You are on page 1of 342

Trkesi: Hilmi Ziya lken

Bu

byk eseri birka satrda zetleme iddiasndan uzaz. Bu


nunla birlikte, belirli noktalarn iaret iin gstermemiz ge
rekir ki, Spinozann aklamasnda tuttuu sraya ramen, hakiki
balang noktas Descartestan ya da baka bir yazardan karlm
bir cevher teorisi veya fikri deildir. (...) O kendi duygulanlar
nn uuruna sahiptir; nitekim, bir Bedeni olduunu ve Beden haya
tnn hangi artlarda srp gittiini gzlem ile bilir. Fakat bu bir
eit bilgi ise de, son derece eksik ve kederli bir bilgidir, kederlidir,
nk eksiktir; uur edinmek, geri insan iin strap ekmek de
ilse de, hi deilse edilgin olmak, zor altnda bulunmak, gdl
mek, ou kere yk altnda kalmaktr. Filozofun elinde, kurtulmak
iin nasl bir ara vardr? Onun ii, hayatn bir araya getiren araz
lardan, asl kendi varln meydana getirmektir. (...) Ancak bu
amaca ulamak iin evrenle ballna gre savunduu bir bilgi
ona mutlaka gerekecektir; buradan, nce bu evreni cevherindeki
birlik ve tavrlarndaki okluk iinde kavramak zorunluluu kar.
Etika, bir kelime ile, bizi uurdan kendi kendimizin bilgisine, Tanr
bilgisini de kuatan bilgiye ykseltir, bunun iin sentetik bir ak
lamada nce Tanrdan sz etmelidir.
Hilmi Ziya lken

Hilmi Ziya lken


(1901-1974)
Felsefeci ve toplumbilimci. stanbul Sultanisinde ve Mekteb-i Mlkiyede renim grd. Bir sre Milli
Eitim Bakanlnda altktan sonra uzmanlk renimi iin Almanyaya gnderildi. Osmanl-Trk
dncesi ve slam felsefesi zerine alt. zellikle Trk dnce tarihi alannda nemli yaptlar veren
lkenin balca eserleri arasnda Tarihi Maddecilie Reddiye (1951), Trk Mistisizmini Tedkike Giri (1935),
slam Dncesi (1946), Trkiyede ada Dnce Tarihi (1966) ve lim Felsefesi (1969) saylabilir.

Etika

Benedictus (Baruch) Spinoza


(1632-1677)
Bir tccar ailesinin olu olarak dodu. Eitimine bir Yahudi
erkek okulunda balad. Yunanca ve Latince rendi, ayrca
Yeni Skolastisizm ve Descartes zerine alt. Mercek yapmnda
ustalaan Spinoza geimini bu yolla salad ve Rijnsburg adnda
kk bir kye yerleerek burada ders verdi. Descartesin yapt
Principia Philosophiaenin geometrik bir yorumu olan eserinin byk
bir blmn ve Etikay burada yazd. Descartestan byk lde
etkilenen yaklam Ortaa felsefesi ve Yahudi felsefesinden de
izler tar. 1663 ylnda Laheye yerleen Spinoza, bunu izleyen
birka yl boyunca Tractatus Theologico-Politicus balkl eseri
zerinde alt. Daha ok siyasi sorunlarla ilgilendii dnemde
yazmaya balad Tractatus Politicusu bitirme frsatn bulamad.
Kta usuluunun en nemli temsilcisi saylan Spinozann salt
idealistlerden Marksistlere dek birok farkl okul ve akm
zerinde byk bir etkisi olmutur.

yasa - siyasa
1) HUKUK ZGRLK VE AHLAK, H. L. A. Hart, ubat 2000
2) DEVLET KURAMI, Der.: Cemal Bli Akal, Temmuz 2000
3) SYAS LAHYAT, Cari Schmitt, Temmuz 2002
4) NE HUKUK NE DE AHLAK, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
5) NSANSIZ YNETM, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
6) REFAH DEVLETNN KRZ, Pierre Rosanvallon, ubat 2004
7) ETKA, Benedictus (Baruch) Spinoza, Aralk 2005
8) PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ, Cari Schmitt, Nisan 2006
9) LBERALLER VE CEMAATLER, Der.: A. Berten, P. da Silveira, H. Pourtois, Eyll 2006
10) POLTK NCELEME, Benedictus (Baruch) Spinoza, Ocak 2007
11) TUTUNAMAYANLAR VE HUKUK, ebnem Gkeoglu Balc, Mart 2007
12) HAKLARI CDDYE ALMAK, Ronald Dworkin, Haziran 2007
13) HOMO JURIDUCUS, Alain Supiot, Mart 2008
14) TEOLOJK-POLTK NCELEME, Benedictus (Baruch) Spinoza, Eyll 2008
15) SPNOZA. DNYA SEVGS, Diego Tatin, Temmuz 2008

Spinoza, Benedictus (Baruch)


Etika
ISBN 978-975-298-147-8 / Trkesi; Hilmi Ziya lken / Dost Kitabevi Yaynlar
Haziran 2011, Ankara, 342 sayfa
Felsefe-Etik-Notlor

Spinoza
Geometrik Dzene Gre Kantlanm ve
Be Blme Ayrlm Olan

Etka

DOST
kitabevi

ISBN 978'975'298-147'8

Ethica
BENEDICTUS (BARUCH) SPINOZA
Dost Kitabevi Yaynlar, 2004, 2006, 2009, 2011
Bu kitabn Trke yayn haklar
Dost Kitabevi Yaynlarna aittir.
Birinci Bask, Aralk 2004, Ankara
kinci Bask, Aralk 2006, Ankara
nc Bask, Temmuz 2009, Ankara
Drdnc Bask, Haziran 2011, Ankara

Franszcadan eviren, Hilmi Ziya lken


Teknik Hazrlk, Ferhat Babacan - Dost TB
Kapak Tasarm, Raul Mansur
Bask ve Cilt, Pelin Ofset Ltd. ti., Ankara
Mithatpaa Caddesi 62/4 Yeniehir 06420 Ankara
Dost Kitabevi Yaynlar
Merutiyet Cad 37/4, Yeniehir 06420, Ankara
Tel: (0312) 43593 70 Fax: (0312) 435 7902
www.dostyayinevi.com bilgi@dostyayinevi.com

indekiler

Spinoza ve Etika evirisi zerine Birka Sz

kinci Basknn nsz

30

1. Tanr Hakknda

31

2. Ruhun Tabiat ve Kk zerine

77

3. Duygulanlarn Kk ve Tabiat zerine

129

4. nsann Klelii veya Duygulanlarn Kuvvetleri zerine

197

5. Zihin Gc veya nsann Hrl zerine

263

Notlar

295

Spinoza ve Etika evirisi zerine


Birka Sz

Klasikler serisinin felsefe klasikleri blmnden Spinozann Ethicas


nn evirisini Etika ad ile veriyoruz. ada felsefenin iki byk metafi
zikisinden biri Leibniz ise, teki Spinozadr. Eskiden beri Hollandal
byk filozof, Descartes felsefenin en nemli kiilerinden biri olarak
tannr. Descartesin at r ileri gtrenlerden Spinoza ve Leibniz
birbirlerinden bsbtn ayr ynlerde ilerlemi olduklar iin, onlara ar
tk kelimenin tam anlamyla Descartes demeye bile imkn yoktur.
Spinoza, geni kamutanrc (panthiste) gr iinde maddecilii ve
ruhuluu birletirmesi bakmndan birbiriyle kart birok dnce yol
larnn birletikleri nokta ve yine kendisinden birbirine aykr yollarn
doduu byk bir balang noktas olduu iin, kendi cinsinde tek ve
rneksiz bir filozoftur. Yahudi ve slam felsefesinde birok panteist d
nrlere rastlamakta isek de, genel izgileriyle thosophe diyebileceimiz
bu eski dnrlerle Spinozay ayn kadroya sdrmak doru olmaz.
Aslnda Endlsl olup Seluklular devrinde Anadoluda yerlemi ve
orada bir fikir rnn ba olmu olan bn Arabinin sistemi genel izgile
riyle Spinoza sistemine benzemekle birlikte, sonularnda ondan pek ok
ayrlr. Spinozacln temeli olan determinist gre bsbtn aykr, akl
la kavranamaz irrationnel bir varlk gr onun temelidir. Genel olarak
tasavvufta Vahdet-i vcut diye tannan dnce yolu ile Spinozann

10 ETKA

r arasnda bu esasl ayrlk unutulduu iin, srf onlar Tanr ile Ta


biat bir grmeleri bakmndan birleik noktalar zerinde durularak bir
ok yanl yorumlara kap almtr.
smail Fenni efendi bu esasl fark belirtmi, bn Arab rn Bat
nn bu tek pantheismeinden ayrmak iin, ona panentheisme demiti.1 smail
Hakk zmirliye gre Vahdet-i vcutta Tabiat Tanrda olduu halde,
pantheismede Tanr Tabiattadr.2 ki r arasndaki bu temelli ayrlk
birincisinin Tanry Tabiatla aklayan bir sistem olduu halde, kincisi
nin tersine, Tabiat Tanr ile, Tanrnn grnmez glerine, akl erdiril
mez srlarna gre aklayan gayb bir felsefe olmasna sebep olur.
Spinoza, daha kendi zamanlarndan balayarak btnsel determiniz
me ait fikirleriyle bilim felsefesinde, ruh ve beden paralelliine ait fikirle
riyle psiko-fizyolojide, psiko-fizikte, yaratlm tabiatn greliine ait fikir
leriyle ahlak ve yasabilim (siyaset) alannda ok derin etkiler yapt. Fakat
z ve varln zdeliine ait ana fikrinin bilgi teorisi ve mantk alannda
at buhran daha o zamandan beri Leibniz felsefesiyle arasnda uzlamaz
bir ayrln domasna kap at gibi, gnmzde de lojistikin gelimesi
Spinozacla kar saldrlarn gittike daha kuvvetlenmesine meydan
verdi.
Kantdan sonra btn Alman idealizmi, gzlerini yeniden Spinozaya
evirdi. Kantn olumsuz bir kavram yapt Noumene, yani mutlak alan
na ait sonusuz aratrmalar, mutlaka sokulmak iin Spinozann cev
her kavramn idealist bir gzle yeniden ele almak cesaretini uyandrd.
Schelling objektif idealizminde, Hegel mutlak idealizminde Kant Spi
noza ile tamamlamaya altlar. Mendelssohn ve Jacobi idealist metot
tan yola karak, oradan yeni bir mutlak metafiziine gemeyi denediler,
fakat on dokuzuncu yzyldan sonra materyalistler kendilerine Spino
zada balang noktas aradlar. Ernst Haeckel ve Karl Moleschott gibi o
dnemin btn maddeci monistleri Spinozann mutlak, sonsuz ve zo
runlu cevherinde madde ve kuvvetin temellerini bulduklarn ileri sr

1) smail Fenni: Muhiddin Arab ve Vahdet-i vcut. Ancak bu kelime batda da kullanlmak
tadr. Her eyin Allahta olduunu kabul eden doktrindir ki, ilk nce Krause tarafndan kendi
doktrini iin kullanlmtr. Bazen de pantheisme'den benzeri fikirleri ayrmak iin kullanlr. A.
Lalande, Vocabulaire de la Philosophie, cilt II. s. 553.
2) smail Hakk zmirli, slm Feylosoflar, Trk Tarih Kurumu, Trk Tarihi Ana Hatlar
msveddeleri iinde baslmtr, 1933.

SPNOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 1 1

dler: Bugn de yine diyalektik maddeci felsefe kendisine orada kkler


bulduu kansndadr3.
Burada Spinoza felsefesinin hangi yoruma daha elverili olduu noktas
zerinde tartmaya giriecek deiliz. Byle bir soru, filozof zerinde bal
bana bir inceleme konusu olacak kadar genitir. Ancak, onun fikir tarihin
deki nemini belirtmek, modern dncenin gelimesinde oynad byk
rol gstermek iin, kendisinin nceden birletirdii thologique felsefe,
Descartes felsefesi, Hobbesun maddecilii ve Giordano Bruno sistemi gibi
birbirine bu dein kart dnce yollarn gstermek, yine kendisinden
domu olan -yukarda belirttiimiz- trl felsefeleri hatrlamak yeter sanrz.
Bizde Spinozadan ilk nce Rza Tevfik Mebhas Marifet ve Ka
mus-u Felsefede sz etti. Baha Tevfik Felsefe Mecmuasnda on do
kuzuncu yzyl materyalistlerine ait evirilerinde Vahdet-i mevcut ile
Vahdet-i vcutu karlatrrken dokundu. Ferit Kam Vahdet-i vcut
adl kitabnda Spinozann panteizmi ile mutasavvflar arasnda ilk nemli
karlatrmay yapt. Biraz nce sylediimiz gibi, smail Fenni, bu
karlatrmay derinletirdi. u kadar var ki, Hollandal filozofun hibir
eseri Trkeye evrilmi olmad gibi, o eilimde bir Trk dnr de
km deildi. 1921den sonra stanbul Edebiyat Fakltesi ahlak profe
sr M. zzet, Alman idealizmi ve yeni-Hegelcilik yolunda verdii ders
lerinde ilk nce Spinoza sistemine yaklat. Bu etki M. zzetin Byk
Adamlar ve ada Hayat adl incelemesiyle Milliyet Teorileri ve Mill
Hayat konusundaki kitabnda duyulmaktadr.
1934te stanbul Universitesinin baz doentleri tarafndan Trkeye
evrilen felsefe okuma rnekleri arasnda Suut Kemal Yetkinin evirdii
Etikann birinci kitab da bulunuyordu. Bylece, Trkede Ethica evi
risine ait ilk denemeye giriilmiti. O zamandan beri de ada felsefe
klasiklerinin dilimize evrilmesi gnden gne daha zorunlu ve temelli
bir i haline gelmektedir.
Biz ilk eviriyi Latinceden Franszcaya ilk defa yaplm olan Henri
de Boulainvillier evirisinden yaptk. Bu ikinci eviriyi ise dorudan do
ruya Charles Appuhnun ok daha yeni olan ve Latince metinle birlikte
yaymlanm bulunan evirisinden yapyoruz4. Henri de Boulainvillier,

3) A. Deborine, Spinoza prcurseur, La Revue marxiste, 1929 Fvrier No: 1.


4) Charles Appuhn, Ethique, trad, avec notice et notes, Classiques Garnier, 1953.

12 ETKA

evirisini 17nci yzyl sonlarnda yapm olmakla birlikte, eser ancak


1907de F. Colonna dIstriann kontrol ve dzeltmeleri ile yaymlanm
tr5. En yeni evirilerden biri de Pliade serisinde km olan Roland
Caillois evirisidir6. Fakat biz bu etin eserin anlalmasndaki yorum
farklar yznden daha g bir duruma girmemek iin Appuhn evirisini
esas olarak aldk. Etikann yazl tarihine ait notlar da ikinci evirinin
nsznden alnmtr.
Spinozann bsbtn kendisine vergi olan geometrik biimde (more
geometrico) bir uslamlamas vardr. Bu dnce biimi, eseri baka hibir
yerde grlmedik soyut ve kuru bir ekle koymakta ve okuyucuyu rkt
mektedir. Fakat filozofun mantki sistemi ierisine girildikten sonra, bu
dnce zinciri insan kolaylkla en son sonularna kadar gtrebilir.
Bu metot, John Locke gibi bsbtn deneyden yola kan bir sisteme
aykr olarak, srf akla dayanmakta ve analitik isellik hkmlerine gre
kurulmaktadr: yle ki, belirli baz tmel nermeler kabul edildikten
sonra, tpk geometride olduu gibi, onlardan analitik bir tarzda btn
tekiler karlabilir; bylece de ilk tmel nermelere deneyden yeni hibir
ey katmakszn, srf analiz yolu ile btn bir varlk sistemi kurulabilir.
Fakat lojistik ad verilen ada mantk gznde bu analitik hkmler
zinciri tautologie'den baka bir ey deildir ve bilgimize tecrbe alannda
yeni hibir ey katmaz. Bundan dolay, ne kadar mantki kesinlii olursa
olsun onunla fizik veya metafizik hibir ey kantlanamaz. Leibniz felse
fesinin ileri gtrlmesi yolunda elde edilen bu son hkmle Spinoza
felsefesini kknden yarglamak mmkndr. Kanttan sonra greci
(relativiste) btn bilgi teorileri ve zamanmzda lojistik ad altnda tan
nan aratrmalar gznde, Spinozacl byle bir hkme bal tutmak
kolaydr. Fakat, buna kar herhangi bir metafizik eilim, ya da diyalek
tik maddecilik ve yeni realizm akmlar ierisinde Spinozaclk kendisine
yeniden ateli tarafllar bulabilecektir.
Biz burada yeni felsefe terimlerimizle Etika gibi ar bir eseri karlamak
iinde byk glklere uradmz sylemeliyiz. Bu glkler, her ey
den nce yeni terimlerin byle bir eserde uraya buraya serpilmeyip, tpk
bir geometri kitabnda olduu gibi skk bir ekilde btn kitab kaplam

5) Comte H. De Boulainvilliers, pub. par Colonna dIstria, Armand Colin, 1907.


6) Ethique, trad, par Roland Caillois, Modelaine Francs et Robert Misrahi, Pleiade, 1954.

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 13

olmasndan ileri geliyor. Ancak, okuyucu bu yabanc kavramlara ve yeni


kelimelere altktan sonra artk mekanik olarak ondan kan kavramlar
kolaylkla elde edebilecek ve bu dnce yoluna alacaktr, ikinci glk
yeni benimsediimiz terimlerin her zaman eski felsefe kavramlarn ifa
deye tam elverili olmamasdr. Diyelim, passion kelimesi yeni terimlerde
Osmanlcadaki ihtiras karl tutku, ya da Aristodaki anlamnda edil
gi ile evrilmektedir. Aristodan beri eski felsefede passion ve action keli
melerinin bugnk psikolojide anlalan eklinden ok geni bir anlam
vardr. Bu kelimeler genel olarak actif ve passif halleri ifade ettikleri ve
Descartesin Trait des Passionsuna gelinceye kadar ayn anlam srp
gittii iin bu yerde pasif haller kliesini kullanmay ve yerine gre edilgi
ve pasif hal kelimelerini birbirini aklayacak ekilde deitirmeyi elverili
bulduk7. te yandan terim klavuzunda affection karl benimsenen
duygulanm kelimesini, bir hareketi gsterdii iin duygulan diye kul
lanmay doru bulduk. Halbuki, Trkede bu kelime yalnz duygusal
hayat gstermekte olduu halde, Franszca aslnda affection herhangi bir
madde zerine braklan iz ya da tesir al kuatmak zere her trl tesiri
gstermektedir. Spinoza metafizii gibi can ve teni, beden ve ruhu para
lel iki lem olarak alan bir felsefede her iki alan iin kullanlan byle bir
kelimeyi srf ruh alanna ait bir kelimeymi gibi kullanmak olduka tehlike
li ikiz anlamlara meydan verebilirse de, bu noktay hep okuyucunun dikka
tine brakmak zere, gl kabul etmek zorunda kaldk. Nitekim buna
kar, Spinozann insan bedenini ve d lemdeki cisimleri ifade iin yal
nz le corps diye tek bir kelimesi olduu halde, bunu yerine gre ten,
beden, cisim gibi birka kelime ile evirme imknn bulduk. Her dilin
kendine gre zel karakterleri olduu iin, bir yanda kaybettii nans
zenginliini baka bir yanda kazanmas ve bu yzden evirilere tpa tp
uygunluu koruyamamas kadar anlalr bir ey olmaz8. Byle zorluklar
7) Passion karl Descartes duyum, alg, arzu, heyecan vb. gibi nedeni dtan gelen btn
uur olaylarn anlyordu. Halbuki zamanmzda passion (ihtiras) yalnzca duygusal hayatn belirli
bir olayn ifade etmektedir.
8) Diyelim, mode karl kip veya cevher karl tz demekle btn eseri terim yk
altnda brakmaya ve metni bsbtn g bir hale getirmeye gideceimiz iin, Ortaa gelene
ine gre yazlm olan Etikann evirisinde baz eski terimleri saklamay uygun bulduk. Tavr
aslndan gelmek zere tavrlk ve tavrlama kelimelerini kullandk ancak tavrlamann tam
ifade edemedii yerde deiiklik kelimesini de kullandk. Deime kelimesini changement kar
l kullanarak farklarn gstermekle birlikte, variation karl tam kelime bulamadk.

1 4 ETKA

karsnda baz kelimelerin yanna zaman zaman Franszca ve Latince


asllarn koymakla gln iinden kmaya altk.

Spinozann Hayat ve Eseri9


Spinoza, 17nci yzyln tam merkez roln oynayan dnrdr.
Dncenin btn yollar onda birleir: mistisizm ile natralizm, teorik
ilgi ile pratik ilgi, devrinin baka dnrleri arasnda az ok byk bir
atma halini alrken, onda ayn kiiliin btnleyici elemanlar olmu
tur ve onun sonuna kadar mantkla gelitirmeye alt ey budur, ni
tekim bu farkl elemanlarn uzlamas bu ar mantki gelime yardmyla
meydana kmtr. Birok dnrler dncenin tellerini nce keserek
sonra onlar dtan dmledikleri halde, Spinozann dncesinde yce
olan yn ind snrlar izmesini kabul etmemesinden ileri geliyor. O en
iten zleriyle kurulmu eitli fikir dzenlerini ahenge koydu. Hayatn
harcad dncesinin bu sessiz almasyla, yeni dnya gr ve yeni
bilimi benimsemeye elverili bir eser yapmaya, ondan, ruhi unsurun ger
eklii ve zerkliini kabul ederek, btn sonularn karmaya alt:
Bu eserde olaylarn eitlilii ve fertliini olduu halde, btnnde, evren
sel dzende, her eyi tayan ve her eyi etkin olan kuvveti gryordu.
Ve bu eser onun iin srf teorik bir alma deildi; bu onun iin kiisel
bir aklk ve anlay ihtiyacnn tatmini idi. Kendi abasyla ezeli kanun
larn kavranmasna ykselmek iin varoluun huzursuzluk ve karanln
dan karak kazand mutluluu ona verdi. Baeseri Etika'y basit bir
zihin eseri deil, bir sanat eseri yapan budur. Be kitap, hakl olarak, bir
dramn be perdesine benzetilmitir. Bu benzetme sonuna kadar gtr
lebilir. Birinci kitapta, gzlere insan hayatnn geni, sonsuz bir arka plann
seren en geni nermeleri veriyor. kinci kitapta, tabiat biliminden alnm
hazrlayc bir nermeler serisini koyuyor ki, onlar yardmyla tabiatn
kesin olarak mekanik anlayn kuruyor; sonra insan bilgisinin incelen
mesi geliyor. kinci kitabn son ksm ireti bir sonu vermekte ve temel
siz olmayan bir tahmine gre, ilk iki kitap, aslnda, bamsz bir btn
tekil etmektedir. Zihnimizin btn tabiatla mnasebetlerine ait bilgiden
ibaret Spinozann ulamak istedii hedef, perspektifte grnyor. Bu bil9) Bu para Harald Hffdingin Histoire de la Philosophie Moderneinden alnd.

SPNOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 1 5

gide o, hayat hikyesinin bir kantna gre, kiiliine skca bal biricik
iyilii gryordu. Fakat dramn bu kadar erken bitirmeden onu alkoyan
ey, ufukta beliren bir buluttur: Hakiki bilgi yalnz dncenin boluu
ve yanl armlarla krlm deildir, ayn zamanda ve balca zihnimi
zi bulandran duygular ve passionlarla da bozulmutur. te yenilmesi ge
reken yeni ve ciddi bir diren! Ve onu yenmek iin, her eyden nce onu
bilmek gerekiyor. Spinoza o zaman nc kitapta duygularn muazzam
tabii tarihini veriyor. Duygularn nefsi koruma eilimi ile mnasebetleri
ni, fikirlerin etkisi ile onlarn nasl ekil deitirdiklerini gsteriyor. Balca
abas, madde alannda olduu gibi ruh alannda da salam bir nedensel
lik zinciri bulmaktr. Bizi her yandan kuatan dalgalarn iti kanununu
aryor. Kurtuluu bu kanunda gryor. Ik drdnc kitapta meydana
kmaya balyor. Hakikatte, passionlar dorudan doruya yok edilemez
ler; onlar daha kuvvetli baka passionlarla nlenebilirler. Bu kabul edi
lince iyilik bilgisinden, yani varlmz koruma artlarndan ruhi bir kuv
vet yapmak sz konusudur ve bu mmkndr, nk bu bilgi bizde haz
dourur, bize amac gsterir ve o ayn zamanda ruhun etkinliidir. Bu
bilgi bizi ayn zden baka fertlerle birletirecektir, zira biz greceiz ki
bu ortak artlara bal bulunuyoruz. Ve her birimizi gayeye ancak ortak
aba gtrebilir. Bylelikle dram ikinci defa sonuca yaklayor. Fakat bir
soru yine kendini gstermektedir: lk iki kitabn imknn gsterdii bi
limsel bilgiyi, nc ve drdnc kitaplarn anlatt pratik gelimeye,
varlk iin sava yolu ile eitime balarsa, tam ve btn kiilii nasl ko
ruyabilir? Beinci kitapta, pasif hallerimizin tabii oranlarna ait olan ak
bilginin bizi onlarn stne nasl ykselttii; bu bilginin btn baka bilgi
lerimizle nasl uzlat gsterilmitir. Kendi kendimize bylece olaylara
ezelilik bakmndan baknca, zamann ve sonlu varln btn karanlk
lar ve huzursuzluklar ortadan kalkar; drdnc kitabn gelimesini anlat
t ruhun hrl bizi ezeli ve sonsuz varlkla bir klan derin hisle kaynar.
Spinoza bylece din felsefesi, fizik, bilgi teorisi, psikoloji ve ahlak tek
bir kadronun snrlar iine koyabiliyor. Nitekim nedensellik kanununun
kesin tatbiki yardm ile realizmin gelimesi onda insann Tanr ile mistik
birlemesine (ayn-l-cem) engel olmamtr, hatta onu kolaylatrr. unu
da katalm ki, bu byk ve eitli fikir zincirlenmesi geometrik bir tarzda
(more geometrico) teoremler ve kantlar eklinde aklanmtr. Bylece
kendi cinsinde tek olan bir eser karsnda bulunuyoruz. adalarnn

1 6 ETKA

kendisini anlamam olmalarna, hatta onun idealist cephesi bakmndan


anlalmaya balad devrin bile, ancak filozoftan yz yl sonra gelebilmi
olmasna amamaldr. Realist cephesinin anlalmas ise, ancak zama
nmzda mmkn olmutur. Byle bir eser karsnda felsefe tarihi iin
ilk dev, onun nasl doduunu, hangi tarihi postulatlara dayandn
incelemektir. Onun iin, yontulmu bir kristal denebilir. Spinozann ki
ilii, hayatnn incelikleri ve felsefi gelimesi belki de, bu sanat eserinin
anlalmasna yardm eder. O kadar orijinal olan bu kadroda toplanan
trl trl muhtevann yazarn kiiliince btnl ile birletirilmi ve
eritilmi olduundan azck bile phe edilemez. Bir de sisteme ait yapla
cak analiz, yazarn bu grleri ve elemanlar nasl yourduunu ve zm
sediini gsterecektir.
Benoit Spinoza, Yahudi ad olarak Baruch, 24 Kasm 1632de Amster
damda dodu. Asllar spanyol Yahudisi olan ana babas engizisyondan
kaarak oraya snmlard. Tanr vergisi ok olan ocuk ilkretimini
bu ehrin yksek Yahudi okulunda ald. Orada Talmud ve Ortaa Yahudi
felsefesi rendi. Bylece dncesinin esasl eilimlerinden birinin temeli
kuruldu. Bu da tek sonsuz varlk olarak anlalan Tanr dncesini savun
mak, gelitirmek eilimi idi. Nitekim bu fikir yaygn olan btn yksek
dinlerde, zel olarak Yahudi dininde grlmektedir. Doudan gelen bu
mistik eilim onda sabit temeli meydana getirdi. Ve kendisine btn
dncesinin karakteri olan yn ve ak ynetimi verdi. O daha pek
gen yata Musa dininin theologiesinden phe etmeye balad. Bu hali
Yahudi kelamclarnn kendisine dman olmalarna sebep oldu, en son
ra onu synagoguedan uzaklatrdlar. Fikir ufkunu geniletmek ihtiyacn
duyuyordu ve bylece Grek, Latin felsefe ve edebiyatna, tabiat bilimle
rine dair eserler okumaya koyuldu. Hr dnceli olmakla tannm bir
hekim olan van Endeden Latince dersi ald. Spinozann hayat hikyesi
nin en nemli kayna ve Spinoza doktrinine kar byk nefretine ra
men, hayatna dair bilinenleri tam bir hakikat sevgisiyle toplam olan
rahip Colerus, Bu eytan okulunda Latinceden baka eyler de ren
meliydi, diyor. Colerusun anlattna gre, Spinoza Tanr vergili bir gen
kz olan van Endenin kzna k olmu, ama kendisine kur yapan baka
bir arkada yznden onun tarafndan kt karlanm imi. Sonradan
tespit edildiine gre Clara van Ende bu srada ancak on iki yanda
olabilirdi ve byle bir yorma biraz gerekten uzak grnmektedir. Geri

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 1 7

Dante, ilk rastlad zaman Beatrice ancak dokuz yanda idi. Colerus
diyor ki, bu devirde Spinoza fizikle uramaya balam ve thologieyi
brakmt. Yeni tabiat anlayn renmek iin okuduu yazarlar arasnda
Giordano Bruno, belki de, en nemlilerinden biriydi. Filozof, Brunoyu
eserlerinin hibir yerinde zikretmiyor, ama ilk eseri hele Tanr, insan
ve onun yksek iyilii zerine ksa kitapa bal kk bir diyalog- ak
tan aa Brunoyu hatrlatyor. Orada ona din fikirlerin z olarak gr
len eyi tabiatn bilimsel anlal ile uzlatrmasna imkn veren felsefi
bir dnce grlyor. Brunonun tabiatn sonsuzluu ve tanrl hakkn
daki doktrini Spinozann Tanr fikrini Tabiat fikrine balamasna yardm
etti. Renaissance felsefesinin bu etkisi onun ilk eseri otuz, krk yl nce
kefedileli beri10 daha akla yakn grnmektedir; eskiden yalnz Spino
zann thologieyi brakarak fizie girdikten sonra peinden gidilecek yo
lun belirtilmesi iinde kararsz kaldna dair Colerusun iareti ile yetini
liyordu; yine bu gre gre Descartesin eserleri eline gemi, ak ve
seik sebepler zerine bir eyi dayandrmak eilimi ile ona balanmt.
Spinozann felsefeye Descartes olarak balad ve ancak yava yava
eletirmeler yapmaya balad dnlyor. Fakat Spinozann kale
minden km olan ilk eseri bu fikri yalanlyor. Filozof bu ilk kitabnda
birka esasl noktadan cartsianismei eletirmektedir. Spinoza asla tam
Descartes olmad, ama Descartestan birok eyler rendi, fikirlerin
den birou kendi iine yarad, hatta felsefi terimlerinden bir ksmn
kulland. Bu gei dnemi srasnda -ki henz kendi sistemi gzlerinde
kesin izgileriyle izilmi bulunmuyordu- o zamanlar Bacon ve Descartes
felsefesinin zaferinden nce Almanya ve Hollandada felsefe retimin
de hkim en son Skolastik yazarlar da incelemek kalmt. Spinozann
sonraki eserlerinde bulunan ifadeler ve nermelerden birou ilk eserle
rinde olduu gibi Skolastik etkiyi gstermektedir. Spinoza hatta birok
paralarnda Skolastikleri zikretmektedir. Btn bu grleri yaklatrmak
zere, felsefi gelimesinde, filozofun ok geni, ok farkl ufuklardan getii
ve phesiz hi de nemsiz olmayan birok kitaplar okumu bulunduu
anlalyor. Ba-eserinin bize gsterdii btn kesinlik ve akla ra
men, onun kkleri felsefi gelenein toprana her ynden uzanm ve
dalm bulunmaktadr. Fakat bu onun orijinalliinden hibir ey eksilt
10) Bu tarih, Hffdingin kitabna gredir, imdi (1965) 99 yl olmak gerekiyor.

1 8 ETKA

mez. Hatta o haydi haydi, dehann zmseme ve yourma gcnn ayrt


edici belirtisidir. Bir yapnn orijinallii ve zel deeri talarnn ayr ayr
yerlerden alnm olmasndan dolay hibir zaman eksilmez.
Onu her yandan harekete getiren btn bu fikri sebeplerin etkisi ile,
Spinoza, grlerinde gittike synagoguedan ayrlyordu. Aktan aa
kfrne hkmediliyordu ve buna engel olmak iin ona yllk bir maa
balanmas dnld. Fakat ne bu hediye, ne de bir fanatiin yapt
ldrme teebbs onu dncesinin yolunda ilerlemeden alkoymad, o
zaman o Yahudi cemaatinden trenle kovuldu (1656). Hatta Protestan
rahipler heyeti onu tehlikeli sayd iin, Amsterdamdan bir sre karl
mas karar bile alnd. O, ireti olarak bu ehrin yaknlarndaki bir kyde
oturan bir dostunun evine yerleti. Hayatn gzlk ve teleskop camlar
keserek kazanyordu; bu sanat o kendi Yahudi rahipliine ait eitime
borluydu. nk her Yahudi rahibi (rabbin), retimi srasnda bir za
naat renmek zorundayd. ehirden gelen dostlar ondan gzlk cam
alyorlar ve onun hesabna satyorlard: yle grnyor ki, o srada ken
disinin ve fikirlerinin dolaynda bir genler evresi toplanmaya balamt.
te bu dnemde o Tanr ve nsan adl kk kitabn ve belki de son
radan yaymlam olduu Tractatus theologico-politicusun ilk taslan
meydana getirmitir. Spinoza kiliseye bal tarikatlarn taassubundan tik
sinerek ekindi. Gittike daha derin bir duygu ile, gittike daha tam bir
anlayla, hayatnn asl iinin ne olduunu, yani ancak kendi yardmyla
insann ve varlkta kaplad yerin tabiat zerine esasl bir k tutmaya
elverili bir dnce dzeninin kurulacan grd.
Deney ona retmiti ki -Zihin Reformuna Dair adl bitmemi kita
bnn banda sylendii gibi- ne zenginlik, ne ehvet tad, ne eref insan
iin hakiki iyilik olamaz. Zihni bitmez tkenmez bir doyurmayla doyur
maya elverili biricik ey, ruhu devam edene balayan sabit bilgi ara
trmasdr. Gerekten o grte speklasyona bal ve soyut ve yine g
rnte insan hayatnn gndelik gidiinden uzaklam ise de, Spinoza
dncesinin aka, kiisel ve pratik bir amili vard. Akln tam akl
onun iin bir yaama ihtiyac idi.
1661de Leyden yaknlarnda kk bir ehir olan Rhynsburgda yer
leti. Ba-eserini orada yazmaya balad. Dostlarna mektuplarnda, hele
Oldenburg ve de Vriese mektuplarnda bunu zikretmektedir. Hemen
orada kaleme almaya balad eserin blmlerine ait msveddeler elde

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 1 9

edilmitir. Spinozann Amsterdamda oturan gen dostlar, ki bunlardan


ou hekimdi, kitab birlikte okuyorlar, pheli yerlerinde aklamalar
vermesi iin stada bavuruyorlard. Hayat ok kere anlatld gibi yapa
yalnz gemiyordu. Mektuplar, krk yl kadar nce kefedilen Ksa Kitap
bu srada hi de az olmayan, trl trl fikir eiliminde ve artta insan
larla kuatlm olduunu bize gsterir. Bu mektuplarn incelenmesi Spi
nozac ve dncelerini olduu kadar bu devirde hkm sren fikir duru
munu renmek isteyenlerde byk bir merak uyandrabilir. Komu ni
versite ehri olan Leydende birok dostlar vard. Bylece o, Nils Stensen
(Danimarkal tabiat bilgini Nicolas Steno) ile mnasebete giriti. Bu zat
o srada Leydende idi. Sonradan Katoliklie dnnce, Stensen Spino
za'ya bir mesajla kiliseye davet etti ve bunun dnda kurtulu yolu grme
diini dostuna anlatmaya alt. A. D. Jrgensen Danimarka krallk arivi
mdr olup, Nils Stensenin hayat hikyesini yazm ve Spinozann eski
dostunun yapt davete kar susmasn yle aklamaya kalkmt:
Hristiyanla mahsus efkatin huzursuz, endieli anlal Stenoyu, bu
grteki mutluluu Spinoza ile paylamaya gtrd: ferdi kiiliinin ar
zular ve tasalarna kar felsefenin sonsuz ilgisizlii Spinozaya anlatt ki,
bu adam hakikat bilgisi iin dnmemek zere kaybolmutur ve onun soru
iaretine en elverili cevap susmaktr. Sanrm ki Spinoza ile Stenonun
merakl mnasebetlerini ilk nce meydana karm olan bu kuvvetli ta
rihi, burada felsefeye kar olduu kadar Spinozaya kar da ok hakszdr.
Stenonun kendisine, din kiiliine olduu kadar bilimsel karakterine
kar da ok saygm vardr. Ama bu benim, bu propagandann ad ne
derece soylu olursa olsun efkat grnn (charit) aksiyon halinde bi
ricik dayanak olmadn sanmama engel olamaz. Her halde bu efkat
ruhu, Stenonun biroklar gibi, bir yce-mutluluktan (flicit) zevk duy
masna engel olmuyordu. Spinozann fikirlerini bakalarna zorla kabul
ettirmek istemedii iin, Spinozada efkat duygusunu kabul etmemek
hakszlk olur. Sevgi ile dolu olan inancn konusu insand, o birok inan
yollarnn, doktrinlerin iinde insan buluyordu. Tarafsz bir tank olan
rahip Colerus, bakalarna kar gsterdii byk ilgiyi anlatyor. Kom
ular bir sknt veya hastala dtkleri zaman onlar teselli ediyor veya
elendiriyordu. La Hayedeki ev sahibi kadn, onun dinine girmekle ruhu
nu kurtarp kurtaramayacan sorduu zaman, kendi dininin iyi olduu,
baka dine girmeye hacet olmad eklinde ona cevap verdi: Tam bir

2 0 ETKA

dindarlk ve skn hayat srecek olursa phesiz kurtulmu olacakt.


Balca Protestanln liberal eilimlerine kar sempati duyuyordu. Pro
testanln nemi zerinde fikirda Brunonunkinden bsbtn baka
bir fikri vard ve bu ok tabii idi: Avrupann en hr memleketinde, din
hrriyet iin mcadelenin btn alanlarda kendini gsterdii bir devlet
te yayordu. Spinoza ile ayn evde yaayan ve Katoliklie gemi olan bir
gen, Albert de Burgh, Steno tarafndan yaplan dine davet teebbsne
tekrar giriince, Spinoza ona hr bilginin meruluunu savunan ve her
trl hakiki dinin zn kabul etmeyi ve sevmeyi bildiren bir mektupla
cevap verdi. Unutmamaldr ki Steno balca Spinozann din hrriyetini
belirttiini grd iin alnyordu. Din hrlk iin almak, Stenoya
gre ruhunun kurtuluunu tehlikeye drmektir. Hakiki bir inancn ne
zorla, ne iddetle kendini kabul ettiremeyeceine dair Spinozann ka
naati ve samimi olmak artyla bakasnn inancn sarsmamak nezaketi,
ferdin kiilii iin ihtirasl bir propagandayla maksadn ifade edenlerin
hareketinden daha faydal, daha doru deil midir?
Rynsburgda birka yl oturduktan sonra Spinoza (1663), La Haye
yaknlarnda Voorburga ve daha sonra da (1670) asl La Hayea gitti.
Burada da birok dostlar vard ki, bunlardan bir ksm Witt kardeler gibi
yksek mevkiler tutuyorlard. Hayat ok sade idi. Para ilerinde akrabas
nn, dostlarnn yardmna kar byk bir ilgisizlik gsteriyordu. Hayat
neeli ve sevinli bir mizala karlyordu. Etikada yle diyor: Melankoli
yi kovacak yerde, neden al, susuzluu gidermeye almal? Hibir
Tanr, genel olarak hibir varlk, ben u sandaym ki, eer haseti deilse
benim ne gszlmden, ne de mutsuzluumdan haz duyar, ya da gz
yalar, hkrklar ve korkunun benim iin iyi olacan dnr; tersine,
duyduumuz sevin ne kadar bykse, ykseldiimiz yetkinlik hali o kadar
byktr, yani tanrsal tabiata o kadar karrz. Bunun iin bilge kii
yiyerek ve ierek kendi bedenini besleyecek ve kuvvetlendirecektir; nite
kim kokular, iekleri, musikiyi, zevkle yaplm elbiseleri, beden egzersiz
lerini ve gsterileri sevecektir. Mistik mizacna ramen, Spinoza bir zahit
deildi. Felsefesinde olduu gibi hayatnda da tek bir fikir halinde kalba
dklmek eilimi, eitli gerek duyusu ile atba gidiyordu ki onun i
kanunu kendi anlayna gre, bu dnce ile ifade edilmiti. Hayatnn
ve felsefesinin karakterini belirtirken, onda mspet olarak arpan trl
akmlar, devaml olarak gz nnde bulundurulmad zaman yanlla

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 21

dlm olur. Her ne kadar btn bu eilimleri doyuracak, onlar kar


lkl uzlatracak byl sz sanld gibi bulamamsa da!
Spinozann yaymlad ilk eser Descartes felsefesine dair bir aklamadr
ki (1663) henz kendi felsefesini retmek istemedii bir gen, Albert de
Brugh iin yazlmt. Cartsianismei bu suretle kendi doktrinine giri gibi
grmesi dikkate deer. O srada biteviye dzeltmekle urat Etika zerinde
alyordu, bu eseri bakalarna ok ihtiyatl olarak gsteriyordu, kitabn
el yazmasn yabanclara gstermeleri iin raklarna izin vermeden nce,
onlarn karakteri ve durumlarna dair bilgi topluyordu. Nitekim Etikay
Leibnize gsterme iznini dostu Tschirnhausene vermedi; anca Leibnizle
uzun ahsi mnasebetlerinden sonra, kapital eserini kendisi ona gsterdi.
Tnniesin varsayna gre Etikann ilk iki kitab bamsz bir blm
tekil ediyordu; Hobbesun tesirini belli eden ve politiquede de bu tesiri
devam ettiren, nc kitabn gereki psikolojisi sonradan meydana
getirilmie benziyor. kinci ve nc kitaplar arasnda birok ekil
eliiklikleri bu suretle anlalacaktr. Kk Kitapla karlatrlnca,
Etika bir ilerleme gsterir. Spinoza artk ruhun maddeyle nispetlerini bir
nedensellik nispeti gibi dnmyor, fakat bir zdelik nispeti gibi d
nyor. Spinoza kapital eserini birok vesilelerle bastrmaya kalkt, fakat
srf yaymlanaca haberin dourduu byk heyecan grerek bundan
vazgeti. Trait thologico-politiquein (1670) yaymlanmasndan beri, asl
sistemi henz tannmam olmasna ramen, o fena karlanmt. Kitap
din hrriyetini bir insan hakk olarak savunuyordu; zel olarak kiilik
farklarnn ister istemez inan farklarna sebep olacan gsteriyordu.
Bundan baka, kutsal kitaplarn ve hele Eski Ahidin11 srf tarihi incelen
mesini ve yazarlann psikolojik ayrt edici vasfn iine alyordu. nsan
larn ruhlarn boyun emeye ve ahlaklla gtrd iin, amac pratik
olan bir dini, srf teorik amac olan bilimden aka ayryordu ve bu fark
zerine dayanarak bilimde tam ve btn hrl aryordu. En sonra kita
bn mucizelere inanmaya kar bir polemikle bitiriyordu: tabiat kanun
lar Tanrnn znn kanunlardr. Gelecein bunca dncesini iine
alan bu eser, dinsizliin zeti gibi grlrd. Bu vesileyle Spinozann
yapt tecrbeler onu yalnz Etikay yaymlamaktan vazgemeye deil,

11) Tevrat, Eski Ahidin yalnz bir ksmdr. Hffding bunun sonraki tarihte yazldn
iaret ediyor.

2 2 ETKA

ayn zamanda Heidelbergde teklif edilen bir profesrl de reddetmeye


gtrd. Yaplan btn vaatlere ramen, yeteri kadar retim hrriyeti
olamayacandan korkuyordu. Uzun yllardr shhatini bozan, soydan
gelme bir gs hastal lmne sebep oldu (21 ubat 1677). Hayatnda
olduu gibi lmnde de, sadk hakikatli dostu olan Colerusun titiz bir
incelemeden sonra reddettii vahi grltler etrafa yaylmt; Colerus
kendisi de gerekten bir hr dncelinin bu kadar gzel bir hayat sre
bilmesine ve bu kadar rahat lebilmesine amt; Spinozann berberinin
cenaze alay iin yazd bir notta kendi mterisine, Mutlu Spinoza!
demesini yersiz ve dedikoduyu gerektirir buluyordu.
Spinozann kiiliinin gelimesinde, biz onun sisteminin trl unsurla
rnn trl yanlardan meydana ktn gryoruz. Bizim iimiz kesin eklini
alm olan sistemin zmlenmesi yardmyla, bu unsurlar onun nasl bir
letirdiini ve bu birletirmede ne kadar baar gsterdiini incelemektir.
HFFDING
*
*

Burada Harald Hffdingin Spinoza sistemi zerine yapt otuz be


sayfalk analizi nakledecek veya ksaltacak deiliz. Bunun iin Trkeye
evrilmi olan eserlerden Weberin Tarih Felsefesi ile (eviren Prof. Vehbi
Eralp), Vorlenderin Tarih Felsefesini (birinci cildi eviren M. zzet, ikinci
cildi eviren Orhan Sadettin), Abb Barben kk Tarih-i Felsefesini
(eviren Bahur srail), Boiracn Tarih-i Felsefesini (eviren M. Emin ve
Baha Tevfik) hatrlatmalyz. Daha etrafl bilgi iin Brunschvicgin Spi
nozaya dair byk incelemesini, G. Friedmannn Leibniz et Spinoza adl
tetkikini tavsiye ederiz. Bibliyografi iin daha ok bilgi evirinin sonuna
Apphunun katt Notlar da vardr.

ETKA ZERNE12
Rijnsburgda oturduu srada, 1661 ylndan balayarak, Spinoza geo
metricilerin metoduna gre Tanr hakkndaki doktrinini aklamaya
12) Apphunun nsznden.

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 23

giriti. Oldenburga yazd mektubun bir paras bunun doruluunu


gsteriyor ve Ksa Kitapn (Cours Trait) birinci ek blm ki, aa yukar
ayn zamanda yazlmtr, bu cinsten ilk denemeleri hakknda hkm
vermemize imkn brakyor.
Bu aklay yolu, hatrlayalm ki, Descartes Felsefesinin lkeleri adl
kitabndaki aklay yolunun ayndr ve Descartesin kendisi de kinci
tirazlara Cevaplarnda bunu kullanmt.
Zihin Reformuna Dair Kitap'n ve asl Etikann btn dikkatli okuyu
cularna pek ak grnen sebeplerden dolay, geometrik yani sentetik
dzen dncesi tam yetkinliine eritikten sonra, Spinoza tarafndan
doru ve zorunlu dzen diye grlmekten geri kalamazd. in dorusu, o
bu suretle birok yanl anlamalara sebep oldu.
Hazrlksz olarak Etikann ilk sayfasn aan ve hakiki anlamn kav
ramad cevher, sfat, tavr tanmlar, sonra aksiyomlar karsnda bulunan
okuyucu, kendisinin gerekten ok uzak olduuna hkmeder. Okuduu
kelimeler zihninde hibir hayal ve hemen hibir dnce uyandrmaz;
onlardan sonra gelen kantlamalar, reddedilebileceklerine inanmadan,
ona hi tesir etmez: Spinoza Tanry ve varoluu, Tanrnn varl mantk
a zorunlu olacak ve baka trls de imknsz olacak surette, nceden
tanmlamam mdr? Soyut kavramlar zerinde byle akl yrtmelerle,
bizim iin gerekten nemli olan eyler gz nne alnacak ve zihnin
tasalar doyurulacak mdr? Bu davran anlamsz gibi grnyor; birok
lar daha ilk sayfalarda ylyor ve kitab kapyorlar. Filozof ve felsefe hakkn
da yanl anlaylar grnte mtevaz olan yle bir szle ifade edilebi
lir: Ondan hibir ey anlamyorum, fazla kuru; geri soyut speklasyon
lara baylrm, ama kendimi bu ie verecek yatknlm yok. Kitab oku
maya devam eden ve bitirenler bile, yazara tam hakkn verirlerse, ou
kere onun deneye ayrd byk pay gremezler ve kitaptaki grltc
ve bencil olmayan, geni, derin ve rahat hayat iddetinin harikasn an
cak uzun bir incelemeden sonra duyabilirler13.
Spinozann maksadn belirten ve en yakn fikirlerini habersiz okuyu
cunun soyut diye hkmettii kavramlar derin tahlili ile hakl gsteren
bir girile ie balanmas, aksiyomlar hakknda mesela, Doru bir fikir,

13)Burada zek yetmez. Renana gre Spinoza hayat fikrine ve gerek duygusuna yabanc
bir idealisttir. (1877de La Hayedan verilen nutuktan.)

24 ETKA

bu fikrin objesi ile uyumaldr, gibi bir aksiyom (Vinci) hakknda pein
den aklama, her trl yorumlama yanllna engel olmadan, Etikann
okunmasn itiraz gtrmez bir derecede kolaylatrr ve Spinozann tesi
rini daha geni bir evreye yayard.
e yarayacana tamamen inanmakla birlikte, bu giriin ve bu ak
lamann yazarnca Etikaya eklenmemi olmasndan dolay eseflenmek
gerekip gerekmediinden pheliyim. Zihin Reformuna Dair Kitap ve Mek
tuplar, zannederim, Spinozann dncesi iin istenen aydnl hakika
ten merakl kimselere vermektedir ve phe yok ki o, eserini, zahmetle
rine acyan kimseler iin yazmamtr. Etikann son satrlar, birka keli
meyi deitirerek, okuyucuyu aydnlatmaya yarayabilir. Hakiki mem
nunlua gtrdn gsterdiim yol son derece etin grnyorsa da
yine oraya girilebilir. Ve phesiz ok nadir bulunduu iindir ki ok
etin olmas gerekir. Eer kurtulu elimizde olsayd ve ona zahmetsizce
ulalabilseydi, onun hemen herkese ihmal edilmesi nasl mmkn olur
du? Fakat gzel olan her ey, nadir olduu kadar da gtr.
Rinsburghda oturduu srada Etikann ilk blmn ilk ekli ile yazd
ve baz dostlarna bildirdi. Bu konuda Spinozadan manevi gdasn alan
ve Kk kitap kendisi iin yazlm bulunan Simon de Vriesn tankl
na sahip bulunuyoruz. stadn raklar doktrinini birlikte incelemek
iin toparlanyorlard. Onlardan biri Rinsburghdan gnderilen metni oku
yor ve elinden geldii kadar erh ediyordu; skntl noktalar birlikte ince
leniyordu ve fazla bir zorluk karsnda kalrlarsa not alyorlar, yazardan
yaz ile aklama istiyorlard. Bylece, bu bilgiler arasndan kardmz
mektupta, Simon de Vries nc tanm artc diye gsteriyor ve Spi
nozadan 8inci nermenin nc scoliesini aklamasn diliyor. Ad
geen metin kesin yazlta 10uncu nermenin scoliesine aittir ve bu
suretle Spinozann sonradan gerekli grd dzeltmeler hakknda bir
fikir ediniyoruz.
Spinozann 13 Mart 1665te Guillaume de Blyenberghe yazd mek
tupta Etikadan yle sz edilmektedir:
Doru adam deyince, diyor yazar, herkesin asl kendisine ait olan
eye sahip olmasn devaml surette isteyen kimseyi anlyoruz ve henz
baslmam olan Etika adl kitabmda bu arzunun kklerinin, zorunlu ola
rak gerek kendilerinde, gerek Tanrdan karlm ak bilgide olduunu
kantlyorum. Eserin yazl, grlyor ki, bu tarihte ok ilerlemitir,

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 25

zira onun iaret ettii teori drdnc blmn 36 ve 37nci nermele


rinde aklanm bulunmaktadr.
Bununla birlikte, u noktay belirtmek gerekir ki, kitabn dzenlen
mesi bizim bildiimizden farkldr; ayn 1665 ylnn Haziran aynda yazl
m baka bir mektubun gsterdii gibi, drdnc blm nc blm
le birlemitir. Spinoza bunu u ekilde ifade ediyor: Felsefemizin n
c blmne ait bahislerden gerek evireni olmak isterseniz size, gerek
se dostum de Vriese yaknda bir para gndereceim. Bu almay bitir
meden nce, hibir ey bildirmemeye karar verdiim halde, dndm
den fazla zaman alaca iin, sizi bekletmek istemiyorum ve aa yukar
ilk 80 nermeyi size gnderiyorum.
Etikann nc blm iinde imdiki haliyle 59 nerme bulunuyor.
Blyenberghe yazd mektupta bulunan iaretle ad geen bu paray bir
birine yaklatrnca drdnc blmn, phesiz, insanlarn birbirleriyle
mnasebetlerine ve sistemin kuruluuna dair dncesi iin Spinozaca
verilen aklamalar dolaysyla, 1665den sonra nc blmden ayrlm
olmas gerekir. Bylece, ikinci blmn sonuna doru Spinoza, yalnzca
drdnc blmde olann ondan sonraki blmde aklanmas gerekti
ini haber veriyor. Bu parann deitirilmesi gerekiyordu ve bunu yapma
mtr.
Baka bir notta -Tractatus theohgico-politicus un notunda- daha etrafl
tafsilat olan sebeplerle, Spinozay Descartes Felsefesinin lkelerinin yaym
lanmasndan beri (1663) aa yukar yalnz bana uratrm olan ve
acele bitirilmesi gerektiine kani olduu alma, yukarda bir parasn
naklettiimiz mektuptan biraz sonra terk edildi.
Etikay bitirecek yerde Trait thologico'politiquei yazd ve yaymlad.
O her ne kadar ayn insan olarak kalmsa da, hal ve artlar deimiti:
Spinoza kuvvetin ktye kullanlmasna kar, zamannda hrriyet iin
yaplan mcadeleye ilgisiz kalamazd ve Hollandada Calvinci kiliselerin
toleransszl yazlarnda devletin laiklii ilkesini savunan kimselerle,
dostu Louis Meyer, Lambert van Velthuysen, Pierre ve Jean de la Court,
Jean de Witt, byk pensionnairein yeeni ile abalarn birletirmek iin
kuvvetli sebepler ortaya koyuyordu. 1663ten beri Spinoza, kaydetmek
gerekir ki, en ok La Haye yaknlarndaki Voorburgda oturuyordu.
Amsterdamdaki dostlaryla ilikileri kesilmeden ve karakterini deitir
meden, siyasi mcadelelere karm baka trl kimselerle, hatta byk

26 ETKA

pensionnairele tanmt ve ok iyi anlalabilir ki, filozof olarak ve za


mannda herkesten ok ncili bilen insan olarak, onda orangistelerin ve
ar Calvincilerin entrikalar yznden kuvvetle tehdit edilmi olan cum
huriyeti davay kendine gre savunmak arzusu vard.
Tractatus theologico-politicus 1670de kt ve phesiz Spinoza hemen
derhal, nemli dzeltmelerin yaplmas gereken Etikann yazlmasna ko
yuldu. Passionlarn teorik incelenmesi yalnz bana nc blm dol
durdu; Spinozann asl ahlak, yani rasyonel bilginin hayatn gidiine tatbi
ki, drdnc blmn iindekileri tekil etti ve phesiz Spinozac fayda
clk denebilecek olan siyasal ve toplumsal sonular yazarca Tractatusun
yazlmasndan nce olduundan daha ak olarak fark edildi ve aklan
d; Kitapta, phesiz, bu aralkta okumu olduu yeni kitaplardan, zel
olarak Hobbesdan ve onun zerindeki dncesinden faydaland. En
sonra beinci blm, yani hrlk etkisi ile insann her trl d gerekti
rilmesinden kurtulmasn ve ona kurtulu vermesini, yani insann kendi
nefsine ve Tanrya kar zihni sevgide sevin bulmasn mmkn klan
aralara ait aklama yazld veya hi deilse yeniden yazld.
Biz 1674n sonlarnda ve 1675te, Spinozann mektuplarndan,
Etikann yeni yazlnn bitmi olduunu ve orijinal elyazmas kopyala
rnn yalnz ilk raklarnn deil, onunla yeniden mnasebet kuran
Tschirnhausen ve Schller gibi genlerin de elinde bulunduunu gryo
ruz. Tractatusa kar yaplan iddetli hcumlar, Hollandann btn senyr
meclislerince verilen mahkmluk kararlarna, ayn yazarn yeni ve daha
tehlikeli bir eserinin yaymlanmasn yasak etmek iin alnan tedbirlere
ramen, Spinoza 1675 yl 22 Hazirannda Oldenburgun ona yazd mek
tubun bir cmlesinin gsterdii gibi, Etikay karmaya karar vermiti:
5 Temmuz tarihli cevabnzdan kitabnz be blm halinde yaymla
maya karar verdiinizi anladm iin... Bu mektuba Spinoza bir sre
sonra cevap verdi: Mektubunuz benim tam size bahsettiim kitab yaym
lamak zere Amsterdama hareketim annda elime geti. Bununla ura
tm srada, benim Tanr zerine bir eserimin basmevinde olduu ve
benim de kitapta Tanrnn var olmadn gstermeye altm grl
ts her tarafa yayld ve bu grlt pek ok kimsece kolaylkla kabul
edildi. Baz ilahiyatlar, belki de ilk yazarlar olan ayn kimseler, prense
ve yarglara beni ikayet iin bu frsattan faydalandlar; bundan baka,
bana ho grnmeye alan budala Descarteslar, phe altnda kal

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 27

mamak iin, her yerde benim kanlarm ve yazlarm zerine ellerinden


gelen btn kt eyleri sylemekten geri kalmadlar. nanlmaya deer
kimselerden ayn zamanda ilahiyatlarn bana kar evirdikleri manev
ralar haber alnca, durum daha aklancaya kadar hazrladm yayn
lar durdurmaya karar verdim, fakat her gn durum daha karyor ve ne
yapacam bilemiyorum.
Szn ksas, eser 1677de 21 ubatta Spinozann lmne kadar
baslmadan kald. Hastalk yznden zayflam, kalabalk bir partinin
hcumlarna uramt. Fakat 1672 devrimiyle tam kudretli olmu olan
Spinoza salnda Etikann yaymlanmasndan vazgemeyi tercih etti.
nceden zaten baka almalara, hele Trait politique'e girimi olan bu
bilge kiinin, hayatnn son ylndaki skndan faydalanmas mmkn
olmutu. Ad etrafnda yaplan grlty artrmak arzusu onun saf ruhun
da phesiz yer bulamazd. lmnden sonra elyazmalarnn dostu ve
nairi Jean Rieuwertszin eline verilmesi iin tedbir almakla yetindi.
Spinozann dostlarnn bu elyazmalarn satmay dndklerini, hatta
ilgilenenlerin bu i iin Leibniz ile temasa girdiini grnce insan biraz
rahatsz oluyor. Pek yerinde olmayan bir iddetle bu sat tasarsna dair
hkm vermemek iin, unu belirtmek gerekir ki, bu elyazmalarnn,
hele Etikann birok kopyalar alnmt. Orijinalinin elden kmas yayma
engel olmad da, aksine onu kolaylatrd. Zira Spinoza son derece fakir
dmt. Tabii varisleri onun mirasn kabulden ekinmilerdi ve onun
brakt pek az eyann satyla gmlme masrafnn denemeyecein
den bir an korkutmutu; elyazmalarnn satndan elde edilen para belki
de lmnden sonraki eserlerin (uvres posthumes) baslmasn salaya
cakt; en sonra, Spinozann brakt ktlarn nemi hakknda herkes
ten ok hkm verebilecek olan Leibnizin onlar titizlikle korumu ve
nihayet sonraki kuaklarn bulduklar bir ktphanede saklam olmas
ihtimaline inanlabilir.
Her ne olursa olsun, sat projesine devam edilmedi ve gereken paray
bulan cmert bir adsz Amsterdamlnn sayesinde uvres posthumesn
baslmas 1677 ylnn Kasm aynda mmkn oldu. Hemen ayn zaman
da Glazemaker yardmyla Hollanda dilinde bir evirisi kt ki, bu evi
riye Spinozann yeni editrleri ve eviricileri faydal bir ekilde bavur
mulardr. Glazemakerin bu ilk evirisi baslm metne deil, ondan bi
raz farkl olan bir el yazmaya gre yaplmtr.

28 ETKA

ETKA hakknda bir nottan karlm para


Bu byk eseri birka satrda zetleme iddiasndan uzaz. Bununla
birlikte, belirli noktalarn iaret iin gstermemiz gerekir ki, Spinozann
aklamasnda tuttuu sraya ramen, hakiki balang noktas Descar
testan ya da baka bir yazardan karlm bir cevher teorisi veya fikri
deildir. Giri blmnde sylemeye altmz gibi, o aslnda bir eit
hayat tecrbesine dayanyor: O kendi duygulanlarnn uuruna sahip
tir; nitekim, bir Bedeni olduunu ve Beden hayatnn hangi artlarda
srp gittiini gzlem ile bilir (blm IInin 13nc nermesi ardndan
gelen postulatlara bkz.). Fakat bu bir eit bilgi ise de, son derece eksik ve
kederli bir bilgidir, kederlidir, nk eksiktir; uur edinmek, geri insan
iin strap ekmek deilse de, hi deilse edilgin olmak (ptir), zor altn
da bulunmak, gdlmek, ou kere yk altnda kalmaktr. Filozofun elin
de, kurtulmak iin nasl bir ara vardr? Onun ii, hayatn terkip eden
ilineklerden (arazlardan), asl kendi varln meydana getirmektir: Bu
bir matematikinin ina etmeyi bildii ekle ve bu eklin zelikleri ze
rindeki fikrine benzetilebilecek bir fikirdir. O zaman edilgi ardndan etki,
dsal ve basnl zorunluluun ardndan iradesine uygun olup Akl hali
ni alan bir zorunluk gelecektir. Ancak bu amaca ulamak iin evrenle
ballna gre savunduu bir bilgi ona mutlaka gerekecektir; buradan,
nce bu evreni cevherindeki birlik ve tavrlarndaki okluk iinde kav
ramak zorunluluu kar. Etika, bir kelime ile, bizi uurdan kendi kendi
mizin bilgisine, Tanr bilgisini de kuatan bilgiye ykseltir, bunun iin
sentetik bir aklamada nce Tanrdan sz etmelidir.

Metne ve eviriye Dair Bildiri


Birinci Bask
evirime Etikann Latince metnini de katarak, Spinoza felsefesini
biraz yakndan incelemek iin bu kitab kullananlara daha elverili olaca
n dnyorum.14 Bu katmay, sylemeliyim ki, bana bilgin meslektam
Lon Brunschvicg tavsiye etti ve bu suretle almama hayrl bir ilgi
14) Franszca evirinin karsnda Latince metin de birlikte baslmtr.

SPINOZA VE ETKA EVRS ZERNE BRKA SZ 29

kazandrm olduu iin ona teekkr etmeliyim. Nitekim yaymlamann


ilk plannda bulunmayan bu ekliyle Etikay karmay kabul eden editr
lerime de teekkr ederim. Bu kitapta bulunan metin, birka pasaj bir
yana, Spinozann btn eserlerini yaymlayan van Vloten ve Landn
kendi basklarndaki metinden alnmtr. (Benedicti de Spinoza Opera
quotquot reperta surt, 2 vol. La Haye, 1882-1883; 2 me edit, 3 vol., 1895).
Bununla birlikte grlecektir ki, Etika 1905te yalnz olarak yeniden basl
d iin ben tabiatyla, eskilerinden daha doru olan, hele 1895 metnin
den daha doru olan bu nshay kullandm. Yalnz 1905 metninde hafif
baz deiiklikler yaptm ve bunlar bir yldz (*) iaretiyle gsterdim. Bu
dzeltmeleri yapmak iin Leopoldun 1902 La Haye basksn, de Stern
ve Baentschin Almanca evirilerini kullandm.
APPUHN

kinci Basknn nsz

Spinozann Milli Eitim Bakanl klasikleri arasnda kan evirisi,


ikinci defa olarak 18 yl sonra kyor. Bu ikinci eviride dorudan do
ruya Charles Appuhnun Latince orijinali ile birlikte yaymlam olduu
Franszca evirisine dayandk. Franszcada ikiye blnm olan eseri as
lnda olduu gibi tek bir cilt haline koyduk ve Appuhnun iki cilde bl
d notlar bu tek cildin sonunda bir araya getirdik.
Bu eviride dilin daha arnm ve terimlerin daha Trke olmasna
altk. Birinci eviride kullandmz geometriye ait corollaire gibi ke
limelerin Trke karln koyduk. Bu byle olmakla birlikte, btn
terimlerde z Trkeye gidemedik. Byle bir zorlamann zaten kuru ve
skntl olan eserin anlalmasn gletireceinden korktuk. Baz yerler
Trkenin tabii deyilerine tam uygun deilse de metinden uzaklamamak
iin, bunlar deitirmedik. Dorudan doruya Latinceden Trkeye
bir filolog tarafndan evirisi yapld zaman, Bat dillerindeki eviri fark
laryla karlatrlmak zere, Trkeye tam uygun ekle yaklalabilir
sansndayz.
H. Z. LKEN

1
Tanr Hakknda

Tanm I
z varl kuatan, baka deyile tabiat ancak var olarak tasarlanabi
lecek olan eye, kendi kendisinin nedeni (causam sui) diyorum.
Tanm II
Snrl olan, yani kendisiyle ayn tabiatta baka bir eyle snrlanabi
len bir eye kendi cinsinde sonlu diyorum. Diyelim, cisim kendi cinsinde
snrldr, nk biz herhangi cismi tasarlasak, tasarladmzdan daha
byk bir cismi tasarlayabiliriz ve bu daha byk cisim birinci cisimle
ayn tabiatta olduu iin, cismin kendi cinsinde sonlu olduunu sylemek
dorudur. Nitekim bir dnce baka bir dnce ile snrlandrlmtr.
Fakat cisim dnce ile ve dnce de cisimle snrlandrlmamtr.
Tanm III
Kendi bana var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini tekil
edecek baka hibir fikrin yardm olmakszn hakknda fikir edindiimiz
eye cevher1 diyorum.
1) Cevherin Trkesi tzdr, fakat Spinozann klasik felsefe dili iin burada cevher,
sfat kelimelerini kullandk.

32 ETKA

Tanm IV
Cevherde, onun zn meydana getirmek zere algladmz2 eye
sfat (ya da yklem) diyorum3.
Tanm V
Cevherin duygulanna, baka deyile kendi kendisine deil, baka
bir eyde var olan (in alio) ve ancak bu baka ey yardmyla tasarlanan
eye tavr diyorum.
Tanm VI
Mutlak olarak sonsuz bir varla, yani sonsuz sfatlar olup basz ve
sonsuz (ezeli) z bu sonsuz sfatlarnda her biriyle ifade edilmi olan
cevhere Tanr diyorum.
Aklama
Mutlak olarak sonsuz diyorum, yoksa kendi cinsinde sonsuz demiyo
rum. Zira yalnzca kendi cinsinde sonsuz olan bir yerde sonsuz sfatlar
(yklemleri) olumsuzlayabiliriz; fakat mutlak olarak sonsuz olan iin ise
bir z ifade eden ve hibir olumsuzluu kuatmayan her ey onun zne
aittir.
Tanm VII
Srf kendi tabiatnn zorunluluu ile var olan ve etkinlii yalnz ken
disi ile gerektirilmi bulunan eye hr diyorum.
Kesin ve gerektirilmi bir art iinde var olmak ve etki yapmak iin
kendisinden baka birisiyle gerektirilmi olan eye zorlama (cebr) diyorum.
Tanm VIII
Basz ve sonsuz (Eternel) olan eyin yalnzca tanmnn zorunlu bir
sonucu diye tasarlanmas bakmndan, varla basz ve sonsuzluk (Eter
nit) diyorum.4
2) drak ettiimiz.
3) Attribut kelimesi mantkta yklem, metafizikte sfat diye karlanyor, ancak burada
Spinoza ikisini de ifade ediyor.
4) Eternel karl her ne kadar basz ve sonsuz demekte isek de Spinoza bunun yannda
sonsuz da dedii iin her yerde kullanamadk.

TANRI HAKKINDA 33

Aklama
Gerekten byle bir varlk, ezeli hakikat, nitekim eyin z diye
tasarlanmtr ve bu sebepten, sre veya zaman ile aklanamaz, hatta
sre ba ve sonu olmayan ey diye tasarlanm olsa bile.
Aksiyom I
Var olan her ey ya kendisinde, ya da baka bir eyde (vel in se vel in
alio) vardr.
Aksiyom II
Baka bir ey aracl ile tasarlanmayan eyin (per aliud) kendisinde
tasarlanmas gerekir (per se).
Aksiyom III
Verilmi diye varsaylan gerekli bir nedenden zorunlu olarak bir eser
kar ve tersine, hibir neden verilmi deilse oradan hibir eser kmaz.
Aksiyom IV
Eser iin olan bilgi, neden iin olan bilgiye baldr ve zorunlu olarak
onun varln kuatr.
Aksiyom V
Aralarnda hibir ortaklk olmayan eylerden birisi tekisi ile tasarla
namaz; baka deyile, birinin fikri veya kavram tekinin fikri veya kav
ramn kuatamaz.
Aksiyom VI
Her doru fikrin kendi objesine uygun olmas gerekir (suo ideato).
Aksiyom VII
Bir ey eer var-deil diye tasarlanabiliyorsa, bu eyin znn varl
kuatmadndan emin olunabilir.
nerme I
Cevher tabiata, kendi duygulanlarndan nce gelir.

34 ETKA

Kantlama
Cevherin kendi bana var olan ey olduu ve kendi kendisiyle tasar
land sylendi (tanm 3): Cevherin tavr ya da duygulanlarnn kendi
balarna deil, bakasnda (in alio), yani cevherde bulunduklar da sy
lendi (tanm 5), buradan u sonu kar ki, cevher tabiat bakmndan
ancak kendisiyle duran (kaim olan) duygulanlarndan nce gelir.
nerme II
Farkl sfatlar olan iki cevher arasnda ortak hibir ey yoktur.
Kantlama
Cevherin kendisinde var olan ve kendi kendisi ile tasarlanan ey ol
duu, yani var olabilen herhangi bir eye ait baka hibir fikrin yardm
olmadan fikir edindiimiz ey bulunduu sylendi (tanm 3); buradan u
sonu kar ki, farkl sfatlar olan iki cevherden her biri kendi bana var
olur ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilir. Halbuki, kendi bana var
olan ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilen eyin yine kendi bana
var olan ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilen baka bir eyle ara
larnda hibir ortaklk yoktur. Zira aralarnda ortak ne olabilirdi? Bunlar
sfatlar olamaz, nk tersine olarak ne olabilirdi? Bunlar sfatlar ola
maz, nk tersine olarak onlar trl sfatlara sahip gibi (diversa attributa
habentes) varsaylmlardr; bu, z de olamaz, nk z sfatlar zerine
kurulmutur ve sfatlar her iki cevherde trl trl olunca, zorunlu ola
rak onlardan her birinin znn farkl olmas gerekir. Eer onlardan her
birinin z farkl ise, aralarnda hibir ortaklk olmadn sylemek do
ru olur; en sonra aralarnda ortak olan ey tavrlar veya duygulanlar da
deildir, nk cevherin tavrlar ya da duygulanlar ancak cevherle
kaimdirler (tanm 5) ve yalnz onunla tasarlanabilecekleri iin, z bakmn
dan farkl olan iki cevherde ayn tavrlar ya da duygulanlar olamaz ve
tasarlanamaz. yle ise, farkl sfatlar olan iki cevherin aralarnda hibir
ortaklk olmad dorudur.
nerme III
ki ey arasnda hibir ortaklk olmad zaman, onlardan biri teki
nin nedeni olamaz.

TANRI HAKKINDA 35

Kantlama
Sylendii gibi (Aksiyom 4) eser iin olan bilgi neden iin olan bilgiye
bal ise ve onu zorunlu olarak kuatyorsa; yine sylendii gibi (Aksiyom
5) aralarnda hibir ortaklk olmayan eyler birbirleriyle tasarlanamazlarsa,
bundan u sonu kar ki, aralarnda hibir ortaklk olmayan iki eyden
biri tekinin nedeni olarak tasarlanamaz. nk eer o tekinin nedeni
olarak tasarlanabilmi olsayd, bu gerek onlarn sfatlaryla, gerek tavrlar
ya da duygulanlaryla aralarndaki bir ilgi yznden olacakt; halbuki
birinin tavr ve sfatlaryla tekinin tavr ve sfatlar arasnda hibir ilgi
yoktur, nk hibir ortaklklar yoktur. Buradan u sonu kar ki, biri
tekiyle tasarlanamaz; baka bir ynden, eer birinin tekiyle tasarlanama
mas doru ise ve bununla birlikte eser iin olan bilgi neden iin olan
bilgiye bal ise, meydandadr ki aralarnda hibir ortaklk olmayan ve
biri tekiyle tasarlanamayan iki eyden biri tekinin nedeni olamaz, nk
eer olsayd birinin tekiyle tasarlanmas gerekirdi, bu ise yoktur ve olamaz.
nerme IV
ki ya da birok seik ey, birbirlerinden ya cevherlerin sfatlarnn
farkllndan ya da cevherlerin tavrlar ve duygulanlarnn farklln
dan dolay seiktirler.
Kantlama
Var olan her ey ya kendisinde (en soi) vardr, ya bakasnda vardr
(aksiyom). Yani (tanm 3 ve 5) zihin dnda cevherler ve duygulanlardan
baka hibir ey yoktur; yle ise, zihin dnda birok eylerin birbirlerin
den seik olmalarn salayan cevherlerden baka bir ey yoktur, ya da
(tanm 4) ayn anlama gelmek zere, onlarn sfatlar ve duygulanlarn
dan baka bir ey yoktur.
nerme V
Alemde ayn tabiat ya da ayn sfat olan iki ya da birok cevher
olamaz.
Kantlama
Birok seik cevher olmu olsayd, ister istemez onlarn birbirlerinden
ya sfatlarnn farkll ile ya tavrlar ya da duygulanlarnn farkll ile

36 ETKA

seik olmalar gerekecekti (nerme 4). Halbuki eer onlarn yalnz sfat
larnn farkll ile seik olacaklar sylenirse, bundan anlalr ki onlarn
ayn tabiat ve ayn sfat olmayacaktr; ki beinci nermenin de syledii
budur. Eer onlar duygulanlarnn farkll yznden birbirlerinden seik
iseler, bir cevher (nerme 1) tabiata duygulanlarndan nce geldii
iin, yani (tanm 3 ve aksiyom 6), hakikatte, o bakasndan seik diye
tasarlanamayacaktr, baka deyile orada birok cevher deil yalnz bir
cevher olacaktr.
nerme VI
Bir cevher baka bir cevher tarafndan meydana getirilemez.
Kantlama
Beinci nermeye gre, tabiatta ayn sfat olan iki cevher olamaz,
yani, ikinci nermeye gre farkl sfatlar olan iki cevherin arasnda hibir
ortaklk yoktur. nc nermeye gre, iki ey arasnda hibir ortaklk
olmad zaman, onlardan biri tekinin nedeni olamaz, baka deyile biri
teki ile meydana getirilemez.
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, bir cevher baka bir cevher tarafndan
meydana getirilemez. nk tabiatta cevherler ve duygulanlardan baka
hibir ey yoktur. Gerekten, bir ey baka bir eyin nedeni olabilmesi iin,
bu iki eyin aralarnda ortak bir eyin olmas gerekir (nerme 3). Halbu
ki iki eyin ayn tabiat ve sfatlar olmadka aralarnda ortaklk yoktur.
Eer onlarn ayn tabiat ve ayn sfatlar varsa, artk birbirlerinden
ayr olmayacaklar ve bunun sonucu olarak onlar tek ve ayn eyi tekil
edeceklerdir ve yine bunun sonucu olarak, biri teki tarafndan meyda
na getirilen iki cevher olmayacaklardr.
Baka kantlama
Bu nerme, eliiinin samalyla daha kolay kantlanr. Eser iin
var olan bilgi neden iin var olan bilgiye baldr ve bu onu zorunlu ola
rak gerektirir (tanm 3). Cevher, kendi bana var olan ve kendi kendi
siyle tasarlanan, yani var olabilen herhangi bir eye dair baka hibir
fikrin yardm olmadan hakknda fikrimiz olan eydir.

TANRI HAKKINDA 37

Bundan u sonu kar ki, bir cevherin baka bir cevheri meydana
getirebildiini varsaymak eliiktir, nk bu iki cevherden biri tekinin
eseri olunca ancak nedenin kavram veya bilgisi aracl ile tasarlanabi
lecek ve bundan dolay da asla cevher olmayacaktr.
nerme VII
Var olmak bir cevherin tabiat gereidir.
Kantlama
Bir cevher baka bir eyle meydana getirilemez (nceki nermenin
nerme sonucu); yle ise o kendi kendisinin nedeni olacaktr (tanm 1),
yani, onun z zorunlu olarak varl kuatr, baka deyile, var olmak onun
tabiatndandr.
nerme VIII
Her cevher zorunlu olarak sonsuzdur.
Kantlama
Beinci nermeye gre ayn sfat ya da ayn tabiat olan ancak tek bir
cevher olabilir. Yedinci nermeye gre, cevherin tabiat zorunlu olarak
varl gerektirir, yle ise tabiat gereince cevher ya sonlu bir ey olarak,
ya sonsuz bir ey olarak vardr. Fakat bu sonlu bir ey olamaz; zira (tanm
2) kendisi de zorunlu olarak var olmas gereken (nerme 7) ayn tabiatta
baka bir cevherle snrlandrlm olmaldr; o zaman ayn sfat olan iki
cevher olacaktr ki, bu da beinci nermeye gre samadr; yle ise o
sonsuz olarak vardr.
Scolie I
Sonlu bir varln, gerekte, bir ksm olumsuzluu ve sonsuz varln
da mutlak olumluluu olduu iin, bundan aka u sonu kar ki, ye
dinci nerme gereince, cevherin tabiat varl gerektirir ve cevher zo
runlu olarak sonsuzdur; zira zden var olan bir eyin varoluunu olum
suzlayacak hibir ey bulunamaz.
Scolie II
Hi phe etmem ki eyler zerinde btn bulank olarak hkm
yrtenlerle onlar ilk nedenleriyle tanmaya almam olanlar iin, varolu

38 ETKA

un, cevherin tabiatnn sonucu olduunu sylemekten baka bir ey olma


yan yedinci nermenin kantlanmasn tasarlamak mkl olacaktr. Bunun
sebebi udur ki, bu trl kimseler cevherin deiiklikleriyle asl cevherleri
asla ayramazlar ve zaten eylerin nasl meydana geldiini bilmezler. Bundan
dolay, tabii eylerin ilkesi diye grdklerini cevherlerin ilkesi saydklar
olmutur: vakaa, eylerin hakiki nedenlerini bilmeyenler, her eyi birbirine
kartrrlar; zeklarnn hibir itirazna uramadan, aalar nasl yapyor
larsa konuan insanlar da ylece yapmaya kalkarlar; insanlarn hayat sv
sndan (liqueur sminale) olduu kadar, tatan da doacan ve herhangi
bir eklin ayn suretle herhangi baka bir ekle deiebileceini kabul ederler.
Nitekim ayniyle, Tanrnn tabiatn insan tabiat ile kartranlarn hepsi,
kolaylkla Tanrda srf insan duygulanlarn varsayarlar ve bu hele duygu
lanlarn ruhumuzda nasl meydana geldiini bilmedikleri zaman olur. Fakat
eer insanlar cevherin tabiatna dikkat etselerdi, yalnzca yedinci nermenin
gsterdii gibi, cevherin tabiat zorunlu olarak varl gerektirdiinden phe
etmemekle kalmazlar, ayn zamanda bu nerme hepsi iin bir aksiyom tekil
eder ve en ortak kavramlar arasna konmu olurdu: zira, cevher deyince,
kendi bana var olan ve kendi kendisiyle tasarlanan eyi anlayacaklard
ve deiiklik deyince de baka biriyle var olan (quod, in alio est) ve ancak
baka birini tasarlayarak tasarlanan eyi anlayacaklard. Bunun iin, imdi
var olmayan deiikliklerin hakiki fikirlerine sahip olabiliriz; nk, fiilde,
zihnimiz dnda var olmasalar bile (actu), zleri kendilerini tasarlamaya
imkn veren baka bir eyde ondan daha az dahil deildirler. Fakat cevherler
hakikatte ancak zihnimiz dnda kendi kendilerine ve baka bir eyi tasar
lamaya ihtiya olmakszn vardrlar. Eer birisi cevhere dair ak ve seik,
yani doru bir fikri olduunu ve bununla birlikte bu cevherin var oldu
undan phe ettiini sylemi olsa, bu tpk doru bir fikri olduunu, bu
nunla birlikte onun yanl olmadn bilmediini sylemek gibidir; ya da
bir cevherin yaratlm olduunu, yani yanl bir fikrin doru olduunu
sylemektir ki bu da aktan aa samadr; yle ise, cevherlerin varlnn,
tpk z gibi ezeli (basz ve sonsuz) bir hakikat olduunu olumlamak ge
rekir; bundan yeni bir tarzda u sonu kar ki, burada gstermek zahmetine
dediini zannettiim gibi, ayn tabiatta tek bir cevher vardr.
Bunu sra ile yapmak iin unu tespit ediyorum ki: 1. Her eyin hakiki
tanm, tanmlanan eyin tabiatndan baka bir eyi kuatmaz ve ifade
etmez; hemen bundan sonra u sonu kar ki:

TANRI HAKKINDA 39

2. Hibir tanm belirli sayda ferdi kuatmaz ve ifade etmez, nk o


tanmlanan eyin tabiatndan baka hibir eyi ifade etmez. Diyelim ki,
bir genin tanm ancak genin basit tabiatn ifade eder, yoksa kesin
sayda genleri ifade etmez.
3. Her ne olursa olsun, kendi varoluunun bir nedeni bulunmayan
ey var deildir.
4. En sonra, bu bir eyin varoluunun nedeni bu eyin tabiatnda ve
tanmnda vardr (yani var olmak onun tabiatna ait olmak zere) veya
bulunmaldr veya bu neden bu eyin dnda bulunmaldr.
Bu tespit ettiklerimizden u sonu kar ki, eer tabiatta belirli sayda
fertler varsa, zorunlu olarak bu saydan ne fazla ne eksik olan fertleri mey
dana getiren bir neden bulunmaldr. Diyelim ki tabiatta 20 adam varsa,
tam aklk vermek iin, onlarn hepsini ayn zamanda ve hibiri tekin
den nce gelmemek zere var sayarm; bu 20 sayda adamn varln gz
nne almak iin genel olarak adamlarn varlk nedenini gstermek yete
meyecektir. Fakat bundan baka, onlarn 20den ne fazla ne eksik olmalar
nn hangi nedenden ileri geldiim gstermek gerekecektir. nk, onlar
dan her birinin zorunlu olarak bir varolu nedeni olmaldr. (Gzlem 3)
Fakat bu neden Gzlem 2 ve 3e gre asl insan tabiatnn iinde bulu
namaz, nk insann doru tanm asla 20 saysn kuatmaz. Bylece (Gz
lem 4), onlardan her birini var klan neden, zorunlu olarak onlardan her
birinin dnda bulunmaldr ve bu sebeple mutlak surette u sonucu kar
maldr ki tabiatnda birok fertler bulunabilen her ey zorunlu olarak kendi
dnda bu fertlerin bir varolu nedenine sahip olmaldr ve madem ki cev
herin tabiat varl gerektiriyor, cevherin tanm da zorunlu bir varl
kuatmaldr ve bunun sonucu olarak da yalnzca cevherin tanmndan
onun varl karlmaldr; fakat cevherin tanmndan 2 ve 3nc gzlem
lerde gsterdiim gibi, birok cevherlerin varl kamaz; yle ise bu tanma
gre, zorunlu olarak ayn tabiatta yalnz bir cevherin var olmas gerekir.
nerme IX
Bir eyin ne kadar varl veya gereklii varsa, onun o kadar sfat vardr.
Kantlama
Drdnc tanma gre, sfat cevherde onun zn yani varln
meydana getiriyor diye tasarladmz eydir. Bundan u sonu kar ki,
daha ok varl ve gereklii olmak daha ok sfatlar olmak demektir.

40 ETKA

nerme X
Bir cevherin her sfat kendisi ile (per se) tasarlanmaldr.
Kantlama
Sfat tanm 4e gre, cevherde onun zn kuruyor diye tasarladmz
eydir. nc tanma gre cevher kendi bana var olan ve kendi ken
disiyle tasarlanan eydir. Bundan u sonu kar ki, cevherin her sfat
kendisi ile tasarlanm, kavranm olmaldr.
Scolie
Bir cevherde her ne kadar, gerekten, ayr iki sfat varsa da, yani
birini tekinin yardm olmakszn tasarlyorsak da, bunlarn iki varlk,
iki farkl cevher meydana getirdikleri sonucunu karmamaldr; nk
bu sfatlardan her birinin asl kendisi ile (per se) tasarlanabilmeleri cev
herin tabiatndandr. Gerekten, cevherin kendisinde her zaman sahip
olduu btn sfatlar bulunur ve bu sfatlardan hibiri asla bakas tara
fndan meydana getirilmemitir, fakat onlardan her biri cevherin varl
n veya gerekliini ifade eder. Bir cevherin birok sfatlar olduunu
varsaymann sama olmas yle dursun, tersine, her varln bir sfat
altnda tasarlanmas gerektii ve bu varln ne kadar ok gereklii var
sa, ayn varln zorunluluu ya da ezelilik ve sonsuzluunu ifade eden ve
gsteren o kadar ok sfat olduu son derece meydandadr. Buradan u
sonu kar ki, mutlak olarak sonsuz varlk, her biri bu varln sonsuz ve
ezeli zn ifade etmek zere sonsuz sfatlar kuatan bir varlk diye tanm
land zaman, ok kesin bir tanm yaplm olur. Eer birisi cevherlerin
ayrlnn hangi ayrt edici belirti ile tannabileceini sormaya kalkacak
olursa, gelecek nermeleri okumak zahmetine katlansn, bunlar ona re
tecektir ki, lemde mutlak olarak sonsuz olan tek bir cevher vardr.
nerme XI
Herhangi sonsuz ve ezeli bir z ifade eden sonsuz sfatlardan kurulmu
cevher ya da Tanr zorunlu olarak vardr.
Kantlama
Eer bu nermeyi olumsuzluyorsanz, dnnz ki bu Tanrnn ya da
cevherin varln olumsuzlamaktadr: zira (aksiyom 7) bir ey var deil

TANRI HAKKINDA 41

tasarlanabildii zaman, bu eyin znn varl gerektirmedii sylene


bilir. Halbuki (nerme 7) cevherin tabiat varl gerektirir, nk (ner
me 6) cevher hibir neden tarafndan meydana getirilmi olamaz ve o
causa sui yani kendi kendisinin nedenidir. Buradan u sonu kar ki, her
biri sonsuz ve ezeli bir z ifade eden sonsuz sfatlardan kurulmu cevher
ya da Tanr, zorunlu olarak vardr.
Baka bir kant: Her eyin niin var olduunun ve niin var olma
dnn gsterilecek bir nedeni ya da bir sebebi olmaldr. Diyelim ki, bir
gen var ise, onun niin var olduunu ve hangi nedenin ve sebebin onu
var olmaktan alkoyduunu aklamaldr.
Halbuki var olmann ya da var olmamann bu nedeni burada ya eyin
tabiatnda ya da onun dnda bulunmaldr. Diyelim ki genin tabia
tnda niin drt keli genin var olmad bulunur. Bunun sebebi udur
ki, ayn eyde birleen gen ve drtgen ekli eliiklii gerektirir.5 Ni
tekim cevherin tabiatnda da onun varlnn nedeni vardr. nk, onun
tabiat ya da z varln gerektirir (nerme 7) ; fakat ayn suretle, ge
nin veya dairenin var olmasnn veya var olmamasnn sebebi veya nede
ni baka trldr; bu onlarn tabiatndan deil, btn maddi (corporelle)
tabiat dzeninden ileri gelir. nk bu dzene gre ya genin zorunlu
lukta aktel olarak (fiilen) var olmas gerekir, ya da onun aktel olarak
var olmas imknsz olur. Bu kendi bana apak grnyor ve buradan
u sonu kar ki, bir ey kendisini var olmaktan alkoyan hibir neden
ya da sebebin bulunmad yerde zorunlu olarak vardr. Eer Tanrnn
varln alkoyan ya da varln ortadan kaldran hibir neden, hibir
sebep yoksa, gvenle u sonu karlabilir ki, Tanr zorunlu olarak vardr.
Halbuki, Tanrnn var olmasn alkoyan hibir neden, hibir sebep yoktur.
Gerekten, eer byle bir sebep olsayd, o ya asl Tanrnn tabiatnda,
ya da onun dnda, yani ondan baka tabiattaki bir cevherde buluna
cakt; zira ayn tabiatta olsayd, bundan dolay Tanrnn varl olumlanm
olacakt, halbuki Tanrdan baka tabiatta olacak olan bir cevherle onun
arasnda hibir ortaklk yoktur ve bunun sonucu olarak varlna ne se
bep olabilir, ne de ona engel olabilir (nerme 2) ; yle ise ne onun varl
olumlanabilir ne de olumsuzlanabilir. Tanrnn dnda onun varlna

5)

Kare bir dairenin olmaynn sebebi, onun tabiatn gsterir. nk burada o bir elime

bulunduunu gstermektedir.

42 ETKA

engel olabilecek hibir neden olmad iin, byle bir nedeni asl Tan
rnn tabiatnda aramak gerekir ki, bu da eliiklii ierir: fakat mutlak
ve stn (egemen) olarak yetkin olan varlk iin samaya dmeden byle
bir ey sylenemez; o halde ne Tanrda, ne Tanrnn dnda, onun varl
na engel olan hibir sebep veya neden yoktur ve buradan u sonu
kar ki, Tanr zorunlu olarak vardr.
Baka kantlama: Var olmamak bir gszlktr ve tersine, var olabil
mek phesiz bir gtr. yle ise imdiki halde zorunlu olarak var olan
ey yalnz sonlu varlklardan ibaretse, bundan u sonu kar ki, sonlu
varlklar mutlak olarak sonsuz bir varlktan daha gl olacaklardr; bu
da phesiz samadr; yle ise ya hibir ey var deildir, yahut da zorunlu
lukla var olan, mutlak olarak sonsuz varlktr. Halbuki biz ya kendi kendi
mizde ya da zorunlu olarak var olan baka bir varlkta varz; nk (ak
siyom 1) var olan her ey ya kendi bana ya da bir bakasyla vardr ve
(nerme 7) cevherin tabiat varl gerektirir; yle ise mutlak olarak son
suz olan Varlk yani Tanr, tanm VI gereince zorunlu olarak vardr.
Scolie
Bu son kantlamada, kantlarmn daha kolay kavranmas iin Tanr
nn a posteriori, yani bizim araclmzla varln gstermek istedim. Yoksa
kendi ilkemden yola karak, Tanrnn varlnn a priori kantlanmaya
candan deil! Zira madem ki, var olabilmek bir gtr, bundan u so
nu kar ki, bir eyin ne kadar gereklii (tabiat bakmndan realitatisi)
varsa, onda var olabilmek kuvveti o kadar oktur. Bylece, mutlak ola
rak sonsuz varlk, ya da var olabilmek iin kendi bana sonsuz gc olan
Tanr, asl bu sebepten dolay zorunlu olarak vardr.
Baz kimseler, belki de kolaylkla bu kantlamann apakln kavra
mayacaklardr, nk onlar ancak d nedenlerle meydana gelmi olan
eyleri gz nne almaya almlardr ve bu eylerden hemen bir anda
meydana gelmi olanlarnn, yani hemen kolaylkla var olanlarnn, yine
kolaylkla yok olduklarn grrler; halbuki sahip olduklar eyler bakmn
dan en zengin olanlarn meydana gelmesinin en g olduuna hkme
derler, yani o kadar kolayca var olacaklarna inanmazlar.
Fakat bu trl kimseleri, iinde bulunduklar pein hkmlerden
kurtarmak iin quod cito fit cito perit savnn (birdenbire olan ey yine
yle yok olur savnn) hangi bakmlardan doru olduunu ve tabiata nis

TANRI HAKKINDA 43

petle btn bu eylerin ayn derecede kolay olup olmadn gstermeye


ihtiyacm yok; ben yalnz hatrlatmak zorunda olduumu sanrm ki, bu
rada d nedenlerle meydana getirilmi eylerden sz etmiyorum. Yalnz
d nedenlerden hibiriyle meydana getirilmeyen (nerme 6), yani onla
rn dnda var olan cevherlerden sz ediyorum. Zira d nedenlerle meyda
na getirilmi olan eyler, gerek bu eylerin birok ksmlar bulunsun,
gerekse pek az blm olsun, kendilerinde yetkinlik ve gereklilik adna
her ne varsa onlar srf eylerin d nedenlerinin kuvvetine borlu olma
ldrlar.
Cevher iin soru ayn deildir; o, yetkinlik adna kendinde her ne
varsa, onu hibir d nedene, yani kendi dnda var olan bir nedene
borlu deildir, bunun iin onun tabiatndan yalnzca kendi varl kar
ki, bu sebeple o varlk kendi znden baka bir ey deildir. Bylece bir
eyin yetkinlii bu eyin varln dta brakmaz, hatta belki onu gerekti
rir; yetkinsizlik ise tersine, varl dta brakr. Bundan da u sonu kar
ki, varlk leminde mutlak olarak sonsuz varlk, yani Tanrnn varl
kadar gvenebileceimiz hibir ey yoktur; zira onun z her trl yetkin
sizlii darda brakt ve zorunlu olarak mutlak bir yetkinlii kuatt
iin, onun varlndan phe etmeye asla hakkmz yoktur. Tersine, bi
raz dikkatle herkesin kanacan sandm gibi, onun varlna dair eli
mizde mutlak kesinlik vardr.
nerme XII
Kendisinden cevherin blnebilirlii sonucu karlabilen cevherin
hibir sfat hakknda doru bir kavram edinilemez.
Kantlama
Eer cevherin blnebilirlii tasarlanabilmi olsayd, blnen para
larnn cevherin tabiatna ya sahip olacaklar, ya da sahip olmayacaklar
sylenmeliydi.
Birinci halde, blnen her para sonsuz olacakt; zira (nerme 8) her
cevher zorunlu olarak sonsuzdur ve kendi varlnn nedenidir (causa
sui) (nerme 6); ve zaten bu tek cevherden birok cevherler kabile
cektir ki, bu da samadr. Gerek lemde ayn tabiata ve ayn sfata sahip
iki ya da daha ok cevher olmayaca iin (nerme 5), gerekse (tanm 6)
bir cevher bir baka cevherle meydana getirilemeyecei iin!

44 ETKA

Buna u noktay da katnz ki, (nerme 2) paralarda btnlerle or


tak hibir ey yoktur, nk onlarn ayn sfat ve bunun sonucu olarak
btnle ortak hibir eyleri olmayacaktr. Btn, parasz var olabilecek
ve tasarlanabilecektir. Btnn paralarla ayn sfat olmayacaktr ve sfat
(tanm 4) cevherde onun zn kurar diye tasarlanan ve kendisiyle tasar
lanmas gereken ey olacaktr (nerme 10); bu ise, kimse phe etmez ki
samadr.
ikinci halde, yani blnen cevherin paralarnn cevherin tabiatna
sahip olamayacaklar varsaylrsa, bundan u sonu kar ki, eit parala
ra blnen her cevher, kendi cevherlik tabiatn kaybedecek ve bundan
daha samas da cevher olmaktan kacaktr. nk (nerme 7) cevhe
rin tabiat varl o kadar zorunlu olarak gerektirir ki, bu durumda o artk
var olmamazlk edemez.
nerme XIII
Mutlak olarak sonsuz bir cevher, blnemezdir.
Kantlama
Eer cevher blnebilir olsayd, paralarnn ya mutlak olarak sonsuz
cevherin tabiatna sahip olmas, ya da sahip olmamas gerekirdi.
Birinci durumda u sonu kar ki, ayn tabiatta ya da ayn sfatta
birok cevherler olacakt.
kinci durumda u sonu kar ki, XII. nerme ile kantlanm olduu
gibi mutlak olarak sonsuz cevher var olmaktan kacakt ve bu da te
kinden daha az sama deildir, nk cevher zorunlu olarak vardr (ner
me 11).
nermenin sonucu
Bundan u kar ki, hibir cevher ve bunun sonucunda hibir cisim
sel6 cevher, cevher olmak bakmndan blnebilir deildir.
Scolie
Cevherin blnemezliini daha iyi kantlayan ey, cevherin tabiatnn
ancak sonsuz olarak tasarlanabilmesi ve cevherin hibir ksm ile, sonlu
6) Cisimsel (corporel) cevher, insanda tensel, eylerde cisimsel anlamna gelir.

TANRI HAKKINDA 45

bir cevherden baka hibir eyin anlalamamasdr; cevher ve sonlu bir


arada uzlatrlamayacaklar, nk (nerme 8) her cevher zorunlu ola
rak sonsuz olduu iin bu da eliiklii gerektirecektir.
nerme XIV
Tanrdan baka cevher olamaz ve tasarlanamaz.
Kantlama
Tanr mutlak olarak sonsuz bir varlk olduu, bir cevherin zn ifa
de eden btn sfatlara sahip bulunduu (tanm 6) ve zorunlu bir varl
olduu iin (nerme 11), Tanrdan baka bir cevher olmu olsayd, bu
cevherin ancak Tanrnn sfatlarndan biri yardmyla aklanabilecek
eitte olmas gerekirdi. Bylece bu cevher Tanr ile ayn sfata sahip
olacak ve bunun sonucunda ayn sfata sahip iki cevher bulunacakt ki,
bu da samadr (nerme 5), bundan dolay bu iki cevher ne ayn olacak
olan sfatlaryla, ne de cevherin tabiatn asla deitirmeyen tavrlar ve
duygulanlaryla birbirlerinden ayrlamazlar, yle ise Tanrdan baka
cevherin olmayaca ve bunun sonucunda ondan bakasnn tasarlana
mayaca dorudur. Zira eer bakas tasarlansayd, zorunlu olarak onu
var gibi tasarlamak gerekecekti; nk cevher fikri varln zorunluluu
nu gerektirir, halbuki Tanrdan baka bir cevher -bu kantlamann bi
rinci blmne gre- var diye tasarlanamaz. Demek ki bu samadr. yle
ise Tanrdan baka bir cevherin olmayaca ve tasarlanamayaca doru
dur.
nermenin sonucu I
Buradan ok ak olarak u sonu kar ki, tek bir Tanr vardr, yani
(tanm 6) 10uncu nermenin scoliesinde sylemi olduumuz gibi tek
bir cevher vardr (nerme 10), lemde mutlak olarak sonsuz tek bir cev
her vardr.
nermenin sonucu II
Yine buradan u sonu kar ki, uzaml ey ile dnen ey Tanrnn
ya sfatlar, ya da Tanrnn sfatlarnn duygulanlardr: nk var olan
her ey (Aksiyom 1) kendi bana ya da bir bakasnda vardr, yani ya bir
cevherin sfat ya da duygulandr.

46 ETKA

nerme XV
Var olan her ey Tanrda vardr ve Tanr olmadan hibir ey var ola
maz ve tasarlanamaz.
Kantlama
On drdnc nermeye gre, Tanrdan baka cevher yoktur ve ta
sarlanamaz, cevher denince (tanm 3), kendi bana var olan ve kendi
kendisiyle tasarlanan eyi anlyorum. Baka bir ynden, cevherin tavr
lar ve duygulanlar cevhersiz var olamaz ve tasarlanamaz, nk (tanm
5) onlar ancak cevherde vardrlar; buradan u sonu kar ki, hibir ta
vr Tanrnn tabiat dnda var olamaz ve tasarlanamaz ve her biri yalnz
Tanrnn tabiatnda olabilir ve onunla tasarlanabilir. Tanr var olan biri
cik cevher olduu ve var olduunu grdmz hibir ey asla cevher
olmad iin, yle ise bu eyler zorunlu olarak tavrdrlar ve her tavr,
kendi cevherinde vardr; buradan u sonu kar ki, var olan her ey
Tanrsz ne var olabilir ne tasarlanabilir.
Scolie
Tanrnn insan gibi can ve tenden, ruh ve bedenden birleik olduunu,
onun gibi pasif hallere, edilgilere konu olduunu tasarlayan kimseler vardr.
Fakat imdiye kadar sylemi olduum eyler bu trl kimselerin ne dein
aldandklarn ve Tanrnn tabiat zerinde doru bir fikre sahip olmaktan
uzak bulunduklarn yeteri kadar retmitir. Kald ki, bu eit filozoflarn
zerinde durmayacam. nk, gerekten Tanrnn tabiat zerinde biraz
dnm olanlarn hepsi, Tanrnn asla cisimsel, tensel olmadn kabul
ederler ve bunu ok hakl olarak cisim ve ten iin edindiimiz kavramlarla
kantlarlar. nk cisim deyince uzun, geni ve derin bir nicelik ve her
ynden snrlanm olan bir ekilden baka ne anlyoruz? Halbuki samal
a dmeden, bu fikirler mutlak olarak sonsuz bir varlk olan Tanrya
tatbik edilebilir mi? Bununla birlikte, Tanrnn asla cisimsel olmadn
kantlamak iin kullandklar baka sebeplerle, bir ynden cisimsel ya da
uzaml cevhere Tanrnn tabiat ile asla uzlatrlamaz gibi baktklarn
gsterdikleri gibi, te yandan bu cisimsel, tensel cevheri yaratann Tanr
olduunu kabul ederler. Fakat ileri srlen bu yaratmann nasl ve hangi
gle meydana gelebileceini asla bilmezler, bu da aka gsterir ki yarat
madan sz ettikleri zaman, ne sylediklerini kendileri de bilmiyorlar.

TANRI HAKKINDA 47

Haklarnda hkm verebildiim kadar, olduka ak kantladm ki,


baka bir varlkla meydana getirilebilmi ya da yaratlabilmi cevher yok
tur. (bak: nerme 6nn nerme sonucu ve nerme VIIIin scolie si). Bun
dan baka gstermi olduum gibi (nerme 14) Tanrdan baka hibir
cevher var olamaz ve tasarlanamaz. Buradan da u sonucu kardk ki,
uzaml cevher Tanrnn sonsuz sfatlarndan biridir: bununla birlikte daha
tam bir aklama yapmak iin, aadaki usavurmalara indirilebilen balca
itirazlara cevap vermek zorunda olduumu sanyorum.
nce diyorlar ki, cisimsel, tensel cevher, cevher olmak bakmndan,
paralardan meydana gelmitir ve buradan da u sonu kar ki, o sonsuz
olamaz ve bundan dolay Tanrya ait olmaz; birok rneklerle temellen
dirmeye altklar ey budur. te birka rnek:
Eer cisimsel, tensel cevherin sonsuz olduu doru ise, diyorlar, ka
bul etmelidir ki onu iki blme ayrnca, ayrlan iki paradan her biri ya
sonlu ya sonsuz olacaktr. Blnen paralardan her birinin sonlu olduu
sylenirse, bundan iki sonlu paradan meydana gelen bir sonsuz olduu
sonucu kacaktr ki, bu da samadr; tersine, blnen iki ksmdan her
birinin sonsuz olaca sylenirse, bundan u sonu kar ki, baka bir
sonsuzdan iki kere daha byk olan bir sonsuzun olabilmesi gerekir, bu
da tekinden daha az sama deildir.
Nitekim sonsuz bir nicelii bir ayakla (foot) lerseniz, orada sonsuz
ayak bulursunuz; eer onu bir pusla lerseniz, orada sonsuz pus bulur
sunuz ve bu ikinci sonsuz birincisinden iki defa daha byk olacaktr.
Bir de u biim bir ekli varsaynz:

Varsaynz ki bu ekil, sonsuz bir nicelikte olsun ve A noktasndan iki


AB ve AC dorultular izmisiniz, bu iki dorultu nce birbirinden be
lirli uzaklkta olacaklardr. Ancak, sonra onlar sonsuzca uzanacaklar iin,

48 ETKA

kabul etmek gerekir ki B dorultusu ile C dorultusu arasndaki uzaklk


ok byk bir derecede artacaktr ve sonunda bu iki dorultunun
uzaklamas belirli bir uzaklktan belirlenemez bir uzakla ulaacaktr.
te diyorlar, niceliin sonsuz diye varsayld bir sistemde kan sa
malklar bundandr; ve bundan da u sonu kar ki, madde ya da cisim
sel cevher zorunlu olarak sonludur ve bundan dolay asla Tanrnn tabia
tna uygun deildir.
Tanrnn stn (souverain) yetkinliinden karlm baka bir kant
daha ileri srlyor. Tanr deniyor, stn bir surette yetkin olduu iin,
edilgin (passif) olamaz. Halbuki cisimsel cevher blnebildii iin edil
gin olabilir. Cisimsel cevher Tanrnn zne ait deildir.
te cisimsel cevherin Tanrnn tabiatna elverili olmadn ve ona
ait olmayacan kantlamak iin filozoflarn yazdklar eyler aa yukar
budur. Fakat buna biraz dikkat edilecek olursa, btn bu usavurmalara
cevap vermi olduum grlecektir.
Gerekten, bu usavurmalar yanl bir varsaym zerine, yani cisimsel
cevherin paralardan meydana gelmi olduunu varsaymak zerine kurul
mutur. Cevherin blnemez olduunu kantlayarak bu varsaymn yanl
ln (nerme 12 ve nerme sonucu, nerme 13) gsterdim.
Zaten buna dikkat edilecek olursa, onlarn ileri srdkleri ve uzaml
cevherin sonlu olduunu kantlamak iin kant diye gsterdikleri btn
samalklar, asla niceliin sonsuzluu zerinde savunduum tezden ileri
gelmiyor, ancak srf sonsuz bir niceliin ortak llebilir ve sonlu para
lardan meydana gelmi diye varsaylmasndan ileri geliyor. Bylece ileri
srdkleri btn samalklar toplayarak karabilecekleri sonu udur
ki, sonsuz bir nicelik ne bir ortak llebilirdir, ne de paralardan meydana
gelmitir ve phesiz blnebilir olduu sonucu karlabilen cevherde
hibir sfat olmadn syleyerek kantladm ey de (nerme 12) budur.
yle ise grlyor ki, bana kar ileri srdkleri itirazlar gerekte yine
kendilerine dnyor.
Eer bununla birlikte, ileri srdkleri tezin samalklarndan, uzaml
cevherin zorunlu olarak sonlu olduu sonucunu karmakta direnecek
olurlarsa, ben onlardan, bu bakmdan bir dairede drtgen hassalar oldu
unu syledikten sonra, dairede evreye doru izilmi izgileri birbirine
eit hibir merkezin bulunmad sonucunu karan bir adama benzedik
lerine dikkat etmelerini rica ederim. Gerekten, cisimsel cevher bir son

TANRI HAKKINDA 49

suz ve blnmez olarak tasarlanabildii halde (nerme 5, 8 ve 12), onun


sonlu olduunu kantlamak iin ok ve blnebilir olduunu sylemeye
kalkarlar; bir dorultunun noktalardan meydana gelmi olduunu sy
leyerek ie balayanlarn ve buradan yola karak bir dorultunun son
suzca blnemeyeceini kantlamak iin pek ok kantlar bulanlarn sy
ledikleri de budur.
Gerekten, cisimsel cevherin cisimler ya da paralardan meydana gel
mi olduunu varsaymakta, bir cismin dzlemlerden, her dzlemin do
rultulardan ve her dorultunun noktalardan meydana gelmi olduunu
sylemekten daha az samalk yoktur. Akl olan herkes, hele boluu
reddedenler bunu kabul edecektir. Zira cisimsel cevherin kendi para
larnn gerekten birbirinden seik olacak gibi blnebilecei doruysa,
baka paralar birlemi kaldklar halde, bu paralardan birisi niin yok
olmasn? Neden bu paralar, aralarnda boluk olmasna engel olacak
gibi birbirleriyle skk olmasnlar? Zira, en sonra, iki ey gerekten bir
birinden seik olduu zaman, kendi varl hibir bozulmaya uramakszn
biri teki olmadan var olabilir. Halbuki tabiatta asla boluk olmad sa
bit olduu iin ve baka yerde gstereceim gibi tersine olarak, evrenin
btn blmleri aralarnda hibir boluk olmayacak ekilde skdan sk
ya balandklar iin, bundan u sonu kar ki, paralar gerekten seik
olamazlar, yani cevher olmak bakmndan cisimsel cevher blnemez.
Eer bana birisi imdi neden dolay byle nicelie blnebilir gzyle
bakmaya tabiata eilimli olduumuzu sormu olsa, ona insanlarn nice
lii iki farkl biimde tasarladklar eklinde cevap verirdim: Bir ksm
onu soyutlayarak, yani yznden hayal gleriyle gz nne alrlar; bir
ksm ise onu kendi bana ve bir cevher gibi ele alrlar ki, bu da hayal
gc ile deil, srf akl ile yaplr. Birincilerin yaptklar gibi, eer bir nice
lii ancak hayal gcmzn bize izdii ekilde anlarsak -ki ou kere ve
daha kolay olan da budur- onu sonlu, blnebilir ve paralardan meyda
na gelmi gibi grrz. Eer tersine biz onu akln abasyla ele alrsak ve
cevher olmak zere tasarlarsak ki, bu ok gtr, gstermi olduum
gibi onu sonsuz, tek ve blnemez gibi grrz. Hayal gcyle akl ya da
zihni ayrt etmesini bilenler, sylediim eyi ok ak greceklerdir ve
maddenin her yerde ayn olduu, ancak birok farkl deiiklikleri,
tavrlamalar var gibi tasarladmz zaman kendisini paralara ayrabi
leceimizi, bundan dolay da paralarn gerekten ayrlmam olduu,

50 ETKA

daha dorusu aralarnda srf tavr bakmndan modal bir fark olup ger
ekte bir fark olmad noktalarna dikkat edilecek olursa, bu daha iyi
grlecektir. Diyelim ki, suyun su olmak bakmndan blnebilir ve para
larnn birbirinden ayr olduklarn tasarlarz da, cevher olmak bakmn
dan bu blnebilmeyi tasarlayamayz; zira cevher olmak bakmndan o,
blnemez. Nitekim su olmak bakmndan su birleir ve dalr, fakat
cevher olmak bakmndan ne meydana getirilebilir ne bozulabilir.
Btn bunlar, maddenin cevher olmak bakmndan blnebilir ve
paralarn birlemesinden meydana gelmi olduu eklindeki varsaym
zerine kurulmu olan teki itiraza yeteri kadar cevap verir. Eer bu
byle ise maddenin neden dolay Tanrnn tabiatna elverili olmayan bir
sfat olacan anlamyorum, nk (nerme 14), Tanrdan baka cevher
yoktur ve bundan dolay da Tanr baka bir cevherden edilgin olamaz,
her ey Tanrdadr; tekrar ediyorum, her ey ancak onun sonsuz tabia
tnn kanunlarna gre ve baka yerde gstereceim gibi, tabiatn zorunlu
sonucu olarak meydana gelir. Bylece denilemez ki Tanr baka bir var
lktan edilgin olabilsin, ya da madde blnebilir diye varsayld zaman
da tabiatna uygun olmayan bir sfat olsun; yeter ki Tanr ezeli ve sonsuz
olsun. Fakat ite bu nokta zerinde imdiye kadar yeteri derecede syle
dik.
nerme XVI
Tanrnn tabiatnn zorunluluundan, sonsuz tavrlar halinde sonsuz
eyler, yani sonsuz bir akln btn tasarlayabilecei eyler kmaldr.
Kantlama
Eer herhangi bir eyin tanmndan, zihin bu eyin gerekten zorunlu
sonular olan zeliklerini karrsa (infrer ederse) ve eyin tanm zn
de ne kadar ok gereklik gsterirse; Tanrnn tabiatnn, her biri kendi
cinsinde sonsuz z ifade eden mutlak sonsuz sfatlar olduu (tanm 6)
iin, sonsuz bir akln btn tasarlayabileceinin zorunlu olarak bundan
kmas gerekir.
nermenin sonucu I
Buradan da u sonu kar ki, Tanr sonsuz bir akln kavrayabilecei
eyin etker nedenidir (cause efficiente).

TANRI HAKKINDA 51

nermenin sonucu II
ikinci olarak u sonu kar ki, Tanr ilinekli olarak (accidentel) deil,
kendisi ile nedendir (per se et non per accidens).
nermenin sonucu III
nc olarak da u sonu kar ki, Tanr mutlak surette ilk nedendir.
nerme XVII
Tanr hibir baskya balanmadan, srf kendi tabiatnn kanunlaryla
tesir eder, etkindir.
Kantlama
Kantladk ki (nerme 16), Tanrnn yalnzca tabiatnn zorunluluun
dan, ya da ayn ey demek olan yalnzca kendi tabiatnn kanunlarndan
mutlak olarak sonsuz eyler kabilir; baka bir ynden kantladk ki,
hibir ey Tanrsz olamaz ve Tanrsz tasarlanamaz; fakat tersine, her
ey Tanrdadr. Buradan u sonu kar ki, onun dnda onun etkisini
zorlayan ve tesir etmesini gerektiren hibir ey olamaz; yle ki, o hibir
baskya uramadan, srf kendi tabiatnn kanunlaryla tesir eder.
nermenin Sonucu I
Buradan ilk nce u sonu kar ki, Tanrnn dnda ya da Tanrda
onun etki yapmasna sebep olabilecek kendi tabiatnn yetkinliinden
baka hibir neden yoktur.
nerme sonucu II
Buradan ikinci olarak u sonu kar ki, gerekten hr neden olarak
yalnz Tanr vardr (nerme 11 ve onun sonucu, nerme 14). nk
kendi tabiatnn zorunluluu ile yalnz Tanr vardr ve (nerme 17) yal
nz o kendi tabiatnn zorunluluuyla tesir eder; yle ise (tanm 7) hr bir
neden olan yalnz odur.
Scolie
Tanrya hr bir neden gibi bakan kimseler vardr; u sebeple ki, onla
ra gre Tanr kendi tabiatndan doan ya da kendi gcnde olan eylerin
meydana gelmesini salayabilir, baka deyile onlar meydana gelmeyebi

52 ETKA

lir; fakat sylediim gibi, her olan ey Tanrnn tabiatnn zorunlu sonu
cu ve eseri olduu iin, bu filozoflar Tanrnn hrlnn filn ya da
filn eyin var olmasna ya da domasna engel olmak gcnden ibaret
olduunu syledikleri zaman, tpk Tanrnn bir genin asnn iki
doru aya eit olmasnn o genin tabiatndan kmasna sebep olabi
leceini syledikleri kadar sama dnyorlar. Halbuki bu tarzda, Tan
rda tasarlanan bir hrlk fikrini ykmak iin, ben biraz sonra, hatta IV.
nermenin yardm olmakszn, ne akl ne iradenin asla Tanrnn tabiat
na ait olmadn gstereceim.
Filozoflardan ounun, bir Yce Akln ve rade hrlnn Tanrya
ait zel sfatlar olduunu kantlayabiliriz sandklarn bilmiyor deilim.
Bizde yetkin olarak tasarladklar her eyi Tanrya vermeden daha yetkin
bir ey bilmediklerini sylyorlar ve akldan daha yetkin hibir ey tasar
lamyorlar. Bununla birlikte, Tanry fiilde stn akl olan bir varlk gibi
tasarlyorlar da, yine de aktel olarak (fiilde), Tanrnn bildii her eyi
var klabileceine inanmyorlar; zira bununla Tanrnn evrensel gcn
ykacaklarn sanyorlar. Bakn, bunu kantlamak iin, nasl bir dnce
tarz yrtyorlar:
Eer Tanr, diyorlar, kendi stn Aklnda bulunan her eyi yaratm
olsayd, ondan sonra artk hibir ey yaratamayacakt; bu da Tanrnn
evrensel gcne7 en aykr diye tasarlanabilecek bir eydir. Onlar yle
ise, daha ok, her eye kar ilgisiz ve yalnz mutlak radenin emriyle
yaratan bir Tanr kabul etmeden holanrlar.
Bence, yeteri kadar ak olarak gsterdiimi sanyorum ki (nerme
11), sonsuz tavrlardaki sonsuz eyler yani her ey Tanrnn sonsuz gc
ya da onun sonsuz tabiatnca zorunluluklar ondan kmtr. Yani var olan
her ey onun tabiatnn zorunlu bir sonucudur. Nitekim genin tabiatn
dan i alarnn iki doru aya eit olduu sonucu, ezeli olarak kacak
tr. Bylece Tanrnn evrensel gc fiil (actu) halindedir ve o ezeli olarak
fiil halinde olacaktr (in aetemum in eadem actualitate manebit) ve bana
yle geliyor ki, Tanrnn evrensel gcn bu tarzda tasarlarken o, kendi
leriyle savatm kimselerin sisteminde olduundan daha yetkili tasar
lanr. Hatta ben aka diyebilirim ki, onlar Tanrnn evrensel gcn
reddediyorlar, nk Tanrnn kendi Aklnda meydana gelmesi mmkn
7) Omnipotence = Kudret-i klliye.

TANRI HAKKINDA 53

sonsuz eyi tasarladn ve bununla birlikte baka trl asla meydana


getirmeyeceini, yani sonsuzca meydana getirmesi mmkn olan bu eyi
gerekten meydana getirmi olsa, onlara gre kendi evrensel gcn tke
teceini ve bylece kendi stn yetkinliini kaybedeceini itiraf etmek
zorunda kalmlardr. Bu suretle, Tanrnn yetkinliini korumak iin bu
kimseler, Tanrnn mmkn olan her eyi icra edemeyeceini sylemeye
kadar varyorlar. Halbuki bunun kadar sama ve Tanrnn evrensel gc
ne bunun kadar aykr bir ey tasarlanamaz.
Tanrya hep birden verdiimiz Akl ve irade sfatlar zerinde birka
kelime sylemek iin kabul etmek gerekir ki, bunlardan biri ve teki Tan
rnn ezeli zne uygunsa, bu iki sfattan Akl ve rade terimiyle her zaman
tasarladklarmzdan ok baka bir ey anlamalyz. Tanrnn zn meyda
na getiren Akl ve rade bizim aklmzdan ve irademizden bsbtn baka
dr ve onlara ancak ad bakmndan benzerler, tpk Kpek denilen burcun
bu addaki hayvana ancak ad bakmndan benzemesi gibi8. Ve ite kant!
Eer, Akl, Tanrnn tabiatnn bir sfat ise, o bizim aklmz gibi aklla
kavranan eylerden tabiat bakmndan sonra ya da onlarla eit olamaz,
nk Tanr (nerme 16), (nerme sonucu) her eyin ilk ve etker nedeni
olmak dolaysyla, tabiat bakmndan her eyden nce gelir. O suretle ki,
eylerin hakikati ve ekilsel z, ancak Tanrnn aklnda objektif olarak
var olduu iin vardr. Bunun iin, zorunlu olarak Tanrnn aklnn, kendi
znn kurucusu olmas bakmndan, btn eylerin yalnz kendi zne
nispetle deil, varlna nispetle de nedeni olduunu zorunlulukla kabul
etmek gerekir. Tanrnn Akl, radesi ve Gcnn tek ve ayn ey olduu
nu syleyenlerin pek iyi farkna varm grndkleri de bu noktadr.
Halbuki Tanr, gstermi olduum gibi, her eyin z ve varlnn tek
nedeni olmasndan dolay, bundan u sonu kar ki, zorunlu olarak Tanr
ile meydana gelen eyler arasnda gerek z gerek varlk bakmndan bir
fark olmaldr; nk her eser kendi nedeninden, phesiz ona bal olmas
bakmndan ayrlr. Diyelim, bir adam baka bir adamn varlnn nedeni
dir, yoksa ezeli bir hakikat olan ve bunun sonucu olarak, bir adam tara
fndan meydana getirilmi olmayan znn nedeni deildir. Bylece biri
teki ile meydana getirilmi olan iki kimsede ayn z vardr, fakat ayn

8)Canis, signum caeleste et canis animal latrars = Gk iareti olan kpekle havlayan hayvan
olan kpek Ch. Appuhnun Latince metninden.

54 ETKA

varlk yoktur, o suretle ki, birinin varl bitmeden tekinin varl bite
bilir ve tersine, birinin z yok olmadan tekinin z yok olamaz ya da
yanl olamaz. Bu gsterir ki, bir eyin ayn zamanda hem znn hem
varoluunun nedeni olan bir varlk zorunlu olarak gerek z, gerek varolu
bakmndan bu eyden ayrlmtr.
Halbuki Tanrnn akl, bizim aklmzn znn olduu kadar varlnn
da nedeni olduu iin, bundan u sonu kar ki, Tanrnn akl bizimkin
den gerek z gerek varl bakmndan ayrlr ve onlar birbirlerine ancak
sylemi olduumuz gibi ad bakmndan benzerler.
Tanrnn iradesi iin de ayn eyin sylenebilecei ve ayn usavurma
nn yaplabileceini anlamak kolaydr.
nerme XVIII
Tanr her eyin geici (transciens) nedeni deil, fakat ikin (immanens)
nedenidir.
Kantlama
XVinci nermeye gre, var olan her ey Tanrda vardr ve ancak
Tanr ile tasarlanabilir ve (nerme 6nm birinci nerme sonucu) Tanr
kendisinde olan btn eylerin nedenidir. nce kantlanmas gereken
de budur.
Bundan baka (nerme 14) Tanrnn dnda hibir cevher olamaz ve
tasarlanamaz, yani (tanm 3) Tanrnn dnda kendiliinden var olan
hibir ey yoktur.
Buradan u sonu kar ki, Tanr her eyin geici deil, ikin nedenidir.
nerme XIX
Tanr ezelidir, ya da baka trl sylenirse, Tanrnn btn sfatlar
ezelidir.
Kantlama
Altnc tanma gre, Tanr zorunlu olarak var olan (nerme 1 1 ) , yani
(nerme 7) zorunlu olarak var olmak tabiatnn gerei olan bir cevher
dir, o suretle ki, o ezelidir.
Tanrnn sfatlar deyince, tanrsal cevherin zn ifade eden her eyi
anlyorum ve cevhere ait olan her ey sfatlarda da bulunmaldr. Hal

TANRI HAKKINDA 55

buki cevherin tabiat, gstermi olduum gibi, ezelilii gerektirir (ner


me 7). yle ise Tanrnn her sfat ezelilii gerektirir, demek ki, Tanrnn
btn sfatlar ezelidir.
Scolie
Bu nerme de XIinci nerme ile aka kantlanmtr ki, orada Tan
rnn varl kantlanm bulunuyordu. Gerekten, Tanrnn varlnn
kantlanmas yardmyla, onun varlnn da z gibi ezeli bir hakikat
olduu grlecektir; en sonra, Descartesin ilkeleri adl eserimin 19uncu
nermesinde de burada tekrar lzumsuz olacak baka bir biimde Tan
rnn ezeliliini kantladm.
nerme XX
Tanrnn varl ve z tek ve ayn eydir.
Kantlama
XIXuncu nermeye gre, Tanr ve onun btn sfatlar ezelidir, yani
VlIIinci tanma gre, sfatlardan her biri onun varln ifade eder. By
lece Tanrnn ezeli zn ifade eden sfatlar (tanm 4), ayn zamanda
onun ezeli varln da ifade eder, yani Tanrnn zn kuran ey onun
varln da kurar. O suretle ki, onun z ve varl, dosdoru syleyince,
tek ve ayn eyden ibarettir.
nermenin sonucu I
Buradan u sonu kar ki, Tanrnn varl da z gibi ezeli bir hakikattir.
nermenin sonucu II
Buradan ikinci olarak u sonu kar ki, Tanr deimez ve onun btn
sfatlar da deimezler; zira varlna gre deimi olsalard, nceki ner
meye baklacak olursa, z cihetinden de deiebileceklerdi, yani doru
lar yanl olabileceklerdi ki, bu da samadr.
nerme XXI
Tanrnn bir sfatnn mutlak tabiatndan kan btn eyler, hem
sonsuzdurlar hem de her zaman vardrlar ve byle olmalar gerekir, yani
onlar bal olduklar sfata gre ezeli ve sonsuzdurlar.

56 ETKA

Kantlama
Tanrnn bir sfatnda sonlu olan ya da belirli bir varl veya bir sresi
olan bir eyin, onun mutlak tabiatndan, diyelim dncede Tanr fikrin
den kmas mmkn olup olmadn tasarlaynz. Tanrnn sfat olarak
tasarlandndan beri dnce, (11inci nermeye gre), zorunlu olarak
tabiat bakmndan sonsuzdur, fakat Tanr fikrini kuatmas bakmndan
sonlu diye tasarlanr. Halbuki (tanm 2), o dnce ile snrl deilse,
sonlu diye tasarlanamaz. Fakat dncenin Tanr fikrini kurmas bakmn
dan, dnce ile snrlandrlamaz. Zira o zaman dnce sonlu varsayl
mtr. Tanr fikrini kurmamas, bununla birlikte zorunlu olarak var ol
mas bakmndan dnce ile snrlanmtr (nerme 11). yle ise, Tanr
fikrini kurmayan bir dnce vardr. Bundan dolay, Tanr fikri zorunlu
olarak bu dncenin mutlak olmas bakmndan onun tabiatndan k
maz. Zira, bu dnce Tanr fikrini kuran ve kurmayan ey olarak tasar
lanr, bu da varsayma (hypothse) aykrdr. Bunun iin, eer dncede
Tanr fikri ya da baka bir ey -rnein seilmesinin nemi yoktur, nk
kant tmeldir- Tanrnn bir sfatnda bu sfatn mutlak tabiatnn zorun
luundan karsa, bu fikrin ya da baka bir eyin zorunlu olarak sonsuz
olmas gerekir. nce kantlanmas gereken de budur.
Bylece bir sfatn tabiatndan zorunlu olarak kan eyin, belirli bir
sresi olamaz. Eer, bunu inkr ederseniz, Tanrya ait bir sfatn tabiat
nn zorunluluundan kan bir eyi, diyelim dncede Tanr fikri var
saylsn ve onun var olmad ya da var olmaktan kmas gerektii var
saylsn. Dncenin Tanrnn bir sfat olduunu varsaymamz iin, onun
zorunlu olarak ve deimez surette var olmas gerekir (nerme 11 ve
sonucu, nerme 20). Bylece dncenin Tanr fikrinin sresi tesinde
var olmas gerekir, o bu fikirsiz var olacakt. -Zira biz varsayyoruz ki, bu
fikir hep var olmamtr ve hep de olmayacaktr - Halbuki bu, varsaya
aykrdr. Zira biz varsayyoruz ki dnce verilmi olunca, fikir ondan
zorunlu olarak kar, yle ise dncede Tanr fikri ya da Tanrnn bir
sfatnn mutlak tabiatndan zorunlu olarak kan herhangi bir eyin be
lirli bir sresi olamaz. Fakat onun bu sfatla ezeli olmas gerekir; ikinci
olarak gsterilmesi gereken nokta da budur.
Tanrnn bir sfatnda, Tanrnn mutlak tabiatndan zorunlu olarak
kan herhangi bir ey iin de, ayn eyleri syleyeceimizi iaret ede
lim.

TANRI HAKKINDA 57

nerme XXII
Tanrnn bir sfatna gre zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan dei
iklie (tavrlamaya) uramas bakmndan Tanrnn o sfatndan kan
her eye zorunlu olarak var ve sonsuz gzyle baklmaldr.
Kantlama
Bu nermenin kant nceki nerme gibi yaplr.
nerme XXIII
Sonsuz olan ve zorunlu olarak var olan her tavr, ya mutlak olarak
alnm Tanrnn bir sfatnn tabiatna, ya da zorunlu ve sonsuz olarak,
bir sfatna bal olmaldr.
Kantlama
Beinci tanma gre, tavr kendi bana duramaz, yalnz kendisiyle
tasarlanan cevherde bulunur, yani tavr ancak Tanrda var olabilir ve
ancak Tanr ile tasarlanabilir. (nerme 15e gre her var olan ey Tan
rda vardr.) Eer zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan bir tavr tasarla
nrsa, bu ancak Tanrnn bir sfatyla ve bu sfat varln sonsuzluunu ve
zorunluluunu kuatmas ve ifade etmesi bakmndan olabilir; yani (tanm
8) ezelilii ifade etmesi daha dorusu bu sfat asl mutlak gibi grlmesi
bakmndan olabilir.
Buradan u sonu kar ki, sonsuz ve mutlak olarak var olan bir tavr,
Tanrnn bir sfatnn iki tarzda sonucu olmaldr: ya XXIinci nermede
olduu gibi dorudan doruya, ya da Tanrnn mutlak tabiatnda olan bir
tavrlama yardmyla, yani nceki nermeye gre, kendisi sonsuz ve zo
runlu olarak var olan herhangi bir tavr yardmyla.
nerme XXIV
Tanrnn meydana getirdii eylerin z varl kuatmaz.
Kantlama
Birinci tanma gre, kendi bana gz nne alnan ve tabiat varl
gerektiren her ey kendi kendisinin nedenidir (causa sui) ve yalnz kendi
tabiatnn zorunluluu ile vardr.

58 ETKA

nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, Tanr yalnz eylerin varlnn balangcnn
nedeni deil, ayn zamanda onlarn varlnn srp gitmesinin de nede
nidir, yani -skolastik bir terim kullanrsak- Tanr eylerin varlnn ne
denidir (causa esendi rerum). Zira, gerek eyler var olsun, gerekse var
olmasn, biz onlarn zn gz nne alarak, bu zn ne var olma ba
langcn, ne de varln sresini kuatmadn grrz. Bylece onlarn
z, ne balangcn nedenidir, ne Varlklarnn sresinin nedenidir. Var
olabilen yalnz Tanrdr, nk XIVnc nermenin sonucuna gre,
tabiat varl kuatan yalnz odur.
nerme XXV
Tanr yalnz eylerin varlnn deil, ayn zamanda znn de etker
nedenidir.
Kantlama
Tanrnn, eylerin znn nedeni olmad iddia edilmedike bu ner
me inkr edilemez. Bu iddiadan, eylerin znn Tanrsz tasarlanabil
mesi sonucu kar ki, bu da samadr (nerme 15), bunun zorunlu sonu
cu olarak Tanr eylerin znn etker nedenidir.
Scolie
Tanrsal tabiatn zorunluluundan, sonsuz tarzda sonsuz eylerin yani
sonsuz bir akln btn tasarlayabildii eylerin kmas gerektiini gz
nne alan herkes iin (nerme 16), bu nerme apak grnr. Zira bu
XVInc nermeden u sonu kar ki, tanrsal tabiat var saylnca, eylerin
z ve varl ondan zorunlu olarak kar. Bunu bir kelime ile sylemek
istersek, Tanrya kendi kendisinin nedeni denilir ki, aada gelen ner
me sonucuna gre daha iyi anlalacak olan da budur.
nermenin sonucu
Alemde yaylm olan btn tikel eyler, Tanrnn sfatlarnn duygula
nlarndan ya da Tanrnn sfatlarn filn ve filn belirli tarzda ifade
eden tavrlardan baka bir ey deildirler: bu hakikatin kantlanmas
XVinci nerme ile Vinci tanmdan kar.

TANRI HAKKINDA 59

nerme XXVI
Herhangi bir eseri meydana getirmesi gerektirilmi olan her ey, bu
ite zorunlu olarak Tanrca gerektirilmitir; ve Tanrca gerektirilmi ol
mayan her ey bir eseri meydana getirmede kendi kendisini gerektiremez.
Kantlama
Varlklarn etkisini gerektiren ey, herkesin olumlayaca zere, zo
runlu olarak pozitif bir eydir; nitekim onun z ve varlnn etker ne
deni Tanrdr ki (nerme 25 ve 16) bu birinci nokta idi. nermenin
ikinci ksm ok ak olarak bundan kar; zira eer bir ey Tanr tarafn
dan gerektirilmemi ise kendi kendisini gerektirir, o zaman nermenin
birinci ksm yanl olur ki, bu da gsterdiimiz gibi samadr.
nerme XXVII
Tanrnn bir eser meydana getirmek iin gerektirdii bir ey, kendi
kendisini gerektirilmemi klamaz.
Kantlama
Bu nerme aksiyomla kantlanmtr ki buna gre belirli bir nedenden
zorunlu olarak bir eser kar. Bir varlk Tanrca bir eyi yapmak zere
gerektirildii zaman, bu gerektirici nedenden gerektirilme si istenen bir
eserin zorunlu olarak kmas lzm gelir.
nerme XXVIII
Herhangi bir tekil ey, baka deyile sonlu olan ve gerektirilmi var
l bulunan her ey, kendisi de sonlu olan ve gerektirilmi varl bulu
nan baka bir nedenle bir eseri meydana getirmesi ve var olmas gerekti
rilmi deilse, var olamaz ve o eseri meydana getiremez; ve buna karlk
bu neden yine sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan baka bir ne
denle meydana gelmesi ve var olmas gerektirilmi deilse, var olamaz ve
bir eser meydana getiremez ve bu sonsuzca byle gider.
Kantlama
26nc nerme ile 24nc nermenin sonucuna gre, var olmas ve bir
eser meydana getirmesi gerektirilmi olan her ey Tanrca gerektirilmitir.
Fakat sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan ey Tanrnn mutlak olarak

60 ETKA

alnan bir sfatnn tabiat ile meydana getirilemez; zira mutlak olarak Tan
rnn bir sfatnn tabiatndan kan her ey sonsuz ve ezelidir (nerme 21).
yle ise bu eyin Tanrdan ya da onun bir tavrlamaya uram gibi grl
mesi bakmndan sfatlarndan birinden kmas gerekir; zira, cevher ve ta
vrlar dnda verilmi hibir ey yoktur (aksiyom 1, tanm 3 ve 5) ve tavrlar
(25 inci nermenin sonucu) Tanrnn sfatlarnn duygulanlarndan baka
bir ey deildirler. Halbuki bu ey Tanrdan ya da onun ezeli ve sonsuz olan
bir tavrlamaya uramas bakmndan sfatlarnn birinden kamazd (ner
me 22). yle ise onun Tanrdan kmas ya da bir eseri meydana getirmesi
ve var olmas Tanrca veya sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan bir
tavrlamaya uramas bakmndan Tanrnn sfatlarndan birinde var olmas
ve bir eser meydana getirmesi gerekir. Birinci nokta bu idi. imdi bu neden
ya da tavr da buna karlk, birinci kantlamaya yarayan ayn sebeple baka
bir neden ya da bir tavrla gerektirilmi olmas, onun da yine sonlu olan ve
gerektirilmi varl bulunan bir baka neden ya da tavrla gerektirilmi
olmas lzmdr ve hep ayn sebepten dolay bu sonsuzca byle gider.
Scolie
Tanrnn mutlak surette gz nne alnan tabiatndan zorunlu olarak
kan baz eylerin Tanr tarafndan dorudan doruya meydana getirilmesi
gerektii ve Tanrsz ne var olabilen ne tasarlanabilen baka baz eylerin
de birinciler yardmyla meydana gelmeleri gerektii iin, buradan u sonu
lar kar: 1. Kendisinin dorudan doruya meydana getirdii eyler iin,
Tanr mutlak olarak yakn nedendir; fakat sylendii gibi, cinsel neden
deildir. Zira Tanrnn eserleri, nedenleri olmadan ne var olabilir ne tasarla
nabilirler (15inci nerme ve 24nc nermenin sonucu). 2. Tanr iin tekil
eylerin asl uzak nedeni denemez, meer ki burada hedef onlarn doru
dan doruya meydana getirdikleri ya da daha ziyade mutlak olarak alnan
tabiatndan kanlardan ayrmak olsun. Zira biz uzak neden deyince hibir
suretle esere bal olmayan bir nedeni anlyoruz. Var olan her ey vardr ve
Tanrya baldr, o suretle ki Tanr olmadan ne var olabilir ne tasarlanabilir.
nerme XXIX
Tabiatta zorunsuz olan hibir ey yoktur, fakat orada her eyin u ya
da bu tarzda var olmas ve bir eser meydana getirmesi tanrsal tabiatn
zorunluluu ile gerektirilmitir.

TANRI HAKKINDA 61

Kantlama
15inci nermeye gre var olan her ey Tanrda vardr ve Tanr iin
zorunsuz bir eydir denemez, zira (nerme 11), o zorunsuz bir tarzda de
il zorunlu olarak vardr. Tanrnn tabiatndaki tavrlar iin ise, onlar da
zorunsuz olarak deil, bu tabiattan zorunlu olarak kmlardr (nerme
16) ve tanrsal tabiat mutlak olarak gz nne alnd gibi (nerme 21)
herhangi bir tarzda etkisi gerektirilmi olarak grld zaman da bu
byledir (nerme 27).
Bundan baka Tanr bu tavrlarn yalnz sadece var olmalar bakmn
dan deil (24nc nermenin sonucu), ayn zamanda bir eser meydana
getirmeleri gerektirilmi gibi grlmeleri bakamndan da (nerme 26)
bu tavrlarn nedenidir. Eer Tanr tarafndan gerektirilmi deil iseler,
kendi kendilerini gerektirmeleri zorunsuz deil imknszdr (ayn ner
me); ve eer tersine, Tanr onlar gerektirmi ise (nerme 27) kendi ken
dilerini gerektirilmemi klmalar da zorunsuz deil, imknszdr. yle
ise, her ey tanrsal tabiatn zorunluluu ile, yalnz var olmada deil, ayn
zamanda u ya da bu tarzda var olma ve bir ey meydana getirmede
gerektirilmitir ve tabiatta zorunsuz hibir ey yoktur.
Scolie
Dnceme devam etmeden nce Yaratlm Tabiatla Yaratc Tabiat
tan ne anladm burada aklamak, daha dorusu gstermek isterim9.
Zira daha yukarda sanrm ispat edilmitir ki Yaratc Tabiat deyince
kendi bana var olan ve kendi bana tasarlanan eyi, baka deyile ezeli
ve sonsuz bir z ifade eden cevherin sfatlarn, ya da (14nc nerme
nin sonucu ve 17nci nermenin 2nci sonucu), hr neden olarak gz
nne alnmas bakmndan Tanry anlamak gerekir. Yaratlm Tabiat
deyince, Tanrnn tabiatnn zorunluluu, baka deyile sfatlarndan her
birinin zorunluluu ile, ya da Tanrda olan ve Tanrsz ne var olabilen ne
de tasarlanabilen eyler gibi grlen Tanrnn sfatlarnn btn tavr
larnn zorunluluundan km olan her eyi anlyorum.

9) Yaratc tabiat Nature Naturante, Yaratlm tabiat Nature Naturee karldr. Eskiden
bu yerde Tabiat-i Ftra ve Tabiat-i Meftre denirdi.

62 ETKA

nerme XXX
Fiil halinde sonlu ya da fiil halinde sonsuz olan bir zihin Tanrnn sfat
larn ve Tanrnn duygulanlarn kavramal ve baka hibir ey kavrama
maldr.
Kantlama
6nc aksiyoma gre doru bir fikir objesine uygun olmaldr, yani ken
diliinden bilindii gibi, zihinde objektif olarak bulunan ey zorunlu ola
rak tabiatta verilmi olmaldr; halbuki tabiatta tek bir cevher yani Tanr
vardr (14nc nermenin sonucu); ve Tanrda olanlardan baka (ner
me 15), nitekim Tanrda olan ve ayn nermeye gre, Tanrsz ne var
olabilen, ne de tasarlanabilenlerden baka duygulanlar yoktur; yle ise
fiil halinde sonlu ya da fiil halinde sonsuz bir zihin Tanrnn sfatlarn ve
Tanrnn duygulanlarn kavramal ve baka hibir ey kavramamal
dr.
nerme XXXI
ster sonlu ister sonsuz olsun, fiil halinde zihin, nitekim irade, arzu,
sevgi, vb. Yaratc Tabiata deil, Yaratlm Tabiata nispet edilmelidir.
Kantlama
Gerekten zihin deyine biz, kendiliinden bilindii gibi, mutlak Dnceyi
deil, fakat yalnz dnmenin herhangi bir tarzn anlyoruz ki, o arzu,
sevgi, vb. gibi teki tarzlardan ayrlr ve bunun sonucu olarak (tanm 5),
mutlak Dnce yardmyla tasarlanmas gerekir; dncenin ezeli ve
sonsuz zn ifade eden Tanrnn bir sfat yardmyla tasarlanmaldr
diyorum (nerme 15 ve tanm 6) ve bu o tarzda olmaldr ki bu sfat
olmadan o ne var olabilsin ne de tasarlanabilsin ve bu sebepten (29uncu
nermenin scoliesi) onun, dnmenin baka tarzlar gibi Yaratc Ta
biata deil Yaratlm Tabiata nispet edilmesi gerekir.
Scolie
Burada fiil halinde bir zihinden sz etmemin sebebi, g halinde, kuvve
halinde baka hibir zihni kabul etmeyiim deildir; fakat, her trl kar
klktan kanmak iin, bizim en ak olarak algladmz eyden, yani
asl bilme etkisinden sz etmeyi istedim, nk o bizim en ak olarak

TANRI HAKKINDA 63

kavradmz eydir. Zira bilme etkisinden daha byk bilgiye gtren


hibir eyi bilemeyiz.
nerme XXXII
radeye hr neden denemez, yalnzca zorunlu neden denebilir.
Kantlama
Zihin gibi irade de, dncenin bir tavrndan ibarettir; ve bundan
dolay (nerme 28) her istek (volition) ancak baka bir gerektirilmi ne
denle var olabilir ve bir eser meydana getirilmesi gerektirilmi olabilir,
bu neden de yine bir neden tarafndan gerektirilir ve sonsuzca bu byle
gider. Eer bir iradenin sonsuz olduu var saylrsa, o da var olmak ve bir
eser meydana getirmek iin Tanr tarafndan gerektirilmi olmaldr ve
bu Tanrnn mutlak surette sonsuz bir cevher olmas bakmndan deil,
fakat dncenin mutlak ve ezeli zn ifade eden bir sfat olmas
bakmndandr (nerme 23). yle ise hangi tarzda tasarlanrsa tasarlan
sn, sonlu ya da sonsuz bir irade, kendisinin var olmas ve bir eser meyda
na getirmesini gerektiren bir neden ister ve bylece (tanm 7), ona hr
neden denemez, yalnzca zorunlu ya da zorlama neden denir.
nerme sonucu I
Buradan u sonu kar ki: 1. Tanr eserlerini irade hrl ile meyda
na getiremez.
nerme sonucu II
Yine buradan u sonu kar ki: 2. rade ve zihin Tanrnn tabiatnda
hareket ve sknla ve mutlak olarak varl ve etkisi herhangi bir tarzda
gerektirilmi olan btn eylerle ayn mnasebetle bulunmaktadrlar
(nerme 29). Zira iradenin de, btn teki eyler gibi, herhangi bir tarz
da var olmas ve bir eser meydana getirmesini gerektiren bir nedene ihti
yac vardr. Bir irade verilmi olunca, ya da bir zihin verilmi olunca,
ondan sonsuzca eyler kt iin, bundan dolay denemez ki Tanr irade
hrl ile hareket ediyor; nitekim hareket ve skndan baz eyler k
t iin ve bu eserler de saysz olduu iin- Tanr hareket ve skn
hrl ile etki yapyor denemez. yle ise, irade tabiatn baka eylerinden
ziyade Tanrnn tabiatna ait deildir, fakat onun Tanr ile mnasebeti

64 ETKA

hareket ve sknun Tanr ile mnasebeti gibidir ve onlar tanrsal tabia


tn zorunluluuna baldrlar ve var olmalar, bir eser meydana getirme
leri onun tarafndan gerektirilmitir.
nerme XXXIII
eyler Tanr tarafndan meydana getirildikleri tarzdan ve dzenden
baka hibir tarzda ve dzende meydana getirilemezler.
Kantlama
16nc nermeye gre, her ey verilmi diye varsaylan Tanrnn ta
biatndan kar (nerme 16) ve herhangi bir tarzda var olmas ve bir eser
meydana getirmesi Tanrnn tabiatnn zorunluluu ile gerektirilmitir
(nerme 29). Eer, baka tabiatta eyler var olabilseydi, ya da tabiat d
zeni baka olacak gibi bir eser meydana getirmeleri gerektirilebilseydi, o
zaman Tanr da baka tabiatta olabilmeliydi ve bundan dolay (nerme
11), bu baka tabiatn da var olmas gerekirdi ve bunun sonucu olarak da
iki ya da daha ok Tanr olabilirdi ki, bu da samadr (nerme 14n
nerme sonucu I). Bu sebepten dolay eyler olduklarndan baka bir
tarzda ve baka bir dzende olamazlar.
Scolie
Yukarda grdklerimizle, gn ndan daha ak olarak kendilerine
zorunsuz denebilecek eylerin mutlak surette bulunmadklarn gster
dikten sonra, imdi birka kelime ile zorunsuzdan ne anladm ve nce
zorunlu ve imknszdan ne anlamamz gerektiini aklamak isterim. Bir
eye, gerek zne nispetle gerekse nedenine nispetle, zorunlu denir. Zira,
bir eyin varl ya kendi znden ve tanmndan ya da verilmi bir etker
nedenden zorunlu olarak kar. Ayn nedenlerden dolay bir ey imkn
szdr; ya gerekten ya z ya tanmnda bir eliiklik bulunur, yahut da
bu eyi meydana getirecek tarzda gerektirilmi olan hibir d neden bulun
mad iin bu byle olur. imdi bizdeki bilgi eksikliinden baka hibir
nedenden dolay bir eye zorunsuz denemez; znde elime olduunu bil
mediimiz, ya da kendisi hakknda hibir elimeyi iermediini bildiimiz
bir ey nedenler dzenini bilmediimiz iin varln kesin olarak olumla
yamasak da, derim ki, byle bir ey bize asla ne zorunlu ne imknsz gibi
grnebilir ve bundan dolay da ona zorunsuz ya da mmkn deriz.

TANRI HAKKINDA 65

Scolie II
Yukarda geenlerden aka u sonu kar ki, eyler Tanrca stn
bir yetkinlikle meydana getirilmitir, nk bu eyler en yksek derece
den yetkin olan verilmi bir tabiattan zorunlu olarak karlar. Ve Tanrya
bu bakmdan hibir eksiklik isnat edilemez; zira bunu olumlamaya bizi
zorlayan onun yetkinliidir. Daha dorusu, biraz aada gstereceim
gibi, bunun aksinin olumlanmasndan Tanrnn stn yetkinlii olmad
sonucu kar; zira, eer eyler baka bir tarzda meydana getirilmi olsa
lard, Tanrya baka bir tabiat, en yksek derecede yetkin Varln gz
nne alnmasn ona atfetmeye bizi zorlayan bir tabiattan farkl bir ta
biat atfetmek gerekirdi. Fakat phe etmem ki biroklar bu gr tar
zn nce sama diye reddederler ve onu incelemeye bile raz olmazlar;
ve bunun sebebi yalnzca onlarn Tanrya bizim tanmladmzdan bs
btn baka bir hrriyeti vermeye alm olmalardr (tanm 7), yani
mutlak iradeyi Tanrya verme alknlklardr. Ve ben hele hi phe
etmem ki, bu konuda dnmek ve kantlamalarmn akn vicdanl bir
grle incelemek isterlerse, Tanrya atfettikleri bu trl hrriyeti yalnz
bo bir ey olarak deil, ayn zamanda bilime byk bir engel olduu iin
bsbtn reddederler. 17nci nermenin scoliesinde sylemi olduum
eyi burada tekrar etmeye ihtiya yoktur. Bununla birlikte onlarn lehine
olarak, yine gstereceim ki, iradenin Tanrnn zne ait olduu kabul
edilse bile, eylerin Tanrda yaratlm olduklarndan baka bir tarzda ve
baka bir dzende yaratlamayacaklar onun yetkinliinden de pekl
kacaktr. Her eyden nce asl kendilerinin kabul ettiklerini, yani var
olan her eyin ne ise o olmasnn yalnzca Tanrnn emrine ve yalnz onun
iradesine bal olduunu gz nne alacak olursak, bunu gstermek ko
lay olacaktr. Gerekten baka trl olsayd, Tanr her eyin nedeni olma
yacakt. kinci olarak onlar Tanrnn btn emirlerinin ezelden beri yine
Tanr tarafndan yerine getirilmi olduunu kabul ederler. Eer baka
trl olsayd Tanrya eksiklik ve kararszlk isnat edilmi olacakt. Ezelde
ne zaman, ne nce, ne sonra vardr; yle ise buradan yani srf Tanrnn
yetkinliinden, Tanrnn baka bir eyi emredemedii ve asla emretmemi
olduu sonucu kar. Fakat diyeceklerdir ki, Tanrnn olduundan baka
trl bir lem yapm olduu, ya da ezelden beri tabiat ve onun dzenine
dair baka emirler verdii varsayld zaman dahi, bundan dolay Tanr
da hibir eksiklik olduu sonucu kmaz. Ben ise, onlar bunu sylerken

66 ETKA

Tanrnn kendi emirlerini ister istemez deitirdiini de kabul ettikleri


eklinde cevap veririm. Zira, eer Tanr tabiat hakknda ve onun dzeni
hakknda emretmi olduundan baka bir ey emretmi olsayd: yani tabiat
konusunda baka bir ey istemi, tasarlam olsayd zorunlu olarak imdiki
Zihninden bakas olacakt. Ve eer Tanrya, znden ve yetkinliinden
hibir ey deitirmeksizin, baka bir zihin, baka bir irade atfetmeye imkn
olsayd, yine de yetkin kalmak zere, yaratlm eyler konusundaki emir
lerini imdiki hale hangi sebeple deitirenlesin? Zira, hangi tarzda tasar
lanrsa tasarlansn, onun Zihni ve radesi yaratlm eylere taallk eder
(aittir), her zaman kendi z ve yetkinlii ile ayn nispettedir. te yandan,
benim bildiime gre btn filozoflar Tanrda g halinde zihin olmad
, yalnz fiil halinde bir zihin olduu noktasnda uyumaktadrlar; sonra
madem ki onun Zihninin ve radesinin kendi znden ayrlmad nok
tasnda uyumaktadrlar, yle ise buradan u sonu da kar ki, eer Tan
rda fiil halinde baka bir zihin, baka bir irade olsayd, onun z de zo
runlu olarak baka olacakt; ve bundan dolay (nce sonulam olduum
gibi) eer eyler Tanr tarafndan imdiki halde olduklarndan baka trl
meydana getirilmi olsalard, Tanrnn zihni ve iradesi, yani (kabul edildii
gibi) z de baka trl olacakt ki, bu da samadr.
Sonra madem ki eyler Tanr tarafndan baka hibir tarzda, baka
hibir dzende meydana getirilememitir ve madem ki bu nermenin
hakikati Tanrnn stn yetkinliinin bir sonucudur (sonurgusudur), Tan
rnn fikirlerde bulunan btn yetkinlikle kendi zihnindeki fikre gre
btn eyleri yaratmak istememi olmasna hibir sebeple asla kanaat
getiremeyeceiz. Buna kar eylerde ne yetkinlik, ne eksiklik olduu ve
haklarnda yetkin ve eksik, iyi veya kt denilen eylerin yalnzca Tan
rnn iradesine bal bulunduklar eklinde itiraz edilecektir; bundan do
lay da eer Tanr istemi olsayd imdiki halde yetkinlik olan eyi ar
derecede eksiklik, ya da eksiklik olan eyi ar derecede yetkinlik haline
koyabilirdi. Fakat istedii eyin zorunlu olarak fikrine sahip olan Tanrn
iradesiyle eyler hakknda sahip olduu fikirden baka bir fikre sahip ola
bilmesini aka kabul etmek, (gstermi olduum gibi) byk bir sa
malktr. Kendi kantlarn onlara kar evirebilirim ve bu da aadaki
ekilde olur. Her ey Tanrnn gcne baldr. eylerin olduklarndan
baka trl olabilmeleri iin, zorunlu olarak Tanrnn iradesinin baka
trl olmas gerektir; halbuki Tanrnn iradesi olduundan baka trl

TANRI HAKKINDA 67

olamaz (son apaklkla Tanrnn yetkinlikten ktn gstermi olduu


muz gibi). yle ise eyler de baka trl olamazlar. Her eyi Tanrsal
ilgisiz bir iradeye bal klar ve her eyin onun keyif ve hevesine (bon
plaisir) bal olduunu kabul eder. Bu sannn Tanrnn gznde daima
iyilik amac olduu halde etki (tesir) ettiini kabul etmeden ibaret baka
bir grten daha az hakikatten uzaklatn tasdik ediyorum10. Zira onu
savunanlar, Tanrnn dnda Tanrya bal olmayan ilemlerinde Tan
rnn kendisine model olarak ald ya da amaca gider gibi kendisine mey
lettii bir eyi ortaya koyar grnyorlar. Bu ise Tanry kadere tbi kl
maya varr ki, Tanr konusunda bundan daha sama bir ey kabul edile
mez, biz ise onun ilk neden, btn eylerin znn ve varlnn biricik
nedeni olduunu gstermitik. yle ise bu samal reddetmekle zaman
kaybetmeye gerek yoktur.
nerme XXXIV
Tanrnn gc kendi zdr.
Kantlama
Gerekten, Tanrnn znn zorunluluunun sonucu olarak, Tanr
(nerme 11) kendi kendisinin Nedenidir ve her eyin Nedenidir (nerme
16 ve nerme sonucu 1); o halde her eyi var ve etkin klan ve kendisini
var klan Tanrnn gc, onun kendi zdr.
nerme XXXV
Tanrnn kudretinde olduunu tasarladmz her ey zorunlu olarak
vardr.
Kantlama
Gerekten, Tanrnn kudretinde bulunan her ey znde o tarzda
bulunur ki (nceki nerme), onun zorunlu bir sonucudur ve bundan
dolay da zorunlu olarak vardr.
nerme XXXVI
Tabiatndan bir eser kmayan belirli hibir ey yoktur.
10) Olumluyorum. Onaylyorum.

68 ETKA

Kantlama
Var olan her ey belirli ve gerektirilmi tarzda Tanrnn tabiatn ve
zn ifade eder (25. nermenin sonucu) yani (nerme 34), var olan her
ey belirli ve gerektirilmi bir tarzda her eyin Nedeni olan Tanrnn g
cn ifade eder; buradan u sonu kar ki, var olan her eyden zorunlu
olarak bir eserin kmas gerekir (nerme 16).
Zeyl
Yukardaki bahislerde Tanrnn tabiatn gelitirdim ve zeliklerinin
neler olduunu akladm. Gsterdim ki:
O zorunlu olarak vardr.
Tektir.
Srf kendi tabiatnn zorunluluu ile vardr ve tesir eder (etki yapar).
Her eyin hr nedenidir ve u ya da bu tarzda bu byledir.
Her ey Tanrdadr ve ona baldr, o derecede ki, onsuz hibir ey
var olamaz ve tasarlanamaz.
En sonra Tanr her eyi bir irade hrlyle ya da mutlak keyif ve
hevesle deil, mutlak tabiatnn yani sonsuz gcnn eseri olarak nce
den gerektirmitir.
Frsat dtke srasyla kantlamalarmn grlmesine engel olabilecek
btn pein-hkmleri sileceim; fakat birok kimselerin, zihninde bazen
btn eylerin zincirlenmesini akladm sraya gre kavramalarna engel
olacak kadar daha birok pein-hkmler kald iin, onlar burada hatrlat
mak ve yeniden doru akln kantaryla onlar tartmak gerektiine inandm.
Burada sz etmek istediim pein hkmlerden pek ou bir ilk pein
hkmden domaktadr ki, bu pein hkme gre insanlar ortak bir gayenedenler konusunda yayorlar; gerekten, genel olarak kendileri nasl
bir gayeye gre hareket ediyorlarsa, btn tabiatn da bir gaye iin etki
(ve hareket) ettiini var sayarlar ve Tanrnn btn eyleri insan iin ve
insan da kendisi iin, yani taplmak iin yapm olduunu sylerler.
nce u noktalar incelemeye girimek isterim:
1 nsanlarn pek ou neden dolay bu pein hkm iinde bylece
kalyorlar ve her birinde niin buna balanmak eilimi vardr.
2 Bu pein hkmn yanlln ve
3 Bu pein hkmn lemde iyi ve kt, erdem (sevap) ve gnah,
vmek ve yermek, dzen ve karklk, gzellik ve irkinlik ve bu gibi

TANRI HAKKINDA 69

daha biroklar zerinde yaplm olduunu grdmz btn sanlar


nasl dourduunu gstermek isterim. Btn bu sanlarn zihnimizin ta
biatndan km olduklarn gstermenin yeri buras deildir. Hi kim
sece itiraz edilmeyen bir ilkeden, yani btn insanlarn nedenler zerin
de tam bir bilgisizliinden doduklar; ve bundan baka hepsinin kendi
lerine refahlarn aratan bir itaha sahip olduklar ve bunu duyduklar
noktasndan hareket etmek yeter.
Buradan u sonu doar ki: 1 nsanlarda kendi iradelerinin, kendi
itahlarnn bilinci ve yakn bilgisi olduu iin, kendilerini hr sanyorlar
ve bu itahlar kendilerinde meydana getiren ve istemelerine sebep olan
nedenleri bilememek yznden, hatta ryalarnda bile, bunu asla dn
myorlar.
Yine buradan u sonu kar ki: 2 nsanlar hep bir amaca gre, yani
itah duyduklar faydal olan eye gre hareket ederler. Onlarn daima
srf yaplm eylerin gaye-nedenlerini bilmek iin abalamalar ve bun
lar renince artk huzursuzluk iin hibir sebep kalmadndan rahat
etmeleri bundan ileri gelir.
Hi kimse onlar, bilinmesi meraklarnn btn konusunu meydana
getiren gaye-nedenler zerinde aydnlatamad zaman, ilk areleri ken
di kendilerine dnmek ve byle bir halde hangi gaye-nedenin onlar gerek
tirmi olacan gz nne almaktr, kendi kendilerine ait bu yarglama
metodu ile (tabiattan akn olarak11) kendi ruhlarn btn ruhlarn ls
yaparlar.
Halbuki onlar, gerek kendilerinde, gerek kendi dlarnda meylettikleri
rahatla onlar gtrmeye elverili birok aralar bulduklar iin (gr
mekte gz, inemekte di, beslenmekte otlar ve hayvanlar, kendilerini
aydnlatmakta gne, balklar beslemekte deniz v.s.) btn bu eylerin
ve genel olarak btn tabiatn rahat yaamalarn salamaya yarayan ara
lar olduunu zannederler.
Ayrca bu aralar bulduklarn, fakat kendileri meydana getirmedik
lerini bildikleri iin, buradan, onlar kullanmak zere kendilerine tedarik
eden baka biri olduuna inanacak bir saik karmlardr. Vakaa da eyleri
aralar gibi grdkten sonra onlarn kendi kendilerine yaplm olduu
na inanamamlardr. Fakat tedarikine altklar aralardan sonu kar
11) Metinden fazla, Boulainvilliersnin ilavesi.

70 ETKA

mak zere, beer hrriyete sahip btn ihtiyalarna cevap veren kulla
nacaklar her eyi yapan tabiatn bir ya da birok idare edicileri olduuna
kanaat getirmeye mecbur olmulardr.
Baka bir ynden, bu varlk veya bu varlklarn dnme tarz ve zihin
leri zerine hibir trl bilgileri olmad iin, ona kendi dnme tarzlar
ve zihinlerini yormulardr ve buradan hareket ederek, insanlarn sevgisini
ve hediyelerini kendilerine ekmek amacyla, Tanrlarn btn bunlar on
larn hizmetine verdiklerini esasl bir hakikat diye ileri srmlerdir. Kendi
fikirleri zerinde ve Tanrlarn tabiatn kendi tabiatlaryla karlatrarak
hkm yrtmek suretiyle, insanlarn trl dnme tarzlarna, bunca
farkl tapnlarna gre tasarladklar ey budur; onlarn hepsi Tanrya
en ho grnen tapnma tarzna sahip olduklar ve bundan dolay da
Tanrnn ltfunu ve gvencini kazandklar kansndadrlar. O tarzda ki,
bu varlk, onlarn her zaman anlamsz arzularn ve doymak bilmez hasis
liklerini doyurmak iinde btn tabiat hizmetlerinde kullanmaya hazr
idi. Bylece, bu pein-hkm btn zihinlere derin kkler salan yanl
inan dourmutur ve buradan insanlarn btn alma glerini gayenedenleri renmeye ve aklamaya balamalar sonucu kmtr.
Fakat tabiatn bouna, (yani insan iin elverili olmayan) hibir ey
yapmadn gstermeye kalktklar zaman, Tabiatn ve Tanrlarn, in
sanlarla ayn hezeyana tutulmu olduklarn gstermeden baka bir ey
yapmaz grnyorlar. Ve imdi isterim ki bu sapknlklarn sonucunun
ne olduunu fark edesiniz!
nsanlarn kendileri iin tabiatta bulduklar bu faydalar arasnda, ken
dilerinin rahat yaamasna hizmet eder gzyle bakamayacaklar eylere
de rastlamadan geri kalmadlar. Frtnalar, yer depremleri, hastalklar ve
buna benzer baka ktlkler bunlardandr ve bu trl vakalara bir se
bep bulmak iin btn bunlarn Tanrlarca insanlardan almak iin
olduunu, yani bu bahtszlklarn12 ancak insanlarn Tanrlara kt dav
randklar ve sanki tapnmalarn ihmal ettikleri zaman onlar kzacak olur
larsa meydana geldiini tasarladlar; deney durmadan dinlenmeden bu
yanl uslamlamalarn eksikliine kar kendini gsterdii ve gnde mil
yonlarca rnekle iyilikler ve ktlkler sofu olanlarla olmayanlarn bana
ayn derecede geldii halde, insanlar her zaman inatla kendi pein-hkm
12) Mutsuzluklarn.

TANRI HAKKINDA 71

leri iinde kaldlar: zira nasl kullanlacan mutlak olarak bilmedikleri


eyler arasna Tanrlarn bu garip davrann koymak ve onlar ayn za
manda hem iyi, hem kt saymak, onlara ilk fikirlerinden vazgemekten
ve daha akl edilir bir sistem kurmaktan kolay geldi; bu onlar, Tanrnn
hkmlerinin sonsuz derecede insan aklnn kaplam stnde olduunu
kural olarak koymaya gtrd. Eer eylerin gaye-nedenlerinde durmak
szn onlarn zlerini ve zelliklerini gz nne alan matematik bilimleri
insanlara dorunun bilgisine ulamak iin baka bir yol gstermi olma
sayd, onlar srekli olarak bilgisizliin karanlklarna gmlm brak
mak iin bundan baka eye ihtiya var myd? Matematikten baka, insan
lar, bu evrensel pein-hkmlerin boyunduruunu bkmede ve hakikati
kefetmede onlara ok yardmlar eden, burada uzun uzadya incelenmesi
lzumsuz daha birok yardmclar buldular.
Sanrm ki, bu dnceler nceden aklamasna girimi olduum eyi
gstermeye yetecektir: Bu da insanlarn hangi sebeple btn tabiatn bir
gayeye gre hareket ettiine inanmakta inat ettikleri sorusudur. imdi bu
pein-hkmn glnln kantlamak ve tabiatn belirli bir gayeye gre
asla hareket etmediini ve tasarlanan btn bu gaye-nedenlerin insan zih
ninin srf kuruntularndan ibaret olduunu anlatmak iin ok glk ek
meyeceim. Gerekten, hem aklam olduum gibi bu pein-hkmn
kk ve ilkesinin ne olduunu gz nne alarak, hem de, XVInc nerme
de ve XXXIInci nermenin sonucunda sylediimi hatrlayarak, bu nokta
olduka iyi kantlanm bulunacaktr. Alemde her eyin tabiatn ezeli
zorunluluu ile ve onun stn yetkinliinin eseriyle olduu ispat edilmek
istenirse, btn sylediklerime dikkat ederek de bu kanya varlacaktr.
Bununla birlikte burada sylediklerime bir ey katmak isterim; o da bu
gaye-nedenler doktrininin tabiat bsbtn ykt ve altst ettiidir.
Vakaa bu doktrin gerekten neden olan eser diye alyor. kincisi de udur
ki, tabiatta nce gelmesi gereken eyi sonraya koyuyor ve en sonra en
stn ve en yetkin olana eksiklik veriyor. Kendi balarna apak olan ilk
ikisi zerinde durmakszn, burada ispat etmek istediim bu son noktadr
ve ite bakn bunu nasl yapyorum:
21, 22 ve 23nc nermelere gre nedeni dorudan doruya Tanr
olan her eser stn olarak yetkindir, o suretle ki bir ey meydana gelmek
iin Tanr ile kendi arasnda aral veya orta ne kadar ok nedene muh
tasa, o kadar az yetkindir.

72 ETKA

Halbuki, Tanrnn dorudan doruya meydana getirdii eyler onun


tarafndan konmu olan bir gayeye ulamas iin yaplm idiyse, bundan
u sonu kar ki, Tanrnn meydana getirmi olduu bu eylerin en yetkin
leri, phesiz en sonra meydana getirmi olduu eyler olacaktr, zira
ncekiler ancak onlar yardmyla meydana getirilmilerdir.
Bu noktaya bir de unu kattm ki, bu gaye-nedenler doktrini Tanry
yetkinlikten yoksun bir hale koyuyor ve bu fark ediliyor. Zira Tanrnn
eilim duyduu bir gayeye gre hareket ettii doruysa, bundan zorunlu
olarak u sonu kar ki, Tanr eilim duyduu ve yoksun olduu bir eyi
arzu ediyor demektir ve her ne kadar kelmclar (ve metafizikiler) ihti
ya veya yoksunluk gayesiyle (finem indigentia) benzeyi ve zmseme
gayesini (finem assimilationis) ayryorlarsa da bununla birlikte onlarn hepsi
Tanrnn her eyi kendisi iin yapt, yoksa yaratt eyler iin yapma
d, nk yaradtan nce gerekten Tanrya ileme ve tesir etmede
(agir) gaye hizmetini grebilecek Tanr dnda hibir ey atfedemedikleri
noktasnda birleirler; bundan dolay onlar zorunlu olarak, Tanrnn ken
dilerine ulamak iin aralar kullanmak istedii ve elde etmeyi arzu ettii
birtakm eylerden yoksun olduunu kabul etmek zorundadrlar. Bu mey
dandadr. Hele hatrlatmay unutmamalym ki, btn eylere bir gaye-
neden vermek yetilerini iln etmek isteyen bu gaye-neden doktrini gden
ler varsaylarn (hypothse) kantlamak iin yeni bir akl yrtme, ya da
hkm verme tarz tasarladlar: bu da imknszla deil, fakat bilgisizlie
irca yolu idi. Bylece bilgisizliin gerekten onlarn sistemlerinde temel
olduunu gsterdiler. Diyelim ki bir evin damndan bir kiremit derek
bir adamn ban yarsn ve onu ldrsn, onlar size gaye-nedenlerinin
sistemiyle bu kiremitin bu adam ldrmek iin dtn kantlayacak
lardr; zira en sonra size diyeceklerdir ki, eer bu kiremit gerekten bu
adam ldrmek iin Tanrnn iradesiyle dmemise, rastgele (tesadfi)
olarak onun dmesi iin bunca artlar nasl bir araya geliyor? Siz onlara
cevap vereceksiniz ve sadece lm olan adam sz geen evin dam
altndan geerken rzgr estii iin bu ireti olayn olmu olduunu sy
leyeceksiniz, fakat onlar bununla kanmayacaklar, o srada niin rzgr
estiini ve rzgr estii srada insann niin oradan getiini size sorma
da srar edeceklerdir. Ve siz bir gn nce, hava olduka skin olduu
srada deniz kabarmaya balad iin rzgr estiini; sz geen insann
hayatnn uursuz bir annda oradan getiini, nk bu yolun kendisini

TANRI HAKKINDA 73

bekleyen bir dostuna gitmek iin en ksa yol olduunu sylemekle bundan
kurtulmu ve onlarla uyumu olmayacaksnz. Onlar yine kendilerine
denizin niin kabarm olduunu ve bu bahtszn neden dostu tarafndan
tam o gnde arlm bulunduunu aklamanz iin size yklenecekler
dir. Zira onlarn sorular sonsuz olarak uzayacak ve gerekten onlar bu su
retle, sizi bilgisizliklerinin dayana olan Tanrnn iradesini ileri srmeye
gtrnceye kadar nedenlerin nedenlerini sorarak takip edeceklerdir.
Nitekim insan bedeninin yapsn grdkleri zaman budalaca bir hayre
te derler ve phesiz o kadar gzel bir dzenlemenin sebeplerini bilme
melerinden dolay bu bilgisizlikleri onlar btn bunun asla mekanik ka
nunlarna gre yaplm olmadn, tabiatst ya da Tanrya ait bir sana
tn eseri olduu sonucunu karmaya gtrr. Bu tabiatst sanat onlara
gre btn dzenlemeye o kadar elverilidir ki, bu btnn paralar
zarar vermeksizin birbirlerine uygun gelirler.
Bylece her kim bir budala gibi hayrete decek yerde, tabiat eylerini
bilgince bilmeye kendini verirse, ou kere bir mrik ve dinsiz diye kar
lanr ve halkn Tabiat ve Tanrnn yorumlayclar gibi hayranlkla bak
t kimseler tarafndan byle olduklar iln edilir. Onlar ok iyi bilirler
ki bilgisizlii ykmak budalaca hayreti ykmaktr. Yani onlarn biricik akl
yrtme ve otoritelerini koruma amalarn ykmaktr. Fakat bunu bir
yana brakalm ve bu gaye-nedenler pein-hkmnden domu olan ga
rip sanlar zerine haber verdiim nc noktaya geelim:
Meydana gelen her eyin kendileri iin yaplm olduu kansnda ol
duktan sonra, insanlar kendileri iin en faydal olduuna hkmettikleri
eylere var olanlarn iinde en iyisi gzyle bakmak zorunda kaldlar ve
kendilerine en ok ho grnen eylere onlar en yetkin gzyle baktlar;
bu da onlar her eyin tabiatn aklamak iddiasnda bulunduklar iyilik-
ktlk, dzen-karklk, scak-souk, gzel-irkin fikirlerine ekil ver
meye gtrd. Baka ynden kendilerini hr grmeleri suretiyle vme ve
yerme, erdem ve dklk (rezillik) fikirlerine ulatlar ki, bunlar insan
tabiatndan sz ettiim zaman ilerde uzun uzadya anlatacam. Burada
imdilik btn bu iyi-kt, dzen ve karklk vb. fikirleri zerine birka
kelime sylemek istiyorum.
nsanlar o halde sala yarayan ve Tanrya tapnmaya yardm eden
her eye iyilik derler ve bunlarn aksine de ktlk derler ve eylerin ta
biatn bilmeyenler hayal glerini akl yerine aldklar iin, eyleri tasarla

74 ETKA

dklar biime gre lemde bir Dzen olduuna kuvvetle inanrlar ve hem
kendi tabiatlarn, hem lemin tabiatn bilmedikleri iin, bu tarzda akl
yrtrler. Zira eyler, duyular aracl ile tasarlannca hayal gcmzle
kolayca kavranacak bir tarzda hazrlanm olduklar zaman ve bundan
dolay hayal gcmz bize onlar hatrlatmak kolayln verdii zaman,
biz onlarn dzeni olduuna hkmederiz ve tersine hayal gcmz onlar
asla kavramad zaman onlarn kt dzenlenmi ya da kark olduk
larna hkmederiz.
Zaten insanlarn zevki en kolaylkla hayal edebilecekleri eyi semeye
gtrd ve (demin sylediim gibi) hayal gleri hafzalarna en kolay
kazlan eyler zerine evrildii iin, bundan u sonu kar ki, onlarn
da gerekten yaptklar gibi sanki tabiatta bizim hayal gcmzden ba
msz gerek ve mutlak bir dzen varm gibi, dzeni karkla tercih
ederler. Onlar ayn zamanda Tanrnn her eyi dzenle ve bundan dolay
bilmeden yarattn sylerler, Tanrya hayal gc yorarlar. Ancak belki
de Tanrnn, hayal gcmze ait ihtiyalar nceden grerek, en kolay
hayal edebilecekleri bir biimde her eyi dzenlemi olduunu sylemek
isterler ve olabilir ki hayal gcmz ok aan ve bu gerek hafiflii yzn
den biroklar onunla karan gsteriler bulunaca eklinde bir itiraz
nnde duraklamaya kendilerini brakmayacaklardr. Fakat bu nokta ze
rinde yeteri kadar durduk.
Bir de hatrlatmak gerekir ki baka btn kavramlarmz hayal gc
mzn tavrlarndan, yani hayal gcmzn d objelerden trl tarzda
duygulanm olduu biimlerden baka bir ey deildirler. Bununla bir
likte bilgisizler onlar eylerin balca sfatlar gibi grrler, nk daha
nce sylediimiz gibi, her eyin kendilerine gre yaplm olduuna inanr
lar ve bir eyin tabiatnn ancak o eyle duygulanlarna gre iyi ya da
kt, salam ya da bozuk olduunu sylerler. (Yani bu eylerin kendile
rini duygulandr tarzna gre hkmederler.) Diyelim ki objelerin grme
sinirinde uyandrd hareket onlara ho ve salam geliyor, o zaman bunun
sebebi olan objeler gzeldir ve tersine bir duyum uyandrdklar zaman
irkindir derler: Koklam duyularn okadna ya da gckladna gre
bu eylere ho kokulu ya da pis kokulu derler, damaklarna ho ya da ho
deil geldiine gre ya tatl ya ac, dokunma duyularna az ya da ok da
yandna gre, ya kat, ya yumuak, ya cill, ya serttirler. En sonra iitme
duyusuna ait olan her ey onlarda trl adlar alr: Bazen bu bir grl

TANRI HAKKINDA 75

tdr, bazen bir sestir, bazen bir henktir ve bu son nitelik bakmndan
insanlarn garabetleri Tanrnn ahenk dedikleri eyden holandna ina
nacak kadar ileri gitmitir; hatta gk cisimlerine ait hareketlerin bir henk
tekil ettii kansnda olan filozoflar bile olmutur. Btn bunlar ok iyi
gsteriyor ki herkes eyler hakknda kendi kafasnn yatknlna (istida
dna) gre hkm veriyor ya da daha dorusu herkes kendi hayal gcnn
hayaletlerine (fantome) asl gerekler gzyle bakyor. te bunun iin bu
mnasebetle sylyorum ki insanlarn hibir ey zerinde anlaamam
olmalarna amamaldr; o derece ki sanlar arasndaki ayrlk onlarda
phecilii dourmutur; zira insanlarn bedenleri birok noktalarda bir
birine uysa bile daha ok noktadan birbirlerinden ayrlrlar ve bundan
dolay birinin iyi diye hkmettii bakasna kt grnr. Birinin dzen
li bulduu yerde teki karklk bulur (birine ho gelen tekine ho deil
gelir) ve geri kalanlar da bunun gibidir. Fakat bu soru zerinde asla geni
lemiyorum, nk hem bu eitli sorular genileterek (ex professo) incele
menin yeri buras deildir, hem de zaten herkes bunun ne olduunu ken
diliinden yeteri kadar bilir. Herkes yle tekrar eder: Ne kadar insan
varsa o kadar gr vardr, herkes kendi fikrinde srar eder, kafalar arasn
daki farklar damaklar arasndaki farktan daha az deildir. Ve btn bu
ataszleri (dicton) insanlarn eyler hakknda ancak kendi beyinlerinin
yatknlna gre hkm verdiklerini ve eyleri bilmekten ziyade hayal
ettiklerini kantlyor.
Eer onlar aka tanm olsalard, kantlar matematik, yani herkesi
kendine ekmek gc deil, ikna etmek gc olurdu. Tabiat aklamak
iin halkn kulland btn kavramlar hayal gcnn tarzlarndan ibaret
olmak ve hibir eyin tabiatn anlatmamakla kalmaz, fakat hayal gcnn
kurulu tarzndan doarlar. Onlar phesiz hayal oyunlarndan baka bir
ey deildir ve bundan dolay halk bize aslnda eylerin tabiatnn ne oldu
unu retmekten ziyade kendi hayalinin yaps ne olduunu retir. Hayal
glerinin bu mahsullerinden her birini ifade iin adlar bulduklar ve bu
adlar gerekten var olan varlklarm gibi grnd iin, btn bu hayal
(fantastik) varlklara, akl varlklar deil; fakat hayal varlklar diyorum;
ve bundan dolay byle kaynaklardan bana kar ileri srlebilecek btn
itirazlara cevap vermenin g olmadn tasarlamak kolaydr.
Diyelim ki, burada yanllar tasvir ettiim kimselerden birou bize u
akl yrtmeyi yapyorlar: Eer var olan her ey Tanrnn yetkin tabiat

76 ETKA

nn zorunlu bir sonucu ise, tabiatta bunca yetkinsizlikleri (eksikleri), diye


lim bozulup rmeye kadar giden fesatlar, bazen yrei burkan eyler
deki irkinlikleri ve arpklklar, karkl, ktl, gnah, vb. niin
buluyoruz? Fakat bu iddia daha nce sylemi olduum gibi, kendiliin
den reddedilir. Gerekten, eylerin yetkinlii kendi kendileriyle ve kendi
tabiatlaryla kaimdir ve eylerin duyularmz zerine ho ya da ho deil
olan izlenimler brakmalarna, bize ya faydal ya zararl olmalarna gre
kendiliklerinden ya az ya ok yetkin olduklarn dnmek glntr.
Tanrnn insanlar neden dolay yalnzca akln klaryla hareket ede
cek kadar bilge yaratmam olduunu size soranlara kar, benim bunun
onda yetkinliin ilk derecesinden son derecesine kadar her eyi yetkin
olarak dourmak iin hibir maddenin eksik olmamasndan, ya da daha
doru sylersek, 16nc nermede kantladm gibi, sonsuz bir aklla ta
sarlanabilen her eyin meydana gelmesi iin tabiat kanunlarnn yeteri
kadar geni ve bol olmasndan ileri geldiim sylemekten baka cevabm
yoktur. te iaret etmek istediim pein-hkmler bunlardr. Ayn eit
ten daha bakalar varsa biraz ince bak (rflexion13) ve dnce ile bun
lardan ifa bulmak kolaydr.
BRNC BLMN SONU

13) Reflexion karl dnce demek ok gtr. nk pense ve mditation'la karr.


Eskiden teemml denen bu kelimeyi tekilerden iyice ayrmak iin fizikteki anlamna uyarak
yansma diye karlayabilirdik. Ancak burada pek az ie yarayacan hesaba katarak ince
bak ya da ince dnme diyoruz.

2
Ruhun Tabiat ve Kk zerine

imdi de (zorunlu olarak) Tanrnn ya da ezeli ve sonsuz varln zn


den kmas gereken eylerin aklanmasna geiyorum. Bununla birlik
te hepsini incelemeyeceim. Zira ilk blmn 16nc nermesinde kantla
dk ki onun z sonsuz olduu iin, ondan sonsuz eylerin ve sonsuz
tavrlamalarn kmas gerekir. yle ise insan Ruhunun bilgisine ve onun
yce mutluluuna sanki elimizden tutup gtrebilecek olanlardan sz
etmeye kendimizi verdik.
Tanm I
Cisim (Beden) deyince, uzaml bir ey olarak grlmesi bakmndan,
Tanrnn zn belirli ve gerektirilmi bir tarzda ifade eden tavr anlyo
rum. (nerme 25, nerme sonucu).
Tanm II
Ben bunun, zorunlu olarak varln kurmakszn koyamayacanz ve
bu varl ykmakszn kaldramayacanz bir eyin zne ait olduunu
sylyorum; ya da o yle bir nesnedir ki, kendisi olmakszn ey var ola
mayaca ve tasarlanamayaca gibi, buna karlk eysiz de kendisi var
olamaz ve tasarlanamaz.

78 ETKA

Tanm III
Fikir deyince, Ruhun dnen bir ey olduu iin tekil ettii bir ruh
kavramn anlyorum.
Aklama
Kavram diyorum, fakat alg demiyorum, nk alg kelimesi Ruhun
bir objeden duygulanm olduunu, edilginliini iaret eder, kavramda
ise ruhun etkinlii ifade eder gibi grnyor.
Tanm IV
Upuygun (adquate) fikir deyince, obje ile iliii olmadan kendi bana
gz nne alnca doru bir fikrin btn isel (intrinsque) zelikleri ya da
adlandrmalar olan fikri anlyorum.
Aklama
Dsal (extrinsque) olanlarndan, yani fikrin objesine uygunluundan
ve mnasebetinden ayrmak iin isel (intrinsque) diyorum.
Tanm V
Sre (dure) varoluun belirlenmemi (indfini) bir srekliliidir.
Aklama
Belirlenmemi (indfini) diyorum, nk o var olan eyin tabiatyla
veya eyin var olma zorunluluunu kuran fakat onu ortadan kaldrma
yan etker nedenle gerektirilemez.
Tanm VI
Gereklik ve yetkinlik deyince, ayn eyi anlyorum.
Tanm VII
Tekil eyler deyince, sonlu olan eyleri ve gerektirilmi bir varoluu
bulunanlar anlyorum. Eer birok fertler, hep ayn eserin nedeni ola
cak surette ayn etkinlikte birleirse, onlarn hepsini o zaman ayn tekil
ey gibi sayarm.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 79

Aksiyom I
nsann z zorunlu olarak varoluu kuatmaz, yani Tabiat dzenine
gre u veya bu insann var olabilmesi mmkn olduu gibi var olmamas
da mmkndr.
Aksiyom II
nsan dnr.
Aksiyom III
Sevgi, arzu veya ruhun herhangi baka bir duygulan (affection) gibi
dnme tavrlar, ancak sevilen, arzu edilen, bir eyin fikri verilmi ol
duu zaman vardr; fakat bir fikir baka hibir dnme tavr olmadan
verilmi olabilir.
Aksiyom IV
Hissediyoruz ki bir beden birok tarzlarda duygulanmtr (affect).
Aksiyom V
Bedenler ve dnme tavrlarndan baka, hibir tikel eyi duymuyor
ve tasarlamyoruz.
13nc nermeden sonraki postulatlara baknz.
nerme I
Dnce, Tanrnn bir sfatdr, yani Tanr dnen varlktr.
Kantlama
Tekil dnceler, yani filn veya falan dnce Tanrnn tabiatn
belirli ve gerektirilmi bir tarzda ifade eden tavrlardr (nerme sonucu,
nerme 25, blm I). Kavram btn tekil dnceleri kucaklayan ve
kendisiyle bu dncelerin tasarland bir sfat, yle ise Tanrya aittir
(tanm 5, blm I). Bunun iin Dnce Tanrnn ezeli ve sonsuz zn
ifade eden sonsuz sfatlarndan biridir (tanm 6, blm I) ; yleyse bu da o
demektir ki Tanr dnen bir varlktr.
Scolie
Bu nerme, bizim dnen sonsuz bir varl tasarlayabilmemiz bak

80 ETKA

mndan da apak grlmektedir; zira dnen bir varlk ne kadar dne


bilirse biz onu o kadar gereklii ve yetkinlii var diye tasarlarz; o halde
sonsuz eyleri sonsuz tavrlarla dnebilen bir varlk, dnmek zelii
sayesinde zorunlu olarak sonsuzdur. Halbuki yalnz dnceye dikkat
edince, biz sonsuz bir varlk tasarlarz, Dnce (tanm 4 ve 6, blm I),
gstermek istediimiz gibi, Tanrnn sonsuz sfatlarndan biridir.
nerme II
Uzam Tanrnn bir sfatdr, yani Tanr uzaml varlktr.
Kantlama
Bu nerme nceki nerme ile ayn tarzda kantlanabilir.
nerme III
Tanrda znn fikrinden baka, znden zorunlu olarak kan her
eyin fikri zorunlu olarak vardr.
Kantlama
Tanr (nerme I) sonsuz tavrlarla sonsuz eyler dnebilir, ya da
ayn anlama gelmek zere (nerme 16, blm I), Tanr kendi znn ve
znden zorunlu olarak kan her eyin fikrini kurabilir. Halbuki Tan
rnn gcnde olan her ey zorunlu olarak vardr (nerme 35, blm I).
yle ise bu fikir zorunlu olarak vardr ve (nerme 15, blm I) yalnz
Tanrda var olabilir.
Scolie
Halk, Tanrnn gc (kuvvesi) deyince, Tanrnn hr radesini ve onun
var olan her ey zerindeki radesini anlar. Bundan dolay her eye zorun
suz (contingent) gzyle baklr; Tanrda her eyi yok etmek ve her eyi
yoklukta uzatmak gcnn var olduu iddia edilir. ou kere Tanrnn
gc krallarn gc ile karlatrlr. Ama biz bunu XXXIInci nermenin
blm I, 1 ve 2nci sonucunda reddettik (nerme 16. blm I) ve Tan
rnn kendisini bilir gibi, yani zorunlu olarak hareket ettiini ve herkesin
kabul ettii zere Tanrsal tabiattan zorunlu olarak Tanrnn kendisini
bilmesi kt gibi, ayn suretle Tanrsal tabiattan Tanrnn sonsuz tavr
laryla sonsuz bir tarzda hareket etmesinin de kacan gsterdik.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 81

Ondan sonra gsterdik ki (nerme 34, blm I) Tanrnn gc Tan


rnn etkin znden baka bir ey deildir. O suretle ki bizim iin Tanry
tesir etmiyor gibi tasarlamak var deilmi gibi tasarlamak kadar imkn
szdr. Bu akl yrtmeyi daha ileriye gtrmek isteseydim, gsterebilir
dim ki halkn Tanrya yorduu (atfettii) bu g yalnzca srf insana ait
bir g olmakla kalmaz, ayn zamanda gszl de iine alr. Gstere
bilirdim ki, onlar Tanry bir insan haline getirmilerdir, ya da onu insan
lara benzer gibi bedenletirmilerdir. Ancak bu kadar sk ayn eyden sz
etmek istemiyorum. Yalnzca hep bu konu zerine ilk blmde sylenmi
olan eyleri okuyucunun sk sk hatrlamasn rica ederim (16nc nerme
den sona kadar). Zira Tanrnn kuvvetini ve gcn hkmdarlarn kuv
vesi ve gcyle kartrmaktan iyice kanlmayacak olursa, anlatmak
istediim eyin tasarlanmas imknsz olur.
nerme IV
Kendisinden sonsuz tavrlarla sonsuz eyler kan Tanr fikri, ancak
tek bir fikir olabilir.
Kantlama
Sonsuz zihin1 Tanrnn sfatlar ve duygulanlarndan (affection) baka
hibir eyi kavramaz (nerme 30, blm I). Halbuki Tanr tektir (nerme
sonucu I, nerme XIV, blm I), o halde kendisinden sonsuz tavrlarla
sonsuz eyler kan Tanr fikri ancak tek bir fikir olabilir.
nerme V
Fikirlerin ekilli (formel) varl baka bir sfat altnda aklanmas
bakmndan deil, yalnz dnen varlk gibi grlmesi bakmndan, Tan
ry etker-neden diye kabul eder; yani Tanrnn fikirleri ve sfatlar kadar
tekil eylerin fikirleri de kendi objelerini veya alglanan eyleri etker-
neden olarak kabul etmezler, ama asl Tanry dnen bir varlk olmas
bakmndan etker-neden diye kabul ederler.
Kantlama
Bu sylediklerimiz nerme III ile meydandadr. Gerekten orada
kantlyoruz ki Tanr kendi znn ve znden zorunlu olarak kan her
1) Edebiyatta ve dilde idrak kelimesi alg deil zihin (entendement) demektir.

82 ETKA

eyin fikrini, kendi fikrinin objesi olduu iin deil, yalnzca dnen
varlk olduu iin tekil edebilir. yle ise fikirlerin ekilli (formel) varl,
dnen bir varlk olmas bakmndan Tanry etker-neden gibi kabul
eder. Ancak biz bunu da u tarzda kantlyoruz:
Fikirlerin ekilli varl dncenin bir tavrdr, bu apak grlr,
yani (nerme sonucu, nerme 25, blm I) Tanrnn baka hibir sfa
tnn kavramn kuatmayacak bir tarzda (nerme 10, blm I) Tanrnn
tabiatn kesin olarak ifade eden bir tavrdr ve bunun sonucu olarak
(aksiyom 4, blm I), dnceden baka hibir sfatn eseri deildir.
yle ise, dncesinin ekilsel varl Tanry baka bir sfat ile gz
nne alnmas bakmndan deil, dnen bir varlk gibi gz nne aln
mas bakmndan etker-neden diye kabul eder.
nerme VI
Herhangi bir sfatn tavrlarnn nedeni, baka bir sfatla grlmesi
bakmndan deil, yalnz bu tavrlarn sfat ile grlmesi bakmndan Tan
rdr.
Kantlama
Gerekten herhangi bir sfat kendisi olmayan baka bir sfattan ayr
larak kendi bana tasarlanabilir (nerme 10, blm I). yle ise herhan
gi bir sfatn tavrlar, kendi sfatlarnn kavramn ierirler, yoksa baka
sfatn kavramn iermezler ve bylece (aksiyom 4, blm I) herhangi
bir sfatn tavrlarnn nedeni baka bir sfatla grlmesi bakmndan de
il, bu tavrlarn sfat olarak grlmesi bakmndan, Tanrdr.
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, dnme fiilinin tavrlar olmayan eylerin
ekilli varl, nce eyleri tasarlamas sebebiyle, tanrsal tabiattan k
maz; ancak buradan yalnzca u sonu kar ki, tasarlanan eyler kendi
sfatlarnda tpk fikirlerin Dnce sfatndan kt gibi ve ayn zorun
lulukla karlar ve sonulanrlar.
nerme VII
Fikirlerin dzen ve balants, eylerin dzen ve balantsnn (con
nexion) ayndr.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 83

Kantlama
Bu da aksiyom IV, blm I ile apak grlr. Zira herhangi bir eserin
fikri, o eserin nedenine baldr.
nermenin sonucu
Bundan u sonu kar ki, Tanrnn dnme gc, onun tesir etme
iindeki edimli (actuel) gcne eittir. Yani Tanrnn sonsuz tabiatndan
ekilsel olarak kan her ey, Tanr fikri ile ayn dzende ve ayn balant
ile objektif olarak Tanrdan kar.
Scolie
Daha ileri gitmeden nce, biraz yukarda sylediimizi, yani sonsuz bir
zihince cevherin zn kurmak zere tasarlanabilen her eyin yalnzca
tek cevhere ait olduunu ve bunun sonucu olarak, dnen cevherle
uzaml cevherin tek ve ayn cevher olduunu (bazen bir bazen baka
sfatyla gz nne alnmak zere) hatrlayalm. Nitekim uzamn bir tav
r ve bu tavrn fikri, farkl bir tarzda ifade edilmi olan ayn eydir; brani
ler Tanrya, Tanrnn zihnine ve Tanr tarafndan tasarlanan eylere tek
ve ayn ey gibi baktklar iin onu bir bulut arkasndan grr gibi
grmlerdir. Diyelim, Tabiatta var olan bir daire ile var olan bir dairenin
fikri -ki bu fikir Tanrda da vardr- trl sfatlarla aklanan tek ve ayn
eydir ve bylece, tabiat ister dnce (veya uzam) sfat altnda gz
nne alalm, ister herhangi bir sfat altnda gz nne alalm yine orada
hep bir ve ayn eylerin balantsn bulacaz, yani hangi bakmdan bakar
sak bakalm eylerin aralarnda ayn dzen ve ayn balant olduunu
bulacaz. Diyelim ki Tanrnn yalnzca dnen bir ey olmak bakmndan
daire fikrinin ve uzaml bir ey olmak bakmndan da dairenin nedeni
olduunu sylediim zaman, daire fikrinin ekilli varlnn, yakn-neden
olmak zere ancak dncenin baka bir tavr tarafndan tasarlanabile
ceim ve baka bir tavrn da bir baka tavr tarafndan ve bylece son
suzca tasarlanabileceim sylemekten baka bir ey iddia etmedim; o su
retle ki eyler dncenin tavrlamalar gibi gz nne alndklar zaman,
btn tabiat dzenini ve nedenler balantsn yalnz dnce sfatyla
aklamalyz; nitekim uzamn tavrlamas olarak gz nne alndklar
zaman da, btn tabiat dzeni ancak yalnz uzam sfatyla aklanmaldr
ve baka sfatlar iin de durum ayndr. Bunun iin Tanr gerekten btn

84 ETKA

eylerin (kendi kendileriyle gz nne alnmak zere) nedenidir, nk


o, sfatlarnda sonsuzdur, fakat imdiki halde bu eyleri daha ak bir
tarzda aklayamam.
nerme VIII
Tekil eylerin fikirleri veya tavrlar var olmasalar da, Tanrnn sonsuz
fikrinde dahil bulunmaldrlar. Tpk tekil eylerin ekilsel zleri veya
tavrlarn Tanrnn sfatlarnda dahil bulunduklar gibi.
Kantlama
Bu nerme nceki nermenin kantlamasyla apak bilinir. Fakat
demin grdmz scolie ile daha da apak anlalm bulunur.
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, tekil eyler ancak Tanrnn sfatlarnda
bulunmak zere var olduklar zaman, onlarn objektif varl, yani tekil
eylerin fikirleri ancak sonsuz Tanr fikrinin var olmas bakmndan vardr
lar; ve tekil eylerin yalnzca Tanrnn sfatlarnda bulunmak zere deil,
ayn zamanda srp gitmi olmalar bakmndan da var olduklar sylen
dii zaman, bu tekil eylerin fikirleri de byle iinde srp gittikleri sy
lenen bir varl ierirler.
Scolie
Eer birisi bu noktay daha basit aklamak iin bir rnek istemi
olsayd, ona burada szn ettiim eyi upuygun izah eden hibir rnek
veremeyecektim, nk o verebileceim biricik rnektir. Bununla bir
likte elimden geldii kadar bunu aydnlatmaya alacam.
Dairenin tabiat yledir ki evresinden izilen ve birbirlerini kesen
btn dorular daire paralarnda edeer dikdrtgenler tekil ederler.
Dairede o halde birbirlerine eit sonsuz daire paras iftleri2 vardr. Bu
nunla birlikte onlardan her birinin, ancak daire var olduu iin var oldu
u sylenebilir ve hele bu dikdrtgenlerden herhangi birinin fikrinin ancak
daire fikrine dahil bulunduu iin var olduu da sylenebilir. Farz edelim
ki bu sonsuz iftlerden (paire) yalnz ikisi yani E. D. var olsun. phesiz
2) Paire de Segment.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 85

onlarn fikirleri o zaman yalnzca daire fikrine dahil olduklar iin deil,
ayn zamanda bu daire paras (segment) iftlerinin varln kuatmalar
bakmndan vardrlar; bylece onlar iftlerin baka fikirlerinden ayrlr
lar.
nerme IX
Tanr fiil (alct) halinde var olan tekil bir eyin fikrinin nedenidir, an
cak bu sonsuz olmas bakmndan deil, fiilde var olan baka tekil bir
eyin baka bir fikriyle duygulanm gibi gz nne alnmas bakmn
dandr. Nitekim o da bir ncyle duygulanm olmas bakmndan ne
dendir ve bu sonsuzca byle gider.
Kantlama
Fiilde var olan tekil bir eyin fikri dncenin tekil tavrdr ve baka
tavrlardan farkldr (nerme sonucu ve scolie; nerme 8); nitekim (ner
me 6) mutlak olarak dnen bir ey deil, ayn zamanda baka bir dn
me tavr ile duygulanm gibi grlmesi (nerme 8, blm I) o da baka
bir tavrla duygulanm gibi gz nne alnmas bakmndan Tanr onun
nedenidir. Ve bu sonsuzca byle gider. Halbuki (nerme 7) fikirlerin
dzen ve balants nedenlerin dzen ve balantsnn ayndr: yle ise
baka bir fikir veya Tanr tekil bir eyin fikrinin nedenidir. (Baka bir
fikirle duygulanm gibi gz nne alnmak zere) ve bundan da bir baka
syla duygulanm gibi gz nne alnmak zere sonsuzca bu byle gider.
nerme sonucu
Herhangi bir fikrin tekil objesinde meydana gelen her ey, srf bu
objenin fikrine sahip olmas bakmndan Tanrnn bilgisine girer.
Kantlama
Herhangi bir fikrin objesinde meydana gelen her eyin fikri yalnz
sonsuz olmas bakmndan deil, fakat (nceki nerme) tekil bir eyin
baka bir fikirle duygulanm gibi alnmas bakmndan da Tanrda vardr
(nerme 3); fakat (nerme 7) fikirlerin dzen ve balants eylerin d
zen ve balantsnn ayndr: yle ise herhangi bir tekil objede olan her
eyin bilgisi, srf bu objenin fikrine sahip olmas bakmndan Tanrda
vardr.

86 ETKA

nerme X
Cevherin varl insann zne ait deildir, baka deyile insann eklini
meydana getiren bir cevher deildir.
Kantlama
Gerekten, cevherin varl, zorunla varl kuatr (nerme 7, blm
I), o halde eer cevherin varl insann zne ait olsayd, cevherin verilmi
olduu varsaylnca, bundan dolay insan da zorunlu olarak verilmi ola
cakt (tanm 2) ve bunun sonucu olarak insan zorunlu olarak var olacak
t ki bu da samadr (aksiyom I); o halde cevherin varl, vb.
Scolie
Bu nerme de beinci nerme, blm I ile kantlanmtr ki, orada
ayn tabiatta iki cevherin var olamayacaklar gsterilmiti. Madem ki
birok insanlar var olabiliyor, yle ise insann eklini meydana getiren
cevherin varl deildir. Bu nerme de kendi apakln cevherin baka
zeliklerinden karr. nk cevher tabiat bakmndan, sonsuz, deimez
ve blnmez vb.dir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insann z Tanrnn sfatlarnn baz
tavrlamalar zerine kurulmutur. Zira cevherin varl insann zne
ait deildir (nceki nerme). yle ise (nerme 15, blm I) cevher Tan
rda var olan ve Tanr olmadan var olmayan ve tasarlanmayan bir eydir,
baka deyile (nerme sonucu, nerme 25, blm I) belirli ve gerektirilmi
bir tarzda Tanrnn tabiatn ifade eden bir duygulan (affection) veya bir
tavrdr.
Scolie
Herkes kabul etmelidir ki, hibir ey Tanrsz var olamaz ve tasarla
namaz. Zira herkes kabul eder ki, Tanr gerek zleri gerek varl bakmn
dan her eyin biricik nedenidir. Yani Tanr, yalnz dendii gibi, oluuna
gre (fieri) eylerin nedeni deildir, ayn zamanda varlna gre de (esse)
eylerin nedenidir. Ancak bununla birlikte biroklar derler ki bir eyin
var olmasn ve tasarlanmasn gerektiren nesne, o eyin zne aittir ve
bunun sonucu olarak da zannederler ki ya Tanrnn tabiat yaratlm

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 87

eylerin zne aittir, ya da yaratlm eyler Tanrsz var olabilirler, ya da


tasarlanabilirler; fakat daha kesin olan cihet onlarn kendi kendileriyle
uyumamalardr ve ben yle tasavvur ederim ki btn bu yanllklarn
nedeni akl yrtme tarzlarna pek az dzen vermi olmalarndan ileri
geliyor. Tanrnn tabiat hem bilgi hem tabiat bakmndan nce geldii
iin, her eyden evvel yapmalar gerektii gibi, Tanrnn bu tabiatn gz
nne alacak yerde, bilgi dzeninde onun en sonra geldiini ve duyu
objeleri ad verilen eylerin hepsinden nce geldiini zannettiler. Bura
dan, onlarn tabi eyleri gz nne aldklar srada, Tanrsal tabiattan
hibir eyi dnmemi olduklar sonucuna varlr ve sonradan, tanrsal
tabiat gz nne almaya kalktklar zaman, tabi eylere ait bilgiyi temel
lendirmek iin kullanm olduklar ilk varsaymlarndan (fiction) fazla bir
ey dnemediler ve bu onlarn tanrsal tabiat bilmelerine asla yardm
edemiyordu. yle ise, kendi kendileriyle bu kadar eliik olmalarnda a
lacak bir nokta yoktur. Fakat bunu bir yana brakalm. Biricik dileim
burada, kendisi olmadan ne var olacak ne tasarlanabilecek nesnenin, bir
eyin zne aittir dememekliimin sebebini meydana koymaktr, bu se
bep de udur: Tekil eyler Tanrsz ne var olabilirler, ne tasarlanabilirler
ve bununla birlikte Tanr bu eylerin zne ait deildir. Fakat ben unun
zorunlu sonucu olarak, varln kurmakszn koyamayacanz, o varl
yok etmeksizin kaldramayacanz, ya da kendisi olmadan eyin var ola
mayaca ve tasarlanamayaca ve tersine, ey olmadan kendisi var olama
yan ve tasarlanamayan bir eyin zn meydana getirdiini syledim.
nerme XI
nsan ruhunun nce fiil (aktel) varln tekil eden ey, fiil (actu)
halinde var olan tekil bir eyin fikrinden baka bir ey deildir.
Kantlama
nsann z (nceki nermenin sonucu) Tanrnn sfatlarnn baz ta
vrlaryla yani (aksiyom 2) dnme tavrlaryla (aksiyom 3) kurulmutur.
Btn bu tavrlardan (aksiyom III) fikir tabiata ilkidir; bu fikir bilinin
ce, tabiata fikrin ilk olduu baka tavrlarn da bu fertte bulunmalar
gerekir (aksiyom IV); o halde nsan Ruhunun varln ilk meydana geti
ren ey bir fikirdir, bununla birlikte o var olmayan bir eyin fikri deildir.
Zira aksi halde (nerme sonucu, nerme VIII) bu fikrin var olduu sy

88 ETKA

lenemez. Bu, o zaman, fiil halinde (actu) var olan bir eyin fikri olacaktr,
yoksa sonsuz bir eyin fikri olmayacaktr. Gerekten, sonsuz bir ey (ner
me 21 ve 22, blm 1) her zaman zorunlu olarak var olmaldr. Halbuki
(aksiyom I) bu samadr; o halde ilk nce insan Ruhunun fiil varln
kuran ey, fiil halinde var olan tekil bir eyin fikridir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insan Ruhu Tanrnn sonsuz zihninin bir
parasdr: ve bundan dolay insan Ruhu filn veya falan eyi kavryor
(alglyor) dediimiz zaman, Tanrnn sonsuz olmas bakmndan deil,
fakat insan Ruhunun tabiatyla ifade edilmi olmas veya insan Ruhunun
zn kurmas bakmndan, Tanrnn filn veya falan fikri olmasndan
baka eyi anlamyoruz ve yalnz insan Ruhunun tabiatn meydana getir
mesi bakmndan deil, insan Ruhuyla birlikte baka bir eyin fikrine de
sahip olmas bakmndan, Tanrnn filn veya falan fikri olduunu syle
diimiz zaman, insan Ruhunun bir eyi para halinde ve upuygun olma
yarak (inadquate) kavradn sylemi oluruz.
Scolie
Okuyucular phesiz burada skntya dm bulunacaklar ve onlar
durduracak birok eyler akllarna gelecektir; bunun iindir ki ben onlar
dan benimle birlikte ar admlarla yrmelerini ve btn eseri okumadk
a hibir hkm vermemelerini dilerim.
nerme XII
nsan Ruhunu meydana getiren fikrin objesinde olacak olan her ey
bu Ruh tarafndan kavranmaldr (alglanmaldr) ; baka deyile bir fikir
zorunlu olarak orada vardr; yani, insan Ruhunu meydana getiren fikrin
objesi bir beden (cisim) ise, bu bedende Ruh tarafndan kavranmayan
hibir ey olmayacaktr.
Kantlama
Gerekten, herhangi bir fikrin objesinde meydana gelen eyler hakkn
da, bu objenin fikri ile duygulanm saylmas (nerme IX), yani herhangi
bir eyin ruhunu tekil etmesi bakmndan Tanrnn zorunlu bilgisi vardr.
O halde Tanr insan ruhunun tabiatn tekil etmesi bakmndan, insan

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 89

Ruhunu meydana getiren fikrin objesinde vuku bulan her eyin bilgisine
zorunlu olarak sahiptir, yani (nerme sonucu, nerme 11) bu eyin bilgi
si zorunlu olarak Ruhta olacaktr. Yahut, ayn anlama gelmek zere, Ruh
bu eyi kavrar.
Scolie
Bu nerme, grlebilecei gibi, VIInci nermenin scoliesi yardmy
la daha besbelli klnmtr ve daha ak anlalmaktadr.
nerme XIII
nsan Ruhunu tekil eden fikrin objesi, cisimdir (bedendir), yani fiil
halinde (actu) var olan uzamn bir tavrndan baka bir ey deildir.
Kantlama
Eer beden gerekten insan Ruhunun objesi olmasayd, bedenin
duygulanlarnn (affection) fikirleri, ruhumuzu tekil etmesi bakmn
dan Tanrda var olmayacaklardr (nerme sonucu, nerme 9). (Fakat
baka bir eyin ruhunu tekil etmek zere Tanrda var olacaklard), yani
(nerme sonucu, nerme 11) bedenin duygulanlarnn (affection) fikir
leri Ruhumuzda var olmayacakt. Halbuki (aksiyom 4) bizde bedenin
duygulanlarnn fikirleri vardr, o halde insan Ruhunu tekil eden fikrin
objesi beden veya fiil halinde var olan cisimdir (actu). Zaten eer Ruhun
bedenden baka bir objesi olmu olsayd, peinden bir eser dourmayan
hibir ey bulunmad iin (nerme 34, blm I), onun (nerme 11)
ruhumuzda bu eserin bir fikrine zorunlu olarak sahip olmas gerekirdi.
Halbuki (aksiyom 5) buna ait hibir fikir yoktur; o halde ruhumuzun
objesi var olan bedenden ibarettir ve baka bir ey deildir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki insan, can (tin)3 ve tenden ibarettir ve
insann teni onun hakkndaki duygumuza uygun olarak vardr.
3) Ruh ve Beden. - Can ve Ten kelimelerini eski tasavvuf edebiyat da kullanyor. Tin,
Kgarl Mahmuda gre ruh demekse de bugnk Trkede yoktur. Belki Geist karl
kullanlabilir. Spinozada can kelimesini kullannca hayatla karmakta ve onun anladn
tam karlamamaktadr. Bunun iin eskisi gibi ruh ve beden kelimelerini devaml olarak kul
landk.

90 ETKA

Scolie
Sylemi olduklarmzdan, yalnz insan Ruhunun bedenle (tenle) bir
leik olduu deil, ayn zamanda canla tenin birliinden ne kastedildii
de anlalr. Halbuki eer nce tenimizin tabiatna dair upuygun bir bil
gisi yoksa, hi kimse bu birlemeyi upuygun ve seik bir surette bilemez:
Zira imdiye kadar gsterdiklerimiz btn tenler iin ortaktr ve yalnz
insanlara mahsus deildir ve trl derecelerde de olsa, baka btn canl
fertlere de aittir. Gerekten Tanrnn insan teni hakknda nasl fikri var
sa, nedeni olduu herhangi bir ey hakknda da zorunlu olarak fikri var
dr. Bundan dolay, insan teninin fikri zerine btn sylediimiz, ister
istemez, herhangi bir eyin fikri iin anlalm olmaldr. Bununla birlik
te objelerin birbirlerinden ayrldklar gibi fikirlerin de birbirlerinden fark
etmelerini ve bu fikrin objesinin baka bir fikrin objesinden daha yetkin
olmas ve daha ok gerei kavramasna gre, bir fikrin baka bir fikir
den daha yetkin olmas ve daha ok gerei kavramasn inkr edemeyiz.
Bylece insan ruhuyla baka ruhlar arasndaki fark ve bakalaryla ken
di arasndaki yetkinlik derecesini belirtmek iin, sylemi olduumuz gibi,
objesinin yani insan teninin tabiatn bilmek zorunludur. Fakat onu bu
rada aklayamam ve zaten bu aklama, kantlamak istediim ey iin
de zorunlu deildir. Bununla birlikte diyeceim ki, genel olarak bir tende
baka tenlerden ziyade birok tenlere ayn zamanda tesir etme ve onlar
duyma yetisi varsa onun ruhunun baka ruhlardan ziyade birok eyleri
ayn zamanda alg ile kavramaya yetisi var demektir; yine syleyeceim
ki, bir tenin etkileri (aksiyonlar) ne derece yalnz kendisine bal ise ve
baka tenler etki alannda ona ne derece az yardm ederlerse, onun ruhu
da o kadar yetkin olarak kavramaya elverilidir. Buradan, bir ruhun baka
ruhlara stnln bilebiliriz, sonradan tenimiz hakknda neden dolay
ok bulank (mphem) bir bilgimiz olduunu grebiliriz; yine buradan,
ileride karacam baka birok sonular da grlebilir. Bu sebepledir
ki, bu noktay daha ok inceleyerek aklamak ve kantlamak gerektii
kansna vardm. Ve bunun iin de, genel olarak tenin tabiat zerine bir
eyler syleyerek ie balamam zorunludur.

Aksiyom I
Btn cisimler hareket veya skn halindedir.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 91

Aksiyom II
Her cisim ya daha hzl ya daha ar hareket eder.
Lemma I
Cisimler birbirinden hareket veya skn, hzllk veya arlk sebebiyle
ayrlrlar, yoksa cevherleriyle ayrlmazlar.
Kantlama
Bu nermenin ilk ksmn kendi bana apak gryorum. Cisimlerin
(tenlerin) cevhere nispetle birbirlerinden ayrlmamalarna gelince, bu
da gerek VlIIinci nerme, gerekse Vinci nermenin Iinci blm ile
apak grlyor. Nitekim XVinci nermenin scoliesinde sylenmi olan
eyler daha ak olarak kantlanmtr.
Lemma II
Btn cisimler baz eylerde uygundurlar (convenir).
Kantlama
Gerekten btn cisimler (tenler) ayn ve tek sfatn kavramn kap
samalar bakmndan birbirleriyle ilgilidirler (tanm 1); bundan sonra da
bazen daha hzl, bazen daha ar hareket edebilmeleri bakmndan ve
mutlak olarak sylenirse hareket veya skna elverili olmalar bakmn
dan birbirlerine uygundurlar.
Lemma III
Hareket veya skn halinde bulunan bir cisim, kendisi de hareket
veya skn halinde bulunan bir baka cisim tarafndan, o da baka bir
cisim tarafndan ve byle sonsuzca hareket veya sknla gerektirilmi
olmaldr.
Kantlama
Cisimler (tanm 1), birbirlerinden hareket veya sknlar dolaysyla
ayrlm olan tekil (lemma I) eylerdir. Halbuki (nerme 24, blm I)
her cisim baka tekil bir ey, yani (nerme 6) kendisi de hareket veya
skn halinde bulunan (aksiyom I) baka bir cisim tarafndan zorunlu
olarak hareket veya sknla gerektirilmi olmaldr; yle ise ayn sebeple

92 ETKA

bu cisim baka bir cisim tarafndan, o cisim de bir bakas tarafndan


sonsuzca gerektirilmi deilse, hareket veya skn halinde bulunamaz.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, hareket halindeki bir cisim baka bir cisim
tarafndan sknda gerektirilinceye kadar hareket eder ve skn halin
deki bir cisim baka bir cisim tarafndan hareketi gerektirilinceye kadar
skn halinde kalr; bu da kendiliinden anlalr; zira diyelim ki hareket
halinde baka cisimlerden ayrarak A cisminin skn halinde olduunu
varsaydm zaman, A cisminin sknda olduunu sylemekten baka
bir ey yapamam. Sonradan A cismi harekete geecek olursa, bu phesiz
skn halinde bulunandan ileri gelemez; zira skn halinde bulunmasn
dan baka buradan hibir ey karlamaz. Eer tersine olarak, A cismi
hareket halinde varsaylrsa, A cismini ne zaman dnecek olsak, onun
iin hareket halinde olduunu sylemekten baka bir ey yapamayz. Son
radan A cismi skn halinde bulunsa, bu skn nceden sahip olduu
hareketten ileri gelemez; zira bu hareketten, A cisminin hareket halinde
olmasndan baka bir ey karlamaz. Bu da A cismine girmi olmayan bir
eyden, yani onun sknunu gerektirmi olan bir d nedenden ileri gelir.
Aksiyom I
Bir cismin baka bir cisimle duygulanm olduu btn tarzlar, hem
duygulanm cismin tabiatndan, hem de onu duygulayan cismin tabiatn
dan karlar; o suretle ki bir ve ayn cisim, onu hareket ettiren cisimlerin
farkllna gre trl tarzlarda hareket etmitir ve buna kar, trl cisim
ler tek ve ayn cisim tarafndan ayr ayr tarzlarda hareket ettirilmitir.
Aksiyom II
Hareket eden bir cisim hareket haline koyamad skn halindeki
bir cisme arpt zaman, hareketine devam edebilecek tarzda yanslanm
tr ve kendisine rastlanan skn halindeki cismin yzeyiyle tekil ettii
yansma hareketinin izgisiyle olan a, ayn yzeyle tekil ettii gelme
hareketinin meydana getirdii aya eittir.
Sylemi olduumuz ey, birbirlerinden hzlar ve arlklaryla, hare
ket ve sknlaryla ayrlan en basit cisimler iin anlalr. imdi bileik
cisimlere geelim.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 93

Tanm
Eer ayn byklkte veya farkl byklkte baz cisimler baka cisim
lerle o derece skm olsalar ki karlkl olarak birbirlerine dayanm ve
tutunmu bulunsalar, ya da (belirli bir ilgiye gre) hareketlerini birbirle
rine nakledecek derecede ayn veya farkl hzda hareket etmi olsalar, bu
cisimlerin birbirleriyle birlemi olduklarn ve hepsinin birden tek ve ayn
cisim, yani cisimlerin birlemesiyle tekilerden ayr, tek ve ayn ferdi tekil
ettiklerini syleriz.
Aksiyom III
Bir ferdin veya bileik bir cismin ksmlarn birbirine dayandran y
zeyler ne kadar byk veya ne kadar kkse onlar o kadar g veya o
kadar kolay durumlarn deitirebilirler. Ve bunun sonucu olarak bir
ferdin baka bir ekil almas o kadar g veya o kadar kolay olabilir.
Bundan dolay, paralar byk yzeyler zerinde karlkl olarak birbirle
rini tutan ve birbirlerine dayanan cisimlere sert diyeceim; paralar kk
yzeylere dayanan cisimlere yumuak diyeceim. Paralar birbirleri ara
snda hareket eden cisimlere de sv diyeceim.
Lemma IV
Eer birok cisimden bileik olan bir cisimden veya fertten baz cisimler
ayrlacak ve onlarn yerini ayn sayda ve ayn tabiatta bakalar alacak
olursa bu fert, eklinde hibir deiiklik olmakszn, kendi tabiatn nceki
gibi saklayacaktr.
Kantlama
Cisimler gerekten (lemma I) cevherleri bakmndan birbirlerinden
ayrlmazlar ve (nceki tanm) ferdin eklini meydana getiren ey, cisimle
rin birlemesidir. Halbuki varsayma4 gre bu ekil, cisimde srekli bir
deime olsa bile daima ayn kalr. O halde fert gerek cevheri dolaysyla
gerekse tavrlar dolaysyla nceki gibi tabiatn koruyacaktr.
Lemma V
Eer bir ferdi meydana getiren ksmlar, aralarnda nce var olan ayn
hareket veya skn orann saklamak zere, ya daha byk ya da daha
4) Hipotez.

94 ETKA

kk olurlarsa, bu fert eklinde hibir deiiklik olmakszn, sahip ol


duu tabiat saklayacaktr.
Kantlama
Bu lemmann kantlanmas nceki lemmann kantlanmasnn ayn
dr.
Lemma VI
Bir ferdi meydana getiren baz cisimler bir yana doru evrilmi olan
hareketlerini bu harekette devam edecek ve eskisi gibi birbirleriyle ortak
lk edecek tarzda hareketlerini evirmek zorunda kalrlarsa bu fert, ek
linde hibir deiiklik olmakszn tabiatn koruyacaktr.
Kantlama
Bu lemma kendiliinden anlalyor, zira tanma gre, bu ferdin eklini
her zaman saklad varsaylmtr.
Lemma VII
Bundan baka, bu tarzda bileik bir fert, gerek btnlyle hareket
etsin, gerek skn halinde bulunsun, gerek u yana gerek bu yana doru
hareket etsin, her parann kendi hareketini saklamas ve nce olduu
gibi bu hareketi tekilerine tamas artyla, tabiatn korur.
Kantlama
Bu lemma ferdin tanmyla apak anlalr; IVnc lemmadan nceye
baknz.
Scolie
O halde buradan, bileik bir ferdin yine kendi tabiatn her zaman
korumak zere hangi artlarla nasl olup da trl tarzlarda duygulanabi
leceim gryoruz. imdiye kadar en basit cisimlerden bileik olup bir
birlerinden hareket ve skn, hzllk ve arlk bakmndan ayrlan bir
ferdi tasarladk. imdi farkl tabiatta birok fertten, bileik bir bakasn
tasarlarsak, onun kendi tabiatn korumak zere, baka birok tarzlarla
duygulanabildiim greceiz: Zira paralarndan her biri birok cisimden
bileik olduu iin, her para (nceki lemma) tabiatnda hibir deiiklik

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 95

olmakszn, bazen daha ar bazen daha hzl hareket edebilecek ve bunun


sonucu olarak hareketlerini bazen daha hzla, bazen daha arlkla baka
paralara iletebilecektir.
Bu ikinci fertlerden bileik nc bir fert trn tasarlasak, bu n
c ferdin eklinde hibir deiiklik olmakszn baka birok tarzlarda duy
gulanabileceim greceiz. Ve byle sonsuzca dnecek olursak, btn
Tabiat paralarnn, yani btn cisimlerin, bu btnsel ferdin tavrnda
hibir deiiklik olmakszn, sonsuz bir tarzda deiiklie urayan tek ve
ayn fert olduunu kolaylkla tasarlarz. Eer maksadm burada aktan
aa (ex professo) cisimlerden bahsetmek olsayd, bunu uzun uzadya
izah eder ve kantlardm; fakat nce syledim ki, baka bir amacm var
ve bundan bahsetmenin biricik sebebi, kantlamasna karar verdiim eyi
burada sonulamann benim iin kolay olmasdr.
Postulat I
nsann teni (bedeni), her biri ok bileik olan trl tabiatta birok
fertten birleiktir.
Postulat II
nsan tenini terkip eden fertler arasnda, sv olanlar, yumuak olanlar
ve sert olanlar vardr.
Postulat III
nsan tenini terkip eden fertler ve bunun sonucu olarak asl insan
bedeni, d cisimlerden birok tarzlarda duygulanmtr.
Postulat IV
nsan teninin, korunmak iin, kendisini srekli olarak yeniletiren
ve byten birok baka cisimlere ihtiyac vardr.
Postulat V
nsan teninin sv olan bir ksm, bir d cisim tarafndan ok kere
yumuak bir cisme arpacak surette, gerektirildii zaman, bu ksm yze
yini deitirir ve bylece onun zerinde kendisini iten d cismin baz
izlerini brakr.

96 ETKA

Postulat VI
nsan teni d cisimleri pek ok biimlerde hareket ettirebilir ve on
lara pek ok tarzlar (biimler) verebilir.
nerme XIV
nsan ruhu ok eyi alg ile kavramaya elverilidir ve bedeninden faz
la birok biimler verebilmeye elverilidir.
Kantlama
Gerekten insan teni (postulat 3 ve 6) d cisimlerle birok tarzlarda
duygulanmtr (ve o d cisimleri birok tarzlarda duygulandrmaya elve
rilidir). Halbuki (nerme 12) insan Ruhu insan teninde meydana gelen
her eyi algyla kavramaldr; o halde insan Ruhu algyla kavramaya elve
rilidir vb...
nerme XV
nsan Ruhunun ekilli varln kuran fikir basit bir fikir deildir, fakat
birok fikirlerden bileik olan bir fikirdir.
Kantlama
nsan Ruhunun ekilli varln meydana getiren fikir (nerme 13)
pek ok sayda fertten bileik olan (postulat 1) ten fikridir. yle ise
(nerme sonucu, nerme VlIIin nerme sonucu) teni terkip eden her
ferdin fikri zorunlu olarak Tanrdadr; o halde (nerme 7) insan teni
nin fikri onu terkip eden pek ok sayda ksmlarn fikirlerinden bileik
tir.
nerme XVI
nsan teninin d cisimlerle herhangi bir tarzda duygulanm olduu
fikir, insan teninin tabiat ile d cismin tabiatn kucaklamaldr.
Kantlama
Gerekten, bir cismin btn duygulan tarzlar, duygulanan cismin
tabiatndan ve onu duygulandran cismin tabiatndan kar (aksiyom I.
nerme sonucundan sonra lemma 3). Bylece bu tavrlarn fikri (ak
siyom IV. Blm I) bu iki cismin fikrini kavrayacaktr; o halde insan

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 97

teninin (bedeninin) bir d cisimle herhangi tarzda duyguland zamanki


duygulan fikri insan teninin ve bir d cismin tabiatn kapsar.
nerme sonucu I
Buradan u sonu kar ki, 1) insan Ruhu kendi bedeninin tabiat ile
birlikte birok cisimlerin tabiatn da tasarlar.
nerme sonucu II
Buradan yine u sonu kar ki, 2) d cisimler hakknda edindiimiz
fikirler d cisimlerin tabiatndan ziyade tenimizin halini gsterirler: bu
benim ilk ksmn Ekinde birok rnekle aklam olduum eydir.
nerme sonucu XVII
Eer insan teni (bedeni) bir d cismin tabiatn kuatacak bir tarzda
duygulanm ise, insan Ruhu bu d cismi fiil halinde var veya kendisine
hazr gibi grecektir: Ta ki beden bu d cismin var olmasna, hazr bulun
masna engel olan baka bir duygulanla duygulanm olsun.
Kantlama
nerme apak grlyor. Zira insan bedeni bu tarzda duygulanm
olduka, insan Ruhu (nerme 12), bedenin bu duygulann daima gz
nne alacaktr, yani (nceki nerme) d cismin tabiatn kavrayan fiil
de verilmi olu tarznn fikrine sahip olacaktr; baka deyile ona engel
olmak yle dursun, tersine, d cismin tabiatnn varln ya da hazr
bulunmasn gsteren bir fikre sahip olacaktr. Ve bylece (nerme so
nucu, nceki nerme) insan Ruhu d cismi fiilde var gibi veya fikrinde
hazr gibi grecektir.
nerme sonucu
Eer insan bedeni d cisimlerle duygulanm ise bu cisimler var ol
masa ve hazr bulunmasa bile, ruh onlar hazrm gibi grecektir.
Kantlama
D cisimler insan bedeninin sv ksmlarnn yumuak ksmlarna
arpmalarn gerektirdii zaman, bu yumuak ksmlarn yzeyleri deiir;
bu suretle sv ksmlar alk olduklarndan baka tarzda yansrlar ve

98 ETKA

daha sonra da kendiliinden hareketleriyle, yeni yzeylere itildikleri za


mankinin ayn yansrlar; bunun sonucu olarak bu suretle yansmaya devam
ettikleri zamanda insan bedenini tpk nceki gibi duygulandracaklar ve
bu duygulantan Ruh yeniden dnceyi tekil edecektir, yani Ruh d
cismi yeniden hazr gibi grecektir ve insan bedeninde sv ksmlar ne
zaman kendiliinden hareketleriyle ayn yzeylerle karlasa bu meyda
na gelir. Bunun iindir ki, insan bedeninin bir defa duygulanm olduu
d cisimler artk var olmad zaman dahi, bedenin bu etkisi tekrar edil
dike Ruh onlar hazrm gibi grecektir.
Scolie
yle ise biz, ou kere olduu gibi, artk var olmayan eyleri nasl
olup da hazrm gibi karlayabileceimizi gryoruz. Nitekim bu baka
nedenlerden de ileri gelebilir. Fakat (asl nedeniyle ispat etmiim gibi)
sylemek istediimi kantlamaya yarayabilecek birisini gstermem bana
yeter. Bununla birlikte, hakiki sebepten (raison) ok uzaklam olaca
m zannetmiyorum, nk kardm btn postulatlarda hemen de
neyle kantlanm olmayan hibir ey bulunmuyor, duygularmzn bize
syledii tarzda insan teninin var olduunu gsterdikten sonra artk bu
deneyin varlndan phe etmeye hakkmz yoktur (nerme sonucu,
nerme 13). Bundan baka, diyelim ki, asl Pierrein ruhunun zn mey
dana getiren Pierre fikri ile baka bir insann, diyelim ki Pauln kafasn
daki Pierre fikri arasnda ne fark olduunu aka biliyoruz (nceki nerme
sonucu ve II. nerme sonucu, nerme 16). Gerekten bu iki fikirden
birincisi dorudan doruya Pierrein varlnn zn ifade eder ve Pierre
var olduka onun varln kuatr, ikincisi tersine olarak, Pierrein ta
biatndan ziyade Paulun teninin halini gsterir. Ve bylece Pauln te
ninin hali srp gittike, Paulun ruhu, Pierre var olmasa bile onu var
gibi tasarlayacaktr. Fakat kullanlan terimleri kullanmamz iin, bize on
larn ekillerini tasvir etmeseler bile, d cisimleri bize hazr gibi tasvir
eden insan teninin duygulanlarna eylerin imajlar (hayalleri) diyece
iz; ve ruh, eyleri bu tarzda temaa ettii zaman, onu hayal ettiini sy
leriz. Burada yanln ne olduunu gstermeye balamak iin, kendi bana
gz nne alnan Ruhun glerinde yanllarn bulunmadn ya da ruhun
hayal ederken aldanmadn, yalnz bu eyleri varlndan soyutlayan
fikri eksik ve onlardan meydana gelen hayalleri (imajlar) hazr gibi gz

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 99

nne almalar bakmndan aldandn fark etmenizi dilerim. Zira eer


ruh var olmayan eyleri var gibi hayal ederek ayn zamanda bu eylerin
gerekten var olmadklarn bilmi olsayd, bu hayal etme gcne kendi
tabiatnn bir eksiklii deil, bir zelii (hassas) gzyle bakacakt; hele
bu hayal etme (imaginer) gc yalnz onun tabiatna bal olsa, yani (tanm
7, blm I) ruhun bu hayal etme gc hr olsayd!
nerme XVIII
Eer insan bedeni iki veya daha ok cisimden ayn zamanda duygulan
m bulunsa, ruh bu cisimlerden birini her ne zaman hayal edecek olsa,
bakalarn da ayn zamanda tekrar hatrlayacaktr.
Kantlama
Ruh (nerme sonucu) bir cismi u sebeple hayal eder ki, insan teni,
ksmlarndan bazlar bir d cisimle itilmi olduu zaman, bedenin duygu
lan tarznda bu d cismin izlerinden duygulanm ve ona hazrlanmtr.
Fakat (varsayma gre) cisimde o zaman, ruhun iki cismi ayn zamanda
hayal edebilme yatknl vardr; bylece ruh bundan dolay iki cismi
ayn zamanda hayal edecektir ve onlardan birini hayal ettii zaman he
men tekini de hatrlayacaktr.
Scolie
Buradan biz kolaylkla belleme gcnn (hafzann) ne olduunu tasar
larz. Gerekten o, insan teninin dnda olan objelerin tabiatn kavrayan
bir fikirler zincirlenmesinden baka bir ey deildir ve bu zincirlenme
insan teninin duygulanlarnn dzenine gre ruhta meydana gelir.
lk olarak diyorum ki, insan bedeni dndaki eylerin tabiatn kuatan
yalnz bu fikirler zincirlenmesidir, yoksa bu eylerin tabiatn izah eden
fikirler deildir. Zira bunlar, gerekte, (nerme 16) hem kendi tabiatn,
hem d cisimlerin tabiatn kuatan insan bedeninin duygulanna ait
fikirlerdir.
kinci olarak diyorum ki, bu zincirlenme ruhun objeleri ilk nedenle
riyle kavramalarna yarayan zihin dzenine gre (gerekleen fikirlerin
zincirlenmesinden onlar ayrmak maksadyla, insan bedeninin duygulan
larnn sras ve dzenlenmesine gre) meydana gelir, yle bir zincirlenme
ki, ruhun eyleri ilk nedenleriyle alglamasn salar ve btn insanlarda

100 ETKA

ayndr. Yine bu yzden ruhun niin bu suretle bir eyin dncesinden


hemen birincisiyle hibir benzeyii olmayan baka bir dnceye getii
ni, aka biliyoruz. Diyelim ki, bir Romal pomum kelimesinin dnce
sinden bu heceli sesle hi benzeyii olmayan bir yemiin dncesine
geer. Romalnn bedeninin, ou kere, ikisinden de duygulanm ol
masndan baka, onlar arasnda ortak hibir ey yoktur. Yani ayn kimse
yemii grm olduu gibi, ou kere pomum kelimesini iitmitir. Byle
ce alkanlk her birinin bedeninde eylerin hayallerini dzenlediine gre,
onlardan her biri bir dnceden baka bir dnceye geer. rnein,
kumda bir atn izlerini gren bir asker at dncesinden hemen bir atl
dncesine ve buradan da sava dncesine geecektir. Bir kyl ise,
tersine, bir at dncesinden bir saban, bir tarla vb. dncelerine gee
cektir; bylece her biri eylerin hayallerini u ya da bu tarzda birletirmeye
alm olduuna gre, ayn dnceden u ya da bu dnceye geecek
tir.
nerme XIX
nsan ruhu asl insan bedenini bilmez ve onun var olduunu ancak
bedenin duyguland duygulanlarn fikirleri ile bilir.
Kantlama
nsan ruhu, geri, her tekil eyin baka bir fikrinden duygulanm
saylmas bakmndan, Tanrdan olan (nerme 9) insan bedeninin fikri
veya bilgisidir (nerme 13), yahut (nerme 4) insan bedeni srekli ola
rak byyp gelien ok byk sayda cisimlere muhta olduu iin ve
fikirlerin dzen ve balants eylerin dzen ve balantsnn ayn olduu
iin (nerme 7), ok byk sayda tikel eylerin fikirlerinden duygulanm
saylmalar bakmndan bu fikir Tanrda olacaktr. O halde Tanr, insan
ruhunun tabiatn tekil ettii iin deil, ok byk sayda baka fikirler
den duygulanmas bakmndan insan bedeninin fikrine sahiptir veya in
san bedenini bilir. Yani (11inci nermenin nerme sonucu) insan ruhu,
insan bedenini bilmez, fakat bedenin duygulan fikirleri, insan ruhunun
tabiatn meydana getirmesi bakmndan Tanrdadr, baka deyile, Ruh
bu duygulanlar alglar (nerme 12) ve bunun sonucu olarak asl insan
bedenini alglar (nerme 6) ve onu fiil halinde varm gibi alglar (ner
me 17); yalnz bu bakmdan insan ruhu asl insan bedenini alglar.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 01

nerme XX
nsan Ruhu hakknda Tanrnn bir fikri veya bilgisi vardr ki; bu fikir
veya bilgi, insan Bedeninin fikri veya bilgisiyle ayn tarzda Tanrya bal
dr ve ona nispet edilir.
Kantlama
Dnce Tanrnn bir sfatdr (nerme I) ve bylece (nerme 3) ge
rek kendi bana, gerek btn duygulanlaryla ve insan Ruhundan do
lay da (nerme 11) bir fikir Tanrda verilmi olmaldr. kincisi, bu fikrin
varoluu veya Ruhun bilgisi, sonsuz olmas bakmndan deil, fakat tekil
bir eyin baka bir fikriyle duygulanm olmas bakmndan, Tanrdan
kmaldr (nerme 9). Fakat fikirlerin dzen ve balants eylerin d
zen ve balantsnn ayndr (nerme 7), o halde insan Ruhu hakkndaki
bu fikir veya bilgi, Beden hakkndaki fikir veya bilgi ile ayn tarzda Tan
rya baldr ve Tanrya nispet edilmitir.
nerme XXI
Asl Ruh bedenle nasl birlemise, bu Ruh fikri de ruhla ayn suretle
birlemitir.
Kantlama
u sonucu kardk ki (nerme 12 ve 13) Ruh Bedenle, (can tenle)
birlemitir, nk beden ruhun objesidir ve bundan dolay ayn sebep
ten, Ruh fikri, kendi objesiyle birlemelidir, tpk Ruhun Bedenle birlemi
olduu gibi asl Ruhla birlemi olmaldr.
Scolie
nerme 7nin scoliesinde sylediim ey vastasyla bu nerme ok
daha ak anlalr; gerekten biz orada gstermitik ki, Beden fikri ve
asl Beden, yani (nerme 13) can ve ten, bazen dnce sfatyla tasarla
nan, bazen uzam sfatyla grlen yalnz ve ayn ferttir. Nitekim Ruh ve
Ruh fikri tek ve ayn sfat iinde, yani Dnce sfat iinde tasarlanan
tek ve ayn eyden ibarettir. Diyorum ki, Ruh fikrinin varl ve asl Ruhun
varl ayn dnme gcnn ayn zorunluluu ile Tanrdadrlar. Zira,
gerekten Ruh fikri, yani fikrin fikri, obje ile hibir mnasebeti olmayan
dnmenin bir tavr gibi grlmesi bakmndan fikrin eklinden baka

102 ETKA

bir ey deildir; nitekim bir eyi bilen bir kimse bundan dolay onu bildi
ini biliyor ve ayn zamanda bildiini bildiini biliyor ve bu sonsuzca by
le gider; fakat bundan daha ileride bahsedeceiz.
nerme XXII
nsan Ruhu yalnz Bedenin duygulanlarn deil, ayn zamanda bu
duygulanlarn fikirlerini de alglar.
Kantlama
Duygulanlarn fikirlerinin fikirleri, duygulanlarn fikirleriyle ayn
tarzda Tanrdan karlar ve Tanrya nispet edilirler, bu da yukardaki
20nci nerme gibi kantlanr. Halbuki beden duygulanlarnn fikirleri
insan Ruhundadr (nerme 12) yani (nerme sonucu, nerme 11) nsan
Ruhunun zn meydana getirmeleri bakmndan Tanrdadr. yle ise
bu fikirlerin fikirleri, insan Ruhunun bilgisine veya fikrine sahip olmak
bakmndan Tanrda vardr, yani (nerme 21) bu sebeple yalnz Bedenin
duygulanlarndan deil, bu duygulanlarn fikirlerini de kavrayan in
san Ruhunda var olacaklardr.
nerme XXIII
Ruh, kendi kendisini ancak Bedenin duygulanlarnn fikirlerini ka
vramas bakmndan bilir.
Kantlama
Ruhun fikri veya bilgisi (nerme 20) Beden fikri veya bilgisiyle ayn
tarzda Tanrdan kar ve Tanrya nispet edilmitir. Madem ki, imdi (ner
me 19) insan Ruhu yalnz asl insan Bedenini biliyor; yani (nerme 11in
nerme sonucu) madem ki insan Bedeninin bilgisi (Tanrnn insan Ruhu
nun tabiatn tekil etmesi bakmndan) Tanrya nispet edilmiyor; o halde
Ruh bilgisi, insan Ruhunun zn meydana getirmesi bakmndan Tanrya
nispet edilmez ve bylece (nerme sonucu, nerme 11) insan Ruhu bu
anlamda kendi kendisini bilmez. Bundan baka, Bedenin duygulanm
olduu duygulanlarn fikirleri asl insan Bedeninin tabiatn kuatrlar,
(nerme sonucu, nerme 16) yani (nerme 13) Ruhun tabiatyla uyuur
lar; o halde bu fikirlerin bilgisi zorunlu olarak Ruh bilgisini kuatr. Fakat

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 03

(nceki nerme) bu fikirlerin bilgisi insan ruhundadr; yle ise Ruh kendi
kendisini ancak bu yolda bilir.
nerme XXIV
nsan Ruhu insan Bedenini terkip eden paralara ait upuygun
(adquat) bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
nsan Bedenini terkip eden paralar, insan Bedeni ile hibir ilgisi olma
yan fertler gibi, gz nne alnabilmeleri bakmndan deil, hareketlerini
ancak gerektirilmi bir tarzda birbirlerine ulatrmalar bakmndan Be
denin zne aittirler (lemma 3ten sonra gelen tanm). Gerekten, insan
Bedeninin ksmlar (postulat I), yle birtakm birleik fertlerdir ki, bu
fertlerin paralar tabiat ve eklini bozmakszn insan Bedeninden ayr
labilir, (aksiyom 1, lemma 3ten sonra), bundan dolay (nerme 3) her
parann fikri veya bilgisi, bu para tabiat bakmndan nce gelen tekil
bir eyin baka bir fikriyle duygulanm olarak grlmesi (nerme 9)
bakmndan Tanrda var olacaktr (nerme 7). nsan Bedenini terkip
eden her ksm iin de ayn eyi sylemek gerekir. Bylece insan Bedeni
ni terkip eden her ksmn bilgisi yalnz insan Bedeni hakknda fikri ol
mas, yani (nerme 13) insan Ruhunun tabiatn kurmas bakmndan
deil, tikel eylerin birok fikirleriyle duygulanm olmas bakmndan
Tanrda bulunmaktadr. yle ise (nerme sonucu, nerme 11) insan
Ruhu insan Bedenini terkip eden ksmlarn upuygun bilgisini kuatmaz.
nerme XXV
nsan Bedenine ait herhangi bir duygulann fikri d cisme ait upuy
gun bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
Gsterdik ki insan Bedenine ait bir duygulann fikri, d cismin in
san Bedenini herhangi bir tarzda gerektirmesi bakmndan bu d cismin
tabiatn kuatr (nerme 16). Halbuki d cismin insan Bedenine bal
olmayan bir fert olmas bakmndan bu d cismin bilgisi, ya da fikri Tan
rdadr. Tanr, baka bir eyin fikrinden duygulanm gibi grlmesi
bakmndan bu fikir tabiata d cisimden ncedir (nerme 7). O halde

104 ETKA

d cisme ait upuygun bilgi, insan Bedeninin duygulanlarnn fikrine


sahip olmas bakmndan Tanrda deildir; ayn anlama gelmek zere,
insan Bedenine ait duygulann fikri d cisim hakkndaki uygun bilgiyi
kuatmaz.
nerme XXVI
Ruh, fiil halinde var olmas bakmndan bir d cismi, ancak kendi
Bedenini duygulanlarna ait fikirlerle kavrar.
Kantlama
Eer insan Bedeni bir d cisimle hibir tarzda duygulanm deilse, o
halde (nerme 7) insan Bedeninin fikri (nerme 12) yani insan Ruhu bu
cismin varl fikriyle hibir surette duygulanmamtr, ya da insan Ruhu
hibir suretle bu d cismin varln kavramaz. O halde (nerme 16 ve
nerme sonucu), insan Bedeninin herhangi bir tarzda bir d cisimle duy
gulanm olmas bakmndan, insan Ruhu d cismi kavrar.
nerme sonucu
insan Ruhu, d cismi hayal etmesi bakmndan, bu cisme dair upuy
gun bir bilgiye sahip deildir.
Kantlama
nsan Ruhu d cisimleri kendi Bedeninin duygulanlarnn fikirle
riyle gz nne ald zaman, biz, o hayal ediyor, diyoruz (scolie, nerme
17). Halbuki insan Ruhu d cisimleri ancak kendi Bedeninin duygula
nlarnn fikirleri yardmyla, fiilde var gibi hayal edebilir (nceki ner
me) ; o halde (nerme 25) insan Ruhunun bu cisimleri hayal etmesi ba
kmndan d cisimlere ait upuygun bilgisi yoktur.
nerme XXVII
nsan Bedenine ait herhangi bir duygulann fikri, insan Bedeni hak
knda upuygun bilgiyi kavramaz.
Kantlama
nsan Bedeninin herhangi duygulanna ait her fikir, bu Bedeninin
belirli bir tarzda duygulanm gibi grnmesi bakmndan, insan Bedeni

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 05

nin tabiatn kuatr, fakat insan Bedeninin baka birok tarzlarda duygu
lanm olabilen bir fert olmas bakmndan, onun fikri vb... (25inci ner
menin kantlanmasna bkz.).
nerme XXVIII
nsan Bedeninin duygulanlarnn fikirleri, yalnz insan Ruhuna nis
pet edilirse, ak ve seik deil, fakat karktrlar (bulanktrlar).
Kantlama
nsan Bedeninin duygulanlarnn fikirleri, gerek d cisimlerin tabiat
n gerekse asl insan Bedeninin tabiatn gerekten kuatr (nerme 16)
ve yalnz insan Bedeninin tabiatn deil, ksmlarnn tabiatn da kuat
mas gerekir: Zira (postulat 3) duygulanlar insan Bedenine ait ksm
larn ve bunun sonucu olarak btn Bedenin duygulanm olduu olu
tarzlardr. Fakat (nerme 24 ve 25) d cisimlere ait upuygun bilgi, nite
kim insan Bedeninin ksmlarna ait upuygun bilgi, insan Ruhundan duy
gulanm gibi grld iin deil, baka fikirlerden duygulanm diye
alnd iin Tanrdadr: o halde ancak insan Ruhuna nispet edilen duy
gulanlarn fikirleri ncllerden kan sonular gibidir, yani aka grl
d gibi, kark fikirlerdir.
Scolie
Yalnz bana gz nne alnd zaman insan Ruhunun tabiatn kuran
fikrin ak ve seik olmad kantlanmtr; nitekim insan Ruhunun fikri
ve Bedeninin duygulanlarnn fikirlerinin fikirleri, yalnz Ruha nispet
edilmeleri bakmndan ak ve seik olmadklar da, kolayca grlecei
zere, kantlanmtr.
nerme XXIX
nsan Bedenine ait herhangi bir duygulann fikrinin fikri insan Ruhu
na ait upuygun bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
Gerekten insan Bedeninin duygulannn fikri (nerme 27) insan
Bedeninin upuygun bilgisini kuatmaz, ya da onun tabiatn upuygun tarz
da ifade etmez, yani (nerme 13) Ruhun tabiatyla upuygun bir bilgisi

1 0 6 ETKA

yoktur; bunun sonucu olarak (aksiyom 6, blm I), bu fikrin fikri Ruhun
tabiatn upuygun bir tarzda ifade etmez veya Ruhun upuygun bilgisini
kuatmaz.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insan Ruhu tabiatn ortak dzenine gre
eyleri her kavraynda ne kendisi, ne Bedeni, ne de d cisimler hakkn
da upuygun bir bilgiye sahiptir. Fakat onun ancak bulank ve eksik bir
bilgisi vardr. Gerekten, insan Ruhu kendi kendisini ancak Bedenin
duygulanlarnn fikirlerini kavramas bakmndan bilir (nerme 23). Hal
buki (nerme 19) insan Ruhu kendi Bedenini ancak duygulanlarn fikir
leri ile kavrar, ya da yalnz onlarla (nerme 26) d cisimleri (de) kavrar;
yleyse insan Ruhu fikirlerine sahip olmas bakmndan ne kendisi iin
(nerme 29) ne kendi Bedeni iin (nerme 27), ne de d cisimler iin
(nerme 25) asla upuygun bir bilgiye sahip deildir. Fakat yalnz bulank
ve eksik bir bilgisi vardr (nerme 28).
Scolie
Aka sylyorum ki, tabiatn ortak dzeninde objeleri kavradka,
yani birok eyin ayn zamanda temaa edilmesi suretiyle onlarn aralarn
daki farklar, ilgileri ve kartlklar anlamak iin gerektii zamanlar deil
de, eylerin rastgele (tesadfi) karlamasyla u veya bu objenin temaas
iin dardan gerektirildii zamanlar; insan Ruhunun hem kendisi hem
Beden, hem de d cisimler iin ancak bulank ve eksik bir bilgisi vardr.
Gerekten Ruh ya bu ya baka bir tarzda iinden yatkn bulunduu zaman
lar, eyleri -birazdan gstereceim gibi - ak ve seik bir tarzda temaa
eder.
nerme XXX
Bedenimizin sresine dair ancak ok upuygun olmayan (inadquate)
bir bilgimiz olabilir.
Kantlama
Bedenimizin sresi kendi zne (aksiyom I) ya da Tanrnn mutlak
tabiatna (nerme 21, blm I) bal deildir, fakat (nerme 28, blm
I) yle birtakm nedenlerle var olmalar ve etki yapmalar gerektirilmitir

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 0 7

ki, bunlarn da var olmalar ve etki yapmalar kesin ve gerektirilmi bir


biimde baka nedenlerle gerektirilmitir ve bu sonsuzca byle gider. O
halde Bedenimizin sresi tabiatn ortak dzenine ve eylerin yaplna
baldr. eylerin kurulu tarzlarna gelince, Tanrnn yalnz insan Bede
ni iin bir fikre sahip olmas bakmndan deil, fakat her eyi iin fikirleri
olmas bakmndan, bu hususta upuygun bilgisi vardr. O halde, Bedenimi
zin sresi hakkndaki bilgi, eer yalnzca Ruhun tabiatn kurmas bakmn
dan gz nne alnrsa, ok upuygun olmayan bir tarzda Tanrdadr, yani
(nerme sonucu, nerme 2) bu bilgi son derece upuygun olmayan bir
tarzda Ruhumuzda bulunmaktadr.
nerme XXXI
Dmzda bulunan tekil eylerin sresine dair ancak son derece upuy
gun olmayan bir bilgiye sahip olabiliriz.
Kantlama
Gerekten, tekil ey insan Bedeni gibi belirli ve gerektirilmi bir biim
de var olmak ve etki yapmak iin baka bir tekil ey tarafndan, o da bir
bakas tarafndan, bu suretle sonsuzca giderek gerektirilmi olmaldr
(nerme 28, blm I). Halbuki (nceki nermede) tekil eylerde ortak
olan zelik (hassa) yardmyla kantladmz gibi, kendi Bedenimiz ze
rine ancak son derece upuygun olmayan bir bilgiye sahip olduumuz iin,
yle ise tekil eylerin sresi iinden ayn eyi, yani bu hususta son derece
upuygun olmayan bir bilgiye sahip olabileceimiz sonucunu karmamz
gerekir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, btn tikel eyler zorunsuzdur (contingent)
ve bozulmaya elverilidir, zira onlarn srelerine dair hibir upuygun bil
giye sahip olamayz (nceki nerme) ve bizim eylerin zorunsuzluu, olum
sall (contingence) ve bozulma imkn deyince anlamamz gereken ey
budur, (scolie 1, nerme 33, blm I) zira (nerme 29, blm I) bundan
baka zorunsuz hibir ey yoktur.
nerme XXXII
Btn fikirler Tanrya nispet edilmeleri bakmndan dorudurlar.

1 0 8 ETKA

Kantlama
Gerekten Tanrda bulunan btn fikirler objelerine tam uygundur
lar (nerme sonucu; nerme 7). O halde (aksiyom 6, blm I) btn
fikirler Tanrya nispet edilmeleri bakmndan dorudurlar.
nerme XXXIII
Fikirlere, yanl dedirtebilecek onlarda pozitif hibir taraf yoktur.
Kantlama
Bu nermeyi inkr ederseniz, eer kabilse hatann, yani yanlln
eklini meydana getiren dnmenin pozitif bir tavrn tasarlaynz. Bu
dnme tavr Tanrda olamaz, (nceki nerme) ve Tanrnn dnda ise
hibir ey ne var olabilir ne tasarlanabilir (nerme 15, blm I), o halde
fikirlere yanl dememize sebep olacak pozitif hibir cihet yoktur.
nerme XXXIV
Bizde mutlak olan, yani upuygun ve yetkin olan her fikir dorudur.
Kantlama
Bizde upuygun ve yetkin bir fikrin bulunduunu sylediimiz zaman,
Ruhumuzun zn meydana getirmesi bakmndan Tanrnn upuygun ve
yetkin bir fikre sahip olmasndan baka bir ey sylemi olmayz (nerme
sonucu, nerme 11) ve bunun sonucu olarak (nerme 32) byle bir fikrin
doru olduundan baka bir ey sylemi olmayz.
nerme XXXV
Yanllk ve hata, upuygun olmayan ya da eksik ve bulank fikirleri
olan bilgi yokluundan ya da eksikliinden ibarettir.
Kantlama
Fikirlerde yanllk eklini meydana getiren pozitif hibir cihet yoktur
(nerme 33). O yanllk mutlak bilgi yoksunluundan ibaret deildir; zira
aldanabilen ve aldatlabilen Bedenler deil, Ruhlardr; o hele mutlak bil
gisizlikten de ibaret deildir; zira bilmemek ve yanlmak farkl eylerdir.
yle ise o, eylerin upuygun olmayan bilgisinden, yani upuygun olmayan
ve kark fikirleri iine alan bir bilgi yoksunluundan ibarettir.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 0 9

Scolie
Bu ksmn (nerme 17) scoliesinde, yanlmann nasl bilgi yoksunlu
undan ibaret olduunu akladm; fakat bunu daha iyi aklamak iin
aadaki u rnei vereceim.
nsanlar hr olduklarn zannederek aldanyorlar: Bu san yalnz ha
reketlerinin (aksiyonlarnn) uuruna sahip olmalar ve onlar gerektiren
(belirleten) nedenleri bilmemelerinden ileri geliyor. O halde hrlkleri
nin fikri ancak aksiyonlarnn hibir nedenini bilmemeleri zerine da
yanmaktadr. Zira insani etkilerin (aksiyonlarn) iradeye bal olduunu
syledikleri zaman, bu szleri, karlnda hibir fikir bulunmayan keli
melerden ibarettir. nk onlar iradenin ne olduunu ve Bedeni nasl
harekete getirdiini bilmiyorlar; daha ok iddias olanlar ve Ruha dura
cak ve oturacak bir yer kuranlar kendileriyle alay ettiriyorlar ve nefrete
sebep oluyorlar. Nitekim gnee baktmz zaman, onun bizden 200 ayak
uzaklkta olduunu hayal ederiz ve bu yanlma yalnz bu hayal gc ile
kaim deildir. Fakat ayn zamanda onu byle hayal ettiimiz srada hakik
uzakln ve bu hayal gcnn nedenini bilmememizden ileri gelmekte
dir. Geri sonradan onun dnyadan 600 arz veya diyametreden daha
fazla uzaklkta olduunu kabul ediyorsak da bununla birlikte onu her
zaman daha yakn diye hayal ediyorduk. Zira gnein gerek uzakln
bilmediimiz iin deil, Bedenimizin onunla duygulanm olmas bakmn
dan gnein z Bedenimizin duygulann kavrad iin gnei bu ka
dar yakn diye hayal ediyorduk.
nerme XXXVI
Upuygun olmayan, bulank olan fikirler de zorunlu olarak upuygun
(veya) ak ve seik fikirler kadar objelerinin tabiatna baldrlar (on
lardan karlar).
Kantlama
Btn fikirler Tanrdadr (nerme 15, blm I) ve Tanrya nispet
edilmeleri bakmndan (nerme 32) doru ve upuygundurlar, (nerme
sonucu, nerme 7); bundan dolay ancak herhangi bir eyin tekil ruhuna
nispet edilmeleri bakmndan upuygun olmayan ve bulank olan fikirler
vardr (nerme 24 ve 28). yle ise upuygun olmayan ve bulank olan
fikirler de (nerme sonucu, nerme 6) upuygun, ak ve seik fikirler

1 1 O ETKA
kadar ve ayn zorunlulukla kendi objelerinin tabiatna baldrlar (veya
onlardan karlar).
nerme XXXVII
Btn eylerde ortak olan (lemma II) ve btnde olduu kadar para
da da bulunan ey, hibir tekil eyin zn meydana getirmez.
Kantlama
Eer bu nermeyi inkr ederseniz, mmknse btnde ortak olann
tekil bir eyin zn, diyelim Bnin zn kurup kurmadn tasarlaynz.
O halde (tanm II) bu, B olmadan ne var olabilir, ne tasarlanabilir. Hal
buki bu varsayma aykrdr; yle ise o Bnin zne ait olmad gibi hi
bir tekil eyin de zn meydana getirmez.
nerme XXXVIII
Her eyde ortak olan ve btn olduu kadar parada da bulunan ey
ancak upuygun bir tarzda tasarlanabilir.
Kantlama
A btn cisimlerde ortak olan ve btnde olduu kadar her cismin
paralarnda da bulunan bir ey olsun. Ann upuygun bir tarzda tasarla
nabileceim sylyorum. Gerekten A fikri (nerme sonucu, nerme 7)
zorunlu olarak Tanrda yalnz insan Bedeninin fikrine sahip olduu iin
deil, ayn zamanda Beden duygulanlarnn fikirlerine de sahip olmas
bakmndan upuygun olacaktr ki bu fikirler (nerme 16, 25 ve 27) insan
Bedeninin olduu kadar d cisimlerin de tabiatn bir para kavrayacak
tr. Yani (nerme 12 ve 13) bu fikir zorunlu olarak, insan Ruhunu kur
mas bakmndan Tanrda upuygun olacaktr. O halde Ruh (nerme so
nucu, nerme 11) zorunlu olarak Ay upuygun bir tarzda kavrar ve onu
yalnz kendi kendisini kavramas bakmndan deil, ayn zamanda kendi
Bedenini ve baka btn d cisimleri kavramas bakmndan da kavrar;
o halde A baka bir tarzda tasarlanamaz.
nerme sonucu
Buradan, btn insanlarda ortak baz fikirler ve kavramlarn var ol
duu sonucu kar; zira (lemma 2) btn cisimler btn insanlar tarafn

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 1 1

dan upuygun yani ak ve seik olarak kavranmas5 gereken (nceki ner


me) baz eylere elverilidir (convenir).
nerme XXXIX
Eer insan Bedeninin ve insan Bedenini daima duygulandrmakta olan
baz d cisimlerin ortak zelii varsa ve o, d cisimlerin herhangi birinin
parasnda olduu kadar btnnde de bulunuyorsa, bu zelikten dolay
fikir Ruhta upuygun olarak bulunacaktr.
Kantlama
A insan Bedeniyle ve baz d cisimlerle ortak ve onlara vergi6 olan
bir ey olsun ve ayn suretle d cisimlerde olduu kadar insan Ruhunda
da bulunsun. Tanr, yalnz insan Bedeninin fikrine sahip olmas bakmn
dan deil, ayn zamanda d cisimlerin fikrine sahip olmas bakmndan
da A iin (nerme sonucu, nerme 7) uygun bir bilgiye sahip olacaktr.
imdi, varsayalm ki insan Bedeni ortak bir yn olduu iin bir d ci
simle duygulanm bulunsun, bu duygulann fikri A zelliini aracak
tr (nerme 16) ve bundan dolay (nerme sonucu, nerme 7) A zellii
ni kavramas noktasndan bu duygulann fikri, insan Bedeninin fikri ile
duygulanm olmas bakmndan, yani (nerme 13) Tanrnn insan Ruhu
nun tabiatn meydana getirmesi bakmndan Tanrda upuygun olacaktr;
o halde (nerme sonucu, nerme 11) bu fikir dahi insan ruhunda upuygun
olacaktr.
nerme sonucu
Bundan u sonu kar ki, Bedenin baka cisimlerle ortak ne kadar
zelii varsa, Ruh da birok eyleri o kadar upuygun olarak kavramaya
yetkilidir.
nerme XL
Ruhta, upuygun olan fikirlerden kan btn fikirler de upuygundur
lar.

5) Burada kavrama kelimesi alglamann (percevoir) eanlam olarak kullanlmaktadr.


6) Vergi olan szn (propre) yani eski has olan karl kullanyorum: bu fazilet bu insana
vergidir, gibi...

1 1 2 ETKA

Kantlama
Bunun byle olduu apak grlyor; zira bir fikrin Ruhta upuygun
olan fikirlere bal olduunu (onlardan ktn) sylediimiz zaman, Tan
rnn aklnda sonsuz olmas bakmndan ya da birok tekil eyin fikri ile
duygulanm olmas bakmndan deil, yalnzca insan Ruhunun zn
meydana getirmesi bakmndan, Tanrnn nedeni olduu bir fikrin var ol
masndan baka bir ey sylemi olmuyoruz (nerme sonucu, nerme 11).
Scolie
Sylemi olduum eyle, ortak denilen ve akl yrtmemizin temelle
rini tekil eden kavramlarn nedenini akladm. Fakat metodumuza gre
asl ey hakknda aklamamz gereken baz ortak aksiyomlar ya da kav
ramlarn baka nedenleri de vardr. Bylece hangi kavramlarn teki kav
ramlardan daha faydal olduu ve hangilerinin hemen hi kullanlma
d, bundan baka hangilerinin ortak, hangilerinin ak ve seik ve bun
dan dolay pein hkmden arnm olduu, hangilerinin, en sonra iyi
temellenmi olduu gsterilecektir. Bundan baka ikinci denilen kavram
lar ve bunun sonucu olarak bu kavramlar zerine kurulan aksiyomlarn
kkleri ve dncenin bana vaktiyle fark ettirdii bunlarla ilgili baka
hakikatler meydana karlacaktr. Fakat bu gzlemlerimi baka bir kita
ba ayrdm ve ayn zamanda sz fazla uzatarak can skmamak istedi
im iin, burada bu soruya dair daha fazla bir ey sylememeye karar
verdim. Bununla birlikte, bilinmesi zorunlu olan eylerden hibirini eksik
brakmamak iin Varlk, ey, Bir ey gibi akn (transcendantal) denilen
terimlerin kklerinin nereden geldii hakknda birka kelime katacam.
Bu terimler, insan Bedeninin snrl olmas dolaysyla, ancak belirli sayda
seik hayalleri kendisinde ayn zamanda tekil edebiliinden ileri gelmek
tedir (hayalin ne olduunu, nerme 17nin scoliesinde akladm). Eer
bu say aarsa bu hayaller birbirine karmaya balar ve eer Bedende
kendi kendisine teekkl etme gcnde olan bu seik hayallerin saysn
fazla aacak olursa, onlarla hepsi bsbtn birbirine karr, bu byle olun
ca, 17nci nermenin nerme sonucu ve 18inci nerme ile apak grlr
ki insan Ruhunun, kendi Bedeninde bu hususta tekil edebilecei kadar
hayali (imaj) ayn zamanda ve seik olarak hayal edebilecei meydanda
dr. Fakat hayaller Bedende bsbtn birbirine karr karmaz Ruh da
hibir seme yapmakszn btn cisimleri bulank olarak hayal edecek

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 13

ve onlar sanki Varlk, ey vb. gibi bir sfat iinde anlayacaktr; hayalle
rin her zaman ayn kuvveti olmad ve bunlara benzer baka nedenlerde
bunu aklamak zorunlu olmad noktasnda da bunun sebebi bulunabi
lecektir. Zira kendi kendimize ileri srdmz ama iin, tek bir nede
ni gz nne almamz yeter; gerekten, btn bunlar bu terimlerin son
derecede bulank fikirler belirttiini kantlamaya yardm eder. nsan, at,
kpek vb. gibi tmeller denen kavramlarn kkleri buna benzer neden
lerden, yani insan Bedeninde bunca hayalin (diyelim ki insanlarn) ayn
zamanda teekkl etmesinden gelir. Bu hayallerin says hayal gc kuv
vetini bsbtn deil, Ruhun ancak onlarn belirli saysn zel olarak
her adamn rengi, boyu, vb. gibi kk farklarn hayal edebilecei ka
dar, cismin duygulanm olmas bakmndan ve aralarndaki oran seik
olarak hayal edebilecei nispette aar. Zira Beden zel olarak her biriyle
bu oranda duygulanmtr ve insanlar adyla Ruhun ifade ve sonsuz
tekil eylere tatbik ettii ey de budur. Geri sylediimiz gibi tekil eylerin
gerektirilmi saysn hayal edemez. Fakat belirtmek gerekir ki, bu kav
ramlar btn insanlarda ayn tarzda kurulamaz, ancak her birinde Bede
nin ou kere duygulanm olmasna ve Ruhun daha kolay hayal etmesi
ve hatrlamasna gre deiirler. Diyelim ki, ou kere insanlarn boy
larna dikkatle bakanlar insanlar adyla dik boylu bir hayvan anlayacak
lar, fakat ona baka bir orandan bakanlar ise insanlarda ortak olan baka
bir hayali yani glen, iki ayakl, tysz, akll, vb. gibi bir hayvan hayalini
tekil edeceklerdir. Ve nitekim baka eyler hakknda, kendi Bedeninin
yetkisine gre tmel hayaller kurulacaktr. O halde yalnz eylerin hayal
leriyle doal eyleri aklamak isteyen filozoflar arasnda bunca tartmalar
ve kavgalar kmasna amamaldr.
Scolie II
Btn bu sylediklerimiz, birok eyi kavradmz, tmel kavramla
r tekil ettiimizi aka kantlar:
1 - Bu tmel kavramlar duyularn zihnimizde eksik, bulank ve dzen
siz bir tarzda temsil ettii tekil eylerden tekil ederiz (nerme sonucu,
nerme 29). Bunun iindir ki bu alg eitlerine, bulank bir deneyden
gelen bilgi demeye alknzdr.
2 - Baz kelimeleri iitince ya da okuyunca, diyelim ki, eyleri hatrla
mamz ve kendileriyle onlar hayal etmemize yarayan fikirlere benzer fikir

1 14 ETKA

ler kurmamza ait belirtilerle (nerme sonucu, nerme 18), bundan son
ra da eylere ait bu iki gr tarzna, birinci cinsten bilgi ve san ya da
hayal gc diyeceim.
3
- En sonra, eylerin zelikleri (hassalan) hakknda fikirlerimiz ve or
tak kavramlarmz olduu iin (nerme sonucu, nerme 38, 39 ve onun
nerme sonucu ve nerme 40) bu tarzda da akl (raison) ya da ikinci
cinsten bilgi adn vereceim. Bu iki cins bilgiden baka, birazdan gste
receim gibi bir ncs vardr ki buna sezgili bilim adn vereceiz. Bu
bilgi cinsi Tanrnn baz sfatlarnn ekilli z hakknda upuygun fikir
lerden eylerin z hakkndaki upuygun fikre kadar yaylr. Btn bunu
tek bir ey rnei ile aklayacam. kincinin birinciye kar durumu ne
ise drdncnn ncye kar durumu ayn olmak zere, drt say
verilmi olsun. Tccarlar ikinci ile ncy arpmak ve arpm birin
ciye blmede tereddt etmeyeceklerdir, nk hibir kantlama olmaks
zn ustalardan rendikleri eyi henz unutmamlardr, ya da bu usule
ait ou kere pek basit saylarda, ya da klidesin 7nci kitabnn 19uncu
nermesinin kantlamas kuvveti ile yani orantl saylarn ortak zellii
kuvveti ile deney yapmlardr. Fakat basit saylarda btn bunlara ihtiya
yoktur. Diyelim: 1, 2, 3 saylar verilmi olunca, herkes orantl drdn
c saynn 6 olduunu grr ve ilk bakta birinci saynn kinciyle orann
grnce, daha ak olarak drdncy buluruz.
nerme XLI
Birinci cinsten bilgi, yanlln biricik sebebidir. Fakat ikinci ve n
c cinsten bilgi zorunlu olarak dorudur.
Kantlama
nceki scoliede syledik ki, upuygun olmayan ve bulank olan btn
fikirler birinci cinsten bilgiye aittirler; o halde (nerme 35) bu bilgi yanl
ln biricik sebebidir. Bundan sonra syledik ki, upuygun olan fikirler
ikinci ve nc cinsten bilgilere aittir; o halde (nerme 34) bu bilgiler
zorunlu olarak dorudurlar.
nerme XLII
kinci ve nc cinsten bilgi -birinci cinsten bilgi deil- doruyu
yanltan ayrmay bize retir.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE t 1 5

Kantlama
Bu nerme kendiliinden apaktr. Gerekten, doruyu yanltan ayr
masn bilen kimse, doru ve yanl hakknda upuygun bir fikre sahip
olmaldr, yani (scolie 2, nerme 40) doru ve yanl, ikinci veya nc
cinsten bilgiyle bilmelidir.
nerme XLIII
Doru bir fikre sahip olan ayn zamanda doru bir fikre sahip olduu
nu da bilir ve bilgisinin hakikatinden phe edemez.
Kantlama
Bizde doru olan fikir, insan ruhunun tabiatyla ifade edilmesi bakmn
dan, Tanrda upuygun olan fikirdir (nerme 9un, nerme sonucu aracl
ile). Gerekten, insan Ruhunun tabiatyla ifade edilmesi bakmndan T arn
da upuygun olan bir A fikri olduunu varsayalm. Bu A fikri ile ayn tarzda
Tanrya nispet edilen bir fikir, bu fikirden Tanrda zorunlu olarak verilmi
olmaldr (kantlamas tmel ya da evrensel olan 20nci nerme). Fakat A
fikrinin, insan Ruhunun tabiat ile ifade edilmesi bakmndan Tanrya nispet
edildii varsaylmtr: o halde A fikrinin fikri ayn tarzda Tanrya nispet
edilmelidir, yani (nerme sonucu, nerme 11) A fikrinin fikri, A upuygun
fikrine sahip olan Ruhta da upuygun olacaktr. yle ise upuygun bir fikre
sahip olan, yani (nerme 34) bir eyi doru olarak bilen kimse, ayn zamanda
bilgisinin upuygun fikrine, baka deyile doru bir bilgiye sahip olmaldr.
Yani apak grld zere ayn zamanda ondan emin olmaldr.
Scolie
21 inci nermenin scoliesinde, fikrin fikrinin ne olduunu akladm;
ayn suretle nceki nermeni kendiliinden apak olduunu belirtmek
gerektir. Gerekten, doru bir fikre sahip olan kimse, doru fikrin yksek
kesinlii gerektirdiini biliyor demektir; geri doru bir fikre sahip olmak,
bir eyi yetkin bir surette veya mmkn olduu kadar en iyi bilmekten
baka bir eyi gsteremez; ve phesiz hi kimse, bundan phe etmez,
yeter ki fikrin bir tablo zerindeki portre gibi dilsiz ve cansz bir ey olup
yoksa dnme tarz, yani bilmenin bir fiili olmadna inanm olsun. Zira
rica ederim, bana syleyin, kim, bir eyi nceden bilmiyorsa bu eyi bildi
ini bilebilir? Yani kim, gerekten bir eyden nce emin deilse, bu eyden

1 16 ETKA

emin olduunu bilebilir? te yandan, hakikat normu olan doru fikirden


daha ak ve daha kesin ne olabilir? phesiz k nasl kendi kendisini
tantyor ve karanlklar aa karyorsa hakikat de kendi kendisinin ve
yanlln normudur. Bylece aadaki btn sorulara cevap verdiimi
zannediyorum; yani doru bir fikrin yanl bir fikirden ak objesiyle ilgili
olmas bakmndan ayrldn, o halde doru bir fikrin yanl bir fikirden
daha ok gereklik ve yetkinlii olmad, nk onlarn ancak dsal
(extrinsque) adlanmalaryla birbirlerinden ayrldklar ve bunun sonucu
olarak doru fikirlere sahip olan bir adamn yanl fikirlere sahip olan bir
adamdan daha fazla yetkinlii olmad noktasna yeteri kadar cevap ver
diimi sanyorum. Bundan sonra, insanlarn yanl fikirlere sahip olma
lar nereden geliyor? En sonra bir kimse kendi objeleriyle ilgili olan fikir
lere sahip olduunu, emin olarak, nereden bilebiliyor? Btn bu sorulara
yeteri kadar cevap verdiimi sanyorum, diyorum. Doru fikirlerle yanl
fikirler arasndaki farka gelince 35inci nerme ile ispat edilmitir ki, bu
ikisi arasnda varlkla yokluk arasndaki mnasebetin ayn mnasebet var
dr. te yandan 19uncu nermeden scoliesi ile birlikte 35inci nerme
ye kadar yanlln sebeplerini ok ak olarak gsterdim. Bu suretle de
doru fikirleri olan bir kimse ile yalnzca yanl fikirleri olan bir kimse ara
snda ne fark olduu meydana kar. Nihayet son soruya, yani bir kimse
nin kendi objesine upuygun bir fikri nasl bildii sorusuna gelince, yeteri
kadar ve bol bol gsteriyorum ki bu yalnzca kendi objesine uygun olan
bir fikirdir, yani hakikatin kendi kendisinin normu olmasndan ileri gel
mektedir. unu da katnz ki, eyleri doru olarak kavramas (alglamas)
bakmndan Ruhumuz, hakikaten Tanrnn sonsuz aklnn bir ksmdr
(11inci nermenin scoliesi). yle ise Tanrnn fikirleri zorunlu olduu
kadar, Ruhun ak ve seik fikirlerinin doru olmas da zorunludur.
nerme XLIV
eyleri zorunsuz deil, fakat zorunlu olarak gz nne almak Akln
tabiat gereindendir.
Kantlama
eyleri doru olarak (nerme 41), yani (aksiyom 6, blm I) olduk
lar gibi, yani (nerme 29, blm I) zorunsuz olarak deil, zorunlu olarak
alglamak Akln tabiat gereindendir.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 1 7

nerme sonucu
Bundan u sonu kar ki, eyleri zorunsuz gibi grmekliimiz, gerek
gemie gerek gelecee nispetle, ancak hayal gcne baldr.

Scolie
Burada birka kelime ile bunun nasl olduunu aklayacam. Yuka
rda gsterdik ki (nerme 17 ve nerme sonucu) Ruh, eyleri var olma
salar bile, daima kendisinde hazrm gibi hayal eder, yeter ki imdiki
varlklarn darda brakan nedenlerle karlamasn. Bundan baka gs
terdik ki (nerme 18) eer insan Bedeni ayn zamanda iki d cisimle
ayn zamanda duygulanm ise, Ruh bu iki cisimden birini hayal ettii
zaman, o hemen tekini hatrlayacaktr, yani onlarn ikisini de hazrm
gibi tasarlayacaktr, yeter ki imdiki varlklarn darda brakan baz ne
denlerle karlamasn. Bundan baka, cisimlerin birbirlerinden daha ar,
daha hzl ya da ayn hzla hareket etmelerini hayal etmek suretiyle zaman
hakknda bir fikir tekil ettiimizden kimse phe etmez. yle ise dn ilk
defa olarak sabahleyin Pierrei, leyin Paulu ve akamleyin Simonu gren
bir ocuk farz edelim. Ve bugn ikinci defa olarak sabahleyin Pierrei gr
yor, 17nci nerme ile meydandadr ki, bu ocuk sabah n grd
zamandan beri, hemen geen gnk gibi gn ayn ksmndan geen
gnei hayal edecektir, ya da btn gn, sabahleyin Pierre, leyin Paul
ve akamleyin Simonu hayal edecektir; yani Paulun ve Simonun varl
n gelecee nispetle hayal edecektir; tersine olarak eer Simonu akam
leyin grecek olursa, Paul ve Pierrei gemi zamana yoracak ve onlar
gemi zamanda hayal edecek, onlar ou kere ayn dzen altnda grecek
olursa bu o derece daha emin olacaktr. Bir akam Simon yerine Jacques
grecek olursa o zaman ertesi sabah, akam hayal ederek, Simonu ve
sonra Jacques hayal edecek fakat ikisini ayn zamanda hayal etmeyecek
tir. Bylece hayal gc sallantda kalacak ve bazen tekini gelecek akamla
birlikte hayal edecek, yani ne onu ne tekini kesin gelecekler olarak hayal
edecek, fakat zorunsuz gelecekler gibi hayal edecektir. Halbuki eer ha
yal gcnn objeleri gemie, hale ve gelecee nispetle ayn tarzda gz
nne aldmz eyler ise, onun bu kesinsizlii de ayn olacaktr; ve bu
nun sonucu olarak biz eyleri gemie, hale ve gelecee nispetle zorunsuz
(contingent) gibi hayal ederiz.

1 18 ETKA

nerme sonucu
eyleri herhangi bir tarzda ezeli (ve ebedi) gibi kavramak akln tabiat
gereindendir.
Kantlama
eyleri zorunsuz deil, zorunlu olarak gz nne almak geri Akln
tabiatndandr (nceki nerme). Halbuki (nerme 12), Akl eylerin zo
runluluunu doru bir tarzda, yani (aksiyom 6, bl. I) aslnda olduu gibi
kavrar, fakat (nerme 16, blm I), eylerin bu zorunluluu Tanrnn
ezeli tabiatnn zorunluluunun ayndr; o halde eyleri herhangi bir tarz
da ezeli (ve ebedi) gibi kavramak Akln tabiatndandr. Buna unu da
katnz ki Akln temelleri, btn eylerde ortak olan (nerme 38) ve
hibir tekil z aklamayan eylerdir (nerme 37) ve bunun sonucu
olarak zamanla hibir ilgisi olmamak zere ve sanki ezeli olarak tasarlan
malar gerekir.
nerme XLV
Fiil (edim) halinde var olan herhangi bir cismin ya da tekil bir eyin
fikri zorunlu olarak Tanrnn ezeli ve sonsuz zne baldr.
Kantlama
Fiilde (in actu) var olan tekil bir eyin fikri (nerme sonucu, nerme
8) bu eyin z kadar varlna da zorunlu olarak baldr. Halbuki tekil
eyler Tanrsz tasarlanamazlar; (nerme 15, blm I) fakat bu tekiller
(nerme 6) Tanrnn bir sfatnn tavrlar gibi gz nne alnmalar ba
kmndan onlarn nedeni Tanr olduu iin, bu eylerin fikirleri (aksiyom
IV, blm I) zorunlu olarak sfatlarnn kavram, yani (tanm VI, blm
I) Tanrnn ezeli ve sonsuz zn gerektirmelidir.
Scolie
Burada varolutan sreyi, yani soyut olarak ve bir eit nicelik gibi
tasarlanmas bakmndan varoluu anlamyorum. Burada, tekil eylere
atfedilmi olan varoluun asl tabiatndan sz ediyorum; u sebepten ki,
sonsuz sayda eyler sonsuz tavrlar halinde Tanrnn ezeli zorunluluuna
baldrlar: nerme 16, blm Ie bkz. Tanrda olmalar bakmndan tekil
eylerin varoluundan sz ediyorum, diyorum, nk, bu tekil eylerden

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 1 9

her birinin varoluu baka bir tekil eyle herhangi bir tarzda gerektirilmi
ise de, yine de her birinin varoluunda devam ettii kuvvet, Tanrnn
tabiatnn ezeli zorunluluuna baldr. Bu nokta iin blm Ide nerme
24n nerme sonucuna bakn.
nerme XLVI
Her fikrin ierdii Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakkndaki bilgi, upuy
gun ve yetkindir.
Kantlama
nceki nermenin kantlamas evrenseldir, tmeldir ve bir eyin bir
para veya bir btn gibi gz nne alndna gre, onun fikri ister bt
nn fikri isterse parann fikri olsun, (nceki nerme) Tanrnn ezeli ve
sonsuz zn ierecektir. yle ise, Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakkn
daki bilgiyi veren ey hepsinde ortaktr ve btnde de parada da ayndr
ve bundan dolay (nerme 38), bu bilgi apaktr.
nerme XLVII
Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakknda insan Ruhunun upuygun bir
bilgisi vardr.
Kantlama
nsan Ruhunun, kendi kendisini alglad (nerme 23), kendi Bedeni
ni alglad (nerme 19) ve (nerme 16nn nerme sonucu ile nerme
17) fiil halinde var olan d cisimleri alglad fikirleri vardr (nerme 22);
bundan dolay (nerme 45 ve 46) Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakknda
onun upuygun bir bilgisi vardr.
Scolie
Bu suretle gryoruz ki Tanrnn sonsuz z ve ezellii btn insanlarca
bilinmektedir. Halbuki, her ey Tanrda olduu ve Tanr tarafndan tasarlan
m bulunduu iin, bundan u sonu kar ki, bu bilgiden biz birok eylerin
upuygun bilgisini karabiliriz; ve buradan bu eserin beinci blmnde
yetkinliini ve faydasn gstereceimiz ve nerme 40n 2nci scoliesinde
bahsettiimiz nc cins bilgiyi tekil edebiliriz. Halbuki eer insanlarn
Tanr hakknda ortak kavramlar kadar ak bilgileri yoksa, bu onlarn

120 ETKA

Tanry cisimleri hayal ettikleri gibi hayal edememelerinden ve Tanr adn,


grmeye alkn olduklar eylerin hayaliyle kartrmalarndan ileri gel
mektedir ve onlar d cisimlerle srekli olarak duygulanm olduklar iin
baka trl hareket etmeleri de gtr. Ve phesiz yanlmalarn en byk
ksm, bizim eylere vergi olan adlar onlara dosdoru vermememizden ileri
gelir. Gerekten, birisi bir dairenin merkezinden onun evresine izilen
izgilerin eit olmadklarn sylerse, phesiz daire deyince geometricilerin
anladklarndan baka bir ey kast ediyor demektir. Nitekim, hesapta alda
nld zaman, phesiz zihninde kt zerindekinden baka saylar var
demektir. Eer yalnz zihin ilerine bakacak olursanz, phesiz aldanlmaz;
biz ancak kt zerindeki saylarn zihinde de olduunu varsaymamzdan
dolay aldanyoruz. Eer byle olmam olsayd, yanlma olabileceine inan
mazdk. Son gnlerde evinin kaps komusunun tavuu zerine umu
olduunu syleyen bir adamn aldandna inanmadm, nk maksad
bana ok ak grnyordu. Btn tartmalar ancak dncesini iyi ak
lamamaktan, ya da baka birinin dncesine kt tesir etmekten ileri
geliyor, zira gerekten en fazla eliiklie dld zaman ya insanlar
ayn fikirlere sahiptir, ya da farkl fikirleri vardr, o suretle ki bir bakasnda
yanlma ve samalama gzyle baklan ey, hakikatte yle deildir.
nerme XLVIII
Ruhta mutlak ya da hr hibir irade yoktur, fakat ruhun ya u, ya da
bu eyi istemesi nedenle gerektirilmi olup o da yine bir baka nedenle
gerektirilmitir ve bu sonsuzca byle gider.
Kantlama
Ruh, dnmenin gerektirilmi bir tavrdr (nerme 11); bundan dolay
(nerme sonucu, nerme 17, blm I) o aksiyonlarnn hr nedeni olamaz,
baka deyile o istemek ve istememek eklinde mutlak bir yetiye sahip
olamaz; fakat onun, unu ya da bunu istemesi bir sebeple gerektirilmi
olmaldr ki, bu sebep de baka bir sebeple, bu baka sebep de yine baka
bir sebeple vb. gerektirilmitir (nerme 28, blm I).
Scolie
Ruhun anlamak, arzu etmek ve sevmek, vb. iin hibir mutlak yetiye
sahip olmad, ayn tarzda kantlanr. Buradan u sonu kar ki bu yetiler

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 21

ve buna benzer yetiler ya zihnin icatlardr (fiction) ya da tikel varlklardan


tekil etmeye alkn olduumuz Metafizik varlklar yani tmellerdir.
Zihin ve iradenin u ya da bu fikir, u ya da bu istee kar olan tavr,
taln7 u ya da bu taa kar ya da insann Pierre ve Paula kar durumu
gibidir. nsanlarn kendilerini niin hr sandklarnn sebebine gelince
bunu ilk blmn ekinde akladk. Fakat daha ileri gitmeden nce, iaret
etmek gerekir ki, ben burada irade deyince arzuyu deil, olumlama ya da
olumsuzlama yetisini anlyorum. Kendisiyle bir eyin doru ya da yanl
olduunu Ruhun olumlad ya da olumsuzlad yetiyi anlyorum, diyo
rum, yoksa Ruhun bu eyi istemesi ya da ondan nefret etmesine sebep olan
arzuyu deil. Bu yetilerin onlar kendilerine gre tekil ettiimiz genel kav
ramlar olduunu kantladktan sonra, imdi bu isteklerin de eylerin fikir
leri dndaki bir ey olup olmadn aratrmamz gerekir. Diyorum ki,
fikrin fikir olmas bakmndan ihtiva ettiinden baka bir olumlama ya da
baka bir olumsuzlamann Ruhta var olup olmadn aratrmak gerekir;
bu konu zerinde dnceyi objelerin hayalleriyle, resimlerle kartrma
mak iin aadaki nermeye ve nc tanm blm II'ye baknz. Zira
ben fikirler deyince asla gzn ta iinde, ya da isterseniz beyinde kurulan
hayalleri anlamyorum; Dncemin grlerini8 anlyorum.
nerme XLIX
Ruhta, fikir olmas bakmndan fikrin ierdiinden baka hibir istek,
yani hibir olumlama, hibir olumsuzlama yoktur.
Kantlama
Ruhta (nceki nerme) istemek ya da istememek iin hibir mutlak
yeti yoktur, fakat yalnz tekil istekler yani u ya da bu olumlama, u ya da
bu olumsuzlama vardr. O halde herhangi bir tekil istei, yani bir genin
as toplamnn iki dik aya eit olduunu olumlayan Ruhun bir dn
me tavrn9 tasarlayalm. Bu olumlama gen kavramn ya da fikrini iine
alr, yani gen fikri olmadan o tasarlanamaz. Gerekten Ann B kavra
mn iine aldn sylediim zaman, bu Ann Bsiz tasarlanamayacan
sylediim zamankinin ayndr, halbuki bu olumlama gen fikri olmadan
7) Pierreite
8) Corceptions.
9) Tarzn.

122 ETKA

olamaz (aksiyom 3); yle ise bu gen fikrinin asnn iki dik aya eit
olduundan ibaret olan bu olumlan kuatmas gerekir ve bunun sonucu
olarak tersine (vice versa) bu gen fikrinin de bu olumlama olmadan var
olmamas ve tasarlanmamas gerekir; demek ki (tanm 2) bu olumlama
gen fikrinin zne aittir ve asl bu fikirden baka bir ey deildir. Srf
bunu setiimiz iin, bu istek10 hakknda sylediimiz ey, baka her istek
iin de sylenilmelidir, yani istek asl fikirden baka bir ey deildir.
nerme sonucu
rade ve zihin tek ve ayn eydir.
Kantlama
rade ve zihin tekil istekler ve fikirlerden baka bir ey deildirler (nerme
48 ve onun scoliesi), halbuki tekil istek ve fikir tek ve ayn eyden ibaret
tirler (nceki nerme); o halde irade ve zihin tek ve ayn eyden ibarettir.
Scolie
Btn sylediklerimizle, herkes gibi yanlmann nedeni diye varsayd
mz eyi ortadan kaldrdk. Bundan baka daha nce gsterdik ki yanllk
sakatlanm ve kark fikirleri iine alan yalnz yoksunluktan (privatior)
ibarettir. Bunun iin yanl bir fikirde yanl olmas bakmndan asla ke
sinlik yoktur: bylece bir adamn yanlta skn bulduunu ve bundan
asla phe etmediini sylediimiz zaman, bu yzden onun kesin olduu
nu sylemek istemiyoruz: yalnz diyoruz ki phe etmiyor, ya da yanl
fikirlerde skn buluyor, nk orada hayal gcn dalgal klacak ne
denler asla yoktur. Bu konu iin 44'nc nermenin scoliesine baknz.
Bir adamn yleyse ne kadar yanl fikirlere kaplm olduunu farz etsek,
onun asla kesin bilgili olduunu sylemiyoruz, gerekten (nerme 43 ve
scoliesi) kesinlik deyince biz pozitif bir ey anlyoruz, yoksa phe yoklu
unu anlamyoruz. Halbuki kesinlik yokluu deyince yanll anlyoruz;
fakat, nceki nermeyi daha geni olarak aklamak iin burada baz
gzlemler yapacam. En sonra bana kar ileri srlebilecek itirazlara
cevap vermem kalyor ve her trl tasay ortadan kaldrmak iin bu doktri
nin faydalarndan bir ksmn gstermek zorunda olduumu zannediyo
10) Volition.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 23

rum; bir ksmn diyorum, nk beinci blmde syleyeceklerimle, bal


calar daha iyi grlecektir. nce okuyucuya Ruh kavramn ya da fikrini
hayal ettiimiz eylerin hayalleriyle kartrmamasn, sonra da nce fikir
leri, eyleri ifade iin kullandmz kelimelerle kartrmamasn hatrlat
makla sze balyorum. Gerekten, insanlarn ou, irade sorusundaki bu
doktrini bilmiyorlar, nk hayalleri, kelimeleri ve fikirleri bsbtn birbi
rine kartryorlar ya da yeteri kadar kesin ve yeteri kadar sarih bir tarz
da ayramyorlar ve bu doktrin bununla birlikte gerek soyut zihin ilemleri
(speklasyon) gerek ahlki hayat alannda zorunludur. Fikirlerin bizde
cisimlerin karlamasyla kurulan hayallerden ibaret olduunu dnen
ler, gerekten haklarnda buna benzer bir hayal tekil edemediimiz ey
lerin fikirlerinin fikirleri deil, fakat yalnzca iradenin tikel dileine (libre
arbitre) gre hayal ettiimiz varsaymlardan ibaret olduu kansnda bulu
nuyorlar. yle ise onlar fikirlere bir tablo zerindeki dilsiz resimler gzyle
bakyorlar ve bu pein hkm ile zihinleri kapl olduu iin, fikrin fikir
olmas bakmndan olumlanmas ya da olumsuzlanmasn iine aldn
grmyorlar. Bundan sonra kelimeleri fikirle ya da fikrin iine ald olum
lama ile kartranlar, duyduklarna kar bir eyi yalnz kelimelerle olum
ladklar ve olumsuzladklar zaman duyduklarna kar isteyebildiklerini
zannediyorlar. Asla Uzam kavramn iermeyen Dncenin tabiatna
dikkat eden kimse kolaylkla bu pein-hkmlerden kurtulabilecektir.
Ve fikir Dncenin bir tavr olduundan dolay, ne hayalden, ne kelime
lerden ibaret olmadn aka anlayacaktr. Gerekten, kelimelerin ve
hayallerin z ancak Bedenimizin hareketleriyle kurulmutur ki, bu ha
reketler de hibir suretle Dnce kavramn armazlar.
Sylediim bu kadarck ey de bu konuya yetmelidir. Bylece ben
yukarda szn ettiim itirazlara geeceim. Bu itirazlarn birincisi onlarn
iradeyi zihinden daha uzaa yaylr ve bundan dolay da iradenin zihinden
farkl olduunu zannetmeleridir. Halbuki onlarn dayandklar sebep, algla
dmz sonsuz eyi olumlamak ya da olumsuzlamak iin bizdekinden daha
byk bir yetiye ihtiyalar olmadn duyduklarn, fakat anlamak iin
daha byk bir yetiye ihtiyalar olduunu sylemeleridir: yle ise irade
zihinden, kincisinin sonlu ve birincisinin sonsuz olmasyla ayrlmtr.
kinci olarak u noktadan da bize itiraz edilebilir ki, deney bize alglad
mz eyler zerinden hkmmz kaldrmak gcnden daha ak hi
bir ey retmiyor gibi grnyor ve bu sanm da destekleyen (confirme)

124 ETKA

bir nokta daha var ki o da birisinin bir eyi kavramas (alglamas) bakmn
dan deil, fakat bu eyin fikrine katlp katlmamasna gre aldandnn
sylenmesidir. Diyelim ki, kanatl bir at hayal eden kimse, bundan do
lay bu atn var olduunu kabul etmez; yani bunda asla aldanmaz, yeter
ki bu kanatl atn var olduu sansna kaplmasn. Deney, yle ise irade
nin ya da bir fikre uymak, katlmak, beenmek yetisinin hr olmasndan
ve kavramak, anlamak yetisinden ayrlmasndan daha ak hibir eyi
bize retemez gibi grnyor.
nc olarak itiraz edilebilir ki, bir olumlama bir baka olumlama
dan daha fazla gereklii iine almaz, yani doru olan bir eyin gerekte
byle olduunu olumlamak iin yanl olan bir eyin doru olduunu
olumlamaktan daha fazla gce ihtiyacmz olacak gibi grnmyor. Fakat
kavryoruz ki bir fikrin bir baka fikirden daha fazla gereklii ve yetkinlii
vardr. Gerekten bir fikir, bu fikrin objesi baka objelerden daha yetkin
olmas bakmndan, baka fikirlerden daha yetkindir ve yine bununla
grnyor ki irade zihinden farkldr.
4 - u itiraz da yaplabilir: Eer insan hr olarak hareket etmese,
Buridann eei gibi denge halinde bulunduu zaman ne yapacaktr? Alk
ya da susuzluktan lecek midir? Eer bunu kabul edersem, yle grnr
ki bir eei ya da bir insan heykelini tasarlyorum; yoksa bir insan tasar
lamyorum; eer tersine olarak, onu inkr edersem o halde o kendi ken
dini gerektirecektir ve bunun sonucu olarak da onun iradesine gre git
mek ve tesir etmek yetisi olacaktr. Bana baka itirazlar da yaplabilir.
Fakat burada herkesin grebilecei ryalar asla tekrar etmek zorunda
olmadm iin, yalnz nceki itirazlar elimden geldii kadar ksaca ce
vap vermeye alacam.
Birinci itiraza gelelim: Eer zihin deyince yalnz ak ve seik fikirler
anlalrsa, iradenin zihinden daha uzaklara yayldn kabul ediyorum;
fakat iradenin alglardan yani tasarlama yetisinden daha uzaa yayldn
reddediyorum ve dorusu hissetme yetisine deil de isteme yetisine niin
sonsuz gzyle baklmas gerektiini anlayamyorum. Gerekten, ayn iste
me yetisi ile sonsuz eyleri birbiri arkasndan olumlayabileceimiz gibi
(zira sonsuz sayda eyi ayn zamanda olumlayamayz) nitekim hissetme
yetisi ile de sonsuz cisimleri, tabi yine birbiri arkasndan, alglayabilir ya
da hissedebiliriz. Eer alglayamayacamz sonsuzlar olduunu sylerlerse,
onlar Dnce yetisi ile alglayamadmz ve bunun sonucu olarak onlar

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 25

irade yetisi ile istediimiz cevabn veririm. Fakat deniyor ki, eer Tanr
bizim bu sonsuzlar alglamamz istemi olsayd, bize daha byk bir al
glama yetisi vermeliydi, yoksa daha byk bir isteme yetisi deil. Ayn
anlama gelmek zere denebilir ki: Eer Tanr bizim sonsuz olan varlklar
bilmemizi istemi olsayd, phesiz bize bu sonsuz varlklar bilmemiz iin,
varlk hakknda daha genel bir fikir deil, fakat daha byk bir zihin
vermeliydi, zira biz gsterdik ki irade genel bir varlktr, ya da kendisiyle
btn tekil istekleri akladmz, yani btn bu isteklerde ortak olan
bir fikirdir. Bylece, btn bu isteklerin ortak ve genel fikrinin bir yeti
olduuna inanlnca, bu yetinin sonsuzda zihin snrlar stne yayldn
syleyince bunda alacak hibir ey yoktur. Gerekten, genel olan ey
bir ve birok fertler iin sylendii gibi, sonsuz fertler iin de sylenir.
kinci itiraza, hkmn geerliini kaldrmada hr bir gcmz oldu
unu reddetmek zere cevap veririm; nk birisinin kendi hkmnn
geerliini kaldrdn sylediimiz zaman, bir eyi upuygun olarak alg
lamadn grmesinden baka ey sylemiyoruz. yle ise hkmn kal
drlmas, gerekte, bir algdr, yoksa hr bir irade deildir. Bunu daha iyi
anlatmak iin, kanatl bir at hayal eden ve baka bir ey hayal etmeyen
bir ocuk farz edelim. Bu hayal gc atn varln iine ald iin (ner
me sonucu, nerme 17) ve ocuk atn varoluunu bozan hibir ey de
alglamad iin, yle ise ister istemez at hazr gibi grecek, bu bakmdan
bilgisi kesin olmasa bile, onun varlndan phe edemeyecektir. Uyku
da her gn bamza gelen hal budur. Zannetmem ki rya grd srada
grd rya hakkndaki hkmn kaldrmak gcne sahip olduuna
inanan bir kimse bulunabilsin ve grd ryay grmyorum diyebilsin
ve byle olmakla birlikte uykuda bile hkm kaldrdmz, yani rya
grdmzn ryasn grdmz haller vaki olur. imdi hi kimse
nin alglamas bakmndan aldanmadn kabul ediyorum. Yani kendi
balarna gz nne alnan Ruhun hayal glerinde hibir yanlma ol
maz (nerme 17nin scoliesi). Fakat bir kimsenin alglamas bakmndan
hibir eyi olumlamadn reddederim. Geri, kanatl bir at alglamak,
bir atn kanatlarn olumlamak deil de nedir? Zira eer Ruh kanatl at
dnda baka hibir ey alglamasayd, onu kendisi iin hazr gibi gre
cekti ve onun varlndan phe etmek iin hibir sebep, bu fikre katl
mamak iin hibir yeti olmayacakt, meer ki kanatl at hayali ayn atn
varln men edecek bir fikre bal bulunmasn, ya da Ruh bu kanatl at

126 ETKA

fikrinin upuygun deil olduunu alglamasn ve o zaman ya ister istemez


atn varln reddedecek, ya da ister istemez ondan phe edecektir.
Yine nc itiraza kar sylediim eyle iradenin btn fikirlerle birleen
ve yalnz hepsinde ortak olan ifade eden genel bir ey olduunu kantla
mak suretiyle, cevap vermi olduumu sanyorum; bu da btn fikirlerde
ortak olan eydir; yani upuygun olan z her fikirde bulunmas gerektii
ni ve ayn sebeple hepsinde ayn olduunu olumlamadan baka bir ey
belirtemez11; yine nc itiraza kar yle cevap veririm: irade, btn
fikirlerle birleen ve yalnz btn fikirlerde ortak olan belirten genel bir
eydir. Baka deyile, soyut olarak tasarlanan tam uygun znn, bu se
beple, her fikirde var olmas gerektiinin ve yalnz bu hususta hepsinde
ayn olduunun olumlanmas (tasdiki) olup, fikrin zn meydana geti
rir gibi grlmesi bakmndan olumlanmas deildir. Zira bu anlamda fikir
ler birbirinden ayrldklar kadar, tekil olumlamalar da birbirlerinden
ayrlrlar. Diyelim, daire fikri gen fikrinden ayrld kadar, daire fikri
ni iine alan olumlama da gen fikrini iine alan olumlamadan ayrlr.
Bundan sonra, doru olann doru olduunu olumlamak iin, yanl olann
doru olduunu olumlamada muhta olduumuz kadar bir Dnce gc
ne muhta olduumuzu mutlak olarak reddederim. Gerekten, Ruha gre
bu iki olumlamann birbiriyle ilgisi, varln yoklukla (varlk olmayanla)
ilgisi gibidir: Zira fikirlerde yanlln eklini kuran pozitif hibir ey yok
tur: (Bak: nerme 35 ve scolie, nerme 47). Bunun iin burada zel olarak
iaret etmek gerekir ki, biz genel kavramlar tekillerle, soyut ve akl var
lklar gerek varlklarla kartrdmz zaman kolaylkla aldanrz.
Sonunda drdnc itiraza kar da, byle bir denge halinde bulunan,
yani kendisinden ayn uzaklktaki filn gda veya iecek ve alkla susuz
luktan baka bir ey alglamayan insann alk ve susuzluundan yok olaca
n tamamen kabul ettiimi sylerim. Eer byle bir adama bir adam deil
de bir eek gzyle baklp baklmamas gerektii bana sorulacak olursa,
bunu bilmediimi ve ayn suretle kendini asan adama, ocuklara, budalalar
ve bunaklara, hissizlere ait durumun da ne olduunu bilmediimi sylerim.
O halde artk bana bu doktrinin bilinmesinin hayatn ynetilmesi
iin ne kadar faydal olduunu gstermek ii kalyor ki, syleyeceim
eylerle kolayca gstereceim nokta da budur:
11) Bu paragraf ayr metinlerdeki farktan dolay farkl olarak iki defa evrilmitir.

RUHUN TABATI VE KK ZERNE 1 27

1. - Bizim ancak Tanrnn iradesiyle hareket ettiimizi ve etkilerimiz


ne kadar yetkinse Tanrsal tabiata o kadar daha iyi kartmz ve Tanry
daha yetkin anladmz bize anlatmas bakmndan faydaldr. Nitekim
bu doktrin zihni bsbtn sakin bir hale getirmesinden baka, bize bir de
stn mutluluumuzun ya da batitudemzn12 neden ibaret olduunu
retiyor, yani sevgi ya da dindarln tavsiye ettii eyi yapmakla ykml
klan yalnz Tanr bilgisidir. Buradan, erdem ve Tanrya ballk, sanki stn
iyilik ve stn hrlk deilmi gibi, Tanrdan iyi hareketleri ve boyun eme
leri iin byk dller (mkfatlar) bekleyenlerin, erdemin hakiki deeri
nin zevkine varmaktan ne kadar uzak olduklarn aka anlyoruz.
2. - Talihe ait eylerde ya da insan gcnde bulunmayan, yani kendi
tabiatmzdan kmayan eylerle nasl hareket etmemiz gerektiini bize
retmesi bakmndan; i alar toplam ile dik aya eit olmann ge
nin znden zorunlu olarak kt hakikati kadar zorunlu olarak, hepsi
Tanrnn ezeli emrinden kt iin, u ya da bu talihi ayn zihniyetle
beklemeyi ve ona katlanmay retmesi bakmndan faydaldr.
3. - Bu doktrin kimseden nefret etmemeyi ve kimseyi hor grmeme
yi, hi kimseye kzmamay, kimseyle alay etmemeyi ve kimseye hasetle
bakmamay retmesi bakmndan sosyal hayata yarar. O bize ayn za
manda her eyden memnun olmay, komumuza yardm etmeyi, zayflk
la, tarafllkla ya da yanl-inanla hareket etmeye kendini brakmamay,
sonradan gstereceim gibi zaman ve halin gereklerine gre yalnz aklla
hareket etmeyi retir.
4. - Bu doktrin topluma byk nispette faydaldr, nk yurttalarn
ynetilmeleri ve yneltilmeleri iin gereken art retir ve bu da, onla
rn kle olmalar iin deil, kendilerine en iyi olan eyi hr olarak yapma
lar iindir. te bu suretle bu scoliede gstermeye karar verdiim eyi
veriyorum ve ikinci blm burada bitiriyorum; bu blmde insan Ruhu
nun ve zeliklerinin tabiatn olduka geni ve konunun gereklerinin
imkn verdii derecede vazh olarak akladm zannediyorum. Nitekim
gelecek blmlerde grlecei gibi kendilerinden faydal ve zorunlu bir
ok bilgiler karlabilen dsturlar (prceptes) verdiimi sanyorum.
KNC BLMN SONU
12) Tb, cennette kkleri gkte, yapraklar aada olarak tasvir edilen aa ki, eski fel
sefede temsil olarak stn mutluluk anlamna gelir. Ayn yerde eskiden Saadet-i-Uzm denirdi.

3
Duygulanlarn Kk ve Tabiat zerine

Duygulanlar ve insanlarn yaay tarz zerine yaz yazm olanlarn


ou, Tabiatn ortak kanunlarna bal olanlar deil, fakat Tabiat dnda
olan eyleri incelemi grnyorlar. Hakikatte denebilir ki onlar insana,
sanki Tabiattaki bir saltanat iinde baka bir saltanat gz ile bakmlardr:
Zira onlar insann Tabiat dzenine bal olmak yle dursun onu bozduu
nu, aksiyonlar (etkileri) zerinde mutlak bir gc olduunu ve kendisini
ancak kendi kendisiyle gerektirdiini zannederler. Bundan sonra insan
gszln ve kararszlklarn inceledikleri zaman, bunun sebebini ta
biatn mutlak gcne deil, fakat bu suretle ikyetleri, alaylar hor grme
lerini ou kere kinlerinin konusu olan insan tabiatnn bilmem hangi d
klne (vice) yorarlar. Gzlerinde tanrsal bir kimse en kudretle (ya da
incelikle) insan gszlne kar koyan kimsedir. Bununla birlikte, bize
doru hayat kurallar yazm olan ve gayretleriyle sanatlarna ok ey borlu
olduumuz tannm yazarlar vardr ki insanlara basiretle dolu tler
vermilerdir; fakat duygulanlarmzn tabiat ve kuvvetini ve hele ruhu
muzun onlar zerindeki egemenliini tespit etmi olann henz hi bilmi
yorum. Gerekten, tannm filozof Descartes insan yetkin zannetmise
de, gene de, ben onun tutkularmzn ilk nedenlerine ykseldiini1 ve onlar
1) Burada Passion kelimesini psikolojik dar anlamnda tutku (ihtiras) diye evirdik.

130 ETKA

baskya alma aralarn bize tantmaya altn da biliyorum; fakat o,


konusunu tamamlayamad ve eserlerinde ancak, sras gelince gstereceim
gibi, dehasnn inceliine hayran brakmaktan baka bir ey yapamamtr.
imdilik insanlar tanmaktan ok, onlarn duygulanlar ve etkile
rinden nefret etmeden, onlarla alay etmekten holananlarn bahsine dn
mek istiyorum. phe yok ki, bu kimselerce insanlarn dklklerinden
ve hastalklarndan geometriciler gibi sz etmeye kalkmam ve onlarn
akla aykr, bo, sama ve nefrete deer diye iln etmeden geri kalmadk
lar eyleri ok kuvvetli (vigoureux) bir akl yrtme ile ispat etmek iste
mem alacak bir i gibi grlecektir. Fakat bakn benim ileri srdm
sebep nedir? Hibir ey Tabiatta var olan bir dkle yorulabilecek
surette meydana gelmez. Tabiat daima ayndr; erdemi ve ileme gc
her yerde bir ve ayndr; yani her eyin kendilerine uyarak meydana gel
dii ve bir ekilden baka ekle getii Tabiat kanunlar ve kurallar her
yerde ve daima ayndr. Bundan dolay her ne olursa olsun, eylerin ta
biatn bilmek iin doru yolun da bir ve ayn olmas gerekir; bu daima
Tabiatn niversal kanunlar ve kurallar aracl ile olur. Kendi balarna
gz nne alnan kin, fke, haset vb. gibi duygulanlar baka tekil eyler
gibi ayn Tabiat zorunluluu ve ayn tabiat erdemine uyarak meydana
gelirler. Bunun sonucu olarak, kendilerinin vazh surette bilinmelerine
yarayan, basit nedenleri kabul ederlerse ve yalnzca gz nne alnmas
dahi bize haz veren herhangi bir eyin zelikleri kadar bilinmeye layk
baz zelikleri vardr. yle ise bu duygulanlarn tabiatn ve onlarn kuv
vetini, Ruhun onlar zerindeki gcn, Tanr ve Ruha ait daha nceki
fasllarda kullandm metodun aynn kullanmak zere inceleyeceim
ve insanlarn etkileriyle itahalarn sanki izgiler, yzeyler ve kat cisim
lerden sz ediyormuum gibi gz nne alacam.
Tanm I
Eseri kendi kendisine ak ve seik olarak tannan nedene, upuygun
neden diyorum, yalnz bana ve eseri bilinmeyen nedene ise upuygun
olmayan (ya da ksmi olan) neden diyorum.
Tanm II
Ya bizde ya dmzda bizim upuygun nedeni olduumuz bir ey meyda
na geldii zaman, yani (nceki tanm) tabiatmzdan ya bizde ya dmzda

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 31

yalnz bana ak ve seik olarak bilme gcnde bir ey kt zaman,


etkili (aktif) olduumuzu sylyorum. Tersine olarak, bizde iten ya da
dtan ancak ksmi olarak paral nedeni olduumuz bir ey meydana
geldii zaman edilgin (passif) oluyoruz (souffrir), diyorum.
Tanm III
Duygulan deyince Bedenin etkileme (tesir etme) gcnn artmasna
veya eksilmesine, tamamlanmas ya da indirilmesine sebep olan bu Beden
duygulanlarn, ayn zamanda bu duygulanlarn fikirlerim anlyorum.
Bu duygulanlardan birinin upuygun sebebi olabildiimiz zaman duy
gulan deyince bir etki (action); baka durumlarda bir edilgi (passion)
anlyorum.
Postulat I
nsan Bedeni etki gcn arttran ya da eksilten birok tarzlarda duy
gulanm olabilir: ayn g zerine hibir noktadan tesir etmeyecek tarz
larda duygulanm olabilir.
Bu postulat veya aksiyom, 13nc nermeden sonra (blm 2) gre
bileceiniz V ve VIInci lemmalar ve birinci aksiyom zerine dayanmtr.
Postulat II
nsan Bedeni pek ok sayda deiiklikler duyabilir ve bununla birlik
te objelerin izlenimlerini ve izlerini ve bunun sonucu olarak eylere ait
ayn hayalleri saklayabilir (blm IIde, Vinci postulatn ve blm II,
17nci nermenin scoliesine bakn).
nerme I
Ruhumuz baz eylerde etkindir, baz eylerde edilgindir (tesir eder ya
da tesir alr); yani upuygun fikirleri olduu zaman zorunlu olarak etkin
dir, fikirleri upuygun deil olduu zamansa zorunlu olarak edilgindir.
Kantlama
Herhangi bir insan Ruhunun genel olarak, fikirlerinden bir ksm upuy
gundur; bir ksm sakat ve bulanktr (scolie 2, nerme 40, blm II). Bir
kimsenin Ruhunda upuygun, olan fikirler, Tanr bu Ruhun zn tekil
etmesi bakmndan, Tanrda da upuygundur (nerme sonucu, nerme

132 ETKA

11, blm II) ve Ruhta upuygun olmayanlar, Tanr sadece bu ruhun


zn kuatmas bakmndan deil, ayn zamanda baka eylerin Ruhu
nu iine ald iin, Tanrda da upuygundur. Bundan baka bir fikir ge
nel olarak bir eseri zorunlulukla dourmaldr (nerme 36, blm I); yle
ise Tanr, sonsuz olduu iin deil, varsaylan fikirlerle duygulanm ol
duu iin (nerme 9, blm IIye bkz.), onun upuygun nedenidir (tanm
Ie bkz.).
Bir kimsenin Ruhunda upuygun bir fikirle duygulanm olmas
bakmndan Tanrnn nedeni olduu bir eser bulunsun, ayn Ruh bu ese
rin upuygun nedenidir (nerme sonucu, nerme 11, blm II). O halde
Ruhumuz upuygun fikirlere sahip olmas bakmndan baz eylerde zo
runlu olarak aktiftir. Bu kantlanacak birinci noktadr. Bundan baka
Tanrda upuygun olan bir fikirden zorunlu olarak kan her ey hususun
da, onda srf bir insann Ruhu bulunmas bakmndan deil, bu Ruhla
ayn zamanda baka eylerin ruhlar da bulunmas bakmndan, bu insa
nn Ruhunun upuygun nedeni yoktur. Fakat yalnz ksm nedeni vardr
(Ayn nerme sonucu. nerme 11): bundan dolay da (tanm 2) kendi
sinde upuygun olmayan fikirler bulunmas bakmndan, baz eylerde Ruh
zorunlu olarak pasiftir ki bu da kantlanacak ikinci nokta idi. O halde
Ruhumuz vb.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, upuygun olmayan fikirleri ne kadar oksa
Ruhun o kadar pasif halleri vardr ve upuygun fikirleri ne kadar oksa
Ruhun o kadar aktif halleri vardr.
nerme II
Hareket veya skn halinde, ya da baka herhangi bir halde, ne Beden
Ruhu, ne de Ruh Bedeni dnme bakmndan gerektiremez.
Kantlama
Dncenin btn tavrlarnn nedeni, dnen bir ey gibi gz nne
alnan, yoksa baka bir sfatyla hibir suretle ifade olunmayan Tanrdr
(nerme 6, blm II). O halde Ruhun dnmesini gerektiren Dnce
nin bir tavrdr, yoksa Uzamn bir tavr deildir, yani asla bir cisim deil
dir (tanm I, blm II) ki ilk nce kantlanmas gereken nokta budur.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 33

Bedenin hareket ve sknu baka bir cisimden gelmesi gerekir ki,


onun hareket ve sknu da yine baka bir cisimle gerektirilmitir, mut
lak olarak sylenecek olursa, bir cisimde meydana gelen her eyin tav
rndan deil de, uzamn tavrndan duygulanm olmas bakmndan Tan
rdan gelmesi gerekir (ayn nerme 6, blm II) yani bir Dnce tavr
olan ruhtan gelemez (nerme 11, blm II); bu da kantlanacak ikinci
noktadr, o halde Beden Ruhu gerektiremez.
Scolie
Bu sylediklerimden, II. blmdeki 7nci nermenin scoliesiyle sy
lemi olduum ey, yani Ruh ve Beden bazen Dnce sfatyla bazen
Uzam sfatyla tasarlanm olan ayn ey olduu noktas daha ak anlalr.
Bundan da u kar ki Tabiat, hangi sfatyla gz nne alnrsa alnsn
eylerin dzen ve balants her zaman ayndr. Ve bunun sonucu olarak
Bedenin aktif halleriyle pasif hallerinin dzeni tabiata Ruhun aktif hal
leriyle pasif hallerinin dzenine uygundur; bu da 12nci nerme, blm
II'nin kantlamasyla apak grlr. eylerin tabiat bu konuda hi phe
brakmazsa da, bununla birlikte insanlar bu hakikatin deneysel destek
lenmesini bulamadklar iin bu noktay elverili olmayan zihinle incele
meye pek glkle raz olacaklardr. Srf Ruhun emri ile Bedenin bazen
hareket ettii, bazen hareketini durdurduu ve yalnzca Ruhun iradesi
ne ve dnme sfatna bal olan ok sayda fiilleri yapt hakkndaki
kanlar ok byktr. Gerekten, imdiye kadar kimse Bedenin gcn
tespit edemedi; demek istiyorum ki deney henz kimseye Bedenin Ruhtan
bamsz olarak ve srf tensel gibi gz nne alnan Tabiat kanunlaryla
ne yapabilecei ve ne yapamayaca konusunda hibir ey retmedi.
Zira hayvanlarda fark edilen ve insann bilgeliini ok aan birok ey
lerden, hele uyandrldklar zaman baarmaya cesaret edemeyecekleri
birok eyleri uyurken yapan uyurgezerleri uzun uzadya anlatmaya gir
meden bu gsterir ki Beden yalnz, kendi Tabiat kanunlaryla Ruhu hayre
te dren birok eyler yapabilir, yalnz syleyeceim ki henz hi kim
se btn fonksiyonlarn aklayabilecek derecede yetkin olarak Bede
nin yapln anlam deildir. Sonra hi kimse, Ruhun ne hangi tarzda
aralarla Bedene hareket getirdiini, ne ona hangi derecede hareketler
verebildiini, ne de onu hangi hzla kmldatabildiim bilmektedir. Bura
dan u sonu kar ki, insanlar Bedenin ya u ya bu aksiyonunun o Bedene

134 ETKA

emreden Ruhtan geldiini syledikleri zaman, ne sylediklerini bilmiyorlar


ve parlak nutuklar bilgisizliklerinin aa vurulmasndan baka bir ey
deildir; fakat onlar Ruhun Bedeni hangi aralarla harekete getirdiini
bilseler de bilmeseler de, bununla birlikte eer Ruhta dnmek zelii
olmam olsayd, Bedenin etkisizlik iinde kalacan duyduklarn sy
leyeceklerdi; ayn zamanda szn, susmann ve Bedene ait birok etki
lerin de bsbtn Ruhun iradesine bal olduunu duyduklarn da buna
katarlar. Fakat, birinci itiraza gelince, ben onlara deneyin bize, Beden
etkisizlik iinde olduu zaman Ruhun da artk dnme yetkisine sahip
olmadn retip retmediini sorarm. Diyelim Beden uykuya dald
zaman, Ruhun btn yetkileri bolukta deil midir ve uyankken ki gibi
dnme gcne sahip midir? Bundan baka, btn insanlar Ruhun hep
ayn obje zerinde ayn dnceye yatkn olmadn filn ya da falan
obje zerinde dnmek iin Ruhun yatknlklarnn hep Bedenin yat
knlklarna bal olduunu bilmiyorlar m? Fakat denecek ki, yalnz Be
dene ait (madd) gibi gz nne alnan Tabiat kanunlar, sanat eserin
den baka bir ey olmayan binalar, resimleri ve buna benzer baka eyleri
meydana getirmez ve Beden Ruh tarafndan gerektirilmi ve yneltilmi
deilse bir tapna kuramaz. Fakat daha nce gstermitim ki onlar Be
denin ne yapabileceini ve yalnz onun tabiatndan hangi akl yrtme
lerin kacan bilmiyorlar ve kendileri de yalnz Bedenin veya yalnz
Tabiat kanunlarnn Ruhun yardm olmakszn mmkn olduuna inan
mayacaklar birok eyleri meydana getirdiini hissediyorlar, diyelim ki
uyandrldklar zaman kendileri de hayrete den uyurgezerlerin aksiyon
lar (etkileri) ite byledir. Bundan baka, unu da katacam ki, sanat,
insanlarn eserlerinin sonsuz derecede stnde olan Bedenimizin yaps
na yaklaan hibir ey yapamaz ve daha yukarda kantlam olduum
eyden, yani hangi sfatyla gz nne alnrsa alnsn, yalnzca Tabiatn
sonsuz eyi meydana getirdiinden asla sz etmeyeceim.
ikinci itiraza gelince, eer insan konumak ve susmak hususunda bs
btn bamsz olmu olsayd, bu dnyada btn iler yolunda gidecekti,
fakat deney bize fazlasyla gsteriyor ki insan, dilinin ve arzularnn h
kimi deildir. Biroklarnn bizi hafife duygulandran eyler karsnda
hareket hrlmz sakladmz zannetmeleri buradan ileri geliyor,
nk baka bir objenin hatrlanmas onlarn douraca istei kolaylk
la yok edebilir, fakat ounlukla bizi tutkulandran ve hibir hatrlamann

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 35

bizi kendisinden evirmedii ey iin soru ayn deildir; bununla birlikte,


yaptmz ilerden dolay ka kereler piman olduumuzu ve ou birbi
rine zt duygulanlarn hkm altnda bulunduumuz zaman en iyiyi
grmemize ramen, en kty yaptmz tecrbesiyle bilmemi olsalar
d, btn hareketlerimizin hr olduuna inanmaktan onlar hibir ey
alkoyamazd. Nitekim, bir ocuk hr olarak stninesinden st emdiini,
fkeli bir delikanl rkm bir korkaktan almak istediini zannede
cektir; bir sarho sonradan piman olaca eyleri syledii zaman kendi
sini hr zannedecektir. Hezeyan iindeki adam, geveze ocuk ve bu eit
ten biroklar nne geemeyecekleri, bir hezeyan ile sylenmi olduk
lar halde, kendilerinin hr olarak konutuklarn hayal ederler, bylece
deney ve Akl bize insanlarn kendi aksiyonlarn (hareketlerini) bildik
leri halde hareketlerini gerektiren nedenleri bilmemeleri yznden ken
dilerini hr zannettiklerini retiyor. Bundan baka, Ruhumuzun irade
si, Bedenimizin itahlarndan gayr bir ey deildir ve bu da Bedenin farkl
yatknlna gre deiir. Zira herkes kendi tutkularna gre hareket eder;
bunlarn zddna sahip olanlar ne istediklerin bilmezler ve buna asla sahip
olamayanlar bir objeden teki objeye bir teviye uar dururlar ve hep de
en hafif saikle gerektirilmilerdir. Btn bunlar, aka kantlarlar ki,
ruhun emri (dcret), itah ve bunun gerektirilmesi ayn tabiattadr ve
Dnce sfatyla gz nne alnd, onunla akland zaman emir adn
verdiim eyle, Uzam sfatyla ve hareket, skn kanunlarna gre gz
nne alnd zaman gerektirme (dtermination) adn verdiim ey tek
ve ayn eyi meydana getirir ki, sylemi olduumla bunu daha apak
gstereceim. Zira zel olarak gstermek istediim baka bir ey daha
var: nce bizde hatras olmadan Ruhun emriyle hibir ey yapamayz.
Diyelim ki, biz bir eyi hatrlamyorsak onun iin bir kelime bile syleye
meyiz. te yandan bir eyin hatrlanmas ya da unutulmas hibir zaman
Ruhun hr iradesine bal deildir, o halde zannedilir ki Ruhun elinde
olan yalnz onun emrine gre, bize hatrlatt eyi sylemek ya da sus
maktan ibarettir. Bununla birlikte ryada konutuumuzu grdmz
zaman yalnz Ruhun emriyle konutuumuzu zannederiz, halbuki konu
muyoruz ve eer konuuyorsak, bu yalnzca Bedenin kendiliinden bir
hareketiyledir; nitekim insanlardan baz eyleri sakladmz da ryada
grrz, bu da uyankken bildiimizi sylememizi salayan ayn Ruh em
riyledir. En sonra uyankken yapmaya cesaret edemediimiz bir eyi Ruhun

136 ETKA

emriyle yaptmz ryada grrz. Bunun sonucu olarak, Ruhta bir ks


m hayal2 bir ksm hr olmak zere iki cins emir olup olmadn bilmek
isterim. Bu hayali ve olmayacak eyleri dnmeye kadar gitmez isten
mezse, hr olduu sanlan Ruhun bu emrinin asl hayal gcnden ve
hatradan farkl olmadn ve bunun da fikir olmas bakmndan fikrin
ister istemez (zorunlu olarak) iinde bulunduunu olumlamaktan baka
bir ey olmadn kabul etmek gerekecektir (nerme 49, blm II) ve
bylece fiil halinde var olan eylerin fikirleri ile ayn zorunlulukla bu
emirler de Ruhta meydana gelmektedir. Ruhun hr bir emriyle syledik
lerini veya sustuklarn ya da herhangi bir hareketi (action) yaptklarn
zanneden kimseler gzleri ak rya grmektedirler.
nerme III
Ruhun etkileri (aksiyonlar) yalnz upuygun fikirlere, edilgileri (pasi
yonlar) ise yalnz upuygun olmayan fikirlere baldrlar.
Kantlama
Her eyden nce Ruhun zn meydana getiren ey, fiilde var olan bu
Bedenin fikrinden baka bir ey deildir (nerme 11 ve 13, blm II) ve
bu fikir (nerme 15, blm II) bir ksm (nerme sonucu, nerme 38, blm
II) upuygun olan ve bir ksm upuygun olmayan (nerme sonucu, nerme
29, blm II) baka birok fikirlerden meydana gelmitir. O halde Ruhun
tabiatndan ileri gelen ve Ruh kendisinin yakn nedeni olarak ve bylece
bilinmesini salad her eyi upuygun olan ya da upuygun olmayan bir
fikirden zorunlu olarak kar. Fakat Ruh, upuygun olmayan fikirlere sahip
olmas bakmndan, zorunlu olarak pasiftir; yle ise Ruhun hareketleri (et
kileri) yalnz upuygun fikirlerden kar ve bu sebepten dolay Ruh yalnzca
upuygun olmayan fikirlere sahip olduu iin pasif bir halde bulunur.
Scolie
O halde gryoruz ki pasif haller (edilgiler) ancak Ruhta olumsuzluu
iine alan bir ey bulunmamas bakmndan, yani o baka ksmlar olma
dan kendi bana ak ve seik olarak alglanmayan Tabiatn bir ksm
gibi grlmesi bakmndan Ruha atfedilirler ve ayn akl yrtme ile gs
2) Imaginaire.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 137

terebilirim ki pasif haller Ruha atfedildiklerinin ayn tarznda tekil eylere


de atfedilirler ve baka bir art iinde alglanamazlar, fakat burada mak
sadn yalnzca insan Ruhunu tetkik etmektir.
nerme IV
Hibir ey d nedenden baka bir eyle yok edilemez.
Kantlama
Bu nermenin apakl kendi kendisindedir; zira bir eyin tanm bu
eyin zn olumlar ve onu asla reddetmez; ya da ayn anlama gelmek
zere, onun zn kurar, fakat ortadan kaldrmaz. O halde d nedenler
hi gz nne alnmadan, yalnz eyi kendi bana incelediimiz zaman,
onu ortadan kaldrabilecek hibir eyi kendisinde bulamayz.
nerme V
eyler kart tabiattadrlar, yani biri tekini ortadan kaldrabildii de
recede, ayn konuda bulunamazlar.
Kantlama
Gerekten, kart tabiatta olan eyler ayn konuda var olabilselerdi,
ayn konuda onu yok etmeye elverili bir ey de bulunabilmeliydi ki, bu
da samadr (nceki nerme). Bundan dolay...
nerme VI
Her ey kendi varlnda devam etmek iin elinden gelen btn aba
lar yapar.
Kantlama
Gerekten, tekil eyler Tanrnn sfatlarn belirli ve gerekli bir tarzda
ifade eden tavrlardr (nerme sonucu, nerme 25, blm I), yani Tanr
nn varlndan ve tesir etmesinden ibaret olan gc belirli ve gerekli bir
tarzda ifade eden varlklardan sz etmek istiyorum (nerme 34, blm
I). Hibir eyde onu yok edebilen, yani varln ortadan kaldrabilen bir
ey yoktur (nerme 4); fakat tersine olarak, o ey kendi varln ortadan
kaldrabilen her eyin kartdr (nceki nerme). Ve bylece o, gc
yettii kadar kendi varlnda srp gitmeye abalar.

138 ETKA

nerme VII
Her eyin kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba, o eyin fiili
(actuel) z dnda bir ey deildir.
Kantlama
Herhangi bir eyin biliniyor diye kabul edilen znden zorunlu ola
rak bir ey kar (nerme 36, blm I) ve eyler gerekli tabiatlarndan
zorunlu olarak kandan baka bir ey olamazlar (nerme 29 blm I). O
halde herhangi bir eyin gc veya ister yalnz ister bakalaryla birlikte
onun yapaca aba veya bir ey yapma abas, yani (nerme 6, blm II)
kendi varlnda devam etmek iin yapt aba veya g eyin imdiki
(actuel) veya verilmi znden baka bir ey deildir.
nerme VIII
Her varln kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba sonlu bir
zaman deil, sonu belirsiz (indfini) bir zaman kuatr.
Kantlama
Eer gerekten bu aba varln sresini tespit eden snrl bir zaman
kuatsayd, onu var olduran biricik gten dolay bu snrl zamandan
sonra onun yok olmas gerekecekti: halbuki (nerme 4) bu samadr; o
halde bir eyin var olmasna sebep olan abann belirli (dfini) bir zaman
yoktur; fakat tersine, ayn nermeye gre, hibir d neden tarafndan
yklmam ise, o imdi, aktel olarak kendini var klan ayn gle hep
yine var olmakta srp gidecektir. O halde bu aba belirsiz bir zaman
kuatr.
nerme IX
Ruh yalnz ak ve seik fikirlere sahip olmas dolaysyla deil, fakat
bulank fikirlere de sahip olmas bakmndan, kendi varoluunu belirli
bir srede saklamak iin abalar ve onda kendi abasnn uuru vardr.
Kantlama
Uygun olan ve upuygun olmayan fikirler, gstermi olduum gibi, Ru
hun zn meydana getirirler (nerme 3), birinci ve ikinci durumda kendi
varln saklamaya (nerme 7) ve onu belirsiz bir srede saklamaya (ner

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 39

me 8) alrlar. Halbuki (nerme 23, blm II) Ruh Bedenin duygulan


larnn fikirleri araclyla kendi hakknda iten bir bilgiye (uura) zorunlu
olarak sahip olduundan, kendi abas iin de iten bir bilgiye (uura)
sahiptir.
Scolie
Bu aba, yalnz Ruha evrildii zaman, irade adn alr; fakat Ruh ve
Bedene evrildii zaman, insann znden baka bir ey olmayan itah
adn alr ki, onun tabiatndan zorunlu olarak kendi korunmasna yara
yan her ey kar; bundan dolay insan buna meyleden her eyi yapmakla
gereklenmitir. Bundan sonra itah ile arzu arasndaki biricik fark udur
ki, arzu genel olarak kendi itahnn iten bilgisine sahip olmas dolaysyla
insana evrilir. Bunun iin u suretle tanmlanabilir: Arzu, hem bir itahtr
hem de bu itahn uuruna sahip olmaktr. O halde sylemi olduklarm
la apak grlyor ki, biz bir eyin iyi olduunu zannettiimiz iin o ey
bizim aratrmalarmzn ve arzularmzn objesi olmaz; tersine, onu istedi
imiz, aratrdmz ve arzu ettiimiz iin onun iyi olduunu zannederiz.
nerme X
Bedenimizden varoluu uzaklatran fikir Ruhumuzda bulunamaz ve
ona aykrdr.
Kantlama
Bedenimizi yok edebilecek olan ey onda var olamaz (nerme 5). Bun
dan dolay, onu yok edebilecek olan eyin fikri, Bedenimizin fikrine sahip
olmas bakmndan Tanrda bulunamaz (nerme sonucu, nerme 9, blm
II) yani (nerme 11 ve 13, blm II) bu fikir Ruhumuzda var olamaz, fakat
tersine, madem ki (nerme 11 ve 13, blm II) Ruhumuzun zn kuran
ilk ey fiille var olan cisim fikridir, Ruhumuzun (nerme 7) ilk ve balca
abas Bedenimizin varoluunu tasdik etmektir. Bundan dolay, Bedenimi
zin varln asla kabul etmeyen fikir Ruhumuza karttr (aykrdr).
nerme XI
Bedenimizde onun etki gcn artran veya eksilten, tamamlayan ya
da tutan her eyin fikri Ruhumuzda dnme gc zerine ayn etkiyi
yapar.

1 4 0 ETKA

Kantlama
Bu nerme, 7nci nerme (blm II) veya 14nc nerme (blm II)
ile de apaktr.
Scolie
O halde, gryoruz ki Ruh byk deiikliklerden edilgin (mteessir)
olabilir ve bazen daha ok, bazen daha az yetkinlie geebilir ve bu pasif
haller bize sevin ve keder duygulanlarn aklar. Sevin deyince ben
ileride Ruhu daha byk bir yetkinlie geiren tutkuyu (pasiyonu) anlaya
cam; ve keder deyince de Ruhu daha az yetkin klan tutkuyu anlayaca
m. Halbuki Ruha ve Bedene evrilen sevin duygulanna ben nee ya
da holanma adn veriyorum ve keder duygulanna elem veya melankoli
diyorum. Fakat iaret etmek gerekir ki insann ksmlarndan biri tekile
rinden daha ziyade duygulanm olduu zaman holanma veya elem onun
la orantldr, btn ksmlar ayn derecede duyguland zamanda da ona
ancak nee veya melankoli nispet edilir. Scoliede arzunun ne olduunu
akladm (nerme 9). Yalnz bu ilk duygulan biliyorum ve bu ese
rin ileri bahislerinde gstereceim ki btn tekiler bu duygulantan
gelmektedir; fakat daha ileri gitmeden, bir fikrin bir bakasna nasl kart
olduunun anlalmas maksadyla, bu ksmn ikinci nermesini uzun uza
dya aklayacam.
17nci nermenin Scoliesinde (blm II) gsterdim ki Ruhun zn
kuran fikir var olduka Bedenin varln da kuatr ve gstermi olduum
dan da u sonu kar ki (nerme sonucu, nerme 8, blm II ve onun
scoliesi) Ruhumuzun varl, Ruhun, Bedenin imdiki (actuel) varln
iine almasna baldr. En sonra gsterdim ki, onu hayal ettiren ve hatr
latan Ruhun gc dahi, yine Ruhun, Bedenin imdiki varln kuatma
sna baldr (nerme 17 ve 18, blm II, scoliesi ile birlikte). Buradan
u sonu kar ki, Ruhun imdiki varl ve onun hayal etme gc, Ruh
Bedenin varln kabulden vazgetii zaman yok olmutur; fakat Ruhun
Bedenin varln tasdikten vazgemesinin nedeni asl Ruh olamaz (ner
me 4). Bu neden (cause) Bedenin varlnn terk edilmesi de olamaz; zira
Ruhun Bedenin varln olumlamasnn nedeni, ayn Bedenin varlnn
balangc deildir; o halde ayn sebeple Beden var olmaktan ktndan
dolay Bedenin varln olumlamaktan vazgeemez. Fakat (nerme 8,
blm II) Bedenimizin ve bunun sonucu olarak Ruhumuzun varlndan

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 4 1

soyutlanan baka bir fikirden gelir ve zorunlu bir sonu olarak bu fikir
Ruhumuzun zn kuran fikre karttr (aykrdr).
nerme XII
Ruh, elinden geldii kadar Bedenin etkileme (tesir etme) gcn art
tran ya da tamamlayan eyi hayal etmeye alr.
Kantlama
nsan Bedeni yapc bir d cismin tabiatn kuatacak bir tarzda duygu
land zaman, Ruh bu Bedeni hazrm gibi grecektir (nerme 17, blm
II). Ve bunun sonucu olarak (nerme 7, blm II) bu yabanc cismi hazr
gz nne aldka, yani (ayn nermenin scoliesi) onu hazr zannettike,
insan bedeni bu yabanc cismin tabiatn kuatan bir tavrla duygulanm
tr. Bundan dolay, Ruh, Bedenin etki gcn arttran ya da tamamlayan
eyi hayal ettike Beden ite bu gc tamamlayan ya da arttran tavrlarla
duygulanmtr (postulat I). Ve bunun sonucu olarak (nerme 11) Ruhun
dnme gc artm ya da tamamlanmtr; yleyse (nerme 6 veya 9)
Ruh, gc yettii kadar ayn eyleri hayal etmeye alr.
nerme XIII
Ruh, Bedenin etkileme (tesir etme) gcn azaltan veya yok eden
eyleri hayal ettii zaman, gc yettii kadar, hayal ettiinin varln
dta brakan eyi hatrlamaya abalar.
Kantlama
nce nermede kantlam olduum gibi, Ruh bir eyi bu suretle hayal
ettike, Ruh ve Bedenin gc azalm ya da tkenmitir. Bununla birlik
te Ruh, birincinin imdi dta brakan varln uzaklatran bir bakasn
hayal edinceye kadar, her zaman byle bir ey hayal edecektir (nerme
17, blm II) yani, gsterdiim gibi Ruh ve Bedenin gc, Ruhun hayal
ettii eyin varln dta brakan baka bir eyi hayal edinceye kadar azalt
m ya da tkenmitir. yle ise, gc yettii kadar bu baka eyi hayal
etmek ya da hatrlamak iin abalayacaktr vb... (nerme 9, blm III)
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, Ruh kendi gcn ve Bedenin gcn
azaltan veya indiren eyi hayal etmekten nefret eder.

142 ETKA

Scolie
Sylemi olduum eylerden, Sevgi ve Kinin ne olduu aka anlalr;
yani sevgi bir d nedenin fikri ile birlikte olan sevinten baka bir ey
deildir. Kin de bir d neden fikriyle birlikte olan kederden baka bir ey
deildir. Bundan sonra, seven kimsenin sevdii ile birlikte bulunmaktan
zevk duyduunu, onu elinde tutmaya altn, tersine olarak kin duyan
kimsenin de kinin konusunu uzaklatrmaya ve onu yok etmeye altn
gryoruz. Fakat ben bu soruyu ilerde daha geni inceleyeceim.
nerme XIV
Eer Ruh bir kere iki duygulantan ayn zamanda duygulanmsa,
sonradan ne vakit onlardan biriyle duygulansa, tekisi ile de duygulanr.
Kantlama
nsan Bedeni ayn zamanda iki cisimle birden duygulanm olunca,
sonradan birinin hatrlanmas zorunlu olarak Ruhta tekinin hatrlan
masn aracaktr (nerme 18, blm II). Halbuki Ruhun hayal gc
d cisimlerin tabiatndan ziyade Bedenimizin duygulanlarn gsterir
(nerme sonucu 2, nerme 16, blm II); yle ise eer beden ve bundan
dolay Ruh iki duygulan ayn zamanda duymu olsa, birinin hatrlan
mas, bunun sonucu olarak, ister istemez tekini de hatrlatacaktr.
nerme XV
Herhangi bir ey Sevinme, Keder ya da Arzunun ireti nedeni olabilir.
Kantlama
Ruhun kendi etki gcn artrmayan veya eksiltmeyen bir pasif halle
ayn zamanda onu artran veya eksilten bir baka pasif halle duygulanm
olduunu varsayalm (postulat I); nceki nerme ile apak grlr ki,
bunun sonucunda Ruh birincisinden varsaya gre, kendi dnme g
cn kendiliinden artrmayan ve eksiltmeyen hakiki nedeniyle duygulan
m olaca zaman onu azaltan veya artranla da ayn zamanda duygulanm
olacaktr (scolie, nerme 11), yani sevin ve kederle duygulanm ola
caktr, bundan dolay, bu obje kendi kendisinin deil, fakat ireti olarak
sevin ya da kederin nedeni olacaktr. Ayn uslamlama ile gstermek
kolaydr ki, ayn obje arzunun ireti nedeni olabilir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 143

nerme sonucu
Biz yalnzca bir eyi kendisinin etker nedeni3 olmayan sevin ya da
keder duygulanyla gz nne aldmz iin, onu sevebilir ya da ondan
nefret edebiliriz.
Kantlama
Gerekten yalnz bundan dolay, (nerme 14) Ruh bu eyi tasarlamak
suretiyle sevin veya kederle duygulanm olabilir, yani (scolie, nerme
11) ya Ruh ya da Bedenin gc artm ya da eksilmitir ve bunun sonucu
olarak (nerme 12) Ruh bu eyi tasarlamay arzu eder veya ondan uzaklar
(nerme sonucu, nerme 13), yani (scolie, nerme 13) bu eyi ya sever
ya da ondan nefret eder.
Scolie
Buradan, sebebini bilmeksizin ve yalnzca, denildii gibi, sempati veya
antipati ile, baz eyleri nasl sevebildiimizi ve bazlarndan nefret ettiimi
zi anlyoruz ve gelecek nermede gstereceim gibi, srf bizde ayn duygula
nlar dourmak alkanlnda olanlara benzer bir eye sahip olduu iin,
bize sevin ya da keder veren eylerin bulunmasnn sebebi de budur.
Biliyorum ki ilk defa sempati ve antipati adlarn felsefeye sokmu olan
yazarlar bu kelimelerle eylerin ba olarak niteliklerini anlatmak istemi
lerdir. Fakat bununla birlikte, benim ayn terimlerden bilinen, hatta mey
danda olan niteliklerini anlamama imkn olacan zannediyorum.
nerme XVI
Biz yalnzca, bir eyin Ruhu her zaman Sevin veya Kederle duygulan
dran bir objeye benzer bir yan bulunduunu hayal etmemiz yznden,
bu eyi bu objeye benzeten bu duygulanlarn fiili sebep olmasa bile, biz
yine bu eyi ya severiz ya da ondan nefret ederiz.
Kantlama
Bir objede, varsayma gre, bu objeye benzeyen eyi ya sevin ya ke
der duygulanyla gz nne aldk; o halde (nerme 14) Ruh bu objenin
hayali ile duygulanm olaca zaman, hemen bu iki duygulantan biriyle
duygulanm olacaktr ve bundan dolay kendisinden bu benzeyii fark
ettiimiz obje sevin veya kederin ireti nedeni (nerme 15) olacaktr; o
3) Cause efficiente (fail-illet).

144 ETKA

halde benzeyii meydana getiren ey, bu duygulanlarn etker nedeni


olmasa dahi, bu objeyi ya severiz ya da ondan nefret ederiz.
nerme XVII
Eer bir objede her zaman Ruhumuzda Sevin douran bir baka obje
ye benzer bir ey olduunu hayal edersek, her zaman bize Keder vermekte
olan bu objeyi ayn zamanda hem severiz, hem ondan nefret ederiz.
Kantlama
Bu obje, gerekten, varsayma gre, kendiliinden kederin nedenidir ve
bu duygulanla onu hayal ettike ondan nefret ederiz (scolie, nerme 13).
Bundan baka bizde, daima ayn derecede byk bir sevin duygulan
duyuran bir bakasna benzer bir yan bulunmas bakmndan, onu ayn
sevin atl ile seveceiz (nceki nerme); yle ise ona kar nefretimiz
olduu gibi ayn zamanda sevgimiz de olacaktr.
Scolie
ki kart duygulantan doan bu Ruh haline ben Ruh kararszl
adn veriyorum ki, hayal gcne gre phe ne ise duygulana gre de o
ayn eydir (nerme 44, blm II). Ruhun kararszl ile phe arasnda
ancak oklukla azlk fark vardr. Yalnz u ciheti belirtmek gerekir ki,
nce gelen nermede Ruh duygulanlar arasnda bu iki duygulantan
birinin asl kendisinin, tekinin ise ireti olarak meydana geldii sonu
cunu kard isem, bunun sebebi nceki nermelerin bu suretle sonula
may daha kolaylatrmalar idi. Fakat ruhun kararszlnn ok kere ya
bir ya teki duygulann etker nedeni olan bir obje olduunu inkr et
mem. Vakaa insan bedeni farkl tabiatta pek ok sayda fertten ibarettir
(postulat 1, blm II) ve bundan dolay (nerme 13, lemma IIIten sonra
gelen aksiyom 1, blm IIye bkz.) birok ve eitli tarzlarda tek ve ayn
Bedende duygulanabilir; te yandan tek ve ayn ey birok tarzlarda duy
gulanabildii gibi, o da Bedenin tek ve ayn blmnden birok ve eitli
tarzlarda duygulanabilir. Bylece, kolay tasarlanabilir ki, tek gemi ve
gelecek bir eyin hayaliyle de sevin ve keder duyabilir.
nerme XVIII
nsan hazr bir eyin hayaliyle olduu kadar gemi ve gelecek bir
eyin hayaliyle de Sevin ya da Keder duyabilir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 145

Kantlama
nsan bir objenin hayaliyle duygulanm olduka onu var olmasa bile,
hazr gibi grr (nerme 17, blm II ve onun nerme sonucu) ve onun
hayali ya gemi ya gelecek bir zamann hayaline bal olduu zaman da
onu gemi veya gelecek gibi tasarlar (scolie, nerme 44, blm II). Bu
nun iin kendi bana gz nne alnan objenin hayali ister gelecek, ister
gemi zamana, ister hale atfedilsin, her zaman ayndr, yani (nerme
sonucu, nerme 16, blm III) ister hayal gemi bir objeden gelsin, isterse
gelecee veya hale ait objeden gelsin, Beden yaps veya duygulan ayndr.
Bundan dolay, ya gemi ya gelecek, ya da hazr bir eyin hali Ruhu
muzda ayn sevin veya keder duygulann dourur.
Scolie I
Kendisiyle duygulanm olduumuz veya olacamz bir ey hakknda
gemi ya da gelecektir diyorum: Diyelim ki grdmze veya grecei
mize gre o bize haz vermitir ya da verecektir, o bize ac vermitir ya da
verecektir vb. Gerekten onu byle tasarladmza gre varln tasdik
ediyoruz: Yani Beden eyin varlna aykr hibir duygulan duymaz
(nerme 17, blm II). Bundan dolay Beden, bu ey hazr olduu zaman
nasl duygulanm ise, onun hayaliyle de ayn suretle duygulanm olur.
Yine de, bununla birlikte, daha nce bir yn deney yapm olanlar, bir
eyi gelecek veya gemi gibi grdkleri zaman kararszlkta kalrlar ve
ok defa bir sonuca varmay pheli grrler (scolie, nerme 44, blm
II). Bundan u sonu kar ki, byle hallerden doan duygulanlar da
sabit (kararl) deildirler ve genel olarak eitli eylerin hayalleriyle bulan
drlmtrlar. Ve bu hal o eyin sonucu hakknda bir kesinlik kazanncaya
kadar srer gider.
Scolie II
Btn bu sylemi olduklarmdan, umut, korku, gven, umutsuzluk,
sevin ve vicdan azabnn ne olduu anlalr. Umut, gerekten, olmas
bize kesin deil diye grnen gelecek veya gemi bir eyin hayalinden
meydana gelmi kararsz bir sevinten baka bir ey deildir. Korku, ter
sine olarak, yine kesin olmayan bir eyin hayali ile meydana gelen karar
sz bir kederdir. imdi bu iki duygulantan pheyi kaldrrsanz, umut
gvene, korku umutsuzluk haline der; korktuumuz veya umduumuz

146 ETKA

bir eyin hayaliyle meydana gelen sevin ya da kederi yapan budur. Ondan
sonra haz da, olmas bize kesin grnmeyen gemi bir eyin hayaliyle
meydana gelmi sevinten baka bir ey deildir. En sonra, uur daralmas,
phesiz, hazzn kart olan kederdir.
nerme XIX
Sevdiinin yok olduunu hayal eden kederlenecektir. Tersine, onun
var olarak kaldn hayal eden sevinecektir.
Kantlama
Ruh, elinden geldii kadar, Bedenin etki gcn artran ya da onu
tamamlayan eyi hayal etmeye alr (nerme 12), yani (scolie, nerme
13) Bedenin sevdii eyi hayal etmeye alr. Halbuki hayal gc eyin
varoluuna sebep olanla tamamlanr ve tersine, eyi yok edenle azalr
(nerme 17, blm II); o halde sevilen eyin varlna sebep olan eylerin
hayalleri, bu objeyi hayal etmesini salayan Ruhun abasn tamamlarlar.
Yani (scolie, nerme 11) Ruha sevin verirler ve tersine, sevilen eyin
varln yok edenler Ruhun bu abasna aykrdrlar. Yani (ayn scolie)
onu kederli yaparlar; bundan dolay, sevilen bir objenin yok olduunu
hayal eden kimse kederlenecektir, vb.
nerme XX
Kin besledii eyin yok olduunu hayal eden kimse, sevinecektir.
Kantlama
Ruh (nerme 13), Bedenin etki (tesir) gcn azaltan veya balayan
objelerin varln yok edeni hayal etmeye alr, yani (scolie, ayn ner
me) kin besledii objelerin varln yok eden eyi hayal etmeye alr;
bundan dolay Ruhta kinin objesinin varln yok eden bir objenin ha
yali ruhun abasn tamamlar, yani (scolie, nerme 11) ona sevin verir;
yle ise Kin besledii objenin yok olduunu hayal eden kimse, sevine
cektir.
nerme XXI
Sevdiinin Sevin veya Kederle duygulanm olduunu hayal eden
kimse de, ya sevin ya kederle duygulanacaktr ve bu iki duygulantan

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 147

ya biri ya tekinin, sevilen eyde bulunacaklar hale gre sevende de ya


daha ok ya daha az olacaktr.
Kantlama
Sevilen eyin varoluuna sebep olan eylerin hayalleri (19uncu ner
mede gstermi olduum gibi) bu eyi hayal etmesini salayan ruhun
abasna yardm eder (ya da tamamlar). Fakat sevin, sevinli eyin varolu
una sebep olur ve sevin duygulan ne kadar bykse bu da o kadar
byktr. Zira o (11inci nermenin scoliesi) daha byk bir yetkinlie
geitir; yle ise sevilen eyden dolay sevincin hayali sevende Ruhun
abasna yardm eder, yani (scolie, nerme 11) seveni sevinle duygu
landrr ve bu duygulan sevilen eyde ne kadar bykse o kadar byk
olacaktr, birinci nokta bu idi. Bundan baka, bir ey kederle duygulan
d zaman, bir dereceye kadar yklmtr ve o ne kadar byk bir keder
le duygulanm ise bu ykl da o kadar byktr (scolie, nerme 11).
Bylece (nerme 19) sevdiinin kederle duygulanm olduunu hayal
eden kimse, ondan ayn suretle duygulanr ve bu duygulan sevilen kim
sede ne kadar bykse, o kadar ok olur.
nerme XXII
Birinin sevdiimiz bir objeye sevin verdiini hayal edersek, ona kar
sevgi duymu olacamz gibi, tersine olarak, ayn objeye keder verdiini
hayal edersek, ondan nefret ederiz.
Kantlama
Sevdiimiz eyi ya bir sevin ya kederle duygulandran, bizi de ya se
vin ya kederle duygulandrr, nk sevdiimiz eyi bu sevin veya ke
derle duygulanm diye hayal ederiz (nceki nerme): halbuki bu sevin
veya kederin bizde bir d neden fikri ile birlikte olduu varsaylmtr.
yle ise (scolie, nerme 13) sevilen bir eyin ya sevin ya kederin nedeni
olduuna inandmz kimseyi severiz veya ondan nefret ederiz.
Scolie
21 inci nerme bakasnn urad zarar yznden duyulan keder diye
tanmlanabilen efkatin ne olduunu bize gsteriyor. Fakat bakasnn mut
luluunun meydana getirdii sevince verilmesi gereken ad bilmiyorum.

148 ETKA

Bakasna iyilik yapana kar duyulan sevgiye iyi grme (faveur)4 ve


ktlk yapann bizde dourduu nefrete tiksinme diyeceim. En sonra
iaret etmek gerekir ki yalnz (21inci nermede gstermi olduum gibi)
sevmi olduumuz bir eye kar acmamz yoktur, ayn zamanda bize
benzediine hkmettiimiz kimseye kar da daha aada gstereceim
gibi, Ruhumuzda hibir duygulan dourmad zaman bile, acma du
yarz. Bundan dolay benzerimize iyilik yapan kimseye kar da iyi g
r duyar ve tersine olarak ona zarar veren kimseden de tiksinmi olu
ruz.
nerme XXIII
Nefret ettii kimsenin Kederle duygulandn hayal eden kimse sevi
necek ve tersine, onun Sevin duyduunu hayal eden kimse kederlene
cektir. Ve bu iki duygulan, nefret edilen eyde kart duygulann ya
daha ok ya daha az olduuna gre ya az ya ok kuvvetli olacaktr.
Kantlama
Nefret edilen bir kimse keder duyduu zaman, o kimse bir dereceye
kadar yok olmutur ve bu keder ne kadar bykse onun yok oluu da o
kadar byktr (nerme 11in scoliesi) yle ise her kim nefret ettii eyin
keder duyduunu hayal ederse, bundan dolay onun kart olan duygula
n duyacaktr ki bu da sevintir; ve bu nefret edilen eyin keder duydu
unu ne kadar ok hayal ederse bu sevin de o kadar byk olacaktr.
Birinci nokta bu idi. imdi sevin, burada sevin veren eyin varoluunu
gerektirir (scolie, nerme 11) ve bu ne kadar ok tasarlanrsa bu sevin
de o kadar byktr. Eer bir kimse nefret ettii kimsenin sevin duydu
unu hayal ederse, bu hayal edi (nerme 13) onun abasn azaltacak
yani (scolie, nerme 11), o keder duyacaktr, vb.
Scolie
Bu sevin salam olarak ve i sava olmadan elde edilemez, zira (bunu
27nci nermede gstereceim) kendine benzer birinin bir kederle duygu
lana urad hayal edildike bir dereceye kadar kederlenilmesi gerekir;
4) Bu kelimeyi tam evirmek gtr: Spinozann kastettii bir insann iyi hareketini been
mek ve iyi karlamay ifade ediyor. yi grme mphem olarak bu anlam veriyor.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 149

tersine olarak, sevin duyduu hayal edildii zaman sevinilmesi gerekir.


Fakat burada yalnz kin veya nefreti gz nne alyoruz.
nerme XXIV
Kin duyduumuz eyden dolay Sevin duyan birisini hayal edersek
onun hakknda Kin (ya da nefret) duygusu besleriz, eer tersine, keder
duyduunu hayal edersek, onun hakknda Sevgi duyarz.
Kantlama
Bu nerme de 22nci nerme gibi kantlanmtr.
Scolie
Bu Kin duygulanlar ve buna benzeyenler, bir insan ya bakasnn
ktlnden memnun veya bakasnn mutluluundan kederli olmas bak
mndan gz nne alnan, Kinden baka bir ey olmayan, hasede balanrlar.
nerme XXV
Kendimizde veya sevilen eyde ya onu ya bizi Sevinle duygulandrd
n hayal ettiimiz her eyi kabul etmeye abalarz ve tersine ya onu ya da
bizi kederle duygulandrdn hayal ettiimiz her eyi de inkr etmeye
abalarz vb.
Kantlama
Sevilen kimseye ya sevin ya keder duygusu verdiini hayal ettiimiz
ey bize de ya sevin ya keder duygusu verir (nerme 21). Fakat Ruh
(nerme 12) yapabildii kadar, bize sevin duygusu veren eyi hayal et
meye abalar, yani (nerme 17, blm II ve onun nerme sonucu) onu
imdi hazrm gibi grmeye alr ve tersine (nerme 13) bize keder
duygusu veren eyin varln uzaklatrmaya alr; yle ise, ya bizde ya
sevilen eyde sevin duygusu dourduunu hayal ettiimiz her eyi kabul
etmeye abalarz. Ve tersine, ya bizde ya sevilen eyde keder duygusu
dourduunu hayal ettiimiz her eyi reddetmeye abalarz.
nerme XXVI
Nefret ettiimiz birinin keder duyduunu hayal ettiimiz her eyi ka
bule alrz ve tersine, ona sevin veren her eyi inkra alrz.

1 5 0 ETKA

Kantlama
Bundan nceki 21inci nermeden kt gibi, bu nerme de 23nc
nermeden kar.
Scolie
Bylece grrz ki, insan kendisi ve sevilen ey hakknda kolaylkla
adil olmadan ok, taraf tutuyor ve tersine, nefret ettii ey hakknda da
adil olmadan az taraf tutuyor; insann kendisi sz konusu olunca adil
olmaktan ziyade taraf tuttuu zamanki bu hayal gcne gurur (nme)
denir ve bu, bir eit hezeyandr, nk insan yalnz kendi hayal gc ile
her eyi kavrayabildiinin gzleri ak ryasn grr, bu sebepten onu
gerek sayar ve ona hayran olur, halbuki varlna engel olan ve kendi
etki gcn snrlayan eyi hayal edemez. yle ise gurur (nme) insann
kendi hakknda adil olmaktan ziyade taraf tutmasndan doan bir se
vintir. Ve bunun sonucu olarak insann bir bakas hakknda adil olmak
tan ziyade taraf tutmasndan doan sevince artk deerlendirme (sures
time) ya da fazla vme denir ve en sonra bir bakas hakknda adil olmak
tan az tarafl davranmasndan doan duyguya da hor grme (msestime)
denir.
nerme XXVII
Bize benzeyen ve hakknda hibir tarzda bir duyguya sahip olmadmz
birinin bir duygusu olduunu hayal edersek srf bundan dolay ona ben
zer duyguyu duyarz.
Kantlama
eylerin hayalleri insan Bedeninin duygulanlardr ki, onlarn fikir
leri bizim gibi hazr olan d cisimlerin fikirlerini bizde temsil ederler;
(Scolie, nerme 17, blm II) yani (nerme 11, blm II) onlarn fikirle
ri Bedenimizin tabiatn ve ayn zamanda bir d cismin imdi hazr olan
tabiatn kuatr. yle ise eer bir d cismin tabiat Bedenimizin tabiat
na benzerse hayal ettiimiz d cismin fikri de, bu d cismin duygulanna
benzeyen Bedenimizin bir duygulann kuatacaktr ve bunun sonucu
olarak bize benzer birinin bu duygulanla duygulandn hayal edersek,
bu hayal edi Bedenimizin benzer bir duygulann kuatacaktr. yle
ise yine bize benzer bir eyin bir duyguya sahip olduunu hayal etme

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 151

mizden dolay onunkine benzer bir duyguya sahip oluruz. Tersine olarak,
bize benzer birisi hakknda nefretimiz olsayd, nefretimiz nispetinde (ner
me 23) ona kart ve onunkine benzemeyen bir duygu duyacaktk.
Scolie
Duygulanlarn bu taklidi, bir keder sz konusu olunca, acma (com
misration) adn alr (scolie, nerme 23), fakat bu eer bir arzu hakknda
ise, o bize benzer baka varlklarn arzu duyduklar bir ey hakknda bizde
dorulmu arzudan bakas olmayan gpta (mulation) olur.
nerme sonucu I
Hakknda hibir suretle bir duyguya sahip olmadmz birisinin bize
benzer bir ey iin sevin duyduunu hayal edersek, ona kar sevgi duya
caz. Eer tersine, onun keder duyduunu hayal edersek, ona kar nef
ret (kin) duyacaz.
Kantlama
22nci nerme, 21inci nerme ile kantland gibi bu nerme de
bundan nceki ile kantlanr.
nerme sonucu II
Eer bir kimse bize acma ilham ederse, sefaletinin bizi duygulandr
d keder yznden ondan nefret edemeyiz.
Kantlama
Eer gerekten ondan nefret edebilseydik, o zaman (nerme 23) onun
kederinden dolay sevin duymamz gerekirdi ki, bu da hipoteze aykrdr.
nerme sonucu III
Eer bir obje bize acma ilham ederse, gcmz yettii kadar onu
sefaletten kurtarmaya alrz.
Kantlama
Bize acma ilham eden objeye kar keder duygusu veren ey, bize de
ona benzer bir duygu verir (nceki nerme); bundan dolay bsbtn
varl kaldran, ya da onu yok eden her eyi hatrlamaya alrz (ner

152 ETKA

me 13), yani (scolie, nerme 9) ya bizde onu yok etme itahas (arzu)
olacak, ya da onun yok olmasna doru gerektirilmi olacaz; bylece
bize acma ilham eden objeyi sefaletten kurtarmaya alrz.
Scolie
yilik yapmak istediimiz kimse hakkndaki acma duygumuzdan do
an bu iyilik yapma iradesi ya da itahasna iyi gr (faveur) denir ve
bylece iyi gr acma duygusundan domu bir arzudan baka bir ey
deildir. Bize benzediini hayal ettiimiz bir ey hakknda ya iyilik ya
ktlk yapan kimse iin duyduumuz sevgi ve nefret konusunda 22nci
nermenin scoliesine baknz.
nerme XXVIII
Bizi Sevince gtrdn hayal ettiimiz her eyin meydana gelmesi
ni salamaya alrz: Ona kart olduunu ya da Kedere gtrdn
hayal ettiimiz her eyi uzaklatrmaya ya da onu yok etmeye alrz.
Kantlama
Sevince gtrdn hayal ettiimiz her eyi, gcmz yettii kadar
hazrm gibi hayal etmeye alrz; (nerme 12) yani (nerme 17, blm
II) gcmz yettii kadar onu hazr ya da fiil halinde varm gibi grmeye
alrz. Fakat Ruhun abas ya da onun dnrken sahip olduu g
ile Bedenin abas ya da onun icra ederken sahip olduu g arasnda
tabiat bakmndan elik (parit)5 ve zamandalk vardr (7nci nerme
nin nerme sonucu ve 9uncu nerme, blm II, nerme sonucundan
aka kaca zere), yle ise tam anlam ile bu eyin var olmas iin
alrz, yani (9uncu nermenin scoliesine gre ayn anlama gelmek
zere) bunun iin itahmz vardr ve buna meylederiz; bu birinci nokta
idi. imdi kederin nedeni olduuna inandmz eyin yani (13nc ner
menin scoliesi) nefret ettiimiz eyin yok olduunu hayal edersek sevin
duyacaz (nerme 20) ; ve bylece onu yok etmeye alacaz (bu kantla
mann birinci blm iin), yani (nerme 13) onu bizden uzaklatrmaya
alacaz: ta ki, onu asla imdi hazrm gibi grmeyelim. Bu da ikinci
nokta idi. yle ise sevince gtrebilen her ey, vb...
5) Tam benzerlik de denebilir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 53

nerme XXIX
nsanlarn6 sevinle karlayacaklarn hayal ettiimiz her eyi yapmaya
alacaz. nsanlarn nefretle karlayacaklarn hayal ettiimiz her eyi
de yapmadan nefret duyacaz.
Kantlama
nsanlarn bir eyi sevdikleri ya da bir eyden nefret ettiklerini hayal
edersek, bu yzden o eyleri severiz ya da onlardan nefret ederiz (ner
me 27) yani (scolie, nerme 13) yine bundan dolay bu eyin hazr bulu
nuu bize sevin verir ya da bizi kederlendirir ve bylece (nceki ner
me) insanlarn sevdiklerini ve sevinle karlayacaklarn hayal ettiimiz
her eyi yapmaya alacaz.
Scolie
Yalnzca insanlarn houna gitmek maksadyla bir eyi yapmak, bir
eyden kanmak iin olan bu abaya hrs (ambition) denir; balca kendi
zararmza ya da bakasnn zararna hareket ettiimiz ya da kandmz
zamanda olduu gibi bir eilim ve arzu ile halkn houna gitmeye alt
mz zaman bu ad alr; byle deilse bu abaya insanlk (humanit) de
meye allmtr. Bundan sonra, bakasnn houmuza gitmek iin yap
maya alt hareketi hayal ettiimiz zaman duyduumuz sevince vme
(louange) diyorum; bakasnn hareketini nefretle karladmz zaman
duyduumuz keder haline de yerme (blme) diyorum.
nerme XXX
Eer birisi bakalarna Sevin verdiini hayal ettii bir eyi yaparsa,
neden olarak kendisinin fikriyle birlikte bulunan bir sevinle duygulana
caktr; eer tersine, bakalarna keder verdiini hayal ettii bir ey yapar
sa, kendi kendisini Kederle karlayacaktr.
Kantlama
Bakalarn sevin ya da kederle duygulandrdn hayal eden kimse
bundan dolay (27nci nerme) ya sevin, ya da kederle duygulanm
olacaktr. yle ise, insan (nerme 17 ve 23, blm II) kendisini etki
6) Burada ve sonraki nermelerde insanlar kelimesi haklarnda hibir duygulanmz olma
yanlar anlamndadr, (y.n.)

154 ETKA

bakmndan gerektiren, bakalarna sevin verdiini hayal ettii bir ey


meydana getiren duygular hakknda uur sahibidir, neden olarak kendi
kendisinin uuruyla sevin duyacaktr, yani kendi kendisini sevinli sa
yacaktr ve buna karlk, vb...
Scolie
Sevgi, bir d nedenin fikriyle birlikte olan bir sevin, nefret (veya kin)
de bir d nedenin fikriyle birlikte olan bir keder olduuna gre, bu sevin
ve bu keder yle ise ayn suretle bir eit sevgi ve kin olacaktr. Bununla
birlikte, sevgi ve kin d eylere nispet edildikleri iin, burada bu duygula
nlar baka adlarla iaret edeceiz, (sevin ve keder insanlarn vldk
lerine ya da yerildiklerine inandklar zaman doan sevin ve keder ha
linde) bir d nedenin fikriyle birlikte olan sevince an ve eref (gloire7)
ve onun kart ile birlikte olan kedere utan (honte) diyeceiz; baka
durumlarda bir i nedenin fikriyle birlikte olan sevince, i rahatl8, bu
sevince kart olan kedere de pimanlk (repentir) diyeceiz. imdi olabil
dii gibi (nerme sonucu nerme 17, blm II) birinin bakalarn duygu
landrdn hayal ettii sevin halinin yalnzca hayal olmas ve (nerme
25) herkesin sevin verdiini hayal ettii her eyi kendi hakknda da hayal
etmeye almas, bu suretle erefinin kolaylkla gurur halini almas ve
bakalar iin ekilmez olduu srada kendisinin herkes iin ho olduu
nu hayal etmesi mmkndr.
nerme XXXI
Birinin bizim sevdiimiz, arzu ettiimiz ya da nefret ettiimiz bir eyi
sevdiini, arzu ettiini ya da nefret ettiini hayal edersek, sevgimiz, arzu
muz ve nefretimiz bundan dolay daha sabit olacaktr. Eer tersine, bizim
sevdiimiz eyden onun nefret ettiini ya da buna karlk, nefret ettii
miz eyi sevdiini hayal edersek, Ruh kararszl (dalgalanmas) denen
pasif hali (passion) iyice duyarz.
Kantlama
Birinin bir eyi sevdiini hayal edersek, bundan dolay bu eyi severiz
(nerme 27), fakat o eyi bu olmadan (yani bakasnn sevgisiyle birlikte
7) Buna yerine gre n ve an da diyoruz.
8) Contentement de soi. Kendinden memnun olma ise de bu kavram ifade edemiyor.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 55

olmadan) sevdiimizi varsayarz. Bu sevgi o zaman yeni meydana kan


bir nedenle beslenecektir ve bundan dolay da, ayn sebepten sevdiimizi
daha kararl bir tarzda seveceiz. Eer imdi birinin bir eyden nefret
ettiini hayal edersek, bu eye kar nefret duyarz (ayn nerme). Bu
srada onu sevdiimizi varsayarsak, ayn ey iin ayn zamanda hem sev
gi, hem nefretimiz olacaktr, yani (scolie, nerme 17) Ruhun kararszl
(dalgalanmas) denen pasif hali duyacaz.
nermenin sonucu
Buradan ve 28inci nermeden u sonu kar ki, herkes, gc yettii
kadar, kendi sevdii eyi herkesin sevmesi ve kendisinin nefret ettii eyden
herkesin nefret etmesi iin alr; airin u sz bundan ileri gelir,
Sevenler, biz hepimiz, hem ummak hem korkmak istiyoruz; bir
bakasnn izni ile seven kimse demirden yaplmtr9.
Scolie
Sevgimizin, nefretimizin konusunu herkesin deerlendirmesi iin aba,
gerekte, bir hrstr (ambition) (scolie, nerme 29); bylece herkesin ta
biat bakmndan bakalarnn kendi yaradlna gre yaadn grmek
itah vardr ve herkeste ayn itah olduundan dolay insanlar birbirleri
ne engel olurlar ve nk herkes, herkes tarafndan vlmek, ya da se
vilmek ister, bundan dolay da karlkl bir kin ve nefrete ular.
nerme XXXII
Yalnz bir kiinin sahip olabilecei bir eyden bir kimsenin sevin duy
duunu hayal edecek olursak, onun buna artk sahip olmamas iin aba
harcarz.
Kantlama
Srf bir kimsenin bir eyden sevin duymasn hayal etmemiz yznden
(nerme 27, nerme sonucu I ile birlikte), bu eyi severiz ve ondan se
9)

Metinde bu parann nereden alnd sylenmiyor. Para Boulainvillier evirmesinden

yle alnyor:
Ovidiusun Sevgiler adl kitabnn 19uncu Elegiasnda yle diyor: Engelsiz ve rakipsiz
olarak sevmek, ya da bakalarnn hi sevmediklerini sevmek pek de ince olmayan bir eydir.
Umut ve korku sevginin en tatl damarlardr.

1 5 6 ETKA

vin karmak isteriz, fakat hipotez gereince, hayal ederiz ki bu sevince


engel olan ey bir bakasnn sevin duymasndan ileri gelir; o zaman
onun bu eye sahip olmamas iin aba harcarz (nerme 28).
Scolie
Bu suretle gryoruz ki tabiatlarnn yatknl yardmyla, insanlar
genel olarak bahtsz olanlara kar acma duygusuna sahip olmaya ve bahtl
olanlara kar haset duymaya hazrdrlar ve bahtllara10 kar kinleri (nef
retleri) bir bakasnn sahip olduunu hayal ettikleri eyleri ne kadar fazla
severlerse o kadar byk olur (nceki nerme). Bundan baka gryoruz
ki, insanlarn yksek gnll (misricordieux) olmalarna sebep olan insan
tabiatnn ayn zellii, ayn zamanda onlarn haseti ve haris (ambitieux)
olmalarna da sebep olur. En sonra, eer deneye bavurmak isteseydik
(balca, hayatmzn ilk yalarna ait deneylere bavursaydk) btn bun
lar bize rettiini grrdk; deney bize gsterir ki, vakaa Bedenleri
srekli olarak denge halinde gibi olan ocuklar srf baka kimselerin gl
dkleri ya da aladklarn grdkleri iin glerler ve alarlar, bakasnn
yaptn grdkleri her eyi hemen taklit etmeye kalkarlar ve en sonra
bakalarnn haz duyduunu hayal ettikleri her eyi de arzu ederler; vakaa
bunun sebebi, sylediimiz gibi, eyann hayallerinin insan bedeninde de
duygulanlar olmas, yani bu bedenin d nedenlerle duygulanm, unu
ya da bunu yapmaya yatkn bulunmasnn trl tarzlar olmasdr.
nerme XXXIII
Bize benzer bir eyi sevdiimiz zaman, gcmz yettii kadar, onun
da bizi sevmesini salamaya alrz.
Kantlama
Bir eyi baka eylerden ok seversek, gcmz yettii kadar onu hayal
etmeye alrz (nerme 12). Eer bu bize benziyorsa, onu bakalarndan
ok sevinle duygulandrmaya alrz (nerme 29). Baka deyile, g
cmz yettii kadar sevilen eyin bizim hakkmzdaki fikirle birlikte olan
bir sevinle duygulanm olmasn, yani (scolie, nerme 13) onun da bizi
sevmesini salamaya alrz.
10) Bu yerde mutlu ve mutsuz da diyoruz.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 157

nerme XXXIV
Sevilen kimsenin bizim hakkmzda duyduunu hayal ettiimiz duygu
lan ne kadar bykse, biz o kadar eref kazanrz (nrz).
Kantlama
Gcmz yettii kadar (nceki nerme) sevilen kimsenin de karlk
olarak bizi sevmesini salamak iin, yani (scolie, nerme 13) sevilen kimse
nin bizim hakkmzdaki fikirle birleik bir sevinci duymas iin aba har
carz. O halde o eyin bizim yzmzden duyduu sevin ne kadar byk
ise, bu aba da o kadar tamamlanmtr: Yani (nerme 11, scoliesi ile
birlikte) duygulanm olduumuz sevin o kadar byktr. Fakat, sevin
cimiz benzerlerimizden birine sevin duyurduumuzdan ileri geldii iin,
kendi kendimizi sevinle karlarz (nerme 30). O halde, sevilenin bi
zim hakkmzda duyduunu hayal ettiimiz duygulan ne kadar byk
ise, kendi kendimize karladmz, yani kendimizi ereflendirdiimiz
sevin de o kadar byktr.
nerme XXXV
Eer bir kimse, bir bakasnn sevilene yalnz kendi eli altnda olan
ayn dostluk ba ile ya da daha sk bir ba ile balandn hayal ederse,
asl sevilene kar kin besleyecek ve teki kimseye de haset edecektir.
Kantlama
Sevilen kimsenin kendi hakknda duyduunu hayal ettii sevgi ne
kadar bykse, o kimse kendi kendisiyle o kadar necektir (nceki ner
me) yani sevin duyacaktr (scolie, nerme 30), yle ise (nerme 28) gc
yettii kadar sevilen eyi kendisine sk bir biimde bal diye hayal etmeye
alacaktr ve bu aba veya itaha bir nc kimse onun iin ayn eyi
arzu ettiini hayal ederse o kadar beslenecektir (nerme 31). Fakat bu
itaha veya aba kendisiyle birlikte bulunann hayaline bal olarak asl
sevilen eyin hayali azalm diye farz edilir; o halde (scolie, nerme 11) bu
yzden sevilen eyin fikriyle (ve ayn zamanda bir bakasnn hayali ile)
sebep olarak birlikte bulunan bir kederle duygulanm olacaktr; yani
(scolie, nerme 13) sevilen eye ve ayn zamanda bir bakasna kar (ner
me sonucu, nerme 15) kinle duygulanm olacaktr ve ona kar haset
duyacaktr (nerme 23) nk o sevilen eyden haz duymaktadr.

158 ETKA

Scolie
Sevilen bir eye kar olan hasetle birlikteki bu kine kskanlk denir
ve bylece kskanlk, kendisine haset beslenen bir bakasnn fikri ile
birlikte bulunan sevgi ve kinden domu ruhun bir dalgalanndan (ka
rarszlndan) baka bir ey deildir. Bundan baka, sevilen eye kar
duyulan bu kin, kskanta sevilen eyin kendisine verdii sevgi ile duy
gulanm olmaya alt sevin ile orantl olarak yksektir. Nitekim se
vilen eyle birlikte bulunduunu hayal ettii kimse hakkndaki duygu
nispetinde de yksektir. nk eer ona kar kini var ise, bu yzden de
(nerme 24) sevilen eye kar kini olacaktr, nk kendisi iin menfur
olann sevin duyduunu hayal etmektedir. Ve nitekim (nerme sonu
cu, nerme 15) nk sevilen eyin hayalini nefret edilen eyin hayaline
balamak zorundadr. Bu sonuncu sebep genel olarak bir kadn iin duyu
lan sevgide bulunur; gerekten her kim sevdii kadnn bakasna teslim
olduunu hayal ederse kederlenecektir ve bu yalnz kendi itah snrlan
d iin deil, ayn zamanda sevilen eyin hayalini bakasnn utanlacak
ksmlar ve pislikleriyle birletirme zorunda olduu iin de onun hakknda
nefret duymaktadr. En sonra unu da katalm ki, kskan, sevilen ey
tarafndan kendisine grnmesine alm olduu ayn yzle karlanma
mtr ve bu sebepten de, gstereceim gibi, k (seven) bir kimse ke
derlenir.
nerme XXXVI
Bir sefer haz duymu olduu bir eyi hatrlayan kimse, kendisinden
haz duyduu ilk seferdeki hal ve artlarla birlikte ona sahip olmak ister.
Kantlama
nsann haz duyduu eyle ayn zamanda btn grdkleri, ireti olarak
sevin sebebi olacaktr (nerme 15); yle ise o (nerme 28) btn bun
lara, haz duyduu eyle ayn zamanda sahip olmak isteyecektir, yani o
eye ilk defa haz duyduu ayn hal ve artlarla birlikte sahip olmak isteye
cektir.
nerme sonucu
Eer bu hal ve artlardan birisinin eksik olduunu fark ederse, k
(seven kimse) kederlenmi olacaktr.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 159

Kantlama
Vakaa bu hal ve artlardan birinin eksik olduunu fark edince, o sanki
o eyin varlna engel olan bir ey hayal eder. yle ise o sonra sevgi ile
bu eyi ya da bu hal ve art (nceki nerme) arzu eder ve onun eksik
olduunu hayal ettii zaman da bundan dolay kederlenir.
Scolie
Sevdiimizin bulunmayna ait olmas bakmndan, bu kedere esef
lenme (souhait frustr) denir.
nerme XXXVII
Duygulan ne kadar bykse, bir Keder ya da Sevin dolaysyla, bir
Kin ya da Sevgiden doan Arzu da o kadar byktr.
Kantlama
Keder insann etki (hareket) gcn azaltr veya indirir (scolie, ner
me 11) yani (nerme 7) insann kendi varlnda devam ettirmeye alt
abay azaltr veya indirir. Bylece (nerme 5) keder bu abaya karttr;
insann kederle duygulanm olan her abas kederi kaldrmaya urar.
Fakat (kederin tanmna gre) keder ne kadar bykse, insann zorunlu
olarak kar koyduu hareket (etki) gc de o kadar byktr; yle ise
keder ne kadar bykse, insann kendi hesabna kederi ortadan kaldr
mak iin abasn salayan g de o kadar byktr; yani (scolie, ner
me 9) kederi ortadan kaldrmaya alt arzu ve itah da o kadar byk
tr. Bundan sonra, sevin (scolie, nerme 11) insann icra etme, etki
yapma gcn arttrd ya da tamamlad iin, ayn yoldan kolaylkla
kantlanr ki, bir sevin duygusuna sahip olan insan onu korumaktan
baka bir ey arzu etmez. Ve sevin ne kadar bykse bu arzu da o kadar
byk olur. En sonra, kin ve sevgi, keder ya da sevincin duygulanlar
olduu iin, ayn tarzda u sonu kar ki, bir kin veya sevgiden doan
aba, itah veya arzu, kin ve sevgi ile orantl olarak o derecede byk
olacaktr.
nerme XXXVIII
Eer birisi (sevgi bsbtn kaybolacak gibi) sevilen bu eye kar kin
beslemeye balarsa, ona kar ayn sebeple sanki hi sevmemi kadar kin

160 ETKA

besleyecektir ve eskiden sevgisi ne kadar bykse imdi de kini o kadar


byk olacaktr.
Kantlama
Eer biri, gerekten, sevdii eye kar kin beslemeye balarsa, itah
larndan birou sanki onu nceden sevmemi gibi kaybolmutur; nk
sevgi insann gc yettii kadar (nerme 28) korumaya alt (scolie,
nerme 13) bir sevintir ve bu (ayn scolie) mmkn olduu kadar sevi
len eyi imdi hazrm ve sevin (nerme 21) duygusunu douruyormu
gibi grerek olur, bu aba (nceki nerme) zaten sevgi ne kadar bykse
o kadar byktr; nitekim sevilen eyin de karlk (nerme 33), onu
sevmesi iin yaplan aba da o kadar byktr, fakat bu abalar sevilen
eye kar olan kin yznden azalmtr (nerme 13, nerme sonucu ve
nerme 23); yle ise seven kimse (scolie, nerme 11), yine bu sebepten
dolay kederle duygulanacaktr ve sevgisi ne kadar bykse kederi de o
kadar byk olacaktr. Yani kinin nedeni olan kederden baka, bir bakas
o eyi seven kimsede doacak ve bunun sonucu olarak o kimse sevilen
eyi daha byk bir keder duygulan ile karlayacaktr, yani (scolie,
nerme 13) ona kar sanki nceden sevdii kadar byk bir kin besleye
cektir ve sevgi nce ne kadar bykse kini de o kadar byk olacaktr.
nerme XXXIX
Birine kar kini olan kimse, ona ktlk yapmak isteyecektir, yeter ki
onun tarafndan kendisine gelecek daha byk ktlkten korkmasn; ve
tersine, birini seven kimse ayn kanuna gre ona iyilik yapmaya alacaktr.
Kantlama
Birine kar kin beslemek, onu (scolie, nerme 13) bir keder nedeni
gibi hayal etmektir; bundan dolay (nerme 28), birine kar kini olan
kimse onu ortadan kaldrmaya (uzaklatrmaya) ya da yok etmeye ala
caktr. Fakat, eer o bu yzden kendisi iin daha ok keder verecek bir
eyden, ya da (ayn ey demek olan) daha byk bir ktlkten korka
rak ve kin besledii kimseye dnd ktl yapmamak suretiyle
onun zararndan kanabileceine inanrsa, ona ktlk yapmadan vaz
gemeyi (nerme 28) isteyecektir ve bu (nerme 37) kendisini ktlk
yapmaya gtrm olan ve bunun sonucu olarak -gstermi olduumuz

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 161

zere- ondan stn deeri olan bir aba ile olacaktr. kinci blmn
kantlamas ayn suretle olur. yle ise birine kar kini olan kimse, vb.
Scolie
iyilik deyince burada her cins sevinci ve bundan baka insan bu se
vince gtren her eyi ve balca, her ne ekilde olursa olsun, beklemeyi
dolduran eyi anlyorum. Ktlk deyince her cins kederi ve balca bek
lemeyi boa karan (frustrer) her eyi anlyorum. Vakaa yukarda gster
dik ki (scolie, nerme 9) iyi olduuna hkmettiimiz iin hibir eyi arzu
etmiyoruz, tersine bir eyi arzu ettiimiz iin onun iyi olduuna hkme
diyoruz. Bunun sonucu olarak, nefret ettiimiz eye kt diyoruz; herkes
bylece kendi duygulanna gre hangi eyin iyi, hangi eyin en iyi, han
gi eyin en kt, sonunda hangisinin en iyi ya da en kt olduuna hk
meder. Haris (ambitieux) ereften baka bir ey istemez ve utantan baka
bir eyden korkmaz. Haseti iin bakasnn mutsuzluundan daha ho
ve baka bir kimsenin mutluluundan daha katlanlmaz bir ey yoktur;
ve bylece herkes kendi duygulan ile bir eyin iyi ya da kt, faydal ya
da zararl olduuna hkmeder. nsann istedii eyi istemeyecek ya da
istemedii eyi isteyecek surette hareket etmesi iin hazrlanm bulu
nan bu duygulana korku denir; korku yle ise bir insan daha az bir
ktlkten gelmesi gerektiine hkmettii bir ktlkten kanmasn
hazrlayan korkma halidir (nerme 28). Eer kendisinde korkulan ktlk
utan ise, o zaman korku, utanma (pudeur) adn alr. En sonra eer gele
cek bir ktlkten kanma arzusu (artk ne istedii bilinmeyecek bir
tarzda) baka bir ktln korkusuyla azalm ise, o zaman korkma ha
line yeis, umutsuzluk (consternation) denir; ve bu balca korkulan bu ve
teki ktlkler en bykleri arasnda bulunduu zaman meydana kar.
nerme XL
Bir bakasnn kendisine kin beslediini hayal eden ve onda hibir
kin sebebi dourmadna inanan kimse, kendisi de bu bakasna kar
kin besleyecektir.
Kantlama
Birinin kinle duygulanm olduunu hayal eden kimse, bundan dolay
kinle duygulanacaktr (nerme 27) yani (scolie, nerme 13) bir d nede

162 ETKA

nin fikriyle birlikte bulunan biri kederle duygulanacaktr. Fakat (hipotez


gereince) kendisine kin besleyenden baka hibir keder nedenini hayal
etmez; yle ise bu yzden de birinin kendisine kin beslediini hayal eden
kimse, kendisine kin besleyen kimsenin fikriyle birlikte bulunan bir keder
le duygulanacaktr, baka deyile (ayn scolie) ona kar kin besleyecektir.
Scolie
Kinine hakl bir neden bulmay dnrse (hayal ederse), o zaman
(nerme 30 ve scolie) utanla duygulanacaktr. Fakat bu hal (nerme
25) pek seyrek olur. Kinin bu karlkl durumu, kin besleyen kimseye
ktlk yapmak iin kinden sonra bir abann geldii halden de doabi
lir (nerme 39). Her kim kendisine kin besleyen birini hayal ederse, onu
bir ktlk ya da kederin nedeni olarak hayal eder ve bylece neden
olarak ona kar kin besleyen kimsenin fikriyle birlikte bulunan bir keder
ya da korkma halinden duygulanacaktr. Baka deyile, yukarda grd
mz gibi, o kinle duygulanacaktr.
nerme sonucu I
Sevdiinin kendisi hakknda kin duygusu beslediini hayal eden (d
nen) kimse ayn zamanda hem sevgi, hem kinin hkm altnda bulunacak
tr. Bakasnn ona kar kini olduunu hayal etmesi bakmndan, kendi
sinin ona kar kini olmas iin gerektirilmitir (nceki nerme). Fakat
(hipotez gereince) o, ne de olsa onu seviyor; yle ise o ayn zamanda
hem kinin hem sevginin hkm altnda olacaktr.
nerme sonucu II
Eer, bir kimse nceden hakknda hibir suretle duygulan olmayan
bir bakas tarafndan kendisine ktlk yaplm olduunu hayal ederse,
hemen ona bu ktl geri vermeye alacaktr.
Kantlama
Her kim kendi hakknda kin duygusu tayan birini hayal etse, o da bu
kimseye kar kin besleyecektir (nceki nerme) ve (nerme 26) bu baka
sna keder duygusu veren her eyi hatrlamaya ve bu kederi ona tattrmaya
(nerme 39) alacaktr. Fakat (hipotez gereince) ondan grm olduu
ktlk hayal ettii ilk eydi, o halde bunu iadeye alacaktr.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 163

Scolie
Nefret ettiimiz (kin beslediimiz) kimseye ktlk yapmak iin har
cadmz abaya fke (colre) denir: Bize yaplan ktle kar ktlkte
bulunmak iin yaplan abaya alma (Vengeance) denir.
nerme XLI
Eer birisi bir bakas tarafndan sevildiini hayal ederse ve ona hibir
sevgi nedeni vermi olmadna inanrsa (bu hal 15inci nermenin nerme
sonucu ve 16nc nermeye gre olabilir) ona karlk o da onu sevecektir.
Kantlama
Bu nerme nceki ile ayn yoldan kantlanr ki, scoliede de greceiz.
Scolie
Birisi, hakl bir sevgi nedeni vermi olduuna inanrsa, bundan eref
duyacaktr ki (scolie, nerme 30), bu en ok rastlanan haldir; birisi bir
bakasnn ona kar kin beslediini hayal ettii zaman, sylediimiz gibi,
bunun aksi hali meydana gelir (nceki nermenin scoliesi). imdi bu
karlkl sevgi ve bunun sonucu olarak bizi seven ve bize iyilik yapmaya
alan kimseye iyilik yapmak iin harcanan abaya (ayn nerme 39)
kran borcu (gratitude) denir; o halde grnyor ki, insanlar iyilik ve
hayrllk yapmaktan ziyade almaya daha ok elverilidirler.
nerme sonucu
Kin besledii kimse tarafndan sevilmi olduunu hayal eden kimse
hem kin hem sevginin hkm altnda bulunacaktr. Bu, ayn yoldan nceki nermenin birinci nerme sonucu ile kantlanr.
Scolie
Eer daha ok kin hkm sryorsa, o kimse kendisini seven kim
seye ktlk etmeye alacaktr; bu duygu haline zalimlik (cruaut) de
nir; balca en ok, seven kimsenin kin iin hibir ortak neden meydana
getirmediine hkm olunursa, bu olay grlr.
nerme XLII
Bir kimse sevgi ya da eref umudu ile itilerek (etkilenerek) birisine iyilik
yaparsa, yapt iyiliin nankrlkle karlandn grnce kederlenecektir.

164 ETKA

Kantlama
Kendisine benzeyen birini seven kimse, gc yettii kadar onun da
kendisini sevmesi iin alr (nerme 33); birisine sevgi ile iyilik yapan
kimse, kendisinin de onun tarafndan sevilmesini istedii iin, yani bir
eref (nerme 34) ya da sevin (scolie, nerme 30) umuduyla bunu yap
mtr; yle ise (nerme 12) gc yettii kadar, bu eref nedenini hayal
etmeye, ya da onu fiil halinde var gibi grmeye alacaktr. Fakat (hipo
tez gereince) bu nedenin varlna engel olan baka bir ey hayal eder, o
halde o (nerme 19) bu yzden kederlenmi olur.
nerme XLIII
Kin, karlk bir kin yznden artmtr; ve tersine olarak, sevgi ile yok
edilmi ve ortadan kaldrlmtr.
Kantlama
Nefret ettiimiz kimse tarafndan nefret edilmi olduumuzu hayal
edersek, bu fikir (nerme 40) birincisine katlan yeni bir kin douracaktr;
fakat eer, tersine olarak, kinimizin konusu tarafndan sevilmi olduu
muzu hayal edersek, bundan emin olmak artyla onu sevinle karlarz
(nerme 30); yani (nerme 41) ondan nefret etmemee ve ona hibir
keder vermemee alrz ve bu aba (nerme 37) onu meydana getiren
duygulanma nispetle ok veya az byktr; ve bundan dolay kinin mey
dana getirdiinden daha byk ve bu suretle kinin objesine keder ver
mee alyorsa (nerme 26) o hkim olacak ve kini yok olacaktr.
nerme XLIV
Sevgisinin bsbtn yendii kin, sevgi halini alr ve sevgi bu sebep
ten dolay, kendisinden nce bir kin bulunmayan sevgiden daha byk
olur.
Kantlama
Burada 38inci nermeyi kantlamada olduu gibi hareket edilir. Geri,
her kim kin duyduu veya kederle grmeye alt eyi sevmeye balarsa,
onu sevmesi yznden sevinli olacaktr, sevgiyi kuatan bu sevince (13n
c nermenin scoliesindeki tanmlamaya bkz.) kinle kuatlm kederi
ortadan kaldrmak iin yaplan abann kin beslenen kimsenin fikrinde

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 65

neden olarak birlikte bulunmak zere tamamlanmasndan doan sevin


de katlacaktr (37nci nermede gsterdiimiz gibi).
Scolie
Her ne kadar byle ise de, bununla birlikte, bu en byk sevinten
haz duymak amacyla, hi kimse birine kin beslemek veya kederle duygu
lanmak iin almayacaktr; yani kimse bir zarardan kurtulmak umuduyla
kendi kendisine zarar vermek istemez, iyilemek umuduyla hasta olmay
dilemez; nk herkes her zaman kendi varln korumaya ve gc yet
tii kadar kederi ortadan kaldrmaya alr. Tersine, sonradan kendisi
iin byk bir sevgi duymak amacyla, birisine kar kin beslemeyi arzu
eden bir adam tasarlanabilseydi, o zaman o, bu kimseye hep kin besleye
cekti. Zira kin ne kadar byk idiyse sevgi de o kadar byk olacaktr.
Ve bundan dolay o daima kinin gitgide daha ok olmasn dileyecektir;
ve ayn sebepten dolay bir adam sonradan saln yeniden kazanlmas
yolundan, daha byk bir sevin hazz duymak iin hasta olmaya kalkar
sa, hastalnn daima artmasn isteyecektir; yle ise o daima hasta olmak
isteyecektir ki, (nerme 6) bu da samadr.
nerme XLV
Kendisine benzeyen birini seven bir kimse yine kendisine benzer baka
birisinin bu eye kar kin duyduunu hayal ederse, bu baka kimseye
kar kin duyacaktr.
Kantlama
Sevilen kimse de gerekten kin besleyene kar kin besleyecektir (ner
me 40). Ve bylece bir kimsenin sevilen eye kar kin beslediini hayal
eden seven kimse (k) bu sebepten dolay sevilen eyin kinle duygulan
dn (scolie, nerme 13), yani kederli olduunu hayal edecek ve bunun
sonucu olarak (nerme 21) kederlenecektir ve bu, sevilen eyden nefret
eden (kin besleyen) kimsenin neden olarak fikriyle birlikte bulunacak
tr, yani (scolie, nerme 13) bu kimseye kar kini olacaktr.
nerme XLVI
Eer birisi baka bir snfa ya da baka bir millete ait olan, bir baka
kimse ile snf ya da milletin genel ad altnda bir bakasnn fikriyle bir

166 ETKA

likte bir sevin ya da kederle duygulanm ise, o yalnz bu bakasn sev


mek ya da ona kin beslemekle kalmaz, ayn zamanda ayn snftan ve
ayn milletten olanlarn hepsini de sever, veya onlara kin besler.
Kantlama
Kantlama, 16nc nermenin apakl ile karlr.
nerme XLVII
Kin duyduumuz bir eyin yok olduunu ya da baka bir ktle
uradn hayal etmemizden doan sevin, Ruhun bir kederi ile birlikte
olmakszn domaz.
Kantlama
Bu 27nci nerme ile apak grnyor; nk bize benzer birinin
kederle duygulanm olduunu hayal etmemiz bakmndan, bir dereceye
kadar kederlenmi bulunuyoruz.
Scolie
Bu nerme 17nci nermenin IInci blmnn nerme sonucu ile
kantlanabilir. Vakaa, fiilde var olmasa bile, her sefer bize o eyi hatrlatt
zaman, bununla birlikte onu hazrm gibi grrz ve Beden ayn tarzda
duygulanmtr; bundan dolay o eyin hatrasnn canl olmas bakmn
dan, insann onu kederli karlamas gerektirilmitir. Ve bu gerektirme o
eyin hayali devam ettii srece, hakikatte azaltlmtr. Fakat hayal edil
mi eyin varlna engel olan eylerin hatras ile ortadan kaldrlmamt;
bundan dolay, insan yalnz bu gerektirmenin azaltld (rduite) nispette
sevin iindedir. Bylece, kin duyduumuz eyin dt ktlkten do
an bu sevin, her ne zaman biz bu eyi hatrlayacak olsak, yenileir.
Sylemi olduumuz gibi, vakaa, bu eyin hayali uyannca o eyin varl
n kuatt iin, var olduu zaman onu grmeye alt ayn keder iinde
insann onu grmesini gerektirir. Fakat bu eyin hayaline, varln dta
brakan (varlna engel olan) baka hayalleri balad iin, bu kederle
gerektirme hemen azalmtr ve insan yeniden sevin iindedir, bu duru
mun tekrarland her seferde bu meydana gelir. Bu sebepten dolay, ge
mite olmu olan ktl her hatrlayta insanlar sevin iindedirler,
bunun iin balarndan geen ve kurtulduklar tehlikeleri anlatmak sure

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 6 7

tiyle rahat ederler (geliirler). Gerekten bu tehlikeyi hayal ettikleri za


man, onu gelecekteymi gibi grrler ve ondan korkmalar gerekli olur;
fakat bu gerektirme, bu tehlike fikrine baladklar hrriyet fikriyle yeni
den azaltlm olduu zaman ondan kurtulmu olurlar ve bu fikir onlara
yeniden emniyet verir; ve bundan dolay, onlar yeniden sevinlidirler.
nerme XLVIII
Diyelim ki Pierree kar sevgi ve kin, eer kincisini kuatan keder ve
birincisini kuatan sevin baka bir nedenin fikrine bal ise, yok edilmitir
ve sevgi ile kin Pierrede yalnz bana kederin ya da sevincin nedeni
olmadn hayal ettiimiz nispette azalmtr.
Kantlama
Bu 13nc nermeni scoliesinde grlecei zere yalnzca sevgi ve
kinin tanm ile apak grlr. Pierree kar sevincin sevgi, kederin kin
adn almasnda biricik sebep Pierrein her iki duygulanlarn nedeni gibi
grlmesidir, yle ise neden bsbtn ya da ksmen kaldrld iin Pier
ree ait olan duygulan yok edilmi ya da azaltlmtr.
nerme XLIX
Hr olduunu hayal ettiimiz birine kar sevgi veya kin, her ikisi de
ayn sebeplerle zorunlu birisine kar olduundan daha byk olmaldr.
Kantlama
Hr olduunu hayal ettiimiz birisi, bakalar olmakszn kendi bana
alglanmaldr (tanm 7, blm I). yle ise, eer onun bir Sevin ya da bir
Keder nedeni olduunu hayal edersek, srf bu yzden (scolie, nerme 13)
onu seveceiz ya da ondan nefret edeceiz, (nceki nerme) ve bununla
verilmi bir duygulantan en byk Sevgi veya en byk Kin (nefret)
doacaktr. Fakat, bu duygulann nedeni olan eyi zorunlu olarak hayal
edecek olursak, o zaman (ayn tanm 7, blm I) onun biricik neden
olduunu hayal etmeyiz, fakat onun baka eylerle birlikte olduunu hayal
ederiz ve bylece (nceki nerme) ona kar sevgi ve kin daha az olacaktr.
Scolie
Buradan u sonu kar ki, insanlar hr olarak bulunduklar iin, bir
birlerine kar baka objeler hakknda olduundan daha byk sevgi ve

168 ETKA

kin beslerler; onlara duygulanlarn taklidi katlr: Bu konuda 27, 34,


40, 43nc nermelere baknz.
nerme L
Herhangi bir ey ireti olarak Umut veya Korkunun nedeni olabilir.
Kantlama
Bu nerme 15inci nerme ile ayn yoldan kantlanr; onun iin de
ayn zamanda 18inci nermenin IIinci scoliesine baknz.
Scolie
reti olarak Umut veya Korkunun nedenleri olan eylere ya iyi ya da
kt falclk (tefel) ad verilir.11 unu da katarm ki bu falclklar, ya
umut ya korkunun nedeni olmalar bakmndan, ya Sevin ya da Kederin
nedenidirler (umut ve korkunun tanm iin 18inci nermenin scoliesine
baknz) ve bunun sonucu olarak da (15inci nermenin nerme sonucu)
olduu gibi onlar sever ya da onlardan nefret ederiz (nerme 28) ve umdu
umuz baz eylere ulamas iin onlar aralar veya ortadan kaldrlacak
engeller, korku sebepleri gibi kullanmaya alrz. Bundan baka 25inci
nermeden u sonu kar ki, biz tabiat bakmndan umduumuz eylere
kolaylkla, korktuumuz eylere de glkle inanmaya elveriliyiz. Bu da
bizim kendi umudumuz ve korkumuzun objeleri zerinde asla doru fikirle
rimiz olmamasnn sebebidir. Buradan insanda, her yerde hkim olan, yanl-
inanlar doar. Ancak umut ve korkudan doan kararszlklar burada
gsterme zahmetine deeceini dnmyorum, nk bu duygulanlarn
yalnzca tanmlanmasndan korkusuz umut, ya da umutsuz korku olmayaca
n anladnz, (sras gelince daha etrafl olarak aklayacamz gibi) nitekim
nk, ayrca, bir eyi umduumuz veya bir eyden korktuumuz iin, ya
onu seviyor ya da ondan nefret ediyoruz; ve bylece sevgi ve kin hakknda
btn sylediklerimizi herkes kolaylkla Umuda ve Korkuya tatbik edebilir.
nerme LI
Trl insanlar tek ve ayn objeden trl tarzlarda duygulanabilirler ve
tek ve ayn kimse tek ve ayn objeden trl zamanlarda trl tarzlarda
duygulanabilir.
11) Bu yerde eskiden teem kelimesi kullanlrd.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 6 9

Kantlama
nsan Bedeni pek ok trl tarzlarda d cisimler tarafndan duygulan
m olabilir (3nc nerme, blm II). ki insan ayn zamanda trl
tarzlarda duygulanabilir ve bylece (nerme 13, blm Ilnin ardndan
gelen 3nc lemmadan sonraki Iinci aksiyom) tek ve ayn objeden eitli
tarzlarda duygulanm olabilir. Bundan sonra (ayn postulat) insan Be
deni bazen bir tarzda, bazen baka bir tarzda duygulanm olabilir; ve
bunun sonucu olarak (ayn aksiyom) trl zamanlarda trl tarzlarda
tek ve ayn objeden duygulanm olabilir.
Scolie
Bu suretle birinin sevdiinden tekinin nefret etmesinin mmkn
olabileceini; birinin korktuundan tekinin korkmayabileceini; tek ve
ayn kimsenin nceden nefret ettii eyi imdi sevdiini, kendisine korku
veren eye kar imdi cesaret duyduunu vb. gryoruz. Bundan baka
herkes kendi duygulanna gre hangi eyin iyi, hangi eyin kt oldu
u, hangisinin en iyi, hangisinin en kt olduu hakknda hkm ve
riyor (scolie, nerme 39), buradan u sonu kar ki, insanlar hkmle
riyle olduu kadar duygulanlaryla da birbirlerinden farkldrlar: Bun
dan dolay, insanlar birbirleriyle karlatrnca onlar yalnz duygulan
larnn eitli bakmndan setiimiz, ayrdmz oluyordu ve bir ksmna
budala, bir ksmna korkak, tekilere en sonra baka bir ad veriyorduk
diyelim ki, benim her zaman korktuum bir ktl hie sayan kimseye
cretli (intrpide) diyorum; ve eer ayrca onun nefret ettii kimseye kt
lk yapma arzusu beni her zaman alkoyan bir ktlk korkusuyla azaltl
m deilse, ona kstah (audacieux) diyeceim. Sonra benim hie sayma
ya altm ktlkten korkan bu kimse bana korkak (peureux) olarak
grnecektir; ve eer, bundan baka, beni irkiltemeyen bir ktlk korku
suyla onun Arzusunun azalm olduunu gz nne alacak olursam, onun
rkek, yreksiz (pusillanime) olduunu syleyeceim; bylece herkes in
sanlar hakknda hkm verecektir. Sonra insann bu tabiat ve hkm
lerin bu kararszl yznden, ayn zamanda insan ok kere eyler hakkn
da yalnz duygulan ile hkm verdii iin, Sevin ve Kedere gre yap
tna inand ve bu sebeple (nerme 28) meydana kmalarn salad
ya da uzaklatrlmalarna alt eyler ou yalnz hayali (imaginaire)
eyler olduu iin, -ikinci blmde gsterdiim kesinsizliin baka neden

170

ETKA

lerine dair burada bir ey sylememek zere- hasl, btn bu sebepler


iin, biz daha ok asl insann gerek sevinci gerek kederi bakmndan ie
karabildiini kolaylkla tasarlyoruz; yani, neden olarak kendi kendisi
nin fikriyle birlikte bulunan bir sevin veya bir kederle duygulanm oldu
unu tasarlyoruz ve bylece kolaylkla pimanln ve i rahatlnn ne
olduunu biliyoruz. Diyorum ki, kendi kendisinin fikriyle birlikte bulunan
bir Keder Pimanlktr (Repentir) ve rahatl ise neden olarak kendi kendi
sinin fikriyle birlikte olan Sevintir ve bu duygulanlar ok canldr, nk
insanlar hr olduklarna inanyorlar.
nerme LII
Eer bir objeyi daha nce baka objelerle birlikte grmsek, yahut
onda birounda ortak olmayan hibir ey bulunmadn hayal edersek
onu kendisinde tekil (singulier) bir ey bulunduunu hayal ettiimiz tek
bir objeyi grdmz srede gremeyiz.
Kantlama
Bakalaryla birlikte grdmz bir objeyi ne zaman hayal edecek
olsak, bu obje bakalarn hatrlatr (nerme 18, blm II ve ayn zamanda
scoliesi), nitekim birinin gz nne alnmasndan biz hemen tekinin gz
nne alnmasna geeriz. Biroklarnda ortak olmayan hibir ey bulun
madn hayal ettiimiz zaman bir objenin iinde bulunduu hal budur.
Biz bu suretle geri farz ediyoruz ki, onda daha nce bakalaryla birleik
olarak grmediimiz hibir ey yoktur. Fakat bir objede tekil bir ey hayal
ettiimizi ve bu eyi daha nce asla grmediimizi farz ettiimiz zaman,
biz deriz ki Ruh bu objeyi gz nne ald srada, bu grten baka bir
gre onu geirebilecek hibir ey yoktur; ve bylece Ruhun onu tek
bana gz nne almas gerektirilmitir, yle ise eer bir obje, vb...
Scolie
Ruhun bu duygulanna, ya da bu tekil eyin hayal ediliine, Ruhta
yalnz olarak bulunmalar bakmndan hayret veya hayranlk (tonnement)
denir. Eer o, korktuumuz bir obje tarafndan meydana getirilmi (uyan
drlm) ise ona umutsuzluk (yeis) denir, nk bir ktlk karsndaki
hayret, yalnz baka objeleri dnmeye gsz olarak gz nne aln
iinde insan bolukta bir noktada brakr ve o bununla bir ktlkten

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 71

kanabilecektir. Fakat, bizi hayrete dren ey bir insann Derin gr12


onun endstri gc, ya da bu cinsten baka bir ey ise, srf bundan dolay
bu insana bizden ok stn gzyle baktmz iin, o zaman hayret,
ar vme, ykseltme (Vnration) adn alr ve eer bizi hayrete dren
bu insann fkesi, hasedi vb... ise bu hal dehet (Homur) adn alr.
Bundan sonra, eer biz sevdiimiz bir insann derin grnden, endstri
gcnden vb.lerinden dolay hayrete dmsek, sevgimiz srf bununla
(nerme 12) daha byk olacak, hayret ile tebcile bal olarak bu sevgiye
hamiyet (Ferveur) diyeceiz13. Bu tarzda kini, umudu, emniyeti ve hayrete
bal olan baka duygulanlar tasarlayabiliriz ve bylece alnan kelimeler
le onlar iaret etmeye allm olandan daha ok duygulan sonulama
ile karabiliriz; buradan grnyor ki duygulanlarn gelii gzel kullan
l onlar hakkndaki dikkatli bilgiden ziyade bu isimleri icat ettirmitir.
Hayretin kart kmsemedir (Mpris) ki nedeni bazen genel olarak
udur: Bir kimsenin bir eye hayret ettiini, onu sevdiini, ondan korktuu
nu vb. gryoruz, ya da yine ilk bakta bizim hayret ettiklerimize benzer
gibi grnyor, biz bu eyi seviyoruz, korkuyoruz vb. ve bizim bylece (nerme
15, nerme sonucu ile birlikte ve 27nci nerme) bu eyden hayrete dme
miz, onu sevmemiz, ondan korkmamz gerektirilmitir; fakat eer onun
hazr bulunuu (prsence) ile veya daha dikkatli gz nne alnmas ile
onda hayret, sevgi, korku, vb.lerine sebep olabilecek her eyi inkr etmeye
zorlanm bulunuyoruz, halbuki Ruh eyin hazr bulunuu suretiyle objenin
iinde bulunan halden ziyade objede bulunmayan hali dnmek iin gerek
tirilmitir. Buna karlk bir objenin hazr bulunuu, allm durumda, bal
ca orada bulunan hali dndrr. Nitekim bu durumda, hamiyet (Ferveur)
sevdiimiz bir ey sebebiyle meydana gelmek zere hayretten doar, alay
etme (Drision) nefret ettiimiz, ya da korktuumuz bir eyi hor grmekten
(Mpris) doar ve kmseme (Ddain) budalaln hor grlmesinden do
ar. Nitekim ykseltme (Vnration) derin gre kar hayranlktan doar.
En sonra sevgiyi, umudu, erefi ve baka duygulanlar hor grmeye bal
olarak tasarlayabiliriz ve yine buradan hibir kelime ile (vocable) bakala
rndan ayrmaya alkn olmadmz yeni duygulanlar sonulayabiliriz.
12) Prudence (basiret) kelimesini derin gr diye eviriyoruz. Bu kelimeyi prvision karl
olan ngryle yaknlna ramen, ayrmak iin setik.
13) Bir eviride buna hamiyet (ferveur) baka bir eviride sadklk, ya da huls (dvotion)
deniyor.

172 ETKA

nerme LIII
Ruh kendi kendisine bakt ve kendi ileme (etki) gcn gz nne
ald zaman, sevinlidir; ve kendi kendisini ne kadar ok hayal ederse,
ileme (etki) gcn ne kadar seik olarak hayal ederse, bu sevin o
kadar byk olur.
Kantlama
nsan ancak Bedeninin duygulanlaryla ve onlarn fikirleriyle kendi
kendisini bilir (nerme 19 ve 23, blm II), yle ise Ruh kendi kendisini
gz nne alabilirse onun daha byk bir yetkinlie getii srf bu suret
le varsaylr, yani (scolie, nerme 11) onun sevin duymu olduu varsa
ylr. O kendi kendisini ne kadar ok hayal ederse ileme gcn o kadar
seik (distinct) olarak hayal eder.
nerme sonucu
nsan bakalar tarafndan vldn daha ok hayal ettike bu se
vin de daha ok beslenir. nk insan bakalar tarafndan ne kadar
vldn hayal ederse, bakalarnn onun tarafndan duygulanm ol
duklarn hayal etmesinden doan sevin de o kadar byk olur ve bu
hal kendi kendisinin fikriyle birlikte meydana gelir (scolie, nerme 29);
bylece (nerme 27) kendisi de kendi kendisinin fikriyle birlikte olan en
byk bir sevinle duygulanmtr.
nerme LIV
Ruh Bedeni, yalnz kendi ileme (etki) gcn ortaya koyan ey ola
rak hayal etmeye alr.
Kantlama
Ruhun abas, veya onun gc bu Ruhun zdr (nerme 7); halbu
ki Ruhun z (kendiliinden bilindii gibi) bunu yalnz Ruhun var ol
duu ve gc yettiini; fakat var olmayan ve gc yetmeyen olmadn
olumlar ve bylece o kendi ileme (etki) gcn olumlayan, ya da ortaya
koyan ey olarak hayal etmeye alr.
nerme LV
Ruh kendi gszln hayal ettii zaman, o bundan dolay keder
lenmitir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 73

Kantlama
Ruhun z bunu yalnz Ruhun var olduu ve gc yettii eklinde
olumlar; baka deyile, yalnz kendi ileme gcn ortaya koyan ey olarak
hayal etmek Ruhun tabiatndandr (nceki nerme). O halde ruh, kendi
kendisini gz nne alnca gszln hayal ettiini sylediimiz zaman,
ruhun kendi ileme gcn ortaya koyan bir eyi hayal etmeye alnca,
yapm olduu bu abann azaldn sylemekten baka bir ey sylemi
olmuyoruz; baka deyile (scolie, nerme 11) kederlenmitir.
nerme sonucu
Bakalar tarafndan ne kadar yerildii (zemmedildii) hayal edilirse
bu keder o derecede beslenir; bu ise 53nc nermenin, nerme sonu
cunda ayn tarzda kantlanr.
Scolie
Zaafmz (faiblesse) hakkndaki fikirle birlikte olan bir kedere alal
(humilit) denir, kendi kendimizin gz nne alnmasndan doan sevin
ce benlik sevgisi14, ya da kendinden memnun olma denir; insan ne za
man kendi erdemlerini veya kendi ileme gcn gz nne alacak olsa,
o yenileir, bu suretle herkesin kendi olgular ve jestlerini anlatmaya ve
gerek kendi Bedeni, gerek zihninin glerini yaymaya gayret ettii haller
olur ve bu sebepten dolay insanlar birbirlerine kar katlanlmaz varlk
lardr. Ve buradan yine u sonu kar ki, insanlar tabiata hasetidirler
(scolie, nerme 24 ve scolie, nerme 32), yani benzerlerinin (cinsdalar
nn) zaafndan dolay rahatlk (huzur) duyarlar ve onlarn erdemlerinden
kederlenirler. Vakaa insanlar kendi etkilerini ne zaman hayal edecek
(dnecek) olsalar sevin duyarlar (nerme 53) ve etkileri ne kadar
ok yetkinlik ifade eder gibi grnrse onlar da o kadar seik hayal eder
ler: yani (scolie I, nerme 40, blm IIde sylenmi olan eyler) onda
bakalarndan daha ok ayrt edilebilir ve tekil eyler gibi gz nne al
nabilir. Bunun iin bakalarnda varl inkr edilen bir ey kendi bana
gz nne alnd zaman, insann kendi kendisini gz nne almasnda
en yksek noktaya ulaabilir. Fakat kendi bana kabul edilen (olumlanan)
ey insann, ya da canl varln genel fikrine atfedilecek olursa, bu dere
14) Amour propre (izzetinefis) karl.

1 7 4 ETKA

cede rahatlk duyulmaz; tersine, bakalarnn etkileriyle karlatrlarak


etkilerinin daha zayf olduu hayal edilirse, insan kederlenir. Zaten bu
kederi (nerme 28) ortadan kaldrmaya allr ve bu da kendi cinsda
larnn, benzerlerinin etkilerini yanl yorumlayarak, ya da kendi etkile
rini, gc yettii kadar ssleyip bezeyerek olur. O halde grnyor ki,
insanlar tabiata kine ve hasede meyillidirler ki buna da eitim katlmtr;
nk ana-baba yalnz n kazanmak ve haset duygularn krklemek
suretiyle ocuklarnn erdemlerini uyandrmaya almlardr. Bununla
birlikte belki de bir tereddt noktas kalr, nk insanlarn erdemlerine
hayran olmamz ve bu erdemlerin kendilerini ykseltmesi (vnrer) na
dir grlen eylerden deildir. Bu hali ortadan kaldrmak iin aadaki
nerme sonucunu da katacam.
nerme sonucu
nsan ancak, kendine benzer bir bakasna ait olan erdem iin haset
duyar.
Kantlama
Haset, kinin ta kendisidir (scolie, nerme 24) yani bir kederdir (scolie,
nerme 13), baka deyile (scolie, nerme 11) bir insann ileme gcnn,
ya da abasnn azalmasna sebep olan bir duygulantr. Fakat insan (scolie,
nerme 9) ancak kendisine verilmi olan, tabiat gereince takip edebi
lirse bir etkiye doru abalar ve onu yapmay arzu eder; o halde insan
hibir ileme (etki) gcnn, ya da (ayn anlama gelmek zere) hibir
erdemin kendiliinden olumlanm (tasdik edilmi) olmasn kabul etme
yecektir; eer bu erdem bir bakasnn tabiatna ait ise ve kendisininkine
yabanc ise! Ve bylece onun arzusu azaltlamaz, yani (scolie, nerme
11) kendisine benzemeyen bir varlkta bir erdemi gz nne ald iin
kederlenemez ve bunun sonucu olarak ona haset edemez. Fakat onunla
ayn tabiatta olduu varsaylan kendi benzerine haset eder.
Scolie
Sonra yle ise, madem ki, (scolie, nerme 52) yukarda sylemi oldu
umuz gibi bir insann derin grn, cesaretini vb. hayretle karlad
mz iin o insan ykseltiyoruz, bunun byle olmas bu erdemlerin tekil
bir tarzda ona ait olduunu hayal etmemizden ve onlarda kendi tabiat

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1

75

mzla ortak varlk tarzlar grmememizden ileri gelir; ve bylelikle biz


onlara, aalarn yksekliine ve aslanlarn cesaretine haset ettiimizden
fazla haset etmeyiz.
nerme LVI
Birok Sevin, Keder ve Arzu trleri ve bunun sonucu olarak Ruhun
kararszlklar halinde onlardan ibaret btn duygulanlar, ya da onlar
dan kan Sevgi, Kin, Umut, Korku vb.leri olduu kadar bizim duygulan
m olduumuz obje trleri de vardr.
Kantlama
Sevin ve keder ve bunlarn sonucu olarak onlardan ibaret ya da
onlardan km olan duygulanlar (scolie, nerme 11) edilgilerdir (pasif
hallerdir). Biz upuygun olmayan fikirlere sahip olmamz, onlar hakknda
yalnzca tam (exacte) lde bulunmamz bakmndan (nerme 3) zorunlu
olarak pasif durumdayz (nerme 1); yani (scolie, nerme 40, blm II)
yalnzca hayal ettiimiz nispette pasif haldeyiz, baka deyile (nerme 17,
blm II, scoliesiyle birlikte) Bedenimizin tabiatn yabanc bir cismin
tabiat ile birlikte kuatan bir duygulanla duygulanm bulunuyoruz. O
halde her pasif halin (edilginin) tabiat zorunlu olarak duygulanm oldu
umuz objenin tabiatn ifade edecek tarzda aklanmaldr; diyorum ki
bir objeden, diyelim Adan doan Sevin bu A objesinin tabiatn kuatr
ve B objesinden doan Sevin B objesinin tabiatn kuatr; ve bylece
bu iki Sevin duygulan tabiatta farkl nedenlerden doduklar iin ta
biata bakadrlar. Nitekim ayn suretle bir objeden doan Keder duygu
lan baka bir nedenden doan Kederden tabiata bakadr; ve Sevgi,
Kin, Umut, Korku, Ruh kararszln da byle anlamaldr; ve bundan
dolay, zorunlu olarak duygulanm olduumuz obje trleri kadar Sevin,
Keder, Sevgi, Kin trleri vardr. Arzuya gelince, o verilmi olduu kendi
bnyesindeki bir eyi yapmay gerektirmi olarak tasarlanmas bakmn
dan her birinin veya kendi tabiatnn zdr (scolie, nerme 9); bundan
dolay yle ise her biri filn ya da falan Sevin, Keder, Sevgi, Kin trleri
nin d nedenleriyle duygulanmtr, yani bundan dolay onun tabiat filn
tarzda ya da baka bir tarzda kurulmutur. Arzusu zorunlu olarak filn ya
da falan olacaktr ve bir arzunun tabiat onlarn domu olduklar duygu
lanlar birbirlerinden baka olduklar kadar bu Arzu da teki bir Arzu

176 ETKA

dan baka (farkl) olacaktr; yle ise Sevin, Keder, Sevgi vb. kadar Arzu
trleri de vardr ve bunun sonucu olarak (daha nce gsterilmi olanla
anlalaca zere) kendileriyle duygulanm olduumuz obje trleri var
dr.
Scolie
Pek ok sayda olmas gereken duygulan trleri arasnda (nceki
nerme) en tannmlar Oburluk, Sarholuk, Sefihlik (lubricit), hasis
lik, hret hrsdr ki, nispet edildikleri objeler aracl ile ya bu ya teki
duygulann tabiatn aklayan Sevgi ya da Arzunun belirtilerinden
(dsignation)15 ibarettirler. Oburluk, Sarholuk, Sefihlik, Hasislik ve h
ret hrs deyince biz vakaa yemein, ikinin, cinselliin, servetin, n ve
erefin lsz sevgisi ya da arzusundan baka bir ey anlamyoruz. Bun
dan baka, bu duygulanlarn kendilerini bakalarndan nispet edildik
leri objelerle ayrmamz bakmndan, kartlar yoktur. Zira lllk,
(Temprance)16, vakurluk (Sobrit) ve en sonra afiflik (Chastet) ki biz
bunlar oburluun, sarholuun, sefihliin kart saymaya alm olduu
muzdan, srf duygulanlar ve edilgilerden (pasif hallerden) ibarettirler,
fakat yine de bu duygulanlar ynelten Ruh gcn meydana koyarlar.
Zaten burada duygulann baka trlerini aklayamam (nk ne ka
dar obje eidi varsa o kadar duygulan vardr) ve aklayabilseydim bile
buna ihtiya yoktur. nk duygulanlarn kuvvetlerini ve Ruhun onlar
zerindeki gcn gerektirmekten ibaret olan maksadm yerine getirmek
iin, bizim her duygulana ait bir tanm vermemiz yeter. Duygulanlar
ve Ruhun ortak zeliklerini bilmek yeter diyorum. Filn ve falan Sevgi,
Kin veya Arzu duygulan arasnda, diyelim ki ocuklara kar olan sevgi
ile kadna kar olan sevgi arasnda byk bir fark varsa da, bu farklar
bilmeye ve duygulanlarn tabiat ve kkne dair incelememizi daha ileri
gtrmeye ihtiyacmz yoktur.
nerme LVII
Her ferdin herhangi bir duygulan bir bakasnn duygulanndan,
birinin z tekinin znden farkl olduu derecede farkldr.

15) Belirti kelimesini daha ok devaml olarak signification (delalet) karl kullanyoruz.
16) Buna kar lmllk deniyorsa da modration'dan ayrmak iin bu kelimeyi kullandk.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 7 7

Kantlama
Bu nerme 13nc nermenin II'nci blm ardndan gelen III'nc
lemmadan sonra grlecei gibi Iinci aksiyomla apaktr. Bununla birlik
te onu ilk duygulann tanmlaryla kantlayacaz.
Btn duygulanlar vermi olduumuz tanmlarn gstermi olduu
gibi Arzuya, Sevince ya da Kedere irca edilirler. Fakat Arzu her birinin
asl tabiat veya zdr (scolie, nerme 9); yle ise her birinin Arzusu bir
bakasnn Arzusundan, her birinin tabiat ya da znn bir bakasnn
z ya da tabiatndan farkl olduu kadar farkldr. Sevin ve Keder, imdi,
kendileriyle her birinin gcnn veya onu varlnda devam ettirme aba
snn oalm veya azalm, tamamlanm veya indirilmi olduu edilgiler
(pasif hallerdir) (scolie, nerme 11). Fakat ayn zamanda hem Ruha hem
Bedene nispet edilmesi bakmndan varlnda devam etmek iin aba
deyince, biz itah ve arzuyu kastediyoruz (scolie, nerme 9); yle ise se
vin ve keder, d nedenlerden oalm ya da azalm olmas, tamamlan
mas ya da indirilmesi bakmndan asl arzu veya itahtr, yani (ayn scolie)
her birinin tabiatdr; ve bylece birinin sevin veya kederi bir bakasnn
sevin veya kederinden, birinin tabiat veya znn tekinin tabiat veya
znden farkl olduu derecede farkldr; ve bunun sonucu olarak her
ferdin herhangi bir duygulan bir bakasnn duygulanndan da ayn
derecede farkldr, vb...
Scolie
Buradan u sonu kar ki, akldan yoksun olduklar sylenen canl
larn duygulanlar (geri phe edemeyiz ki, bir kere Ruhun kk bilin
dikten sonra hayvanlar duyum gcne sahiptirler), onlarn tabiat insan
tabiatndan farkl olduu derecede, insanlarn duygulanlarndan farkl
dr; at ve insan phesiz nesli retme ehvetinin hkm altndadrlar;
fakat birincisi bir at ehveti ile, ikincisi bir insan ehveti ile gdlmekte
dir; nitekim bceklerin, balklarn ve kularn ehvetler ve itahlarnn
da birbirlerinden farkl olmas gerekir. Her ne kadar her fert, tabiatnn
kurulmu olduu zere kendi memnunluu ve gelimesini yayorsa da,
her birinin memnun olduu bu hayat ve bu gelime bu ferdin fikri veya
ruhundan baka bir ey deildir ve bylece onlardan birinin gelimesi bir
bakasnn gelimesinden, birinin tabiat ya da znn bir bakasnn ta
biat veya znden farkl olduu derecede farkldr. En sonra nceki ner

1 7 8 ETKA

meden u sonu kar ki, diyelim bir sarhoun kapld gelime ile bir
filozofun ulat ruhi gelime arasndaki fark kk deildir, bu da benim
bu vesile ile gstermek istediim bir noktadr. te edilgin (pasif) olmas
bakmndan insana nispet olunan duygulanlar hakknda syleyeceimiz
eyler bunlardr. imdi insana etkin olmas bakmndan nispet olunan
duygulanlar hakknda birka kelime sylemeliyim.
nerme LVIII
Edilgiler (pasif haller) olan sevin ve arzudan baka, etkin (aktif) olma
mz bakmndan bize nispet edilen baka sevinler ve arzu duygulanlar
da vardr.
Kantlama
Ruh kendi kendisini ve kendi gcn tasarlad zaman, sevinlidir
(nerme 53); halbuki Ruh doru veya upuygun bir fikri tasarlad zaman
kendi kendisini zorunlu olarak grr (nerme 43. blm II). te yandan,
Ruh baz upuygun fikirleri tasarlar (scolie, nerme 40, blm II); yle ise
o upuygun fikirleri tasarlad nispette, yani (nerme 1) aktif olduu nis
pette sevin iindedir. Bundan baka, Ruh ak ve seik fikirlere sahip
olmas bakmndan, bulank fikirlere sahip olmas bakmndan olduu
gibi kendi varlnda devam etmeye alr (nerme 9). Fakat alma
(aba) deyince biz arzuyu anlyoruz (ayn nermenin scoliesi) yle ise
arzu bizim bilmemiz bakmndan yani aktif olmamz bakmndan bize nis
pet edilmitir (nerme 1).
nerme LIX
Etkin (aktif) olmas bakmndan Ruha nispet edilen btn duygulan
lar arasnda sevin ve arzuya irca edilmeyen hibir duygulan yoktur.
Kantlama
Btn duygulanlar arzuya, sevince ya da kedere irca edilirler (vermi
olduumuz tanmlarn gsterdii gibi). Fakat keder deyince biz Ruhun
dnme gcn azaltan veya indiren eyi anlyoruz (scolie, nerme 11),
nitekim Ruhun kederlenmesi bakmndan onun bilme gc, yani tesir
etme (agir) gc (nerme 1) azalm ya da engele uramtr. yle ise
aktif olmas bakmndan Ruha nispet edilebilen keder duygulan yok

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 79

tur, fakat yalnz byle olmas bakmndan Ruha nispet edilen sevin ve
arzu duygulanlar vardr (nceki nerme).
Scolie
Bilmesi bakmndan Ruha nispet edilen duygularn ardndan gelen
etkileri (action) Ruh kuvvetine irca ediyorum ve Ruh kuvvetini metinlik
ve yksek gnlllk (gnrosit) blmlerine ayryorum. Metinlik deyin
ce bir ferdin yalnzca akln emrini ve dolaysyla kendisini korumas iin
abalamasn (almasn) salayan bir arzuyu anlyorum. Yksek gnl
llk deyince bir ferdin baka kimselere yardm etmek ve onlarla kendi
arasnda bir dostluk ba kurmak iin Akln emrine gre almasn sa
layan arzuyu anlyorum. O halde amalar yalnzca etkerin (failin) faydas
olan bu etkileri (action) metinlie atfediyorum (yoruyorum) ve amalar
bakasnn faydas olan etkileri de yksek gnllle atfediyorum. yle
ise lllk (temprance), vakurluk (sobrit) ve tehlikeler karsnda
hazr bulunma (prsence desprit) vb. metinliin eitleri, trleridir; alak
gnlllk, efkat vb. yksek gnllln trleridir. U ilkel duygula
nn, yani arzu, sevin ve kederin terkibi suretiyle doan balca Ruh
dalgalanlarn ilk nedenleriyle aklamay ve tantmay dnyorum,
bu izahla grlyor ki, biz birok biimlerde d nedenlerin etkisi altnda
bulunuyoruz ve denizin dalgalar gibi bamza ne geldiini ve kaderimizin
ne olduunu bilmeden birbirine kart rzgrlarla srkleniyoruz. Bununla
birlikte, ben yalnz Ruhun angaje olduu balca atmalar tanttm
ve onun urayabilecei btn atmalar anlattm syledim. Gerekten,
yukarda tutmu olduum ayn yolda devam ederek kolaylkla gsterebi
liriz ki, sevgi vicdan azabna, kmsemeye (ddain), utanca vb. baldr.
Daha dorusu, zannederim, yukarda sylediklerimden herkese sabit
olur ki, duygulanlar birok biimlerde birbirleriyle terkip olunurlar ve
onlardan o kadar ok eitler doar ki onlarn says tespit edilemez. Fakat
maksadm iin, burada balcalarn saym olmak yeter: Zikretmedikle
rinle gelince, onlar faydadan ziyade merak konusu olacaklardr. Bununla
birlikte geriye sevgi konusunda, sk sk rastlanan bir ey olmak zere,
itah duyulan eyden haz alnd zaman Bedenin bu hazdan dolay yeni
bir hal kazanabilecei, bu suretle baka trler gerektirilmi olaca, baka
eylerin hayalleri uyanacak derecede gerektirilmi olaca ve Ruhun ayn
zamanda baka eyi hayal etmeye, baka eyi arzu etmeye balayaca

180 ETKA

gzlemini yapmak kalr. Diyelim ki, bir eyi hayal ettiimiz zaman, onun
lezzetinden haz duymaya alm oluruz, o hazz yeniden duymay, yani
onu yemeyi isteriz, fakat bu biimde o hazz yeniden duyduumuz zaman,
midemiz dolar ve Beden baka bir halde bulunur; eer o zaman Bedenin
bu yeni vaziyetinde (disposition) ayn gdann hayali hazr olduu iin sak
lanacak olursa ve bunun sonucu olarak da onu yemek abas ve arzusu
saklanrsa, bu aba ve arzuya bir yeni hal kar koyacaktr ve bundan
dolay da, itah duyulan gdann hazr bulunuu (prsence) tiksinme, nef
ret verici (odeuse) olacaktr, bizim bkma (dgout) bezginlik (lassitude)
dediimiz hal budur. Ben bundan baka titreme, solgunluk, hkrk, gl
me vb. gibi duygulanlarda gzlenen Bedeni duygulandran d sarsnt
larn (trouble) bir yana braktm, nk onlar Ruhla bir mnasebeti ol
makszn yalnzca Bedene aittirler. En sonra duygulanlarn tanmlar
konusunda baz gzlemler yapmalym, bundan dolay burada srasyla bu
tanmlar vereceim ve her birisinde gzlenecek eyleri onlarn arasnda
zikredeceim.

DUYGULANILARIN TANIMLARI

I
Arzu, insann kendisinde verilmi olan herhangi bir duygulanla bir ey
yapmas gerektirilmi olarak dnlmesi bakmndan, o insann zdr.
Aklama
Daha yukarda (scolie, nerme 9) syledik ki, arzu kendi kendisinin
uuru ile itahtr; ve itah, insann kendi kendisini korumasna yarayan
eyleri yapmasn gerektirmesi bakmndan, insann zdr. Fakat ayn
scoliede gsterdim ki, ben gerekten, insann itah ile arzu arasnda
hibir fark kabul etmiyorum. Geri insan itahnn uuruna sahip olsun
ya da olmasn, bu itah yine ayn olarak kalr; ve bylece bir ksr dng
ye (tautologie) dme tavr olmamak iin, ben arzuyu itah ile tanmlamak
istemedim. Fakat onu itah, irade, arzu ya da ilca, i tepi (impulse) kelimele
riyle gsterdiimiz insan tabiatnn btn abalarn iine alacak bir biim
de tanmlamaya altm. Diyebilirim ki arzu bir ey yapmann gerektirilmi
gibi tasarlanmas bakmndan insann asl zdr, fakat bu tanmdan

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 181

(nerme 23, blm II) ruhun kendi arzusu ya da kendi itahnn uuruna
sahip olduu sonucu kmazd. yle ise, bu uurun benim tanmma girme
si iin, benim (ayn nerme) unu katmam lzmd: nsann kendisine
verilmi olan herhangi bir duygulann gerektirilmesi bakmndan vb...
Zira insann znn bu duygulan ile, bu zn istidadn (dispositior)
anlyoruz; o istidada ister doutan ister kazanlm olsun, ister yalnz
dnce sfatyla tasarlansn, ister yalnz uzam sfatyla tasarlanm ol
sun, ya da en sonra ister her ikisine nispet edilsin. yle ise ben arzu
kelimesinden, ayn insann deiik istidatlarna gre deien ve insann
eitli ynde srklenmesine sebep olaca ve onun nereye doru dnd
n bilmeyecei derecede birbirine kart olan btn abalar, i tepi
ler, itahlar ve insan isteklerini (volition) anlyorum.
II
Sevin insann daha az bir yetkinlikten daha byk bir yetkinlie
geiidir.
III
Keder, insann daha byk bir yetkinlikten daha az bir yetkinlie
geiidir.
Aklama
Gei diyorum, zira sevin asl yetkinlik deildir. Eer gerekten insan
kendisine ykselmi olduu yetkinlikle birlikte dosayd, sevin duygula
n olmadan ona sahip olacakt; bu daha ak olarak ona kart olan
keder duygulannda grlyor. Geri keder daha az bir yetkinlie gei
ten ibarettir, yoksa asl daha az yetkinlikten ibaret deildir, kimse bunu
inkr edemez, nk herhangi bir yetkinlie sahip olmas bakmndan
kederlenemez ve diyemeyiz ki keder daha byk bir yetkinlikten yoksun
olmadan ileri geliyor, zira bu yoksunluk hibir ey deildir; keder duygula
n bir fiildir ve bu fiil, bundan dolay, ancak daha az bir yetkinlie geii
salayan bir fiil olabilir, yani insann etkileme (ar) gcnn ya azalmas
ya da inmesine sebep olan fiil olabilir (scolie, nerme 11). Ben bundan
baka, nee, holanma (chatouillement), melnkoli ve elem (douleur) tanm
larn kaldryorum, nk bu duygulanlar asl Bedene aittirler ve se
vinle kederin trlerinden baka eyler deildirler.

182 ETKA

IV
Ruh bir eyde hayal gcne bal kalrsa orada hayret vardr, nk
bu tekil (singulier) hayal gcnn bakalaryla hibir balants yoktur
(bak: nerme 52 ve onun scoliesi).
Aklama
18inci nerme, IInci blm, scoliesinde Ruhun bir eyi gz nne
almadan hemen baka bir eyin dncesine hangi sebeple getiini gs
terdik, nk bu eylerin hayalleri birbirlerine zincirli ve birbiri ardn
dan gelecek surette baldr; halbuki o eyin hayali yeni olduu, fakat o
srada Ruh baka eyleri dnmek zere bakalar tarafndan gerektirilmi
oluncaya kadar bu eyin gz nne alnmasna balanaca iin onun
byle olaca tasarlanamaz, kendi bana gz nne alnan yeni bir eye
ait hayal gc o halde bakalaryla ayn tabiattadr ve bu sebeple ben
hayreti duygulanlar arasnda saymam ve bunu yapacak bir saik (mo
tif) grmem, nk eer Ruh her trl baka dnceden uzak (distrait)
ve dalgn bulunursa onun uram olduu bu dalgnlk hibir pozitif se
bepten ileri gelmez, fakat yalnzca bir eyin gz nne alnmas, onun
bakalarn dnmesini gerektiren bir nedenin bulunmayndan ileri
gelir, yle ise yalnz ilkel ya da esasl duygulan (scolie, nerme 11),
yani sevin, keder ve arzu duygularn kabul ediyorum; ve eer hayret
hakknda birka kelime syledi isem bunun sebebi ilkel duygulan,
hayret ettiimiz objelere nispet edildikleri zaman onlardan tremi olan
baz duygulanlar baka kelimelerle ifade etme detinin yerlemi ol
masdr; ayn saikle burada kmseme (Mpris) tanmndan bahsedece
im.
V
Bir eyin hayal edilmesinden Ruh o kadar az edilgin olsa ki, bu eyin
hazr bulunuu orada bulunmasndan ziyade bulunmamasn hayal etme
nin saiki olsa, orada kmseme vardr (scolie, nerme 52). Burada ycelt
me (Vnration), hafifsemenin (Ddain) tanmn bir yana brakyorum,
nk bildiim hibir duygulan adn oradan almaz.
VI
Sevgi, bir d nedenin fikriyle birlikte bulunan bir sevintir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 83

Aklama
Bu tanm aka sevginin zn aklar; sevgiyi seven kimsenin sevilen
ey ile birleme iradesi diye tanmlayan yazarlarn tanm o sevginin zn
deil, fakat onun zeliini ifade eder ve sevginin zn yeteri kadar iyi
grmedikleri iin, bu yazarlar onun zelii hakknda da hibir ak kavram
elde edememilerdir; bylece onlarn tanm hakknda herkese son derece
bulank (karanlk) diye hkmedilmesi sonucuna varlmtr. Bununla birlikte
u gzlemi yapmak gerekir ki, bu zelik seven kimsenin iradesinin sevilen
eyle birlemesinden ibaret olduunu sylerken, ben iradeden asla bir olur
lama (muvafakat) ya da zerinde dnme (dlibration), yani hr bir karar
(dcret) anlamyorum (nerme 48, blm II'de tanmladm ki bu zihin icad
-fictive- bir eydi), hatta ondan, sevilen ey hazr bulunmad zaman dahi
onunla birleme ya da orada bulunduu zaman hazr bulunuunu devam
ettirme arzusunu anlamyorum; sevgi geri bu arzulardan biri ya da teki
olmadan da tasarlanabilir; fakat irade deyince, sevilen eyin hazr bulunmas
nedeniyle seven kimsedeki memnunluu (contentement) ; seven kimsenin
kuvvetlendirildii veya hi de deilse beslendii memnunluu anlyorum.
VII
Kin (nefret) bir d nedenin fikriyle birlikte bulunan kederdir.
Aklama
Burada, nceki aklamada sylenmi olan eyi (bundan baka 13nc
nermenin scoliesine bkz.) gstermek gerektii kolaylkla fark edilir.
VIII
Eilim, ireti olarak sevincin sebebi olan bir eyin fikriyle birlikte bulu
nan sevintir.
IX
Tiksinme (aversion) ireti olarak kederin nedeni olan bir eyin fikriyle
birlikte bulunan bir kederdir (bu duygulan dolaysyla 15inci nermenin
scoliesine bkz.).
X
evk (Ferveur) bizi hayran brakan kimseye kar sevgidir.

184 ETKA

Aklama
52nci nermede gsterdik ki hayranlk bir eyin yeniliinden doar;
eer bizi hayrete dren eyi ou kere hayal edecek olursak, hayrete
dmekten vazgeeriz; o halde gryoruz ki evk (Ferveur) duygulan
kolaylkla basit sevgi haline soysuzlaabilir.
XI
Alay etme kin beslediimiz (ya da nefret ettiimiz) bir eyde kmse
necek (mpris) bir ey bulunduunu hayal etmemizden doan bir sevintir.
Aklama
Kin beslediimiz eyi kmsediimiz iin, onun varln inkr ede
riz (scolie, nerme 52) ve o nispette sevin duyarz (nerme 20). Fakat
insann kendi alay ediinin objesine kar kini olduunu farz ettiimiz
iin, buradan u sonu kar ki bu sevin salam deildir (47nci nerme
nin scoliesine bkz.).
XII
Umut, kendisinin neticesinden (akbetinden) bir dereceye kadar p
he ettiimiz gemi ya da gelecek bir eyin fikrinden domu kararsz bir
sevintir.
XIII
Korku, kendisinin bir sonuca varmamasndan bir dereceye kadar phe
ettiimiz bir eyin fikrinden domu istikrarsz (kararsz) bir kederdir (bu
duygulanlar iin 18inci nermenin II'nci scoliesine bkz.)
Aklama
Bu tanmlardan u sonu kar ki korkusuz umut olmad gibi umut
suz korku da yoktur. Vakaa bir eyin neticesi konusunda umutla phe
arasnda sallantda (askda) olan kimsenin gelecek bir vakann varln
darda brakan bir eyi hayal ettii farz edilir; yle ise burada o kederlenir
(nerme 19) ve bunun sonucu olarak o umutla phe arasnda sallantda
olduu halde vakann olmamasndan korkar. Tersine olarak korkuda olan
kimse, yani kin besledii (nefret ettii) bir eyin neticesinden phe eden
kimse de, bir vakann varln dta brakan (men eden) bir eyi hayal

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 8 5

eder; ve bylece (nerme 20) o sevintedir ve bu bakmdan onda vakann


olmamas umudu vardr.
XIV
Emniyet (scurit), hakknda artk phe nedeni kalmam olan gelecek
ya da gemi bir eyin fikrinden domu bir sevintir.
XV
Umutsuzluk, hakknda artk phe nedeni kalmam olan gelecek ya
da gemi bir eyin fikrinden domu bir kederdir.
Aklama
yle ise (bir eyin neticesi17 [issue] konusunda artk phe nedeni
olmad zaman) emniyet umuttan, mitsizlik de korkudan doar; bu
insann, orada gemi ya da gelecek bir ey gibi olduunu hayal etmesin
den ve onu hazrm gibi gz nne almasndan, ya da kendisinden phe
etmi olduu eylerin varln hari brakan (men eden) baka eyleri
hayal etmesinden ileri gelir. Vakaa her ne kadar tekil eylerin neticesinden
asla emin olamazsak da (nerme sonucu, nerme 31, blm II), bununla
birlikte ondan phe etmediimiz de olur, gerekten gstermi olduu
muz gibi (nerme 49, blm II, scoliesi) bir eyden phe etmemek baka,
onun hakknda kesin bilgiye sahip olmak baka eydir: bylece tabiat
hazr olan bir eyin hayali ile olduu gibi, gemi ve gelecek bir eyin
hayali ile de ayn duygulan duymu olmamz mmkndr: 18inci ner
mede gstermi olduumuz gibi, ki ayn zamanda onun scolielerine bak
mamz gerekir.
XVI
Gelime ve haz duyma (panouissement) umut etmeden meydana gelen
gemi bir eyin fikriyle birlikte olan sevintir.
XVII
uur daralmas (resserrement) umudumuzun aksine olarak meydana
gelen gemi bir eyin fikriyle birlikte olan kederdir.
17) Buna encam veya akbeti de deriz.

186 ETKA

XVIII
Acma (commisration) bizim benzerimiz olduunu hayal ettiimiz bir
bakasnn bana gelen bir ktln fikriyle birlikte olan bir kederdir
(bkz. scolie, nerme 22 ve 27).
Aklama
Acma ile efkat (misricorde) arasnda hibir fark yok gibi grnyor:
ancak acmann tekil bir duygulanla mnasebeti olduu gibi, efkatin
de duyularak kazanlm ve allm bir hazrlkla (disposition) mnasebe
ti vardr.
XIX
yi gzle bak (Faveur), bir bakasna iyilik yapm olan bir kimseye
kar olan sevgidir.
XX
Tiksinme (indignation), bir bakasna ktlk yapm bir kimseye kar
olan nefrettir.
Aklama
Biliyorum ki, bu kelimelerin kullanlan dilde baka anlamlar vardr.
Fakat benim maksadm eylerin tabiatn aklamaktr, yoksa kelimele
rin anlamn izah etmek deildir ve ortak bilgide geen anlamlar benim
burada onlar kullandm anlamdan bsbtn uzaklamayan kelimeler
le (vocable) ifade etmektir. Her eyden nce bu bir defa tespit edilmeli
dir. Bu duygulanlarn nedeni iin, ben ayrca 27nci nermenin linci
nerme sonucuna ve 22nci nermenin scoliesine okuyucuyu gnderi
rim.
XXI
stn deerlendirme (surestime), bir kimseye sevgi yznden hakl
olduundan fazla yer vermekten ibarettir.
XXII
Aa deerlendirme (msestime), bir kimseye kin yznden hakl oldu
undan daha az yer vermeden ibarettir.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 87

Aklama
stn deerlendirme yle ise, sevginin bir eseri ya da zelliidir; aa
deerlendirme de kinin eseri ya da zelliidir; stn deerlendirme yle
ise sevilen eye hakk olduundan fazla yer verdirecek surette insan duy
gulandran sevgi diye tanmlanabilir; nitekim tersine, aa deerlendir
me de kin beslenen eye hakk olduundan aa yer verdirecek surette
insan duygulandran kin diye tanmlanabilir (bu duygulanlar iin 26nc
nermenin scoliesine bkz.).
XXIII
Haset, insan bakasnn mutluluu yznden kederlendirecek ve tersi
ne, bakasnn mutsuzluu yznden rahatlk duyacak surette duygulan
dran kindir.
Aklama
Hasedin ortaklaa kabul edilen zdd efkattir (misricorde) ki kelime
nin anlamna ramen yle tanmlanabilir.
XXIV
efkat (misricorde), insan bakasnn iyiliinden rahatlk duyacak ve
bakasnn ktlnden kederlenecek surette duygulandrmas bakmn
dan sevgidir.
Aklama
Bundan baka, haset iin 24nc nermenin scoliesine ve 32nci ner
menin scoliesine baknz. Neden olarak bir d eyin fikriyle (ya kendi ba
na ya ireti olarak) birlikte bulunan sevin ve keder duygulanlar bunlar
dr. Neden olarak bir i eyin fikriyle birlikte olan duygulanlara geiyorum.
XXV
rahatl (contentement de soi), insann kendi kendisini ve kendi
etki gcn gz nne almasndan doan bir sevintir.
XXVI
Alal (humilit), insann kendi gszln ya da zaafn gz nne
almasndan doan bir kederdir.

188 ETKA

Aklama
rahatl deyince, bizim etki gcmz gz nne almamzdan doan
bir sevinci anlayacak olursak, o alaln - (mahviyet) - zdddr, fakat i
rahatl (i huzuru) deyince ruhun hr bir karar ile yaplm olduuna
inandmz bir eyin fikriyle birleik olan bir sevinci anladmz zaman o
aadaki u tarzda tanmladmz pimanln zdd olur.
XXVII
Pimanlk, Ruhun hr bir kararyla yaplm olduuna inandmz bir
eyin fikriyle birlikte olan bir Kederdir.
Aklama
Bu duygulanlarn sebeplerini 51inci nermenin scoliesinde ve 53,
54 ve 55inci nermelerde ve bu son nermenin scoliesinde gsterdik.
Ruhun hr karan iin 35inci nermenin IInci blmnn scoliesine bkz.
Bundan baka burada kaydetmek gerekir ki, genel olarak allm bir e
kilde kt denen btn fiillerin arkasndan kederin ve doru (droit) denen
btn fiillerin arkasndan da sevincin geldiini sylemede alacak bir cihet
yoktur; daha nce sylenen eylerle pek kolay bilindii gibi, bu eitimin en
yksek noktasna baldr. Ana-baba, geri kt denen hareketleri yermek
ve ocuklarna bu konuda sk sk sitemde bulunmak ve iyi denen hareketleri
tevik etmek ve bu hareketleri vmek suretiyle keder heyecanlarnn bi
rincilere ve sevin heyecanlarnn da kincilere balanmalarn salyorlar.
Bu hal deney ile tasdik edilmitir. Zira det ve din asla hibir yerde
ayn deildir, fakat tersine, bazlar iin kutsal olan bakalar iin kutsal
ddr (profane) ve bir ksm iin namuslu olan bakalar iin aadr
(vilain). O halde onlardan her biri kendi yetitirilme biimlerine gre
yapt bir hareketten dolay vicdan azab duyar ya da onunla nr.
XXVIII
Gurur, insann sevgi ile kendisi hakknda olduundan daha stn
hkm vermesinden ibarettir.
Aklama
Gurur yle ise stn grmeden, kincinin bir d objeye bal olmas,
gururun ise kendi kendisini hakl olduundan daha stn grmesi bak
mndan farkldr. Bundan baka, stn grme nasl sevginin bir eseri ya da

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 189

bir zellii ise, gurur da asl sevgiden kar ve yle tanmlanabilir: (insann
hakl olduundan daha fazla kendi kendisi hakknda hkm verecek su
rette duygulanmas bakmndan) kendini sevmek, kendi kendinden mem
nun olmak (scolie, nerme 26). Buna zt olan bir duygulan yoktur. Zira
hi kimse, kendisine kar kinle, kendi kendisi hakknda ok eksik hkm
de bulunmaz; ve hatta hi kimse unu ya da bunu yapamayacan hayal
etmesi eklinde, kendisi hakknda hakl olduundan ok daha az hkmde
bulunmaz. nsan yapamayacan hayal ettii her eyi, gerekten zorunlu
olarak hayal eder ve bu hayal gc ile gerekten yapamayacan hayal
ettii eyi yapamayaca tarzda hazrlanmtr, zira unu ya da bunu yapa
mayacan hayal ettii srece, onu yapmas gerektirilmemitir ve bunun
sonucu olarak bunu yapmas onun iin imknszdr. Eer, buna karlk
yalnz sanya bal olan eyi gz nne alacak olursak bir insann kendisi
hakknda olduundan ok aa hkm verdiini tasarlayabiliriz; vakaa,
bir kimsenin kendi zaafn kederle gz nne alarak herkesin onu km
sediini hayal etmesi baa gelebilir ve o zaman bakalar onu kmseme
bakmndan ondan aa kalmazlar. Bir insan imdiki zamanda henz ken
disi iin kesinsiz (incertain) olan gelecek zamana ait bir eyi inkr ederse,
kendisi iin ok aa bir hkmde bulunabilir; kesin olan hibir eyin
tasarlanamayaca, ancak insann kt ve aa bir eyi arzu etmeyecei
ve yapmayaca inkr edildii zaman ayn suretle hkmolunur. Bundan
sonra diyebiliriz ki bir kimsenin iddetli utan korkusuyla kendi emsalinin
cesaret ettii eye cesaret edemediini grdmz zaman kendi kendisi
hakknda fazla aa hkmde bulunur. yle ise bir gurura kar kendi
kendisinin kmsenmesi adn vereceim bu duygulan koyuyorum;
vakaa kendinden memnun olmadan gurur doduu gibi, kendini km
semeden de alal (humilit) doar ve o u biimde tanmlanabilir.
XXIX
Kendini kmseme, keder yznden hakl olduundan daha az kendi
hakknda hkmde bulunmadan ibarettir.
Aklama
Dorusu Gurura kar Alal koymaya altk, fakat o zaman onlarn
tabiatndan ziyade eserlerini gz nne alyoruz. Vakaa kendi kendisiyle
fazla nen (scolie, nerme 30), kendisinin yalnz erdemlerini, bakalar

190 ETKA

nn ise yalnz dklklerini (vice) anlatan, herkese tercih edilmek isteyen


ve kendini kendisinin ok stnde gren kimselerin daima yaptklar ayn
arlkla ve ayn aralarla kendini ileri sren kimseye gururlu diyorum.
Tersine olarak, kolayca kzaran, kendi dklklerini itiraf eden ve baka
snn erdemlerini anlatan, herkesin nnde kendini silen ve en sonra ss
lenmeyi bir yana brakarak ba aada yryen kimseye de alak gnll
(mtevaz) diyorum. Bu duygulanlar alak gnlllk (tevazu) ve ken
dini aa grme, demek istiyorum ki, zaten ok nadirdir. Zira kendi bana
gz nne alnan insan tabiat onlara gc yettii kadar fazla dayanma
ile kar koyar (nerme 13 ve 54); ve bylece kendisi hakknda en fazla
aa grme ve alak gnlllk ile dolu olduuna inanlan kimseler,
genel olarak en ok hret hrs ve haset ile doludurlar.
XXX
an ve eref (gloire), bakalar tarafndan vlm olduunu hayal
ettiimiz hareketimizin, etkimizin fikriyle birlikte olan bir sevintir.
XXXI
Utan, bakalar tarafndan yerilmi olduunu hayal ettiimiz bir etki
nin (action) fikriyle birlikte olan bir kederdir.
Aklama
Bu duygulanlar iin 30uncu nermenin scoliesine baknz. Fakat bu
rada utan ile utanma (pudeur) arasndaki fark kaydetmek gerekir. Utan,
insan kzartan bir hareketten dolay meydana gelen kederdir. Utanma,
utan korkusu ya da korkmasdr ki onunla insan aa bir ey yapmadan
kendini korur. Utanmann zdd, genel olarak utanmazlktr ki, gerekte
sras gelince gstereceim gibi, bir duygulan deildir; (daha nce gstermi
olduum gibi) duygulanlarn adlar tabiatndan ziyade kullanlarna aittir.
Bylece incelemeye girimi olduum keder ve sevin duygulanlarn ak
lamay bitirdim. imdi ise arzuya irca ettiim duygulanlara geiyorum.
XXXII
Eseflenme (souhait frustr), arzu edilen bir eyin hatrasyla beslenmi
olan, ayn zamanda itahann evrildii eyin varlna engel olan baka
eylerin hatrasyla azaltlan bir eye sahip olma arzusu, ya da itahdr.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 9 1

Aklama
Bize bir eyi hatrlatt zaman, biz bu suretle onu sanki orada hazrm
gibi duygulanacamz ayn histe (ayn duyguda) gz nne almaya hazr
bulunuyoruz; fakat bu hazrlan (disposition) ya da bu aba, ou kere
uyanklkta, bize hatrlatt hayalin varlna engel olan eylerin hayal
leriyle durdurulmutur (itilmitir). Bize belirli bir sevin cinsini duygu
landran bir eyi hatrladmz zaman, srf bu suretle ayn sevin
duygulan ile onu hazrm gibi grmeye alrz ve bu alma (aba)
hemen birincisinin varln men eden eylerin hatrasyla durdurulmu,
ya da itilmitir. Eseflenme, yle ise gerekte, nefret ettiimiz (kin besle
diimiz) bir eyin bulunmayndan ileri gelen sevince zt olan bir keder
dir; bu son nokta zerinde 47nci nermenin scoliesine baknz. Bunun
la birlikte eseflenme kelimesi bir arzuya nispet edilir gibi geldii iin,
bu duygulan arzunun duygulanlarna irca ediyorum.
XXXIII
Gpta (mulation), bakalarnn sahip olduunu hayal ettiimiz iin
bizde uyandrlm olan bir eyin arzusudur.
Aklama
Bakalarnn katn ya da korktuunu grd iin kaan kimseye,
hatta baka birisinin elinin yandn grnce elini eken ve sanki eli
yanm gibi Bedeninin yerini deitiren kimseye, bakasnn duygulann
taklit ediyor diyoruz, yoksa gptaya (mulation) sahip demiyoruz; bu gpta
nedeninden farkl bir taklit nedenini bildiimizden deildir; fakat bizim
namuslu, faydal ve ho olduuna hkmettiimiz kimseyi taklit edenin
yalnz ona gpta ediyor dediimiz kimse olduuna alm olmamzdandr.
Gptann nedeni hakknda 27nci nerme, scoliesine baknz; bu duy
gulann ok kere hasetle birlemesi iin 32nci nerme scoliesine bak
nz.
XXXIV
kran ya da minnet (reconnaissance veya gratitude), bize iyilik yapan
kimseye iyilik yapmaya almamz ve onun hakknda ayn suretle sevgi
ile duygulanmamz salayan bir arzu ya da bir sevgi iin duyduumuz
atltr, (41inci nermenin scoliesi ile 39uncu nermeye bkz.)

192 ETKA

XXXV
yilikseverlik, kendisine kar acma duygusuna sahip olduumuz kim
seye iyilik yapma arzusudur (scolie, nerme 27).
XXXVI
fke, bizim kin beslediimiz kimseye kinle ktlk yapmaya bizi srk
leyen bir arzudur (bkz. nerme 39)
XXXVII
alma, bize zarar veren ve bizim hakkmzda ayn duyguya sahip
bulunan kimseye karlk bir kinle ktlk yapmaya bizi srkleyen
bir arzudur (40nc nermenin Ilnci nerme sonucu, scoliesine bak
nz).
XXXVIII
Vahet veya zalimlik, sevdiimiz ya da bize acma ilham eden bir
kimseye kar birini ktlk yapmaya srkleyen (tevik eden) bir ar
zudur.
Aklama
Zalimliin zdd affediciliktir (clmence) ki,18 bu bir edilgi (pasif hal)
deildir. Fakat fke ile almay tadil eden (dunlatran) bir gtr.
XXXIX
Korku, daha az bir ktlkle korktuumuz daha byk bir ktlk
ten kamak arzusudur (scolie, nerme 39).
XL
Cret, bir kimsenin emsalinin kar koymada korktuklar bir tehlikeye
atlmak suretiyle yaptklar bir etkiyi uyandran bir arzudur.
XLI
Yreksizlik veya korkaklk (pusillanimit), bir kimsenin emsalinden
gelen tehlike korkusuyla azalm olan arzusuna derler.
18) Tanr iin Marifet, ya da Gufran denir. Ayet: (nna-l Allahe gafurn Rahm.)

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 9 3

Aklama
Korkaklk, ok kimsenin korkmaya almad bir ktlk korkusun
dan baka bir ey deildir; bunun iin onu arzu duygulanlarna irca
etmiyorum, bununla birlikte ben burada onun aklamasn verdim, nk
o, gerekten azaltt arzu bakmndan, cret duygulannn zdddr.
XLII
Yese dmek (consternation), bir ktlkten kanma arzusu, korku
lan ktle kar hayretle azaltlm olan arzuya denir.
Aklama
Yese dmek bir nevi yreksizliktir; fakat iki katl bir korkudan do
duu iin, daha elverili olarak aknla uram, ya da dalgal bir hal
deki bir kimseyi, ktl ortadan kaldramayacak bir tarzda kaplayan
korku diye tanmlanabilir. nk aknlkla azaltlm olarak ktl
ortadan kaldrmak arzusunu tasarlamamz bakmndan, ben aknla
uram diyorum. Bu arzuya, onu ayn derecede azaba sokan baka bir
ktlk korkusuyla azalm olarak tasarlamamz bakmndan, dalgal hal
dedir (flottant) diyorum; bu ikisinden hangisinin saptrdn bilmemesi
buradan geliyor. (Bu konuda scolie, nerme 39 ile scolie, nerme 52ye
baknz). Bundan baka yreksizlik, korkaklk ve cret hakknda scolie,
nerme 51e bkz.
XLIII
nsanlk ya da alak gnlllk, insanlarn houna giden eyi yapmak
ve houna gitmeyen eyi yapmamaktr.
XLIV
hret ya da ikbal hrs, lsz bir eref arzusudur.
Aklama
kbal hrs, btn duygulanlarn beslendii ve kuvvetlendirildii (ner
me 27 ve 31) bir arzudur: bunun sonucu olarak bu duygulan glkle
yenilebilir. Vakaa bir insan ne kadar zaman bir arzunun hkm altnda
bulunursa, o kadar zaman hrsn hkm altnda bulunur. iero diyor
ki: En iyiler erefin cazibesine kar en duyarl (hassas) olanlardr. an ve

1 9 4 ETKA

erefi kmseme hakknda kitaplar yazan filozoflar bile adlarn oraya


koyarlar, vb.
XLV
Oburluk, lsz bir arzudur, hatta bir yemek imek sevgisidir.
XLVI
Sarholuk, lsz, lml-olmayan bir arzudur ve iki sevgisidir.
XLVII
Hasislik, lsz bir arzudur ve bir zenginlik sevgisidir.
XLVIII
ehvet dknl (lubricit) de bedenlerin birlemesi arzusu ve sev
gisidir.
Aklama
Bu cinsel iliki arzusu ister ll olsun ister olmasn, ona ehvet
demek det olmutur. Bundan baka son be duygulann (56nc ner
menin scoliesinde gstermi olduum gibi) ztlar yoktur. Zira alak gnl
llk bir nevi ikbal hrsdr (ya da hret hrsdr) (29uncu nermenin
scoliesinde gsterildii gibi). Ben daha nce gstermitim ki lmllk
(lllk), vakurluk (sobrit) ve afiflik (chastet) edilgiler (pasif haller)
deildirler, fakat Ruhun gleridir ve hasis, haris ve korkak bir adamn
masa, iki ya da cinsel ilikinin arlklarndan kanmalar mmkn olsa
da, yine hasislik, mevki hrs, korku oburluun, sarholuun, ya da ehvetin
zdd deildirler. Zira hasis zamannn ounda bakasnn zararna grt
lana kadar yemek ve imek ister, mevki hrsls, kefedilmek artyla,
hibir bakmdan lmlla geemez ve eer sarholarla ehvetliler arasn
da yaarsa srf kendi mevki hrsyla ayn dklklere daha eilimli olacak
tr. En sonra, korkak istemediini yapar, lmden kanmak iin serveti
ni denize atsa bile pinti olarak kalr; ve eer ehvetli ve sefih doyurulama
d iin kederli ise, bundan dolay sefihlikten vazgemez. Ve genel ola
rak bu duygulanlar yemek, imek vb. fiillerine ait olduklar kadar bu
fiillerin arzu ve sevgisine de ait deillerdir. O halde bu duygulanlara,
yksek gnlllk ve ruh metinliinden baka bir ey kart olarak kona
maz ki, bunlardan daha sonra sz edeceiz.

DUYGULANILARIN KK VE TABATI ZERNE 1 9 5

Gerek daha nce tanmlanan duygulanlarn bireiminden domu


olduklar, gerekse onlardan ounun adlar olmad iin kskanlk, ya
da baka Ruh dalgalanmalarn sukutla geitiriyorum; bu da hayatn kul
lanlmas iin onlar genel olarak tanmann yeter olduunu gsterir.
Aklanan duygulanlarn tanmlaryla, zaten grlyor ki, hepsi arzu
dan, sevinten ya da kederden doarlar, yahut daha ziyade d adlan
drlmalar ve kendilerinin gz nne alnlarndaki tanmlar dolaysyla
eitli adlarla arlmalar det olan bu esasl duygulantan baka bir
ey deildirler. Eer imdi bu ilkel duygulanlar ve daha nce Ruhun
tabiat denmi olan eyi gz nne alrsak, aadaki gibi duygulanlar
yalnz Ruha ait olmalar bakmndan tanmlayabiliriz.

DUYGULANILARIN GENEL TANIMI


Ruhun edilgisi (pasiyonu) denilen bu duygulan yle bir bulank fikir
dir ki, onunla Ruh kendi Bedeninin varlna ait bir kuvveti, ya da onun
ncekinden daha byk, veya daha kk bir ksmnn bir kuvvetini
kabul eder. Ve onun hazr bulunmasyla asl Ruhun falan eyi deil de
filn eyi dnmesi gerektirilir.
Aklama
lk nce diyorum ki, bir duygulan, ya da Ruhun pasiyonu (edilgisi)
bulank bir fikirdir. Geri biz upuygun olmayan, bulank olan fikirlere
sahip olmas bakmndan ruhun pasif (edilgin) olduunu gsterdik (ner
me 3). Ben ondan sonra, kendisiyle Ruh, Bedeninin var olmas iin, ya
da bunun ncekinden daha byk veya daha kk bir ksmnn var
olmas iin bir kuvvet kabul eder diyorum. Sahip olduumuz btn Be
den fikirleri, gerekten, d cismin tabiatndan ziyade Bedenimizin etki
(action) halini iaret ederler (nerme sonucu 2, nerme 16, blm II) ve
bu duygulann kuvvetini meydana getiren fikir, Bedenin, ya da Bedene
ait ksmlardan birinin sahip olduu hali ifade eder, bundan dolay da
onun icra etme gcnn, veya var olma kuvvetinin arttn ya da eksil
diini, tamamlandn, ya da indirildiini, ifade eder. Bununla birlikte
kaydedilebilir ki, eer ncekinden daha byk, veya daha az var olma kuv
veti dersem, bununla asla Ruhun Bedene ait imdiki hali, gemii ile kar

1 9 6 ETKA

latrdm anlam kmaz, fakat duygulann eklini meydana getiren


fikrin fiilen Bedende ncekinden daha ok, veya daha az gerekleri ku
atan bir eyi kabul ettiini anlyorum ve Ruhun z, kendi bedeninin
aktel (fiili) varln kabul etmekle kaim olduu iin (nerme 11 ve 13.
blm II) ve yetkinlik (perfection) deyince biz bir eyin zn anladmz
iin, buradan u sonu kar ki Ruh Bedenin, ya da bu Bedenden bir
ksmnn ncekinden daha byk veya daha az gereklii olan bir eyi
kabul ettii zaman, daha byk veya daha az bir yetkinlie ykselir. O
halde daha yukarda Ruhun dnme gcnn artt, ya da eksildiini
sylediim zaman, Ruhun Bedeninden, veya Bedeninin bir ksmndan,
bu daha nce Bedeninin kabul etmi olduundan daha byk, ya da daha
az gereklik ifade eden bir fikri tekil ettiinden baka bir ey sylemek
istememitim. Zira konunun (objenin) deerine gre fikirlerin deeri ve
dnmenin fiil gc deerlendirilir. Ben en sonra unu kattm ki, bu
fikrin hazr bulunmasyla, keder veya sevincin tabiatndan baka, arzu
nun da tabiatn ifade etmek zere, Ruhun u eyden ziyade bu eyi dn
mesi gerektirilmitir.
NC BLMN SONU

4
nsann Klelii veya Duygulanlarn
Kuvvetleri zerine

NSZ
nsann kendi duygulanlarn yneltme ve azaltmadaki gszl
ne klelik diyorum; gerekten, duygulanlara bal olan insan kendi ken
disine sahip deildir, fakat kendi zerindeki gc ou kere bask altnda
olmasna ve en iyisini grerek en ktsn yapmasna sebep olan bir
servete sahiptir. Ben bu blmde bu hali kendi nedeni ile aklamaya ve
bundan baka, duygulanlarda iyi olanla kt olan gstermeye kalktm.
Bununla birlikte, sze balamadan nce yetkinlik ile yetkinsizlik ve iyi
ile kt zerinde baz hazrlk gzlemleri ileri srmek elverili olacaktr.
Her kim bir eyi yapmaya azmederse (rsolu) ve bu azme yetkin olarak
sahip olursa, yalnz ona inanma bakmndan deil, fakat yazarn dn
cesini ve amacn doru olarak bilen, ya da bildiini zanneden kimsenin
hkm bakmndan, eseri yetkindir. Eer diyelim, tamamlanm olmad
n varsaydm bir eser grlrse ve yapann amacnn bir ev kurmak
olduu bilinirse, denecektir ki, ev yetkinsizdir (eksiktir), ya da tersine,
yapann onu ulatrmay azmettii tamamlama (achvement) noktasna
onun tam vard grlnce o yetkindir. Fakat eer, buna benzer hibir
ey grmeden, yapaca eyin dncesinden haberi olmadan bir eser
grlecek olursa, phesiz onun yetkin mi, yetkinsiz mi (noksan) olduu
bilinemeyecektir.

1 9 8 ETKA

Bu kelimelerin ilk belirtisi (signification) budur gibi grnyor. Bununla


birlikte, insanlar genel fikirler tekil etmeye ve dnceleriyle evlerin,
yaplarn, kulelerin, vb. modellerini tasarlamaya, nitekim baz modelleri
baka modellere tercih etmeye baladklar zaman, herkesin kendisince
ayn suretle teekkl etmi genel fikirde uyutuunu grd zaman yet
kin, tersine onlar tarafndan tasarlanan modele daha az uygun olduunu
grd zaman da yetkinsiz (eksik) dedii olur. Sanat kendi maksadn
tam olarak yerine getirmi olduu zaman dahi, tabiattaki eylere, insan
eli ile yaplmam olanlara niin yetkin ya da eksik denildiinin burada
baka sebebi olduu grnmyor; insanlar, geri birok tabii eyler gibi,
kendi sanatlarnn rnlerini, model olarak kullandklar genel fikirler
den oluturmaya almlardr; tabiatn burada esas diye alndna (sanla
rna gre tabiat asla bir gayeye gre ilemez) ve onu model olarak kabul
ettiine inanrlar. yle ise onlar tabiatta, kendileri tarafndan ayn suretle
tasarlanm modele pek az uygun bir eyin meydana geldiini grdkleri
zaman, asl tabiatn eksik olduuna, ya da orada gnahn bulunduuna
ve onun eserini eksik braktna inanrlar, bylece (eylere ait doru bir
bilgiden ok bir nyarg dolaysyla) insanlarn det zere tabii eylere
tam ya da eksik, yetkin ya da yetkinsiz dediklerini gryoruz. Geri bunu
birinci ksmn ek blmnde gsterdik ki, tabiat bir gayeye gre hareket
etmez (ilemez); Tanr veya Tabiat dediimiz o ezeli ve sonsuz varlk var
olan ayn zorunlulukla iler (hareket eder), o ayn zamanda gstermi
olduumuz gibi (nerme 16, blm I) iledii ey ile vardr. yle ise Tanr
nn, ya da Tabiatn niin etki yapt (iledii) ve niin var olduunun
sebebi, ya da nedeni daima bir ve ayn eydir. Hibir gaye iin var olmad
ndan, yle ise o hibir gayeye gre tesir ve icra etmez; ve varoluu gibi
etkisinin de ne ilkesi, ne gayesi vardr.
Gaye-neden denen ey zaten, bir eyin ilkel prensibi (ilkesi) ya da ne
deni olarak grlmesi bakmndan insan itahndan baka bir ey deil
dir. Diyelim, iskn (yerleme) filn ya da falan evin gaye-nedenidir dedi
imiz zaman, phesiz bir insann ev hayatnn krlarn hayal etmek sure
tiyle bir ev kurma itahna sahip olmasndan baka bir ey anlamyoruz.
yle ise yerleme (habitation) bir gaye-neden gibi grlmesi bakmndan,
tekil (singulier) bir itahtan baka bir ey deildir ve bu itah gerekte ilk
diye gz nne alnan bir etker-nedendir (cause efficiente), nk insan
lar ortak olarak kendi itahlarnn nedenini bilmiyorlar. Onlar vakaa, sk

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 1 99

sk sylediim gibi, etkilerinin ve itahlarnn uuruna sahiptirler, fakat


bu ey iin itaha sahip olmalarn gerektiren nedenleri bilmezler. Halk
dncesine gre (vulgairement) Tabiatn bazen eksik olduu veya yanl
dn, eksik eyler meydana getirdiinin sylenmesini, ben ilk blmn
ekinde incelediim noktalar arasna koyuyorum. O halde tamlk (yet
kinlik) ve eksiklik (yetkinsizlik), gerekte dnme tarzlarndan ibaret
tir, yani ayn trden ve ayn cinsten fertleri birbirleriyle karlatrdmz
iin iml etmeye altmz kavramlardr (notion) ; bunun yznden, daha
yukarda (tanm 6, blm II) dedim ki, yetkinlik ve gereklik deyince ben
ayn eyi anlyorum. Geri biz Tabiatn btn fertlerini en geneli adn
verdiimiz tek bir cinse, baka deyile, mutlak olarak Tabiatn btn
fertlerine ait olan Varlk kavramna irca etmeye almzdr. yle ise
Tabiatn bireylerini bir cinse irca etmemiz ve onlar birbirleriyle karla
trmamz bakmndan ve bir ksmn tekilerden daha ok ayne (entit)
ve gereklie sahip grdmz nispette onlardan bir ksmnn tekiler
den daha yetkin olduklarn syleriz ve onlara bir limit, bir gaye, bir g
szlk gibi olumsuzluu ieren bir ey atfetmemiz bakmndan, eksik (yet
kinsiz) deriz, nk onlar bizim yetkin dediklerimize benzer bir surette
ruhumuzu duygulandrmazlar, yoksa onlara eksik dememiz, onlara ait olan
bir ey bulunmad ya da Tabiat yanld iin deildir. Vakaa hibir ey
bir etker-nedenin tabiatnn zorunluluuna uymadan baka suretle bir
eyin tabiatnn zorunluluuna uymadan baka suretle bir eyin tabiatna
ait olamaz ve bir etker-nedenin tabiatnn zorunluluuna bal olan her
ey zorunlu olarak meydana gelir.
yi ve ktye gelince, onlar hi deilse kendi balarna gz nne
alnnca, eyler olumlu (mspet) hibir ciheti iaret etmezler ve eyleri
birbirleriyle karlatrdmz iin, onlar dnme tarzlarndan ve olu
turduumuz kavramlardan baka bir ey deildirler; tek ve ayn ey ayn
zamanda hem iyi hem kt, hem ilgisiz1 olabilir. Diyelim musik melnko
lik iin iyidir, takn mizal (afflig) iin ktdr. Her ne kadar byle ise
de, bununla birlikte, yine de bu kelimeleri saklamamz gerekir. Geri,
gzlerimiz nne konu insan tabiatnn bir modeli gibi olan bir insan
fikrini tekil etmek isterken, bizim, sylediim anlamda bu kelimeleri
saklamamz faydal olacaktr. yle ise, bundan sonraki blmde iyi deyin1) Indiffrent yani ne iyi, ne kt.

2 0 0 ETKA

ce, ileri srdmz (kabul ettiimiz) insan tabiat modeline bizi gittike
daha ok yaklatracak bir ara olduunu kesinlikle bildiimiz bir eyi
anlayacaz; kt deyince, tersine, bu modeli meydana karmaya engel
olduunu kesinlikle bildiimiz eyi anlayacaz. Birisinin daha az yetkinlik
ten daha ok yetkinlie, ya da daha ok yetkinlikten daha az yetkinlie
getiini sylediim zaman, gerekten her eyden nce bunu gstermek
gerekir; diyelim, bir at insan olarak hareket ettii kadar, bcek olarak
hareket etse, mahvolmutur; tabiat deyince anlalan ey bakmndan
oalm, ya da azalm gibi tasarladmz onun ileme (etki yapma) g
cdr. En sonra genel olarak yetkinlik deyince, sylemi olduum gibi
gereklii, yani var olmas ve sresini hi hesaba katmakszn falan tarz
da bir eser (effet) meydana getirmesi bakmndan herhangi bir eyin zn
anlayacam. Vakaa hibir tekil (singulier) eye artk yetkin denemez;
bunun sebebi de varoluta uzun zaman devam etmesidir: zira eylerin
sresi onlarn z ile gerektirilemez, nk eylerin z hibir kesin ve
gerekli varolu zamann kuatmaz. Fakat herhangi bir ey az ya da ok
yetkin olsa dahi var olmaya balad zamanki ayn kuvvetle varoluta
hep devam edebilecektir; o suretle de hepsi bu bakmdan eittirler.

TANIMLAR
I. yilik deyince, kesinlikle bize faydal olduunu bildiimiz eyi anla
yacam.
II. Ktlk deyince, tersine, bir iyilie sahip olmamza engel olduu
nu kesinlikle bildiimiz eyi anlayacam (nceki tanmlar iin sona do
ru -ya da sondaki- nsze bkz.).
III. Yalnz zleri bakmndan gz nne alnan, varolularn zorunlu
olarak koyacak hibir ey bulunmayan, ya da zorunlu olarak varolularn
alkoyan eye zorunsuz tekil eyler diyorum.
IV. Kendilerini meydana getirmesi gereken nedenleri gz nne almak
bakmndan, ayn tekil eylere mmkn diyorum. Bu nedenlerin onlar
meydana getirecek biimde gerektirilmi olup olmadn bilmiyorum.
(Iinci blmn 33nc nermesinin, linci scoliesinde mmkn ile zo
runsuz arasnda hibir fark grmedim, nk o yerde onlar titizlikle ayr
mak zorunlu deildi).

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 201

V. Bundan sonra gelecek olanlardan, kart duygulanlardan, hatta


ayn cinsten olsalar bile, insan farkl ynlerde srkleyen duygulanlar an
lyorum: sevginin trleri (eitleri) olan oburluk ve hasislik gibi, onlar Ta
biat bakmndan deil, fakat ireti olarak (ilinek olarak) birbirine karttrlar.
VI. IIInc blmn 18inci nermesinin, 1 ve 2nci scoliesinde;
gelecek, hazr ve imdi gemi bir ey hakkndaki duygulantan ne anla
dm akladm.
(Bununla birlikte burada kaydetmem gerekir ki, bir mekn araln
olduu gibi, belirli bir limitin tesindeki bir zaman araln da seik ola
rak hayal edemeyiz; baka deyile, bizden iki yz ayaktan fazla uzaklkta
bulunan btn objeler ya da iinde bulunduumuz mekn uzakl seik
olarak hayal ettiimiz uzakl aan her yer tarafmzdan sanki ayn pln
da imiler gibi hayal gc ile eit uzaklkta tasarlanrlar, nitekim varolu
zamann seik olarak hayal etmeye alm olduumuz bir zamanda daha
byk bir aralk ile imdiki andan (halden) ayrlm olduunu hayal etti
imiz objelerin hepsini biz hayal gc ile imdiki andan (halden) eit
uzaklkta tasarlarz ve onlar sanki ayn zaman lhzasnda imi gibi grrz.
VII. Kendisi iin bir ey yaptmz ama deyince, ben itah anlyorum.
VIII. Erdem (vertu) ve g deyince ben ayn eyi anlyorum; yani (III'n
c blmn 7nci nermesi) insana atfedilmesi (nispet edilmesi) bakmn
dan erdem, srf kendi tabiatnn kanunlaryla tannabilen baz eyleri yap
mak gcne sahip olmak bakmndan, insann z ya da tabiatdr...
Aksiyom
Tabiatta hibir tekil ey verilmi deildir ki, ondan daha gl ve daha
kuvvetli bir bakas verilmi bulunmasn. Fakat, eer herhangi bir ey veril
mi ise, bu eyi mahvedebilecek olan daha gl baka bir ey de verilmitir.
nerme I
Yanl bir fikirde, doru olmas bakmndan dorunun bulunmasyla
kaldrlm olan olumlu (mspet) hibir cihet yoktur.
Kantlama
Yanllk, yalnz upuygun olmayan fikirleri kuatan (ieren) bilgi yok
sunluundan ibarettir (nerme 35, blm II). Fakat, tersine, Tanrya
nispet edilmeleri bakmndan onlar dorudurlar (nerme 32, blm II),

202 ETKA

yle ise eer yanl bir fikirde olumlu (mspet) bir cihetin oluu, doru
olmas bakmndan dorunun hazr olmasyla kaldrlm ise, doru bir
fikir kendi kendisini kaldrm olacaktr ki, bu da samadr (nerme 4,
blm III). yle ise yanl bir fikirde hibir ey, vb...
Scolie
Bu nerme, II'nci blmn 16nc nermesinin 2nci nerme sonucu
ile daha ak olarak bilinir. Zira bir hayal gc d cismin tabiatndan ok
insan Bedeninin halini iaret eder; fakat dorusu, bu seik olarak deil,
bulank olarak olur; bundan dolay Ruhun yanld sylenir; diyelim gnee
baktmz zaman, onun bizden aa yukar iki yz ayak uzaklkta olduunu
hayal ederiz; onun hakiki uzakln bilmediimiz srece bu noktada alda
nrz, fakat o bilinince yanlma phesiz kaldrlm olur, fakat bedeni duy
gulandrmas bakmndan gnein tabiatn aklayan hayal gc deil! Ve
bylece, hakiki uzakln biliyorsak da onun bize yakn olduunu hayal
etmeden de yine geri kalmayacaz. Vakaa II'nci blmn 35inci nerme
sinin scoliesinde sylemi olduumuz gibi, gnein bize hakiki uzakln
bilmediimiz iin, onu yakn diye hayal etmiyoruz, fakat Ruh, gnein b
ykln, ondan Bedene gelen duygulanla mnasebeti olacak bir biimde
tasarlad iin onu yakn diye hayal ediyoruz. Nitekim, suyun yzne den
gnein klar yansmadan sonra gzmze ulayor, hakikatte bulunduk
lar yeri bilmekle birlikte, onlar sanki suda imiler gibi hayal ediyoruz;
Ruhun aldand baka hayal gleri, ister Bedenin tabi halini gstersinler,
isterse onun ileme, etki gcnde bir oalma ya da azalmasn iaret etsinler,
dorunun kart deildirler ve onun bulunmasyla ortadan kaybolmazlar.
Bir ktlkten yanl olarak korktuumuz zaman, yeni bir dorunun iitil
mesiyle korkunun kaybolduu olaan eylerdir, fakat buna kar mutlaka
gelecek olan mutsuzluktan duyduumuz korku, sahte bir haberin iitilme
siyle de kaybolduu olaandr, bylece hayal gleri doru olmas bakmn
dan dorunun bulunmasyla kaybolmazlar, fakat, II'nci blmn 17nci
nermesinde gstermi olduum gibi hayal ettiimiz eylerin hazr olan
varlklarna engel olan daha kuvvetlilerini verdikleri iin, kaybolurlar.
nerme II
Baka ksmlar olmadan kendi bana tasarlanabilen Tabiatn bir ksm
olmamz bakmndan, biz edilginiz (ya da pasif hallerimiz vardr).

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 203

Kantlama
Biz ancak ksmen nedeni olduumuz bir ey bizde meydana geldii
zaman, (tanm 2, blm III) yani (tanm 1, blm III) yalnzca tabiat
mzn kanunlarndan sonulanamayan bir ey olduu zaman bize edilgin
(pasif durumda) denir.
nerme III
nsann varlkta srp gitmesine sebep olan kuvvet snrldr ve d
nedenlerin gc tarafndan sonsuzca almtr.
Kantlama
Bu nokta bu blmn aksiyomu ile apak grlr, zira, eer bir adam
verilmi ise, daha gl olan baka bir ey, diyelim A da verilmitir ve eer
A verilmi ise yine baka bir ey, diyelim Adan daha gl olan B de veril
mitir ve bu sonsuzca byle gider; bunun sonucu olarak insann gc baka
bir eyin gc ile snrldr ve d nedenlerin gc ile sonsuzca almtr.
nerme IV
nsann, Tabiatn bir paras olmamas ve yalnzca tabiat ile bilebile
cei ve upuygun nedeni olduu deimelerden baka deimeleri tecr
be edememesi, duyamamas imknszdr.
Kantlama
Tekil (singulier) eylerin bunun sonucu olarak insann varln sakla
malarna, korumalarna sebep olan g, Tanrnn ya da Tabiatn gcdr,
(nerme sonucu, nerme 24, blm I) ve bu hal bu gcn sonsuz olmas
bakmndan deil edimsel (actuel) bir insan z ile aklanabilmesi ba
kmndandr (nerme 7, blm III). yle ise insann gc, actuel z ile
aklanabilmesi bakmndan sonsuz gcn yani Tanrnn, ya da Tabiatn
zdr (nerme 34, blm I); birinci nokta bu idi. Eer imdi insann srf
kendi kendisinin tanyabilecei deimelerden baka deimeler duyma
mas mmkn olsayd, bundan u sonu kard ki (nerme 4 ve 6, blm
III) o kaybolmayabilirdi ve daima zorunlu olarak devam edebilirdi ve
bundan dolay gc sonlu ya da sonsuz olan bir nedenin ardndan gelme
si gerekirdi; d nedenlerden gelebilen baka deimeleri kendisinden
uzaklatrabilecek insann gcnden, ya da insann yalnzca kendi ko

204 ETKA

runmasna yarayan bu deimeleri duyabilecek bir biimde btn tekil


(singulier) eyleri ynelten Tabiatn sonsuz gcnden demek isterim. Fakat
birinci hipotez (kantlamas tmel olan ve btn tekil eylere uygulana
bilen nceki nerme ile) samadr. yle ise eer insann, yalnzca kendi
tabiat ile tannabilen ve bunun sonucu olarak (gstermi olduumuz
gibi) daima var olan deimelerden baka deimeler tecrbe edebilmesi
mmkn olsayd, bunun Tanrnn sonsuz gcne bal olmas gerekirdi;
ve bunun sonucu olarak (nerme 16, blm I) tanrsal Tabiatn zorunlu
luuna bal olmas gerekirdi. Bir insann fikriyle duygulanm gibi grl
mesi bakmndan, onun Uzam ve Dnce sfatlar altnda tasarlanm
olan btn Tabiat dzeninden sonulanmas gerekirdi, buradan da u
sonu kar ki, (nerme 21, blm 1) insan sonsuz olacakt, bu ise (bu
kantlamann ilk ksm ile sabit olduu zere) samadr, insann upuygun
nedeni olduu deimelerden baka deimeler duymas imknszdr.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insan zorunlu olarak daima pasiyonlara
(edilgilere) baldr. Tabiatn ortak dzeni ardndan gider ve ona boyun
eer ve eylerin tabiatnn gerektirdii kadar ona uyar (intibak eder).
nerme V
Herhangi bir pasif halin (edilginin) kuvveti ve art ve onun var olma
daki sebat (persvrence), bizim var olmadaki sebatmz ve devammzn
gc ile asla tanmlanamaz, fakat bizimki ile karlatrlan d nedenin
gc ile tanmlanr.
Kantlama
Pasif bir halin (bir edilginin) z yalnzca bizim zmzle aklanamaz
(tanm 1 ve 2, blm III) yani (nerme 7, blm III) pasif bir halin gc,
bizim kendi varlmzda srp gitmemizi salayan g ile tanmlanamaz,
fakat (nerme 16, blm II'de gstermi olduumuz gibi) zorunlu olarak
bizimkiyle karlatrlan d nedenin gc ile tanmlanmaldr.
nerme VI
Pasif bir halin ya da bir duygulann kuvveti insann baka etkilerini
ya da gcn aabilir, o suretle ki bu duygulan insana bal kalr.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 205

Kantlama
Herhangi bir pasif halin kuvveti ve art ve onun var olmadan devam
edii bizimki ile karlatrlan d nedenin gc ile tanmlanr (nceki
nerme); yle ise (nerme 3) insann gcn aabilir, vb...
nerme VII
Bir duygulan ancak kart bir duygulan ile ve azaltlacak duygula
ntan daha kuvvetli olan tarafndan azaltlabilir ya da kaldrlabilir.
Kantlama
Bir duygulan Ruha nispet edilmesi bakmndan, Ruhun Bedeninde
eskisinden daha byk ya da daha kk bir kuvvetin var olmasn tas
dik etmesine (olumlamasna) yarayan bir fikirdir (nc blmn so
nunda duygulanlarn genel tanm). yle ise Ruh bu duygulann hkm
altnda bulunduu zaman, Beden ayn zamanda onun ileme gcn ar
tran ya da eksilten bir duygulanla duygulanmtr. Bundan baka, Be
denin bu duygulan (nerme 5) kendi nedeninden varlnda devam
etme kuvvetini alr; yle ise o ancak bir maddi (cismani) nedenle azalt
labilir ve kaldrlabilir (nerme 6, blm II) ki bu Bedeni kendisine kar
olan (nerme 5, blm III) ve kendisinden daha kuvvetli (aksiyom) bir
duygulanla duygular ve o zaman (nerme 12, blm II) Ruh daha kuv
vetli ve birinciye kar bir duygulann fikrinden duygulanm olacaktr,
yani (duygulanlarn genel tanm) Ruh daha kuvvetli ve birinciye kart
bir duygulan duyacaktr ki bu birincinin varln ortadan kaldracak ve
darda brakacaktr ve bundan dolay bir duygulan ancak kart ve
kendisinden daha kuvvetli bir duygulan tarafndan kaldrlabilir ve azal
tlabilir.
nerme sonucu
Ruha nispet edilmesi bakmndan bir duygulan ancak yaadmz
duygulana kart ve ondan kuvvetli bir duygulann fikri ile azaltlabi
lir ya da kaldrlabilir. Zira bize etki yapan ya da bizim edilgin olmamza
sebep olan bir duygulan ancak kendisine kart (nceki nerme) ve
ondan daha kuvvetli bir duygulanla yani (duygulanlarn genel tanm)
etki aldmz (edilgin olduumuz) ve kendisine kart duygulantan daha
kuvvetli bir duygulann fikriyle azaltlabilir ya da kaldrlabilir.

206 ETKA

nerme VIII
yi ve kt bilgisi, haklarnda uur sahibi olmamz bakmndan sevin
veya keder duygulanndan baka bir ey deildir.
Kantlama
Varlmzn korunmas iin faydal veya zararl olan (tanm 1 ve 2)
yani ileme, etki gcmz ya artran ya da eksilten, ya tamamlayan ya
indiren (nerme 7, blm III) eye iyi veya kt diyorum, yle ise (sevin
ve keder tanm, nerme 11, blm III, scoliesi) bir eyin bizi sevin veya
kederle duygulandrmas bakmndan biz ona iyi veya kt deriz; ve byle
ce iyi ve kt bilgisi ya sevin ya keder fikrinden baka bir ey deildir ki
o da zorunlu olarak (nerme 22, blm II) ya sevin ya keder duygulan
ndan kar, fakat bu fikir duygulanla, Ruhun Bedenle bir olduu tarz
da birdir (nerme 21, blm II); yani (ayn nermenin scoliesinde gster
mi olduumuz gibi) bu fikir, gerekte, asl duygulantan veya (duygula
nlarn genel tanm) birok duygulann fikrinden ancak onun hakkn
daki grmzle ayrlr; yle ise iyi ve kt hakkndaki bir bilgi, hakknda
uur edinmemiz bakmndan, duygulantan baka bir ey deildir.
nerme IX
Nedeninin imdi (actuel olarak) hazr olduunu hayal ettiimiz bir
duygulan bu nedenin bulunuunu (hazr oluunu) hayal ettiimiz hal
den daha kuvvetlidir.
Kantlama
Bir hayal gc, kendisiyle bir eyi hazr diye grdmz (scolie, ner
me 17, blm II) fakat d eyin tabiatndan ok insan Bedeninin halini
iaret eden (nerme sonucu, nerme 16, blm II) bir fikirdir; bir duygu
lan yle ise, bedenin halini iaret etmesi bakmndan bir hayal gcdr
(duygulanlarn genel tanm). Fakat bir hayal gc, d eyin hazr olan
varln hari brakan hibir eyi hayal etmediimiz srece daha iddetlidir
(nerme 17, blm II). yle ise nedenin imdi (actuel olarak) hazr oldu
unu hayal ettiimiz zamandan daha iddetli ve daha kuvvetlidir.
Scolie
Gemi ya da gelecek bir eyin hayali ile ayn duygulantan duygulan
m olduumuzu sylediim zaman (nerme 18, blm III) eer hayal

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 207

edilen ey hazr idi ise, aka gsterdim ki bu asl eyin yalnz hayalini
gz nne aldmz zaman (almamz bakmndan) dorudur: geri eyleri
ya hazrm gibi hayal edelim ya da etmeyelim, o ayn tabiattadr; bunun
la birlikte, ben gelecek eyin hazr olan varln dta brakan baka ey
lerin bulunuunu gz nne aldmz zaman bu hayalin daha zayf bir hale
geldiini inkr etmem; bu anda onu gsteriyorum, nk onu duygulan
larn kuvvetleri ksmnda incelemeye karar vermitim.
nerme sonucu
Gelecek ya da gemi bir eyin hayali, yani gelecek veya gemi zamana
nispetle tasarladmz bir eyin hayali, imdiki hal bir yana braklrsa, eit
artlar ierisinde hazr olan bir eyin hayalinden daha zayftr; ve bunun
sonucu olarak, gelecek ya da gemi bir eye nispet edilen bir duygulan,
eit artlar altnda, imdi hazr bir eye nispet edilen bir duygulantan
daha gevektir.
nerme X
Yaknda olmas gerektiini hayal ettiimiz gelecekteki bir eyden,
varolu zamannn imdiki halden ok daha uzak olduunu hayal ettiimiz
bir eye gre daha iddetli duygulanrz; ve getiine uzun zaman olma
dn hayal ettiimiz bir eyin hatras, uzun zaman nce getiini hayal
ettiimiz bir eyden daha iddetli surette bizi duygulandrr.
Kantlama
Vakaa, bir eyin yaknda olacan ya da geeli ok olmadn hayal
etmemiz halinde, onu varolu zamannn imdiki halden daha uzak oldu
unu ya da geerli uzun bir sre olduunu hayal ettiimiz bir eye gre
daha ok olabilecek olan bir ey diye hayal edebiliriz (ki bu kendiliinden
bilinir) ve bunun sonucu olarak (nceki nerme) biz ondan daha iddetli
duygulanm bulunuruz.
Scolie
6nc tanma bal olan gzlemden u sonu kar: Biz, imdiki zaman
dan hayal gcnde gerektirebileceimizden daha byk bir aralkla ayrlm
olan objelerden, onlarn uzun bir zaman aral ile birbirlerinden ayrlm
olduklarn bilsek bile, ayn derecede ll (lml) duygulanm oluruz.

208 ETKA

nerme XI
Zorunlu diye hayal ettiimiz bir eye nispet edilen bir duygulan, eit
artlar ierisinde, mmkn ya da zorunsuz, yani zorunlu olmayan bir eye
nispet edildiinden daha iddetlidir.
Kantlama
Bir eyin zorunlu olduunu hayal ettiimiz halde, onun varoluunu
kabul ederiz ve tersine, bir eyin zorunlu olmadn hayal ettiimiz zaman
o eyin varln inkr ederiz (33nc nermenin linci scoliesi, blm
I) ve bundan dolay (nerme 9) zorunlu bir eye nispet edilen bir duygu
lan, eit artlar altnda, onun zorunlu olmayan bir eye nispet edildii
halden daha iddetli olacaktr.
nerme XII
imdiki halde var olmadn bildiimiz bir eye nispet edilen ve mm
kn diye hayal ettiimiz bir duygulan, eit artlar altnda, onun zorun
suz bir eye nispet edildii halden daha iddetlidir.
Kantlama
Bir eyi zorunsuz diye hayal etmemiz bakmndan, bu eyin varln
verebilecek hayalden baka hibir hayalle duygulanmayz (tanm 3); buna
kar (hipoteze gre) imdiki varl hari brakan baz eyler hayal ede
riz, tersine, bir eyin gelecekte mmkn olduunu hayal etmemiz bakmn
dan onun varln veren baz eyleri (tanm 4): yani (nerme 18, blm
III) umut ya da korkuyu besleyen baz eyleri hayal ederiz ve bundan
dolay mmkn olan bir eye nispet edilen duygulan daha canldr.
nerme sonucu
imdi var olmadn ve yalnzca zorunsuz olduunu bildiimiz bir
eye nispet edilen duygulan, bir eyi imdi hazrm gibi hayal ettiimiz
zamanki duygulantan ok daha gevektir.
Kantlama
imdi var olduunu hayal ettiimiz bir eye nispet edilen bir duygulan,
objesini gelecekte diye hayal ettiimiz duygulantan daha iddetlidir (ner
me sonucu, nerme 9). Varolu zaman imdiki halden ok uzak olduunu

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 0 9

hayal ettiimiz bir eye ait olan bir duygulan, bu objeyi hazrm gibi hayal
ettiimiz zamanki duygulantan ok daha gevektir; bununla birlikte eer
zorunsuz diye hayal edersek o daha az iddetlidir (nceki nerme); ve by
lece zorunsuz bir eye nispet edilen bir duygulan o eyi imdiki halde
hazr diye hayal ettiimiz zamanki duygulantan daha gevek olacaktr.
nerme XIII
imdi var olmadn bildiimiz zorunsuz bir eye nispet edilen bir duy
gulan, eit artlar altnda, gemi bir eye nispet edilen bir duygulantan
daha gevektir.
Kantlama
Bir eyi zorunsuz diye hayal etmemiz bakmndan, birincinin varoluu
nu veren hayalden baka bir hayalle duygulanm olmayz (tanm 3) fakat
tersine, (hipoteze gre) imdiki varl dta brakan baz eyleri hayal
ederiz. Bununla birlikte onu gemi bir zamana nispetle hayal ettiimiz
vakit onu hafzaya irca eden bir eyi hayal ettiimizi, ya da onun hayalini
uyandrdmz farz ederiz (nerme sonucu, nerme 18, blm II) ve
bundan dolay da onu sanki hazrm gibi gz nne alrz (nerme sonucu,
nerme 17, blm II). Ve bylece (nerme 9) imdiki halde var olmadn
bildiimiz zorunsuz bir eye nispet edilen bir duygulan, eit artlar altnda,
gemi bir eye nispet edilen bir duygulantan daha gevek olacaktr.
nerme XIV
iyi ve ktnn doru bilgisi, doru olmak bakmndan hibir duygu
lan azaltamaz (irca edemez), fakat yalnz onu, bir duygulan gibi gz
nne alnmas bakmndan azaltabilir.
Kantlama
Bu duygulan, Ruhun Bedenden nce olduundan daha byk ya da
daha az bir varolu kuvvetini kabul etmesine yarayan bir fikirdir (duygula
nlarn genel tanm) ve bylece (nerme 1) onda dorunun hazr bulun
masyla kaldrlabilecek olan olumlu (mspet) hibir ey yoktur; bunun
sonucu olarak iyi ve kt hakkndaki doru bilgi, doru olmas bakmn
dan hibir duygulan azaltamaz, fakat bir duygulan olmas bakmndan
(nerme 8) azaltlacak duygulantan daha kuvvetli ise, o yalnz bu nis
pette onu azaltabilecektir.

2 1 0 ETKA

nerme XV
yi ve kt hakknda doru bilgiden doan bir arzu, hkm altnda
bulunduu duygulanlardan doar, baka birok arzularla sndrlebilir
ya da azaltlabilir.
Kantlama
yi ve kt hakkndaki doru bilgiden, onun bir duygulan olmas
bakmndan (nerme 8) zorunlu olarak arzu doar (duygulanlarn linci
tanm) ve kendisinin doduu duygulan ne kadar byk ise o da o
kadar byktr (nerme 37, blm III), bununla birlikte madem ki bu
arzu (hipoteze gre) bizim doru olarak bir eyi bildiimizden douyor,
yle ise o bizde ilememiz (etkimiz) bakmndan teekkl eder (nerme
1, blm III) ve bylece yalnz bizim zmzle tannabilir (tanm 2, blm
II); bunun sonucu olarak da (nerme 7) onun kuvveti ve art yalnz
insann gc ile tanmlanmaldr; imdi hkm altnda bulunduumuz
duygulanlardan doan arzular da, bu duygulanlar ne kadar iddetli
olursa o kadar byk olacaktr; bundan dolay gleri ve artlar, bizim
kilerle karlatrnca onlar sonsuzca aan (nerme 3) d nedenlerin g
leriyle (nerme 5) tanmlanmaldrlar. Bundan dolay, bu biim duygula
nlardan doan arzular iyi ve ktye dair doru bilgiden doan arzudan
daha iddetli olabileceklerdir ve bylece (nerme 7) bu sonuncu arzuyu
azaltabilecek ya da sndrebileceklerdir.
nerme XVI
Gelecee nispet edilmesi bakmndan iyi ve kt bilgisinden doan
arzu, imdiki halde ho olan eylerin arzusuyla daha kolay azaltlabilir ya
da sndrlebilir.
Kantlama
Var olmas gerektiini hayal ettiimiz bir eye ait bir duygulan imdiki
bir eye ait bir duygulantan daha gevektir (nerme sonucu, nerme 9).
Halbuki iyi ve kt hakknda doru bilgiden doan bir arzu, imdiki halde
(hazr olarak) iyi olan eylere ait bir vasfa sahip olduu zaman dahi, cretli
bir arzu ile sndrlebilir ya da azaltlabilir (kantlamas tmel olan nceki
nerme ile gsterildii zere); yle ise gelecee ait olmas bakmndan bu
bilgiden doan arzu daha kolaylkla azaltlabilecek ya da sndrlebilecektir.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 21 1

nerme XVII
Zorunsuz eylere ait bir vasf olmas bakmndan iyi ve kt hakknda
doru bilgiden doan bir arzu, imdiki (hazr olan) eylerin arzusuyla ok
daha kolay azaltlabilir.
Kantlama
Bu nerme, 12nci nermenin nerme sonucuna dayanmak zere n
ceki nerme ile ayn tarzda kantlanr.
Scolie
Yukarda sylenenlerden insanlarn neden dolay doru Akldan ok
san ile hareket ettiklerini, iyi ile kt hakkndaki doru bilginin niin
Ruhta heyecanlar uyandrd halde her cinsten ehvet arzusuna ou
kere meydan verdiini gsterdiimi sanyorum; airin u sz de bundan
ileri gelir:
En iyiyi gryorum, beeniyorum; fakat en kty yapyorum.
Rahip (ya da din adam) yle derken ayn dnceye sahip grnyor:
Bilgisini artran, strabn artrr.
Ve eer bunu sylyorsam, bu bilgisizliin bilimden daha iyi olduu
ve bir budala ile akll adam arasnda duygulanlarn ynetimi bakmn
dan hibir fark olmad sonucunu karmak maksadyla deildir; bunun
sebebi duygulanlarn ynetimi iin akln ne yapabilecei ve ne yapama
yacan gerektirebilmek zere, tabiatmzn gszl kadar gcn
de tanmann zorunlu olmasndandr ve diyorum ki, bu blmde ben
yalnz insann gszln inceleyeceim, zira akln duygulanlar ze
rindeki gcn ayrca incelemeye karar verdim.
nerme XVIII
Eit artlar altnda sevinten doan bir arzu, kederden doan bir arzu
dan daha kuvvetlidir.
Kantlama
Arzu, insann zdr (duygulanlarn linci tanm) yani (nerme 7,
blm II) insann kendi varlnda devam etmek iin yapt abadr.
Sevinten doan bir arzu, yle ise, bir sevincin duygulan ile tamamlan
m ya da artrlmtr (nerme 11, bl. IIIn scoliesinde sevincin tanm);

212 ETKA

tersine, kederden domu arzu, bu kederin duygulan ile azaltlm, ya


da indirilmitir (ayn scolie); ve bylece sevinten doan arzunun kuv
veti ayn zamanda hem insann gc hem d neden ile tanmlanmaldr;
kederden doan arzunun kuvveti ise, tersine, yalnz insann gc ile tanm
lanmaldr; birinci arzu bylece kinciden daha kuvvetlidir.
Scolie
Bu az saydaki nermeler iinde insann gszl ve kararszlnn
nedenlerini ve insanlarn niin Akln emirlerini (prcepte) gz nne alma
dklarn akladm. imdi Akln bize hangi yolu gsterdiini ve insan
aklnn kurallaryla hangi duygulanlarn uyutuunu ve onlara hangile
rinin kart olduunu aklamam kalyor. Bununla birlikte, benim kendi
me mal ettiim geometri bilginlerinin ayrntl srasna gre bu noktalar
kantlamaya girmeden nce, herkesin duyduklarm kavramasnn daha
kolay olmas iin, burada daha nce zel olarak Akln emirlerini bildir
mem elverili olacaktr. Akl Tabiata aykr olan hibir ey istemeyecei
iin, yle ise o herkesin kendi kendisini sevmesini, kendi faydasn, ken
disine gerekten faydal olan eyi aramasn, insan gerekten daha byk
bir yetkinlie gtren her eye kar itah olmasn ve mutlak olarak sy
lenirse, herkesin kendisinde bulunduu kadar kendi varln korumaya
almasn ister. Ve bu nokta btnn paradan daha byk olduunun
doru olduu kadar zorunlu olarak dorudur (nerme 4, blm IIIe bkz.).
Bundan sonra, madem ki erdem (tanm 8) insann kendi tabiatnn kanun
larna gre hareket etmeden baka bir ey deildir; herkes kendi varl
n (nerme 7, blm III) ancak kendi tabiatnn kanunlarna gre koruya
bilir; buradan u sonu kar ki; 1) Erdemin ilkesi insann kendi varln
korumas iin aba harcamasdr (almasdr), stn mutluluk (flicit)
insann kendi varln korumasndan ibarettir; 2) Erdem kendi kendisi
iin istenmelidir (yani erdem arzusu kendisi iin olmaldr) ve kendisine
kar itah duyulmas gereken ondan daha deerli, ya da bize ondan daha
faydal bir ey yoktur; 3) En sonra, kendilerini lme brakanlarn ruh
lar gszle uramtr ve bsbtn kendi tabiatlaryla kartlk halin
de bulunan d nedenler tarafndan yenilmilerdir. Bundan baka ner
me 4, blm IIden u sonu kar ki, varlmz korumak iin hibir d
eye ihtiyacmz olmamas ve d eylerle hibir alveriimiz bulunmamas
bizim iin bsbtn imknszdr; eer zaten, ruhumuzu gz nne alacak

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 21 3

olursak phesiz ruhumuz yalnz olsayd ve kendi dndaki hibir eyi


tanmasayd, zihnimiz daha eksik (yetkinsiz) olurdu. yle ise, bizim d
mzda bize faydal olan ve bu sebepten dolay kendilerine kar itah duy
mamz gereken birok eyler vardr, dnme onlar arasnda tabiatmzla
tastamam uyuan eylerden daha iyilerini icat edemez. Zira eer, diyelim
ki, tam ayn tabiatta iki kii birleseler, onlar her birinin ayr ayr olduu
zamandan iki defa daha kuvvetli bir kii olurlar, yle ise insana insandan
faydal bir ey yoktur; insanlarn diyorum, hepsinin her eyde btn Ruh
lar ve Bedenleriyle sanki tek bir Ruh ve tek bir Beden olacakm gibi
uyumalarndan ve hepsinin birden varlklarn korumaya almalarndan,
hepsinde ortak olan fayday hepsinin birden aramasndan daha iyi, var
lklarn korumak iin isteyebilecekleri bir ey yoktur; buradan u sonu
kar ki, aklla yneltilen, yani akln gdm altnda kendilerine faydal
olan arayan insanlarda, bakalar iin de istemedikleri hibir eye kar
kendileri iin arzu olamaz ve bylece onlar doru szl, iyi niyetli ve
namuslu insanlar olurlar.
Daha ok ayrntl bir sraya gre uzun uzadya kantlamaya balama
dan nce birka kelime ile burada tantmaya giritiim Akln emirleri
bunlardr ve bunlar yapmak iin balca sebep, eer mmknse, syledi
im ilkeye inananlarn dikkatini ekmek idi; herkesin kendisine faydal
olan aratrmasnn kabul edilmesi erdem ve ahlklln deil, ahlksz
ln (immoralit) kkdr. Ksaca, iin tam aksine olduunu gsterdik
ten sonra, imdiye kadarki fikir yrtmzde de ardndan gittiimiz
ayn yolda bunu kantlamaya devam edeceim.
nerme XIX
Herkesin iyi, ya da kt olduuna hkmettii eye kar kendi tabiat
nn kanunlaryla zorunlu olarak itah, ya da nefreti vardr.
Kantlama
yi ve kt bilgisi (nerme 8) onun hakknda uur sahibi olmamz
bakmndan, ya sevin, ya keder duygulandr ve bundan dolay (ner
me 28, blm III) herkes kendisinin iyi olduuna hkmettii eye zo
runlu olarak itah duyar ve tersine, kt olduuna hkmettii eyden
nefret duyar. Fakat bu itah insann tabiatnn znden baka bir ey
deildir (nerme 9, blm III'n scoliesindeki itah tanm ve duygulan

214 ETKA

larn linci tanm). yle ise herkeste yalnz kendi tabiatnn kanunlary
la zorunlu olarak ona kar itah, ya da ondan nefreti vardr.
nerme XX
nsan faydal olan aramaya, yani kendi varln korumaya ne kadar
alrsa, o kadar fazla g sahibi olur ve o kadar ok erdem kazanr ve
tersine, faydal olandan yani kendi varln korumadan ne kadar kanrsa
insan o kadar gsz olur.
Scolie
yle ise, hi kimse kendine faydal olana kar arzu duymadan, ya da
kendi varln korumadan vazgemez; ancak d ve kendisine kart ne
denler nnde yenilirse onlar korumadan vazgeer ve bu asla kendi ta
biatnn zorunluluu ile deil diyorum, bu her zaman gdas nefret olan,
ya da kendisine lm veren d nedenlerin basks altndadr ki, bu da
birok tarzlarda meydana gelebilir; biri diyelim ki bir bakasnn rasgele
(tesadfen) kl bulunan elini kendisine kar evirmesi yznden ken
disini ldrme zorunda kalr ve bu klc kendi kalbine saplamak zorunda
kalr; ya da bir tirann emriyle, Seneka gibi, kendi damarlarn amaya
mecbur olur, yani daha az bir ktlk ile daha byk bir ktlkten
kanmay ister, bu hayal gcn hazrlayan (disposer) ve bedeni duygu
landran belirlenmemi d nedenlerle bunlar ylesine meydana gelir ki
onun tabiatnn yerini, ona kart olan ve zihinde (ruhta) onun fikri bulu
namayan bir yeni tabiat alr (nerme 10, blm III). Fakat insann kendi
tabiatnn zorunluluu ile var olmas, ya da eklini deitirmeye almas,
biraz ince dnle (teemml ile) herkesin anlamasna imkn verdii
zere, bir eyin hiten var olmasnn imknsz olduu kadar imknszdr.
nerme XXI
Hi kimse var olmak, etki yapmak (ilemek) ve yaamak arzusuna
ayn zamanda sahip olmadan, yani fiil halinde var olmadan, onda stn
mutluluk, iyi ilemek ve iyi yaamak arzular olamaz.
Kantlama
Bu nermenin kantlamas, veya daha dorusu asl ey kendiliinden
ve arzunun tanm ile apak olarak bilinir. Zira stn mutlulukta yaamak,

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 1

ya da ilemek arzusu (duygulanlarn linci tanm) insann asl zdr,


yani (nerme 7, blm III) herkesin kendi varln korumasna alt
aba insann zdr. yle ise hi kimsede stn mutluluk arzular ola
maz, ta ki vb.
nerme XXII
Bundan nceki (yani kendi kendisini koruma abasndan nceki) hi
bir erdem tasarlanamaz.
Kantlama
Kendini korumak iin aba bir eyin asl zdr (nerme 7, blm
II). yle ise eer bundan, yani bu abadan nce gelen bir erdem kavra
nabilseydi (tasarlanabilseydi), bir eyin z (tanm 8) kendi kendisinden
nce tasarlanacakt ki bu da samadr. yle ise, hibir erdem tasarlana
maz ki. vb.
nerme sonucu
Kendi kendisini korumak iin aba, erdemin ilk ve biricik kkdr.
Zira bundan nce gelen baka hibir ilke tasarlanamaz (nceki nerme)
ve o olmadan (nerme 21), hibir erdem kavranm (tasarlanm) deildir.
nerme XXIII
nsan upuygun olmayan fikirleri olduu iin bir eyi yapmas gerekti
rilmi olmas bakmndan, mutlak olarak erdemle iliyor (hareket ediyor)
denilemez; fakat yalnz bir bilgisi olduu iin, gerektirilmi olmas bakmn
dan erdemle iliyor denilir.
Kantlama
Upuygun olmayan fikirleri olduu iin bir ey yapmas gerektirilmi
olmas bakmndan insan, edilgindir (pasiftir) (nerme 1, blm III); yani
yalnz kendi z ile alglanamad, ya da baka deyile (tanm 8) kendi
erdeminden karlmad iin, edilgindir (pasiftir). Fakat bir bilgisi olduu
iin bir ey yapmas gerektirilmi olmas bakmndan o etkindir (aktiftir),
(nerme 1, blm III) yani (tanm 2, blm III) yalnz kendi z ile kendi
sini alglad, ya da (tanm 8) erdeminden upuygun olarak kard iin
etkindir.

216 ETKA

nerme XXIV
Mutlak olarak erdemle ilemek bizde akln ynetimi altnda asl fayda
lnn aranmas ilkesine gre varln korumak, ilemek ve yaamaktan
(bu ey bir ve ayn ey demektir)2 baka bir ey deildir.
Kantlama
Mutlak olarak erdemle ilemek kendi tabiatnn kanunlarna gre i
lemekten baka (tanm 8) bir ey deildir. Fakat biz yalnz bilmemiz ba
kmndan etkiniz (aktifiz) (nerme 3, blm III); yle ise erdemle ilemek
bizde Akln ynetimine gre ilemek, yaamak ve varl korumaktan
baka bir ey deildir. Ve bu (nerme 22nin nerme sonucu) asl fay
dalnn aranmas ilkesine gredir.
nerme XXV
Hi kimse varln baka bir ey dolaysyla korumaya almaz.
Kantlama
Her eyin kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba (nerme 7,
blm III) yalnz asl eyin z ile tanmlanmtr ve baka bir eyin zn
den deil, verilmi diye varsaylan yalnz bu eyin znden zorunlu olarak
u sonu kar ki (nerme 6, blm III) herkes kendi varln korumaya
alr. Bu nerme bundan baka, nerme 22nin nerme sonucu ile apak
olarak bilinir. Zira eer insan kendi varln baka bir ey dolaysyla
korumaya alsayd, bu ey bylece erdemin ilk kk olurdu (kendiliin
den bilinecei zere) ki bu da samadr (kastedilen nerme sonucu) yle
ise kimse almaz, ta ki... vb.
nerme XXVI
Bizde ilkesi Akl olan her abann bilgiden baka objesi yoktur ve
zihin, Akl kullanmas bakmndan, kendisini bilgiye gtrenden baka
hibir eyin faydal olacana hkmetmez.
Kantlama
Kendisini korumak iin aba, olduu gibi var olmas bakmndan varo
luta srp gitmek, (nerme 6, blm III) ve nasl verilmi ise yle (scolie,
2) Varln korumak, ilemek ve yaamak.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 21

nerme 9, blm III) kendi tabiatndan zorunla olarak kan ve bu etki


leri yapmak iin bir kuvvete sahip diye tasarlanann znden baka bir
ey deildir (nerme 7, blm III). Fakat Akln z, Ruhumuzun ak ve
seik olarak bilmesinden ibarettir, (scolie 2, nerme 40, blm II) yle
ise (nerme 40, blm II) ilkesi Akl olan her abann bilgiden baka
objesi yoktur. Bundan baka, akll varlk olmak zere Ruhun varln
korumaya alan bu aba bilgiden ibaret olduu iin, ki bu kantlamann
bir blm ile sabittir, yle ise tanmak ya da bilmek iin bu aba (nerme
sonucu, nerme 22) erdemin ilk ve biricik kkdr ve biz eyleri herhangi
bir amaca gre bilmeye almyoruz (nerme 25); fakat, tersine, Ruh
akll olmas bakmndan, onun iin iyi olan bir eyi ancak kendisini bil
giye gtrd iin kavrayabilecektir (tasarlayabilecektir).
nerme XXVII
Gerekten, bilgiye gtrenden ya da ona sahip olmamza engel olabi
lenden baka kesinlikle iyi ya da kt olduunu bildiimiz bir ey yoktur.
Kantlama
Akll olmas bakmndan Ruhun, bilgiden baka hibir eye kar itah
yoktur ve bilgiye gtrenden baka hibir eyin kendisine faydal olduuna
hkmetmez (nceki nerme). Fakat Ruhun ancak upuygun fikirleri olmas
bakmndan ya da akll olmas bakmndan (scolie 2, nerme 40, blm
II, ayn anlama gelmek zere) eyler konusunda kesin bilgisi vardr. yle
ise, gerekten bilgiye gtrenden baka bizim iin kesinlikle iyi olduu
nu bildiimiz hibir ey yoktur; ve tersine, bilgisine sahip olmadmz
eye engel olandan baka kt olduunu bildiimiz bir ey de yoktur.
nerme XXVIII
Ruhun stn iyilii Tanr bilgisidir ve Ruhun stn erdemi Tanry
bilmektir.
Kantlama
Ruhun tanyabilecei stn obje, yani (tanm 6, blm I) o olmadan
(nerme 15, blm I) hibir ey var olmayacak ve tasarlanamayacak olan
mutlak surette sonsuz varlk, Tanrdr; bundan dolay (nerme 26 ve 27)
Ruha stn surette faydal olan ey, ya da onun yce iyilii (tanm I)

218

ETKA

Tanr bilgisidir. Bundan baka, Ruh yalnz bildii iin (nerme 1 ve 3,


blm III) ve yine yalnz (nerme 23) mutlak olarak erdemle bir ey
yapt sylenebildii iin etkindir (aktiftir). Ruhun mutlak erdemi yle
ise bilmedir. Fakat Ruhun tanyabilecei yce obje (nce de gstermi
olduumuz gibi) Tanrdr; yle ise Ruhun yce erdemi Tanry aka
kavramak ya da bilmektir.
nerme XXIX
Tabiat bizim tabiatmzdan bsbtn farkl olan herhangi tekil bir
ey, bizim ileme (etkinlik) gcmz ne tamamlayabilir ne eksiltebilir
ve mutlak olarak sylenirse, hibir ey, bizimle ortak bir yn yoksa,
bizim iin ne iyi ne kt olamaz.
Kantlama
Kendisiyle herhangi tekil bir ey ve bunun sonucu olarak (nerme
10, blm IInin nerme sonucu) insan var klan ve bir eser meydana
getiren g, ancak tabiat insan tabiatn kavramaya elverili ayn sfat
(attribut) ile bilinmesi gereken baka bir tekil eyle gerektirilebilir (nerme
28, blm II). Bizim ileme gcmz, gerektirilebilir ve bunun sonucu
olarak bizimle arasnda ortak bir yn bulunan baka bir tekil eyin gc
ile artrlabilir ya da eksiltilebilir. Yoksa tabiat bizim tabiatmzdan bs
btn farkl olan bir eyin gc ile artrlamaz ve eksiltilemez ve madem
ki sevin ve kederin nedeni olan (nerme 8) yani (scolie, nerme 11,
blm III) bizim ileme gcmz tamamlayan ya da azaltan, artran ya
da eksilten eye biz iyi ya da kt diyoruz, tabiat bizim tabiatmzdan
bsbtn farkl olan bir ey bizim iin ne iyi ne kt olabilir.
nerme XXX
Hibir ey bizim tabiatmzla ortak bir yn bulunmasndan dolay
kt olamaz. Fakat bizim iin kt olduu iin de bize karttr.
Kantlama
Kederin nedeni olan eye (nerme 8) yani (kederin tanm, nerme
11, blm III, scoliesi) ileme gcmz azaltan ya da indiren eye kt
deriz. yle ise eer bir ey bizimle ortak bir yn bulunmasndan dolay
bizim iin kt ise, bu ey bizimle ortak olan ynn azaltabilecek ya da

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 21

indirecektir ki (nerme 4, blm III) bu da samadr. Hibir ey yle ise,


bizimle ortak bir yn olduundan dolay bizim iin kt olamaz. Fakat
tersine, kt olduu nispette, yani (daha nce gstermi olduumuz gibi)
ileme gcmz azaltp eksiltebildii lde, bize karttr.
nerme XXXI
Bir ey bizim tabiatmzla uyutuu iin, zorunlu olarak iyidir.
Kantlama
Bir ey bizim tabiatmzla uyumas bakmndan, kt olamaz (nceki
nerme), yle ise o zorunlu olarak ya iyi ya ilgisiz olacaktr. Bu ikinci hal
var olduuna gre, yani onun ne iyi ne kt olduuna gre, yle ise (tanm
1), tabiatmzn korunmasna yarayan hibir ey kendi tabiatndan doma
yacaktr, yani (hipotez gereince) asl eyin tabiatnn korunmasna yarayan
hibir ey domayacaktr; fakat bu da samadr (nerme 6, blm III);
yle ise o tabiatmzla uyumas bakmndan zorunlu olarak iyi olacaktr.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, bir ey tabiatmzla ne kadar uyuuyorsa,
bize o kadar faydaldr, ya da o en iyidir; ve buna kar, bir ey tabiatmz
la ne kadar iyi uyuuyorsa bizim iin o kadar faydaldr, zira tabiatmzla
uyumamas bakmndan, ondan zorunlu olarak farkl ya da ona kart
olacaktr; eer farkl ise, o zaman ne iyi ne kt olamayacaktr (nerme
29) bir ey tabiatmza kart ise, o halde bizim tabiatmzla uyuan tabiata
kar olacak, yani (nceki nerme) iyiye kart ya da kt olacaktr. yle
ise bir ey ancak tabiatmzla uyumas bakmndan iyi olacak ve bunun
sonucu olarak bir ey tabiatmzla ne kadar uyuuyorsa o kadar faydaldr.
Ve buna karlk tabiatmzla ne kadar uyumuyorsa o kadar zararldr.
nerme XXXII
insanlar edilgilere (pasif hallere) boyun edikleri lde onlarn tabiat
a uyutuklar sylenemez.
Kantlama
eylerin tabiata uyutuklar sylendii zaman, bundan dolay onlarn
gszlk ya da olumsuzluk (ngation) bakmndan deil, g bakmndan

220 ETKA

uyutuklar anlalr (nerme 7, blm III) ve bunun sonucu olarak (ner


me 3, blm IIIn scoliesi) onlar edilgi (pasif haller) bakmndan anlal
maz; yle ise insanlarn edilgilere boyun emeleri bakmndan, onlarn
tabiata uyutuklar sylenemez.
Scolie
Bu ey kendiliinden apak grnyor; geri ak ve karadan yalnz ne
birisi ne tekinin krmz olmalar bakmndan birbiriyle uyutuklarn
syleyen kimse, mutlak olarak akla karann hibir hususta uyumadklarn
kabul eder. Nitekim ayn suretle, tala insandan her ikisinin yalnz sonlu,
gsz olmalar ya da tabiatlarnn zorunluluu ile var olmalar, ya da en
sonra d nedenlere ait gcn belirsizce (indfiniment) onlar am olma
s bakmndan uyutuklarn sylemek, genel olarak ta ve insann hibir
eyde uyumadklarn kabul etmek demektir; yalnzca olumsuzlukta uyu
an eyler, gerekte hibir suretle uyumazlar.
nerme XXXIII
nsanlar, edilgiler (pasif haller) olan duygulanlarn hkm altnda
bulunmak bakmndan tabiata birbirlerinden farkl olabilirler; ve bun
dan dolay ayn insan deiik ve kararszdr.
Kantlama
Duygulanlarn tabiat ya da z yalnz bizim zmz ya da tabiat
mzla aklanamaz (tanm 1 ve 2, blm III) ; fakat o g ile tanmlanma
ldr; yani (nerme 7, blm III) bizim tabiatmzla karlatrlan d ne
denlerin tabiat ile tanmlanmaldr; bundan dolay her duygulann ne
kadar tr varsa onlarla duygulanan o kadar obje vardr (nerme 56,
blm III) ve insanlar tek ve ayn obje ile eitli tarzlarda duygulanm
lardr (nerme 51, blm III) ve bu ne derecede gerekleirse onlar ta
biata o kadar farkldrlar; en sonra bylece (ayn nerme 51, blm III)
tek ve ayn ey ayn objeye kar eitli tarzlarda duygulanmtr ve o
derecede deiiktir.
nerme XXXIV
nsanlar, edilgili olan duygulanlarn hkm altnda bulunmalar bak
mndan birbirlerine kart olabilirler.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 2 1

Kantlama
Bir insan, diyelim ki Pierre, Pauln kederlenmesinin nedeni olabilir,
nk onda Pauln kendisine kar kin besledii bir eye benzer bir ey
vardr (nerme 16, blm III) ya da nk Pauln sevdii bir ey yalnz
Pierrede bulunmaktadr (nerme 32, blm III, scoliesi ile birlikte); ya
da bu baka nedenlerden dolaydr (balca, nerme 55, blm III, scoliesi
ne baknz); bylece (duygulanlarn 7nci tanm) Pauln Pierree kar
kini olabilecek; ve bunun sonucu olarak kolaylkla (nerme 40, blm
III, scoliesi ile birlikte) Pierrein de buna kar Paula kini olarak ve bylece
(nerme 39, blm III) onlar birbirlerine ktlk yapmaya alabilecek
ler, yani (nerme 30) birbirlerine kart olabileceklerdir. Fakat bir keder
duygulan daima bir edilgidir (pasif haldir) (nerme 59, blm III); yle
ise insanlar edilgiler olan duygulanlarn hkm altnda bulunmalar bak
mndan, birbirlerine karttrlar.
Scolie
Pauln Pierree kar kin besleyeceini, nk kendisinin de sevdii
eye Pierrein sahip bulunduunu syledik; buradan, nce u sonu kar
ki, bu iki adam ayn objeyi sevdikleri iin birbirlerine zarar vermezler ve
bunun sonucu olarak onlar tabiata uyuurlar; ve bu eer doru ise, 30 ve
31 nermeleri o zaman yanltr. Eer bununla birlikte bu kant doru (dil)
bir terazide tartmak istersek greceiz ki btn bunlar tastamam uyumak
tadr. Bu iki adam tabiata uyumak bakmndan birbirlerine kar strap
(elem) konusu deildirler, yani her ikisi de ayn objeyi ancak birbirlerinden
farkl olmalar bakmndan severler. Geri her ikisinin de ayn objeyi sevme
leri bakmndan, birinin ve tekinin sevgisi bununla beslenmitir (nerme
31, blm III) yani (duygulanlarn 6nc tanm) birinin ve tekinin sevinci
bu suretle beslenmitir. Ayn objeyi sevmeleri ve tabiata uyumalar bak
mndan birbirlerine kar zarar (elem) konusu olmalarna sebep yoktur;
onlar birbirlerine kar zarar (elem) konusu klan ey, sylediim gibi, ara
larnda varsaylan tabiat farkndan baka hibir neden olamaz. Biz vakaa
Pierrein kendisinde fiilde (aktel olarak) var olan sevilmi bir ey hakkn
da fikri olduunu, Pauln ise, tersine, aktel olarak (fiilde) kaybolmu bir
sevilen ey hakknda fikri bulunduunu varsayyoruz. Bylece birisi kederle
duyguland srada teki neeyle duygulanabilir ve bu nispette onlar bir
birlerine kart olabilirler. Bundan dolay, kolayca gsterebiliriz ki baka

2 2 2 ETKA

kin nedenleri yalnz insanlarn tabiata birbirlerinden farkl olmalarna


bal olup, zerinde fikirce uyutuklar konulara bal deildir.
nerme XXXV
nsanlar yalnz Akl dsturuna gre yaadklar iin birbirleriyle daima
tabiata zorunlu olarak uyuurlar.
Kantlama
nsanlar edilgili olarak duygulanlarn hkm altnda bulunmalar
bakmndan, birbirlerinden tabiata farkl (nerme 33) ve birbirlerine
kart olabilirler (nceki nerme). Fakat insanlara yalnz Akl dsturuna
gre yaadklar iin, (nerme 3, blm III) etkin (aktif) denilmitir ve
bylece insan tabiatndan kan her ey, akl ile tanmlanm olmas
bakmndan, kendi yakn nedeni ile tanmlad gibi, yalnz insan tabiat
ile tannmaldr (tanm 2, blm III). Fakat herkes kendi tabiatnn kanun
laryla iyi olduuna hkmettii eye kar itah duyduu ve kt olduu
na hkmettii eyden uzaklamaya alt iin (nerme 19); ayrca Akln
emriyle iyi ya da kt olduuna hkmettiimiz ey, zorunlu olarak iyi ya
da kt olduu iin (nerme 41, blm III), insanlar yalnz Akln dstu
runa gre yaadklar iin ve bundan dolay her insana gre zorunlu ola
rak iyi olan eyi, yani (nerme sonucu, nerme 31) her insann tabiat ile
uyuan eyi yaparlar; yle ise insanlar zorunlu olarak her zaman Akl
dsturuna gre yaamalar bakmndan birbirleriyle uyuurlar.
nerme Sonucu I
nsana, tabiatta Akl dsturuna gre yaayan bir insandan daha faydal
hibir tekil ey yoktur. Zira bir insana en faydal olan ey onun tabiat ile
uyuan eydir (nerme sonucu, nerme 31) yani (kendiliinden bilindii
zere) bu, insandr. Fakat insan yalnz Akl dsturuna gre yaad zaman,
mutlak olarak znn kanunlarna gre yaar (tanm 2, blm III) ve
yalnz bu nispette baka bir insann tabiat ile daima zorunlu olarak uyuur
(nceki nerme); yle ise tekil eyler arasnda insana insandan daha fay
dal bir ey yoktur.
nerme Sonucu II
Her insan kendisine faydal olan eyi en fazla arad zaman, insanlar
birbirlerine ok faydal olurlar. Zira, herkes kendisine faydal olan ne kadar

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 2 3

ok ararsa ve kendi kendisini korumaya ne kadar alrsa o kadar erdeme


sahip olur (nerme 20) ya da ayn anlama gelmek zere (tanm 8) Tabiat
kanunlarna gre ilemek iin yani (nerme 3, blm III) Akl dsturuna
gre yaamak iin sahip olduu g o kadar byktr. Fakat, insanlar Akl
dsturuna gre yaadklar zaman (nceki nerme) birbirleriyle tabiata
en ok uyuurlar. yle ise (nceki nerme) herkes kendi kendisine faydal
olan en ok arad zaman, insanlar birbirlerine kar en faydal olurlar.
Scolie
Gstermi olduumuz eyi, tecrbe her gn o kadar tanklaryla (te
moignage) meydana koymaktadr ki, onlarn hemen hepsi unu tekrar
ederler: nsan, insan iin bir Tanrdr. Bununla birlikte insanlarn Akl
dsturuna gre yaamalar ok nadirdir; insanlardan ounun haseti
olmalar ve birbirlerine kar zarar vermelerinin sebebi ite bu Akl dstu
runa gre yaamann ok nadir oluudur. Bununla birlikte, onlar hayatla
rn yalnzlk iinde geiremezler ve onlardan ou insann toplumsal bir
hayvan olduu eklindeki tanma ok uygun yaarlar; ve gerekte eyler
o yolda dzenlenmitir ki, insanlarn toplumundan insanlara zararlardan
ok fayda ve kr gelir. yle ise varsn hicivciler insana ait eyleri alaya
almaya kalksnlar, varsn ilahiyatlar ondan nefret etsinler, ya da meln
kolikler gleri yettii kadar ilenmemi, kaba ve yabani bir hayat vsn
ler ve insanlar ktmseyerek hayvanlara kar hayranlk gstersinler;
bundan dolay insanlar ihtiyalar olan eyleri karlkl bir yardm ile ok
daha kolay elde edebileceklerini ve her yandan kendilerini rkten teh
likelerden ancak birlemi kuvvetleriyle kanabileceklerini duymadan
geri kalmayacaklardr ve burada ben insanlara ait etkilerin hayvanlarn
kinden ok daha fazla gz nne alnmaya deer olduunu ve insana ait
olan eyin bilgi edinilmeye en layk ey olduunu aklamadan geiyo
rum. Fakat bunlar uzun uzadya baka yerde inceleyeceiz.
nerme XXXVI
Erdemin peinden gidenlerin yce iyilii hepsinde ortaktr ve hepsi
bundan ayn derecede sevin duyarlar.
Kantlama
Erdemle ilemek, Akl dsturuna gre ilemek demektir (nerme 24)
ve aklla yapmaya altmz her eyi bilmektir (tanmaktr) (nerme 26);

2 2 4 ETKA

bylece (nerme 28) erdemin peinden giden kimselerin stn iyilii Tan
ry bilmektir, yani (nerme 47, blm II, scoliesi ile birlikte) btn insan
larda ortak olan bir iyiliktir. Ve o, insanlarn ayn tabiatta olmalar bak
mndan, btn insanlarca ayn suretle elde edilebilir.
Scolie
Birisi soruyordu: Fakat, erdem peinde koanlardan ibaret olan kim
selerin yce iyilii, yukardaki gibi eer herkeste ortak deilse, (nerme
34) Akl dsturuna gre yaayan, yani tabiata birbirleriyle uyumalar
bakmndan gz nne alnan insanlar (nerme 35), birbirlerine kart
deil midirler? Buna kar insann yce iyiliinin herkeste ortak olmasnn
ireti olarak deil, Akln tabiatnn sonucu olarak meydana geldii eklin
de cevap verilecektir ve bu da insann aklla tanmlanmas bakmndan,
insann asl znden karlarak yaplacaktr; zira insan bu yce iyilikten
sevinci elde edemeseydi ne var olabilir, ne varl tasarlanabilirdi. Vakaa
Allahn ezeli ve sonsuz zne ait upuygun bir bilgiye sahip olmak, insan
Ruhunun zne aittir (nerme 47, blm II).
nerme XXXVII
Erdem peinde koan bir kimsenin kendi kendisi iin arzu ettii iyi
lii, o kimse baka insanlar iin de isteyecektir ve o Tanr hakknda ne
kadar byk bir bilgi elde ederse, bu iyilik de o kadar byk olacaktr.
Kantlama
Akln dsturuna gre yaamalar bakmndan insanlar, insan iin en
faydal olanlardr (nerme sonucu, nerme 35) ve bylece (nerme 19)
insanlarn Akl dsturuna gre yaamalarn salamaya alacaz. Fakat
Akln emrine gre yaayan kimsenin kendi kendisi iin istedii iyilik (ner
me 24) erdeme gre yaamak, yani bilmektir (nerme 26); yle ise erdem
peinde koan bir kimsenin kendi kendisi iin istedii iyilii, o, baka
insanlar iin de isteyecektir. Bundan baka, bu arzu, Ruha ait olmas
bakmndan, Ruhun asl zdr (duygulanlarn 1 inci tanm); halbuki,
Ruhun z Tanr bilgisini kuatan (nerme 47, blm II) bir bilgiden iba
rettir (nerme 11, blm II) ve o bulunmadan ne var olabilir, ne tasarla
nabilir (kavranabilir) (nerme 15, blm I). Bundan dolay, Ruhun zn
kuatan Tanr bilgisi ne kadar bykse, kendi kendisi iin istedii iyilii

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 2 5

bakas iin de isteyen erdem peindeki kimsenin duyduu arzu da o ka


dar byk olacaktr.
Baka Kantlama
nsan kendisi iin istedii ve sevdii iyilii, bakalarnn da sevdikle
rini grrse, onu devaml (kararl) bir tarzda sevecektir (nerme 31, blm
III) ; yle ise bakalarnn onu sevmeleri iin o abalayacaktr (ayn ner
menin nerme sonucu) ve bu iyilik (nceki nerme) hepsinde ortak oldu
u ve hepsi onunla ayn derecede geliebildikleri iin, yle ise o herkesin
ondan sevin duymalar iin (ayn sebepten dolay) alabilir ve bu iyilik
ten ne kadar ok faydalanrsa bu sevinci de o kadar ok (olacaktr) olur.
Scolie I
Her kim yalnz kendisini duygulandran edilgi (pasif hal) yznden
kendisinin sevdii eyleri bakalarnn da sevmeleri ve kendi yaratlna
gre bakalarnn de yaamalar iin abalarsa, yalnz itepi (impulsion)
ile hareket eder (iler) ve bu sebepten onun bu hareketi, hele baka
zevkleri olanlar iin menfurdur (odieux), buna karlk onlar da kendile
rinden baka herkesin yaratlna gre yaamas iin, yine itepi ile aba
harcarlar. Bundan baka, bir duygulan yznden insanlarn istedikleri
(arzu ettikleri) yce obje ou kere yalnz bir kimsede bulunacak bir
tabiatta olduu iin, bylece onu sevenlerin kendi ilerinde kendi ken
dileriyle ahenk halinde bulunmadklar ve sevilen ey hakknda vmele
re ve gklere karmalara kalktklar zaman inanlmam olmadan kork
tuklar olaan eylerdendir. Tersine, bakalarn Akla gre yneltmeye
alan kimse, itepi ile deil, insanca ve tatllkla hareket eder ve kendi
kendisiyle tam bir i uyarl halinde kalr. Yaamada devam etmek iin
Tanr hakknda fikri sahip olmamz veya Tanry bilmemiz bakmndan
bizim nedeni olduumuz btn etkiler (ileyiler) ve btn arzular Dine
irca ediyorum. Asl (kk) Akln dsturuna gre yaamamzdan gelen
iyilik yapma arzusuna ahlak (Moralit) diyorum. Yaayan insan Akln
dsturuna bal olarak ele alan, bakalarna da dostluk ba ile balanan
arzuya, namusluluk (Honntet) diyorum. Akl dsturuna gre yaayan
insanlar venlere namuslu, tersine, dostluun korunmasna kar koyan
lara aa (vilain) diyorum; bylece, toplumsal yapnn (sitenin) temelleri
nin neler olduunu da gsterdim. Bundan dolay, hakiki erdem yalnz Akl

2 2 6 ETKA

dsturuna gre yaamadan ibaret olduu; gszlk ise insann kendisi


ni d eylere gre edilgin (pasif) olarak yneltilmeye brakmasndan, d
lemin yaps neleri istiyorsa onlarla gerektirilip, yalnz kendisinde gz
nne alnan asl tabiatnn istediine gre gerektirilmemesinden ibaret
olduu iin, hakiki erdem ile gszlk arasndaki fark bylece kolaylkla
grlr. te 18inci nermenin scoliesinde kantlamaya sz vermi oldu
um ey budur. Bylece grlebilir ki, hayvanlar kurban etmeyi (boazla
may) yasak etmeden ibaret olan kanun bouna bir yanl-inan zerinde
kurulmutur ve salam akldan ziyade kadn acmas (merhameti) zerine
dayanmaktadr. Faydalnn aranmas kural bize insanlarla birlememizin
zorunlu olduunu retiyor, fakat tabiatlar insann tabiatndan farkl
olan hayvanlarla ve eya ile birleme zorunluluunu retmiyor; onlarn
bizim zerimizdeki haklar kadar bizim de onlara kar ayn haklarmz
vardr. Yahut daha dorusu herkesin hakk kendi erdemi ya da gc ile
tanmlanm olduu iin, hayvanlarn insanlar zerinde haklar olmasn
dan ok insanlarn hayvanlar zerinde haklar vardr. Bununla birlikte
hayvanlarn duygular olduunu inkr etmiyorum; fakat bu sebepten dola
y bizim yararmz (karmz) dnmemizin, onlar faydamza gre kul
lanmamzn ve iimize en iyi nasl geliyorsa onlara kar yle davranmam
zn yasak edilmesini yadsyorum; nk onlar tabiata bizimle uyumazlar
ve onlarn duygulan insan duygulanlarndan tabiata farkldr (ner
me 57nin scoliesi, blm III). imdi benim Hakl, Haksz, Gnah ve en
sonra meziyetin (sevap) ne olduunu aklamam kalyor ki, bunun iin
aadaki scolieye bakn.
Scolie 2
Birinci blmn ekinde vme ile yermenin, meziyet (ya da sevap) ile
gnahn, hakl ile hakszn ne olduklarn aklamaya sz vermitim. vme
ve yerme iin nerme 29, blm IIIte aklamalar verdim; baka nokta
lar hakknda burada birka sz sylemek sras gelmitir. Fakat daha nce
insann tabi hali ile medeni halinin ne olduu hakknda birka kelime
sylemeliyim.
Herkes, Tabiatn yce hakkna gre vardr ve bunun sonucu olarak da
herkes kendi tabiatnn zorunluluundan ileri gelen eyi Tabiatn yce
hakk ile yapar ve bylece herkes hangi eyin iyi, hangi eyin kt olduu
na dair Tabiatn yce hakkna gre hkm verir, ya da kendi yaradlna

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 2 7

gre kendi karn dnr (nerme 19 ve 20), alr (nerme 40, blm
IIIn nerme sonucu) ve sevdii eyi korumaya, kin besledii ya da nef
ret ettii eyi yok etmeye alr (nerme 28, blm III). Eer insanlar
Akl dsturuna gre yaam olsalard, herkes, bakasna hibir zarar ver
meden, kendisine ait olan hakka sahip olacakt (nerme 35in nerme
sonucu). Fakat insanlar kendi glerini ok aan duygulanlara (nerme
sonucu, nerme 4) ya da insan erdemine (nerme 6) bal olduklar iin,
trl ynlerden srklenmilerdir (nerme 33) ve birbirlerine karttrlar
(nerme 34), halbuki onlarn karlkl yardma ihtiyalar vardr (nerme
35 ve scoliesi), yle ise insanlarn ahenk ve uyuma halinde yaayabilme
leri ve birbirlerine yardm etmeleri iin, tabi haklarndan vazgemeleri
ve bakasna zarar vermeye elverili olabilen hibir eyi yapmayacaklarn
birbirlerine salamalar zorunludur. Hangi artlarda bu mmkndr, yani
zorunlu olarak kararsz ve deiik (nerme 33) duygulanlara (nerme
sonucu, nerme 4) bal olan insanlarn karlkl bu teminat verebilme
leri ve birbirlerine inanmalar nasl mmkn olur? Bu cihetler bu blmn
7nci nermesinde ve nc blmn 39uncu nermesinde grlmek
tedir. Vakaa ben orada diyorum ki, bir duygulan ancak daha kuvvetli
(ve azaltlmak ya da indirilmek istenen duygulana kart olan) bir duygu
lanla azaltlabilir ve herkes daha byk bir zarar korkusuyla zarar ver
meden vazgeer (ekinir). yle ise, eer bir toplum herkesin kendisi iin
alma ve iyi ile kt hakknda hkm verme hakkn almasn isterse
ve bylece ortak bir hayat kural tespit etmeye, kanunlar kurmaya ve
onlar duygulanlar azaltmayan Aklla deil (scolie, nerme 17) fakat
tehditlerle devam ettirme gcne sahip ise, bu kanun ile byle bir toplum
kurulabilecektir ve kanunlarla devam eden bu topluma ve onun kendini
koruma gcne Site (siyasal toplum) denir ve onun hakknn korunmas
altnda bulunanlara da siteliler (citoyens) denir. Bununla biz kolaylkla,
tabi halde herkesin yalnz kendi faydasn, kendi karn dnd ve
yaradlna gre biricik kural kendi kar (menfaati) olduu iin, hangi
eyin kt olduu hakknda karar verdii ve en sonra kendisinden baka
hi kimseye boyun emesi hibir kanunla tespit edilmi olmad iin,
kolaylkla reniriz ki (biliriz ki), tabii halde herkesin uygun grmesiyle
iyi, ya da kt olan hibir ey yoktur. Ve bylece, tabi halde gnah
tasarlanamaz, gnah ancak hangi eyin iyi hangi eyin kt olduu genel
uygun grme (san) diye tespit edildii ve herkesin Siteye boyun emesi

2 2 8 ETKA

gerektii kabul edildii zaman, medeni halde tasarlanabilir. Gnah yle


ise, yle bir itaatsizlikten ibarettir ki, onu ileyen yalnz Site hukuku ile
cezalandrlr ve tersine, boyun eme de, siteli (citoyen) iin bir meziyet
(mrite) saylr, nk bu suretle onun Site karlarndan faydalanmaya
deerli olduuna hkmedilir. Bundan baka, tabii halde hi kimse, ortak
uygun grme ile (consentement) hibir eyin efendisi deildir ve tabiatta
birinin ya da bakasnn eyi denilen hibir ey yoktur; fakat bir ey
btne aittir; bundan dolay tabi halde, herkesin bir kimseye ait olan
kendisine verme ve kendisine ait olan ondan alma iradesi tasarlanamaz:
yani tabii halde hakl ya da haksz denebilecek hibir ey yoktur; fakat
medeni halde, ortak uygun grme (consentement) ile hangi eyin ona,
hangisinin bakasna ait olduu tespit edilmitir. Bylece grlyor ki,
hakl ve haksz, gnah ve sevap Ruhun tabiatn aklayan sfatlar deil,
dsal (extrinsque) olan kavramlardr.
nerme XXXVIII
Pek ok biimlerde duygulanabilecek, ya da d cisimleri pek ok bi
imlerde duygulanmaya elverili klacak bir insan Bedenine sahip olan
kimse, insan iin yararldr; ve bu suretle Beden, duygulanmaya ve baka
cisimleri birok biimlerde duygulandrmaya ne kadar yetkili bir hale
konmusa o kadar fazla faydaldr.
Kantlama
Byle bir yatknlk Bedende ne kadar fazla ise, Ruh kavramaya, alg
lamaya o kadar fazla elverili olur (nerme 14, blm II); nitekim, byle
bir hal ve art iindeki Bedene sahip olan ve bu yatknl artran kimse,
zorunlu olarak iyi ya da faydaldr (nerme 26 ve 27) ve bu yatknl ne
kadar artrrsa o da o kadar artar; bir ey, tersine (ayn nerme 14, blm
II ve nerme 26 ve 27) Bedenin bu yatknln azaltrsa, bu ey zararl
dr.
nerme XXXIX
nsan Bedeninin ksmlarn birbirleriyle tutmak zere korunmasn
salayan hareket ve skn mnasebeti iyidir; tersine olarak insan Bede
ninin ksmlarn birbirlerine kar hareket ve skndan baka bir rabta
veya mnasebetle salayan ey ktdr.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 2 9

Kantlama
insan Bedeninin kendi kendini korumas iin, pek ok sayda baka
cisimlere ihtiyac vardr (postulat 4, blm II). Fakat insan Bedenini kuran
ey, ksmlarn belirli bir mnasebete gre hareketlerini birbirlerine ula
trmalarndan ibarettir (nerme 13, blm II'den sonra gelen Lemmadan
nceki tanm). yle ise insan Bedeninin ksmlar arasnda var olan ha
reket ya da skn mnasebetinin korunmasn salayan ey, insan Bede
ninin eklini de korumak ve bunun sonucu olarak (postulat 3 ve 6, blm
II) insan Bedeninin birok biimlerde duygulanabilmesini ve birok biim
lerde d eyleri duygulandrmasn salar; bu ise iyidir (nceki nerme).
Bundan baka, insan Bedeninin ksmlar arasnda bir hareket ve skn
mnasebetinin kurulmasn salayan ey ayn zamanda (ayn tanm, blm
II) yeni bir ekilde bu Beden yerine gemesini de salar, yani (kendiliin
den bilindii ve bu blmn nsznn sonunda gsterdiimiz zere)
insan Bedeninin mahvolmasna ve bunun sonucu olarak birok biim
lerde duygulanmas bakmndan btn yatknln kaybetmesine sebep
olur; bu da, bundan dolay ktdr.
Scolie
Bu insan Ruhuna ne derecede zararldr ya da ona ne kadar yararl
olabilir, bunlar beinci blmde aklayacaz. Bununla birlikte, burada
kaydetmek gerekir ki, benim anladm tarzda, Bedenin ksmlar arasn
da mnasebet, baka bir hareket ve skn mnasebeti kurulmaya elverili
bir biim ald zaman Bedenin lm meydana gelir. Her ne kadar kan
dolam devam eder ve insanda baka hayat alametleri grnrse de,
insan Bedeninin bununla birlikte birincisinden bsbtn farkl baka bir
tabiat olabilecek surette tabiatn deitirebildiini inkra cesaret etmi
yorum. Bedenin kadavra haline gelince lmeyeceini kabul etmeye bizi
hibir sebep zorlayamaz; asl deney de bana bunun aksine inandrabilir
gibi grnyor. Bazen insan yle deimelere urar ki, onun artk ayn
ey olduunu sylemek ok gtr. Ben, zel olarak bir hastala tutulmu
olup sonradan ifa bulmasna ramen kendi komedi ve trajedilerini yazm
olduu gemi hayatna, artk kendisine ait deilmi gibi bakan bir Ispanyol
airinden sz edildiini iitmitim; eer o ana dilini de unutmu olsayd,
ona erikin bir ocuk gzyle baklabilirdi ve eer bu, inanlamaz gibi gr
nyorsa, ya ocuklar iin ne demeli? Ya ilerlemi bir adam kendi tabiatn

2 3 0 ETKA

dan ok farkl olduu halde bu ocuklarn tabiatna inanyor. Eer vaktiyle


hi ocuk olmam olsayd, bakalar hakknda kendisine gre bir tahminde
bulunmasayd onlara inanmayacakt. Fakat yanl inanlarda yeni sorulara
meydan vermemek iin bu konuyu bir yana brakmay doru buluyorum.
nerme XL
nsanlar ortak bir topluma doru gtren ey, yani onlar ahenk haline
koyan ey faydaldr; Siteye ahenksizlik getiren ey ise, tersine ktdr.
Kantlama
nsanlarn Ahenk, Uyuma halinde yaamlarn salayan ey onlarn
ayn Akl dsturuna gre yaamalarn salayan eydir (nerme 35) ve
bylece (nerme 26 ve 27) o iyidir; tersine olarak ayn sebepten dolay
ahenksizlik uyandran ey ktdr.
nerme XLI
Sevin hibir zaman dorudan doruya kt deildir, fakat iyidir; keder
ise tersine, dorudan doruya ktdr.
Kantlama
Sevin (nerme 11, blm III, scoliesi ile birlikte) bedenin ileme g
cnn artm ya da tamamlanm olduu bir duygulantr; keder ise, ter
sine, Bedenin ileme gcnn eksilmi ya da inmi olduu bir duygulantr
ve bundan dolay (nerme 38) Sevin dorudan doruya iyidir, vb.
nerme XLII
Neenin asla ar hali olamaz, o her zaman iyidir; tersine, melnkoli
her zaman ktdr.
Kantlama
Nee (nerme 11, blm IIIn scoliesindeki tanma bakn), Bede
nin btn ksmlarnn ayn derecede duygulanm olmasndan ibaret olan,
srf Bedene ait bir sevintir; yani (nerme 11, blm III) orada Bedenin
ileme gc o tarzda artm ya da tamamlanmtr ki, onun btn ksm
lar birbirleriyle ayn hareket ve skn nispetini saklarlar; bylece (ner
me 39) nee her zaman iyidir ve onun asla ar hali olamaz. Melnkoli
yine (nerme 1 lin scoliesindeki tanma bakn) Bedenin ileme gcnn

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 3 1

mutlak olarak azalm ya da inmi olmasndan ibaret, Bedene ait bir ke


derdir ve bundan dolay (nerme 38) o her zaman ktdr.
nerme XLII1
Holanmann3 ar hali olabilir ve kt olabilir; Elem, bir sevin olan
holanmann iyi olmasna karlk, ktdr.
Kantlama
Holanma, Bedenin ksmlarndan birinin ya da birkann tekile
rinden daha ok duygulanm olmasndan ibaret, insan Bedenine ait bir
sevintir (nerme 11, blm IIIn scoliesindeki tanma bkz.) ve bu
duygulann gc Bedenin baka etkilerini aacak tarzda olabilir (ner
me 6) ; ona srarla bal kalr ve bylece Bedenin pek ok saydaki baka
tarzda duygulanmaya elverili olmasna engel olur; bu duygulan yle ise
(nerme 38) kt olabilir. Tersine olarak kendi bana ele alnnca bir
keder olan elem iin o iyi olamaz (nerme 41). Fakat onun kuvveti ve
art bizim gcmzle karlatrlnca bir d nedenin gc ile tanmlan
d iin (nerme 5), bu duygulanlarn kuvvetlerinin sonsuz derecede
deiiklie uradn ve sonsuz tarzlarda ilediklerini tasarlayabiliriz (ner
me 3) ; yle ise biz, holanma azalnca, ar bir halde olmasna engel olan
ve bu nispette bu nermenin birinci ksm ile Bedenin yatknln azaltma
yacak bir tarzda bir elem tasarlayabiliriz; ve byle bir durumda, bundan
dolay, elem iyi olabilir.
nerme XLIV
Sevgi ve Arzunun an halleri olabilir.
Kantlama
Sevgi denen ey bir sevintir (duygulanlarn 6nc tanm) ki, bir d
nedenle birlikte bulunur; yle ise (nerme 11, blm IIIn scoliesi ile)
bir d nedenin fikri ile birlikte bulunan holanma bir Sevgidir; bylece
Sevginin ar hali olabilir (nceki nerme). Bundan baka, bir Arzuyu
douran duygulan ne kadar bykse, bu arzu da o kadar byktr (ner
me 37, blm III), yle ise bir duygulan insann baka etkilerini ne
3) Chatouillement.

2 3 2 ETKA

kadar aabilirse (nerme 6) bu duygulantan doan Arzu da baka arzu


lar o kadar aabilir ve bunun sonucu olarak, nceki nermede gstermi
olduumuz holanmadaki ayn ar hale sahip olabilir.
Scolie
yi olduunu sylediim Nee, gzlemlediimden daha kolay tasarla
nabilir. Zira bizde her gn hkim olan duygulanlar, ou zaman baka
ksmlardan daha fazla duygulanm olan beden ksmna aittirler; duygula
nlarn byle ounda ar hal vardr ve Ruhu tek bir objenin dnlme
sine balarlarken o srada bakalar dnlmez. Her ne kadar insanlar,
aslnda, birok duygulanlara bal iseler de ve daima ayn duygulann
hkm altnda bulunmalar nadir grlen eylerden ise de, tek ve ayn
duygulana srarla bal kalan biroklar da vardr. Biz vakaa bazen yle
bir objeyle duygulananlar gryoruz ki, onlarda bir objenin hazr bulun
mayna ramen, bu insanlar onun imdi nlerinde olduuna inanyorlar
ve bu hal uyumam bir insann bana geldii zaman, onun hezeyan ha
linde olduunu veya samaladn sylyoruz. Sevgiden yanp tutuanlar
gece gndz sevdikleri kadn veya bir kurtizan hayal etmeden baka bir
ey yapmadklar ve genel olarak gln bir hale geldikleri iin, bir hayli
samalam gibi karlanrlar. Kazan ve paradan baka bir ey dn
meyen, pinti, yalnzca n salmak ve baar ile zihni dolu olan haris vb.nde
ise, tersine, onlarn hezeyan halinde olduuna inanlmaz, nk onlar
genel olarak bakasna elem vermekte ve kin beslenmeye layk grlmek
tedirler. Gerekte, bununla birlikte, pintilik, harislik, sefihlik her ne ka
dar hastalklar arasnda sralanmyorsa da, yine hezeyan eitleridir.
nerme XLV
Kin asla iyi olamaz.
Kantlama
Kin beslediimiz insan yok etmeye alyoruz (nerme 39, blm
III), yani kt olan bir eye alyoruz (nerme 37), yle ise, vb...
Scolie
Bu nermede ve sonraki nermelerde grlecektir ki, ben Kin deyince
yalnz insanlara kar olan kin ve nefreti anlyorum.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 3 3

nerme sonucu I
Haset, alay etme, kmseme, fke, alma veya kine irca edilen ya
da ondan doan baka duygulanlar kt eylerdir; bu nokta nerme 39,
blm III ve nerme 37 ile de apak olarak grlmektedir.
nerme sonucu II
Kinle duygulanm olmamzdan dolay arzu duyduumuz her ey ba
yadr ve Site iinde hakszn tanmlarnda da grlyor.
Scolie
Birinci nerme sonucunda kt olduunu sylemi olduum alay etme
ile glme arasnda byk bir fark gryorum. Zira glme, elencede olduu
gibi, saf bir sevintir ve bundan dolay o, ar olmamak artyla, kendi
bana iyidir (nerme 41). phesiz yalnz vahi ve gaml bir yanl-inan
haz duymay yasak eder. Gerekten onda melankoliyi kovmadan ok alk
ve susuzluu dindirmek mi sz konusudur? te benim kuralm, benim
sanm budur! Hibir Tanrsal g, bir hasetiden baka hi kimse benim
gszlmden ve strabmdan haz duymaz; ondan baka hi kimse
gz yalarmz, hkrklarmz, korkumuzu ve iimizdeki baka gszlk
belirtilerini erdem yerine alamaz; tersine, duygulanm olduumuz sevin
ne kadar bykse, ykseldiimiz yetkinlik derecesi o kadar byktr ve
tanrsal tabiata katlmamz o kadar zorunludur. yle ise gc yettii kadar
her eyi kullanmak ve her eyden haz duymak -nefret derecesine kadar
gitmemek artyla ki, bu artk haz almak demek deildir- bilge bir kimse
nin andr. Kendi kendisinin tamiri, kuvvetlerinin yeniletirilmesi iin
ll nitelikte alnan ho gdalar yemek ve ikileri imek, nitekim g
zel kokular ve yeil bitkilerin latif sslerinden, bedeni hamlktan karan
ve ileten oyunlardan, her biri bakasna hibir zarar vermeden kullan
labilen bu gibi daha birok eylerden faydalanmak bilge bir insann andr
diyorum. Vakaa, btn Bedenin kendi tabiatna vergi olan eyleri yapa
bilmesi ve Ruhun da nitekim birok eyleri ayn zamanda anlamaya
elverili olabilmesi iin, insan bedenini terkip eden farkl tabiatta pek
ok ksmlar biteviye yeni ve deiik bir gda alma ihtiyacndadrlar; ha
yat bu dzenleme tarz bylece hem ilkelerimiz hem de kullanlmakta
olan pratik ile ok iyi uyumaktadr; yle ise hibir hayat kural her
bakmdan ondan daha iyi ve daha tavsiyeye deer saylamaz ve burada

2 3 4 ETKA

bu noktay artk ne daha ak ne de daha geni aklamak gerekmekte


dir.
nerme XLVI
Her kim Akln dsturuna gre yaarsa, gc yettii kadar bakasnn
kendi hakkndaki kinini, fkesini, aa grmesini sevgi, ya da yksek
gnlllkle karlamaya alr.
Kantlama
Btn kin duygulanlar ktdr (nceki nermenin birinci nerme
sonucu); yle ise her kim Akln dsturuna gre yaarsa, mmkn olduu
kadar kin duygulanlarnn hkm altnda bulunmamaya alacaktr
ve bunun sonucu olarak, (nerme 37), bir baka insann da bu edilgilerle
duygulanmamas iin abalayacaktr. Fakat kin karlk bir kin ile artm
olur ve tersine, sevgi ile sndrlm olur (nerme 43, blm III), o suret
le ki, o kin sevgiye evrilir (nerme 44, blm III). yle ise her kim Akln
dsturuna gre yaarsa, Kini Sevgi ile, yani yksek gnlllkle karlama
ya alacaktr (nerme 59, blm IIIn scoliesindeki tanma bkz.).
Scolie
Her kim urad hakaretlere karlk bir kin ile almak isterse,
phesiz sefalet iinde yaar, bahtsz olur. Her kim tersine, muzaffer olarak,
Kini Sevgi ile yenmeye alrsa, phe yok sevin ve huzur iinde onu
yener, bir kimseye kar koyduu kadar kolaylkla birok kimseye kar
koyar ve talihin yardmna herkesten az ihtiyac olur. Onun yendii kim
seler iin yenilgi sevin vericidir, nk onlar asla kuvvet eksikliinden
yenilmemilerdir, fakat kuvvetlerinin artmas yznden yenilmilerdir;
btn bunlar Sevgi ve Zihnin tanmlarndan o kadar ak olarak karlar
ki, bunlar zel kantlama konusu haline getirmeye ihtiya yoktur.
nerme XLVII
Umut ve Korku duygulanlar kendi balarna iyi olamazlar.
Kantlama
Kedersiz yalnz Umut ve Korku duygulan yoktur. Zira korku bir
kederdir (duygulanlarn 13nc tanm) ve Korkusuz Umut da yoktur

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 235

(duygulanlarn 12 ve 13nc tanmlarnn aklanmas); bundan dolay


(nerme 41) bu duygulanlar kendi balarna iyi olamazlar. Ancak takn
ve ar bir sevinci azaltabilmeleri bakmndan iyi olabilirler (nerme 43).
Scolie
Buna u noktay da katnz ki, bu duygulanlar bir bilgi eksiklii ve bir
Ruh gszl gsterirler; bu sebepten de Huzur, Umutsuzluk, gelimesi
ve Vicdan znts bir i gszlnn belirtileridir. Vakaa her ne kadar
Huzur ve i gelimesi sevin duygulanlar ise de, onlar bununla birlikte
nceki bir kederi yani korkuyu ve umudu ierirler. yle ise, biz ne kadar
Akl dsturuna gre yaamaya alrsak, umuda o kadar daha az bal
olmaya, Korkudan kurtulmaya, talihe mmkn olduu kadar emretmeye
ve etkilerimizi Akln kesin danmasna gre o kadar yneltmeye alacaz.
nerme XLVIII
Ar deerlendirme ve ar deersiz grme duygulanlar her zaman
ktdr.
Kantlama
Geri bu duygulanlar (duygulanlarn 21 ve 22nci tanmlar), akla
karttrlar, yle ise onlar ktdrler (nerme 26 ve 27).
nerme XLIX
Ar deerlendirme, ar deerlendirilen insan kolaylkla gururlu4
klar.
Kantlama
Bir kimsenin bize kar sevgisinden dolay, bize hak ettiimizden stn
deer verdiini grrsek, bununla kolaylkla vnrz (nerme 41, blm
IIIn scoliesi), yani bir sevinle duygulanrz (duygulanlarn 30uncu
tanm) ve bu suretle bizim iin sylendiini rendiimiz iyi eylere kolay
ca inanrz (nerme 25, blm III); bundan dolay, biz srf kendimize kar
olan sevgi yznden deerimizden stn hkm veririz, yani (duygulan
larn 28inci tanm), biz kolaylkla gurura kaplrz.
4) Bu yerde vngen kelimesini de kullanabiliriz, ancak bu vaniteuxye daha uygundur.

236 ETKA

nerme L
Acma, Akl dsturuna gre yaayan bir insanda, kendi bana kt
ve faydaszdr.
Kantlama
Acma, geri, (duygulanlarn 18inci tanm), bir Kederdir; bundan
dolay, kendi bana ktdr. Ondan meydana gelen iyilik iin, yani ken
disi hakknda acma duyduumuz kimseyi sefaletinden kurtarmaya al
tmz iin (nerme 27, blm IIIn nc nerme sonucu), onu biz
yalnz Akln emri ile yapmak istiyoruz (nerme 37) ve yalnz iyi olduunu
kesinlikle bildiimiz bir eyi Akln emri ile yapabiliriz (nerme 27); ac
ma yle ise Akln dsturuna gre yaayan bir insanda kendi bana ktdr
ve faydaszdr.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, Akln emrine gre yaayan bir kimse gc
yettii kadar acma duymamaya alr.
Scolie
Her eyin doru olarak tanrsal tabiatn zorunluluundan ktn
bilen ve Tabiatn ezeli kanunlar ve kurallarna gre bu sonuca ulaan
kimse, phesiz Kin, Alay etme, ya da Kmsemeyi hak eden hibir ey
bulmayacak ve hi kimse iin acma duymayacaktr: fakat insani erdemin
elverdii kadar, denildii gibi, iyilik yapmaya, sevin iinde bulunmaya
alacaktr. Buna u noktay da katmal ki, kolayca acma duygusu duyan
ve bakasnn gzyalar ve sefaletinden zlen kimse, ou kere, sonra
dan piman olaca eyler yapar; Bir yandan geri kesinlikle iyi olduunu
bilmemiz gereken bir duygulanla hibir ey yapmyoruz, te yandan sahte
gzyalarndan kolayca aldanm bulunuyoruz. Ve ben burada aka, Akl
dsturuna gre yaayan insandan sz ediyorum. Bakalarnn yardmna
komak iin ne Aklla ne acma ile hareket etmeyen kimseye5, dorusu,
insanca davranmayan (inhumain) kimse denir, zira (nerme 27, blm III),
o hi de insana benzer grnmyor.

5)Trkede iki olumsuz yan yana gelince onlar ifade eden olumsuz, olumlu ekilde yazlrsa
da, yaygn yanlla uyuyoruz.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 3 7

nerme LI
yi gzle bakmak (Faveur)6 Akla aykr deildir, onunla uyuabilir ve
ondan doabilir.
Kantlama
yi gzle bakmak geri, bakasna iyilik yapan kimseye kar sevgidir
(duygulanlarn 19uncu tanm); yle ise, o ileme ve etkinlik demek
olduuna gre, Ruha (nerme 59, blm III), yani (nerme 3, blm III)
bilmesi bakmndan Ruha nispet edilebilir, bundan dolay Aklla uyuur.
Baka Kantlama
Akln dsturuna gre yaayan kimse, kendisi iin istedii eyi bakas
iin de ister (nerme 37); yle ise bundan dolay bir kimsenin bakasna
iyilik yaptn grmesi, kendisinin iyilik yapmak iin abasn tamamla
mtr, yani (nerme 11, blm IIIn scoliesi), o sevin duyacaktr ve
bu hipotez gereince, bakasna iyilik yapan kimsenin fikri ile birlikte
meydana gelir; bundan dolay da onu iyi gzle karlar.
Scolie
Tanmlam olduumuz tarzda hakszlk -ya da kt davranma- (duy
gulanlarn 20nci tanm), zorunlu olarak ktdr (nerme 42). Bu
nunla birlikte, gstermemiz gerekir ki, eer stn bir otorite Sitede bar
salamak amac ile bir bakasna hakszlk yapan bir siteliyi cezalandrrsa,
onun bu otorite tarafndan hakszla uradn sylemek istemiyorum.
nk bu otorite onu mahvetme kini ile gdlm deildir. Cezaland
rlmasnda yalnz ahlaktan ibaret bir gd (mobile) vardr.
nerme LII
rahatlnn (huzurunun) kk Akl olabilir ve yalnz kk Akl
dan gelen i rahatl mmkn olan durumlarn en bydr.
Kantlama
rahatl, insann kendi etki gcn gz nne almasndan doan
bir Sevintir (duygulanlarn tanm 25). Fakat insann hakiki ileme
6) Bu kelimeye iyi grme de dedik.

238 ETKA

gc veya erdemi asl Akldr (nerme 3, blm III), ki insan orada ak


ve seik olarak dnr (nerme 40 ve 43, blm III), i rahatl veya
huzuru yle ise kkn Aklda bulur. Bundan baka, insan kendi kendisini
ak ve seik olarak, yani upuygun olarak grd halde, her eyi ancak
asl kendi ileme gcnden (tanm 2, blm III), yani kendi tanma gcn
den kan ey olarak kavrar (nerme 3, blm III); yle ise yalnz bu
dnce ile orada, olabildii kadar en byk memnunluk hali doar.
Scolie
huzuru gerekte umudumuzun yce konusudur. Hi kimse, vakaa
(nerme 25), herhangi bir amaca gre kendi varln korumak iin aba
lamaz ve madem ki bu memnunluk gittike daha ok vmelerle beslenmi
ve kuvvetlendirilmi (nerme 53, blm II'nin nerme sonucu) ve tersi
ne (nerme 53, blm III'n ve nerme sonucu), yermelerle gitgide daha
ok bulandrlmtr, yle ise biz baa ba an ve n peinde koarz ve
utanlacak bir hayata glkle katlanabiliriz.
nerme LIII
Alalmak (humilit) bir erdem deildir, yani onun kk Akldan gel
mez.
Kantlama
Alalmak, insann kendi gszln gz nne almasndan doan
bir Kederdir (duygulanlarn 26nc tanm); halbuki insann kendisini
ne derecede doru Aklla bilirse o kadar kendi zne, yani kendi gcne
(nerme 7, blm III) ait ak bir fikre sahip olduu varsaylmtr. yle
ise insan, kendisini dnd srada kendisindeki bir gszl kav
ryorsa, bu hal kendi kendisini bilmesinden ileri gelmez. Fakat, (nerme
55, blm III) kendisinin etkinlik gcnn azalm olmasndan ileri ge
lir. Eer bir insann kendisinden daha gl bir ey bildii iin kendi
gszln dnd ve bu bilgi ile kendi etki gcn snrlad
varsaylyorsa, o zaman bu adamn kendi kendisini ak olarak bilmesin
den, yani (nerme 26) kendi gcnn tamamlandndan baka hibir
ey dnmeyiz. Bunun iin alalmann, ya da bir insann kendi gsz
ln dnmesinden doan Kederin kk doru bir dnceden, yani
Akldan gelmez ve o bir erdem deil, bir edilgi, bir pasif haldir.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 239

nerme LIV
Pimanlk bir erdem deildir, yani onun kk Akldan gelmez; fakat,
yaptndan piman olan kimse, iki defa bahtsz ve gszdr.
Kantlama
Bu nermenin birinci blm nceki nerme ile kantlanr. kinci
blm yalnz pimanln tanm ile apak olarak grlr (duygulan
larn 27nci tanm), nk insan kendisini ilk nce kt bir Arzu ta
rafndan, sonra da Keder tarafndan yenilmeye brakr.
Scolie
nsanlar, Akln emrine uygun olarak pek az yaadklar iin, u iki
duygulan yani Alalma ve Pimanlk ve bunlardan baka Umut ve Korku
zararl olmadan ok faydal olur; yle ise eer bir kusur ilenecekse, o
daha ok bu anlamda olmaldr. Eer vakaa iten gsz olan insanlarn
hepsi ayn derecede gururlu iseler, hibir eyden utanmyorlarsa, hibir
eyden korkmuyorlarsa, nasl olup da bir araya geliyorlar ve disipline bal
bir halde yaayabiliyorlar. Halk yn korkusuz olduu zaman korkuntur;
yle ise peygamberlerin neden dolay baz kimselerin faydasn deil, or
tak fayday gz nne alarak Alalma, alakgnlllk, Pimanlk ve
Saygy bu kadar ok vdkleri ve bunlara ait tler verdiklerini grp
amamaldr. Gerekten, bu duygulanlara bal olanlar bakalarndan
daha kolay Akln dsturuna gre yaamaya, yani hr olmaya ve mutlula
rn hayatndan faydalanmaya gtrlebilirler.
nerme LV
Gururun veya kendini aa grmenin en yksek derecesi, kendi hak
knda en tam bilgisizliktir.
Kantlama
Bu nokta duygulanlarn 28inci tanm ile apak olarak grlyor.
nerme LVI
Gurur ya da kendini aa grmenin en yksek derecesi en byk i
gszln gsterir.

240 ETKA

Kantlama
Erdemin birinci ilkesi kendi varln korumaktr: nerme 22nin ner
me sonucu. Ve bu Akln dsturuna gre olur (nerme 24), yle ise her
kim kendi kendisini bilmezse, btn erdemlerin ilkesini ve bunun sonu
cu olarak btn erdemleri de bilmez. Bundan baka, erdeme gre ilemek,
etki yapmak Akln dsturuna gre ilemekten baka bir ey deildir (ner
me 24) ve her kim Akln dsturuna gre ilerse, zorunlu olarak Akln
dsturuna gre ilediini bilmelidir, (nerme 43, blm II) yle ise, her
kim kendi kendisini en ok bilmiyorsa ve bunun sonucu olarak, gsterdi
imiz gibi, btn erdemleri de en ok bilmiyorsa, erdemle en az iler, en
az etki yapar, yani 8inci tanmda apak grlecei zere, i hayatnda
en ok kendini aa grmenin en yksek derecesi i hayatnn en byk
gszln gsterir.
nerme Sonucu
Buradan apak olarak u sonu kar ki, gururlu kimselerle kendile
rini aa grenler duygulanlara ok baldrlar.
Scolie
Kendini aa grme gururdan daha kolay dzeltilebilir; gurur vakaa
bir Sevin duygulan olduu halde, birincisi bir Keder duygulandr;
ikincisi yle ise birinciden daha kuvvetlidir (nerme 18).
nerme LVII
Gururlu kimse dalkavuklar veya yze glclerin hazr bulunmasn
dan holanr ve yksek gnlllerin hazr bulunmasndan nefret eder.
Kantlama
Gurur, insann kendi kendisine gerekte olduundan stn deer ver
mesinden doan bir Sevintir (duygulanlarn 28 ve 6nc tanm) ve
gururlu kimse gc yettii kadar bu sany beslemeye alacaktr (ner
me 13, blm IIIn scoliesi); yle ise o dalkavuklarn veya yze glc
lerin hazr bulunmasndan holanr. -Bu noktalar pek ok bilindii iin
onlar burada tanmlamaya kalkmadm-; ve tersine, ona hak ettii kadar
deer veren yksek gnll insanlarn hazr bulunuundan kaar.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 241

Scolie
Burada Gururun btn ktlklerini sayp dkmek fazla uzun olacak
tr, nk gururlu kimseler btn duygulanlarna baldrlar da, yalnz
Sevgi ve Acma duygulanlarna bal deildirler. Bununla birlikte, syle
meden gememelidir ki bakalarna layk olduundan az deer veren kim
seye gururlu denir ve bu bakmdan Gurur bir kimsenin kendisini bakala
rndan stn zannetmesine sebep olan yanl sandan domu Sevin ola
rak tanmlanabilir ve bu gururun zdd olan kendini aa grmek bir kim
senin kendini bakalarndan aa zannetmesine sebep olan yanl sandan
domu keder olarak tanmlanabilir. Bu ortaya konunca, biz gururlu kim
senin ister istemez haseti olduunu, (nerme 55, blm IIIn scoliesi)
ve Kininin baa ba erdemlerinden dolay en ok vlen kimselere ev
rildiini, onlara kar kininin sevgi veya iyilik yapma duygusu (bienfait) ile
kolay kolay yenilenmediini (nerme 41, blm IIIn scoliesi) ve onun
yalnzca en ok hatr alanlar ve kendisine ho grnenlerle birlikte bulun
madan memnun olduunu kolayca tasarlarz.
Her ne kadar Kendini aa grme Gurura kart ise de, kendini aa
gren kimse bununla birlikte, gururlu kimseye ok yakndr. Gerekten,
madem ki onun kederi bakalarnn gc ya da erdemi yznden kendi
gszl hakknda hkm vermesinden ileri geliyor, eer onun hayal
gc bakalarnn dklklerini gz nne almakla urarsa bu gsz
lk hafifleyecek, yani o kimse sevinecektir. Felaketlerine arkada bulma
lar bahtszlar iin bir tesellidir, eklindeki atasz buradan ileri gelir.
Tersine, insan kendisini bakalarndan aa grdke daha ok keder
lenecektir; kendini aa grenlerden daha ok hasede meyleden kimse
olmamas da bundan ileri gelir. Onlar herkesten fazla baka insanlarn
ne yapt ile urarlar ve bu hal bakalarnn kusurlarn dzeltmeden
ziyade onlar sansr etmek iindir; onlar yalnz kendini aa grmeyi
verler ve kendilerini aa grr gibi grnecek tarzda bu alalmalaryla
vnrler. Btn bu sonulamalar bir genin i alar toplamnn iki
kareye eit olduunun zorunlu olduu kadar zorunlu olarak bu duygula
ntan kar; ve daha nce syledim ki, ben yalnz insann faydasn gz
nne almam bakmndan bu duygulanlara ve onlara benzeyenlere kt
duygulanlar diyorum, bununla birlikte Tabiat kanunlar bir paras in
san olan Tabiatn ortak dzenine aittir. Burada insanlarn dklklerini
ve onlar tarafndan yaplm samalklar izah etmek istediimi kimsenin

242 ETKA

zannetmemesini, eylerin tabiat ve zelliklerini kantlamaya almadm


sras gelmiken sylemek isterim.
Gerekten nc blmn nsznde sylemi olduum gibi, insan
larn duygulanlar ve onlarn zelliklerini baka tabii eylerle ayn tarz
da gz nne alyorum. Ve phesiz insanlarn duygulanlar da tabiatn
gcn gsterir, vakaa, insan ve onun sanat bizi hayrete dren, dn
mekten holandmz baka eylerden daha az bu gc gstermez. Fakat
duygulanlar tetkik ederken insanlara faydal olan eylerle onlara zarar
verenleri gstermede devam ediyorum.
nerme LVIII
an ve n (Gloire) akla kart deildir, kk ondan gelebilir.
Kantlama
Bu cihet duygulanlarn 30uncu tanm ve 37nci nermenin linci
scoliesindeki namuslu adamn tanm ile apak grlyor.
Scolie
Bouna n ve an denen ey yalnzca halkn sans ile beslenen kendin
den memnun olmadr.7 Bu san ortadan kalknca, asl memnun olma da,
yani (nerme 52nin scoliesi) herkese sevilmeden ibaret yce iyilik de
kaybolur; an ve n yalnz halkn sansndan karan kimsenin her gnk
korku ile kvranarak kendi hretini korumak iin abalamas, kendini
zorlamas ve kendine ktlk yapmas bundan ileri gelir. Halk, gerekten,
deiik ve kararszdr. Bundan dolay da hret eer iyi yerlemi deilse,
hemen kaybolur; daha ok, btn insanlar halkn alkn hile ile kazan
mak istedii iin, herkes bakasnn hretini azaltmaya can atar. Bun
dan dolay, yce iyilik diye deerlendirilen ey iin bir sava sz konusu
olunca, insanlar arasnda birbirlerini aa grmek ve alaltmak iin ok
iddetli bir arzu doar ve sonra zaferi kazanan kendi kendisine yararl
olmaktan ok bakasna zarar verdii iin vnr. Bu vnme veya bu
memnunluk hakikaten bo gururdur (vanit), zira o hibir ey deildir.
Utanma iin gsterilmesi gereken ey acma ve pimanlk iin sylemi
olduumuz eylerden kolayca kar. Yalnz u noktay da katarm ki, acma
7) Buna i rahatl ve huzuru da diyoruz.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 243

gibi utanma da bir erdem deildir, bununla birlikte utantan kzaran


insanda namuslu olarak yaama arzusunu iaret ettii iin, utanma iyidir;
nitekim strap, insann yaralanan tarafnn henz bozulmam olduunu
gstermesi bakmndan iyidir. yle ise gerekte, yaptndan dolay uta
nan insann hali kederli ise de, bununla birlikte namuslu olarak yaamak
iin hibir arzusu olmayan utanmaza gre daha yetkindir.
Sevin ve Keder duygulanlar iin yapmaya karar verdiim gzlemler
bunlardr. Arzular iin, iyi veya kt duygulanlardan domu olmalarna
gre iyi veya ktdrler. Fakat hepsi, bizde pasif haller olan duygulanlar
dan domu olmalar bakmndan, krdrler: (nerme 44n scoliesinde
sylemi olduum eylerden kolayca kaca zere) ve eer insanlarn
yalnz Akln dsturuna gre yaamalar salanm olsayd, ksaca gstere
ceim gibi, onlar iin kullanlmazlard.
nerme LIX
Akl, pasif halden, edilgiden ibaret olan duygulann bizi gerektirdii
btn aktif hallerde, etkilerde bu duygulan olmadan bizi gerektirebilir.
Kantlama
Aklla etki yapmak, ilemek (nerme 3, tanm 2, blm III), yalnz kendi
bana gz nne alnan tabiatmzn zorunluluundan kan bu etkileri
yapmaktan baka bir ey deildir. Fakat keder, bu ileme gcn azaltma
ya da indirmesi bakmndan ktdr; yle ise biz eer aklla gdlm olsa
idik yapamayacamz hibir etki de bu davranla gerektirilmi olamazd.
Bundan baka, sevin insann etkiye elverili olmasna engel oluu bak
mndan ktdr (nerme 43 ve 44) yle ise, aklla gdlm ve yneltilmi
olsaydk yapamayacamz hibir etki de onunla gerektirilmi olamazd.
En sonra, sevincin iyi olmas bakmndan, o aklla uyuur, nk o insann
ileme gcnn artm, ya da tamamlanm olmasyla kaimdir; ve ancak
insann ileme gc kendi kendisini ve kendi etkilerini upuygun tasarlaya
cak derecede oalm olmamas bakmndan o bir edilgidir, pasif haldir
(nerme 3, blm III, scoliesi ile birlikte). Eer sevin duyan bir insan
kendisini ve kendi etkilerini upuygun olarak tasarlayacak surette bir yet
kinlie ulatrlm olsayd, imdiki halde o edilgilerden ibaret duygulan
lar gerektiren ayn etkilere elverili olacakt; hatta orada daha da elverili
olacakt. Fakat btn duygulanlar sevince, kedere ve arzuya irca edilirler

244 ETKA

(duygulanlarn drdnc tanmnn aklanmasna bkz.). Ve arzu (birinci


duygulann tanm) ilemek, etki yapmak iin abadan baka bir ey deil
dir; yle ise bizim pasif hal, edilgi olan bir duygulan ile gerektirilmi oldu
umuz etkilerde, biz bu duygulan olmadan, yalnz Akl ile yneltilebiliriz.
Baka Kantlama
Kk bizim kinle duygulanm olmamzdan ya da baka bir kt duy
gulantan gelmesi bakmndan, herhangi bir etkiye kt denir (nerme
45in Iinci nerme sonucu). Fakat kendi bana gz nne alnan hibir
aktif hal, etki ne iyi ne ktdr; bu blmn nsznde gstermi oldu
umuz gibi. Tek ve ayn etki bazen iyi bazen ktdr; yle ise biz hazr
bulunduu srada kt olan yani kk kt bir duygulantan gelen ayn
etkide Aklla yneltilebiliriz.
Scolie
Dncemi, daha ak olarak bir rnekle izah edeceim. Vurma etki
si, fiziki olarak gz nne alnd m, yalnzca bir adamn elini kaldrmas,
yumruunu skmas ve btn kolunu yukardan aaya kuvvetle hareket
ettirmesi bakmndan, insan bedeninin yapsyla tasarlanan bir erdemdir.
Eer bir kin veya fke hareketinde, bir insann yumruunu skmas ve
kolunu hareket ettirmesi gerekiyorsa, ayn hareket, ayn etki, ikinci b
lmde gstermi olduumuz gibi, eylerin birtakm hayalleriyle birlemi
olabilir; biz yle ise ayn etkide mphem olarak tasarladmz eylerin
hayalleriyle dolu olduu kadar ak ve seik olarak tasarladmz eylerin
hayalleriyle de gerektirilmi olabiliriz. Bylece grlyor ki, kk edilgi
den ibaret bir duygulantan gelen her arzu, eer insanlar aklla yneltile
bilmi olsalard, asla kullanlmayacakt. imdi edilgiden ibaret bir duygu
lantan domu bir arzuya bizim neden dolay kr dediimizi grelim.
nerme LX
Kk Bedenin ksmlarndan birine ya da birkana nispet edilen, fakat
btnne nispet edilmeyen bir Sevin veya Kederdeki bir Arzu, btn
insann faydasn hi de hesaba katmaz.
Kantlama
Farz edelim ve diyelim ki Bedenin bir A ksm bir d nedenin kuvveti
ile, baka ksmlar zerine hkmedecek derecede, kuvvetli bir hale konsun

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 245

(nerme 6). Bu ksm bundan dolay, Bedenin baka ksmlarnn ilerini


grebilmesi iin kendi kuvvetlerini kaybetmeye almayacaktr; onda
vakaa kuvvetlerini kaybetme kuvveti ya da gcnn olmas gerekecekti
ki, bu da samadr (nerme 6, blm III). yle ise bunun sonucu olarak
Ruh da (nerme 7, 12, blm III), bu hali korumaya alacaktr; ve
bundan dolay byle bir sevin duygulanndan doan arzu btnle ilgili
deildir. Tersine olarak, Ann bir ksmnn baka ksmlar ona hkme
decek surette azald farz edilirse, ayn tarzda kederden doan arzunun
btnle ilgilenmedii de kantlanm olur.
Scolie
yle ise ou kere, (nerme 44n scoliesi) Sevin Bedenin yalnz bir
ksmna nispet edilmesinden dolay, biz btn Bedenin sal iin en ufak
bir ilgi gstermeksizin kendi varlmz korumak isteriz; buna u noktay
da katalm ki, bizde en ok yer alan arzular, (nerme 9un nerme sonucu)
gelecekle deil yalnz imdiki zamanla ilgilidirler.
nerme LXI
Kk Akl olan bir Arzunun ar hali olamaz.
Kantlama
Mutlak olarak gz nne alnan arzu, (duygulanlarn 1 inci tanm)
bir etki ile gerektirilmi diye tasarlanmas bakmndan insann zdr;
yle ise kk Akldan gelen, yani, (nerme 3, blm III) etkimiz bak
mndan bizden meydana gelen bir arzu, yalnzca insann z ile upuygun
olan eyi yapmas gerektirilmi diye tasarlanmas bakmndan insann asl
z veya tabiatdr (tanm 2, blm III). Eer bu arzu ar olabilseydi,
kendi bana gz nne alnan insan tabiat kendi kendisini aabilecekti.
Baka deyile, gc yettiinden fazlasn yapacakt, bu ise aka grl
yor ki eliiktir. Bunun sonucu olarak da byle bir arzunun ar hali
olamaz.
nerme LXII
Ruhun, eyleri Akln emrine gre tasarlamas bakmndan, fikir ister
gemi veya gelecek bir eyin fikri olsun, isterse imdi hazr olan bir fikir
olsun, o da ayn suretle duygulanmtr.

246 ETKA

Kantlama
Ruhun Aklla yneltilmi olarak tasarlad her eyi, o bir eit ezeli
lik, ya da zorunlulua sahip imi gibi tasarlar (nerme 44, blm II'nin
ikinci nerme sonucu) ve o bunu tasarlarken ayn kesinlikle duygulanm
tr (nerme 43, blm II, scoliesi ile birlikte). yle ise fikir ister gemi
veya gelecek bir eyin fikri olsun, isterse imdi hazr olan bir eyin fikri
olsun, Ruh eyi ayn zorunlulukla tasarlar ve ayn kesinlikle duygulanr;
ve ister fikrin objesi gemi ya da gelecek bir ey olsun, isterse imdi hazr
olan bir ey olsun, o da ayn derecede doru olacaktr (nerme 41, blm
II) yani, onda her zaman upuygun fikrin ayn zelikleri bulunacaktr ve
bylece Ruhun eyleri Akln emri ile tasarlamas bakmndan, fikir ister
gemi veya gelecek bir eyin fikri olsun, isterse imdi hazr olan bir eyin
fikri olsun, Ruh ayn tarzda duygulanm olacaktr.
Scolie
Eer eyin sresi hakknda upuygun bir bilgiye sahip olabilseydik ve
onlarn varolu zamanlarn Aklla gerektirebilseydik, biz gelecek, gemi
ve imdiki eyleri ayn duygulanm gibi grecektik ve Ruhun gelecek diye
tasarlad bir iyilii o imdiki bir iyilik diye yorumlayacakt; bundan do
lay o zorunlu olarak daha az olan imdiki iyilii daha byk bir gelecek
iyilik iin ihmal edecekti. imdiki halde iyi fakat gelecekteki bir ktln
nedeni olacak olan eye kar, birazdan kantlayacamz gibi, ok arzu
ve itah duyacakt. Fakat biz eylerin sresi hakknda (nerme 31, blm
II) ancak son derece upuygun olmayan bir bilgiye sahip bulunuyoruz ve
eylerin varolu zamann yalnzca imdiki veya gelecek bir eyin hayali
ile ayn surette duygulanm olmayan hayal gc ile gerektiriyoruz (ner
me 44, blm II'nin scoliesi). Sahip olduumuz iyi ve kt hakkndaki
doru bilginin ancak soyut veya genel olmas bundan ileri gelir ve eylerin
dzeni ile nedenlerin balants hakknda verdiimiz hkm, imdiki halde
bizim iin neyin iyi veya kt olduunu gerektirmemize imkn verebil
mesi iin, gerekten ziyade hayal gc zerine kurulmutur. yle ise
gelecee ait bu iyi ve kt bilgisinden domu arzunun imdiki halde ho
olan eylere ait arzu ile olduka kolay azaltlabilmesine amamaldr.
nerme LXIII
Her kim Korku ile yneltilmi ise ve ktlkten kanmak iin iyilik
yapyorsa, Akln gdsnde deildir.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 247

Kantlama
Etkin olmas bakmndan Ruha yani Akla nispet edilen btn duygu
lanlar (nerme 3, blm III), Sevin ve Arzu duygulanlarndan baka
bir ey deildirler (nerme 59, blm III); yle ise korku ile yneltilen,
(duygulanlarn 13nc tanm) ve bir ktlk korkusuyla iyi olan eyi
yapan kimse, Aklla gdlm deildir.
nerme Sonucu
Kk Akldan gelen bir arzuda biz dorudan doruya iyiliin peinden
gidiyoruz ve dolaysyla da ktlkten kayoruz.
Kantlama
Kk Akldan gelen bir Arzu, yalnzca bir edilgi olmayan Sevin duy
gulanndan doabilir (nerme 59, blm III), yani bir Kederden deil
ar hali olmayan bir sevinten doabilir (nerme 61); ve bundan dolay
(nerme 8), bu arzu ktlk bilgisinden deil, iyilik bilgisinden doar;
yle ise biz akln ynetiminde iyilii dorudan doruya isteriz ve yalnz
bu bakmdan ktlkten kaanz.
Scolie
Bu nermenin sonucu hasta ve sa adam rnei ile aklanr. Hasta
adam nefret ettii gday lm korkusu ile yutar; sa adam ise yedii gda
dan haz duyar ve lm korkusundan ziyade hayatn tadn karr ve do
rudan doruya lmden kanmak ister. Nitekim kinle veya fke ile deil
yalnz kamu selametinin sevgisi ile bir suluyu lme mahkm eden yarg
srf Aklla yneltilmitir.
nerme LXIV
Ktle ait bir bilgi upuygun olmayan bir bilgidir.
Kantlama
Ktln bilgisi (nerme 8), onun uuruna sahip olmamz bakmn
dan kederdir. Fakat keder, daha az bir yetkinlik derecesine geitir ki
(duygulanlarn 3nc tanm), bu sebepten insann z ile tanmlana
maz (nerme 6 ve 7, blm III); bundan dolay (tanm 2, blm III), o
upuygun olmayan fikirlere bal bir edilgidir (nerme 3, blm III), bu

248 ETKA

konudaki bilgi upuygun deildir, yani bir ktln bilgisi upuygun deil
dir.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, eer insan Ruhunda yalnz upuygun fikir
ler varsa, o kt ey hakknda hibir kavram tekil edemeyecektir.
nerme LXV
Biz akln ynetiminde, iki iyilikten daha byn ve iki ktlkten
daha azn arayacaz.
Kantlama
Daha byk bir iyilikten tat almamza engel olan bir iyilik, gerekte
bir ktlktr: zira biz iyilikle ktl birbiriyle karlatrmamz bak
mndan o iyilik ve ktle, bu blmn nsznde gstermi olduu
muz gibi, eyler denir; daha az bir ktlk, gerekte ayn sebepten dolay
bir iyiliktir; bunun iin, (nerme 63n nerme sonucu) Akln ynetimin
de biz yalnz daha byk bir iyilii ve daha az bir ktl isteyeceiz
veya arayacaz.
nerme sonucu
Biz Akln ynetiminde daha byk bir iyilik iin daha az ktl
arayacaz ve daha byk bir ktln nedeni olan daha az iyilikten
kaacaz, zira burada daha az denilen ktlk, gerekte bir iyiliktir. yi
lik ise, buna karlk, ktlktr; yle ise biz ktl isteyeceiz, (ner
me 63n nerme sonucu) ve iyilikten kaacaz.
nerme LXVI
Biz Akln ynetiminde, gelecekteki daha byk iyilii imdiki daha
az iyilie ve imdiki daha az ktl gelecekteki daha byk ktle
tercih ederiz.
Kantlama
Eer Ruh gelecek bir ey hakknda upuygun bir bilgi edinebilseydi,
gelecek bir ey ve imdiki bir ey hakknda da ayn suretle duygulanm
olacakt (nerme 62); bundan dolay, bu nermede varsaydmz gibi,
asl Aklla ilgilenmemiz bakmndan durum ayndr. Gelecek veya imdiki

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 249

hale ait ister daha byk bir iyilik ister daha byk bir ktlk sz konu
su olsun! Bundan dolay, (nerme 65) gelecekteki daha byk bir iyilii
imdiki daha az iyilie tercih ederiz.
nerme sonucu
Akln ynetiminde, gelecekteki daha byk bir iyiliin nedeni olan
imdiki daha az bir ktl isteyeceiz ve gelecekteki daha byk bir
ktln nedeni olan imdiki daha az iyilikten vazgeeceiz. Bu ner
me sonucunun nceki nerme ile iliii 65inci nerme sonucunun 65inci
nerme ile iliiinin ayndr.
Scolie
Bundan nce sylediklerimizi bu blmde duygulanlar konusunda
18inci nermeye kadar sylemi olduklarmzla karlatrnca, yalnz duy
gulanla, ya da san8 ile yneltilen bir insann aklla yneltilen bir insandan
ne bakmdan kuvvetli olduunu kolayca greceiz. Birincisi, yani duygula
nla yneltilen kimse, istesin istemesin, yapt eyi hibir suretle bilmez;
ikincisi, yani aklla yneltilen yalnz kendisini memnun etmek iin hare
ket eder ve yalnz hayatta en stn yeri tuttuunu bildii eyi yapar ve en
ok bu sebepten dolay arzu eder; bunun sonucu olarak birincisine kle
(serf), kincisine hr insan diyorum ve burada ikinci insann yaradl ve
hayat kural hakknda baz gzlemlerde bulunmak istiyorum.
nerme LXVII
Hr bir insan hibir eyi lmden daha az dnmez ve onun bilgeli
i lm hakknda deil, hayat hakknda derin bir dncedir (mditation).
Kantlama
Hr bir insan, yani yalnz Akln emrine gre yaayan insan lm korku
su ile yneltilmi deildir (nerme 63), fakat dorudan doruya iyi olan
ister (ayn nermenin nerme sonucu), yani asl faydalnn aranmas ilkesi
ne gre etki yapmak, ilemek, yaamak, varln korumak ister; bundan
dolay, hibir eyi lmden daha az dnmez, onun bilgelii hayat hakkn
da bir derin dncedir.
8) Opinion.

250 ETKA

nerme LXVIII
Eer insanlar hr dosalard, hr olduklar sre boyunca iyi veya kt
ey hakknda hibir kavram oluturmayacaklard.
Kantlama
Yalnz Akl tarafndan yneltilebilen kimse hrdr dedim; yle ise,
hr doan ve hr kalan kimsenin upuygun fikirleri vardr; bundan dolay
onda kt eylere ait hibir kavram yoktur (nerme 64n nerme sonu
cu) ve bunun sonucu olarak da, iyilik ve ktlk ballak olduklar
iin, iyi eye ait hibir kavram yoktur.
Scolie
Bu nerme hipotezinin yanl olduu; ve byle bir hipotezin yalnz
insan tabiat gz nne alnnca veya daha ok Tanrnn sonsuz olmas
bakmndan deil, srf insann varoluunun nedeni olmas bakmndan
gz nne alnnca tasarlanabilecei nerme 4 ile apak grlyor. Tara
fmzdan daha nce kantlanm baka hakikatlerle Hz. Musann ilk insa
na ait tarihte belirtmek ister grnd ey de budur. Vakaa orada Tan
rnn insan yaratmaya yarayan gcnden, yani yalnzca insann faydasn
ama edinen bir gten baka bir g tasarlamyor; ve bu gre gre,
Tanrnn insandan iyi ve ktye ait bilgi aacn -yemiini- yemek hr
ln kaldrdn ve onu yer yemez yaamak istemekten ziyade lmden
korkmas gerekeceini; sonra kendi tabiat ile tamamen uyuan kadn
bulunca Ademin (insann) tabiatta ona daha faydal olabilecek hibir ey
olmadn rendiini; fakat hayvanlarn kendisine benzer olduklarn
zannettii iin, hemen onlann duygulanlarn taklide, (nerme 27, blm
IIIe bkz.) ve hrriyetini kaybetmeye baladn; bu hrriyetin sonradan
Hz. sann Ruh-l Kds, Ruhu, yani Tanrnn fikr ynetimindeki ruhan
bakanlar9 tarafndan yeniden kazanldn hikye eder. sann bu Ruhu
na insann hr olduu ve kendisi iin istedii hrl baka insanlar iin
de istedii kans bal bulunmaktadr ki bunu daha yukarda kantlamtk.
nerme LXIX
Hr bir insann erdemi tehlikelere kar muzaffer olduu kadar, tehli
kelerden kand zaman da byk grnr.
9) Patriarche.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 2 5 1

Kantlama
Bir duygulan ancak, azaltlacak duygulanla ve ondan daha kuvvetli
kart bir duygulanla azaltlabilir veya kaldrlabilir: (nerme 7). Halbuki
kr cret ve korku ayn derecede byk diye tasarlanabilen duygulanlar
dr: (nerme 5 ve 3). Byk bir erdem veya Ruh kuvveti (nerme 59,
blm IIIn scoliesindeki tanma bakn), creti azaltmak iin olduu
kadar korkuyu azaltmak iin de gerekmektedir; yani, (duygulanlarn 40
ve 41inci tanmlar) hr bir insan tehlikelere kar muzaffer olmak iin
istedii ayn erdemle tehlikelerden kanr.
nerme sonucu
Hr bir insanda yle ise tam zamannda bir ka ve sava ayn Ruh
metinliinin kantlardr; baka deyile hr insan ayn Ruh metinlii ile
veya zek uyankl ile sava kadar kamay da seer.
Scolie
Ruh metinliinin ne olduunu veya bununla ne anlaldn nerme
59, blm IlIn scoliesinde akladm. Tehlikeye gelince, ben tehlike
denilince Keder, Kin, Ahenksizlik vb. gibi herhangi bir ktle neden
olan her eyi anlyorum.
nerme LXX
Bilmeyenler arasnda yaayan hr insan, gc yettii kadar onlarn
iyiliklerinden, onlardan gelecek faydadan kanmaya alr.
Kantlama
Herkes kendi yaradlna, kendi mizacna gre hangi eyin iyi olduuna
dair hkm verir (nerme 39, blm IIIn scoliesi); o halde birisine
herhangi bir iyilik yapan bir bilgisiz onu kendi yaradlna gre deerlen
direcek ve eer bu yapt iyiliin hedefi olan kimse tarafndan pek az
deer verilmise, kederlenecektir: (nerme 42, blm III). Hr insan, te
yandan, baka insanlarla kendisi arasnda bir dostluk ba kurmaya alr
(nerme 37), bunun iin de onlara kendi sanlarnda eit diye hkm
olunan birtakm iyilikler yaparak deil, kendisini ve bakalarn Akln
hr hkmne gre ynelterek ve yalnz ilk, birinci yeri tuttuunu bildii
eyi yaparak bunu gerekletirir. yle ise hr insan, bilgisizlere kar kin

252 ETKA

beslememek, onlardan nefret etmemek ve onlarn istek ve itahlarna


deil yalnz Akla ii brakmak iin mmkn olduu kadar onlarn yapt
iyiliklerden kanacaktr.
Scolie
Mmkn olduu kadar diyorum. Her ne kadar bilgisizler, gerekten,
ihtiya halinde insann yardmna koabilen insanlar iseler de ve bundan
deerli bir ey yoksa da, bu suretle ok kere onlarn yapt bir iyilii
kabul etmek ve kendi yaradllarna gre onlara minnettarlk gstermek
gerekecektir. Buna u noktay da katmal ki, onlarn yapt iyiliklerden
kanrken de onlar kmser, ya da pintilik yznden karln yapama
maktan korkar gibi grnmeyecek bir tarzda ihtiyatl olmalyz; bu olmazsa
onlarn bize kar kinini uyandrmadan kanaym derken, onlar fkelen
diririz. yle ise yaplan iyiliklerden kanrken faydaly ve namuslu ha
reketi gz nnde bulundurmaldr.
nerme LXXI
Yalnz hr insanlar birbirlerine kar ok minnet duyarlar.
Kantlama
Yalnz hr insanlar birbirlerine kar tamamen faydal ve birbirlerine
bsbtn sk bir dostluk ba ile baldrlar (nerme 35 ve nerme sonucu
1); yalnz onlar ayn dostluk gayreti ile birbirlerine karlkl iyilik yapmaya
alrlar (nerme 37) ve bundan dolay (duygulanlarn 34nc tanm),
yalnz hr insanlar birbirlerine ok minnet duyarlar.
Scolie
Kr bir arzunun ynelttii insanlar arasnda bulunan minnettarlk,
ou zaman asl minnettarlk olmaktan ok bir pazarlk ii veya bir aldat
madr. Nankrle gelince, o bir duygulan deildir. O, ne de olsa, baya
dr, zira ou kere bir insann ar kinle, fkeyle, gururla veya pintilik
le duygulanm olduunu belirtir. Geri, ahmaklk yznden ald hedi
yelerin karln vermesini bilmeyen kimse nankr deildir, hele bir met
resin hediyeleri yznden sefihliinin kr krne aleti haline girmeyen,
ya da bir hrszn balar yznden onun aldklarn gizlemeyen kimse,
en sonra bunlara benzer daha baka kimseler hi de nankr deildirler.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 253

Tersine, insan aldatc hediyelerle batan kmamak suretiyle kendi kiili


inin kaybolmasna, ya da toplumun kaybolmasna meydan vermeyecek
Ruh salamln ispat etmi olur.
nerme LXXII
Hr insan hibir zaman aldatc olarak deil, her zaman temiz kalple
iyi niyetli hareket eder.
Kantlama
Eer hr bir insan, hr olmas dolaysyla aldatc olarak hareket etse
idi, bunu Akln emrine gre yapacakt: nk ona ancak bu artla hr
adn veriyoruz; aldatmak o halde bir erdem olacakt (nerme 24) ve
bunun sonucu olarak (ayn nerme), herkesin kendi varln korumak
iin aldatmas iyi grlm olacakt; yani, kendiliinden bilindii zere,
insanlarn yalnz szlerde uyumalar ve gerekte birbirlerine kart olma
lar kabul edilmi olacakt ki, bu da (nerme 31in nerme sonucu) sa
madr; yle ise hr bir insan, vb.
Scolie
Bir insann hemen yan bandaki bir lm tehlikesinden hile ile kurtu
labildii bir durumda, kendi varln koruma kuralnn kt niyete aka
emredip etmeyecei soruluyor. Buna da u yolda cevap veriyorum: Eer
Akl bunu emrederse, btn insanlara emreder ve bylece Akl insan
larn arasnda kuvvetlerinin birlemesi ve ortak hukukun kurulmas iin
ancak aldatc uyumalar eklinde bir sonuca varacak gibi genel bir tarz
da btn insanlara emreder, yani gerekte onlarn ortak haklara sahip
olmasn emreder ki, bu da samadr.
nerme LXXIII
Aklla yneltilen insan, ortak fermana, kamusal emre gre yaad
Sitede, yalnz kendi kendisine boyun emi olduu yalnzlk halindekinden
daha hrdr.
Kantlama
Aklla yneltilen insan, boyun emeye korkuyla gdlm deildir (ner
me 63); fakat Akln emrine gre varln korumaya almas bakmndan,

254 ETKA

yani (nerme 66nn scoliesi), hr olarak yaamas bakmndan, ortak


hayat kuraln ve faydall gzlemlemek (nerme 37), bunun sonucu
olarak (nerme 37nin scoliesinde gsterdiimiz gibi) Sitenin ortak buyru
una gre yaamak ister. Aklla yneltilen insan yle ise, daha hr yaamak
iin Sitenin ortak haklarn gzlemlemek ve onlara gre yaamak ister.
Scolie
Bu nerme ve insann hakiki hrl konusunda kurulmu baka ilke
ler Ruh metinliine, yani (nerme 59, blm IIIn scoliesi), Ruh kuvve
tine ve yksek gnllle aittirler. Burada Ruh kuvvetinin btn ze
liklerini ayr ayr kantlamak zahmetine dedii hkmn vermiyorum.
Hele Ruhu kuvvetli olan bir insann kimseye kar kin beslemeyecei,
kimse hakknda fkesi, hasedi, gcenmesi ve kmsemesi olmayaca,
kimseyi hor grmeyecei, hibir gururu olmayacan kantlamak zahme
tine hi demez. Btn bunlar hakiki hayatla Dine ait olan her ey, vakaa
37 ve 46nc nermelerle kolayca ispat edilir. Demek istiyorum ki, Kin
Sevgi ile yenilmelidir ve her kim Aklla hareket ederse, kendisi iin iste
dii eyi bakalar iin de arzu etmelidir. Bunlara bizim nerme 50nin
scoliesinde ve baka yerlerde sylediimiz u eyleri de katmaldr ki,
Ruhu kuvvetli olan bir insan her eyden nce herkesin tanrsal Tabiatn
zorunluluuna bal olduunu ve bundan dolay katlanlamaz ve kt
diye grlen her eyin ve ayrca ona ahlaksz, nefret edilecek, haksz ve
baya gibi grnen her eyin olaylar bulank, sakat ve kark bir tarzda
grmeden ileri geldiini gz nne alr; bu sebepten dolay da her eyden
nce eyleri, asl ne halde iseler yle tasarlamaya ve doru bilgiye engel
olan kin, fke, haset, alay etme, gurur ve buna benzer daha nceki blm
lerde zikrettiimiz baka eyleri uzaklatrmaya alr; bunun sonucu ola
rak da, gc yettii kadar dediimiz gibi, iyi olmaya ve sevin iinde
bulunmaya alr. imdi insani erdemin hangi noktaya kadar ulatn
ve kudretinin ne olduunu bundan sonraki blmde gstereceim.

EK BLM
Hayatn doru yneltilmesi zerine olan bu blmde akladm eyler,
hepsini birden grebilecek bir tarzda dzenlenmi deildi, daha ok tarafm

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 255

dan dank bir sraya gre kantlanmt ki, orada her hakikatin art arda
sonulanmas en kolay bir ekilde yaplyordu. Bunun iin burada onlar
toplamaya ve en esasl fasllar halinde zetlerini vermeye karar verdim.
Fasl I
Btn abalarmz veya arzularmz tabiatmzn zorunluluundan ge
lirler; o suretle ki onlar ya yakn nedenleri olmak zere yalnz tabiatlary
la, ya da baka fertler olmadan kendi bana upuygun olarak kavranama
yan Tabiatn bir ksm olmamz bakmndan bilinebilirler.
Fasl II
Yalnz tabiatmzla bilinebilecek surette, tabiatmzdan kan Arzular
upuygun fikirlerden ibaret gibi tasarlanmas bakmndan Ruha ait olan
arzulardr; baka arzulara gelince, onlar eyleri ancak, upuygun olmayan
bir tarzda tasarlay bakmndan Ruha nispet edilirler; kuvvetleri ve
artlar insann gc ile deil, d eylerin gc ile tanmlanmaldrlar;
bundan dolay ilk arzulara doru etkiler, kincilere edilgiler, pasif haller
denilir; bir ksm vakaa bizim gcmzn belirtileridir, tekiler ise tersi
ne, bizim gszlmzn ve sakatlanm bir bilginin belirtileridir.
Fasl III
Etkilerimiz, yani insann gc veya akl ile tanmlanan bu arzular, her
zaman iyidirler; baka arzular ise kt olduklar kadar da iyi olabilirler.
Fasl IV
yle ise her eyden nce hayatta Zihni veya Akl gcmz yettii
kadar yetkinletirmek faydaldr ve insann yce mutluluu, ya da stn
mutluluu (batitude) yalnz bununla kaimdir; nk insann stn mutlu
luu kendi kendisinden iten memnun olmasndan baka bir ey deildir.
Bu da Tanr hakkndaki sezgili (intuitive) bilgiden doar. Ve zihni yetkin
letirmek, olgunlatrmak da Tanry, Tanrnn sfatlarn, onun tabiatnn
zorunluluundan ileri gelen etkileri bilmekten baka bir ey deildir. Bunun
iin Aklla yneltilen bir insann en son amac, yani btn baka insan
lar yneltmeye kendisini vermesine yarayan yce Arzu onu kendi kendi
sini upuygun bir surette tasarlamaya ve onun iin ak bilgi objeleri olabi
len btn eyleri de upuygun bir surette tasarlamaya gtren Arzudur.

256 ETKA

Fasl V
yle ise ak bilgi olmakszn Akla uygun olan hibir hayat yoktur ve
eyler ancak insana Ruh hayatndan tat almada yardm ettikleri nispette
iyidirler ki, bu Ruh hayat da ak bilgi ile tanmlanr. Tersine, insann
Akl yetkinletirmesine ve ona uygun bir hayattan tat almasna engel
olan eylere, yalnz bu eylere ise biz ktdrler diyoruz.
Fasl VI
yle ise mademki insann etker nedeni olduu her ey zorunlu ola
rak iyidir, demek ki insanda kt olan her ey yalnz d nedenlerden
ileri gelir; demek istiyorum ki insan btn Tabiatn bir paras olmas
bakmndan, insan tabiat bu Tabiatn kanunlarna boyun emelidir ve
ona hemen hemen sonsuz tarzlarda uymak zorundadr.
Fasl VII
nsan iin Tabiatn bir paras olmamas ve onun ortak dzenine uyma
mas imknszdr. Eer, bununla birlikte, tabiatlar kendisininki ile uyua
cak fertler arasnda yaarsa, onun etkisi, ileme gc srf bununla tamam
lanr ve beslenir.
Fasl VIII
Tabiatta bulunan kt olduuna hkmettiimiz her eyi, baka deyile,
var olmamza ve Akla uygun bir hayattan tat almamza imkn brakma
yacak derecede engel olabileceine hkmettiimiz her eyi, en emin gr
nen yoldan uzaklatrmamz doru olur. Tersine, varlmzn korunmas
ve Akla uygun bir hayattan tat almamz iin iyi ve faydal olduuna hk
mettiimiz her eyi kullanmak zere almamz ve her bakmdan onlardan
faydalanmamz yerinde olur; ve mutlak olarak sylenirse, Tabiatn yce
Hakkna gre herkesin kendisi iin faydal olmas gerektiine hkmet
tiini yapmas doru olur.
Fasl IX
Bir eyin tabiatyla, ayn trdeki baka fertlerden daha iyi hibir ey
uyuamaz; yle ise kendi varlnn korunmas ve akla uygun bir hayat
tan tat alnmas iin, Akln ynelttii bir insandan daha faydal hi kim
se yoktur. Bundan baka, madem ki tekil eyler arasnda Aklla yneltilmi

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 257

bir insandan daha deerli hibir ey bilmiyoruz, yle ise hi kimse, Akln
egemenlii altnda yaayacak tarzda insanlar yetitirmeden daha iyi kendi
mahareti ve yetkinliinin deerini gsteremez.
Fasl X
nsanlar birbirlerine kar Haset, ya da Kinin baz duygulanlarn
besledikleri nispette, birbirlerine karttrlar ve bundan dolay da Tabiatn
baka fertlerinin gcnden daha byk gleri olduu halde onlardan
daha ok korkarlar.
Fasl XI
Gnller silahla deil, Sevgi ve Yksek gnlllkle yenilirler.
Fasl XII
nsanlarn, her eyden nce, aralarnda toplumsal mnasebetler ol
mas, birbirlerine balanmalar ve iyice yerlemi bir btn tekil edecek
tarzda toplanmalar, mutlak olarak en salam dostluu dourabilecek
eyleri yapmalar onlara faydaldr.
Fasl XIII
Fakat bunlar yapmak iin, sanat ve uyanklk gerekmektedir. Gerek
ten, insanlar eitlidirler. Akln kurallarna gre yaayanlar ise nadirdir
ve bununla birlikte, ou haseti, affetmeden ok, almaya meyillidir.
Onlarn hepsini kendilerine vergi olan yaradlla kabul etmek ve duygula
nlarn taklit etmeden ekinmek iin, insann kendi kendisine kar zel
bir gce ihtiyac vardr. Zaten insanlara, erdemleri retmeden ziyade,
onlar sansr etmede, dklklerini aa vurmada, Ruhlar kuvvetlen
direcek yerde krma yolunda anlaanlar, kendileri ve bakalar iin kat
lanlmaz kimselerdir; bundan dolay sabr gc pek az ve sanki dindarlk
tan geliyormu gibi bir gayretle yollarn arm olan kimseler, insanlar
arasnda yaamadansa hayvanlar arasnda yaamay daha ok isterler;
nitekim ocuklar ve erginler buna benzer bir Ruhla ana babalarnn darl
malarna katlanmadklar iin askerlik hizmetine snyorlar; savan zah
metlerini, bir bakasnn kontrolsz iktidarn babalarnn azarlamalaryla
bir arada olan aile hayatnn tatllklarna tercih ediyorlar ve ana babalarn
dan alma amac ile her ne olursa olsun bir yk uysalca kabul ediyorlar.

258 ETKA

Fasl XIV
Nitekim insanlar her hususta, ok kere ehvet itahlarna gre ken
dilerini ynetiyorlar, halbuki toplum hayatnn zararl olmadan ok, kr
l olan daha ok sonular vardr; yle ise eit bir ruhla bu hayatn ac
lklarna katlanmal, ahenk ve dostluun kurulmasna gayretle allmal
dr.
Fasl XV
Ahengi douran ey, adaleti, hakll, namusluluu meydana getirir.
Gerekten insanlar adaletin inenmesine, haksz olandan baka, baya
gibi grnen eye pek g katlanrlar ve Sitenin detlerinin10 tahkir olun
masna raz olmazlar. Sevgiyi kazanmak iin, her eyden nce, Dine ve
Ahlaka ait olan eyler gerekir; bu konuda nerme 37nin birinci ve ikin
ci scoliesine, nerme 46nn scoliesine ve nerme 73n scoliesine bakn.
Fasl XVI
Ahenk, ayrca iyi niyetli olmayan yani hile kullanan korkuyla da do
rulmutur. Bundan baka, korku kt ruhun gszlnden ileri gelir
ve akln kullanlmasna ait deildir; dtan bir Ahlak grn varsa da,
acmada da ayn sylediimiz eyler bulunur.
Fasl XVII
nsanlar, hele yaamalar iin zorunlu eyleri elde edecek aralar olma
yan kimseler kolayca fethedilirler. Bununla birlikte, skntda bulunan
herkesin yardmna komak, tikel bir eyin, bir ferdin kuvvetlerini ve
karn ok aar. Servetleri buna pek az yetebilir ve yetilerinin, gleri
nin snrll onlarn herkesin dostu olmalarna imkn vermez: yle ise
fakirlere bakmak btn toplumun borcudur ve yalnzca kamu faydasna
aittir.
Fasl XVIII
Yaplan iyiliklerin kabul edilmesine, ona kar gsterilecek minnet
tarlk kantlarnda bsbtn baka titizlikler gerekir; bu konuda nerme
70in scoliesine, nerme 71in scoliesine bakn.
10) Trenlerinin de denebilir.

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 259

Fasl XIX
ehvetten doan sevgi, yani gzellikten doan nesil retme itah ve
genel olarak Ruh hrlnden baka bir nedeni olan her sevgi kolayca
kine evrilebilir; yeter ki, daha kts, bir eit hezeyan halini almasn,
byle bir durumda ahenk deil ahenksizlik (discorde) beslenmi olur (ner
me 31, blm IIIn scoliesine bakn).
Fasl XX
Evlenmeye gelince, eer Bedenlerin birlemesi arzusu yalnz gzellik
duygusuyla meydana gelmi deil de ocuklar dourmak, onlar bilgece
yetitirmek sevgisi ile ise; bundan baka iki tarafn, yani erkek ve ka
dnn sevgilerinin balca nedeni yalnz gzellik deil de i hrl ise, o
Aklla uyuur.
Fasl XXI
Dalkavukluk daha dorusu ho grnme11 de ahengi dourur; fakat
kleliin bulamasyla veya kt niyetle! Her eyde birinci olmak isteyen
ve olmayan gururlu insan kadar hi kimse, yzne glmek ve ho grn
mekle fethedilemez.
Fasl XXII
Kendini aa grmenin Ahlak ve Dine ait bir yanl grn vardr;
her ne kadar kendini aa grme gururun kart ise de, kendini aa
gren kimse, bununla birlikte, gururluya ok yakndr (nerme 57nin
scoliesine bkz.).
Fasl XXIII
Utan, bundan baka, ancak gizli kalmamas bakmndan ahenge yar
dm eder. te yandan, Utan bir eit Keder olduu iin, Akln kullanl
masna ait deildir.
Fasl XXIV
nsanlara kar evrilen baka keder duygulanlar Adaletin, Hakl
ln, Namusluluun, Ahlakn ve Dinin dorudan doruya kartdrlar;
11) Yze glclk.

260 ETKA

gcenmede her ne kadar dtan bir hakllk grn varsa da, ondan
herkesin bakasnn fiilleri hakknda hkm vermesine, kendi hakkna
veya bakasnn hakkna ait c almasna imkn veren, hayat kural ola
cak kanunlar yoktur.
Fasl XXV
Alak gnlllk (modestie) yani insanlara ho grnme arzusu, Akl
onu gerektirdii zaman, Ahlaka irca edilir (nerme 37nin birinci scoliesin
de sylemi olduumuz gibi). Fakat, eer onun kk bir duygulantan
geliyorsa, alak gnlllk hrstr (ambition), yani ok kere insanlarn
sahte ahlk rengi altnda uygunsuzluk ve batan karmalar uyandrmala
rna sebep olan bir Arzudur. Vakaa, stn iyilikten ortak olarak tat almak
iin her kim tleriyle, ya da hareketleriyle bakalarna yardm etmek
isterse, bir disiplinin onun adn tamas iin onlar kendine hayran ederek
deil, hele hibir haset vesilesi vererek deil, her eyden nce onlarn
Sevgisini kazanmaya alarak yapacaktr. Konumalarnda insanlarn d
klklerinden sz etmeden kanacak ve onlarn gszlnden an
cak pek ihtiyatla, buna kar insann erdem gcnden ve onu yetkinlie
gtrmek iin tutulacak yoldan bol bol sz edecektir; o suretle ki insan
lar korku ve nefretle deil yalnz sevin heyecan ile, ellerinden geldii
kadar, Akl kurallarna gre yaamaya alacaklardr.
Fasl XXVI
Biz Tabiatta, Ruhu bize sevin verebilecek ve kendisine dostlukla
veya herhangi bir mnasebet tarz ile balanabileceimiz insanlardan
baka hibir tekil ey bilmiyoruz; yle ise fayda kural Tabiatta, insanlar
dnda bulunan hibir eyi korumamz istemez, fakat bu kurala gre biz
bu eyleri kullanlarmz iin saklayabiliriz, yok edebiliriz veya her trl
aralarla kullanmza uydurabiliriz.
Fasl XXVII
D eylerden karlan fayda, onlarn gzlemi ile kazanlm tecrbe
ve bilgiden, onlar uratm olduumuz ekil deitirmelerinden baka,
balca Bedenin korunmas faydasdr; bu sebepten faydal eyler, her ey
den nce, Bedene gda verebilen ve Bedenin btn ksmlarnn kendi
ilerini elverili olarak yapabilmesi iin onlar besleyebilenlerdir. Beden

NSANIN KLEL VEYA DUYGULANILARIN KUVVETLER ZERNE 26 1

gerekten birok tarzlarda duygulanmaya ve d eyleri duygulamaya ne


kadar elverili ise, Ruh da o kadar dnmeye elverilidir (nerme 38 ve
39). Fakat bu tarzda eyler Tabiatta ok az gibi grnyor; bundan do
lay, Bedenleri istenildii gibi beslemek iin trl tabiatta birok gdalar
kullanmak gerekir. nsan Bedeni, vakaa, eitli gdalara devaml ihtiyac
olan farkl tabiatta pek ok ksmdan meydana gelmitir, ta ki btn
Beden, tabiatndan gelebilen her eye ayn derecede yetkili, Ruh da bu
nun sonucu olarak birok eyleri kavramaya yetkili olabilsin.
Fasl XXVIII
Bu gereken eyi elde etmek iin, eer insanlar birbirlerine karlkl
yardmda bulunmu olsalard, onlardan birinin kuvveti bu ie yetmeye
cekti. Para, kendisiyle gerekten her eyin elde edildii ve zenginliin
zeti olan bir alet olmutur, o derecede ki onun hayali genel olarak her
eyden ok halkn ruhunda yer tutar; vakaa para fikri neden olarak bir
likte bulunan hal kadar byk bir sevin veren bir hal hayal edilemez.
Fasl XXIX
Bununla birlikte, ihtiya yznden veya hayatn zorunluluklarn kar
lamak iin deil, fakat eitli zenginleme sanat rendikleri ve paraya
sahip olmaktan eref duyduklar iin para peinde koanlarn hali bir
dknlktr. Onlar, detlere uyarak Bedene yemini verirler, fakat Be
denin korunmas iin sarf ettikleri mallarndan her parann kaybolmu
olduuna inandklar iin, bu yemden de ksmaya alrlar. Parann hakiki
kullanl yolunu bilenler ve servetlerini yalnz ihtiyaca gre kurala ko
yanlar, az eyle memnun yaarlar.
Fasl XXX
yle ise Beden ksmlarnn kendi ilerini grmesine yardm eden bu
eyler iyi olunca ve insan gcnn Ruh ve Bedenden ibaret olmas ba
kmndan Sevin bu gcn tamamlanmas ve artmasyla kaim bulunun
ca, insana sevin veren her ey iyidir. Bununla birlikte, eylerin etkisinde
ama, gaye bize sevin vermek deildir ve onlarn etki gc bizim faydam
za gre dzenlenmi de deildir; en sonra sevin ou kere tamamen zel
olarak Bedenin yalnz bir ksmna aittir; bu sebeplerden, akl ve uyanklk
ie karmamak artyla, sevin duygulanlarndan bir ounun ve bunun

262 ETKA

sonucu olarak da ondan doan arzularn taknlklar ve ar halleri vardr;


buna u ciheti de katarm ki, bir duygulann hkm altnda, bizim iin
imdiki halde ho olana birinci yeri veriyoruz ve gelecek eylerin deerlen
dirilmesinde byle bir hisse sahip olamyoruz, (nerme 40n scoliesi ile
nerme 60n scoliesine bkz.).
Fasl XXXI
Tersine olarak, yanl inan iyiliin keder getirdiini, ktln sevin
veren ey olduunu kabul eder gibi grnyor. Fakat bizim daha nce
sylediimiz gibi (nerme 45in scoliesi), benim gszlm ve ekti
im zahmetten yalnz haseti bir kimse haz duyabilir. Geri, bizim duydu
umuz sevin ne kadar bykse, ykseldiimiz yetkinlik derecesi de o
kadar byktr ve bunun sonucu olarak da o kadar Tanrsal bir Tabiata
katlrz; ve bizim faydamzn doru anlalmas ile kurallanm olan bir
Sevin asla kt otamaz. Tersine, her kim korku ile yneltilmi ise ve
ktden kanmak iin iyilik yapyorsa, o kimse Aklla yneltilmemi
demektir.
Fasl XXXII
Fakat insann gc son derecede snrldr ve d nedenlerle sonsuzca
almtr; yleyse d eyleri kendi kullanmza gre uyduracak mutlak
bir kudretimiz yoktur. Bununla birlikte grevimizi yapm olmann uuru
na sahip bulunuyorsak, gcmzn onlardan kanmaya imkn verecek
dereceye varmadn biliyorsak ve dzenine bal olduumuz btn Ta
biatn bir ksmndan ibaret bulunduumuz fikrini hazr olarak bulundu
ruyorsak, karmzn gz nne alnmasnn gerektirdii eylere kart
olan vakalara, eit bir ruhta katlanrz. Eer bunu ak ve seik olarak
biliyorsak, ak bilgi ile tanmlanan bu ksmmz, yani bizim en iyi ksm
mz orada tam bir memnunluk bulacak ve bu memnunlukta devam etmeye
alacaktr. Gerekten, bilen kimseler olmamz bakmndan, biz yalnz
bizim iin gerekli olan eyi isteriz ve mutlak olarak memnunluu yalnz
doruda bulabiliriz; yle ise bunu dosdoru (droitement) bildiimiz nis
pette, kendi kendimizin en iyi ksm btn Tabiatn dzeni ile uyuur.
DRDNC BLMN SONU

5
Zihin Gc veya nsann Hrl zerine

En sonra, hrriyete veya ona gtren yola ulama tarznn sz konusu


olduu Etikann baka bir blmne geiyorum. Orada ben, asl Akln
duygulanlara kar ne yapabildiini ve sonra Ruh hrriyeti veya stn
mutluluun ne olduunu gstererek Akln gcn inceleyeceim; onunla
biz bilgenin g bakmndan bilgisiz insana ne kadar stn olduunu gre
ceiz. Zihni kendi yetkinliine ve bu yetkinlie gtren yola doru ilerlet
me tarzna gelince, bunlar ve ayrca Bedeni kendi fonksiyonlarn elverili
olarak yapabilecei tarzda tetkik etme sanat bu kitaba ait olmayan ey
lerdir; bu son soru tbba, tekisi manta aittir. Burada, sylemi olduum
gibi, onu yalnz Ruh gc, yani Akl bakmndan tetkik edeceim ve her
eyden nce onun duygulanlar azaltmak, onlar yneltmek iin bu duy
gulanlar zerinde ne kadar egemenlii olduu ve ne trl bir egemenlii
olduunu gstereceim. Bizim geri onlar zerinde, daha nce gstermi
olduum gibi, mutlak bir egemenliimiz yoktur. Stoallar, gerekten, onla
rn mutlak olarak bizim irademize bal olduu ve onlara mutlak olarak
emredebileceimizi zannettiler. Kendi ilkeleri deil, deneyin bu bakmdan
ileri srd itirazlar duygulanlar azaltmak ve yneltmek iin sabrl
bir egzersiz ve uzun bir incelemenin gerektiini kabul etmeye onlar zorla
mtr. Onlardan birisi, eer anlarm1 beni aldatmyorsa, iki kpek rnei
1) Hatralarm.

264 ETKA

ile bunu gstermeye almtr ki, bu kpeklerden biri ev kpei, teki


av kpeidir; bu zat diyor ki, egzersiz ile ev kpei avlanmaya altrlabilir,
av kpei ise, tersine, yine egzersizle tavanlar kovalamaktan vazgeirti
lebilir. Bu san Descartesta byk rabet bulacakt. nk o Ruh ya da
Dncenin, balca, beynin bir ksmnda yani pinale denilen kk
guddede yerlemi olduunu kabul ediyor; bu gudde yardmyla Ruh, Be
dende uyandrlm btn hareketlerin ve d objelerin duyumunu alr ve
kendi istedii iin eitli ynlere doru onu hareket ettirebilir. Bu kk
gudde ona gre beynin ortasnda o suretle asldr ki hayvani ruhlarn2 en
kk hareketi ile kmldayabilir. Ayrca, beynin ortasna asl olan bu
gudde, onun iin hayvani ruhlardan ne kadar eitli darbelere urarsa o
kadar eitli durumlar alr ve bundan baka hayvani ruhlar ona doru
iten ne kadar eitte d obje varsa o kadar eitte izler alr; bylece, eer
gudde sonradan onu farkl olarak kmldatan Ruhun iradesiyle, farkl ola
rak harekete geen hayvani ruhlarn etkisi altnda nceden alm olduu
u veya bu durumu alm bulunursa, gudde ayn durumu ald zaman itilmi
olduu ayn tarzda onlar itecek ve yneltecektir. Bundan baka Ruhun
her iradesi Tabiat tarafndan guddenin belirli bir hareketi ile birletirilmi
tir. Diyelim, uzaktaki bir objeye bakma iradesine sahipsek, bu irade gz
kapaklarnn almas eklinde meydana kacaktr; fakat eer yalnz gz
kapann almas gerektii dncesine sahip isek, onun iradesinin ol
mas hibir ie yaramayacaktr. nk, Tabiat hayvani ruhlar grme
sinirine doru gz kapan amak veya bzmek iin elverili bir tarzda
itmeye yarayan gudde hareketini onu gelitirmek, amak ya da bzmek
iradesine balamamtr, fakat yalnz uzak ve yakn objelere bakmak irade
sine balamtr. En sonra, pinale guddenin her hareketi Tabiat tarafn
dan, tekil ettiimiz dnceler arasndaki filn tekil dnceye hayatn
banda balanm grnyorsa, bunun birlikte, yeti kazanma (Habitude)
gc yardmyla3 bakalarna da balanabilir; Ruhun duygulanlarna dair
birinci blmn 50nci maddesinde bunu kantlamaya altk. Buradan

2) Esprits animaux. Burada Ame ve esprit kelimelerinin ruh diye evrilmesinden doan
glk grlyor.
3) Bu kelimeyi (habitude) kendisinden ok farkl olan alkanlk (accoutumance) kelimesin
den ayrmak iin imdiye kadar kullanlmayan yeti kazanma kelimesiyle karlyoruz. Birincisi
insanlara vergi stn bir yeti olduu halde, ikincisi btn canllar ve insanlarda ortak genel ve
daha ilkel bir yetidir.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 265

u sonu kar ki hibir Ruh, ne kadar zayf olursa olsun, iyi bir yneltme
ile edilgiler zerinde mutlak bir g kazanmaya yetkisiz deildir. Onlar
vakaa, kendi tanmna gre, yalnzca kendisine nispet edilen ve nota bene
zihinlerin bir hareketi ile meydana getirilmi, tutulmu ve kuvvetlendiril
mi olan Ruhun (me) alglar, duygular (sentiment) ya da heyecanlardrlar
(Ruhun pasif halleri, blm I, madde 27ye bkz.). Fakat madem ki irade
ye guddenin herhangi bir hareketini ve bunun sonucu olarak da ruhlarn
herhangi bir hareketini balayabiliyoruz ve iradenin gerektirilmesi yalnz
bizim gcmze bal bulunuyor; irademizi hayatmzn etkilerini ynelt
mek istediimiz zaman kullandmz metin ve emin hkmler ile gerekti
rirsek ve bu hkmlere sahip olmak istediimiz pasif hallerin hareketle
rini balarsak, edilgilerimiz zerinde mutlak bir egemenlik kazanacaz.
Kendi szlerine gre tasvir edebildiimiz kadar, bu ok nl adamn gr
tarz ite budur ve eer gr daha ince olmu olsayd, bu fikirlerin by
le bir kimseden kacana inanmazdm. Hakikatte bir filozofun, her eyi
ancak kendiliklerinden bilinen ilkelerden sonulamaya metin olarak karar
verdikten, ak ve seik olarak kavradklarndan bakasn olumlama
dktan sonra, karanlk eyleri gayb niteliklerle aklamak istedikleri iin
Skolastikleri sk sk tenkit ettikten sonra, her trl gayb grten4 daha
ok gayb olan bir hipotez kabul etmesine amadan kendimi alamyo
rum. Ruhla Bedenin birliinden ne anlyorum diye dnyorum. Uzamn
kk bir parasna skca bal olan bir dncede ak ve seik gr
olarak ne vardr? sterim ki o bu birlii yakn nedeni ile aklam olsun.
Fakat o Ruhu Bedenden ayr seik diye tasarlamtr, o suretle ki ne bu
birlikte ne de asl Ruhta hibir tekil neden gsteremezdi. Fakat, onun
btn evrenin nedenine, yani Tanrya bavurmas gerekli idi. Bundan
baka Ruhun bu pineale guddeye ne dereceye kadar hareket verebildiini
ve ne kadar kuvvetle onu askda tutabildiini bilmek isterdim. Ben vakaa
bu guddenin Ruh tarafndan buradan uraya hayvani ruhlarla daha hzl
kmldatlabildiini ve metin hkmleri skca baladmz edilgilerinin
cisme ait nedenlerle zlp zlmeyeceklerini bilmiyorum; buradan
u sonu kar ki, metinlikle tehlikelere kar koymaya kalkldktan sonra
4) Spinoza burada occulte kelimesini kullanyor. Bizde buna eskiden gayb ilimler deni
yordu. Fakat gayb deyince genel olarak bilinen bilim metotlar dnda, sr lemine nfuz iin
var olduuna inanlan nfuz tarzlar anlalrd: Nirenct, tlsm vb. gibi. Fakat burada Spinoza
kelimeyi daha dar bir anlamda alyor ve akld anlamnda kullanyor.

266 ETKA

ve cret hareketlerinin kararna, tehlikenin grlmesine balandktan


sonra, gudde Ruhun yalnzca kamay dnebildii bir durum, bir tavr
alm olsun ve phesiz orada iradeyle hareket arasnda hibir ortak l
bulunmad iin, Ruhun gc (ya da kuvvetleri) ile Bedenin gc arasn
da da hi karlatrma yoktur; bunun sonucu olarak Bedenin kuvvetleri
Ruhun kuvvetleriyle yneltilemezler. Buna u ciheti de katnz ki, bura
dan uraya bu kadar kolaylkla, bunca tarzlarda kmldayabilecek gibi
beynin ortasnda bulunan ve btn sinirlerin beyin boluklarna kadar
uzanmadklar bir gudde bo yere aranyor. En sonra Descartesin irade
ve hrriyeti hakknda btn olumlad eyleri bir yana brakyorum,
nk bunlarn yanlln bol bol ve yeteri kadar gstermitim. yle ise
Ruhun gc, daha yukarda sylediim gibi, yalnz kendisinde bulunan
bilim ile tanmland iin, duygulanlarn devalarn, zannederim hep
tecrbe edilmi olan fakat dikkatle gzlemlenmi olmayan ve seik ola
rak grlmeyen bu devalar yalnz Ruhun bilgisi ile gerektireceiz ve onun
yce mutluluuna ait her eyi buradan sonulayacaz.
Aksiyomlar
1. Eer ayn sjede iki kart etki uyandrlm ise, birinde ve tekisinde
ya da yalnz ikisinden birinde onlar birbirinin kart olmaktan kncaya
kadar zorunlu olarak bir deime olur.
2. Bir eserin gc kendi nedeninin gc ile tanmlanr. Onun z
nedeninin z ile akland ya da tanmland nispette! (Bu aksiyom
nerme 7, Blm III ile besbellidir).
nerme I
eylerin dnceleri ve fikirleri ruhta dzenlenmi ve zincirlenmilerdir.
Bedenin duygulanlar yani eylerin hayalleri bununla ballam olarak
(corrlatif) Bedende dzenlenmi ve zincirlenmi, birbirine balanmtr.
Kantlama
Fikirlerin dzen ve balants eylerin dzen ve balantsnn ayndr
(nerme 7, blm II) ve buna karlk eylerin dzen ve balants fikir
lerin dzen ve balantsnn ayndr (nerme 6 ve 7, blm IInin ner
me sonucu). yle ise, Ruhta fikirlerin dzen ve balants nasl Bedenin
duygulanlarnn dzen ve zincirlemesine gre kurallanyorsa, (nerme

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 267

18, blm II) nitekim buna karlk, (nerme 2, blm III) Bedenin duy
gulanlarnn dzen ve balants da Ruhta eylerin dnce ve fikirleri
nin dzen ve balantsna gre kurallanr.
nerme II
Eer Ruhun bir heyecann ya da bir duygulann bir d nedenin
dncesinden ayryorsak ve onu baka dncelere balyorsak, d ne
dene ait Sevgi ve Kin yok olmutur. Nitekim bu duygulanlardan doan
Ruhun dalgalanlar da yok olmutur.
Kantlama
Gerekten Sevgi ve Kinin eklini meydana getiren ey, bir d nedenin
fikri ile birlikte bulunan Sevin veya Kederdir: (duygulanlarn 6 ve 7nci
tanm). Bu fikir kaldrlnca, Sevgi ve Kinin ekli de kaldrlm olur ve
bylece bu duygulanlar ve onlardan doan duygulanlar yok olur.
nerme III
Edilgi olan bir duygulan, onun hakknda ak ve seik bir fikir edi
nir edinmez, bir edilgi, bir pasif hal olmaktan kar.
Kantlama
Edilgi olan bir duygulan bulank bir fikirdir (duygulanlarn genel
tanm). Eer yle ise bu duygulantan ak ve seik bir fikir tekil eder
sek, bu fikirle asl duygulan arasnda, yalnz Ruha nispet edilmesi bak
mndan, ancak bir sebep (raison) ayrl olacaktr (nerme 21, blm II,
scoliesi ile birlikte); bylece (nerme 3, blm III), duygulan bir edilgi
olmaktan kacaktr.
nerme Sonucu
Bir duygulan bizce ne kadar iyi bilinirse bu duygulan o kadar az
bizim gcmzdedir ve Ruh onun etkisinde o kadar az kalr, o kadar az
edilgin olur.
nerme IV
Hakknda ak ve seik bir kavram tekil edemediimiz hibir Beden
duygulan yoktur.

268 ETKA

Kantlama
Btn eylerde ortak olan ey ancak upuygun bir tarzda tasarlanabilir
(nerme 38, blm III); bundan dolay (nerme 12 ve lemma 2, nerme
13 un scoliesinden sonra, blm II) hakknda ak ve seik bir kavram
tekil edemediimiz hibir beden duygulan yoktur.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, hakknda ak ve seik bir kavram tekil
edemediimiz Ruhun hibir duygulan yoktur. Ruhun bir duygulan
vakaa bedenin bir duygulannn fikridir (duygulanlarn gelen tanm)
ve bunun sonucu olarak (nceki nerme), ak ve seik bir kavram ier
melidir.
Scolie
Kendisinden bir eser kmayan hibir ey bulunmad (nerme 36,
blm I) ve bizde upuygun olan bir fikirden kan her eyi ak ve seik
olarak bildiimiz iin (nerme 40, blm II), buradan u sonu kar ki,
herkeste kendi kendisini ve duygulanlarn mutlak deilse de, hi ol
mazsa ksmen, ak ve seik olarak bilme gc vardr. Ve bunun sonucu
olarak ondan daha az etkilenilir. Bu noktada biz balca her duygulan
mmkn olduu kadar ak ve seik olarak bilmeye almalyz, o suret
le ki Ruh her duygulanla ak ve seik olarak idrak ettiini dnme
zorunda bulunsun ki, orada Ruh tam bir memnunluk ve doyum5 bulsun
ve bylece asl duygulan da bir d nedenin dncesinden ayrlsn ve
doru dncelere balanm bulunsun; bu suretle yalnz Sevgi, Kin
vb. Teri yok olmayacak (nerme 2), ayn zamanda itah da yok olacaktr.
Genel olarak bu duygulantan doan arzularn an halleri olmayacaktr
(nerme 61, blm IV). nk her eyden nce kaydetmek gerekir ki
insana ayn zamanda hem aktif hem pasif, hem etkin hem edilgin denil
mesine sebep olan ayn itahtr. Biz rneini gsterdik ki, insan tabia
tnn yatknl (disposition) dolaysyla herkes bakalarnn kendi
yaradlna gre yaamalarn arzu eder (nerme 31, blm IIIn sco
liesi) ; Akl ile yneltilen bir insanda, bu itah hret hrs (ambition) ad
verilen bir edilgidir ve gururdan asla farkl deildir; tersine Akln emirle
5) Tatmin (satisfaction).

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 269

rine gre yaayan bir insanda bu bir etkidir, yani ahlakllk denen bir
erdemdir (nerme 37, blm IVn birinci scoliesi ve ayn nermenin
2nci kantlamas). Ve bu tarzda btn itahlar veya arzular, yalnz upuy
gun olmayan fikirlerden domalar bakmndan edilgilerdir; ve ayn arzu,
upuygun fikirler tarafndan uyandrldklar veya dorulduklar zaman
erdem gibi grlmlerdir. Vakaa, bizim bir eyi yapmamz bakmndan
gerektirilmi olduumuz btn arzular da, upuygun fikirlerden doduk
lar gibi upuygun olmayan fikirlerden de doabilirler (nerme 59, blm
IV). Bu konu dna ktm bu blmden tekrar asl konuma dnmek
iin, doru bilgileriyle kaim olan duygulanlara kar bu devadan baka,
bizim gcmzdekinden daha yetkin hibir ey tasarlanamaz, nk
dnmek ve upuygun fikirler tekil etmek gcnden baka Ruhun bir
gc yoktur (nerme 3, blm III). Nitekim biz bunu nceki nermede
gsterdik.
nerme V
Bizim zorunlu, mmkn veya zorunsuz olarak deil, sadece hayal ettii
miz bir ey iin olan duygulan, btn eit artlar altnda, mmkn olan
en byk duygulantr.
Kantlama
Hr olduunu hayal ettiimiz bir ey hakkndaki bir duygulan, zo
runlu bir ey iin olan duygulantan daha byktr (nerme 49, blm
III) ve bunun sonucu olarak da bizim mmkn, ya da zorunsuz olarak
hayal ettiimiz duygulantan daha byktr (nerme 11, blm IV).
Fakat bir eyi hr diye hayal etmek bir eyi sadece hayal etmekten baka
bir ey deildir, halbuki bir eser meydana getirmek iin gerektirilmi olan
nedenleri bilmiyoruz (nerme 35, blm IInin scoliesinde gstermi oldu
umuz ey dolaysyla); yle ise bizim sadece hayal ettiimiz bir ey hakkn
daki bir duygulan, eit artlar altnda, zorunlu, mmkn, ya da zorun
suz bir ey hakkndaki duygulantan daha byktr ve bunun sonucu
olarak o mmkn olan en byk duygulantr.
nerme VI
Ruh her eyi ne kadar zorunlu olarak bilirse onun duygulanlar ze
rinde o kadar byk gc vardr, yani onlardan o kadar az edilgin olur.

270 ETKA

Kantlama
Ruh her eyin zorunlu olduunu (nerme 29, blm I) ve sonsuz bir
nedenler balants ile bir eser meydana getirmek ve var olmak iin ge
rektirildiini (nerme 28, blm I) bilir; bu da (nceki nerme), eyler
hakkndaki bilgisiyle orantl olarak, Ruhun duygulanlarndan daha az
edilgin olmasna ve asl eylerden daha az duygulanmasna sebep olur.
Scolie
eylerin zorunlu olduklar hakkndaki bu bilgi ne kadar tekil eylere
ait ise ve bu tekil eyler ne kadar seik iseler ve canl olarak hayal edilmi
lerse, Ruhun duygulan zerindeki gc de o kadar byktr: tecrbenin
kendisi de bunu gsterir. Biz vakaa diyelim ki bir maln (bien) kaybolma
snn sebep olduu kederin onu kaybederken bu maln hibir arala koru
namayacan gz nne almamzla yumuadn gryoruz. Nitekim g
ryoruz ki hi kimse konumay, yrmeyi, dnmeyi bilmedii ve yl
larca hemen uursuz olarak yaad iin bir ocua acmaz. Eer tersine,
biroklar ergin yata doduu halde u veya bu kimse ocuk olarak do
sayd, o zaman herkes ocuklara acyacakt. nk o zaman herkes o
cuklua tabii ve zorunlu bir ey gibi deil, fakat Tabiatn dkl, ya
da gnah gz ile bakt iin, onlara acyacakt ve biz bu suretle birok
gzlemler yapabileceiz.
nerme VII
Kk Akldan gelen, ya da Akl tarafndan uyandrlan duygulanlar,
zaman gz nne alnacak olursa, hazr deilmi gibi grlen tekil eylere
nispet edilenlerden daha gldr.
Kantlama
Bize bir eyi hayal ettiren duygulanlar yznden deil, fakat Beden
bu eyin varln ortadan kaldran baka bir duygulana sahip olduu iin,
onu hazr deilmi gibi gz nne alrz (nerme 17, blm II). Bunun iin
hazr bulunmam gibi grlen bu eye nispet ettiimiz duygulan baka
etkilere ve insan gcne stn olacak bir tabiatta deildir (Bu konuda
nerme 6, blm IVe bkz.); fakat tersine, d nedenin varln kaldran
duygulanlarla azaltlabilecek bir tabiattadr (nerme 9, blm IV). Hal
buki, kk Akldan gelen bir duygulan zorunlu olarak eylerin ortak

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 271

zeliklerine aittir (nerme 40, blm IInin ikinci scoliesinde akln tanm
na bkz.), ki biz onu her zaman hazrm gibi grrz. Geri orada hazr
bulunan varl hibir ey kaldramaz ve biz onu her zaman ayn tarzda
hayal ederiz (nerme 38, blm II). Bunun iin byle bir duygulan daima
ayn kalr ve bunun sonucu olarak ona kart olan ve asla onun d neden
leriyle beslenmi olmayan duygulanlar artk kart olmayacak hale ge
linceye kadar gittike daha ok ona almalar gerekir; ve bundan dolay,
kk Akldan gelen bir duygulan daha gldr.
nerme VIII
Ayn zamanda bir duygulan uyandrmaya yardm eden nedenler ne
kadar ok ise duygulan o kadar byktr.
Kantlama
Birok nedenler birlikte olunca teker teker olduklarndan daha kuv
vetli olabilirler (nerme 7, blm III): bu yzden (nerme 5, blm IV),
bir duygulan ayn zamanda uyandran nedenler ne kadar oksa, o duy
gulan o kadar kuvvetlidir.
Scolie
Bu nerme de aksiyom 2 ile apak grlr.
nerme IX
Ruhun ayn zamanda duygulandn grd birok nedenlere bal
bir duygulan tek bir nedene veya birincidekinden daha az nedene bal
olan ayn byklkteki baka bir duygulantan daha az zararldr, ondan
daha az edilgin olur ve her zel neden dolaysyla biz daha az duygu
lanrz.
Kantlama
Bir duygulan ancak Ruhun dnmesine engel olmas bakmndan
kt veya zararldr (nerme 26 ve 27, blm IV). Bundan dolay, Ruhun
ayn zamanda birok objeleri gz nne almasn gerektiren bir duygulan,
bakalarn dnemeyecek gibi tek bir objeye veya az sayda objeye Ruhu
balayan birinci duygulan kadar byk baka bir duygulantan daha az
zararldr; kantlanmas gereken birinci nokta bu idi. Bundan baka, Ru

272 ETKA

hun z yani gc (nerme 7, blm III), yalnz dnceden ibaret oldu


u iin (nerme 11, blm II), birok objeleri gz nne almasna sebep
olan duygulantan ok, tek bir objeyi ya da birinciden daha az sayda
objeleri gz nne alacak surette Ruhu kaplayan bir duygulantan edil
gin olur, ikinci nokta da bu idi. En sonra bir duygulan (nerme 48,
blm III), birok d nedenlere nispet edilirken, o nedenler teker teker
her birinde daha az bulunur.
nerme X
Tabiatmza kart olan duygulanlarn hkm altnda bulunmadmz
mddete, Bedenin duygularn zihin iin geerlii olan bir dzene gre
sralama ve zincirleme gcmz vardr.
Kantlama
Tabiatmza kart olan, yani (nerme 30, blm IV), kt olan duy
gulanlar, Ruhu bilmeden alkoyduklar nispette ktdrler (nerme 26,
blm IV). yle ise tabiatmza kar olan duygulanlarn hkm altn
da bulunmadmz mddete, tabiatyla bilmeye alan Ruhun gc al
konulmu deildir. Bu demektir ki o kadar da ak ve seik fikirleri tekil
etme ve onlar birbirlerinden sonulama gc vardr (nerme 40n 2nci
scoliesi ve 47, blm IInin scoliesi) ve bunun sonucu olarak (nerme I),
o kadar da zihin iin geerlii olan bir dzene gre Bedenin duygulan
larn dzenleme ve zincirleme gcmz vardr.
Scolie
Bedenin duygulanlarn bu doru olarak dzenlemek ve zincirlemek
gc ile biz bu suretle kolay kolay kt davranlardan duygulanmamay
salayabiliriz. nk, (nerme 7) zihin iin geerlii olan bir dzene gre
dzenlenmi ve zincirlenmi duygulanlar azaltmak iin, bulank ve
kesinsiz duygulanlar iin gerektiinden ok daha byk bir kuvvete
ihtiya vardr. yle ise, duygulanlarmz hakknda yetkin bir bilgimiz
olmadka yapabileceimiz en iyi ey, doru bir hayat tarzn, baka deyile
hareket tarzmzn emin ilkelerini dnmek, onlar hafzamza naketmek
ve hayatta sk sk rastladmz hayal gcmzn geni lde duygulana
ca tarzda gzmz nnde daima hazr bulunan zel eylere onlar bir
teviye tatbik etmektir. Biz, diyelim, hayat kurallar arasnda Kinin (nerme

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 273

46, blm IV ve scoliesi ile birlikte), Sevgi ve Yksek gnlllkle yenil


mesi, yoksa karlk olan bir kinle denmemesi gerektii kuraln koymu
tuk. Faydal olduu zaman daima hazr olacak bir Akl dsturuna sahip
olmak iin, ou kere insanlarn ortak olarak uradklar hareketleri d
nmek ve onlar zerinde inceden inceye dnceye dalmak, nitekim
onlar yksek gnlllkle mmkn olduu kadar en iyi ekilde uzaklatr
mak gerekir. O suretle ki, geri biz hakaretin hayalini bu kuraln hayal
gcne balayacaz ve o hayal gc bize bir hakaret yapld zaman
daima kendini gstermeden geri kalmayacaktr (nerme 18, blm II).
Eer hakiki karmz karlkl bir dostluu meydana getiren iyiliin ve
ortak bir toplumun dnlmesi olsayd; eer ayrca stn bir i memnun
luunun doru bir hayat gidiinden doduunu (nerme 52, blm IV)
ve baka varlklar gibi insanlarn da Tabiat zorunluluu ile hareket ettik
lerini gz nnden uzak bulundurmam olsaydk, o zaman hakaret, yani
genel olarak ondan doan Kin, hayal gcnde pek byk bir yer kaplard
ve kolaylkla alm olurdu; yahut da eer en ar hakaretlerden genel
olarak doan fke o kadar kolayca almam idiyse, o zaman o Ruhun
dalgalanlarndan ayr olmamakla birlikte, bu ince dnceyle ruhu
muzun kaplanm olduundan ok daha az bir zaman sresinde meydana
gelecekti. Bunlar 6, 7, 8inci nermelerde gsterdik. Nitekim, korkuyu
ortadan kaldrmak iin Ruh metinliini kullanmay dnmek gerekir;
hayatn ortak tehlikelerini gzden geirmek ve zihin canll, Ruh kuv
veti ile onlarn en iyi ekilde nasl ortadan kaldrlacan hayal etmek
gerekir. Fakat unu da kaydetmek gerekir ki, dncelerimizi ve hayalle
rimizi dzenlerken (nerme 63, blm IVn nerme sonucu ve nerme
59, blm III), bir Sevin duygulan ile etkimizin gerektirilmi olmas
iin bizim her zaman her eyde iyi olan ciheti gz nne almamz gerekir.
Eer, diyelim ki, birisi an ve erefe kendini fazla kaptrdn grecek
olursa, bu erefin nasl iyi kullanlabilecei ve sonunda bu cihetin gz
nne alnmas suretiyle, erefin ktye kullanlmasyla deil, fakat kazan
ma aralaryla onun aranmas gerektii ve bylece insanlarn kararszlk
larn olduu kadar vnmelerini veya hi kimsenin znt duymadan
dnemedii bu tarzda daha baka eyleri dnsn; byle dncelerle
geri en haris insanlar bile hrs duyduklar an ve ne ulama umudunu
kestikleri zaman kendilerini en ok azaba kaptrrlar ve fkeden kpr
dkleri srada bilge gibi grnmek isterler. yle ise an ve nn ktye

274 ETKA

kullanlmasndan ve dnyann boluundan en ok sz eden bu kimsele


rin an ve erefi en ok isteyenler olduunda phe yoktur. Zaten bu hal
haris kimselere vergi deildir, fakat talih kendilerine daima ters giden ve
ilerinden gsz olan btn insanlarda ortaktr. Nitekim pinti de fakir
olduu zaman parann ktye kullanlmasndan ve zenginlerin dklk
lerinden biteviye sz eder. Bu halin onu kzdrmadan ve yalnz kendi
fakirliini deil bakasnn zenginliini de kt grdn bakalarna
gstermeden baka bir eseri yoktur. Nitekim metresleri tarafndan kt
karlananlar, kadnlarn kararszlndan, kalplerinin sahteliinden olduu
kadar, halk arksnn syledii gibi kadn dklklerinden baka hibir
ey dnmezler; ve metresleri onlar yeniden iyi karlar karlamaz bu
sylediklerini hemen unuturlar. Her kim duygulanlarn ve itahlarn
yalnz hrriyet sevgisiyle yneltmeye alrsa, gc yettii kadar erdem
leri ve onlarn nedenlerini bilmeye, onlarn doru bilgisinden doan geli
menin tam olgunluuna kendini brakmaya; fakat hibir zaman insanlarn
ktlklerini gz nne almamaya, insanl alaltmaya, sahte bir hr
riyet grn ile gelimemeye alacaktr. Her kim bu kural dikkatle
gzleyecek (ki, bu g deildir) ve ona gre yaamaya kendini altracak
olursa, phe yok ksa bir zamanda hareketlerini, etkilerini Akln emri
ne gre yneltecektir.
nerme XI
Karlnda bir hayal bulunan eyler ne kadar oksa, bu hayal o ka
dar sk grnr, yani o kadar uzun zaman canl olur ve zihni o kadar ok
kaplar.
Kantlama
Geri kendilerine bir hayal ya da bir duygulan nispet edilen eyler
ne kadar oksa, bu hayali uyandran veya besleyen nedenler de o kadar
oktur (hipotez gereince). Ruh duygulan dolaysyla bu nedenleri ayn
zamanda gz nne alr; ve bylece duygulan da o kadar sk olur, yani
o nispette sk sk canl olur ve (nerme 8), Ruhu o kadar fazla kaplar.
nerme XII
eylerin hayalleri, baka eylerden ziyade ak ve seik olarak bilinen
eylere upuygun olan hayallerle daha kolay birleirler.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 275

Kantlama
Ak ve seik olarak bilmen eyler ya eylerin ortak zelikleridir, ya
da ondan sonulanan eydir (nerme 40, blm IInin ikinci scoliesinde
akln tanmna bkz.) ve bundan dolay da (nceki nerme), ou kere
tarafmzdan hayal edilmilerdir; yle ise baka objeleri gz nne al
dmz zaman, bu bakalarn gz nne almaktansa, ayn zamanda bili
nen eyleri gz nne almak bizim iin daha kolay olacaktr ve bunun
sonucu olarak (nerme 18, blm II) bakalarndan ok bu bilinen objeleri
baka objelere balamak daha kolay olacaktr.
nerme XIII
Kendisine bir hayal balanan eyler ne kadar oksa, o hayal o kadar
canl olur.
Kantlama
Gerekten kendisine bir hayal bal olan eyler ne kadar oksa (ner
me 18, blm II) onu uyandracak nedenleri o kadar oktur.
nerme XIV
Ruh, Bedenin btn duygulanlarn, yani eylerin btn hayallerini
Tanr fikrine uygun olacak surette bilir.
Kantlama
Ruhun ak ve seik bir kavram tekil edemeyecei Bedenin hibir
duygulan yoktur (nerme 4); yle ise o (nerme 15, blm I) her ey
Tanr fikrine upuygun olacak tarzda meydana gelir.
nerme XV
Her kim kendisini, kendi duygulanlarn ak ve seik olarak bilirse
Tanry sever ve kendisini ne kadar iyi bilirse, duygulanlarn ne kadar
iyi bilirse Tanry da o kadar iyi bilir.
Kantlama
Her kim kendisini ve kendi duygulanlarn ak ve seik olarak bilirse,
Sevin indendir (nerme 53, blm III) ve bu Tanr fikrinin birlikte bu
lunmasyla olur (nceki nerme); ve bundan dolay (duygulanlarn 6nc

276 ETKA

tanm), o Tanry sever ve ayn sebepten dolay, kendisini ne kadar iyi


bilirse, duygulanlarn ne kadar iyi bilirse, Tanry da o kadar ok sever.
nerme XVI
Tanrya kar Sevgi Ruhta en byk yeri almaldr.
Kantlama
Bu sevgi, gerekten, Bedenin btn duygulanlarna baldr (nerme
14) ve hepsi tarafndan beslenmitir (nerme 15); bundan dolay (ner
me 11), Ruhta en byk yeri almaldr.
nerme XVII
Tanrnn hibir edilgisi, pasif hali yoktur, o hibir sevin ve keder
duygulan duymaz.
Kantlama
Tanrya nispet edilmeleri bakmndan btn fikirler dorudur (nerme
32, blm II), yani (tanm 4, blm II) upuygundur; ve bylece, (duygula
nlarn genel tanm), Tanrnn edilgisi, pasif hali yoktur. Bundan baka,
Tanr ne daha yksek bir yetkinlik, ne de daha aa veya daha az bir
yetkinlie geebilir (nerme 20, blm Iin ikinci nerme sonucu), bun
dan dolay da (duygulanlarn 2 ve 3nc tanm) o hibir sevin ya da
keder duygulan duymaz.
nerme sonucu
Tanrnn, tam tabiriyle, hi kimseye kar ne Sevgisi ne Kini vardr.
nk Tanr (nceki nerme), hibir sevin ve keder duygulan duymaz
ve bunun sonucu olarak (duygulanlarn 6 ve 7nci tanmlar), hi kim
seye kar kini ve sevgisi yoktur.
nerme XVIII
Hi kimse Tanrya kar kin besleyemez.
Kantlama
Bizde bulunan Tanr fikri upuygun ve yetkindir (nerme 46,47, blm
II), bundan dolay Tanry dnmemiz nispetinde biz etkiniz (nerme 3

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 277

blm II), bunun sonucu olarak (nerme 59, blm III), Tanr fikri ile
birlikte bulunan keder olamaz, yani (duygulanlarn 7nci tanm); hi
kimse Tanrya kar kin besleyemez.
nerme Sonucu
Tanrya kar sevgi kine evrilemez.
Scolie
Biz Tanry her eyin nedeni olarak tasarladmz zaman, itiraz edile
bilir ve bununla Tanry kederin de nedeni diye grdmz sylenebi
lir. Ben buna yle cevap veririm ki: kederin nedenlerini bildiimiz nis
pette, keder bir edilgi olmaktan kar, yani (nerme 59, blm III), bir
keder olmaktan kar, (nerme 3) ve bylece Tanrnn kederin nedeni
olduunu bildiimiz nispette biz sevinteyiz.
nerme XIX
Her kim Tanry severse, Tanrnn da, onu sevmesi iin aba yapamaz.
Kantlama
Eer bir insan byle bir aba yapabilseydi, o halde (17nci nermenin
nerme sonucu), onu seven Tanrnn Tanr olmamasn isteyecekti ve
bunun sonucu olarak (nerme 19, blm III), kederlenmi olmasn isteye
cekti ki: (nerme 28, blm III), bu da samadr. yle ise her kim Tan
ry severse, vb.
nerme XX
Tanrya kar bu sevgi ne bir haset duygulan ile, ne bir kskanlk
duygulan ile bozulabilir; fakat biz ayn sevgi ba ile Tanrya bal ne
kadar insan hayal edersek, bu sevgi de o kadar ok beslenir.
Kantlama
Tanrya kar bu sevgi akln emrine gre arzu edebileceimiz yce iyi
liktir (nerme 28, blm IV), herkeste ortaktr: (nerme 36, blm IV)
ve biz herkesin ondan faydalanmasn isteriz (nerme 37, blm IV); ve
bylece (duygulanlarn 23nc tanm), ne bir haset ne de (nerme 18,
nerme 35, blm III'n scoliesindeki kskanln tanm) bir kskanlk

278 ETKA

duygulan ile kirlenebilir; fakat tersine (nerme 31, blm III) ondan
ne kadar ok insann faydalandn hayal edersek onun o kadar ok
beslenmesi gerekir.
Scolie
Biz ayn tarzda bu sevgiye dorudan doruya kart olan ve kendisiyle
bu sevginin yok edilebilecei hibir duygulan olmadn gsterebiliriz
ve buradan u sonu kar ki, Tanrya kar bu Sevgi duygulanlarn en
sabitidir ve Bedene nispet edilmesi bakmndan o ancak Bedenle birlikte
yok edilebilir. Sonradan onun yalnz Ruha nispet edilmesi bakmndan
hangi tabiatta olduunu greceiz.
nceki nermelerde duygulanlara kar btn devalar, kendi bana
gz nne alnan Ruhun onlara kar btn yapabileceklerini topladm;
bu suretle grlyor ki Ruhun duygulanlar zerinde gc unlardan
ibarettir:
1. Asl duygulanlarn bilinmesinde (bunun iin nerme 4n sco
liesine bkz.)
2. Bulank olarak hayal ettiimiz bir d nedenin dncesinden duy
gulanlar ayrmas bakmndan (bunun iin nerme 2 ile nerme
4n ayn scoliesine bkz.).
3. Bildiimiz eylere nispet edilen duygulanlarn, haklarnda ancak
bulank ve sakat bir fikrimiz olan eylere nispet edilen duygulan
lar atklar zamanda (nerme 7ye bkz.).
4- eylerin ortak zeliklerine veya Tanrya nispet edilen duygulanla
rn beslendikleri byk sayda nedenlerde (nerme 9 ve 11).
5. En sonra Ruhun duygulanlarn birbirleriyle dzene koyduu ve
zincirledii dzende (nerme 10unscoliesinde, bundan baka ner
me 12, 13 ve 14e bkz.).
Fakat ruhun duygulanlar zerindeki bu gcn daha iyi grmek
iin her eyden nce kaydetmemiz gerekir ki, bir insann duygulann
baka birisinin duygulan ile karlatrdmz ve birisinin tekinden
daha fazla ayn duygulann hkm altnda bulunduunu grdmz
zaman, o duygulana byk adn veriyoruz; ya da ayn insann duygula
nlarn birbirleriyle karlatrdmz ve o kimsenin bunlardan birinden

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 279

tekilerden daha ok duygulanm ya da etki alm olduunu grdmz


zaman da ona byk diyoruz. nk (nerme 5, blm IV) herhangi bir
duygulann kuvveti bizimki ile karlatrlan d nedenin gc ile tanm
lanr, onun gszl veya edilgisi ise yalnz bilginin bulunmay, ya da
bilgiden yoksun olmakla tanmlanr. Yani upuygun olmadklar sylenen
fikirleri meydana getiren eyle deerlendirilir. Buradan u sonu kar
ki, bu ruh, upuygun olmayan fikirler en byk ksmn tekil etmek ze
re, en yksek dereceden edilgindir, o suretle ki onun ayrt edici vasf
ondaki etkiden ziyade edilgidir; tersine olarak Ruh, upuygun fikirler en
byk ksmna tekil etmek zere en yksek dereceden etkindir, aktiftir,
o suretle ki, onda da birincisi kadar upuygun olmayan fikirler bulunuyorsa
da, onun ayrt edici vasf insann gszln gsteren upuygun olmayan
fikirler olmaktan ziyade insann erdemini gsteren upuygun fikirlerdir.
Bundan baka kaydetmek gerekir ki azaplar ve talihsizliklerin balca
kk birok deimelere uram olup bizim bsbtn sahip olamadmz
bir ey iin ar derecede Sevgidir. Vakaa insann ancak sevdii konuya
kar azab ve i kvrants (anxit)6 vardr; tahrikler, pheler veya d
manlklar ancak hi kimsenin gerekten tam olarak sahip olamadklar
eylere kar olan sevgiden doarlar. Ak ve seik bilginin ve balca
ilkesi asl Tanr bilgisi olan u nc bilgi tarznn, (bu konuda nerme
47, blm IInin scoliesine bkz.), duygulanlar zerinde yapabilecei eyi
bununla kolayca tasarlarz: eer vakaa duygulanlar, pasif haller olarak
kaldramazlarsa (nerme 3 ile nerme 4n scoliesine bkz.) hi deilse
onlar Ruhun en kk ksmn tekil edebilirler (nerme 14). Bundan
baka, bu bilgi hareketsiz ve ezeli olan (nerme 15), elde edilmesi bize
gerekten salanm bulunan bir eye kar sevgi dourur (nerme 45,
blm II) ; ve bunun sonucu olarak bu sevgi geliigzel sevginin iinde
bulunan dklklerden hibirisiyle bozulmaz, fakat gittike daha da
byk olur (nerme 15) ve Ruhun en byk ksmn kaplayabilir (nerme
16) ve onu geni lde duygulandrabilir. Ben imdiki hayata ait olanlar
bu suretle tamamlarm. Gerekten, herkes scolienin banda sylediimiz
eyi kolaylkla grebilir. Y ani bu birka nerme ile duygulanlara ait btn
devalar gsterdim, yeter ki bu scoliede sylenmi olanlarla birlikte IIIn
c blmn 1 ve 3nc nermelerinde ve duygulanlara ait tanmlarda
6) Psikiyatride buna hafakan, bunalm diyorlarsa da burada elverili deildir.

280 ETKA

sylenenler de ayn zamanda gz nne alnsn. Artk Bedenin varl ile


mnasebeti olmayan Ruhun sresine ait soruya gemenin zaman gelmi
tir.
nerme XXI
Ruh hibir eyi hayal edemez ve gemi eyleri ancak Bedenin sresi
boyunca hatrlar.
Kantlama
Ruh Bedenin imdiki varln ancak Bedenin sresi boyunca ifade
eder ve Bedenin duygulanlarn da aktel olarak ancak Bedenin sresi
iinde tasarlar (nerme 8, blm IInin nerme sonucu) ve bunun sonu
cu olarak (nerme 26, blm II), o bir cismi aktel olarak, imdi Bede
nin sresi boyunca tasarlar; bundan dolay o hibir eyi hayal edemez
(nerme 17, blm IInin scoliesinde hayal gcnn tanmna bkz.) ve
gemi eyleri ancak Bedenin sresince hatrlayabilir (nerme 18, blm
II'nin scoliesinde hafzann tanmna bkz.).
nerme XXII
Bir fikir her zaman, u ya da bu insan Bedeninin zn bir eit eze
lilikle ifade eden Tanrda zorunlu olarak verilmitir.
Kantlama
Tanr yalnz u veya bu insan Bedeninin varlnn nedeni deildir,
ayn zamanda zorunlu olarak Tanrnn z arac ile tasarlanmas gereken
(nerme 21, blm I); ve onun znn nedenidir (aksiyom 4, blm I);
ve bu ezeli bir zorunlulukladr (nerme 16, blm I). Bu kavram yle ise
zorunlu olarak Tanrda verilmelidir (nerme 3, blm II).
nerme XXIII
nsan Ruhu Bedenle birlikte bsbtn yok edilemez, fakat onda ezeli
olan bir ey kalr.
Kantlama
Bir kavram ya da bir fikir zorunlu olarak insan Bedeninin zn ifade
eden Tanrda verilmitir (nceki nerme) ve bu kavram, bundan dolay,

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 281

insan Ruhunun zne zorunlu olarak ait olan bir eydir (nerme 13,
blm II). Fakat biz insan Ruhuna, Bedenin imdiki varln ifade etme
sinden baka, zamanla tanmlanacak hibir sre vermiyoruz. Bu varlk
ise sre ile anlalr ve zamanla tanmlanabilir. Baka deyile (nerme 8,
blm II'nin nerme sonucu), biz asl ruha ancak bedenin sresi boyun
ca bir sre veriyoruz ve Tanrnn z dolaysyla ezeli bir zorunlulukla
tasarlanm olan ey (nceki nerme), bununla birlikte bir ey olduu
iin, Ruhun zne ait zorunlu olarak bir ey olacaktr.
Scolie
Sylediimiz gibi, bir nevi ezelilikle Bedenin zn ifade eden bu fikir,
Ruhun zne ait olan ve ezeli olan bir dnme tarzdr. Bununla birlikte
Bedenden nce onun var olduunu hatrlamamz imknszdr, nk Be
dende bu varln hibir izi bulunamaz ve ezelilik zamanla tanmlanamaz
ve zamanla hibir mnasebeti olamaz. Bununla birlikte, biz duyuyoruz ve
deneyle biliyoruz ki ezeli varlklarz, nk Ruh bu eyleri hafzada olanlar
kadar zihnin bir fiili ile de tasarlyor. eyleri grmesine ve gzlem yapmas
na yardm eden Ruhun gzleri, kendi balarna kantlamalardr. yle ise
her ne kadar Bedenden nce var olduumuzu hatrlamyorsak da, bununla
birlikte Bedenin zn bir nevi ezelilikle kuatmas bakmndan Ruhu
muz ezelidir ve Ruhun bu varl zamanla tanmlanamaz ve sre ile ak
lanamaz. yle ise Ruhun srp gittii sylenemez ve onun varl ancak,
Bedenin imdiki (actuel) varln kuatmas bakmndan gerekli bir zaman
ile tanmlanabilir ve onda yalnz bu lde eylerin varln zaman bak
mndan gerektirme ve onlar sre iinde tasarlama gc vardr.
nerme XXIV
Biz tekil eyleri ne kadar ok bilirsek, Tanry o kadar ok anlarz.
Kantlama
Bu sylediimiz birinci blm 25inci nerme sonucu ile apak gr
nyor.
nerme XXV
Ruhun yce abas, onun yce erdemi, eyleri nc bir bilgi tarz
ile bilmektir.

282 ETKA

Kantlama
nc bilgi tarz Tanrnn baz sfatlarnn upuygun fikrinden eylerin
znn upuygun bilgisine doru gider (nerme 40, blm IInin scoliesin
de bu cins bilginin tanmna bkz.); ve biz eyleri ne kadar bu tarzda bir
bilgi ile bilirsek (nceki nerme), Tanry o kadar ok biliriz; bundan
dolay (nerme 28, blm IV), Ruhun yce erdemi yani (blm IV, tanm
8), Ruhun gc veya tabiat ya da ayn anlama gelmek zere (nerme 7,
blm III), onun yce abas eyleri nc bilgi tarz ile bilmektir.
nerme XXVI
Ruh eyleri nc bilgi tarz ile bilmeye ne kadar ok yetkili ise
eyleri bu bilgi tarz ile bilmeyi o kadar arzu eder.
Kantlama
Bu apak grlyor. Gerekten, Ruhun eyleri bu bilgi tarz ile bilmeye
yetkili olduunu tasarladmz nispette, onu bu bilgi tarz ile bilmesinin
gerektirilmi olduunu tasarlarz ve bunun sonucu olarak (duygulanlarn
birinci tanm), Ruh da o kadar buna yetkili olur ve bunu o kadar arzu eder.
nerme XXVII
Bu nc bilgi tarzndan, Ruhun bu bakmdan edinebilecei en yk
sek memnunluk doar.
Kantlama
Ruhun yce erdemi Tanry bilmektir (nerme 28, blm IV), yani
eyleri nc bilgi tarz ile bilmektir (nerme 25); ve Ruh eyleri bu
nc bilgi tarz ile ne kadar bilirse bu erdem de o kadar byk olur
(nerme 24); yle ise her kim bu bilgi tarz ile eyleri bilirse en yksek
insani yetkinlie ykselir ve bunun sonucu olarak en yksek sevin ile
duygulanr (duygulanlarn ikinci tanm) ve bu, (nerme 43, blm II)
kendisi ve kendi erdemi hakkndaki fikirle birlikte bulunur ve bundan
dolay, (duygulanlarn 25inci tanm) bu bilgi cinsinden onun sahip
olabilecei en yksek memnunluk doar.
nerme XXVIII
eyleri nc bilgi tarz ile bilme abas veya arzusu ikinci bilgi tarzn
dan deil, birinci bilgi tarzndan doabilir.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 283

Kantlama
Bu nerme kendi kendisiyle apak grlyor. Gerekten bizim ak
ve seik olarak btn bildiimiz eyi, biz ya kendisi ile ya da kendisiyle
tasarlanm olan baka bir eyle biliyoruz; baka deyile bizde ak ve
seik olan fikirler, yani nc bilgi tarzna ait olan fikirler (nerme 40,
blm IInin 2inci scoliesi), birinci bilgi tarzna ait olan sakat ve bulank
fikirlerden gelemezler, fakat upuygun fikirlerden, yani (ayn scolie) ikin
ci ve nc bilgi tarzlarndan gelirler. Ve bundan dolay (duygulanlarn
birinci tanm) eyleri nc bilgi tarz ile bilmek arzusu birinciden doa
maz, fakat kinciden doar.
nerme XXIX
Ruh bir eit ezelilie sahip olarak btn bildiini, Bedenin hazr olan
(actuel) varln tasarlad iin deil, fakat bir eit ezelilikle bedenin
zn tasarlad iin bilir.
Kantlama
Ruh yalnz bedenin hazr olan varln tasarlamas bakmndan, za
manla gerektirilebilen sreyi tasarlar ve onda eyleri zamanla nispetine
gre tasarlama gc vardr (nerme 26, blm II ve yukardaki 21inci
nerme). Halbuki ezelilik sre ile aklanamaz (blm I, tanm 8 ve onun
aklamas). yle ise Ruhta, Bedeninin hazr olan varln tasarlamas
bakmndan, bir eit ezelilie sahip olarak eyleri bir eit ezelilikle tasarla
mak Akln tabiat gereindendir (nerme 44, blm II'nin 2nci scoliesi)
ve Bedenin zn bir eit ezelilikle tasarlamak Ruhun tabiat gereidir
(nerme 23); cisimleri tasarlamann bu iki tarz dnda Ruhun zne ait
baka bir ey olmad iin (nerme 13, blm II), bir eit ezelilikle
eyleri bu tasarlay gc yle ise Ruhun bir eit ezelilikle Bedenin znde
tasarlanmas bakmndan Ruha aittir.
Biz eyleri iki tarzda aktel olarak tasarlarz. Ya onlarla, gerekli bir
zaman ve bir yerle nispetine gre varl tasarlamamz bakmndan; ya da
onlar Tanrnn iinde ve Tanrsal Tabiatn zorunluuna gre tasarla
mamz bakmndan. Bu ikinci tarzda doru ya da gerek diye tasarlanan
eyleri, biz bir eit ezelilikle tasarlarz ve onlarn fikirleri Tanrnn ezeli
ve sonsuz zn ierir (nerme 45, blm IInin scoliesinde gstermi
olduumuz zere).

284 ETKA

nerme XXX
Ruhumuz bir eit ezelilie sahip eyler gibi kendi kendisini bildii ve
Bedeni bildii nispette, zorunlu olarak Tanrnn bilgisine sahiptir ve Tan
rda olduunu, Tanr ile kendisini bildiini bilir.
Kantlama
Ezelilik, zorunlu varl kuatmas bakmndan Tanrnn zdr (tanm
8, blm I). eyleri bir eit ezelilikle kavramak, yle ise kendi kendilerin
Tanrnn z ile gerek varlklar olarak kavramalar bakmndan eyleri
kavramak demektir, yani Tanrnn z dolaysyla onlar varl ierirler ve
bylece Ruhumuzda bir eit ezelilikle kendi kendisini kavramas ve eyleri
kavramas bakmndan, zorunlu olarak Tanr bilgisi vardr ve bilir, vb.
nerme XXXI
nc bilgi tarz, Ruhun kendisinin de ezeli olmas bakmndan,
ekilsel nedeni olmak zere Ruha baldr.
Kantlama
Ruh, ancak bir eit ezelilikle Bedenin zn kavramasndan baka,
bir eit ezelilikle hibir eyi kavramaz (nerme 29), yani (nerme 21 ve
23) ezeli olmas bakmndan eyleri kavrar; ve bylece (nceki nerme),
ezeli olmas bakmndan, onda Tanr bilgisi vardr; ve bu bilgi zorunlu
olarak upuygundur (nerme 46, blm II). Bundan dolay Ruh, ezeli ol
mas bakmndan verilmi olmas varsaylan bu bilgiden doan her eyi
bilmeye yetkilidir (nerme 40, blm II). Yani eyleri nc bilgi tarz
ile bilmeye yetkilidir (nerme 40, blm IInin 2nci scoliesindeki tanma
bkz.). Ruh bylece (tanm I, blm III), ezeli olmas bakmndan upuygun,
yani ekilsel nedendir.
Scolie
Herkes bu bilgi tarznda ne kadar ykselecek olursa, kendisini ve Tan
ry o kadar ok bilir, onlarn uuruna o kadar sahip olur, yani o kadar
daha yetkin olur, o kadar stn mutlulua ular ki, bunlar daha ak
olarak aadaki nermelerde grlecektir. Fakat u noktay belirtmek
gerekir ki, her ne kadar imdiden Ruhun eyleri bir eit ezelilikle kavra
mas bakmndan ezeli olduundan emin isek de, gstermek istediimiz

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 285

eyi daha kolay aklamak ve daha iyi retmek iin, biz ruhu imdiye
kadar yaptmz gibi, sanki o var olmaya ve eyleri bir eit ezelilikle
kavramaya balyormu gibi gz nne alacaz. Bu bizim hibir tehlikeye
dmeden yapabileceimiz bir eydir, yeter ki aka alglanm ncller
den baka hibir ey sonulamamak ihtiyatlln elden brakmayalm.
nerme XXXII
nc bilgi cinsi ile btn bildiklerimizden haz duyarz ve bu haz,
nedeni olan Tanr fikri ile birlikte bulunur.
Kantlama
Bu bilgi tarzndan elde edebileceimiz en byk Ruh memnunluu,
yani en yksek sevin (duygulanlarn 25inci tanm) doar ve bu neden
olarak kendi kendisinin fikri ile birlikte bulunur (nerme 27) ve bunun
sonucu olarak da Tanr fikri ile birlikte bulunur (nerme 30).
nerme Sonucu
nc bilgi cinsinden zorunlu olarak Tanrya kar zihinsel sevgi
doar. nk bu nc bilgi cinsinden (nceki nerme) neden olarak
Tanr fikri ile birlikte bulunan bir sevin (duygulanlarn 6nc tanm)
yani onu hazrm gibi hayal etmemiz bakmndan deil (nerme 29) fakat
Tanrnn ezeli olduunu kavramamz bakmndan Tanr sevgisi doar.
nerme XXXIII
Bu nc bilgi cinsinden doan Tanrya kar zihinsel sevgi ezelidir.
Kantlama
nc bilgi cinsi (nerme 31 ve aksiyom 3, blm I) ezelidir; bundan
dolay (ayn aksiyom blm I) ondan doan sevginin kendisi de ezelidir.
Scolie
Her ne kadar bu Tanr sevgisinin balangc yoksa da (nceki nerme)
bununla birlikte, farazi olarak nceki nermenin nerme sonucunda var
saydmz zere, sanki domu imi gibi, onda sevginin btn yetkinlik
leri vardr ve bizim ruha katldn varsaydmz bu yetkinliklere ezeli
olarak sahip olmasndan ve bunun ezeli nedeni olmak zere Tanr fikri

286 ETKA

ile birlikte bulunmasndan baka fark yoktur. Eer sevin daha byk bir
yetkinlik derecesine ykselmeden ibaret ise, yce mutluluun, phe yok,
ruhun asl yetkinlie sahip olmasndan ileri gelmesi gerekir.
nerme XXXIV
Ruh ancak Bedenin sresi boyunca edilgiler olan duygulanlara boyun
eer.
Kantlama
Bir hayal gc, ruhun bir eyi hazrm gibi grd bir fikirdir (blm
II, nerme 17nin scoliesinde onun tanmna bkz.), bu hayal gc bununla
birlikte d eyin tabiatndan ziyade insan bedeninin imdiki halini belir
tir (blm II, nerme 16nn 2nci nerme sonucu). Bir duygulan yle
ise, Bedenin imdiki halini belirtmesi bakmndan bir hayal gcdr (duy
gulanlarn genel tanm) ve bylece (nerme 21) Ruh ancak Bedenin
sresi boyunca edilgiler olan duygulanlara baldr, ya da boyun eer.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki zihinsel (zihni) Sevgiden baka hibir sevgi
ezeli deildir.
Scolie
nsanlarn ortak sansna bakacak olursak, onlarn hakikatte ruhlarnn
ezelilii uuruna sahip olduklarn, fakat onu sre ile kartrdklarn ve
lmden sonra devam ettiini sandklar hayal gcne veya hafzaya yor
duklarn grrz.
nerme XXXV
Tanr kendisini ancak sonsuz bir zihinsel Sevgi ile sever.
Kantlama
Tanr mutlak olarak sonsuzdur (tanm, blm I), yani (tanm 6, blm
II) Tanrnn tabiat sonsuz bir yetkinlik halinde geliir ve bu (nerme 3,
blm II) kendi kendisinin fikri ile yani (nerme 11, tanm 1, blm I)
kendi nedeninin fikri ile birliktedir; ve bu bizim nerme 32nin nerme
sonucunda zihinsel sevgi dolaysyla sylediimiz eydir.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 287

nerme XXXVI
Ruhun Tanrya kar zihinsel sevgisi, sonsuz olmas bakmndan deil,
fakat bir eit ezelilie sahip gibi grlen insan Ruhunun z ile aklanabil
mesi bakmndan Tanrnn kendisini sevdii sevgidir; yani ruhun Tanrya
kar sevgisi Tanrnn kendi kendisini sevdii sonsuz Sevginin bir ksmdr.
Kantlama
Ruhun bu sevgisi, Ruhun etkilerine balanmaldr (nerme 32nin
nerme sonucu ve nerme 3, blm III); yle ise ruhun kendisini neden
olarak Tanr fikri ile birlikte gz nne ald bir etkidir (nerme 32 ve
onun nerme sonucu) yani (nerme 35in nerme sonucu, nerme 11in
nerme sonucu, blm II) Tanrnn insan Ruhu ile aklanabilmesi ba
kmndan, kendisinin asl fikri ile birlikte gz nne ald bir etkidir ve
bylece (nceki nerme) Ruhun bu sevgisi, Tanrnn kendisini sevdii
sonsuz Sevginin bir ksmdr.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, Tanr kendisini sevmesi bakmndan insan
lar sever ve bunun sonucu olarak Tanrnn insanlara kar sevgisi ve ruhun
Tanrya kar zihinsel sevgisi bir ve ayn eydir.
Scolie
Selametimizin, yani yce mutluluumuzun veya hrriyetimizin neden
ibaret olduunu bununla aka biliyoruz; Tanrya kar sabit ve ezeli bir
sevgide veya insanlara kar Tanrnn sevgisinde demek istiyorum. Bu
sevgiye veya bu yce mutlulua Kutsal Kitaplarda, hakl olarak an ve
eref (gloire) denmitir. Gerekten bu sevginin Tanrya ya da ruha nispet
edilmesine, doru olarak i memnunluu7 denebilir ve bu memnunluk
an ve ereften ayrlmaz (duygulanlarn 25 ve 30uncu tanmlar). Vakaa,
Tanrya nispet edilmesi bakmndan o (nerme 35), bu kelimeyi kullan
mamz caizse, kendi kendisinin fikri ile birlikte olan sevintir; ve bu Ruha
nispet edilmesi bakmndandr (nerme 27). Bundan baka, ruhumuzun
z yalnz, ilke ve temeli Tanr olan bilgiden ibaret olduu iin (nerme
15, blm I, nerme 47, blm IInin scoliesi), biz bu suretle ruhumuzun
7) tatmini, i doyum da denebilir.

288 ETKA

nasl ve hangi artlarda z bakmndan ve varolu bakmndan tanrsal


tabiattan ktn ve srekli olarak Tanrya bal bulunduunu aka
kavryoruz. Burada tekil eylere ait sezgili8 adn verdiim bilginin veya
nc tarzdaki bilginin ne derecede deerli olduunun ve bunun ikinci
bilgi tarz olduunu sylediim ortak kavramlaryla bilgi tarzna ne kadar
stn bulunduunu bir rnekle gsterme zahmetine deer zannediyorum
(nerme 40, blm IInin scoliesi). Birinci blmde her ne kadar her
eyin ve bunun sonucu olarak insan ruhunun z bakmndan ve varolu
bakmndan, bir kantlama ile Tanrya bal olduunu gsterdi isem de,
btn korunmu bulunuyorsa da, bununla birlikte ruhumun bu sonucu,
Tanrya bal dediimiz tekil herhangi bir eyin znden kardmz
tarzda duygulanm deildir.
nerme XXXVII
Tabiatta bu zihinsel Sevgiyle kart olan, yani onu kaldrabilecek hi
bir ey yoktur.
Kantlama
Bu zihinsel sevgi, Tanrnn tabiat ile ezeli bir hakikat halinde kendi
kendini gz nne almas bakmndan, ruhun tabiatndan zorunlu olarak
kar (nerme 33 ve 29). Eer bu sevgiye kart bir ey verilmi olsa, bu
bir ey doruya kart olacaktr; bunun sonucu olarak, bu sevgiyi kaldrabi
lecek ey, doru olann yanl olmasna sebep olacaktr; halbuki bu kendi
liinden bilindii gibi samadr. yle ise Tabiatta hibir ey verilmi de
ildir ki, vb.
Scolie
Drdnc blmn aksiyomu gerektirilmi bir zaman ve bir yerle nis
petine gre gz nne alnan tekil eylere aittir; ben dnyorum ki
kimsenin bu konuda phesi yoktur.

8)

Sezgili yerine sezili de denebilir; fakat sezgi kelimesi, sezmekten mphem fark etmek

anlamna da geldii iin, buradaki kesin ve dorudan doruya kavray ifade edememektedir.
Birok filozoflarda eitli anlamlarda anlalan intuition = Anschauun kelimesini kavray ek
linde de karlamak kabil deildir, nk bu son kelime concept, concepticm karl yerlemi
bulunmaktadr. Yukarda iaret ettiimiz sakncasna ramen, sezgi" kelimesini kullanmak zorun
dayz. Intuition'un kart discursiondur.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 289

nerme XXXVIII
Ruh z bilgiden ibarettir (nerme 11, blm II); yle ise ruh ne
kadar ok eyi, ikinci ve nc bilgi cinsi ile bilecek olursa, kendisinin
o kadar byk bir ksm kaybolmadan kalr (nerme 23 ve 29) ve bunun
sonucu olarak (nceki nerme) kendisinin byk bir ksm tabiatmza
kart olmayan duygulanlara tutulmu (nerme 30, blm IV) yani kt
deildir. yle ise Ruh ne kadar ok eyi ikinci ve nc bilgi cinsi ile
bilirse, kendi kendisinin salam kalan ksm o kadar byktr ve bunun
sonucu olarak o, duygulanlarn o kadar az etkisinde kalr.
Scolie
nerme 39, blm IVn scoliesinde dokunmu olduum ve beinci
blmde aklamay vaat etmi olduum noktay bu suretle biliyoruz;
demek istiyorum ki Ruhta ak ve seik bilgi ve bunun sonucu olarak
Tanr sevgisi ne kadar fazla ise, lm o kadar az zararldr. Bundan baka,
nc bilgi cinsinden (nerme 27) elde edilebilen en yksek memnunluk
doduu iin, buradan anlalyor ki, insan Ruhu gstermi olduumuz
gibi Bedenle birlikte kendiliinden mahvolacak ksm kalacak ksmna
gre nemsiz bir tabiatta olabilir (nerme 21). Fakat bu yukardaki ko
nuya daha geni olarak biraz sonra geleceiz.
nerme XXXIX
Her kimin pek ok sayda yetileri olan bir Bedeni varsa, onun ruhu
nun en yksek ksm ezelidir.
Kantlama
Her kim pek ok sayda eyleri yapma yetisinde olan bir Bedene sahip
se, o kimse kt olan (nerme 38, blm IV) yani tabiatmza aykr olan
duygulanlarn (nerme 30, blm IV) pek az hkm altnda kalr ve
bylece (nerme 10) onda zihin iin geerlii olan bir dzene gre Bede
nin duygulanlarn dzenlemek ve zincirlemek gc vardr ve bunun
sonucu olarak da btn Beden duygulanlar (nerme 14) Tanr fikrine
balanrlar; buradan da (nerme 15) Ruhun en byk ksmn kaplamas
ya da kurmas gereken (nerme 16) Tanrya kar sevgi ile duygulanm
olacaktr ve bunun sonucu olarak da onun (nerme 33) en byk ksm
ezeli olan bir Ruhu vardr.

290 ETKA

Scolie
nsan bedenlerinin ok byk sayda yetileri olduu iin, uras p
hesizdir ki, kendilerine ve Tanrya ait byk bir bilgiye sahip, en byk
ksm ya da balca ksm ezeli olan ve byle olduu iin artk lmden
korkmayan ruhlara bal olacak bir tabiatta olabilirler. Fakat bu ciheti
daha ak bilmek iin, burada bizim srekli bir deime iinde yaad
mza, iyiye veya ktye doru deitiimize gre bize mutlu ya da mutsuz
denildiini gz nne almamz gerekir. ocuklukta, ya da gen yata
kadavra haline geene mutsuz denir ve tersine, btn hayat boyunu sa
lam bir bedende salam bir ruhla geirebilen kimseye de mutlu denir. Ve
gerekten her kim, bir ocuk ya da delikanl olarak pek yksek bir dere
cede d nedenlere bal pek az sayda yetilere sahip ise, kendi bana gz
nne alnnca onda ne kendisinin ne Tanrnn ne de eylerin uuruna
sahip olmayan, bunlarn bilgisinden yoksun olan bir ruh vardr. yle ise
bu hayatta biz her eyden nce, ocukluk bedeninin, kendi tabiatnn
ona verdii pek ok sayda yetilere sahip ve en yksek dereceden kendi
sinin, Tanrnn ve eylerin uuruna ulam bir Ruhla ilgili baka bir Be
denle deimesi iin abalar yaparz ve bu o suretle olur ki onun hafzas
na ve hayal gcne ait olan her ey, nceki nermenin scoliesinde syle
mi olduum gibi, zihne gre hemen nemsiz olsun.
nerme XL
Her ey, ne kadar ok yetkinlii varsa, o derecede etkindir ve o kadar
az da edilgindir; buna karlk bir ey ne kadar etkin ise, o kadar yetkin
ve olgundur.
Kantlama
Bir ey ne kadar yetkin ise, onun o kadar ok gereklii vardr (tanm
6, blm II); ve bunun sonucu olarak (nerme 3, blm III, scoliesi ile
birlikte) o kadar ok etkin ve o kadar az edilgindir; kantlama buna karlk
olan dzende ayn tarzda yaplr. Bundan dolay, ona karlk olarak, bir
ey ne kadar yetkin ise o kadar ok etkindir.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, Ruhun kalacak ksm ne kadar kk veya
byk olursa olsun, tekinden daha yetkindir. nk Ruhun ezeli ksm

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 2 9 1

(nerme 23 ve 29), bizim etkin denmemize sebep biricik ksm olan Zihin
dir (nerme 3, blm III); tersine olarak, mahvolduunu gstermi oldu
umuz ksm, bizim edilgin dediimiz biricik ksm olan asl hayal gcdr
(nerme 3, blm III ve duygulanlarn genel tanm); ve bylece ister
kk ister byk olsun birincisi kinciden daha yetkindir.
Scolie
te Bedenin varl ile mnasebeti dnda gz nne alnmas bak
mndan, Ruh konusunda gstermeye kalkm olduum ey budur; bu sy
lediklerimizle ve ayn zamanda nerme 21, blm I ve daha bakalaryla
grlyor ki Ruhumuz bilmesi bakmndan, yle bir ezeli Dnme tarz
dr ki, baka bir ezeli dnme tarz ile, o da buna karlk baka bir dn
me tarz ile sona erer ve hepsi Tanrdaki ezeli ve sonsuz Zihni meydana
getirecek surette sonsuzca bu byle gider.
nerme XLI
Ruhumuzun ezeli olduunu bildiimiz zaman dahi, Ahlak ve Din, ve
mutlak olarak sylenince, drdnc blmde Ruh metinlii ve yksek
gnllle ait olarak gstermi olduumuz her ey, bizim iin eylerin
ilki, birincisi olmaktan geri kalmaz.
Kantlama
Erdemin ya da doru bir hayat gidiinin (conduite) ilk ve biricik ilkesi
(nerme 22nin nerme sonucu ve nerme 24, blm IV) bize faydal
olann aranmasdr. Halbuki, Akln faydal olarak emrettii eyi gerek
tirmek iin, yalnzca bu beinci blmde bilinen Ruhun ezeliliini hi
gz nne almadk. Her ne kadar biz bu srada ruhumuzun ezeli olduu
nu bilmiyorsak da, ruh metinlii ve yksek gnllle nispet edildiini
gsterdiimiz eyi bizim iin eylerin ilki, olarak kabul edeceiz.
Scolie
Halkn ortak
bundan ok farkl grnyor. ok kimse ger
ekten, ehvet duygularna boyun emelerine yol verildii derecede hr
olduklarn ve tanrsal kanunun emirlerine gre yaamay kabul ettikleri
kans9

9) Persuasion.

292 ETKA

nispette de haklarndan vazgemi olduklarn zannediyorlar. yle ise


Ahlak ve Din ve mutlak olarak sylenince Ruh kuvvetine ait olan her
eyin, kleliklerinin (yani ahlak ve dinin) dln (mkfatn) almak
iin lmden sonra zerlerinden alacaklar ykler olduunu zannediyor
lar ve i kklkleri ve gszlklerinin imkn verdii kadar Tanrsal
kanunun emirlerine gre yaamaya onlar gtren yalnz bu umut deil,
ayn zamanda ve balca lmden sonraki korkun ikencelerle cezaland
rlma korkusudur. Ve eer, insanda bu umut ve bu korku bulunmasayd,
tersine, ruhlarn bedenle birlikte mahvolduuna inansalard, bu umutla
r ve bu korkular olmayacakt ve ahlakn yk altnda ezilmi olan mut
suz insanlarn nlerinde hibir gelecek hayat olmayacak, kendi yaradl
larna ve bnyelerine dnecekler, her eyi ehvet arzularna gre ynelt
mek ve kendilerinden ziyade talihe boyun emek isteyeceklerdir. Bana
bunlardan daha az sama grnmeyen bir ey de bir kimsenin, bedenini
ezeli lemde iyi gdalarla besleyebileceine inanmad iin, zehirler ve
ldrc maddelerle vcudunu doldurmay tercih etmesi; ya da ruhun
ezeli veya lmez olduuna inanmadklar iin, bunak olmay ve aklsz
yaamay daha ok sevmeleridir; bunlar ortaya konmaya pek de demeyen
birtakm samalklardr.
nerme XLII
Erdemin dl (mkfat) yce mutluluk deildir, fakat asl erdemdir;
ve bu haz al (panouissement)10 bizim ehvet arzularmzn azaltlmas
suretiyle elde edilmi deildir. Fakat tersine, ehvet arzularmzn azaltl
masn mmkn klan bu haz altr.
Kantlama
Yce mutluluk Tanrya kar sevgiden ibarettir (nerme 36 ve scoliesi
ile birlikte) ve bu sevginin kendisi nc bilgi tarzndan doar (nerme
32nin nerme sonucu); bylece bu sevgi etkin olmas bakmndan Ruha
aittir ve bundan dolay (tanm 8, blm IV) o asl erdemdir. Bundan
baka, Ruh bu tanrsal sevgide ya da bu yce mutlulukta ne kadar haz
alrsa o kadar bilici olur (nerme 32), yani onun duygulanlar zerinde
gc o kadar byk olur ve o kt olan duygulanlarn o kadar az etkisin
10) Gelime diye de karladk.

ZHN GC VEYA NSANIN HRL ZERNE 293

de bulunur; yle ise bundan dolay ruhun tanrsal sevgi ya da yce mu


tluluktan haz ald ey de, onun ehvet arzularn azaltma gc vardr.
Ve madem ki insann duygulanlar azaltma gc yalnz zihinle mmkn
dr, hi kimse bu yce mutluluk gelimesini kendi ehvet arzularnn
azaltlmasyla elde edemez; tersine, onlar azaltma gc asl yce mutlu
luktan doar.
Scolie
Ruhun duygulanlar zerindeki gcne ve Ruh hrlne dair ispat
etmek istediim eyleri burada tamamladm. Bu sylediklerimle, bilge
kiinin ne kadar deeri olduu ve g bakmndan yalnz ehvet arzusu
na gre hareket eden bilgisizden ne kadar stn olduu grlyor. Bilgi
siz, birok bakmlardan d nedenler tarafndan srklenmesi yznden,
bir i memnunluunu hakkyla asla elde etmemi olmasndan baka, kendi
kendisi, Tanr ve eyler konusunda hemen tam bir uursuzluk iindedir
ve tesir almadan (edilgin olmadan) kar kmaz var olmadan da kar.
Her ne kadar oraya gtrdn gsterdiim yol son derecede etin gibi
grnyorsa da, yine de oraya gidilebilir. phesiz bu, ok nadir bulunmu
olan etin bir yol olmaldr. Eer selamet insann elinde bulunsa ve oraya
zahmetsizce ulalm olsayd, hemen herkes tarafndan ihmale nasl ura
yabilirdi? Fakat, gzel olan her ey nadir olduu kadar da gtr.
SON

Notlar

Birinci Blm
Tanmlar: Genel olarak tanmlar iin (Zihin hakknda Reform Kita
b: 50-55e baknz: cilt I)
Tanm II. - Kendi cinsinde, Mutlak olarakn kartdr. Bunu biraz
aada nerme 6 ve nerme 16 kantlamas, nerme 28in scoliesinin
aklamas gsteriyor. Her cins zihne aittir, fakat onun yapt ayrlar
ak olarak kavrand zaman, objenin hakiki tabiat ile uyumaktadr.
Tanm III ve IV. - Cevher ve sfatn tanmlar olan bu iki tanm,
9uncu mektubun bir pasajnn gsterdii gibi Ethiquein ilk yazlnda
ona bal idi. Asl metin yle idi: Cevher deyince kendi bana var olan
ve kendi bana kavranan eyi, yani kavram baka bir eyin kavramn
kuatmayan eyi anlyorum. Sfat (yklem) deyince az ok unu anlyo
rum ki, ona zihne gre filn seik tabiat cevhere ykleyen ey denmek
tedir (Respectu intellectus, substantiae aertam talem naturam tribuensis).
Cevher ve sfat (yklem) mutlak sonsuzluunda, kendi bana gz nne
alndnda veya daima esiz olsa da birok tarzlarda onu alglayan zihnin
alglay tarzna gre iki isim tayan tek ve ayn eydir (mektup 56). Seik
olarak alglanan sfat da (yklem) ayn derecede gerektir ve bir ksm ile
(ksmen) olduu gibi cevherin zn meydana getirir. (Blm II, ner
me 7nin nerme sonucundan sonra gelen scolienin balangc). Bu soru
nun dourduu tartma zerine zel olarak Kuno Fischerin Geschichte

296 ETKA

der neueren Philosophiesine ve Victor Delbosun Le Problme morale dans


la Philosophie de Spinoza, adl eserine (s. 31) bakn.
Tanm VI. - Tanr iin sonsuz sfatlara (yklemlere) sahip olmak
konusunda bkz.: Court Trait, I. ch. II ve buna ait aklayc not.
Tanm VII. - Opera kelimesini bir eser meydana getirmek diye evi
riyorum, fakat ilemek diye evirmiyorum (agir). Spinoza hr bir eyin
kendi kendini gerektirdii etki (action) ile baskl bir eyin dardan ge
rektirildii ilemi (opration) ayryor. Her ilemde baka bir ilemle bir
iliki vardr (ratio), ya da o artldr: Bkz. nerme 28.
Tanm VIII. Ezelilik, mutlak olarak kavranan varolutur, o varolu
belirsiz bir sreklilii olan srenin kartdr. (Ethique, II, tanm 5) ve o
ancak kendi kendisiyle var olan eylere yklenebilir; yle ise ezelilikle
zaman arasnda ortak hibir cihet yoktur; zaman da sreyi bir dnme
tarzndan, ya da daha dorusu hayal etme tarzndan ibarettir (ki bu da
srenin bir say ile gsterilebilen seik paralardan ibaret gibi tasarlan
mas ile kaimdir). Ezelilik konusunda Penses Mtaphysiquesin blm I,
fasl V ve blm II, fasl Iine bakn. Aklanm kelimesi hakknda ayn
eserin blm I fasl Ideki ona ait olan aklayc nota bakn (Not: cilt 5,
s. 558). Spinozaya vergi olan terimler szlnde kendi bana bir ve
sonsuz olan bir eyin aklanmas, onun dnce iin bir yklemler ok
luu ya da aralarnda ilikiler kurulabilen varlk tarzlardr. Bu anlamda,
kelimenin allm anlamndan ok farkl olarak denebilir ki, Tanrnn
z Tanrnn sfatlar (yklemleri) ile aklanr. (Blm I, nerme 20nin
kantlamas, blm II, nerme 7nin scoliesi). Nitekim, Tanrnn tavr
lar ya da olu tarzlar (varlk tarzlar) ile, diyelim, insan ruhu ile aklan
d da sylenebilir. (Blm II, nerme 2nin nerme sonucu).
Aksiyom IV. - Bu aksiyomu iyice anlamak iin onu Zihin Reformu
Hakknda Kitapta sylenenle karlatrnz: hakiki bilim nedenden eser
lere doru doar. (13); ortak olarak, gerek denilen ve deneyle verildik
lerine inanlan eyler asla bilinmi deillerdir; onlarn varl nedenlerin
den sonulanm olmadklar mddete yalnz mmkn diye tasarlanmtr
(34) Buna karlk olan aklayc nota bakn.
Aksiyom VI. - Bu aksiyomun anlalmas iin, Zihin Reformu adl
kitaba bakn: 41 ve aklayc notla birlikte. Doru fikir zihnin (esprit)
mutlak olarak tekil ettii (ayn: 64) ya da bir bakasndan usulne gre
sonulad bir fikirdir, onun zorunlu olarak bir objesi vardr ve onunla

NOTLAR 297

tastamam uyuur: o olmadan hibir bilgi mmkn deildir; dorunun


objesi, doru olduu iin gerektir.
nerme Iden XVe kadar. -Gerek varlklarn btnn iine almak
zere tek ve sonsuz Tanrnn varoluunun ispat edildii Ethujuein bu ilk
paras, Court Traite'nin ilk fasl ve bu eserin Ek blm ile karlatrl
maldr; grlecektir ki zel olarak Spinozann Ethiquede kantlad
nermelerden birou Ek de aksiyom eklinde bildirilmitir.
nerme I. - Bu nermede ve ondan sonra gelenlerde Substantia ke
limesini ben bir Cevher diye eviriyorum. Spinoza geri, cevherin yani
soyut olmadan kendi bana kavranan varln zeliklerini, tek bir cev
herin var olduunu kantlamadan nce ortaya koyuyor. (Yalnz nerme
10un scoliesinin sonunda ilk defa olarak cevherin birlii kavram meyda
na kyor ki, bu nerme 14n birinci nerme sonucunun konusudur.
Belirsizlik iaretinin (article) kullanlmas suretiyle Spinozann cevher
ile genel olarak Varlk arasnda grd fark daha iyi iaret ediyorum.
nerme VIII, scolie II. - Bu scolie fark edilecek derecede nerme
7ye balanyor; Freudenthal, Studiende bu fikirlerini ifade ediyor (Zeitschrift fr Philosophie, Bd. 108, s. 251). Gebhardt bununla birlikte daha
nce Etikann ilk yazlnda (yani Glazemakerin Hollanda diline yapt
eviriye esas olarak yazlta) bu scolie, kendisine Opera Posthumada ve
rilen ve onu nerme 15in scoliesinde zikreden Spinozann nerme 8in
ikinci scoliesi dedii yeri igal ediyordu. lk sekiz nerme zaten bir btn
tekil ediyor: bu, cevher iin verilen tanmdan dorudan doruya kan
sonularn bir aklamasdr (Exposition). Sonra nermelerin arkasndan
sanki bir kesinti (coupure) geliyor. Spinoza, probleme henz girmemi
olan kimselerin anlayaca bir ekle koymak zere, fikirlerin sert bir zincir
lenmesine zarar verecek olan aklamalar yapyor ve bunlar nerme 7den
sonraya koyuyor. Spinozann kendisinin bu konuda verdii erh iin
31inci mektuba bakn.
nerme XI ve scoliesi. - a) Spinoza, gerekten, Tanrnn varlnn
drt kantlamasn veriyor; 1. - Tanrnn znn gz nne alnmasna
dayanan birinci kant ki, orada onun var olmaynn imknszl sonu
cu karlyor.
2.- Eer bir ey var deilse, bu onu imknsz klan bir i ya da d
nedenin bulunmasndandr eklindeki ilkeye dayanan ikinci bir kant (ka
ntlama II); gerekten bu kant hibir ey iml etmeyen zihin iindir.

298 ETKA

Zorunlu ile imknsz arasnda orta terim yoktur. (Zihin Reformu Kitab
na bkz. 34).
3. - Eer sonsuz varlk var deilse sonlu bir eyin varoluunun imkn
szlna dayanan a posteriori nc kant (kantlama III) ; eer bir ey
varsa, kendi kendisine zorunlu olarak bir varlk vardr; eer bu varlk var
deil idi ise, hibir ey onu var olduramaz. O zaman hatta mmknler
bile yoktur; duyusal tecrbe, hayal gc de var olmayacaktr.
4. - a) Birincinin olumlu ekle konulmasndan ibaret olan ve btn
bakalarnn cevherini iine alan drdnc kant (kantlama IV): Tan
rnn z zorunlu olarak varl kuatr.
Tanrnn varl hakknda Spinozann kantlar Preuves Spinozistes
ad ile Lagneaunun yazsna baknz (Revue de Mtaphysique et de Morale,
1896, s. 402). Ayrca ayn dergide M. Andlerin, Brunschvicg ve V. Del
bosun Spinozaya dair eserleri dolaysyla yazd makaleye baknz.
b) Sayfa 44, satr 4te ad quas plura pertiners concipiunt" cmle parasn
sahip olma bakmndan daha zengin olarak tasarlasnlar eklinde e
virdim. Saisset daha serbest olarak tabiat daha karmak olan eyler
diye evirmitir. Bir eye sahip olmak, ondan anladm anlamda, olum
lanabilen her eyi iine alr.
nerme XV, scolie. - a) Bu scolie genel anlamna gre, nerme
14e nispet edilir. (Freudenthal, zikredilen eser). Fakat Gebhardtn hakl
olarak gsterdii gibi, onun yerini deitirmesini hakl gsteren bir sebep
yoktur. Ve Gebhardt burada, sona doru nerme 15in bildirisine dair
dorudan doruya bir iaret buluyor.
b) Spinoza sonsuz, nicelik, sre, say (l), zaman hakkndaki dn
cesini btn bu noktalara dair balca metin olan 12nci mektupta akla
maktadr.
c) Sayfa 56, satr 16da boluun var olmay konusunda Spinozaya
yle syletiyorum: Yukarda baka bir yerde bu hususta anlatk. La
tince metin de qou alias her ne kadar hibir zaman iaretini iine al
myorsa da, ben fiili gemie koydum, nk yazar bence burada Des
cartes Felsefesinin lkeleri adl eserini kastetmektedir (Blm II, ner
me 3).
d) Uzamn blmleri arasnda yalnz bir tavr fark (modal fark) var
dr, fakat gerek fark yoktur (s. 55, sat. 7-8). Bu esasl nokta zerinde
Court Traitye bkz. (Fasl I, II, 19) ve onunla ilgili aklayc not.

NOTLAR 299

nerme XVIdan XVIIIe kadar. - Tanrsal nedenlii incelemedii


iin Etikann bu blmn Court Trait'nin ikinci diyalogu ile karlat
rnz. (Fasl III ve IV. blm I).
nerme XVI, nerme sonucu II. - Bir varlk kendi tabiatna ya da
zne gre meydana getirdii eyin kendi bana nedenidir; zel karla
trmalarla meydana getirdii eyin ilinekli (accidentel) olarak nedenidir
(Court Trait, fasl III, aklayc not ile birlikte) Heereboord, Meletemata
philosophica, s. 273.
nerme sonucu III. - Tanr mutlak olarak ilk nedendir, yani kendi
cinsinde ilk neden deildir (tanm 2ye ait nota bakn).
nerme XVII, nerme sonucu 1 ve 2, scolie. - a) Tanrnn mutlak
hrl mutlak bir reticiliktir (productivit) ; O gerektirilmezliktir. nk
O kendi kendini gerektirmenin sonsuz gcdr. Bunu Friedrichsin u
Dissertation unda araynz: Der Substanzbegriff Spinozas (Greifswald, 1896).
Bu nokta hakknda orada dikkate deer gelimeler bulacaksnz. Ayrca
Wenzelin u eserine de bakn: Die Weltanschauung Spinozas (Leipzig, 1907).
b) Sayfa 18, satr 59: Ne zihin ne irade Tanrnn tabiatna ait deil
dir. Bu kelimelere, insanlar sz konusu olduu zaman, verilen anlamda,
ne zihin ne irade diyoruz. Bir insan iki ya da birok hareket tarzn kavrar
ve onlardan birini seer ya da setiini zanneder. Onlarn gz nne
alnndaki yklem ne olursa olsun, tavrlar tanrsal varln ayn dere
cede ve iten zorunlu btn gerektirmeleridir. Tanr eyleri kavrad
(tasarlad) iin meydana getirmez ve meydana getirdii iin tasarlamaz;
meydana getirmek ve tasarlamak onda bir ve ayn eydir.
c) Sayfa 59, satr 32: lgisiz (indiffrent) bir Tanr. nerme 33n ikinci
scoliesinde ilgisiz Tanr hakkndaki bu Descartes kavrama Spinoza
tekrar dnecek ve onun iyilik amac ile etki yapan (tesir eden) bir Tanr
kavramna gre kendi grnden daha az farkl olduunu gsterecektir
(subratione boni). Spinozann hkmne gre, gayeciler Tanrnn hrriye
tini tamamen ykmaktadrlar; Descartes onu kavray tarznda tastamam
sonularna sadk olmayacak durumdadr (inconsquent). Her semede,
seenin kendisinde eksik olan bir eyi istemesi bakmndan, daima bir
eksiklii gerektirdii iin, Tanr semez. Tasarlanabilir ki, ilham saatlerin
de, gerekten yaratc olan bir sanat hibir gaye peinde deildir ve
semez. Fakat hr olarak, yani kendisindeki meydana getirme zorunluluu
sayesinde meydana getirir.

300 ETKA

d)
Sayfa 61, satr 32 ve 33: Tanrsal ve insani zihin, Gkyz iareti
olan Kpekle, havlayan hayvandan ibaret kpek gibi birbirlerine benzer
ler. (Penses Mtaphysiques, II ch. XI.)
nerme XII. - in aquales partes kelimeleri - ki kantlamann sonun
dan bir nceki satrnda bulunmaktadr. - ilk bakta insan artyor. Bu
eit paralara bl neden? M. Dantzenberg eviride aquales kelimesinin
kaldrlmasn teklif ediyor. Gebhardta gre Spinozann akl yrtmesi
byle olacaktr: Eer cevher blnebilseydi, eit paralara blnmeli idi.
Halbuki bu eit paralara bln tasarlanamaz; yle ise hibir blm
mmkn deildir.
nerme XVIII. - kin neden kavram iin Heereboordun zikredilen
yazsna bakn.
nerme XlXdan XXIXa kadar. - Etikann bu parasnda, nce
yklemlerinden her biri gz nne alnan Tanrnn ezelilii ilkesi konul
mutur; ondan sonra bu ilkeden kan tavrlara ait sonulamalar aklan
mtr.
nerme XXI, XXII, XXIII. - a) Tanrnn ya da Tanr yklemlerinin
ezeliliinde ilk sonu baz tavrlarn varlnn belirsiz surette srekliliidir.
(Yani bunlar sonsuz zihin yahut hareket ve skn gibi, yklemlerinden
birinde gz nne alnan Tanrnn Tabiatndan dorudan doruya kan
tavrlardr). Her ne kadar Spinoza bu nermenin bildiriliinde ve nitekim
kantlamann sonuna doru ezeli kelimesini kullanyorsa da, bana yle
geliyor ki sonsuz tavrlar ezelidirler deil de daima mevcutturlar, demek
daha doru olur. Varln ezelilii asl yalnz cevhere ve sfatlara (yklem
lere) aittir ki orada z ve varolu (zat ve vcut) birbirine karr. Sonsuz
tavrlarn z varl kuatmaz (nerme 24) ; ve bu varolu (varlk) bunun
sonucu olarak cevherin varoluu ile ayn derecede ezeli deildir; onun ba
langc ve sonu yoktur. Grlecektir ki, nerme 22 ve 23n bildiriliinde
ezeli kelimesi artk yer almyor (Bkz. Penses Mtaphysiques, II, ch. I).
b) Eer yukarda sylenenler doru ise, hafif bir uygunsuzlukla, ou
kere ezeli denen sonsuz tavrlar iin bkz. Lettres, 64, 66 ve 74: Court
Trait, I, ch. IV. Birincisinde Spinoza rnek olarak Tanr tarafndan do
rudan doruya meydana getirilen sonsuz tavrlar veriyor. (Bu sonsuz zihin
Tanrda var olan ve onda hepsi doru, yani ak ve seik olan fikirlerin
btndr). Etika II, nerme 32, ikinci rnek: Uzamda, hareket ve skn;
vastal olarak meydana gelen sonsuz tavrlara rnek olarak, sonsuz tarzda

NOTLAR 301

deiiklie urasa da, daima ayn kalan btn evren yzn veriyor. Bun
dan sonra okuyucuyu blm II, nerme 14ten nce gelen Lemma 7nin
scoliesine gnderiyor. Victor Delbosla birlikte (Le spinozisme, Paris 1916,
s. 60 ve 61) dnce alannda bu btnsel evrenin yzne karlk olan
vastal sonsuz tavrnn blm V, nerme 40n scoliesine gre ezeli tavr
lar diye tasarlanm ruhlarn btn (mecmuu) olduu kabul edilebilir.
74nc mektupta Tanrsal bilgelikten sz ederken (yani sonsuz zihin
den sz ederken) Spinoza Court Traitde olduu gibi, Tanr ile insan
arasnda bulanklk yaptklar iin eletirdii Hristiyanlar bu bulankla
dren Tanrnn ezeli olu terimini kullanyor. Tanrnn bu ezeli olu,
kendisinde yalnzca baka insanlardan fazla tanrsal bilgelik grnmekte
olan Isa (Jsus-Christ) deildir.

nerme XXIV ve nerme sonucu. Bu nerme sonucu bir derece


ye kadar Court Trait blm I, fasl IVteki Tanrnn Providencena kar
lktr. Spinoza bir eyin sresinin ya da varlnn srekliliinin nedeni
zorunlu olarak Tanr olduunu syledii zaman bu eyin kendisinde hibir
srp gitme kuvveti olmadn sylemek istemiyor; tersine, onun z,
blm 3, nerme 7de grld gibi, kendi varlnda devam etmek
(persverer) iin bir aba olduunu sylemek istiyor. Fakat: 1. Bir eyin
z, herhangi bir tarzda duygulanm olmas bakmndan, asl Tanrdr;
2. Sonlu bir eyin z, ancak greli ya da bal bir varl gerektirir; nk
btn sonlu eyler birbirlerine baldrlar. Buradan u sonu kar ki, o
hi deilse, snrl bir anlamda srededir, bir balangc ve bir sonu vardr.
Etikann blm II, nerme 10unun nerme sonucunun scoliesinde,
Spinoza St. Thomas gibi (Summa Theologicum, I. 104) olua dair nedenle
(causa secundum fieri) varla gre nedeni (causa secundum esse) ayryor;
Tanr, varoluun etker nedeni olmas bakmndan olua gre nedendir;
her eyin znn nedeni olmas bakmndan varla gre nedendir.
nerme XXV ve nerme sonucu. - nceki notun nerme 24ten
sonra gelen aklama ve bu nermeden ve onun sonucundan zlerin eze
lilii ve onlarn ezeli dncedeki balantlar karlabilir. Spinoza, beinci
blmde ruhun ebedilii teorisini ve nc bilgi tarzn kuraca ilkeyi
burada ortaya koyuyor: Etika, V, nerme 22den 32ye kadar.
nerme XXVIdan XXIXa kadar. - a) Bu nermeler, baz tavrla
rn varln nce mmkn olarak tasarlanan ve zihni baz zlerin fikirle
rini tekil etmeye aran duyusal tasar zerine dayanm tikel eylerin

302 ETKA

bilimine temel grevi gryorlar (Mektup 10). Vakaa zorunlu olan eyin,
birbirlerini sonsuza kadar gerektiren eylerin zincirlenmesinde bariz yeri
vardr. Buradan karlamaz ki biz her eyi bilebilelim (Mektup 32; bura
da Spinoza okuyucuyu 30uncu mektuba gnderiyor) ya da var olduunu
sandmz her ey gerekten var olsun. Buradan karlamaz ki, bizde ve
bizim dmzda meydana gelir gibi grnen ve bizim haklarnda ancak
bulank ve sakat bir fikrimiz olan her eyin ezelden beri Tanr tarafndan
istenmi olarak gz nne alnmas gereksin; bu bizim kendimizde yok
etmeye altmz bilgisizlii Tanrya yormak (Tanrda grmek) olacaktr.
Spinozann aklcl (rationalisme) verilmi diye kabul edilen her gerein
ezeli bir hakikat olduuna inanmaya hazr baz bilginlerin rationalisme'i
deildir. O asla tembellie ve tevekkle eilimi olan bir fatalisme deildir.
O etkin bir ahlaki reform doktrinidir. O fiili ile hkmiyi (gerekte olanla
gte olan) zde klmaz; hayat srnc bir duruma koyan ve insan
insan iin katlanlmaz klan edilgileri (passion) hakl karmaz, merulatr
maz.
Fakat aklamay ararken onlar ortadan kaldrmaya alr ki, bu bs
btn farkl bir eydir: yanl olarak iyi olduuna inandnz ey iin
isterseniz lnz, ben doru iin yaamak isterim! te Spinozann yurtta
larna hitap ettii dil aa yukar bu idi. (Mektup 30).
b) Bana birok yorumlayclar, bir ikinlik felsefesinin ilkesine gre
Tanr ile sonlu tikel eyler arasnda ne gibi bir iliki olduunu yanl
anlamlar gibi geliyor; bir ksmna gre Spinoza bu tikel eyleri Tanrnn
sonsuz ve ezeli tabiatndan sonulamak iddiasnda idi; Spinozacln objesi
asla bu deildi; sonlu eyler, nerme 28in aka gsterdii gibi, birbirle
rinden sonulanrlar; bu anlamda ve yalnz bu anlamda onlar Tanr tara
fndan meydana getirilmilerdir. Baka yorumlayclar, diyelim Martineau
(A Study of Spinoza, London, 1895, s. 209) sonlu bir eyin baka bir eyi
meydana getirirken ona nasl sonu gelemeyecek olan ezeli bir z sala
dn (can secure it) soruyorlar; soru bence yanl konulmutur: 1. Eer
sonlu bir ey srede baka bir eyi meydana getirirse (bir babann olunu
meydana getirdii gibi) bu kincinin z birinciye bal deildir, (nerme
17nin scoliesi s. 65) ; 2. Hakikatte kavranan sonlu bir eyin varl (varolu
u) -z gibi sonsuzu iine alr, nk btn bakalarna baldr (her
ne kadar nasl olduunu bilmiyorsak da) ve bundan dolay bu ey Tanr
nn bir tavr ya da bir duygulandr (Deus quatenus).

NOTLAR 303

nerme XXVIII, scolie. - a) Bu scolienin banda metin birok


yorumlayc tarafndan bozulmu gibi grlmt. Land, kendi basksn
da metni yle okuyan Boehmerin ileri srd dzeltmeyi bsbtn
deersiz diye reddediyor: et mediantibus his primis quadam quae". Leopold
et deilse de quadam kabul ediyor. W. Meijer de metinde bir bo
luun olduuna inanyor ve Hollanda diline birinci eviri ile bunu d
zeltmeye alyor. Ben mediatibus kelimesinden nce et alia kelimele
rini koyan Gebhardtn retisini benimsiyorum. Bu dzeltme cmleyi
daha ak bir hale koyuyor, onun anlamn deitirmiyordu: hi olmazsa
her zaman anlalm olduu gibi, o Tanr tarafndan meydana getirilen
iki trl ey olduunu belirtiyor, bir ksm vastasz, (birinci cinsin sonsuz
tavrlar) tekiler vastal (dzenli btn sanki ezelilie sahip gibi tasar
lanmalar bakmndan ikinci cins ya da tarzda sonsuz tavrlar tekil eden
tikel tavrlar).
b) S. 83, satr 11, 12. - Fakat kendi cinsinde deil kelimeleri yakn
neden kelimelerine nispet edilir. Tanr mutlak olarak, yani dorudan
doruya meydana getirdii eylerin zihin tarafndan artsz, vastasz yakn
nedenidir, ya da varl ancak cevherin varln sfatlaryla (yklemleriyle)
iine alan bir eydir. (Tanm 2ye ait not) O tasarlayabilmek iin zihnin
cevherden ayrd bir eyin varln zorunlu klan eylerin kendi cin
sinde yakn nedenidir (ondan diyelim ki, sonsuz bir tavr ayrd gibi).
Spinozann burada kulland kelimelere Skolastiklerin verdii anlamn
daha iyi aydnlanmas iin Heereboorda baknz (Meletemata, s. 298 et
sq). Btn bir pasajn anlalmas iin gstermek gerekir ki Tanr var olan
her eyin nedeni olunca, o asl uzak neden olamaz, yani ondan sonlu ve
tikel hibir ey bir ya da birka orta ile ayrlm olamaz. Fakat tikel eyler
birbirlerini artlandrr ya da gerektirirler ve bu anlamda Tanr onlarn
yakn nedeni deildir. Onlarn hepsi birbirlerinden sonulanmalar bak
mndan Tanr ile nedenlenmilerdir. (Bunun iin XXVIdan XXIXa ka
darki nermelere ait not bye bkz.)
nerme XXIX ve scoliesi. - nermeyi Court Traite'nin (I, fasl VI,
3) ve aklayc not ile (cilt I, s. 527, tipografik bir hatadan dolay fasln
numaras konmamtr) Court Traitenin scoliesi ile (I, fasl VIII ve IX)
karlatrnz. Yaratc tabiat (Natura naturata) ve Yaratlm tabiat (Natura
naturans)n ayrlmas iin zel olarak u esere baknz: Siebeck, Archiv fr
Geschichte der Philosophie, III, s. 370 ve 19). Yazar burada bu ayr yeniden

304 ETKA

Efltunculara kadar karyor ve onun XIIInc yzylda Spinozann


ifade ettii ekli aldn sylyor.

nerme XXXdan XXXVe kadar. - Bu parada kendi balarna ele


alnan zihin ve iradeye yani bilmek ve tasarlamak (kavramak), fikirleri
tekil etmek etkisinde olumlamak ve koymak etkisine ait hakikatler gste
rilmitir. Spinoza ikinci blmde, iradenin insanda zihinle ayn olduunu
kantlyor (nerme 49un nerme sonucu).
Tanrda bu dorudan doruya, zn varolula ayn olmasndan kyor.
Her fikir ezelilikte kendini ve kendi objesini zorunlu olarak ortaya koyar;
hibir ey g halinde deildir. Bu da asla srenin deime, sonsuz bir
ilerleme olmasna engel olmaz. (Spinoza 12nci mektubunda progressus
naturae tabirini kullanyor). Spinozada voluntas kelimesinin anlam konu
sunda bir tartma olmutur. Baz pasajlarda o irade deyince olumlama
etkisini anlyordu (Descartes gibi); baka pasajlarda pasif olan arzuyu
anlyordu. Bu noktaya yeniden dnme frsatn bulacam; burada gster
mek yeter ki, btn olarak ele alnan Tanrda ya da Tabiatta byle bir
soru konamaz; zira Tanrda onun etkinlii ya da verimlilii ile karmayan
hibir pasif hal, hibir arzu tasarlanamaz (yukardaki nerme XVIIye ait
nota, onun nerme sonucuna ve ondan gelen scolieye bakn.)
nerme XXXII, nerme sonucu. - Daha nce ex libertate voluntatis
kelimelerini iradesinin hrriyeti diye evirmitim, si" possessif inin ye
rine nin zamirini koyuyorum ki, bana Latince metne daha uygun ve
Spinozann dncesine daha elverili geliyor, zira burada sz konusu
olan yalnz Tanrnn hrriyeti deil, ayn zamanda tikel varlklarn ve
diyelim insann iradesidir.

nerme XXXIII ve scolie. - Bu nermeyi Court Traitenin I. fasl


IV. scolie I ve ayn kitabn I. fasl VI. ve nerme 29un scolie 2si, nerme
17nin nerme sonucu 2sinden sonra gelen scolie ve ona ait olan akla
yc not ile karlatrnz.
Ek. - Spinoza Tanry tasarlay tarzn hakl karmay, bu konuda
bakalarnn yaptklar yanllar aklamak suretiyle tamamlyor. Onun
Tanrs edilgisizdir (passion), nk eksiksizdir; hrdr ve hibir gaye
peinde gitmez; insandan hibir ey beklemez, hibir kurban istemez;
kendi kanununa itaat etmeyi bize emir eden bir senyr deildir. O, baka
bedenleri duymak, onlardan duygulanmak bakmndan bedenin yetisini
artrarak, onlarn nedenleriyle mmkn olduu kadar ok ey bilerek,

NOTLAR 305

gc yettii kadar ok kendi kendisi olarak diye anlalr. nnde titremi


diini ve eserlerinden hayrete dldn istemeyen bu Tanrda, sta
dm Victor Brochardn yaknda yaymlad bir makalede yapm olduu
gibi, ok slah edilmi bir Yehovay yle byle gryorum. (Revue de
Mtaphysique et de Morale, Mars 1908).
Sayfa 101, satr 27de complxion ile bu pasajda ve ondan sonrakinde
Latince ingenium karln veriyorum; yalnz bu Latince kelime baka bir
eyi diyelim, talent kelimesinin de kullandm anlam belirttii zaman
bu deiiyor. Complxion kelimesini La Bruyrein u satrlar yazd zaman
anlad anlamda alyorum: Bir complxion sertlii (yani ferde has tabii
bir yanl) vardr, bir de ayrca hal ve art olan yapl vardr.
Sayfa 105, satr 19: htiyacn gayesi bir ihtiyac, ya da bir arzuyu tat
min iin peinden koulan bir gayedir. Bu anlamda denebilir ki sann
strabnn (Passion de Jsus-Christ) gayesi gnahlnn tekrar satn alnma
sdr; bir zmseme gayesi, diyelim bir kopyann orijinaline benzemesi
dir; nitekim Tanr, Spinozann sz ettii ilahiyatlar ve metafizikilere
gre, eyleri onlara ihtiyac olduu iin deil, ksmen kendine benzemi
olmalar iin yaratm olacaktr. Bu noktada zel olarak Heereboordun
Meletemata'sna s. 672 baknz.
Sayfa 1 1 1 , satr, 14-15 u kelimelerle balyor: nsanlarn mbalaac
l Tanrnn ahenkten holandna inanacak dereceye varmtr. Spino
za phesiz burada Fisagorcu bir kkten gelen krelerin mzii teorisini
iaret ediyor. Bu konuda Th. Reinachn u yazsna baknz: Revue des
Etudes Grecques, III, s. 432, sq. Kaydetmek zahmetine deer ki von Baer
gibi gayeci (finaliste) bir bilgin henz yarm yzyl gememi olan bir konu
masnda bu gr iyi karlamaktadr (Bak: bu yazar tarafndan Reden
und Kleinere Aufsatze, I, Ptersbourg, 1864.)

306 ETKA

kinci Blm
Tanm II. - Bu tanm Court Trait ile karlatrnz (II, nsz, 5) ve
ona ait olan aklayc nota baknz (cilt I, s. 521).
Tanm III ve IV. - Bu esasl tanmlarn en iyi erhi Spinozann kendisi
tarafndan Zihin Reformu adl eserinde verilmitir. Bunun iin balca,
paragraf 41de zihin zeliklerine, paragraf 62 ile ondan sonrakilere ona ait
aklayc notlara baknz. (Cilt I, s. 540).
Tanm V. - Ezelilie kar olmas bakmndan sre iin, blm I,
tanm 8e ait nota baknz. Bu tanmn Spinoza tarafndan verilmi akla
masndan apak u sonu kar ki, llebilir bir zaman ile ifade edilmesi
bakmndan bir eyin sresi bu kelimeye verdii anlamda, bilinebilir de
ildir. Descartes felsefesinin ilkeleri adl kitabna (blm II, tanm 4)
verilen tanma gre (eer varsa) snrlar insan zihni ile meydana karla
mayan ey, belirsizdir (indfinie). (Etika II, nerme 30 ve 31).
Tanm VI. - Spinoza felsefesinde esasl nemli olan bu tanm 4nc
blmn nsz ile ve Court Trait ile (I, fasl VI, 8 ve fasl X, 2, 3)
karlatrnz, bunlara ait olan notlara da baknz. (Cilt I, s. 518 ve 519).
Aksiyom II. - Hollanda dilinde ilk eviri bu aksiyomun bildiriliini
u kelimelerle tamamlyor: baka deyile, dndmz biliyoruz.
Bu aksiyomu nceki ile karlatrnca Spinozann Descartesdaki cogito
ergo sumdan saklad ve reddettii ey grlyor; ezeli hakikat olarak
cogitoyu kabul ediyor ve ergo sum u reddediyor; dnce her birimizde
kendi varoluunun olumlanmasn ezeli olarak kuatr; fakat hibir zel
ve dnen varln varoluu bununla konulmu olmaz. Descartes Felse
fesinin llkelerinin nszn yazan Louis Meyerin bu nszn sonlarna
doru syledii ey budur. (Cilt I, s. 300).
Aksiyom III. - Spinozann bu aksiyomu konusunda M. Brunschvicgin
yapt gzlem ilgi ile okunacaktr: Quelques prjugs contre la philosophie
(Revue de Mtaphysique et de Morale, 1894, s. 401).
Aksiyom V. - Tekil eylerin yaratlm tabiata ait olan sonlu eyler
olduunu gstermek lzumsuz olmayacaktr (tanm 7). (Nature natureye
tam olarak yaratlm tabiat demek yerinde deildir. Eskiden bunun iin
Tabiat Fatra ve Tabiat Mefture deniyordu. Fakat bunlarn Trke
ile karlatrlmalar gl yznden, yaratlm kelimesini, mphem
olsa da, kullandk. - eviren).

NOTLAR 307

nerme Iden IXa kadar. - Spinoza bu dokuz nermede, tabiatta


var olan tekil eylere, seim olmadan, tatbik edilen btn hakikatleri
kuruyor; onlar cevherin duygulanlardr. Halbuki dnce ve uzam Tan
rnn sonsuz yklemleri (sfatlar) arasndadrlar (nerme 1 ve 2) ve bu
yklemlerden her biri kendisinde geree ait manzaralardan birinde idrak
edilmi asl cevher olduu iin, var olan her tikel ey ayn zamanda hem
FIKIR (dncenin gerektirilmesi) hem de CSMdir (uzamn gerekti
rilmesi); bundan baka onun ne olduunu bilmiyoruz, nk Tanrnn
baka yklemleri bizim iin bilinmiyor (mehuldr) ; fakat biz ancak eyleri
znde gz nne almakla, cisimlerin birbiriyle mnasebetlerinin aklla
kavranabilir olduunu biliyoruz; ve varolularnda gz nne almakla
(uzamda hem hayal edilir, hem tasarlanr, hem hayal edilmesi bakmndan
llr olmakla) uzamn her gerektirilmesine dncenin imdiki ve
aktel bir gerektirilmesinin karlk olduunu biliyoruz (nerme 7 ve 8)
ve buna ada psikoloji dilinde bir duyum, bir uur olgusu deniyor.
Bu imdiki gerektirme sonsuzca baka gerektirmeleri iine alr. Buradan
u sonu kar ki olgu aklla kavranamaz ve olgularn art arda geliinin
nispetleri (rapports) (ki Spinoza buna Tabiatn ortak dzeni diyor) asla
dorudan doruya bilim objesi deildir; olgular birbirlerinden sonula
namazlar; biz anlamakszn onlara tabi oluruz (subir) ve tecrbe makine
gibi bir ngr (prudence) dourabilir, fakat bilgiye gtremez. Bununla
birlikte, idncenin (rflexion) fark ettirdii bir eit hakikat vardr ve
bunun sonucu olarak kurtulmay isteyen insana ak bir yol da vardr:
1.
- (uur) olgusunun meydana gelmesi uzam tavrlarnn gz nne
alnmasyla aklanamaz, o hakikatte hi de upuygun olmayan, yani ok
eksik olan bir Fikirdir. Spinoza, Leibnizin, Momdologiesinde (17) syle
dii eyin, algnn mekanik sebeplerle aklanamaz olduunu iaret
ediyor; glge - uur, ya da pi-phnomne denen modern teoriyi asla kabul
etmiyor. Dncenin art arda gerektirmeleri birbirlerine ve yalnz birbir
lerine baldrlar. (nerme 5 ve 6, nerme 7nin scoliesi); bir parann
tamamlanmas bizim iin imknsz olduu gibi olgu da aklla kavrana
maz. Fakat dnen tabiat btnl ile gz nne alnca, onda ayn
zamanda hem olu hem kendinin tam muhafazas vardr; bu anlamda,
her biri ncekileri kuatan art arda dncelerin kendiliinden ilerleme
si ile, tabiatn sonsuzca meydana getirdiini ve onun byle temellenmi
olduunu sylemek dorudur (nerme 32 ve 36). Bilge kiinin iinde

308 ETKA

bulunmas mmkn olan bir gr asndan olgu, bir hakikatin ok eksik


ifadesi olarak grnr ve bize kendisini kabul ettirdii zorunluluk bylece
kendi zorlayc karakterini kaybeder (Bkz. 4nc blmn son satrlar).
2.
- Olgunun kleliinden kurtulmak iin bize bir baka yol daha a
lyor: aksiyom 4e gre bizim eitli tarzda duygulanm olduunu hissetti
imiz cismin varl kurulunca (ispat edilince) (nerme 13) onu tasarlamak
ve olgular sanki aklla kavranr klacak bir tarzda uzamn baka tavrlaryla
ilikisini (relation) kavramak iin dnce yetimizi kullanabileceiz; ve bu
tarzda konan ve postulat haline getirilen ilkelerin deney ile uyumas on
larn hakikatinin bir iareti olacaktr; bir bilim, tam tabiriyle deney ze
rine dayanmyorsa, onu yardmc olarak kullanr ve bundan kan byk
bir sonu olmak zere, bu bilimin eksik ve paral kalmas mmkndr.
Tecrbe iin Zihin Reformu kitabndan baka (58 ve 59) Descartes
Felsefesi lkelerine (Blm II, nerme 6, scolie), 10uncu mektuba, en
sonra asl Etikaya baknz (Blm II, nerme 17nin nerme sonucundan
sonra gelen scolie).

nerme I. scolie. - Bu scolieyi Court Trait ile karlatrnz (II,


fasl XIX).

nerme IV. - Court Trakenin Ek blm II, 4 ile karlatrnz.


nerme VII ve VIII ve nerme sonucu. - Etikann metnini Court
Traitnin metni ile karlatrnca (Blm II, nsz, fasl XX, 4, not ve
Ek blm ile birlikte), Spinozann eylerle fikirlerin mnasebetlerine
dair arad sarih kuraln grlecei meydandadr. nerme 8 btn ese
rin en nemli nermesi gibi grlebilir. nk yazarn baars iin bun
dan daha esasl bir ey yoktur: bir yandan ezeli varlk, te yandan art
arda hazr olan lahzal (momentan) varlk (daha yukarda lden 9a kadar
nermelerin btnne ait nota baknz).
nerme IX. - Glazemaker Hollanda diline evirisine dayanarak
Gebhardtn kantlamasnn beinci satrnda alio ve cogitandi kelimeleri
nin arasnda trnak iinde definito kelimesini koyuyor ve definito cogitandi
modo kelimelerini altnc satrda alio ve affecto kelimelerinin arasna ko
yuyor. Bu katmanlar phesiz ifade diline daha ok sarihlik veriyor, fakat
bana gre zorunlu deildir. nk Spinozann dncesi bu yerde aldan
maya mahal vermez.

nerme Xdan XIIIe kadar. - Bu nermeler insann tabiatnn ak


lanmasn iine alr ve bedenin varln hkmen (en droit) kurarlar.

NOTLAR 309

nerme X. - Bu nermenin bildiriliinde ve kantlanmasnda gnitif


kelimelerini belirsiz bir zamirle bir insan diye evirmeye kalklabilir:
bylece burada soyut olarak tasarlanan genel insann sz konusu olma
d, diyelim ki hayal gcnde olduu gibi (nerme 40n scoliesi), daha
iyi anlalacaktr. Ve bu eviri Spinozann retisi olan nominalisme ile
daha iyi uyuacaktr. Bununla birlikte, nermenin scoliesi pek iyi gsteri
yor ki, Spinoza burada (Blm I, nerme 8in scoliesinde yapt ve ondan
sonrakilerde yapaca gibi) btn insanlarda ortak bir tabiat olduunu
kabul ediyor (Blm IV, bu kavram olmadan anlalmayacaktr). Onun
nominalismeinden sonularna sadk olmadn m karmak lazm gelir?
Bu soru olduka skcdr ve itiraf etmelidir ki, Spinoza, bir insann deil,
insann tabiat ya da znden ne anladn yeteri kadar bildirememitir.
Sanrm onu matematik zlerle analoji suretiyle tasarlyordu (Bunu birinci
blmn Ekinde sylyor). Geometri bilgininin daire ya da elipsten sz
etmeye hakk vardr; bu figrler iin tekil ettii ak kavram geometrici
olmayann sahip olduu ve hayal gc yardmyla daireler ve elipslerle
tasarlanan bulank genel fikirden ok farkldr. Nitekim insan hakknda
ak bir fikri olabilir, insan ruhu bilgi ile tanmlanr (Intelligentia: blm
IVn sonuna bkz.). Btn insanlarda ortak kavramlar (notions) vardr:
Tanr fikri btn ruhlarda ayn yeri tutmasa bile, yine onlar da ortaktr;
insan ruhu yle ise bir bilgidir (yalnz fikir ya da uur deildir). Bu bilgi
imdiki varl bakmndan zorunlu olarak ferdi olan bir bedenin varlna
baldr; fakat btn insan bedenlerinin ya da ak bilgiye sahip tm var
lklarn ortak olarak nicesel gerektirmeye elverili karakterleri olduu
tasavvur edilir; paralarn says, onlarda bulunan hareket ve sknun
orants, diyelim baz limitler arasnda anlalmas gerektii iin! yle ise
insandan sz etmek ve btn insani varlklarn aka baland baz
artlar tasarlamak caizdir. Baz pasajlarda ve diyelim blm III, nerme
57nin scoliesinde grlecektir ki, Spinoza canllara ait blmlerin ve
daha genel olarak gruplarn kendilerine vergi tabiatlar olduunu kabul
eder gibi grnyor; halbuki yukarda iaret ettiim gibi bir teori, matema
tik bakmndan balanlan limit artlarn varln ortaya koymak suretiyle,
bir tre (espce) iyice tanmlanm bir anlay vermeye elverilidir ve
baka bir teorinin bunu bulabileceini zannetmiyorum.
nerme XII. - Bu nerme uur olgusunun zorunluluunu kurar; her
ne kadar nerme 13n kantlanmasnda nerme 12ye hibir iarette

310 ETKA

bulunmuyorsa da; bu son nerme sonrakilerin tamamen anlalmas iin


daha az zorunlu deildir.
nerme XIII. - W. Meijerin yapt gibi corpus kelimesi bildirisinde
bir cisim diye evrilirse, yazarn dncesi ilk bakta daha ak gr
necektir ve corps nnde belirsiz zamirin kullanlmas da cmlenin idque
actu existens blmnn evrilmesini daha kolaylatracaktr. Ben bununla
birlikte, belirli zamiri tercih ettim. nk Spinoza, Aksiyom 4te, bizim
hissettiimizi, eitli tarzlarda duygulanm olduumuzu olumlarken, bana
le corpsu gz nnde bulundurur gibi geliyor. Kantlamann yry
bence yledir:
1. Aksiyom 4: Bir cisim fikrini iine alan duyumlar duyuyoruz.
Bizim olan belirli bir cismin (bedenin) varoluu tarafmzdan hissedilmi
ya da hayal edilmitir.
2. - nerme 11: nsan ruhu, imdi hazr bir varl olan tekil bir eyin
dncesidir.
3. - nerme 13: Aktel var olup dncesi ruhumuz olan tekil ey,
phesiz duyduumuz ve hayal ettiimiz bedendir. Bedenin varl, bede
nin tasavvurunu bir olgu olarak tekil eden bir ruhun varlndan karlr
(sonulanr). Kantlama deerlidir, yeter ki her tasarlay veya alg sanki
(herhangi surette) kurulmu (temellendirilmi) gibi grlebilsin; halbuki
bu nerme 5 ve 6dan kan eydir; herhangi bir hakikati ifade etmeyen
hatta bulank bir fikir bile yoktur. Yani bulank fikirler bile bir hakikati
ifade eder. Bizim iin en yksek dereceden aklla kavranamaz bir olgu
karakteri olan alg, Tanrda tamamlanr ve ak bir fikir olur, (nerme
32) Bundan baka grlecektir ki, uur olgusunun zorunluluu nerme
12de ispat edilmitir.

nerme XIIIn ardndan gelen aksiyomlar, lemmalar, tanmlar


ve postulatlar. - Spinozann fizik ve fizyolojisi bu az saydaki nermele
rin iindedir. Hi deilse filozofun zorunlu olduuna hkmettii fizik ve
fizyolojinin bu blm bu nermelerde bulunmaktadr. Onlar tabiatyla
Descartesin bu konudaki nermeleriyle karlatrlacaktr; bunun iin
zel olarak, Spinozann kendisinin Descartes Mekaniin ilkeleri hak
knda Descartesa dair kitabnda verdii aklamalara baknz; aklayc
notlar (cilt I, s. 552 ve sonras) bavurulacak baz eserleri zikrediyor.
Etikann bu blmnde bulunan temelli kavram fert kavramdr.
nsann bedeni, tabiatta var olan her varln bedeni veya cismi gibi, ferdi

NOTLAR 31 1

bir varolua, Spinozann nicelik bakmndan tanmlamay arad kendine


vergi bir ekle ve ze sahiptir. Bu canl cisim veya beden (nerme 13n
scoliesi) bir makine deildir; Spinoza mekanisttir, fakat Descartestan
baka trl bir mekanisttir ve onun mcanismei bir nevi animisme'i red
detmez. (Bunun iin nerme 35e ait nota bakn). Tekil varln asl z
olan, kendini korumak iin yaplan aba (Etika III, nerme 7), hibir
gl olmad iin deil, kelimenin di anlam ile orada g halinde
bir eyin gelimesi olduu iin, o ayn zamanda hem blnemez surette
fikirler dourucudur, hem de asl bedenin dourucusudur. (Blm V,
nerme 39un scoliesine bkz.). Fakat, bir yandan bir fikir ortaya kt
zaman, onun sonular da oradan kar. Dnen varlk kendi etkin ta
biat ile Tanr gibi kendiliinden fikirler dourucu tabiat ile vardr (blm
I, nerme 17ye ait nota bkz.) ; onun kendiliindenlii, otomatizmi (Spino
zann bu kelimeye Zihin Reformunda verdii anlamda, 46) yalnz iin
de bulunduu balln basks altndadr; onu sonsuzca aan kendi bana
aklla kavranamaz bir hakikatin paralarndan ibaret olduklar iin, fikir
leri yalnz hakiki metodu gtmeye elverili olduu zaman, birbirlerini
dourmakszn birbiri ardndan gelirler. (nerme 40m 2nci scoliesinde
ordine ad intellectum denildii gibi) ; asla srf pasif olmasa bile, o ok eksik
olarak dnd eyin nedenidir (duyuyor, hayal ediyor), te yandan
ve birinci duruma paralel olarak, onun bedeni korumak iin abas her
an dardan beden zerine yaplan ve bazen ona elverili bazen onun
aksine olan etkilerle hesap edilmelidir. Yalnz ksmen onun z ile akla
nabilen bedenin deimeleri ve olu tarzlar serisi buradan ileri gelir. Bede
nin hali her an canlnn asl nedensellii ile (yani onun devam etme a
bas ile) d nedenler arasnda meydana gelen bir nevi atmadan doar.
Spinozada adeta ontognsee (ferd olu kanununa) ait baz modem teori
lerin nceden duyulmas hali grlyor. (Bunun iin Lon Brunschvicgin
Spinoza et ses contemporains" adl nc makalesindeki dikkate deer
gzlemlere baknz: Revue de Mtaphysique et de Morale, Septembre, 1906).
nerme XlVten XlXa kadar. - Bu nermelerde daha nce konul
mu ilkelerin sonular karlmtr: uur olgusunun tabiat veya bugnk
kullana daha uygun bir dil ile sylemek istersek, duyusal tasavvurun
tabiat da aklanmtr (imaginari tasarlama kavramn belirtir; d alg
contemplatio da denen bir imaginatiodur) ; en sonra belleme gcnn (haf
zann) tabiat, daha dorusu, fikirler armnn tabiat da aklanmtr.

312 ETKA

Nihayet bizim bedeni ancak duyarak ya da hayal ederek yani bulank bir
tarzda idrak edebileceimiz de gsterilmi veya ispat edilmitir.
nerme XVII, scolie. - S. 171 de verilmi hayal ve hayal gc tanm
lar aka ruhun tabiliini, kleliini gsterirler ve ispat ederler. ok
geni lde d nedenlerle, tabiatn ortak dzeni ile gerektirilmi olan
bedenin imdiki halini ifade eden duyumlar duymak veya tasavvurlar
tekil etmeden kendimizi alkoyamayz; pasif olmamaklk edemeyiz. Bu
nunla birlikte bu, etkin bir hayal gcnn tasarlanmas m demektir?
Scolienin son satrlarnda Spinoza aka aksini sylyor ve beinci
blmde beden duygulanlarnn ve bundan dolay, ruhta teekkl eden
duyusal tasarlaylarn bir dereceye kadar egzersizle Akla tabi olabilece
ini gsteriyor. Pieter Ballinge gnderdii 17nci mektup bu konuda ok
deerli bir not veriyor: Bir baka kimseyi seven ve bu kimseyle zihni
dolu olan birisi, sanki bu baka kimsenin zn benimser ve bedeni de
bu yzden deiiklie urar; kendi bedenimizin fikri ile meru bir evlatlk
mnasebeti kuran bir fikir -bunun iin Spinoza olunu dnen bir baba
misalini alyor ruhumuzun gc ve onun beden sresi boyunca kk,
bu srede olan tasarlanlar meydana getirme yetisini gstermek sure
tiyle bizde cisimleir, bylece hr ve rattionnel olan, ya da hi deilse
byle olmaya meyleden sanat yarad, z bakmndan bilgiden ibaret sa
natnn kiiliinin ifadesi bu suretle mmkn bir hale gelmitir. Spino
za, hakikatte, bu etkin hayal gc teorisini tam gelitirmemitir ve beinci
blmde, yalnz ahlak dzenine ait dncelerle kanmaktadr; hatta zihin
le mnasebeti bakmndan gz nne alnan hafza teorisini gelitirmiyor;
bunlardan her ikisi de birka kelime ile tahmin edilmi, sezilmi, iaret
edilmi, fakat izah edilmemitir; bunun iin onlar zerine okuyucunun
dikkatini ekmek gerektiine inanyorum. Chronicon Spinozanumun
IVnc cildine burada iaret etmeye kalktm Spinozadaki hayal gc
teorisi hakknda ksa bir not yaymladm.
nerme XVIII, scolie. - Hafza hakknda zel olarak zihin reformu
hakkndaki kitabna baknz, 44 ve aklayc not: cilt I, s. 541.
nerme XXden XLVIIye kadar. - Etikann btn bu blm bil
giyi, ya da bilgiye yetkili olmas bakmndan ruhu inceliyor. Burada biz
basit uurdan i dnceli (teemmll) uura, fikrin fikrine ykseliyoruz;
duyduumuzu ve hayal ettiimizi biliyoruz. Bylece kendimiz hakknda
fikir tekil ediyoruz. Ben fikri zorunlu olarak upuygun deildir; Spinoza

NOTLAR 313

bundan sonra yanln yalnz yoksunluktan, bir alg eksikliinden ibaret


olduunu gsteriyor; ve yalnz yanln tabiatn aklamakla kalmyor,
ayn zamanda onun kanlmaz olduunu da ispat ediyor; kendi kendi
siyle asla tasarlanmayan ve art arda dnceleri birbirlerini dourmayan
bir varlkta zorunlu olarak upuygun olmayan fikirler vardr; ve bedenin
halini ifade etmeleri bakmndan tasarlaylarmz, doru bilgisi ile hi
deilse dorudan doruya deiiklie uratlm deildir; o suretle ki, g
nein bize olan uzaklnn ne olduunu bilmekle birlikte onu bizim ya
knmzda grmede ya da hayal etmede devam ediyoruz (nerme 35in
scoliesi). eyleri doru tabiatlarna uygun olarak grebilmek veya hayal
edebilmek iin, akla uygun bir dzeni kendimiz bedene verebilmemiz ve
kendimize bylece etkin bir hayal gc kazandrmamz gerekir.
Bunun iin nerme 17nin scoliesine ait nota bakn. -Bununla birlikte,
bilinebilen eyler vardr; ortak kavramlar vardr; daha yukardaki nerme
38e ait nota bakn. kinci ve nc bilgi tarzlar vardr; en sonra, insan
ruhunda Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakknda upuygun bir bilgi vardr;
yani, her kim iten dnrse ya da tekil ettii fikirlerin paral karakteri
ve onlarn aklla kavranamayl hakknda bilgi sahibi ise, orada btn
sel ve mutlak bir hakikatin veya kendi kendisini tam olarak tasarlayan
bir varln fikrini bulur.

nerme XXI ve scolie. - Bu scolieyi Zihin Reformu ile karlat


rn - 27.

nerme XXVIII, scolie. - W. Meijere gre bu scolie metne yanl


lkla sokulmu olan ve nerme 28 ve 29un iindekilere hibir ey katma
yacak bir kenar haiyesi olacaktr. Gebhardt gsterdi ki bu scoliede yal
nz bana gz nne alnan ruh fikrine ve fikirlere, beden duygulanlar
nn fikirlerine ait olumlu hkm aka yer almtr.
nerme XXXV. scolie. - Sayfa 199, satr 10: ruh (me) kelimesi
burada mens kelimesinin deil, baka yerdeki gibi anima kelimesinin kar
l olarak evrilmitir. Spinoza, ruh yanl olarak bedenin tabiatna ka
tlyor diye grld zaman anima terimini kullanr (Zihin Reformu, 38,
not 1, cilt I, s. 250); ou kere bir insann hatras iin bu ruh (anima)
kelimesini kulland olur, vb. (Descartes Felsefesinin lkeleri I tanm
6, aklama). Spinoza bu yerde Descartesin ikinci tirazlara Cevap
lardaki kendi metnini buraya naklediyor: Bu ruh ad mphemdir, zira
o ou kara cismani bir ey gibi anlalmtr. Etika - beinci blmn

314

ETKA

nsz: Ruha bir merkez veren Descartesin hipotezi, burada olduu gibi
tenkit edilmitir. Bununla birlikte, gstereceim ki, Spinoza, kendisinin
animismei dediim eyin meydana ktn gsteren hi deilse iki pa
sajda anima kelimesini, phesiz bu maksatla kullanyor. (Aksiyomlara,
lemmalara ait olup nerme 13ten sonra gelen notta). Bu iki pasaj un
lardr: 1. Etikada III, nerme 57nin scoliesi: 2. nce zikredilen 17nci
mektupta.

nerme XXXVIII, nerme sonucu. - Ortak kavramlar rasyonel


bilginin ratiocinium- kelimesinin modern anlam ile bilimsel bilginin esas
ilkeleridir, yani esas bakmndan matematik ve mekaniin ilkeleridir.
nerme XL; scolie I. - a) Skolastik terimler cetvelinde ilk kavram
lar eylere aittir, ikinci kavramlar eylerle mnasebetleri dnda gz nne
alnan ilk kavramlara aittir. Bylece cins fikri bir ikinci kavramdr; cins
ler ise birinci kavramlardr. (Zabarella, De Natura Logicae, ch. III.)
b) Sayfa. 197, satr 15: Spinozann okuyucuyu gnderdii zel kitap
bilindii gibi tamamlanamam olan Zihin Reformuna Dair Kitaptan
baka bir ey olamaz.
c) Akn (trascendantal) terimler iin Penses Mtaphysiquese bakn,
I, ch. VI. Transcendant ya da Transcendantal denilen kavramlarn Skolas
tikler tarafndan en tam sayl Saint Thomasdadr: Quaestiones disputate
de veritate I, I. Fakat burada transcendantal terimi kullanlmamtr. Bun
lar en genel terimlerdir.
d) Grlecektir ki, evrensel kavramlara ait Spinozann teorisi ortak
bir terimin kullanlmasn bir objeler snfna kar beden tarafndan dei
mez bir surette alnan tavrla aklamaya varyor.
e) Sayfa 210, satr 26: homo animal risibile tanm, Lopolda gre ilk
defa olarak Martinus Capellada bulunuyor. (Kitap IV, s. 100) Aristo
yle demiti: De partibus animalium, III, 10, 673 8.
f) Sayfa 201, satr 35, 36: Biliniyor ki insan iki ayakl ve tysz bir
hayvan diye tanmlayan tanm Efltuna atfedilmitir: Efltun tanmla
r adl yazan bilinmeyen risale.
nerme XL, scolie II. - Spinozann felsefesinde temelli yeri olan
cins bilginin ayrlmas iin Court Traite'ye -II, fasl I, 2 ve aklayc not-,
Zihin Reformuna Dair Kitapa -10-16- baknz, Trendelenburg, Histo
rische Beitrge zur Philosophie adl eserinde Spinoza tarafndan kendi bilgi
teorisi iin verilmi eitli ifadeleri tafsilatl olarak inceliyor.

NOTLAR 315

nerme XLI. - Bu nermeye gre akl yrtme ile doan ikinci cins
bilgi yanlmaz olacaktr. lahiyat-Siyaset adl kitabnda - Tractatus Theo
logico-Politicus, fasl II, Spinoza bununla birlikte yanl ilkelere dayanarak
da doru akl yrtebileceimizi ve bunun sonucu olarak akl veya kelimeli
bilginin -discursive- bizi yanl yola gtrebileceini kabul ediyor. Bkz.
Zihin Reformu 15, cilt I, s. 232, not 2. Fakat bu son eserin bir pasajnn
gsterdii gibi -38- akl yrtrken fikrini sonuna kadar gtren kimse
er ge balangta yapt yanln farkna varmada gecikmez.

nerme XLIII, scolie. Bu metni Court Trait ile, (II, fasl XV) ve
Zihin Reformu ile (27) karlatrnz.
nerme XLIV, nerme sonucu II. - Bu tannm bildirisinde ve
ardndan gelen kantlamada sub quadam aeternitatis specie kelimeleri iin
genel olarak kabul edilen herhangi ekilde ya da bir ezelilik manzarasnda evirisinin kullanlabileceine kani olmadm. Species kelimesinin Spi
nozada iki anlam var: O bazen yanl grn belirtir diyelim, drdn
c blmde, fasl XVI byledir. Bazen de tr belirtir, cinsin kart olmak
zere (nc blmde, nerme 30 scolie veya nerme 56nn bildirilii.)
nerme 45in scoliesinde Spinoza bu kelimeyi aka ikinci anlamda
kullanyor. Sub specie aetemitatis, Spinozann beinci blmde kulland
(nerme 23n scoliesi) sub durationein kartdr. eylerin varl soyut
olarak, baz zleriyle her trl mnasebetleri dnda tasarlanabilir; byle
bir halde, onlarn baka eylerle mnasebetleri bakmndan srede gerekti
rilmi bir yerleri vardr. Onlar kendi balarna gz nne alnacak olurlarsa,
zleri ezellikte mutlak varl deilse de -nk bu yalnz Tanr iin doru
dur-, fakat varoluun snrl bir kuvvetini, istenen artlar temin edilince
varolularn srede salayan bir kuvveti gerektirir. Baka deyile, Tan
rnn z mutlak olarak var olmaktr, bunun iin de o ezelidir: zel veya
tikel bir eyin z bakalaryla ayn zamanda, ya da bakalarndan sonra
var olmaktr: bu ey bir z olduu zaman ne kadar ezeli ise, imdi de o
kadar zorunlu olarak ezelidir: yle ise onda bir ezelilik tr vardr.

nerme XLV, scolie. - Sreyi niceliin zel bir tarz gibi grmek, onu
zamanla tanmlamak ya da lmek, grlyor ki, onun iin ne biricik
gr tarzdr ne de doru gr tarzdr; bu onu hayal etmektir, yoksa
zihinle kavramak deildir (12nci mektup).
nerme XLVII, scolie. Bu scolie ile aka grlyor ki yanl daima
dnlmedii zaman dndn zannetmeden ileri geliyor; dnce

316 ETKA

kendi bana phesiz hep Spinoza felsefesinde hakikatin dourucusu


dur. (Zihin Reformu, 27 ve 47. Ayrca buna ait aklayc notlara bakn:
cilt I, s. 538, 540.)
nerme XLVIII ve XLIX. - a) Bu nermelerde -ikinci blmn
son iki nermesi- ispat edilmitir ki, insanda irade ile zihin ayndr (birinci
blmn son nermeleri). Balca nerme 33, scoliesi ile birlikte. Ruh
yetilerinin blnmeyiine dair, Descartes Felsefesinin ilkeleri nsz
ne ve Court Traiteye bakn: II, fasl XV. Ayn zamanda Pensees Metaphy
siquese bakn: II, fasl XII.
b) Sayfa 221, satr 23. Burada kaydetmek uygun olur ki, irade deyince
unu anlyorum kelimeleri yerine W. Meijerin dzeltmesi kabul edilecek
olursa, kaydetmek uygun olur ki, burada iradeden unu anlyorum keli
melerini koymak gerekiyordu. Geri baka pasajlarda voluntas ve volitio
kelimeleri nce Spinozann onlara burada verdii zel anlamda grnm
yor; diyelim ki, blm III, nerme 9un scoliesinde verdii anlamda. Ora
da voluntas kelimesi, yalnz ruha atfedildii zaman varlkta devam etme
abas veya eilimidir. Bu eilim ayn zamanda hem ruha hem bedene ait
olduu zaman, itah ya da arzu (cupiditas) olur. Ben kendi hesabma Spi
nozann voluntas kelimesinin anlamn deiiklie urattn zannetmiyo
rum: Dnce esas bakmndan etkindir, fikir ayn zamanda olumlanr,
konulur, bununla da tasarlanm ya da meydana gelmi olur; bu anlamda
ruhun z iradedir; fakat insan yalnz dnce deildir, o ayn zamanda
uzamdr. O yalnz fikirler ya da hkmler meydana getirmez, kendi z
dolaysyla birtakm hareketler de icra eder; bildiime gre, hibir yerde
Spinoza bedene ait olan ve bir hareketle meydana kan bir arzu sz
konusu olduu zaman irade kelimesini kullanmyor. Bir etkiden ibaret olan
ve yalnz bilmeye meyleden arzu iin, o iradedir. Fakat kelime burada
Spinozann bu pasajda kulland anlamda anlalmtr. O halde, pek iyi
grlyor ki baka bir yerde o volitionu bir arzu diye gz nne alabilir
(Etika, III, arzunun tanmndan sonra gelen aklama, s. 365). O ruhun
dnd iin tekil ettii bir arzudur ve bu arzu fikir olmak bakmn
dan fikirde bulunan olumlama ile karr. (Blm III, nerme 1- 13e ait
nota bakn.)

NOTLAR 3 1 7

nc Blm
Balk -blmn ad-: Affectus kelimesini duygulanla evirmede pek
tereddtsz deilim; edilgi ya da pasif hal eklinde her zaman yaplan
evirinin ar sakncalar vardr. Bir etki (actio) olan affection ile bir edil
gi olan affectionun ayrl grnte kalmaktan kyor. te yandan bi
liyorum ki, duygulan kelimesinin kullanlmas da eletirmeye elverilidir,
burada ona verilmesi gereken genel anlamda kullanlmadndan baka,
onu tabiatyla affectio karl kullanma zorunda da kalm bulunuyorum.
Yazarn kafasnda iki kavram olduu halde, onlar tek bir kelime ile kar
lamak daima tehlikelidir. M. Ribot ve Rauhnun kullandklar anlamda
alnan his (sentiment) kelimesinin u faydas vardr ki, o nce okuyucuya
Spinozann Etika blm IIIte tetkik ettii konuya dair daha sarih bir fikir
vermektedir: Th. Ribot, Psychologie des sentiments; F. Rauh, Mthode dans
la psychologie des sentiments. Fakat bu anlamda onun fazla modem olduu
na hkmettim, bundan baka yazarn afficere, affectio, affectus arasnda
kurduu mnasebeti daha kolay kavramay salamada fayda grdm. Yal
nz, duygulan (affection) kelimesinin kullanld iki veya pasajda bir
mphemlik doabilir. Bunun iin sentiment kelimesini kullanmadm. Eer
affect ya da affet kelimesi -Almancada affekt-, effet kelimesine benzer
bir kurulua sahip olarak szlkte bulunmu olsayd, birok tereddtle
rim kaldrlabilirdi. Bunu icat etmeye cesaret edemedim.
nerme Iden XlIIe kadar. Bu ilk on nerme u esasl duygu
lan, ya da edilginin tabiatn tantyor. Arzu, sevin, keder ki, bunlar sevin
ve kederin sevgi ve kine evrilmesini aklyorlar, iyice kavranacak en
nemli nokta arzunun (cupiditas) iradeyle (voluntas) bantsdr (rapport).
Esasl metin nerme 9un scoliesi banda bulunuyor. rade, kendi bana
tekil ve etkin bir dnce gibi gz nne alnan ruhun kendini korumaya
almasdr; baka deyile, bu, ruhun kendi varln ve bundan dolay,
onda bulunan btn fikirleri olumlamasdr, tasdikidir. kinci blmde
grld ki (nerme 49un nerme sonucu, nota bkz.), bu olumlama Spi
nozaya gre asl fikirler gr (conception) ile tam ayn idi: Voluntas idem
est ac intellectus. Bir arzu, bir ruh ve bir bedenden ibaret gibi grlen insann
zdr; irade yle ise, yalnzca fikirleri dourucu diye grlen arzudur.
nerme II, scolie. Btn bu scolie Descartesin dalizmine kar
yazlmtr. Burada Spinozann dalistler tarafndan ileri srlen kant

318 ETKA

reddedi tarz grlecektir. Bu dalistler, uurun tankl ile ruhun beden


zerine yapt dorudan doruya etkinin tarafllardr; Siz, diyor, baz
beden hareketlerinin ruhun dnceleriyle gerektirilmi olduunun tec
rbe ile bilindiini iddia ediyorsunuz; fakat tecrbe, ayn zamanda, beden
uyuduu srada ruhun dnmeye yetkisiz olduunu retmiyor mu?
tiraz iyice anlamak iin hatrlamak gerekir ki, Descarteslara gre
dnce ruhun zdr ve bunun sonucu olarak ruh daima dnr; Spi
noza Descarteslara: Sizin gr anzdan uurun tankl kabul edile
mez, nk sizin ruh tanmnzla ve ondan karlacak sonularla uyuma
maktadr, diyor. Spinozann gr ac olan modernist gr asndan
bu tanklk aklanabilir ve bunun sonucu olarak, bir dereceye kadar
kabul edilebilir; bedenin dnme yetisi ve bedenin eitli fonksiyon
larn yapabilme yetisi birbiriyle ballama (corrlation) halindedir (ner
me 11).
nerme VI. - Varlkta devam etmek iin aba konusunda: Blm I,
nerme 24e ait nota bkz.
nerme IX, scolie. - a. nerme 1 - 1 3 un hepsine birden ait olan nota
bakn. Blm V, nerme 5e ve onunla ilgili nota da bakn.
b. Burada bonum kelimesine verilen anlam iin Court Trait, I fasl X,
2,3 ile onun aklayc notuna baknz: Cilt I, s. 19; grnte birbirinden
farkl olup uydurmaya altm birok metinleri birbirleriyle karlatr
dm. imdiki pasaj, bilirsiniz ki, Ribot tarafndan Hisler psikolojisinde
hayranlkla zikredilmitir; bu, denebilir ki, yazarnn zihincilik (intellec
tualisme) dedii eye hcuma ayrd bu kitabn hkim fikridir ve fikrin
Spinozadan alnm olmas olduka gze arpmaktadr. unu iaret ede
lim ki eer her deer, ya da deerlendirme hkm bir arzu ve bir eilimin
ifadesi ise, Hamelin gibi syleyecek olursak, buradan asla duyusal haya
tn ilk nce geldii sonucu kmaz (Hamelin, Essai sur les Elements prin
cipaux de la Reprsentation, s. 433). Pasif haller olan arzular vardr. Byle
bir halde, eilim dediimiz eyin iyi olduunu sylememize yarayan hk
mn dncemizde upuygun nedeni yoktur; o hi deilse, ksmen bize
dardan, bir pasif halden yklenen bir gerektirmenin eseridir. Fakat etki,
aktif hal olan arzular da vardr ve olabilir; kendi bana ruh bilgiden baka
hibir eye eilim duymaz; ve kurtulmaya balad zaman, sresinden
bsbtn ayr, varoluunun hakiki ls olan bilgisini artrabilen eyin
yalnz iyi olduuna hkmeder (blm IV, nerme 26 ve 27).

NOTLAR 319

nerme XI. - a. Bu nermenin bildiriliinde ve ondan sonra da istik


rarl olarak, Latince coercere kelimesini azaltmak (rduire) diye eviriyo
rum; okuyuculardan bu kelimeyi sktrmak (comprimer), itmek (refouler)
anlamnda almalarn rica ediyorum; H. Taine kendi hafza teorisinde
azaltc (rducteur) kelimesini ayn anlamda kullanyor.
b. Grlecektir ki Spinoza haz (voluptas) kelimesini kullanmyor; pek
ok durumlarda bizim haz dediimiz ey bir holanmadr (chatouillement).
c. Scolienin sonuna doru: Blm II, nerme 17ye deil, fakat ner
me 18e gnderme bana hakl grnyor: Bedenin hazr olan varln,
anm dolaysyla, dta brakan bu baka fikir zihinde hazr bulunuyor.

nerme XIII. - Sevgi ve kin iin: Court Trait, II. fasl V ve VI ve


ona ait aklayc notlara baknz.

nerme XlVten XVIIIe kadar. - Ruhun duygulanlar, fikirler


arm nakil (transfert) kanunlar dolaysyla ireti nedenlere nispet
edilebilirler: Onlar gemi ve gelecek vakalara da nispet edilebilirler.
nerme XVIII ve scolie. - sayfa 292: Morsus conscientia ve gaudium
kelimelerini uurun gelimesi (panouissement) ve daralmas (resserement)
diye eviriyorum; - Bu durumda bir nevi ifa, bir i sknts (anxit) ann
dan sonra duyulan sevin ve tersine, ikinci halde mutlu bir vakay bekledi
imiz srada bizi birdenbire kaplayan bir keder sz konusudur. (Bkz. 16 ve
17nci tanmlar). Court Trait'nn Latince metni olmad iin, Spinozann
bu eserinde vicdan azabn belirtmek zere morsus conscientiae terimini
kullanp kullanmayacan bilmiyoruz. (Knaging, v. Court Trait, II. X, I.)
Bununla birlikte, bu muhtemel grnyor. Etikada ayn kelimeye, grl
d gibi, bsbtn farkl bir anlam veriyor. (Kuno Fischer, Geschichte
der neueren Philosophie, II, 4 e dit; s. 434.)
nerme XlXdan LIIye kadar. - D objeler bizi sevin ve kederle
ve bunun sonucu olarak sevgi ve kinle, ayn zamanda arzu ile duygulan
drrlar; bu duygulanlar, hep iyi seilmi olmayan birok isimler tarlar;
Spinoza bunlar tahlil ediyor ve her zaman kullanlan adlandrma ile faz
la ilgilenmeksizin onlar aklyor ki, bunu kendisi de nerme 22nin sco
liesinde ve daha ilerde nerme 32nin scoliesinde sylemektedir.
nerme XXVI, scolie. - Metni daha iyi anlalr bir hale koymak
iin, ben existimatio kelimesini stn deerlendirme (surstime), despectus
kelimesini de aa deerlendirme (msestime) eklinde evirmek gerektii
sansnda idim. Ve admiratio'nun kart olan contemptus iin de mpris

320 ETKA

kelimesini kullandm. Aa deerlendirme konusunda (s. 293, satr 21)


W. Meijere gre metni bir deiiklie uratmak yerinde olacaktr. Aa
deerlendirme sevinsiz olduu halde, o kedersiz olacaktr; Meijerin bu
dzeltmeyi hakl gstermek iin ileri srd sebep udur ki, tanm 22ye
gre aa deerlendirmenin nedeni kindir ve o da bir kederdir. Fakat
aa deerlendirme phesiz bir kinden geldii iindir ki, onun bir sevin
olmas gerekir, zira kin duyulan objeyi yok eden veya sadece azaltan ey
sevin verir (nerme 20). Baka deyile, kin besleyen kimsede, onun nef
ret ettii veya kin besledii ey bir tatmin ve bir aa grme sevincidir;
Spinozann alay etme (drision) hakknda syledikleri ile de karlatrla
bilir (tanm 1 1 ) . Bunun sonucu olarak ben Meijerin ileri srd dzelt
menin kabul edilebileceini sanmyorum.
nerme XXVII, kantlama. - Eer tam tersine kelimelerinden
sonraki kantlama satrlar, sayfa 295, satr 13 sonradan katlm gibi gr
nyor. Kantlama nceki cmleden sonra tamamlanyor.
nerme XXIX, scolie. - Humanitas kelimesi, insanlarn takdirini
(approbation) aramamza sebep olan, onlara kar iyilik yapan bir durumu
belirtir; Franszca humanit kelimesi ihtimal tam olarak buna karlk de
ildir; bununla birlikte ben onun yerine biraz daha fazlasn ifade eden
amabilit = sevimlilii, ya da yeteri kadar ifade etmeyen civilit = nazikli
i koyabileceimi sanmadm; bundan baka, mmkn olduu kadar an
lamn bozulmamas artyla evirdiim Latince kelimelerle ilgili Fransz
ca kelimeleri kullanmann faydal olduuna inandm. Bu suretle burada
humanitas denilen hisle alak gnlllk arasnda daha yukarda yaptm
karlatrma, (tanm 43) humanitas kelimesinin kkne baktmz zaman
daha ok ilgi kazanr.
nerme XXX. scolie. - a) Landn metninde yaptm ve externae
kelimesi yerine iki yerde internae kelimesini kullanmadan ibaret dzelt
me, bana biraz daha aada Spinozann kendinden memnun olmadan
sz ettii pasajda eref (gloire) sz konusu olduu zaman hakl grnyor.
Land, bununla birlikte, onu reddediyor, nk: Birinci blmde, nerme
8in 2nci scoliesinde Spinoza asl tabiatta gz nne alnan eyin tanmn
da dahil bulunmayan her nedeni belirtmek iin d neden kelimesini
kullanyor. Landa gre bir d nedenin bulunduu yerin nedenlenmi
eyle ayn fertte, yani burada aklanacak sevin veya kederde olmasna
hibir ey mani deildir. Bu iaretin, imdi incelediimiz scoliede bir d

NOTLAR 321

objeye ait sevin veya kederle bu hisleri duyan ayn kimseye ait bir sevin
veya kederin karln gsterme zorunluluu nnde stn deerde oldu
u sylenemez. Gebhardt yalnz kendinden memnun olmaya ait pasajda
externae yerine internae kelimesinin konmasn kabul ediyor. Scolienin
ilk satrlarnn dikkatle okunmas beni ilk sanmda srara zorluyor. Haki
katte Spinozann gloria ve pudor dedii ruh halleri baka insanlar tara
fndan fakat yaratclar olduumuz bir fiil vesilesiyle elverili ya da elve
risiz olarak verilen (Bkz. Tanm 30 ve 31) ve bizim hakl veya haksz,
vme veya yerme objesi olduklarna inandmz bir hkme bal gr
nyor. Fikrin sevin ya da kederle birlikte bulunmasnn nedeni yle ise
bizdedir, yoksa bizim dmzda deildir.
b) Benim baka durumlarda diye evirdiim alias kelimesi (s. 303,
satr 11) phesiz bakas tarafndan verilen hkme bakmadan kendin
den memnun olunan, ya da tersine, kendinden memnun olunmayan
duruma tatbik edilir.

nerme XXX, nerme sonucu. - Bu yerde zikredilen iki msra La


tin airi Ovidee aittir (Amours, II, 19); nce Spinozann onlar doru
yerde kullanmadn iaret etmek gerekir; ikinci olarak zikrettii tekin
den nce geliyor. Evli bir kadnn , ar ilgisizliinden dolay kocas
na sitem ediyor; yalnz kaba bir insan tehlikesiz ve mcadelesiz sevmek
ten haz duyabilir; hakiki k hem ummak, hem korkmak ister.
Birok yorumlayclar zannetmiler ki Spinoza Latin airini yanl an
lamtr ve W. Meijer gibi baz yorumlayclar da Ovidein msralarn
ters anlamda evirmilerdir: nsan sevdii zaman ummak ve korkmay
ortak olarak duymak ister; bakasnn kt grdn seven kimse duygu
suzdur.
Bu yorumlamay kabul etmek gerekeceini sanmyorum. Spinozann
ikinci olarak zikrettii, halbuki Ovidede birinci olan msra, eer doru
olarak evrilecek olursa, buraya ok elverili olabilir. Sevdii kadn iin
kimsenin rekabete girmedii k bazen sevdiinden uzaklar ve onun
gerekten sevilmeye deer olup olmadn endie iinde dnr; tersi
ne, eer bakalar da bu kadn aryorlarsa, ona kar arzusu artar. Bir
ocuk da, bakasnn sansna uymas yznden, arkadalarnn been
medikleri bir oyuncaktan bkar. Biz eyaya ou kere bakalarnn ona
bitikleri paha yznden ve bizim ona sahip olmamz tartma konusu
olduu iin deer veririz.

322 ETKA

nerme XXXIV, nerme sonucu, scolie. - Latince desiderium kelimesi


iin, her zaman yaplan eseflenme (regret) eklinde eviriyi olduu gibi sakla
mam gerektiine inanyorum. Spinozann gz nne ald his, sahip olmak
istenen eyin bulunmayndan ileri gelen kederdir; bu, bir arzunun tatminsizliidir (tanm 32); esef kelimesi, ksmen bu fikri ifade ediyorsa,
ayn zamanda baka fikirleri uyandrma sakncas vardr. u noktay da
katarm ki, desideriumu evirmek iin desiderare kelimesin ifade eden bir
fiilin tekil edildii bir kelimeyi kullanmak faydaldr. Frustr ekini katmak
zere, candan istek, candan istemek (souhait), souhaiter kelimelerini aldm.1
nerme XXXIX, scolie. - a) yi ve kt konusunda, nerme 9un
scoliesine ait nota baknz.
b) Verecundia kelimesini (s. 319, satr 32) sklganlktan (timidit) zi
yade utanma (pudeur) diye eviriyorum, nk tanm 31de -aklama
lar- Spinoza, verecundiaya kar impudentiay koyuyor ki ancak hayszlk
(impudence) diye evrilebilir.

nerme XLIV, kantlama, sayfa 327, satr 25. - Ben vaktiyle eviri
me kk harflerle envelopp kelimesini koymutum ve Latince metinde
dii quam yerine erkek quemi koymutum, nk Spinozann hedefi olan
nerme 37de kin bir kederi kuatr deil, fakat kin bir kederi braktr
mak iin bir abay kuatr, denmitir. Baensch ayn dzeltmeyi yapyor.
imdi ben Gebhardtn sansna katlyorum ve erkek kelimeyi metne ve
eviriye tekrar koyuyorum.
nerme L, scolie. - Khinlikler konusunda, daha nce zikretme
frsatn bulduum 17nci mektup ilgi ile okunacaktr.
nerme LI ve scolie. - (Bu nerme ve onun scoliesi) sanki neden
leri bizim dmzda olmaktan ok kendimizde olan duygulanlarn ince
lenmesine hazrlanr. Bu inceleme nerme 53ten balar. nsanlarn bnye
eitlilii ve karmakl, duygulanlarnn ayn zamanda hem ferdi, hem
bir anlk karakteri olmasna sebep olur.
nerme LII, scolie. - a) Latince admiratio kelimesini evirmek iin
hayreti hayranlka tercih ettim. nk Spinoza tarafndan gz n
ne alnan ruh hali stupeurle olduka yakn ve ruhu dnmekten alko
yan her ey gibi zararl bir eit sabit fikirliliktir (mono-disme).

1) Souhait, frustrnin tam karl boa kan istek olduu iin bir kelime ile buna esef
lenme dedik.

NOTLAR 323

b) Kmseme (mpris) -contemptus- hsl, Spinozaya gre, dikkat


etmemek cinsindendir; bu his kendi objesini kinle alaltan aa grme
(despectus) ile karmaz.
nerme LIIIten LVe kadar. - Bu nerme nedenleri kendi kendi
lerinde olan duygulanlara aittirler.
nerme LV, scolie. - Bu pasajda ve srarla ondan sonrakilerde La
tince virtus kelimesine karlk erdem kelimesini veriyorum; erdem asl
ileme gcdr; ruhun erdemi dnmektir, bedenin erdemi hareket et
mektir, hareket ettirmek ya da hareket ettirilmek deil. Spinoza bazen
zel bir etkiye, diyelim bedenin bnyesini ve ileme gcn ifade ediyor,
diye grlmesi bakmndan vurmaktan ibaret etkiye (blm IV, nerme
59, scolie) erdem diyor. Trl karlatrmalarda uyandrd hayret do
laysyla phesiz erdem kelimesini saklamak bana faydal grnd, bu,
okuyucuyu dnmeye mecbur eder ve doktrinin anlalmas iine daha
ok nfuz ettirir. Burada dahi tabiatlar gereince haseti olan insan
larn bakasnn zayflndan sevin duyduklar, erdemini de kederle
karladklar sylenmitir ve insann kendi benzerlerinde kendinde olan
dan fazla kuvvetin olduunu grmeden holanmad dorudur. Yeter
ki, Spinozann gsterdii gibi, hibir iddiada bulunmad bir eit etkinlik
sz konusu olmasn. eyleri btn akl ile tasarlayan ve bundan do
lay, kendisi de en yksek erdeme sahip olan kimse haseti olmaya kabi
liyetsizdir. Onda yalnz kendine ait sevgi, ya da i memnunluu, tabia
tnda bir ey meydana getirmeden ibaret olan gzel meyvelerini verir ve
bu hal bazlarnn, mesela Geulincxin Etikasnda Tanr sevgisinin kart
olduu iddiasnn tam aksidir.

nerme LVI ve LVII. - nsan duygulanlarnn eitlilii ve zel


olarak arzularn eitlilii bu nermelerde aklanmtr.
nerme LVI, scolie. - Spinoza tarafndan Latince luxuria kelimesi
ne verilen anlam metinde aka iaret edilmitir (tanm 45). Libido keli
mesi bazen genel olarak ehvet itah anlamnda kullanlmtr.
nerme LVII, scolie. - Ruh (anima) kelimesinin kullanl fark edile
cektir (Bkz. Blm II, nerme 35e ait not).
nerme LVIII ve LIX. - Spinoza en sonra bu son iki nermede etkili
olan duygulanlara ve bunun sonucu olan erdemlere geliyor.
nerme LIX, scolie. - Eserlerinde daha ziyade ruhun bir duygulan
olarak gz nne alnan yksek gnlllk (gnrosit) aadaki blmde

324 ETKA

ahlakllk (moralit) olacaktr. Pietas: Bu terim konusunda blm IV, ner


me 18e ait scolieye bkz.

Tanm III, aklamalar. - Sayfa 181, satr I, Latince actus kelimesini


evirmek iin kullandm fiil (acte) kelimesi, keder edilgisine tatbik edilin
ce, sade kederin gerek bir ruh hali olduunu belirtir. Bu hal ya da daha
ziyade, bu kelimeye Bergsonun verdii anlamda, bir ilerlemedir (progrs).
Tanm VI ve aklamalar. - Spinozann zel olarak hedef edindii
yazar Descartestr; bkz. Trait des passiones, d. 79; nitekim Court Trait'ye
de baknz, II, ch. V ve aklamalar.
Tanm XXIV. - Spinozann efkat (misricorde) dedii duygulan
misericordia aa yukar bizim kelimenin di anlam ile sempati dediimiz
eydir.
Organlarn yaptklar ya da yapmak zere olduklar hareketlere, ba
zen psikologlarca harek (motrice) denilen hayaller karlktr. Ruhun hal
leriyle bedenin duygulanlar arasnda var olan karlkllk dolaysyla,
eer bir hareket fizik bakmdan imknszsa o imknsz gibi tasarlanacak
tr. Hatrladmz bir uygunsuzluk ya da hedef olduumuz bir alay yzn
den yaplabilecek olan bir eyi yapmaya gcmz olduuna inanacak olur
sak, byle bir durum tamamen farkldr. Spinozann aklamasnda gz
nnde bulundurduu san budur.
Tanm XXXI, aklama. - Blm IV, nerme 58in scoliesinde ha
ysz (impudent) hakkndaki ksa bir kayt bir yana braklrsa, Spinoza
Etikann hibir yerinde sonradan bahsedeceini temin ettii hayszlk
konusuna bir daha dnmyor.
Tanm XXXVIII. - Zalimliin (cruaut) tanm nerme 41, nerme
sonucunun scoliesinde vermi olduu tanma tam uygun grnmyor.
Bu sebepten, Baensch aliquis concitatur yerine concitamur kelimesinin kul
lanlmasn ileri sryor. O zaman cmle yle oluyor: Zalimlik, sevdii
miz veya bize efkat ilham eden kimseye ktlk yapmaya bizi sevk eden
arzudur. Ben gsterdim ki, kastedilen scoliede Spinoza, zalimin, ya da
vahinin ktlk yapt insan sevdiini sylemiyor, tersine onda kinin
hkm srdn sylyor. Biz sevdiimiz ya da acdmz kimseye sebep
siz ktlk yapan kimseye zalim diyoruz; - zannederim Spinozann dn
cesi budur.

Duygulanlarn genel tanm. - Bu tanm ve onun ardndan gelen


aklamalar okurken, grlecektir ki, evreci diye tannan heyecan teo

NOTLAR 325

risinde bulunan hakikat pay Spinozann formlnde zaten vardr. Or


tak olan herkese heyecan ifade ediyor diye grlen organik sarsntlar
iin, Spinoza dorusu, nerme 59 scoliesinde hibir ey bildirmiyor. n
k onlarn ruhla hibir mnasebetleri yoktur. Fakat bundan dolay bu
sarsntlarn uurda hibir akis brakmad manas karmaldr. Tersi
ne, her beden duygulannn ister istemez bir fikri vardr; baka deyile,
organizmadan geen bir hale karlk ister istemez ruhun urad bir
deiiklik vardr; fakat titreme gibi fizyolojik bir olgunun tasviri heyeca
nn psikolojik tabiatn aydnlatma bakmndan bize yardm edemez. Zira
titreme bir dnce tavr deildir, bir uzam tavrdr ve byle olunca da
bir ruh halini aklayamaz.

326 ETKA

Drdnc Blm
nsz. - Yetkin ve eksik (yetkinsiz), iyi ve kt kavramlar iin Spi
nozann Court Trait adl kitabnda (I, fasl X ve ona ait olan aklayc
nota bkz. Cilt I, s. 519).
Tanm III ve IV. - Spinozann mmkn ile zorunsuz arasnda kabul
ettii seiklik Zihin Reformu Hakknda Kitap adl eserinde (54 ve 57)
sz ettii iki trl yapmalar (fiction) veya fikirlere karlktr, bu iki tr
den biri varolua ait fiction lar, teki ze ait fictionlardr.
Aksiyomlar. - nerme 37, blm Vin scoliesinde gstermi olduu
gibi, Spinoza burada eyleri meknda ve sre iinde gz nne alyor. Bu
aksiyomun faydas hemen grlyor: nsann bir tabiat paras olmas,
onun varoluunun sonsuz sayda baka varolulara bal olmas ve bunun
sonucu olarak onun yalnz snrl bir sre olmas gibi tekil bir eyin dn
cesindeki gelime iin bu yetebilirdi. Spinozann dedii gibi -3nc ner
menin kantlamasnda- d nedenlerin gc insann gcn sonsuzca
aar. Drdnc blmn aksiyomunda matematikilerin bildirdikleri ilke
den mlhem grnyor ki, o da udur: Kendisinden daha byk bir say
olmayan hibir say yoktur. nerme 10, blm IIde iaret etmi olduum
gibi Spinoza tekil eyleri matematik zlerle analojisine gre kavryor, ya
da tasarlyor. Eer onlardan birinin gc say cinsinden tanmlanabilse,
apak grlr ki, ak ve seik olarak ondan daha byk biri her zaman
tasarlanabilir. Ve birinci blmn 6nc aksiyomu dolaysyla bu fikre
(ideatum) karlk bir obje vardr: Her ne kadar blm I, nerme 8in
ikinci scoliesine gre bu obje aktel olarak var olmayabilirse de! Fakat
birinci blmn 35inci nermesi dolaysyla, meydana gelmesi Tanrnn
gcnde olan her ey zorunlu olarak vardr.
nerme I-XVIII. - Drdnc blmn ilk 18 nermesi asl insann
kleliini, yani d nedenlere balln ve tabiatn ortak dzenini, onun
akl dln (irrationnel) aklyorlar: Bunun iin ikinci blm 1-9uncu
nermelere ait nota bkz. Orada dorunun zihin tarafndan basit ince
algs asla ifa vermez: Eer beden ve onun sonucu olarak ruh, duygulan
larn merkezi olmak bakmndan deiiklie uram deillerse (bkz. ner
me 1, 14, nerme 17 ve scoliesi).
nerme V. - 9uncu nermeyi yorumlamak iin bu nermeyi karla
trmada fayda vardr. Apak bir fikri ve bunun sonucu olarak bir pasif

NOTLAR 327

hali olmas bakmndan, ruh kendi varlnda devam etmeye alr. Fakat
bu fikir, ya da bu pasif hal, bununla birlikte, hakiki tabiatn, ya da gcn
meydana koymaz; hele ona ne kadar memnunlukla balanm olsa bile,
o dnceye atfedilebilir deilse.
Yanlla den bir insann kesin olduu sylenemez (blm II, ner
me 49un scoliesi); pasif hal ya da edilgiden ibaret bir arzuya sahip insan
iin, korku ile hareket eden bir insan iin, veya baka bir kederli hisle
hareket eden kimse iin, isteyerek veya iradesiyle hareket ettii sylene
mez (blm III, nerme 58).

nerme VII. - nerme 7 bir dereceye kadar insanlar arasnda tehdit


ler, vaitler ve genel olarak hareket, etki aralar -ki akl d denilebilirdorular; ilikilerin kullanlmasn gerekletiren bir duygulana kar
baka bir duygulanla mcadele etmek gerekir (nerme 14 ve 15in, ner
me 54n scoliesine bkz.).
nerme XVII ile scoliesi. - Etikann birok pasajlarnda olduu
gibi, bu konuda Leopoldun Ad Spinoza Opera Postumasna bkz. Bu sco
liede Trenceden alnm ifadeler bulunuyor.
Di immortales homini homo quid praestat? Stulto intelligens quid
praestat? diye Gnathon, Hadmaas (Eunuque) adl eserde soruyor. Bkz.
v. 232. Trencei iyi tanyan ve temsilinde hazr bulunmu, belki de ken
di hocas van den Endenin gayretiyle, bu yazarn birok komedilerinin
temsiline katlm olan Spinoza Latin komiinden yalnz cmle turnrleri
almakla kalmyor, ayn zamanda insani passionlara ait rnekler de alyor.
Balca Eunuque adl eserinin temsilinde bulunmu olmaldr ki, bunun
iin u esere bakn: Meinsma, Spinoza en zjn Kring, s. 135.

nerme XVIII. - Eer 7nci nerme dolaysyla -yukardaki nota


bak- baka insanlarla mnasebetlerimizde dorudan doruya rasyonel
olmayan action aralarn kullanmak caiz hatta zorunlu ise, Iinci nermeye
gre onlara keder konularndan ok sevin konular vermede kr vardr;
bakalarna faydal olmak istiyorsanz, sevimli olmak lazmdr; kendi ken
disine ve genel olarak insan tabiatna gvenmeyi telkin etmek, bahtsz
kleye ondaki kurtarc erdemi retmek lazmdr. Spinoza eserlerinde
ve hayatnda, her yerde bu kural belirtiyor. Yalnz halka kar korkutma
yollarna bavurmak gerekir, nk halk vahi bir hayvandr (54nc
nermenin scoliesi) - Kendi kendisine kar tatllkla davranlacak (blm
V, nerme 10un scoliesi) ve kendisinde hep sevin saikleri aranacaktr.

328 ETKA

nerme XVIIIin scoliesi. - a) Bu scolie ondan sonraki 19uncu


nermeyi yani bilgi mmkn olan faydac ahlak ilkelerini zetliyor: Bu
ruhun hrriyet kazanmasndan nceki pratik ahlaktr.
b)
Sayfa 42, satr 22 ve 23. immoralit ve moralit -ahlakllk ve ahlak
szlk- kelimeleri impietas ve pietasa karlktr. Bir Fransz okuyucunun
bu kelimelere verdii dini anlamdan dolay ben bunlar kullanmak iste
medim. Spinozann pietas dedii eyden (nerme 37nin birinci scoliesi)
o akl davranna gre yaammzdan kkn alan, iyilik yapma arzusu
nu anlyor. Pietas ondan insanlara aittir ve religiodan ayrlr (ayn scolie).
Yine bu konuda blm V, nerme 4n scoliesine baklabilir. Baka insan
larn gidi tarzn yneltmek ve kurala koymak arzusu aklla hareket etme
yen kimselerde hrs (ambition) halini alr ve rehberi, klavuzu akl olan
kimselerde ise bu pietas olur. Franszcada bu pit kelimesini saklamak
istense idi, yanl anlaylardan kanmak iin buna pit humaine (insani
dindarlk) demek gerekecekti. Ahlaki duygu, felsefe dilinde insan olmak
bakmndan insana ait duygu olduu iin, pietasa ahlakllk denebilece
ini zannediyorum.
Baensch, Pflicht-gefhl kelimesini devoir diye eviriyor ki, Trkede
dev duygusu denebilir. Fazla Kant olan bu terimi kullanmamak daha
dorudur zannederim. Buradaki pasajda Spinozann kabul ettii ey asl
fayda veya iyi anlalm karn aranmas zerine ahlak kurma imkndr.
Burada V. Brochardn daha nce zikredilen makalesinin sonular ze
rinde tartmak istemiyorum: Revue Philosophique et de Morale, Mars, 1908.
Fakat pietas kelimesi hakknda onun yorumlamasn kabul etmenin -sy
lediim gibi- imknsz olduunu gstermekle kalyorum.
nerme XlXdan XXXVIIye kadar. Bu 19 nermenin iindeki
ler iin nceki scolieye ait a notuna bakn.
nerme XX, scolie. -Okuyucunun zahmetsizce fark edecei sebep
lerle, intihar Spinozann gznde asla bir erdem fiili olamaz bu kelime
yi onun verdii anlamda alyorum; insan asla kendisi iin lm istemez
(yukardaki 5inci nermeye ait nota bkz.) Burada Spinozaclkla Stoac
lk arasnda nemli bir fark vardr; Spinozaclk, herkes tarafndan kendi
varoluunun kabul edilmesi akla uygun bir hayatn ilk art olan ferti bir
doktrindir; phesiz hayat sresi veya sredeki hayat olgunluumuzun
ls deildir, nk bu hayat ve bu sre yalnz kendi zmz iin deerli
olan eye bal olmakla kalmaz, ayn zamanda d nedenlere de baldr;

NOTLAR 329

zmz bakmndan hayatmzn ksalmasn istemek, dorunun yanl


olmasn istemek kadar metafizik bakmndan imknszdr: (blm II,
nerme 44n ikinci nerme sonucuna ait nota bkz.). Stoaclkta ise, ter
sine, fert kendi bana hibir ey deildir; o ancak evrensel dzene uygun
luuna gre bir rol oynar; intihar orada hr bir adama layk, erdemli, tam
yerinde bir etki yapabilir (Spinozaclk ile mnasebetleri bakmndan ele
alnan Stoaclk konusunda drdnc blmn ekine ait nota, fasl XXXII
ve Zihin Reformuna dair eserin notuna bkz. 5. cilt I, s. 536).
nerme XXV. - Her tekil varlk kendi bana deerlidir nk onun
kendine has bir z vardr; nceki nermeye bak; yle ise o baka bir ey
iin kendini korumak isteyemez; ama fikrinin hibir metafizik temeli
olmad iin, erdem ancak kendi bana varlkla kaim olabilir, bu da asla
ilerlemeye engel olmaz; eer bu ilerleme, terakki kelimesinden bir he
defe doru atlm bir adm deil de hr bir olu anlalacak olursa!
nerme XXVI ve XXVII. - Bu nermeleri karlatrnz. IVnc
blmn nsznden baka, blm III, nerme 9a Court Trait ve notlar
na baknz.

nerme XXVIII. - Meydandadr ki, bir ikinlik felsefesinde Tanry


bilmek ak olarak kendini bilmektir; nitekim nefis sevgisi Tanr sevgisi
ne kart olacak yerde onu kuatr.

nerme XXXV, nerme sonucu I ve II, scolie. - nsann kendi


kendisi olmak iin insana ihtiyac vardr. Olmas gerektii gibi anlalan
fertilik, insan toplumuna, toplumsal ahlaka raitonnel bir temel verir ve
bu akl iin ortak hayat artlarn kabul edebilir klmaya yeter; hatta bu
artlar akl iin pek az tatmin edici olduu zaman bile!
Scolienin sonunda Spinoza insann hayvana stnln ve insani
etkileri (hareketleri) gz nne almadaki, byk fayday baka bir yerde
inceleyeceini vaat ediyor. Bildiime gre, hibir yerde aka bu konu
ya dnmyor.
nerme XXXVII ve scolie I. - a) Bakasnn iyiliini istemek, baka
sna olan ihtiyacmzn sonucudur ve ayn zamanda hislerimizi bakasnn
hisleriyle uygun bir hale koyma eiliminin de sonucudur. Kendi balarna
temellendirilmi olan bu arzu ve eilimin, kurtulutan nce, srf duygu
sal ve passionnel bir karakteri olabilir. Bylece hakiki ahlak deilse de,
(bu terim konusunda nerme 18in scoliesine ait nota bkz.) toplumsal
hayatn kklerine uygun ve bundan dolay filozofun takdirine layk bir

330 ETKA

hayat tarz rationnel olmayan bir arzunun eseri olabilecei tasarlanabiliyor.


Ruhun bilim yolu ile kurtuluu, toplumsal bir fonksiyonun yaplmas iin
zorunlu deildir; insan bir bilge olmadan da, namuslu bir adam ve faydal
bir yurtta olabilir, gerekten akll olmad halde, akln emrine gre ha
reket edebilir. Nitekim tanrsal kanun olduuna inanlan eye itaat -ki
korkunun eseri olmad gibi, henz zihni Tanr sevgisi de deildir, fakat
samimi mminin inancnda olduu zere yine de bir sevintir-, phe
yok ki ak bilginin deerindedir denemez, fakat bir deeri vardr; bilime
kadar ykselemeyen bir ruh Kutsal Kitabn vahyine dayanan selametin
(Salut) sknunu bulur. Bu Ersatz, elbette filozofun i memnunluunun
edeeri olamaz. Bununla birlikte, akl bize hakiki selamete ya da tam yce
mutlulua bu yoldan ulalacan kabul ettiremez; (Tractatus TheologicoPoliticusun XVinci faslna ait Spinozann 3lnci notuna bkz.) ve bunun
sonucu olarak, bu selamet yoktur. Vahiy, ya da vahiy denen ey, gerekte

bunu retir (ayn not), fakat bu tarzda vahiy bilimsel bakmdan temelli
deildir, hatta imknszdr; Tanrnn insanlara herhangi bir dsal belirti
ile kendini tantm olmasnn imknsz olduunu kabul ediyoruz (Court
Trait, II, ch. XXIV, 10). Bununla birlikte, bu vahyin ihtiva ettii eylerin

faydal ve akla uygun olarak kullanlmas mmkndr; tarihi vesika ola


rak, terkip edildikleri zamann zel hal ve artlarna bal bir tarzda grlen
bu yazlar (Ahdi Atik ve Cedit) aklla eliik deildirler ve btn insanlar
arasnda Nsral snn canlandrd hakikat zihniyetinin ifadesidirler.
Felsefe, Kutsal Kitab aar, fakat reddetmez; tersine, onun ze ait emirleri
ni (prescriptionlann) hakl karr ve pratik bir netice elde etmek iin ona
dayanabilir; nitekim duyusal tecrbe ve hayal gc olduklar gibi alnnca,
onlarda doru ile kart bir ey yoktur ve onlar zihnin faydal yardmclar
olabilirler. Ben bu sorular esasndan incelemekten ekiniyorum, nk
onlar lahiyat-Siyaset Kitabna aittirler.
b) nsan ruhunda, Tanrnn ezeli ve sonsuz zne ait upuygun bir bilgi
vardr (blm II, nerme 42); Tanr fikri hibir insan ruhunda eksik olma
d iin hepimiz Spinozann burada bu kelimeden anlad anlamda dine
yetkiliyiz. Din hissinin ykseldii eitli dereceler hakknda bir fikir edin
mek iin nce nota bakn; felsefe phesiz onun yetkin eklidir, nk o
hakikatte btn dinde bulunan canlandrc gerei ak olarak kavrar.
c) Ahlak hakknda (pietas) nerme 18in scoliesine ait yukardaki
nota bkz.

NOTLAR 331

d) Vaktiyle W. Meijerin rneine uyarak, sitenin temeline ait cm


leyi scolienin sonuna atmtm. imdi bana Opera Postumada ve btn
sonraki basklarda o yerinde grnyor. Ahlakn ve namusluluun tanm
laryla, gerekten Spinoza toplum hayatnn temellerini ok iyi koymutur
ve biraz aada insanlarn birbirleriyle birlemeleri zorunluunu iaret
ediyor.
e) Spinozann yumuak ruhu hayvanlarn boazlanmasndan nef
ret etmiyor ve bu phesiz Descarteslar gibi onlarda bir ruh olduunu
kabul etmemesinden deildir, geri blm II, nerme 13n scoliesinde
onlara aka byle bir ruh veriyor ve bu onun ilkelerinde domaktadr;
fakat, ona gre hayvanlarn ruhunda yle bir z vardr ki, bizim ruhumuzla
onun arasnda byk bir ortaklk yoktur ve herhalde trler arasnda sava
kabul edilmelidir, nk bedenin ihtiyalarna gre yaamak gerekmekte
dir.
XXXVIInci nerme, scolie II. - Sayfa 18, satr 4te kullanlan siteyi
kurmak iin insanlarn tabii haklarndan vazgemeleri eklindeki ifade
den, insann siteli olmakla hrriyetinden bir ksmn terk edecei sonucu
nu karmakla byk hakszlk yaplm olur; Spinozann szn ettii bu
tabii hakla hrriyet arasnda hibir ortaklk yoktur. - Ar bir cismin eri
bir yzey zerine dmesi iradi fiile ne kadar benziyorsa, onlar da birbiri
ne o kadar benzemektedir. Hatrlatrm ki iradi bir etki ruhun erdemini
ifade eder. nsan site hayatna ykselmek suretiyle, manevi hayata hazr
lanr ki bu hayat da hakiki insan hayatdr ve site hayat onu mmkn
klar; henz mevcut olmayan bir hrriyeti snrlamak yle dursun, baz
korku saiklerini ortadan kaldrmak suretiyle insan orada hrriyetini ka
zanmaya balar ve insana kar tabii hakk salanr (35inci nermeye ait
nota bkz.) Devlet phesiz baskdan ayrlmaz ve onun iin bask lazmdr,
nk insanlar akll deildirler, yahut da pek eksik olarak aklldrlar,
byle olmakla birlikte yine de gayeleri hrriyettir; Tractatus TheologicoPoliticus, ch. XX; tabii hukuk iin bkz. Trait Politique, ch. II.

b) Gnah itaatsizlikten ibarettir, buradan hemen u sonu kar ki,


orada ne asli gnah, ne de Tanrya kar gnah olabilir; nk tanrsal
kanunlara tecavz edilemez, onlar inenemez, Court Trait, II. ch. XXIV;
Trait Thologico-politique, ch. IV vb. Ademin cennetten kovulmasna
sebep olduu iddia edilen gnaha ait hikyeye Spinozann verdii anlam
iin, daha yukardaki nerme 68, scolieye ait nota bkz.

332 ETKA

nerme XXXVIIIten LVIIIe kadar. - Bu ksmda Spinoza, Court


Trait, II'de yapt gibi, sevin ve kedere irca edilen, ruhun balca duygu
lanlarnda kt ya da tersine iyi olan eylerin neler olabileceini ince
liyor. lk nerme bu bakmdan gz nne alnacak genel kurallar
koyuyor. Bizim ileme gcmz gelitiren veya arttran, toplum hayatnn
korunmas veya gelimesine yarayan ey iyidir. Ondan sonra gelenler bu
kurallarn tatbikatdr.

nerme XXXIX, scolie. - Birbirine yabanc iki uurun ve bundan


dolay birbirine yabanc iki kiiliin, dardan baknca ayn gibi grnen
bir Bedende art arda balanm bulunacaklar dnlebilir; sistemin man
t bununla birlikte bu bedenin eklinin deitiine inanmaya zorluyor.

nerme XLIV, kantlama. - Anlam bakmndan hibir glk yok


tur; holanma (haz) (blm III, nerme 11in scoliesine ait nota bkz.)
iddetli ve ar olabilir (nerme 43) ; halbuki bir d nedenin fikri onunla
birlikte olduu zaman holanma bir sevgidir; zira (blm III, nerme 11in
scoliesine gre) o bir sevin, bir sevgidir; yle ise bir sevgi iddetli olabi
lir; bu datisi eklinde bir tasmdr. Akl yrtmenin ekli tamamen kurala
uygun deildir ve W. Meijer, igitur'un yerine autemi koymak suretiyle bunu
dzeltmek istiyor.1 Bununla birlikte Spinoza henz sevginin bir holanma
olabileceini asla sylememi olduu iin, tasmda igitur eklini saklamak
gerekir sanrm.

nerme XLV, nerme sonucu II, scolie. - mea haec est ratio, sic
animum induxi meum kelimeleri Trencedan alnmtr (Adelphes, v. 68);
daha yukarda nerme 17, scoliesine ait nota bkz; bu kelimelerin sylen
dii Micion monologunun, btn ile Spinozada bulunduunu bildii
miz hisse ok benzer bir hissi ifade ettiini burada gsterme zahmetine
deer (nerme 18 ile ona ait nota bkz.). Tatllk ve iyilikle ruhta sevinli
duygular uyandrarak insanlarn iyiletirilmesi umulabilir. Ayrca burada
Spinozann yalnz kendisine balca deerli grnen Latin komedi yazar
Trencela deil, fakat Montaignele, Essaislerin birok pasajlar ile Etika
arasnda dikkate deer yaklatrmalar yaplabilir, Kocalar Mektebi adl
komedisinde Trencen Adelphesini taklit eden Molire ile; zayflk ve
bilgisizlik yznden ihmalci olmayan, hayat tand ve olduu gibi kabul
ettii iin hayata kar merte saygl olan, bilgelikleri sevimli ve tatl
1) Bunlar bat Ortaandaki Skolastik mantkla tasm ekillerine verilen adlardr.

NOTLAR 333

tamamen beeri btn dehalarla uyumaktadr. Konforun baarl eserleri


ni vd ve phesiz gsteriin deil fakat bir nevi ruh inceliinin met
hiyesini yapt ok gzel pasajlarnda, doktrinin gerekliinden baka,
zannederim ki, hissin inceliine de hayran olmak yerinde olur. Kendisi
ok fakir, hemen hemen ihtiyalarndan arnm olan Spinoza, zengin
Hollandann yalnz spanya Yahudilerine kar misafirperver bir hrriyet
topra deil, yalnz dnen insanlar iin snlacak bir yer deil, fakat
insann hayatn eitlendirmek ve gzelletirmek iin kendini verdii
bir memleket olmasn istiyor. Byk ticaret ve mahir endstri yurdu,
bakkaliye ithalats ve ince kumalar dokuyucusu olan bir memleket,
zengin otlaklar ve iyi baklm st hayvanlar, bereketli yel deirmenleri,
iek baheleri, latif glgelikler, sanat ile aydnlatlm shhatli ve
elenceli meskenler memleketi olduunu biliyordu. Gzel kokular, yeil
bitkiler, ssler ve ziynetler vb.ne ait cmleleri bana hem byk bir filozo
fun hem de kendisi ressam olmasa da (yalnz kara kalem yapmasn biliyor
du), baka meziyetleri arasnda dorunun dostu olan bir yal boya resim
ekolnn gelitiini gren ve genliini Rembrandtn oturduu evden iki
adm uzakta geiren bir adamn cmleleri gibi geliyor. Dncenin arka
plan olarak, Spinozannki gibi bir ikinlik2 felsefesi bedenin ihmal edilme
sini telkin edemezdi; hakiki manevi hayat hibir suretle, gerei gibi anla
lan beden hayatna zt olamaz; tam tersine bu iki hayat birbirleri iin
zorunludur ve birbirine karmakszn zlmez bir surette birleirler.

nerme L, nerme sonucu ve scolie. - Spinozann efkate -veya


acmaya- ait hkmn Nietzschenin hkm ile karlatrmak dikkate
deer bir i olacaktr; genel olarak ve dehalarnn son derece farkllna
ramen, bana yle geliyor ki Spinozann Yksek Akl ile Nietzschenin
cretli Kudret radesi ou kere birbirine komu sonulara ularlar.
Kahramanlk her ikisinin esasl karakteridir; hibir teselli ihtiyac, hibir
ideal yok; gerek kendi kendine yetmeli; salam ve kuvvetli bir varlk
hibir ey beklemez, hibir ey ummaz, akn (transcendantal) hibir stat,
hibir yarg tanmaz. O bir kle gibi korku ile, veya bir gndeliki gibi
bir gaye iin deil, hatta kendisinde tayaca bir kurala sayg ile bile
deil, fakat kendi tabiatnn basit zorunluluu ile hr bir surette vardr,
kendini kabul ettirir ve tesir eder, iler. Nietzsche ve Spinoza her ikisi de
2) mmanence.

334 ETKA

ykmllk ahlakn amlardr. Aralarnda grdm en derin fark udur


ki, ok kere hayat hakl karmakla megul olan birisi felsefesinde her
eyi, btn varl kurcalamaya vard, bakasnn vehimlerini kmse
medii, kendi Etikasnda veya varlk doktrininde onlara tam yerini verdii
halde, teki kendi kuvvetini aktan aa komunun zaafna kar koyar,
kendi yad-ahlakn (immoralit) bir eit sevinli kstahlk ile ifade eder.
Spinoza bir filozof ve yumuak, tatl bir adamdr. Nietzsche ise bir sanat
, hatta biraz da aktr, aktrlerin en ihtirasl ekilde samimi olandr.

nerme LIII, kantlama. - Sayfa 5te Landn metnini dzeltmek iin


Leopold tarafndan ileri srlen dersi, W. Meijerin gsterdiine tercihle
kabul ettim; nk nerme 25te Spinoza vakaa gsteriyor ki tarafmzdan
kazanlm her seik bilgi ileme, etki gcmzn artmasna sebep olur;
W. Meijerin dersinde bu iaret daha az anlalyor.
nerme LIV, scolie. - Bu pasajn yorumlanmas iin nceki notla
ra, balca nerme 18in scoliesine, nerme 7 ve 18e ait olanlara, nerme
37nin ikinci scoliesine, nerme 50ye baknz. Spinoza hrriyetini kazan
mam insan hakknda akld amillerin kullanlmasn ve zel olarak halk
iin korkutma vastalarna bavurulmasn doru buluyor. Sanlabilir ki,
Spinozann seyrettii taknlklara kendini kaptrm olan halk yn man
zaras (Zihin Reformu Hakknda Kitap, cilt I, s. 218e bkz.) terret vulgus,
nisi metuat cmlesini yazd zamanda kafasnda idi ki, bu cmle bilindii
gibi Taciteten mlhem idi (Annales, I, 29, nihil in vulgo modicum; terrere
ni paveant; bkz. Trait Politique, ch, VII, 27.)

nerme LVII ve scolie. htimal hafifmerepler, kt kadnlar ve


pintiler gibi, tufeylinin, dalkavuun Latin komedisinin klasik tipleri oldu
unu iaret etmek zahmetine deer (nerme 27nin scoliesine ait not). Ex
stullo insanum faciunt ifadesi (s. 113) Trencedan alnmtr (Hadmaa

s, v. 254.)

nerme LVIII, scolie. - Bu scolie ile daha nceki ek blmnn


XIII ve XXVinci fasllarn karlatrmal.
nerme LIXdan LXVIya kadar. - Bu sekiz nermede arzulara ait
kurallar aklanmtr. lke udur ki, edilgi ile yaplan her ey, etkin olarak,
akl ile yaplabilir. Hrriyetini kazanmam kimse iin bunun pratik bir
faydas olabilirse de, kk bir edilgiden gelen hibir arzu, diyelim hibir
korku, hayat iin zorunlu deildir. Akl klavuz ederek yaanabilir ve bu
nunla da rahat edilir; insan bu suretle gerekten erdemli olarak grnece

NOTL/d? 335

inden baka, ngry de daha iyi kullanabilecektir: Her kim zamann


u veya bu annda tasarladna gre eylerden farkl olarak duygulandn
hayal ederse, gelecei imdiki hale feda eder (nerme 17), aklla ynetilen
ngr ancak eyleri deimez hakikatinde bilen kimse iin mmkndr.

nerme LXIII, nerme sonucu, scolie. - a) nerme 67nin scoliesi


ile nerme 18i karlatrnz ve ona ait olan nota baknz.
b) Sayfa 129, akln klavuzluu altnda, biz iyilii dorudan doruya
isteriz. Yani faydal olan eyi yapmay, tesir etme, ileme gcmz, bilgi
mizi arttrmay isteriz (nerme 27); iin dorusu, bu bizim dmzda istene
cek gerek bir iyilik olduu iin deildir; ktlk fikri ile birlikte bulunan
iyilik fikri ruhta ancak onun irrationnellii (akld oluu) yznden vardr;
eer hr olsaydk, iyi veya kt ey hakknda hibir fikrimiz olmayacakt.
nerme LXVI. - nermenin bildirisi 1677 basksnda yledir: Bonum
majus futurum prae minore praesenti et matum praesens minus quod ausa est
futuri alicujus mali, ex rationis duciu appetemus. phe yok burada bir d

zeltme gerekiyor. Landn benimsedii reti, ileri srlm olanlar arasn


da, bana kantlama ile en ok uyuan gibi geliyor, nk imdiki daha az
iyilie gelecekteki daha byk bir iyilii tercih etmeyi hakl gsteren ayn
akl yrtme, phesiz gelecekteki daha az bir ktl imdiki daha
byk bir ktle tercih etmeyi de hakl gstermektedir. Glazemakerin
Hollanda diline yapt eviri zerine dayanan retiyi kabul etmek ze
re yle denebilir: Biz gelecekteki daha byk iyiliin nedeni olan imdiki
daha az ktl isteriz: Saisset bu son iki kelimeyi, yani daha byk
kelimelerini kaldryor. Bildiride simetri, tenazur olmadndan baka,
ondan sonra gelen nerme sonucu birinci blmde lzumsuz bir tekrar
dan ibaret kalyor.

nerme LXVIIden LXXIIIe kadar. -Drdnc blmn son yedi


nermesi Spinozann tasarlad tarzda, yani ruh metinliini, yksek g
nll olan hr adam tantma iini tamamlyor; onda hayat sevgisi, kendi
hayatn sevme vardr ve lmden o kadar az korkuyor ki onu dnmyor
bile! O hem tehlikelere kar koymasn, hem de onlardan kanmasn
biliyor; bilgisizlerin yaptklar iyilikleri ok ihtiyatla kabul eder, asla yalan
sylemez; o site, yani toplum iinde zorunluluu kabul edilen ortak kanu
nun hkm altnda, yalnzlkta olduundan daha hrdr.
nerme LXVII. - Spinoza, szn bir de tam kartn, Efltunun sk
sk kulland ekilde ele alyor:

336 ETKA

o .
Onun bilgelii, bir derin dncedir, hayata hak vermedir (daha yukar
da nerme 50ye ait nota bkz.); beinci blmde bedenden ayrlmamz
asla sz konusu olmayacaktr ki, bunun hibir anlam yoktur, nk ruh
bedenin fikridir; fakat Bedenin varoluunu sre iinde koyan zmzn
ezeliliini aka kavramak sz konusudur. phe yok lm korkulacak
bir ey deildir; o Montaignein dedii gibi varlmzn Descartes dstu
ra (prcepte) gre, yalnz lmden korkmadan hayat sevmekle kalmamal,
ayn zamanda varln hakiki sevgisi, intihardan ok farkl olan, tabii
lme raz olmay da iine almaldr.

nerme LXVIII ve scolie. - nsann hr domu olmas iin, btn


izah edilenlerin aksine olarak, onda hibir eksik veya sakat idrakin bulun
mamas, hibir akldlk ve pasifliin, edilginin olmamas gerekirdi; o
bundan dolay artk nerme 4n kabul ettii gibi tabiatn bir ksm olma
yacakt, yalnz bana gz nne alnnca aklla kavranmaz ve mahvolmaya
mahkm olmayacakt; eer insan hr dosa idi, asla klelie dmeyecek
ti; sukut yani Ademin cennetten kovulmas tasavvur edilemez olurdu.
Bununla birlikte, akln sesine kar sar olan bir kavme boyun edirmek
ten ibaret bir maksada gre Mus tarafndan hikye edilen ilk insann
(Ademin) tarihi anlalabilir, hatta bu hikyeye aklla kavranr bir anlam
verilebilir. Balangta Tanr btn eyleri insana gre yaratt ve insan
kendi hatasyla tabiat bozdu demek lmn, strabn ve ktlk denen
btn eylerin aklanmasnn, henz onun iin aklla kavranamayan bir
tabiata gre insann ballnda aranmas gerektiini belirtir. Bu ballk
zel olarak duygulanlarn ve davrannn insanca olmaynda, hayvanca
oluunda meydana kyor. Ktl yenmek iin nce hayvan gibi ya
amak deil, insan olarak yaamak, kanuna boyun emek, sonra efkat ve
en sonra da doru bilgi derecesine ykselmek gerekir.

nerme LXX ve scoliesi. - Spinozann hayat, bu nermede ortaya


konmu ve scoliede elverdii gibi yumuatlm olan yetkin bir hareket
kuralna rnek olarak pek ok vasflar vermektedir.
nerme LXXI, scolie. - Bu scolienin balangcn okurken tabiaty
la Fransz edibi La Rochefoucauld hatra geliyor. u gzel aucupium keli
mesi Latin komedi yazarlarndan alnn yeni bir rneidir.
nerme LXXII, scolie. - a) W. Meijerin ileri srlen metin dzeltil
mesinde (s. 142), bana eskiden kabul edilebilir gibi geliyordu, nk o

NOTLAR 337

cmleye daha ok kolaylk veriyor; fakat bana imdi Spinozann dn


cesini bozuyor gibi grnyor.
b) lkelerinin farkllna ramen Spinoza ve Kant yalan men eden
evrensel kuralda hibir istisna kabul etmemekte birleirler.

Ek Blm

Fasl V. - Rationalis yerine vera kelimesinin konulmasn memnunlukla


kabul edeceim (s. 146) ; hakiki hayat eyleri upuygun olarak tasarlamadan,
onlar nc bilgi tarz ile bilmeden ibarettir. Bir hayat bu karakteri
olmadan da Akla uygun olabilir; fakat bu halde tam olarak hr olamaz.
Fasl VI. - Bu fasl, nerme 68, scoliesiyle karlatrnz ve ona ait
olan nota baknz. nsan tabiat hakknda, blm II, nerme 10a ait nota
baknz.

Fasl VIII. - nsanlar olduklar gibi gz nne almak, onlarn tabia


tn ve yaradllarn dnmek, fakat onlarn etkisi altnda hareket etme
mek, metin olmak fakat sert olmamak gerekir; sertliin tehlikesi sk sk
Trence tarafndan, daha yukarda birka kere zikredilmi olan Adelphes
adl komedisinden baka Hautontimorimenos adl baka bir komedisinde
gsterilmitir. Bu eserden Spinoza, asker olmak iin baba evini brakan
delikanl rneini alyor.
Fasl XVII. - Grlecektir ki, sosyal yardm Spinoza, bir devlet fonk
siyonu gibi grmektedir. Onun burada syledii eyleri 18inci yzyl so
nunda Fransz htilal Meclisleri tarafndan sosyal yardm konusunda or
taya konan ilkelerle karlatrmak enteresan olacaktr.
Fasl XXV. - Alak gnlllk veya insanlkla hrs (ambition) ve ah
lakllk arasndaki mnasebet iin, Spinozann okuyucuyu gnderdii pa
sajdan baka, blm III'te ve 43 ve 44nc tanmlar ve blm Vte ner
me 4n scoliesine baknz. Spinoza, blm III'te nerme 31 in scoliesine
gnderiyor. Spinozann kendi hayatndaki davran, adn nletirmek
iin duyduu pek az arzu burada syledii eylerde haklln bulmaktadr.
Utu disciplina ex ipso habeat vocabulum ifadesi Trencedan alnmtr
(Hadmaas, msra 263). Bu vesileyle Spinozann hayatnda yaymlayama
d eserlerini uvres Posthumes ad ile yaymlayan dostlar, yazarn yani
filozofun adnn kaldrlmasn izah iin bu pasaj ileri sryorlar.

338 ETKA

Fasl XXVIII. - Birinci cmle ile ikinci cmle arasnda baz kelime
ler kaybolmu gibi geliyor; bununla birlikte kolayca anlalyor ki dei
tirilen hizmetler fikrinden Spinoza para fikrine geiyor. Eskiden yapm
olduumun aksine olarak ben imdi cmlenin bandaki verum kelimesi
ni compendiuma ait bir sfat gibi gryorum.
Fasl XXXII. - Drdnc blmn sonuncu hizmetini gren ve in
sann tabiata balln ve tabiattan mmkn olduu kadar en az tesir
almasn inceleyen faslda ifade edilen fikirler konusunda yukarda zikre
dilen ve aklanan birok pasajlardan baka, IInci blmn 1-13nc
nermelerine ait nota baknz. Grlecektir ki, her ne kadar Spinoza
kendi ifade tarz ile Stoacla yaklayorsa da, felsefesi Stoa felsefesin
den ok daha modern, darya daha tesirli olmadan geri kalmyor. Bizi
memnun klmas gereken irade dayankll meydana gelmi olsa bile,
genel olarak mmkn deildir; Stoallar insann iktidar hakknda yanl
bir fikre varyorlar. Bize bal olmadn syledikleri eylerle bsbtn
bize bal olduunu syledikleri eyler arasnda, srf farazi (fictif) bir ayrma
izgisi koyuyorlar. Biz ancak onlarn anladklar ekilde dnce ile btn
tabiatn hkimi olsa idik hr olacaktk; o zaman bizim boyun ediimiz
ortak dzen yerine bize uygun olan yani Akla uygun olan bir dzeni koy
mak gerekirdi: Beinci blmn nszne bkz.

NOTLAR 339

Beinci Blm
nsz. - Spinoza, Ruhun gcn veya akl tetkik edecektir (s. 166,
satr 10). Grlecektir ki, Akl Ruhun gc ile ayn saylmam, fakat asl
Ruhla ayn saylmtr. Mentis seu rationis. Burada Politique doktrini ile
Descartesin doktrinini ayrmakla ie balyor. Stoallara gre (drdnc
blmn son notuna bkz.) iradenin passionlar, edilgiler zerinde mutlak
bir egemenlii olabilir. nk yalnzca bize bal olan eyler vardr. Tabiata
bal olmakla birlikte grnte insana yksek deer verdii halde gerek
te onu kaderin yk altnda ezen bir doktrin kabul edilemez. Descartesa
gre Bedenden ayr olan Ruh, Bedenin hareketlerini yneltebiliyor. Fakat
phe yok, eer Ruh Bedensiz ve Beden Ruhsuz tasarlanabiliyorsa, Ruhla
Bedenin birlemesi ne Ruh fikrinden ne Beden fikrinden karlabilir ve
onlar yalnzl iinde aklla kavranamaz olurlar. Descartes ne Ruhla Bede
nin birliine, hele ne de asl Ruha tekil (singulier) hibir neden veremiyor
(s. 171, satr 33); phesiz, istemesine ramen, Ruha daha yetkin bir z
vermek yle dursun, bir ey, ya da seik bir cevher yapmak suretiyle onu
tasarlanamaz ve her trl hakiki etkiden yoksun bir hale getiriyor; bir
Ruhun yetkinlii, erdemi veya gc ancak onun tekil ettii ve kendisini
tekil eden fikirlerin hakikati, ya da aklilii ile kaimdir. Ruha hayal bir
tikel irade veren ve onu sanki metafizik bir yalnzlk iine hapseden Des
carteslk dosdoru vesile-nedencilie, (occasionalisme) ular. Stoicisme
insana sahip olmad bir g veriyor ve ayn zamanda bir nevi kadercilik
tir. Yalnz bizim hakiki halimizin, passionlarmzn tabiat ve nedenlerinin
bilinmesi bizi kurtarabilir. Ruhun bir duygulan yalnz tam lde bir
edilgidir ki, orada onu ak olarak kavramak imknszdr ve bundan dolay
o bizim deildir. Onu dnce ile bizim klmak, bizim hrriyetimize zt
olarak sahip olabildii her eyi ondan almak demektir. Hr olan insanda
ona hkmetmi olan passionlardan hibirinin devam etmeyeceine inan
makla hata edilmi olacaktr; bu, her yanlta mspet bir doru unsuru
bulunduu gibi, her passionda akli, iradi ve meru bir ey olduunu unutmak
olacaktr. En yetkin bilim, edinilen alglar tamamlamak suretiyle akla
madan ibarettir; erdem, ruha fertliini veren duygulanlar birbirlerine
balamak zere, hakl karmadan ibarettir. Hr olmak kendinden vazge
mek deil, kendini dzene koymaktr; bilgelik kendinin tamamlanmas,
kendine tam sahip olutur, yoksa kendini kurban etmek deildir.

340 ETKA

nerme Iden XXye kadar. - Ruhun gcn artrma aralarn,


yani mmkn olduu kadar hr ve akll bir varlk olmay bu ilk yirmi
nerme retir. Edilgiler, passionlar bizi dnmeden alkoymalar bak
mndan kt olduklar iin (blm IV, nerme 26 ve 27), biricik kar
yolumuz onlar dnce objeleri haline koymaktr ve bu mmkndr.
nk tabiatta hibir ey mutlak olarak akld deildir. Bedenin duygu
lanlar bilimsel yoldan aklanabilir bir haldedir. Mekanist fizik usulne
gre dzeltilmi olan Descartes fizii burada tatbikatn bulacaktr. yle
ise phesiz ruhun duygulanlar ak olarak kavranabilirler ve bundan
dolay da azaltlabilirler, bu teminatla kuvvetlenerek biz bilgimizin henz
ok eksik olduu zaman dahi, hayrete dmeyecek derecede Bedenimizi
disipline koyabiliriz ve bylece byk lde zihin etkinliini artrabili
riz.

nerme I. - Bu esasl nermeyi blm II. nerme 17nin scoliesine


ait nokta ile karlatrnz. Etkin bir hayal gc olmadan Bedenin hibir
akli eitimi mmkn deildir; zira hibir zaman baz ihtiyalarn makine
gibi yerine getirilmesi sz konusu olamaz. Fakat, nceden grlmeyen
bir tehlike karsnda elverili tavr kendiliinden alacak bir tarzda Bedeni
yumuatmak, disipline koymak sz konusudur (blm IV, nerme 69un
scoliesinde tehlike tanmna baknz). Spinozann pedagojisi: Zihin
Reformu Hakknda Kitaptan bir cmle, Etika'dan birok pasajlar, zel
olarak drdnc blmn Ek blmnde IXuncu fasl, onun eitim
problemi ile uramakta olduunu gsterirler; bana yle geliyor ki, o
ok modem bir zihniyete sahip bulunuyordu. Kendiliinden anlalr ki
o Bedenin ihmali fikrini telkin etmedii gibi, hele Beden hayatn Ruh
hayatndan hi ayrmamtr; o, irade eitiminde ok esasl ksm olan
hayal gc kltrnn her eyden nce bir Beden kltr olduunu,
atletik olmaktan ziyade mzikal olan ve Bedeni kuvvetlendirmeye, onu
ince ve zarif bir hale koymaya alan bir kltr olduunu ilke olarak
ortaya koymutur. Bu kltre gre nemli olan ey kaslarn kabal de
il kvraklk, hareketlerin kendiliinden ahenkli olmasdr, eurythmiesi
dir.

nerme IV. - Ahlakllk (pietas) iin, blm IV, nerme 18in sco
liesine ait nota bakn.

nerme X. Scolie. - Bu scolie ile blm IV, nerme 18in scoliesini


karlatrn ve ona ait olan nota bakn. Nitekim Spinozann sertlik ile

NOTLAR 341

takdirsizliin sakncalarn gsterdii blm IVn eitli pasajlarnda ve


zel olarak nerme 45in scoliesi ile, nerme 63n scoliesine, Ek bl
mn XIIInc faslna bakn.
nerme XX. Scolie. - a) Gsterildi ki, edilgilere kar koyacak deva
lar sayarken Spinoza evrensel zorunluluk fikrinin bizim zerimizdeki iyi
letirici etkisini aka zikretmiyor (nerme 6). Belki de bu kaldr bu
fikrin filozofun zihninde devaml olarak hazr olmas ve btn baka fikirle
rinde bulunmas ile aklanmaldr.
b) Scolienin sonunda corporis kelimesinden sonra Existentiam keli
mesinin konmasndan ibaret olan dzeltme bana zorunlu grnyor; zira
onun ard sra gelen nermelerde Ruhun Bedenle her trl mnasebet
dnda gz nne alnmas doru deildir (nerme 22), fakat srede zo
runlu olarak snrlandrlm olan Bedenin varoluu (existence) baka
eydir, kendisini ezeli olarak (sub specie aetemi) kavrayan z (essence)
baka eydir.
nerme XXIden XLa kadar. - Etikann bu ksmnda Spinoza, ayn
zamanda hem nc bilgi tarznn hassalarn, hem zihn Tanr sevgisini,
hem de yce mutluluk yani kendilerine sahip olmak, kendi kendilerinin
hazzn (jouissance) duymak derecesine ulaan Ruhlarn ezelilii teorisini
aklar.
Bu notlarda birok kereler aklamalar yapma frsatn bulduumuz
tabiat zerinde ilerleme ile, bir gayeye doru ilerleme deil fakat hr
yarattan (production) ibaret ilerleme ile Tanr insan Ruhunda kendi
ezeliliinin uurunu elde eder; o, var olmasyla birlikte var olduu olur;
benim balandm yorumlama ekli, hi deilse, budur.
Beinci blmn ikinci yarsnda 27 ve 26 fasllarn blm II 27 fasl,
Court Trait ile, (eytanlara ait 25inci fasl bir yana koyarak) karlatrn.
I - III'nc blmlerin notlarnda iaret ettiim gibi, Court Traitnin
doktrini Etikann doktrininden olduka farkldr ve daha az felsefi, daha
dini bir karakteri vardr.
nerme XXIV. - Tanrnn tavrlar veya duygulanlar olan tekil
eylerin bilgisi Tanrnn hakiki bilgisi iin ve bunun sonucu olarak yce
mutluluk iin zorunludur; yce mutluluk yerine selamet de diyebilirdi
niz. Bu nerme Spinozacln bilimi kmseyen ve Ruhun bir ve ezeli
varlkla tasvir edilmez ve vecitli birlemesini ama edinen bu trl misti
sizmden ne derecede farkl olduunu gsterir.

342 ETKA

nerme XXXVIII. - Et mortem minus timet kelimeleri bildiriye, belki


de, sonradan yaplm bir eklemedir; yalnz scoliede lmn az korkula
cak ey olduu kantlanmtr.
nerme XLI ve XLII. - Bu nermelerden birincisi u fikri ifade eder:
Ruhun ezelilii, ahlak, din ve Ruh metinlii ile yksek gnllle ait
btn eyler hakknda hibir bilgisi olmasayd, yine de onlar en nemli
veya dorusu biricik nemli olan ey olmadan geri kalmayacakt; bu ise,
saln hastalktan ve varln yokluktan daha deerli olmas ile apak
olarak anlalr. Court Trait, II, ch. XXVI, 4- kinci nerme yce mut
luluun elde edilecek bir dl, peinden koulacak bir ama olmak yle
dursun, salam ve hr bir Ruhun tabii denebilen art, hali olduunu
ifade eden btn bir doktrinin zetidir. Dnmek, etki yapmak ve mey
dana getirmektir, dnmek bir sevintir. Mutludur o kimse ki dnr!
Gerek lem onundur. Etikann son iki nermesinin her ikisi de belirtir
ler ki, hibir yaptrm (sanction) gc kabul edilemez nk, bizi en yksek
ahlaklla karmak iin, gerekten bizim olan feda edilecek hibir eyimiz
yoktur, hele tabiatmzn gelimesine engel olan bir kanuna boyun eme
hi de kabul edilemez. Hrriyet kazanlr, satn alnmaz; ezeli hayata sahip
olmak iin s, Allahn oludur, diye inanmak lazmdr, diyordu Saint Paul.
Spinoza diyor ki, biz Tanryz.1

1) Notlarda Etika'nn Latince metnine ait iaret edilen sayfa numaralar Ch. Appuhn evi
risi ile birlikte baslan Latince Etika'nn sayfalarn gstermektedir, (.n.)

You might also like