Professional Documents
Culture Documents
Rahman Vahj
Rahman Vahj
Hitit niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal
M. Abdulkadir YILAN
orum 2013
M. Abdulkadir YILAN
Hitit niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal
Tez Danman
Do. Dr. aban HAKLI
orum 2013
ZET
YILAN, M. Abdulkadir. Fazlur Rahmannn Vahiy Anlay, Yksek Lisans Tezi,
orum 2013.
Bu alma, slam dnyasnn son dnemde yetitirmi olduu byk dnr ve ilim
adam olan Fazlur Rahmannn Vahiy Anlayn ele almaktadr. almamz blmden
olumaktadr.
ncelikle, vahiy temeline sahip dinler olarak kabul ettiimiz Yahudilik ve
Hristiyanln vahiy anlaylarn, tarihsel bir sre erevesinde ele almaya altk. Bunu
yap amacmz; toplumlarn zaman ierisinde deien akl yaplarnn vahye ve kutsal
metinlere bakta nasl bir deiiklie sebep olduunu anlamakt.
Daha sonra slam lemin de vahiy anlaylarndaki farkllklar ve bunun sebeplerini
konumuz iin kifayet edecek kadar deinmeye altk. Bylelikle Fazlur Rahmann vahiy
anlaynn gelenekte ne kadar yeri olup olmadn aydnlatmak istedik.
Son olarak, onun vahiyle ilgili kavramlara ykledii anlamlar ve bu kavramlardan
hareketle onun vahiy ve Kuran algsn ortaya koymaya altk. Ayrca yeri geldike son
blmde Fazlur Rahmannn vahiy anlayna ve Kur'an grne baz tenkit ve
deerlendirmelere de yer verdik.
Anahtar Szckler: Kur'an, Vahiy, Fazlurrahman, Melek, Ruh, Peygamberlik
.
ABSTRACT
YILAN, M. Abdulkadir. Fazlur Rahman 's Understanding of Revelation,
Masters Thesis, orum, 2013.
This thesis is about the views of the great Muslim thinker Fazlur Rahman who
has played important role the recent Islamic world. It is divided into three parts.
Firstly we tried to examine the concepts of Jewish and Christian revelation
historically. Our purpose is to understand the way of thoughts of society and the
changes on belief or religion.
Secondly, we tried to express the differences on the concept of revelation in
Islam. Thus we aim to explain the place of Fazlur Rahmans view on revelation in the
Islamic tradition.
Lastly we tried to understand how Fazlur Rahman understands the concept of
Quran and revelation; in addition to this we also tried to se critics and attitudes of Fazlur
Rahman revelation and Quran
ii
NDEKLER
ZET.i
ABSTRACT.ii
NDEKLER...............................................................................................................iii
KISALTMALAR............................................................................................................v
NSZ............................................................................................................................vi
GR................................................................................................................................1
BRNC BLM
DER DNLERDE VAHY
1.1- YAHUDLKTE VAHY ANLAYII....................................................................4
1.1.1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay......................5
1.1.2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay...................8
1. 2- HIRSTYANLIKTA VAHY ANLAYII........................................................10
1. 2. 1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay.............11
1. 2. 2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay..........13
KNC BLM
SLAMDA VAHY ANLAYII
2. 1- VAHYN TANIMI VE MAHYET....................................................................16
2.1.1- Vahyin Tanm...................................................................................................16
2.1.2- Vahyin Mahiyeti................................................................................................17
2. 2- SLAM DNCESNDE VAHY ANLAYII................................................19
2. 2. 1- Mutezile Vahiy Anlay................................................................................20
2. 2. 2- Selefiyye Vahiy Anlay................................................................................22
2. 2. 3- Eariyye ve Maturidiyyenin Vahiy Anlay.................................................23
2. 2. 4- slam Filozoflarnn Vahiy Anlay................................................................26
2. 2. 4. 1- Kindinin Vahiy Anlay........................................................................26
2. 2. 4. 2- Frbnin Vahiy Anlay.......................................................................27
2. 2. 4. 3- bn Snnn Vahiy Anlay....................................................................29
iii
NC BLM
FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII
3. 1- VAHY LE LGL BAZI KAVRAMLARA FAZLUR RAHMANIN
YAKLAIMI..................................................................................................................34
3. 1. 1- Vahyin Kayna: Allah....................................................................................34
3. 1. 2- Ruhl Emr (Cebrail)......................................................................................38
3. 1. 3- Vahyin Teblicisi: Peygamber .......................................................................47
3. 1. 4- Vahyin Muhatab: nsan .................................................................................54
3.2- FAZLUR RAHMAN'IN VAHY ANLAYIININ BR SONUCU OLARAK
KURANA YAKLAIMI............................................................................................58
SONU...........................................................................................................................62
KAYNAKA.................................................................................................................66
iv
KISALTMALAR
age.
: Ad Geen Eser.
agm.
: Ad Geen Makale.
agb..
: Ad Geen Blm.
AFD
bkz.
: Baknz.
CFD
C.
: Cilt.
ev.
: eviren.
DA
Ed.
: Editr.
m.
: Miladi.
vd.
: Ve Dierleri.
: lm Tarihi.
b.
: bn..
Sos.
: Sosyal.
Fak.
: Faklte
Haz.
: Hazrlayan
S.
: Say
ss.
: Sayfalar
SFD
UFD
Yay.
: Yaynlar.
NSZ
Evrende bir Tanrnn varl ve bu Tanrnn evreni bir gayeye ynelik olarak
yaratm olduu dncesi, bu gayeyi bilme ve bu gayeye uygun davranlarda
bulunmay gerektirmektedir. Bu durumda sz konusu amac insana bildirecek
peygamberlik kurumunun varlna ve gerekliliine gtrmektedir. Peygamber,
varln Tanrnn varlndan ve evreni bir gayeye ynelik olarak yaratmasndan
alrken; Tanr kendisinin nasl bir varlk olduunu ve kendisini dier varlklardan ayran
ynlerini, sadece peygamberleri araclyla gnderdii vahiy ile ortaya koymaktadr.
Tanrnn, peygamberlerine -keyfiyeti bizce bilinmeyen bir tarzda-mesajlarn
iletmesi esrarengiz bir olaydr. Hi phe yok ki, vahiy olayn olaanst ve esrarl
klan sebep ilh kaynakl oluudur. Vahyeden Allah ile vahyi alan Peygamber arasnda
ontolojik bakmdan tek bir benzerliin dahi bulunmamas, aralarndaki iletiimi bizim
iin bir sr haline getirmektedir. Bundan dolaydr ki; gemiten gnmze vahyin
mahiyeti hep tartla gelmitir.
slam dnce tarihinde bu konuyu irdeleyen birok dnr olduu gibi geen
son asrn dnrlerinden Fazlur Rahman da bu konuya younlamtr. Onun vahiy
anlay, Kuran anlama ve yorumlama yaklamnn da temelini oluturmaktadr. Biz
bu almamzda, vahiy konusunu gnmz insannn akl yapsn dikkate alarak
aklamaya alan Fazlur Rahmann vahiy anlayn ortaya koymaya altk.
blmden oluan bu almada, birinci blmde; Hristiyanlk ve
Yahudilikteki vahiy kavramnn anlamsal erevesi zerinde durulmutur. Akabinde;
Aydnlanma ann rn olan eletirel akln, bu dinlerde vahiy algs ve kutsal
metinlere bakta nasl bir deiime sebep olduunun daha iyi anlalmas iin,
Aydnlanma ncesi ve Aydnlanma sonras eklindeki balklar altnda konu
tartlmtr.
almamzn ikinci blmnde; slam literatrnde vahye yklenilen anlam ve
-Fazlur Rahmann da bir yesi olduu- slam dncesinde vahye yaklamlar
vi
vii
GR
Vahiy, semavi dinlerin en merkez kavramlarndan birisidir. Bir dinde iman,
kutsal kitap ve din anlay, byk lde, vahiy anlayna gre ekillenir. Dinler,
vahye ykledikleri anlam asndan az veya ok birbirlerinden ayrlsalar da ortak
olduklar husus, Tanr'nn insanla iletiim kurduu ve insann dnya-ahiret saadetinin bu
iletiime bal olduu dncesidir.
Vahyi, Tanr-lem veya Tanr-insan ilikisi olarak deerlendirirsek, bu konunun
tarihin ilk alarndan beri insan zihnini megul eden en nemli sorunlardan biri
olduunu syleyebiliriz. nk buna verilecek cevap, o kiinin hayatn ve evreni
anlamlandrmas asndan ok nemlidir. Ancak vahyi alan ile vahyeden arasnda var
olan ontolojik farllktan dolay bu iletiimin idrak edilmesi zor ve gizemlidir.
slamn da dhil olduu baz dinler, vahiy tecrbesinin snrlln kabul
etmektedir. Buna gre vahiy tecrbesi belirli bir zaman ve mekn boyutuyla
snrlanmtr. Ancak dier taraftan vahiy araclyla tarihle ve insanla buluan ilahi
iradeye dayal mesaj ise zaman ve mekn boyutuyla snrl deildir ve btn zamanlara
ve meknlara ynelik evrensellie sahiptir.
Fazlur Rahman, vahyin evrenseliinin gerekleebilmesini, ilahi mesajn,
gnmz insann ulamasna engel olan tm snrlandrc boyutlardan kurtarlarak
bugne getirilmesinde grr. zellikle, modern dnem insannn bu mesaj anlamasn,
insanlk gelecei iin elzem grmektedir. nk o, modern dnem insannn yaad
problemlerin farknda olan bir mtefekkir olarak, modern yaamn dini/vahyi
dlamasn insanlk iin tehlikeli grmekte ve bu durumla mcadelenin gerekliliine
inanmaktadr. O, bu durumla mcadeleyi, vahyi gnmz insannn aklna hitap eder bir
hle getirmekle mmkn grr. Bunun yolunu ise gelenek ile modernite arasnda, her
ikisini dikkate alan yeni bir sistem kurmak ve sylem gelitirmekle olacan savunur.
Fazlur Rahman, modern insan vahiyle buluturma abasn, akademik bir abadan te
insanln gelecei iin gerekli grmektedir. Bu abaya ynelik yazm olduu slm
adl kitab, onun vahye dair grlerini de aklad ilk eseridir. O, bu eserinde;
Kuran tarihselliinden syrarak ilahi mesajn gnmz insanna yeniden
Adil ifti, Fazlur Rahman`n slami Yenilikiliine Yorumlayc Bir Bak (Doktora), Dokuz Eyll
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 1998; Mehmet iek, Molla Fenari ve Fazlur
Rahman'n Kur'an'a Yaklamlar (Doktora), Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
stanbul 2009; Ali Kuzudili, Fazlur Rahman`n Hadis Anlay(Yksek Lisans), Dokuz Eyll
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 1997; Blent elikel, Fazlur Rahman`n eitim
anlay(Yksek Lisans), Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 2001; Fatih
Arslan, Fazlur Rahman'da Tanr Kavram ve levi (Yksek Lisans), Ondokuz Mays niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits, Samsun 2005. Vedat Tezcan, Spinoza ve Fazlur Rahman`da Ahlak
Felsefesi (Yksek Lisans), Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Konya 2004; Mustafa
zkahraman, Fazlur Rahman`n slam Modernizmi (Yksek Lisans), Boazii niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, stanbul 2005.
BRNC BLM
DER DNLERDE VAHY
1.1- YAHUDLKTE VAHY ANLAYII
Yahudilik, mensubu olduu teist dinlerin genel karakteristiine uygun olarak,
geerliliini ve gcn Tanr ile olan ilikisinden almaktadr. Bu ilikide Tanrdan
insana ynelik bir bilgilendirme sz konusudur. Bu bilgilendirme trne vahiy
denilmektedir.
Yahudiliin vahiy anlayyla ilgili olarak ilk bavurulacak kaynak, inananlar
tarafndan vahiy rn kabul edilen Tevrattr. Ancak, bin ylda derlenen, birden fazla
yazara sahip olan Tevrattan hareketle genel bir vahiy tanmna ulamamz olduka
zordur. Ayrca, Tevratta vahiy veya ngilizce revelation kelimesine karlk gelecek
zel bir terim de bulunmamaktadr.2 Bu nedenden tr, Yahudi Kutsal Kitabnda
vahiyle ilgili olarak kullanlan kelime ve kavramlara ksaca deinmek vahiy
anlaylarn anlamamza katk salayacaktr.
Tevrat'ta vahiy ile ilgili olarak en ok, gl, yda, nir'ah, ve noda
kelimeleri kullanlmaktadr. Gl veya galah rtsn amak, meydana karmak
anlamlarna gelirken, yda bilmek, nir'ah ise kutsal bir meknda Tanr'nn
tezahrn ima etmek iin kullanlmtr. Dier bir kelime olan noda (nada olarak
da gemektedir), kendini bildirmek anlamlarnda kullanlmaktadr.3 Bunlardan hareketle
vahiy; insann akl kabiliyetinin stnde bir varln, dardan insann bilincine nfuz
ederek ilah gerein bildirilmesidir, denebilir.
Yahudilikte vahyin kayna olan Rab Yehova, mesajn insanlara peygamberleri
araclyla ulatrmaktadr. Tanrdan peygamberlere vahyin deiik ekillerde geliinde
vasta ise Kutsal Ruh'tur. Hz. Musa'y, hem peygamber olarak, hem de kanun koyucu
olarak ynlendiren yine bu Ruhtur. Yahudilikte peygamberler, hep bu Kutsal Ruh ile
2
Baruch J. Schwartz; Prophecy, Oxford Dictionary Jewish Religion, New York 1997, s. 549;
Muhammed Tarak, Tanahda Vahiy Anlay, UFD. C. 11, S. 1, 2002, s. 195.
Tarak, Tanahda Vahiy Anlay, s. 195-196.
harekete geirilmilerdir. Dier ilahi dinlerden farkl olarak Yahudilikte kabul edilen
Teofani yani; Hz. Musann Tanr ile dorudan doruya grmesi, Yahudilere gre
Hz. Musann dier peygamberlerden stn olduunun da bir gstergesidir.4 Sonu
olarak Yahudilikte peygamberler, Kutsal Ruh dnda Teofani, rya- ryet yoluyla da
Rab Yehova ile diyalog kurabilmekte; ilh mesajla muhatap olabilmektedirler.
Yahudilikte Tanr, vahiy srecinde insanlara kendi varln, gcn, ihtiamn
ve iradesini akladna gre, vahyin hem znesi, hem de konusudur. Tevratta vahyin
gereklemesi, Tanrnn isteiyle mmkndr. Ayrca Tevrata gre vahiy,
peygamberlere zg bir olay da deildir. Tanr, peygamberlerinin dnda krallara,
khinlere ve baz insanlara da vahyetmitir.5
1.1.1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay
Aydnlanma ana6 kadar Yahudi teolojisinin vahiy anlay nerme
merkezli7 bir yaklamdr. Bu dnemdeki dini ayrmalarn nedeni, vahyin
mahiyetinden
ok
Talmutun8
vahiy
kaynakl
olup
olmamas
ve
Tevrat
5
6
lka ve Ortaa Yahudiliinde hkim anlaya gre kutsal kitapn btn harf
ve kelimeleri Tanr tarafndan Hz. Musaya yazdrlmtr. Bu anlay paylamakla
birlikte Tora9 dnda neyin vahiy kaynakl olup olmad konusu, Yahudi mezhepleri
arasndaki ayrmann en nemli nedeni olmutur.10
Ksaca, Aydnlanma ncesi Yahudi teolojisinde vahiy; doast bir gtr ve
Tanr vastasyla gerekleir. nsann vahyin gereklemesi ynnde herhangi bir abas
yoktur. Vahiy insan aklnn stnde tamamen tabiatst bir durumdur. Bundan dolay
da onun kelama dklmesinde beerin hibir katks sz konusu deildir.11
Yahudi teologlarn aksine Yahudi filozoflarn temsil ettii rasyonalist yaklama
gre vahyin oluumunda insan da etkendir. nsanda potansiyel olarak var olan yetiler
eitim ve ahlak sayesinde yetkinlie ular, bunun sonucunda akl ve mtehayyile
gcnn yetkinlikleriyle birleir ve Tanr tarafndan aktif hale getirilirse nebevi
zellikler ortaya kar. Bu anlamda vahiy insan aklnn bir mkemmelliidir.12
Yahudi rasyonalist yaklamnn ncs kabul edilen Philo, Yunan felsefesinin
Yahudilerin kutsal kitab ile zde olduunu, ikisinin de ayn hakikatin farkl ifadeleri
olduunu savunur. Yunan felsefesinde kullanlan Logos13 kavramn, Yahudi felsefesi
ve ilahiyatna tayarak yaratl, Tanr-lem, Tanr-insan ilikisini ve dolaysyla vahiy
konusunu aklamaya almtr.
9
10
11
12
13
14
14
Yahudilikte, Yahudi retilerin hepsine birden "Tora" denilmektedir. Bu Arapa Tevrat'n karl
ise de, daha geni bir anlam ve yerde kullanlmakta, Musa'ya atfedilen be kitapla birlikte, dier
kitap ve retileri de kapsamaktadr. (Yazl) ve (Szl) olarak ikiye ayrlan Tora'nn, (Yazl) olan,
Sina danda, Tanr tarafndan Musaya bildirilen be kitab, bunun eklerini ihtiva eder, (Szl) olan
ise, gene Musa'ya atfedilen ve ondan gelenlerle, Tora hakkndaki onu tamamlayan aklamalar
ihtiva eder. nceleri (Yazl Tora) deyimi yalnz Musa'ya, Tanr tarafndan bildirildii ileri srlen 5
kitaba denilmi ve yle kullanlmken, bu ad zamanla ok genileyerek "TANAH" (Ahdi Atik)in
hepsi iin kullanlmtr, branice olan Tanah kelimesi, 1- Tora, 2- Neviim (= Nebiler) ve 3- Ketubim
(= Yazlar) adlarnn ba harfleri alnarak, kurulmutur. Gnmzde de Yahudiler Tanah adn
kullanmakta ve btn kutsal kitaplar bir arada ifade etmektedir. Halk arasnda da Tora ad kullanlmakta, ok zaman Musa'ya atfedilen 5 kitap kastedilmektedir.( Hikmet Tanyu, Yahudiliin
Kutsal Kitaplar ve Esaslar, lm nceleme ve Tenkidi, AFD, Ankara 1966, s.97-98.)
Baki Adam, Yahudi Kaynaklarna Gre Tevrat, Pnar Yaynlar, stanbul 2002. s. 119,157.
Schwartz, agb, s. 549.
Schwartz, agb, s. 549.
Philo, Logos kavramn Tanrdan ayr olan fakat Tanrnn sreti veya faaliyetini ifade eden
ancak, Tanrdan da bamsz olan- ve Tanr ile lem arasnda arac olan kozmolojik ilke anlamnda
kullanmaktadr. (smail Tapnar, Yahudi Geleneinde lah Kelm Tasavvuru: skenderiyeli Philo
ve Logos Doktrini, Milel ve Nihal, 2011, C. 8 S. 1, s. 153-154.)
skenderiyeli Philo, M.. 20-M.S. 40 yllar arasnda Msrn skenderiye ehrinde yaam ilk
Yahudi filozofudur. skenderiyedeki her Yahudi gibi o da Yunanca konuuyor ve yazyordu. O,
15
16
17
18
Yahudi kutsal kitab ile Yunanl filozoflarn doktrinleri arasnda sentez yapma giriiminde bulunan
ilk kiidir. Ona gre kutsal metindeki dncenin tam bir felsefi doktrin ierdiini kabul eden ilk
filozoftur. (Tapnar, agm, s. 145.)
Bkz. Tapnar, agm.
Tapnar, agm, s.159-160.
Bir metinde, lafz anlama paralel veya lafz anlamdan baka bir anlamn kastedilmesini ifade eden
alegori, din balamda kullanldnda bir rivayetin veya sanat eserinin, ahlk ve teolojik
deerlerin sembol olarak yorumlanmas anlamna gelir. Greklerin yan sra Yahudi ve Hristiyan
kutsal kitap yorumcular bu kelimeyi mecaza ek olarak batn anlam da iine alacak ekilde
kullanmlardr. Muhammet Tarak, Origen ve Alegorik Kitab- Mukaddes Yorumu, UFD. C.
19, S.1, 2010, s. 184.
Tapnar, agm, s. 160-161;
19
20
21
22
23
10
Allah'n iradesi onlara hkim olmutur. Bu ekilde vahiy alan peygamberlerin vahye
bal szleri, Allah'n kelmdr, vahye bal olmayan szleri ise kendi szleridir, Allah
kelm deildir. Hristiyanlkta ise vahiy, vahyi alan insann kendi varlndan ayr ve
onun fevkinde deildir. Bu tr vahiy alan kimsenin kendi varl ile ald vahiy bir
btnlk arz eder, bu kiinin varl bizzat vahiy olur. Hz. sada gerekleen bu eit
bir vahiydir. Bu tr vahiyde, yani Hz. sann vahyinde vahiy grevi onun hayatnn her
ann kapsamakta, adeta onun madd varl btn ile vahiy olmaktadr.
Mehmet Paac, Hristiyanlktaki vahiy anlayn ve bu anlayn olumasnda
etkili olan unsurlar u ekilde aklamaktadr:
Eski Ahit'te, yaratln Allah'n Kelm ile O'nun emri ile
gerekletii belirtilmektedir. Allah'n Kelm ifadr. ( Mezmurlar
107/20). O gerekleen bir 'mjde (ava 55/11-12)ve peygamberlere
gelen bir Vahiydir .(Yeremya 1/4.11;2/1 ;11/1-3) Ancak Yuhanna,
bu kavram ile sann tanrln, (Yuhanna 1/1-2) onun yaratmadaki
roln,( Yuhanna 1/3) Allah'n insan bedenine girmesi anlamna gelen
hulul (Yuhanna 1/4-5.14), ve onun Kurtarc oluunu ileri srmtr.
Hlbuki Sinoptik ncillerde de kavramn bu anlamlarda kullanld
grlmemektedir. Kavram, bu ncillerde en dorudan bir ekilde
Vahiy anlamnda kullanlmaktadr. Kavramn Vahiy Gelenei dnda
bir anlam kazanmas ise, Ehl-i Kitapn apokaliptisizmden sonra,
ikinci bir defa daha youn bir ekilde ilikiye girdii Helenistik
kltrn etkisine balanmaktadr. (Bkz. Ladi, Theology, 5338)26
Ksaca; ncillerin ortaya kt dnemin akl yaps anti-rasyonalist olaylar
tarafndan oluturulmu olduundan dolay mucizev olarak sunulan olaylardaki ilahi
boyut es geilmi, bunun sonucunda bu akl yaps daha sonraki Hristiyanln teoloji
ve kilise hayatn belirlemitir.27
1. 2. 1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay
Vahiy, ilk dnem Hristiyan kaynaklarnda zerinde yeterince dnlen bir
konu deildir. Havariler, Kutsal Kitap yazarlar ve ilk dnem dini otoriteler, vahyin bir
tanmn yapma ihtiyac hissetmemitir. Bu nedenle gerek Yeni Ahit'te, gerekse ilk
dnem Kilise nderlerinin eserlerinde Hristiyanln vahiy anlayn net bir ekilde
26
27
Mehmet Paac, Kur'an- Kerim Inda Vahiy Geleneine Kitab- Mukaddes Balamnda Bir
Bak, slami Aratrmalar Dergisi, C. 5, S. 3, 1991, s.192.
Paul Tillich, , Vahiy ve Mucize, ev. Mustafa Akay, SFD, S. 8, s. 100.
11
28
29
30
31
12
vahiy ile zdeletirilmitir. Buna bal olarak da Yeni Ahit, ilahi bir otorite olarak
kabul edilmitir.32
Reform dnemine gelindiinde Luther tarafndan yeni vahiy anlay ortaya
kondu. Ona gre Tanr sadece vaaz edilen kelamda grnebilir ya da tezahr eder ve
sadece Kutsal Kitap bu olgular kaydeder. Dar anlamda Kutsal Kitap vahyin kendisi
olmaktan ok, vahyin bir aktarcsdr.33
Luther, insanlarn doal yollardan Tanr'nn varln ve onun her eyi yarattn
bilebileceklerini ancak insanlarn Tanr'nn gerek bilgisini bilemeyeceklerini savunur.
Ona gre Tanr'y doal yoldan bilmeye alanlar sadece zihinlerinde rettikleri
mtehayyileye ibadet etmektedirler. Tanr'nn iradesini bilmediklerinden, bunlar
zihinlerinin rettii hayallere ve tahayyle mahkm olurlar. Bu yzden Kelam olmakszn Tanr'ya hizmet etmek isteyen hi kimse, gerek Tanr'ya hizmet etmi olamaz.
Ayrca Luther'e gre, ncil metinleri Tanr'nn kelimesi deildir, daha ok onlar,
Tanr'nn kelimesini imanl okuyucuya izhar eden metinlerdir.34
Tanr tarafndan bildirilen, insanlar tarafndan inanlan, kutsal metinlerde
muhafaza edilen ve Kilise'nin dogmalarnda sistemletirilen geleneksel vahiy anlay;
Yeni Ahit dneminin hemen ardndan olumaya balam, ortaa skolstik dncede
zirveye ulam,
32
33
34
Recep Kl, Modern Bat Dncesinde Vahiy, tken Yay. stanbul 2004, s. 38
Tarakc, agm, s.176.
Tarakc, agm, s. 175-177.
13
merkezli
Model:
Kilise
merkezli
geleneksel
anlayn
devam
14
15
KNC BLM
SLAMDA VAHY ANLAYII
2. 1. VAHYN TANIMI VE MAHYET
2.1.1. Vahyin Tanm
Vahiy kknden treyen bir mastar olup etimolojik olarak; iaret, yaz,
yazlm olan ey, elilik, ilham, gizli konuma ve bakasna iletilen ey gibi anlamlara
gelmektedir.
41
hkmdar, anlama, Allahn kalbe ilks, alatma gibi baka anlamlar da vardr.42
Gizlilik iinde ve sratli bir ekilde bildirimde bulunmak vahiy kavramnn temel
anlamn oluturmaktadr.43 Ayrca Kuranda getii ekliyle ilim, hikmet, ifa
ve nur kelimeleri de vahiy karlnda kullanlmtr. 44
Dinden dine farkl tanmlamalar yaplsa da metafizik alanla iletiimi ifade eden
vahiy, slm dininin temel kavramlarndan biridir. slam ncesi Arap toplumunda,
khin ve airlerin cinlerle iletiimini ifade eden vahiy;45 slm literatrnde, Allahn
gizli ve sratli bir ekilde peygamberlerine bildirdii, insanlarn dnya ve hiret
saadetlerini ieren bildirim anlamndadr. 46
Vahiy tabiri, ou fiil kalbnda olmak zere, Kuranda yetmii akn yerde
geer. lgili yetlerin ounluu Allaha nispet edilmektedir. Allaha nispet edilen
41
42
43
44
45
46
16
17
peygamber, ilh kelm rh bir tecrbe yaayarak vastasz bir ekilde kavrar.
Vastasz olan bu tr bir vahiy, kalbe atlan ilham ya da rya olarak anlalmtr. 56
Perde arkasndan konuma, baz nesnelerde veya insandaki duyma merkezinde
sz yaratp iittirmek yoluyla gerekletii dnlmtr. Allahn Musa peygamber
ile konumasnn bu ekilde vuku bulduu kabul edilir. 57
Eli
gnderilerek
yaplan
bildirimde
ise
Allah,
melek
vastasyla
62
sahip bir kelm olmas nedeniyle Kur'an'n zellikle lafz asndan aidiyeti slm
dncesinde nemli problemlerden biridir. Kur'an'n mana itibariyle Allah'a ait olduu
hususunda herhangi bir ihtilaf mevcut deildir. Ancak Cebrlin, Levh-i Mahfuzdan
veya direk Allahtan ald Kurann lafzlarnn aidiyeti hususunda da farkl grler
ortaya atlmtr. Bunlar u balk altnda sralayabiliriz:
55
56
57
58
59
60
61
62
18
(i) Lafzn Allah 'a ait oluu: Peygambere indirilen hem lafz hem de manadr.
Cebrl, Kur'an' Levh-i Mahfuz'dan ezberleyerek veya Allah'tan iiterek ya da Allah'n
lafzlar ona vahyetmesiyle indirmitir. Kur'an'a ait her harf, Levh-i Mahfuz'da sabittir.63
slm dncesinin genelinin bu gr tercih etmesinin arka plannda, Kur'an'n metin
olarak daha nceden Levh-i Mahfz'daki var oluu kabulnden kaynaklanmaktadr. 64
(ii) Lafzn Peygambere ait oluu: Bu gr savunanlara gre Cebrl, sadece
manay indirmitir. Hz. Peygamber bu manalar renmi ve Arapa olarak ifade
etmitir. "Cebrl onu senin kalbine indirmitir"65 yetinde "kalbe indirilme"den
bahsedilmesi, bu yorum iin referans olarak gsterilmitir. 66
(iii) Lafzn Cebrl'e ait oluu: Bu gre gre, Cebrl'e manalar verilmi, O
da kendisine verilen manalar Arapa olarak ifade etmitir. Sonra bu haliyle Hz.
Peygambere indirilmitir. 67 Allah'tan gelen manalar, melek tarafndan sz kalplarna
dklerek insan dzeyine indirildii iin "kerim elinin sz"68 diye nitelendirilmitir. 69
Yukardaki grler ierisinde lafzn Allah'a ait oluu slm dncesinde genel
kabul grmtr. Bu yaklama gre; Allah insanlara olan hitabn onlarn diliyle fakat
kendi kelimeleriyle yapmtr. Cebrl Hz. Muhammed'e, O da mmetine, ilh kelm
sadece tebli etmekle grevlidirler. Vahiy srecinde Peygamber tamamen pasiftir, O ve
Cebrlin lafzlarn ina ve tertibinde etkileri sz konusu deildir. Bu nedenle sadece
mana deil, mesajn formu da ilhdir. Farkl kabuller, slm inancna son derece aykr
grld iin, aksi istikamette baz grlerin Mslmanlarn eserlerinde bahsedilmesi
haric faktrlerin hile ile sokuturmas olarak telakki edilmitir. 70
2. 2. SLAM DNCESNDE VAHY
slam dncesinde nemli bir yere sahip olan Kelmclarn eserleri
incelendiinde, vahyin mahiyeti hakknda tatmin edici dzeyde bilgiye yer verilmedii
63
64
65
66
67
68
69
70
19
74
20
onlarn Kur'an mahlk olarak kabul etmelerine yol amtr. zellikle bilgi
sistemlerinin gerei olarak kelmn, d dnyada ortaya kan ve idrak edilen
anlamndan baka, zihinde farkl bir mna iermediini dnmlerdir. Onlara gre
Kelmullhn kadm olan bir yn yoktur; o, insana sunulan yaratlm Kur'andan
baka bir ey deildir.75
Mutezilenin tevhid anlaynn bir gerei olarak; Allahn Kelm kadm deil,
sonradan yaratlmtr ve beeri bir tabiata sahiptir. Allah mtekellim olduuna gre,
kelmnn failidir. Kuran da, Allahn fiilidir. Mutezileye gre, Kuran kadm olsayd,
Allah gibi olurdu. nk kdemde Allaha ortak olan, ulhiyetine de ortak olur. Oysa
Kurann kadm olmas imknszdr. Zira Kuran paralar ve czlerden oluur, idrak
edilir ve iitilir. Btn bunlar, Allahta bulunmas mmkn olmayan eylerdir. Bu da
Kurann, kadm olan Allahn dnda olmasn gerektirmektedir. Mutezileye gre
Allahn kelm, bizim konutuumuz kelm cinsindendir ve kesik, dzenli seslerden
meydana gelmektedir. 76
Mutezile'nin bilgi anlayna gre kelimeler, iitilen anlamlarndan baka,
ilerinde gizledikleri ayr bir anlama sahip deildirler. Bu yzden Kur'an'n, nmzde
duran ve yaratlm kelimelerde bulunan akla uygun anlamndan baka kadim olan
baka bir anlam yoktur. Kelmullh dediimiz ey, yaratlm olarak bize sunulmu
Kur'an'dan baka bir ey deildir. Bylelikle Kur'an'n kitaplam halinin Kelmullh
olarak kabul edilmi olmas onun mahlk olarak kabul edilmesi anlamna gelmektedir.
nk Kur'an' oluturan sesler ya da harflerin zorunlu olarak bir mahalde bulunur
olmas, o eyin kadim olmasn imknsz klar. 77
Ayrca Mutezileye gre Kur'an'n lafz dnda gizli bir manas olduunu iddia
etmek, eya hakknda bilgi edinme imknn ortadan kaldrr ve din bir yaanty
imknsz klar. Mutezile, insanlarn konutuu dilden farkl olan kadim bir dilin ve
szn varlnn ispat edilemeyeceini savunur. Mutezile Kur'an', insanlarn faydasna
75
76
77
21
ynelik indiini, kelm- lfz ile bize hitap etmekte ve bizim dnya hayatmz
anlamlandrmaktadr. Mutezileye gre Kelmn kadim ve Allah'n kendi zne ait
olmas, kelmn doasna da aykrdr. nk bu anlay, kelam teriminin ierdii
bakas iin sylenmilik ve faydacl ortadan kaldrr.78
Mutezileye gre Kur'an lafzlarnn Allah'tan bakasna nispeti dnlemez. Bu
durum Mutezilenin kelm teorisinde kesindir. nk Mutezile iin kelm ses ve
harflerden mteekkil bir yapdan ibarettir. Allah'n mtekellim olmas da bu lafzlar
yaratmasdr. Lafzn Allah'tan bakasna nispeti, Allah' mtekellim olmaktan kartr. 79
2. 2. 2. Selefiyyenin Vahiy Anlay
Sahabe ve tbin mezhebinde olan fukah ve muhaddisn'un yolu seklinde tarif
edilen Selefiyye, hicr ikinci yzyln balarnda teekkl etmitir. Kendi yollarnn
Kuran ve Snnet yolu olduu iddiasnda olan bu dnce, Kuran ve Snnet'te
belirtilen esaslar akl, rey ve tevile bavurmakszn olduu gibi kabul etmektedirler. Bu
nedenle onlar, herhangi bir tikd problemi aklarken Kuran ve Snnetle yetinirler,
"neden" ve "niin" sorularn sormazlar. 80
Selefilere gre Kuran, Levh-i Mahfz'da topyekn yazl olarak bulunan, daha
sonra bu yazl haliyle topluca bir defada Kadir gecesinde Beytu'l-zze'ye indirilen ve
Cebril tarafndan Hz. Peygamber'e retilen Allah'n kelmdr.
81
78
79
80
81
82
22
grme, vastaya bal bir grmedir. Hlbuki bir nceki grme, dorudan ve mutlak bir
grmedir. Bunun gibi, Kur'an da, onu tebli eden kiinin vastasyla duyulup iitilir.
Burada grlmesi sz konusu olan eyin her iki durumda da gne olduu gibi,
iitilmesi sz konusu edilen ey de her iki durumda da Allah Kelm'dr. 83
Selefiler, Allahn kelm hususunda kelm- nefs ve kelm- lfz gibi bir
ayrm kabul etmezler. Onlara gre Allahn kelm bir ve tektir. nk Kuran hem
mana hem lfz itibariyle hakikattir.84 Kuran, yalnz harflerden ve lfzdan veya yalnz
manalardan ibaret deildir. Bilakis o, hem harflerin hem de manalarn toplamdr. Allah,
bu Kuran hece, harf, renme, name, ses ve zaman kavramlar dnda, kendine has
bir sylenile de sylemi olabilir. Cebril, vahyi Allah'tan bu ekilde telakki etmi ve o
da Hz. Peygamber'e bu ses ve harflerle okumutur. Biz de ses ve harflerle okuyoruz ve
harflerle yazyoruz. Bizim okuyup yazdklarmz Kurann ta kendisidir. 85
bn Teymiyye, Kurann dinlenilmesinde, sesin sahibinin kul olmas ve sesinin
de mahlk olmasndan hareketle Allah Kelm'nn da yaratlm olduunu iddia edenleri
cahillikle sulamtr. Ona gre, Kur'an' seslendiren kiinin sesinin yaratlm olmas
Allah Kelm'nn yaratlm olmasn gerektirmez. bn Teymiyye, Kelm ile o Kelm'n
seslendirilip dile getirilmesini birbirinden ayrmaktadr. Nihayetinde Kelm onu kim
dile getirip seslendirirse seslendirsin, Allah Kelm'dr.86
Sonu olarak Selefi dncede Kur'an, harf, nazm, lafz ve mana olarak Allah
Kelm'dr ve yaratlmamtr. Selef dncenin dier anlaylardan farkll, Allah
Kelm'nn lafz-mana birlikteliini esas almalar ve hkmn Allahn zatndan alan
akn bir kelm anlayna sahip olmalardr.87
2. 2. 3- Eariyye ve Maturidiyyenin Vahiy Anlay
Ehli Snnete gre Allah mtekellimdir, Onun kelm kadimdir, muhdes
deildir.
83
84
85
86
87
23
nitelenemez. Ehli Snnete gre birinin, Kurann telffuz edilmesi mahlktur veya
mahlk deildir, demesi de doru deildir. 88 Ancak bu konuda Ebu Hanife (. 148/767)
onlardan farkl dnmtr. yle ki O, Kuran; Mushaflarda yazl, kalplerde
mahfuz, dillerde okunan, Hz. Peygambere indirilen Allahn kelmdr. Bizim Kuran-
telaffuzumuz, onu yazmamz, okumamz mahlktur. Kuran ise mahlk deildir.89
diyerek onlardan ayrlmtr. Bu gr destekler mahiyette Ebu Hanife, Kurann
dilinin mahlk olduunu ve Farsa Kuran okunabileceini sylemitir. Bu yaklam
tarz lafzn tarihsellii, manann ise evrensellii sonucuna bizi gtrr. 90
Ehli Snnet dnrlerine gre 'kelam', iki anlama gelir. Birincisi, fiziksel
konumaya takaddm eden ve insann i dnyasnda vuku bulan enfs konuma, yani
kelm- nefsi, ikinci anlam ise, bir tertip iinde gerekleen ses ve harflere iaret eden
kelm- lafzdir.91 Mutezilenin kelm- nefsyi reddine ise Ehli Snnet; ezelde, hibir
varln olmad zamanda da Allahn kadm bir kelm sfatna sahip olduunu ileri
srerek kar kmtr. Ehli Snnet ekolne gre, eer Allahn kadm kelm anlayna
olumsuz yaklarsak, Allah eksiklikle itham etmi oluruz. Allah ise her trl
eksiklikten mnezzehtir.92
Ehli Snnet, Kelm, nefiste mevcut olan mana eklinde tanmlamaktadr. Bu
gre gre nefisteki manaya delalet eden iaretler vardr ki, bu kelm- lfzdir.
Kelm- lafz, kelm- nefsnin da vurumudur. Bu anlamda sz ve yaz nefiste var
olan manaya delalet ettikleri gibi, kelm- lafz de nefiste mevcut olan manaya delalet
eder. 93
Ehli Snnet ulemasndan Cveyn(.419/1028)ye gre kelm- nefs, kiinin,
sz ya da ekil ile da yanstmadan nce, zihninde tasarlayp oluturduu fikir yani
isel bir konumadr. Henz da yansmam bu isel konumaya o, kelm- nefs
demektedir.94
88
89
90
91
92
93
94
24
95
96
97
98
99
100
101
25
Allahn maksatlarna delalet eden mahlk kelm olduuna inanmaktadr. Her iki kesim
de Kurann Allahn muradna delalet ettiini dnmektedirler. 102
26
rumuzlu olarak grmemekte, te'vil noktasnda dilin yapsna sk skya bal kalmakta,
dilin snrlarn aan bir yorumlamada bulunmamaktadr. 106
Kind'nin akl bilgiyi vahy bilginin anlamnn tespitinde bir karine ve vahy
bilginin aklanmasnda bir klavuz olarak kullanmas nemlidir. Ancak bunun yannda
nemle durulmas gereken dier bir husus onun, dili asl belirleyici olarak grmesi ve
dilin snrlarn aacak bir te'vil teebbsnde bulunmam olmasdr. te bu ayn
zamanda onun dier filozoflardan ayrld temel noktalardan biridir. Bylelikle, onun
grleri, "mea" filozoflardan daha ok kelmclarn grlerine yakn olduu
kanaatini oluturmutur. 107
Kindnin bu yaklamnn sebebi; akli bilginin belli bir sre ierisinde
gerekletii, kmlatif bir yap arz ettii bundan dolay baz bilgilerin gzden
karlabilecei gibi durumlar tad, buna mukabil vahiy bilgisinin tamamlanm,
ak-seik, kendisini elde etme noktasnda her hangi bir srece, zamana ve abaya
ihtiya duymamasdr. 108
zetleyecek olursak: Kind vahyin mhiyetine ilikin dneminden farkl bir teori
gelitirmemitir. O, vahyin istek ve irade d bir olay olduunu, beer bilginin aksine
kesin ve gereklii ifade ettiini, bunda kukuya mahal olmadn nk bu bilginin
kaynann Allah olduunu sylemektedir. Kind, dinin hakikatinin tam olarak
kavramann yolunu ise vahyin indii dilin inceliklerine vakf olmak ve tevile
bavurmakla mmkn olacan savunmaktadr.
2. 2. 4. 2. Frbnin Vahiy Anlay
Frb, vahiy ve nbvvet ilikisini rasyonel bir erevede ele almaktadr. Frb'nin bu teebbsnde, iinde bulunduu kltrel ve din ortamn da etkili olduu
muhakkaktr. Hicr nc ve drdnc yzyllarda dine kar tavr allarn zellikle
nbvvet erevesinde younlat pheci bir ilhd ve inkr hareketine kar Frb,
106
107
108
mer Mahir Alper, slm Felsefesinde Akl-Vahiy/Felsefe-Din likisi, stanbul 2008, s. 56-57.
H. Ziya lken, slm Felsefesi, stanbul 1993, s. 61; Alper, age, s. 59.
Kind, Aristoteles'in Kitaplarnn Says zerine, s. 268; Alper, age, s. 59-61.
27
nbvveti rasyonel bir biimde izaha alm, dini akl ve felsef bir temelde
savunmutur. 109
Frb, felsefe ile dini, insanlk tarihinde belli bir geliim ve tekml sreci
sonucunda ortaya kan ve birbiriyle temelden ilikili olan iki ayr vaka olarak ele
almaktadr. Dinin zaman bakmndan felsefeden sonra geldii ve ona tbi olduu grn savunan Frb, felsefe ile dini bu tabiiyet ve selef-halef olma erevesi etrafnda
ele alarak bir uzlatrma teebbsnde bulunmaktadr. Frb'nin bu uzlatrma teorisi
ve bu erevede ortaya koyduu grleri kendisinden sonra gelen bn Sn, bn Tufeyl,
bn Rd, Musa b. Meymun, Albertus Magnus ve Spinoza gibi Doulu ve Batl bir
ksm filozoflar etkilemitir. 110
Frbnin, vahyin mahiyeti ile ilgili grleri es-Siysetl-Medeniyye ve elMedinetl-Fazla adl eserlerinde farkl tarzlarda ele alnmaktadr. es-Siysede vahiy,
kazanlm akl yoluyla, Faal Akl111dan elde edilen bir bilgi olarak tanmlanmakta ve
bylelikle felsefi hakikati de iine alacak bir tarzda incelenirken, el-Medinetl-Fazla
adl eserinde vahiy daha ok mtehayyile yetisinin bir etkinlii olarak karmza
kmaktadr.112
Frb vahyin kaynann lk Sebep, yani Allah olduunu belirtir. nk ona
gre Faal Akl, lk Sebep'in varlndan feyezan ederek varlk bulmutur. O halde uygun
yaratla sahip ve entelektel geliimini baaryla tamamlayan insana, lk Sebep
vahyetmekte olup bunu Faal Akl vastasyla yapmaktadr. Ona gre Allah Faal Akla
vahyetmekte, Faal Akl da kendisine vahyedileni mstefd akl vastasyla mnfail akla
ulatrmakta, buradan da mtehayyile gcne feyezan etmektedir. Feyezan, mnfail
akla varmasyla insan filozof, mnfail akldan mtehayyile gcne ulamasyla
nebi olduunu belirten Frb, byle bir kimsenin insanlk mertebelerinin en kmiline
109
110
111
112
28
113
114
115
116
29
117
118
119
120
30
baaryla geilmesi zorunlu bir art olurken, bn Sn iin bu durum peygamberler iin
gerekli deildir. 121
Frbde olduu gibi bn Sn'da da mtehayyile gc peygamberlere ait temel
zelliklerden biridir. Ona gre bu zellik sayesinde peygamber, olacaklar haber
vermekte ve gaibe ilikin konulara dellette bulunmaktadr. Bu durum aslnda ou
insann uyku halinde iken rya grmesi yoluyla mmkn olabilmektedir. Ancak
peygamberleri dier insanlardan farkl klan, bu halin hem uyku hem de uyanklk
halinde vuku bulmasdr.
122
Frbye gre, mtehayyile yetisinin organ kalp iken, bn Snya gre, bu yetinin
organ beyindir. 123
bn Sn, kayna Eski Yunan'a kadar giden, slm felsefesinde ise Frb
tarafndan kabul edilerek devam ettirilen havs-avm, ayrmn temele alarak vahiy
veya eriatlarn sahip olduklar baz temel zellikleri aklama yoluna gitmitir. Ona
gre din, genel olarak btn insanlara ve zel olarak bu bilgiye ve mutlulua baka
yoldan kendi yetileri ve abalar ile erimeleri mmkn olmayan insanlara, yani avama
hitap etmektedir. Buna gre havs soyut hakikatlerden ve burhn ispatlardan, avm ise
somut rneklerden ve hitb szlerden anlarlar. Bundan dolay bn Sn'ya gre
peygamberler getirmi olduklarn halkn anlay gcne ve kapasitesine uydurmak
zorundadrlar. Nitekim byle de yapmlardr ve bu nedenle bir din dili olumutur.124
te bu din dilinin asl zellii onun sembolik ve mecaz bir yapda olmasnda
yatmaktadr. Bylece genel olarak insanlarn kavrayamayaca bir takm hakikatler
onlarn anlayaca bir dile evrilmi olacak ve bu sayede de o hakikatlerin zihinlere
yaklatrlmas kolaylatrlm olacaktr.125
bn Snya gre, Faal Akln sahip olduu bilgi, hibir ekilde harf ve
kelimelerle ifade edilmemi bir anlamlar btndr. Bu karakterdeki anlamlar,
peygamberin kutsi aklna aknca, peygamber, bu gc ile onlar dnlr klar. Bunun
121
122
123
124
125
31
126
peygamberin sahip
olduu stn
mtehayyile
yetisi
girmektedir.127
Burada bahsedilmesi gereken dier bir husus, hangi dilde olursa olsun
peygamberin ortaya koyduklarnn kendine zg bir dilsel karakter ierisinde
sunulduudur.
bn
Sn'ya
gre
dinler
baz
gerekleri
olduu
gibi
halka
128
32
129
130
33
NC BLM
FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII
3. 1. FAZLUR RAHMANIN VAHY LE LGL BAZI KAVRAMLARA
YAKLAIMI
3. 1. 1. Vahyin Kayna: Allah
Fazlur Rahman, Allah tasavvurunu ortaya koyarken kelm disiplinlerin
geleneksel yaklam tarzn sergilememitir. O, yntemini dorudan Kur'an'dan
hareketle
ortaya
koymakta
ve
geleneksel
disiplinlerin
Allah
tasavvurlarn
eletirmektedir.131
Ona gre Kurann ortaya koyduu Allah inanc dorudan Allah anlatma
amal bir metot sememi, bunun yerine bizzat insan merkeze alm, insann
kavrayabilecei kapsam ve kavramlara ncelik vermitir.132 Fazlur Rahman kendi
sistemindeki Allah anlayn ortaya koyarken, sk sk insana ve insann ahlaki zaaf
veya yceliiyle ilgili meselelere dikkat ekmektedir. O, insan merkeze aldndan,
insandan bamsz olarak sunulan Allah inancnn, doru bir yaklam tarz
olmayacan dnr.133
Fazlur Rahmana gre Kurann retisi btnyle uygulamaya yneliktir ve
davranlarnda insana yol gsterir. Bu yzden Kur'an saf nazar teolojiye ilgisizdir.
Kuranda bir lde teoloji, kozmoloji ve psikoloji vardr; ancak btn bunlar insann
davranlarn ahlaki izgide tutmaya ve belli bir hedefe gtrmeye yneliktir.
Dolaysyla, Kur'an'daki Allah kavram, esas itibariyle ilevseldir. Bu, Kur'ann kendi
ifadelerinin doruluk deerine kar ilgisizdir anlamna gelmez. Bu ifadelerin doruluk
deerinin bile evrende fiili bir durum yaratmadaki baarlarna bal olduunu, hatta
131
132
133
Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara Okulu Yay.,
Ankara 2009, s. 117; Hatice K.Arpagu, Fazlur Rahmana Gre Allah Ve nsan, amlca Yay.,
stanbul 2010, s. 29.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, ev. Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yay., Ankara,
1999, s. 30.
Hatice K.Arpagu, age, s. 29.
34
134
135
136
137
Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, slami Yenilenme Makaleler III, ev. Adil
ifti, Ankara Okulu Yay., Ankara 2002, s. 13.
Fazlur Rahman, Salk ve Tp, ev. A. Blent Balolu, Adil ifti, Ankara Okulu Yay. Ankara 1997,
s.17-18.
Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, s. 13-14.
Fazlur Rahman, agm, s. 14.
35
36
Fazlur Rahmana gre Allah'n yaratmas; belli bir l, dzen ve tartya gre
var etmesidir. nsan da dhil olmak zere lem, Allah'n hem takdiri hem de emri
altndadr. Bu emir, her varln takdirini, yani onlarn llerinin, tutumlarnn,
ynelimlerinin, ynlerinin ve onlar gerekletirme rglerinin toplamn tekil eder.
Kur'an'da melekler terimi ile iaret edilen, ite bu emr-takdir dinamizmidir145. Melekler,
kendileri vastasyla varlklarn ilev grd dinamik aralardr. Fiziksel dnyann
doal bir zorunluluk olarak ileyii byledir. Bundan dolay, Kur'an muhtelif yerlerde
tabiatn bir mslim olduunu ve her eyin Allah'a yneldiini syler. Ancak doal
nesnelerin ynelii insannkinden tamamen farkldr. Birincisi tamamen zorunlu bir
itaatten kaynaklanrken insana seme hakk" verilmitir.146 Bu da Allah'n kudretinin
tanmlanmasnda insann dikkate alndn gstermektedir.147
Fazlur Rahmann, yaklamnda nemli bir yere sahip olan, Kur'an'n ortaya
koyduu esaslarn dnemin artlaryla balantl olduu gereinden hareketle,
Kur'an'n ortaya koyduu Allah inancn, indii dnemdeki putperest Araplara kar
etkin bir mukabele eklinde deerlendirmek gerekir. nk onlar insann asla kontrol
edemeyecei kr ve nne geilmez bir talihe inanmaktadrlar. te Kur'an, gl
fakat duygusuz bu kader/talih inancnn yerine; gl ama o kadar da efkatli ve
143
144
145
146
147
37
merhametli bir Allah inancn ikame etmitir.148 Dolaysyla Kur'an'dan hareketle Fazlur
Rahman, Allah'n kudretinin kr ve nne geilmez bir g olmayp, efkat ve
merhametle yorulmu bir kudret olduunu ortaya koymaya alr. 149
Fazlur Rahman, Allah'n ok anlaml ve mteallik hale geldii yerin, insan davranlar sahas olduu kanaatindedir. nsan dzeyinde Allah fikri, mminlerin dostu ve
dualara/abalara mukabele eden gibi ok belirleyici, vazgeilmez ve hayati bir rol
kazanr. Bu da gsterir ki Allah, dier olgular arasnda bir olgu olmayp onlarla ayn
mertebede deildir; O, bu olgularn bir btn olarak hareket ettii modedur. O,
evrenin anlamdr; O, olgular toplamnn dayand ve bu toplama deer baheden veya
"balang ve son" verendir; Kur'an'n ifadeleriyle Allah, gklerin ve yerlerin
Nuru'dur.150 O olmakszn, evrenin tek tek olgular bile olgular olarak kalamazlar.
Dier bir deyile, Allah fikri ilevseldir; O ne olduu veya olabilecei iin deil
yapmakta olduu ey iin gereklidir. 151
3.1.2- Ruh-ul Emr (Cebrail)
Fazlur Rahman, slam'n ikinci ve nc yzyllarnda ksmen Hristiyan
akidenin de etkisiyle vahyin mahiyeti hakknda, Mslmanlar arasnda ciddi fikri
ayrlklarn ortaya ktn syler. Bu srada tekml aamasndaki Snni slamn,
vahyin bakaln, objektifliini ve szl niteliini korumak iin, onun d hakikati
zerine arlk verdiini dnen Fazlur Rahman, Snni dncesinin, "Kur'an hem
tamamyla Allah Kelm'dr, hem de olaan anlamda tamamyla Hz. Muhammedin
kelmdr" diyecek fikri yeterlilikte olmadn, savunur.152
Fazlur Rahman, geleneksel vahiy anlaynn aksine Cebrail, vahiy ve Hz.
Peygamber arasndaki ilikiyi isel/rhsal olduunu savunur. Ancak, bu dncesini
Kurandan hareketle olutururken, Kurann btnln dikkate almad ve konuyla
ilgili yorumlarnn eliir bir durum arz ettii grlmektedir.
148
149
150
151
152
Fazlur Rahman. "Kur'an'n retiler Sistemi" slami Yenilenme Makaleler III, ev. Adil ifti,
Ankara Okulu Yay. Ankara 2002, s. 16.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 35.
Nur Suresi, 24/35.
Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, s. 33.
Fazlur Rahman, slm, ev. Mehmet Da, Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay., Ankara 2000, s. 7879.
38
Fazlur Rahman vahyin ini eklini; Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut
perde arkasndan konuur. Yahut bir eli gnderip, izniyle ona dilediini vahyeder.
phesiz O, ycedir, hkm ve hikmet sahibidir153 yeti erevesinde ele almaktadr.
Fazlur Rahman bu yetten hareketle vahyin tenzili konusunda drt esasa ular:
1) Allah insanlarla dorudan doruya konumaz, Allah'n konumas
peygamberin kalbine Ruh'u gndermesiyle olur.
2) Bylelikle Ruh, Peygamber hakikati grp kelimeye dkmesini temin eder;
ancak bu, Hz. Muhammedin kendi arzusundan konutuu anlamna gelmez.
3) Ayrca Peygamber duyulan ses akustik zellikleri olan fizik bir ses deil,
gerek zihn bir ses ve fikr bir kelimedir.
4) Veya bu Ruh, vahiy elisi eklini alarak vahyi peygambere "iletir", ama vahiy
elisi nasl olursa olsun gerekte vahyi veren bizzat Allah'tr.154
Bu durumda Cebrail, Ruh, vahiy elisi kavramlarna Fazlur Rahmann ykledii
anlam, onun vahye bakn anlamamzda bize faydal olacaktr. ncelikle belirtmemiz
gerekir ki O, melek ve ruh kavramlarn dorudan konu edinmeyip vahiy perspektifinde
ele almakta ve yntem olarak da Kur'ann konuyla ilgili aklamalarndan
faydalanmaktadr.
Fazlur Rahman, Kur'an'da melek ile vahiy elisinin birbirinden farkl anlamlarda
olduundan dolay melek kelimesinin vahiy elisi iin kullanlmasn pek uygun
grmemektedir. nk ona gre Kur'an, vahiy elisini tasvir ederken hibir zaman
"melek" tabirini kullanmam, aksine devaml "Ruh" ya da "Ruhan Eli" tabirlerini
kullanmtr. Hatta Kur'anda ki bu kullanmdan dolay mrikler, Hz. Muhammed ile
kt ve zararl bir ruh arasnda iliki kurmulardr. Fakat Kur'ann bahsettii ruh; vahiy
elisi, yani Peygamberimizin "yksek veya apak ufukta" grd ve Kur'an' ona
vahiy olarak getiren elidir.155
153
154
155
39
Kur'anda bahsi geen melekler daha ziyade; Allah'n emirlerini yerine getiren,
insanlarn yaamlarn sonlandran, Allah'n arn tutan, peygamberlere156ve cesaret
vermek iin mminlere157 gnderilen semav varlklardr. Ancak Kur'an, bu meleklerden
vahiy elileri olarak bahsetmemektedir. Yine Kur'anda geen;"Allah, emrinden olan
ruhu, kullarndan dilediine indirir"158 ve "Melekleri kullarndan dilediine, emrinden
Ruh ile indirir"159
Mesela; Hz. brahim'e (Hud, 11/70) ve Hz. Lut'a (Hud, 11/81)gnderilen melekler gibi.
Fussilet, 4l/30
M'min, 40/15
Nahl, 16/2
Fazlur Rahman, age, s. 154.
Meryem, 19/17-22; Enbiya, 21/91; Tahrim, 66/12.
Hicr, 15/29; Secde, 32/9; Sd, 38/72.
Bakara, 2/87, 253; Maide, 5/110.
Fazlur Rahman, age, s. 154.
Nahl, 16/102
Fazlur Rahman, age, s. 155.
uara, 20/193
Fazlur Rahman, age, s. 155.
Tekvir, 81/19-21
Kadir, 97/4; Mearic, 70/4; Nebe, 78/38; Nahl, 16/2.
40
171
172
173
174
uar, 26/193-195.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 44,59; slm, s. 82.
Fazlur Rahman, slm, s. 82; Ana Konularyla Kuran, s. 44.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 158.
41
fikrini temelden ykar. nk bu, ahlaki emri, tabii emr haline getirir ki ahlaki
sorumluluu geersiz klar.175
Fazlur Rahman'a gre vahiy, Allah'n insana emr'ini bildirmesidir. Emrin
uygulanmas iin anlalmas gerekir. Bu anlalabilirlik vahyi almada Peygamberin
anlama melekesi ile nasl bir ilikiye sahip olduu nem arz etmektedir. te bu noktada
Fazlur Rahman, Hz. Muhammed'in btn vahiy tecrbelerini anlamamza yardmc
olarak grd Mira olayn, aada yer verdiimiz yetler erevesinde
deerlendirmektedir.
Mthi kuvvetli olan ve stn akla sahip biri (Cebrail) ona (Kur'an')
retti nce kendisi yksek ufukta iken grnd, sonra aralarndaki
mesafe iki yay kadar veya daha az kalacak ekilde yaklat ve Allah'n
kuluna (Muhammed'e) vahyettiini, vahyetti. Onun (Muhammed'in)
kalbi, grdklerini yalanlamad. Hl grdkleri hakknda onunla
tartyor musunuz? Andolsun, onu (Cebrail'i) bir kez daha cennetin
yannda olduu Sidret'ul Munteha'da inerken grmt. Sidre'yi
kaplayan kaplamt Muhammed'in gz amad ve snr amad.
Andolsun, Rabbinin yetlerinden en byn grd. 176
Fazlur Rahman, Peygamberin vahiy tecrbesini anlatan bu yetlerden hareketle
u sonulara ular: Peygamberin iki farkl zamanda bandan geen olaylara iaret
edilmektedir. Bunlardan ilkinde Peygamber, Vahiy Melei'ni en yksek ufukta
grmtr ve o olaanst, adeta tahakkm edici bir gce sahip idi. Dierinde ise
Cebrail'i, sidretu'l-munteha (en uzak ufuk)da grmt. Bu her iki olayda da
Peygamber 'in ykselmesi yerine Cebrail'in indii belirtilmektedir. Her iki olay da
fiziksel ve bir yerden bir yere gidi eklinde deil, ruhan olarak cereyan etmitir.
Dolaysyla, bu vahiy tecrbeleri daha ziyade Peygamber'in uurunun ya da 'ruhibeninin genilemesini ve btn hakikati iselletirip, kendisine mal etmesini ifade eder.
Her iki durumda da de atf sonsuzluadr; bu ister 'en yksek ufuk', isterse 'en uzak
ufuk' olsun. Sz konusu olan, Peygamber'in i beninin btn varlk lemini alglayacak
ekilde genilemesidir. 177
175
176
177
Adil ifti, Fazlur Rahman ile slam Yeniden Dnmek, Kitbiyt Yay., Ankara 2001, s. 65.
Necm, 53 / 5-18.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 149-150.
42
sr Suresi, 17/1.
Tekvr, 81/19-24.
Fazlur Rahman, Vahiy ve Peygamber, slami Yenilenme Makaleler III, s. 27-34.
43
sufiliin vahiy anlay Onun vahiy yorumunda ve genel olarak hermeneutiine katks
byktr. 181
rnein h Veliyyullaha (.1176/1762) gre, dini kural ve yasalar, her zaman
bir toplumda yerleik ve yaygn olan kendi rf ve geleneklerine uygun olarak konulur.
Toplumda hali hazrda yerleik olan yapp etme tarzlarndan kt ve zararl olanlar
kaldrlrken, iyi ve faydal olanlar yerli yerinde braklr. Ayn ekilde, Lfz Vahiy de
Peygamber'in zihninde hali hazrda var olan kelimeler, ifadeler, deyimler ve slup
kalbnda ortaya kar. 182
Bu anlaya gre, denilebilir ki, anlam Allah'ndr, lafz ise Peygambere aittir.
Fazlur Rahman'a gre, bu yaklamda ciddi bir sknt vardr. Bu gr vahyin
lfzliine hakkn vermez. nk bu durumda, Allah'n Kelm'nn kelimelerinin de
ilahi olduu sylenemez. 183 Fazlur Rahman, bu noktada Hucvir'nin (. 465/1072) bu
konuda ki grn kendisine daha yakn grr. Hucvirye gre, Peygamber mana ve
kelime, arasnda bir dengeleme yapmakta, onlar "ayn anda bir araya" getirmektedir.
Bu gre gre his ve kelime ayn andadr ve tek bir btncl halin iki vehesidir.184
Fazlur Rahmann, Kur'an vahyini dier zgn bilme (iir, keif, icat)
ekillerinden ayr klan ayrt ediciliini yani Lfz Vahiy oluluunu u ifadelerle
aklamaya alr:
Kur'anin kendisi ve dolaysyla Mslmanlar iin Kur'an, Allah'n
kelmdr. Hz. Muhammed de, kendisinin vahyi Allah'tan, btnyle
Baka varlktan ald sarslmaz inanc ierisindeydi; te bu sebeple
o, bu bilincin sonucu olarak, Yahudi ve Hristiyanlarn Hz. brahim ve
dier peygamberler hakknda ileri srdkleri en esasl tarihi
iddialardan bazlarn reddetmitir. Bu "Baka" varlk u veya bu
ekilde mutlak bir yetki ile Kur'an "iml" ettirmitir. Hayatn
derinliklerinden gelen bu ses, aka, pheye yer brakmayacak bir
ekilde emredercesine konumutur. "Okuma" anlamna gelen Kur'an
kelimesi aka bu hususa iaret etmekle kalmamakta, bizzat Kur'ann
metni de birka yerde onun sadece anlam ve fikir olarak deil, szl
olarak vahyedildiini belirtmektedir. 185
181
182
183
184
185
44
aklamaya
altmz
Fazlur
Rahmann
vahiy
anlayn
zetleyecek olursak: Allah, Ruhul Emrini Peygambere gnderip, onda bir meleke
oluturmutur. Bu, Peygamberin bilincini, zihnini, kalbini, i benini geniletti.
Bylelikle Peygamber, ilahi lem ile kalbi bir balant kurmu ve Emrin Ruhu'nun
kendisinde oluturduu idrak ile klli ahlaki buyruklar anlam oldu. Peygamberin
Emrin Ruhu ile ilikisi son derece canldr bundan dolay kendiliinden konumaz,
186
187
188
189
190
45
Onun syledii eyler Allah'tandr. Emrin Ruhu ile irtibat kurduu iin, onda
his/anlam, kelime ve davran bir anda oluur ve birbirinden ayrlamaz. Bundan dolay
Kur'an hem Allah'n Kelm, hem onun szdr.
Fazlur Rahman, daha ncede belirttiimiz gibi melek ve ruh kavramlarn vahiy
perspektifinde
ele
almakta
ve
yntem
olarak
da
Kur'ann
konuyla
ilgili
191
192
193
194
195
46
" yetini delil olarak kullanmas, melek konusunda zorlama bir yaklam sergilediini
198
szlemeyi (kl bel) hatrlatmak ve ona kulak vermelerini salamak zere seilmi
mstesna kiilerdir.
Allah'n insanlara gnderdii eliler hakknda Kur'an'da "neb" ve "resul"
terimleri kullanlmaktadr. Fazlur Rahman, Kur'an'da, baz elilerin hem nebi hem de
resul olarak adlandrld yetlerden hareketle kesin bir ayrma gitmenin biraz zor
196
197
198
Furkan, 25/7.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 157.
Fazlur Rahman, age, s. 133.
47
olduunu sylemektedir. Bu iki terimin birbirinden farkl veya birbirinin yerine geecek
ekilde
kullanlmas,
Kurann
bu
kavramlarla
ilgili
verdii
malmattan
kaynaklanmaktadr. Sonu olarak Fazlur Rahman, neb ve resuln insanlar doru yola
iletmekle grevli Allah'n elileri olduunu sylemektedir. 199
Kurandan hareketle peygamberlik kurumunu evrensel bir olgu olarak gren
Fazlur Rahman, Kuranda ad zikredilmemi bile olsa dnyann her tarafna Allah'n
peygamberler
gnderdii
kanaatindedir.200
Bu
peygamberler
ncelikle
kendi
kavimlerine gnderilmekle beraber ilettikleri tebli sadece o yreye ait deil, evrensel
bir nitelie sahiptir. Onun iin btn insanlar, ona inanmak ve sylediklerini takip
etmek zorundadr. Bu durumu Fazlur Rahman, peygamberliin blnmezlii olarak
ifade etmektedir.201 Bundan dolay Kur'an, Mslmanlardan tm peygamberlere
inanmasn istemektedir.
Fazlur Rahmana gre peygamberlerin nce kendi halklarna gnderilii, evrenselliinin temel tadr. Bir peygamber evvela kendi halknn desteini alp baarl
olduktan sonra, retiyi dier toplumlara ve zamanlara temil edilebilir. Bundan dolay
peygamberler, mesajlarnn yaygnlk kazanabilmesi iin gereken her eyi yapmakla
ykml klnmlardr. nk onlar dnyada iyinin hkimiyetini tesis etme adna
baarl olmak zorundadrlar.202
Peygamberlerin tamamnn bir olan Allah'a davet etmi olmalar dinde gelime
olmad anlamna da gelmez. nk nbvvetin balangcndan Hz. Peygamber'e
ulancaya kadar din bilinte bir tekml yaanmtr. Bu da her peygamber ve
kitabnn kendi artlar iinde deerlendirilmesinin doru olduunu ortaya koymaktadr.
Dolaysyla sonra gelen bir toplumun kitabyla, gemiteki bir kavmi yarglamak
yerinde bir davran deildir.203 Ayn zamanda btn peygamberler de bir deildir ve
aralarnda derece farklar vardr. Nitekim Kur'an da "ite biz, o elilerden kimini,
199
200
201
202
203
48
204
205
206
207
sra, 17/55.
Fazlur Rahman, , age, s. 137.
Fazlur Rahman, , age, s. 135.
Arpagu, age, s.201.
49
gelen
zorlamalara
kar
baarl
olmasalard,
insanlara
rnek
olamazlard.211
Geleneksel ilm literatr incelendiinde, Hz. Peygamber'in hayatyla ilgili olarak
verilen bilgiler iinde, onun i dnyasyla alkal herhangi bir yaklamdan bahsetmek
neredeyse imknszdr. Oysaki Kur'an'a ve hadislere bakldnda onlarda bu anlamda
birok malmata rastlamak mmkndr. Nitekim Kur'an, vahyin teblii srasnda
208
209
210
211
50
Peygamber'in bana birok olumsuz olay gelmesine ramen onun, bu konuda baar
midini yitirmedii gibi idrakini kaybetmediini de sylemektedir. Siyer kitaplar ise
tebli srasnda Peygamber'in yaad i tecrbeye deinmeksizin onun dorudan hayat
hikyesinden bahsetmeyi yelemitir. Ancak onun yaad i tecrbenin dikkate
alnmamas, hikye edilen eylerin tabi olarak birbirinden kopuk d olaylar hline
gelmesini salamtr.212
Fazlur Rahman gre, ilk inen yetler Peygamber'in dnceli, yumuak huylu,
nzik, ekingen bir kiilie sahip olduunu ortaya koymaktadr. Ancak sz konusu
sknet hli Onun kendi toplumunun karsnda durmasna ve ilahi mesaj cesaretle
ilan etmesine engel olmamtr. Nitekim ilk nazil olan yetler, Onun haleti ruhiyesine
uygun olarak volkanik patlamalar ya da kk bir gedikten akmaya alan geni bir
nehir gibi birden deien, kesin, olduka ksa ve z ifadeler eklinde olmas da bu
durumu gayet gzel aklamaktadr.213 Peygamberde sakin ve ekingen kiiliin
yannda, ok kararl bir iradenin bulunduunun da altnn izilmesi gerekmektedir. Bu
irade sayesinde temel meselelerde en ufak bir tavizde bulunmayp karsna kan
zorluklar iddetle reddetmitir. Bunun yannda O, olduka zor olan tebli grevini
stlendiinden devaml bir nefis muhasebesinde de bulunmutur. Nitekim Peygamber'in
bu hli de tm insanlk iin rnek olabilecek bir durumdur. Kur'an da bunu, insann
devaml olarak iinde bulunmas gerekli ideal ahlk bilinci olarak sunmutur.214
Fazlur Rahman, peygamberlikle ilgili bir dier konu olan mucizeyi, Kur'an'da
oka zikredilen "yet/iaret" kavram zerinden aklamaya almaktadr. "yet"
kavram Kur'an'da "Allah'n iaretleri" anlamnda kullanlmaktadr. Fakat Kur'an kendi
yetlerinden "tebyn'l-yt" eklinde bahsetmektedir. Bu da Allah'n yetlerinin
aklanmas demektir. "yet" kelimesi Kur'an yetleri iin kullanld zaman genellikle
onun yetlerinin okunmas zerinde durulmakta veya bunlarn "ytun beyyint/ak
yetler" olduu ifade edilmektedir.215
Kendinden teye baka bir varla, yani yaratcya iaret eden bu kavramn
anlalmasnda Fazlur Rahman, iki noktann gz nnde bulundurulmas gerektiini
212
213
214
215
51
syler. Birincisi, her ne kadar ilevsel adan yet, akl erevesinde izah edilebilir bir
kavram olsa da, aslnda aklla ispatlamann yannda imann fonksiyonuna ihtiya vardr.
Kur'an, yet ve sreleriyle bir btn olarak mucize olmakla birlikte, onun bu
fonksiyonunun hayata geebilmesi iin "akl-kalb" bir tavr gereklidir. yetin
anlalmasnda gz nnde bulundurulmas gereken ikinci nokta ise, "iaretlerin",
zellikle tabiatst iaretlerin sihir ve byyle kartrlmamasdr. Olaansty ifade
etme asndan mucize ile bynn ilk bakta birbirlerine benzer ynlerinin bulunduu
sylenebilse de ama, oluum ve etki asndan mukayese edildiinde mucize ve
bynn birbirinden olduka farkl olduklar grlmektedir.216
Mrikler, Hz. Peygamber'den nceki peygamberler gibi iddiasn destekleyecek
mucizeler gstermesini istediklerinde, Kur'an Peygamberin mucizelerinin deiik
ekillerde olduunu iaret etmektedir. Tm tabiat olaylar, karada ve denizde meydana
gelen eitli olaylar ve insann akl, Allah'n varlna iaret eden hakik iaretler
arasnda yer almaktadr.217
Bundan baka Kur'an, tm ihtiamyla yaratlan tabiat yannda vahiy yoluyla
gnderilen Kur'an yetlerinin de birer mucize olduunu ifade etmektedir.218 Dolaysyla
Kur'an, vahiy ile tabiat arasnda paralellik olduunu ve bunlarn her birinin Allah'a
iarette bulunduunu ortaya koymaktadr. Ancak insanlar, tabiatn normal almasyla
ikna olmayp tabiattaki dzen ve almann doal nedenlerden kaynaklandn
dnmlerdir.219 Bu amala Allah bazen doal nedenlerin yeterliliini geici olarak
askya alm veya ynlerini deitirmitir. Dehete drc sel, frtna, deprem gibi
hususlar, insanlarn geri dnmeyecek ekilde kt yola sapmalar hlinde Allah'n onlar
iin ngrd allmn dndaki iaretlerdir. Hz. brahim'in atee atldnda atein
souyup emniyetli hle gelmesi ve Hz. Musa'nn asasnn ylana dnmesi gibi tabiatn
akna zt iaretlere ise "tabiatst mucize" denilir. Bu tr mucizeler, Peygamberlerin
doruluunu ve vahyin shhatini desteklemek zere Allah'n izniyle ortaya konmu
hdiselerdir.220
216
217
218
219
220
52
221
222
223
224
En'm, 6/33-35
Fazlur Rahman, a.g.e. , s. 128; En'm, 6/7; Al-i mran, 3/183,184.
Fazlur Rahman, a.g.e. , s. 129.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 38-39,133.
53
Allah ile Peygamber arasnda ok yakn bir ilikinin olmasn gerektirir. Bu iliki hibir
zaman harici bir iliki olamaz, daha ziyade ruhsal veya isel bir ilikidir.225
3. 1. 4. Vahyin Muhatab: nsan
Fazlur Rahman "insan nedir?" sorusunun cevabn Kur'an'n insana ynelik
tahlilleri nda yapmaktadr. nsan tabiatn ortaya koyan Kur'an yetlerini byk bir
titizlikle inceleyen Fazlur Rahman, bu konuda Kur'an'n grn bir btn olarak
ortaya koyma abasndadr.
nsan dier yaratlan varlklar gibi Allahn yaratt tabi bir varlktr. nsan ile
tabiat arasndaki esas fark, tabiata gelen emirlerde itaatsizlie izin verilmeyiinde,
insana olan emirlerin ise, insann, seim yapmasnn ve zgr iradesinin dikkate
alnmasndadr.226 Onun iin tabiatta, tabi emir olanlar; insanda ahlk emir olur. Bu
durum insana, yaratl dzeyinde esiz bir yer verir ve ayn zamanda sadece takva ile
altndan kalkabilecei esiz bir sorumluluu da ona ykler.227
slam dncesinde zellikle Gazali sonrasnda gelenekselleen; insann ruh ve
beden gibi iki ayr cevherden meydana geldiini syleyen anlayn aksine Fazlur
Rahman, bu grn Kur'an'da bulunmadn ve insann ruh-beden olarak bir btn
olduunu, bunun Kur'an anlayna daha uygun olduunu savunmaktadr. Fazlur
Rahman'a gre, madd ve manevi yn olan insann, madd ynnn 'beden'; manev
ynn ise 'ruh' temsil etmektedir. Fakat bu ynler bir btndr. Kur'an'a gre de Allah
insan bu ekilde yaratmtr. Kur'an'da zikredilen yetlerde Allah, insana ruhunu
flediini buyurmaktadr.228 Buradaki ruh kelimesi nefs deildir.229
Fazlur Rahman'a gre, insann yaratl, insan iin ahlak alannda ezel bir
mcadele ortam oluturmutur. Hz. demin yaratlmas ile eytan (blis) ortaya km
ve insan kt davranlara saptran bir varlk olmutur.230 eytandan ve ktlklerden
225
226
227
228
229
230
54
saknmas iin Allah, insana doru bir ftrat vermitir.231 nsana den, bu ftrat
bozmamak ve onun varolu gayesine uygun davranmaktr. Ancak bunu baarmak iin
insann ok dikkatli ve mteyakkz olmas arttr. Zira insann alalmas, bencillemesi
ve arzularnn esiri olmas, pek fazla aba gerektiren eyler deildir. Hlbuki bunlarn
ztt olan faziletleri elde etmek daha fazla gayret gerektiren zelliklerdir. Bu yzden
alalmak, faziletin zirvelerine ykselmekten daha kolaydr. Onun iin, ahlak
mcadelede ve ftrata uygun davranmada Allah'n yardm ve destei ok nemlidir.
Allah'n yardm ise, insann samimiyetine ve yapt mcadelenin younluuna
baldr.232
nsan, gklere ve dalara teklif edilen Emaneti233 bunlar stlenemedii halde
stlenebilme cesaretine sahip bir varlktr. Eer insan, bu Emaneti gerei gibi korur ve
bylece davranabilirse, o zaman yeryznde Allah'n Halifesi olma liyakatini
gstermi olur. Fazlur Rahman'a gre, Kur'an'n burada emanet olarak adlandrd ar
yk, Kur'an adalet ve ahlka dayal sosyal bir toplum dzeni kurma grevidir. Nitekim
insan da bunu gerekletirebilecek bir kabiliyette yaratlmtr. Ancak insan, bu grevini
unutup bir gaflet iine dmekte ve kendi nefsine zulmetmektedir. Hlbuki insan, bu
grevini yapacana dair Allah'a sz vermitir.234 Bu szn anlam, insann ftratna
uyarak yaamas demektir.235
nsann, yeryznde Allah'n halifesi sfatnn gereini yerine getirebilmesi iin
hr iradeyle donatldn savunan Fazlur Rahman, insan hrriyeti konusunda cebriyeci
bir anlay reddetmektedir. Bu anlay savunmak yalnz Kur'an'n tmn reddetmek
deil, ayn zamanda bizzat temelini yok etmek demektir. Ayrca Fazlur Rahman,
ortaa Mslmanlar arasnda gl bir cebriye anlaynn kaynan, dardan gelen
yabanc etkiler yannda insan iradesini reddeden bir tutum iinde olan E'arilik ve
kadercilik anlay ile yorulmu sfi anlaylarda bulur.236
231
232
233
234
235
236
55
56
241
242
243
Fazlur Rahman, Kur'an'n Baz Temel Ahlki Kavramlar Allahn Elisi ve Mesaj-Makaleler I, s.
10-19.
Fazlur Rahman, agm, s. 33.
Fazlur Rahman, agm, s. 19-20.
57
244
245
246
247
58
durumlarn gerektirdiine gre para para vahyedilmitir. Bundan dolay Kur'an'n bir
tek zamanda toptan bir vahiy olarak inmesi mmkn deildi. Bu nedenle Kur'an'n
mesajn bir btn olarak anlayabilmek iin onun evveliyatyla (background) birlikte
deerlendirilmesi lazm gelir. Bunun iin ncelikle Hz. Peygamberin Kur'an'n
rehberliinde yaklak yirmi sene devam eden mcadelesinin bilinmesi gerekir. Hz.
Peygamber'in bu mcadelesinin bilinmesi ancak slam ncesi Araplarn din, rf ve
adetleri, sosyal messeseleri ve genel olarak hayat tarzlarn mmkn mertebe
anlamakla mmkndr. nk Hz. Peygamber'in mcadelesi sz konusu ortamn
nceden var olmasn gerekli klmaktadr. Ayrca bu durumlar anlamakszn, bir btn
olarak Kur'an'n mesajn anlamaya almak imknszdr. Fazlur Rahman bunu u
ekilde izah etmektedir:
Kuzey kutbunda, birisi Kur'an' bulmu olsa ve Kur'an'n dilini de
bilmesi artyla onu anlamaya alsa, bunu yapmakta baarl
olabilecei sylenemez. Birtakm genel ifadelerden baka Kur'an, bu
kiiye hibir anlam sunmayacaktr. Bu yzden, Kur'an', Peygamber'in
mcadelesi ve bu mcadelenin evveliyatndan oluan kendi hususi
muhiti ierisinde anlamamz gerekmektedir. 248
Fazlur Rahmann yukarda aklamaya altmz Kur'an kendi artlar
ierisinde deerlendirilmesi dncesi, Kur'an' sz edilen ortamla snrlamak
anlamna gelmemektedir. nk onun bunu yap gayesi Kurann doru bir ekilde
anlalmasna yneliktir. Ona gre Kur'an'n manas doru bir ekilde anlalmad
takdirde asl o zaman onun mesaj, vahyedildii yerin ve zamann tesine geemez.
Fazlur Rahman, Kur'an'n dn ve sosyal birtakm prensipler bulundurduunu
kabul etmekle birlikte Kur'an'n muhtevasnn sadece bu prensiplerden ibaret olmadn
daha ok Peygamberin mcadelesi boyunca karlatklar problemlerle ilgili zel
aklamalar ve zmleri ihtiva ettiini syler.
Gerekten Kur'an bir aysberg gibidir, onda dokuzu tarihin
derinliklerinde bulunmakta ve ancak onda biri gzkmektedir.
Kuran cidd olarak anlama abas iinde olan hibir kimse,
Kur'an'n birok yerinin Kur'an tarafndan zm getirilen, aklanan
ve cevap verilen tarih durumlar hakknda birtakm n bilgilere sahip
olmay gerekli klaca gereini gzard edemez.249
248
249
59
250
251
252
60
yetleri ile tutarl ve uyumlu olsun. nk Kur'an, bir btn olarak belli bir hayat tarz
telkin etmekte ve somut bir dnya gr iermektedir. 253
kinci hareket ise birinci hareketin tersine genelden zele yneliktir. Yani birinci
hareket sonucunda elde edilen genel ilkeleri u andaki somut toplumsal ortamla uyum
salayacak ekilde btnletirmektir. Bu uygulamann baarl olmas bugn ok iyi
incelememizi ve onu oluturan durumlar ok iyi analiz etmemizi gerekli klar. Bylece
mevcut durumu deerlendirebilir ve onda gerekli deiiklikleri yapabiliriz. Bu ikili
hareket baarl bir ekilde uygulanabildii lde, Kurann Ruhu zamanmzda
yeniden etkinlik ve canllk kazanacaktr. 254
Fazlur Rahmann Kurana yaklamna esas olan; Allah'n vahyini beer bir eli
vastasyla gnderdii, Arapa konuan bir topluma tarihin belli bir kesitinde
mdahalede bulunarak insan artlar iinde konutuu ve Kur'an' tenzil buyurduudur.
Bu bakmdan O'nun Kelm'n anlarken ve onu kendi durumlarmza tarken bu tarih
ve beer artlan gz nne almak gerekmektedir.
253
254
61
SONU
slam dncesini akademik erevede analiz etmi ve bu dnceye katklarda
bulunmu olan Fazlur Rahmann Vahiy anlayna dair genel bir perspektif sunmaya
altmz tezimizde ulatmz sonular unlardr:
ncelikle, geerliliini ve gcn vahiyden alan semavi dinlerden Hristiyanlk
ve Yahudilikteki vahiy kavramnn hangi anlamlar ihtiva ettii izah edilmi,
Aydnlanma ncesi dnemde her iki dinin de nerme formunda vahiy algsna sahip
olduklar tespit edilmitir. Bu iki semavi dinin, bu dnemde vahyin rn kabul edilen
kutsal metinlere literal bir yaklam sergiledikleri grlmtr. Aydnlanmayla birlikte
toplumlarn akl yapsndaki deiimin bir sonucu olarak vahiy algsnda da bir
deiimin grld ve buna bal olarak da kutsal metinlere yaklamda farklln
olduu tespit edilmitir.
kinci blmde, vahiy kavramnn slam literatrndeki anlamsal erevesi tespit
edilmi ve akabinde kelmclarn ve slam filozoflarnn, vahiy, vahyin mahiyeti ve
keyfiyeti hakknda dncelerine deinilmitir. Sonuta kelmclarn vahyin mahiyeti
hususunda -akln deil de naklin etkinlik alan iinde grmelerinden dolay- yorumdan
kandklar, bununla birlikte Kurann lafz ve mana itibariyle Allaha ait olduunu
dndklerinden dolay da Kurana literal bir erevede yaklatklar grlmtr.
slam filozoflarna gelince, onlar; kelamclarn aksine vahyin mahiyetini akln etkinlik
alannda grmler ve biri filozofa, dieri peygambere ait olmak zere konuyu iki farkl
dzeyde ele almlardr. Peygamberlere ait vahyi hakikatlerin genel halk kitlesine
retmenin bir arac olarak gren slam filozoflar, slmi dogmann aksine vahyin
kelimelere dklmesinde peygamberlerin etkin olduunu savunmulardr.
Kurann anlalmas noktasnda vahyi, ok boyutlu ve nemli neticeleri olan
bir kavram olarak gren Fazlur Rahman, onu modern dnem insannn aklna uygun bir
erevede izah eder.
Fazlur Rahmana gre Allah'n yaratmas; belli bir l, dzen ve gayeye
yneliktir. Bundan dolay yaratlm olan her eye, yaratlm olduundan tr, onun
kendi emri nakledilir. Emrin, insan dhil her eye nakledilmesini gstermek iin
kullanlan terim ise vahiy'dir. Fiziksel dnyada bu emr her varln takdirini
62
63
oluturduu idrak ile klli ahlaki buyruklar anlam olur. Peygamberin Emrin Ruhu ile
ilikisi son derece canldr bundan dolay kendiliinden konumaz, Onun syledii
eyler Allah'tandr. Emrin Ruhu ile irtibat kurduu iin, onda his/anlam, kelime ve
davran bir anda oluur ve birbirinden ayrlamaz. Bundan dolay Kur'an hem Allah'n
Kelm, hem de onun szdr.
Burada Fazlur Rahmann ile ada olan W. Montgomery Wattn vahiy
anlaylarnn benzerlii mevzusu deinmeden gememek lazm. Wattn vahiy anlay
nl psikolog Jungun kollektif alt-uur tezine dayanmaktadr. Bu teze gre, gerek
fertlerin rya ve hayallerinde, gerekse toplumun din mitoslarnda uuraltndan uur
stne kan ey, beer faaliyetlerin kaynan oluturan libidodan veya hayat
enerjisinden gelmektedir. Libidonun bakalaryla ortak olunan blmne, Jung
kollektif alt uur (Maer vicdan) demektedir. Din fikirlerin ou kollektif alt
uurdan uur seviyesine kan fikirlerdir. Bu tezden hareketle Watt, Tanrnn, kollektif
alt-uur araclyla faaliyet gsterdiini, slam vahyinin de bunun bir rnei olduunu
savunur. Watt ile Fazlur Rahmann vahyi tanmlarken benzetikleri dorudur ancak
ikisinin vahiy anlay ayn deildir. ncelikle Watt, bu anlaya modern psikolojiden
hareketle varrken, Fazlur Rahman buna Kurandan hareketle ulamtr. kincisi,
Wattn yaklamna gre vahiy her zaman gerekleebilecek bir durumken Fazlur
Rahmana gre bu durum Hz. Muhammed ile son bulmutur. Son olarak, Wattn vahiy
anlaynda insandan Tanrya doru bir hareket sz konusu yani vahiy fiziksel alanda
olumaya balar sonra akn olanla ilikiye geerken, Fazlur Rahmann vahiy
anlaynda peygamberde bir hazr bulunuluk olsa da bu Allahn vahyinin inmesine
ynelik bir n durumdur. Yoksa vahyin inzalinin temel nedeni bu deildir. Vahyin
iniinde her zaman iin temel belirleyici olan Allahtr.
Fazlur Rahmana gre Peygamberler, kendilerine verilen ruhi/ahlaki emir ile
toplumu belli bir ynde deitirmek iin somut davranlarda bulunurlar ve bu
davranlar Peygamberlerin kendi tarihsellii ierisinde Emr'in Ruhunun da
vurumlardr. Bir daha peygamber gelmeyecek olmas Emr'in Ruhunu ilevsiz olaca
anlamna da gelmez. Emr'in Ruhu en son kendisini Kur'an'da gsterdii iin, artk
esas olan Kur'an'n arkasndaki ya da iindeki Ruh'tur. Bundan hareketle Fazlur
Rahman, Kur'an' anlamnn, yorumlamann srekliliine varmakta ve Mslmanlarn
64
65
KAYNAKA
Akgen, Alparslan, Fazlur Rahmann Hayat, Grleri ve Eserleri, slam ve
adalk, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1999. ss. 9-47.
Aslan, Abdulgaffar, Kuranda Vahiy, Ankara Okulu Yay. Ankara 2000.
Aslan, brahim, Kelmullah Tartmalarnn Dilbilimsel erii, AFD, Ankara
2010, C. 51, S. 1, ss. 131-150.
Alper, mer Mahir, slm Felsefesinde Akl-Vahiy/Felsefe-Din likisi, Kitabevi
Yaynlar, stanbul 2008.
Arslan, Ahmet, "bn Sn ve Spinoza'da Felsefe-Din likileri", Uluslararas bn Sn
Sempozyumu, ed. Mjgn Cunbur, Ankara 1984.
Arpagu, Hatice K., Fazlur Rahmana Gre Allah Ve nsan, amlca Yaynlar, stanbul
2010.
Aydnl, Yaar, "Frb'nin Nbvvet retisi, slami Aratmalar Dergisi, Ankara
1988, C. 2, S. 8, ss. 35-50.
Adam, Baki, Yahudi Kaynaklarna Gre Tevrat, Pnar Yaynlar, stanbul 2002.
BOR, brahim, Vahiy-Kltr likisi, AFD, Ankara 2011, C. 52, S. 1, ss.121-141.
BEER, Faruk, Ebu Hanfenin Kurn Anlay, Usl Dergisi 2004, C. 1, Say:1, ss.
7-34.
CORBN, Henry; slam Felsefesi Tarihi, ev. Hseyin Hatemi, II. Bask. stanbul 1994.
ifti, Adil, Fazlur Rahman ile slam Yeniden Dnmek, Kitbiyt Yaynlar, Ankara
2001.
idem, Ahmet, Aydnlanma Dncesi, letiim Yay. stanbul,1993.
Duman, M. Zeki, Vahiy Gerei, Fecr Yaynlar, Ankara 1997.
Demirci, Muhsin, Vahiy Gerei, FAV Yaynlar, stanbul 2011.
Ebu Hanife, Numan b. Sahit, Fkh- Ekber, ev. H. Basri antay, Ankara 1991.
Esen, Muammer, bn Teymiyye'nin Kelamullah Tartmalarndaki Yeri, AFD,
Ankara 2001, C.42 S.1. ss. 257-271.
Erdemci, Cemalettin , Kelm lminde Vahiy, Milel ve Nihal Dergisi, stanbul 2012,
C. 8, S. 1, ss.119-142.
el-Sabuni, Muhammed Ali, Maturidiyye Akaidi, ev. Bekir Topalolu, Ankara 1979,
el-Badadi, Ebu Mansur Abdulkahir, Mezhepler Arasndaki Farklar, ev. Ethem Ruhi
Flal, Ankara1991.
66
67
Hakl, aban, Frbde Din-Felsefe likisi Balamnda Din Dilinin Yaps, slam
Felsefesinin zgnl, Elis Yaynlar, Ankara 2009.
Harman,
68
69