You are on page 1of 5

Bilim, Alın ve Din

Önsöz

Bu makalem ile bilim ve din'i uzlaştırmaya çalışacağım. Evrim teorisini savunan ve kendini
bilim insanı olarak ilan eden ateşli kişilikler ile ben her şeyi bilirim havalarındaki evrim
karşıtlarının makalemi okumalarını istemiyorum.

İki farklı kültürün de savunucusu rolüne bürünmeyeceğim. Yapacaklarım bilim'in ve din'in


sorgulanmasından başka bir şey olmayacaktır.

Beyin ve Lobları

Beyin dört ana lob'dan oluşmaktadır: Frontal,


Parietal, Temporal, Occipital lobları...

Frontal Lobu (lobus frontalis ) : Bilinç'in oluştuğu


bölgedir. Bilincin genel tanımı şu şekilde yapılmıştır:
"Kişinin kendisine, yaşantılarına, çevresine, öteki
kişilere, bir bütün olarak içinde yaşadığı dünyaya
ilişkin farkındalığı, yaşanan deneyimlerden
kendiliğinden doğan kendinin farkında olma
görüngüsü". Tanımdan da anlaşılacağı üzere kişilik
ve karakter davranışları frontal lob'un sayesinde yapılabilmektedir. Daha somut bir örnekle;
eğer elinizi havaya kaldırmak istiyorsanız ve bunu yapabiliyorsanız frontal lob'unuzun
yardımıyla, kendi bilinciniz ile bu davranışı başarabiliyorsunuz demektir.

Frontal lob üzerine ekleme yapmak gerekirse...

Karar ve davranışlar, 'bilinç', irade, görev duygusu, sorumluluk, vicdan, hayal gücü, kişilik ve
benlik gibi insana ait özellikler bu bölgede gerçekleşmektedir. Kişilikte doğru ve yanlış
arasındaki farkındalık yine bu bölgede oluşmaktadır.
Parietal Lobu (lobus parietalis ) : Özellikle dokunma duyularının yorumlandığı bölgedir. Sağ –
sol ayrımı yapabilmek; algılanan nesnenin yerini ve yönünü saptayabilmek; okuma, yazma ve
aritmetik işlemlerini yapabilmek parietal lob sayesinde gerçekleşebilmektedir. Çeşitli duyu
organlarından gelen bilgileri birleştirip yorumlamada önemli rol oynar.

Temporal Lobu (lobus temporalis ) : Konuşma, duyma ve hafızalama ile ilgili bölgedir. Özellikle
işitsel duyuların yorumlandığı lob'dur. Ayrıca koku'nun algılanması bu lob tarafından sağlanır.

Occipital Lobu (lobus occipitalis ) : Oksipital olarak okunan bu bölüm görme duyusu ile ilgili
bilgilerin işlendiği lob'dur.

Bu dört bölümün en altında yer alan ve serebellum olarak adlandırılan bir bölüm daha vardır.
Beynin lob'larından farklı olarak vücutsal dengenin sağlanmasında önemli işlevlere sahiptir.

Kutsal Kitap Kuran'dan İlgili Ayetler

Beynin dört farklı lob'unu ve özelliklerini


öğrendikten sonra ilgimizi çeken dinsel ayetlere göz
atalım:

"O gün bunlar cehennem ateşinde kızdırılacak da


onların alınları, böğürleri ve sırtları bunlarla
dağlanacak ve 'İşte bu, kendiniz için biriktirip
sakladığınız şeylerdir. Haydi tadın bakalım biriktirip
sakladıklarınızı' denilecek." (Tevbe : 35)

“İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Yeryüzünde bulunan hiçbir

canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol
üzerindedir.” (Hûd : 56)

"Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar." (Rahman:41)

"Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr


perçeminden yakalarız." (Alak : 15,16)

"Alak”, diğer adıyla embriyo, erkeğin spermiyle döllenmiş dişi yumurtadan bir hafta süresince
oluşan hücre topluluğunun rahim yüzeyine asılıp gömülmüş şekli demektir. Alak, ilk inen sure
olarak da ilgimizi çekmektedir. "İnsanın biyolojik başlangıcı" ve "İslamiyet'in başlangıç suresi"
arasındaki ilgileşimi, benzeşimi ve bağlılaşımı fark edebildiniz sanırım.
Konuyu dağıtmadan tekrar ilgili ayetlere dönelim...

İlk önce "perçem" sözcüğünü irdeliyorum:

Günümüz anlamıyla perçem, bayanların saçlarını alın bölgelerine düşürdükleri kısmı


belirtmektedir. Farsça kökenli bu kelimenin Türk Dil Kurumu tanımı şu şekilde yapılmaktadır:
"Başlarını tıraş edenlerin tepede bıraktıkları saç tutamı"

Buradan da anlayacağımız üzere perçem kelimesi Arapça kökenli bir sözcük değildir ve ilgili
ayetleri yorumladığımızda gerçek anlamını yitirmektedir. Çünkü tüm insanların her biri
perçem'e sahip değildir. Kel, dazlak olarak tabir edilen insanlar da mevcuttur bildiğimiz gibi...

Peki, ilgili ayetlerdeki "perçem" sözcüğü hangi anlama gelmektedir?

"Alın" anlamına gelmektedir. Bunu aynı surenin aynı ayetini çeviren Elmalılı Hamdi Yazır'ın
tercümesinde daha rahat görebiliriz:

"Sakın, şanım hakkı için, eğer (akıllanıp) vazgeçmezse, muhakkak Biz sürükleyeceğiz o alnı!"
(Alak : 15)

"Yalancı, cani bir alnı!" (Alak : 16)

Yaşar Nuri Öztürk de perçem yerine alın sözcüğü tercih etmiştir:

"İş, sandığı gibi değil! Eğer vazgeçmezse yemin olsun, o alnı mutlaka tutup sürteceğiz!"
(Alak : 15)

"O yalancı, o günahkâr alnı." (Alak : 16)

enfal.de sitesindeki çeviri ise konuyu açıklığa kavuşturmaktadır:

"Hayır, hayır! Eğer vazgeçmezse, derhal onu alnından (perçeminden), o yalancı, günahkâr
alından (perçemden) yakalarız (cehenneme atarız). O, hemen gidip meclisini (kendi
taraftarlarını) çağırsın. Biz de zebânîleri çağıracağız. Hayır! Ona uyma! Allah'a secde et ve
(yalnızca O'na) yaklaş!" (Alak : 15,19)

Neden Özellikle "Alın" Sözcüğü Kullanıldı?

İlgili ayetleri ve diğer birçok sureyi okuduktan sonra şu bütünsel anlamı çıkardım:

Kur-an'ı Kerim'deki "alın" kelimesi bilimsel anlamda "frontal lob"u simgelemektedir.


Çünkü frontal lob, beynin alın bölgesinde yer almaktadır. Frontal lob'un da "bilinç" olduğunu
bildiğimize göre ilgili ayetler bu şekilde anlam kazanmaktadır.

“İşte ben, hem benim, hem sizin Rabbiniz olan Allah’a dayandım. Yeryüzünde bulunan hiçbir

canlı yoktur ki, Allah, onun perçeminden tutmuş olmasın. Şüphesiz Rabbim dosdoğru bir yol
üzerindedir.” (Hûd : 56)

"Yeryüzünde bulunan tüm canlıların perçemi" deyimi, tüm canlıların bilincini, kişiliklerini,
karakterlerini, benliklerini simgelemektedir. Bu şekilde tüm canlıların özleri perçem sözcüğü ile
açıklanmaktadır.

"Suçlular simalarından tanınır da, perçemlerinden ve ayaklarından yakalanırlar." (Rahman:41)

Suçlular, tümel anlamı ile günahkârlar, yüzlerinden tanınırlar ve kişilikleri onları ele verir.

Hayır! Andolsun, eğer vazgeçmezse, muhakkak onu perçeminden; o yalancı, günahkâr


perçeminden yakalarız." (Alak : 15,16)

Frontal lob'un beynin alın kısmında olduğunu; karar ve davranışlar, 'bilinç', irade, görev
duygusu, sorumluluk, vicdan, hayal gücü, kişilik ve benlik gibi insana ait özelliklerin bu bölgede
oluştuğunu tekrar anımsatırım.

Bildiğimiz gibi İslam dininde bireyler düşüncelerine göre değil davranışlarına göre yargılanır.
Bir insanı öldürmeyi düşünmek, hatta bu eylemi planlamak suç (gühah) sayılmazken bu fiili
gerçekleştirmek büyük bir günahtır. "Kul hakkı" ihlâl edildiğinde istediğiniz kadar tövbe edin,
Allah yine de kabul etmez. Örneğin; hırsızlık yapan biri "kul hakkı"nı çiğnediği için sadece
malını çaldığı kişiden af dileyebilir. Aksi takdirde Allah onun tövbelerini hiçbir zaman kabul
etmeyecektir, İslam dinine göre.

Yukarıdaki açıklamalarımdan da anlaşılacağı üzere alın (frontal lob) ile davranışlar arasında
yüksek derecede bir bağlantı olduğunu görüyorum. Davranışlarımızı bilinçli bir şekilde frontal
lob sayesinde gerçekleştirebilmekteyiz. Alın bizim kişiliğimizi, yaptıklarımızı, yapıyor
olduklarımızı ve bundan sonra yapacaklarımızı simgelemektedir.

Gözlemler

Toplumumdan öğrendiğim "alın" kavramı ve gerçek anlamıyla "alın", derin anlamlar


içermektedir.

Neden bir kişinin yaptığı eylemlerin bedeli olarak "alın teri" deyimini kullanmaktayız?
Tabanca ile intihar eden insanlar neden beynin alın bölgesine denk gelen şakak kısmını hedef
olarak seçmektedir? Neden beynin farklı bir bölgesi hedef olarak seçilmez?

Bir insan öldürülürken özellikle neden alın bölgesi hedef alınır? "Alnının tam ortasından
vurmak" deyiminin kökeni nedir?

Neden "kader" sözcüğü yerine kimi zaman "alın yazısı" deyimini kullanmaktayız?

Sonuç

"It would happen anyway" ~ [Brainstorm – Thunder Without Rain]


(Neyse zaten olacaktı)

Yararlanılan Kaynaklar

tr.wikipedia.org
en.wikipedia.org
eksisozluk.com
tdkterim.gov.tr/bts/
ctf.edu.tr/anabilimdallari/pdf/412/telencephalon.pdf
gata.edu.tr/dahilibilimler/cocukruh/beyin.htm
diyanet.gov.tr
www.enfal.de/alak.htm

Yılmaz DALKIRAN
(kızılsungur)
kizilsungur@hotmail.com
kizilsungur@gmail.com
2.Mart.2010

You might also like