You are on page 1of 82

T. C.

Hitit niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal

FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII

M. Abdulkadir YILAN

Yksek Lisans Tezi

orum 2013

FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII

M. Abdulkadir YILAN

Hitit niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits
Felsefe ve Din Bilimleri Anabilim Dal

Yksek Lisans Tezi

Tez Danman
Do. Dr. aban HAKLI

orum 2013

ZET
YILAN, M. Abdulkadir. Fazlur Rahmannn Vahiy Anlay, Yksek Lisans Tezi,
orum 2013.
Bu alma, slam dnyasnn son dnemde yetitirmi olduu byk dnr ve ilim
adam olan Fazlur Rahmannn Vahiy Anlayn ele almaktadr. almamz blmden
olumaktadr.
ncelikle, vahiy temeline sahip dinler olarak kabul ettiimiz Yahudilik ve
Hristiyanln vahiy anlaylarn, tarihsel bir sre erevesinde ele almaya altk. Bunu
yap amacmz; toplumlarn zaman ierisinde deien akl yaplarnn vahye ve kutsal
metinlere bakta nasl bir deiiklie sebep olduunu anlamakt.
Daha sonra slam lemin de vahiy anlaylarndaki farkllklar ve bunun sebeplerini
konumuz iin kifayet edecek kadar deinmeye altk. Bylelikle Fazlur Rahmann vahiy
anlaynn gelenekte ne kadar yeri olup olmadn aydnlatmak istedik.
Son olarak, onun vahiyle ilgili kavramlara ykledii anlamlar ve bu kavramlardan
hareketle onun vahiy ve Kuran algsn ortaya koymaya altk. Ayrca yeri geldike son
blmde Fazlur Rahmannn vahiy anlayna ve Kur'an grne baz tenkit ve
deerlendirmelere de yer verdik.
Anahtar Szckler: Kur'an, Vahiy, Fazlurrahman, Melek, Ruh, Peygamberlik
.

ABSTRACT
YILAN, M. Abdulkadir. Fazlur Rahman 's Understanding of Revelation,
Masters Thesis, orum, 2013.
This thesis is about the views of the great Muslim thinker Fazlur Rahman who
has played important role the recent Islamic world. It is divided into three parts.
Firstly we tried to examine the concepts of Jewish and Christian revelation
historically. Our purpose is to understand the way of thoughts of society and the
changes on belief or religion.
Secondly, we tried to express the differences on the concept of revelation in
Islam. Thus we aim to explain the place of Fazlur Rahmans view on revelation in the
Islamic tradition.
Lastly we tried to understand how Fazlur Rahman understands the concept of
Quran and revelation; in addition to this we also tried to se critics and attitudes of Fazlur
Rahman revelation and Quran

Key Words: Fazlur Rahman, Quran, Revelation, Soul, Angel, Prophecy.

ii

NDEKLER
ZET.i
ABSTRACT.ii
NDEKLER...............................................................................................................iii
KISALTMALAR............................................................................................................v
NSZ............................................................................................................................vi
GR................................................................................................................................1

BRNC BLM
DER DNLERDE VAHY
1.1- YAHUDLKTE VAHY ANLAYII....................................................................4
1.1.1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay......................5
1.1.2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay...................8
1. 2- HIRSTYANLIKTA VAHY ANLAYII........................................................10
1. 2. 1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay.............11
1. 2. 2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay..........13

KNC BLM
SLAMDA VAHY ANLAYII
2. 1- VAHYN TANIMI VE MAHYET....................................................................16
2.1.1- Vahyin Tanm...................................................................................................16
2.1.2- Vahyin Mahiyeti................................................................................................17
2. 2- SLAM DNCESNDE VAHY ANLAYII................................................19
2. 2. 1- Mutezile Vahiy Anlay................................................................................20
2. 2. 2- Selefiyye Vahiy Anlay................................................................................22
2. 2. 3- Eariyye ve Maturidiyyenin Vahiy Anlay.................................................23
2. 2. 4- slam Filozoflarnn Vahiy Anlay................................................................26
2. 2. 4. 1- Kindinin Vahiy Anlay........................................................................26
2. 2. 4. 2- Frbnin Vahiy Anlay.......................................................................27
2. 2. 4. 3- bn Snnn Vahiy Anlay....................................................................29

iii

NC BLM
FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII
3. 1- VAHY LE LGL BAZI KAVRAMLARA FAZLUR RAHMANIN
YAKLAIMI..................................................................................................................34
3. 1. 1- Vahyin Kayna: Allah....................................................................................34
3. 1. 2- Ruhl Emr (Cebrail)......................................................................................38
3. 1. 3- Vahyin Teblicisi: Peygamber .......................................................................47
3. 1. 4- Vahyin Muhatab: nsan .................................................................................54
3.2- FAZLUR RAHMAN'IN VAHY ANLAYIININ BR SONUCU OLARAK
KURANA YAKLAIMI............................................................................................58
SONU...........................................................................................................................62
KAYNAKA.................................................................................................................66

iv

KISALTMALAR
age.

: Ad Geen Eser.

agm.

: Ad Geen Makale.

agb..

: Ad Geen Blm.

AFD

: Ankara niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi.

bkz.

: Baknz.

CFD

: Cumhuriyet niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi.

C.

: Cilt.

ev.

: eviren.

DA

: Diyanet slam Ansiklopedisi.

Ed.

: Editr.

m.

: Miladi.

vd.

: Ve Dierleri.

: lm Tarihi.

b.

: bn..

Sos.

: Sosyal.

Fak.

: Faklte

Haz.

: Hazrlayan

S.

: Say

ss.

: Sayfalar

SFD

: Sakarya niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi.

UFD

: Uluda niversitesi lahiyat Fakltesi Dergisi.

Yay.

: Yaynlar.

NSZ
Evrende bir Tanrnn varl ve bu Tanrnn evreni bir gayeye ynelik olarak
yaratm olduu dncesi, bu gayeyi bilme ve bu gayeye uygun davranlarda
bulunmay gerektirmektedir. Bu durumda sz konusu amac insana bildirecek
peygamberlik kurumunun varlna ve gerekliliine gtrmektedir. Peygamber,
varln Tanrnn varlndan ve evreni bir gayeye ynelik olarak yaratmasndan
alrken; Tanr kendisinin nasl bir varlk olduunu ve kendisini dier varlklardan ayran
ynlerini, sadece peygamberleri araclyla gnderdii vahiy ile ortaya koymaktadr.
Tanrnn, peygamberlerine -keyfiyeti bizce bilinmeyen bir tarzda-mesajlarn
iletmesi esrarengiz bir olaydr. Hi phe yok ki, vahiy olayn olaanst ve esrarl
klan sebep ilh kaynakl oluudur. Vahyeden Allah ile vahyi alan Peygamber arasnda
ontolojik bakmdan tek bir benzerliin dahi bulunmamas, aralarndaki iletiimi bizim
iin bir sr haline getirmektedir. Bundan dolaydr ki; gemiten gnmze vahyin
mahiyeti hep tartla gelmitir.
slam dnce tarihinde bu konuyu irdeleyen birok dnr olduu gibi geen
son asrn dnrlerinden Fazlur Rahman da bu konuya younlamtr. Onun vahiy
anlay, Kuran anlama ve yorumlama yaklamnn da temelini oluturmaktadr. Biz
bu almamzda, vahiy konusunu gnmz insannn akl yapsn dikkate alarak
aklamaya alan Fazlur Rahmann vahiy anlayn ortaya koymaya altk.
blmden oluan bu almada, birinci blmde; Hristiyanlk ve
Yahudilikteki vahiy kavramnn anlamsal erevesi zerinde durulmutur. Akabinde;
Aydnlanma ann rn olan eletirel akln, bu dinlerde vahiy algs ve kutsal
metinlere bakta nasl bir deiime sebep olduunun daha iyi anlalmas iin,
Aydnlanma ncesi ve Aydnlanma sonras eklindeki balklar altnda konu
tartlmtr.
almamzn ikinci blmnde; slam literatrnde vahye yklenilen anlam ve
-Fazlur Rahmann da bir yesi olduu- slam dncesinde vahye yaklamlar

vi

irdelenmi, bylelikle Fazlur Rahmann vahiy anlaynn slam dncesindeki yeri


tespit edilmeye allmtr.
almamzn esasn tekil eden son blmde ise Fazlur Rahmann vahiy
anlayn ortaya koyabilmek iin Allah, Ruhl Emr, Peygamber ve nsan balklar
altnda konuyu ele aldk. Blmn sonunda ise; Fazlur Rahmann vahiy anlaynn bir
sonucu olarak grdmz Kuran yaklamnn nasl olduunu anlamaya ve anlatmaya
altk.
Bu almamda bana her trl destei salayan danman hocam Do. Dr. aban
Haklya, yksek lisansm tamamlamam konusunda hep teviklerini grdm Prof.
Dr. Mahfuz Sylemez, Yrd. Do. Dr. Fatih zgkmen ve Yrd. Do. Dr. Aytekin
zele, almamn yazmnda zveriyle katkda bulunan Mahmut Gnal, Dr. Ahmet
Bulut ve dier tm dostlara mteekkirim. Ayrca, her zaman maddi-manevi
desteklerini grdm aileme ve zellikle de Allahn bize bir ltfu olan kardeim
Ltfiye ve deerli ei M. hsan Hacismailoluna teekkr bir bor bilirim.

vii

GR
Vahiy, semavi dinlerin en merkez kavramlarndan birisidir. Bir dinde iman,
kutsal kitap ve din anlay, byk lde, vahiy anlayna gre ekillenir. Dinler,
vahye ykledikleri anlam asndan az veya ok birbirlerinden ayrlsalar da ortak
olduklar husus, Tanr'nn insanla iletiim kurduu ve insann dnya-ahiret saadetinin bu
iletiime bal olduu dncesidir.
Vahyi, Tanr-lem veya Tanr-insan ilikisi olarak deerlendirirsek, bu konunun
tarihin ilk alarndan beri insan zihnini megul eden en nemli sorunlardan biri
olduunu syleyebiliriz. nk buna verilecek cevap, o kiinin hayatn ve evreni
anlamlandrmas asndan ok nemlidir. Ancak vahyi alan ile vahyeden arasnda var
olan ontolojik farllktan dolay bu iletiimin idrak edilmesi zor ve gizemlidir.
slamn da dhil olduu baz dinler, vahiy tecrbesinin snrlln kabul
etmektedir. Buna gre vahiy tecrbesi belirli bir zaman ve mekn boyutuyla
snrlanmtr. Ancak dier taraftan vahiy araclyla tarihle ve insanla buluan ilahi
iradeye dayal mesaj ise zaman ve mekn boyutuyla snrl deildir ve btn zamanlara
ve meknlara ynelik evrensellie sahiptir.
Fazlur Rahman, vahyin evrenseliinin gerekleebilmesini, ilahi mesajn,
gnmz insann ulamasna engel olan tm snrlandrc boyutlardan kurtarlarak
bugne getirilmesinde grr. zellikle, modern dnem insannn bu mesaj anlamasn,
insanlk gelecei iin elzem grmektedir. nk o, modern dnem insannn yaad
problemlerin farknda olan bir mtefekkir olarak, modern yaamn dini/vahyi
dlamasn insanlk iin tehlikeli grmekte ve bu durumla mcadelenin gerekliliine
inanmaktadr. O, bu durumla mcadeleyi, vahyi gnmz insannn aklna hitap eder bir
hle getirmekle mmkn grr. Bunun yolunu ise gelenek ile modernite arasnda, her
ikisini dikkate alan yeni bir sistem kurmak ve sylem gelitirmekle olacan savunur.
Fazlur Rahman, modern insan vahiyle buluturma abasn, akademik bir abadan te
insanln gelecei iin gerekli grmektedir. Bu abaya ynelik yazm olduu slm
adl kitab, onun vahye dair grlerini de aklad ilk eseridir. O, bu eserinde;
Kuran tarihselliinden syrarak ilahi mesajn gnmz insanna yeniden

ulatrlmasnn gerekliliini anlatr. Kurann tarihselliini ise Peygamberin vahiy


tecrbesinden hareketle izaha alr.
Fazlur Rahman, Hz. Peygamber'le Kur'an arasndaki ilikinin harici ve mekanik
olmayp kalp ile anlam ilikisi olduunu syler. Bu; vahyin anlam olarak
Peygamber'in kalbine indii, onun dili ve kelimeleriyle ifadeye dkld, anlamna
gelmektedir. Fazlur Rahmann "Kur'an hem mana hem de lafz bakmndan Allah
kelmdr." eklindeki geleneksel vahiy anlayyla elien bu dncesi, "Kur'an, Allah
ve Muhammed'in ortaklaa meydana getirdikleri bir eserdir." eklinde yorumlanm, bu
grlerini paylat slam adl kitabndan sonra Fazlur Rahman, "mnkir-i Kur'an"
olarak sulanmtr. O, bu anlaynn slam d olmadn bilakis Kur'ann bunu
ngrdn birok almasnda zikretmitir. Ayrca ah Veliyullah ve kbal gibi
mtefekkirlerin vahiyle ilgili dncelerine yer vererek bu dnceyi ilk syleyenin
kendisi olmadn, gelenekte de yeri olduunu izaha almtr.
Fazlur Rahman, Vahiy ve Peygamber adl makalesi ile Ana Konularyla
Kuran adl kitabnn Peygamberlik ve Vahiy adl blmnde vahiy konusunu detayl
bir ekilde ele almtr. Fazlur Rahman, vahyi Kur'an perspektifinde ele almakta ancak,
Ana Konularyla Kuran adl kitabn da metin tahlil yntemini uygularken, devaml
savuna geldii btncl yaklama uymad grlmektedir. Bu da konunun
anlalmasnn aksine mulklamasna sebep olmutur.
Fazlur Rahman, eserlerinin ounluu Trkeye evrilmi bir ilim adamdr.
Konumuzla ilgili olan almalarnn tamamna yaknnn tercmesi de mevcuttur.
almamzda bu eserlerinin tamam incelenmi, konumuz asndan hususi nem arz
eden yerlerde ise bu almalarn orijinallerine baklmtr. Ayrca Fazlur Rahman
hakknda lkemizde birok akademik alma yaplmtr.1 Ancak bunlarn ierisinde
1

Adil ifti, Fazlur Rahman`n slami Yenilikiliine Yorumlayc Bir Bak (Doktora), Dokuz Eyll
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 1998; Mehmet iek, Molla Fenari ve Fazlur
Rahman'n Kur'an'a Yaklamlar (Doktora), Marmara niversitesi Sosyal Bilimler Enstits,
stanbul 2009; Ali Kuzudili, Fazlur Rahman`n Hadis Anlay(Yksek Lisans), Dokuz Eyll
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 1997; Blent elikel, Fazlur Rahman`n eitim
anlay(Yksek Lisans), Dokuz Eyll niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, zmir 2001; Fatih
Arslan, Fazlur Rahman'da Tanr Kavram ve levi (Yksek Lisans), Ondokuz Mays niversitesi
Sosyal Bilimler Enstits, Samsun 2005. Vedat Tezcan, Spinoza ve Fazlur Rahman`da Ahlak
Felsefesi (Yksek Lisans), Seluk niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Konya 2004; Mustafa
zkahraman, Fazlur Rahman`n slam Modernizmi (Yksek Lisans), Boazii niversitesi Sosyal
Bilimler Enstits, stanbul 2005.

Fazlur Rahmann vahiy anlayna ynelik mstakil bir alma bulunmamaktadr. Bu


almalardan bir ksm, konular gerei Fazlur Rahmann vahiy anlayna yer vermi
lakin almamzda olduu zere dier vahiy anlaylar ile mukayese imkn
salamamaktadr. Biz bu almamzla bu eksiklii bir nebze olsun gidermeye altk.

BRNC BLM
DER DNLERDE VAHY
1.1- YAHUDLKTE VAHY ANLAYII
Yahudilik, mensubu olduu teist dinlerin genel karakteristiine uygun olarak,
geerliliini ve gcn Tanr ile olan ilikisinden almaktadr. Bu ilikide Tanrdan
insana ynelik bir bilgilendirme sz konusudur. Bu bilgilendirme trne vahiy
denilmektedir.
Yahudiliin vahiy anlayyla ilgili olarak ilk bavurulacak kaynak, inananlar
tarafndan vahiy rn kabul edilen Tevrattr. Ancak, bin ylda derlenen, birden fazla
yazara sahip olan Tevrattan hareketle genel bir vahiy tanmna ulamamz olduka
zordur. Ayrca, Tevratta vahiy veya ngilizce revelation kelimesine karlk gelecek
zel bir terim de bulunmamaktadr.2 Bu nedenden tr, Yahudi Kutsal Kitabnda
vahiyle ilgili olarak kullanlan kelime ve kavramlara ksaca deinmek vahiy
anlaylarn anlamamza katk salayacaktr.
Tevrat'ta vahiy ile ilgili olarak en ok, gl, yda, nir'ah, ve noda
kelimeleri kullanlmaktadr. Gl veya galah rtsn amak, meydana karmak
anlamlarna gelirken, yda bilmek, nir'ah ise kutsal bir meknda Tanr'nn
tezahrn ima etmek iin kullanlmtr. Dier bir kelime olan noda (nada olarak
da gemektedir), kendini bildirmek anlamlarnda kullanlmaktadr.3 Bunlardan hareketle
vahiy; insann akl kabiliyetinin stnde bir varln, dardan insann bilincine nfuz
ederek ilah gerein bildirilmesidir, denebilir.
Yahudilikte vahyin kayna olan Rab Yehova, mesajn insanlara peygamberleri
araclyla ulatrmaktadr. Tanrdan peygamberlere vahyin deiik ekillerde geliinde
vasta ise Kutsal Ruh'tur. Hz. Musa'y, hem peygamber olarak, hem de kanun koyucu
olarak ynlendiren yine bu Ruhtur. Yahudilikte peygamberler, hep bu Kutsal Ruh ile
2

Baruch J. Schwartz; Prophecy, Oxford Dictionary Jewish Religion, New York 1997, s. 549;
Muhammed Tarak, Tanahda Vahiy Anlay, UFD. C. 11, S. 1, 2002, s. 195.
Tarak, Tanahda Vahiy Anlay, s. 195-196.

harekete geirilmilerdir. Dier ilahi dinlerden farkl olarak Yahudilikte kabul edilen
Teofani yani; Hz. Musann Tanr ile dorudan doruya grmesi, Yahudilere gre
Hz. Musann dier peygamberlerden stn olduunun da bir gstergesidir.4 Sonu
olarak Yahudilikte peygamberler, Kutsal Ruh dnda Teofani, rya- ryet yoluyla da
Rab Yehova ile diyalog kurabilmekte; ilh mesajla muhatap olabilmektedirler.
Yahudilikte Tanr, vahiy srecinde insanlara kendi varln, gcn, ihtiamn
ve iradesini akladna gre, vahyin hem znesi, hem de konusudur. Tevratta vahyin
gereklemesi, Tanrnn isteiyle mmkndr. Ayrca Tevrata gre vahiy,
peygamberlere zg bir olay da deildir. Tanr, peygamberlerinin dnda krallara,
khinlere ve baz insanlara da vahyetmitir.5
1.1.1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay
Aydnlanma ana6 kadar Yahudi teolojisinin vahiy anlay nerme
merkezli7 bir yaklamdr. Bu dnemdeki dini ayrmalarn nedeni, vahyin
mahiyetinden

ok

Talmutun8

vahiy

kaynakl

olup

olmamas

ve

Tevrat

yorumlamadaki farkl yaklamlardr.

5
6

mer F. Harman, Yahudilikte Peygamberlik Ve Peygamberler, slm Tetkikleri Dergisi, C. 9,


stanbul 1995, s. 137-139.
Tarak, agm, s. 217.
Bir entelektel hareket olarak Aydnlanma, 1688 ngiliz devrimiyle balam ve 1789 Fransz
devrimiyle doruk noktasna ulamtr. Bu hareketin amac, "insanlar 'kt' ve 'kleletirici'
olduuna inanlan mit, nyarg ve hurafenin, dolaysyla bunlar reten ve kurumsallatrd
varsaylan kurulu dinin temsil ettiine inanlan eski dzenden kurtularak, esasta 'iyi' ve
'zgrletirici' olduu kabul edilen 'akln dzenine' sokmaktr." Bu a, ayn zamanda Akl a
olarak da adlandrlmaktadr. Buna gre, her trl felsefi ve toplumsal proje akla ya da aklla
somutlaan ilkelere yaslanmak zorundadr. nsanlara bo inanlar alayan, onlarn ceplerini ve
gnllerini ipotek altna alan, maneviyatlarndan ziyade hrslar, bencillikleri ve banazlklaryla n
plana kan papazlar ve dolaysyla Roma Katolik Kilisesi, onlarn gznde en zararl etkiyi
meydana getirmitir. Bkz. Ahmet idem, Aydnlanma Dncesi, letiim Yay. stanbul,1993, s. 13
vd.
Doru nerme veya doktrinlerin Tanr tarafndan insana bildirilmesine denir. Bu anlaya gre Tanr
Kutsal Kitapn kelimelerini bizzat belirlemitir. Bkz; Recep Kl, Modern Bat Dncesinde
Vahiy, tken Yay. stanbul 2004, s. 71-77.
Talmut, Yahudi Kutsal Kitab'nn szl gelenei ve Tevrat'n yorumudur. lk zamanlarda bu yorum
szl olarak yaplm, daha sonra konularn artmas ve bu konular hakknda bilgisi olanlarn zaman
ierisinde lmesi gibi sebeplerden dolay bu bilgilerin unutulmasn nlemek amacyla Szl
Tora'nn yazlmas zorunlu hale gelmitir. nceleri szl olan ve daha sonra yazya aktardan bu
metinlere Yahudilerce "Talmut" ad verilmitir (Gnay Tmer, Abdurrahman Kk, Dinler Tarihi,
Ocak Yay. Ankara 2002, s. 229-231.)

lka ve Ortaa Yahudiliinde hkim anlaya gre kutsal kitapn btn harf
ve kelimeleri Tanr tarafndan Hz. Musaya yazdrlmtr. Bu anlay paylamakla
birlikte Tora9 dnda neyin vahiy kaynakl olup olmad konusu, Yahudi mezhepleri
arasndaki ayrmann en nemli nedeni olmutur.10
Ksaca, Aydnlanma ncesi Yahudi teolojisinde vahiy; doast bir gtr ve
Tanr vastasyla gerekleir. nsann vahyin gereklemesi ynnde herhangi bir abas
yoktur. Vahiy insan aklnn stnde tamamen tabiatst bir durumdur. Bundan dolay
da onun kelama dklmesinde beerin hibir katks sz konusu deildir.11
Yahudi teologlarn aksine Yahudi filozoflarn temsil ettii rasyonalist yaklama
gre vahyin oluumunda insan da etkendir. nsanda potansiyel olarak var olan yetiler
eitim ve ahlak sayesinde yetkinlie ular, bunun sonucunda akl ve mtehayyile
gcnn yetkinlikleriyle birleir ve Tanr tarafndan aktif hale getirilirse nebevi
zellikler ortaya kar. Bu anlamda vahiy insan aklnn bir mkemmelliidir.12
Yahudi rasyonalist yaklamnn ncs kabul edilen Philo, Yunan felsefesinin
Yahudilerin kutsal kitab ile zde olduunu, ikisinin de ayn hakikatin farkl ifadeleri
olduunu savunur. Yunan felsefesinde kullanlan Logos13 kavramn, Yahudi felsefesi
ve ilahiyatna tayarak yaratl, Tanr-lem, Tanr-insan ilikisini ve dolaysyla vahiy
konusunu aklamaya almtr.
9

10
11
12
13

14

14

Philonun bu yaklam, kendisinden sonra gelen

Yahudilikte, Yahudi retilerin hepsine birden "Tora" denilmektedir. Bu Arapa Tevrat'n karl
ise de, daha geni bir anlam ve yerde kullanlmakta, Musa'ya atfedilen be kitapla birlikte, dier
kitap ve retileri de kapsamaktadr. (Yazl) ve (Szl) olarak ikiye ayrlan Tora'nn, (Yazl) olan,
Sina danda, Tanr tarafndan Musaya bildirilen be kitab, bunun eklerini ihtiva eder, (Szl) olan
ise, gene Musa'ya atfedilen ve ondan gelenlerle, Tora hakkndaki onu tamamlayan aklamalar
ihtiva eder. nceleri (Yazl Tora) deyimi yalnz Musa'ya, Tanr tarafndan bildirildii ileri srlen 5
kitaba denilmi ve yle kullanlmken, bu ad zamanla ok genileyerek "TANAH" (Ahdi Atik)in
hepsi iin kullanlmtr, branice olan Tanah kelimesi, 1- Tora, 2- Neviim (= Nebiler) ve 3- Ketubim
(= Yazlar) adlarnn ba harfleri alnarak, kurulmutur. Gnmzde de Yahudiler Tanah adn
kullanmakta ve btn kutsal kitaplar bir arada ifade etmektedir. Halk arasnda da Tora ad kullanlmakta, ok zaman Musa'ya atfedilen 5 kitap kastedilmektedir.( Hikmet Tanyu, Yahudiliin
Kutsal Kitaplar ve Esaslar, lm nceleme ve Tenkidi, AFD, Ankara 1966, s.97-98.)
Baki Adam, Yahudi Kaynaklarna Gre Tevrat, Pnar Yaynlar, stanbul 2002. s. 119,157.
Schwartz, agb, s. 549.
Schwartz, agb, s. 549.
Philo, Logos kavramn Tanrdan ayr olan fakat Tanrnn sreti veya faaliyetini ifade eden
ancak, Tanrdan da bamsz olan- ve Tanr ile lem arasnda arac olan kozmolojik ilke anlamnda
kullanmaktadr. (smail Tapnar, Yahudi Geleneinde lah Kelm Tasavvuru: skenderiyeli Philo
ve Logos Doktrini, Milel ve Nihal, 2011, C. 8 S. 1, s. 153-154.)
skenderiyeli Philo, M.. 20-M.S. 40 yllar arasnda Msrn skenderiye ehrinde yaam ilk
Yahudi filozofudur. skenderiyedeki her Yahudi gibi o da Yunanca konuuyor ve yazyordu. O,

Yahudi, Hristiyan ve Mslman teolog ve filozoflar etkilemesinin yannda, Hristiyan


ilahiyatndaki teslis in oluumuna da sebep tekil etmitir. 15
Philoya gre, Toradaki kanun ve kurallar ile Logosun kanun ve kurallar
ayndr. Bylece, Toraya uygun yaamak Logosa uygun yaamaktr. Tanrnn kelm
olan Logos ile onun beeri tezahr olan Tora ayn eyi dile getirmektedir. Ksaca
Musann rettii Tora, Logosun dile brnm halidir. 16
Philonun bu yaklamnn gayesi, Torann verilerini insan aklna uyumlu hale
getirmektir. Bunun iin Philo, Toray felsef tasavvura uygun akl olarak yorumlamay
tercih etmitir. Bu yorumlamada metot olarak alegorik17 yntemi kullanmtr.
Philonun Torann yorumunda kulland bu metot, metnin ilk anlamnn tesinde
gizli (batn) anlamnn ortaya karlmas esasna dayanmaktadr. Zira Philo, Toray
yorumlarken aklen aklayamad durumlarda bu ynteme bavurmutur. 18
Philodan yaklak on iki asr sonra gelen dinda Ms b. Meymn da vahyi,
dneminin hkim evren tasavvurunun unsurlar zerinden aklamaya almtr. O
kendi dneminin Yahudi dini dncesi iinde rasyonel bir yolla vahyi aklamaktadr.
O, peygamberlerin vahyi insanlara anlatrken muhataplarnn anlayabilecei bir dili
kullanmak gerekliliini savunur. Bundan dolay bn Meymn, dilin ilahi deil beer
olduunu ve peygamberlerin vahyi mana olarak alp kelimelere dktklerini syler.
Tanr hakknda kullanlan ifadelerin ise peygamberlere ait olup onlarn dnce ve
anlaylarnn bir rn olduunu savunur. nk ona gre Tanr kelime ve sesleri

15
16
17

18

Yahudi kutsal kitab ile Yunanl filozoflarn doktrinleri arasnda sentez yapma giriiminde bulunan
ilk kiidir. Ona gre kutsal metindeki dncenin tam bir felsefi doktrin ierdiini kabul eden ilk
filozoftur. (Tapnar, agm, s. 145.)
Bkz. Tapnar, agm.
Tapnar, agm, s.159-160.
Bir metinde, lafz anlama paralel veya lafz anlamdan baka bir anlamn kastedilmesini ifade eden
alegori, din balamda kullanldnda bir rivayetin veya sanat eserinin, ahlk ve teolojik
deerlerin sembol olarak yorumlanmas anlamna gelir. Greklerin yan sra Yahudi ve Hristiyan
kutsal kitap yorumcular bu kelimeyi mecaza ek olarak batn anlam da iine alacak ekilde
kullanmlardr. Muhammet Tarak, Origen ve Alegorik Kitab- Mukaddes Yorumu, UFD. C.
19, S.1, 2010, s. 184.
Tapnar, agm, s. 160-161;

kullanmaz. Tanrnn sylemesi veya emretmesi ile ilgili ifadeler semboliktir.


Peygamberler mesellerinde bu ifadeleri mecz bir ekilde kullanmlardr. 19
zetleyecek olursak Aydnlanma ncesi Yahudi dncesinde iki tr vahiy
anlay olduunu syleyebiliriz.
1- Vahiy doast bir gtr ve Tanr vastasyla gerekleir. nsann vahyin
gereklemesi ynnde herhangi bir abas yoktur. Vahiy insan aklnn stnde
tamamen tabiatst bir durumdur. Bundan dolay da onun kelama dklmesinde
insann hibir katks yoktur.
2- Rasyonalist bir yaklama sahip olan ikinci gre gre ise insann baz yetileri
vardr. Bu yetiler eitim ve ahlak geliim yardmyla yetkinlie ular ve
insanda var olan akl ve mtehayyile gcnn yetkinlikleri ile birleirler. Bu
birleim Tanr tarafndan aktif hale getirilirse nebevi zellikler ortaya kar. Bu
anlamda vahiy insan aklnn bir mkemmelliidir. Vahyin dile dklmesinde
insan etkendir. 20
1.1.2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Yahudilikte Vahiy Anlay
Yahudi hahamlar tarafndan yllarca vaat edilen Mesihin gelmemi olmas,
ayrca 1879 Fransz htilali'nin sonucunda meydana gelen deiiklikler ve zellikle de
Aydnlanma ann getirmi olduu eletirel bak, Yahudilerin kutsal metine
baklarnda bir takm deiikliklere sebep olmutur. Geleneksel Yahudiliin, Yahudi
kimlii ve inanlar hakkndaki grlerinin nemini kaybetmesi sonucu Yahudiler,
geleneksel Yahudilik anlayn yeniden gzden geirme ihtiyac hissetmilerdir. Bu
ihtiya neticesinde Yahudilii ada dnyann artlarna uydurma almalar yaplm
ve bu almalarn sonucu olarak da kutsal kitap anlay konusunda tamamen farkllk
arz eden yaklamlar ortaya kmtr.21

19

20
21

Semahat zgen, Musa b. Meymunun Vahiy Anlay, Gen Akademisyenler lahiyat


Aratrmalar, Ed. Sami Erdem, stanbul, 2009. s. 298, 301-302.
Schwartz, agb, s. 549.
Ali Osman Kurt, Yahudi Aydnlanma Hareketi Haskala, Milel ve Nihal, C. 7, S. 1, 2010, s. 46;
Hadi Tezokur, Yahudilikte badet ve nan Esaslar, (Doktora Tezi), Seluk niv. Sos. Bilimler
Akademisi, Konya 1992, s. 77-78.

Teolojik anlamda kimi tutucu, kimi de liberalist tavr sergileyen hahamlarn,


Kutsal Kitab farkl ekillerde alglamas sonucu yaptklar yorumlarda da birtakm
farkllklar ortaya kmtr. Tutucu Yahudiler Kutsal Kitabn her harfinin Tanr
kelm olduu, bundan dolay zamana bal yaklamsal bir deiimin sz konusu
olmayacan savunurken, liberalist hahamlarn bir ksm Kutsal Kitap ve Talmut'un
vahyin erken ve ilkel bir dnemini temsil ettiini ileri srerek an devaml ilerleme
ierisinde olduunu vurgulamaktadr. Zamanla din anlay ve geleneklerin de deiip
gelitiini savunan liberalist hahamlar bu deiimin Kutsal Kitap ve Talmut'ta da
mevcut olduunu dile getirmektedirler. Bunlar Talmut'un eskisi gibi fazla bir nem arz
etmediini beyan etmekte ve Kutsal Kitap zerinde eletirisel almalarn yaplmas
gerektiini savunmaktadrlar. Ar tutucu hahamlar da Kutsal Kitapn eletirilmemesi
gerektiini ileri srmekte ve din deiim dncesine kar kmaktadrlar. Bu
hahamlar iin Tora ve Talmut'un retileri, imann bir esini oluturmaktadr.22
On dokuzuncu yzyln balarnda Alman Yahudileri arasnda ortaya kan
Reformist Yahudilere gre Tora, srailoullarnn din tecrbesiyle ortaya km bir
eserdir. Reformistler, vahyi kabul etmekle birlikte Tora'nn muhtevasnn tmyle vahiy
kaynakl olmadn savunmaktadrlar. Tora'nn geerliliinin artlara ve zamana bal
olduunu ifade eden Reformistler, zaman ve artlarn deimesi sonucu Tora'daki
birok kuraln geerliliini kaybettiini vurgulamaktadrlar. Bu nedenle Kutsal Kitap'n
zaman ve artlara gre yeniden yorumlanmas gerektiini ifade etmektedirler. Ayrca
Tora'daki yaratlla ilgili hikyelerin insan aklna ve modern bilime aykr olduunu
iddia etmektedirler.23
Reformist Yahudilie tepki olarak ortaya kan Muhafazakr Yahudilik,
Reformist Yahudilikteki gibi, Torann ne beer bir kitap olduuna ne de Ortodoks
Yahudilik teki gibi tamamen vahiy kaynakl olduuna inanmaktadrlar. Muhafazakr
Yahudiler, Torann Tanr kelm olduunu fakat ayrntlar belirtilmi emir ve
deyimlerin Tanr Kelm olmadn belirtmektedirler. Yine bunlar, Musa'ya, Sina
Da'nda verilen Tora'nn szlerinin Tanr kelm olduuna ancak onun yazya
geirilmesinin ise beer eliyle gerekletiine inanmaktadrlar. Buna gre kitapn

22
23

Tezokur, age, s. 77-78.


Adam, Yahudi Kaynaklanna gre Tevrat, s. 145-149,158.

kendisi, Tanr tarafndan vahyedilmekle birlikte, insanlar tarafndan yazya geirilmitir.


Bu yaznn kendisi vahiy kaynakl deildir. Ksaca Muhafazakr Yahudilik, Kutsal
Kitabn literal bir vahiy rn deil, anlam merkezli bir vahiy rn olduunu kabul
etmektedirler.24
Anlald kadaryla klasik dnem Yahudi anlay Kutsal Kitaba yaklam
hususunda literal bir anlay benimsemi ve bunun sonucunda da nerme Merkezli
bir vahiy algs olumutur. Bu dnemdeki fikri ayrmalarn asli sebebi vahye
yklenilen anlamdan ok neyin vahiy rn olup olmad meselesidir. Modern dneme
gelindiinde, Ortodoks Yahudiler gibi geleneksel anlay temsil edenler, Kutsal
Kitabn her harfinin Tanr kelm olduu, bundan dolay zamana bal yaklamsal bir
deiimin sz konusu olmayacana inanlarn srdrmlerdir. Bunun yannda,
zellikle Aydnlanma ann da etkisiyle Yahudiler arasnda Kutsal Kitaba eletirel
yaklamlar ortaya kmtr. Bunun sonucunda da liberal-reformist eilimli anlaylar,
Kutsal Kitabn Tanr'nn yazdrm olduu bir kitaptan ok alara ve artlara gre
deien, ilah unsurlar yannda beer unsurlar da ihtiva eden bir kitap koleksiyonu
olduunu savunmutur.
1. 2- HIRSTYANLIKTA VAHY ANLAYII
byk din iinde vahiy anlay asndan zel bir yere sahip olan
Hristiyanln vahiy anlay dier semavi dinlerden farkllk arz etmektedir. Yahudilik
ve slam, vahyi Tanr'nn insanlarla szl iletiim kurmas eklinde tanmlarken,
Hristiyanlk, Tanr ile insan arasndaki bu ilikinin, yani vahyin, kelimelerin snrlarn
aarak sa Mesih'te yaayan bir gereklik haline geldiini ne srmektedir. 25
Hristiyan teologlar bu eit vahyin dier dinlerdeki vahiyden farkn ise u
ekilde izah ederler: Dier dinlerdeki vahiyde vahiy grevi, vahyi alan kimsenin kendi
varlndan ayrdr ve onun fevkindedir. brahim ve Musa gibi peygamberlere gelen
vahiyler bu trdendir. Bunlara gelen vahiyler, bunlarn madd varlndan ayrdr. Allah,
zel bir surette onlara hitap etmi, onlar Allah ile sadece vahiy esnasnda muhatap
olmulardr. Vahyin devam ettii sre zarfnda bu peygamberlerin iradeleri yok olmu,
24
25

Adam, age, s. 149-154.


Tarakc, Hristiyanlk'ta Vahiy Anlay, UFD. C. 12, S. 2, 2003, s. 171

10

Allah'n iradesi onlara hkim olmutur. Bu ekilde vahiy alan peygamberlerin vahye
bal szleri, Allah'n kelmdr, vahye bal olmayan szleri ise kendi szleridir, Allah
kelm deildir. Hristiyanlkta ise vahiy, vahyi alan insann kendi varlndan ayr ve
onun fevkinde deildir. Bu tr vahiy alan kimsenin kendi varl ile ald vahiy bir
btnlk arz eder, bu kiinin varl bizzat vahiy olur. Hz. sada gerekleen bu eit
bir vahiydir. Bu tr vahiyde, yani Hz. sann vahyinde vahiy grevi onun hayatnn her
ann kapsamakta, adeta onun madd varl btn ile vahiy olmaktadr.
Mehmet Paac, Hristiyanlktaki vahiy anlayn ve bu anlayn olumasnda
etkili olan unsurlar u ekilde aklamaktadr:
Eski Ahit'te, yaratln Allah'n Kelm ile O'nun emri ile
gerekletii belirtilmektedir. Allah'n Kelm ifadr. ( Mezmurlar
107/20). O gerekleen bir 'mjde (ava 55/11-12)ve peygamberlere
gelen bir Vahiydir .(Yeremya 1/4.11;2/1 ;11/1-3) Ancak Yuhanna,
bu kavram ile sann tanrln, (Yuhanna 1/1-2) onun yaratmadaki
roln,( Yuhanna 1/3) Allah'n insan bedenine girmesi anlamna gelen
hulul (Yuhanna 1/4-5.14), ve onun Kurtarc oluunu ileri srmtr.
Hlbuki Sinoptik ncillerde de kavramn bu anlamlarda kullanld
grlmemektedir. Kavram, bu ncillerde en dorudan bir ekilde
Vahiy anlamnda kullanlmaktadr. Kavramn Vahiy Gelenei dnda
bir anlam kazanmas ise, Ehl-i Kitapn apokaliptisizmden sonra,
ikinci bir defa daha youn bir ekilde ilikiye girdii Helenistik
kltrn etkisine balanmaktadr. (Bkz. Ladi, Theology, 5338)26
Ksaca; ncillerin ortaya kt dnemin akl yaps anti-rasyonalist olaylar
tarafndan oluturulmu olduundan dolay mucizev olarak sunulan olaylardaki ilahi
boyut es geilmi, bunun sonucunda bu akl yaps daha sonraki Hristiyanln teoloji
ve kilise hayatn belirlemitir.27
1. 2. 1- Aydnlanma ncesi (Klasik Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay
Vahiy, ilk dnem Hristiyan kaynaklarnda zerinde yeterince dnlen bir
konu deildir. Havariler, Kutsal Kitap yazarlar ve ilk dnem dini otoriteler, vahyin bir
tanmn yapma ihtiyac hissetmemitir. Bu nedenle gerek Yeni Ahit'te, gerekse ilk
dnem Kilise nderlerinin eserlerinde Hristiyanln vahiy anlayn net bir ekilde

26

27

Mehmet Paac, Kur'an- Kerim Inda Vahiy Geleneine Kitab- Mukaddes Balamnda Bir
Bak, slami Aratrmalar Dergisi, C. 5, S. 3, 1991, s.192.
Paul Tillich, , Vahiy ve Mucize, ev. Mustafa Akay, SFD, S. 8, s. 100.

11

ortaya koyacak aklamalar bulunmamaktadr.28 Yeni Ahit'in vahiy anlaynda, belki de


en ilgin husus, Yuhanna ve Pavlos arasndaki farkllktr. Yuhanna ve Pavlos vahiy
konusunda olduka farkl grlere sahiptir. Pavlos'a gre vahiy, sa Mesih'te ortaya
kan bir gizem; havrler ve Pavlos ise bu gizemi insanlara aklamakla grevlendirilen
kimselerdir. Buna karn Yuhanna'ya gre vahiy, ezel olan Kelm'n ortaya kp
grnmesi, insanlar arasnda yaamas anlamna gelmektedir.29
Bilindii zere Yeni Ahit, milattan sonra ilk asrn ikinci yarsnda farkl
kitapklar eklinde yazlmaya balanm, en son hali ise milattan sonra drdnc
yzylda olumutur.30 On dokuzuncu yzyla kadar, Kutsal Kitap'n ilh karakteri
zerinde durup insan ynn en az seviyeye indirmek ynnde genel bir temayl
olmutur. Bu dnce, Hristiyanlar, literal ilhm grne sevk etmitir. Yahudilikte
ve Hristiyanlkta, uzun sre bir dogma olan literal ilhm fikrine gre Kutsal Kitap'taki
btn szler, Tanr tarafndan dikte ettirilmitir ve yazar, otomatik olarak kayt yapan
bir makine olmaktan baka bir ey deildir. Kutsal Kitap'ta hibir hata ve elikinin
olamayacan iddia eden bu gr, Kutsal Kitap'taki dnceler kadar kelimelerinde
Tanr'nn bize gndermi olduu vahiy olduu kanaatindedir. Bu bak as
Hristiyanlkta, Hz. sada bedenleen vahyin yannda dier peygamberlere gelen vahyin
benzerinin de Hristiyanlkta var olduunu ve dinin oluumunda etken olduunu kabul
etmektedir. Ksaca vahiy Hz. sada nihayete ermemi Havariler, Kutsal Kitap yazclar
ve Kilise vastasyla devam etmektedir. Hristiyanlktaki bu kaos, vahiy alanlarn kimler
olduunun kesin izgilerle tespit edilmemi olmas, snrsz vahiy anlayna sebep
olmu, bunun sonucunda da ak ve net bir peygamberlik anlaynn olumamas
sonucunu dourmutur. 31
Geleneksel anlayta tabiatst bildirim olan kutsal metinler, ilah olarak
bildirilen dorularn yazl olduu ve bu ekilde btn insanln ulaabilmesine imkn
hazrlayan bir kitap olarak kabul edilir. Bu sebepten dolay Hristiyan dncesinin
nemli bir blmnde kutsal metinler Tanr'nn Kelm olarak isimlendirilmi ve

28
29
30
31

Tarakc, agm, s, 199


Tarakc, agm, s, 175.
Paac, agm, s.181.
Tarakc, agm, s. 193-194.

12

vahiy ile zdeletirilmitir. Buna bal olarak da Yeni Ahit, ilahi bir otorite olarak
kabul edilmitir.32
Reform dnemine gelindiinde Luther tarafndan yeni vahiy anlay ortaya
kondu. Ona gre Tanr sadece vaaz edilen kelamda grnebilir ya da tezahr eder ve
sadece Kutsal Kitap bu olgular kaydeder. Dar anlamda Kutsal Kitap vahyin kendisi
olmaktan ok, vahyin bir aktarcsdr.33
Luther, insanlarn doal yollardan Tanr'nn varln ve onun her eyi yarattn
bilebileceklerini ancak insanlarn Tanr'nn gerek bilgisini bilemeyeceklerini savunur.
Ona gre Tanr'y doal yoldan bilmeye alanlar sadece zihinlerinde rettikleri
mtehayyileye ibadet etmektedirler. Tanr'nn iradesini bilmediklerinden, bunlar
zihinlerinin rettii hayallere ve tahayyle mahkm olurlar. Bu yzden Kelam olmakszn Tanr'ya hizmet etmek isteyen hi kimse, gerek Tanr'ya hizmet etmi olamaz.
Ayrca Luther'e gre, ncil metinleri Tanr'nn kelimesi deildir, daha ok onlar,
Tanr'nn kelimesini imanl okuyucuya izhar eden metinlerdir.34
Tanr tarafndan bildirilen, insanlar tarafndan inanlan, kutsal metinlerde
muhafaza edilen ve Kilise'nin dogmalarnda sistemletirilen geleneksel vahiy anlay;
Yeni Ahit dneminin hemen ardndan olumaya balam, ortaa skolstik dncede
zirveye ulam,

on altnc asrda Reformla sarslan bu yaklam Aydnlanma

Felsefesinin de etkisiyle nemli bir zemin kaybna uramtr.


Kilisenin ban ektii vahiy anlaynn zemin kaybetmesinin sebebine gelince;
nerme merkezli vahiy anlayna sahip olduu zaman, nermeler Tanrdan
gelmektedir. nermeler dorudan Tanr'dan geldii iin nermelerin bildirdii bilgilerin
yanl olmas da dnlemez. Oysa Hristiyan kutsal metinlerinde bilimsel olarak
ortaya konulmu eitli hatalarn ve elikilerin bulunduu bilinmektedir. Vahiy
anlay ile ona tekabl eden kutsal kitap anlay arasnda doldurulmas mmkn

32
33
34

Recep Kl, Modern Bat Dncesinde Vahiy, tken Yay. stanbul 2004, s. 38
Tarakc, agm, s.176.
Tarakc, agm, s. 175-177.

13

olmayan bu boluk, Hristiyan dncesinde yeni bir vahiy araynn en temel


nedenlerindendir.35
1. 2. 2- Aydnlanma Sonras (Modern Dnem) Hristiyanlkta Vahiy Anlay
On dokuzuncu yzylda Aydnlanma Felsefesi ve metin tenkidi usulnn
geliimi literal ilhm dncesinin sarslmasna ve bunun sonucunda kutsal metinlerin
vahiy rn olup olmad tartmalarn beraberinde getirmitir. Bu skntl durum,
Hristiyan teolojisini Kutsal Kitab'n beer yn zerinde durmaya yneltmitir.36
Bunun sonucunda Kutsal Kitabn kutsiyetine helal getirmeyecek bir orta yol
oluturulmutur. Bu anlaya gre; Hz. sa, Ruhu'l-Kuds vastasyla ncil yazarlarnn
kalplerine ilham etmi ve Yeni Ahitte yer alan kitaplarn yazarlarnn tamam,
kitaplarn bu ilham ile yazmlardr. Bu kitaplarn yazarlar vahye muhatap olmakla
beraber, sa ncesi peygamberlerde olduu gibi vahyi alanlar robotlatran, onlarn
iradesini yok eden bir vahye muhatap deildirler. Onlar vahiy almakla beraber, aldklar
vahiy, onlarn iradelerini yok etmemi ve onlara kendi irade ve bilgilerini kullanma
frsat vermitir. Aldklar vahiy, kitap yazarlarn hata yapmaktan korumakta ama vahiy
rn olan eyleri kendilerine has bir slupla yazabilme, kitaplarn kaleme alrken kendi
bilgilerini kullanabilme imknn da vermektedir. Bu yeni anlaya gre Kutsal Kitap
hem ilh hem de beerdir. Drt ncil zde ayn eyleri sylemekle beraber, bu irade
serbestisi yznden drt ayr metin ortaya kmtr. Hatta bu farkllk, ncillerde bir
eksiklik deil, aksine edeb bir zenginlik olarak grlmtr.37
Aydnlanma sonras Hristiyan dnyasnda, vahiy anlay asndan iki temel
model mevcuttur:
1- nerme

merkezli

Model:

Kilise

merkezli

geleneksel

anlayn

devam

niteliindedir. nerme merkezli anlayta Kutsal Kitap, Tanr tarafndan dikte


ettirilmi bir kitap olarak kabul edilir. Bu, vahyi, nermeler formunda anlamann
mantki bir sonucudur. Ayrca nermeler vahiy taycs olduklar iin Kutsal
Kitapta vahyin taycs durumundadr. nerme merkezli anlayta Kutsal Kitap,
"evrensel"dir. Evrensellii ile kastedilen ey; hatadan mnezzeh olmas,
35
36
37

Recep Kl, age, s. 210.


Tarakc, agm, s. 179.
brahim BOR, Vahiy-Kltr likisi, AFD, Ankara 2011, C. 52, S. 1, s. 127.

14

nermeleriyle bildirilen hibir bilginin yanl olmamasdr. nk Tanr her eyi


bilendir. Her eyi bilen Tanr'nn bildikleri de bildirdikleri de dorudur. Bu sebeple
nerme merkezli vahiy anlayna karlk gelen kutsal metinlerin de hatadan
mnezzeh olmalar gerekir. 38
2- Kii Merkezli Model: Tanrnn belirli nitelikteki olaylarda kendisini aa vurmas
eklinde anlalan bu modele gre; Kutsal Kitap, Tanr'nn kendisini vahyettii
olaylarn beeri kaytlar olarak kabul edilir. Kii merkezli vahiy anlaynda Kutsal
Kitap, evrensel deil tarihseldir. Buradaki tarihsellik, kutsal kitabn, olutuu
dnemin bilgi ve birikiminin, anlay seviyesinin, dnya grnn rn olduu
ve doduu zaman diliminin n kabulleri erevesinde mitolojik bir karakterde
yazlm olduu kastedilir. Kii merkezli anlay kabul edildiinde, mevcut metinler
yine kutsal kabul edilir ama buradaki kutsalla yklenilen anlam, klasik anlayn
ykledii anlamdan farkldr. Burada metinlerin kutsall, Tanr Kelm
olmalarndan kaynaklanmaz. Kutsallklar, rivayet ettii olaylarn kutsallndan
kaynaklanr. 39
Hristiyan dnyasnda insanlar klasik anlaytan farkl yeni bir vahiy arayna
sevk eden sebepler arasnda klasik vahiy anlayndaki nermelerin donuk olmasdr.
nermelerin bu yapsnn; Tanr'nn insanlarla olan ilikisini de donuklatrd, Tanr'y
geri plana ektii ve insanlar bir metin ve bir zihin ile ba baa brakt iddia
edilmitir. nermeler donuk olduu iin deiik artlar ve kltrlerde yaayan
insanlarn ihtiyalarna veya deien sosyal hayatn ihtiyalarna cevap veremedii iin
bu ihtiyac karlayacak yeni bir vahiy arayna gidilmitir. 40
Hristiyanln ortaya kt ilk dnemlerden gnmze kadar vahiy kavramyla
ilgili muhtelif grler ortaya kmtr. Grld zere bu eitli grler arasnda
baz benzerlikler olduu kadar farkllklar da mevcuttur. Modern dnemlerdeki vahiy
anlaylarnn gemiteki anlaylardan tamamen farkl olduu da sylenemez. Asl
farkllk kadim teologlarn ait olduklar dnya gr ile modern teologlarn iinde
teoloji yaptklar dnya grnn radikal anlamda farkl olmasdr.
38
39
40

Recep Kl, age, s.72,152.


Recep Kl, age, s. 205, 219-211.
Recep Kl, age, s. 95,208-209.

15

KNC BLM
SLAMDA VAHY ANLAYII
2. 1. VAHYN TANIMI VE MAHYET
2.1.1. Vahyin Tanm
Vahiy kknden treyen bir mastar olup etimolojik olarak; iaret, yaz,
yazlm olan ey, elilik, ilham, gizli konuma ve bakasna iletilen ey gibi anlamlara
gelmektedir.

41

Kelimenin Arap dilinde m, melek, srat, abuk, emr, bas, ate,

hkmdar, anlama, Allahn kalbe ilks, alatma gibi baka anlamlar da vardr.42
Gizlilik iinde ve sratli bir ekilde bildirimde bulunmak vahiy kavramnn temel
anlamn oluturmaktadr.43 Ayrca Kuranda getii ekliyle ilim, hikmet, ifa
ve nur kelimeleri de vahiy karlnda kullanlmtr. 44
Dinden dine farkl tanmlamalar yaplsa da metafizik alanla iletiimi ifade eden
vahiy, slm dininin temel kavramlarndan biridir. slam ncesi Arap toplumunda,
khin ve airlerin cinlerle iletiimini ifade eden vahiy;45 slm literatrnde, Allahn
gizli ve sratli bir ekilde peygamberlerine bildirdii, insanlarn dnya ve hiret
saadetlerini ieren bildirim anlamndadr. 46
Vahiy tabiri, ou fiil kalbnda olmak zere, Kuranda yetmii akn yerde
geer. lgili yetlerin ounluu Allaha nispet edilmektedir. Allaha nispet edilen

41

42
43

44
45

46

Cemleddin Muhammed B. Mukrim bn Manzr, Lisnul-Arab, Darul-Fikr, Beyrut 1990, C. 15,


s.379
Abdulgaffar Aslan, , Kuranda Vahiy, Ankara Okulu Yay. Ankara 2000, s. 41.
Rb el-Isfahni, El-Mfredt fi arib il-Kuran, s.515; Cemalettin Erdemci, Kelm lminde
Vahiy, Milel ve Nihal Dergisi, stanbul 2012, C. 8, S. 1, s. 121.
Bkz. , A. J. Wensinck Vahiy, A, stanbul 1977, C. 13, s. 143.
Nasr Hamid Ebu Zeyd, lahi Hitabn Tabiat, ev. M. E. Maral, Kitabiyat Yay. Ankara 2010, s.
53.
Muhsin Demirci, Vahiy Gerei, FAV, stanbul 2011, s. 34; Sinan ge, lahi Kelamn Yaps
Halkul Kuran Meselesi (Doktora Tezi), Erzurum 2005, s.179.

16

vahyetme fiili peygamberlere, peygamber olmayan ama peygamberlerin yaknnda olan


baz insanlara47, meleklere48, balarsna49, yeryzne50 ve gklere51 yneliktir.
Kuranda vahiy kknden gelen kelimelerin getii yetlere baktmz da bu
lafzdaki ortak yn, bir varln dier varlklarla irtibat kurmas anlamndadr. Eer
irtibat, Allahn btn varlklara ynelik bildirimini ieriyorsa genel vahiy, yalnz
peygamberlere ynelik olduu durumda ise zel vahiy diyebiliriz.52 Bu iki anlamda
vahiy, sonular asndan zorunlu ve balayc olmakla beraber ierik asndan
farkllk gstermektedir. slam limlerinin ekseriyetinin vahiy tanmlamalarna
bakldnda zel vahiy erevesinde olduu grlmektedir. 53
2.1.2. Vahyin Mahiyeti
Vahiy iki boyutlu bir kavramdr. lk boyutu; Allahn peygamberlerine
olaanst bir tarzda bildirimde bulunmas, ikinci boyutu ise ald bildirimlerin
peygamberler tarafndan insanla teblii yani vahyin muhtevasdr. Vahyin dnyaya
dnk yz olan din, akl tarafndan anlalabilir ancak, vahyin ilk boyutu olan gybi
boyutu hakknda tek bana akl yetersizdir. nk vahiy, peygamberlere mahsus
sbjektif bir tecrbedir. Bu durumda onun mahiyeti ile ilgili verilecek bilgilerin nassa
dayal olmas zorunludur. Ancak vahyin sz konusu boyutu hakknda nakil yoluyla bize
ulaan bilgi snrldr. Nakil erevesinde bize ulaan bilgiler ksmen bize k tutsa da
insan btn ynleriyle aydnlatacak durumda deildir. nk bu bilgilerin ounluu
vahyin geli tarzlaryla ilgilidir.
Kurana bakldnda Allahn bildiriminin peygamberlere gelii; 1-Vahyetme
2-Perde arkasndan hitap 3-Eli gnderip szlerini iletme eklindedir. 54
Vahiy yoluyla bildirim, vastasz gizli bir yolla ve sratlice peygamberin kalbine
veya zihnine ilh kelmn braklmas yani kavratlmas eklindedir.55 Bu tr iletiimde
47
48
49
50
51
52
53
54

Taha, 20/38-39; Maide, 5/11.


Enfal, 8/11.
Nahl, 16/ 68-69.
Zilzal, 99/4-5
Fussilet, 41/12.
Demirci, age, s. 30.
Demirci, age, s. 34.
r, 42/51

17

peygamber, ilh kelm rh bir tecrbe yaayarak vastasz bir ekilde kavrar.
Vastasz olan bu tr bir vahiy, kalbe atlan ilham ya da rya olarak anlalmtr. 56
Perde arkasndan konuma, baz nesnelerde veya insandaki duyma merkezinde
sz yaratp iittirmek yoluyla gerekletii dnlmtr. Allahn Musa peygamber
ile konumasnn bu ekilde vuku bulduu kabul edilir. 57
Eli

gnderilerek

yaplan

bildirimde

ise

Allah,

melek

vastasyla

peygamberlerine dilediini vahyeder. Genellikle Peygambere bu yolla vahiy gelir. 58


Vahyin ini gayesi, vahye muhatap olanlarda bir oluun gereklemesiyse, doal
olarak muhataplarnn anlayaca bir dil zere olmas gerekir. Bu durumda metafizik
alandan gelen bildirimin fiziksel alanda yansmasnn yolu dil iledir. Allah ile insan
arasndaki ontolojik farktan dolay bir iletiimin arac olan vahyin, insan iletiimin
esas olan dil formatnda olmas peygamberin beer st nitelikler kazanmas ya da
Cebrl'in beer seviyesine iniiyle mmkndr. 59
slm dncesinde, lh kelmn madd bir forma dntrlerek insan
idrakinin alglama dzeyine indirgenmesi, Levh-i Mahfuz60, Beyt'l-zze61 ve
Peygamberin kalbi olmak zere aamaya ayrlmtr.

62

Lafz ve mana boyutlarna

sahip bir kelm olmas nedeniyle Kur'an'n zellikle lafz asndan aidiyeti slm
dncesinde nemli problemlerden biridir. Kur'an'n mana itibariyle Allah'a ait olduu
hususunda herhangi bir ihtilaf mevcut deildir. Ancak Cebrlin, Levh-i Mahfuzdan
veya direk Allahtan ald Kurann lafzlarnn aidiyeti hususunda da farkl grler
ortaya atlmtr. Bunlar u balk altnda sralayabiliriz:
55
56
57
58
59

60

61

62

Yusuf evki Yavuz, http://yusufsevkiyavuz.com/?p=151#more-151; ge, age, s.151-152.


Zeki Duman, Vahiy Gerei, Fecr Yay. Ankara 1997, s. 20.
Abdulgaffar Aslan, age, s. 197-198.
Yavuz, http://yusufsevkiyavuz.com/?p=151#more-151; Abdulgaffar Aslan, age, s. 200-201.
ge, age, s.154; Mehmet Ali imek, "letiim Unsurlar Asndan Vahiy". CFD, C. 5, S. l, Sivas
2001, s. 412-413.
Kur'an'n bir btn olarak var olduu yere Levh-i Mahfuz denilmektedir. Burc, 85/21,22; Vaka,
56/77-80; Zuhruf, 43/4; Allah'n melekler ve insanlarla olan ontolojik farklln bir sonucu olarak
ilh hitabn meleklere bildirimi, ancak onlarn ontolojik dzlemine uyarlanmasyla mmkndr.
Kur'an'n ilh bilgi yda kelm boyutundan, daha sonradan insani boyuta ulatrlmak zere, melek
dzlemine indirgenmesi iin oluturulan alana Levh-i Mahfuz diyebiliriz. (ge, age, s.170.)
Levh-i Mahfz'dan beer dnyasna olan inzalin ilk aamas kabul edilen "beyt'l-zze" dnya
semasnda bulunmakta ve buradan peygambere Kuran para para indirilmektedir. ge, age, s. 171.
ge, age, s.166.

18

(i) Lafzn Allah 'a ait oluu: Peygambere indirilen hem lafz hem de manadr.
Cebrl, Kur'an' Levh-i Mahfuz'dan ezberleyerek veya Allah'tan iiterek ya da Allah'n
lafzlar ona vahyetmesiyle indirmitir. Kur'an'a ait her harf, Levh-i Mahfuz'da sabittir.63
slm dncesinin genelinin bu gr tercih etmesinin arka plannda, Kur'an'n metin
olarak daha nceden Levh-i Mahfz'daki var oluu kabulnden kaynaklanmaktadr. 64
(ii) Lafzn Peygambere ait oluu: Bu gr savunanlara gre Cebrl, sadece
manay indirmitir. Hz. Peygamber bu manalar renmi ve Arapa olarak ifade
etmitir. "Cebrl onu senin kalbine indirmitir"65 yetinde "kalbe indirilme"den
bahsedilmesi, bu yorum iin referans olarak gsterilmitir. 66
(iii) Lafzn Cebrl'e ait oluu: Bu gre gre, Cebrl'e manalar verilmi, O
da kendisine verilen manalar Arapa olarak ifade etmitir. Sonra bu haliyle Hz.
Peygambere indirilmitir. 67 Allah'tan gelen manalar, melek tarafndan sz kalplarna
dklerek insan dzeyine indirildii iin "kerim elinin sz"68 diye nitelendirilmitir. 69
Yukardaki grler ierisinde lafzn Allah'a ait oluu slm dncesinde genel
kabul grmtr. Bu yaklama gre; Allah insanlara olan hitabn onlarn diliyle fakat
kendi kelimeleriyle yapmtr. Cebrl Hz. Muhammed'e, O da mmetine, ilh kelm
sadece tebli etmekle grevlidirler. Vahiy srecinde Peygamber tamamen pasiftir, O ve
Cebrlin lafzlarn ina ve tertibinde etkileri sz konusu deildir. Bu nedenle sadece
mana deil, mesajn formu da ilhdir. Farkl kabuller, slm inancna son derece aykr
grld iin, aksi istikamette baz grlerin Mslmanlarn eserlerinde bahsedilmesi
haric faktrlerin hile ile sokuturmas olarak telakki edilmitir. 70
2. 2. SLAM DNCESNDE VAHY
slam dncesinde nemli bir yere sahip olan Kelmclarn eserleri
incelendiinde, vahyin mahiyeti hakknda tatmin edici dzeyde bilgiye yer verilmedii
63
64
65
66
67
68
69
70

Zerke, 1,229; Suyt, el-tkn, I, 126; ge, Sinan, age, s.178.


Eb Zeyd, age, s. 66-67; ge, age, s.178.
uara, 26/193,194.
Zerke, I, 230; Suyt, el-tkn, I, 126; ge, age, s.178.
Zerke, I, 230; Suyt, el-tkn, I, 126; ge, age, s.178.
Hkk, 69/40.
ge, age, s.178.
ge, age, s.179.

19

grlmektedir. Kelmclarn vahyin mahiyetiyle fazla ilgilenmemelerinin sebebi,


konuyu akln deil, naklin etkinlik alan iinde grmelerindendir. Byle bir yaklama
sahip olmalarndan dolay Kelmclar bu konuyu, Allahn kelm sfat, Halkul-Kuran
gibi konular balamnda ele almlardr. Bundan dolay Kelmclarn Allahn
Kelmna ilikin grleri, onlarn nasl bir vahiy algsna sahip olduklarn da
gstermektedir. 71
Vahyin indirilii, hem Mutezile hem de Ehli Snnette cismn intikl olarak
anlalmamtr. yle ki; Ehli Snnetin bu anlay, Kelm- nefsiyi kadm, intikal ise
muhdes varlklara zg kabul etmesinden kaynaklanmaktadr. Mutezilede ise Kelm
muhdes olmakla birlikte sreklilik arz eden araz olduundan dolay intikalden sz
edilemez. Onlara gre Kurann nzulnden kast; bildirimdir. 72
Vahyin mahiyeti konusunda dier bir husus da, Cebrilin vahyi Yce Allahtan
nasl ald meselesidir. Kelamclar vahiy tecrbesinin znelliini dikkate alarak
konuyu, naklin etkinlik alan ierisinde deerlendirmilerdir. Vahiy tecrbesi metafizik
alana ait bir olgu olmasndan dolay kelmclar bu konuda akl yrtmekten
kanmlardr. Ayrca Kelmclara gre lafzlarn ina ve tertibinde Cebrl ve Hz.
Muhammedin etkinlii sz konusu deildir. Zira Kurann lafz ve mana itibariyle
Allaha aidiyeti hususunda Kelmclar arasnda herhangi bir ihtilaf sz konusu
deildir.73
2.2.1. Mutezilede Vahiy Anlay
Kelmullh ve Halkul-Kuran konusunun ortaya kmasnda ve tartmalarn
seyrinde Mutezilenin nemli bir yeri vardr.
71
72
73
74

74

Mutezilenin bilgi ve tevhid anlay

Erdemci, agm, s. 140.


ge, age, s.166.; Erdemci, agm, s. 129.
Erdemci, agm, s. 133-134.
Kurann yaratlm olup olmamas meselesi slam kelam ve dnce tarihinde ilk defa H. I. asrn
ilk yarsnn sonlarnda ortaya km, ikinci yarsnn sonlarna doru ise, siyasi ve ideolojik bir
veheye brnmtr. Halkul-Kuran tartmalarnn ilk nce Cad b. Dirhem ve Cehm b. Safvn
gibi Mutezil limler tarafndan, Hristiyan dncesine tepki olarak balatld dnlmektedir.
nk Hristiyanlar Hz. saya Kuranda da Kelimetullah dendiini, Allahn kelamnn,
Mslmanlarca gayri mahlk kabul edildiine gre onlarn sann da mahlk olmadn kabul
etmeleri gerektiini iddia ediyorlard. Szn ettiimiz Mutezil limler ise Hz. sann ilah olmayp
mahlk olduunu ispat iin, Kuran- Kerimin da mahlk olduunu sylemek durumunda kaldlar
ve bu tez bilahare devletin de iine geldii iin resmi gr olarak kabul edildi. (BEER, Faruk,
Ebu Hanfenin Kurn Anlay, Usl Dergisi, 2004, C. 1, S. 1. s. 14-15.)

20

onlarn Kur'an mahlk olarak kabul etmelerine yol amtr. zellikle bilgi
sistemlerinin gerei olarak kelmn, d dnyada ortaya kan ve idrak edilen
anlamndan baka, zihinde farkl bir mna iermediini dnmlerdir. Onlara gre
Kelmullhn kadm olan bir yn yoktur; o, insana sunulan yaratlm Kur'andan
baka bir ey deildir.75
Mutezilenin tevhid anlaynn bir gerei olarak; Allahn Kelm kadm deil,
sonradan yaratlmtr ve beeri bir tabiata sahiptir. Allah mtekellim olduuna gre,
kelmnn failidir. Kuran da, Allahn fiilidir. Mutezileye gre, Kuran kadm olsayd,
Allah gibi olurdu. nk kdemde Allaha ortak olan, ulhiyetine de ortak olur. Oysa
Kurann kadm olmas imknszdr. Zira Kuran paralar ve czlerden oluur, idrak
edilir ve iitilir. Btn bunlar, Allahta bulunmas mmkn olmayan eylerdir. Bu da
Kurann, kadm olan Allahn dnda olmasn gerektirmektedir. Mutezileye gre
Allahn kelm, bizim konutuumuz kelm cinsindendir ve kesik, dzenli seslerden
meydana gelmektedir. 76
Mutezile'nin bilgi anlayna gre kelimeler, iitilen anlamlarndan baka,
ilerinde gizledikleri ayr bir anlama sahip deildirler. Bu yzden Kur'an'n, nmzde
duran ve yaratlm kelimelerde bulunan akla uygun anlamndan baka kadim olan
baka bir anlam yoktur. Kelmullh dediimiz ey, yaratlm olarak bize sunulmu
Kur'an'dan baka bir ey deildir. Bylelikle Kur'an'n kitaplam halinin Kelmullh
olarak kabul edilmi olmas onun mahlk olarak kabul edilmesi anlamna gelmektedir.
nk Kur'an' oluturan sesler ya da harflerin zorunlu olarak bir mahalde bulunur
olmas, o eyin kadim olmasn imknsz klar. 77
Ayrca Mutezileye gre Kur'an'n lafz dnda gizli bir manas olduunu iddia
etmek, eya hakknda bilgi edinme imknn ortadan kaldrr ve din bir yaanty
imknsz klar. Mutezile, insanlarn konutuu dilden farkl olan kadim bir dilin ve
szn varlnn ispat edilemeyeceini savunur. Mutezile Kur'an', insanlarn faydasna
75

76

77

Sabri Ylmaz, Mehmet lhan, Cveynye Gre Kelmullah Ve Kelm-I Nefs,


http://www.kelam.org/, 2011, Cilt:9, Say:1 s. 215.
Kd Abdulcabbar, el-Muni Ebvabit-Tevhid vel-Adl, Kahire 1961. C. 7. s. 6-7; Erdemci, agm, s.
124.
El-Badadi, Mezhepler Arasndaki Farklar, ev. Ethem Ruhi Flal, Ankara 1991, s. 111; amil
al, Kelmullh 'n ift Doas: Kelm- Lafz ve Kelm- Nefs, slmiyt Dergisi, 1999, S. 1,
s. 70.

21

ynelik indiini, kelm- lfz ile bize hitap etmekte ve bizim dnya hayatmz
anlamlandrmaktadr. Mutezileye gre Kelmn kadim ve Allah'n kendi zne ait
olmas, kelmn doasna da aykrdr. nk bu anlay, kelam teriminin ierdii
bakas iin sylenmilik ve faydacl ortadan kaldrr.78
Mutezileye gre Kur'an lafzlarnn Allah'tan bakasna nispeti dnlemez. Bu
durum Mutezilenin kelm teorisinde kesindir. nk Mutezile iin kelm ses ve
harflerden mteekkil bir yapdan ibarettir. Allah'n mtekellim olmas da bu lafzlar
yaratmasdr. Lafzn Allah'tan bakasna nispeti, Allah' mtekellim olmaktan kartr. 79
2. 2. 2. Selefiyyenin Vahiy Anlay
Sahabe ve tbin mezhebinde olan fukah ve muhaddisn'un yolu seklinde tarif
edilen Selefiyye, hicr ikinci yzyln balarnda teekkl etmitir. Kendi yollarnn
Kuran ve Snnet yolu olduu iddiasnda olan bu dnce, Kuran ve Snnet'te
belirtilen esaslar akl, rey ve tevile bavurmakszn olduu gibi kabul etmektedirler. Bu
nedenle onlar, herhangi bir tikd problemi aklarken Kuran ve Snnetle yetinirler,
"neden" ve "niin" sorularn sormazlar. 80
Selefilere gre Kuran, Levh-i Mahfz'da topyekn yazl olarak bulunan, daha
sonra bu yazl haliyle topluca bir defada Kadir gecesinde Beytu'l-zze'ye indirilen ve
Cebril tarafndan Hz. Peygamber'e retilen Allah'n kelmdr.

81

Kuran sure, yet,

kelime ve harflerden olumaktadr. Harfler, kelimeler, yetler ve Kuran'n dellet ettii


mana insanlarn ihtiyac iin sz konusudur. Allah'n kelm; sayfalarda yazl, kalplerde
muhafaza edilmi, dil ile okunmu ve kulakla iitilmi olan szdr. 82
Selefi limlerden bn Teymiyye (.728/1328), Kur'ann, Hz. Muhammed'in dil
yetisine bal olutuunu reddeder. Ona gre peygamber, Allah'n Kelm'n tebli
etmekle mkelleftir. nk Kelm, onu ilk syleyenindir; onu tebli edenin deil.
rnein insan, gnei, dorudan grd gibi, onu su ve aynada da grebilir. Bu ikinci

78
79
80
81

82

al, agm, s. 42.


ge, age, s.187-188.
smail Hakk zmirli, Yeni lmi Kelm, ev. Sabri Hizmetli, Ankara 1981, s. 61.
bn Teymiyye, er-Risletu'l-Ba'lbekkiyye, s. 400-401; Muammer Esen, bn Teymiyye'nin
Kelamullah Tartmalarndaki Yeri, AFD., Ankara, 2001, C. 42 S. 1, s. 263-264.
Numan b. Sahit Ebu Hanife, Fkh- Ekber, ev. Hasan Basri antay, Ankara 1991, s. 9.

22

grme, vastaya bal bir grmedir. Hlbuki bir nceki grme, dorudan ve mutlak bir
grmedir. Bunun gibi, Kur'an da, onu tebli eden kiinin vastasyla duyulup iitilir.
Burada grlmesi sz konusu olan eyin her iki durumda da gne olduu gibi,
iitilmesi sz konusu edilen ey de her iki durumda da Allah Kelm'dr. 83
Selefiler, Allahn kelm hususunda kelm- nefs ve kelm- lfz gibi bir
ayrm kabul etmezler. Onlara gre Allahn kelm bir ve tektir. nk Kuran hem
mana hem lfz itibariyle hakikattir.84 Kuran, yalnz harflerden ve lfzdan veya yalnz
manalardan ibaret deildir. Bilakis o, hem harflerin hem de manalarn toplamdr. Allah,
bu Kuran hece, harf, renme, name, ses ve zaman kavramlar dnda, kendine has
bir sylenile de sylemi olabilir. Cebril, vahyi Allah'tan bu ekilde telakki etmi ve o
da Hz. Peygamber'e bu ses ve harflerle okumutur. Biz de ses ve harflerle okuyoruz ve
harflerle yazyoruz. Bizim okuyup yazdklarmz Kurann ta kendisidir. 85
bn Teymiyye, Kurann dinlenilmesinde, sesin sahibinin kul olmas ve sesinin
de mahlk olmasndan hareketle Allah Kelm'nn da yaratlm olduunu iddia edenleri
cahillikle sulamtr. Ona gre, Kur'an' seslendiren kiinin sesinin yaratlm olmas
Allah Kelm'nn yaratlm olmasn gerektirmez. bn Teymiyye, Kelm ile o Kelm'n
seslendirilip dile getirilmesini birbirinden ayrmaktadr. Nihayetinde Kelm onu kim
dile getirip seslendirirse seslendirsin, Allah Kelm'dr.86
Sonu olarak Selefi dncede Kur'an, harf, nazm, lafz ve mana olarak Allah
Kelm'dr ve yaratlmamtr. Selef dncenin dier anlaylardan farkll, Allah
Kelm'nn lafz-mana birlikteliini esas almalar ve hkmn Allahn zatndan alan
akn bir kelm anlayna sahip olmalardr.87
2. 2. 3- Eariyye ve Maturidiyyenin Vahiy Anlay
Ehli Snnete gre Allah mtekellimdir, Onun kelm kadimdir, muhdes
deildir.

83
84

85
86
87

Allahn kelm ne ibare ne de hikyedir; yaratlmlk nitelikleriyle

bn Teymiyye, age, s. 413. Esen, agm. s.266.


brahim Aslan, Kelmullah Tartmalarnn Dilbilimsel erii, AFD. Ankara 2010, C. 51, S. 1,
s. 147.
Ebu Hanife, age. s. 9.
bn Teymiyye, age s. 413. Esen, agm, s. 266.
Aslan, agm, s. 134.

23

nitelenemez. Ehli Snnete gre birinin, Kurann telffuz edilmesi mahlktur veya
mahlk deildir, demesi de doru deildir. 88 Ancak bu konuda Ebu Hanife (. 148/767)
onlardan farkl dnmtr. yle ki O, Kuran; Mushaflarda yazl, kalplerde
mahfuz, dillerde okunan, Hz. Peygambere indirilen Allahn kelmdr. Bizim Kuran-
telaffuzumuz, onu yazmamz, okumamz mahlktur. Kuran ise mahlk deildir.89
diyerek onlardan ayrlmtr. Bu gr destekler mahiyette Ebu Hanife, Kurann
dilinin mahlk olduunu ve Farsa Kuran okunabileceini sylemitir. Bu yaklam
tarz lafzn tarihsellii, manann ise evrensellii sonucuna bizi gtrr. 90
Ehli Snnet dnrlerine gre 'kelam', iki anlama gelir. Birincisi, fiziksel
konumaya takaddm eden ve insann i dnyasnda vuku bulan enfs konuma, yani
kelm- nefsi, ikinci anlam ise, bir tertip iinde gerekleen ses ve harflere iaret eden
kelm- lafzdir.91 Mutezilenin kelm- nefsyi reddine ise Ehli Snnet; ezelde, hibir
varln olmad zamanda da Allahn kadm bir kelm sfatna sahip olduunu ileri
srerek kar kmtr. Ehli Snnet ekolne gre, eer Allahn kadm kelm anlayna
olumsuz yaklarsak, Allah eksiklikle itham etmi oluruz. Allah ise her trl
eksiklikten mnezzehtir.92
Ehli Snnet, Kelm, nefiste mevcut olan mana eklinde tanmlamaktadr. Bu
gre gre nefisteki manaya delalet eden iaretler vardr ki, bu kelm- lfzdir.
Kelm- lafz, kelm- nefsnin da vurumudur. Bu anlamda sz ve yaz nefiste var
olan manaya delalet ettikleri gibi, kelm- lafz de nefiste mevcut olan manaya delalet
eder. 93
Ehli Snnet ulemasndan Cveyn(.419/1028)ye gre kelm- nefs, kiinin,
sz ya da ekil ile da yanstmadan nce, zihninde tasarlayp oluturduu fikir yani
isel bir konumadr. Henz da yansmam bu isel konumaya o, kelm- nefs
demektedir.94

88
89
90
91
92
93
94

Erdemci, agm, s. 124.


Ebu Hanfe, age, s. 55-56 Beer, agm, s. 27,33;Ylmaz; lhan, agm, s. 230.
Beer, agm, s. 27,33.
al, agm, s. 75.
Muhammed Ali el-Sabuni, Maturidiyye Akaidi, ev. Bekir Topalolu, Ankara 1979, s. 85.
Erdemci, agm, s. 127.
Cveyn, Kitbl-rd, s. 104; Ylmaz; lhan, agm, s. 225.

24

Cveyn Kelmullh olarak isimlendirilen Kurann, insanlar tarafndan


yazlmas, okunmas, ezberlenmesi, iitilmesi gibi tezahrlerinin hdis olduu
grndedir. Bylelikle Cveyn yazlan, okunan, ezberlenen ve iitilen Kur'an ile
Allahn ztyla kim olan kadim kelmn birbirinden ayrmaktadr. 95 Ona gre okuma
ile okunan ey arasndaki iliki, zikir ile mezkr arasndaki iliki gibidir. nsanlarn
zikretmesi hdis olduu halde zikredilen Allah kadmdir. Dolaysyla insanlar tarafndan
okunan Kur'an ibarelerinin bizzat kendileri deil, delalet ettikleri anlam kadmdir.96
Ehli Snnet kelmclar vahyi, haber-i sdk ierisinde yer alan bir bilgi kayna
eklinde tasavvur etmekte, bunun yannda haber-i resul de bilgi kayna olarak
grmektedirler. Bu dnceyi dillendirenlerden biri de mam- Maturd(.333/944)dir.
O, Hz. Peygambere bildirilen vahyin, sadece Kuran ile snrl olmad kanaatindedir.
mam- Maturd, tr vahyin olduunu ve bunlardan birincisinin vahyin grnen ve
bilinen ekli olan Kuran olduunu syler. kincisi Hz. Peygamberin snneti
diyebileceimiz, insanlara nemli baz eyleri aklayp beyan ettii vahyidir 97. Bu tr
vahyin bildirilmesi, Cebril ile olabilecei gibi, Allahn diledii baka herhangi bir
yolla da olabilmektedir. Son olarak, Hz. sa'nn Havarilerine yaplan vahiy98, ya da Hz.
Musa'nn annesine yaplan vahiy99gibi ilham da diyebileceimiz peygamberlikle ilgisi
ve balaycl olmayan vahiydir. nk Ehli Snnete gre ilham, znel ve sbjektif
bir bilgidir vahiy gibi geneli balayan bir durumu sz konusu deildir. 100 Mtrdnin
bu yaklam bizi Kuran dnda Snnetin de ksmen vahiy rn olduuna, ayrca
nc tr vahyin her zaman gerekleebilecei sonucuna gtrr. 101
Ehli Snnet ve Mutezil kelmclar kelm- nefsi konusunda farkl dnm
olsalar bile, kelmn manayla ilikili olduunda ise hem fikirdirler. Ehli Snnet
kelmclar Kuranda yer alan ve okununca iitilen kelmn, Allahn mahlk olmayan
kelmna delalet eden ibareler olduunu kabul ederken, Mutezile ekol ise Kurann

95
96
97
98
99
100
101

Ylmaz; lhan, agm, s. 226-227.


Ylmaz; lhan, agm, s. 228-229.
Necm, 53/3-4; Har, 59/7.
Mide, 5/111.
Kasas 28/7
Demirci, age, s. 189.
Demirci, age, s.187-188.

25

Allahn maksatlarna delalet eden mahlk kelm olduuna inanmaktadr. Her iki kesim
de Kurann Allahn muradna delalet ettiini dnmektedirler. 102

2. 2. 4. slam Filozoflarnn Vahiy Anlay


2. 2. 4. 1. Kind'nin Vahiy Anlay
Din adna felsefe kartlnn, felsefe ve akl adna da din aleyhtarlnn
yapld fikr ve kltrel bir ortamda, Helenistik felsef mirasla slm' uzlatrarak yeni
bir felsefenin, yani slm felsefesinin temellerini atm olan Kind, akl-vahiy ilikisini
uzlatrma temelinde ele alm ve bylece felsefe ile dini uzlatrma hareketinin ilk
mteebbisi olmutur. Kind, iki alann elde edili biimlerinin farkl olmasn kabul
etmekle birlikte ayn konu, gaye ve hakikati ifade ettiklerini savunmaktadr. " Risletn
f tesbtir-rusl" isimli eserinde, peygamberlerin vahiy yolu ile aldklar bilgilerin akla
muhalif olmadn ve eer vahiy ile akl arasnda farkllk arz eden hususlar var ise
bunlarn tevil edildii zaman ikisi arasndaki uygunluun aka grleceini syler.
nk vahyi ve akl veren de Allah'tr. 103
Kind'ye gre vahiy, nemli ve gvenilir bir bilgi kaynadr. Vahiy konusunda,
ilahi irade dnda herhangi bir d etkenin bir mdahalesi ya da katks sz konusu
deildir. Vahye muhatap olan peygamberin vahye ulamada bir abas, istek ve iradesi
yoktur. Bir anlamda peygamberlerin seimi ve onlara vahyin ulatrlmas ilahi iradenin
dilemesiyle olur. Peygamberlerin seimi ve onlara vahyin gnderilmesi akl tarafndan
kabul edilebilecek bir durumdur. Yani vahyin imkn konusu, onun iin sorun tekil
etmez. Hatta akln yetersiz kald durumlarda vahiy ona yardmcdr, klavuzdur.104
Kind, kendisinden sonra gelen Frb ve bn Sn gibi baz byk filozoflardan
farkl olarak, vahyi bilgiyi felsef bilgiden aa grmez. Aksine ilah bilginin felsef
bilgiden daha ak-seik, vecz ve kapsaml olduu, dolaysyla felsef bilgiden stn
olduu grndedir. 105 Kind, yine seleflerinden farkl olarak nasslar sembolik veya
102
103
104
105

Erdemci, agm, s. 128.


Henry Corbin,; slam Felsefesi Tarihi, ev. Hseyin Hatemi, stanbul 1994, s. 40
Kind, Felsef Risaleler, ev. Mahmut Kaya, stanbul 1994, s. 159-160.
Kind, Aristoteles'in Kitaplarnn Says zerine, ev. Mahmut Kaya, stanbul 2006, s. 269.

26

rumuzlu olarak grmemekte, te'vil noktasnda dilin yapsna sk skya bal kalmakta,
dilin snrlarn aan bir yorumlamada bulunmamaktadr. 106
Kind'nin akl bilgiyi vahy bilginin anlamnn tespitinde bir karine ve vahy
bilginin aklanmasnda bir klavuz olarak kullanmas nemlidir. Ancak bunun yannda
nemle durulmas gereken dier bir husus onun, dili asl belirleyici olarak grmesi ve
dilin snrlarn aacak bir te'vil teebbsnde bulunmam olmasdr. te bu ayn
zamanda onun dier filozoflardan ayrld temel noktalardan biridir. Bylelikle, onun
grleri, "mea" filozoflardan daha ok kelmclarn grlerine yakn olduu
kanaatini oluturmutur. 107
Kindnin bu yaklamnn sebebi; akli bilginin belli bir sre ierisinde
gerekletii, kmlatif bir yap arz ettii bundan dolay baz bilgilerin gzden
karlabilecei gibi durumlar tad, buna mukabil vahiy bilgisinin tamamlanm,
ak-seik, kendisini elde etme noktasnda her hangi bir srece, zamana ve abaya
ihtiya duymamasdr. 108
zetleyecek olursak: Kind vahyin mhiyetine ilikin dneminden farkl bir teori
gelitirmemitir. O, vahyin istek ve irade d bir olay olduunu, beer bilginin aksine
kesin ve gereklii ifade ettiini, bunda kukuya mahal olmadn nk bu bilginin
kaynann Allah olduunu sylemektedir. Kind, dinin hakikatinin tam olarak
kavramann yolunu ise vahyin indii dilin inceliklerine vakf olmak ve tevile
bavurmakla mmkn olacan savunmaktadr.
2. 2. 4. 2. Frbnin Vahiy Anlay
Frb, vahiy ve nbvvet ilikisini rasyonel bir erevede ele almaktadr. Frb'nin bu teebbsnde, iinde bulunduu kltrel ve din ortamn da etkili olduu
muhakkaktr. Hicr nc ve drdnc yzyllarda dine kar tavr allarn zellikle
nbvvet erevesinde younlat pheci bir ilhd ve inkr hareketine kar Frb,

106
107
108

mer Mahir Alper, slm Felsefesinde Akl-Vahiy/Felsefe-Din likisi, stanbul 2008, s. 56-57.
H. Ziya lken, slm Felsefesi, stanbul 1993, s. 61; Alper, age, s. 59.
Kind, Aristoteles'in Kitaplarnn Says zerine, s. 268; Alper, age, s. 59-61.

27

nbvveti rasyonel bir biimde izaha alm, dini akl ve felsef bir temelde
savunmutur. 109
Frb, felsefe ile dini, insanlk tarihinde belli bir geliim ve tekml sreci
sonucunda ortaya kan ve birbiriyle temelden ilikili olan iki ayr vaka olarak ele
almaktadr. Dinin zaman bakmndan felsefeden sonra geldii ve ona tbi olduu grn savunan Frb, felsefe ile dini bu tabiiyet ve selef-halef olma erevesi etrafnda
ele alarak bir uzlatrma teebbsnde bulunmaktadr. Frb'nin bu uzlatrma teorisi
ve bu erevede ortaya koyduu grleri kendisinden sonra gelen bn Sn, bn Tufeyl,
bn Rd, Musa b. Meymun, Albertus Magnus ve Spinoza gibi Doulu ve Batl bir
ksm filozoflar etkilemitir. 110
Frbnin, vahyin mahiyeti ile ilgili grleri es-Siysetl-Medeniyye ve elMedinetl-Fazla adl eserlerinde farkl tarzlarda ele alnmaktadr. es-Siysede vahiy,
kazanlm akl yoluyla, Faal Akl111dan elde edilen bir bilgi olarak tanmlanmakta ve
bylelikle felsefi hakikati de iine alacak bir tarzda incelenirken, el-Medinetl-Fazla
adl eserinde vahiy daha ok mtehayyile yetisinin bir etkinlii olarak karmza
kmaktadr.112
Frb vahyin kaynann lk Sebep, yani Allah olduunu belirtir. nk ona
gre Faal Akl, lk Sebep'in varlndan feyezan ederek varlk bulmutur. O halde uygun
yaratla sahip ve entelektel geliimini baaryla tamamlayan insana, lk Sebep
vahyetmekte olup bunu Faal Akl vastasyla yapmaktadr. Ona gre Allah Faal Akla
vahyetmekte, Faal Akl da kendisine vahyedileni mstefd akl vastasyla mnfail akla
ulatrmakta, buradan da mtehayyile gcne feyezan etmektedir. Feyezan, mnfail
akla varmasyla insan filozof, mnfail akldan mtehayyile gcne ulamasyla
nebi olduunu belirten Frb, byle bir kimsenin insanlk mertebelerinin en kmiline

109
110
111

112

Alper, age, s. 222.


Bkz. Mahmut Kaya, Frb, DA, C. 12, s. 156; ALPER, age, s. 223
Frbnin metafiziinde olduka nemli bir yere sahip olan Faal Akl, Tanrnn kendini dnmesi
sonucu sudur eden bamsz akllarn sonuncusudur. Gk cisimleri ile birlikte, ay alt dnyasndaki
oluu bu akl belirlemektedir. Faal Akln grevi, yeryznde maddeye suretlerini vermek ve dnen
nefsi aydnlatarak insan iin gerekli olan yetkinlik derecelerinin en ykseine yani yce mutlulua
ulatrmaktr. Frb, es-Siyasetl-Medeniyye, ev. M. Aydn, A. ener, M.R. Ayas, Kltr
Bakanl Yay. stanbul 1980, s. 24 vd.
Hidayet Peker, Frb ve bn Sinann Felsefelerinde Vahyin Kavramsal Muhtevas, s 167.

28

ve mutluluk derecelerinin en stnne ulam olduunu sylemektedir.113 Peygamberin


filozofa gre stn taraf onun Faal Akldan gelen bilgileri mkemmel bir biimde
sembolize edebilme gcne sahip olabilmesinden kaynaklanmaktadr.114
Peygamberleri filozoflarda stn klan mtehayyile gc, kendisine zg
etkinliini duyum, arzu gc ve akl ile olan irtibatn kestii ya da minimum dzeye
indirdii anlarda gerekletirir. Bu durum da ancak uyku halindeyken mmkndr. Faal
Akln uyku esnasnda mtehayyileye verdii formlar doru ryalar olarak adlandrlr.
Bu idrakler imdiki zamanla ilgili olduu gibi, gelecekle de ilikili olabilir. Filozofa
gre, birok insann uyku esnasnda elde ettii bu suretler, snrl saydaki baz insanlar
tarafndan uyanklk annda da alnabilir. Bunlar dierlerinden ayran ey ise, sahip
olduklar olaanst seviyedeki mtehayyile gleridir. Birtakm insanlar, stn
mtehayyile gleri sayesinde, uyanklk halinde bile Faal Akl ile iletiime geerek
metafiziksel gereklikler hakknda baz bilgileri temsili bir biimde elde edebilirler.
Filozofa gre, mtehayyile yetisinin bu olaanst durumu ancak nebilerde mevcuttur.
Onlarn, bu gleriyle Faal Akldan aldklar bilgi de dini anlamdaki vahiydir.115
zetleyecek olursak Frb vahyi, biri filozofa, dieri peygambere ait olmak
zere iki farkl dzeyde ele almakta, peygamberlere ait vahyi ise hakikatlerin genel halk
kitlesine retmenin bir arac olarak grmektedir. Bu, peygamberler tarafndan
hakikatlerin sembolik olarak ortaya konulmasyla gereklemektedir. Bu da bizi, slmi
dogmann aksine vahyin kelimelere dklmesinde peygamberlerin etkin olduu
sonucuna gtrmektedir. Ayrca, Frbi'ye gre, vahyin gerekleme imkn olupbitmi bir olgu deildir. Gerekli artlarn olumas halinde her zaman gerekleebilecek
bir olaydr. Ancak bu, mtehayyile gcnden yoksun mnfail aklda nihayete eren
vahiydir. 116

113

114

115

116

Frb, es-Siyasetl-Medeniyye, s. 80; Frb, deal Devlet el-Medinetl-Fazla, s. 125; aban


Hakl, Frbde Din-Felsefe ilikisi balamnda Din Dilinin Yaps,
Alper, age, s. 119; Yaar Aydnl, "Frb'nin Nbvvet retisi slami Aratmalar Dergisi,
Ankara 1988, C. 2, s. 40,43.
Frb, Tahsilus-Sade, ev. Ahmet Arslan, Vadi Yay. Ankara 1999, s. 90-91; Hidayet Peker, agm,
s 168-169.
aban Hakl, Frbde Din-Felsefe ilikisi balamnda Din Dilinin Yaps,

29

2. 2. 4. 3- bn Snnn Vahiy Anlay


slm dnyasnda Kind ile balayan felsef gelenein keml noktas olarak
kabul edilen bn Sn'nn felsef orijinalitesi, iki noktada tezahr etmektedir. Bunlardan
biri onun kendinden nceki eitli felsef dnceleri bir senteze tbi tutmas, dieri ise,
byle bir senteze dayal olarak oluturduu felsef dnce ile slm vahyini uzlatrma
yoluna gitmesidir. Denilebilir ki, bn Sn'nn bu uzlatrma abas, bilhassa sonular
ve etkileri asndan kendinden ncekilere kyasla ok daha baarl bir biimde gereklemitir.117
bn Sn, vahiy ilgili dncelerini daha ok metafizik ve psikoloji ile ilgili
yazlarnda ortaya koymaktadr. bn Sn konuyu temellendirirken, Frbden farkl
olarak yet ve hadislere de mracaat etmitir. Frbde olduu gibi bn Snda da
vahiy, din ve felsefenin ortak bir konusudur. bn Snnn vahiy retisinin temel
unsuru Faal Akl, insani nefs ve mtehayyile yetisidir. Bu unsurun birbirleriyle olan
ilikisi, gerek nebinin sahip olduu bilginin, gerekse de onlarn topluma ynelik
grevlerinin mahiyetini belirlemektedir. 118
Frbnin nbvvet ve vahiy anlayndan byk oranda etkilenen bn Sn,
ondan farkl olarak peygamberlii sadece mtehayyile gcne balamaz. Bunun
yannda insan aklnn en yksek mertebesi olarak tarif ettii Kutsi Akllada
irtibatlandrr. 119 bn Sn sadece peygamberlerde bulunmakta olan ve yaratltan gelen
yksek derecedeki akl gcnn, insan g mertebelerinin en stn olduunu kabul
etmekte ve bu g sayesinde peygamber, renme ve dnmeye gerek kalmakszn
Faal Akl ile irtibat kurarak dorudan vahyi almaya muktedir olmaktadr. Byle bir
insann akl gc sanki bir kibrit, Faal Akl ise, onu bir anda yakan ve kendi cevherine
dntren ate gibidir. 120 Burada vurgulanmas gereken dier bir nokta, Frbye gre
Faal Akl ile en st dzeyde irtibata geebilmek iin, teorik akln tm aamalarnn

117
118
119

120

Alper, age, s.224


Hidayet Peker, agm, s 158-159,170.
bn Sn bu akl gcne "kuds g" (el-kuvvet'l-kudsiyye), "mukaddes ruh" (ruhun mu-kaddesn),
"kuds ruh" (er-rhu'l-kudsiyye) ve bazen de "kuds nefs gc" (el-kuvvet'n-nefs'l-kudsiyye) adn
vermektedir. (Alper, age, s. 198.)
bn Sn, e-ifa, en-Nefs, s. 220.

30

baaryla geilmesi zorunlu bir art olurken, bn Sn iin bu durum peygamberler iin
gerekli deildir. 121
Frbde olduu gibi bn Sn'da da mtehayyile gc peygamberlere ait temel
zelliklerden biridir. Ona gre bu zellik sayesinde peygamber, olacaklar haber
vermekte ve gaibe ilikin konulara dellette bulunmaktadr. Bu durum aslnda ou
insann uyku halinde iken rya grmesi yoluyla mmkn olabilmektedir. Ancak
peygamberleri dier insanlardan farkl klan, bu halin hem uyku hem de uyanklk
halinde vuku bulmasdr.

122

Burada Frb ve bn Sn arasnda nemli bir fark;

Frbye gre, mtehayyile yetisinin organ kalp iken, bn Snya gre, bu yetinin
organ beyindir. 123
bn Sn, kayna Eski Yunan'a kadar giden, slm felsefesinde ise Frb
tarafndan kabul edilerek devam ettirilen havs-avm, ayrmn temele alarak vahiy
veya eriatlarn sahip olduklar baz temel zellikleri aklama yoluna gitmitir. Ona
gre din, genel olarak btn insanlara ve zel olarak bu bilgiye ve mutlulua baka
yoldan kendi yetileri ve abalar ile erimeleri mmkn olmayan insanlara, yani avama
hitap etmektedir. Buna gre havs soyut hakikatlerden ve burhn ispatlardan, avm ise
somut rneklerden ve hitb szlerden anlarlar. Bundan dolay bn Sn'ya gre
peygamberler getirmi olduklarn halkn anlay gcne ve kapasitesine uydurmak
zorundadrlar. Nitekim byle de yapmlardr ve bu nedenle bir din dili olumutur.124
te bu din dilinin asl zellii onun sembolik ve mecaz bir yapda olmasnda
yatmaktadr. Bylece genel olarak insanlarn kavrayamayaca bir takm hakikatler
onlarn anlayaca bir dile evrilmi olacak ve bu sayede de o hakikatlerin zihinlere
yaklatrlmas kolaylatrlm olacaktr.125
bn Snya gre, Faal Akln sahip olduu bilgi, hibir ekilde harf ve
kelimelerle ifade edilmemi bir anlamlar btndr. Bu karakterdeki anlamlar,
peygamberin kutsi aklna aknca, peygamber, bu gc ile onlar dnlr klar. Bunun

121
122
123
124

125

Hidayet Peker, agm, s 163-164, Alper, age, s 197.


bn Sn, en-Nefs, s. 152; Alper, age, s. 198.
bn Sina, e-ifa, Nefs, s. 36, Hidayet Peker, agm, s 166
Ahmet Arslan, "bn Sn ve Spinoza'da Felsefe-Din likileri", Uluslararas bn Sn Sempozyumu
Bildirileri, Ed. Mjgn Cunbur, s. 379; Alper, age, s 170.
bn Sn, el-lahiyyat, C. 2, s. 443; Alper, age, 205-206.

31

akabinde bu bilgiler, mtehayyile gc vastasyla harf ve kelimelere dntrlr. Bu


bilgiler bir kaynaktan km olmakla birlikte, farkl dillerde formle edilebilir. Bylece
vahiy melei grlp, sesi de iitilmi olur. Dolaysyla peygamber nce bilir, sonra bu
bilgileri duyulur olana dntrr.

126

lahi kelmn, peygamber tarafndan elde

edilmesinde, onun hem kutsi akl, hem de mtehayyile yetisi beraberce i


grmektedirler. Mtehayyile yetisinin bu noktada stlendii grev, ilahi kelmn
sembollerle ifadesinde ortaya kmaktadr. nk peygamber, Tanrdan, Faal Akl
araclyla ald bilgiyi uygun bir anlatm tarznda insanlara anlatmakla ykmldr.
zellikle Tanr ve hiret hayat gibi soyut gereklikleri ifade ve bu konularda insanlar
ikna etmede, devreye

peygamberin sahip

olduu stn

mtehayyile

yetisi

girmektedir.127
Burada bahsedilmesi gereken dier bir husus, hangi dilde olursa olsun
peygamberin ortaya koyduklarnn kendine zg bir dilsel karakter ierisinde
sunulduudur.

bn

Sn'ya

gre

dinler

baz

gerekleri

olduu

gibi

halka

verememektedir. nk vahyin muhatab olan toplumlarn akl yaps gerekleri olduu


gibi anlayabilecek bir yapda deildi. Mesela Kur'an'daki pek ok hiret hayatyla ilgili
anlatm ve tasvir tamamen sembolik bir tarzda ortaya konulmu ve bu nedenle de pek
ok insan onun sadece madd olduunu zannetmilerdir ki gerekte bu doru bir anlay
deildir. Bu sembolik anlatm biimi, isabetli bir anlatm yntemidir, zira hiret
durumuyla ilgili olarak anlatlanlar cismn deil de ruhan olarak anlatlm olsayd
muhataplarn bu gerekleri ilk anda anlamalar mmkn deildi.128
Btn bunlardan anlalan udur ki, peygamberler gaibe dair baz bilgileri,
muhataplarnn akl yaps dikkate alnarak sembolik bir dil ile anlatlmtr. Sembollerin
manas kavranmadnda ilh lemin srlarna nail olmak da mmkn deildir. O halde
yaplmas gereken bu ekilde te'vl edilmesidir. bn Sn te'vlini, Kur'an'n dili olan
Arapa ve akla dayal felsefe olmak zere iki esas zerine bina eder. Ona gre Kur'an,
Araplarn diliyle gelmitir ve dier dillerde olduu gibi onlarn dilinde de mecaz nemli
bir zelliktir. Dile ve dil kurallarna riyet gsterildiinde bunlarn mecaz olduu
126
127

128

bn Sn, Risaletl-Ariyye, s. 36.


bn Sn, Nbvvetin spat ve Nebilerin Sembol ve Benzetmelerinin Yorumu zerine, ev.
H.Aydn-E. Uysal-H.Peker. UFD 1995, C. 7. S. 7. s. 567; Hidayet Peker, agm, s 172.
bn Sn , el-Adhaviyye fil-Mead, Beyrut, 1987 s.97-98; Alper, age, s. 207-208.

32

anlalacak ve onlarn ilk anlamlar deil, bu tr mecazlarn rtl anlamlar ortaya


karlabilecek ve bylelikle vahyin gnderili maksadna ynelik bir anlama
gerekleecektir. 129
zetleyecek olursak bn Snya gre vahiy, nebinin hem kutsi akl hem de
mtehayyile gc ile elde ettii bir bilgidir. O nedenle vahiy tecrbesi, sadece hayale
dayal bir etkinlik olmayp, daha ok kutsi akln bir ilevidir. Bu g, peygambere Tanr
tarafndan bahedildii iin, nebinin mmi olmas anlalabilir bir durumdur. Nebi bu
gc ile ald bilgileri, sahip olduu konum ve grev gerei, mtehayyile gcnn de
yardmyla insanlarn anlayaca bir dil ile ifade etmesine vahiy denmektedir.130 bn
Sn, din dilinin kendi karakteristii olduunu, bu dilin oluumunda avamn dil ve akl
yapsnn dikkate alndn syler. Ancak bununla birlikte gerek hakikati barndran
semboller ve mecazlarn olduunu syler. Hakikati arayan st akl sahiplerinin bu
mecaz ve sembollerde bulunan rtl hakikate ulaabileceini savunur
Filozoflarn gerek meseleyi ele al tarzlar, gerekse bir takm konular tahlil ve
aklamalar, slm dnce tarihinde olduu gibi bugn de hakl bir ksm eletirilere
maruz kalmaktadr. Kukusuz bunun eitli sebepleri bulunmaktadr. Yunan felsef
mirasna ynelik inanlar, Kur'an'n ortaya koyduu bir takm kavram ve ifadeleri,
snrlar olduka geni bir te'vil anlayyla d kaynakl kltr ve dnceleri temel
alarak te'vl etmeleri, nbvveti rasyonel bir temele oturtmaya alrken Kur'an'n
ortaya koyduu nbvvet anlayndan uzaklalmas gibi hususlar zikredilebilir.

129
130

bn Sn, el-Adhaviyye fil-Mead, s. 102-103; Alper, age, s. 208.


Hidayet Peker, a.g.m. s 174-175

33

NC BLM
FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYII
3. 1. FAZLUR RAHMANIN VAHY LE LGL BAZI KAVRAMLARA
YAKLAIMI
3. 1. 1. Vahyin Kayna: Allah
Fazlur Rahman, Allah tasavvurunu ortaya koyarken kelm disiplinlerin
geleneksel yaklam tarzn sergilememitir. O, yntemini dorudan Kur'an'dan
hareketle

ortaya

koymakta

ve

geleneksel

disiplinlerin

Allah

tasavvurlarn

eletirmektedir.131
Ona gre Kurann ortaya koyduu Allah inanc dorudan Allah anlatma
amal bir metot sememi, bunun yerine bizzat insan merkeze alm, insann
kavrayabilecei kapsam ve kavramlara ncelik vermitir.132 Fazlur Rahman kendi
sistemindeki Allah anlayn ortaya koyarken, sk sk insana ve insann ahlaki zaaf
veya yceliiyle ilgili meselelere dikkat ekmektedir. O, insan merkeze aldndan,
insandan bamsz olarak sunulan Allah inancnn, doru bir yaklam tarz
olmayacan dnr.133
Fazlur Rahmana gre Kurann retisi btnyle uygulamaya yneliktir ve
davranlarnda insana yol gsterir. Bu yzden Kur'an saf nazar teolojiye ilgisizdir.
Kuranda bir lde teoloji, kozmoloji ve psikoloji vardr; ancak btn bunlar insann
davranlarn ahlaki izgide tutmaya ve belli bir hedefe gtrmeye yneliktir.
Dolaysyla, Kur'an'daki Allah kavram, esas itibariyle ilevseldir. Bu, Kur'ann kendi
ifadelerinin doruluk deerine kar ilgisizdir anlamna gelmez. Bu ifadelerin doruluk
deerinin bile evrende fiili bir durum yaratmadaki baarlarna bal olduunu, hatta

131

132

133

Fazlur Rahman, Tarih Boyunca slm Metodoloji Sorunu, ev. Salih Akdemir, Ankara Okulu Yay.,
Ankara 2009, s. 117; Hatice K.Arpagu, Fazlur Rahmana Gre Allah Ve nsan, amlca Yay.,
stanbul 2010, s. 29.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, ev. Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yay., Ankara,
1999, s. 30.
Hatice K.Arpagu, age, s. 29.

34

vazgeilmez bir anlamda onunla snanmas gerektiini vurgulamaktr.134 Ancak


Kur'an'n saf-nazar teolojiye ilgisiz olmas onun akide sisteminde Allah inancnn
olmad anlamna gelmemektedir. Yani Kuran her ne kadar Allahn tabiatn
tartmasa da ortaya koyduu inan sisteminin merkezine Allah koymutur.135
Kur'an'da 'Allah' kavram alt binden fazla gemesine ramen, balamlarna
bakldnda, maksat Allah hakknda bilgi vermek deil, insann durumunu anlatmaktr.
Onun iin, ilahi kudret ve insan iradesi tartmalar daha ilevseldir. Bu tartmalarn
ilevi, insan zihninin ve davrannn nihilist arlklara gitmesini engellemek ve ona en
yksek ahlak bir dzey/yap/durum kazandrmaktr.136
Fazlur Rahmana gre, Allah fikri ve birliinin temel ilevlerinden birisi, evrenin dzenliliinin hakikat ve deerini ortaya koymaktr. Evrende hibir boluk,
karmaa ve kuralszlk yoktur; evren canl bir btndr. Bu da Allah'n birliini ve
yceliini gsterir. Allah'n mmkn olan her trl mkemmeliyetin tesinde, ama ayn
zamanda bu mkemmellik haritasnn her noktasnda hazr ve nazr olmas Allah
kavramnn i mantnn bir sonucudur. 137
Fazlur Rahman'a gre, Allah'n 'salt akn' olduu yargs Kur'an'dan deil,
sonraki kelmi tartmalardan kaynaklanr. Kur'an dikkatli bir ekilde incelendiinde,
yamur yamasndan, toplumlarn ykseli ve dne, sava kazanmaktan
kaybetmeye, kozmik ve doal srelerin tamamnn Allaha atfedildii grlr. Bu da
gsterir ki O, sadece sadece en akn deil ayn zamanda en ikin olandr.
Evrendeki hareketler, O'nun aknl kadar ikinliini de gsterir. Ancak, Allah'n
ikinlii doal ya da insani hareket ve davranlarn bilfiil O'nun tarafndan yerine
getirilmesi demek deildir. Allah olgu ve olaylar oluturmada tabiat ya da insann ne
rakibi, ne ikamesidir; ne de bunlarn ileyiine dardan mdahale edendir. nk
Allah olgular arasnda bir olgu deildir. Ondan ziyade, onlara anlamllk baheden, yeni
bir boyut veren ve onlar bir dzene sokandr. Dolaysyla, Allah devreden

134

135

136
137

Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, slami Yenilenme Makaleler III, ev. Adil
ifti, Ankara Okulu Yay., Ankara 2002, s. 13.
Fazlur Rahman, Salk ve Tp, ev. A. Blent Balolu, Adil ifti, Ankara Okulu Yay. Ankara 1997,
s.17-18.
Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, s. 13-14.
Fazlur Rahman, agm, s. 14.

35

kardmz zaman kaybedeceimiz ey, anlamllk, dzen ve amallktr. Kurana


gre Allahn bu zellii ylesine nemlidir ki Allah unutanlar sonunda kendilerini de
unuturlar; yani onlarn ferdi ve toplumsal kiilikleri darmadan olur gider; nk kendi
balarna, varlk dzeni ve btnl ile anlaml ve uyumlu bir ilikiye giremezler.138
Fazlur Rahman, evrendeki dzenli amalln gerei olarak Allahn tabiat ve
insana tamamen harici ve keyfi bir zorlamada bulunmayaca kanaatindedir. Kurana
gre, evren canl, dzenli ve btn oluu ile Allah'n yetlerindendir, kanunlar da
snnetullahtandr. Bundan dolay, evrenin Allah ile ilikisi btnn paralaryla ilikisi
gibidir; bunlar zde olmad gibi birbirinden de tamamen ayrlamazlar. Nasl ki, insan
kendi karakterini sahiplenmezlik yapamaz, alt st edemez veya onu tamamen bir tarafa
atamazsa, Allah da tabiata bunu yapamaz.139
Fazlur Rahman, evrendeki mkemmel dzenden hareketle Allah'n varlna
ulamay temellendirirken teorik zmlere bavurduu grlmektedir.140 Ancak bu
hususun ele aln tarz incelendiinde burada da amacn nazar olarak Allah'n varln
ispatlama deil de daha ziyade O'nun bykl ve belli bir hedefe ynelik cemlinin
tasvir edilmesi olduundan bahsedilebilir.141 nk Kur'an, tabiat gzlemleyen
kimsenin Allah' bulacan ifade etmektedir. Bu da; bir kimsenin tabiattan hareketle
Allah'n varlna ulaacan ortaya koymaktadr.
Fazlur Rahman'a gre, Kur'an'daki Allah'n insanlar doru yoldan saptrd
veya doru yolu grmesine engel olduu anlamna gelebilecek yetleri142 anlamak iin
ncelikle, Kur'ann Allah hakknda indirilmi bir risale olmadn anlamamz ve
burada bahsedilenin, insan ve onun davranlar olduunu bilmemiz gerektiini syler.
kincisi, Kur'an bu konuya, felsefi bir sorun olarak deil, insan davranlarnn ahlaki
snrlar ile ilgili bir sorun olarak grr. Kur'an bu snrlarn iki tarafn da, davranlar
belli bir dzeyde tutabilmek iin bir arada zikreder. Kur'an'n temel ilgisi de Allah'n
mahiyetini tasvir deil, insan davranlarnda istenilen dzeyi tutturmaktr. Aslnda sz
edilen yetlerden, Allah'n insanlar kaytsz artsz yoldan kardna hkmetmek
138
139
140
141
142

Fazlur Rahman, agm, s. 14-16.


Fazlur Rahman, agm, s. 16.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 40-41.
Arpagu, age, s. 37.
Ftr, 35/8; Bakara, 2/7. vd.

36

mmkn deildir. Bu tr yetlerden karlabilecek fikir udur: Allah kt davranlarda


srar edenleri ve hakikati srekli reddedenleri doru yola iletmez.143
Fazlur Rahman, bu durumun psikolojik bir kanun olduunu ve dier evrensel
kanunlar gibi snnetullahtan olduunu yle ifade eder:
Bir insan kt davranta bulunduunda bu tr davran tekrarlama
ihtimali artarken, iyi davranma ihtimali de orantsal olarak azalr ve
srekli kt fiillerde bulunulunca artk adeta dn olmayan bir
noktaya ulam gibi olur. Onun kalbinin mhrlendii,
kulaklarnn sar edildii durum ite budur. yi davranlarla ilgili
olarak da ayn ey geerlidir. Bu, btn kanunlarn ileyii gibi,
ileyii Kur'an tarafndan Allah'a atfedilen psikolojik bir kanundur.
144

Fazlur Rahmana gre Allah'n yaratmas; belli bir l, dzen ve tartya gre
var etmesidir. nsan da dhil olmak zere lem, Allah'n hem takdiri hem de emri
altndadr. Bu emir, her varln takdirini, yani onlarn llerinin, tutumlarnn,
ynelimlerinin, ynlerinin ve onlar gerekletirme rglerinin toplamn tekil eder.
Kur'an'da melekler terimi ile iaret edilen, ite bu emr-takdir dinamizmidir145. Melekler,
kendileri vastasyla varlklarn ilev grd dinamik aralardr. Fiziksel dnyann
doal bir zorunluluk olarak ileyii byledir. Bundan dolay, Kur'an muhtelif yerlerde
tabiatn bir mslim olduunu ve her eyin Allah'a yneldiini syler. Ancak doal
nesnelerin ynelii insannkinden tamamen farkldr. Birincisi tamamen zorunlu bir
itaatten kaynaklanrken insana seme hakk" verilmitir.146 Bu da Allah'n kudretinin
tanmlanmasnda insann dikkate alndn gstermektedir.147
Fazlur Rahmann, yaklamnda nemli bir yere sahip olan, Kur'an'n ortaya
koyduu esaslarn dnemin artlaryla balantl olduu gereinden hareketle,
Kur'an'n ortaya koyduu Allah inancn, indii dnemdeki putperest Araplara kar
etkin bir mukabele eklinde deerlendirmek gerekir. nk onlar insann asla kontrol
edemeyecei kr ve nne geilmez bir talihe inanmaktadrlar. te Kur'an, gl
fakat duygusuz bu kader/talih inancnn yerine; gl ama o kadar da efkatli ve
143
144
145
146
147

Fazlur Rahman, agm, s. 16-17.


Fazlur Rahman, agm, s. 17.
Fazlur Rahman, agm, s. 30.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 44-45.
Arpagu, age, s.51.

37

merhametli bir Allah inancn ikame etmitir.148 Dolaysyla Kur'an'dan hareketle Fazlur
Rahman, Allah'n kudretinin kr ve nne geilmez bir g olmayp, efkat ve
merhametle yorulmu bir kudret olduunu ortaya koymaya alr. 149
Fazlur Rahman, Allah'n ok anlaml ve mteallik hale geldii yerin, insan davranlar sahas olduu kanaatindedir. nsan dzeyinde Allah fikri, mminlerin dostu ve
dualara/abalara mukabele eden gibi ok belirleyici, vazgeilmez ve hayati bir rol
kazanr. Bu da gsterir ki Allah, dier olgular arasnda bir olgu olmayp onlarla ayn
mertebede deildir; O, bu olgularn bir btn olarak hareket ettii modedur. O,
evrenin anlamdr; O, olgular toplamnn dayand ve bu toplama deer baheden veya
"balang ve son" verendir; Kur'an'n ifadeleriyle Allah, gklerin ve yerlerin
Nuru'dur.150 O olmakszn, evrenin tek tek olgular bile olgular olarak kalamazlar.
Dier bir deyile, Allah fikri ilevseldir; O ne olduu veya olabilecei iin deil
yapmakta olduu ey iin gereklidir. 151
3.1.2- Ruh-ul Emr (Cebrail)
Fazlur Rahman, slam'n ikinci ve nc yzyllarnda ksmen Hristiyan
akidenin de etkisiyle vahyin mahiyeti hakknda, Mslmanlar arasnda ciddi fikri
ayrlklarn ortaya ktn syler. Bu srada tekml aamasndaki Snni slamn,
vahyin bakaln, objektifliini ve szl niteliini korumak iin, onun d hakikati
zerine arlk verdiini dnen Fazlur Rahman, Snni dncesinin, "Kur'an hem
tamamyla Allah Kelm'dr, hem de olaan anlamda tamamyla Hz. Muhammedin
kelmdr" diyecek fikri yeterlilikte olmadn, savunur.152
Fazlur Rahman, geleneksel vahiy anlaynn aksine Cebrail, vahiy ve Hz.
Peygamber arasndaki ilikiyi isel/rhsal olduunu savunur. Ancak, bu dncesini
Kurandan hareketle olutururken, Kurann btnln dikkate almad ve konuyla
ilgili yorumlarnn eliir bir durum arz ettii grlmektedir.

148

149
150
151
152

Fazlur Rahman. "Kur'an'n retiler Sistemi" slami Yenilenme Makaleler III, ev. Adil ifti,
Ankara Okulu Yay. Ankara 2002, s. 16.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 35.
Nur Suresi, 24/35.
Fazlur Rahman, Kuranda Allah, Evren ve nsan, s. 33.
Fazlur Rahman, slm, ev. Mehmet Da, Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay., Ankara 2000, s. 7879.

38

Fazlur Rahman vahyin ini eklini; Allah bir insanla ancak vahiy yoluyla yahut
perde arkasndan konuur. Yahut bir eli gnderip, izniyle ona dilediini vahyeder.
phesiz O, ycedir, hkm ve hikmet sahibidir153 yeti erevesinde ele almaktadr.
Fazlur Rahman bu yetten hareketle vahyin tenzili konusunda drt esasa ular:
1) Allah insanlarla dorudan doruya konumaz, Allah'n konumas
peygamberin kalbine Ruh'u gndermesiyle olur.
2) Bylelikle Ruh, Peygamber hakikati grp kelimeye dkmesini temin eder;
ancak bu, Hz. Muhammedin kendi arzusundan konutuu anlamna gelmez.
3) Ayrca Peygamber duyulan ses akustik zellikleri olan fizik bir ses deil,
gerek zihn bir ses ve fikr bir kelimedir.
4) Veya bu Ruh, vahiy elisi eklini alarak vahyi peygambere "iletir", ama vahiy
elisi nasl olursa olsun gerekte vahyi veren bizzat Allah'tr.154
Bu durumda Cebrail, Ruh, vahiy elisi kavramlarna Fazlur Rahmann ykledii
anlam, onun vahye bakn anlamamzda bize faydal olacaktr. ncelikle belirtmemiz
gerekir ki O, melek ve ruh kavramlarn dorudan konu edinmeyip vahiy perspektifinde
ele almakta ve yntem olarak da Kur'ann konuyla ilgili aklamalarndan
faydalanmaktadr.
Fazlur Rahman, Kur'an'da melek ile vahiy elisinin birbirinden farkl anlamlarda
olduundan dolay melek kelimesinin vahiy elisi iin kullanlmasn pek uygun
grmemektedir. nk ona gre Kur'an, vahiy elisini tasvir ederken hibir zaman
"melek" tabirini kullanmam, aksine devaml "Ruh" ya da "Ruhan Eli" tabirlerini
kullanmtr. Hatta Kur'anda ki bu kullanmdan dolay mrikler, Hz. Muhammed ile
kt ve zararl bir ruh arasnda iliki kurmulardr. Fakat Kur'ann bahsettii ruh; vahiy
elisi, yani Peygamberimizin "yksek veya apak ufukta" grd ve Kur'an' ona
vahiy olarak getiren elidir.155

153
154
155

ura Suresi, 42/51.


Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 159.
Fazlur Rahman, age, s. 153.

39

Kur'anda bahsi geen melekler daha ziyade; Allah'n emirlerini yerine getiren,
insanlarn yaamlarn sonlandran, Allah'n arn tutan, peygamberlere156ve cesaret
vermek iin mminlere157 gnderilen semav varlklardr. Ancak Kur'an, bu meleklerden
vahiy elileri olarak bahsetmemektedir. Yine Kur'anda geen;"Allah, emrinden olan
ruhu, kullarndan dilediine indirir"158 ve "Melekleri kullarndan dilediine, emrinden
Ruh ile indirir"159

gibi yetler, peygamberlerin kendilerine vahiy getiren Allah'n

Ruhuna mazhar olduklar sonucuna bizi gtrr.160


Bu Ruh, Kur'an da Hz. Meryemin hamile161 kalmasn salayan, Hz. Adem'in
cismani eklini aldktan sonra ona flenen, 162 Hz. say destekleyen Kutsal Ruhtur.163
te Kur'an' vahiy olarak getiren de bu Ruh'tur164: "De ki: nananlar salamlatrmak
ve Mslmanlara yol gsterici ve mjde olmak zere onu Ruh'ul-Kudus (Kutsal Ruh)
Rabbinden hak gereince indirdi".165 Ayrca Mriklerin defalarca Peygamber'e melek
inmesini istemelerine karlk Kur'an, devaml olarak vahiy elisinin Peygamber'in
kalbine gnderilen bu Ruh olduunu vurgulamtr.166
Fazlur Rahman'a gre bu yetler bizi, Hz. Peygambere bir melek gelmediini,
Hz. Peygamber'e vahiy getirenin de Kur'an'n "gvenilir ruh" diye tanmlad167 "kutsal
ruh" olduu sonucuna gtrmektedir.168 Ancak Fazlur Rahman, bu Ruhun dier
meleklerden tamamen farkl bir varlk olmadn da syler. Bu Ruh, meleklerin en
stn ve Allah'a en yakn olandr. 169 Yine Ona gre, Kur'an da melekler ile Kutsal
Ruh birka yerde birlikte ve ayr varlklar olarak zikredilmitir.170 Ayrca Fazlur
Rahman "Uyarclardan olman iin Kur'an' senin kalbine apak Arapa ile gvenilir
156
157
158
159
160
161
162
163
164
165
166
167
168
169
170

Mesela; Hz. brahim'e (Hud, 11/70) ve Hz. Lut'a (Hud, 11/81)gnderilen melekler gibi.
Fussilet, 4l/30
M'min, 40/15
Nahl, 16/2
Fazlur Rahman, age, s. 154.
Meryem, 19/17-22; Enbiya, 21/91; Tahrim, 66/12.
Hicr, 15/29; Secde, 32/9; Sd, 38/72.
Bakara, 2/87, 253; Maide, 5/110.
Fazlur Rahman, age, s. 154.
Nahl, 16/102
Fazlur Rahman, age, s. 155.
uara, 20/193
Fazlur Rahman, age, s. 155.
Tekvir, 81/19-21
Kadir, 97/4; Mearic, 70/4; Nebe, 78/38; Nahl, 16/2.

40

rh getirmitir"171 yetinden hareketle de ruhun Cebrail'le zde olduunu


sylemektedir.
Ruhu Peygamber'e gelen ve Peygamberin de alglad, zdeletii ve
iselletirdii Emrin anlalmas vahyin ne olduunu anlamada nemlidir. Fazlur
Rahman emr kavramn mahiyet ve muhteva asndan tabii emr ve ahlaki emr
olarak ayrmaktadr.
Tabii Emr: Yaratlm olan her eye, yaratlm olduundan tr, onun kendi
emri nakledilir ki bu; onun kendisine ait olan, fakat ayn zamanda onun bir sistem iinde
btnlemesini de salayan bir kanundur. Yani emr, her varln llerinin,
tutumlarnn, ynelim ve kendilerini gerekletirme rglerinin toplamn tekil eder.172
Emrin, insan dhil her eye nakledilmesini gstermek iin kullanlan terim ise
vahiy'dir.
Ahlaki Emr: Emrin insan dzeyindeki durumudur. Bu doal nesnelerinkinden
tamamen farkldr. Tabiatta emr fizik kanunlarndan dolay zorunlu olan ifade ederken,
insan davranlar alannda emrin mahiyeti ve muhtevas bir baka ekle brnmtr.
nk emr burada iradi ve ahlaki ykmllk halini alr. Bu durumda sadece yukardan
gnderilen emr olmayp, Kur'ann da sk sk belirttii gibi 'Emr'in Ruhu'dur. Bu
Allah'n insanlara yardmdr. nk Allah ile insan arasndaki 'kulluk' ilikisinin yerine
gelebilmesi iin, insana bu yardm gereklidir.173
Ksaca Fazlur Rahman, emri, Allah'n nezdinde bir vahiy kayna (Levh-i
Mahfuz), btn ilahi kitaplarn kendisinden neet ettii (Ummul Kitap), koruma altnda
olan mutlak ilahi kelm olarak grmektedir. Onun dncesinde peygambere indirilen
vahiy ise, mutlak ilahi kelmn bizzat kendisi deil 'ruhu' dur. 174
Vahiy ve vahiy elisinin ruhan olduu ve Peygamber'e nispetlerinin ise isel
olduu kanaatinde olan Fazlur Rahman'a gre, Cebrailin Peygamber ile Allah
arasndaki iletiimde nc bir somut varlk olarak kabul, Kur'an'n btn vahiy

171
172
173
174

uar, 26/193-195.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 44,59; slm, s. 82.
Fazlur Rahman, slm, s. 82; Ana Konularyla Kuran, s. 44.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 158.

41

fikrini temelden ykar. nk bu, ahlaki emri, tabii emr haline getirir ki ahlaki
sorumluluu geersiz klar.175
Fazlur Rahman'a gre vahiy, Allah'n insana emr'ini bildirmesidir. Emrin
uygulanmas iin anlalmas gerekir. Bu anlalabilirlik vahyi almada Peygamberin
anlama melekesi ile nasl bir ilikiye sahip olduu nem arz etmektedir. te bu noktada
Fazlur Rahman, Hz. Muhammed'in btn vahiy tecrbelerini anlamamza yardmc
olarak grd Mira olayn, aada yer verdiimiz yetler erevesinde
deerlendirmektedir.
Mthi kuvvetli olan ve stn akla sahip biri (Cebrail) ona (Kur'an')
retti nce kendisi yksek ufukta iken grnd, sonra aralarndaki
mesafe iki yay kadar veya daha az kalacak ekilde yaklat ve Allah'n
kuluna (Muhammed'e) vahyettiini, vahyetti. Onun (Muhammed'in)
kalbi, grdklerini yalanlamad. Hl grdkleri hakknda onunla
tartyor musunuz? Andolsun, onu (Cebrail'i) bir kez daha cennetin
yannda olduu Sidret'ul Munteha'da inerken grmt. Sidre'yi
kaplayan kaplamt Muhammed'in gz amad ve snr amad.
Andolsun, Rabbinin yetlerinden en byn grd. 176
Fazlur Rahman, Peygamberin vahiy tecrbesini anlatan bu yetlerden hareketle
u sonulara ular: Peygamberin iki farkl zamanda bandan geen olaylara iaret
edilmektedir. Bunlardan ilkinde Peygamber, Vahiy Melei'ni en yksek ufukta
grmtr ve o olaanst, adeta tahakkm edici bir gce sahip idi. Dierinde ise
Cebrail'i, sidretu'l-munteha (en uzak ufuk)da grmt. Bu her iki olayda da
Peygamber 'in ykselmesi yerine Cebrail'in indii belirtilmektedir. Her iki olay da
fiziksel ve bir yerden bir yere gidi eklinde deil, ruhan olarak cereyan etmitir.
Dolaysyla, bu vahiy tecrbeleri daha ziyade Peygamber'in uurunun ya da 'ruhibeninin genilemesini ve btn hakikati iselletirip, kendisine mal etmesini ifade eder.
Her iki durumda da de atf sonsuzluadr; bu ister 'en yksek ufuk', isterse 'en uzak
ufuk' olsun. Sz konusu olan, Peygamber'in i beninin btn varlk lemini alglayacak
ekilde genilemesidir. 177

175
176
177

Adil ifti, Fazlur Rahman ile slam Yeniden Dnmek, Kitbiyt Yay., Ankara 2001, s. 65.
Necm, 53 / 5-18.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 149-150.

42

Fazlur Rahmana gre bu son husus ayrca iki yet tarafndan da


desteklenmektedir.
Bir gece kulunu (Muhammed'i) Mescidi Haram'dan, evresini
bereketli kldmz Mescidi Aksaya yetlerimizden bir ksmn
gstermek iin, gtren Allah btn noksanlktan uzaktr.178
Andolsun o, deerli bir elinin (Cebril'in) szdr. O Eli, gldr.
Ar'n sahibi Allah'n yannda deerlidir. Orada meleklerce kendisine
itaat edilir, stelik gvenilir. Arkadanz cinlenmi biri deildir.
Andolsun, (Muhammed) onu (Cebrail'i) apak ufukta grmtr. O,
grlmeyen eyler hakknda (verdii haberlerden dolay)
sulanamaz.179
Fazlur Rahman gre burada da sz konusu olan, Peygamber'in btn ruhi-din
tecrbelerinde olduu gibi i benin topyekn varlk lemini bir defada ve tamamen
alglayacak ekilde genilemesidir. O, bu deneyimlerin ruhan olduu, tasvir edilen
nesnelerin ise madd nesneler olamayacan savunur.
Fazlur Rahman, Mirala ilgili yetlere dayanarak, vahiy sreciyle ilgili u ana
ilkelere ular:
1-Btn vahy tecrbeler temelde ruhidir.
2-Peygamber'in beni, btn hazr bulunuluuyla geniler ve hakikati isel
olarak alr.
3-Bu al ne kendisinin ne de vahiy temsilcisinin fiziksel bir gidi gelii deildir.
4-Fiziksel bir gidi-geli olmasa da 'hakikat Peygamberin znel hislerinin
tesinde akn bir kaynaa aittir.
5-Bu ruhi tecrbe 'kalp' ii olsa da, ayn anda lafza brnr.
Fazlur Rahman, "Kur'an hem tamamyla Allah Kelm'dr, hem de olaan
anlamda tamamyla Hz. Muhammedin kelmdr"

anlayn her ne kadar Kur'an

metnine dayandrsa da baka dnrlerden de istifade ettiini konuyla ilgili mstakil


almalarnda ifade etmektedir.180 zellikle h Veliyyullh'n temsil ettii slahat
178
179
180

sr Suresi, 17/1.
Tekvr, 81/19-24.
Fazlur Rahman, Vahiy ve Peygamber, slami Yenilenme Makaleler III, s. 27-34.

43

sufiliin vahiy anlay Onun vahiy yorumunda ve genel olarak hermeneutiine katks
byktr. 181
rnein h Veliyyullaha (.1176/1762) gre, dini kural ve yasalar, her zaman
bir toplumda yerleik ve yaygn olan kendi rf ve geleneklerine uygun olarak konulur.
Toplumda hali hazrda yerleik olan yapp etme tarzlarndan kt ve zararl olanlar
kaldrlrken, iyi ve faydal olanlar yerli yerinde braklr. Ayn ekilde, Lfz Vahiy de
Peygamber'in zihninde hali hazrda var olan kelimeler, ifadeler, deyimler ve slup
kalbnda ortaya kar. 182
Bu anlaya gre, denilebilir ki, anlam Allah'ndr, lafz ise Peygambere aittir.
Fazlur Rahman'a gre, bu yaklamda ciddi bir sknt vardr. Bu gr vahyin
lfzliine hakkn vermez. nk bu durumda, Allah'n Kelm'nn kelimelerinin de
ilahi olduu sylenemez. 183 Fazlur Rahman, bu noktada Hucvir'nin (. 465/1072) bu
konuda ki grn kendisine daha yakn grr. Hucvirye gre, Peygamber mana ve
kelime, arasnda bir dengeleme yapmakta, onlar "ayn anda bir araya" getirmektedir.
Bu gre gre his ve kelime ayn andadr ve tek bir btncl halin iki vehesidir.184
Fazlur Rahmann, Kur'an vahyini dier zgn bilme (iir, keif, icat)
ekillerinden ayr klan ayrt ediciliini yani Lfz Vahiy oluluunu u ifadelerle
aklamaya alr:
Kur'anin kendisi ve dolaysyla Mslmanlar iin Kur'an, Allah'n
kelmdr. Hz. Muhammed de, kendisinin vahyi Allah'tan, btnyle
Baka varlktan ald sarslmaz inanc ierisindeydi; te bu sebeple
o, bu bilincin sonucu olarak, Yahudi ve Hristiyanlarn Hz. brahim ve
dier peygamberler hakknda ileri srdkleri en esasl tarihi
iddialardan bazlarn reddetmitir. Bu "Baka" varlk u veya bu
ekilde mutlak bir yetki ile Kur'an "iml" ettirmitir. Hayatn
derinliklerinden gelen bu ses, aka, pheye yer brakmayacak bir
ekilde emredercesine konumutur. "Okuma" anlamna gelen Kur'an
kelimesi aka bu hususa iaret etmekle kalmamakta, bizzat Kur'ann
metni de birka yerde onun sadece anlam ve fikir olarak deil, szl
olarak vahyedildiini belirtmektedir. 185
181
182
183
184
185

Adil ifti, age, s.72.


Fazlur Rahman, age, s. 28.
Fazlur Rahman, age, s. 29.
Adil ifti, age, s.73.
Fazlur Rahman, slm, s. 77-78.

44

Fazlur Rahman yukardaki grne ek olarak yle der: Yaratc ameliyenin


kayna insann tesinde olsa da, srecin kendisi nemli bir derecede Peygamber'in
zihninin dhil bir unsurudur. Dolaysyla, Kur'an, sradan anlamda, onun szdr ve
psikolojik bir sre olmas bunu gerektirir. Ama kaynak ve kken kendisinin tesinde
olduu iin o, ayn zamanda Allahn Kelmdr.186
Hz. Muhammedin ahlak sezgiye dayal idraki en yksek noktasna ulap ahlak
kanunu ile aynlanca Kelm bizzat vahiyle birlikte verilmitir. O halde Kuran salt
lahi Kelm'dr, fakat ayn lde Hz. Muhammedin i kiilii ile yakndan ilikilidir.
Ancak Hz. Muhammedin Kuranla olan ilikisi, bir ses kayt cihaznda olduu gibi
mekanik bir iliki deildir. lahi kelm Hz. Peygamberin kalbinden szlerek dar
akmtr. 187
Kur'an'n ne zaman ve nasl vahyedildiine gelince, Kur'an'da da ifade edildii
zere Ramazan aynda Kadir gecesinde nazil olmaya balam188 ve bu ini yirmi
sene srmtr. Mfessirler bu olay Kur'an'n yedinci gk tabakasna bir btn olarak
indirildii, buradan da vesileler olutuka yetler hlinde gnderildii eklindeki
yorumlamlardr. Fazlur Rahman ise Kur'an'n toptan dnya semsna indirilmesini,
"nve olarak indirilmitir" eklinde yorumlamaktadr. Dnya semasn da Peygamber'in
kalbi olarak algladndan nve olarak Peygamber'in kalbine indirilen Kur'an,
vesileler ortaya ktka tedric olarak nazil olmutur, eklinde aklamaktadr.189 Yani
bu durum, vahiy ruhunun potansiyel ve topyekn vahiy olarak Peygamber'in zihniyle
irtibat kurmas manasna gelmektedir. 190
Yukarda

aklamaya

altmz

Fazlur

Rahmann

vahiy

anlayn

zetleyecek olursak: Allah, Ruhul Emrini Peygambere gnderip, onda bir meleke
oluturmutur. Bu, Peygamberin bilincini, zihnini, kalbini, i benini geniletti.
Bylelikle Peygamber, ilahi lem ile kalbi bir balant kurmu ve Emrin Ruhu'nun
kendisinde oluturduu idrak ile klli ahlaki buyruklar anlam oldu. Peygamberin
Emrin Ruhu ile ilikisi son derece canldr bundan dolay kendiliinden konumaz,
186
187
188
189
190

Fazlur Rahman, agm, s. 31.


Fazlur Rahman, slm, s. 80.
Kadir Suresi, 97/ 1-5; Bakara, 2/185; Duha 44/3-6.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 163.
Arpagu, age, s.183.

45

Onun syledii eyler Allah'tandr. Emrin Ruhu ile irtibat kurduu iin, onda
his/anlam, kelime ve davran bir anda oluur ve birbirinden ayrlamaz. Bundan dolay
Kur'an hem Allah'n Kelm, hem onun szdr.
Fazlur Rahman, daha ncede belirttiimiz gibi melek ve ruh kavramlarn vahiy
perspektifinde

ele

almakta

ve

yntem

olarak

da

Kur'ann

konuyla

ilgili

aklamalarndan faydalanmaktadr. Ancak onun bu konuda yapt yorumlar bazen


eliir ve mulak bir durum arz eder. rnekleyecek olursak:
Bir eserinde Fazlur Rahman; Bu yzden Peygamberimize vahiy iin melek
gnderilmedii kesindir. Zira Ona vahiy, Gvenilir Ruh (Ruhu'l-Emin) olarak da tasvir
edilen Kutsal Ruh (Ruhu'l-Kudus) tarafndan getirilmitir191 derken baka bir
yazsnda; Onlar (Peygamberler) sadece vahyin alcsdrlar. Allah hibir zaman insana
dorudan konumaz; ya ona bir melek eli gnderir, ya bir ses iittirir veya ilhamda
bulunur192 demektedir. Yine baka bir yerde; te bu Ana Kitabn veya Emrin z,
Ruh veya Kutsal Ruh'tan gelmektedir ve peygamberlerin kalbine giderek vahyi teslim
etmektedir veya Ruh buradan Allah'n emriyle melekler tarafndan peygamberlerin
kalplerine indirilir193 eklinde birbiriyle elien ifadeler kullanmaktadr. Bu da
konunun anlalmasn zorlatrmaktadr.
Fazlur Rahman, Kurandan hareketle melekleri tanmlarken, Hac Suresi 75.
yeti dikkati nazara almad grlmektedir. nk bu yette Allah meleklerden de
eliler seer, insanlardan da. phesiz Allah hakkyla iitendir, hakkyla grendir
denmektedir. Bu yeti Tberi yle yorumlamaktadr: Allahn peygamberlerine vahyi
iletme vb. iler iin meleklerden eliler setii gibi, kullarna kendi emir ve yasaklarn
tebli etmek zere insanlardan da eliler grevlendirdii ve her eyin bilgisinin kendi
katnda mevcut olduu belirtilmektedir.194 Kuran anlama noktasnda btncl bir
yaklam savunan Fazlur Rahman, gelenei bu konuda parac-lafzc olmakla
sulam,195 ancak kendisi melek konusunda eletirdii konuma dmtr.

191
192
193
194
195

Fazlur Rahman, age, s. 155.


Fazlur Rahman, Kurann retiler Sistemi, s. 19.
Fazlur Rahman, age, s. 158.
http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#22:75.
Fazlur Rahman, slam ve adalk, ev. Alparslan Akgen, M. Hayri Krbaolu, Ankara Okulu
Yay., Ankara 1999, s. 74.

46

Ayrca Fazlur Rahman, Hz. Peygamber'e vahiy getirenin melek olmadn


ispatlamak amacyla " Dediler ki: Bu ne biim peygamber ki yemek yer, arda,
pazarda dolar. Ona bir melek indirilseydi de bu onunla beraber bir uyarc olsayd ya!
196

" yetini delil olarak kullanmas, melek konusunda zorlama bir yaklam sergilediini

gstermektedir. Fazlur Rahmann bu yaklam, onun, Kuran yetlerini kendi


dncesini destekleyecek mahiyette yorumladn gstermektedir.
Kuran- Kerimin, zellikle gaybi konularda tasvir edici olmaktan ok insann
tutum ve davranlarn belli bir hedefe ynlendirmeyi amaladn savunan ve
Kuran da bu erevede yorumlamaya alan Fazlur Rahman, bu konuda ayn
yaklam sergileyememitir.
Fazlur Rahman, Ruhu, Peygamber'in kalbinde oluan ve ihtiya olduu zaman
vahiy ekline dnen bir meleke olarak yorumlanabileceini sylemitir.197 Ancak
Fetreti vahiy srecindeki Peygamberin haleti ruhiyesini, fk hadisesi sonras
Peygamberin vahyi beklemesini ve Peygamberin hatalarndan dolay vahiy yoluyla
uyarlmasn bu durumda nasl aklarz?
3.1.3. Vahyin Teblicisi: Peygamber
Fazlur Rahman'a gre peygamber gndermek Allah'n rahmetinin bir gerei ve
insandaki ahlk idrak ve davran eksikliinin bir sonucudur. Peygamberler, hassas ve
yklmaz kiilikleri ile ilah teblii sarslmadan ve korkusuzca ilan etmilerdir. Onlar,
insanlar uyuukluk ve dk ahlk gerilimden, Allah' Allah, eytan da eytan olarak
aka grebilecekleri teyakkuz durumuna geiren ve vicdanlar silkeleyerek uyandran
olaanst ahsiyetlerdir.

198

nk Peygamberler insanlarn kalplerinde var olan ana

szlemeyi (kl bel) hatrlatmak ve ona kulak vermelerini salamak zere seilmi
mstesna kiilerdir.
Allah'n insanlara gnderdii eliler hakknda Kur'an'da "neb" ve "resul"
terimleri kullanlmaktadr. Fazlur Rahman, Kur'an'da, baz elilerin hem nebi hem de
resul olarak adlandrld yetlerden hareketle kesin bir ayrma gitmenin biraz zor
196
197
198

Furkan, 25/7.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 157.
Fazlur Rahman, age, s. 133.

47

olduunu sylemektedir. Bu iki terimin birbirinden farkl veya birbirinin yerine geecek
ekilde

kullanlmas,

Kurann

bu

kavramlarla

ilgili

verdii

malmattan

kaynaklanmaktadr. Sonu olarak Fazlur Rahman, neb ve resuln insanlar doru yola
iletmekle grevli Allah'n elileri olduunu sylemektedir. 199
Kurandan hareketle peygamberlik kurumunu evrensel bir olgu olarak gren
Fazlur Rahman, Kuranda ad zikredilmemi bile olsa dnyann her tarafna Allah'n
peygamberler

gnderdii

kanaatindedir.200

Bu

peygamberler

ncelikle

kendi

kavimlerine gnderilmekle beraber ilettikleri tebli sadece o yreye ait deil, evrensel
bir nitelie sahiptir. Onun iin btn insanlar, ona inanmak ve sylediklerini takip
etmek zorundadr. Bu durumu Fazlur Rahman, peygamberliin blnmezlii olarak
ifade etmektedir.201 Bundan dolay Kur'an, Mslmanlardan tm peygamberlere
inanmasn istemektedir.
Fazlur Rahmana gre peygamberlerin nce kendi halklarna gnderilii, evrenselliinin temel tadr. Bir peygamber evvela kendi halknn desteini alp baarl
olduktan sonra, retiyi dier toplumlara ve zamanlara temil edilebilir. Bundan dolay
peygamberler, mesajlarnn yaygnlk kazanabilmesi iin gereken her eyi yapmakla
ykml klnmlardr. nk onlar dnyada iyinin hkimiyetini tesis etme adna
baarl olmak zorundadrlar.202
Peygamberlerin tamamnn bir olan Allah'a davet etmi olmalar dinde gelime
olmad anlamna da gelmez. nk nbvvetin balangcndan Hz. Peygamber'e
ulancaya kadar din bilinte bir tekml yaanmtr. Bu da her peygamber ve
kitabnn kendi artlar iinde deerlendirilmesinin doru olduunu ortaya koymaktadr.
Dolaysyla sonra gelen bir toplumun kitabyla, gemiteki bir kavmi yarglamak
yerinde bir davran deildir.203 Ayn zamanda btn peygamberler de bir deildir ve
aralarnda derece farklar vardr. Nitekim Kur'an da "ite biz, o elilerden kimini,

199
200
201
202
203

Fazlur Rahman, age, s.135-136.


M'min, 40/78; Nisa, 4/164
Fazlur Rahman, age, s. 133.
Fazlur Rahman, age, s. 138.
Fazlur Rahman, Allahn Elisi ve Mesaj, Allahn Elisi ve Mesaj Makaleler I, ev. Adil ifti,
Ankara Okulu Yay. Ankara 1997, s. 47.

48

kiminden stn kldk"204 anlamndaki yetle konuya k tutmaktadr. Btn


peygamberler ayn esaslar tebli etmilerdir. Bu esas, btn kulluk ve ibadete layk
olan ve nihai olarak sevilen ve korkulan yalnz kendisi olan bir tek Allah'n var olduudur. Dier btn mahlkat ise Allah'n kuludur ve zorunlu olarak O'nun kanun ve
emri altndadr. Bu, Kur'an'n "Tevhid" veya monoteism grdr. Bu gr olmadan
slam dnlemez.205
slam'a gre ilah tebli, zincirin son halkas Hz. Muhammed ile sona ermitir.
slam'dan sonra etkili ve kll bir din hareket olmamas bu durumu teyit etmektedir.
nsanln ahlaken olgunlamas, devaml lah Kitaplardan zellikle en son lah Kitap
olan Kur'an'dan hidayet aramasna baldr. Ayrca insanlk, ilahi hidayetten uzak olduka olgunlamam demektir. lahi hidayetin anlalmas seilmi' kimselere bal
olmayp toplu bir ilev halidir.
Dier taraftan Hz. Muhammedin en son peygamber olmas ve Kur'an'n en son
vahiy olmas, Mslman olduunu ileri srenlere aka ok ciddi bir sorumluluk
yklemektedir. Byle bir iddia ileri srmek bir imtiyaz olmaktan ziyade bir
sorumluluktur.206
Fazlur Rahman nbvvetin vehb olduunu, ancak Peygamber'in kendi gayret ve
kapasitesinin de etkisinin bulunduunu belirtmektedir. Nitekim nbvvetin vehb
olduunu sylemek, nbvveti din ekilde ifade etmek anlamna gelirken, Hz.
Peygamber'in kabiliyet ve kapasitesinden bahsetmek de nbvvetin tabi aklamasn
oluturmaktadr.207 Fazlur Rahman bu meseleyi u ekilde izah etmektedir:
"Bu durum, tabi terimlerle ifade edilecek olursa, diyebiliriz ki Hz.
Muhammed kendini -uurlu olmasa da- peygamber olmak iin
hazrlad. nk doutan onda insanlarn karlatklar ahlk
kntlere kar yksek bir duyarllk vard. Bu duyarllk, onun
Allah tarafndan ok kk yata yetim braklmasyla daha da
ykseldi... Fakat peygamberler, kendi ftr kabiliyetlerini baka bir
insann gelitireceinden fazla gelitiremezdi. Onun iin btn tabi

204
205
206
207

sra, 17/55.
Fazlur Rahman, , age, s. 137.
Fazlur Rahman, , age, s. 135.
Arpagu, age, s.201.

49

faktrler tek ve gl bir gayeyi gsterecek ekilde birleirse btn o


tabi faktrler gerisin geri Allah'a affedilmelidir." 208
Fazlur Rahmana gre nbvvetin nemli hususlarndan biri de; peygamberlerin
kalplerinin eyay normal insanlarnkinden daha farkl bir ekilde grmelerini ve
bilmelerini salayan nurla dolu olmas ve bu halleriyle de onlarn, olaanst bir gcn
alclar konumunda bulunmalardr. Ayrca bu gcn, insanln hayatna yn vermek
ve yaaylarn deitirecek davran tarz semelerini salamak gibi bir vasf da vardr.
Sz konusu gcn, temsilcisi ve teblicisi olan peygamberlere etkisi ise ok daha derin
ve kapsamldr.209
Fazlur Rahman'a gre peygamberin kiilii ilh irade ve emrin en byk aracs
olmas hasebiyle insanlar arasnda mstesna bir yere sahiptir. Ancak Peygamber ayn
zamanda bir beerdir ve beere ait niteliklere sahiptir. Hz. Muhammed de, nbvveti
sresince bunun aksine bir ey sylememi ve insann tanrlatrlmamas gerektii
hususunda Mslmanlar uyarmtr.
Hz. Muhammed ve dier peygamberlerin insani ynn vurgulayan yetler210
Fazlur Rahman'n peygamberlerin durumu ve konumuyla ilgili izahnda nemli bir yere
sahiptir. lgili yetlere bakldnda peygamberlerden her zaman melek misali tutarl ve
tek dze hareket etmesi beklenmemektedir. nk peygamberler insan olarak tm
insanlk iin bir model olduklarndan insanlarda vuku bulacak tabi hllerin onlardan
sdr olmas da gayet doaldr. Bununla birlikte peygamberler kendi ilerinde devaml
mcadele eden kimselerdir ve sz konusu mcadelelerinde onlarn hakikat ve fazilet
taraflar her zaman daha ar basmaktadr. ayet onlar kendi ilerinde mcadele etmeyip
nefislerinden

gelen

zorlamalara

kar

baarl

olmasalard,

insanlara

rnek

olamazlard.211
Geleneksel ilm literatr incelendiinde, Hz. Peygamber'in hayatyla ilgili olarak
verilen bilgiler iinde, onun i dnyasyla alkal herhangi bir yaklamdan bahsetmek
neredeyse imknszdr. Oysaki Kur'an'a ve hadislere bakldnda onlarda bu anlamda
birok malmata rastlamak mmkndr. Nitekim Kur'an, vahyin teblii srasnda
208
209
210
211

Fazlur Rahman, age, s. 147-148.


Fazlur Rahman, age, s. 158.
l-i mrn 3/79; brahim 14/11; el-Kehf 18/110; el-Enbiy; 21/34; Fussilet 41/6; el-sr 17/93-94
Fazlur Rahman, age, s. 145.

50

Peygamber'in bana birok olumsuz olay gelmesine ramen onun, bu konuda baar
midini yitirmedii gibi idrakini kaybetmediini de sylemektedir. Siyer kitaplar ise
tebli srasnda Peygamber'in yaad i tecrbeye deinmeksizin onun dorudan hayat
hikyesinden bahsetmeyi yelemitir. Ancak onun yaad i tecrbenin dikkate
alnmamas, hikye edilen eylerin tabi olarak birbirinden kopuk d olaylar hline
gelmesini salamtr.212
Fazlur Rahman gre, ilk inen yetler Peygamber'in dnceli, yumuak huylu,
nzik, ekingen bir kiilie sahip olduunu ortaya koymaktadr. Ancak sz konusu
sknet hli Onun kendi toplumunun karsnda durmasna ve ilahi mesaj cesaretle
ilan etmesine engel olmamtr. Nitekim ilk nazil olan yetler, Onun haleti ruhiyesine
uygun olarak volkanik patlamalar ya da kk bir gedikten akmaya alan geni bir
nehir gibi birden deien, kesin, olduka ksa ve z ifadeler eklinde olmas da bu
durumu gayet gzel aklamaktadr.213 Peygamberde sakin ve ekingen kiiliin
yannda, ok kararl bir iradenin bulunduunun da altnn izilmesi gerekmektedir. Bu
irade sayesinde temel meselelerde en ufak bir tavizde bulunmayp karsna kan
zorluklar iddetle reddetmitir. Bunun yannda O, olduka zor olan tebli grevini
stlendiinden devaml bir nefis muhasebesinde de bulunmutur. Nitekim Peygamber'in
bu hli de tm insanlk iin rnek olabilecek bir durumdur. Kur'an da bunu, insann
devaml olarak iinde bulunmas gerekli ideal ahlk bilinci olarak sunmutur.214
Fazlur Rahman, peygamberlikle ilgili bir dier konu olan mucizeyi, Kur'an'da
oka zikredilen "yet/iaret" kavram zerinden aklamaya almaktadr. "yet"
kavram Kur'an'da "Allah'n iaretleri" anlamnda kullanlmaktadr. Fakat Kur'an kendi
yetlerinden "tebyn'l-yt" eklinde bahsetmektedir. Bu da Allah'n yetlerinin
aklanmas demektir. "yet" kelimesi Kur'an yetleri iin kullanld zaman genellikle
onun yetlerinin okunmas zerinde durulmakta veya bunlarn "ytun beyyint/ak
yetler" olduu ifade edilmektedir.215
Kendinden teye baka bir varla, yani yaratcya iaret eden bu kavramn
anlalmasnda Fazlur Rahman, iki noktann gz nnde bulundurulmas gerektiini
212
213
214
215

Arpagu, age, s. 203-204.


Fazlur Rahman, age, s. 140.
Fazlur Rahman, slam ve adalk, s. 69.
Fazlur Rahman, age, s. 122.

51

syler. Birincisi, her ne kadar ilevsel adan yet, akl erevesinde izah edilebilir bir
kavram olsa da, aslnda aklla ispatlamann yannda imann fonksiyonuna ihtiya vardr.
Kur'an, yet ve sreleriyle bir btn olarak mucize olmakla birlikte, onun bu
fonksiyonunun hayata geebilmesi iin "akl-kalb" bir tavr gereklidir. yetin
anlalmasnda gz nnde bulundurulmas gereken ikinci nokta ise, "iaretlerin",
zellikle tabiatst iaretlerin sihir ve byyle kartrlmamasdr. Olaansty ifade
etme asndan mucize ile bynn ilk bakta birbirlerine benzer ynlerinin bulunduu
sylenebilse de ama, oluum ve etki asndan mukayese edildiinde mucize ve
bynn birbirinden olduka farkl olduklar grlmektedir.216
Mrikler, Hz. Peygamber'den nceki peygamberler gibi iddiasn destekleyecek
mucizeler gstermesini istediklerinde, Kur'an Peygamberin mucizelerinin deiik
ekillerde olduunu iaret etmektedir. Tm tabiat olaylar, karada ve denizde meydana
gelen eitli olaylar ve insann akl, Allah'n varlna iaret eden hakik iaretler
arasnda yer almaktadr.217
Bundan baka Kur'an, tm ihtiamyla yaratlan tabiat yannda vahiy yoluyla
gnderilen Kur'an yetlerinin de birer mucize olduunu ifade etmektedir.218 Dolaysyla
Kur'an, vahiy ile tabiat arasnda paralellik olduunu ve bunlarn her birinin Allah'a
iarette bulunduunu ortaya koymaktadr. Ancak insanlar, tabiatn normal almasyla
ikna olmayp tabiattaki dzen ve almann doal nedenlerden kaynaklandn
dnmlerdir.219 Bu amala Allah bazen doal nedenlerin yeterliliini geici olarak
askya alm veya ynlerini deitirmitir. Dehete drc sel, frtna, deprem gibi
hususlar, insanlarn geri dnmeyecek ekilde kt yola sapmalar hlinde Allah'n onlar
iin ngrd allmn dndaki iaretlerdir. Hz. brahim'in atee atldnda atein
souyup emniyetli hle gelmesi ve Hz. Musa'nn asasnn ylana dnmesi gibi tabiatn
akna zt iaretlere ise "tabiatst mucize" denilir. Bu tr mucizeler, Peygamberlerin
doruluunu ve vahyin shhatini desteklemek zere Allah'n izniyle ortaya konmu
hdiselerdir.220

216
217
218
219
220

Fazlur Rahman, age, s. 120.


Fazlur Rahman, age, s. 117-118.
Bakara 2/23; Yunus 10/38; Hud 11/13; sra 17/88; Tur 52/33-34; Fazlur Rahman, , a.g.e. s. 165.
Fazlur Rahman, age, s. 118-119.
Fazlur Rahman, age, s. 119.

52

Fazlur Rahman, tabiatst mucizenin sebebi hikmetini, insanllarn tabi


iaretlerden hareketle Allah'n varln bulamamalarna ve olaylarn oluumunu sradan
doal nedenlere dayandrmalarna balamaktadr. Normal artlarda insanlar tabi
iaretlerden hareketle Allah'n varlnn farkna varamazlarsa Allah da doal nedenleri
geici sre kaldrarak tabiatst mucize gsterir. Bu gibi durumlarla karlaan insanlar
da ister istemez olaylarn doal nedenlerinin tesinde gerek failin Allah olduu
bilincine varrlar.
Kur'an, Mekkeliler ve Yahudilerin Hz. Peygamber'den nceki peygamberlere
verilen tabiat-st mucizeler gstermelerini beklediklerini haber vermektedir. Ayrca
Hz. Peygamberin kendisine bu tip mucizeler verilmemesinden dolay kayglandn da
biliyoruz.221 Ancak Kur'ann buna tavr olumsuzdur. nk Kur'an, nceki kavimlere
istedikleri mucizeler gnderildii hlde bunlarn onlara yetmediini ve onlarn
peygamberlerini inkr etmeye devam ettiklerini haber vermektedir. Fazlur Rahmana
gre Hz. Muhammed, Mekkeliler ile Yahudilerin istedikleri tabiat-st mucizeleri
onlara gstermi olsayd -gemi tarih tecrbeden rendiimize gre- onlar yine de
inanmazlard.222 Bununla birlikte Hz. Peygamber'in nceki peygamberler gibi tabiatst mucizeler gstermemesinin bir dier sebebi; bu tr mucizelerin gncelliini
kaybetmi olmalardr.223
Fazlur Rahmann bu konudaki grlerini zetleyecek olursak: Allah'n
rahmetinin bir gerei ve insandaki ahlki idrak ve davran eksikliinin sonucu olarak
peygamberlik zorunludur.224 Peygamber yol gsterici olmas gerei iyi ve kty hem
hedefler olarak, hem de somut davranlar olarak rnekler. Ancak bu hedeflerin
rneklendirilmesi Peygamber'in i kiilii ve toplumsal artlar ile yakndan ilgilidir.
Bununla birlikte Peygamberin ileriye dnk bir yol izme asndan baarl olmas
zorunludur. Baarl olmak iin evvela kendi halkn inandrmas gerekir. O, halkn
inandrmak iin Allah'n kendisine bildirdii ideal emirleri anlamas ve bunlar kendi
halknn snrlarn hesaba katarak ifade etmesi ve uygulamas gerekir. Btn bunlar

221
222
223
224

En'm, 6/33-35
Fazlur Rahman, a.g.e. , s. 128; En'm, 6/7; Al-i mran, 3/183,184.
Fazlur Rahman, a.g.e. , s. 129.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, s. 38-39,133.

53

Allah ile Peygamber arasnda ok yakn bir ilikinin olmasn gerektirir. Bu iliki hibir
zaman harici bir iliki olamaz, daha ziyade ruhsal veya isel bir ilikidir.225
3. 1. 4. Vahyin Muhatab: nsan
Fazlur Rahman "insan nedir?" sorusunun cevabn Kur'an'n insana ynelik
tahlilleri nda yapmaktadr. nsan tabiatn ortaya koyan Kur'an yetlerini byk bir
titizlikle inceleyen Fazlur Rahman, bu konuda Kur'an'n grn bir btn olarak
ortaya koyma abasndadr.
nsan dier yaratlan varlklar gibi Allahn yaratt tabi bir varlktr. nsan ile
tabiat arasndaki esas fark, tabiata gelen emirlerde itaatsizlie izin verilmeyiinde,
insana olan emirlerin ise, insann, seim yapmasnn ve zgr iradesinin dikkate
alnmasndadr.226 Onun iin tabiatta, tabi emir olanlar; insanda ahlk emir olur. Bu
durum insana, yaratl dzeyinde esiz bir yer verir ve ayn zamanda sadece takva ile
altndan kalkabilecei esiz bir sorumluluu da ona ykler.227
slam dncesinde zellikle Gazali sonrasnda gelenekselleen; insann ruh ve
beden gibi iki ayr cevherden meydana geldiini syleyen anlayn aksine Fazlur
Rahman, bu grn Kur'an'da bulunmadn ve insann ruh-beden olarak bir btn
olduunu, bunun Kur'an anlayna daha uygun olduunu savunmaktadr. Fazlur
Rahman'a gre, madd ve manevi yn olan insann, madd ynnn 'beden'; manev
ynn ise 'ruh' temsil etmektedir. Fakat bu ynler bir btndr. Kur'an'a gre de Allah
insan bu ekilde yaratmtr. Kur'an'da zikredilen yetlerde Allah, insana ruhunu
flediini buyurmaktadr.228 Buradaki ruh kelimesi nefs deildir.229
Fazlur Rahman'a gre, insann yaratl, insan iin ahlak alannda ezel bir
mcadele ortam oluturmutur. Hz. demin yaratlmas ile eytan (blis) ortaya km
ve insan kt davranlara saptran bir varlk olmutur.230 eytandan ve ktlklerden

225
226
227
228
229
230

ifti, Adil, , a.g.e. , Ankara, 2001, s. 61.


Fazlur Rahman, age, s. 49-51.
ifti, Adil, , a.g.e. s. 210.
Secde Suresi, 32/9; Hicr, 15/29; Sad, 38/72.
Fazlur Rahman, age, s. 50.
Bakara, 2/34,36; Kehf, 38/50

54

saknmas iin Allah, insana doru bir ftrat vermitir.231 nsana den, bu ftrat
bozmamak ve onun varolu gayesine uygun davranmaktr. Ancak bunu baarmak iin
insann ok dikkatli ve mteyakkz olmas arttr. Zira insann alalmas, bencillemesi
ve arzularnn esiri olmas, pek fazla aba gerektiren eyler deildir. Hlbuki bunlarn
ztt olan faziletleri elde etmek daha fazla gayret gerektiren zelliklerdir. Bu yzden
alalmak, faziletin zirvelerine ykselmekten daha kolaydr. Onun iin, ahlak
mcadelede ve ftrata uygun davranmada Allah'n yardm ve destei ok nemlidir.
Allah'n yardm ise, insann samimiyetine ve yapt mcadelenin younluuna
baldr.232
nsan, gklere ve dalara teklif edilen Emaneti233 bunlar stlenemedii halde
stlenebilme cesaretine sahip bir varlktr. Eer insan, bu Emaneti gerei gibi korur ve
bylece davranabilirse, o zaman yeryznde Allah'n Halifesi olma liyakatini
gstermi olur. Fazlur Rahman'a gre, Kur'an'n burada emanet olarak adlandrd ar
yk, Kur'an adalet ve ahlka dayal sosyal bir toplum dzeni kurma grevidir. Nitekim
insan da bunu gerekletirebilecek bir kabiliyette yaratlmtr. Ancak insan, bu grevini
unutup bir gaflet iine dmekte ve kendi nefsine zulmetmektedir. Hlbuki insan, bu
grevini yapacana dair Allah'a sz vermitir.234 Bu szn anlam, insann ftratna
uyarak yaamas demektir.235
nsann, yeryznde Allah'n halifesi sfatnn gereini yerine getirebilmesi iin
hr iradeyle donatldn savunan Fazlur Rahman, insan hrriyeti konusunda cebriyeci
bir anlay reddetmektedir. Bu anlay savunmak yalnz Kur'an'n tmn reddetmek
deil, ayn zamanda bizzat temelini yok etmek demektir. Ayrca Fazlur Rahman,
ortaa Mslmanlar arasnda gl bir cebriye anlaynn kaynan, dardan gelen
yabanc etkiler yannda insan iradesini reddeden bir tutum iinde olan E'arilik ve
kadercilik anlay ile yorulmu sfi anlaylarda bulur.236

231
232
233
234
235
236

Rum, 30/30; /Tn, 954-6; ems, 91/7-10


Fazlur Rahman, age, 52.
Ahzap, 33/ 72.
A'rf, 7/172-173
Fazlur Rahman, age, s. 51-52.
Fazlur Rahman, age, s. 58-59.

55

Fazlur Rahmana gre, Kurandaki: Allah kalplerini mhrledi ve gzlerini


kr, kulaklarn sar yaparak gerei iittirmedi gibi ifadelerin tasvir edici bir anlam
vardr. Ancak bu ibarelerde ncelikli olan, onlarn kesin psikolojik bir amalarnn
olmasdr. Bu da insann gitmekte olduu yollarn ynn doru tarafa evirmektir.
nk Kur'an, sadece tasvir edici olmayp asli ilevi ynlendirici olmasdr. Kur'an
tebliinin hem muhtevas, hem de tebliin anlatld eklin ihbar gc, insan sadece
haberdar etmek iin deil, insan mizacn deitirmek zere dzenlenmitir. Onun iin
ifadelerinin psikolojik etkisinin ve ahlk ynlendirmesinin ncelikli bir rol vardr.237
Fazlur Rahman'a gre insann btn kt hasletlerinin kt temel gszlk,
Kur'an tarafndan zfiyet veya zihin darl olarak belirttii haldir. Kur'an, insann bu
zaaflarn ok tekrar etmitir. Bunun sebebi ise, insan bu zaaflara kar uyank tutmak
istemesidir. Zira insann gururu, mitsizlii, istikrarszl, evkinin krlmas hep bu
zafiyetten kaynaklanmaktadr. Ayrca insann kendini yok eden bencillii, her zaman
tuzana debilecei hrs, aceleci ve telal davran, kendine olan gvensizlii ve
kendini mahveden korkular yine bu zafiyetinden kaynaklanr.238 te Fazlur Rahman'a
gre, Kur'an'n belirledii insan anlaynda, kendi zaaflar ierisinde ktle kayma
ile Kur'an'n gsterdii yolda iyilie ynelme arasnda ok nazik ve ince bir denge
vardr ki, bu dengenin bozulmasn Kur'an, Allah'n snrlarn ama olarak
tanmlamaktadr.239 Bu denge, ayn zamanda orta yol olan 'vasat'tr. Bu vasat, yani orta
yol veya Kur'an'n daha belirginletirdii bir terimle srat- mstakim dir. Yeknesaklk
ve monotonluk demek deil, aksine kendini devaml yenilemeyi ve gelitirmeyi
gerektiren ahlak bir abadr. Dier taraftan, btnlemi ahlk davrantaki bu gayet
ince dengeye Kur'an, takv adn vermitir.240
Fazlur Rahman'a gre Kur'an'daki en nemli ahlaki kavram olan takva terimi;
genellikle Allah korkusu olarak tercme edilmektedir. Bu ekildeki bir tercme yanl
olmamakla birlikte, takvann tam karl deildir. nk Allah korkusu, kaprisli bir
diktatr veya gaddar bir idareciyi artrdndan zihinlerde yanl izlenim
brakmaya msaade etmektedir. Aslnda takvadaki korku unsuru ok girifttir. Terime
237
238
239
240

Fazlur Rahman, age, s. 58.


Fazlur Rahman, age, s. 61.
Bakara, 2/187
Fazlur Rahman, age, s. 66; Alparslan Akgen, Fazlur Rahmann Hayat, Grleri ve Eserleri,
slam ve adalk, s. 21-22.

56

hakkn verecek tek tercme de sorumluluk endiesi/korkusu eklindedir. ayet bir


kimse Allah korkusuyla, gerek bu dnyada gerekse hirette hareketlerinin douraca
kt sonulardan korkmay kastederse, bu kavrama doru anlam vermi olur. nk
hem bu dnya hem de br dnya iin sorumluluk hissinden kaynaklanan korku, sz
konusu kavram karlamaktadr. Takva kavramn Kur'an'daki yaygn kullanm ahlk
bir anlam tamaktadr: Ahlk bozulmaya kar uyank olma' veya 'kendini Allah'n
cezasna kar koruma manalarna gelmektedir. Bu da takvann kiinin kendini ve
davranlarn, zararl ve kt neticelerden koruyabilme amacna matuf olduunu
gstermektedir. Snrlar amaya engel olma eklindeki bu niteliinden tr takvann,
insan herhangi bir yanl yaptnda onu derhal tvbeye ynelmesine sebebiyet verecek
bir kontrol mekanizmasna sahip olduu anlalmaktadr.241
nsann ahlk sorumluluklar dikkate alndnda, Kur'an'n insan, ayn
zamanda toplumsal bir varlk olarak tanmladn kabul edebiliriz. Zira insan
davran, takv veya srat- mustakim gibi Kur'an kavramlar asndan ancak
toplumsal bir ortamda anlam kazanr. O halde, Kur'an'n insan, kendini toplumdan
soyutlayamaz. Onun sadece kendine kar deil, ayn zamanda iinde bulunmas gereken toplumuna kar da ahlk ve din grevleri vardr. Peygamberimizin bir daha asla
Hira maarasna dnmemesi bu nedenledir242. nk O, kendi toplumu iin bu ahlkdin grevi gerekletirmek durumundayd; Fazlur Rahman buna, "Allah uuruna dayal
ahlak sosyo-politik bir dzen (toplum) kurma" demektedir.243
Fazlur Rahman'n Kur'an'dan karmaya alt toplum anlayna gre, bir
toplumun ykselii ve k baz temel ahlk ve dini itici glere baldr. Bu itici
gler, kaynaklarn, Kur'an'da tahlil edilen insan ftratnda almaktadr. O halde dinahlk itici gler, insan ftratna en uygun kalknma ve ykselme ilkeleridir. nsan
ftratna uymayan ilkeler, baarszlkla sonulanmaya mahkmdur. Bu durumda, dinahlk itici gler bir topluma ne kadar hkim ise, kalknma ve ykseli de o kadar

241

242
243

Fazlur Rahman, Kur'an'n Baz Temel Ahlki Kavramlar Allahn Elisi ve Mesaj-Makaleler I, s.
10-19.
Fazlur Rahman, agm, s. 33.
Fazlur Rahman, agm, s. 19-20.

57

hzldr. Bu durumda, kalknmak ve ykselmek isteyen slam toplumlar, bu din-ahlak


itici gleri Kur'an'dan karp amza gre yeniden yorumlamak zorundadr.244
Fazlur Rahman'n insanla ilgili verdii bilgilerin temelinde Allah-insan ilikisini
esas ald grlr. Hatta onun dnce sisteminin ana merkezinde bu ilikinin yer
aldn sylemek mmkndr.245 nk ona gre: Allah'n dndaki her ey O'na
bamldr, buna metafizik lem ve ahlk yn olan tabiat da btnyle dhildir. Allah,
btn kudreti ve yceliiyle beraber temelde sonsuz rahmet sahibidir. Bu iki temel de
Allah ile insan arasnda zel bir ilikiyi gerektirir ki o da kul ile kulluk edilen arasndaki
iliki eklindedir. Sz konusu ba ve kul olma, bulunduu yerde kalmayp insann dier
insanlarla uyumlu ilikiler gelitirmesine de sebebiyet verir. Bu nokta Allah'n,
mutlak olarak varln merkezinde bulunduunu ortaya koymaktadr. Ancak hakikatin
dier cephesinde de Kur'an'n ana hedefinin dorudan Allah deil, insan ve insann
davranlar olmas meselesi bulunmaktadr.246
3.2.- FAZLUR RAHMANIN VAHY ANLAYIININ BR SONUCU
OLARAK KURANA YAKLAIMI
Fazlur Rahman, gnmz Mslmanlarnn ihtiyalarna cevap verecek nitelikte
ve onlarn anlam dnyasn aydnlatacak bir Kuran yorum birikimine sahip
olunmadn, buna neden olarak da klasik dnem mfessirlerinin Kur'an' bir btn
olarak ve sistematik bir ekilde ele almamasn gsterir. Bunun sonucunda gnmz
Mslmanlar Kur'ann ngrd hayat iin lzumlu ve anlaml olan etkin bir dnya
grnden habersizdirler. Fazlur Rahmana gre, Mslmanlarn Kur'an'n manasn
bir btn olarak anlayabilmesi iin onlara yardmc olacak bir yorum teorisine
gereksininim duyulmaktadr. Bu yapld takdirde Kur'an'n kelm, ahlak ve ahlakihukuki ksmlar birlemi bir btn olacaktr.247
Fazlur Rahmana gre Kur'ann vahyedili ekline bakldnda o herhangi bir
"kitap" gibi bir btn halinde formle edilmi deildir. nk Kur'an, Hz. Peygamber'e

244
245
246
247

Akgen, Fazlur Rahmann Hayat, Grleri ve Eserleri s. 24.


Arpagu, age, s.118.
Fazlur Rahman, a.g.e. s. 31.
Fazlur Rahman, Kur'an' Yorumlama, ev. Osman Tatan, slmi Aratrmalar Dergisi, Ankara
1987, S. 5, s. 100.

58

durumlarn gerektirdiine gre para para vahyedilmitir. Bundan dolay Kur'an'n bir
tek zamanda toptan bir vahiy olarak inmesi mmkn deildi. Bu nedenle Kur'an'n
mesajn bir btn olarak anlayabilmek iin onun evveliyatyla (background) birlikte
deerlendirilmesi lazm gelir. Bunun iin ncelikle Hz. Peygamberin Kur'an'n
rehberliinde yaklak yirmi sene devam eden mcadelesinin bilinmesi gerekir. Hz.
Peygamber'in bu mcadelesinin bilinmesi ancak slam ncesi Araplarn din, rf ve
adetleri, sosyal messeseleri ve genel olarak hayat tarzlarn mmkn mertebe
anlamakla mmkndr. nk Hz. Peygamber'in mcadelesi sz konusu ortamn
nceden var olmasn gerekli klmaktadr. Ayrca bu durumlar anlamakszn, bir btn
olarak Kur'an'n mesajn anlamaya almak imknszdr. Fazlur Rahman bunu u
ekilde izah etmektedir:
Kuzey kutbunda, birisi Kur'an' bulmu olsa ve Kur'an'n dilini de
bilmesi artyla onu anlamaya alsa, bunu yapmakta baarl
olabilecei sylenemez. Birtakm genel ifadelerden baka Kur'an, bu
kiiye hibir anlam sunmayacaktr. Bu yzden, Kur'an', Peygamber'in
mcadelesi ve bu mcadelenin evveliyatndan oluan kendi hususi
muhiti ierisinde anlamamz gerekmektedir. 248
Fazlur Rahmann yukarda aklamaya altmz Kur'an kendi artlar
ierisinde deerlendirilmesi dncesi, Kur'an' sz edilen ortamla snrlamak
anlamna gelmemektedir. nk onun bunu yap gayesi Kurann doru bir ekilde
anlalmasna yneliktir. Ona gre Kur'an'n manas doru bir ekilde anlalmad
takdirde asl o zaman onun mesaj, vahyedildii yerin ve zamann tesine geemez.
Fazlur Rahman, Kur'an'n dn ve sosyal birtakm prensipler bulundurduunu
kabul etmekle birlikte Kur'an'n muhtevasnn sadece bu prensiplerden ibaret olmadn
daha ok Peygamberin mcadelesi boyunca karlatklar problemlerle ilgili zel
aklamalar ve zmleri ihtiva ettiini syler.
Gerekten Kur'an bir aysberg gibidir, onda dokuzu tarihin
derinliklerinde bulunmakta ve ancak onda biri gzkmektedir.
Kuran cidd olarak anlama abas iinde olan hibir kimse,
Kur'an'n birok yerinin Kur'an tarafndan zm getirilen, aklanan
ve cevap verilen tarih durumlar hakknda birtakm n bilgilere sahip
olmay gerekli klaca gereini gzard edemez.249
248
249

Fazlur Rahman, Kur'an' Yorumlama, s. 101.


Fazlur Rahman, agm, s. 101.

59

Buraya kadar anlattklarmzdan anlalaca zere Fazlur Rahmann Kuran


tasavvurunun temelinde Peygamberin mcadelesi bulunmaktadr. O, Peygamberin bu
mcadelesine Snnet demektedir. 250 Bu, Kur'an'n anlalmasnda Kur'an'n metninin
dndaki en nemli kaynaktr. nk Kur'an, bir arka plan olarak, Hz. Peygamberin
faaliyetinden bamsz bir ekilde deerlendirilemez.
Fazlur Rahman, bu arka planla ilgili olarak ikili bir ayrm yapar. Bunlardan ilki
Kur'an'n sebeb-i nzl de diyebileceimiz Kur'an'n makro evveliyatdr ki bu biraz
nce zikrettiimiz Kur'an'n slam ncesi Arap toplumuyla ilikisidir. O, bu arka plan
olmadan Kur'an'n temel hamlesi ve gayesinin anlalmasnn ve Peygamberin
faaliyetlerinin deerlendirilmesinin yaplamayacan syler. kincisi ise Kur'an'n
mikro evveliyatdr ki bu, mfessirlerin de kulland "sebeb-i nzl" dr. Bunlar bir
ksm Kur'an yetlerinin anlalmasn salayan tarih malzemelerdir.251
Fazlur Rahman, Kur'an, Peygamberin zamanndaki ahlk ve toplumsal
durumlara ve Mekke toplumunun sorunlarna Peygamberin zihni araclyla gnderilen
ilah bir cevap olarak grmesinden hareketle Kur'an'n nasl anlalmas gerektiine dair
"ikili hareket" teorisini gelitirmitir. Fazlur Rahman, "nce, zamanmzdan Kur'an'n
indirildii zamana gitmeli; sonra tekrar oradan, kendi zamanmza dnmeliyiz 252" eklinde zetledii bu teorinin ilk hareketi iki aamaldr. lk hareketin ilk aamas yetin
tarihi ortamn ve zm getirdii sorunu iyice aratrarak, onun delaletlerini veya
manasn anlamaktr. Bunu yaplabilmesi iin ncelikle Kurann, makro evveliyatnn
btn ynleri ile aratrlmas ve incelenmesi gerekir. lk hareketin ikinci aamas ise
Kur'an'n belirli zel cevaplarn genelletirerek, onlar genel ahlk-toplumsal hedeflerin ifadeleri olarak ortaya koymaktr. Bu genel ilkeler, toplumsal ve tarih arka plan
iinde incelenen belli yetlerden ve ou zaman bu yetlerde zikredilen hkmn
illetlerinden "szlerek" karlr. Ayrca her iki aamada da Kur'an'n bir btn olarak
ortaya koyduu retinin mahiyeti, yeterince gz nnde tutulmaldr ki, belli
yetlerden anlalan mna, karlan kural ve ilke, ileri srlen gr, Kur'an'n dier

250
251
252

Fazlur Rahman, agm, s. 101.


Fazlur Rahman, slm, s. 352.
Fazlur Rahman, slam adalk, s. 55.

60

yetleri ile tutarl ve uyumlu olsun. nk Kur'an, bir btn olarak belli bir hayat tarz
telkin etmekte ve somut bir dnya gr iermektedir. 253
kinci hareket ise birinci hareketin tersine genelden zele yneliktir. Yani birinci
hareket sonucunda elde edilen genel ilkeleri u andaki somut toplumsal ortamla uyum
salayacak ekilde btnletirmektir. Bu uygulamann baarl olmas bugn ok iyi
incelememizi ve onu oluturan durumlar ok iyi analiz etmemizi gerekli klar. Bylece
mevcut durumu deerlendirebilir ve onda gerekli deiiklikleri yapabiliriz. Bu ikili
hareket baarl bir ekilde uygulanabildii lde, Kurann Ruhu zamanmzda
yeniden etkinlik ve canllk kazanacaktr. 254
Fazlur Rahmann Kurana yaklamna esas olan; Allah'n vahyini beer bir eli
vastasyla gnderdii, Arapa konuan bir topluma tarihin belli bir kesitinde
mdahalede bulunarak insan artlar iinde konutuu ve Kur'an' tenzil buyurduudur.
Bu bakmdan O'nun Kelm'n anlarken ve onu kendi durumlarmza tarken bu tarih
ve beer artlan gz nne almak gerekmektedir.

253
254

Fazlur Rahman, age, s. 56-57.


Fazlur Rahman, age, s. 58.

61

SONU
slam dncesini akademik erevede analiz etmi ve bu dnceye katklarda
bulunmu olan Fazlur Rahmann Vahiy anlayna dair genel bir perspektif sunmaya
altmz tezimizde ulatmz sonular unlardr:
ncelikle, geerliliini ve gcn vahiyden alan semavi dinlerden Hristiyanlk
ve Yahudilikteki vahiy kavramnn hangi anlamlar ihtiva ettii izah edilmi,
Aydnlanma ncesi dnemde her iki dinin de nerme formunda vahiy algsna sahip
olduklar tespit edilmitir. Bu iki semavi dinin, bu dnemde vahyin rn kabul edilen
kutsal metinlere literal bir yaklam sergiledikleri grlmtr. Aydnlanmayla birlikte
toplumlarn akl yapsndaki deiimin bir sonucu olarak vahiy algsnda da bir
deiimin grld ve buna bal olarak da kutsal metinlere yaklamda farklln
olduu tespit edilmitir.
kinci blmde, vahiy kavramnn slam literatrndeki anlamsal erevesi tespit
edilmi ve akabinde kelmclarn ve slam filozoflarnn, vahiy, vahyin mahiyeti ve
keyfiyeti hakknda dncelerine deinilmitir. Sonuta kelmclarn vahyin mahiyeti
hususunda -akln deil de naklin etkinlik alan iinde grmelerinden dolay- yorumdan
kandklar, bununla birlikte Kurann lafz ve mana itibariyle Allaha ait olduunu
dndklerinden dolay da Kurana literal bir erevede yaklatklar grlmtr.
slam filozoflarna gelince, onlar; kelamclarn aksine vahyin mahiyetini akln etkinlik
alannda grmler ve biri filozofa, dieri peygambere ait olmak zere konuyu iki farkl
dzeyde ele almlardr. Peygamberlere ait vahyi hakikatlerin genel halk kitlesine
retmenin bir arac olarak gren slam filozoflar, slmi dogmann aksine vahyin
kelimelere dklmesinde peygamberlerin etkin olduunu savunmulardr.
Kurann anlalmas noktasnda vahyi, ok boyutlu ve nemli neticeleri olan
bir kavram olarak gren Fazlur Rahman, onu modern dnem insannn aklna uygun bir
erevede izah eder.
Fazlur Rahmana gre Allah'n yaratmas; belli bir l, dzen ve gayeye
yneliktir. Bundan dolay yaratlm olan her eye, yaratlm olduundan tr, onun
kendi emri nakledilir. Emrin, insan dhil her eye nakledilmesini gstermek iin
kullanlan terim ise vahiy'dir. Fiziksel dnyada bu emr her varln takdirini

62

(llerinin, tutumlarnn, ynelim ve kendilerini gerekletirme rglerinin toplamn)


tekil eder. Kur'an'da melekler terimi ile tasvir edilen bu emr-takdir dinamizmidir.
Melekler varlklarn kendileri vastasyla ilevlerini yaptklar dinamik aralardr. Ancak
insann durumu doal varlklarnkinden tamamen farkldr, nk insanda bu ynelim
iradidir. Bu durumda insanda asl olan emir, emr deil, Emr'in Ruhu yani ahlaki
emrdir. Anladmz kadaryla bu anlaynn bir gerei olarak Fazlur Rahman, insana
vahyi getirenin melek olmadn savunur. Zira vahyi melek getirmi olsayd emrin
tabii emr boyutunda olmas gerekir, bu da ahlaki emri ortadan kaldrr.
Emri, Allah'n nezdinde bir vahiy kayna (Levh-i Mahfuz) olarak gren,
peygambere indirilen vahyi ise, mutlak ilahi kelmn bizzat kendisi deil ruhu
olduunu savunan Fazlur Rahmana gre, Allah'n Emr'in Ruhunu peygamberler
vastasyla gndermesi onun insanlara rahmetidir. nk Allah ile insan arasndaki
kulluk ilikisinin yerine gelebilmesi iin, insana bu yardm gereklidir. Hesaba
ekilmenin ahlaki temeli de budur.
Vahiy ve vahiy elisinin ruhan olduu ve Peygamber'e nispetlerinin ise isel
olduu kanaatinde olan Fazlur Rahman'a gre, Cebrailin Peygamberin dnda somut
bir varlk olarak kabul edilmesi Kur'an'n btn vahiy fikrine ters dmektedir. nk
bu, ahlaki emri, tabii emr haline getirir ki ahlaki sorumluluu geersiz klar. Fazlur
Rahmann Cebraili isel bir varlk olarak grme srar, kanaatimize gre vahyin
kelama dklmesinde Peygamberin etkinliine olan inancndan kaynaklanmaktadr.
Zira Cebraili dsal bir varlk kabul ettiimiz takdirde Kurann lafznn tarihsellii
anlayna ters decek ve bylelikle savuna geldii yorumlama yntemini Kurandan
hareketle temellendiremeyecektir.
Fazlur Rahmann vahiy anlayn farkl klan noktalardan biri de vahyin
tenzilinde peygamberin anlama melekesine ykledii anlamdr. Fazlur Rahman, Mira
hadisesi ile balantl grd ayetler erevesinde bu konuya aklk getirmeye alr.
Ona gre btn vahy tecrbeler temelde ruhidir. Peygamber'in beni, btn hazr
bulunuluuyla geniler ve hakikati isel olarak alr. Bu al ne kendisinin ne de vahiy
temsilcisinin fiziksel bir gidi gelii deildir. Ancak Fiziksel bir gidi-geli olmasa da
'hakikat Peygamberin znel hislerinin tesinde akn bir kaynaa aittir. Bylelikle
Peygamber, ilahi lem ile kalbi bir balant kurmu ve Emrin Ruhu'nun kendisinde

63

oluturduu idrak ile klli ahlaki buyruklar anlam olur. Peygamberin Emrin Ruhu ile
ilikisi son derece canldr bundan dolay kendiliinden konumaz, Onun syledii
eyler Allah'tandr. Emrin Ruhu ile irtibat kurduu iin, onda his/anlam, kelime ve
davran bir anda oluur ve birbirinden ayrlamaz. Bundan dolay Kur'an hem Allah'n
Kelm, hem de onun szdr.
Burada Fazlur Rahmann ile ada olan W. Montgomery Wattn vahiy
anlaylarnn benzerlii mevzusu deinmeden gememek lazm. Wattn vahiy anlay
nl psikolog Jungun kollektif alt-uur tezine dayanmaktadr. Bu teze gre, gerek
fertlerin rya ve hayallerinde, gerekse toplumun din mitoslarnda uuraltndan uur
stne kan ey, beer faaliyetlerin kaynan oluturan libidodan veya hayat
enerjisinden gelmektedir. Libidonun bakalaryla ortak olunan blmne, Jung
kollektif alt uur (Maer vicdan) demektedir. Din fikirlerin ou kollektif alt
uurdan uur seviyesine kan fikirlerdir. Bu tezden hareketle Watt, Tanrnn, kollektif
alt-uur araclyla faaliyet gsterdiini, slam vahyinin de bunun bir rnei olduunu
savunur. Watt ile Fazlur Rahmann vahyi tanmlarken benzetikleri dorudur ancak
ikisinin vahiy anlay ayn deildir. ncelikle Watt, bu anlaya modern psikolojiden
hareketle varrken, Fazlur Rahman buna Kurandan hareketle ulamtr. kincisi,
Wattn yaklamna gre vahiy her zaman gerekleebilecek bir durumken Fazlur
Rahmana gre bu durum Hz. Muhammed ile son bulmutur. Son olarak, Wattn vahiy
anlaynda insandan Tanrya doru bir hareket sz konusu yani vahiy fiziksel alanda
olumaya balar sonra akn olanla ilikiye geerken, Fazlur Rahmann vahiy
anlaynda peygamberde bir hazr bulunuluk olsa da bu Allahn vahyinin inmesine
ynelik bir n durumdur. Yoksa vahyin inzalinin temel nedeni bu deildir. Vahyin
iniinde her zaman iin temel belirleyici olan Allahtr.
Fazlur Rahmana gre Peygamberler, kendilerine verilen ruhi/ahlaki emir ile
toplumu belli bir ynde deitirmek iin somut davranlarda bulunurlar ve bu
davranlar Peygamberlerin kendi tarihsellii ierisinde Emr'in Ruhunun da
vurumlardr. Bir daha peygamber gelmeyecek olmas Emr'in Ruhunu ilevsiz olaca
anlamna da gelmez. Emr'in Ruhu en son kendisini Kur'an'da gsterdii iin, artk
esas olan Kur'an'n arkasndaki ya da iindeki Ruh'tur. Bundan hareketle Fazlur
Rahman, Kur'an' anlamnn, yorumlamann srekliliine varmakta ve Mslmanlarn

64

da her zaman Emr'in Ruhunun farkl somutlatrmalarna gidebilecekleri dncesini


savunmaktadr.
Son olarak, Fazlur Rahmann vahiy anlaynda slam filozoflarnn, sufilerin ve
zellikle Muhammed kbalin izlerini grmek mmkndr. Ancak O, kendisini bu
anlaya itenin bizatihi Kuran olduunu syler. Ona gre vahiy, beer bir peygambere
tarihin artlar ierisinde iniyor ve bu durumun yansmalarn Kuranda grebiliyorsak,
o zaman ilahi mesaj gnmzde anlamak iin bu tarihi ve beeri durumlar gz nnde
bulundurmamz gerekir.

65

KAYNAKA
Akgen, Alparslan, Fazlur Rahmann Hayat, Grleri ve Eserleri, slam ve
adalk, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1999. ss. 9-47.
Aslan, Abdulgaffar, Kuranda Vahiy, Ankara Okulu Yay. Ankara 2000.
Aslan, brahim, Kelmullah Tartmalarnn Dilbilimsel erii, AFD, Ankara
2010, C. 51, S. 1, ss. 131-150.
Alper, mer Mahir, slm Felsefesinde Akl-Vahiy/Felsefe-Din likisi, Kitabevi
Yaynlar, stanbul 2008.
Arslan, Ahmet, "bn Sn ve Spinoza'da Felsefe-Din likileri", Uluslararas bn Sn
Sempozyumu, ed. Mjgn Cunbur, Ankara 1984.
Arpagu, Hatice K., Fazlur Rahmana Gre Allah Ve nsan, amlca Yaynlar, stanbul
2010.
Aydnl, Yaar, "Frb'nin Nbvvet retisi, slami Aratmalar Dergisi, Ankara
1988, C. 2, S. 8, ss. 35-50.
Adam, Baki, Yahudi Kaynaklarna Gre Tevrat, Pnar Yaynlar, stanbul 2002.
BOR, brahim, Vahiy-Kltr likisi, AFD, Ankara 2011, C. 52, S. 1, ss.121-141.
BEER, Faruk, Ebu Hanfenin Kurn Anlay, Usl Dergisi 2004, C. 1, Say:1, ss.
7-34.
CORBN, Henry; slam Felsefesi Tarihi, ev. Hseyin Hatemi, II. Bask. stanbul 1994.
ifti, Adil, Fazlur Rahman ile slam Yeniden Dnmek, Kitbiyt Yaynlar, Ankara
2001.
idem, Ahmet, Aydnlanma Dncesi, letiim Yay. stanbul,1993.
Duman, M. Zeki, Vahiy Gerei, Fecr Yaynlar, Ankara 1997.
Demirci, Muhsin, Vahiy Gerei, FAV Yaynlar, stanbul 2011.
Ebu Hanife, Numan b. Sahit, Fkh- Ekber, ev. H. Basri antay, Ankara 1991.
Esen, Muammer, bn Teymiyye'nin Kelamullah Tartmalarndaki Yeri, AFD,
Ankara 2001, C.42 S.1. ss. 257-271.
Erdemci, Cemalettin , Kelm lminde Vahiy, Milel ve Nihal Dergisi, stanbul 2012,
C. 8, S. 1, ss.119-142.
el-Sabuni, Muhammed Ali, Maturidiyye Akaidi, ev. Bekir Topalolu, Ankara 1979,
el-Badadi, Ebu Mansur Abdulkahir, Mezhepler Arasndaki Farklar, ev. Ethem Ruhi
Flal, Ankara1991.

66

el-Isfahni, Rb, El-Mfredt fi arib il-Kuran, ra Yaynlar, stanbul 2006.


Ebu Zeyd, Nasr Hamid , lahi Hitabn Tabiat, ev. M. E. Maral, Kitabiyat Yay.
Ankara 2010.
Frb, Tahsilus-Sade, ev. Ahmet Arslan, Vadi Yay. Ankara 1999.
Frb, es-Siyasetl-Medeniyye, ev. M. Aydn, A. ener, M.R. Ayas, Kltr
Bakanl Yay. stanbul 1980.
Fazlur Rahman, Ana Konularyla Kuran, ev. Alparslan Akgen, Ankara Okulu Yay.
Ankara 1999.
----------, Prophecy in Islam, George Allen & Unwin Ltd., London 1958.
----------, slam ve adalk, ev. Alparslan Akgen, Hayri Krbaolu, Ankara
Okulu Yay. Ankara 1999.
----------, Salk ve Tp, ev. A. Blent Balolu, Adil ifti, Ankara Okulu Yay.
Ankara 1997.
----------, slam, ev. Mehmet Da, Mehmet Aydn, Ankara Okulu Yay. Ankara 2000.
----------, Tarih Boyunca Metodoloji Sorunu, ev. Adil ifti, Ankara Okulu Yay.
Ankara 2009.
----------, Vahiy ve Peygamber slami Yenilenme Makaleler III, ev. Adil ifti,
Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2002. ss. 27-34.
----------, Kuranda Allah, Evren ve nsan slami Yenilenme Makalaler II, ev. Adil
ifti, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1999. ss. 13-43.
----------, "Kur'an'n retiler Sistemi" slami Yenilenme Makalaler III, ev.Adil ifti,
Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 2002, ss. 15-26.
----------, Eyp Han Dnemi Baz slami Meseleler, ev. Mevlt Uyank, slami
Aratrmalar Dergisi, 1990, C. 4, S. 4, ss. 301-400.
----------, Allahn Elisi ve Mesaj, ev. Adil ifti, Ankara Okulu Yaynlar,
Ankara, 1997, ss. 27-57.
----------, Kur'an'n Baz Temel Ahlki Kavramlar Allahn Elisi ve MesajMakaleler I, ev. Adil ifti, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1997, ss. 1-26.
----------, Kurann Baka Dillere evrilmesi, slami Yenilenme Makalaler II, ev.
Adil ifti, Ankara Okulu Yaynlar, Ankara 1999. ss. 35-43.
----------, Kur'an' Yorumlama, ev. Osman Tatan, slmi Aratrmalar Dergisi,
Ankara Ekim-1987, S. 5, ss. 100-105.

67

Hakl, aban, Frbde Din-Felsefe likisi Balamnda Din Dilinin Yaps, slam
Felsefesinin zgnl, Elis Yaynlar, Ankara 2009.
Harman,

mer F. Yahudilikte Peygamberlik Ve Peygamberler, slm Tetkikleri

Dergisi, C. 9, stanbul 1995, s. 127-161.


bn Manzr ,Cemleddin Muhammed B. Mukrim, Lisnul-Arab, Darul-Fikr, Beyrut
1990, C. 15.
zmirli, smail Hakk, Yeni lmi Kelm, ev. Sabri Hizmetli, Ankara 1981.
bn Sn, Nbvvetin spat ve Nebilerin Sembol ve Benzetmelerinin Yorumu
zerine, ev. H.Aydn-E. Uysal-H.Peker. UFD 1998, C. 7. S. 7. ss. 565-573.
Kd Abdulcabbar, el-Muni Ebvabit-Tevhid vel-Adl, Kahire 1961.
Kaya, Mahmut, Frb, DA, C. 12.
Kind, Aristoteles'in Kitaplarnn Says zerine, ev. Mahmut Kaya, stanbul 2006.
Kl, Recep, Modern Bat Dncesinde Vahiy, tken Yay. stanbul 2004.
Kurt, Ali Osman, Yahudi Aydnlanma Hareketi Haskala, Milel ve Nihal, C. 7, S. 1,
2010, ss. 33-59.
Kuran Kerim.
Schwartz, Baruch J., Prophecy, Oxford Dictionary Jewish Religion, New York 1997.
al, amil, Kelmullh 'n ift Doas: Kelm- Lafz ve Kelm- Nefs, slmiyt
Dergisi, Ankara 1999, S. 1, ss. 61-85.
zgen, Semahat, Musa b. Meymunun Vahiy Anlay, Gen Akademisyenler
lahiyat Aratrmalar, Ed. Sami Erdem, stanbul 2009. ss. 297-318.
ge, Sinan, lahi Kelamn Yaps Halkul Kuran Meselesi (Doktora Tezi), Atatrk
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Erzurum 2005.
Paac, Mehmet, Kur'an- Kerim Inda Vahiy Geleneine Kitab- Mukaddes
Balamnda Bir Bak, slami Aratrmalar Dergisi, C. 5, S. 3, 1991, ss. 175193.
Tarak, Muhammed, Tanahda Vahiy Anlay, UFD. C. 11, S. 1, 2002, ss. 193218.
----------, Hristiyanlk'ta Vahiy Anlay, UFD. C. 12, S. 2, 2003, ss. 171-201.
----------, Origen ve Alegorik Kitab- Mukaddes Yorumu, UFD. C. 19, S.1, 2010,
ss.183-213.

68

Tapnar, smail, Yahudi Geleneinde lah Kelm Tasavvuru: skenderiyeli Philo ve


Logos Doktrini, Milel ve Nihal, stanbul 2011, C. 8 S. 1, ss. 143-166.
Tanyu, Hikmet, Yahudiliin Kutsal Kitaplar ve Esaslar, lm nceleme ve Tenkidi,
AFD, Ankara 1966, ss. 95-124.
Tezokur, Hadi, Yahudilikte badet ve nan Esaslar, (Doktora Tezi), Seluk
niversitesi Sosyal Bilimler Enstits, Konya 1992.
Tillich, Paul, Vahiy ve Mucize, ev. Mustafa Akay, SFD, 2003, S. 8, ss. 99-102.
Tmer, Gnay-Kk, Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Yay. Ankara 2002.
imek, Mehmet Ali, "letiim Unsurlar Asndan Vahiy". CFD, C. 5, S. l, Sivas
2001, http://eskidergi.cumhuriyet.edu.tr/makale/300.pdf
lken, H. Ziya, slm Felsefesi, Cem Yay. stanbul 1993.
Ylmaz, Sabri, lhan, Mehmet, Cveynye Gre Kelmullah Ve Kelm- Nefs,
Kelam Aratrmalar, 2011, C. 9, S.1 ss. 215-232.
Wensinck A. J. Vahiy, A, stanbul 1977, C. 13.
Yavuz, Yusuf evki, slam nancnda Vahiy., Kaynak:
http://yusufsevkiyavuz.com/?p=151#more-151. (Eriim Tarihi: 10 Ocak 2013).
Meal ve Tefsir alannda yararlanlan Kaynak:
http://kuran.diyanet.gov.tr/Kuran.aspx#22:75. (Eriim Tarihi: 04 Nisan 2013).

69

You might also like