You are on page 1of 125

^oeppcfcepHote

* S E L YAYINCILIK
PiyeHoo Cad. 1 1 / 3 emberlta - stanbul
Tel. (0212)516 96 85
http^/www selyayincilik. com
E-mail: halklailiskiler@selyayincilik.com
SATI - DAITIM.
ataleme Sokak. No: 19. Giri Kat
Cagaloflu - stanbul
E-mail: siparis@selyayincilik.com
Tel. (0 2 12) 522 96 72 Faks: ( 0 2 12) 5 16 97 26

* S E L YAYINCILIK. 273
ISBN 978-975-570-279-7

T FFA N Y DE K A H V A L T I
Truman Capote
Roman
Trkest Meral AJaku
zgn A&.
Breakfast at Tifcny's
Trum an Capote. 1958
Random House Publishing G roup ve Anatolialit
Telif Haklar Ajans Araclyla Sel Yaynclk, 2008, 2013
Genel Yap Ynetmene rfan Sana
Edtr Aye Ece
Kapak tasonmr Sava eki
Teknk haarik Gby Tun
B ina Baskc Ocak 2008
pro B o k Ocak 201-4

Bask ve ite Yaylack Matbaas


F*oh Sanayi Sitesi. 12/197-203
Topkap-lstanbul, 567 80 03
Sertifika N o: 11931

Truman Capote

Tiffanyde Kahvalt
Trkesi: Meral Alaku

Gemite yaadm semtler ve evler beni hep


kendilerine eker. rnein, East Seventies'de cep
hesi krmz tulayla kapl bir apartman vardr. Sa
van ilk yllarnda New York'ta oturduum ilk dai
re bu apartmandayd. Tek odal dairem, tavan aras
eyalaryla denmiti; kanepe ve kabark minderli
iskemleler, scak yaz gnlerindeki tren yolculuklar
n hatrlatan krmz renkli, kant veren kadife bir
kumala kaplyd. Duvarlar aldand, sarmtrak bir
ttn rengine boyanmt. Her yerde, banyoda bile,
yllar iinde kahverengi izgilerle lekelenmi kaln
stunlar vard. Dairenin tek penceresi yangn mer
divenine bakyordu. Tm bu zelliklerine ramen,
cebimdeki anahtara her dokunduumda ruhum
cokuyla dolard. Kasvetli bir havas vard kuku
suz, ancak yine de oras benim ilk evimdi. Kitapla
rm oradayd, ularnn almasn bekleyen bir ka
vanoz dolusu kalem ve hayal ettiim gibi bir yazar
olmak iin gerekli grdm her ey oradayd.
O gnlerde, Holly Golightly zerine bir eyler
yazmak hi aklma gelmemiti. imdi bile gelmezdi

ama, Joe Bell ile yaptm bir konuma, onunla ilgili


btn anlarm yeniden canlandrd.
Holly Golightly, krmz tula binadaki kirac
lardan biriydi, benim dairemin tam altndaki dai
rede oturuyordu. Joe Bell'e gelince, o da Lexington
Avenue'nn kesindeki bar iletmekteydi, hl da
bu ie devam ediyor. Hem Holly, hem de ben, gnde
alt yedi kez buraya giderdik. Her zaman iki imeye
deil, kimi zaman da telefon etmeye. Sava yllarn
da eve telefon balatmak ok gt. stelik Joe Bell
bakalanna gelen telefonlara cevap verip mesajlar
almakta ok baarlyd; Holly iin hi de kmse
nemeyecek bir iyilikti bu, nk ona pek ok mesaj
braklrd.
Btn bunlar ok uzun bir zaman nce yaan
d; Joe Bell'i grmeyeli yllar gemiti, ta ki geen
haftaya kadar. Arada bir haberlemitik, o semtten
geerken de Joe'nun barna uradm olmutu.
Aslmda Joe ile ben hibir zaman ok yakn arkada
olmamtk; ama nemli bir ortak zelliimiz vard:
kimiz de Holly'nin arkadaydk. Joe Bell geinilmesi zor bir insandr, kendisi bunu bekrlna ve
midesinin sk sk bozulmasna balar. Onu tamyan
herkes Joe ile sohbet etmenin ok g olduunu
syler. Eer Joe'nun saplantlarm siz de benimse
miyorsanz onunla konumamz mmkn deildir.
Bu saplantlardan biri, Holly Golightly'dir. tekiler

ise unlardr: buz hokeyi, av kpekleri, Our Gal Sun


day (on be yldr dinledii bir radyo piyesi), Gilbert
ve Sullivan bunlardan birinin, hangisi olduunu
hatrlamyorum ama, akrabas olduunu iddia eder.
Geen Sal akamst, telefon alp da, "Ben Joe
Bell" diyen sesini duyduumda konumann Holly
ile ilgili olacan kestirmitim. Joe bunu aka dile
getirmedi. Yalnzca "Hemen buraya gelebilir misin?
ok nemli!" dedi. Bouk sesinde bir heyecan tms
vard.
iddetli bir Ekim yamurunun altnda taksiye
bindim; yolda, Holly'nin orada olabileceini, onu
yeniden grebileceimi bile dndm.
erde bar sahibinden baka kimse yoktu. Joe
Bell'in bar, Lexington Avenue'deki teki barlarla
karlatrldnda sessizdir. Burada ne televizyon,
ne de neon klar vardr. ki eski ayna caddenin g
rntsn yanstr. Barn arkasndaki duvarda gze
arpan oyuk, her zaman taze ieklerle dolu bir va
zoya ev sahiplii yapar, etraf da nl hokey oyun
cularnn fotoraflaryla evrilidir. Joe Bell, vazoda
ki iekleri bir ev kadn titizliiyle dzenler. O gn
ieriye girdiimde de tam olarak bunu yapyordu.
Vazoya bir kl iei yerletirirken "Tabii,"
diye sylendi, "tabii, seni buraya ne diyeceini
duymak iin ardm. Tuhaf bir ey. ok tuhaf bir
ey oldu."

"Hollv'den haber mi aldn?''


Sanki ne cevap vereceini bilemiyormu gibi
ieklerden birinin yapran okamaya balad.
Joe'nun biimli kafasn kaln telli, beyaz salar ss
ler; kemikli ve eri yz, ondan daha uzun boylu bi
rine daha ok yakrd. Srekli gnein altndaym
gibi koyu bir ten rengi vard. Yz kzard. "Do
rusunu istersen, kendisinden haber aldm diyemem.
Demek istiyorum ki, bilmiyorum. te bu yzden se
nin ne diyeceini merak ediyorum. Bir dakika dur
da, sana bir iki hazrlayaym. Yeni bir ey. Bunun
ad Beyaz Melek," diyerek yarm lek votka ve
yanm lek cini vermut eklemeden kartrd. Ben
ikimi yudumlarken Joe Bell de elindeki nane eke
rini emerek ayakta duruyor, kafasnda bana syleye
ceklerini kuruyordu. Sonra: "Bay I. Y. Yunioshi diye
birini hatrlyor musun? Japon adam vard ya, onu
hatrlyor musun?" dedi.
Bay Yunioshi'yi ok iyi hatrlayarak, "Kaliforni
ya' dan gelen adam", dedim. Bay Yunioshi, sinema
dergilerinden birinde fotorafdr; ben onu tan
dm zaman, krmz tula binann en st katnda
oturuyordu.
"Kafam kantrp durma, tek sormak istediim,
bu dediim adam tamyor musun? Tamam! Dn
gece vals yapa yapa buraya gelen kimdi dersin? Bi
zim Bay Yunioshi'nin ta kendisi. Neredeyse iki yl

dr grmemitim onu. Bil bakalm bu iki yl boyunca


neredeymi?"
"Afrika'da."
Joe Bell nane ekerini emmeyi brakt, gzleri k
ld. "Sen nereden biliyorsun bunu?"
"VVinchell'de okudum." Gerekten de okumu
tum.
Kasay dmesine basarak at, iinden kahve
rengi bir zarf kard. "Peki yleyse, VVinchell'de
bunu da grdn m, syle bakalm."
Zarfn iinde, birbirinin hemen hemen ayn olan,
ancak deiik alardan ekilmi fotoraf vard.
Patiskadan dikilmi bir etek giymi, ince uzun boylu
bir zenci, yznde utanga fakat gururlu bir glm
semeyle, elindeki tuhaf tahta heykeli gsteriyordu:
Oyma ii uzun bir ba, bir kz ba; salar ipek gibi
parlak ve gen bir erkeinki gibi ksa, boyna doru
incelen yzndeki parlak gzleri ise ok iri ve ekik,
geni ve abartl izilmi az palyaolarn byk
azlarn andryor. lk bakta bu, ok ilkel bir tahta
oyma iine benziyordu, ama daha dikkatli baknca
hi de yle deildi. Bu heykel, Holly Golightly'nin
tpatp bir kopyasyd. Hareket etmeyen, siyah bir
ey ona ne denli benzeyebilirse.
Joe benim aknlmdan duyduu honutluk
iinde: "imdi buna ne diyorsun?" dedi.
"Ona benziyor."

"Dinle, beni" diye elini serte tezgha vurdu, "bu


O'dur. u an ben senin karnda nasl duruyorsam o
da ite bizim karmzda byle duruyor. Kk Ja
pon da onu grr grmez Holly olduunu anlam."
"Onu mu grm? Afrika'da?"
Fotoraflardan birinin arkasn evirerek, "Yok,
aslnda yalmzca heykeli grm. Fakat bu ayn ey
demektir. Al, gerekleri kendin oku!" dedi. Fotora
fn arkasnda unlar yazlyd: Oyma tahta ileri, S
Kabilesi, Tococul, Dou Anglia, Noel, 1956.
"Japon anlatt bana her eyi," dedi; yk uydu:
Noel gn Bay Yunioshi elinde fotoraf makinesiyle
Tococul'da dolayormu. Kimsenin varlndan bile
haberdar olmad bir kym oras. Bahelerinde
maymunlara, atlarnda da ahinlere ev sahiplii
yapan toprak kulbelerden baka bir ey yokmu.
Oradan aynlmaya karar verdii srada, bir kapnn
nnde bada kurmu, elindeki bastona maymun
suratlarndan oymalar yapan zenciyi grm. Bay
Yonioshi'nin houna gitmi bastondaki oyma may
mun suratlar, adamn yapt teki oymalar gr
mek istemi. Bunun zerine zenci ona kzn bamn
oyma heykelini gstermi. Joe Bell'e dediine gre,
Bay Yunioshi, rya grdn dnm o an. Hey
keli satn almak istediinde, zenci eliyle ap arasn
kapayarak (bu, kiinin elini kalbine gtrmesiyle
eanlaml, ince bir hareket olmal), "hayr" demi.

10

Yarm kilo tuz ile on dolar, bir kol saati, bir kilo tuz
ve yirmi dolardan hibiri adam kararndan caydr
mam. Bay Yunioshi, bu oyma ban nasl yapld
m renmek iin elinden gelen her eyi yapmaya
kararlym. Zenci, tuz ve kol saati karlnda yar
Afrika dili, yar ngilizce ve bir para da el iaret
leriyle olay anlatm. O yln ilkbaharnda, allarn
arasndan, atla dolaan beyaz km. Gen bir
kadnla iki adam. Gzleri yksek ateten kpkrmz
olmu bu iki adam, souktan titredikleri uzaklarda
ki bir kulbeye birka hafta boyunca kapatlmlar.
Tahta oymacsn beenen gen kadn ise bu sre bo
yunca onun yatan paylam.
Joe Bell, hafif bir tiksintiyle, "Olayn bu ksmna
inanmyorum," dedi. "Biliyorum, o ok farklyd,
ama bunu yapacak kadar ileri gideceini sanmyo
rum."
"Evet, sonra?"
"Sonra hi!" diyerek omuzlarm silkti, "gnn bi
rinde atma binmi ve geldii gibi gitmi."
"Yalnz m, yoksa iki adamla birlikte mi?"
Joe Bell gzn krpt. "ki adamla birlikte, san
rm. Japon, lkenin altm stne getirip her yerde
kz sormu. Fakat hi kimse onu grmemi." Joe
Bell, benim duyduum hayal krklnn kendisini
de sardm hissetti yavaa ve buna teslim olmay
reddetti. "Kabul etmek gereken bir ey var ki, o da

11

yllardr..." parmaklarn sayd tek tek, yetm edi


"ondan aldm tek doru haber bu. Btn umu
dum, umudum onun sonunda zengin olmasdr. Ol
mutur herhalde. Afrika'da yle dolaabilmek iin
zengin olmak gerek."
Sylediime kendimde inanarak, "Belki de
Afrika'ya admm bile atmad," dedim. Fakat yine
de onu orada dolarken hayal edebiliyordum, tam
da onun gidecei trden bir yerdi. Sonra oyma ba
heykel vard ortada. Fotoraflara tekrar baktm.
"Madem o kadar ok biliyorsun syle bakalm, o
imdi nerede olabilir?"
"lm. Ya da bir akl hastanesinde. Ya da evlen
mi. Samnm evlenip durulmutur. Belki de bu ehir
de yayordur."
Bir dakika dnd. Bam sallayarak, "H ayr,"
dedi. "Dediin mmkn deil. Eer bu ehirde ol
sayd, onu mutlaka grrdm. Benim gibi yrm e
yi seven, on on iki yldr sokaklar arnlayp duran
bir adam dn; btn bu yllar boyunca da ada
mn gzleri tek bir kiiyi aryor ve onu hibir zaman
bulamyor. Bu gerek, onun bu ehirde olmadn
kantlamaz m? Onun paralarm gryorum hep
orada burada, dz kk kalasyla hzl ve dimdik
yryen her sska kza o diye bakyorum ..." Y
zn dikkatle incelediimi fark edince duraklad.
"Onun yznden delirdiimi mi dnyorsun?"

12

"Yok yle bir ey, sadece ona k olduunu bil


miyordum. Byle k olduunu."
Bunu syler sylemez piman oldum. Bakla
rndan sinirlendii belliydi. Fotoraflar toplayarak
zarfa koydu. O srada ben de saatime baktm. Ye
timem gereken bir yer yoktu, ama gitme vaktimin
geldiini dndm.
Bileimi skca tutarak "Dur," dedi. "Tabii ki sev
dim onu. Fakat bu ona dokunmak istediim anlam
na gelmez," dedi ve hi glmsemeden ekledi: "in
o yann dnmediimden deil. Bu yamda bile.
Ocak aynn onunda altm yedi yanda olacam.
alacak bir gerek, yalandka iin bu yn akl
ma daha ok taklyor. Bunlar zerinde genken bile
bu kadar dndm hatrlamyorum, imdi ise
iki dakikada bir. nsan yalandka dnceyi hare
kete geirme gcn yitiriyor belki. Belki de onun
iin her ey aklna taklp byk bir yk oluyor. Ga
zetede ne zaman yal bir adamn kendini kk
drdn okusam, bu ykten dolay olduunu
bilirim. Fakat..." Bir l viski koydu, bir yudumda
yuvarlad, "ben kendimi hibir zaman kltecek
bir ey yapmam. Ve yemin ederim ki Holly'yle ilgili
yle bir ey aklmdan kesinlikle gemedi. Kii yle
bir ey dnmeden de birini sevebilir. Sevdiin in
sanlar yabanc gibi tutabilirsin hayatnda, arkada
n olan bir yabanc gibi."

ki adam girdi ieri, bu da bana ayrlmak iin uy


gun bir frsat gibi grnd. Joe Bell kapya dek ar
kamdan geldi. Bileimi tekrar yakalad, "nandn m
buna?"
"Senin Holly'ye dokunmak istemediine mi?"
"Afrika yksn diyorum ben." O an yky
hatrlayamadm sanki, aklmda sadece onun at s
tndeki grnts vard. "Her neyse, bu ehirde de
il o artk!"
Darda yamur durmutu, ama havada ya
murdan kalma bir slaklk vard. Keyi dndm,
krmz tula binann bulunduu cadde boyunca
yrdm. Aalarla kapl bu caddede, yazn dalla
rn serin glgesi kaldrma vururdu. imdi ise yap
raklar sararm, ou yere dklmt. Yamurdan
kayganlam yapraklar ayakkablarn altnda hzla
kayyordu. Krmz tula bina caddenin ortasnda,
saat balarm haber veren mavi kuleli kilisenin ya
nndayd. Bina benim iinde yaadm gnlerdeki
gibi deildi, yenilenmiti. Eski buzlu cam kapmn
yerini k bir siyah kap almt, pencerelerde de
gri renkli gzel kepenkler vard. Benim zamanm
dan orada oturan kimse kalmamt, her leden
sonra Central Park'a paten kaymaya giden bouk
sesli soprano Madam Sapphia Spanella'dan baka..
Madamm hl orada oturduundan emindim, n
k apartmana girip posta kutularna gz atmtm.

14

Holly Golightly diye birinin bu apartmanda oturduunu da ilk kez posta kutularndan renmitim.
O apartmana tanmamn zerinden bir hafta
gemiti ki iki numaral dairenin posta kutusuna
ilitirilmi tuhaf bir kart grdm. Kartta k bir el
yazsyla yle yazlyd: Bayan Holiday Golightly
ve alt kede Travelling (gezgin). Bu szckler ok
uyumlu bir ses oluturmutu kulamda: Bayan Ho
liday Golightly, Travelling.
Bir gece on ikiyi epey gee, Bay Yunioshi'nin se
siyle uyandm. En st katta oturduu iin, fkeli ve
sert sesi yukardan tm binamn iine yayld. "Bayan
Golightly, buna artk bir son vermek zorundasnz."
Merdivenlerin dibinden yukarya doru fkran
ses gen, rahat ve neeliydi. "Oh, sevgilim, zr dile
rim, kahrolas anahtar kaybetim yine."
"Durmadan benim zilimi alp duramazsnz.
Ltfen, ltfen kendinize bir anahtar yaptrn."
"Fakat hepsini kaybediyorum."
"Ben alan biriyim. Geceleri uyumak zorunda
ym," diye bard Bay Yunioshi. "Fakat siz gece ya
ns benim zilimi alp duruyorsunuz."
"Ah, sinirlenmeyin, sevgili kk adam, bir daha
yapmam. Eer kzmayacanza sz verirseniz..."
Sesi daha yakndan geliyor, merdivenleri trman
yordu, "daha nce konutuumuz gibi, o resimleri
ekmenize izin verebilirim."

15

Bu arada ben de yatamdan kalkp dairemin ka


psn iki parmak aralamtm. Bay Yunioshi'nin ses
sizliini iitebiliyordum; nk bu sessizlie duyu
labilir bir soluk alp verme sesi elik ediyordu.
"Ne zaman?" diye sordu.
Kz gld. Szckleri aznda yuvarlayarak, "Bir
gn," diye cevap verdi.
"Herhangi bir gn yani," diye mrldanan Bay
Yunioshi kapm kapad.
Kat koridoruna kp kendimi gstermeden, fakat
aay da yeteri kadar grebileceim ekilde merdi
ven parmaklna dayandm. Kz hl merdivenler
deydi, imdi koridora kt; oradaki k, kzn olan
gibi kesilmi salarnn koyu dalgalar, gm ve sar
telleri zerine dmt. Yazm yaklat, lk bir ak
amd. Kzn zerinde zarif, k bir siyah elbise, aya
nda siyah ayakkablar, boynunda da smsk dolan
m inci bir kolye vard. Btn bu klk ve zayflna
karn, sabah kahvaltsnda yenen yulaf ezmesi gibi
salkl bir havas, sabun ve limon kokusunu andran
temiz bir grnts, yanaklarnda koyu pembe bir
ekicilik vard. Az byk, burnu havaya kalkkt.
Takt gne gzl gzlerini kapatmt. ocuk
luun tesinde bir yzd bu, yine de kadnla yakn
bir yan vard. On alt ile otuz arasmda herhangi bir
yata olduunu dnebilirdim. Sonradan rendim
ki on dokuzuncu ya gnne iki ay varm.

16

Yalnz deildi. Arkasndan bir adam geliyordu.


Adamn etli elinin onu kalalarndan yakalay bi
raz uygunsuzdu; ahlaki adan deil, estetik olarak.
Adam ksa boylu ve imand, yz koyu renkti, sa
na briyantin srmt, ince kumatan elbisesinin
yakasnda soluk krmz bir karanfil taklyd. Daire
nin kapsna geldiklerinde Holly antasnda dikkat
le anahtar aramaya balad, bu arada kaim dudak
larn ensesine srtmekte olan adama aldrmad. En
sonunda anahtarn bulup kapy anca, adama say
gyla dnerek, "Tanr seni korusun sevgilim bana
evime kadar elik ettiin iin ok teekkr ederim,"
dedi. Adam yzne kapanan kapy grnce, "Hey,
bebeim," diye seslendi.
"Evet, Harry?"
"Harry br herifin adyd. Ben Sid'im. Sid Arbuck. Beni beeniyor musun?"
"Sana tapyorum, Bay Arbuck. Ama imdi iyi ge
celer deme vakti geldi, Bay Arbuck."
Bay Arbuck inanmayan gzlerle smsk kapal
kapya bakakald. "Hey, bebeim, ieri alsana beni.
Beni beendiini biliyorum bebeim. Ben kadnlarn
bayld adamlardanm. Srf senin iin hi tanmad
m be arkadann hesabn demedim mi ben? te
bu yzden benden holanman gerekmez mi? Sen
beni beeniyorsun, yle deil mi, bebeim?"
Kapy nce kibarca ald, sonra daha hzlca. En

17

sonunda, vcudu kamburlam ve eilmi bir du


rumda kapy krmak istercesine geriye doru birka
adm att. Ama bunu yapmad, yumruuyla duvara
vurarak merdivenlerden aaya doru atld. Ta
aaya indii zaman kzn dairesinin kaps ald.
"Ah, Bay Arbuck..."
Adam, yzn birden yumuatan rahat bir g
lmsemeyle geriye dnd; kz az nce aka yapm
t herhalde.
"Bir dahaki sefere bir kz sizden tuvalete gitmek
iin bozuk para isterse/' diye hi de aka yapmaya
rak seslendi, "szm dinleyin, sevgilim; sakn ona
yirmi be sent vermeyin."
Holly Golightly, Bay Yunioshi'ye verdii sz tut
tu, en azndan ben bir daha onun zilini almadn
biliyordum, nk o gnden sonra srekli benim
kini almaya balad, kimi zaman sabaha kar saat
ikide, kimi zaman te, kimi zaman da drtte. So
kak kapsn aan dmeye basmam iin beni yata
mdan o saatlerde kaldrdndan tr hi mi hi
utanmyordu. Az sayda arkadam vard, stelik
hibiri de evime bu kadar ge gelmezdi, bu yzden
zili alann hep o olduunu bilirdim. Ancak bu ge
vakitte zil almalarn balad ilk gnlerde, kapya
hemen hemen hep kt bir haber, bir telgraf alaca
m dnerek gittim. Bayan Golightly, her seferinde,

18

"zr dilerim, sevgilim. Anahtarm unutmuum


da/' diye bard aadan.
Tabii daha nce hi tanmamtk. Merdivenler
de, caddede karlatmzda o hep beni grmezlik
ten gelmiti. Hep gne gzl takar, her zaman
iyi giyinirdi; giysilerinin sadeliinde bile yksek be
eninin izleri vard, maviler, griler ve dikkat ekici
renklerden ka onu, o gzel grntsn, ylesine
parldatrd ki. Onu bir fotorafnn modeli sanabi
lirdiniz ya da bir gen bir oyuncu. Fakat eve dn
saatlerinden de anlalaca zere, ikisini de yapma
ya zaman yoktu.
Ona ara sra semtin dnda da rastlardm. Bir
gn, beni grmeye gelen bir akrabamla Kulp 21'e
gitmitik. Orada, sekin bir masada, Bayan Golightly
drt adamla oturmu, evresindekileri hi umursa
madan san fralyordu; adamlarn arasnda Bay
Arbuck yoktu, ancak ondan farkl bir grnts de
yoktu hibirinin. Holly'nin yzndeki ifade, dn
cesizce esnemesi, yle bir yerde yemek yediim iin
duyduum heyecam bastrmama yardmc olmu
tu. Baka bir gece, yaz ortalarnda odamn scakl
yznden kendimi sokaklara atmtm. Third
Avenue'den aaya doru yryerek, Fifty First
Street'teki antikac dkknna gittim. Bu dkknn
vitrininde ok beendiim bir ey vard: saraya, mi
nareli bir camiye ya da konukan papaanlarn ii

19

ne dolmasn bekleyen bambu odalara benzeyen bir


ku kafesi. Fiyat yz elli dolard. Eve dnerken
P. J. Clark'n salonunun nnde toplanm taksi o
frlerini grdm. Onlar buraya eken ey, herhalde,
viskiden gzleri dnm en AvusturyalI subayla
rn bariton sesleriyle syledikleri 'Waltzing Matilda'
olmutu. ark sylerken, kaldrmda bir kzla dne
dne dans etmek iin sra bekliyorlard; Bayan Golightly, onlarn kollarnda hafif bir earp gibi uu
yordu.
Bayan Golightly, gece sokak kapm amakla g
revli kii olduum dnda benimle ilgili hibir ey
bilmese de, o yaz boyunca ben onunla ilgili epey bil
gi sahibi oldum. Kapsnn dndaki p kutusunu
inceleyip resimli dergiler, astroloji haritalar ve gezi
brorleri okuduunu rendim; Picayunes adl pek
bilinmeyen bir sigara iiyor, szme yasz peynir ve
etimek yiyor, farkl renklerde ldayan san ken
disi boyuyordu. Ayn kaynak, onun bir belalsndan
ak mektuplar aldm ortaya kard. Kitap sayfa
larnn arama iaret koymak zere, o mektuplardan
eritler halinde yrtlm ktlar grdm. Ara sra o
eritlerden birini yrtrdm. Bu kt paralarnn
zerinde en ok tekrar edilen szckler hatrla, seni
zlyorum, yamur, ltfen yaz, bela ve Tanrnn belas,
yalnzm ve ak idi.
Bir kedisi, bir de gitan vard. Gnein parlak ol

20

duu gnlerde san ykar, krmzya alan izgileri


olan tekir erkek kedisiyle birlikte yangn merdiveni
ne oturur, salarn kuruturken baparmayla gita
rnn tellerine dokunurdu. Mzii her duyuumda
penceremin kenarna gider, orada sessizce durur
dum. ok gzel gitar alard, bazen ark da sy
lerdi. Sesi, ergenlik andaki bir olan ocuunun
kesik ve bouk sesini andrrd.
Filmlerdeki nl arklar bilir, Cole Porter ve
Kurt W eill'i tanrd; zellikle o yaz yeni olan ve her
yerde sylenen Oklahoma arklarn severdi. Fakat
kimi zaman yle arklar alard ki, bunlar nerede
rendiini dnr, nereli olduunu merak eder
dim. am kokularn ve ayrlar hatrlatan sert,
yumuak, serseri arklar. Bunlardan biri yleydi:
Uyumak istemem, lmek istemem, gezmek isterim yalnz
ca, gkyznn ayrlarnda. Onu en ok mutlu klan
da bu olmalyd ki sa kuruduktan, gne battktan,
karanlkta pencerelerde klar grndkten sonra
bile bu arky sylemeyi srdrrd.
Onunla Eyll'de, sonbaharn ten rzgrlarnn
estii ilk akamlardan birinde tantk. Sinemadan
dnm, elimde bir kadeh viski ve en son kan
Simenon kitabyla yataa girmitim; o kadar yor
gundum ki, kalbimin atlarn duyuncaya dek beni
rahatsz eden ve gittike artan duygularmm nede
nini bir trl anlayamadm. Bu, nceden okumu

21

ve yazm olduum, fakat hi tatmam olduum


bir duyguydu. Gzleniyor olmak duygusu. Odada
baka birinin bulunmasnn verdii duygu. Derken,
pencerede ani bir vuru, hayalet grisi bir grnt.
Elimdeki ikiyi dktm. Bir an dndm, sonra
yatamdan frlayp pencereyi atmda karmda
Bayan Golightly'yi grdm ve ona ne istediini sor
dum.
Yangn merdiveninden ieriye girerken, " Aa
da ok korkun bir adam var," dedi. "Yani aykken
tatl, fakat arab yuvarlamaya balaynca, ite o za
man aman Tanrm, tam bir canavar! Tiksindiim bir
ey varsa, o da sran adamlardr." Isrldm gs
termek iin gri hafif ynl elbisesinin bir omzunu
kaydrd. Elbisenin altna bir ey giymemiti. "Sizi
korkuttuysam zr dilerim. Canavar o kadar skc
olunca pencereden dar ktm. Samrm o benim
banyoda olduumu dnyor. Onun ne dnd
ne aldrdm yok, cam cehenneme, yorulur ve
uyuyakalr nasl olsa birazdan. Tanrm, uyumas ge
rek, nk yemekten nce sekiz martini, bir fili yk
maya yetecek kadar da arap iti. stersen beni d
arya atabilirsin. Evine byle aniden daldm iin
imdi ok utanyorum senden. u yangn merdiveni
de ne kadar soukmu. Sen de ylesine scak gr
nyorsun ki. Tpk erkek kardeim Fred gibi. Biz bir
yatakta drt kii uyurduk, souk gecelerde yalnz

22

Fred kendisine sarlmama izin verirdi. Aklma gel


miken, sana Fred desem kzar msn?"
Odann ortasna kadar ilerledi, orada bana ba
karak duraklad. Daha nce onu kara gzl ol
madan grmemitim, imdi belliydi ki bu gzlk
numaralyd. nk gzlerini bir kuyumcu gibi k
sarak bakyordu. Biraz mavi, biraz yeil, zeri kah
verengi benekli, iri gzlerdi bunlar. Salar gibi ok
renkliydiler, salar gibi gzleri de canl ve lk bir
k sayordu. "Sanrm beni ok utanmaz buluyor
sun, ya da ok deli ya da baka bir ey."
"Hi de deil."
Umudu krlm gibi bakt. "Evet, yle. Herkes
yle bulur. Ama ben aldrmam. Byle olmak da iyi
dir."
Aya krk, krmz kadife koltua oturdu, ayak
larm altna ald, gzlerini daha belirgin bir ekilde
krptrarak odaya gz att. "Bu korkun odada na
sl yayorsun?"
Bu syledii hi houma gitmemiti, fakat "Ah,
insan her eye alabiliyor," dedim. Aslnda ben dai
remden memnundum.
"Ben alamam. Hibir eye alamam. Her eye
alabilen bir kimse gebersin daha iyi." Kmseyen
gzlerle oday yeniden tarad. "Btn gn burada
ne yapyorsun?" Kitap ve kt ynlaryla dolu
masaya doru yrdm. "Yaz yazyorum."

23

"Ben yazarlarn ok yal olduunu dnrdm.


Tabii Saroyan yal deil. Ona bir partide rastladm,
hi de yal deildi. Aslnda..." dnceye dalarak,
"daha dikkatli tra olsa... Aklmdayken soraym,
Hemingway yal m?"
"Sanrm krk yalarnda olmal."
"Yal deilmi. Bir adam krkna gelmeyince beni
heyecanlandrmaz. Bana durmadan kafa tamircisine
gitmemi salk veren bir kz biliyorum, bende baba
kompleksi olduunu sylyor. Bu berbat bir eydir.
Ben kendimi yal erkekleri sevmeye altrdm, bu
da imdiye kadar yaptm en akllca ey oldu. W.
Somerset Maugham ka yanda?"
"Tam bilmiyorum. Altmnda galiba."
"Pek fena deil. Ben bir yazarla hi yatmadm.
Hayr, dur. Benny Shacklett'i tanyor musun?" Ka
fam sallaynca kalarn att. "ok garip. Radyo
ya bir ym ey yazmtr. Fakat, tam bir sandr o!
Syle bana, sen gerekten yazar msn?"
"Gerek yazar olmaktan ne anladna bal bu."
"Peki yleyse sevgilim, yazdklarn kimse satn
alyor mu?"
"Henz byle bir ey yok."
"Sana yardm edeceim," dedi. "Bunu yapabili
rim. Btn tandklarm, bir de onlarn tandklarn
bir dnsene. Sana yardm edeceim, nk karde
im Fred'e benziyorsun. Yalmz daha ufak tefeksin.

24

On drt yandan beri onu grmedim, evden o za


man ayrlmtm, o zaman bile bir seksenbe boyun
dayd. br kardelerim ise senin kadard, boylar
ok uzamamt. Fred'i o kadar uzun boylu yapan
ey, fstk ezmesi oldu. Herkes, onun durmadan
fstk ezmesi tknmasn manyaka bulurdu. O, bu
dnyada atlardan ve fstk ezmesinden baka hibir
eyi sevmezdi. Ama Fred hi de manyak deildi;
yalnzca tatl, anlalmaz ve korkun derecede uyu
uktu. Ben evden katm zaman, sekizinci snfta
nc ylyd. Zavall Fred. Acaba ordu, ona bol bol
fstk ezmesi veriyor mu? Aklma gelmiken syle
yeyim; alktan lyorum."
Elma dolu meyve taban gsterdim, evden niin
o yata katn sordum. Bana bo bo bakt, burnu
nu gdklamyormu gibi ovuturdu. Bu hareketi sk
sk tekrarlyordu, sonradan anladm ki, cevap ver
mek istemedii bir soruyu geitirmek istediinde
hep bunu yapyordu. Dorudan doruya ak bir
cevap gerektiren bir soru, baz insanlar korkusuzca
bilgi vermeye nasl iten bir istekle srklerse, onu
da korunmaya doru itiyordu. Elmadan bir srk
alarak, "Bana yazm olduun bir eyi anlat. yk
ksmm," dedi.
"ok g bir i bu. Bunlar anlatlacak trden y
kler deil."
"ok mu ak sak?"

25

"Belki gnn birinde bir tanesini okumana izin


veririm."
"Viski ile elma iyi gider. Bana bir iki hazrlasana,
sevgilim. Sonra da bana bir ykn okuyabilirsin"
Pek az yazar, zellikle de yazlar hi baslmam
olanlar, sesli okuma arsna kar koyabilir. Ben
ikimize de iki koyup, onun karsndaki koltua
oturdum, okumaya baladm. Sesim, ok heyecan
l ve istekli olduum iin biraz titrekti; bu yeni bir
ykyd, bir gn nce bitirmitim, o kanlmaz
baarszlk duygusu henz iimi kaplamamt.
Bu yk, birlikte yaayan iki kadn retmen hak
kndayd. Kadnlardan birisi nianlannca, teki bu
evlilii nleyecek bir skandal karmak amacyla
imzasz mektuplar yazmaya balyordu. yky
okurken, Holly'ye her kaamak bakm kalbimi s
ktrd. Oturduu yerde kprdayp duruyordu. Kl
tablasndaki izmaritleri kartrd nce, trplemek
istiyormu gibi trnaklarna dalgn dalgn bakt son
ra. Daha kts, tam onun ilgisini ekmeye balad
m sandm anda, yzn neeli bir ifade kapla
d sanki bir vitrinde grm olduu ayakkaby
almay dnyordu.
Kendine gelerek, "Sonu bu mu?" diye sordu. Daha
bir eyler sylemek iin abalad. "Ben lezbiyenleri
severim. Beni hi rktmezler. Ama lezbiyenler ze
rine yazlan ykler ok canm skar. Kendimi bir

26

trl onlarn yerine koyamam/' aknlm grn


ce, 'T ek i ama sevgilim," dedi "eer bu yk bir ift
budala lezbiyen zerine deilse, ne zerine?"
Bu yky okumu olmakla yaptm yalnln
zerine bir de bunu aklamaya kalkarak daha da
utanlacak bir duruma dmek istemiyordum. By
le bir dnceye yol aan gururum, imdi de onu
duygusuz, kafasz bir gsteri budalas gibi grme
ye zorlad beni.
"unu soraym," dedi, "hi tandn iyi bir lezbi
yen var m? Bir oda arkada aryorum da. f, gl
me. O kadar dzensizim ki, bir hizmeti tutmaya da
gcm yetmiyor. Lezbiyenler gerekten ok iyi ev
hanm olurlar, btn ileri yapmaya baylrlar. Bylece ne ortalk sprme, ne buzdolab temizleme,
ne de amarhaneye amar gnderme ileriyle
urarsn. Hollyvvood'da bir oda arkadam vard.
Kovboy filmlerinde oynuyordu, ona Lone Ranger
derlerdi. Evin iinde bir erkekten daha iyiydi. Tabii
onun yznden herkes benim de lezbiyen olduu
mu dnyordu. yleyim elbette. Herkes yledir,
bir para. Ne olmu yani? imdiye dek bu hibir
erkein cesaretini krmad, hatta bu, onlar daha da
kkrtyor. Lone Ranger'a baksana, iki kez evlen
di. Genellikle lezbiyenler bir kez evlenir, sadece bir
soyad kazanmak iin. Daha sonradan Bayan Falan
Filan diye arlmak bir etiket gibidir. Olamaz!"

27

Masann zerindeki alar saate hayretle bakt: "Saat


drt buuk olamaz!"
Camn rengi maviye dnmekteydi. Sabah rzgr
perdeleri uurdu.
"Bugn ne?"
"Perembe."
"Perembe." Ayaa kalkt. "Tanrm," diyerek bir
iniltiyle tekrar yerine oturdu. "Bu ok korkun."
Meraklanamayacak kadar yorgundum. Yataa
uzanarak gzlerimi kapadm. Fakat yine de kendimi
alkoyamadm: "Neden perembe korkunmu?"
"Hi. Yalmz u var ki, Perembe ne abuk geldi,
onu anlamadm. Perembe gnleri sekiz krk bei
yakalamak zorundaym. Ziyaret saatleri konusunda
yle dikkatliler ki. Eer oraya saat onda gidersem,
zavall adamlar bir saat sonra yemee gidiyorlar.
Dn bir kez: on birde le yemei. Saat ikide de
gidebilirdim, bu benim iin ok daha iyi olurdu; fa
kat o benim sabahlar gitmemi istiyor. Bylece g
nn geri kalan ksmnda rahat ediyormu," diyerek
yanaklarm kzanncaya dek imdikledi. "Uyumak
iin zaman yok, imdi azck uyursam veremli gibi
grnrm, rk bir bina gibi kerim, bu da hak
szlk olur; bir kz, yemyeil bir suratla Sing Sing
Cezaevi'ne gidemez."
"Doru, gidemez," dedim. ykm iin syledik
lerinden sonra ona kar fkem gittike kabaryor

28

du; ama ite o yeniden ilgimi ekmeyi baarmt bir


ekilde.

"Btn ziyaretiler, en iyi halleriyle grnmek


iin aba gsteriyorlar; bu da ok ince ve tatl bir
davran. Btn kadnlar en gzel elbiselerini gi
yerler, yallarla yoksullar bile, ite onlar bunun
iin seviyorum. ocuklar da seviyorum, zellikle
kara renkli olanlar, yani kadnlarn yanlarnda ge
tirdikleri ocuklar. Bu ocuklar orada grmek h
zn verici gibi gelir, insana, fakat hi de yle deil.
Salarnda kurdeleler, ayakkablar prl prl. Sanki
dondurma yemeye gidiyorlar; ziyareti odas bazen
neye benziyor biliyor musun, neeli bir partiye. Her
neyse, filmlere hi benzemiyor bu; bilirsin, bir par
makln nnde bir yn ac konuma yaplr. Bu
rada parmaklk yok, yalmzca arada uzun bir masa
var; ocuklar da babalarm kucaklamak iin bunun
zerinde ayakta durabilirler. Birisini pmek istersen
kar tarafa doru eilebilirsin, o kadar. En ok ho
uma giden ey, kiilerin birbirlerini grnce o ka
dar mutlu olmalar. Birbirlerine syleyecek bir yn
szleri var, skc olmalar mmkn deil. Durma
dan glp, el ele tutuurlar. Bundan sonras ise
daha bakadr," dedi. "Onlar trende grrm sonra.
Nehrin akn seyrederken sessizce otururlar." Bir
tutam san azna gtrerek, dnceli dnceli
srd. "Seni uykusuz bkaryorum. Yat uyu artk."

29

"Ltfen devam et. Anlattklarn ok ilgin."


"Fark ettim ilgin bulduunu. te bunun iin
de uyuman istiyorum. Eer devam edersem sana
Sally'yi anlatacam. Bunun da doru bir ey ola
cam sanmyorum." Sessizce san inedi. "Bunu
kimseye syleme diye bana tembih etmediler. Ger
ekten de gln. Belki deiik adlarla falan bir
yk iin kullanabilirsin bunu." Bir elma daha al
mak iin uzand. "Dinle, Fred," dedi. "imdi bu an
latacaklarm kimseye sylemeyeceine dair yemin
et bana, dirseini p mesela..."
Ancak kklar dirseklerini pebilirlerdi, bu ne
denle tam pmeyi beceremesem de hareketimi ka
bul etmek zorundayd.
Elmadan kocaman bir srk alp, "Am an" dedi,
"belki de gazetelerde onunla ilgili bir eyler oku
musundur. Ad Domates Sally. Ben onun ngilizce
konumasndan daha iyi branice konuurum. ok
tonton bir ihtiyardr, ok da sofu. Eer altn dileri
olmasayd bir rahibe de benzeyebilirdi. Benim iin
her gece dua ettiini sylyor. Hibir zaman o be
nim sevgilim olmad, tabii; aslnda ben onu hapse
girdii zamana kadar tammyordum. Yedi aydr her
Perembe onu grmeye gittiim iin herhalde im
di kendisini tapacak kadar seviyorum, samrm artk
bana para vermese bile onu grmeye giderdim." El
mann geri kalan ksmm pencereden aa frlata-

rak, "B u elm ann ii gem i/' dedi. "Aklmdayken


unu da syleyeyim , Sally'yi uzaktan tanrdm. Joe
Bell'in barna, u kedeki bara gelirdi; hi kimseyle
konumazd, otel odalarnda yaayan adamlar gibi,
orada tek bana otururdu. Gemii dnnce, beni
nasl yakndan gzlem lediini hatrlamak ok tuhaf.
nk o tutuklandktan hemen sonra bana bir telg
raf geldi. ( J e Bell onun resmini bana gazetede gs
termiti. G izli ebekeler. Uyuturucu maddeler. Bir
yn grlt patrt ite, sonunda da be yl verdi
ler.) Telgraf yleydi: 'Kendi iyiliin iin bilgi almak
zere hem en beni gr.'"
"Sen de sandn ki biri sana bir milyon brakt."
"H i de deil. Bergdof yine toparlanmaya bala
d diye dndm . Her eyi gze alarak bu avuka
t grmeye gittim (Bu adam eer bir avukatsa tabii.
Bundan phe ediyorum, nk bir brosu bile yok.
Her seferinde, seninle Hamburg Heaven'da bulu
alm der; bunun nedeni de, ok iman oluu. Bir
oturuta on tane sandvi, iki tabak salata ve btn
bir limonlu pastay yiyebiliyor). Avukat bana, 'yal
ve yalnz bir adam elendirip her hafta bir yzlk
almay istemez misin?' diye sordu. Ben de ona, 'bak
sevgilim,' dedim, 'sen yanl kap almsn. Hem
elendirip, hem de hastaya bakan hemirelerden
deilim b en / Hizmet karlnda verilecek parann
etkisinde de kalmamtm. Bu kadar paray tuvalete

31

birka ziyaret yaparak da alabilir insan. Beylerin en


kabas bile, kzlara tuvalete gitmeleri iin bir ellilik
verir, ben her zaman aynca taksi parasn da alrm,
bu da bir ellilik eder. Fakat avukat bana mterisi
nin Domates Sally olduunu syledi. Sevgili ihtiyar
Sally'nin uzun zamandr beni a la distance (uzaktan)
beendiini de ekledi; onu her hafta grmeye git
mem ne iyi olacakt. te bu yzden hayr diyeme
dim; durum ok romantikti."
"Bilmem ki. Ben bunu pek doru bulmuyorum."
Glmsedi. "Yalan sylediimi mi dnyor
sun?"
"Bir kere, her nne geleni, bir tutukluyu ziyaret
etmesi iin ieriye brakmazlar."
"Oh, elbette brakmyorlar. Epey skc, baya
olay karyorlar. Ben szde onun yeeniyim."
"Her ey bu kadar kolay m diyorsun? Bir saatlik
konuma iin sana yz dolar veriyorlar yle mi?"
"O deil, avukat veriyor. Ben hava raporunu ve
rir vermez, Bay O'Shaughnessy paray bana postay
la yollar."
"Sannm bu yzden ban derde girebilir," diye
rek lambay sndrdm; lamba artk gerekli deildi,
sabah olmutu, gvercinler yangn merdiveninde
guruldamaya balamt.
Ciddiyetle, "Nasl?" diye sordu.
"Yasalarda yanl kimlik bilgisi vermekle ilgili

32

bir eyler olm as gerek. Sen onun yeeni deilsin.


Hava raporu da ne?"

Esnerken azna vurdu. "Bu nemli bir ey deil


ki. Tek yaptm, telesekretere baz mesajlar brakyo
rum. Bay O'Shaughnessy benim oraya gittiimi bilsin
diye. Sally bana neler syleyeceimi sylyor, sz
gelii Kba'da kasrga var, Palermo'ya kar yayor
gibi." Yataa doru yryerek, "Endielenme" dedi.
"Ben uzun zamandr kendi bamm aresine bakyo
rum." Sabah gnei ona dedike sanki yn deiti
riyordu; pikeyi eneme doru ekerken, yz saf bir
ocuunki gibi parlyordu. Sonra geldi yanma yatt.
"Uzanabilir miyim? Yalmzca bir dakika dinlenmek
istiyorum. Artk hibir ey konumayalm. Sen uyu."
Uyuyor gibi yaptm, yava ve dzgn nefes al
maya baladm. Yan bamzdaki kilisenin kulesin
deki an saat ban bildirdi. Elini kolumun zerine
koyduu zaman saat altyd. "Zavall Fred," diye f
sldad, benimle konuuyor gibi grnyordu, ama
seslendii ben deildim. "Neredesin Fred? Hava
ok souk. Rzgr buz gibi esiyor." Yanam omzu
ma dayad, lk ve slak bir arlk hissettim.
"Niin alyorsun?"
Geriye srad, oturdu. "Tanr akna," diyerek
pencereye ve yangn merdivenine doru yrmeye
balad. "Her eye burnunu sokanlardan nefret ede
rim

33

Ertesi gn, Cuma gn, eve gelince kapmn


nnde Charles & Co. etiketini tayan byk, lks
bir sepet buldum, zerinde onun kart vard: Bayan
Holy Golightly, Gezgin. Arkasna mark anaokulu
ocuklarnn biimsiz yazsyla unlar karalamt;
"Tanr seni korusun, Fred. Geen geceyi bala ltfen.
Her bakmdan bir melek gibiydin. Mille tendresses (kucak
dolusu sevgiler.) Holly. Not: Seni bir daha rahatsz etme
yeceim. " "Ltfen edin," diye bir cevap yazdm ve
bu notu, ancak bir sokak satcsndan alabildiim bir
demet meneke ile birlikte kapsna braktm. Kesin
karar vermi olmalyd ki, onu bir daha ne grdm,
ne de ondan bir haber aldm; sonradan rendii
me gre, sokak kaps anahtarndan alacak kadar
ilerleme gstermi. Her neyse, bir daha zilimi hi
almad. Bense bunu zlyordum; gnler getike
ona kar krgnlk duymaya baladm. Sanki en ya
kn dostum beni ihmal ediyordu. Yaamma rahatsz
edici bir sessizlik kt, fakat bu yalnzlk, uzun s
reden beri tandm eski arkadalarma kar bir z
lem duymam gerektirecek kadar etkili olmad. On
lar benim iin artk tuzsuz, ekersiz perhiz yemek
leri gibiydiler. Holly, Sing Sing Cezaevi, Domates
Sally, kadnlar tuvaletine girmek iin elli dolar veren
erkeklerin dnyas gibi dnceler aklm ylesine
kurcalyordu ki arambaya kadar alamadm. O
gece Holly'nin posta kutusuna bir mesaj braktm:

34

Yarn Perem be. Ertesi sabah bana ocuksu yazsyla


bir not gnderdi: Hatrlattn iin Tanr seni korusun.
6 sularnda bir iki imek iin bana urayabilir misin?
A lty o n geeye d ek bekledim , sonra kendimi be
dakika daha oyaladm .

Kapy aan yaratk, puro ve Knize kolonyas ko


kuyordu. Ayakkablarnn topuklar yksekeydi.
Bu birka santimlik ek ykseklik olmasayd, adama
baya ksa boylu denebilirdi. illi kabak kafas bir
cce kafas gibi iriydi; bu kafaya ilitirilmi bir ift
kulak gerekten cce kulaklaryd. Hafif patlak inli
gzleri merhametsizdi. Kulaklarndan, burnundan
saak gibi kllar fkryordu. Yanaklar, leden
sonraki sakalyla grilemiti, elimi skarken hissetti
im eli de kllarla kaplyd.
Purosunu ieriden gelen su rltsn iaret eder
cesine uzatarak, "ocuk banyoda," dedi. inde bu
lunduumuz oda (ayakta duruyorduk, nk otu
rulacak bir ey yoktu) yeni tanlm gibiydi. Odada
bavullardan ve sandklardan baka hibir eya yok
tu. Sandklar masa hizmeti gryordu. Birinin ze
rinde martini malzemeleri, tekinde de bir lamba,
bir radyo, Holly'nin krmz kedisi ve sar gllerle
dolu bir vazo vard. Bir duvar boydan boya kap
layan kitapln bir rafmn yars edebi yaptlarla
doluydu. Odaya hemen sndm, yerleilmemi ha
vasn sevdim.

35

Adam boazn temizleyerek, "Seni bekliyor


muydu?" diye sordu.
Bam edim, evet diye cevap verdiimden ok
emin olmu grnmyordu. Souk gzlerini ze
rimde dolatrd, zeki, ie ileyen baklarla inceli
yordu beni. "Buraya beklenmedik pek ok kimse
gelir. Kz uzun sreden beri tanyor musun?"
"ok deil."
"yleyse iyi tanmyorsun?"
"Ben yukanda oturuyorum."
Bu cevap onu yeteri kadar rahatlatm grnd.
"Sizin daireniz de byle mi?"
"ok daha kk."
Sigarasmn kln yere silkti. "Buras tam bir
mezbelelik. Fakat sorun u ki kz, kendine yetecek
mangr olduu halde nasl yaanacan bilm ez."
Konumas sinirliydi, ses tonu huzursuzdu, "Sen"
dedi, "ne dnyorsun? Sence de yle, deil m i?"
"Ne demek yle mi?"
"Kak m yani?"
"yle olduunu dnmedim."
"Yanlyorsun. O kan biridir. Fakat bir bak
ma da haklsn. Kak deildir de, zr delidir. Akl
na esen btn zrvalklara inanr. Onu bunlardan
caydramazsn. Yanaklarmdan yalar dklene
dek uratm. Benny Polan, o her yerde sayg g
ren Benny Polan da alt. Benny onunla evlenmeyi

36

aklna koymutu; o ise buna yanamad. Benny onu


kafa tam ircilerine yollayarak belki binlerce dolar
harcad. Yalnz Almanca konuan o en nlsne bile
gnderdi. Grseydin oul, o adam nasl bandan
att onu. Bir trl caydramazsn onu zrvalklarndan," yumruunu hrsla bolua sallad, "btn bu
dncelerinden. Dene bir kez. nand baz eyleri
sylet ona. Ama bak," dedi, "ben bu ocuu yine de
severim. Herkes sever, ama aslnda sevmeyenler de
vardr. Ben severim. Bu ocuu ben gerekten sev
dim. Duygusal bir adammdr zaten. Onun deeri
ni anlayabilmek iin duygusal olman gerek; biraz
air gibi. Fakat sana dorusunu syleyeceim. Sen
onun iin beynini paralayabilirsin, o ise buna kar
lk sana tabak iinde at pislii sunar. Sana bir rnek
verecek olsam sorarm, bugn onu grdnde
kime benziyordu? Bu gidile o, gnn birinde de
okuyacaksm ya, bir ie Sekonal ile hayatna son ve
recek. Ben bunu yapanlar ok grdm. nan senin
ayak parmaklarnn saysndan daha ok grdm
bunu yapanlar. Onlar inan kak bile deildirler. Bu
ise kak."
"N e de olsa gen daha. nnde uzun bir hayat
var."
"Eer onun geleceinden sz ediyorsan yine ya
nlyorsun. Birka yl kadar nce, Bat'dayken her
ey bambaka olabilirdi. Onun iyiliine olacak bir

sr ey vard, ona ilgi duyan kiiler vard. te y


ryp gidebilirdi. yle bir frsat kardktan sonra
tekrar geriye dnemezsin. Luise Rainer'e sor. Rainer
bir yldzd. Tabii, Holly bir yldz falan deildi. Hi
bir zaman fotomodel olmaktan teye gidemedi. Dr.
VJassell'n yks filminden nceki dnemi anlat
yorum. Ondan sonra gerekten ilerleyebilirdi. Bunu
biliyorum, nk onu drten herif bendim." Puro
suyla kendini iaret ederek, "O. J. Berman" dedi.
Karmda sayg grmek ister gibi bekledi, ben de
ona karlk vermekten kanmadm; bu benim iin
g bir ey deildi, ne var ki O. J. Berman adn daha
nce hi duymamtm. Sonradan anlald ki adam
Hollywood'da bir menajer imi.
Anlatmaya balad. "Onu ilk gren ben oldum.
Santa Anita'da. Her gn yollarda babo dolap
dururken. Mesleim yznden ona ilgi duydum.
rendim ki bir jokeyin kadnym, o bodurla ya
yormu. Jokeyi buldum, eer byk olanlarla at
mak istemezsen kz brak dedim; bak kz daha on
beinde. Fakat gzel kz; olabilir, cana da yakn. Bu
kadar kaim ereveli gzlkler takarken bile, azn
at zaman bile, yine de onun Gney'deki dalar
dan m geldiini, bir OklahomaT m, neyin nesi ol
duunu bilemiyor insan. Ben hl bilmiyorum. Ben
ce kimse onun nereden geldiini renemeyecek.
yle Tanrnn belas bir yalanc ki, belki artk gerei

38

kendisi bile bilmiyor. Onun aksann dzeltmek tam


bir ylmz ald. Sonunda nasl baardk, biliyor mu
sun, ona Franszca dersleri vererek. Franszcay tak
lit etmeye baladktan sonra ngilizceyi dzgn ko
numas ok uzun srmedi. Onu Margaret Sullivan
tipine uygun olarak ekillendirmeye altk, ancak
sann baz kvrmlarn kendi isteine gre dzelt
mesine izin veriyorduk. nsanlar onunla ilgilenmi
lerdi, hem de byk adamlar, stelik saygdeer
herif Benny Polan bile. Benny onunla evlenmek isti
yordu. Bir menajer bundan ok ne isteyebilir? Sonra
hop! Dr. Wassel'n yks kt. Bu filmi grdn m?
Cecil B. DeMille. Gary Cooper. sa ak iin kendi
mi ldryorum, her ey hazr. Onu Dr. Wassell'in
hastabakcs rol iin deneyecekler, yani hastabak
clardan biri iin. Sonra, hop! Bir telefon alar." Bu
srada eliyle havada bir telefon tutar gibi yaparak
ahizeyi kulaana getirdi, "Kardaki ses: 'Ben Holly'
der. Ben derim ki: 'Balm sesin uzaklardan geliyor/
O cevap verir: 'New York'taym.' Ben derim: 'Ne
halt etmeye New York'tasn, yarn pazar, burada de
nemen varken?' 'Ben New York'taym nk daha
nce hi New York'a gitmemitim' der. Ben hemen:
'Poponu bir uaa koy ve buraya gel' derim. O ce
vap verir: 'stemiyorum.' Ben derim: 'Ne numara
evirmek istiyorsun peki bebeim?' O cevap verir:
'Sen bu denemenin iyi olmasn istiyorsun, ben ise

39

istemiyorum/ Teki/ derim ben de, 'sen ne cehen


nem istiyorsun?' O cevap verir: 'Bunu bir bilebildi
imde ilk sana syleyeceim/ Ne demek istediimi
anlyor musun, ite bir tabak iinde at pislii."
Krmz kedi sandn stnden atlayarak ada
mn ayaklarna srtnd. Kediyi ayann ucuyla
kaldrarak frlatt. Bu hareketi nefret dolu idi, ama
kedinin farknda bile deildi, yalnzca kendi fke
siyle ayan oynatmt.
Kollarn iki yana aarak, "Onun istedii bu mu
dur?" dedi. "Davetsiz bir sr adam? Bahilerle
yaamak. Serserilerle srtmek. Bylece belki Rusty
Trawler ile evlenir? Bunun iin ona bir madalya m
takmal?"
Dik dik bakarak bekledi.
"zr dilerim, onu tanmyorum."
Dilini kocaman aznn iinde oynatarak, "Rusty
Trawler'i tammyorsan, ocuu da tammyorsun de
mektir. ok kt," dedi. "Sizin belki etkiniz olabilir
diye umuyordum. Bylece ok gemeden ocuk da
biraz ilerleme gsterirdi."
"Fakat size gre bunu yapmas zaten mmkn
deil."
Purosundan bir halka fleyerek bunun dalma
sn bekledi, sonra glmsedi; bu glmseme onun
yzn deitirdi, yumuatt. "te tekrar balaya
bilirim. Sana az nce sylediim gibi," dedi ve im

40

di gerei aklyor gibiydi. "Bu ocuu gerekten


seviyorum."
"O.J. yine hangi samalklar anlatyorsun?"
Holly, zerine gstermelik sarlm bir havlu ve slak
ayaklarndan szan su damlacklaryla ieri dald.
"Her zamanki samalklar. Senin deli olduu
nu."
"Fred bunu zaten biliyor."
Banyo baln tutup ekerek salarn silkeledi
ve "Bana bir sigara yak sevgilim," dedi. "Sen deil.
O. J. Sen yle aptalsn ki! Sigaray zenciler gibi du
daklarna yaptrp emiyorsun."
Kediyi ensesinden yakalayp omzuna att. Kedi
orada bir ku dengesiyle tnedi, trnaklaryla yn
rer gibi kzn salarnn iine dald. Bu gln ha
reketlerine karn, boaz kesilmi bir korsan kafas
gibi yabani grn vard. Gznn biri krd,
br kt kt bakyordu.
Benim yaktm sigaray alrken, "O. J. aptaln bi
ridir" dedi. "Ama korkun derecede ok telefon nu
maras bilir. David O. Selznick'in numaras neydi.
O . J.? "

"Kes unu."
"aka etmiyorum, sevgilim. Ona telefon edip,
Fred'in nasl olaanst bir insan olduunu syle
meni istiyorum. Bir sr yk yazm. Aman, kzar
ma, Fred. Olaanst bir insan olduunu sen deil,

41

ben syledim. Gel buraya, O.J, Fred'i zengin etmek


iin ne yapacaksn?"
Yanmzdan ayrlrken O.J.'e, "Unutma," dedi,
"ben onun menajeriyim. Bir ey daha: Seslendiim
zaman gel fermuarm ek. Eer kapy alan olursa,
onlar da ieriye al."
Kapy birok kii ald. Oday on be dakika iin
de ou niformal bir erkek srs doldurdu. ki
deniz subay, bir hava albay grdm. Fakat bunlarn
saylan, askere alnma yam oktan geirmi gri sal
adamlarn yamnda ok az kald. Bu konuklarn yal
olmak dnda bir benzerlikleri yoktu. Hepsi yaban
clar arasnda yabanc gibiydiler. Kapdan grnen
her yz, tekileri grd zaman korkusunu sakla
maya alt. Sanki ev sahibi bardan bara dolaarak
davetiye datmt; herhalde durum byleydi. Ba
langta kalarm atmalarna ramen, sonunda ho
murdanmadan birbirleriyle kaynatlar. O. J. Berman
benim Hollywood'daki geleceim hakknda konu
mamak iin kendisini zellikle yeni topluluun iine
att. Ben kitap raflaryla babaa kalmtm. nm
deki rafn yarsmdan ou atlar zerineydi, geri ka
lan da beyzbol zerine. Binek Atlar ve Nitelikleri adl
bir kitaba ilgi duymu gibi grnmek, Holly'nin ar
kadalarm gzleyebilmem iin iyi bir frsat yaratt.
O anda bunlardan biri gzmde nem kazand:
zerinden bebeklik tombulluunu hl atamam,

42

orta yal bir adam. Ne var ki, usta bir terzi onun
iman ve iyice pataklanabilir poposunu hemen he
men rtmeyi baarmt. Vcudunda kemik diye bir
ey yokmu gibi grnyordu. Kocaman bir sfr ra
kamna benzeyen yuvarlak yz hi el dokunulma
m bir bakire gibiydi. Sanki domu, ondan sonra
iirilmiti, derisi krksz bir balonu andryordu.
Az her an yaygara ve hrnlk yapmaya hazr ol
makla birlikte, tatl bir marklkla bzlmt.
Fakat onu tekilerden ayran ey grn deildi;
bym de klm grnl kiiler o kadar az
deildir. Onu tekilerden ayran ey, davranlary
d. Parti sanki kendi partisiymi gibi hareket ediyor
du. Enerji dolu bir ahtapot gibi martini kartryor,
tantrma konumalar yapyor, gramofonu alt
ryordu. Aslnda, onun hareketlerinin ounu ev sa
hibesi incelikle ynetiyordu: Rusty, zahmet olmazsa.
Rusty, ltfen unu yapar msn? Eer Rusty ona ak
idiyse, besbelliydi ki kz onun kskanlk duygular
n bu yolla kontrol ediyordu. Kzn bir elinde kedi
sini tayarak, br eliyle de bir kravat dzeltip bir
yaka inesini kartarak odamn ortasnda sekmesini
seyreden kskan bir adam kontroln kaybedebi
lirdi. Hava albaynn yakasndaki madalyon bile iyi
ce parlatld.
Rusty'nin asl ad Rutherfurd Trawler idi. Anne
ve babasm 1908 ylnda kaybetmiti. Babas bir

anaristin kurban olmu, annesi ise fel geirip l


mt. Be yandayken bana gelen bu ifte talih
sizlik Rusty'yi bir ksz, bir milyoner ve nl bir
kii yapvermi. O zamanlardan beri de Pazar ek
lerinin konusu olmu. Daha rencilii sralarnda
isim babas ve koruyucusu olan adamn sapklk
suuyla yakalanmasna sebep olmu; bundan sonra
da n bir kasrga gibi hzla yaylm. Daha sonra
evlilik ve boanmalar onun gazetelerin dedikodu
stunlarndaki yerini salamlatrm. lk kars na
fakasn alp, Kutsal Peder'in yolunu seti. kinci ka
rsndan pek sz edilmedi; ncs ise New York
Eyaleti'nde bir anta dolusu belge ile veraset davas
at. Son Bayan Trawler' kendisi boad, ondan ika
yeti de, karsnn kendi yatnda bir isyan balatm
olmasyd; bu isyan yznden Dry Tortugas'ta yat
tan inmek zorunda kalmt. O zamandan beri be
kar yaamakla birlikte, savata ilkin Unity Mitford'a
evlenme teklif ettii bilinmektedir. Ya da hi olmaz
sa, ona telgraf ekip, eer Hitler onunla evlenmez
se kendisinin evlenmek istediini bildirmi olduu
sanlmaktadr. Winchell'in ondan her zaman "Nazi"
diye sz etmesinin sebebinin de bu olduu sylenir.
Bunlar bana anlatlmad. Holly'nin raflarndan
setiim Beyzbol Klavuzu adl kitabn iinde oku
dum. Holly bu kitab bir am defteri olarak kullanm
olmalyd. Sayfalarnn arasna Pazar eklerinden ya-

44

zlarla, dedikodu sayfalarndan kesilmi paralar s


ktrlmt. Rusty Trawler ve Holly Golightly "One To
uch o f Venus"n galasnda bir arada. Holly arkamdan
gelerek beni kitab kartrrken yakalad: Boston'un
Golightly ailesinden Bayan Golightly, 24 kratlk Rusty
Trawler ile gn n gn etm ekte.
O m zum d an bakarken gne gzln ayarla
yarak, "H ak k m d a kan yazlara m bayldn, yoksa
yalnzca b eyzb ol d elisi m isin ?"

"Bu haftann hava raporu neydi?" diye sordum.


Gz krpt, fakat aka yapmyordu; bu bir uyary
d. "Atlar ok severim," dedi. Sesindeki gizli tn,
Domates Sally zerine syledii eyleri unutmam
istediini iaret ediyordu. "Radyoda beyzboln ad
n bile duymaktan nefret ederim, fakat dinlemek
zorundaym, bu benim aratrmamn bir paras.
Erkeklerin konuabilecei eyler o kadar snrl ki.
Eer bir erkek beyzbol sevmiyorsa, o zaman atlar
sevmek zorundadr, eer ikisini de sevmiyorsa, o
zaman kt durumdaym. Bu, kzlar da sevmiyor
demektir. O. J. ile aran nasl?"
"Karlkl anlaarak ayrldk."
"nan bana onu tammak byk bir frsattr."
"Sana inanyorum, ama benim ona bir frsat ola
rak verebilecek neyim var ki?"
"Yanma git ve onu hi de gln grnmedii
konusunda ikna et. Sana gerekten yardm edebilir,

45

Fred," diye direndi.


"Senin onun yardmn istemediini ren
dim." Bu szm onu artmt. "Dr. VVassell'n
yks'nden sz ediyorum," diye ekledim.
"Hl bunu mu anlatyor?" diyerek odann kar
tarafndaki Berman'a sevgi dolu bir bak frlatt.
"Ama hakl olduu bir nokta var, kendimi sulu say
malym. Bu rol bana vereceklerinden ya da benim
bunu baarabileceimden deil. Onlar bana bu rol
vermezlerdi, ben de beceremezdim zaten. Kendimi
sulu saymalym, nk ben bununla ilgili bir dam
la bile hayal kurmazken, onun hayal iinde yaama
sna gz yumdum. O zamanlar kendimi gelitirme
ye urayordum. Bir sinema yldz olamayacam
da iyi biliyordum. Bu ok gtr, eer akll biriysen,
ok utandrcdr da. ok derin aalk kompleksim
de yoktur benim. Bir sinema yldz olmamn, aym
zamanda kocaman ve iman bir benlie sahip ol
mak anlamna geldiini herkes bilir. Gerekte ise
hibir benlie sahip olmamak gerekir. Bu hayatta
zengin ve nl bir kii olmay istemezdim demiyo
rum. Bu benim planlarmda var ve gnn birinde
bunu baaracam da umuyorum. Fakat byle olsa
bile, benliimin peim sra gelmesini isterdim. G
zel bir sabah uyanp da Tiffany'de kahvalt ettiim
zaman bile yine kendim olmak isterim." Ellerimin
bo olduunu grerek, "Bir iki imez misin?" dedi.

46

"Rusty, arkadam a bir iki getirir misin?"


Kediye h l sarlm aktayd. Ban gdklayarak,
"zavall ap tal" dedi, "zavall adsz aptal. Bir ad ol
mamas biraz g oluyor. Fakat ona bir ad takmavn
da hakkm yok. B irinin oluncaya dek beklemes g
rek. Biz birbirim ize bir gn rmak kenarnda rastla
dik; o zgr b ir hayvan, tabii ki ben de yleyim. Ben
gerek kendim in, gerek benim olacak her eyin ait
olduu yeri bu lu ncaya dek hibir eye sahip olmak
istem iyorum. H enz bu yerin de nerede olduunu
bilmiyorum. A m a bu yerin nasl bir yer olduunu
biliyorum ." G ld ve kediyi yere att. "Tiffany'ye
benziyor. M cevh ere be para deer verdiimden
deil. Elm asa hayr demem. Fakat krkndan nce
elmas takm ak da ok sam a; hatta o zaman bile teh
likeli. Elm as yalnzca ok yal kadnlarda iyi duru
yor. M ario O uspenskaya. Buruukluklar ve kemik
ler, beyaz sa ve elm as; sabrszlanyorum. Tiffany
iin deli olm am n nedeni bu deil. Dinle. Kt kr
mzla y akalan dn gnleri hatrlyorsun, deil
mi?"
"K eder m avileri gibi m i?"
"H ayr," dedi yavaa. "Hayr, keder mavilerine
imanlamaya baladn zaman ya da ok uzun bir
sre yam ur yad zaman yakalanrsn. Yalnzca
kederlenirsin, o kadar. Fakat kt krmzla yaka
lanmak ok korkuntur. Korkmaya ve cehennem-

devmisin gibi terlemeye balarsn, neden korktu


unu da bilmezsin. Yalnzca kt bir ey olacaktr,
takat ne olacan bilmiyorsundur. Bu duyguyu hi
yaadn m?"
"Olduka sk saylr. Bazlar buna sknt der."
"Peki, sknt diyelim. Fakat bunun nne ge
mek iin ne yapabilirsin?"
"ey, iki ie yarayabilir."
"Bunu denedim. Aspirini de denedim. Rusty af
yon imenin iyi olacan dnyor, bir sre onu
da kullandm, fakat bu beni yalnzca kkr kkr gl
dryor. En iyi eyin, bir taksiye binip Tiffany'ye
gitmek olduunu buldum. Orann sessiz ve gurur
lu grn beni bir anda durgunlatryor. Orada
kimsenin bana kt bir ey gelmez; gzel giysili
iyi adamlarn, gm sslemeleri olan timsah derisi
czdanlarn kokular arasnda byle bir ey olamaz.
Gerek yaamda bana Tiffany'nin verdii bu duy
gulan verebilecek bir yer bulursam, hemen birka
eya alp kediye de bir ad takardm. Dndm ki,
belki savatan sonra Fred ile ben..." Koyu renk gz
ln kaldrp alnna koydu ve baklar, deiik
renkleri, grileri, yer yer mavi ve yeil renkleriyle,
uzaklan gren bir keskinlie brnd. "ok nce
Meksika'ya gitmitim. At yetitirmek iin ok hari
ka bir lke. Deniz kenannda bir yer grdm. Fred
atlardan iyi anlar."

48

Rusty Trawler elinde bir martini ile geldi, yz


me bakmadan bana uzatt. "Am" diye sylendi;
kendisi gibi gelimemi sesi, Holly'yi sulayan, sinir
bozucu bir ocuk alay gibiydi. "Saat yedi buuk
oldu, ben am. Doktorun ne dediini biliyorsun."
"Evet, doktorun ne dediini biliyorum."
"Peki, yleyse, kes unu. Haydi gidelim."
"Senden kibar davranman istiyorum Rusty,"
diye yavaa konutu. Fakat sesinin tonu, karsn
dakinin yzn honutlukla kzartacak, minnettar
lkla pembeletirecek bir paylamay andryordu.
Sanki orada yalnzlarm gibi, "Sen beni sevmi
yorsun," diye sylendi.
"Kimse yaramazl sevmez."
Onun iitmek istedii cevab ald apakt; bu,
onu hem heyecanlandrd hem de rahatlatt. Konuma
kutsal bir eymi gibi srd: "Beni seviyor musun?"
Holly ona hafife vurdu. "Sen iine bak, Rusty.
Ben hazr olduum zaman nerede istersen yemee
gideceiz."
"Chinatown?"
"Fakat bu, yal domuz pirzolas yiyeceksin de
mek deildir. Doktorun ne dediini biliyorsun."
Rusty mutlu rdek yryyle grevinin bana
giderken, ben de Holly'ye Rusty'nin sorduu soru
ya cevap vermediini hatrlatmaktan kendimi ala
madm. "Onu seviyor musun?"

49

"Sana, kendini herhangi bir kimseyi sevmeye


altrabilirsin demitim. Hem o ok berbat bir o
cukluk yaad."
"Eer o kadar berbatsa, niin hl bir ocukmu
gibi davranyor?"
"Kafan kullansana. Grmyor musun, u besbel
li ki Rusty etek giymektense ocuk bezleri iinde ya
amakla daha mutlu oluyor. Onun yapaca seim
de bu iki ey arasndadr, yalnzca bu noktada ken
disi ok alngandr. Ona bymesini ve bu gerei
kabul ederek babacan bir kamyon ofryle evcilik
oynamasn sylediim iin beni kk bir bakla
yaralamaya kalkt. Bu arada ben de ok iyi bir ey
yaptm, onu avucumun iine aldm. ok zararszdr,
kzlan tam bir bebek sanr."
"Tann'ya kr."
"Ama btn erkekler iin bu byle olsayd,
Tann'ya zor krederdim."
"Demek istedim ki, Tann'ya kr, Bay Trawler
ile evlenmeyeceksin."
Bir kam kaldrd. "Sras gelmiken unu da
syleyeyim; onun zengin olduunu bilmezlikten
gelmiyorum. Meksika'daki araziler pahal. im
d i..." diyerek beni ileri doru itekledi, "haydi gidip
O. J.'i ele geirelim."
Geri durarak bu ii ertelemek iin aklm iletme
ye baladm. Sonra hatrladm, "Niin gezgin?"

50

"Kartmn stnde mi?" diye sinirlenerek sordu.


"Gln m buluyorsun?"

"Gln deil, yalnzca insamn sinirine doku


nuyor." Omuzlarm silkti. "Her ey bir yana, yarn
nerede olacam nasl bilirim? Onun iin kartma
'gezgin' yazmalarm syledim. Her neyse, bo yere
para harcamaktan baka bir ey deildi bu kartlar
bastrmak. u var ki, oradan bir ey satn almay ok
istedim. Tiffany'den almtm onlar." Benim marti
nime uzand; hi dokunmamtm. ki yudumda yu
varlad ve elimi tuttu. "Dikilip durmay brak, O. J.
ile arkada olacaksn," dedi.
Kapda geen bir olay bizi durdurdu. Gen bir ka
dn ieriye bir rzgr gibi, earplarndan ve angr
dayan altnlardan meydana gelmi bir kasrga gibi
girdi. Bir parman sallayarak ilerlerken, "Ho Ho
Holly," dedi, "Seni aalk istifi seni. Bu gzleri
k-kr o-olmu a-adam lann hepsini kendine ayr
yorsun!"
Boyu bir seksenin zerindeydi, oradaki adamla
rn oundan daha uzundu. Herkes omzunu dikle
tirdi, midesini ieri ekti; onun herkesi aan boyunu
gemek iin genel bir yar balad.
Holly, "Sen burada ne aryorsun?" dedi; dudakla
r gerilmi, sicim gibi sklmt.
"Niin hi hi hi ekerim. Yukarda Yunioshi ile
alyordum. Ba Ba Bazaar dergisi iin Noel eyleri.

Fakat ok cann sklm gibisin, ekerim." evresine


glck datt. "Siz o olanlar pa pa partinize bur
numu soktuum iin kzmadnz ya?"
Rusty Trawler kkr kkr gld. Kadnn kasla
rna hayranlk duyarcasna, kollarn sktrd, iki
iip imeyeceini sordu.
"Tabii ierim," diye cevap verdi. "Benimkisi viski
olsun."
Holly, "Hi viski yok," dedi. Bunun zerine hava
albay gidip bir ie viski almay nerdi.
"Oh, ortal te te telaa vermeyelim. Ben amon
yakla da yetinirim. Holly, balm," diyerek onu ha
fife drtt. "Benim iin zahmet etme. Ben kendimi
tantrm." O. J. Berman'a doru eilerek, "Ben Mag
Wi Wi Wildwood. Wild wo wo wood; Arkansas'dan.
Da lkesi." O. J. Berman'n baklar, birok ksa
boylu erkein uzun boylu kadnlarn yamndayken
duyduu arzuyla buulanmt.
Bu bir dans andryordu. Berman rakibinin bu
giriini nlemek istercesine sahnede ho ayak oyun
lar yapyor gibiydi. Sonunda kz sekizli bir gruba
kaptrd. Bunlar onun kekeme akalarm patlam
msr yutan gvercinler gibi yuttular. Bu gzle g
rlr bir baaryd. Ksa bir anda, gzellikten daha
avutucu olan irkinliin zaferi ortal ele geirmiti;
bu yalnzca bir paradoks yaratm olsa bile bir baa
ryd. yi ve sade bir beeni ve bilinli bir giyim ter

52

cihini sergilemek yerine, kz kulland ince taktikle


kusurlarnn altn abartarak izmiti. Kusurlarn
yiite kabul ederek onlar sslemiti. Uzun boyunu
daha da belli eden yksek topuklu ayakkablarnn
zerinde dizleri titriyordu. Dz smsk kemeri onun
plaja bir erkek mayosuyla gidebileceini gsteriyor
du. Arkaya doru skca toplanm sa, banda ne
kadar az sa olduunu, yznn bir manken gibi
alktan kuruduunu daha ok gsteriyordu. st
ne biraz basarak bile olsa, kekemeliini kendi ka
rna kullanmasn biliyordu. Bu kekemelik bir nem
belirtisiydi, nk bununla kendi bayalklarm
biraz ilgin yapmay beceriyor ve bunun yannda,
boyunun uzunluuna karn, onu dinleyen erkek
lerde bir koruma duygusu uyandryordu. rnein
u szleri sylerken Berman'n srtna vuruyordu:
"Tu tu tuvaletin ne ne nerede olduunu bana kim
syleyebilir?" Grubu epeevre dolandktan sonra,
adama kolunu uzatt ve kendisini tuvalete dek g
trmesi iin srkledi.
Holly, "Bu sam alk," dedi. "Buraya daha nce de
gelmiti. Nerede olduunu biliyor." Kl tablalarm
boaltyordu, M ag Wildwood tuvalete gitmek zere
ktktan sonra bir tabla daha boaltt. "ok zc,"
diye iini ekerek konutu. Kendisine merakla ba
kanlar sayabilmek iin bir sre duraklad, yeterli
bulunca konumasm srdrd. "yle anlalmaz

53

biri ki. Bunu siz de anlayacaksnz. Fakat Tanr bilir,


salkl grnyor. Yani, ey, temiz. Olaanst ta
raf da bu." Belirli bir kimseyi iaret etmeden, fakat
ilgiyle sorarak, "Ya siz, siz onun temiz grndn
sylemez miydiniz?"
Biri ksrd, birou yutkundu. Mag Wilwood'un
ikisini tutmakta olan bir deniz subay ikiyi brakt.
"Fakat, ite," diye sylendi, "birok Gneyli kzn
ayn derdi olduunu iitiyorum." Kibarca rperdi
ve biraz daha buz almak zere mutfaa gitti.
Mag Wildwood dnnde birdenbire kaybol
mu olan scak havay bulamaynca ne olduunu
anlayamad. Balam olduu konuma ya ktk
ler gibi, yanaca yerde ttmt. Daha da kts,
herkes onun telefon numarasn almadan ayrlyor
du. Havac albay arkas dnkken kat; ite bu ok
ar bir darbe oldu, nk az nce ondan bir akam
yemei daveti almt. Kzn gzleri birdenbire hi
bir ey grmedi. Gzyalarnn rimeli aktmas gibi
ekicilii birden kayboldu. Bunun hncn da her
kesten almaya balad. Ev sahibesinin bir Hollywo
od dejeneresi olduunu syledi. Elli yalarndaki
bir adam kavgaya ard. Berman'a "Hitler hakl
imi," dedi. Rusty Trawler ile bir kede kuvvet de
nemesi yaparak onu neelendirdi. Hi de kekeleme
den, "Sana ne olacak biliyor musun?" dedi. "Seni
hayvanat bahesine gtrp srlara yedireceim."

Adam ise ok istekli grnyordu ki, o srada Mag

yere dt, mrldanarak odann ortasna


oturdu ve Rusty'yi h a y a l krklna uratt.
Holly eldivenlerini takarken, "ok skcsn, kalk
oradan," dedi. Partinin son artklar da kapda bek
liyorlard; skc Mag yerinden kmldamaynca,
Holly bana zr dileyen bir bak frlatarak "Sen bir
meleksin Fred. Onu bir taksiye koyuver, olmaz m?
Winslow/da oturuyor," dedi.
"Hayr. Barbizon'da oturuyorum. Regent 4-5700.
Mag Wildwood'u sor."
"Sen bir meleksin Fred."
Herkes gitti birden. Bir Amazon'u taksiye gtr
mek dncesi ruhumu kaplayan fkeye gem vur
du. Fakat bu sorunu da yine Mag'in kendisi zd.
Kendi kuvvetiyle ayaa kalkarak tepeden bana sal
lantl bir gururla bakt. "Haydi gidelim leylek, ans
l bir balon yakaladn," dedi ve sonra balta vurul
mu bir mee aac gibi boylu boyunca yere ykld.
lk dncem bir doktora komak oldu. Fakat onu
bir yokladktan sonra, nabznn normal, solunumu
nun dzenli olduunu grdm. Yalnzca szmt.
Bamn altna bir yastk koyduktan sonra rahata
szmas iin onu yalmz braktm.
Ertesi gn leden sonra Holly ile merdivenler
de karlatm. Elinde eczaneden ald bir paketle
hzla geerken, "Sen " dedi. "Kz orada zatrreye

k ayarak

yakalanmak zere. stelik krktk sarho. Bunla


rn stne bir de kt krmzlklar." Bu szlerden
Mag VVildvvood'un hl apartmanda olduunu
kardm, fakat bu artc iyilik duygularnn nede
nini anlamama frsat vermedi. Hafta sonunda ise
bu anlamazlk daha da derinleti. lk nce kapma
yanllkla bir Latin Amerikal geldi, adam Bayan
Wilwood'u aryordu. Ona yanll anlatabilmem
epey zaman ald. Birbirimizin ne dediini bir trl
yakalayamyorduk, fakat anlatktan sonra ondan
baya holanmtm. Her paras dikkatle bir araya
getirilmiti; esmer kafas ile bir boa greisini an
dran grnnde bir btnlk, bir mkemmellik
vard; sanki doamn yaratt bir elma, bir portakal
gibi kusursuzdu. Bunlara ek olarak ngiliz kuma
ndan bir takm giymi, ar bir koku srnm ve
hi de Latinlere uymayan utanga baklarla etraf
szyordu. Gnn ikinci olay da bu adamla ilgi
liydi. Akama doru yemek yemeye giderken yol
da ona rastladm. Bir taksiyle geliyordu; ofr onun
bir yn bavulla eve girmesine yardm etti. Bu olay
benim azmda ineyip durduum bir sakz oldu;
fakat Pazar gn artk enem yorulmutu.
Sonra adamn grnts zihnimde hem karard,
hem de aydnland.
Pazar, bir yaz gn gibiydi; gne yakyordu,
pencerem akt. O srada yangn merdiveninde

56

s e s le r duydum. Holly ve Mag aralarnda kedi, bir


battaniyenin zerine yaylmlard. kisinin de yeni
ykanm salar sprge gibi sarkyordu. kisi de
meguld; Holly ayak trnaklarn boyamakta, Mag
de kazak rmekteydi. Mag konuuyordu.
"Bana sorarsan, sen a a anslsn derim. Hi ol
mazsa Rusty iin rahatlkla diyebilecein bir ey var.
Bir Amerikaldr o."
"Bravo ona."
" ekerim, sava devam ediyor."
"Biter bitmez de beni bir daha zor grrsn kzm."
"Ben yle dnmyorum. Vatanmla gu gu gu
rur duyuyorum. Benim ailemdeki erkekler byk
askerlerdi. Wildwood/un tam ortasnda Ba Baba
Wildwood/un bir heykeli durur."
"Fred de asker," dedi Holly. "Fakat hibir zaman
bir heykeli olacan sanmyorum. Olabilir de. Ne
kadar aptalsan o kadar cesursun derler. Fred olduk
a aptaldr."
"Fred, u yukardaki olan? Asker olduunu bil
miyordum. Fakat gerekten aptala benziyor."
"zgn. Aptal deil. eride olup dary seyret
mek istiyor; burnunu cama dayayp bakan kiinin
aptal grnmesi pekl mmkndr. Her neyse, o
baka Fred. Fred benim kardeim."
"Sen kendi ka ka kanma ve ca ca canna aptal m
diyorsun?"

57

"Aptalsa aptaldr."
"Ama bunu demek hi iyi bir ey deil. Hepimiz
iin arpan bir olana byle demek."
"Ne oluyoruz? Miting yeri mi buras?"
"Yalnzca benim hangi yanda olduumu bilme
ni istiyorum. Ben akadan holanrm, ama aslnda
Amerikal olmaktan gurur duyan ci ci ciddi bir insa
nm. Jos iin zlmemin nedeni de bu." rg ile
rini yere koydu. "Sen onun ok yakkl olduunu
dnyorsun, yle deil mi?" Holly "Hmm," diye
rek oje frasn kedisinin byklarnda gezdirdi. "Bir
Brezilyal ile ev ev evlenebilme dncesine alabilsem. Kendimin de Bre Brezilyal olmasna. Bu al
mas yle g bir vadi ki. On bin kilometre, stelik
konutuklar dili de bilmemek..."
"Berlitz'e gidip ren."
"Kim Po Po Portekizce retir ki? Sanki herkes
bunu renmek istiyormu gibi. Hayr, benim tek
ansm Jos'ye siyaseti unutturup onu Amerikal
yapmak. Bir adamn olmak isteyebilecei en gerek
siz ey, Brezilya Cu Cu Cumhurbakan olmaktr."
ini ekerek rgsn eline ald. "Deli gibi m
ona herhalde. Bizi birlikte grdn. Sence de ona deli
gibi k mym?"
"ey. Isnr m?"
Mag bir ilmik kard. "Isrmak m?"
"Seni. Yatakta."

58

"Bu da nereden kt, hayr. Yapmal m?" Sonra


losur bulur gibi ekledi: "Fakat gler."
'yi. Bu doru bir davran. in esprili ynn
gren bir adam beenirim, birou yalnzca panto
lon ve grltden baka bir ey deil."
Mag, ikayetini geri ald. Syleneni kendisine ya
plm bir vg olarak kabul etti. "Evet, yle sannm."
"Peki. Isrmaz. Gler. Baka ne?"
Mag kard ilmii sayd, sonra tekrar balad,
ilmik ilmik rd.
"Dedim ki..."
"Seni duydum. Sana sylemek istemediimden
deil. Fakat aklda tutmak yle g ki. Bu eylerin
zerinde senin yaptn gibi du du durmam. Hepsi
aklmdan d gibi uar. Eminim bu no no normal bir
tutumdur."
"Normal olabilir, canm. Ama ben doal olmay
isterim." Holly, kedinin byklarn krmzya boyar
ken birden durdu. "Dinle. Eer hatrlayamyorsan
klar ak tutmay dene."
"Ltfen anla beni Holly. Ben o o ok banaz bir
insanm."
"Oh, atm. Beendiin bir herife bakmann nesi
yanl? Hi de yanl deil. Erkekler gzeldirler, biru. Jos de. Sen eer grmek bile istemiyorsan, y
leyse o da olduka souk bir tabak makarnaya kal
yor demek."

59

"Ke ke kes sesini."


"Senin ona k olabilmen olanaksz. imdi. Bu
senin soruna cevap oluyor mu?"
"Hayr. nk ben bir tabak souk ma ma ma
kama deilim. Ben scak yrekli bir insanm. Bu be
nim karakterimin temelidir."
"Kabul. Scak bir yrein var. Ama ben yataa
girmeye hazrlanan biri olsaydm, yanma scak su
dolu bir ie alrdm. O bile daha duyguludur."
Mag kibarca, "Jos hi ikayet etmez," dedi. i
leri gne nda parlyordu. "Dahas var, ben ona
m. Dnebiliyor musun, aydan ksa bir za
manda on ift baklaval orap rdm. Bu da ikin
ci sveter." Elindeki sveteri dzelterek bir kenara
att. "Ne gerei var? Brezilya'da sveter. a a apka
rsem daha iyi."
Holly gerinerek esnedi. "Bazen oras da souk
oluyordur."
"Yamur yayor, bunu biliyorum. Scak. Yamur.
O o ormanlk."
"Scak. Ormanlk. Aslnda ben bunlar severim."
"Benden daha m ok seversin?"
Sahte bir uykulu bir sesle, "Evet," dedi Holly.
"Ben bunlar senin sevdiinden daha ok severim."
Pazartesi gn sabah postas iin aaya indi
imde, Holly'nin kutusundaki kartn stne bir ad

60

daha eklenmiti: Bayan Golightly ve Bayan Wildwo


od. imdi birlikte taklyorlard.
posta kutum da bulduum mektup, bu konuya
olan ilgimi datt. M ektup, ykm gnderdiim
bir niversite dergisinden geliyordu. Beenmilerdi,
fakat anlay gsterm eliydim ki para deyemeye
ceklerdi, ama yaym lam ay dnyorlard. Yaym
lamak? Bunun anlam baslm akt. Heyecandan ba
dnmek denen ey yalnzca bir his olarak kalamaz
d. Bunu birine sylem eliydim , merdivenleri ikier
ikier karak H olly'nin kapsna vurdum.
Haberi sylem ek iin sesime gvenemedim; gz
leri uykudan kslm t, kapya gelir gelmez mektu
bu ona uzattm. Bitirip bana geri verinceye dek san
ki alt sayfa okuyacak kadar zaman gemiti. "Ben
senin yerinde olsam eer para demeyeceklerse,
basmalarna izin verm ezdim ," diyerek esnedi. Bel
ki de yzmdeki ifadeden yanl yorum yaptn,
kendisinden t deil, tebrik beklediimi anlad.
Azndaki esnem e glm sem eye evrildi. "Oh, an
lyorum. ok gzel. ey, ieriye gir," dedi. "Bir kah
ve yapp kutlarz. Hayr. Giyinip seni le yemeine
gtreceim."
Yatak odas da ayn salon gibiydi: Ak havada
kurulmu bir kam pa benziyordu; sandk ve bavul
lar, her ey hazrlanm ve gitmeye hazr polisin
peinde olduunu hisseden bir sulunun eyalar

gibi. Salonda alageldiimiz eyalardan yoktu ama,


yatak odasnda bir karyola vard, iki kiilik, olduka
gz kamatrc; sar aatan, pskll saten rtl.
Banyonun kapsn ak brakt, oradan konu
maya balad. Su ve di fralama sesleri eliinde,
sylediklerinin ou anlalmaz eylerdi, fakat z
uydu: Mag Wildwood'un yanna tandn nasl
olsa renmitim, yle deil mi? Bu iyi olmam
myd? Eer bir ev arkadan olacaksa ve lezbiyen
deilse, en iyisi onun tam bir aptal olmasyd. Mag
de yleydi, o zaman kiray stne ykabilecei gibi,
amarhaneye amar ykamaya da onu gndere
bilirdi. Holly'nin amardan yana zoru olduu g
rlyordu. Odann ii kzlarn jimnastik salonu gibi
oraya buraya frlatlm giysilerle doluydu.
"Ve biliyor musun, Mag olduka baarl bir man
ken saylr. Harika, yle deil mi? ok iyi bir ey,"
deyip banyodan korsesini yerletirerek seke seke
kt. "ou zaman onu bamdan atmam gerek. Er
kekler ynnden de ok zararl olmaz samrm. Ni
anl; herif de iyi. Fakat boylarnda biraz fark var;
belki otuz santim, Mag'in lehine. Ne cehenmeme..."
Dizlerinin zerine kp yatan altna gz atyor
du. Arad timsah derisi ayakkablarm bulduktan
sonra, bir bluzla bir kemer arayna balad. Bu
danklk iinde bunu nasl baarabildii, zerin
de dnlecek bir konuydu. Sanki Kleopatra'run

62

hizmetileri etrafnda drt dnyormu gibi, sessiz


ve soukkanlyd. Eliyle enemin altndan tutarak,
"Dinle/' dedi. "ykn iin ok sevindim. Gerekten
e ok sevindim."
1943 Ekim ayndaki o Pazartesi gn, ku hafifli
inde gzel bir gnd. lk olarak, Joe Bell'in barnda
Manhattan imekle gne baladk ve Joe Bell benim
bama gelen gzel olay duyunca bir de ampanya
kokteyli ikram etti; sonra Fifth Avenue'deki trene
doru babo yollandk. Rzgrda sallanan bayrak
lar, askeri bandonun rap raplar, sanki hi savala
ilgili deildi de, daha ok benim erefime dzenlen
mi bir elenceydi.
Parktaki kafeteryada le yemei yedik. Daha
sonra hayvanat bahesine girmeden yolumuza de
vam ettik (nk Holly kafeslerin iine kapanm
hibir eyi grmeye dayanamadn syledi), im
di ortadan kalkm olan tahta kaykhaneye giden
yollarda gldk, kotuk, arklar syledik. Gln
stnde yapraklar yzyordu, parktaki beki ky
da tututurduu yapraklarn yann seyrediyordu,
titreyen havada grnen tek leke, kzlderililerin
iaretlerini andrarak ykselen dumanlard. Benim
iin Nisan aylan pek bir ey ifade etmezdi; sonba
har balang mevsimi olan ilkbahara benzetirdim,
kaykhanenin balkonundaki demir parmaklklarn

zerinde Holly'yle otururken ite byle bir yeni


balang hissine kapldm. Gelecei dndm,
gemiten de sz ettim. nk Holly benim ocuk
luumu renmek istiyordu. O da kendisininkini
anlatt; fakat nemli eyleri sylemiyor, kaygan bir
dille konuuyor, adlardan ve yerlerden hi sz et
meden bir resim iziyor gibiydi. Yaratacan d
nd etkiden farkl bir etki olutu bende; nk
yaz ve denizi, Noel aalarn, gzel kuzenlerini ve
partileri neredeyse cokuyla anlatyordu. Ksaca, bu
gemi, hibir zaman evinden kam bir ocuunkine ait olamayacak kadar mutluydu.
Ona, on drt yandan bu yana tek bana yaad
n doru mu diye sordum. Burnunu ovalad, "Bu
doru, teki dediklerim deil. Fakat, sevgilim, sen
kendi ocukluunu ylesine ackl anlattn ki seninle
yarmak istemem."
Parmaklktan atlad. "Her neyse, imdi aklma
geldi: Fred'e biraz fstk ezmesi yollamam gerek." O
gn leden sonra geri kalan zamanmz, doudan
baya dek dolaarak, bizden bkknlk getiren bak
kallarda, fstk ezmesi arayarak geirdik. Sava za
man ktl vard. Yarm dzine kavanozu toparlayamadan hava kararmt bile. Vitrininde saray gibi ku
kafesinin bulunduu antikac dkkanna yakndk,
kafesi gstermek iin onu oraya gtrdm, komik
eklini beendi; "Fakat yine de, bu bir kafes," dedi.

64

Byk bir Wool worth maazasnn nnden ge

erken kolumu yakalad: "Haydi bir ey alalm,"


diyerek beni maazaya ekti. Burada birdenbire
birok gzn zerimizde olduunu hissettim, daha
imdiden phe altndaydk sanki, "Haydi gel, ta
vuk gibi dlek olm a." Kttan balkabaklar ve Cad
Bayram maskeleri dolu bir tezgha gzn dikti.
Satc kadn, m askeleri takp karan bir grup rahi
beyle urayordu. H olly bir maske seerek bana
takt; sonra elimi tuttu, birlikte yrdk. Bunu yap
mak o kadar kolayd ki. Birka cadde boyunca ko
tuk, sanrm durum u daha dram atik hale getirmek
iin komutuk, sonradan kefettim ki baarl bir
hrszlk insann sevinten ayaklarn yerden keser
mi. Acaba sk sk alar m diye meraklandm. "Bir
zamanlar yapardm ," dedi. "Y ani yapm ak zorun
daydm. Camm bir ey istedii zaman. Fakat hl
da ara sra yapyorum , biraz el alkanlm kaybet
meyeyim diye."
Eve giderken yol boyunca m askeler yzmzdeydi.
Holly ile orada burada birok gn geirdiimizi
hatrlyorum. Birbirim izi belli belirsiz zamanlarda
ok grdmz dorudur. Fakat bellein yanltc
olduu unutulmamaldr. Ayn sonuna doru kendime bir i buldum; buna ekleyecek daha ne olabilir?
kadar az sylersem o kadar iyi, baka ne demeli?

65

Denebilir ki bu gerekliydi, i saat dokuzdan bee ka


dar sryordu. Bu da bizim, Holly ile benim, bulu
ma saatlerimizi ok gletirdi.
Eer Holly'nin Sing Sing gn -yani gnlerden
Perembe- deilse ya da eer parkta atla dolamaya
gitmemise -ara sra bunu yapard- ben eve geldi
imde o daha uyanmam olurdu. Bazen ona u
rardm, birlikte sabah kahvesi ierken o bir yandan
da akam iin giyinirdi. Hep dar kmak zere
olurdu, her zaman Rusty Trawler ile birlikte deil,
fakat genelde Rusty, Mag Wildwood ile yakkl
Brezilyal, Jos Ybarra-Jaeger ile beraber. Drtl bir
mzik topluluundan, mzikle ilgisi olmayan bir
ses kyordu sanki, bu yanln nedeni de YbarraJaeger'di. Grupta, caz bandosundaki bir keman gibi
uygunsuz kalyordu. Akllyd, grn kt, ii ile
ciddi balantlan vard. Gizli bir hkmet ii nede
niyle -nemli ya da nemsiz- haftamn birok gn
Washington'a gitmesi gerekiyordu. yle ise, nasl
oluyor da birbiri ardndan her gece La Rue ya da El
Morocco'da, Wildwood'un ge-ge-gevezelik etmesi
ni dinleyip, Rusty'nin ham, etli bebek yzne ba
karak yaayabiliyordu? Belki de yabanc bir lkede
yaayan biroumuz gibi, insanlar iyice deerlen
diremiyor, kiilerin resimlerine uygun birer ereve
seemiyordu. Kii bunu ancak kendi lkesinde ya
pabilirdi. Bunun iin, btn Amerikallar ayn ke-

66

feye koyarak deerlendiriyor, bu temele dayanarak


arkadalarn da o blgenin rengini ve ulusal karak
terini tayan rnekler olarak ho gryordu. Bu bir
ok eyi aklyordu; Holly'nin azmi de geriye kalan
ksmn.
Bir leden sonra, Fifth Avenue otobsn bek
lerken, yolun karsnda bir taksinin durduunu,
taksiden inen kzn koarak Forty-Second Street'teki
Halk Ktphanesi'nin merdivenlerinden ktm
grdm. Ben tanymcaya kadar o kapdan ieri gir
miti bile. Onu tamyamamam ok normaldi, nk
Holly ile ktphane kolay kolay badaacak ey
ler deildi. imde byk bir merak uyand; yolda
giderken, acaba onun arkasndan gittiimi belli mi
etmeli, yoksa rastlant gibi mi davranmalym diye
dnyordum. Sonunda ikisini de yapmadm, ge
nel okuma odasna giderek ondan uzak masalardan
birinde sakladm. Holly gznde koyu gne gzl
ile oturmu, masamn stne kule kadar yksek
bir yn kitap toplamt. Bir kitaptan tekine gei
yor, arada bir sayfaya taklyor, sanki harfler ters ba
slm gibi hep kalarm atyordu. Kdn zerine
dayad kalemi dzgn tutuyordu, dikkatini eken
hibir ey yok gibiydi, yalnz, arada bir sanki srf mat
rana, alyormu gibi bir eyler karalyordu. Onu
seyrederken, okulda tamm olduum inek Mildred
Grossman' hatrladm. Nemli salar ve yal gz

67

lyle, kurbaalar kesen ve iilere kahve tayan


kirli elleriyle, yalnzca yldzlarn kimyasal arla
m lmek iin dnen yass gzleriyle Mildred. Siyah
ile beyaz, Mildred ile Holly'nin birbiriyle olduu
kadar zt olamazd. Bununla birlikte, ikisinin de Si
yam ikizleri gibi benzerlikleri vard; onlar birbirine
balayan dnce zinciri de yleydi: Ortalama kii
sk sk biim deitirir, birka ylda bir bedenlerimiz
bile tm bir deiimden geer. Evet. te bu iki kii
hibir zaman deimeyecekti. Mildred Grossman
ile Holly Golightly arasndaki benzerlik tam olarak
buydu. Hibir zaman deimeyeceklerdi, nk onlann karakteri kendilerine ok nceden verilmiti.
Birisi en an ekliyle gereki, br ise romantik
eilimli. Onlar yllar sonra bir lokantada hayal et
tim; Mildred elinde yemek listesi hl yemeklerin
besin deerini inceliyor, Holly ise grd her eye
hl itahla saldryor. Bu, hibir zaman baka tr
l olamazd. kisi de yaamn iinden geerek onun
dma, evrelerini saran tepelerin pek az farkna va
rarak gl admlarla yryeceklerdi. Bu derin gz
lemler bana nerede olduumu unutturdu. Kendimi
ktphanenin kasveti iinde bulunca rperdim,
Holly'yi orada grdmde yeniden ardm. Saat
yediyi geiyordu; o rujunu tazeliyor, ktphane iin
uygun grd giysisini, bir earp ve kpeler ekle
yerek sslyor, aklnca kendini grubuna yaraacak

68

ekle sokmaya alyordu. Holly ktphaneden


ktktan sonra okuduu kitaplarn bulunduu ma
saya doru yrdm; bunlar grmek istiyordum:
South by the Thunderbird, Byways of Brazil, The Politi
cal Mind o f Latin America ve buna benzer eyler.
Noel gecesi Holly ve Mag bir parti verdiler. Holly
erken gelip aac sslememi rica etti. O aac apart
mann iine nasl sokabildiklerine hl aarm. En
tepedeki dallar tavana deiyordu. Alttaki dallar
bir duvardan brne yaylmt. Bu, Rockefeller
Plaza'da Noel mevsiminde grdmz dev aaca
benziyordu. Dahas da var, bu aac sslemek iin
bir Rockefeller gerekliydi; nk aa btn ssleri
ve gm telleri emerek, onlar kar tanecikleri gibi
yok ediyordu. Holly, Wool worth maazasma koa
rak balon almay nerdi; bunu yapt da. Balonlar
aac olduka gzel gsterdi. Yaptmz iin erefi
ne itik. Holly bana, "Yatak odasma bak. Senin iin
bir hediye var orada," dedi.
Ben de ona bir hediye almtm, cebimde k
ck bir paket vard. Yatam zerinde duran, kare bi
iminde bir kutuya konulmu, krmz kurdela ba
lanm gzel ku kafesini grnce cebimdeki hediye
daha da kld.
"Fakat Holly! Bu korkun!"
"Seninle ayn fikirdeyim; fakat bunu istediini
sanmtm."

69

"Paras yz elli dolar!"


Omuzlarn silkti. "Tuvalete birka fazla ziyaret
Fakat, sz ver bana. Bunun iine canl bir ey koy
mayacana sz ver."
Onu pmeye baladm, fakat o elini uzatt. Ce
bimdeki ikinlie vurarak, "Armaanm ver,"
dedi.
"Benimki ok kk bir hediye," dedim. Bir
St. Christopher madalyonu. Fakat hi olmazsa
Tiffany'den alnmt.
Holly hibir eyi saklayabilecek bir kz deildi.
O madalyonu, imdiye kadar ya bir bavula tkp ya
da bir otel ekmecesinde unutup kaybetmitir. Fa
kat ku kafesi hl bende. Onu New Orleans, Nan
tucket, btn Avrupa, Fas ve Bat Hint Adalar'na
kadar tadm. Bununla birlikte, onu bana Holly'nin
vermi olduunu pek az dndm, kafesle Holly
arasndaki balanty zihnimde silmeye verdim. Bir
kez kavga ettik, bu byk kasrgaya ku kafesi, O.
J. Berman ve niversite dergisinde baslan yknn
Holly'e vermi olduum kopyas neden oldu.
Holly, ubat ay iinde bir ara Rusty, Mag ve Jos
Vbarra-Jaegar ile bir k gezisine gitmiti. Atma
mz onun dnnden sonra oldu. Kapkara olmu
tu, salan da gneten solmu, hortlaklar andran
grimtrak bir sanya brnmt. Orada ok gzel

zaman geirmiti: "ey, ilk nce Key West'e gittik


ve Rusty baz denizcilere kzd ya da denizciler ona.
Her neyse, btn hayat boyunca bel korsesi giymek
zorunda kalacak. Sevgili Mag de sonunda hastanelik
oldu. Birinci derece gne yanmas. ren, batan
aa kabarck ve yank merhemi. Onun kokusuna
dayanamadk. Bylece, Jos ve ben ikisini hastane
de brakarak Havana'ya gittik. Bana, Rio'yu grene
kadar bekle diyor, fakat bana kalrsa btn param
Havana'da harcayabilirim. Hi dayanamadn bir
rehberimiz vard: zenci ve inli karm bir adam.
Ne zencilere ne de inlilere zel olarak baylmam,
ama bu ikisinin bir araya gelmesini ok heyecan ve
rici buldum. Bu yzden de masamn altndan bacak
larma dokunmasna izin verdim, gerekten hi de
sradan biri deildi. Fakat sonra bizi erotik bir filme
gtrd ve ne oldu dersin? Perdede oynayan oydu.
Key West'e dndmzde Mag'in Jos ile yatt
mdan phesi yoktu, Rusty de bundan emindi;
fakat o buna aldrmaz, yalmzca olam biteni btn
ayrntlaryla bilmek ister. Gerekten Mag ile ak bir
ekilde konuuncaya dek ortam olduka gergindi."
n odadaydk; o sralar Mart'a ok az bir zaman
kalm olmasna ramen, kocaman Noel aac, ko
kusunu kaybetmi, sararm, balonlar yal bir ine
in memeleri gibi burumu bir halde hl odamn
byk bir ksmm kaplyordu. Odamn iine gze

71

arpan yeni bir eya eklenmiti: bir asker yata*


Holly, tropikal grnn korumak istercesine
lambann altnda bu yataa uzanmt.
"Sen de onu inandrdn?"
"Jos ile yatmadma m? Tanrm, evet. Yalnzca
yle dedim -fakat biliyorsun ok ac bir itirafta bu
lunuyormu gibi- 'ben lezbiyenim .'"
"Buna inanm am tr."
"nanmazsa can cehenneme. Gidip bu asker ya
tan almasna ne dersin? Sen onu bana brak. n
sanlar artmakta stm e yoktur. Sevgilim, iyi bir
sevgili ol da srtma biraz ya sr." Ben srtm ya
larken o da konutu. "O . J. Berm an burada, dinle
bak. Dergideki ykn ona verdim. ok ilgilendi.
Yardm etmeye deecek biri olduunu dnyor.
Fakat yanl yol setiin kansmda. Zenciler ve o
cuklar kimin ilgisini eker ki?"
"Anladma gre, Bay Berm an'm ilgisini ekmi
yor."
"yle, ben de onunla ayn fikirdeyim. yky iki
kez okudum. Veletler ve karalar. Titreyen yapraklar.
Tasvir. Hibir anlam yok."
Srtna ya sren elim, kendi kendine sinirlenmi
gibiydi, sanki birden kalkp serte onun poposuna
inmek istedi. "Bir rnek ver" dedim sessizce; "senin
anlayna gre anlam olan bir rnek."
ekinmeden "Rzgrl Bayr" dedi.

72

Elimin duyduu istek kontrol snrlarn ayor


du. "Fakat bu mantksz, sen olaanst bir yapttan
sz ediyorsun."

"yle deil mi?" Benim sevgili vahi Cathy'm. Tan


rm, hkra hkra aladm. Tam on kez izledim."
nce grlebilir bir rahatlkla "Ah, u film , de
dim. Kaslar sertleti; ona dokunmak, snm bir
taa dokunmak gibiydi. "H erkes kendisini binlerin
den stn hissetm elidir," dedi.
"Fakat bu ayrcala ulaabilmek iin ortaya k
k bir kant koyabilmek gerekir."
"Ben kendimi seninle karlatrmam. Ya da Berman ile. Onun iin de stnlk duymam. Biz baka
eyler isteyen kiileriz."
"Sen para kazanmak istemiyor musun?"
"O kadar uzun vadeli bir planm yok."
"yklerin de bunu gsteriyor. Sanki sonunun
ne olacan bilm eden yazmsn. Peki, sana sy
leyeyim: Para kazansan iyi edersin. ok pahalya
patlayan bir hayal gcn var. Sana ku kafesi alacak
ok insan kmaz karna."
"Buna zldm."
"Bana vurursan da zlrsn. Birka dakika nce
bunu yapmak istedin. Bunu elinden hissediyordum;
hl da vurmak istiyorsun bana."
istiyordum, hem de ok; ienin kapan kapar
ken elim, yreim titriyordu. "Oh, hayr, buna zl

73

mezdim. Yalnzca paran benim iin bo yere harca


dna zldm. Bu paray Rusty Trawler yoluyla
kazanmak g i."
Asker yatanda dorulup oturdu; yz, pi^
gsleri lambann nda souk bir maviye b
rnd. "Buradan kapya gitm ek senin drt saniyeni
alr. Ben sana iki saniye veriyorum ."
Doru yukar ktm, ku kafesini aldm, aaya
getirdim ve kapsnn nne braktm. Bu i bitmiti.
En azndan ertesi sabaha kadar bunu zmledii
me inanmtm. e giderken grdm ki ku kafesi
p tenekesinin zerine oturtulmu, pnn gel
mesini bekliyordu. Bir hrsz gibi, onu oradan ka
rarak odama geri gtrdm. Bu hareketim, Holly'yi
hayatmdan bsbtn karma kararm sarsmad.
Karar verdim ki o, "kaba bir gsterii", "aylan
nde gideni", "tam bir sahtekar"d; ksaca hibir za
man konuulmamas gereken kii.
Konumadm ben de. Uzunca bir sre konuma
dm. Merdivenlerde rastlatka gzlerimizi birbiri
mizden karmaya zen gsterdik karlkl. O, Joe
Bell'in barna girince, ben ktm. Tam o gnlerde
Madam Sapphia Spanella, birinci katta oturan paten
merakls soprano, krmz tula binamn br ki
raclarna, Bayan Golightly'yi apartmandan atmak
iin dileke imzalatmaya balad, beni de kendisiyk

ibirliine ard. Holly, Madam Spanella'ya gre,


"dk ahlaklyd", "komularnn gvenlik ve sa
ln tehlikeye atan gece toplantlarnn dzenleyicisiydi." Bunu imzalamay reddettiim halde, yine
de Madam Spanella'nm ikayetinde hakl olduunu
dndm. Fakat dilekesiyle herhangi bir sonu
elde edemedi ve Nisan ay Mays'a dnerken, lk
ilkbahar akamlar, 2 numaral daireden kan mar
tini imi kiilerin ayak sesleri, gramofondan gelen
mzik ve parti amatasyla renklendi.
Holly'nin ziyaretileri arasnda srad tiplere sk
sk rastlanrd. Dorusunu isterseniz sradan insan
lara rastlamak pek mmkn deildi. Fakat baharn
sonuna doru bir gn, krmz tula binadan kar
ken onun posta kutusunu inceleyen ok sinir bir
adama rastladm. Ellili yalarnn bandayd, sert,
rzgrdan kavrulmu yz ve gri umutsuz gzle
riyle tuhaf grnyordu. Terden rengi kam eski
bir apka vard kafasnda, ak mavi ucuz yazlk ta
km ince uzun bedeninden bolca sarkyordu, kah
verengi ayakkablar ise yepyeniydi. Holly'nin zilini
almaya hi niyeti yok gibiydi. Yavaa, sanki, kr
alfabesi okuyormu gibi, bir parmam onun admn
kabartma yazs zerinde dolatrp durdu.
O akam yemek iin dar karken adam tekrar
grdm. Yolun karsnda, bir aaca yaslanm du
ruyor, Holly'nin penceresini gzlyordu. Dedektif

75

miydi? Ya da Holly'nin Sing Sing arkada Domates


Sally ile balants olan gizli bir ajan m? Bu durum
Holly'ye hl beslediim sevgiyi canlandrd. Uzun
sren dargnlmza bir son verip ona gzetlendii
ni haber vermek, yaplacak tek doru eydi. Seventyninth ve Madison'da bulunan Hamburg Heaven'a
gitmek iin douya sapp, keye doru yrrken,
adamn dikkatinin benim stmde toplandnn
farkndaydm. O srada, bam evirmeden adamn
arkamdan geldiini sezdim. Islk aln iitebili
yordum. Bu tandk bir melodiydi, Holly'nin kimi
zaman gitaryla ald ackl da melodisiydi: Uyu
mak istemem / lmek istemem / Gezmek isterim yalnzca
/ Gkyznn ayrlarnda. Islk Park Avenue'de ve
Madison'dan yukar karken de srd. Bir kez, tra
fik klarnda beklerken, bir kanii okamak iin diz
kt srada, gzmn ucuyla ona baktm. Ky
llere zg bouk bir ses tonuyla sahibine, "Bu ok
gzel bir hayvan," dedi.
Hamburg Heaven botu. Buna ramen uzun
masada gelip tam yamma oturdu. Ttn ve ter
kokuyordu. Bir kahve smarlad, fakat kahvesine
dokunmad. Bunun yerine bir krdan ineyerek
karmzdaki duvar aynasndan beni incelemeye
balad.
Aynadan ona seslenerek, "zr dilerim," dedim,
"ne istiyorsunuz?"

76

Bu soru onu utandrmad, aksine rahatlatt. " As


lna bakarsan/' dedi, "bir arkadaa ihtiyacm var."
Cebinden czdann kard. Czdan, burumu
bir deri parasn andran, her an para para dk
lecekmi gibi duran ellerinden farkszd, o da ok
ypranmt, neredeyse paralanacakt. Bana uzatt
resim de ayn ekilde lime lime olmutu. Resimde,
tahta bir evin km balkonunda, bir araya toplan
m yedi kii vard. Bir eliyle gneten yzn ka
pam iman, sarn bir gen kzn beline sarlm
adamdan baka hepsi ocuktu.
Parmayla gstererek, "bu benim," dedi. "Bu da
o," iman kzn zerine vurdu, "uradaki de" diye
sapsar sal bir fasulye srn gstererek, "onun
erkek kardei Fred." Kza tekrar baktm, imdi gre
biliyordum, gzleri ksk, iman yanakl bu ocuk
Holly'ye benziyordu. O dakikada adamn kim ola
bileceini anladm.
"Siz Holly'nin babasstnz."
Gz krpt, kalarn att, krdan azma gtrerek,
"Onun ad Holly deildir. O, Lulamae Bames'di. Evet
yleydi," dedi, "benimle evleninceye dek. Ben onun
kocasym. Doktor Golightly. Ben bir at doktoruyum,
hayvan doktoru. Biraz iftilik de yapanm. Tulip'e ya
kn bir yerde, Teksas'ta. Neden glyorsun?"
Bu gerek bir gl deildi; sinirlerim bozuktu,
hir yudum su itim, bouluyordum. Srtma vurdu.

77

"Ortada gln bir ey yok ki, ben yoruldum artk.


Be yldr kadnm aryorum. Fred'den onun nere
de olduunu bildiren o mektubu alr almaz, Greyhound otobslerinden bir bilet aldm. Lulamae'nin
yeri, kocas ve ocuklarnn yandr."
"ocuklar:"
Onlar ocuklardr," diye hemen bard. Resim
deki br drt ocuktan sz ediyordu, iki yalnayak
kz ve tulum giymi iki olan. Bu srada adam biraz
rahatsz olmutu tabii. "Fakat Holly bu ocuklarn
annesi olamaz, ocuklar ondan yaa daha byk,
daha iriler."
"Bak evlat," diye mantkl bir sesle konutu, "on
dan doma ocuklar olduunu sylemedim. Onla
rn biricik anneleri, deerli kadn, sa ruhunu ad
etsin, 4 Temmuz Bamszlk Gn, 1936'da ld.
Kuraklk ylyd o yl. Lulamae ile evlendiim za
man, 1938'in Aralk'yd. Daha on drdndeydi. On
drt yandaki bir ocuk doru yolu belki bilemezdi.
Fakat Lulamae yle deildi, o srad bir kadnd.
Benim kanm ve ocuklarmn da anas olmaya sz
verdii zaman, ne yaptm ok iyi biliyordu. u
yapt ey, yani evden kamas hepimizin kalbini
krd." Souk kahvesini yudumlad ve anlay ara
yan gzlerle bana bakt. "imdi, benden phelen
meye devam ediyor musun? Yoksa anlattklarma
inandn m?" diye sordu.

78

nanmtm. O kadar olanaksz eyler anlatmt


yf bunlarn uydurulmas mmkn olamazd, hep
si gerekti ite. Bunun yan sra, O. J. Berman'm
Holly'yle ilk kez Kaliforniya'da karlamas da an
latlanlarla uyuuyordu. "Onun bir da kz m, bir
Oklahomal m, neyin nesi olduunu hi bilemez
sin." Onun, Tuli, Texas'tan bir ocuk kadn oldu
unu bilemedii iin Berman' sulamak hakszlk
olurdu.
"Hepimizin kalbini krd, byle kaarak," diye
tekrarlad at doktoru. "Hibir nedeni yoktu. Btn
ev iini kzlar yapyordu. Lulamae aynalarn nn
de oyalanp, salarn ykayp, cannn istediini ya
pyordu. Kendi ineklerimiz, bahemiz, tavuklarmz,
domuzlarmz vard; kadn imanlayp durdu, kar
dei de bir dev gibi byd. Bize geldikleri zaman
ok farklydlar. Onlar eve getiren Nellie'ydi, byk
kzm Nellie. Bir sabah bana dedi ki, 'baba mutfak
ta iki vahi ocuk var. Onlar darda st ve hindi
yumurtas alarken yakaladm/ Lulamae ile Fred'di.
Dorusu bundan ackl bir ey grmemisindir. Ka
burgalar dar frlam, bacaklar yle elimsiz ki
ayakta duramyorlar, dileri yle sallanyordu ki
lapa bile ineyemiyorlard. Hikyeleri uydu: Ana
lar veremden lm, sonra babalar da veremden
lm. Btn ocuklar, bir araba dolusu, deiik
kt insanlarn yamna gnderilmiler. imdi Lula-

79

mae ve erkek kardei, ikisi de Tulip kasabasnn yz


elli kilometre dousunda kimsenin pek sevmedii
kt kiilerle yayorlarm. O evden kamann akla
uygun bir nedeni vardr. Benimkinden kamak iin
ise hibir neden yoktu. Oras onun kendi eviydi."
Dirseklerini masaya dayayarak kapal gzlerini par
maklarnn ularyla bastrd, iini ekti. "imanla
d, gerekten gzel bir kadn oldu. Canlyd da. Ge
veze bir ku gibi konukan. Her konuda syleyecek
akll bir sz vard, radyodan bile daha iyi. Biliyor
musun, o kadar etkilendim ki ondan ilk i onun iin
baheden iek topladm. Bir kargay evcilletirip
adm sylemeyi rettim. Gitar almasn rettim
sonra ona. Yalmzca ona bakmak bile gzlerimi yaartrd. Ona evlenme teklif ettiim gece, bebek gibi
aladm. 'Niin alyorsun Dok? Tabii evleneceiz
biz. Ben daha nce hi evlenm edim / dedi. Bunun
zerine gldm, ona skca sarldm; daha nce hi ev
lenmemi." Gevrek gevrek gld, krdann inedi
bir sre, sonra meydan okurcasna, "Kadnn mut
suz olduunu sakn syleme bana," dedi. "Hepimiz
ona an dkndk. Pasta yemek iin yalnzca par
mam oynatmas gerekiyordu. San taramas ya
da kmakta olan btn dergileri almas iin de yle,
eve gelen o dergilere yz dolar harcamzdr. te
o dergiler yznden byle olmu, imdi anlyorum
gerei. Resimlere bakp, rya yorumlar okumak.

80

te onu yoldan karan bunlar oldu. Her gn biraz


daha uzaa giderdi: ki kilometre yrr, tekrar geri
dnerdi. Bir gnse yoluna devam edip gitti." Elleri
ni tekrar gzlerine bastrd, hrltl bir ekilde nefes
alyordu. "Ona verdiim karga yabanileerek uup
gitti. Yaz boyunca sesini iitebilirdin. Avluda. Bah
ede. Aalarda. Yaz boyunca bu bela ku barp
durdu: Lulamae, Lulamae."
Kamburlaarak sustu, sanki ok eskide kalm bir
yazn seslerini dinliyordu. Hesap fiini kasaya g
trdm. Paray derken yanma geldi. Birlikte ka
rak Park Avenue'ye doru yrdk. Serin, rzgrl
bir akamd, gsterili tenteler rzgrla birlikte yk
selip alalyordu. Aramzdaki sessizlik, ben konuuncaya dek srd, "Peki, erkek kardei ne oldu?"
O evden ayrlmad m?"
Boazn temizleyerek, "hayr baym" dedi. "As
kere arlncaya kadar bizimleydi. yi bir oland.
Atlarla aras iyiydi. Lulamae'ye ne olduunu bir
trl anlayamad, nasl olur da kardeini, kocasn,
ocuklarn brakrd. Fakat askere gittiksen sonra,
ondan haber almaya balad. Geen gn de bana
onun adresini yazd. Ben de onu almaya geldim
ite. Biliyorum, yaptklarndan oktan piman oldu.
Eve dnmek istiyor imdi." Benden dnceleri
ni onaylamam bekliyor gibiydi. Ona Holly ya da
Lulamae'yi olduka deimi bulacan syledim.

81

Krmz tula binann merdivenlerine geldiin^


zaman, "baksana/' dedi, "ben sana bir arkadaa ih
tiya duyduumu syledim konumaya balad
mzda. Onu artmak istemiyorum. Hi korkutmak
istemiyorum. Bu yzden geride durdum. Benim ar
kadam olup buraya geldiimi ona syler misin?"
Bayan Golightly ile kocasn buluturma tikri
gzeldi; pencerelerinin klarna bakarak arkadalan oradadr diye umdum, Teksasl'nn Mag, Rustv
ve Jos ile el skmasn grmek de ok ho olur
du. Fakat Dok Golightly'nin gururlu temiz gzleri
ve terden eprimi apkas, beni bu dncelerim
den utandrd. Apartmana benim arkamdan girerek
merdivenlerin dibinde beklemeye hazrland, "Na
sl grnyorum?" diye fsldad, kollarn fralad,
kravatnn dmn sktrd.
Holly yalmzd. Kapy hemen at, darya k
mak zereydi. Beyaz saten dans ayakkablarndan
ve youn parfm kokusundan anlalaca gibi bir
galaya gitmek iin hazrlanmt. Bana antasyla
akadan vurarak, "bak, aptal," dedi, "im di seninle
banmak iin vaktim yok. ok acelem var. Yarn bir
likte pipo ieriz, olmaz m?"
"Tabu, Lulamae. Yann hl burada olursan."
Siyah gzln kararak gzlerini kst. Gzle
ri sanki para para olmu cam gibiydi, mavi, gri ve
yeil krk prltlar gibi. "Sana o mu syledi?" diye

82

yava, titrek bir sesle sordu. "Oh, ltfen. Nerede?"


Beni iterek hole kt. "Fred," diye aaya seslendi.
"Fred! Neredesin sevgilim?"
Dok Golightly'nin yukarya kan admlarm du
yabiliyordum. Ba merdivenin parmaklklarndan
grnd ve Holly geriye ekildi. Korkmu olduun
dan deil de, sanki bir hayal krklndan kabuuna
ekilir gibiydi. Sonra adam onun nnde korkarak
ve utanarak durdu. "Aman Tanrm, Lulamae," diye
balad ve duraklad, nk Holly ona sanki tan
yamam gibi bo gzlerle bakyordu. "Ah balm!"
dedi, "sana burada yemek yedirmiyorlar m? yle
zayfsn ki. Seni ilk grdm zamanki gibi. Gzle
rinin alt km."
Holly onun yzne dokundu; elleriyle enesinin,
sakallarnn gerek olup olmadn yoklad. "Mer
haba Dok!" diye mutluluk iinde bard. Yksek
sesli ve rahat gl adam sevinten titretti. "Hay
di Lulamae, o gn geldi ite."
Onlarn yanndan geip yukarya daireme gi
derken ikisi de bana dikkat etmedi. Hatta, kapm
ap, "Sussana be! Bu edepsizliktir. Orospuluunu
baka yerde yap!" diye baran Madam Sapphia
Spanella'y bile duymadlar.
"Ondan boanmak m? Tabii ki boanmadm...
Tanr akna, o zaman daha on drt yandaydm.

83

Jl

. Q

R N il^ n p

Bu evlilik kanuna uygun bile s a y lm a z d Holly bo


martini bardana vurdu. "ki tane daha sevgili^
Bay Bell!"
Barnda oturduumuz Joe Bell verilen emri is
teksizce kabul etti. "Biraz erkence baladnz kafay
bulmaya," diye sylenerek nane ekerini emmeye
devam etti. Barn arkasndaki saat henz on ikiyi
bile gstermemiti, oysa kadehleri kez doldur
mutu.
"Fakat bugn Pazar Bay Bell. Pazarlar saatler
yava iler. stelik ben daha yatmadm bile," dedi
ve bana dnerek gizlice: "Yani uyuyam adm ," dedi.
Kzard ve sulu gibi gzlerini evirdi. Onu tand
mdan beri ilk defa kendini hakl karma istei
duyduunu gryordum. "Evet, byle yapmam
gerekiyordu. Dok beni gerekten seviyor biliyor
sun. Ben de onu severim. Sana yal ve acayip klkl
grnm olabilir. Fakat onun tatllm bilemezsin,
kulara, ocuklara ve btn narin eylere ylesine
iyi davranr, onlara yle gven verir ki. Sana gven
veren kim olursa olsun ona ok ey borlu saylrsn.
Ben dualarmda her zaman Dok'u hatrlammdr.
Ltfen srtp durma!" diye direndi ve bir sigara ala
rak, "Ben hep dua ederim."
"Ben srtmyorum ki. Glmsyorum. Sen ok
artc bir kzsn."
"yleyim galiba," dedi. Sabah nda sararm

84

grnen yz birden parlad. Karmakark salar


n dzeltti, sa ampuan reklammdakiler gibi par
lyordu. "Korkun grnyor olmalym. Kim g
rnmez ki? Gecenin yarsndan sonrasm bir otobs
durann etrafnda dolaarak geirdik. Son dakika
ya kadar Dok onunla gideceimi sanyordu. Hatta
ona durmadan bunlar sylememe ramen: 'Anla
ana Dok, ben artk on drt yamda deilim, ben
Lulamae de deilim / Fakat iin kt taraf (bunu
da orada dururken anladm) aslnda Lulamae'yim.
Hl hindi yumurtalar alyor ve hl fundalklar
da kouyorum. Yalmz, imdi bunun adna kt kr
mzla tutulmak diyorum."
Joe Bell gururla nmze yeni martinileri koydu.
Holly, "sakn bir yabaniyi sevmeyin Bay Bell,"
diye ona t verdi. "Dok'un yapt yanllk buy
du. Eve durmadan yabani eyler tayordu. Kanad
incinmi bir ahin. Bir kez, aya krlm kocaman
bir vaak getirdi. Kalbini bir yabaniye vermemeli
sin: Onlar ne kadar ok seversen, onlar da o kadar
kuvvetlenirler. En sonunda ormana kaacak kuvveti
kazamrlar. Ya da bir aacn en tepedeki dalna uar
lar. Sonra daha yksek bir aaca. Sonun bu olur Bay
Bell. Eer kendini yabaml bir eye kaptrrsan, so
nunda gkyzne bakakalrsn."
Joe Bell "kz sarho," diye bana seslendi.
Holly, "orta karar," diye itiraf etti. "Fakat Dok ne

85

demek istediimi anlad. Ona ok dikkatli anlattm


sonunda bu anlayabilecei bir eydi. El sktk, bir
birimize sarldk, bana iyi anslar diledi/' Saate ba
karak, "imdiye Blue Mountains'a varmtr bile,"
dedi.
Joe Bell, "kz ne anlatyor?" diye bana sordu.
Holly, martinisini kaldrd, "D ok'a iyi anslar
diyelim," dedi ve kadehini benimkine vurdu. "yi
anslar! nan bana, ok sevgili Dok orada yaarken
yaplacak en iyi ey, gkyzne bakmaktr. ylesine
bombo bir yer, yle varla yok aras ki. Yalnzca g
n grldedii ve her eyin kaybolduu bir ky."
TRAWLER BENC KEZ EVLENYOR. Bu bal
okuduum zaman Brooklyn'e yakn bir yeralt geidindeydim. Okuduum gazete bir yolcunun gazetesiydi. Grebildiim br ksmda yle yazyordu:
Rutherford "Rusty" Trazvler, ou zaman Nazi tarafls
olmakla sulanan milyoner apkn, dn Greenzvich'e g
zel bir kzla kat. Daha fazlasn okumak istemiyor
dum. Bir yn baka nedenden dolay.
Joe Bell'in barnda sarho olduumuz gnden
beri Holly'yi grmemitim. Araya giren haftalar
bana kendi durumuma gre kt krm zlklar getir
miti. Birincisi, iimden atlmtm. Bunu hak etmi
tim. Burada anlatmas ok karmak ve uzun olacak
olduka gln bir sutan dolay. Ayn zamanda

86

askere alnma durumum da beni rahatsz ediyordu.


Kk bir kasabann yaama dzeninden yeni kur
tulmu biri olarak, disiplinli bir baka yaamn iine
girme dncesi beni umutsuzlua dryordu.
Askere alnma durumumdaki belirsizlik ve belli bir
hayat dzeni kuramam olduum iin, baka bir i
bulabilmem iyice zor grnyordu. Brooklyn'deki
yeralt geidinde aklmdan bunlar geiyordu. Artk
yaymlanmayan PM gazetesinin sorumlu mdr
ile yaptm umut krc bir i grmesinden d
nyordum. Btn bunlar, ehrin yaz scayla bir
araya gelince, beni sinirden alamaz duruma d
rmt. Trenin altnda lme dncesi aklmdan
getiinde bunu aslmda gerekten istiyor olabilece
imi fark ettim. Okuduum balk da bu isteimi
glendirdi. Eer Holly bu "aptal fets"le evlenebildiyse, o zaman yeryzndeki btn ktlkler
benim bama gelebilirdi. Ya da benim bu habere bu
kadar bozulmam, acaba biraz da Holly'e k olma
mn sonucu muydu? Birazck, nk ona ktm. Bir
zamanlar annemin yal zengi asna, arkasndan
komama ses karmayan postacya ve McKendrick
adl aileye k olduum gibi. Byle aklar kskan
lk da dourur.
Trenden iner inmez bir gazete aldm. Grm
olduum cmlenin sonunu da okuyarak Rusty'nin
karsnn kim olduunu rendim: Bu, Arkansas

87

dalarndan Bayan Margaret Thatcher Fitzhue Wildwo


od adl gzel bir kapak kzyd. Rahatlktan ayaklarm
yle gevedi ki eve taksi ile gittim.
Madam Sapphia Spanella, gzleri dnm, elle
ri kenetlenmi olarak beni holde karlad. "Ko,"
dedi, "polisi ar. Kz birini ldryor! Biri kz l
dryor!"
Duyulan sesler de buna benziyordu. Holly'nin
dairesini sanki babo kaplanlar doldurmutu. K
rlan bardaklarn grlts, yrtlan ve den eyler,
devrilen eyalar. Fakat btn bu amatamn iinde
hi tartma seslerinin duyulmamas, olaanst bir
durum olduunu gsteriyordu. M adam Spanella
beni iterek, "Ko," diye bir lk att, "polise cinayet
olduunu syle."
Kotum, ama darya deil, yukar H olly'nin ka
psna. Kapy yumruklamamn bir sonucu u oldu:
Grlt durdu. yice kesildi. eriye girmek iin
yalvarmalarm cevapsz kald, kapy krarak ieriye
girme abalarm yalmzca omzumun rmesine yol
at. Sonra aada Bayan Spanella'mn ieriye giren
birine, polise gitmesini sylediini duydum. "Sus
be," diye cevap verdi o kii, "yolum dan ekil!"
Bu Jos Ybarra-Jeager'di. Hi de o akll grn
l Brezilyal diplomata benzemiyordu; terlemi ve
korkmutu. Bana da yolundan ekilmemi emretti.
Kendi anahtarn kullanarak kapy at. Yanndaki

88

adama iaret ederek, "Buras, Dr. Goldman" dedi.


Kimse nme gemedii iin ben de onlarn ar
kasnda korkun bir ekilde harap olan daireye gir
dim. Noel aac sonunda tamamen yklmt; kuru
kahverengi dallar, yrtlm kitaplarn, krk lamba
larn ve plaklarn arasna yaylmt. Buzdolab bile
boaltlm, iindekiler odann iine atlmt: i yu
murtalar duvarlardan akyor, dkntlerin iinde
Holly'nin adsz kedisi yere dklm st sessizce
iiyordu.
Yatak odasnda krlm parfm ielerinden
kan koku beni rtt. Holly'nin gne gzlne
bastm, camlar krlm, erevesi ikiye ayrlmt.
Yatakta buz gibi yatan Holly, Jos'ye bir kr gibi
bakmaktayd, doktoru grmemi gibiydi. Nabz
n len doktor yle dedi; "Sen yorgunsun, kk
hanm. ok yorgun. Uyumak istiyorsun, deil mi?
Uyu."
Holly kesik parmandan akan kanla lekelenmi
almnm ovalad. "Uyum ak," diyerek bitkin dm
huysuz bir ocuk gibi hkrd. "Beni uyutacak tek
insan odur. Souk gecelerde ona sarlmak istiyorum.
Meksika'da bir yer grdm. Atlarla dolu. Deniz k
ysnda."
"Atlarla dolu, deniz kysnda," diye ninni syler
gibi mrldand doktor ve kara antasndan bir ine
kard.

89

Jos, inenin grnnden rkerek ban e_


virdi. Bozuk ngilizcesiyle, "onun hastal yalnzca
zntdr," sznde bilinsiz bir alay var gibiydi.
"Yalnzca zlyor!" Doktor kk bir pamuk par
as ile titizce Holly'nin kolunu ovalayarak, "Bak
imdi, hi acmad, deil mi?" diye sordu.
Doktora dikkatlice bakmaya alan Holly, "Her
ey actyor. Gzlm nerede?" Fakat buna ihti
yac yoktu artk. Gzleri kendiliinden kapanyor
du.
Jos, "O yalmzca zlyor," diye direndi.
"Ltfen efendim," diye ksa kesti doktor, "beni
hastayla yalmz brakr msnz?"
Jos n odaya ekilerek ayaklarnn ucunda do
laan Madam Spanella'mn yannda sinirini yattr
maya alt. Kadn Portekizce kfrlerle kendisini
kapya kovalayan Jos'yi "Bana dokunmayn! Polis
aracam!" diye korkuttu.
Jos beni de danya atmay dnd ya da ba
kndan nce yle sezdim. Fakat bunun yerine beni
iki imeye ard. Bulabildiimiz tek krlmam
ienin iinde biraz vermut vard. "zntm u ki"
diye itiraf etti, "zntm u ki bir skandala yol aa
bilir. Her eyi krmas. Deli gibi davranmas. Admn
byle bir skandala kanmamas gerek. ok nazik bir
durum bu, adm, iim."
Bir 'skandal' iin hibir neden gremediimi

90

renince neelendi; birinin kendi eyalarn krp dk


mesi zel bir olaydr.
"Bu yalnzca bir znt sorunu/' diye serte
aklad. "znt gelince, ilk olarak imekte olduu
ikiyi atyor. ieyi. Bu kitaplar. Bir lambay. Sonra
korktum. Hemen bir doktor ardm."
"Fakat neden?" diye renmek istedim. "Rusty
iin bir kriz geirmesi neden? Onun yerinde olsam,
bunu kutlardm."
"Rusty mi?"
Gazete hl elimdeydi, ona bal gsterdim.
"Ah, bu mu?" diye biraz da kmseyerek srtt.
"Bizim iin byk bir iyilik yaptlar, Rusty ve Mag.
Buna gldk; biz hep onlarn gzlerinin iine bak
tk, kap gitsinler diye, onlar ise bizim kalplerimizi
krdklarm sandlar. Sizi temin ederim, znt gel
dii zaman biz glyorduk." Gzleri yerdeki ple
ri tarad, buruturulmu sar bir kd yerden ald.
"Bu," dedi.
Tulip-Texas'tan gelen bir telgraf vard elinde: K
k Fred'in denizar lkelerdeki bir harekat srasnda
ldn haber aldk stop kocan ve ocuklarn ortak kay
bmzn acs iindeler stop mektup yolluyorum sevgiler
Dok.
Holly bundan sonra kardeinden hi sz etmedi,
bana Fred demeyi de brakt. Haziran, Temmuz ve

91

sonraki ok scak aylarda, baharn gelip getiinden


habersiz, bir k hayvan gibi uykuya yatt. Sa]an
koyulat, kilo ald. Giysilerine pek dikkat etmeme
ye balad. Hazr meze satan dkknlarda zerinde
uzun bir yamurluk, iine hibir ey giymeden do
layordu. Jos dairesine tand, posta kutusundaki
Mag Wildwood'un adnn yerini onunki ald. Fakat
hl Holly ou zaman yalnz saylrd, nk Jos
haftada gn Washington'da kalyordu. Onun
olmad zamanlar ise kimseyi arlamyor, apart
mandan ok seyrek kyordu -yalnzca Perembe
gnleri Ossining'e haftalk ziyaretini yapyordu.
Bunlar onun hayatla ilgisini kestiini gstermez;
tersine, daha honut, imdiye kadar bildiimden ok
daha mutluydu. Birdenbire balayan eski Holly'ye
yakmayan bir ev kurma hevesi, eski Holly'ye ya
kmayan ev eyalar alverii ile sonuland. Parke-Bemet'teki ak artrmada bir ev hals ve Willi
am Randolph Hearst malikanesinden i karartc
iki gotik koltuk satn ald; Modern Library serisinin
tamamn, raflar dolusu klasik plaklar, Metropoli
tan Mzesi'nden saysz reprodksiyonlar (bunlarn
iinde bir in kedisinin heykeli vard, kendi kedisi
bundan nefret ederek miyavlam ve sonunda bunu
krmt), Waring marka bir mikser, bir ddkl ten
cere, bir ktphane dolusu yemek kitab da satn
ald. Btn leden sonralarn tel dolaba benzeyen

92

minik mutfanda ter dkerek geirdi. "Jos, benim


askerlerden daha iyi yemek yaptm sylyor. Ger
ekten kim derdi ki benim byle doal bir yeteneim
olduunu? Bir ay nce omlet bile yapamazdm."
Hl da yapamyordu. Basit yemekler, biftek, gzel
bir salata onun yeteneini ayordu. Bunun yerine
Jos'ye, kimi zaman da bana srad orbalar (oyul
mu avakado iine doldurulmu, brendi dklm
siyah tarapin), Neron'unkine benzer garip (iine nar
ve japon inciri doldurulmu kzarm sln kuu)
ve pheli baka deiik yemekler (zerine ikola
tal sala dklm pili ve safran pilav yapar, "Bu
bir Hint klasiidir sevgilim, derdi) piirirdi. Tatllara
gelince, sava zamannda eker ve kremaya konan
karne onun hayalini kstlyordu. Her neyse, yine de
Tobacco Tapooca adl bir ey yapmay becerdi, bunu
hi anlatmamak daha iyi olur.
Hele Portekizceyi renme abalar, ona olduu
kadar bana da bkknlk veren bir skntyd. Onu ne
zaman grmeye gitsem, pikabn zerinde Lingafon
plaklar dner dururdu. imdi artk, hibir cmleye
"Biz evlendikten sonra..." Ya da "Biz Rio'ya tann
ca..." demeden balamyordu. Ne var ki Jos hl
evlenme teklif etmemiti. Bu durumun o da farkn
dayd. "Fakat ne olursa olsun, o benim gebe oldu
umu biliyor. ey, yleyim sevgilim. Alt hafta geti.
Bunun seni neden bu kadar arttn anlamyo-

93

rum. Beni hi artmad. Azck bile. ok houma


gidiyor. En az dokuz ocuk istiyorum. Eminim, ba
zdan epey esmer olacak, Jose'de biraz zenci kan
var, sanrm bunu sen de anlamsndr. Benim iin
hi fark etmez; yeil, gzel gzl, olduka kara bir
bebek ne kadar gzel olur, bir dnsene. sterdim
ki, ltfen glme -fakat isterdim ki, Jos iin bakire
olaym. Bazlarnn dedii gibi, bir yn adam st
m deilim. Bir yn piin yle konumasna kzyo
rum. Bu tip eyleri aklmda tutmam. Fakat, gerek
ten, geen akam saydm da yalnzca on bir sevgi
lim olmu -on yandan ncekileri saymyorum,
onlar saylmaz nk. On bir. Bu beni orospu yapar
m? Mag Wildwood'a baksana. Ya da Honey Tucker.
Bir de Rose Ellen Word. O kadar ok ki sevgilileri
nin says, sonunda dile dtler. Tabii, orospular
iin bir diyeceim yok. Yalmz u var, bazlarnn sz
leri namusludur ama kalpleri namussuzdur. Demek
istiyorum ki, bir herifi kafalayp eklerini bozdu
rup onu sevmediine kendini inandramazsn. Ben
bunu hi yapmadm. Benny Shacklett ve btn br
kemiricilerin, klkszlklarn bile belirli bir ekicilii
olduuna kendimi inandrdm. Dok hari, gerekten
Doku da saymak gerekirse, ilk doru drst ilikim
Jos benim. Ah, tabii erimek istediim en ideal son
o deil. O da ufak tefek yalanlar sylyor, insanlarn
ne dnd hakknda telalanyor ve gnde belki

94

elli kez banyo yapyor; bir adam biraz da kokmaldr. O benim idealimdeki herif olamayacak kadar
ciddi ve dikkatli. Soyunurken hep arkasm dn
yor, yemek yerken ok grlt karyor, onun koarkenki halini de beenmiyorum, biraz gln bir
grn var. Eer btn yaayan insanlar arasnda
seme zgrlm olsayd, yalmzca parmam oy
natp gel diyebilseydim, Jose'yi semezdim. Nehru
idealime daha yakndr. Jendell Winkie Garo'ya her
zaman koarak gidebilirim. Niin olmasn? nsan
lar bir erkek ya da kadnla evlenebilmelidir -dinle;
eer sen bana gelip de bir asker ile hayatn geir
mek istediini syleseydin, senin duygularna sayg
duyardm. Yo, yo, bunda ciddiyim. Akta zgrlk
olmaldr. Ben bundan yanaym. imdi artk bunun
ne olduu hakknda olduka iyi bir fikrim var. n
k Jose'yi seviyorum -bana sigara ime dese brakr
dm. O ok arkada canls bir insan, kt krmz
lklarmdan bile beni kurtarabiliyor, artk buna o
kadar sk yakalanmyorum, yalnz arada bir, fakat
o kadar belirsiz ki. O zaman da Seconal yutuyorum
ya da kendimi Tiffany'ye atyorum; onun elbisesini
temizleyiciye gtryor, mantar dolmas yapyor,
kendimi daha iyi hissediyorum. Bu byk bir ey.
Baka bir ey daha, btn astroloji kitaplarm attm.
Tanr'nn belas gezegendeki her yldz iin bir do
lar harcammdr. ok skc, ama iyi olursan, ald-

m cevaplar da iyi oluyor. yi ile demek istediim


daha doru... Ama yasalara uygun doruluk deil
bu -eer gnn neesine bir eyler katacak diye d
nrsem, mezar hrszl yapp, l bir adamn
gzlerini de alabilirim. Her ey olabilirim, fakat
bir korkak, bir gsterii, heyecanl bir dolandrc
ve bir orospu deil. Namussuz bir kalbim olacana
kanser olaym daha iyi. Bu sylediim dindarca bir
ey deil. Yalnzca hayat dersinden rendiim bir
ey. Kanser inam souklatrr, ama br de mu
hakkak aym eyi yapar. Off yeter artk, kendine gel
ekerim, gitarm ver bana da sana en iyi Portekizcemle bir fada syleyeyim."
O son haftalar, yazm son uzun gnleri ve yine son
baharn ilk gnlerine ilikin anlarm silikti. Belki de
artk arkadalmz, iki kiinin birbirleriyle kelime
lerden ok sessizlik iinde konuabildikleri devreye
erimiti. Gerginliin, rahatsz edici konumalarn,
arkadal bir gsteri yapan, yzeyde brakan dra
matik dakikalarn yerini zaman iinde sevgi dolu bir
sessizlik alr. Jos ehirde olmad zamanlar (ona
kar dmanca duygular beslemeye balamtm,
adm ok seyrek kullanyordum) biz birok akam
birlikte olur, bu sre iinde de yz kelimeden fazla
konumazdk. Bir kez Chinatown'a kadar yrdk,
bir Chow-mein yemei yedik, birka kt lamba al
dk, in tapnaklarnda yaktklar ubuklardan bir

96

kutu aldk, Brooklyn Kprs'nden kar tarafa ap


tal aptal yrdk; kprnn zerinden denize doru
gitmekte olan gemilerin kpkzl tepelerin siluetinin
arasndan gemesini seyrederken, Holly yle dedi:
"Yllar sonra, yllar ve yllar sonra bu gemilerden bi
risi beni geri getirecek, beni ve benim dokuz Brezilya
l ocuumu. nk, evet, bur alan grmeleri gerek,
bu klar, bu nehri. Nasl baka eyler, bir aa, bir
yol ya da bir ev ya da herhangi bir ey, ben onlara
ait olduum iin benim olabiliyorsa, New Yok'u da
benim olmasa da ben ona ait olduum iin seviyo
rum." "Sus" dedim; nk o, krfezin iinde buharla
yol alan ddklerini alan bir gemide, konfetilerin al
tnda gvenilir hedeflere doru giden bir yolcuyken,
ben kendimi kuru bir havuzun iinde yalnz brakl
m bir rmorkr gibi kzgnlk iinde hissettim.
Bylece gnler, sonbahar yapraklar gibi, anla
rmda uutular; ta ki tekilerden farkl bir gn yaayncaya kadar.
30 Eyll, ya gnmd ama bunun olaylarla hi
bir ilgisi yoktu. Yalnz, ailemin o gn biraz para gn
dereceini umduum iin postacnn sabah ziyare
tini sabrszlkla bekliyordum. Dayanamayp aa
inerek onu bekleyeme baladm. Koridorda aylaka
dolayor olmasaydm, Holly de bana ata binmeye
gitmemizi teklif etmezdi; bylece, benim hayatm
kurtarma frsatn da yakalamazd.

97

Ben postacy beklerken, "gel," dedi. "Haydi, gi


dip parkta ata binelim." stnde bir rzgrlk, pan.
tolon ve tenis ayakkablar vard, karnnn yassilig^
n gstermek iin eliyle vurdu. "Veliaht kaybetmek
iin darya ktm sanma. Bir at var, sevgili kocam Mabel Minerva. Onunla vedalamadan gide
mem."
"Vedalamak m?"
"Jos haftaya Cumartesi iin biletleri ald." Ken
dimden getim, beni sokaktan aaya doru gtr
d. "Miami'de uak deitireceiz. Sonra denizin
stnden. And Dalar'nn stnden. Taksi!"
And Dalar'nn stnden. Central Park'n iin
den taksi ile geip giderken, sanki ben de tepesi karl
dalarn ve usuz bucaksz arazinin zerinden peri
an uuyordum.
"Fakat bunu yapamazsn. O zaman, bakalar ne
olacak? Peki ne olacak? Ama gerekten, byle herkesi
brakp kaamazsn."
"Kimsenin beni zleyeceini sanmyorum. Hi
arkadam yok ki."
"Ben senin eksikliini hissedeceim. zleye
ceim. Joe Bell de. Ve, evet, milyonlarca bakalar
daha. rnein Sally. Zavall Bay Domates."
"htiyar Sally'yi severdim," dedi ve iini ekti.
"Biliyor musun, onu bir aydr grmeye gitmedim.
Ona uzaklara gideceimi sylediim zaman bir me

98

lek gibiydi. Gerekten..." deyip kalarn att. "Bura


dan ayrlmama olduka sevinmi gibiydi. Bu her ey
iin ok daha iyidir dedi. nk nnde sonunda bir
karklk kabilir. Eer gerekten yeeni olmad
m renirlerse. O iman avukat, O'Shaughnessy,
bana be yz dolar yollad. Her neyse, Sally'den d
n hediyesi."
Kzgn grnmek istedim. "Benden de bir hediye
bekleyebilirsin o zaman, eer dn olursa."
Gld. "Benimle elbette evlenecek. Kilisede. Ai
lesi de orada olacak. Evlenmek iin Rio'ya gitmeyi
bu yzden bekliyoruz."
"Senin u anda evli olduunu biliyor mu?"
"Sana ne oluyor byle? Gnm berbat etmek
mi istiyorsun? Gzel bir gn; brak da tadm ka
ralm!"
"Evli olman sorun karabilir."
"Olmaz yle bir ey. Sana syledim, o evlilik ka
nuna aykryd. Olamazd." Burnunu ovalad ve bana
bakt. "Sen bunu herhangi canl bir varla syler
sen, sevgilim seni ayaklarndan asar, domuzlara ye
tiririm."
Ahrlar -sanrm imdi yerlerinde televizyon
stdyolar var- West Sixty-Sixth Street'teydi. Holly
benim iin yal, kk srtl, siyah beyaz bir ksrak
seti. "Korkma, beikten daha gvenlidir." Bu da,
benim durumumdakiler iin gerekli olan bir ga-

99

rantiydi. nk btn binicilik yaamm, ocuklu


umda karnavallarda yapm olduum on sentlik at
gezintilerinden ibaretti. Holly eyere oturmama yar
dm etti, sonra kendi atna bindi. Bu gm renkli
hayvan, Central Park VVest'in trafii arasnda yava
yava yol alrken nme geti ve yapraklarla kap
lanm, plak rzgarlarn dans ettii patikaya girdi.
"Grdn m?" diye bard. "Enfes."
Birdenbire her ey enfes grnd. Birdenbire,
Holly'nin salarndaki renklerin prltsn seyre
derken, onu kendimi unutacak kadar sevdiimi
dndm. Onun mutluluk getireceini dnd
bir eyin yaknda gerekleecek olmas beni de
mutlu ediyordu. Atlar yavaa trsa kalkt, rzgr
stmze arpt, yzlerimizi kamlad, gne ve
glge glcklerine dalp ktk; bu nee, yaamaktan
duyulan mutluluun verdii bu canllk, bir kadeh
viski imiim gibi beni sarst. Bu yalnz bir dakika
srd; bundan sonraki an ise irkin bir gizlilik iin
de ortaya gln bir tiyatro oyununu kard.
nk birdenbire, gizli ormanlarn yrtc yaratklan gibi, bir grup zenci olan patikann yanndaki
allklarn iinden sradlar. Yuhlayarak ve kfr
ederek atlann klarna talar atp deneklerle vur
dular.
Benimkisi, siyah beyaz ksrak, arka ayaklar ze
rine kalkarak kinedi, bir cambaz gibi salland, son

100

ra soluksuz kalana dek yoldan aa kotu; iki yanna arpan ayaklarm zengilerden km, glkle
tutunabiliyordum. Atn nallar akl talarndan k
vlcmlar karyordu. Gk yan yatt. Aalar, kk
olanlarn kayklaryla dolu bir gl, heykeller hzla
gzmn nnden getiler. Dadlar ocuklar biz
den korumak iin koutular. Adamlar, serseriler ve
bakalar, "Dizginleri ekin!" ve "Oha, olum oha!"
ve "Atla!" diye bardlar. Bu sesleri ben ancak son
radan hatrladm; o an yalnzca Holly'nin arkamdan
yar edercesine gelen fakat bana yetiemeyen kov
boy seslerini duyuyordum. Durmadan tekrar tekrar
seslenerek bana kuvvet veriyordu. leri, parkn iin
den Fifth Avenue'ye doru bir gidi... le trafiini,
keskin gcrtlar yaparak yollardan kan taksileri,
otobsleri korkutarak dattk. Druke'n malikane
sini, Frick mzesini, Pierre ve Plaza'y getik. O sra
da Holly bana yetimeye alyordu; bunun zerine
bir atl polis de yana katld. Koan ksramn iki
yamndan geen polislerin atlar benimkini kstrarak
birdenbire durmaya zorladlar. te o zaman, en so
nunda, atmn zerinden dtm. Dtm ve ayaa
kalkarak orada durdum, nerede olduumu hi bil
miyordum. Bir kalabalk topland. Polis fkelendi ve
bir deftere bir eyler yazd; o anda ok anlayl idi,
srtt ve atlarmz ahra gndermek iin yol bulaca
n syledi.

101

Holly beni bir taksiye bindirdi. "Sevgilim, nasl


sn?"
"ok iyiyim."
"Fakat nabzn atmyor," diyerek bileimi yoklad.
"yle ise lmmdr."
"Hayr, aptal, bu ok ciddi. Bana bak."
in kts onu gremiyordum. Buna karn bir
ok Holly gryordum. Endieden bembeyaz olmu
ter iinde l bir yz... yle ki bu beni hem duy
gulandrd, hem de utandrd. "Hibir ey duyam
yorum. Yalnzca utanyorum."
"Ltfen. Emin misin? Doruyu syle bana. le
bilirdim"
"Fakat lmedim. Sana ok teekkr ederim. Ha
yatm kurtardn iin. ok iyisin. Biriciksin. Seni
seviyorum."
"Seni zavall aptal," diyerek yanaklarmdan pt.
Onu drt tane grdm ve ite sonra baylmm.
O akam Holly'nin resimleri Journal American ga
zetesinin ge basksnda, Daily News ve Daily Mir
ror gazetelerinin de erken basklarnda n sayfalar
dolduruyordu. Bu yazlanlarn, atlarn ka ile hi
bir ilgisi yoktu. Balklarn da gsterdii gibi, konu
bambaka bir ey hakkndayd.
Journal American: apkn kz uyuturucu madde
skandalndan tutuklu.

Daily News: Afyon karan aktris yakaland.


Uyuturucu madde trafii aa kt. Gzel kz tu

tukland.
Hepsinin iinde News gazetesi en arpc resmi
basmt: bir erkek ile bir kadn iki iri yapl polisin
arasna skm Holly emniyete giriyordu. Binici
kostm, rzgrlyla bir sokak etesi yesini an
dryordu. Koyu gzl, dank salar ve somurt
kan dudaklarndan sarkan sigaras ile sefil bir gr
n vard.
Resmin altnda unlar yazlyd:
Yirmi yandaki Holly Golightly adndaki gzel film
yldzcnn ve ayn zamanda kafe sosyetesinin nl si
masnn, afyon karan uluslararas bir ebekenin antaj
cs Salvatore "Sally" Domates ile ilgili olduu savclk
tarafndan aklanmtr. Resim, Patrick Connor ile Sheilah Fezzonetti (sol ve sada), Holly'yi 67th St. Prencinct'e
doru gtryor. Yazs sayfa 3'te.
Oliver 'Father" O'Shaughnessy (yzn bir ap
ka ile saklam) denen adamn yks uzun s
tunda anlatlmt. Burada, biraz zetlenmi olarak
unlar anlatlm:
Yirmi yandaki Hollywood yldzct, New Yorkun
bu ok sz edilen kz muhteem Holly Golightly'nin
yakalanmasyla kafe sosyetesinin yeleri adeta sersemle
diler. Ayn zamanda polis leden sonra saat T de, Ho
tel Seabord, W 49 th Street'te oturan 52 yandaki Oli-

103

ver O'Shaughnessy'yi, Madison Avenue'deki Hamburg


Heaven'dan karken yakalamtr. kisinin de, herkese
bilinen Mafiafhrer Salvator 'Sally' Domates tarafndan
ynetilen uluslararas uyuturucu madde satan ebekede
nemli kiiler olduu, o blgenin Yetkili Szcs Frank
L. Donovan tarafndan aklanmtr. Domates 'Sally' U
anda Sing Sing'de siyasi rvetten ald be yl hapis
cezasn ekmektedir... Sulular arasnda 'Baba' ve 'Pe
der' diye bilinen cbbesiz papaz O'Shaughnessy'nin tu
tuklanmalarnn 1934'lere dek giden bir tarihesi vardr.
O sralarda Rhode Island'da, The Monastry adl bir akl
hastanesi iletmekten iki yl yatmt. imdiye dek hi
bir sabkas olmayan Bayan Golightly, East Side'n se
kin blgelerindeki lks dairesinde ele geirilmitir. Blge
Savcl'ndan hibir resmi aklama yaplmamasna kar
n, sorumlu kaynaklarn iddialarna gre, ksa bir sre
nce multimilyoner Rutherford Travler ile arkadalk
eden sarn ve gzel aktris, tutuklu Domates ile onun
ba yardmcs O'Shaughnessy arasnda 'ba' olarak a
lmaktayd. Kendini Domates'in bir akrabas olarak gs
teren Bayan Golightly, denildiine gre Sing Sing'e haf
talk ziyaretlerde bulunuyordu. Bu arada Domates ken
disine szl olarak ifreli mesajlar vermi, o da bunlar
O'Shaughnessy'ye iletmitir. Bu ilikiler yoluyla Cefalu
(Sicilya)da 1874 ylnda domu olan Domates'in dn
ya apnda bir uyuturucu maddeler rgtn ilk elden
ynettii anlalmaktadr. Bu rgtn Meksika, Kba, S

KA

cilya, Tanca ve Dakar'da ajanlar vardr. Blge Savcl


bu iddialar hakknda herhangi bir ayrntl bilgi vermek
ya da bunlar dorulamaktan kanmtr... Sulu ift E
67th Street'teki Precinct istasyonuna kayt olmaya gel
dikleri zaman, haberi nceden alan ok sayda gazeteci
orada bulunuyordu. riyar, kzl sal O'Shaughnessy
herhangi bir ey sylemeyi reddetmi ve bir fotorafnn
kasklarna tekme atmtr. Bir sokak ocuu gibi panto
lon ve deri ceket giymesine karn yine de ho ve zarif
grnen Bayan Golightly olduka ilgisizdi. Gazetecilere,
"Bana bu cehennemin ne demek olduunu sormayn!"
dedi. "nk bilmiyorum sevgilileriml" "Evet, Domates
Sally'yi her hafta ziyaret ederdim. Bunda ne ktlk var?
O da Tanr'ya inanyor, benim gibi..."
"Kendisinin uyuturucu maddelere dkn ol
duunu kabul ediyor" balkl yazmn altnda ise
unlar yazlyd:
Bir gazeteci kendisine uyuturucu madde kullanp
kullanmadn sorduu zaman, Bayan Golightly glm
sedi, "Biraz afyon itim. Bu yarm kadeh brendi kadar bile
zararl deildir. Hem de ucuz. Ama maalesef, ben brendi
seviyorum. Hayr. Bay Domates bana hibir zaman uyu
turucu maddelerden sz etmedi. Bu beni ok kzdryor,
kt insanlarn onu durmadan sulamas. O ok duygulu
ve dindar biridir. Sevimli yal bir adamdr."
Yukardaki ilk yazda kocaman bir yanllk var
d. Holly "lks dairesinde" yakalanmamt. Yaka

105

land zaman benim banyomdayd. ine Epsom


tuzlan kartrlm buharl suyla dolu kvette ata
binmenin verdii szlar dindirmeye alyordum.
Holly, dikkatli bir hastabakc gibi, kvetin kenarna
oturmu, beni Sloan'n romatizma ilac ile ovalaya
rak yatan iine sarp sarmalamak iin bekliyordu.
n kap alnmt. Kapnn kilidi alrken, Holly
"Girin" diye seslendi. Sivil giyinmi iki dedektif ara
snda Madam Sopphia Spanella ieri girdi. Polisler
den birisi sar kaim sa rgl bir kadnd.
Madam Spanella "te burada aradnz kadn!"
diye bararak banyoya dald ve nce Holly'ye,
sonra da benim plaklma parmayla iaret etti.
"Bak. Ne orospudur o." Erkek dedektif, hem Ma
dam Spanella'dan, hem de bu durumdan utanr gibi
oldu. Fakat yanndaki arkadamn yzn sert bir
gerginlik kaplad. Holly'nin omzuna pat diye eliyle
vurarak, alacak derecede bebek gibi sesiyle: "Gel
benimle, gzel kz. Seni bekleyenler var," dedi. Bu
nun zerine Holly soukkanllkla ona yle dedi:
"Elinin hamuruyla ek ellerini zerimden, seni kor
kun, salyal sapk, kz." Bu szler kadm kzdr
d. Holly'ye sert bir tokat att. O kadar kuvvetliydi
ki kzn ba bkld ve elindeki ila iesi derek
yere sald. Bu arada ben de kavgay kztrmak
istercesine acele kvetten karken yerdeki haplara
basp kaydm ve iki ayamn baparmam iddetle

106

kapya arptm. Kanayan ayamla yerde izler bra


karak rlplak bir halde, onlar hole kadar izledim.
Dedektifler Holly'yi merdivenlerden aaya uu
rurlarken, o bana, "Ltfen kediye yemek vermeyi
unutma," diyordu.
Tabii ben Madam Spenella'mn sulu olduuna
inanyordum. ok kez yetkililere telefon ederek
Holly'yi ikayet etmiti. O akam Joe Bell gazeteleri
gstermeye gelinceye dek bu olayn korkun yn
leri olabileceini dnmemitim. Joe Bell mantk
l konuamayacak kadar akn idi. Ben yazlanlar
okurken o iki yumruunu birbirine vurarak odamn
iinde iki ierek dolat.
Sonra, "Sen de buna inamyor musun? O bu ber
bat ie karm mdr?" diye sordu.
"ey, evet."
Azna bir nane ekeri att, beni szerek ekeri,
sanki kemiklerimi kryormu gibi inedi. "Bak bu
ok kt oldu. Sen bir de onun arkada olacaktn.
Ne pimisin!"
"Bir dakika. Bu iin iine bilerek karm deme
dim. yle deil. Fakat, bunu yapm ite. Mesaj ta
m falan filan..."
"Ne kadar da rahat karlyorsun bu olam biteni!
Tanrm, on yl yiyebilir. Daha da ok," dedi. Elimden
gazeteleri birdenbire ekti. "Sen onun arkadalarn

107

tanyorsun. O zengin adamlar. Benimle gel, telefon


etmeye balayalm. Kza benim tutabileceimden
daha hilebaz bir avukat gerekecektir."
Kendi kendime giyinemeyecek kadar arlar iin
deydim, titriyordum bir yandan da. Joe Bell bana
yardm etmek zorunda kald. Barna gidince de beni
telefon kabinine gtrerek elime ly boaltt
bir martini kadehi ve ii bozuk para dolu bir brendi
kantncs verdi. Kimi arayacam bilemiyordum.
Jos, Washington'daydi. Onunla ilgili tek bildiim
buydu. Rusty Trawler? Hayr, o pi olamazd! Yal
nz, kzn bildiim br arkadalar kimlerdi? Belki
de gerekten benim hi arkadam yok dedii za
man haklyd.
ehirleraras santraldan O. J. Berman'n numa
rasn alarak Beverly Hills, Crestview 5-6958'i ara
dm. Telefona cevap veren kii Bay Berman'n ma
sajda olduunu ve rahatsz edilemeyeceini syledi
ve "zr dilerim, tekrar ar ay m," diyerek telefonu
kapatt. Joe Bell bunun zerine, bu bir lm kalm
iidir demeliydin diye sylendi ve Rusty'yi aramam
iin direndi. nce, Bay Trawler'in ua ile konu
tum -Bay ve Bayan Trawler yemekteler diye bildirdi,
not alabilir miydi? Joe Bell telefona bard: "Bu ok
acele, beyim. lm kalm meselesi." En sonunda
kendimi, bir zamanlarn Mag Wildwood'u ile konu
urken -daha dorusu onu dinlerken buldum. "Bu

108

kadar inat msnz?" diye diretti. "Kocam ve ben,


admz o iren ve dejenere kz ile bir araya getiren
her kim olursa olsun onu muhakkak dava edeceiz.
Ben onun zpzp kafal, scakta kalm pi bir taz
gibi ahlaksz olduunu biliyordum. Onun yeri cezae
vidir. Kocam da yzde yz benim gibi dnmekte
dir. Biz kim olursa olsun dava..." Telefonu kapadm;
hayr, Holly ona telefon etmemi istemezdi, bu yapt
m bilse beni gerekten ldrrd.
Yeniden Kaliforniya'ya telefon ettim. Hatlar me
guld, hep megul kald, nihayet O. J. Berman'a
ulatm zaman o kadar ok martini imitim ki ne
den telefon ettiimi o bana sylemek zorunda kal
d. "ocuk iin telefon ediyorsun, deil mi? Bunu
biliyorum. Iggy Fitelstein ile konutum bile. New
York'taki en iyi avukat odur. Iggy, dedim, sen bu
ile ura hesab bana yolla, yalmzca adm gizli tut.
te, kza bir eyler borluyum. Hibir ey demek
zorunda olduumdan deil, ona bakacak olursan.
Kz deli, kak. Fakat gerek bir kak, biliyor musun?
Her neyse, ona on binlik kefalet bimiler. Merak
lanma, Iggy onu bu gece kartr -u anda evinde
bile olabilir."
Fakat deildi; ertesi sabah kedisini doyurmaya
gittiimde de eve dnmemiti. Evinin anahtar ol
madndan yangn merdivenini kullandm, ieriye

109

pencereden girdim. Kedi yatak odasndayd, yalnz


da deildi; orada bir adam vard, bir bavulun zeri
ne eilmiti. Ben pencereden ieriye girerken ikimiz
de birbirimizi hrsz sanarak kukuyla baktk. G
zel bir yz, parlak salar vard, Jos'yi andryor
du. stelik toplamakta olduu bavulun iindekiler
Jos'nin Holly'de brakt giysileriydi. Holly'yi te
lalandran, durmadan tamirciye ve temizleyiciye
tad ayakkab, ceket ve pantolonlar. Kendi ken
dime, bu ite Jos'nin parma var dedim. "Sizi Bay
Ybarra-Jaegar m yollad?"
htiyatl bir glmseme ve hemen sezilir bir ak
sarda "onun kuzeniyim," dedi.
"Jos nerede?"
Bu soruyu, baka bir dile evirir gibi tekrarlad.
"Ah o nerede? O bekliyor," dedi ve bana aldrmaya
rak odaclk grevine devam etti.
Demek diplomat bir oyun hazrlamt. te, buna
ok amadm ya da biraz olsun bile zlmedim.
Yine de ne kalp kn a bir iti bu. "Onu krbala dv
mek gerek."
Kuzen kkrdad, eminim ki beni anlamt. Bavu
lu kapayarak bir mektup kard. "Kuzenim, bunu
brakmam istedi. Siz ltfeder misiniz?"
Mektubun zerine unlar kar alanm t: Bayan
Holly Golightly iin -Yksek nezaketinizle.
Holly'nin yatama oturdum kedisine sarldm.

110

Holly, bu durumda kendisi iin ne kadar zlebilirse, ben de onun iin o kadar zldm.
"Evet, ben veririm ona."
Bunu yaptm, en ufak bir istek bile duymadan.
Mektubu yok edecek kuvveti kendimde bulama
dm; Holly bana, "Jos'den bir haber aldn m?"
diye umutsuzca sorduu zaman da mektubu cebim
de alkoyamadm. ki sabah sonrayd; tentrdiyot
ve lazmlk kokan bir odada, bir hastane odasnda,
yatann kenarnda oturuyordum. Tutukland
geceden beri oradayd. Elimde bir paket Picayune
sigaras ve sonbaharn yeni am menekelerinden
bir demet, ona doru ayaklarmn ucuna basarak
yrrken, "Ah sevgilim," diye beni karlad. "Veliaht kaybettim." On iki yanda bile gstermiyordu.
Uuk sar salar arkaya doru fralanmt, gz
lkle kapatlmam gzleri yamur suyu gibi aryd
-kimse onun ne denli hasta olduuna inanamazd.
Fakat bu gerekti: "Tanrm, yeni yeni kendime
geliyorum. O iman kadn beni gerekten fena ben
zetti. Frtnalar kopard. Samrm sana o iman ka
dn hakknda bir ey sylemedim. Kardeim ldk
ten sonraya kadar ben de onu hi tammyordum. O
srada, nereye gitmi olabileceini, Fred'in lmn
ne demek olduunu dnyordum. Ve sonra onu
grdm, odada benimle beraberdi. Fred'i kollarma
alm sallyor, iman kt kzl orospu, sallanan

111

sandalyede oturmu, Fred kucanda, srekli g


lyor. Alay edip duruyor! Neyse sevgilim, ne varsa
gelecekte var. O an bu kadnn benimle alay etmek
istediini dndm. imdi anlyor musun, niin
deliye dnp her eyi krdm?"
O.J. Berman'n tuttuu avukattan baka onu gr
me izni verilen tek insan bendim. Odasn baka
hastalarla paylayordu. zlere benzeyen kadn
lar, pek kt baklarla olmasa da beni ilgiyle ince
lediler, talyanca fsldaarak birbirlerine dncele
rini sylediler. Holly bunu aklad: "Seni, beni eken
adam sanyorlar sevgilim. Bana ktlk yapan,"
diye cevap verdi. "ngilizce bilmiyorlar. Bo ver, on
larn elencelerini bozmay aklmdan bile geirmem
ben." te Jose'yi bana o anda sordu.
Mektubu grr grmez gzlerini kst ve dudaklann bkerek ta gibi glmsedi, yle ki, bu onun
yan kat kat artrd. "Sevgilim," diye bana seslene
rek, "uradaki ekmeceye uzanp antam bana verir
inisin? Bir kz, byle bir eyi dudaklarn boyama
dan okumaz," dedi.
Kk aynasmn yardm ile pudraland, yz
nn on iki yandaki grnn yok edecek ekil
de boyand. Ruj ile dudaklarn biimlendirdi, allkla
yanaklanm renklendirdi. Gz kenarlarna kalem e
kerek maviletirdi, boynuna 4711 serpti, kulaklarna
inci kpelerini takt, son olarak da gne gzln

112

yerletirdi burnunun stne. Bylece zrhland. Ma


nikr zamannn geldiinden yaknarak mektubu
yrtp at. Gzleri sayfa zerinde koutururken,
kck ta gibi gl daha da kld ve sert
leti. En sonunda bir Picayune istedi. Bir nefes ekti:
"Sersem edici gibi bir tad var, ama kutsal," dedi ve
mektubu bana att. "Belki ie yarar -kt bir roman
tik yk yazman iin. nat etme, yksek sesle oku
haydi. Ben de iitmek istiyorum."
yle balyordu: "ok sevgili kk kzm..."
Holly birdenbire eliyle kes iareti yapt. Mektup
taki el yazs hakknda ne dndm sordu.
Hibir ey dnmemitim: skk, ok okunakl,
sradan bir yazyd. "te T harfine benzeyen birinin
yazs. Dmelenmi ve kabz olmu," diye yorum
yapt. "Devam et."
"ok sevgili kk kzm, senin bakalarna ben
zemediini bile bile seni sevdim. Fakat senin baka
kadnlardan ne kadar deiik olduunu herkesin
iinde byle vahi bir ekilde fark ettiim zaman
duyduum znty anla. Sen, benim inancmda
ve mesleimde olan bir adamn kars olarak d
nebilecei bir kadndan ok farklsn. Gerekten u
anda iinde bulunduun durum iin zlyorum,
senin hakkmdaki yarglara yrekten katlabilecei
mi sanmyorum. Umarm ki sen de beni yrekten
ayplamazsm Benim korumam gereken bir ailem

113

ve adn var, bu rgtlerin ie kart yerde ben bir


korkaa dnrm. Unut beni, gzel ocuk. Artk
burada deilim. Yurduma dndm. Fakat Tanr her
zaman seninle ve ocuunla beraber olsun. Tanr
Jos gibi olmaz inallah."
"Evet?"
"Bir bakma olduka dorucu. Hatta dokunakl."
"Dokunakl? Bu bir az dolusu aptal palavraya
dokunakl m diyorsun?"
"Fakat ne olursa olsun, bir korkak olduunu sy
lyor. Onun asndan da olaya bakmalsn k i..."
Holly, bunu anlayabildiini kabul etmek isteme
di hemen, fakat yz, tm o boyalarn kapamas
na karn, yine de anladn aka belli ediyordu.
"Peki, diyelim ki o mantksz bir san deil. Rusty
gibi ok iri bir King Kong sam deil. Benny Shacklett gibi de deil. Fakat ah, Tanrm," diye bararak,
bir bebek gibi yumruunu azna soktu. "Ben onu
sevdim. O san."
talyan l aramzda bir kavga ktm dn
d ve Holly'nin yzne bakp kimin sulu oldu
una kendilerince karar verdiler, baklarn bana
ynelttiler. Bense bundan holanmtm. Holly'nin
bana nem verdiini dnmeleri beni gururlandr
d. Ona bir sigara daha verince durgunlat. Yutkun
du ve "Tanr seni korusun, Buster," dedi. "Bu kadar
kt bir binici olduun iin de Tanr korusun seni.

114

Kalamiti Jane gibi hareket etmek zorunda kalmasaydm hl bekar anneler evinde yer bulmann yollar
n dnecektim. ok hareket yznden oldu. Oysa
ben, bunun, Bayan Dykeroo'nun bana vurmasndan
dolay olduunu syleyerek, btn rozetler grubu
nun dlerini koparttm. Evet efendim, onlar birok
nedenden dolay dava edebilirim; bunun iine yan
llkla tutuklama da girer."
O ana kadar Holly'nin daha kt skntlarn ka
pal gemitik, bunlara aka yoluyla deinmek bile
korkun ve acklyd. Bu da, Holly'nin nndeki
bunaltc gerekleri grebilmekten ne denli uzak ol
duunu gsteriyordu. Kendimi kuvvetli, olgun bir
amca gibi dnerek, "imdi, Holly," dedim, "imdi
bak Holly, durumu aka olarak ele alamayz. Plan
yapmak zorundayz."
"fkelenmek iin ok gen saylrsn. ok kk
sn. Hem baksana, bundan sana ne?"
"Hi, yalnzca senin arkadanm ve senin iin en
dieleniyorum. Ne yapmay dndn bilmek
istiyorum."
Burnunu ovalad ve gzlerini tavana dikti. "Bu
gn aramba, deil mi? Samrm Cumartesi'ye ka
dar uyuyacam, iyi bir uyku olacak. Cumartesi sa
bah da dar bankaya tyerim. Sonra eve urayp
bir iki gecelik ve Mainbocher elbisemi alrm. Bun
dan sonra da dlewild Havaalann ararm. Sen de

115

domuz gibi biliyorsun ki, en gzel uakta en gzel


yer benim iin ayrlmt. Arkadam olduuna gre
bana el sallamana izin veririm. Ltfen ban salla
may kes."
"Holly, Holly, bunu yapamazsn."
"Neden olmasn? Jose'nin peinden gitmiyorum;
sen yle sanyorsan yanlyorsun. Bildiime gre, o
Limboville'de oturuyor. Yalmzca u var: Byle gzel
bir bileti neden yakaym? Ayrca, Brezilya'ya da hi
gitmedim."
"Syler misin bakaym, burada sana nasl haplar
yutturdular? Anlamyor musun, sen burada sulu
olarak tutuklusun. Seni parmaklktan atlarken ya
kalarlarsa, anahtar da frlatp atarlar. Kurtulsan bile
hibir zaman vatamna geri dnemezsin."
"Ne olur yani, akll kk? Neymi sanki, vatan
dediin rahat ettiin yerdir. Ben hl yle bir yer ar
yorum."
"Hayr Holly, bu ok sama. Senin hibir eyden
haberin yok. Bu durumun sonuna kadar dayanma
lsn."
"Yaasn bizim takm, yaasn!" dedi ve yzme
duman savurdu. Bununla birlikte ok etkilenmiti.
Gzlerinin nnde umut krc ekiller belirdi, be
nimkilerin nne olduu gibi: demir kapl odalar,
ar kapanan kaplar ile elik parmaklklar. "Oh kes
unu," dedi. "Beni yakalayamamalar iin elimde bir

116

ok frsat var. Yalnzca az sk ol yeter. Bak, beni


hor grme sevgilim/' Elini elimin zerine koyarak
birdenbire byk bir itenlikle skt. "Pek fazla se
eneim yok. Bunu avukatmla da konutum: Oh,
tabii ona Rio hakknda hibir ey sylemedim, para
sndan olmaktansa gidip niformallara bahi ve
rir. O. J'nin kefalet iin koyduu para da bir yana.
Tanr onun ruhunu korusun, fakat bir kez Bat'dayken pokerde on binden fazla kazanmasna yardm
etmitim; detik ite. Hayr, iin gerek pf noktas
da u: Btn niformallarn benden istedii, beni
parasz sktrmalar ve Sally'nin aleyhine tanklk
yapmam kimse beni kanuni ekilde yarglamaya
niyetli deil, ortada hayali bir olay bile yok. Evet,
ok kt biri olabilirim ama bir arkadan aleyhine
tanklk yapmam. Eer onun rahibe Kenny'ye afyon
verdiini ispat ederlerse, o baka. Benim leim
insanlarn bana nasl davrandklardr. Diyelim ki
yal Sally de benimle tam aka paka deildi, bel
ki de biraz yararlanmaya bakt, fakat yine de Sally
iyi bir atcdr. Kanun adamlar onu mimleyeceine,
iman kadmn beni yakalamasna gz yumarm."
Kk aynasn yzne doru edi ve dudak
boyasm dzelterek yle devam etti: "Dorusunu
sylemek gerekirse, hepsi bu deil. Sahne klar
nn glgeleri bir kzn yzn bozar. Mahkeme beni
mosmor yapsa bile, benim iin bu yrede umut

117

lu bir gelecek yok: Yine de La Rue'den, Perona'nn


barndan tut, Grill'e kadar ipucu yakalarlar -inan
bana, ben onlara Bay Frank E Campbell kadar ho
grneceim. Sen benim zel yeteneklerimi kulla
narak yaam olsaydn, ne biim bir karaborsadan
sz ettiimi anlardn ekerim. Roseland'da bir sr
Bat Hilibili ile bel kvrarak snp gitmek iste
mem. Mkemmel Madam Trawler, elinde kpeiyle
Tiffany'ye girip karken ben buna dayanamam. i
man kadna kalmak ok daha iyidir."
Bir hastabakc sessiz admlarla oday dolaarak
ziyaret saatinin bittiini bildirdi. Holly ikayete ba
lad, fakat azna tklan derece ile sesi kesildi. Ben
ayrlrken, azndan dereceyi kararak, "Bir iyilik
yap bana sevgilim," dedi. "Times veya nereye ister
sen telefon et ve Brezilya'daki en zengin elli adamn
bir listesini al. aka etmiyorum. En zengin ellisinin,
rk ve renk fark etmez. Bir ey daha: Eve bir gz ata
rak bana verdiin o madalyonu bul. St. Christopher
madalyonunu. Yolculukta ona ihtiyacm olacak."
Cuma gecesi gk kpkrmzyd, grldyordu.
Cumartesi, ayrlk gn, kasrga koparcasna ya
d. yle ki havada kpek balklar yzebilir, ama bir
uak geip gidemezdi.
Holly nee iinde, uan kalkamayacana onu
inandrmak iin sylediim szlere aldrmayarak

118

hazrlklarn yrtt ve unu da sylemeliyim ki en


byk yk de benim zerime att. nk krmz
tula binann yanna yaklamasnn aklszca bir i
olacana karar klmt. Olduka da haklyd; belki
polisler, gazeteciler ya da baka ilgililer, kim oldu
u belirsiz insanlar tarafndan gzaltndayd buras.
Kimi zaman bir adam ya da birok adam, kapnn
etrafnda dolayordu. Bylece, o hastaneden banka
ya, oradan da doru Joe Bell'in barna gitti. Holly'nin
en ksa zamanda, yarm saati gemeden, beni barda
bekledii haberini getiren Joe Bell, "zlendii akima
bile gelmiyor," dedi. Yammda unlar da gtrme
liymiim: "Taklarn. Gitarm. Di frasn ve ba
ka eyleri. Ve yz yllk bir ie brendiyi; diyor ki,
bunu kirli sepetinin en altnda sakl bulursun. Ha,
kediyi de. Kediyi de istiyor. Fakat cehenneme..."
dedi Joe Bell. "Bilmem istediklerini yapmal myz.
Onun kendi kendinden korunmas gerek. Bana kal
sa, bunu polislere sylerim. Eer geri gidip de biraz
iki hazrlarsam, belki onu fikrinden caydracak ka
dar sarho edebilirim."
Yangn merdiveninden yuvarlana yuvarlana, sert
rzgr yiyip kemiklerime kadar slanarak, etime
penelerini geirmi kediyle birlikte -nk kedi
zellikle byle sert bir havada bolua inmekten
holanmamt- onun gtrecei eyalar abuk ve
en iyi ekilde toparlamay becerdim. St. Christop-

119

her madalyonunu bile buldum. Topladm her


eyi kendi odamn ortasnda bir yn oluturacak
ekilde st ste attm -sutyenler, dans ayakkabla
r ve Holly'nin tek bavulunu dolduran btn gzel
eyler bir piramit olmutu. Bavula smayan eyala
r kese ktlarna koymak zorunda kaldm. Kediyi
nasl tayacam dnemedim, sonradan aklma,
bir yastk klfnn iine sokmak geldi.
Niin olduunu sormayn ama, bir kez New
Orleans#dan Mississippi'deki Nancy's Landing'e
yrmtm, yedi yz elli kilometreden biraz daha
az. Bu yry bile, Joe Bell'in barna gidiimle kar
latrlnca olduka neeli bir elence saylrd. Gi
tar yamurla dolmu, yamur kese ktlarn erit
mi, kese ktlar yrtlarak parfmler kaldrma
dklm, inciler oluklara yuvarlanmt. Rzgr
itti, kedi trmalad ve bard -fakat daha da kts,
korkmutum, Jos gibi bir korkak olmutum; frtna
l yollar sanki tuzak kurmu grlmedik varlklarla
dolmutu, bir kaaa yardm ettiim iin beni tutuk
layacaklard.
Kaak beni grnce yle dedi: "Buster, ge kal
dn. Brendiyi getirdin mi?"
Kedi serbest kalnca srad, onun omzuna tne
di, kuyruu orkestra yneten bir sopa gibi salland.
14011/de sanki bu orkestrann melodisi ile durgunlamt. Brendinin tpasn aarken, "Bu benim eyi

120

zimin bir paras olmak umuduyla saklanmt. y


le ki, her yldnmnde kafay ekecektik. Tanr'ya
kr ki eyiz sandn almamm. Efendim, Bay
Bell, kadeh."
"Yalnz iki tane yeter," dedi Joe Bell. "Senin sa
malklarnn erefine iemem."
Ne kadar tatllkla kandrmaya altysa da, "Ay,
Bay Bell, aranzdan her gn bir hanmefendi ayrl
maz. Onun iin kadeh kaldramaz msn?" Joe Bell
huysuzland: "Bu ie katlmam. Cehenneme gidiyor
olsan da kendi bana gidersin. Benden daha faz
la yardm grmeden." Bu yanl bir szd, nk
bundan birka saniye sonra, bann kapsna ofrl
byk bir otomobil yanat. Bunu fark eden Holly,
brendi kadehini tezgha koydu ve sanki Blge
Savcs'm karsnda grecekmi gibi kalarn kal
drd. Ben de yle sanmtm. Joe Bell'in kzardn
grnce, unu dndm: Tanrm, polisi ard. Fa
kat sonra kulaklar yanarak aklad: "Bir ey deil.
Carey Kadillaklar'ndan biri. Ben tuttum. Seni hava
alanna gtrmesi iin."
Arkasm dnp vazodaki ieklerle oynamaya
balad. "Sevgili iyi yrekli Bay Bell. Bana baknz
efendim."
Bakmyordu. Vazonun iinden iekleri ekerek
Holly'ye att, fakat hedefi tutturamaymca hepsi yere
dt. "Gle gle," dedi; sanki kusacakm gibi ace-

121

Ievle tuvalete kotu. Kapnn kilitlendiini iittik.


Carey'nin ofr ok nazikti, savruk eyalarmz
en kibar ekilde ald. Holly yannda baka giysisi ol
mad iin bir trl deitiremedii binici takmn
kanp ince siyah elbisesini giymek iin urarken,
azalan yamurun altnda sular sratarak giden
arabada ofrn yz ta gibi hareketsizdi. Biz ise
hi konumadk; nk konumak yalnzca atma
ya yol aabilirdi. Holly de konuamayacak kadar
meguld. Kendi kendine mrldand, brendi iti ve
sanki bir adres aryormu gibi pencereden darsn
gzledi durdu -belki de hatrlamak istedii son izle
nimlerini topluyordu diye dndm, o srada emir
verdi, arabay Spanish Harlem'deki bir sokakta kaldnmn kenanna ektik. Film yldzlar ve Meryem
Ana resimleri ile sslenmi vahi, cafcafl ve kasvet
li bir mahalleydi buras. Kaldrm kenarlarndaki
meyve kabuklar ve yrtk gazete ktlar rzgrda
uuuyordu, yamur durmutu, gkyznde mavi
lekeler almt, fakat rzgr hl grlt kopar
yordu.
Holly otomobilden dar kt; kediyi de yanma
ald. Bam okad ve "sen ne dersin?" diye sordu.
"Senin gibi gl bir herif iin buras uygun bir yer.
p tenekeleri. San bolluu. Birlikte gezeceim
bir yn serseri kedi. yleyse ty bakalm," diyerek
onu brakt. Kedi ekya suratm yukar kaldrp kor

122

san gzleriyle Holly'ye sorar gibi bakarak yerinden


kmldamaynca, Holly ayam yere vurdu. "Defol,
dedim!" Kedi ayaklarn srd. "Hadi yr dedim
sana," diye bard ve otomobile atlayarak kapy
hzla ekti. ofre, "sr," dedi. "Sr, sr!"
Donakalmtm. "Evet, sen bir srtksn. yle
sin."
Baka bir caddeye saptktan sonra cevap verdi.
"Sana syledim. Bir gn nehrin kysnda karla
mtk. Hepsi bu. kimiz de zgrz. Birbirimize
hibir zaman sz vermedik. Hibir zaman..." Sesi
snd, incecik oldu, yzn hastalkl bir beyazlk
kaplad. Araba trafik klarnda durmutu. O anda
kapy at ve sokaktan aaya doru komaya ba
lad. Ben de arkasndan kotum.
Fakat kedi, braktmz kede deildi. Hi kim
se yoktu sokakta, hi kimse, yalmzca ieyen bir sar
ho ile tatl tatl ark syleyen bir grup ocuun ba
nda duran iki zenci rahibe. Holly'nin sokan bir
ucundan tekine atlmasn, ileri geri komasn gr
mek, "hey, kedi. Neredesin? Gel buraya kedi," diye
lklarm duymak iin ocuklar evlerinden kt
lar, kadnlar pencere kenarlarmdan sarktlar. Yamru
yumru zayf bir olan Holly'nin ta yamna gelip, en
sesinden tuttuu ihtiyar bir erkek kediyi sallaymcaya kadar bu srd. "Siz gzel bir kedi ister, bayan?
Ver bir dolar."

123

Otomobil ardmzdan gelmiti. O zaman Holly


kendisini otomobilin yanma gtrmeme izin verdi.
Kapda duraklad. Benim arkamdan bakt, elinde
ki kedisini hl satmaya alan olann yanndan
geti: "Yarm dolar. ki eyreklik. ok deil." Tam o
anda Holly titredi, ayakta durabilm ek iin kolumu
tuttu. "Ah, Tanrm! Biz birbirim ize aittik. O benimdi."
O zaman ona sz verdim , buraya gelip kedisini
bulacaktm: "Sz veriyorum , ona bakacam da,"
dedim.
Glmsedi, neesiz bir glm sem eydi bu. "Ama
ben ne olacam ?" dedi fsltyla ve tekrar titredi.
"ok korkuyorum Buster. Evet, en sonunda. Bu hep
byle srp gidebilir. Elim dekini atmcaya kadar be
nim olduunu bilm em ek. Kt krmzlklar, bunlar
bile hibir ey deil. im an kadn hibir ey deil.
Fakat bu; azm o kadar kuru ki yaamak iin t
krmem gerekse, yapam am ." Arabaya girdi, koltu
a kt. " zr dilerim. Haydi gidelim ."
Domates'in Domatesi kayp ve yeni bir gelime: Uyu
turucu maddelerden tutuklu aktristin, ebekenin kurban
olduuna inanlyor. Holly, Rio'ya vardktan sonra,
basn haber verdi: Kaan apkn kz Rio'da. Anlald
na gre Amerikan yetkilileri onu bulmaya al
mt; ksa zamanda bu konu da unutuldu, yalnzca

124

dedikodu stunlarnda ara sra sz konusu oldu.


Konu yeni bir haber eklinde yalnzca bir kez can
land. Bu, Domates Sally'nin Noel gecesi Sin Sing'de
kalp krizinden lmesi dolaysylayd. Bir k geti ve
Holly'den hibir haber gelmedi. Krmz tula bina
nn sahibi, H olly'nin brakt eyalar satt -beyaz
saten arafl yatak, hallar, deerli Gotik sandalye
ler. Dairesine yeni bir erkek kirac tand, ad Quaintance Smith. O da H olly'ninki kadar grltl
partiler vererek birok beyefendiyi elendirdi -fakat
bu kez Madam Spanella bunlara kar gelmedi; gen
adama ak olmutu, ne zaman delikanlnn gz
morarsa, ona i et bulurdu. Baharda Holly'den bir
kart geldi; kurun kalemle karalanmt.
"Brezilya hayvanca bir yer, ama Buenos Aires gzel.
Tiffany'den gzel saylmaz, ama hemen hemen. Yce bir
Senor'a balandm burada. Ak m? Sanrm. Her ney
se, kendime bir daire aryorum. (Senor'un kars ve yedi
ocuu var.) Adresim belli olur olmaz sana bildireceim.
Kucak dolusu sevgiler. "
Fakat bir adresi olduysa bile bana hi gnderme
di. Bu beni zd, nk ona yazmak istediim yle
ok ey vard ki: ki ykm satmtm, Trawler if
ti boanma davas amt, krmz tula bina perili
olduu iin oradan tanmtm. Ona, en ok kedisi
hakknda yazmak isterdim. Szmde durdum, ke
diyi buldum. Her gn iten ktktan sonra, Spanish

125

H a rle m s o k a k la rn d a h a fta la rc a d o latm . Biro k ya


n ltc iarete ra s tla d m , k a p la n iz g ili k e d ile r gz
m a ld , fa k a t h i b iri o d e ild i. K ortasn d a, souk,
g n e li b ir P a z a r g n , le d e n s o n ra y d . Ilk gr
n l b ir o d a n n te m iz t l p e rd e le rle evrelenm i,
i e k li s a k s la rla s s l p e n ce re sin d e oturuyordu.
im d i b ir a d v a rd h e rh a ld e . A d n n ne olabileceini
m e ra k e ttim . K e n d in e u y g u n b ir y e r b u lm u tu artk.
A frik a 'd a b ir k u l b e d e y a d a n e re d e o lu rsa olsun,
u m a rm H o lly d e k e n d in e u y g u n b ir y e rd e d ir.

126

. . .

: - 5 7 ^ '"
' *

** ,

w - .

-s- -=

tu :-

: '-V
' i

* -

1'

You might also like