda buradan Goldi'ye gideceksiniz. Hepiniz birlikte gidecek deil-
siniz. Bu blgede pek ok maden var. Bazlarnz yerin altna inecek, dierleri
yeryznde, deirmenlerde, temizleme tesislerinde alacak. Bir sre bir-
birimizden ayrlacaz. Ama karde olduumuzu unutmayacaksnz. Ben sizin
aabeyiniz olarak sizi unutmayacam. Size nemli iler vereceim. Sizi ne
rede olursanz olun arayp bulacam. ardm zaman hazr olmalsnz.
-281-
Ehh e! dediler bir azdan. Biz senin kardeleriniz. Bize seslenmeni
bekleyeceiz.
Her zaman benim korumam altnda olduunuzu bilin. Size bir hakszlk
eden olursa onun cezalandrlacan bilin. Kardeliimize zarar verenin
ba-na ne geldiini grdnz.
Grdk, diye mrldandlar. Grdk... bana lm geldi.
lm gelir, diye onaylad Moses. Kardeliimize ihanet edene de
lm gelir. Tm hainlere lm.
Tm hainlere lm. Birlikte saa sola sallanyorlard. Moses Gama'nm
ipnotizma etkisi altna girmilerdi.
Kardeliimiz iin bir totem setim, diye devam etti Moses. Bufaloyu
setim. Siyah ve gldr. Ondan tm insanlar korkar. Biz Bufalolarz.
Biz Bufalolarz. Bu ayrmdan gurur duymaya balamlard bile. Biz
siyah Bufalolarz. Herkes bizden korkmay renecek.
Birbirimizi tanmakta kullanacamz gizli iaretler de unlar.
Onlarn elini birer birer skt. Garip bir el skyd. aret parman kv-
rk tutuyordu. Kardelerinizi buradan tanyacaksnz.
Hepsi birbirleriyle tokalatlar. Herkes birbirinin elini yeni usulde skyordu.
Benden yaknda haber alacaksnz. O zamana kadar, beyaz adamn iste-
diklerini yapn. Sk ve temiz aln. arm geldiinde hazr olmalsnz.
Moses onlar yataklarna yollad, Hendrick'le ikisi oturdular, fsltyla konu-
tular.

Minik beyaz talarn hepsini kaybettin, dedi Moses aabeyine. imdi-
ye kadar kurtlar kular o somunlar didiklemi, talar yutmutur. Kalanlarn
toz rtm, stlerinde ot bitmitir. Gitti onlar artk, aabey.
Evet, gitti, diye szland Hendrick. Onca kan ve abadan sonra, ekti-
imiz onca ileden sonra, uup gidiverdiler.
Onlar lanetliydi, diyerek avuttu onu Moses. Felaket ve lm getirecek-
lerini ta bandan anlamtm. Beyaz adamn oyunca onlar. Sen ne yapabi-
lirsin ki beyaz adamn servetiyle? Harcamaya kalksan, beyazlara ait mallar
satn almaya kalksan, beyaz polis hemen peine der. Ya asarlar ya da hapse
tkarlar.
Hendrick sessizdi. Bu szlerdeki gerei dnyordu. Ne satn alabilirdi
ki o talar karlnda? Siyahlar toprak sahibi olamyordu. Yz batan fazla
hayvan edinseler, mahalli amir hemen kskanrd. Hendrick'in zaten istemedi-
-282-
i kadar kars vard. Siyahlar otomobil de kullanmyordu. Siyah adamn akl
varsa, hibir ekilde dikkati zerine ekmezdi.
Yo, onlar sana gre deildi, aabey, dedi Moses alak sesle. Kaybol-
duklar iin atalarnn ruhuna kret.
Hendrick homurdand. Ama yine de o hazineye sahip olmak hotu. Giz-
lice elimde tutmak bile.
Elmastan, beyaz adamn altnndan daha nemli baka hazineler de var,
aabey.
Neymi onlar? diye sordu Hendrick.
Benim peimden gel, onlar bulursun.
Ama ne olduklarn syle.
Yaknda renirsin, diyerek glmsedi Moses. Ama imdi nemli ey-
lerden sz edelim, hazineler arkadan gelsin. Dinle beni. Bomvu, yani kzl
sa, hani u kadn gibi kullanlmaktan holanan doktorum, seni Goldi'deki
Central Rand Konsolide adl madene tayin etti. Goldi'nin en zengin maden-
lerinden biri. Kat kat. Sen yeraltna ineceksin. Kendine orada bir isim edinir-
sen iyi olur. Bomvu'yu raz ettim, en iyi adamlarmzdan on kadarn seninle
CRK'ya yolluyor. Onlar senin savalarn olacak. Onlarla bala. Ama genile.
Hzl, gl ve korkusuz olanlar evrene topla.
Ne yapacam o adamlar?
Onlar hazr beklet. Yaknda benden haber alacaksn. ok yaknda.
Ya teki Bufalolar?
Bomvu benim nerimle onlar onar kiilik gruplar halinde teki maden-
lere yolluyor. Adamlarmz ekirdek gruplar halinde her yere yaylacak. Ya-
knda koca bir bufalo srmz olacak. En vahi aslan bile meydan okuyama-
yacak o srye.
Hendrick kardeini bir daha ancak ay sonra grebildi. O zamana kadar
Hendrick'in etkinlii CRK'nn tm siyah iileri arasnda ok artmt. Zama
diye birini kendi yardmcs yapmt Hendrick. Bu madenin Bufalolar ara-
snda pek ok kabileden adam vard. Zulular, angaanlar, Matabeleler vard.
Seilme koulu, adamlarn gvenilir olmasyd. Ayrca memurlardan,
iiba-larndan, irket polisinden de adam seiyorlard.
Kardelik rgtne girme teklifini reddedenlerin sonu kt oluyordu. Ki-
minin cesedi feci durumda bulunuyordu sonradan. Red cevaplar ksa zaman-
da sona erdi.
-283-
Sonunda Moses'in habercisi geldiinde, Hendrick madenden kolaylkla
kp buluma yerine gitti. Kapda yolunu kesen bile olmad. Darda, terk
edilmi bir sundurmann arkasnda bir Ford sedan araba bekliyordu. Hendrick
oraya dikkatle yaklat. Farlar bir an yand, Hendrick n altnda dondu.
Farlar hemen snd, Moses'in sesi karanln iinde duyuldu. Seni gr-
yorum, aabey.
Kucaklatlar. Hendrick gld. Ha! Demek araba kullanyorsun. Beyaz
adamlar gibi.
Bu araba Bomvu'nun. Moses aabeyini bindirdi. Hendrick arkasna
yaslanp rahata oturdu. Yrmekten iyi, dedi.
Anlat bakalm, aabeyim Hendrick. CRK'da durum nasl? Moses uzun
sren raporu dikkatle dinledi, sonra ban sallad.
steklerimi anlamsn. Ben de byle istiyordum. Kardelie tm kabile-
ler katlmal. Her kabileye, madenlerin her kesine ulamalyz.
Bunlar daha nce de sylemitin, diye homurdand Hendrick. Ama
nedenini sylemedin. Setiim adamlar bana hep neden "diye soruyorlar. Ya-
ran ne diyorlar.
Sen ne cevap veriyorsun?
Sabrl olun, diyorum. Hendrick kalarn att. Cevab ben de bilmi-
yorum ama bilirmi gibi grnrsem beni daha akll sanyorlar. Israr eder, o-
cuk gibi davranrlarsa, onlar ocuk gibi dvyorum. Moses glmeye balad.
Hendrick ise ban iki yana sallad. Glme, kardeim, onlar uzun sre
dvemem.
Moses onun omzunu okad. Dvmek zorunda deilsin artk. Sylesene,
Hendrick, CRK'da altn aylar boyunca en ok neyi zledin?
Yanmda bir kadnn varln.
Onu sabah olmadan bulacaksn. Ya baka?
kinin tad. Sert ikinin.
Aabey, dedi Moses ciddi bir sesle. Kendi soruna kendin cevap verdin.
te adamlarn kardelik rgtnden bu yararlar salayacak. Av kpeklerimi-
ze bunlar frlatacaz. Kadn, iki ve tabii para. Ama Bufalplarn banda olan
bizler iin ok daha fazlas var. Ford'un motorunu altrd, arabay gneye
doru srd. Madenden de, beyaz adamlarn sokak ve evlerinden de
uzakla-yorlard. zlemekte olduklar yol abucak darald, yzeyi bozuldu.
Son frtnann oyduu ukurlarda sarslarak ilerlediler. Derken yol ynn de
arm gibi oldu, kavisler izerek, labirentlere ayrlarak ilerledi.
-284-
Kentin sokak klar artk gerilerde kalmt ama, burada da baka trl
bir klandrma vard. Yzlerce odun ateinin , duman. Baraka gibi ev-
lerin her birinin nnde byle bir ate yanyordu. Yol aralarnda insan birka
grnmeyen kiinin varln hissediyordu. Bir ksm da akta kamp kurmu-
lard.
Neredeyiz? diye sordu Hendrick.
Kimsenin tanmad, varln kabul etmedii bir kentteyiz. Halknn var
olmad bir kentte.
Hendrick evresine bakmyordu. Farlar ara sra olmayacak grnmleri
aydnlatmaktayd. Zavall bir kpei talayan siyah ocuklar, duvar dibine
iemek iin melmi bir kadn, kavgaya tutumu iki erkek, ate banda ye-
mek yiyen bir aile... yzlercesi ara sra grnp kayboluyor, binlerce kiinin
ile varl hissediliyordu.
Buras Drake iftlii, diye anlatt Moses. Beyaz adamn Goldi'sini
evreleyen gecekondu semtlerinden biri.
Hkim olan koku odun duman ve lamd. Ardndan ekimi ter ve vcut
kokular hissediliyordu. i bulanyordu insann.
Ka kii yayor burada?
Be bin, on bin... bilen yok. Aldran da yok. Moses Ford'u durdurdu,
farlar ve motoru kapatt.
Ortalktaki sessizlik gerek sessizlik deildi. Uzaktaki kalabalklarn m-
rlts gibiydi. ocuk alamalar, kpek havlamalar, ark syleyen kadnlar,
kfreden, konuan, yemek yiyen erkekler, kavga eden ya da iftleen iftler,
len, horlayan, kumar oynayan, ieyen, ien insanlar.
Moses, Ford'dan indi, karanla seslendi, bir dzine glge kulbelerin ara-
sndan kp yaklat. ocuktu bunlar. Yalar ve cinsiyetleri pek belli deildi.
Moses onlara, Otomobilime bekilik edin, dedi, bir madeni para frlatt,
para atein nda parldad, ocuklardan biri onu havada kapt.
Eh he! Baba! diye bartlar. Moses aabeyini biraz yrtt, dar uzun
bir barakaya soktu. Duvarlar yamulmu bir yerdi buras, iersi insan doluy-
du. yle kalabalkt ki, dumandan gz gz grmyordu. te burada kadn
da, iki de bulabileceksin, aabey, dedi Moses.
Aabeyini oradakilere tantt. ou Bufaloydu bunlarn. Bir ksmn Hend-
rick tren yolculuundan tanyordu. Birlikte yemin eden adamlard. Hendrick'i
grnce sevindiler.
Bu Henry Tabaka, dedi Moses. Benim aabeyim. Ad efsaneleen ha-
ni. Beyaz ayela'y ldren. evredekilerin gzlerinde sayg ifadesi daha da
artt. Moses bu sefer Mama Nginga'y ard. Senin skokian'larn istemi-
-285-
yoruz, dedi ona. yi iki getir. Aabeyim oktandr kadn grmedi. Onu da
ayarla.
Emirler yerine getirilirken iki karde konuuyorlard. Hl yaplacak ok
iimiz var, aabey. Tm adamlara iki ve kadn bulabilmeliyiz. Bunu yapabil-
menin bir tek yolu var.
Ben biliyorum, diyerek ban sallad Hendrick. Yapacak insan gc-
mz var.
Onlara komut verecek generalimiz de var. Moses aabeyine dikkatle
bakyordu. Senin CRK'dan ayrlma zamann geldi, aabey. Tm kuvvetine
ve zamanna ihtiyacmz var. Bundan byle gnn beyaz adama ta krmak-
la ziyan etmeyeceksin. Servet ve kudret kazanmak iin kafa yoracaksn. Ha-
fife glmsedi. Bir daha o kaybettiin beyaz talarn ardndan zlmene ge-
rek kalmayacak. Ben sana ok daha fazlasn vereceim.

Marcus Archer, Hendrick'in CRK'daki i akdinin feshedilmesini ayarlad-
gibi, ona ii trenlerinde yolculuk yapmak iin gerekli belgeleri de kart-
trmt. Ama Hendrick i gezilerinde asla trene binmedi. Beyaz adamn kayt-
lanndan yok olup, izini glgeli ehir bozuntularnda kaybettirdi.
Mama Nginga bir kulbeyi bu ie karargh olarak ayrd. Kzlardan biri
srekli olarak Hendrick'in hizmetinde grevliydi. amarlarn ykyor, ye-
meini piiriyor, yatan styordu.
Kampanya Hendrick'in Drake iftliine geliinin altnc gn balad. So-
nuta Drake iftlii geniledi, yeni yerlerde yeni Drake flikleri olumaya
balad. Her akam konvoylar dolusu iki ve kz Drake iftliinden yola k-
yor, madenlere yakn bir yere park edip iilere hizmet sunuyordu. Madenle-
rin kaplarn Bufalolar koruduu iin mterilerin girip kmasna gz yumu-
yorlard. Bufalolardan biri olmak imtiyazd artk.
ki yl byle geip gittikten sonra bir gn Moses, Ee, aabey, kaybolan
talar hl zlyor musun? diye sordu.
.Senin dediin gibi oldu, diyerek gld Hendrick. Artk her istediimi-
ze sahibiz.
ok abuk tatmin oluyorsun.
Dahas m var? Hendrick'in ilgisi uyanmt.
Daha yeni baladk, dedi Moses.
-286-
Sra nerede imdi?
Sen sendika nedir duydun mu? Anlamn biliyor musun?
Hendrick kukulu gibiydi. Kalarn atp dnd. Madenlerdeki ve de-
miryollarndaki beyazlarn sendikalar olduunu biliyorum. Ama ne olduunu
pek bilmiyorum. Beyaz adam ii onlar. Bize yaramaz.
Yanlyorsun, aabey, dedi Moses alak sesle. Afrika Maden ileri
Sendikas bizi ok ilgilendiriyor. Goldi'ye bunun iin geldik biz.
Para iin geldik sanyordum.
Elli bin sendika yesinin haftada birer iling aidat demesi...- para deil
mi? Moses aabeyinin hesap yapn glmseyerek seyrediyordu. Sonunda
Hendrick eksik dilerini gstererek srtt.
yi para! dedi.
Tek engelimiz kabilecilik. Tek bir halk olsak, kara bir okyanus gibi olur-
duk. Gcmz snrsz olurdu.
Ama biz bir tek halk deiliz. Beyazlarn olmad gibi, biz de deiliz.
Zu-lu, Ovambo'dan ne kadar farklysa, skolar da Rus Kazakf ndan yle
farkl.
Ha! diyerek gld Moses. Bakyorum verdiim kitaplar okumusun.
Goldi'ye ilk geldiimizde sen Rus Kazaklarn duymamtn bile.
Hendrick hemen, Bana insanlarla, dnyayla ilgili ok ey rettin, de-
di. imdi de, bir Zulu'nun bir Ovambo'ya karde demesini salamak iin ne
yapmak gerektiini ret.
Bunlarn hepsi mmkn. Rus halk da siyah Afrikallar gibi eit eit.
Asyals var, Avrupals var, Tatar var, Slav var... ama byk bir liderin n-
derliinde hepsi tek bir ulus olup balarndaki zorbay atabildiler. Siyahlarn
da kendi karlarn kollayacak bir lidere ihtiyac var. O lider onlar iin neyin
gerekli olduunu bilecek, onlar zorla o yola koacak. lerinden on bini ya
da bir milyonu o uurda lse bile.
Senin gibi bir lider mi, kardeim? diye sordu Hendrick. Moses'in y-
znde yine o esrarl glmseme belirdi.
nce Maden ileri Sendikas, dedi. Yrmesini adm adm renen
bir ocuk gibi. Bu halk kendi karma olan renmeli. Balangta ac gelse
bile.
Pek emin deilim, dedi Hendrick. Bizim aradmz ne, kardeim?
Servet mi, kudret mi?
Moses bu soruya, Biz anslyz, diye karlk verdi. Sen servet istiyor-
sun, ben kudret istiyorum. Benim setiim yol, ikimize de istediklerimizi ge-
tirecek.
-287-
Sendika ilk kurulduunda, kendini ilk belli ettiinde, beyaz yneticiler
epey rktler. kan olaylar bastrmak iin elebalarla konumak istedikle-
rinde, sendika genel sekreterinin zeki, gzel konuan, mantkl bir insan oldu-
unu grp memnun oldular.
Moses'in konumasnda Bolevik havalar yoktu. Asi ve kavgac deildi.
birlii yapmay, ileri kolaylatrmay isteyen biriydi. Saygl davranyordu.
Bu adamla allabilir, dediler birbirlerine. Etkisi var tekilerin ze-
rinde galiba. Zaten iilerin bir szcs olmasna ihtiya duyuyorduk. Neyse
ki, iyi bir adam. ansmz ok daha kt olabilirdi. Gerekten de ilk bulu-
madan sonra ok iyi sonular elde ettiler, uzun zamandan beri askda kalm
baz sorunlan zdler... hem de maden sahiplerinin karna uygun biimde
zdler.
Ondan sonra gayri resmi, tannmam sendika, yava yava kendini kabul
ettirmeye balad. Bir sorun knca Blge alma Dairesi hemen Moses
Ga-ma'y artr oldu. Sorun hemen zlyordu o gelince. Moses'in mevkii
yava yava salamlat. Tabii bu arada grevden, sendika militanlndan
sz eden olmuyordu.
Anlyor musunuz, kardelerim? diye konutu Moses ilk sendika merkez
komitesi toplantsnda. Biz henz zayfken zerimize tm kuvvetleriyle ge-
lirlerse bizi hemen mahvederler. Bu Smuts denen adam bir eytandr. 1922'de
sendika grevcilerine makineli tfeklerle, toplarla saldrmaktan ekinmemiti.
stelik onlar beyazd. Siyahlara neler yapmaz, kardelerim? Bu topraklan
hep bizim kanmzla sular. Yo, biz onlar oyalamak zorundayz. Bizim halk-
mzn gerek kuvveti sabrdr. Yz ylmz var bizim. Beyaz adamsa, gn g-
nne yaar. Karncalar her zaman koca bir filin cesedini kemirip bitirmeyi ba-
arr. Sabr, kardelerim. Gnn birinde beyaz adam bizim araba ekecek
kz olmadmz renecek. Kara yeleli aslanlar olduumuzu, insan eti yi-
yebileceimizi anlayacak.
ayela'nn treninde buralara geldiimizden beri yllar nasl da abucak
geti, diyordu Hendrick. Arabada Doktor Marcus Archer'in evine gitmek-
teydiler. Moses arabay pek yava sryordu. stne gereksiz yere dikkat
ekmeyeceksin, aabey, diye t veriyordu bir yandan da. Doktorun arazi-
sine eitli sebzeler, iekler ekilmiti. Evi gsterili bir ev deildi. Aalarn
altnda park edilmi duran drt araba daha vard. Moses hl konuuyordu.
- 288 -
Evet, yllar abuk geti, aabey. Amal insanlar iin hep yle olur. Dn-
ya deiiyor artk. Byk olaylar oluyor. Rus ihtilalinden bu yana geen do-
kuz ylda Troki, Rusya'dan srld. Sonra Hitler, Ren yresini igal etti, Av-
rupa savatan sz ediyor. O sava kapitalizmi ebediyen mahvedecek, ihtilal
baarl olacak.
Hendrick gld. Byle eyler bizi ilgilendirmez, dedi.
Yine yanldn, aabey. Bunlar bizi her eyden ok ilgilendirir.
Ama ben anlamyorum bunlar.
O zaman ben sana yardm ederim, diyerek onun koluna dokundu
Mo-ses. Gel, aabey. Sana dnyay anlamann ikinci admn attracam
imdi. Ford'dan indiler, evin basamaklarn trmandlar. Moses, Bugn
kulaklarnla gzlerini ak, azn kapal tutsan iyi olur, aabey, dedi. ok
ey reneceksin bugn.
Marcus Archer onlar karlamak zere verandaya kyordu. Moses'i g-
rnce yznde mutlu glckler belirmiti. Yryp onu sevgiyle kucaklad,
kolunu beline sard, Hendrick'e dnd.
Siz Henry olmalsnz. Sizden sk sk sz ettik.
Tanmtk, Doktor Archer. lk geldiimizde, merkezde.
O ok eskidendi, diyerek ban sallad adam. Hem bana Marcus de-
yin. Siz de aileden saylrsnz. Moes'e baktnda yznde hayranlk oku-
nuyordu.
Moses seni daha nce getirmeliydi. Burada tanmaktan holanacan
birok ilgin ve nemli insan var. Gel, seni tantraym. Hendrick'in kolu-
nu tuttu, onu mutfaa soktu.
Geleneksel iftlik evi mutfayd iersi. Ta zemin, kara bir odun sobas,
asl soanlar, fme etler.
San tahta masann banda on bir kii oturuyordu. lerinden bei beyaz,
geri kalan siyaht. Yalar genten yalya kadar uzanyordu. Marcus,
Hend-rick'i masann evresinde ar ar dolatrd, herkese tantrd. nce
masann bandaki adamdan balad.
Bu Peder John Dube, ama sen onu Mafukuzela diye duymu olmalsn.
Hendrick'in iine bir dehet ve sayg duygusu yerleti. Hau, Baba! diyerek
selamlad Zulu'larn siyasal liderini saygyla. Adam ayn zamanda langa
Kase Natal gazetesinin kurucusu ve bayazaryd. Ama en nemlisi, Afrika
Ulusal Kongresi'nin bakan olmasyd. Afrika ktasnn gneyinde tm siyah
uluslar iin konumaya cesaret eden tek kurulutu o.
-289-
Hkmedenler/F:19
Sizi duydum, dedi Dube alak sesle Hendrick'e. Yeni sendikaya ok
yararl hizmetlerde bulundunuz. Ho geldiniz, olum.
John Dube'dan sonra, masadaki br insanlar Hendrick'e snk geldi.
Oysa aralarnda baz genler baya etkileyici tiplerdi.
Bu da gen avukatmz...
Henz deil! Henz deil! diye itiraz etti gen adam.
Yaknda avukatmz olacak, diye dzeltti Marcus Archer. Ad Nelson
Mandela. Transkei efi Henry Mandela'nn olu. Beyazlar gibi el skrlar-
ken Hendrick kendini hl bir garip hissediyordu. Delikanlnn gzlerine ba-
karken, bu bir aslan yavrusu, diye dnd.
Beyazlar pek o kadar etkileyici deildi. Avukatlar, gazeteciler, iir ve hi-
kye yazan bir adam vard. Hendrick onu hi duymamt ama, tekiler fikir-
lerine sayg gsteriyorlard.
Hendrick'in bu beyazlarda ilgin bulduu tek ey, kendisine gsterdikleri
sayg oldu. Beyaz adamn siyahla ancak emir verirken konutuu bir toplum-
da, byle bir durumla karlamak gerekten artcyd. Onunla konuurken
yolda, karde gibi kelimeler kullanyorlard.
Anlalan Marcus Archer yaman bir ayd. Sunduu yemekler pek lez-
zetli ve pek sslyd. Konumalar Hendrick'i pek ilgilendirmese de, dikkat-
le dinliyormu gibi yapt. spanya'daki durumdan, Trokistler koalisyonun-
dan, sosyalistlerden, sol kanat cumhuriyetilerinden ve komnistlerden sz
ediliyor, General Francisco Franko'ya ve faistlere saldrlyordu.
Masadaki-lerden ikisi, airle bir gazeteci, ilk frsatta spanya'ya gidip savaa
katlma isteini belirttiler. Dier beyazlar onlara imrendiklerini belli ettiler.
anslsnz. Ben de isterdim ama Parti burada kalmam istiyor.
Partiye sk sk deiniliyordu. kide bir Marx ve Lenin'in dnceleri ortaya
getirilmekteydi. Bir ara herkes Hendrick'Ie konumaya balad. Hendrick
kendisini bir tr snavdan geirdiklerini anlad, gzucuyla Moses'e bakt.
Geri kardeinin yz ifadesi deimedi ama, Hendrick yine de konumas ge-
rektiini sezdi. Marcus o sra kararl bir sesle, Elbette ki siyahlar sendikas-
nn kurulmas ihtilalin zaferini salamaya tek bana yeterlidir... dedi, sz-
nn sonunu havada brakt. Yznde sinsi bir ifadeyle Hendrick'e bakyordu.
Size katlmyorum, dedi Hendrick tok bir sesle. Hepsi sustular, umutla
beklediler. Mcadelenin tarihi gstermektedir ki, iilere yardm edilmedii
zaman ancak sendikaclk dzeyine kadar ykselebilirler, kaynaklarn bir ara-
ya getirip iverenle ve kapitalist hkmetle mcadele etmeye bakarlar. Ama
- 290 -
onlarn ideallerine sadakatini, askeri disipline girip amalarn gerekletir-
melerini salamak iin profesyonel ihtilalciler gereklidir.
Lenin'in, 'Ne yaplmal' adl yazsndan hemen hemen kelimesi kelimesi-
ne alnmayd bu szler. Hendrick ngilizce konumutu. Moses bile
afallam-t onun bu baars karsnda. Dierleri birbirlerine sevinle
glmsediler, Hendrick evresine gururla bakt, tekrar o etkileyici
sessizliine gmld.
O kadar yetmiti. Bir daha konumas gerekmedi. Ortalk kararrken her-
kes vedalat, karlkl teekkrler sunuldu, konuklar arabalarna binip ayrl-
dlar. Moses kardeini buraya getirmekteki amacn gerekletirmiti.
Hendrick hem Gney Afrika Komnist Partisi'nin, hem de Afrika Ulusal
Kongresi'nin yesi oldu, yeminini etti.
Moses oradan ayrldklarnda hemen kente dnmedi. Ford'u yass tepeli
maden ocaklarndan birinin dibine park etti, ikisi inip tepeye trmandlar.
Ufuk buradan ok uzakta grnyor, dnyay ok geni gsteriyordu.
imdi anlyor musun? diye sordu Moses, omuz omuza dururlarken. Ve
Hendrick bir anda kardeinin amacn olduu gibi grverdi.
stediin ey bir paras deil, dedi alak sesle. Hatta byk bir para-
s da deil! Kollarn bir ufuktan br ufka, her eyi iine alacak biimde at.
Sen hepsini istiyorsun. Topra da, iindeki her eyi de. Sesi bu dncenin
byklne kar duyduu aknlkla doluydu.
Moses glmsedi. Aabeyi sonunda anlamt.
Tepeden inip arabay braktklar yere dndler, sessizce Drake iftliine
ilerlediler. nsan doumu ve lm nasl kelimelerle tarif edemezse, bu olan-
lar da tarif edecek kelime yoktu. Ancak kente girdikleri zaman dnya tekrar
onlar sarp iine ald. ocuk, satmakta olduu gazetelerden birini Moses'in
camna doru sallad. Moses cam indirdi, ocua bir madeni para frlatp ga-
zeteyi at, kanepeye, ikisinin arasna koydu.
Hendrick kat almam gazeteye kalarn atarak bakt, sayfadaki man-
eti okudu:
BERLN OLMPYATLARINA GDECEK GNEY AFRKA
TAKIMLARI SELD
ULUS ONLARA Y ANSLAR DLYOR
-291-
Tanyorum bu beyaz ocuu ben! diye patlad Hendrick. Yaznn ya-
nnda resimler de vard.
Ben de tanyorum, dedi Moses. Ama ikisi baka baka ocuklara bak-
maktaydlar o anda.
Manfred aslnda Tromp Amca'nn en olmadk saatlerde uyank olabilece-
ini biliyordu. Gece ne zaman bbrekleri onu sktrp uyandrsa, sundurma-
dan kp bahedeki tuvalete gidecek olsa, Tromp Amca'nn alma odasnda
k gryordu.
Bir keresinde her seferinden daha ayk olan Manfred, yolundan sapt,
Tru-di Hala'nm lahanalannn arasndan geip pencereden ieriyi gzetledi.
Tromp Amca masasnda kocaman bir ay gibi oturmu, bir yandan sakaln
kartryor, bir yandan homurdanarak nndeki ktlara bir eyler yazyordu.
Manfred onun pazar gn verecei vaazlar hazrladn sanyordu hep. Bu
almalarn aralksz iki yldr srdnn farkna varamamt.
Derken bir sabah siyah postac bisikletiyle tozlu yolda yaklat, kahverengi
kda sarl, bal ve mhrl kocaman bir paketi getirip teslim etti. Tru-di
Hala esrarengiz paketi holdeki kk masann zerine koydu. ocuklarn
hepsi hole girip pakete bakmak iin eit eit zrler uydurdular. Sonunda
saat bete Tromp Amca geldi. Bata Sarah olmak zere herkes bararak onun
arabasn karlamaya kotu.
Sana bir paket geldi, baba.
Tromp Amca paketi inceleyip zerindeki etiketi okurken hepsi evresine
toplatlar. Adam bir bakla kd dikkatle kesti, ipleri zd, kahverengi
paket kdn kard.
Kitaplar! diyerek iini ekti Sarah. Kzlar hayal krklna urayp
uzaklatlar. Bir tek Manfred kald orada.
Ayn kitaptan alt tane gelmiti. Hepsi birbirinin eiydi. Krmz ciltli, al-
tn yaldzl. Tromp Amca'nn davranndaki, yz ifadesindeki bir ey, Manf-
red' in dikkatini ekiyordu. Adam bu kitaplara olaanst nem vermekteydi.
Manfred kitabn adn okudu: Afrikaner'ler: Tarihteki ve Afrika'daki
Yerleri.
Kitap Afrikaner dilinde yazlmt. Henz tannmay, resmilemeyi bekle-
yen o gen dilde. Manfred bunu garip buldu. nemli bilimsel eserler, Afrika-
ner'ler tarafndan yazlm olsa bile, hep Hollandaca yazlrd. Tam bu konu-
da bir yorum yapaca srada, gzleri yazarn adna iliti, soluu boazna t-
kand.
-292-
Tromp Amca!
Yal adam alakgnlllkle kkrdad.
Siz yazmsnz bunu! Manfred'in yz gururla parlyordu. Bir kitap
yazmsnz.
yle, delikanl. htiyarlar bile baz yeni eyleri renebiliyor. Tromp
Amca kitaplar kucaklad, alma odasna yneldi, onlar masasna brakt,
arkasn dnnce Manfred'in de peinden geldiini grp ard.
zr dilerim, Tromp Amca. Manfred buraya izinsiz girdiinin farkn-
dayd. Bu odaya daha nce mrnde yalnz bir tek kere girmiti, o da zel da-
vetle. Sormadan geldim. Girebilir miyim... ltfen, Oom!
Galiba girdin bile. Tromp Amca ciddi grnmeye alyordu. Kal bari.
Manfred iki elini arkasnda kenetleyip masaya yanat. Yazl kaynaklarn
deerini bu evde iyi renmiti. Kitaplarn Tanrsal dehay yanstan en byk
hazine olduu retilmiti ona.
Bir tanesine dokunabilir miyim? diye sordu. Tromp ban sallaynca
elini uzatt, yazar adn parmayla izledi. Peder Tromp Bierman.
En stteki kitab eline ald. htiyarn her an barmasn bekliyordu.
Bar-maynca kitab at, snger gibi, sarms kttaki kirli basklara bakt.
Okuyabilir miyim, ltfen, Tromp Amca? Yalvaryordu. Yine red cevab
bekliyordu. Ama adamn yz ifadesi bsbtn yumuad.
Okumak m istiyorsun bunu? armt. Sonra gld. Eh, ben de
okunsun diye yazdm zaten.
Yznde yaramaz bir glmseme belirdi, Manfred'in elinden kitab kapt,
masasna oturup gzln takt, kalemini mrekkebe batrp kitabn ilk say-
fasna bir eyler yazd:
Manfred De La Rey'e,
Halkmzn Afrika'daki yerini gvenceye kavuturmaya katkda
bulunabilecek gen bir Afrikaner'e.
Sevgilerimle Amcas
Tromp Bierman
Manfred kitab gsne bastrp geri geri kapya doru ekildi. Benim mi?
Gerekten bu benim rni? diye fsldyordu. Tromp Amca ban sallaynca
dnd, son hzla odadan frlad. Acelesinden teekkr etmeyi bile unutmutu.
-293-
Manfred kitab gecede okuyup bitirdi. Gece yarsndan sonra, battani-
yesine sarlp mum nda okuyordu. Be yz sayfa ve sk satrd. inde
Kutsal Kitap'tan bol bol cmleler vard. Ama etkileyici olmasna ramen basit
bir dille yazlmt. Sfatlarla, tasvirlerle dolu deildi. Anlam dosdoru '.
Manfred'in yreine sesleniyor gibiydi. Bitirdiinde ii gururla dolmu, ken-
dini daha gl hissetmeye balam, halkndan gurur duymutu. Dmanla-
rna da, onlara haksz yere sknt ektirdikleri iin ate pskryordu.
Onun bu duygularn sezmi gibi, Tromp Amca sabaha kar sundurmaya
kageldi. Kapda duralad, gzlerini mum na altrd, ilerleyip Manfred'
in yatann kenarna oturdu.
Be dakika kadar sessizce oturdular. Sonunda Tromp Amca, Demek bi-
tirdin, dedi.
Manfred sarslarak imdiki zamana dnd. Bence yazlm yazlacak en
nemli kitap, diye fsldad. ncil kadar nemli.
Gnaha girme, delikanl. Tromp Amca ciddi grnmeye alyordu
ama pek memnun olmutu. Manfred zr dilemedi. Tersine, hevesle devam
etti. lk defa kendimin kim olduunu biliyorum. Burada ne iim varm, ilk
defa anlyorum.
Anlalan abalarm boa gitmemi, diye mrldand adam. Tekrar
ses-sizletiler. Sonra yal adam iini ekti. Kitap yazmak yalnzlk duygusu
veren bir itir. Sanki gece boyunca alayp baryorsun, ama karanlklarda
sesini duyan yok... cevap veren yok.
Ben duydum sesinizi, Tromp Amca.
Evet, delikanl, duydun... ama yalnz sen.
Oysa Tromp Amca yanlyordu. Karanlkta daha baka dinleyicileri de
vard.

Kasabaya bir yabancnn gelmesi olay olurdu. Hele kasabaya yabanc-
nn birlikte kagelmesi o kadar benzeri grlmemi bir olayd ki, tm kasa-
baly bir dedikodu frtnas sarmt.
Yabanclar gneyden haftada bir gelen posta treniyle geldiler. Granit su-
ratl, koyu renk giyimli, antalarn kendileri tayan tiplerdi. stasyondan kar
kaldrma geip dul Bayan Vorster'in pansiyonuna girdiler ve pazar sabahna
kadar bir daha grnmediler. O sabah pansiyondan kp omuz omza, ayn
ciddi, ask suratlaryla kaldrm boyunca yryp Hollanda Reform
Kilise-si'ne, duaya gittiler.
- 294 -
ieriye girdiklerinde dosdoru yryp vaaz krssnn hemen altndaki
en n sraya, sanki en doal haklarym gibi yerletiler. Kuaklardr o sraya
oturan aileler bozuldularsa bile, ses karmadan kendilerine baka yerler bul-
dular. yabanc cemaat arasnda sa'nn doumuna gelen bilge kiiye
benzetilmeye balamt bile.
Koro o gn ok gzel syledi. Manfred, Sarah'nn yannda duruyor, onun
o parlak gzelliinden, tatl kontralto sesinden pek etkileniyordu. Sade apka-
snn altnda bile melekler kadar gzeldi Sarah. On drt yanda, kadnl da-
ha yeni su yzne kyor, yz hatlar Tanr'ya adanmlkla parlyordu.
Sonunda Tromp Amca'nm krsye kma vakti geldi.
Gnahkrlar! diye kkredi Tanrnn Borazan azn aar amaz. ka-
ra elbiseli adam top sesi duymu gibi yerlerinden sradlar. Tanr'nn evi
pimanlk duymayan gnahkrlarla dolmu! Ondan sonra Tromp Amca ken-
dini kaybetti. Onlar bir azarlyor, bir inancn gzelliklerini gsteriyordu. So-
nunda Amin, ve Tann'ya krler olsun! diyerek vaazn bitirdi.
Cemaat rahatlam gibi, ama hl gergin, kiliseden boalmaya balad.
yabanc en son kanlar oldu. Tromp Amca kapda herkesi yolcu ediyordu.
Onlarn da ellerini skt, her biri onunla alak sesle konutular.
Tromp Amca onlar ciddi ciddi dinledi, sonra dnp Trudi Hala'ya ksaca
dant, tekrar adamlara dnd.
Drt erkek birlikte yola koyuldular. Trudi Hala'yla ocuklar onlar saygl
bir mesafeden izliyorlard. Eve geldiler, ancak pek seyrek kullanlan yemek
odasna sofra kuruldu.
yabanc, tartmalarnn gzel yemeklerin tadn karmasna izin ver-
mediler. Masann ucunda ocuklar aknlktan gzleri fincan gibi alm, ye-
meklerini pek sessiz yiyorlard. Daha sonra erkekler kahve iti, pipolarn
yaktlar, Tromp Amca da ikinci vaazna balad. ok gzel konuuyordu. Ya-
banclarn ara sra birbirine anlaml anlaml baktn Manfred birka kere ya-
kalad.
Yabanclar pazartesi kalkan posta treniyle kasabadan ayrldlar. Onu izle-
yen gnler ve haftalar boyunca evde bir beklenti havas esti durdu. Tromp
Amca hi olmayan huylar edindi, n kapda bekleyip postacya her sabah g-
naydn demeye balad. Sonunda mektup geldii zaman Tromp Amca sundur-
mada Manfred'le boks alyordu.
-295-
Ykanmak ve akam yemeine hazrlanmak iin eve dndnde mektu-
bu holdeki masada bekler buldu. Onunla birlikte gelmi olan Manfred, ada-
mn zarf eline alrken heyecanl olduunu fark etti. Tromp Amca mektubu
kapt gibi alma odasna dald, kapy da kilitledi. Trudi Hala yemei sof-
rada yirmi dakika bekletmek zorunda kald. O akamki kran duas her za-
mankinin iki kat uzunluunda oldu. Sarah gzlerini deviriyor, masann kar-
sndan Manfred'e bkknlk iaretleri yapyordu. Sonunda Tromp Amca
Amin, diye kkredi ama, yine de kan eline almad. Masann ucundan
Trudi Hala'ya glmsedi.
Sevgili karm, dedi. Bunca yldr sabr gsterdin, hi yaknmadn.
Trudi Hala kpkrmz kesildi. ocuklarn nnde olmaz, Meneer, diye
fsldad. Tromp Amca'nn glmsemesi daha da yayld.
Bana Stellenbosch'u verdiler, dedi. Ortalkta sinek usa sesi duyulurdu,
nanmaz baklarla ona bakyordu herkes. Bu szn anlamn hepsi kavramt, .
Stellenbosch, diye tekrarlad Tromp Amca. Kelimeyi dilinde yuvarlaya-
rak tadn kard.
Stellenbosch, Cape Tovvn'un otuz mil uzanda bir ileydi. Binalar Hol-
landa tarznda, badanal, kar gibi gz alcyd. Sokaklar geni aalyd.
ev-resinde balar vard. Yaknnda koca bir ato bulunuyordu.
Kitap, diye soludu Trudi Hala. Hi sanmazdm. Hi anlayamadm...
Evet, o kitap, diyerek gld Tromp Amca. Ve otuz yllk almalarm.
Eikeboom Soka'nda kocaman bir evimiz olacak. Ylda bin sterlin de para.
ocuklarn her birine ayr bir oda. niversite masraflarn kilise karlayacak,
En aydn kafalara vaaz vereceim. niversite Konseyi'nde ye olacam. Sen
de, sevgili karm, sofranda profesrleri, bakanlar arlayacaksn. Diz kn!
Kalkmalarna izin verdii zaman orba buz gibi olmutu.
ki ay sonra tandlar. Tromp Amca grevini ilahiyat fakltesinden yeni;
mezun gen bir papaza devretti.
Sanki yz mil yarapl evrede kim var kim yoksa istasyona onlar geir-
meye gelmiti. Manfred o zamana kadar Tromp Amca'nn burada ne kadar se-
vilip sayldn hi anlayamadn dnyordu. Erkekler en k kyafetleri-
ni giymilerdi. Tromp Amca'nn elini skp ona yol akl ve iyi anslar di-
lediler. Kadnlardan bazlar alad. Hepsi de hediye getirmilerdi. Sepetleri
dolusu reeller, rekler... bir ordu doyuracak kadar yiyecek.
-296-
Drt gn sonra aile Cape Town istasyonunda tren deitirdi. Vakit az ol-
duundan yalnz Adderley Soka'yla Masa Da'n biraz grebildiler.
Stellenbosch'da onlar kilise erkanyla cemaatin byk bir ksm karlad.
Aile artk hayatlarnn iyice deimi olduunu ilk o zaman anlad.
Manfred daha ilk gnden niversite giri snavlarnn hazrlna gml-
d. Sabahn erken saatinde almaya balyor, gece yarlarna kadar devam
ediyordu. Bu byle iki ay kadar srd. Snavlar bir hafta devam etti, sonra da
hepsinden ac olan sonu bekleme sresi balad. Manfred, Almancada birinci,
matematikte nc, genel ortalamada sekizinci olarak niversiteye girdi ve
Bierman ailesinin yzn ak kard. Hukuk Fakltesi'nin ilk smestri ocak
aynda balyordu.
Trudi Hala onun evden ayrlp rencilerle birlikte oturmasna ok karyd.
Evde Manfred'in artk rahat bir odas olduunu sylyor, kzlarn onu ok
zleyeceini ileri sryordu. stelik de, imdi Tromp Amca'nn geliri artm
olmasna ramen, renci pansiyonunun masraf yine de bel bkecek kadar
ard.
Tromp Amca ise niversite muhasebesiyle konutu, verdii kararlan aile-
ye amad ama, Manfred'den yana kt sonradan anlald.
Kadnlarla dolu bir evde yaamak ocuu yaknda delirtecek. Baka
genlerle bir arada bulunup onlarn arkadalndan yararlanmal, niversite-
nin tam anlamyla tadn karmal.
Bylece 25 Ocak gn Manfred pr heves, erkekler yatakhanesi olan Rust
en Vrede'nin kapsnda belirdi, geliinden be dakika sonra da kendini birinci
snf acemilerine uygulanan ikencelerle yz yze buldu. Acemilere burada
flatus deniyordu. Kendinden ben diye sz etmesi yasakt. Bu flatus diye
sz etmek zorundayd kendinden. Binann iindeki insanlardan baka, yapnn
blmlerine de sayg gstermek zorundayd. rnein bir kapdan geerken,
Sayn kap, bu flatus gemek istiyor, ya da tuvalete, Sayn tuvalet, bu fla-
tus stnze oturmak istiyor, demek kural vard.
Yattklar odalar saat ba byk snf ouklarnn yamasna uruyordu.
araf ve battaniyeleri yere atlyor, zerine su dklyor, kitaplar raflardan
boaltlyor, slak battaniyelerin zerine salyordu. Tam o srada da son snf
renci bakan Roelf Stander odalarn resmi teftiine balayveriyordu.
-297-
Bu okulu glgeleyen en berbat flatus bulutu sizlersiniz, dedi onlara bil-
gece. Odanz tertemiz yapmak iin bir saatiniz var. Bu i bitince ceza yr-
yne karlacaksnz. Roelf Stander odalar beendiini gece yarsndan
sonra aklad. Ceza yryne o saatte ktlar. stlerinde bir tek donlar,
balarnda bir yastk yz, elleri arkalarndan bal durumda, uyuyan kentin
sokaklarndan geirilip dalara kadar yrtldler. Sabah drtte ayaklar
ka-nayarak yatakhaneye dndklerinde odalarn yine darmaduman buldular.
Roelf Stander'in gelecek teftii ise saat beteydi. lk ders saat yedide
balyordu. Kahvaltya vakit yoktu.
niversite yetkilileri bu olup bitenleri elence sayyorlard. Hem de
salkl elence. ocuk ocuktur, diyorlard kendi kendilerine. niversite ge-
lenei diye bir ey vard. Bu gelenek yeni gelenlerin aile havasna uyum sa-
lamasna yaryordu onlara gre.
Ama bu arada sadistler de kendilerine ortam bulmu oluyordu. Baz yeni
renciler fena halde dayak yiyorlard. Bir ksm okulu terketti ama niversite
gelenei yine de dn vermedi.
Manfred'in cssesi ve fizii, yakkllnn da katksyla, onu doal bir
hedef durumuna getiriyordu. Ama o yine de fkesini tutmay, dilini kontrol et-
meyi baard. Her kkrtmaya kahramanca gs gerdi. Okulun alnn
ikinci haftasnda yatakhaneye bir duyuru asld.
Boks takm semeleri iin
Tm flatuslar cumartesi 4'de jimnastik salonunda bulunsun.
Roelf Stander Boks
takm kaptan
Yatakhane binalarnn her biri bir spor dalnda sivrilmiti. Rust en
Vre-de'nin de dal bokstu. Manfred zaten bu yzden bavurmutu buraya.
Roelf jimnastik salonunda Manfred'in karsna dikildi, ona kilosunu sordu.
Bu flatus hafif-ar siklet efendim. Roelf'un gzleri biraz ksld.
Manf-red'i zaten olas aday olarak gzne kestirmiti. imdi boks dilini onun
azndan duyunca umutlar daha da artt.
Daha nce boks yaptn m, flatus?
Bu flatus hi boks ma yapmad, efendim. Ama bu flatus biraz egzersiz
yapt.
Eh, pekl o halde. Ben ar sikletim. Ama senin kilonda baka kimse ol-
madna gre, birka raund benimle al. Sakn sert davranma bana, flatus.
-298-
Herkes glt. Roelf Stander blge amatr ampiyonuydu. 1936'da ya-
placak Berlin Olimpiyatlar iin lkenin en deerli adaylarndand. Roelf da
srtt. Tamam, ty sikletlerle balayalm, dedi.
Jimnastik salonunu evreleyen sralarda ocuklarn aileleri sralanm otu-
ruyordu. Tm dier sikletlerin karlamalar bittiinde Roelf ortaya kt, iki
elini kaldrd, bir duyuruda bulundu. Bayanlar, baylar, son adaymz iin ki-
losunda rakip bulamadk. Sabrnza snarak onun deneme karlamasnda
kendisine ben elik edeceim.
Alklar koptu, ldrme zavally! diye sesler duyuldu. Manfred salo-
nun kapsndan girip n sralarn hizasna geldiinde yan gzle Sarah'ya ve
Tromp Amca'ya bakt. Sarah yerinde srayp duruyordu. ki yumruunu ya-
naklarna dayamt.
Ye onu, Manie! diye haykrd. Tromp Amca da ban sallad: Mamba
kadar hzl, delikanl. Ratel kadar cesur! Bu homurtuyu ancak Manfred du-
yabildi. enesini kaldrd, iplerin altndan geip ringe girdi. Bir yandan ad
anons ediliyordu. Roelf kesinden dans eden admlarla yaklat, birbirlerinin
evresinde dndler. Manfred hi ak vermiyordu. Ayaklar zerinde bir bu-
lut gibi hareket etmekteydi.
yi dvyor! Roelf'un fkesi bsbtn kabarmt. Ne yaptn biliyor.
Rakibini ringin ortasna srmeye alyor, onun ataklar karsnda gerilemek
zorunda kalyordu. Henz ikisi de tek yumruk atmamlard. Yava yava Ro-
elf'un rahat hali deiti, hareketlerine lmcl bir kararllk geldi. Onu yakn-
dan tanyanlar, gzlerinin ve aznn kelerindeki kvrmlardan anlam kar-
dlar.
Roelf soluyla bir deneme k yapt, karsndaki eilmeye tenezzl bile
etmedi. Yumruu eldiveniyle, hemen hemen tiksinerek savuturdu, o hafif do-
kunutaki kuvveti duyan Roelf'un derisi rperdi, Manfred'in gzlerinin iine
bakt. Bu hileyi iyi bilirdi. Baklaryla stnlk salamak istiyordu.
Hasmnn gzleri ok garip bir renkteydi. Topaz gibi, sar safir gibiydi.
Roelf hemen leopar gzlerini dnd. Ayn gzler. lerinde buz gibi altn
klar tutuuyordu. nsanlk d, vahi klar.
Roelf Stander'n gsnn skmasna yol aan ey, korkudan ok, kor-
kun bir tehlike nsezisi oldu. Ringe karsnda vahi bir hayvanla kmt.
O gzlerde alk vard. ldrme al. gdsel bir hareketle yumruunu bu
vahi dmana savurdu.
-299-
Solunu kullanmt. Solu ok glyd. Onu o acmasz san gzlere
savur-mutu. Ama vuru havada kesildi. Roelf kendini toplamaya umutsuzca
ura-tysa da, sol dirsei yksekteydi. Kanat alt belki bir saniyenin yzde
biri kadar bir sre ak kalmt. inde bir ey patlar gibi oldu. Yumruu
gremedi. Bunun bir yumruk olduunu da anlayamad. nk daha nce
mrnde byle vurulmamt ona. Sanki iinde patlad, gs kafesinden,
cierlerini zorlayarak dar kt, boazna ac verdi, vcudu geriye utu.
pler onu ensesinden yakalad, tekrar ne frlatt. Sapan ta gibi. Zaman
yavalam olmalyd. Gr bulankt. Uyuturucu alm gibiydi. Bu sefer
yumruu grd. Onun etten ve kemikten deil de, kara bir demirden olduu-
na ilikin bir hayal dodu kafasnda. Kanmas imknszd. Bu seferki ok
daha bile byk oldu. inden bir eyin yrtldn, kemiklerinin mum gibi
eridiini hissetti.
lk atmak geldi iinden. Kendini naslsa tuttu. Devrilmek istedi. Yeni
yumruk gelmeden kendini yere atmak istedi. pler onu ayakta tutuyordu. V-
cudu sanki kristal gibi krld yaklaan yumruun altnda. pler onu yine ne
frlatt.
Elleri yznden aa kaydnda yumruun yine gelmekte olduunu gr-
d. Gzlerinin nnde byyor, gr alann dolduruyordu. Ama vuruu his-
setmedi.
Birka saniye iinde bitmiti. Kalabalk akn bir sessizlik iinde oturu-
yordu. Manfred hl yerdeki vcudun karsnda dans etmekteydi. Yzne bir
vahi maskesi geirmi gibiydi. Gzlerinde sar klar uuuyordu. Henz in-
sanla dnmemiti. ldrme hastal hl esir tutuyordu onu.
Derken kalabalktan bir kadn l ykseldi, onu uultular izledi. Er
kekler ayaa frlam, sandalyeler devriliyordu. aknlk, sevin, ileri atlma
lar, iplere trmanmalar, Manfred'in etrafn evirmeler, srtn okamalar... ki
mi de yerde yatan ocuun bandayd.
Kadnlarn oktan yz solgundu. Bazlar hl baryordu. Gzleri heye-
candan prl prld.
Tromp Amca, Sarah'nn kolunu tutup onu sakinletirmeye alt. Kz j
Mevlevi dervileri gibi dnyor, bir yandan da avaz kt kadar haykryor-
du. Binann kapsndan karken Sarah'mn gzleri arkada kalmt. Bu yer-
den, bu yerdeki insandan ayrlmak istemiyormu gibiydi.
Onun hayat deiti, bizimki de onunkiyle deiecek, diye mrldand
yal adam. Umarm hibirimiz bugn olanlardan pimanlk duymayz. Ne-
den olan benim nk.
- 300 -
Sonraki ay boyunca Manfred'in flatus ikenceleri devam etti, baka
s-nflardakilerle iliki kuramad. Ama kendi arkadalarnn gznde bir tanr
olmutu artk. aydan sonra, acemiler artk okul toplumuna kabul
ediliyorlard. Kafeteryada otururlarken Roelf gelip Manfred'in karsna
dikildi bir gn. ki ey yapmak istiyorum, dedi, Manfred toparlanrken
glmsedi, elini uzatt. nce elini skmak istiyorum, ikincisi de, sana bir
bira smarlamak istiyorum. nan bana, Manie, senin gibi biriyle mrmde
dvmedim ben. Bir kahkaha patlad, dostluk havas herkesi sard.
kisi ksa zamanda dost oldular. Gnn birinde Manfred sosyoloji dersin-
den karken, Roelf Stander'n, yannda tm boks ekibiyle birlikte kapda
beklemekte olduunu grd.
Bizden sr sakladn, Manie, diye sulad Roelf onu. Tromp Bierman'n
eniten olduunu sylemedin bize. Adam be yl milli ampiyondu. Slater'
da, Kara Jephta'y da yere sermiti!
Sylememi miydim? Manfred'in kalar dnceli bir ifadeyle
atl-mt. Herhalde dalgnlma gelmi olmal.
Manie, bizi tantr ona, diye yalvard takm kaptan yardmcs. Hepi-
miz tanmak istiyoruz. Ltfen.
Acaba takmn koluunu kabul eder mi, Manie? Bir sorar msm? Eer
koumuz Tromp Bierman olursa... Roelf sesini kesti. Dnceleri onu deh-
ete drmt.
Bakn, ne yapalm, dedi Manie. Pazar sabah tm takm kiliseye
geti-rebilirseniz, eminim ki Trudi Hala hepimizi le yemeine eve davet eder.
Tru-di Hala'mm yemeini tatmayan cennet nedir bilmiyor demektir, inann
bana.
Bylece o pazar tm niversite boks takm, tral ve temiz, en k elbise-
leri ve kravatlar iinde kilisede belirdiler, ilahiler sylenirken sesleri duvar-
lar sarsar gibi oldu.
Trudi Hala bu olay kendi alk yeteneklerinin bir snav olarak gryor-
du. Kzlarla birlikte uzun hazrlklar yaptlar. Tromp Amca masann banda-
ki yerinden onlara en unutulmayacak malarn anlatt. Yemein sonunda Ro-
elf Stander, karaca yutmu piton gibi szlerek teekkr konumasn yapmak
zere ayaa kalkt, konumann yan yerinde de konuyu saptrp Tromp
Am-ca'dan takm altrmas iin ricada bulundu.
Tromp Amca nce glerek reddetti, sonra takmn bir azdan grltl s-
rarlar karsnda kabul etti. Hepsi elini skp teekkr ederken, ocuklar, ba-
-301-
nz ne tr bir belaya soktuunuzun farknda deilsiniz, diyordu. Baz ke-
limeler vardr ki ben onlarn anlamn hi bilmem. Yoruldum, bktm szle
de onlar arasndadr.
Yemekten sonra yatakhaneye dnerken Roelf, Manie'nin yanna sokuldu
Sylesene, Manie, kuzinin ka yanda?
Hangisi? diye sordu Manie ilgisiz bir sesle. iman Gertrude,
gamze-lisi Renata.
Hayr, hayr, Manie, samalama, diye onun szn kesti Roelf. Mavi
gzl, gzel olann sylyorum. pek gibi altn salsn. Benimle evlenecek
olann.
Menfred bir an olduu yerde durdu, sonra onun karsna geti. Ban
omuzlarnn arasna ekmiti elinde olmadan. Dudaklar kvrlyordu.
Bir daha byle bir sz asla azna alma! Sesi titreyerek Roelf'un ya-
kasna sarld. Onun hakknda pis konutuunu bir daha duymayaym. Seni
uyaryorum. Bir daha Sarah hakknda konuursan ldrrm seni.
Yzleri birbirinden birka santim uzaktayd. O korkun sar k yine prl
prld Manfred'in gzlerinde.
Hey, Manie, diye bouk bir ses kt Roelf'un azndan. Ne oluyor sa-
na. Kt bir ey sylemedim ben. Deli misin? Sarah'ya asla hakaret etmem.
Sar fke Manfred'in gzlerinde yava yava soldu, ocuun yakasndaki
elleri gevedi. Kendini toparlamak istiyormu gibi ban iki yana sallyordu.
Konutuunda sesi normal kt. O daha ocuk. Byle konumamalsn. Ufa-
ck bir ocuk daha o.
ocuk mu? diyerek gld Roelf ceketini dzeltirken. Kr msn, Ma-
nie? O kz ocuk deil. Grdm en gzel... Ama Manfred arkasn dn-
m, binann kapsndan ieri dalmt bile.
Demek durum byle, dostum, diye mrldand Roelf onun arkasndan.
ini ekti, ellerini ceplerine soktu. Daha sonra, Sarah'nn Manfred'e nasl
baktn, onun omzuna nasl dokunduunu hatrlad, tekrar iini ekti. Bir
melankoli duygusu sard benliini. Binlerce gzel kz var, dedi kendi kendine.
Hepsi Roelf Stander'a baylyor. Omuzlarn silkti, arpk arpk srtt,
Manie'nin pei sra binaya girdi.
Manfred on iki man pe pee kazand, her birini raund dolmadan so-
nulandrd. Hepsi nakavtla bitti. Ona bu yzden Kalahari Aslan ad takld.
Sonunda Manfred niversitenin hafif-ar siklet ampiyonu oldu. ampi-
-302-
yonluk manda profesrlerden Doktor Verwoerd ikinci srada oturuyordu. Bu
tr turnuvalara ilk defa gelmekteydi. Birka gn sonra Manfred'i artt,
onunla liberalizm tarihi konusunda yazd devi tartt. ocuu kapdan ge-
irirken, te sana ilgin bir kitap, dedi. stediin kadar kalsn sende. Bi-
tirdiinde bana bu kitap hakknda ne dndn sylersin.
Manfred bir sonraki dersine yetime telandayd. Kitabn adna bile bak-
mad. Odasna dndnde onu masann zerine frlatt. Onu odada Roelf
bekliyordu. Akam antrenmanna gideceklerdi. Manfred yatmak zere pija-
malarn giyinceye kadar kitapla ilgilenmeye frsat bulamad.
Sonunda masadan alp adna baktnda, daha nce de bu kitapla ilgili bir
eyler duymu olduunu hatrlad. Almancayd kitap. Odann penceresinden
afan ilk klar girip ku sesleri duyulana kadar elinden brakamad onu.
Kapan kapad zaman kitabn adn bir kere daha okudu: Kavgam. Yazan,
Adolf Hitler.
Birka gnn o kitaba gmlp ryada gibi geirdi. Okuduka kendi Ari
soyundan gurur duyuyor, sylenenlerin hepsine katlyordu. Sanki onun iin
yazlmt bu satrlar.
Sonunda bitirdiinde, boks ringlerinde yorulmad kadar yorgun hissetti
kendini. Vakit ok ge olmasna ramen gidip kitab kendisine veren profesrle
konutu. Ertesi gn o profesr, mevki sahibi birine bir haber iletti. Yararl
olabilecek bir aday buldum. Kafas iyi, etkinlii fazla, genlerin sayg gs-
terdii biri.
Manfred'in ad gizli bir dernein yksek konseyine gtrld.
niversitedeki en iyi rencilerden biri. Rust en Vrede'deki renci tem-
silcimiz de onun yakn arkada...
Kaydedelim adn, diye karar verdi konsey bakan.
Roelf'la Manfred antrenmann bir paras olarak beer millik yry ve
trmanma egzersizleri yapyorlar, sarp kayalarda cirit atyorlard. Roelf bir
ara, Bugn seninle konumak istiyorum, dedi. Manfred kalarn att.
Zaten konumaktan baka ne yapyoruz ki? Neden burada konuuyoruz?
nk burada kimse sesimizi duymaz. Hem biz srf konuuyor deiliz,
Manie. Bazlarmz baka iler de yapyoruz. Eyleme hazrlanyoruz. Sava
eylemine. Senin ok sevdiin trde bir eyleme.
Manfred'in ilgisi artmt. Hemen dnd. Kim? Ne eylemi? diye sordu.
Roelf ban yana edi.
-303-
Cesur Afrikaner'lerden sekin bir grup var. Toplumumuzun liderleri.
Mevki sahibi insanlar. Kimi hkmette, kimi eitimde, kimi ticaret hayatnda.
te onlar hazrlanyor. Hem yalnz bugnn liderleri deil, yarnn liderleri
de. Senin ve benim gibi insanlar. Bizler hazrlanyoruz.
Gizli bir demek mi? Manfred ayaklar zerinde salland.
Daha da fazlas, Manie. Ac eken halkmz iin lmeye hazr bir gizli ordu.
Manfred ensesindeki salarn dikildiini hissetti.
Askerler, Manie. Bizim ulusumuzun frtna birlikleri.
Sen onlardan biri misin, Roelf?
Evet, Manie. Sen de ylesin. Yksek konseyin dikkatini ektin. Kaderi-
mize katlmak zere seni davet etme emri aldm.
Liderlerimiz kim? Bu gizli ordunun ad ne?
reneceksin. Ballk yemini ettikten sonra hepsi sylenecek sana. G-
rev arsn kabul ediyor musun, Manfred De La Rey? niformay giyip bu
ordunun saflarnda savaacak msn?
Manfred de uzanp Roelf'un omzunu kavrad, gzleri akt.
Tm kalbimle, dedi Manfred alak sesle. Tm kalbimle katlyorum
size.

Blgeler aras ampiyona on gn sryor, her siklette be karlama ya-
plmas gerekiyordu. Bu durumda her adayn gn ar maa kmas lazmd.
Manfred kendi kilosunda iki numaray ekmiti. u anda ampiyon olan-
la ancak finalde karlaacak demekti. ampiyonluu halen srdren ocuk,
Witwatersrand niversitesi Tp Fakltesi'nden yeni mezun olmutu. imdiye
kadar yenilgiyi tatmam, Olimpiyatlar biter bitmez profesyonellie niyetle-
nen biriydi. Kalahari Aslan sonunda onunla kapmak zorundayd.
Manfred ilk iki karlamasn hakaret saylacak bir kolaylkla kazand.
Rakipleri onun hretinden morallerini kaybedip ikinci raundda yerlere seril-
diler. aramba gn dinlenme gnyd Manfred iin.
Kaldklar niversitenin yatakhanesinden daha arkadalar kalkmadan kt,
kahvalty beklemeden Johannesburg istasyonundan sabah kalkan trene yetiti.
Yolculuk bir saatten fazla srmeyecekti.
Pretoria istasyonunun bfesinde iki lokma bir kahvalt etti, sonra yaya ola-
rak yola koyuldu.
Pretoria Merkez Cezaevi irkin, dikdrtgen bir binayd. ersi hem kasvetli,
hem rktcyd. damlar burada yaplr, mr boyu hapis cezalar burada
ekilirdi.
-304-
Manfred ziyareti kapsna yneldi, glmsemeyen grevliyle konuup bir
bavuru formu doldurdu.
Bir soru onu kararszla itti. Hkmlyle yaknl. Biraz dndkten
sonra oraya, Olu, diye yazd.
Formu grevliye uzattnda adam batan sona yava yava okudu, sonra
ban kaldrp Manfred'i inceledi. Baklar ciddi ve resmiydi. Bunca yldr
tek ziyaretisi olmad, dedi.
Daha nce gelemedim. Manfred kendini hakl gstermeye alyordu.
Nedenleri vard.
Herkes yle syler. Adamn yz ifadesi biraz deiti. Boksrsn sen,
deil mi?
Evet, diyerek ban sallad Manfred. Sonra bir sezgiye uyup OB gizli
iaretini yapt. Adamn baklar aknlkla bir an parlad, sonra nne bakt.
Pekl o halde. Otur uraya. Hkml hazr olunca seni arrm. Bun-
lar syledikten sonra o da gizlice Ossewa Brandvvag'n cevap iaretini yapt.
Cumartesi canna oku o piin, diye fsldad, arkasn dnd. Manfred
afallamt. Ama katld kardelik rgtnn nasl dal budak salm olduunu
renmek de houna gitmiti.
On dakika sonra grevli Manfred'i pencereleri parmaklkl, yeile boyal
bir hcreye gtrd. Ortada yalnzca bir masa, tane de sandalye vard. San-
dalyelerin birinde ihtiyar bir adam oturuyordu. Yabanc biriydi. Manfred bek-
lenti dolu baklarla evresine baknd.
Yabanc yavaa ayaa kalkt. Yllar onu kamburlatrmt. Cildi buru-
mu, ar ilerde alrken gneten leke leke olmutu. Salar pek seyrek,
pamuklar kadar beyazd. Aralardan kafasnn leke dolu derisi grnyordu.
ncecik boynu, kaplumbaa boynu gibi kr krt. Gzlerinde hi renk yoktu.
Solgun, kenarlar krmz, ileri ya doluydu.
Baba, dedi Manfred. nanamamt. Adamn bir kolunun yok olduunu
grmek amt gzn. htiyar sessizce alamaya balad. Omuzlar sarsl-
yor, gzlerinin krmz kenarlarndan yalar tayor, yanaklarndan aaya
yuvarlanyordu.
Baba! inden ykselen fke, hakszla isyan, soluunu tkyordu
Manfred'in. Ne yaptlar sana?
Babasn kucaklamak zere frlad. Kendi yzn grevliden saklamak is-
terken, babasn da korumak, onun zayfln da belli etmemek istiyordu.
Baba! Baba! diye tekrarlyordu aresizlik iinde. Adamn sska omuzla-
rn okad, ban evirip grevliye yalvaran baklarla bakt.
- 305 - Hkmedenler / F:20
Sizi yalnz brakamam. Kural byle, iimi kaybederim.
Ltfen, diye fsldad Manfred.
Bana bir karde olarak sz verir misin kamasna yardm etmeyeceine?
Karde olarak sz, dedi Manfred.
On dakika o halde. Sizi daha ok yalnz brakamam. Arkasn dnd, -
karken yeil kapy tekrar kilitledi.
Baba. Manfred titreyen ihtiyar sandalyeye oturttu, kendisi yanna diz
kt.
Lothar De La Rey avucuyla slak yanaklarn sildi, glmsemeye alt,
olmad. Sesi titredi. u halime bak... kocakarlar gibi titriyorum. Seni grme-
nin okundan oldu. Ama geti artk. yiyim. Dur, bir bakaym sana. Bir sani-
ye bakaym yle.
Geri ekilip Manfred'in yzne dikkatle bakt. Ne yaman adam olmu-
sun. Gl ve salam. Benim o yataki halim gibi. Parmak ularyla Manf-
red'in yz hatlarn izledi. Eli souk, derisi kpekbal derisi gibi sertti.
Hakkndaki yazlar okudum, olum. Gazete okumamza izin veriyorlar.
Seninle ilgili her eyi kestim, iltemin altnda saklyorum. Gurur duyuyo-
rum... ok gurur duyuyorum. Hepimiz yle. Btn buradakiler. Keler bile.
Baba! Sana nasl davranyorlar? diye onun szn kesti Manfred.
yi, Manie, iyi davranyorlar. Lothar nne bakt, dudaklar umutsuz-
lukla sarkt. Tek kt yan... mr boyu, ok uzun bir zaman. ok uzun, Ma-
nie. Ara sra aklma ller geliyor. O engin ufuklar, dumanl mavi gkler. Su-
sup tekrar glmsemeye alt. Ve seni de her gn dnyorum. Tanr'ya
her gn, 'Oluma gz kulak ol,' diye yalvaryorum.
Yo, baba... ltfen, diye yalvard Manfred. Yapma! Beni de alatacak-
sn. Dizleri zerinden kalkt, teki sandalyeyi babasnnkine yaklatrd.
Ben de hep seni dndm, baba. Her gn. Sana yazmak istedim. Tromp
Amca'yla konutum ama, dedi ki en iyisi...
Lothar onun elini tutup susturdu. Evet, Manie, en iyisi oydu. Tromp
Bi-erman akll, bilge adamdr. En iyisini bilir. Daha inandrc biimde
glmsedi. Boyun ne kadar uzam! Sann rengi tpk benimkinin eski
rengi. yi olacak sonunda, biliyorum. Ne karar verdin hayatnla ilgili? abuk
syle bana. Vaktimiz o kadar az ki!
Stellenbosch'da hukuk reniyorum. Birinci snf nc olarak bitirdim.
Harika bir ey, olum. Ya sonra?
Emin deilim, baba. Ama sanyorum ulusumuz iin dvmem gerek.
Galiba halkma adalet getirmek iin savamaya arldm.
-306-
Politika m? diye sordu Lothar. Manfred evet anlamnda ban sallayn-
ca, Zor yoldur, kvrmlarla, virajlarla doludur, diye devam etti. Ben her za-
man dosdoru giden yolu tercih etmiimdir. Altmda bir at, elimde bir tfek-
le. Kkr kkr gld. Ama bak o yol sonunda beni nereye getirdi!
Ben de savaacam, baba. Vakti geldiinde, kendi setiim sava alann-
da savaacam.
Ah, olum, tarih bizim halkmza ok zalim davranmtr. Bazen bana
yle geliyor ki, her zaman boyunduruk altnda kalmaya mahkm edilmiiz.
Yanlyorsun! Manfred'in yz ifadesi sertleti, sesi ykseldi. Bizim de
gnmz gelecek. afa skyor bile o gnn. Artk uzun sre boyunduruk
altnda kalacak deiliz. Babasna anlatmak istiyordu ama, aklna yemini ge-
lince sustu.
Manie. Babas ona daha yaklat, eildi, hcrenin drt bir yanna bakp
olunun ceket kolunu ekitirdi. Elmaslar... elmaslar hl sende mi? diye
sordu, cevab Manfred'in yznden hemen okudu.
Ne oldu onlara? Lothar'n yz acyla kasld. Onlar benim sana
mira-smd. Sana brakabileceim bir tek onlar vard. Neredeler?
Tromp Amca... onlar yllar nce buldu. Onlar uursuz ve kt dedi. ey-
tann paralar dedi. Bana yok ettirdi hepsini.
Yok mu ettirdi? Lothar'n az ak kalmt.
Balyozla krdrd. Toz ettirdi. Hepsini.
Manfred babasnn iinde o eski amansz atein ykselir gibi olduunu
hissetti. Lothar ayaa frlayp hcreyi drt dnmeye koyuldu. Tromp
Bier-man, seni bir elime geirebilseydim! Her zaman byle inat, ikiyzl bir
sahtekrdn... Susup olunun yanna dnd.
Manie, tekiler de var. Hatrlamyor musun? Kayann tepesinde... lde-
ki tepede. Onlar oraya senin iin braktm. Oraya dnmen gerek.
Manfred ban evirdi. Yllardr o anlar kafasndan silmeye uramt
hep. Ktlk dolu anlard onlar. Korku, sululuk duygusu ve ac dolu. O gn-
leri hayatndan silmek abasndayd. ok uzun zaman gemiti zerinden.
Neredeyse baanyordu da unutmay. Ama imdi, babasnn szlerini duyunca
o kangren kokusu tekrar burnuna geldi, torbann kaya oyuundan aaya
doru kayn grr gibi oldu.
Orann yolunu unuttum, baba. Dnyada bulamam.
Lothar onun kolunu ekitiriyordu. Hendrick! deyiverdi. Swart
Hend-rick! O biliyor. Seni gtrebilir.
-307-
Hendrick! Manfred gzlerini krptrd. Yar unuttuu bir isim, gemi-
ten bir hayal. Birden dev siyahn top gllesi gibi kel kafas gznn nnde
belirdi. Hendrick, diye tekrarlad. Ama o gitti. Nerede olduunu bilmiyo-
rum. le dnd. Onu asla bulamam.
Yo! Yo, Manie, Hendrick burada. Witwatersrand blgesinde, yaknlarda
bir yerde. Artk ok nemli bir adam oldu. Kendi halk arasnda bir lider.
Nereden biliyorsun, baba?
Kulak gazetesi. Biz burada her eyi duyarz. Dardan gelenler oluyor,
haber getiriyorlar. Her eyi duyuyoruz. Hendrick bana haber yollad. Beni
unutmad. Biz silah arkadaydk. Birlikte on bin mil yol aldk, yzlerce sava
verdik. Bana haber yollad, bu lanet olas drt duvar arasndan kurtulabilirsem
kendisini nerede bulacam bildirdi. Lothar tekrar eilip olunun ban
kendine ekti, dudaklarn onun kulana dayad, arabuk bir eyler fslda-
yp geri ekildi. Gidip onu orada bulmalsn. O seni Okavango Nehri'nin ya-
knndaki granit tepeye gtrr... ah, ne kadar isterdim seninle birlikte le
gelmeyi!
Kilidin ald duyuldu, Lothar'olunun kolunu umutsuzca sarst. Sz
ver gideceine, Manie.
Baba, o talar uursuz.
Sz ver, z olum benim! Bunca yl bouna ekmediimi bileyim. O ta-
lar almaya gideceine sz ver.
Sz, baba, diye fsldad Manfred. O srada grevli de ieriye giriyordu.
Sre bitti, zgnm.
Yarn yine gelip babam grebilir miyim?
Adam ban iki yana sallad. Ayda bir ziyaret, o kadar.
Sana yazarm, baba. Lothar' kucaklamak zere dnd. Bundan byle
her hafta yazarm sana.
Lothar ban sallarken yz ifadesizdi. Kapatmt yz ifadesini. Evet,
dedi. Bir ara yazarsn bana. Dnp hcreden kt.
Manfred kapanan yeil kapya bakt. Grevli uzanp onun omzuna dokun-
du. Haydi, gel. Manfred onun peinden ziyareti kapsna yolland. i kar-
mak duygularla doluydu. Binadan kp gnei hissettii zaman ban kal-
drp o kocaman Afrika gklerine bakt, babasnn zlemle sz ettii o duygu-
yu o zaman anlad.
inde kr, umutsuz bir fke vard. Gnler getike o fke daha da glendi.
Seyirci sralar arasndan ringe doru yrrken doruuna vard. Manfred ring
iplerini geerken srtnda ipek kimono, yreinde ise ldrme duygular vard.
-308-
Centaine, Blaine'den ok daha nce uyand. Uykuyla ziyan ettii her sa-
niyeye acyordu. Dars hl karanlk olmalyd. Kk yksek bir dan ete-
inde olduundan, gnn ilk klarn zaten alamyordu. Ama bahedeki ku-
lar o uykulu sesleriyle tmeye balamlard. Centaine duvarlara takoma ve
hanmeli sardrlmasn emretmi, kularn evresi duvarla evrili minik bah-
eye gelmesini bu yolla salamt. Yine onun emriyle, ku yemi konan kutu-
lar iki gnde bir bahvan tarafndan doldurulyordu.
Aylar srmt kendine uygun bir kk bulmas. Bir kere evresi kapal
olmalyd. Hem kendi Daimler'ini, hem Blaine'in yeni Bentley'ini alacak ka-
dar park yeri olmalyd. Bu arabalarn ikisi de derhal dikkat ekebilecek tr-
dendi. Parlamento binasna ve Blaine'in bakanlk binasndaki alma odas-
na on dakikada yrnebilecek kadar yakn olmalyd. Da manzarasn almal,
moda olmayan bir mahallede olmal, tandklarla burun buruna gelme ihtimali
bulunmamalyd. Ama bunlarn hepsinden nemlisi, onun sevebilecei bir
yer olmalyd.
Bu eve ilk girdiinde, duvardaki solmu duvar ktlarn, yerdeki hav d-
klm haly grmedi bile. Salonun ortasnda durup kendi kendine glmsedi.
Burada mutlu insanlar yaam, belli, dedi. Evet, bu ev olsun. Alyorum.
Tapuyu kendi holding irketlerinden birinin adna kartt, onarm ve ye-
nileme ilerinde hibir mimara, dekoratre gvenmedi. Her eyi kendisi plan-
lad, kendi elleriyle yapt.
Dnyann en gzel ak yuvas olmal, diyordu kendi kendine. Marangoz-
lardan, su tesisatlarndan, boyaclardan hep kusursuz i bekliyordu. Drt mi-
nik yatak odasnn duvar ktlar skld, ara duvarlar ykld, tm alan, bir
tek kocaman oda haline getirildi. Balkon kaplar baheye alyordu. Kar-
snda Masa Da'nn yamac sarp biimde ykselmekteydi.
Blaine'e ve kendisine ayr zel banyolar koydurdu. Onunki yakut krmzs
damarl, krem rengi talyan mermerindendi. Musluklar yunus biiminde altn
yaldzlyd. Centaine'inki ise pembe ipek Bedevi adrlarn hatrlatyordu.
Yatak mzeye layk bir parayd. talyan Rnesans tarz, fildii ve altn va-
rak sslemeli. Blaine yata ilk grdnde, stediimiz zaman zerinde polo
da oynayabiliriz, demiti. Centaine ok sevdii Turner tablosunu getirip
oraya ast. Gne ve altn bir deniz. Bonnard' yemek salonuna asp kris-
tal avizenin nn onu nasl aydnlattn seyretti. Queen Anne ve Louis
Quatorze gm koleksiyonundan en gzel paralar bfenin zerine yerle-
tirdi.
-309-
Kke drt devaml hizmetkr tuttu. Bunlar arasnda Blaine iin bir uak,
bir de fulltime bahvan vard. A Malaya'lyd. Nefis baharatl yemekler
yapyordu. Blaine'in de yemek tercihi o yndeydi zaten.
Parlamento binas yaknnda dkkn olan bir iekiyle, kke her gn ta-
ze iek gndermesi iin anlama yaplmt. Mahzene Centaine en nadide a-
raplar doldurmutu. Soutma odasnda jambonlar, peynirler, havyarlar, fme
mersin balklar, lks hayatn gerektirdii dier eyler hazrd.
Bunca zenli planlamaya ramen, burada ayda bir tek gece
geirebilirler-se kendilerini ansl sayyorlard. Geri arada alnm saatler
vard. Onlar elmas gibi deerliydi. Bazen leden sonralar buluuyorlard
orada. Isabel-la'nn Blaine'i polo oynuyor sand saatlerde.
Centaine dantel yastkta dnp ona bakt. Pancurlar arasnda szlen kta
Blaine'in hametli Romal burnu, geni az grnyordu.
Kepe kulaklar bile gzel, diye dnen Centaine, kkrdamamak iin
kendini g tuttu. yldan sonra onun yannda hl kendini ocuk gibi his-
sedebilmesi harikayd. Yataktan yavaa, ilteyi sarsmadan kalkt, zerine sa-
bahln alp banyoya yrd.
Salarn hzla fralarken aarm teller var m diye kontrol etti. Sonra ii
rahatlad, dilerini fralad, gz banyosunu yapt, yzne krem srd,
fazla-sini sildi. Blaine yzde kozmetik sevmezdi. Bideyi kullanrken,
Blaine'in bu bideyi ilk grdnde nasl akacktan atn hatrlayp tekrar
glmsedi.
Harika, diye barmt Blaine. Banyonun ortasnda at yala. Ne ka-
dar yararl!
Bazen ok romantik oluyordu Blaine. Centaine umutla glmsedi,
gardrop-tan yeni bir sabahlk daha ald. Hizmetkrlarn hepsi uyanmt.
Efendinin evde olmas nedeniyle sevinli ve heyecanlydlar. Blaine'i hepsi
pek seviyordu.
Yatan yanna dikilip onun yzne baktnda Centaine soluk soluayd.
Bunca zamandan sonra hl heyecanlanyordu ona bakarken.
Herkesin karsndan daha sadm, diye gururland. Daha grevine bal-
ym, daha sevgi doluyum, daha...
Blaine'in eli birden ona uzand, onu yakalayp yataa ekti... Centaine'in
azndan bir lk kurtuldu.
Demek hep uyanktn, diye bard. Seni numarac seni! Sana asla g-
venilmez.
Ara sra birbirlerini hl o bilinsiz cokunlua srkleyebiliyorlard.
Ama genellikle sevimeleri bu sabahki gibi, youn bir efkatle dolu oluyordu.
-310-
Birbirlerinden istemeyerek ayrldlar. A Hac'nn hazrlad kahvalty ka-
rmak istemiyorlard.
Centaine ona robdambrn getirdi. in ipeinden, zeri incilerle ili,
rengi lacivert, astar krmz, yakalar saten, komik bir eydi. Blaine, Baka
kimsenin nnde giymezdim bunu, dedi. Centaine onu doum gn armaa-
n olarak vermiti.
Birinin nnde giyersen sakn bana yakalanma! dedi Centaine de. Ama
Blaine artk almt onu giymeye. Houna gidiyordu.
El ele baheye ktlar, sofrada gazetelerini ellerine aldlar. Blaine nce
ekonomi sayfasn, borsa haberlerini okuduktan sonra spor sayfasna geer,
poloya zellikle ilgi gsterirdi.
Bakyorum dn deme vermisin, dedi Centaine. Bakanmz ok iyi
konumu.
Blaine, Pek iyi saylmaz, diyerek glmsedi. Kt demek daha doru.
Neymi bu gizli dernekler ii?
Militan kurulularla ilgili bir tartma. Grne gre sevimli Bay
Hit-ler'in ve siyasal yardaklarnn lhamyla domu bir ey.
Korkulacak bir yan var m? Centaine kahvesinden bir yudum ald. u
zengin ngiliz kahvaltlarna hl alamamt. Konuyu biraz hafife aldn.
Gzlerini ksp ona bakt. rtbas etmeye alyorsun, deil mi? Blaine'i
ok iyi tanyordu. Blaine glmsemeden edemedi.
Gznden hibir ey kamyor, deil mi?
Bana anlatabilir misin?
Aslnda anlatmamam gerek. Kalarn att. Ama Centaine hibir zaman
onun gvenini boa karm deildi. Aslnda ok kayglyz, dedi. Hatta
Ou Baas'a gre bu i, 1914'de De Wet'in komandolarn Kayser iin dv-
meye armasndan bu yana rastladmz en byk tehlike. Durum tabii po-
litik. Politik bir mayn tarlas. Duraklad. Centaine daha anlatacaklar oldu-
unu biliyordu. Sessizce onun karar verip devam etmesini bekledi. Pekl,
diye kararn verdi Blaine sonunda. Ou Baas benden bir soruturma komite-
sine bakanlk etmemi istedi. Kabine dzeyinde ve gizli. Ossevva
Brand-wag' soruturacaz. Bu derneklerin en an uta en popler olan.
Broedor-bond' dan bile beter.
Neden sen, Blaine? Bu i tehlikeli, yle deil mi?
Evet, yle. Beni Afrikaner olmadm iin seti Ou Baas. Tarafsz hakem
olarak. '
-311-
OB'den sz edildiini elbette duydum. Yllardr ad geiyor ama kimse
fazla bir ey bilmiyor.
An sa kanat milliyetileri. Yahudi dman, siyah dman. Her suu
ngiltere'nin kalleliine yklyorlar. Gizli ballk yeminleri, gece basknlar
falan. lkel insanlara yakacak bir hareket. Mein Kampf 'dan ilham almlar.
Ben daha okumadm o Kavgam kitabn. Herkes ondan sz ediyor. ngi-
lizce ya da Franszca bir evirisi var m?
Resmen baslmad. Bende Dileri Bakanl'nm bir evirisi var. Kbus
gibi bir ey. Ayp saylabilecek dncelerle dolu. plak saldrganlk felsefesi.
Sana okuyasn diye verirdim ama, alacak kadar da kt yazlm. fade
ettii duygular iini bulandrr.
Belki iyi bir yazar olmayabilir, dedi Centaine. Ama Blaine, kusurlar
ne olursa olsun, Almanya'y Weimar felaketinden sonra ayaa kaldran da
Hitler oldu. sizlik bulunmayan, ekonomisi canl olan bir tek lke varsa o da
Almanya. Benim Krupp'daki ve Fabern'deki hisselerim son dokuz ayda iki
kat deer kazand. Blaine'in yzndeki ifadeyi grnce birden sustu. Bir
ey mi oldu, Blaine?
O ban tabana brakm, Centaine'e bakyordu.
Alman silah sanayiinde hisselerin mi var? diye sordu alak sesle. Cen-
taine evet anlamnda ban sallad.
Altn standartndan ayrldmzdan bu yana yaptm en iyi yatrm...
Sustu. O konuyu hi konumamlard o gnden bu yana.
Senden benim hatrm iin hibir ey yapman istememitim, deil mi?
diye sordu Blaine. Centaine bunu bir dnd.
Hayr... hi istemedin.
Eh, imdi istiyorum. Alman silah sanayiindeki hisselerini sat.
Centaine armt. Neden, Blaine?
nk kanser propagandasna para yatrmak gibi ya da Cengiz Han'n
seferlerini finanse etmek gibi bir ey.
Centaine cevap vermedi. Yz ifadesizleti, gzleri dald, baklar mi-
yopluunu belli etti. Blaine bu ifadeyi onun yznde ilk defa grdnde te-
laa kaplmt. Zamanla anlam, almt ama. Bu ifadenin anlam,
Centa-ine'in o anda zihinsel hesaplarla megul olduuna iaret ederdi.
Hesaplarn bu kadar abuk yapabilmesi Blaine'i her zaman hayran
brakmt.
Derken gzleri yine anlaml bakmaya balad, yz glmsedi. Dnn
fiyatlaryla krm yz yirmi alt bin sterlin. Zaten satma zaman gelmiti.
Londra'daki simsarma telgraf ekerim. Postane alr almaz.
Teekkr ederim, sevgilim. Ama keke baka bir yerden kr etmi olsaydn.
-312-
Belki durumu yanl deerlendiriyorsundur, hayatm. Hitler belki senin
sandn kadar kt biri deildir.
Benim sandm kadar kt olmas art deil, Centaine. Kavgam'da yaz-
d kadar kt olsa, kbuslar atosuna bir numaral aday olmasna yeter.
Blaine azna bir lokma daha att, keyifle inedi. Centaine onu mutlu mutlu
seyrediyordu. Blaine lokmasn yuttu, gzlerini at, ataln havada sallaya-
rak konunun kapandn belli etti.
Neyse, bu gzel sabahta bu kadar korku hikyesi yeter, diyerek glm-
sedi. Bana spor sayfasn okusana, kadn!
Centaine sayfalan evirdi, yksek sesle okumaya hazrland... ama birden
yznn rengi soldu, oturduu yerde salland.
Blaine ban elinden brakp yerinden frlad, onun arkasna kotu,
omuzlarn tuttu. Ne oldu, sevgilim? ok telalanmt. Centaine onun elle-
rini omzundan silkti, elinde titreyen gazeteye bakmaya devam etti.
Blaine de bakt. Dnk yanlarn sonulan vard. Centaine'in at
Bonhe-ur da girmi, yans ba farkyla kaybetmiti. Ama bu sarslmann
nedeni o olamazd.
Centaine'in sayfann altna bakmakta olduunu fark etti, onun bakn iz-
ledi, orada bir boksrn fotorafn grd. Kameraya poz vermiti. Yumruk-
lar havada, yakkl yznde karanlk bir ifade. Centaine daha nce boksa
hi merakl deildi. Blaine iyice ard. Sonra resmin altndaki bal okudu.
YUMRUKLAR SAVAI
BLGELER ARASI AMPYONADA KLAS GSTERS
Bu da bir anlam ifade etmiyordu. Resmin alt yazsna eildi. Kalahari As-
lan Manfred De La Rey, ampiyona meydan okuyor. Ma zorlu geecek.
Manfred De La Rey! Blaine bu ad alak sesle tekrarlad, en son nerede
duyduunu hatrlamaya alt. Sonra gzleri parlad, Centaine'in omzunu
skt.
Manfred De La Rey! Windhoek'de o kadar aradn ocuk. O deil mi bu?
Centaine ban evirmedi. Yalnzca hafife salland.
Neden ilgileniyorsun onunla, Centaine?
Centaine duygusal adan byk bir sarsnt iindeydi. Olmasa... belki
baka trl bir cevap verirdi. Ama kendini tutamadan szler azndan
frlay-verdi. O benim olum. Evlilik d olum.
Blaine'in eli omzundan ekildi, soluunu sesli ald duyuldu.
-313-
Bu tepki pek hzlyd. Centaine iinden, delirmi olmalym, diye dn-
d. Ona asla sylememeliydim. Blaine bunu asla anlayamaz. Beni asla ba-
lamaz.
Ban evirip onun ok dolu ifadesini grmeye cesareti yoktu. nne
bakt, ellerini gzlerine bastrd.
Onu kaybettim, diyordu iinden. Blaine ok kat ahlak. Bunu kabullene-
mez.
Seni seviyorum, dedi yalnzca Blaine. Centaine gzyalarndan boul-
mak zereydi. Tm gcyle kendini ona doru att, onu smsk kucaklad.
Ah, Blaine, bana kar yle iyisin ki!
Bana anlatmak istiyorsan sana yardmc olmaya hazrm. Konumak is-
temiyorsan, onu da anlarm. Bir tek ey var... ne olmusa... ne yapmsan... sa-
na olan duygularm deitiremez.
Sana anlatmak istiyorum. Centaine gzyalarn tutmaya alt, gzle
rini onunkilere kaldrd. Senden sr saklamay asla istemedim. Yllardr sy
lemek istedim. Ama ben korkan biriyim.
ok kusurun olabilir ama korkak asla deilsin sevgilim. Blaine onu tek-
rar oturttu, kendi sandalyesini onunkine yaklatrd, elini tuttu, dinlemeye ha-
zrland.
imdi anlat bana, diye emir verdi.
O kadar uzun bir hikye ki! Sen dokuzda kabine toplantsnda olacaksn.
Devlet ileri bekleyebilir. Senin mutluluun dnyada benim iin en
nemli konu.
Centaine anlatmaya balad. Lothar De La Rey'in onu nasl kurtardn,
kendisinin Hani Madeni'ni nasl kefettiini, Manfred'in lde nasl dodu-
unu...
Hibir ey saklamad. Lothar'a olan sevgisini anlatt. Terk edilmi, yalnz
bir cadnn, kurtarcsna duyduu ak. Sonra Lothar manevi annesini ldr-
d zaman o sevginin nasl nefrete dntn de anlatt. ocua da bula-
mt duyduu nefret. Doduu zaman ona bakmay, yzn grmeyi bile na-
sl reddettiini itiraf etti.
Kt ve haince davrandm, diye fsldad. Ama kafam karmakarkt.
Korkuyordum. Bir pile dnersek Courtney ailesi beni istemez, diye dn-
yordum. Ah, Blaine, bin kere piman oldum sonradan. Lothar De La Rey'den
ne kadar nefret ettiysem, kendimden de bir o kadar nefret ettim.
Johannesburg'a gidip onu tekrar grmek ister misin? ampiyonay sey-
retme bahanesiyle uaa atlayp gidebiliriz.
-314-
Bu szler Centaine'i artt. Biz mi dedin? diye sordu. Biz mi, Blaine?
Seni yalnz yollayamam. Bu kadar tedirgin edici bir eye, asla.
Ama sen gelebilir misin? Ya Isabella?
u anda senin ihtiyacn daha nemli. Gitmek istiyor musun?
Ah, evet, Blaine. Evet, ltfen. Son gzyalarn dantel peetesiyle kuru-
lad, keyfi yerine geldi. Baka kadnlarn apka deitirmesi kadar kolaylkla,
ruhsal durumunu deitirebiliyordu Centaine. Blaine onun bu yeteneine her
zaman hayranlk duymutu.
Centaine planlara balamt bile.
aa gneybatdan bu akam dnecekti. Abe'e telefon aar, yola ne za-
man ktklarn sorarm. ler yolundaysa yarn Johannesburg yoluna koyulu-
ruz. Kata, Blaine?
Ne kadar istersen o kadar erken. Bugn leden sonra masam toparla-
rm, Ou Baas'la da konuurum.
Bu mevsimde orada hava iyi olmal. Belki birka frtna ve saanak olur,
o kadar. Blaine'in bileini tutup kolundaki Rolex saate bakt. Hayatm, acele
edersen kabine toplantna hl yetiebilirsin.
Onu garaja kadar geirdi. Grevine bal zevce rolndeydi hl.
Bent-ley'in ak penceresine eilip onu pt.
aa gelince senin bronu ararm, diye fsldad. Toplantdaysan
Do-ris'e mesaj brakrm. Doris, Blaine'in sekreteriydi. likilerini bilen az
sayda insandan da biriydi.
Blaine gidince Centaine yatak odasna koup telefona sarld. Windhoek
hatt parazitliydi. Abe'in sesi sanki Alaska'dan geliyordu.
afakta yola ktlar. Neredeyse be saat oluyor, diyordu. David de
onunla.
Rzgr nasl, Abe?
Yol boyu kuyruk rzgr alacaklar herhalde. Saatte yirmi belki otuz mille
gelirler.
Teekkr ederim. Ben onlar ini alannda bekleyeceim.
O biraz garip olur. Abe kararsz gibiydi. Dn madenden ayrlrlarken
pek fiskos ediyorlard. Benim geirmeme izin vermediler. Belki yanlarnda
birileri vardr.
Centaine refleks sonucu kalarn att. asa'nn apknlklarn ayplamak
iinden gelmiyordu aslnda. Thiry kan, deyip geiyordu. Kzlarn onu be-
enmesinden gurur duyuyordu. Konuyu hemen deitirdi.
Teekkrler, Abe. Ben yeni Namaqualand kira kontratlarn onayladm.
Sen ayrntlar sapta. Be dakika kadar i konutular, sonra Centaine telefo-
-315-
nu kapad. U yeri daha arad. Hepsi i telefonuydu. Sonra Weltevreden'deki
sekreterini arayp drt mektup dikte etti, Londra'daki simsara da bir telgraf
yazdrd: Krupp ve Farben hisselerimin hepsini satn.
Telefonu kapatp Hac'yla Miriam' ard, yokluunda eve nasl
baka-caklaryla ilgili talimat verdi, sonra hzl bir hesap yapt. asa'mn ua
Dragon Rapide, saatte 150 deniz mili hzla yol alabildiine gre, le
olmadan Youngsfield'e inerlerdi herhalde.
Bakalm Master asa'nn kzlar konusundaki zevki son zamanlarda ge-
limi mi!
kp Daimler'e bindi, yavaa dan evresinden doland. Malay
Mahal-lesi'nin dar sokaklarnda mezzinin mminleri namaza aran ezan
sesi yanklanyor, balk satanlarn bartlar, ocuklarn ciyaklamas da araya
karyordu. Groote Schuur Hastanesi ve niversitesi, tam Cecil Rhodes
Malikne-si'nin bitiiindeydi. Rhodes'un ulusa miras olan muhteem
maliknenin.
Bir niversite iin dnyann en gzel yeri olmal, diye dnd Centaine
iinden. niversiteyi grmek yine aklna asa'y getirmiti. aa bu yl ikin-
cilikle tamamlamt niversitede.
Blaine, asa'mn notlarn tartrlarken, Birinci olanlardan hep kuku du-
yarm, demiti. ou kendilerine zarar verecek kadar zeki olur,
evrelerin-dekilere de pek bir yarar salamazlar. Ben baarya ancak byk
abalarla ulaabilen normal fanileri tercih ederim.
Onu marttm m sylemek istiyorsun, diyerek glmsemiti Centa-
ine. Ama asa'y bana kar hep savunan sensin.
Senin olun olmak dnyann en kolay ii deil, sevgilim.
Ona iyi davranmadma m inanyorsun?
Yo, ona ok iyi davranyorsun. Belki onun yararna olmayacak kadar iyi.
Ama ona pek kprdama alan tanmyorsun. Fazla baarl ve hkimsin. Her
eyi sen yapm, baarmsn. O kendini kantlamak iin ne yapabilir?
Blaine, ben ona tahakkm etmiyorum.
Hkimsin dedim, tahakkm ediyorsun demedim. kisinin arasnda fark
var. Ben seni o hkim tavrndan tr seviyorum. Tahakkm etmeye eilimli
biri olsan, nefret ederdim senden.
Bu kullandn dili hl anlayamyorum. Szlkten bakacam.
asa'ya sor... ngilizce tek birincilik ald ders, diyerek gld Blaine
sonra kolunu onun omuzlarna att. Dizginleri biraz gevetmelisin, Centaine.
Ona kendi hatalarn yapma, kendi zaferlerinden gurur duyma frsat tan. Ava
-316-
kmak istese bile. Sen eti yenmeyen hayvanlar ldrmeye kar olabilirsin
ama Courtney'lerin avc olarak byk n vardr. Rahmetli General Courtney
yzlerce fil ldrmt. asa'nn babas da avlanrd. Brak ocuk da hevesi-
ni alsn. Ona senin kendi elinle vermediin yalnz iki ey var. Biri av, biri de
polo.
Ya pilotluk? diye meydan okudu Centaine.
zr dilerim. Bir de o.
Pekl, hayvanlar katletmesine izin vereceim. Ama Blaine, sylesene
bana, poloda Olimpiyat takmna girebilir mi sence.
Dorusunu istersen sanmyorum sevgilim.
Ama iyi oynuyor! Sen kendin syledin. Evet, dedi Blaine. yi
oynuyor. Atei, atakl yerinde. Ama tecrbesi eksik. Seilse bile, en gen
uluslararas oyuncu o olur. Ama ben seileceini sanmyorum. Bence Clive
Ramsay seilir onun yerine.
Centaine ona bakyordu. O da ifadesiz gzlerle kadna bakt. Centaine'in
aklndan geenleri biliyordu. Blaine ulusal seme komitesindeydi.
David Berlin'e gidiyor. Centaine olaylar iyi izliyordu.
David Abrahams insan klna girmi bir ceylan, dedi Blaine mantkl
bir tavrla. ki yz metrede dnya drdncs, drt yz metrede dnya ikin-
cisi. Gen aa ise seilmek iin dnyann en iyi on oyuncusuyla yarmak
zorunda.
asa'y Berlin'e yollayabilmek iin neyi olsa feda ederdim.
Herhalde ederdin, diye kabul etti Blaine. Centaine, Cape Town
niver-sitesi'nin mhendislik okuluna yeni bir bina bile yaptrmt.
Courtney Binas. Bunu asa'nn Oxford'a gitmek yerine orada okumasna
karar verdikten sonra yapmt. Evet, hibir konuda hasislik etmeyeceini
biliyordu Blaine.
nan bana, sevgilim, elimden geleni yapp... Duraklad. Centaine mitle
ona bakt. ... asa'nn ad tartlrken odadan kacam.
Centaine o konumalar dnrken, Amma da drst! diye patlad,
yumruunu fkeyle Daimler'in direksiyonuna indirdi. Sonra birden kkteki
fildii ve altn varakl yatak geldi gznn nne. Belki de baka bir sfat da-
ha doru olur, diye karar verdi.
ni pisti botu. Daimler'i hangarn yanna park etti. aa inerken onu ha-
vadan gremeyecekti. Sonra bagajdan yolculuk halsn kard, bir aacn al-
tna yayp beklemeye koyuldu.
Gzel bir yaz gnyd. Tatl bir rzgr esiyor, sca biraz hafifletiyordu.
-317-

Halya yerleip eline Aldous Huxley'in Yeni Dnya adl kitabn ald. Ge-
en haftadan beri bitirmeye alyordu bu kitab. kide bir ban kaldrp ku-
zey gklerini tarayarak okumay srdrd.
David Abrahams pilotluu da komak kadar ok seviyordu. Zaten balan-
gta asa'yla yaknlamalarnn nedeni de buydu. Geri Abe Abrahams,
Cen-taine'in yannda alyordu, onun yllardr yakn dostuydu ama, genlerin
ikisi asl niversiteye ayn yl baladktan sonra yaknlamlard. Artk hi
ayrlmyorlard. niversite Uu Kulb'nn kurucu yeleriydiler. Centaine
de o kulbe bir eitim ua armaan etmiti.
David hukuk fakltesindeydi. Mezun olunca babasnn Windhoek'deki fir-
masnda alaca hemen hemen kesindi. O zaman otomatik olarak
Centa-ine'in kadrosunda saylacakt. Centaine ocuu yllardr dikkatle
incelemi, ona bir kusur bulamamt. asa'yla dostluundan da memnundu.
David babasndan daha uzun boylu, atletik vcutlu, ekici bir irkinlii
olan, akac suratl, gr kvrck sal, Abe gibi kocaman gaga burunlu bir de-
likanlyd. En gzel yanlan, kara udi gzleriyle ince uzun, duygulu elleriydi.
u anda o eller, Dragon Rapide'in kontrollerini kullanyordu. Hemen hemen
dinsel bir adanmlkla uuruyordu ua. Sanki bir ilka dininin trenini uy-
gulamaktayd. Uaa gzel bir canlym gibi davranyordu. aa ise mhen-
dis gibi uururdu ua. Anlay ve yetenek gsterir, ama David'in o mistik
ihtirasn paylamazd.
David ayn ihtiras kouya, hayatnn dier nemli olaylarna da uygulad.
asa'nn onu bu kadar ok sevmesinin nedenlerinden biri de buydu. Delikanl
asa'nn hayatna renk katyor, birlikte yaptklar her eyden zevk almasn
salyordu. Son birka haftay David'siz geirmek asa'ya olduka yavan
gelmiti.
Centaine'in bir yldr vermedii izni birdenbire vermesi zerine, iki gen
son snavn ertesi gn Dragon Rapide'e binip Hani Madeni'ne umulard.
Madende Doktor Twentyman-Jones kamp tehizatn hazrlam, onlar
bekliyordu. Hizmetkr kadrosu da, antaclarla, av yzcler ve alarla ha-
zrd. irket kadrosundan avclkta tecrbeli biri de geziye bakanlk etme g-
revini stlenmiti.
Deerli ekipbann sayesinde iki gen yaban hayatn daha iyi anlamaya
ve sevmeye baladlar. Kamp atei banda onlara ok gzel eyler anlatyordu
hocalar:
-318-
Her havyann lm, zc, ama kanlmazdr. Buna karlk bir orma-
nn, bir batakln, bir ovann lm, oralar tm canllar besleyen yerler ol-
duu iin, tam bir trajedidir. Eer Avrupa krallar ve soylular avc olmasalard,
avlanmay bu kadar sevmeselerdi, geyiin de, aynn da, dier nice hayvann
da bugn soyu tkenmi olurdu. Orman baltadan, kyllerin sabanndan
kurtaran hep avclar olmutur. Hayvanlar severek avlayan insanlar, yavru ve-
ren diileri, yeni doan yavrular korur, orman keilere, srlara kar savu-
nurlar. Yo, sevgili gen dostlarm, aslnda Robin Hood pis bir avcyd. Esas
kahraman, Nottingham erifiydi.
Bylece birlikte ok gzel gnler geirdiler. Her sabah kamptan yrye-
rek yola kyor, ortalk kararrken yorgun argn dnyorlard. Her biri bir as-
lan ldrd, avcln hznn ve sevincini bir arada tatt. Zenginlik iinde
domu olan aa, gnn birinde zerine ne ok sorumluluk bineceini anla-
m oldu.
Kadnlar gereksizdi. David byle olacan bilmi, sylemiti zaten. Ama
aa srar etmiti onlar getirmek iin. Bir tane kendisine, bir tane David'e.
asa'nm setii hemen hemen otuz yandayd. En iyi ezgiler, eski ke-
manlardan kar, diye t veriyordu David'e. Kadn boanmt da. Ben
kendi polo taylarm asla kendim eitmem. Kadnn iri mavi gzleri, olgun
krmz dudaklar vard ama, gereksiz bir beyin ykyle donatlm biri sayl-
mazd.
David ona Jumbo diye isim takt. yle kaln kafal ki, kafasnda iki fil
yan yana yryebilir, diye aklyordu bunun nedenini.
aa, Jumbo'dan David iin de bir arkadan getirmesini istemi, kadn da
bir baka boanm arkadan alp gelmiti. Uzun boylu, esmer, kvrck sal
bir kadn. Kollar bileziklerle, boynu kolyelerle doluydu. Fildii bir azlkla
sigara iiyordu. Keskin bir bak vard ama pek seyrek konuuyor, konu-
tuunda genellikle bir cin daha istemek iin ayordu azn.
David ona da Deve diye isim takt. Bitmeyen susuzluundan tr.
Ama kadnlar bu gezi iin idealdiler. Kendilerinden bekleneni sundular, gn
boyu kampta hi yaknmadan yalnz beklediler, kamp atei sohbetlerine kar-
p havay da bozmadlar.
Galiba geirdiim en zevkli tatildi, deyip arkasna yasland aa. Pilot
yerinde oturuyordu ama, ua yardmc pilot koltuundaki David'in kullan-
masna izin vermiti. Hem henz bitmedi. Kolundaki saate bakt. Cape
-319-
Town'a varmamza daha bir saat var. Sen rotay deitirme. Uu kemerini
at.
Nereye gidiyorsun? diye sordu David.
Bu soruya cevap verip seni utandrmayacam. Ama az sonra yanma De-
ve gelirse hi ama.
Senin iin gerekten kayglanyorum. David'in yz ciddiydi. Byle
devam edersen bir yrta neden olacaksn.
Kendimi hi bu kadar gl hissetmemitim.
Sen deil, arkada, ben Jumbo iin kayglanyorum. David ban zgn
zgn iki yana sallad. aa glmeye balad, arkadann omzuna bir aplak
atp arkadaki kabine geti.
Deve lgn bakl kara gzleriyle ona bakt, bluzunun nne biraz cin ve
tonik dkld. Jumbo kkrdad, koltuunda yana kayp asa'ya yer at.
aa kulana bir ey fsldaynca Jumbo arm grnd. Bu ifade de
yzne pek yabanc bir ifade deildi.
Mil-ykseklik kulb m? O da ne?
aa tekrar fsldad, kadn dnp yan pencereden aaya bakt.
Tanrm! O kadar yksekte olduumuzu bilmiyordum.
yelie kabul edilene zel bir bro hediye ediliyor. Altn ve elmastan.
Jumbo'nun ilgisi art verdi.
Sahi mi? Nasl bir bro?
Uan bir kedi. Kanatlar altn, gzleri elmas.
Kedi mi? Yani tyl bir... Susu verdi. aa Courtney, korkun bir insan-
sn! Gzlerini indirdi. aa dnp Deve'ye gz krpt.
Galiba David seninle konumak istiyor.
Deve sz dinleyip yerinden kalkt, taklann angrdatarak, iki yana yalpa
vurarak pilot kabinine doru ilerledi.
Bir saat sonra aa ua piste kayarcasna indirdi, burnu evirdi, hanga-
ra doru yrtt, sonra durdurdu.
Hangarn glgelerine park etmi Daimler'i ancak o zaman fark etti.
Cen-taine de arabann yannda ayaktayd.
f, Tanr akna! Mater burada. u dilberleri yzkoyun yere yatr!
ok ge, diye inledi David. Jumbo pencereden annene el sallyor, bak-
sana!
aa kendini elikletirip annesinin fkesine hazrlad, Jumbo kkrdaya-
rak, Deve'yle birlikte merdivenlerden indi.
-320-
Centaine hibir ey sylemedi. Daimler'in yan banda bir de taksi bekli-
yordu. aa kzlarn geleceini nereden bildiini annesine hi sormad. Cen-
taine taksiye eliyle iaret verdi, iki kadn buz gibi baklarla bindirdi.
Bagaj ykle, dedi asa'ya sert bir sesle. Yklenir yklenmez taksinin
ofrne, Onlar nereye gitmek istiyorlarsa oraya gtr, diye emir verdi.
Deve arka kanepede suratn asm oturuyordu ama, Jumbo pencereden
eilmi, asa'ya pckler yollayp duruyordu. Sonunda taksi uzaklat, aa
ban edi, annesinin buz gibi szlerinin krba gibi aklamasn bekledi.
Gezi iyi geti mi, hayatm? diye sordu Centaine tatl bir sesle. Yanan
uzatyordu oluna. ki kadndan bir daha sz eden olmad.
Harikayd! asa'nn pnde minnet ve rahatlama vard. Annesini ye-
niden grd iin gerek bir sevin de vard. Hemen geziyi anlatmaya ba-
lad ama annesi onun szn kesti.
Daha sonra, dedi. imdi Rapide'e benzin ikmali yap, kontrol ettir. Ya-
rn Johannesburg'a uuyoruz.
Johannesburg'da Carlton Oteli'nde kaldlar. Centaine otel irketinin yz-
de otuz hissesine sahip olduundan, kente ne zaman gelse kral dairesi ona ha-
zr tutuluyordu.
Yaknda bu otele byk bir onarm ve yenileme gerekecekti.
Johannes-burg'un orta yerinde, konumu ok iyiydi. Centaine akam yemei
iin giyinirken binay yktrp arsay baka trl deerlendirmeyi dnd.
Mimarlarndan bir rapor istemeye karar verdi. Sonra i konularn kafasndan
uzaklatrd, gecenin geri kalannda tm dikkatini Blaine'e yneltti.
Dedikodular kulak arkas edip o gece ikiye kadar dans ettiler. Gece kul-
b otelin at katndayd.
Ertesi gn Blaine'in Pretoria'da bir dizi toplants vard. Cape Tovvn'dan
ayrlabilmek iin zaten Isabella'ya kar bu bahaneyi ileri srmt. Centaine
de gn asa'yla geirdi. Sabah bir yandaki taylarn mezatna gittiler. Fiyat-
lar gln denilecek kadar yksekti. Bir tek hayvan aldlar. le yemeini
Dou Afrika Pavyonu'nda yediler. Centaine yemekten ok, evredeki kadn-
larn imrenme dolu baklarnn tadn kard.
Geceki boks mana gitmek iin hazrlanmaya bol bol zaman vard otele
dndklerinde. Blaine'i smokinini giymi, nnde viski ve soda ieleri hazr,
bekler buldular. Bir koltua oturdu, Centaine'in giyiniini seyretti. Yine evli-
-321-
Hkmedenler / F:21
lik oyunu oynuyorlard. Centaine kpelerini ona taktrd, nnde dolap na-
sl bulduunu sordu.
Daha nce hi boks mana gitmemitim, Blaine. Fazla m k giyindik?
nan bana. Siyah kravat gelenektir.
f, o kadar korkuyorum ki! Frsat bulsam bile, ona ne diyeceimi bilmi-
yorum... Sustu. Bilet buldun, deil mi?
Blaine gsterdi. lk sra. Araba ve ofr de ayarladm.
aa beyaz smokin ceketinin zerine beyaz ipek bir fular atm olarak oda-
ya geldi. Siyah kravat ok zarif bir biimde asimetrikti. Bylelikle kimse
onu, dm hazr, adi kravatlardan sanamazd.
Ne kadar yakkl grnyor! Centaine'in yrei sevgiyle doldu. Onu
nasl koruyacam kzlardan?
Geleneksel ampanyay imeden nce olunu pt.
aa, kinizi yenileyebilir miyin, efendim? diye sordu Blaine'e.
Teekkr ederim ama ben bir taneden fazla iemem aa. ocuk kendi-
ne hafif bir iki ald. Centaine iinden, ite bu konuda kayglanmama gerek
yok, diye dnd. ki hibir zaman asa'nn zayflklar arasnda yer alma-
yacakt.
aa kadehini kaldrd. Eh, Mater, boksa kar uyanan yeni ilginin ere-
fine. Oyunun kurallarn falan biraz rendin mi?
Galiba iki gen ringe kyor ve birbirini ldrmeye alyor. yle deil
mi?
Blaine, Bu doru ite, Centaine, diyerek gld. Daha nce asa'nn
nnde ona hi adyla hitap etmemiti. Centaine kimbilir kanc defa, olu-
nun bu iliki hakknda neler dndn merak etti. Herhalde seziyor olma-
lyd. Ama bu gece Centaine'in o karanlk kapy amadan da yeterince kay-
gs vard. ampanyasn iti, sonra ahane elmaslar, ipekler arasnda, hayat-
nn en nemli iki erkeini koluna takp bekleyen limuzine bindi.
nce hafif sikletlerin malarn seyrettiler. Atletler ufack, clz eylerdi.
Dvken horozlar hatrlatyorlard. Bir ara Blaine elindeki programa bakt,
Vakit geldi! dedi.
O srada seyircilerden kana susam gibi bir tezahrat ykseldi.
Geliyor, dedi Blaine. Centaine ban eviremedi.
Keke gelmeseydim, diye dnyordu. Yerinde bzld. Beni grmesini
istemiyorum.
-322-
Hafif-ar siklet boksr Manfred De La Rey ringe ilk kan oldu. Yann-
da kou ve iki yardmcs vard. Stellenbosch rencileri kyameti
koparyor-lard. Derken kar tarafn seyircileri de barmaya baladlar.
Grlt kulaklar sar edecek gibiydi. Manfred ringde hafife dans etti,
eldivenlerini kafasnn zerinde tokuturdu.
Salar biraz uzamt. Briyantin modasna da yz vermedii grlyordu.
Kprdadka bukleleri kafasnn evresinde bulutlar gibi dalgalanyordu. e-
nesi gl, aln ve yanak kemikleri belirgin, hatlar keskindi, ama en ok gz-
leri dikkati ekiyordu. Ak renk, vahi kedi cinslerinin gzleri gibi, zerinde
de kara kalar!
Omuzlar geniti. Dar kalalarna doru baaa bir piramit gibi iniyordu.
Bacaklar upuzun, vcudu yasz, kaslar glyd.
aa onu tand anda yerinde kaskat kesildi. Dilerini gcrdatrken, asla,
unutamad o balk tadn aznda hissetti.
Onu tanyorum, Mater, diye mrldand skl dilerinin arasndan.
Wal-vis Krfezi'ndeki iskelede kavga ettiim oydu. Centaine elini onun
koluna dayayp olunu sakinletirmeye alt. Ama ona bakmad.
Konumad da. Gzucuyla Blaine'e bakt, grd ifade zlmesine yol at.
Blaine'in yz ciddiydi. fkesi ve acs belli oluyordu. Belki bin mil
uzaktayken anlayl davranabiliyordu ama, Centaine'in gnahnn rnn
karsnda grnce herhalde ancak bu gnah onunla birlikte ileyen erkei ve
Centaine'in bundan ald zevki dnebiliyor olmalyd.
Ah, Tanrm, ne diye geldim, diye dnerek ikence ediyordu Centaine
kendine. O srada iinde bir eyin erir gibi olduunu duydu, cevab anlad.
Etimden et, kanmdan kan o benim, diye dnd. Karnnda onun arl-
n nasl hissettiini hatrlad. Analk igdleri kabard, onu boacak gibi
oldu. Bebein doumdaki ln yeniden duydu, kulaklarnn sar olmasna
ramak kald.
Olum! diye baracakt neredeyse yksek sesle. Benim z olum!
Ringdeki heybetli sporcu ban o yana evirdi ve Centaine'i ilk defa gr-
d. ki kolunu sarktt, enesini kaldrd, ona yle youn bir dmanlkla bakt
ki, Centaine suratna yumruk yemi gibi oldu. Sonra Manfred De La Rey
kararl bir hareketle ona arkasn dnd, kendi kesine yrd.
Blaine, aa ve Centaine, btn o tezahratn arasnda kazk gibi ve ses-
siz oturuyorlard. Hi birbirlerine bakmyorlard. Tek kprdayan Centaine ol-
du. alna sarnd, alt dudan srd, titremesini nlemeye alt.
-323-
O srada ampiyon da ringe kt. lan Rushmore, Manfred'den santim
kadar daha ksayd. Ama iriydi. Gs, kollar dev gibiydi. Siyah salar, kat
ifadesiyle tehlikeli bir grn vard.
Zil ald, lklar arasnda iki boksr ringin ortasnda karlatlar.
Centa-ine elinde olmadan kk bir lk att. Eldivenin ilk defa ete ve
kemie deiini duymak, grmek, onu sarsmt. Daha nceki malarda
dven o ty sikletlere oranla bu seferki sanki gladyatrlerin savayd.
ki boksr birbirini yumruklarken o hangisinin daha stn durumda oldu-
unu anlayamyordu. Derken raund balad gibi birdenbire bitti. Manfred
kesine dnd, orada adamlar yzn slak sngerlerle sildiler, kaslarn
yo-urdular, kulana bir eyler fsldadlar.
Manfred kara sakall kounun uzatt ieden az dolusu bir sv ald,
aznda dolatrrken Centaine'e bakt, baklarn ondan ayrmadan
azndaki-ni tkrk kabna tkrd. Centaine bunun anlamn anlad.
fkesini tkr-yordu ocuk ona.
Blaine mrldanyordu. Bence bu raund baa ba. De La Rey bir ey kay-
betmedi. Rushmore ise yoruldu.
Boksrler yine ayaa kalktlar, birbirlerinin evresinde dolanarak
yumruklatlar. Hi bitmek bilmiyordu. Centaine iinin bulandn hissetti
bu vahilik karsnda. iddet ve acnn sesiyle, kokusuyla, grnmyle
doluydu bu salon.
Raund bittiinde Blaine, Bu seferkini Rushmore ald, dedi alak sesle.
Centaine bu sakinlii yznden ondan neredeyse nefret edecekti. Kendisi ter
iindeydi. i bulanyordu. Blaine devam etti. De La Rey bundan sonra iki
raundda ii bitirmek zorunda. Bitirmezse, Rushmore onu hrpalar. Giderek
gveni artyor.
Centaine ayaa frlayp olanca hzyla bu salondan kamak istiyordu ama
bacaklarna komuta edemiyordu. O srada zil tekrar ald, iki boksr bir kere
daha birbirlerine doru ilerlediler. Centaine baka tarafa bakmaya alt, ya-
pamad. Hasta bir tutkuyla bakarken olup biteni grd. Her canl ayrntsn...
bir daha asla unutamayacan da anlad.
Krmz deri eldivenin savunmak zere kvrlm kollar arasndaki ufack
aralktan uzandn grd. teki adamn bann, cellat ilmiine taklm gibi
t diye geriye kvrldn grd. Islak buklelerinin her birinin dibinden frla-
yan ter damlalarn grd. Derin bir havuza ta atlm gibi yz hatlarnn her
biri kvrlp biim deitirdi, karnavallara zg bir ac maskesi haline geldi.
- 324 -
Yumruun sesini duydu Centaine. Bir eyin krlmasndan kan atrty
duydu. Avaz kt kadar bard. l binlerce grtlaktan kan sesin ara-
snda bouldu. Parmaklarn kendi azna sokup birbirini izleyen yumruklara
bakt. O kadar hzl geliyorlard ki, gzlerinin nnde eriyorlard sanki. Ses-
leri birbiriyle birleiyor, otomatik yumurta rpcsnn kard sese benzi-
yordu. O yumruklarn altnda etler krmz bir enkaza dnt. Centaine bir
yandan barmaya devam ederken, kendi dourduu ocuun gzlerinde o
korkun san lm klarn grd, onun kudurmu bir hayvan haline geliini
seyretti. Rakibi sendeliyor, eriyen, kemiksiz bacaklar zerinde kvrlyor, d-
yordu. Srtst serildi, grmeyen gzlerle tavan klarna bakt, ak duran
azndan bir hrlt kt. Manfred De La Rey onun evresinde dans etti. l-
drc kudurganlktan hl syrlamamt. Centaine onun ban geriye atp
kurtlar gibi ulumasn bekliyordu adeta. Ya da yerde yatann zerine atlp ka-
fasn koparmasn, bir zafer edasyla havaya kaldrmasn bekliyordu.
Gtr beni, Blaine, diye hkrd. kar beni buradan. Blaine'in kol-
lar onu ayaa kaldrd, kucana alp sokaa kard.
Geride brakt sesler yavaa duyulmaz oldu, Centaine yutkundu, bou-
lurken kurtarlm gibi cierlerine bol bol hava ekti.
Kalahari Aslan Berlin biletini kendi kesti, diye yazyordu gazeteler.
Centaine o anyla rperdi, gazeteyi elinden att, telefona sarld.
aa, eve ne zaman dnebiliriz? diye sordu.
Blaine o srada otel dairesinin banyosundan yanaklarnda tra sabunuyla
kt.
Kararn verdin mi? dedi telefon kapanr kapanmaz.
Onunla konumaya almakta yarar yok, diye karlk verdi Centaine.
Bana nasl baktn grdn.
Belki bir baka zaman... Blaine onu avutmaya alyordu. Ama gzle-
rindeki acy grnce yryp onu kollarna aldu
David Abrahams, Olimpiyat semelerinin ilk gnnde kendi 200 metre re-
korunu bir saniyeye yakn farkla krd. Ama ikinci gn o kadar iyi gemedi.
400 metredeki eski derecesini yarm metre farkla geebildi. Yine de ad o gn
yaynlanan atletler listesinde vard. Hem de yukarlardayd. Elini ilk skan, yan
banda oturan aa oldu. David de gidiyordu Berlin'e.
- 325 -
ki hafta sonra polo semeleri Johannesburg'daki inanda Kulb'nde ya-
pld, aa gnn son manda Blaine'in 'A' takmna kar oynayacak mit
takmna seildi. Centaine o gn tribnden olunun en harika oyunlarndan bi-
rini oynayn seyretti. Yine de biliyordu seilemeyeceini. Bu yzden h-
znlyd. Ama asa'nn takmdaki yer iin yart Clive Ramsay bir ara
atndan bir perende atarak dt. leden sonra yaplan rntgen muayenesin-
de, en az bir yl polo oynamamas gerektii belirtildi. Centaine heyecan iin-
de sonulan bekliyordu.
asa'nn durumu konuulurken Blaine gerekten izin isteyip salondan kt.
Geri dndnde ona Clive'n yerine asa'nn gidecei bildirildiinde,
iinde byk bir gurur duygusu kabard. Kendi olu olsa yine ayn eyi du-
yard herhalde. lk frsatta Centaine'e telefon edip haberi verdi. Cumadan
nce aklanmayacak ama, asa'nn da bileti kesildi.
Centaine cokudan ne yapacan bilemedi. Ah, Blaine, sevgilim, cumaya
kadar kendimi nasl tutarm? diye bard. Ah, Berlin'e mz birlikte
gitseydik iyi olmaz myd? Daimler'i alr, Avrupa'y arabayla geerdik. aa
daha Mort Homme'u hi ziyaret etmedi. Paris'te bir iki gn kalrdk. Sen be-
ni Laserre'de yemee gtrrdn. Yaplacak ne ok hazrlk var... ama cumar-
tesi grtmzde konuuruz.
Cumartesi mi? Blaine unutmutu.
Sir Garry'nin doum gn partisi. Masa Da'nda piknik! Bezgin bir
sesle iini ekti. Ah, Blaine, meru biimde bir arada olabileceimiz byle
ka gn var yl iinde?
Sir Garry'nin doum gn bu kadar abuk mu geldi bu sefer? Arada ge-
en yla ne oldu?
Ah, Blaine, unutmusun sen, diye sulad onu Centaine. Bana bu ha-
inlii yapamazsn. Bu ylki ifte kutlama olacak. Hem doum gn, hem a-
a' nn oyunlara seilmesi. Sz ver geleceine, Blaine.
Oysa Blaine hl kararszd. Isabeila'yla kzlar hafta sonu iin
Franscho-ek'e gtrmeye sz vermiti.
Sz veriyorum, sevgilim, geleceim. Centaine bu szn ona ne kadar
pahalya malolduunu asla bilemeyecekti. Isabella bunu ona nice kk za-
limliklerle detirdi.
ok zayflam, iskelet gibi kalmt Isabella. ncecik bacaklarnn kemik-
leri zerinde hi et yoktu. Dizleri birer dm gibi, ayaklar pek kocaman g-
rnyordu.
-326-
Kollar da yle inceydi ki. Kafasndaki kemiklerin zerinde bile et kalma-
m denilebilirdi. Dudaklar gerilmi, dileri frlamt. Glmsemeye alt-
nda ya da daha sk yapt gibi fke ifadesi yansttnda, kurukafalara ben-
ziyordu. Dietleri renksiz, hemen hemen beyazd.
Bunu nasl yaparsn, Blaine? diye soruyordu her zamanki an tiz sesiyle.
Bana sz vermitin, Blaine. Zaten seni pek az grebiliyorum. Bu hafta sonunu
ne zamandr bekliyorum. Susmak bilmiyordu. Blaine kulaklarn tkamak
istedi, yine onun vcudunu dnmekte olduunu fark etti.
Yllardr plak grmemiti onu. Yaklak yedi yldr. O sefer de odasna
yanllkla daldnda, onun masaj masasna uzanm, hemirenin masajna
katlanmaya alrken bulmutu. Yzndeki ifade dehet dolu olmalyd ki,
kadnlar ona baknca bozulmulard.
Isabella'nm dapdar gsnde her kaburgas grnyordu. Gsleri birer
bo torbayd. Kask tyleri, incecik bacaklarnn zerinde insan utandran bir
manzara oluturuyordu.
Defol! diye barmt Isabella ona. Blaine hemen gzlerini ondan ay-
rp kmt. Defol! Bir daha asla girme buraya!
imdi de sesinde ayn titreim vard. Git o halde pikniine. Madem mec-
bursun! Sana nasl yk olduumun farkndaym zaten. Benim yanmda iki da-
kika fazla geirmeye dayanamadn biliyorum.
Blaine artk dayanamyordu. Onu susturmak iin iki elini havaya kaldrd.
Haklsn, canm. Sylemem bile bencillikti. Bir daha szn etmeyelim. Ta-
bii seninle geleceim. Karsnn gzlerindeki zafer prltsn grd, ilk defa
olarak ondan gerek anlamyla nefret etti. Elinde olmadan, neden lmyor, diye
dnd. lse kendisi iin de, herkes iin de daha iyi olurdu. Sonra bu d-
ncesinden sululuk duydu, tekerlekli sandalyeye yrd, onun yzn
avular arasna ald, dudaklarn pt.
Bala beni ltfen, diye fsldad. Ama karsnn tabutu hl gznn
nndeydi. Isabella o tabutta sakin ve gzel yatyordu. Gzlerini smsk yu-
mup o hayali uzaklatrmaya alt, baaramad.
Bir sre birlikte olmak ne elenceli olacak. Isabella onun uzaklamas-
na izin vermiyordu. Artk konumaya o kadar az frsat buluyoruz ki! Parla-
mentoda ok vakit geiriyorsun. Bakanlk grevlerin olmad zaman da po-
lo sahasndasn.
Seni her gn gryorum. Hem sabah, hem akam.
Biliyorum... ama hi konumuyoruz. Daha Berlin'i bile konumadk. Oy-
sa vakit geliyor.
-327-
Konuacak bir ey mi var, sevgilim? diye dikkatle sordu Blaine. Bir
yandan da kendini ondan kurtarp kardaki koltua yerleti.
Tabii var, Blaine, diyerek glmsedi Isabella. Yznde sansar gibi, ra-
hatsz edici bir ifade vard. Yaplacak pek ok hazrlk var. Takm ne zaman
yola kyor?
Belki ben onlarla gitmem, dedi Blaine dikkatle. Birka hafta nce.-
kp Londra va Paris'e urarm. ngiliz ve Fransz hkmetleriyle temaslar
iin. Sonra Berlin'e geerim.
Ah, Blaine, yine de benim seninle gelebilmem iin hazrlklara balama-
lyz!
Blaine yzn kontrol etmek zorunda kald. Kars ona bakyordu.
Evet, dedi. Dikkatli planlama ister.
Bu fikre dayanmak gt. Centaine'le birlikte olmaya, yakalanma korku-
sundan kurtulmaya can atyordu. Seyahatin salna bir zarar vermeyece-
inden kesinlikle emin olmamz gerek.
Gelmemi istemiyorsun, deil mi? Sesi yine yselmiti.
Ama elbette ki...
Benden kamak, benden kurtulmak iin bir frsat diye gryorsun bunu.
Isabella, ltfen sakin ol. Kendine zarar...
Beni dnyormu gibi numara yapma... dokuz yldan beri bir ykm
ben sana. lmemi istediinden eminim.
Isabella... Bu sulamann doruluu sarsmt Blaine'i.
Yo, aziz klna girmeye gerek yok, Blaine Malcomess. Belki bu sandal-
yeye mahkm olabilirim ama, gzm de var, kulam da.
Bu konumay srdrmek istemiyorum. Ayaa kalkt. Tekrar konuu-
ruz. Sen kontroln...
Otur yerine! diye haykrd Isabella. Her zamanki gibi o Fransz oros-
puna kamana izin vermeyeceim! Blaine tokat yemi gibi irkildi, Isabella
devam etti. te, sonunda syledim. Tanrm... ka kere neredeyse azmdan
kacakken tuttum kendimi. Sylemek ne kadar zevkli, bilemezsin... orospu!
llk!
Devam edersen gidiyorum! diye uyard Blaine.
Fahie! dedi Isabella keyifle. Sprnt! Yosma!
Blaine topuklar zerinde dnd, kameriyenin basamaklarn ikier ikier
atlayarak indi.
Blaine! diye bard kars arkasndan, Gel buraya!
-328-
Blaine eve doru yrrken karsnn ses tonu deiti.
Blaine, zgnm. zr diliyorum. Ltfen geri dn. Ltfen! Onu redde-
demedi. stemeyerek geri dndnde ellerinin ok ve fkeyle titremekte ol-
duunu grd. Ellerini ceplerine soktu, basamaklarn tepesinde durdu.
Pekl, dedi alak sesle. Centaine Courtney konusunda yanlmadn.
Onu seviyorum. Ama senin incinmemen, zlmemen iin elimizden geleni
yaptmz da bir gerek. Bu yzden, ondan asla bu biimde sz etme. Eer o
izin verse, yllar nce onunla giderdim... seni brakrdm, Tanr gnahm ba-
lasn... terk ederdim seni. O tuttu beni burada. Hl da tutuyor.
Onu da kendisi gibi piman olmu sanyordu. Ama Isabella gzlerini kal-
drnca, bu yaptnn kendisini tekrar geri getirecek bir hile olduunu anlad.
Seninle Berlin'e gidemeyeceimi biliyorum, Blaine. Doktor Joseph'e sor-
dum, olmaz dedi. Bu yolculuk beni ldrrn. Ama senin ne planladn da
biliyorum. O kadnla birlikte. O kadnn da gelebilmesi iin aa Courtney'i
takma nfuzunu kullanarak aldrdn da biliyorum. Siz yasal olmayan bir
balay planlyorsunuz, ben de gitmenize engel olamyorum...
Blaine ellerini aresizlik iinde iki yana at. tiraz etmekte yarar yoktu.
Isabella'nn sesi tekrar ykselip tizleti.
Bak, sana bir ey syleyeyim... sandnz balay olmayacak. Kzlara
syledim. Tara'ya da, Matilda Janine'e de. Seninle geliyorlar. oktan syle-
dim onlara. Heyecandan uuyorlar. Seme ans senin. Ya kendi z kzlarn
kracak kadar kalpsiz davranrsn ya da Berlin'de Romeo'luk yerine dadlk
yaparsn. Sesi daha da ykseldi. Gzlerindeki parlt haindi. Ve seni uyar-
yorum, Blaine Malcomess, onlara nedenini de syleyeceim. Sevgili babala-
rnn hilekr, yalanc, apkn bir fahie dkn olduunu onlara syleyecei-
me yemin ederim!
Manfred De La Rey'in boks takmnda gitmesini geri herkes bekliyordu
ama, bu aklama yaplrken baka sevinli haberler de ona elik etti. Roelf
Stander de ar sikleti temsilen gidiyordu. Bu yetmiyormu gibi Peder Tromp
Bierman'a da resmi takm koluu grevi verilmiti.
kisi de ulusal televizyona ktlar. Bu heyecandan etkilenmemi bir tek
kii var gibiydi.
Sen yokken geecek o birka hafta btn hayatmdan uzun gelecek, de-
di Sarah, Manfred'e.
-329-
Manfred, Samalama, diyerek gld. Gz ap kapayana kadar dne
ceim. Gsmde altn madalyayla.
Bana samalama deme! diye parlad kz. Bir daha asla deme!
Manfred glmeyi kesti. Haklsn, dedi. Daha iyi davranlara layksn.
Yola kmadan iki hafta nce, bir akam Roelf bir toplant yznden ak-
am antrenmanna gelemedi, Manfred yalnz komak zorunda kald. Koar
adm, Hartenbosch tepesine trmanyordu. Yukarda onu Sarah beklemekteydi.
Akam gneini arkasna almt. Bacaklarnn silueti meydandayd.
Manfred elinde olmadan admlarn yavalatt, ona bakt, kalbi gmbrde-
meye balad.
Ne kadar gzel! Bunu daha nce fark etmediine ayordu. Fark ettii an-
da ona kar inanlmaz bir alk duymutu.
Sarah birka adm yryp onu karlad. Yalnayakken daha ufak tefek
grnyordu. Manfred'in ona duyduu efkat daha da artt. Sarah ona bir sn-
ger uzatyordu. Manfred almak iin bir hareket yapmaynca yaklat, uzand,
boynunun, omuzlarnn terlerini kendi silmeye balad.
Dn gece ryamda kendimizi o kampta grdm, diye fsldad. Demir-
yolu hattnn yanndaki kamp hatrlyor musun, Manie?
Delikanl ban sallad. Boaz tkanyor, cevap veremiyordu.
Annemi mezarnda yatarken grdm. Korkun bir eydi. Sonra birden
deiti, o mezarda yatan sen oldun, Manie. Solgun ve yakklydn... ama seni
kaybettiimi biliyordum. O kadar korkun bir acya kapldm ki, kendim de
lp sonsuza dek seninle olmak istedim.
Manfred uzand, onu kollarna ald, Sarah hkrd, ona yasland. Vcudu
serin ve yumuakt. Sesi titriyordu.
Ah, Manie, seni kaybetmek istemiyorum. Lfen bana geri dn... sensiz
yaamak istemek.
Seni seviyorum, Sarie. Sesi bouktu. Kz kollarnda irkildi.
Ah, Manie.
Daha nce hi farkna varmamtm!
Ah, Manie, ben hep biliyordum. Seni o ilk gnn ilk dakikasndan beri
sevdim. Sonuna kadar da seveceim, diye bard Sarah. Dudaklarn pmesi
iin ona doru kaldrd. p beni, Manie. pmezsen lrm.
Sarah'nn dudaklarnn dokunuu Manfred'in iinde bir eyler tututurdu,
mant ve gerei gremez oldu. Patikann yanndaki amlarn altndaydlar.
amlarn ine yapraklarndan oluan yumuak yataa uzandlar. Manfred ne-
ler olup bittiini Sarah'nn ln duyana kadar anlayamad. Kz ac ve zevk
- 330 -
karm bir sesle baryordu. O da karlk verircesine bard. Kendini geri
ekemiyordu. Bir dalga kapm, srklemekteydi ikisini... var olduunu bil-
medikleri bir diyara.
Mantk ve gerek yava yava dnd, Manfred ekildi, ona gzlerinde
dehetle bakt, elleri elbiselerine uzand.
Bu yaptmz balanamayacak kadar kt...
Hayr! Sarah ban iki yana sallayp duruyordu. Hl plakt. Ona do-
ru uzand. Deil, Manie. ki insan birbirini seviyorsa, o zaman kt deil.
Nasl kt olabilir? Tanr'dan gelen bir ey bu... gzel ve kutsal.
Manfred, Tromp Amca ve takmn dier yeleriyle birlikte Avrupa yolcu-
luuna kmadan nceki gece, evdeki kendi odasnda yatt. Ev karanlklara
gmlp sessizletikten sonra Sarah gizlice odasna geldi. Manfred zaten ka-
py kilitlememiti. Kz geceliinin omuzlarndan yere kaymasna izin verip
yataa girdiinde de itiraz etmedi.
Sarah orada kumrular tmeye balayncaya kadar kald, sonra Manfred'i
son bir kere pt, Artk birbirimize aitiz, diye fsldad. Ebediyen.
Geminin hareket etmesine yarm saat kalmt. Centaine'in kamarasnn
salonu yle kalabalkt ki, kamarotlar ampanyalar konuklarn ba zerinden
geirerek tamak zorunda kalyorlard. Centaine'in dostlarndan o anda ora-
da olmayan tek kii Blaine Malcomess'di. Ayn gemiyle gitmekte olduklarn
vakitsiz ilan etmemeye karar vermilerdi. Limandan ktktan sonra bir araya
geleceklerdi.
Abe Abrahams kolunu gururla David'in omzuna atmt. Yannda
Tvventy-man-Jones da vard. Windhoek'den buraya, onu geirmeye
gelmilerdi. Tabii Sir Garry ile Anna da oradayd. Ou Baas General Smuts
da gelmiti. Yannda kabark sal kars da vard.
Salonun kar kesinde asa'nn evresini gen bayanlar evirmiti. An-
latt hikyeyi lklar, kahkahalar atarak dinlemekteydiler. aa bir an ne
sylemekte olduunu unuttu, yan bandaki lombozdan dar bakt. Gver-
teden gemekte olan bir kzn koyu renk sal ba grnyordu orada.
Yz grnmyordu. Yalnzca bann yan ve arkas, incecik boynu, ku-
la. Bir an ilimiti delikanlnn gzne. Ama o ban duruundaki bir ey,
evredeki kzlara duyduu ilgiyi sfra indirmeyi baarmt.
Parmak ularna ykseldi, elindeki ampanyann biraz dkld, ban
lomboza doru uzatt... kz gemiti ama. Artk arkadan grnyordu. Beli
-331-
inanlmayacak kadar ince, kalalar kvrakt. Keyi dnp kayboldu, aa
onu mutlaka grmek isteiyle ba baa kald.
zr dilerim, baylar. Dinleyicileri hayal krklna urayp itiraz ettiler
ama o kendine yol at, kapya doru ilerledi. Henz kapya vuramadan d-
dkler tt, anonslar balad. Son ar, bayanlar baylar... herkes rhtma...
geirmeye gelenler rhtma.
Vakti kalmadn anlamt aa. Herhalde yz irkindi, diye geirdi ak-
lndan. Arkadan cennet, nden cehennem. Hem yolcu deildi herhalde. Dok-
tor Twentyman-Jones'un elini skmakta olduunu fark etti. Adam iyi anslar
diliyordu. aa o kumral salar unutmaya, sosyal grevlerine dnmeye alt
ama bunu pek kolay bulmad.
Gverteye kt, merdivenlerden inmekte olan bir kumral ba arad, rht-
m gzden geirdi. O srada Centaine gelip kolunu ekitirdi, gemiyle rhtmn
aras biraz alyordu.
Gel, hayatm, gidip yemek salonundaki oturma dzenini kontrol edelim.
Ama sen kaptan masasna davetlisin, Mater, diye itiraz etti aa. Ka-
marada bir davetiye vard ya!
Evet ama sana ve David'e davetiye yok. Gel, David gidip ikinizi nereye
oturttuklarna bakalm, uygun deilse gerekli deiiklii yapalm.
Bir eyler peindeydi. aa bunu anlyordu. Normal zamanda nereye otur-
tulacaklarna aldrmaz, adnn gerekli zeni salayacana inanrd, ama bu
sefer srar ediyordu. Gzlerinde de asa'nn ok iyi tand o baklar vard.
aa o baklara, Makyavelli parlts diye isim takmt.
Haydi bari, dedi hogryle. ceviz lambrili merdivenden birinci s-
nf yemek salonuna indiler.
Merdivenin dibinde bir grup yolcu daha vard. Aralarndaki uzun boylu,
dikkati eken adam aa hemen fark etti.
Hay Allah, Mater! diye bard. Blaine'in de vapurda olduunu bilmi-
yordum. Sonradan tekilerle gelecek sanyordum... Sustu. Annesinin soluu-
nun boazna tkandn, Blaine'i grd anda olunun kolunu daha bir sk
kavradn hissetmiti.
Bunu kendileri ayarlad, diye dnd aknlkla. Heyecan ondand. So-
nunda uyanmt aa. nsan kendi annesinden hi beklemez ama, bunlar se-
viiyorlar. Bunca yldr hi farkna varmamtm. Eskiden nemsiz sayd bir
yn kk ey imdi anlam kazanverdi. Blaine'le Mater! Vay canna! Kimin
aklna gelirdi... elikili duygular vard iinde. Dnyadaki onca erkek arasn-
- 332 -
da tut da... Birden Blaine Malcomess'in nasl kendisine bir tr babalk ettiini,
hayatnda baba yeri tuttuunu anlad. nce ard, sonra kskanr gibi oldu.
Blaine Malcomess... drstlk simgesi, toplumun direi... ve Mater... hep
kan atan, beni ayplayan annem... ah maskaralar, yllardr kimsenin ruhu
duymadan herkesi kandrdlar!
Blaine onlara doru geliyordu. Centaine, bu ne srpriz!
Mater glyor, ona sa elini uzatyordu. Aaa, Blaine Malcomess, senin
bu gemide olacan bilmiyordum.
aa buruk buruk, yaman artistlik, diye dnd. Beni de, herkesi de yllar-
dr kandrdnz. Clark Gable'la Ingrid Bergman acemi saylr sizin yannzda!
Sonra birden konu nemini kaybediverdi. Tek nemli olan, Blaine'in ar-
kasndaki iki kzd. Onlar da Centaine'e doru yryorlard.
Centaine, herhalde kzlarm hatrlyorsundur. Bu Tara, bu da Matilda
Ja-nine...
Tara. aa bu ad sessizce kafasnn iinde tekrarlad. Tara... ne gzel bir
isim. Demin gvertede grd kzd bu. Ama yz asa'nn umduundan
yz kat daha gzeldi.
Tara. Uzun boyluydu. Bir yetmiin zerindeydi. Bacaklar st dal gibi,
beli incecikti.
Tara. Madonna yz oval, teni iek yapra... hemen hemen ar kusur-
suzdu. Dalga dalga kzl kumral salarnn altnda, babasnn geni az, ama
kzn kendine zg gzlen vard. Gri elik rengi, zeki ve kararl gzler.
Kz Centaine'i ll bir saygyla selamlad, dnp dosdoru asa'ya
bakt.
aa, Tara'y hatrlyorsundur, dedi Blaine. Drt yl kadar nce
Wel-tevreden'e gelmiti.
Bu muydu o grltc bcek? aa inanmadan bakyordu. O tokmak
diz-li, rp bacakl kz! Azndan kan sesin kendinin olduuna inanamad.
Bunca zamandan sonra tekrar grmek ne gzel, Tara.
Kendi kendine, unutma, ar bal ol, bu kz Tara Malcomess, diyordu. Kz
da gemi gnlerdeki yaramazlklarn hatrlaynca utanmt. Ne yaramaz-
dm, diye dnd. O gnlerde asa'ya yle hayrand ki, acs hl iinden
tam anlamyla kmamt.
Ama kz yine kaytszm gibi davranmay baard. Tanyor muyduk?
diye mrldand. Unutmuum, balayn. Elini uzatt. Eh, tekrar karla-
tmza sevindim... aa.
-333-
aa iinden, ne diye o zamandan beri karlamadk, diye meraklanyor
du. Cevab hemen buldu. zellikle planlanmt karlamamalar. Blaine'le
Mater, iler karmasn diye onlar birbirlerinden uzak tutmulard. Tara'nn
annesine bir eyler anlatmasn istememilerdi. Ama u anda aa onlara
k-zamayacak kadar mutluydu.
Blaine, Masa rezervasyonlarnz yaptnz m? diye sordu.
Tara babasna sevgiyle bakarak, Babam kaptan masasnda oturacak, dedi.
Biz yalnz kalyoruz.
aa hemen. Drdmz birlikte oturabiliriz, diye atld. Gidip ef gar-
sonla konualm. Blaine'le Centaine rahatlam gibi baktlar. Her ey tam
planladklar gibi gidiyordu. stelik onlarn nceden akllarna getirmedikleri
bir eklemeyle.
Matilda Janine de David'le el skrken kzarmt. ki kzkardein arasn-
da k, irkini saylyordu. Babasnn yalnz kocaman azn deil, iri bur-
nunu, kepe kulaklarn da almt. Salar da kumral falan deil, resmen ha-
vu krmzsyd.
Ama onun da burnu byk, diye dnyordu iinden meydan okurcasna.
Gzleri hep David'i incelemekteydi. Sonra bir sapma oldu dncelerinde.
Eer Tara benim henz on alt yanda olduumu sylerse lrm!
Yolculuk bir duygu frtnas oldu, sevinler srprizlerle, aknlklar ve
trl zorluklarla geti. Hepsi iin. On drt gnlk Southampton yolculuun-
da Blaine'le Centaine drt genci pek az grebildiler. Onlarla ya kokteyllerde
ya da le yemeinden nce havuz banda karlatlar. Bir de, tabii akam
yemeinden sonraki dansta. David'le aa, Centaine'i srayla dansa kaldr-
yor, bu arada Blaine de kzlarn dansa kaldryordu. Sonra drt gen aralarn-
da hzla bakyorlar, nazik zr ve bahanelerini sunuyorlar, kaybolup turist
snfa geiyor, gerek elencenin yerinde soluu alyorlard. Blaine'le Centa-
ine de st gvertede kendilerine gre eleniyorlard.
Tara havuz banda tek para zarif mayosuyla, asa'nn mrnde grd
en gzel yaratkt. Matilda Janine'le David de ortak bir mizah anlaylar ol-
duunu kefetmi, birbirlerini kahkahadan kryorlard. Matilda Janine her sa-
bah drt buukta uyanyordu. Kata yatm olursa olsun. David'i kaldrp g-
vertede kou antrenmanlar yapmasn salyordu.
Panter gibi hareket ediyor, diyordu kendi kendine. Upuzun, zarif. David
elli turun her birinde nnden geerken ona haykracak elli de espri bulmak
- 3.34 -
zorundayd. Havuz banda birbirlerini kovalyor, suya dyorlard. Bir ke-
resinde kucak kucaa dmeyi de baardlar. Ama bir tek kere kamarann ka-
psnda ksack pmeleri dnda, ikisi de ii daha ileriye gtrmeyi dn-
medi. Geri David vaktiyle Deve'yle olan ilikisinden yararlanmam deildi
ama, Matty gibi bir kzla o tr akrobasi numaralarna kalkmak aklnn ucun-
dan bile gemiyordu.
Ama asa'nn bu tr tutkulardan rahatsz olduu yoktu. Onun cinsel tec-
rbesi David'inkinden ok fazlayd. Bir kere Tara'nn gzelliinin ilk by-
leyici etkisinden syrldktan sonra, durmadan onun bekret kalesine saldr-
larda bulunmaya balad. Ama ald dller David'inkinden bile az oldu. K-
zn srtna gne ya srebilecek samimiyeti kurmas bile bir hafta srd. Ka-
mara kapsnda pmeye kalktnda Tara onu itiyor, glyordu.
aa aynada tra olurken kendi kendine, mark yaratk stelik de frijid,
diye mrldanyordu. Herhalde aysberg gibidir ii. Ama yine de uramaktan
geri durmuyordu.
Tara Malcomess'in pek gelimi bir siyasal bilinci olduunu ararak ve
zlerek fark etti. Geri asa'nn bir gn politikaya atlaca annesiyle arasn-
da kararlatrlm bir eydi ama, ocuun bu konudaki bilgi ve sezgileri asla
Tara'nn apnda deildi. stelik fikirleri de asa'y, fiziksel davranlar ka-
dar tedirgin ediyordu.
Ben de babamla ayn eye inanyorum. Oy hakk olan siyahlarn elinden
o hakk almak yerine, hepsine ayn hakk vermeliler.
Hepsine mi? aa afallamt. Buna gerekten inanyorsun, deil mi?
Tabii inanyorum. Bir tnda deil tabii. Uygarlk dzeylerine gre. Ynet-
me yeteneini kantlam olanlardan balayarak. Eitim dzeyi yeterli olanlara
verilmeli. Sorumluluk tamay renmeleri salanmal. ki kuak sonra,
si-yahyla beyazyla, herkes oy kullanmal.
Sasa rperir gibi oldu. yle olursa kendisi asla parlamentoya seilemezdi.
Ama bu Tara'nn fikirlerinden en az radikal olanyd.
nsanlarn kendi topraklarna sahip olmasna, emeklerini en iyi fiyata sat-
mak istemesin^ nasl engel olabiliriz? Onlar toplu pazarlktan nasl alkoya-
biliriz?
Sendikalar Lenin'in ve eytann icadyd. aa bunu ana st gibi sindir-
miti.
Kz stelik de Bolevik... ama... ne gzel bir Bolevik, diye dnyordu.
Bu tartmay kesmek iin, Haydi, gidip yzelim, dedi.
Kz iinden fkeyle, bu ocuk cahil bir faist, diye dnd. Ama kadn-
larn gne gzlkleri ardndan ona nasl baktklarn gryor, gzlerini oy-
mak istiyordu. Gece yatana yatt zaman onun ellerinin dans ederken ken-
disine nasl dokunduunu hatrlyor, beynine trl hayaller yordu.
Bir balamasna izin verirsem, bir daha durduramam onu. Durdurmak is-
temem bile. Kendini ona kar elikletirdi. Kontrol elinde tut, diye tekrarla-
d bir kere daha.

Garip bir rastlant sonucu Blaine Malcomess de Bentley arabasn gemiye
yklemiti. Araba ambarda, Centaine'in Daimler'inin yannda duruyordu.
Centaine aklna yeni geliyormu gibi, Berlin'e konvoy halinde gidebiliriz!
diye bard. Grubun genleri bu fikri ok beendiler. Herkes arabalarda yer
kararlatrmaya giriti. Centaine'le Blaine itiraz eder gibi oldular ama sonun-
da Bentley'i ocuklara braktlar. Srcl aa stlenecekti. Bykler de
Daimler'le geleceklerdi.
Le Havre'dan yola kp tozlu asfalttan Fransa iine doru ilerlediler,
Amiens ve Arras'a yneldiler. Blaine'in bir zamanlar savat amurlu alan-
lar imdi yeil otlar rtmt.
nallah insanolu bir daha yle gnler grmez, diye mrldand Blaine.
Centaine uzanp onun elini tuttu.
Mort Homme kasabasna geldiklerinde, anayoldaki hann nne park etti-
ler. Centaine kapdan girince hanc kadn onu hemen tand, heyecanla bar-
maya balad.
Henri, viens vite! C'est Mademoiselle de Thiry du chateau... Hemen
Centaine'i kucaklamaya kotu, iki yanandan pt.
Bir gezici sat eleman handan karld, en gzel odalar hazrland. Cen-
taine'le Blaine ayr odalarda kalyorlard. Ama akamlan servis yaplan yemek
tam Centaine'in zledii trdendi. Yer mantarlar, tartlar, blge arab... Ma-
dam da masann yannda duruyor, Centaine'e bir yn dedikodu anlatyordu.
lmler, doumlar, evlilikler, karmalar, ilikiler, on dokuz yln hikyeleri.
Sabahn erken saatinde Centaine'le aa tekiler uyanmadan kalkp ara-
bayla atoya ktlar. Enkazd ato. Duvarlar kararm, pencereleri bo, dev
bir enkazd. Centaine ykntnn arasnda durup babas iin alad. Oray Al-
manlara brakmaktansa, evle birlikte yanmay yeleyen babas iin.
Savatan sonra buras satlm, parasyla yal adamn mr boyunca biri-
ken borlan denmiti. imdi ato, tannm bir konyak irketi olan Hen-
-336-
nessy'ye aitti. Babasnn iyi konya ne kadar sevdiini hatrlayan Centaine
kendi kendine glmsedi.
Tepeye trmandlar, Centaine oluna sava srasnda ini pisti olan alan
gsterdi.
te babann birlii oradayd. Meyve bahesinin kenarnda. Ben her sa-
bah uaklarn havalanmasn bekler, savaa giderken onlara el sallardm.
SE5a'larla uuyorlard, deil mi?
Onlar sonradan geldi. Daha nce Sopwith'lerle uuyorlard. Centa-
ine'in gzleri gklerdeydi. Babann ua sarya boyalyd. Bandaki mi-
feri grebilirdim. Gzlklerini de alnna iterdi buradan geerken. Ah, aa, ne
soylu, neeli, gen bir ilaht! Maviliklere doru uan bir kartald!
nerken bahenin ilersindeki ahra uradlar. Centaine'in yznde garip
bir glmseme vard. Babanla burada buluurduk, dedi. Eh, falc olmaya
gerek yoktu. aa kendisinin burada ana karnna dtn hemen anlad.
Hana dnmeden, Michael Courtney'in kilise bahesindeki mezarna da ura-
dlar. Mezarn zerine mermerden bir kartal heykeli konmutu. Yazlar da ok
dokunaklyd. Otlar yolup temizlediler, mezar dzelttiler, sonra ayak ucunda
yan yana durup balarn ediler. Centaine kiliseye urad, papaza iki dolgun
ek yazd. Biri Michael'n mezarnn bakm iin, biri de her hafta mezara i-
ek konulmas iindi. Ayrca kilise kulesinin onarmna yardm etmek zere
ba da yapt Centaine.
Ertesi gn hep birlikte Paris'e doru yola ktlar. Centaine nceden telg-
raf ekmi, Place Vendome'daki Ritz Oteli'nde yer ayrtmt.
Blaine'le Centaine'in davetleri ve ileri oktu. Toplantlar, le yemekleri,
akam yemekleri... bylelikle drt gen de kendi balarna Paris'i kefetme
frsatn buldular. Paris'ten yreklerinde bir hzn duygusuyla ayrldlar ama
Alman snrna vardklarnda keyifleri yine de yerindeydi. Pasaportlarn -
ktaki Fransz gmrklerine uzattlar, gmrkler el sallayp onlar Al-
man tarafna geirdi. Arabalardan inip Alman kontrol kulesine yrdklerin-
de ok deiik bir havayla karlandlar.
Oradaki iki Alman subay kusursuz bir titizlikle giyinmilerdi. Kasketleri-
nin alnlaryla oluturduu aya kadar her eyleri llyd. Masalarnn ar-
kasndaki duvarda Fhrer'in bir resmi aslyd. Ciddi ve bykl... sert bakl.
Blaine btn pasaportlar tezgha brakt, dosta bir sesle, Gutten Tag,
mein Herr, dedi, sonra Centaine'le ene almaya balad. Adamlar her bir
pasaportu dikkatle incelediler, birbirleriyle tarttlar, herkesin resmini gerek
- 337 -
Hkmedenler / F:22
hayattaki grnyle karlatrdlar, vizelere kara gamal ha damgasn ba-
sp bir sonrakine getiler.
Dave Abrahams'n pasaportu en alttayd. Sra ona gelince subay duraklad,
pasaportun kapan tekrar okudu, her sayfay dikkatle evirip ne var ne
yoksa inceledi, David'e bir daha bakt, yz hatlarn gzden geirdi. Bu by-
le birka dakika kadar devam ettikten sonra, David'in evresindeki grup
ses-sizleti, birbirlerine akn gzlerle bakmaya koyuldular.
Galiba bir terslik var, Blaine, dedi Centaine alak sesle. Blaine tekrar
tezgha dnd.
Bir sorun mu var? diye sordu. Grevli ar aksanl, ama dilbilgisi bak-
mndan doru bir ngilizceyle cevap verdi.
Abrahams Yahudi ad, deil mi?
Blaine tedirginlikle kzard. Ama daha o cevap veremeden David yanna
yaklat. Evet, Yahudi ad, dedi alak sesle. Adam dnceli bir tavrla ba-
n sallad, parmayla pasaporta tp tp vurdu.
Yahudi olduunuzu itiraf m ediyorsunuz?
Yahudiyim. David'in sesi yine sakindi.
Pasaportunuzda Yahudi olduunuz yazl deil. dedi bu sefer subay.
Yazl m olmalyd? diye sordu David. Subay omuzlarn kaldrd, son-
ra sordu. Almanya'ya girmek istiyorsunuz... ve Yahudisiniz, yle mi?
Almanya'ya Olimpiyat Oyunlar'na katlmak iin girmek istiyorum. Be-
ni katlmaya Alman hkmeti davet etti.
Ha! Demek Olimpiyat atletisiniz... Yahudi bir Olimpiyat atleti, yle mi?
Hayr, ben Gney Afrikal Olimpiyat atletiyim. Vizem geerli mi?
Adam bu soruya cevap vermedi. Burada bekleyin ltfen, deyip elinde
David'in pasaportuyla arkadaki bir kapdan girdi.
odada biriyle konutuunu duydular, hepsi birlikte Tara'ya baktlar.
Grupta Almancay biraz anlayan bir tek o vard. Lisede Almanca dersi almt.
Ne diyor? diye sordu Blaine.
Fazla hzl konuuyorlar. Bol bol Yahudi ve Olimpiyat laflar geiyor,
dedi Tara. O srada arka kap ald, ilk subay, yannda pembe yanakl amiriyle
kageldi.
Abrahams kim? diye sordu amir.
Benim.
Yahudi misin? Yahudi olduunu itiraf m ediyorsun?
Evet, Yahudiyim. Ka kere syledim. Vizemde bir eksiklik mi var?
-338-
Bekleyin, ltfen. Bu sefer subaylarn birlikte arka odaya ekildiler,
yine David'in pasaportu zerinde tartmaya baladlar. Telefonun nlamas
duyuldu, amirin sesi ykseldi.
Neler oluyor? Hepsi yine Tara'ya bakyorlard.
Berlin'de biriyle konuuyor, dedi Tara. David'in durumunu anlatyor.
odadaki tek yanl konuma, Jawohi szyle sona erdi. Bu sz drt
kere tekrarland, peinden Heil Hitler! sesi ykseldi, telefon bir daha n-
lad.
subay n broya ktlar. Pembe yanakl amir, David'in pasaportuna
damgay bast, cakal bir hareketle gen adama uzatt.
nc Reich'a ho geldiniz, dedi, sa elini avucu aaya doru ak
olarak onlara doru uzatt, Heil Hitler! diye bir daha bard.
Matilda Janine, sinirini kontrol edemeyip kkrdamaya balad. Blaine he-
men kz kolundan yakalad, darya kard.
Bylece sessiz ve sinmi bir durumda Almanya'ya girdiler.
Yol kenarnda bir handa yer bulup yerletiler. Centaine her zamanki al-
kanlnn tersine, yataklar kontrol etmeden odalar kabul etti. Yemekten son-
ra kimse iskambil oynamay da, kasabay dolamay da istemedi. Saat on ol-
madan hepsi yattlar.
Ama kahvalt saatinde neeleri yerine gelmiti. Matilda Janine kendi yaz-
d komik bir iirle onlar epey gldrd. iirde babasnn, asa'nn ve Da-
vid'in Olimpiyatlarda kazanaca baarlar anlatlyordu.
Almanya'nn doal gzellikleri arasnda gn boyu yol alrken de neeleri
srd. Tepelerde gzlerine ilien atolar, Hans Andersen masallarn hatrlat-
yordu. Yeil ayrlar, kvrlarak akan nehirler, ta kprler pek gzeldi. Kala-
balk bir handa, mzikler ve kahkahalar arasnda le yemei yediler. aa
evresine bakarken, Herkes pek mutlu ve zengin gibi, diye gzlemde bu-
lundu.
Centaine, Dnyada isizleri ve yoksullar olmayan tek lke, diyerek ona
katld. Blaine bu arada arabndan bir yudum ald, bir ey sylemedi.
leden sonra Berlin'in kuzeybatsndaki bir ovaya girdiler. Daimler'in
nne gemi olan aa birden arabay kenara ekip durdurdu. David n pa-
nele frlad, arkadaki kzlar telala bartlar.
aa motoru alr durumda brakp dar frlad. Avaz kt kadar ba-
ryordu. David! David! unlara bak... bunlardan gzelini grdn m hi!
- 339 -
Hepsi onun yanna tler. Blaine de Bentley'i durdurdu, Centaine inip eli-
ni gzlerine siper ederek onlarla birlikte gklere bakt.
Otoyolun yaknnda bir hava pisti vard. Hangarlar gm rengine boyan-
m, rzgr tulumu hafif hafif dalgalanyordu. sava ua gne nn
altndan ayrld, piste doru pike yapt. Kanatlar ve gvde altlar ak mavi,
pervaneleri parlak saryd.
Ne bunlar? diye sordu Blaine iki gen pilota. kisi bir azdan cevap
verdi.
109.
Messerschmitt.
Kanat kenarndan makineli sesleri duyuldu, gvdeden toplarn azlar g-
rnd.
Bunlardan biriyle umak iin neler vermezdim!
Kolumu...
Bacam da...
Cennet umutlarm da!
uak yn deitirdi, pe pee sralanp utular.
350 beygir gcym bunlar diyorlar...
Ah, ne gzel! Ah, ne gzel! unlarn uuuna bak!
Kzlara da bulamt ayn heyecan. El rpyor, glyorlard. Sava maki-
neleri onlarn ba zerinden geip birka yz metre uzaktaki piste indiler.
aa, Bununla umak iin savaa girmeye deer! dedi. Blaine bu sze
ne kadar kzdn saklayabilmek iin acele Bentley'e dnd.
Centaine onun yanna oturdu, bir sre sessizce yol aldlar. Sonunda Cen-
taine, Bazen ok ocuka ve cahilce davranyor, dedi. zgnm, Blaine.
Cann nasl sktn anlyorum.
Blaine iini ekti. Biz de byleydik. Savaa 'byk oyun' diyorduk.
Dnyann en byk erefini getireceine, bizi kahraman yapacana inanyor-
duk. Kimse bize yrtlan barsaklar, uygulanan terr, llerin gne altn-
da nasl koktuunu anlatmamt.
Bir daha olmayacak, dedi Centaine fkeyle. Ltfen, bir daha olma
sn! Hayalinde o yanan uak bir daha belirdi. inde sevdii adamn vcudu
kararyor, kvrlyordu. Birden yz deiti. Artk Michael'in deil, asa'nn
yzyd. asa'nn o gzel yz, atee fazla yakn tutulmu bir sosis gibi ya-
rld, iinden hayat suyu akmaya balad.
Durdur arabay, Blaine, dedi birden. Sanyorum midem rahatszland!
- 340 -
Hzl gitseler o gece Berlin'e varabilirlerdi ama iinden gemekte olduk-
lar kylerden biri bir tr festival iin sslenmiti.
Ah, Blaine, kalalm burada! diye bard Centaine. Onlar da festivale
katldlar.
leden sonra geit treni vard. Yortusu kutlanmakta olan bir azizin man-
keni, eri br sokaklar arasnda dolatrld. Peinden de bando yryordu.
Bandoyu milli kyafet giymi, meleksi sarn kz ocuklar izlemekteydi. Er-
kek ocuklar hep niforma giymilerdi.
Bunlar Hitler Genleri, diye aklad Blaine. htiyar Baden-Powell'in
izcileri gibi bir ey, ama Almanlarn ulusal umutlarnn milliyetiliinin ne-
mi daha bir vurgulanyor.
Geit treninden sonra, ky meydannda mealeler nda dans balad,
biralar datld. Bira Almanya'da ampanyann karlyd. Al yanakl, dan-
tel nlkl gen kzlar tepsi tepsi yiyecek ikram ettiler. Dana s, fme ba-
lk, peynir boldu.
Yolcularmz meydann kenarnda bir masa bulup oturdular, dans seyret-
meye koyuldular. Derken birden genel hava deiti. evrelerindeki glme-
ler gerginleti, zorlamal bir hale geldi. Yanlardaki masalarda oturanlarn gz-
lerinde bir bezginlik ifadesi vard. Bando fazla yksek sesle almaya balad,
danslar admlarn ar hzlandrdlar.
Meydana drt kii gelmiti. Kahverengi niforma giymilerdi.
Gsle-rindeki apraz kaylar, kollarndaki gamal halar dikkati ekiyordu.
Yksek kasketlerini kalarna kadar indirmilerdi. Ellerinde tepesi delikli,
kumbara gibi tahta kutular tamaktaydlar. Masalarn arasma daldlar.
Herkes bir bata bulundu. Ama paray delikten ieriye atarken kahveren-
gi niformal adamlarn yzne bakmamaya zen gsteriyorlard. Glmeleri
sinirli ve zorlamayd. Gzleri bardaklarnda, para toplayanlarn bir sonraki
masaya gemesini bekliyorlard. Onlar gidince rahatlam gibi soluk aldklar
dikkati ekiyordu.
Kim bu adamlar? diye sordu Centaine masum bir sesle. lgisini sakla-
maya almamt.
Bunlar SA, diyerek karlk verdi Blaine. Frtna birlikleri. Nasyonal
Sosyalist Parti'nin kabadaylar. uradakine bak. Gsterdii adamn surat
kyl suratyd. Ham ve kabayd. Bu tr ileri yapacak adamlarn her zaman
bulunabilmesi garip, deil mi? htiya, eleman yaratyor. Dua edelim de bu
adamn surat yeni Almanya'nn suratn temsil ediyor olmasn.
Frtna birlii yesi onlarn gizli ilgisini sezmiti. Salnan admlarla dos-
doru onlarn masasna yaklat.
-341-
Belgeler! dedi.
Tara, Belgelerimizi istiyor, diye evirdi. Blaine pasaportunu uzatt.
Ha! Yabanc turistler. Adamn davran deimiti. Onlara glmsedi,
Blaine'in pasaportunu geri uzatrken birka da nezaket sz syledi.
Diyor ki, Nasyonal Sosyalist Almanya'ya ho geldiniz... Tara tercme
edince Blaine ban sallad.
Diyor ki. Alman halknn imdi nasl mutlu ve gururlu olduunu grecek-
siniz... bir ey daha dedi ama ben kardm.
Syle ona, her zaman mutlu ve gururlu olacaklarn umuyoruz. Adam
srtt, topuklarn birbirine arpp hazrola geti.
Heil Hitler! diyerek bir Nazi selam akt, Malilda Janine kendini tuta-
mayp yine kkrdamaya balad.
Blaine ona ters lers bakp ban iki yana sallaynca, Elimde deil, diye
szland. Byle yaptklar zaman tutamyorum kendimi.
Frtna birlii yeleri meydandan ayrldlar, oradaki halkn gerilimi de so-
na erdi. Bando tempoyu normale dndrd, danslar yavaladlar, herkes bir-
birine bakp tatl tatl glmsedi.
O gece Centaine kuty yorgan kulaklarna kadar ekip Blaine'in kuca-
na sokuldu. nsanlar nasl glmeyle alama arasna skm durumda kald,
dikkat ettin mi? diye fsldad.
Blaine bir sre sessiz kald, sonra homurdand. Havada beni rahatsz
eden bir koku var. lmcl bir hastalk kokusu gibi. Hafife rperdi,
Centa-ine'i kendine ekip gsne yaslad.
nde Daimler olmak zere otoyoldan Alman bakentine doru ilerlediler.
Ne ok su, ne ok kanal, ne ok aa.
Kent bir kanallar ann zerine kurulmu, diye anlatt Tara. Nehirler
douyla baty birbirinden ayryor.
aa, Nasl oluyor da her eyi biliyorsun? diye onun szn kesti. a-
kac ses tonunun altnda gerek bir tedirginlik yatyordu.
Adn sylemek istemediim baz kimselerin aksine, ben okuma yazma
bilirim de ondan, diye parlad kz. David numaradan yzn buruturdu, to-
kat yemi gibi yapt.
f, ok actt... stelik bana ynelik bile deildi, dedi.
Pekl, Bayan Hepbilir, madem o kadar akllsn, u ilanda ne yazyor ba-
kalm? Otoyolun sandaki kocaman levhay gsteriyordu.
Harfler siyaht. Tara yksek sesle okudu.
Diyor ki, Yahudiler, bu yolu izleyin, sizi dosdoru Kuds'e gtrecek...
yeriniz oras!
Azndan kan fark ettii anda kzard, eilip n koltukta oturan
Da-vid' i n omzuna dokundu.
Ah, David, bala beni. Sylememeliydim bu samalklar!
David dimdik oturuyor, karya bakyordu. Birka saniye sonra yznde
ince bir glmseme belirdi.
Berlin'e ho geldiniz, diye fsldad. Ari uygarlnn merkezine.
Berlin'e ho geldiniz! Berlin'e ho geldiniz! Yolcular Avrupa kylarn-
dan alp getiren tren istasyonda yavalad, lokomotifin tekerlerinden duman-
lar kt, platformdaki bando bir mar almaya balad.
Berlin'e ho geldiniz! Bekleen kalabalk ileri atld, tren durunca
Manfred De La Rey sahanla kt, glen, el skan mutlu insanlara, gzel kz-
lara, attklar ieklere bakt, parlayan flalara kar gzlerini kst.
teki sporcular da onun gibi yeil bleyzer giymi, srmal kordonlar tak-
mlard. Hepsinin ayanda beyaz pantolon, beyaz pabu, balarnda Panama
apkalar vard. evreleri bir anda sarlverdi. O srada hoparlrden bir anons
duyuldu. Dikkat ltfen! Bir dakikanz rica edelim. Bando davulla tempo
tutarken koyu renk niformal esmer bir adam, gznde madeni ereveli
gzlyle ortaya doru ilerledi.
nce sizlere Fhrer'imizin ve Alman halknn scak selamlarn sunarm,
modern an on birinci Olimpiyat Oyunlar'na ho geldiniz derim. Gzel Af-
rika ulusunun soylu ruhunu ve cesaretini temsil edeceinizi biliyor, size baa-
rlar ve bol madalyalar diliyoruz. Alklar ve glmeler arasnda, konumac
iki elini havaya kaldrd. Sizleri Olimpiyat kyndeki yerlerinize gtrmek
zere motorlu tatlar hazr. Kyde ziyaretinizi rahat, neeli ve unutulmaz
klacak hazrlklarn yaplm olduunu greceksiniz. imdi sizlere birka
hafta boyunca rehberlik ve evirmenlik yapacak gen hanm tantmaktan zevk
duyuyorum. Kalabalktan birini iaretle yanna ard. Gen bir kadnd.
Sporculara doru dnd, hepsinin azndan hayranlk sesleri ykseldi.
Ad Heidi Kramer. Uzun boylu, gl bir kzd ama, son derece dii g-
rnlyd. Kalalar, gsleri, ince beliyle bir kum saati gibi biimliydi.
Salar Kalahari afaklarnn rengindeydi. Gldnde dileri kusursuzdu.
Teni porselen gibi, gzleri tarif edilmez gzellikte mavi ve duruydu. Manfred
-343-
onun mrnde grd en gzel kadn olduunu tartmasz kabul etti. iin-
den Sarah'ya sessiz ve sululuk dolu bir zr sundu. Ama bu Alman
dilberiy-le karlatrldnda Sarah'nn durumu, leopar yannda kedi
yavrusununkine eti.
imdi Heidi bagajlarnz indirecek, hepinizi bekleyen limuzinlere bindi-
recek. Bundan byle herhangi bir eye ihtiyacnz olursa Heidi'den isteyin! O
sizin ablanz ve vey anneniz olacak.
Hepsi gldler, slklar aldlar, alkladlar. Heidi de glmseyerek, ama
byk bir beceriklilikle grevlerine koyuldu. Birka dakika iinde bagajlar
inmi, istasyon hamallar tarafndan yklenmiti. lerlediler, bekleyen lks
Mercedes limuzinlere bindiler.
Manfred, Tromp Amca ve Roelf Stander bir arabann arka kanepesine bin-
milerdi. ofr tam hareket edecei srada Heidi onlara el sallad, kaldrmdan
koarak yaklat. Ayanda yksek topuklar vard. Baldrlar ve bilekleri ok
biimliydi. Manfred'in tand kzlar arasnda ne Saral, ne de dierleri yk-
sek topuk giyerlerdi.
Heidi arabann n kapsn ap ban uzatt. Sizinle gelsem bir saknca-
s var m efendim? diye sordu glmseyerek. Hepsi iddetle itiraz ettiler.
Tromp Amca bile katld.
Yo! Asla! Ltfen buyrun.
Kz ofrn yanna oturdu, kapy kapad, yerinde dnp onlara bakt. ki
kolunu koltuun arkasna atmt.
Sizleri tanmaktan yle heyecan duyuyorum ki! dedi o aksanl
ngiliz-cesiyle. Afrika hakknda ok ey duydum. Hayvanlar, Zulu'lar
hakknda. Gnn birinde oraya gitmek isterdim. Bana gzel lkenizi
anlatacanza sz verin, ne olur. Ben de size gzel Almanya'mz
anlatrm.
Hepsi hevesle kabul ettiler. Kz dosdoru Tromp Amca'ya bakt.
imdi, durun, tahmin edeyim. Siz herhalde Peder Tromp Bierman olma-
lsnz. Boks takm kou. Tromp Amca srtt.
Ne kadar zekisiniz.
Resminizi grmtm, diye itiraf etti kz. Byle ahane bir sakal na-
sl unutabilirdim? Tromp Amca pek keyiflenmi gibiydi. Ama bana teki-
leri tantrmanz gerek.
Bu Roelf Stander, ar siklet boksrmz. Bu da Manfred De La Rey,
ha-fif-ar siklerimiz.
Manfred kzn kendi adna tepki gsterdiine yemin edebilirdi. Dudann
bir kesi hafif yukarya doru kvrlm, gzleri kslmt. Hemen sonra tek-
-344-
rar glmsedi. Hepimiz ok iyi dost olacaz, dedi. Manfred ona Almanca
karlk verdi.
Biz Afrikanerler her zaman Alman halknn sadk dostlar olagelmiizdir.
Aa, Almancanz kusursuz, diye bard kz sevinle. Nereden rendi-
niz Alman gibi konumay?
Bykbabam da, annem de saf kan Almand.
O halde lkemizde sizi ilgilendiren pek ok ey bulacaksnz. Kz tek-
rar ngilizceye dnd, onlara iinden getikleri blge hakknda aklamalar
yapmaya balad, belli bal binalar gsterdi.
Bakn, Berlin halk size nasl ho geldiniz diyor! diye bard bir ara.
Sesinde Nasyonal Sosyalistler'in o tipik kvanc vard. Bakn! Bakn!
Berlin, bayraklar kentiydi. Her resmi bina, her maaza, her apartman bay-
raklarla donatlmt. Gamal halar ve Olimpiyat halkalar binlerce sayda
dalgalanyordu.
Sonunda Olimpiyat kynde kendilerine ayrlan apartmann nne geldik-
lerinde, Hitler Genleri'nden oluan bir ekip mealelerle onlar bekliyordu.
Bir baka bando onlar orada Gney Afrika Milli Mar'yla karlad.
Daireye girdiklerinde Heidi her birine ii kuponlarla dolu birer defter verdi.
O defterde programlar da yazlyd. Hangi yatakta yatacaklarna, hangi
otobsle Olimpiyat yerine gideceklerine, stadyumda hangi dolaplar kullana-
caklarna kadar.
Bu apartmanda kendi anz, kendi yemek salonunuz var. stediiniz ye-
mekler piecek. Gnn her saatinde doktor ve dii hazr. Kuru temizleme, a-
marhane, radyo ve telefonlar var. Her takm iin zel bir masajc, bir de
dak-tilo-sekreter var. Hepsi bu dikkatli planlamaya ap kaldlar.
Ltfen odalarnz bulun. Bagajlarnz sizi orada bekliyor. Yerleip dinle-
nin. Yarn sabah sizi otobsle alp Olimpiyat tesislerini dolatracam. Buraya
uzakl on mil kadar. Bu yzden kahvaltdan hemen sonra, sekiz buukta yola
kacaz. Bu arada eer istediiniz herhangi bir ey varsa, bana sylemeniz
yeter.
Haltercilerden biri, Benim var, diye mrldand, gzlerini devirdi. Kz
geri duymamt ama, Manfred yine de bu kstahla kar fkeyle yumruk-
larn skt, delikanlya ters ters bakt.
Yarn grmek zere, dedi kz neeyle. Sonra mutfaa, ayla konu-
maya gitti.
Tromp Amca, te buna kadn derim! diye homurdand. ok kr ki
din adamym, mutlu bir evliliim var ve Havva oyunlarndan etkilenmiyo-
- 345 -
rum! Herkes glerek alklad. Tromp Amca artk herkesin amcas olmutu.
Pekl! diye bard yal adam birden ciddileerek. Kou pabularnz
giyin, tembel kpekler! Akam yemeinden nce hzla bir on mil koalm ba-
kalm!
Kahvaltya indiklerinde Heidi onlar bekliyordu. Neeyle
glmsemektey-di. Sorularna cevap verdi, lkelerinden gelmi mektuplarn
datt. Kahvalt bitince onlar alp otobs durana gtrd.
Sabah Olimpiyat yerini gezerek geirdiler. Heidi tm sorularn cevaplad.
Manfred hep onun yannda yryor, onunla Almanca konuuyordu. Ken-
disine farkl davranldn tek fark eden Manfred deildi. Roelf da farknda
olmalyd durumun. Bir ara arkadana, Almanca derslerin nasl geiyor?
diye sordu, Manfred ona hrlad, sonra srtt.
Manfred antrenmann bitirip duunu yapt, kapdan kp otobse doru
yrd. Birden Heidi Kramer'in kendisine seslendiini duydu. Ben de kye
gidiyordum. Ayla konumam gerek. Otobse sizinle gelebilir miyim?
Herhalde burada Manfred'in kmasn bekliyor olmalyd. Manfred bunu
iltifat sayd, biraz da heyecanland.
Dier lkelerden gelen boksrleri seyrediyordum, dedi kz yolda. Sizi
de.
Evet, sizi grdm.
Korkmanz gereken hibir rakip yok... bir tek Amerikalnn dnda.
Cyrus Lomax, diyerek ban sallad Manfred. Evet, Ring dergisi onu
dnyann en iyi hafif-ar sikleti olarak nitelendiriyor. Tromp Amca da seyret-
mi demin. O da beenmi. Hem zenci olduu iin ok kuvvetli, hem de ka-
fas sert ve salam.
Altn madalya iin bir tek onu yenmeniz yeter. Ben de sizi alklarm.
Teekkrler, Heidi.
Otobste herkes kza hayranlk dolu baklarla bakt iin Manfred onun-
la oturmaktan gurur duyuyordu.
Amcam boksu ok sever. Amerikal zenciyi yeneceinize benim kadar o
da inanyor. Sizinle tanmay da ok istiyor.
Nezaket gsteriyor.
-346-
Bu akam evinde kk bir davet verecek. Benden sizi de davet etmemi
istedi.
Buna imkn yok, biliyorsunuz. Antrenman programm...
Amcam ok nemli ve nfuzlu bir adamdr, diye diretti kz. Ban ya-
na emi, hafif hafif glmsyordu. Zaten davet erken. Sizi dokuzda odanz-
da bulunduracama sz veririm. Manfred'in kararszln grnce devam
etti. Amcam da beni de ok memnun edersiniz.
Benim de bir amcam var... Tromp Amca...
Ondan izin alrsam gelmeye sz verir misiniz?
Saat yedide Heidi apartmann kapsnda, Mercedes'te bekliyordu. Manf
red kapy ap onun yanna bindi.
Kz glmsedi. ok yakkl grnyorsun, Manfred.
ok gzelsin.
Manfred daha nce hibir kadna iltifat etmi deildi. u anda syledii
sz de zaten iltifat deil, bir gerein ifadesiydi. Kz gzlerini indirdi. ltifata
alkn olduu halde, utanm gibi davrand.
Rupertstrasse'ye, diye emir verdi ofre.
Yolda Afrika'dan, ihtilalden, atmalardan konutular. Kz bu konularda
epey bilgi sahibiydi. Fikir yrtebilecek kadar.
ngilizler, diyordu ac bir sesle. Her tan altnda onlar. Nereye gitseler,
sava ve ac gtryorlar. Afrika'ya da, Hindistan'a da, Almanya'mza da. Biz
de ok ile ektik. Sevgili Fhrer'imiz olmasa, hl Yahudilerin ve ngi-
lizlerin boyunduruu altnda inliyor olacaktk.
Byk adam Fhrer'iniz, dedi Manfred. Sonra da Fhrer'in bir szn
syledi. 'Urunda savaacamz ey, rkmzn ve halkmzn kalcl ve
oalmas, ocuklarmzn kan saflnn korunmas, anavatann zgrl ve
bamszldr. Bu yolla halkmz, evrenin yaratcsnn onlara verdii grevi
yerine getirecek kadar olgunlaacaktr.'
Kavgam! diye bard kz sevinle. Fhrer'in szlerini sylyorsunuz!
Manfred ilikilerinde nemli bir aama yapm olduklarn o anda anlad.
O szleriyle beni tm inanlarmla kendine esir etti, dedi kza. Byk
adam. Byk bir ulusun da ba.
Rupertstrasse'deki evin salonuna girdiklerinde, ierdeki sohbet bir an ke-
sildi, herkes yeni gelenlere hayranlk dolu baklarla bakt. Manfred'le Heidi
-347-
gerekten de ok gzel bir ift oluturuyorlard. Sonra herkes yine birbiriyle
konumaya balad.
te Sigmund Amca, diye bard Heidi. Manfred'i ekerek uzun boylu,
niformal bir adama doru srkledi. Adam da onlar karlamak zere yak-
layordu.
Heidi, yavrum. Eilip kzn elini pt. Seni her grmde biraz daha
gzellemi buluyorum.
Manfred, bu benim amcam, Sigmund Boldt. Sigmund Amca, size Gney
Afrikal boksr Manfred De La Rey'i takdim edebilir miyim?
Albay Boldt, Manfred'le el skt. Salar bembeyaz, geriye taranmt.
Profesrlere benziyordu. Kemik yaps iyi, burnu incecik ve soyluydu.
Heidi bana sizin Alman soyundan olduunuzu syledi. Adamn siyah
niformasnn yakasnda gm rengi kurukafal bir rozet vard. Tek gzka-
pa kontrolnn dnda titreyip duruyor, zaten biraz inik grnyordu. ki-
de bir o gzne elindeki mendille dokunmaktayd.
Doru, albaym. lkenizle ok sk balarm var, diye karlk verdi
Manfred.
Almancanz kusursuz. Albay onun koluna girdi. Bu akam burada si-
zinle tanmak isteyen pek ok insan var. Ama daha nce, syleyin bana, o si-
yah Amerikal boksr hakknda ne dnyorsunuz? Onunla karlarken ne
taktik kullanacaksnz?

Eee, Frulein, oturup rahat edin bakalm. 'Amca'nzn evi yabanc yer
saylmaz.
Heidi glmsedi, koltua dimdik oturdu. Albay Boldt, kar tarafta oturan
generale dnd.
Generalin bu konuda fikrini renebilir miyim? diye sordu.
General Zoller kucandaki dosyadan ban kaldrp bakt.
Delikanlnn annesiyle ilgili karanlk bir durum var sanyorum. Annesi-
nin gerekten Alman olduu kantland m?
Korkarm o konuda kant gelmi deil. Annenin milliyeti hakknda eli-
mizde hi bilgi yok. Oysa Gneybat Afrika'daki adamlarmza iyice sordur-
dum. Genel kanya gre ocuk krsal bir yerde domu, annesi de herhalde
doum srasnda lm. Ama babasnn tarafna bakarsak, babaannesinin Al-
man olduu, babasnn Kayzer ordusunda Afrika'da canla bala savat ke-
sin.
-348-
Evet, onlar grdm, dedi general eki bir sesle. Ban kaldrp
He-idi'ye bakt. Size ne gibi duygular aklad, Frulein?
Alman kanndan byk gurur duyuyor, kendini Almanlarn doal mttefi-
ki sayyor. Fhrer'e ok hayran. Kavgam'dan ezbere cmleler syleyebiliyor.
Onunla nasl bir iliki kurdunuz, Frulein?
Albay Boldt'un emirleriyle, ona dosta davrandm. Kadn olarak da onu
ilgin bulduumu st kapal biimde belli ettim. Bokstan anladm, ilgi
duyduumu belirttim. lkesi hakknda da epey ey bildiimi gsterdim.
Frulein en iyi elemanlarmzdan biri, diye aklad Albay Boldt. Ona
Gney Afrika tarihiyle ve boksla ilgili kapsaml brifing verildi.
General ban sallad. Devam edin, Frulein, dedi, kz devam etti.
Halknn siyasal isteklerini hakl bulduumu belirttim, dostlar olduumu
akladm... daha fazlasnn da gelebileceine ak kap braktm.
Aranzda cinsel bir yaknlk olmad m?
Hayr, generalim. Fazla hzl gidersem rkeceini tahmin ediyorum.
Dosyasndan da grlebilecei gibi, tutucu Calvinist inanlarla bytlm.
Hem zaten Albay Boldt bana cinsel bir yaklamda bulunmam iin emir ver-
memiti.
yi, diyerek ban sallad general. Bu konu ok nemli. Fhrer de ope-
rasyonu biliyor. Genileme politikamz iin Afrika'nn gney ucunun son de-
rece kritik ve stratejik bir yer olduu konusunda o da benimle ayn grte.
Hindistan'a ve Dou'ya giden deniz yollarnn kontrol orada. Ayrca askeri
hazrlklarmz iin nem tayan hammaddeler var... krom, elmas, platin gru-
bu mineralleri. Bunlar bilerek ve delikanly da tanm olarak, ie balamak-
tan yanaym. Bundan byle bu operasyon birinci srada ncelik tayacaktr.
Bastne, generalim.
Operasyonun ifre ad 'Beyaz Kl' olacak. Das Weisse Schwart.
Jawohi, generalim.
Frulein Kramer, siz artk yalnzca bu operasyonla grevlisiniz. lk fr-
satta onunla cinsel yaknlk kurun, ama rktmeyin. Yalnzca balarnz da-
ha salamlatrn.
Bastne, generalim.
Daha sonra onunla bir tr evlilik ilikisine girmeniz gerekebilir. Bunu ya-
pamamanz iin bir engel var m?
Heidi hi kararszlk gstermedi. Yok, generalim. Sadakatime ve greve
ballma gvenebilirsiniz. Ne gerekiyorsa yapacam.
-349-
ok iyi, Fraulein. General Zoller ksrd, bouk bir sesle devam etti.
Albaym, delikanl bu Olimpiyatlarda altn madalya kazanrsa bize byk
yarar olur. Kendi lkesinde saygnlk kazanr. Ari rknn siyahlara stnl-
nn kantlanmas da ayr.
Anlyorum, generalim.
O kiloda ciddi bir Alman rakip yoktu, deil mi?
Hayr, generalim. Tek iyi aday o. Malarndaki hakemlerin parti yesi ol-
masn, kontrolmz altnda bulunan kimseler olmasn ayarlarm. Tabii bir
nakavt durumunda karara etkili olamayz ama...
Elbette, Boldt... ama elinden geleni yap. Fraulein Kramer, her gn rapor
verip durumu Albay Boldt'a bildirin.
Olimpiyat alnn yapld gnn akam Centaine'le Blaine otelde,
Centaine'in dairesinde ba baa yemek yiyorlard. Gnn heyecanndan sonra
biraz yorgundular.
Ne gsteriydi! dedi Centaine. Sanrm bu kadarn hibirimiz beklemi-
yorduk.
Beklememiz gerekirdi, diye karlk verdi Blaine. Nurenberg Rallisi'
ni dzenledikten sonra bu Nazilerin propaganda ustas olduunu anlamamz
gerekirdi. Eski Romallar bile bu ii bu derece sanat haline getirmeyi bilmi-
yorlard.
Ben bayldm, dedi Centaine.
Putpereste, kstaha bir propagandayd. Herr Hitler, Nazi Almanya'sn,
yeni kuak spermenlerini dnyaya satmaya kalkmt. Ama, evet, dorusu
ok da hotu. Sinsi bir ktlk havas seziliyordu alttan alta. Bu da ie ayr
bir lezzet katyordu.
Blaine, amma inatsn.
Huyum bu. Blaine bundan sonra konuyu deitirdi. lk malar iin ku-
ra ektiler. Bize Arjantin veya Amerika kmad iin ansl saylrz.
Onlara Avustralya kmt. Pek kolay olmamakla birlikte kazandlar. Da-
vid Abrahams ilk katld 400 metrede pek baarl olmad, drdnc geldi.
Matilda Janine o akam yemek yemedi, erkenden odaya kp yatt. Ama iki
gn sonra, 200 metre yarlarnda David iyi derece yapp yar finale kalnca
sevinten havalara utu.
-350-
Manfred De La Rey'in ilk rakibi, Maurice Artois adl bir Franszd.
Gong sesi duyulduunda Tromp Amca, Manfred'in kulana, Mamba ka-
dar hzl... ratel kadar cesur, diye fsldad.
Heidi Kramer drdnc srada, Albay Boldt'un yannda oturuyordu.
Manfred'in kesinden kalkp ringin ortasna ilerleyiini seyrederken rperdi-
ini hissediyordu. u ana kadar boksa ilgi duyuyormu gibi yapmak hep zor
gelmiti ona. Bu iin ter kokusunu da, hayvansal vahiliini de sevmiyordu.
Ama imdi, krkler, mcevherler, parfmler iindeki bu kibar seyirci kalaba-
lnn ortasnda, o vahet bile heyecan vermeye balyordu insana.
Manfred De La Rey yakkl bir erkekti. Mizah anlay pek yoktu. Biraz
ekingendi. Resmi giyindiinde kyafetinin iinde rahatsz gibi grnyordu.
Ama ringe ktnda bir aslan kesiliyor, bambaka biri oluyordu.
Manfred ikinci raundda Franszn yzn yard, alklar arasnda ringden
ayrld.
Heidi'nin heyecan, gece opera binasndaki konser salonunda da devam
etti. Salonda Wagner'in kahramanlk ezgileriyle dolu mzii
gmbrdemek-teydi. Yerinde hafife kprdanp Manfred'in koluna dokundu,
onun acyla ir-kildiini hissetti.
Ne oldu? diye sordu hemen.
Bir ey deil.
Heidi onun boynuna parmaklaryla dokunup bastrd. Buras m? Acyor
mu?
Kasta biraz tutukluk var. Yarna geer.
Arabaya bindiklerinde Heidi ofre, Hans, bizi benim evime gtr, di-
ye emir verdi. Manfred ona kaygl baklarla bakt.
Annem bana pek ok sr retmitir. Otlardan yaplan bir ilacm var. Ger-
ekten sihirli gibi bir ey.
Ama gerei yok, diye itiraz edecek oldu Manfred.
Oturduum apartman dairesi zaten Olimpiyat kyne giderken yolumu-
zun stnde. Uzun srmez. Sonra Hans seni kye brakr.
Heidi onu nasl edip de rktmeden ba baa kalabilecekleri bir yere g-
trebilecei konusunda pek kayglanyordu, ama Manfred bu teklifi zorluk -
karmadan kabul etti. inden Sarah'y dnyor, yzn hayalinde canlan-
drmak istiyor, beceremiyordu. ofre vazgemesini, kendisini hemen Olim-
piyat kyne gtrmesini sylemek istedi, iradesi yetmedi. Yaptklar iin
yanl olduunu biliyordu. Gen, gzel bir kadnla yalnz kalmamalyd. Ken-
dini zorlayp bu hareketin masum olduuna inandrmaya alt.
-351-
Teekkr ederim, Hans. Bizi bu kede indir, sen kaldrmn ilerisinde
bekle.
ndiler. Binaya girdiklerinde kz, zgnm, Manfred, dedi. En st katta
oturuyorum, asansr de yok.
Merdivenleri karken Manfred kontroln yeniden kazand, tek odal da-
ireye girdiler.
te saraym buras, diyerek glmsedi Heidi zr diler gibi. Bugn-
lerde Berlin'de ev bulmak ok zor. Eliyle yata iaret etti. Otur, Manfred.
Kendini rahat brak. te, uras... hissedebiliyorum. Kat ve dm gibi. Ba-
n bana daya, Manfred... evet yle.
Ayakta duruyordu. Gen adamn alnn kendi karnna dayamt. Manfred
iinin tututuunu hissetti.
Heidi! Sesi titriyordu. Seni seviyorum. Beni bala ama seni yle se-
viyorum ki!
Kz onu yavaa yataa itti, beyaz bluzunun dmelerini amaya balad.
O gece boyunca Manfred pek ok kere seni seviyorum, diye bard, her se-
ferinde deiik bir sesle bard, nk kendisine uygulanan eyler hayalleri-
ne bile smayacak, yepyeni eylerdi.
Kou finalleri iin aa kzlara olduka iyi yerde bilet almay baarmt,
ama yerleri kuzey tribnnn st taraflarndayd. Matilda Janine, asa'nn
drbnn dn alm, alttaki alan dikkatle inceliyordu.
Onu gremiyorum! diye bard.
aa, Daha kmad, diyerek yattrd onu. nce 100 metreyi koa-
caklar... Ama o da Matty kadar kayglyd. Yar finallerde, 200 metrede
Da-vid Abrahams, nl Amerikal atlet Jesse Owens'den sonra ikinci
gelmiti.
Mathilda Janine, yle heyecanlym ki, baylacam neredeyse, diye
yaknd, drbn gznden indirdi. asa'nn br yannda Tara da heyecan-
lyd ama onun nedenleri bakayd.
ren bir ey! dedi fkeyle. aa ararak ona dnd.
Ne o iren olan?
Sen dinlemiyor musun syleneni?
zr dilerim... David her an kabilir... Szleri yarda kesildi, ortal
korkun bir alk ve tezahrat sard. Herkes ayaa kalkm alklyor, bar-
yordu. Bu seferki grlt, her zaman birinci selene tutulan alktan farklyd.
ite! diyerek asa'nn koluna sarld Tara. Dinle unlarn sesini!
Yaknlarndaki bir grup, Yine Amerikal bir zenci kazand! diye bar-
yordu tiksintiyle. Daha yakndan biri, Amerikallar utansn da, madalya top-
lamaya zencilerini yollamasn, diye haykrd.
Tara baranlarn yzn grp tanmaya urarken, Bu banazlk i-
ren, diye sylendi, sonra asa'ya dnd. Almanlar kendilerine gre aa
rk saydklar siyahlarla Yahudilerin madalya kazanmasn engellemeye al-
yor, dedi yksek sesle. ren davranyorlar.
aa, Ar ol, diye fsldad.
Sen aldrmyor musun? diye kafa tuttu Tara. David de Yahudi.
Tabii aldryorum. aa utanarak evresine bakmyordu. Ama. Tanr
akna sus, Tara.
Bana kalrsa... Tara'nn sesi daha da ykseliyordu ama o srada
Mathil-da Janine avaz kt kadar bard.
te orada! te David!
aa rahatlayp ayaa frlad. te orada... gayret, David... ceylan gibi ko!
200 metre finalistleri, sahann kar tarafnda snma hareketleri yapmak-
taydlar.
David ne harika, deil mi? dedi Mathilda.
Sporcular yerini ald, tabanca patlad, atldlar. Uzun bacaklar uzanyor,
kollar sallanyordu. Grlt de giderek ykselmekteydi. Ayn hizada ilerleyen
sra yavaa bozuldu, orta parkurdan ince kara bir panter ne kt, kalabalk
daha da cotu.
Je-Se 0-Wens! diye tempo tutulmaktayd. Siyah adam fini izgisini
herkesten nce geti.
Ne oldu? diye bard Mathilda Janine.
Jese Owens kazand. aa sesini duyurabilmek iin avaz kt kadar
baryordu.
O kadarn biliyoruz... ama David? David ne oldu?
Bilmiyorum. Gremedim. Birbirlerine ok yakn bitirdiler hepsi.
Heyecanla bekleiyorlard. Derken hoparlrlerden beklenen emir duyuldu.
Achtung! Achtung! simlerin Alman aksanyla sralann duydular.
Jesse Owens, CarterBrown... Ve artc sonu! ...David Abrahams.
Mathilda Janine bir lk daha att. Tutun beni, baylyorum. David
bronz madalya ald!
Madalyalar taklrken o hl baryor, zplyordu.
-353-
Hkmedenler / F:23
Drd o gece kutlama iine Centaine'in oteldeki dairesinde baladlar.
Blaine ksa bir nutuk ekti, David'i kutlad. ocuk, erefine kadeh kaldrlr-
ken utanm gibi orta yerde duruyordu. aa erefe koca bir ie ampanyay
tek bana iip bitirdi.
Daha sonra, Ku-damm kahvesinde de bir bardak dolusu arap iti. Drd
kol kola girdiler, Berlin'in elence dolu sokaklarna daldlar. Bu sokaklarda,
Nazi'lerin yasaklad tm yozlamlk belirtileri grla gidiyordu. Kaldrm
kahvelerinin masalarnda Coca-cola ieleri, orkestralarda caz mzikleri
Clark Gable'la Myrna Lov'un film afileri... bunlarn hepsine yalnzca Olim-
piyat sresi iin, geici olarak izin verilmiti.
Bir kahveye uradlar. aa orada schnapps smarlad.
Ar ol, diye fsldad David ona. asa'nn pek alkol almadn bilirdi.
Ald zaman da bir tek kadeh arap ya da birayla yetinirdi.
David, dostum, insann yakn dostu her gn Olimpiyat madalyas kazan-
maz. Yz kzarmaya balamt. Gzleri bir baka trl parlyordu.
David onu uyard. Bak, bu sefer eve tayacak deilim seni.
Yol boyu yrrlerken aa sama sapan esprileriyle kzlar krp geiriyordu
Ah, canlarm, bakn mehur Kranzler Kahvesi, tamam m? Girip biraz
ampanya ielim, ha?
Bu talyan taklidi, Alman taklidi deil! dedi Tara. Galiba sen zom oldun.
O kelime kibar dudaklara yakmaz, diyerek onu ayplad aa. Kararl
admlarla k kahveye dald.
David, Artk ampanya yok, aa, diye itiraz etti.
Dostum, herhalde seni birayla kutlamam nerecek deilsin! aa
par-inaklarn aklatt, garson kz ard, kz sar arab drdnn de
kadehlerine doldurdu.
Hepsi glp akalayorlard. Bu yzden evrelerine aniden ken ses-
sizlii pek fark edemediler.
Hay Allah! diye mrldand Tara. te svari birlii geldi.
Salona kahverengi niformal alt kii girmiti. ki iip geldikleri belliy-di.
Ayakta sallanyorlard. Kahvenin mterilerinden bir ksm aceleyle
apka-larn, paltolarn kapp toz oldular.
Alt kabaday, bizim drtl grubun yanndaki bo masaya gelip oturdu,
kendilerine bira smarladlar. Kahvenin sahibi hr kmasn engellemek iin
onlarn masasna geldi, ksa bir sre sohbet etti, sonra izin istedi. Hazrol du|
rup Nazi selam akt. Heil Hitler! diye barp yerine dnd.

- 354 -

Mathilda Janine o akam en azndan bir dolu bardak ampanya imiti.
Grltl bir kahkaha patlatt, arkasndan kkrdamas srd gitti. Kabaday-
larn tm dikkati bir anda ona donuverdi.
Sus, Matty, diye yalvard David. Ama bu sz kz daha beter gldrd.
Mathilda Janine gzlerini devirerek kendini tutmaya alyordu ama
basara-myordu. Sonunda hepsi birlikte patladlar, makaralar koyverdiler.
Kahverengin kabadaylar aralarnda bakp yerlerinden kalktlar, onlarn
oturduu masay kuatverdiler.
Liderleri orta yal bir avutu. Bir ey syledi, Tara okul Almancasyla
ona cevap verdi.
Ja! dedi avu ok aksanl bir ngilizceyle. ngiliz misiniz?
Kzkardeim ok gen ve ok yaramaz. Tara, Mathilda Janine'e ate sa-
an gzlerle bakt, kk kz mendilinin arkasndan bir kahkaha daha patlatt.
ngiliz bunlar, dedi avu. Neredeyse dnecekti. Ama aralarndaki gen-
lerden biri David'e dikkatle bakp duruyordu.
Anlalabilir bir ngilizceyle sordu. Koucu sen misin? Bronz madalya
kazanan, David Abrahams msn?
David utanr gibi oldu, ban evet anlamnda sallad.
Sen Yahudi koucu David Abrahams'sn, ha? Adam konuyu geniletme-
ye balamt. David'in yz soldu, ciddileti. ngilizce bilen iki Alman kaba-
days tekilere durumu tercme ettiler. Juden kelimesi birka kere tekrarland.
Sonra hepsi birlikte dnp David'e dmanca baklarla baktlar. avu
yumruklarn kalalarna dayayarak yksek sesle sordu. Amerikallarla ngi-
lizler madalyalarn siyahlara ve Yahudilere toplattrmaya utanmyorlar m?
Daha kimse cevap veremeden aa ayaa kalkt. Kibarca glmsyordu.
Hey, siz yanl aaca havlyorsunuz, dostlar. O Yahudi deil ki... o Zulu.
Nasl olabilir? avu arm gibiydi. Zulu'lar siyah olur.
Yanlyorsun, dostum. Zulu'lar beyaz doarlar. Gnete kalnca yle ka-
rarrlar. Bunu hi gnee karmadk.
aka ediyorsun, dedi avu ters ters.
Elbette aka ediyorum! diyerek onu taklit etti aa. Benim baktma
baksan sen de etmez miydin?
David, aa, Tanr akna, otur yerine, dedi. Kavga kacak. Ama a-
a ampanyann etkisine girmiti. Kendi espri yeteneiyle gurur duyuyordu.
avuun gsne dokundu.
Aslnda, dostum, eer Yahudi aryorsan, burada tek Yahudi benim.
-355-
ikiniz de mi Yahudisiniz? avuun gzleri kslmt, sesi tehdit doluydu,
Aptallk etme. Anlattm ya... o Zulu... Yahudi olan benim.
Yalan bu, dedi avu.
O zamana kadar tm kahve halk konumalar dikkatle dinlemeye bala-
mt. ngilizce anlamayanlara, yanlarndakiler tercme ediyordu.
aa bu dikkatlerden cesaret buldu, tm tedbiri elden brakt. Bakyorum
dediimi size kantlamam gerekiyor. Yahudiliin en eski srlarn bildiimi
gstermek iin size en byk srrmz aklayacam. Hahamn ucumuzdan
kestii o minik paray ne yaparlar, hi merak ettin mi?
Sus, aa, dedi David.
Mathilda Janine, Ne diyor? diye ilgiyle sordu.
Tara, aa Courtney, irenleme, dedi.
Bitte? dedi kahverengin avu. Biraz tedirginlemiti. Ama kahvenin
teki mterileri keyifle srtyorlard. Ak sak espriler bu sokaklarn ba
elencesiydi. Bunu frtna birliklerinin karsnda sergilemek holarna gidi-
yordu.
Peki, ben anlataym size. aa artk David'e de, Tara'ya da aldrmyor-
du. Onlar tuza yatrrz, Kuds'e yollarz. Zeytin Dag'nda kutsal bir tarla
vardr. Hamursuz geldiinde, ba haham onlar sra sra oraya eker, sihirli bir
iaret yapar. O zaman bir mucize olur... Mucize! Bymeye balarlar. aa
bymeyi tarif edecek bir de hareket yapt. Uzarlar, uzarlar, giderek byr-
ler. Kahverengililer onun giderek ykselen eline anlamaz baklarla bakyor-
lard. Sonra ne olur, biliyor musunuz? diye sordu aa. avu elinde olma-
dan ban iki yana sallad.
Koskocaman olduklarnda onlar Berlin'e yollarz, Nazi frtna birlikleri-
ne katlrlar.
Adamlar azlar ak, kulaklarna inanamayarak bakyorlard. aa szle-
rini daha da cakal bitirdi. Ve onlara baz eyler retilir. Hazrol durmas-
n... Elini ne uzatt, ...barmasn, avazlar kt kadar Heil ... neydi, o
adamn ad, Tanr aknza?
avutan bir brt kurtuldu, sa eliyle bir yumruk savurdu. aa eildi
ama ikiden sersemlemi olduundan yere ykld, masann rtsn de bir-
likte ekip kaydrd, btn bardaklar krld. ampanya iesi, iindeki svy
pskrterek yerde yuvarland. Kahverengililerden ikisi asa'nn stne atlp
yumruklamaya koyuldular.
David frlayp onun yardmna kotuu srada kahverengililerden biri
onun iki elini arkasna alp tuttu. David debelendi, sa elini kurtard, dnp
-356-
adamn burnuna nefis bir yumruk indirdi. Adam barp David'i brakt ama
bu sefer dier ikisi David'i arkadan kavrayp kollarn hareketsiz tuttular.
Brakn onu! diye bard Mathilda Janine. Kendini kaldrd gibi
kah-verengililerin omuzlarna frlatt. Bir tanesinin kasketini bandan att,
salarna sarld. Brak David'i, domuz! Salara tm gcyle aslyordu.
Adam ondan kurtulmak iin yerinde dnd.
Kadnlar barmaya balamt. Kahvede masalar, sandalyeler krlmak-
tayd. Kahveci mutfan kapsnda durmu, ellerini ovuturuyor, yz acl bir
ifade yanstyordu.
aa Courtney, diye bard Tara fkeyle. Serseri gibi davranyorsun.
Kes hemen.
aa kahverengi niformalarn altna yar gmlm, tekme ve yumruk
savurmaktayd. Anlalr bir cevap veremedi. Kabadaylar balangta akn-
dlar ama, artk hzl hareket etmeye balamlard. Sokak kavgalar onlarn
bilim dalyd.
Kahverengili adam omuzlarn silkip Mathilda'y salonun ta kesine sa-
vurdu. lerinden tanesi asa'y tutup ayaa kaldrd, mutfak kapsna do-
ru gtrdler. David'e de ayn ilem uyguland. Adamlarn ikisi birer koluna
girmi, burnu incinen de arkadan geliyor, kanlar gmleinin gsne damlar-
ken srekli kfrler sralyordu.
Kahvenin sahibi acele yana ekildi, adamlar asa'yla David'i mutfaktan
geirdiler, garson ve hizmetkrlar yanlara frlattlar, iki genci arkadaki p
yl kk avluya kardlar. aa bu arada etkisiz kalan bir mcadele veri-
yordu.
Kahverengililer hi konumadlar. Emir vermeye gerek yoktu. Bayldklar
sporu uygulayan profesyonellerdi onlar. ki kurban ustaca duvara yasladlar,
yzlerini, vcutlarn, sonra yine yzlerini yumruklamaya giritiler. Patla-
trken bir yandan da keyifle homurdanyorlard.
Mathilda Janine onlarn peinden baheye kmt. David'in yardmna
komaya altysa da bir itmeyle geri geri gidip ykld, p tekenekelerini
devirerek yuvarland.
Tara mutfakta kahvenin sahibine fkeyle baryordu. Polisi arayn he-
men. Duyuyor musunuz, polisi arn diyorum. ki masum insan ldryor-
lar orada.
Adam bir aresizlik iareti yapt. Yarar yok, Fraulein. Polis gelmez.
aa iki bklm oldu, dmesine izin verdiler. tanesi srf onu tekmele-
mekle urat.
-357-
Davdi dvmekte olan ter iinde kalm, burnundan soluyordu. Geri e-
kildi, ll bir yumruu olanca hzyla savurdu. David'in sallanan ba, a-
zna yedii bu yumrukla geri bkld, tula duvara kt diye arpt, onun da
yzkoyun yklmasna izin verdiler.
David uval gibi yatyor, yedii tekmelerden kanmaya almyordu.
Kvranmayan, barmayan, merhamet dilemeyen birine vurmann zevki yoktu.
Adamlar kasketleriyle sancaklarn abucak topladlar, yola alan aralkta
ilgilenmiyormu gibi durmaya alan iki polisin yanndan geip gittiler.
Mathilda Janine, David'in yanna diz kp onun zavall ban kendi ku-
cana yatrd.
Konu benimle, David! diye hkrd. Tara mutfaktan elinde slak bir
bezle kt, kayglarn belli etmemeye alarak asa'nn zerine eildi.
Kurbanlarn hayat belirtisi gstermesi birka dakika srd. aa dorulup
oturdu, ban dizlerinin arasna sarktp sallad. David tek dirsei zerinde
ykseldi, azndaki kanlarla birlikte bir de di tkrd.
yi misin, David, olum? diye sordu aa patlak dudaklar arasndan.
David, aa, bir daha bana yardma koma, diye inledi. ldrteceksin
beni.
Mathilda Janine onlarn ayaa kalkmasna yardm etti. aa artk
aylm-t. Bu yzden Tara sert ve sulayc davranyordu.
ok adi bir davrant, aa Courtney. Kaba ve aypt. Sana yaplanlar
hak ettin.
O kadar da fazla, diye itiraz etti aa. David'le ikisi birbirine yaslanp
topallayarak yola ktlar. Kenardaki polislerden biri onlar geerken homur-
dand.
Ne dedi? diye sordu aa.
Tara buz gibi bir sesle tercme etti. Doru bir sz syledi. Bir dahaki se-
fere toplu yerde iddet eyleminden tutuklanrsnz dedi.
kisi aclar iinde yrrken Mathilda Janine stlerine titriyor, Tara ise on-
larla ilgisi yokmu gibi on adm kadar nden gidiyordu.
Otele gelip asansre bindiklerinde Mathilda Janine dnceli bir sesle sor-
du. O anlattn hikye vard ya, aa... hani Zeytin Da'ya ilgili... Hibir
ey anlamadm ben ondan. Neymi byyen, sylesene bana!
David'le aa aryan yerlerini tutup bir kere daha iki bklm oldular. Da-
vid, Ne olursun, sus artk. dedi. Glnce yle canm acyor ki!
Tara bir hm kardeine dnd. Hele bu olayda senin oynadn rol ba-
bama syleyeyim de grrsn, kkhanm! diye kt. Kplere bine-
-358-
cek. Evet, gerekten de babalan ok kzd. Ama yine de Centaine Courtney
kadar kzmad.
Anlaldna gre asa'nn drt kaburgasyla bir kprck kemii krl-
mt. kinci turda takmn Arjantin'e yenilmesini, lene kadar hep kendi yok-
luuna verdi. David'in yaralan onunkine oranla hafifti. Burkulma ve syrk-
lardan ibaretti.
Centaine sonunda, Neyse, fazla ciddi deil, diye kabul etti. Hi deil-
se basna falan yansyacak bir ey deil. Ama yanlmt. Kranzler Kahve-
si'ndekilerden biri, Reuter Ajans'nn Gney Afrika muhabiriydi. Yazd yaz,
Gney Afrika Jewinsh Times Yahudi gazetesinde yaynland. aa
Court-ney'in Yahudi arkadan, bronz madalyal koucuyu korumakta
gsterdii kahramanla zellikle arlk verildi. aa lkesine dndnde
kendini kk apta bir hret olmu buldu. Zion Dostlar Demei'nde bir
le yemei konumas yapmak zere hem aa, hem de Dav id davet
edildiler.
Beklenmeyen olaylar kanunu, dedi Blaine, Centaine'e.
Ka Yahudi semen vardr bu lkede dersin?
Blaine glmeye balad. Sen iflah olmazsn, sevgilim, dedi.
Boks karlamalarnn yapld salon hncahn doluydu. Soyunma oda-
sndan kan koridorlarn iki yanna kahverengi niformal frtna birlikleri s-
ralanmt. Bu eref muhafzlar sporculara ringe kadar elik ediyordu.
Ring kenarndaki yerlerine otururlarken Albay Boldt, Heidi Kramer'e,
Onlar gerekli olur diye dndk, diyordu. Drt hakeme doru anlaml an-
laml ban sallad. Hepsi de Almand. Hepsi de parti yesiydi. Bunu byle
ayarlamak Albay Boldt'u epey uratrmt.
Ringe ilk kan, Manfred De La Rey oldu. Yeil ipekli ort, yeil ceylan
amblemli yelek giymiti. Salar yeni kesilmi, altn rengiydi. Ring kenarn-
daki yerleri abucak szd, iki yumruunu havada kenetleyip seyircilerini se-
lamlad, onlar da onu alkladlar. Alman spor seyircileri onu kendi kahraman-
lar olarak kabul etmilerdi. Bu gece Manfred, beyaz ve stn rkn ampiyo-
nu olarak kyordu ringe.
Heidi Kramer'i hemen grd... nerede oturacan biliyordu... ama ona
glmsemedi. O da ona ciddi bir yzle bakyordu. Manfred onun oradaki var-
lndan kendi vcuduna bir g dolduunu hissetti, baklarnn ynn de-
itirdi, kalar atld.
O kadn buradayd. Centaine'i hep, 'O kadn' olarak dnyordu. Kendi
sevgili Heidi'sinden koltuk ilerdeydi. Gr siyah salarn kimseninkiyle
-359-
kartrmaya olanak yoktu. Sar ipekler giymi, elmaslar takmt. Zarif ve gu-
rurluydu. Manfred ondan yle nefret ediyordu ki, tadn aznda hissediyordu i
o nefretin.
Ne diye hep geliyor, beni kovalyor, diye merak etti. Daha nceki
mala-rina da sk sk gelmiti. Yannda hep o uzun boylu, kstah adam vard. ri
bu- runlu, iri kulakl biri.
Centaine onu kara gzlerinde o esrarl ifadeyle seyrediyordu. O baklar
iyi tanmt artk Manfred. Ban kastl bir hareketle evirdi, bu hareketiyle
nefretini vurgulamak istedi, rakibi Cyrul Lomax'in ringe trmann seyretti.
Amerikal salam kasl, stl ikolata rengindeydi ama, o gzel ba bii
mi sapna kadar Afrikalyd. Aanti prenslerinin antik tun heykellerine ben
ziyordu.

';!
Bu seferki en berbat, diye uyarmt Tromp Amca, Manfred'i. Onu ye-
nebilirsen, herkesi yenersin.
Hakem onlar ringin ortasna arp tantt. Halk Manfred'i alklad. ;
Kendini gl ve yenilmez hissederek kesine dnd. Tromp Amca onun ya-
naklarna, kalarna vazelin srd, krmz lastik dilii azna soktu. Omzu-
na bir tokat att, kulana fsldad.
Mamba kadar hzl! Ratel kadar cesur! Manfred ban sallad, dilii
inedi, gong sesini duyunca ortaya, klarn altna admn att. Amerikal da
kara bir panter gibi onu karlamaya geldi.
Denk dvyorlard. Yakn dvt yaptklar. Vurular sert, eziciydi.
Birbirlerinin niyetini, an yoklamaya alyorlard. kisi de dmanlk do-lu,
hzl ve tehlikeliydi. Gong sesi raundlar sayp duruyordu... be, alt, yedi...
Manfred mrnde bu kadar uzun dvmek zorunda kalmamt. Zaferlerini
hep pek hzl kazanrd. Bereket versin Tromp Amca'nn amansz antrenman- fi
lan dayanklln artrmt. Kendini hl gl ve yenilmez hissediyordu.
Yaknda bir eyler olacan biliyor, bekliyordu. Amerikal yorulmaya
bala-mt. Yumruklarnda pek o eski hz yoktu. Bir hata yapmak zorundayd.
Manfred bekledi. Amerikalnn kann grme isteini gemlemeye alt.
Frsat yedinci raundun ortalarnda geldi.
Amerikal o tslayan sollarndan birini savurdu. Manfred grmekten ok
hissederek kafasn geri ekip enesini kast, yumruk yanan syrd ama bo-
a gitti.
Manfred dengesini buldu, hazrd. Sa kolu yukardayd. Yumruk eki gi- bi
indi, Amerikal onu karlamakta bir saniyenin yzde biri kadar gec kald.
- 360 -


Yedi uzun raund yormutu onu. Sa akt. Manfred o a gremiyordu.
ok ufakt nk. ok da ksa sreliydi. Ama igdleri rehber oldu ona. Ko-
lunu tecrbesi ynlendirdi. Akln nerede olduunu Amerikalnn omuzla-
rn tutu biimine bakarak anlayabildi.
Bilinli karan bekleyemeyecek kadar hzlyd. O daha kararn verdiini
bilemeden yumruk frlamt. kili bitirme yumruu deil... tek bir yumruk.
Kesin, geri alnamaz, i bitirici.
Amerikalnn gardm yard, yumruu onun esmer bann yan tarafna
inerken Manfred'in dileri birbirine arpt. Nesi varsa bu yumrua koymutu.
almalarn, kuvvetini, cesaretini, yreini... yumruk yerine temiz ve sa-
lam indi.
Birden sa elinin kemiklerinin krldn hissetti. Kuru dallar gibi
atrda-d eklemleri. Ama acnn arasnda, iin bittiini biliyordu.
Kazandn biliyordu.
Baklar netleti, Amerikaly ayaklarnn dibinde grmeye hazrland
ama kalbi durur gibi oldu. Cyrus Lomax hl ayaktayd. Acs bykt. Sen-
deliyor, gzleri bulank bakyor, belli ki grmyordu ama... hl ayaktayd.
Gebert onu! diye uluyordu kalabalk. ldr onu!
Manfred bu iin kolay olacann bilincindeydi. Sala bir tane daha, ta-
mam. nk Amerikal ayakta baygnd. Bir tek sa daha... ama yoktu sa
artk. Sa eli gitmiti.
Amerikal sarho gibi sallanyor, iplere arpyor, dizleri bklyordu. Sonra
tm gcn toplayp diriliyordu yeniden.
Sol el. Manfred tm gcn toplad. Onu solumla bitirmeliyim. Kendi ac-
sna aldrmadan onun peine dt.
Solunu kafaya savurdu ama Amerikal yar bilinsiz bir dalla onu savu-
turdu, iki kolunu Manfred'in omuzlarna sarp asld, boulan bir adam gibi
sarld, ona. Manfred onu silkip atmaya urat. Kalabalk deliye dnmt.
Hakem Breyk! Breyk! diye haykryordu ama Amerikal uzun sre asl kal-
may bildi.
Hakem onlar ayrdnda Cyrus Lomax'n gzleri netlemiti. Manfred'in
abalan karsnda geriliyordu. O srada gong ald.
Ne oldu, Manie? Tromp Amca onu yakalad, kesine gtrd. Yen-
mitin onu. Ne oldu?
Sam! dedi Manfred acyla. Tromp Amca eline dokundu. Bilein he-
men yukarsna. Manfred bard. Bilek imeye balamt bile. Onlarn ba-
klar altnda ilik kola da yayld.
Havluyu atyorum, dedi Tromp Amca. O elle dvemezsin!
-361-
Manfred, Hayr! diye hrlad ona. Gzleri fkeliydi. Sar sar parlyor-
du. Kar kede Amerikalya souk kompres yapyorlar, yanaklarna
tokatlar atyorlar, ona cesaret vermeye alyorlard.
Gong tekrar ald, Manfred ringe ktnda rakibinin gzlerinde yepyeni
bir g grerek bozuldu. Amerikal koordinasyonlu hareket etmeye balam-
ti. Hl korkuyor, geri ekiliyor, Manfred'in saldrsn bekliyordu ama, her
dakika gc artmaktayd. Belli ki Manfred'in sa elini kullanmamasna a-
yordu. Birden anlad gzlerinden okundu.
Tekrar kenetlendiklerinde Manfred'in kulana, Bitti iin, diye
fsldad. San yok. Yiyeceim seni artk! Yumruklar can yakmaya
balad, Manfred geri kaar oldu. Sol gz kapanyordu. Aznda kannn
tuzlu ve ba-krs tadn hissetmeye balamt.
Amerikal sk bir sol vurdu, Manfred igdsel olarak sayla gard ald,
yumruu eldivenine yedi. Duyduu ac yle mthi oldu ki, gzleri karard,
dnya ayann altndan kayd. Bir dahaki sefere blokeyi sayla yapmaya
korkunca, bu sefer Amerikalnn yumruunu yaral gzne yedi. ilii br
gzyle bile grnyordu artk. Gong ald, yerlerine dndler.
ki raund daha, diye fsldad Tromp Amca kulana. i gze souk
kompres yapyordu. Dayanabilecek misin, Manie? Manfred ban evet an-
lamnda sallad, gong alnca dokuzuncu raunda kt. Amerikal hevesle ona
doru geliyordu. Fazla hevesliydi. Sa elini indirmi, byk yumruu vurma-
ya hazrlanyordu. Manfred ondan nce davrand, solunu hzla savurdu,
Lo-max ayaklar zerinde salland.
San kullanabilse Manfred onu yine alt ederdi. O yumruu kroeler
izle-se, kimse dayanamazd karsnda. Ama eli ie yaramayacak durumdayd.
Lo-max ekildi, kendini toplad, tekrar yaklat. Manfred'in gzleri zerinde
alyordu. Yarmaya urayordu deriyi. Raundun son yumruunda onu da
baard. O kocaman mor torbay patlatt, Manfred'in suratna kanlar boald,
gsne akt.
Hakem onlar durdurup yaray inceleyemeden gong ald, Manfred sende-
leyerek kesine dnd, Tromp Amca onu karlad.
Bitiriyorum, dedi yaraya baknca. Byle dvemezsin. Gzn kay-
bedebilirsin.
Manfred tslad. imdi kesersen seni asla balamam. Sesi alakt ama
gzlerindeki sar klar Tromp Bierman'a iin ciddi olduunu anlatmaya yetti.
Yal adam homurdand. Yaray temizledi, ila srd. Hakem de gelip gze
bakt, Manfred'in yzn a evirdi.
- 362 -
Devam edebilecek misin? diye sordu alak sesle.
Halkmz ve Fhrer'imiz iin, diyerek karlk verdi Manfred yavaa.
Hakem ban sallad.
Cesur adamsn! dedi, devam iareti verdi.
Son raund sonu gelmez bir strapt. Amerikalnn yumruklan Manfred'in
vcuduna balyoz gibi indi, rk stne rk olutu derisinde, her biri Manf-
red'i biraz daha tketti, savunma gcn biraz daha azaltt.
Soluk almak bile ikenceydi. Yaral kaslarn zorlamas gerekiyordu onun
iin de. Cierlerindeki yumuak dokular yanyordu. Sa elinin ve kolunun
acs, her yeni acyla birlikte yeniden canlanyor, tek gzn karanlklar buru-
yor, yaklaan yumruklan gremiyordu. Kulaklarnda nlyordu aclar. Ama
hl ayaktayd. Lomax onu dvd, dvd, suratn i ete evirdi, Manfred yi-
ne de ayakta kald.
Halk ileden kmt. Kana susamlklar acmaya dnt. Sonra da
dehete dnt. Hakeme bu katliam bitirmesi iin baryorlard. Manfred
hl ayaktayd. Soluyla yumruk atmak iin ackl abalar harcyor, kar yum-
ruklar yzne, vcuduna yiyordu.
Sonunda, i iten getikten sonra gongun sesi duyuldu. Manfred De La
Rey hl ayaktayd. Ringin ortasnda durmu, saa sola sallanyor, gremiyor,
hissedemiyor, kesine nasl gideceini bulamyordu. Tromp Amca koup
geldi, onu efkatle kucaklad. Alyordu Tromp Amca. Yanaklarndan kara sa-
kalna yalar akarak Manfred'i kesine gtrd.
Benim zavall Manie'm, diye fsldad. zin vermemeliydim. Durdur-
malydm.
Kar kede Cyrus Lomax'm evresini kutlayclar sarmt. Glyor, sr-
tna aplaklar atyorlard. Lomax kk bir zafer dans yapt, hakemlerin o za-
feri onaylamasn bekledi. Mahvettii adama da kaamak baklarla bakyor-
du arada. Duyuru yaplr yaplmaz ona gidecek onu cesaretinden tr kutla-
yacakt.
Achtung! Achtung! Hakem jrinin kartlarn bir eline, mikrofonu br
eline almt. Sesi hoparlrlerde gmbr gmbr tyordu. Bayanlar, baylar,
Olimpiyat altn madalyasnn sahibi... Gney Afrikal Manfred De La Rey!
Korkun bir sessizlik oldu, Manfred' n kalbinin vuruu boyunca da de-
vam etti. Arkasndan bir itiraz uultusu ykseldi, artt, lklar, bartlar
koptu. Yuh sesleri, ayak vurmalar balad. Cyrus Lomax deliler gibi saa sola
kouyor, ipleri sallyor, hakem kuruluna baryordu. Yzlerce seyirci ringe
trmanma abasndayd. Bu karar herkes protesto etmek istiyordu.
-363-
Albay Boldt arka holn kapsnda duran birine ban sallad, kahverengi
gmlekli frtna birlikleri hzla salona dalp ringi kuattlar, fkeli kalabal
geri pskrttler, Manfred abucak koridordan ieriye gtrld.
Hoparlrde hakem, karar hakl gstermeye alyordu. Hakem Krauser
be raundu De La Rey'e, bir raundu berabere, drt raundu Lomax'a verdi...
Ama artk onu dinleyen yoktu. Halkn grlts neredeyse hoparlrn sesini
bile bastryordu.

Kadn herhalde senden be alt ya byk olmal, dedi Tromp Amca ke-
limelerini dikkatle seerek. Sonbahar serinliinde, parkta yryorlard.
Manfred, Benden ya byk, diye cevap verdi. Ama onun nemi
yok, Tromp Amca. Tek nemli olan, benim onu, onun da beni sevmesi. Sa
eli hl aldayd. Onu boynuna asarak tayordu.
Manie, sen daha yirmi bir bile deilsin... vasinin izni olmadan
evlene-mezsin.
Vasim sensin, dedi Manfred. Ban evirmi, topaz sars gzleriyle ona
bakyordu. Tromp Amca gzlerini indirdi.
Karn nasl geindireceksin?
Reich'n Kltr Bakanl, hukuku Berlin'de bitirmem iin bana burs ve-
riyor. Heidi'nin stihbarat Bakanl'nda iyi bir ii var. Dairesi de var. Ben
profesyonel boks yapp biraz ek para kazanacam. Mezun olup avukatla
balayana kadar. O zaman Gney Afrika'ya dneceiz.
Her eyi planlamsn, diyerek iini ekti Tromp Amca. Manfred ban
sallad. Ka hl yaralyd. O yarann izi mrnn sonuna kadar kalacakt.
Elini oraya gtrrken, zin vereceksin, deil mi, Tromp Amca? diye sor-
du. Sen dnmeden evleneceiz. Bizi senin evlendirmeni ikimiz de ok isti-
yoruz.
ltifat sayarm. Tromp Amca zgn gibiydi. Bu ocuu iyi tanyordu,
Kararn verince ne kadar inat olabileceini biliyordu. tiraz etmek onu da
ha da kararl klacakt.
Sen bana babalk ettin, dedi Manfred. Babalktan da fazla. Senin kut
saman esiz bir deer tar.
Manie! Manie! Sen benim hi sahip olamadm olumsun. Ben ancak|
senin iin iyi olan isterim. Bu ie byle aceleyle atlma.
Beni asla caydramazsn.
Manie, Trudi Hala'n dn...
- 364

O da benim mutlu olmam ister, biliyorum, dedi Manfred.
Tabii ister. Ama, Manie... Sarah'y da dn...
Ne olmu ona? Manfred'in gzleri fke ve soukluk yanstt. enesi
meydan okurcasna dar frlad. Sululuundan oluyordu bunlar.
Sarah seni seviyor, Manie. Her zaman sevdi. Ben bile grebiliyorum bu-
nu.
Sarah benim kardeim saylr. Ben de onu severim. Aabey gibi severim.
Heidi'yi ise bir erkein bir kadn sevdii gibi seviyorum. O da beni bir kad-
nn bir erkei sevdii gibi seviyor.
Sanrm yanlyorsun, Manie. Ben Sarah ile ikinizi hep...
Yeter, Tromp Amca. Artk duymak istemiyorum. Heidi ile evleneceim...
umarm senin iznin ve kutsamanla olur. Bize o armaanlar verecek misin,
Tromp Amca?
Yal adam ban ar ar, evet anlamnda sallad. zgnd. Size izni-
mi de, kutsamalarm da vereceim, olum. Ve sizi sevinle evlendireceim.
Heidi ile Manfred, Havel Gl'nn kysnda, Albay Sigmund Boldt'un
evinin bahesinde evlendiler. Eyll balarnda altn bir gnd. Yapraklar sar-
ya ve kzla yeni yeni dnmeye balyordu. O dnde bulunabilmek iin
Tromp Amca da, Roelf Stander de takmla dnmeyip geride kalmlard.
Ro-elf, Manfred'in nikh tan, Tromp Amca nikh kyan papazd.
Heidi yetim olduundan, onu damada Sigmund Amca getirip verdi.
He-idi'nin arkadalarndan bir dzine kadar gelmiti. ou Propaganda ve
Enformasyon Bakanl'ndaki amirleri ve i arkadalaryd. Ama bakalar
da vard. Kuzenler, daha uzak akrabalar... ou ya SS'lerin kara
niformalarn, ya da Luftvvaffe'nin mavi, ya da Wehrmacht'm gri
niformalarn giymilerdi. Gzel kzlarn bazlar yresel kostmler iindeydi.
Nazi Partisi bu tr kyafetleri ok tutuyordu.
Ksa sren trenden sonra, Albay Boldt'un ikram olan yiyeceklerle dolu
bfe ald. Drt kiilik bir orkestra onlara partinin holand melodileri al-
d, konuklar acele acele kurulmu tahta pistte dans ettiler.
Manfred gzel eine yle dalmt ki, genel havada bir deime olduunu
fark edemedi bile. Albay Boldt yeni gelen kk bir grubu karlamak zere
telala kapya yrd. Orkestra birden mar almaya balad.
Konuklarn hepsi ayaktayd. Hazrol duruyorlard kaskat. Manfred ar-
makla birlikte, dans kesip yannda Heidi ile o da hazrola geti. Yeni konuk-
- 365 -
Iar grubu piste kt. Tm konuklar ellerini kaldrp Nazi selam aktlar, biri
azdan Heil Hitler! diye bardlar. Manfred olup biteni o zaman anlaya
bildi. Heidi ile kendisine olaanst bir onur bahsedilmekteydi.
Ona doru yrmekte olan adam, boazna kadar dmeli beyaz bir ceket
giymiti. Gsnde demir ha madalyas sallanyordu. Yz solgun, drt ke,
glyd. Siyah salar alnnda ne doru taranmt. Biimli burnunun altnda
ufack bir byk vard. Olaanst bir yz deildi bu yz. Ama yine de,
Manfred'in daha nce grd yzlerin hibirine benzemiyordu. O baklar
ruhunu deler gibi oldu. Yreine girdi, onu ebediyen esir ald.
Sa eli hl aldayd ama o Nazi selamn bozmuyordu. Adolf Hitler g-
lmsedi, ban sallad. Duyduuma gre Almanya'nn dostuymusunuz,
Herr De La Rey, dedi.
Ben Alman kanndanm, gerek bir dostum ve sizin en inanl hayrann-
zn!. Varlnzla bahettiiniz byk onuru tarif edecek kelime bulamyorum.
Amerikal zenciye kar kazandnz o cesur zaferden dolay sizi kutla-
rm. Adolf Hitler elini uzatt. Ayn zamanda, Reich'n gzel kzlarndan bi-
riyle olan evliliinizi de kutlarm. Manfred, Fhrer'in elini kendi salam sol
eliyle tuttu. Titriyordu. Bu ann nemi dehete drmt onu. Size mutlu-
luklar dilerim, dedi Hitler. Umarm evliliiniz Alman halkyla olan bala-
rnz daha da perinler.
Fhrer'in eli kuru ve serindi. Gl olmasna ramen, bir sanatnn zara-
feti de vard o elde. Manfred'in duygular onu neredeyse boacakt. Ebedi-
yen, Fhrer'im. Aramzdaki balar sonsuzlua kadar srecek.
Adolf Hitler bir kere daha ban sallad, Heidi 'yle el skt, onun mutlu-
luk gzyalarna glmsedi, sonra geldii gibi abucak kp gitti.
Hi aklma... diye fsldyordu Heidi. Manfred'in koluna sarlmt.
Mutluluum tam oldu artk.
Manfred giden konuun arkasndan bakarak, te byklk, dedi. Ger-
ek byklk. Onun Tanr olmayp fani olduuna inanmak zor.

Sarah Bester, Stellenbosch kasabasnn anacaddesinde pedal evirerek ha-
fif trafiin arasnda ilerliyordu. Kaldrmlardan tand biri geerse el salla-
maktayd. Okul kitaplarn bisikletin arkasna kayla balam, etekleri rz-
grla uuyor, apkasn eliyle tutmak zorunda kalyordu.
Sabahleyin geen smestrin notlan aklanmt. Bir an nce Trudi Hala'
ya haber vermek iin sabrszlanyordu. Snfn beincisiyken ikincilie yk-
366-
selmiti Sarah. Karnesinde, Aferin, iyi almaya devam et, diye yazlyd.
Bu yl, son ylyd lisede. Ekim aynda on yedi yan dolduracak, bir ay son-
ra da olgunlama snavlarna girebilecekti.
Manie gurur duyacakt onunla. Zaten Sarah'y okulun en iyi rencilerin-
den biri durumuna getiren ey hep onun verdii ilhamd. Ne kadar da uzun za-
man olmutu Manie gideli! Ama dnecekti artk. Sarah geceleri tek bana a-
lamak zorunda kalmayacakt. Manie dnecek, her ey yeni batan dzelecekti.
Onunla evli olmay hayal ediyordu. Sabahlar kahvaltsn hazrlamay,
gmleklerini ykamay, oraplarn yamamay, kilisede onun yannda oturma-
y... ona Meneer diye hitap etmeyi... Trudi Hala'nm Tromp Amca'ya yapt
gibi. Her sabah onun yannda uyanp o gzel sarn ba kendi yatanda gr-
meyi. Hayatta daha ok istedii hibir ey yoktu! Bundan emindi.
Bir tek Manie, diye fsldad. Her zaman, bir tek Manie. Tek varlm
o. Tek zlediim o.
lerde, evin kapsnda postacy grd. Bisikletten atlayp seslendi. Bize
bir ey var m, Bay Grobler?
Postac srtt, antasndan bir zarf kard.
Telgraf var! dedi nem vere vere. Uzak diyarlardan telgraf... ama size
deil, kkhanm... Halanza.
Ben imzalarm! Sarah deftere adn karalad, bisikletini duvara dayayp
basamaklar uarcasna karak eve dald.
Trudi Hala! diye bard. Bir telgraf! Neredesin?
Yemek kokular geliyordu. Sarah onu nerede aramas gerektiine kolay
karar verdi.
Telgraf! diye bararak mutfaa dald. Trudi Hala elinde oklavayla tah-
ta masann bandayd. Yzne sarkan kr salarn fleyerek uuruyordu.
Doruldu.
Ulu Tanrm, daha neler! Hanmefendi gibi davranmasn ren, Sarie, ar-
tk ocuk deilsin...
Telgraf! Bak, sahici bir telgraf! lk defa geliyor.
Trudi Hala bile etkilenmiti. Elini uzatacakken durdu.
Ellerim unlu. Sen a, Sarie.
Sarah zarf yrtt. Sana okuyaym m? diye sordu.
Evet. Evet, oku... kimden geliyor?
Tromp Amcadan. Grevine bal kocan Tromp Bierman diye imzala-
m.
-367-
Komik adam! Gereksiz kelimeler iin para harcam, diye homurdand
Trudi Hala. Okusana ne diyor?
Sizlere haber vermek istediim konu Manfred'in... Sarah'nn sesi
kesiliverdi, hevesli ifadesi birden yok oldu.
Devam et, ocuum, diye steledi Trudi Hala. Yksek sesle oku.
Sarah tekrar balad. Sesi bir fsltya dnmt. Sizlere haber ver-
mek istediim konu Manfred'in bugn Heidi Kramer adl bir Alman k-
zyla evlenmi olduudur. Berlin niversitesi'ne devam etmeyi planlyor,
benimle eve dnmeyecek. Benim gibi sizin de ona mutluluk dileyeceiniz-
den eminim. Grevine bal kocan Tromp Bierman.
Sarah gzlerini kttan ayrd, ikisi baktlar.
nanamyorum... diye soludu Trudi Hala. Bizim Manfred'imiz. O as-,
la... asla bizi terk etmezdi. Birden Sarah'nn yzn fark etti. Yz kl rengi
olmutu.
Ah, benim kk Sarie'm. Kadnn tombul yz izgileri merhametle k-
rt, elleri kza uzand ama Sarah telgraf elinden atp mutfaktan frlayverdi.
Kapdan bisikletini kapt, pedallar elinden geldii kadar hzl evirerek
yola koyuldu. apkas bandan utuunda farkna bile varamad. Gzleri iri
iri alm, kupkuruydu. Dosdoru dalara gidiyordu.
Yoku artk bisikletle klamayacak kadar dikleince bisikleti brakt, ko-
arak kmaya balad, sonunda dorua vard. Orada patikadan sapt, kendini
yerdeki slak am inelerinin zerine att. Sevgisini ve vcudunu... stelik ru-
hunu da Manfred'e verdii yerdi buras.
Soluu normale dnnce orada sessizce yatmay srdrd. Hkrmyor,
alamyordu. Yzn kolunun oyuuna dayam, ylece yatyordu. Gn bitti,
rzgr kuzeybatya dnd, bulutlar toplanmaya balad. Ortalk kararrken
yamur balad, hava saatinden nce kapkaranlk kesildi. Ortalk buz kesti,
onun minik vcudu srlsklam ve hareketsiz, olduu yerde kald. Ban kal-
drmyordu. Kaybolmu bir kpek yavrusu gibi ylece yatyor, karanlkta yal-
nz yrei aryordu.
Manfred, Manfred, nereye gittin sen? Neden seni kaybetmek zorunda kal-
dm?
Sabah olmadan biraz nce arama ekiplerinden biri onu buldu. Btn gece
dan her yann arnlayp durmulard. Kaldrp kye tadlar.
Zatrree, Mevrou Bierman, dedi doktor ikinci gece tekrar geldiinde.
Onun hayat iin siz mcadele etmek zorunda kalacaksnz... kendi mcadele
etmek istemiyor gibi.
-368-
Trudi Hala, Sarah'nn yeni kurulan kent hastanesine gnderilmesine izin
vermedi, kza kendisi bakt. Terini sngerlerle sildi, atei ktka alnna buz-
lar koydu, yatan kenarna oturup onun scack elini tuttu, ate dp Sarah
bembeyaz ve dermansz kald zaman da yanndan ayrlmad. Kzn tm eti
eriyip gitmi, bir deri bir kemik kalmt.
Altnc gn Sarah oturup Hala'nn yardmyla biraz orba iebildi. Doktor
o gn son ziyaretini yapt, kapal kapnn i tarafnda Sarah'y dikkatle mu-
ayene etti. Daha sonra Trudi Hala'y mutfakta bulup onunla da alak sesle ve
ciddi ekilde konutu. O gidince Trudi Hala tekrar yatak odasna dnp yata-
n kenarna iliti.
Sarah. Kzn incecik elini avucuna ald. Hafiflemiti eli. Buz gibiydi.
Son detini ne zaman grdn? diye sordu.
Sarah uzun saniyeler boyunca ona hi cevap vermeden bakt, sonra ilk defa
olarak alamaya balad. Gzyalar gzlerinden ar ar tayor, omuzlar
sarslyordu.
Ah, benim kk kzm. Trudi Hala ona uzand, ban kendi gsne
yaslad, salarn okad. Sonra birden eli Sarah'nn banda donar gibi oldu.
Durumu anlamt.
Manie... Manie'ydi, deil mi!
Soru deildi aslnda bu. Sarah'nn barndan bir hkrk daha koptu.
Ah, Sarie... ah, benim zavall kk Sarie'm.
Trudi Hala istemeksizin ban masada duran fotorafa evirdi. Manfred
De La Rey boks klnda, belinde gm ampiyonluk kemeriyle. Altnda ya-
zlar vard. Kk Sarie'ye, aabeyi Manfred'den.
Ne korkun bir ey! diye soludu Trudi Hala. Ne yapacaz imdi?
Ertesi gn Trudi Hala mutfakta hediye gelen bir kuzu budunu firma hazr-
larken Sarah yalnayak mutfaa geldi.
Yataktan kalkmamalydn, Sarie, dedi Trudi Hala ciddi bir sesle. Sarah
ondan tarafa bakmad bile. Kadn sustu.
Sarah sobaya yrd, demir kapa kaldrd. Trudi Hala onun Manfred'in
resmini elinde tutmakta olduunu o zaman grd. erevesinden karm,
mutfaa getirmiti. Onu sobaya att, alevler yakmcaya kadar seyretti. Ayakla-
r zerinde salland. Neredeyse scak sobann zerine decekti. Trudi Hala
onu yakalad, mutfaktaki sandalyeye oturttu.
Sarah birka dakika orada sobaya bakarak oturdu.
Ondan nefret ediyorum, dedi yavaa. Trudi Hala gzlerindeki ifadeyi
saklamak iin ban edi.
-369-
Hkmedenler / F:24
Biliyorum ne yapacam, diye devam etti Sarah. Sesinin soukluu
Trudi Hala'y rpertti. Her zamanki ocuk sesi deildi bu ses. Hayatn katla-
trd, souk, fkeli bir kadnn sesiydi.
On bir gn sonra Roelf Stander dnd. Alt hafta sonra da Sarah ile ikisi,
kilisede evlendiler. Sarah'nn olu 16 Mart 1937 gn dodu. Zor bir doum-
du. ocuk iri kemikli, anne dar kalalyd. stelik zatrreeden daha tam iyi-
lemi saylmazd.
Roelf doumdan hemen sonra Sarah'nn yanna alnd. Yatan yannda
durup ocuun i suratna bakt.
Ondan nefret ediyor musun, Roelf? diye sordu Sarah yatt yerden. Y-
z ter iindeydi. ok yorgundu. Roelf bir an sessiz kalp bu soruyu dnd,
sonra ban iki yana sallad.
O senin bir paran, dedi. Senin olan hibir eyden nefret edemem.
Sarah ona elini uzatt, o yaklap tuttu.
yi bir insansn. Sana iyi bir e olacam, Roelf. Sz veriyorum.
Ne diyeceini ok iyi biliyorum, baba, diyordu Mathilda Janine, baba-
snn bakanlk masasnn karsndaki koltuktan.
Biliyorsun demek, dedi Blaine. O halde duyalm bakalm, ne
diyecek-miim.
nce... Mathilda Janine iaret parman havaya kaldrmt. David
Abrahams iyi bir gen, diyeceksin. Parlak bir hukuk rencisi, uluslararas
n olan bir sporcu... bu lkenin Berlin Olimpiyatlar 'nda kazand iki ma
dalyadan birini o ald, diyeceksin. Ondan sonra, iyi yrekli, dnceli bir gen
olduunu, byk espri yetenei olduunu, ok iyi dans ettiini syleyecek,
kendine gre, komik bir biimde yakkl olduuna, herhangi bir kza iyi bir'
e olacana deineceksin. Ondan sonra, 'ama' diyeceksin ve ciddi gzke
ceksin.
Demek btn bunlar syleyeceim, yle mi? Blaine ban aknlkla
sallyordu. Pekl, ama deyip ciddi gzktkten sonra... ltfen benim adma
devam et, Matty.
Ama o Yahudi, diyeceksin. Bu sefer yalnz ciddi deil, fena halde ciddi i
gzkeceksin.
Herhalde fena halde ciddi gzkrken yz kaslarm da epey zorlanacak.
Pekl, devam et.
-370-
Benim sevgili babam asla basitlemez. 'Beni yanl anlama, en iyi dost-
larmdan bazlar Yahudidir,' gibi adi laflar sylemeye kalkmaz, deil mi?
Asla. Blaine srtmamaya alyordu. Konumann akndan fena hal-
de kayg duyduu halde, elinde olmakszn glmesi geliyordu. Havu bal,
sevgili kk kznn bu eytanlklarna hi dayanamazd. Yo, onu asla sy-
lemem.
Ama, diyeceksin, kark evlilikler her zaman zordur, Matty. Evlilik za-
ten farkl din ve gelenekler olmasa bile yeterince zor bir itir, diyeceksin.
Ne kadar akll adammm, diyerek ban sallad Blaine. Sen ne ce-
vap vereceksin peki?
Ben de sana, bir yldr Haham Jacobs'dan ders almakta olduumu, gele-
cek ay Yahudi dinine geeceimi syleyeceim.
Blaine yzn buruturdu. Benden hi sr saklamazdm, Matty.
Anneme syledim.
Anlyorum. .
Kz neeyle glmsedi. Hl ii oyuna getirmek istiyordu. Sonra da bana,
ama Matty, sen daha bebeksin, diyeceksin.
Sen de bana, gelecek doum gnmde on sekizimi dolduruyorum, diye-
ceksin.
Sen de suratn asp, David'in planlan nedir, diye soracaksn.
Sen de bana, yl sonunda ylda iki bin sterlin maala Courtney Maden'de
almaya balyor, diyeceksin.
Onu nereden bildin? Matty afallamt. David daha bana bile yeni...
Sustu. Babasnn nereden duyduunu anlamt. Koltuunda kprdand. Ba-
basnn Centaine Courtney'le olan ilikisi onu belli etmek istemedii kadar ra-
hatsz ediyordu.
Onu seviyor musun, Matty?
Evet, baba. Tm kalbimle.
Ve annenin de iznini aldn herhalde... ondan eminim. Yllar boyunca
Mathilda Janine de, Tara da, anneyi babaya kar kullanmann ustas olmu-
lard.
Mathilda Janine sulu sulu ban sallad. Blaine masadaki puro kutusun-
dan kendine bir puro seti, dnceli bir tavrla kalarn att.
Bu hafife alnarak adm atlacak bir konu deil, Matty.
Hafife almyorum. David'i iki yldr tanyorum.
Bana hep sen meslek kadn olacaksn gibi gelirdi...
-371 -
yleyim, baba. Mesleim David'i mutlu etmek, ona bol bol bebek do-
urmak.
Blaine puroyu yakp homurdand. Eh, o halde David'i yolla da benimle g-
rsn. Kk kzma iyi bakmazsa bana neler geleceini bir anlataym ona.
Mathilda Janine masann evresinden dolat, kendini onun kucana atp
iki kolunu boynuna dolad. Sen dnyann en harika babassn!
Sana teslim olduum zamanlar! diye szn sonunu getirdi Blaine. Kz
onu skt, skt, boynunu actacak kadar sk kucaklad.
asa'yla David, Rapide'le Windhoek'e kadar utular, Abe Abrahams'la
karsn alp dne getirdiler. David'in ailesinin dier yeleriyle yakn dost-
larnn ou, aralarnda Twentyman-Jones da olmak zere, trenle geldiler.
Mathilda Janine'in dost ve akrabalar da bunlara katlnca, Gardens
Sinago-gu'nu azna kadar dolduran bir kalabalk olutu.
David, asa'nn kendisine bu evlilikte tanklk etmesine baylrd geri.
Ama haham ikna edip, Yahudi dinine yeni geen gelini kabul ettirmek bile
zor olmutu. David bunun zerine bir Hristiyan daha trende grevlendir-
meyi gze alamyordu. Ama aa, sonradan Blaine'in verdii resepsiyonda
olaanst komik bir nutuk ekti, herkesi krd geirdi, David'e bir hayli ta-
kld.
Dn treni asa'ya ayrca bir olanak daha tand. Tara Malcomess'le ge-
ici barmalarndan birini daha gerekletirebildi. Berlin Olimpiyatlar'ndan
bu yana geen iki yldan beri ilikileri frtnalarla gneli havalarn srekli yer
deitirmesine benziyordu. Olayn kahraman olarak kendileri bile zaman za-
man durumlarnn nasl olduunu tam bilemiyorlard.
Her konuda birbirine kar bir tutum iindeydiler. En sevdikleri konu olan
politikadan, gelir dalm dzenine kadar.
Tara genellikle imtiyazl zenginlerin, ynetici snflarn duygusuzluu ko-
nusunda syleyecek bol bol sz bulabiliyordu. Bu arada, tek stn yan gzel
bir surat, zengin ve hogrl bir anne olan gen bir erkein nasl olup da
oyuncaklar arasnda on be polo tay, zel imalat yeil bir Jaguar, iki motor-
lu bir uak bulundurabildii, buna karlk binlerce siyah ocuun alktan ve
kt beslenmeden i gbeklerle, eri bacaklarla dolat konusunda pek ok
soru soruyordu.
Beri yandan aa da, tanra gibi yz ve vcudu olan bir kzn bu nitelik-
lerini proleter grnme hevesiyle saklamasn bir gnah ve sahtekrlk say-
yordu. O kzn uyank bulunduu her saati ya alma odasndaki masann ba-
372-
nda ya da kentin yoksul mahallelerinde geirmesini, kelerde dilenerek
toplad parayla orba yapp yoksullara datmasn ise hi onaylamyordu.
Yeni mezun olmu, hepsi Bolevik bir yn doktor bozuntusu arkadann
yannda hemirelik etme bahanesiyle hastanelerde almasn, onca berbat
hastalk mikrobunun, veremin, frenginin, dizanterinin kol gezdii, kronik al-
kolizmin ve nice belann kurban insanlarn bulunduu yerlerde bulunmasn
da hi kabul edemiyordu.
Aziz Fransis'in ans varm ki seninle boy lmek zorunda kalmadan
lm. Senin yannda zavall adam Hun Hakan Atilla gibi kalrd herhalde,
diye taklmt ona bir gn.
aa onun arkadalarn can skc, dar grl buluyor, klk kyafetlerini
de hi beenmiyordu.
Bunlarda ruh yok, klas yok, Tara. Bunlardan biriyle sokakta birlikte y-
rmeyi nasl gze alabiliyorsun?
Onlarn hayat tarz, gelecein hayat tarz. Klas da insanln klas.
Konuman bile onlara benziyor, Tanr akna!
Ama aralarndaki bu farkllklar, Tara Malcomess'in namusu ve bekreti
konusundaki gr ayrlklarnn yannda solda sfr kalyordu.
Tanr akna, Tara, Kralie Victoria leli otuz yedi yl geti. Biz yirmin-
ci yzyldayz.
Tarih dersine teekkrler, aa Courtney. Ama bir kere daha elini klotu-
mun iine daldrmaya kalkarsan kolunu yerinden krarm, bunu da bil.
Klotunun iinde ne olaanstlk var ki? Bir yn hanm daha...
Hanm laf yanl bir kere ama onu bir kenara brakalm. Bence sen artk
dikkatini onlara ynelt ve beni rahat brak.
Akamdan beri ettiin tek mantkl sz bu ite, demiti aa buz gibi bir
fkeyle. Spor Jaguar'n altrp grltler ve dumanlar arasnda frlayp git-
miti sonra da.
O kavga iki ay nce olmutu. Ama arada aa her gn Tara'y dnm-
t. Hani Madeni'nin scanda ter dkerken de, Abe Abrahams'la
Windho-ek'de anlamalar zerinde alrken de, Orange Nehri'nin sularnn
amur renginden gm rengine dnn seyrederken de gznn nnde
Tara'nn hayali vard.
Kendini avutmak iin Rapide'ini Kalahari zerinde tozlan kaldracak ka-
dar alaktan uuruyor, havada akrobasi numaralar yapyordu ama yere indii
anda Tara'nm hayali yine onu bekliyordu.
-373-
Hani'nin esrarengiz tepelerinin ardnda kzl yeleli Kalahari aslanlarn
av-lad. Kendini eitli Courtney irketlerinin ilerine gmd. Annesiyle
alp, onun dnce tarzn renmeye urat. Sonunda annesi ona
yeterince g- venmeye balad, kk irketlerden bir ksmnn ynetimini
tmyle ona brakt.
Poloyu hemen hemen fkeli bir adanmlkla oynuyor, kendini de, atlarn
da olaanst zorluyor, sra sra kadnlar batan karyordu. Gencini de, pek
gen olmayann da, gzelini de, pek gzel olmayanm da, evlisini de, bek-
rn da, bir dereceye kadar tecrbelisini de. Ama Tara Malcomess'i yeniden
grdnde iinde bir boluk hissediyor, onsuz geirdii zamanlar yaanm
olarak dnemiyordu.
Kz kardeinin dn iin Tara silik kyafetlerini rafa kaldrd. Solcu en-
telektellerin niformas gibi eyler giyerdi genellikle. Ama o gn gelinin ne-
dimesi olarak mavimsi prltlar olan gri bir ipekli giymiti. Kuma ok g-
zeldi ama, tabii onun elik rengi gzlerinin yannda yine de snk kalyordu.
Salarn deitirmi, ksa kesmiti. Duman gibi bukleleri ban evreliyor,
ensesini plak brakyor, boyunu daha uzun gsteriyor, bacaklarnn gzelli-
ini daha bir vurguluyordu.
Kalabalk salonun iki ucundan birbirlerine uzun sre baktlar. asa'ya san-
ki ortal bir imein aydnlatm gibi geldi. Onun da kendisini bir o
kadar zlediini, bir o kadar dndn anlad birden. Sonra kz bayla na-
zik bir selam verdi, tm dikkatini yanndaki adama evirdi.
aa o adamla daha nce de bir kere tanmt. Ad Hubert Langley'di.
Tara'nn kanayan kalpler ekibindendi o da. Eski psk bir tvit ceket giymiti.
Dirsekleri deri paralaryla yamalyd. Oysa salondaki erkek konuklarn ou
smokinliydi. Adam Tara'dan santim kadar ksa, madeni ereveli gzlk
takm, salar vaktinden nce dklmeye balam biriydi. Sakalnn rengi ve
dokusu yeni domu civcivlere benziyordu. niversitede sosyoloji kr-
ssnde retim grevlisiydi.
Tara bir keresinde asa'ya, Huey aslnda Komnist Parti yesidir, ne ha-
rika deil mi? diye bilgi de vermiti. Sesi dehet doluydu bunu sylerken.
Kendini tmyle adamtr. ok da parlak bir zeks vardr.
aa da, Demek ki gen adam kt ve yal bir montr zerinde parlda-
yan bir mcevher, demi, bu sz zerine yeni bir dargnlk sresine daha gir-
milerdi.
u anda Huey'in illi elini Tara'nn koluna dayadn gryordu. Hele de
eilip tel tel byn Tara'nn sedef gibi kulana dedirerek bir eyler fsl-
-374-
dadnda, aa ar ar boulmann bile bu adama hafif bir ceza olacana
karar verdi.
Engel olmak zere karya yrd. Tara onu souk karlad. Kannn ku-
laklarnda gmbr gmbr atmakta olduunu hi belli etmedi. asa'y ne ka-
dar ok zlediini, demin delikanl konumasn yapana kadar fark etmemiti.
Yine ayn atl karncaya binecek deiliz, diye uyard kz kendini. Tm sa-
vunma dzenini harekete geirdi. aa onun br yanndaki sandalyeye otur-
du, onunla akalat, bir yandan yzne hayran baklarla bakt. Tara bir kere
glmeye balarsa iinin bittiini biliyordu. Kendini tutmaya urat. aa
onun savunma dzenlerini ustalkla, nefis zaman ayarlamalanyla kryordu
birer birer. Sonunda Tara bir kkrdamayla teslim oldu, aa da onu Huey'in
yanndan kaldrarak baarsn srdrd.
Mathilda Janine balkondan bakp ablasn grd, elindeki gelin buketini
dosdoru ona frlatt. Tara yakalamak iin hamle yapmad. Ama aa buketi
havada kapp eilerek Tara'ya uzatt. Dn konuklar alkladlar, bilgi bil-
gi baktlar.
David'le Matty, arabalarnn arkasna balanm eski pabular, konserve
kutularn srkleyerek gittikten sonra aa da Tara'y Jaguar'na bindirmeyi
baard. Onu bu sefer daa gtrmeyecek, o hatay ilemeyecekti. Hout
Kr-fezi'nin sarp kayalklarna yneldi. Gne Atlas Okyasunu'nun yeil
sularna batarken onlar da barmalarn kutluyorlard.
Tara'nn vcudu belindeki grnmez bir izgiyle kesin ekilde ikiye b-
lnmt. Byle iyi zamanlarda o izginin zerinde kalan ksm asa'ya su-
nulabilirdi. Ama gney kesim, dokunulmazd. Bu yasak ikisini de gerilimli bir
hale getiriyordu. Sonunda Tara'nm kapsnda son bir kere perek ayrldlar.
Bu barmalar drt ay srd. Bir rekor saylrd onlar iin. aa bu arada
kendine bir bilano dzenledi, Tara'nn avantajlaryla bekrln avantajlarn
iyice tartt. Onsuz yaayamyorum, diye karar verip Tara Malcomess'e evlen-
me teklif etti... ama onun verdii cevap karsnda fena halde bozuldu.
Aptallama, aa. Baya bir hayvansal mknatsn dnda ikimizin hi-
bir ortak yan yok.
Hakszlk ediyorsun, Tara, diye itiraz etti gen adam. Benzer aileler-
den geliyoruz, ayn dili konuuyoruz, ayn esprilere glyoruz...
Ama aa... sana vz geliyor.
Parlamentoya girmek niyetinde olduumu biliyorsun.
O bir meslek seimi karar... bir sevgi karar deil. Yoksullara, zavalllara,
ihtiya iinde olanlara acmak, onlar sevmek deil.
-375-
Ben onlara nem verir, dnrm...
Sen aa Courtney'e nem verirsin, bir tek onu seversin. Sesi sertti k-
zn. Sence yoksul, yalnzca be polo at olan adamdr.
Geen saydmda babann on be at vard, diye sitem etti aa.
Babam bu ie kartrma, diye parlad Tara. Babam bu lkenin siyah-
lar ve kahverengileri iin kendi payna denden fazlasn yapmtr.
aa iki elini havaya kaldrp onu susturdu. Samalama, Tara! Bilirsin,
Blaine Malcomess'in en byk hayranlarndan biriyimdir. Niyetim ona haka-
ret etmek deil, benimle evlenesin diye seni raz etmek.
Yarar yok, aa. Benim inancma gre bu lkenin byk servetleri yok-
sullara datlmal. Courtney'lerin, Oppenheimer'lerin elinden alnp...
Bu szler Tara Malcomess'in deil, Huey Langley'in szleri. Komnist
dostun var olan servetleri blmek yerine, yeni servetler yaratmay dnse da-
ha iyi olur. Courtney'lerin, Oppenheimer'lerin ve dierlerinin elindeki her e-
yi alp bu lkenin nfusuna paylatrrsan, herkes o akam doru drst bir
yemek yer, ertesi gn de hepimiz birden alktan lrz, Courtney'lerle
Op-penheimer'ler de dahil.
Bak, grdn m ite! Tara zafer kazanm gibiydi. Kendinden baka-
larnn alktan lmesi seni hi rahatsz etmiyor.
aa bu iddiann hakszl karsnda ne yapacan ard. Tam komple
saldrya geecei srada kzn gzndeki elik klar fark etti, kendini tuttu.
Sesini inandrc karmaya alarak, kimiz evli olsak sen beni etkiler-
sin, senin gibi dnmem iin kandrrsn... diye balad.
Tara kendini ciddi bir kapmaya hazrlamt. Bu sz duyunca omuzlar
sarkt.
Seni kurnaz kapitalist! dedi. Hileli dvyorsun.
Seninle dvmek istemiyorum, canm. Yapmak istediim ey dvme-
nin tam tersi.
Tara kendini tutamayp gld. te sinirime dokunan bir yann da bu.
Beynini donunun iinde tayorsun.
Soruma hl cevap vermedin. Benimle evlenecek misin?
Sabah dokuzda teslim etmem gereken bir aratrmam var. Bu akam alt-
da da hastanede nbetim balyor. Ltfen beni eve gtr, aa.
Evet mi hayr m? diye sordu aa.
Belki. Ama ancak sosyal vicdannda byk bir gelime grdm za-
man. Ve kesinlikle de masterimi yapmadan deil.
O daha iki yl demektir.
-376-
On sekiz ay, diye dzeltti Tara. O zaman iin bile sz vermi deilim.
Yalnzca koca bir 'belki'.
O kadar bekleyebilir miyim, bilemiyorum.
O halde gle gle aa Courtney.
Rekorlarn drt aydan fazla uzatamadlar. gn sonra asa'ya bir tele-
fon geldi. aa annesiyle ve Fransa'dan yeni getirtilen arap uzmanyla otur-
mu alyordu. Weltevreden zmlerinden yaplan Cabernet Sauvignon'lar
tartmaktaydlar. Centaine'in sekreteri odaya girdi.
Master aa iin bir telefon, dedi.
imdi gelemem. Not aln, sonra arayaym. aa masadaki etiket rnek-
lerinden ban bile kaldrmamt.
Arayan Bayan Tara. Acil diyor.
aa ekingen baklarla Centaine'e bakt. Centaine'in kat ilkelerine gre
i her eyden nce gelirdi. Sosyal faaliyetlerle spor faaliyetleri araya gire-
mezdi. Ama bu sefer Centaine oluna ban sallad.
Hemen dnerim. aa hzl admlarla salondan kt, birka saniye son-
ra da dnd.
Centaine onun yzn grnce hemen ayaa kalkt.
Ne oldu? diye sordu.
Tara, dedi aa. Tara'yd.
yi miymi?
Hapisteymi.
Normal olarak asa'nn Jaguar'n karp Weltevreden'den Victoria Cad-
desi 'ndeki nezarethaneye varmas yarm saat srerdi. Ama bu sefer yol kont-
rollerinden tr bir saati de at.
O tarafa geemezsiniz, efendim, dedi son kontrolde bir avu. O kara
eytanlar her yana tulalar atyor, ne bulurlarsa yakyorlar.
avu. Bana haber geldi. Nianlm orada ve bana ihtiyac var. Ba fena
halde dertte. Onun yanna gitmeme izin vermek zorundasnz.
Emir emirdir, efendim, zr dilerim. Barikatta yarm dzine kadar po-
lis vard. lerinden drd siyah belediye polisiydi.
avu, sizin karnz ya da anneniz ayn durumda olsa ne yapardnz?
avu evresine dlek baklarla bakt. Bakn, yle yapabilirim, dedi.
Adamlarm barikat bir dakikalna kaldrr, hepimiz arkamz dneriz. Ben
sizi hi grmedim ve hakknzda bir ey bilmiyorum.
- 377 -
Sokaklar bombo, p doluydu. Her yanda yerinden karlm ta ve tu-
lalar yatyordu. Bir iki kere sokak aralarnda, pencerelerde belli belirsiz gl-
geler grd ama kimse onu durdurmaya ya da ona saldrmaya kalkmad. aa
yine de Victoria Caddesi'ndeki merkez karakoluna vardnda iinde bir ra-
hatlama duydu.
Tara Malcomess. n danma masasndaki avu bu ad hemen tanmt.
Evet, herhalde tanyoruz! Drt adamm zor getirdi onu buraya.
Suu ne, avu?
Durun bakaym... Adam nndeki listeye bakt. u ana kadar saptadk-
larmz, yasad bir mitinge katlmak, kasten mal ziyanna neden olmak, id-
dete bavurmak, hakaret ve tehdit, grev yapan polisi engellemek, polise sal-
drmak, silahl saldr ya da kastl saldr.
Kefaleti yatraym.
Epey tutar bence.
Babas Albay Malcomess'dir. Kabinede bakan.
Ya... neden daha nce sylemediniz? Ltfen biraz bekleyin.
Tara'y gz morarm ve bluzu yrtk olarak getirdiler. Kzl kumral sa-
lar darmadan olmutu. asa'ya parmaklklarn arasndan bakt.
Huey ne olacak? diye sordu.
Huey cehennemin dibine gitse vz gelir bana.
O halde ben de onunla yanarm, dedi Tara kararl bir sesle. Buradan
onsuz kmam.
aa o madonna surattaki inad hemen grd, iini ekti. Bu i ona yz
sterline patlad. Ellisi Tara iin, ellisi de Huey iin.
Onu arabama alrsam Allah belam versin, dedi aa sonunda. Elli pa-
pel hangi uyuz Bolevie olsa yeter. Yryerek gitsin ahrna.
Tara, Jaguar'n n koltuuna bindi, kollarn meydan okurcasna kavutur-
du. aa motoru homurdatp gereksiz bir fkeyle gazlarken ikisi de konuma-
dlar.
Zengin kesim olan gney kesimine ynelecei yerde, Jaguar eytan
Tepe-si'nin alt yamalarna ynelmiti. Oradan hl alevler iinde olan Altnc
Mahalle grnyordu.
Ne yapyorsun? diye sordu kz, aa motoru kapatnca.
Eserine bir bakmak istemez misin? asa'nn sesi souktu. Herhalde
baarndan gurur duyuyorsundur.
Tara yerinde tedirgin, kprdand. Onu biz yapmadk, diye mrldand.
Serserilerle gangsterler yapt.
-378-
Sevgili Tara, ihtilallerin yle olmas gerekir zaten. Sua eilimli unsurlar,
kurulu dzeni ykmak zere kkrtlr. Yasay ve dzeni yerle bir etmeye
srlr. Daha sonra liderler ortaya kp, yeni dzeni kurmak iin ihtilalcileri
vururlar. Kahramann Lenin'in retilerini hi incelemedin mi?
Polisin hatasyd...
Evet, her zaman polisin hatasdr. O da Lenin'in plannn bir paras.
Ama durum yle deil...
Sus, diye tersledi onu aa. Bir tek kere sus da beni dinle. Ben senin
bu Jan Dark havalarna yeterince dayandm. Sama ve safdil bir tutumdu ama,
seni sevdiim iin hogrdm. Ama insanlarn evlerini yakmaya, tulalar,
bombalar atmaya baladn zaman, artk komik de olmuyor.
Beni azarlamaya kalkma, diye parlad Tara.
Bak, Tara. u dumanlara, alevlere bak. Bunlar senin seviyorum diye id-
dia ettiin insanlarn evleri. Yardm etmek istiyorum dediin insanlar. Mea-
leyi onlarn evlerine, yuvalarna, hayatlarna tuttun sen.
Ben asla dn...
Evet, tabii dnmedin. Ama imdi sana baka bir ey daha syleyece-
im... onu hatrlasan iyi edersin. Bu sevdiim lkeyi mahveder, insanlarna
ac ektirirsen, o zaman benim dmanm olursun ve seninle lene kadar sa-
varm.
Tara uzun sre sessiz kald. Ban te tarafa evirmiti. Sonunda alak
sesle, Beni eve gtrr msn ltfen? dedi.
aa eve dolambal yoldan, Masa Da'nn eteini dolanarak gitti, patr-
tl mahallelerden uzak durdu. Yolda bir daha konumadlar. aa arabay
Newlands'da, Malcomess Terin bahesinde durdurduu zaman Tara, Belki
de haklsn, dedi. Belki gerekten dmanz
:
kimiz. Jaguar'dan indi, ban
eip pencereden ona bakt.
Hoa kal, aa, dedi alak sesle. Sonra dnp hznl bir tavrla eve
girdi.
Gle gle Tara, diye fsldad aa da. Gle gle benim sevgili dma-
nm.

Courtney'lerin hepsi Weltevreden'in n odasnda toplanmlard.
Sir Garrick'le Anna, uzun kanepede oturuyorlard. Natal'dan buraya Sir
Garry'nin doum gn iin gelmiler, geen hafta, geleneksel doum gn
piknii iin hep birlikte Masa Da'na trmanmlard. Neeli gemiti piknik.
- 379 -
Ou Baas, yani General Jan Christian Smuts da onlarlayd. Her zaman olduu
gibi.
Sir Garry'yle Anna birka gn nce evlerine dnmeyi planlyorlard, ama
Almanlarn Polonya'y igal etmesiyle ilgili korkun haber zerine
Weltevre-den'de biraz daha kalmlard. Bu umutsuz gnlerde ailenin bir
arada olmas, birbirine tutunmas doald.
kisi birbirine sokulmu oturuyor, gen sevgililer gibi el ele tutuuyorlard.
Son doum gnnden bu yana Sir Garry ufack bir kei sakal brakmt.
Belki de farknda olmadan dostu General Smuts'u taklit ediyordu. Sakal ona
yakyor, bilim adam havasn glendiriyor, yznn gzel hatlarn vurgu-
luyordu. Kanepede hafif ne doru eildi, asa'nn uramakta olduu radyoya
bakt. Ses parazitli geliyordu.
Centaine oluna sinirli bir sesle, BBC yayn krk binde, deyip
prlanta-l saatine bakt. abuk ol, ekerim, haberleri karacaz.
Hah! Parazit hafifleyip Big Ben'in gongu net biimde duyulunca aa
glmsedi. Gongun sesi lrken spiker konumaya balad.
Saat Greenwich ayarna gre on iki. Haberlerin yerine, Babakan Sir
Ne-ville Chamberlain'n bir demecini yaynlyoruz...
Biraz a, canm, diye emretti Centaine kaygyla. Babakan'n sesi ll
ve ciddi bir tonla oday doldurdu.
Hepsi sessizlik iinde dinlediler. Sir Garry'nin sakal titriyordu. Madeni
ereveli gzln karp dalgn dalgn kulpunu inemeye balad. Anna
da kanepenin ucuna gelmi, geni kalalar vcut arlyla yaylmt. Yz-
nn krmzl daha da artt, kocasnn kolunu tutan eli skt, gzleri radyoya
dikildi.
Centaine minenin yanndaki koltukta oturuyordu. Beyaz elbisesi, belin-
de enli sar kuayla gen kzlar gibiydi. Aslnda otuz dokuz yandayd ama,
gr bukleleri arasnda bir tek beyaz tel bile yoktu. Gzlerinin ularndaki in-
ce izgiler, o pahal kremler ve yalarla hemen hemen tmyle yok oluyordu.
Dirseini koltuun koluna dayam, tek parman yanana bastrm... gz-
lerini bir an bile olundan ayrmyordu.
aa odann iinde dolamaktayd. Bir radyoya, bir pencereye gidip geli-
yordu. Ban dnceli bir tavrla emiti.
Centaine onun babasna ne kadar ok benzediini dnd. Michael'n ya-
biraz daha fazlayd, o bu kadar yakkl deildi, ama yine ayn zarafet vard
ikisinde de. Michael' nasl lmsz sandn hatrlad. Gen bir tanr ola-
-380-
rak tanmt onu. Ruhuna korku bir daha girdi. O aresi bulunmaz, ezici kor-
ku. Gzel evinin duvarlarnda 'sava' kelimesi yanklanyordu. Dnyaya kar
korunabilecei bir kale olarak yaptrd bu evde bile.
Asla gvende deiliz, diye dnd. Hibir saklanma yeri yok. Yine geli-
yor ite. Ve ben sevdiklerimi kurtaramyorum. aa ve Blaine... kisi de gide-
cek ve ben engel olamayacam. Geen defa Michael'la babamd, bu sefer a-
sa'yla Blaine. Ah, Tanrm... nasl nefret ediyorum savatan. Savatan da, onu
yapan kt insanlardan da. Ne olur, Tanrm, bu sefer koru bizi. Michael'la ba-
bam aldn, ne olur, asa'yla Blaine'i bala. Hayatmda bir tek onlar var. Ne
olur, alma onlar benden.
O tok ses radyodan konuurken aa birden odann ortasnda durdu, ba-
n evirip radyoya bakt. Ses yle diyordu:
Ve bylece, ngiltere ile Almanya arasnda bir sava durumu olduunu
derin zntlerimle sizlere bildirmek zorundaym.
Yayn sona erdi, radyoda hznl bir oda mzii balad.
Kapat, canm, dedi Centaine yavaa. Odada t kmad.
Birka saniye boyunca kimse kprdamad. Sonra Centaine birden kalkt.
Glmsyordu. Neeyle asa'nn koluna girdi.
le yemeimiz hazr, dostlar, diye bard. Bu gzel havada, terasta
yiyelim dedik. aa ampanyay asn. Mevsimin ilk istiridyelerini de almay
baardm.
Herkes sofraya oturana kadar bu neeli konumay srdrd. Bardaklar da
dolduu zaman Centaine'in enerjisi tkenmiti. Yznde byk bir acyla Sir
Garry'ye dnd.
Biz katlmak zorunda deiliz, deil mi? General Hertzog bizi savaa sok-
mayacana sz vermiti. Bu ngilizlerin sava, diyor. Yine erkeklerimizi yol-
lamak zorunda kalmayacaz, deil mi?
Sir Garry uzanp onun elini tuttu. Geen seferkinin nelere malolduunu
sen de, ben de biliyoruz... Sesi boulur gibi oldu, Michael'n adn syleye-
medi. Az sonra toparland. Keke seni avutabilseydim, yavrum. Keke duy-
mak istediin eyi syleyebilseydim.
Hakszlk bu, dedi Centaine sefil bir sesle. Hakszlk!
Evet, katlyorum, hakszlk. Ama bizden uzak bir lkede canavar bir dik-
tatrlk var. Kar durmazsak bizi de, dnyamz da yutacak.
Centaine masadan frlayp eve kotu. aa onun peinden gitmek zere
ayaa kalkt ama Sir Garry koluna dokunup onu durdurdu. On dakika sonra
-381-
Centaine yine geldi. Yzn ykam, makyajn tazelemi, glmsyordu.
Masann bandaki yerine otururken hl gzlerinde hasta bir parlt olduu
gzlerden kamad.
Hepimiz neeli olmalyz, diyerek gld Centaine. Bu bir emir. Surat
asmak yok, karanlk dnceler ve szler yok... hepimiz mutlu olacaz.
Sustu, boluu glmeler doldurdu. Centaine neredeyse, nk bir daha bir
arada mutlu olamayabiliriz, diyecekti.
4 Eyll 1939'da, ngiltere'yle Fransa, Nazi Almanyas'na sava ilan ettik-
ten bir gn sonra, General Hertzog, Gney Afrika Birlii Parlamentosu'nda
bir konuma yapt.
ngiltere ve Fransa'nn Almanya ile olan sava durumu konusunda lke-
mizin tutumuna ilikin tartmalarda kabinenin gr ayrlklar iinde bulun-
duunu sizlere zelerek aklamak zorundaym. Sustu, gzln dzeltip
yanlarda, hkmet yelerine ayrlm koltuklarda oturanlarn yzlerini incele-
di, sonra devam etti.
inancma gre ngiltere hkmetinin, Polonya'nn igali konusunda Al-
manya'ya verdii ltimatom bu lkeyi balamad gibi, Almanya'nn Polon-
ya'y igali, Gney Afrika Birlii'nin gvenlii asndan bir tehlike de say-
lamaz... Muhalefet sralarndan lehte tezahrat ykseldi. Doktor Daniel Ma-
lan gzln dzeltip tatl tatl glmsedi. Hkmet koltuklarnda ise Smuts
ve taraftarlar itirazlarn seslendirdiler.
Bu i Almanya ile Polonya arasnda mahalli bir sorun, diye devam etti
Hertzog. Bu lkenin sava ilanna katlmas iin bir neden oluturmuyor. Bu
nedenle Gney Afrika'nn tarafsz kalmasn, Simonstovvn'daki deniz ssn
ngilizlere devretmesini, ama dier bakmlardan savaan lkelerin hepsiyle
ilikilerini sanki sava yokmu gibi srdrmesini neriyorum.
Yal Babakan'n inandrc bir konuma tarz vard. Tarafsz kalma
iste-inin dayanaklarn anlatmaya devam ediyordu. Blaine Malcomess,
evresin-deki Smuts taraftarlarnn tepkilerini incelemekteydi.
lerinden hangilerinin kendisi gibi, Ou Baas gibi ngilizlerden yana k-
mak istediini, hangilerinin tarafszla eilimli olduunu biliyordu. Hertzog
konumaya devam ederken, genel eilimin yal generalden yana kaydn
hissediyor, meclisin alaca karara inanmak iinden gelmiyor, adeta utanyor-
du. fkesi de artt.
-382-
General Hertzog hl konuuyordu. Blaine yarm kulakla dinlemeye ba-
lam, nndeki bloknota Ou Baas iin bir not karalamaktayd. Birden dikka-
ti tekrar Babakan'n szlerine yneldi.
Son olarak, Almanya'nn Polonya'y igalinin ahlaki adan incelenme-
sine gelince, bu hareketi daha hakl grebilmek iin belki de Almanya'nn
kendi gvenlii asndan...
Blaine sevincinin kabardn hissetti. Tarafszla yatknlaanlarda yeni
uyanan tiksintiyi eliyle dokunmuasna hissediyordu.
Fazla ileri gitti, diye yazd yeni bir sayfaya. Hitler'in saldrganln
savunuyor. Kazandk.
Kd bloknottan yrtt, General Smuts'a uzatt. O okuyup yavaa ba-
n sallad, sonra kart gr seslendirmek zere ayaa kalkt.
ngiltere bizim dostumuzdur. En eski ve en iyi dostumuzdur. Sonuna ka-
dar onun yannda olmalyz, diye balad tiz sesiyle.
Polonya igali, mahalli bir anlamazlk deildir. Danzig'in ve koridorun
ok dna taan, yerkrenin her yannda yaayan her insann yreini etkile-
yen sonular vardr.
Sonunda konu oya konulduu zaman, Doktor Malan'n milliyetileri
top-yekn tarafszlktan yana oy kullandlar. Hertzog'un partisinin te biri,
iki bakan da dahil olmak zere onlara katld.
Ama Smuts'la kendi adamlar, yani Reitzle Malcomess, Stuttaford ve di-
erleri, oylamay altm yediye kar seksen oyla kazandlar ve Gney Afrika
da Nazi Almanyas'na sava ilan etti.
Bunu nlemek iin son bir are olarak, Hertzog meclisin feshini ve genel
seimlere gidilmesini nerdiyse de, bakan Sir Patrick Duncan bu talebi red-
detti, onun yerine yal generalin istifasn kabul etti, General Jan Christian
Smuts'u da, ulusu savaa gtrecek yeni hkmeti kurmakla grevlendirdi.
Ou Baas beni brakmyor, diye ac bir sesle yaknyordu Blaine.
Centa-ine kkn salonunda yryp onu kucaklad.
Ah, Tanr'ya kr, Blaine, sevgilim. Dua ettim, ettim, sonunda Tanr se-
simi duydu. kinizi birden kaybetmeye dayanamazdm. Hem seni, hem aa'
y. Yaayamazdm ondan sonra.
Bakalar giderken burada kalmaktan gurur duyamyorum, dedi Blaine.
-383-
Sen bir kere savatn. Cesaretle, kahramanca, bencillikten uzak biimde.
Burada kalrsan, yabanc bir diyardaki sava alannda lmekten ok daha ya-
rarl olursun.
Ou Baas beni buna inandrd, diyerek iini ekti Blaine. Birlikte otur-
ma odasna getiler. Centaine bu gece sevimeyeceklerini biliyordu. Ruhsal
durumlar ok sarslmt. Blaine ok kayglyd. Bu gece srf konumak iste-
dii belliydi. Centaine'in de grevi dinlemekti. O kukularn, korkularn an-
latrken, dinlemek.
Blaine ii karmakark anlatyordu. Mantkl bir sra izlemeden. Centaine
onun elini tutup dinledi.
Durumumuz ok kritik. Mecliste muhalefetle farkmz yalnzca on
sandalyeyken, nasl savan ykn kaldrabiliriz? Karmzda salam bir
muhalefet var. Ou Baas'dan nefret ediyor, ngiliz Sava diye isim taktklar
savatan tiksiniyorlar. Her admda onlarla mcadele etmek zorunda kalacaz.
Halk da ok blnm durumda. Kendi snrlarmzn iinde Nazi'ler kadar
kt bir dmanmz var. Ossewa Brandwag. Ayrca Kara Gmlekliler, Gri
Gmlekliler... Deutsche Bund da Gneybat Afrika'da. Hem iersi, hem
d-ars dman dolu.
Centaine ona viski ve soda doldurdu, Stuart kristal kadehte getirdi.
Bla-ine'in bu akam ikinci ikisiydi bu. Hibir zaman birden fazla imezdi.
Pirow bize ihanet etti. Artk o da onlardan biri. Ama bunca yldr hep g-
venilir biri olagelmiti. Oswald Pirow, Hertzog hkmetinde savunma baka-
nyd. Ona elli alt milyonluk bir savunma btesi verdik, modern bir ordu
kurmasn syledik. O ise hile yapp bize kttan bir ordu yutturdu. Raporla-
rna, verdii gvencelere inandk. imdi o gitti, biz de kendimizi modern si-
lahlardan yoksun durumda, bir avu eski model tank ve dknt uakla ba
baa bulduk. Daimi ordu bin be yz kiiden fazla deil. Pirow istemedii sa-
va iin bu lkeyi silahlandrmay reddetti.
Gece ilerliyor, ikisinin de aklna uyumak gelmiyordu. Blaine nc vis-
kiyi reddedince Centaine mutfaa gidip bir kahve yapt. Blaine de onunla
mutfaa geldi. Arkasnda durup kollarn onun beline sard, birlikte suyun
kaynamasn beklediler.
General Smuts bana yeni kabinede ileri Bakanl'n verdi. Beni sei-
inin nedenlerinden biri, Ossewa BranaVag'la dier benzer gizli rgtleri
soruturan komisyona bakanlk etmi olmam. rgtlerin sava hazrlklar-
mz baltalayacak eylemlerini bastrmak birinci sorumluluum olacak. Ou
- 384 -
Baas kendisi Savunma Bakanl'n da stlendi. ngiltere'ye imdiden elli bin
gnll yollama vaadinde bulundu. Afrika'nn herhangi bir yerinde savamak
zere.
Kahveyi alp oturma odasna getiler. Centaine fincanlara dolduraca s-
rada telefon ald, sesi kkn skneti iinde nlad. Centaine irkildi, kah-
venin birazn dkt.
Saat ka, Blaine?
Bire on var.
Amayacam. Brak alsn.Centaine gzlerini telefona dikmi oturu-
yordu ama Blaine ayaa kalkt.
Burada olduumu bir tek Doris biliyor, dedi. Ona haber brakmak zo-
rundaydm. nk belki... Daha fazlasn anlatmak zorunda deildi. Doris,
Blaine'in sekreteriydi. likilerini bilen tek insand. Tabii Blaine'i nerede bu-
labileceini de bilmesi gerekirdi. Centaine telefonu at.
Bayan Courtney konuuyor. Bir an dinledi. Evet, Doris, kendisi bura-
da. Telefonu Blaine'e uzatp ban evirdi. Blaine de bir sre dinledi, sonra
alak sesle, Teekkr ederim, Doris, dedi. Yirmi dakikaya kadar orada
olurum. Telefonu kapad, Centaine'e bakt.
zgnm, Centaine.
Paltonu getireyim.
Giymesi iin tuttu. Blaine paltoyu giydi, ona dnd. nn iliklerken,
Isabella, dedi. Centaine'in ardn grnce devam etti. Doktor yann-
daym. Bana ihtiyalar var. Doris daha fazlasn sylemedi ama durum ciddi
gibi.
Blaine gittikten sonra Centaine kahveyi ve fincanlar alp mutfaa dnd,
hepsini dkt, alkalad. Kendini bu kadar yalnz hissettii pek enderdi. Kk
sessiz ve souktu. Uyuvamayacan biliyordu. Salona dnp gramofona bir
plak koydu. Verdi'nin Aida'sndan bir aryayd. En sevdiklerinden biri. Onu
dinlerken gemiin anlar canlanyordu. Michael'la, Mort Hommel'la, teki
savala ilgili anlar. Bir hzn bast Centaine'i.
Sonunda uyudu. Koltukta, ayaklarn altna kvrp uyudu. Telefon onu
tekrar uyandrd. Daha tam aylamadan uzanp at.
Blaine! Sesini hemen tanmt. Saat ka?
Drt... biraz geiyor.
Bir terslik mi var, Blaine? yice aylmt.
Isabella, dedi o. Seni aryor.
-385-
Hkmedenler / F:25
Beni mi? Centaine'in akl karmt.
Buraya gelmeni istiyor.
Gelemem, Blaine. Mmkn deil, bunu biliyorsun.
lyor, Centaine. Doktor yarn karamayacan sylyor.
Ah, Blaine... ok zgnm. Gerekten zgn olduunu ararak fark
etti: Zavall Isabella...
Gelecek misin?
Gelmemi istiyor musun, Blaine?
Son istei. Reddedersek, sululuk duygusuna dayanmak daha zor olur.
Geliyorum, dedi Centaine. Telefonu kapatt. Yzn ykayp stn de-
imesi, biraz makyaj yapmas birka dakika srd. Bombo sokaklardan ara-
basn srerek Newland Caddesi'ndeki kl eve vard.
Blaine onu ift kanatl maun kapda karlad, pmedi. Yalnzca, Teek-
kr ederim, Centaine, dedi. Kznn holde durmakta olduunu Centaine o za-
man fark etti.
Merhaba, Tara, diyerek selamlad onu. Kz alyordu. ri gzleri imi
ve kzarmt. Annenin durumuna zldm.
Hayr, zlmediniz! Tara ona dmanca bir bakla bakyordu. Sonra
yz burutu. Hkrarak koridora kotu. Arka tarafta bir oda kapsnn arp-
t duyuldu.
Blaine, ok zgn, dedi. Onun adna zr dilerim.
Anlyorum. Ama sylediinin hi deilse bir ksmn hak etmi durum-
daym.
Blaine bu sz reddetmek iin ban iki yana sallad. Ltfen benimle
gel, dedi.
Kvrlan merdivenden karlarken Centaine alak sesle, Neymi, Bla-
ine? diye sordu.
Omurgada ve sinir sisteminde dejenerasyon. Yllardr devam ediyordu.
Ar seyrediyordu. imdi zatrree balad. Artk kar koyamyor.
Acs?
Evet. Her zaman vard. Normal bir insann dayanacandan fazla.
Hal kapl koridordan ilerlediler. Blaine dipteki kapy vurdu, sonra da at
Girin, ltfen.
Oda geniti. Dinlendirici yeil ve mavi renklerle denmiti. Perdeleri ka-
pal, masadaki lamba yankt. Yatan banda durmakta olan adamn doktor
olduu belliydi. Blaine, Centaine'i drt direkli yataa yrtt. Centaine ken-
-386-
dini hazrlamaya alm olmakla birlikte, hastay grnce yine de dehete
kapld.
Isabella Malcomess'i sakin, zarif bir gzel olarak hatrlyordu. imdi ise
yataktan ona bir l kafas bakmaktayd. Gzler km, dudaklar ekilmi,
diler sararm... salarnn koyu rengi yzn bsbtn solgun gsteriyordu.
Gelmeniz byk .nezaket. Centaine o zayf sesi duyabilmek iin eil-
mek zorunda kald.
Doktor hemen araya girdi. Yalnzca birka dakika kalabilirsiniz. Bayan
Malcomess'in dinlenmeye ihtiyac var. Ama Isabella elini sabrsz bir hare-
ketle sallad.
Yalnz konumak istiyorum, diye fsldad. Ltfen bizi yalnz brakn,
doktor.
Blaine eilip yastklar dzeltti.
Ltfen kendini yorma, canm, dedi lmekte olan kadna. Centaine
bas-tramad bir kskanln iinden kabardn duydu.
Blaine'le doktor sessizce ktlar, kapy arkalarndan kapadlar. lk defa
yalnz kalyordu ikisi. Centaine bu durumda bir gerekdlk hissetti. Bu ka-
dn yllarca bir yk olagelmiti onun hayatnda. Bu kadnn varl,
Centa-ine'in ac ekmek zorunda olduunun, sululuk ve kskanlkla
boumak zorunda olduunun kantyd. fke ve nefret duygular da ayr.
Ama u anda lm yatann banda dururken bunlarn ,. psi yok oldu. inde
yalnzca acma duygusu vard.
Yakla, Centaine, diye fsldad Isabella. Konumak ok yorucu.
Centaine yatan yanna diz kt. Gzleri arasnda birka santim uzaklk
kalmt. inden, neden olduu mutluluklar iin pimanlk duymak, Isabella'
dan balanmay dilemek geliyordu ama ilk konuan Isabella oldu.
Blaine'e seninle barmak istediimi syledim, Centaine. Birbirinizi sev-
menize engel olamadnz anladm, dedim. Senin beni elinden geldii kadar
korumaya altn da anladm syledim. Asla kt davranmak istemedi-
ini syledim. stesen onu yllar nce elimden alabileceini, beni kk d-
rmek istemediini... ben artk kadn saylmasam bile, gururumu bana senin
baladn syledim.
Centaine'in merhamet duygular bsbtn kabard, gzleri yaard. Bu za-
yf yarat kucaklayp barna basmak geldi iinden. Ama Isabella'nn gz-
lerindeki bir ey onu engelledi. Hrn, gururlu bir k. Centaine yalnzca ba-
n edi, sessiz kald.
-387-
Benim veremediim mutluluu ona senin verdiini syledim. Buna ra-
men, srf senin cmertliin sayesinde, kocamn bir yanna sahip olabildiimi
syledim.
Ah, Isabella, sana nasl anlatabileceimi bilemiyorum... Centaine bou-
lur gibi oluyordu. Isabella bir iaretle onu susturdu.
Kuvvetini topluyor gibiydi. Yzne biraz renk geldi, gzleri parlad. So-
luu da hzlanmt. Konutuunda sesi daha gl kt.
Ona btn bunlar seni buraya getirsin diye syledim. Gerek niyetimi
bilse, gelmeni engellerdi. Ban yastktan biraz kaldrd, sesi ylan tslamas
gibi oldu.
imdi artk her uzun yln her gnnde senden nasl nefret ettiimi, o nef-
retimi bunca zaman nasl canl tutup senin onunla evlenmeni engellediimi,
imdi lrken o nefretin nasl yz katma ktn syleyebilirim... Susup so-
ludu. Centaine onun ate saan baklar altnda bzld. Isabella'nm ektii
aclardan ldrm olduunu anlyordu. Nefret ve kskanlk, allak bullak et-
miti duygularn.
Eer lmekte olan bir kadnn lanetinin biraz gc varsa, diye konutu
Isabella tekrar. O zaman seni lanetliyorum, Centaine Courtney. Son solu-
umda lanetliyorum seni. Bana ektirdiin aclar sen de ek, benim strapla-
rm sen de tat. Kocamla papazn karsna getiiniz gn elim mezardan sa-
na uzanacak...
Yoo! Centaine ayaa kalkm, kapya doru geriliyordu. Sus! Ltfen
sus!
Isabella tiz bir sesle gld. Seni lanetliyorum. O kudurmu cinselliini
lanetliyorum. kinizin ben gittikten sonra geireceiniz her dakikay lanetli-
yorum. Rahmine ekecei her tohumu lanetliyorum. Her dokunmanz, her
pmenizi... seni ve ocuunu lanetliyorum. Tm soyunu lanetliyorum. Gze
gz, Centaine Courtney. Szme kulak ver... gze gz!
Centaine oday koarak geip kendini kapya att, tutup at, koridorda
komaya balad. Blaine merdivenlerden koarak yukar kyordu. Onu tut-
maya alt ama Centaine onun kollarndan kurtuldu, evin n kapsndan fr-
layp Daimler'i park ettii yere kotu.
Saatlerdir araba sryordu. Gaz pedaln yere yaptrm, olanca hzyla
gidiyordu. Neden sonra, le doru gitmekte olduunu anlad.
Bushman'la-rn, Tm Hayat Yeri dedii o mistik, hlyal tepelere
gidiyordu.
-388-
Centaine Kalahari'den ancak iki ay sonra dnd. Blaine'in onunla iliki
kurabilmek iin bavurduu btn yollar boa kmt. Centaine ne onun yaz-
d mektuplara cevap vermi, ne de Twentyman-Jones'a, Abe Abrahams'a
at telefonlara aldr etmiti.
Isabella Malcomess'in lm ilann, Hani Madeni'ne gelen gazetede,
olaydan bir hafta sonra okudu. Ama onu bilmek de iindeki yalnzl, tehli-
ke ve felaket nsezilerini artrc bir etki yapt. Isabella'nm laneti yol ayor-
du bu duygulara.
Sonunda Weltevreden'e asa'nn sraryla dnd. Eve girdiinde st ba-
uzun yolculuun tozu iindeydi. Kalahari gneinden iyice yanmt. Ama
yorgun ve yklm durumdayd hl.
aa herhalde telgraf alm, onu bekliyor olmalyd. Daimler'in motor se-
sini de duymu olmalyd. Ama onu n kapda karlamad. Centaine bunun
nedenini alma odasna girdii zaman anlad. aa pencereden onun geliini
seyretmiti. Yzn kapya dndnde Centaine onun askeri niforma
giymi olduunu grd.
Kapda durdu. Buz gibi bir sessizlik dondurdu onu. asa'nn kendisine
yaklamasna bakt, anlar onu tekrar yllarn gerisine srkledi.
ok kr geldin, Mater, diyerek selamlad aa onu. Gitmeden seni
grmek zorundaydm.
Ne zaman? diye soludu annesi. Duyaca cevaptan d kopuyordu. Ne
zaman gidiyorsun?
Yarn.
Nereye? Nereye yolluyorlar seni?
nce Roberts Heights'a gidiyoruz. Oras Transvaal'deki hava eitim
ssyd. Sava uular eitimine. Ondan sonra, nereye yollarlarsa. Bana
ans dile, Mater.
Centaine onun omuzlarndaki turuncu apoletleri fark etti. Gnll iareti.
Evet, yavrum, sana iyi anslar diliyorum, derken, ondan ayr kalmann
yreini para para edeceini biliyordu.
asa'nn kulandaki telsizden Rolls-Royce Merlin motorunun sesi duyu-
luyordu. Hawker Hurricane'in pilot kabininin zeri ak olduundan, aa
evresindeki Afrika gklerini kesintisiz grebilmekteydi. uak ok ucu d-
zeninde umaktaydlar. ln boz renkli kamuflaj gzel hatlarn
saklayam-yordu.
-389-
Uu ekibinin lideri asa'yd. Hzla stemenlie terfi etmiti. Komuta et-
mek doal geliyordu ona. Centaine Courtney'den bu konudaki derslerini iyi
almt. Bu rtbeye gelmesi ancak on sekiz ay srm bulunuyordu.
zerinde ksa kollu haki tunik, ayanda haki ort vard. Ayaklan plakt.
Sina l'nn yaz sca feci olurdu. asa'nm belinde Webley hizmet
tabancas vard. Nuh Nebi'den kalma bir silaht. Hele de ada bir pilot iin.
Ama istihbarat blm o iren resimleri dolatrdndan beri hepsi silah ta-
maya balamlard artk. Motorlu birliklerden biri bir Sina kyn bastn-
da, orada asilerin, ufta'larn esir ald iki Gney Afrikal pilot bulmutu. Pi-
lotlar kyn kadnlarna teslim edilmiti. nce erkeklikleri kesilmi, sonra
vcutlar kzgn demirlerle dalanm, sonra barsaklar ustaca dar karl-
mt. Hem de o kadar ustaca ki, barsaklar ekilirken adamlar hl hayat-
tayd. Daha sonra azlar alp araya dikenli dal sokulmu, kadnlar ak
azlarna idrar ederek bomulard onlar. Bu yzden artk pilotlarn hepsi
ufak silah tayor, bununla nce kendilerini savunmaya urayor, umut kal-
mazsa da, canl ele gememek iin tedbir alyorlard.
Bugn hava berrak ve bulutsuzdu. Gr snrsz gibiydi. Aada ve iler-
de Sina kumlar, Ambas'lar, dev tepeler, aralarda karanlk vadiler yatmaktayd.
l ve kaya, kupkuru, gneten solmu aslan postu rengindeydi.
U sava ua burunlarn yukar verip trmanmaya altlar. Yirga Alem
hava pistinden birka dakika nce havalanmlard. Havalanmalarnn nedeni,
ilerlemekte olan svari birliinin telsizle yollad zayf yardm arsyd.
aa filoyu kuzeye ynlendirdi, uzaktaki dalarn arasndan kvrlarak ilerle-
yen toz rengi yolu seebildi.
Pilot taramasna giriti. Ba saa sola dnp duruyor, gznn bir yere ta-
klmasna izin venniyor, durmadan hareket ediyordu. lk o grd onlar.
Minik benekler gibiydiler. Mavilikler arasnda kara beneklerden bir bulut.
Patlakgz filosu, ben lider. Grnd! dedi telsizin mikrofonuna. Saat
on bir yksekliinde. Caproni'lere benziyor! Buster! Buster emri, son hz
ileri anlamna geliyordu.
Grdm! dedi Dave Abrahams hemen. Hl bir arada kalmay baanna-
lan olaanst bir eydi. Eitim kursuna birlikte balamlar, Dou Afrika
arpmalarna birlikte katlmlar, imdi de Dan Pinear'm Gney Afrika Bir-
lii'nde yine birlikte savayor, Dk Aosta'nn talyanlarn gerisin geri Adis 'i
Ababa dalarna doru sryorlard.
- 390 -
aa ona gz ucuyla bakt. David, Hurricane uan asa'nn sancak ka-
nat ucuna yaklatrd. Onun da pilot kabininin st akt. Birbirlerine srtt-
lar. David'in kocaman gaga burnu gneten kpkrmz yanm, miferinin ka-
ylar ene altndan tokalyd. Onu kanadnn ucunda grmek ho bir duyguy-
du. kisi de saldrya hazrlanp tepelerini kapadlar, baklarn karya evir-
diler. aa filoyu hafif bir kavisle evirdi, gnee doru yseldi. Klasik sava
taktiiydi bunlar.
Benekler, motorlu Caproni'ler halinde netlemeye baladlar. aa on
iki tane sayd. erlik drt sra. Yine Kerene'deki kavaa gidiyorlard. G-
ney Afrika nc ktalar orada, Ambas'n sarp yamalar arasndaki bir geitte
skm durumdayd. aa n sradaki dman uaklarnn bombalarn at-
tn grd.
Hl son hzla, Rolls-Royce motorlarndan yaknan sesler kararak yk-
selmeyi srdrdler, talyanlarn gzn kamatracak biimde gnee ilerle-
diler. aa kanadn kvrd, saldrmak zere alald.
Alt yz metre kala hl ate etmemiti. Uaklarn gvdesinde Roma'nn
baltal amblemini grebiliyordu. Pilotlarn balar saa dnk, bombalarn d-
n izlemekteydiler. Makinelilerinin namlular arkaya dnkt.
Be yz metre. Niancnn ban, omuzlarn grebiliyordu. Miferinin
arkas asa'ya dnkt. Tepeden dalan lm uaklarn henz grmemiti.
Drt yz metre. O kadar yaklamt ki, aa artk Caproni'nin
egzosun-dan kan dumanlar bile gryordu. Makinelilerin bandaki adam
hl farknda deildi.
yz metre. Caproni'nin iko gbei kprdad. aa her eyi ok net
grebiliyordu. Elini ateleme dmesine uzatt, kanatlardaki, sekiz Browning
makineliyi ayarlad.
ki yz metre. Ayaklaryla pedallar ayarlad, namlular Caproni'nin gv-
desine dnd. Birden Hurricane'in burnunda fosforlu gibi klar oynat.
Caproni'nin makineli grevlisi sonunda grmt onu.
Yz metre. Atei duyan askerle iki pilot balarn evirdiler, silahlarn e-
virmek iin tela ettiler. aa drbnnden onlarn korku dolu beyaz suratla-
rn grebiliyordu.
Seksen metre. aa kalarn atarak baparman ate dmesine bastr-
d. Hurricane sarsld, sekiz Browning'in geri tepmesiyle yavalad, aa ken-
disini balayan kaylarn arasnda vcudunun ne ekildiini hissetti. Parlak
mermiler dman uana doru uuyordu. aa atlarnn sonucunu seyretti,
onlar kontrollere ustaca, ksa ksa dokunarak ynlendirdi.
-391-.
italyan tfeki ate etmeye frsat bulamad. aa birden hedefini deitir-
di. Arkasnda teki Caproni'yi grmt. Ate etti, uak dnd, helezon ize-
rek dmeye balad.
ncsyle yan yana, hzla gidiyorlard. Caproni'nin burnu sanki ii-
yor, asa'nn tm grn dolduruyordu. aa dnd, talyan uaklarnn
dzenini bozarak oradan tekrar tekrar dald, yldrm hzyla pe pee ate etti.
Hava atmalar iin ok gerekliydi bu beceri. Sonunda kimse kalmad
karsnda.
Masmavi gkte yapayalnzd. Kontrol kavrayan parmaklan yle skl-
mt ki elleri bembeyazd.
Patlakgz filosu, ben lider. Rapor verin, dedi mikrofona. Cevab hemen
ald.
Lider, ben ! nc uan kontrolnde Le Roux vard. Benzinim
eyrek depo kald.
Tamam, , tek bana sse dn, diye emir verdi aa. Patlakgz iki,
beni duyuyor musun?
aa gzleriyle evresindeki gkleri taryor, David'in uan grmeye a-
lyordu. inde garip bir tedirginlik vard.
Konu, Patlakgz iki, diye tekrar seslendi, aaya bakt, aada yaral
uak duman grmeye alt. Birden David'in sesini duyunca nabz
ykseli-verdi. Ses kulaklklarda ok netti.
Lider, ben iki. Hasarm var.
David, ne cehennemdesin?
Kerene kavann yaklak on mil dousunda, sekiz bin fitte.
aa douya doru bakt, mavi ufuktaki ty gibi duman hemen grd.
David, senin orada duman gryorum. Yanyor musun?
Olumlu. Motorum yanyor.
Geliyorum, David, dayan!
aa Hurricane'i dndrd, hzn artrd.
David biraz aasndayd. Grltyle alalyordu gkyznde.
David, durum ne kadar kt?
Hindi kzartmas, dedi David alayla. aa ua artk net biimde gre-
biliyordu.
David ua emi, alevlerin pilot kabinine gelmesini engelliyordu. Hzla
alalmaktayd. Hzn artrp atein oksijen alamamasn, kendiliinden sn-
mesini salamaya alyordu.
-392-
aa ona doru pike yapt, sonra hzn normale indirdi, biraz stte, iki yz
metre kadar akta kald. Motorda ve kanatta kurun deliklerini grebiliyordu.
Yara ktyd. David bu arada pilot kabininin kapan amaya urayordu.
Kapak skt, David piecek, diye dnd aa. Ama o srada kapan
aldn grd. David onun yzne bakt. evredeki hava atein scandan
titreiyordu. David'in ceketinin kolunda bir yerin duman karp
kahverengi-letii gzkt.
Yarar yok! Ben ipee sarlyorum, aa. David'in dudaklarnn kprda-
d gzkyor, sesi kulaklklardan geliyordu. aa cevap veremeden David
miferi bandan ekti, omuz kaylarn kaydrd. Tek elini son kere selam
vermek istiyor gibi sallad, ua srtst evirip ak kabinden bolua ken-
dini brakt.
Kollar ve bacaklar ak inerken, paratnden ipek kuman fkrd
grld. pek kar gibi bir iek halinde ald. David yukarya doru ekildi,
ar ar be bin fit aadaki boz renkli dnyaya doru inmeye balad. Para-
t gneye srkleniyordu.
aa uan tekrar gazlad. O da paratle paralel iniyordu. Yavaa Da-
vid'in evresinde dnd, kendini ondan iki yz metre akta tuttu. Yandan
ban kard, arkadann nereye ineceini saptamaya alt, sonra kaygyla
alet paneline bakt. Yakt gstergesi krmz ksmn hemen zerini gstermek-
teydi.
David'in yanan ua, Ambas'larn hemen altndaki tozlu ovaya arpt,
patlayp alev ald. aa alan inceledi.
Tam altlarnda demir rengi gri kayalar zerinde daha koyu renk kntlar
vard. Aralar kayalk vadilerle doluydu. nerken hesaplayp duruyordu. David
tepelerin son kaya kntsnn kenarna gelecek gibiydi.
aa Hurricane'i biraz uzaklatrd, vadiye doru ini yapt. Yerden elli fit
yukarda dzeltti ua. Vadi boyunca umaya balad. Ekili tarlalarn zerin-
den grleyerek geti, ilerde, karsnda insanlar grd.
Bir grup erkek, vadi boyunca kye doru kouyordu. Saylar yirmi kadar
vard. Kirli gri cppeleri plak bacaklarna dolanyordu. Salar al gibiydi.
Hepsinde silah vard. Bir ksmnnki modern carbine'ydi. Herhalde sava
alanlarndan alnmt. tekiler de mzrak tayordu.
Hurricane kkreyerek balarnn zerinden geerken drt tanesi durup
tfeklerini dorulttular, asa'ya nian aldlar. aa tfeklerin patladn gr-
d ama kurunlarn uaa saplanmas gibi bir ey duymad.
Bu adamlarn dman gibi davranacaklar konusunda daha fazla kanta ih-
tiya yoktu. Adamlar tfeklerini sallayarak kouyorlard.
-393-
aa tekrar alald, koan gruba be yz metreden ate at. Sekiz
Brow-ning'iyle birden. zleyici mermilerin tekrar parldad, tozlar
uutu, drt be kii devrildi.
aa vadinin ucundaki tepelere arpmamak iin ykselmek zorunda kald,
Tekrar dnp geldiinde ufta'larn yeniden grup olmu, David'e doru ko-
tuklarn grd. David'e bin metre kadar uzaklklar ancak kalmt. David'in
yukardaki kayann kenarna decei belliydi.
aa ikinci saldr iin alaldysa da, ufta'lar yaklaan ua grnce he-
men yayldlar, kayalarn ardnda siper aldlar. aa tepelerinden geerken f-
keyle ate atlar. Uan silahlar grledi, tozlar kaldrd, ama pek sonu ala-
mad.
aa ykselip ua dzeltti, ban evirip David'in iniine bakt. Parat
kayann kenarn bir iki metre mesafeden at, ikinci kayaya takld, sonra hz-
la dt.
David'in yere deip takla attn grd, parat onu tekrar yukar ekti,
ayaa kaldrd. David kendini kaylardan kurtarmaya alt, parat yn
halinde indi, David kaylardan kurtuldu.
David ayakta dikilip aada koan ufta'lara bakt. aa onun tabancas-
n ektiini grd. Sonra David elini gzne siper yapp evresinde dolaan
Hurricane'e bakt.
aa hemen hemen onun dzeyine kadar alald, ona panrayla vadinin
dibini gsterdi. Telalyd. David ona anlamadan bakt. Yamata tek bana,
ufack grnyordu. aa ona, yzndeki umutsuzluk ifadesini grecek kadar
yaknd. Dnp ufta'lara bir daha ate at, geri geldi, David'e tekrar telala
vadinin dibini iaret etti.
David'in yz anlama ifadesiyle aydnland. Gen adam dnp olanca h-
zyla yamatan aaya komaya balad. Sanki uuyordu kara kayalarn ze-
rinde. Sraya zplaya iniyordu son hzla.
aa vadinin dibine doru indi, yamacn tam dibindeki dzlkte kanatla-
rn indirdi, geri vitese geti. Srlm topraklarn altm santim yukarsnda
motoru durdu, yere arpt, havaya frlad, tek tekeri tekrar arpt, kuyruu
ykseldi. Neredeyse burnu aklyordu. Sonra ayarlayp ilerledi. Sarslyor,
asa'y kaylarnn iinde saa sola savuruyordu.
nmiti. Byk riskti ama baarmt. te David de yamacn dibine
var-mt bile.
Baaramayacak, diye dnd birden. ufta'lardan en hzl koan drt ta-
nesi ndeydi. David'i srlm topraklara varamadan yakalayacaklard. te-
394
ki ufta'lar durmu, uzaktan ate ediyorlard. aa yamata tozlarn uutuu-
nu grd. Baz kurunlar David'e ok yakn yerlere dyordu.
aa, Hurricane'i dndrd, burnu koan drt ufta'ya evrilince hz ve-
rip kuyruunu yerden kaldrd. Bir an uak dzelmi, Browning'ler menzil
bulmutu. Hzla ate at, koan adamlardan ikisi kanlara bulanp yere serildi,
ncs tozlar arasnda bir lm dansna balad. Son kalan haydut kendini
yere att srada Hurricane'in kuyruu tekrar indi. Makineliler artk hedefi
vuramazd.
David'in uaa uzakl birka yz metrecik kalmt. Hzla geliyor, uzun
bacaklar uuyordu. aa, Hurricane'i vadinin aa tarafna evirip kalka
hazrlad. Tabann eik olmas da kalka hz kazandracakt.
Pilot kabininden eildi.
Haydi, Davie! diye bard. Bu sefer altn madalya, dostum!
Bir ey uan burnuna arpp grltyle sekti, boyay izdi. aa bakt.
ufta'lar tarlann kenarna varmlard. Biraz kouyor, sonra yere dizlerini da-
yayp ate ediyorlard. Bir kurun bann zerinden geti, eilmesine yol at.
Haydi, Davie! Motor-sesine ramen David'in soluklarn duyabiliyordu
artk. Bir kurun gelip kanada sapland bezde dzgn bir delik at.
abuk, Davie! David'in ceketi srlsklam, surat terli ve krmzyd.
Hurricane'e varp kanada trmand. Uak onun arlyla yana eildi.
Kucama! diye bard aa. eri gir!
David girdi, soluk almaya alt.
nm gremiyorum, diye seslendi aa. Kontrol sen al, ben pedal-
lar alrm.
David'in elinin levyeyi yakaladn duydu, motorun temposu hzland,
Hurricane ne doru ilerlemeye koyuldu.
Sol pedal biraz daha, diye seslendi David. Sesi yorgunluktan atlak -
kyordu. aa sola yklendi.
Rolls-Royce motoru cotu. Tarlada sarslarak ilerliyorlard. aa kr gi-
biydi. David'in talimatn arya kaarak uyguluyordu.
nn hi gremiyor, David'in arlndan eziliyordu. Ban evirip pi-
lot kabininin kenarndan bakt, yandan geriye kayan topra grmeye alt.
ufta'lar hl ate ediyordu. Ama mesafe uzamaya balamt artk.
Hurricane bir tmsee arpt, onlar havaya frlatt, sarsld, sonra tekerler
yerden kesildi, ykselmeye baladlar. .
Baardk, diye bard aa. Bu ie armt. Kelimeler dudaklarndan
dkld anda bir ey gelip yzne arpt.
- 395 -
Atlan kurun, be parmak boyunda bir demirdi. 1779 Tower tfeinden
atlmt. Bir avu barutla. nce koltuun arkasnn madenine arpt, asa'nn
bann yanndan sekti, dnerek yznn yan tarafna apt. Hz bu arpma-
larla epey azalmt. Yanlamasna geldii iin de beyne giremedi.
aa baylmad bile. Sanki sol gznn kuyruuna eki inmi gibi hissetti
kendini. Ba savruldu, koltuk arkasnn teki ucuna arpt.
Aln kemiinin alt ucunun paralandn hissetti, scak kanlar gzne akt,
kendi derisi ve eti, yzn perde gibi rtt.
David dnp asa'nn yzne baktnda korku ve dehetle bard. Kan-
lar fkryor, akyor, David'in yzne savruluyordu.
Gremiyorum! diye tekrarlad aa. Yz kzaran bir et parasyd.
Gremiyorum, ah Tanrm... David, gremiyorum.
David boynundan ipek fularn ekti, asa'nn evreyi yoklayan ellerine/
tututurdu.
Kanamay durdurmaya ura, diye bard motor sesini bastrmaya a-
larak. aa fular iren ekilde paralanm yaraya bastrd. David bu arada
tm dikkatini, sse varmaya yneltmiti.
Yirga Alem'in pistine inmeleri on be dakika srd. David tekerlerini
de-dirir dedirmez, havadayken telsizle istettii cankurtarana doru
yneldi.
asa'y kan iindeki kabinden aldlar. David'le salk grevlisi onu yar
tayp yar srkleyerek cankurtarana bindirdiler. On be dakika daha geti-
inde asa'ya anestezi yaplm, gen adam hastane adrnda ameliyat masa-
sna yatrlm, doktor zerinde almaya balamt.
Anesteziden ktnda her taraf karanlkt.
Elini kaldrp yzne dokundu. Sarg iindeydi. Bir panik duygusuna ka-
pld.
David! diye barmaya alt ama sesi kloroformun etkisiyle zayf kt.
Tamam, aa, buradaym. Yaknndayd David, aa eliyle onu bulma-
ya alt.
Davie! Davie!
Bir ey yok, aa, dzelecek hepsi.
aa onun elini bulup sarld. Gremiyorum. Krm.
Sarglardan, o kadar, diye gvence verdi David. Doktor senden ok
memnun.
Bana yalan sylemiyorsun ya, David? diye yalvard aa. Kr olmad-
m syle bana.
396-
Kr deilsin, diye fsldad David. Ama bereket versin aa o anda onun
yzn grmyordu. asa'nm eli yavaa gevedi, bir dakika sonra
arkesi-ciler etkisini gsterdi, gen adam tekrar uykuya dald.
David btn gece o yatan banda oturdu. Karanlk basp adrn ii f-
rn gibi olduu zaman bile. asa'nm terleyen boynunu, gsn siliyor, o uy-
kusunda, Mater, orada msn Mater? diyerek inledike elini tutuyordu.
Gece yarsndan sonra doktor David'e oradan kp biraz dinlenmesini
emretti ama David reddetti.
Uyandnda burada olmay ona borluyum... Syleyen ben olmalym.
O kadarn borluyum ona.
Darda afak vakti akallar ulumaya balad. lk klar tenteye vurunca
aa da uyanmt. Sesi hemen ykseldi. David?
Buradaym, aa.
ok acyor, Davie... ama sen bana dzelecek dedin. Onu hatrlyorum.
Syledin, deil mi?
Evet, yle dedim.
Yine birlikte uacaz. Yaknda, deil mi, David, dostum? Eski ekip.
Co-urtney ve Abrahams yine grev banda, ha?
Cevap bekledi... gelmeyince asa'nn ses tonu deiti. Kr deilim, de-
il mi? Yine uacaz, deil mi?
Kr deilsin, dedi David alak sesle. Ama bir daha umayacaksn. Eve
dnyorsun, aa.
Syle bana! diye emretti aa. Gizleme. Daha beter edersin.
Pekl, dosdoru syleyeceim. Kurun sol gzn patlatt. Doktor da
gz almak zorunda kald.
aa elini kaldrp, inanmyormu gibi yznn sol tarafna dokundu.
Sa gzn eskisi gibi grecek ama artk Hurricane'lerle uamayacaksn.
zgnm, aa.
Evet, diye fsldad aa da. Ben de yle.
David o akam tekrar onu ziyarete geldi. Komutan seni yaral listesine ald.
Gidiyorsun. Garanti.
Byk nezaket, dedi aa. ok byk. Bir sre sessiz kaldlar, sonra
David konutu.
Benim hayatm kurtardn, aa.
f, sus, David, can skmay brak.
Seni sabaha Dakota uayla kyya yolluyorlar. Noel'de Tovvn'dasn.
Matty ile bebei benim iin p, ansl kpek seni!
-397-
Yer deitirmeye hazrm, dedi aa ona. Ama sen dndnde onuru-
na mthi bir parti vereceim.
Senin iin yapabileceim herhangi bir ey var m... bir eye ihtiyacn fa-
lan? David ayaa kalkyordu.
Aslna bakarsan var. Bana bir ie viski bulabilir misin, dersin, Davie?
Denizaltnn komutan periskopun merceinden doruldu, Manfred De La
Rey'e ban sallad.
Bakn, ltfen! dedi. Manfred periskopun bana geti, alnn lastik yas-
ta dayad, mercekten bakt.
Kynn iki mil andaydlar. Suyun yznde akamn klar vard. G-
ne karann gerisinde batyordu.
Ky iaretlerini tanyor musunuz? diye sordu U-bot komutan Almanca
olarak. Manfred hemen cevap vermedi. Konumak ona zor geliyordu. Duygu-
lar ok comutu.
Be yl... be koca yl gemiti gzleri bu sevgili kylardan uzak kalal.
Sevin iindeydi. Afrika'dan baka hibir yerde gerek anlamyla mutlu ola-
mayacan anlyordu.
Ho, aradan geen yllar mutsuz da saylmazd. Heidi her zaman yann-
dayd. Bu son yl, olu da domutu. Ona babasnn adn koymu, Lothar is-
mini vermiti Manfred. Babasyla olu zaten gen adamn varlnn nedeni
saylrd. Dier yandan, ii de ok olmutu bu yllar iinde. Birlikte yryen
iki i. Her biri zor, her biri doyum veren iki i.
Hukuk eitimi sona ermi, Roma ve Alman hukukunda bir master, devlet-
ler hukukunda ikinci bir master yapmt Berlin niversitesi'nde.
Bunlara ek olarak askeri hazrlklar da vard. Zaman zaman bu grev, ai-
lesini aylarca grememesine yol ayordu ama artk iyice eitilmi, adanm
bir operasyon eleman olmutu. Sk rastlanmayan, ok eitli beceriler edin-
miti. Telsiz operatrl, patlayc ve kk silah uzmanl, paratlk
(on atlay yapm, beini gece karanlnda yapmt), hafif uak pilotluu
bunlar arasndayd. ifre ve kodlama biliyordu. ok iyi niancyd. Silahsz
kavgada ok baarlyd. Eitimli bir katildi. Zihni de, vcudu da her an hazr
bir keskinlikteydi. kna edici miting konumalar yapmasn renmi, Gney
Afrika'nn siyasal ve askeri yapsn incelemiti, her zayf noktasn ve bunla-
rn nasl smrleceini biliyordu. Artk kendisinin ya da stlerinin ngre-
bildii her trl koulda grev yapmaya hazrd. Kendisine verilen bu frsatn
-398-
milyonda bir insana bile kolay kolay ksmet olmayacann farkndayd. Tarihi
yeni batan ekillendirmek ve dnya dzenini imdiki iren halinden kur-
tarmakt o grev. Bir byklk frsat tannmt ona. Kendisinin buna layk
olduunu da biliyordu.
Evet, diye cevap verdi. U-bot komutannn sorusuna. Ky iaretlerini
tanyorum.
Gney Afrika'nn bu tenha gneydou kysnda mutlu bir yaz tatili
geir-milii vard. Roelf Stander'in ailesi burada be bin hektar kadar araziye
sahipti. Ky eridinin de be mili onlarnd.
Manfred'le Roelf u karki kayalarda balk tutmular, tepelere trmanm,
avlanmlard. Kayalarn arasnda plak yzmler, sonra kumsalda yatp ge-
lecei ve kendilerine o gelecekte decek rolleri dnerek hayaller kurmu-
lard. O tepelerin altnda, yaz geirdikleri badanal kk vard.
Evet, diye tekrarlad Manfred. Randevu yeri buras.
Saatini bekleyelim, dedi bu sefer U-bot komutan. Periskopu indirmeleri
iin emir verdi.
Kynn iki mil anda, yzeyin yirmi metre altnda yatyordu denizalt.
Karanlk sularn iinde hareketsiz duruyor, hi motor altrmyordu. Tepede
gne batt. Afrika toprana gece indi. Manfred dar koridordan, iki gen su-
bayla paylat kamarasna gitti, ini iin son hazrlklarn yapt.
Bremerhaven'dan ayrldndan beri denizalt denilen bu iren tattan
nefret etmeye balamt. Kapal yerlerden, dier insanlarla yaknlktan nefret
ediyordu. Motorlarn srekli hareketinden ve titreiminden de. Buz gibi okya-
nus sularnn altnda, bir demir kutuya kilitli olduunu bir trl kabul etmek
istemiyor, dizel ve ya kokusundan, kendisiyle birlikte buraya hapsolmu
olanlarn vcut kokusundan tiksiniyordu. Gecenin temiz havasn cierlerine
ekmeyi, scak Afrika gneinin yznde parlamasn btn kalbiyle zle-
mekteydi.
Beyaz balk yaka kazan, lacivert ceketini kard, onlarn yerine yok-
sul Afrikallarn sradan klklarna benzer bir eyler giydi. Dalardaki eiti-
minden tr vcudu hl gne yanyd. Salarn biraz uzatm, sakalnn
kvrcklap grlemesine izin vermi, bu durum onu daha yal gsterir ol-
mutu. Kamarann kk aynasnda kendine bakt.
Beni asla tanyamazlar, dedi yksek sesle. Kendi ailem bile tanyamaz.
Salarn ve sakaln siyaha boyamt. Kalarnn rengine. Burnu arpl-
m ve ktlemit. Amerikal Cyrus Lomax'in yumruguyla krldktan sonra
bir daha eski haline gelememiti o burun. Bir ka da i ve yaralyd. Vaktiy-
-399-
le buradan giden gen, temiz yzl, sarn sporcuya hi benzemiyordu. Le-
keli apkay kalarna doru ekti, aynadaki hayaline memnun memnun ba-
n Sallad. Sonra dnp yere diz kt, yatann altna soktuu malzemeye
uzand.
Hepsi su geirmez lastik ambalajlar iindeydi. Her paketi listesinden kont-
rol edip iaretledi. Alman denizcilerden biri onlar yukarya tayp gverteye
kan merdivenin dibine yd.
Manfred saatine bakt. abucak bir yemek yemeye ancak vakti vard.
Kaptan onu ardnda, aznda son lokmasyla U-bot'un kontrol odasna
girdi.
Kyda klar var. Kaptan periskoptan dorulup yerini Manfred'e brakt.
Ortalk iyice kararmt. Manfred atein n hemen grd.
areti doru veriyorlar, kaptanm. Ban sallad. Yzeye kp cevap
iareti vermeliyiz.
U-bot derinlerden ykselip sular yararak ortaya kt.
Daha suyun kpkleri yatmadan kaptanla Manfred de merdiveni trma-
np kprye ktlar. Gece havas serin ve temizdi. Manfred drbnle simsi-
yah kylara bakarken o havadan cierlerine bol bol ekti.
Kaptan sessiz bir iaret verdi, gemici Addis lambasnn kulpunu oynatt,
karanlk, gm benekli okyanusa pe pee sar nlar yansd. Mors alfabe-
siyle B.K. harfleri, Beyaz Kl simgeliyordu. Ksa bir sessizlikten sonra
kydaki atelerden biri sndrld, birka dakika sonra onu ikincinin snd-
rlmesi izledi, yalnzca bir tanesi yanar kald.
Bu doru cevap, dedi Manfred. Ltfen eyalarm gverteye getirsin-
ler, kaptan.
Yarm saat kadar beklediler, sonra karanln iinden Bir ses, pek yaknla-
rndan onlara seslendi.
Beyaz Kl?
Yana, diye bard Manfred Afrikaner dilinde. Kk, st ak bir ba-
lk kay, upuzun krekleriyle onlara doru yaklat.
Manfred U-bot kaptanyla abucak el skt, Heil Hitler! diyerek Nazi
selam akt.
Sonra gverteye indi. Kayk rampa ettii anda Manfred srad, dengesini
de kolayca korudu.
nde oturan kreki onu karlamak zere ayaa kalkt.
Manie, sen misin?
-400-
Roelf! Manfred onu hafife kucaklad. Seni grmek ne ho! Haydi, e-
yalarm alalm.
Lastik ambalajlar U-bot tayfalar tarafndan uzatld, sandaldakiler alp
yerletirdi ve hemen denizaltdan uzaklatlar. Manfred, Roelf'un yanndaki
krei almt. Aray biraz atlar, sonra kreklere dayanp denizaltnn daln
seyrettiler.
Tekrar kyya doru krek ekmeye koyuldular. Manfred alak sesle sor-
du. tekiler kim? enesiyle dier krekiyi gsteriyordu.
Hepsi bizim adamlarmz... burann iftileri. ocukluumdan beri tan-
dm insanlar. Kesinlikle gvenebilirsin.
Kumsala varana kadar bir daha konumadlar. Sandal ekip allarn ara-
sna sakladlar.
Kamyonu getireyim, diye mrldand Roelf. Birka dakika sonra sar
farlar kumsala doru parlad. Roelf eski yeil drt tonluk kamyonu sandaln
yaknna park etti.
ifti Manfred'in tehizatn kamyonun arkasna yklemeye yardm et-
tiler, zerine kuru yaprak yp brandayla rttler. Sonra ykn zerine trma-
np oturdular. Manfred kamyonun n tarafndaki yolcu yerine bindi.
nce bana aile haberlerini anlat, diye patlad Manfred. Daha sonra i
konumak iin bol bol vaktimiz olacak.
Tromp Amca bildiin gibi. Amma vaaz veriyor o adam! Sarie'yle ikimiz
her pazar gidiyoruz...
Sarah nasl? diye sordu Manfred. Ya bebek?
Sen geride kalmsn, diyerek gld Roelf. bebeimiz var artk. ki
erkek, bir de aylk kz. Yaknda hepsini greceksin.
Arkadaki adamlar yol boyu birer birer indirdiler, hepsine teekkr edip
ksaca el sktlar. Sonunda yalnz kalmlard. Birka mil sonra batya, Cape
Tovvn'a doru saptlar. ki yz mil vard Cape Town'a. Svvellendam adl kasa-
bada benzin alp direksiyonda nbet deitirdiler.
Drt saat sonra dalan am, dar patikadan yoku aa iniyorlard.
Stel-lenbosch'un birka mil dnda yine durdular. birlii yapan arap
irketlerinden birinin nndeydiler. Saat gecenin olmasna ramen fabrika
mdr onlar bekliyordu. Lastik ambalajlarn indirilip mahzene
yerletirilmesini salad.
Bu Sakkie Van Vuuren, diye tantrd Roelf fabrika mdrn. yi bir
dosttur. Tehizatn iin gvenli bir yer hazrlad bize.
- 401 -
Hkmedenler / F:26
Adam onlar mahzenin arka tarafna gtrd. Tahta raflarn en sonuna.
Orada mee aacndan dev kpler vard. inde toplam bin galon olmam kr-
mz arap depolanyordu. Mdr avucuyla birine bir tokat att, kan kof sesi
duyunca glmsedi.
Bunu kendi ellerimle yapp ayarladm, dedi, dev kpn n kapan at.
i botu. Burada o tehizat kimse bulamaz.
Lastik ambalajlar ieriye koyup koca kapa kapadlar. Sralanm arap
kplerinden hi fark yoktu.
Vakti gelince harekete gemeye hazr olacaz, dedi arap, Manfred'e.
Ne zaman olacak?
Yaknda dostum, diye vaatte bulundu Manfred. ok yaknda. Ro-
elf'la ikisi tekrar kamyona binip Stellenbosch'a doru yola koyuldular.
Yuvaya dnmek gzel bir duygu.
Burada yalnzca bu gece kalacaksn, Manie, dedi Roelf. Yeni siyah sa-
kalna, krk burnuna ramen, ok tannm birisin. Biri tanr seni.
Kamyonu demiryolu yaknnda elden dme arabalar satan bir galerinin
parkna brakt, anahtarn da src yerindeki paspasn altna saklad. Sonra
ikisi bir mil kadar yryerek, bo sokaklardan Roelf'un evine vardlar. Bah-
eli evlerin bulunduu bir sokakta, baheli bir ev. Roelf arka kapdan mutfa-
a girdi, masann bandan tandk biri onlar karlamak zere ayaa kalkt.
O sakalla amma da serke bir havaya girmisin, diyerek glyordu
Tromp Amca. Bakyorum Amerikal da burnunu temelli mahvetmi.
Manfred, Tromp Amca'nm omzu zerinden bakt, mutfak kapsnn yann-
da durmakta olan kadn grd. te onu yanltan bu oldu. Bir kadn... bir kz
deil. Yznde hznl bir bilgelik vard. Needen eser yoktu.
Sarah? Manfred, Tromp Amca'dan ayrlp o yana ilerledi. Naslsn, k-
k kardeim benim?
Ben hibir zaman senin kk kardein deildim, Manfred, dedi Sarah.
Ama iyiyim, teekkr ederim. Onu kucaklamaya, pmeye kalkmad.
Manfred onun bu souk karlamasndan gzle grnr biimde rahatsz ol-
mutu.
Mutlu musun, Sarah?
yi bir erkeim, gzel bebeim var. Sarah bunu sylerken Roelf'a
bakyordu. Karnn atr, dedi Manfred'e. Otur. Kahvalt ederken konuur-
sunuz.
erkek mutfak masasnn bana yerletiklerinde Manfred ocak banda
alan Sarah'ya gizli gizli bakp duruyordu. Yz ifadesi kayglyd. Eski an-
- 402 -
larla, sululuk duygularyla doluydu. Sonra kendini toplad, dikkatini dierle-
rinin anlattklarna verdi.
Btn haberler iyi... ngilizler Dunkirk'de bozguna urad, Fransa teslim
oldu, Hollanda da yle. Alman U-bot'lar Atlantik savan kazanyor. talyan-
lar bile Kuzey Afrika'da zafer stne zafer kazanyorlar...
Senin bizden olduunu bilmiyordum, Tromp Amca, diye sze kart
Manfred.
yle yavrum. Ben de senin kadar vatanseverim. Ossewa Brandvvag'n
artk krk bin yesi var. Hepsi nfuzlu mevkilerden seilmi, yetki sahibi kim-
seler. Jannie Smuts da kalkt, yz altm bin ngiliz hayrann, kollarna turun-
cu iaretler takp yurtdna yollad. Kendini bizim insafmza terk etmi oldu.
Liderlerimiz senin geliini biliyorlar, Manie, diye anlatt Roelf.
Fh-rer'in kendisinden mesaj getirdiini biliyorlar. Seni tanmay
sabrszlkla bekliyor hepsi.
Sen bir toplant ayarlar msn? diye sordu Manfred. Mmkn olduu
kadar abuk? Yaplacak ok i var. anl erefli iler.
Sarah Stander ocan banda sessiz duruyordu. Yumurtalar tavaya krar-
ken, zgaradaki etleri evirirken ban evirip bakmad gibi, kendine dikkat
de ekmiyordu.
Hayatma yine hzn ve ac getirmeye geldin, Manfred De La Rey. Her
sznle, her hareketinle yaralar yeni batan ayorsun. O yaralar oktan ka-
pand sanyordum. Sen benim hayatmdan geri kalann da mahvetmeye gel-
din. Roelf her lgnla kr gibi senin pein sra atlacak. Buraya kocam, be-
beklerimi tehdit etmeye, onlar tehlikeye atmaya geldin sen... Nefreti, iinde
oktan lm olan akn cesedini kemirerek daha da gleniyor, daha da teh-
likeli hale geliyordu.
Manfred yalnz yolculuk yapmaktayd. Seyahat yasak deildi. Ne bir
kontrol vard, ne yol barikatlar, ne polis aramalar, ne kimlik istemeler. G-
ney Afrika, sava merkezlerinden o kadar uzaktayd ki, tketim mallarnda
dikkati eker bir ktlk bile yoktu. Bir tek beyaz un tlmesine snr kon-
mu, bir de petrol vesikaya balanmt. Bu nedenle kimse zerinde belge ta-
mak zorunda deildi.
-403-
Manfred elinde kk valizyle, Bloemfontein'e giden trene ikinci snf
bir bilet ald. Oras Orange Free eyaletinin bakentiydi. Be yz millik yolu
alrken kompartmannda be yolcu daha vard.
Garipti ama, seimle gelmi hkmeti devirmek amacyla dzenlenen giz-
li toplant, Artillery Hill Tepesi'nin dibindeki mahalli hkmet binasnda ya-
pld. Manfred salona girdiinde, gizli tekilatn forsunun ne kadar byk ve
yaygn olduunu bir kere daha hatrlad.
OB'nin komutan gelip onu kapda karlad. Manfred'e ballk yemini
ettirdii gnden bu yana pek az deimiti. Hl gbekli, yz hatlar hl sar-
kkt. Bu sefer zerinde koyu renk, kruvaze bir takm vard. Sivil giyinmiti.
Manfred'i scak bir selamla karlad, elini iki eli arasna ald, omzunu oka-
d, tatl tatl glmsedi.
Seni bekliyordum, kardeim. Ama nce izin verirsen, son karlamamz-
dan bu yana kazandn baarlar kutlamak istiyorum.
Manfred odaya alnd, uzun bir masann bana oturmu dier be kiiyle
tantrld.
Hepimiz ballk yemini etmi kimseleriz. Serbeste konuabilirsin, de- di
Bakan, Manfred'e. Manfred u anda kardelik rgtnn en nemli kon-
eyine hitap etmekte olduunu anlad.
Masann alt ucuna oturdu. Yeri komutann tam karsndayd. Manfred d-
ncelerini toparlamaya alt, ondan sonra konumaya balad. Baylar,
siz-Iere Alman halknn Fhrer'i Adolf Hitler'in kiisel selamlarn getirdim. Af-
rikaner'lerle Alman ulusu arasnda her zaman var olan yakn dostluk
konu-sunda size gvence vermemi, kendi hakkmz olan geri alrken, doutan
ve fetihle bizim olan topramza sahip karken bizi desteklemeye hazr
olduu- nu da sylememi istedi. Manfred gl ve mantkl konuuyordu. Bu
syle- vi Alman Propaganda Bakanl'nn uzmanlaryla birlikte hazrlam,
tekrar tekrar provasn yapm, en iyi biimde sunmaya hazrlanmt. Baarsn,
kendisini dinleyenlerin yzndeki kendini kaptrm ifadeyle lebiliyordu.
Fhrer bu lkede Smuts hkmetine ve ngilizlere sempati duyan tm sa-
vaacak yataki erkeklerin ekip gitmi olduunun farknda. Hemen hemen
yz altm bin insanmz kuzeye, snrlarmzn dndaki diyarlarda savama-
ya gitti. Bu durum iimizi daha da kolaylatryor.
Smuts zel kiilerdeki tm silahlarn teslimini istedi, diye onun szn
kesti adamlardan biri. Av tfeklerini, tabancalar bile toplad. Hatta meydan-
larda duran ve tarihi eser saylan toplar da ald. Silahsz ayaklanma olamaz.
- 404 -
Sorunun can alc noktasn grdnz, diye kabul etti Manfred. Baa-
rya ulamak iin bize para ve silah gerek. Onlar elde edeceiz.
Almanlar m yollayacak bize?
Hayr, diyerek ban sallad Manfred. Bu dnld, fakat sonra red-
dedildi. Uzaklk ok fazla. Dman bir kyya bol miktarda silah karmann
rizikosu gze alnamaz. Limanlar da ok iyi korunuyor. Ama limanlarn kont-
roln elimize geirdiimiz anda, Alman donanmasnn U-bot'lar bize ar
silah ikmali yapacak, biz de karlnda limanlarmz Alman U-bot'larna
aacaz. ngilizlere Cape rotasn yasaklayacaz.
Ayaklanma iin gerekli silahlan nereden bulacaz?
Jannie Smuts'dan, dedi Manfred onlara. Hepsi yerlerinde tedirgin kpr-
danp kukuyla birbirlerine baktlar.
Sizin onaynzla kk bir grup sekin vurucu stormjagter toplayaca-
m. Hkmetin silah ve cephane depolarn basp ihtiyacmz olanlar alaca-
z... para iin de ayn ey. Onu da bankalardan alacaz.
Bu dncenin korkunluu, atakl, kapsamll hepsini artt. Sessiz-
ce baktlar. Manfred devam etti.
Hzl ve acmasz hareket edeceiz. Silahlar alp datacaz. Sonra ve-
rilen bir iaretle ayaklanacaz. Krk bin vatansever, iktidarn dizginlerini eli-
mize geireceiz. Polisi ve orduyu da. letiim sistemini, demiryollarn, li-
manlan da. Btn bu yerlerde adamlarmz zaten kale iinde hazr. Kararla-
trlan iaret verildii anda, her ey kolayca yaplacak.
O iaret ne olacak? diye sordu OB'nin komutan.
Tm lkeyi altst edecek bir ey olacak. Afallatan bir ey olacak. Ama
imdi ondan sz etmek iin vakit henz erken. Yalnzca iaretin seildiini,
iareti verecek kiinin de seildiini sylemek yeter. Manfred adama ciddi,
kararl baklarla bakyordu. O onur benim olacak. Bu i iin eitildim. Onu
kendi bama, yardmsz yapacam. Ondan sonra geriye, sizin dizginleri kap-
manz kalacak. Desteimizi muzaffer Alman ordularna ynelteceiz, halk-
mz hakk olan, dmanlarmz tarafndan engellenen bykle kavutura-
caz.
Susup onlarn yzlerini inceledi, o yzlerde vatansever ifadeler, gzlerde
yepyeni klar grd.
Baylar, harekete gemek iin onaynz alabiliyor muyum? diye sordu.
Komutan herkesin yzne teker teker bakt, hepsi balarn evet anlamnda
sallayarak iaret verdiler. O zaman Manfred'e dnd.
-405-
Onaymz veriyor, sizi kutsuyoruz. Kardelik rgtnn her yesinden
destek ve yardm grmenizi salayacam.
Teekkr ederim, baylar, dedi Manfred alak sesle. imdi sizlere Adolf
Hitler'in Mein Kampf'daki kendi szlerini tekrarlamak istiyorum: 'Ulu Tanr
zaman geldiinde silahlarmz keskin etsin. Her zamanki gibi adil olsun.
zgrl hak edip etmediimize karar versin. Tanr savamz kutsasn.'
Amin! diye bardlar bir azdan. Ayaa frlayp OB selam aktlar,
yumruklarn gslerinde aprazladlar. Amin!
Yeil Jaguar, grnen bir yere, yolun tepeyi at yere, kenara park edil-
mi, duruyordu. Terkedilmi gibi bir hali vard. Sanki gnlerdir kendi bana
braklmt orada.
Blaine Malcomess, Bentley'ini onun arkasna park etti, tepenin doruuna
yrd. Buraya daha nce hi gelmemiti ama, Centaine ona kulbeyi de, yo-
lunu nasl bulacan da ok iyi tarif etmiti. Eilip aaya bakt. Olduka
dikti ama inilmeyecek gibi deildi. Smitswinkel Krfezi'ne zikzak izerek
inen patikay grebiliyordu. Dipte iki kaba kulbenin damlar grnmek-
teydi. Tam Centaine'in tarif ettii gibi.
Ceketini karp arabann n koltuuna att. Tepeden inmek terletici bir i
olacakt. Bentley'i kilitledi, patikay tutturdu. Buraya geli nedeni yalnzca
Centaine istedii iin deil, kendisinin de aa Courtney'e kar sevgi ve so-
rumluluk duymasndan, hatta ondan gurur duymasndand.
Gemite asa'nn, gnn birinde ya vey olu, ya da damad olacan
ummutu. Patikadan inerken bu konuda ii hznle doldu. Yo, hznden de
derindi duyduu. ki umudu da hl gereklememiti bugne kadar.
Centaine'le evlenememiti. Isabella'nn lmnden beri aradan yla ya-
kn zaman getii halde. Isabela'nn ld gece Centaine'in nasl katn,
sonra da nasl kendisinin ona ulama abalarn aylarca engellediini hatrlad.
O gece Isabella'nn lm yata banda korkun bir ey olmutu. Bartklar
zaman bile Centaine o konuda konumay reddetmi, lm yatandaki
kadnla aralarnda neler getii konusunda bir imada bile bulunmamt. Bla-
ine kendinden nefret ediyordu. Centaine'i Isabella'ya yle teslim ettii iin.
Aslnda karsna asla gvenmemeliydi. nk at yara hl iyilemi deildi.
Centaine'in o etkiden syrlp tekrar eskisi gibi sevgili ve koruyucu rolne
brnebilmesi iin bile Blaine'in hemen hemen bir yl sabr ve efkat gster-
mesi gerekmiti. Oysa eskiden ok holanrd Centaine o rol oynamaktan.
-406-
Ama hl evlilik konusuna asla yanamyordu. Blaine srar etmeye al-
t zaman sinirli ve gergin bir hale geliyordu. Sanki Isabella hl hayattaym
gibi, mezardan uzanp onlara kt etkilerini ulatrabiliyormu gibiydi.
Bla-ine'in hayatta en ok istedii ey, Centaine Courtney'in nikhl kars
olmas, Tanr'nn ve dnyann gznde bu ilikinin aklanmasyd. Ama
bunun olacandan iyice kuku duymaya balyordu.
Ltfen, Blaine, imdi isteme bunu. Yapamam... konuamam o konuyu.
Hayr, nedenini sana syleyemem. Bunca yldr bu durumumuzla ne kadar
mutlu olduk! O mutluluu bozma tehlikesini gze alamam.
Ben senden karm olman istiyorum. Sevgimizi onaylaman, perinlemeni
istiyorum, mahvetmeyi deil.
Ltfen, Blaine. imdi bunu brak. imdi olmaz.
Peki ne zaman, Centaine. Ne zaman olacan syle bana.
Bilmiyorum. Gerekten bilmiyorum sevgilim. Tek bildiim, seni ok
sevdiim.
Beri yandan bir de asa'yla Tara vard. Karanlkta birbirini bulmaya al-
an iki kaybolmu ruh gibiydiler. Birbirlerine ne kadar iddetle ihtiya duy-
duklarn biliyordu Blaine. Bunu daha iin balangcnda anlamt. El ele ver-
melerine ne kadar az kaldn da grmt. Ama nedense o son hayati birle-
meyi ikisi de baaramam, birbirlerinden uzaklap yaklam, ylece srk-
lenmilerdi. Bir neden yok gibiydi ortada. Belki yalnzca gurur ve dikbalhk.
Birlikte olmaynca da eksiliyorlard. kisi de doutan kendilerine ihsan edil-
mi o byk yeteneklerden sonuna kadar yararlanamyordu.
ki gzel, yetenekli gen insandlar. G ve enerji doluydular. Hepsini var
olmayan bir eyler uruna ziyan ediyor, gereklemeyecek hayaller peinde
kouyor, umutsuzluklara kaplp yklyorlard.
Buna izin veremem, dedi kendi kendine kararl bir sesle. Bu yzden ben-
den nefret etseler bile, buna bir son vermem gerek.
Patikann dibine vard, evresine baknd. Dinlenmeye ihtiyac yoktu. Ger-
i ini kolay olmamt, kendisi de ellisine yaklamt ama, yat olanlara g-
re, hatta on be ya gen olanlara gre ok daha zinde ve formdayd.
Krfeze kar drt kulbe vard. Yap malzemesi olarak genellikle dalga-
larn getirdii tahtalar kullanlmt. Birbirinden ayr, tek tek duruyorlard.
Dar kumsaln hemen zerindeki kayalarn tepesindeydiler. nn de bo ol-
duu belliydi. Pencerelerine tahtalar aklmt. Blaine'in arad, sradaki
so-nuncusuydu. Kumsalda oraya doru yola koyuldu.
- 407 -
Yaklanca pencerelerin ak, soluk perdelerin ekili olduunu grd. Ba-
lk alar kapya aslm, bir ift uzun krekle balk oltas duvara dayanmt.
Sandal kyya, slak kum izgisinin biraz yukarsna ekilmi, duruyordu.
Blaine basamaklar kt, balkonu geip kapya yrd. Kap akt. Ad-
mn tek odadan ieri att.
Kar duvardaki soba yaklmamt. zerinde duran tava kirliydi. inde
yemek artklar vard. Kirli tabaklar, bardaklar ortadaki masaya salm, kara
karncalar oraya ulamak iin masann ayaklarna tmanyorlard. Tahta
deme sprlmemi, kum doluydu. Pencerenin karsndaki duvara bir ran-
za dayanmt. st yatakta ilte yoktu. Alttakinde karmakark gri battaniye-
ler ve sert bir ilte gze arpyordu. Hepsinin zerine de aa Courtney uzan-
m yatmaktayd.
lene pek az kald halde hl uyuyordu. Baucunda, yerde, hemen he-
men boalm bir viski iesiyle kocaman bir viski kadehi durmaktayd.
a-sa'nn aaya sallanm kolunun uzanabilecei yerdeydiler. Gen adamn
zerinde yalnzca bir futbolcu ortu vard. Vcudu maun gibi yanm, tam plaj
ocuu olmutu. Kollarndaki tyler gneten sararm, ama gsndekiler si-
yah kalmt. Gnlerdir tra olmad belliydi. Salar da uzam, kirli yast-
n zerine yaylmt. Gne yan, sefahat hayatnn en kt izlerini bir de-
receye kadar rtyordu.
Sessizce uyumaktayd. Weltevreden'den bu salapur kulbeye kamasna
neden olan i frtnalar, yznden hi belli deildi. Hl ok yakkl bir er-
kekti. Bir tek nokta dnda. Sol gzn durumu bu yzden daha da dehete d-
ryordu insan. st gzkapa ukura kam, gz ucunda kemiin krld
yer de kmt. Kara kandaki iz prl prl beyaz ve kabarkt. Bo gz
iine doru ukurlam, gzkapaklar birbirinden ayrlm, uzun kara kirpik-
lerinin arasndan slak, krmz dokular grnyordu.
O iren grnme acmadan bakmaya imkn yoktu. Blaine'in kendini
elikletirip yapaca eye hazrlamas biraz zaman ald.
aa! Sesini sert karmaya alyordu. aa hafife inledi, bo gz-
nn kapa kprdad.
Uyan artk. Blaine yataa yryp onun omzunu sarst. Uyan. Konu-
mamz gerek.
Git buradan, diye mrldand aa. Daha tam uyanamamt. Git, beni
rahat brak.
Uyan, Allah kahretsin!
-408-
asa'nn salam gz ald, mahmur mahmur Blaine'e bakt. Sonra bak
netleti, ifadesi deiti.
Burada ne iin var? Ban teye evirdi, bo gzn saklad, bir yan-
dan battaniyelerin arasnda siyah, esnek gz bandn arad. Ba hl dnk
durumda onu yerine takt, eridini kafasndan geirdi, sonra dnp Blaine'e
bakt. Gz band ona korsan gibi bir hava veriyor, bir bakma yakklln
daha da vurguluyordu.
Gemiyi pompalama zaman, deyip kapnn dna kt.
O yokken Blaine taburelerden birinin tozunu ald, gtrp onu duvarn
nne koydu, oturdu, srtn duvara dayad, purolarndan bir tane karp yakt.
aa ieriye girerken ortunun fermuarn ekiyordu. Yatan kenarna
oturup kafasn iki eliyle tuttu. Azm le gibi, diye mrldand, ayaklarnn
arasndaki ieye uzand, viskinin kalann bardaa son damlasna kadar bo-
altt, bo ieyi sobann yanndaki p ynna doru frlatt.
Biraz ister misiniz? diye sordu. Blaine ban iki yana sallad. aa ona
bakyordu.
Yznzdeki bu ifadenin ancak iki anlam olabilir, dedi adama. Ya
burnunuza kt bir koku geldi ya da beni ayplyorsunuz.
Herhalde kaba konumak yeni becerilerinden biri. ki alkanln gibi.
ki konuda da seni kutlarm. Yeni kiiliine pek gzel uyuyorlar.
Allah cezan versin, Blaine Malcomess! diye meydan okudu aa. Bar-
da dikip bitirdi.
Mater yollad sizi, dedi.
Senin nerede olduunu o syledi ama, beni buraya o yollamad.
Ayn ey, dedi aa. Beni geri istiyor. Topraktan elmas karaym,
zm toplayaym, pamuk yetitireyim, para yapaym diye... Allah kahretsin...
hi anlamyor.
Senin sandndan daha iyi anlyor.
nsanlar savata, dedi aa. David de, teki arkadalarm da. Gklerde
onlar... ben ise burada, amurlar arasndaym. Bir sakat. Pislikler iinde emek-
liyorum.
amuru da, pislii de sen setin. Blaine kirli kulbeye yle bir bakt.
Alayan da yine sen oluyorsun.
Bir an nce gidin buradan, baym, dedi aa ona. Ben ileden kma-
dan.
Zevkle giderim inan ki! Blaine ayaa kalkt. Seni yanl tanmm. Sa-
na bir i teklif etmeye gelmitim. nemli bir sava ii. Ama bakyorum, sen
benim sandm adam deilmisin. Kapya yrd, orada duralad. Bir de
-409-
davet sunacaktm. Cuma gecesi verilecek bir parti iin. Tara o gece Hubert
Langley'le niann aklayacak. Houna gider sanmtm... ama bo ver.
Kararl admlaryla kapdan kt. Birka saniye sonra aa da kapya y-
rd, onun patikaya trmanna bakt. Blaine hi arkasna bakmad. Dorua
varp gzden kaybolduunda aa kendini terk edilmi ve yalnz hissetti.
Blaine Malcomess'in kendi hayatnda ne byk arl olduunu o zama-
na kadar hi anlayamamat. Onun bilgece tlerine, tecrbesine... gerek po-
lo sahasnda, gerek saha dnda ne kadar ihtiyac olduunu da anlayamamt.
Onun gibi olmay ne kadar istemitim, dedi yksek sesle. Oysa imdi
asla olamam. Eliyle gzndeki kara banda dokundu.
Neden ben? diye kaybedenlerin tipik l kurtuldu azndan. Neden
ben? En st basamaa oturdu, krfezin yeil sularna bakt.
Blaine'in szlerinin nemini yava yava kavrad. Kendisine teklif edilen
ii dnd. nemli bir sava ii. Sonra Tara ile Hubert Langley'i dnd.
Tara... onun ela gzleri, kzl kumral salar hayalinde canland, kendine ac-
ma duygular souk ve karanlk bir dalga gibi zerine kapand.
Yerinden kalkp kulbeye girdi, musluun zerindeki dolab at. Bir tek
ie Haig kalmt. tekilere ne oldu, diye sordu kendine. Fare mi var burada?
ienin kapan at, bir bardak arand. Hepsi kirliydi. Musluun iine y-
lmlard. ieyi dudaklarna dikti, duman gzlerini yakt. emeden indi-
rip ieye bakt. Midesi azna gelir gibi oldu, ii birden tiksintiyle doldu.
Hem fiziksel, hem duygusal tiksinti.
ieyi eip altn rengi svnn tamamn musluk deliine boaltt. ki bit-
tii, i iten getii zaman, iinde ona kar o korkun istei tekrar duydu, pi-
man oldu. Boaz kurumu, acyordu. ieyi tutan eli titremeye balad. V-
cudunun her kemiinden unutma istei szlyor, gz sancyordu. Acsn ge-
irmek iin gzn krptrmak zorunda kald.
ieyi kulbenin duvarna savurdu, darya, gne na kotu. Gz ban-
dn ve ortunu karp kendini yeil sulara att, hzla kravl yzmeye koyuldu.
Krfezin azna vardnda younluktan tkenmi, soluk soluayd. Yavala-
madan geri dnd, kyya yzd. Ayaklar dibe deer demez geri dnp tek-
rar ald. Byle saatlerce gidip geldi. Sonunda yle yoruldu ki, kolunu sudan
karacak hali kalmad. Son yz metreyi can acyarak, yan yan yzmek zo-
runda kald.
Kumsala kt, slak kumlara yzkoyun serildi, l gibi yatt. leden
sonra, ge saatte ayaa kalkacak enerjiyi kendinde buldu, topallayarak kul-
beye ilerledi.
-410-
Kapda durup kendi yaratt pislie ve derbederlie bakt. Sonra kapnn
arkasndan sapl sprgeyi kapt, ie giriti. Bitirdiinde akam yaklayordu.
Temizleyemedii tek ey, kirli yatak takm olmutu. Battaniyeleri dertop etti,
kendi kirli giysileriyle birlikte bir boha yapt. Onlar Weltevreden'de
y-katacakt. Yamur suyu deposundan aydanla taze su doldurdu, sobann
zerinde stt.
Dikkatle tra oldu, bulabildii en temiz pantolonla gmlei giydi, gz
bandn takt. Evi kilitleyip anahtarn saklad, sonra kirli bohasn alp pati-
kadan trmanmaya balad. Jaguar' toz kaplam, zerine deniz tuzu oturmutu.
Ak bitmiti. Yoku aa itip yle altrmak zorunda kald.
Weltevreden'e vardnda Centaine alma odasndayd. nndeki bir y-
n kd okuyordu. aa kapdan girerken yerinden frlad. Neredeyse ona
koacakt. Kendini zor tuttu.
Merhaba canm, ok iyi grnyorsun. Seni merak etmitim. O kadar
uzun srd ki... be hafta!
Gz band Centaine'i hl rktyordu. Onu ne zaman grse Isabella
Mal-comess'in son szleri nlyordu kulanda:
Gze gz, Centaine Courtney. Szme kulak ver... gze gz.
Kendini kontrol edebildiinde yryp asa'y kucaklad, yanan ona
psn diye uzatt.
Dndne sevindim, canm.
Blaine Malcomess bana bir i teklif etti. Bir sava ii. Kabul etmeyi d-
nyorum.
Eminim nemli bir eydir, diyerek ban sallad Centaine. Senin ad-
na mutlu oldum. Sen dnene kadar ben kaleyi kendim korurum.
Eminim, Mater, diyerek buruk buruk glmsedi aa. Zaten yirmi iki
yldr epey baarl biimde koruyorsun o kaleyi.
Marandizin sonu gelmez vagonlarn ifte lokomotif puflayarak kar-
yordu yokutan. Hex Nehri dalan, kan grltyle yanklanmaktayd.
Lokomotifler sonunda tepeye vard, yaylaya kt, hz kazand, yass alan-
da ileri atld.
Krk mil ilerde tren tekrar yavalad, Touws Nehri ana makasnn deposun-
da durdu.
Nbeti devralacak grevliler istasyon mdrnn odasnda bekliyordu.
Gelenleri selamladlar, trene bindiler. Bataki lokomotif zld, yan hatlar-
-411-
dan birine alnd. Artk ona gerek yoktu. Kuzeye, Witwateirsrand altn alanla-
rna kadar bin millik yol olduka engebesizdi. kinci lokomotif tekrar tepenin
aasna dnecek, bir sonraki yk treninin kmasna yardm edecekti.
Nbeti devredenler, ellerinde yemek kutular ve pardesleriyle ilerdeki ba-
rakalara yneldiler. Scak bir banyo yapp yemek yiyeceklerine memnundu-
lar. lerinden yalnz bir tanesi platfonnda oyalanyor, hareket edip giderek
hzlanan trene bakyordu.
Vagonlar sayd, daha nceki saysyla karlatrd... deiiklik yoktu. On
iki ve on numaral vagonlar kapal vagondu. Baknca tannmalar ve gne
n yanstmalar iin gm rengine boyanmlard. Yanlarnda krmz
tehlike iareti vard ve koca koca harflerle 'PATLAYICI MADDE' yazs oku-
nuyordu. Bu mallar Somerset West Patlayc ve Kimya Sanayii irketleri tara-
fndan yklenmiti. Anglo-Amerikan altn madenlerine gidiyordu.
Son vagon nnden geerken adam dnp istasyon mdrnn odasna
girdi. Mdr hl platformun br uundayd. Krmz yeil bayraklarla ii
yeni bitmiti. Adam duvardaki telefonu eline alp kulpunu evirdi.
Santral, dedi azla Afrikaner dilinde. Bana Matijesfontein on bir on
alty ver.
Telefon balanana kadar bekledi. Hazr, konuun. Ama adam konuma-
dan, santralin aradan ktn gsteren t sesini de bekledi.
Van Niekerk konuuyor, dedi sonra.
Ben Beyaz Kl. Geri bu cevab bekliyordu ama, yine de ensesindeki
salarn dikletiini hissetti.
Yirmi dakika rtar var. Buradan iki dakika nce kalkt. Vagonlar on
ikinci ve on nc.
Aferin.
Manfred De La Rey telefonu kapad, kol saatine bakt, iftlik evinin mut-
fanda kendisine kaygyla bakan iki kadna glmsedi.
Teekkr ederim, Mevrou, dedi yalca olanna. Yardmnz iin min-
nettarz. Bundan hibir ktlk doacak deil, sizi temin ederim.
Ktlk eski bir tan, Meneer. Kadn pek gururluydu. Doksan dokuz-
da iftliimi yakp kocam ldrdler.
Manfred motosikletini ambarn arkasna brakmt. Onu altrd, bir mil
kadar yrttkten sonra anayola kt, kuzeye sapt. Birka mil sonra demir-
yoluna paralel gitmeye balad. Kayalk bir tepenin dibinde raylarla yol birbi-
rinden uzaklayordu. Raylar yamaca trmanyor, sonra evreyi dnp yok
oluyorlard.
-412-
Manfred motosikleti durdurup yola bakt. Botu, ilerde de kimse yoktu.
Bir baka iftlik yoluna sapt, raylar izleyerek tepenin arka tarafna geti. Yi-
ne durdu, motosikleti dayad, evreyi kontrol etti.
Yal dulun evinden uzaklamt yeterince. Dikkatler oraya ekilmezdi ar-
tk. Tepe, raylarn bu ksmn anayoldan saklyordu. Ama yol yine de yeterince
yakn olduundan, ka kolay olacakt. Hangi yne isterse. Yoku lokomotifi
yrme hzna kadar yavalatacakt. Buradan geen baka yk trenlerini
seyretmilii vard.
Motosikleti yoldan saptrd, baka tekerlerin otlar yassltt yerden iler-
ledi. lk viraj aldnda, aalar arasnda park etmi kamyonlar grd. Drt
tane. Biri ton, ikisi drt ton, bir de on tonluk kocaman Bedford. Bunlarn
depolarn dolduracak kadar benzin bulmak kolay olmamt.
Kamyonlarn durduu, adamlarn yannda bekledii yer, demiryolundan
yz adm var yoktu. Adamlar imenlere uzanm, dinleniyorlard. Ama moto-
sikletin sesini duyar duymaz dorulup kalktlar, hevesle baktlar. Roelf
Stan-der balarndayd.
Dokuz buukta burada olacak, dedi Manfred ona. Vagonlar on iki ve
on . Hazrlann.
Adamlardan biri demiryolu iisiydi. Patlayc tayan vagonlarla lokomo-
tif arasndaki uzakl hemen hesaplad. Roelf'la Manfred, dier adamlar b-
rakp raylarn oraya ktlar, mesafeleri iaretlediler. Manfred treni yle bir
yerde durdurmak istiyordu ki, patlayc tayan vagonlar, bekleyen kamyon-
larla ayn hizaya gelmeliydi.
Uzakl ltler, Manfred raylarn altna arjlar yerletirdi. Sonra Ro-
elf'la ikisi geri dnp krmz uyar klarn koydular. Bunu yaparken yine
demiryolu iisinin mesafe hesaplarndan yararlandlar.
leri bittiinde ortalk kararmt. O zaman ikinci ie balayabildiler.
Adamlarn mevzilere yerletirdiler. Hepsi genti. Kuvvetli olduklar iin se-
ilmilerdi. Koyu renk giyinmi, hkmet silahlar toplad zaman teslim
edilmemi birka kaak tabanca ve tfekle silahlanmlard. Lee Enfieldler,
Mannlicher'ler... hep eski savatan kalma silahlar. Yalnz Roelf'la Manfrtd'in
modern Alman Luger'leri vard. U-bot'dan aldklar lastik ambalajlarn birin-
den kmt onlar.
Manfred kk grubun komutasn ele ald, Roelf iilerin banda bekledi.
lk duyan Manfred oldu. Gecenin sessizliinde, uzaktan bir titreim. Hep-
sini keskin slkla uyard. Ak kutusunu hazrlad, tellerini pirin vida ter-
minallerine balad. Yaklaan lokomotifin dev tek gz ortal aydnlatt.
-413-
Daha tepenin dibindeydi. Adamlar maskelerini dzeltip raylarn yanndaki ot-
luk hendee uzandlar.
Lokomotifin temposu yavalad, sesi toklat. Yamac trmanmaya bal-
yordu. Bekleyen ilk grubun nnden geti, ondan sonra ilk uyar klarn
grd.
Manfred frenlerin madeni sesini duydu, biraz rahatlad. Makinist, refleks-
leriyle hareket ediyordu. Hatlar uurmaya gerek kalmayacakt. kinci iaret
yandnda lokomotif durmak zereydi.
O daha hareket halindeyken Manfred basamaa srad. Luger'i makinist-
le ateinin akn suratlarna dorulttu.
Sustur u motoru! Far sndr! diye bard maskesinin ardndan. Son-
ra da inin buradan.
Frenler kilitlenmiti. Adamlar iki ellerini havaya kaldrdlar. stleri he-
men arand, ikisi de baland. Manfred tren boyunca geriye doru kotu. Pat-
layc vagonlarna vardnda Roelf'un adamlar kaplar zorla am, sandklar
iindeki patlayclar bekleyen kamyonlara tamaya balamlard bile.
Manfred, En arka vagondaki nbeti ne olacak? diye sordu.
Onu baladk, dedi Roelf. Manfred tekrar lokomotife kotu. ndeki
raylara balad arjlar skt. Atelemek zorunda kalmad iin pek mem-
nundu. Geri dndnde birinci kamyon ykn almt.
Onu gtrn, diye baryordu Roelf. Adamlardan biri src yerine tr-
mand, motoru altrp yola kt.
kinci kamyon manevra yapp arkasn vagonlara evirdi, onu yklemeye
baladlar.
Manfred saatine bakt. On iki dakika, diye mrldand. Programdan n- . de
gidiyorlard. Ykleme yaplrken makinist, atei ve muhafz, elleri ve
ayaklar bal olak son vagona kapatlmlard.
Roelf, Hepsi doldu! diye bard. Daha fazla ykleyenleyiz.
Manfred, Krk sekiz dakika, dedi ona. Aferin. Tamam, hepiniz yola!
Ya sen?
Gidin! diye emretti Manfred. Ben kendimi kollarm.
Bedford'un da uzaklamasn bekledi. Stop lambalar grnmez oldu, se-
si kesildi. Yalnzd. Eer Roelf'la tekiler, imdi ne yapacan bilseler, belki
itiraz eder, engellemeye alrlard.
Manfred patlayc vagonuna trmand. ersi hl tahta sandklarla yar ya-
rya doluydu. Ancak bir ksmn alabilmilerdi. teki vagona ise hi dokun-
mamlard. Trende hl yirmi be ton kadar patlayc vard.
-414-
Saatli bombay on be dakikaya ayarlad, iki vagonun arasna yerletirdi.
leri itip gzkmemesini salad. Yere atlad, lokomotife kotu. Son vagonda
kilitli adamn hibiri Ossewa Brandhvag yesi deildi. Sa kalrlarsa po-
lise tehlikeli bilgiler verebilirlerdi. Onlara acdn hissetti. Sava ehidiydi
onlar.
Lokomotife trmand, frenleri at, motoru altrd. Tekerler dnd, hz
ald, tren yola koyuldu, yamaca trmanmaya devam elti.
Manfred hz biraz azaltt, otomatie takp kilitledi. Yere atlad, vagonla-
rn birer birer nnden geiine bakt. Son vagon da geince aalarn oraya
dnd, motosikletine bindi.
Sabrszlkla bekliyor, durmadan saatine bakyordu.
Patlama sonunda geldi. Turuncu bir alevdi. Bir sre sonra ok dalgasn
suratnda hissetti.
Pedal itti, motosikleti gneye doru srd, gecenin karanlnda ilerledi.
yi bir balang, diye dnd. Ama daha yaplacak o kadar ok i vard ki!
aa broya girerken Blaine ban kaldrp bakt. Gen adam hava kuvvet-
leri niformas giymi, madalyalarn takm, kapda kararszlk geiriyordu.
Gnaydn, aa, diyerek ban sallad Blaine. Saat on. Sana bir viski
ikram edebilir miyim?
asa'nm yz burutu. Geen gnk davranmdan tr zr dilemeye
geldim efendim. Balanacak ey deildi.
Otur. Blaine kitap rafnn karsndaki deri koltuu gsteriyordu. He-
pimiz hayatmzn u ya da bu devresinde budalalar gibi davranrz. Mesele
yle yaptnn farkna varmak. zrn kabul edildi.
aa oturup bacaklarn st ste att, sonra indirdi. Bir iten sz etmiti-
niz, efendim.
Blaine ban sallayp ayaa kalkt. Pencereye yrd, bir sre baheye
bakt. Yal bir kadn, elindeki kesekidndan gvercinlere yem atyordu.
Son kararn verirken o kadn seyretti. Acaba Centaine Courtney ve olu iin
duyduu kayglar, ii, grevi iin gerekli saduyusunu mu kreltiyordu? D-
nd grev devlet iin nemliydi. aa bu i iin fazla gen ve tecrbesiz
miydi? Ama ka kere dnmt bunlar daha nce! Tekrar yzn odaya
evirdi.
Eline iaretsiz bir dosya ald. Bu ok gizli, deyip elinde tartar gibi yapt.
ok duyarl ve gizli bir rapor. asa'ya uzatt. Bu odadan kmayacak.
-415-
Burada oku. Benim Mareal Smuts'la bir toplantm var. Ceketinin kolunu s-
yrp saatine bakt. Bir saate kadar dnerim. O zaman yine konuuruz.
Bir saatten daha ge geldi. Dndnde aa hl okuyordu. Kucanda
dosya akken ban kaldrp Blaine'e bakt. Yzndeki ifade kaygl ve cid-
diydi.
Ne diyorsun? dedi Blaine.
OB'yi tabii duymutum, diye karlk verdi aa. Ama bu tr bir ey
olduunu bilmiyordum. Bir gizli ordu bu, efendim. Tam iimizde. Eer bize
kar seferber edilirse... Ban iki yana sallad, kelime arad. Bir ihtilal, bir
i sava... hem de savaabilecek erkeklerimizin ou kuzeydeyken.
Harekete getiler, dedi Blaine yavaa. imdiye kadar tipik Afrika
usul savsaklyorlard. ene alyor, bekliyorlard. Ama son zamanlarda bir
ey oldu, onlara yeni bir ama kazandrd... Blaine sustu, bir an dnd,
sonra devam etti. Sylemeye gerek yok, aa, burada konutuklarmz ara-
mzda kalacak. Aile iindeki en yaknmz bile bilmeyecek.
Elbette, efendim. aa daha da kayglanmt.
ki hafta nce Touws Nehri hattndaki dinamit ykl trenin patlamasn
okumutun, deil mi?
Evet, efendim. Korkun bir kaza. Makinistler, iiler de kaybedildi.
Yeni kantlar bulduk. Kaza olduuna inanmyoruz. Demiryolu grevlile-
rinin hepsi muhafz vagonundaymlar. En azndan bir tanesinin elinin aya-
nn bal olduuna ilikin belirtiler var. Kanmzca o trenden byk miktarda
patlayc alnd, sonra geri kalan zellikle patlatld. Hrszl rtbas etmek
iin.
aa hafif bir slk ttrd.
Bence bu yalnzca balang. Sanyorum yeni bir dneme giriyoruz.
Bundan byle bu tr olaylar artacak ve hzlanacak. Dediim gibi, bu dnemi
balatan bir ey oldu. Onun ne olduunu renip ortadan kaldrmamz gerek.
Ben nasl yardmc olabilirim, efendim?
Bu i byk. Ulusal apta. Her eyaletin polisiyle ve askeri istihbaratyla
iliki halinde olmam gerek. Tm operasyon dikkatle koordine edilmeli. Bana
bir yardmc, bir irtibat grevlisi gerek. Sana o ii teklif ediyorum.
Onur duyarm, efendim... ama beni neden setiinizi anlayamyorum.
Herhalde dzinelerce insan benden daha bilgili ve tec...
Birbirimizi iyi tanrz, aa, diye onun szn kesti Blaine. Yllarca
birlikte altk. kimiz iyi bir ekibiz. Sana gveniyorum. Hem kafan, hem ce-
-416-
saretin var. Bana bir polis gerekli deil. Benim dncelerimi anlayan, emir-
lerimi harfi harfine yerine getiren birini istiyorum. Blaine birden srtt.
Hem zaten... senin de bir ie ihtiyacn var. Haksz mym?
Haklsnz efendim. Teekkr ederim.
u anda nekahat iznindesin ama seni hava kuvvetlerinden ileri Bakan-
l emrine hemen aldracam. Yine eski rtbeni koruyacak, eski maan ala-
caksn. Ama bundan byle dorudan bana bal olarak alacaksn.
Anlyorum, efendim.
aa, gzn kaybettiinden bu yana hi utun mu? Bu konuya ilk defa
dorudan, kanmadan giriyordu. Hi kimse, hatta Mater bile yapmamt
bunu. asa'nn Blaine'e olan saygs daha da artt.
Hayr efendim, dedi.
Yazk. lkenin bir yanndan bir yanma hzl gitmen gerekebilir. a-
sa'nn yzne bakt, enesinin kararl bir ifadeyle kasldn grd.
Yalnzca uzaklklar saptama sorunu var, diye mrldand aa. Pratik
ii. Blaine kendini daha da mutlu hissetti.
Polo topuna vurmaya alarak altr kendini, diye neride bulundu.
e yarar. Bu soruturmayla grevli polis mdrnn ad, Komiser Louis
Nel. Burada, Cape Town Merkez Karakolu'nda. Seni tantrrm. Yaman
adamdr. Holanacaksn.
Bir saat daha konuup planlar yaptlar, sonra Blaine onu yolcu etti. Bu
kadar ie balamana yeter. Yarn sabah sekiz buukta buraya, bana gel. a-
a kapya vardnda arkasndan seslendi.
Ha, aa. Cuma gecesi. Davetiyen hl var. Saat sekizde. Siyah kravat.
Ltfen ayarla da gel, e mi?
Sarah Stander karanlkta, pirin karyolada tek bana yatyordu. Byk
ocuklar bitiik odada uyumu, bebek de annesinin yanndaki beikte, uyku-
sunda sesler karyordu.
Kasabann saati drd vurdu. Gece yansndan bu yana, her saat ba vu-
rular dinliyordu Sarah. Bitiik odaya geip ocuklarn stn rtmek gerek,
diye dnd. Kk Petrus hep battaniyelerini tekmelerdi. Ama tam o sra-
da mutfak kapsnn yavaa aldn iitti, vcudu kazk kesildi, soluunu
tutup dinledi.
Roelf 'un banyoda soyunmaya baladn, izmelerini yere attn duydu.
Az sonra yatak odasnn kaps gcrdad, yatak Roelf'un arlyla eildi. Sa-
- 417 -
Hkmedenler / F:27
rah uyuyor gibi yapt. Roelf ilk defa bu kadar ge kalyordu. Manfred dnd-
nden bu yana ok deimiti.
Sarah karanlkta uyank yatp dnd. O felaketler getiren biri. Hepimizi
mahvedecek. Senden nefret ediyorum. Manfred De La Rey.
Yan banda Roelf'un da uyumadn biliyordu. Gergin ve tedirgindi Roelf.
Saatler yava yava geti, Sarah kendini hareketsiz yatmaya zorlad. O srada
bebek alad, Sarah onu yataa alp memesini verdi. Sarah'nm st her
zaman bol ve besleyici olmutu. Bebek emdi, geirdi, tekrar uykuya dald. Sa-
rah onu beiine koydu, kendi yatana yatt anda Roelf ona uzand. kisi de
konumadlar. Sarah onu kabul etmek iin kendini elikletirdi. Nefret ediyor-
du bundan. Manfred'le o unutulmayan anlar gibi olmuyordu asla. Ama bu ge-
ce Roelf farklyd. Acele etti, abuk bitirdi, hemen devrilip uyudu. Sarah ses-
siz yatp onun horlamasn dinledi.
Kahvaltda ona alak sesle, Dn gece neredeydin? diye sordu.
Roelf bir anda fkelendi. Dilini tut, kadn, diye bard ona. Sen benim
bekim deilsin.
Tehlikeli bir samala bulatn. Sarah onun fkesine aldrmamt.
ocuun var, Roelf. Budalalk etmeye hakkn yok...
Yeter, kadn! diye bard Roelf. Bu i erkek ii. Sen karma.
Sonra tek kelime sylemeden kp niversiteye gitti. Hukuk Faklte-
si'nde retim grevlisiydi. Sarah onun on yla kadar krs sahibi olacan
biliyordu. Yeter ki o zamana kadar ba derde girmesin.
Evi temizleyip yataklar topladktan sonra ocuklar byk bebek arabas-
na bindirdi, kasabann merkezine doru gtrd. niversiteden birinin kar-
syla konumak iin bir ara durdu, bir de ocuklara eker almak iin durdu.
ekerin parasn verirken, dkkndaki gazetelerin manetini grd.
Bir de gazete alaym, dedi. Kar kaldrma geip park kanepesine oturdu,
patlayc tayan trenin urad kazayla ilgili yazy sonuna kadar okudu, sonra
gazeteyi dikkatle katlayp dnceye dald.
Roelf dn le yemeinden hemen sonra kmt. Patlama biraz uzaktayd
ama, gece on buuktan biraz nce olmutu. Sarah uzaklklar, zamanlar he-
saplad, karnna buz gibi bir sanc girdi. ocuklar tekrar arabaya koydu, ite
ite postaneye geldi. Bebek arabasn telefon kulbesinin yanna, hemen gre-
bilecei bir yere brakt.
Santral, ltfen bana Cape Town Polis Merkezi'ni verin.
Kapatmayn.
-418-
Birden yapmakta olduu eyin anlam kafasnda ekillendi. Manfred De
La Rey'i polise ihbar ederken kendi kocasna nasl zarar vermeyebilirdi? Ama
beri yandan, Roelf un sonu felaketle noktalanacak bu korkun ileri yapma-
sna engel olmak gerektiini de biliyordu. Hem kocasna, hem bebeklerine
kar greviydi bu onun.
Buras Cape Town Polis Merkezi. Size yardmc olabilir miyim? Evet,
diye kekeledi Sarah. Sonra birden, Yo, zr dilerim. nemi yok. Mhim
deil, deyip telefonu kapatt. Kulbeden frlad, bebek arabasn kararl
biimde eve doru itmeye balad. Mutfak masasnn bana oturup sessizce
alad. akn, yalnz ve gvensizdi. Bir sre sonra nlyle gzlerini sildi,
kendine bir fincan kahve yapt.
aa Jaguar' Blaine Malcomess'in evinin kar tarafna park etti ama he-
men inmedi. Oturdu, yapmay tasarlad eyi dnd.
Herhalde yine kendimi budala durumuna dreceim, dedi, dikiz aynasn
ayarlayp kendine bakt. Tara karp sandan bir geirdi, gz bandn
dikkatle dzeltti. Ancak ondan sonra arabadan indi.
Newland Caddesi'nde arabalar tampon tampona park etmiti. Byk bir
parti veriliyordu. ki, yz konuk vard. Ama zaten Blaine Malcomess de
byk adamd. Onun kznn nian, herhalde nemli bir olay saylrd.
aa karya geti. n kaplar ardna kadar akt ama yine de eve girmek
kolay deildi. Hol bile kalabalkt. Parti neesini bulmutu. Siyahlardan kuru-
lu bir orkestra, mzik alyor, ierde dans edenler grnyordu. Kendine yol
ap bara doru ilerledi. Blaine Malcomess bile viski ikram edemiyordu ko-
nuklarna. Artk viski hi bulunmuyordu. Bugnlerde Cape brendisi imek va-
tanseverlik saylyordu. Ama aa kendine gazoz ald.
ki gnlerim geldi ve geti, diye dnd buruk buruk. Elinde bardayla
odalar dolamaya koyuldu. Eski dostlarla el skyor, tandk kadnlarn
yanan pyordu. Nice kere onlar daha amal olarak da pml vard.
Seni tekrar aramzda grmek ne gzel, aa. Gz bandna dikkat etme-
mi gibi yapmaya alyorlard. Birka saniye sonra aa da oradan uzakla-
yor, her yerde Tara'y aryordu.
Onu yemek salonunda, siyah efgarson ve hizmetkrlarla buldu. Ak b-
fenin son hazrlklarn gzden geiriyordu.
-419-
Ban kaldrp asa'y grd ve dondu. ncecik, gl pembesi bir tuvalet
giymiti. Salar omuzlarna dkkt. aa onun gzlerinin nasl sedef gibi
parlayabildiini unutmu olduunu fark etti.
Tara hizmetilere gitmelerini emreden bir iaret yapt, aa yavaa ona
yrd.
Merhaba, Tara, ben dndm.
Evet, duymutum. Be hafta nce dnmsn. Sanmtm ki... Sustu,
onun yzn inceledi. Madalya aldn duydum. Eliyle gsndeki niana?
dokundu. Yaralandn da.
asa'nn yzn itenlikle inceliyor, sol gzne bakmaktan
kanmyor-du. Sonra glmsedi. Sana ok cretli bir hava vermi.
Kendimi cretli hissetmemi salayamyor.
Onu hissettim, dedi. Deimisin.
yle mi buldun?
Evet, eskiden byle... Ban iki yana sallad. Arad kelimeyi bulam-
yordu. imdi o kadar kstah, o kadar kibirli deilsin.
Seninle konumak istiyorum. Ciddi olarak.
Pekl, dedi Tara. Neymi?
Burada olmaz. Bunca insann arasnda olmaz.
Yarn?
Yarn ok ge olur. imdi gel benimle.
aa, deli misin? Bu benim partim... nian partim.
Jaguar' servis kapsna getiririm, dedi aa. stne bir ey al. Dars
serin.
Jaguar' duvarn dibine ekti. Eskiden o bitmek bilmeyen vedalan burada
ederlerdi. Farlar sndrd. Tarann gelmeyeceini biliyordu. Ama yine de
bekledi.
Sonunda gerekten ard. Rahatlayarak kapy at, Tara yolcu koltuu-
na bindi. Pantolon ve dik yaka kazak giymiti. Partiye dnmeye niyeti yoktu.
Sr, dedi. Uzakla buradan.
Bir sre sessizce yol aldlar. Sokak klar arabann iini ne zaman
aydn-latsa, aa ona bakyordu. Tara'nnsa gzleri kardayd. Hafif hafif
glms-yordu. Sonunda konutu.
Daha nce hibir eye, hi kimseye ihtiya duymazdn. Dayanamadn
yann oydu.
aa cevap vermedi.
-420-
Sanyorum imdi bana ihtiyacn var. Seni grdm anda hissettim. So-
nunda bana gerekten ihtiya duyuyorsun.
aa yine sesini karmad. Szlere gerek yoktu. Uzanp onun elini tuttu.
Artk sana hazrm, aa, dedi Tara. Yalnz olabileceimiz bir yere g-
tr beni. Gerekten yalnz olabileceimiz bir yere.
Yollar aydnlatacak kadar ay vard. Tara ona sokulup sarld, heye-
canla gldler. aa yamacn ortasnda arabay durdurup onu pt.
Kk kke girdiler. aa parafin lambasn yakt. Weltevreden hizmet-
krlarnn emirlerini yerine getirmi olduklarn grnce rahatlad. Yatakta te-
miz araflar vard. Yerler cilalanmt.
Tara orta yerde durdu. Ellerini nnde korunur gibi kenetlemiti. Gzleri
iri iri ak, lambann nda aydnlkt. aa onu kollarna alnca titremeye
balad.
aa, ltfen yumuak davran, dedi. ok korkuyorum.
aa sabrlyd. ok dnceliydi. Ama Tara'nn elinde, onun tecrbesini
ve ustaln anlayabilecek bir l yoktu. Yalnzca kendi duygularn sezebil-
diini gryordu. Vcudunun gsterecei tepkileri nceden biliyor gibiydi.
Tara plaklndan utanmyordu. Tm dier korkular da abucak eridi. So-
nunda kendini ondan hzl gider buldu. Gzlerini ap fsldad. Hi sanmaz-
dm... aklma gelmezdi byle olaca. Ah, aa, bana dndne yle sevini-
yorum ki!
Standard Bankas'nn Fordburg ubesi, Central Rand kompleksinin tm
altn madenlerine hizmet verirdi. Her hafta on binlerce sterlin tutarnda maa
bu ubeden ekilirdi. Bamuhasebeci de OB yesiydi.
Ad William De Kok'du. Ufak tefek, fare gibi bir adamd. Miyop gzleri-
ne kaim caml gzlk takard. Ama bu grn aldatcyd. Manfred De La
Rey onunla tantktan birka dakika sonra, adamn ok zeki olduunu, kar-
deliin amalarna bal olduunu, o kk vcudundan beklenmeyecek ka-
dar da cesaret sahibi olduunu anlamt.
Para perembe leden sonra, bele alt arasnda gelir. Zrhl araba ve
motosikletli polislerle. O sra yaplamaz. yle olursa silah art olur.
Anlyorum, dedi Manfred. Devam etmeden nce ltfen ka para nakle-
dildiini de syler misiniz?
-421 -
Elli binle yetmi bin arasnda. Yalnz ayn son perembesi farkl olur. O ,
zaman aylkla alan iilerin paras da gelir. Miktar yz bine yakn olur. Bu-|
na ek olarak, bizim normal paramz da vardr. Yirmi be bin kadar.
Crow Deep altn madenlerinden bir grevlinin evinde toplanmlard. Ma-
halli operasyon iin gerekli stormjagter'leri bulup tutan adam da oydu. ri-yar,
krmz suratl biriydi. Ad Laurens'di. ki seven birine benziyordu. Manfred
ondan pek de memnun saylmazd ama, u ana kadar adam kayg uyandracak,
gveni sarsacak bir hareket de yapmamt. Ne var ki, bask altnda kald
zaman gvenilemezdi bu adama.
Teekkr ederim, Meneer De Kok. Ltfen devam edin.
Banka Mdr Bay Cartwright arka kapy aar, para ieriye getirilir. Ta-
bii gnn o saatinde banka artk kapanmtr ve baka ilem yaplmamaktadr
Bay Cartwright'la ben, yanmza iki kdemli veznedar alp paralar sayarz,
bir makbuz veririz. Sonra para kasaya kaldrlp, gece boyunca orada kilitli
kalr. Bir anahtarla ifrenin yars bendedir. br anahtarla ifrenin br yar
s da Bay Cartwright'tadr.
En uygun zaman, polisler gittikten sonra, ama kasa kilitlenmeden nce,
dedi Manfred.
Olabilir, diyerek ban sallad De Kok. Ama o sra ortalk henz
aydn-lktr. Sokaklar kalabalk olur. Bay Cartwright kolay adam deildir... bir
sr terslik olabilir. Komuta bende olsayd ii nasl ayarlardm, anlatabilir
miyim?
Teekkr ederiz, Meneer De Kok. Yardmnz houmuza gider.
Bay Cartv/right, Mason Dernei'nin toplantsndan gece on ikiye on kala
kt. Locann stadyd. Salondan ktnda, smokinin zerinde hl cppesi
de vard. Morris arabasn her zaman binann arka kapsna park ederdi ama, bu
gece src yerine binip kontak anahtarn yerine sokmaya alrken ensesine
bir ey dedi, buz gibi bir ses, Bu bir tabanca, Bay Cartwright, dedi. Sy-
lenenleri aynen yapmazsanz ensenize kurunu yersiniz. Bankaya, ltfen.
Peter Cartvvright lm korkusu iinde, arkadaki iki maskeli adamn emir-
lerini dinledi, arabay bankann arka kapsna park etti. Son birka aydr ban-
ka soygunlar ok artmt. Yalnz Witwatersrand yresinde drt tane. stelik
birinde, bekiyi de vurmulard. Cartwright durumunun zorluunu, arkadaki
adamlarn tehlikeli olduunu biliyor, bundan hi kuku duymuyordu.
Arabadan iner inmez adamlar iki yanna geip kollarna sarldlar, onu
bankann arka kapsna yrttler. Bir tanesi tabancasnn namlusuyla tk tk
-422-
vurdu. Bay Cartwright kapnn hemen aldn grerek ard. Soyguncula-
rn ieriye nasl girdiini de girince anlad. Bamuhasebeci William De Kok
oradayd. Daha nce getirilmiti. zerinde pijamalar ve ropdambryla.
Salar dank, yz bitkindi. Korkudan teni kl rengi olmutu. Yatandan
srklenerek getirildii belliydi.
zgnm, Bay Cartvvright, diye kekeledi. Beni zorladlar.
Kendini topla, be adam, diye tersledi onu Cartvvright. Onu sertletiren
korkusuydu. Sonra iki kadn grnce yz ifadesi deiti. 'De Kok'un tombul
karsyla kendi sevgili kars Mary... salar bigudili, gecelikleri ve sabahlk-
lar iinde oradaydlar.
Peter! diye bard kars. Ah, Peter, bir ey yapmasnlar, engel ol.
Sus, Mary. Seni yle grmesinler.
Cartvvright yabanc adamlara bakt. Alt kiiydiler. Kendisini getirenler de
buna dahildi. Ama Cartvvright'in tecrbeli gzleri ilerinden hangisinin lider
olduunu hemen kestirdi. Uzun boylu, yapl biriydi. Kuma maskesinin altn-
dan siyah, kvrck sakal kyordu. Maskenin deliklerinden garip denecek
kadar ak renk bir ift gz parlamaktayd. Et yiyen o iri, vahi kedilerin gz-
leri gibi. O sar gzlere bakarken adamn korkusu gerek bir panie dnt.
Bu gzlerde hi acma olmadn sezmiti.
An kasay, dedi adam. ngilizcesi aksanlyd.
Bay Cartvvright, Anahtarm yok, diye karlk verdi. Sar gzl adam
hemen Mary Cartvvright' yakalad, bileinden ekerek yere diz ktrd.
Cesaret edemezsin, diye patlad Cartvvright. Adam aldrmadan silahnn
namlusunu Mary'nin akana dayad.
Karm bebek bekliyor, dedi Cartwright.
O halde onu tatszlklardan korumak istersin.
A onlara kasay, Peter. Brak alsnlar. Bizim paramz deil ki! diye ba-
rd Mary. Bankann paras. Ver onlara. Birden kadnn bbrekleri boald,
eteklerinde slak lekeler belirdi.
Cartwright kasann kapsna yrd, ucunda anahtar sallanan zinciri yelek
cebinden ekti. inde fke ve kk dme duygular birbirine karyordu.
Anahtar evirdi ve geri ekildi, De Kok ayn eyi yapmak zere ilerledi. Ka-
sa kapa alp herkesin dikkati oraya ekildiinde Cartvvright kendi masas-
na doru bakt. Tabancasn sa st ekmecede saklard. Tabanca .455'lik
"Webley'di. Namluda hep bir kurun bulunurdu. O anda karsna yaplan dav-
rantan tr duyduu fke, korkusunu bastrmaktayd.
-423-
Aln paray! diye emretti kedi gzl lider, adamlarna. tanesi ellerin-
de bir uvalla kasaya yrdler.
Karm, dedi Cartwright. Onu grmeliyim. Karsn kaldrp masann;!
bandaki koltua oturturken kimse ona bakmad. Cartwright, Mary'yi efkatle
oturttuktan sonra ekmeceyi yavaa ekti.
Tabancay alp mason cppesinin cebine att.
Sonra geriledi, karsn koltukta brakt. De Kok'un yanna gittiinde
iki-elini teslim olur gibi omuz hizasna kaldrmt. Kadnlar ate hatt
zerinde deildi. Ama o yine de soyguncunun kasann kapa ardndan
kmasn' bekledi. Her birinin elinde torbalar vard. Tm dikkatler o
torbalarn zerini deyken Cartwright elini deri cppesinin cebine att, tabancay
kard. lk kur- -un mavi dumanlarla birlikte frlad. Luger kurunlan
vcuduna girerken o; hl ate ediyordu. Arkasndaki duvara yapmt.
Webley'in kurunlar bitin-ceye kadar atei kesmedi. Ama son kurun beton
yere, kendi iki ayann arasna saplanmt. Duvardan devrilirken lmt
Cartwright. Kendi kanndan oluan gln ortasna dt.
RAND BANKASI'NDA SLAHLAR PATLADI
K L
OB'DEN KUKULANILIYOR
OB harfleri Sarah Stander'n dikkatini ekti. Gazeteciye yryp ocuk-
lar iin yine eker ald. Her zaman alrd. Sonra, yeni aklna gelmi gibi, ga-
zeteden de bir tane ald.
Parka geip oturdu, ocuklar oynarken yazy batan sona okudu. Bir eliy-
le arabada uyuyan bebei sallyordu.
Fordsburg'daki bir bankann mdr olan Bay Peter Cartvvright dn
gece bankada yaplan soygun srasnda vurularak ldrlmtr. Soy-
gunculardan biri de isabet alarak lm, bir ikincisi ar yaralanarak po-
lis tarafndan gzaltna alnmtr.
lk tahminlere gre, geri kalan drt soyguncu, bankadan 100.000
sterlin dolaynda para alarak kam bulunmaktadrlar.
Bir polis szcs bu sabah yapt aklamada, yaralnn sorgulan-
mas srasnda Ossewa Bramvag yelerinin soygunla kesin ilgisi oldu-
unun anlaldn belirtmitir.
_ 424 -
iileri Bakan Yarbay Blaine Malcomess, Cape Town Parlamento
Binas'ndaki brosundan yapt aklamada, OB'nin bozguncu faali-
yetleriyle ilgili bir soruturma alm olduunu sylemi, bilgi verebi-
lecek vatandalarn aadaki telefon numaralaryla iliki kurmalarn is-
temitir: Johannesburg 78114 ve Cape Town 42444. Bakan yaplan ih-
barlarn ve verilen bilgilerin gizli tutulaca konusunda gvence ver-
mektedir.
Sarah orada yaklak yarm saat kadar oturdu, bir karar vermeye alt.
Ailesine olan balhyla halkna olan vatanseverlik sorumluluu arasnda
sanki ikiye blnyordu. Akl karmakarkt. Trenleri havaya uurmak, ban-
kalar soyarak masum insanlar zgrlk ve adalet bahanesiyle ldrmek doru
bir ey miydi? Kendisi kocasn ve bebeklerini kurtarmaya alrsa, hain mi
olacakt? Manfred De La Rey bu ie devam ederse kesinlikle lecek olan
teki masumlar da dnmek gerekmez miydi? lke bir i savaa bularsa
ekecekleri aclar, doacak kargaay gznn nne getirebiliyordu. Gaze-
teye tekrar bakt, telefon numarasn ezberledi.
Ayaa kalkt, ocuklar ard, bebek arabasn itip yola kard. Kar
kaldrma getiinde bir kere daha postaneye yneldi. Postanenin mdr oda-
snn penceresinden Bay Oberholster'in kendisine bakmakta olduunu grd.
Onun da onlardan olduunu biliyordu. Bir keresinde Roelf 'u almak zere eve
OB niformasyla geldiini grmt.
Birden iini tekrar bir sululuk duygusu kaplad. Telefonlarn hepsi posta-
ne santralinden geiyordu. Oberholster onun ne konutuunu rahatlkla dinle-
yebilirdi. Ya da santral grevlisi, Sarah'nn sesini tanyabilirdi. Yoluna devam
etti, bebek arabasn kasabn dkknna doru itti. Niyeti zaten kasaba
git-mekmi gibi davranyordu. Bir kilo pirzola ald. Roelf'un en sevdii
eydi pirzola. Sonra hzla eve dnd. Sokaklardan kurtulmaya, yalnz kalp
dnmeye iddetle ihtiyac vard.
Mutfaa girdiinde, Roelf'un alma odas olarak kulland odadan er-
kek sesleri duydu. Bugn niversiteden erken dnm olmalyd Roelf. Sarah,
nabz hzlanarak Manfred'in sesini tand. Bu sesin hl kendisini byle etki-
lemesinden hem sululuk duydu, hem de kendini sadakatsiz hissetti. Manfred
hemen hemen haftadr uramamt bu eve. Onu zlediini fark etti. Her
gn dnyordu onu. Dnrken de duygulan ac bir nefretle fiziksel heye-
can arasnda gidip gidip geliyordu.
-425-
Roelf la ocuklara yemek hazrlamaya balad. Ama erkeklerin sesi rahat-
a duyuluyordu. Sarah ara sra durup onlar dinlemekteydi. Bir keresinde Ma-
nie'nin, Ben Jo'burg'dayken... dediini duydu. Demek ki Johannesburg'a,
gitmiti. Banka soygunu nceki geceydi. Ya karayolundan ya da posta treniy
le dnm olabilirdi. ldrlen iki kiiyi dnd. Gazetede banka mdr-
nn karsnn hamile olduunu, iki de kk ocuklan olduunu okumutu.
Kadnn u anda ne gibi duygular iinde olduunu merak etti. Kocas yoktu
artk. bebee kendi bana bakmak zorunda kalacakt.
Dikkati tekrar ierde konuulanlara yneldi, durup dinledi. Duyduu ey
iini kayglarla, doldurdu.
Ne zaman bitecek bunlar, diye dnd. Ah, keke bitse. Keke Manie d-
np gitse, bizi rahat braksa... Ama bunu dnmek de iini byk bir umut-
suzlukla dolduruyordu.

aa, Rapide'iyle Witwatersrand'dan tek bana uarak geldi, karanlk:
bastktan sonra Youngsfield'e ini yapt. Havaalanndan doruca Blain'in
Nevvland Caddesi'ndeki evine gitti.
Kapy ona Tara at. Gelenin o olduunu grnce yz aydnlanverdi.
Ah, sevgilim, seni ok zledim! Sarlp heyecanla prlerken Blaine'in
sesi ayrlmalarna neden oldu.
Bana bak, aa, nemli bir eyi yarda kesmek istemem ama, bir ara fr-
sat bulursan raporunu dinlemek istiyorum.
- Tara kpkrmz kesilmiti. Baba, sen bizi gzetliyorsun!
Grnen eye baklr, yavrum, gzetlemek gerekli deil. Haydi gel, a-
sa. ne dp onu kendi alma odasna gtrd, koltuu gsterdi.
ki?
Bir gazoz, efendim.
Aman Tanrm, ne d! Blaine kendine gz gibi saklad viskisinden
biraz ald, asa'ya gazoz verdi. Neymi telefonda anlatamadn?
Dn gece galiba ansmz tuttu, efendim. aa banka soygunuyla Osse-
wa Brandwag'n ilikisi saptanr saptanmaz Blaine'in emriyle derhal Rords-
burg'a umutu. Yakalanan banka soyguncusu sorguya ekilirken polis mer-
kezinde o da vard. Bildiiniz gibi adam Crown Milles yetkililerinden. Ad
Thys Lourens. OB yeleri listesinde adnn olduuna da kuku yok. Ama li-
derlerden deil. Yine de grn pek etkileyici. Biraz iki seviyor sanrm.
Polis komiserine sizin cevap istediiniz sorular syledim...
-426-
Sertlik yok, diyerek kalarn att Blaine.
Yok, efendim. Gerekli de olmad. Lourens grnd kadar salam de-
ildi. Ona yalnzca silahl soygunun ve cinayete yatakln aslarak cezalan-
drldn belirttik, bilgi verirse anlamaya hazr olduumuzu syledik, he-
men tmeye balad. Sylediklerinin ounu sabahki telefonumda size anlat-
mtm.
Evet. Devam et.
Sonra bize soyguna katlan dier insanlarn adlarn verdi. nn. Ben
Johannesburg'dan ayrlmadan tutuklamalar yaplmt. Ama etenin bayla
soygundan gn nce tanm. Adn bilmiyordu. Nerede bulunacan da.
Ekal tarifi verdi mi?
Evet. riyar bir adam. Siyah salar ve sakal var. Burnu arpk. Bir g-
znn zerinde yara izi... olduka ayrntl bir tarif. Ama bize hayati olabile-
cek bir bilgi daha verdi.
O nedir?
Bir ifre ad. Lider aralarnda Die Wit Swaard, yani Beyaz Kl diye
ta-nnyormu. Stormjagter'in en st dzeyinden, ona yardm etme ve
ibirlii yapma emri km.
Beyaz Kl, diye tekrarlad Blaine. zci roman gibi bir havas var.
Korkarm o kadar ocuka bir ey deil, diyerek devam etti aa. G-
revli komisere, ekal tarifiyle ifre adnn sizin ak emrinize kadar gizli tutul-
mas gerektiini syledim.
yi. Blaine ikisinden bir yudum ald, asa'ya olan gveninin boa k-
madna sevindi. Beyaz Kl... acaba aradmz tetik o mu? OB'yi bunca
zamandan sonra eyleme iten o adam m?
Olabilir, efendim. etenin tutuklanan btn elemanlar belli ki bu adama
kar dehet ve korku duygular besliyorlar. Btn hareketin gerisindeki g
kesinlikle o. stelik iz brakmadan ortadan kayboldu. alnan paradan da iz
yok. Bu arada syleyeyim, kaybolan parann miktar tam tamna yz yirmi
yedi bin sterlin.
yi para, diye mrldand Blaine. Bunun OB'nin kasasna girdiini var-
sayabiliriz. Herhalde demiryolu basknnda aldklar patlayclarla birlikte.
Bu ifre konusunda, efendim, bunu basndan da, dorudan ilgisi olmayan
tm taraflardan da gizli tutmay neriyorum.
Sana katlyorum. Ama sen bana yine de nedenlerini say. Bakalm benim
nedenlerimle ayn m.
Bir kere, av uyarmak istemeyiz. zine dtmz anlamas iyi olmaz.
-427-
Blaine ban sallad. Haklsn.
kinci neden de, bu ifre adn kullanan muhbirlerin ciddiyetini anlayabi-
liriz.
Pek anlayamadm, diyerek kalarn att Blaine.
Sizin halktan bilgi isteme duyurunuza karlk yzlerce telefon yamaya
balad ama ne yazk ki ou sahte. ifre adnn duyulmasna izin verirsek,
hepsi o kelimeyi kullanr.
Anlyorum. Bu ifreyi kullanan muhbirlere inanlabileceini anlayacaz.
Evet, efendim.
Pekl o halde. imdilik gizli tutalm. Baka bir ey var m?
imdilik yok.
O halde ben sana yokken neler olduunu anlataym. Babakan'la bulu-
tuk. OB'yi siyasal bir kurulu olarak ilan etmeye karar verdik. Tm memurlar,
bu arada polis tekilat ve ordu mensuplar, yelikten derhal istifa etmek
zorunda kalacak.
Bu onlarn taraf tutmasn engellemez, dedi aa.
Elbette. lkenin yzde krk ya da ellisi hl bize kar ve Nazi
Almanya-s'ndan yana.
Bu byle devam edemez, efendim. Siz Ou Baas'la karara varp durumun
stne gitmek zorundasnz.
Onu biliyoruz. Soruturmalarmz sona erip, elebalarn olduka kalaba-
lk bir listesini elde ettiimiz zaman stlerine gideceiz.
Tutuklayacak msnz? aa armt.
Evet. Devlet dman olarak, sava bitene kadar hapsedilecekler.
aa hafif bir slk ttrd. Atak bir tedbir, efendim. Daha byk dertler
aabilir.
te o nedenle, bir tek a atp hepsini bir seferde toplamamz gerek. Biri-
nin bile darda kalmasn gze alamayz. Blaine ayaa kalkt. Gryorum
ok yorgunsun, aa. Bayan Tara'nn da sana syleyecei bir yn ey vardr,
eminim. Sabah tam sekiz buukta seni bromda istiyorum. alma odasnn
kapsna yrrlerken Blaine yeni aklna gelmi gibi ekledi. Ha, bu arada b-
ykbaban Sir Garry bu sabah Weltevreden'e geldi.
Doum gn iin gelmitir, diyerek glmsedi aa. Onu ok zledim.
Dilerim siz de, Mareal Smuts da her zamanki gibi katlrsnz doum gn
pikniine.
Dnyada karmam. Blaine odann kapsn at. Holn kar tarafnda
Tara oyalanyor, kitap raflarnda bir kitap aryormu gibi numara yapyordu.
-428-
Blaine srtt. Tara, bu gece asa'nn iyi bir uyku ekmesine izin verecek-
sin, duyuyor musun beni? Yarn bir uyurgezerle almay kesinlikle istemi-
yorum.
Ertesi sabah Blaine'in brosunda balayan toplant hi kimsenin bekleme-
dii kadar uzun srd, sonra koridorun ilersindeki Babakan odasna kayd,
orada Mareal Smuts, asa'ya bizzat sorular sordu. Sorduu sorular o kadar
derinlere iniyordu ki, aa, Ou Baas'n yldrm zihnine ayak uydurmak iin
enikonu zorlanmaktayd. Sonunda yz akyla syrld. Smuts'un son szleri
yle oldu:
Bu 'Beyaz Kl' denilen adam, kim olursa olsun, istiyoruz. Daha fazla
zarar vermeden nce istiyoruz. Bu mesajm ilgililerin hepsine ilet.
Bastne, efendim.
O listeleri de hafta sonundan nce masamda istiyorum. Bu adamlar bir
yere kilitlemeli, zarar vermelerini engellemeliyiz.
aa polis merkezine gelip Jaguar'n kendine aynlan yere park ettiinde
vakit lene yaklayordu.
zel operasyonlar odas, bodrumun bir kesindeydi. Kapda grevli polis
nbet bekliyordu. aa kayt defterini imzalad. Ancak belli bir listede ad
olanlar girebiliyordu. OB yeleri arasnda pek ok da polis vard. Komiser
Louis Nel, ekibini byk bir zenle semiti.
Salar dklmeye balam, yal bir adamd. Savaa gitmekten onu ya
ve grevinin nemi alkoymutu. Gnll bavurusunun kabul edilmemesine
fena halde bozulmutu adam. aa ksa zamanda onun sayg ve sevgiye layk
biri olduunu anlamt. Bir tek, memnun edilmesi biraz zordu. abucak bir-
birlerine ayak uydurup etkili bir alma dzeni kurdular.
Nel gmlekle dolayordu. Aznda sigaras vard. Telefonda konuuyor-
du. Azl eliyle kapayp asa'y yanna armak iin iaret etti.
Nerelerdesin? Neredeyse arama ekibi karacaktm, diyerek att ona.
Otur. Seninle konumak istiyorum.
Telefon bitene kadar aa masann ucuna iliti, camn ardndaki operas-
yonlar odasnda alanlara bakt. Komiser Nel'in yanna sekiz dedektif, bir-
ka da kadn stenograf verilmiti. Bitiik oda sigara dumanyla doluydu. Dak-
tilolar atrdayp duruyordu. Komiserin masasndaki ikinci telefon ald,
adam gzlerini kaldrp asa'ya bakt. Sen a... lanet olas santral her telefo-
nu bana balyor.
-429-
aa kulakl eline ald. Gnaydn, buras merkez karakolu. Size yar-
dmc olabilir miyim? dedi. Sessizlik. Ayn eyi Afrikaner dilinde tekrarlad.
Alo, ben biriyle konumak istiyorum... Arayan kadnd. Gen bir kadn.
ok da heyecanlyd. Afrikaner dilinde konuuyordu. Sesi soluk solua ve ka-
rarsz gibiydi. Gazetede Ossevva Brandwag hakknda bilgi istediiniz yaz-
lyd. Biriyle konumak istiyorum.
Benim adm Courtney, dedi aa Afrikaner dilinde. Ekip amiriyim.
Polise yardm etmek istediiniz iin minnettarm. Bana her eyi anlatabilirsi-
niz. Sesini scak ve gven verici karmaya alyordu. Kadnn korku iin-
de olduunu hissetmekteydi. Belki de fikrini deitirip telefonu kapamak ze-
reydi kadn. Acele etmeyin. Ben sizi dinlemek iin buradaym.
Polis misiniz?
Evet, hanmefendi. Bana adnz vermek ister iniydiniz?
Hayr, sylemek istemi...
aa hatasn anlad. Hi ziyan yok. Adnz vermek zorunda deilsiniz,
dedi abucak. Uzun bir sessizlik daha oldu. Kadnn solumasn duyuyordu.
Acele etmeyin, dedi yumuak bir sesle. Yalnzca bana ne sylemek is-
tiyorsanz onu syleyin.
Silah alyorlar. Kadnn sesi fslt halindeydi.
aa dikkatle, Nasl silah olduunu syleyebilir misiniz? diye sordu.
Pretoria'daki demiryolu atlyesinden alyorlar. aa dorulup dik otur-
du, telefonu iki eliyle tuttu. Askeri silah ve cephanenin hemen tm Preto-
ria'daki demiryolu atlyelerinde yaplyordu. Ar silahlar, makineliler yalnz
orada vard. Kartular da Pretoria tesislerinde yaplmasna ramen, son ilem-
ler demiryolu atlyelerinde tamamlanyor, datm onlar stleniyordu.
Sylediiniz ey nemli, dedi aa dikkatle. Bana silahlan nasl al-
dklarn syleyebilir misiniz?
Sandklara hurda demir dolduruyor, silahlar alyorlar, diye fsldad kadn.
Bunu kimin yaptn syleyebilir misiniz ltfen? Kimin sorumlu oldu-
unu biliyor musunuz?
Atlyedeki adamlar tanmyorum ama ba sorumluyu biliyorum. Kim
olduunu biliyorum.
Adn bilmemiz gerek, dedi aa inandrc bir sesle. Ama kadn sessiz-
di. Kendi kendisiyle mcadele ettii belli oluyordu. Zorlarsa aa onu kaybe-
debilirdi.
Ad... Kadn bir kararszlk daha geirdi, biraz daha sessiz kald, sonra
patlad. Ona Wit Swaard diyorlar. Beyaz Kl.
- 430 -
aa teninin zerinde mikroplar geziyormu gibi karncalandn duydu,
kalbi bir vuruunu atlad, sonra gmbr gmbr arpmaya balad.
Ne dediniz?
Beyaz Kl... ad Beyaz Kl. diye tekrarlad kadn. Sonra bir trt ol-
du, telefon kapand.
Alo! Alo! diye bard aa telefona. Orada msnz? Kapatmayn!
Ama ona yalnzca bo hattn paraziti cevap verdi.
aa, Blaine Malcomess'in masasnn yannda duruyor, onun
Johannes-burg'daki polis merkeziyle konumasn dinliyordu.
Arama ruhsatn karttrr karttrmaz hemen atlyeleri kapatacaksnz.
Kimsenin girmesine ya da kmasna izin vermeyin. Transvaal askeri komu-
tanyla grtm. Kendisi de, ona bal blge komutan da size yardmc ola-
cak. Aramaya hemen balamanz istiyorum. Her silah sandn an, fabrika
imalat listelerindeki her mal kontrol edin. Ben derhal yola kp uakla geli-
yorum. Bir polis arabas beni Robert Heights hava pistinden karlasn, sa-
at... asa'ya bakp gzleriyle sordu. Bu akam bete. Bu arada, aramay ya-
pacak adamlarnza, iin gizliliini vurgulamanz istiyorum. Bir ey daha ko-
miser. Ltfen adamlarnz seerken blc kurululara, zellikle Ossewa
Brandwag'a ye olmadndan emin olduklarnz aln.
asa'nn Jaguar'yla Youngsfield Havaalan'na kadar gittiler. Blaine spor
arabadan uzun bacaklarn zorlukla karrken, Neyse, yolculuun en rahat-
sz ksm bitti, diye takld.
Polis komiseri, Robert Heights'da, kontrol kulesinde bekliyordu. aa,
Rapide'i kuleye yaklatrp durdurdu. Komiser onlar karlad.
Blaine hemen, Soruturma nasl gidiyor? diye sordu. u ana kadar ne-
ler buldunuz?
Komiser ban iki yana sallad. Alt yz akn tfek sand aradk.
uzun sryor. u ana kadar, her ey yolunda gibi.
Depolarda ne kadar sandk var?
Dokuz yz seksen.
Demek yarsndan ounu bitirdiniz. Blaine ban sallayp duruyordu.
Gidip bir bakalm yine de.
-431-
apkasn bana giydi, paltosunu ilikledi. Hava ok souktu. nsana
Dra-kensberg Dalan'nn karlann hatrlatyordu. asa'yla ikisi, siyah
Packard polis arabasnn arka kanepesine bindiler. Pretoria'ya kadar olan
ksa yolculuk boyunca kimse konumad. Demiryolu atlyelerinin kapsnda
pek ok polis ve asker vard. Packard'n iindekileri dikkatle kontrol ettiler.
Blaine'in mevkii onlar pek de fazla ekilemedi.
Soruturmayla grevli bakomiser, atlye mdrnn odasndayd. Hazr-
lad raporda yeni bilgi pek azd. u ana kadar silah imal ve ambalajlanma-
snda bir yolsuzluk bulamamlard.
Beni dolatrn, dedi Blaine ciddi bir ifadeyle. Grup halinde, Blaine, aa,
bakomiser ve atlye mdr, ana imalat katna indiler.
Aslnda 'atlye' sz buray tarife yetmiyordu. ersi koskoca bir fabri-
kayd. Balangta, devlet mal olan demiryolu ebekesinin bakm ve para ih-
tiyacn karlamak iin kurulmu, sonra geniletilip modernize edilmi, artk
lokomotiflerini batan sona kendi yapar duruma gelmiti. u anda tayc
bantta, Kuzey Afrika'daki savata kullanlacak zrhl arabalarn yapm ze-
rinde allmaktayd.
Ka ii altryorsunuz? Blaine bu grltde sesini duyurmak iin
barmak zorunda kalyordu.
Toplam bine yakn... vardiyaya ktk. Sava temposu.
Mdr onlar en uzak binaya kadar gtrd.
Buras ufak silahlar yaptmz yer, diye bard. Daha dorusu, ma-
deni ksmlann. Namlu ve bloklarn. Tahta ksmlar serbest mteahhitlere
yaptrlyor.
Bize bitmi paralar ve ambalajlan gsterin, diye emretti Blaine. So-
run onlarda. Eer bir sorun varsa tabii.
Montaj ve kalite kontrolnden sonra, tfekler yalanyor, sar, ya geir-
mez ktlara sarlyor, uzun tahta WD kutularna konuluyordu. ngiliz Long
Servis No. 4, Mark 1, .303 kalibre tfeklerdi. Sandklar sonra elik
konteyner-lere yerletirilip datm depolarna sevkediliyordu.
Datm deposuna girdiklerinde, bir dzine kadar niformal polisi, en
azndan elli iiyle birlikte alr buldular. Her sandk indiriliyor, polislerden
biri tarafndan alyor, sarl tfekler alnp saylyor, tekrar yerine konulup
sandk kilitleniyordu. Kontrol yaplm sandklar, deponun ileriki duvar di-
bine sralanmlard. aa geriye elli kadar sandk kaldn abucak grd.
Depo efi hemen masasndan gelip Blaine'e gcenik bir ifadeyle kafa tut-
tu. Kim olduunuzu bilmiyorum... ama emri veren budala sizseniz, bir zlg-
-432-
ti hak ediyorsunuz. Bir gnlk retimi kaybettik. Bu sandklar kuzeydeki ev-
latlarmza gtrecek vapur hazr. Onlar vapura gtrecek tren de neredeyse
gelecek.
aa gruptan ayrld, alan polisleri seyretmeye gitti. ler kesat m?
diye sordu ilerinden birine.
Adam, Vaktimizi bouna ziyan ediyoruz, diye homurdand. Ban kal-
drmadan konumutu. aa iin iin kendinden irendi. Bir gnlk retim
onun yznden kaybedilmiti. Onun sorumluluuydu bu. Kenarda sulu su-
lu durup geri kalan sandklarn aln seyretti.
Polisler kapda topland, ii tulumu giymi fabrika iileri yksek kap-
lardan geip imalat grevlerine balamak zere girdiler. Polis komiseri bakan-
la adamlarnn kk bir grup halinde durduklar yere geldi.
Hibir ey bulamadk, Bakanm. zgnm.
Yapmak zorundaydk, dedi Blaine, yan gzle asa'ya bakarak. Kimse-
nin suu yok.
Bal gibi birinin suu, diye patlad depo efi fkeyle. imdi sizin elen-
ceniz bittiine gre, maln geri kalann yklemeye balayabilirim artk.
aa adama bakt. Davranndaki bir ey omurgasnn rpermesine neden
olmutu. Savunmaya gemi gibi hal, gzlerini durmadan kar...
Elbette, diye dnd. Eer sanda hurda konup silahlar arldysa, bu i
burada yaplm demektir ve bu adam da komploya grtlana kadar batm ol-
mak zorundadr. Zihni yava yava deminki hayal krklndan syrlmaya
balamt.
Pekl, diyordu Blaine. Hayal peinde kotuk. inize devam edebilir-
siniz.
Bir dakika efendim, diye atld aa. Depo efine dnd. Ka vagon
yklediniz imdiye kadar?
te yine ayn ey. ef gzlerini karyor, hafif kararszlk belirtileri gs-
teriyordu. Yalan syleyecekti. Baklar istemeyerek, ykleme kapsnn ya-
nndaki kendi odasnda, masasnda duran kt tomarna dnd.
aa masaya yrd, ktlar eline ald. Manifestolard bunlar. va-
gon yklenmi bile, diye okudu. Hangileri bunlar?
ef suratn asarak, Onlar teki hatta alnd, dedi.
Blaine hemen, Bu hatta geri getirilsinler, diye emretti.
Blaine'le aa, kapanm vagonlarn ilki alrken platformda, lamba -
nda ayaktaydlar. Vagonun iinde yeil tfek sandklar grnyordu.
-433- Hkmedenler / F:28
aa, Aradklarmz buradaysa, ynn en dibinde olacaktr, diye neri-
de bulundu. Bu iten sorumlu olan, kant mmkn olduu kadar abuk orta-
dan kaldrmak isteyecektir. lk o sandklarn yklenmesini kesinlikle salar.
Alt sandklan karn. Blaine'in sesi sertti. stteki sandklar indirilip
perona sraland.
Tamam! Blaine vagonun dibini iaret etti. u sand indirip an.
Kapak beton zemine tangrtyla dt.
Efendim! diye bard kapa elinden atan polis. una bakn!-
Blaine yaklat, ak sanda bakt, sonra tekrar dikkatle bakt.
Depo efi hzl admlarla utaki bir kulbeye doru gidiyordu.
Tutuklayn o adam! diye bard Blaine. ki polis koup adam kolla-
rndan kavradlar. Adam fkeyle mcadele ediyor, polisler onu perona zorla
srklyorlard.
Blaine, asa'ya dnd. Yz ifadesi ciddi, gzleri prltlyd. Olum, her-
halde bu yaptnla vnyorsundur, dedi. Bize dalar kadar i kardn, ni-
ce uykusuz geceler hazrladn.
On be ciddi adam, bakanlar kurulu masasnn evresine sralanm, Bla-
ine Malcomess'in anlattklarn dinliyorlard.
Tam ka silahn kaybolduunu kesin olarak saptamaya olanak yok. Ayn
bandan bu yana cepheye iki byk silah sevkiyat daha yapld, henz ikisi
de Kahire'ye varmad. Yoldalar. Ama o partilerden de silah eksilmi olduu-
nu varsayabiliriz. Tahminime gre iki bin kadar tfek, bir buuk milyon da fi-
ek takm kaybolmu olmal.
Masann evresindekiler tedirgin tedirgin kprdadlar ama kimse konu-
mad.
Bu durum elbette ki byk kayg verici. Ama en kt yan, kaynaktan
otuzla elli arasnda Vickers makineli tfeinin de kaybolmu olmas.
nanlmaz bir ey, diye mrldand Denys Reitz. Bunlar ulusal apta bir
ayaklanmay balatmaya yeter. Ortalk yine 1914'e dnebilir. Haberin szma-
masna dikkat etmeliyiz. lkede panik balar.
Blaine, Ayrca dnmemiz gereken bir ey de, trenden alnan tonlarca
patlayc, dedi. Onlar kesinlikle iletiimi bozmak, askeri birlik
sevketmemi-zi engellemek iin kullanlacaktr. Eer bir ihtilal balarsa...
Ltfen sylesene, Baine, diyerek tek parman havaya kaldrd Baba-
kan. Birincisi, onlarn u sra ortaya kp hkmet darbesine girimelerini
beklememizi gerektiren kesin iaretler var m?
-434-
Hayr, Babakanm. Ben ancak silah hrszlna bakarak tahminde bulu-
nabiliyorum. lk parti silahlar Kahire'ye varnca hrszln farkna varlaca-
n biliyorlardr. Kesinlikle ondan nce harekete gemeyi planlyorlardr.
Ne zaman varyor silahlar Kahire'ye?
Yaklak iki hafta sonra.
Demek ki birka gne kadar giriimde bulunmalarn beklemeliyiz.
Korkarm yle, Babakanm.
kinci sorum, Blaine. Soruturman ne kadar ilerledi? OB ve stormjagter
liderlerinin komple bir listesi var m?
Komple liste yok. Elimizde u ana kadar alt yz dolaynda isim var. Sa-
nrm kilit adamlarn ou listede... ama tabii bundan emin olamayz.
Listedeki isimler ne kadar duyarl?
Orange Free Eyaleti'nin yneticisi de var.
Evet, onu biliyorum.
On iki parlamento yesi. lerinden biri eski kabinede bakan.
Milletvekili dokunulmazl, diye mrldand Mareal Smuts. Onlara
dokunanlayz.
Sonra kilise ileri gelenleri var. En az drt yksek rtbeli subay, bata ge-
len devlet memurlar, bir polis komiseri yardmcs. Blaine listeyi okuyordu.
Bitirdiinde Babakan kararn vermiti bile.
Beklemeyi gze alamayz. Parlamento yeleri dnda, listedeki br sa-
nklar iin tutuklanma ve hapis kararlarnn karlmasn istiyorum. Hazrla-
dnzda hemen imzalarm. Bu arada hepsinin ayn anda tutuklanmasn ayar-
laman istiyorum. Sorgu iin yer hazrl da yapn.
talyan sava esirleri iin Baviaanspoort'da ve Pietermaritzburg'da ku-
rulmu toplama kamplar var.
yi, dedi Mareal Smuts. Bu adamlar mmkn olan en ksa zamanda
tel rglerin ardnda istiyorum. Kayp silahlarla patlayclarn da bulunmasn,
hem de ok abuk bulunmasn istiyorum.
Beklemeyi gze alamayz, dedi Manfred De La Rey dikkatle. Her ge-
en saat tehlikeli. Her gn bizi uuruma daha ok yaklatryor. Bir hafta de-
mek, felaket demek olabilir.
Birinci snf kompartmamndaki dier adamlar, Hazr deiliz, zamana
ihtiyacmz var, diyerek onun szn kestiler. Sekiz kiiydiler kompartman-
da. Gney ekspresine son iki yz mil iinde eitli istasyonlardan binmiler-
-435-
di. Trenin kondktr onlann sempatizanyd. Koridorda da stormjagter'ler
nbet bekliyordu. Kimse sokulup konumalarna kulak misafiri olamazd.
Son hazrlklar iin bize on gn brakacanza sz vermitiniz.
On gnmz yok, be adam. Dediklerimi duymadn m?
Yaplamaz, diye diretti adam inatla.
Yaplabilir. Manfred sesini ykseltmiti. Yaplmak zorunda!
Ynetici ciddi bir sesle sze kart. Yeter tarttnz baylar. Kavgamz
dmanla edelim.
Manfred gzle grnr bir abayla sesini alaltt. yle patladm iin
zr dilerim. Ama vaktimiz kalmadn tekrar etmek isterim. Demiryolu atl-
yelerinden silah alnd belli oldu. On adammz tutukland. Polisten bir ta-
raftarmz bize, iki yzden fazla yemiz iin tutuklama emri ktn syledi.
Pazar gn tutuklamalar yaplacak. Pazara drt gn var.
Bunlar biliyoruz, diyerek tekrar sze kart ynetici. imdi yapma-
mz gereken, plan uygulamaya koyup koyamayacamza karar vermek. Uy-
gulamal m, yoksa ertelemeli miyiz? Her birinizin grn dinleyeceim,
sonra da oya koyacaz. nce General Koopman'a sz verelim.
Hepsi generale baktlar. Sivil klktayd ama asker olduu her halinden
belliydi. Kocaman bir harita karp masaya yayd, profesyonel bir sesle ko-
numaya balad. nce ordunun sava dzenini, birliklerin, uaklarn, zrhl
arabalarn mevkilerini belirtti, sonra yle devam etti: Gryorsunuz, asker-
lerin topland iki merkez, Robert Heights ve Durban'daki mevkiler. Birincisi
svari eitim yeri, ikincisi de cepheye gitmek iin bekleyenler. Yz altm bin
kiiye yakn kuvvet zaten yurtdnda olduuna gre, bu saydklarm toplam
be bine zor ular demektir. Modern uak yok. Yalnzca elli tane Harvard
eitim ua var. Bu durumda, kontrol ele geirmek iin nemli olan ilk bir-
ka gn boyunca birlikleri bulunduklar mevkilerde tecrit etmek akla yakn.
Bunu yapmak iin karayolu ve demiryolu kprlerini uurmak gerek. zel-
likle Vaal Nehri'nde, Orange Nehri'nde ve Umzindusi Nehri'nde olanlar.
On dakika daha konumaya devam etti, sonra zetledi. Adamlarmz iyi
mevkilerde, genelkurmaya kadar szm durumda. Ordunun ani mdahalesin-
den bizi haberdar edebilirler. Daha sonra, genelkurmaydaki Smuts taraftarla-
rn tutuklayp kilit altna alrlar, orduyu da bizi desteklemek, yeni kurulacak
cumhuriyet hkmetini desteklemek zere harekete geirirler.
Kompartmandakiler birer birer grlerini belirttiler. Son konuan Manf-
red oldu.
Baylar, diye balad. Son on iki saat iinde, Portekiz Angola'sndaki
temsilci kanalyla Alman Abwehr'iyle iliki kurdum. Bize Alman Yksek
-436-
Komutanl'nn ve Fhrer'in gvencesini verdi. Alman denizalt ikmal gemi-
si Altmark u anda Cape Town'un yz deniz mili anda, be yz tonu
akn askeri malzeme ykl durumda. Yardmmza komak iin iaretimizi
bekliyor.
Alak sesle, ama ikna edici biimde konuuyordu. Kompartmandakilerin
kendinden yana meylettiini de hissetmekteydi.
Szlerini bitirdiinde ksa, ama derin bir sessizlik oldu. Sonunda ynetici,
Artk tm gerekler nmzde, dedi. Karar vermeliyiz. neri u. Hk-
met bizi tutuklayp hapsetmeden plan uygulamaya koyacaz. Ayaklanp im-
diki hkmeti devirecek, iktidar elimize alacak, ulusumuzu tekrar zgrlk
ve adalet yoluna evireceiz. imdi her birinize srayla soruyorum. Evet mi
diyorsunuz, yoksa hayr m?
Ja, dedi ilk adam.
kincisi, Ek stem ja, dedi.
Ek stem ook ja. Ben de evet diyorum.
Sonunda ynetici durumu zetledi. Hepimiz ayn kandayz... birimiz bi-
le giriime kar deiliz. Sustu, Manfred De La Rey'e bakt. Bize ayaklan-
may balatacak bir iaretten sz etmitiniz. lkeyi altst edecek bir ey.
Onun ne olacan syler misiniz?
Manfred, aret, hain Jan Christian Smuts'un ldrlmesi olacak, dedi.
Hepsi ona sessizlik iinde baktlar. Geri mthi bir ey bekliyorlard ama,
bunu hibiri beklemeye cesaret edememiti.
Siyasal cinayetin ayrntlar dikkatle planland, diyerek gvence verme-
ye devam etti Manfred. Berlin'de ayr plan hazrland. Her biri ayr bir ta-
rih iin. artlara gre. Birinci plan, tarihi en nce olan. Bugnk durumumu-
za ok iyi uyuyor. Smuts nmzdeki cumartesi gn ldrlecek. gn
sonra... liderlerimizin tutuklanaca gnden bir gn nce.
Sessizlik bir dakika daha devam etti, sonra ynetici sordu. Nerede? Na-
sl yaplacak?
Onu bilmeniz gerekmiyor. Ben gerekeni yapacam. Tek bama ve
ya-dmcsz. Smuts'un lm haberi akland anda, hzla ve etkin biimde
harekete gemek sizin greviniz. Ondan kalan bolua girip iktidarn
dizginlerini alacaksnz.
yle olsun, dedi ynetici alak sesle. Vakti geldiinde hazr olacaz.
Tanr savamz kutsasn.
Kompartmandaki sekiz kiinin hepsi birer ikier indiler, tren
Bloemfonte-in istasyonundan kalkp Cape Town yoluna koyulduunda
ilerinden yalnz Manfred trende kald.
-437-
araphane mdr Sakkie Van Vuuren, Manfred'e, Tesiste bir ateli si-
lah bulundurma ruhsatm var, dedi. Dalardan inip balara, meyve aala-
rna zarar veren maymunlar vurmak iin.
Merdivenlerden aaya, mahzenin serinliine inip yol gsterdi.
Dalardan doru bir iki el silah sesi duyan, hi aldr etmez. Ama zor
durumda kalrsan tesisin adam olduunu syle, benim adm ver. Fnn
sahte kapan ap geri ekildi. Manfred meldi, su geirmez ambalajlara
elini uzatt.
nce bir radyo vericisi kard, Van Vuuren'in uzatt yeni pilleri takt.
Telsiz, bir srt antasna yerletirilmi, tanabilir durumdayd.
kinci bir ambalaj at, tfek klfn ekti. Klfn iinde 98'lik Mauser
pusu tfei vard. 173 grenli mermiyi saniyede 2.500 fit hzla frlatacak ba-
sn dzeyine sahip bir tfek. Elli atmlk 7x57 mm. cephane, Deutche
Waf-fen und Munitionsfabrik'deki uzman teknisyenlerden biri tarafndan
elle doldurulmutu. Drbn Zeiss markayd. Manfred drbn takp hazneyi
doldurdu, kurunlarn geri kalann yerine koydu, tekrar fya yerletirdi.
Van Vuuren onu arabasyla Hotanto Holland Dalar'nn bir vadisine g-
trd. Patikann bittii yerde indirdi, kendisi geri dnd."
Manfred o gidinceye kadar bekledi, sonra ykn srtlad, yukarya doru
trmanmaya koyuldu. Bol bol vakti vard. Aceleye hi gerek yoktu. Ama bu
jimnastik houna gitmiti. Uzun, hzl admlarla trmanyor, yznn, vcudu-
nun terlemesinden zevk alyordu.
Yamacn tepesine vard, aalk vadiye indi, arkasndaki yksek tepeler-
den birine trmanmaya koyuldu. Tepeye yaklarken durdu, telsizi kurdu, an-
tenleri gerdi, ularn iki aacn dallarna att, dikkatle kuzeye evirdi.
Sonra srtn bir kayaya dayayp oturdu, kk Sarah'n hazrlad sand-
vii yedi. Luanda'daki Abwehr ajanyla iliki kurma saati leden sonra t.
Greenwich saatine gre tabii. Daha bir saat beklemesi gerekiyordu.
Sandvii bitirdikten sonra Mauser'i kucana koydu, onu sevgiyle okad,
kendini silahn verdii duyguya yeni batan altrd, onu omzuna kaldrp ni-
an ald, egzersiz yapt.
Almanya'dayken ayn tfekle uzun uzun almt. yz metreye kadar
sokulan hedefi hangi gznden vurabileceini bile seecek durumda olduunu
biliyordu. Ama silah yine de deneyip drbn ayarnn tamam olduundan
emin olmalyd. nsan biimine mmkn olduu kadar yakn bir hedefe ihti-
yac vard. Tfei dikkatle bir yana brakt, telsize dnd.
Mors kitabn kard, oktan ifreleyip hazrlad mesaj at. Parmakla-
rn oynatt, mesaj yollamaya balad. Pirin dmeye hzl hareketlerle bas-
-438-
yor, Luanda'daki telsizcinin bu slubu tanyacan, kimliini ifre adndan
daha kesin biimde anlayacan biliyordu.
Kartal ss, ben Beyaz Kl. Drdnc sesleniinde cevap geldi. Ku-
laklklarda net duyuluyordu.
Konu, Beyaz Kl.
Birinci plann uygulanmakta olduunu bildiriyorum. Tekrar ediyorum,
birinci plan. Aldnz onaylayn.
Yakalanma tehlikesi yaratacak uzun mesajlara gerek yoktu. Her ey daha
Manfred Berlin'den aynlmadan, en ince ayrntlarna kadar ayarlanmt.
Anlald, plan bir. yi anslar. Kartal ss, tamam.
Beyaz Kl, tamam.
Antenleri toplad, vericiyi klfna soktu, tam omzuna vuraca srada te-
pelerde bir patlama sesi yankland, Manfred kayann ardna sindi,
Ma-user'ine uzand. Rzgr ondan yanayd. Beklemek zere yerleti.
Yarm saat kadar hi kprdamadan yatt. Dikkat kesilmiti. Gzleri aa-
daki vadideydi. lk kprty allar arasnda grd.
Babunlard bunlar. Maymunlar. Her zamanki dzende ilerliyorlard. Bir
dzine kadar gen erkek bata, diilerle yavrular ortada, yal erkek de ta-
bur sonunda muhafz. Bebekleri anneler gbeklerine dayayp baaa ta-
yorlard. Daha bymleri annenin omzunda gidiyordu. Arkadaki erkeklerin
kstaha salnan bir havas vard. Balarn dik tutuyorlar, gzleri parltlar
yanstyordu.
Manfred nden en irisini seti, drbnn merceinden izledi. Emniyeti
at, 'art' iaretini babunun alnna ayarlad, saniyenin yzde biri kadar bir s-
re nian ald, tetii ekti. Tfek omzuna tepti, kurunun sesi vadide yanklan-
d, grleyerek doruklarda uzaklat.
Babun ters bir takla att, tekiler korkuyla haykrarak katlar.
Manfred kalkt, tfeini omuzlayp oraya yrd. Hayvann vcudu hl
kprdyor, titriyordu. Ayayla onu evirdi, alnndaki kurun deliini grp
memnuniyetle ban sallad. Bu kurun zel yapmd. nsan da yz met-
reden byle parmak boyunda yarayla devirirdi.
Artk olabileceim kadar hazrm, diye mrldand kendi kendine. Sonra
dadan aa yrd.
aa ne Weltevreden'e dnm, ne de Tara'y grmt. Blaine'le birlikte
kayp silahlan renip Rapide'le dndklerinden beri hem de.
Bu sre iinde polis merkezinden hi aynlmamt. Polis kantininden kar-
nn doyuruyor, oradaki geici yatakhanede yatp kalkyordu. Btn zamann,
dzenlenecek polis harekatnn hazrlklarna vermekteydi.
-439-
Yalnz Cape Eyaleti'nde yaklak yz elli kii tutuklanacakt. Her birinin
tutuklanma emri hazrlanyor, nerede bulunacaklar saptanyor, polis eleman-
lar grevlendiriliyordu.
Pazar gn zellikle seilmiti. Sanklarn hemen hepsi dindar adamlard.
Hollanda Reform Kilisesi'ne balydlar. O sabah mutlaka ayine gidecekler-
di. Nerede bulunacaklar kolay tahmin ediliyordu. Byk ihtimalle durumu
bilmiyor olacaklard. Kendilerini ayine kaptrm durumda olacaklar,
tutukla-yan polislere kar koymaya hazrlkl olmayacaklard.
Cuma gn lende aa bykbabasnn ertesi gnk doum gn pik-
niini hatrlad, operasyon odasndan Weltevreden'e, Centaine'e telefon at.
Ah, hayatm, bu ok kt haber. S ir Garry ok zlecek. Geldiinden be-
ri her gn seni soruyor... seni grmeyi hepimiz yle hevesle bekliyorduk ki!
zgnm, Mater.
Kap bize katlamaz msn? Bir saat bile mi?
mkn yok. nan bana, Mater, ben de herkes kadar zgnm.
Daa bizimle gelmek zorunda deilsin, aa. Yola kmadan
Weltevre-den'de bizimle bir kadeh ampanya i, yeter. Hemen yerine dner,
o nemli iin neyse onu yaparsn. Hatrm iin, canm... bir denemez
misin?
Olunun kararsz olduunu hissetti. Blaine'le Mareal Smuts da burada
olacaklar. kisi de sz verdiler. Saat sekizde gelirsen bykbabann doum
gnn kutlar, sekiz buuk olmadan tekrar yola karsn.
Eh, pekl, Mater, diyerek teslim oldu gen adam. Telefona srtt. Hep
galip gelmek cann skmyor mu artk senin?
Dayanmay rendim, canm, diyerek gld annesi. Yarna grrz.
Yarna.
Seni seviyorum, tatlm.
Ben de seni seviyorum, Mater.
Telefonu kapad, ona teslim olduu iin kendini sulu hissetti. Tam Tara'y
arayp ona piknikte kavalyelik edemeyeceini syleyecei srada bir avu
ieriye girdi.
stemen Courtney, size bir telefon.
Kimmi?
Sylemedi. Bir kadn. aa glmseyerek teki telefona yrd. Tara
zihnini okuyup daha nce davranm olmalyd.
Alo, sen misin, Tara? dedi azla. Sessizlik. Yalnzca birinin hzl hz-
l solumas duyuluyordu. asa'nn sinirleri gerildi, sesini kst, dosta kar-
maya alarak Afrikaner dilinde konutu.
Ben stemen Courtney. Siz daha nce konutuum bayan msnz?
-440-
Ja. Benim. aa sesi tanmt. Gen, telal ve korku dolu.
Size ok minnettarm. Verdiiniz bilgi pek ok hayat kurtard... masum
insanlarn hayatn.
Gazetelerde silahlar hakknda bir ey grmedim, diye mrldand kadn.
Yaptnzdan gurur duymanz gerekir. Sonra bir ilhamla ekledi. ok
kii lecekti. Belki kadnlar ve kk ocuklar bile.
Kk ocuklar, sz kadna karar verdirdi, birden patlad. Daha b-
yk bir tehlike var. Korkun bir ey planlyorlar. Beyaz Kl yapacak onu.
Yaknda. ok yaknda. Bu hareketin iaret olacan kendisi sylyordu, duy-
dum. lkeyi altst edecek bir ey...
Bana ne olduunu syleyebilir misiniz? diye sordu aa. Kadn korkut-
mamak iin sesini sakin karmaya alyordu. Nedir planlad?
Bilmiyorum. Yalnz ok yaknda olduunu biliyorum.
Ne olduunu renebilir misiniz?
Emin deilim. Denerim.
Herkesin iyilii iin... kadnlarn, ocuklarn iyilii iin urap bulun ne
olduunu.
Evet, uraacam.
Ben burada, bu telefonda olacam... Sonra birden Centaine'e verdii
sz hatrlad. Ya da u ikinci numarada... Kadna Weltevreden'in numara-
sn verdi. nce buray arayn, yoksam tekini arayn.
Anlyorum.
Bana Beyaz Kl'n kim olduunu syleyebilir misiniz? Hesapl bir ri-
zikoya girmiti. Asl adn biliyor musunuz? t sesi hemen duyuldu, hat
kesildi. Kadn telefonu kapatmt. aa kulakl kulandan indirirken d-
nyordu. Bu son soru korkutmutu kadn. Cannn ok skldn hissetti.
lkeyi altst edecek bir ey. Kadnn bu szlerini zihninden
uzaklat-ramyordu. inde felaket nsezileri kol gezmekteydi.

Manfred, De Waal yolundan sakin bir hzla ilerleyip niversite binalarn
geti. Saat gece yarsndan sonrayd. Sokaklarda birka cuma gecesi sarho-
undan baka kimse kalmamt. Manfred'in srmekte olduu araba dikkati
ekmeyen kk bir Morris'ti. Tfek de bagajda, bir brandann altndayd.
Manfred demiryolu iilerinin mavi tulumundan giymi, zerine kaln bir ba-
lk kaza, bir de palto geirmiti.
Gndz vakti, elinde tfekle dada grlmemek iin imdiden saklanabi-
lecei bir yer bulmalyd. Hafta sonlarnda Masa Da'nn yamalar otostop-
ular, daclar, ku merakllar, izciler ve sevgililerden geilmezdi.
- 441 -
Ormanclk istasyonunu geti, Rhodes Caddesi'ne sapt, sonra
Kristen-bosch Botanik Baheleri'nin nnden ilerledi. Yol yldzlarn
altndan karanlk ormanlara doru kvrlyordu. Constantia Nek Geidi'ne
varmadan yavalad, dikiz aynasndan bakp kimsenin kendisini
izlemediinden emin oldu, sonra farlarn sndrp hzla orman yoluna
dald.
Arabay yrme hznda sryordu. Sonunda orman alannn kapsna var-
d, durdu, inip demir kapya yrd, cebinden kard anahtarla kilidi denedi.
Roelf vermiti bu anahtar ona. Orman bekisinin kendi arkada olduu
konusunda da gvence vermiti. Kilit kolaylkla dnd, Manfred arabay ge-
irdi, sonra kapy tekrar kapad. Asma kilidi takt ama kilitlemedi.
Orman alannn dibindeydi. Yavaa yokutan yukarya srd arabay.
Birka keskin viraj dnd. Bir mil daha uzakta, doruun tam dibinde, Mor-
ris'i dar bir patikaya soktu. Gezinti yapanlarn kolayca gremeyecei biim-
de saklad. Bagajdan Mauser'i ald, hafif brandaya dikkatle sard, arabann
kaplarn kilitledi, tfei omzuna vurup patikadan yaya olarak trmanmaya
balad. Fenerini mmkn olduu kadar seyrek kullanyordu. Kulland za-
man da, vcuduyla glgelemeye zen gstermekteydi.
Yirmi dakika sonra, Skeleton Gorge'a trmanan patikay grd, fenerini
oradaki kare beton blok zerinde gezdirdi, yazy okudu.
SMUTS YOLU
Beton blok, iaret tandan ok mezar tana benziyordu. zerindeki ismin
uygunluuna iin iin glmsedi Manfred. Yal mareal bu patikay dorua
trmanan yollar arasnda en nls haline getirmiti.
Manfred hzla trmand. Durup dinlenmedi. Skeleton Doruu'na doru
1.200 fitte Breakfast Kayas vard. Orada bir an durup arkasna bakt. Ta aa-
da Constantia Vadisi gecenin karanlnda yatyor, yalnz yldz klaryla
belli belirsiz aydnlanyordu. Oraya arkasn dnp son hazrlklarna balad.
ki gn nce kefe gelmiti buralara. Ate edecei yeri, menzili hep hesapla-
mt.
Mevkiine geti. ki kaya arasndaki bir boluktu. Seyrek orman bitkileri
vard. Branday bolua serdi, zerine uzand. Dal ve yapraklardan, altna yu-
muak bir ilte yapmt.
Kprdayp nian alma pozuna geti, Mauser'in kabzasn yanana daya-
yp, 250 metre ilerdeki doruu aarak inen yolun tepesine nian ald. Zeiss
mercei ona allarn dallarn bile birer birer gsteriyordu.
-442-
Silah brandann zerine brakt. Annda kullanmaya hazr durumda. Pal-
tosunun yakasn kulaklarna doru ekti, kvrlp yatt. Uzun bir bekleyi ola-
cakt. Vakit geirmek iin, kendisini buraya getiren planlar tekrar gzden ge-
irdi. Byk ihtimalle yarn sabah saat on otuz dolaylarnda av kendi adn
tayan patikadan kar dorua trmanacak, doruu ap Zeiss'n gr alan-
na girecekti.
Jan Christian Smuts'un dosyas, Berlin'de Abwehr tarafndan dikkatle ha-
zrlanmt. Manfred de ezbere bilecek kadar incelemiti o dosyay. On yldan
beri, her yln bu gnnde eski bir arkadayla bu randevuya geliyordu. im-
di ulusun kaderi, bu sefer de gelmesine balyd.
aa arabay Anreith kapsndan sokup eve doru srd. Weltevreden'in
nne bir dzine kadar araba park etmiti. Blaine'in Bentley'i de onlarn ara-
sndayd. aa da Jaguar' oraya brakt, saatine bakt. Sekizi on geiyordu.
Ge kalmt. Annesi homurdanacakt. Randevulara vaktinde gelmeye pek
nem verirdi.
Centaine yemek salonundaki uzun masann bandan frlayp onu kapda
kucaklamaya koarak olunu bir kere daha artt. Yirmi kiilik grup,
Weltev-reden'in n salm kahvaltlarndan birine oturmulard. Bfenin zeri
gm tabaklardaki eitli yiyeceklerle doluydu. Hizmetkrlar uzun beyaz
entarileri, krmz fesleriyle, asa'y grr grmez srttlar, masadaki
konuklardan da sevin sesleri ykseldi.
Hepsi oradayd, asa'nm sevdii herkes. Bykbaba Garry, uzun masann
bandayd. Yannda Anna oturuyordu. Krmz surat dost bir buldog gibi s-
rtmaktayd. Blaine, Tara... hele Tara, ilkbahar sabahlar kadar gzeldi. Matty
de illi surat, havu rengi salaryla oradayd. Ou Baas vard. Ve tabii Mater.
Tek eksik, David'di.
aa her birini glerek, kucaklayarak selamlad. Tara'nm yanan hafife
ptnde konuklar slklar alp tezahrat yaptlar. Bykbaba Garry ayaa
kalkp hediyesini torunundan ald, kdn at, iinden Burchell'in
Seya-hatleri'nin ilk basks knca sevinle bard. aa, Ou Baas'n elini
saygyla skt, Babakan, yi i karyorsun, delikanl, deyince ok sevindi.
Son olarak Blaine'le ksaca konutu, bfeden taban doldurdu, Tara ile
Mater'in arasndaki sandalyeye yerleti.
ampanyadan almad. Bugn almam gerek, dedi. Bir yandan neeli
sohbete katlrken, bir yandan masann altnda Tara'nn ayayla oynayp du-
ruyordu.
-443-
ok gemeden herkes ayaa kalkt, kadnlar paltolarn almaya gittiler, er-
kekler kp arabalarna yrdler, hallarn, piknik sepetlerinin yklenmi
olup olmadn bir kere daha kontrol ettiler.
Bykbaba Garry, Bizimle gelemediine zldm, aa, dedi. Biraz
sohbet ederiz diye umuyordum. Ama iinin ne kadar nemli olduunu
Bla-ine'den duydum.
Yarn akam buraya dnmeye alrm. O zamana kadar iler yoluna gi-
rer herhalde.
kimiz biraz ba baa vakit geirmeden Natal'e dnecek deilim.
Court-ney adn srdrecek olan sensin. Benim tek torunumsun.
aa bu bilge ve iyi yrekli ihtiyara kar sevgisinin kabardn hissetti.
kisi de anssz olaylar sonucu sakatlanmlard. Sir Garry'nin baca,
a-sa'nn gz. Bu durum aralarnda daha da yakn bir ba olumasna neden
olmutu.
Yllardr Theuniskraal'a gelip sizi ve Anna'y ziyaret edemedim, diye
patlad birden aa. Gelip sizinle iki hafta kadar kalabilir miyim?
Hibir eye bu kadar sevinmem, diyerek onu kucaklad Sir Garry. O s-
rada Mareal Smuts yaklat.
Hl ene mi alyorsun, Garry? Hi bitmez mi senin syleyeceklerin?
Yr artk. Koskoca bir daa trmanacaz. Tepeye son varan, ceza olarak hu-
zurevine yollanacak.
ki eski dost birbirlerine glmsedi. Kardetiler sanki. kisi de incecik,
ufak tefek, ikisi de kei sakall, tepelerinde biimi bozulmu birer apka...
leri! diyerek bastonunu havaya kaldrd Sir Garry. Marealin koluna
girdi, onu Centaine'in sar Daimler'ine gtrd.
Daimler konvoyun bana geti. Onu Blaine'in Bentley'i izliyordu. Tara
nnden geerken asa'ya pck yollad. aa, Weltevreden'in kapsnda
duruyordu. Onlar gidince balayan sessizlikte yapayalnz kalmt.
Eve girdi, mendivenlerden kendi odasna kt, kendine bir deste temiz
gmlek, orap ve klot seti, antasna doldurdu.
Aaya inerken Centaine'in alma odasna girip telefonu at. Operas-
yonlar odasndaki nbeti avulardan biri cevap verdi.
Alo, avu, bana mesaj falan var m?
Bir dakika, efendim, bakaym. Birka saniye sonra sesi tekrar duyuldu.
Bir tek kii aram efendim. On dakika nce. Bir kadn... adn brakmam.
Teekkr ederim, avu. aa telefonu hemen kapatt. Elinin titrediini,
soluunun hzlandn hissediyordu. Adn brakmayan bir kadn. O olma-
lyd. Neden hl bu numaray aramamt? Vard onda bu numara.
-444-
Telefonun banda bekliyor, iradesiyle onu aldrmaya alyordu. Hibir
ey olmad. Be dakika sonra aa odada gezinmeye balad. Bir pencereye,
bir oymal alma masasna gidip geliyordu. Gz sessiz duran telefondayd.
Kararszd aa. Merkeze mi dnmeliydi? Oray m arard kadn? Ama ya bu-
ray ararsa? avuu mu aramalyd? Ama o zaman bu hat megul olurdu.
Haydi, diye yalvard. Haydi. Saatine bakt. Bu kararszlkla otuz be daki-
ka kaybetmiti.
Gitmek zorundaym. Btn gn burada bekleyemem.
Masaya yrd, elini telefona uzatrken telefon ald. aa buna hazr de-
ildi, ses sinir sistemini etkiledi, kulakl hemen kapt.
stemen Courtney, dedi Afrikaner dilinde. Siz misiniz, Mevrou?
Numaray unutmutum. Eve dnp almak zorunda kaldm. Sesi komu
gibi soluk soluayd. Daha nce arayamadm... kalabalkt. Kocam... Sus-
tu. ok fazla ey sylemiti.
Ziyan yok. Kayglanmayn, her ey yolunda.
Deil, dedi kadn. Yapacaklar ey ok korkun. Akl almaz.
Bana sylemek istiyor musunuz?
Mareali ldrecekler...
Mareali mi?
Ou Baas'. Mareal Smuts'u.
aa bir an konuamad, sonra sesi ykseldi. Bunu ne zaman yapmay
planladklarn biliyor musunuz?
Bugn. Onu bugn vuracaklar.
Buna imkn yok... nanmak istemiyordu. Ou Baas bugn Masa
Da-'na kt. Piknie gitti. Yannda...
Evet! Evet! Kadn hkryordu. Dada. Beyaz Kl onu dada bekliyor.
Ah, ulu Tanrm! diye fsldad aa. Kendini fel olmu gibi hissediyor-
du. Uzun bacaklarnn ii beton dolmu, cierlerine arlk km, soluk ala-
myordu.
Cesur bir kadnsnz, dedi. Bu yaptnz iin teekkr ederim.
Telefonu kapayp Centaine'in ekmecesini at. Altn oymal Beretta ta-
bancalar hediye kutusunun iindeydi. Birini eline ald, dolu mu diye bakt. Alt
kurun haznede, biri de namludayd. Ayr bir kutuda da yedekleri duruyordu.
Tabancay kemerine soktu, fieklii cebine tkt, kapya yneldi.
Tabancann kar karya gelmedike yarar olmazd. Ama av tfekleri si-
lah odasndaki dolaptayd. Cephane ayr yerde, dolap anahtar Jaguar'dayd.
Hepsini toplamak iin deerli dakikalar ziyan olacakt. Bunu gze alamazd.
-445-
Piknik grubu yola kal krk dakika olmutu bile. Da yolunun yarsna var-
m olabilirlerdi. Sevdii herkes oradayd... katil de onlar bekliyordu.
On merdivenleri atlayarak indi, Jaguar'n src yerine, kapsn amadan
stten bindi, motoru grltyle altrd. Dar yerde manevra yapp, arka las-
tikleri akllar saarak, mermi gibi ilerledi. Anreith kapsndan kt, dan di-
bine doru dar virajlar dne dne utu. Ka kere yoldan kmasna ramak
kald. Jaguar virajlarda itiraz mrltlanyla kar geliyor, gcrdyordu ama on
be dakika sonra Kirstenbosch Botanik Baheleri'nin kapsndan gemekteydi.
Sonunda aa arabay Orman Mdrl'nn nndeki otoparkta durdurdu.
teki arabalar srayla braklmt. Daimler, Bentley, Denys Reitz'n
Pac-kard'... ama baka araba yoktu otoparkta.
Ban kaldrp iki bin fitlik daa bakt. Skeleton Doruu'na kan kvrml
patikay grebiliyordu. Breakfast Kayas'ndaki gamze gibi ukuru ap,
sonra dan dz tepesine ulusan yol.
Patikadan bir dizi benek de grnmekteydi. Ormandan yeni kmlard.
Ou Baas'la bykbaba yine hzl adm gidiyor, birbirlerine ne kadar formda
olduklarn kantlamaya alyorlard. Elini gzne siper yaptnda Mater'in
san elbisesini, Tara'nn firuze eteini tand. Minik renkli noktalar.
Batakile-rin ok gerisinde kalmt ikisi.
aa komaya balad. lk alak yamac trs hzyla ald, nehir boyunu iz-
ledi, bir dizi dzensiz basamaktan kt. Hzla gidiyordu ama pabularnn alt
ince deriydi. Ona pek destek olmuyordu. Ormandan karken hzl hzl so-
luyordu. Gmlei terden srlsklamd. Dorua daha 100 fit vard. Piknik gru-
buyla aray biraz kapatm olduunu hemen grd. En nde giden iki kii Ou
Baas'la bykbabayd. Bu uzaklktan, hangisinin hangisi olduunu anlamaya
olanak yoktu. Onlarn birka adm gerisindeki Blaine'di. zellikle geri kal-
yor, ihtiyarlar glerinin zerinde hzl yrtmemeye alyordu. Grubun ge-
ri kalan ya toplu halde, ya tek banayd. Kadnlar en arkada kalmt.
aa derin bir soluk ekip bard. Kadnlar durdular, yamacn aasna
baktlar.
Durun! diye bard aa cierlerinin tm gcyle. Durun!
Kadnlardan biri el sallad. Herhalde Matty'ydi. Sonra tekrar trmanmaya
baladlar. Onu tanmamlard. Dur emrini de anlamamlard. nsan canls
bir sporcu sanmlard asa'y. Vakit kaybediyordu. Cierlerindeki yanmaya
aldrmadan, bozuk zemin zerinde sekerek tekrar komaya balad, srf irade-
sinin gcyle trmand.
Tara arkasna baktnda aa ancak metre gerisindeydi.
aa! diye bard kz. Sevinmi, ama ok da armt. Burada ne
iin...?
-446-
aa yldrm hzyla onun yanndan geti. Duramam, diye inledi, tr-
manmay srdrd, Anna ile Mater'in de yanndan geti.
Ne oldu, aa?
Sonra! Konumaya zaman yoktu. Tm varl o ac iindeki
bacaklarn-dayd. Terleri gzne giriyor, grn bulandryordu.
Grubun en bandakilerin dorua doru son yokua baladklarn grd,
durdu, tekrar barmay denedi. Sesi ac bir inilti gibi kt. Bykbabayla Ou
Baas tepeyi ap gzden kayboldular. Blaine ancak yirmi adm arkalarndayd.
Kurun sesi mesafeden tr bouk geldi. Ama aa yine de Mauser'in ti-
pik sesini tand.
Bir yerlerden naslsa bulduu yepyeni bir gle dorua doru trmand.
Yank hl kulaklarndayd. Birinin bardn duydu. Ya da kendi hkr
geliyordu kulana. Kan kulaklarnda zonkluyordu.

Manfred De La Rey btn geceyi saklanma yerinde geirmiti. Gne
doduunda ayaa kalkp kollarn saa sola sallad, melip doruldu, esne-
me hareketleriyle kaslarn amaya alt. Paltosuna ramen souk iliklerine
ilemiti. Birka adm geriye gitti, bbreklerini boaltt.
Paltosunu ve kazan kard. kisi de pazardan alnmayd. aretli, mar-
kal deillerdi. Manfred'in izi onlarla bulunamazd. kisini birbirine sarp bir
kayann kovuuna soktu, tekrar saklanma yerine yerleti, brandaya uzand.
nnde birka al vard. Kar tepeden inen patikaya nian ald.
nnde hibir engel yoktu. Kurunu namluya srp hazrland. Bekliyor-
du. Saatler geti ama o dikkatinden hibir ey kaybetmedi.
Sonunda bekledii olduu zaman, baka biri olsa aknla kaplrd. O
kadar ani oldu. Hibir uyar olmakszn, ne ayak sesi, ne konuma sesi duyul-
du. Uzaklk fazlayd nk. Birdenbire bir insan patikann tepesinde belirdi.
Arkasnda mavi gk fon oluturuyordu.
Manfred hazrd. Tfei omzuna kaldrd, gzn mercee dayad. Ada-
mn grnts bytlm olarak karsnda belirdi.
Yal bir adamd. ncecik, dar omuzlu. zerinde yakas ak beyaz bir
gmlek, banda sararm bir Panama apka vard. Gm rengi kei sakal
gnete parldyordu. Tfein 'art' iareti oktan gsne ayarlanmt. Ka-
faya nian almak gibi zppece numaralar yok, diye karar vermiti Manfred.
Onu kalbinden vuracakt.
Tetii ekti, Mauser kulak zarlarn delecek gibi patlad, kabzas omzuna
tepti.
-447-
Kurunun girdiini de grd, ince gmlek, adamn dar gsne yapt.
Hatta Manfred kurunun kn bile grd. Kanlarla birlikte adamn srtn-
dan kp uarken ince vcut imenlere devrildi, kanlar bir an daha havada
uutu, sonra dt.
Manfred ayaa kalkp komaya balad. Arabaya kadar nasl kaacan
santimi santimine planlamt. inde kabaran vahi sevin bacaklarna hz ve-
riyordu.
Arkada biri bard. Ac dolu, akn bir ses. Ama Manfred dnp arkas-
na bakmad.

aa doruu olanca hzyla koarak at. imenler zerinde yatan vcudun
bana iki kii melmiti. Dehet dolu suratlarla asa'ya baktlar.
aa yzkoyun devrilmi vcudu kollarna ald. Byle bir yara
aabildi-ine gre, herhalde dom-dom kurunu olmalyd. Srttaki k
deliine iki yumruunu yan yana sokabilirdi aa.
Umut yoktu, lmt. Kendini katlatrd. zlmeye sonradan bol bol va-
kit olacakt. imdi alma zamanyd.
Kimin yaptn grdnz m? diye sordu.
Evet. Blaine ayaa frlad. Bir an grdm. Oudekraal Kop'dan iniyor.
Mavi giymi.
aa dan bu taraflarn ok iyi tanrd. Her patikay, her kayay, her va-
diyi bilirdi.
Katil, Kop Tepesi'nin dibinden dnmt. Avantaj iki dakikadan fazla de-
ildi.
all yol, diye soludu aa. Oraya gidiyor. Yolunu Nursery Yar'nn
tepesinde keseyim. Tekrar komaya balad. Gerisin geri Breakfast
Kaya's-na kouyordu.
aa, dikkatli ol! diye bard Blaine arkasndan. Elinde tfek var...
grdm.
aa alt yolu bulup sapt, iki yerde sklayordu dallar. Bir yerde de heye-
landan yol kaybolmutu. Gerileyip boluun zerinden atlad. Dse, aas
be yz fitti. Dizleri zerinde kar taraf tutturdu, doruldu, yine komaya
balad.
Farknda olmadan patikaya kt, kar ynden koarak gelen mavili katille
iddetle arpt.
Adamn iriliini, omuzlarnn geniliini ancak fark edebildi. Birbirlerine
kenetlendiler, gs gse, yapk durumda yamatan aa yuvarlandlar.
-448-
arpmann etkisiyle katilin tfei elinden umutu ama aa onun kaslar-
nn yay gibi sertliini hissedebiliyordu. Adamn kuvvetini ilk fark ettiinde
oka kapld. Yenileceini ilk defa anlad. Olanca abasna ramen adam onu
srtst yatrd, ata biner gibi gsne oturdu.
Suratlar arasnda birka santim vard. Adamn siyah kvrck sakal ter
damlalaryla dolu, burnu arpk, kalar gr ve karayd ama asa'nn dikkatini
eken, onun yreinde korku uyandran ey... gzleri oldu. Saryd gzleri...
her naslsa ok da tandkt. asa'y elikletirdi o baklar. Korkusunu in-
sanst bir kuvvete dntrd.
aa bir kolunu kurtard, katili kendinden yeterince uzaklatrp kemerin-
den Beretta'y ekmeye alt. Geri kurunu namluya srmemiti ama, ksa
namluyu yukarya doru savurdu, adamn akana arptrd, kemiin atlad-
n duydu.
Kska gevedi, adam geri devrildi. aa dizst doruldu, Beretta'y dol-
durmaya urat. Bitirip doruldu. Kayann kenarna ne kadar yakn bir yere
yuvarlandklarnn farknda deildi daha nce. u anda tam kenarda,
dizs-tndeydi. Kolunu sabit tutup sakall kafaya nian almaya alt srada
katil yerinden frlad, iki ayan birden asa'nn gsne indirdi.
aa geriye doru utu. Tabanca ate ald ama, kurun dosdoru havaya
gitti. Kendisi kayann kenarndan aaya dyordu. Uurumun altna doru
bakt. Yzlerce fitti. Ama o ancak on fit dp bir am dalna sarld, ayana
kayann oyuunda yer buldu.
Kayaya yasland, yukarya bakt. Katilin ba st kenardan gzkt. O ga-
rip sar gzler bir an asa'ya ate saan baklarla bakt, sonra kayboldu. a-
a izmelerin patikada koarken kard sesi duydu, sonra tfein doldurul-
makta olduunu sesinden anlad.
imi bitirecek, diye dnd srada, Beretta'y hl elinde tutmakta ol-
duunu hatrlad.
Sol dirseini am dalnn evresinden att, Beretta'y yukardaki kayann
kenarna nianlad.
Katilin bayla omuzlan bir kere daha gkyzne kar belirdi. Mauser'in
namlusunu aaya doru eiyordu. Ama bu adan nian almak zordu. aa
namlu ayarlanamadan bir saniye nce ate etmeyi baard. Kurunun ete gir-
me sesini duydu, katil inledi, gzden kayboldu. Bir an sonra uzaktan baka bi-
rinin bard duyuldu. Bu Blaine'in sesiydi.
Katilin koan ayak sesleri ok hzlyd. Patikada ses giderek hafifliyordu.
Bir dakika kadar sonra kayann tepesinden asa'ya bakan Blaine oldu.
Bekle! Blaine'in yz kzarm, sesi titrekti. Deri kemerini belinden
ekti, ilmik yapp tokay takt.
- 449 -
Hkmedenler / F:29
Kayann kenarna yzst yatp ilmikli kemeri asa'ya sarktt, aa kolu-
nu ilmikten geirdi. Blaine gl bir erkek olmasna, kollan ve gs ar de-
recede gelimi olmasna ramen (bunu poloya borluydu), asa'y kayann
tepesine alana kadar dakikalarca uratlar.
Birka saniye yan yana, hareketsiz yattlar, sonra aa kendini itip dorul-
du, patikada kaa kovalamak zere dengesiz admlarla ilerledi. On adm at-
madan Blaine onu gemiti. Hzla kouyordu. Onun sergiledii rnek asa'ya
da hz verdi. Blaine omzunun zerinden, Kan! diye bard. Yoldaki yass
bir ta zerinde gzne arpan krmz lekeyi gsteriyordu. Vurmusun onu!
all yola vardlar, inmeye baladlar. Omuz omuza kouyorlard. Yoku
aa olunca, pek de zor saylmazd. Daha ilk dnemece varmadan, aa or-
manda bir motorun altn duydular.
Arabas var! diye bard Blaine. Motor sesi ykseldi, sonra uzaklat.
Susup dinlediler. asa'nn bacaklan artk onu tamyordu. Yolun ortasna
kt kald.
Cecilia Orman stasyonu'nda bir telefon vard. aa oradan Komiser Nel'i
polis merkezinde arad, katili tarif etti.
Hzl hareket etmeniz gerek. Belli ki adam kan planlam.
Daclk kulbnn, istasyonda sedyeleri de vard. Bu da her yl birok
can alrd. Mdr onlara alt siyah tayc verdi, hep birlikte Skeleton
Tepe-si'ne ktlar.
Kadnlar oradayd. Centaine'le Anna gzyalarna gmlmlerdi. Avun-
mak iin birbirlerine sarlyorlard. lnn zerine hallardan birini rtm-
lerdi.
aa cesedin yanna diz kt. Sir Garry Courtney'in yz hatlar iyice
km, burnu tm heybetiyle ortaya kmt. Kapal gzleri ok ukurdu.
Ama hl o gururu vard. Sezar'n lm maskelerinden birine benziyordu.
aa onu alnndan pt. Teni souk geldi.
Ayaa kalktnda Mareal Smuts elini onu avutmak istercesine omzuna
koydu. zgnm, evladm, dedi. O kurun aslnda banayd.
Manfred De La Rey direksiyonu tek eliyle kullanarak arabay yolun kena-
rna ekti. Morris'in src yerinden inmedi, motoru da susturmad. Yalnzca
tulumun n dmelerini at.
Kurun koltukaltnn hemen aasndan girmi, pektoral kasn kaim do-
kusunu delip yukar ynelmiti. k yerini bulamyordu. Demek kurun hl
vcudundayd. Omzunun arkasn yavaa yoklad. ok duyarl bir yere
dedi parma. Dokunduunda neredeyse istemeden baracakt.
- 450 -
Kurun derinin hemen altnda yatyordu. Ama gs boluuna girmemi
gibiydi. Mendilini koltukaltndaki yaraya bastnp tulumu tekrar ilikledi, saatine
bakt. On bire birka dakika vard. Kendi ulusunu zgrle kavuturacak
kurunu sktndan bu yana yirmi dakika gemiti.
ine inanlmaz bir sevin doldu, yarasnn acsn unutturdu. Arabay tek-
rar yola kard, ar ar dan yamac dibinden srd, Woodstock yolunda
ilerledi. Demiryolu deposunun kapsnda bekiye bir paso gsterdi, girip
Mor-ris'i tuvaletlerin dna, nbeti bitmi makinistlerin arabalarnn yanna
park etti.
Mauser'i Morris'in kanepesinin altna brakt. Silahn da, arabann da a-
resine baklacakt. Hzla tuvaletin arka kapsna ilerledi. Onu ierde bekliyor-
lard.
Roelf mavi tulumdaki kanlar grnce telala ayaa frlad.
yi misin? Ne oldu?
Smuts ld, diye karlk verdi Manfred. Onun cokun neesi onlara da
bulat. Alklamadlar, konumadlar, yalnzca sessizce durup bu tarihsel ann
tadn kardlar.
Birka saniye sonra Roelf sessizlii bozdu. Yaralsn.
Stormjagter'lerden biri kp Morris'i gtrd. Roelf, Manfred'in tulumu
karmasna yardm etti. Artk kanama pek azalmt ama yarann evresinde-
ki etler imi ve rmt. Kurunun delii kara bir benekti. inden pem-
be lenfler akyordu. Roelf yaraya pansuman yapt, bir demiryolu ilkyardm
antasndan ald sarglarla sard.
Manfred sol kolunu pek kullanamadndan, sakaln Roelf sabunlayp t-
ra etti. Sakal gidince Manfred birden genleti. Yakkl, tertemiz bir gen
oldu. Ama kan kaybndan solgun, yaradan tr dermanszd. Ona temiz bir
tulum giydirdiler. Roelf bana da bir itfaiyeci kasketi geirdi.
Yaknda yine buluacaz, dedi Roelf ona. Senin dostun olmaktan gu-
rur duyuyorum. Bugnden balayarak yaadn srece an eref senindir.
Makinist kprdad, Gitmemiz gerek, dedi. Roelf'la Manfred el skt-
lar, sonra Manfred dnd, makinistin pei sra tuvaletin arka kapsndan kt,
peron boyunca, bekleyen lokomotife yrd.
Kuzeye gitmekte olan treni polis Worcester stasyonu'nda durdurdu. Btn
bavullar ap aradlar. Bir polis lokomotife girdi, oray da arad. Sorun
ne? diye sordu makinist.
-451-
Bir cinayet ilendi. Masa Da'nda bu sabah kodamanlardan biri vurul-
du. Karayoluna barikatlar kuruldu, katilin de ekali var. Kara tat, gemi,
tren... her eyi aryorlar...
Kim ld? diye sordu Manfred. Polis omuz silkti.
Bilmiyorum, dostum. Ama koparlan patrtya baklrsa nemli biri. Pe-
rona indi, birka dakika sonra yeil k yand, tren istasyondan hareket edip
kuzeye yolland.
Bloemfontein'e vardklarnda Manfred'in omzu kocaman mor bir yumru
halinde imi, acsna dayanlmaz olmutu. Kede iki bklm oturuyor, ya-
vaa inliyor, baylmamak iin kendini g tutuyor, ikide bir gzleri
karar-yordu.
Roelf telefon etmiti. Burada onu karlayp Bloemfontein deposunda sak-
layacak arkadalar vard.
Nereye gidiyoruz?
Doktora, dediler ona. Gerek, o karanlk ve acnn arasnda paralanp
kayboldu.
Kloroformun o boucu kokusunu duydu. Kendine geldiinde gneli bir
odada, yataktayd. Omzu beyaz sarglarla sarlmt. Hl anesteziden ba d-
nyor, midesi bulanyordu ama, artk kendini salkl hissetmekteydi.
Pencerenin yanndaki sandalyede bir adam oturuyordu. Manfred'in kendi-
ne geldiini grr grmez yaklat.
Kendini nasl hissediyorsun?
Pek fena saylmaz. Oldu mu... ayaklanma? nsanlarmz iktidar ele ge-
irdi mi?
Adam ona garip garip bakt. Bilmiyor musun? diye sordu.
Yalnzca baardmz biliyorum... diye balad Manfred. Ama adam
eline bir gazete alp yatan zerine koydu, Manfred maneti okurken de ya-
nnda durdu:
MASA DAI'NDA CNAYET
OB, NL TARHY LDRMEKLE SULANIYOR
SMUTS 600 KNN TUTUKLANIP HAPSEDLMESN EMRETT
Manfred gazeteye anlamaz baklarla bakyordu. Adam konutu. Sen
yanl insan vurmu, ldrmsn. Smuts'a bekledii frsat vermi olduk.
-452-
Btn liderlerimiz tutukland. imdi seni aryorlar. Tm lke insan avnda.
Burada kalamazsn. Polisin her an gelmesini bekliyoruz.

Manfred bakalarna teslim edildi, kentten bir kamyonun arkasnda, le
kokan ham deriler altnda ayrld. Ossewa Brandwag, tutuklamalar sonucu
sarslmt. Serbest kalan liderler korku iinde saklanyordu. Kimse bir kaa
barndrma riskini gze alacak durumda deildi. Manfred durmadan elden ele
geirilip duruyordu.
Yaplan plan, cinayetten ve baarl bir ihtilalden tesini kapsamyordu.
yle olsa, Manfred bir halk kahraman olacak, cumhuriyet hkmetinde hak-
k olan yere kavuacakt. imdi ise kap saklanmak zorunda kalyordu. Has-
ta ve zayft. Bana be bin sterlin dl konmutu. Kimse istemiyordu onu.
Tehlikeli bir riskti Manfred. Birini bulunca hemen onu teslim ediveriyorlard.
Tutuklanp hapsedilenlerin listesine baktnda, tand pek ok isim bul-
du. zlerek Roelf'la Peder Tromp Bierman'n adlarn da o listede okudu.
Sarah'n, Trudi Hala'nn, kzlarn durumunu merak etti. Ama dnmeyi,
konsantre olmay zor buluyordu. Umutsuzluk onu insanlktan karmt. Av-
clarn kovalad yaral bir hayvann korkusunu tadyordu.
Johannesburg'a varmas sekiz gn srd. Witwatersrand'a isteyerek git-
miyordu. Koullar oraya srklyordu onu. Yardm edenler oraya gtryor-
du. Trenle, kamyonla, daha sonra, yaras iyilemeye balaynca da gecelen
yaya olarak, sonunda kente vard.
Bir adres vard elinde. Kardelik tekilatnda bavurabilecei son isim. s-
tasyondan tramvaya bindi, giderken sokak numaralarna bakt.
36 numarada inecekti. Yanlarda baheli evler grnyordu. Bir sonraki
durakta inmek zere ayaa kalkt. O srada 36 numarann yaknnda bir polis
niformas grd, son duraa kadar tramvaydan inmedi.
ndii yerde, kar kaldrmda bir Rum kahvesi grd. Girip kendine bir
kahve syledi, son kurularyla hesab dedi, yava yava yudumlad. Finca-
nn zerine iki bklm eilmi, dnmeye alyordu.
Son sekiz gnde saysz polis barikatinden kamt. Ama artk ansnn
tkenmekte olduunu hissediyordu. Artk saklanabilecei bir yer yoktu. Yo-
lun sonu buradan daraacna varyordu.
Kahvenin penceresinden karlara bakarken gzne bir levha iliti. Belle-
inde bir eyler kprdyor, ama o bir trl kavrayamyordu. Birden iinden
bir sevin ykselir gibi oldu, umutlar tekrar yavaa parldad.
- 453 -
Kahveden kt, adn tand soka izledi. Mahalle abucak bozuldu, ge-
cekondularla doldu. Artk beyaz insan grnmez oldu. Pencerelerde, le ko-
kulu bina aralklarnda grd siyah yzler, onu Afrika rklarn ayran o kor-
kun boluun te yanndan ifadesiz gzlerle seyrediyorlard.
Aradn buldu. Kk bir dkkn. Her ey satan bir dkkn. ersi siyah
mterilerle doluydu. Glyor, grlt yapyorlard. Kadnlar bebeklerini srt-
larna balamlard. eker iin, sabun iin, gaz iin, tuz iin pazarlk ediyor-
lard. Dkkna bir beyazn girdiini grnce grltleri hafifledi, ona saygyla
yol verdiler, yzne bakmadlar.
Dkknn sahibi yalca bir Zulu'ydu. ok gr bir sakal vard. Pamuklar
gibiydi. Batl takm elbisesi giymiti. Servis yapmakta olduu siyah kadn
brakp Manfred'e yaklat, ban saygyla eip onun syleyeceini dinleme-
ye hazrland.
Sonunda, Benimle gelin, Nkosi, deyip Manfred'i dkknn arkasndaki
depo odasna soktu.
Beklemeniz gerek, dedi. Belki de uzun sre. Onu orada yalnz brakt.
Manfred eker uvallarnn zerine kvrld. Karn ackmt. Omzu yeni
batan zonkluyordu. Uykuya dald. Bir el omzunu sarst, tok bir ses kulan-
da yankland.
Beni nerede arayacan nasl bildin?
Manfred abalayp ayaa kalkt. Babam syledi seni nerede bulacam,
dedi. Merhaba Swart Hendrick.
Uzun yllar geti, kk Manie. Koca Ovambo ona eksik dilerinin ar-
dndan srtt. Yara izli kafas top gllesi gibi kara ve parlakt. Uzun yllar...
ama tekrar karlaacamzdan bir an bile kuku duymadm. Onca yl. Yaban
diyarlarn tanrlar bizi tekrar bir araya getirdi, kk Manie. Geleceini bili-
yordum.
kisi Swart Hendrick'in evinin arka odasnda oturuyorlard. Drake iftlii
denilen gecekondu blgesinin tula evlerinden biriydi ev. Ama tulalar pi-
memiti. Bu evi evredeki dier yoksul evlerden ayrt etmeye olanak yoktu.
Swart Hendrick beyaz polisin dikkatini kendine ve servetine ekmemeyi
-reneli epey zaman olmutu.
n odada kadnlar yemek piiriyor, bir yandan konuuyor, ocuklar ba-
rp glyordu. Swart Hendrick'in, mevkiine uygun olarak, kentte alt kars
vard. yi bir iliki iinde yaayp gidiyorlard. Tekeli Batl kadnlarn o ks-
kanl yoktu bu kadnlarda. Eski kadnlar, yenilerinin seiminde fikir yr-
- 454 -
tyor, kadn bolluundan prestij kazanyorlard. Kocalarnn kye gidip ora-
daki karlarn ve ocuklarn grmesine de kar kmyorlard. Kydeki o-
cuklar belli bir yaa gelince kente almyor, okula balyor, kendilerini bir sr
vey anne arasnda buluyorlard. Kydeki gibi sevgi gsteriliyordu onlara
yine.
ocuklardan kk olanlar evde serbeste koup oynamaktaydlar. Bir ta-
nesi gelip Manfred'le konumakta olan Swart Hendrick'in kucana kt.
Hendrick bir yandan onu kpek yavrusu gibi okad. Bira testisi boalnca el-
lerini rpt, gen karlarndan biri gelip yeni bir testi getirdi, diz kp uzatt.
Demek byle, kk Manie. Her eyi konutuk, sylenecek ne varsa sy-
ledik, ama yine ayn soruna vardk. Swart Hendrick bira testisini bana di-
kip koca bir yudum ald, yuttu. Dudaklarn yalad, st dudandaki kpkleri
sildi, testiyi Manfred'e uzatt. Sorun u. Her tren istasyonunda, her kara-
yolunda beyaz polis seni aryor. Bana dl bile koydular. Hem de ne dl!
Ah, kk Manie! Senin uruna be bin sterlin deyecekler! nsan o parayla
ka sr, ka kadn alabilir! Susup sorunun cevabn dnd, vazgeip ba-
n iki yana sallad. Johannesburg'dan ayrlp kuzeydeki byk nehri ge-
mek iin sana yardm etmemi istiyorsun. Beyaz polis beni yakalarsa ne yapar?
Seni astklar aaca m asarlar, yoksa Ou Baas Smuts'un ve Kral Georgy'nin
ta ocaklarna almaya m yollarlar? Swart Hendrick gsterili biimde iini
ekti. Zor bir soru bu, kk Manie. Bana cevabn verebilir misin?
Sen benim babam saylrdn, Hennie, dedi Manfred alak sesle. Bir ba-
ba kendi olunu srtlanlarla akbabalara brakr m?
Eer babansam, kk Manie, neden senin suratn beyaz da benimki si-
yah? Hendrick glmsedi. Aramzda hi bor yok. Hepsi oktan dendi.
Babamla sen karde gibiydiniz.
O gnlerden bu yana nice kavurucu yazlar geti. Hendrick ban h-
znl hznl sallyordu. Dnya da, iindeki her ey de ok deiti.
Bir ey var ki asla deimez... yllar gese bile, Hennie.
Neymi o, ey bana baba diyen beyaz yzl evlat?
Elmas, siyah babam benim. Elmas asla deimez.
Hendrick ban sallad. O halde elmastan konualm.
Bir tek elmas deil, dedi Manfred. Pek ok elmas. Torba dolusu elmas.
Yalnz senin ve benim bildiimiz bir yerde yatp duran elmaslar.
Tehlikesi ok fazla, dedi Hendrick kardeine. Kafamda kukular cana-
var gibi dolayor. Belki elmaslar gerekten ocuun dedii yerdedir ama ku-
-455-
ku yakam brakmyor. Babas kurnaz adamd. Kat ve acmaszd. Bana o-
lan da ona benzedi gibi geliyor. Aramzdaki dostluktan sz ediyor ama artk
ondaki scakl hissedemiyorum.
Moses Gama atee doru bakt. Gzleri kara ve ifadesizdi. Smuts'u l-
drmeye alt, diye mrldand ters ters. Eski Boer'lere benziyor. Kan
nehrinde bizim insanlarmz kesip byk eflerin gcne son verenlere. Bu
sefer de 1914'deki gibi yenildiler ama yok olmadlar. Yine kalknp savaa-
caklar bu Boer'ler. Uzak diyarlardaki sava sona erince, silahlarn alp tekrar
Smuts'la partisinin zerine yryecekler. Byledir beyaz adam... ok tarih
okudum ben... bar geldi mi, en ok savam olanlar reddeder, itiverirler.
Bence gelecek atmalarnda Smuts itilecek, Boer'ler kazanacak... bu beyaz
ocuk da onlardan biri.
Haklsn, kardeim, diyerek ban sallad Hendrick. Ben o kadar ileri-
ye bakmamtm. O bizim halkmzn dman. O ve onun gibiler iktidara ge-
lirse, cesaret konusunda ac bir ders verecekler bize. Onu arayanlara teslim et-
mem gerek.
Moses Gama soylu ban kaldrd, atein karsndan aabeyine bakt.
ounluun zayfl ufuklar grememesidir... baklar ancak gbekle-
rinin hizasna kadar uzanr, dedi Moses. Sen o zayfl kabullendin... ne-
den, aabey, neden o zayfln zerine kmaya almyorsun? Neden
gz-lerini kaldrp da ufuklara bakmyorsun?
Anlayamyorum.
Bizim halkmz iin en byk tehlike, o korkun sabrlar ve pasiflikleri-'!
dir. Biz kurnaz bir obann sopas altnda koca bir sr gibiyiz. O babaca
des-potluuyla bizi sindirir. oumuzun akl da ermediinden, bunu kabulleniriz,
o kabullenmeyi memnunluk sanrz. Ama o oban stmz saar, can iste-
yince de etimizi yer. O bizim dmanmzdr. Bizi o esaret iinde yle sindir-
mitir ki, bu sry isyan ettirmeye imkn yoktur.
Eer o dmanmzsa, ya eski Boer'ler dediklerin ne? Hendrick
afalla-mt. Onlar daha beter dman deil mi?
Halkmzn nihai zgrl onlara bal olacak. Onlar kurnazl,
yap-mackl olmayan insanlar. Kabal, sertlii saklayan glmsemeler,
nezaket onlara gre deil. Onlar korku ve nefretle dolu, fkeli insanlar.
Kzlderililerden ve Yahudilerden nefret ederler. ngilizlerden nefret ederler.
Ama hepsinden ok da siyah kabilelerden nefret ederler, nk biz ouz,
onlarsa az. Bizden nefret eder. bizden korkarlar, nk bizim hakkmz olan
ey onlarn elinde. Nefretlerini de s aklayamazlar. Saklayamayacaklar.
ktidara gelince, bize, bizimle halkmza esaret kelimesinin gerek anlamn
retecekler. Yaratacak-
- 456 -
lan basklarla siyah kabileleri, eskiden sryken imdi paspas yapacaklar. Biz
bu senin beyaz ocuk iin ve onun temsil ettii her ey iin dua etmeliyiz.
Halkmzn gelecei ona bal.
Hendrick uzun sre atee bakp oturdu, sonra kocaman siyah kafasn ya-
vaa kaldrd, kardeine gzlerinde dehet ifadesiyle bakt.
Bazen bana yle geliyor ki, babamn olu, bizim kabilenin en bilge ada-
m sensin, diye fsldad.
Swart Hendrick, sangoma'y, kabilenin ila ustasn artt. Adam
Manf-red'in omzu iin bir lapa hazrlad. Scak, le kokan bu lapa omzuna
konunca ok iyi geldi, on gn iinde Manfred yolculua kacak kadar
iyileti.
Ayn sangoma Manfred'in derisi iin de bir ot ilac hazrlad. Srnce de-
risinin rengi kuzey kabilelerininki gibi koyulayordu. Gzler... Manfred'in o
sar gzleri pek de ciddi bir sorun deildi. Madende grevini bitirip evine
dnmekte olan siyah iilerde, bu dnyann sekin insanlarndan olduklarn
kantlayan baz iaretler vard. Biriktirdikleri hazineleri koyduklar teneke
sandklar, hesap miktarlarn gsteren postane czdanlar, gm rengi ma-
denci miferleri... ve son olarak da, gne gzl.
Manfred'in yolculuk belgeleri, Hendrick'in Bufalolarndan biri tarafndan
hazrland. Gerek belgelerdi. i trenine binerken gne gzln takmt.
Teni teki iilerinki kadar koyuydu. evresini hep Hendrick'in Bufalola-r
sarmt. Onu aralarnda koruyorlard.
Gneybat Afrika'da yolculuk yaparken karlat beyaz yetkililerin hi
yzne bakmamasn geri garip buluyordu ama, bu durum iine geliyordu.
Manfred siyah olduu iin adamlarn baklar yznden kayarak geiyor,
orada durulamyordu.
Manfred'le Hendrick, Okahandja'da trenden indiler, bir grup iiyle bir-
likte Hendrick'in kynn tarafna giden bir otobse bindiler. Yol scak ve
tozluydu. Kuzeye, sonsuz bo alanlara doruldular.
Geen mevsimde bereketli yamurlar yamt. Gney Kavango'nun pek
ok yerinde su buldular. l ufuklarndaki kayalk tepeleri on be gn sonra
grdler.
Manfred kayalara yaklarken kendisinin bu le ne kadar yabanc oldu-
unu hissediyordu. Hendrick'le babas burann malyd. Oysa Manfred ocuk-
luundan beri hep kasabalarda, kentlerde yaamt. Hendrick olmasa, bura-
nn yolunu dnyada bulamazd. Zaten bu yolda iki gn bile sa kalamazd ko-
ca Ovambo'nun yardm olmadan.
Hendrick'in Manfred'i gtrd tepe de tpk tekilere benziyordu. An-
cak yamaca trmanmaya baladklar zaman gen adamn bellei bir eyler ha-
-457-
trlamaya balad. Belki bilerek bastrmt o anlar. imdi hepsi capcanl or-
taya kmaktayd. Manfred babasnn ateli yzn grebiliyor, ryen etin-
den gelen kangren kokusunu duyabiliyordu. Babasnn onu gvenli bir yere
yollayabilmek iin syledii sert szleri hatrlaynca da ayn acy duydu.
Ama o acya kar zihnini kapatverdi.
Dosdoru kayadaki yara gidip bana meldi. Aaya bakp da orada
karanlk glgelerden baka bir ey gremeyince yrei burkuldu.
Demek gitmi mehur elmaslar, diyerek gld Hendrick onun kaygla-
rn grnce. Belki de akallar yemitir onlar.
Manfred ona aldrmadan srt antasndan bir balk oltas kard. Ucuna
salam bir deri erit ve yeni bir kanca takt, yara sarktt. Sabrla urat,
kancay takmaya alt. Hendrick kayalar arasndaki glgeye oturmu onu
seyrediyor, hi cesaret vermiyordu.
Kanca derinlerde bir eye takld, Manfred oltay ekti. Gelmiyordu. Bile-
ine sard, yavaa artrd bir kuvvetle ekti. Bir ey zld, olta bo gel-
meye balad. Manfred ar ar yukar ald, ucuna bakt. Kancann ucu
dz-lemiti ama, dikenine bir uval parasnn takl olduu grlyordu.
Kancay tekrar kvrd, aaya sarktt. Derinlikleri yoklad, santim santim
inip kt. Yarm saat abaladktan sonra kancay tekrar takmay baard.
Bu sefer arlk aaya dmedi. Manfred yavaa ekti. Bir eyin sert
granit duvarlara srtndn duyuyordu. Neden sonra biimsiz, ikin bir
torba, derinlerde gze grnr hale geldi. Manfred onu yavaa ekip ald.
Soluunu tutmutu. Tam yakalad srada eskimi uval yrtld, prl prl ta-
lar Manfred'in evresine, yerlere sald.
Elmaslar nceden kararlatrdklar gibi eit olarak ikiye bldler, sonra
kura ektiler. Hendrick kazand, bir kmeyi seti. Manfred kendine denleri,
yannda getirdii bo ttn kesesine doldurdu.
Doru sylemisin, kk Manie, diye kabullendi Hendrick. Senden
kukulanmakla hata etmiim.

Ertesi akam nehre ulatlar, atein yannda yan yana uyudular. Sabah ol-
duunda battaniyelerini rulo yapp karlkl durdular.
Hoa kal, Hennie. Belki yollarmz yine karlar.
Syledim sana, kk Manie, yaban diyarlarn tanrlar bizi birbirimize
balam. Yine karlaacaz, bundan eminim.
O gn bekleyeceim.
Baba oul olarak m, can dman olarak m karlaacamz ancak tan-
-458-
rlar bilir. Hendrick bunu syledikten sonra ykn srtna vurdu, arkasna
bakmadan gney llerine doru yola koyuldu.
Manfred o gzden kaybolana kadar ardndan bakt, sonra dnd, nehir k-
ysn kuzeybatya doru izlemeye balad. Akamst bir nehir kyne geldi.
ki gen onu kanolaryla Portekiz tarafna geirdiler. hafta sonra Manfred,
Luanda'ya ulat. Oras Portekiz kolonisinin bakentiydi. Hemen Alman
Konsolosluu'nun koca demir kapsn ald.
Luanda'da hafta daha bekledi ama Berlin'deki Abwehr'den emir gel-
medi. Manfred bu gecikmenin bilerek byle ayarlandn yava anlad. Ona
verdikleri grevde baarszla uramt. Nazi Almanya'snda byle bir ey
balanamazd.
Elmaslarn en kn gerek deerinin pek azna satt, cezasn bekle-
meyi srdrd. Her sabah Alman Konsolosluu'na uruyor, askeri atae zor
saklad bir tiksintiyle onu geri eviriyordu.
Henz emir yok, Herr De La Rey. Sabrl olmalsnz.
Manfred gnlerinin ounu rhtm kahvelerinde geiriyor, geceleri ucuz
hanlarda kalyor, baarszlnn her ayrntsn uzun uzun dnyor, ya da
toplama kampndaki Tromp Amca'yla Roelf' hatrlyor... Berlin'deki Heidi
ile ocuunu merak ediyordu.
Sonunda emir geldi. Kendisine bir Alman diplomatik pasaportu verildi, bir
Portekiz ilebiyle Kanarya Adalan'na gitmesi istendi. Oradan sivil olarak bir
spanyol uana binip Lizbon'a utu.
Lizbon'da da bilerek yaplan kabalklarla yz yze geldi. Onu yine kendi
yatacak yerini kendi bulmak zere salverdiler, yeni batan o gelmeyen emir-
leri beklemeye koyuldu. Albay Sigmund Boldt'a ve Heidi'ye zel mektuplar
yazd. Konsolosluktaki atae ona mektuplarn diplomatik kuryeyle Berlin'e
gittii konusunda gvence verdi ama, hi cevap gelmedi.
Manfred bir kk elmas daha satt, Tagus Nehri'ne bakan eski bir binada
geni bir daire kiralad, uzun gnlerini okuyarak, alarak, yaz yazarak ge-
irmeye balad. ki edebi projeyi bir arada yrtyordu. Biri Gney Afri-
ka'nn siyasal tarihi, biri de kendi otobiyografisiydi. Her ikisini de kendi iin
yapyor, bastrmay, yaynlatmay dnmyordu. Portekizce rendi. Emekli
bir okul mdrnden ders alyordu. Hocas da ayn binada oturmaktayd. Her
gn sk idman yapyordu. Sanki hl profesyonel boksrd. Kentteki btn
sahaflarn yerini rendi, bulduu her hukuk kitabn satn ald. Almanca,
ngilizce ve Portekizce olan kitaplarn tmn okudu. Ama vakti hl gere-
inden boldu. Dnyay saran atmada rol alamadna bozuluyordu.
-459-
atma Mihrak Kuvvetleri'nin aleyhine dnd. Amerika Birleik Devlet-
leri de savaa girmiti. Uan kaleler Alman kentlerini bombalyordu.
Manf-red, Kln'n nasl bombalandn okudu, Portekiz'e geldiinden beri
belki yznc defa Heidi'ye mektup yazd.
hafta sonra, Alman Konsolosluu'na yine her zamanki gibi uradnda
askeri atae ona bir zarf uzatt, Manfred zerinde Heidi'nin el yazsn ta-
nynca sevinten uacak gibi oldu. Heidi ona daha nceki mektuplarnn hi-
birini almadn, onu lm sandn sylyordu. Sa kald iin ardn,
Tanr'ya krettiini anlatyor, Lothar'la kendisinin bir fotorafn yollu-
yordu. Resimde Heidi biraz kilo alm gibiydi. Ama bu haliyle eskisinden bi-
le daha gzeldi. Aradan geen yllk sre iinde olu da yaman bir delikan-
l olmutu. Bukle bukle sar salaryla, ilerde ok yakkl olacak gibiydi.
Hem gl, hem gzel. Resim siyah beyaz olduu iin gzlerin rengini pek
gstermiyordu. Manfred'in ikisine duyduu zlem neredeyse iini
kavuracak-t. Heidi'ye uzun, ihtiras dolu bir mektup yazd, kendi durumunu
anlatt, ondan seyahat izni almak ve ocukla birlikte Lizbon'a gelmek iin
elinden geleni yapmasn istedi. Pek ayrntya girmemesine ramen, ona
parasal durumunun ailesine bakmaya elverili olduunu, ileriye dnk
planlarnn tm aileyi kapsadn da belirtti.

Heidi De La Rey uyank yatyor, gecedir gelen bombardman uaklar-
nn sesini dinliyordu. Kentin merkezi mahvolmu, opera binas ve tren istas-
yonu tmyle yklmt. Propaganda Bakanl'ndan alabildii bilgilere gre,
Mttefik Kuvvetler Fransa ve Rusya'da zaferler kazanyorlard. Yz bin Al-
man askerinin Minsk'de Ruslara yenildiini de biliyordu.
Yannda Albay Sigmund Boldt tedirgin bir uyku uyumaktayd. kide bir
dnyor, homurdanyordu uykusunda. Heidi onun bu halinden o kadar rahat-
sz oluyordu ki, Amerikan uaklar bile bu kadar rahatsz etmiyordu onu.
Boldt'un kayglanmakta hakk var, diye dnd. Fhrer'e suikast giriimin-
den bu yana hepsi kayglyd zaten. Heidi sulularn idamna ait filmi seyret-
mi, ektikleri acnn her zerresini grmt. Filmde et kancalarna aslyd
adamlar. General Zoller de onlarn arasndayd.
Sigmund Boldt hainlerden biri deildi. Heidi emindi bundan. Ama olay-
dan doan deprem dalgalarna yakalanacak kadar yaknndayd olaylarn. He-
idi yaklak bir yldan beri metresiydi onun. Adamn ilgisinin azalmaya ba-
ladn hissediyordu. Parlak gnlerinin de sonu gelmekteydi beri yandan. Ya-
knda kendisi yine yalnz kalacakt. Kendini ve Lothar' besleyecek zel yi-
yecek vesikalar da olmayacakt.
-460-
Uaklarn sesini dinledi. Baskn bitmiti. Motor sesleri uzaklayor, sivri-
sinek vzltsn andryordu. Ama yine geleceklerdi. Uaklarn gidiinden
sonraki sessizlikte Manfred'i ve durmadan yazd, kendisinin cevapsz brak-
t mektuplar dnd. Lizbon'dayd Manfred. Portekiz'e kimse bomba at-
myordu.
Ertesi gn kahvaltda Sigmund'la konutu. Ben yalnzca kk Lothar'
dnyorum, dedii zaman adamn ifadesinde bir rahatlama sezer gibi oldu.
Belki o da patrt karmadan Heidi'den kurtulmann yollarn aryordu.
leden sonra Heidi oturup Manfred'e bir mektup yazd. Lizbon'daki Alman
Konsolosluu eliyle. Zarfa kendisinin ve Lothar'n bir de resmini koydu.
Allbay Sigmund Boldt abucak harekete geti. Yolculuk iin gerekli bel-
geleri bir haftada karttracak nfuzu hl vard. Heidi'yle ocuu siyah bir
Mercedes'e bindirip Tempelhof Havaalan'na gtrd, orada Heidi'yi pp
iyi yolculuklar diledi, Junkers nakliye uana bindirdi.
gn sonra Sigmund Boldt Grnewald'daki evinde tutukland, Gestapo
merkezindeki sorgusu srasnda, kendisinin masum olduunu iddia ede ede ld.
Kk Lothar De La Rey Afrika'y ilk defa, Masa Koyu'na girmekte olan
Portekiz ilebinin gverte parmaklklar arasndan grd. Annesiyle babasnn
arasnda duruyor, ikisinin elini tutuyor, rmorklar gemiyi karlamaya gelir-
ken neeyle glyordu.
Sava iki yl nce bitmiti. Ama Manfred yine de ailesini Afrika'ya getir-
meden nce olaanst tedbirler alm bulunuyordu. nce, sava sonunda
serbest braklan Tromp Amca'ya mektup yazm, ondan aile haberleriyle si-
yasal haberleri almt. Trudi Hala iyiydi. Kzlarn ikisi de evlenmiti. Roelf
de sava sonunda serbest braklm, niversitedeki iine geri dnmt.
Sa-rah ile ikisi mutlu hayatlarn srdryor, yl sonundan nce aileye yeni
bir bebein daha katlmasn bekliyorlard.
Siyasal haberler de olumluydu. Ossewa Brandwag ve dier yar askeri
kurulular gzden dm, datlmt ama, yeleri Doktor Daniel Malan'in
Milliyeti Parti'sine girmilerdi. Parti genlemi, kuvvetlenmiti onlar kat-
lnca. Afrikaner'lerin kaynaml hibir zaman bu kadar salam olmamt.
Pretoria'daki bir tepeye dikilen Voortrekker ant onlara g ve ilham veriyor,
ilerinden Smuts'un ordusuna katlp Kuzey Afrika'da savam olanlar bile
yava yava ortak amaca doru kayyorlard.
Smuts'a ve onun Birleik Parti'sine kar bir tepki olumaktayd. Genel
kanya gre Smuts, kurulmasna yardmc olduu ngiliz Milletler Topluluu'
nun karlarn, Gney Afrika'nn karlarndan daha n plana almaktayd.
-461 -
Ayrca Smuts bir siyasal hata yapm, ngiltere kraliyet ailesini lkeyi zi-
yaret etmek zere davet etmiti. Onlarn gelmesi, ngilizce konuanlarla
Afri-kaner'ler arasndaki kutuplamay daha da belirgin hale getirmi,
Smuts'u tutanlarn bile pek ou bu ziyaret sonucu gcenik bir havaya
girmiti.
Doktor Hendrik Frensch Verwoerd, Stellenboch niversitesi'ndeki gre-
vinden ayrlp Die Vaderland'n bayazar olmu biriydi. Gazetesinde krali-
yet ailesinin ziyaretine bir tek kere deinilmesine izin vermi, onda da, oku-
yucularna Johannesburg'da yabanc konuklar bulunduundan trafiin ska-
can, hazrlkl bulunulmasn sylemiti.
Gney Afrika Parlamentosu'nun alnda Doktor Daniel Malan da, Milli
liyeti Parti'nin yeleri de yoktu. Protesto gsterisi olarak, gelmemeyi se
mislerdi.
Tromp Amca mektubuna son verirken, Yani senin anlayacan, frtna-
dan daha glenmi ve arnm olarak ktk, diyordu. abalarmzda
artk daha kararlyz. nmzde byk gnler var, Manie. Yuvana dn
Senin gibi kimselere ihtiyacmz var.
Manfred yine de hemen dnmedi. nce Tromp Amca'ya bir mektup daha
yazd. Geride brakt Beyaz Kl konusunda durumun ne olduunu sordu.
Uzun bir gecikmeden sonra gelen mektupta, kimsenin o kl hakknda bir ey
bilmedii syleniyordu. Polisteki e dost kanalyla yaplan soruturma sonu-cu,
kayp klla ilgili dosyann hl ak olduu, ama artk o konuda aktif ara-ma
yaplmad, yerini de, kime ait olduunu da kimsenin bilmedii yazlyd.
Herhalde hibir zaman bulunamayaca varsaylyordu.
Manfred, Heidi ile ocuu Lizbon'da brakp trenle Zrih'e geldi, elmas-
larn geri kalanlarn orada satt. Sava sonras Avrupa'snda fiyatlar yksekti.
svire Bankas 'nn ifreli hesabna 200.000 sterline yakn bir para yatrmay
baard.
Cape Tovvn'a vardklarnda aile pek dikkat ekmeden rhtma indi. Oysa
Olimpiyat ampiyonu Manfred eer istese, kendini tm dikkatlerin merkezi
haline getirebilir, gazetelere geebilirdi. O yavaa, yolunu yoklayarak gidi-
yordu. Eski dostlar ziyaret etti, eski OB yeleriyle, siyasal mttefiklerle
ili-ki kurdu, Burger gazetesine ilk rportajn vermeden nce, karsna tatsz
bir srpriz kmayacandan emin olmaya alt. Rportaj yapan gazetecilere,
sava sresince Portekiz'de bulunduunu, nk iki taraf iin de savamakta
bir ama bulamadn, imdi kendi vatanna dnp, her Afrikaner'in hayali
olan siyasal ilerlemeye, yabanc boyunduruundan uzak, zgr bir Gney Af-
rika Cumhuriyeti'ne katkda bulunmay amaladn syledi.
Hep olumlu eylerdi syledikleri. stelik o bir Olimpiyat ampiyonuydu.
lkesi de sportif olaylara deer veren bir lkeydi. Yakkl, zeki, toplumuna
-462-
bal bir adamd Manfred. Gzel bir kars, gzel bir olu vard. Hl nfuzlu
dostlara sahipti. stelik her geen gn bu tr dostlarn says da artyordu.
Durumu epey iyi olan bir Stellenbosch hukuk irketine ortak oldu. Avukat
ortaklardan en yals, Van Schoor adnda biriydi. Siyasal hayat pek hareket-
li olan bu adam, Milliyeti Parti yesiydi. Manfred'in partiye giriine o kefil
oldu.
Manfred tm i saatlerini Van Schoor ve De La Rey irketinin ilerine ve-
riyor, Cape Milliyeti Parti merkezinde de canla bala alyordu. Organiza-
tr olarak olsun, fon yaratma faaliyetlerinde olsun, ok baarlyd. 1947'nin
sonunda, Broedarbond'a da ye oldu.
Broedarbond ya da Kardelik, Afrikaner'lerin bir baka gizli rgtyd.
Lavedilen Ossevva Brandwag'm yerine gemi deildi. O kurulu varken de
vard. Hatta sk sk onunla rekabete de girimiti. Ama OB'nin tersine, bu der-
nek uar ve ar militan deildi. Burada ne niformalar vard, ne de mealeler.
Dernek sessizce, kk gruplar halinde, evlerde ve iyerlerinde alyor-
du. yeleri gl ve nfuzlu insanlard. yelik hakk yalnzca en parlak, en
iyi olanlara verilmekteydi. Dernek, yelerini sekin sper-Afrikaner'ler ola-
rak gryor, sonunda bir Afrikaner Cumhuriyeti kurulmasn amalyordu.
Tpk OB gibi, bu dernein de gizlilii, iine szlmaz salamlktayd. Ama
OB'nin tersine, bu dernein yelerinin yalnzca safkan Afrikaner olmas yet-
miyordu. Lider nitelii aranyordu. En azndan potansiyel lider nitelii. ye-
ler alnrken onlara ilerde kurulacak Afrikaner Cumhuriyeti'nde iyi mevkiler
vaadi, imal olarak sunuluyordu.
Manfred'in bu yelikten salad ilk yararlar gecikmeden geldi. 1948 ge-
nel seimleri iin kampanya baladnda Manfred De La Rey, Hotanto
Hol-land yresinin sandalyesine Miliyeti aday olarak gsterildi.
ki yl nce bir ara seimde o sandalyeyi Smuts'un Birleik Parti'si kazan-
mt. Varlkl bir Cape ailesinin olu oturmutu o sandalyeye. Bu seferki genel
seimde de ayn parti oraya bir kere daha aa Courtney'i aday gstermiti.
Manfred De La Rey'e aslnda daha gvenli bir sandalye de teklif edilmiti
ama, kendisi Hotanto Holland' semiti. aa Courtney'le yeniden kar-
lama frsatn drt gzle bekliyordu. Walvis Krfezi'ndeki ilk karlamala-
rnn ans hl capcanlyd. Madem ki kaderleri birbirine bir Gordiori
d-myle balyd, o halde hasmyla bir kere daha kar karya gelip
dm zmekte yarar var, diye dnyordu Manfred.
Hem kendini kampanyaya hazrlamak, hem Courtney ailesine kar besle-
dii dmanl doyurmak iin Manfred o aileyle ilgili soruturmalara bala-
-463-
di. zellikle aa ve annesi Centaine De Thiry Courtney konusunda bilgi edi-
niyordu. Kadnn gemiinde esrarengiz noktalar bulunduunu anlamakta ge-
cikmedi. Aratrmay derinletirdike o noktalar da derinleiyordu. Sonunda
Manfred, Paris'li bir dedektif firmasn tuttu, Centaine'in aile gemiini ve
kkenlerini inceletmek zere emir verdi.
Pretoria Merkez Cezaevi'nde babasna ayda bir yapt ziyaretlerden biri
srasnda Courtney adn ortaya att, o zayf ihtiyardan onlar hakknda ne bili-
yorsa anlatmasn istedi.
Kampanya baladnda Manfred aratrmalarnn kendisine nemli avan-
tajlar salayacak duruma geldiinin farkndayd. Kararl ve hkim bir biim-
de Gney Afrika seimlerinin sk ve sert mcadelesine atld.
Centaine De Thiry Courtney, Masa Da'nn tepesinde, gruptan biraz ayr
yerde duruyordu. Sir Garry'nin ldrlmesi olayndan bu yana, bu da hep
hzn vermekteydi ona. Weltevreden'deki alma odasnn penceresinden
daa doru bakt zaman bile hissetmekteydi ayn hzn. O felaket gnn-
den bu yana ilk defa kyordu bu dorua. Geliinin nedeni de, Blaine'in da-
vetini reddedememesiydi. Blaine'in verdii davette, resmi ev sahibesi roln
Centaine stlenecekti. Tabii ngiltere kralyla kraliesine takdim edilme onu-
runu feda edemeyecek kadar da zppeyim, diyordu kendi kendine. En azn-
dan drstt.
Ou Baas, Kral George'la ene almaktayd. Bastonuyla gsterdii nemli
yerler hakknda bilgi veriyordu. Banda yine eski Panama apkas, zerinde
yine o bollam pantolonu vard. Centaine onun Garry'ye ne kadar benze-
diini fark edince yrei burkuldu, ban evirdi.
Blaine, prenseslerden oluan kk bir grupla birlikteydi. Bir hikye anla-
tyordu. Prenses Margaret neeyle gld. Ne kadar gzel bir kz, diye dn-
d Centaine. Ne nefis bir ten! Tam bir ngiliz gl. Prenses dnp dier gen
erkeklerden birine bir ey syledi. Centaine o adamla daha nce
tantrlm-t. aa gibi hava subayyd o da. Yakklyd. Duygulu bir yz
vard. Prensesle bakrlarken Centaine'in kadnca sezgileri hemen bir eyler
hissetti. Yanlmasna olanak yoktu. Centaine k genleri seyrederken neesi
hemen artard.
Ama bunun hemen ardndan, hzn tekrar bastrd. Gen klar dnr-
ken, gzleri Blaine'i inceledi. Blaine onun kendisine baktnn farknda de-
-464-
ildi. Rahat bir hali vard. ok ekiciydi. Ama salarna kr dm, gne ya-
n yznde derin izgiler olumutu. Vcudu hl zinde, gbeksiz, sporcu
yapsndayd ama, yal bir asland artk. Centaine onun pek de gen sayla-
mayacan hatrlad. Yalln eiindeydi.
Tanrm, diye dnd. Ben bile birka aya kadar krk sekiz yama geliyo-
rum. Elini kaldrp salarna dokundu. Onda da ak teller vard. Ama onlara yle
gzel ve ustaca bir rfle yaptryordu ki, Afrika gneinden solmu gibi g-
rnyordu salar. Aynasnn ona yalnzken gsterdii baka tatsz gerekler
de vard. Onlar kremlerle, pudralarla, allklarla saklyordu.
Ne kadar vaktimiz kald, sevgilim, diye sessiz bir soru yneltti Blaine'e.
Daha dn gentik, lmszdk. Oysa bugn her eyin bir sonu olduunu his-
setmeye baladm.
Tam o anda Blaine ona doru bakt, yz ifadesini grnce kayglandn
anlad. Yanndakilerden zr dileyip Centaine'e doru yrd.
Byle gzel bir gnde neden bu kadar ciddisin? diye sordu.
Senin ne kadar utanmaz olduunu dnyordum, Blaine Malcomess.
Blaine'in yzndeki glmseme biim deitirdi.
Ne oldu, Centaine?
Britanya mparatorluu'nun tal temsilcilerine metresini nasl tantrsn?
Eminim ki idamlk su saylyordur bu. Ban Londra Kulesi'nde tehir ede-
cekler!
Blaine ona bir an bakt, sonra o ocuksu glmsemesi tekrar belirdi. Sev-
gili hanmefendi, herhalde bu korkun kaderden kurtulmann bir yolu vardr.
Ya medeni halini deitirirsem? Metres durumundan zevce durumuna geme-
ni salarsam?
Centaine kkrdad. Bunu pek ender yapard ama yapt zaman Blaine ba-
ylrd. Evlilik teklifi almak iin ne olaanst bir yer ve zaman. Kabul et-
mek iin ise daha bile olaanst!
imdi seni urackta persem majesteleri ne dnrler acaba? Blaine
ona doru eilince Centaine ararak geriye srad.
Deli adam, eve gidelim de grrsn, diye tehdit savurdu. Blaine onun
koluna girdi, birlikte dierlerine doru ilerlediler.
Weltevreden, Cape'in en gzel evlerinden biridir, diye onaylad Blaine.
Ama benim deil. Oysa ben iimi kendi evimin eiinden kucamda ta-
mak isterim.
-465-
Hkmedenler/F:30
Newlands'de oturamayz. Centaine'in daha fazlasn sylemesine gerek
yoktu. Isabella'nn hayali ikisinin gznn nnden ayn anda geti.
Ya kk? Blaine, Isabella'nn hayalinden kurtulmak iin glyordu.
Harika bir yatak var orada. Baka neye ihtiyacmz var ki?
Oray bozmayalm, diye ona katld Centaine de. Arada srada oraya
kaarz.
Gnah tatilleri... ho olur, deil mi?
ok adisin, biliyor musun?
O halde nerede oturacaz?
Bir yer buluruz. Kendi zel evimiz!
Yz elli dnmlk bir aland. Bir ksm dalk, bir ksm kumsal ve kaya-
lk sahilden oluuyordu. Hout Krfezi'nin zerinden buz gibi Atlas Okyanu-
su 'nun yeil sular grnyordu.
Ev kocaman, eski ve Victoria tarzndayd. Yzyl banda,
Witwaters-rand'l zengin madencilerden biri tarafndan yaptrlmt.
Centaine'in o hevesli ilgisine ok ihtiyac vard. Ama Centaine eve verilen
Rhodes Hill adn deitirmedi. En iyi yanlarndan biri, Daimler'le yirmi
dakikada Weltevre-den'in balarna ulalabilecek bir yerde olmasyd.
Courtney Madencilik ve Finans irketi'nin sorumluluunu savan biti-
minden bu yana aa yklenmiti. Centaine hl ynetim kurulundayd ve tek
toplanty bile karmyordu. aa ile Tara, Centaine'den boalan Weltevreden
atosuna tandlar. Centaine her hafta sonu, bazen de daha sk ziyaret ediyor-
du oray. Brakt mobilyalar Tara'nn baka trl yerletirmesi yreini
burkmutu. Bahelerle ayrlar da yeniden biimlendirilmiti artk. Ama Cen-
taine kendini zorlad, dilini tutmay baard.
Bugnlerde sk sk yal Bushman iftle ilgili anlar geliyordu aklna. Ken-
disini denizden ve lden kurtaran Owa ile Hani ve onlarla geirdii gnler
canlanyordu hayalinde. Dudaklarndan Owa'nn bebek aa iin besteledii
ark dklyordu:
Att oklar yldzlara uacak
nsanlar onun adn andka
T uzaklardan duyulacak...
Ve o hep iyi suyu bulacak,
Nereye giderse gitsin, hep iyi suyu bulacak.
-466-
Aradan bunca yl geince, San dilinin o kendine zg seslerini artk pek
iyi karamaz olmutu ama, Ovva'nn kutsamasnn yararl olduunu biliyor-
du. Bir o kutsama, bir de kendi verdii eitim, asa'y gerekten hayatn iyi
sularna doru yneltmiti.
Zamanla aa, Windhoek'deki David Abrahams'n da yardmyla,
Court-ney Madencilik ve Finans irketi'ne yeni bir ruh, bir genlik ve
servencilik ruhu getirdi. Geri Abe Abrahams gibi, Doktor
Twentyman-Jones gibi eskiler dillerini ck ck diye damaklarnda aklatp
balarn onaylamaz bir ifadeyle iki yana sallyorlard, geri Centaine ara sra
onlarn tarafn tutup asa'nn fazla atak ve rizikolu projelerini veto ediyordu
ama, irket dorultusunu bulmu, prestiji de ykselmiti. Centaine ne zaman
defterlere baksa ya da ynetim kurulu toplantsna katlsa, yaknacak daha az
konu kyor, vnme nedenleri biraz daha artyordu. Ktmserler kral
Doktor Twentyman-Jones bile, Bu ocukta kafa var, diye
mrldanmaktayd. Sonra azndan kan bu sz fark edince, Ama o kafay
korumak iin hepimiz gece gndz almak zorundayz. diye ekliyordu.
aa ara seimde Birleik Parti'nin Hotanto Holland aday olarak gsteri-
lip, Milliyeti rakibini az bir farkla yendii zaman Centaine oluyla ilgili
umutlarnn gereklemekte olduunu anlad. Herhalde genel seimlerde ona
daha iyi bir olanak tannacakt. Ondan sonra da kabineye girecekti. Ya daha
sonra? Centaine omurgasnn rpermesine izin verdi ama, daha sonrasn d-
nmeye zaman ayrmad. Mmknd ama. Olu tutuluyordu. Gz band bile
kiiliine bir eyler katyordu. Konumas ho ve etkiliydi. nsanlara kendini
dinletmesini biliyordu. Sevimliydi. Zengin, hrsl ve zekiydi. Centaine'le Tara
da hep arkasndaydlar onun. Pekl mmknd.
Her naslsa Tara Malcomess Courtney, Weltevreden'in sahibesi olduun-
da sosyal vicdanna bir zarar gelmesini de nleyebildi.
Gen kzlk soyadn brakmamas tipikti. kide bir Weltevreden'den kp
Cape'in yoksul mahallelerine yardma komas, asa'nm istemedii kadar
ykl balarda bulunmas da yle.
Annelik grevine de kendini ayn hevesle adad. lk denemesi hep er-
kek ocuklar verdi onlara. Adlar srasyla Sean, Garrick ve Michael oldu.
Drdnc defa doum yatana yattnda ise aheserini yaratt. Bu seferkine
Tara, annesinin adn koyup Isabella dedi. aa bebee tapyordu.
O zamana kadar Tara'nn benzersiz kiilii asa'nn cannn sklmasn
engellemi, evresini saran a kadnlardan gelen tekliflere de giderek daha
seyrek karlk verir olmutu.
-467-
Centaine, asa'nn damarlarnda o scak ve cokun De Thiry kannn do-
lamakta olduunu biliyor, Tara'nm bu tehlikeyi grmeyiine, uyanlara kulak
asmayna zlyordu. Ah, Mater, aa yle bir insan deildir, diyordu Ta-
ra uyarld zaman. Oysa Centaine olunu iyi tanrd. Ulu Tanrm... ocuk
on drt yanda balad bu ilere! diye patlyordu. Ama asa'nn hayatnn
ikinci kadn Isabella De Thiry Malcomess Courtney olunca, o da biraz rahat-
lad. Her eyi mahvedecek bir tehlikenin domas yle kolay olabilirdi ki! An-
cak yeni bebekten sonra rahatlad Centaine.

Weltevreden'in polo alannda, bir mee aacnn altnda oturmaktayd.
Kendi kurduu, yaratt maliknede bir konuktu. Ama saygn bir konuktu.
Mutluydu. Bebeklere siyah dadlar bakyordu. Michael bir yan Biraz ge-
mi, Isabella hl meme emiyordu.
Sean ayrn ortasndayd. asa'nn eyerine binmi, heyecanla ve sevinle
baryor, babas at yine kotursun istiyordu. Daha hzl! Daha hzl, baba!
diye lklar atyordu pe pee.
Centaine'in kucanda Garrick sabrsz hareketlerle zplyor, Ben de!
diye sesleniyordu. Beni de kotur!
aa dntnala yaklat, dizginleri ekip at durdurdu, Sean' indirip
Gar-rick'i kucana ald. Bu oyundan asla usanmyorlard. le yemei vakti
geldiinde, bindikleri iki tayn da can kmt.
atodan bir arabann yaklat duyuldu. Centaine istemeyerek ayaa fr-
lad. Bentley'in sesini tanmt. Kendini toparlad, gururlu admlarla Blaine'i
karlamak zere ilerledi. Blaine arabadan inerken yzndeki ifadeyi grmek
onu kayglandrmt.
Ne oldu, Blaine? diye sordu ona yanan uzatrken. Bir terslik mi var? .
Yo, tabii ki hayr, diye gvence verdi Blaine ona. Milliyetiler Cape
sandalyeleri iin adaylarn akladlar, o kadar.
Kimi kardlar karsna? Centaine dikkat kesilmiti. Yine ihtiyar Van
Schoor'u mu?
Hayr, sevgilim... bu sefer taze kan. Belki hi duymadn biri. Dawid
Van Niekerk.
Hotanto Holland iin kimi gsterdiler? Blaine kararszlk gsterince
Centaine daha da fazla diretti. Kim, Blaine?
Blaine onun koluna girdi, onu yavaa ailenin oturmakta olduu masaya
yrtt.
-468-
Hayat bazen garip, dedi.
Blaine Malcomess, senden cevap bekliyorum, sama sapan felsefeler de-
il. Kim?
zgnm, canm, diye mrldand Blaine. Gsterdikleri aday, Manfred
De La Rey.
Centaine olduu yere aklm gibi durdu, yznden tm kan ekildi. Bla-
ine onun koluna daha sk sarlp dengesini korumasna yardm etti. Centaine
ayakta sallanyordu. Savan balamasndan bu yana, kabullenmedii ikinci
oluyla ilgili ne bir ey duymu, ne de bir ey grmt.
aa seim kampanyasna, Somerset West yresindeki zciler Salonu'nda
bir ak toplantyla balad.
Tara ile ikisi Cape Town'dan otuz mil yol yapp bu gzel da kasabasna
geldiler. Tara eski Packard'la gitmekte diretmiti. asa'nn yeni Rolls'unda
kendini hi rahat hissedemiyordu.
Tek tekeri, yz siyah ocuun doumundan lmne kadar tm eitim ve
bakm masraflar kadar para tutan bir arabada nasl yolculuk yapabiliyorsun?
aa bu sefer naslsa, servetini semenlerinin gzne sokmamak aklll-
n gsterebildi. Tara para konularnda gerekten ok farklyd. stikbal vaat
eden bir politikacnn yannda bundan iyi bir e olamazd. Drt gzel ocuk
anas, ak szl, gl fikirlere sahip bir kadnd. Kalabalk gruplarn may-
mun itahlln, dnekliini, saplantlarn iyi tanyan biriydi. stelik ok da
gzeldi. Onca douma ramen vcudunu da iyi korumutu. nce beli, biimli
kalalar... bir tek, gs biraz irilemiti.
Jane Russel' bile bastrrsn, diyerek glyordu aa. Tara ona sert sert
bakt.
Ahlaksz bir gl, diye sulad. Kafandan geenleri bana sylemene
gerek yok. Sen bugnk konumanda neler syleyeceini anlat.
aa konumasnn provasn yapt. Jestleriyle birlikte. Burada biraz
uzun duraklayacam. Burada ateli ve kararl grneceim. mparatorluk ko-
nusunu o kadar fazla vurgulamayacam. Modas geti artk.
Tara arabay ok hzl srd, yolculuk abucak bitti. Binann dna a-
sa'nm koca koca posterleri yaptrlmt. ersi sevindirecek kadar kalaba-
lkt. Btn sandalyeler dolu olduktan baka, arkada bir dzine kadar gen de
ayakta duruyordu. renci gibiydiler. aa onlarn semen yanda olup ol-
madklarndan kuku duydu.
-469-
Birleik Parti'nin blge bakan, yakasnda parti rozetiyle ilerleyip
a-sa'y, tantlmaya ihtiyac olmayan biri olarak tantt. Geen dnemde
parlamentodaki hizmetleri ortadayd.
Derken aa ayaa kalkt. Lacivert elbisesiyle pek uzun boylu ve k g-
rnyordu. Salar modaya uygun biimde ksa kesilmiti. Kolal beyaz gm-
lei vard. Hava kuvvetlerinin kravatn takmt. Gz band, vatan iin feda-
krlk yaptn kantlyordu. Yzndeki glmseme gzel ve itendi.
Dostlarm... diye balad, ama devam edemedi. Bartlar, ayak vurma-
lar, haykrmalarla kesildi sz. aa bunu akaya vurmaya alt, orkestra
y-netiyormu gibi hareketler yapt ama glmsemesi giderek sahteleti.
Grlt dinmek bilmiyordu. Hatta dakikalar getike daha da artmaktayd.
Sonunda sesini duyurabilmek in bararak konumaya balad.
yz kii kadardlar. Salonun arka ksmn tmyle onlar doldurmutu.
Tezahrat srasnda Milliyeti Parti'ye ve o partinin adayna ballklarn
ak biimde belli ediyor, parti bayraklarn ve Manfred De La Rey'in poster-
lerini kaldrp sallyorlard.
lk birka dakikadan sonra, n sralarda oturan yal ve orta yal semen-
lerden bir ksm yaklaan patrty sezip, karlarn salondan karmaya al-
tlar. Onlar da yuhaland.
Birden Tara Courtney krsye, asa'nn yanna frlad. fkeden kzarm,
ela gzleri sng gibi parldayarak onlara bard. Nasl insansnz siz? Bu
hak m? Kendinize iyi ve dindar insanlar diyorsunuz? Hani,sizde anlay?
Adama bir ans tanyn!
Sesi gmbr gmbr tt, o dayanlmaz gzellii karsndakileri etkiledi.
Deminki atak halleri biraz siniyordu. lerinden bazlar koyun gibi srtarak
yerlerine oturdular. Grlt biraz azalyordu. Ama o srada kalabaln
arasndan iriyar, siyah sal bir adam ayaa kalkp onlar tekrar coturmaya
alt.
Haydi, ocuklar... bu hanm evladn kendi vatanna, ngiltere'ye pskr-
telim!
aa o adam tanyordu. Mahalli Parti yneticilerinden biriydi. 1936'da
Olimpiyat takmyla Berlin'e de gelmi, sava yllarnn ounu toplama kam-
pnda geirmiti. Stellenbosch niversitesi'nin Hukuk Fakltesi'nde eit-
mendi. aa ona Afrikaner dilinde meydan okudu.
Acaba Meneer Roelf Stander, hukukun stnlne ve konuma zgr-
lne inanyor mu?
-470-
Daha o bu szlerini bitiremeden ilk roket frlatld. Havada bir eri ize-
rek gelip masada, Tara'nn nnde patlad. ine kpek dks doldurulmu
bir kesekdyd. Ardndan rk meyveler, tuvalet kd rulolar, l ta-
vuklar, rm balklar yamaya balad.
Salonun n tarafnda Birleik Parti yneticileri ayaa kalkp dzeni sala-
mak amacyla bardlarsa da, Roelf Stander adamlarna bir 'ileri' iareti akt,
hepsi birlikte savamak zere ilerlediler. Sandalyeler devriliyor, kadnlar
baryor, erkekler kfrediyor, greerek birbirlerinin zerine devriliyordu.
aa, Arkama ge, ayrlma, dedi Tara'ya. Ceketimi tut! Kendine zor-
lukla yol aarak kapya doru ilerledi. Karsna kana yumruk savuruyordu.
Bir tanesi asa'nn sol kroesiyle devrildi, yatt yerden, Hey, ben sen-
den yanaydm, diye yaknd. Ama aa ona aldrmadan Tara'y yan kapdan
kard, Packard'a doru kotular.
Tara arabay anayola karana kadar ikisinden de ses kmad. Farlar Ma-
sa Da'na doru dikildiinde Tara, Ka tanesine vurdun? diye sordu.
Onlardan , bizden bir. Sinirli bir kahkahaya gmldler.
Galiba bu i epey elenceli olacak.
1948 seim kampanyas boaz boaza geti. lkenin bir kader kavana
doru yaklamaya balad duygusu yaygnlat.
Smuts taraftarlar, Milliyetilerin Afrikaner halkna aladklar duygula-
rn derinliine ok anyorlard. Hemen hemen askeri seferberlie benzeyen
bu tutuma pek de hazr deildiler.
Birtakm siyahlarn oyu, tm beyaz Gney Afrika'nn oyuna katlnca, Af-
rikaner'ler epey bir ounluk oluturuyorlard. Smuts kendisini ngilizce ko-
nuan semenlerle, st snf Afrikaner'lerin destekleyeceine inanmt. Se-
im gn yaklarken bu zayf destek de Milliyeti isterisi tarafndan batan
karld. Birleik Parti'nin kaderi daha da karard.
Seime gn kala, Centaine yeni bahesinde, yz kadar yeni sar gln
dikimini denetliyordu. Sekreterinin evden koarak gelmekte olduunu grd.
Bay Duggan burada, efendim.
Andrew Duggan, Cape Argus gazetesinin bayazaryd. Cape'de en ok
okunan ngilizce gazete de oydu. Centaine'in iyi bir dostuydu Duggan. Eve
sk sk gelirdi. Ama byle habersiz kagelmesi yine de kabalkt. Centaine'in
-471-
salar karmakarkt. Banda bir earp vard ama, yz kzarm, terlemi,
stelik de makyajszd.
Evde olmadm syle, diye emir verdi.
Bay Duggan zrlerini yolluyor. Ama konu ok acilmi. lm kalm so-
runu dedi, efendim.
Eh, pekl. Be dakikaya kadar geleceimi syle.
Pantolonuyla kazan karp bir elbise giydi, yzne biraz pudra srd,
sonra Duggan'in bulunduu, okyanusa bakan n salona girdi. Ho geldiniz
derken sesi pek de hevesli deildi. Yanan da uzatmad. Bu kk iaretler
honutsuzluu belirtiyordu. Andrew zr diledi.
Neler hissettiini biliyorum, Centaine. Byle kagelmem byk terbiye-
sizlik. Ama seninle konumam artt. Telefonla da olmazd. Ltfen beni ba-
ladn syle.
Centaine yumuad, glmsedi. Balandn. Kantlamak iin de sana bir
fincan ay ikram edeceim.
Portakall aydan birazn fincana koydu, kanepeye onun yanna oturdu.
lm kalm m? diye sordu.
Daha dorusu... lm doum.
ok ilgin. Ltfen devam et, Andy.
Centaine, akla smaz iddialar geldi bana. Belgelerle de desteklendiin-
den, ilk bakta doru gibi gzkyor. Eer doruysa, yaynlamaya mecbur
olacam. ddialar seni ve aileni ilgilendiriyor. Ama zellikle de seni ve
a-sa'y. ok ykc iddialar... Sesi snd, devam etmek iin izin ister gibi
Cen-taine'e bakt.
Devam et, ltfen. Centaine'in ii kpr kpr, d sakindi.
Olduu gibi yanstmak gerekirse, Centaine, Blaine'le olan evliliinin se-
nin hayatndaki ilk ve tek gerek evlilik olduu ileri srlyor... Centaine
yreinin kurun gibi arlatn hissetti. Bu durumda aa da gayri meru
oluyor.
Centaine onu susturmak iin elini havaya kaldrd. Bir soruma cevap ver.
Sana bunlar yollayan, Milliyeti Parti'nin Hotanto Holland aday ya da onun
adamlar. Doru tahmin ettim mi?
Adam ban hafife edi ama, Kaynaklarmz aklayamayz, dedi.
Gazetemizin politikasna aykr olur.
Bir sre sessiz kaldlar, Andrew Duggan onun yzn inceledi. Ne inanl-
maz bir kadnd! Felaket karsnda bile yklmyordu. Onun hayallerini ken-
disinin ykacan dnmek Duggan'n iine bir hzn duygusu verdi. Cen-
-472-
tame'in hayallerini tahmin ediyor, ona anlay gsteriyordu. aa Courtney'in
millete salayaca ok yarar vard.
Belgelerin var herhalde, dedi Centaine. Adam ban iki yana sallad.
Muhbirim onlar elinde tutuyor, yazy seimden nce yaynlayacam
konusunda garanti istiyor.
Sen o garantiyi verecek misin?
Senden iddialar reddeden bir destek akmazsam, o zaman yaynlamak
zorundaym. Hem nemli, hem de kamuyu ilgilendiriyor.
Bana yarn sabaha kadar sre tan, dedi Centaine. Sonra bir kararszlk
geirdi ve ekledi. Kiisel bir rica, Andy.
Pekl, diyerek raz oldu gazeteci. Sana o kadarn borluyum. Aya-
a kalkt. zgnm, Centaine. Zaten ok fazla vaktini aldm.
Andrew Duggan gider gitmez Centaine st kata kt, banyosunu yapt, s-
tn deitirdi. Yarm saat sonra Daimler'e binmi, Stellenbosch yoluna ko-
yulmutu.
Arabay Van Schoor ve De La Rey Firmas'nn nne park ettiinde saat
bei geiyordu ama, n kapy ittii zaman kap ald, ortaklardan birinin ora-
da hl almakta olduunu grd.
Meneer De La Rey bugn biraz erken kt. Bir dosyay evine gtrd,
kesintisiz almak istedi.
Benim iim son derece acil. Bana evinin adresini verebilir misiniz?
Sevimli ama gsterisiz bir evdi. Nehir kysnda, Lanzerac maliknesinin
bitiiindeydi. Birisi bu baheye ok iyi bakmt. Yln bu ge mevsiminde
bile bahe iek doluydu. Oysa dalarda ilk karlar kendini gstermeye bala-
mt bile.
Centaine'e kapy bir kadn at. riyar, sarn bir kadnd. Gzel bir yz,
kocaman gsleri vard. Glmsemesi biraz tutuktu. Kapy yarsna kadar
amt.
Meneer De La Rey'le konumak istiyorum. Centaine bunu Afrikaner di-
linde sylemiti. Ltfen ona Bayan Malcomess'in geldiini haber verebilir
misiniz?
Kocam alyor. Onu rahatsz etmek istemem... ama ieriye buyrun, si-
zinle grmek isteyip istemediini kendisine soraym.
Centaine'i n salonda yalnz brakt. Duvarlar koyu krmz duvar kady-
la kaplyd. Kadife perdeler, ar Alman mobilyalar vard... Centaine otura-
- 473 -
mayacak kadar gergindi. minenin nnde ayakta duruyor, duvarlardaki re-
simlere grmeden bakyordu. Bir ara, gzetlendiini hissetti.
Hemen dnd. Kap aralnda bir ocuk duruyor, gzlerini krpmadan
ona bakyordu. Gzel bir ocuktu. Yedi sekiz yalarnda vard. Ba san buk-
lelerle dolu, kara kalarnn altnda ise kara gzleri vard.
Gzler Centaine'in gzleriydi. Onlar hemen tand. Kendi torunuydu bu
ocuk. gdsel olarak biliyordu. Duyduu oktan titredi. ocukla birbirle-
rine baktlar.
Kendini toparlad, yavaa ocua yaklat, elini uzatp glmsedi.
Merhaba, dedi. Adn ne senin?
Adm Lothar De La Rey, dedi ocuk gururla. Yam da hemen hemen
sekiz.
Lothar, diye dnd Centaine. Bu isim nice anlar, aclar geri getirdi,
duygularna ykledi. Ama glmsemesini korumay yine de baard.
Ne kocaman, ne gzel bir ocuk... diye sze balad. Tam ocuun yana-
na dokunaca srada, kadn kapda, ocuun yannda belirdi.
Burada ne iin var, Lothie? diye azarlad ocuu. Daha yemeini bitir-
memisin. Hemen masaya dn, duyuyor musun?
ocuk frlayp odadan kt, kadn Centaine'e glmsedi.
zr dilerim. ok merakl oluyorlar bu yata. Kocam sizi kabul edecek,
Mevrou. Ltfen benimle gelin.
Centaine torunuyla karlamaktan hl sarslm durumda, bu sefer ken-
dini oluyla yz yze gelmeye hazrlamak zorundayd. Bir ok daha yaaya-
cakt. Buna hazr deildi. Manfred ktlarla dolu bir masann banda, ayak-
tayd. Ona ate saan sar gzlerle bakyordu.
Bu eve ho geldiniz diyemeyeceim, Bayan Malcomess, dedi ngilizce
olarak. Ailemin de, benim de can dmansnz.
Bu doru deil. Centaine sesini karabildiinde soluk solua olduunu
fark etti, kendini toplamak iin umutsuzca urat.
Manfred elini havada sallad. Babam soydunuz, ona hile yaptnz, sakat
braktnz. Sizin yznzden mrnn yarsn hapiste geilmek zorunda kald.
Onu imdi grseniz, nasl krk ve zayf olduunu bilseniz, buraya benden
iyilik rica etmeye gelmezdiniz.
yilik istemeye geldiimden emin misin? Centaine'in aznda ac bir
gl biimlendi.
- 474 -
Baka ne iin olabilir? Hep peimdesiniz. Babamn durumasnda sizi ilk
grdm gnden beri. Bana bakyordunuz, beni izliyordunuz... a bir aslan
gibi. Babam mahvettiiniz gibi beni de mahvetmek istediinizi biliyorum.
Hayr. Centaine ban hrsla iki yana sallad, ama Manfred acmadan
devam etti.
imdi de buraya gelip benden iyilik dilenme cesaretini buluyorsunuz. Ne
istediinizi biliyorum. Masasnn ekmecesini at, bir dosya kard. Dosya-
y at, iindeki ktlarn masann zerine dklmesine izin verdi. O ktla-
rn arasnda Centaine kendi doum sertifikasn ve eski gazete kuprlerini ta-
nmt.
Bunlarn hepsini size ben mi okuyaym, yoksa kendiniz mi okursunuz?
Dnyaya sizin bir orospu, olunuzun da bir pi olduunu gstermek iin ba-
ka kanta ihtiyacm var m? Centaine onun bu szleri karsnda irkildi.
ok iyi aratrmsn, dedi alak sesle.
Evet. ok iyi. Elimdeki kantlar...
Hayr, diye kar kt Centaine bu sefer. Bu kantlar tamam deil. Sen
benim bir tek pi olumu biliyorsun... oysa bir pi daha var. Sana ikinci pi
olumu anlatacam.
Manfred ilk defa gveninin azaldn hissetti. Centaine'e bakyor, syle-
yecek sz bulamyordu. Sonunda ban iki yana sallad.
Hi utanmanz yok, diyerek aknln belirtti. Gnahlarnz dnya-
ya kendiniz ilan ediyorsunuz.
Dnyaya deil. Yalnzca en ok ilgisi olan insana. Yalnz sana, Manfred
De La Rey.
Anlayamyorum.
O halde seni neden izlediimi anlataym... senin deyiinle, neden a bir
aslan gibi peine dtm syleyeyim. Bu bir aslann avn izlemesine ben-
zemiyordu. Bir aslann kendi yavrusunu izlemesine benziyordu. Manfred, sen
benim teki olumsun. Seni lde dourdum. Ben daha senin yzn grme-
den Lothar seni alp gtrd. Sen benim olumsun, aa da senin aabeyin.
Eer o pise, sen de ylesin. Bu gerei aklayarak onu mahvedersen, ken-
dini de mahvedersin.
Size inanmyorum! Manfred ona baktka bzlr gibi oluyordu. Ya-
lan! Hepsi yalan! Annem soylu bir Alman kadnyd. Elimde resmi var. te!
u duvara bakn!
Centaine bakt. O Lothar'n kars, dedi. Sen domadan en az iki yl
nce ld.
-475-
Hayr, doru deil. Doru olamaz.
Babana sor, Manfred, dedi Centaine alak sesle. Windhoek'e git. Ka-
dnn lm tarihi orada kaytldr.
Manfred o zaman sylenenin doru olmas gerektiini anlad. Omuzlan
sarkt, koltuuna yld, yzn avularna gmd.
Eer benim annemseniz... nasl sizden bu kadar nefret edebilirim?
Centaine yryp onun banda durdu. Benim seni terk ettiim ve red-
dettiim iin kendime kar duyduum nefretten fazla olamaz, dedi.
Eilip onun ban pt. Eer sen... diye fsldad. Ama artk ok ge.
Hem de pek ok. Senin de dediin gibi, biz iki dmanz. Okyanuslar ayr-
yor bizi birbirimizden. O mesafeyi hibirimiz geemeyiz. Ama ben senden
nefret etmiyorum, Manfred, olum. Senden hibir zaman nefret etmedim.
Onu masasnn banda, o durumda brakt, dnp odadan kt.
Ertesi gn le saatinde Andrew Duggan telefonla arad.
Muhbirim iddialarn geri ald, Centaine. Dediine gre belgeler... yani
konuyla ilgili tm belgeler... yanm. Bana kalrsa biri onu kmaza itti, Cen-
taine. Ama kim olduunu bir trl dnemiyorum.
25 Mays 1948, genel seimlerden nceki gnd. Manfred o gn Hollan-
da Reform Kilisesi'nde Stellenbosch halknn kalabalk bir kesimine hitap etti.
Hepsi salam Milliyeti Parti taraftarlaryd. Yabanclarn salona girmesine
izin verilmemiti. Roelf Stander'le emrindeki eylem birlii salamt bunu.
Ama Manfred konumak zere kalktnda yine de sesini duyuramad.
yle bir alk kopuyor, yle lgn bir tezahrat ykseliyordu ki, be dakika
boyunca sessiz beklemek zorunda kald. Sonunda herkes oturdu, dikkatli bir
sessizlik iinde onun gelecei nasl grdn dinledi.
Smuts ynetimi altnda bu sevdiimiz vatanmz stl kahve renginde
melezler dolduracak. Geriye beyaz olarak bir tek Yahudiler kalacak. u anda
Filistin'de her ke banda masum ngiliz askerlerini ldrmekte olanlar da
ayn Yahudiler. Bildiiniz gibi Smuts yeni kurulan srail devletini hemen ta-
nmakta gecikmedi. Bu da beklenirdi ondan. Onun efendileri, altn madenle-
rinin Yahudi sahiplendir...
Kalabalk bir azdan, Skandal! diye bard. Manfred bir an sustu, son-
ra devam etti.
-476-
Bizim buna karlk size sunduumuz ey bir plan... yo, plandan da te,
bir model. Cesur, soylu bir model. Halkmzn lekelenmemi saf kann koru-
masn salayacak olan bir model. Ayn zamanda bu vatann tm halkn da
koruyacak olan, Cape siyahlarn, kzlderilileri, kuzey siyahlarn da koruya-
cak olan bir model. Bunu fedakrca alan zeki ve bilge kiiler oluturdu.
Doktor Theophilius Dnges gibi, Doktor Nicolaas Diederichs, Doktor
Hend-rick Frensch Verwoerd gibi zeki ve bilge kiiler.
Kalabalk bararak onu desteklediini belirtti, Manfred bardandan bir
yudum su iip notlarna bakt, onlarn sakinlemesini bekledi.
Bu model idealist, dikkatle hazrlanm, baarszlk ihtimali olmayan bir
model. Tm farkl rklarn bar iinde ve gururlarn koruyarak, refah dze-
yinde birlikte yaamasna izin veren, ama farkl kimlik ve kltrleri de koru-
yabilmelerini salayan bir sistem. Bu nedenle politikamza 'ayrlk' adn
verdik. Vatanmz bykle gtrecek olan model budur. Dnya bu modele
hayran kalacak, her yerdeki iyi niyetli insanlar onu kopya edecektir. Biz de bu
yzden Apartheid yanlsyz, size bunu sunuyoruz... prl prl bir Apartheid
modelini!
Birka dakika boyunca konuamad. Sessizlik olunca daha abuk konu-
maya balad.
Elbette ki en nce, halen oy hakk verilmi olan siyahlarn durumunu ele
almak gerekecektir...
Bir saat sonra konumas bittiinde onu salondan omuzlar zerinde kar-
dlar.
Tara, asa'nn yannda duruyordu. kisi Hotanto Holland seim blgesinin
oy saymnn bitmesini bekliyorlard. Salonu heyecanl bir kalabalk doldur-
mutu. Glmeler, arklar, akalamalar grla gitmekteydi. Milliyeti aday sa-
lonun kar tarafnda, yannda uzun boylu, sarn karsyla ayaktayd. evre-
lerinde Milliyeti rozeti tayan taraftarlar vard.
Birleik Parti yneticilerinden biri, kalabaln balan zerinden asa'ya
telala iaret etti. aa o srada bayan taraftarlaryla neeli bir sohbeti srdr-
mekteydi. Tara gruptan ayrlp asa'nn yerine sorunun ne olduunu anlama-
ya gitti. Birka saniye sonra geri dndnde onun yzn gren aa hemen
sohbeti kesip ona doru yrd. Kendine zorlukla yol ayordu.
Ne oldu, sevgilim? Hortlak grm gibisin.
-477-
Ou Baas, diye fsldad Tara. Transvaal'den telefon gelmi. Smuts,
Standerton'da kaybetmi. Oray Milliyetiler kazanm.
Ulu Tanrm, olamaz! aa afallamt. Ou Baas yirmi be yldr orann
temsilcisi. imdi onu frlatp atamazlar.
ngilizler de Winston Churchill'i att ya! dedi Tara. Artk kahramanla-
r kimse istemiyor.
aa, Bu bir iaret, diye mrldand. Eer Smuts gidiyorsa, hepimiz
onunla gidiyoruz demektir.
On dakika sonra telefonla bir haber daha geldi. Yarbay Blaine Malcomess
de Gardens yresinde bin oyluk bir farkla kaybetmiti.
Bin oy... aa kendini inandrmaya alyor, baaramyordu. Ama bu
yzde onluk bir kayma demek. imdi ne olacak?
Yetkili o srada salonun ucundaki sahneye kyordu. Sonular elindeydi.
Kalabalk sustu, hevesle oraya dnd.
Bayanlar, baylar, Hotanto Holland blgesi seim sonular, diye konu-
tu adam. Milliyeti Parti aday Manfred De La Rey, 3.126 oy. Birleik Parti
aday aa Courtney, 2.012 oy. Bamsz aday Caude Sampson, 196 oy.
Tara, asa'nn elini tuttu, birlikte darya kp Packard' park ettikleri ye-
re yrdler. n kanepeye yan yana oturdular ama Tara arabay hemen al-
trmad. kisi de sarslmt. kisinin de kafas karmakarkt.
nanamyorum, diye fsldad Tara.
aa da, Sanki kontrolsz bir trende, karanlk bir tnele giriyorum, di-
ye mrldand. O tnelden kurtulu yok, treni durdurmaya da olanak yok.
Yavaa iini ekti. Zavall Gney Afrika, dedi. Gelecein sana neler ge-
tireceini Tanr bilir ancak.

Yeni adalet bakan yardmcs alma odasndan kp binann uzun kori-
doru boyunca yrd. Birlik binas, Pretoria kentine bakan bir tepe zerinde,
Sir Herbert Baker tarafndan yaptrlm, Gney Afrika hkmetinin alt
binayd.
Darda ortalk kararmt ama, odalarn ounda klar yankt. Herkes
ge saatlere kadar alyordu. ktidarn dizginlerini ele almak kolay i deildi.
Yorucuydu. Ama Manfred De La Rey kendisine verilen grevin her ince
ayrntsnn zevkini karyordu. Genti. Bazlarna gre fazla genti hatta.
Hele de adalet bakan yardmcl gibi bir grev iin. Ama o kendini kantla-
yacak, onlarn korkularn boa karacakt.
-478-
Bakann kapsn vurdu, ierden, Kom bitte... sesini duyunca ap girdi.
Charles Robberts 'Kara' Swart hemen hemen kusur saylacak kadar uzun
boyluydu. Kocaman ellerini nndeki masaya dayamt.
Manfred. Granit kayaya bir yark alyormu gibi glmsedi. le sana
sz verdiim kk armaan. zerinde kabartma Gney Afrika amblemi
bulunan bir zarf alp ona uzatt.
Minnetimi hibir zaman ifade edemem, Bakanm. Manfred zarf ald.
Yalnzca gelecek yllardaki sadakatim ve almalarmla size kantlamay
umuyorum.
Kendi odasna dndnde Manfred zarf at, iindeki kd yavaa -
kard. Her kelimesinin tadn kara kara, yava yava okudu. eilli sular-
dan mr boyu hapse mahkm olan Lothar De La Rey'in affyla il gili ydi.
Manfred kd tekrar katlayp zarfna koydu. Yarn bu kd cezaevi y-
neticisine ahsen sunacak, babasn elinden tutup tekrar gne na kara-
bilecekti.
Ayaa kalkp kasasna yrd, ifreyi evirdi, ar elik kapa at. st
rafta dosya duruyordu. Onlar alp masasna getirdi. Birinci dosya askeri is-
tihbarattan, ikincisi polis merkezinden, ncs de Adalet Bakanlndand.
Tm ilgili ariv kaytlarndan bu belgeleri karttrp masasna getirmek epey
dikkatli planlama gerektirmiti. Beyaz Klla ilgili btn belgeler bu dos-
yalardayd artk.
Hi acele etmeden hepsini dikkatle, batan sona okudu. Bitirdiinde vakit
gece yarsn gemiti ama... bu dosyalarn hibir yerinde, kimsenin Beyaz
Klla Manfred De La Rey arasnda bir iliki kurmam olduundan emindi
artk. Manfred De La Rey bakasyd. Olimpiyat kahraman, altn madalyal
adamd. imdi de adalet bakan yardmcsyd.
dosyay alp d odaya kt, kt paralama makinesini altrd. Her
sayfay tek tek makineye atp, br utan kvrk iplikler halinde kn seyretti.
Makarna gibi. Bir yandan bu dosyalardan neler rendiini dnyordu.
Demek hain bir kadn var, diye mrldand. Bana ihanet edildi. Bir ka-
dn... gen bir kadn. Afrikaner dilinde konuuyor. Her eyi biliyor.
Preto-ria'daki silahlardan, dada kurduum tuzaa kadar. Bunlarn hepsini
bilen bir tek gen kadn var. Zaman gelince bunu ona detirdi. Manfred'in
acelesi yoktu... zaten pek ok hesaplama vard yapaca. Nice borlar
deyecekti.
Dosyalardaki son sayfa da paralannca Manfred odasn kilitledi, aaya
indi, yeni siyah Ford Sedan'n park ettii yere yrd.
-479-
Binip arabay Waterkloof denilen kibar semte srd. Yatak odasna kar-
ken Heidi'yi uyandrmamaya zen gsterdi. Kars yine hamileydi. Uykusu
ok deerliydi tabii.
Karanlkta yatyor, bir trl uyuyamyordu Manfred. Dnmesi gereken,
planlamas gereken pek ok ey vard. Kendi kendine glmsedi. te sonun-
da iktidarn klc bizim elimize geti... imdi bakalm ezilen kim, yaptn
deyen kim olacak, diye dnd.

You might also like