B.edia Akarsu Kant, Almanyada bilgi teorisinin kurucusudur diyebiliriz. Ancak sozi.imuz Almanyada Kant' dan once bilgi teorisi iizerinde bu yap1lm1yordu anlam1- na almmamahdir. Bilginin imka111 ve. yap1s1 iizerine her yerde ve her zaman felsefi ya111 sira gider. Arna, Kant, Alman filozoflan arasmda, bu metafizikten ayiran ve bilgi teorisini bag1ms1z bir disiplin haline getiren ilk Yalmz Kant bu deyimi - bilgi teorisi deyimini - (bu deyim ilkin 1 9. yiizy1lm .2 . yansmda kulla111l- maya. bilgi teorisine transsendental felsefe adm1 Biraz ayrmtilarile transsenden- formiilii ile, objelerle g.enel olarak ?b- .Jelen a pnon olarak bilisimizle b1lg1m1zm formlan ile, salt ak1l bilgisinin ile felsefedir. te?ri.si .esas olarak iki problemle .oilginin ozii sorusu ile b1lgmm kaynag 1 sorusu. Bu sorulara venlen cevaplar felsefe tarihinde ve birbirine kaq1ttir. Ornegin bilginin ozii ve olan baglant 1 s 1 sorusuna realistlerin verdigi ce- va ph verdigi cevap dir . . n.eal istl er bilgi nin, kendisini bag1ms1z olarak f I 109 var olan ger\ekligin tam bir kopyas1 oldugunu iddia ederler; fe- nonemalistler ise boyle bir baglant1y1 kabul et:mezler, onlara gore ve varhk birbirinden biisbiitiin ayn Bilginin kaynag1 sorusuna <la empiristlerin verdigi cevapla rationalistlerin verdigi cevap birbirinden aynhyor. Empiristlerin her bilginin deneyden, boylece de alg1dan pkt1g1m ileri siirmelerine rationalistler dogru (hakiki) bilginin ancak bir takim a priori il- keleri olan akilla elde edilebilecegini one siirerler. Duyularla il- gili olan algmm ozii iizerinde bir olan fenomenalisme gore, gorme, tatma v.b. duyumlan nesnelerin mutlak ozelliklerini veremezler. Nesneler iizerindeki bilgimiz de alg1dan \Ikt1gma gore, bilgimiz de ancak fenomen- lerle ilgili bir bilgidir. Rationalistler ise bilgiyi, duyulardan ay1- np akla baghyorlard1, bunu yaparken de dayand1klan realism idi. Kant, ilk olarak, fenomenalis:mle rationalismi birbirine Kant rationalisminde realismi degil, fenomenalismi temel olarak Bu noktay1 kisaca belirttikten sonra Kant' - m as1l felsefesine ge\meden once birka\ kavram1 aydmlatmay1 da gerekli buluyorum. Alg1 gibi, fenomen gibi, nesnenin kendisi gibi kavramlann soziinii ettik, bunlarm ne oldugunu a\1klamaya
ilkin fenomen, kelime anlamile nedir? Giinliik dilde ozneden (subjekt) bag11ns1z olarak var olan nesne denir. Fel- sefi anlamda de giinliik dilde nesne dedigimiz ay- md1r. Ancak ornegin gokteki ay giinliik dille kendi var olan bir nesnedir; bilgi teorisi bak1mmdan ise bir go- ancak alg1layan bir ozne i\in var olan ve bu ozneden bag1ms1z mutlak bir varhg1 olm1yan bir Alg1 (sensatio) tek empirik bilincinde gelip ge\ici olan bir gorii- bir alg1, bir sensatio degil, duyulur olandir (sensibile), miim- kiin algmm siireli bir objesidir. Ay var olan bir cisimdir, bunda yok. Hi\ kimse onu gormese de, goriilmese de yine vardir; onun ger<_;ek ya da bu bilincin onu alg1lamas1 ile bagh degildir. Arna ote yandan aym soziinii ederken her i<,;erigi bak1mmdan alg1 ile ilgilidir. Aym bizim tarafim1zdan dile getirilen ger<,;ekligi bu alg1lara dayamr. Aydan edindigimiz alg1lar olmasa, boyle bir objenin de soziinii edemezdik. Aym ken- disi nesnenin kendisi olarak vard1r, ama bizim kendisinin soziinii ettigimiz ay, an(:ak bir siije i<;in o bir tiir. Biitiin cisimler i<_;in de bu boyledir. byleyse duyarhg1 110 ve anhg1 (intellekt) olan bir siije ic;;in, yahut Kant ' m deyimi ile genel olarak bir bilinc;;lJ ic;;in mi.imkiin alg1larm bir toplam1dIY. Nesnenin kendisi (ya da kendinde nesne = Ding an sich) derken ne anhyor KA.nt? Siijelerin bir gerc;;ekligin var ol- dugundan Kant hie;; bir zaman 9iiphe Bir bilinc;; ta- rafmdan bilinse de bilinmese de o 9ey vard1r. Duyulur diinyanm kavram1, gori.inen bir gerc;;egin kavrammm zaruri bir korrelatidir. Gerc;;ek olan bir 9ey olmasayd1, kavrammm da anlam1 kalmazdi. Kant'a gore, nesnenin kendisi duyulur go- riini.in objesi olamaz; o ancak objesidir, hem de za- ruri bir objesi. Ancak, insan dogrudan dogruya duyu- lur gori.i ile bir ic;;erik kazand1gmdan, nesnenin kendisi kavram1 da olm1yan bir varolamn bo9 bir formudur, anhgm empirik objenin (gori.inii9iin kaq1sma) ob3e olarak koydugu bir X'dir. Bir kendinde nesne, bir noume- n?n'. positif anlamda, duyarhga ihtiyac1 bir mtellekt ic;;in vardir ancak; yani tannsal bir mtellekt ic;;m dir. Boyle bir varhk ic;;in nesneler goriilenen kavramlardir, yam ide'lerdir. Boyle bir kavram bizim ic;;in problematik bir kavram- dir, boyle bir kavram1 dii9iinebiliriz, ama onu gori.ilemeyi ger- c;;ekle9tiremeyiz. Bu kavrama belli bir ac;;1dan ic;;erik kazandirabili- riz ancak, bunu da teorik akil yapar. Salt dii9iince g0riinii9lere dayanmaz. Bu kavramlarm biitiini.i de, positif anlamda, akilla bi- linir di.inyay1 kurar. Boylece Kant iic;; 9eyi ayirmaktadir: . . . . . . . 1. Siibjektif belli bir tek k19mm b1lmcmdek1 gerc;;ek alg1lar ve tasavvurlar (Sensatio), . . . . . 2 . .. Objektif dii,nyasz: genel olarak bir 1c;;m mumkiin olan biiti.in alg1lann toplam1 (Mundus sens1b1hs) !<endi var olan alg1layan bir sii je ile her- bir olmaksizm var olan gerc;;ekler diinyas1 (mun-
Duyulur gorii formlannm d19mda olan, alg1ya
bagh msan bilgisinin bir diinya. Bu ayirmay1 Kant daha 1 77 0 y1lmda kendisini ordinaryus profesorliige yi.ikselten De Mundi Sensibilis atque intelligibilis forma et principiis (duyulur ve dii9i.ini.ili.ir diinyalarm formlan ve ilkeleri) a1h Dissertation'unda yapm1eyti. Bu eserin nok- cas1 duyulur bilgi ile intellektuel bilgi arasmdaki ayirma ve bu- I
111 nun kaq1smda da dH.yulur bir diinya ile (intellektuel) bir diinya, fenomenal bir diinya ile diinyas1 ile) real bir diinya (gen;:ekler diinyas1) arasmda bir aymnad!f. Bir yanda mekan ve zaman duyulara olan di.in- yas1 (fe11omenler dtinyas1), bir yancla da akilla ide'ler dtinyas1 (noumen'ler dtinyas1); diinyas1 salt gorii form- lan ile, noumen'ler di.inyas1 salt a priori kavramlarla bilinebilir. Duyular diinyas1 mekan ve zarnan ic;indeclir; mekan ve zaman du- yularla ilgili goriimiizi.in genel formlan .. ler diinyasmm da genel formlard1flar. Matemat1k b1lg1lerde or- taya c;1kan mekan ve zaman baglant1lan bilgisinin, mekan ve za- man bulunan objeler hakkmda da gec;erligi varchr. Buna gore mekan v-e zamamn_ matematigin ginin Matemat1k, gorunun salt formlan ile dtinyasma hakim oldugu gibi, metafizik de salt intellekt kavram- lan ile cliinyay1 kavnyabilir ancak; bunun ic;in de sag- lam ilkelerin konulmas1 gerekir. Kant metafizigin nas1l ku- rulacagm1 yakmda haber veriyorsa da bu Disser- tation' unda, bu yaz1smdan sonra onbir y1l ve ancak i 781 de Salt aklm (Kritik der rein en Vernunft) eserini ya- ama beklenilenden biisbiitiin bir sonuc;la: bu- rada yeni bir metafizigin ilkelerini vermiyor, metafizik kurmak ortay_a at1lan ilkeleri Metafizik sorulan akhn gilcil yeter mi yetmez mi once bu diyor. Salt aklm Kant, her tiirlii deneyden bag1ms1z olarak aklm varmaga her tiirlil bilgi bakimmdan akil ye- tisinin bir anhyor. Boylece de bir metafizigin miim- kiin olup olmad1gmm bir ve s1mrlanmn belirlen- mesini istiyor. Yani akil neyi neyi Bu soruyu formiillemek de miimkiin: insan aklmm giicii ne- reye kadar gider? Smirlan nereye kadar vanr? insan akh deneye bagh olm1yarak s1rf kendi kendine neyi Deneyin her tiirlii malzerne ve yarchrnmdan yoksun kald1gmda ak1l ile ne de- receye kadar bir goriilebilir? Ak1l deneyden bag1ms1z olarak. ne ve ne kadar bilebilir? Kant bu soruyu ortaya koyuyor. Kant'a gore biitiin bilgimizin deneyle he edilemez. Zaman bakimmdan deneyden once gelen hi\: bir bil- gi yoktur. Bir \:Ok ti.imel kavramlan bulmadan, ya da genel kanunlan koymadan once goriir olan kavramlar, deyince, diyor Kant, insanda her tiirlii de- neyden once var olan bir takim kavramlar, bilgiler diisiiniiliiyor- sa, boyle bir yoktur. Bununla birlikte, her bilgi baki- mm?an deneyle da, biitiin bilgilerimiz deneyden Yam .de?ey, zaman bakimmdan her tiirlii bilgiden once geliyorsa da, zan;ian her bilgi yine de deneyden denemez. Ak- I:n, mtellekt'1n deneyden alma:d1g1 ve dogrudan dogruya kendi- smden bilgiler vardir, bu bilgilere Kant a priori der o posteriori olan yani kaynaklan deneyde bulunan em- b1lg1lerden ay1nr. brnegin kirm1z1 rengini bilmek da- bu rengi gormemiz gerekir. Arna birlik gibi, <meden- .. g1b1 kavramlan rengi gordiigiimiiz gibi goremeyiz. Bir goruyorum ve s1cakhgm yay1ld1gm1 hissediyormn, bu bu s1- cakhgm nedenidir, yani is1 arasmda bir baglant1 kuruyo- rum, bu zaruri baglant1y1 goriiyor muyum? ber: de- n.eye bir katiyorum. Bununla birlikte bir takim b1lgilen, de- ney kaynaklarmdan olduklan halde, a priori gibi kabul ederiz. Dogrudan dogruya deneyden degil de, kendisini deneyden genel bir kuraldan tiirettigimiz ii;;:in bu bilgilerin a priori oldugunu samnz. brnegin: evinin temellerinin altm1 ka- zan birisi evinin yikilacag1m a priori olarak bilebilirdi deriz. Oysa bu kimse bunu hie de a priori olarak bilemezdi, <;;iinkii ci- agir oldugunu, "altlarmdan dayanaklan lenm daha once deneyden olmas1 gerekirdi. bun- dan dolay1 a priori bilgiler deyince Kant, ya da bu deneyden degil de, rnutlak olarak her t'iirlU deneyden bagzrnszz olarak mey- gelen bilgileri anhyor. A priori .. de olan- la h1i;;: olanlanna ise salt bilg1 d1yor. Ornegm, her de- bir nedeni vardirn onermesi a priori bir onermedir, ama salt degifdir, i;;:iinki.i ancak deneyden <;;1kanlabilen bir kavramdir . . s.alt _bir hilgiyi empirik bir bilgiden giivenle behrt1len de Kant zarurilik ve tilmellik olarak gostenyor. BIT olarak 0 on.erme. a dene- ym gosterd1g1 zaruri olamaz, deney b1ze bir veya boyle oldugunu ogretirse de tiirlii olm1yacagm1 ogretmez, oyleyse zaruriligin oldugu yerde a priorilik vardlf. Sonra deney, yarg1lanna hi<;; bir zaman kesin bir tiimellik veremez, onun ii;;:in denir: kadar goriip bildiklerimize gore ya da bu kuraldan bir aynlma Demek ki bir yarg1 ke.sin bir til- 113 mellikle yani hi<;; bir istisnaya yer verilmiyorsa, bu yarg1 deneyden olrnay1p rnutlak a priori ge<;;erlikte- dir. 0 halde zarurilik ile kesin tilmellik a priori bir bilginin gi.i- venilir belirtileridirler ve bunlar birbirlerine aynlm1yacak gibi de baghd1rlar. insan bilgisinde bu gibi zaruri ve en kesin anlarn1 ile ti.imel olan, dolay1siyle salt a priori yarg1lann ger<;;ekten bulundugunu gostermek i<;;in Kant rnaternatigi ornek olarak veriyor. Matema- tigin hemen bi.itiin onerrneleri a prioridir. Matematik bize de- neyden bag1ms1z olarak a priori bilgide ne kadar ileri gidebilece- gimizin parlak bir ornegini verir. imdi, insan bilgisinde a priori bilgilerin oldugu bir ger<;;ek, ama bu a priori bilgiler deneyden <;;1krn1yor da nereden <;;1k1yor? tnsan akh bu a priori bilgilere nas1l varabiliyor? Bu bilgiler insan aklmm kendisinden <;;1kiyorlarsa, oyleyse akil, kendi di.inya ne hakla bir takirn bilgiler ortaya atiyor? Kant'a g0re, akhm1zm gordi.igi.i i9lerden bi.iyi.ik bir kism1, belki de en bi.iyi.igi.i, objelerden oldugu kavramlann zilmlenmesidir. Bu ger<;_;i bize bir y1gm bilgi saglar, ama bunlar kavramlanm1zm a<;_;1klanrnasmdan, aydmlanrnasmdan ba9ka bir degildirler, bize yeni bir ogretmezler. Oysa bilim yeni bir takim bilgilere varrnak ister. Y eni bilgilere de sadece <;;oziimleme ile vanlamaz. Y eni bilgilere varmak i<;;in elimizdeki konunun <;o- iiimlenmesiyle <;1kanlarn1yacak olan, bu konu i<;;inde olan_ yeni bir yiiklemin bu konuya eklenrnesi, katilmas1 :rekir. Boylece Kant iki bilgiyi oluyor. : Bi.iti.in yarg1larda konunun yiiklemle iki tiirlii ilintisi olabi- lir. Ya B yiiklemi A konusuna bir baghdir, bu A kavra- . numn i<;_;inde bulunan bir bu kavranun <;_;1kmaz, bu 9ekildeki yarg1lara Kant analitik yarg1lar diyor, bunlara a<;_;1kky1- C1 yarg1lar da denebilir; ya da B yiiklemi A kavrammm bulunur, A ile baglant1 i<;_;inde olsa da; bu yarg1lara da sentetik yarg1lar diyor Kant; bu yarg1lara yarg1lar da denebilir, <;_;i.inkii analitik yarg1lann konu kavramm:i. hi<; bir katmamalanna kaq1hk sentetik yarg1lar konu kavramma, bu kav- ramda hi<; de olan ve bu kavramm <;_;oziimlenmesi ile <;_;ekip <;_;1kanlam1yacak olan bir yiiklem katarlar. Analitik yar- g1lar a priori yarg1lardir, bunlan deneye dayatmak sa<;_;ma olur, 114 <,:iinkii bunlar kavramm pkm1yan yarg1lardir, deneyin ta- mkhgma ihtiyac;lan yoktur. Ornegin biitiin cisimler yer kaplar- larn onermesi analitik bir yarg1dir. 9unkli yer kaplama cisim kav- ic;indedir. Bu onerme aym zamanda a priori bir onerme- dir, bir deney yarg1s1 degildir. 9iinkii deneye gec;meden once yar- gmm biitiin kavramda zaten bulunuyordu. . Deney yarg1lannm ise hepsi sentetiktir. 6rnegin biitiin ci- s1mler agirdir onermesinde cisim kavramma, bu kavramm ic;inde bulunm1yan ancak deneyle bu kavrama baglad1g1m agirhg1 da oluyorum. Boylece agirhk yiikleminin cisim kavramma bize sentetik bir yarg1 veriyor. Demek ki agirhk yiik- lemmm c1sim kavram1 ile (synthesis) deneye da- yamyor. Analitik yarg1lar bilgimi 6yleyse bilim an- sentetik yargilarla gorebilir, gerc;eklik iizerinde bize. bir ogreten sentetik onermelerdir. Arna bilim kulland1g1 onermele- zaruri olmasm1 ve tiimel olarak gec;mesini de ister. ic;;:1n onemli olan, oyle bilgiler toplamaktir ki, bunlar hem a pnon ols1:1nlar, hem de kavramm c;;:1ksmlar. Biitiin ?ilimler bu onermeler kullamr, bunlara sentetik a prion onermeler demr. Sentetik onermelerde kavramm c;1kihyor, konuya bir da?a, bir X kat1hyordu, bunu da bize deney Arna sentet1k a priori yarg1larda bu yard1mc1 arac; yok. Ornegm ccher olup bitenin bir nedeni vard1rn onermesinde neden kavram1, olup biten varhgm bi.isbiitiin onun ic;;:inde degildir. gei:el olarak olup bitene bakip ondan biisbiitiin olan ona nas1l baghyorum ve onunla zaruri olarak oldugu- nu nas1l biliyorum? Burada anhgm (Verstand) A kavrammm d1- bu yabanc1 olan, am.a yine de ona bir B. \uklemm1 buldugunu samrken dayand1g1 bu bilmm1yen X ne- da anhgimiz kavramm ona yabanc1 olan yuklem1. bu kavrama baghyabiliyor? Bunu yapa:ken daya?- d191 Bu, deney olamaz. 9unkii sozii gec;en deneym sag:hyacagmdan daha biiyilk bir tiimellikle ve zarunhkle, dola- y1s1yle a priori olarak gec;er, sadece kavramlarla bu ikinci tasav- vur?. ekler. 6yleyse yukanki soruyu formiille- yeb1hnz: Nas1l oluyor da anhgim1z deneye dayanmadan bu .synthesis'i yapabiliyor? Sentetik a priori yargilar nas1l miimkiln- 115 Kant ' m ile, deneyden bag1ms1z olan salt aklm ana sorusu da budur. Matematik yarg1lann hepsi sentetiktir, aym zamanda em- pirik degilclirler, a priori yarg1lardir. 7 + 5 =I .2 orneginde, bu 7 ile 5 in birlesimini 12 kavram1 da ol- maz. 12 kavramm1 bulabilmem i<;in, bu kavramlardan birini kar- goriiyii yard1ma <;ag;1np, ornegin 5 parmag1m111 ya da 5 noktanm yard1m1 ile goriide olan 5 in birimlerini ard arda 7 kavramma ekliyerek bu kavramlann <;1kmam gere- kir. Goruniin yardzmzna ba.;vurmadan sadece- kavramlanm1zm <;oziilmesi ile toplam1 bir zaman bulamay1z. Salt geometrinin onermeleri de sentetik a priori onermelerdir. Ornegin iki nokta arasmdaki dogru <;izginin en kisa oldugu onermesi de sentetik bir onermedir, <;iinkii dogru kavram1 bir biiyiikliigii degil, sadece. bir niteligi gosterir, demek ki en kisa kavram1 burada da synthesis'in miimkiin olmas1 ii;in gorunun yard1ma gelmesi Burada yiiklem konu kavramma zaruri olarak baghdir, ama bu zarurilik kavramm kendisinde bulunan bir zarurilik ol- may1p, bu kavrama kat1lmas1 gereken bir goru yiiziinden bu bag- hhk zaruri olur. Tabiat bilimlerinde de sentetik a priori yarg1lar ilkeler ola- rak vardir. Cisimler diinyasmdaki biitiin maddenin niceligi kahrn, her harekette etki ve tepki birbirine onermelerinde oldugu gibi. insan aklmm tabiati i<;in ka<;1mlmaz bir bilim olarak gorii- len metafizikte de, ger<;ek bir bilim olabilmesi ii;in, sentetik a priori bilgiler olmahdir. Ornegin diinyamn bir var m1 yoksa oncesiz mi gibi sorulan cevaplandirmak ii;in salt aklm gii- ciiniin kendisiyle yetinilemez. Metafizik, objelerinin bilinmesi ya da bilinmemesi bakimmdan bir kesinlige sorulanmn konulan kaq1smda aklm giicii ve giii;siizliigii iizerincle bir karar vermek, boylece de salt akhm1zm bilgilerini ya giivenle mek ya da onlara belli smirlar koymak zorundadir. Kant'm mak- sad1 bilgi alamnda giivenilir, belli temiz sm1rlar i;izmektir. Akim dogmatik olarak kullamlmas1 insam temelsiz id- dialara vard1nr, aklm ise insam zaruri olarak bilime llast1nr. Zaten Kant'm salt aklm de akil yetisinin kendisidir. Akil a priori bilginin ilkelerini saghyan ye-. tidir. Salt akil da, bir hi<; deney sa 116 dece a priori olarak bilmeye yanyan ilkeleri alan. akildir. Objelerle degil de, genel olarak, objeleri a priori olarak le her bilgiye Kant transsendental diyordu. Bu gibi kav- . ramlardan kurulu bir sisteme de transsendental felsefe adm1 verir. Bu felsefenin konusu nesnelerin tabiat1 olmay1p, bu nesnelerin; tabiat1 iizerine yarg1da bulunan anhkt1r, hem de yalmz a priori bakimmdan ele ahnan anhk. Transsendental felsefe salt aklm bii- tiin ilkelerinin bir sistemidir. Boyle bir bilimi boliimlerken en. <rok dikkat edilecek nokta: empirik bir bulunan kav- ramlardan birinin bu bilime almmamas1dir, a priori bilgile- rin biisbiitiin salt olmas1dir. Kant'a gore, insan bilgisinin, belki de hizce bilinmiyen bir: kokten olan, iki govdesi vardir : duyarhk ile anhk; duyar- hk ile bize objeler verilir, anhk ile bu objeler diirun'ulUr. Trans- sendental felsefe ad1m alacak bir bilimin salt a priori onermeler- den kur.ulu olmas1 gerektigini soyledikti. 6yleyse duyarlz!z_, an-: cak, obJelerin bize verilmelerinin meydana getiren a priori tasavvurlar kendisinde varsa, transsendental felsefeye gire-' bilir. Duyarhgm a priori ilkeleri hakkmdaki bir bilime de, Kant, estetik diyor (burada estetik sozii bugiin g1m1z anlamda degil. Aisthesis = duyum, duyarhk, duyu bzlgzsz); salt ilkelerini alan bilime de transsendental logik diyor. bilginin objelerle ilgisi ne yine .. ?na obJelerle dogrudan dogruya ilgi kurduran gorudi:r. Bu. ise ancak obje bize verildiginde ortaya pkar, bu da y1i:ie ruhu belli bir uyarmas1 ile miimkiin bill yiiziinden tasavvurlar edinmek yetenegme duyarlzk denir. Demek ki duyarhk yolu ile obJeler ve ancak duyarhk bize goriiler saglar. Duyarhgm .kar., anhk (spontan) anhk ile duyarhkl.a. :renlen uzennde ve kavramlar meydana get1nhr. Arna butun ister dogrudan dogruya, ist.er boylece de .duyarhkla ilgisi olmasi gerekir, bir obJe b1- ze bir bic;imde verilemez. insan ancak duyulur 1 . gorii ile bir kazamr . . duyumu kaqihyana, Kant, c;q1th fenomenlere bir diizen veren de fenomemn formu d1- yor. Biitiin fenomenlerin maddesi bize a posteriori olarak veril- .. 117 ama formlan, Kant' a ruhta a priori olarak bulunma- hd1r, c;;:i.inki.i duyumlann belli bir form ic;;:ine konduklan yine. duyum olamaz. duyulur gOr.iilerin salt formuna ruhta a priori olarak rastlanacaktir. ic;;:lerinde duyumla ilgili hie;;: bir yin bulunmad1g1 tasavvurlara da salt tasavvurlar denir. Duyarli- gm bu salt formunun kendisine de salt goru diyor Kant. Salt gorii duyulann gerc;;:ek bir objesi ya da duyum olmadan da, duyarhgm sadece bir formu olarak ruhta a priori bir meydana gelir. Boylece Kant transsendental estetik'te, ilkin, geriye empirik go- riiden bir kalmasm di ye, anhgm kavramlarla lerini c;;:ekip c;;:1kararak, duyarhg1 ay1nr. ikinci olarak da, geriye salt goriiden ve fenomenlerin sadece formundan, yani duyarhkta a priori'yi saghyan o biricik bir kalmasrn diye, bu goriiclen cluyumla ilgili olan her ay1nr. Duyulur goriiniin a priori bilgi ilkeleri olarak cla Kant iki salt formu tespit eder, bunlar da mekan ile zamandll'. Duyarhgm, boylece, a priori ilke- leri oldug;unu gostermesi Kant'm en orijinal tarafid1r. duyu arac1 ile biz objelerin mekan ic;;:inde bulundugunu tasavvur ederiz. ic;;: duyu arac1 ile de biz ruhun kendisini ve ic;;: du-. rumunu goriHeriz, bunu da ancak belli bir form - zaman - ya- pabilir, oyle ki ic;;: belirlemelerle ilgili olan her zaman bag- lant1lan ic;;:inde tasavvur edilir. byleyse zaman bir ola- rak goriHenemez, mekan da bizde bulunan bir olarak goriile- nemez. imdi, mekan ve zaman nedirler? Demokritos ve sonralar} Newton'un ileri siirdiigii gibi gerc;;:ek varhklar m1d1r? Yoksa me.- kam maddenin, nesnenin oz niteligi olarak one siiren Descartes'in sand1g1 gibi sadece nesnelerin belirlenimleri mi? Ya da Leibniz'in dedigi gibi nesneler gori.ilenmedikleri zaman bile nesnelerin ken- disinde bulunan ilinekleri mi? Ya da mekan ve zaman sadece go- runiin formu ile dolay1siyle de ruhumuzun subjektif (subjektif burada sujelerin ti.imii ic;;:in aym "bir gec;;:erligi olan .anlammda) .. ya- p1:s1 ile ilgili ohm, bu yap1 olmadan hie;;: bir nesneye bu yiiklenileri ekliyemedigimiz midirler? (Bu son tammlama Kant'1i1 ken- disinin Bu hangisinin dogru olduguna karar vermek ic;;:in bir ac;;:1klama yap1lmas1 gerektigini ve apklamamn, kavrarpm a priori olarak verildigini gosteriyorsa, metafizik bir ac;;:iklama ola- cagm1 soyli.iyor Kant. 11 I 118 .l.. 11kin mekan ve zaman herhangi bir deneyden empmk kavramlar degillerdir. <;unkii belli duyumlann benim olan herhangi bir baglanmalan ve nesnelerin yerlerde bulunduklanm tasavvur edebilmem me- kan tasavvurunun temelde olmas1 gerekir. Bundan do- lay1 tasavvuru deneyden olamaz, deneyin bile ancak bu tasavvur yiiziinden miimkiin olur. Aym k1lde zaman tasavvuru da a priori olarak temelde bulunmasayd1, aym zamanda olma ya da ardarda gelme alg1lanamazdi. 2. ikinci olarak, mekan, biitiin goriilerin temelinde bu- zaruri a priori bir tasavvurdur, zaman biitiin goriilerin te- melmde bulunan zaruri bir tasavvurdur.Mekamn olmad1g1 bir :_aman tasavvur edilemez, ama objelerin olmad1g1 bir mekan_ pekala oyleyse mekan, fenomenlere bagh olan bir belirlenim degil, fenomenlerin miimki.in pr- t1dir. Fenomenler bakimmdan zamanm kendisi de orta'1an kald1- nlamaz, oysa fenomenler zamanm Oyleyse zaman a priori olarak hepsi or tadan kal- d1:1labilir, ama zamamn kendisi bu goriilenmelerini saghyan bir tasavvur olmas1 bakimmdan ortadan kald1nlamaz. Zaman genel olarak biitiin a priori Mekai: goriiniin formu oldugundan, yalmz goriini.i$lerin a prion bir Buna kaq1hk zaman bi.iti.in a priori tid1r, konusu ister nesneler olsun, ister olmasm biitii_n tasavvurlar, ruhun belirlenimleri olmalan bakimmdan hep bir durumla bu durum da goriiniin formu ola!1 zamana baghdir; boylece de zaman dogrudan dog- ruya, de dolay1siyle a priori 3 Mekan ve zaman vanlan (diskursiv) ya da tii- olmay1p, duyulur goriiniin salt <;unku ancak tek bir mekan ve tek bir zaman tasavvur ed1leb1hr. A_Yn ayn mekanlar ve ayn ayn zamanlar yalmz bir ve aym tek bir mekamn, bir ve aym tek bir zamanm Bu par- her alan tek mekandan once gelemezler. Mekan bu degildir, aslmda mekan ve zaman tektirler. Onlardaki sadece s 1 mrlamalardan gelir. Bundan da mekan bakimmdan goriildi.ikte, mekanla ilgili biitiin kavramlarm temelinde empirik olm1yan bir goriiniin, a priori bir goriiniin bu- lundugu sonucu Bundan dolay1 geometrinin biitiin ilkeleri 119 de - 0rnegin bir ii\'.genin iki kenarmm toplam1 ii\'.iincii kenar- dan biiyi.iktiirn onermesi, \'.izgi ve ii\'.gen kavramlanndan \'.1kanl- olmay1p - bir goriiden, hem de a priori olan bir gori.iden za- ruri bir kesinlikle zamanlar aym anda olamazlar onermesi de ti.imel bir kavramdan pkanlamaz, bu oner- me de a priori sentetik bir onermedir, o da bir gori.iden, zaman tasavvurundan dogrudan dogruya Bu onermeler deneyden de \'.Ikanlamaz, \'.i.inki.i deney ne saglam bir tiimellik, ne de zaruri bir kesinlik verebilir. Oysa bu onermeler zaruri ve tiimel olarak ge\'.erler. Goriili.iyor ki bu onermeler ne tiimel kav- ramlardan ne de deneyden, sadece a priori bir gori.iden zaruri bir kesinlikle 4. Mekan ve zaman sonsuz bir bi.iyiikliik olarak tasavvur edilir. Belki her zaman biiyiikliigii, ancak kendisine te- mel olan tek bir zamamn sm1rlamalan ile mi.imkiindiir. oyleyse zaman tasavvurunun da smirs1z olarak olmas1 gerekir. Arna bir nesnenin her par\'.as1 ve her biiyiikliigi.i ancak bir s1111rlama ile kesin olarak tasavvur edilebilecegine gere, tasavvu- nin hiitiinii kavramlarla verilemez, oysa mekin ve zaman sonsuz ularak \'.iinkii mekamn ve zamanm biitiin k1S1m- lan aym zamanda sonsuzdurlar. oyleyse mekan ve zaman tasav- vurlap a priori bir goriidiirler, bir kavram degil. . Mekan ve zamamn bu a prioriliginden sentetik a priori bil- gilerin imkam da dogar. Biitiin geometri ilkeleri ve zamanm axiom'lan (zaman sadece tek boyutludur, anlar aym zamanda degillerdir, ararda gelirler), aynca hareket ogretisi de ancak mekan ve zamanm a priori bir gorii olmas1 ile apodiktik, yani zaruri bir kesinlik kazamrlar. Geometrinin biitiin onerme- leri apodiktiktir, yani bunlarm zaruri olduklan bilinmektedir, ornegin: mekamn yalmz ii\'. boyutu vard1rn onermesi ne empirik onerme nc de deney yarg1S1 olabilir, ne de bunlardan \'.Ikanlabilir. 0 halde bu gibi onermelerin, mekan iizerine boyle bir bilginin, miimkiin olabilmesi i\'.in mekan tasavvurunun a priori bir gorii olmas1, yani objenin alg1lanmasmdan once bizde bulunmas1, do- lay1siyle salt olan, empirik olm1yan bir gorii olmas1 gerekir. Burada bir soru ile kaq1 kaq1ya geliyoruz: objelerin kendisinden once gelen, kendisinde bu gibi kavramlarm a priori olarak belirlenebildigi bir gorii nas1l oluyor da ruhta bulunabili- \ 1 1 yor? Yukanki da gibi, Kant'a gore, 1! 120 mekan ve zamanm subjektif bir Mekafj ve:zama:-ri siijede bulunurlar; ve siijenin-._formel bir niteligi olarak obJeler tarafmdan uyanhp onlardan dogrudan dogruya tasavvur- lar yani goriiler elde etmesi dolay1siyle 1 boylece de genel olarak duyu.nun formu olmas1 bak1mmdan mekanm, duyunun for- mu olmas1 bak1mmdan da zamanm siijede bulunmalan ,gerekir. Bundan boyle, Kant'a g0re, mekan ve zaman kendi var olan, ya <la objektif bir belirlenim ol;uak nesnelerde bulunan, boylece nesnelerin goriilerinin biitiin subjektif sry- bile var olmakta devam eden bir degildirler. <;;un- k_u ne mutlak ne de relatif belirlenim,ler, ilgili olduklan nesnele- nn var olmasmdan once, dolay1siyle de a priori olarak gori.ilene- mezler. Oysa mekan ve zaman, bizim goriilerimizin subjekti.f prt- bir olmaymca, nesnelerden once, . boylece _ a pnon olarak tasavvur edilebilirler. . _Mekan duyunun, zaman da formunda1: __ ka bir degildirler, yani mekan ve zaman duyarhg.J,_?- bizim, g0rii ancak mekanla, gori.i de a?-cak zamanla miimkti.n olur. Sti.jenin ahci olmasmdan dolay1 ob.Jeler uyanlmas1, zaruri olarak bu objelerin biitiin. goriile- nnden once geldigi biitiin fenomenlerin formu olan ve zamamn biitiin alg1lardan nas1l once oldugu, dolaylSlyle de nas1l ruhta a priori olarak verilmis olabilecegi, Kant'a boylece kolayca ' . . Bundan dolay1 mekamn ve za.rpamn soziinii edebiliriz. Ancak kendisiyle. gori.iyii m1z subjektif yani objeler tarafmdan_ bir yana_ olursak, mekan tasavvuru bir _1fade etmez. ym kendi kendimizi i<;ten goriileme ve bu gorii ile tasavvur yetisi i<;inde biitiin g0riileri h.vrama tarz1m1_z1 bIT yan_a birak1r, boylece de objeleri kendi var olab1lecek ahrsak, _zaman hi<; tasa':'.- ancak nesneler bize yar:i1 . Jelen olduklarmda . nesnelere eklenebilir. 6yleyse mekan za- manm ancak bakimmdan bir vardir, duyulanm1zm objesi olarak kabul ettigimiz nesnelerdir; gori.imiizi.in duyarhg1111 yani bize oz olan o tasavvur tarzm1 bir yana birakir da genel olarak nesnelerin soziinii edecek olur.sak mekan ve zaman art1k objektif bir sey olmaktan Demek ki mekan ve zaman bizim (yani - duyulur olan, yani 121 objeler tarafmdan uyanld1g1m1z siirece ortaya - gori.i.mii- zi.i.n subjektif bir degildirler ve siijenin d1- kendi . bir varhklan yoktur. Arna nesnenin her tiirlii goriisi.i. bir yana birakihr da, genel olarak nesnenin kendi- sinin sozii edilirse, o zaman nesnelerin mekanda ve zamanda bu- fnndugunu soyliyemeyiz. 6yleyse eklemek gerekiyor: du- vulur goriini.in objeleri olarak biitiin nesneler, olarak mekanda ve zamanda bulunurlar. Duyarhgm ozel prtlanm nes- nelerin degil de, sadece bunlann mi.i.mkiin olma- s1111n olarak alabilecegimiz bizce g0riilene- bilen biitiin nesneleri ald1gm1 soyliyebiliriz, ama goriilen- sinler gorillenmesinler nesnelerin kendisini degil. 6rnegin: biitiin nesneler mekanda yan yana bulunurlar onermesinin, ancak bu duyusal goriimi.izi.in objeleri olarak ahmrlarsa bir ge<;;er- ligi vard1r. Yani buracla bir ileri oluyoruz. Ama, bii- ti:.i.n nesneler, fenomenler olarak, mekancla yanyana bulunurlar clersek, o zaman bu onermenin hi<;; bir bagh olm1yan bir ge- olur. Boylece Kant mekan ve zamamn ernpirik bir realitesini) yani duyulanm1za verilebilecek olan bi.iti.in objeler bakimmdan ob- jehtif bir ger; erligi oldugunu ileri surer. Goriimiiz her zaman du- yulur olclugundan, mekan ve zaman bagh olrruyan bir ob- je hir zaman cleneyde bize verilemez. Buna Kant, me- kan ve zamanm mutlak bir realitesi oldugunu ileri si.iren, mekan ve zamam bir ozellik olarak nesnelere baghyan her ti.i.rlii reddecler. Nesnelerin kendisincle bulunan ozellikler, zaten hi<;; bir zaman cluyular yolu ile bize verilemezler. burada Kant, me- kanm ve zamamn transsendental idealitesini yani duyulanm:.z1 idealitesini ileri si.irer. Buna gbre mekan ve zaman, duyulur gori.i.ni.i.n subjektif bir yana birakilacak olursa, bir clegilclirler, ve ne bir t0z (substance) ne de bir ilinek (accident) olarak nesnelerin kendisine yi.i.klenilemezler. Bunclan mekanda goriilenen bir nesnenin ken- clisi clegildir; mekan nesnelerin kendisine ait bir form da degildir. Zaten biz ubjelerin kenclisini bilemeyiz ve bizim d1pndaki obje- ler dediklerimiz sadece duyarhg1m1zm tasavvurlan<lir, bunlarm formu da mekandlf, duyularnmzm formu da zaman. Nesnenin kendi sini ise bu tasavvurlarla bilemeyiz, nesnenin kendisi hi<;; bir zaman aranamaz da. 122 Ama duyularla olup da aym zamanda a priori olan, mekandan ve zamandan hie; bir de yoktur. Oyleyse sen- tetik a priori onermeleri miimkiin k1lan da mekan ve zaman ta- savvurlandir. Buna gore mekanla zaman, a priori olarak sentetik bil- gilerin kendisinden c;1kanlabildigi iki bilgi kaynag1dir, mekan bil- gisi ve baglantilan bakimmdan salt matematik buna parlak bir ornektir Kant'a gore. K1saca mekan ve zaman her duyulur gori.ini.in salt formlandir, boylece de sentetik a priori onermeleri miimhin k.ilarlar. Arna bu bilgi kaynaklan sadece duyarhgm prt- lan olmakla kendi smirlanm a priori olarak belirlerler, yani bun- lar kendinden nesneler olarak degil, olarak incelene11 objelere uygulamrlar. Bunlann gec;,:tigi alan sadece abmdir, bu alamn c;ikihrsa bu formlar objektif olarak kul- lan1lamazlar.