You are on page 1of 100

I.

VGENY BRONISLAVOVIC PASUKANS 10 ubat 1891 tarihinde, Kalinin yaknlarndaki Starica'da, Litvanyal bir kyl ailesinin ocuu olarak dnyaya geldi. H u k u k
o k u d u ve 1912 ylnda Bolevik oldu. Stucka'nn h u k u k danmanln yapt, 1920
ylnda emperyalizm zerine bir alma yaymlad, 1924 ylnda ise temel eseri olan
Genel Hultul Teorisi ve Marksizm'i yaymlad. 1929 ylnda, devletin snmlenmesine ilikin grlerini inkr etmek z o r u n d a brakld. Devrim sonras ortaya kan en
sekin h u k u k u olarak deerlendirilen Pasukanis, Moskova H u k u k K u r u m u n u n
yneticiliini ve Komnist Akademi'nin bakan yardmcln yapt. Adalet Komiseri Yardmcs olarak, bakan olduu K o m n i s t Akademi H u k u k Blm zerinde
nemli etkisi olan, SSCB iin yeni bir ceza k a n u n u tasars hazrlad. Ancak kaybolmas ve yerine Vysinskij'nin getirilmesi, Stalin'in grleri iin nemli bir engel olan
bu "liberal" tasary boa kard. Devletin s n m l e n m e s i k o n u s u n d a k i en etkili kuramc olmay srdren Pasukanis daha Ocak 1937'de, Pravda'da, doktriner nedenlerle iddetli biimde saldrya uram ve Nisan'da "halk dman", "ykc" vb. olarak damgalanmt. Daha sonra kayboldu.

E V G E N Y B. PASUKANS

Genel Hukuk
Teorisi ve
Marksizm
La Theorie Generale du Droit
et le Marxisme
EVREN

La Thcorie

Generale

du Droit et le

Mcrxisme

1926

Birikim Yaynlar 26
ISBN 9 7 5 - 5 1 6 - 0 2 4 - 8
2 0 0 2 B i r i k i m Y a y n c l k L t d . ti.
1. B A S K 2 0 0 2 , s t a n b u l ( 1 0 0 0 a d e t )

EDTR

Kerem nvar

DZ KAPAK TASARIMI

mit Kvan

KAPAK U t k u L o m l u
KAPAK F/LM/ 4 N o k t a G r a f i k
UYGULAMA
DZELT

Hsn Abbas

Sezar A t m a c a

MONTAJ a h i n E y i l m e z
IM.SK/ ve CLT S e n a O f s e t

Iti i k i m Y a y n l a r
Klollarer Cad. letiim H a n N o . 7 C a a l o l u

34400 stanbul

Icl 2 1 2 '>16 2 2 6 0 - 6 1 - 6 2 F a x : 2 1 2 . 5 1 6 1 2 5 8
- .l

lmikim@ilclisim.com.tr

Onur

Karahanoullar

IINDEKILER

EVRMENN NSZ

G R Y E R N E KARLKORCH

13

A L M A N C A BASKIYA N S Z

28

R U S A K N C BASKIYA N S Z

31

GR

Genel Hukuk Teorisinin Grevleri

41

BRNC BLM

Soyut Bilimlerde Somutun Kurulu Yntemleri

61

KNC BLM

deoloji ve Hukuk

69

NC BLM

liki ve Hukuk Kural

83

DRDNC BLM

Meta ve zne

109

BENC BLM

Hukuk ve Devlet

137

ALTINCI BLM

Hukuk ve Ahlk Dncesi

157

YEDNC BLM

Hukuk ve Hukukun hlli

175

EVIRMENIN N S Z

Marksizm, loplumsal ilikilerin, bizzat bu ilikilerin yaratcs ve aktr olan insan tarafndan, kavranabileceine ilikin en kapsaml iddiadr. Gereklii kavrama ve bilme, insan etkinliinin yaratcln derinletirmenin ve insann,
kendisi de dahil olmak zere dnyay dntrebilmesinin
temelidir. Bizzat Marx ve Engels'in yazlaryla ortaya koyduklar ve sonrasnda da bu damar iinde yer alan siyasal
ve entelektel etkinliklerle gelitirilen Marksizmin, "bilme/anlama yntemi", Marx tarafndan btnsel biimde sadece, t m dier iliki biimlerinin temeli olarak retim ilikilerinin zmlenmesinde kullanlmtr. Bununla birlikte,
siyaset, din ve h u k u k gibi ilk elden karlalan kapsayc
toplumsal iliki biimlerini z m l e m e niyeti her zaman
iin Marx'n tasarlar arasnda yer almtr. Bir toplumsal
iliki biimi olarak h u k u k , btnsel bir almann konusu
yaplmam olmakla birlikte Marx ve Engels'in h u k u k a ilikin, deiik konular balamnda yaptklar ok nemli saptamalar bulunmaktadr. H u k u k u n Marx ve Engels tarafndan btnsel bir aklamasnn yaplmam olmas karsn7

da, " M a r k s i s t H u k u k F e l s e f e s i " n d e n sz edilemeyecei


aktr. Hem felsefe ve hem de h u k u k Marksizm iin almas gereken yabanclama alanlardr.
Marx ve Engels'in h u k u k k o n u s u n d a k i incelemelerinin
temel saiki hibir zaman iin derinlemesine bir h u k u k incelemesi olmamtr. (Bununla birlikte, retim ilikilerinin
birincil h u k u k s a l yansmalar olan mlkiyet ve szleme
h u k u k s a l k u r u m l a r , b u a n l a m d a ayrcalkl konulardr.)
Marksizmin hukukla temel derdi, dnyaya hukuksal bakn yanlln saptamaktr. Bunun tesinde h u k u k zerinde fazlaca durulmamtr. Marx ve Engels'in almalarnda,
bir h u k u k felsefesi ina etme abas olmad gibi var olan
h u k u k u n sistemli ve btnsel bir zmlemesi de bulunmamaktadr. Bunun tesinde, kapitalizmi ama srecinde
veya am olan bir toplumsal yapda nasl bir h u k u k oluacana veya oluup olumayacana ilikin de bir aklk
yoktur.
Marksizmi, dnsel ve siyasal faaliyetlerinin klavuzu
olarak k u l l a n a n siyasal r g t l e n m e l e r i n gerekletirdii
Ekim Devrimi sonras, h u k u k alannda yaanan gelimeler,
Marksizmin h u k u k l a ilikisi k o n u s u n d a k i y o r u m l a r n ne
denli nemli olduunu gstermitir.
Devrim sonrasndan balayan ve 1936 Stalin Anayasas
ile (veya Stalin'in Mart 1939 konumas ile) sona eren dnemde, hukuksal anlaylar arasnda, aslnda devletin kaderi konusundaki tartmayla dorudan balantl olan iddetli bir siyasal/hukuksal atma yaanmtr. Bu d n e m d e
Sovyet h u k u k uygulamas ve kuramna, nemli temsilcileri
Stucka, Kursky, Krylenko, Akulov ve Pasukanis olan -daha
sonradan "revizyonist" olarak sulanan- "meta mbadelesi
okulu" olarak adlandrlabilecek bir akm damgasn vurmutur. (Pasukanis, Komnist Akademi'deki grevi, Adalet
Komiseri yardmcl ve yazd Genel Hukuk Teorisi ve
8

17

Marksizm adl kitabyla, b u o k u l u n en etkili yesi olmutur.) Bu akm, Stalin'in 1936 Anayasas hazrlanrken saptad "hukuksal istikrar" ihtiyac erevesinde giriilen ve
1938 Haziran'mda "tek bir Marksist-Leninist bilimsel huk u k izgisi" belirleyen "Sovyet Devlet ve H u k u k Biliminin
Sorunlar Konferans" ile s o n u l a n a n h u k u k savamnda
temsilcileriyle birlikte tasfiye edilmitir. "Meta mbadelesi"
o k u l u n u n temel tezine gre, genel h u k u k teorisi alannda
Marksist yazn ok snrldr ve ancak Marx'm toplumsal
ilikilerin kkenini aratrmak iin kulland, mbadele
ilikilerini esas olarak alma y n t e m i , h u k u k s a l ilikileri
aklamakta kullanlabilir. Daha nemlisi, meta mbadelesinden kken alan h u k u k , sosyalist toplumda "sosyalist huk u k ' ^ dnmeyecek; gei srecinde, kapitalist mbadele
ilikilerinin ortadan kaldrlmasyla b u n u n biimi olan huk u k da yava yava s n m l e n e c e k ve retim/deiimden
kaynaklanan ilikileri dzenleyen kurallar, tpk mhendislik, tp ve benzeri alanlarda olduu gibi salt teknik kurallara dnecektir.
Komnist Akademi'ye de hakim olan bu o k u l u n anlayna gre, "sosyalist h u k u k " veya "ii snf h u k u k u " yaratlmas m m k n deildir. Bu anlay kendini burjuva h u k u k u n u n klasik ilkelerine bal kalmak zorunda hissetmemi;
rnein, sularn yasall ilkesini iermeyen ve kyas ngren bir ceza k a n u n u tasars hazrlamtr. Hukuksal biimler, burjuva h u k u k u n d a n dn alnmtr; ierik, yani
kapitalist retim ilikileri aldka, devletle birlikte h u k u k
da snmlenecektir. Bu o k u l u n ve temsilcilerinin s o n u n u
hazrlayan temel ayrm noktas da s n m l e n m e k o n u s u n d a
ortaya kmaktadr. Engels'in Anti-Duhring'teki
"i snf
devlet iktidarn ele geirir ve ilk elde retim aralarn devlet
mlkiyetine dntrr. Bylelikle, insanlarn ynetiminin yerini, eylerin ve retim srecinin ynetimini alr. Devlet, orta-

dan kaldrlmaz, devlet snmlenir" saptamasndan yola karak, sosyalist devletin ihtiyalarna uygun bir h u k u k yaratma ve b u n u n teorisini yapma yerine, h u k u k u n snmlenmesinin teorisini yapmaya almlar; "ii snf hukukundan sz edilemez zira sosyalist devrimin amac hukuku ortadan kaldrmaktr" grn savunmulardr. Stalin'in 1930
ylndaki, "devletin snmlenmesini hazrlamak iin, imdiye
kadar var olmu en sert ve gl devlet iktidar" tezi, sz konusu hukukularn araynn, resmi arayla artk rtmedigini gstermitir. 1937 ylnda Pravda'da, Pasukanis aleyh i n d e yaymlanan makaleler, kesin tasfiyeyi balatmtr.
Tasfiyenin hedef ismi Pasukanis'tir. Buradaki temel sava gre, ii snf diktatrlne dayanan devlet yeni bir devlettir ve bu devlettin yaratt h u k u k da yeni bir tip h u k u k t u r ;
Marx, Engels, Lenin ve Stalin'in rnleri bu yeni toplumun
h u k u k dzenini aklamaya yeterlidir. Bundan sonra Pasukanis'in, Komnist Akademi'de ve Adalet Komiserlii'ndeki
yerini alan Vyshinsky liderliinde, tek bir bilimsel sosyalist
h u k u k anlay benimsenmi, Pasukanis yarglanarak, "Sovyet Devletinin dayand hukuksal temelleri baltalad, Sovyet
hkmetini devirmek amacyla hukuksal teoriler gelitirdii"
gerekesiyle ihanetten m a h k u m olmu ve idam edilmitir.
H u k u k ve devlet k o n u s u n d a aray dnemi, Stalin'in, 1939
ylnda 18. Kongre'de "kapitalist devletlerle evrili bir lkede,
bu durum srd srece, komnist aamaya geilse dahi devletin varln gl biimde srdrecei" tezini savunmasyla
kesin olarak kapanmtr. Marksizmden kken alan bir siyasal devrim, devletin ve h u k u k u n almas anlay ile devrimin yaratt yeni yapya uygun bir devlet ve h u k u k kuram
yaratma aray arasnda bir bocalama yaam; siyasal mcadelede, ikinci tez hakim olmutur.
Evgeny Bronislavovic Pasukanis ve 1924'te yaymlad
Genel Hukuk Teorisi ve Marksizm yapt, Marksizm ve hu-

k u k kavramlar yan yana geldiinde ilk akla gelen isim ve


a l m a d r . P a s u k a n i s k i t a b n n 2. b a s k s n a n s z d e
"Marksist genel hukuk teorisi eletirisi[nin] henz balang
aamasnda" o l d u u n u sylyordu. Almanca baskya nszde de kitabn "burjuva hukuk biliminin metafizik, biimsel-mantksal veya en iyi ihtimalle tarihsel-evrimci
yntemine
kar, maddeci-devrimci bir diyalektik yntem gelitirme grevinin yerine getirilmesi yolunda alakgnll bir giriim" olarak tanmlyordu. Ne yazk ki bu alakgnll giriim, Sovyet Devriminin ald ynelim nedeniyle h e m siyasal hem
de hukuksal bakmdan k a d k kalm ve b u g n dahi Marksist genel hukuk teorisi eletirisi h e n z balang aamasn
geememitir.
Evgeny Bronislavovic Pasukanis'in Genel Hukuk Teorisi
ve Marksizm a l m a s n n y e t m i be yl s o n r a y e n i d e n
o k u n m a s n n , ada Marksist yaznn srekli k e n d i iine/zerine kapanarak, tamamen kapal bir dile ve havage i r m e z bir t a r t m a a l a n n a s k m a s n n s a k n c a l a r n ;
Marksizmle incelenmesi gereken, rnein h u k u k gibi, byk ve gerek sorun alanlar o l d u u n u ortaya koyarak hatrlatmas b a k m n d a n yararl olacan; b u n u n yansra,
h u k u k alannda alan ve dnsel olarak h u k u k u n deli
gmleine girmeyi srekli reddeden ancak, h u k u k u olma
pratiklerinin zorlamas altnda bunalan meslektalarn,
eletirel bir h u k u k k u r a m zerinde almalarnn n n
aabileceine inanyorum. Kkl eletirisine ramen yine
de eletirdii k a v r a m l a r n u y g u l a n m a s n a k a t l a n m a k ve
araclk e t m e k z o r u n d a olan h u k u k u n u n , d n s e l tatminsizliinin yarataca hayal krklnn n n e geecek,
en azndan b u n u tahamml edilebilir klacak tek yol, bizzat eletirinin de n e m l i bir devrimci pratik o l d u u n u n
kabul edilmesidir.
Kitabn evirisi, Franszca metin (E.B. Pasukanis, La the11

GIRI YERINE*

nceleyeceimiz eser, "Moskova Komnist Akademisi, Huk u k Bilimi ve Siyasal Bilimler Blm" ile Stucka, Gojchbarg, Rejsner, Pasukanis vb. gibi Sovyet hukukularnn abalaryla, Sovyetler Birlii'nin kltr alannda, k k ok eskilere dayanan h u k u k biliminden treyen yeni dal hakknda ok nemli bir fikir vermektedir. Bu eser, ayn zamanda,
Marx'n Kapitalinin yntem ve r u h u n u n , elverili maddi ve
ideolojik koullarda, dier alanlarn yansra, zellikle huk u k bilimi alannda gsterdii byk verimlilii de ortaya
koymaktadr. Bat'da, Marksistler arasnda bile, gemi yzyln alm bak as olarak deerlendirilen bu yntembilimsel biim, g n m z d e Sovyetik Dou'nun toplumbilim
aratrmalarnda formel bir yeniden dou yaamaktadr.
(*) 1 9 3 0 ylnda Archiv fr dit Geschichte
gung'da

des Sozifl/ismus und der

Arbeiterbewe-

( o n b e i n c i yl) y a y m l a n a n b u almasnda Kari K o r s c h , iki eser de-

e r l e n d i r m e s i y a p m a k t a d r : E. P a s u k a n i s , Allgemeine

Rechtslehre

mus (Versuch einer Kritik der juritisehen

Verlag f r L i t e r a u r u n d

Crundbegriffe),

Politik, Berlin 1929 ve Kari Renner, Die Rechtsinstitute


soziale

Funktion-Ein

Beitrag

zur Kritik

des brgerlichen

und

des Privatrechts
Reclts,

Marxisund ihre

Verlag J.C.B.

M o h r , T b i n g e n , 1929.

13

Eserin en dikkat ekici nitelii de budur. Eser batan sona, Marx'n Kapitalde ve dier eserlerinde tm tarih ve toplumbilimleri alanlarna uygulayarak aklad, ancak sadece, dier alanlar iin temel olan siyasal iktisat alannda sonularna vardrd maddeci anlay, h u k u k alannda, neredeyse tam bir kesinlikle ve "ortodoks" tarzda uygulama
giriiminden baka bir ey deildir. Eserin gc, kuramsal
ilkesinin bu kesin niteliinden kaynaklanmaktadr; ancak
geliiminin ar soyut, dogmatik ve "ortodoks" biimi, sunu srasnda daha ak biimde ortaya kan zaaf ve hatalarnn da kaynadr.
Yaamnn sonuna doru E Engels de, bu kuramlarn uygulanmasnn Marksistleri "sadece ierii deerlendirerek
biimi ihmal etmeye yani, temel iktisad gereklerden karlan hukuksal, siyasal ve ideolojik temsillerin ve b u n u n gibi bu temsiller tarafndan dolaymlanan oluum tarzn ihmal etme"ye srklediini -Marx ve kendisi tarafndan kurulan kuramlarn kusurlarna ve n e m i n e ilikin tarihsel
gelimenin yol at dier eletirilerden bamsz olarakfark etmiti. 1
(Lassalle ve Lenin'de de olduu gibi) Marx iin, Ekonomi
Politiin Eletirisinin nl nsznde (1859) belirttii gibi,
sadece zel almalarnn deil fakat ayn z a m a n d a yeni
maddeci diyalektik ynteminin ve toplum anlaynn da k noktasn ve temel tan oluturan bilimin, ksaca "hukuksal ilikiler ve devlet biimleri" 2 biliminin Marx sonras
evrimi bize Engels'in saptamasnn ne kadar isabetli olduunu gstermektedir. Marx tarafndan Kapital'in ilk blm n d e , tm kkenleriyle aa karlan, "metann feti ni1

E Mehring'e 14 T e m m u z 1 8 9 3 tarihli m e k t u p . Kerpunlte

materialistischen

adl k i t a b m z d a tpk b a s m yer a l m a k t a d r (Berlin 1922).

Kari Marx, Ekonomi

Politiin

Eletirisine

A n k a r a , Sol Yaynlar, 1993, s.22-23.

14

der

Geschichtsauffassung,

Katin

( 1 8 5 9 ) , 5.B., ev. Sevim Belli,

telii" ve meta fetiizmi tarafndan belirlenen szde ekonomi biliminin feti nitelii, "ortodoks" Marksistlerin ou
iin, "Marksist" iktisat bilimlerinde herhangi bir sonucu olmayan basit, l kalplar olarak kalmtr g n m z e kadar.
Marx'm, metann iktisad biiminin maddeci eletirisinin
uzants olarak bir s o n r a k i b l m n b a n d a arpc bir
tarzda gerekletirdii h u k u k f o r m u n u n maddeci eletirisine gelince, d u r u m daha da ktdr.
En iyi maddeci Marksist kuramclar bile, Marksist tezleri
tek yanl olarak y o r u m l a m a k t a n baka bir ey yapmam;
tarihsel olarak ortaya kan tm hukuksal ilikilerin "ieriinin", onlar kuran iktisad ilikiler tarafndan kendiliinden verildiini ve bylece h u k u k u n ieriinin iktisad olarak belirlendiini savunmulardr. Marksistler iin bu tez,
onlarn maddeci h u k u k anlay ile olgucu h u k u k u l a r ve
idealist h u k u k felsefecileri arasndaki fark oluturmaktadr. Engels ( D h r i n g ile o l a n p o l e m i i ) , P l e k h a n o v ve
A.Labriola gibi en derin Marksist dnrler, burjuva huk u k u n u n yapay eletirileri karsna srekli olarak bu tezi
karmlardr. Gemite Gumplovvicz ve Dhring, g n mzde ise, "toplumbilimsel h u k u k okulu" savunucular ve
bu o k u l u n eitli sosyalist akmlarda yer alan taraftarlar,
doal, tarihi, ahlk eitli h u k u k felsefesi akmlarnn
yapt h u k u k u n ideolojik v g s n e kar, y r r l k t e k i
her trl h u k u k sisteminin ve bu sistemlerde ifadesini bulan "hukuksal d n c e l e r i n siyasal zorlama niteliini ve
snfsal karakterini, vurgulamakla yetinmilerdir.
Buna karlk, Marx'n yine ak biimde belirtmi olduu, biimsel grn altnda " h u k u k " u n (yani, iradelerin
ilikileri olarak hukuksal ilikiler; ayrca, bu ilikilerde yer
alan "hukuksal zneler" ve "hukuksal nesneler"; hi durmadan artan bir ideolojik arptma pahasna oluan "yasak o y u c u n u n iradesi" ve nesnel "hukuksal dzen" yapntla15

r), en iyi arptlm yansmasn meta biiminde (yani, temel "deer" kategorisinde ve b u n d a n karlan dier iktisad tasarmlarda) bulan ayn toplumsal gerekliin fetiletirilmi grngsel biiminden baka bir ey olmad gereine ilikin ak bir Marksist kavray g n m z e kadar eksik kalmtr.
Btn h u k u k felsefesinde ve h u k u k u n temellerini konu
alan Marx-sonras incelemelerde, yaltk kalm iki istisna
d n d a , h u k u k u n m a d d e c i - d i y a l e k t i k eletirisi iin
Marx'n belirttii balang noktasna bal kalan tek bir
a r a t r m a b u l u n m a m a k t a d r . Sz k o n u s u iki istisnadan
(Pasukanis'in garip bir biimde u n u t t u u veya gzard ettii) ilki, en nemli Yeni-Kantlardan biri olan, ancak ne
yazk ki erken len, Emile Lask'n h u k u k zerine yntemsel deerlendirmelerinden olumaktadr. Deerlendirmeleri ksa olmasna karn, zellikle aka Marx'n meta fetiizmine ilikin aklamalarna bavurduunda ve Simmel,
Brodmann, Schuppe ile dierlerinin ksmen komu ksmen
kart kavramlarn kavrayl biimde akladnda, sorunu d e r i n l e m e s i n e aydnlatmaktadr. 3 Pasukanis, daha az
nemli birok yazarla hayli geni biimde kalem kavgasna
girmi olmasna karn, bu yazarlarla, Lenin'in gerekletirdii mehur "ikinlik felsefesi" eletirisi sayesinde rnein Schuppe'n " h u k u k kavram" incelemesine ilikin sert
eletiri kendisine yabanc olmad halde, ilgilenmemitir,
ikinci istisna Marksist felsefeci G. Lukacs'm "eyleme ve
ii snf bilincf'ne ilikin diyalektik almasdr. "eyleme"nin (yani, kapitalist meta retimi d n e m i n d e toplumsal gerekliin feti klna girmesinin) h u k u k bilimindeki
zel grnglerine ilikin aklamalaryla Lukacs, Pasuka-

nis'in elimizdeki almasnn n c s olarak deerlendirilmelidir. 4


Yakn d n e m d e Marksist aratrma yntemini "styap"
konusunda ve zellikle h u k u k biliminde uygulama sorununa eilen gerek Marksist kuramclar arasnda, eitli hukuksal ieriklerin tesinde ayn zamanda h u k u k s a l biimin
kendisini de eletirme grevini stlenen tek bir kimse bulunmamaktadr. Avusturyal Marksist Renner bile, iktisad
ve toplumsal Marksist kuramlar h u k u k bilimi alannda verimli klmaya ynelik ilk giriim olan, "Hukuksal Kurumlarn Toplumsal Ilevi"ne ilikin almasnda (1904 ylnda
Karner takma adyla ilk basksn yapt), h u k u k u n Marksist
eletirisi temel s o r u n u n u n tamamen yanndan dolanmtr.
Gerekte, hukuksal "ilev" ve "kurallarn" deiimine ilikin tm bu aratrmalarnda kapitalist devletin mevcut gerekliinde dorudan bir grng olarak ortaya kan mevcut h u k u k biimini, manta uygun bir ekilde, genel yasa
(genel irade, h u k u k kural) olarak varsaymtr. Bildiimiz
gibi Marx-ncesi d n e m i n klasik burjuva iktisatlar dikkatlerini, zgl deer biimini, yani tarihsel olarak belirlenmi toplumsal retim biimi olarak meta retimi biimini
biryana brakarak, deerin b y k l n zmlemeye
odaklamlard. 5 Yzyl sonra ayn ekilde, Marksist okuldan yetien h u k u k kuramcs Renner de t m ilgisini, bizzat
h u k u k kuralnn eletirisini bilerek ve t a m a m e n gzard
edip ayrt ettii iki tarihsel srecin, h u k u k kuralnn "ilevinin deimesi" ile " h u k u k kurallarnn deimesi" srelerini zmlemeye odaklamaktadr.
Eserinin 1929 ylnda deiik bir balkla yaplan ikinci
4 Bkz. Gyrgy L u k a c s , Tarih ve Snf Bilinci,

16

Bkz. Ayn y a z a r n Rechtsphilosophie,


Kuno Fischer Armaam'mn
ikinci cildinde
y a y m l a n m t r . Dic Philosophie im Beginn des 20 Jahrhunderts,
H e i d e l b e r g 1904,
zellikle s.37 ve d e v a m .

ev. Ylmaz n e r , Belge Yaynlar,

1998.
5 Bkz. Kari Marx, Kapital, c. 1 ( 1 8 6 7 ) , 4.B., ev. Alaattin Bilgi, A n k a r a , Sol Yaynlar, 1993, s. 4 9 vd. (birinci k s m ) .

17

basm da 25 yl nce vard sonular hibir noktada amamakta ve hatta eskiden yapm olduu nemli katk ile
kyaslannca bir b t n olarak gerileme iinde b u l u n m a k t a dr. Bu baskda Renner "feti nitelii" ak biimde sadece,
kta Avrupa'snn kodifiye edilmi h u k u k dzenlerinde grld gibi, hukuksal emirlerin dil asndan haber kipi
nermelere d n m n d e ve daha ziyade, h u k u k kurallarnn, birinci d n m n sonucu olarak, ancak grnte,
olas olgulara dayanan koullu hukuksal nermelere dn m n d e ayrdetmektedir. Buna karlk, "devletin h u k u k
kurallar koyduu ve bu h u k u k u n , kendisine uyulmasn
zorunlu klarak tekil iradelerin karsnda genel irade olarak yer ald" gereini almasnn amalar iin, "ispatlanmaya gerek duyulmayan, apak bir veri" olarak kabul
ettiini bildirmektedir. 6 Baka bir ifadeyle Renner, burjuva
h u k u k u l a r n , "zel mlkiyet ideologlarnn" dnyasnda
evrensel olarak h k m sren "olgucu" anlayla ayn alanda b u g n de hl, herhangi bir eletiri getirmeden yer almaktadr.
Kitabnn sondan bir nceki b l m n n sonunda 7 yapt dokunakl aklamada, kaba, evrimci ve reformist, b u r j u va "toplumsallama dncesine" kar, yani aslnda kendisine en yakn siyasal akma kar kalem kavgasna girimesi
tamamen grntedir. Renner, "sosyalistlerin gittike artan younlamann bir gn kendiliinden zel mlkiyeti ve
kapitalizmi ortadan kaldracan dnerek gerekte yanldklarn" belirtmektedir. Gerekte bu saptamann gerisinde, iddetli "kural deiiklikleri" ile var olan burjuva mlkiyet rejiminin "hukuksal kurallarn" ortadan kaldrmay
amalayan devrimci eylemin gerekliliine ilikin herhangi

Kari R e n n e r , Die Rechtsinstitute

7 A.g.e., s. 170.

18

des Privatrechts...,

bir kabul bulunmamaktadr. Bu kurallar, deiikliklere veya


esasl biimsel alt st olulara karn iktisad ve toplumsal
ilevini herhangi bir d n m olmadan srdrmekte; bylelikle, retimin gelecek geliimini, b u n u n s o n u c u olarak
da tm toplumsal ve kltrel geliimi engellemektedir. Ayrca, bu saptamalar, g n m z burjuva biliminin tarihsel ve
toplumbilimsel h u k u k kavrayna gre bir gerileme oluturan ve h u k u k kurallarnda, k a m u g c n n rzas ile olandan baka bir "deiiklik" olabileceini kesinlikle dnemeyen, tamamen fetilemi bir devlet inancn iermektedir. Pasukanis, Renner'in k u r a m n n anlamszln tamamen mantksal deerlendirmeler ileri srerek eletirmesinde hakszdr. 8 Ona gre, Renner'in tm nermesi, "belirli
bir soyut ifadenin kendi kendine eit olduu gereine indirgenir"; gerekte, Renner'in k u r a m m d a k i "aptallk" mantksal nitelikte deil, siyasal niteliktedir ve ayrca ok iyi bilinen parlamentarizm aptallnn basit bir ifadesinden baka bir ey deildir. Pasukanis, bu mantksal eletirisinin yansra, gelimi kapitalizmin vcs Renner'in "basit" meta retiminden "kapitalist" retime ve oradan da "gelimi
kapitalizme" giden tarihsel evrimde, kapitalist mlkiyet biiminin imdiden geirdii toplumsal ilev d n m n e
ilikin olarak yapt u z u n aklamalara kar hakl olarak
u eletirel itiraz dile getirmektedir. Pasukanis'e gre Renner'in tezini basite tersine evirerek ve evrim srasnda
" h u k u k kurallarnn deitiini" ancak "kurallarn toplumsal ilevinin deimeden kaldn" syleyerek daha temel
bir gerek ifade edilebilir. Dorusu, h u k u k u n belirli bir tarihsel hukuksal ierikle balantl olmayan fakat bizzat hukuksal biim tarafndan belirlenen bu temel toplumsal ilevi, yazl "yasa" olarak veya bir toplumda gerekten geerli

s.1-4.
8

Bkz. a.g.e., s.117.

19

kurallar olarak h u k u k kuralnn hibir "deiikliiyle" ortadan kalkmaz. Sovyetik Marksist h u k u k uzman Pasukanis
de bu noktada devreye girmektedir. Pasukanis'in yapt
"temel hukuksal kavramlarn eletirisi" ve b u n d a n kard
"genel h u k u k teorisi", sadece yrrlkteki h u k u k kurallarnn ve hukuksal ilikilerin deiken ieriklerinin deil fakat ayrca, her trl g r n m y l e hukuksal biimin de, siyasal iktisatta meta biiminin feti niteliine sahip olmas
gibi, "tam anlamyla" feti niteliinde o l d u u n u n kabul
edilmesi ve aklanmas olarak zetlenebilir. B u n u n gibi,
h u k u k u n en gelikin grn sadece kapitalist meta retimi ana zgdr. H u k u k , tarihsel olarak, ancak daha sonraki evriminin tannmasna olanak verdii belirsiz ekirdek
biimlerden, meta retimiyle birlikte gelimi ve ilkel alan n d a n , yani eit deerlerin mbadelesinin dzenlenmesi
alanndan genileyerek, g n m z b u r j u v a " h u k u k devleti"nde, kapitalist toplum ve o n u n devletinde var olan tm
toplumsal ilikileri ksmen fiil olarak ve ksmen de potansiyel olarak kaplamtr. Gelecein komnist toplumunda,
kapitalist meta retiminin, o n u n burjuva devletinin, snflarnn ve snf kartlklarnn ortadan kaldrlmasyla h u k u k u n sadece ierii tamamen bakalamayacak fakat s o n u n da h u k u k biim olarak da tamamen "snmlenecek"tir.
Doaldr ki tarih boyunca karmza kan h u k u k olgusunun, radikal maddeci bir ilkeden yola kan, yani olaylarn
derinliklerine inen b t n c l bir eletirisi, tam anlamyla
gerekletirilirse, son derece nemli sonulara, imdiye dein sosyalist h u k u k eletirileri tarafndan bile kanta gerek
duyulmadan az ok benimsenen tasarmlarn kesin biimde
yklmas sonucuna varmaldr. Elimizdeki kitabn devrimci
kuramsal nemi, Pasukanis'in devrimci dncelerinin yeni olmamas, Marx'n 80 yl nce, ksmen rtk ve byk
oranda da belirtik biimde Alman deolojisi'nde,
Komnist
20

Manifestoda, birka yl sonra Kapitalde ve 1875'te Alman


ii Partisi Programna likin Kenar Notlar'nda*
ortaya
koyduu dncelerin yeniden kurulmas ve yenilenmesini
ifade ediyor olmas gereiyle kendiliinden azalmamaktadr. Zira araya, Marx'n k k e n olarak devrimci nitelikteki
k u r a m n n sonularnn, siyaset alannda olduu gibi h u kuk alannda da tamamen u n u t u l d u u u z u n bir tarihsel dnem girmitir. Ve ancak yzyl banda kapitalist evrimin
yeni eletirel d n e m i n d e , sava ve sava sonras d n e m i n
iddetlenen snf savamlarnda Dou ve Bat'daki radikal
Marksist akm, bu kuram on yllk u y k u s u n d a n uyandrm ve onu zaman iinde bulaan reformist ve burjuva sapmalardan temizleyerek zgn biiminde yeniden k u r m u tur. Bu nedenle, Marksist h u k u k kuram oluturma savnda, Pasukanis'in, klasik gelenee bal kalma niyetine karn, h u k u k k o n u s u n d a Marx'n kuramnn t m sonularna
ve hatta bizzat Marx tarafndan aka ortaya k o n a n sonularn b t n n e gerekli arl vermemi, aksine, balang
noktasnn salamlna karn en nemli ve Marksist kuramn en cesur sonular karsnda gerilemi olmas, bize
ok da nemli grnmemektedir. rnein, kitabnn, meta
retim biiminin snfl toplumunda, ahlk ve h u k u k arasndaki balanty ak biimde k u r d u u sondan bir nceki
b l m n d e , varlmas gereken sonu karsnda, yani ii
snf devriminin tamamen gereklemesinden, meta retiminin, snflarn ve uzlamaz snf kartlklarnn ortadan
kaldrlmasndan ve devlet ile h u k u k u n t a m a m e n "snmlenmesi"nden sonra kendi temelleri zerinde zgrce geliecek gelecein komnist toplumunda "artk ahlk olmayaca" sonucu karsnda aka geri ekilmektedir. yle ki

(*) K. M a r x , E Engels, Cotha

ve E f u r t Programlarnn

Eletirisi

(1875) iinde,

ev. M. Kabagil, 3.B., A n k a r a . Sol Yaynlar, 1989, s.22-51.

102

nc baskya ad hoc eklenen zel bir notta, bu alandaki


" s n m l e n m e y i " aka, tarihsel rollerini tamamladktan
s o n r a yerlerini "daha s t n baka biimlere" b r a k a c a k
olan, o tarihsel dneme uygun zgn vicdan ve ahlk davran "biimleri" ile snrlamtr. 9 Kitabnn son b l m n de de " h u k u k ve h u k u k u n ihlali" s o r u n u n u incelerken
aka, snflarn tamamen ortadan kalkmasndan sonra yaratlacak yeni bir "ceza siyaseti sistemi"nden sz etmektedir. K u k u s u z b u r a d a n , "bylesi koullarda hl bir ceza
sisteminin gerekli olup olmayaca" sorusu da domakla
birlikte, Pasukanis u f k u n u " h u k u k s a l niteliin" ve "ceza
h u k u k u a d l a n d r l m a s n n kaldrlmas ile snrlamtr. 1 0
Buna karlk Marx ve Engels, daha 1847-48'den beri, Komnist Manifesto'da, aka ve ekincesiz bir biimde, "ahlk" ve " h u k u k u " , "din", "felsefe" ve "siyaset" ile birlikte
bir b t n olarak, farkllk ve eitliliklerine karn snfl
t o p l u m u n tm tarihinde g n m z e kadar ortak olan ve ii
snf devrimi anda "uzlamaz snf kartlklaryla birlikte tamamen ortadan kalkacak olan" en genel bilin biimleri arasna koymaktadr. Ayrca, bunlarn g n m z e kadar
alm olduklar biimin basite "yenilenmesi"ni de aka
reddetmilerdir.
Eletirel devrimci "kuram", Marx ve Engels tarafndan
daha nceki bir tarihsel d n e m d e ortaya konulan kuramsal
dnceler karsnda bir gerileme oluturduu her d u r u m da "ortodoks Marksist" Pasukanis'i s u l a m a n n tesinde,
bu "maddeci" h u k u k eletirisinin temel k u s u r u n u , dorudan doruya, "hukuk" ynyle, gereklie, gemi ve gelecek uygulamalara "yabanc" olduu izlenimi veren k u r a m sal, ideolojik, ar bilgi, ukala ve d o g m a t i k niteliinde

Bkz. a.g.e., s. 148, d i p n o t 10.

10 Bkz. a.g.e., s.162.


22

g r m e k t e y i z . Bu b a k m d a n , 1929 y l n d a Sovyetik Rus


Marksisti Pasukanis tarafndan yaymlanan "genel h u k u k
teorisi"ni, Marx ve Engels'in, tarihsel olarak m o d e r n ii snfnn devrimci h a r e k e t i n i n balang d n e m i n i n s o m u t
koullarndan kaynaklanan dnceleriyle deil, Engels'in
(Kautsy ile birlikte) 1887 ylnda Nette Zeit'da yaymlanan,
ii snf hareketinin ada koullara ok daha uygun olan
yeni geliim safhasnn pratik ve kuramsal ihtiyalarndan
yola karak hukuksal sorunlara ilikin tavr ald yazs ile
karlatrmak zellikle reticidir. Engels'in maddeci eletirisi, A. Menger ve iilerin "iyi niyetli" dier dostlar tarafndan yaylan " h u k u k u s o s y a l i z m i n i n yanlsamalarn
sert biimde m a h k m etmekte; m o d e r n ii snfnn, "yaam koullarn b u r j u v a z i n i n h u k u k s a l yanlsamalarnda
ifade edemeyecei" gereini srarl bir biimde vurgulamakta; var olan sosyalist partilerden herhangi birinin aklna
gelebilecek olan, "parti programndan yola karak yeni bir
h u k u k felsefesi yaratma" niyetini reddetmekte ve nihayet
burjuva topluma zg olan "hukuksal biimin" ve "dnyann hukuksal kavran"nn, soyut bir biimde "nihai devrimci amaca" odaklanan yadsnmas ile yetinmemektedir.
Menger'in tumturakl biimde ortaya koyduu ve kuramsal
adan zaten yetersiz olan, fakat bu yetersiz haliyle bile son u n d a uygulamada terk edilen, szde "sosyalist temel haklar"m ("emein tm r n n e sahip olma" hakk benzeri
haklarn) tersine Engels, kendi dncesine uygun olarak,
sosyalistler tarafndan ileri srlmesi gereken ve "herhangi
bir siyasal partinin olduu gibi etkin bir sosyalist partinin
de onlarsz olamayaca", "belirgin hukuksal talepler" ilan
etmektedir. i snf mcadelesinin h u k u k s a l taleplerini
ieren byle bir program iin getirdii, maddeci nitelikteki,
tek koul, dneme, yere ve toplumsal gelime derecesine
gre deien ve eitlenen tm bu hukuksal taleplerin, snf
23

mcadelesinin gerek d u r u m ve koullarna, her d u r u m d a


ve m m k n olan en kesin biimde uymasdr. 11
Sosyalist hukuksal programn ve ayrca sosyalist h u k u k
kuramnn deerlendirilmesi iin Engels'in bu son eserinde
ortaya koyduu ltlerin, Sovyetik Marksist Pasukanis'in
"Marksist h u k u k kuram"na dorudan doruya bu biimiyle uygulanamayaca aktr. Pasukanis'in kitab, oktan
balam ve gerekleme srecinde olan bir ii devriminin
koullarnda yazlmtr. Bu koullar bir yanlsama, bir tarihsel hata olarak kabul eden kiiler bile, "Marksist h u k u k
k u r a m " n deerlendirirken bu koullarn znel varln
hesaba katmak zorundadr.
Yazar, gnmzdeki "gei dneminde", "sosyalist sovyet devleti"nin, zellikle h u k u k alanndaki, kurumlarnn,
adlandrmalar deise de deimemi olan burjuva niteliini fark etmemi olmakla da sulayamayz. Gerekten de yazar, 1919 ile 1922 arasnda "sululuk" kavramn (ve gnm z d e de, k k e n olarak o n d a n t r e y e n " t a a m m d " ve
"taksir" kavramlar ile sululuk ilkesi zerine ina edilmi
bir h u k u k u n temel kavram olan "sorumsuzluk" kavramlarn) yasalarndan karan ve bir z a m a n d a n beri de "ceza"
terimi yerine "toplumsal s a v u n m a n n adli dzeltici nlemleri" adlandrmasn koyan g n m z Sovyet ceza h u k u k u
k o n u s u n d a , "terimlerdeki deiikliin iin zn deitirmediini" byk bir aklkla belirtmektedir. 1 2 Bununla birlikte Sovyetik yazarn, "gei dnemi" kavramn aka benimsemesi; b u n u n gibi, Rusya'da h u k u k , siyaset, iktisat ve
toplumsal yaamn dier alanlarnda gereklemekte olan

11 F r i e d r i c h E n g e l s ( K a u t s k y ile b i r l i k t e ) , "Hukukular
K.Marx, E Engels, Din zerine,

Sosyalizmi

(1887)",

iinde ev. Kaya G v e n , 2.B., A n k a r a , Sol Ya-

gelimeleri, kapitalist toplumsal dzenin tamamen yklmasndan sonra k o m n i z m e doru bir evrimin gei aamas
olarak tanmlamas nedeniyle t m dncesi kanlmaz biimde yanltc nitelikte kalmaktadr. Rusya'daki ada evrimci iliki ve eilimleri, gerek varlklarn gznnde tutan maddeci bir yaklamla deerlendirmek yerine, bunlara
znel biimde atfedilen bir eree gre, idealist biimde deerlendirmektedir. Kitabnn, yer yer biimsel skolastik nitelik gsteren, daha nce de belirttiimiz, ar soyutluu
da, rnein aslnda sadece kiisel aklama amacna ynelik
olarak yazlm geici bir taslak niteliinde olmas 1 3 gibi
rastlantsal bir n e d e n d e n deil, bu zelliinden kaynaklanmaktadr.
u anda Sovyetler Birlii'nde ve dolayl olarak da t m
dnya leinde srmekte olan tarihsel hareketin kuramsal
ifadesi olarak h u k u k u n , gerek devrimci Marksist eletirisini yeniden kurmaya ynelik, kendi iinde eliik olan giriiminde Pasukanis'in kulland yntemin k h n e m i (ve bu
artlarda kuramsal yoldan almas m m k n olmayan) skolastii onu kanlmaz olarak, gelenee bal kalma abasyla, "gereklii ve safl" iinde kurmaya alt retisinin kuramsal bakmdan bozulmas s o n u c u n a gtrmektedir. Meta biiminde ayrlmaz biimde ikin olan "feti nitelik" ile bu temel zerine kurulan siyaset ve h u k u k st "ideolojileri" ile "maddi iktisad temelden daha uzak ve bu anlamda daha 'yksek' olan" felsefe, din vb. ideolojileri arasnda esasl bir ayrm yapan Marx ve Engels'in kavramlatrmasnn tersine, "Marksist" h u k u k eletirilerinin t m ve
Pasukanis'in Genel Hukuk Teorisi, h u k u k u n iktisatla olmasa
da, hukuksal biimin meta biimiyle srekli biimde eitlenmesine dayanmaktadr. yle ki, siyasal iktisadn eletiri-

ynlar, 1995, s . 2 5 0 - 2 5 5 ; Yaznn t a m a m n n evirisi iin b k z . R o n a Serozan,


Manc/Engels

Devlet ve Hukuk

12 Bkz. a.g.e., s. 170.

zerine, s t a n b u l , May Yaynlar, 1977, s.155-179.


13 i k i n c i Rusa b a s m n n s z .

25

sinin o l d u u gibi, maddeci Marksist h u k u k , devlet, t o p l u m

tam anlamyla m a d d e c i ve " o r t o d o k s Marksist" nitelikteki

ve tarih anlaynn da gerek tarihte d o m a s n salayan

k noktasna karn, fiilen gerekletirilmesinde ve ken-

b y k evrim sreci aka silinmekte ve k noktasna d-

disine temel salayan h u k u k s a l ideoloji ile kapitalist top-

nlmektedir. Pasukanis, meta r e t i m i n e dayanan t o p l u m d a

l u m s a l - i k t i s a d gerekliin, eilimi b a k m n d a n h e m ku-

yaayan i n s a n n t e k i l - b t n s e l ifadesinin eit derece "te-

ramsal h e m de pratik eletirel-maddeci ykm ve almas

mel" nitelikteki, iktisad ve h u k u k s a l iki y n n d e n zellik-

faaliyetinin sonularnda, y n n d e n sapan bir h u k u k "ku-

le sz ettiinde; " h u k u k fetiizmi"ni ve "meta f e t i i z m i n i

ram" ve eletirisi genel g r n t s ortaya kmaktadr. Bu-

aka, "ayn temele d a y a n a n " ve ayn derecede "gizemli"

r a d a n da h u k u k s a l ideolojinin ve o n d a gizlenen gerekli-

iki g r n g olarak n i t e l e d i i n d e ; bu iki "temel b i i m " i n

in, y e n i d e n k a b u l edilmesi ve c a n l a n d r l m a s s o n u c u n a

"karlkl olarak" b i r b i r l e r i n i g e r e k t i r d i i n i ve r e t i m d e

varlmaktadr. Gerek tarihsel hareket de -baka bir ifadey-

k k e n i n i b u l a n t o p l u m s a l ban ayn a n d a bu iki "sama

le, Sovyetler Birlii'nde h u k u k alan zelinde gerekleen

biim" altnda ortaya ktn sylediinde ve ayrca kitab-

g e l i m e l e r i n bir paras o l a r a k ortaya k a n (ve P a s u k a -

nn baka yerlerinde de, iktisad ilikiyi temel iliki, siyasal

nis'in elimizdeki almasnn k u r a m s a l ifadesi ve yansmas

iliki gibi h u k u k s a l ilikiyi de trev ilikiler olarak nitele-

o l d u u ) evrim gibi iktisad ve toplumsal evrim de- ayn res-

y e n M a r k s i s t d n c e d e n u z a k l a m a k t a d r . 1 4 B u n u n gibi

torasyon y o l u n u t u t m u ve hl da tutmaktadr.

ok saydaki ak hata da hesaba katlmaldr. rnein, h u k u k u , ideolojik r t l e r e ve s a p t r m a l a r a karn h u k u k s a l

KARLKORSCH, Berlin,

1930

biim altnda ortaya kan gerek bir toplumsal iliki olarak


deil de sadece "ideoloji" olarak k a v r a m a k isteyen Rejsner
t r Marksist eletirmenlerle giritii, z gerei anlaml
fakat amacn aar nitelikteki k a l e m kavgas; rnein, h u k u k u n , her trl ieriinde ve t m biiminde ikin olan snfsal niteliinin ortaya karlmasn Marksist h u k u k eletirisinin temel grevi olarak gren gelmi gemi t m sosyalist ve k o m n i s t kuramclarla arasna k o y d u u kesin kartlk; rnein, bir "Marksist" iin son derece ilgin biimde, " m b a d e l e " y e ar n e m vermesi, o n u s a d e c e klasik
mlkiyet ideolojisinin belirleyici n e d e n i olarak deil, ayrca
g n m z d e k i mlkiyetin biricik iktisad temeli olarak kabul etmesi; rnein, iktisad k u r a m a ve genel olarak tarihe
kar aka "yabanc" tavr; s o n u olarak b t n b u n l a r d a n ,

14 r n e i n bkz. s. 103, 107.


26

71

ALMANCA BASKIYA N S Z

ki d n m e alkanlklarnn, artc bir direngenlie sahip olduunu gstermitir. D n y a n n burjuva hukuksal tasarmna kar savam, Sovyet C u m h u r i y e t i h u k u k u l a r
iin b u g n h l g n c e l b i r g r e v d i r . L e n i n ' i n , K a s m
1917'de yaymlanan, Devlet ve Devrim adl kitab devlet kuram alannda bize, oktan beri tutarl ve eksiksiz bir kavray s u n m u t u r , oysa Marksist d n c e n i n h u k u k k u r a m
alanndaki eletirel almas ok sonra balamtr.

Burjuva toplumunda h u k u k bilimi, her zaman iin ayrcalkl ve zel bir yere sahip olmutur. Yalnzca dier toplumsal bilimler arasnda birincil k o n u m d a yer almam ayrca
onlara damgasn da vurmutur.
Engels, dnyann hukuksal tasarmnn, "dogma ve tanrsal h u k u k u n yerini insansal h u k u k u n , kilisenin yerini de
devletin ald", "tanrbilimsel anlayn bir tr dnyasallamas" olan burjuvazinin klasik tasarm diye adlandrrken
haksz deildir. 1
i snf devrimi, devleti ykarak ve mlkiyet ilikilerinin alt st oluuna yol aarak akl iin, hukuksal ideolojinin zincirlerinden kurtulma olana yaratmtr. Engels'in
dedii gibi, "iilerin mal sahibi olmamas, kafalarnda yanlsamalarn olmamasna denk debilirdi ancak." 2
Fakat Ekim Devrimi eski h u k u k dzeninin temellerinin
yklmasndan ve eski dzenlemelerin, eski yasa ve b u y r u k larn atk kt ynna d n t r l m e s i n d e n sonra bile es1

Engels ( K a u t s k y ile birlikte), "Hukukular

2 A.g.e., s.254.

102

Sosyalizmi",

s.251.

Ekim Devrimi'nin h e m e n ertesinde, eski adalet aygtn


hemen paralamay hedefleyen, hibir biimde Marksist olmayan, belirgin biimde k k burjuva nitelikli ruhbilimsel h u k u k kuramna ynelme giriimine kar koymak zorunda kaldk. arn veya Kerenski h k m e t i n i n k u r d u u
eski mahkemelerin ortadan kaldrlmasna ve Ekim Devrimi'nin ykt kurallarla bal olmayan yeni halk mahkemelerinin kurulmasna ilikin tartmasz devrimci siyasal nlemler, h u k u k u , "emredici-yetkilendirici", "yaanm" ruhsal, "deneyimler" toplam olarak deerlendiren bir kuramn
bak asndan deerlendirilmitir. Bu znelci k u r a m derinletirme giriimleri, savunucularn, zellikle yaknlarda
len Profesr Renner'i, SSCB snrlar iinde eitli sezgisel
h u k u k sistemlerinin -ii snf h u k u k u , kyl h u k u k u ve
burjuva h u k u k u n u n - birlikte var o l d u u n u kabul etmeye
vardrmtr. Resmi Sovyet h u k u k u , bu sistemler arasnda
bir uzla, n n bir karmas olarak gsterilmitir. Bu bak asnn, bir ii snf devrimi olarak Ekim Devrimi'nin
nemini sfra indirdii, Sovyet h u k u k u n u n b t n c l bir
deerlendirmesini yapma ve deerlendirme iin, bu h u k u k u n sosyalizme doru ilerlemeyi salama yetenei balamnda ltler bulma olanan tamamen dlad aktr.
Bat Avrupal hukukularn, sosyo-ekonomik olarak adlandrlan bir h u k u k kavrayn savunan anti-bireyci kuramlar,
Sovyetler Birlii'nde h u k u k dncesi zerinde, ruhbilimsel
29

14

h u k u k kuramlar kadar nemli etki yapmtr. Bu hukukularn (Duguit, Hedemann ... vb.) kurduu yaplar, modern kapitalizmin zgr mbadeleden, dolaysyla bireycilikten ve snrsz biimcilikten uzaklat olgusunu yanstr. Kukusuz
kuramlar ilgi ekicidir ve burjuva-kapitalist anariye kar
sosyalist planlama mcadelesinde kullanlabilir; fakat bunlar
hibir biimde, hukuksal sorunlara ynelik devrimci diyalektik tavrn yerini alamaz. Marksist eletirinin grevi, sadece bireyci burjuva h u k u k kuramlarn rtmeyi deil, ayrca, hukuksal biimin kendisini zmlemeyi onun toplumbilimsel
kklerini aa karmay, temel hukuksal kavramlarn tarihsel greceliini ve koullanmasn gstermeyi de ierir. Ayn
zamanda, kapitalizm ile sosyalizm arasndaki temel elikiyi
silmeyi, kurnazca bir "medeni h u k u k u n d n m " kavramnn yardmyla kapitalist zel mlkiyetin snfsal niteliini
gizlemeyi ve buna bir "toplumsal ilev" etiketi yaptrmay
amalayan tm giriimlere kar kmak da gerekiyordu.

Sovyet Devleti, herhangi bir znel hakkn mutlak ve dok u n u l m a z olduunu kabul etmemektedir. Bununla birlikte
bu fetiin karsna, snfsal belirlenimden yoksun herhangi
bir toplumsal dayanma ilkesini veya retici glerin kendiliinden ilerledii dncesini koymamakta, fakat sosyalist t o p l u m u n inas ve kapitalizmin son kalntlarnn da
ortadan kaldrlmas s o m u t grevini karmaktadr.
H u k u k bilimlerinde, burjuva h u k u k biliminin metafizik,
biimsel-mantksal veya en iyi ihtimalle tarihsel-evrimci
yntemine kar, maddeci-devrimci bir diyalektik yntem
gelitirme grevi Komnist Akademi'nin Siyasal ve H u k u k sal Bilimler Blmnce stlenilmitir. Bu kitap, sz konusu
grevin yerine getirilmesi yolunda alakgnll bir giriimi
Alman o k u r u n dikkatine sunmaktadr.
E.P, Mays 1929

RUSA IKINCI BASKYA N S Z

Kitabm kamuoyuna sunarken, ikinci bir basknn, zellikle bu kadar ksa bir srede gerekli olacan gerekten beklemiyordum. Bu d u r u m u n , en iyi ihtimalle tartmaya tevik ve bir tartma malzemesi olmas gereken bu almann
elkitab olarak kullanlmasndan, benim herhangi bir ekilde tasarlamadm bir eyden, kaynaklanm olduuna inan y o r u m . B u n u n n e d e n i , genel h u k u k t e o r i s i n e ilikin
Marksist yaznn ok yetersiz olmasdr. u son zamanlara
kadar Marksist evreler, genel h u k u k teorisinin varlndan
bile phe ettiklerine gre baka nasl olabilirdi ki?
Ne olursa olsun, bu alma kesinlikle, genel h u k u k teorisi alannda Marksist klavuz olma onursal unvann talep
e t m e m e k t e d i r , n k b y k o r a n d a kiisel a y d n l a n m a
amacyla yazlmtr. Soyutluu, ksal ve ksmen de taslak
nitelii b u r a d a n k a y n a k l a n m a k t a d r ; d i k k a t i n k o n u n u n
nemli grnen belirli yerlerine odaklanmasndan ileri gelen tek yanl g r n m de bundandr. T m bu nitelikler
kitab, hi de bir elkitab olarak kullanlmaya elverili klmamaktadr.
31

Bu kusurlarn tamamen farknda olmama karn, kusurlar ikinci baskda g i d e r m e d n c e s i n i b e n i m s e m e d i m


n k , Marksist genel h u k u k teorisi eletirisi h e n z balang aamasndadr. Bu alandaki kesin sonular, bir anda
ortaya kmayacak; h u k u k biliminin her bir dalnn derin
bir incelenmesine dayanacaktr. Bu anlamda yapacak ok
ey bulunmaktadr. Marksist eletirinin, rnein uluslararas h u k u k gibi alanlar h e n z ele almadn belirtmek yeterli olabilir. Usul h u k u k u ve daha az olmakla birlikte ceza
h u k u k u iin de ayn ey geerlidir. H u k u k tarihi alannda
ise sadece, Marksist genel tarih kuramnn bize braktklar
var elimizde. Bu adan yalnzca kamu h u k u k u ve zel huk u k greli olarak ansl istisnalardr. Dolaysyla Marksizm
henz yeni bir alan sahiplenme aamasndadr. Bunun ilk
olarak tartmalar ve farkl kavramlar arasndaki savamlar
biiminde ortaya kmas doaldr.
H u k u k genel k u r a m n n kimi k a v r a m l a r n tartmaya
aan kitabm, her eyden nce bu ie hazrlanma grevini
stlenmitir. Kitabm ilk niteliiyle korumaya karar vermi
olmamn ve elkitaplarnn yant vermesi gereken gereksinimlere u y d u r m a y a a l m a m a m n nedeni de b u d u r . Bir
ksm eletirmenlerin u y a r l a r n d a n k a y n a k l a n a n gerekli
eklemeler yapmakla yetindim.
Bu nszde, almamn temel dnceleri k o n u s u n d a
n aklamalar yapmann yararl olacana inanyorum.
Yolda P.I. Stucka, genel h u k u k teorisine ilikin tavrm
ok yerinde biimde, "hukuksal biimi, meta biimine benzetme giriimi" olarak tanmlamt. Bu dnce, deerlendirmelerden anlayabildiim kadaryla kimi ekincelere ramen genel olarak baarl ve yararl kabul edilmitir. Elbette
bu baarnn nedeni, Amerika'y yeniden kefetmeye ihtiyacm olmamasyd. Marksist yaznda, ncelikle Marx'n kendisinde bylesi bir yaknlatrmann unsurlar yeterli derece

bulunabilir. Bu kitapta yer verdiimiz paralarn dnda,


Anti-Duhring'teki,
" H u k u k ve Ahlk" balkl b l m e iaret
etmek yeterlidir. Engels sz k o n u s u blmde, eitlik ilkesi
ile deer yasas arasndaki balanty ak biimde ortaya
koymakta; "modern eitlik dncesinin burjuva toplumun u n iktisad koullarndan karsanmas(-nn) ilk kez Marx
tarafndan Kapital'de akland" saptamasn yapmaktadr. 1 Dolaysyla geriye, Marx ve Engels'in deiik dncelerini bir b t n oluturmak zere birletirmek ve bunlardan kaynaklanan eitli sonular derinletirmeyi denemek
kalmt. Grev b u n u n l a snrlyd. Temel tez yani h u k u k
kuramlarnn hukuksal k o n u s u n u n , meta sahiplii ile ok
sk bir iliki iinde b u l u n d u u tezinin, Marx'tan sonra bir
kez daha kantlanmasna gerek yoktu.
Kitabn ikinci nermesi de herhangi bir yenilik iermiyordu. Bu nerme, temeli, kendi kaderini tayin gcne sahip bir zne kategorisi olan (zira burjuva bilimi bugne kadar, h u k u k felsefesinde tutarl baka sistemler gelitirmemitir) h u k u k felsefesinin, mbadelenin deer ilkesine gre
yerine getirildii ve s m r n n "zgr szleme" biimi
altnda gerekletii en genel, en soyut koullar kuran meta ekonomisinin felsefesinden baka bir ey olmadn anlatmaktadr. Bu kavray, k o m n i z m i n yapt ve yapmakta
olduu eletirinin.yani burjuva eitlik, zgrlk ideolojisinin ve biimsel burjuva "demokrasi"sinin, "pazar c u m h u r i y e t i " n i n "fabrika d e s p o t i z m i n i gizledii d e m o k r a s i n i n
eletirisinin temelidir. Bu kavray bize, h u k u k dzeninin
soyut szde temellerini savunmann, burjuvazinin karlarn savunmann en genel biimi olduu kansn vermektedir. Ancak meta biiminin ve bununla balantl zne biiminin Marksist eletirisi, burjuva h u k u k ideolojisinin ele1

F r i e d r i c h Engels, Anti-Dhring

( 1 8 7 8 ) , ev. K e n a n Somer, 3.B. A n k a r a , Sol Ya-

ynlar, 1 9 9 5 . S . 1 4 8 .

33
32

lirisinin bir arac olarak ok geni bir uygulama alan bulmusa da nesnel bir olgu olarak hukuksal styapnn incel e n m e s i n d e kesinlikle kullanlmamtr. Bu i n c e l e m e n i n
n n d e k i temel engel, hukuksal sorunlarla uraan nadir
Marksistlerin, zorlayc toplumsal (devletsel) dzenlemeyi,
h e r h a n g i bir p h e d u y m a d a n , h u k u k s a l olayn, temel,
merkezi ve tek tipik nitelii olarak deerlendirmeleri olmutur. H u k u k k o n u s u n d a sadece bu bak asnn, temelinde kendi kaderini belirleme yeteneine sahip bir h u k u k
znesi b u l u n a n h u k u k felsefesinin t a m a m e n kurgul, idealist sistemlerinin tersine, bilimsel, yani toplumbilimsel ve
tarihsel bir yaklam salayacan sanmlardr. Bundan yola karak, meta biiminin zmlenmesinin dorudan son u c u olan h u k u k s a l znenin Marksist eletirisinin, genel
h u k u k teorisiyle hibir ilgisinin olmadn n k mal sahipleri arasndaki ilikilerin dsal, zorlayc dzenlenmesinin gerekte, genel toplumsal d z e n l e m e n i n nemsiz bir
paras olduunun dnlmesi ok doald.
Baka bir anlatmla, bu bak asndan, "iradeleri bizzat
bu eylerde yerleik olan" "mal koruyucular" 2 kavram, sadece snrl bir alan iinde yani burjuva toplumunun szde ticaret hukukunda geerli fakat, h u k u k u n dier alanlarnda
(kamu h u k u k u , ceza h u k u k u . . . vb.) ve rnein klecilik,
feodalizm ve benzeri yaplar dndaki d u r u m l a r d a tamamen ie yaramaz grnmektedir. Dier bir deyile Marksist
zmlemenin anlam, bir yandan, h u k u k u n zel bir alan
ve b u n u n sonularyla snrlanm, te yandan bu zmleme, n e s n e l bir olgu olarak h u k u k s a l s t y a p n n temel,
nemli zelliklerini aklamak iin deil fakat sadece burjuva eitlik ve z g r l k ideolojisini aa k a r m a k iin
kullanlmtr. Bylece iki ey ihmal edilmitir: lk olarak,

34

Marx, Kapital 1 ( 1 8 6 7 ) , s.99.

hukuksal znellik ilkesinin ( b u n d a n biimsel eitlik ve zgrl, kiiliin zerkliini... vb'lerini anlyoruz) sadece,
snflarn ortadan kaldrlmas mcadelesinde ii snfnn
karsna karld o r a n d a bir aldatma arac ve b u r j u v a
ikiyzllnn bir r n olmad, fakat b u n u n ayn zamanda, feodal t o p l u m d a n d o d u u ve o n u ykt a n d a n
itibaren burjuva toplumuna yerleen gerekten etkili bir ilke olduu unutulmutur, ikinci olarak da bu ilkenin zaferinin yalnzca ideolojik bir sre olmad fakat daha ziyade,
insan ilikilerinin, parasal ve ticari e k o n o m i n i n (kapitalist
ekonomiye sahip olan Avrupa'daki) geliimine elik eden
ve nesnel nitelikli kkl birok gerek deiiklie gtren
h u k u k s a l d n m sreci de o l d u u u n u t u l m u t u r . Bu
olaylar b t n , zel mlkiyetin ortaya kmas ve yerlemesini, znelere ve tm olas nesnelere doru kapsayc biimde genilemesini, topran klelik ve hakimiyet ilikilerinden kurtarlmasn, tm m l k i y e t i n tanr mlkiyete
dnmesini, y k m l l k ilikilerinin gelimesi ve hakim
olmasn ve nihayet siyasal iktidarn -yansra parann saf
iktisad g c n n ortaya kt- farkl bir g olarak ayrlmasn bylelikle, b u n d a n kaynaklanan, kamusal ilikiler
alan ile zel ilikiler alan arasndaki, k a m u h u k u k u ile
zel h u k u k arasndaki az ok derin olan blnmeyi kapsar.
Meta biiminin zmlenmesi, dolaysyla, zne kategorisinin s o m u t tarihsel anlamn ortaya koyuyor ve hukuksal
ideolojinin soyut emalarnn kkenlerini g z n n e seriyorsa, ticari-parasal ve ticari-kapitalist ekonominin tarihsel
geliim sreci de bu emalarn, somut hukuksal styap biimi altnda gereklemesi ile el ele gider. nsan ilikilerinin
zneler aras ilikiler olarak kurulduu anda, hukuksal styapnn geliim koullar da yasalar, mahkemeleri, davalar, avukatlar vb. ile ortaya kverir.
Bu saptamadan burjuva zel h u k u k u n u n temel nitelikle35

rinin, ayn zamanda hukuksal styapnn ayrdedici zellikleri olduu sonucu kar. Geliimin ilkel aamalarnda, zararlarn tazmini ve onarm biimi altnda grnen edeerlerin mbadelesi, barbar yasalarnda bulunan hayli ilkel hukuksal biimi retmitir; b u n u n gibi, edeerlerin mbadelesi biiminin datm alanndaki sosyalist bir retim biim i n d e de (gelikin k o m n i z m aamasna geilene kadar)
srecek olan kalntlar, sosyalist toplumu, yine Marx'n ngrd gibi, bir sre iin "burjuva h u k u k u n u n snrl ufk u " n a h a p s o l m a y a zorlayacaktr. Bu iki u arasnda, en
yksek aamasna burjuva kapitalist toplumda ulaan hukuksal biimin geliimi gerekleir. Bu sreci, h u k u k s a l
ilikilerin yani biimsel olarak ayn haklara sahip olan zneler arasndaki ilikilerin yerini ald, organik ataerkil
ilikilerin zlmesi olarak da niteleyebiliriz. Aile babasnn karsnn ve ocuklarnn emek gcne sahip olduu
ataerkil ailenin zlmesi ve elerin mallar k o n u s u n d a bir
szleme yapt ve ocuklarn babalarndan aylk ald
(Amerikan iftliklerinde olduu gibi) bir akdi aileye dnmesi bu geliimin tipik rneklerinden biridir. te yandan,
ticari ve parasal ilikilerin geliimi de bu sreci hzlandrmtr. Meta-para-meta formlyle kavranan alan, dolam
alan baskn bir rol oynamaktadr. Medeni h u k u k karsnda ticaret h u k u k u , tm dier h u k u k dallar karsnda medeni h u k u k u n sahip olduu ileve, yani geliim yollarn
gsterme ilevine sahiptir. Ticaret h u k u k u , bir yandan sadece, metay paraya, paray metaya evirmeyi meslek edinen insanlar iin anlam olan zel bir alandr; te yandan
ise kendi dinamizmi iinde, organikliin tm izlerinin silindii ve hukuksal znenin, metann gerekli ve kanlmaz
bir tamamlaycs olarak en yetkin biimiyle ortaya kt
en saf emalara doru olan hareketi iinde, bizzat medeni
h u k u k u n kendisidir.
36

Bylece hukuksal znellik ilkesi ve b u n u n ierdii, burjuva h u k u k bilimine insan iradesinin a priori emalar olarak
grnen emalar, ticari ve parasal e k o n o m i n i n koullarndan mutlak bir zorunlulukla doar. Bu iki u n s u r arasnda
var olan iliki, tam bir teknik ve grgl kavranm, ticaretin
gelimesinin, mlkiyet gvencesini, iyi mahkemeleri, iyi polisi ve benzerlerini gerektirmesi olgusuna ilikin dncelerde bulur. Daha derinlemesine incelersek, sadece devletin u
ya da bu teknik yaplarnn pazar alannda domad, fakat
ayn zamanda parasal/ticari ekonomi ile hukuksal biim arasnda kopmaz bir i iliki bulunduu da aka grlr. Parann var olduu ve dolaysyla zel bireysel emein ancak
genel bir edeer araclyla toplumsal emee d n t
bir toplumda, hukuksal biimin koullar, nesnel ve znel,
kamusal ve zel kartlklaryla, oktan ortaya kmtr.
O halde sadece bylesi bir toplum, siyasal iktidara, aka
parann gc biimi altnda ortaya kan saf iktisad iktidara kar koyma olana tanmaktadr. Yasa biimi de olanakl hale gelmektedir. Bundan, h u k u k u n temel tanmlarn,
yasa kavramndan kalkarak ve yasa k a v r a m m k yolu
olarak kullanarak zmlemenin gerekmedii zira, siyasal
iktidarn bir b u y r u u olarak yasa kavramnn kendisinin,
toplumun siyasal ve sivil alan olarak ayrmnn gereklemi, salamlam ve b u n u n sonucunda da h u k u k s a l biimin temel unsurlarnn tamamlanm b u l u n d u u bir geliim aamasna ait olduu s o n u c u kar. Marx'm belirttii
gibi, "siyasal devletin kuruluu ve sivil t o p l u m u n , birbirleriyle ilikileri, tpk korporasyon ve lonca insanlarnn ilikilerinin ayrcalklarla dzenlenmesi gibi, hukukla dzenlenen bamsz bireylere ayrmas, tek ve ayn edimle gerekleir." 3

Kari M a r x , Yahudi Sorunu ( 1 8 4 4 ) , Sol Yaynlar, A n k a r a , 1997, s.40.

17

Anlatlm olanlardan kesinlikle, hukuksal biimi "saf bir


ideolojinin basit bir yanss" 4 olarak deerlendirdiim sonucu kmaz. u bak asnn g r m yeterli aklkla
yansttna inanyorum: "biim olarak h u k u k , sadece beyinlerde ve u z m a n hukukularn kuramlarnda var olmaz;
kavramsal bir sistem olarak deil fakat ilikilerin zel bir
sistemi olarak gelien paralel ve gerek bir tarihe sahiptir." 5
Kitabn bir baka yerinde de "organik b t n l k olarak
h u k u k sistemini k u r a m s a l b i i m d e yanstan" 6 h u k u k s a l
kavramlardan sz ediyorum. Dier bir deyile, mantksal
soyutlamalarla ifade edilen h u k u k s a l biim, gerek veya
(yolda Stucka'nn ifadesiyle) s o m u t h u k u k s a l biimlerin
bir r n , retim ilikilerinin gerek dolaymnn bir rn d r . Kitapta, h u k u k s a l biimin d o u u n u n m b a d e l e
ilikilerinde aranacan belirtmedim yalnzca, ayrca, bana
gre hukuksal biimin tam olarak gereklemesini temsil
eden aamay da ortaya koydum: m a h k e m e ve dava.
T m hukuksal ilikilerin geliim srecinde eitli unsurlarn kafalarnda, zneler olarak kendi kendilerine, kendi
hak ve devlerine, edimlerinin "zgrlne", yasal snrlara ve benzeri noktalara ilikin, az ok dile getirilen, ideolojik temsillerin b u l u n d u u aktr. Bununla birlikte h u k u k sal ilikilerin pratik anlam, bilincin bu znel durumlarndan kaynaklanmaz. Mal sahibi kendisini yalnzca mal sahibi olarak alglad srece, iktisad m b a d e l e ilikisinin,
kendi bilin ve iradesinden kaan sonraki tm sonularn
henz dolaymlamamtr. Hukuksal dolaym yalnzca anlama annda gerekleir. Fakat ticari anlama ruhsal bir
olay deildir; bir "dnce", bir "bilin biimi" de deildir;
4

Bkz. Petre Ivanovic Stucka, Revoljucionnaja


rol'prava
devletin devrimci rol), M o s k o v a , 1921, s.V

Bkz. a.g.e., s.58.

Bkz. a.g.e., s.61.

i gosudarstva

(Hukukun

ve

nesnel bir iktisad olgu, tamamen nesnel olan hukuksal biime kopmazcasna bal bir iktisad ilikidir.
Hukuksal dolaymn pratik amac, kapitalist toplumda, biim olarak, bir dizi zel hukuksal szleme araclyla gerekleen toplumsal retim ve yeniden retimin az ok zgr
ilerleyiini salamaktr. Bu amaca yalnzca bilin biimlerinin, salt znel unsurlarn yardmyla ulalamaz. Kesin ltlere, yasalara, yasalarn yorumlanmasna, vicdana, mahkemelere ve m a h k e m e kararlarnn cebri icrasna bavurmak
zorunludur. Sadece bu nedenle bile hukuksal biimin incelenmesinde "saf ideoloji" ile snrlanp nesnel olarak var
olan tm bu aralar ihmal edemeyiz. T m hukuksal sonular, rnein bir davann kararla sonuca balanmas, h u k u k
tarafndan dolaymlanm iktisad olayn olduu kadar, aktrlerin bilincinin de dnda yer alan, nesnel olgulardr.
Yolda Stucka'nn bana ynelik bir baka eletirisini, huk u k u n varln sadece burjuva t o p l u m u n d a tandm yn n d e k i eletirisini belirli ekincelerle kabul e d i y o r u m .
Gerekten de meta reticileri arasndaki ilikilerin, en gelikin hukuksal dolaym d o u r d u u n u ve b u n u n sonucu
olarak da tm genel h u k u k teorisi ve "saf' h u k u k biliminin, piyasada mal sahipleri olarak ortaya kan insanlarn
ilikilerinin, tm dier koullarn tek yanl, soyut betimlenmesinden baka bir ey olmadn s a v u n d u m ve savunuyorum. Fakat akas, gelikin ve yetkin bir biim, geliimin
balang aamalarnda b u l u n a n az gelimi biimleri de
dlamaz, tam tersine bunlar varsayar.
rnein, sahiplenme olarak mlkiyet, kukusuz, mbadelenin hem gelikin hem de olgunlamam biimi olarak
eskiden de var olmasna karn, mlkiyet k u r u m u n u n temel niteliini, sadece devir u n s u r u tamamen aa karr.
Bir sahiplenme olarak mlkiyet, tm retim biimlerinin
doal s o n u c u d u r ; fakat mlkiyet, yalnzca belirli bir top39

lumsal yapda, meta-para-meta formlne gre deerlerin


kesintisiz dolamnn temel koulu olarak belirlenen en
genel ve yaln mantksal zel mlkiyet biimine brnr.

GR

Genel Hukuk Teorisinin Grevleri

S m r ilikisi iin de ayn ey geerlidir. Elbette bu,


hibir biimde mbadele ile ilgili deildir ve doal bir ekon o m i d e de bulunabilir. Fakat iktisad s m r ilikisinin
szleme biimi altnda h u k u k s a l olarak dolaymlanmas,
ancak bir mal olarak emek gcne sahip ii snfnn ortaya kt burjuva kapitalist t o p l u m u n d a gerekleir.
te bu nedenledir ki, klelilik ve toprak kleliine dayanan toplumlarn tersine, burjuva toplumunda hukuksal biim m k e m m e l bir ideoloji halini alr ve smren snfn
karlarnn durmakszn artan bir baaryla savunusu, hukuksal znelliin soyut ilkelerinin savusu olarak grnr.
Ksacas benim aratrmalarmn yn, Marksist h u k u k kuramnn, gelikin ticari kapitalist ekonomiyle tanmam tarihsel dnemlere girmesini hibir biimde yasaklamamaktadr. Tersine ben bu dnemlerdeki olgunlamam biimlerin
kavranmasn kolaylatrmaya ve bunlar genel bir tarihsel
izgi zerinde en gelikin biimlerle ilikilendirmeye altm
ve hl da almaktaym. Anlaymn ne dereceye kadar yararl olduunu zaman gsterecektir. Bu ksa taslakta, hukuksal biimin tarihsel ve diyalektik evriminin ancak anahatlarn verebilmi olduum aktr. Bu i iin esas olarak, Marx'ta
bulduum grleri kullandm. Grevim h u k u k kuramnn
sorunlarn zmek deildi. Bu sorunlara hangi bak asyla
yaklalabileceini ve sorularn nasl sorulmas gerektiini
gstermeye altm. Birka Marksistin, h u k u k sorunlar konusundaki tavrm ilgin ve u f u k ac bulmas beni imdiden
m e m n u n etti. Tutmu olduum yolda almalarm srdrme konusundaki isteimi daha da artran budur.
E.P., 1926
14 40

H u k u k genel kuram, temel, yani en soyut h u k u k kavramlarn gelitirilmesi olarak tanmlanabilir. Bu kategoriye rnein, " h u k u k kural", "hukuksal iliki", "hukuksal zne"
ve benzerleri gibi tanmlar girer. Bu kavramlar, soyut nitelikleri dolaysyla, h u k u k u n herhangi bir alannda kullanlabilir; bunlarn sistematik ve mantksal anlamlar, uygulandklar s o m u t kapsamdan bamsz olarak ayn kalr. rnein, medeni hukuktaki zne kavram ile uluslararas hukuktaki zne kavramnn, genel hukuksal zne kavramna
tbi olduuna ve dolaysyla bu kategorinin u ya da bu som u t ieriinden bamsz olarak tanmlanp gelitirilebileceine kimse itiraz edemez. Ayrca belirli bir h u k u k dalnn
snrlar iinden baktmzda da s z n ettiimiz temel
hukuksal kategorilerin, h u k u k kurallarnn s o m u t ieriine
bal olmadm yani, kurallarn somut ierii deitiinde
bile anlamlarn koruduklarn saptayabiliriz.
Doaldr ki, bu en soyut ve yaln hukuksal kavramlar, yrrlkteki h u k u k kurallarnn mantksal ilenmesinin bir sonucudur ve hukuksal ilikilerle bunlarn ifadesi olan h u k u k

kurallarnn kendiliinden olma nitelii ile karlatrldnda, bilinli yaratnn ge ve stn bir r n n temsil ederler.
Fakat bu zellik, Yeni-Kant dnrleri, temel h u k u k sal kategorileri, deney st ve hatta deneyin kendisini olanakl klan bir gereklik olarak deerlendirmekten alkoymamaktadr. rnein, Savalskij'e gre, "zne, nesne, iliki
ve ilikilerin kural, hukuksal deneyimi nceleyen, bu deneyim iin zorunlu olan, onu olanakl klan mantksal koullar temsil eder." 1 Savalskij ayn yerde, " h u k u k s a l iliki,
tm hukuksal kurumlarn tek ve zorunlu kouludur; zira
nasl ki, nedensellik ilkesi olmadan doa ve dolaysyla doa bilimi var olamazsa, hukuksal iliki olmadan da onunla
ilgili bilim, yani h u k u k bilimi var olamaz" saptamasn yapmaktadr. 2 Savalskij, en nl Yeni-Kantlardan Cohen'in 3
grlerini tekrarlamaktan baka bir ey yapmamaktadr.
Ayn bak asn Stammler'in ilk temel eseri Wirtshaft und
Recht'de4 olduu gibi son almas Lehrburch der Rechtsphilosophie'de de bulmaktayz. Bu son almada u grler
yer almaktadr: "Saf hukuksal kavramlar ile artl hukuksal
kavramlar arasnda bir ayrm yaplmaldr, ilki, temel hukuksal kavramlarn genel dnce biimlerini temsil eder.
Bunlarn rol, bizzat h u k u k dncesinden baka bir eyi
nvarsaymaz. Bylelikle, ortaya kabilecek tm hukuksal
sorunlarda mutlaka uygulama bulurlar, zira biimsel h u k u k
kavramnn eitli tezahrlerinden baka bir ey deillerdir.
Dolaysyla saf hukuksal kavramlar, biimsel h u k u k kavramnn srekli belirlenimlerinden elde edilmelidirler." 5
1

Savalskij, Osnovy filosofii prava v naucnom idealime


Felsefesinin lkeleri), M o s k o v a , 1908, s.216.

(Bilimsel

dealizmde

2 A.g.e., s.218.
3

H e r m a n n C o h e n , Die Ethik des reinen Willens,

Rudolf Stammler, Wirtschaft

42

Rudolf Stammler, Lehrbuch

und Recht,

bilgikuramsal olarak nceledii k o n u s u n d a her zaman iin


bize g v e n c e verebilirler; b u g v e n c e y e r a m e n , s z d e
eletirel felsefenin h u k u k k o n u s u n d a bizi, pek ok baka
k o n u d a olduu gibi, Ortaa skolastiine g t r d saptanmaldr.
Gelikin h u k u k dncesinin, ilgili olduu s o m u t k o n u dan bamsz olarak, belli sayda ok soyut ve ok genel tanmlardan vazgeemeyecei kabul edilebilir. Bizim Sovyetik
h u k u k bilimimiz bile, bir h u k u k bilimi olarak kald, yani
acil s o m u t sorunlara yant verdii oranda sz k o n u s u tanmlar terk edememitir. Temel yani biimsel h u k u k s a l
kavramlar, yasalarmzda ve yasalara ilikin aklamalarda
varlklarn srdrmektedir. Hukuksal d n c e n i n yntemi
de zel tarzlaryla birlikte varln srdrmektedir.
Bu d u r u m d a n bilimsel h u k u k kuramnn, sz k o n u s u soyutlamalarla uramas gerektii sonucu m u kmaktadr?
Olduka yaygn olan bir gr, sz konusu genel ve temel
kavramlara sadece saf teknik ve koullu bir deer atfetmektedir. Dogmatik h u k u k retisinin, bu adlandrmalar sadece ve sadece rahatlk iin kulland kabul edilmektedir.
Sz konusu adlandrmalarn k u r a m ve kavray iin b u n u n
tesinde herhangi bir anlam b u l u n m a m a k t a d r . Bununla
birlikte dogmatik h u k u k biliminin, uygulamal ve bir anlamda da teknik bir disiplin olmas olgusu, bu bilimin kavramlarnn, buna denk den bir kuramsal disiplin yapsna
dnemeyecei sonucuna varmamza olanak tanmaz. Huk u k u n biliminin, h u k u k biliminin bittii yerde baladn
syleyen Karner'e (yani Renner'e) hak verebiliriz. 6 Fakat

2.B., Berlin, 1907, s . 2 2 7 vd.


6 Josef K a m e r , Die soziale

1896.

der Rechtsphilosophie,

Hukuk

Yeni-Kantlar, " h u k u k d n c e s i " n i n deneyi olusal,


yani zamandizinsel olarak deil fakat sadece mantksal ve

3.B., 1928, s . 2 5 0 .

Funltion

1 .Blm, s.72, Mary-Studien,

der Rechtsinstitute

besonders

des

Eigentums,

c . l , i i n d e 1904, Rusa evirisi, 1923, s.ll. (Kar-

ner, Kari R e n n e r ' i n t a k m a addr).

43

b u n d a n , h u k u k u n biliminin, h u k u k s a l biimin kuramsal


zn ifade eden temel soyutlamalar basite bir kenara atmas gerektii sonucu kmaz. Gerekten, siyasal iktisat da
geliimine zellikle para dolam alanndan kaynaklanan
uygulama sorunlar ile balam; balangta, "halklarn ve
hkmetlerin zenginlemesinin aralarn" gstermek grevine odaklanmtr. Bununla birlikte, siyasal iktisadn bu
teknik tavsiyelerinde, derinlemi ve genellemi bir biimde kuramsal siyasal iktisat disiplinine girmi b u l u n a n kavramlarn kkenlerini bulmaktayz.
H u k u k bilimi, ruhbilim veya toplumbilim iinde erimeden genel h u k u k teorisine doru gelime yeteneine sahip
midir?
Siyasal iktisatta, meta veya deer biimlerinin temel ve
genel tanmlarna ilikin bir tahlilin b u l u n m a s gibi, h u kuksal biimin temel tanmlarnn da bir tahlili yaplabilir
mi? Bunlar, yantlar, genel h u k u k teorisinin, zerk kuramsal disiplin olarak deerlendirilip deerlendirilemeyeceini
belirleyecek sorulardr.
Temsilcileri ounlukla Yeni-Kant olan burjuva h u k u k
felsefesi iin, burada ortaya k o n a n s o r u n iki kategorinin,
olan ve olmas gereken kategorilerinin basit kartlyla zlr. Bunun sonucu olarak iki tr bilimsel bak as kabul edilir: aklayc ve kuralc bak alar. "Birincisi, nesneleri, i balantlar ve ortak d zellikleriyle ilikilendirerek daha anlalabilir klmaya alt grgl davranlar
asndan deerlendirir. kincisi, nesneleri, onlar araclyla ifade edildii kesin kurallar, her bir tekil nesneye bir gereklilik olarak kendini gsteren kurallar asndan deerlendirir. lk d u r u m d a tm olaylar, ayn biimde deerlendirilmekte; ikinci d u r u m d a , ister belirlenmi kurallara aykr
olanlar bir yana braklsn, ister kurallara u y g u n n o r m a l
davranlarla h u k u k kurallarna aykr davranlar aka
44

karlatrlsn, deiken bir d e e r l e n d i r m e y e tbi tutulmaktadr." 7


Simmel'de "olmas gereken" kategorisi, doal bir zorunlulukla gerekleen "olan" d n d m z mantk dzeninden almaz bir uurumla ayrlan bir d n m e biimini
belirler. Somut bir "-melisin", ancak bir dier zorunlulua
atfla temellenebilir. Mantn snrlar iinde kaldmzda,
z o r u n l u l u k kavramndan kalkarak "olmas gereken"e ilikin sonular karamayz; tersi de dorudur. 8
Wirtschaft und Recht adl temel eserinde Stammler, bu
d n c e y i t m ayrntlaryla e i t l e n d i r m e k t e d i r ; b u n a
gre, yasalara u y g u n l u k , iki farkl yntemle, nedensel ve
ereksel yntemlerle salanabilir. Bylelikle, kuralc (normatif - .n.) disiplinlerden biri olarak h u k u k bilimi salam bir yntemsel temel k a z a n m olacaktr. Gerekten,
b u y n t e m i derinletirme giriimi, r n e i n Kelsen'i, h u k u k u n , esasen kuralc bir bilim olduu, zira benzer bilimler iinde en ok h u k u k u n "olmas gereken"in mantksal
ve biimsel anlamnn snrlar iinde kalabilecei inancna g t r m t r . Gerekte Estetikte o l d u u gibi Ahlkta
da kuralsallk, ruhbilimsel unsurlarla y k l d r ve nitelendirilmi irade (volonte qualijiee - .n.), yani Olgu, yani
Olan olarak grlebilir: nedenselliin bak as her an
k e n d i n i hissettirir ve kuralsalln a n l a m saflna zarar
verir. Buna karlk, Kelsen'e gre, en y k s e k ifadesini
devletin koyduu yasalarda bulan h u k u k t a "buyruk (emperatif - .n.) ilkesi", var olann olgusallyla t m balarn koparm, gc kesin olarak kendi dndan kaynaklan a n bir biim altnda ortaya kar. H u k u k bilimine, kurallarn saf alannn kalmas iin Kelsen'in, yasama ilevini
17
7

W i l h e l m W u n d t , Ellifc, 1903, s . l .

G e o r g S i m m e l , Einleitung

in die Moralwissenschaft,

Stuttgart, 1910.

h u k u k t e s i n e g n d e r m e s i yeterlidir - tam olarak yapt


da budur. Bylelikle h u k u k biliminin grevi sadece eitli
kurallarn ieriklerini mantksal ve sistemli olarak dzenlemekle snrlanr. K u k u s u z Kelsen'in b y k deerini inkr edemeyiz. Gzpek mantyla, Yeni-Kantln yntemini, iki bilimsel kategorisiyle birlikte, anlamszla kadar vardrmtr. Her trl var olusal ve olgusal tortulardan, ruhbilimsel ve toplumbilimsel "artk'ardan k u r t u l a n
saf, bilimsel "olmas gereken" kategorisinin, ussal bir doal belirlenimi yoktur ve kesinlikle olamaz. Saf h u k u k s a l
yani kaytsz artsz dkaynakl (heteronom - .n.) b u y r u k
iin, erein kendisi, ikincil ve nemsizdir. Kelsen'e gre
artk "-mesi iin yapmalsn" kalb h u k u k s a l
yapmalsn"
kalb deildir.
H u k u k s a l "olmas gereken" alannda, en tepesinde, her
eyi kapsayan ve h u k u k kurallarn koyan mutlak iktidarn
yer ald ( h u k u k biliminin veri olarak ondan hareket ettii
bir u kavram) bir hiyeraride, bir h u k u k kuralndan dierine geilmesinden baka bir ey sz konusu deildir. Kelsen'in eletiricilerinden biri, o n u n h u k u k biliminin grevlerine ilikin bu tavrm, h u k u k u ile yasakoyucu arasndaki
alayl bir sylei araclyla yanstmaktadr: "Ne tr bir yasa karmanz gerektiini bilmiyoruz, bu bizi ilgilendirmiyor da. Bize yabanc olan yasakoyma sanatna ait bir konu
bu. Kendinize iyi grnen yasalar karnz; bunlar kardnzda, biz, size hangi tr bir yasann sz konusu olduunu Latince olarak aklarz." 9
Hibir ey aklamayan, gereklere, yani toplumsal hayata daha batan srtn d n e n ve kkleriyle (hukuktesi bir
sorun!) veya maddi karlarla olan balantlaryla ilgilenmeden sadece h u k u k kurallaryla uraan byle bir genel
9 J u l i u s O f n e r , Das soziale Rechtsdenhen,

46

S t u t t g a r t u. G o t h a , 1923, s.54.

h u k u k teorisi, "kuram" sfatn ancak, rnein satran kuramndan sz ettiimiz anlamda tayabilir. Byle bir kuramn bilimle hibir ilgisi yoktur. Bu "kuram", gereklii incelemeyi amalamad iin h u k u k u ve hukuksal biimi tarihsel biimler olarak ele almaya girimez. te bu nedenle,
kaba biimde syleyecek olursak, bu k u r a m d a ie yarar pek
bir ey bulunmamaktadr.
Toplumbilimsel ve ruhbilimsel olarak adlandrlan h u k u k
k u r a m l a r ise baka t r l d r . Y n t e m l e r i n i n yardmyla,
gerek bir olay olarak, kken ve geliiminde h u k u k u aklamaya giritikleri iin onlardan daha ok ey beklenebilir.
Ancak onlar da baka hayal krklklar yaratyorlar. Toplumbilimsel ve ruhbilimsel h u k u k kuramlar, alld gibi,
hukuksal biimi incelemeleri dnda tutarlar; baka bir anlatmla, basite, s o r u n u n ne o l d u u n u n farkna varmazlar.
Daha bandan itibaren h u k u k d alann kavramlaryla i
grrler ve kimi zaman h u k u k s a l kavramlar g z n n d e
bulundurmalar da bu kavramlar "kurgular", "ideolojik hayaller", "izdmler" vb. olarak nitelemek iindir. Bu doalc veya nihilist t u t u m , balarda, zellikle, batan baa
ereksellik ve "ahlklk"la damgalanm olan idealist huk u k k u r a m l a r ile k a r l a t r l d n d a belli bir s e m p a t i
uyandrmtr. "Ebedi h u k u k dncesi"ne veya "kiiliin
mutlak nemi"ne ilikin tumturakl szlerden sonra, toplumsal olaylarn maddeci bir aklamasn arayan okuyucu,
dikkate deer bir tatmin salayarak, h u k u k u , kar mcadelelerinin bir sonucu, devlet z o r u n u n tezahr ve hatta
gerek insan r u h u n d a cereyan eden bir oluum olarak deerlendiren kuramlara ynelmektedir. Gerekten maddeci
ve Marksist bir h u k u k kuram elde etmek iin bu kuramlara snf mcadelesi u n s u r u n u eklemek pek ok Marksiste
yeterli grnmtr. Bununla birlikte bu giriimden ancak,
az ok hukuksal renk tayan bir iktisad biimler tarihi ve47

ya kurumlar tarihi kar, ancak kesinlikle bir genel h u k u k


teorisi kmaz. 10
Az ok maddeci bir bak as s a v u n m a k istemi olan
burjuva hukukular, rnein Gumplowicz, temel hukuksal
kavramlar cephaneliini ayrntl incelemeyi sanki grev gerei zorunlu sayyor ve b u n u , sadece bu kavramlarn yapay
ve saymaca yapntlar olduunu aklamak iin yapyorlarsa, h u k u k bilimine kar zel bir s o r u m l u l u u olmayan
Marksistler de, genel h u k u k teorisinin biimsel tanmn es
geiyor ve tm dikkatlerini h u k u k kurallarnn s o m u t ierii ile hukuksal kurumlarn tarihsel gelimesine odaklyorlar. Genel olarak, Marksist yazarlarn, hukuksal kavramlardan sz ettiklerinde esasen, belli bir d n e m e zg, bu dn e m d e insanlarn h u k u k olarak kabul ettikleri, h u k u k s a l
dzenlemelerin s o m u t ieriini d n d k l e r i belirtilmelidir. Bu zellik rnein u saptamada aka grlmektedir:
"retici glerin verili d u r u m u temelinde, ideal anlatmlarn insanlarn h u k u k s a l k a v r a m l a r n d a ve az ok soyut
olan kurallarda, gelenek h u k u k u n d a , yazl h u k u k t a bulan
belirli retim ilikileri doar." 11
49

10 D a h a n c e d e atfta b u l u n d u u m u z , El. Stucka'nn Revoljucionnaja


gosudarstva

(Hukukun

ve Devletin

Devrimci

rol'prava i

Rol) adl, bir dizi genel h u k u k te-

orisi s o r u n u n u ele alan kitab da b u s o r u n l a r sistemli bir b i i m d e biraraya getirememitir. S t u c k a ' n n a l m a s n d a , snfsal ierii a s n d a n h u k u k s a l d z e n l e m e n i n tarihsel geliimi, h u k u k s a l b i i m i n m a n t k s a l ve d i y a l e k t i k geliim i n e gre ilk plana k o n u l m u t u r ( b e l i r t m e m i z gerekir ki, birinci ile n c
bask karlatrldnda, y a z a r n n c b a s k d a , h u k u k s a l b i i m s o r u n l a r n a o k d a h a fazla n e m verdii elbette g r l e c e k t i r ) . t e y a n d a n Stucka, balang n o k t a s n a , yani h u k u k u bir r e t i m ve m b a d e l e ilikileri sistemi olarak

Burada h u k u k , yalnzca ierii y n n d e n deerlendirilmekte; hukuksal biim s o r u n u kesinlikle d n l m e m e k tedir. Marksist k u r a m n sadece h u k u k s a l d z e n l e m e n i n
farkl tarihsel dnemlerdeki maddi ieriini incelemesi gerekmeyip ayrca, belirli bir tarihsel biim olarak temel hukuksal kavramlarn maddeci aklamasn da v e r m e k zorunda olduunda phe yoktur. Eer temel hukuksal kavramlarn zmlenmesinden vazgeilirse, hukuksal dzenlemenin kkenini t o p l u m u n maddi ihtiyalarndan kalkarak aklayan ve b u n u n s o n u c u n d a da h u k u k kurallarnn
u ya da bu snfn maddi karlarna denk dt sonucuna varan bir k u r a m d a n baka bir ey elde edilemez. Kavrama kazandrdmz zengin tarihsel ierie ramen, gerek
anlamyla hukuksal dzenleme, bir biim olarak zmlenmeksizin kalmaktadr. balantlarn ve belirlenimlerin
zengin b t n l n kullanmak yerine kendimizi, alakgnll ve kesinlikten uzak bir biimde, h u k u k olayn z m l e m e d e bir ilk admla y e t i n m e y e z o r l u y o r u z . Bu ilk
adm ylesine belirsizdir ki, hukuksal alanla komu alanlar
ayran snrlar tamamyla silinmitir. 12
Bylesi bir yntem, belli bir noktaya kadar hakl saylmaldr. ktisat tarihi anlatrken, rnein rant veya cret kuramnn btn incelik ve ayrntlarn ihmal edebiliriz. Ama
siyasal iktisadn, deer, sermaye, kr, rant ve benzeri temel
kategorilerinin, farkllamam ve belirsiz bir iktisat kavram iinde eridii bir iktisad biimler tarihine ne denebilir?
Bylesi bir iktisat tarihini, siyasal iktisat olarak s u n m a giriiminin karlaaca tepkiden bahsetmiyoruz bile. Bununla

k a v r a m l a t r m a s m a u y g u n b i i m d e h a r e k e t e t m e k t e d i r . H u k u k , h e r h a n g i bir
t o p l u m s a l ilikinin b i i m i o l a r a k d e e r l e n d i r i l i r s e , z g l n i t e l i k l e r i n i n f a r k
edilmeyecei a priori sylenebilir. B u n a karlk, r e t i m ve m b a d e l e ilikileri-

17

n i n biimi olarak h u k u k , az o k zenli bir z m l e m e sayesinde, k e n d i n e z-

12 Micail N i k o l a j e v i c F o k r o v s k i j ' n i n , h u k u k t a n m n n , iktisad olaylarn hareketlilii k a r s n d a , d u r a a n l k ve s a b i t l i k ile s n r l a n d , Ocerli po

g zelliklerini kolayca ortaya koyar.

russloj
11 N.Beltov, K voprusu

... (Teki Tarih Anlaynn

Geliimi Somnu

tersbourg, 1894. Beltov, G.V. F l e k h a n o v ' u n t a k m a addr.

zerine),

Fe-

kultury

(Rus Kltr

Tarihi zerine

Deneme)

istorii

adl kitab bize, tarihsel

a k l a m a n n zenginlii ile h u k u k s a l b i i m i n en zl taslann nasl badatn g s t e r m e k t e d i r .

birlikte Marksist h u k u k kuram alanndaki d u r u m tam olarak budur. H u k u k u l a r n da h u k u k kavram iin hl bir
tanm aray iinde olduklarn ve b u n u henz bulamadklarn dnerek avunabiliriz. H u k u k genel kuram derslerinin bir ou, genellikle eitli kalplam ifadelerle balamasna karn, gerekte bu balang bize, hukuksal olayn
belirsiz, yaklak ve iyice d n l m e m i bir g r n m n den baka bir ey sunmamaktadr. H u k u k tanmlarnn, huk u k u n gerekten ne olduuna ilikin fazla bir ey retmedii, tersine u z m a n kiinin, biim olarak h u k u k u tanmamz saladka kendi tanmna bal kalmasnn daha az
olanakl hale geldii belitsel biimde kabul edilebilir.
Bu d u r u m u n nedeni ok aktr: h u k u k gibi karmak bir
kavram, skolastik mantn kurallarna gre, per genus ve
differentiam specificam, tamamen kavranamaz.
Ne yazk ki, h u k u k k u r a m ile u r a a n n a d i r b i r k a
Marksist de skolastik "bilim"in ivasna kaplmtr. rnein Renner, h u k u k tanmn, t o p l u m u n bireye ynelttii
b u y r u k kavram zerine kurmutur. 1 3 Pek de ustalkl olmayan bu yap ona, hukuksal kurumlarn gemi, gncel
ve gelecek evrimini izlemesine olanak salayacak denli yeterli grnmektedir. 1 4
51

13 Bkz J . K a m e r , Die soziale


n e r ' i n t a k m a ad.)

Eunhtion

der Rechtsinstitute...,

1.blm, s.6 (K.Ren-

17

Bu tip formllerin temel kusuru, h u k u k u , ieriinin isel


balarn ve ilikilerinin t m zenginliini aa karan gerek devinimi iinde kavramaya olanak tanmamasdr. Hukuk kavramn, en gelikin ve en ak biimi altnda s u n m a k
ve b u n u n sonucunda da bu kavramn belirli bir tarihsel dnemdeki deerini gstermek yerine bize sadece olduka bo
bir beylik sz, her dneme ve insan t o p l u m u n u n her geliim
aamasna uyan bir "dsal buyurucu dzenleme" kalb sunulmaktadr. Siyasal iktisatta, iktisadn tm tarihsel dnemlerini kapsayan bir tanmn bulma giriimleri de tamamen
bu h u k u k tanmlarna benzemektedir. Eer tm iktisat kuram sadece bu tip ksr ve skolastik genellemelerden olusayd, hibir biimde bilim nitelemesini hak etmezdi.
Bildiimiz gibi Marx, aratrmalarna genel olarak ekonomi zerindeki deerlendirmelerle deil fakat meta ve deerin zmlenmesiyle balar. n k ilikilerin ayr bir alan
olarak iktisadn farkllamas, ancak mbadelenin ortaya kyla gerekleir. Deer ilikileri var olmad srece, iktisad etkinlikler, yapsal b t n l k oluturduklar dier yaamsal etkinliklerden ancak zorlukla ayrdedilebilir. Saf doal ekonomi bamsz bir bilim olarak siyasal iktisadn kon u s u n u oluturamaz. 1 5 Yalnzca kapitalist ticari ekonomit r m a k iin k o n u l u p k o r u n a n zorlayc t o p l u m s a l k u r a l l a r s i s t e m i d i r . " (I.P.
P o d v o l o c k i j , Markxistskaja

teorija prava

[Marksist

Hukuk

K u r a m ] , 2.B., Mos-

k o v a , 1926). B t n b u tanmlar, h u k u k s a l d z e n l e m e l e r i n s o m u t ierii ile ik-

14 Ayrca bkz. N.I. Ziber, Sobranie

s.134: " H u k u k ,

tisat a r a s n d a var olan balanty v u r g u l a m a k t a d r . t e y a n d a n ayn z a m a n d a

iktisad olaylarn o l u u m u n u n tipik bir r n e i n i dile getiren zorlayc k u r a l l a r

d a h u k u k u , devlet t a r a f n d a n r g t l e n m i bir dsal z o r l a m a o l a r a k niteleye-

t o p l a m n d a n , h a y a t n o l a a n g i d i i n d e n s a p m a l a r n l e m e y i ve bastrmay he-

r e k h u k u k u n biim olarak z m l e n m e s i n i t a m a m l a m a y a alrlar; baka bir

d e f l e y e n bir t o p l a m d a n baka bir ey deildir." B u h a r i n ' i n , Istoriceskij

deyile, M a r k s i z m i n amay d e v e d i n m e s i g e r e k e n p r a t i k veya d o g m a t i k h u -

alizm

(Tarihsel Maddecilik)

socinenij

(Btn Eserler),c.II,

materi-

adl k i t a b n d a da, h u k u k u , devlet iktidar tarafn-

d a n k o n u l a n zorlayc k u r a l l a r t o p l a m o l a r a k gren b e n z e r bir t a n m yer alm a k t a d r . B u h a r i n ile Ziber ve zellikle R e n n e r a r a s n d a k i f a r k , o n u n , devlet


ve dolaysyla h u k u k u n snfsal nitelii z e r i n d e zellikle d u r m a s d r . B u h a rin'in tilmizi olan P o d v o l o c k i j , ayrntl bir h u k u k t a n m v e r m e k t e d i r : " h u k u k , belli bir t o p l u m u n , t o p l u m s a l ve iktisad ilikilerini y a n s t a n ve e g e m e n
snflarn devlet iktidar t a r a f n d a n , b u ilikileri o n a y l a m a k , d z e n l e m e k ve
s a l a m l a t r m a k ve b u n u n s o n u c u n d a da b u snflarn e g e m e n l i i n i salamla-

k u k b i l i m i n i n k a b a grgl y n t e m l e r i n i n tesine gemezler.


15 Teorik iktisadn k o n u s u n a ilikin olarak Marksistler a r a s n d a t a m bir oybirlii
o l m a d n da belirtilmeliyiz. 1. I. S t e p a n o v - S k v o r c o v ' u n Vestnil
ceskoj Akademii'de

Kommunisti-

y a y m l a n a n ( 1 9 2 5 , say 12) yazsna ilikin olarak d o a n

tartma da b u n u gstermitir. Tartmaya katlan iktisat k u r a m c l a r n n b y k o u n l u u , S t e p a n o v ' u n , kapitalist m e t a e k o n o m i s i k a t e g o r i l e r i n i n h e r hangi bir biimde kuramsal iktisadn zgl k o n u s u n u
ilikin b a k asn kesin olarak reddetmilerdir.

oluturamayacana

52

nin ilikileri, zgl kavramlar kullanan zel bir kuramsal


disiplin olarak siyasal iktisadn k o n u s u n u oluturabilir. "Siyasal iktisat meta ile, yani, r n l e r i n , bireyler veya ilkel
topluluklar tarafndan mbadele edildii anla balar." 16

sz k o n u s u kartlklarn olmadklar da dahil, toplumsal


evrimin tm dnemlerini ve t m geliim aamalarn kapsar biimde kurulursa, tm bu esasl ayrmlar temel tanma
mekanik biimde eklemlenmi olarak ortaya kar.

H u k u k genel kuramna ilikin olarak da benzer deerlendirmeler yaplabilir. H u k u k dncesinin evriminden doan ve hukuksal biimin en yaklak tanmlarn veren temel hukuksal soyutlamalar, tamamen belirgin ve ok karmak toplumsal ilikileri yanstr. H u k u k iin, h e m bu ilikileri h e m de ayn zamanda "insan doas"n veya "insan
topluluu"nu yanstan bir tanm bulmay hedefleyen tm
giriimler kanlmaz olarak bo ve skolastik szel kalplarla sonulanr.

Toplumsal ilikilerdeki h u k u k s a l kertenin btnyle belirmesi iin gerekli olan tm koullar yalnzca burjuva kapitalist toplum yaratr.

Bu duraan kalplardan, gerekten var olduu haliyle hukuksal biimin zmlenmesine geilmesi gerekince, ancak
ak hilelerle alabilen bir dizi glkle karlalr. Bylece
rnein, genellikle nce genel bir h u k u k tanm verildikten
sonra, iki tr h u k u k u n var olduu retilir: znel ve nesnel
h u k u k , jus agendi ve norma agendi. Fakat bylesi bir atallanma tanmn kendisinde kesinlikle ngrlmemektedir;
bu nedenle ya iki tr h u k u k t a n biri yadsmmal ve bir kurgu, bir hayal olarak sunulmal ya da genel h u k u k kavram
ile sz konusu iki trn arasnda salt bir dsal iliki bulunduu kabul edilmelidir. Bununla birlikte, h u k u k u n bu ikili
doasnn, bir yanda h u k u k kuralna te yanda h u k u k s a l
yetkilendirmeye b l n m l n n , rnein metann, deiim deeri ile kullanm deeri olarak blnmesi kadar byk bir nemi vardr.
Biim olarak h u k u k , en dar tanmlar dnda kavranamaz. Sadece kart iftler iindedir: nesnel - znel h u k u k ,
kamu h u k u k u - zel h u k u k ... vb. Fakat eer temel tanm,
16 F r i e d r i c h E n g e l s , "Kari Marx'm
M a r x , Ekonomi

Politiin Eletirisine

'Ekonomi

Politiin

Eletirisi'

Katk iinde ( 1 8 5 9 ) , s.35.

( 1 8 5 9 ) " , Kari

Kuralsal nitelikteki toplumsal olaylar ynndan h u k u k u


ancak glkle ayrt edebildiimiz ilkel halklarn kltr
bir yana brakldnda, hukuksal biimlerin Ortaa Avrupa'snda bile olaanst derecede az gelimi olduu saptanabilir. Ortaada, yukarda saylan kartlklarn t m genel bir belirsizlik iinde kaybolmutur. Nesnel bir kural
olarak h u k u k ile yetkilendirme olarak h u k u k arasnda snr
bulunmamaktadr. Genel kural ile kuraln s o m u t uygulanmas arasnda ayrm yoktur. Bunun sonucu olarak, yargcn
faaliyeti ile y a s a k o y u c u n u n faaliyeti karmtr. zel huk u k ile kamu h u k u k u arasndaki ayrm, ky topluluunda
olduu gibi feodal iktidarn rgtlenmesinde de tamamen
silinmitir. Genel olarak, burjuva dneminin, zel kii olarak birey ile siyasal t o p l u m u n bir yesi olarak birey arasndaki ayrdedici kartll bu d n e m d e bulunmamaktadr.
Hukuksal biimin bu ynlerinin btnyle belirginleebilmesi iin, esas sahneleri kentler olan, u z u n bir sre gerekmitir.
Bylelikle temel hukuksal kavramlarn diyalektik geliimi, yalnzca hukuksal biimi en eksiksiz geliimi ve tm
eklemlenmeleriyle vermekle kalmaz, ayrca burjuva toplum u n evrim srecinden baka bir ey olmayan, gerek tarihsel evrim srecini de yanstr.
H u k u k genel kuramna, sandmz gibi, bu disiplinin sadece biimsel, saymaca tanmlamalarla ve yapay kurgularla
urat itiraz yneltilemez. Marx'n, deer, sermaye, kr,
53

rant ve benzeri gerekliklerin "mikroskop ve kimyasal tahlil yardmyla" incelenemeyecei olgusuna dikkat ekmi
olmasna karn kimse, siyasal iktisadn gerekten var olan
bir gereklii incelediinden phe etmemektedir. H u k u k
kuram da bunlardan daha az "yapay" olmayan soyutlamalarla alr; "hukuksal iliki" veya "hukuk znesi" de doa
bilimlerinin aratrma yntemleri ile ortaya karlamaz,
b u n u n l a birlikte bu s o y u t l a m a l a r n gerisinde tamamyla
gerek toplumsal gler gizlenmekledir.
Doal ekonomi dzeninde yaayan bir bireyin bak asndan, deer ilikileri temeline kurulan bir ekonomi; tpk
sradan bir insan iin, hukuksal d n m e biiminin normal
"saduyu"ya aykr grnmesi gibi, doal ve yaln eylerin
bozulmas olarak grnecektir.
Hukuksal bak asnn, iktisad bak asna gre "sradan birey"in bilincine ok daha yabanc olduu belirtilmelidir; nk, iktisad ilikinin ayn zamanda hukuksal iliki
olarak gerekletii zaman bile, byk ounlukla, h u k u k sal u n s u r geri planda kalp ancak (dava ve hukuksal uyumazlk gibi) istisnai durumlarda aka ortaya karken, taraflar iin derhal somutlaan ey ilikinin iktisad yndr.
te yandan, gerekleme annda "hukuksal u n s u r u n " tayclar da genellikle, zel bir kastn yeleridir (hukukular,
hakimler). Bu nedenle, sradan bir birey, hukuksal kategorilerden daha byk bir sklk ve doallkla iktisad kategorilerin yardmyla dnr.
Eer h u k u k s a l biimin anlamn dile getiren h u k u k s a l
kavramlarn, herhangi bir keyfi iradenin imgeleminin r n lerini temsil ettiine inanlrsa, 18. yzyl rasyonalistlerinin
Marx tarafndan aklanan hatalarna dlr. Marx'n belirttii gibi rasyonalistler, insan ilikilerinin b r n d esrarl biimlerin kkenlerini ve geliimlerini h e n z aklayamadklarndan, bunlarn gkten inmediklerini, insan icad
54

olduklarn belirterek anlalmaz niteliklerini gidermeye almlardr. 17


te yandan, hukuksal kavramlarn b y k bir ounluun u n gerekte byk oranda tartmal ve keyfi olduu olgusuna da itiraz edilemez. rnein k a m u h u k u k u kavramlarnn byk ksm bu niteliktedir. lerleyen sayfalarda bu olg u n u n nedenlerini aklamaya alacaz. imdilik, deer
biiminin, gelimi meta ekonomisi koullarnda evrensel
hale geldiini ve birincil biimlerin yansra, trev ve yapay,
rnein, emek r n olmayan nesnelerin (topran) veya
retim sreciyle hibir ilgisi b u l u n m a y a n eylerin (rnein
bir casus tarafndan satn alnan askeri srlarn) fiyat gibi
ifade biimleri kazandn belirtmekle yetiniyoruz. Bununla birlikte bu zellik, iktisad bir kategori olarak deerin
ancak, "bir r n n retilmesi iin harcanan toplumsal olarak gerekli emek miktar" bak asndan kavranabilecei
gereine engel olmaz. Ayn ekilde, hukuksal biimin evrensellii de o n u n gerek temellerini o l u t u r a n ilikileri
aratrmamza engel olmamaldr. leride bu temellerin, kam u h u k u k u ilikileri olarak adlandrlan ilikiler olmadn
gsterebileceimizi umuyoruz.
H u k u k genel k u r a m n n grevleri anlaymza ynelik
bir dier itiraz, bu k u r a m n kendisine temel olarak kulland soyutlamalarn, sadece burjuva h u k u k u n a zg oldu u n u n d n l m e s i n d e n olumaktadr. i snf h u k u k u n u n , kendisine baka genel kavramlar b u l m a k zorunda olduu ve bu arayn da Marksist h u k u k kuramnn grevi
olmas gerektii sylenilmektedir.
lk bakta bu itiraz ok ciddi grnmektedir. Bununla birlikte bir kmsemeye dayanmaktadr. Bu eilim, ii snf
h u k u k u iin kendine zg yeni genel kavramlar talep eder17

17 M a r x , Kapital I ( 1 8 6 7 ) , s.94-95.

juva h u k u k u n u n deil, b u r j u v a s z b u r j u v a devletinin de


varln srdrecei sonucu kar." 24
Edeer mbadelesi verili o l d u u n d a , h u k u k s a l biim
de, k a m u yani devlet iktidar biimi de verilidir ve snf blnml ortadan kalkt zaman bile bu d u r u m bir zaman daha varln srdrr. H u k u k u n ve onunla birlikte
devletin s n m l e n m e s i , Marx'n anlayna gre, a n c a k
"almann sadece bir yaam arac olmayp, birincil yaamsal ihtiyaca dnecei zaman", 2 5 bireyin evrensel geliimi ile birlikte retici glerin de artaca, tm bireylerin
yeteneklerine gre g n l l olarak alacaklar veya Lenin'in dedii gibi, "bir Shylock zentisiyle insanlar, 'kom u m d a n yarm saat daha fazla m altm acaba?' diye hesap yapmaya zorlayan burjuva h u k u k u n u n snrl ufku" 2 6
ald zaman, zetle edeer iliki biimi tamamen ald
zaman gerekleecektir.
Marx'a gre gelikin k o m n i z m e gei, yeni hukuksal biimlere gei olarak deil, fakat hukuksal biimin s n m lenmesi, burjuva d n e m i n i n bizzat burjuvaziyi yaatmay
hedeflemi bu mirasndan bir kurtulu olarak gerekleir.
Marx, ayn zamanda, t o p l u m u n iktisad yapsnda kkleen hukuksal biimin temel varlk k o u l u n u , yani, farkl
emek verimlerinin edeer mbadelesine gre birletirildiini de gsteriyor. Bylece, hukuksal biim ile meta biimi
arasndaki derin i ba ortaya koyuyor. retici glerin
dzeyi tarafndan, emek gc harcamas ile cret arasnda,
meta-deerlerin mbadelesini -uzak da olsa- anmsatan bir
edeer ilikisini s r d r m e y e z o r l a n a n t o p l u m , ayn zamanda hukuksal biimi de s r d r m e k zorunda kalr. Bir di2 4 Viladimir li Lenin, Devlet ve Devrim
lar, 1978, s. 130.
2 5 Marx, Gotha ve Efurt Programlarnn

( 1 9 1 7 ) , 6.B., Bilim ve Sosyalizm Yayn-

Eletirisi

26 Lenin, Devlet ve Devrim ( 1 9 1 7 ) , s.127.

( 1 8 7 5 ) , s.31.

zi dier toplumsal ilikinin de neden h u k u k s a l biime br n d , ancak bu temel noktadan hareket edilerek anlalabilir. Ancak buradan, yasalarn ve mahkemelerin her zaman var olmak zorunda olaca, n k iktisad bolluk dur u m u n u n bile kiilere kar tm sular ortadan kaldramayaca sonucuna varmak; ze ilikin, temel unsurlar karsnda, ikincil ve trev unsurlara ncelik tanmak anlamna
gelir. lerici burjuva subilimi bile kuramsal olarak, sululua kar mcadelenin kendi iinde tbb ve eitsel bir grev olarak deerlendirilebilecei, hukukularn "su"lar ve
yasalar ile, " k u s u r l u l u k " , "tam ve hafifletilmi cezai sorumluluk" kavramlar ile, fer, asl ve manev itirak arasndaki ince ayrmlar vb. ile s o r u n u n z m n d e hibir yardmlarnn olamayaca kansna ulamtr. Bu kuramsal
kanlar, b u g n e kadar ceza yasalarnn ve m a h k e m e l e r i n
kaldrlmas sonucuna gtrmemise, bu d u r u m , hukuksal
biimin almasnn sadece burjuva t o p l u m u n u n erevesinin dna klmasna deil, ayrca o n u n tm kalntlarndan kurtulunmasna da bal olmasndandr.
Burjuva h u k u k biliminin bilimsel sosyalizm asndan
eletirisi, Marx'n bize kazandrd, burjuva siyasal iktisadnn eletirisini r n e k almaldr. Bu amala sz k o n u s u
eletiri, her eyden nce dmann sahasna ynelmeli, yani, burjuva hukukular tarafndan, dnemlerinin ve snflarnn ihtiyalarndan yola karak gelitirilen genelleme
ve soyutlamalar bir yana brakmamal, b u soyut kategorileri zmleyerek gerek anlamlarn sergilemeli ve hukuksal
biimin tarihsel koullanmalarn ortaya koymaldr.
Tm ideolojiler onlar douran toplumsal koullarla birlikte s n p gider. Fakat bu nihai kayboluu, ideolojinin,
iinden kt toplumsal ilikileri gizleme ve rtme yeteneini, eletirinin darbeleri altnda yitirdii bir aama nceler.
Bir ideolojinin kkenlerini aa karmak, s o n u n u n geldi59

inin kesin belirtisidir. Lasalle'n dedii gibi, "yeni bir a,


ancak, o gne kadar ki gerein gerek bilincine varlmasyla alabilir." 27

27 F Lassalle, System der erworbenen

60

Rechte,

1861

BRNC BLM

Soyut Bilimlerde
Somutun Kurulu Yntemleri

Genellemeler yapan tm bilimler, aratrma k o n u s u n u incelerken, somut ve btnsel tek bir gereklie atf yaparlar.
Tek ve ayn gzlem, rnein bir meridyenden geen gk
cisminin gzlemi, astronomik sonulara gtrebilecei gibi
psikolojik sonulara da gtrebilir. Tek ve ayn olgu, rnein iltizam, siyasal iktisadn aratrma k o n u s u olabilecei
gibi h u k u k s a l aratrmalarnn k o n u s u da olabilir. Bu nedenledir ki, eitli bilimler arasnda farkllklar, esas olarak
yntemleri, gereklie yaklam yntemleri arasndaki farkllklara dayanr. Her bilimin, ona dayanarak gereklii yeniden rettii, kendine zg bir tasarm vardr. Bylece btn bilimler, tm ilinti, iliki ve biim zenginlii ile gereklii en yaln soyutlamalarn bileimi olarak kurar. Psikoloji,
bilinci en yaln bileenlerine ayrtrmaya alr. Kimya, ayn grevi madde iin gerekletirir. Uygulamada, gereklii
en yaln paralarna ayrtramadmz zaman, soyutlama
bize yardm eder. zellikle sosyal bilimlerde soyutlamann
rol byktr. Sosyal bilimlerin olgunluu, soyutlama derecesinin gelimilik derecesiyle belirlenir. Bu d u r u m Marx
61

tarafndan siyasal iktisat balamnda parlak biimde aklanmtr: aratrmalara s o m u t b t n s e l l i k t e n , belirli bir
corafyada yaayan ve reten topluluktan balamak ok doal grnebilir fakat kendisini oluturan snflar hesaba
katmadan topluluk, ii bo bir soyutlamadr. Snflar da cret, kr, faiz gibi varlk koullar gznne alnmadan bir
ey ifade etmez. Bunlarn tahlili de en yaln "fiyat", "deer"
ve "meta" kategorilerini varsayar. Bu kategorilerden yola kan siyasal iktisat kuramcs, ayn somut btnsellii yeniden retir; fakat kopuk k o p u k ve kaotik biimde deil, saysz i ilikilerin ve belirlenimlerin zengin btnl olarak. Marx, bilimin tarihsel geliiminin b u n u n tam tersi bir
yol izlediini de ekliyor: 17. yzyl iktisatlar rant, kr, fiyat ve deere ulamak iin somuttan, ulus, topluluk ve devletten yola kmlard. Fakat tarihsel olarak kanlmaz
olan, hibir ekilde, yntemsel olarak doru deildir. 1
Bu saptamalar genel h u k u k teorisi iin de geerlidir. Bu
d u r u m d a da somut btnsellik yani toplum, topluluk, devlet aratrmalarmzn balang noktas deil, son aamas
ve sonucu olmaldr. En yalndan en karmaa yneldiimiz, en soyut srelerden en s o m u t srelere yol aldmz
zaman, en ak ve en belirgin ve dolaysyla s o m u t b t n selliin dank ve belirginlememi grnmleri arasnda
el yordamyla ilerlemeye almak yerine daha doru bir
yntemsel yaklam benimsemi oluruz.
Yntemle ilgili olarak belirtmemiz gereken ikinci husus,
sosyal bilimlerin, ya da daha ak olarak belirtirsek, bunlarn kullandklar kavramlarn bir zelliine ilikindir.
Doa bilimlerinden herhangi bir kavram, rnein enerjiyi ele alrsak, kavramn tarihte ortaya k ann aka saptayabiliriz elbette. Bununla birlikte byle bir saptama sade-

ce kltr ve bilim tarihi iin n e m ifade eder. Doa bilimleri aratrmalarnda bu kavramn kullanm herhangi bir zamansal nkoula tbi deildir. Enerjinin d n m yasas
insann yeryzndeki varlndan nce iledii gibi, yeryznde tm yaam sona erdikten sonra da ilemeye devam
edecektir. Zaman m e f h u m u n u n dnda yer alan ezeli ve
ebedi bir yasadr. Kukusuz enerjinin d n m yasasnn
ortaya karl tarihini sorgulayabiliriz; fakat bu yasann
ifade ettii ilikilerin ve koullarn hangi tarihe dayandn
sormak anlamsz olacaktr.
Sosyal bilimlere, rnein siyasal iktisada dnersek ve temel kavramlarndan birini, rnein deeri ele alrsak, deer
kavramnn, dnsel bir e olarak siyasal iktisat kuram
tarihinin bir paras olmakla kalmadn, deerin gerek
bir tarihinin, bu kavramlar gitgide bir tarihsel gereklie
d n t r e n bir insan ilikileri evriminin var olduunu da
grrz. 2
Emek r n n doal bir olaydan sosyal olaya dntr r k e n "dnsel" ve "dsel" eylerin, bu eylerin doal
nitelikleri karsnda, "gerek" ve belirleyici bir n e m kazanmas iin hangi maddi koullarn gerekli olduunu tam
olarak biliyoruz. Bunun gibi, kullandmz kavramsal soyutlamalarn tarihsel gerek dayanaklarn tanyor ve bu soyutlamalarn, tarihsel geliim erevesine d e n k den bir
anlama sahip olduu ve b u n u n l a belirlendii snrlar da snayabiliyoruz. Marx tarafndan verilen dier bir rnek bu
d u r u m u aka ortaya koymaktadr. nsann doayla en yaln ilikisi olarak emek, evrimin istisnasz tm aamalarn-

B u n u n l a birlikte, d e e r b i i m i n i n evrimiyle d e e r k u r a m n n e v r i m i n i n e zam a n l o l d u u d n l m e m e l i d i r . Tersine, b u iki geliim h i b i r ekilde z a m a n sa! olarak u y u m a z , i l k a d a , az o k gelimi m b a d e l e ve d e e r b i i m l e r i n e

Marx, " E k o n o m i Politiin Eletirisine Giri ( 1 8 5 7 ) " , Ekonomi


sine Katk, iinde, 5.B, Sol Yaynlan, 1983, s . 2 3 7 - 2 4 6 .

62

Politiin

Eletiri-

rastlayabiliriz oysa bildiimiz gibi siyasal iktisat en yeni b i l i m l e r d e n biridir (3.


bask iin

aklama).

17

da grlr; fakat iktisad s o y u t l a m a olarak ortaya k


hayli getir (bkz. retilerin geliimi: merkantalistler, fizyokratlar, klasik iktisatlar). Emek trleri arasndaki farklar, yerine "genel olarak emei" k o y m a k iin geri plana
iten iktisad ilikilerin gerek evrimi, kavramn bu geliimine uygundur. Demek oluyor ki kavramlarn evrimi, tarihsel
geliimin gerek diyalektiine denk der. 3
Baka bir rnek alalm. Fakat bu kez siyasal iktisat alanndan olmasn. rnein devlet. Burada bir yandan devlet
kavramnn, nasl yava yava belirgin ve tamamlanm bir
biim aldn, belirlenim zenginliini nasl gelitirdiini
grebileceimiz gibi dier yandan devletin, kanda k m e
t o p l u m u n u n (gentilice - .n.) ve feodal t o p l u m u n gerekliinden nasl d o d u u n u , nasl kendini "soyutladn" ve
"kendi k e n d i n e yeten" ve " t o p l u m u n t m gzeneklerini
kaplayan bir iktidara" d n t r d n gzleyebiliriz. Genel belirlenimiyle h u k u k , biim olarak h u k u k da sadece uzman hukukularn kuramlarnda ve zihinlerinde yaamaz.
Bir dnce sistemi olarak deil, retim ilikilerinin basks
altnda, insanlarn bilinli tercihlerine dayanmadan oluan
zel ilikiler sistemi olarak ortaya kan gerek, paralel bir
tarihi vardr. nsann h u k u k s a l zne haline gelii, doal
r n , deerin gizil zellikleriyle donanm metaya eviren
zorunlulukla ayndr.
Burjuva varlk koullarnn erevesini amayan akl bu
zorunluluu ancak doal bir zorunluluk olarak kavrar; bu
nedenledir ki doal h u k u k bilinli veya bilinsiz olarak
tm burjuva h u k u k kuramlarnn temelidir. Doal h u k u k
okulu, burjuvazinin devrimci bir snf olarak ortaya kt
ada burjuva ideolojisinin en belirgin ifadesi olduu, taleplerini tutarl ve ak biimde ortaya koyduu gibi, bize

hukuksal biimin en yaln ve derinlikli kavray modelini


de vermektedir. Doal h u k u k retisinin en olgun aamasnn, yaklak olarak, burjuva siyasal iktisadnn klasik kuramclarnn ortaya kma denk dmesi bir rastlant deildir. Her iki okul da, her tr t o p l u m u n doal varlk koulu olarak grdkleri, burjuva t o p l u m u n u n varlk koullarn en genel ve dolaysyla en soyut biimde dile getirmekle
grevlendirmiti kendisini.
Bir doal h u k u k kart ve h u k u k s a l pozitivizmin ateli
bir savunucusu olan Bergbohm bile, doal h u k u k okulun u n modern burjuva h u k u k dzenini oluturmadaki baarsn tanmak zorunda kalmtr. "Doal h u k u k , feodal kleliin ve genel olarak kleliin temellerini ykm ve toprak y k m l l k l e r i n i n k a l d r l m a s n n y o l u n u amtr.
Kemiklemi lonca rejiminin ve anlamsz ticari snrlamalarn b o y u n d u r u u n a hapsedilmi retici gleri serbest brakmtr. Bilim zgrl gibi din ve inan zgrln
kazanmtr. nan ve milliyetleri ne olursa olsun tm insanlarn zel h u k u k u n u n korunmasn salamtr. kencenin nlenmesine ve ceza davalarnn yasal bir usule uygun
bir dzene ynelmesine katkda bulunmutur". 4
H u k u k kuramna ilikin eitli okullarn seyrini inceleme
gibi bir niyetimiz bulunmamakla birlikte, hukuksal dncenin geliimi ile iktisad d n c e n i n geliimi arasndaki
paralellii belirtmeden de edemeyeceiz. yle ki tarihsel
h u k u k okulu, feodal aristokrasisinin ve bir ynyle de korporatist k k burjuvazinin tepkisinin ifadesi olarak deerlendirilebilir. Ayrca, 19. yzyln ikinci yarsnda burjuvazinin devrimci atei kesin olarak s n d n d e klasik retilerin yalnlk ve kesinliinin burjuvazi zerindeki ekicilii
de sona ermitir. Burjuva toplumu istikrar ve gl bir ikti-

4
3

64

K. B e r g b o h m , Jurisprudenz

und Rechtsphilosophie,

cilt 1, Leipzig, 1892, s.215.

Marx, " E k o n o m i Politiin Eletirisine Giri ( 1 8 5 7 ) " , s . 2 4 1 , vd.

65

dar arzulamaktadr. te bu nedenle, h u k u k aratrmalarnn konusu artk hukuksal biimin zmlenmesi olmaktan km, b u n u n yerini, hukuksal emirlerin zorlama gc n n temeli sorunu almtr. Buradan tarihselcilik ile resmi olmayan tm h u k u k u n reddi olarak ifade edebileceimiz hukuksal olguculuun zgn bir karm doar.
Szde " d o a l h u k u k r n e s a n s " b u r j u v a f e l s e f e s i n i n
18.yzyln devrimci kavramlarna d n n ifade etmez.
Voltaire ve Beccaria'nn dneminde, her aydnlanm yarg,
filozoflarn feodal toplumsal dzenin devrimci bir yadsmasndan baka bir ey olmayan grlerini, yasalar uygulama bahanesiyle hayata geirmeyi baar sayard. G n m z de, y e n i d e n d o a n doal h u k u k u n p e y g a m b e r i Rudolf
Stammler, "adil h u k u k " u n (richtiges Recht), "adil olmasa"
bile her eyden nce yrrlkteki h u k u k a uymay gerektirdii grn savunuyor.
Siyasal iktisattaki psikolojik okul, psikolojik h u k u k okuluyla paralellik tar. Her ikisi de zmleme k o n u s u n u , bilincin znel durumlar alanna ("deerlendirme", "yetkilendirici-zorlayc duygu") tamaya alr ve bireylerin gerisinde gizli, bireysel bilincin erevesini aan toplumsal ilikilerin mantksal yapsn bilimsel dzenlilikleriyle dile getiren soyut kategorileri grmez.

da genel olarak tm sosyal bilimlerde, iktisad kategorilerin


ileyii d n l d n d e , znenin, k o n u m u z b a k m n d a n
modern burjuva t o p l u m u n u n , gereklikte olduu kadar zihinde de verili olduu ve bu nedenle kategorilerin, toplum u n (znenin) varlk biimlerini, belirlenmi varlk koullarn, belirli yaln zelliklerini ifade ettii hibir z a m a n
akldan karlmamaldr..." 5
Marx'n burada iktisad kategoriler iin syledikleri hukuksal kategorilere de t a m a m e n uygulanabilir. H u k u k s a l
kategoriler, grnteki evrenselliklerinde, belirlenmi tarihsel znenin, belirlenmi y n n dile getirirler: burjuva
t o p l u m u n u n meta retimi.
Pek ok kere alntlar yaptmz Ekonomi Politiin Eletirisine Girite, Marx'n yntem zerine, gemi oluumlarn
kendilerinden sonra gelen ve b u n u n s o n u c u olarak daha
gelikin ve stn biimlerin tahliliyle aklanmas imknna ilikin derinlikli bir gzlemini daha buluyoruz. Marx,
rant anlarsak, harac, aar ve feodal vergileri de anlayacamz belirtiyor. En gelikin biim, o n u n cenin halinde ortaya kt gemi basamaklar da anlama imknn verir.
Daha sonraki tarihsel geliim ayn zamanda uzak gemite
bulabileceimiz potansiyelleri de ortaya karr.
"Burjuva toplumu, retimin olabilecek en gelikin ve zengin tarihsel rgtlenmesidir. Bundan dolay, bu toplumun
ilikilerini ifade eden ve yapy anlamamz mmkn klan
kategoriler ayn zamanda, tm gemi toplumlarn yap ve
retim ilikilerini, zerine ina edildii unsurlar ve tam
almam, ksmen varln srdren kalntlaryla kavrammz mmkn klar."6

Nihayet, Kuralc O k u l u n (Kelsen) ar biimcilii hi


phe yok ki, gereklikten tamamen k o p u u n u ycelterek
ksr biimsel mantk ve yntem oyunlarnda kendini tketen burjuva bilimsel dncesinin son zamanlardaki genel
k n yanstmaktadr. Siyasal iktisattaki matematiksel
o k u l u n temsilcileri benzer bir konumdadr.
Hukuksal iliki, Marksist ifadeyle, tek yanl ve soyut bir
ilikidir; ancak hukuksal ilikinin tek yanll, d n e n bir
znenin kavramsal almasnn sonucu olarak deil, toplumsal evrimin r n olarak ortaya kar. "Tm tarihsel ya
14

66

M a r x , " E k o n o m i Politiin Eletirisine Giri", s.244.

A.g.e., s.243.

Yukarda aktardmz yntem k o n u s u n d a k i saptamalar


h u k u k kuramna uygulamak istersek, hukuksal biimin en
yaln ve en soyut g r n n tahliliyle ie balamal ve aama aama karmak biimlere geerek tarihsel somuta ulamalyz. Kavramlarn diyalektik evriminin, tarihsel gelimenin diyalektik evrimine d e n k d t n unutmamalyz.
Tarihsel evrim, sadece hukuksal kurallarn ve kurumlarn
ieriinde bir deiiklie yol amaz; ayn zamanda h u k u k sal biimin kendisinde de bir geliim yaratr. Uygarln belirli bir aamasnda ortaya ktktan sonra hukuksal biim,
komu alanlarla (din, ahlk) snrlarn belirlemeden ve zayf bir i ayrmlama ile uzun sre geliiminin ilk basamaklarnda kalr. Ancak aamal bir evrimle, en st kesinlik, en
derin ayrmlama ve doruk noktasna ular. Bu st gelime
aamas, tamamen belirlenmi toplumsal ve iktisad ilikilere denk der. Ayn zamanda bu aama, h u k u k u kuramsal
olarak organik bir b t n l k olarak gsteren bir genel kavramlar sisteminin ortaya kyla tanmlanr.
Bu iki devre, genel hukuksal kavramlarn geliiminin en
st dzeye ulat iki dneme denk der: Roma ve o n u n
zel h u k u k sistemi ile felsefi dncenin, hukuksal biimin
evrensel anlamn, burjuva demokrasisinin hayata geirecei bir potansiyel olarak kefettii 17. ve 18. yzyl Avrupa's.
Buna gre, tam ve ak tanmlar, ancak zmlememizi
gemi hukuksal biimleri kendi geliiminin aamalar olarak ortaya koyan tam gelikin hukuksal biim zerine kurarsak elde edebiliriz.
H u k u k u ancak bu d u r u m d a , soyut t o p l u m u n bir zellii
olarak deil, fakat zel karlarn atmas z e r i n e ina
edilmi belirli bir toplumsal dzene denk den bir tarihsel
kategori olarak kavrayabiliriz.

68

KNC BLM

deoloji ve Hukuk

H u k u k u n ideolojik nitelii sorunu, RI. Stucka ile profesr


Rejsner arasndaki polemikte nemli rol oynamtr. 1 Profesr Rejsner, bizzat Marx ve Engels'in, h u k u k u "ideolojik bi i m l e r d e n birisi olarak deerlendirdiini ve birok Marksist kuramcnn da bu grte olduunu kantlamaya almtr. Profesr Rejsner g r n e dayanak olarak pekok
etkileyici alnt yapyor. Elbette bu alntlara ve gndermelere itiraz edilebilecek bir n o k t a yok. Ayrca, h u k u k u n ,
zellikle dzenlemeler, ilkeler ve genel kurallar biimi altnda insanlar iin psikolojik bir tecrbe olduu gereine
de itiraz edemeyiz. Bununla birlikte s o r u n kesinlikle, h u kuksal ideolojinin (veya psikolojinin) varln kabul etmek
veya reddetmek deil, fakat, hukuksal kategorilerin ideolojik grnmleri dnda grnmleri olmadn kabul etmektir. Ancak bu d u r u m d a profesr Rejsner'in vard sonucun, "bir Marksist, h u k u k u ancak ideolojinin zel bir tr olarak inceleyebilir" g r n n doru olduu kabul edi-

Bkz, Vernik Socialisticeskoj

Akademii,

n o 1.

69

lebilir. Btn sorun "ancak ... olarak" ifadesinde yatmaktadr. Bunu siyasal iktisattan alman bir rnekle amak istiyoruz. Meta, deer ve deiim deeri kategorileri phesiz,
meta deiimine dayanan t o p l u m u n reticiler arasndaki
retim ilikilerini onlar araclyla kurduu ideolojik oluumlar, (Marx'n ifadesiyle) arptlm, yanltc temsillerdir. Baka iktisad yaplara geilmesinin meta, deer vs.nin
t m anlamn yitirmesi iin yeterli olmas bu biimlerin
ideolojik niteliinin kantdr. Bu nedenle hakl olarak bir
ticaret ideolojisinden veya Marx'n adlandrmasyla "meta
fetiizmi"nden sz edebilir ve bu olay psikolojik olaylar
arasnda deerlendirebiliriz. Fakat bu saptamamz siyasal
iktisat kategorilerinin mnhasran psikolojik g r n m bulunduu, bunlarn yalnzca tecrbeler, tasarmlar ve dier
znel srelerle ilgili olduu anlamna kesinlikle gelmez.
rnein, meta kategorisinin, ak ideolojik niteliine karn nesnel bir toplumsal ilikiyi dile getirdiini ok iyi biliyoruz. Toplumsal ilikinin deiik geliim aamalar, az veya ok evrensellii, ideolojik ve psikolojik sreler olarak
deil, olduklar gibi dikkate alnmalar gereken maddi gerekliklerdir. Bundan dolay, siyasal iktisadn genel kavramlar sadece ideolojik eler deil, fakat onlar sayesinde nesnel iktisad gerekliin bilimsel olarak, yani kuramsal olarak kavranabilecei s o y u t l a m a l a r d r . M a r x ' n ifadesiyle
"burjuva iktisadnn kategorileri, gerek toplumsal ilikileri
yanstt oranda nesnel bir doruluu olan zihinsel biimlerdir; ancak sz konusu toplumsal ilikiler yalnzca, meta
retiminin toplumsal retim biimi olduu belirli bir tarihsel dneme ait ilikilerdir." 2
Bylelikle aklamaya altmz, genel h u k u k s a l kavramlarn ideolojik sistem ve srelere k u r u c u eler olarak
2

Marx, Kapital, c. I ( 1 8 6 7 ) , s. 91.

girebilmesi deil -bu zaten malmdur-, belli lde mistik


bir rtyle gizlenen t o p l u m s a l gerekliin b u kavramlar
araclyla ortaya karlamayacadr. Baka bir ifadeyle u
soruya yant bulmalyz: h u k u k s a l kategoriler, gerekten
nesnel kavramsal kategoriler midir (tarihsel olarak belli bir
toplum iin nesnel) ve nesnel toplumsal kategorilere denk
derler mi? Soruyu baka trl sorabiliriz: hukuk, Marx'n
sermayeyi niteledii anlamda bir toplumsal iliki olarak anlalabilir mi?
Byle bir sorunsal her eyden nce h u k u k u n ideolojik
niteliine gnderme yapmamz nler ve aratrmay tamamen yeni bir dzleme tar.
Belirli bir kavramn ideolojik niteliinin saptanmas, hibir biimde nesnel gereklii, yani sadece bilinteki deil
d dnyadaki gereklii de inceleme y k m l l n ortadan kaldrmaz. Aksi takdirde, belirli kimselerin tasarmnda
varln s r d r e n teki d n y a n n gereklii ile rnein
devlet arasndaki tm snrlar ortadan kalkm olurdu. Profesr Rejsner tam da b u n u yapyor. Rejsner, Engels'in devleti "insanlara h k m e d e n birincil ideolojik g" olarak nitelemesine dayanarak hi duraksamadan devlet ile devlet ideolojisini zdeletiriyor.
"ktidarn psikolojik g r n m l e r i o kadar aktr ki ve
sadece insanlarn ruhsallklarnda var olan (ab E.P.) devlet
iktidarnn kendisi o denli maddi niteliklerden y o k s u n d u r
ki, devlet iktidarn ancak bir fikir (ide - .n.), insanlarn
onu davranlarnn ilkesi haline getirmesi orannda ortaya
kan bir fikir olarak kavrayabilmesinin m m k n olduuna
inanabiliriz." 3
Maliye, ordu, idare; b t n bunlar "sonu olarak maddi
niteliklerinden y o k s u n kalyorlar", b t n b u n l a r sadece

M.Rejsner, Cosudarstvo

(LEtal),

l . B l m , 2.Bas, M o s k o v a , 1918, s.XXXV.

71

"insan ruhunda" mevcutlar. Fakat, profesr Rejsner'in kendi ifadesiyle, "hibir devlet bilincine sahip olmayan" byk
kitleye ne olacak? Besbelli ki, devletin "gerek" varl iin
hibir nemi olmayan bu kitleyi bir yana brakmalyz.
Ayrca, iktisad b t n l asndan devlet neyi ifade
eder? G m r k snrlar da ideolojik ve psikolojik sreler
midir? Buna benzer pek ok soru sorabiliriz, fakat b t n
bu sorular ayn noktaya gtryor bizi. Devlet sadece ideolojik bir oluum deil ayrca ve ayn zamanda toplumsal
bir varlktr. Bir kavramn ideolojik nitelii, ifadesi olduu
ilikilerin maddiliini ve gerekliini ortadan kaldrmaz.
Kelsen'in vard Yeni-Kant sonucu, kuralsal nesnellikten, yani devletin saf kavramsallmdan bahsetmesini ve
gerekliin nesnel, maddi elerini ve gerek insan r u h u n u
es gemesini anlayabiliriz. Fakat, sadece znel tecrbelerle
i gren bir kuram Marksist yani maddeci bir k u r a m olarak kabul etmeyi reddediyoruz. Devleti t a m a m e n bir dizi
"emredici-yetki verici duygulara" ayrtran Petrazickij'nin
psikolojik kuramnn izleyicisi olan profesr Rejsner, son
almalarnn da gsterdii gibi, Kelsen'in Yeni-Kant
mantk ve biim kavramna balanmakta bir m a h s u r grmyor. 4 Mantk ve yntemsel aklk aleyhine gerekletirilse de elbette byle bir giriim yazarmzn geni kltrn n yzakdr. kisinden biri tercih edilmeli: Devlet ya ideolojik bir sretir (Petrazickij'e gre), ya da zamanla ve nedensellikle hibir balants olmayan dzenleyici bir fikirdir (Kelsen'e gre). Bu iki gr badatrma abasnda
Rejsner hi de diyalektik olmayan bir elikiye dmtr.
"Ulusal snr", " n f u s " , "devlet iktidar" kavramlarnn
biimsel mkemmellii yalnzca belirli bir ideolojiyi yanstmaz, fakat ayn zamanda younlam bir egemenlik alan4

M. Rejsner, "Social' n a j a p s i k o l o g i j a i u c e n i e F r e j d a " (Sosyal p s i k o l o j i ve F r e u d


k u r a m ) , PeCat i evoljucija

72

(Basn ve Devrim)

i i n d e , 11.cilt, M o s k o v a , 1925.

nn nesnel gerekliini ve her eyden nce idar, mal ve asker bir r g t l e n m e n i n k u r u l u u n u ve b u n a d e n k den
maddi ve insani yapy ifade eder. iletiim aralar, emir ve
direktiflerini iletme, silahl kuvvetlerini harekete geirme
olana ... vs olmadan devlet bir hitir. Profesr Rejsner Romann askeri yollarnn veya m o d e r n iletiim aralarnn insan r u h s a l h m m kavramlar olduuna m inanyor? Ya da
bu maddi unsurlarn devleti oluturan eler arasnda saylmamas gerektiini mi dnyor? yleyse geriye devletin gereklii ile "edebiyatn, felsefenin ve insann dier
ruhsal retimlerinin" 5 gerekliini ayn ereveye yerletirmekten baka bir ey kalmyor. Siyasal mcadelenin, iktidar iin mcadelenin devletin bu psikolojik kavranyla
kkten elimesi ve her aamada karmza maddi ve nesnel
etmenler olarak kmas tam bir talihsizlik.
Profesr Rejsner'in benimsedii bu psikolojik bakn kanlmaz s o n u c u n u n , k olmayan bir znelcilik olduun u belirtmeliyiz. "eitli bireysel ruhsallklarn yaratm
olarak devlet iktidar, eitli gruplar, snflar ve ortamlarda
eitli biimler altnda ortaya kan devlet iktidar, bir bakann veya henz devlet dncesine ykselememi kyln n davrannda, bir devlet adamnn veya bir anaristin
zetle farkl eitim, meslek ve toplumsal k o n u m d a k i kiilerin ruhsallmda farkl simgeler alacaktr." 6 Bu saptamadan,
psikolojik dzlemde kalrsak devleti nesnel bir btnsellik
olarak kavramamzn anlam olmayaca s o n u c u n u karrz. Ancak devleti snf egemenliinin gerek bir rgt olarak ele alrsak, psikolojik olduu kadar m a d d i eleri de
(ncelikli olarak bunlar) hesaba katarsak, salam bir temel
zerinde yer alabilir ve devletin kendisini yanstt ve ya-

M. Rejsner, Gosudarstvo,

A.g.e., s.XXXV.

s.XLVIlI.

att deiik, saysz ve znel formlar olarak deil, bir gereklik olarak salam biimde tahlil edebiliriz. 7
Hukuksal biimlerin soyut tanmlar sadece ruhsal veya
ideolojik srelere gnderme yapmyor; fakat ayn zamanda
nesnel toplumsal ilikileri de yanstyorsa, h u k u k u n toplumsal ilikileri dzenlediinden nasl sz edebiliriz? Bununla gerekte toplumsal ilikilerin kendi kendilerini dzenlediinden sz etmek istemiyor muyuz? Zira herhangi
bir toplumsal ilikinin h u k u k s a l biim aldn sylemek
zorunlu olarak basit bir totoloji deildir: h u k u k , hukuksal
biim alr. 8
ilk bakta bu sav, h u k u k u bir ideoloji olarak kabul etmekten baka bir k brakmayan ikna edici bir itiraz olarak grnebilir. Bununla birlikte bu glklerin stesinden
gelebiliriz. Bu y k m l l kolaylatrmak iin, yeniden
bir karlatrmaya bavuracaz. Bilindii gibi Marksist siyasal iktisat, sermayenin bir toplumsal iliki olduunu gstermitir. Marx'n belirttii gibi, bu iliki mikroskopla orta7

Profesr Rejsner, b a k asn E Engels'in C . S c h m i t h ' e yazd ve k a v r a m ile


olay arasndaki ilikiyi inceledii bir m e k t u b a d a y a n a r a k d o r u l a m a y a alyor
(bkz. Sosyal Psikoloji ve Freudizm

adl almas). F e o d a l t o p l u m s a l sistemi r-

n e k alan Engels, k a v r a m ve olay birliinin s o n s u z bir e v r i m s r e c i n d e yer aldn belirtiyor. "Feodalite, feodal t o p l u m s a l d z e n k a v r a m n a , h i b i r z a m a n uym a m mdr?... Bu t o p l u m s a l d z e n , varlnn e n gelimi eklini a n c a k ksa
bir sre Filistin'de ve ( b y k o u n l u k l a ) kt z e r i n d e yaad iin bir k u r gu saylabilir m i ? " Engels'in bu s a p t a m a l a r hibir ekilde p r o f e s r Rejsner'in
k a v r a m l a olay aynlatran b a k n n d o r u o l d u u n u g s t e r m e z . Engels iin,
feodalizm k a v r a m ile feodal t o p l u m s a l d z e n ayn ve tek ey deildir. Tersine
Engels feodal t o p l u m s a l d z e n i n , h i b i r z a m a n feodalizm k a v r a m y l a t a m a m e n
r t m e d i i n i ve byle o l m a k l a birlikte f e o d a l i z m o l m a niteliini de y i t i r m e d i ini titizlikle gstermitir. F e o d a l i z m k a v r a m n n k e n d i s i , f e o d a l olarak adlandrdmz b u t o p l u m s a l s i s t e m i n g e r e k eilimine d a y a n a n bir s o y u t l a m a d r .
Tarihsel gereklikte b u eilimler karr, p e k o k dier eilimle kesiir ve b u n dan dolay saf m a n t k s a l biimiyle deil, a n c a k az ya da o k yaklak b i i m d e
gzlemlenebilir. Engels'in k a v r a m ve olay birliinin t e m e l d e b i t m e y e n bir sre
o l d u u saptamasyla kastettii b u d u r .
8

Bkz. Profesr Rejsner'in El. S t u c k a ' n n k i t a b n a ilikin y o r u m u . Vesfmk Socialistiieskoj Akademii, sy. 1, s. 176.

75 17

ya karlamaz ama kesinlikle tecrbelere, ideolojilere ve


insan ruhsallnda yaanan dier znel srelere de indirgenmemelidir. Bu bir nesnel toplumsal ilikidir. rnein
k k retim alannda tketici-mteriye almaktan, tccara almaya aamal gei varsa, ilgili ilikilerin kapitalist
biim aldn grrz. Bu bir totoloji yaptmz anlamna
gelmez mi? Kesinlikle hayr. Bununla sadece sermaye olarak adlandrdmz toplumsal ilikinin baka bir toplumsal
ilikiyi etkilediini ya da kendi biimini ona d n t r d n syledik. Bu sayede tm olaylar, maddi sreler olarak
nesnel ynyle deerlendirebilir ve bylelikle taraflarn psikolojilerini ve ideolojilerini btnyle bir kenara brakabiliriz. H u k u k iin de ayn ey neden yaplmasn? Kendisi de
bir toplumsal iliki olduuna gre, az ya da ok baka toplumsal ilikileri etkileyebilir ve kendi biimini onlarmkine
dntrebilir. Ama, kaba iktisadn, sermayenin "genel birikmi emek" olduu kabulnden yola ktklar iin kapitalist toplumsal ilikilerin z n kavrayamamas gibi, belirsiz bir ekilde h u k u k u "genel biim" olarak kabul edersek
hibir ekilde sorunu zemeyiz.
H u k u k u n temel kavramlarn zmleyerek h u k u k u n ,
belirli bir toplumsal ilikinin biimi, zarf ve mistik rts
olduunu gsterebilirsek bu grnteki elikiden de kurtuluruz. Bylelikle ilikinin belirli durumlarda kendi biimini tamamen baka bir toplumsal ilikiye veya hatta toplumsal ilikiler b t n n e d n t r d n ileri s r m e k
sama olmayacaktr.
H u k u k , toplumsal ilikileri dzenler totolojisi iin de tam a m e n ayn ey geerlidir. Eer bu forml z n d e k i insanbiimcilikten (anthropomorphisme) arndrlrsa u ekle
dnr: toplumsal ilikilerin dzenlenmesi baz koullarda
hukuksal nitelik alr. Byle bir ifade hi phesiz daha doru ve tarihsel olarak daha yerindedir. Hayvanlarda da toplu

bir yaam olduu ve b u n u n da u ya da bu ekilde dzenlendii bir gerektir. Fakat b u n d a n karncalarn ya da arlarn topluluk ilikilerinin hukukla d z e n l e n d i i s o n u c u
karlamaz. lkel insanlar ele aldmzda elbette burada
da olgunlamam bir h u k u k buluruz; fakat ilikilerin byk bir ounluu h u k u k dnda, rnein din kurallar altnda dzenlenmitir. Burjuva t o p l u m u n d a bile, posta hizmetleri, demiryollar ve o r d u n u n rgtlenmesi gibi faaliyetlerin tmyle hukuksal d z e n l e m e alan iinde grlmemesi, ancak yasa, tzk ve kararnamenin d biimleri
tarafndan yanltlan ok yzeysel bir yaklam benimsenirse m m k n d r . Demiryollar planlamas, tren trafiini
dzenler, ama b u n u , yasann, rnein mal gndericilerine
kar s o r u m l u l u u dzenleyen yasann d z e n l e m e s i n d e n
ok farkl bir biimde yapar. Birinci tip dzenleme ncelikle teknik, ikinci ise ncelikle hukuksaldr. Ayn tip bir
iliki seferberlik plan ile zorunlu askerlik hizmetine ilikin yasa ve ceza soruturmas ile ceza usl yasas arasnda
da bulunmaktadr.
Teknik kurallar ile hukuksal kurallar arasndaki ilikiye
ilerleyen sayfalarda yeniden dneceiz. Geici olarak belirtelim ki, toplumsal ilikilerin dzenlenmesi az ya da ok
hukuksal bir biim alr, yani az ya da ok temel ve zgl bir
hukuksal iliki nitelii kazanr.
Toplumsal ilikilerin dzenlenmesi ya da kurallatrlmas,
ancak ar yzeysel veya saf biimsel yaklamla deerlendirilirse trde ve tamamen hukuksal biimde grnr. Bu adan, insan ilikilerinin eitli alanlar arasnda arpc farkllklar bulunmaktadr. Gumplovvicz, zel h u k u k ile devlete
ilikin kurallar arasnda ak bir ayrm yapm ve h u k u k alan olarak sadece birincisine deer tanmak istemiti. 9 Ger-

ekten de, sisli h u k u k alannn en salam ksm zel h u k u k


ilikileri alandr. H u k u k znesi, "kii", tam ve s o m u t cisimleniini, m l k sahibi, zel kar sahibi, bencil, iktisad
znenin s o m u t kiiliinde bulur. Hukuksal dnce, zel
h u k u k t a byk gven ve zgrlkle hareket eder ve oluum u burada en gelikin ve u y u m l u eklini bulur. Roma usl
konularnda nc olan Aulus Aegerius ve N u m e r i u s Negidius'un hayaletleri onlardan etkilenen h u k u k u l a r n zerinde dolanmay srdrmektedir. Hukuksal d n c e n i n temelleri ve a priori ilkeleri, zel h u k u k t a davann, ellerinde
vindicta,* haklarm arayan iki tarafnda ete ve kemie b r nr. Burada h u k u k u n u n kuramc rol dorudan doruya
toplumsal pratik rolyle birleir. zel h u k u k dogmatii,
sonsuz sayda hayali ikyetler veya m u h t e m e l talepler hakknda sonsuz sayda olumsuz veya olumlu deerlendirmeler dizisinden baka bir ey deildir. Bu sistemin her paragrafnn gerisinde, sz k o n u s u tezleri hukuksal yardm olarak kullanmaya hazr, g r n m e z soyut mvekkil gizlidir.
Hukukularn hatann anlam veya isbat y k n n datm
k o n u s u n d a yaptklar retisel tartmalar, m a h k e m e l e r d e
yaanan tartmalardan farkl deildir. Buradaki farkllk, feodal savalarla, valyelerin turnuvalar arasndaki farktan
b y k deildir. Bildiimiz gibi, turnuvalar zaman z a m a n
ok iddetli geerdi ve gerek savalardaki kadar enerji harcanr ve zaiyat olurdu. nsanln dnsel glerinin retken olmayan bu sarfiyat, ancak planlanm toplumsal retim ve datmn bireyci e k o n o m i n i n yerini almasyla son
bulacaktr. 10

(*) Vindicta:

K l e n i n z g r l e t i r i l m e s i t r e n i n d e z g r l n n verildiini s e m -

bolize e t m e k iin kleye d o k u n d u r u l a n kl ( s o p a ) . Ayn z a m a n d a " h a k olar a k talep e t m e k " a n l a m d a b u l u n m a k t a d r - .n.


10 nsanln d n s e l g l e r i n i n israfnn n e m i ve b o y u t l a r h a k k n d a bir fikir

76

Bkz, L . G u m p l o w i c z , Rechtsstaat und Sozialismus,

I n n s b r u c k , 1881.

v e r m e s i iin, T. J a b l o c k o v ' u n , d a v a l n n , geciktirici artn b u l u n d u u n u iddia

zel kar kartl hukuksal dzenlemenin ana temelle idcn biridir. Bu ayn zamanda hukuksal biimin mantksal temeli ve hukuksal styapnn geliiminin gerek nedenidir. insanlarn hareketleri en karmak kurallarla dzenlenebilir, fakat bu dzenlemede hukuksal unsur, kar farkllamalar ve atmalarnn balad yerde balar. G u m p lowicz, "dava tm h u k u k s a l olgularn ana temelidir" demiti. [Hukuksal d z e n l e m e n i n bu kar farkllamasna
karn - .n.] ama birlii teknik dzenlemenin kouludur.
Bu nedenle, rnein, d e m i r y o l l a r n d a n k a y n a k l a n a n sorumlulua ilikin hukuksal kurallar, farkllam zel karlar, zel h u k u k u varsayarken, demiryolu trafiine ilikin
teknik kurallar enok randman salama gibi ortak amac
varsayar. Baka bir rnek alalm. Hastalarn tbbi bakm,
hasta iin olduu gibi hekimler iin de bir dizi teknik kural
varsayar. Bu kurallar hastann iyilemesi amacna ynelik
olduu oranda teknik bir nitelik tarlar. Bu kurallar hastaya bir zorlama u y g u l a n m a s n gerektirebilirler. Fakat bu
zorlama, tbbi bir ama asndan deerlendirildiinde, zorlamay uygulayan iin olduu gibi buna tbi olan bakmndan da teknik bakmdan rasyonel bir eylemden baka bir
ey deildir. Tp bilimi iin kurallarn ierii bu erevede
ettii d u r u m d a ortaya k a n , taraflar a r a s n d a ispat y k n n d a t m n a , h u k u k s o r u n a ilikin literatr ve tarihi ele ald k k i n c e l e m e s i n e baklabilir, T.Jablockov, " S u s p e n s i v n o e uslovie i b r e m j a d o k a z y v a n i j a " (Geciktirici art
ve ispat y k ) , inJuridiceskij

Vestnik,

1916 n . 1 5 . Yazar k o n u y a ilikin zel ola-

r a k yazlm enaz elli m a k a l e y e atf yapyor; b u k o n u d a k i y a z n n postglossatrlere k a d a r gittiini ve u z m a n h u k u k u l a r yaklak o l a r a k eit iki k a m p a
b l e n iki " k u r a m " ortaya a t l m o l d u u n u belirtiyor. K a m p l a r t a r a f n d a n yzyldr o r t a y a atlan a r g m a n l a r n z e n g i n l i i n d e n ( b u d a h a s o n r a l a r b a k a
aratrclarn ayn k o n u y u ele a l a r a k ayn a r g m a n l a r k k farklarla k u l l a n m a s n a engel o l m a m t r ) b y l e n m i ve u z m a n tartmaclarn "etkili z m l e m e l e r i n e ve " m e t o d l a r n n ileri g r l l n e " saygsn belirtmitir. Yazar,
ayrca, t a r t m a n n a l e v l e n m e s i s o n u c u n d a taraflarn birbirlerini, kar k u r a m lar ahlksz ve k a b a olarak n i t e l e y e r e k k a r a l a m a k l a ve yalan sylentiler yaymakla suladklarn d a a k t a r m a k t a d r .

78

belirlenir ve tp gelitike deiir. H u k u k u n u n bu ile hibir ilgisi yoktur. O n u n rol, ama birliini varsayan bu alan terk edip, farkl bir bak as, kendi zel karlar olan
kart znelerin bak asn benimsemek z o r u n d a olduumuzda balar. Bu d u r u m d a hasta ile hekim, haklar ve yetkileri olan znelere ve onlar birletiren kurallar da h u k u k sal kurallara d n r . Artk, u y g u l a n a n z o r l a m a sadece
ama rasyonellii asndan deil fakat ayn z a m a n d a biimsel yn yani yasall asndan da deerlendirilir.
Hukuksal bir bak as benimsenebilmesinin, meta retimine dayanan toplumda eitli ilikilerin ticari mbadele
ilikileri biimi ve b u n u n sonucu olarak da hukuksal biim
almasna bal olduunu saptamak zor deildir. Bunun gibi,
b u r j u v a h u k u k u l a r n n h u k u k s a l biimin evrenselliini,
insan doasnn mutlak ve ebedi zelliklerinden veya kamu
g c n n emirlerinin genel olarak her konuya uygulanabilmesinden karmalar normaldir. Son noktay ispatlamamz
gerek. Devrim ncesi Rus mparatorluu'nun b u r j u v a yasasnda, erkee "karsn kendi bedeni gibi sevme" y k m l l getirilmemi miydi? Fakat en cesur h u k u k u bile, hibir zaman, bu ykmllkten hareketle dava imkn da tanyan bir hukuksal iliki kurmaya cesaret edememiti.
Hukuksal yap ne kadar gerek d ve gereksiz inceliklerle dolu olursa olsun, zel h u k u k u n , zellikle eya h u k u k u n u n snrlar iinde kald srece s o m u t bir temele oturmaktadr. Aksi takdirde Roma hukukularnn temel grlerinin g n m z e kadar deerini k o r u m u ve meta retimine dayanan tm toplumlarn yazl h u k u k u n a d n m
olmasn anlamamz imknsz olurdu.
Buraya kadar bataki s o r u m u z u n yant k o n u s u n d a bir
noktaya gelmi bulunuyoruz: hukuksal biimin kanlmaz
olarak yanstt bu sui generis toplumsal ilikiyi nerede aramalyz? lerde, bu ilikinin mal sahipleri arasndaki iliki
79

o k l u u n u ayrntl olarak kantlamaya alacaz. 11 Herhangi bir h u k u k felsefesinde bulabileceimiz olaan zmleme, hukuksal ilikiyi, ilikiselliin doruu, genel olarak, insanlarn irade ilikileri olarak kavrar. Bu dnce, tarihsel kklerini hesaba k a t m a d a n , "geliim srecinin kus u r s u z s o n u l a r n d a n , "yaygn d n c e b i i m l e r i n d e n "
hareket eder. Gerekte meta ekonomisinin geliimiyle, mbadele ilikisinin doal temelleri, damgasn vurduu tm
insani iliki biimlerinin temelleri, doal biimleri haline
gelirken, buna karlk, ticari ilemler filozofun kafasnda
ebedi bir deer tandklar genel biimin s o m u t uygulamas
olarak belirir. 12
Bize gre, yolda Stucka, hukuksal s o r u n u doru biimde
toplumsal ilikiler s o r u n u olarak ortaya koymutur. Fakat
bu ilikilerin zgl toplumsal nesnelliini aratrmaya koyulma yerine, snfsal zelliklerle snrlansa da klasik biimsel tanma dnmtr. Stucka'nn kulland genel formle gre, h u k u k artk zgl toplumsal iliki olarak deil,
tm genel ilikilerde olduu gibi, hakim snfn karlarna
denk den ve bu ilikileri rgtl iddetle koruyan ilikiler sistemi olarak kavranr. Sonuta, snfsal sistemin iindeki iliki olarak h u k u k , genel toplumsal ilikilerden ayrlamaz diyen Stucka profesr Rejsner'in kurnaz sorusuna yant vermi olmamaktadr: toplumsal ilikiler nasl hukuksal
11 V.V A d o r a c k j , O gosudarstve

(Devlet),

kurumlara dnrler veya farkl bir ifadeyle h u k u k nasl


oluur? 1 3
Stucka'nn tanm, belki de Halk Adalet Komiserlii kaynakl olduundan olsa gerek, h u k u k uygulamaclarnn ihtiyalarna uymaktadr. Bu bize tarihin her seferinde h u k u k
mantna getirdii grgl snrlar gstermekte, fakat bu
mantn derin kklerini ortaya karmamaktadr. H u k u k sal biimde ikin olan snfsal ierii aa karmakta, fakat bize o ieriin neden byle bir biim aldn aklamamaktadr.
Hukuksal ilikiyi tm insani ilikinin doal ve ebedi biimi olarak kavrayan burjuva h u k u k felsefesi iin byle bir
sorun sz konusu dahi deildir. Toplumsal biimlerin gizlerine n f u z etmeye ve t m insani ilikileri yine insana dndrmeye alan Marksist k u r a m iin bu grev birinci planda yer almaldr.

M o s k o v a , 1923, s.41: " H u k u k ideoloji-

n i n b u r j u v a t o p l u m u n u n ' o r l o d o k s ' y e l e r i n i n h e r t r l d n c e b i i m i zerindeki

b y k etkisi, h u k u k i d e o l o j i n i n b u t o p l u m u n y a a m n d a k i n e m l i

r o l n e d a y a n m a k t a d r . M b a d e l e ilikisi, a l m s a t m , d n , b o r kira vb. ilikisi e k l i n d e varlk k a z a n r " . " B u r j u v a t o p l u m u n d a yaayan i n s a n srekli ola-

13 P.l

Stuka, b u s o r u y a eserimi y a y m l a m a d a n bir yl n c e y a n t verdiini d -

rak bir h a k ve y k m l l k z n e s i o l a r a k deerlendirilir. H e r g n farkl h u k u -

n m e k t e d i r . Bkz, Revoljucionnaja...,

k s o n u l a r o l a n o k s a y d a h u k u k i l e m g e r e k l e t i r i r . H i b i r t o p l u m u n ,

zgl biimi olarak h u k u k , bir snfn r g t l g c n e y a n i devlet g c n e da-

g n l k y a a m d a b u r j u v a t o p l u m u k a d a r h u k u k d n c e s i n e ihtiya d u y m a -

y a n m a s y l a farkllar. Elbette b u bak a s n d a n h a b e r d a r d m , fakat hl, b u

m o l m a s n n ; o n u n k a d a r h u k u k u g n l k ilikilerin arac h a l i n e g e t i r m e m i

ikinci a k l a m a d a n s o n r a bile, e g e m e n snfn karlarna d e n k d e n ve r-

o l m a s n n ve o n u n k a d a r h u k u k u i l e m e m i o l m a s n n n e d e n i de b u d u r " .

g t l iddete d a y a n a n ilikiler s i s t e m i n d e , h u k u k b i i m i n geliimine m a d d i

12 Marx, Kapital, c.l ( 1 8 6 7 ) , s . 9 6 / d i p n o t 33.

102

s.112. Stucka'ya gre, t o p l u m s a l ilikinin

temel salayan u n s u r l a r n ayrlabileceini d n y o r u m .

81

NC BLM

liki ve Hukuk Kural

Kapitalist t o p l u m u n zenginlii inanlmaz bir meta birikimi


eklinde ortaya kt gibi, t o p l u m da sonsuz sayda hukuksal ilikiler toplam olarak grnr. Mbadele, k k
birimlere ayrlm bir ekonomiyi varsayar. Yaltk zel ekonomik birimler arasndaki ilikiler szlemelerle kurulur.
zneler arasndaki hukuksal iliki, metalam emek r n leri arasndaki ilikinin dier y z n d e n baka bir ey deildir. Bu gerek, rnein, L. Petrazickij gibi kimi h u k u k u l a rn tepe taklak bir k u r g u yapmasn engellememektedir.
Ona gre, hukuksal biimi douran meta biimi deil fakat, siyasal iktisat tarafndan ortaya konan iktisad olgulara
aykr olarak, kaynan (zel mlkiyet, borlar, szlemeler, aile ve miras h u k u k u gibi) zel h u k u k k u r u m l a r n d a
bulan tipik gdlerle belirlenmi tekil ve toplu insan davranlardr. 1
Hukuksal iliki, hukuksal d o k u n u n hcresidir ve h u k u k
gerek hareketini ancak bu hcre iinde gerekletirir. Zira,
1

L. P e t r a i c k i j , V vedenie v izuscenie
lmasna

prava i nravst\enrosti

(Hukuk

ve Ahlk

a-

Giri), c.I, s.77.

83

17

kurallar toplam olarak h u k u k cansz bir s o y u t l a m a d a n


baka bir ey deildir.
Bu nedenle banda Kelsen'in bulunduu Kuralc Okulun
zneler arasndaki tm ilikiyi yadsmas, h u k u k u , gerek
varln esas alarak deerlendirmeyi reddetmesi ve tm dikkatini kurallarn biimsel deerleri zerinde toplamas normaldir. Kelsen'e gre, "hukuksal iliki, h u k u k dzeniyle bir
ilikidir ya da daha ziyade h u k u k dzeni iinde bir ilikidir,
h u k u k dzeni karsnda konumlanan znelerin ilikisi deil." 2 Yaygn kavraya gre, nesnel h u k u k veya h u k u k kural, hukuksal ilikinin hem mantksal hem de gerek temelidir. Bu tasarma gre, hukuksal iliki nesnel kuraldan doar.
"Borcun denmesine ilikin h u k u k kural alacaklnn srekli
deme talebinden kaynaklanmaz; tersine, alacakl byle bir
kural var olduu iin talepte bulunur; h u k u k kural gzlemlenen olaylarn soyutlanmasndan deil herhangi bir kimse
tarafndan k o n m u kuraldan karsanr." 3
"Kural hukuksal ilikiyi dourur" ifadesi, mantksal ve gerek olmak zere iki ekilde anlalabilir, ilkini ele alalm. Her
eyden nce yazl ve yazsz tm kurallarn doas gerei daha ziyade yaznsal yaratclk alanna ait olduu belirtilmelidir - hukukular da kendilerini bu konuda ikna etmek iin
epeyce abalamtr. 4 Bu kurallar toplam ancak, bu kurallardan tredii kabul edilen ve gerekten onlardan treyen ilikiler sayesinde gerek anlamn kazanr. Saf kuralc kuramn
en tutarl temsilcisi Kelsen dahi, ideal kuralsal dzene yle
ya da byle, gerek yaam esini, yani insan davrann, ta2

H. Kelsen, Das Problem der Souverdnitctt,

Sersenevic, Obscaja teorija prava (Genel Hukuh

1920, s. 125.

"Kurallarn gerekletikleri o r a n d a ve i n s a n y a a m n d a bir g o l a r a k ortaya

Teorisi),

nmak zorunda kalmtr. 5 Gerekten de rnein arlk Rusya'snn yasalarn, halen yrrlkte olan h u k u k olarak niteleyecek olan kiinin aklndan phe edilir. Tek ilgisi kurallar
ve hukuka uygunluk olan biimsel h u k u k yntemi, zerkliini ancak dar bir erevede ve kuralla gereklik arasndaki
gerilim belirli bir st snr amad srece salayabilir. Maddi gereklikte, iliki kural nceler. Hibir borlu borcunu
demezse ilgili h u k u k kural fiilen yok demektir. Yine de kuraln varln tanmak istersek yle ya da byle kural tapncl yapmamz gerekir. Pek ok h u k u k kuram, byle bir
kural lapnclna bavurmakta ve bunu ok ince yntemsel
deerlendirmelere dayandrmaktadrlar.

Nesnel bir toplumsal olgu olarak h u k u k , yazl ya da yazsz, ilke ve kurallara indirgenemez. H u k u k kuralnn kendisi, yani mantksal ierii dorudan doruya var olan ilikilerden kaynaklanr veya bir yasa olarak karlmsa, gelecek ilikilerin d o u m u n u belirli bir yaknlkta tahmine olanak tanyan bir belirtiyi ifade eder. H u k u k u n nesnel varln saptamak iin kural ieriini bilmek yeterli deildir, ayn
zamanda kural ieriinin yaamda, yani toplumsal ilikilerde gerekleip gereklemediini de bilmek gerekir. Bu konudaki allm yanlglarn kayna, kurala, toplumbilimcinin veya tarihinin h u k u k u n nesnel varl anlayndan
farkl olarak, zgl anlam ykleyen dogmatik d n m e biimidir. Dogmatik h u k u k u , bir kuraln yrrlkte olup olmad k o n u s u n d a karar vermek zorunda o l d u u n d a , genelde, bir toplumsal o l g u n u n varln aratrmaz, o n u n
iin genel temel kurallarla, sz konusu kural arasnda mantksal ban k u r u l m u olmas yeterlidir. 6

1910, s.74.
5

d o u r d u k l a r g z d e n k a m a m a l . " A . H o l d V F e r n e c k , Die Rechtswidrigheit,


n a , 1903, s . l l .

85

Ie-

H. Kelsen, D e r soziologische

und der juristisch

Staatsbegriff,

T b i n g e n , 1922,

s.26.

k a b i l m e k iin 'kat z e r i n d e k i v a r l k l a r n d a n ' k u r t u l d u k l a r o r a n d a ' h u k u k u '


6

R u s dilinde, y r r l k t e olan ve geerli olan h u k u k u ifade e t m e k iin ayn kke s a h i p olan terimler kullanlr. A l m a n c a ' d a terimler fark d a h a iyi v u r g u l a -

17

Dogmatik hukuku iin, tamamen teknik iinin dar snrlar iinde, hukuk kurallar dnda hibir ey yoktur. Bylece
lukuku ve hukuk kuraln byk bir rahatlkla saptayabilir.
rf adet h u k u k u n a gelince, ister istemez geree d n m e k
zorundadr. Devletin koyduu yasa dogmatik hukuku iin
en st kuralsa da (ya da teknik ifadeyle h u k u k kaynaysa
da) dogmatik h u k u k u n u n yrrlkteki hukuka ilikin deerlendirmeleri, gerekten var olan h u k u k u incelemek isteyen tarihiyi hibir ekilde balamaz. Bilimsel yani kuramsal
inceleme ancak fiili gerekleri hesaba katar. Belirli ilikilerin
bir biim kazanm olmas, buna denk den bir h u k u k u n
doduunu gsterir; buna karlk, uygulamada karl olmadan bir yasann veya bir dzenleyici ilemin yaplmas baarsz bir h u k u k yaratma giriimini ifade eder. Bu bak as
kesinlikle, gelime etkeni olarak snf iradesinin ve toplumsal
gelimeye bilinli m d a h a l e n i n yadsnmas veya "ekonomizm", yazgclk ve benzeri mide bulandrclarn benimsenmesi anlamna gelmemektedir. Devrimci siyasi faaliyet pek
ok gl amak zorundadr: henz bugn var olmayan
gelecekte gerekletirebilir, fakat gemite gerekten var olmayan bir rpda ortaya karamaz. te yandan, plan ve
proje yaplmasnn, binann gerekten yapld anlamna
gelmediini sylememiz, bina inas iin plan ve proje gerekmedii anlamna da gelmez. Bununla birlikte proje safhas
geilememise binann ina edildiini syleyemeyiz.
Yukardaki gr biraz deitirebilir ve temel olarak hukuk kuraln deil, nesnel toplumsal dzenleyici gleri ya
da hukukularn ifadesiyle nesnel hukuksal dzeni benimseyebiliriz. 7

Ancak bu grn deitirilmi ifadesine de eletiri getirilebilir. Eer, dzenleyici toplumsal gler, dzenlilikleri ve
sreklilikleriyle ayn ilikileri ifade ediyorsa bu d u r u m d a basit bir totoloji yapm oluyoruz; fakat bununla, bu ilikileri
gvence altna alan ve koruyan bilinli olarak rgtlenmi
zel bir d z e n ifade ediliyorsa mantksal hata aklanm
olur. Gerekten de borlu ile alacakl arasndaki ilikinin,
devletin borcun denmesini gvence altna alan cebri dzeni tarafndan yaratldn syleyemeyiz. Nesnel olarak var
olan bu dzen sz konusu ilikiyi gvenceye alr, korur, fakat
hibir ekilde yaratmaz Bu, szckler zerinde skolastik bir
tartma deildir. Nitekim, sz konusu ilikinin varl hi
deimemesine karn, dsal cebri mekanizmann eitli dzeylerde m k e m m e l ileyiini ve b u n u n sonucu olarak da
ilikinin eitli gvenceye alnma derecelerini tasarlayabiliriz (ve b u n u n rneklerini tarihte bulabiliriz). likiye giren
iki taraf dnda, kural koyarak uygulanmasn gvence altna alabilecek bir nc tarafn bulunmad bir u durumu, rnein Varenjanlarla* Yunanllarn yapt herhangi bir
szlemeyi tahayyl edebiliriz. Bu d u r u m d a bile iliki varln srdrmektedir. 8 H u k u k s a l iliki olaslnn ortadan
t e m e l i n d e de b u zellik yer alr. H u k u k u n itihadi o l u u m u m e r k e z i yasa yap m ilevinin b u l u n m a d d n e m l e r iin o k n e m l i y d i . y l e ki, t a m a m l a n m ve dsal k u r a l k a v r a m eski A l m a n m a h k e m e l e r i iin t a m a m e n yabancyd. Karar derlemeleri de yarglar iin balayc m e t i n l e r deil fakat k e n d i grlerini o l u t u r u r k e n k u l l a n d k l a r y a r d m c aralard. S. Stinzing,
der deutschen

Rechlswissenschaftchaft,

Geschichte

1. cilt, 1880, s.39.

(*) Hazar, Karadeniz ve Baltk'a y n e l e n n e h i r b o y l a r n d a ticaret ve fetih p e i n d e


k o a n , 9. ve 10. y z y l l a r d a p e k o k s k a n d i n a v p r e n s l i i n e y n e t i c i v e r e n
N o r s e m e n l e r (Viking d n e m i s k a n d i n a v halk) - .n.
8

T m feodal h u k u k sistemi h e r h a n g i bir " n c kii" t a r a f n d a n g v e n c e altna a l n m a m s z l e m e l e r e d a y a n m a k t a y d . B u n u n gibi m o d e r n uluslararas


h u k u k da h i b i r dsal g t a n m a m a k t a d r . Bu gibi g v e n c e y e a l n m a m h u -

87

m a k t a d r : etkili a n l a m n d a " w i r k e n " , d a h a genel temel k u r a l l a bal, geerli


a n l a m n d a "gelten".

k u k ! ilikiler elbette istikrarlaryla ayrdedilmezler, fakat b u n l a r n varlklarn

B u r a d a bir d z e n l e y i c i t o p l u m s a l faaliyetin, nceden

k o n u l m u k u r a l l a r bu-

l e n m i " m o d e r n b u r j u v a devlette zel h u k u k ilikilerinin istikrar, kesinlikle

l u n m a d a n da v a r olabilecei belirtilmelidir. H u k u k u n i t i h a d i o l u u m u n u n

sadece polis ve m a h k e m e l e r e d a y a n m a z . Borlar, yalnzca " h e r h a l k r d a tahsil

da yadsyamayz. M u t l a k d e i m e z bir h u k u k y o k t u r ; t e y a n d a n , "iyi rgt-

kalkmas iin, bir larafn, yani zerk karlar olan znelerden birinin bulunmad d u r u m u d n m e k gerekir.
Buna kar, nesnel h u k u k kuraln bir yana braktmzda, hukuksal iliki ve zne kavramlarnn havada kalaca
ve tanmlanamayaca itiraz yaplabilir. Bu itiraz sadece tek
bir geree, herhangi bir yasa maddesine dayanlamadnda davann kaybedilecei gereine inanan, m o d e r n h u k u k u n son derece pratik ve grgl d n m e biimini yanstmaktadr. Hukuksal iliki ve znenin nesnel h u k u k kuralnn dnda var olmad inanc da kuramsal olarak, deerin, tek g r n m biimi fiyat olduu iin arz talep dnda
var olmad ve tanmlanamayaca inanc kadar yanltr.
H u k u k kuraln amir davran kural olarak ilk sraya koyan baskn hukuksal d n m e biimi, iktisad kuramlarda
da grld gibi, yaamdan yoksun ar bir biimcilikle
el ele giden youn bir grgclkle ayrdedilir.
Her eit nesne iin, emek r n olmayan nesneler iin
de arz ve talep sz konusu olabilir. Buradan deerin, maln
retimi iin gerekli toplumsal emek zamanndan bamsz
olarak saptanabilecei sonucu karlmaktadr. Bireysel ve
grgl deerlendirme, biimsel-mantksal marjinal fayda kuramnn temelini oluturmaktadr. B u n u n gibi, devlet kaynakl kurallar ok eitli alanlara ilikin ve ok farkl nitelikte olabilir. Buradan da h u k u k u n znn, davran kurallaryla veya yksek makamlarn emirleriyle snrl olduu ve
toplumsal ilikilerin ieriinin de nitelii gerei, hukuksal
biimleri reten unsurlar tamad sonucu karlmaktadr.'
Hukuksal pozitivizmin biimsel-mantksal kuram, devlet korumas altndaki ilikilerin en iyi gvence altna alnanlar olduu grgl gereine dayanr.
edilecei" iin deil, gelecekte d e b o r a l a b i l m e k iin d e n m e k t e d i r . Ticari hayatta s e n e d i n protesto e d i l m e s i n i n d o u r d u u p r a t i k s o n u l a r da b u n u gstermektedir.

89

Ele aldmz sorun, tarihsel maddeci terminolojiyi kullanrsak, siyasal ve h u k u k s a l styaplar arasndaki karlkl
ilikiler sorununa indirgenebilir. Eer h u k u k kuralnn tm
h u k u k s a l ilikilerin z e r i n d e o l d u u n u kabul ediyorsak,
herhangi bir hukuksal yapy aratrmadan nce, kural koyan bir gc ya da bir baka ifadeyle siyasi rgtlenmenin
varln varsaymamz gerekir. Yani, hukuksal styap siyasal styapnn bir sonucudur.
Marx da hukuksal styapnn en temel dzeyi olan mlkiyet ilikilerinin, ait olduklar temel ile yani hukuksal ifadesi olduu retim ilikileri ile sanki bir b t n m gibi grnecek denli sk bir ba iinde olduunu vurgulamaktadr. Devlet, yani siyasal snf hakimiyetinin rgt, verili
mlkiyet ve retim ilikileri temelinde geliir. retim ilikileri ve bunlarn h u k u k s a l ifadesi, Hegel'i izleyen Marx'n
adlandrmasyla sivil toplumu oluturur. Siyasal styap ve
zellikle devletin siyasal yaam ikincil ve trevseldir.
Marx'n sivil toplum devlet ilikileri anlay alntladmz metinde de grlmektedir: "Burjuva t o p l u m u n u n bencil bireyinin, cansz soyutlamas ve duyarsz tasavvurunda,
kendini bir atom, yani kendi kendine yeter, hibir ilikisi,
ihtiyalar olmayan, mtekmil, tam anlamyla m u t l u bir
varlk sanacak kadar iinmesi bounadr; zira bahtsz duyarl gereklik bu bireyin hayallerine aldrmaz ve her duyusu o n u kendi dndaki d n y a n n ve bireylerin varlna
inanmaya zorlar; saygsz midesi bile kendisine her gn dndaki dnyann bo olmadn tersine doldurann o olduunu hatrlatr. Her faaliyeti, her zellii ve her hayati gds, bencilliini, bireysel karn dier eylere ve kiilere
ynelik ilgiye dntren, bir ihtiya, bir istek haline gelir.
Tek bir bireyin ihtiyacnn bizzat kendisinin bu ihtiyac karlayacak aralara sahip dier bencil birey iin makl bir
anlam olmad; ihtiya dorudan doruya tatmin sonucu17

nu dourmad iin her birey ihtiyalarla aralar arasnda


araclk yaparak bu ilikiyi k u r m a k zorundadr. Demek ki,
burjuva t o p l u m u n u n yelerini bir arada tutan, doal ihtiyalar, her ne kadar tamamen yabanclam grnse de, insann temel nitelikleri ve kardr. Bu t o p l u m u n gerek ba,
siyasal yaam tarafndan deil sivil yaam tarafndan oluturulur. Burjuva toplumun atomlar arasndaki balanty salayan Devlet deil, atomlarn sadece tasarmda,
tahayyllerin
gnde var olmasdr -ve gerekte bunlarn atomlardan tamamen farkl varlklar olmasdr-; ilahi bencillikler deil fakat bencil insanlardr. G n m z d e ancak siyasal batl itikat,
gerekte tam tersi olmasna karn, sivil yaamn b t n l n n devlet tarafndan yaratldn tasarlayabilir." 9

retim ilikisinden hukuksal ilikiye veya mlkiyet ilikisine uzanan yol, devlet iktidar ve kurallar olmadan edemeyen szde olgucu h u k u k u l a r n d n d n d e n daha
ksadr. Toplumda r e t i m yapan insan, iktisad k u r a m n
kalk noktasdr. Temel tanmlarla ilgilendii oranda genel
h u k u k teorisi de ayn ana varsaymlardan yola kar. rnein, alm-satm szlemesi ilikisinin doabilmesi iin mbadele iktisad ilikisinin var olmas gerekir. Siyasal iktidar,
h u k u k s a l bir ilikiyi ifade eden bu szlemenin biim ve
ieriini yasalar araclyla deiik biimlerde dzenleyip,
deitirip, ekillendirip somutlatrabilir. Neyin, hangi koullarla, kim tarafndan ve nasl alnp-satlaca yasada ayrntl ekilde dzenlenebilir.

Marx ayn sorunu "La critique moralisante ou la morale


critique (Ahlkletiren eletiri ve eletirel ahlk)" adl almasnda da ele almtr. Burada "gerek sosyalizmin"
temsilcisi Kari Heinzen ile polemie girimektedir: "burjuvazi 'mlkiyet ilikilerinde adaletsizlii' siyasi gcyle srdryor olsa da bunu yaratan kendisi deildir. Modern ibl m , m o d e r n mbadele, rekabet ve birikimle belirlenen
'mlkiyet ilikilerindeki adaletsizlik', hibir ekilde burjuvazinin siyasal egemenliinde kken bulmaz: tam tersine, burjuva iktisatlarn zorunlu ve ebedi olarak niteledikleri burjuvazinin siyasal egemenlii, modern retim ilikilerinden
kaynaklanr.'" 0

Dogmatik h u k u k bilimi buradan, zne de dahil hukuksal


ilikinin tm unsurlarnn h u k u k kural tarafndan yaratld s o n u c u n u karr. Gerekte para ve meta ekonomisinin
varl doal olarak temel kouldur; tm bu s o m u t kurallar
onunla anlam kazanr. H u k u k znesi maddi dayanan, yasann yaratmad fakat hazr bulduu bencil iktisad zneyi ancak bu koulda bulur. Bu maddi dayanan bulunmad yerde hukuksal iliki de a priori dnlemez.
Tarihsel ve dinamik dzlemde deerlendirirsek sorun daha ak bir hal alr. Bu d u r u m d a iktisad ilikinin, uyumazlk annda doan h u k u k s a l ilikinin kaynan nasl oluve i m k n s z o l d u u n u s a v u n d u u iin b y k bir s a p t r m a d r . Baka bir ifa-

Kari M a r x , La Sainte Famille (Kutsal Aile) ( 1 8 4 5 ) , F r a n s z c a eviri E r n a Cogniot, E d i t i o n s Sociales, Paris, 1963, s . 1 4 6 - 1 4 7 .

10 Kari Marx, "La c r i t i q u e m o r a l i s a n t e o u la m o r a l e c r i t i q u e " , in CEuvres


sophiques,

pllo-

eviren Molitor, E d i t i o n C o s t e s , Paris, 1947, c.3, s. 130. Bu bir iki

s a t r l k s a p t a m a d a n yola k a r a k siyasal r g t n h i b i r rol o y n a m a d ve


zellikle ii snfnn Devlet iktidarn ele g e i r m e k iin m c a d e l e e t m e s i n i n
g e r e k m e d i i , zira bu iktidarn n e m l i o l m a d s o n u c u n u k a r m a k b y k bir
hata olur. " D o r u d a n e y l e m " s a v u n u s u y a p a r a k s e n d i k a c l a r n d t k l e r i hata
da b u d u r . B u r j u v a e g e m e n l i i n i n r e t i m ilikilerinden d o d u u fikri sabitine
s a h i p olan r e f o r m i s t l e r i n k u r a m da, iddetli bir ii snf d e v r i m i n i n gereksiz

90

deyle b u n l a r M a r k s i z m i , yazgc ve z d e k a r d e v r i m c i b i r retiye d n t r m e k t e d i r . G e r e k t e , b u r j u v a z i n i n siyasal e g e m e n l i i n i n k a y n a o l a n ayn retim ilikileri, geliim s r e c i n d e , ii s n f n n siyasal g c n n geliiminin ve
nihai olarak b u r j u v a z i k a r s n d a k i z a f e r i n i n temellerini de o l u t u r u r . Eer ii snfna kar bilinli veya bilinsiz olarak b u r j u v a z i n i n y a n n d a yer almy o r s a k tarihin b u diyalektiini g r m e z d e n gelemeyiz. Bu n o k t a d a ksa saplam a l a r n t e s i n e g i t m e y e c e i z ; zira g r e v i m i z , M a r k s i s t k u r a m d a n k a r l a n
altyap styap ilikilerine y n e l i k yanl s o n u l a r r t m e k deil, b u tarihsel
k u r a m d a n h u k u k i yapy z m l e m e d e yararl olabilecek y a k l a m l a r d n
almaktr. Ayrca b u grev d e v r i m c i M a r k s i z m t a r a f n d a n s e n d i k a l i z m e ve ref o r m i z m e kar verilen m c a d e l e d e baaryla yerine getirilmitir.

17

t u r d u u n u grrz. H u k u k s a l biimi, h u k u k s a l styapy


menfaat atmas, uyumazlk oluturur. zel iktisad zneler, uyumazlkta yani davada taraflar olarak yani h u k u k sal styapnn ba aktrleri olarak ortaya kar. En ilkel biiminde dahi m a h k e m e hukuksal styapy m k e m m e l ekilde yanstr. Dava sreciyle, iktisad ve hukuksal dzeyler
ayrlr ve hukuksal dzey zerk hal alr. Tarihsel olarak hukuk, uyumazlkla yani davayla balar ve ancak daha sonra
k e n d i n i nceleyen fiili veya saf iktisad ilikileri kapsar;
bylelikle bu ilikiler bandan itibaren ikili, yani iktisad
ve hukuksal nitelik kazanrlar. H u k u k dogmatii bu tarihsel ardkl u n u t u r ve nce gereklemi sonula, devletin tm faaliyetlere hukuksal nitelik tanyarak t m toplumsal alan doldurduu soyut h u k u k kurallaryla ie balar. Bu
basit yaklama gre, rnein alm satm, d n alma-verme vb. ilikisinde belirleyici esas dzey, maddi ve iktisad
ierik deil fakat devlet adna bireye ynelen emirdir. Pratik
h u k u k u n u n bu yaklam, s o m u t h u k u k dzenin zmlenmesi ve aklanmas iin olduu gibi genel olarak hukuksal biimin zmlenmesi iin de elverisizdir. Devlet
iktidar hukuksal yapya aklk ve istikrar kazandrr fakat
h u k u k u n maddi ilikilerdeki yani retim ilikilerindeki temellerini yaratmaz.
Bildiimiz gibi, Gumplovvicz devletin yani siyasal egemenliin nceliini savunarak t a m a m e n farkl bir sonuca
varmaktadr. 11 Roma h u k u k u tarihini inceleyerek "tm zel
h u k u k u n bir zamanlar kamu h u k u k u olduunu" kantladna inanmaktadr. Gumplowicz'e gre "tm Roma zel hukuk kurumlarnn, muzafferlerin ellerindeki iktidar glendirmek iin egemen snf ayrcalklar, kamu h u k u k u stnlkleri olarak d o m u olmas" b u n u n kantdr.

11 Bkz. G u m p l o w i c z , Rechtsstaat

92

und socialismus,

s.35.

Snf mcadelesini vurgulad, zel mlkiyet ve devlet iktidarnn k k e n i n e ilikin dsel tasarmlara son verdii
oranda bu savn belirli bir inandrclk gc bulunduu inkr edilmez. Bununla birlikte Gumplowicz iki temel hala
yapmaktadr. lk olarak, fethe dayananlar da dahil tm toplumsal dzenlerin toplumsal retken gler tarafndan belirlendiini unutarak yaln iddete belirleyici rol tanmaktadr. kinci olarak, devletten sz ettii zaman ilkel egemenlik
biimiyle ada, yani burjuva "kamusal yetke"nin egemenlii arasndaki her trl fark silmektedir. Bu nedenle zel
h u k u k u n kamu h u k u k u n c a yaratld sonucuna varmaktadr. Gumplowicz'in ayn savndan, yani eski Roma jus civile'sinin mlkiyet, aile ve miras gibi temel kurumlarnn egemen snflarca iktidarlarn salamlatrmak iin yaratldklar savndan, tamamen farkl bir sonuca, "tm k a m u hukuk u n u n bir zamanlar zel h u k u k olduu" sonucuna varabiliriz. Bu saptamamz doru da olabilir yanl da zira, zel hukukla kamu h u k u k u arasndaki ilikiler ok gelikin olduundan, sz konusu kartlk bu adan ilkel olan Roma dn e m i n e uygulandnda anlamna yitirir. Gerekte Roma
medeni h u k u k u , modern terimlerle ifade edersek, kamu huk u k u ve zel h u k u k unsurlarnn bir karmn yanstt gibi ayn zamanda dini ve szcn geni anlamyla trensel
unsurlar da tar. Bundan dolay geliimin bu aamasnda,
saf hukuksal unsur dier unsurlardan ayrmam ve a fortiori genel kavramlar sistemi iinde ifade edilmemitir. Sistem
olarak h u k u k u n geliimi, egemenlik ilikilerinin gereklerinden deil, h e n z tek bir otorite altnda birlememi ilkel
topluluklarla yaplan ticaretin gereklerinden d o m u t u r .
Gumplovvicz de b u n u kabul etmektedir. 12 Yabanc kabilelerle, yabanc gezginlerle, pleblerle zetle (Gumplowicz'in an-

12 A.g.e., s. 36.

93

I.umuyla) kamu h u k u k u topluluuna dahil olmayan kimselerle kurulan ticari ilikiler, hukuksal styapnn saf biiminin prototipi olan, jus gentium'u dourmutur. Jus civile'den
vc onun hantal biimlerinden farkl olarak, jus gentium, dayand iktisad ilikilere ve amacna yabanc olan her eyi
dlar. Bu ilikinin doasna u y u m salar ve bylelikle "doal" h u k u k olarak ortaya kar. Bu ilikiyi m m k n olan en
kk temel birimlere indirgemeye ve bu sayede iyi kurgulanm bir mantksal sistem oluturmaya abalar. Gumplowicz, zgn hukuksal mant, medeni hukuk 1 3 mantyla
zdeletirmesinde hakldr; ancak zel h u k u k u n devletin
yle ya da byle msamahas sayesinde gelitiine inandnda yanlmaktadr. Hemen hemen u ekilde bir akl yrtmede bulunmaktadr: zel uyumazlklar devletin karna, dorudan ve maddi bakmdan dokunmad srece, devlet hukukular kastna, bu alanda ruhlarn bilemeleri iin
tam bir zgrlk tanmtr. 14 Buna karlk, kamu h u k u k u
alannda, h u k u k u l a r n abalar, gereklik tarafndan tam
anlamyla yklmaktadr; zira, devlet iktidar kendi ilerine
karlmasna msamaha gstermemekte ve h u k u k mantnn snrsz gcn tanmamaktadr.
Hukuksal kavramlarn mantnn, meta retimine dayanan toplumsal ilikilerin mantna denk dt ok aktr. zel h u k u k u n kkenlerinin de, iktidarn rzasnda deil, bu ilikilerde aranmas gerekir. te yandan egemenlik
ve tbiyet ilikilerinin mant, hukuksal kavramlar sistemine ancak snrl biimde uyar. Bu nedenle devletin h u k u k sal kavramlatrmas hibir zaman bir k u r a m haline gele13 Genel h u k u k t a n m l a r n n , m e d e n i h u k u k k u r a m n n bir paras o l a r a k u z u n
z a m a n iinde gelimi o l m a s gerei bize, h u k u k m a n t ile m e d e n i h u k u -

memi ve gerekliin ideolojik d e f o r m a s y o n u olaal< Kul


mtr.
Hukuksal styapnn ilk dzey katmanyla karlat
her durumda, hukuksal ilikinin, dorudan doruya insanln
arasndaki retim ilikileri tarafndan yaratldn grrz.
Bu saptamadan, en yaln ekliyle h u k u k s a l ilikiyi
zmleyebilmek iin, dsal bir z o r u n l u l u k olarak h u k u k
kural kavramndan yola kmamz gerekmedii sonucuna
ulalr. zmlemeyi "ierii bizzat iktisad iliki tarafndan belirlenen" 15 bir hukuksal ilikiye dayandrmak ve bu
hukuksal ilikinin "yasal" biimini zgl bir olgu olarak incelemek yeterlidir.
Gerek tarihsel bak asyla ortaya k o n d u u n d a , h u k u k
kuralnn, hukuksal ilikinin temeli olup olamayaca sorusu bizi, siyasal st yap ile hukuksal st yap arasnda var
olan karlkl iliki s o r u n u n a gtrd. Sistematik ve mantksal dzlemde, bu sorun nesnel ve znel h u k u k arasndaki iliki sorunu olarak grnr.
Anayasa h u k u k u ders kitabnda Duguit, " h u k u k " adlandrmasnn, "birbirinden tam olarak ayrlabilen ve ayn zam a n d a tam anlamyla i ie gemi" eyleri gsterdiine
dikkat ekmektedir. 1 6 Duguit h u k u k u , nesnel ve znel anlamlaryla dnmektedir. Bu noktada, genel h u k u k teorisinin anlalmas en g ve tartmal konularndan biri sz
konusudur. Farkl dzeylerde yer almalarna ramen, birbirlerini karlkl olarak belirleyen garip bir kavram ikilii
ile kar karyayz. H u k u k bir yandan dsal zorlayc dzenleme ve ayn zamanda te yandan znel, zel bir zerklik biiminde ortaya kar. Birinci d u r u m d a esas olan, mutlak ykmllk, yaln bir d zor, ikinci d u r u m d a ise belirli

k u n mant a r a s n d a sk ba g s t e r m e k t e d i r . A n c a k yzeysel bir b a k a Kavelin'de o l d u u gibi, b u d u r u m u , s a d e c e b i r h a t a veya y a n l a n l a m a ile


aklar, (bkz, K.D.Kavelin, Sobranie
14 G u m p l o w i c z . , Rechtsstaat

94

Socinenij,

und socialismus,

c.IY s . 3 3 8 ) .

s. 32.

15 M a r x , Kapital, c. I ( 1 8 6 7 ) , s.100.
16 L . D u g u i t , Etudes de droit public, Paris, 1901.

95

snrlar iinde tannm ve gvenceye alnm zgrlktr.


H u k u k kimi zaman, toplumsal rgtlenme ilkesi olarak, kimi zaman da bireylere "toplumda snrlarn belirleme" imkn tanyan bir ara olarak ortaya kar. Denilebilir ki ilk
d u r u m d a h u k u k dsal iktidarn iinde erimitir; dier dur u m d a ise kendisini tanmayan dsal iktidarn karsnda
yer alr. Devletin resmi var oluu olarak h u k u k ve devrimci
savamn szcs olarak h u k u k : bu ikilik, saysz kartln ve esiz yanlglarn alandr.
Sz konusu kartln kurulmas, kavramlar arasndaki
bu istenmeyen ayrlmay birletirmek iin pek ok aba sarf
edilmesi s o n u c u n u dourmutur. Bu iki zellikten birini dieri iin feda etmeye ynelik pek ok giriimde b u l u n u l mutur. yle ki ders kitabnda "nesnel h u k u k ve znel hukuk" ayrmn "baarl, ak ve kesin" olarak niteleyen Duguit, baka bir eserinde, znel h u k u k u n sadece bir yanl
anlamaya, "bizimki gibi realizm ve pozitivizm anda srdiirlemeyecek bir metafizik anlaya"17 dayandn, tm ileri
grl ile kantlamaya almaktadr.
Almanya'da Bierling tarafndan temsil edilen kart akm
ve bizde Petrazickij'nin ban ektii psikolojik akm ise,
nesnel h u k u k u , isel srelerin yani ruhsal srelerin nesnellemesi, hayal gcnn bir yaratm, gerek ierikten yoksun "ruhsal bir izdm" olarak nitelemek eilimindedir. 18
Psikolojik okulu ve benzer eilimleri geici olarak bir yana

17 L. D u g u i t , Les tras/onnations

du droit pblic, Paris, 1913.

18 r n e i n b k z Bierling: " H u k u k u , h u k u k t o p l u l u u n t m y e l e r i n i n s t n d e ,
k e n d i s i n d e ve k e n d i s i iin bir Varlk, n e s n e l bir ey olarak d n m e k , insan
r u h u n u n genel eilimidir. A n c a k b u " n e s n e l h u k u k " u n yazl kurallara d k lp dsal ve zgl bir biim ald d u r u m l a r d a bile bizim h u k u k

tasarmm-

zn bir biimi o l m a k t a n te bir ey o l m a d ve g e r e k t e h u k u k u n k e n d i s i n i n ,


r u h s a l y a a m n dier r n l e r i gibi, s a d e c e r u h l a r d a , zellikle h u k u k t o p l u l u u n yelerinin r u h l a r n d a bir varl o l d u u u n u t u l m a m a l d r . " (E.R. Bierling,
Juristiscche

96

Prinzipienlelre,

F r i b o u r g - e n - B . ve Leipzig, 1894, c.l, s. 145).

ler malik ve ayn zamanda evresindekiler, malik olma


hakknn, zt kutuplarda yer alma dnda ykmllkle bir
ilgisinin olmadn ok iyi bilir. znel h u k u k birincildir,
zira son tahlilde, toplumun dsal, bilinli dzenlenmesinden bamsz olarak varlk bulan maddi karlara dayanr.
T m olas taleplerin taycs ve hedefi olan zne, karlkl taleplerle balanan zneler zinciri, iktisad temel yapya, yani iblmne ve mbadeleye dayanan toplumdaki
retim ilikilerine denk den temel hukuksal birimdir.
Zor aralarn elinde t u t a n toplumsal rgtlenme, hukuksal ilikiyi en yaln biimiyle kavradktan sonra ulamamz gereken s o m u t btnlktr. Buna gre, dsal buyruk ya da zorlamann sonucu olarak y k m l l k , h u k u k sal biimin deerlendirilmesinde s o m u t ve karmak bir
aama olarak ortaya kar. En yaln ve soyut ekliyle huk u k s a l y k m l l k , z n e l hak i d d i a s n n y a n s m a s ve
karl olarak deerlendirilmelidir. Hukuksal ilikiyi m l k i y e t i n a n l a m t o p l u m s a l - i k t i s a d a m a l a r n a n c a k z e r k zel k a r a r l a r n ve
k r zel a m a l a r n s o n u c u o l a r a k g r l d m b a d e l e ilikisinde, m l k edinm e ve d e v r e t m e d e , m e t a d e i i m i n d e ortaya kar.
D u g u i t ' n i n , m a l i k i n a n c a k t o p l u m s a l ilevlerini y e r i n e getirdii o r a n d a kor u n a c a g r b u genel ifadesiyle anlamszdr. Bu g r b u r j u v a d e v l e t i n d e
bir i k i y z l l k , e m e k i d e v l e t i n d e ise o l g u l a r n gizlenmesidir. Zira, e m e k i
devleti, h e r m a l i k e t o p l u m s a l ilevini gsterirse, b u n u m a l i k t e n m l k i y e t i n d e n y a r a r l a n m a h a k k n alarak yapar. F a k a t devlet b u n a iktisad

o l a r a k yeter-

sizse, zel kar k o r u m a k ve sadece belirli s n r l a m a l a r g e t i r m e k z o r u n d a kalr. Sovyetler Birlii snrlar i i n d e belirli bir m i k t a r p a r a b i r i k t i r m i olan kiilerin biriktirdii p a r a l a r n , t o p l u m s a l o l a r a k yararl bir k u l l a n m b u l d u k l a r
veya b u l a c a k l a r iin yasalarmz ve m a h k e m e l e r i m i z c e k o r u n d u u n u sylem e k yanltc olur. G o j c h b a r g , m l k i y e t i n s e r m a y e o l a r a k e n s o y u t eklini, yani parasal eklini u n u t a r a k s a n k i s e r m a y e sadece s o m u t r e t k e n s e r m a y e eklinde var o l u y o r m u gibi akl y r t m e k t e d i r . zel m l k i y e t i n t o p l u m kart
ynleri a n c a k de facto,

yani, piyasa e k o n o m i s i n i n z a r a r n a k u r u l a n bir planl

sosyalist e k o n o m i y l e d u r d u r u l a b i l i r . Bat A v r u p a ' n n e n ilerici h u k u k u l a r n n


eserlerinden alnan e n ilerici n e r m e l e r bile, bizim M e d e n i K a n u n u m u z a gre
y a p l a n s z l e m e l e r i t o p l u m s a l o l a r a k yararl s z l e m e l e r h a l i n e g e t i r e m e z ,
malikleri t o p l u m s a l ilev y e r i n e getiren kiilere d n t r e m e z . zel e k o n o m i n i n ve zel h u k u k u n b u ekilde s z c k l e r d e k a l d r l m a s , b u n l a r n g e r e k t e n
o r t a d a n kaldrlmas u f k u n u karartr sadece.

98

ruhsall ve ameliyat edilen hastann organizmasdr; kimse burada amacn konuda ierildiine itiraz edemez.
H u k u k dzeni, yaltk zel znelerle ilgilendii oranda
dier tm toplumsal dzenlerden farkllar. H u k u k kural,
kendisini, ahlk, estetik, yararc vb., genel kurallardan ayran zgnln, hakla donatlm ve talepte bulunan kiiyi varsaymasna borludur. 2 2
Dsal dzenlemeyi hukuktaki temel mantksal aama haline getirme dncesi, h u k u k u otoriter biimde k u r u l m u
toplumsal dzen ile aynlatrma s o n u c u n u dourmutur.
Bu hukuksal dnce akm, Manchester ideolojisinin* ve
serbest rekabetin yerini, kapitalist tekellerin ve emperyalist
politikalarn ald bir d n e m i n r u h u n u tam olarak yanstmaktadr.
Mali sermaye, gl bir iktidara ve disipline, "evrensel ve
d o k u n u l m a z insan ve yurtta haklarndan" daha ok deer
vermektedir. irket temettleri ve borsa krlar tahsildar
haline gelen kapitalist mal sahibinin, "kutsal mlkiyet hakkna" deer vermesi alayc bir tavrdr. Ihering'in "doal hukuk bilincini bozan" "hilekr borsa oyunlarna ve speklasyon irkefi"ne ilikin gln alayp szlanmalarna bakmamz yeterlidir. 23
Dsal bir kural koyucu otoriteye koulsuz tabiiyet dncesinin hukuksal biimle herhangi bir ilgisinin olmadm gstermek zor deildir. Bu k o n u d a ok ak olan birka u rnei ele almamz yeterlidir. Saysz insann hareketlerinde tek bir emre uyduu ve tek etken ilkenin k o m u -

22 " H a k , ihtiyac o l a n a b e d a v a v e r i l m e z . " M.A. M u r o m c e v , Obazovanie


(Huhuhun
(*) Manchester

Oluumu),

prava

1885, s.33.

ollu, serbest ticareti ve iktisad k o n u l a r d a devlet m d a h a l e s i n i n

m m k n o l d u u n c a az olmas g e r e k t i i n i s a v u n a n R i c h a r d C o b d e n ve J o h n
Bright n c l n d e k i bir g r u p 19. yzyl ngiliz iktisats - .n.
23 R. Ihering, Der Kampf ums Reht, Viyana, 1900.
100

r
ekte bu alanlar, iie gemitir. Bu nedenle, hep sz edilen zel karlarn tam ve saf biimde varlk kazand somut hukuksal k u r u m l a n saptamak imknszdr.
Bir baka zorluk da, k a m u h u k u k u ve zel h u k u k kurumlar arasnda az ok bir baaryla grgl snr belirleyen
h u k u k u n u n , zld sanlan sorunla her bir alan iinde, yeniden, fakat bu kez farkl bir soyut sorunsal erevesinde karlamasdr. Bu sorunsal nesnel ve znel h u k u k
arasndaki kartlk biiminde ortaya kmaktadr. znel
k a m u haklan,* aslnda, nesnel h u k u k u n kurallaryla temsil edilen nesnel genel yararn h k m srmesi gereken bir
alanda, yeniden dirilen ve d n m e urayan zel haklar
(ve dolaysyla zel karlar) temsil eder. Fakat, temel ve
ilkel katman konu edinen zel h u k u k t a , znel h u k u k kavram bol miktarda ve gvenle kullanlyor olsa da, bu kavramn kamu h u k u k u k u r a m m d a k i kullanm yanl anlamalara ve tezatlara yol amaktadr. te bu nedenle, kamu
h u k u k u kuramlar, gln saylabilecek derecede zorlama,
yapay ve tek yanl kurgularla doluyken, zel h u k u k , yalnl, akl ve olgunluu ile belirginleir. znel yetkilendirme ynyle h u k u k s a l biim, bencil ve yaltk zel kar
sahiplerinden oluan bir toplumda domutur. T m iktisad yaam, bamsz iradeler arasnda uyuma ilkesine gre
k u r u l d u u n d a n , her toplumsal ilev, az ya da ok yansmal bir h u k u k s a l nitelik kazanr; yani, her toplumsal ilev,
ayn zamanda bu ilevi yerine getirene ait olan bir hakk da
dourur. Bununla birlikte siyasal t o p l u m d a zel karlar,
doas gerei, b u r j u v a t o p l u m u n iktisadndaki gelikinlie
ve neme ulaamayaca iin, znel k a m u haklar, geici,
gerek kklerden yoksun ve belirsizlikten kurtulamayacak
bir ey olarak ortaya kmaktadr. Ayrca, devlet h u k u k s a l

bir styap k u r u m u deildir, ancak "yleymi gibi


bilir."2'

dnle-

Hukuksal kuram, yasama organnn, y r t m e organnn


ve sairenin haklarn, rnein, bor verenin alacak hakkyla
zdeletiremez; zira bu, nesnel ve genel devlet yararnn
hakimiyetiyle, yaltk bireysel karlarn yer deitirmesi
anlamna gelir. Ayn zamanda her h u k u k u , hukuksal biimi bozmadan, bu haklara hibir esasl ierik tanyamayacann da bilincindedir. Kamu h u k u k u , zel h u k u k biiminin siyasal alandaki yansmasndan baka bir ey deildir
veya genel olarak, h u k u k olma niteliine sahip deildir.
Toplumsal ilevin, basit bir toplumsal ilev gibi ve h u k u k
kuralnn da basit bir dzenleyici kural gibi deerlendirilmesi giriimleri h u k u k s a l biimin l m anlamna gelir.
Hukuksal biimin ve hukuksal ideolojinin ortadan kaldrlmasnn gerek koulu, bireysel karla toplumsal kar arasndaki kartln ald bir toplumsal d u r u m d u r .
Burjuva t o p l u m u n u ayrdeden zellik, genel karn zel
karlardan ayrlmas ve bunlarn birbirlerine kart olmasdr. Genel kar, sz k o n u s u kartlk erevesinde, kendiliinden zel kar biimini, yani h u k u k biimini alr. Bunun
dnda, beklenebilecei gibi, devlet rgtlenmesinin hukuksal y n n oluturan unsurlar, yaltk ve kart zel karlar emasna tam olarak uyan unsurlardr. 2 5
2 4 " H u k u k kavray iin, sz k o n u s u o l a n sadece 'devleti h u k u k olarak nasl
k a v r a m a m z gerekir' s o r u s u n a y a n t vermektir." G.Jellinek, System
tiven ffentlichen

der

subjek-

Rechte, T b i n g e n , 1905, s.13.

2 5 r n e i n , bkz. S.A. Kotljarevskij'nin seim h u k u k u n a ilikin d e e r l e n d i r m e l e ri: "anayasal devlette s e m e n , a n a y a s a d a ifadesini b u l a n devlet d z e n i n i n y k ledii, belirlenmi bir ilev y e r i n e getirir. F a k a t h u k u k devleti b a k asna
gre, s e m e n e sadece bir ilev t a n m a k , b u n a bal olan h a k k gzard e t m e k
m m k n deildir." Biz de k e n d i a d m z a , b u n u n , b u r j u v a m l k i y e t i n t o p l u m sal ileve d n m e s i k a d a r i m k n s z o l d u u n u belirtelim. Kotljavrevskij, La-

(*) Sddk Sami O n a r t a r a f n d a n , " s b j e k t i f a m m e haklar" o l a r a k T r k k a m u h u k u k u retisine aktarlmtr - .n.

102

b a n d ' n yapt gibi s e m e n i n z n e l oy v e r m e h a k k n r e d d e d e r s e k , "temsilcilerin seilebilirlii t m h u k u k a n l a m n yitirir ve t e k n i k bir s o r u n a , elverili-

103

A.G. Gojchbarg, kamu h u k u k u ve zel h u k u k kavramlarnn ayrlmasna bile kar kmakladr. Ona gre, "hukukun
zel ve kamu h u k u k u olarak blnmesi hukukular iin iyi
olmamtr ve ancak, aralarnda baz hukukularmzn da
bulunduu, en gerici hukukularca aka tannmtr." 26
Kamu h u k u k u zel h u k u k ayrmnn gereksizlii dncesini gerekelendirmek iin Gojchbarg, "serbest ticaret ve
devletin iktisad hayata karmamas ilkeleri XX.yzylda
ald; iktisad yaamdaki snrsz bireysel keyfiliklerin
b t n n karlarna zarar verdii; ii snf devrimi yaamam lkelerde bile, kamu h u k u k u ile zel h u k u k u n karm olan birok k u r u m u n b u l u n d u u ; iktisad faaliyetlerin
esas olarak devletin elinde b u l u n d u u bizim l k e m i z d e
medeni h u k u k kavramnn dier kavramlara gre snrlarn
belirtmenin artk anlamsz olduu" saptamalarna dayanmaktadr. Kanmzca bu mantk y r t m e bir dizi yanl anlamaya dayanmaktadr. Siyasi uygulamalardaki u ya da bu
ynelimin tercih edilmesi, kavramlar arasndaki farkn kuramsal temelleri b a k m n d a n belirleyici deildir. rnein
yle ki, ticari ilikiler temelinde kurulan iktisad ilikilerin
pek ok zararl s o n u c u n u n b u l u n d u u n a inanabiliriz. Anlik s o r u n u n a indirgenir" d e r k e n g e r e k t e n hakldr. B u r a d a yine, a m a birliine d a y a n a n t e k n i k y e r i n d e l i k ile zel karlarn ayrlmas ve kartlamas zerine ina edilen h u k u k y a p n n zthyla karlarz. Temsili s i s t e m , t m h u k u k niteliini, s e m e n l e r i n haklar iin adli veya idari-adli g v e n c e l e r getirilm e s i n e b o r l u d u r . Taraflar a r a s n d a k i u y u m a z l k ve adli s r e b u r a d a da h u k u k st y a p n n temel u n s u r u olarak ortaya k m a k t a d r (bkz. S.A.Kotljarevskij, Vlast'i pravo (Hukuk

ve Otorite],

M o s k o v a , 1915, s.25). K a m u h u k u k u , an-

c a k anayasa h u k u k u olarak, y a n i , kral ve p a r l a m e n t o gibi, alt ve s t meclisler


gibi, h k m e t ve temsili meclis gibi karlkl atan g l e r i n ortaya k m a syla, h u k u k d e e r l e n d i r m e n i n k o n u s u haline gelir. dare h u k u k u iin de ayn ey geerlidir. H u k u k ierii, bir y a n d a n y n e t i l e n l e r i n te y a n d a n b r o k ratik hiyerari temsilcilerinin h a k l a r n n g v e n c e s i ile snrldr. Ayrca idare
h u k u k u veya e s k i d e n i s i m l e n d i r d i i m i z ekliyle k o l l u k h u k u k u t e k n i k k u r a l larla siyasi, vs z m l e r i n bir k a r m n temsil eder.
26 A.G. G o j h b a r g , Chozjajstvennoe

104

pravo (ktisad

Hukuk),

s.5.

len hukuk biliminin temelidir. H u k u k bilimini, toplumbilime veya ruhbilime d n t r m e tehlikesi yaratan yntemsel
belirsizlikler ve duraksamalarn kayna da budur.
Beni eletiren yazarlardan bazlar, rnein, Razumovskij 27 ve T. Il'inskij, 28 yukardaki aklamalar karsnda, "saf
h u k u k kuram k u r m a " grevini stlendiime inanmlardr. Il'inskij'nin vard sonuca gre, bu grevimi gerekletirememiim: "yazar saf bir h u k u k k u r a m amalam olmasna karn, toplumbilimsel nitelikli bir h u k u k kuram
kurmutur."
Razumovskij'e gelince, amalarm hakknda herhangi bir
gr beyan etmemekle birlikte, iddetli biimde eletirdii
yukardaki gr bana atfetmektedir: "Yntemsel araylarn h u k u k bilimini, toplumbilime veya ruhbilime dntrmesi korkusu (yani benim korkum -EP) yetersiz bir Marksist zmleme anlayna sahip o l d u u n u gstermektedir
sadece." "Ayrca Pasukanis'in, hukuksal gereklik ile toplumbilimsel gereklik arasnda belirli bir u y u m s u z l u k grmesi ve hukuksal kavrayn tek yanl bir kavray olduunu bilmesi ise daha da ilgin" diye aryor eletirmenim.
Aslnda bu gerekten tuhaf. Bir yandan, h u k u k biliminin
toplumbilime d n m e s i n d e n k o r k u y o r u m , te y a n d a n ,
hukuksal kavrayn "tek yanl" bir kavray olduunu kabul ediyorum. Bir yandan saf h u k u k kuram gelitirmek istiyorum, te yandan, aka toplumbilimsel h u k u k kuramn gelitiriyorum. Bu elikinin z m nerede? z m
ok basit. Marksist olarak kendime saf h u k u k kuram kurma grevi yklemedim, bir Marksist olarak kendime byle
bir grev v e r m e m de m m k n deil. En b a n d a n beri,
Il'inskij'e gre farkna varmadan gerekletirdiim amacn

2 7 Bkz. Vestnik Kommuisticeskoj


28 Bkz. Molodaja Gvardija,
106

Akademii,

tam anlamyla farkmdaydm. Bu ama, h u k u k s a l biimin ve


bu biimi dile getiren zgl kategorilerin, toplumbilimsel
bir yorumuydu. Bu nedenle kitabmn altbal "temel hukuksal kavramlarn eletirisi denemesi" oldu. Fakat h u k u k sal biimin varln tanmam ve bu biimi dile getiren kategorileri bo ve sama diye bir yana atm olsaydm, elbette amacm tamamyla anlamsz olurdu.
Benim, h u k u k bilimini, toplumbilime veya ruhbilime dntrme tehlikesi gsteren yntemsel tereddtler ve belirsizliklerden sz ederek kamu h u k u k u alanndaki kavramlarn istikrarszl ve zayfln saptarken, Marksist bak asyla yaplacak bir toplumbilimsel eletiri giriimine kar
uyarda b u l u n m a k istemi olabileceime inanmak tuhaftr.
Byle bir uyar her eyden nce kendime ynelik olabilir.
Razumovskij'nin armasna neden olan ve "Marksist z m l e m e anlaymn yetersizlii" ile aklad satrlar,
(szcn geni anlamnda), mbadele ilikilerinden uzaklatnda kendi kavramlarnn o l u t u r d u u sisteme olan
gvenini yitiren burjuva h u k u k biliminin vard sonularla ilgilidir. Belki de, " h u k u k bilimini tehdit eden tehlikeye"
ilikin cmlenin, burjuva h u k u k felsefecisinin atlarna bir
d o k u n d u r m a o l d u u n u aka belirtmeliydim. Hi kuku
yok ki, bu atlar, burjuva h u k u k biliminin kendi yntemlerinin snrlln, t o p l u m b i l i m ve r u h b i l i m d e n a l m a n
dnlerle gizlemeyi amalayan giriimlerinden kaynaklanr; b u n l a r n Marksist eletiri ile ilgisi y o k t u r (Marksist
eletiri henz "saf hukukularn" ruhlarnda bir endie yaratmamtr). Bunlar yazarken aklma, h u k u k bilimine ilikin Marksist eletiri tehditlerinden kalbi krlan bir "saf huk u k u " olarak deerlendirilebileceim, b u n a kar nlem
almam gerektii dncesi gelmemiti.

c.VIII.

say 6.

107

DRDNC BLM

Meta ve zne

Her tr hukuksal iliki zneler aras bir ilikidir. zne huk u k kuramnn en k k birimi; en basit ve blnemez unsurudur. Bu nedenle zmlememize zne ile balyoruz.
I. Razumovskij h u k u k s a l biimin aratrlmasnda, "zne" kavramnn zmlenmesinin temel olmas gerektiine
ilikin g r l e r i m e k a t l m a m a k t a d r . O n a gre, gelimi
burjuva t o p l u m u n u n bu kategorisi, ar karmaktr ve ayrca nceki tarihsel dnemlerin zelliklerini yanstmamaktadr. "Tm snfl toplumlardaki temel ilikisinin geliimi",
z m l e m e l e r i m i z i n balang noktas olmaldr. 1 Bu da,
Marx'm Giri'te belirttii gibi, fiili bir el koyma aamasndan hukuksalla evrilmi olan mlkiyettir. 2 Bu k a b u l n e
karn Razumovskij'nin kendisi de mlkiyetin geliim srecini aklayarak, zel mlkiyetin biim kazanmasnn ancak geliim sreci iinde gerekletii, s z c n m o d e r n
1

I.P. R a z u m o v s k i j , Problemy
nn Sorunlar),

Marksistsko]

teorii prava

(Marksist

Hukuk

Kuram-

Politiin

Eletiri-

M o s k o v a , 1925, s.18.

Marx, " E k o n o m i Politiin Eletirisine Giri ( 1 8 5 7 ) " , Ekonomi


sine Katk, iinde, s . 2 3 7 vd.

109

anlamyla bu srete ortaya kt ve mlkiyetin sadece


"serbeste sahip olmay" iermedii ayn zamanda "devre debilmeyi" de ierdii s o n u c u n a varmaktadr. 3 Bu zellik
en gelikin haliyle h u k u k s a l biimin, b u r j u v a - k a p i t a l i s t
toplumsal ilikilere tam olarak d e n k d t n gsterir.
Toplumsal ilikilerin zgl biimleri, bu ilikilerin kendisini ve onlara temel olan yasalar ortadan kaldrmaz. rnein, belirli bir toplumsal oluum iinde ve o n u n gleriyle
bir r n n mal edinilmesi, temel bir olgu, temel bir yasadr. Fakat bu ilikinin zel mlkiyet hukuksal biimini kazanmas, ancak, retici glerin ve buna bal olarak ibl m n n belirli bir gelikinlie erimesiyle gerekleir. Razumovskij, zmlememi zne kavram zerine oturtarak,
mlkiyet ve zilyetlik bunlara sk skya bal olmasna karn, egemenlik ve tabiiyet ilikilerini dladma inanmaktadr. Elbette bu ilikileri reddetme gibi bir d n c e m bulunmamaktadr. Yalnzca mlkiyetin ancak, nesnelere pazarda zgrce tasarruf edildii oranda hukuksal biimin temeli haline geldiini kabul ediyorum. zne kategorisi, bu
zgrln en iyi ifadesidir. rnein toprak mlkiyeti neyi
ifade eder? Marx'a gre bu, "toprak sahibinin, topran
herhangi bir mal sahibinin mallarn kulland gibi kullanabilmesinden baka bir eyi ifade etmez." 4 te yandan kapitalizm, feodal toprak mlkiyetini, tm egemenlik ve tabiiyet ilikilerinden zgrletirerek modern toprak mlkiyetine evirmitir. Kle efendisine tam anlamyla tbidir ve zaten bu nedenle sz konusu iliki hibir zel hukuksal deerlendirme gerektirmez. Buna karlk cretli ii pazarda
emek g c n n zgr satcs olarak g r n r ve bu nedenle
kapitalist smr, szleme hukuksal biimi altnda dola-

ymlanr. Bu rneklerin zne kategorisinin hukuksal biimin zmlenmesinde belirleyici nemini vurgulamak iin
yeterli olduunu d n y o r u m .
dealist h u k u k kuramlar zne kavramn, herhangi bir
genel dnceyle, yani tamamen speklatif biimde deerlendirirler: " h u k u k u n temel kavram zgrlktr. ... Soyut
zgrlk kavram, bir kimsenin kendini herhangi bir eye
gre tanmlayabilirle olanadr. nsan h u k u k u n znesidir
n k , irade sahibi olduu iin kendini belirleme olana
vardr." 5 Ayn ekilde Hegel'e gre de "kiilik, haklara sahip
olma yeteneini ierir ve soyut ve giderek biimsel h u k u k u n soyut temelini oluturur. yleyse h u k u k u n emri udur: kii ol ve dierlerine kiiler olarak sayg gster." 6 "zgr ruhtan tam olarak farkl olan ey, kendi zgll karsndaki genel zgelik, zgr olmayan, hakk olmayan ve
kiiliksiz bir eydir." 7
z n e ile nesne arasndaki kartln, h u k u k s a l biimi
a n l a m a d a bize salayaca anahtar aada ele alacaz.
Dogmatik h u k u k bilimi zne kavramn, biimsel ynyle
kullanmaktadr. Onlar iin zne, "olaylarn, hukuksal ilikilere konu olup olamama yetenei bakmndan h u k u k e n
deerlendirilmesinin arac"ndan baka bir ey deildir. 8 Bu
nedenle dogmatik h u k u k , insann, zoolojik bireyden hukuk znesine dnmesinin nedenlerini hibir ekilde sormamakta; hukuksal ilikiyi, tamamlanm bir biim, a priori bir veri olarak dnmektedir.
Buna karlk Marksist kuram tm toplumsal biimleri ta5
6

G. E P u c h t a , Kursus der Institutionen, Leipzig, 1950, c.I, s.4-9.


E t l e g e l , Principes

de la philosophie

du droit, Leipzig, 1821, trad. f r a n . d a n s

coll. Idees, ed. G a l l i m a r d , Paris, 1940, s.84.


3

R a z u m o v s k i j , Problemy Marksistskoj

Kari Marx, Kapital,c.3


1990, s.545.

110

teori i prava.,

s.114.

( 1 8 9 4 ) , ev. Alaattin Bilgi, 2.B., A n k a r a Sol Yaynlar,

A.g.e., s.88.

Bkz R o z h d e s t v e n s k i j , Teorija sub'ektivnych


Kuram),

s.6.

publicnych

prav (znel

Kamu

Halik

rihsel olarak deerlendirir. Bundan dolay, u ya da bu kategoriyi gereklik yapan tarihsel olarak verili maddi koullan
aklama ykmlln stlenir. Hukuksal topluluun veya h u k u k s a l zneler arasndaki ilikinin m a d d i nclleri
Marx tarafndan Kapital'in birinci cildinde, genel deinmelerle deerlendirilmitir. Bununla birlikte bu deinmeler, insan
ilikilerindeki hukuksal unsurun anlalmasna, herhangi bir
kapsaml genel h u k u k teorisi kitabndan daha fazla katk
salamtr. Marx'ta zne biiminin zmlenmesi, dorudan
doruya meta biiminin incelenmesinden kaynaklanr.
Kapitalist toplum her eyden nce mal sahiplerinden oluan bir toplumdur. Bu d u r u m , retim srecinde toplumsal
ilikilerin, b i r b i r l e r i n e kar deerler e k l i n d e g r n e n
emek rnlerinde metalamas anlamna gelir. "Meta", eitli yararl s o m u t zelliklerin, dier metalarla belirli bir
oranla deiilebilme zellii gsteren soyut deerin maddi
kalb haline geldii bir nesnedir. Bu zellik, insanlarn grmedii bir ekilde ve insanlarn iradesinden bamsz ileyen doal bir yasaym gibi, nesnelerin kendisine isel bir
zellikmi gibi grnmektedir.
Metalar kendilerini reten znelerin iradesinden bamsz olarak deer kazansa da deerin mbadele sreci iinde
gereklemesi mal sahibinin iradi ve bilinli ilemini gerektirir. Marx'n ifadesiyle, "metalar ne kendi balarna pazara
gidebilirler ne de kendi aralarnda deiilebilirler. Bu nedenle onlarn koruyucularna ve yneticilerine yani zilyetlerine bakmalyz. Metalar nesnedir ve bu nedenle insana
kar direni gsteremezler. Eer insanlarn iradesine boyun
emezlerse zor kullanlr ve ele geirilirler." 9
Emek rnlerinde eyleen ve temel bir yasallk biimi
kazanan retim srecindeki toplumsal ilikinin, gereklee-

bilmesi, mal sahibi birey ve "iradeleri mallarda yerleik" 10


zneler olarak insanlar arasndaki zgl ilikileri gerektirir.
"ktisad mallarn, emek iermesi bunlarn ikin zelliidir.
Edinilebilir ve devredilebilir olmak artyla, mbadele edilebilir olmas, sadece sahiplerinin iradesine bal olan ikinci bir zelliidir." 11 Emek r n , meta zelliini kazanr ve
deer taycs haline gelirken, insan da hak taycs ve
hukuksal zne haline gelir. 12 "radesi belirleyici kabul edilen kii h u k u k znesidir." 13
Ayn zamanda toplumsal yaam, bir yandan, kendiliinden doan eylemi ilikiler (fiyat seviyesi, art deer oran, kr oran gibi t m iktisad ilikiler) yani, insanlarn,
nesnelerden baka bir anlam olmad ilikiler toplamna;
te yandan ise, insann ancak bir nesneye kar tanmland, yani zne olarak tanmland ilikiler toplamna ayrmaktadr. Hukuksal iliki tam da budur. Birbirlerinden ayrlan fakat ayn zamanda birbirlerine sk skya bal olan
iki temel biim sz k o n u u r . retimden k k e n alan toplumsal iliki, bir yanda mallarn deeri, te yanda insann
h u k u k znesi olma yetenei olarak iki u y u m s u z biimde
ortaya kmaktadr.
Bir r n n yararl doal niteliklerinin, metada deerin
basit bir zarf olarak ortaya kmas gibi, somut insan emeinin deer yaratcs olarak soyut emein iinde erimesi gibi,

10

A.g.e.

11 R. Hilferding, Bhm-Bawerks

Marx-kritik,

W i e n , 1904, s.54.

12 M e t a olarak insan, y a n i kle, m e t a sahibi birey olarak ortaya k t n d a ve dolama dahil o l d u u n d a z n e y e d n r . ( R o m a H u k u k u n d a , s z l e m e l e r i n


b a t l a n m a s n d a k l e l e r i n h a k l a r n a ilikin bkz. I.A. P o k r o v s k i j , Istorija
logo prava (Roma Hukuku

Tarihi),

rims-

c.II, 2.B., P e t r o g r a d , 1915, s . 2 9 4 ) . Tersine,

m o d e r n t o p l u m d a z g r i n s a n , y a n i ii, e m e k g c n s a t m a k iin pazar aradnda, bir n e s n e olarak deerlendirilir ve g yasalaryla; devletin snrlar

Marx, Kapital, c. I ( 1 8 6 7 ) , s.99.

112

iine s o k u l a n dier metalara u y g u l a n a n kotalarla, snrlamalarla karlar.


13 B. W i n d s c h e d , Lehrbucl des Pandektenrecht,

c.l, F r a n k f u r t a. M., 1906, s.49.

insann nesnelerle ilikisinin somut eitlilii de malikin soyut iradesi olarak ortaya kmakta ve homo sapiens t r n n
yelerini birbirlerinden ayran somut zellikleri genel insan,
h u k u k znesi olarak insan soyutlanmasnda erimektedir.
Nasl nesne, toplumsal ilikiyi metalatrarak onu insann
egemenliinden kurtarp insana iktisad olarak egemen oluyorsa, insan da b u n a karlk zilyed ve mal sahibi sfatyla
soyut, nesnel bir h u k u k znesi, toplumsal ilikilerin saf bir
r n n d e n baka bir ey olmadndan, nesne zerinde hukuken egemenlik srmektedir. Marx'n ifadesiyle, "nesneleri metalar olarak birbirleriyle ilikiye sokabilmek iin, iradeleri nesnelere y k l e n e n kiiler olarak sahipleri, k e n d i
aralarnda, birinin iradesi dierinin iradesiyle rtecek ve
enazmdan bir ortak iradi ilemle, kendi metasm terkederek bakasnn metasna sahip olacak ekilde ilikiye girmeli; yani, birbirlerini zel malsahipleri olarak tanmaldr.'" 4
Hukuksal bir k u r u m olarak mlkiyetin, eitli malsahiplii ve koruma biimlerini, eitli dnmleri vb'leri kapsayan tarihsel geliimi, elbette yukarda aktarlan mantksal
karmlardaki kadar dzenli ve kesin biimde gereklememitir. Fakat sadece bu mantksal karm tarihsel gelimenin genel anlamn aa karabilir.
Kendi iradesi dnda, deer yasas biiminde doan iktisad ilikiler karsnda kle tabiiyetine den iktisad zne,
bir nevi telafi niteliinde olmak zere, hukuksal zne olarak
garip bir armaan kazanmaktadr: Kendisini dier mal sahipleri karsnda tamamen zgr ve eit hale getiren h u k u ken tannm bir irade. "Herkes zgr olmaldr ve hi kimse dierlerinin zgrlne engel olmamaldr. Herkes bedenine, iradesinin serbest bir arac olarak sahiptir." 1 5 Bu

nerme, b t n doal h u k u k kuramclarnn k noktasdr.


Bu yaltma, insann kendi zerine kapanmas, "sonsuz zgrlk kavgasnn" kayna olan "doal d u r u m " dncesi,
reticilerin biimsel olarak birbirlerinden bamsz olduu
ve sadece yapay hukuksal dzen ile karlkl olarak baland meta retimine tam olarak denk dmektedir. Sz konusu hukuksal koulun kendisi ya da Fichte'nin kendi ifadesiyle "zgr olmas ve zgrlkleri bakalarnn zgrln ihlal etmemesi gereken ok sayda zgr varln biraradal", felsefi soyutlamann bulutlar arasna yerletirilen
ve kaba g r g l l n d e n kurtarlan, bamsz reticilerin
karlat ideal bir pazardan baka bir ey deildir; zira,
baka bir felsefeciden rendiimiz gibi, "ticari szlemede,
iki taraf istediini yapar ve bir taraf kendisi iin ancak kar
tarafa verdii kadar zgrlk talep eder." 16
b l m n n artmas, iletiimin ve b u n a bal olarak
mbadelenin gelimesi, deeri, iktisad bir kategori, bireye
hakim olan toplumsal retim ilikilerinin cisimlemesi haline getirmitir. Bu d n m metalarm arzi mbadelesinin,
genilemi ve sistematik mbadelesine dnmesini gerektirir. Geliimin bu aamasnda deer, rastlantsal deerlemelerden farkllar, tekil fiziki g r n m n kaybeder ve nesnel iktisad bir anlam kazanr. nsann zoolojik varlk olmaktan karak soyut ve nesnel h u k u k znesine dnmesi
iin de gerek koullar gereklidir. Bu gerek koullar, biry a n d a n toplumsal ilikilerin sklamas, te y a n d a n toplumsal rgtlenmenin, yani en gelikin aamasna "iyi dzenlenmi" bir burjuva devletinde varan snfsal rgtlenmenin artan gcdr. H u k u k znesi olma yetenei, yaayan, s o m u t kiilikten tamamen ayrlr; bilinli, etkili iradesinin bir ilevi olma zellii sona erer ve saf toplumsal zel-

14 Marx, Kapital, c. 1 ( 1 8 6 7 ) , s.100.


15 J.G. Fichte, Rechtslehre,

114

Leipzig, 1912, s.10.

16 H.Spencer, Social statics, L o n d r a , 1851, b l m XIII.

115

lik niteliine dnr. Fiil ehliyeti, hak ehliyetinden* soyutlanr ve h u k u k znesi, bir dizi hakkn toplam olmaktan
baka bir ey olmayan matematiksel bir nokta nitelii kazanrken temsilcide kopyasn bulmaktadr.
Bunun sonucu olarak, b u r j u v a kapitalist mlkiyetin istikrarsz ve deiken nitelii; her zaman itiraz edilebilecek,
elde silah srekli savunulmas gereken, fiili sahiplik nitelii
son bulmaktadr. Talihin onu savurduu her yerde metay
takip eden ve burjuva uygarln tm dnya da egemenliini saladndan beri her yerde polis, mahkemeler ve yasalar tarafndan k o r u n a n istikrarl ve mutlak bir hakka dnmtr. 1 7
Geliimin bu aamasnda, iradi znel haklar kuramnn,
gereklie uymad ortaya kmaya balamtr. 1 8 Bu kuramda hak, "genel iradenin, toplam mallardan bir bireye tand ve gvenceye ald pay" eklinde znel anlamda ta(*) "Fiil ehliyeti " ve " h a k ehliyeti". Bu k a v r a m l a r d a n ilki, irade aklamasyla, huk u k ilemler ve h u k u k ilikiler k u r a b i l m e yeteneini, ikincisi ise, h a k sahibi
olabilme, yani h a k ve y k m l l k znesi olabilme yeteneini anlatr - .n.
17 Szde sava h u k u k u n u n gelimesi, b u r j u v a m l k i y e t i n ihlal edilmezligi ilkesin i n aamal g e l i i m i n d e n b a k a bir ey deildir. F r a n s z D e v r i m i ' n e kadar, sivil
h a l k , d m a n askerleri t a r a f n d a n o l d u u k a d a r snrsz ve t e r e d d t s z bir ekilde k e n d i askerleri t a r a f n d a n da y a m a l a n m t r . lk k e z 1785'te B e n j a m i n
F r a n k l i n , gelecekte savalarda "kyller, z a n a a t k a r l a r ve t c c a r l a r n , savaan
taraflarn gvencesi a l t n d a , h u z u r i i n d e ilerine d e v a m e d e b i l m e l e r i z o r u n l u l u u n u " bir siyasi ilke olarak ortaya k o y m u t u r . R o u s s e a u , Toplum

Szleme-

si'nde, savalarn devletlerin yurttalar a r a s n d a deil, devletler a r a s n d a yaplmas gerektii k u r a l n k o y m u t u . K o n v a n s i y o n ' u n kard yasa, askerlerin, k e n d i l k e l e r i n d e ve y a b a n c l k e l e r d e y a m a y a p m a s n sert b i i m d e cezalandrmt. Fransz D e v r i m i ' n i n ilkeleri a n c a k 1 8 9 9 ' d a La H a y e ' d e uluslararas h u k u k niteliine d n t r l m t r . t e y a n d a n , N a p o l y o n ' u n Kta A b l u k a s n ilan e d e r k e n t e r e d d t y a a d n ve s e n a t o y a g n d e r d i i m e s a j n d a
" e g e m e n l e r a r a s n d a k i ihtilaflar n e d e n i y l e zel kiilerin k a r l a r n a z a r a r ver e n " ve "gemi yzyllarn barbarln a n m s a t a n " b u n l e m i a k l a m a y a altn da teslim etmeliyiz; b u n a karlk, s o n D n y a Sava'nda b u r j u v a h k m e t l e r i savaan taraflarn v a t a n d a l a r n n m l k i y e t h a k l a r n a aka, her-

19 Tzelkiiler k o n u s u n d a b k z . Brinz, Pandenckten,

c.II, s.984.

hangi bir t e r e d d t g s t e r m e d e n z a r a r vermilerdir.


2 0 Ll. D e r n b u r g , Pandeckten,
18 Bkz. H . D e r n b u r g , Pandeckten,

116

c.I, Berlin, 1902, paragraf 39.

s 39.

117

, hukuksal bir zgnlk olarak, gzler n n e serer. Nesne metadr, zne ise elde etme ve elden karma ilemi srasnda ona sahip olan malsahibidir. Bu mbadele ilikisinde
zne ilk kez kendini b t n belirlenimleriyle ortaya koyar.
Biimsel olarak olgunlam, artk sadece hukuksal yetenei ieren zne kavram, bizi gerek tarihsel anlamndan telere gtrr. Hukukularn, "zne" ve "znel hak" kavramlarna ilikin kurgularnda etkin irade u n s u r u n d a n vazgemelerinin bu kadar zor olmasnn nedeni de budur.
znel hak biimi kazanan egemenlik alan, emek r n ne deer atfedilmesi gibi bireye atfedilen toplumsal bir olgudur. Meta fetiizmi h u k u k fetiizmiyle tamamlanmaktadr.
Bylelikle, geliiminin belirli bir aamasnda, retim srecindeki insan ilikileri ift ynl karmak bir nitelik kazanmaktadr. Bir yandan nesneler (metalar) aras iliki te
yandan birbirlerine kar eit, birbirlerinden bamsz iradeler, yani h u k u k zneleri arasndaki iliki biiminde ortaya kmaktadr. Deerin mistik zelliinin yan banda, daha az anlalmaz olmayan bir olgu yer almaktadr: Hukuk.
Tekil ve btnsel iliki, iktisad ve h u k u k s a l olmak zere
iki farkl temel ve soyut yn kazanmaktadr. Hukuksal kategorilerin geliiminde, mbadele ilemleri yapabilme yetenei, hak ve fiil ehliyetinin s o m u t g r n m l e r i n d e n baka
bir ey deildir. Bununla birlikte, tm olas h u k u k s a l taleplerin taycs olarak h u k u k znesinin olgunlamasn salayan tarihsel olarak m b a d e l e ilemidir. Soyut h u k u k s a l
biim, baka bir ifadeyle, hak ehliyetinin s o m u t hak taleplerinden ayrlmas, ancak meta ekonomisinde gereklemitir. Pazarda srekli gerekleen hak devirleri, bu haklarn
sabit bir taycs fikrini d o u r m u t u r . Pazarda bakasn
balayan ayn zamanda kendisini de balar. Srekli olarak,
talep eden k o n u m u n d a n borlu k o n u m u n a geer. Bylelikle, h u k u k zneleri arasndaki s o m u t farklardan bir soyutla102

ma yapmak ve bunlar tek bir genel kavram altnda birletirmek imkn doar. 21
Gelikin meta mbadelesi ilemlerinin, rnein karlkl
balar gibi ilkel ve anlk mbadele ilem ve biimlerinin
yerine gemesi gibi, yapbilimsel olarak, genileyen anlamyla hukuksal zne de atmalarda ve savalarda kendi varlk
koullarn savunabilme yeteneine sahip olan silahl insann ya da daha dorusu (geni aile, gebe grubu, kabile gibi) insan topluluklarnn yerini almtr. Bu sk yapbilimsel
iliki, dello ile m a h k e m e arasnda, savan taraflaryla davann taraflar arasnda ak bir balant kurmaktadr. Dzenleyici toplumsal glerin gelimesiyle zne elle tutulur
somutluunu yitirmektedir. znenin kiisel enerjisinin yerini, toplumsal rgtlenmenin gc, yani en yksek ifadesini
devlette b u l a n snf rgtlenmesi almaktadr. 2 2 Zaman ve
meknda belirli bir dzenlilik ve ideal bir sreklilikle hk m sren nesnel bir devlet iktidar soyutlamas, yanss olduu, soyut ve nesnel bireye denk dmektedir.
Bu soyut g, brokratik aygtn, srekli o r d u n u n , maliyenin, h a b e r l e m e n i n vs'nin r g t l e n m e s i n d e tam anlamyla gerek bir temel bulmaktadr. T m bunlarn nkoulu ise retici glerin bunlara denk gelimesidir. H u k u k
znesi ile devlet a r a s n d a k i b u b a l a n t y a k a r n z n e ,
devlet mekanizmasn k u l l a n m a d a n nce, ilikilerin istikrarna ve srekliliine dayanr. Mbadele ileminin srek21 A l m a n y a ' d a b u a n c a k R o m a h u k u k u n u n nakliyle gereklemitir. A l m a n c a ' d a
"kii" ve " h a k znesi" k a v r a m l a r n karlayacak s z c k b u l u n m a m a s da b u n u k a n t l a y a n zelliklerden biridir. (Bkz. O . Gierke, Das Deutsche
haftsrecht,

c.2, Berlin, 1873; Geschihte

des deutschen

Genossensc-

Krpershaftsbegriffs,

s.30.

22 Bu n o k t a d a n itibaren, h u k u k znesi, g e r e k haliyle, yani k e n d i k e n d i n e olu a n b i r ilikinin yanss o l a r a k g r n m e m e y e , i n s a n a k l n n y a p a y bir icad


o l a r a k g r n m e y e balar. likiler o k a d a r allm hale gelir ki, b u n l a r h e r
t r l t o p l u m u n z o r u n l u k o u l u gibi g r n r . Bilimsel h u k u k k u r a m iin, h u k u k z n e s i n i n sadece y a p a y bir k u r g u o l d u u d n c e s i , siyasal iktisattaki par a n n yapay nitelii d n c e s i y l e ayn a n l a m tar.

119

lilii, deeri, znel d e e r l e m e n i n ve tesadfi m b a d e l e


oranlarnn zerinde genel bir kategori haline getirdii gibi, ayn ilikilerin dzenli tekrarlanmas -teaml- egemenliin znel alannn varlna, dsal bir kuralla temel salayarak yeni bir anlam verir. H u k u k s a l taleplerin birey tesi temeli olarak teaml veya gelenek, deimezlii ve snrlar ile feodal yapya d e n k der. Gelenek veya teaml,
z gerei, corafi olarak belirli ve hayli snrl bir alanda
var olur. Her bir hakkn sadece s o m u t bir zneye veya belirli bir snrl toplulua ilikin olmas da bundandr. Marx
feodal dnyada her h a k k n bir ayrcalk olduu saptamasn yapyor. Her ehir, her lonca, her feodal birim, gittii
her yerde bireyi takip eden kendine zg h u k u k u n a gre
yaard. T m vatandalar, t m insanlar iin ortak biimsel
hukuksal stat fikri, bu d n e m e t a m a m e n yabancyd. Bu
zellik, iktisat alannda da kendi kendine yeter kapal iktisad birimler, d alm satm yasaklan vb. eklinde grlmekteydi.
"Kiilik hibir zaman ayn ierie sahip olmamtr. Mens u p b u l u n u l a n tabaka, mlkiyet, meslek, dini inan, ya,
cinsiyet, fiziki g vb. hukuksal ehliyette o denli kkl bir
eitsizlik yaratmtr ki, h e r eye r a m e n k e n d i k e n d i n e
benzese de, bu s o m u t farkllklarn tesinde kiilikten geriye ne kaldm gremeyiz" 2 3
znelerin eitlii sadece dar bir alandaki znelerin ilikileri iin tannmtr. Tek ve ayn toplumsal tabakann yeleri
kendi tabakalarnn h u k u k u bakmndan kendi aralarnda;
tek ve ayn loncann yeleri, lonca h u k u k u bakmndan kendi aralarnda eittir. Bu tarihsel aamada, olabilecek tm hukuksal taleplerin soyut genel taycs olan hukuksal zne,
yalnzca somut ayrcalklarn sahibi olarak grnmektedir.

23 O. Gierke, Geschihte
120

des deutschen

Krpershafisbegriffs,

s.35.

da h u k u k kural, soyut genel yasann tamamlanm mantksal biimi halini alr.


Demek ki h u k u k s a l zne, gereklerden soyutlanm ve
bir sis perdesine b r n m gerek bir malsahibinden baka bir ey deildir. znenin iradesinin gerek temeli, satn
alrken satma, satarken de satn alma isteidir. Bu istein
gereklemesi iin, mal sahiplerinin isteklerinin karlkl
uyumas z o r u n l u d u r . H u k u k s a l b a k m d a n bu iliki, bamsz iradeler arasndaki bir szleme veya anlama olarak ortaya kar. Szlemenin h u k u k t a merkezi bir kavram
olmasnn nedeni de budur. Daha t u m t u r a k l bir ekilde
ifade edersek, szleme, h u k u k fikrinin k u r u c u unsurudur.
Hukuksal kavramlarn mantksal sistemine gre, szleme,
genel bir h u k u k s a l ilem t r n d e n , yani z n e n i n h u k u k
a l a n n d a faaliyet g s t e r m e s i n i salayan i r a d e n i n s o m u t
edilmesi aralarnn birinden baka bir ey deildir. Gerekte ise, b u n u n tersine h u k u k s a l ilem kavram tarihsel
olarak szlemeden domutur. Hukuksal anlamda zne ve
irade kavramlar, szleme dnda l bir soyutlamadr.
Bunlar ancak szlemede hayatiyet kazanrlar. Ayn zamanda hukuksal biim, en yaln ve en basit biimiyle mbadele
ileminde kendine maddi bir temel bulur. Bu nedenle mbadele, hem siyasal iktisadn hem de h u k u k u n temel unsurlarnn odadr. Marx'n dedii gibi mbadelede "iradelerin ilikisi veya dier bir ifadeyle h u k u k s a l iliki, bizzat
iktisad ilikiden kaynaklanr." Szleme kavram bir kez
d o d u k t a n sonra evrensel bir nitelik kazanmaya ynelir.
Mal zilyetleri, birbirlerini malsahibi olarak tanmadan nce
de doal olarak malsahibiydiler, fakat farkl bir anlamda,
rak, reticiler a r a s n d a k i en genel ilikinin, r n l e r i n i n d e e r i n i n ve b u n u n
gerisinde de eit insan emei adyla zel e m e k l e r i n k a r l a t r l m a s n d a n oluan bir t o p l u m , soyut i n s a n t a p n m a s y l a , p r o t e s t a n l k , y a r a d a n c l k gibi burjuva biimleriyle Hristiyanlkta, en u y g u n dinsel tamamlaycsn bulur."
M ara, Kapital, c. I ( 1 8 6 7 ) , s.94.

122

ve b u n u n sonucu olarak da mlkiyet hakknn dzenlenmesi ihtiyacn dourmutur. 2 7


Eski Roma H u k u k u n d a mlkiyetin zelii, mancipatio
per aes et libram* mlkiyetin, i mbadele ile ezamanl
d o d u u n u gstermektedir. Ayn ekilde, miras hakk da,
zel ilikiler byle bir devire ihtiya duyduu zaman mlkiyetin bir zellii olarak ortaya kmtr. 28
Marx'n ifadesiyle, mbadele ilikisinde mal sahiplerinden biri, kendi maln devredip baka mala sahip olmay,
ancak dier malsahibinin rzasyla yapabilir. Doal h u k u k
retisinin temsilcilerinin, mlkiyeti temel bir szlemeye
dayandrma istei de bu dncenin ifadesidir. Byle bir temel szleme tarihsel olarak hi gereklememi olsa bile,
doal hukukular, sahip olmann doal veya organik biimlerinin hukuksal "nedenini" karlkl devretme ve sahip olma ilikilerinde bulmas k o n u s u n d a hakldrlar. Bir soyutlama olarak mlkiyet hakk, devir ileminde gereklik kazanr. Herhangi bir nesnenin kullanlmas, tketim mal veya
retim arac olarak s o m u t kullanm biimiyle baldr. Fakat nesne, deiim deeri olarak ilev grdnde, soyut,
saf bir h u k u k nesnesine ve ona sahip olan zneler de saf
h u k u k znesine dnr. Feodal mlkiyet ile burjuva mlkiyeti arasndaki kartlk, mbadele iliiklerinde aranmaldr. Burjuva dnya bakmndan feodal mlkiyetin temel eksiklii, kkeninde yatan ey (soygun, iddet vb.) deil, duraanl, sahip olma ve devretme ilemlerinde karlkl
gvence salamasndaki yetersizliidir. Feodal ya da korporatif mlkiyet, burjuva t o p l u m u n temel ilkesini, "eitsizlik
iin eit ans" ilkesini ihlal etmektedir. Kavray yksek

burjuva h u k u k u l a r n d a n Hauriou, hakl olarak, karlkll, mlkiyetin en etkili ve en az dsal iddet uygulanmasn gerektiren gvencesi olarak ilk sraya koymaktadr. Pazarn yasalar tarafndan gvence altna alman bu karlkllk, mlkiyete "ebedi" k u r u m s a l niteliini verir. Buna karlk, devletin bask aygt tarafndan verilen tamamen siyasal
nitelikteki gvence, s o m u t tekil d u r u m l a r d a malsahibinin
korunmasna, yani ilkesel yn olmayan bir unsura indirgenir. Tarihte snf savamlar sklkla, b y k toprak sahiplerinin ve tefecilerin mallarna el konulmas gibi, mlkiyetin yeniden datmna yol amtr. 29 Fakat, bunlara maruz
kalan snf ve gruplar iin bu kadar tatsz olan bu sarsntlar, zel mlkiyetin temellerini, mbadele tarafndan dolaymlanan iktisad alanlar arasndaki balanty ykamamtr. Mlkiyete kar bakaldran kiiler, h e m e n ertesinde,
pazarda bamsz reticiler olarak karlatklarnda mlkiyeti onaylamak zorunda kalmlardr. i devrimleri dnda tm devrimlerde bu d u r u m yaanmtr. Burjuva h u k u k u n dsal niteliini, devlet z o r u n u ve yasalarn reddeden
fakat bunlarn isel zelliini, bamsz reticiler arasndaki
zgr szlemeleri k o r u y a n anarist ideallerin mantksal
sonucu da budur. 3 0
alma (veya alma) ile eylere malik olan insann, hu-

29 "Bu o k a d a r d o r u d u r ki, zel m l k i y e t ; i k i b i n b e y z y l d a n beri, a n c a k m l k i y e t e s a l d r a r a k varln s r d r e b i l m i t i r . " F r i e d r i c h E n g e l s , Ailenin,


Mlkiyelin

ve Devletin Kkeni

zel

( 1 8 8 4 ) , ev. K e n a n Somer, 9.B., A n k a r a , Sol Ya-

ynlar, 1990, s. 119.


3 0 r n e i n P r o u d h o n ' u n grleri: "Yasalar i s t e m i y o r u m a m a szlemeyi istiyor u m . z g r o l a b i l m e m iin t m t o p l u m s a l yap karlkl s z l e m e z e r i n e yen i d e n ina edilmeli." PJ. P r o u d h o n , llidee gtntrale

27 M. H a u r i o u , Principes du droit public,


(*) Para karl, s e r b e s t e s a l m a - .n.
2 8 A.g.e., s.287.

124

s.286.

de la Revolution au XIXe si-

icle, 1851, s.138; A n c a k P r o u d h o n h e m e n a r d n d a n e k l e m e k z o r u n d a kalyor;


" s z l e m e n i n d a y a n a c a yasalar, s a d e c e ve s a d e c e adalet t e m e l i n e a y n zam a n d a t o p l u l u k h a l i n d e yaayan i n s a n l a r n o r t a k iradesi z e r i n e o t u r a c a k t r .
Bu i r a d e a y n z a m a n d a g e r e k t i i n d e i d d e t y o l u y l a s z l e m e y e u y u l m a s n
zorlayacaktr." s.293.

125

kuksal malike dnmesi olana ve gereklilii ancak pazarn gelimesiyle oluur. Bu iki aama arasnda kat snrlar
b u l u n m a m a k t a d r . Silahl s o y g u n u n sk skya ticaretle
balantl olmas gibi, "doal" olan da yava yava "hukuksal" olana dnr.
Karner mlkiyet k o n u s u n d a farkl bir kavramlatrmaya
sahiptir. Ona gre "dejure mlkiyet, A kiisinin N nesnesine tasarruf etme yetkisinden, birey ile doal nesne arasndaki, baka kimseyi ilgilendirmeyen (ab EP) basit bir ilikiden baka bir ey deildir. Mal, zel mal; kii, zel kii; hukuk da zel hukuktur. Basit meta retimi d n e m i n d e ilikiler bu biimde geliir." 3 '
Yukardaki gr tam bir yanl anlamaya dayanmaktadr.
Karner b u r a d a ok beenilen Robinson imgesini kullanmaktadr. Ancak birbirlerinin varln karlkl olarak inkr eden iki Robinson'un, nesnelerle ilikilerini, bu ilikiler
tamamen fiili nitelik tamasna karn neden hukuksal olarak tasarladklarn sorabiliriz. Yaltlm insann haklar,
"lde bir avu s u y u n deeri" gibidir. Deer de mlkiyet
hakk gibi tek ve ayn olgu tarafndan yaratlr: meta haline
gelmi rnlerin mbadelesi. Hukuksal anlamda mlkiyet,
insanlarn aklna, birbirlerini h u k u k e n malsahibi olarak tanma fikrinin gelmesinden deil, mbadelenin ancak insanlarn malik maskesini taknmalaryla m m k n olmas nedeniyle domutur. "Mallara snrsz tasarruf etme yetkisi",
metalarn snrsz dolamnn bir yansmasndan baka bir
ey deildir.
Karner, "mlkiyetin hukuksal ilevinin maln devredilmesi yoluyla kullanlmasnn malsahibinin aklna geldii"ni
saptamaktadr. 3 2 Karner " h u k u k s a P n , tam da bu "ilevin
3 1 J . K a r n e r (bu isim Kari R e n n e r ' i n n a m - m s t e a r d r ) , Die soziale

Funhtion

kullanlmasyla" varlk kazandn b u n d a n nce tasarruf etmenin doal, organik niteliini amadn grmemektedir.
Karner "alm ve satm, bor verme ve kiralamann nceden de var olduunu, ancak b u n u n snrl znel ve nesnel
bir boyutta o l d u u n u " kabul etmektedir. 3 3 Gerekten de,
mallarn dolamnn eitli hukuksal biimleri, erken gelime dnemlerinde de grlr; yle ki, mlkiyet h u k u k s a l
b i i m i n i n g e l i m e s i n d e n n c e bile, d n ve r e h i n i n i n
aka ifade edilmi o l d u u n u grebiliriz. Sadece bu d u r u m
bile bize mlkiyetin hukuksal doasn anlamamz salayacak gerekli arac vermektedir.
Bunun aksine Karner, insanlarn, satn almadan, satmadan veya ipotek etmeden nce ve b u n d a n bamsz olarak
da malsahibi olduklarna inanmaktadr. Ona gre sz kon u s u ilikiler, " k k b u r j u v a m l k i y e t i n i n boluklarn
kapatan nemsiz yardmclardan baka bir ey deildir."
Baka bir ifadeyle, tam anlamyla yaltk bireyler fikrinden
yola kmakta, (nedendir bilmiyoruz) "ortak irade" k u r m a
ve bu ortak irade adna, bireylere, bakalarna ait olan eylere d o k u n m a k t a n kanmalarn emretme fikrine varmaktadr. (Malsahibinin, igc olarak da tketici olarak da evrensel varlk olarak deerlendirilemeyeceini anlayan) Robinsonlar, mlkiyeti, alm, satm, dn, vb. kurumlarla tam a m l a m a y a karar verirler. Tam anlamyla ussal olan bu
kurgu, kavram ve nesnelerin gerek geliimini tepe taklak
etmektedir.
Karner'in burada yapt, Hugo Heyse'in ismini tayan
P a n d e k t h u k u k u y o r u m sistemini yeniden k u l l a n m a k t a n
ibarettir. Bu sistemin kalk noktas da insandr, d dnyadaki nesneleri kendine tbi klan (eya h u k u k u ) , daha sonra mbadeleye geen (borlar h u k u k u ) ve s o n u n d a da bir

der

RcclUsinstitute, b e s o n d e r s des E i g e n t u m s , Marx-Studien iinde, c.l, 1904, s.173.


32 A.g.e., s.175.

126

3 3 A.g.e.

127

aile yesi olarak d u r u m u n u ve mallarnn l m n d e n sonraki kaderini dzenleyen (miras h u k u k u ve aile h u k u k u )


insandr. nsann kendisinin rettii veya ard veya (silah, mcevher gibi) kendi kiiliinin paras olan bir nesne
ile arasndaki iliki hi kukusuz tarihsel olarak zel mlkiyetin gelimesinin bir esidir. Bu iliki, mlkiyetin ilk, kaba ve snrl biimini yanstr. zel mlkiyet ancak, meta
ekonomisine veya daha kesin bir ifadeyle kapitalist meta
ekonomisine geile genel ve tamamlanm bir nitelik kazanr. Bylelikle nesnesine duyarsz hale gelir ve organik insan topluluklaryla (kanda kme, aile, k o m n ) tm balarn koparr. Genel niteliiyle "zgrln dsal alan olarak" (Hegel) yani, h u k u k znesinin soyut yeteneinin pratik gereklemesi olarak ortaya kar.
Bu saf hukuksal biimiyle mlkiyet, bireysel tketim ve
kullanmn koulu veya bir g kullanmnn sonucu olan
doal ve organik zel tasarruf ile mantk gerei pek az ortak noktaya sahiptir. nsann emeinin rnyle ilikisi, rnein kendi emeiyle ilenen bir d n m arazi, en ilkel d n iin bile, temel ve anlalr bir eyken, malikin mlkiyetle ilikisi, tm iktisad gereklik pazarda dalm olduundan, soyut, biimsel, koullanm ve ussaldr. 34
Bu iki k u r u m , serbest bireysel kullanmn koulu olarak
zel tasarruf ile daha sonra mbadele ilikisinde elden karmann koulu olarak zel tasarruf, ekl olarak birbirine
dorudan doruya baldr; bununla birlikte mantksal olarak iki deiik kategori sz k o n u s u d u r ve "mlkiyet" terimi, her ikisine ilikin olarak kullanldnda, aklktan ziyade karklk retmektedir. Kapitalist toprak mlkiyeti,
toprak ile sahibi arasnda herhangi bir organik iliki varsay3 4 z e l m l k i y e t s a v u n u c u l a r b u temel ilikiye atf y a p m a y b u n e d e n l e severler
zira, b u n u n ideolojik g c n n m o d e r n t o p l u m d a k i a n l a m n d a n d a h a etkili old u u n u bilirler.

128

maz. Tersine, bu mlkiyet tr topran bir elden dierine


serbest geii ile kavranabilir.
Kapitalist toprak mlkiyeti kavram, h e m bireysel ve hem
de devredilebilir toprak mlkiyeti olarak ortaya kar. Balangta, kapitalist mlkiyetten farkl olarak, ortak otlaklar
hibir ekilde bir tzelkiiliin mal olmamtr (byle bir
kavram kesinlikle mevcut deildi); fakat, kolektif bir kiilik
olarak kentin yeleri tarafndan kullanlmtr. 3 5
Kapitalist mlkiyet, esasen, almadan en yksek kr
elde edebilmek iin s e r m a y e n i n bir b i i m i n d e n dierine
dntrlmesi, bir alandan dierine aktarlmas zgrldr. Kapitalist malsahibinin mallara tasarruf etme zgrl, mlkiyetten yoksun insanlar, yani iiler olmadan dnlemez. Mlkiyetin hukuksal biimi, ok b y k sayda
vatandan mlkiyetten yoksun braklmasyla hibir ekilde elimez zira, h u k u k znesi olmak t a m a m e n biimsel
bir niteliktir. T m insanlarn eit biimde malik olma hakkna sahip o l d u u n u n kabul insanlar mal sahibi yapmaz.
Kapitalist mlkiyetin, "deimez" hukuksal biimlere ulat ve ayn z a m a n d a b u n l a r (ilkel birikim d n e m i n d e )
zorla paralad diyalektii, Marx t a r a f n d a n Kapital'de
m k e m m e l biimde ortaya k o n m u t u r . Kapitalin 1. cildi
karsnda Karner'in yukarda aktardmz almalar pek
az yenilik getirmektedir. Orjinal olmaya alt noktada
K a m e r kafa karkl yaratmaktadr. Mlkiyeti, onu h u k u ken kuran aamadan, yani mbadeleden soyutlama giriiminden daha nce sz etmitik. Tamamen biimsel olan bu
kavramlatrma onu bir baka yanla daha srklemektedir: Kk burjuva mlkiyetinden kapitalist mlkiyete geii inceleyen Karner, "mlkiyet k u r u m u n u n , greli olarak
ksa bir sre iinde zengin bir gelime gsterdiini, h u k u k -

3 5 O. Gierke, Geschihte des deutschen

Kroershaftsbegriffs,

s.146.

129

sal z n deitirmeden, tam bir d n m e uradn"


saptamakta 3 6 ve b u n d a n h e m e n sonra, "hukuksal kurumlarn toplumsal ilevinin, hukuksal doas deimeden, dnt" sonucuna varmaktadr.
Karner hangi k u r u m l a r d a n bahsetmektedir? Eer Roma
h u k u k u n u n soyut kalplar sz konusuysa elbette hibir ey
deimemitir. Zira bu kalplar, sadece, gelimi burjuva kapitalist ilikiler dneminde k k mlkiyeti dzenlemitir.
Tersine, lonca zanaat ve toprak klelii d n e m i n d e krsal
ekonomiyi ele alrsak mlkiyeti snrlayan bir dizi kuralla
karlarz. Elbette, bu snrlamalarn k a m u s a l - h u k u k s a l
nitelik tad ve mlkiyet k u r u m u n u n bizatihi zne dokunmad itiraznda bulunulabilir. Bu d u r u m d a tm yarg
una indirgenmektedir: belirli soyut bir kalp kendi kendisine eittir. te yandan, feodal ve lonca tipi mlkiyet biimleri, yani snrlanm mlkiyet biimleri, d e n m e m i
emei sourma ilevini yerine getirmitir. Karner'in, kapitalist mlkiyetle kartlk k u r d u u basit meta r e t i m i n d e
mlkiyet, basit meta retimi gibi plak bir soyutlamadr.
Zira, r n n bir ksmnn metaya d n m olmas ve parann ortaya kmas, Marx'n ifadesiyle "ikiz kardei, ticari
sermaye ile birlikte, sermayenin en eski biimleri arasnda
yer alan, kapitalist retim biimini nceleyen ve iktisad
bakmdan ok eitli toplumsal yaplarda karlalan" 37 tefeci sermayesinin ortaya kmas iin gerekli koullar yaratmtr. Karner'in aksine, bu aklamadan, h u k u k kurallarnn deitii fakat toplumsal ilevlerin deimeden kald
sonucuna varrz.
Kapitalist retim biiminin evrimi nedeniyle, malsahibi,
aamal olarak, teknik ilevlerini boaltr ve sermaye ze36 J. Karner, Die soziale Funhtion
37 Kari M a r x , Kapital,

der Rechtsinstitute,

ciales, Paris, 1959, L.III, t.ll, s.253.

130

s.166.

L.IU, bl. XXXVI, ev. C . C o h e n - S o l a l ve G. Badia, Ed. So-

rindeki mutlak egemenliini yitirir. Pay sahiplerinden oluan bir giriimde, bireysel kapitalist, almadan elde ettii
gelir payndan baka bir eye sahip deildir. ktisad ve hukuksal etkinlii, neredeyse tamamen, retken olmayan tketim alanyla snrlanr. Sermayenin byk bir b l m soyut snf gc haline gelir. Sermaye kitlesi meta dolamna
katld oranda -ki bu zerk taraflar varsayar- zerklik tzelkiilerin zellii eklinde ortaya kar. Sermayenin ounluuna sahip olan ve ayrca dorudan deil de vekilleri
araclyla hareket edenler gerekte, snrl bir byk kapitalistler grubudur. Katlm, temsil vb. yntemler sayesinde
gerek egemenlik saf hukuksal biimlerin tesine uzandndan, zel mlkiyetin belirgin hukuksal biimi uzun bir
sreden beri gerek d u r u m u temsil etmemektedir. yle ki,
kapitalist toplumun, kendi kartna d n m e k iin imdiden olgunlat bir aamaya yaklayoruz. Bu d n m
iin zorunlu olan siyasal koul, ii snf devrimidir.
Bu altst olutan nce bile, serbest rekabete dayal kapitalist retim biiminin gelimesi, bu ilkeyi kendi kartna dntrmektedir. Tekelci kapitalizm, tamamen farkl bir iktisad sistemin, toplumsal retim ve yeniden retim hareketinin zerk iktisad birimler arasndaki tekil szlemelerle deil, merkezi ve planl bir rgtlenme sayesinde gerekletii
bir iktisad sistemin ncllerini hazrlamaktadr. Bu rgtlenme trstler, karteller ve dier tekelci birlemelerle yaratlmaktadr. Sava srasnda, gl burjuva devlet kapitalizmi
iinde zel kapitalist rgtlenmeler ile devlet rgtlenmelerinin birarada yaamas bu eilimi gstermektedir. Hukuksal
yapdaki bu fiili dnm, kuram tarafndan da gzard edilemez. Geliiminin balarnda snai kapitalizm, hukuksal znellii, insan kiiliinin mutlak zellii sayarak yceltmiti.
G n m z d e ise bu ilke "kusur ve sorumluluklar snrlamamza" olanak salayan teknik bir belirleme olarak deerlen131

dirilmeye veya gerek temellerden yoksun kurgusal bir varsaym olarak sunulmaya balanmtr. Bu eilim, hukuksal
bireycilie darbe indirdii oranda, proletaryann karlarna
denk den yeni bir "toplumsal" h u k u k kuram bulduklarn
dnen eitli Marksistlerin duygudaln da kazanmtr.
Elbette byle bir duygudalk sorunun tamamen biimsel bir
deerlendirmesine dayanmaktadr. Sz k o n u s u k u r a m l a r
burjuva h u k u k u n u n bireysel kategorilerinin gerek bir toplumsal kavran iin hibir referans oluturmamakta; bu kuramlar bireycilii, sosyalizmin ii snf bak asyla deil,
finans kapital diktatrlnn bak asyla eletirmektedir.
Bu retilerin toplumsal anlam, modern emperyalist devletin ve onun zellikle son sava srasnda kulland yntemlerin merulatrlmasdr. 3 8 Bu nedenle, Amerikal bir huk u k u n u n , modern tarihin en kyc ve en gerici sava olan
Dnya Sava'nn rettiklerine dayanarak "sosyalizm" kokan sonulara varmas artc deildir: "yaam, zgrlk ve
mlkiyet bireysel haklar soyut ve mutlak bir varla sahip
deildir. Bunlar, hukuksal olarak devlet gvence altna ald
iin var olan ve b u n u n sonucu olarak da tamamen devletin
iktidarna tbi olan haklardr." 39
ktidarn proletarya tarafndan ele geirilmesi sosyalizmin
temel kouludur. Bununla birlikte tecrbe, rgtl ve planl
retim ve datmn, iktisad birimlerin pazar araclyla birletirildii meta mbadelesinin yerini bugnden yarna alamayacan da gstermitir. Bu m m k n olsayd, mlkiyetin
hukuksal biimi tarihsel olarak tamamen ortadan kalkm
olurdu. Geliim evrimini tamamlayarak ilk haline, dorudan ve bireysel kullanm nesnesi haline dnerek toplumsal
yaamn temel bir ilikisi haline gelmi olurdu. Bylelikle ge38 Birinci D n y a Sava kastediliyor - .n.
39 E. H a r r i m a n , " E n e m y p r o p e r t y in A m e r i k a " , The American
onal Law iinde, 1924, c.I, s.202.

126

Journal

of

Internati-

nel olarak hukuksal biim de yok olmaya m a h k m olurdu. 40


Planl ekonominin ins grevi yerine getirilmedii, eitli
iletmeler ve iletme birlikleri arasndaki pazar ilikisi srd srece hukuksal biim de yrrlkte kalacaktr. Kk
kyl ve zanaatkr ekonomisindeki retim aralarnn zel

mlkiyet biimi, gei dneminde neredeyse tamamen deimeden kalr. Bunu belirtmek bile gereksizdir. "ktisad hesaplama" ilkesinin uygulanmas, milliletirilmi byk sanayide
bile birbirleri arasndaki ilikinin piyasa araclyla saland iktisad birimlerin olutuunun gstergesidir.
Devlet giriimleri d o l a m n k o u l l a r n a tbi o l d u k a ,
bunlarn aralarndaki iliki teknik egdm biiminde deil, szleme biiminde ortaya kar ve ilikilerin saf h u kuksal, yani yasal dzenlenmesi m m k n ve gerekli hale
gelir. Ayrca, dorudan ynetim, yani teknik-ynetsel ynelim, kukusuz zaman iinde glenerek, genel iktisad plana tabi olarak varln srdrr. Bir yandan, doal, (meta
biimi altnda) maskelenmemi, rasyonel biimde ortaya k a n iktisad kategorilerle ve r e t i m birimleri arasndaki
toplumsal ilikilerle devinen bir iktisad yaama sahibiz.
Burada, retim ve datm plan ve programlar biiminde
ortaya kan teknik belirlenimler, dorudan ynergeler geerlidir. Bu tip ynergeler s o m u t t u r ve koullar deitike
srekli olarak deiirler. te yandan, deer biimi altnda
dolaan metalara ve b u n u n l a bal olarak da iktisad birimler arasnda szleme biimi altnda ortaya kan ilikilere
sahibiz.
4 0 H u k u k Burada
b i i m i n a ise,
l m a szerk
n n s o n zneler
r a k i aamalar,
arasnda
eit b l az
m
ok
d e n sabit
(belirli ve
bir
m i k t a r alma iin belirli bir m i k t a r t o p l u m s a l r n ) gelikin k o m n i z m i n
srekli biimsel kural ve snrlamalar (medeni k a n u n ve ay" h e r k e s t e n y e t e n e i n e , h e r k e s e ihtiyacna gre" ilkesine aamal olarak geilrcam eticaret
u n u ) ve uyumazlklar zerek bu ilikilesi s o r u n uk
n aa n
indirgenebilirdi.
133

in gereklemesine yardm eden organlarn (mahkemeler,


hakem heyetleri) yaratlmas sz konusudur. Aktr ki birinci eilim, h u k u k disiplininin geliimi iin bir u f u k salamyor. Bu eilimin aamal zaferi genel olarak hukuksal biimin aamal olarak ortadan kalkmas anlamna gelecektir.
Elbette buna itiraz edebilir, rnein, zor kullanma iktidarna sahip olan ve haklar, borlar ve benzerlerini douran
devletten kaynakland zaman, bir retim programnn da
kamu h u k u k u kural olduunu syleyebiliriz. Elbette yeni
toplum, eski t o p l u m u n unsurlar zerine, yani toplumsal
ilikileri kendi zel karlar olarak tasarlayan insanlar zerine ina edileceinden, basit teknik ynergeler insana yabanc ve o n u n zerinde yer alan bir g biimini alacaktr.
Siyasal insan, Marx'n ifadesiyle "soyut ve yapay insan" olma niteliini srdrecektir. Fakat meta ilikileri ve kazan
amac, retim alannda kkl biimde ortadan kaldrldka, Marx'n Yahudi Sorunu'nda bahsettii nihai zgrlemenin zaman daha abuk gelecektir: "ancak gerek insan, birey kendinde soyut vatanda kavradnda ve hayat deneyiminde, bireysel almasnda, bireysel ilikilerinde, trsel
varlnda birey haline geldiinde; ancak k e n d i g c n ,
toplumsal g olarak kavrayp rgtlediinde, toplumsal
gc, siyasal g biimi altnda kendinden ayrmadnda;
ancak o zaman insan zgrlemesi tamamlanr." 4 1
Bunlar uzak bir gelecein ufuklardr. G n m z n gei
dnemine gelince, gelimekte olan saptamalyz. Anonim
mali sermaye egemenlii dneminde, (bakalarnn sermayesine ve z sermayelerine tasarruf eden) farkl sermaye
gruplar arasnda kartlklar srer; b u n a karlk emeki
devlet kapitalizminin* milliletirilmi sanayiinde meta ili-

kileri srse bile kar kartlklar ortadan kalkar ve iktisad


rgtlenmelerin (zel ekonomiye benzer ekilde) farkl birimlere ayrlmas ve zerklii ancak bir yntem olarak korunur. Devlet sanayisi ile k k iktisad birimler arasnda ve
b u n u n gibi, devlet sanayiindeki farkl iletmeler ile iletme
birlikleri arasnda doan zel benzeri iktisad ilikiler, planl ekonominin ynelimi alannda kazanlan baarlarla belirlenen ok snrl bir ereve iinde korunur. Hukuksal biimin, iinde b u l u n d u u m u z gei d n e m i n d e , kapitalist
b u r j u v a t o p l u m u n u n d o u u n d a sahip olduu olanaklara
sahip olmamas bu nedenledir. Hukuksal biim snrl ufkuna bizi ancak geici olarak tutsak eder; varln sadece ve
sadece kesin olarak t k e n m e k iin srdrr.
Marksist kuramn grevi, genel yarglarn denetlemek ve
somut tarihsel verilerin deerlendirilmesine devam etmektir. Gelime toplumsal yaamn farkl alanlarnda eit ekilde gereklememektedir. Bu nedenle, titiz bir gzlem, karlatrma ve zmleme zorunludur. Ekonomideki deer
ilikilerinin kaldrlmasnn biim ve ritmini ve ayn zamanda hukuksal st yapdaki zel h u k u k u n zayflayp yok oluunu ve nihayet bu sre tarafndan tm hukuksal st yapnn zln derinlemesine incelediimizde, gelecein
snfsz k l t r n n insnn en azndan bir y n n akladmz syleyebiliriz.

y e r a l m a k t a d r : "Bu n e r m e n i n ilk h a l i n d e n yola k a r a k Sovyet iktisad sistem i n i n t m n " e m e k i devlet k a p i t a l i z m i " olarak n i t e l e m i t i m . Bu t a n m l a m a
yeterince d n l m e m i ve d a y a n a k s z d . 1923'te ilk bask z e r i n d e alrken
b u hata o k u y u c u t a r a f n d a n da yazar t a r a f n d a n d a fark e d i l m e m i t i . A n c a k
XIV. K o n g r e d e k i t a r t m a d a n s o n r a eletiri almas k a n l m a z d , yle de o l d u .
Bu d z e l t m e sayesinde, t e m e l d n c e aklk k a z a n d zira - b u b a l a m iin ta-

41 Marx, Yahudi Sorunu

( 1 8 4 4 ) , s.41-42. ( 8 8 - 8 9 ) .

(*) ingilizce baskda, " e m e k i devlet k a p i t a l i z m i " terimi y e r i n e "ii snf (proletarya - .n.) d i k t a t r l " terimi kullanlmtr. Bu c m l e d e n s o n r a bir d i p n o t

126 134

m a m e n u y g u n s u z b i r t e r i m olan- "devlet k a p i t a l i z m i " t e r i m i n i k u l l a n d m d a ,


k o n u n u n sadece bir y n n , deer b i i m i n i n ve p a z a r d a k i m b a d e l e n i n kor u n m u olmas y n n g r y o r d u m (3. baskya n o t ) . " - .n.

BENC BLM

Hukuk ve Devlet

Ticaretin kkeninde silahl soygunu dlamamas gibi, hukuksal iliki de "doas" gerei bir bar d u r u m u n u nceden varsaymaz; fakat tersine onunla at ba gider. H u k u k
ve keyfilik, grnte eliik olan bu iki kavram, gerekte
birbirlerine sk biimde baldr. Bu zellik Roma h u k u k u n u n en eski d n e m l e r i iin geerli o l d u u gibi, daha
sonraki d n e m l e r iin de geerlidir. M o d e r n uluslararas
h u k u k , n e m l i o r a n d a keyfilik (misilleme, bask, sava
vb.) iermektedir. Hauriou gibi kavrayl bir h u k u k u n u n
grne gre, "iyi rgtlenmi" bir burjuva devletinde bile haklarn gereklemesi, her yurttan kendi "sorumluluunda"dr. Marx b u n u , Ekonomi Politiin Eletirisine Katk'ya, girite daha ak biimde dile getirmitir: "Fcustrecht
(en g l n n h u k u k u ) da hukuktur." 1 Bu bir eliki deildir n k mbadele gibi h u k u k da b l n m toplumsaln
eleri arasnda bir iletiim aracdr. Bu b l n m l k , tarihsel olarak az ya da ok olabilir ancak, hibir zaman ta1

M a r x , " E k o n o m i Politiin Eletirisine Giri ( 1 8 5 7 ) " , Ekonomi

Politiin

Eletiri-

sine Katk iinde, s.225.

137

m a m e n ortadan kalkamaz. rnein, Sovyet devletine ait


olan iletmeler gerekte ortak bir grev yerine getirirler;
fakat, almalarnda pazar kurallarna bal kalmak zorunda olduklarndan, her birinin, kendine zg kar vardr.
Satc ve alc olarak birbirlerinin karsnda yer alrlar, riske girerek ve zarar gze alarak hareket ederler ve b u n u n
s o n u c u n d a da z o r u n l u olarak karlkl hukuksal
ilikide
bulunurlar. Planlanm ekonominin nihai zaferi, bunlarn
karlkl ilikilerini salt teknik rasyonel bir ilikiye dntrecek ve bylelikle "tzelkiiliklerini" ldrecektir. Buna
gre, h u k u k ve h u k u k dzeni bir tutularak h u k u k s a l iliki,
rgtlenmi ve iyi d z e n l e m i bir iliki olarak s u n u l d u unda, dzenin gerekte, bir eilim ve (hl eriilememi)
bir sonu olduu ancak hibir zaman bir balang noktas
ve hukuksal ilikinin koulu olmad unutulur. Soyut hukuksal d n iin srekli ve trde olarak grnen bar
d u r u m u , anlald biimiyle, hukuksal geliimin ilk aamalarnda kesinlikle var olmamtr. Antik Alman h u k u k u ,
farkl bar dereceleri tanmaktayd: evde bar, iftle evrili bir alanda bar, kyde bar. Bu bar d u r u m u n u n derecesi de ihlalciye uygulanan cezann arlyla ifade ediliyordu.
Bar d u r u m u , mbadele dzenli bir olay haline geldiinde bir ihtiya halini almtr. Barn salanmas iin gerekli
gvenceler yetersiz olduunda mbadeleciler, ahsen karlamay tercih etmeyip mal birbirlerinin yokluunda srayla incelerler. Bununla birlikte ticaret, sadece metalarn karlamasn deil fakat kiilerin de biraraya gelmesini gerektirir genellikle. Kanda kmelere dayanan (gens - .n.) dzende, her yabanc, d m a n olarak deerlendirilmitir; vahi hayvanlar gibi bir avdr. Yalnzca konukseverlik gelenekleri, yabanc kabilelerle iliki kurmaya olanak salamtr.
Feodal Avrupa'da Kilise, kesintisiz sren zel savalar, belli

dnemler iin "tanrsal atekes" ilan ederek kstlamaya aU

2 m d n e m d e pazarlar ve ticari merkezler, zel ayrcalk-

lardan yararlanmaya balamtr. Tccarlar pazara gelmek


iin izin belgeleri elde etmekte, zel yarglar szlemelerin
yerine getirilmesini gvence altna alrken tccarlarn mallar da keyfi elkoymalara kar korunmaktadr. Bylelikle,
daha sonra kent h u k u k u n u n temeline dnecek zel bir
jus mercantorum

(ticaret h u k u k u ) veya bir jusfcri

(yabanc-

lar h u k u k u ) domutur.
Pazarlar ve fuarlar kkeninde, feodal m l k n tamamlayc paralar ve o yrenin feodal beyi iin elverili kr kaynaklandr yalnzca. Herhangi bir yerel birime bar bahed i l m e k feodal beyin kasalarn doldurmay ve dolasyla
o n u n zel karlarna hizmet etmeyi amalard. Ancak ieodal otorite, mbadele szlemeleri iin vazgeilmez olan
barn gvencesi roln stlendike, b u yeni ilevi sayesinde, balarda kendisine yabanc olan yeni bir kamusal nitelik kazanmtr. Ataerkil veya feodal nitelikte bir iktidar,
k a m u ile zel arasnda bir snr tanmaz. Feodal beyin kylleri zerindeki kamusal haklar, ayn zamanda zel mal2

Kilisenin

b a z . g n l e r iin " t a n n s a l a t e k e s " i l a n e d e r e k d , g e r g u n l e r d

oz l

s a v a l a r a izin v e r m i o l m a s t ilgintir. XI. y z y l d a s z k o n u s u s a v a l a r n t a m m e n kaldrlmas nerilmitir


karkm

Cambrai Piskoposu G . r a r d , b u n a var gcyle

ve sresiz t a n n s a l atekesin " i n s a n d o a s n a " a y k n o l d u g u n u

i l a n e t m i t i r . (Bkz. S.A. K o t l j a r e v s k i j , V t a s r t p r a v o (Otorite

ve Hukuk).

Mosko-

va, 1 9 2 5 , s. 1 8 9 .
(M Franszca metinde b u l u n m a y a n dipnot: Kraln barrm, k a m u
norm
S

v a l L z l e r e z g d r ; "Ktada k r a l m , zel bir k o r u m a veya bar b a h -

n d a
,

dzeninin

ve g e n e l k o r u y u c u s u nitelii k a z a n a n a k a d a r o l a n h z l g e l i , m , t a m

genel barn koruyucusu olarak tannmas erken

gerekleir. Kiliselerin k e n d i b a r , , vardr. e r i h n k e n d i

ar, b r

Upndi b a r s h a t t a h e r ev r e i s i n i n k e n d i b a r v a r d r . ... E g e r k r a l , Duy


b

bar bahedebil,yorsa, ferman,yla t m insan ar,

k e n d i b a S a l t n a sokamaz" m,T" ( P o l l o c k v e M a . t l a n d , s t o r y of Englsh Lcvv,


1 , 4 5 ; II, 4 5 4 ) .

102
138

sahibi olarak haklardr; zel haklar da siyasal, yani kamusal haklar olarak yorumlanabilir. B u n u n gibi, Antik Rom a ' n m jus ivile'si de birok h u k u k u (rnein Gumplowicz) tarafndan, kken ve kayna, bireyin belirli bir kanda kmeye yelii olduundan, k a m u h u k u k u olarak yorumlanmaktadr. Gerekte burada sz konusu olan, geliiminin ilk basamanda yer alan, "zel h u k u k " u n ve "kamu
h u k u k u " n u n kart ve balantl belirlenimlerini kendi iinde henz gelitirememi bir hukuksal biimdir. Bu nedenle,
ataerkil ve feodal izleri tayan tm iktidarlar, ayn zamanda
tanrsal u n s u r u n hukuksal u n s u r zerindeki stnl ile
belirginleir, iktidarn hukuksal yani ussal y o r u m u , ancak
ticaretin ve parasal e k o n o m i n i n gelimesiyle olanakl hale
gelir. Sadece bu ekonomik biimler, zaman iinde "ebedi"
ve "doal" nitelik kazanan ve tm hukuksal iktidar kuramlarnn temelini o l u t u r a n zel yaam ile kamusal yaam
arasndaki kartl dourur.
Terimin b u r j u v a anlamyla " m o d e r n " devlet, grup veya
snf iktidarnn rgtlenmesi, yeteri biimde genilemi
mbadele ilikilerini kapsad anda domutur. 3 Roma'da,
yabanclar, gezginler vb. ile yaplan ticaret, kanda k m e
(gens - .n.) rgtlenmesine bal olmayan kiilere de hak
ehliyeti tannmasn gerektirmitir. Bunun gerekletirilmesi de kamu h u k u k u ile zel h u k u k arasndaki ayrmn nceden gelimi olmasn varsaymaktadr.
Ortaa Avrupa'snda, k a m u h u k u k u n u n blgesel egemenlik ilkesi ile topran zel mlkiyeti ilkesi arasndaki
ayrlma, ehir duvarlar iinde baka yerlere gre daha erken ve daha tam biimde gereklemitir. Buralarda topraa
ikin olan ahs ve ayn ykmllklerin, bir yandan, kentsel toplulua kar ykmllklere ve vergilere te yandan

Bkz. M . H a u r i o u , Principes du droit public.,

140

s.272.

I
rak da egemen snf haline gelecek olan" 8 en gl snfn
eline gemesi z o r u n l u d u r ifadesiyle akla kavuan bir
nokta bulunmaktadr. Bu ifade, devlet iktidarnn, bir snf
gc olarak deil fakat t o p l u m u paralanmaktan kurtaran
ve sadece daha sonra bir anda zorbalk nesnesi haline dnen snflar st bir ey olarak d o d u u n u n varsaylmasna olanak tanmaktadr. Byle bir anlay, elbette ki tarihsel gereklerle eliecektir. Biliyoruz ki devlet iktidar aygt
her zaman egemen snf tarafndan o l u t u r u l m u t u r . Engels'in de szlerinin bylesi bir y o r u m u n u kabul etmeyeceine inanyoruz. Fakat ne olursa olsun ifadesi yeterince
ak deildir. Ona gre devlet, snflar, tm t o p l u m u n yok
olaca acmasz bir atmada karlkl olarak birbirlerini
yok edecekleri iin ortaya kmtr. Dolaysyla devlet, atmada her iki snfn da nihai zafer kazanamayaca aamada doar. Bu d u r u m d a iki olaslk vardr: ya devlet, bu

Ict faaliyetlerinin sadk bir yansmas olamaz ve gerekliin


ideolojik, yani bozulmu bir yeniden retiminden baka bir
ey veremez.
r g t l e n m e m i biiminde olduu gibi rgtlenmi biiminde de snf egemenlii, devlet iktidarnn resmi alan
olarak tanmladmz alanndan daha genitir. Burjuvazinin egemenlii, h k m e t i n , bankalar ve kapitalist gruplar
karsndaki bamllnda olduu kadar her bir alann
iverenine bamll ve devlet grevlilerinin egemen snfla sk ball o l g u s u n d a da ifadesini bulur. Saysn
sonsuz biimde oaltabileceimiz tm bu olgularn resmi h u k u k s a l ifadesi yoktur; fakat b u n l a r iinin, b u r j u v a
devletin yasasna, yargsna, ve benzerlerine tbi olmas
gibi r e s m i h u k u k s a l ifadesi o l a n o l g u l a r l a tam o l a r a k
u y u m l u d u r . Arasz, d o r u d a n snf egemenliinin yansra, t o p l u m d a n ayrlm zgl bir iktidar olarak resmi devlet iktidar biimi altnda, dolayl ve yansl bir egemenlik
de oluur. Bylece, m b a d e l i n i n z m l e n m e s i n d e karlalan glkler kadar n e m l i glkler getiren, devlet
s o r u n u domaktadr.
Ailenin, zel Mlkiyetin ve Devletin Kkeni adl kitabnda
Engels devleti, t o p l u m u n zlemez snf kartlklarna gm l m olmas o l g u s u n u n bir ifadesi olarak deerlendirmektedir. "Hasmlarn, kart iktisad karlar olan snflarn, kendilerini ve t o p l u m u ksr bir savata tketmemesi
iin, grnrde t o p l u m u n zerinde k o n u m l a n a n , atmay
hafifletmesi, 'dzenin' snrlar iinde tutmas gereken bir
iktidar gereklilii kendini gsterir; toplumdan doan fakat
o n u n zerinde k o n u m l a n p gitgide ona yabanclaan bu iktidar devlettir." 7 Bu anlatmda pek ak olmayan ve daha
sonra Engels'in, devlet iktidarnn, "bu sayede siyasal ola-

denge d u r u m u n u oluturur ve dolaysyla snflar st bir


gtr, ki bunu kabul edemeyiz ya da devlet iki snftan birinin zaferinin s o n u c u d u r . kinci olaslkta, t o p l u m iin
devlet ihtiyac ortadan kalkar n k bir snfn nihai zaferiyle denge bir kez daha salanm ve toplum k u r t u l m u
olur. Tm bu tartmalarn gerisinde, tek bir temel soru gizlenmektedir: snf egemenlii, yani n f u s u n bir ksmnn
dierine tabiiyeti neden olduu gibi kalmaz? Neden resmi
devlet egemenlii biimi kazanr veya ayn anlama gelmek
zere, devletin bask aygt neden egemen snfn zel aygt
olarak kurulmaz, neden b u n d a n ayrlr ve toplumdan ayrlm, nesnel bir kamu gc nitelii kazanr? 9
8
9

A.g.e., s. 177.
D e v r i m c i m c a d e l e l e r i n iddetlendii amzda, b u r j u v a resmi devlet aygtnn
yerini ak faist t o p l u l u k l a r a vs'ye b r a k m a k t a o l d u u n u gzlemleyebiliriz. Bu
d u r u m bize, t o p l u m s a l d e n g e b o z u l d u u n d a , t o p l u m u n k u r t u l u u n u , snflar
z e r i n d e yer alan bir iktidarn k u r u l m a s n d a deil, atan snflarn t m gle-

Engels, Ailenin, zel Mlkiyetin

142

ve Devletin

Kkeni ( 1 8 8 4 ) , s.175.

rinin m a k s i m u m geriliminde aranacan bir kez d a h a gstermektedir.

143

Egemen snf iin, ideolojik bir perde ekerek snf egemenliini devlet paravannn arkasna gizlemenin "elverili"
bir ey olduu aklamas ile yetinemeyiz. Bu aklama kukusuz doru olmakla birlikte bize, byle bir ideolojinin nasl doabildii ve egemen snfn b u n u nasl kullanabildiin i n yantm vermemektedir. deolojik biimlerin bilinli
olarak kullanm, genellikle insanlarn iradesinden bamsz olan kkenlerinden farkldr. Verili bir ideolojinin kkenlerini aa karmak istediimizde, ifadesi olduu gerek ilikileri a r a t r m a m z gerekir. Dolaysyla b u r a d a ,
"devlet iktidar" kavramnn tanrbilimsel y o r u m u ile hukuksal y o r u m u arasndaki temel farkllkla karlarz. lkinde, en katksz tryle bir fetiizm sz k o n u s u d u r ; ite
bu nedenle, temsiller ve bunlara denk den kavramlarda,
gerekliin, yani ayn olgusal egemenlik ve bamllk ilikilerinin, ideolojik kopyasndan baka bir ey kefedilemez.
Buna karlk hukuksal kavramlatrma, soyutlamalar gerekten var olan znenin yani meta retimi t o p l u m u n u n sadece bir yann ifade eden, tekyanl bir kavramlatrmadr.
Problemy Marksistskoj teorii prava adl eserinde I.R Razumovskij beni, egemenlik ve bamllk sorunlarn, hibir
neden olmadan, belirsiz bir "gerekliin kopyas" alanna
tamakla ve h u k u k kategorisinin zmlenmesinde bunlara uygun deeri tanmamakla sulamaktadr. Kanmca Feu e r b a c h ve Marx'tan s o n r a , d i n ! ve teolojik d n c e n i n
"gerekliin kopyas" olduu olgusunu tartmaya ihtiya
yoktur. Bunda belirsiz hibir ey g r m y o r u m ; tersine her
ey ak ve yaln: kyllerin feodal beye bamll, feodal
beyin, byk toprak sahibi olmasnn ve silahl gc bulunmasnn dorudan ve arasz bir sonucuydu. Bu arasz
bamllk, bu fiili egemenlik ilikisi, yava yava ideolojik
bir rtye b r n m t r : feodal beyin iktidar, yava yava,
insanst ilahi bir gten karsanmtr: "tanrdan gelme144

lokavtlar ve grev krc birlikleri, resmi iktidarn, yani devlet


iktidarnn yansra var olan, yadsnamaz devlet organlardr.
Ayrca iletme iindeki otorite, tekil kapitalistin iidir. yerinde bir idzen kurulmas, zel yasama faaliyetidir; burjuva hukukular buna modern bir g r n m vermek iin, szde contrat d'adhesion11 yapntsn veya "iletmenin gerekli
ve yararl toplumsal ilevini baarl biimde yerine getirmek" 1 2 iin kapitalistlerin kamusal iktidarn organlarndan
szmona aldklar zel yetkiler yapntsn oluturmak iin
rpnsalar da bu gerek bir feodal unsurdur.
Bununla birlikte feodalizm ile k u r u l a n benzerlik kesin
deildir, zira Marx'n dedii gibi: "Sermayeyi kiiletirmesi,
ona retimin yneticisi ve efendisi niteliini veren sosyal
ilevi nedeniyle kapitalistin, dorudan retim srecinde sahip olduu otoritesi, kleler, serfler vb. araclyla gerekletirilen retim temeline dayanan otoriteden esasl olarak
farkllar. Kapitalist retim rejiminde, dorudan reticiler
kitlesi, sert bir rgtleyici otorite ve retim srecinin kus u r s u z c a k a d e m e l e n m i bir t o p l u m s a l d z e n e i altnda
rnlerinin toplumsal nitelii ile yzyzedirler (fakat, bu
otoritenin tayclar, retimin nceki aamalarndan farkl
olarak siyasal veya iktidarlarnn kaynan dine dayandran
beyler deildir; bu otoriteye sahip olmalar, emek karsnda, e m e k aralarn kiiletirmi o l m a l a r n d a n kaynaklanr)." 1 3 D e m e k ki, kapitalist r e t i m biimi erevesinde
egemenlik ve bamllk ilikileri, ortaya kt s o m u t biimden uzaklamadan, retim ilikilerinin reticiler zerindeki egemenlii olarak da var olabilir. Klelik veya top11 M e t i n d e Franszca. Iltihaki akit, k a t l m a szlemeleri.
12 Tal' "Jurridiceskava p r i r o d a organicii ili v n u t r e n n e g o p o r j a d k a p r e d p r i j a t i j a "
( i l e t m e n i n i r g t l e n m e ve d z e n i n i n h u k u k s a l nitelii) in: Juridiceskij
Vestnik, 1915, IX (I).
13 Marx, Kapital, c.3 ( 1 8 9 4 ) , s.772.

146

'
mektedir. Bu en saf biimiyle, iktidar kuramlarn, bamsz
ve eit kiiler arasndaki ilikiler dncesine dayandran ve
bylelikle bizzat insan ilikileri ilkesinden yola ktklarn
d n e n doal h u k u k kuramclar tarafndan ifade edilmitir. Gerekte bunlar, bamsz mal sahiplerini kendi aralarnda balayan bir iktidar dncesini, k k farklarla gelitirmekten baka bir ey yapmamlardr. Bu zellik, ok daha
nce Grotius'ta aka grlen bu retinin temel niteliklerini aklamaktadr. Pazar iin, otoriter dzen, trev, ikincil
ve var olan mal sahiplerine dardan eklenen bir eyken,
mbadeleye katlan mal sahipleri temel etmendir, ite bu
nedenle doal h u k u k kuramclar, devlet iktidarm, tarihsel
olarak d o m u ve dolaysyla sz k o n u s u toplumda etkin
olan glere bal bir olgu olarak deerlendirmeyip soyut ve
rasyonalist biimde tasarlamlardr. Mal sahipleri arasndaki
ilikilerde bir zorlayc otorite ihtiyac, bar bozulduu veya
szlemeler rzaen ifa edilmedii her d u r u m d a ortaya kar.
Doal h u k u k retisinin devletin ilevini, barn salanmasna indirgemesi ve devlete sadece h u k u k u n bir arac olma
belirlenimini uygun grmesi bu nedenledir. Nihayet, pazarda, her bir meta sahibi bu niteliine dierlerinin iradesiyle
sahip olur ve tm de ortak iradeleriyle mal sahipleri olurlar. ite bu nedenledir ki doal h u k u k retisi, devleti, yaltk bireyler arasnda yaplan szlemeden tretir. Tarihsel
duruma, siyasal sempatiye ve u ya da bu yazarn diyalektik
kapasitesine gre ok eitli deiikliklere olanak tanyan
tm bir retinin iskeleti budur. Bu, cumhuriyeti olduu
kadar monarist sapmalara ve genel olarak demokrasi ve
devrimciliin ok eitli derecelerine olanak tanr.
zetle bu kuram, burjuvazinin, feodal topluma kar yrtt devrimci mcadelesinin devrimci bayra olmutur.
Teorinin kaderini de bu zellik belirlemitir. Burjuvazi egemen snf haline geldiinden beri, doal h u k u k u n devrimci
102

gemii burjuvaziyi tasalandrmaya balam ve egemen kuramlar doal h u k u k retisini bir yana atmak iin sabrszlanmtr. Elbette doal h u k u k retisi herhangi bir tarihsel
veya sosyalist eletiriye dayanakl deildir; n k , ortaya
koyduu tablo hibir gereklie denk dmemektedir. Fakat en tuhaf olan, doal h u k u k kuramnn yerini alan ve
doutan gelen, devredilemez insan ve yurtta haklar kuramn reddeden, bylelikle "olgucu" k u r a m olarak isimlendirilen hukuksal devlet k u r a m n n da gereklii en azndan
o n u n kadar tahrif etmesidir. 15 Gereklii tahrif etmesi zor u n l u d u r n k , t m hukuksal devlet kuramlar, devleti,
toplumdan ayrlm zerk bir g olarak ortaya koymak zorundadr. Bu retiye hukuksallk niteliini veren de budur.
Bundan dolay hukuksal kuram, devlet rgtlenmesinin
faaliyetleri, tekil bireylerden kaynaklanan karar ve emirler
biimi altnda ortaya kmasna karn, emirleri verenin kiiler deil, devlet o l d u u n u ve bu emirlerin de devlet iradesinin ifadesi olan genel yasal kurallara tbi olduunu kabul
etmektedir. 1 6 Bu noktada doal h u k u k retisi, en olgucu
15 Bu n e r m e y i ayrntl olarak i s p a t l a m a y a ihtiya d u y m u y o r u m zira G u m p l o wicz'in, Laband, Jellinek vb.'lerinin h u k u k k u r a m l a r n a ynelik eletrisine
(Rechtsstaat

und Sozialismus

ve Gechschitc

der Staatstheorien')

k i j ' n i n parlak almasna (Gosudarstvo, [DevletJ,

veya VV A d o r a c -

M o s k o v a , 1 9 2 3 ) atf yapabi-

lirim.
16 B u r a d a k k bir elikiyi ortaya k o y m a m z gerekiyor. Eer faaliyet g s t e r e n
i n s a n l a r deil de devletin k e n d i s i y s e , n e d e n zel o l a r a k a y n devletin k e n d i
k u r a l l a r n a tbi o l m a s k o n u s u n d a srar ediliyor. Bu a y n eyin t e k r a r n d a n
baka bir ey deildir. t e y a n d a n , genel olarak, devlet organlar k u r a m d a
h u k u k s a l k u r a m n takld e n g e l l e r d e n biridir. Devlet t a n m n zar z o r baard k t a n s o n r a sakin s a k i n yol a l m a k isteyen h u k u k u , y e n i bir engelle karlar: " o r g a n " kavram. r n e i n Jellinek'te, devletin iradesi y o k t u r , irade taycs devlet organlardr. Bu n e d e n l e , b u organlarn nasl d o d u u s o r u l m a l d r .
O r g a n l a r o l m a d a n devlet y o k t u r . Devleti bir h u k u k s a l iliki o l a r a k k a v r a m s a l latrarak yaplan s o r u n u a m a giriimi, s o r u n u bir dizi tekil olaya indirgeyerek d a t m a k t a n b a k a bir ey deildir. Zira, t m s o m u t k a m u s a l h u k u k s a l
iliki, b a r n d a , "kii o l a r a k devlet" g e n e l k a v r a m n d a r a s t l a d m z mistifik a s y o n u n s u r u n u barndrr.

149

leri, Kant "bakasnn zgrlkleri ile snrl zgrlk"


dncesinin somutlamas olarak da grnebilir.

olanlar da dahil dier hukuksal devlet kuramlarndan daha


fazla gerekd deildir. Doal h u k u k retisinin temeli,
bir insann dier bir insana bamllnn (bu retinin hesaba katmad) eitli trlerinin yansra bir baka bamlln da, devletin nesnel ve genel iradesine bamlln da
kabul edilmesidir.

Pazarda karlaan eit ve zgr mal sahipleri, yalnzca soyut devralma ve devretme ilikisinde bu nitelikleri tarlar.
Gerek yaamda, her trl bamllk ilikisi ile karlkl
olarak balanmlardr. r n e i n , k k tccar ile b y k
tccar, ifti ile toprak sahibi, batm borlu ile o n u n alacakls, ii ve kapitalist. T m bu saysz s o m u t bamllk
ilikileri, devlet rgtlenmesinin gerek temelini oluturur.
Bununla birlikte h u k u k s a l devlet k u r a m n a gre her ey,
sanki bunlar yokmu gibi geliir. Ayrca devlet yaam, trl
siyasal glerin, yani snflarn, partilerin, her trl grubun
mcadelesinden oluur, devlet mekanizmasnn gerek kaynaklar da burada gizlidir. Hukuksal kurama bu da biraz nce belirtilen ilikiler kadar anlalmaz gelmektedir. Elbette
h u k u k u olaylara u y u m salamak k o n u s u n d a az ok bir esneklik ve yetenek gsterebilir; rnein, yazl h u k u k u n yansra, devlet pratiinde domu yazl olmayan kurallar da
hesaba katabilir; fakat bu o n u n gereklik karsndaki genel
tavrnda hibir deiiklik yapmamaktadr. Hukuksal doru
ile tarihsel ve toplumbilimsel aratrmann amac olan doru
arasnda bir uyumsuzluk olmas kanlmazdr. Bu d u r u m
sadece, toplumsal yaamn, d o n m u hukuksal biimleri bir
kenara atan devingenliinden ve bu nedenle h u k u k u n u n
zmlemelerinde hep biraz geriden gelmeye m a h k m olmasndan kaynaklanmaz; nk eer hukuku, deerlendir-

"Kii olarak devlet" hukuksal kuramnn temelini de tam


olarak bu kurgu oluturmaktadr. Hukuksal devlet kuramlarnda, doal h u k u k esi, doal h u k u k kuramnn eletiricilerinin sandndan ok daha derinlerde yer almaktadr. Bu
e, zel olarak kimseye ait olmayan, herkesin zerinde konumlanan ve herkese ynelen bir iktidar olan kamu gc kavramnn kendisinde yerleiktir. Hukuksal kuram bu kavrama
gre ynlendirildiinde, kanlmaz olarak gerekle ban yitirir. Doal h u k u k retisi ile modern hukuksal olguculuk
arasndaki fark sadece, birincisinin, soyut devlet iktidar ile
soyut zne arasnda var olan mantksal ba, ok daha ak
biimde alglam olmasdr. Doal h u k u k retisi, meta retimi toplumunun gizemli klnm ilikilerini, gerekli balantsyla kavram ve bylelikle kurguda klasik bir aklk rnei sunmutur. Szde hukuksal pozitivizm ise tersine, kendi
mantksal ncllerini bile akla kavuturmamtr.
Rechlsstaat (hukuk devleti - .n.) bir aldatmacadr; ancak,
dinsel ideolojiyi paralayarak o n u n yerini ald ve burjuva
egemenlii gereini kitlelerin gznden gizledii iin burjuvaziye tam da uygun den bir aldatmacadr. H u k u k devleti ideolojisi, dinsel ideolojiden daha da u y g u n d u r , zira
gereklie d a y a n m a s n a karn gereklii hibir biimde
yanstmaz. Otorite; "genel irade", " h u k u k u n gc" biimiyle, bu toplum bir pazar temsil ettii oranda burjuva toplum u n d a gerekleir. 17 Bu bak asndan, kolluk dzenleme-

s m f d e v l e t i n i kar karya k o y m u t u r . B u n u n l a , b y k t o p r a k s a h i p l e r i n i n
a y r c a l k l a r n g v e n c e y e a l a n m u t l a k i y e t i f e o d a l d e v l e t i ve b u r j u v a z i n i n
a y r c a l k l a r n g v e n c e y e a l a n k a p i t a l i s t devleti k a s t e t m i t i r . F a k a t bir kez
b u t a r i h s e l g e r e k l e r d e n k o p a r s a k d e v l e t , y a l n z c a , bir P r u s y a l m e m u r u n
k u r u n t u s u o l a r a k veya d e e r z e r i n e d a y a n a n m b a d e l e ilikisi k o u l l a r n n s o y u t bir g v e n c e s i o l a r a k g r n r . B u n u n l a b i r l i k t e tarihsel g e r e k l i k te " h u k u k d e v l e t i " , y a n i t o p l u m u n z e r i n d e k o n u m l a n a n d e v l e t , a n c a k
k e n d i kart, y a n i " b u r j u v a z i n i n ilerini y r t m e k o m i t e s i " o l a r a k g e r e k -

17 Bildiimiz gibi, L o r e n z Stein, t o p l u m u n s t n d e k o n u m l a n a n ideal devlet

lik k a z a n r .

ile t o p l u m t a r a f n d a n s o u r u l a n d e v l e t i , y a n i b i z i m t e r m i n o l o j i m i z e gre,

150

151

melerinde olaylarla jour:s (gn gnne - ..) olsa bile,


deerlendirmelerini toplumbilimciden farkl biimde yapacaktr. Hukuku, h u k u k u olarak kald srece, tm dier
bireysel veya toplumsal glere kart, zerk bir g olarak
devlet kavramndan hareket eder. Tarihsel ve siyasal bak
asna gre, etkili bir snf rgtlenmesinin veya bir partinin kararlar, parlamentonun ya da baka bir devlet kurum u n u n kararlan kadar ve bazen de onlardan da nemlidir.
Buna karlk h u k u k s a l bak asna gre, bu tip olgular
sanki mevcut deildir. Oysa hukuksal bak as bir yana
braklrsa, parlamentonun her kararnda sadece devletin bir
ilemi deil, fakat (bencil bireysel, snfsal veya herhangi bir
dier gruba ait amalarla hareket eden) belirli bir grup veya
hizip tarafndan alnm bir karar da fark edilebilir. Kuralcln en ar kuramcs Kelsen, bu noktadan kalkarak devletin ancak dncenin bir nesnesi olarak, kural ve ykmlerin kapal bir sistemi olarak var olduu sonucuna varmaktadr. Kamu h u k u k u kuramnn k o n u s u n u n bu soyut hali hukuk uygulayclarn k o r k u t m u olmaldr. Gerekte h u k u k
uygulayclar, kullandklar kavramlarn, sadece saf mantn dnyasndaki yerini deil, zellikle bu haksz dnyadaki
kesin pratik deerini de akllaryla olmasa da en azndan sezileriyle fark ederler. En tuhaf dlerin bile gereklie dayanmas gibi hukukularn "devleti" de "ideolojik doasna"
ramen, nesnel bir gereklie baldr.
Bu gereklik her eyden nce, tm maddi ve insani unsurlaryla devlet aygtnn kendisidir.
Yetkin devlet kuramlarnn yaratlmasndan nce b u r j u vazi devletini uygulamada kurmutur. Sre Bat Avrupa'da,
kentsel toplulukta balamtr. 19

Feodal dnya, feodal beyin kiisel kaynaklar ile siyasal


topluluun kaynaklar arasndaki ayrl tanmazken, ortak
belediye hazinesi ilk olarak tek tk olarak kentlerde dank biimde ortaya km ve daha sonra srekli bir k u r u m
halini almtr. 20
Denebilir ki, bylelikle "devlet ileri" maddi temelini kazanmtr.
Devlete ilikin mali kaynaklarn yaratlmas, bu kaynaklardan geinen insanlarn ortaya kmasn da kolaylatrmtr: memurlar ve mstahdemler. Feodal dnemde, idari
ve adli ilevler, feodal beyin hizmetlileri tarafndan yerine
getirilmektedir. Kamu hizmetleri, kelimenin gerek anlamyla, ancak kent rgtlenmesinde ortaya kar; bylelikle,
otoritenin kamusal nitelii madden vcut bulur. zel hukuktaki, h u k u k ! ilemler yapabilmek iin verilen veklet anlamnda vekillik, kamu hizmetinden ayrlr. Mutlak monarinin, ehirlerde doan bu kamusal otorite biimine sahip
kp b u n u daha geni bir corafyaya uygulamaktan baka
bir ey yapmas gerekmemitir. Burjuva devletinin, devrimci
patlamalar araclyla olduu gibi monarik-feodal unsurlarla barl bir u y u m araclyla da gerekleen daha sonraki tm mkemmelleimi, pazarda iki mbadeleciden herhangi birinin mbadele ilikisini kendi gcyle dzenleyememesini ifade eden tek bir ilkeye indirgenebilir; meta sahipleri birbirlerine malik sfatyla tandklar karlkl gvenceyi cisimletiren ve meta sahipleri arasndaki mbadele
ilikisinin kurallarn temsil eden bir nc tarafn varl.
2 0 A n t i k A l m a n k y t o p l u l u u M a r k , m a l s a h i b i olan, bir tzelkiilik deildi. Otlaklarn k a m u s a l nitelii, ifadesini, b u n l a r n M a r k ' m t m y e l e r i t a r a f n d a n
k u l l a n l m a s n d a b u l u y o r d u . K a m u s a l ihtiyalara y n e l i k k a t k l a r yalnzca seyr e k b i i m d e ve h e r z a m a n ihtiyalarla sk skya orantl b i i m d e t o p l a n y o r d u . Artan bir m i k t a r o l u r s a b u , o r t a k g e i m iin k u l l a n l y o r d u . Bu g e l e n e k ,

18 M e t i n d e Franszca.
19 S.A.Kotljarevskij, Vlast'i pravo (Hukuk

152

s r e k l i k a m u s a l k a y n a k k a v r a m n n o d n e m e ne k a d a r y a b a n c o l d u u n u
ve Otorite),

s.193.

gstermektedir.

153

ALTINCI BLM

Hukuk ve Ahlk Dncesi

nsan emei rnlerinin birbirleri ile deerler olarak iliki


kurabilmesi iin insanlarn karlkl olarak, bamsz ve
eit bireyler gibi hareket etmesi zorunludur.
Bir insan dierinin iktidar altnda b u l u n d u u n d a , yani
kle olduunda, emei, deerin yaratcs ve z olma niteliini kaybeder. Klenin emek gc rne, evcil hayvanlarn emek gc gibi, kendi retim ve yeniden retim maliyetinin ancak belirli bir b l m n aktarr. Bu n o k t a d a n
kalkarak Tugan-Baranovskij siyasal iktisadn, ancak ahlk!
mutlak deer ve dolaysyla insan kiiliinin eitlii anafikrinden yola kldnda anlalabilecei s o n u c u n a varmaktadr. 1 Bildiimiz gibi, Marx, buradan farkl bir sonuca varmakta, insan kiiliinin eitlii ahlk dncesini, meta biimine balamakta yani bu dnceyi, tm insan emei eitlerinin uygulamada eitlenmesinden karsamaktadr.
Gerekte, ahlk zne yani, dierleriyle eit bir kii olarak insan, deer yasas temelindeki mbadelenin nkou1

T u g a n - B a r a n o v s k i j , Osnovy

politiceskoj

eknomii

(Siyasal

ktisadn

lkeleri),

1917,5.60.

157

lundan baka bir ey deildir. Hukuk zne, yani malsahibi


olarak insan yine ayn nkoulu temsil etmektedir. Nihayet
bu iki belirlenim, insann bencil iktisad zne olarak grnd bir n c s n e ok sk biimde baldr.
Birbirine indirgenemez ve grnte elikili olan bu
belirlenim bir b t n olarak deer ilikisinin, yani retim
srecinde gerekleen insan ilikilerinin, mbadele konusu
r n l e r i n nesnelemi bir zellii olarak g r n d bir
ilikinin gereklemesi iin gerekli koullarn t m n ifade
etmektedir.
Bu belirlenimler, gerek t o p l u m s a l ilikiden ayrlr ve
zerk kategoriler olarak (yani saf kurgul yolla) gelitirilmeye allrsa sonu olarak elikilerden ve birbirlerini yadsyan nermelerden oluan bir kargaa elde edilir. 2 Fakat
gerek mbadele ilikisinde bu elikiler, diyalektik olarak
bir b t n d e birleirler.
Mbadeleci, bencil olmak, yani saf iktisad hesaplarla hareket etmek zorundadr, aksi takdirde, deer ilikisi, gerekli
bir toplumsal iliki olarak ortaya kamaz. Mbadeleci, hak
sahibi olmal, yani zerk karar alma olanana sahip b u l u n maldr zira gerekten de mbadelecinin iradesi " m n d e mi" olmak zorundadr. Sonu olarak mbadeleci, insan kiiliinin eitlii ilkesini cisimletirir, zira mbadelede tm
emek trleri birbirini zmsemi ve soyut insan emeine
indirgenmitir.
2 J a k o b e n l e r , k k b u r j u v a d e v r i m c i l e r i , trajik b i i m d e b u elikilere s a p l a n mlardr. B u r j u v a t o p l u m u n u n g e r e k geliimini, a n t i k R o m a ' d a n d n aln a n yurttalk e r d e m l e r i n e tbi k l m a k istemilerdir. B u n u n l a ilgili olarak Marx
u s a p t a m a y y a p m a k t a d r : " M o d e r n b u r j u v a t o p l u m u n u , k e n d i a m a l a r n n
p e i n d e n g i d e n zel karlarn, genel r e k a b e t i n ve sanayi t o p l u m u n u , b u anari, doal ve r u h s a l bireycilik rejimini insan haklarnda

t a n m a k ve kabul e t m e k

z o r u n d a o l m a k ve a y n z a m a n d a da t o p l u m u n y n e t i m i n i A n t i k a r n e i n e
gre b i i m l e n d i r m e y e k a l k r k e n b u r j u v a t o p l u m u n u n k i m i yaamsal

zellik-

lerini u ya d a b u birey iin o r t a d a n k a l d r m a y i s t e m e k . N e b y k bir yanlg!", Marx, LaSainte

158

Famille (Kutsal Aile) ( 1 8 4 5 ) , s.148.

cesine varm ve b u n u binlerce biimde gelitirmise, bu tezin gerisinde herhangi bir nesnel iliki olmas gerekir. Elbette, ahlk kii veya eit kii kavram, gereklie uygun
olmayan ideolojik bir oluumdur. Bencil iktisad zne kavram da gerekliin, ayn oranda ideolojik bir arptmasdr.
Bununla birlikte bu iki belirlenim, b u n u sadece soyut ve
dolaysyla tek yanl biimde ifade etse de zgl bir toplumsal iliki ile uyumludur. Daha nce de belirtme frsat buld u u m u z gibi, genel olarak, "ideoloji" kelimesi veya kavram, bizi derinlemesine zmlemeler yapmaktan alkoymamaldr. nsanlarn eitlii kavramnn tam bir ideolojik yaratm olduu aklamas ile tatmin olursak grevimiz hayli
hafifler. rnein "alak" ve "yksek" kavramlar, "dnyev"
ideolojimizin kavramlarndan baka bir ey deildir; fakat
bunlar ayn zamanda, kesin ve kuku gtrmez yer ekimi
gerekliine dayanrlar. nsan, tam olarak, "alakl" ve
"ykseklii" ayrt etmeye kendisini zorlayan gerek nedeni,
yani d n y a n n m e r k e z i n e y n l e n e n yerekimi kuvvetini
kavrad zaman, bu tanmlarn, tm kozmik gereklie uygulanmasn engelleyen snrllnn da farkna varr. Demek ki, bir kavramn ideolojik niteliinin ortaya karlmas, o n u n gerekliinin saptanmasnn dier y n n d e n baka
bir ey deildir.
Ahlk kii meta retimi t o p l u m u n u n znesinden baka
bir ey deilse, bu d u r u m d a , ahlk yasa da mal sahipleri
arasndaki ilikileri dzenleyen kural olarak ortaya kmak
zorundadr. Bu d u r u m , ahlk yasaya kanlmaz biimde
atkl bir nitelik verir. Bu yasa bir yandan, toplumsal olmaldr, bylelikle tekil bireylerin zerinde yer alr; te yandan da meta sahibi, mal sahipleri arasndaki ilikileri dzenleyen kuraln, her bir meta sahibinin r u h u n d a isel bir
yasaya dnmesi gerekecek biimde, doas gerei zgrlk ( s a h i p o l m a ve d e v r e t m e z g r l ) taycsdr.

Kant'm kategorik emperatifi (kesin buyruk - .n.), bu eliik


gereklilikleri btnletirir. Bireyler stdr, n k , (korku,
duygudalk, acma, dayanma gibi) gdlerle hibir ilgisi
yoktur. Kant'n ifadeleriyle, korkutmaz, ikna etmez, dalkavukluk etmez. T m tecrb, yani insani gdlenimlerin dnda yer alr. Ayn zamanda, szcn kaba ve dorudan
anlamyla tm dsal basklardan bamsz biimde ortaya
kar. Sadece evrenselliinin bilinciyle hareket eder. Kant
etik, meta retimi t o p l u m u n u n zgn etiki olduu gibi ayn z a m a n d a genel etikin en saf ve en gelikin biimidir.
Kant bu biime, paralanm b u r j u v a t o p l u m u n u n , bireyi
ataerkil ve feodal d n e m i n organik balarndan zgrletirirken gereklie yerletirmee alt gelikin mantksal
bir g r n m vermitir. 3 Ahlkn temel kavramlar, meta
retimi t o p l u m u n d a n koparlr ve baka bir toplumsal yapya uygulanrsa, anlamlarn yitirir. Kesin buyruk, hibir biimde toplumsal bir igd deildir, zira temel hedefi, birey-st, organik, doal herhangi bir gdlenimin imknsz olduu bir yerde etkin olmaktr. Bireyler arasnda, bireysel Ben'in snrlarn silikletiren sk duygusal balarn var
o l d u u yerde, ahlk dev kavram yer b u l a m a z . Ahlk
dev kategorisini anlamak istiyorsak, rnein, anne ile bebei veya aile ile bireyleri arasndaki organik ilikilerden
deil, yaltklk d u r u m u n d a n yola kmamz gerekir. Ahlk
varlk, hukuk varln zorunlu tamamlaycsdr ve her ikisi meta reticileri arasndaki ilikinin biimleridir. Kant
3

Kant'n etik retisi, tanr i n a n c n n s o n sma o l d u u iin b u i n a n ile o k


iyi bir b i i m d e kolayca uzlar. F a k a t bu ikisi a r a s n d a k i balant m a n t k s a l olarak z o r u n l u deildir. Ayrca, k e s i n b u y r u u n g l g e s i n d e k o r u n m a a r a y a n tanrn n kendisi d e o k ince ve h a l k kitlelerini s i n d i r m e k iin p e k u y g u n o l m a y a n
bir s o y u t l a m a y a d n r , ite b u n e d e n l e , k i l i s e n i n ve f e o d a l i z m i n t e p k i s i ,
Kant'n d e v i n i m s i z biimcilii ile k a l e m kavgasna g i r m e k , k e n d i s i iin d a h a
salam, a d e t a " h k m s r e n " bir tanr ortaya k a r m a k ve k e s i n b u y r u u n yerine, canl " u t a n , m e r h a m e t ve sayg" d u y g u l a r n k o y m a k u r a n d a y o u n lamtr. (V. Solov'ev).

161
102

kesin b u y r u k , tm bu t u m t u r a k l szler, insann, h u k u k


a l a n n d a y a p m a y a z o r l a n d eyi " z g r c e " , yani isel
i n a n l a y e r i n e g e t i r m e s i n e i n d i r g e n e b i l i r . B u n u n iin
Kant'm verdii rnekler ok belirgindir. Bunlar, b u r j u v a
edepliliinin tezahrlerinden ibarettir. Kantm kesin buyruunda, kahramanla veya yreklilie yer yoktur. Bakalarndan istemediimiz srece bizim de bir fedakrlkta bulunmamz kesinlikle zorunlu deildir. Tarihsel ynelimini,
toplumsal ilevini gerekletirmek iin kendi karlarndan
feragat etme gibi "akla yatkn olmayan" fedakrlklar, toplumsal i g d n n en st seviyede aa kt eylemler,
kelimenin tam anlamyla etikin dnda yer alr. 4
Schopenhauer ve daha sonra V Solov'ev h u k u k u , belirli
bir asgari etik olarak tanmlamtr. Ayn hakllkla ve ayn
ekilde, etik de belirli bir toplumsal asgari olarak tanmlanabilir. En youn toplumsal duygu, kelimenin tam anlamyla etikin dnda yer alr ve gemi organik dnemlerden, zellikle kanda kmelere dayanan dzenden (gertilice - .n.) g n m z insanlna braklm bir mirastr. Eski
Almanlar ile Romallarn zelliklerini karlatran Engels,
u saptamay yapmaktadr: "kiisel deer ve yreklilikleri,
zgrlk dnceleri ve t m kamusal ilerde kiisel bir yn
gren demokratik gdleri, zetle Romallarn yitirdii ve
Roma dnyasnn amuruyla yeni devletleri biimlendirmeyi becerebilecek ve yeni ulus topluluklarn bytebilecek
tm bu zellikler, geliiminin ileri aamasndaki Barbarlarn ortak zellikleri, gentilice r g t l e n m e s i n i n meyvalar
deilse baka nedir ki?" 5

te bu n e d e n l e , r n e i n , P r o f e s r Magaziner, b u a n l a m d a etiki "lmllk ve kesinlik" olarak t a n m l a d n d a ve insanlar d e v l e r i n i a a n eylemlere iten k a h r a -

Rasyonalist etikin, gl ve akld toplumsal gdlerin


stne gerekten kt tek yn, tm insanlar kapsayan
evrenselliidir. Kabilenin, gens'in ve ulusun, zorunlu olarak
dar olan tm organik erevesini krma ve evrenselleme
eilimindedir. Bu bakmdan, insanln belirli maddi kazanmlarn, zellikle ticaretin, dnya ticaretine d n m n
yanstr. "Ne Yunanl ne Yahudi" ifadesi, tam anlamyla gerek bir tarihsel d u r u m u , halklarn Roma egemenlii altnda
birlemelerini anlatr.
Etik biimin (ve dolaysyla hukuksal biimin) evrensellii -tm insanlar eittir, herkes ayn "ruha" sahiptir, herkes
h u k u k zne olabilir- Romallara, yabanclarla, yani farkl
gelenek, dil ve dinden insanlarla ticar ilikiye girme sonucu benimsetilmitir. Kklemi kendini beenme ve yabanclar hor grme geleneklerinin reddini ierdiinden deil
de bu nedenle, balarda Romallarca yararl bir ey olarak
deerlendirilme k o n u s u n d a zorlukla karlamtr. rnein, Maine, jus gentium'un bizzat kendisinin, Romallarn
yabanclara, kendi lkelerinin jus ivile'sinin ayrcalklarn
tanma k o n u s u n d a k i isteksizliinin ve her trl yabanc
h u k u k a kar olan horgrlerinin bir sonucu olduunu belirtmektedir. "Aequitas" s z c n n kendisi eitlii ifade
etmekte ve muhtemelen, balarda bu ifadenin znde herhangi bir etik renk bulunmamaktayd. Bu deyimle anlatlan
srecin, ilkel bir Romalnn r u h u n d a tiksintiden baka bir
duygu yarattn kabul etmek iin herhangi bir neden bulunmamaktadr. 6
Bununla birlikte, meta retimi t o p l u m u n u n rasyonalist
etiki, daha sonra byk bir baar ve hayranlkla bahsetme
alkanl edindiimiz, ok yksek bir kltrel deer olarak sunulmutur. Kant'n mehur ifadesini hatrlamak ye-

manln karsna k o y d u u n d a hakldr. (J.M. Magaziner, Obscee ucenie o gosudarstve [Genel Devlet Teorisi], 2.B., Petrograd,
5

Engels, Ailenin, z e l Mlkiyetin

162

ve Devletin

1922,

s.50).

Kkeni ( 1 8 8 4 ) , s . 1 6 1 .

S u m m e r Maine, Ancient

Law, Rusa'ya ev. N. Belozerskaia, 1873, s.40 ve 47.

163

r
terlidir: "dnce ona eklendii ve uyguland zaman iki
ey, kalbi, srekli yeni ve srekli artan bir sayg ve hayranlk ile doldurur: zerimdeki yldzl gkyz ve iimdeki
ahlk yasas." 7
Sylem ahlki grevin "zgr"ce yerine getirilmesine atf
yaparken hep ayn rnekler sahne alr: fakire verilen sadaka
veya cezalandrlma ihtimali olmamasna ramen yalan sylemeyi reddetmek. te yandan, Kautsky ok hakl olarak,
"insan kendi iinde bir ama olarak deerlendir" kuralnn
ancak insann bir dieri iin fiilen bir araca dntrlebildii yerde anlaml olduu saptamasn yapmaktadr. Ahlk
tumturakl szler, toplumsal pratiin ahlkszl ile kopmaz biimde balantldr ve ondan beslenir. Ahlk retileri, dnyay deitirmek ve dzeltmek niyetindedir ancak
gerekte kendileri, arptlm bir yansdan, asl dnyann
bir y n n d e n , deer yasasna tabi olan insan ilikilerini
gsteren y n n d e n baka bir ey deildir. Ahlk kiinin,
teslis znesinin tzlerinden birinden baka bir ey olmad
unutulmamaldr; kendi iinde bir ama olan insan, bencil
iktisad znenin bir baka y n d r sadece. Etik ilkenin asl
ve tek gerek somutlamas olan bir eylem ayn zamanda
bu ilkenin yadsnmasn ierir. Byk kapitalist, k k kapitalisti, kiiliinin mutlak deerine tecavz etmeden, "iyiniyet"le batrr. Bir kii olarak ii, kii olarak kapitalist ile
"ilke olarak eit"tir; bu eitlik "serbest" i akdinde ifadesini
bulur. Fakat ayn "somutlam zgrlk"ten, ii iin, huzur iinde alktan lme olana da doar.
Etik biimin bu iki yzll, talih eseri ve kapitalizmin
belli kusurlaryla belirlenmi dsal bir eksiklik deildir.
Tersine bizzat etik biimin ayrdedici temel zelliidir. Etik
biimin bu iki yzllnn ortadan kalkmas, toplumsal-

I
lam ve planlanm bir ekonomiye gei anlamna gelir;
bu da, insanlarn ilikilerini, ak ve yaln olan yarar ve zarar kavramlar yardmyla kurabilip kavrayabilecekleri bir
toplumsal sistem kurulmas anlamna gelir. Etik ikiyzlln en nemli alanda, yani insanlarn maddi yaam alannda ortadan kaldrlmas, etik biimin genel olarak ortadan
kaldrlmas anlamna gelir.
Saf yararclk, etik retiyi evreleyen sis perdesini datma abasnda, "iyi" ve "kt" kavramlarn, yararllk ve zararllk asndan deerlendirir. Bununla elbette etiki ortadan kaldrr veya daha akas kaldrmaya alr, n k
etik fetilerin ortadan kaldrlmas pratikte ancak, meta fetiizminin ve hukuksal fetiizmin ortadan kaldrlmas ile ezamanl gerekleebilir.* nsanlk, geliimin bu aamasna
ulamadka, yani kapitalist d n e m i n miras almadka,
kuramsal dncenin abalar gelecek zgrlemeyi ancak
ngrebilir fakat o n u fiilen cisimletiremez. Marx'n meta
fetiizmine ilikin szlerini hatrlayalm: "emek rnlerinin, deer olarak, retimlerinde harcanan insan emeinin
basit bir ifadesinden baka bir ey olmadnn daha sonra
bilim tarafndan ortaya karlm olmas, insanln geliiminde bir r aar, fakat hibir biimde, emein toplumsal niteliini, nesnelerin, rnlerin kendilerinin bir nitelii
gibi gsteren yanlsamay datmaz." 8
ii snf ahlknn daha imdiden her trl fetiten zgrlemi olduu itiraz yaplabilir. Ahlken y k m l l k
olan, snf iin yararl olandr. Bu biimiyle ahlk, mutlak
bir ey deildir, n k b u g n iin yararl olan yarn iin ol(*) ingilizce m e t i n d e arada bir c m l e b u l u n m a k t a d r : "Davranlar, ak ve yaln
yarar ve zarar k a v r a m l a r t a r a f n d a n y n l e n d i r i l e n insanlar, t o p l u m s a l ilikiler i n i n d e e r veya h u k u k kavramlaryla ifade e d i l m e s i n e ihtiya d u y m a y a c a k -

E. Kant, Critique de la Raison pratique,

164

1788.

lardr" - .n.
8

M a r x , Kapital, c . J ( 1 8 6 7 ) , s.89.

165

mayabilir; ayrca mistik veya doast bir ey de deildir,


n k yarar ilkesi yaln ve ussaldr. phesiz ki ii snfnn veya daha aka n c s n n ahlk, rnein dinsel unsurlarndan arnarak iki yzl feti niteliini yitirmektedir.
Fakat tm katklklarndan, zellikle dinsel unsurlardan
k u r t u l m u bir ahlk bile yine bir ahlktr, yani her eyin
henz insann kendisine indirgenmedii bir toplumsal iliki biimidir. Bireyi snfa balayan yaayan ba, benliinin
snrlar adeta silinecek ve snfn kar gerekten bireyin
karyla zde hale gelecek denli gl olduunda, ahlk!
bir devin yerine getirilmesinden bahsetmek anlamsz hale
gelir ve dolaysyla bu d u r u m d a ahlk olgusu hibir biimde mevcut deildir. Fakat karlar arasnda byle bir kaynamann bulunmad d u r u m d a , kanlmaz olarak, kendis i n d e n k a y n a k l a n a n t m yaplarla birlikte s o y u t ahlk
dev ilikisi de ortaya kar. "Snfn iin en yararl olacak
biimde davran" ilkesi, Kant'n "genel bir yasa olabilecek
biimde davran" kalbyla ayn tny verecektir.
Tek fark birinci durumda, somut bir snrlandrmaya gitmemiz ve etikin mantna, snfsal bir ereve izmemizdir. 9
Ancak bu ereve iinde [etik] tm deerini korur. Etikin snfsal ierii, biimi kendiliinden ortadan kaldrmaz.
Burada sadece, mantksal biimleri deil fakat ayn zamanda etikin gerekten ortaya kt biimleri de d n y o ruz. Bir ii t o p l u l u u n u n yani bir snf t o p l u l u u n u n iinde de, ahlk devin yerine getirilmesinin farkl iki amatan
oluan, ayn biimsel yntemlerini gzlemleyebiliriz. Bir
9

K u k u s u z , snf m c a d e l e l e r i ile b l n m bir t o p l u m d a , snfsal ierik tam a y a n bir etik, u y g u l a m a d a deil, s a d e c e i m g e l e m d e var olabilir. M a r u z kald y o k s u n l u k l a r a karn bir greve k a t l m a karar veren ii, elbette b u k a r a r m ,
zel karlar genel kara tbi k l n m a s n isteyen bir a h l k d e v olarak dile
getirebilir. A n c a k , b u genel kar k a v r a m n n , ayn z a m a n d a , k e n d i s i n e kar
mcadele y r t l e n kapitalistin karlarn da k a p s a m a d tam anlamyla
aktr.

166

II

yandan, topluluk, yelerini, ahlk devlerini yerine getirmeye ynlendirecek olas zorlama aralarnn t m n terk
etmez. te yandan da ayn topluluk, bir davran, ancak
bylesine bir dsal zorlama b u davrann gdlenmesini
oluturmad srece ahlkl olarak nitelendirir. Ahlk ve
ahlkl davrann, t o p l u m s a l u y g u l a m a d a , ikiyzllkle
bylesine sk skya bal olmas ite tam da bu nedenledir.
Elbette, ii snfnn toplumsal yaam koullar, birey ile
topluluk arasndaki ilikinin, daha s t n ve daha uyumlu
yeni bir biiminin domasnn ncllerini oluturmaktadr.
i snf dayanmasn gsteren pek ok olay b u n a tanklk etmektedir. Fakat yeninin yanbamda eski de varln
srdrmektedir. Benliini topluluk iinde kaynatran ve
b u n d a en yksek tatmini ile yaamnn anlamn bulan gelecein toplumsal insannn yansra, omuzlarnda az ok
soyut bir devin y k n hisseden ahlk insan da varlm
srdrr. Birinci biimin zaferi, insann, tm zel hukuksal
ilikilerin kalntlarndan tamamen kurtuluu ve insanln
k o m n i z m y n n d e kesin d n m anlamna gelir. Bu
grev elbette, srf ideolojik veya eitimsel bir grev deildir.
nsani ilikilerin yeni biimi, yeni bir iktisad maddi temel
yaratlmas ve b u n u n salamlatrlmasm gerektirir.
Bu nedenle, ahlkn, h u k u k u n ve devletin burjuva toplum u n u n biimleri olduu gerei aklda tutulmaldr. i snf bu biimleri kullanmak z o r u n d a olsa bile, bu d u r u m
kesinlikle, onlarn sosyalist bir ierik alarak gelimeyi srdrecekleri anlamna gelmez. Bu biimler, sosyalist ierii
zmleyemezler; bunlar, sz k o n u s u ierik gerekletii
oranda s n m l e n m e k zorunda kalacaklardr. Yine de ii snf, gncel gei dneminde, burjuva t o p l u m u n d a n devralman bu biimleri, kendi snf karlar dorultusunda, tam a m e n tketerek kullanmak zorundadr. Fakat b u n u n iin
ii snf, bu biimlerin tarihsel kkenlerine ilikin olarak
167

her trl ideolojik rtden kurtulmu, ok ak bir tasarma sahip olmaldr. i snf, sadece burjuva devletine ve
ahlkna kar deil, kendi z devletine ve ahlkna kar da
serinkanl bir eletirel tavra sahip olmak zorundadr. Baka
bir ifadeyle ii snf, bu biimlerin varlklarnn ve ayn zamanda yok olularnn tarihsel z o r u n l u l u u n u n bilincinde
olmaldr. 10
Marx, Proudhon'a ynelik eletirisinde, soyut adalet kavramnn, hi de kendisine dayanarak ideal, yani adil bir
mbadele ilikisi kurabileceimiz, mutlak ve ebedi bir lt
olmadn belirtmektedir. Byle bir giriim, "kimyasal ilikileri, bunlarn gerek yasalarn aratrmak yerine, 'ebedi
dnceler'in, 'zgl nitelikler'in ve 'benzerliklerin bir ilevine d n t r m e giriimi olacaktr."
Adalet kavramnn kendisi de mbadele ilikisinden tretilmitir ve o n u n dnda bir anlam yoktur. Temelde adalet
kavram, yukarda ele aldmz, insanlarn eitlii kavram n d a n farkl bir ey iermez. te bu nedenle adalet dncesinde herhangi bir zerk ve mutlak lt grmek samadr. Ama yine de bu dnce, ustaca kullanlrsa eitsizlii bir eitlik olarak yorumlamaya olanak tanr ve bylece
zellikle etik biimin belirsizliini gizlemeye u y g u n d u r .
te yandan, adalet, etiki h u k u k a gtren basamaktr. Ahlk davran "zgr" olmaldr, fakat adalet zorla salanabilir. Kiiyi ahlk davrana ynelten zorlama, kendi varln
inkr etmeyi denemi olur; b u n a karlk adalet, aka herkesin "payna der". Dsal gereklemeye ve karc ben10 "Bu d u r u m , gelecein t o p l u m u n d a a h l k n o l m a y a c a a n l a m n a m gelir?"
Eer a h l k , geni a n l a m d a , s t i n s a n i b i i m l e r i n gelimesi, i n s a n n saf bir varla d n m e s i olarak k a v r a n r s a kesinlikle hayr. B u n u n l a birlikte g n m z d e farkl bir d u r u m sz k o n u s u d u r ; a h l k bilincin ve ahlk d a v r a n n , tarihsel ilevlerini t a m a m l a d k t a n s o n r a yerlerini, i n s a n l a t o p l u l u k a r a s n d a k i ilikinin d a h a st, farkl b i i m l e r i n e b r a k m a k z o r u n d a o l a n , z g l biimleri sz
k o n u s u d u r ( n c bask iin a k l a m a ) .

168

cil bir etkinlie izin verir. Etik ve hukuksal biim arasndaki en nemli temas ve u y u m s u z l u k noktalar burada yer almaktadr.
Mbadele, yani metalarm dolam, mbadelecilerin birbirlerini karlkl, mal sahibi olarak tanmalarn varsayar.
Bir isel kan veya kesin buyruk biiminde ortaya kan bu
karlkl tanma, meta retimi t o p l u m u n u n ykselebilecei
en yksek derecedir. Fakat ayn zamanda bu m a k s i m u m u n
dnda, metalarn dolamnn engelsiz gerekleebilmesine
olanak tanyan belirli bir m i n i m u m da vardr. Bu minimum u n gereklemesi iin, malsahiplerinin, birbirlerini karlkl malsahipleri olarak tanyorlarm gibi davranmalar yeterlidir. Burada, kendisini belirleyen gdlerden bamsz
olarak, olduu gibi nitelenen yasal davran, ahlk davranla eliir. Hukuksal bak asna gre borcun, borlu tarafndan "her halkrda demek zorunda kalnaca" iin
d e n m e s i ile a h l k e n z o r u n l u h i s s e d i l m e s i s o n u c u n d a
denmesi arasnda herhangi bir fark yoktur. Dsal zor dncesi ve sadece dncesi deil dsal z o r u n rgtlenmesi de h u k u k s a l biimin g r n m l e r i d i r . H u k u k s a l iliki,
mbadelenin dier yz olarak srf kuramsal adan kurulabildiinde, b u n u n fiilen gereklemesi, az ok sabit genel
kalplar, gelimi bir kazistii [muhakemeyi - .n.] ve nihayet, bu kalplar somut olaylara uygulayan ve kararlarn
cebri icrasn gvenceye alan zel bir rgtlenmeyi gerektirir. Hukuksal iliki, ok zaman gelenek h u k u k u , gnll
tahkim ve kiisel hak alma sayesinde gereklese de, bu ihtiyalar en iyi biimde devlet iktidarnca karlanrlar.
Zor ilevi, rgtlenmedii ve taraflarn zerinde yer alan
zel bir aygta sahip olmad yerde, szde "karlkllk" biimi altnda ortaya kar; bu karlkllk ilkesi, gnmze dein var olan kuvvetler dengesi koullarnda, uluslararas huk u k u n tek ve sylemek gerekir ki, ereti temelini oluturur.
163

te yandan, ahlk! gereklikten farkl olarak hukuksal gereklilik, bir "i ses" biiminde deil, fakat, genel olarak buna
denk den bir maddi karn taycs olan somut bir zneden kaynaklanan dsal bir gereklilik olarak ortaya kar.11
Hukuksal devin yerine getirilmesinin, borlu bakmndan her trl znel unsura yabanc olmas, dsal ve hemen
hemen nesnel biim, bir zorunluluun yerine getirilmesi biimini almas da bu nedenlidir. Hukuksal y k m l l k kavram da bylece hayli pheli hale gelmektedir. Eer tam
anlamyla tutarl d a v r a n r s a k , Binder'in Rechtsnorm
und
Rechtspflicht'de yapt gibi, genel olarak, hukuksal y k m lln "dev" (Pflicht) ile ortak bir y n n n olmadn,
ancak h u k u k e n bir "sorumluluk" ( H a f t u n g ) olarak var old u u n u ; "ykml olmann", "dava ve cebri icra yoluyla
malvarl ile (ceza h u k u k u n d a da bedeni ile) sorumlu olmak"tan fazla bir anlam olmadn sylememiz gerekir. 12
Binder'in vard, hukukularn o u n u n gznde paradoksal olan ve ksaca "hukuk, hukuksal olarak hibir eyi

11 G e n e l olarak h u k u k s a l b i i m i n e n y e t k i n m e g i o l a n zel h u k u k t a da ayn


zellik geerlidir. K a m u i k t i d a r n n o r g a n l a r n d a n k a y n a k l ve gerisinde hibir
zel kar b u l u n m a y a n " h u k u k s a l gereklilikler", siyasal y a a m gerekliinin
h u k u k s a l b i i m i n d e n baka bir ey deildir. Bu b i i m i n nitelikleri d u r u m a gre deiir; devletin h u k u k s a l k a v r a n m m , k a n l m a z o l a r a k h u k u k s a l oulc u l u a d m e s i n i n n e d e n i de b u d u r . Devlet, z n e l e r i n - t a r a f l a r n z e r i n d e kon u m l a n a n nesnel k u r a l n ( o b j e k t i f norm - .n.) c i s i m l e n m e s i o l a r a k g r l d n d e , h u k u k kural ile s a n k i k a y n a r ve e n y k s e k s o y u t l u k ile nesnellie
ular. Devletin gereklilii, yansz ve n e s n e l bir yasa o l a r a k ortaya kar. Bu
d u r u m d a , devlet o denli z d e n y o k s u n d u r ki, o k a d a r , g e r e k zneler, y a n i
m e t a sahipleri a r a s n d a k i ilikilerin s o y u t g v e n c e s i h a l i n e gelmitir ki devletin bir z n e olarak d n l m e s i n e r e d e y s e i m k n s z d r . Devletin e n saf huk u k s a l kavran olarak bu kavray, b a n d a Kelsen'in b u l u n d u u Avusturya
e k o l t a r a f n d a n s a v u n u l a n anlaytr. Uluslararas ilikilerde ise devlet, nesnel k u r a l n cisimlemesi o l a r a k deil, ahsi h a k l a r n taycs o l a n , y a n i ieriin ve bencil karn t m z nitelikleri ile bir z n e o l a r a k ortaya kar. zel
kiilerle olan bir d a v a d a h a z i n e sfatyla b u l u n d u u n d a d a d e v l e t a y n rol

zorunlu klmaz (Das Recht verplichtet rechtlicht zu nichts)"


eklinde ifade edilen s o n u , gerekte, Kant'n kavramlar
arasnda daha nceden yapt ayrmn sistemli devamndan baka bir ey deildir. Fakat h u k u k s a l alan ile ahlk
alan arasndaki ak snr, burjuva h u k u k felsefesi iin zlmez elikilerin kaynadr. H u k u k s a l y k m l l k ile
"isel" ahlk dev arasnda hibir ortak yn yoksa, h u k u k a
tbi olma ile bizatihi iddete tabi olmay herhangi bir ekilde ayramayz. Fakat te yandan, hukuktaki dev u n s u r u ,
en zayf ayrt ile olsa bile, temel bir zellik olarak kabul
edilirse, toplumsal olarak gerekli m i n i m u m olarak h u k u k
kavram anlamn derhal yitirir. Burjuva h u k u k felsefesi, bu
temel elikide, kendi nclleriyle olan bu sonsuz mcadelede tkenir.
Bundan baka, znde benzer olan elikilerin, h u k u k ile
ahlk ve devlet ile h u k u k a r a s n d a k i ilikiler olarak iki
farkl biim altnda ortaya ktn saptamak da ilgintir.
H u k u k u n ahlk karsndaki zerkliinin kabul edildii ilk
d u r u m d a , dsal zor u n s u r u n a yaplan gl vurgu nedeniyle h u k u k , devlet ile karr. H u k u k u n , devletin yani fiili
egemenliin karsna k o n u l d u u ikinci d u r u m d a , terimin
Almanca'daki sollen anlamndaki (fakat mssen deil) dev
u n s u r u kanlmaz olarak sahne alr ve adeta tek bir hukuk-ahlk cephesiyle karlarz.
Profesr Petrazickij'nin hukukta, mutlak yani etik ve ayn z a m a n d a da ahlk b u y r u k t a n farkllaan bir b u y r u k
(emperatif - .n.) bulma giriimi, baarsz kalmtr. 13 Bilindii gibi, Profesr Petrazickij, hukuksal dev kategorisini,
dier znelerle karlaan zneye den, dierlerinin ondan
yerine getirilmesini isteyebilecei bir dev olarak kurmaktadr. Buna karlk ahlk dev ise ona gre, sadece belirli

stlenir. Bu iki kavray a r a s n d a , saysz melez ve ara b i i m l e r b u l u n a b i l i r .


12 J.Binder, Rcchtsnorm und Rechtspflicht,

170

Leipzig, 1916.

13 L.I. P e t r a i i c k i j , V vedeme v izucenie

prava

bir davran zorunlu klar, fakat nc kiilere kendi paylarna deni isteme hakkn vermez.
Buna gre (ahlk sadece zorlayc veya emredici bir nitelie sahipken) h u k u k , emredici-hak tanyc, iki tarafl bir nitelie sahiptir. Profesr Petrazickij, kiisel gzlemlere dayanarak, bor alnan miktar alacaklya geri demeyi gerektiren hukuksal y k m l l , bir dilenciye sadaka vermeyi
gerektiren ahlk y k m l l k t e n kolayca ayrabilecei konusunda bizi temin etmektedir. Bundan, eyleri birbirinden
aka ayrabilme yeteneinin m n h a s r a n Profesr Petrazickij'ye ait olduu sonucu kmaktadr. Zira bakalar, rnein, Trubeckoj, yoksula sadaka verme ile alacaklya borc u n u demenin, ruhsal adan ayn oranda kar tarafa bal
olduu konusunda bizi temin etmektedir. 14 (Bunun yoksul
iin aleyhte olmayan fakat alacaklnn gznde hayli tartma gtrr bir tez olduu sylenebilir.) Buna karlk, Rejsner, ykmlln duygusal y n n n , tamamen kar tarafn ruhsal iktidarndan kaynakland grndedir. Eer
Trubeckoj'da, talep haklaryla alacakl, yoksul ile "ruhsal bakmdan" ayn dzeye konmaktaysa, Profesr Rejsner'de, kelimenin tam anlamyla bir ruhsal iktidar sahibidir. Baka bir
ifadeyle, kavramlarn elikisi olarak mantksal ve sistematik biimiyle ortaya kardmz eliki, burada, kiisel gzlemlerin sonular arasndaki eliki olarak grnmektedir.
Fakat anlam ayndr. Hukuksal y k m l l k kendinde zerk
bir anlam bulamaz ve iki u nokta arasnda sonsuz biimde
salnr: dsal zor ile "zgr" ahlk dev.

larna karn burjuva h u k u k felsefesinin kaldramad eliki, meta reticileri t o p l u m u olarak burjuva t o p l u m u n u n
gerek temelidir. eliki burada, zel faaliyetlerini ancak,
gizemli ve sama meta deeri biimi altnda toplumsal faaliyetler olarak gsterebilen insanlarn gerek ilikilerinde cisimlemektedir.

Her zaman olduu gibi ve burada da, mantk sistemindeki bir eliki, gerek yaamdaki, yani ahlk ve h u k u k biimlerini reten toplumsal evredeki elikiyi yanstr. Bireysel ile toplumsal, zel ile kamusal arasndaki, tm aba-

14 E. T r u b e c k o j , Enciklopedija

172

prava (Huluh Ansiklopedisi),

M o s k o v a , 1903, s.28.

173

YEDNC BLM

Hukuk ve Hukukun hlali

Tarihimizdeki Kiev dneminin en eski h u k u k abidesi olan


Russkaja Pravda, ("akademik liste"nin) 43 maddesi iinde,
medeni hukuka veya ceza h u k u k u n a aykrla atf yapmayan sadece ve sadece iki madde iermektedir. T m dier
maddeler ya yaptrmlar ya da h u k u k u n ihlali d u r u m u n d a
uygulanmas gereken usl kurallarn tanmlamaktadr. Her
iki durumda da bir h u k u k kuralnn ihlali varsaylmaktadr. 1
Alman kabilelerin szde "barbar yasalar" da ayn tabloyu
sunmaktadr. rnein, Salik Yasas'nn 4 0 8 m a d d e s i n d e n
sadece 65'i bastrc nitelik tamamaktadr. Romallarn en
eski hukuksal yapt Oniki Levha Kanunlar, m u h a k e m e n i n
balatlmasna ilikin kuralla balar: "Si in ius vocat [ito], Ni
it, antestamino: igitur em capito."2 nl h u k u k tarihisi Ma1

G e l i i m i n b u ilkel a a m a l a r n d a , s z d e cezai "su" ile m e d e n i (civil, yani genel


olarak zel h u k u k - .n.) " s u " u n b i r b i r i n d e n h e n z a y r l m a m o l d u u n u belirtmeye p e k de gerek b u l u n m a m a k t a d r . E g e m e n olan k a v r a m , giderilmesi ger e k e n zarar k a v r a m d r : hrszlk, yama, cinayet, b o r c u n d e n m e m e s i , a y r m
y a p l m a k s z n , m a d u r k i i n i n dava ap, zararn parasal o l a r a k t a z m i n ettirm e s i n e o l a n a k salayan gerekeler olarak deerlendirilmitir.

XII tablic. Nikol'skij, 1897 basks, s . l ; ("Bir k i m s e yasal y n t e m l e r e gre m a h -

175

ine, Ancient Law adl kitabnda, "genel bir kural olarak, bir
kod ne kadar eski ise, ceza h u k u k u b l m o kadar ayrntl ve eksiksiz olur" demektedir. 3
H u k u k kuralna itaatsizlik, h u k u k kuralnn ihlali, ilikilerin normal biiminin paralanmas ve b u n d a n kaynaklan a n atmalar arkaik yasalarn k noktas ve asl ieriidir. Buna karlk balangta, normal olan belirlenmemiti,
akas yoktu. Karlkl hak ve devlerin kapsam ve ieriini belirleme ve saptama ihtiyac ancak, sakin ve huzurlu
yaam bozulduu zaman ortaya kar. Bu bak asna gre, Bentham, yasa suu yaratarak h u k u k u yaratmtr demekte hakldr. Tarihsel olarak hukuksal iliki, zgl niteliini, zellikle h u k u k u n ihlali ile olan ilikide kazanr. Hrszlk kavram, mlkiyet k a v r a m n d a n daha erken ortaya
kmtr. Bor vermeden doan h u k u k ilikiler, borlunun
borcunu demek istememesi d u r u m u n a gre belirlenmitir:
"bir kimse dierinden borcunu ister, dieri de b u n u inkr
ederse, vb." 4
Pactm (anlama) kelimesinin kken anlam, yalnzca genel olarak szleme deildir, bu kelime, pax (bar)tan tremitir, bir anlamazln dosta z m n ifade eder: anlama davay sona erdirir. 5
Dolaysyla, zel h u k u k , bizatihi hukuksal biimin genel
varlk koullarn en d o r u d a n biimde yanstyorsa ceza
h u k u k u da hukuksal ilikinin en yksek younlua erimesini temsil eder. Hukuksal u n s u r ilk nce burada teamli
uygulamadan en ak biimde kopar ve tamamen bamsz
k e m e y e arldnda, gitmelidir; gitmezse, b u tanklarla s a p t a n r ve t u t u l a r a k
getirilir" - .n.).
3

S u m m e r Maine, Ancient Lavv, s.288.

Russlaja Pravda, A k a d e m i k Liste, m a d d e 14.

R. Ihering, Geist des rmischen

Rechts, 1.Blm, R u s a eviri, 1875, s. 118 (ngi-

lizce b a s k d a A l m a n c a t e r i m l e r o l d u u gibi braklmtr: "vertag,


heit" s o n a erdirir - .n.).

177 163

unvertraglich-

hale gelir. Somut insann eylemlerinin h u k u k s a l taraf, yani


bir hukuksal znenin ilemlerine dnmesi davada aka
ortaya kar. G n l k eylem ve istemleri, h u k u k s a l irade
aklamalarndan a y r d e t m e k iin, antik d n e m h u k u k u
tumturakl zel riteller ve kalplar kullanmtr. Muhakeme srecinin (davann - .n.) dramatik nitelii, gerek dnyann yambanda, alglanabilir bir zgl h u k u k s a l var olu
yaratmtr.
T m h u k u k trleri iinde, bireye en dorudan ve en sert
etki edeni kesinlikle ceza h u k u k u d u r . Ceza h u k u k u n u n ,
uygulamada en b y k ilgiyi ekmesi de bu nedenledir. Yasa
ve b u n u n ihlalini yaptrma balayan ceza, genel olarak,
birbirine o denli sk skya baldr ki ceza h u k u k u sanki,
h u k u k u n bir temsilcisi roln oynar; t m n n yerini alan
bir paradr.
Ceza h u k u k u n u n tarihsel kkeni, kanl alma geleneine baldr. Bu iki olgu, olusal bakmdan, birbirine ok
yakndr. , ancak s o n u c u n d a bir ac ve bir para cezas old u u n d a gerekten tr; (insanlk tarihinde sklkla grebildiimiz gibi) burada da, nceki biimlerde ierden genel izgileri anlalr klan geliimin sonraki aamalardr.
Ayn olguya ters y n d e n yaklarsak, var olma mcadelesinden, yani t a m a m e n biyolojik bir gereklikten baka bir
ey grmeyiz. Kendini daha ge bir dnemle snrlayan ceza h u k u k u kuramclar iin, kanl , jus talionis'e, yani
madur veya ailesini tatmin ettiinden sonraki bir alma
olasln engelleyen eit tazminat ilkesine e der. Gerekte, M. Kovalevskij'nin y e r i n d e olarak belirttii gibi,
kanl cn en eski nitelii tamamen farkldr. Aileler arasndaki uyumazlklar kuaklar boyu devam etmi ve kendisi alma amacna dayanan her saldr, yeni bir kanl
almann nedeni olmutur. Saldrya urayan ve akrabalar,
bu sefer saldrgana d n m ve dng bir kuaktan die-

rine, genellikle tm d m a n aileler t a m a m e n yok olana kadar devam etmitir. 6


alma ancak, yansra uzlama veya parasal tazminat
sisteminin geliip yerlemeye balamas ile gelenek tarafndan dzenlenmeye ve "gze gz, die di" kuralna dayanan
bir tazmine dnmeye balamtr. Tamamen hukuksal ilk
kavram olan edeer kavram, kaynan, meta biiminde
bulur. Su, dolamn zel bir tr, mbadele ilikisinin,
yani akd! ilikinin sonradan, baka bir ifadeyle taraflardan
birisinin keyfi eyleminden sonra k u r u l d u u zel bir tr
olarak deerlendirilebilir. Aristo'nun, mbadeledeki eitlemeyi adaletin bir tr sayp alm, satm, ikraz ve benzeri iktisad ilikileri kapsamnda sayd "iradi eylemlerde eitleme" ile zel karlklar olarak yaptrmlar douran eitli
sular kapsamnda sayd "gayriradi eylemlerde eitleme"
olarak iki farkl tip saptamas da bu nedenledir. Suun, irade hilafna batlanan szleme eklindeki tanm da ona
aittir. Dolaysyla yaptrm da m a d u r u n katlanmak zorunda kald zararn bir karl olarak ortaya kar. Bilindii
gibi bu dnce Hugo Grotius tarafndan yeniden ele alnmtr. Bu kavramlatrmalar ilk bakta safa grlebilirse
de m o d e r n eklektik h u k u k kuramlaryla kyaslandnda
hukuksal biim hakknda ok daha keskin sezgilere sahiptirler. alma ve ceza rneklerinde, hukuksallkla ilikili,
fark edilmeyen, organik ve biyolojik dnmleri ok aka gzlemleyebiliriz. Bu balant, insann, hayvansal hayatn olaylarnn allm yani h u k u k s a l (veya etik) y o r u m u n d a n vazgemeyi becerememesi gerei ile daha da belirginlemektedir. nsan farkna varmadan, hayvanlarn eylemlerine ancak daha sonraki evrimle yani insanln tarihsel geliimi ile verilen bir anlam atfetmektedir.
6

M. Kovalevskij, Sovremennyi
Antik Dnem Hukuku),

178

obycaj

i drevnij

zakon,

11, (Modern

P e t e r s b o u r g ve M o s k o v a , 1886, s.37-38.

Gelenekler

zsavunma, hayvansal hayatn en doal olaydr ve canl


mn sadece bireysel tepkisi biiminde olduu gibi bir topluluun ortaklaa tepkisi eklinde de grlebilir. Arlarn hayatn inceleyen biliminsanlar, kovann kapsn bekleyen
arlarn, ieri girip gizlice bal almaya alan tm yabanc
arlara saldrp onlar s o k t u u n u gstermilerdir. Eer yabanc bir ar, kovana girmise, fark edilir edilmez derhal ldrlr. Hayvanlar dnyasnda, tepkilerin, tepkileri douran eylemlerden belirli bir z a m a n aralyla ayrld d u rumlarla karlalmas da ender deildir. Hayvan saldrya
derhal tepki vermez, tepkisini en uygun zamana erteler. Burada zsavunma, szcn gerek anlamyla almaya dnr. Modern insan iin alma fikri bir edeerle giderim fikrine sk skya bal olduundan, rnein Ferri'nin,
hayvanlarda bir "adalet" i g d s n n b u l u n d u u n u kabul
etmeye hazr olmas artc deildir. 7
H u k u k s a l d n c e n i n , yani bir edeer d n c e s i n i n
ak ve kesin biimde belirmesi ve nesnel olarak gereklemesi ancak iktisad geliimin, bu edeer biiminin, mbadeledeki edeer gibi geleneksel hale geldii aamasyla
olur; dolaysyla hayvanlar dnyasnda deil sadece insan
toplumunda gerekleir. Bunun iin, tazminatn tamamen
almann yerini alm olmasna kesinlikle gerek yoktur.
Tazminatn onur krc bir ey olarak reddedildii d u r u m larda (byle bir anlay, ilkel insanlarda u z u n bir sre egemen olmutur) veya ahsi almann kutsal bir dev sayld durumlarda, alma eyleminin kendisi de bir alternatif
bulunmad dnemlere gre yeni bir anlam kazanr: o n u n
tek uygun tazmin biimi olduu fikri yerleir. Ksacas parasal tazminin reddi, kan d k m e n i n , daha nce d k l e n
kann tek edeeri olarak deerlendirildiini gsterir. Srf

ve
7

E. Ferri, Sociologia

criminale,

Drill'in s u n u u ile Rusa evirisi, 2.cilt, s.37.

163

biyolojik bir olgu olan alma, edeerlerin mbadelesi biimine, deerlerle llen mbadele biimine balanr balanmaz hukuksal bir k u r u m a dnr.
Arkaik ceza h u k u k u bu balanty, mala ve kiilie verilen zararlar, sonraki dnemlerde kibarca reddedilecek bir
saflkla eitleyerek ak ve kaba bir biimde ortaya koymutur. Eski Roma h u k u k u n u n bak asna gre, b o r c u n u
deyemez d u r u m d a bulunan b o r l u n u n borcunu bedeninin
paralaryla (in partes secare) demesinde ve bir sulunun
fiziksel bir saldr iin malvarl ile sorumlu olmasnda bir
tuhaflk yoktu. Bir edeer temelinde tazmin fikri burada
tm plakl ile grlmekte; eklenen herhangi bir unsurla
gizlenmemekte veya karmaklatrlmamaktadr. Dolaysyla ceza davas da ticar bir szleme nitelii almaktadr. Ihering'e gre, "burada anlamaya varlncaya kadar yaplan bir
pazarlk tasarlamalyz. Bu, pacere, pacisci, depecisci terimleriyle, varlan anlamann kendisi ise pactum terimiyle ifade
edilir. Eski Kuzey Avrupa h u k u k u n d a k i , taraflarca seilen,
uzlama iin parasal miktar belirleyen arabulucu da (Roma'daki aslyla arbiter) bu noktada ie karr." 8
Szde kamusal cezalara gelince, bunlar esasen mali gerekelerle uygulanmaya k o n m u ve iktidar temsil edenlerin kasalarn doldurmaya hizmet etmitir. Bu konuyla ilgili
olarak Maine, "devlet, kendisine verildii varsaylan bir zarar iin para cezas ngrmez fakat ikyetiye den tazminatn bir ksmn kendi hizmetleri ve z a m a n kaybnn
hakl tazmini adna isterdi" demektedir. 9
Rus tarihinin bize rettiine gre, "zaman kaybnn adil
tazmini" prenslerce ylesine byk bir gayretle salanmtr ki, vakainameler "Rus toprann vergilerle ve savalarla

harap" olduuna tanklk etmektedir. Ayn hukuksal yama


olay sadece eski Rusya'da deil arlman mparatorluu'nda
da grlmtr. Eski Rus prenslerinin gznde, m a h k e m e
masraflarndan k a y n a k l a n a n kazanlarn sradan gelirlerden hibir fark yoktur. Prensler bu gelirleri, hizmetkrlarna balamakta, paylatrmakta... kullanmlardr. Belli bir
miktar para deyerek prensin m a h k e m e s i n d e n k u r t u l m a k
da mmkndr. 1 0
te yandan, dzeni salamann, askeriye ve kilisede iktidarn gcn k o r u m a n n bir arac olan ceza da, gelir kayna olan kamusal cezann yansra ok erken zamanlarda
ortaya kmtr. Herkesin bildii gibi Antik Roma'da nemli sularn b y k bir ksm, ayn z a m a n d a tanrlara kar
sulardr. 11 rnein, toprak sahibi iin en nemli h u k u k ihlallerinden biri olan kt niyetli snr kaydrmalar ilk a
boyunca dinsel bir su olarak deerlendirilmi ve s u l u n u n
kellesi tanrlara sunulmutur. Dzenin bekisi olarak ortaya kan din adamlar kast, sadece ideolojik kar peinde
olmam, ayrca hayli s o m u t maddi kar da takip etmitir;
zira, bu gibi durumlarda s u l u n u n mallar onlar lehine msadere edilmektedir. te yandan, din adamlar kastnn, -trenleri veya yerleik balar vermeyi reddetmek veya yeni
dinsel retiler getirmeye almak gibi yollarla- gelirlerine
zarar veren kiilere ynelik olarak uygulad cezalar da kamusal nitelik tayordu.
Papaz rgtlenmesinin yani kilisenin, ceza h u k u k u zerindeki etkisi, cezann, bir edeer veya tazminat olma nite10 Baknz R u s s k a j a P r a v d a ' n n dikaja vira m a d d e s i .
11 Yemin (juramentum)

h u k u k s a l ilikinin o n s u z o l m a z bir paras o l d u u n d a n

(Ihering'e gre, " y k m l o l m a k " , " h a k tesis e t m e k " ve " y e m i n e t m e k " u z u n


bir sre ayn anlama gelmitir), h u k u k s a l ilikinin t m , d i n i n k o r u m a s altndadr, zira y e m i n i n k e n d i s i bir dinsel ilemdir ve yalan y e m i n veya y e m i n i n

8
9

Ihering, Geist des rmischen

Rechts, R u s a eviri, I.cilt, s . 1 1 8 .

S. Maine, Ancient Law, s.269.

180

b o z u l m a s d a d i n s e l s u l a r d r . (Bkz. I h e r i n g , Geist

des rmischen

Rechts,

s. 3 0 4 ) .

181

ligini srdrmesine karn artk m a d u r u n maruz kald


zararla dorudan balantl olmamas; o n u n hak iddiasna
dayanmamas, fakat tanrsal bir ceza olarak yce, soyut bir
nitelik kazanmasnda kendini gsterir. Bylelikle kilise, giderimin maddi ynne, adan (expiatio) ideolojik gdsn de eklemek ve bylece zel alma ilkesine dayanan ceza h u k u k u n u kamusal dzeni, yani snf egemenliini salamada etkili bir ara yapmay ister. Bu adan, Bizansl rahip
snfnn, lm cezasn Kiev Prenslii'nde benimsetme ynndeki abalar aklaycdr. Dzeni salama amac, askeri
efler tarafndan alnan cezalandrc nlemlerin niteliini de
belirler. Askeri efler, kendi uyruu insanlar zerinde olduu gibi, kendi askerleri zerinde de ayaklanma, komplo veya basit bir disiplinsizlik gibi durumlarda dorudan yarglama yetkisini kullanr. Bakaldran bir savann kellesini
kendi elleriyle u u r a n Clovis'in m e h u r hikyesi, barbar
Cermen imparatorluklarn dou andaki ceza adaletinin
ilkel niteliini gstermektedir. ok daha eski alarda, askeri disiplini salama grevi halk meclisine dyordu; krallk
iktidarnn glenmesi ve istikrarl hale gelmesi ile bu ilev
doal olarak krala d n m ve elbette kraln ayrcalklarnn
korumas ile zdelemitir. Genel sulara gelince, Cermen
krallar bunlara (Kiev prenslerinin yapt gibi), uzun bir sre srf mali adan ilgi gstermilerdir. 12
Bu durum, toplumdaki snflara ve tabakalara dayanan blnmelerin gelimesi ve sreklilemesiyle birlikte deiir. Ki-

12 Bilindii gibi eski Rus h u k u k u n d a "bizzat ihkak- h a k ( h a k l y a h a k k n verm e k ) " h e r e y d e n n c e , p r e n s i , o n a d e n yarglama g i d e r l e r i n d e n m a h r u m


e t m e k a n l a m n a g e l i y o r d u . B u n u n gibi Kral Erik'in Yasas'nda da, eer kral
k e n d i s i n e d e n p a y d a n m a h r u m e d e c e k s e , m a d u r veya a k r a b a l a r ile sulu
arasndaki u z l a m a l a r sk skya y a s a k l a n m t . B u n u n l a birlikte ayn yasaya
gre, kral veya o n u n savcs a d n a ( r e s m i - .n.) bir s u l a m a a l n a b i l m e s i n e ,
a n c a k snrl b i i m d e izin verilmitir. (Bkz. W i l d a , Strafrecht
1842, s.219).

182

der

Gemanen,

lise hiyerarisinin ve yersel hiyerarinin douu, ayrcalklarn korunmasn ve ezilen alt snflara kar savam ncelikli bir grev haline getirmitir. Doal ekonominin dalmas,
b u n u n sonucu kyllerin smrlmesinin younlamas, ticaretin gelimesi ve snflarla tabakalara dayanan blnme
zerine kurulan devlet rgtlenmesi, ceza yarglamasn tm
dier ilerin nne karmtr. Bu dnemde, ceza yarglamas, iktidar sahipleri iin artk sadece bir zenginleme kayna
deil fakat, yoksul serseriler, dilenciler ve benzerleri zerinde olduu gibi zellikle, derebeylerinin ve devletlerinin dayanlmaz s m r s n d e n kaan kyller zerinde acmasz
ve kaba bir bask aracdr. Polis ve soruturma rgtlenmesi,
en nemli ilev olmaya balamtr. Cezalar, fiziksel olarak
yok etmenin veya terrn aralarna dnr. Bu dnem, ikencenin, beden cezalarn, en vahi idamlarn dnemidir.
Kendisini oluturan tarihsel katmanlar kolayca fark edebileceimiz, modern ceza h u k u k u n u n karmak alam, bylece yava yava olumutur. Esasen, yani srf toplumbilimsel
baka gre, burjuvazi ceza h u k u k u sistemi araclyla, smrlen snflar ezerek snfsal egemenliini gvenceye almakta ve srdrmektedir. Bu adan burjuvazinin mahkemeleri ile grev krmakta "zgr" zel rgtlenmeler tek ve ayn
amac izlemektedir.
Olgular bu bak asna gre deerlendirilirse ceza mahkemeleri, polis ve soruturma r g t n n bir ekinden baka
bir ey deildir. Paris mahkemelerinin, birka ay kaplarn
kapatmas gerekse, b u n d a n tek zarar grecek t u t u k l u l a r
olurdu. Fakat Paris'in "mehur" polis ekibi almaya tek
bir gn bile ara verse, sonu k o r k u n olurdu.
Burjuva devletinin ceza mahkemeleri, i sava srasnda
uygulanan szde istisnai nlemlerden sadece derece farkyla ayrlan rgtlenmi snf terrdr. Spencer, d saldrlara kar yneltilen tepkiler (sava) ile devletin idzenini

bozanlara kar yneltilen tepkiler (yargsal veya hukuksal


savunma) arasndaki benzerlii ve hatta aynl daha nceden saptamt. 13 Birinci tip nlemlerin, yani cezai nlemlerin ilke olarak t o p l u m u n declasse unsurlarna kar uygulanmas ve ikinci tip nlemlerin de ilke olarak iktidar ele
geirmek zere olan yeni snfn en etkin militanlarna kar
uygulanmas gerei, uygulanan yntemin az ok dzenli
ve karmak olup olmamasndan baka, olayn zne ilikin
bir ey deitirmez. Devletin ceza uygulamasnn gerek anlam ancak atmal niteliinden yola klrsa anlalabilir.
Ceza siyasetinin ilkelerini, b t n toplumun yararndan karan ceza h u k u k u kuramlar, gerekliin, bilinli veya bilinsiz bir arptlmasdr. "Bir b t n olarak toplum" sadece
hukukularn tasarmlarnda yaar; gerekte sadece, kart
ve elikili karlara sahip olan snflar vardr. Her tr ceza
siyaseti, bu siyaseti takip eden snfn karlarnn damgasn tar. Feodal bey, boyun emeyen kylleri ve egemenliine kar kan kentlileri cezalandrmtr. Birleik kentler,
soyguncu valyeleri asm ve onlarn atolarn ykmtr.
Ortaada loncaya girmeksizin bir meslei icra etmek isteyen bireyin h u k u k u ihlal ettii kabul edilmi; kapitalist
burjuvazi de doar domaz, iilerin derneklerde biraraya
gelmesini su saymtr.
Bylelikle, snfsal kar, her ceza sistemine, tarihsel somutluun damgasn vurur. zellikle ceza siyasetinin yntemlerine gelince, Beccaria ve H o w a r d d n e m i n d e n beri
burjuva t o p l u m u n u n daha insan! cezalar benimseme k o n u sunda gerekletirdii b y k geliimi, ikencenin, beden
cezalarn, kltc cezalarn, vahi lm cezalarnn vb.
kaldrlmas ile ilikilendirmek yaygn grtr. Elbette btn bunlar b y k gelimelerdir. Ancak, beden cezalarn

13 H. Spencer, Principles of Sociology,


184

1876, Rusa evirisi 1883, s.659.

kaldrlmasnn her yerde gereklemedii de unutulmamaldr. ngiltere'de hrszlk ve gasp sulan iin 16 yandan
kklerde 25 sopaya, yetikinlerde 150 sopaya kadar krbalama cezas kabul edilmektedir. Denizciler iin d o k u z
kayl kam kullanlr. Beden ceza Fransa'da, cezaevlerindeki disiplini salamak iin uygulanmaktadr. 1 4 Amerika'da,
Birliin iki devletinde sulular idi edilmektedir. Danimarka'da 1905'te, bir dizi su iin, sopa ve katranl ip ile uygulanan beden cezalar kabul edilmitir. Daha yakn bir rnek,
Macaristan'da Sovyet Cumhuriyeti'nin ykl, dier eylerin yansra, yetikinler iin, mal ve kiilere ynelik her trl cezada krbalama cezasnn getirilmesi ile kutlanmtr. 1 5
Bunun dnda, geen 19. yzyln son onyl ile 20. yzyln
ilk onylmn, belli sayda burjuva devletindeki beden, acmasz ve kltc cezalarn yeniden canlandrlmas eilimine tank olduunun da belirtilmesi gerekir. Burjuvazinin
insancl yerini, sertlik arlarna ve lm cezasnn daha
geni bir uygulamasna brakmaktadr.
Kautsky'e gre, bu d u r u m burjuvazinin, XVIII. yzyln
s o n u n d a n XIX. yzyln bana yani zorunlu askerliin kabul ediliine kadar orduda grev almadndan barl ve
insancl bir eilime sahip olmas ile aklanabilir. Bunun temel neden olmas hayli phelidir. Burjuvazinin, her zaman
iin bir zulm okulu olan smrgecilik siyaseti gibi, ii snfnn ykseliinden korkan, gerici bir snfa dnmesi de
en nemli nedendir.
Sadece, snflarn tamamen ortadan kalkmas, tm atma unsurlarnn dland bir ceza sistemi yaratlmasna
izin verecektir. Bununla birlikte, bu artlarda byle bir ceza
sisteminin hl gerekli olup olmad sorusu varln sr-

14 l.J. F o j n i c k i j , Ucenie o nahazanii

(Ceza Teorisi), s. 15.

15 Bkz. Deutsche Strafrechtszeitung,

1920, 11 ve 12 Kasm.

185

drmektedir. Devlet iktidarnn cezalandrma faaliyeti, ierii ve nitelii bakmndan snf egemenliinin srdrlmesinin bir arac ise, biimi bakmndan st yapnn bir unsuru olarak ortaya kar ve hukuksal yapya dallarndan biri
olarak eklemlenir. Yaln var olma mcadelesinin, edeer
kavramnn ortaya kmas ile hukuksal bir biim aldn
daha nce gstermitik. Meru m d a f a a basit bir mer
m d a f a a olma niteliini yitirir ve bir m b a d e l e biimi,
" n o r m a l " ticar d o l a m n y a n n d a yer b u l a n , d o l a m n
zel bir tr nitelii kazanr. Bylelikle sular ve cezalar
b u g n k halini alrlar, yani kefaret szlemesi temelinde,
hukuksal nitelik kazanrlar. Bu biim k o r u n d u u srece, snf mcadelesi, h u k u k araclyla gerekleir. Tersine, bu
edeer ilikisi ilkesi ortadan kalkarsa, "ceza h u k u k u " adlandrmas bile tm anlamn yitirir.
Modern toplumun tbi olduu temel biimin bir trevini
temsil ettii oranda ceza h u k u k u , hukuksal styapnn bir
parasdr: tm sonulan ile, edeer mbadele biimi. Ceza h u k u k u n d a bu mbadele ilikilerinin gereklemesi, pazarda karlaan bamsz ve eit meta reticileri arasndaki
ilikilerin ideal biimi olan h u k u k devletinin gereklemesinin bir yndr. Fakat, toplumsal ilikiler, soyut malsahiplerinin soyut hukuksal ilikileri ile snrl olmad gibi,
ceza yarglamas da sadece soyut h u k u k s a l biimin cisimlemesi deildir, ayn zamanda snf savamnda dorudan
bir silahtr. Bu sava iddetlendii ve sertletii oranda, snf
egemenlii hukuksal biim altnda gereklemekte zorlanr.
Bu durumda, hukuksal gvenceleriyle "tarafsz" mahkeme,
eylemleri sadece ve sadece siyasal yerindelik kayglaryla
ynlenen, dorudan snfsal iddete dayal bir rgtlenmeyle geriletilir.
Burjuva toplumu, z itibariyle bir malsahipleri toplumu
olarak deerlendirilirse, bu t o p l u m u n ceza h u k u k u n u n , yu186

karda belirtilen anlamda, en st dzeyde hukuksallk nitelii tadn a priori varsaymak gerekir. Bununla birlikte
burada, daha ilk andan itibaren eitli zorluklarla karla
rz. lki, modern ceza h u k u k u n u n a priori, m a d u r u n katland zarardan deil, devletin koyduu kuraln ihlalinden
yola kmasdr. Hak iddialar ile madur ikinci plana ekilirse, edeer biiminin nerede yer ald sorulabilir. Bununla birlikte, ikinci planda kalsa bile madur taraf tamamen ortadan kaybolmaz; tersine, davann temelini oluturur. "Zarar gren k a m u yarar" soyutlamas, gerek bizzat
gerekse temsilcisi araclyla davaya katlan bylelikle davaya somut bir anlam katan, tamamen gerek, madur taraf
figrne dayanr. 16
te yandan, gerek zarar grenler olmad ve yalnzca
yasann "ikyeti olduu" durumlarda bile bu soyutlama,
gerek cisimlemesini savcnn ahsnda bulur. Devlet iktidarnn, davada hem taraf (savc) olmas hem de hakim olmas ile ortaya kan bu ikilik, h u k u k biim olarak ceza
davasnn, "tazmin edilme"yi isteyen zarar gren simgesinden ve dolaysyla en genel szleme biiminden ayrlamaz
olduunu gsterir. Savc, bir "taraf'a uyacak ekilde, "yksek" bir fiyat, yani ar bir ceza ister. Sank, hogr, bir
"indirim" diler ve mahkeme, "tam bir hakkaniyetle" kararn verir. Bu akdi biimi tamamen bir kenara atarsak, ceza
davasnn elinden tm "hukuksal r u h u n u " alrz. Bir an iin
mahkemenin, sadece sann yaam koullarn, onu slah
edecek ve toplumu koruyacak tarzda, deitirmek iin altn dnelim, bu d u r u m d a "ceza" teriminin tm anlam bir- anda uup gider. Bu d u r u m , tm ceza ve infaz usln n , yukarda belirttiimiz yaln ve anlalr unsurlardan
16 G n m z d e de m a d u r tarafa t a n n a n t a t m i n , c e z a n n a m a l a r n d a n biri olar a k k a b u l e d i l m e k t e d i r . (Bkz. F V List, Lehrbuch

des deutschen

Strafrechts,

1905, paragraf 15).

163

yoksun kalaca anlamna gelmez; burada yapmak istediimiz sadece, sz konusu usln, toplumsal ama k o n u s u n daki ak ve basit kayglarla snrl olmayan fakat, akld,
aldatmac ve anlamsz bir u n s u r u temsil eden zellikleri
ierdiini gstermektir. Ayrca bu u n s u r u n , tam anlamyla
hukuksal unsur olduu da gsterilmek istenmektedir.
ikinci bir zorluk daha bulunmaktadr. Arkaik ceza h u k u ku, sadece zarar kavramn tanyordu. Modern ceza h u k u k u n d a ok nemli bir yer igal eden k u s u r ve sulululuk
kavramlar, geliimin bu aamasnda b u l u n m a m a k t a y d .
Kastl, taksirli ve beklenmeyen fiiller, sadece sonulan gz n n e alnarak deerlendirilmekteydi. Salien Franklarn
ve g n m z Osetlerinin gelenekleri, bu adan, ayn geliim aamasnda yer alrlar. rnein Osetler, bir hanerle
kasti olarak adam l d r l m e s i ile bir boann yanl bir
adm sonucu da dadan den tatan doan lm arasnda
herhangi bir ayrm yapmazlard. 1 7
Bu rnekten, sorumluluk kavramnn nitelii gerei, eskil
h u k u k a yabanc olduu sonucu kesinlikle kmaz. Bu dn e m d e s o r u m l u l u k farkl biimde belirlenmitir. Burjuva
t o p l u m u n u n radikal bireyciliine uygun olarak, modern ceza h u k u k u n d a , kat bir bireysel sorumluluk kavramna sahibiz. Tersine, eskil ceza h u k u k u , kolektif s o r u m l u l u a
baldr. Babalarnn kusurlar iin ocuklar cezalandrlyordu ve kanda kme her bir yesinden sorumluydu. Buna
karlk, burjuva toplumu, t m bireyler arasnda daha nceden var olan tm organik ve ilkel balar datr. "Herkes
kendisi iin" ilkesini ilan eder ve bu ilkeyi ceza h u k u k u da

17 Osetlerin g e l e n e k l e r i n e gre, k o y u n , i n e k veya at s r s n d e n bir h a y v a n dad a n bir ta d r r s e ve b u ta o r a d a n g e e n bir kiiyi yaralar veya l d r r s e ,
o n u n yaknlar, s a n k i k a s t e n y a p l m bir zarar s z k o n u s u y m u gibi, hayvann sahibine y n e l i k o l a r a k kan davas g d e b i l i r veya o n d a n k a n b e d e l i isteyebilirdi. (Bkz. Kovalevskj, Sovremennyj

189 163

obycaj i drevnij zahon, II, s.105.

dahil tm alanlarda tm sonularyla gerekletirir. Ayrca


modern ceza h u k u k u , sorumluluk kavramna, bu kavrama
bir esneklik vererek psikolojik bir u n s u r u eklemi, eitli
dzeyleri, tasarlanan bir sonutan s o r u m l u l u k (kast) ve tasarlanmam bir sonutan sorumluluk (taksir) dzeylerini
farkllatrmtr. Nihayet, s o r u m s u z l u k k a v r a m n , yani
tam sorumsuz olmay gelitirmitir. Sorumluluk kavramna,
psikolojik u n s u r u n eklenmesi k u k u s u z , sula mcadelenin ussallatrlmas anlamna gelir. Sadece sulanabilir ve
sulanlamaz eylemler arasndaki bir ayrm temelinde, zel
ve genel nleyici tedbirler kuram gelitirilebilirdi. Sulu ile
cezalandrc otorite arasndaki iliki hukuksal bir iliki olarak kurulduu ve m u h a k e m e sreci biiminde cereyan ettii lde bu yeni unsur, edeer ile tazmin etme ilkesini
kesinlikle dlamaz, fakat tersine bu ilkenin uygulanmas
iin yeni bir temel yaratr. Sorumluluktaki bu derece ayrm, mstakbel adli szlemenin koullarnn farkllamas
deilse ne anlama gelir? Sorumluluktaki bylesine bir derecelendirme, cezalar hiyerarisinin temellerinden biridir; zararn maddi, eylemin objektif u n s u r u n a , bunlarla birlikte
cezann orantl olarak belirlenmesi iin eklenen ideal, veya
psikolojik de denebilir, yeni bir unsurdur. Kast en ar sorumluluu ierir ve dolaysyla, dier koullar ayn olmak
zere, en ar cezay gerektirir; taksirli davran daha az bir
sorumluluk ierir ve dier koullar ayn olmak zere daha
hafif bir cezay gerektirir; nihayet, sorumluluun bulunmamas d u r u m u n d a (fail, sulanabilir deildir) ceza verilmez.
Eer cezai tedbirler yerine tedavi, yani daha tbbi ve hijyenist bir kavram konulursa tamamen farkl sonulara ulalr. Bu d u r u m d a bizi zellikle ilgilendirecek olan cezann
orantll deil, kullanlan aralarn, belirlenen amaca uygun olup olmad, yani toplumu korumaya ve sulular, vb.
zerinde etkili olmaya olanak verip vermediidir. Bu bak

asna gre, iliki tamamen tersine evrilmi olabilir; yani,


zellikle hafifletilmi sorumluluk d u r u m u n d a , en u z u n sreli ve en youn tedbirler gerekebilir.
Eer ceza bir tazmin arac olarak ortaya karsa, sorumluluk dncesi vazgeilmezdir. Sulu, suuna karlk zgrlnn, eyleminin nemiyle orantl bir ksmyla sorumludur. Cezann bir edeer olma niteliini yitirdii anda bu
sorumluluk anlay t a m a m e n gereksizdir. Edeer ilkesinin
izi gerekten silinmemi olsa bile ceza, genel olarak, h u k u k anlamda ceza olma niteliini yitirir.
Kusurluluk h u k u k kavram, bilimsel bir kavram deildir; zira, dorudan doruya belirlenmezciliin elikilerine
gtrr. Herhangi bir olay belirleyen nedenler zinciri asndan, herhangi bir halkaya bir dieri karsnda ncelik
tanmak iin bir n e d e n bulunmamaktadr. Ruhsal bakmdan anormal ( s o r u m s u z ) bir kiinin eylemleri, t a m a m e n
normal (sorumlu) bir insann eylemleri gibi (kaltm, yaam koullan, evre, vb.) bir dizi nedenle belirlenir. Pedagojik tedbir biiminde (yani, bir edeer k a v r a m n a atf
y a p m a d a n ) u y g u l a n a n cezann, isnat edilebilirlik, irade
hrriyeti ve benzeri dncelerle kesinlikle bal olmadn ve hatta onlar gereksinmediini saptamak ilgintir. Pedagojide, cezalarn rasyonalitesi (burada elbette, cezann biiminden, hafiflik ve arlndan bamsz olarak, geni
anlamda bir rasyonaliteden bahsediyoruz), bir birey iin,
kendi eylemleri ile bunlarn olumsuz sonular arasnda var
olan ba kavramas ve b u n u hatrlamas kapasitesi ile belirlenir yalnzca. Ceza k a n u n u n a gre eylemlerinden sorumlu
olmayan kiiler, yani ocuklar, ruhhastalar ve benzerleri de
bu anlamda isnat yeteneine sahiptirler, yani belirli bir ynde etkilenebilirler. 18

Kusurlulua oranlanan ceza, zarara oranlanan tazminat


ile esas olarak ayn biimi temsil eder. Cezann arln niteleyen, u kadar yl, u kadar ay, u kadar gn hrriyeti
balayc ceza, u ya da bu miktar para cezas, u ya da bu
haktan mahrumiyet eklindeki matematiksel ifadedir. Mahkeme karar ile belirli bir sre hrriyetten mahrumiyet, modern, yani burjuva-kapitalist ceza h u k u k u n u n , edeer tazmin ilkesini gerekletirdii zgl biimdir. Bu biim, soyut
insan ve zamanla llebilen soyut insan emei tasarmyla
derinden fakat bilinsizce baldr. Bu biim, tam 19. yzylda, yani burjuvazinin geliebildii ve tm niteliklerini kesinletirebildii bir ada ortaya km ve doal bir ey olarak
deerlendirilmise bu bir rastlant deildir. Dier fiziksel
iddet aralarnn yansra cezaevleri ve hcreler, ilka ve
Ortaada da mevcuttu. Fakat insanlar buralarda genellikle
lnceye veya fidyelerini deyinceye kadar tutuluyordu.
ilenen suun belli bir miktar zgrlk karlnda tazmin edilebilecei fikrinin geliebilmesi iin, tm s o m u t
toplumsal zenginlik biimlerinin en soyut ve yaln biime,
zamanla llen insan emeine indirgenmi olmas gerekiyordu. Burada yine aka, kltrn farkl ynleri arasndaki etkileimin bir rnei ile kar karya bulunmaktayz.
Snai kapitalizm, nsan Haklar Bildirgesi, Ricardo'nun siyasal iktisad ve sreli hapsetme sistemi ayn tarihsel aa ait
olgulardr.
Cezann edeer nitelii, fiziksel zararn ve bedelin genel,
elle tutulur ve kaba biimi altnda (esasen bu kabal sayed e n g e r e k t e n y o k s u n olsalard, akl h a s t a l a n z e r i n d e k i almalarn bylesine baarl o l m a s d n l e m e z d i " s a p t a m a s n y a p m a k t a d r . (H. K r a e p e l i n ,
Die Abschajfung

des Strafmasses,

1880, s.13). Elbette yazar b u r a d a , akl hasta-

larnn cezai s o r u m l u l u u n u n e r d i i n i n d n l m e m e s i gerektiini belirterek bir d z e l t m e yapmtr. Yine b u d e e r l e n d i r m e l e r , ceza h u k u k u n u n , sul u l u u n temeli olarak, isnat edilebilirlik k a v r a m n n , r u h b i l i m ve p e d a g o j i ta-

18 n l r u h h e k i m i Kraepelin, "ceza k a n u n u n a gre s o r u m l u o l m a y a n t m akl


h a s t a l a n , y a s a k o y u c u n u n istedii a n l a m d a k e n d i k e n d i n i b e l i r l e m e y e t e n e g i n -

191 163

r a f n d a n t a n m l a n d d o r u a n l a m y l a u y g u l a n m a d n yeterli bir aklkla


gstermektedir.

sinde) herkesin anlayabilecei temel zelliini korusa da,


belirli bir sre hrriyetten mahrumiyet biimi altnda -bu
d u r u m d a da cezann eylemin arlyla orantl olarak nitelenmesi gelenei bulunsa da- bu ak zelliini yitirir. Yine
bu nedenle, ceza h u k u k u n u n pek ok kuramcs, zellikle
ilerici olduklarn ileri srenler, doal olarak, aka anlamsz hale geldii iin edeer u n s u r u n u tamamen kaldrmaya
almakta ve dikkatlerini cezann rasyonel amac zerinde
younlatrmaktadr. Bu ilerici subilimcilerin ceza h u k u k u n u n szde mutlak kuramlarn eletirirken yanlgs, sadece yanl kavramlar, tek bana kuramsal eletiri yoluyla
rtlebilecek hatal d n c e l e r karsnda olduklarna
inanmalardr. Gerekte, bu anlamsz edeer biimi, birka
subilimcinin hatasnn deil, kendisini besleyen meta retimi t o p l u m u n u n maddi ilikilerinin bir sonucudur. Toplum u n k o r u n m a s veya sulularn yeniden eitimi rasyonel
amalan ile bu edeer ilkesi arasndaki kartlk, sadece kitaplarda ve kuramlarda mevcut deildir; ayn zamanda yaamn ta kendisinde, adli uygulamada, bizzat toplum yapsnda mevcuttur. Bunun gibi, insanlarn i iinde kurduklar karlkl ilikiler ile bu ilikilerin anlamsz ifade biimi,
piyasa deeri, arasndaki eliki de kitaplarda, kuramlarda
deil bizzat toplumsal pratikte bulunur. Bunu kantlamak
iin birka noktay deerlendirmek yeterlidir. Eer toplumsal yaamda ceza sadece gerekten amac b a k m n d a n deerlendirilirse, en ok ilgiyi cezann infaz ve zellikle sonular toplamaldr. Bununla birlikte, ceza davasnn arlk noktasnn, byk ounlukla, d u r u m a aamasnda ve
kararn akland anda yer ald gereine de kimse itiraz
e t m e k istemeyecektir. Sulu z e r i n d e u z u n soluklu etki
yntemlerine gsterilen ilgi, h k m n ilan edildii ve "cezai
nlemin" belirlendii etkileyici ann yaratt ilgi ile karlatrldnda nemsizdir. Hapishane r e f o r m u sadece k192

k bir uzmanlar topluluunu heyecanlandrmaktadr. Kam u n u n ilgi merkezinde yer alan soru ise, kararn, suun
arlna uygun olup olmaddr. Kamuoyu iin, mahkeme edeeri doru biimde saptadnda her ey yolundadr
ve sulunun daha sonraki kaderi neredeyse kimseyi ilgilendirmez. Bu alandaki tannm uzmanlardan biri olan Krohne, " h k m n infaznn, ceza h u k u k u uygulamasnda hassas
bir n o k t a o l d u u n u " , baka deyile, greli olarak ihmal
edildiini belirtmektedir. "En iyi yasalara, en iyi yarglara,
en iyi kararlara sahip olsanz ve fakat cezalar infaz eden
memurlar yeterliksiz olsa, bu d u r u m d a yasalar pe gnderebilir ve kararlar da yakp atabilirsiniz." 19
Edeerle tazmin ilkesinin stnl, sadece kamuouyu
ilgisindeki bu dalmda grlmez. Ayn zamanda yarglama pratiinin kendisinde de ortaya kar. Aschaffenburg'un
Das Verbrechen und seine Bekampfung kitabnda alntlad
kararlar gerekte hangi temele dayanmaktadr? Dierlerinin
yansra, iki rnei ele alabiliriz. Daha nce, dolandrclk,
kalpazanlk, hrszlk ve saireden 22 kez ceza alan bir sabkal, 23'ncsnde m e m u r a hakaretten 24 gnlk hapis cezas almtr. 13 ylm hapiste ve krekte geiren, 16 defa
hrszlk ve dolandrclktan m a h k m olan bir dieri, 17'incisi'nde dolandrcktan 4 ay hapis cezas almtr. Bu rneklerde, ne bir cezalandrma ne de bir yeniden eitme ilevinden sz edilebilir. Burada zafer kazanm olan, biimsel
edeer anlaydr: ayn derece kusura, ayn ceza. 20 te
yandan, mahkeme baka ne yapabilirdi ki? Yola gelmez bir
sabkalnn, haftalk bir hapisle dzeleceini bekleyemez\ fakat bu kiiyi, basit bir memura hakaret suundan da
19 A k t a r a n G . A s c h a f f e n b u r g , Das Verbrechen
1906, s.216

und seine Bekampfung,

Heidelberg,

2 0 Bu samalk, h u k u k d n c e s i n i n z a f e r i n d e n baka bir ey deildir, zira h u k u k , tam olarak, eit bir l n n u y g u l u n m a s d r ve b u n d a n fazlas deildir.

163

m r boyu hapse tkamaz. Suu nemsiz bir karlkla (birka hafta hapis cezas ile) d e t m e k t e n baka yapacak bir
ey bulunmamaktadr. te yandan, b u r j u v a adaleti, sulu
ile yaplan szlemenin, iin kuralna gre yaplp yaplmadna byk bir titizlikle dikkat eder; yani, herkes, bedelin
hakkaniyete uygun biimde belirlendiini denetleyebilir ve
b u n a gvenebilir ( m u h a k e m e n i n alenilii), sulu kendi
hrriyeti k o n u s u n d a serbeste pazarlk edebilir (ekimeli
m u h a k e m e ) ve bilgili bir adli aracdan yararlanabilir (sav u n m a avukatnn kabul) ... vb. Tek bir kelimeyle, sulu
ile devlet arasndaki iliki tamamen, drst bir ticari i erevesine oturmaktadr. Ceza yarglamas gvenceleri de tam
olarak b u n d a n olumaktadr.
Dolaysyla, sulu, neden sorumlu olacan ve hangi cezaya arptrlacan n c e d e n bilmek z o r u n d a d r : nullum
erimen, nalla poena sine lege.* Bu neyi ifade eder? Bu her
potansiyel sulunun, kendisine uygulanabilecek tedib ynt e m i n d e n tam olarak haberdar edilmesini gerektirir mi?
Hayr, konu daha kaba ve basittir. Sulu, m a h k e m e n n d e
yapaca szleme sonucu demek zorunda kalaca zgrlk miktarn bilmek zorundadr. deme koullarn nceden bilmelidir. Ceza ve ceza muhakemesi kanunlarnn anlam da budur.
Ceza h u k u k u n d a nceleri, yanl edeer kuramnn h k m srd ve b u n u n yerini nihayet doru toplumsal savunma kuramnn aldn d n m e k de hataldr. Gelimelerin sadece dnceler alannda yaandna inanlmamaldr. Gerekte ceza siyaseti, kriminolojideki toplumbilimsel
ve a n t r o p o l o j i k eilimlerin ortaya k m a s n d a n nce de
toplumsal savunma (veya daha akas egemen snfn savunusu) ieriine sahipti. Fakat b u n u n yansra, bu teknik

(*) K a n u n s u z s u ve ceza o l m a z - .n.


194

amatan tremeyen, bu nedenle de ceza m u h a k e m e s i n i n ,


tamamen rasyonel ve gizemli klnmam teknik toplumsal
kurallar biimi altnda ortaya kmasna olanak vermeyen
unsurlar da iermekteydi ve iermektedir. Kkenleri bizzat
ceza siyasetinde deil fakat daha derinlerde aranmas gereken bu unsurlar, su ve ceza soyutlamalarna s o m u t gerekliklerini vermekte ve onlara, kuramsal eletirinin tm aksi
abalarna karn, b u r j u v a t o p l u m u n d a pratik bir anlam
vermektedir.
Toplumbilimsel O k u l u n t a n n m temsilcilerinden biri
olan Van Hammel, subilimcilerin 1905 Hamburg Kongresi'nde, modern subilimin n n d e k i temel engelin, kusur, su ve ceza kavramlar o l d u u n u aklamtr. Bu
kavramdan k u r t u l d u u m u z zaman her eyin daha iyi olacan da eklemitir. Bu saptamaya kar, b u r j u v a bilin biimlerinin, sadece ideolojik bir eletiri ile ortadan kalkmayaca, zira bunlarn, ifadesi olduklar maddi ilikilerle bir
b t n oluturduklar sylenebilir. Gerek haline gelmi bu
grnmleri datmann tek yolu, bu ilikileri fiilen ortadan kaldrmaktr; yani, ii snfnn devrimci mcadelesi
ve sosyalizmin gerekletirilmesidir.
Kusurluluk kavramnn bir nyarg olarak deerlendirilmesi, bu kavram gerekten gereksiz hale getirecek bir ceza
siyasetinin derhal hayata geirilebilmesi iin yeterli deildir. Meta biimi ve o n d a n k a y n a k l a n a n h u k u k s a l biim
topluma damgasn vurmay srdrdke, h u k u k d bak
asna gre tamamyla anlamsz olan, her s u u n arlnn, ay ve yl olarak hapis eklinde tartlp ifade edilebilmesi dncesi, adli uygulamadaki gcn ve gerek nemini
koruyacaktr.
Elbette bu dnceyi bu kadar kaba ve arpc biimde
ifade etmeyebiliriz; fakat bu, uygulamadaki etkisinden kesin olarak kurtulabileceimiz anlamna da gelmez. Teri m195

lerdeki deiiklik, k o n u n u n z n d e bir deiiklik yaratmaz. Rusya Sosyalist Federatif Sovyet Cumhuriyeti Adalet
Halk Komiserlii daha 1919'da, cezann temeli olarak kusurluluk ilkesini reddeden ve cezann kendisini de bir kus u r u n tazmini olarak deil fakat yalnzca savunma tedbiri
olarak belirleyen bir k a r a r n a m e yaymlamt. 1922'deki
Ceza Kanunu da kusurluluk kavramn terk etmitir. Nihayet, "Sovyetler Birlii Ceza H u k u k u n u n Temelleri"nde* de
"ceza" adlandrmas tamamen dlanmakta ve b u n u n yerine
"toplumsal savunmann adli-dzeltici nlemleri" adlandrmas kullanlmaktadr.
Bylesi bir terimsel deiimin, phesiz belli bir temsili
deeri bulunmaktadr. Fakat sorun, temsillerle tatmin edici
biimde zlmez. Cezann, tazmin niteliinden, toplumsal
savunmann uygun tedbiri olmaya ve toplumsal olarak tehlikeli bireylerin yeniden eitilmesine dntrlmesi, sadece saf m u h a k e m e alannn dnda yer almayan, ayn zamanda, baars d u r u m u n d a muhakemeyi ve m a h k e m e kararn da tamamen gereksiz hale getiren bir rgtlenme grevinin yerine getirilmesini gerektirir. Bu grev tamamen
yerine getirildiinde, y e n i d e n eitme, artk h e r h a n g i bir
"suu" meyyidelendiren bir m a h k e m e kararnn basit bir
"adli sonucu" olmayacak, fakat, tbbi ve eitbilimsel nitelikte, tamamen zerk bir toplumsal ileve dnecektir. Elbette bizim geliimimiz de bu ynde ilerlemektedir ve ilerleyecektir. Bununla birlikte, geici olarak, toplumsal savunma nlemlerinden b a h s e d e r k e n " m u h a k e m e " terimi zerinde vurgu yapmamz gerektii ve s o m u t m u h a k e m e ve
ceza k a n u n u biimleri varlklarn s r d r d srece, terimsel deiim byk oranda srf biimsel bir reform olarak
kalacaktr. Bu d u r u m doal olarak, Ceza K a n u n u m u z zeri-

ne gr aklayan hukukularn gznden kaamazd. Burada sadece birka alnt yapmakla yetineceim. rnein N.
Poljanskij, Ceza K a n u n u n u n zel H k m l e r Blmnde
"kusurluluk kavramnn reddinin sadece grnte olduunu" ve "kusurluluk ve kusurluluk dereceleri s o r u n u n u n
mahkemelerimizin gnlk uygulamalarnda ortaya ktn" saptamaktadr. 21
M. Isaev, "kusurluluk kavram, 1922'deki Ceza Kanunu
tarafndan gzard edilmemitir; nk, Kanun, birbiri karsna koyarak kast taksirden, ayn ekilde cezay da dar
anlamda toplumsal savunma nlemlerinden ayrmtr" grn savunmaktadr. 22 " 23
Kukusuz, ceza k a n u n u n u n kendisi olduu kadar, o n u n
iin yaratlan muhakeme usul de "edeerle tazmin" hukuk
ilkesi ile i ie gemitir. Gerekten de (bizimki de dahil) ceza kanunlarnn, asli ve fer'i itirak, teebbs, hazrlk ve benzeri kavramlar ieren genel hkmleri kusurluluun daha
kesin hesaplanmas yntemleri deil de nedir? Kast ve taksir
arasnda yaplan ayrm, kusurluluun derecelendirilmesinden
baka neyi temsil eder? Eer kusurluluk kavram yoksa, sorumsuzluluk kavram neyi ifade eder? Nihayet, sadece toplumsal (snfsal) savunma nlemleri sz konusu ise ceza kan u n u n u n tm bir zel hkmler blm ne ie yarar?
Toplumsal savunma ilkesinin dzenli uygulanmas, ayr
bir sular (ve mantksal olarak b u n l a r a bal, yasa veya
mahkemece belirlenmi cezai tedbirler) derlemesi yaratlmasn deil, fakat, toplumsal olarak tehlikeli durumlar gste21 N . N . Poljanskij, "Sovyet C u m h u r i y e t i Ceza K a n u n u ve A l m a n Ceza K a n u n u " ,
Pravo i Zizn (Hukul ve Hayat) iinde, 1922, 3.kitap.
22 M.M. Isaev, "1 H a z i r a n 1922 tarihli Ceza K a n u n u " , Sovestkoe
(Sovyet Hukuku), 1922, 2. kitap.

pravo

iinde,

2 3 Ayrca bkz. Trachterov, " U k r a y n a Sovyet C u m h u r i y e t i Ceza K a n u n u n d a k i So(*) ngilizce baskda, b u k i t a p iin "SSCB M e r k e z Y r t m e Komitesi t a r a f n d a n
k a b u l edilen" ibaresi y e r a l m a k t a d r .

196

r u m s u z l u k H k m " , Vesttih Sovetskoj justicii

iinde, U k r a y n a Sovyet C u m h u

riyeti Adalet H a l k Komiserlii yayn organ, sy.5, 1923.

197

ren belirtilerin

ak bir tanmn ve t o p l u m u k o r u m a k iin

zorla yerine getirtilmesi iin "infaz (icra - .n.)" teriminin

ak ve ay-

kullanlmas bir rastlant deildir. "Cezasn ekmek" teri-

rntl biimde hazrlanmasn gerektirir. Bazlarnn d n -

miyle de kesinlikle ayn d n c e anlatlmaktadr. Cezasn

d n aksine, nemli olan nokta, ceza kavram nesnel bir

eken sulu, balang noktasna yani t o p l u m d a k i bireysel

unsura, yani ceza k a n u n u n u n zel h k m l e r i n d e tanmlan-

var oluuna, su ileme ve szlemeyle borlanma "zgr-

m bir sua dayanrken, toplumsal savunma nlemleri uy-

l" ne kavuur.

her bir zel d u r u m d a uygulanacak yntemlerin

gulanmasnn znel bir u n s u r a (toplumsal tehlikelilik dere-

Genel olarak h u k u k gibi, ceza h u k u k u da zerk zel -

nemli olan bu balantnn

karlarn taycs veya ideal mal sahipleri olan yaltk bencil

niteliidir. Gerekten cezann nesnel temelinden ayrlmas,

zneler arasndaki ilikilerin bir biimidir. En bilgili burju-

edeer biimini, cezay temel zelliinden m a h r u m etme-

va subilimcileri, ceza h u k u k u ile genel olarak hukuksal bi-

den karp atamadmzdan zordur. Bununla birlikte, l-

im arasndaki b u ilikiyi, yani meta reticileri t o p l u m u -

lebilir bir b y k l k ve dolaysyla bir tr edeer grn-

n u n onlarsz d n l e m e y e c e k olan temel koullarn ok

cesine) bal olmas deildir.

24

ts veren tek ey s o m u t s u u n kendisidir. Birey eyleminin

iyi kavramlardr. Bu nedenle de bunlar, su ile k u s u r l u l u k

cezasn ekmeye zorlanabilir fakat onu, toplum kendisini

kavramlarn ad ata bir yana k o y m a ve genel olarak ceza

tehlikeli olarak deerlendiriyor diye ceza e k m e y e zorla-

h u k u k u n u n hukuksal geliimini sona erdirme ars yapan

m a k anlamszdr. Ceza, iyice belirlenmi bir s u u gerekti-

toplumbilimsel ve antropolojik o k u l u n en ar temsilcileri-

rirken toplumsal s a v u n m a tedbirlerinin b u n a ihtiya duy-

ne kar gayet mantkl biimde u yant vermekteler: bu

m a m a s da bu nedenledir. Zorla cezalandrma, dava, h -

d u r u m d a zgrlkler, yasal y n t e m gvenceleri,

k m ve infaz biimsel erevesi iinde bireye u y g u l a n a n

erimen sine lege" ilkesi vb. ne olacak?

"nullum

h u k u k bir zorlamadr. Toplumsal s a v u n m a n l e m l e r i n i n

Ferri, Dorado ve dierleri ile olan kalem kavgasnda Cu-

bir arac olarak zorlama ise, amaca u y g u n saf takdiri bir i-

binskij'nin ald k o n u m tam olarak budur. 2 5 Tipik bir par-

lemdir ve bu nitelii ile teknik kurallarla dzenlenebilir. Bu

a aktaralm: " ( D o r a d o ' n u n ) bilimin snrsz g c n e olan

kurallar, amacn, tehlikeli bireyin basit biimde elenmesi

gzel inancn takdir etmekle birlikte biz, daha s o m u t bir

veya slah edilmesi olmasna gre az ya da ok karmak

temelde yer almay yani tarihsel deneyimlere ve gerek ol-

olabilir. Bununla birlikte her d u r u m d a , t o p l u m u n kendisi-

gulara dayanmay tercih ediyoruz; bu d u r u m d a , arzu edile-

nin belirledii amalar, b u kurallarda ak ve yaln ifadeleri-

nin, 'bilgili ve ussal' bir keyfilik olmayp (ayrca keyfi yne-

ni bulur. Buna karlk, belirli sular iin belirli cezalar sap-

timin bu zellikleri tayacana kim gvence verebilir ki)

tayan hukuksal kurallarda da toplumsal ama maskelenmi

k o r u n m a s hukuksal

biimde ortaya kar. Yeniden eitim faaliyetine tabi tutulan

hukuksal d z e n o l d u u n u kabul etmemiz gerekir."

incelenmesini gerektiren salam bir

birey, borlarn demesi gereken bir borlu k o n u m u n a ko-

Su ve ceza kavramlar, yukarda anlatlanlardan grle-

nur. H e m zel h u k u k borlarnn hem de inzibati cezalarn

cei zere, h u k u k s a l biimin, ancak genel olarak hukuksal

24 Bkz. P i o n t k o v s k i j , "Toplumsal s a v u n m a n l e m l e r i ve ceza k a n u n u " ,


pravo, say 3 (6), 1923.

102

Sovetshoe

2 5 Bkz. M . C u b i n s k i j , Kurs ugolovnogo

prava

(Ceza

Hukuku

Dersleri),

1909,

s.20-33.

199

styapnn snmlenmeye balamasyla kurtulabileceimiz


zorunlu belirlenimleridir. Ve gereksiz hale gelmi bu kavramlar, sadece aklamalarda deil, gerekten amaya baladmzda bu, nmzde, burjuva h u k u k u n u n dar ufkun u n nihayet genilediinin en iyi kant olacaktr.

200

You might also like