Professional Documents
Culture Documents
Ürdün'deki Suvaka Hapishanesinin Parmaklıkları Ardında Şeyh Makdisi İle Ropörtaj
Ürdün'deki Suvaka Hapishanesinin Parmaklıkları Ardında Şeyh Makdisi İle Ropörtaj
info
www.sehadet.info 1
www.sehadet.info
tutuklandığını söyledi. Ürdün’e ait özel bir uçakla Ürdün’e getiriliyor, sonra söz konusunu gruba dahil
ediliyor ve elebaşı olarak isimlendiriliyor. Bunların tek sebebi tutuklu gençlerden birinin evindeki faksta
adının geçmesidir. Emniyet güçleri soruşturmaya başlıyorlar. Nihayetinde onun ne bu dava ile ne de
tutuklularla uzaktan yakında hiçbir alakası olmadığını sadece davada tutuklanana gençlerden birine
bilgisayar disketi sattığını anlıyor. Tüm bunlar tutuklanıp özel uçakla getirilmesi ve etrafında bir sürü velvele
koparılmasının ardından ortay çıkıyor. Eğer Amerikan vatandaşı olmasaydı benim ve benim gibi dava ile en
ufak ilgisi bulunmayan diğer kişiler gibi bu davadan kurtulamazdı. Ancak uyruğu, davayı izlemesine izin
verilen medyanın gözü önünde “Pakistanda Bilgisayar Disketi satmak” gibi komik bir suçtan yargılanmasına
izin vermedi.
s.4- Sizce bu dava ile suçlanmanızın sebepleri nelerdir?
Sistemin “İmama Biat” olarak isimlendirdiği davadan sonra hapishaneden çıkışımın ardından sekiz ay
yarı mecburi ikamet altında kaldım. İnsanlarla görüşmem, başka bölgeleri ziyaret etmem, ders, konferans
vermem, gazetelere makale yazmam hatta evime gelen ziyaretçilerle görüşmem bile engellendi. Ki evim ve
telefonum istihbarat tarafından sürekli izlenmekteydi. Periyodik aralıklarla onlarla görüşmem isteniyor,
bunlara uymadığım takdirde ülkeden ihraç edilmek ve vatandaşlıktan çıkarılmakla tehdit ediliyordum.
Sanıyorum bu konuda taleplerine uymam onları ikna etmedi. Aynı şekilde Allah’ın izni ile gençler arasında
kitaplarımın basılıp yayılması, Avrupadaki muvahhid kardeşlerimizin “tawhed.com” adresinde “Tevhid
Minberi” adıyla yazılarıma özel site açmaları, kitaplarımın çoğunu burada yayınlamaları onları sinirlendirdi.
Sonuç olarak benden bu konuda kendileri işbirliği yapmam herhangi bir cihat eylemi ile ilgili fetva isteyenleri
ispiyonlamam ve fetva vermemem istendi. Aksi takdirde zanlıların çoğu benden önce tutuklanmış olan bu
davayla suçlanacaktım. Bu konuda kendilerine yardım etmenin apaçık küfür olacağını açıklayarak tekliflerini
kesin bir şekilde reddettim ve benimle hiçbir alakası olmayan bu davayla suçlandım. Oysaki davada
tutuklananların çoğu beni şahsen tanımazlar bile. Ancak onların elinde Allah’ın fazlı ile yayınlanmış olan bazı
kitaplarım bulunmuş. Kitaplarım bu sistemlerin hoşuna gitmez. Çünkü kanunlarının küfür olduğunu, onlarla
yardımlaşanların kafir olduğunu ortaya koymakta, onlardan beri olmaya davet etmektedir. İşte –her ne
kadar insanları kandırıp gerçekleri tahrif etseler de- beni tutuklamalarının asıl nedeni budur.
"Allah, hak ve adâletle hükmeder. Allah’tan başka taptıkları ise hiçbir hükümde bulunamazlar.
Şüphesiz Allah hakkıyla işitendir, hakkıyla görendir." (40, Mü'min/20)
s.5- Şu anda hapishanedeki durumuza dair bize biraz bilgi verebilir misiniz?
İstihbarat sorgusunda geçen dört günlük tutukluluğumun ardından bu davadaki diğer tutuklularla
birlikte ülkenin kuzeyindeki Kafkafa Hapishanesine nakledildim. Burada ömürlerinde bir kez dahi
Afganistan’ı görmemiş olan ancak Ürdünlü Afganlar diye adlandırılan davadaki Müslüman tutuklularla ve
“Islah Ve Tehaddi” davasındakilerle aynı yere konulduk. Orada verdiğim birkaç Cuma hutbesinin ardından
emniyet güçleri beni Suvaka Hapishanesinin güneydeki merkezine naklettiler. Diğer mahkumlardan tecrit
edildim. Vaktimin çoğunu tecrit edilmiş kapalı bir odada Allah’ın kitabını okuyarak geçiriyorum. Güvenlik
güçleri ile bile idari işler haricinde konuşmam yasak. Bana söylediklerine göre bana selam verenleri bile
dövüyor, zindana atıyor ve cezalandırıyorlar. İdarenin de bana açıklamış olduğu gibi tüm bunların sebebi
mahkumlar arasında davetin yayılma korkusudur. Akide ve daveti, bedenleri hapsettikleri gibi
parmaklıklarla, duvarlarla hapsedebilecekleri gibi aptalca bir zan içindeler. Bilmiyorlar ki asıl mahkum
olanlar kendileridir. Bilmiyorlar ki asıl mahpus, kalbi rabbine ve onun tevhidine kapalı olandır. Bilmiyorlar
ki bizim davamızı ne duvarlar engelleyebilir ne de zindanlar zayıflatabilir… Davamız Allah’ın dini ve
tevhididir. Onun korumasını, diğer dinler karşısındaki zaferini bizzat Allahu Teala üstlenmiştir. Müşrikler
istemese bile… İşte sözlerimiz Allah’ın fazlı ile hapishanelerini delip geçiyor... Onların inadına
parmaklıklarını, zindanlarını, duvarlarını aşıp geçiyor… Dünyanın her köşesine ulaşıyor…
"Allah, işinde galiptir, fakat insanların çoğu bunu bilmezler." (12, Yusuf/21)
s.6- Son olarak söylemek istediğiniz bir şey var mı?
2 www.sehadet.info
www.sehadet.info
www.sehadet.info 3