Professional Documents
Culture Documents
Descartes-ve-Spinoza-tulin Bumin PDF
Descartes-ve-Spinoza-tulin Bumin PDF
Tartlan Modernlik:
Descartes ve Spinoza
S T A N B U L
TARTIILAN MODERNLK:
DESCARTES VE SPNOZA
Tlin Bumin'in
YKY'deki kitaplar:
Tartlan Modernlik Descartes ve Spinoza (1996)
Hegel - Bilin Problemi, Kle-Efendi Diyalektii, Praksis Felsefesi
(i8)
TULIN BUMIN
Tartlan Modernlik:
Descartes ve Spinoza
S T A N B U L
NDEKLER
nsz 7
I. BLM
Modernliin Yakn Gemii Olarak Rnesans 9
II. BLM
Kartezyen Dnya Tasarm 34
III. BLM
Sorgulanan Modernlik: Heidegger ve Cogito 50
IV. BLM
Spinoza 65
Ethica, "yi ve Ktnn tesinde" 65
Klasik Sistemin Terimi: zgrlk, stem, Erek 69
Beden, Tutkular ve Site 78
nsz
1. BOLUM
1o
11
12
13
14
15
16
17
Astronomi'nin {Nova Astronomia, 1609), Dnya Uyumu'mn {Harmonia Mundi, 1619) yazarnn, matematii nasl ampirik bir Pitagoraslk olarak anladn grmek ilgintir. Bloch'un belirttii gibi.
Kepler, gnein uydularyla arasndaki uzaklkta lirin titteyen tel
leri arasndaki saysal ilikiyi bulur. Bylece Kepler, Pitagoras'la
birlikte Timaios Platon'una kadar gider.
G. Bruno'da natralist bir panteizmle sonulanan Yeni-Pla
toncu bu izginin yannda Rnesans'n Aristotelesileri yer alr.
Aslnda artic bir biimde, onlar da Aristoteles'e Skolastie kar
kuramsal donatim bulmak iin bavurmaktadrlar. Bylece Padua
18
19
20
21
22
J. Habermas'n Felsefi ve Politik Profiller (Fr. ev.: Profils philosophiques et politiques, Gallimard, 1974) adl kitabnda, kendisine
ayrd blmde "umutlarn fenomenolojisinin dnr" olarak
tanmlad Bloch, Rnesans'la ilgili kitabnda deneyciliin olgular
karsnda fazla saygn tavrna karn, 17. ve 18. yzyllardaki
aklcln zellikle doal hukuk alanndaki hakl tutumunu hatirlatmay yerinde bulur: aslnda Bacon'n aklcla ynelttii eleti
riler yerindedir. Ama deneyciliin yntem olarak pratik alanda be
nimsenmesi u an burada bulunan deneysel, olgusal efendilerin ve
yazl, yazsz, ama pozitif yasalarn kr krne izlenmesine g
trmeyecek midir? Oysa aklclk, doal hukuk alannda en azn
dan insanlarn unu syleyebilmesini salamtir: Binlerce yllk
adaletsizlik, bir hukuk olarak grlemez. Bylece varolann eleti
rilmesinin epistemolojik koullarn salayan aklclk, ne kadar es
ki olursa olsun, olgulara teslim olmamay temellendirebilmektedir.
Doa ile ilgili olarak ise deneycilik, ok daha "hakl" bir konumda
dr. Doa konusunda "olgulara boverelim" slogan, tam tersine
onlara zorla "deli gmlei giydirmek" anlamna gelebilir. Ama 17.
ve 18. yzyl mutlakiyeti rejimlerinin beraber getirdii tiranca ve
baskc olgular karsnda tm idealist terminolojisiyle birlikte
aklclk, akl adna hakl bir bakaldrmay dile getirir: Bloch, bu
bakaldrnn epistemolojik adn "deneyciliin aklsal yolla yad
snmas" olarak koymakta tereddt etmez. Bacon'a dnersek onun
putlar krma giriiminde, bu yerleik nyarglarn bulanklatrd ayna olan tin, deneyimin nda ykanacaktr. Baka bir deyi
le, Bacon'n gndeminde yer alan anln artlmas ilemi, aklc
larda bulunmayan bir bilgi kuram ve materyalizm erevesinde
dnlecektir. Ama bu hi de olgucu nitelikte, maddesel dnyay
naslsa o durumda bar iinde brakacak, dnen zneyi onun
karsnda olgular saptamak ve snflandrmakla ykml kl
makla yetinecek bir deneycilik olmayacaktir. Akl olgular karsn
da saygl olmaya, onlar dinlemeye aran Bacon tarz deneycili
in asl amac, onu doa zerinde etkili klmak ve doadan daha
byk lde yararlanmaya ve ona hakim olmaya gtrmektedir.
"Doaya boyun eme" ilkesiyle bu deneycilik, hi de olgularn sa
vunusu ve korunmasn deil, onlarn deitirilip dntrlmesi
amacyla doay nce anlamay nermektedir. Bu "boyun eme",
aslnda Bacon'n Ars incendi'sinin, yani bulu sanatnn gerektirdi
i bir tutumdur. Daha nceleri Ortaa'da Raimondus Lullus, bu
sanattan tmel olandan tikeli ve ondan da tekili karsamay anlar-
23
24
25
26
27
28
29
30
31
32
33
IL BLM
35
36
37
38
39
40
41
42
43
44
Etudes, s. 61)
Ayn dsallk ilikisi Cogito ile d dnya arasnda da geerli
dir. D dnyay yaylm idesi araclyla bilmenin sonucu ve bel
ki de amac, Laberthonniere'e gre, zneyi fiziksel gereklikten
ayrmaktir. Descartes'ta ide, Aristoteles'te olduu gibi, artik ger
ekliin dnce tarafndan da ulalabilir formu deil, dnce
nin kipidir. Bylece d dnyay bilme srecinde zne, kendini on
dan tmyle ayr tutmay baarabilmektedir. Ayrca d dnyaya
biim veren formlarn da kaderi deimitir. Onlar ezeli-ebedi z
ler olmayp Tanr'nn yaratimlardr. Dolaysyla onlardan hareket
le Tanr'ya gitmenin, yani fizikten hareketle metafizik yapmann
yolu da kapanmtir. Metafizik, kukuyla balayan Cogito'yla asl
alanna giren ve Tanr'nn kantlanmasyla sonulanan urakl
bir sretir. Laberthonniere, btn bunlardan Descartes'ta metafi
ziin fiziin hizmetinde olduu sonucunu karr. "Ayrmaclk",
moral ve politik alanlarda da sonularn vermektedir. Doa ve
Tanr gibi toplum ve kurumlar da Descartes'n dnen znesinin
dnda yer alr. Adalet kurulu dzene uyma anlamna gelmekte
dir. nk Devlet ve Tanr, znenin karsnda ayn mesafede bu
lunmaktadr. Ama aslnda byle yapmakla Descartes'n amac, ne
birini ne de tekini yceltmektir. Sisteminde znenin Devlete ve
Tanrya boyun eer gibi grn, Descartes'n zneyi "doann
sahibi ve efendisi" klma yolunda verdii tavizler olarak yorumlanmaldr. Eer Descartes'n felsefesi toplumsal dzenin sregitmesini savunuyorsa, bu bireysel dnmenin ve (doa zerinde)
etkili olmann en uygun ortam olaca iindir. Bireyleri birletire
cek hibir ortak ama onun felsefesinin sorgulama alan iine gir
mez ve bu ortamda ahlakn insanlar aras ilikide nerecei tek
davran ilkesi, temkinlilik olacaktr.
Brehier Etudes'de, Laberthonniere'in Descartes yorumuna
ayrd blmde, onun asl amacnn, Descartes'n hayat karsn
daki tinsel tavrnn ne olduunu belirlemek olduunu belirtir. Bu
amala Laberthonniere, Pascal'in bu konudaki btn kar kla
rn, zellikle de Descartes'n hibir isel dinsellie yer vermedii
ve Tanr idesini bu dnya ileri (fizik) iin kulland sulamasn
yineler. Brehier, Laberthonniere'i yalnzca eletirilerinin derinlii
ve gcnden dolay deil, ayn zamanda Descartes'n dinle iliki
sini baka dnrlerin yapti gibi kiisel inancnn itenlii ba
lamndan karp kartezyen sistemin i yaplan erevesinde sor-
45
46
hip olduu kannn bir dier dayana, onun genel olarak yntem
ve incelenecek konu ile ilgili olarak sahip olduu grlerdir : ken
disine uygulanaca yntemden bamsz olarak tasarlanm bir
yntem olamaz. Bu durumda eer mekanist bir bilimle sonulandysa, bilimin idelerinin ak seik olmas istei masum olamaz.
Laberthonniere'e gre, felsefe ruhun. Tanr olsun, dnya olsun, bir
yere doru yolculuu, yntem ise bu yolculuun betimleniidir.
Bu son nokta son derece nemlidir, nk tam da Descartes'n d
ncesinin z, balca koyutu, yntemin baka bir anlama geldii
47
48
49
. BLM
Gnmzde Modernlie ynelik eletiriler arasnda post-modernizm ynelimli olanlar, ncllerini modernizmin en gl felsefi
yapbozumunu (deconstruction) yapm olan Heidegger'de bul
makta. Heideggefe gre. Modernlik, "dnya grleri" ve onlarla
sk bir iliki iinde olan totaliter uygulamalar dnemidir. Ne An
tik Yunan'da ne de hatta Ortaa'da dnya, hibir zaman bir zne
olan insan tarafndan tasarmlanan bir imge olmamt. Modernlii
anlamak iin, onun Descartes'ta dile getirilen metafizik zn an
lamak gerekir. Bu metafizikte varolan, tasarmn nesnellii, doru
luk ise, yine tasarmn kesinlii olarak tanmlanr. Yunan'da, zel
likle Sokrates ncesi dnemde, dnyann ontolojik boyutu bilin
iin mevcut olmaktan ibaret deildi, tersine, varolan, bilin tarafn
dan tasarmlanabilir, grlebilir olmayan "karanlk" ve gizemli
ynyle kendi kayna zerine sorgulamalar hep ak brakacak
bir zellikteydi. Onu bir znenin tasarm konusu haline getiren ve
Berkeley'in "esse est percipi aut percipere" nermesinde klasikle
en ifadesine kavuturan metafizik modernlik, insan da tek ve ha
kiki subjectum, varolann gnderim (reference) merkezi halinde
tanmlad.
Bylece oluan zne metafizii, akl ilkesiyle temellenen bir
idealizm (Descartes, Leibniz, Hegel), znelliin zn istem ve in
san etkinliinin ereini de dnyay dntrmek olarak tanmla
yan bir pratik ve istemci ynelim (Kant ve Fichte) ve sonu olarak
da istemcilii, mutluluk, zgrlk gibi kendi dnda bir eyle ilikilendirerek bir eyi isteme olmaktan karp "istem istemi"(volonte de volonte) ya da g iin g tarznda tanmlayan ve en iyi ifa-
51
52
53
54
kendini bir edim olarak kendi konusu klmas, ite bu an, kuku
nun kesin sonudur.
Peki dnce Descartes'ta, yntem gerei balatm olduu
bu srete neleri kendi konusu klar? Baka bir deyile kukunun
snrlar yok mudur? Descartes'n kkl ve btnsel olmasn iste
dii kukunun, yine de daha bandan ve yntem gerei belirledi
i snrlar vardr. Her eyden nce kuku, pratie, yani kukunun
znesinin iinde yer ald hayata ilikin olmayacaktr. Bu gerek
ten de yntemin bir gerektirmesidir. nk kuku duyan zne,
kuku srecini gereince uzun bir sre yaarken, yaamaldr da.
Oysa yaamann pratik koullar, dncenin teorik koullaryla
ayn deildir: teori gerektiince uzun bir sreyi varsayarken (yine
de Descartes, metafiziin kendisiyle ylda belli bir sre uralma
snn, bu sreyi fazla uzatmamann yerinde olduunu syler),
pratik ise hayatn aceleciliini gz nne almaldr. Bu durumda,
kukunun tesi olan Cogito'nun berisinde pratik yer ald syle
nebilir.
Kukunun tesinde doruluk yer alr: her eyden nce, ilk
doruluk olarak kukunun barndan doan zbilin. Ama bu ilk
doruluk, btn dier doruluklarn temeli olmakla birlikte onla
rn ayn zamanda da yeterli koulu deildir. Kukusuz, aklcl,
Descartes'a bu konuda olduka byk imkanlar tanmaktadr. Do
utan ierikli, dncelerle donatlm bir bilin kavram, onun
bu bilincin ierikleri arasnda yer alan mkemmel ya da sonsuz
varlk idesinden bu idenin nedeni olarak Tanr'nn varln kar
samasna izin verecektir. Ama tam da bu imkandan kartezyen "k
sr dng" bal altnda zetlenebilecek tartmalar doar. Arnauld, bu ispatn ncllerine ilikin ilk itirazlar dile getirmiti. Bu
itirazlar grmeden nce kartezyen ereveyi hatrlayalm: Kuku
duyuyorum, o halde dnyorum. Ben bir Tanr'y, yani mkem
mel ve sonsuz bir varl dnyorum. Oysa zihnimde yer alan
bu dncenin nedeni ben olamam. Onun nedeni ne varlndan
hl kuku duyduum d dnya ne de benim, sonlu olduunu
bildiim ruhum olamaz. Onun nedeni (bir nedende en az eserinde
olduu kadar gerekliin olmas gerektiine gre), kendisi de m
kemmel olan bir varlk, yani Tanr olmaldr. O halde Tanr vardr.
Tanr varsa Tanr'dr, yani yaratm dorudur ve benim idelerim,
yani kendileri araclyla fizik yaptm ideler doru, gvenilir
idelerdir. O halde fizik dorudur, yani yalnzca insann kendisine
doa zerine anlatti masallardan ibaret deildir. Galilei ve sa,
55
que du Discours", Problematicjue et reception du discours de la methode et des essais iinde, Vrin, 1988)
Descartes'n, Cogito'yu kantladktan sonra, onun ierikleri
olan ak ve seik idelerin Cogito'nun kendi kendine anlatti ma
sallar olmadn, ontolojik karlklar bulunduunu temellendir
mek amacyla bavurduu Tanr idesinin varlnn kantlanmas
iin, yine ak ve seik idelerin taycs olan Akla gereksinme
duymas, belki de Derrida'nn u cmlesini hatrlarsak artc ol
maktan kar: "Ama Tanr, Akln ve genel olarak anlamn kendisi
nin br adndan baka bir ey deildir." {L'ecriture et la difference,
Editions du Seuil, 1967, s. 90) Yine de akln bu br ad, kartezyen
sistemde byk bir neme sahiptir. nk Foucault'nun, Dnce
ler'm bir paragraf zerine. Klasik a'da deliliin tarihi konusun
da yazd kitapta getirmi olduu yorumu, "Cogito ve Deliliin
Tarihi" balkl yazsnda sorgulayan Derrida'nn syledii gibi,
"Sonu olarak yalnzca Tanr, benim kendine zg,
suskun delilik annda sonsuza kadar kalabilecek olan
Cogito'dan kmama izin vererek tasarmlarmn ve
56
57
58
59
60
61
62
to, bir edim olarak, ben deli olsam da, dncem batan baa deli
ce olsa da geerlidir. Yani Descartes'm dncesinde, Derrida'ya
gre, "Cogito'nun ya delilik ya da belli bir aklsallk trnde bir
seenekten kurtulan bir varolu olarak bir deeri ve anlam" var
dr {L'ecnture, s. 85).
Baka bir deyile doruluk ancak delilii dtalayp kapata
rak gvenlikte olmamakta, zaten kendi iinde, delice de olsa haki
ki olabilmektedir. Derrida sonu olarak Descartes'n kendinden
baka olan olarak delilii, kukunun hibir annda, Foucault'nun
kulland anlamda "kapatmad" grndedir: Doal urakta,
Descartes, felsefeci olmayanla diyalogunda (pedagojik kaygyla)
delilii dtalyormu gibi yapar; metafizik urakta ise o zaten Co
gito'nun iindedir.
Derrida, kartezyen Cogito'yu bir edim olarak ele aldnda,
"cretli" bulduunu belirtir. Hatta kuku, delice bir cretlilik r
neidir. Bugn kartezyen tasarnn oluturduu paradigma iin
de yer alan bizler, kartezyen kukunun bu ura karsnda, yi
ne bu paradigma yznden duyarl olamayacak denli gvenli ve
ondan uzaz. Biz, onun sonrasnda paradigmann artk felsefi ve
tarihsel olarak kurulduu meknda yayoruz. Bu nedenle Cogi
to'nun u anlamn hatrlamyoruz: Deli olaym ya da olmaya
ym, dnyorum (Cogito), o halde varm. O halde delilik (d
ncemin iinde ele alndnda) bir dnce durumudur, ondan
baka olan deildir. Derrida'nn yorumu, gerekten zerinde du
rulmas gereken bir Cogito okumasdr. nk burada zne-nes
ne ayrm zerine kurulan bir paradigma olan Modernliin ba
lang noktas olarak Cogito'nun dndkleri, bilin ierikleri,
hi de temsil edici olduklarna, kendi dlarnda baka nesneleri
konu aldklarna ilikin en ufak bir gvenceye sahip dnceler
deildir. Tasarmlara sahip olacak ve doruluu btn bir Mo
dernlik boyunca ide ile konusunun birbirini karlamas olarak
tanmlayacak zne olarak Cogito'nun kendisi, tam da byle bir
gvencenin olmayabilecei varsaymndan ilk doruluk olarak
domaktadr.
Ama bu annda Cogito, yani dnen zne, nasl bir aklsall
n taycsdr? Acaba burada o, dilin, diyalogun, yani bakasyla
konumann znesi midir? Yoksa kendi ilk sezgisel (sylemsel ol
mayan) annda, tipk bir deli gibi kendine zg hiperbolik bir d
nce znesi olarak o, her trl iletiimin imkansz olduu alanda
m kapatlmtr?
63
Genellikle Descartes'n, akl yrtmesinin bu annda, Berkeley'e yklenen bir solipsizm (tekbencilik) iinde yer ald ve on
dan Tanr dncesi yoluyla kurtulduu sylenir. Aslnda Descar
tes da Berkeley de bu andan (yani dnen znenin bir d dnya
tasarmn kendi dncesinin bir gerektirmesi olarak retemedii
bir uraktan). Tanr dncesi sayesinde kurtulur. Yine de ikisi
arasndaki ayrm son derece nemlidir: Descartes d dnya konu
sundaki ak-seik, matematiksel bilgilerin kendi dndaki nesne
lere karlk olan doruluklar olduunu, Tanr'nn varln ve
onun yamltic olmayan, hakiki Tanr olduunu kantlamak yoluyla
gsterir. Berkeley ise, yine Tanr kavram yoluyla nasl "eyleri ide
lere deil, ideleri eylere" dntrdn, yani nasl bizim iste
mimize bal olmayan bilin ieriklerimizin d-dnya ilevine sa
hip olduunu (yani bilincimizin, imgeler gibi yalnzca kendi iste
mine bal olan ieriklerinden ayr olarak onlara direnen bir ba
kal ierdiini) aklar. Dolaysyla her ikisinde de Tanr kavram
dolaymyla oluturulan bir d dnya dncesi vardr. Ama Ber
keley iin bu d dnya kendi sonlu aklnn sonsuz akl olan
Tanr'yla diyalogunda aklanrken, Descartes'ta -terimli bir ili
ki sz konusudur. Ben-Dnya ve Tanr. Tanr, burada Ben ve dn
ya arasnda anahtar kavram ilevinde olmakla birlikte tam da bir
kapy aan bir anahtardr: Dnya, yani yaylml nesne olarak,
madde olarak baka olan. Burada insann bedeni de bu dnyada,
yani baka olanda yer alr. O halde bu bakalk, insan ok yakn
dan ilgilendiren bir kategoridir. Derrida, Cogito ve Deliliin Tarihi'ni ele ald yazsnda Foucaulf yla tartimasn baka ve nemli
boyutlarda srdrmekte. Bunlar arasnda yer alan ve Descartes'n
yannda Anselmus dolaymyla Augustinus'a degin uzanan Tanr
kavramyla ilgili boyutu bir baka balamda ele almak zere, yaz
mzn ilk sayfalarnn konusu olan yeni doa tasarmna ilikin
olarak u hatrlatmalarla, bu blm bitirelim. Hegel, kartezyen
aklcln znesinin baka olan olarak yaylml nesneyi, yani
maddeyi ele aldn, oysa 19. yzyln uzlatrmak istedii iki teri
min zaman ve kavram olduunu syler. Baka bir deyile Hegel'e
gre, Descartes'ta dnce ve zaman birbirini dtalayarak vardr.
Oysa 19. yzylda zaman ve kavramn karlamas, insanda ger
ekleecektir.
te Derrida'nn, Descartes'ta kukunun, akl ve aklszl
(Anselmus'un insipiens'ini) birlikte kabul ettiini syledii anda,
bu karlama mmkn deildir. nk orada akl, iinde delilii
64
V. BLM
Spinoza
66
rinde grnmeyi, bir rahip, bir byc, ksacas bir din adam t
rnden bir kha brnmeyi setiyse, bunun tek nedeni, onun,
varhn srdrme kaygsdr. Yalnzca bu kaygyla, felsefenin tini
ve filozof, klk deitirmi, gizlenmi, kamtir. Bir filozof olarak
yaayabilmek iin o, hayata dman olarak duyular kmsemek
ve onlardan uzak durmak zorunda kalmtir. (fr. ev: Par-del le bien et le mal, La genealogie de la morale, Gallimard, Paris, 1971). Din
adamnn en iyi rneini oluturduu ileke yaam biimi ve
onun dayand deerlerin, bir ideal olarak iinde filozofu da kap
sayacak tarzda, btn kltrel, dnsel hayata yaylm olmas
durumunu, Nietzsche kozmosa ilikin u imgeyle anlatr:
"Uzak bir yldzdan okunduunda bizim bu dnya
daki varoluumuz, yerkrenin ileke bir gkcismi ol
duunun byk harflerle yazlm olduu bir metin
gibidir. Oradan bakldnda kibirli, her eyi km
seyen, kendinden ve zerinde yaad kreden ho
nutsuz, ama bunun dourduu acdan da keyif alan
insanlarn topra olan bir yldz gibi parldarz."
spinoza
67
68
noza'nn, urad saldrnn bir ans (ve belki de iddetle dtalann bir simgesi) olarak mantosunu saklad sylenir. Deleuze'n
belirttii gibi, bu dtalama srecinde artc olan, bu olaylarn
dnrn hayatnn ileriki dnemlerinde deil de, banda yer
almasdr. Bu, sanki Spinoza'nn felsefeye dnd ann sfr nok
tas olarak bu dnmn toplum ve filozof iin derin anlamna
iaret etmektedir, (bkz. Deleuze, Spinoza, s. 12-13)
O halde Deleuze'n yorumuna gre, filozof, derin anlamnda
bir yalnz, yurtsuz ve bir yabancdr. Yabanc olmamak, yerli ol
mak, yani topluma boyun emektir. Toplumsallk, iyinin ve kt
nn yeri olarak boyun emenin de yeridir. Ama o klk deitirerek
de olsa bir toplumda barnmak durumunda olduuna gre, Spinoza'ya gre, hangi toplum filozofun iinde yaamay yeleyecei
toplumdur? Bu toplum, filozofun hayatn srdrme ansna en
fazla sahip olduu liberal ve demokratik toplumdur. nk byle
toplumlar kendi karlar gerei dnceyle deil, eylemle ilgile
nir. Dncenin bir toplumda zgr olmas nemlidir. nk bu
olmaynca, yani dncenin bask altinda olmas sz konusu oldu
unda, btn dier basklar da mmkndr. O halde filozof iin
iyi toplum, demokratik toplum ve onun liberal evreleridir. Buna
karlk filozof, hibir zaman kendi karlaryla devletinkileri ya da
iinde yaad ortamnkileri birbirine kartirmaz. nk o, top
lumsallk demek olan iyinin ve ktnn ve onlarn temellendirdii
boyun emenin tesinde bulunur. Deleuze'n, Nietzsche'den esin
lenerek syledii gibi, o ne kahraman ne de suludur. Zaten onun
hem bu dnyal hem de yabanc oluunun anlam da burada bu
lunmaktadr.
Spinoza'nn hayat ve dncelerinin, filozof-toplum, vita
contemplativa-vita activa terimleri araclyla dile getirilen sorun
sal erevesinde kendi bana bir rnek oluturduunu belirtmi
tik. Spinoza daha bandan beri dtalanm ya da kendisini dar
da konumlam bir filozof olarak neye kardr? Ethica'nm derin
den derine polemik slubunun kendisine kar kti "dieri"
kimdir? Ender olarak verdii adlardan biri Descartes olmakla bir
likte aslnda Spinoza'nn kar kti eyin, bir dnya gr ol
duunu sylemek daha doru olcaktr. Hatta denilebilir ki o, tek
bir dnya grn ya da belli bir ideolojiyi eletirmemekte, mev
cut ve birbirinden farkl grnen trl dnya grlerinin ortak
olarak dayandklar paradigmay gstermekte, zmlemekte ve
eletirmektedir. Bilindii gibi, onu, mesela bir Althussef in gzn-
spinoza
69
70
spinoza
71
72
spinoza
73
74
spinoza
75
76
tuu konusunda bize bilgi veren imgelem tarzlardr. Spinoza, onyedinci yzyldaki Galileici bilimin fiziksel ereksellikten art
kozmosda hi olmazsa estetik bir ereksellik, bir uyum arayarak te
selli bulma abalarna da kar kar, estetik kurallarn greli yaps
n gstererek doadaki uyum ve gzellikten tanrsal iyilik iin pay
karanlarn abalarnn bo olduunu ortaya koyar. H. Boxel'e yaz
d bir mektupta, gzelliin sz konusu nesneye ait bir nitelik ol
madn, onu ele alan zerinde brakti etkiden ibaret olduunu
belirtir. B. Oldenburg'a bir mektubunda unlar yazar:
"Ben doaya ne gzellik ne irkinlik ne karklk
yklyorum. eylerin, gerekten de gzel ya da ir
kin, dzenli ya da kark olmas, ancak bizim imgele
mimizle ilikilerinde sz konusu olabilir. Ben uyarlk
tan (cohesion) yalnzca, her bir parann doasnn
yasalarnn, bir dierinin doasnn yasalarna, arala
rnda kartlk bulunmayacak tarzda uymasn anlyo
rum."
yi, kt, gzel, irkin gibi, kozmosun uyumu (harmonie cosmique) da gereklii arptan imgelem terimidir. Bilimsel dnce,
niteliklerin yerinde bantlar olduunu ortaya karr ve doadaki
denklemleri gsterir.
Btn bu ereve iinde Spinoza'nn Descartes'a ynelttii
erekselcilik sulamasna dnersek, diyebiliriz ki, Descartes yzey
sel olarak deil, ama derin anlamnda erekselci paradigmann iin
de yer alr. insan zmlerken istemi devreye sokmak eilimi
onun doruluk ve yanla degin deerlendirmelerinde de dikkati
eker: stem, akln ona sunduu eyle snrl deildir, onun tesine
geme gcne her zaman sahiptir. Doru yarg, anln kendisine
sunduunu amay seen istemin zgrlne iaret ettii gibi, is
tem, Mesland'a yazd bir mektupta belirttii zere, srf zgrl
n kantlamak iin yanl da seebilir. nsan, bu ayrcalkl var
l doann zerine karan isteme yaplan vurgu, bir yzyl aan
bir aradan sonra K a n f ta, onu eletiren Spinozac izgi ise Hegel'de
yanksn bulacaktir.
Spinoza "zgr insan" davranlar dolaysyla ven, yeren,
ona nerilerde bulunan, ondan bir eyler rica eden moralistin a
basnn yerine etik yaklam geirmek ister. Bu, Althussef in G.
Bachelard'dan alp Marx iin kulland deyimle sylersek, gerek
spinoza
77
78
spinoza
79
80
spinoza
81
82
spinoza
83
84
spinoza
85
Bu durumda onun eylemleri, btn gcyle dierinin i bamtlarm kendininkine uydurmaya ve ona (ou zaman dierini yok et
mek anlamma gelecek bir biimde) kendi doasma uyan yeni bamlar zorla kabul ettirmeye ynelir. Kendi doasyla bireebilir
bir varlkla karlati zaman ise, eylemler onun doasyla birle
meye ynelir ve olumlu duygulanma (nee) yol aar. O halde etkilenimler, gc her annda belirler; ama g, hangi belirlenim altinda olursa olsun (eylem olarak da, maruz kalmak olarak da), hep
kendisi iin iyi olana ynelir. nsann gc yapabildii ey, yapa
bildii ey ise hakkdr. Spinoza'nn, Teolojik-Politik nceleme'sinde
yazd gibi, "Her bir insann hakk, sahip olduu snrl gcn s
nrlarna kadar uzanr." Bu ilke doa durumunda da geerli ola
caktir.
Sorumluluk ve devler zerinde ykselen bir moral ve hu
kuk karsnda hakka, gce ve tutkulara dayanan bir Etik, Spino
za'nn yakn evresinde bile skandala yol am grnmektedir:
Oldenburg, bir yazmasnda Spinoza'ya, her eyin zorunlu ol
mas durumunda hatal olma ya da doru eylem kavramlarnn
ortadan kalkma tehlikesini hatrlatr. Bu durumda ceza ve dl
de SZ konusu olmayacaktr. Oysa Spinoza, belli toplum kuralla
rnn ya da yaptrm gcne sahip yasalarn var olmasna kar
kmaz. Onun kar kt, devlerin birinci dereceden belirleyici
olmas dncesidir. Ona gre, birincil olan, hak ve gtr; g,
devin yerine getirilmesi iin bir ara deildir. Tersine, dev, yal
nzca gcn ya da hakkn uygulanmas, korunmas balamnda
devreye girer.
Btn bunlarn sonucu olarak hi kimse doal durumda kim
senin hakkn belirleme yetkisine sahip deildir. Bu adan bilge
olanla aklsz arasnda hibir fark bulunmaz. Uzmanlk ya da bil
gelik kural yerini anlama ya da szleme yoluyla raz olma ilke
sine brakr: insanlar uzlamaya gtren ve toplumsall kurdu
ran ilke, "daha byk bir ktlkten korkma ya da daha iyi olan
umma" ilkesinden baka bir ey deildir. Spinoza, kendisiyle di
er doal hukukular (Hobbes) arasndaki en byk ayrmn, ken
di kuramnda toplumsallk durumunda da doal haklarn korun
mas olduunu belirtir. Doal durum, Spinoza'nn Politik ncele
me'sinde dile getirdii nedenle, katlanlamaz bir durumdur:
"nsann doal hakk, her birinin gc yoluyla belir
lendii srece, bu hak gereklikte mevcut olmayan.
86
spinoza
87
88
spinoza
89
90