You are on page 1of 5

ANKARA NiVERSiTESi iLAHiYAT FAKLTESi TARAFINDAN

YILDA BR lKARILm

1.

TRK

TARH

KURUMU

1961

BASIMEV-ANKARA

DN

FENO MENOLOJS

HSEYN

YURDAYDIN

Zamanmzn nemli akademik olaylarndan birisi de, bir taraftan lahiyat

fakltelerinin, niversitelerin atlar altnda yer alm olmalar, dier taraftan bu


fa:jcltelerde Mukayeseli Din veya Mukayeseli Dinler Tarihi krslerinin alm bulunmasdr. Ancak hemen ilave etmek lazmdr ki, bu gn, bu _muhtelif lahiyat fakltelerinin ne derece niversiter bir zihniyetle almakta olduklan tartma yaplabilir
bir konu olduu gibi, Mukayeseli Din ya da Mukayeseli Dinler Tarihi krsUlerini
igal etmekte olan muhtelif aratrclarn, konularna kar olan tavrlar ve aratr
malarnda takip etmekte olduklar usuller de, zerinde durulmas gereken ayn derecede nemli hususlardr. nsanln bu gn geirmekte bulunduu trl manevi
bulranlar gznnde tutularak bir lahiyat fakltesinde retilmesi tal::>ii olan
belli bir din hakkndaki anlay ve tefsir tarzlarnn, modern ilmin ulat
sonular karsndaki durumunun gzden geirilip geirilmedigJ, daha dorusu bu
fakltelerde byle meselelerin ele alnp alnmamakta olduklar da, phesiz, akla
gelebilen baz nemli sorulardr. Biz bu hususlar, imdilik bir kenara brakarak
daha ok din aratrclarnn almalarnda, konularn ele allarnda, kendilerine
yol gsteren gr noktalar zerindo duracaz. Bu tavr ve grlerin ok deiik
olduunu sylemeliyiz. Bu yazmzda, sadece, bir fenomen olarak dini izah etmek
gayesini gden tipolajik yahut fenomenolojik almalar hakknda bir fikir verniye
alacaz.

Szlerimize balarken u hususlarn belirtilmesi de faydal olacaktr: Btn insanlarn, mterek bir tabiate sahip bulunduklar sylenebilir. nsanlarn az ok haberdar olduklar stn Varlk veya Griinmiyen'in bu dnyaya bildirilmi arzularna gre
yaamak

dini meydana getirirler. Denebilir ki baka


olan dinler, "dini grnn gerek ayrlklarn karlamazlar".
Bazan muayyen bir din iinde trl isimler altnda grdmz dini guruplarn,
- kendi dinleri mensuplarndan daha ok, baka dinlerdeki ayn isimleri tamakta olan
kk dini guruplar mensuplarna yaknlk duyduklan grlr. Bylece dini fikir ve
arnelierin teekklQnde trl tesirierin rol bulunduu sylenebilir. Bu ayn zamanda
u manaya gelebilir ki, muhtelif dinler, "birbirlerinden nispet. ve kuvvet bakmndan
ayrlrlar" fakat "onlarn hepsi de, esaslannda mterek bir tabiate malik bulunmaktadrlar" 1 Bylece anlalmaktadr ki din bir taraftan ok tarafl bir mahiyet arzetmekte, fakat ayn zamanda da bir birliin ifaP,esi bulunmaktadr.

iin

yapm olduklar teebbsler,

baka isinler tamakta

Mukayeseli Din'in gayesi, umumiyede din ve hususiyle de, belli dinler hakknda
bilgi vermektir. Mukayeseli Din, tpk dier mukayeseli ilinlerin yapt gibi, gayesine ulamak iin, mukayese usfln kullanr. Bu yolla muhtelif dinlerdeki muayyen
mterek hususiyedere gre, dinleri belli tipler halinde snflandrmak mmkn olacaktr 2 ; J. M u rp h y tarafndan belirtilmi olan dinlerin bu ekildeki tasnifi, Mukayeseli Din'in tipolajik yahut fenomeiolojik bir ekilde ele alnnn en basit bir anla1
2

N a t h a n i e M i c k e m, Religion, p. 94, London 948.


.
John M ur ph y, The Origins and History of Religion, p. , Manchester 1949

---

--~------- -----~-----,.,,....--

HSEYN

52

YURDAYDIN

yn

gstermektedir. Zira din fenomenolojisinin tarihi, din fenomenolojisi anlay


M urphy'nin grnden farkl bulunduunu gstermektedir. Filhakika Prof.
G. van der Leeuw tarafindan ilk sistemli din fenomenolojisti olarak kabul edilen
Gttingenli din aratncs, Meiners (1747-Bo)'e gre, " ... dinler, unique baz
hususiyetlere sahip olabilirler; ancak, her dinin bir ok hususlarda bu aynlklardan
dahadaok olarak dier dinlere benzerlikler gsterdii bir gerektir" 3 Meiners,
btn dinlerin bir seri tarihinin yazlmasnn pratik olmay, hi deilse tavsiyeye
ayan bulunmay dolaysiyle umumi bir din tarihinin ekilsiz olacana inanr ve bu
sebeple unsurlar zerinde durmay tercih eder. Onun gayesi, "dinde neyin esas oldunn

unu kefetmektir" 4.

Romantizm devrinde din fenomenolojisinin ilmi olmaktan ok felsefi bir anlay


ile karlarz. Bu felsefe tarafindan bir takm dini tezahrler, esas bir vahyin sembolleri olarak kabul edilmitir. Bu felsefenin mehur bir mmessili olan H e gel ( 77983)'e gre, fenomenoloji, " ... ilk grnd ekilden Mutlak Ruh'a doru ileriiyen. . . Ruhun fenomenolojisi idi. Bylece fenomen de, Ruhun ebedi dialektik hareketinin bir grn olacakt ... " 5
Daha sonraki devirlerin din fenomenolojisi iin dorudan doruya faydal olduunu sylemek biraz gtr. Ancak, gerek mukayeseli filoloji alannda alanlarn
ve gerekse van der Leeuw'in ifadesile "romantik pozitivistler" in yapm olduklah
ilmi aratrmalarn neticeleri, daha sonraki fenomenolojik almalar iin son derece
faydal olmutu. Bu ilmi almalarn sonularnn, daha sonraki fenomenolojik al-:
malar iin bir hazrlk vazifesi grd sylenebilir.
Eer Clantepie

de la Saussaye ad, bir kenara braklacak olursa, Prof.


G. van der Leeuw, bu salada alan ilk ciddi aratncdr. Artk klasik bir hale
gelmi olan eseri ile, o, bu konuda hakikaten nemli bir isimdir 6 Ona gre, " ... fenomen, grnen ... ", ve " ... fenomenoloji, grnenin sistematik mnakaasdr... ".
O, ayn zamanda u ilavelerde bulunmaktadr: " ... Bununla beraber din, nihai bir
tecrbedir . . . esas gizli olan bir vahiydir . . . Bu vaziyette fenomen olmaynca fenomenolojiyi nasl takip edebilirim ... ". Dier taraftan onun dncesine gre, din
tarihi, din ilmi, din psikolojisi, din felsefesi ve bunlara benzer dier baz tabirlerin kullanlnda " ... hala bir katiyet yoktur ... Din ile ilgili ilimierin muhtelif tali derecedeki blmlerinden birinin mstakil bir ekilde dier birinin yerine kaim olanya-
ca fikri dorudur ... ". Onlar birbirlerinin karlkl yardmlarna muhtatrlar.
" ... Din fenomenolojisi, onlardan kendisini ayrmakla kalmaz, fakat ayn zamanda,
eer mmknse, onlara kendilerinf hudutlandrmalann retr ... ". Bu sebeple van
der Leeuw, szlerine, din fenomenolojisinin ne olmadn izahla balar. Bu konudaki fikirlerini aadaki ekilde hulasa etmek mmkndr:
Din fenomenolojisi, din tarihinden farkldr. Geri o, tarihi malzemeyi kullanr
;fakat oraya buraya sramak suretiyle onlarn izahn yapnya teebbs eder. Din
fenomenolojisi, ayn zamanda din psikolojisi de deildir. phesiz, modern psikolo3 Bak. G. va n d er Le e u w, J. E. Tur n er terc.,Religion in Essence and Manifestation, p. 6go,
not 2, London g38. Bu cmle, va n d er Le e u w tarafndan M e i n er s' in Allgemeine kritische
Geschichte der Regionen (I, i, 8o6-o7) adl eserinden nakledilnektedir.
4 G. van der Leeuw, Ayn. es., p. 6go.

5 Ayn eser, pp. 6g, 6g2.


i Bu eer, ilk nce P!iinomenologie der Religion (Tubingen I933) ad ile yaymlann:i., J. E. Turner
tarafndan ngilizceye evrilmitir. (London g38).

D~ FENOMENOLOJS~

53

jinin hudutlarn tayin etmek ok zordur. Bununla beraber, aikardr ki din psikolojisi, dini hayatn sadece psiik tezahrleri zerinde durur, fakat din fenomenolojisi,
bunun btn grnlerini inceler. Bununla beraber, fenomenoloji, meselelere, filozo-
fik ve metafizik bir karakter verir. Fakat bu, bir din felsefesi demek deildir. Ancak,
onu, felsefe iin bir hazrlk olarak kabul etmek mmkndr. Din fenomenolojisi,
sistematik bir alma olup, "din tarihi ile ilgili hususi ilimler ve felsefi tefekkr arasnda bir ba kurar".
Din fenomenolojisi, teoloji de deildir. O, teoloji ve felsefenin hakikati arama
iddiasna itirak etmez. Bu u demektir ki, teoloji ve din fenomenolojisinin konulan
arasnda farklar vardr.

Prof. van der Leeuw, bundan sonraki mtalaalanna yle devam etmektedir:
Din fenomenolojisi, her eyden nce, mesela kurban, dua, kurtarc, mit v. b.
gibi isimler ortaya atar. Bunu yaparken grnlere istinat eder. Bu ekilde isinler
vermek suretiyle bir taraftan fenomenleri ayrm, dier taraftan onlar brrletirmi
yani dier bir ifade ile, onlar tasnif etmi olur. Bundan sonra sra fenomenin izalna
gelmektedir. Din fenomenolojisi, btn bu grnleri, kendi hayat ve tecrbesi iinde
sistematik bir ekilde aklamya alr. Bu aklama, bu grn, usul dairesinde
ele alnaclka mmkn deildir. Dier taraftan din fenomenolojisi, sadece "fenomen" yani "grn" ile ilgilenir. Fenomenin gerisinde olanla bir alakas yoktur.
Onun vazifesi, grdn aklamak ve grneni anlamya almaktr. Ayn guruba
ait olanlar bir araya getirmesi ve tip bakmndan ayr bulunanlan ayrmas, onun
balca vazifesidir. Birar~ya getirme pek tabii olarak bnyeye ait bir birlik meydana
getirecek ekilde olacaktr 7
Prof. G. van der Leeuw'den sonra, bu konudaki almalar dolaysiyle, iki
nemli isim zerinde daha durmak zarureti vardr. Bunlar da, Lehmann ve M. Eliade' dr. Fakat bir taraftan onlarn eserlerini grernemi olmamz, dier taraftan da
kaynaklanmzda onlarn fikirlerine ait malumatn bulunmay dolaysiyle, imdi
sadece Prof. Joachim Wach'n bu konudaki dnceleri zerinde duracaz.
Wach, bir takm denemelerden meydana getirilmi olan mehur eserinin8 , ikinci
faslnda dinin hususiyeti olaral kabul ettii bnyeye ait unsurlarn bir hulasasm vermektedir. Prof. W ach, her eyden nce, dini tecrbeyi ele alr. Dini tecrbenin esa, smn, baka hi bir yerde karlaamyacamz bir unsur veya vasfta aranmas gerektii meselesinde William James ile ayn fikir de olan W a c h, bundan baka dini tecrbenin tarifi iin drt kriteriuro ileri srmektedir. Ona gre, bu dini tecrbe, ya da bu
tecrbenin ifadesi, niversel'dir. Ve dini tecrbenin ifadesinin ekilleri, btn dnya.,
da, bnye bakmndan, hayret verici bir benzerlik gstermektedirler.
Bununla beraber, W ach'n konumuzia ilgili her hangi bir sonuca ulaamad
grlmektedir. Kendisinin de ifade ettii zere o, almasm daha ok "dini tec:
beyi karakterize eden ekli unsurlar zerine teksif etmi"tir. Dier taraftan o, "Tanrnn kendisini insana bildirdii husus! yol ile niversel arasndaki mnasebete" ak
bir cevap da vermemektedir 9
Bylece din fenomeriolojisi hakknda Mukayeseli Din ve Mukayeseli Dinler Tarihi'nin belli bal bir ka otoritesine dayanarak ksa da olsa bir fikir verniye altk 10
Btn bu hususlarda daha fazla bilgi iin bak. G. va n d er Le e u w, Ayn. es., pp. 67I,
674-676, 683, 685-688.
8 J oachim W a c h, Types qf Religious Experience, Christian and Non-Christian, London I 95 I.
9
J. W a c h, Ayn eser, p. 33, 34
o Bu vesile ile phesiz Prof. R. P e tt az z o n i'nin din i Imini, Tarih ve Fenomenol(Jji olarak ele alan
yeni fikirleri zerinde de durmak lazmdr. Bu konu zerinde ayrca bilgi vereceimiz iin imdilik bak.
7

54

HSEYN YURDAYDIN

Konunun etinlii zerinde sz sylemiye lzfm yoktur. Ancak bu konudaki dnce


lecimizi ortaya koymamz da phesiz lazmdr. Bize yle grnmektedir ki, din fenomenolojisi, dinlerin in.sanlk tefekkrnn bir paras, daha dorusu, insan aklna mstenit bir takm fikir sistemleri olarak kabul edilmelerinin bir neticesi olarak ortaya
kmtr. ok muhtemeldir ki, Prof. G. van der Lee u w'un, fenomenolojinin grnmiyenle ilgilenmiyeceini iddia etmesi, byle bir anlayn sonucudur. Bu bakmdan
fenomenolojik almalarn, nmzde bulunan meselenin btnn kavramaktan
uzak bulunduunu syliyebiliriz. Dier taraftan zerinde durulmas gereken nemli
bir mesele de, dinin ve dini hakikatn tabiat ve mahiyeti meselesinin gl ve bu
gn bu mesele hakknda sarih bir neticeye varlamam olduudur. Ancak sylemek
lazmdr ki, bu meselelecin trl ynlerden ve trl gr noktalarna gre ele alnma
lar mmkndr. Bu bakmdan sadece nemli bir usul meselesi karsnda bulunduumuz aikardr. Bylece grlmektedir ki fenomenolojik almalarn faydaszl
yolunda bir iddia da ileri srlemez. Bu konudaki btn glk de, fikrimizce, belli
bir grn, din ve dini hakikatn mahiyetinin anlalmas ve kavranmas iin gerekli
yegane yol olarak kabul edilmesinden kmaktadr. Halbuki muhtelif dinlerin, tabiat
st bir yardm temin yolunda ilahi olanla birlemek iin, insan ruhunun derin ihtiya ve arzularnn ifadesi olduu iddia edilebilecei gibi, ayn zamanda, btn din ekil
lerine mterek olan vahiy unsurlar bulabilmemizin mmkn olduu da ileri srlebilir. Bundan baka eer, hakikatn llmesinde tefekkre nemli bir yer verirsek,
bu defa da, btn dini grnleri, akln diktasnn bir sonucu olarak kabul etmek
icap edecektir. Bylece anlalmaktadr ki, din fenomenolojisinin nemli bir rkn olan
Prof. G. van der Leeuw, din ve dini hakikatn mahiyeti hakknda sarili bir fikir ortaya afmam bulunmaktadr. Sadece o, konuyu, "grnen" ve "grnenin sistematik
bir mnakaas" eklinde ortaya koymakta ve bylece btn meseleyi halletmiye almaktadr. stelik kendi din tarifinin ne olduunu izah etmedii gibi, bu grn
lerin dinin btn ekillerini ihtiva edip etmedii hususunda da ak bir fikir vermemektedir. Bu bakmdan kullanmakta olduu bu kelimelerin manalarnn kendisi iin
de mphem bulunduklarn sylemek mmkndr. Bu mnasebetle Wach'n daha
sarili olduunu belirtmek lazmdr. Fakat van der. Leeuw, "grnen" erevesi dahilinde fenomenolojik almalarn nasl yaplacan izah ederken sarili fikirler ileri
srmtr. Ancak bu defa da ileri srd esaslar dairesinde ortaya koyduu eserin,
kendisinin' zannettii gibi, tarihi malzemenin kavranmas yolunda faydal bir giri
olup olmad sorulabilir. Biz, bu yolla nm;zde bulunan malzemenin anlalmas ve deerlendirilmesinin mmkn olabilecei kanaatindeyiz. Bu yolla ortaya
kanacak bir eserin, meselenin tamamn deil de, muayyen bir ksmn anlamay hedef tuttuu nazar itibara alnrsa, byle bir kanaate kar tirazda bulunmya mahal
yoktur sanrz~ Ancak iaret etmek yerinde olur ki, din fenonenolojisi, dinin hakiki veehesini gsternemekte, onu hakikatle ilgisi olmyan bir perspektif iinde arzetmektedir.
Bylece dinlerin olduklarndan baka trl, tamamiyle insan zihninin mahsul olan
bir takm kalplara dklmiye alld grlmektedir ki, dinleri, muayyen fikir sistenlerinin bir ifadesi saymaktan doan bu halin sunllii meyda:ndadr. Bununla beraber~ umumiyet itibarile, dinin ve dini hakikatn anlalmas ve kavranmas yolunda
din fenomenolojisinin temin edecei faydalar da inkar edilemez.
R. Pet ta z z o n i, H. G. Yurdaydn terc., Din ilminde Tarih ve Fenomenoloji, l aliyat Fa kltes i
D ergi s i, V, I -4 (I 956), ss. I89- I 9 I. Ayn zamanda bak. ve .kar. C. J. B I e e k e r, 77e relation of
the History of Religions to kindred religious Sciences, particularly 77eology, Sociology of Religion, Psyclology of
Religion and Phenomenology of Religion, N u m e n, International Review for the History of Religions,
I, Fasc. 2 (May I954), pp. 142- I55

You might also like