re.
ULUDAG UNiVERSITES!
ILAHIVAT FAKOLTESI
Say: 1, Cilts 1, Vile 1, 1986
HiLIZM'IN TARIHCESI
Hiiseyin AYDIN*
OZET
Ik defa Friedrich Heinrich Jakobi tarafindan kullanilan ve "higlik teorisi" an-
lamina gelen "Nihilizm", Latince "nihil (= hig)" kokiinden gelir, Yiiriirlikete olan de
Berlere, Sosyal-siyasi diizene karg1 gikmak ve varligin imkénindan giiphe etmek veya
reddetmek anlamina gelir.
Diigiince tarihinin her déneminde gu veya bu gekilde ortaya gikan bu gigir
19. yiizyilda Avrupa'da oldukga yaygin bir hal almistir. Nietzsche "Bizim biitiin
Avrupa hiiltiiriimiiz, uzun zamandan beri sanki bir felékete kogar gibi yil be yil bii-
yiiyen bir gerginlik sancist ile galkanmaktadir." "Gelecegin bu miizigi igin biitiin
hulaklar hazwr hale gelmistir.", der.
Iikgag grek diigiincesinde ilk belirtilerini Sofister'de ve Septikler'de grdiigit-
mitz nihilizm, miladi 1. yiizyilda budist dit Nagarjuna'da dialektik bir ifade
formu iginde ve daka anlamh bir bigimde ortaya gukar. Rénesans dénemi diisiiniirit
Leonardo da Vinci, "boglugun da gerisinde higligi gériir ve zaman iginde ethiyen
seyin higlik oldugunu”, séyler.
19. Yiizyilda Alman asilh Rus Sair-dilsiiniirii Afanasij Fet, hayatt nihilizmin
sahilinde bulur ve Turgenyev, Tolstoy, Pissarev, Cernigeuski, Bakunin... gibi diig
niirlerle birlikte Rus Sosyalistlerine zemin hazirlarlar. Aynt yiizyiln Alman ditsi
niirii Nietzsche ise cok daha yiiksek bir ses ve kesin bit tavirla nihilizmin kapida ol-
dugunu ve kendisinden sonra gelecek yiizyslin nihilizm gagft olacagin ilan eder.
ZUSAMMENFASSUNG
Die Geschichte des Nihilismus
Der Nihilismus, der erstenmal in der Geschichte von Friedrich Heinrich Ja-
obi benutzt wurde und der "'die Lehre des Nichts" bedeutet, ist aus dem lateini-
schen Wort "nih i I" abgeleitet. Er ist davon, dass man gegen die lebenden Werte
und die sozial — politischen Ordnungen geht und man an die Maglichkeit des Seins
zweifelt oder dessen Méglichkeit man ablehnt.
Der Nihilismus, der als eine Lehre in jeder Periode der Geistegeschichte in
solcher oder anderer Weise auftrat, herschte Europa im 19. Jahrhundert sehr.
Nietzsche sagte so: "Unsere ganze europaeische Cultur bewegt sich seit. langem
* Dog. Dr.; Uluday Universitesi liahiyat Fakiiltesi, Islam Felsefesi Anabilim Dali,
-1-schon mit einer Tortur der Spannung, die von Jahrzehnt zu Jahrzehnt waeschst, wie
auf eine Katastropha los."" "Fir die Musik der Zukuft sind alle Ohren bereits ges-
pitat." Er merkt weiter darauf, dass der zukiinftige Zeitalter zum Zeitaltar des
Nihilismus wird.
Der Nihilismus, dessen ersten Symptomen wir in der Friihzeit des griechischen
Geistes bei Sophisten und Skeptikern gesehen haben, trat als eine dialektische und
noch bedeutsamere Form bei dem budistischen Denker Nagarjuna in der ersten
Jahrhundert n.J. in Erscheinung. Leonardo da Vinci, ein Denker der Renaissance
sieht "das Nichts" hinter der Leere auch und sagt: Die Sache, die in der Zeit wirkt,
ist das Nichts.
Im 19. Jahrhundert fand Afanasij Fet, der russische und aus dem deutschen
Stamm kommende Dichter, das Leben an der Ufer des Nichtseins. Er bereitete mit
Turgenjew, Tolstoj, Pissarev, Chernicheusky, Bakunin ein gutes Peld im Russland
fiir die Sozialisten vor. Der Denker des selben Jahrhunderts Nietzsche hiindigte mit
einer hoher Schrei und einer bestimmten Art an, dass der Nihilismus an der Tiir ist
und der naechste Jahrhundert zum Jahrhundert des Nihilismus werden wird.
Dilimize "Hi ¢lik teorisi diye aktarabilecegimiz Nihilizm, latince
“nihil (= hi ¢)" kékiinden gelir ve kelime anlamuyla higlik égretisi demektir.
Eskidilde ademiyye ya da ademiyyiin mezhebi veya diger bir flil kékiinden alnmak
iizere leysiyye veya laeysiyye olarak kullamilmistir. Terim anlamiyla yiilirlkte olan
degerlere, goriiglere, siyad diizene kargi cikmak ve varligin imkanindan giiphe etmek
veya reddetmek demektir.
Nihilizm dért ayri nitelikte ortaya gikar:
1) Varligin eksikligi ve yoklugu anlaminda ontik nihilizm
2) Ablak degerlerini tanimiyan ethik nihilizm
3) tginde bulundugu toplum diizenini yikmak istiyen sosyal nihilizm
4) Devlet ve toplum diizenlerini ferdin iistiinde gormek istemiyen siyasi nihilizm.
Nibilizm terimi ilk olarak Friedrich Heinrich Jakobi (1743-1819) tarafindan
kullanilmig; daha sonra lan Turgenyev (1818-1883) in "Babalar ve Ogullar" adht
romam ile yayilmig ve Nietzsche de ondan almistir.
19, yiizyilda Rusya'da ethik, sosyal ve siyasi bir muhteva ve nitelikle, oldukca
genig bir kadro (Turgenyev basta olmak iizere Tolstoy (1828-1910), Dobroliyubov
(1836-1861), Pissarev. (1840-1868), Cernicevski (1828-1889), Bakunin (1814-
1876)...) tarafindan temsil edilmistir.
1870'den sonra Gernicevski'nin tesii ile kapitalizmi ve Rusya'daki adaletsiz-
igi tenkit scklinde yén deistirdi, Bu da o zamanin idaresine kargi koyma olarak
ortaya gikmistir, Bazi nihilistler, anargistlerle birlikte anarsik olaylara katilmislardr.
Nihilizm, diigiince tarihi boyunca, gu veya bu nitelikte kendini hep gsteregel-
mistir. 19. ve 20, yiizyillarda nerede ise asra damgasini vuracak dlciide yaygin ve et-
kin bir mahiyet almistir, Béylesine uzun ve genig bir tarihi olan bu felsefi cigurin,
bu kisa yazimizin gercevesi iginde genis tarikini vermek miimkiin degildir. Yazamt-
zin amaci, cesitli dénemlere ait bir kag diistiniiriin 6gretilerini tanitarak, gufur hak-
kinda umuni bir gérlig arzetmektir. [
Yazimizda ele alacagimuz nihilizm, ontik nibilizmdir. Tamtmaja galistigimz
diisiiniirler ise 1lkeay'da Protagoras ve Gorgias, Plotinos; Budist felsefeden Nagarju-
na, Renaissance déneminden Leonardo da Vinci, 19. yiizyildan Afanasj Fet ve
Nietasche'dir.
7rgurt tasvirime énce Nietzsche'nin kendi ifades ile, gelmekte olan bir felaketi
ya da dinmek istiyen bir ftimayt haber vermek istiyen uzunea bir sézii ile baglamak
istiyorum: "Benim anlattiziim sey, niimiizdeki iki yiiz yun tarihidir, Ben gelmekte
olam ve bagka tiirli gelmesi miimkiin olmiyam tasvir ediyorum. Artik bu tarih,
simdi anlatilmak zorundadi. Bu zaruret gu anda ig basindadu; bu gelecek, binbir
gesit belirtinin icginden konusmaktadwr, Bu kader, her yerde kendisini ilan etmekte-
dir, Gelecogin bu miizigi igin biitiin kulaklar hazur hale gelmistir. Bizim biitiin Avru-
pa Kiiltiiriimiiz, uzun zamandanberi sanki bir felakete kosar gibi yil be yil biiyiiyen
bir gerginlik sancist ile calkanmaktadw: Telash, siddetli, vakitsiz: Diisiinmiyen, dii-
siinmekten de korkan ve bitmek, dinmek istiyen tipki bir fwtina gibi." Bu séziiyle
Nietzsche, nihilizmin kendisiyle basladigimi, hata giiniiniin bile gelmedigini iddia
ediyor, Zaten Nietasche gergck felsefenin kendisiyle basladigim: sdyler ve bu tutu-
munu her fursatta ortaya koyar; ama hangi anlamda olursa olsun, nihilizm Nietzsche
ile baglamaz, Fakat Nietzsche'nin burada iddiah bir gekilde séziinii ettigi nihilizm
ethik nihilizmdir,
ionia ve Elea okullarinm temel gériigii, varlik, varlik olarak insanin ya duyum.
ya da diisiinmesinden ayn olarak meveud degildir, Bu hem teorik hem de pratik
hakikat icin gecerlidir. Efes okulunun kurucusu Herakleitos icin, duyularin bize
verdigi ve siirekli olug iginde olan gergekligin gerisinde, durup kalan ve hig degisme-
yen bir varhk yoktur. Gergektik ve dolayisiyla hakikat, duyulanin bize verdiginden
ibarettir. Herakleitos'un o 1 u 5'u mutlaklastiran bu goriisii
smn gerisinde bir hakikatin varoldugu ve genel bir bilgi kriterinin imk@nii ortadan
kaldinyordu. Bu gériis — Herakleitos kastetmese de — siipheciligin tohumlarms igin-
de tasiyordu,
Elea okulunun kurucusu Parmenides ise Herakleitos'un tam tersi bir gris ile
ortaya gikiyordu. Ona gére duyularla algilanamiyan, sadece diisiinme ile kavranan,
kendisinde hareket, degigme ve coklugun olmaduii bir varlik vardwr, Bunun diginda
duyularm bize verdigi, hareket eden, de¥isen, boliinen cokluk diinyasi, duyularn
bir aldanmasi ve yanilmasidir, Bu nesneler diinyast bir vehimdir. Parmenides boylece
olus diinyasint inkar ediyor, duyularin aldaticiyim ileri siiriiyor; ama kendisinin ha-
reket, defigme, béliinme ve cokluktan beri olan ve sadece diisiinme ile kavranabilen
varhik anlayigi da inandiict olmuyordu.
Bu gériisler — gériig sahipleri bunu kastetmeseler de — siiphecilifi iginde tagr-
maktadw, Bu goriisler iginde gekirdek halinde yatan siiphecilik, sdzciillifiinii sofi
Jerin genel kisiliginde bulur. Bu gériisiin en agik ifadesi, Protagoras (482-411) in gu
sdziinde dile gelir: "Insan hergeyin 6 . Varolanlarin varoldugunun, varolma-
yanlarn da varolmadigmm." Bu gu demektir: Ferdi olan duyum olaymdan baska
herhangi bir duyu gergekligini gézetlemek bizim igin miimkiin degildir; nerde kaldi
ki duyusal gergekligin gerisinde kalan metafizik bir varligi ya da ilk-olan durumda
olan ana-varhgt bilmemiz ve onun hakkinda bir guura sahip olmamu miimkiin olsun.
1 Nietesche, Nietzsche Werke, Kritischi Gesamtausgabe, herausgegeben von
Giorgio Colli und Mazzino Montinari, Berlin 1970, Ving, 11(411).Protagoras'm gérlistinde yokluk ya da hiclik, ne bir kavram ne de bir griis
olarak heniiz ortada yoktur. Bu da Yunan diisiincesinin temel dzelliginden gelir. Yu-
nan diisiincesi igin yokluk, higlik diigtiniilemiyen, kavranilamayan yani kabul edile-
miyen, absurd bir geydir.
Protagoras'n insanlardan’ insant_gérememesinden dolay: gémiiltip kaldygt
relativizm - subjektivizm ve bir anlamda septisizm, onun dgrencisi olan Gorgias'ta
(483-378) biraz daha ontik nitelige yaklagur. Gorgias, kendilerinden Snceki kozmo-
Iojik dénemin ana problemi olan “ana maddeyi", "asil gercezi"' bilemeyecezimizi
linlli gu lig teal ile ispatlamaya galigir:
1- "Bir sey yoktur." Olsaydi, bu ya sonradan olmug ya da ebedi olurdu; bu
ne varolandan ne de varolmayandan meydana gelebilir, Oncesiz olamaz yoksa son-
suz olurdu, Sonsuz ise hig bir yerde yok; ne kendinde ne de baska bir seyde.
Gyleyse bir sey yoktur.
2. "Bir sey olsaydi da bilemezdik.” Giinkii varolanin bilgisi olsaydi, varolan
diigiinidlmiig olan olurdu, Varolmayan da diistiniilemezdi, 0 zaman yamilma da ol-
mazdi.
3: "Bilseydik de baskalarina bildiremezdik." Qiinkii bildirme kelimelerle olur.
Kelimelerle varolan sey aynt sey degildir. Renk tasavvurunu, rengi kelimeler ve isit-
me aracihgi ile nasil aktarabilir
Sofistlerin bu ilk ciddiye almabilecek temsilcileri ile septikler arasindaki kép-
riiyii, daha sonraki sofistler teskil eder. Sonraki sofistler, aradigimiz gey ya bilinen
bir seydir, ki bunu aramaga lizum yok; ya da bilinmeyen bir seydir; 0 zaman bili-
nen seyin aranan sey oldugunu nereden bilecegiz, derler.
Septikler, Akatalepsia ve Epoche ile duyularimizin konusu ve duyumlarumyzn
kaynagi olan dig alem ve onun arkasinda ve temelinde bulunan bir varlik igin bir
sey sdylemedikleri, onu problem olarak gérmedikleri ve parantez igine aldiklart
icin onlara gergek anlamda nihilist denilemez.
Plotinos (203-270) un pantheist felsefesinin genel yapisini hepimiz biliriz.
Plotunus'un bir emanation tiriinii olan varlik alanalar1 hiyerarsisinin en iistiinde olan,
onlardan énce olan ve onlarin kaynajii olan BIR(EN) vardir, Bu salt birliktir. Kendi
bagmadu, kendi kendine yeter, kendisinden sonrakilerden baskadir, kendi kendisiy-
le dzdestir. Bunlarin diginda sdyliyebilecegimiz, onun ne olmadigidi. Varhik taba-
kalarinin en altmda da madde (hyle) bulunur. Bu, niteliksiz ve kisiliksiz kr bir
maddedir, Heniiz cismin diinyast dejildir.
Jaspers, Plotinos‘un bu her iki ugta bulunan, hem algilamanm hem de diisiin-
menin konusu olamyan bu basamaklardan birisine varolanin — dtesinde — olan
(Uberseiende), digerine de var - olmyan (Nichtsciende) adi verir, Plotinos'a gre
bunlarin her iki de varhjin prenspleridir. Fakat bunlar diigiiniilemediginden ve di-
le getirilemediklerinden dolay: onlara higbir kategori yiiklenemez, Béylece bunlar
Plotinos'ta iki zit kutup teskil ederler ve varhk bunlarin arasinda yer alir. Bu deger-
Ienditilig sonucu bunlar yokluk, higlik (Nichts) olarak ortaya gikmaktadw®,
2 Jaspers, Karl, Der Philosophische Glaube Angesichts Der Offenbarung, Miine-
hen 1962, S. 409-10.Budizm'in varhk anlayigina baktgimiz zaman, cesitli varik anlayislarim tem-
si} eden gigilarla kargilagirz, ki bunlarm arasinda Nagarjuna (agai yukart miladi
125 yillarinda etkisini géstermig ve giiney Hindistan asillidur.) nm dfeetisinin nibilist
karakterli oldugunu gétiiyoruz, Buda'ya gére hayat olaylarinin nedeni bilgisizlik ve
kérliiktiir, Bu bilgisizlikten dolay: hayat bir wzduaptir. Bu bilgisizlifi yenmek, bilgi-
sizligin karanhiim delip gegmek, ancak aydinlanmak ile olur.
Buda'nin bu temel dfretisini Nagarjuna, kendine has olan ve bitaz da Hegel
dialektigini haturlatan inkar mantigi iginde iki teori olarak gelistirir. Bunlardan bi
i iki hakikat Sgretisidir. Baslangigta bir hiikiim, bir iddia insana dogru gibi gelir;
ama daha yiiksek bir giriig agisma ulagildigi zaman, bu dogru, hakikat dedigimiz
sey yanhs gériinebiliyor. Béylece de:
A=alelade hakikat
B = daha yiiksek hakikat
diye iki hakikat ortaya gikiyor. Bu gift zit hakikat1 birlikte kabul eder ve daha yiik-
sek bir gériig agisina varilinea, daha yiiksek bir hakikat elde edilir ve
AB =alelade hakikat
C =daha yiiksek hakikat
ABC = asaiii hakikat
D_ = daha yiiksek hakikat
Bu siireg daima daha yiiksek ve daha kusatica bir hakikata dogru devam eder.
Nagarjuna'nin ikinci teorisi ise dért tirlii kanitlama diye adlandinili, Bu teori-
ye gére, bizden “evet” veya "hays" diye bir cevap bekliyen bir probleme dirt tiitlti
cevap verilebilir:
1) ya bir kaypak “evet" veya
2) kaypak bir “hayw" ile, Veyahut
8) duruma gire biri veya digeri gecerli olabilecek “‘evet ve haywr" ile. Yada
4) "ne evet ne de hayr" ile,
Nagarjuna ¢iziime bu dérdiineii gekil ile ulagiyor. flk iigii ile varhik veya yok-
luk igin bazen reddedip bazen kabul etmek; bazen de kismen kabul edip kismen
reddederek bir sey sylenmekte ve bir yargida bulunulmaktadir. Fakat dérdiincit di.
siince ile "“gériiniiglerin biteviye akan rmajinda, durup kalan Szlerin olamiyacagim,,
goriiniiglerin kendilerine has bir varlik yiiklenemiyeceini" ileri stirer ki, bu da katik-
siz bir nihilizmdir’,
Ikeag'dan ayrip yiizyillar cémertge athyarak Renaissance'a gelirsek, 15.-16.
yiizyillarda yagamig olan Leonardo da Vinci (1452-1519) ile kargtlagmiz, Leonardo
"higlik" ten sézeder. Ona gire higlik bosluktan tamamen ayrihr. Bosluk sonsuza
kadar béliinebilir, Higlik ise béliinemez; giinkii higlik, higlikten daha kiigiik olamaz.
Higlik zaman iginde etkir. Yalniz zamanin gecmig ve gelecegindeki her sey iizerinde
hak iddia eder; ama zamanin "simdi" boyutu iginde hig bir seye sahip degildir. Bu
nedenle de tabiatta higlik bulunmaz. Tabiat dialektik bir olugum igindedir. Mesela
ormanlar fidanlari meydana getirir, ama fidanlar ormanlarm dlimiinti hazirlar.
Yiizlerinde ik otlart tagryan duvarlar, sonunda onlarm sacaklari tarafindan ha-
3 Stéring, H.J., Kleine Weltgeschichte der Philosophie, Stuttgart 1968, s. 33-35,
-5-rap edilirler. Leonardo, bu dialektik olugumun arkasinda, tabiatin kuyvetinden bas
ka bir gey gormez, fronili bir sekilde géyle der: "Biiyiik seylerin arkasinda, hicligin
varligi en biiyiik olandw." Béylece Leonardo da Vinci, tabiatin giicti ve onun gériinii-
miiniin arkasinda hicligi koyar.
Alman asilli Rus edebiyatgilarindan birisi olan Afanasij Fet (1820-1892), Rus
yazarlarina has bir nihilizmin temsleisidir. Onun nihilizminde ontik bir karakter he-
men hemen yoktur. Fakat dofrudan dogru yokluktan sézettigi, nihilizm ile burun
buruna konustugu igin, onu da ele almayt tercil ettik,
Afanasij Fet, hayati, hiclifin yani nihilizmin kenarinda bulur. Giinkii hayatin
iginde yanlislar yanlislart kovalar ve 0, hayatin iginde iyiyi ararken hep kati
lur. "Hiclik” adit verdigi bir siirinde bu diisiincelerini syle die getirir:
ii bu
Higlik
Ben seni tanimiyorum, acilarla dolu qigliklar
Senin sahilindeki gogsiinden fiskwiyor.
Elemlerle dolu ve bana yabaneidir.
Yeryiiziindeki varligimin ilk gartlari,
Umut, cocuklarn gézyaslan ile tistesinden geldi
Yalanea giiliimsemeler alnm aydinlatmanin,
Ve o zamandanberi hatalar hatalar1 kovaliyor.
Daima iyiyi ariyorum ve sadece katiiyii buluyorum,
Giinler birbirlerinden zarar ve endise ile ayrshyorlar
Stki galismalarla seni unutmak istiyorum,
Pakat bir an yeter, ve sen dile gelmez derinligin iginde
gézlerimin dniinde duruyorsun,
Sen kimsin? Hang amag igin sen varsin? Bizim duygularimiz
ve bilgimiz susuyor.
Sen ona sahipsin ~ ve bu sen bizzat ben kendimim
sen sadece inkarisin,
Bana, duymak ve tanimak igin verilmig olan her geyin.
Sen nereye dénmek istesen, sadece sorular vardir
ve hig cevap yok.
Fakat ben nefes allyorum, yagiyorum ve anladim, bilgisizlikte
Sadece kederli olan var ama korkung higbir gey yok.
Ve eer ben biiyiik gaskinhigimin iginden kendimi gel
alabilseydim.
Ve sadece bir gocuk giiciine sahip olsaydim,
Senin saltanatint aynt yiiksek ¢ilikla kargilardim,
Vaktiyle senin sahibini o gighkla terketmistim,Siirde Schopenhauer'in pesimizmi, Schopenhauer'in cok kez kullandigt kendi
ifadeleri ile aynen yansimaktadi. Ayni durum Tolstoy, Dostoyevski ve Turgenyev'-
de de vardm. Zaten Fet, Tolstoy (1828-1910) ile aynt eyalette otururlar ve yakin
dostturlar. 19, yiizyil Pozitivizminin en derin etkisinde kalan bu rus yazarlarda, iyi-
nin ve kétiiniin belirleyicisi olan dine kargi inanglari sarsilinca ve akil ile de onu te-
mellendiremeyince, nihilizme saplamp kalmislardir. Nihilizm onlar igin tek simak
haline gelmistir.
Afanasij Fet, bu siitinde artik kendisini nibilizm ile karg1 kargiya bulur. On-
dan kagmak ister ama imkansizdur, Biitiin derinligi ve insafsizhigi ile Sniindedir. Fet
ona sorar: Sen kimsin? Hangi gaye ile buradasin? Ve covabint kendi verir: Hissetmek,
bilmek, tammak igin bana verilmig olan her seyin sen inkarism, der, Ama bu inka-
nn gi lerinin yerini, cevabi bulunamiyan sorular doldurmustur, Buna ramen
nihilizmin gelmekte olan saltanatim karsilamaya hazirdit, ama srtinda Snceki dine
olan inancindan gelen hamules vardir, Bundan dolayi da bir gocuk giicii ister onu
giglikla kucaklamak igin*,
Basta da kendisinden bir parca aktardigimuz Nietzsche, hem ethik, hem on-
tik, hem de sosyal ve siyasi nihilizmin en biiyiik temsilcisidir. Nietzsche, daha ilk
yazilarndan birisi olan "'Yunanhilarm Trajik Gagunda Felsefe" adh kiigiik felsefe ta-
rihi denemesinde Parmenides felsefesini tasvir ederken, Parmenides igin gdyle der:
“Zenginliklerle dolup tagan gergekten kagiyormus gibi kagup ..... higbir gey ifade
etmiyen varhik kavrammin dliim sikkunetine sigmyor..."" Fakat “deney ona tasarla-
digi varligi hig bir yerde géstermiyordu."
Ontik nihilist tavrmi bu gekilde ortaya koyan Nietzsche, Almanca "'Varhk"
demek olan "Sein" kavraminin etimolojik bir tablilini ortaya koymaga caligir. Séy-
Je der: "'Varlik kavramn ha! sanki bu kavram, ne zavall bir mengei oldugunu, keli-
menin etimolojisinde géstermiyormus!" der ve kelimenin ka!
ve esse'nin de "nefes almak" anlamina geldigini sbyler. Kendisinin nefes aldigm1 ve
bu nedenle de yagadigina dair kanaatini, insan diger seylere de aktarmig ve onlarm
varhgim insanla bir benzetme ile nefes alma olarak kavramig ve zamanla kelime ilk
anlammt yitirmistir, Bu, insan diger seylerin varliim kendi varlig1 ile bir benzet+
me yoluyla kabul etmesidir ki, bu da bir anthropomorfizm'dir,
"Varhk" kavramt ve dolayisiyle “varhk inanemin" bize ar olugunu béyle bir
benzetme ile izahe galigan Nietzsche, bu varhk inanc1 ile birlikte "mutlak olan, mut-
lak Geist, mutlak bilgi, mutlak deer, kendi basina varlik"' inanglari da bize ariz ol-
mustur." {ste bu batil inanein ta kendisidir", der ve gu hiikmii verir, Nietzsche:
"Varlik gésterilemez. Ciinkii varlik diye bir sey yoktur, Higligin kargismdan varhk
kavrami uydurulmustur’ .
insam béyle bir batil inanca siirikleyen nedenlerin basinda "bir ilk hareket et-
tiriei (ye inanma ihtiyaci), olug halinde olana inangsizlik, olus halinde olana karst
glivensizlik, biitiin oluga defer vermemektir." Nietzsche'ye gre insam varlik inanct-
4 Baer, Joachim, Schopenhauer und Afanasij Fet, 61. Schopenhauer Jahrbuch
Frankfurt 1980 icinde, s. 96-98.
5 Nietzsche, a.g.e. VIIg, 25(185).na gatiiven diger bir sebep de, mutluluk peginde kogma ve mutlulugun ancak durup
kalan varhkta olabileceti zannidir. Bu zanmi da Nietzsche giyle dile getirir: "Mutlu-
luk sadece var-olan'da gizli olabilir. Degisme ve mutluluk birbirini imkansz kilar.
Béylece en yiiksek arzu, var-olan'la birlesmeyi g6z Sniinde tutar. Peki béyle bir tu-
tuma girip yoklugun kargisinda varhi uyduran ne tiir insanlardu? Nietzsche buna
da gu cevabi verir: "Verimsz olarak aci ceken, hayat yorgunlugu icinde olan bir
tiirdiiy, ki bir kainat yaratmay1 istemez... 0 kainatin haz oldugunu kabul eder®.""
Nietzsche'nin varlgi inkar etmek suretiyle yoklugu temellendirme siixecinin
bu noktasindan "yaratma" fenomeni ile kargilagiyoruz. Nietzsche, yaratmaya kay-
nak olan bir metafizik temel, varlik kabul etmistir. Bu metafizik temel-varliZa 0,
yaz1 hayatinin ilk dnemlerinde Ana-Bir (Ur-Eins) adim vermistir. Ana-Bir'in temel
nitelifi onun "belirlenmemis" olmasidir, Bu temel varhk ii ve ebedili-
Bini, buna dayanan olus, bitimsizligini bu "belirlenmemis" olma niteliginden ali.
Giinkij sonsuzluk ve bitimsizlik, belirli niteliklerdir. Ana-Bir’e ise "belirlenmemis"
olmanin digmnda asia bir nitelik yiikleyemeyiz”. Ciinkii ne diistinmenin ne de duyu-
Jarm konusu olmaktadi, Bu nedenle de ana-bir, bir olumsuzlugu bir negationu tem-
sil eder. Béylece de Ana-Bir Nietzsche’nin kendi ifadesiyle bir “negatif ana kaynak"
tm. Higlige esit olan bu negatif ana kaynak, olugun, gériiniisler diinyasmi kaynaga
olunca, onlarin gergekligi bir diig gercekligidir. Bu konuda da Nietzsche gdyle der:
"Byer cigek, insan, tavus kugu kuyrugu negatif bir kaynaga sahip olunea... tpki bir
‘Tanti harmonisi gibi gercek olurlar; yani onlarm gexgekligi bir dlig gercekligidix®."
Nietzsche, nibilist anlayisi iginde ana-bir'in yine de bir varligi diigtindiirdi
endigesinden olacak ki, 1870'li yillarda kullandygi bu kavram1, 1880'li yillarda bir
daha anmiyarak terkeder. Artik bu dénemde ana-bir'in yerini "giig (Kraft = enerji)""
kavram alir, Daha énce her seyin kaynaji ana-bir iken, simdi her sey “giig", kainat
da bir giig ejderhast olmustur®, Bu dénemde zaman ve mekan kavramlarina da bir
aydinhk getirir ve onlari temelden reddeder*°.
6 Nietzsche, a.g.e. VIII2, 9(60)
7 Nietzsche, a.g.e. Ill, s. 313.
8 Nietzsche, a.g.e. IIl9, 7(117).
9 Nietzsche, ag.e. Vig, 38(12).
0 Nietzsche, a.g.e. VINq, 1(1).