Professional Documents
Culture Documents
Bu
Etika
yasa - siyasa
1) HUKUK ZGRLK VE AHLAK, H. L. A. Hart, ubat 2000
2) DEVLET KURAMI, Der.: Cemal Bli Akal, Temmuz 2000
3) SYAS LAHYAT, Cari Schmitt, Temmuz 2002
4) NE HUKUK NE DE AHLAK, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
5) NSANSIZ YNETM, Turgut Tarhanl, Ocak 2003
6) REFAH DEVLETNN KRZ, Pierre Rosanvallon, ubat 2004
7) ETKA, Benedictus (Baruch) Spinoza, Aralk 2005
8) PARLAMENTER DEMOKRASNN KRZ, Cari Schmitt, Nisan 2006
9) LBERALLER VE CEMAATLER, Der.: A. Berten, P. da Silveira, H. Pourtois, Eyll 2006
10) POLTK NCELEME, Benedictus (Baruch) Spinoza, Ocak 2007
11) TUTUNAMAYANLAR VE HUKUK, ebnem Gkeoglu Balc, Mart 2007
12) HAKLARI CDDYE ALMAK, Ronald Dworkin, Haziran 2007
13) HOMO JURIDUCUS, Alain Supiot, Mart 2008
14) TEOLOJK-POLTK NCELEME, Benedictus (Baruch) Spinoza, Eyll 2008
15) SPNOZA. DNYA SEVGS, Diego Tatin, Temmuz 2008
Spinoza
Geometrik Dzene Gre Kantlanm ve
Be Blme Ayrlm Olan
Etka
DOST
kitabevi
ISBN 978'975'298-147'8
Ethica
BENEDICTUS (BARUCH) SPINOZA
Dost Kitabevi Yaynlar, 2004, 2006, 2009, 2011
Bu kitabn Trke yayn haklar
Dost Kitabevi Yaynlarna aittir.
Birinci Bask, Aralk 2004, Ankara
kinci Bask, Aralk 2006, Ankara
nc Bask, Temmuz 2009, Ankara
Drdnc Bask, Haziran 2011, Ankara
indekiler
30
1. Tanr Hakknda
31
77
129
197
263
Notlar
295
10 ETKA
1) smail Fenni: Muhiddin Arab ve Vahdet-i vcut. Ancak bu kelime batda da kullanlmak
tadr. Her eyin Allahta olduunu kabul eden doktrindir ki, ilk nce Krause tarafndan kendi
doktrini iin kullanlmtr. Bazen de pantheisme'den benzeri fikirleri ayrmak iin kullanlr. A.
Lalande, Vocabulaire de la Philosophie, cilt II. s. 553.
2) smail Hakk zmirli, slm Feylosoflar, Trk Tarih Kurumu, Trk Tarihi Ana Hatlar
msveddeleri iinde baslmtr, 1933.
12 ETKA
1 4 ETKA
gide o, hayat hikyesinin bir kantna gre, kiiliine skca bal biricik
iyilii gryordu. Fakat dramn bu kadar erken bitirmeden onu alkoyan
ey, ufukta beliren bir buluttur: Hakiki bilgi yalnz dncenin boluu
ve yanl armlarla krlm deildir, ayn zamanda ve balca zihnimi
zi bulandran duygular ve passionlarla da bozulmutur. te yenilmesi ge
reken yeni ve ciddi bir diren! Ve onu yenmek iin, her eyden nce onu
bilmek gerekiyor. Spinoza o zaman nc kitapta duygularn muazzam
tabii tarihini veriyor. Duygularn nefsi koruma eilimi ile mnasebetleri
ni, fikirlerin etkisi ile onlarn nasl ekil deitirdiklerini gsteriyor. Balca
abas, madde alannda olduu gibi ruh alannda da salam bir nedensel
lik zinciri bulmaktr. Bizi her yandan kuatan dalgalarn iti kanununu
aryor. Kurtuluu bu kanunda gryor. Ik drdnc kitapta meydana
kmaya balyor. Hakikatte, passionlar dorudan doruya yok edilemez
ler; onlar daha kuvvetli baka passionlarla nlenebilirler. Bu kabul edi
lince iyilik bilgisinden, yani varlmz koruma artlarndan ruhi bir kuv
vet yapmak sz konusudur ve bu mmkndr, nk bu bilgi bizde haz
dourur, bize amac gsterir ve o ayn zamanda ruhun etkinliidir. Bu
bilgi bizi ayn zden baka fertlerle birletirecektir, zira biz greceiz ki
bu ortak artlara bal bulunuyoruz. Ve her birimizi gayeye ancak ortak
aba gtrebilir. Bylelikle dram ikinci defa sonuca yaklayor. Fakat bir
soru yine kendini gstermektedir: lk iki kitabn imknn gsterdii bi
limsel bilgiyi, nc ve drdnc kitaplarn anlatt pratik gelimeye,
varlk iin sava yolu ile eitime balarsa, tam ve btn kiilii nasl ko
ruyabilir? Beinci kitapta, pasif hallerimizin tabii oranlarna ait olan ak
bilginin bizi onlarn stne nasl ykselttii; bu bilginin btn baka bilgi
lerimizle nasl uzlat gsterilmitir. Kendi kendimize bylece olaylara
ezelilik bakmndan baknca, zamann ve sonlu varln btn karanlk
lar ve huzursuzluklar ortadan kalkar; drdnc kitabn gelimesini anlat
t ruhun hrl bizi ezeli ve sonsuz varlkla bir klan derin hisle kaynar.
Spinoza bylece din felsefesi, fizik, bilgi teorisi, psikoloji ve ahlak tek
bir kadronun snrlar iine koyabiliyor. Nitekim nedensellik kanununun
kesin tatbiki yardm ile realizmin gelimesi onda insann Tanr ile mistik
birlemesine (ayn-l-cem) engel olmamtr, hatta onu kolaylatrr. unu
da katalm ki, bu byk ve eitli fikir zincirlenmesi geometrik bir tarzda
(more geometrico) teoremler ve kantlar eklinde aklanmtr. Bylece
kendi cinsinde tek olan bir eser karsnda bulunuyoruz. adalarnn
1 6 ETKA
Dante, ilk rastlad zaman Beatrice ancak dokuz yanda idi. Colerus
diyor ki, bu devirde Spinoza fizikle uramaya balam ve thologieyi
brakmt. Yeni tabiat anlayn renmek iin okuduu yazarlar arasnda
Giordano Bruno, belki de, en nemlilerinden biriydi. Filozof, Brunoyu
eserlerinin hibir yerinde zikretmiyor, ama ilk eseri hele Tanr, insan
ve onun yksek iyilii zerine ksa kitapa bal kk bir diyalog- ak
tan aa Brunoyu hatrlatyor. Orada ona din fikirlerin z olarak gr
len eyi tabiatn bilimsel anlal ile uzlatrmasna imkn veren felsefi
bir dnce grlyor. Brunonun tabiatn sonsuzluu ve tanrl hakkn
daki doktrini Spinozann Tanr fikrini Tabiat fikrine balamasna yardm
etti. Renaissance felsefesinin bu etkisi onun ilk eseri otuz, krk yl nce
kefedileli beri10 daha akla yakn grnmektedir; eskiden yalnz Spino
zann thologieyi brakarak fizie girdikten sonra peinden gidilecek yo
lun belirtilmesi iinde kararsz kaldna dair Colerusun iareti ile yetini
liyordu; yine bu gre gre Descartesin eserleri eline gemi, ak ve
seik sebepler zerine bir eyi dayandrmak eilimi ile ona balanmt.
Spinozann felsefeye Descartes olarak balad ve ancak yava yava
eletirmeler yapmaya balad dnlyor. Fakat Spinozann kale
minden km olan ilk eseri bu fikri yalanlyor. Filozof bu ilk kitabnda
birka esasl noktadan cartsianismei eletirmektedir. Spinoza asla tam
Descartes olmad, ama Descartestan birok eyler rendi, fikirlerin
den birou kendi iine yarad, hatta felsefi terimlerinden bir ksmn
kulland. Bu gei dnemi srasnda -ki henz kendi sistemi gzlerinde
kesin izgileriyle izilmi bulunmuyordu- o zamanlar Bacon ve Descartes
felsefesinin zaferinden nce Almanya ve Hollandada felsefe retimin
de hkim en son Skolastik yazarlar da incelemek kalmt. Spinozann
sonraki eserlerinde bulunan ifadeler ve nermelerden birou ilk eserle
rinde olduu gibi Skolastik etkiyi gstermektedir. Spinoza hatta birok
paralarnda Skolastikleri zikretmektedir. Btn bu grleri yaklatrmak
zere, felsefi gelimesinde, filozofun ok geni, ok farkl ufuklardan getii
ve phesiz hi de nemsiz olmayan birok kitaplar okumu bulunduu
anlalyor. Ba-eserinin bize gsterdii btn kesinlik ve akla ra
men, onun kkleri felsefi gelenein toprana her ynden uzanm ve
dalm bulunmaktadr. Fakat bu onun orijinalliinden hibir ey eksilt
10) Bu tarih, Hffdingin kitabna gredir, imdi (1965) 99 yl olmak gerekiyor.
1 8 ETKA
2 0 ETKA
11) Tevrat, Eski Ahidin yalnz bir ksmdr. Hffding bunun sonraki tarihte yazldn
iaret ediyor.
2 2 ETKA
ETKA ZERNE12
Rijnsburgda oturduu srada, 1661 ylndan balayarak, Spinoza geo
metricilerin metoduna gre Tanr hakkndaki doktrinini aklamaya
12) Apphunun nsznden.
13)Burada zek yetmez. Renana gre Spinoza hayat fikrine ve gerek duygusuna yabanc
bir idealisttir. (1877de La Hayedan verilen nutuktan.)
24 ETKA
bu fikrin objesi ile uyumaldr, gibi bir aksiyom (Vinci) hakknda pein
den aklama, her trl yorumlama yanllna engel olmadan, Etikann
okunmasn itiraz gtrmez bir derecede kolaylatrr ve Spinozann tesi
rini daha geni bir evreye yayard.
e yarayacana tamamen inanmakla birlikte, bu giriin ve bu ak
lamann yazarnca Etikaya eklenmemi olmasndan dolay eseflenmek
gerekip gerekmediinden pheliyim. Zihin Reformuna Dair Kitap ve Mek
tuplar, zannederim, Spinozann dncesi iin istenen aydnl hakika
ten merakl kimselere vermektedir ve phe yok ki o, eserini, zahmetle
rine acyan kimseler iin yazmamtr. Etikann son satrlar, birka keli
meyi deitirerek, okuyucuyu aydnlatmaya yarayabilir. Hakiki mem
nunlua gtrdn gsterdiim yol son derece etin grnyorsa da
yine oraya girilebilir. Ve phesiz ok nadir bulunduu iindir ki ok
etin olmas gerekir. Eer kurtulu elimizde olsayd ve ona zahmetsizce
ulalabilseydi, onun hemen herkese ihmal edilmesi nasl mmkn olur
du? Fakat gzel olan her ey, nadir olduu kadar da gtr.
Rinsburghda oturduu srada Etikann ilk blmn ilk ekli ile yazd
ve baz dostlarna bildirdi. Bu konuda Spinozadan manevi gdasn alan
ve Kk kitap kendisi iin yazlm bulunan Simon de Vriesn tankl
na sahip bulunuyoruz. stadn raklar doktrinini birlikte incelemek
iin toparlanyorlard. Onlardan biri Rinsburghdan gnderilen metni oku
yor ve elinden geldii kadar erh ediyordu; skntl noktalar birlikte ince
leniyordu ve fazla bir zorluk karsnda kalrlarsa not alyorlar, yazardan
yaz ile aklama istiyorlard. Bylece, bu bilgiler arasndan kardmz
mektupta, Simon de Vries nc tanm artc diye gsteriyor ve Spi
nozadan 8inci nermenin nc scoliesini aklamasn diliyor. Ad
geen metin kesin yazlta 10uncu nermenin scoliesine aittir ve bu
suretle Spinozann sonradan gerekli grd dzeltmeler hakknda bir
fikir ediniyoruz.
Spinozann 13 Mart 1665te Guillaume de Blyenberghe yazd mek
tupta Etikadan yle sz edilmektedir:
Doru adam deyince, diyor yazar, herkesin asl kendisine ait olan
eye sahip olmasn devaml surette isteyen kimseyi anlyoruz ve henz
baslmam olan Etika adl kitabmda bu arzunun kklerinin, zorunlu ola
rak gerek kendilerinde, gerek Tanrdan karlm ak bilgide olduunu
kantlyorum. Eserin yazl, grlyor ki, bu tarihte ok ilerlemitir,
26 ETKA
28 ETKA
1
Tanr Hakknda
Tanm I
z varl kuatan, baka deyile tabiat ancak var olarak tasarlanabi
lecek olan eye, kendi kendisinin nedeni (causam sui) diyorum.
Tanm II
Snrl olan, yani kendisiyle ayn tabiatta baka bir eyle snrlanabi
len bir eye kendi cinsinde sonlu diyorum. Diyelim, cisim kendi cinsinde
snrldr, nk biz herhangi cismi tasarlasak, tasarladmzdan daha
byk bir cismi tasarlayabiliriz ve bu daha byk cisim birinci cisimle
ayn tabiatta olduu iin, cismin kendi cinsinde sonlu olduunu sylemek
dorudur. Nitekim bir dnce baka bir dnce ile snrlandrlmtr.
Fakat cisim dnce ile ve dnce de cisimle snrlandrlmamtr.
Tanm III
Kendi bana var olan ve kendisi ile tasarlanan, yani kendisini tekil
edecek baka hibir fikrin yardm olmakszn hakknda fikir edindiimiz
eye cevher1 diyorum.
1) Cevherin Trkesi tzdr, fakat Spinozann klasik felsefe dili iin burada cevher,
sfat kelimelerini kullandk.
32 ETKA
Tanm IV
Cevherde, onun zn meydana getirmek zere algladmz2 eye
sfat (ya da yklem) diyorum3.
Tanm V
Cevherin duygulanna, baka deyile kendi kendisine deil, baka
bir eyde var olan (in alio) ve ancak bu baka ey yardmyla tasarlanan
eye tavr diyorum.
Tanm VI
Mutlak olarak sonsuz bir varla, yani sonsuz sfatlar olup basz ve
sonsuz (ezeli) z bu sonsuz sfatlarnda her biriyle ifade edilmi olan
cevhere Tanr diyorum.
Aklama
Mutlak olarak sonsuz diyorum, yoksa kendi cinsinde sonsuz demiyo
rum. Zira yalnzca kendi cinsinde sonsuz olan bir yerde sonsuz sfatlar
(yklemleri) olumsuzlayabiliriz; fakat mutlak olarak sonsuz olan iin ise
bir z ifade eden ve hibir olumsuzluu kuatmayan her ey onun zne
aittir.
Tanm VII
Srf kendi tabiatnn zorunluluu ile var olan ve etkinlii yalnz ken
disi ile gerektirilmi bulunan eye hr diyorum.
Kesin ve gerektirilmi bir art iinde var olmak ve etki yapmak iin
kendisinden baka birisiyle gerektirilmi olan eye zorlama (cebr) diyorum.
Tanm VIII
Basz ve sonsuz (Eternel) olan eyin yalnzca tanmnn zorunlu bir
sonucu diye tasarlanmas bakmndan, varla basz ve sonsuzluk (Eter
nit) diyorum.4
2) drak ettiimiz.
3) Attribut kelimesi mantkta yklem, metafizikte sfat diye karlanyor, ancak burada
Spinoza ikisini de ifade ediyor.
4) Eternel karl her ne kadar basz ve sonsuz demekte isek de Spinoza bunun yannda
sonsuz da dedii iin her yerde kullanamadk.
TANRI HAKKINDA 33
Aklama
Gerekten byle bir varlk, ezeli hakikat, nitekim eyin z diye
tasarlanmtr ve bu sebepten, sre veya zaman ile aklanamaz, hatta
sre ba ve sonu olmayan ey diye tasarlanm olsa bile.
Aksiyom I
Var olan her ey ya kendisinde, ya da baka bir eyde (vel in se vel in
alio) vardr.
Aksiyom II
Baka bir ey aracl ile tasarlanmayan eyin (per aliud) kendisinde
tasarlanmas gerekir (per se).
Aksiyom III
Verilmi diye varsaylan gerekli bir nedenden zorunlu olarak bir eser
kar ve tersine, hibir neden verilmi deilse oradan hibir eser kmaz.
Aksiyom IV
Eser iin olan bilgi, neden iin olan bilgiye baldr ve zorunlu olarak
onun varln kuatr.
Aksiyom V
Aralarnda hibir ortaklk olmayan eylerden birisi tekisi ile tasarla
namaz; baka deyile, birinin fikri veya kavram tekinin fikri veya kav
ramn kuatamaz.
Aksiyom VI
Her doru fikrin kendi objesine uygun olmas gerekir (suo ideato).
Aksiyom VII
Bir ey eer var-deil diye tasarlanabiliyorsa, bu eyin znn varl
kuatmadndan emin olunabilir.
nerme I
Cevher tabiata, kendi duygulanlarndan nce gelir.
34 ETKA
Kantlama
Cevherin kendi bana var olan ey olduu ve kendi kendisiyle tasar
land sylendi (tanm 3): Cevherin tavr ya da duygulanlarnn kendi
balarna deil, bakasnda (in alio), yani cevherde bulunduklar da sy
lendi (tanm 5), buradan u sonu kar ki, cevher tabiat bakmndan
ancak kendisiyle duran (kaim olan) duygulanlarndan nce gelir.
nerme II
Farkl sfatlar olan iki cevher arasnda ortak hibir ey yoktur.
Kantlama
Cevherin kendisinde var olan ve kendi kendisi ile tasarlanan ey ol
duu, yani var olabilen herhangi bir eye ait baka hibir fikrin yardm
olmadan fikir edindiimiz ey bulunduu sylendi (tanm 3); buradan u
sonu kar ki, farkl sfatlar olan iki cevherden her biri kendi bana var
olur ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilir. Halbuki, kendi bana var
olan ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilen eyin yine kendi bana
var olan ve ancak kendi kendisiyle tasarlanabilen baka bir eyle ara
larnda hibir ortaklk yoktur. Zira aralarnda ortak ne olabilirdi? Bunlar
sfatlar olamaz, nk tersine olarak ne olabilirdi? Bunlar sfatlar ola
maz, nk tersine olarak onlar trl sfatlara sahip gibi (diversa attributa
habentes) varsaylmlardr; bu, z de olamaz, nk z sfatlar zerine
kurulmutur ve sfatlar her iki cevherde trl trl olunca, zorunlu ola
rak onlardan her birinin znn farkl olmas gerekir. Eer onlardan her
birinin z farkl ise, aralarnda hibir ortaklk olmadn sylemek do
ru olur; en sonra aralarnda ortak olan ey tavrlar veya duygulanlar da
deildir, nk cevherin tavrlar ya da duygulanlar ancak cevherle
kaimdirler (tanm 5) ve yalnz onunla tasarlanabilecekleri iin, z bakmn
dan farkl olan iki cevherde ayn tavrlar ya da duygulanlar olamaz ve
tasarlanamaz. yle ise, farkl sfatlar olan iki cevherin aralarnda hibir
ortaklk olmad dorudur.
nerme III
ki ey arasnda hibir ortaklk olmad zaman, onlardan biri teki
nin nedeni olamaz.
TANRI HAKKINDA 35
Kantlama
Sylendii gibi (Aksiyom 4) eser iin olan bilgi neden iin olan bilgiye
bal ise ve onu zorunlu olarak kuatyorsa; yine sylendii gibi (Aksiyom
5) aralarnda hibir ortaklk olmayan eyler birbirleriyle tasarlanamazlarsa,
bundan u sonu kar ki, aralarnda hibir ortaklk olmayan iki eyden
biri tekinin nedeni olarak tasarlanamaz. nk eer o tekinin nedeni
olarak tasarlanabilmi olsayd, bu gerek onlarn sfatlaryla, gerek tavrlar
ya da duygulanlaryla aralarndaki bir ilgi yznden olacakt; halbuki
birinin tavr ve sfatlaryla tekinin tavr ve sfatlar arasnda hibir ilgi
yoktur, nk hibir ortaklklar yoktur. Buradan u sonu kar ki, biri
tekiyle tasarlanamaz; baka bir ynden, eer birinin tekiyle tasarlanama
mas doru ise ve bununla birlikte eser iin olan bilgi neden iin olan
bilgiye bal ise, meydandadr ki aralarnda hibir ortaklk olmayan ve
biri tekiyle tasarlanamayan iki eyden biri tekinin nedeni olamaz, nk
eer olsayd birinin tekiyle tasarlanmas gerekirdi, bu ise yoktur ve olamaz.
nerme IV
ki ya da birok seik ey, birbirlerinden ya cevherlerin sfatlarnn
farkllndan ya da cevherlerin tavrlar ve duygulanlarnn farklln
dan dolay seiktirler.
Kantlama
Var olan her ey ya kendisinde (en soi) vardr, ya bakasnda vardr
(aksiyom). Yani (tanm 3 ve 5) zihin dnda cevherler ve duygulanlardan
baka hibir ey yoktur; yle ise, zihin dnda birok eylerin birbirlerin
den seik olmalarn salayan cevherlerden baka bir ey yoktur, ya da
(tanm 4) ayn anlama gelmek zere, onlarn sfatlar ve duygulanlarn
dan baka bir ey yoktur.
nerme V
Alemde ayn tabiat ya da ayn sfat olan iki ya da birok cevher
olamaz.
Kantlama
Birok seik cevher olmu olsayd, ister istemez onlarn birbirlerinden
ya sfatlarnn farkll ile ya tavrlar ya da duygulanlarnn farkll ile
36 ETKA
seik olmalar gerekecekti (nerme 4). Halbuki eer onlarn yalnz sfat
larnn farkll ile seik olacaklar sylenirse, bundan anlalr ki onlarn
ayn tabiat ve ayn sfat olmayacaktr; ki beinci nermenin de syledii
budur. Eer onlar duygulanlarnn farkll yznden birbirlerinden seik
iseler, bir cevher (nerme 1) tabiata duygulanlarndan nce geldii
iin, yani (tanm 3 ve aksiyom 6), hakikatte, o bakasndan seik diye
tasarlanamayacaktr, baka deyile orada birok cevher deil yalnz bir
cevher olacaktr.
nerme VI
Bir cevher baka bir cevher tarafndan meydana getirilemez.
Kantlama
Beinci nermeye gre, tabiatta ayn sfat olan iki cevher olamaz,
yani, ikinci nermeye gre farkl sfatlar olan iki cevherin arasnda hibir
ortaklk yoktur. nc nermeye gre, iki ey arasnda hibir ortaklk
olmad zaman, onlardan biri tekinin nedeni olamaz, baka deyile biri
teki ile meydana getirilemez.
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, bir cevher baka bir cevher tarafndan
meydana getirilemez. nk tabiatta cevherler ve duygulanlardan baka
hibir ey yoktur. Gerekten, bir ey baka bir eyin nedeni olabilmesi iin,
bu iki eyin aralarnda ortak bir eyin olmas gerekir (nerme 3). Halbu
ki iki eyin ayn tabiat ve sfatlar olmadka aralarnda ortaklk yoktur.
Eer onlarn ayn tabiat ve ayn sfatlar varsa, artk birbirlerinden
ayr olmayacaklar ve bunun sonucu olarak onlar tek ve ayn eyi tekil
edeceklerdir ve yine bunun sonucu olarak, biri teki tarafndan meyda
na getirilen iki cevher olmayacaklardr.
Baka kantlama
Bu nerme, eliiinin samalyla daha kolay kantlanr. Eser iin
var olan bilgi neden iin var olan bilgiye baldr ve bu onu zorunlu ola
rak gerektirir (tanm 3). Cevher, kendi bana var olan ve kendi kendi
siyle tasarlanan, yani var olabilen herhangi bir eye dair baka hibir
fikrin yardm olmadan hakknda fikrimiz olan eydir.
TANRI HAKKINDA 37
Bundan u sonu kar ki, bir cevherin baka bir cevheri meydana
getirebildiini varsaymak eliiktir, nk bu iki cevherden biri tekinin
eseri olunca ancak nedenin kavram veya bilgisi aracl ile tasarlanabi
lecek ve bundan dolay da asla cevher olmayacaktr.
nerme VII
Var olmak bir cevherin tabiat gereidir.
Kantlama
Bir cevher baka bir eyle meydana getirilemez (nceki nermenin
nerme sonucu); yle ise o kendi kendisinin nedeni olacaktr (tanm 1),
yani, onun z zorunlu olarak varl kuatr, baka deyile, var olmak onun
tabiatndandr.
nerme VIII
Her cevher zorunlu olarak sonsuzdur.
Kantlama
Beinci nermeye gre ayn sfat ya da ayn tabiat olan ancak tek bir
cevher olabilir. Yedinci nermeye gre, cevherin tabiat zorunlu olarak
varl gerektirir, yle ise tabiat gereince cevher ya sonlu bir ey olarak,
ya sonsuz bir ey olarak vardr. Fakat bu sonlu bir ey olamaz; zira (tanm
2) kendisi de zorunlu olarak var olmas gereken (nerme 7) ayn tabiatta
baka bir cevherle snrlandrlm olmaldr; o zaman ayn sfat olan iki
cevher olacaktr ki, bu da beinci nermeye gre samadr; yle ise o
sonsuz olarak vardr.
Scolie I
Sonlu bir varln, gerekte, bir ksm olumsuzluu ve sonsuz varln
da mutlak olumluluu olduu iin, bundan aka u sonu kar ki, ye
dinci nerme gereince, cevherin tabiat varl gerektirir ve cevher zo
runlu olarak sonsuzdur; zira zden var olan bir eyin varoluunu olum
suzlayacak hibir ey bulunamaz.
Scolie II
Hi phe etmem ki eyler zerinde btn bulank olarak hkm
yrtenlerle onlar ilk nedenleriyle tanmaya almam olanlar iin, varolu
38 ETKA
TANRI HAKKINDA 39
40 ETKA
nerme X
Bir cevherin her sfat kendisi ile (per se) tasarlanmaldr.
Kantlama
Sfat tanm 4e gre, cevherde onun zn kuruyor diye tasarladmz
eydir. nc tanma gre cevher kendi bana var olan ve kendi ken
disiyle tasarlanan eydir. Bundan u sonu kar ki, cevherin her sfat
kendisi ile tasarlanm, kavranm olmaldr.
Scolie
Bir cevherde her ne kadar, gerekten, ayr iki sfat varsa da, yani
birini tekinin yardm olmakszn tasarlyorsak da, bunlarn iki varlk,
iki farkl cevher meydana getirdikleri sonucunu karmamaldr; nk
bu sfatlardan her birinin asl kendisi ile (per se) tasarlanabilmeleri cev
herin tabiatndandr. Gerekten, cevherin kendisinde her zaman sahip
olduu btn sfatlar bulunur ve bu sfatlardan hibiri asla bakas tara
fndan meydana getirilmemitir, fakat onlardan her biri cevherin varl
n veya gerekliini ifade eder. Bir cevherin birok sfatlar olduunu
varsaymann sama olmas yle dursun, tersine, her varln bir sfat
altnda tasarlanmas gerektii ve bu varln ne kadar ok gereklii var
sa, ayn varln zorunluluu ya da ezelilik ve sonsuzluunu ifade eden ve
gsteren o kadar ok sfat olduu son derece meydandadr. Buradan u
sonu kar ki, mutlak olarak sonsuz varlk, her biri bu varln sonsuz ve
ezeli zn ifade etmek zere sonsuz sfatlar kuatan bir varlk diye tanm
land zaman, ok kesin bir tanm yaplm olur. Eer birisi cevherlerin
ayrlnn hangi ayrt edici belirti ile tannabileceini sormaya kalkacak
olursa, gelecek nermeleri okumak zahmetine katlansn, bunlar ona re
tecektir ki, lemde mutlak olarak sonsuz olan tek bir cevher vardr.
nerme XI
Herhangi sonsuz ve ezeli bir z ifade eden sonsuz sfatlardan kurulmu
cevher ya da Tanr zorunlu olarak vardr.
Kantlama
Eer bu nermeyi olumsuzluyorsanz, dnnz ki bu Tanrnn ya da
cevherin varln olumsuzlamaktadr: zira (aksiyom 7) bir ey var deil
TANRI HAKKINDA 41
5)
Kare bir dairenin olmaynn sebebi, onun tabiatn gsterir. nk burada o bir elime
bulunduunu gstermektedir.
42 ETKA
engel olabilecek hibir neden olmad iin, byle bir nedeni asl Tan
rnn tabiatnda aramak gerekir ki, bu da eliiklii ierir: fakat mutlak
ve stn (egemen) olarak yetkin olan varlk iin samaya dmeden byle
bir ey sylenemez; o halde ne Tanrda, ne Tanrnn dnda, onun varl
na engel olan hibir sebep veya neden yoktur ve buradan u sonu
kar ki, Tanr zorunlu olarak vardr.
Baka kantlama: Var olmamak bir gszlktr ve tersine, var olabil
mek phesiz bir gtr. yle ise imdiki halde zorunlu olarak var olan
ey yalnz sonlu varlklardan ibaretse, bundan u sonu kar ki, sonlu
varlklar mutlak olarak sonsuz bir varlktan daha gl olacaklardr; bu
da phesiz samadr; yle ise ya hibir ey var deildir, yahut da zorunlu
lukla var olan, mutlak olarak sonsuz varlktr. Halbuki biz ya kendi kendi
mizde ya da zorunlu olarak var olan baka bir varlkta varz; nk (ak
siyom 1) var olan her ey ya kendi bana ya da bir bakasyla vardr ve
(nerme 7) cevherin tabiat varl gerektirir; yle ise mutlak olarak son
suz olan Varlk yani Tanr, tanm VI gereince zorunlu olarak vardr.
Scolie
Bu son kantlamada, kantlarmn daha kolay kavranmas iin Tanr
nn a posteriori, yani bizim araclmzla varln gstermek istedim. Yoksa
kendi ilkemden yola karak, Tanrnn varlnn a priori kantlanmaya
candan deil! Zira madem ki, var olabilmek bir gtr, bundan u so
nu kar ki, bir eyin ne kadar gereklii (tabiat bakmndan realitatisi)
varsa, onda var olabilmek kuvveti o kadar oktur. Bylece, mutlak ola
rak sonsuz varlk, ya da var olabilmek iin kendi bana sonsuz gc olan
Tanr, asl bu sebepten dolay zorunlu olarak vardr.
Baz kimseler, belki de kolaylkla bu kantlamann apakln kavra
mayacaklardr, nk onlar ancak d nedenlerle meydana gelmi olan
eyleri gz nne almaya almlardr ve bu eylerden hemen bir anda
meydana gelmi olanlarnn, yani hemen kolaylkla var olanlarnn, yine
kolaylkla yok olduklarn grrler; halbuki sahip olduklar eyler bakmn
dan en zengin olanlarn meydana gelmesinin en g olduuna hkme
derler, yani o kadar kolayca var olacaklarna inanmazlar.
Fakat bu trl kimseleri, iinde bulunduklar pein hkmlerden
kurtarmak iin quod cito fit cito perit savnn (birdenbire olan ey yine
yle yok olur savnn) hangi bakmlardan doru olduunu ve tabiata nis
TANRI HAKKINDA 43
44 ETKA
TANRI HAKKINDA 45
46 ETKA
nerme XV
Var olan her ey Tanrda vardr ve Tanr olmadan hibir ey var ola
maz ve tasarlanamaz.
Kantlama
On drdnc nermeye gre, Tanrdan baka cevher yoktur ve ta
sarlanamaz, cevher denince (tanm 3), kendi bana var olan ve kendi
kendisiyle tasarlanan eyi anlyorum. Baka bir ynden, cevherin tavr
lar ve duygulanlar cevhersiz var olamaz ve tasarlanamaz, nk (tanm
5) onlar ancak cevherde vardrlar; buradan u sonu kar ki, hibir ta
vr Tanrnn tabiat dnda var olamaz ve tasarlanamaz ve her biri yalnz
Tanrnn tabiatnda olabilir ve onunla tasarlanabilir. Tanr var olan biri
cik cevher olduu ve var olduunu grdmz hibir ey asla cevher
olmad iin, yle ise bu eyler zorunlu olarak tavrdrlar ve her tavr,
kendi cevherinde vardr; buradan u sonu kar ki, var olan her ey
Tanrsz ne var olabilir ne tasarlanabilir.
Scolie
Tanrnn insan gibi can ve tenden, ruh ve bedenden birleik olduunu,
onun gibi pasif hallere, edilgilere konu olduunu tasarlayan kimseler vardr.
Fakat imdiye kadar sylemi olduum eyler bu trl kimselerin ne dein
aldandklarn ve Tanrnn tabiat zerinde doru bir fikre sahip olmaktan
uzak bulunduklarn yeteri kadar retmitir. Kald ki, bu eit filozoflarn
zerinde durmayacam. nk, gerekten Tanrnn tabiat zerinde biraz
dnm olanlarn hepsi, Tanrnn asla cisimsel, tensel olmadn kabul
ederler ve bunu ok hakl olarak cisim ve ten iin edindiimiz kavramlarla
kantlarlar. nk cisim deyince uzun, geni ve derin bir nicelik ve her
ynden snrlanm olan bir ekilden baka ne anlyoruz? Halbuki samal
a dmeden, bu fikirler mutlak olarak sonsuz bir varlk olan Tanrya
tatbik edilebilir mi? Bununla birlikte, Tanrnn asla cisimsel olmadn
kantlamak iin kullandklar baka sebeplerle, bir ynden cisimsel ya da
uzaml cevhere Tanrnn tabiat ile asla uzlatrlamaz gibi baktklarn
gsterdikleri gibi, te yandan bu cisimsel, tensel cevheri yaratann Tanr
olduunu kabul ederler. Fakat ileri srlen bu yaratmann nasl ve hangi
gle meydana gelebileceini asla bilmezler, bu da aka gsterir ki yarat
madan sz ettikleri zaman, ne sylediklerini kendileri de bilmiyorlar.
TANRI HAKKINDA 47
48 ETKA
TANRI HAKKINDA 49
50 ETKA
daha dorusu aralarnda srf tavr bakmndan modal bir fark olup ger
ekte bir fark olmad noktalarna dikkat edilecek olursa, bu daha iyi
grlecektir. Diyelim ki, suyun su olmak bakmndan blnebilir ve para
larnn birbirinden ayr olduklarn tasarlarz da, cevher olmak bakmn
dan bu blnebilmeyi tasarlayamayz; zira cevher olmak bakmndan o,
blnemez. Nitekim su olmak bakmndan su birleir ve dalr, fakat
cevher olmak bakmndan ne meydana getirilebilir ne bozulabilir.
Btn bunlar, maddenin cevher olmak bakmndan blnebilir ve
paralarn birlemesinden meydana gelmi olduu eklindeki varsaym
zerine kurulmu olan teki itiraza yeteri kadar cevap verir. Eer bu
byle ise maddenin neden dolay Tanrnn tabiatna elverili olmayan bir
sfat olacan anlamyorum, nk (nerme 14), Tanrdan baka cevher
yoktur ve bundan dolay da Tanr baka bir cevherden edilgin olamaz,
her ey Tanrdadr; tekrar ediyorum, her ey ancak onun sonsuz tabia
tnn kanunlarna gre ve baka yerde gstereceim gibi, tabiatn zorunlu
sonucu olarak meydana gelir. Bylece denilemez ki Tanr baka bir var
lktan edilgin olabilsin, ya da madde blnebilir diye varsayld zaman
da tabiatna uygun olmayan bir sfat olsun; yeter ki Tanr ezeli ve sonsuz
olsun. Fakat ite bu nokta zerinde imdiye kadar yeteri derecede syle
dik.
nerme XVI
Tanrnn tabiatnn zorunluluundan, sonsuz tavrlar halinde sonsuz
eyler, yani sonsuz bir akln btn tasarlayabilecei eyler kmaldr.
Kantlama
Eer herhangi bir eyin tanmndan, zihin bu eyin gerekten zorunlu
sonular olan zeliklerini karrsa (infrer ederse) ve eyin tanm zn
de ne kadar ok gereklik gsterirse; Tanrnn tabiatnn, her biri kendi
cinsinde sonsuz z ifade eden mutlak sonsuz sfatlar olduu (tanm 6)
iin, sonsuz bir akln btn tasarlayabileceinin zorunlu olarak bundan
kmas gerekir.
nermenin sonucu I
Buradan da u sonu kar ki, Tanr sonsuz bir akln kavrayabilecei
eyin etker nedenidir (cause efficiente).
TANRI HAKKINDA 51
nermenin sonucu II
ikinci olarak u sonu kar ki, Tanr ilinekli olarak (accidentel) deil,
kendisi ile nedendir (per se et non per accidens).
nermenin sonucu III
nc olarak da u sonu kar ki, Tanr mutlak surette ilk nedendir.
nerme XVII
Tanr hibir baskya balanmadan, srf kendi tabiatnn kanunlaryla
tesir eder, etkindir.
Kantlama
Kantladk ki (nerme 16), Tanrnn yalnzca tabiatnn zorunluluun
dan, ya da ayn ey demek olan yalnzca kendi tabiatnn kanunlarndan
mutlak olarak sonsuz eyler kabilir; baka bir ynden kantladk ki,
hibir ey Tanrsz olamaz ve Tanrsz tasarlanamaz; fakat tersine, her
ey Tanrdadr. Buradan u sonu kar ki, onun dnda onun etkisini
zorlayan ve tesir etmesini gerektiren hibir ey olamaz; yle ki, o hibir
baskya uramadan, srf kendi tabiatnn kanunlaryla tesir eder.
nermenin Sonucu I
Buradan ilk nce u sonu kar ki, Tanrnn dnda ya da Tanrda
onun etki yapmasna sebep olabilecek kendi tabiatnn yetkinliinden
baka hibir neden yoktur.
nerme sonucu II
Buradan ikinci olarak u sonu kar ki, gerekten hr neden olarak
yalnz Tanr vardr (nerme 11 ve onun sonucu, nerme 14). nk
kendi tabiatnn zorunluluu ile yalnz Tanr vardr ve (nerme 17) yal
nz o kendi tabiatnn zorunluluuyla tesir eder; yle ise (tanm 7) hr bir
neden olan yalnz odur.
Scolie
Tanrya hr bir neden gibi bakan kimseler vardr; u sebeple ki, onla
ra gre Tanr kendi tabiatndan doan ya da kendi gcnde olan eylerin
meydana gelmesini salayabilir, baka deyile onlar meydana gelmeyebi
52 ETKA
lir; fakat sylediim gibi, her olan ey Tanrnn tabiatnn zorunlu sonu
cu ve eseri olduu iin, bu filozoflar Tanrnn hrlnn filn ya da
filn eyin var olmasna ya da domasna engel olmak gcnden ibaret
olduunu syledikleri zaman, tpk Tanrnn bir genin asnn iki
doru aya eit olmasnn o genin tabiatndan kmasna sebep olabi
leceini syledikleri kadar sama dnyorlar. Halbuki bu tarzda, Tan
rda tasarlanan bir hrlk fikrini ykmak iin, ben biraz sonra, hatta IV.
nermenin yardm olmakszn, ne akl ne iradenin asla Tanrnn tabiat
na ait olmadn gstereceim.
Filozoflardan ounun, bir Yce Akln ve rade hrlnn Tanrya
ait zel sfatlar olduunu kantlayabiliriz sandklarn bilmiyor deilim.
Bizde yetkin olarak tasarladklar her eyi Tanrya vermeden daha yetkin
bir ey bilmediklerini sylyorlar ve akldan daha yetkin hibir ey tasar
lamyorlar. Bununla birlikte, Tanry fiilde stn akl olan bir varlk gibi
tasarlyorlar da, yine de aktel olarak (fiilde), Tanrnn bildii her eyi
var klabileceine inanmyorlar; zira bununla Tanrnn evrensel gcn
ykacaklarn sanyorlar. Bakn, bunu kantlamak iin, nasl bir dnce
tarz yrtyorlar:
Eer Tanr, diyorlar, kendi stn Aklnda bulunan her eyi yaratm
olsayd, ondan sonra artk hibir ey yaratamayacakt; bu da Tanrnn
evrensel gcne7 en aykr diye tasarlanabilecek bir eydir. Onlar yle
ise, daha ok, her eye kar ilgisiz ve yalnz mutlak radenin emriyle
yaratan bir Tanr kabul etmeden holanrlar.
Bence, yeteri kadar ak olarak gsterdiimi sanyorum ki (nerme
11), sonsuz tavrlardaki sonsuz eyler yani her ey Tanrnn sonsuz gc
ya da onun sonsuz tabiatnca zorunluluklar ondan kmtr. Yani var olan
her ey onun tabiatnn zorunlu bir sonucudur. Nitekim genin tabiatn
dan i alarnn iki doru aya eit olduu sonucu, ezeli olarak kacak
tr. Bylece Tanrnn evrensel gc fiil (actu) halindedir ve o ezeli olarak
fiil halinde olacaktr (in aetemum in eadem actualitate manebit) ve bana
yle geliyor ki, Tanrnn evrensel gcn bu tarzda tasarlarken o, kendi
leriyle savatm kimselerin sisteminde olduundan daha yetkili tasar
lanr. Hatta ben aka diyebilirim ki, onlar Tanrnn evrensel gcn
reddediyorlar, nk Tanrnn kendi Aklnda meydana gelmesi mmkn
7) Omnipotence = Kudret-i klliye.
TANRI HAKKINDA 53
8)Canis, signum caeleste et canis animal latrars = Gk iareti olan kpekle havlayan hayvan
olan kpek Ch. Appuhnun Latince metninden.
54 ETKA
varlk yoktur, o suretle ki, birinin varl bitmeden tekinin varl bite
bilir ve tersine, birinin z yok olmadan tekinin z yok olamaz ya da
yanl olamaz. Bu gsterir ki, bir eyin ayn zamanda hem znn hem
varoluunun nedeni olan bir varlk zorunlu olarak gerek z, gerek varolu
bakmndan bu eyden ayrlmtr.
Halbuki Tanrnn akl, bizim aklmzn znn olduu kadar varlnn
da nedeni olduu iin, bundan u sonu kar ki, Tanrnn akl bizimkin
den gerek z gerek varl bakmndan ayrlr ve onlar birbirlerine ancak
sylemi olduumuz gibi ad bakmndan benzerler.
Tanrnn iradesi iin de ayn eyin sylenebilecei ve ayn usavurma
nn yaplabileceini anlamak kolaydr.
nerme XVIII
Tanr her eyin geici (transciens) nedeni deil, fakat ikin (immanens)
nedenidir.
Kantlama
XVinci nermeye gre, var olan her ey Tanrda vardr ve ancak
Tanr ile tasarlanabilir ve (nerme 6nm birinci nerme sonucu) Tanr
kendisinde olan btn eylerin nedenidir. nce kantlanmas gereken
de budur.
Bundan baka (nerme 14) Tanrnn dnda hibir cevher olamaz ve
tasarlanamaz, yani (tanm 3) Tanrnn dnda kendiliinden var olan
hibir ey yoktur.
Buradan u sonu kar ki, Tanr her eyin geici deil, ikin nedenidir.
nerme XIX
Tanr ezelidir, ya da baka trl sylenirse, Tanrnn btn sfatlar
ezelidir.
Kantlama
Altnc tanma gre, Tanr zorunlu olarak var olan (nerme 1 1 ) , yani
(nerme 7) zorunlu olarak var olmak tabiatnn gerei olan bir cevher
dir, o suretle ki, o ezelidir.
Tanrnn sfatlar deyince, tanrsal cevherin zn ifade eden her eyi
anlyorum ve cevhere ait olan her ey sfatlarda da bulunmaldr. Hal
TANRI HAKKINDA 55
56 ETKA
Kantlama
Tanrnn bir sfatnda sonlu olan ya da belirli bir varl veya bir sresi
olan bir eyin, onun mutlak tabiatndan, diyelim dncede Tanr fikrin
den kmas mmkn olup olmadn tasarlaynz. Tanrnn sfat olarak
tasarlandndan beri dnce, (11inci nermeye gre), zorunlu olarak
tabiat bakmndan sonsuzdur, fakat Tanr fikrini kuatmas bakmndan
sonlu diye tasarlanr. Halbuki (tanm 2), o dnce ile snrl deilse,
sonlu diye tasarlanamaz. Fakat dncenin Tanr fikrini kurmas bakmn
dan, dnce ile snrlandrlamaz. Zira o zaman dnce sonlu varsayl
mtr. Tanr fikrini kurmamas, bununla birlikte zorunlu olarak var ol
mas bakmndan dnce ile snrlanmtr (nerme 11). yle ise, Tanr
fikrini kurmayan bir dnce vardr. Bundan dolay, Tanr fikri zorunlu
olarak bu dncenin mutlak olmas bakmndan onun tabiatndan k
maz. Zira, bu dnce Tanr fikrini kuran ve kurmayan ey olarak tasar
lanr, bu da varsayma (hypothse) aykrdr. Bunun iin, eer dncede
Tanr fikri ya da baka bir ey -rnein seilmesinin nemi yoktur, nk
kant tmeldir- Tanrnn bir sfatnda bu sfatn mutlak tabiatnn zorun
luundan karsa, bu fikrin ya da baka bir eyin zorunlu olarak sonsuz
olmas gerekir. nce kantlanmas gereken de budur.
Bylece bir sfatn tabiatndan zorunlu olarak kan eyin, belirli bir
sresi olamaz. Eer, bunu inkr ederseniz, Tanrya ait bir sfatn tabiat
nn zorunluluundan kan bir eyi, diyelim dncede Tanr fikri var
saylsn ve onun var olmad ya da var olmaktan kmas gerektii var
saylsn. Dncenin Tanrnn bir sfat olduunu varsaymamz iin, onun
zorunlu olarak ve deimez surette var olmas gerekir (nerme 11 ve
sonucu, nerme 20). Bylece dncenin Tanr fikrinin sresi tesinde
var olmas gerekir, o bu fikirsiz var olacakt. -Zira biz varsayyoruz ki, bu
fikir hep var olmamtr ve hep de olmayacaktr - Halbuki bu, varsaya
aykrdr. Zira biz varsayyoruz ki dnce verilmi olunca, fikir ondan
zorunlu olarak kar, yle ise dncede Tanr fikri ya da Tanrnn bir
sfatnn mutlak tabiatndan zorunlu olarak kan herhangi bir eyin be
lirli bir sresi olamaz. Fakat onun bu sfatla ezeli olmas gerekir; ikinci
olarak gsterilmesi gereken nokta da budur.
Tanrnn bir sfatnda, Tanrnn mutlak tabiatndan zorunlu olarak
kan herhangi bir ey iin de, ayn eyleri syleyeceimizi iaret ede
lim.
TANRI HAKKINDA 57
nerme XXII
Tanrnn bir sfatna gre zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan dei
iklie (tavrlamaya) uramas bakmndan Tanrnn o sfatndan kan
her eye zorunlu olarak var ve sonsuz gzyle baklmaldr.
Kantlama
Bu nermenin kant nceki nerme gibi yaplr.
nerme XXIII
Sonsuz olan ve zorunlu olarak var olan her tavr, ya mutlak olarak
alnm Tanrnn bir sfatnn tabiatna, ya da zorunlu ve sonsuz olarak,
bir sfatna bal olmaldr.
Kantlama
Beinci tanma gre, tavr kendi bana duramaz, yalnz kendisiyle
tasarlanan cevherde bulunur, yani tavr ancak Tanrda var olabilir ve
ancak Tanr ile tasarlanabilir. (nerme 15e gre her var olan ey Tan
rda vardr.) Eer zorunlu olarak var olan ve sonsuz olan bir tavr tasarla
nrsa, bu ancak Tanrnn bir sfatyla ve bu sfat varln sonsuzluunu ve
zorunluluunu kuatmas ve ifade etmesi bakmndan olabilir; yani (tanm
8) ezelilii ifade etmesi daha dorusu bu sfat asl mutlak gibi grlmesi
bakmndan olabilir.
Buradan u sonu kar ki, sonsuz ve mutlak olarak var olan bir tavr,
Tanrnn bir sfatnn iki tarzda sonucu olmaldr: ya XXIinci nermede
olduu gibi dorudan doruya, ya da Tanrnn mutlak tabiatnda olan bir
tavrlama yardmyla, yani nceki nermeye gre, kendisi sonsuz ve zo
runlu olarak var olan herhangi bir tavr yardmyla.
nerme XXIV
Tanrnn meydana getirdii eylerin z varl kuatmaz.
Kantlama
Birinci tanma gre, kendi bana gz nne alnan ve tabiat varl
gerektiren her ey kendi kendisinin nedenidir (causa sui) ve yalnz kendi
tabiatnn zorunluluu ile vardr.
58 ETKA
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, Tanr yalnz eylerin varlnn balangcnn
nedeni deil, ayn zamanda onlarn varlnn srp gitmesinin de nede
nidir, yani -skolastik bir terim kullanrsak- Tanr eylerin varlnn ne
denidir (causa esendi rerum). Zira, gerek eyler var olsun, gerekse var
olmasn, biz onlarn zn gz nne alarak, bu zn ne var olma ba
langcn, ne de varln sresini kuatmadn grrz. Bylece onlarn
z, ne balangcn nedenidir, ne Varlklarnn sresinin nedenidir. Var
olabilen yalnz Tanrdr, nk XIVnc nermenin sonucuna gre,
tabiat varl kuatan yalnz odur.
nerme XXV
Tanr yalnz eylerin varlnn deil, ayn zamanda znn de etker
nedenidir.
Kantlama
Tanrnn, eylerin znn nedeni olmad iddia edilmedike bu ner
me inkr edilemez. Bu iddiadan, eylerin znn Tanrsz tasarlanabil
mesi sonucu kar ki, bu da samadr (nerme 15), bunun zorunlu sonu
cu olarak Tanr eylerin znn etker nedenidir.
Scolie
Tanrsal tabiatn zorunluluundan, sonsuz tarzda sonsuz eylerin yani
sonsuz bir akln btn tasarlayabildii eylerin kmas gerektiini gz
nne alan herkes iin (nerme 16), bu nerme apak grnr. Zira bu
XVInc nermeden u sonu kar ki, tanrsal tabiat var saylnca, eylerin
z ve varl ondan zorunlu olarak kar. Bunu bir kelime ile sylemek
istersek, Tanrya kendi kendisinin nedeni denilir ki, aada gelen ner
me sonucuna gre daha iyi anlalacak olan da budur.
nermenin sonucu
Alemde yaylm olan btn tikel eyler, Tanrnn sfatlarnn duygula
nlarndan ya da Tanrnn sfatlarn filn ve filn belirli tarzda ifade
eden tavrlardan baka bir ey deildirler: bu hakikatin kantlanmas
XVinci nerme ile Vinci tanmdan kar.
TANRI HAKKINDA 59
nerme XXVI
Herhangi bir eseri meydana getirmesi gerektirilmi olan her ey, bu
ite zorunlu olarak Tanrca gerektirilmitir; ve Tanrca gerektirilmi ol
mayan her ey bir eseri meydana getirmede kendi kendisini gerektiremez.
Kantlama
Varlklarn etkisini gerektiren ey, herkesin olumlayaca zere, zo
runlu olarak pozitif bir eydir; nitekim onun z ve varlnn etker ne
deni Tanrdr ki (nerme 25 ve 16) bu birinci nokta idi. nermenin
ikinci ksm ok ak olarak bundan kar; zira eer bir ey Tanr tarafn
dan gerektirilmemi ise kendi kendisini gerektirir, o zaman nermenin
birinci ksm yanl olur ki, bu da gsterdiimiz gibi samadr.
nerme XXVII
Tanrnn bir eser meydana getirmek iin gerektirdii bir ey, kendi
kendisini gerektirilmemi klamaz.
Kantlama
Bu nerme aksiyomla kantlanmtr ki buna gre belirli bir nedenden
zorunlu olarak bir eser kar. Bir varlk Tanrca bir eyi yapmak zere
gerektirildii zaman, bu gerektirici nedenden gerektirilme si istenen bir
eserin zorunlu olarak kmas lzm gelir.
nerme XXVIII
Herhangi bir tekil ey, baka deyile sonlu olan ve gerektirilmi var
l bulunan her ey, kendisi de sonlu olan ve gerektirilmi varl bulu
nan baka bir nedenle bir eseri meydana getirmesi ve var olmas gerekti
rilmi deilse, var olamaz ve o eseri meydana getiremez; ve buna karlk
bu neden yine sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan baka bir ne
denle meydana gelmesi ve var olmas gerektirilmi deilse, var olamaz ve
bir eser meydana getiremez ve bu sonsuzca byle gider.
Kantlama
26nc nerme ile 24nc nermenin sonucuna gre, var olmas ve bir
eser meydana getirmesi gerektirilmi olan her ey Tanrca gerektirilmitir.
Fakat sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan ey Tanrnn mutlak olarak
60 ETKA
alnan bir sfatnn tabiat ile meydana getirilemez; zira mutlak olarak Tan
rnn bir sfatnn tabiatndan kan her ey sonsuz ve ezelidir (nerme 21).
yle ise bu eyin Tanrdan ya da onun bir tavrlamaya uram gibi grl
mesi bakmndan sfatlarndan birinden kmas gerekir; zira, cevher ve ta
vrlar dnda verilmi hibir ey yoktur (aksiyom 1, tanm 3 ve 5) ve tavrlar
(25 inci nermenin sonucu) Tanrnn sfatlarnn duygulanlarndan baka
bir ey deildirler. Halbuki bu ey Tanrdan ya da onun ezeli ve sonsuz olan
bir tavrlamaya uramas bakmndan sfatlarnn birinden kamazd (ner
me 22). yle ise onun Tanrdan kmas ya da bir eseri meydana getirmesi
ve var olmas Tanrca veya sonlu olan ve gerektirilmi varl bulunan bir
tavrlamaya uramas bakmndan Tanrnn sfatlarndan birinde var olmas
ve bir eser meydana getirmesi gerekir. Birinci nokta bu idi. imdi bu neden
ya da tavr da buna karlk, birinci kantlamaya yarayan ayn sebeple baka
bir neden ya da bir tavrla gerektirilmi olmas, onun da yine sonlu olan ve
gerektirilmi varl bulunan bir baka neden ya da tavrla gerektirilmi
olmas lzmdr ve hep ayn sebepten dolay bu sonsuzca byle gider.
Scolie
Tanrnn mutlak surette gz nne alnan tabiatndan zorunlu olarak
kan baz eylerin Tanr tarafndan dorudan doruya meydana getirilmesi
gerektii ve Tanrsz ne var olabilen ne tasarlanabilen baka baz eylerin
de birinciler yardmyla meydana gelmeleri gerektii iin, buradan u sonu
lar kar: 1. Kendisinin dorudan doruya meydana getirdii eyler iin,
Tanr mutlak olarak yakn nedendir; fakat sylendii gibi, cinsel neden
deildir. Zira Tanrnn eserleri, nedenleri olmadan ne var olabilir ne tasarla
nabilirler (15inci nerme ve 24nc nermenin sonucu). 2. Tanr iin tekil
eylerin asl uzak nedeni denemez, meer ki burada hedef onlarn doru
dan doruya meydana getirdikleri ya da daha ziyade mutlak olarak alnan
tabiatndan kanlardan ayrmak olsun. Zira biz uzak neden deyince hibir
suretle esere bal olmayan bir nedeni anlyoruz. Var olan her ey vardr ve
Tanrya baldr, o suretle ki Tanr olmadan ne var olabilir ne tasarlanabilir.
nerme XXIX
Tabiatta zorunsuz olan hibir ey yoktur, fakat orada her eyin u ya
da bu tarzda var olmas ve bir eser meydana getirmesi tanrsal tabiatn
zorunluluu ile gerektirilmitir.
TANRI HAKKINDA 61
Kantlama
15inci nermeye gre var olan her ey Tanrda vardr ve Tanr iin
zorunsuz bir eydir denemez, zira (nerme 11), o zorunsuz bir tarzda de
il zorunlu olarak vardr. Tanrnn tabiatndaki tavrlar iin ise, onlar da
zorunsuz olarak deil, bu tabiattan zorunlu olarak kmlardr (nerme
16) ve tanrsal tabiat mutlak olarak gz nne alnd gibi (nerme 21)
herhangi bir tarzda etkisi gerektirilmi olarak grld zaman da bu
byledir (nerme 27).
Bundan baka Tanr bu tavrlarn yalnz sadece var olmalar bakmn
dan deil (24nc nermenin sonucu), ayn zamanda bir eser meydana
getirmeleri gerektirilmi gibi grlmeleri bakamndan da (nerme 26)
bu tavrlarn nedenidir. Eer Tanr tarafndan gerektirilmi deil iseler,
kendi kendilerini gerektirmeleri zorunsuz deil imknszdr (ayn ner
me); ve eer tersine, Tanr onlar gerektirmi ise (nerme 27) kendi ken
dilerini gerektirilmemi klmalar da zorunsuz deil, imknszdr. yle
ise, her ey tanrsal tabiatn zorunluluu ile, yalnz var olmada deil, ayn
zamanda u ya da bu tarzda var olma ve bir ey meydana getirmede
gerektirilmitir ve tabiatta zorunsuz hibir ey yoktur.
Scolie
Dnceme devam etmeden nce Yaratlm Tabiatla Yaratc Tabiat
tan ne anladm burada aklamak, daha dorusu gstermek isterim9.
Zira daha yukarda sanrm ispat edilmitir ki Yaratc Tabiat deyince
kendi bana var olan ve kendi bana tasarlanan eyi, baka deyile ezeli
ve sonsuz bir z ifade eden cevherin sfatlarn, ya da (14nc nerme
nin sonucu ve 17nci nermenin 2nci sonucu), hr neden olarak gz
nne alnmas bakmndan Tanry anlamak gerekir. Yaratlm Tabiat
deyince, Tanrnn tabiatnn zorunluluu, baka deyile sfatlarndan her
birinin zorunluluu ile, ya da Tanrda olan ve Tanrsz ne var olabilen ne
de tasarlanabilen eyler gibi grlen Tanrnn sfatlarnn btn tavr
larnn zorunluluundan km olan her eyi anlyorum.
9) Yaratc tabiat Nature Naturante, Yaratlm tabiat Nature Naturee karldr. Eskiden
bu yerde Tabiat-i Ftra ve Tabiat-i Meftre denirdi.
62 ETKA
nerme XXX
Fiil halinde sonlu ya da fiil halinde sonsuz olan bir zihin Tanrnn sfat
larn ve Tanrnn duygulanlarn kavramal ve baka hibir ey kavrama
maldr.
Kantlama
6nc aksiyoma gre doru bir fikir objesine uygun olmaldr, yani ken
diliinden bilindii gibi, zihinde objektif olarak bulunan ey zorunlu ola
rak tabiatta verilmi olmaldr; halbuki tabiatta tek bir cevher yani Tanr
vardr (14nc nermenin sonucu); ve Tanrda olanlardan baka (ner
me 15), nitekim Tanrda olan ve ayn nermeye gre, Tanrsz ne var
olabilen, ne de tasarlanabilenlerden baka duygulanlar yoktur; yle ise
fiil halinde sonlu ya da fiil halinde sonsuz bir zihin Tanrnn sfatlarn ve
Tanrnn duygulanlarn kavramal ve baka hibir ey kavramamal
dr.
nerme XXXI
ster sonlu ister sonsuz olsun, fiil halinde zihin, nitekim irade, arzu,
sevgi, vb. Yaratc Tabiata deil, Yaratlm Tabiata nispet edilmelidir.
Kantlama
Gerekten zihin deyine biz, kendiliinden bilindii gibi, mutlak Dnceyi
deil, fakat yalnz dnmenin herhangi bir tarzn anlyoruz ki, o arzu,
sevgi, vb. gibi teki tarzlardan ayrlr ve bunun sonucu olarak (tanm 5),
mutlak Dnce yardmyla tasarlanmas gerekir; dncenin ezeli ve
sonsuz zn ifade eden Tanrnn bir sfat yardmyla tasarlanmaldr
diyorum (nerme 15 ve tanm 6) ve bu o tarzda olmaldr ki bu sfat
olmadan o ne var olabilsin ne de tasarlanabilsin ve bu sebepten (29uncu
nermenin scoliesi) onun, dnmenin baka tarzlar gibi Yaratc Ta
biata deil Yaratlm Tabiata nispet edilmesi gerekir.
Scolie
Burada fiil halinde bir zihinden sz etmemin sebebi, g halinde, kuvve
halinde baka hibir zihni kabul etmeyiim deildir; fakat, her trl kar
klktan kanmak iin, bizim en ak olarak algladmz eyden, yani
asl bilme etkisinden sz etmeyi istedim, nk o bizim en ak olarak
TANRI HAKKINDA 63
64 ETKA
TANRI HAKKINDA 65
Scolie II
Yukarda geenlerden aka u sonu kar ki, eyler Tanrca stn
bir yetkinlikle meydana getirilmitir, nk bu eyler en yksek derece
den yetkin olan verilmi bir tabiattan zorunlu olarak karlar. Ve Tanrya
bu bakmdan hibir eksiklik isnat edilemez; zira bunu olumlamaya bizi
zorlayan onun yetkinliidir. Daha dorusu, biraz aada gstereceim
gibi, bunun aksinin olumlanmasndan Tanrnn stn yetkinlii olmad
sonucu kar; zira, eer eyler baka bir tarzda meydana getirilmi olsa
lard, Tanrya baka bir tabiat, en yksek derecede yetkin Varln gz
nne alnmasn ona atfetmeye bizi zorlayan bir tabiattan farkl bir ta
biat atfetmek gerekirdi. Fakat phe etmem ki biroklar bu gr tar
zn nce sama diye reddederler ve onu incelemeye bile raz olmazlar;
ve bunun sebebi yalnzca onlarn Tanrya bizim tanmladmzdan bs
btn baka bir hrriyeti vermeye alm olmalardr (tanm 7), yani
mutlak iradeyi Tanrya verme alknlklardr. Ve ben hele hi phe
etmem ki, bu konuda dnmek ve kantlamalarmn akn vicdanl bir
grle incelemek isterlerse, Tanrya atfettikleri bu trl hrriyeti yalnz
bo bir ey olarak deil, ayn zamanda bilime byk bir engel olduu iin
bsbtn reddederler. 17nci nermenin scoliesinde sylemi olduum
eyi burada tekrar etmeye ihtiya yoktur. Bununla birlikte onlarn lehine
olarak, yine gstereceim ki, iradenin Tanrnn zne ait olduu kabul
edilse bile, eylerin Tanrda yaratlm olduklarndan baka bir tarzda ve
baka bir dzende yaratlamayacaklar onun yetkinliinden de pekl
kacaktr. Her eyden nce asl kendilerinin kabul ettiklerini, yani var
olan her eyin ne ise o olmasnn yalnzca Tanrnn emrine ve yalnz onun
iradesine bal olduunu gz nne alacak olursak, bunu gstermek ko
lay olacaktr. Gerekten baka trl olsayd, Tanr her eyin nedeni olma
yacakt. kinci olarak onlar Tanrnn btn emirlerinin ezelden beri yine
Tanr tarafndan yerine getirilmi olduunu kabul ederler. Eer baka
trl olsayd Tanrya eksiklik ve kararszlk isnat edilmi olacakt. Ezelde
ne zaman, ne nce, ne sonra vardr; yle ise buradan yani srf Tanrnn
yetkinliinden, Tanrnn baka bir eyi emredemedii ve asla emretmemi
olduu sonucu kar. Fakat diyeceklerdir ki, Tanrnn olduundan baka
trl bir lem yapm olduu, ya da ezelden beri tabiat ve onun dzenine
dair baka emirler verdii varsayld zaman dahi, bundan dolay Tanr
da hibir eksiklik olduu sonucu kmaz. Ben ise, onlar bunu sylerken
66 ETKA
TANRI HAKKINDA 67
68 ETKA
Kantlama
Var olan her ey belirli ve gerektirilmi tarzda Tanrnn tabiatn ve
zn ifade eder (25. nermenin sonucu) yani (nerme 34), var olan her
ey belirli ve gerektirilmi bir tarzda her eyin Nedeni olan Tanrnn g
cn ifade eder; buradan u sonu kar ki, var olan her eyden zorunlu
olarak bir eserin kmas gerekir (nerme 16).
Zeyl
Yukardaki bahislerde Tanrnn tabiatn gelitirdim ve zeliklerinin
neler olduunu akladm. Gsterdim ki:
O zorunlu olarak vardr.
Tektir.
Srf kendi tabiatnn zorunluluu ile vardr ve tesir eder (etki yapar).
Her eyin hr nedenidir ve u ya da bu tarzda bu byledir.
Her ey Tanrdadr ve ona baldr, o derecede ki, onsuz hibir ey
var olamaz ve tasarlanamaz.
En sonra Tanr her eyi bir irade hrlyle ya da mutlak keyif ve
hevesle deil, mutlak tabiatnn yani sonsuz gcnn eseri olarak nce
den gerektirmitir.
Frsat dtke srasyla kantlamalarmn grlmesine engel olabilecek
btn pein-hkmleri sileceim; fakat birok kimselerin, zihninde bazen
btn eylerin zincirlenmesini akladm sraya gre kavramalarna engel
olacak kadar daha birok pein-hkmler kald iin, onlar burada hatrlat
mak ve yeniden doru akln kantaryla onlar tartmak gerektiine inandm.
Burada sz etmek istediim pein hkmlerden pek ou bir ilk pein
hkmden domaktadr ki, bu pein hkme gre insanlar ortak bir gayenedenler konusunda yayorlar; gerekten, genel olarak kendileri nasl
bir gayeye gre hareket ediyorlarsa, btn tabiatn da bir gaye iin etki
(ve hareket) ettiini var sayarlar ve Tanrnn btn eyleri insan iin ve
insan da kendisi iin, yani taplmak iin yapm olduunu sylerler.
nce u noktalar incelemeye girimek isterim:
1 nsanlarn pek ou neden dolay bu pein hkm iinde bylece
kalyorlar ve her birinde niin buna balanmak eilimi vardr.
2 Bu pein hkmn yanlln ve
3 Bu pein hkmn lemde iyi ve kt, erdem (sevap) ve gnah,
vmek ve yermek, dzen ve karklk, gzellik ve irkinlik ve bu gibi
TANRI HAKKINDA 69
70 ETKA
mak zere, beer hrriyete sahip btn ihtiyalarna cevap veren kulla
nacaklar her eyi yapan tabiatn bir ya da birok idare edicileri olduuna
kanaat getirmeye mecbur olmulardr.
Baka bir ynden, bu varlk veya bu varlklarn dnme tarz ve zihin
leri zerine hibir trl bilgileri olmad iin, ona kendi dnme tarzlar
ve zihinlerini yormulardr ve buradan hareket ederek, insanlarn sevgisini
ve hediyelerini kendilerine ekmek amacyla, Tanrlarn btn bunlar on
larn hizmetine verdiklerini esasl bir hakikat diye ileri srmlerdir. Kendi
fikirleri zerinde ve Tanrlarn tabiatn kendi tabiatlaryla karlatrarak
hkm yrtmek suretiyle, insanlarn trl dnme tarzlarna, bunca
farkl tapnlarna gre tasarladklar ey budur; onlarn hepsi Tanrya
en ho grnen tapnma tarzna sahip olduklar ve bundan dolay da
Tanrnn ltfunu ve gvencini kazandklar kansndadrlar. O tarzda ki,
bu varlk, onlarn her zaman anlamsz arzularn ve doymak bilmez hasis
liklerini doyurmak iinde btn tabiat hizmetlerinde kullanmaya hazr
idi. Bylece, bu pein-hkm btn zihinlere derin kkler salan yanl
inan dourmutur ve buradan insanlarn btn alma glerini gayenedenleri renmeye ve aklamaya balamalar sonucu kmtr.
Fakat tabiatn bouna, (yani insan iin elverili olmayan) hibir ey
yapmadn gstermeye kalktklar zaman, Tabiatn ve Tanrlarn, in
sanlarla ayn hezeyana tutulmu olduklarn gstermeden baka bir ey
yapmaz grnyorlar. Ve imdi isterim ki bu sapknlklarn sonucunun
ne olduunu fark edesiniz!
nsanlarn kendileri iin tabiatta bulduklar bu faydalar arasnda, ken
dilerinin rahat yaamasna hizmet eder gzyle bakamayacaklar eylere
de rastlamadan geri kalmadlar. Frtnalar, yer depremleri, hastalklar ve
buna benzer baka ktlkler bunlardandr ve bu trl vakalara bir se
bep bulmak iin btn bunlarn Tanrlarca insanlardan almak iin
olduunu, yani bu bahtszlklarn12 ancak insanlarn Tanrlara kt dav
randklar ve sanki tapnmalarn ihmal ettikleri zaman onlar kzacak olur
larsa meydana geldiini tasarladlar; deney durmadan dinlenmeden bu
yanl uslamlamalarn eksikliine kar kendini gsterdii ve gnde mil
yonlarca rnekle iyilikler ve ktlkler sofu olanlarla olmayanlarn bana
ayn derecede geldii halde, insanlar her zaman inatla kendi pein-hkm
12) Mutsuzluklarn.
TANRI HAKKINDA 71
72 ETKA
TANRI HAKKINDA 73
bekleyen bir dostuna gitmek iin en ksa yol olduunu sylemekle bundan
kurtulmu ve onlarla uyumu olmayacaksnz. Onlar yine kendilerine
denizin niin kabarm olduunu ve bu bahtszn neden dostu tarafndan
tam o gnde arlm bulunduunu aklamanz iin size yklenecekler
dir. Zira onlarn sorular sonsuz olarak uzayacak ve gerekten onlar bu su
retle, sizi bilgisizliklerinin dayana olan Tanrnn iradesini ileri srmeye
gtrnceye kadar nedenlerin nedenlerini sorarak takip edeceklerdir.
Nitekim insan bedeninin yapsn grdkleri zaman budalaca bir hayre
te derler ve phesiz o kadar gzel bir dzenlemenin sebeplerini bilme
melerinden dolay bu bilgisizlikleri onlar btn bunun asla mekanik ka
nunlarna gre yaplm olmadn, tabiatst ya da Tanrya ait bir sana
tn eseri olduu sonucunu karmaya gtrr. Bu tabiatst sanat onlara
gre btn dzenlemeye o kadar elverilidir ki, bu btnn paralar
zarar vermeksizin birbirlerine uygun gelirler.
Bylece her kim bir budala gibi hayrete decek yerde, tabiat eylerini
bilgince bilmeye kendini verirse, ou kere bir mrik ve dinsiz diye kar
lanr ve halkn Tabiat ve Tanrnn yorumlayclar gibi hayranlkla bak
t kimseler tarafndan byle olduklar iln edilir. Onlar ok iyi bilirler
ki bilgisizlii ykmak budalaca hayreti ykmaktr. Yani onlarn biricik akl
yrtme ve otoritelerini koruma amalarn ykmaktr. Fakat bunu bir
yana brakalm ve bu gaye-nedenler pein-hkmnden domu olan ga
rip sanlar zerine haber verdiim nc noktaya geelim:
Meydana gelen her eyin kendileri iin yaplm olduu kansnda ol
duktan sonra, insanlar kendileri iin en faydal olduuna hkmettikleri
eylere var olanlarn iinde en iyisi gzyle bakmak zorunda kaldlar ve
kendilerine en ok ho grnen eylere onlar en yetkin gzyle baktlar;
bu da onlar her eyin tabiatn aklamak iddiasnda bulunduklar iyilik-
ktlk, dzen-karklk, scak-souk, gzel-irkin fikirlerine ekil ver
meye gtrd. Baka ynden kendilerini hr grmeleri suretiyle vme ve
yerme, erdem ve dklk (rezillik) fikirlerine ulatlar ki, bunlar insan
tabiatndan sz ettiim zaman ilerde uzun uzadya anlatacam. Burada
imdilik btn bu iyi-kt, dzen ve karklk vb. fikirleri zerine birka
kelime sylemek istiyorum.
nsanlar o halde sala yarayan ve Tanrya tapnmaya yardm eden
her eye iyilik derler ve bunlarn aksine de ktlk derler ve eylerin ta
biatn bilmeyenler hayal glerini akl yerine aldklar iin, eyleri tasarla
74 ETKA
dklar biime gre lemde bir Dzen olduuna kuvvetle inanrlar ve hem
kendi tabiatlarn, hem lemin tabiatn bilmedikleri iin, bu tarzda akl
yrtrler. Zira eyler, duyular aracl ile tasarlannca hayal gcmzle
kolayca kavranacak bir tarzda hazrlanm olduklar zaman ve bundan
dolay hayal gcmz bize onlar hatrlatmak kolayln verdii zaman,
biz onlarn dzeni olduuna hkmederiz ve tersine hayal gcmz onlar
asla kavramad zaman onlarn kt dzenlenmi ya da kark olduk
larna hkmederiz.
Zaten insanlarn zevki en kolaylkla hayal edebilecekleri eyi semeye
gtrd ve (demin sylediim gibi) hayal gleri hafzalarna en kolay
kazlan eyler zerine evrildii iin, bundan u sonu kar ki, onlarn
da gerekten yaptklar gibi sanki tabiatta bizim hayal gcmzden ba
msz gerek ve mutlak bir dzen varm gibi, dzeni karkla tercih
ederler. Onlar ayn zamanda Tanrnn her eyi dzenle ve bundan dolay
bilmeden yarattn sylerler, Tanrya hayal gc yorarlar. Ancak belki
de Tanrnn, hayal gcmze ait ihtiyalar nceden grerek, en kolay
hayal edebilecekleri bir biimde her eyi dzenlemi olduunu sylemek
isterler ve olabilir ki hayal gcmz ok aan ve bu gerek hafiflii yzn
den biroklar onunla karan gsteriler bulunaca eklinde bir itiraz
nnde duraklamaya kendilerini brakmayacaklardr. Fakat bu nokta ze
rinde yeteri kadar durduk.
Bir de hatrlatmak gerekir ki baka btn kavramlarmz hayal gc
mzn tavrlarndan, yani hayal gcmzn d objelerden trl tarzda
duygulanm olduu biimlerden baka bir ey deildirler. Bununla bir
likte bilgisizler onlar eylerin balca sfatlar gibi grrler, nk daha
nce sylediimiz gibi, her eyin kendilerine gre yaplm olduuna inanr
lar ve bir eyin tabiatnn ancak o eyle duygulanlarna gre iyi ya da
kt, salam ya da bozuk olduunu sylerler. (Yani bu eylerin kendile
rini duygulandr tarzna gre hkmederler.) Diyelim ki objelerin grme
sinirinde uyandrd hareket onlara ho ve salam geliyor, o zaman bunun
sebebi olan objeler gzeldir ve tersine bir duyum uyandrdklar zaman
irkindir derler: Koklam duyularn okadna ya da gckladna gre
bu eylere ho kokulu ya da pis kokulu derler, damaklarna ho ya da ho
deil geldiine gre ya tatl ya ac, dokunma duyularna az ya da ok da
yandna gre, ya kat, ya yumuak, ya cill, ya serttirler. En sonra iitme
duyusuna ait olan her ey onlarda trl adlar alr: Bazen bu bir grl
TANRI HAKKINDA 75
tdr, bazen bir sestir, bazen bir henktir ve bu son nitelik bakmndan
insanlarn garabetleri Tanrnn ahenk dedikleri eyden holandna ina
nacak kadar ileri gitmitir; hatta gk cisimlerine ait hareketlerin bir henk
tekil ettii kansnda olan filozoflar bile olmutur. Btn bunlar ok iyi
gsteriyor ki herkes eyler hakknda kendi kafasnn yatknlna (istida
dna) gre hkm veriyor ya da daha dorusu herkes kendi hayal gcnn
hayaletlerine (fantome) asl gerekler gzyle bakyor. te bunun iin bu
mnasebetle sylyorum ki insanlarn hibir ey zerinde anlaamam
olmalarna amamaldr; o derece ki sanlar arasndaki ayrlk onlarda
phecilii dourmutur; zira insanlarn bedenleri birok noktalarda bir
birine uysa bile daha ok noktadan birbirlerinden ayrlrlar ve bundan
dolay birinin iyi diye hkmettii bakasna kt grnr. Birinin dzen
li bulduu yerde teki karklk bulur (birine ho gelen tekine ho deil
gelir) ve geri kalanlar da bunun gibidir. Fakat bu soru zerinde asla geni
lemiyorum, nk hem bu eitli sorular genileterek (ex professo) incele
menin yeri buras deildir, hem de zaten herkes bunun ne olduunu ken
diliinden yeteri kadar bilir. Herkes yle tekrar eder: Ne kadar insan
varsa o kadar gr vardr, herkes kendi fikrinde srar eder, kafalar arasn
daki farklar damaklar arasndaki farktan daha az deildir. Ve btn bu
ataszleri (dicton) insanlarn eyler hakknda ancak kendi beyinlerinin
yatknlna gre hkm verdiklerini ve eyleri bilmekten ziyade hayal
ettiklerini kantlyor.
Eer onlar aka tanm olsalard, kantlar matematik, yani herkesi
kendine ekmek gc deil, ikna etmek gc olurdu. Tabiat aklamak
iin halkn kulland btn kavramlar hayal gcnn tarzlarndan ibaret
olmak ve hibir eyin tabiatn anlatmamakla kalmaz, fakat hayal gcnn
kurulu tarzndan doarlar. Onlar phesiz hayal oyunlarndan baka bir
ey deildir ve bundan dolay halk bize aslnda eylerin tabiatnn ne oldu
unu retmekten ziyade kendi hayalinin yaps ne olduunu retir. Hayal
glerinin bu mahsullerinden her birini ifade iin adlar bulduklar ve bu
adlar gerekten var olan varlklarm gibi grnd iin, btn bu hayal
(fantastik) varlklara, akl varlklar deil; fakat hayal varlklar diyorum;
ve bundan dolay byle kaynaklardan bana kar ileri srlebilecek btn
itirazlara cevap vermenin g olmadn tasarlamak kolaydr.
Diyelim ki, burada yanllar tasvir ettiim kimselerden birou bize u
akl yrtmeyi yapyorlar: Eer var olan her ey Tanrnn yetkin tabiat
76 ETKA
2
Ruhun Tabiat ve Kk zerine
78 ETKA
Tanm III
Fikir deyince, Ruhun dnen bir ey olduu iin tekil ettii bir ruh
kavramn anlyorum.
Aklama
Kavram diyorum, fakat alg demiyorum, nk alg kelimesi Ruhun
bir objeden duygulanm olduunu, edilginliini iaret eder, kavramda
ise ruhun etkinlii ifade eder gibi grnyor.
Tanm IV
Upuygun (adquate) fikir deyince, obje ile iliii olmadan kendi bana
gz nne alnca doru bir fikrin btn isel (intrinsque) zelikleri ya da
adlandrmalar olan fikri anlyorum.
Aklama
Dsal (extrinsque) olanlarndan, yani fikrin objesine uygunluundan
ve mnasebetinden ayrmak iin isel (intrinsque) diyorum.
Tanm V
Sre (dure) varoluun belirlenmemi (indfini) bir srekliliidir.
Aklama
Belirlenmemi (indfini) diyorum, nk o var olan eyin tabiatyla
veya eyin var olma zorunluluunu kuran fakat onu ortadan kaldrma
yan etker nedenle gerektirilemez.
Tanm VI
Gereklik ve yetkinlik deyince, ayn eyi anlyorum.
Tanm VII
Tekil eyler deyince, sonlu olan eyleri ve gerektirilmi bir varoluu
bulunanlar anlyorum. Eer birok fertler, hep ayn eserin nedeni ola
cak surette ayn etkinlikte birleirse, onlarn hepsini o zaman ayn tekil
ey gibi sayarm.
Aksiyom I
nsann z zorunlu olarak varoluu kuatmaz, yani Tabiat dzenine
gre u veya bu insann var olabilmesi mmkn olduu gibi var olmamas
da mmkndr.
Aksiyom II
nsan dnr.
Aksiyom III
Sevgi, arzu veya ruhun herhangi baka bir duygulan (affection) gibi
dnme tavrlar, ancak sevilen, arzu edilen, bir eyin fikri verilmi ol
duu zaman vardr; fakat bir fikir baka hibir dnme tavr olmadan
verilmi olabilir.
Aksiyom IV
Hissediyoruz ki bir beden birok tarzlarda duygulanmtr (affect).
Aksiyom V
Bedenler ve dnme tavrlarndan baka, hibir tikel eyi duymuyor
ve tasarlamyoruz.
13nc nermeden sonraki postulatlara baknz.
nerme I
Dnce, Tanrnn bir sfatdr, yani Tanr dnen varlktr.
Kantlama
Tekil dnceler, yani filn veya falan dnce Tanrnn tabiatn
belirli ve gerektirilmi bir tarzda ifade eden tavrlardr (nerme sonucu,
nerme 25, blm I). Kavram btn tekil dnceleri kucaklayan ve
kendisiyle bu dncelerin tasarland bir sfat, yle ise Tanrya aittir
(tanm 5, blm I). Bunun iin Dnce Tanrnn ezeli ve sonsuz zn
ifade eden sonsuz sfatlarndan biridir (tanm 6, blm I) ; yleyse bu da o
demektir ki Tanr dnen bir varlktr.
Scolie
Bu nerme, bizim dnen sonsuz bir varl tasarlayabilmemiz bak
80 ETKA
82 ETKA
eyin fikrini, kendi fikrinin objesi olduu iin deil, yalnzca dnen
varlk olduu iin tekil edebilir. yle ise fikirlerin ekilli (formel) varl,
dnen bir varlk olmas bakmndan Tanry etker-neden gibi kabul
eder. Ancak biz bunu da u tarzda kantlyoruz:
Fikirlerin ekilli varl dncenin bir tavrdr, bu apak grlr,
yani (nerme sonucu, nerme 25, blm I) Tanrnn baka hibir sfa
tnn kavramn kuatmayacak bir tarzda (nerme 10, blm I) Tanrnn
tabiatn kesin olarak ifade eden bir tavrdr ve bunun sonucu olarak
(aksiyom 4, blm I), dnceden baka hibir sfatn eseri deildir.
yle ise, dncesinin ekilsel varl Tanry baka bir sfat ile gz
nne alnmas bakmndan deil, dnen bir varlk gibi gz nne aln
mas bakmndan etker-neden diye kabul eder.
nerme VI
Herhangi bir sfatn tavrlarnn nedeni, baka bir sfatla grlmesi
bakmndan deil, yalnz bu tavrlarn sfat ile grlmesi bakmndan Tan
rdr.
Kantlama
Gerekten herhangi bir sfat kendisi olmayan baka bir sfattan ayr
larak kendi bana tasarlanabilir (nerme 10, blm I). yle ise herhan
gi bir sfatn tavrlar, kendi sfatlarnn kavramn ierirler, yoksa baka
sfatn kavramn iermezler ve bylece (aksiyom 4, blm I) herhangi
bir sfatn tavrlarnn nedeni baka bir sfatla grlmesi bakmndan de
il, bu tavrlarn sfat olarak grlmesi bakmndan, Tanrdr.
nermenin sonucu
Buradan u sonu kar ki, dnme fiilinin tavrlar olmayan eylerin
ekilli varl, nce eyleri tasarlamas sebebiyle, tanrsal tabiattan k
maz; ancak buradan yalnzca u sonu kar ki, tasarlanan eyler kendi
sfatlarnda tpk fikirlerin Dnce sfatndan kt gibi ve ayn zorun
lulukla karlar ve sonulanrlar.
nerme VII
Fikirlerin dzen ve balants, eylerin dzen ve balantsnn (con
nexion) ayndr.
Kantlama
Bu da aksiyom IV, blm I ile apak grlr. Zira herhangi bir eserin
fikri, o eserin nedenine baldr.
nermenin sonucu
Bundan u sonu kar ki, Tanrnn dnme gc, onun tesir etme
iindeki edimli (actuel) gcne eittir. Yani Tanrnn sonsuz tabiatndan
ekilsel olarak kan her ey, Tanr fikri ile ayn dzende ve ayn balant
ile objektif olarak Tanrdan kar.
Scolie
Daha ileri gitmeden nce, biraz yukarda sylediimizi, yani sonsuz bir
zihince cevherin zn kurmak zere tasarlanabilen her eyin yalnzca
tek cevhere ait olduunu ve bunun sonucu olarak, dnen cevherle
uzaml cevherin tek ve ayn cevher olduunu (bazen bir bazen baka
sfatyla gz nne alnmak zere) hatrlayalm. Nitekim uzamn bir tav
r ve bu tavrn fikri, farkl bir tarzda ifade edilmi olan ayn eydir; brani
ler Tanrya, Tanrnn zihnine ve Tanr tarafndan tasarlanan eylere tek
ve ayn ey gibi baktklar iin onu bir bulut arkasndan grr gibi
grmlerdir. Diyelim, Tabiatta var olan bir daire ile var olan bir dairenin
fikri -ki bu fikir Tanrda da vardr- trl sfatlarla aklanan tek ve ayn
eydir ve bylece, tabiat ister dnce (veya uzam) sfat altnda gz
nne alalm, ister herhangi bir sfat altnda gz nne alalm yine orada
hep bir ve ayn eylerin balantsn bulacaz, yani hangi bakmdan bakar
sak bakalm eylerin aralarnda ayn dzen ve ayn balant olduunu
bulacaz. Diyelim ki Tanrnn yalnzca dnen bir ey olmak bakmndan
daire fikrinin ve uzaml bir ey olmak bakmndan da dairenin nedeni
olduunu sylediim zaman, daire fikrinin ekilli varlnn, yakn-neden
olmak zere ancak dncenin baka bir tavr tarafndan tasarlanabile
ceim ve baka bir tavrn da bir baka tavr tarafndan ve bylece son
suzca tasarlanabileceim sylemekten baka bir ey iddia etmedim; o su
retle ki eyler dncenin tavrlamalar gibi gz nne alndklar zaman,
btn tabiat dzenini ve nedenler balantsn yalnz dnce sfatyla
aklamalyz; nitekim uzamn tavrlamas olarak gz nne alndklar
zaman da, btn tabiat dzeni ancak yalnz uzam sfatyla aklanmaldr
ve baka sfatlar iin de durum ayndr. Bunun iin Tanr gerekten btn
84 ETKA
onlarn fikirleri o zaman yalnzca daire fikrine dahil olduklar iin deil,
ayn zamanda bu daire paras (segment) iftlerinin varln kuatmalar
bakmndan vardrlar; bylece onlar iftlerin baka fikirlerinden ayrlr
lar.
nerme IX
Tanr fiil (alct) halinde var olan tekil bir eyin fikrinin nedenidir, an
cak bu sonsuz olmas bakmndan deil, fiilde var olan baka tekil bir
eyin baka bir fikriyle duygulanm gibi gz nne alnmas bakmn
dandr. Nitekim o da bir ncyle duygulanm olmas bakmndan ne
dendir ve bu sonsuzca byle gider.
Kantlama
Fiilde var olan tekil bir eyin fikri dncenin tekil tavrdr ve baka
tavrlardan farkldr (nerme sonucu ve scolie; nerme 8); nitekim (ner
me 6) mutlak olarak dnen bir ey deil, ayn zamanda baka bir dn
me tavr ile duygulanm gibi grlmesi (nerme 8, blm I) o da baka
bir tavrla duygulanm gibi gz nne alnmas bakmndan Tanr onun
nedenidir. Ve bu sonsuzca byle gider. Halbuki (nerme 7) fikirlerin
dzen ve balants nedenlerin dzen ve balantsnn ayndr: yle ise
baka bir fikir veya Tanr tekil bir eyin fikrinin nedenidir. (Baka bir
fikirle duygulanm gibi gz nne alnmak zere) ve bundan da bir baka
syla duygulanm gibi gz nne alnmak zere sonsuzca bu byle gider.
nerme sonucu
Herhangi bir fikrin tekil objesinde meydana gelen her ey, srf bu
objenin fikrine sahip olmas bakmndan Tanrnn bilgisine girer.
Kantlama
Herhangi bir fikrin objesinde meydana gelen her eyin fikri yalnz
sonsuz olmas bakmndan deil, fakat (nceki nerme) tekil bir eyin
baka bir fikirle duygulanm gibi alnmas bakmndan da Tanrda vardr
(nerme 3); fakat (nerme 7) fikirlerin dzen ve balants eylerin d
zen ve balantsnn ayndr: yle ise herhangi bir tekil objede olan her
eyin bilgisi, srf bu objenin fikrine sahip olmas bakmndan Tanrda
vardr.
86 ETKA
nerme X
Cevherin varl insann zne ait deildir, baka deyile insann eklini
meydana getiren bir cevher deildir.
Kantlama
Gerekten, cevherin varl, zorunla varl kuatr (nerme 7, blm
I), o halde eer cevherin varl insann zne ait olsayd, cevherin verilmi
olduu varsaylnca, bundan dolay insan da zorunlu olarak verilmi ola
cakt (tanm 2) ve bunun sonucu olarak insan zorunlu olarak var olacak
t ki bu da samadr (aksiyom I); o halde cevherin varl, vb.
Scolie
Bu nerme de beinci nerme, blm I ile kantlanmtr ki, orada
ayn tabiatta iki cevherin var olamayacaklar gsterilmiti. Madem ki
birok insanlar var olabiliyor, yle ise insann eklini meydana getiren
cevherin varl deildir. Bu nerme de kendi apakln cevherin baka
zeliklerinden karr. nk cevher tabiat bakmndan, sonsuz, deimez
ve blnmez vb.dir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insann z Tanrnn sfatlarnn baz
tavrlamalar zerine kurulmutur. Zira cevherin varl insann zne
ait deildir (nceki nerme). yle ise (nerme 15, blm I) cevher Tan
rda var olan ve Tanr olmadan var olmayan ve tasarlanmayan bir eydir,
baka deyile (nerme sonucu, nerme 25, blm I) belirli ve gerektirilmi
bir tarzda Tanrnn tabiatn ifade eden bir duygulan (affection) veya bir
tavrdr.
Scolie
Herkes kabul etmelidir ki, hibir ey Tanrsz var olamaz ve tasarla
namaz. Zira herkes kabul eder ki, Tanr gerek zleri gerek varl bakmn
dan her eyin biricik nedenidir. Yani Tanr, yalnz dendii gibi, oluuna
gre (fieri) eylerin nedeni deildir, ayn zamanda varlna gre de (esse)
eylerin nedenidir. Ancak bununla birlikte biroklar derler ki bir eyin
var olmasn ve tasarlanmasn gerektiren nesne, o eyin zne aittir ve
bunun sonucu olarak da zannederler ki ya Tanrnn tabiat yaratlm
88 ETKA
lenemez. Bu, o zaman, fiil halinde (actu) var olan bir eyin fikri olacaktr,
yoksa sonsuz bir eyin fikri olmayacaktr. Gerekten, sonsuz bir ey (ner
me 21 ve 22, blm 1) her zaman zorunlu olarak var olmaldr. Halbuki
(aksiyom I) bu samadr; o halde ilk nce insan Ruhunun fiil varln
kuran ey, fiil halinde var olan tekil bir eyin fikridir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insan Ruhu Tanrnn sonsuz zihninin bir
parasdr: ve bundan dolay insan Ruhu filn veya falan eyi kavryor
(alglyor) dediimiz zaman, Tanrnn sonsuz olmas bakmndan deil,
fakat insan Ruhunun tabiatyla ifade edilmi olmas veya insan Ruhunun
zn kurmas bakmndan, Tanrnn filn veya falan fikri olmasndan
baka eyi anlamyoruz ve yalnz insan Ruhunun tabiatn meydana getir
mesi bakmndan deil, insan Ruhuyla birlikte baka bir eyin fikrine de
sahip olmas bakmndan, Tanrnn filn veya falan fikri olduunu syle
diimiz zaman, insan Ruhunun bir eyi para halinde ve upuygun olma
yarak (inadquate) kavradn sylemi oluruz.
Scolie
Okuyucular phesiz burada skntya dm bulunacaklar ve onlar
durduracak birok eyler akllarna gelecektir; bunun iindir ki ben onlar
dan benimle birlikte ar admlarla yrmelerini ve btn eseri okumadk
a hibir hkm vermemelerini dilerim.
nerme XII
nsan Ruhunu meydana getiren fikrin objesinde olacak olan her ey
bu Ruh tarafndan kavranmaldr (alglanmaldr) ; baka deyile bir fikir
zorunlu olarak orada vardr; yani, insan Ruhunu meydana getiren fikrin
objesi bir beden (cisim) ise, bu bedende Ruh tarafndan kavranmayan
hibir ey olmayacaktr.
Kantlama
Gerekten, herhangi bir fikrin objesinde meydana gelen eyler hakkn
da, bu objenin fikri ile duygulanm saylmas (nerme IX), yani herhangi
bir eyin ruhunu tekil etmesi bakmndan Tanrnn zorunlu bilgisi vardr.
O halde Tanr insan ruhunun tabiatn tekil etmesi bakmndan, insan
Ruhunu meydana getiren fikrin objesinde vuku bulan her eyin bilgisine
zorunlu olarak sahiptir, yani (nerme sonucu, nerme 11) bu eyin bilgi
si zorunlu olarak Ruhta olacaktr. Yahut, ayn anlama gelmek zere, Ruh
bu eyi kavrar.
Scolie
Bu nerme, grlebilecei gibi, VIInci nermenin scoliesi yardmy
la daha besbelli klnmtr ve daha ak anlalmaktadr.
nerme XIII
nsan Ruhunu tekil eden fikrin objesi, cisimdir (bedendir), yani fiil
halinde (actu) var olan uzamn bir tavrndan baka bir ey deildir.
Kantlama
Eer beden gerekten insan Ruhunun objesi olmasayd, bedenin
duygulanlarnn (affection) fikirleri, ruhumuzu tekil etmesi bakmn
dan Tanrda var olmayacaklardr (nerme sonucu, nerme 9). (Fakat
baka bir eyin ruhunu tekil etmek zere Tanrda var olacaklard), yani
(nerme sonucu, nerme 11) bedenin duygulanlarnn (affection) fikir
leri Ruhumuzda var olmayacakt. Halbuki (aksiyom 4) bizde bedenin
duygulanlarnn fikirleri vardr, o halde insan Ruhunu tekil eden fikrin
objesi beden veya fiil halinde var olan cisimdir (actu). Zaten eer Ruhun
bedenden baka bir objesi olmu olsayd, peinden bir eser dourmayan
hibir ey bulunmad iin (nerme 34, blm I), onun (nerme 11)
ruhumuzda bu eserin bir fikrine zorunlu olarak sahip olmas gerekirdi.
Halbuki (aksiyom 5) buna ait hibir fikir yoktur; o halde ruhumuzun
objesi var olan bedenden ibarettir ve baka bir ey deildir.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki insan, can (tin)3 ve tenden ibarettir ve
insann teni onun hakkndaki duygumuza uygun olarak vardr.
3) Ruh ve Beden. - Can ve Ten kelimelerini eski tasavvuf edebiyat da kullanyor. Tin,
Kgarl Mahmuda gre ruh demekse de bugnk Trkede yoktur. Belki Geist karl
kullanlabilir. Spinozada can kelimesini kullannca hayatla karmakta ve onun anladn
tam karlamamaktadr. Bunun iin eskisi gibi ruh ve beden kelimelerini devaml olarak kul
landk.
90 ETKA
Scolie
Sylemi olduklarmzdan, yalnz insan Ruhunun bedenle (tenle) bir
leik olduu deil, ayn zamanda canla tenin birliinden ne kastedildii
de anlalr. Halbuki eer nce tenimizin tabiatna dair upuygun bir bil
gisi yoksa, hi kimse bu birlemeyi upuygun ve seik bir surette bilemez:
Zira imdiye kadar gsterdiklerimiz btn tenler iin ortaktr ve yalnz
insanlara mahsus deildir ve trl derecelerde de olsa, baka btn canl
fertlere de aittir. Gerekten Tanrnn insan teni hakknda nasl fikri var
sa, nedeni olduu herhangi bir ey hakknda da zorunlu olarak fikri var
dr. Bundan dolay, insan teninin fikri zerine btn sylediimiz, ister
istemez, herhangi bir eyin fikri iin anlalm olmaldr. Bununla birlik
te objelerin birbirlerinden ayrldklar gibi fikirlerin de birbirlerinden fark
etmelerini ve bu fikrin objesinin baka bir fikrin objesinden daha yetkin
olmas ve daha ok gerei kavramasna gre, bir fikrin baka bir fikir
den daha yetkin olmas ve daha ok gerei kavramasn inkr edemeyiz.
Bylece insan ruhuyla baka ruhlar arasndaki fark ve bakalaryla ken
di arasndaki yetkinlik derecesini belirtmek iin, sylemi olduumuz gibi,
objesinin yani insan teninin tabiatn bilmek zorunludur. Fakat onu bu
rada aklayamam ve zaten bu aklama, kantlamak istediim ey iin
de zorunlu deildir. Bununla birlikte diyeceim ki, genel olarak bir tende
baka tenlerden ziyade birok tenlere ayn zamanda tesir etme ve onlar
duyma yetisi varsa onun ruhunun baka ruhlardan ziyade birok eyleri
ayn zamanda alg ile kavramaya yetisi var demektir; yine syleyeceim
ki, bir tenin etkileri (aksiyonlar) ne derece yalnz kendisine bal ise ve
baka tenler etki alannda ona ne derece az yardm ederlerse, onun ruhu
da o kadar yetkin olarak kavramaya elverilidir. Buradan, bir ruhun baka
ruhlara stnln bilebiliriz, sonradan tenimiz hakknda neden dolay
ok bulank (mphem) bir bilgimiz olduunu grebiliriz; yine buradan,
ileride karacam baka birok sonular da grlebilir. Bu sebepledir
ki, bu noktay daha ok inceleyerek aklamak ve kantlamak gerektii
kansna vardm. Ve bunun iin de, genel olarak tenin tabiat zerine bir
eyler syleyerek ie balamam zorunludur.
Aksiyom I
Btn cisimler hareket veya skn halindedir.
Aksiyom II
Her cisim ya daha hzl ya daha ar hareket eder.
Lemma I
Cisimler birbirinden hareket veya skn, hzllk veya arlk sebebiyle
ayrlrlar, yoksa cevherleriyle ayrlmazlar.
Kantlama
Bu nermenin ilk ksmn kendi bana apak gryorum. Cisimlerin
(tenlerin) cevhere nispetle birbirlerinden ayrlmamalarna gelince, bu
da gerek VlIIinci nerme, gerekse Vinci nermenin Iinci blm ile
apak grlyor. Nitekim XVinci nermenin scoliesinde sylenmi olan
eyler daha ak olarak kantlanmtr.
Lemma II
Btn cisimler baz eylerde uygundurlar (convenir).
Kantlama
Gerekten btn cisimler (tenler) ayn ve tek sfatn kavramn kap
samalar bakmndan birbirleriyle ilgilidirler (tanm 1); bundan sonra da
bazen daha hzl, bazen daha ar hareket edebilmeleri bakmndan ve
mutlak olarak sylenirse hareket veya skna elverili olmalar bakmn
dan birbirlerine uygundurlar.
Lemma III
Hareket veya skn halinde bulunan bir cisim, kendisi de hareket
veya skn halinde bulunan bir baka cisim tarafndan, o da baka bir
cisim tarafndan ve byle sonsuzca hareket veya sknla gerektirilmi
olmaldr.
Kantlama
Cisimler (tanm 1), birbirlerinden hareket veya sknlar dolaysyla
ayrlm olan tekil (lemma I) eylerdir. Halbuki (nerme 24, blm I)
her cisim baka tekil bir ey, yani (nerme 6) kendisi de hareket veya
skn halinde bulunan (aksiyom I) baka bir cisim tarafndan zorunlu
olarak hareket veya sknla gerektirilmi olmaldr; yle ise ayn sebeple
92 ETKA
Tanm
Eer ayn byklkte veya farkl byklkte baz cisimler baka cisim
lerle o derece skm olsalar ki karlkl olarak birbirlerine dayanm ve
tutunmu bulunsalar, ya da (belirli bir ilgiye gre) hareketlerini birbirle
rine nakledecek derecede ayn veya farkl hzda hareket etmi olsalar, bu
cisimlerin birbirleriyle birlemi olduklarn ve hepsinin birden tek ve ayn
cisim, yani cisimlerin birlemesiyle tekilerden ayr, tek ve ayn ferdi tekil
ettiklerini syleriz.
Aksiyom III
Bir ferdin veya bileik bir cismin ksmlarn birbirine dayandran y
zeyler ne kadar byk veya ne kadar kkse onlar o kadar g veya o
kadar kolay durumlarn deitirebilirler. Ve bunun sonucu olarak bir
ferdin baka bir ekil almas o kadar g veya o kadar kolay olabilir.
Bundan dolay, paralar byk yzeyler zerinde karlkl olarak birbirle
rini tutan ve birbirlerine dayanan cisimlere sert diyeceim; paralar kk
yzeylere dayanan cisimlere yumuak diyeceim. Paralar birbirleri ara
snda hareket eden cisimlere de sv diyeceim.
Lemma IV
Eer birok cisimden bileik olan bir cisimden veya fertten baz cisimler
ayrlacak ve onlarn yerini ayn sayda ve ayn tabiatta bakalar alacak
olursa bu fert, eklinde hibir deiiklik olmakszn, kendi tabiatn nceki
gibi saklayacaktr.
Kantlama
Cisimler gerekten (lemma I) cevherleri bakmndan birbirlerinden
ayrlmazlar ve (nceki tanm) ferdin eklini meydana getiren ey, cisimle
rin birlemesidir. Halbuki varsayma4 gre bu ekil, cisimde srekli bir
deime olsa bile daima ayn kalr. O halde fert gerek cevheri dolaysyla
gerekse tavrlar dolaysyla nceki gibi tabiatn koruyacaktr.
Lemma V
Eer bir ferdi meydana getiren ksmlar, aralarnda nce var olan ayn
hareket veya skn orann saklamak zere, ya daha byk ya da daha
4) Hipotez.
94 ETKA
96 ETKA
Postulat VI
nsan teni d cisimleri pek ok biimlerde hareket ettirebilir ve on
lara pek ok tarzlar (biimler) verebilir.
nerme XIV
nsan ruhu ok eyi alg ile kavramaya elverilidir ve bedeninden faz
la birok biimler verebilmeye elverilidir.
Kantlama
Gerekten insan teni (postulat 3 ve 6) d cisimlerle birok tarzlarda
duygulanmtr (ve o d cisimleri birok tarzlarda duygulandrmaya elve
rilidir). Halbuki (nerme 12) insan Ruhu insan teninde meydana gelen
her eyi algyla kavramaldr; o halde insan Ruhu algyla kavramaya elve
rilidir vb...
nerme XV
nsan Ruhunun ekilli varln kuran fikir basit bir fikir deildir, fakat
birok fikirlerden bileik olan bir fikirdir.
Kantlama
nsan Ruhunun ekilli varln meydana getiren fikir (nerme 13)
pek ok sayda fertten bileik olan (postulat 1) ten fikridir. yle ise
(nerme sonucu, nerme VlIIin nerme sonucu) teni terkip eden her
ferdin fikri zorunlu olarak Tanrdadr; o halde (nerme 7) insan teni
nin fikri onu terkip eden pek ok sayda ksmlarn fikirlerinden bileik
tir.
nerme XVI
nsan teninin d cisimlerle herhangi bir tarzda duygulanm olduu
fikir, insan teninin tabiat ile d cismin tabiatn kucaklamaldr.
Kantlama
Gerekten, bir cismin btn duygulan tarzlar, duygulanan cismin
tabiatndan ve onu duygulandran cismin tabiatndan kar (aksiyom I.
nerme sonucundan sonra lemma 3). Bylece bu tavrlarn fikri (ak
siyom IV. Blm I) bu iki cismin fikrini kavrayacaktr; o halde insan
98 ETKA
100 ETKA
nerme XX
nsan Ruhu hakknda Tanrnn bir fikri veya bilgisi vardr ki; bu fikir
veya bilgi, insan Bedeninin fikri veya bilgisiyle ayn tarzda Tanrya bal
dr ve ona nispet edilir.
Kantlama
Dnce Tanrnn bir sfatdr (nerme I) ve bylece (nerme 3) ge
rek kendi bana, gerek btn duygulanlaryla ve insan Ruhundan do
lay da (nerme 11) bir fikir Tanrda verilmi olmaldr. kincisi, bu fikrin
varoluu veya Ruhun bilgisi, sonsuz olmas bakmndan deil, fakat tekil
bir eyin baka bir fikriyle duygulanm olmas bakmndan, Tanrdan
kmaldr (nerme 9). Fakat fikirlerin dzen ve balants eylerin d
zen ve balantsnn ayndr (nerme 7), o halde insan Ruhu hakkndaki
bu fikir veya bilgi, Beden hakkndaki fikir veya bilgi ile ayn tarzda Tan
rya baldr ve Tanrya nispet edilmitir.
nerme XXI
Asl Ruh bedenle nasl birlemise, bu Ruh fikri de ruhla ayn suretle
birlemitir.
Kantlama
u sonucu kardk ki (nerme 12 ve 13) Ruh Bedenle, (can tenle)
birlemitir, nk beden ruhun objesidir ve bundan dolay ayn sebep
ten, Ruh fikri, kendi objesiyle birlemelidir, tpk Ruhun Bedenle birlemi
olduu gibi asl Ruhla birlemi olmaldr.
Scolie
nerme 7nin scoliesinde sylediim ey vastasyla bu nerme ok
daha ak anlalr; gerekten biz orada gstermitik ki, Beden fikri ve
asl Beden, yani (nerme 13) can ve ten, bazen dnce sfatyla tasarla
nan, bazen uzam sfatyla grlen yalnz ve ayn ferttir. Nitekim Ruh ve
Ruh fikri tek ve ayn sfat iinde, yani Dnce sfat iinde tasarlanan
tek ve ayn eyden ibarettir. Diyorum ki, Ruh fikrinin varl ve asl Ruhun
varl ayn dnme gcnn ayn zorunluluu ile Tanrdadrlar. Zira,
gerekten Ruh fikri, yani fikrin fikri, obje ile hibir mnasebeti olmayan
dnmenin bir tavr gibi grlmesi bakmndan fikrin eklinden baka
102 ETKA
bir ey deildir; nitekim bir eyi bilen bir kimse bundan dolay onu bildi
ini biliyor ve ayn zamanda bildiini bildiini biliyor ve bu sonsuzca by
le gider; fakat bundan daha ileride bahsedeceiz.
nerme XXII
nsan Ruhu yalnz Bedenin duygulanlarn deil, ayn zamanda bu
duygulanlarn fikirlerini de alglar.
Kantlama
Duygulanlarn fikirlerinin fikirleri, duygulanlarn fikirleriyle ayn
tarzda Tanrdan karlar ve Tanrya nispet edilirler, bu da yukardaki
20nci nerme gibi kantlanr. Halbuki beden duygulanlarnn fikirleri
insan Ruhundadr (nerme 12) yani (nerme sonucu, nerme 11) nsan
Ruhunun zn meydana getirmeleri bakmndan Tanrdadr. yle ise
bu fikirlerin fikirleri, insan Ruhunun bilgisine veya fikrine sahip olmak
bakmndan Tanrda vardr, yani (nerme 21) bu sebeple yalnz Bedenin
duygulanlarndan deil, bu duygulanlarn fikirlerini de kavrayan in
san Ruhunda var olacaklardr.
nerme XXIII
Ruh, kendi kendisini ancak Bedenin duygulanlarnn fikirlerini ka
vramas bakmndan bilir.
Kantlama
Ruhun fikri veya bilgisi (nerme 20) Beden fikri veya bilgisiyle ayn
tarzda Tanrdan kar ve Tanrya nispet edilmitir. Madem ki, imdi (ner
me 19) insan Ruhu yalnz asl insan Bedenini biliyor; yani (nerme 11in
nerme sonucu) madem ki insan Bedeninin bilgisi (Tanrnn insan Ruhu
nun tabiatn tekil etmesi bakmndan) Tanrya nispet edilmiyor; o halde
Ruh bilgisi, insan Ruhunun zn meydana getirmesi bakmndan Tanrya
nispet edilmez ve bylece (nerme sonucu, nerme 11) insan Ruhu bu
anlamda kendi kendisini bilmez. Bundan baka, Bedenin duygulanm
olduu duygulanlarn fikirleri asl insan Bedeninin tabiatn kuatrlar,
(nerme sonucu, nerme 16) yani (nerme 13) Ruhun tabiatyla uyuur
lar; o halde bu fikirlerin bilgisi zorunlu olarak Ruh bilgisini kuatr. Fakat
(nceki nerme) bu fikirlerin bilgisi insan ruhundadr; yle ise Ruh kendi
kendisini ancak bu yolda bilir.
nerme XXIV
nsan Ruhu insan Bedenini terkip eden paralara ait upuygun
(adquat) bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
nsan Bedenini terkip eden paralar, insan Bedeni ile hibir ilgisi olma
yan fertler gibi, gz nne alnabilmeleri bakmndan deil, hareketlerini
ancak gerektirilmi bir tarzda birbirlerine ulatrmalar bakmndan Be
denin zne aittirler (lemma 3ten sonra gelen tanm). Gerekten, insan
Bedeninin ksmlar (postulat I), yle birtakm birleik fertlerdir ki, bu
fertlerin paralar tabiat ve eklini bozmakszn insan Bedeninden ayr
labilir, (aksiyom 1, lemma 3ten sonra), bundan dolay (nerme 3) her
parann fikri veya bilgisi, bu para tabiat bakmndan nce gelen tekil
bir eyin baka bir fikriyle duygulanm olarak grlmesi (nerme 9)
bakmndan Tanrda var olacaktr (nerme 7). nsan Bedenini terkip
eden her ksm iin de ayn eyi sylemek gerekir. Bylece insan Bedeni
ni terkip eden her ksmn bilgisi yalnz insan Bedeni hakknda fikri ol
mas, yani (nerme 13) insan Ruhunun tabiatn kurmas bakmndan
deil, tikel eylerin birok fikirleriyle duygulanm olmas bakmndan
Tanrda bulunmaktadr. yle ise (nerme sonucu, nerme 11) insan
Ruhu insan Bedenini terkip eden ksmlarn upuygun bilgisini kuatmaz.
nerme XXV
nsan Bedenine ait herhangi bir duygulann fikri d cisme ait upuy
gun bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
Gsterdik ki insan Bedenine ait bir duygulann fikri, d cismin in
san Bedenini herhangi bir tarzda gerektirmesi bakmndan bu d cismin
tabiatn kuatr (nerme 16). Halbuki d cismin insan Bedenine bal
olmayan bir fert olmas bakmndan bu d cismin bilgisi, ya da fikri Tan
rdadr. Tanr, baka bir eyin fikrinden duygulanm gibi grlmesi
bakmndan bu fikir tabiata d cisimden ncedir (nerme 7). O halde
104 ETKA
nin tabiatn kuatr, fakat insan Bedeninin baka birok tarzlarda duygu
lanm olabilen bir fert olmas bakmndan, onun fikri vb... (25inci ner
menin kantlanmasna bkz.).
nerme XXVIII
nsan Bedeninin duygulanlarnn fikirleri, yalnz insan Ruhuna nis
pet edilirse, ak ve seik deil, fakat karktrlar (bulanktrlar).
Kantlama
nsan Bedeninin duygulanlarnn fikirleri, gerek d cisimlerin tabiat
n gerekse asl insan Bedeninin tabiatn gerekten kuatr (nerme 16)
ve yalnz insan Bedeninin tabiatn deil, ksmlarnn tabiatn da kuat
mas gerekir: Zira (postulat 3) duygulanlar insan Bedenine ait ksm
larn ve bunun sonucu olarak btn Bedenin duygulanm olduu olu
tarzlardr. Fakat (nerme 24 ve 25) d cisimlere ait upuygun bilgi, nite
kim insan Bedeninin ksmlarna ait upuygun bilgi, insan Ruhundan duy
gulanm gibi grld iin deil, baka fikirlerden duygulanm diye
alnd iin Tanrdadr: o halde ancak insan Ruhuna nispet edilen duy
gulanlarn fikirleri ncllerden kan sonular gibidir, yani aka grl
d gibi, kark fikirlerdir.
Scolie
Yalnz bana gz nne alnd zaman insan Ruhunun tabiatn kuran
fikrin ak ve seik olmad kantlanmtr; nitekim insan Ruhunun fikri
ve Bedeninin duygulanlarnn fikirlerinin fikirleri, yalnz Ruha nispet
edilmeleri bakmndan ak ve seik olmadklar da, kolayca grlecei
zere, kantlanmtr.
nerme XXIX
nsan Bedenine ait herhangi bir duygulann fikrinin fikri insan Ruhu
na ait upuygun bilgiyi kuatmaz.
Kantlama
Gerekten insan Bedeninin duygulannn fikri (nerme 27) insan
Bedeninin upuygun bilgisini kuatmaz, ya da onun tabiatn upuygun tarz
da ifade etmez, yani (nerme 13) Ruhun tabiatyla upuygun bir bilgisi
1 0 6 ETKA
yoktur; bunun sonucu olarak (aksiyom 6, blm I), bu fikrin fikri Ruhun
tabiatn upuygun bir tarzda ifade etmez veya Ruhun upuygun bilgisini
kuatmaz.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, insan Ruhu tabiatn ortak dzenine gre
eyleri her kavraynda ne kendisi, ne Bedeni, ne de d cisimler hakkn
da upuygun bir bilgiye sahiptir. Fakat onun ancak bulank ve eksik bir
bilgisi vardr. Gerekten, insan Ruhu kendi kendisini ancak Bedenin
duygulanlarnn fikirlerini kavramas bakmndan bilir (nerme 23). Hal
buki (nerme 19) insan Ruhu kendi Bedenini ancak duygulanlarn fikir
leri ile kavrar, ya da yalnz onlarla (nerme 26) d cisimleri (de) kavrar;
yleyse insan Ruhu fikirlerine sahip olmas bakmndan ne kendisi iin
(nerme 29) ne kendi Bedeni iin (nerme 27), ne de d cisimler iin
(nerme 25) asla upuygun bir bilgiye sahip deildir. Fakat yalnz bulank
ve eksik bir bilgisi vardr (nerme 28).
Scolie
Aka sylyorum ki, tabiatn ortak dzeninde objeleri kavradka,
yani birok eyin ayn zamanda temaa edilmesi suretiyle onlarn aralarn
daki farklar, ilgileri ve kartlklar anlamak iin gerektii zamanlar deil
de, eylerin rastgele (tesadfi) karlamasyla u veya bu objenin temaas
iin dardan gerektirildii zamanlar; insan Ruhunun hem kendisi hem
Beden, hem de d cisimler iin ancak bulank ve eksik bir bilgisi vardr.
Gerekten Ruh ya bu ya baka bir tarzda iinden yatkn bulunduu zaman
lar, eyleri -birazdan gstereceim gibi - ak ve seik bir tarzda temaa
eder.
nerme XXX
Bedenimizin sresine dair ancak ok upuygun olmayan (inadquate)
bir bilgimiz olabilir.
Kantlama
Bedenimizin sresi kendi zne (aksiyom I) ya da Tanrnn mutlak
tabiatna (nerme 21, blm I) bal deildir, fakat (nerme 28, blm
I) yle birtakm nedenlerle var olmalar ve etki yapmalar gerektirilmitir
1 0 8 ETKA
Kantlama
Gerekten Tanrda bulunan btn fikirler objelerine tam uygundur
lar (nerme sonucu; nerme 7). O halde (aksiyom 6, blm I) btn
fikirler Tanrya nispet edilmeleri bakmndan dorudurlar.
nerme XXXIII
Fikirlere, yanl dedirtebilecek onlarda pozitif hibir taraf yoktur.
Kantlama
Bu nermeyi inkr ederseniz, eer kabilse hatann, yani yanlln
eklini meydana getiren dnmenin pozitif bir tavrn tasarlaynz. Bu
dnme tavr Tanrda olamaz, (nceki nerme) ve Tanrnn dnda ise
hibir ey ne var olabilir ne tasarlanabilir (nerme 15, blm I), o halde
fikirlere yanl dememize sebep olacak pozitif hibir cihet yoktur.
nerme XXXIV
Bizde mutlak olan, yani upuygun ve yetkin olan her fikir dorudur.
Kantlama
Bizde upuygun ve yetkin bir fikrin bulunduunu sylediimiz zaman,
Ruhumuzun zn meydana getirmesi bakmndan Tanrnn upuygun ve
yetkin bir fikre sahip olmasndan baka bir ey sylemi olmayz (nerme
sonucu, nerme 11) ve bunun sonucu olarak (nerme 32) byle bir fikrin
doru olduundan baka bir ey sylemi olmayz.
nerme XXXV
Yanllk ve hata, upuygun olmayan ya da eksik ve bulank fikirleri
olan bilgi yokluundan ya da eksikliinden ibarettir.
Kantlama
Fikirlerde yanllk eklini meydana getiren pozitif hibir cihet yoktur
(nerme 33). O yanllk mutlak bilgi yoksunluundan ibaret deildir; zira
aldanabilen ve aldatlabilen Bedenler deil, Ruhlardr; o hele mutlak bil
gisizlikten de ibaret deildir; zira bilmemek ve yanlmak farkl eylerdir.
yle ise o, eylerin upuygun olmayan bilgisinden, yani upuygun olmayan
ve kark fikirleri iine alan bir bilgi yoksunluundan ibarettir.
Scolie
Bu ksmn (nerme 17) scoliesinde, yanlmann nasl bilgi yoksunlu
undan ibaret olduunu akladm; fakat bunu daha iyi aklamak iin
aadaki u rnei vereceim.
nsanlar hr olduklarn zannederek aldanyorlar: Bu san yalnz ha
reketlerinin (aksiyonlarnn) uuruna sahip olmalar ve onlar gerektiren
(belirleten) nedenleri bilmemelerinden ileri geliyor. O halde hrlkleri
nin fikri ancak aksiyonlarnn hibir nedenini bilmemeleri zerine da
yanmaktadr. Zira insani etkilerin (aksiyonlarn) iradeye bal olduunu
syledikleri zaman, bu szleri, karlnda hibir fikir bulunmayan keli
melerden ibarettir. nk onlar iradenin ne olduunu ve Bedeni nasl
harekete getirdiini bilmiyorlar; daha ok iddias olanlar ve Ruha dura
cak ve oturacak bir yer kuranlar kendileriyle alay ettiriyorlar ve nefrete
sebep oluyorlar. Nitekim gnee baktmz zaman, onun bizden 200 ayak
uzaklkta olduunu hayal ederiz ve bu yanlma yalnz bu hayal gc ile
kaim deildir. Fakat ayn zamanda onu byle hayal ettiimiz srada hakik
uzakln ve bu hayal gcnn nedenini bilmememizden ileri gelmekte
dir. Geri sonradan onun dnyadan 600 arz veya diyametreden daha
fazla uzaklkta olduunu kabul ediyorsak da bununla birlikte onu her
zaman daha yakn diye hayal ediyorduk. Zira gnein gerek uzakln
bilmediimiz iin deil, Bedenimizin onunla duygulanm olmas bakmn
dan gnein z Bedenimizin duygulann kavrad iin gnei bu ka
dar yakn diye hayal ediyorduk.
nerme XXXVI
Upuygun olmayan, bulank olan fikirler de zorunlu olarak upuygun
(veya) ak ve seik fikirler kadar objelerinin tabiatna baldrlar (on
lardan karlar).
Kantlama
Btn fikirler Tanrdadr (nerme 15, blm I) ve Tanrya nispet
edilmeleri bakmndan (nerme 32) doru ve upuygundurlar, (nerme
sonucu, nerme 7); bundan dolay ancak herhangi bir eyin tekil ruhuna
nispet edilmeleri bakmndan upuygun olmayan ve bulank olan fikirler
vardr (nerme 24 ve 28). yle ise upuygun olmayan ve bulank olan
fikirler de (nerme sonucu, nerme 6) upuygun, ak ve seik fikirler
1 1 O ETKA
kadar ve ayn zorunlulukla kendi objelerinin tabiatna baldrlar (veya
onlardan karlar).
nerme XXXVII
Btn eylerde ortak olan (lemma II) ve btnde olduu kadar para
da da bulunan ey, hibir tekil eyin zn meydana getirmez.
Kantlama
Eer bu nermeyi inkr ederseniz, mmknse btnde ortak olann
tekil bir eyin zn, diyelim Bnin zn kurup kurmadn tasarlaynz.
O halde (tanm II) bu, B olmadan ne var olabilir, ne tasarlanabilir. Hal
buki bu varsayma aykrdr; yle ise o Bnin zne ait olmad gibi hi
bir tekil eyin de zn meydana getirmez.
nerme XXXVIII
Her eyde ortak olan ve btn olduu kadar parada da bulunan ey
ancak upuygun bir tarzda tasarlanabilir.
Kantlama
A btn cisimlerde ortak olan ve btnde olduu kadar her cismin
paralarnda da bulunan bir ey olsun. Ann upuygun bir tarzda tasarla
nabileceim sylyorum. Gerekten A fikri (nerme sonucu, nerme 7)
zorunlu olarak Tanrda yalnz insan Bedeninin fikrine sahip olduu iin
deil, ayn zamanda Beden duygulanlarnn fikirlerine de sahip olmas
bakmndan upuygun olacaktr ki bu fikirler (nerme 16, 25 ve 27) insan
Bedeninin olduu kadar d cisimlerin de tabiatn bir para kavrayacak
tr. Yani (nerme 12 ve 13) bu fikir zorunlu olarak, insan Ruhunu kur
mas bakmndan Tanrda upuygun olacaktr. O halde Ruh (nerme so
nucu, nerme 11) zorunlu olarak Ay upuygun bir tarzda kavrar ve onu
yalnz kendi kendisini kavramas bakmndan deil, ayn zamanda kendi
Bedenini ve baka btn d cisimleri kavramas bakmndan da kavrar;
o halde A baka bir tarzda tasarlanamaz.
nerme sonucu
Buradan, btn insanlarda ortak baz fikirler ve kavramlarn var ol
duu sonucu kar; zira (lemma 2) btn cisimler btn insanlar tarafn
1 1 2 ETKA
Kantlama
Bunun byle olduu apak grlyor; zira bir fikrin Ruhta upuygun
olan fikirlere bal olduunu (onlardan ktn) sylediimiz zaman, Tan
rnn aklnda sonsuz olmas bakmndan ya da birok tekil eyin fikri ile
duygulanm olmas bakmndan deil, yalnzca insan Ruhunun zn
meydana getirmesi bakmndan, Tanrnn nedeni olduu bir fikrin var ol
masndan baka bir ey sylemi olmuyoruz (nerme sonucu, nerme 11).
Scolie
Sylemi olduum eyle, ortak denilen ve akl yrtmemizin temelle
rini tekil eden kavramlarn nedenini akladm. Fakat metodumuza gre
asl ey hakknda aklamamz gereken baz ortak aksiyomlar ya da kav
ramlarn baka nedenleri de vardr. Bylece hangi kavramlarn teki kav
ramlardan daha faydal olduu ve hangilerinin hemen hi kullanlma
d, bundan baka hangilerinin ortak, hangilerinin ak ve seik ve bun
dan dolay pein hkmden arnm olduu, hangilerinin, en sonra iyi
temellenmi olduu gsterilecektir. Bundan baka ikinci denilen kavram
lar ve bunun sonucu olarak bu kavramlar zerine kurulan aksiyomlarn
kkleri ve dncenin bana vaktiyle fark ettirdii bunlarla ilgili baka
hakikatler meydana karlacaktr. Fakat bu gzlemlerimi baka bir kita
ba ayrdm ve ayn zamanda sz fazla uzatarak can skmamak istedi
im iin, burada bu soruya dair daha fazla bir ey sylememeye karar
verdim. Bununla birlikte, bilinmesi zorunlu olan eylerden hibirini eksik
brakmamak iin Varlk, ey, Bir ey gibi akn (transcendantal) denilen
terimlerin kklerinin nereden geldii hakknda birka kelime katacam.
Bu terimler, insan Bedeninin snrl olmas dolaysyla, ancak belirli sayda
seik hayalleri kendisinde ayn zamanda tekil edebiliinden ileri gelmek
tedir (hayalin ne olduunu, nerme 17nin scoliesinde akladm). Eer
bu say aarsa bu hayaller birbirine karmaya balar ve eer Bedende
kendi kendisine teekkl etme gcnde olan bu seik hayallerin saysn
fazla aacak olursa, onlarla hepsi bsbtn birbirine karr, bu byle olun
ca, 17nci nermenin nerme sonucu ve 18inci nerme ile apak grlr
ki insan Ruhunun, kendi Bedeninde bu hususta tekil edebilecei kadar
hayali (imaj) ayn zamanda ve seik olarak hayal edebilecei meydanda
dr. Fakat hayaller Bedende bsbtn birbirine karr karmaz Ruh da
hibir seme yapmakszn btn cisimleri bulank olarak hayal edecek
ve onlar sanki Varlk, ey vb. gibi bir sfat iinde anlayacaktr; hayalle
rin her zaman ayn kuvveti olmad ve bunlara benzer baka nedenlerde
bunu aklamak zorunlu olmad noktasnda da bunun sebebi bulunabi
lecektir. Zira kendi kendimize ileri srdmz ama iin, tek bir nede
ni gz nne almamz yeter; gerekten, btn bunlar bu terimlerin son
derecede bulank fikirler belirttiini kantlamaya yardm eder. nsan, at,
kpek vb. gibi tmeller denen kavramlarn kkleri buna benzer neden
lerden, yani insan Bedeninde bunca hayalin (diyelim ki insanlarn) ayn
zamanda teekkl etmesinden gelir. Bu hayallerin says hayal gc kuv
vetini bsbtn deil, Ruhun ancak onlarn belirli saysn zel olarak
her adamn rengi, boyu, vb. gibi kk farklarn hayal edebilecei ka
dar, cismin duygulanm olmas bakmndan ve aralarndaki oran seik
olarak hayal edebilecei nispette aar. Zira Beden zel olarak her biriyle
bu oranda duygulanmtr ve insanlar adyla Ruhun ifade ve sonsuz
tekil eylere tatbik ettii ey de budur. Geri sylediimiz gibi tekil eylerin
gerektirilmi saysn hayal edemez. Fakat belirtmek gerekir ki, bu kav
ramlar btn insanlarda ayn tarzda kurulamaz, ancak her birinde Bede
nin ou kere duygulanm olmasna ve Ruhun daha kolay hayal etmesi
ve hatrlamasna gre deiirler. Diyelim ki, ou kere insanlarn boy
larna dikkatle bakanlar insanlar adyla dik boylu bir hayvan anlayacak
lar, fakat ona baka bir orandan bakanlar ise insanlarda ortak olan baka
bir hayali yani glen, iki ayakl, tysz, akll, vb. gibi bir hayvan hayalini
tekil edeceklerdir. Ve nitekim baka eyler hakknda, kendi Bedeninin
yetkisine gre tmel hayaller kurulacaktr. O halde yalnz eylerin hayal
leriyle doal eyleri aklamak isteyen filozoflar arasnda bunca tartmalar
ve kavgalar kmasna amamaldr.
Scolie II
Btn bu sylediklerimiz, birok eyi kavradmz, tmel kavramla
r tekil ettiimizi aka kantlar:
1 - Bu tmel kavramlar duyularn zihnimizde eksik, bulank ve dzen
siz bir tarzda temsil ettii tekil eylerden tekil ederiz (nerme sonucu,
nerme 29). Bunun iindir ki bu alg eitlerine, bulank bir deneyden
gelen bilgi demeye alknzdr.
2 - Baz kelimeleri iitince ya da okuyunca, diyelim ki, eyleri hatrla
mamz ve kendileriyle onlar hayal etmemize yarayan fikirlere benzer fikir
1 14 ETKA
ler kurmamza ait belirtilerle (nerme sonucu, nerme 18), bundan son
ra da eylere ait bu iki gr tarzna, birinci cinsten bilgi ve san ya da
hayal gc diyeceim.
3
- En sonra, eylerin zelikleri (hassalan) hakknda fikirlerimiz ve or
tak kavramlarmz olduu iin (nerme sonucu, nerme 38, 39 ve onun
nerme sonucu ve nerme 40) bu tarzda da akl (raison) ya da ikinci
cinsten bilgi adn vereceim. Bu iki cins bilgiden baka, birazdan gste
receim gibi bir ncs vardr ki buna sezgili bilim adn vereceiz. Bu
bilgi cinsi Tanrnn baz sfatlarnn ekilli z hakknda upuygun fikir
lerden eylerin z hakkndaki upuygun fikre kadar yaylr. Btn bunu
tek bir ey rnei ile aklayacam. kincinin birinciye kar durumu ne
ise drdncnn ncye kar durumu ayn olmak zere, drt say
verilmi olsun. Tccarlar ikinci ile ncy arpmak ve arpm birin
ciye blmede tereddt etmeyeceklerdir, nk hibir kantlama olmaks
zn ustalardan rendikleri eyi henz unutmamlardr, ya da bu usule
ait ou kere pek basit saylarda, ya da klidesin 7nci kitabnn 19uncu
nermesinin kantlamas kuvveti ile yani orantl saylarn ortak zellii
kuvveti ile deney yapmlardr. Fakat basit saylarda btn bunlara ihtiya
yoktur. Diyelim: 1, 2, 3 saylar verilmi olunca, herkes orantl drdn
c saynn 6 olduunu grr ve ilk bakta birinci saynn kinciyle orann
grnce, daha ak olarak drdncy buluruz.
nerme XLI
Birinci cinsten bilgi, yanlln biricik sebebidir. Fakat ikinci ve n
c cinsten bilgi zorunlu olarak dorudur.
Kantlama
nceki scoliede syledik ki, upuygun olmayan ve bulank olan btn
fikirler birinci cinsten bilgiye aittirler; o halde (nerme 35) bu bilgi yanl
ln biricik sebebidir. Bundan sonra syledik ki, upuygun olan fikirler
ikinci ve nc cinsten bilgilere aittir; o halde (nerme 34) bu bilgiler
zorunlu olarak dorudurlar.
nerme XLII
kinci ve nc cinsten bilgi -birinci cinsten bilgi deil- doruyu
yanltan ayrmay bize retir.
Kantlama
Bu nerme kendiliinden apaktr. Gerekten, doruyu yanltan ayr
masn bilen kimse, doru ve yanl hakknda upuygun bir fikre sahip
olmaldr, yani (scolie 2, nerme 40) doru ve yanl, ikinci veya nc
cinsten bilgiyle bilmelidir.
nerme XLIII
Doru bir fikre sahip olan ayn zamanda doru bir fikre sahip olduu
nu da bilir ve bilgisinin hakikatinden phe edemez.
Kantlama
Bizde doru olan fikir, insan ruhunun tabiatyla ifade edilmesi bakmn
dan, Tanrda upuygun olan fikirdir (nerme 9un, nerme sonucu aracl
ile). Gerekten, insan Ruhunun tabiatyla ifade edilmesi bakmndan T arn
da upuygun olan bir A fikri olduunu varsayalm. Bu A fikri ile ayn tarzda
Tanrya nispet edilen bir fikir, bu fikirden Tanrda zorunlu olarak verilmi
olmaldr (kantlamas tmel ya da evrensel olan 20nci nerme). Fakat A
fikrinin, insan Ruhunun tabiat ile ifade edilmesi bakmndan Tanrya nispet
edildii varsaylmtr: o halde A fikrinin fikri ayn tarzda Tanrya nispet
edilmelidir, yani (nerme sonucu, nerme 11) A fikrinin fikri, A upuygun
fikrine sahip olan Ruhta da upuygun olacaktr. yle ise upuygun bir fikre
sahip olan, yani (nerme 34) bir eyi doru olarak bilen kimse, ayn zamanda
bilgisinin upuygun fikrine, baka deyile doru bir bilgiye sahip olmaldr.
Yani apak grld zere ayn zamanda ondan emin olmaldr.
Scolie
21 inci nermenin scoliesinde, fikrin fikrinin ne olduunu akladm;
ayn suretle nceki nermeni kendiliinden apak olduunu belirtmek
gerektir. Gerekten, doru bir fikre sahip olan kimse, doru fikrin yksek
kesinlii gerektirdiini biliyor demektir; geri doru bir fikre sahip olmak,
bir eyi yetkin bir surette veya mmkn olduu kadar en iyi bilmekten
baka bir eyi gsteremez; ve phesiz hi kimse, bundan phe etmez,
yeter ki fikrin bir tablo zerindeki portre gibi dilsiz ve cansz bir ey olup
yoksa dnme tarz, yani bilmenin bir fiili olmadna inanm olsun. Zira
rica ederim, bana syleyin, kim, bir eyi nceden bilmiyorsa bu eyi bildi
ini bilebilir? Yani kim, gerekten bir eyden nce emin deilse, bu eyden
1 16 ETKA
nerme sonucu
Bundan u sonu kar ki, eyleri zorunsuz gibi grmekliimiz, gerek
gemie gerek gelecee nispetle, ancak hayal gcne baldr.
Scolie
Burada birka kelime ile bunun nasl olduunu aklayacam. Yuka
rda gsterdik ki (nerme 17 ve nerme sonucu) Ruh, eyleri var olma
salar bile, daima kendisinde hazrm gibi hayal eder, yeter ki imdiki
varlklarn darda brakan nedenlerle karlamasn. Bundan baka gs
terdik ki (nerme 18) eer insan Bedeni ayn zamanda iki d cisimle
ayn zamanda duygulanm ise, Ruh bu iki cisimden birini hayal ettii
zaman, o hemen tekini hatrlayacaktr, yani onlarn ikisini de hazrm
gibi tasarlayacaktr, yeter ki imdiki varlklarn darda brakan baz ne
denlerle karlamasn. Bundan baka, cisimlerin birbirlerinden daha ar,
daha hzl ya da ayn hzla hareket etmelerini hayal etmek suretiyle zaman
hakknda bir fikir tekil ettiimizden kimse phe etmez. yle ise dn ilk
defa olarak sabahleyin Pierrei, leyin Paulu ve akamleyin Simonu gren
bir ocuk farz edelim. Ve bugn ikinci defa olarak sabahleyin Pierrei gr
yor, 17nci nerme ile meydandadr ki, bu ocuk sabah n grd
zamandan beri, hemen geen gnk gibi gn ayn ksmndan geen
gnei hayal edecektir, ya da btn gn, sabahleyin Pierre, leyin Paul
ve akamleyin Simonu hayal edecektir; yani Paulun ve Simonun varl
n gelecee nispetle hayal edecektir; tersine olarak eer Simonu akam
leyin grecek olursa, Paul ve Pierrei gemi zamana yoracak ve onlar
gemi zamanda hayal edecek, onlar ou kere ayn dzen altnda grecek
olursa bu o derece daha emin olacaktr. Bir akam Simon yerine Jacques
grecek olursa o zaman ertesi sabah, akam hayal ederek, Simonu ve
sonra Jacques hayal edecek fakat ikisini ayn zamanda hayal etmeyecek
tir. Bylece hayal gc sallantda kalacak ve bazen tekini gelecek akamla
birlikte hayal edecek, yani ne onu ne tekini kesin gelecekler olarak hayal
edecek, fakat zorunsuz gelecekler gibi hayal edecektir. Halbuki eer ha
yal gcnn objeleri gemie, hale ve gelecee nispetle ayn tarzda gz
nne aldmz eyler ise, onun bu kesinsizlii de ayn olacaktr; ve bu
nun sonucu olarak biz eyleri gemie, hale ve gelecee nispetle zorunsuz
(contingent) gibi hayal ederiz.
1 18 ETKA
nerme sonucu
eyleri herhangi bir tarzda ezeli (ve ebedi) gibi kavramak akln tabiat
gereindendir.
Kantlama
eyleri zorunsuz deil, zorunlu olarak gz nne almak geri Akln
tabiatndandr (nceki nerme). Halbuki (nerme 12), Akl eylerin zo
runluluunu doru bir tarzda, yani (aksiyom 6, bl. I) aslnda olduu gibi
kavrar, fakat (nerme 16, blm I), eylerin bu zorunluluu Tanrnn
ezeli tabiatnn zorunluluunun ayndr; o halde eyleri herhangi bir tarz
da ezeli (ve ebedi) gibi kavramak Akln tabiatndandr. Buna unu da
katnz ki Akln temelleri, btn eylerde ortak olan (nerme 38) ve
hibir tekil z aklamayan eylerdir (nerme 37) ve bunun sonucu
olarak zamanla hibir ilgisi olmamak zere ve sanki ezeli olarak tasarlan
malar gerekir.
nerme XLV
Fiil (edim) halinde var olan herhangi bir cismin ya da tekil bir eyin
fikri zorunlu olarak Tanrnn ezeli ve sonsuz zne baldr.
Kantlama
Fiilde (in actu) var olan tekil bir eyin fikri (nerme sonucu, nerme
8) bu eyin z kadar varlna da zorunlu olarak baldr. Halbuki tekil
eyler Tanrsz tasarlanamazlar; (nerme 15, blm I) fakat bu tekiller
(nerme 6) Tanrnn bir sfatnn tavrlar gibi gz nne alnmalar ba
kmndan onlarn nedeni Tanr olduu iin, bu eylerin fikirleri (aksiyom
IV, blm I) zorunlu olarak sfatlarnn kavram, yani (tanm VI, blm
I) Tanrnn ezeli ve sonsuz zn gerektirmelidir.
Scolie
Burada varolutan sreyi, yani soyut olarak ve bir eit nicelik gibi
tasarlanmas bakmndan varoluu anlamyorum. Burada, tekil eylere
atfedilmi olan varoluun asl tabiatndan sz ediyorum; u sebepten ki,
sonsuz sayda eyler sonsuz tavrlar halinde Tanrnn ezeli zorunluluuna
baldrlar: nerme 16, blm Ie bkz. Tanrda olmalar bakmndan tekil
eylerin varoluundan sz ediyorum, diyorum, nk, bu tekil eylerden
her birinin varoluu baka bir tekil eyle herhangi bir tarzda gerektirilmi
ise de, yine de her birinin varoluunda devam ettii kuvvet, Tanrnn
tabiatnn ezeli zorunluluuna baldr. Bu nokta iin blm Ide nerme
24n nerme sonucuna bakn.
nerme XLVI
Her fikrin ierdii Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakkndaki bilgi, upuy
gun ve yetkindir.
Kantlama
nceki nermenin kantlamas evrenseldir, tmeldir ve bir eyin bir
para veya bir btn gibi gz nne alndna gre, onun fikri ister bt
nn fikri isterse parann fikri olsun, (nceki nerme) Tanrnn ezeli ve
sonsuz zn ierecektir. yle ise, Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakkn
daki bilgiyi veren ey hepsinde ortaktr ve btnde de parada da ayndr
ve bundan dolay (nerme 38), bu bilgi apaktr.
nerme XLVII
Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakknda insan Ruhunun upuygun bir
bilgisi vardr.
Kantlama
nsan Ruhunun, kendi kendisini alglad (nerme 23), kendi Bedeni
ni alglad (nerme 19) ve (nerme 16nn nerme sonucu ile nerme
17) fiil halinde var olan d cisimleri alglad fikirleri vardr (nerme 22);
bundan dolay (nerme 45 ve 46) Tanrnn ezeli ve sonsuz z hakknda
onun upuygun bir bilgisi vardr.
Scolie
Bu suretle gryoruz ki Tanrnn sonsuz z ve ezellii btn insanlarca
bilinmektedir. Halbuki, her ey Tanrda olduu ve Tanr tarafndan tasarlan
m bulunduu iin, bundan u sonu kar ki, bu bilgiden biz birok eylerin
upuygun bilgisini karabiliriz; ve buradan bu eserin beinci blmnde
yetkinliini ve faydasn gstereceimiz ve nerme 40n 2nci scoliesinde
bahsettiimiz nc cins bilgiyi tekil edebiliriz. Halbuki eer insanlarn
Tanr hakknda ortak kavramlar kadar ak bilgileri yoksa, bu onlarn
120 ETKA
122 ETKA
olamaz (aksiyom 3); yle ise bu gen fikrinin asnn iki dik aya eit
olduundan ibaret olan bu olumlan kuatmas gerekir ve bunun sonucu
olarak tersine (vice versa) bu gen fikrinin de bu olumlama olmadan var
olmamas ve tasarlanmamas gerekir; demek ki (tanm 2) bu olumlama
gen fikrinin zne aittir ve asl bu fikirden baka bir ey deildir. Srf
bunu setiimiz iin, bu istek10 hakknda sylediimiz ey, baka her istek
iin de sylenilmelidir, yani istek asl fikirden baka bir ey deildir.
nerme sonucu
rade ve zihin tek ve ayn eydir.
Kantlama
rade ve zihin tekil istekler ve fikirlerden baka bir ey deildirler (nerme
48 ve onun scoliesi), halbuki tekil istek ve fikir tek ve ayn eyden ibaret
tirler (nceki nerme); o halde irade ve zihin tek ve ayn eyden ibarettir.
Scolie
Btn sylediklerimizle, herkes gibi yanlmann nedeni diye varsayd
mz eyi ortadan kaldrdk. Bundan baka daha nce gsterdik ki yanllk
sakatlanm ve kark fikirleri iine alan yalnz yoksunluktan (privatior)
ibarettir. Bunun iin yanl bir fikirde yanl olmas bakmndan asla ke
sinlik yoktur: bylece bir adamn yanlta skn bulduunu ve bundan
asla phe etmediini sylediimiz zaman, bu yzden onun kesin olduu
nu sylemek istemiyoruz: yalnz diyoruz ki phe etmiyor, ya da yanl
fikirlerde skn buluyor, nk orada hayal gcn dalgal klacak ne
denler asla yoktur. Bu konu iin 44'nc nermenin scoliesine baknz.
Bir adamn yleyse ne kadar yanl fikirlere kaplm olduunu farz etsek,
onun asla kesin bilgili olduunu sylemiyoruz, gerekten (nerme 43 ve
scoliesi) kesinlik deyince biz pozitif bir ey anlyoruz, yoksa phe yoklu
unu anlamyoruz. Halbuki kesinlik yokluu deyince yanll anlyoruz;
fakat, nceki nermeyi daha geni olarak aklamak iin burada baz
gzlemler yapacam. En sonra bana kar ileri srlebilecek itirazlara
cevap vermem kalyor ve her trl tasay ortadan kaldrmak iin bu doktri
nin faydalarndan bir ksmn gstermek zorunda olduumu zannediyo
10) Volition.
124 ETKA
bir nokta daha var ki o da birisinin bir eyi kavramas (alglamas) bakmn
dan deil, fakat bu eyin fikrine katlp katlmamasna gre aldandnn
sylenmesidir. Diyelim ki, kanatl bir at hayal eden kimse, bundan do
lay bu atn var olduunu kabul etmez; yani bunda asla aldanmaz, yeter
ki bu kanatl atn var olduu sansna kaplmasn. Deney, yle ise irade
nin ya da bir fikre uymak, katlmak, beenmek yetisinin hr olmasndan
ve kavramak, anlamak yetisinden ayrlmasndan daha ak hibir eyi
bize retemez gibi grnyor.
nc olarak itiraz edilebilir ki, bir olumlama bir baka olumlama
dan daha fazla gereklii iine almaz, yani doru olan bir eyin gerekte
byle olduunu olumlamak iin yanl olan bir eyin doru olduunu
olumlamaktan daha fazla gce ihtiyacmz olacak gibi grnmyor. Fakat
kavryoruz ki bir fikrin bir baka fikirden daha fazla gereklii ve yetkinlii
vardr. Gerekten bir fikir, bu fikrin objesi baka objelerden daha yetkin
olmas bakmndan, baka fikirlerden daha yetkindir ve yine bununla
grnyor ki irade zihinden farkldr.
4 - u itiraz da yaplabilir: Eer insan hr olarak hareket etmese,
Buridann eei gibi denge halinde bulunduu zaman ne yapacaktr? Alk
ya da susuzluktan lecek midir? Eer bunu kabul edersem, yle grnr
ki bir eei ya da bir insan heykelini tasarlyorum; yoksa bir insan tasar
lamyorum; eer tersine olarak, onu inkr edersem o halde o kendi ken
dini gerektirecektir ve bunun sonucu olarak da onun iradesine gre git
mek ve tesir etmek yetisi olacaktr. Bana baka itirazlar da yaplabilir.
Fakat burada herkesin grebilecei ryalar asla tekrar etmek zorunda
olmadm iin, yalnz nceki itirazlar elimden geldii kadar ksaca ce
vap vermeye alacam.
Birinci itiraza gelelim: Eer zihin deyince yalnz ak ve seik fikirler
anlalrsa, iradenin zihinden daha uzaklara yayldn kabul ediyorum;
fakat iradenin alglardan yani tasarlama yetisinden daha uzaa yayldn
reddediyorum ve dorusu hissetme yetisine deil de isteme yetisine niin
sonsuz gzyle baklmas gerektiini anlayamyorum. Gerekten, ayn iste
me yetisi ile sonsuz eyleri birbiri arkasndan olumlayabileceimiz gibi
(zira sonsuz sayda eyi ayn zamanda olumlayamayz) nitekim hissetme
yetisi ile de sonsuz cisimleri, tabi yine birbiri arkasndan, alglayabilir ya
da hissedebiliriz. Eer alglayamayacamz sonsuzlar olduunu sylerlerse,
onlar Dnce yetisi ile alglayamadmz ve bunun sonucu olarak onlar
irade yetisi ile istediimiz cevabn veririm. Fakat deniyor ki, eer Tanr
bizim bu sonsuzlar alglamamz istemi olsayd, bize daha byk bir al
glama yetisi vermeliydi, yoksa daha byk bir isteme yetisi deil. Ayn
anlama gelmek zere denebilir ki: Eer Tanr bizim sonsuz olan varlklar
bilmemizi istemi olsayd, phesiz bize bu sonsuz varlklar bilmemiz iin,
varlk hakknda daha genel bir fikir deil, fakat daha byk bir zihin
vermeliydi, zira biz gsterdik ki irade genel bir varlktr, ya da kendisiyle
btn tekil istekleri akladmz, yani btn bu isteklerde ortak olan
bir fikirdir. Bylece, btn bu isteklerin ortak ve genel fikrinin bir yeti
olduuna inanlnca, bu yetinin sonsuzda zihin snrlar stne yayldn
syleyince bunda alacak hibir ey yoktur. Gerekten, genel olan ey
bir ve birok fertler iin sylendii gibi, sonsuz fertler iin de sylenir.
kinci itiraza, hkmn geerliini kaldrmada hr bir gcmz oldu
unu reddetmek zere cevap veririm; nk birisinin kendi hkmnn
geerliini kaldrdn sylediimiz zaman, bir eyi upuygun olarak alg
lamadn grmesinden baka ey sylemiyoruz. yle ise hkmn kal
drlmas, gerekte, bir algdr, yoksa hr bir irade deildir. Bunu daha iyi
anlatmak iin, kanatl bir at hayal eden ve baka bir ey hayal etmeyen
bir ocuk farz edelim. Bu hayal gc atn varln iine ald iin (ner
me sonucu, nerme 17) ve ocuk atn varoluunu bozan hibir ey de
alglamad iin, yle ise ister istemez at hazr gibi grecek, bu bakmdan
bilgisi kesin olmasa bile, onun varlndan phe edemeyecektir. Uyku
da her gn bamza gelen hal budur. Zannetmem ki rya grd srada
grd rya hakkndaki hkmn kaldrmak gcne sahip olduuna
inanan bir kimse bulunabilsin ve grd ryay grmyorum diyebilsin
ve byle olmakla birlikte uykuda bile hkm kaldrdmz, yani rya
grdmzn ryasn grdmz haller vaki olur. imdi hi kimse
nin alglamas bakmndan aldanmadn kabul ediyorum. Yani kendi
balarna gz nne alnan Ruhun hayal glerinde hibir yanlma ol
maz (nerme 17nin scoliesi). Fakat bir kimsenin alglamas bakmndan
hibir eyi olumlamadn reddederim. Geri, kanatl bir at alglamak,
bir atn kanatlarn olumlamak deil de nedir? Zira eer Ruh kanatl at
dnda baka hibir ey alglamasayd, onu kendisi iin hazr gibi gre
cekti ve onun varlndan phe etmek iin hibir sebep, bu fikre katl
mamak iin hibir yeti olmayacakt, meer ki kanatl at hayali ayn atn
varln men edecek bir fikre bal bulunmasn, ya da Ruh bu kanatl at
126 ETKA
3
Duygulanlarn Kk ve Tabiat zerine
130 ETKA
132 ETKA
134 ETKA
136 ETKA
138 ETKA
nerme VII
Her eyin kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba, o eyin fiili
(actuel) z dnda bir ey deildir.
Kantlama
Herhangi bir eyin biliniyor diye kabul edilen znden zorunlu ola
rak bir ey kar (nerme 36, blm I) ve eyler gerekli tabiatlarndan
zorunlu olarak kandan baka bir ey olamazlar (nerme 29 blm I). O
halde herhangi bir eyin gc veya ister yalnz ister bakalaryla birlikte
onun yapaca aba veya bir ey yapma abas, yani (nerme 6, blm II)
kendi varlnda devam etmek iin yapt aba veya g eyin imdiki
(actuel) veya verilmi znden baka bir ey deildir.
nerme VIII
Her varln kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba sonlu bir
zaman deil, sonu belirsiz (indfini) bir zaman kuatr.
Kantlama
Eer gerekten bu aba varln sresini tespit eden snrl bir zaman
kuatsayd, onu var olduran biricik gten dolay bu snrl zamandan
sonra onun yok olmas gerekecekti: halbuki (nerme 4) bu samadr; o
halde bir eyin var olmasna sebep olan abann belirli (dfini) bir zaman
yoktur; fakat tersine, ayn nermeye gre, hibir d neden tarafndan
yklmam ise, o imdi, aktel olarak kendini var klan ayn gle hep
yine var olmakta srp gidecektir. O halde bu aba belirsiz bir zaman
kuatr.
nerme IX
Ruh yalnz ak ve seik fikirlere sahip olmas dolaysyla deil, fakat
bulank fikirlere de sahip olmas bakmndan, kendi varoluunu belirli
bir srede saklamak iin abalar ve onda kendi abasnn uuru vardr.
Kantlama
Uygun olan ve upuygun olmayan fikirler, gstermi olduum gibi, Ru
hun zn meydana getirirler (nerme 3), birinci ve ikinci durumda kendi
varln saklamaya (nerme 7) ve onu belirsiz bir srede saklamaya (ner
1 4 0 ETKA
Kantlama
Bu nerme, 7nci nerme (blm II) veya 14nc nerme (blm II)
ile de apaktr.
Scolie
O halde, gryoruz ki Ruh byk deiikliklerden edilgin (mteessir)
olabilir ve bazen daha ok, bazen daha az yetkinlie geebilir ve bu pasif
haller bize sevin ve keder duygulanlarn aklar. Sevin deyince ben
ileride Ruhu daha byk bir yetkinlie geiren tutkuyu (pasiyonu) anlaya
cam; ve keder deyince de Ruhu daha az yetkin klan tutkuyu anlayaca
m. Halbuki Ruha ve Bedene evrilen sevin duygulanna ben nee ya
da holanma adn veriyorum ve keder duygulanna elem veya melankoli
diyorum. Fakat iaret etmek gerekir ki insann ksmlarndan biri tekile
rinden daha ziyade duygulanm olduu zaman holanma veya elem onun
la orantldr, btn ksmlar ayn derecede duyguland zamanda da ona
ancak nee veya melankoli nispet edilir. Scoliede arzunun ne olduunu
akladm (nerme 9). Yalnz bu ilk duygulan biliyorum ve bu ese
rin ileri bahislerinde gstereceim ki btn tekiler bu duygulantan
gelmektedir; fakat daha ileri gitmeden, bir fikrin bir bakasna nasl kart
olduunun anlalmas maksadyla, bu ksmn ikinci nermesini uzun uza
dya aklayacam.
17nci nermenin Scoliesinde (blm II) gsterdim ki Ruhun zn
kuran fikir var olduka Bedenin varln da kuatr ve gstermi olduum
dan da u sonu kar ki (nerme sonucu, nerme 8, blm II ve onun
scoliesi) Ruhumuzun varl, Ruhun, Bedenin imdiki (actuel) varln
iine almasna baldr. En sonra gsterdim ki, onu hayal ettiren ve hatr
latan Ruhun gc dahi, yine Ruhun, Bedenin imdiki varln kuatma
sna baldr (nerme 17 ve 18, blm II, scoliesi ile birlikte). Buradan
u sonu kar ki, Ruhun imdiki varl ve onun hayal etme gc, Ruh
Bedenin varln kabulden vazgetii zaman yok olmutur; fakat Ruhun
Bedenin varln tasdikten vazgemesinin nedeni asl Ruh olamaz (ner
me 4). Bu neden (cause) Bedenin varlnn terk edilmesi de olamaz; zira
Ruhun Bedenin varln olumlamasnn nedeni, ayn Bedenin varlnn
balangc deildir; o halde ayn sebeple Beden var olmaktan ktndan
dolay Bedenin varln olumlamaktan vazgeemez. Fakat (nerme 8,
blm II) Bedenimizin ve bunun sonucu olarak Ruhumuzun varlndan
soyutlanan baka bir fikirden gelir ve zorunlu bir sonu olarak bu fikir
Ruhumuzun zn kuran fikre karttr (aykrdr).
nerme XII
Ruh, elinden geldii kadar Bedenin etkileme (tesir etme) gcn art
tran ya da tamamlayan eyi hayal etmeye alr.
Kantlama
nsan Bedeni yapc bir d cismin tabiatn kuatacak bir tarzda duygu
land zaman, Ruh bu Bedeni hazrm gibi grecektir (nerme 17, blm
II). Ve bunun sonucu olarak (nerme 7, blm II) bu yabanc cismi hazr
gz nne aldka, yani (ayn nermenin scoliesi) onu hazr zannettike,
insan bedeni bu yabanc cismin tabiatn kuatan bir tavrla duygulanm
tr. Bundan dolay, Ruh, Bedenin etki gcn arttran ya da tamamlayan
eyi hayal ettike Beden ite bu gc tamamlayan ya da arttran tavrlarla
duygulanmtr (postulat I). Ve bunun sonucu olarak (nerme 11) Ruhun
dnme gc artm ya da tamamlanmtr; yleyse (nerme 6 veya 9)
Ruh, gc yettii kadar ayn eyleri hayal etmeye alr.
nerme XIII
Ruh, Bedenin etkileme (tesir etme) gcn azaltan veya yok eden
eyleri hayal ettii zaman, gc yettii kadar, hayal ettiinin varln
dta brakan eyi hatrlamaya abalar.
Kantlama
nce nermede kantlam olduum gibi, Ruh bir eyi bu suretle hayal
ettike, Ruh ve Bedenin gc azalm ya da tkenmitir. Bununla birlik
te Ruh, birincinin imdi dta brakan varln uzaklatran bir bakasn
hayal edinceye kadar, her zaman byle bir ey hayal edecektir (nerme
17, blm II) yani, gsterdiim gibi Ruh ve Bedenin gc, Ruhun hayal
ettii eyin varln dta brakan baka bir eyi hayal edinceye kadar azalt
m ya da tkenmitir. yle ise, gc yettii kadar bu baka eyi hayal
etmek ya da hatrlamak iin abalayacaktr vb... (nerme 9, blm III)
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, Ruh kendi gcn ve Bedenin gcn
azaltan veya indiren eyi hayal etmekten nefret eder.
142 ETKA
Scolie
Sylemi olduum eylerden, Sevgi ve Kinin ne olduu aka anlalr;
yani sevgi bir d nedenin fikri ile birlikte olan sevinten baka bir ey
deildir. Kin de bir d neden fikriyle birlikte olan kederden baka bir ey
deildir. Bundan sonra, seven kimsenin sevdii ile birlikte bulunmaktan
zevk duyduunu, onu elinde tutmaya altn, tersine olarak kin duyan
kimsenin de kinin konusunu uzaklatrmaya ve onu yok etmeye altn
gryoruz. Fakat ben bu soruyu ilerde daha geni inceleyeceim.
nerme XIV
Eer Ruh bir kere iki duygulantan ayn zamanda duygulanmsa,
sonradan ne vakit onlardan biriyle duygulansa, tekisi ile de duygulanr.
Kantlama
nsan Bedeni ayn zamanda iki cisimle birden duygulanm olunca,
sonradan birinin hatrlanmas zorunlu olarak Ruhta tekinin hatrlan
masn aracaktr (nerme 18, blm II). Halbuki Ruhun hayal gc
d cisimlerin tabiatndan ziyade Bedenimizin duygulanlarn gsterir
(nerme sonucu 2, nerme 16, blm II); yle ise eer beden ve bundan
dolay Ruh iki duygulan ayn zamanda duymu olsa, birinin hatrlan
mas, bunun sonucu olarak, ister istemez tekini de hatrlatacaktr.
nerme XV
Herhangi bir ey Sevinme, Keder ya da Arzunun ireti nedeni olabilir.
Kantlama
Ruhun kendi etki gcn artrmayan veya eksiltmeyen bir pasif halle
ayn zamanda onu artran veya eksilten bir baka pasif halle duygulanm
olduunu varsayalm (postulat I); nceki nerme ile apak grlr ki,
bunun sonucunda Ruh birincisinden varsaya gre, kendi dnme g
cn kendiliinden artrmayan ve eksiltmeyen hakiki nedeniyle duygulan
m olaca zaman onu azaltan veya artranla da ayn zamanda duygulanm
olacaktr (scolie, nerme 11), yani sevin ve kederle duygulanm ola
caktr, bundan dolay, bu obje kendi kendisinin deil, fakat ireti olarak
sevin ya da kederin nedeni olacaktr. Ayn uslamlama ile gstermek
kolaydr ki, ayn obje arzunun ireti nedeni olabilir.
nerme sonucu
Biz yalnzca bir eyi kendisinin etker nedeni3 olmayan sevin ya da
keder duygulanyla gz nne aldmz iin, onu sevebilir ya da ondan
nefret edebiliriz.
Kantlama
Gerekten yalnz bundan dolay, (nerme 14) Ruh bu eyi tasarlamak
suretiyle sevin veya kederle duygulanm olabilir, yani (scolie, nerme
11) ya Ruh ya da Bedenin gc artm ya da eksilmitir ve bunun sonucu
olarak (nerme 12) Ruh bu eyi tasarlamay arzu eder veya ondan uzaklar
(nerme sonucu, nerme 13), yani (scolie, nerme 13) bu eyi ya sever
ya da ondan nefret eder.
Scolie
Buradan, sebebini bilmeksizin ve yalnzca, denildii gibi, sempati veya
antipati ile, baz eyleri nasl sevebildiimizi ve bazlarndan nefret ettiimi
zi anlyoruz ve gelecek nermede gstereceim gibi, srf bizde ayn duygula
nlar dourmak alkanlnda olanlara benzer bir eye sahip olduu iin,
bize sevin ya da keder veren eylerin bulunmasnn sebebi de budur.
Biliyorum ki ilk defa sempati ve antipati adlarn felsefeye sokmu olan
yazarlar bu kelimelerle eylerin ba olarak niteliklerini anlatmak istemi
lerdir. Fakat bununla birlikte, benim ayn terimlerden bilinen, hatta mey
danda olan niteliklerini anlamama imkn olacan zannediyorum.
nerme XVI
Biz yalnzca, bir eyin Ruhu her zaman Sevin veya Kederle duygulan
dran bir objeye benzer bir yan bulunduunu hayal etmemiz yznden,
bu eyi bu objeye benzeten bu duygulanlarn fiili sebep olmasa bile, biz
yine bu eyi ya severiz ya da ondan nefret ederiz.
Kantlama
Bir objede, varsayma gre, bu objeye benzeyen eyi ya sevin ya ke
der duygulanyla gz nne aldk; o halde (nerme 14) Ruh bu objenin
hayali ile duygulanm olaca zaman, hemen bu iki duygulantan biriyle
duygulanm olacaktr ve bundan dolay kendisinden bu benzeyii fark
ettiimiz obje sevin veya kederin ireti nedeni (nerme 15) olacaktr; o
3) Cause efficiente (fail-illet).
144 ETKA
Kantlama
nsan bir objenin hayaliyle duygulanm olduka onu var olmasa bile,
hazr gibi grr (nerme 17, blm II ve onun nerme sonucu) ve onun
hayali ya gemi ya gelecek bir zamann hayaline bal olduu zaman da
onu gemi veya gelecek gibi tasarlar (scolie, nerme 44, blm II). Bu
nun iin kendi bana gz nne alnan objenin hayali ister gelecek, ister
gemi zamana, ister hale atfedilsin, her zaman ayndr, yani (nerme
sonucu, nerme 16, blm III) ister hayal gemi bir objeden gelsin, isterse
gelecee veya hale ait objeden gelsin, Beden yaps veya duygulan ayndr.
Bundan dolay, ya gemi ya gelecek, ya da hazr bir eyin hali Ruhu
muzda ayn sevin veya keder duygulann dourur.
Scolie I
Kendisiyle duygulanm olduumuz veya olacamz bir ey hakknda
gemi ya da gelecektir diyorum: Diyelim ki grdmze veya grecei
mize gre o bize haz vermitir ya da verecektir, o bize ac vermitir ya da
verecektir vb. Gerekten onu byle tasarladmza gre varln tasdik
ediyoruz: Yani Beden eyin varlna aykr hibir duygulan duymaz
(nerme 17, blm II). Bundan dolay Beden, bu ey hazr olduu zaman
nasl duygulanm ise, onun hayaliyle de ayn suretle duygulanm olur.
Yine de, bununla birlikte, daha nce bir yn deney yapm olanlar, bir
eyi gelecek veya gemi gibi grdkleri zaman kararszlkta kalrlar ve
ok defa bir sonuca varmay pheli grrler (scolie, nerme 44, blm
II). Bundan u sonu kar ki, byle hallerden doan duygulanlar da
sabit (kararl) deildirler ve genel olarak eitli eylerin hayalleriyle bulan
drlmtrlar. Ve bu hal o eyin sonucu hakknda bir kesinlik kazanncaya
kadar srer gider.
Scolie II
Btn bu sylemi olduklarmdan, umut, korku, gven, umutsuzluk,
sevin ve vicdan azabnn ne olduu anlalr. Umut, gerekten, olmas
bize kesin deil diye grnen gelecek veya gemi bir eyin hayalinden
meydana gelmi kararsz bir sevinten baka bir ey deildir. Korku, ter
sine olarak, yine kesin olmayan bir eyin hayali ile meydana gelen karar
sz bir kederdir. imdi bu iki duygulantan pheyi kaldrrsanz, umut
gvene, korku umutsuzluk haline der; korktuumuz veya umduumuz
146 ETKA
bir eyin hayaliyle meydana gelen sevin ya da kederi yapan budur. Ondan
sonra haz da, olmas bize kesin grnmeyen gemi bir eyin hayaliyle
meydana gelmi sevinten baka bir ey deildir. En sonra, uur daralmas,
phesiz, hazzn kart olan kederdir.
nerme XIX
Sevdiinin yok olduunu hayal eden kederlenecektir. Tersine, onun
var olarak kaldn hayal eden sevinecektir.
Kantlama
Ruh, elinden geldii kadar, Bedenin etki gcn artran ya da onu
tamamlayan eyi hayal etmeye alr (nerme 12), yani (scolie, nerme
13) Bedenin sevdii eyi hayal etmeye alr. Halbuki hayal gc eyin
varoluuna sebep olanla tamamlanr ve tersine, eyi yok edenle azalr
(nerme 17, blm II); o halde sevilen eyin varlna sebep olan eylerin
hayalleri, bu objeyi hayal etmesini salayan Ruhun abasn tamamlarlar.
Yani (scolie, nerme 11) Ruha sevin verirler ve tersine, sevilen eyin
varln yok edenler Ruhun bu abasna aykrdrlar. Yani (ayn scolie)
onu kederli yaparlar; bundan dolay, sevilen bir objenin yok olduunu
hayal eden kimse kederlenecektir, vb.
nerme XX
Kin besledii eyin yok olduunu hayal eden kimse, sevinecektir.
Kantlama
Ruh (nerme 13), Bedenin etki (tesir) gcn azaltan veya balayan
objelerin varln yok edeni hayal etmeye alr, yani (scolie, ayn ner
me) kin besledii objelerin varln yok eden eyi hayal etmeye alr;
bundan dolay Ruhta kinin objesinin varln yok eden bir objenin ha
yali ruhun abasn tamamlar, yani (scolie, nerme 11) ona sevin verir;
yle ise Kin besledii objenin yok olduunu hayal eden kimse, sevine
cektir.
nerme XXI
Sevdiinin Sevin veya Kederle duygulanm olduunu hayal eden
kimse de, ya sevin ya kederle duygulanacaktr ve bu iki duygulantan
148 ETKA
1 5 0 ETKA
Kantlama
Bundan nceki 21inci nermeden kt gibi, bu nerme de 23nc
nermeden kar.
Scolie
Bylece grrz ki, insan kendisi ve sevilen ey hakknda kolaylkla
adil olmadan ok, taraf tutuyor ve tersine, nefret ettii ey hakknda da
adil olmadan az taraf tutuyor; insann kendisi sz konusu olunca adil
olmaktan ziyade taraf tuttuu zamanki bu hayal gcne gurur (nme)
denir ve bu, bir eit hezeyandr, nk insan yalnz kendi hayal gc ile
her eyi kavrayabildiinin gzleri ak ryasn grr, bu sebepten onu
gerek sayar ve ona hayran olur, halbuki varlna engel olan ve kendi
etki gcn snrlayan eyi hayal edemez. yle ise gurur (nme) insann
kendi hakknda adil olmaktan ziyade taraf tutmasndan doan bir se
vintir. Ve bunun sonucu olarak insann bir bakas hakknda adil olmak
tan ziyade taraf tutmasndan doan sevince artk deerlendirme (sures
time) ya da fazla vme denir ve en sonra bir bakas hakknda adil olmak
tan az tarafl davranmasndan doan duyguya da hor grme (msestime)
denir.
nerme XXVII
Bize benzeyen ve hakknda hibir tarzda bir duyguya sahip olmadmz
birinin bir duygusu olduunu hayal edersek srf bundan dolay ona ben
zer duyguyu duyarz.
Kantlama
eylerin hayalleri insan Bedeninin duygulanlardr ki, onlarn fikir
leri bizim gibi hazr olan d cisimlerin fikirlerini bizde temsil ederler;
(Scolie, nerme 17, blm II) yani (nerme 11, blm II) onlarn fikirle
ri Bedenimizin tabiatn ve ayn zamanda bir d cismin imdi hazr olan
tabiatn kuatr. yle ise eer bir d cismin tabiat Bedenimizin tabiat
na benzerse hayal ettiimiz d cismin fikri de, bu d cismin duygulanna
benzeyen Bedenimizin bir duygulann kuatacaktr ve bunun sonucu
olarak bize benzer birinin bu duygulanla duygulandn hayal edersek,
bu hayal edi Bedenimizin benzer bir duygulann kuatacaktr. yle
ise yine bize benzer bir eyin bir duyguya sahip olduunu hayal etme
mizden dolay onunkine benzer bir duyguya sahip oluruz. Tersine olarak,
bize benzer birisi hakknda nefretimiz olsayd, nefretimiz nispetinde (ner
me 23) ona kart ve onunkine benzemeyen bir duygu duyacaktk.
Scolie
Duygulanlarn bu taklidi, bir keder sz konusu olunca, acma (com
misration) adn alr (scolie, nerme 23), fakat bu eer bir arzu hakknda
ise, o bize benzer baka varlklarn arzu duyduklar bir ey hakknda bizde
dorulmu arzudan bakas olmayan gpta (mulation) olur.
nerme sonucu I
Hakknda hibir suretle bir duyguya sahip olmadmz birisinin bize
benzer bir ey iin sevin duyduunu hayal edersek, ona kar sevgi duya
caz. Eer tersine, onun keder duyduunu hayal edersek, ona kar nef
ret (kin) duyacaz.
Kantlama
22nci nerme, 21inci nerme ile kantland gibi bu nerme de
bundan nceki ile kantlanr.
nerme sonucu II
Eer bir kimse bize acma ilham ederse, sefaletinin bizi duygulandr
d keder yznden ondan nefret edemeyiz.
Kantlama
Eer gerekten ondan nefret edebilseydik, o zaman (nerme 23) onun
kederinden dolay sevin duymamz gerekirdi ki, bu da hipoteze aykrdr.
nerme sonucu III
Eer bir obje bize acma ilham ederse, gcmz yettii kadar onu
sefaletten kurtarmaya alrz.
Kantlama
Bize acma ilham eden objeye kar keder duygusu veren ey, bize de
ona benzer bir duygu verir (nceki nerme); bundan dolay bsbtn
varl kaldran, ya da onu yok eden her eyi hatrlamaya alrz (ner
152 ETKA
me 13), yani (scolie, nerme 9) ya bizde onu yok etme itahas (arzu)
olacak, ya da onun yok olmasna doru gerektirilmi olacaz; bylece
bize acma ilham eden objeyi sefaletten kurtarmaya alrz.
Scolie
yilik yapmak istediimiz kimse hakkndaki acma duygumuzdan do
an bu iyilik yapma iradesi ya da itahasna iyi gr (faveur) denir ve
bylece iyi gr acma duygusundan domu bir arzudan baka bir ey
deildir. Bize benzediini hayal ettiimiz bir ey hakknda ya iyilik ya
ktlk yapan kimse iin duyduumuz sevgi ve nefret konusunda 22nci
nermenin scoliesine baknz.
nerme XXVIII
Bizi Sevince gtrdn hayal ettiimiz her eyin meydana gelmesi
ni salamaya alrz: Ona kart olduunu ya da Kedere gtrdn
hayal ettiimiz her eyi uzaklatrmaya ya da onu yok etmeye alrz.
Kantlama
Sevince gtrdn hayal ettiimiz her eyi, gcmz yettii kadar
hazrm gibi hayal etmeye alrz; (nerme 12) yani (nerme 17, blm
II) gcmz yettii kadar onu hazr ya da fiil halinde varm gibi grmeye
alrz. Fakat Ruhun abas ya da onun dnrken sahip olduu g
ile Bedenin abas ya da onun icra ederken sahip olduu g arasnda
tabiat bakmndan elik (parit)5 ve zamandalk vardr (7nci nerme
nin nerme sonucu ve 9uncu nerme, blm II, nerme sonucundan
aka kaca zere), yle ise tam anlam ile bu eyin var olmas iin
alrz, yani (9uncu nermenin scoliesine gre ayn anlama gelmek
zere) bunun iin itahmz vardr ve buna meylederiz; bu birinci nokta
idi. imdi kederin nedeni olduuna inandmz eyin yani (13nc ner
menin scoliesi) nefret ettiimiz eyin yok olduunu hayal edersek sevin
duyacaz (nerme 20) ; ve bylece onu yok etmeye alacaz (bu kantla
mann birinci blm iin), yani (nerme 13) onu bizden uzaklatrmaya
alacaz: ta ki, onu asla imdi hazrm gibi grmeyelim. Bu da ikinci
nokta idi. yle ise sevince gtrebilen her ey, vb...
5) Tam benzerlik de denebilir.
nerme XXIX
nsanlarn6 sevinle karlayacaklarn hayal ettiimiz her eyi yapmaya
alacaz. nsanlarn nefretle karlayacaklarn hayal ettiimiz her eyi
de yapmadan nefret duyacaz.
Kantlama
nsanlarn bir eyi sevdikleri ya da bir eyden nefret ettiklerini hayal
edersek, bu yzden o eyleri severiz ya da onlardan nefret ederiz (ner
me 27) yani (scolie, nerme 13) yine bundan dolay bu eyin hazr bulu
nuu bize sevin verir ya da bizi kederlendirir ve bylece (nceki ner
me) insanlarn sevdiklerini ve sevinle karlayacaklarn hayal ettiimiz
her eyi yapmaya alacaz.
Scolie
Yalnzca insanlarn houna gitmek maksadyla bir eyi yapmak, bir
eyden kanmak iin olan bu abaya hrs (ambition) denir; balca kendi
zararmza ya da bakasnn zararna hareket ettiimiz ya da kandmz
zamanda olduu gibi bir eilim ve arzu ile halkn houna gitmeye alt
mz zaman bu ad alr; byle deilse bu abaya insanlk (humanit) de
meye allmtr. Bundan sonra, bakasnn houmuza gitmek iin yap
maya alt hareketi hayal ettiimiz zaman duyduumuz sevince vme
(louange) diyorum; bakasnn hareketini nefretle karladmz zaman
duyduumuz keder haline de yerme (blme) diyorum.
nerme XXX
Eer birisi bakalarna Sevin verdiini hayal ettii bir eyi yaparsa,
neden olarak kendisinin fikriyle birlikte bulunan bir sevinle duygulana
caktr; eer tersine, bakalarna keder verdiini hayal ettii bir ey yapar
sa, kendi kendisini Kederle karlayacaktr.
Kantlama
Bakalarn sevin ya da kederle duygulandrdn hayal eden kimse
bundan dolay (27nci nerme) ya sevin, ya da kederle duygulanm
olacaktr. yle ise, insan (nerme 17 ve 23, blm II) kendisini etki
6) Burada ve sonraki nermelerde insanlar kelimesi haklarnda hibir duygulanmz olma
yanlar anlamndadr, (y.n.)
154 ETKA
yle alnyor:
Ovidiusun Sevgiler adl kitabnn 19uncu Elegiasnda yle diyor: Engelsiz ve rakipsiz
olarak sevmek, ya da bakalarnn hi sevmediklerini sevmek pek de ince olmayan bir eydir.
Umut ve korku sevginin en tatl damarlardr.
1 5 6 ETKA
nerme XXXIV
Sevilen kimsenin bizim hakkmzda duyduunu hayal ettiimiz duygu
lan ne kadar bykse, biz o kadar eref kazanrz (nrz).
Kantlama
Gcmz yettii kadar (nceki nerme) sevilen kimsenin de karlk
olarak bizi sevmesini salamak iin, yani (scolie, nerme 13) sevilen kimse
nin bizim hakkmzdaki fikirle birleik bir sevinci duymas iin aba har
carz. O halde o eyin bizim yzmzden duyduu sevin ne kadar byk
ise, bu aba da o kadar tamamlanmtr: Yani (nerme 11, scoliesi ile
birlikte) duygulanm olduumuz sevin o kadar byktr. Fakat, sevin
cimiz benzerlerimizden birine sevin duyurduumuzdan ileri geldii iin,
kendi kendimizi sevinle karlarz (nerme 30). O halde, sevilenin bi
zim hakkmzda duyduunu hayal ettiimiz duygulan ne kadar byk
ise, kendi kendimize karladmz, yani kendimizi ereflendirdiimiz
sevin de o kadar byktr.
nerme XXXV
Eer bir kimse, bir bakasnn sevilene yalnz kendi eli altnda olan
ayn dostluk ba ile ya da daha sk bir ba ile balandn hayal ederse,
asl sevilene kar kin besleyecek ve teki kimseye de haset edecektir.
Kantlama
Sevilen kimsenin kendi hakknda duyduunu hayal ettii sevgi ne
kadar bykse, o kimse kendi kendisiyle o kadar necektir (nceki ner
me) yani sevin duyacaktr (scolie, nerme 30), yle ise (nerme 28) gc
yettii kadar sevilen eyi kendisine sk bir biimde bal diye hayal etmeye
alacaktr ve bu aba veya itaha bir nc kimse onun iin ayn eyi
arzu ettiini hayal ederse o kadar beslenecektir (nerme 31). Fakat bu
itaha veya aba kendisiyle birlikte bulunann hayaline bal olarak asl
sevilen eyin hayali azalm diye farz edilir; o halde (scolie, nerme 11) bu
yzden sevilen eyin fikriyle (ve ayn zamanda bir bakasnn hayali ile)
sebep olarak birlikte bulunan bir kederle duygulanm olacaktr; yani
(scolie, nerme 13) sevilen eye ve ayn zamanda bir bakasna kar (ner
me sonucu, nerme 15) kinle duygulanm olacaktr ve ona kar haset
duyacaktr (nerme 23) nk o sevilen eyden haz duymaktadr.
158 ETKA
Scolie
Sevilen bir eye kar olan hasetle birlikteki bu kine kskanlk denir
ve bylece kskanlk, kendisine haset beslenen bir bakasnn fikri ile
birlikte bulunan sevgi ve kinden domu ruhun bir dalgalanndan (ka
rarszlndan) baka bir ey deildir. Bundan baka, sevilen eye kar
duyulan bu kin, kskanta sevilen eyin kendisine verdii sevgi ile duy
gulanm olmaya alt sevin ile orantl olarak yksektir. Nitekim se
vilen eyle birlikte bulunduunu hayal ettii kimse hakkndaki duygu
nispetinde de yksektir. nk eer ona kar kini var ise, bu yzden de
(nerme 24) sevilen eye kar kini olacaktr, nk kendisi iin menfur
olann sevin duyduunu hayal etmektedir. Ve nitekim (nerme sonu
cu, nerme 15) nk sevilen eyin hayalini nefret edilen eyin hayaline
balamak zorundadr. Bu sonuncu sebep genel olarak bir kadn iin duyu
lan sevgide bulunur; gerekten her kim sevdii kadnn bakasna teslim
olduunu hayal ederse kederlenecektir ve bu yalnz kendi itah snrlan
d iin deil, ayn zamanda sevilen eyin hayalini bakasnn utanlacak
ksmlar ve pislikleriyle birletirme zorunda olduu iin de onun hakknda
nefret duymaktadr. En sonra unu da katalm ki, kskan, sevilen ey
tarafndan kendisine grnmesine alm olduu ayn yzle karlanma
mtr ve bu sebepten de, gstereceim gibi, k (seven) bir kimse ke
derlenir.
nerme XXXVI
Bir sefer haz duymu olduu bir eyi hatrlayan kimse, kendisinden
haz duyduu ilk seferdeki hal ve artlarla birlikte ona sahip olmak ister.
Kantlama
nsann haz duyduu eyle ayn zamanda btn grdkleri, ireti olarak
sevin sebebi olacaktr (nerme 15); yle ise o (nerme 28) btn bun
lara, haz duyduu eyle ayn zamanda sahip olmak isteyecektir, yani o
eye ilk defa haz duyduu ayn hal ve artlarla birlikte sahip olmak isteye
cektir.
nerme sonucu
Eer bu hal ve artlardan birisinin eksik olduunu fark ederse, k
(seven kimse) kederlenmi olacaktr.
Kantlama
Vakaa bu hal ve artlardan birinin eksik olduunu fark edince, o sanki
o eyin varlna engel olan bir ey hayal eder. yle ise o sonra sevgi ile
bu eyi ya da bu hal ve art (nceki nerme) arzu eder ve onun eksik
olduunu hayal ettii zaman da bundan dolay kederlenir.
Scolie
Sevdiimizin bulunmayna ait olmas bakmndan, bu kedere esef
lenme (souhait frustr) denir.
nerme XXXVII
Duygulan ne kadar bykse, bir Keder ya da Sevin dolaysyla, bir
Kin ya da Sevgiden doan Arzu da o kadar byktr.
Kantlama
Keder insann etki (hareket) gcn azaltr veya indirir (scolie, ner
me 11) yani (nerme 7) insann kendi varlnda devam ettirmeye alt
abay azaltr veya indirir. Bylece (nerme 5) keder bu abaya karttr;
insann kederle duygulanm olan her abas kederi kaldrmaya urar.
Fakat (kederin tanmna gre) keder ne kadar bykse, insann zorunlu
olarak kar koyduu hareket (etki) gc de o kadar byktr; yle ise
keder ne kadar bykse, insann kendi hesabna kederi ortadan kaldr
mak iin abasn salayan g de o kadar byktr; yani (scolie, ner
me 9) kederi ortadan kaldrmaya alt arzu ve itah da o kadar byk
tr. Bundan sonra, sevin (scolie, nerme 11) insann icra etme, etki
yapma gcn arttrd ya da tamamlad iin, ayn yoldan kolaylkla
kantlanr ki, bir sevin duygusuna sahip olan insan onu korumaktan
baka bir ey arzu etmez. Ve sevin ne kadar bykse bu arzu da o kadar
byk olur. En sonra, kin ve sevgi, keder ya da sevincin duygulanlar
olduu iin, ayn tarzda u sonu kar ki, bir kin veya sevgiden doan
aba, itah veya arzu, kin ve sevgi ile orantl olarak o derecede byk
olacaktr.
nerme XXXVIII
Eer birisi (sevgi bsbtn kaybolacak gibi) sevilen bu eye kar kin
beslemeye balarsa, ona kar ayn sebeple sanki hi sevmemi kadar kin
160 ETKA
zere- ondan stn deeri olan bir aba ile olacaktr. kinci blmn
kantlamas ayn suretle olur. yle ise birine kar kini olan kimse, vb.
Scolie
iyilik deyince burada her cins sevinci ve bundan baka insan bu se
vince gtren her eyi ve balca, her ne ekilde olursa olsun, beklemeyi
dolduran eyi anlyorum. Ktlk deyince her cins kederi ve balca bek
lemeyi boa karan (frustrer) her eyi anlyorum. Vakaa yukarda gster
dik ki (scolie, nerme 9) iyi olduuna hkmettiimiz iin hibir eyi arzu
etmiyoruz, tersine bir eyi arzu ettiimiz iin onun iyi olduuna hkme
diyoruz. Bunun sonucu olarak, nefret ettiimiz eye kt diyoruz; herkes
bylece kendi duygulanna gre hangi eyin iyi, hangi eyin en iyi, han
gi eyin en kt, sonunda hangisinin en iyi ya da en kt olduuna hk
meder. Haris (ambitieux) ereften baka bir ey istemez ve utantan baka
bir eyden korkmaz. Haseti iin bakasnn mutsuzluundan daha ho
ve baka bir kimsenin mutluluundan daha katlanlmaz bir ey yoktur;
ve bylece herkes kendi duygulan ile bir eyin iyi ya da kt, faydal ya
da zararl olduuna hkmeder. nsann istedii eyi istemeyecek ya da
istemedii eyi isteyecek surette hareket etmesi iin hazrlanm bulu
nan bu duygulana korku denir; korku yle ise bir insan daha az bir
ktlkten gelmesi gerektiine hkmettii bir ktlkten kanmasn
hazrlayan korkma halidir (nerme 28). Eer kendisinde korkulan ktlk
utan ise, o zaman korku, utanma (pudeur) adn alr. En sonra eer gele
cek bir ktlkten kanma arzusu (artk ne istedii bilinmeyecek bir
tarzda) baka bir ktln korkusuyla azalm ise, o zaman korkma ha
line yeis, umutsuzluk (consternation) denir; ve bu balca korkulan bu ve
teki ktlkler en bykleri arasnda bulunduu zaman meydana kar.
nerme XL
Bir bakasnn kendisine kin beslediini hayal eden ve onda hibir
kin sebebi dourmadna inanan kimse, kendisi de bu bakasna kar
kin besleyecektir.
Kantlama
Birinin kinle duygulanm olduunu hayal eden kimse, bundan dolay
kinle duygulanacaktr (nerme 27) yani (scolie, nerme 13) bir d nede
162 ETKA
Scolie
Nefret ettiimiz (kin beslediimiz) kimseye ktlk yapmak iin har
cadmz abaya fke (colre) denir: Bize yaplan ktle kar ktlkte
bulunmak iin yaplan abaya alma (Vengeance) denir.
nerme XLI
Eer birisi bir bakas tarafndan sevildiini hayal ederse ve ona hibir
sevgi nedeni vermi olmadna inanrsa (bu hal 15inci nermenin nerme
sonucu ve 16nc nermeye gre olabilir) ona karlk o da onu sevecektir.
Kantlama
Bu nerme nceki ile ayn yoldan kantlanr ki, scoliede de greceiz.
Scolie
Birisi, hakl bir sevgi nedeni vermi olduuna inanrsa, bundan eref
duyacaktr ki (scolie, nerme 30), bu en ok rastlanan haldir; birisi bir
bakasnn ona kar kin beslediini hayal ettii zaman, sylediimiz gibi,
bunun aksi hali meydana gelir (nceki nermenin scoliesi). imdi bu
karlkl sevgi ve bunun sonucu olarak bizi seven ve bize iyilik yapmaya
alan kimseye iyilik yapmak iin harcanan abaya (ayn nerme 39)
kran borcu (gratitude) denir; o halde grnyor ki, insanlar iyilik ve
hayrllk yapmaktan ziyade almaya daha ok elverilidirler.
nerme sonucu
Kin besledii kimse tarafndan sevilmi olduunu hayal eden kimse
hem kin hem sevginin hkm altnda bulunacaktr. Bu, ayn yoldan nceki nermenin birinci nerme sonucu ile kantlanr.
Scolie
Eer daha ok kin hkm sryorsa, o kimse kendisini seven kim
seye ktlk etmeye alacaktr; bu duygu haline zalimlik (cruaut) de
nir; balca en ok, seven kimsenin kin iin hibir ortak neden meydana
getirmediine hkm olunursa, bu olay grlr.
nerme XLII
Bir kimse sevgi ya da eref umudu ile itilerek (etkilenerek) birisine iyilik
yaparsa, yapt iyiliin nankrlkle karlandn grnce kederlenecektir.
164 ETKA
Kantlama
Kendisine benzeyen birini seven kimse, gc yettii kadar onun da
kendisini sevmesi iin alr (nerme 33); birisine sevgi ile iyilik yapan
kimse, kendisinin de onun tarafndan sevilmesini istedii iin, yani bir
eref (nerme 34) ya da sevin (scolie, nerme 30) umuduyla bunu yap
mtr; yle ise (nerme 12) gc yettii kadar, bu eref nedenini hayal
etmeye, ya da onu fiil halinde var gibi grmeye alacaktr. Fakat (hipo
tez gereince) bu nedenin varlna engel olan baka bir ey hayal eder, o
halde o (nerme 19) bu yzden kederlenmi olur.
nerme XLIII
Kin, karlk bir kin yznden artmtr; ve tersine olarak, sevgi ile yok
edilmi ve ortadan kaldrlmtr.
Kantlama
Nefret ettiimiz kimse tarafndan nefret edilmi olduumuzu hayal
edersek, bu fikir (nerme 40) birincisine katlan yeni bir kin douracaktr;
fakat eer, tersine olarak, kinimizin konusu tarafndan sevilmi olduu
muzu hayal edersek, bundan emin olmak artyla onu sevinle karlarz
(nerme 30); yani (nerme 41) ondan nefret etmemee ve ona hibir
keder vermemee alrz ve bu aba (nerme 37) onu meydana getiren
duygulanma nispetle ok veya az byktr; ve bundan dolay kinin mey
dana getirdiinden daha byk ve bu suretle kinin objesine keder ver
mee alyorsa (nerme 26) o hkim olacak ve kini yok olacaktr.
nerme XLIV
Sevgisinin bsbtn yendii kin, sevgi halini alr ve sevgi bu sebep
ten dolay, kendisinden nce bir kin bulunmayan sevgiden daha byk
olur.
Kantlama
Burada 38inci nermeyi kantlamada olduu gibi hareket edilir. Geri,
her kim kin duyduu veya kederle grmeye alt eyi sevmeye balarsa,
onu sevmesi yznden sevinli olacaktr, sevgiyi kuatan bu sevince (13n
c nermenin scoliesindeki tanmlamaya bkz.) kinle kuatlm kederi
ortadan kaldrmak iin yaplan abann kin beslenen kimsenin fikrinde
166 ETKA
168 ETKA
Kantlama
nsan Bedeni pek ok trl tarzlarda d cisimler tarafndan duygulan
m olabilir (3nc nerme, blm II). ki insan ayn zamanda trl
tarzlarda duygulanabilir ve bylece (nerme 13, blm Ilnin ardndan
gelen 3nc lemmadan sonraki Iinci aksiyom) tek ve ayn objeden eitli
tarzlarda duygulanm olabilir. Bundan sonra (ayn postulat) insan Be
deni bazen bir tarzda, bazen baka bir tarzda duygulanm olabilir; ve
bunun sonucu olarak (ayn aksiyom) trl zamanlarda trl tarzlarda
tek ve ayn objeden duygulanm olabilir.
Scolie
Bu suretle birinin sevdiinden tekinin nefret etmesinin mmkn
olabileceini; birinin korktuundan tekinin korkmayabileceini; tek ve
ayn kimsenin nceden nefret ettii eyi imdi sevdiini, kendisine korku
veren eye kar imdi cesaret duyduunu vb. gryoruz. Bundan baka
herkes kendi duygulanna gre hangi eyin iyi, hangi eyin kt oldu
u, hangisinin en iyi, hangisinin en kt olduu hakknda hkm ve
riyor (scolie, nerme 39), buradan u sonu kar ki, insanlar hkmle
riyle olduu kadar duygulanlaryla da birbirlerinden farkldrlar: Bun
dan dolay, insanlar birbirleriyle karlatrnca onlar yalnz duygulan
larnn eitli bakmndan setiimiz, ayrdmz oluyordu ve bir ksmna
budala, bir ksmna korkak, tekilere en sonra baka bir ad veriyorduk
diyelim ki, benim her zaman korktuum bir ktl hie sayan kimseye
cretli (intrpide) diyorum; ve eer ayrca onun nefret ettii kimseye kt
lk yapma arzusu beni her zaman alkoyan bir ktlk korkusuyla azaltl
m deilse, ona kstah (audacieux) diyeceim. Sonra benim hie sayma
ya altm ktlkten korkan bu kimse bana korkak (peureux) olarak
grnecektir; ve eer, bundan baka, beni irkiltemeyen bir ktlk korku
suyla onun Arzusunun azalm olduunu gz nne alacak olursam, onun
rkek, yreksiz (pusillanime) olduunu syleyeceim; bylece herkes in
sanlar hakknda hkm verecektir. Sonra insann bu tabiat ve hkm
lerin bu kararszl yznden, ayn zamanda insan ok kere eyler hakkn
da yalnz duygulan ile hkm verdii iin, Sevin ve Kedere gre yap
tna inand ve bu sebeple (nerme 28) meydana kmalarn salad
ya da uzaklatrlmalarna alt eyler ou yalnz hayali (imaginaire)
eyler olduu iin, -ikinci blmde gsterdiim kesinsizliin baka neden
170
ETKA
172 ETKA
nerme LIII
Ruh kendi kendisine bakt ve kendi ileme (etki) gcn gz nne
ald zaman, sevinlidir; ve kendi kendisini ne kadar ok hayal ederse,
ileme (etki) gcn ne kadar seik olarak hayal ederse, bu sevin o
kadar byk olur.
Kantlama
nsan ancak Bedeninin duygulanlaryla ve onlarn fikirleriyle kendi
kendisini bilir (nerme 19 ve 23, blm II), yle ise Ruh kendi kendisini
gz nne alabilirse onun daha byk bir yetkinlie getii srf bu suret
le varsaylr, yani (scolie, nerme 11) onun sevin duymu olduu varsa
ylr. O kendi kendisini ne kadar ok hayal ederse ileme gcn o kadar
seik (distinct) olarak hayal eder.
nerme sonucu
nsan bakalar tarafndan vldn daha ok hayal ettike bu se
vin de daha ok beslenir. nk insan bakalar tarafndan ne kadar
vldn hayal ederse, bakalarnn onun tarafndan duygulanm ol
duklarn hayal etmesinden doan sevin de o kadar byk olur ve bu
hal kendi kendisinin fikriyle birlikte meydana gelir (scolie, nerme 29);
bylece (nerme 27) kendisi de kendi kendisinin fikriyle birlikte olan en
byk bir sevinle duygulanmtr.
nerme LIV
Ruh Bedeni, yalnz kendi ileme (etki) gcn ortaya koyan ey ola
rak hayal etmeye alr.
Kantlama
Ruhun abas, veya onun gc bu Ruhun zdr (nerme 7); halbu
ki Ruhun z (kendiliinden bilindii gibi) bunu yalnz Ruhun var ol
duu ve gc yettiini; fakat var olmayan ve gc yetmeyen olmadn
olumlar ve bylece o kendi ileme (etki) gcn olumlayan, ya da ortaya
koyan ey olarak hayal etmeye alr.
nerme LV
Ruh kendi gszln hayal ettii zaman, o bundan dolay keder
lenmitir.
Kantlama
Ruhun z bunu yalnz Ruhun var olduu ve gc yettii eklinde
olumlar; baka deyile, yalnz kendi ileme gcn ortaya koyan ey olarak
hayal etmek Ruhun tabiatndandr (nceki nerme). O halde ruh, kendi
kendisini gz nne alnca gszln hayal ettiini sylediimiz zaman,
ruhun kendi ileme gcn ortaya koyan bir eyi hayal etmeye alnca,
yapm olduu bu abann azaldn sylemekten baka bir ey sylemi
olmuyoruz; baka deyile (scolie, nerme 11) kederlenmitir.
nerme sonucu
Bakalar tarafndan ne kadar yerildii (zemmedildii) hayal edilirse
bu keder o derecede beslenir; bu ise 53nc nermenin, nerme sonu
cunda ayn tarzda kantlanr.
Scolie
Zaafmz (faiblesse) hakkndaki fikirle birlikte olan bir kedere alal
(humilit) denir, kendi kendimizin gz nne alnmasndan doan sevin
ce benlik sevgisi14, ya da kendinden memnun olma denir; insan ne za
man kendi erdemlerini veya kendi ileme gcn gz nne alacak olsa,
o yenileir, bu suretle herkesin kendi olgular ve jestlerini anlatmaya ve
gerek kendi Bedeni, gerek zihninin glerini yaymaya gayret ettii haller
olur ve bu sebepten dolay insanlar birbirlerine kar katlanlmaz varlk
lardr. Ve buradan yine u sonu kar ki, insanlar tabiata hasetidirler
(scolie, nerme 24 ve scolie, nerme 32), yani benzerlerinin (cinsdalar
nn) zaafndan dolay rahatlk (huzur) duyarlar ve onlarn erdemlerinden
kederlenirler. Vakaa insanlar kendi etkilerini ne zaman hayal edecek
(dnecek) olsalar sevin duyarlar (nerme 53) ve etkileri ne kadar
ok yetkinlik ifade eder gibi grnrse onlar da o kadar seik hayal eder
ler: yani (scolie I, nerme 40, blm IIde sylenmi olan eyler) onda
bakalarndan daha ok ayrt edilebilir ve tekil eyler gibi gz nne al
nabilir. Bunun iin bakalarnda varl inkr edilen bir ey kendi bana
gz nne alnd zaman, insann kendi kendisini gz nne almasnda
en yksek noktaya ulaabilir. Fakat kendi bana kabul edilen (olumlanan)
ey insann, ya da canl varln genel fikrine atfedilecek olursa, bu dere
14) Amour propre (izzetinefis) karl.
1 7 4 ETKA
75
176 ETKA
dan baka (farkl) olacaktr; yle ise Sevin, Keder, Sevgi vb. kadar Arzu
trleri de vardr ve bunun sonucu olarak (daha nce gsterilmi olanla
anlalaca zere) kendileriyle duygulanm olduumuz obje trleri var
dr.
Scolie
Pek ok sayda olmas gereken duygulan trleri arasnda (nceki
nerme) en tannmlar Oburluk, Sarholuk, Sefihlik (lubricit), hasis
lik, hret hrsdr ki, nispet edildikleri objeler aracl ile ya bu ya teki
duygulann tabiatn aklayan Sevgi ya da Arzunun belirtilerinden
(dsignation)15 ibarettirler. Oburluk, Sarholuk, Sefihlik, Hasislik ve h
ret hrs deyince biz vakaa yemein, ikinin, cinselliin, servetin, n ve
erefin lsz sevgisi ya da arzusundan baka bir ey anlamyoruz. Bun
dan baka, bu duygulanlarn kendilerini bakalarndan nispet edildik
leri objelerle ayrmamz bakmndan, kartlar yoktur. Zira lllk,
(Temprance)16, vakurluk (Sobrit) ve en sonra afiflik (Chastet) ki biz
bunlar oburluun, sarholuun, sefihliin kart saymaya alm olduu
muzdan, srf duygulanlar ve edilgilerden (pasif hallerden) ibarettirler,
fakat yine de bu duygulanlar ynelten Ruh gcn meydana koyarlar.
Zaten burada duygulann baka trlerini aklayamam (nk ne ka
dar obje eidi varsa o kadar duygulan vardr) ve aklayabilseydim bile
buna ihtiya yoktur. nk duygulanlarn kuvvetlerini ve Ruhun onlar
zerindeki gcn gerektirmekten ibaret olan maksadm yerine getirmek
iin, bizim her duygulana ait bir tanm vermemiz yeter. Duygulanlar
ve Ruhun ortak zeliklerini bilmek yeter diyorum. Filn ve falan Sevgi,
Kin veya Arzu duygulan arasnda, diyelim ki ocuklara kar olan sevgi
ile kadna kar olan sevgi arasnda byk bir fark varsa da, bu farklar
bilmeye ve duygulanlarn tabiat ve kkne dair incelememizi daha ileri
gtrmeye ihtiyacmz yoktur.
nerme LVII
Her ferdin herhangi bir duygulan bir bakasnn duygulanndan,
birinin z tekinin znden farkl olduu derecede farkldr.
15) Belirti kelimesini daha ok devaml olarak signification (delalet) karl kullanyoruz.
16) Buna kar lmllk deniyorsa da modration'dan ayrmak iin bu kelimeyi kullandk.
Kantlama
Bu nerme 13nc nermenin II'nci blm ardndan gelen III'nc
lemmadan sonra grlecei gibi Iinci aksiyomla apaktr. Bununla birlik
te onu ilk duygulann tanmlaryla kantlayacaz.
Btn duygulanlar vermi olduumuz tanmlarn gstermi olduu
gibi Arzuya, Sevince ya da Kedere irca edilirler. Fakat Arzu her birinin
asl tabiat veya zdr (scolie, nerme 9); yle ise her birinin Arzusu bir
bakasnn Arzusundan, her birinin tabiat ya da znn bir bakasnn
z ya da tabiatndan farkl olduu kadar farkldr. Sevin ve Keder, imdi,
kendileriyle her birinin gcnn veya onu varlnda devam ettirme aba
snn oalm veya azalm, tamamlanm veya indirilmi olduu edilgiler
(pasif hallerdir) (scolie, nerme 11). Fakat ayn zamanda hem Ruha hem
Bedene nispet edilmesi bakmndan varlnda devam etmek iin aba
deyince, biz itah ve arzuyu kastediyoruz (scolie, nerme 9); yle ise se
vin ve keder, d nedenlerden oalm ya da azalm olmas, tamamlan
mas ya da indirilmesi bakmndan asl arzu veya itahtr, yani (ayn scolie)
her birinin tabiatdr; ve bylece birinin sevin veya kederi bir bakasnn
sevin veya kederinden, birinin tabiat veya znn tekinin tabiat veya
znden farkl olduu derecede farkldr; ve bunun sonucu olarak her
ferdin herhangi bir duygulan bir bakasnn duygulanndan da ayn
derecede farkldr, vb...
Scolie
Buradan u sonu kar ki, akldan yoksun olduklar sylenen canl
larn duygulanlar (geri phe edemeyiz ki, bir kere Ruhun kk bilin
dikten sonra hayvanlar duyum gcne sahiptirler), onlarn tabiat insan
tabiatndan farkl olduu derecede, insanlarn duygulanlarndan farkl
dr; at ve insan phesiz nesli retme ehvetinin hkm altndadrlar;
fakat birincisi bir at ehveti ile, ikincisi bir insan ehveti ile gdlmekte
dir; nitekim bceklerin, balklarn ve kularn ehvetler ve itahlarnn
da birbirlerinden farkl olmas gerekir. Her ne kadar her fert, tabiatnn
kurulmu olduu zere kendi memnunluu ve gelimesini yayorsa da,
her birinin memnun olduu bu hayat ve bu gelime bu ferdin fikri veya
ruhundan baka bir ey deildir ve bylece onlardan birinin gelimesi bir
bakasnn gelimesinden, birinin tabiat ya da znn bir bakasnn ta
biat veya znden farkl olduu derecede farkldr. En sonra nceki ner
1 7 8 ETKA
meden u sonu kar ki, diyelim bir sarhoun kapld gelime ile bir
filozofun ulat ruhi gelime arasndaki fark kk deildir, bu da benim
bu vesile ile gstermek istediim bir noktadr. te edilgin (pasif) olmas
bakmndan insana nispet olunan duygulanlar hakknda syleyeceimiz
eyler bunlardr. imdi insana etkin olmas bakmndan nispet olunan
duygulanlar hakknda birka kelime sylemeliyim.
nerme LVIII
Edilgiler (pasif haller) olan sevin ve arzudan baka, etkin (aktif) olma
mz bakmndan bize nispet edilen baka sevinler ve arzu duygulanlar
da vardr.
Kantlama
Ruh kendi kendisini ve kendi gcn tasarlad zaman, sevinlidir
(nerme 53); halbuki Ruh doru veya upuygun bir fikri tasarlad zaman
kendi kendisini zorunlu olarak grr (nerme 43. blm II). te yandan,
Ruh baz upuygun fikirleri tasarlar (scolie, nerme 40, blm II); yle ise
o upuygun fikirleri tasarlad nispette, yani (nerme 1) aktif olduu nis
pette sevin iindedir. Bundan baka, Ruh ak ve seik fikirlere sahip
olmas bakmndan, bulank fikirlere sahip olmas bakmndan olduu
gibi kendi varlnda devam etmeye alr (nerme 9). Fakat alma
(aba) deyince biz arzuyu anlyoruz (ayn nermenin scoliesi) yle ise
arzu bizim bilmemiz bakmndan yani aktif olmamz bakmndan bize nis
pet edilmitir (nerme 1).
nerme LIX
Etkin (aktif) olmas bakmndan Ruha nispet edilen btn duygulan
lar arasnda sevin ve arzuya irca edilmeyen hibir duygulan yoktur.
Kantlama
Btn duygulanlar arzuya, sevince ya da kedere irca edilirler (vermi
olduumuz tanmlarn gsterdii gibi). Fakat keder deyince biz Ruhun
dnme gcn azaltan veya indiren eyi anlyoruz (scolie, nerme 11),
nitekim Ruhun kederlenmesi bakmndan onun bilme gc, yani tesir
etme (agir) gc (nerme 1) azalm ya da engele uramtr. yle ise
aktif olmas bakmndan Ruha nispet edilebilen keder duygulan yok
tur, fakat yalnz byle olmas bakmndan Ruha nispet edilen sevin ve
arzu duygulanlar vardr (nceki nerme).
Scolie
Bilmesi bakmndan Ruha nispet edilen duygularn ardndan gelen
etkileri (action) Ruh kuvvetine irca ediyorum ve Ruh kuvvetini metinlik
ve yksek gnlllk (gnrosit) blmlerine ayryorum. Metinlik deyin
ce bir ferdin yalnzca akln emrini ve dolaysyla kendisini korumas iin
abalamasn (almasn) salayan bir arzuyu anlyorum. Yksek gnl
llk deyince bir ferdin baka kimselere yardm etmek ve onlarla kendi
arasnda bir dostluk ba kurmak iin Akln emrine gre almasn sa
layan arzuyu anlyorum. O halde amalar yalnzca etkerin (failin) faydas
olan bu etkileri (action) metinlie atfediyorum (yoruyorum) ve amalar
bakasnn faydas olan etkileri de yksek gnllle atfediyorum. yle
ise lllk (temprance), vakurluk (sobrit) ve tehlikeler karsnda
hazr bulunma (prsence desprit) vb. metinliin eitleri, trleridir; alak
gnlllk, efkat vb. yksek gnllln trleridir. U ilkel duygula
nn, yani arzu, sevin ve kederin terkibi suretiyle doan balca Ruh
dalgalanlarn ilk nedenleriyle aklamay ve tantmay dnyorum,
bu izahla grlyor ki, biz birok biimlerde d nedenlerin etkisi altnda
bulunuyoruz ve denizin dalgalar gibi bamza ne geldiini ve kaderimizin
ne olduunu bilmeden birbirine kart rzgrlarla srkleniyoruz. Bununla
birlikte, ben yalnz Ruhun angaje olduu balca atmalar tanttm
ve onun urayabilecei btn atmalar anlattm syledim. Gerekten,
yukarda tutmu olduum ayn yolda devam ederek kolaylkla gsterebi
liriz ki, sevgi vicdan azabna, kmsemeye (ddain), utanca vb. baldr.
Daha dorusu, zannederim, yukarda sylediklerimden herkese sabit
olur ki, duygulanlar birok biimlerde birbirleriyle terkip olunurlar ve
onlardan o kadar ok eitler doar ki onlarn says tespit edilemez. Fakat
maksadm iin, burada balcalarn saym olmak yeter: Zikretmedikle
rinle gelince, onlar faydadan ziyade merak konusu olacaklardr. Bununla
birlikte geriye sevgi konusunda, sk sk rastlanan bir ey olmak zere,
itah duyulan eyden haz alnd zaman Bedenin bu hazdan dolay yeni
bir hal kazanabilecei, bu suretle baka trler gerektirilmi olaca, baka
eylerin hayalleri uyanacak derecede gerektirilmi olaca ve Ruhun ayn
zamanda baka eyi hayal etmeye, baka eyi arzu etmeye balayaca
180 ETKA
gzlemini yapmak kalr. Diyelim ki, bir eyi hayal ettiimiz zaman, onun
lezzetinden haz duymaya alm oluruz, o hazz yeniden duymay, yani
onu yemeyi isteriz, fakat bu biimde o hazz yeniden duyduumuz zaman,
midemiz dolar ve Beden baka bir halde bulunur; eer o zaman Bedenin
bu yeni vaziyetinde (disposition) ayn gdann hayali hazr olduu iin sak
lanacak olursa ve bunun sonucu olarak da onu yemek abas ve arzusu
saklanrsa, bu aba ve arzuya bir yeni hal kar koyacaktr ve bundan
dolay da, itah duyulan gdann hazr bulunuu (prsence) tiksinme, nef
ret verici (odeuse) olacaktr, bizim bkma (dgout) bezginlik (lassitude)
dediimiz hal budur. Ben bundan baka titreme, solgunluk, hkrk, gl
me vb. gibi duygulanlarda gzlenen Bedeni duygulandran d sarsnt
larn (trouble) bir yana braktm, nk onlar Ruhla bir mnasebeti ol
makszn yalnzca Bedene aittirler. En sonra duygulanlarn tanmlar
konusunda baz gzlemler yapmalym, bundan dolay burada srasyla bu
tanmlar vereceim ve her birisinde gzlenecek eyleri onlarn arasnda
zikredeceim.
DUYGULANILARIN TANIMLARI
I
Arzu, insann kendisinde verilmi olan herhangi bir duygulanla bir ey
yapmas gerektirilmi olarak dnlmesi bakmndan, o insann zdr.
Aklama
Daha yukarda (scolie, nerme 9) syledik ki, arzu kendi kendisinin
uuru ile itahtr; ve itah, insann kendi kendisini korumasna yarayan
eyleri yapmasn gerektirmesi bakmndan, insann zdr. Fakat ayn
scoliede gsterdim ki, ben gerekten, insann itah ile arzu arasnda
hibir fark kabul etmiyorum. Geri insan itahnn uuruna sahip olsun
ya da olmasn, bu itah yine ayn olarak kalr; ve bylece bir ksr dng
ye (tautologie) dme tavr olmamak iin, ben arzuyu itah ile tanmlamak
istemedim. Fakat onu itah, irade, arzu ya da ilca, i tepi (impulse) kelimele
riyle gsterdiimiz insan tabiatnn btn abalarn iine alacak bir biim
de tanmlamaya altm. Diyebilirim ki arzu bir ey yapmann gerektirilmi
gibi tasarlanmas bakmndan insann asl zdr, fakat bu tanmdan
(nerme 23, blm II) ruhun kendi arzusu ya da kendi itahnn uuruna
sahip olduu sonucu kmazd. yle ise, bu uurun benim tanmma girme
si iin, benim (ayn nerme) unu katmam lzmd: nsann kendisine
verilmi olan herhangi bir duygulann gerektirilmesi bakmndan vb...
Zira insann znn bu duygulan ile, bu zn istidadn (dispositior)
anlyoruz; o istidada ister doutan ister kazanlm olsun, ister yalnz
dnce sfatyla tasarlansn, ister yalnz uzam sfatyla tasarlanm ol
sun, ya da en sonra ister her ikisine nispet edilsin. yle ise ben arzu
kelimesinden, ayn insann deiik istidatlarna gre deien ve insann
eitli ynde srklenmesine sebep olaca ve onun nereye doru dnd
n bilmeyecei derecede birbirine kart olan btn abalar, i tepi
ler, itahlar ve insan isteklerini (volition) anlyorum.
II
Sevin insann daha az bir yetkinlikten daha byk bir yetkinlie
geiidir.
III
Keder, insann daha byk bir yetkinlikten daha az bir yetkinlie
geiidir.
Aklama
Gei diyorum, zira sevin asl yetkinlik deildir. Eer gerekten insan
kendisine ykselmi olduu yetkinlikle birlikte dosayd, sevin duygula
n olmadan ona sahip olacakt; bu daha ak olarak ona kart olan
keder duygulannda grlyor. Geri keder daha az bir yetkinlie gei
ten ibarettir, yoksa asl daha az yetkinlikten ibaret deildir, kimse bunu
inkr edemez, nk herhangi bir yetkinlie sahip olmas bakmndan
kederlenemez ve diyemeyiz ki keder daha byk bir yetkinlikten yoksun
olmadan ileri geliyor, zira bu yoksunluk hibir ey deildir; keder duygula
n bir fiildir ve bu fiil, bundan dolay, ancak daha az bir yetkinlie geii
salayan bir fiil olabilir, yani insann etkileme (ar) gcnn ya azalmas
ya da inmesine sebep olan fiil olabilir (scolie, nerme 11). Ben bundan
baka, nee, holanma (chatouillement), melnkoli ve elem (douleur) tanm
larn kaldryorum, nk bu duygulanlar asl Bedene aittirler ve se
vinle kederin trlerinden baka eyler deildirler.
182 ETKA
IV
Ruh bir eyde hayal gcne bal kalrsa orada hayret vardr, nk
bu tekil (singulier) hayal gcnn bakalaryla hibir balants yoktur
(bak: nerme 52 ve onun scoliesi).
Aklama
18inci nerme, IInci blm, scoliesinde Ruhun bir eyi gz nne
almadan hemen baka bir eyin dncesine hangi sebeple getiini gs
terdik, nk bu eylerin hayalleri birbirlerine zincirli ve birbiri ardn
dan gelecek surette baldr; halbuki o eyin hayali yeni olduu, fakat o
srada Ruh baka eyleri dnmek zere bakalar tarafndan gerektirilmi
oluncaya kadar bu eyin gz nne alnmasna balanaca iin onun
byle olaca tasarlanamaz, kendi bana gz nne alnan yeni bir eye
ait hayal gc o halde bakalaryla ayn tabiattadr ve bu sebeple ben
hayreti duygulanlar arasnda saymam ve bunu yapacak bir saik (mo
tif) grmem, nk eer Ruh her trl baka dnceden uzak (distrait)
ve dalgn bulunursa onun uram olduu bu dalgnlk hibir pozitif se
bepten ileri gelmez, fakat yalnzca bir eyin gz nne alnmas, onun
bakalarn dnmesini gerektiren bir nedenin bulunmayndan ileri
gelir, yle ise yalnz ilkel ya da esasl duygulan (scolie, nerme 11),
yani sevin, keder ve arzu duygularn kabul ediyorum; ve eer hayret
hakknda birka kelime syledi isem bunun sebebi ilkel duygulan,
hayret ettiimiz objelere nispet edildikleri zaman onlardan tremi olan
baz duygulanlar baka kelimelerle ifade etme detinin yerlemi ol
masdr; ayn saikle burada kmseme (Mpris) tanmndan bahsedece
im.
V
Bir eyin hayal edilmesinden Ruh o kadar az edilgin olsa ki, bu eyin
hazr bulunuu orada bulunmasndan ziyade bulunmamasn hayal etme
nin saiki olsa, orada kmseme vardr (scolie, nerme 52). Burada ycelt
me (Vnration), hafifsemenin (Ddain) tanmn bir yana brakyorum,
nk bildiim hibir duygulan adn oradan almaz.
VI
Sevgi, bir d nedenin fikriyle birlikte bulunan bir sevintir.
Aklama
Bu tanm aka sevginin zn aklar; sevgiyi seven kimsenin sevilen
ey ile birleme iradesi diye tanmlayan yazarlarn tanm o sevginin zn
deil, fakat onun zeliini ifade eder ve sevginin zn yeteri kadar iyi
grmedikleri iin, bu yazarlar onun zelii hakknda da hibir ak kavram
elde edememilerdir; bylece onlarn tanm hakknda herkese son derece
bulank (karanlk) diye hkmedilmesi sonucuna varlmtr. Bununla birlikte
u gzlemi yapmak gerekir ki, bu zelik seven kimsenin iradesinin sevilen
eyle birlemesinden ibaret olduunu sylerken, ben iradeden asla bir olur
lama (muvafakat) ya da zerinde dnme (dlibration), yani hr bir karar
(dcret) anlamyorum (nerme 48, blm II'de tanmladm ki bu zihin icad
-fictive- bir eydi), hatta ondan, sevilen ey hazr bulunmad zaman dahi
onunla birleme ya da orada bulunduu zaman hazr bulunuunu devam
ettirme arzusunu anlamyorum; sevgi geri bu arzulardan biri ya da teki
olmadan da tasarlanabilir; fakat irade deyince, sevilen eyin hazr bulunmas
nedeniyle seven kimsedeki memnunluu (contentement) ; seven kimsenin
kuvvetlendirildii veya hi de deilse beslendii memnunluu anlyorum.
VII
Kin (nefret) bir d nedenin fikriyle birlikte bulunan kederdir.
Aklama
Burada, nceki aklamada sylenmi olan eyi (bundan baka 13nc
nermenin scoliesine bkz.) gstermek gerektii kolaylkla fark edilir.
VIII
Eilim, ireti olarak sevincin sebebi olan bir eyin fikriyle birlikte bulu
nan sevintir.
IX
Tiksinme (aversion) ireti olarak kederin nedeni olan bir eyin fikriyle
birlikte bulunan bir kederdir (bu duygulan dolaysyla 15inci nermenin
scoliesine bkz.).
X
evk (Ferveur) bizi hayran brakan kimseye kar sevgidir.
184 ETKA
Aklama
52nci nermede gsterdik ki hayranlk bir eyin yeniliinden doar;
eer bizi hayrete dren eyi ou kere hayal edecek olursak, hayrete
dmekten vazgeeriz; o halde gryoruz ki evk (Ferveur) duygulan
kolaylkla basit sevgi haline soysuzlaabilir.
XI
Alay etme kin beslediimiz (ya da nefret ettiimiz) bir eyde kmse
necek (mpris) bir ey bulunduunu hayal etmemizden doan bir sevintir.
Aklama
Kin beslediimiz eyi kmsediimiz iin, onun varln inkr ede
riz (scolie, nerme 52) ve o nispette sevin duyarz (nerme 20). Fakat
insann kendi alay ediinin objesine kar kini olduunu farz ettiimiz
iin, buradan u sonu kar ki bu sevin salam deildir (47nci nerme
nin scoliesine bkz.).
XII
Umut, kendisinin neticesinden (akbetinden) bir dereceye kadar p
he ettiimiz gemi ya da gelecek bir eyin fikrinden domu kararsz bir
sevintir.
XIII
Korku, kendisinin bir sonuca varmamasndan bir dereceye kadar phe
ettiimiz bir eyin fikrinden domu istikrarsz (kararsz) bir kederdir (bu
duygulanlar iin 18inci nermenin II'nci scoliesine bkz.)
Aklama
Bu tanmlardan u sonu kar ki korkusuz umut olmad gibi umut
suz korku da yoktur. Vakaa bir eyin neticesi konusunda umutla phe
arasnda sallantda (askda) olan kimsenin gelecek bir vakann varln
darda brakan bir eyi hayal ettii farz edilir; yle ise burada o kederlenir
(nerme 19) ve bunun sonucu olarak o umutla phe arasnda sallantda
olduu halde vakann olmamasndan korkar. Tersine olarak korkuda olan
kimse, yani kin besledii (nefret ettii) bir eyin neticesinden phe eden
kimse de, bir vakann varln dta brakan (men eden) bir eyi hayal
186 ETKA
XVIII
Acma (commisration) bizim benzerimiz olduunu hayal ettiimiz bir
bakasnn bana gelen bir ktln fikriyle birlikte olan bir kederdir
(bkz. scolie, nerme 22 ve 27).
Aklama
Acma ile efkat (misricorde) arasnda hibir fark yok gibi grnyor:
ancak acmann tekil bir duygulanla mnasebeti olduu gibi, efkatin
de duyularak kazanlm ve allm bir hazrlkla (disposition) mnasebe
ti vardr.
XIX
yi gzle bak (Faveur), bir bakasna iyilik yapm olan bir kimseye
kar olan sevgidir.
XX
Tiksinme (indignation), bir bakasna ktlk yapm bir kimseye kar
olan nefrettir.
Aklama
Biliyorum ki, bu kelimelerin kullanlan dilde baka anlamlar vardr.
Fakat benim maksadm eylerin tabiatn aklamaktr, yoksa kelimele
rin anlamn izah etmek deildir ve ortak bilgide geen anlamlar benim
burada onlar kullandm anlamdan bsbtn uzaklamayan kelimeler
le (vocable) ifade etmektir. Her eyden nce bu bir defa tespit edilmeli
dir. Bu duygulanlarn nedeni iin, ben ayrca 27nci nermenin linci
nerme sonucuna ve 22nci nermenin scoliesine okuyucuyu gnderi
rim.
XXI
stn deerlendirme (surestime), bir kimseye sevgi yznden hakl
olduundan fazla yer vermekten ibarettir.
XXII
Aa deerlendirme (msestime), bir kimseye kin yznden hakl oldu
undan daha az yer vermeden ibarettir.
Aklama
stn deerlendirme yle ise, sevginin bir eseri ya da zelliidir; aa
deerlendirme de kinin eseri ya da zelliidir; stn deerlendirme yle
ise sevilen eye hakk olduundan fazla yer verdirecek surette insan duy
gulandran sevgi diye tanmlanabilir; nitekim tersine, aa deerlendir
me de kin beslenen eye hakk olduundan aa yer verdirecek surette
insan duygulandran kin diye tanmlanabilir (bu duygulanlar iin 26nc
nermenin scoliesine bkz.).
XXIII
Haset, insan bakasnn mutluluu yznden kederlendirecek ve tersi
ne, bakasnn mutsuzluu yznden rahatlk duyacak surette duygulan
dran kindir.
Aklama
Hasedin ortaklaa kabul edilen zdd efkattir (misricorde) ki kelime
nin anlamna ramen yle tanmlanabilir.
XXIV
efkat (misricorde), insan bakasnn iyiliinden rahatlk duyacak ve
bakasnn ktlnden kederlenecek surette duygulandrmas bakmn
dan sevgidir.
Aklama
Bundan baka, haset iin 24nc nermenin scoliesine ve 32nci ner
menin scoliesine baknz. Neden olarak bir d eyin fikriyle (ya kendi ba
na ya ireti olarak) birlikte bulunan sevin ve keder duygulanlar bunlar
dr. Neden olarak bir i eyin fikriyle birlikte olan duygulanlara geiyorum.
XXV
rahatl (contentement de soi), insann kendi kendisini ve kendi
etki gcn gz nne almasndan doan bir sevintir.
XXVI
Alal (humilit), insann kendi gszln ya da zaafn gz nne
almasndan doan bir kederdir.
188 ETKA
Aklama
rahatl deyince, bizim etki gcmz gz nne almamzdan doan
bir sevinci anlayacak olursak, o alaln - (mahviyet) - zdddr, fakat i
rahatl (i huzuru) deyince ruhun hr bir karar ile yaplm olduuna
inandmz bir eyin fikriyle birleik olan bir sevinci anladmz zaman o
aadaki u tarzda tanmladmz pimanln zdd olur.
XXVII
Pimanlk, Ruhun hr bir kararyla yaplm olduuna inandmz bir
eyin fikriyle birlikte olan bir Kederdir.
Aklama
Bu duygulanlarn sebeplerini 51inci nermenin scoliesinde ve 53,
54 ve 55inci nermelerde ve bu son nermenin scoliesinde gsterdik.
Ruhun hr karan iin 35inci nermenin IInci blmnn scoliesine bkz.
Bundan baka burada kaydetmek gerekir ki, genel olarak allm bir e
kilde kt denen btn fiillerin arkasndan kederin ve doru (droit) denen
btn fiillerin arkasndan da sevincin geldiini sylemede alacak bir cihet
yoktur; daha nce sylenen eylerle pek kolay bilindii gibi, bu eitimin en
yksek noktasna baldr. Ana-baba, geri kt denen hareketleri yermek
ve ocuklarna bu konuda sk sk sitemde bulunmak ve iyi denen hareketleri
tevik etmek ve bu hareketleri vmek suretiyle keder heyecanlarnn bi
rincilere ve sevin heyecanlarnn da kincilere balanmalarn salyorlar.
Bu hal deney ile tasdik edilmitir. Zira det ve din asla hibir yerde
ayn deildir, fakat tersine, bazlar iin kutsal olan bakalar iin kutsal
ddr (profane) ve bir ksm iin namuslu olan bakalar iin aadr
(vilain). O halde onlardan her biri kendi yetitirilme biimlerine gre
yapt bir hareketten dolay vicdan azab duyar ya da onunla nr.
XXVIII
Gurur, insann sevgi ile kendisi hakknda olduundan daha stn
hkm vermesinden ibarettir.
Aklama
Gurur yle ise stn grmeden, kincinin bir d objeye bal olmas,
gururun ise kendi kendisini hakl olduundan daha stn grmesi bak
mndan farkldr. Bundan baka, stn grme nasl sevginin bir eseri ya da
bir zellii ise, gurur da asl sevgiden kar ve yle tanmlanabilir: (insann
hakl olduundan daha fazla kendi kendisi hakknda hkm verecek su
rette duygulanmas bakmndan) kendini sevmek, kendi kendinden mem
nun olmak (scolie, nerme 26). Buna zt olan bir duygulan yoktur. Zira
hi kimse, kendisine kar kinle, kendi kendisi hakknda ok eksik hkm
de bulunmaz; ve hatta hi kimse unu ya da bunu yapamayacan hayal
etmesi eklinde, kendisi hakknda hakl olduundan ok daha az hkmde
bulunmaz. nsan yapamayacan hayal ettii her eyi, gerekten zorunlu
olarak hayal eder ve bu hayal gc ile gerekten yapamayacan hayal
ettii eyi yapamayaca tarzda hazrlanmtr, zira unu ya da bunu yapa
mayacan hayal ettii srece, onu yapmas gerektirilmemitir ve bunun
sonucu olarak bunu yapmas onun iin imknszdr. Eer, buna karlk
yalnz sanya bal olan eyi gz nne alacak olursak bir insann kendisi
hakknda olduundan ok aa hkm verdiini tasarlayabiliriz; vakaa,
bir kimsenin kendi zaafn kederle gz nne alarak herkesin onu km
sediini hayal etmesi baa gelebilir ve o zaman bakalar onu kmseme
bakmndan ondan aa kalmazlar. Bir insan imdiki zamanda henz ken
disi iin kesinsiz (incertain) olan gelecek zamana ait bir eyi inkr ederse,
kendisi iin ok aa bir hkmde bulunabilir; kesin olan hibir eyin
tasarlanamayaca, ancak insann kt ve aa bir eyi arzu etmeyecei
ve yapmayaca inkr edildii zaman ayn suretle hkmolunur. Bundan
sonra diyebiliriz ki bir kimsenin iddetli utan korkusuyla kendi emsalinin
cesaret ettii eye cesaret edemediini grdmz zaman kendi kendisi
hakknda fazla aa hkmde bulunur. yle ise bir gurura kar kendi
kendisinin kmsenmesi adn vereceim bu duygulan koyuyorum;
vakaa kendinden memnun olmadan gurur doduu gibi, kendini km
semeden de alal (humilit) doar ve o u biimde tanmlanabilir.
XXIX
Kendini kmseme, keder yznden hakl olduundan daha az kendi
hakknda hkmde bulunmadan ibarettir.
Aklama
Dorusu Gurura kar Alal koymaya altk, fakat o zaman onlarn
tabiatndan ziyade eserlerini gz nne alyoruz. Vakaa kendi kendisiyle
fazla nen (scolie, nerme 30), kendisinin yalnz erdemlerini, bakalar
190 ETKA
Aklama
Bize bir eyi hatrlatt zaman, biz bu suretle onu sanki orada hazrm
gibi duygulanacamz ayn histe (ayn duyguda) gz nne almaya hazr
bulunuyoruz; fakat bu hazrlan (disposition) ya da bu aba, ou kere
uyanklkta, bize hatrlatt hayalin varlna engel olan eylerin hayal
leriyle durdurulmutur (itilmitir). Bize belirli bir sevin cinsini duygu
landran bir eyi hatrladmz zaman, srf bu suretle ayn sevin
duygulan ile onu hazrm gibi grmeye alrz ve bu alma (aba)
hemen birincisinin varln men eden eylerin hatrasyla durdurulmu,
ya da itilmitir. Eseflenme, yle ise gerekte, nefret ettiimiz (kin besle
diimiz) bir eyin bulunmayndan ileri gelen sevince zt olan bir keder
dir; bu son nokta zerinde 47nci nermenin scoliesine baknz. Bunun
la birlikte eseflenme kelimesi bir arzuya nispet edilir gibi geldii iin,
bu duygulan arzunun duygulanlarna irca ediyorum.
XXXIII
Gpta (mulation), bakalarnn sahip olduunu hayal ettiimiz iin
bizde uyandrlm olan bir eyin arzusudur.
Aklama
Bakalarnn katn ya da korktuunu grd iin kaan kimseye,
hatta baka birisinin elinin yandn grnce elini eken ve sanki eli
yanm gibi Bedeninin yerini deitiren kimseye, bakasnn duygulann
taklit ediyor diyoruz, yoksa gptaya (mulation) sahip demiyoruz; bu gpta
nedeninden farkl bir taklit nedenini bildiimizden deildir; fakat bizim
namuslu, faydal ve ho olduuna hkmettiimiz kimseyi taklit edenin
yalnz ona gpta ediyor dediimiz kimse olduuna alm olmamzdandr.
Gptann nedeni hakknda 27nci nerme, scoliesine baknz; bu duy
gulann ok kere hasetle birlemesi iin 32nci nerme scoliesine bak
nz.
XXXIV
kran ya da minnet (reconnaissance veya gratitude), bize iyilik yapan
kimseye iyilik yapmaya almamz ve onun hakknda ayn suretle sevgi
ile duygulanmamz salayan bir arzu ya da bir sevgi iin duyduumuz
atltr, (41inci nermenin scoliesi ile 39uncu nermeye bkz.)
192 ETKA
XXXV
yilikseverlik, kendisine kar acma duygusuna sahip olduumuz kim
seye iyilik yapma arzusudur (scolie, nerme 27).
XXXVI
fke, bizim kin beslediimiz kimseye kinle ktlk yapmaya bizi srk
leyen bir arzudur (bkz. nerme 39)
XXXVII
alma, bize zarar veren ve bizim hakkmzda ayn duyguya sahip
bulunan kimseye karlk bir kinle ktlk yapmaya bizi srkleyen
bir arzudur (40nc nermenin Ilnci nerme sonucu, scoliesine bak
nz).
XXXVIII
Vahet veya zalimlik, sevdiimiz ya da bize acma ilham eden bir
kimseye kar birini ktlk yapmaya srkleyen (tevik eden) bir ar
zudur.
Aklama
Zalimliin zdd affediciliktir (clmence) ki,18 bu bir edilgi (pasif hal)
deildir. Fakat fke ile almay tadil eden (dunlatran) bir gtr.
XXXIX
Korku, daha az bir ktlkle korktuumuz daha byk bir ktlk
ten kamak arzusudur (scolie, nerme 39).
XL
Cret, bir kimsenin emsalinin kar koymada korktuklar bir tehlikeye
atlmak suretiyle yaptklar bir etkiyi uyandran bir arzudur.
XLI
Yreksizlik veya korkaklk (pusillanimit), bir kimsenin emsalinden
gelen tehlike korkusuyla azalm olan arzusuna derler.
18) Tanr iin Marifet, ya da Gufran denir. Ayet: (nna-l Allahe gafurn Rahm.)
Aklama
Korkaklk, ok kimsenin korkmaya almad bir ktlk korkusun
dan baka bir ey deildir; bunun iin onu arzu duygulanlarna irca
etmiyorum, bununla birlikte ben burada onun aklamasn verdim, nk
o, gerekten azaltt arzu bakmndan, cret duygulannn zdddr.
XLII
Yese dmek (consternation), bir ktlkten kanma arzusu, korku
lan ktle kar hayretle azaltlm olan arzuya denir.
Aklama
Yese dmek bir nevi yreksizliktir; fakat iki katl bir korkudan do
duu iin, daha elverili olarak aknla uram, ya da dalgal bir hal
deki bir kimseyi, ktl ortadan kaldramayacak bir tarzda kaplayan
korku diye tanmlanabilir. nk aknlkla azaltlm olarak ktl
ortadan kaldrmak arzusunu tasarlamamz bakmndan, ben aknla
uram diyorum. Bu arzuya, onu ayn derecede azaba sokan baka bir
ktlk korkusuyla azalm olarak tasarlamamz bakmndan, dalgal hal
dedir (flottant) diyorum; bu ikisinden hangisinin saptrdn bilmemesi
buradan geliyor. (Bu konuda scolie, nerme 39 ile scolie, nerme 52ye
baknz). Bundan baka yreksizlik, korkaklk ve cret hakknda scolie,
nerme 51e bkz.
XLIII
nsanlk ya da alak gnlllk, insanlarn houna giden eyi yapmak
ve houna gitmeyen eyi yapmamaktr.
XLIV
hret ya da ikbal hrs, lsz bir eref arzusudur.
Aklama
kbal hrs, btn duygulanlarn beslendii ve kuvvetlendirildii (ner
me 27 ve 31) bir arzudur: bunun sonucu olarak bu duygulan glkle
yenilebilir. Vakaa bir insan ne kadar zaman bir arzunun hkm altnda
bulunursa, o kadar zaman hrsn hkm altnda bulunur. iero diyor
ki: En iyiler erefin cazibesine kar en duyarl (hassas) olanlardr. an ve
1 9 4 ETKA
1 9 6 ETKA
4
nsann Klelii veya Duygulanlarn
Kuvvetleri zerine
NSZ
nsann kendi duygulanlarn yneltme ve azaltmadaki gszl
ne klelik diyorum; gerekten, duygulanlara bal olan insan kendi ken
disine sahip deildir, fakat kendi zerindeki gc ou kere bask altnda
olmasna ve en iyisini grerek en ktsn yapmasna sebep olan bir
servete sahiptir. Ben bu blmde bu hali kendi nedeni ile aklamaya ve
bundan baka, duygulanlarda iyi olanla kt olan gstermeye kalktm.
Bununla birlikte, sze balamadan nce yetkinlik ile yetkinsizlik ve iyi
ile kt zerinde baz hazrlk gzlemleri ileri srmek elverili olacaktr.
Her kim bir eyi yapmaya azmederse (rsolu) ve bu azme yetkin olarak
sahip olursa, yalnz ona inanma bakmndan deil, fakat yazarn dn
cesini ve amacn doru olarak bilen, ya da bildiini zanneden kimsenin
hkm bakmndan, eseri yetkindir. Eer diyelim, tamamlanm olmad
n varsaydm bir eser grlrse ve yapann amacnn bir ev kurmak
olduu bilinirse, denecektir ki, ev yetkinsizdir (eksiktir), ya da tersine,
yapann onu ulatrmay azmettii tamamlama (achvement) noktasna
onun tam vard grlnce o yetkindir. Fakat eer, buna benzer hibir
ey grmeden, yapaca eyin dncesinden haberi olmadan bir eser
grlecek olursa, phesiz onun yetkin mi, yetkinsiz mi (noksan) olduu
bilinemeyecektir.
1 9 8 ETKA
2 0 0 ETKA
ce, ileri srdmz (kabul ettiimiz) insan tabiat modeline bizi gittike
daha ok yaklatracak bir ara olduunu kesinlikle bildiimiz bir eyi
anlayacaz; kt deyince, tersine, bu modeli meydana karmaya engel
olduunu kesinlikle bildiimiz eyi anlayacaz. Birisinin daha az yetkinlik
ten daha ok yetkinlie, ya da daha ok yetkinlikten daha az yetkinlie
getiini sylediim zaman, gerekten her eyden nce bunu gstermek
gerekir; diyelim, bir at insan olarak hareket ettii kadar, bcek olarak
hareket etse, mahvolmutur; tabiat deyince anlalan ey bakmndan
oalm, ya da azalm gibi tasarladmz onun ileme (etki yapma) g
cdr. En sonra genel olarak yetkinlik deyince, sylemi olduum gibi
gereklii, yani var olmas ve sresini hi hesaba katmakszn falan tarz
da bir eser (effet) meydana getirmesi bakmndan herhangi bir eyin zn
anlayacam. Vakaa hibir tekil (singulier) eye artk yetkin denemez;
bunun sebebi de varoluta uzun zaman devam etmesidir: zira eylerin
sresi onlarn z ile gerektirilemez, nk eylerin z hibir kesin ve
gerekli varolu zamann kuatmaz. Fakat herhangi bir ey az ya da ok
yetkin olsa dahi var olmaya balad zamanki ayn kuvvetle varoluta
hep devam edebilecektir; o suretle de hepsi bu bakmdan eittirler.
TANIMLAR
I. yilik deyince, kesinlikle bize faydal olduunu bildiimiz eyi anla
yacam.
II. Ktlk deyince, tersine, bir iyilie sahip olmamza engel olduu
nu kesinlikle bildiimiz eyi anlayacam (nceki tanmlar iin sona do
ru -ya da sondaki- nsze bkz.).
III. Yalnz zleri bakmndan gz nne alnan, varolularn zorunlu
olarak koyacak hibir ey bulunmayan, ya da zorunlu olarak varolularn
alkoyan eye zorunsuz tekil eyler diyorum.
IV. Kendilerini meydana getirmesi gereken nedenleri gz nne almak
bakmndan, ayn tekil eylere mmkn diyorum. Bu nedenlerin onlar
meydana getirecek biimde gerektirilmi olup olmadn bilmiyorum.
(Iinci blmn 33nc nermesinin, linci scoliesinde mmkn ile zo
runsuz arasnda hibir fark grmedim, nk o yerde onlar titizlikle ayr
mak zorunlu deildi).
202 ETKA
yle ise eer yanl bir fikirde olumlu (mspet) bir cihetin oluu, doru
olmas bakmndan dorunun hazr olmasyla kaldrlm ise, doru bir
fikir kendi kendisini kaldrm olacaktr ki, bu da samadr (nerme 4,
blm III). yle ise yanl bir fikirde hibir ey, vb...
Scolie
Bu nerme, II'nci blmn 16nc nermesinin 2nci nerme sonucu
ile daha ak olarak bilinir. Zira bir hayal gc d cismin tabiatndan ok
insan Bedeninin halini iaret eder; fakat dorusu, bu seik olarak deil,
bulank olarak olur; bundan dolay Ruhun yanld sylenir; diyelim gnee
baktmz zaman, onun bizden aa yukar iki yz ayak uzaklkta olduunu
hayal ederiz; onun hakiki uzakln bilmediimiz srece bu noktada alda
nrz, fakat o bilinince yanlma phesiz kaldrlm olur, fakat bedeni duy
gulandrmas bakmndan gnein tabiatn aklayan hayal gc deil! Ve
bylece, hakiki uzakln biliyorsak da onun bize yakn olduunu hayal
etmeden de yine geri kalmayacaz. Vakaa II'nci blmn 35inci nerme
sinin scoliesinde sylemi olduumuz gibi, gnein bize hakiki uzakln
bilmediimiz iin, onu yakn diye hayal etmiyoruz, fakat Ruh, gnein b
ykln, ondan Bedene gelen duygulanla mnasebeti olacak bir biimde
tasarlad iin onu yakn diye hayal ediyoruz. Nitekim, suyun yzne den
gnein klar yansmadan sonra gzmze ulayor, hakikatte bulunduk
lar yeri bilmekle birlikte, onlar sanki suda imiler gibi hayal ediyoruz;
Ruhun aldand baka hayal gleri, ister Bedenin tabi halini gstersinler,
isterse onun ileme, etki gcnde bir oalma ya da azalmasn iaret etsinler,
dorunun kart deildirler ve onun bulunmasyla ortadan kaybolmazlar.
Bir ktlkten yanl olarak korktuumuz zaman, yeni bir dorunun iitil
mesiyle korkunun kaybolduu olaan eylerdir, fakat buna kar mutlaka
gelecek olan mutsuzluktan duyduumuz korku, sahte bir haberin iitilme
siyle de kaybolduu olaandr, bylece hayal gleri doru olmas bakmn
dan dorunun bulunmasyla kaybolmazlar, fakat, II'nci blmn 17nci
nermesinde gstermi olduum gibi hayal ettiimiz eylerin hazr olan
varlklarna engel olan daha kuvvetlilerini verdikleri iin, kaybolurlar.
nerme II
Baka ksmlar olmadan kendi bana tasarlanabilen Tabiatn bir ksm
olmamz bakmndan, biz edilginiz (ya da pasif hallerimiz vardr).
Kantlama
Biz ancak ksmen nedeni olduumuz bir ey bizde meydana geldii
zaman, (tanm 2, blm III) yani (tanm 1, blm III) yalnzca tabiat
mzn kanunlarndan sonulanamayan bir ey olduu zaman bize edilgin
(pasif durumda) denir.
nerme III
nsann varlkta srp gitmesine sebep olan kuvvet snrldr ve d
nedenlerin gc tarafndan sonsuzca almtr.
Kantlama
Bu nokta bu blmn aksiyomu ile apak grlr, zira, eer bir adam
verilmi ise, daha gl olan baka bir ey, diyelim A da verilmitir ve eer
A verilmi ise yine baka bir ey, diyelim Adan daha gl olan B de veril
mitir ve bu sonsuzca byle gider; bunun sonucu olarak insann gc baka
bir eyin gc ile snrldr ve d nedenlerin gc ile sonsuzca almtr.
nerme IV
nsann, Tabiatn bir paras olmamas ve yalnzca tabiat ile bilebile
cei ve upuygun nedeni olduu deimelerden baka deimeleri tecr
be edememesi, duyamamas imknszdr.
Kantlama
Tekil (singulier) eylerin bunun sonucu olarak insann varln sakla
malarna, korumalarna sebep olan g, Tanrnn ya da Tabiatn gcdr,
(nerme sonucu, nerme 24, blm I) ve bu hal bu gcn sonsuz olmas
bakmndan deil edimsel (actuel) bir insan z ile aklanabilmesi ba
kmndandr (nerme 7, blm III). yle ise insann gc, actuel z ile
aklanabilmesi bakmndan sonsuz gcn yani Tanrnn, ya da Tabiatn
zdr (nerme 34, blm I); birinci nokta bu idi. Eer imdi insann srf
kendi kendisinin tanyabilecei deimelerden baka deimeler duyma
mas mmkn olsayd, bundan u sonu kard ki (nerme 4 ve 6, blm
III) o kaybolmayabilirdi ve daima zorunlu olarak devam edebilirdi ve
bundan dolay gc sonlu ya da sonsuz olan bir nedenin ardndan gelme
si gerekirdi; d nedenlerden gelebilen baka deimeleri kendisinden
uzaklatrabilecek insann gcnden, ya da insann yalnzca kendi ko
204 ETKA
Kantlama
Herhangi bir pasif halin kuvveti ve art ve onun var olmadan devam
edii bizimki ile karlatrlan d nedenin gc ile tanmlanr (nceki
nerme); yle ise (nerme 3) insann gcn aabilir, vb...
nerme VII
Bir duygulan ancak kart bir duygulan ile ve azaltlacak duygula
ntan daha kuvvetli olan tarafndan azaltlabilir ya da kaldrlabilir.
Kantlama
Bir duygulan Ruha nispet edilmesi bakmndan, Ruhun Bedeninde
eskisinden daha byk ya da daha kk bir kuvvetin var olmasn tas
dik etmesine (olumlamasna) yarayan bir fikirdir (nc blmn so
nunda duygulanlarn genel tanm). yle ise Ruh bu duygulann hkm
altnda bulunduu zaman, Beden ayn zamanda onun ileme gcn ar
tran ya da eksilten bir duygulanla duygulanmtr. Bundan baka, Be
denin bu duygulan (nerme 5) kendi nedeninden varlnda devam
etme kuvvetini alr; yle ise o ancak bir maddi (cismani) nedenle azalt
labilir ve kaldrlabilir (nerme 6, blm II) ki bu Bedeni kendisine kar
olan (nerme 5, blm III) ve kendisinden daha kuvvetli (aksiyom) bir
duygulanla duygular ve o zaman (nerme 12, blm II) Ruh daha kuv
vetli ve birinciye kar bir duygulann fikrinden duygulanm olacaktr,
yani (duygulanlarn genel tanm) Ruh daha kuvvetli ve birinciye kart
bir duygulan duyacaktr ki bu birincinin varln ortadan kaldracak ve
darda brakacaktr ve bundan dolay bir duygulan ancak kart ve
kendisinden daha kuvvetli bir duygulan tarafndan kaldrlabilir ve azal
tlabilir.
nerme sonucu
Ruha nispet edilmesi bakmndan bir duygulan ancak yaadmz
duygulana kart ve ondan kuvvetli bir duygulann fikri ile azaltlabi
lir ya da kaldrlabilir. Zira bize etki yapan ya da bizim edilgin olmamza
sebep olan bir duygulan ancak kendisine kart (nceki nerme) ve
ondan daha kuvvetli bir duygulanla yani (duygulanlarn genel tanm)
etki aldmz (edilgin olduumuz) ve kendisine kart duygulantan daha
kuvvetli bir duygulann fikriyle azaltlabilir ya da kaldrlabilir.
206 ETKA
nerme VIII
yi ve kt bilgisi, haklarnda uur sahibi olmamz bakmndan sevin
veya keder duygulanndan baka bir ey deildir.
Kantlama
Varlmzn korunmas iin faydal veya zararl olan (tanm 1 ve 2)
yani ileme, etki gcmz ya artran ya da eksilten, ya tamamlayan ya
indiren (nerme 7, blm III) eye iyi veya kt diyorum, yle ise (sevin
ve keder tanm, nerme 11, blm III, scoliesi) bir eyin bizi sevin veya
kederle duygulandrmas bakmndan biz ona iyi veya kt deriz; ve byle
ce iyi ve kt bilgisi ya sevin ya keder fikrinden baka bir ey deildir ki
o da zorunlu olarak (nerme 22, blm II) ya sevin ya keder duygulan
ndan kar, fakat bu fikir duygulanla, Ruhun Bedenle bir olduu tarz
da birdir (nerme 21, blm II); yani (ayn nermenin scoliesinde gster
mi olduumuz gibi) bu fikir, gerekte, asl duygulantan veya (duygula
nlarn genel tanm) birok duygulann fikrinden ancak onun hakkn
daki grmzle ayrlr; yle ise iyi ve kt hakkndaki bir bilgi, hakknda
uur edinmemiz bakmndan, duygulantan baka bir ey deildir.
nerme IX
Nedeninin imdi (actuel olarak) hazr olduunu hayal ettiimiz bir
duygulan bu nedenin bulunuunu (hazr oluunu) hayal ettiimiz hal
den daha kuvvetlidir.
Kantlama
Bir hayal gc, kendisiyle bir eyi hazr diye grdmz (scolie, ner
me 17, blm II) fakat d eyin tabiatndan ok insan Bedeninin halini
iaret eden (nerme sonucu, nerme 16, blm II) bir fikirdir; bir duygu
lan yle ise, bedenin halini iaret etmesi bakmndan bir hayal gcdr
(duygulanlarn genel tanm). Fakat bir hayal gc, d eyin hazr olan
varln hari brakan hibir eyi hayal etmediimiz srece daha iddetlidir
(nerme 17, blm II). yle ise nedenin imdi (actuel olarak) hazr oldu
unu hayal ettiimiz zamandan daha iddetli ve daha kuvvetlidir.
Scolie
Gemi ya da gelecek bir eyin hayali ile ayn duygulantan duygulan
m olduumuzu sylediim zaman (nerme 18, blm III) eer hayal
edilen ey hazr idi ise, aka gsterdim ki bu asl eyin yalnz hayalini
gz nne aldmz zaman (almamz bakmndan) dorudur: geri eyleri
ya hazrm gibi hayal edelim ya da etmeyelim, o ayn tabiattadr; bunun
la birlikte, ben gelecek eyin hazr olan varln dta brakan baka ey
lerin bulunuunu gz nne aldmz zaman bu hayalin daha zayf bir hale
geldiini inkr etmem; bu anda onu gsteriyorum, nk onu duygulan
larn kuvvetleri ksmnda incelemeye karar vermitim.
nerme sonucu
Gelecek ya da gemi bir eyin hayali, yani gelecek veya gemi zamana
nispetle tasarladmz bir eyin hayali, imdiki hal bir yana braklrsa, eit
artlar ierisinde hazr olan bir eyin hayalinden daha zayftr; ve bunun
sonucu olarak, gelecek ya da gemi bir eye nispet edilen bir duygulan,
eit artlar altnda, imdi hazr bir eye nispet edilen bir duygulantan
daha gevektir.
nerme X
Yaknda olmas gerektiini hayal ettiimiz gelecekteki bir eyden,
varolu zamannn imdiki halden ok daha uzak olduunu hayal ettiimiz
bir eye gre daha iddetli duygulanrz; ve getiine uzun zaman olma
dn hayal ettiimiz bir eyin hatras, uzun zaman nce getiini hayal
ettiimiz bir eyden daha iddetli surette bizi duygulandrr.
Kantlama
Vakaa, bir eyin yaknda olacan ya da geeli ok olmadn hayal
etmemiz halinde, onu varolu zamannn imdiki halden daha uzak oldu
unu ya da geerli uzun bir sre olduunu hayal ettiimiz bir eye gre
daha ok olabilecek olan bir ey diye hayal edebiliriz (ki bu kendiliinden
bilinir) ve bunun sonucu olarak (nceki nerme) biz ondan daha iddetli
duygulanm bulunuruz.
Scolie
6nc tanma bal olan gzlemden u sonu kar: Biz, imdiki zaman
dan hayal gcnde gerektirebileceimizden daha byk bir aralkla ayrlm
olan objelerden, onlarn uzun bir zaman aral ile birbirlerinden ayrlm
olduklarn bilsek bile, ayn derecede ll (lml) duygulanm oluruz.
208 ETKA
nerme XI
Zorunlu diye hayal ettiimiz bir eye nispet edilen bir duygulan, eit
artlar ierisinde, mmkn ya da zorunsuz, yani zorunlu olmayan bir eye
nispet edildiinden daha iddetlidir.
Kantlama
Bir eyin zorunlu olduunu hayal ettiimiz halde, onun varoluunu
kabul ederiz ve tersine, bir eyin zorunlu olmadn hayal ettiimiz zaman
o eyin varln inkr ederiz (33nc nermenin linci scoliesi, blm
I) ve bundan dolay (nerme 9) zorunlu bir eye nispet edilen bir duygu
lan, eit artlar altnda, onun zorunlu olmayan bir eye nispet edildii
halden daha iddetli olacaktr.
nerme XII
imdiki halde var olmadn bildiimiz bir eye nispet edilen ve mm
kn diye hayal ettiimiz bir duygulan, eit artlar altnda, onun zorun
suz bir eye nispet edildii halden daha iddetlidir.
Kantlama
Bir eyi zorunsuz diye hayal etmemiz bakmndan, bu eyin varln
verebilecek hayalden baka hibir hayalle duygulanmayz (tanm 3); buna
kar (hipoteze gre) imdiki varl hari brakan baz eyler hayal ede
riz, tersine, bir eyin gelecekte mmkn olduunu hayal etmemiz bakmn
dan onun varln veren baz eyleri (tanm 4): yani (nerme 18, blm
III) umut ya da korkuyu besleyen baz eyleri hayal ederiz ve bundan
dolay mmkn olan bir eye nispet edilen duygulan daha canldr.
nerme sonucu
imdi var olmadn ve yalnzca zorunsuz olduunu bildiimiz bir
eye nispet edilen duygulan, bir eyi imdi hazrm gibi hayal ettiimiz
zamanki duygulantan ok daha gevektir.
Kantlama
imdi var olduunu hayal ettiimiz bir eye nispet edilen bir duygulan,
objesini gelecekte diye hayal ettiimiz duygulantan daha iddetlidir (ner
me sonucu, nerme 9). Varolu zaman imdiki halden ok uzak olduunu
hayal ettiimiz bir eye ait olan bir duygulan, bu objeyi hazrm gibi hayal
ettiimiz zamanki duygulantan ok daha gevektir; bununla birlikte eer
zorunsuz diye hayal edersek o daha az iddetlidir (nceki nerme); ve by
lece zorunsuz bir eye nispet edilen bir duygulan o eyi imdiki halde
hazr diye hayal ettiimiz zamanki duygulantan daha gevek olacaktr.
nerme XIII
imdi var olmadn bildiimiz zorunsuz bir eye nispet edilen bir duy
gulan, eit artlar altnda, gemi bir eye nispet edilen bir duygulantan
daha gevektir.
Kantlama
Bir eyi zorunsuz diye hayal etmemiz bakmndan, birincinin varoluu
nu veren hayalden baka bir hayalle duygulanm olmayz (tanm 3) fakat
tersine, (hipoteze gre) imdiki varl dta brakan baz eyleri hayal
ederiz. Bununla birlikte onu gemi bir zamana nispetle hayal ettiimiz
vakit onu hafzaya irca eden bir eyi hayal ettiimizi, ya da onun hayalini
uyandrdmz farz ederiz (nerme sonucu, nerme 18, blm II) ve
bundan dolay da onu sanki hazrm gibi gz nne alrz (nerme sonucu,
nerme 17, blm II). Ve bylece (nerme 9) imdiki halde var olmadn
bildiimiz zorunsuz bir eye nispet edilen bir duygulan, eit artlar altnda,
gemi bir eye nispet edilen bir duygulantan daha gevek olacaktr.
nerme XIV
iyi ve ktnn doru bilgisi, doru olmak bakmndan hibir duygu
lan azaltamaz (irca edemez), fakat yalnz onu, bir duygulan gibi gz
nne alnmas bakmndan azaltabilir.
Kantlama
Bu duygulan, Ruhun Bedenden nce olduundan daha byk ya da
daha az bir varolu kuvvetini kabul etmesine yarayan bir fikirdir (duygula
nlarn genel tanm) ve bylece (nerme 1) onda dorunun hazr bulun
masyla kaldrlabilecek olan olumlu (mspet) hibir ey yoktur; bunun
sonucu olarak iyi ve kt hakkndaki doru bilgi, doru olmas bakmn
dan hibir duygulan azaltamaz, fakat bir duygulan olmas bakmndan
(nerme 8) azaltlacak duygulantan daha kuvvetli ise, o yalnz bu nis
pette onu azaltabilecektir.
2 1 0 ETKA
nerme XV
yi ve kt hakknda doru bilgiden doan bir arzu, hkm altnda
bulunduu duygulanlardan doar, baka birok arzularla sndrlebilir
ya da azaltlabilir.
Kantlama
yi ve kt hakkndaki doru bilgiden, onun bir duygulan olmas
bakmndan (nerme 8) zorunlu olarak arzu doar (duygulanlarn linci
tanm) ve kendisinin doduu duygulan ne kadar byk ise o da o
kadar byktr (nerme 37, blm III), bununla birlikte madem ki bu
arzu (hipoteze gre) bizim doru olarak bir eyi bildiimizden douyor,
yle ise o bizde ilememiz (etkimiz) bakmndan teekkl eder (nerme
1, blm III) ve bylece yalnz bizim zmzle tannabilir (tanm 2, blm
II); bunun sonucu olarak da (nerme 7) onun kuvveti ve art yalnz
insann gc ile tanmlanmaldr; imdi hkm altnda bulunduumuz
duygulanlardan doan arzular da, bu duygulanlar ne kadar iddetli
olursa o kadar byk olacaktr; bundan dolay gleri ve artlar, bizim
kilerle karlatrnca onlar sonsuzca aan (nerme 3) d nedenlerin g
leriyle (nerme 5) tanmlanmaldrlar. Bundan dolay, bu biim duygula
nlardan doan arzular iyi ve ktye dair doru bilgiden doan arzudan
daha iddetli olabileceklerdir ve bylece (nerme 7) bu sonuncu arzuyu
azaltabilecek ya da sndrebileceklerdir.
nerme XVI
Gelecee nispet edilmesi bakmndan iyi ve kt bilgisinden doan
arzu, imdiki halde ho olan eylerin arzusuyla daha kolay azaltlabilir ya
da sndrlebilir.
Kantlama
Var olmas gerektiini hayal ettiimiz bir eye ait bir duygulan imdiki
bir eye ait bir duygulantan daha gevektir (nerme sonucu, nerme 9).
Halbuki iyi ve kt hakknda doru bilgiden doan bir arzu, imdiki halde
(hazr olarak) iyi olan eylere ait bir vasfa sahip olduu zaman dahi, cretli
bir arzu ile sndrlebilir ya da azaltlabilir (kantlamas tmel olan nceki
nerme ile gsterildii zere); yle ise gelecee ait olmas bakmndan bu
bilgiden doan arzu daha kolaylkla azaltlabilecek ya da sndrlebilecektir.
nerme XVII
Zorunsuz eylere ait bir vasf olmas bakmndan iyi ve kt hakknda
doru bilgiden doan bir arzu, imdiki (hazr olan) eylerin arzusuyla ok
daha kolay azaltlabilir.
Kantlama
Bu nerme, 12nci nermenin nerme sonucuna dayanmak zere n
ceki nerme ile ayn tarzda kantlanr.
Scolie
Yukarda sylenenlerden insanlarn neden dolay doru Akldan ok
san ile hareket ettiklerini, iyi ile kt hakkndaki doru bilginin niin
Ruhta heyecanlar uyandrd halde her cinsten ehvet arzusuna ou
kere meydan verdiini gsterdiimi sanyorum; airin u sz de bundan
ileri gelir:
En iyiyi gryorum, beeniyorum; fakat en kty yapyorum.
Rahip (ya da din adam) yle derken ayn dnceye sahip grnyor:
Bilgisini artran, strabn artrr.
Ve eer bunu sylyorsam, bu bilgisizliin bilimden daha iyi olduu
ve bir budala ile akll adam arasnda duygulanlarn ynetimi bakmn
dan hibir fark olmad sonucunu karmak maksadyla deildir; bunun
sebebi duygulanlarn ynetimi iin akln ne yapabilecei ve ne yapama
yacan gerektirebilmek zere, tabiatmzn gszl kadar gcn
de tanmann zorunlu olmasndandr ve diyorum ki, bu blmde ben
yalnz insann gszln inceleyeceim, zira akln duygulanlar ze
rindeki gcn ayrca incelemeye karar verdim.
nerme XVIII
Eit artlar altnda sevinten doan bir arzu, kederden doan bir arzu
dan daha kuvvetlidir.
Kantlama
Arzu, insann zdr (duygulanlarn linci tanm) yani (nerme 7,
blm II) insann kendi varlnda devam etmek iin yapt abadr.
Sevinten doan bir arzu, yle ise, bir sevincin duygulan ile tamamlan
m ya da artrlmtr (nerme 11, bl. IIIn scoliesinde sevincin tanm);
212 ETKA
214 ETKA
larn linci tanm). yle ise herkeste yalnz kendi tabiatnn kanunlary
la zorunlu olarak ona kar itah, ya da ondan nefreti vardr.
nerme XX
nsan faydal olan aramaya, yani kendi varln korumaya ne kadar
alrsa, o kadar fazla g sahibi olur ve o kadar ok erdem kazanr ve
tersine, faydal olandan yani kendi varln korumadan ne kadar kanrsa
insan o kadar gsz olur.
Scolie
yle ise, hi kimse kendine faydal olana kar arzu duymadan, ya da
kendi varln korumadan vazgemez; ancak d ve kendisine kart ne
denler nnde yenilirse onlar korumadan vazgeer ve bu asla kendi ta
biatnn zorunluluu ile deil diyorum, bu her zaman gdas nefret olan,
ya da kendisine lm veren d nedenlerin basks altndadr ki, bu da
birok tarzlarda meydana gelebilir; biri diyelim ki bir bakasnn rasgele
(tesadfen) kl bulunan elini kendisine kar evirmesi yznden ken
disini ldrme zorunda kalr ve bu klc kendi kalbine saplamak zorunda
kalr; ya da bir tirann emriyle, Seneka gibi, kendi damarlarn amaya
mecbur olur, yani daha az bir ktlk ile daha byk bir ktlkten
kanmay ister, bu hayal gcn hazrlayan (disposer) ve bedeni duygu
landran belirlenmemi d nedenlerle bunlar ylesine meydana gelir ki
onun tabiatnn yerini, ona kart olan ve zihinde (ruhta) onun fikri bulu
namayan bir yeni tabiat alr (nerme 10, blm III). Fakat insann kendi
tabiatnn zorunluluu ile var olmas, ya da eklini deitirmeye almas,
biraz ince dnle (teemml ile) herkesin anlamasna imkn verdii
zere, bir eyin hiten var olmasnn imknsz olduu kadar imknszdr.
nerme XXI
Hi kimse var olmak, etki yapmak (ilemek) ve yaamak arzusuna
ayn zamanda sahip olmadan, yani fiil halinde var olmadan, onda stn
mutluluk, iyi ilemek ve iyi yaamak arzular olamaz.
Kantlama
Bu nermenin kantlamas, veya daha dorusu asl ey kendiliinden
ve arzunun tanm ile apak olarak bilinir. Zira stn mutlulukta yaamak,
216 ETKA
nerme XXIV
Mutlak olarak erdemle ilemek bizde akln ynetimi altnda asl fayda
lnn aranmas ilkesine gre varln korumak, ilemek ve yaamaktan
(bu ey bir ve ayn ey demektir)2 baka bir ey deildir.
Kantlama
Mutlak olarak erdemle ilemek kendi tabiatnn kanunlarna gre i
lemekten baka (tanm 8) bir ey deildir. Fakat biz yalnz bilmemiz ba
kmndan etkiniz (aktifiz) (nerme 3, blm III); yle ise erdemle ilemek
bizde Akln ynetimine gre ilemek, yaamak ve varl korumaktan
baka bir ey deildir. Ve bu (nerme 22nin nerme sonucu) asl fay
dalnn aranmas ilkesine gredir.
nerme XXV
Hi kimse varln baka bir ey dolaysyla korumaya almaz.
Kantlama
Her eyin kendi varlnda srp gitmek iin yapt aba (nerme 7,
blm III) yalnz asl eyin z ile tanmlanmtr ve baka bir eyin zn
den deil, verilmi diye varsaylan yalnz bu eyin znden zorunlu olarak
u sonu kar ki (nerme 6, blm III) herkes kendi varln korumaya
alr. Bu nerme bundan baka, nerme 22nin nerme sonucu ile apak
olarak bilinir. Zira eer insan kendi varln baka bir ey dolaysyla
korumaya alsayd, bu ey bylece erdemin ilk kk olurdu (kendiliin
den bilinecei zere) ki bu da samadr (kastedilen nerme sonucu) yle
ise kimse almaz, ta ki... vb.
nerme XXVI
Bizde ilkesi Akl olan her abann bilgiden baka objesi yoktur ve
zihin, Akl kullanmas bakmndan, kendisini bilgiye gtrenden baka
hibir eyin faydal olacana hkmetmez.
Kantlama
Kendisini korumak iin aba, olduu gibi var olmas bakmndan varo
luta srp gitmek, (nerme 6, blm III) ve nasl verilmi ise yle (scolie,
2) Varln korumak, ilemek ve yaamak.
218
ETKA
220 ETKA
Kantlama
Bir insan, diyelim ki Pierre, Pauln kederlenmesinin nedeni olabilir,
nk onda Pauln kendisine kar kin besledii bir eye benzer bir ey
vardr (nerme 16, blm III) ya da nk Pauln sevdii bir ey yalnz
Pierrede bulunmaktadr (nerme 32, blm III, scoliesi ile birlikte); ya
da bu baka nedenlerden dolaydr (balca, nerme 55, blm III, scoliesi
ne baknz); bylece (duygulanlarn 7nci tanm) Pauln Pierree kar
kini olabilecek; ve bunun sonucu olarak kolaylkla (nerme 40, blm
III, scoliesi ile birlikte) Pierrein de buna kar Paula kini olarak ve bylece
(nerme 39, blm III) onlar birbirlerine ktlk yapmaya alabilecek
ler, yani (nerme 30) birbirlerine kart olabileceklerdir. Fakat bir keder
duygulan daima bir edilgidir (pasif haldir) (nerme 59, blm III); yle
ise insanlar edilgiler olan duygulanlarn hkm altnda bulunmalar bak
mndan, birbirlerine karttrlar.
Scolie
Pauln Pierree kar kin besleyeceini, nk kendisinin de sevdii
eye Pierrein sahip bulunduunu syledik; buradan, nce u sonu kar
ki, bu iki adam ayn objeyi sevdikleri iin birbirlerine zarar vermezler ve
bunun sonucu olarak onlar tabiata uyuurlar; ve bu eer doru ise, 30 ve
31 nermeleri o zaman yanltr. Eer bununla birlikte bu kant doru (dil)
bir terazide tartmak istersek greceiz ki btn bunlar tastamam uyumak
tadr. Bu iki adam tabiata uyumak bakmndan birbirlerine kar strap
(elem) konusu deildirler, yani her ikisi de ayn objeyi ancak birbirlerinden
farkl olmalar bakmndan severler. Geri her ikisinin de ayn objeyi sevme
leri bakmndan, birinin ve tekinin sevgisi bununla beslenmitir (nerme
31, blm III) yani (duygulanlarn 6nc tanm) birinin ve tekinin sevinci
bu suretle beslenmitir. Ayn objeyi sevmeleri ve tabiata uyumalar bak
mndan birbirlerine kar zarar (elem) konusu olmalarna sebep yoktur;
onlar birbirlerine kar zarar (elem) konusu klan ey, sylediim gibi, ara
larnda varsaylan tabiat farkndan baka hibir neden olamaz. Biz vakaa
Pierrein kendisinde fiilde (aktel olarak) var olan sevilmi bir ey hakkn
da fikri olduunu, Pauln ise, tersine, aktel olarak (fiilde) kaybolmu bir
sevilen ey hakknda fikri bulunduunu varsayyoruz. Bylece birisi kederle
duyguland srada teki neeyle duygulanabilir ve bu nispette onlar bir
birlerine kart olabilirler. Bundan dolay, kolayca gsterebiliriz ki baka
2 2 2 ETKA
2 2 4 ETKA
bylece (nerme 28) erdemin peinden giden kimselerin stn iyilii Tan
ry bilmektir, yani (nerme 47, blm II, scoliesi ile birlikte) btn insan
larda ortak olan bir iyiliktir. Ve o, insanlarn ayn tabiatta olmalar bak
mndan, btn insanlarca ayn suretle elde edilebilir.
Scolie
Birisi soruyordu: Fakat, erdem peinde koanlardan ibaret olan kim
selerin yce iyilii, yukardaki gibi eer herkeste ortak deilse, (nerme
34) Akl dsturuna gre yaayan, yani tabiata birbirleriyle uyumalar
bakmndan gz nne alnan insanlar (nerme 35), birbirlerine kart
deil midirler? Buna kar insann yce iyiliinin herkeste ortak olmasnn
ireti olarak deil, Akln tabiatnn sonucu olarak meydana geldii eklin
de cevap verilecektir ve bu da insann aklla tanmlanmas bakmndan,
insann asl znden karlarak yaplacaktr; zira insan bu yce iyilikten
sevinci elde edemeseydi ne var olabilir, ne varl tasarlanabilirdi. Vakaa
Allahn ezeli ve sonsuz zne ait upuygun bir bilgiye sahip olmak, insan
Ruhunun zne aittir (nerme 47, blm II).
nerme XXXVII
Erdem peinde koan bir kimsenin kendi kendisi iin arzu ettii iyi
lii, o kimse baka insanlar iin de isteyecektir ve o Tanr hakknda ne
kadar byk bir bilgi elde ederse, bu iyilik de o kadar byk olacaktr.
Kantlama
Akln dsturuna gre yaamalar bakmndan insanlar, insan iin en
faydal olanlardr (nerme sonucu, nerme 35) ve bylece (nerme 19)
insanlarn Akl dsturuna gre yaamalarn salamaya alacaz. Fakat
Akln emrine gre yaayan kimsenin kendi kendisi iin istedii iyilik (ner
me 24) erdeme gre yaamak, yani bilmektir (nerme 26); yle ise erdem
peinde koan bir kimsenin kendi kendisi iin istedii iyilii, o, baka
insanlar iin de isteyecektir. Bundan baka, bu arzu, Ruha ait olmas
bakmndan, Ruhun asl zdr (duygulanlarn 1 inci tanm); halbuki,
Ruhun z Tanr bilgisini kuatan (nerme 47, blm II) bir bilgiden iba
rettir (nerme 11, blm II) ve o bulunmadan ne var olabilir, ne tasarla
nabilir (kavranabilir) (nerme 15, blm I). Bundan dolay, Ruhun zn
kuatan Tanr bilgisi ne kadar bykse, kendi kendisi iin istedii iyilii
2 2 6 ETKA
gre kendi karn dnr (nerme 19 ve 20), alr (nerme 40, blm
IIIn nerme sonucu) ve sevdii eyi korumaya, kin besledii ya da nef
ret ettii eyi yok etmeye alr (nerme 28, blm III). Eer insanlar
Akl dsturuna gre yaam olsalard, herkes, bakasna hibir zarar ver
meden, kendisine ait olan hakka sahip olacakt (nerme 35in nerme
sonucu). Fakat insanlar kendi glerini ok aan duygulanlara (nerme
sonucu, nerme 4) ya da insan erdemine (nerme 6) bal olduklar iin,
trl ynlerden srklenmilerdir (nerme 33) ve birbirlerine karttrlar
(nerme 34), halbuki onlarn karlkl yardma ihtiyalar vardr (nerme
35 ve scoliesi), yle ise insanlarn ahenk ve uyuma halinde yaayabilme
leri ve birbirlerine yardm etmeleri iin, tabi haklarndan vazgemeleri
ve bakasna zarar vermeye elverili olabilen hibir eyi yapmayacaklarn
birbirlerine salamalar zorunludur. Hangi artlarda bu mmkndr, yani
zorunlu olarak kararsz ve deiik (nerme 33) duygulanlara (nerme
sonucu, nerme 4) bal olan insanlarn karlkl bu teminat verebilme
leri ve birbirlerine inanmalar nasl mmkn olur? Bu cihetler bu blmn
7nci nermesinde ve nc blmn 39uncu nermesinde grlmek
tedir. Vakaa ben orada diyorum ki, bir duygulan ancak daha kuvvetli
(ve azaltlmak ya da indirilmek istenen duygulana kart olan) bir duygu
lanla azaltlabilir ve herkes daha byk bir zarar korkusuyla zarar ver
meden vazgeer (ekinir). yle ise, eer bir toplum herkesin kendisi iin
alma ve iyi ile kt hakknda hkm verme hakkn almasn isterse
ve bylece ortak bir hayat kural tespit etmeye, kanunlar kurmaya ve
onlar duygulanlar azaltmayan Aklla deil (scolie, nerme 17) fakat
tehditlerle devam ettirme gcne sahip ise, bu kanun ile byle bir toplum
kurulabilecektir ve kanunlarla devam eden bu topluma ve onun kendini
koruma gcne Site (siyasal toplum) denir ve onun hakknn korunmas
altnda bulunanlara da siteliler (citoyens) denir. Bununla biz kolaylkla,
tabi halde herkesin yalnz kendi faydasn, kendi karn dnd ve
yaradlna gre biricik kural kendi kar (menfaati) olduu iin, hangi
eyin kt olduu hakknda karar verdii ve en sonra kendisinden baka
hi kimseye boyun emesi hibir kanunla tespit edilmi olmad iin,
kolaylkla reniriz ki (biliriz ki), tabii halde herkesin uygun grmesiyle
iyi, ya da kt olan hibir ey yoktur. Ve bylece, tabi halde gnah
tasarlanamaz, gnah ancak hangi eyin iyi hangi eyin kt olduu genel
uygun grme (san) diye tespit edildii ve herkesin Siteye boyun emesi
2 2 8 ETKA
Kantlama
insan Bedeninin kendi kendini korumas iin, pek ok sayda baka
cisimlere ihtiyac vardr (postulat 4, blm II). Fakat insan Bedenini kuran
ey, ksmlarn belirli bir mnasebete gre hareketlerini birbirlerine ula
trmalarndan ibarettir (nerme 13, blm II'den sonra gelen Lemmadan
nceki tanm). yle ise insan Bedeninin ksmlar arasnda var olan ha
reket ya da skn mnasebetinin korunmasn salayan ey, insan Bede
ninin eklini de korumak ve bunun sonucu olarak (postulat 3 ve 6, blm
II) insan Bedeninin birok biimlerde duygulanabilmesini ve birok biim
lerde d eyleri duygulandrmasn salar; bu ise iyidir (nceki nerme).
Bundan baka, insan Bedeninin ksmlar arasnda bir hareket ve skn
mnasebetinin kurulmasn salayan ey ayn zamanda (ayn tanm, blm
II) yeni bir ekilde bu Beden yerine gemesini de salar, yani (kendiliin
den bilindii ve bu blmn nsznn sonunda gsterdiimiz zere)
insan Bedeninin mahvolmasna ve bunun sonucu olarak birok biim
lerde duygulanmas bakmndan btn yatknln kaybetmesine sebep
olur; bu da, bundan dolay ktdr.
Scolie
Bu insan Ruhuna ne derecede zararldr ya da ona ne kadar yararl
olabilir, bunlar beinci blmde aklayacaz. Bununla birlikte, burada
kaydetmek gerekir ki, benim anladm tarzda, Bedenin ksmlar arasn
da mnasebet, baka bir hareket ve skn mnasebeti kurulmaya elverili
bir biim ald zaman Bedenin lm meydana gelir. Her ne kadar kan
dolam devam eder ve insanda baka hayat alametleri grnrse de,
insan Bedeninin bununla birlikte birincisinden bsbtn farkl baka bir
tabiat olabilecek surette tabiatn deitirebildiini inkra cesaret etmi
yorum. Bedenin kadavra haline gelince lmeyeceini kabul etmeye bizi
hibir sebep zorlayamaz; asl deney de bana bunun aksine inandrabilir
gibi grnyor. Bazen insan yle deimelere urar ki, onun artk ayn
ey olduunu sylemek ok gtr. Ben, zel olarak bir hastala tutulmu
olup sonradan ifa bulmasna ramen kendi komedi ve trajedilerini yazm
olduu gemi hayatna, artk kendisine ait deilmi gibi bakan bir Ispanyol
airinden sz edildiini iitmitim; eer o ana dilini de unutmu olsayd,
ona erikin bir ocuk gzyle baklabilirdi ve eer bu, inanlamaz gibi gr
nyorsa, ya ocuklar iin ne demeli? Ya ilerlemi bir adam kendi tabiatn
2 3 0 ETKA
2 3 2 ETKA
nerme sonucu I
Haset, alay etme, kmseme, fke, alma veya kine irca edilen ya
da ondan doan baka duygulanlar kt eylerdir; bu nokta nerme 39,
blm III ve nerme 37 ile de apak olarak grlmektedir.
nerme sonucu II
Kinle duygulanm olmamzdan dolay arzu duyduumuz her ey ba
yadr ve Site iinde hakszn tanmlarnda da grlyor.
Scolie
Birinci nerme sonucunda kt olduunu sylemi olduum alay etme
ile glme arasnda byk bir fark gryorum. Zira glme, elencede olduu
gibi, saf bir sevintir ve bundan dolay o, ar olmamak artyla, kendi
bana iyidir (nerme 41). phesiz yalnz vahi ve gaml bir yanl-inan
haz duymay yasak eder. Gerekten onda melankoliyi kovmadan ok alk
ve susuzluu dindirmek mi sz konusudur? te benim kuralm, benim
sanm budur! Hibir Tanrsal g, bir hasetiden baka hi kimse benim
gszlmden ve strabmdan haz duymaz; ondan baka hi kimse
gz yalarmz, hkrklarmz, korkumuzu ve iimizdeki baka gszlk
belirtilerini erdem yerine alamaz; tersine, duygulanm olduumuz sevin
ne kadar bykse, ykseldiimiz yetkinlik derecesi o kadar byktr ve
tanrsal tabiata katlmamz o kadar zorunludur. yle ise gc yettii kadar
her eyi kullanmak ve her eyden haz duymak -nefret derecesine kadar
gitmemek artyla ki, bu artk haz almak demek deildir- bilge bir kimse
nin andr. Kendi kendisinin tamiri, kuvvetlerinin yeniletirilmesi iin
ll nitelikte alnan ho gdalar yemek ve ikileri imek, nitekim g
zel kokular ve yeil bitkilerin latif sslerinden, bedeni hamlktan karan
ve ileten oyunlardan, her biri bakasna hibir zarar vermeden kullan
labilen bu gibi daha birok eylerden faydalanmak bilge bir insann andr
diyorum. Vakaa, btn Bedenin kendi tabiatna vergi olan eyleri yapa
bilmesi ve Ruhun da nitekim birok eyleri ayn zamanda anlamaya
elverili olabilmesi iin, insan bedenini terkip eden farkl tabiatta pek
ok ksmlar biteviye yeni ve deiik bir gda alma ihtiyacndadrlar; ha
yat bu dzenleme tarz bylece hem ilkelerimiz hem de kullanlmakta
olan pratik ile ok iyi uyumaktadr; yle ise hibir hayat kural her
bakmdan ondan daha iyi ve daha tavsiyeye deer saylamaz ve burada
2 3 4 ETKA
236 ETKA
nerme L
Acma, Akl dsturuna gre yaayan bir insanda, kendi bana kt
ve faydaszdr.
Kantlama
Acma, geri, (duygulanlarn 18inci tanm), bir Kederdir; bundan
dolay, kendi bana ktdr. Ondan meydana gelen iyilik iin, yani ken
disi hakknda acma duyduumuz kimseyi sefaletinden kurtarmaya al
tmz iin (nerme 27, blm IIIn nc nerme sonucu), onu biz
yalnz Akln emri ile yapmak istiyoruz (nerme 37) ve yalnz iyi olduunu
kesinlikle bildiimiz bir eyi Akln emri ile yapabiliriz (nerme 27); ac
ma yle ise Akln dsturuna gre yaayan bir insanda kendi bana ktdr
ve faydaszdr.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki, Akln emrine gre yaayan bir kimse gc
yettii kadar acma duymamaya alr.
Scolie
Her eyin doru olarak tanrsal tabiatn zorunluluundan ktn
bilen ve Tabiatn ezeli kanunlar ve kurallarna gre bu sonuca ulaan
kimse, phesiz Kin, Alay etme, ya da Kmsemeyi hak eden hibir ey
bulmayacak ve hi kimse iin acma duymayacaktr: fakat insani erdemin
elverdii kadar, denildii gibi, iyilik yapmaya, sevin iinde bulunmaya
alacaktr. Buna u noktay da katmal ki, kolayca acma duygusu duyan
ve bakasnn gzyalar ve sefaletinden zlen kimse, ou kere, sonra
dan piman olaca eyler yapar; Bir yandan geri kesinlikle iyi olduunu
bilmemiz gereken bir duygulanla hibir ey yapmyoruz, te yandan sahte
gzyalarndan kolayca aldanm bulunuyoruz. Ve ben burada aka, Akl
dsturuna gre yaayan insandan sz ediyorum. Bakalarnn yardmna
komak iin ne Aklla ne acma ile hareket etmeyen kimseye5, dorusu,
insanca davranmayan (inhumain) kimse denir, zira (nerme 27, blm III),
o hi de insana benzer grnmyor.
5)Trkede iki olumsuz yan yana gelince onlar ifade eden olumsuz, olumlu ekilde yazlrsa
da, yaygn yanlla uyuyoruz.
nerme LI
yi gzle bakmak (Faveur)6 Akla aykr deildir, onunla uyuabilir ve
ondan doabilir.
Kantlama
yi gzle bakmak geri, bakasna iyilik yapan kimseye kar sevgidir
(duygulanlarn 19uncu tanm); yle ise, o ileme ve etkinlik demek
olduuna gre, Ruha (nerme 59, blm III), yani (nerme 3, blm III)
bilmesi bakmndan Ruha nispet edilebilir, bundan dolay Aklla uyuur.
Baka Kantlama
Akln dsturuna gre yaayan kimse, kendisi iin istedii eyi bakas
iin de ister (nerme 37); yle ise bundan dolay bir kimsenin bakasna
iyilik yaptn grmesi, kendisinin iyilik yapmak iin abasn tamamla
mtr, yani (nerme 11, blm IIIn scoliesi), o sevin duyacaktr ve
bu hipotez gereince, bakasna iyilik yapan kimsenin fikri ile birlikte
meydana gelir; bundan dolay da onu iyi gzle karlar.
Scolie
Tanmlam olduumuz tarzda hakszlk -ya da kt davranma- (duy
gulanlarn 20nci tanm), zorunlu olarak ktdr (nerme 42). Bu
nunla birlikte, gstermemiz gerekir ki, eer stn bir otorite Sitede bar
salamak amac ile bir bakasna hakszlk yapan bir siteliyi cezalandrrsa,
onun bu otorite tarafndan hakszla uradn sylemek istemiyorum.
nk bu otorite onu mahvetme kini ile gdlm deildir. Cezaland
rlmasnda yalnz ahlaktan ibaret bir gd (mobile) vardr.
nerme LII
rahatlnn (huzurunun) kk Akl olabilir ve yalnz kk Akl
dan gelen i rahatl mmkn olan durumlarn en bydr.
Kantlama
rahatl, insann kendi etki gcn gz nne almasndan doan
bir Sevintir (duygulanlarn tanm 25). Fakat insann hakiki ileme
6) Bu kelimeye iyi grme de dedik.
238 ETKA
nerme LIV
Pimanlk bir erdem deildir, yani onun kk Akldan gelmez; fakat,
yaptndan piman olan kimse, iki defa bahtsz ve gszdr.
Kantlama
Bu nermenin birinci blm nceki nerme ile kantlanr. kinci
blm yalnz pimanln tanm ile apak olarak grlr (duygulan
larn 27nci tanm), nk insan kendisini ilk nce kt bir Arzu ta
rafndan, sonra da Keder tarafndan yenilmeye brakr.
Scolie
nsanlar, Akln emrine uygun olarak pek az yaadklar iin, u iki
duygulan yani Alalma ve Pimanlk ve bunlardan baka Umut ve Korku
zararl olmadan ok faydal olur; yle ise eer bir kusur ilenecekse, o
daha ok bu anlamda olmaldr. Eer vakaa iten gsz olan insanlarn
hepsi ayn derecede gururlu iseler, hibir eyden utanmyorlarsa, hibir
eyden korkmuyorlarsa, nasl olup da bir araya geliyorlar ve disipline bal
bir halde yaayabiliyorlar. Halk yn korkusuz olduu zaman korkuntur;
yle ise peygamberlerin neden dolay baz kimselerin faydasn deil, or
tak fayday gz nne alarak Alalma, alakgnlllk, Pimanlk ve
Saygy bu kadar ok vdkleri ve bunlara ait tler verdiklerini grp
amamaldr. Gerekten, bu duygulanlara bal olanlar bakalarndan
daha kolay Akln dsturuna gre yaamaya, yani hr olmaya ve mutlula
rn hayatndan faydalanmaya gtrlebilirler.
nerme LV
Gururun veya kendini aa grmenin en yksek derecesi, kendi hak
knda en tam bilgisizliktir.
Kantlama
Bu nokta duygulanlarn 28inci tanm ile apak olarak grlyor.
nerme LVI
Gurur ya da kendini aa grmenin en yksek derecesi en byk i
gszln gsterir.
240 ETKA
Kantlama
Erdemin birinci ilkesi kendi varln korumaktr: nerme 22nin ner
me sonucu. Ve bu Akln dsturuna gre olur (nerme 24), yle ise her
kim kendi kendisini bilmezse, btn erdemlerin ilkesini ve bunun sonu
cu olarak btn erdemleri de bilmez. Bundan baka, erdeme gre ilemek,
etki yapmak Akln dsturuna gre ilemekten baka bir ey deildir (ner
me 24) ve her kim Akln dsturuna gre ilerse, zorunlu olarak Akln
dsturuna gre ilediini bilmelidir, (nerme 43, blm II) yle ise, her
kim kendi kendisini en ok bilmiyorsa ve bunun sonucu olarak, gsterdi
imiz gibi, btn erdemleri de en ok bilmiyorsa, erdemle en az iler, en
az etki yapar, yani 8inci tanmda apak grlecei zere, i hayatnda
en ok kendini aa grmenin en yksek derecesi i hayatnn en byk
gszln gsterir.
nerme Sonucu
Buradan apak olarak u sonu kar ki, gururlu kimselerle kendile
rini aa grenler duygulanlara ok baldrlar.
Scolie
Kendini aa grme gururdan daha kolay dzeltilebilir; gurur vakaa
bir Sevin duygulan olduu halde, birincisi bir Keder duygulandr;
ikincisi yle ise birinciden daha kuvvetlidir (nerme 18).
nerme LVII
Gururlu kimse dalkavuklar veya yze glclerin hazr bulunmasn
dan holanr ve yksek gnlllerin hazr bulunmasndan nefret eder.
Kantlama
Gurur, insann kendi kendisine gerekte olduundan stn deer ver
mesinden doan bir Sevintir (duygulanlarn 28 ve 6nc tanm) ve
gururlu kimse gc yettii kadar bu sany beslemeye alacaktr (ner
me 13, blm IIIn scoliesi); yle ise o dalkavuklarn veya yze glc
lerin hazr bulunmasndan holanr. -Bu noktalar pek ok bilindii iin
onlar burada tanmlamaya kalkmadm-; ve tersine, ona hak ettii kadar
deer veren yksek gnll insanlarn hazr bulunuundan kaar.
Scolie
Burada Gururun btn ktlklerini sayp dkmek fazla uzun olacak
tr, nk gururlu kimseler btn duygulanlarna baldrlar da, yalnz
Sevgi ve Acma duygulanlarna bal deildirler. Bununla birlikte, syle
meden gememelidir ki bakalarna layk olduundan az deer veren kim
seye gururlu denir ve bu bakmdan Gurur bir kimsenin kendisini bakala
rndan stn zannetmesine sebep olan yanl sandan domu Sevin ola
rak tanmlanabilir ve bu gururun zdd olan kendini aa grmek bir kim
senin kendini bakalarndan aa zannetmesine sebep olan yanl sandan
domu keder olarak tanmlanabilir. Bu ortaya konunca, biz gururlu kim
senin ister istemez haseti olduunu, (nerme 55, blm IIIn scoliesi)
ve Kininin baa ba erdemlerinden dolay en ok vlen kimselere ev
rildiini, onlara kar kininin sevgi veya iyilik yapma duygusu (bienfait) ile
kolay kolay yenilenmediini (nerme 41, blm IIIn scoliesi) ve onun
yalnzca en ok hatr alanlar ve kendisine ho grnenlerle birlikte bulun
madan memnun olduunu kolayca tasarlarz.
Her ne kadar Kendini aa grme Gurura kart ise de, kendini aa
gren kimse bununla birlikte, gururlu kimseye ok yakndr. Gerekten,
madem ki onun kederi bakalarnn gc ya da erdemi yznden kendi
gszl hakknda hkm vermesinden ileri geliyor, eer onun hayal
gc bakalarnn dklklerini gz nne almakla urarsa bu gsz
lk hafifleyecek, yani o kimse sevinecektir. Felaketlerine arkada bulma
lar bahtszlar iin bir tesellidir, eklindeki atasz buradan ileri gelir.
Tersine, insan kendisini bakalarndan aa grdke daha ok keder
lenecektir; kendini aa grenlerden daha ok hasede meyleden kimse
olmamas da bundan ileri gelir. Onlar herkesten fazla baka insanlarn
ne yapt ile urarlar ve bu hal bakalarnn kusurlarn dzeltmeden
ziyade onlar sansr etmek iindir; onlar yalnz kendini aa grmeyi
verler ve kendilerini aa grr gibi grnecek tarzda bu alalmalaryla
vnrler. Btn bu sonulamalar bir genin i alar toplamnn iki
kareye eit olduunun zorunlu olduu kadar zorunlu olarak bu duygula
ntan kar; ve daha nce syledim ki, ben yalnz insann faydasn gz
nne almam bakmndan bu duygulanlara ve onlara benzeyenlere kt
duygulanlar diyorum, bununla birlikte Tabiat kanunlar bir paras in
san olan Tabiatn ortak dzenine aittir. Burada insanlarn dklklerini
ve onlar tarafndan yaplm samalklar izah etmek istediimi kimsenin
242 ETKA
244 ETKA
246 ETKA
Kantlama
Ruhun Aklla yneltilmi olarak tasarlad her eyi, o bir eit ezeli
lik, ya da zorunlulua sahip imi gibi tasarlar (nerme 44, blm II'nin
ikinci nerme sonucu) ve o bunu tasarlarken ayn kesinlikle duygulanm
tr (nerme 43, blm II, scoliesi ile birlikte). yle ise fikir ister gemi
veya gelecek bir eyin fikri olsun, isterse imdi hazr olan bir eyin fikri
olsun, Ruh eyi ayn zorunlulukla tasarlar ve ayn kesinlikle duygulanr;
ve ister fikrin objesi gemi ya da gelecek bir ey olsun, isterse imdi hazr
olan bir ey olsun, o da ayn derecede doru olacaktr (nerme 41, blm
II) yani, onda her zaman upuygun fikrin ayn zelikleri bulunacaktr ve
bylece Ruhun eyleri Akln emri ile tasarlamas bakmndan, fikir ister
gemi veya gelecek bir eyin fikri olsun, isterse imdi hazr olan bir eyin
fikri olsun, Ruh ayn tarzda duygulanm olacaktr.
Scolie
Eer eyin sresi hakknda upuygun bir bilgiye sahip olabilseydik ve
onlarn varolu zamanlarn Aklla gerektirebilseydik, biz gelecek, gemi
ve imdiki eyleri ayn duygulanm gibi grecektik ve Ruhun gelecek diye
tasarlad bir iyilii o imdiki bir iyilik diye yorumlayacakt; bundan do
lay o zorunlu olarak daha az olan imdiki iyilii daha byk bir gelecek
iyilik iin ihmal edecekti. imdiki halde iyi fakat gelecekteki bir ktln
nedeni olacak olan eye kar, birazdan kantlayacamz gibi, ok arzu
ve itah duyacakt. Fakat biz eylerin sresi hakknda (nerme 31, blm
II) ancak son derece upuygun olmayan bir bilgiye sahip bulunuyoruz ve
eylerin varolu zamann yalnzca imdiki veya gelecek bir eyin hayali
ile ayn surette duygulanm olmayan hayal gc ile gerektiriyoruz (ner
me 44, blm II'nin scoliesi). Sahip olduumuz iyi ve kt hakkndaki
doru bilginin ancak soyut veya genel olmas bundan ileri gelir ve eylerin
dzeni ile nedenlerin balants hakknda verdiimiz hkm, imdiki halde
bizim iin neyin iyi veya kt olduunu gerektirmemize imkn verebil
mesi iin, gerekten ziyade hayal gc zerine kurulmutur. yle ise
gelecee ait bu iyi ve kt bilgisinden domu arzunun imdiki halde ho
olan eylere ait arzu ile olduka kolay azaltlabilmesine amamaldr.
nerme LXIII
Her kim Korku ile yneltilmi ise ve ktlkten kanmak iin iyilik
yapyorsa, Akln gdsnde deildir.
Kantlama
Etkin olmas bakmndan Ruha yani Akla nispet edilen btn duygu
lanlar (nerme 3, blm III), Sevin ve Arzu duygulanlarndan baka
bir ey deildirler (nerme 59, blm III); yle ise korku ile yneltilen,
(duygulanlarn 13nc tanm) ve bir ktlk korkusuyla iyi olan eyi
yapan kimse, Aklla gdlm deildir.
nerme Sonucu
Kk Akldan gelen bir arzuda biz dorudan doruya iyiliin peinden
gidiyoruz ve dolaysyla da ktlkten kayoruz.
Kantlama
Kk Akldan gelen bir Arzu, yalnzca bir edilgi olmayan Sevin duy
gulanndan doabilir (nerme 59, blm III), yani bir Kederden deil
ar hali olmayan bir sevinten doabilir (nerme 61); ve bundan dolay
(nerme 8), bu arzu ktlk bilgisinden deil, iyilik bilgisinden doar;
yle ise biz akln ynetiminde iyilii dorudan doruya isteriz ve yalnz
bu bakmdan ktlkten kaanz.
Scolie
Bu nermenin sonucu hasta ve sa adam rnei ile aklanr. Hasta
adam nefret ettii gday lm korkusu ile yutar; sa adam ise yedii gda
dan haz duyar ve lm korkusundan ziyade hayatn tadn karr ve do
rudan doruya lmden kanmak ister. Nitekim kinle veya fke ile deil
yalnz kamu selametinin sevgisi ile bir suluyu lme mahkm eden yarg
srf Aklla yneltilmitir.
nerme LXIV
Ktle ait bir bilgi upuygun olmayan bir bilgidir.
Kantlama
Ktln bilgisi (nerme 8), onun uuruna sahip olmamz bakmn
dan kederdir. Fakat keder, daha az bir yetkinlik derecesine geitir ki
(duygulanlarn 3nc tanm), bu sebepten insann z ile tanmlana
maz (nerme 6 ve 7, blm III); bundan dolay (tanm 2, blm III), o
upuygun olmayan fikirlere bal bir edilgidir (nerme 3, blm III), bu
248 ETKA
konudaki bilgi upuygun deildir, yani bir ktln bilgisi upuygun deil
dir.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, eer insan Ruhunda yalnz upuygun fikir
ler varsa, o kt ey hakknda hibir kavram tekil edemeyecektir.
nerme LXV
Biz akln ynetiminde, iki iyilikten daha byn ve iki ktlkten
daha azn arayacaz.
Kantlama
Daha byk bir iyilikten tat almamza engel olan bir iyilik, gerekte
bir ktlktr: zira biz iyilikle ktl birbiriyle karlatrmamz bak
mndan o iyilik ve ktle, bu blmn nsznde gstermi olduu
muz gibi, eyler denir; daha az bir ktlk, gerekte ayn sebepten dolay
bir iyiliktir; bunun iin, (nerme 63n nerme sonucu) Akln ynetimin
de biz yalnz daha byk bir iyilii ve daha az bir ktl isteyeceiz
veya arayacaz.
nerme sonucu
Biz Akln ynetiminde daha byk bir iyilik iin daha az ktl
arayacaz ve daha byk bir ktln nedeni olan daha az iyilikten
kaacaz, zira burada daha az denilen ktlk, gerekte bir iyiliktir. yi
lik ise, buna karlk, ktlktr; yle ise biz ktl isteyeceiz, (ner
me 63n nerme sonucu) ve iyilikten kaacaz.
nerme LXVI
Biz Akln ynetiminde, gelecekteki daha byk iyilii imdiki daha
az iyilie ve imdiki daha az ktl gelecekteki daha byk ktle
tercih ederiz.
Kantlama
Eer Ruh gelecek bir ey hakknda upuygun bir bilgi edinebilseydi,
gelecek bir ey ve imdiki bir ey hakknda da ayn suretle duygulanm
olacakt (nerme 62); bundan dolay, bu nermede varsaydmz gibi,
asl Aklla ilgilenmemiz bakmndan durum ayndr. Gelecek veya imdiki
hale ait ister daha byk bir iyilik ister daha byk bir ktlk sz konu
su olsun! Bundan dolay, (nerme 65) gelecekteki daha byk bir iyilii
imdiki daha az iyilie tercih ederiz.
nerme sonucu
Akln ynetiminde, gelecekteki daha byk bir iyiliin nedeni olan
imdiki daha az bir ktl isteyeceiz ve gelecekteki daha byk bir
ktln nedeni olan imdiki daha az iyilikten vazgeeceiz. Bu ner
me sonucunun nceki nerme ile iliii 65inci nerme sonucunun 65inci
nerme ile iliiinin ayndr.
Scolie
Bundan nce sylediklerimizi bu blmde duygulanlar konusunda
18inci nermeye kadar sylemi olduklarmzla karlatrnca, yalnz duy
gulanla, ya da san8 ile yneltilen bir insann aklla yneltilen bir insandan
ne bakmdan kuvvetli olduunu kolayca greceiz. Birincisi, yani duygula
nla yneltilen kimse, istesin istemesin, yapt eyi hibir suretle bilmez;
ikincisi, yani aklla yneltilen yalnz kendisini memnun etmek iin hare
ket eder ve yalnz hayatta en stn yeri tuttuunu bildii eyi yapar ve en
ok bu sebepten dolay arzu eder; bunun sonucu olarak birincisine kle
(serf), kincisine hr insan diyorum ve burada ikinci insann yaradl ve
hayat kural hakknda baz gzlemlerde bulunmak istiyorum.
nerme LXVII
Hr bir insan hibir eyi lmden daha az dnmez ve onun bilgeli
i lm hakknda deil, hayat hakknda derin bir dncedir (mditation).
Kantlama
Hr bir insan, yani yalnz Akln emrine gre yaayan insan lm korku
su ile yneltilmi deildir (nerme 63), fakat dorudan doruya iyi olan
ister (ayn nermenin nerme sonucu), yani asl faydalnn aranmas ilkesi
ne gre etki yapmak, ilemek, yaamak, varln korumak ister; bundan
dolay, hibir eyi lmden daha az dnmez, onun bilgelii hayat hakkn
da bir derin dncedir.
8) Opinion.
250 ETKA
nerme LXVIII
Eer insanlar hr dosalard, hr olduklar sre boyunca iyi veya kt
ey hakknda hibir kavram oluturmayacaklard.
Kantlama
Yalnz Akl tarafndan yneltilebilen kimse hrdr dedim; yle ise,
hr doan ve hr kalan kimsenin upuygun fikirleri vardr; bundan dolay
onda kt eylere ait hibir kavram yoktur (nerme 64n nerme sonu
cu) ve bunun sonucu olarak da, iyilik ve ktlk ballak olduklar
iin, iyi eye ait hibir kavram yoktur.
Scolie
Bu nerme hipotezinin yanl olduu; ve byle bir hipotezin yalnz
insan tabiat gz nne alnnca veya daha ok Tanrnn sonsuz olmas
bakmndan deil, srf insann varoluunun nedeni olmas bakmndan
gz nne alnnca tasarlanabilecei nerme 4 ile apak grlyor. Tara
fmzdan daha nce kantlanm baka hakikatlerle Hz. Musann ilk insa
na ait tarihte belirtmek ister grnd ey de budur. Vakaa orada Tan
rnn insan yaratmaya yarayan gcnden, yani yalnzca insann faydasn
ama edinen bir gten baka bir g tasarlamyor; ve bu gre gre,
Tanrnn insandan iyi ve ktye ait bilgi aacn -yemiini- yemek hr
ln kaldrdn ve onu yer yemez yaamak istemekten ziyade lmden
korkmas gerekeceini; sonra kendi tabiat ile tamamen uyuan kadn
bulunca Ademin (insann) tabiatta ona daha faydal olabilecek hibir ey
olmadn rendiini; fakat hayvanlarn kendisine benzer olduklarn
zannettii iin, hemen onlann duygulanlarn taklide, (nerme 27, blm
IIIe bkz.) ve hrriyetini kaybetmeye baladn; bu hrriyetin sonradan
Hz. sann Ruh-l Kds, Ruhu, yani Tanrnn fikr ynetimindeki ruhan
bakanlar9 tarafndan yeniden kazanldn hikye eder. sann bu Ruhu
na insann hr olduu ve kendisi iin istedii hrl baka insanlar iin
de istedii kans bal bulunmaktadr ki bunu daha yukarda kantlamtk.
nerme LXIX
Hr bir insann erdemi tehlikelere kar muzaffer olduu kadar, tehli
kelerden kand zaman da byk grnr.
9) Patriarche.
Kantlama
Bir duygulan ancak, azaltlacak duygulanla ve ondan daha kuvvetli
kart bir duygulanla azaltlabilir veya kaldrlabilir: (nerme 7). Halbuki
kr cret ve korku ayn derecede byk diye tasarlanabilen duygulanlar
dr: (nerme 5 ve 3). Byk bir erdem veya Ruh kuvveti (nerme 59,
blm IIIn scoliesindeki tanma bakn), creti azaltmak iin olduu
kadar korkuyu azaltmak iin de gerekmektedir; yani, (duygulanlarn 40
ve 41inci tanmlar) hr bir insan tehlikelere kar muzaffer olmak iin
istedii ayn erdemle tehlikelerden kanr.
nerme sonucu
Hr bir insanda yle ise tam zamannda bir ka ve sava ayn Ruh
metinliinin kantlardr; baka deyile hr insan ayn Ruh metinlii ile
veya zek uyankl ile sava kadar kamay da seer.
Scolie
Ruh metinliinin ne olduunu veya bununla ne anlaldn nerme
59, blm IlIn scoliesinde akladm. Tehlikeye gelince, ben tehlike
denilince Keder, Kin, Ahenksizlik vb. gibi herhangi bir ktle neden
olan her eyi anlyorum.
nerme LXX
Bilmeyenler arasnda yaayan hr insan, gc yettii kadar onlarn
iyiliklerinden, onlardan gelecek faydadan kanmaya alr.
Kantlama
Herkes kendi yaradlna, kendi mizacna gre hangi eyin iyi olduuna
dair hkm verir (nerme 39, blm IIIn scoliesi); o halde birisine
herhangi bir iyilik yapan bir bilgisiz onu kendi yaradlna gre deerlen
direcek ve eer bu yapt iyiliin hedefi olan kimse tarafndan pek az
deer verilmise, kederlenecektir: (nerme 42, blm III). Hr insan, te
yandan, baka insanlarla kendisi arasnda bir dostluk ba kurmaya alr
(nerme 37), bunun iin de onlara kendi sanlarnda eit diye hkm
olunan birtakm iyilikler yaparak deil, kendisini ve bakalarn Akln
hr hkmne gre ynelterek ve yalnz ilk, birinci yeri tuttuunu bildii
eyi yaparak bunu gerekletirir. yle ise hr insan, bilgisizlere kar kin
252 ETKA
254 ETKA
EK BLM
Hayatn doru yneltilmesi zerine olan bu blmde akladm eyler,
hepsini birden grebilecek bir tarzda dzenlenmi deildi, daha ok tarafm
dan dank bir sraya gre kantlanmt ki, orada her hakikatin art arda
sonulanmas en kolay bir ekilde yaplyordu. Bunun iin burada onlar
toplamaya ve en esasl fasllar halinde zetlerini vermeye karar verdim.
Fasl I
Btn abalarmz veya arzularmz tabiatmzn zorunluluundan ge
lirler; o suretle ki onlar ya yakn nedenleri olmak zere yalnz tabiatlary
la, ya da baka fertler olmadan kendi bana upuygun olarak kavranama
yan Tabiatn bir ksm olmamz bakmndan bilinebilirler.
Fasl II
Yalnz tabiatmzla bilinebilecek surette, tabiatmzdan kan Arzular
upuygun fikirlerden ibaret gibi tasarlanmas bakmndan Ruha ait olan
arzulardr; baka arzulara gelince, onlar eyleri ancak, upuygun olmayan
bir tarzda tasarlay bakmndan Ruha nispet edilirler; kuvvetleri ve
artlar insann gc ile deil, d eylerin gc ile tanmlanmaldrlar;
bundan dolay ilk arzulara doru etkiler, kincilere edilgiler, pasif haller
denilir; bir ksm vakaa bizim gcmzn belirtileridir, tekiler ise tersi
ne, bizim gszlmzn ve sakatlanm bir bilginin belirtileridir.
Fasl III
Etkilerimiz, yani insann gc veya akl ile tanmlanan bu arzular, her
zaman iyidirler; baka arzular ise kt olduklar kadar da iyi olabilirler.
Fasl IV
yle ise her eyden nce hayatta Zihni veya Akl gcmz yettii
kadar yetkinletirmek faydaldr ve insann yce mutluluu, ya da stn
mutluluu (batitude) yalnz bununla kaimdir; nk insann stn mutlu
luu kendi kendisinden iten memnun olmasndan baka bir ey deildir.
Bu da Tanr hakkndaki sezgili (intuitive) bilgiden doar. Ve zihni yetkin
letirmek, olgunlatrmak da Tanry, Tanrnn sfatlarn, onun tabiatnn
zorunluluundan ileri gelen etkileri bilmekten baka bir ey deildir. Bunun
iin Aklla yneltilen bir insann en son amac, yani btn baka insan
lar yneltmeye kendisini vermesine yarayan yce Arzu onu kendi kendi
sini upuygun bir surette tasarlamaya ve onun iin ak bilgi objeleri olabi
len btn eyleri de upuygun bir surette tasarlamaya gtren Arzudur.
256 ETKA
Fasl V
yle ise ak bilgi olmakszn Akla uygun olan hibir hayat yoktur ve
eyler ancak insana Ruh hayatndan tat almada yardm ettikleri nispette
iyidirler ki, bu Ruh hayat da ak bilgi ile tanmlanr. Tersine, insann
Akl yetkinletirmesine ve ona uygun bir hayattan tat almasna engel
olan eylere, yalnz bu eylere ise biz ktdrler diyoruz.
Fasl VI
yle ise mademki insann etker nedeni olduu her ey zorunlu ola
rak iyidir, demek ki insanda kt olan her ey yalnz d nedenlerden
ileri gelir; demek istiyorum ki insan btn Tabiatn bir paras olmas
bakmndan, insan tabiat bu Tabiatn kanunlarna boyun emelidir ve
ona hemen hemen sonsuz tarzlarda uymak zorundadr.
Fasl VII
nsan iin Tabiatn bir paras olmamas ve onun ortak dzenine uyma
mas imknszdr. Eer, bununla birlikte, tabiatlar kendisininki ile uyua
cak fertler arasnda yaarsa, onun etkisi, ileme gc srf bununla tamam
lanr ve beslenir.
Fasl VIII
Tabiatta bulunan kt olduuna hkmettiimiz her eyi, baka deyile,
var olmamza ve Akla uygun bir hayattan tat almamza imkn brakma
yacak derecede engel olabileceine hkmettiimiz her eyi, en emin gr
nen yoldan uzaklatrmamz doru olur. Tersine, varlmzn korunmas
ve Akla uygun bir hayattan tat almamz iin iyi ve faydal olduuna hk
mettiimiz her eyi kullanmak zere almamz ve her bakmdan onlardan
faydalanmamz yerinde olur; ve mutlak olarak sylenirse, Tabiatn yce
Hakkna gre herkesin kendisi iin faydal olmas gerektiine hkmet
tiini yapmas doru olur.
Fasl IX
Bir eyin tabiatyla, ayn trdeki baka fertlerden daha iyi hibir ey
uyuamaz; yle ise kendi varlnn korunmas ve akla uygun bir hayat
tan tat alnmas iin, Akln ynelttii bir insandan daha faydal hi kim
se yoktur. Bundan baka, madem ki tekil eyler arasnda Aklla yneltilmi
bir insandan daha deerli hibir ey bilmiyoruz, yle ise hi kimse, Akln
egemenlii altnda yaayacak tarzda insanlar yetitirmeden daha iyi kendi
mahareti ve yetkinliinin deerini gsteremez.
Fasl X
nsanlar birbirlerine kar Haset, ya da Kinin baz duygulanlarn
besledikleri nispette, birbirlerine karttrlar ve bundan dolay da Tabiatn
baka fertlerinin gcnden daha byk gleri olduu halde onlardan
daha ok korkarlar.
Fasl XI
Gnller silahla deil, Sevgi ve Yksek gnlllkle yenilirler.
Fasl XII
nsanlarn, her eyden nce, aralarnda toplumsal mnasebetler ol
mas, birbirlerine balanmalar ve iyice yerlemi bir btn tekil edecek
tarzda toplanmalar, mutlak olarak en salam dostluu dourabilecek
eyleri yapmalar onlara faydaldr.
Fasl XIII
Fakat bunlar yapmak iin, sanat ve uyanklk gerekmektedir. Gerek
ten, insanlar eitlidirler. Akln kurallarna gre yaayanlar ise nadirdir
ve bununla birlikte, ou haseti, affetmeden ok, almaya meyillidir.
Onlarn hepsini kendilerine vergi olan yaradlla kabul etmek ve duygula
nlarn taklit etmeden ekinmek iin, insann kendi kendisine kar zel
bir gce ihtiyac vardr. Zaten insanlara, erdemleri retmeden ziyade,
onlar sansr etmede, dklklerini aa vurmada, Ruhlar kuvvetlen
direcek yerde krma yolunda anlaanlar, kendileri ve bakalar iin kat
lanlmaz kimselerdir; bundan dolay sabr gc pek az ve sanki dindarlk
tan geliyormu gibi bir gayretle yollarn arm olan kimseler, insanlar
arasnda yaamadansa hayvanlar arasnda yaamay daha ok isterler;
nitekim ocuklar ve erginler buna benzer bir Ruhla ana babalarnn darl
malarna katlanmadklar iin askerlik hizmetine snyorlar; savan zah
metlerini, bir bakasnn kontrolsz iktidarn babalarnn azarlamalaryla
bir arada olan aile hayatnn tatllklarna tercih ediyorlar ve ana babalarn
dan alma amac ile her ne olursa olsun bir yk uysalca kabul ediyorlar.
258 ETKA
Fasl XIV
Nitekim insanlar her hususta, ok kere ehvet itahlarna gre ken
dilerini ynetiyorlar, halbuki toplum hayatnn zararl olmadan ok, kr
l olan daha ok sonular vardr; yle ise eit bir ruhla bu hayatn ac
lklarna katlanmal, ahenk ve dostluun kurulmasna gayretle allmal
dr.
Fasl XV
Ahengi douran ey, adaleti, hakll, namusluluu meydana getirir.
Gerekten insanlar adaletin inenmesine, haksz olandan baka, baya
gibi grnen eye pek g katlanrlar ve Sitenin detlerinin10 tahkir olun
masna raz olmazlar. Sevgiyi kazanmak iin, her eyden nce, Dine ve
Ahlaka ait olan eyler gerekir; bu konuda nerme 37nin birinci ve ikin
ci scoliesine, nerme 46nn scoliesine ve nerme 73n scoliesine bakn.
Fasl XVI
Ahenk, ayrca iyi niyetli olmayan yani hile kullanan korkuyla da do
rulmutur. Bundan baka, korku kt ruhun gszlnden ileri gelir
ve akln kullanlmasna ait deildir; dtan bir Ahlak grn varsa da,
acmada da ayn sylediimiz eyler bulunur.
Fasl XVII
nsanlar, hele yaamalar iin zorunlu eyleri elde edecek aralar olma
yan kimseler kolayca fethedilirler. Bununla birlikte, skntda bulunan
herkesin yardmna komak, tikel bir eyin, bir ferdin kuvvetlerini ve
karn ok aar. Servetleri buna pek az yetebilir ve yetilerinin, gleri
nin snrll onlarn herkesin dostu olmalarna imkn vermez: yle ise
fakirlere bakmak btn toplumun borcudur ve yalnzca kamu faydasna
aittir.
Fasl XVIII
Yaplan iyiliklerin kabul edilmesine, ona kar gsterilecek minnet
tarlk kantlarnda bsbtn baka titizlikler gerekir; bu konuda nerme
70in scoliesine, nerme 71in scoliesine bakn.
10) Trenlerinin de denebilir.
Fasl XIX
ehvetten doan sevgi, yani gzellikten doan nesil retme itah ve
genel olarak Ruh hrlnden baka bir nedeni olan her sevgi kolayca
kine evrilebilir; yeter ki, daha kts, bir eit hezeyan halini almasn,
byle bir durumda ahenk deil ahenksizlik (discorde) beslenmi olur (ner
me 31, blm IIIn scoliesine bakn).
Fasl XX
Evlenmeye gelince, eer Bedenlerin birlemesi arzusu yalnz gzellik
duygusuyla meydana gelmi deil de ocuklar dourmak, onlar bilgece
yetitirmek sevgisi ile ise; bundan baka iki tarafn, yani erkek ve ka
dnn sevgilerinin balca nedeni yalnz gzellik deil de i hrl ise, o
Aklla uyuur.
Fasl XXI
Dalkavukluk daha dorusu ho grnme11 de ahengi dourur; fakat
kleliin bulamasyla veya kt niyetle! Her eyde birinci olmak isteyen
ve olmayan gururlu insan kadar hi kimse, yzne glmek ve ho grn
mekle fethedilemez.
Fasl XXII
Kendini aa grmenin Ahlak ve Dine ait bir yanl grn vardr;
her ne kadar kendini aa grme gururun kart ise de, kendini aa
gren kimse, bununla birlikte, gururluya ok yakndr (nerme 57nin
scoliesine bkz.).
Fasl XXIII
Utan, bundan baka, ancak gizli kalmamas bakmndan ahenge yar
dm eder. te yandan, Utan bir eit Keder olduu iin, Akln kullanl
masna ait deildir.
Fasl XXIV
nsanlara kar evrilen baka keder duygulanlar Adaletin, Hakl
ln, Namusluluun, Ahlakn ve Dinin dorudan doruya kartdrlar;
11) Yze glclk.
260 ETKA
gcenmede her ne kadar dtan bir hakllk grn varsa da, ondan
herkesin bakasnn fiilleri hakknda hkm vermesine, kendi hakkna
veya bakasnn hakkna ait c almasna imkn veren, hayat kural ola
cak kanunlar yoktur.
Fasl XXV
Alak gnlllk (modestie) yani insanlara ho grnme arzusu, Akl
onu gerektirdii zaman, Ahlaka irca edilir (nerme 37nin birinci scoliesin
de sylemi olduumuz gibi). Fakat, eer onun kk bir duygulantan
geliyorsa, alak gnlllk hrstr (ambition), yani ok kere insanlarn
sahte ahlk rengi altnda uygunsuzluk ve batan karmalar uyandrmala
rna sebep olan bir Arzudur. Vakaa, stn iyilikten ortak olarak tat almak
iin her kim tleriyle, ya da hareketleriyle bakalarna yardm etmek
isterse, bir disiplinin onun adn tamas iin onlar kendine hayran ederek
deil, hele hibir haset vesilesi vererek deil, her eyden nce onlarn
Sevgisini kazanmaya alarak yapacaktr. Konumalarnda insanlarn d
klklerinden sz etmeden kanacak ve onlarn gszlnden an
cak pek ihtiyatla, buna kar insann erdem gcnden ve onu yetkinlie
gtrmek iin tutulacak yoldan bol bol sz edecektir; o suretle ki insan
lar korku ve nefretle deil yalnz sevin heyecan ile, ellerinden geldii
kadar, Akl kurallarna gre yaamaya alacaklardr.
Fasl XXVI
Biz Tabiatta, Ruhu bize sevin verebilecek ve kendisine dostlukla
veya herhangi bir mnasebet tarz ile balanabileceimiz insanlardan
baka hibir tekil ey bilmiyoruz; yle ise fayda kural Tabiatta, insanlar
dnda bulunan hibir eyi korumamz istemez, fakat bu kurala gre biz
bu eyleri kullanlarmz iin saklayabiliriz, yok edebiliriz veya her trl
aralarla kullanmza uydurabiliriz.
Fasl XXVII
D eylerden karlan fayda, onlarn gzlemi ile kazanlm tecrbe
ve bilgiden, onlar uratm olduumuz ekil deitirmelerinden baka,
balca Bedenin korunmas faydasdr; bu sebepten faydal eyler, her ey
den nce, Bedene gda verebilen ve Bedenin btn ksmlarnn kendi
ilerini elverili olarak yapabilmesi iin onlar besleyebilenlerdir. Beden
262 ETKA
5
Zihin Gc veya nsann Hrl zerine
264 ETKA
2) Esprits animaux. Burada Ame ve esprit kelimelerinin ruh diye evrilmesinden doan
glk grlyor.
3) Bu kelimeyi (habitude) kendisinden ok farkl olan alkanlk (accoutumance) kelimesin
den ayrmak iin imdiye kadar kullanlmayan yeti kazanma kelimesiyle karlyoruz. Birincisi
insanlara vergi stn bir yeti olduu halde, ikincisi btn canllar ve insanlarda ortak genel ve
daha ilkel bir yetidir.
u sonu kar ki hibir Ruh, ne kadar zayf olursa olsun, iyi bir yneltme
ile edilgiler zerinde mutlak bir g kazanmaya yetkisiz deildir. Onlar
vakaa, kendi tanmna gre, yalnzca kendisine nispet edilen ve nota bene
zihinlerin bir hareketi ile meydana getirilmi, tutulmu ve kuvvetlendiril
mi olan Ruhun (me) alglar, duygular (sentiment) ya da heyecanlardrlar
(Ruhun pasif halleri, blm I, madde 27ye bkz.). Fakat madem ki irade
ye guddenin herhangi bir hareketini ve bunun sonucu olarak da ruhlarn
herhangi bir hareketini balayabiliyoruz ve iradenin gerektirilmesi yalnz
bizim gcmze bal bulunuyor; irademizi hayatmzn etkilerini ynelt
mek istediimiz zaman kullandmz metin ve emin hkmler ile gerekti
rirsek ve bu hkmlere sahip olmak istediimiz pasif hallerin hareketle
rini balarsak, edilgilerimiz zerinde mutlak bir egemenlik kazanacaz.
Kendi szlerine gre tasvir edebildiimiz kadar, bu ok nl adamn gr
tarz ite budur ve eer gr daha ince olmu olsayd, bu fikirlerin by
le bir kimseden kacana inanmazdm. Hakikatte bir filozofun, her eyi
ancak kendiliklerinden bilinen ilkelerden sonulamaya metin olarak karar
verdikten, ak ve seik olarak kavradklarndan bakasn olumlama
dktan sonra, karanlk eyleri gayb niteliklerle aklamak istedikleri iin
Skolastikleri sk sk tenkit ettikten sonra, her trl gayb grten4 daha
ok gayb olan bir hipotez kabul etmesine amadan kendimi alamyo
rum. Ruhla Bedenin birliinden ne anlyorum diye dnyorum. Uzamn
kk bir parasna skca bal olan bir dncede ak ve seik gr
olarak ne vardr? sterim ki o bu birlii yakn nedeni ile aklam olsun.
Fakat o Ruhu Bedenden ayr seik diye tasarlamtr, o suretle ki ne bu
birlikte ne de asl Ruhta hibir tekil neden gsteremezdi. Fakat, onun
btn evrenin nedenine, yani Tanrya bavurmas gerekli idi. Bundan
baka Ruhun bu pineale guddeye ne dereceye kadar hareket verebildiini
ve ne kadar kuvvetle onu askda tutabildiini bilmek isterdim. Ben vakaa
bu guddenin Ruh tarafndan buradan uraya hayvani ruhlarla daha hzl
kmldatlabildiini ve metin hkmleri skca baladmz edilgilerinin
cisme ait nedenlerle zlp zlmeyeceklerini bilmiyorum; buradan
u sonu kar ki, metinlikle tehlikelere kar koymaya kalkldktan sonra
4) Spinoza burada occulte kelimesini kullanyor. Bizde buna eskiden gayb ilimler deni
yordu. Fakat gayb deyince genel olarak bilinen bilim metotlar dnda, sr lemine nfuz iin
var olduuna inanlan nfuz tarzlar anlalrd: Nirenct, tlsm vb. gibi. Fakat burada Spinoza
kelimeyi daha dar bir anlamda alyor ve akld anlamnda kullanyor.
266 ETKA
18, blm II) nitekim buna karlk, (nerme 2, blm III) Bedenin duy
gulanlarnn dzen ve balants da Ruhta eylerin dnce ve fikirleri
nin dzen ve balantsna gre kurallanr.
nerme II
Eer Ruhun bir heyecann ya da bir duygulann bir d nedenin
dncesinden ayryorsak ve onu baka dncelere balyorsak, d ne
dene ait Sevgi ve Kin yok olmutur. Nitekim bu duygulanlardan doan
Ruhun dalgalanlar da yok olmutur.
Kantlama
Gerekten Sevgi ve Kinin eklini meydana getiren ey, bir d nedenin
fikri ile birlikte bulunan Sevin veya Kederdir: (duygulanlarn 6 ve 7nci
tanm). Bu fikir kaldrlnca, Sevgi ve Kinin ekli de kaldrlm olur ve
bylece bu duygulanlar ve onlardan doan duygulanlar yok olur.
nerme III
Edilgi olan bir duygulan, onun hakknda ak ve seik bir fikir edi
nir edinmez, bir edilgi, bir pasif hal olmaktan kar.
Kantlama
Edilgi olan bir duygulan bulank bir fikirdir (duygulanlarn genel
tanm). Eer yle ise bu duygulantan ak ve seik bir fikir tekil eder
sek, bu fikirle asl duygulan arasnda, yalnz Ruha nispet edilmesi bak
mndan, ancak bir sebep (raison) ayrl olacaktr (nerme 21, blm II,
scoliesi ile birlikte); bylece (nerme 3, blm III), duygulan bir edilgi
olmaktan kacaktr.
nerme Sonucu
Bir duygulan bizce ne kadar iyi bilinirse bu duygulan o kadar az
bizim gcmzdedir ve Ruh onun etkisinde o kadar az kalr, o kadar az
edilgin olur.
nerme IV
Hakknda ak ve seik bir kavram tekil edemediimiz hibir Beden
duygulan yoktur.
268 ETKA
Kantlama
Btn eylerde ortak olan ey ancak upuygun bir tarzda tasarlanabilir
(nerme 38, blm III); bundan dolay (nerme 12 ve lemma 2, nerme
13 un scoliesinden sonra, blm II) hakknda ak ve seik bir kavram
tekil edemediimiz hibir beden duygulan yoktur.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, hakknda ak ve seik bir kavram tekil
edemediimiz Ruhun hibir duygulan yoktur. Ruhun bir duygulan
vakaa bedenin bir duygulannn fikridir (duygulanlarn gelen tanm)
ve bunun sonucu olarak (nceki nerme), ak ve seik bir kavram ier
melidir.
Scolie
Kendisinden bir eser kmayan hibir ey bulunmad (nerme 36,
blm I) ve bizde upuygun olan bir fikirden kan her eyi ak ve seik
olarak bildiimiz iin (nerme 40, blm II), buradan u sonu kar ki,
herkeste kendi kendisini ve duygulanlarn mutlak deilse de, hi ol
mazsa ksmen, ak ve seik olarak bilme gc vardr. Ve bunun sonucu
olarak ondan daha az etkilenilir. Bu noktada biz balca her duygulan
mmkn olduu kadar ak ve seik olarak bilmeye almalyz, o suret
le ki Ruh her duygulanla ak ve seik olarak idrak ettiini dnme
zorunda bulunsun ki, orada Ruh tam bir memnunluk ve doyum5 bulsun
ve bylece asl duygulan da bir d nedenin dncesinden ayrlsn ve
doru dncelere balanm bulunsun; bu suretle yalnz Sevgi, Kin
vb. Teri yok olmayacak (nerme 2), ayn zamanda itah da yok olacaktr.
Genel olarak bu duygulantan doan arzularn an halleri olmayacaktr
(nerme 61, blm IV). nk her eyden nce kaydetmek gerekir ki
insana ayn zamanda hem aktif hem pasif, hem etkin hem edilgin denil
mesine sebep olan ayn itahtr. Biz rneini gsterdik ki, insan tabia
tnn yatknl (disposition) dolaysyla herkes bakalarnn kendi
yaradlna gre yaamalarn arzu eder (nerme 31, blm IIIn sco
liesi) ; Akl ile yneltilen bir insanda, bu itah hret hrs (ambition) ad
verilen bir edilgidir ve gururdan asla farkl deildir; tersine Akln emirle
5) Tatmin (satisfaction).
rine gre yaayan bir insanda bu bir etkidir, yani ahlakllk denen bir
erdemdir (nerme 37, blm IVn birinci scoliesi ve ayn nermenin
2nci kantlamas). Ve bu tarzda btn itahlar veya arzular, yalnz upuy
gun olmayan fikirlerden domalar bakmndan edilgilerdir; ve ayn arzu,
upuygun fikirler tarafndan uyandrldklar veya dorulduklar zaman
erdem gibi grlmlerdir. Vakaa, bizim bir eyi yapmamz bakmndan
gerektirilmi olduumuz btn arzular da, upuygun fikirlerden doduk
lar gibi upuygun olmayan fikirlerden de doabilirler (nerme 59, blm
IV). Bu konu dna ktm bu blmden tekrar asl konuma dnmek
iin, doru bilgileriyle kaim olan duygulanlara kar bu devadan baka,
bizim gcmzdekinden daha yetkin hibir ey tasarlanamaz, nk
dnmek ve upuygun fikirler tekil etmek gcnden baka Ruhun bir
gc yoktur (nerme 3, blm III). Nitekim biz bunu nceki nermede
gsterdik.
nerme V
Bizim zorunlu, mmkn veya zorunsuz olarak deil, sadece hayal ettii
miz bir ey iin olan duygulan, btn eit artlar altnda, mmkn olan
en byk duygulantr.
Kantlama
Hr olduunu hayal ettiimiz bir ey hakkndaki bir duygulan, zo
runlu bir ey iin olan duygulantan daha byktr (nerme 49, blm
III) ve bunun sonucu olarak da bizim mmkn, ya da zorunsuz olarak
hayal ettiimiz duygulantan daha byktr (nerme 11, blm IV).
Fakat bir eyi hr diye hayal etmek bir eyi sadece hayal etmekten baka
bir ey deildir, halbuki bir eser meydana getirmek iin gerektirilmi olan
nedenleri bilmiyoruz (nerme 35, blm IInin scoliesinde gstermi oldu
umuz ey dolaysyla); yle ise bizim sadece hayal ettiimiz bir ey hakkn
daki bir duygulan, eit artlar altnda, zorunlu, mmkn, ya da zorun
suz bir ey hakkndaki duygulantan daha byktr ve bunun sonucu
olarak o mmkn olan en byk duygulantr.
nerme VI
Ruh her eyi ne kadar zorunlu olarak bilirse onun duygulanlar ze
rinde o kadar byk gc vardr, yani onlardan o kadar az edilgin olur.
270 ETKA
Kantlama
Ruh her eyin zorunlu olduunu (nerme 29, blm I) ve sonsuz bir
nedenler balants ile bir eser meydana getirmek ve var olmak iin ge
rektirildiini (nerme 28, blm I) bilir; bu da (nceki nerme), eyler
hakkndaki bilgisiyle orantl olarak, Ruhun duygulanlarndan daha az
edilgin olmasna ve asl eylerden daha az duygulanmasna sebep olur.
Scolie
eylerin zorunlu olduklar hakkndaki bu bilgi ne kadar tekil eylere
ait ise ve bu tekil eyler ne kadar seik iseler ve canl olarak hayal edilmi
lerse, Ruhun duygulan zerindeki gc de o kadar byktr: tecrbenin
kendisi de bunu gsterir. Biz vakaa diyelim ki bir maln (bien) kaybolma
snn sebep olduu kederin onu kaybederken bu maln hibir arala koru
namayacan gz nne almamzla yumuadn gryoruz. Nitekim g
ryoruz ki hi kimse konumay, yrmeyi, dnmeyi bilmedii ve yl
larca hemen uursuz olarak yaad iin bir ocua acmaz. Eer tersine,
biroklar ergin yata doduu halde u veya bu kimse ocuk olarak do
sayd, o zaman herkes ocuklara acyacakt. nk o zaman herkes o
cuklua tabii ve zorunlu bir ey gibi deil, fakat Tabiatn dkl, ya
da gnah gz ile bakt iin, onlara acyacakt ve biz bu suretle birok
gzlemler yapabileceiz.
nerme VII
Kk Akldan gelen, ya da Akl tarafndan uyandrlan duygulanlar,
zaman gz nne alnacak olursa, hazr deilmi gibi grlen tekil eylere
nispet edilenlerden daha gldr.
Kantlama
Bize bir eyi hayal ettiren duygulanlar yznden deil, fakat Beden
bu eyin varln ortadan kaldran baka bir duygulana sahip olduu iin,
onu hazr deilmi gibi gz nne alrz (nerme 17, blm II). Bunun iin
hazr bulunmam gibi grlen bu eye nispet ettiimiz duygulan baka
etkilere ve insan gcne stn olacak bir tabiatta deildir (Bu konuda
nerme 6, blm IVe bkz.); fakat tersine, d nedenin varln kaldran
duygulanlarla azaltlabilecek bir tabiattadr (nerme 9, blm IV). Hal
buki, kk Akldan gelen bir duygulan zorunlu olarak eylerin ortak
zeliklerine aittir (nerme 40, blm IInin ikinci scoliesinde akln tanm
na bkz.), ki biz onu her zaman hazrm gibi grrz. Geri orada hazr
bulunan varl hibir ey kaldramaz ve biz onu her zaman ayn tarzda
hayal ederiz (nerme 38, blm II). Bunun iin byle bir duygulan daima
ayn kalr ve bunun sonucu olarak ona kart olan ve asla onun d neden
leriyle beslenmi olmayan duygulanlar artk kart olmayacak hale ge
linceye kadar gittike daha ok ona almalar gerekir; ve bundan dolay,
kk Akldan gelen bir duygulan daha gldr.
nerme VIII
Ayn zamanda bir duygulan uyandrmaya yardm eden nedenler ne
kadar ok ise duygulan o kadar byktr.
Kantlama
Birok nedenler birlikte olunca teker teker olduklarndan daha kuv
vetli olabilirler (nerme 7, blm III): bu yzden (nerme 5, blm IV),
bir duygulan ayn zamanda uyandran nedenler ne kadar oksa, o duy
gulan o kadar kuvvetlidir.
Scolie
Bu nerme de aksiyom 2 ile apak grlr.
nerme IX
Ruhun ayn zamanda duygulandn grd birok nedenlere bal
bir duygulan tek bir nedene veya birincidekinden daha az nedene bal
olan ayn byklkteki baka bir duygulantan daha az zararldr, ondan
daha az edilgin olur ve her zel neden dolaysyla biz daha az duygu
lanrz.
Kantlama
Bir duygulan ancak Ruhun dnmesine engel olmas bakmndan
kt veya zararldr (nerme 26 ve 27, blm IV). Bundan dolay, Ruhun
ayn zamanda birok objeleri gz nne almasn gerektiren bir duygulan,
bakalarn dnemeyecek gibi tek bir objeye veya az sayda objeye Ruhu
balayan birinci duygulan kadar byk baka bir duygulantan daha az
zararldr; kantlanmas gereken birinci nokta bu idi. Bundan baka, Ru
272 ETKA
274 ETKA
Kantlama
Ak ve seik olarak bilmen eyler ya eylerin ortak zelikleridir, ya
da ondan sonulanan eydir (nerme 40, blm IInin ikinci scoliesinde
akln tanmna bkz.) ve bundan dolay da (nceki nerme), ou kere
tarafmzdan hayal edilmilerdir; yle ise baka objeleri gz nne al
dmz zaman, bu bakalarn gz nne almaktansa, ayn zamanda bili
nen eyleri gz nne almak bizim iin daha kolay olacaktr ve bunun
sonucu olarak (nerme 18, blm II) bakalarndan ok bu bilinen objeleri
baka objelere balamak daha kolay olacaktr.
nerme XIII
Kendisine bir hayal balanan eyler ne kadar oksa, o hayal o kadar
canl olur.
Kantlama
Gerekten kendisine bir hayal bal olan eyler ne kadar oksa (ner
me 18, blm II) onu uyandracak nedenleri o kadar oktur.
nerme XIV
Ruh, Bedenin btn duygulanlarn, yani eylerin btn hayallerini
Tanr fikrine uygun olacak surette bilir.
Kantlama
Ruhun ak ve seik bir kavram tekil edemeyecei Bedenin hibir
duygulan yoktur (nerme 4); yle ise o (nerme 15, blm I) her ey
Tanr fikrine upuygun olacak tarzda meydana gelir.
nerme XV
Her kim kendisini, kendi duygulanlarn ak ve seik olarak bilirse
Tanry sever ve kendisini ne kadar iyi bilirse, duygulanlarn ne kadar
iyi bilirse Tanry da o kadar iyi bilir.
Kantlama
Her kim kendisini ve kendi duygulanlarn ak ve seik olarak bilirse,
Sevin indendir (nerme 53, blm III) ve bu Tanr fikrinin birlikte bu
lunmasyla olur (nceki nerme); ve bundan dolay (duygulanlarn 6nc
276 ETKA
blm II), bunun sonucu olarak (nerme 59, blm III), Tanr fikri ile
birlikte bulunan keder olamaz, yani (duygulanlarn 7nci tanm); hi
kimse Tanrya kar kin besleyemez.
nerme Sonucu
Tanrya kar sevgi kine evrilemez.
Scolie
Biz Tanry her eyin nedeni olarak tasarladmz zaman, itiraz edile
bilir ve bununla Tanry kederin de nedeni diye grdmz sylenebi
lir. Ben buna yle cevap veririm ki: kederin nedenlerini bildiimiz nis
pette, keder bir edilgi olmaktan kar, yani (nerme 59, blm III), bir
keder olmaktan kar, (nerme 3) ve bylece Tanrnn kederin nedeni
olduunu bildiimiz nispette biz sevinteyiz.
nerme XIX
Her kim Tanry severse, Tanrnn da, onu sevmesi iin aba yapamaz.
Kantlama
Eer bir insan byle bir aba yapabilseydi, o halde (17nci nermenin
nerme sonucu), onu seven Tanrnn Tanr olmamasn isteyecekti ve
bunun sonucu olarak (nerme 19, blm III), kederlenmi olmasn isteye
cekti ki: (nerme 28, blm III), bu da samadr. yle ise her kim Tan
ry severse, vb.
nerme XX
Tanrya kar bu sevgi ne bir haset duygulan ile, ne bir kskanlk
duygulan ile bozulabilir; fakat biz ayn sevgi ba ile Tanrya bal ne
kadar insan hayal edersek, bu sevgi de o kadar ok beslenir.
Kantlama
Tanrya kar bu sevgi akln emrine gre arzu edebileceimiz yce iyi
liktir (nerme 28, blm IV), herkeste ortaktr: (nerme 36, blm IV)
ve biz herkesin ondan faydalanmasn isteriz (nerme 37, blm IV); ve
bylece (duygulanlarn 23nc tanm), ne bir haset ne de (nerme 18,
nerme 35, blm III'n scoliesindeki kskanln tanm) bir kskanlk
278 ETKA
duygulan ile kirlenebilir; fakat tersine (nerme 31, blm III) ondan
ne kadar ok insann faydalandn hayal edersek onun o kadar ok
beslenmesi gerekir.
Scolie
Biz ayn tarzda bu sevgiye dorudan doruya kart olan ve kendisiyle
bu sevginin yok edilebilecei hibir duygulan olmadn gsterebiliriz
ve buradan u sonu kar ki, Tanrya kar bu Sevgi duygulanlarn en
sabitidir ve Bedene nispet edilmesi bakmndan o ancak Bedenle birlikte
yok edilebilir. Sonradan onun yalnz Ruha nispet edilmesi bakmndan
hangi tabiatta olduunu greceiz.
nceki nermelerde duygulanlara kar btn devalar, kendi bana
gz nne alnan Ruhun onlara kar btn yapabileceklerini topladm;
bu suretle grlyor ki Ruhun duygulanlar zerinde gc unlardan
ibarettir:
1. Asl duygulanlarn bilinmesinde (bunun iin nerme 4n sco
liesine bkz.)
2. Bulank olarak hayal ettiimiz bir d nedenin dncesinden duy
gulanlar ayrmas bakmndan (bunun iin nerme 2 ile nerme
4n ayn scoliesine bkz.).
3. Bildiimiz eylere nispet edilen duygulanlarn, haklarnda ancak
bulank ve sakat bir fikrimiz olan eylere nispet edilen duygulan
lar atklar zamanda (nerme 7ye bkz.).
4- eylerin ortak zeliklerine veya Tanrya nispet edilen duygulanla
rn beslendikleri byk sayda nedenlerde (nerme 9 ve 11).
5. En sonra Ruhun duygulanlarn birbirleriyle dzene koyduu ve
zincirledii dzende (nerme 10unscoliesinde, bundan baka ner
me 12, 13 ve 14e bkz.).
Fakat ruhun duygulanlar zerindeki bu gcn daha iyi grmek
iin her eyden nce kaydetmemiz gerekir ki, bir insann duygulann
baka birisinin duygulan ile karlatrdmz ve birisinin tekinden
daha fazla ayn duygulann hkm altnda bulunduunu grdmz
zaman, o duygulana byk adn veriyoruz; ya da ayn insann duygula
nlarn birbirleriyle karlatrdmz ve o kimsenin bunlardan birinden
280 ETKA
insan Ruhunun zne zorunlu olarak ait olan bir eydir (nerme 13,
blm II). Fakat biz insan Ruhuna, Bedenin imdiki varln ifade etme
sinden baka, zamanla tanmlanacak hibir sre vermiyoruz. Bu varlk
ise sre ile anlalr ve zamanla tanmlanabilir. Baka deyile (nerme 8,
blm II'nin nerme sonucu), biz asl ruha ancak bedenin sresi boyun
ca bir sre veriyoruz ve Tanrnn z dolaysyla ezeli bir zorunlulukla
tasarlanm olan ey (nceki nerme), bununla birlikte bir ey olduu
iin, Ruhun zne ait zorunlu olarak bir ey olacaktr.
Scolie
Sylediimiz gibi, bir nevi ezelilikle Bedenin zn ifade eden bu fikir,
Ruhun zne ait olan ve ezeli olan bir dnme tarzdr. Bununla birlikte
Bedenden nce onun var olduunu hatrlamamz imknszdr, nk Be
dende bu varln hibir izi bulunamaz ve ezelilik zamanla tanmlanamaz
ve zamanla hibir mnasebeti olamaz. Bununla birlikte, biz duyuyoruz ve
deneyle biliyoruz ki ezeli varlklarz, nk Ruh bu eyleri hafzada olanlar
kadar zihnin bir fiili ile de tasarlyor. eyleri grmesine ve gzlem yapmas
na yardm eden Ruhun gzleri, kendi balarna kantlamalardr. yle ise
her ne kadar Bedenden nce var olduumuzu hatrlamyorsak da, bununla
birlikte Bedenin zn bir nevi ezelilikle kuatmas bakmndan Ruhu
muz ezelidir ve Ruhun bu varl zamanla tanmlanamaz ve sre ile ak
lanamaz. yle ise Ruhun srp gittii sylenemez ve onun varl ancak,
Bedenin imdiki (actuel) varln kuatmas bakmndan gerekli bir zaman
ile tanmlanabilir ve onda yalnz bu lde eylerin varln zaman bak
mndan gerektirme ve onlar sre iinde tasarlama gc vardr.
nerme XXIV
Biz tekil eyleri ne kadar ok bilirsek, Tanry o kadar ok anlarz.
Kantlama
Bu sylediimiz birinci blm 25inci nerme sonucu ile apak gr
nyor.
nerme XXV
Ruhun yce abas, onun yce erdemi, eyleri nc bir bilgi tarz
ile bilmektir.
282 ETKA
Kantlama
nc bilgi tarz Tanrnn baz sfatlarnn upuygun fikrinden eylerin
znn upuygun bilgisine doru gider (nerme 40, blm IInin scoliesin
de bu cins bilginin tanmna bkz.); ve biz eyleri ne kadar bu tarzda bir
bilgi ile bilirsek (nceki nerme), Tanry o kadar ok biliriz; bundan
dolay (nerme 28, blm IV), Ruhun yce erdemi yani (blm IV, tanm
8), Ruhun gc veya tabiat ya da ayn anlama gelmek zere (nerme 7,
blm III), onun yce abas eyleri nc bilgi tarz ile bilmektir.
nerme XXVI
Ruh eyleri nc bilgi tarz ile bilmeye ne kadar ok yetkili ise
eyleri bu bilgi tarz ile bilmeyi o kadar arzu eder.
Kantlama
Bu apak grlyor. Gerekten, Ruhun eyleri bu bilgi tarz ile bilmeye
yetkili olduunu tasarladmz nispette, onu bu bilgi tarz ile bilmesinin
gerektirilmi olduunu tasarlarz ve bunun sonucu olarak (duygulanlarn
birinci tanm), Ruh da o kadar buna yetkili olur ve bunu o kadar arzu eder.
nerme XXVII
Bu nc bilgi tarzndan, Ruhun bu bakmdan edinebilecei en yk
sek memnunluk doar.
Kantlama
Ruhun yce erdemi Tanry bilmektir (nerme 28, blm IV), yani
eyleri nc bilgi tarz ile bilmektir (nerme 25); ve Ruh eyleri bu
nc bilgi tarz ile ne kadar bilirse bu erdem de o kadar byk olur
(nerme 24); yle ise her kim bu bilgi tarz ile eyleri bilirse en yksek
insani yetkinlie ykselir ve bunun sonucu olarak en yksek sevin ile
duygulanr (duygulanlarn ikinci tanm) ve bu, (nerme 43, blm II)
kendisi ve kendi erdemi hakkndaki fikirle birlikte bulunur ve bundan
dolay, (duygulanlarn 25inci tanm) bu bilgi cinsinden onun sahip
olabilecei en yksek memnunluk doar.
nerme XXVIII
eyleri nc bilgi tarz ile bilme abas veya arzusu ikinci bilgi tarzn
dan deil, birinci bilgi tarzndan doabilir.
Kantlama
Bu nerme kendi kendisiyle apak grlyor. Gerekten bizim ak
ve seik olarak btn bildiimiz eyi, biz ya kendisi ile ya da kendisiyle
tasarlanm olan baka bir eyle biliyoruz; baka deyile bizde ak ve
seik olan fikirler, yani nc bilgi tarzna ait olan fikirler (nerme 40,
blm IInin 2inci scoliesi), birinci bilgi tarzna ait olan sakat ve bulank
fikirlerden gelemezler, fakat upuygun fikirlerden, yani (ayn scolie) ikin
ci ve nc bilgi tarzlarndan gelirler. Ve bundan dolay (duygulanlarn
birinci tanm) eyleri nc bilgi tarz ile bilmek arzusu birinciden doa
maz, fakat kinciden doar.
nerme XXIX
Ruh bir eit ezelilie sahip olarak btn bildiini, Bedenin hazr olan
(actuel) varln tasarlad iin deil, fakat bir eit ezelilikle bedenin
zn tasarlad iin bilir.
Kantlama
Ruh yalnz bedenin hazr olan varln tasarlamas bakmndan, za
manla gerektirilebilen sreyi tasarlar ve onda eyleri zamanla nispetine
gre tasarlama gc vardr (nerme 26, blm II ve yukardaki 21inci
nerme). Halbuki ezelilik sre ile aklanamaz (blm I, tanm 8 ve onun
aklamas). yle ise Ruhta, Bedeninin hazr olan varln tasarlamas
bakmndan, bir eit ezelilie sahip olarak eyleri bir eit ezelilikle tasarla
mak Akln tabiat gereindendir (nerme 44, blm II'nin 2nci scoliesi)
ve Bedenin zn bir eit ezelilikle tasarlamak Ruhun tabiat gereidir
(nerme 23); cisimleri tasarlamann bu iki tarz dnda Ruhun zne ait
baka bir ey olmad iin (nerme 13, blm II), bir eit ezelilikle
eyleri bu tasarlay gc yle ise Ruhun bir eit ezelilikle Bedenin znde
tasarlanmas bakmndan Ruha aittir.
Biz eyleri iki tarzda aktel olarak tasarlarz. Ya onlarla, gerekli bir
zaman ve bir yerle nispetine gre varl tasarlamamz bakmndan; ya da
onlar Tanrnn iinde ve Tanrsal Tabiatn zorunluuna gre tasarla
mamz bakmndan. Bu ikinci tarzda doru ya da gerek diye tasarlanan
eyleri, biz bir eit ezelilikle tasarlarz ve onlarn fikirleri Tanrnn ezeli
ve sonsuz zn ierir (nerme 45, blm IInin scoliesinde gstermi
olduumuz zere).
284 ETKA
nerme XXX
Ruhumuz bir eit ezelilie sahip eyler gibi kendi kendisini bildii ve
Bedeni bildii nispette, zorunlu olarak Tanrnn bilgisine sahiptir ve Tan
rda olduunu, Tanr ile kendisini bildiini bilir.
Kantlama
Ezelilik, zorunlu varl kuatmas bakmndan Tanrnn zdr (tanm
8, blm I). eyleri bir eit ezelilikle kavramak, yle ise kendi kendilerin
Tanrnn z ile gerek varlklar olarak kavramalar bakmndan eyleri
kavramak demektir, yani Tanrnn z dolaysyla onlar varl ierirler ve
bylece Ruhumuzda bir eit ezelilikle kendi kendisini kavramas ve eyleri
kavramas bakmndan, zorunlu olarak Tanr bilgisi vardr ve bilir, vb.
nerme XXXI
nc bilgi tarz, Ruhun kendisinin de ezeli olmas bakmndan,
ekilsel nedeni olmak zere Ruha baldr.
Kantlama
Ruh, ancak bir eit ezelilikle Bedenin zn kavramasndan baka,
bir eit ezelilikle hibir eyi kavramaz (nerme 29), yani (nerme 21 ve
23) ezeli olmas bakmndan eyleri kavrar; ve bylece (nceki nerme),
ezeli olmas bakmndan, onda Tanr bilgisi vardr; ve bu bilgi zorunlu
olarak upuygundur (nerme 46, blm II). Bundan dolay Ruh, ezeli ol
mas bakmndan verilmi olmas varsaylan bu bilgiden doan her eyi
bilmeye yetkilidir (nerme 40, blm II). Yani eyleri nc bilgi tarz
ile bilmeye yetkilidir (nerme 40, blm IInin 2nci scoliesindeki tanma
bkz.). Ruh bylece (tanm I, blm III), ezeli olmas bakmndan upuygun,
yani ekilsel nedendir.
Scolie
Herkes bu bilgi tarznda ne kadar ykselecek olursa, kendisini ve Tan
ry o kadar ok bilir, onlarn uuruna o kadar sahip olur, yani o kadar
daha yetkin olur, o kadar stn mutlulua ular ki, bunlar daha ak
olarak aadaki nermelerde grlecektir. Fakat u noktay belirtmek
gerekir ki, her ne kadar imdiden Ruhun eyleri bir eit ezelilikle kavra
mas bakmndan ezeli olduundan emin isek de, gstermek istediimiz
eyi daha kolay aklamak ve daha iyi retmek iin, biz ruhu imdiye
kadar yaptmz gibi, sanki o var olmaya ve eyleri bir eit ezelilikle
kavramaya balyormu gibi gz nne alacaz. Bu bizim hibir tehlikeye
dmeden yapabileceimiz bir eydir, yeter ki aka alglanm ncller
den baka hibir ey sonulamamak ihtiyatlln elden brakmayalm.
nerme XXXII
nc bilgi cinsi ile btn bildiklerimizden haz duyarz ve bu haz,
nedeni olan Tanr fikri ile birlikte bulunur.
Kantlama
Bu bilgi tarzndan elde edebileceimiz en byk Ruh memnunluu,
yani en yksek sevin (duygulanlarn 25inci tanm) doar ve bu neden
olarak kendi kendisinin fikri ile birlikte bulunur (nerme 27) ve bunun
sonucu olarak da Tanr fikri ile birlikte bulunur (nerme 30).
nerme Sonucu
nc bilgi cinsinden zorunlu olarak Tanrya kar zihinsel sevgi
doar. nk bu nc bilgi cinsinden (nceki nerme) neden olarak
Tanr fikri ile birlikte bulunan bir sevin (duygulanlarn 6nc tanm)
yani onu hazrm gibi hayal etmemiz bakmndan deil (nerme 29) fakat
Tanrnn ezeli olduunu kavramamz bakmndan Tanr sevgisi doar.
nerme XXXIII
Bu nc bilgi cinsinden doan Tanrya kar zihinsel sevgi ezelidir.
Kantlama
nc bilgi cinsi (nerme 31 ve aksiyom 3, blm I) ezelidir; bundan
dolay (ayn aksiyom blm I) ondan doan sevginin kendisi de ezelidir.
Scolie
Her ne kadar bu Tanr sevgisinin balangc yoksa da (nceki nerme)
bununla birlikte, farazi olarak nceki nermenin nerme sonucunda var
saydmz zere, sanki domu imi gibi, onda sevginin btn yetkinlik
leri vardr ve bizim ruha katldn varsaydmz bu yetkinliklere ezeli
olarak sahip olmasndan ve bunun ezeli nedeni olmak zere Tanr fikri
286 ETKA
ile birlikte bulunmasndan baka fark yoktur. Eer sevin daha byk bir
yetkinlik derecesine ykselmeden ibaret ise, yce mutluluun, phe yok,
ruhun asl yetkinlie sahip olmasndan ileri gelmesi gerekir.
nerme XXXIV
Ruh ancak Bedenin sresi boyunca edilgiler olan duygulanlara boyun
eer.
Kantlama
Bir hayal gc, ruhun bir eyi hazrm gibi grd bir fikirdir (blm
II, nerme 17nin scoliesinde onun tanmna bkz.), bu hayal gc bununla
birlikte d eyin tabiatndan ziyade insan bedeninin imdiki halini belir
tir (blm II, nerme 16nn 2nci nerme sonucu). Bir duygulan yle
ise, Bedenin imdiki halini belirtmesi bakmndan bir hayal gcdr (duy
gulanlarn genel tanm) ve bylece (nerme 21) Ruh ancak Bedenin
sresi boyunca edilgiler olan duygulanlara baldr, ya da boyun eer.
nerme sonucu
Buradan u sonu kar ki zihinsel (zihni) Sevgiden baka hibir sevgi
ezeli deildir.
Scolie
nsanlarn ortak sansna bakacak olursak, onlarn hakikatte ruhlarnn
ezelilii uuruna sahip olduklarn, fakat onu sre ile kartrdklarn ve
lmden sonra devam ettiini sandklar hayal gcne veya hafzaya yor
duklarn grrz.
nerme XXXV
Tanr kendisini ancak sonsuz bir zihinsel Sevgi ile sever.
Kantlama
Tanr mutlak olarak sonsuzdur (tanm, blm I), yani (tanm 6, blm
II) Tanrnn tabiat sonsuz bir yetkinlik halinde geliir ve bu (nerme 3,
blm II) kendi kendisinin fikri ile yani (nerme 11, tanm 1, blm I)
kendi nedeninin fikri ile birliktedir; ve bu bizim nerme 32nin nerme
sonucunda zihinsel sevgi dolaysyla sylediimiz eydir.
nerme XXXVI
Ruhun Tanrya kar zihinsel sevgisi, sonsuz olmas bakmndan deil,
fakat bir eit ezelilie sahip gibi grlen insan Ruhunun z ile aklanabil
mesi bakmndan Tanrnn kendisini sevdii sevgidir; yani ruhun Tanrya
kar sevgisi Tanrnn kendi kendisini sevdii sonsuz Sevginin bir ksmdr.
Kantlama
Ruhun bu sevgisi, Ruhun etkilerine balanmaldr (nerme 32nin
nerme sonucu ve nerme 3, blm III); yle ise ruhun kendisini neden
olarak Tanr fikri ile birlikte gz nne ald bir etkidir (nerme 32 ve
onun nerme sonucu) yani (nerme 35in nerme sonucu, nerme 11in
nerme sonucu, blm II) Tanrnn insan Ruhu ile aklanabilmesi ba
kmndan, kendisinin asl fikri ile birlikte gz nne ald bir etkidir ve
bylece (nceki nerme) Ruhun bu sevgisi, Tanrnn kendisini sevdii
sonsuz Sevginin bir ksmdr.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, Tanr kendisini sevmesi bakmndan insan
lar sever ve bunun sonucu olarak Tanrnn insanlara kar sevgisi ve ruhun
Tanrya kar zihinsel sevgisi bir ve ayn eydir.
Scolie
Selametimizin, yani yce mutluluumuzun veya hrriyetimizin neden
ibaret olduunu bununla aka biliyoruz; Tanrya kar sabit ve ezeli bir
sevgide veya insanlara kar Tanrnn sevgisinde demek istiyorum. Bu
sevgiye veya bu yce mutlulua Kutsal Kitaplarda, hakl olarak an ve
eref (gloire) denmitir. Gerekten bu sevginin Tanrya ya da ruha nispet
edilmesine, doru olarak i memnunluu7 denebilir ve bu memnunluk
an ve ereften ayrlmaz (duygulanlarn 25 ve 30uncu tanmlar). Vakaa,
Tanrya nispet edilmesi bakmndan o (nerme 35), bu kelimeyi kullan
mamz caizse, kendi kendisinin fikri ile birlikte olan sevintir; ve bu Ruha
nispet edilmesi bakmndandr (nerme 27). Bundan baka, ruhumuzun
z yalnz, ilke ve temeli Tanr olan bilgiden ibaret olduu iin (nerme
15, blm I, nerme 47, blm IInin scoliesi), biz bu suretle ruhumuzun
7) tatmini, i doyum da denebilir.
288 ETKA
8)
Sezgili yerine sezili de denebilir; fakat sezgi kelimesi, sezmekten mphem fark etmek
anlamna da geldii iin, buradaki kesin ve dorudan doruya kavray ifade edememektedir.
Birok filozoflarda eitli anlamlarda anlalan intuition = Anschauun kelimesini kavray ek
linde de karlamak kabil deildir, nk bu son kelime concept, concepticm karl yerlemi
bulunmaktadr. Yukarda iaret ettiimiz sakncasna ramen, sezgi" kelimesini kullanmak zorun
dayz. Intuition'un kart discursiondur.
nerme XXXVIII
Ruh z bilgiden ibarettir (nerme 11, blm II); yle ise ruh ne
kadar ok eyi, ikinci ve nc bilgi cinsi ile bilecek olursa, kendisinin
o kadar byk bir ksm kaybolmadan kalr (nerme 23 ve 29) ve bunun
sonucu olarak (nceki nerme) kendisinin byk bir ksm tabiatmza
kart olmayan duygulanlara tutulmu (nerme 30, blm IV) yani kt
deildir. yle ise Ruh ne kadar ok eyi ikinci ve nc bilgi cinsi ile
bilirse, kendi kendisinin salam kalan ksm o kadar byktr ve bunun
sonucu olarak o, duygulanlarn o kadar az etkisinde kalr.
Scolie
nerme 39, blm IVn scoliesinde dokunmu olduum ve beinci
blmde aklamay vaat etmi olduum noktay bu suretle biliyoruz;
demek istiyorum ki Ruhta ak ve seik bilgi ve bunun sonucu olarak
Tanr sevgisi ne kadar fazla ise, lm o kadar az zararldr. Bundan baka,
nc bilgi cinsinden (nerme 27) elde edilebilen en yksek memnunluk
doduu iin, buradan anlalyor ki, insan Ruhu gstermi olduumuz
gibi Bedenle birlikte kendiliinden mahvolacak ksm kalacak ksmna
gre nemsiz bir tabiatta olabilir (nerme 21). Fakat bu yukardaki ko
nuya daha geni olarak biraz sonra geleceiz.
nerme XXXIX
Her kimin pek ok sayda yetileri olan bir Bedeni varsa, onun ruhu
nun en yksek ksm ezelidir.
Kantlama
Her kim pek ok sayda eyleri yapma yetisinde olan bir Bedene sahip
se, o kimse kt olan (nerme 38, blm IV) yani tabiatmza aykr olan
duygulanlarn (nerme 30, blm IV) pek az hkm altnda kalr ve
bylece (nerme 10) onda zihin iin geerlii olan bir dzene gre Bede
nin duygulanlarn dzenlemek ve zincirlemek gc vardr ve bunun
sonucu olarak da btn Beden duygulanlar (nerme 14) Tanr fikrine
balanrlar; buradan da (nerme 15) Ruhun en byk ksmn kaplamas
ya da kurmas gereken (nerme 16) Tanrya kar sevgi ile duygulanm
olacaktr ve bunun sonucu olarak da onun (nerme 33) en byk ksm
ezeli olan bir Ruhu vardr.
290 ETKA
Scolie
nsan bedenlerinin ok byk sayda yetileri olduu iin, uras p
hesizdir ki, kendilerine ve Tanrya ait byk bir bilgiye sahip, en byk
ksm ya da balca ksm ezeli olan ve byle olduu iin artk lmden
korkmayan ruhlara bal olacak bir tabiatta olabilirler. Fakat bu ciheti
daha ak bilmek iin, burada bizim srekli bir deime iinde yaad
mza, iyiye veya ktye doru deitiimize gre bize mutlu ya da mutsuz
denildiini gz nne almamz gerekir. ocuklukta, ya da gen yata
kadavra haline geene mutsuz denir ve tersine, btn hayat boyunu sa
lam bir bedende salam bir ruhla geirebilen kimseye de mutlu denir. Ve
gerekten her kim, bir ocuk ya da delikanl olarak pek yksek bir dere
cede d nedenlere bal pek az sayda yetilere sahip ise, kendi bana gz
nne alnnca onda ne kendisinin ne Tanrnn ne de eylerin uuruna
sahip olmayan, bunlarn bilgisinden yoksun olan bir ruh vardr. yle ise
bu hayatta biz her eyden nce, ocukluk bedeninin, kendi tabiatnn
ona verdii pek ok sayda yetilere sahip ve en yksek dereceden kendi
sinin, Tanrnn ve eylerin uuruna ulam bir Ruhla ilgili baka bir Be
denle deimesi iin abalar yaparz ve bu o suretle olur ki onun hafzas
na ve hayal gcne ait olan her ey, nceki nermenin scoliesinde syle
mi olduum gibi, zihne gre hemen nemsiz olsun.
nerme XL
Her ey, ne kadar ok yetkinlii varsa, o derecede etkindir ve o kadar
az da edilgindir; buna karlk bir ey ne kadar etkin ise, o kadar yetkin
ve olgundur.
Kantlama
Bir ey ne kadar yetkin ise, onun o kadar ok gereklii vardr (tanm
6, blm II); ve bunun sonucu olarak (nerme 3, blm III, scoliesi ile
birlikte) o kadar ok etkin ve o kadar az edilgindir; kantlama buna karlk
olan dzende ayn tarzda yaplr. Bundan dolay, ona karlk olarak, bir
ey ne kadar yetkin ise o kadar ok etkindir.
nerme Sonucu
Buradan u sonu kar ki, Ruhun kalacak ksm ne kadar kk veya
byk olursa olsun, tekinden daha yetkindir. nk Ruhun ezeli ksm
(nerme 23 ve 29), bizim etkin denmemize sebep biricik ksm olan Zihin
dir (nerme 3, blm III); tersine olarak, mahvolduunu gstermi oldu
umuz ksm, bizim edilgin dediimiz biricik ksm olan asl hayal gcdr
(nerme 3, blm III ve duygulanlarn genel tanm); ve bylece ister
kk ister byk olsun birincisi kinciden daha yetkindir.
Scolie
te Bedenin varl ile mnasebeti dnda gz nne alnmas bak
mndan, Ruh konusunda gstermeye kalkm olduum ey budur; bu sy
lediklerimizle ve ayn zamanda nerme 21, blm I ve daha bakalaryla
grlyor ki Ruhumuz bilmesi bakmndan, yle bir ezeli Dnme tarz
dr ki, baka bir ezeli dnme tarz ile, o da buna karlk baka bir dn
me tarz ile sona erer ve hepsi Tanrdaki ezeli ve sonsuz Zihni meydana
getirecek surette sonsuzca bu byle gider.
nerme XLI
Ruhumuzun ezeli olduunu bildiimiz zaman dahi, Ahlak ve Din, ve
mutlak olarak sylenince, drdnc blmde Ruh metinlii ve yksek
gnllle ait olarak gstermi olduumuz her ey, bizim iin eylerin
ilki, birincisi olmaktan geri kalmaz.
Kantlama
Erdemin ya da doru bir hayat gidiinin (conduite) ilk ve biricik ilkesi
(nerme 22nin nerme sonucu ve nerme 24, blm IV) bize faydal
olann aranmasdr. Halbuki, Akln faydal olarak emrettii eyi gerek
tirmek iin, yalnzca bu beinci blmde bilinen Ruhun ezeliliini hi
gz nne almadk. Her ne kadar biz bu srada ruhumuzun ezeli olduu
nu bilmiyorsak da, ruh metinlii ve yksek gnllle nispet edildiini
gsterdiimiz eyi bizim iin eylerin ilki, olarak kabul edeceiz.
Scolie
Halkn ortak
bundan ok farkl grnyor. ok kimse ger
ekten, ehvet duygularna boyun emelerine yol verildii derecede hr
olduklarn ve tanrsal kanunun emirlerine gre yaamay kabul ettikleri
kans9
9) Persuasion.
292 ETKA
Notlar
Birinci Blm
Tanmlar: Genel olarak tanmlar iin (Zihin hakknda Reform Kita
b: 50-55e baknz: cilt I)
Tanm II. - Kendi cinsinde, Mutlak olarakn kartdr. Bunu biraz
aada nerme 6 ve nerme 16 kantlamas, nerme 28in scoliesinin
aklamas gsteriyor. Her cins zihne aittir, fakat onun yapt ayrlar
ak olarak kavrand zaman, objenin hakiki tabiat ile uyumaktadr.
Tanm III ve IV. - Cevher ve sfatn tanmlar olan bu iki tanm,
9uncu mektubun bir pasajnn gsterdii gibi Ethiquein ilk yazlnda
ona bal idi. Asl metin yle idi: Cevher deyince kendi bana var olan
ve kendi bana kavranan eyi, yani kavram baka bir eyin kavramn
kuatmayan eyi anlyorum. Sfat (yklem) deyince az ok unu anlyo
rum ki, ona zihne gre filn seik tabiat cevhere ykleyen ey denmek
tedir (Respectu intellectus, substantiae aertam talem naturam tribuensis).
Cevher ve sfat (yklem) mutlak sonsuzluunda, kendi bana gz nne
alndnda veya daima esiz olsa da birok tarzlarda onu alglayan zihnin
alglay tarzna gre iki isim tayan tek ve ayn eydir (mektup 56). Seik
olarak alglanan sfat da (yklem) ayn derecede gerektir ve bir ksm ile
(ksmen) olduu gibi cevherin zn meydana getirir. (Blm II, ner
me 7nin nerme sonucundan sonra gelen scolienin balangc). Bu soru
nun dourduu tartma zerine zel olarak Kuno Fischerin Geschichte
296 ETKA
NOTLAR 297
298 ETKA
Zorunlu ile imknsz arasnda orta terim yoktur. (Zihin Reformu Kitab
na bkz. 34).
3. - Eer sonsuz varlk var deilse sonlu bir eyin varoluunun imkn
szlna dayanan a posteriori nc kant (kantlama III) ; eer bir ey
varsa, kendi kendisine zorunlu olarak bir varlk vardr; eer bu varlk var
deil idi ise, hibir ey onu var olduramaz. O zaman hatta mmknler
bile yoktur; duyusal tecrbe, hayal gc de var olmayacaktr.
4. - a) Birincinin olumlu ekle konulmasndan ibaret olan ve btn
bakalarnn cevherini iine alan drdnc kant (kantlama IV): Tan
rnn z zorunlu olarak varl kuatr.
Tanrnn varl hakknda Spinozann kantlar Preuves Spinozistes
ad ile Lagneaunun yazsna baknz (Revue de Mtaphysique et de Morale,
1896, s. 402). Ayrca ayn dergide M. Andlerin, Brunschvicg ve V. Del
bosun Spinozaya dair eserleri dolaysyla yazd makaleye baknz.
b) Sayfa 44, satr 4te ad quas plura pertiners concipiunt" cmle parasn
sahip olma bakmndan daha zengin olarak tasarlasnlar eklinde e
virdim. Saisset daha serbest olarak tabiat daha karmak olan eyler
diye evirmitir. Bir eye sahip olmak, ondan anladm anlamda, olum
lanabilen her eyi iine alr.
nerme XV, scolie. - a) Bu scolie genel anlamna gre, nerme
14e nispet edilir. (Freudenthal, zikredilen eser). Fakat Gebhardtn hakl
olarak gsterdii gibi, onun yerini deitirmesini hakl gsteren bir sebep
yoktur. Ve Gebhardt burada, sona doru nerme 15in bildirisine dair
dorudan doruya bir iaret buluyor.
b) Spinoza sonsuz, nicelik, sre, say (l), zaman hakkndaki dn
cesini btn bu noktalara dair balca metin olan 12nci mektupta akla
maktadr.
c) Sayfa 56, satr 16da boluun var olmay konusunda Spinozaya
yle syletiyorum: Yukarda baka bir yerde bu hususta anlatk. La
tince metin de qou alias her ne kadar hibir zaman iaretini iine al
myorsa da, ben fiili gemie koydum, nk yazar bence burada Des
cartes Felsefesinin lkeleri adl eserini kastetmektedir (Blm II, ner
me 3).
d) Uzamn blmleri arasnda yalnz bir tavr fark (modal fark) var
dr, fakat gerek fark yoktur (s. 55, sat. 7-8). Bu esasl nokta zerinde
Court Traitye bkz. (Fasl I, II, 19) ve onunla ilgili aklayc not.
NOTLAR 299
300 ETKA
d)
Sayfa 61, satr 32 ve 33: Tanrsal ve insani zihin, Gkyz iareti
olan Kpekle, havlayan hayvandan ibaret kpek gibi birbirlerine benzer
ler. (Penses Mtaphysiques, II ch. XI.)
nerme XII. - in aquales partes kelimeleri - ki kantlamann sonun
dan bir nceki satrnda bulunmaktadr. - ilk bakta insan artyor. Bu
eit paralara bl neden? M. Dantzenberg eviride aquales kelimesinin
kaldrlmasn teklif ediyor. Gebhardta gre Spinozann akl yrtmesi
byle olacaktr: Eer cevher blnebilseydi, eit paralara blnmeli idi.
Halbuki bu eit paralara bln tasarlanamaz; yle ise hibir blm
mmkn deildir.
nerme XVIII. - kin neden kavram iin Heereboordun zikredilen
yazsna bakn.
nerme XlXdan XXIXa kadar. - Etikann bu parasnda, nce
yklemlerinden her biri gz nne alnan Tanrnn ezelilii ilkesi konul
mutur; ondan sonra bu ilkeden kan tavrlara ait sonulamalar aklan
mtr.
nerme XXI, XXII, XXIII. - a) Tanrnn ya da Tanr yklemlerinin
ezeliliinde ilk sonu baz tavrlarn varlnn belirsiz surette srekliliidir.
(Yani bunlar sonsuz zihin yahut hareket ve skn gibi, yklemlerinden
birinde gz nne alnan Tanrnn Tabiatndan dorudan doruya kan
tavrlardr). Her ne kadar Spinoza bu nermenin bildiriliinde ve nitekim
kantlamann sonuna doru ezeli kelimesini kullanyorsa da, bana yle
geliyor ki sonsuz tavrlar ezelidirler deil de daima mevcutturlar, demek
daha doru olur. Varln ezelilii asl yalnz cevhere ve sfatlara (yklem
lere) aittir ki orada z ve varolu (zat ve vcut) birbirine karr. Sonsuz
tavrlarn z varl kuatmaz (nerme 24) ; ve bu varolu (varlk) bunun
sonucu olarak cevherin varoluu ile ayn derecede ezeli deildir; onun ba
langc ve sonu yoktur. Grlecektir ki, nerme 22 ve 23n bildiriliinde
ezeli kelimesi artk yer almyor (Bkz. Penses Mtaphysiques, II, ch. I).
b) Eer yukarda sylenenler doru ise, hafif bir uygunsuzlukla, ou
kere ezeli denen sonsuz tavrlar iin bkz. Lettres, 64, 66 ve 74: Court
Trait, I, ch. IV. Birincisinde Spinoza rnek olarak Tanr tarafndan do
rudan doruya meydana getirilen sonsuz tavrlar veriyor. (Bu sonsuz zihin
Tanrda var olan ve onda hepsi doru, yani ak ve seik olan fikirlerin
btndr). Etika II, nerme 32, ikinci rnek: Uzamda, hareket ve skn;
vastal olarak meydana gelen sonsuz tavrlara rnek olarak, sonsuz tarzda
NOTLAR 301
deiiklie urasa da, daima ayn kalan btn evren yzn veriyor. Bun
dan sonra okuyucuyu blm II, nerme 14ten nce gelen Lemma 7nin
scoliesine gnderiyor. Victor Delbosla birlikte (Le spinozisme, Paris 1916,
s. 60 ve 61) dnce alannda bu btnsel evrenin yzne karlk olan
vastal sonsuz tavrnn blm V, nerme 40n scoliesine gre ezeli tavr
lar diye tasarlanm ruhlarn btn (mecmuu) olduu kabul edilebilir.
74nc mektupta Tanrsal bilgelikten sz ederken (yani sonsuz zihin
den sz ederken) Spinoza Court Traitde olduu gibi, Tanr ile insan
arasnda bulanklk yaptklar iin eletirdii Hristiyanlar bu bulankla
dren Tanrnn ezeli olu terimini kullanyor. Tanrnn bu ezeli olu,
kendisinde yalnzca baka insanlardan fazla tanrsal bilgelik grnmekte
olan Isa (Jsus-Christ) deildir.
302 ETKA
bilimine temel grevi gryorlar (Mektup 10). Vakaa zorunlu olan eyin,
birbirlerini sonsuza kadar gerektiren eylerin zincirlenmesinde bariz yeri
vardr. Buradan karlamaz ki biz her eyi bilebilelim (Mektup 32; bura
da Spinoza okuyucuyu 30uncu mektuba gnderiyor) ya da var olduunu
sandmz her ey gerekten var olsun. Buradan karlamaz ki, bizde ve
bizim dmzda meydana gelir gibi grnen ve bizim haklarnda ancak
bulank ve sakat bir fikrimiz olan her eyin ezelden beri Tanr tarafndan
istenmi olarak gz nne alnmas gereksin; bu bizim kendimizde yok
etmeye altmz bilgisizlii Tanrya yormak (Tanrda grmek) olacaktr.
Spinozann aklcl (rationalisme) verilmi diye kabul edilen her gerein
ezeli bir hakikat olduuna inanmaya hazr baz bilginlerin rationalisme'i
deildir. O asla tembellie ve tevekkle eilimi olan bir fatalisme deildir.
O etkin bir ahlaki reform doktrinidir. O fiili ile hkmiyi (gerekte olanla
gte olan) zde klmaz; hayat srnc bir duruma koyan ve insan
insan iin katlanlmaz klan edilgileri (passion) hakl karmaz, merulatr
maz.
Fakat aklamay ararken onlar ortadan kaldrmaya alr ki, bu bs
btn farkl bir eydir: yanl olarak iyi olduuna inandnz ey iin
isterseniz lnz, ben doru iin yaamak isterim! te Spinozann yurtta
larna hitap ettii dil aa yukar bu idi. (Mektup 30).
b) Bana birok yorumlayclar, bir ikinlik felsefesinin ilkesine gre
Tanr ile sonlu tikel eyler arasnda ne gibi bir iliki olduunu yanl
anlamlar gibi geliyor; bir ksmna gre Spinoza bu tikel eyleri Tanrnn
sonsuz ve ezeli tabiatndan sonulamak iddiasnda idi; Spinozacln objesi
asla bu deildi; sonlu eyler, nerme 28in aka gsterdii gibi, birbirle
rinden sonulanrlar; bu anlamda ve yalnz bu anlamda onlar Tanr tara
fndan meydana getirilmilerdir. Baka yorumlayclar, diyelim Martineau
(A Study of Spinoza, London, 1895, s. 209) sonlu bir eyin baka bir eyi
meydana getirirken ona nasl sonu gelemeyecek olan ezeli bir z sala
dn (can secure it) soruyorlar; soru bence yanl konulmutur: 1. Eer
sonlu bir ey srede baka bir eyi meydana getirirse (bir babann olunu
meydana getirdii gibi) bu kincinin z birinciye bal deildir, (nerme
17nin scoliesi s. 65) ; 2. Hakikatte kavranan sonlu bir eyin varl (varolu
u) -z gibi sonsuzu iine alr, nk btn bakalarna baldr (her
ne kadar nasl olduunu bilmiyorsak da) ve bundan dolay bu ey Tanr
nn bir tavr ya da bir duygulandr (Deus quatenus).
NOTLAR 303
304 ETKA
NOTLAR 305
306 ETKA
kinci Blm
Tanm II. - Bu tanm Court Trait ile karlatrnz (II, nsz, 5) ve
ona ait olan aklayc nota baknz (cilt I, s. 521).
Tanm III ve IV. - Bu esasl tanmlarn en iyi erhi Spinozann kendisi
tarafndan Zihin Reformu adl eserinde verilmitir. Bunun iin balca,
paragraf 41de zihin zeliklerine, paragraf 62 ile ondan sonrakilere ona ait
aklayc notlara baknz. (Cilt I, s. 540).
Tanm V. - Ezelilie kar olmas bakmndan sre iin, blm I,
tanm 8e ait nota baknz. Bu tanmn Spinoza tarafndan verilmi akla
masndan apak u sonu kar ki, llebilir bir zaman ile ifade edilmesi
bakmndan bir eyin sresi bu kelimeye verdii anlamda, bilinebilir de
ildir. Descartes felsefesinin ilkeleri adl kitabna (blm II, tanm 4)
verilen tanma gre (eer varsa) snrlar insan zihni ile meydana karla
mayan ey, belirsizdir (indfinie). (Etika II, nerme 30 ve 31).
Tanm VI. - Spinoza felsefesinde esasl nemli olan bu tanm 4nc
blmn nsz ile ve Court Trait ile (I, fasl VI, 8 ve fasl X, 2, 3)
karlatrnz, bunlara ait olan notlara da baknz. (Cilt I, s. 518 ve 519).
Aksiyom II. - Hollanda dilinde ilk eviri bu aksiyomun bildiriliini
u kelimelerle tamamlyor: baka deyile, dndmz biliyoruz.
Bu aksiyomu nceki ile karlatrnca Spinozann Descartesdaki cogito
ergo sumdan saklad ve reddettii ey grlyor; ezeli hakikat olarak
cogitoyu kabul ediyor ve ergo sum u reddediyor; dnce her birimizde
kendi varoluunun olumlanmasn ezeli olarak kuatr; fakat hibir zel
ve dnen varln varoluu bununla konulmu olmaz. Descartes Felse
fesinin llkelerinin nszn yazan Louis Meyerin bu nszn sonlarna
doru syledii ey budur. (Cilt I, s. 300).
Aksiyom III. - Spinozann bu aksiyomu konusunda M. Brunschvicgin
yapt gzlem ilgi ile okunacaktr: Quelques prjugs contre la philosophie
(Revue de Mtaphysique et de Morale, 1894, s. 401).
Aksiyom V. - Tekil eylerin yaratlm tabiata ait olan sonlu eyler
olduunu gstermek lzumsuz olmayacaktr (tanm 7). (Nature natureye
tam olarak yaratlm tabiat demek yerinde deildir. Eskiden bunun iin
Tabiat Fatra ve Tabiat Mefture deniyordu. Fakat bunlarn Trke
ile karlatrlmalar gl yznden, yaratlm kelimesini, mphem
olsa da, kullandk. - eviren).
NOTLAR 307
308 ETKA
NOTLAR 309
310 ETKA
NOTLAR 31 1
312 ETKA
Nihayet bizim bedeni ancak duyarak ya da hayal ederek yani bulank bir
tarzda idrak edebileceimiz de gsterilmi veya ispat edilmitir.
nerme XVII, scolie. - S. 171 de verilmi hayal ve hayal gc tanm
lar aka ruhun tabiliini, kleliini gsterirler ve ispat ederler. ok
geni lde d nedenlerle, tabiatn ortak dzeni ile gerektirilmi olan
bedenin imdiki halini ifade eden duyumlar duymak veya tasavvurlar
tekil etmeden kendimizi alkoyamayz; pasif olmamaklk edemeyiz. Bu
nunla birlikte bu, etkin bir hayal gcnn tasarlanmas m demektir?
Scolienin son satrlarnda Spinoza aka aksini sylyor ve beinci
blmde beden duygulanlarnn ve bundan dolay, ruhta teekkl eden
duyusal tasarlaylarn bir dereceye kadar egzersizle Akla tabi olabilece
ini gsteriyor. Pieter Ballinge gnderdii 17nci mektup bu konuda ok
deerli bir not veriyor: Bir baka kimseyi seven ve bu kimseyle zihni
dolu olan birisi, sanki bu baka kimsenin zn benimser ve bedeni de
bu yzden deiiklie urar; kendi bedenimizin fikri ile meru bir evlatlk
mnasebeti kuran bir fikir -bunun iin Spinoza olunu dnen bir baba
misalini alyor ruhumuzun gc ve onun beden sresi boyunca kk,
bu srede olan tasarlanlar meydana getirme yetisini gstermek sure
tiyle bizde cisimleir, bylece hr ve rattionnel olan, ya da hi deilse
byle olmaya meyleden sanat yarad, z bakmndan bilgiden ibaret sa
natnn kiiliinin ifadesi bu suretle mmkn bir hale gelmitir. Spino
za, hakikatte, bu etkin hayal gc teorisini tam gelitirmemitir ve beinci
blmde, yalnz ahlak dzenine ait dncelerle kanmaktadr; hatta zihin
le mnasebeti bakmndan gz nne alnan hafza teorisini gelitirmiyor;
bunlardan her ikisi de birka kelime ile tahmin edilmi, sezilmi, iaret
edilmi, fakat izah edilmemitir; bunun iin onlar zerine okuyucunun
dikkatini ekmek gerektiine inanyorum. Chronicon Spinozanumun
IVnc cildine burada iaret etmeye kalktm Spinozadaki hayal gc
teorisi hakknda ksa bir not yaymladm.
nerme XVIII, scolie. - Hafza hakknda zel olarak zihin reformu
hakkndaki kitabna baknz, 44 ve aklayc not: cilt I, s. 541.
nerme XXden XLVIIye kadar. - Etikann btn bu blm bil
giyi, ya da bilgiye yetkili olmas bakmndan ruhu inceliyor. Burada biz
basit uurdan i dnceli (teemmll) uura, fikrin fikrine ykseliyoruz;
duyduumuzu ve hayal ettiimizi biliyoruz. Bylece kendimiz hakknda
fikir tekil ediyoruz. Ben fikri zorunlu olarak upuygun deildir; Spinoza
NOTLAR 313
314
ETKA
nsz: Ruha bir merkez veren Descartesin hipotezi, burada olduu gibi
tenkit edilmitir. Bununla birlikte, gstereceim ki, Spinoza, kendisinin
animismei dediim eyin meydana ktn gsteren hi deilse iki pa
sajda anima kelimesini, phesiz bu maksatla kullanyor. (Aksiyomlara,
lemmalara ait olup nerme 13ten sonra gelen notta). Bu iki pasaj un
lardr: 1. Etikada III, nerme 57nin scoliesi: 2. nce zikredilen 17nci
mektupta.
NOTLAR 315
nerme XLI. - Bu nermeye gre akl yrtme ile doan ikinci cins
bilgi yanlmaz olacaktr. lahiyat-Siyaset adl kitabnda - Tractatus Theo
logico-Politicus, fasl II, Spinoza bununla birlikte yanl ilkelere dayanarak
da doru akl yrtebileceimizi ve bunun sonucu olarak akl veya kelimeli
bilginin -discursive- bizi yanl yola gtrebileceini kabul ediyor. Bkz.
Zihin Reformu 15, cilt I, s. 232, not 2. Fakat bu son eserin bir pasajnn
gsterdii gibi -38- akl yrtrken fikrini sonuna kadar gtren kimse
er ge balangta yapt yanln farkna varmada gecikmez.
nerme XLIII, scolie. Bu metni Court Trait ile, (II, fasl XV) ve
Zihin Reformu ile (27) karlatrnz.
nerme XLIV, nerme sonucu II. - Bu tannm bildirisinde ve
ardndan gelen kantlamada sub quadam aeternitatis specie kelimeleri iin
genel olarak kabul edilen herhangi ekilde ya da bir ezelilik manzarasnda evirisinin kullanlabileceine kani olmadm. Species kelimesinin Spi
nozada iki anlam var: O bazen yanl grn belirtir diyelim, drdn
c blmde, fasl XVI byledir. Bazen de tr belirtir, cinsin kart olmak
zere (nc blmde, nerme 30 scolie veya nerme 56nn bildirilii.)
nerme 45in scoliesinde Spinoza bu kelimeyi aka ikinci anlamda
kullanyor. Sub specie aetemitatis, Spinozann beinci blmde kulland
(nerme 23n scoliesi) sub durationein kartdr. eylerin varl soyut
olarak, baz zleriyle her trl mnasebetleri dnda tasarlanabilir; byle
bir halde, onlarn baka eylerle mnasebetleri bakmndan srede gerekti
rilmi bir yerleri vardr. Onlar kendi balarna gz nne alnacak olurlarsa,
zleri ezellikte mutlak varl deilse de -nk bu yalnz Tanr iin doru
dur-, fakat varoluun snrl bir kuvvetini, istenen artlar temin edilince
varolularn srede salayan bir kuvveti gerektirir. Baka deyile, Tan
rnn z mutlak olarak var olmaktr, bunun iin de o ezelidir: zel veya
tikel bir eyin z bakalaryla ayn zamanda, ya da bakalarndan sonra
var olmaktr: bu ey bir z olduu zaman ne kadar ezeli ise, imdi de o
kadar zorunlu olarak ezelidir: yle ise onda bir ezelilik tr vardr.
nerme XLV, scolie. - Sreyi niceliin zel bir tarz gibi grmek, onu
zamanla tanmlamak ya da lmek, grlyor ki, onun iin ne biricik
gr tarzdr ne de doru gr tarzdr; bu onu hayal etmektir, yoksa
zihinle kavramak deildir (12nci mektup).
nerme XLVII, scolie. Bu scolie ile aka grlyor ki yanl daima
dnlmedii zaman dndn zannetmeden ileri geliyor; dnce
316 ETKA
NOTLAR 3 1 7
nc Blm
Balk -blmn ad-: Affectus kelimesini duygulanla evirmede pek
tereddtsz deilim; edilgi ya da pasif hal eklinde her zaman yaplan
evirinin ar sakncalar vardr. Bir etki (actio) olan affection ile bir edil
gi olan affectionun ayrl grnte kalmaktan kyor. te yandan bi
liyorum ki, duygulan kelimesinin kullanlmas da eletirmeye elverilidir,
burada ona verilmesi gereken genel anlamda kullanlmadndan baka,
onu tabiatyla affectio karl kullanma zorunda da kalm bulunuyorum.
Yazarn kafasnda iki kavram olduu halde, onlar tek bir kelime ile kar
lamak daima tehlikelidir. M. Ribot ve Rauhnun kullandklar anlamda
alnan his (sentiment) kelimesinin u faydas vardr ki, o nce okuyucuya
Spinozann Etika blm IIIte tetkik ettii konuya dair daha sarih bir fikir
vermektedir: Th. Ribot, Psychologie des sentiments; F. Rauh, Mthode dans
la psychologie des sentiments. Fakat bu anlamda onun fazla modem olduu
na hkmettim, bundan baka yazarn afficere, affectio, affectus arasnda
kurduu mnasebeti daha kolay kavramay salamada fayda grdm. Yal
nz, duygulan (affection) kelimesinin kullanld iki veya pasajda bir
mphemlik doabilir. Bunun iin sentiment kelimesini kullanmadm. Eer
affect ya da affet kelimesi -Almancada affekt-, effet kelimesine benzer
bir kurulua sahip olarak szlkte bulunmu olsayd, birok tereddtle
rim kaldrlabilirdi. Bunu icat etmeye cesaret edemedim.
nerme Iden XlIIe kadar. Bu ilk on nerme u esasl duygu
lan, ya da edilginin tabiatn tantyor. Arzu, sevin, keder ki, bunlar sevin
ve kederin sevgi ve kine evrilmesini aklyorlar, iyice kavranacak en
nemli nokta arzunun (cupiditas) iradeyle (voluntas) bantsdr (rapport).
Esasl metin nerme 9un scoliesi banda bulunuyor. rade, kendi bana
tekil ve etkin bir dnce gibi gz nne alnan ruhun kendini korumaya
almasdr; baka deyile, bu, ruhun kendi varln ve bundan dolay,
onda bulunan btn fikirleri olumlamasdr, tasdikidir. kinci blmde
grld ki (nerme 49un nerme sonucu, nota bkz.), bu olumlama Spi
nozaya gre asl fikirler gr (conception) ile tam ayn idi: Voluntas idem
est ac intellectus. Bir arzu, bir ruh ve bir bedenden ibaret gibi grlen insann
zdr; irade yle ise, yalnzca fikirleri dourucu diye grlen arzudur.
nerme II, scolie. Btn bu scolie Descartesin dalizmine kar
yazlmtr. Burada Spinozann dalistler tarafndan ileri srlen kant
318 ETKA
NOTLAR 319
320 ETKA
NOTLAR 321
objeye ait sevin veya kederle bu hisleri duyan ayn kimseye ait bir sevin
veya kederin karln gsterme zorunluluu nnde stn deerde oldu
u sylenemez. Gebhardt yalnz kendinden memnun olmaya ait pasajda
externae yerine internae kelimesinin konmasn kabul ediyor. Scolienin
ilk satrlarnn dikkatle okunmas beni ilk sanmda srara zorluyor. Haki
katte Spinozann gloria ve pudor dedii ruh halleri baka insanlar tara
fndan fakat yaratclar olduumuz bir fiil vesilesiyle elverili ya da elve
risiz olarak verilen (Bkz. Tanm 30 ve 31) ve bizim hakl veya haksz,
vme veya yerme objesi olduklarna inandmz bir hkme bal gr
nyor. Fikrin sevin ya da kederle birlikte bulunmasnn nedeni yle ise
bizdedir, yoksa bizim dmzda deildir.
b) Benim baka durumlarda diye evirdiim alias kelimesi (s. 303,
satr 11) phesiz bakas tarafndan verilen hkme bakmadan kendin
den memnun olunan, ya da tersine, kendinden memnun olunmayan
duruma tatbik edilir.
322 ETKA
nerme XLIV, kantlama, sayfa 327, satr 25. - Ben vaktiyle eviri
me kk harflerle envelopp kelimesini koymutum ve Latince metinde
dii quam yerine erkek quemi koymutum, nk Spinozann hedefi olan
nerme 37de kin bir kederi kuatr deil, fakat kin bir kederi braktr
mak iin bir abay kuatr, denmitir. Baensch ayn dzeltmeyi yapyor.
imdi ben Gebhardtn sansna katlyorum ve erkek kelimeyi metne ve
eviriye tekrar koyuyorum.
nerme L, scolie. - Khinlikler konusunda, daha nce zikretme
frsatn bulduum 17nci mektup ilgi ile okunacaktr.
nerme LI ve scolie. - (Bu nerme ve onun scoliesi) sanki neden
leri bizim dmzda olmaktan ok kendimizde olan duygulanlarn ince
lenmesine hazrlanr. Bu inceleme nerme 53ten balar. nsanlarn bnye
eitlilii ve karmakl, duygulanlarnn ayn zamanda hem ferdi, hem
bir anlk karakteri olmasna sebep olur.
nerme LII, scolie. - a) Latince admiratio kelimesini evirmek iin
hayreti hayranlka tercih ettim. nk Spinoza tarafndan gz n
ne alnan ruh hali stupeurle olduka yakn ve ruhu dnmekten alko
yan her ey gibi zararl bir eit sabit fikirliliktir (mono-disme).
1) Souhait, frustrnin tam karl boa kan istek olduu iin bir kelime ile buna esef
lenme dedik.
NOTLAR 323
324 ETKA
NOTLAR 325
326 ETKA
Drdnc Blm
nsz. - Yetkin ve eksik (yetkinsiz), iyi ve kt kavramlar iin Spi
nozann Court Trait adl kitabnda (I, fasl X ve ona ait olan aklayc
nota bkz. Cilt I, s. 519).
Tanm III ve IV. - Spinozann mmkn ile zorunsuz arasnda kabul
ettii seiklik Zihin Reformu Hakknda Kitap adl eserinde (54 ve 57)
sz ettii iki trl yapmalar (fiction) veya fikirlere karlktr, bu iki tr
den biri varolua ait fiction lar, teki ze ait fictionlardr.
Aksiyomlar. - nerme 37, blm Vin scoliesinde gstermi olduu
gibi, Spinoza burada eyleri meknda ve sre iinde gz nne alyor. Bu
aksiyomun faydas hemen grlyor: nsann bir tabiat paras olmas,
onun varoluunun sonsuz sayda baka varolulara bal olmas ve bunun
sonucu olarak onun yalnz snrl bir sre olmas gibi tekil bir eyin dn
cesindeki gelime iin bu yetebilirdi. Spinozann dedii gibi -3nc ner
menin kantlamasnda- d nedenlerin gc insann gcn sonsuzca
aar. Drdnc blmn aksiyomunda matematikilerin bildirdikleri ilke
den mlhem grnyor ki, o da udur: Kendisinden daha byk bir say
olmayan hibir say yoktur. nerme 10, blm IIde iaret etmi olduum
gibi Spinoza tekil eyleri matematik zlerle analojisine gre kavryor, ya
da tasarlyor. Eer onlardan birinin gc say cinsinden tanmlanabilse,
apak grlr ki, ak ve seik olarak ondan daha byk biri her zaman
tasarlanabilir. Ve birinci blmn 6nc aksiyomu dolaysyla bu fikre
(ideatum) karlk bir obje vardr: Her ne kadar blm I, nerme 8in
ikinci scoliesine gre bu obje aktel olarak var olmayabilirse de! Fakat
birinci blmn 35inci nermesi dolaysyla, meydana gelmesi Tanrnn
gcnde olan her ey zorunlu olarak vardr.
nerme I-XVIII. - Drdnc blmn ilk 18 nermesi asl insann
kleliini, yani d nedenlere balln ve tabiatn ortak dzenini, onun
akl dln (irrationnel) aklyorlar: Bunun iin ikinci blm 1-9uncu
nermelere ait nota bkz. Orada dorunun zihin tarafndan basit ince
algs asla ifa vermez: Eer beden ve onun sonucu olarak ruh, duygulan
larn merkezi olmak bakmndan deiiklie uram deillerse (bkz. ner
me 1, 14, nerme 17 ve scoliesi).
nerme V. - 9uncu nermeyi yorumlamak iin bu nermeyi karla
trmada fayda vardr. Apak bir fikri ve bunun sonucu olarak bir pasif
NOTLAR 327
hali olmas bakmndan, ruh kendi varlnda devam etmeye alr. Fakat
bu fikir, ya da bu pasif hal, bununla birlikte, hakiki tabiatn, ya da gcn
meydana koymaz; hele ona ne kadar memnunlukla balanm olsa bile,
o dnceye atfedilebilir deilse.
Yanlla den bir insann kesin olduu sylenemez (blm II, ner
me 49un scoliesi); pasif hal ya da edilgiden ibaret bir arzuya sahip insan
iin, korku ile hareket eden bir insan iin, veya baka bir kederli hisle
hareket eden kimse iin, isteyerek veya iradesiyle hareket ettii sylene
mez (blm III, nerme 58).
328 ETKA
NOTLAR 329
330 ETKA
bunu retir (ayn not), fakat bu tarzda vahiy bilimsel bakmdan temelli
deildir, hatta imknszdr; Tanrnn insanlara herhangi bir dsal belirti
ile kendini tantm olmasnn imknsz olduunu kabul ediyoruz (Court
Trait, II, ch. XXIV, 10). Bununla birlikte, bu vahyin ihtiva ettii eylerin
NOTLAR 331
332 ETKA
nerme XLV, nerme sonucu II, scolie. - mea haec est ratio, sic
animum induxi meum kelimeleri Trencedan alnmtr (Adelphes, v. 68);
daha yukarda nerme 17, scoliesine ait nota bkz; bu kelimelerin sylen
dii Micion monologunun, btn ile Spinozada bulunduunu bildii
miz hisse ok benzer bir hissi ifade ettiini burada gsterme zahmetine
deer (nerme 18 ile ona ait nota bkz.). Tatllk ve iyilikle ruhta sevinli
duygular uyandrarak insanlarn iyiletirilmesi umulabilir. Ayrca burada
Spinozann yalnz kendisine balca deerli grnen Latin komedi yazar
Trencela deil, fakat Montaignele, Essaislerin birok pasajlar ile Etika
arasnda dikkate deer yaklatrmalar yaplabilir, Kocalar Mektebi adl
komedisinde Trencen Adelphesini taklit eden Molire ile; zayflk ve
bilgisizlik yznden ihmalci olmayan, hayat tand ve olduu gibi kabul
ettii iin hayata kar merte saygl olan, bilgelikleri sevimli ve tatl
1) Bunlar bat Ortaandaki Skolastik mantkla tasm ekillerine verilen adlardr.
NOTLAR 333
334 ETKA
s, v. 254.)
NOTL/d? 335
336 ETKA
o .
Onun bilgelii, bir derin dncedir, hayata hak vermedir (daha yukar
da nerme 50ye ait nota bkz.); beinci blmde bedenden ayrlmamz
asla sz konusu olmayacaktr ki, bunun hibir anlam yoktur, nk ruh
bedenin fikridir; fakat Bedenin varoluunu sre iinde koyan zmzn
ezeliliini aka kavramak sz konusudur. phe yok lm korkulacak
bir ey deildir; o Montaignein dedii gibi varlmzn Descartes dstu
ra (prcepte) gre, yalnz lmden korkmadan hayat sevmekle kalmamal,
ayn zamanda varln hakiki sevgisi, intihardan ok farkl olan, tabii
lme raz olmay da iine almaldr.
NOTLAR 337
Ek Blm
338 ETKA
Fasl XXVIII. - Birinci cmle ile ikinci cmle arasnda baz kelime
ler kaybolmu gibi geliyor; bununla birlikte kolayca anlalyor ki dei
tirilen hizmetler fikrinden Spinoza para fikrine geiyor. Eskiden yapm
olduumun aksine olarak ben imdi cmlenin bandaki verum kelimesi
ni compendiuma ait bir sfat gibi gryorum.
Fasl XXXII. - Drdnc blmn sonuncu hizmetini gren ve in
sann tabiata balln ve tabiattan mmkn olduu kadar en az tesir
almasn inceleyen faslda ifade edilen fikirler konusunda yukarda zikre
dilen ve aklanan birok pasajlardan baka, IInci blmn 1-13nc
nermelerine ait nota baknz. Grlecektir ki, her ne kadar Spinoza
kendi ifade tarz ile Stoacla yaklayorsa da, felsefesi Stoa felsefesin
den ok daha modern, darya daha tesirli olmadan geri kalmyor. Bizi
memnun klmas gereken irade dayankll meydana gelmi olsa bile,
genel olarak mmkn deildir; Stoallar insann iktidar hakknda yanl
bir fikre varyorlar. Bize bal olmadn syledikleri eylerle bsbtn
bize bal olduunu syledikleri eyler arasnda, srf farazi (fictif) bir ayrma
izgisi koyuyorlar. Biz ancak onlarn anladklar ekilde dnce ile btn
tabiatn hkimi olsa idik hr olacaktk; o zaman bizim boyun ediimiz
ortak dzen yerine bize uygun olan yani Akla uygun olan bir dzeni koy
mak gerekirdi: Beinci blmn nszne bkz.
NOTLAR 339
Beinci Blm
nsz. - Spinoza, Ruhun gcn veya akl tetkik edecektir (s. 166,
satr 10). Grlecektir ki, Akl Ruhun gc ile ayn saylmam, fakat asl
Ruhla ayn saylmtr. Mentis seu rationis. Burada Politique doktrini ile
Descartesin doktrinini ayrmakla ie balyor. Stoallara gre (drdnc
blmn son notuna bkz.) iradenin passionlar, edilgiler zerinde mutlak
bir egemenlii olabilir. nk yalnzca bize bal olan eyler vardr. Tabiata
bal olmakla birlikte grnte insana yksek deer verdii halde gerek
te onu kaderin yk altnda ezen bir doktrin kabul edilemez. Descartesa
gre Bedenden ayr olan Ruh, Bedenin hareketlerini yneltebiliyor. Fakat
phe yok, eer Ruh Bedensiz ve Beden Ruhsuz tasarlanabiliyorsa, Ruhla
Bedenin birlemesi ne Ruh fikrinden ne Beden fikrinden karlabilir ve
onlar yalnzl iinde aklla kavranamaz olurlar. Descartes ne Ruhla Bede
nin birliine, hele ne de asl Ruha tekil (singulier) hibir neden veremiyor
(s. 171, satr 33); phesiz, istemesine ramen, Ruha daha yetkin bir z
vermek yle dursun, bir ey, ya da seik bir cevher yapmak suretiyle onu
tasarlanamaz ve her trl hakiki etkiden yoksun bir hale getiriyor; bir
Ruhun yetkinlii, erdemi veya gc ancak onun tekil ettii ve kendisini
tekil eden fikirlerin hakikati, ya da aklilii ile kaimdir. Ruha hayal bir
tikel irade veren ve onu sanki metafizik bir yalnzlk iine hapseden Des
carteslk dosdoru vesile-nedencilie, (occasionalisme) ular. Stoicisme
insana sahip olmad bir g veriyor ve ayn zamanda bir nevi kadercilik
tir. Yalnz bizim hakiki halimizin, passionlarmzn tabiat ve nedenlerinin
bilinmesi bizi kurtarabilir. Ruhun bir duygulan yalnz tam lde bir
edilgidir ki, orada onu ak olarak kavramak imknszdr ve bundan dolay
o bizim deildir. Onu dnce ile bizim klmak, bizim hrriyetimize zt
olarak sahip olabildii her eyi ondan almak demektir. Hr olan insanda
ona hkmetmi olan passionlardan hibirinin devam etmeyeceine inan
makla hata edilmi olacaktr; bu, her yanlta mspet bir doru unsuru
bulunduu gibi, her passionda akli, iradi ve meru bir ey olduunu unutmak
olacaktr. En yetkin bilim, edinilen alglar tamamlamak suretiyle akla
madan ibarettir; erdem, ruha fertliini veren duygulanlar birbirlerine
balamak zere, hakl karmadan ibarettir. Hr olmak kendinden vazge
mek deil, kendini dzene koymaktr; bilgelik kendinin tamamlanmas,
kendine tam sahip olutur, yoksa kendini kurban etmek deildir.
340 ETKA
nerme IV. - Ahlakllk (pietas) iin, blm IV, nerme 18in sco
liesine ait nota bakn.
NOTLAR 341
342 ETKA
1) Notlarda Etika'nn Latince metnine ait iaret edilen sayfa numaralar Ch. Appuhn evi
risi ile birlikte baslan Latince Etika'nn sayfalarn gstermektedir, (.n.)