You are on page 1of 32

ingilizce kelime ezberleme yollar

kela modu

19 entry daha
ingilizce szle bakmadan bol bol okumak.
konuma ingilizcesine aina olmak isteyenler iin yeni bir edit: http://www.script-o-rama.com/
aslnda baln kelime ezberleme deil de kelime renme eklinde alm olmas daha isabetli
olurdu.
oncelikle, ingilizce ogrenmenin neden onemli oldugunu su video cok iyi acikliyor:
http://www.ted.com/_the_world_s_english_mania.html
lisan renme sreci, daha dorusu yeni kelime renme sreci, bol bol yeni kelimelerle
karlamay gerektirir. bunun iin de bol bol okumak gerekir. her bilmediin kelime iin szle
bakacak olursan, okumann srekliliini bozmu olursun. yani akc ve srekli bir ekilde
okuyamazsn, kesintilerle okumak verimli olmaz. o anda rendiini sandn kelimeler, 1 ay gibi bir
sre sonra unutulur gider. ya da ok az hatrlanr.
okuduunu %100 anlamak iin szle bakmak istiyorsun. bu mkemmeliyetilikten vazge.
okumaya balarken, unu batan kabul et: okuduunun hepsini anlamak derdinde deilsin; derdin
sadece daha fazla kelime renmek.
imdi gelelim zurnann zrt dedii yere, ya da iin pf noktasna: 'anlamn bilmediim eyi nasl
anlayacam' diye dnebilirsin, ite iin pf noktas tam da o. anlamn bilmediin eyi tahmin
etmeye alacaksn. bir rnek verelim: okuduun metinde 'confirm' kelimesi geiyor ve sen bu
kelimeyi bilmiyorsun. hi oral olmadan yani szle davranmadan, o kelimenin iinde getii
balamdan yani 'context'ten, ne anlama geldiini tahmin etmeye alacaksn. buna ister 'destekli
at' de, ister 'educated guess'. bu syleyeceim ey bata sana hayal gibi gelebilir ama doruluu
ve ok iine yarayaca su gtrmez bir gerek. bilmediin kelimeyi birinci ve ikinci karlatnda
anlamasan bile, nc kere karlatnda, anlamn doru tahmin eder hale geliyorsun.
bu yntemin szle bakarak okuma yntemine stnl urada:
szle bakarak okuma ynteminde,
1. okuma gayretin srekli olarak kesintiye urar, yle az tadyla blok halinde, kesintisiz
okuyamazsn, okuduunu anlama yani 'reading comprehension' becerin gelimez,
2. ok vakit harcarsn,
3. 'armut pi, azma d' kolaycl ile elde ettiin bu kelimeler, senin iin deerli olmadndan,
bir ay gibi bir srede unutursun
4. bir daha hayatn boyunca karlama ihtimalin ok dk kelimeleri renmek iin de, vakit ve
emek harcarsn,
5. gayretlerin sonunda bir arpa boyu yol gidiyormusun duygusuna neden olur (zaten sen de bu
duygu nedeniyle duyuruya bu soruyu soruyorsun)
6. sonunda hevesin kaar
halbuki szle bakmadan okuma ynteminde,
1. blok halinde kesintisiz, saatler boyunca okuyabilirsin. burada ama okuduun her cmleyi
anlamak deil, yeni kelimeler renmektir.
2. szlkle okuma yntemine kyasla, belki de be misli sratle okuyacan iin, bir ok sk rastlanan
ama senin henz bilmediin kelimelerle karlama ihtimalin ok artar,
3. bu ihtimal artna bal olarak, ilk kez karlatnda o kelimenin anlamn tahmin edemesen
bile, aa yukar nasl bir balamda, nasl bir ortamda getiini grrsn. bu tecrben, o kelimeyle

ikinci karlaman iin ok kymetli bir bilgi salar.


4. ikinci veya artk nc karlamanda o kelimenin anlamn artk tahmin eder hale gelirsin ve bu
tahminin ok byk bir ihtimalle doru kar,
5. kelimeleri bu ekilde, kafan anlamaya zorlayarak ve 'armut pi, azma d' eklinde deil, kendi
zihin faaliyetinin bir sonucu olarak rendiin iin, o kelimeler, "deerli arkadalarn" olur ve onlar
bir daha unutmazsn,
6. balam ya da ingilizce tabiriyle context iine ok kafa yoracan iin, kelimenin kullanmn yani
usage'n da doru renmi olursun ki, lisan renme srecinde usage ok nemlidir,
7. burada ne demek istenmi olabilir diye srekli kafa yoracan iin, reading comprehension yani
okuduunu anlama becerin ok iyi geliir
bonus: ben sana youtube'dan, sevdiin filmleri tekrar tekrar seyrederek, kelimeler deil cmleler
ezberlemeni tavsiye ederim. ya da ok sevdiin arklarn szlerini de ezberleyebilirsin, tekrar
tekrar dinleyerek. sorduun sorunun dorudan cevab olmasa bile, ingilizce renmene ok faydas
olur.
eklere veya n eklere bakarak kelimenin anlamn yakalamaya alma yntemi ok ie yarar. zaten
eklere ve n eklere bakarak kelimenin anlamn karmaya almak, bu iin uzmanlk aamasdr ki
zellikle toefl iin kazanlmas art olan bi beceridir. sinekten ya karr ve kelimenin anlamn
bilmediin halde doru kk iaretlersin.
benim verdiim rnekte 3. karlamanda artk kelimenin anlamn kendiliinden anlayacan
sylyorum. 3. olmasn da 5. olsun. sen bu yntemin doruluuna ve stnlne inan ve fihristi
kafanda yap. u anlamlar bi yere not etme iinden de vazge. kafana not et ama szlkten bakp
rendiin anlamlar deil, "karine" ile, hatta "kan, ter, gzya" ile ya da daha doru bi tabirle,
"%100 yerli sermayenle, beyninin gcyle, tamamen kendi emeinle" rendiin anlamlar...
giderek ve "tedricen" (yani gradually), mucizevi bi ekilde kelimelerin anlamn doru tahmin
etmeye baladn greceksin. ama bunun iin, dediim gibi, szlkle, fihristle filan uramadan,
kesintisiz okuyacaksn.
bi yedi sekiz sene nce volkswagen'in bi reklam vard: "biz bir milyon araba yaptmz iin araba
yapmay iyi biliyoruz" mealinde. ite o reklamdaki gibi, senin context'ten anlam tahmin etme
yetenein, yzlerce, binlerce sayfa metni, szle bakmadan, kesintisiz ve anlam tahmin etmeye
alarak okumana dayal olarak geliecek.
tekrar ediyorum, daha fazla cmle okumana engel olaca iin, kaldr at u defteri, szl, fihristi.
karate kelimesinin anlam nedir? "bo el". sen de elindekileri brak bi kenara. metinle ba baa kal.
elinde hi bi silah olmadan, sadece bileine, yani beynine gvenerek k yola. okuduun metni iyi
seeceksin. yani seviyene uygun olacak. tutup washington post'ta veya the guardian'da makale
okumakla balarsan, evkin krlr. bi kere okuduun metnin konusu, senin ok ilgini eken ve
hakknda epeyce bi ey bildiin bi konu olacak. hakknda en ufak bi fikrinin olmad bi konuyu
kavramak iin okumaya kastrmayacan u sralarda. farz- muhal en sevdiin ve en iyi bildiin konu
gitar olsun veya rock mzik olsun. onunla ilgili yazlar okuyacan. hem ilgin besleyecek evkini hem
de beynin i yapyomu gibi hissetmeyecek, ekirdek itliyormu gibi hissedecek.
gelelim yeni sorulara:
1- eer cmlede 2-3 tane bilmediimiz kelime varsa ne yapacaz?
ok basit: iinde 2-3 tane bilmediin kelime olduu halde, o cmleyi anlamaya alacaksn.
anlayamadnda da hi kasmadan ve ksmeden bi sonraki cmleye geeceksin.
2- sen imdi dedin ya, ikinci veya nc seferde doru tahmin eder hale geleceksin diye, doru
tahmin ettiimizi nereden anlayacaz?
o bir his. tarif etmesi zor. ama gelitirilebiliyor. mesela bir metinde silahl kuvvetten bahsediliyor ve
ikide bir deployment kelimesi geiyor byle mekanlar tarif edilerek. "ulan sakn bu "konulandrma"
demek olmasn?" hissiyle tekrar okuyacan o cmleyi ve "evet evet, bu en ok "konulandrma"ya

uyuyor" diyip geecen. bak, hl szlkle filan uramyosun. ama %80 eminsin o kelimenin
konulandrma demek olduundan. beinci defa karlatnda artk oran %100'e yaklar. nemli
olan hacim ve sezgi. okuduun metnin hacmi ve buna bal olarak gelitirecein sezgi.
burada iin pf noktas ne biliyo musun? hani biceps gelitirmek iin, arlktr, barfikstir her ne
haltsa, ondan allyo ya, ite aynen onun gibi, beyninin "kelime anlam tahmin etmeye yarayan
yeri" her neresiyse, onu gelitiriyosun bu yntemle. practice makes it perfect!
eer ille de kalem defter bi ey almak istiyosan, otur latince nek ve sonekleri yani az biraz
etimoloji al. kelime anlam tahmin etmende ok iine yarar.
bonus: trke'deki dman kelimesinin kkenini biliyo musun? dys + man kelimelerinden
geliyomu. dys (ya da dis) kt, man ise mantalite (ya da mentality)'deki man. yani kt zihinli,
kt fikirli demek. bu bilgiden hareketle, dis ya da dys ile balayan kelimelerde bi olumsuzluktan
phelenecen.
http://www.nisanyansozluk.com/?k=dman
aha bu da benden sana doumgn hediyesi olsun:
http://en.wikipedia.org/ots,_suffixes_and_prefixes
edit: bir szlk yazarndan bana yle bir mesaj geldi:
yok yahu olmuyor dediiniz gibi. 1 aydan fazla olmu dediklerinizi yapmaya balayal ama tk yok.
benim beynimde kelime tahmin edebilen ksm yok sanrm. irreverence kelimesi tek sayfada 3 defa
geti mesela. hi bir tahminim olamad ilk cmlede. kmad kmasna da imkan yoktu. szle
baktm hi de dndm gibi bir ey deil. hayal krkl oldu biraz akcas. imdiye kadar da hi
bir kelimeyi doru tahmin edemedim. sizin verdiiniz rnekte yine zorlarsan kar ama... 1 ay
boyunca gelmedi bana ylesi.
ben de ona u cevab yazdm:
abi benim ingilizcem hi fena deil ama irreverence kelimesinin mnsn ben de bilmiyorum. ben
"3 defa getiinde anlarsn muhtemelen" dediimde, ayn metni kastetmemitim. farkl bir zamanda
getiinde tahmin etmeye alman kastetmitim. ayrca 1 ay ok ksa bir sre. ok sabrl ve
kararl bir ekilde bu yntemi uyguladnda, seneye grelim. azimle san ta deler. doru
tahmin edemediin kelimeler de senin iin birer tecrbe. nasl ki doktor, ldre ldre ldrmemeyi
renir, nasl ki bir ehrin acemisi, kaybola kaybola kaybolmamay renir, ite aynen bu rnekler
gibi, sen de tahmin edemeye edemeye, tahmin etmeyi reneceksin ama daha vakit ok erken.
benim senden uygulaman istediim yntem, inanlmas ve uygulanmas zor bir yntem. inanmak
ve karar vermek, baarnn yars zaten. benim imdiye kadar grdm en iyi ingilizce bilen, yani
en ok kelime bilen kii de bu yntemi uygulayarak renmi o en ok kelimeyi. misal, sen 1 ayda
600 sayfa okuduysan, o herhalde, 1 ayda 2000 sayfa okuyordur. hadi sre koymayalm ve seni
kasmayalm. ama iaret etmeye altm ey, ok ok ok ok ok okuman. bir de okuduun
metin, senin ilgi ve merak alanlarndan ve konusunu iyi bildiin bir ey olsun. misal, sen rock mzii
iyi biliyorsan, ya da sinemay iyi biliyorsan, onunla ilgili bir metin oku. ayrca her kelimeyi tahmin
edeceiz ve her kelimeyi reneceiz diye bir art veya grev tabii ki yok. ingilizce'de belki 60 bin
kelime vardr. (sayya bakmaya endim ve kafadan salladm bi rakam). bunlarn %10'unu rensek
yani 6000 kelime rensek, neredeyse yazar seviyesine geliriz herhalde. dolaysyla kelimeleri
bilemeyince, karamsarla ve mitsizlie kaplmamak lazm. okumaya aynen devam. te yandan,
okuduumuz metni %100 anlayacaz diye de bir art yok. sonunda ne oluyo biliyo musun?
sonunda derken, yeterince sabrl, azimli ve kararl bi ekilde alrsan, sonunda, bi de bakyosun ki,
misal, time dergisinde bi yazy okuyorsun, bir sayfadr okuyosun ve hl bilmediin bir kelime
kmam oluyo. ok sk olmuyo bu dediim ama olduu da oluyo. ama bunun olmas iin aradan
10-15 sene gemesi gerekiyo. bu da meseleye gereki yaklam. dier itiraz edeceim mevzu da
"benim beynimde kelime tahmin edebilen ksm yok sanrm" cmlesi. bu ifadeyi kabul edebilmem
mmkn deil. beyin, evrende bilgimiz dahilindeki organlar arasnda en mucizev olan. sen

dediklerimi yaparsan, beyninde baka ile grevli bir blm bile, kendini gelitirerek duruma adapte
olur ve kelime tahmin edebilme grevini de stlenir.
bir szlkye yazdm mesaj, bakalarnn da iine yarayabilir dncesiyle buraya ekliyorum:
ben - sev abicim ingilizceyi. ingilizceyi konumay da, yazmay da, duymay da, okumay da sev. bol
bol oku, bol bol seyret. ark szlerini ezberle, anlamaya al, arklar dinle. sevdiin filmlerin
ingilizce alt yazl versiyonlarn bulup, sevdiin sahnelerdeki konumalar ezberleyene kadar seyret.
szlk kesinlikle.. yle yapmadan renilmez zaten sevmek gerekiyor. grammer in use kitabn tavsiye
eder misiniz peki?
ben gramere ok dalma imdilik. gramer insann zevk almasn nlyor, ii yavanlatryor. zevk aldn
konu yani hobilerin her ne ise, onlarla ilgili filmler seyret. mesela diyelim ki sen fotorafl ok iyi
biliyorsun. herifin ne anlattn zaten biliyorsun. o konuyla ilgili film seyredersen, anlaman daha
kolay olur. veya "ulan burda ne diyor acaba?" diye sende merak uyandracak filmler seyret ki,
alglarn srekli ak olsun. gramerde bunlar yok. sen benim gnderdiim dosyalardaki grameri
bilsen, imdilik sana yeter de artar bile. gramere daldka, gerek hayattan uzaklayosun. hani
yzme bilmeyen ocuu denize atarlar da can havliyle boulmamak iin yzme renir ya, gramer
de bir tr can simidi ve yzme renmeni geciktiriyor. en iyisi kendini denize atacan. yani dorudan
kitaplara, hikayelere, gazetelere, reklamlara, romanlara, filmlere, dizilere, mziklere maruz
brakacan ki, yzmeyi denizde pratik yaparak renebilesin. hani bi adama yzmeyi teorik olarak
anlatsan m daha iyi renir, yoksa, denizde pratik yaptrrsan m? ite o hesap, gramer bu iin
teorisi. sonradan gnlk hayatta ingilizceyle karlatnda kafanda o teoriyi pratie dntrmek
kolay olmuyor. nce kafanda trke cmle kurup onu ingilizceye evirmeye kalkyorsun ya da ben
imdi zne'den sonra hangi yardmc fiili koyacaktm filan gibi sorularla kafan megul ediyorsun.
abd'de veya ingiltere'de doan bebekleri dn. ingilizceyi gramer alarak m reniyorlar yoksa,
basit basit cmleler duya duya m? sen de o bebekler gibi renirsen, daha iyi aklnda kalr ve daha
ok elenerek, daha bir hevesle renirsin.
diger bir mevzu, radyo dinleyerek kelime ogrenmek.
ev isi yapiyorken, radyo dinlenerek yapilabilecek baska bir seyle mesgulken, radyo dinlemeyi ihmal
etmeyin.
gecenlerde, radyoda soyle bir cumle duydum: "she was four eleven and slender as a sparrow."
paranin parayi cektigi gibi, kelime kelimeyi, bilgi bilgiyi nasil da cekiyor! burada bahsedilen four
eleven, kadinin boyu. four feet, eleven inches. buradan kadinin kisa boylu oldugunu cikariyorum.
"slender as sparrow" deyiminde sparrow'un serce demek oldugunu bildigim icin, "slender"
kelimesinin, "citi piti, minyon tipli" gibi bir anlami oldugunu dusunuyorum. hooop! havadan bir
kelime geldi, goz yormadan, ustelik ben baska bir seyle mesgulken. isin guzel tarafi, boyle boyle
gelen kelimeleri de hic unutmuyorsun. diger bir guzel tarafi da, ne sekilde kullanilacagini da
ogreniyorsun. "slender as sparrow" "serce gibi narin, citi piti" gibi bir deyim de ogrenmis oluyorsun.
"context"ten yani baglamdan kelime ogrenmek boyle bir sey iste. daha fazla kelime ogrendikce,
daha fazla kelimeyi cikarabilir hale geliyorsun.
"eee, hangi radyoyu dinleyecegiz peki?" diye soracak olursaniz,
http://www.kcrw.com/ radyosunun haberlerini tavsiye ederim. bbc ve abd'deki national public
radio'nun haberlerini veriyor galiba. her bir dinlediginiz yarim saatte filan en az bir kelime
ogreneceginizi ya da bir kelimeye asina hale geleceginizi garanti ederim.
radyodan bugun ogrendigim: chicken and egg thing. (tavuk yumurta hikayesi - tavuk mu
yumurtadan, yumurta mi tavuktan cikar hikayesi yani).

bi de, eger yukarida yazdim ve ikinci kere yaziyorsam, ozur dilerim ama cok onemli bir konu oldugu
icin yazmak zorundayim: konusunu, dilini, surukleyiciligini sevdiginiz kitaplari en az 3 kere okuyun.
cok sey kazanirsiniz!!!
bazi sorular ve verdigim cevaplar:
daha once sorulmus bir soruya cevap:
senin bir senede ogrendigini ben 3 senede ogrenebilirim. bu benim moralimi bozmamali ve beni
hedefime ulasmaktan alikoymamali.
soru:
tr>ing cmle kurmada trk kafasyla dnme huyumu atamadm stmden ve grammer de ok
fazla hatalar yapyorum.
cevap:
turk kafasiyla dusunme huyunu atabilmen icin, cok okuman ve cok video izlemen, oradaki minik
cumle parcaciklarini ve daha sonra kisa cumleleri oldugu gibi kafana yazman lazim. cocukken hic
lego oynadin mi bilmiyorum. yani baslangicta, lego parcalarini bir araya getirir gibi ve kafada
formuller kurarak, "hmmm simdi subject, arkasindan verb, ama verb su tenste olacak, sonra object,
ama bi dakka onu oyle demiyolardi yaaa, su dusundugumun ingilizcesini nasil derim, bi deneyeyim
bakayim" metoduyla degil de, ezberledigin cumleciklerle konusmanda buyuk fayda var. bunu
konusma ingilizceni gelistirmen icin soyluyorum.
en zoru konusmayi ogrenmektir. abd'de yirmi sene yasayip, dogru durust konusamayan insanlarin
konusamamasinin sebebi, bu konuya kafa yormamis, bu konuda emek vermemis ve etraflarindaki
insanlarla, kendi dillerinde konusmus olmalaridir. dolayisiyla, "ben neden konusamiyorum hala?"
gibi bir umutsuzluga ve karamsarliga asla dusme.
teknik tabirlerin ingilizcesine nereden bakacagini biliyorsun: tureng.com. gercekten cok iyi
hazirlamis adamlar, emeklerine saygi duydum valla.
anladigim kadariyla, ingilizce konusmak su an icin 1. onceligin degil. hani bir ise girersin, calistigin
isyerine bir gavur gelir, onunla konusmak zorunda kalirsin, ya da telefonda konusmak zorunda
kalirsin ki telefon cok daha zordur, bunlar icin kendini hazirla tabii. ama onunde kpds, uds'ye
hazirlanma konusu daha oncelikli hedef olarak duruyorsa, bol bol okumani oneririm. yukarida daha
once bahsettigim gibi, turkcesini okumus oldugun kitaplari bulup okuyabilirsin. cocuk kitabi
polyanna mesela. konuyu zaten kabaca hatirliyorsundur. cocuk kitabi oldugu icin dili cok agir
degildir. boyle boyle, bol bol okuyarak, kendini gramere ve kelimelere maruz birakacaksin. cebir
calisiyormus gibi sadece gramer calisarak bir yere varamazsin. cok okuman lazim. bir de en cok
zevk aldigin ve/veya en iyi bildigin konularda okumaya ozen goster.
tabii kpds gibi zor metinlerin soruldugu bir sinava hazirlik icin sadece cocuk hikaye kitaplari okumak
yetmez.
ben senin yerinde olsaydim, en az 2-3 sene hic turkce metin okumaz, hic turkce film ve dizi izlemez,
butun emek, zaman ve parami ingilizce metin okumaya, ingilizce film izlemeye ayirirdim.
okumak/seyretmek oranina sen karar ver. kpds, uds daha oncelikli hedefse, film, dizi filan yerine,
belgeseller seyredebilirsin. simdiye kadar youtube'dan yeterince yararlanmis oldugunu
sanmiyorum. youtube gercek bir hazine. youtube'daki belgeselleri tekrar tekrar seyredebilirsin. bu
donemde ingilizce ogrenmeye calisan insanlara imreniyorum. ne kadar cok imkan var elinizin
altinda!
article okuma konusuna gelince: kpds'de cok cesitli dallardan makaleler soruyorlar. sen de cesitli
dallardan oku, psikoloji oku, genel tip oku, jeoloji oku, siyaset oku, felsefe oku.
onceligin konusma ingilizcesi yerine kpds, uds ise, muzik, film, dizi yerine youtube'dan belgesel
izlemeni tavsiye ederim. ev isi yapiyorken de www.kcrw.com'un haberlerini dinle bilgisayardan.
radyo dinleyebilecegin her ani degerlendir. ne bileyim, ayfonun varsa mesela, muzik dinleyecegine,
www.kcrw.com'un haberlerini dinle. haber dinlemek de cok onemli kelimeler ogrenmeni sagliyor.

sonra, time, newsweek, economist gibi dergilerin reklamlari ve okuyuculardan gelen mektuplariyla
basla ise. okuyucu mektuplari kisa oldugu icin tavsiye ediyorum.
soru:
su dusundugumun ingilizcesini nasil derim, bi deneyeyim bakayim" metoduyla degil de,
ezberledigin cumleciklerle konusma"
ksmn tm fluently speakerlar yapyormu?mesela simultane evirmenler ya da tercmanlar vs.
yalniz tek bireye kafam taklyor; sadece okuyarak ve izleyerek yani kelimelerin anlamna
bakmadan not almadan yaplar analiz etmeden, trke karl bilmeden kk kelime yaplarn
renip kullanmak gerekten ok etkili olacak m?
yani biraz srad bir yntem ve uzun vadece etkili olacak gibime geliyor.bu konuyu da kendi iimde
amam lazm. bunun iin de bu yolla geliim gsterdiimi gerekten grmem gerekiyor.
cevap:
minik bi klavye surcmesi olmus orada, fluently speaker degil, fluent speaker olacak. "ezberledigin
cumleciklerle konusmaya calis"tan kastim su: konusmayi yeni ogrenen bir cocugu dusun. 3-5
cumlecik biliyordur en basta. sen de oyle baslayabilirsin. dogrulugunu, google'dan, youtube'dan
filan teyid ettigin cumleyi, ya da cumlecigi, gogsunu gere gere kullanirsin. hatta bunlara cumlecik
de demeyelim. tamlama diyelim. mesela "fluent speaker" tamlamasi, senin kulaginda, youtube'dan
veya radyodan kalmis olsaydi, bu yanlisi yapmazdin. mesela, "conflict of interest" diye bir tamlama
duyuyorsun. benim soylemeye calistigim sey su: conflict kelimesini ayri, interest kelimesini ayri
ogrenecegine, conflict of interest yani "menfaat catismasi" kavramini oldugu gibi ogren.
ben seni, konusmayi yeni ogrenmeye baslamis 3 yasinda cocuk gibi kabul ediyorum. tesbihte hata
olmaz. simultane tercuman ornegi, bu cocugu, o dildeki en yuksek seviyeli hatiple karsilastirmaya
benzer. simultane tercume, bu isin varabilecegi en zirve noktadir. oyle bir zirvedir ki, uzun vadede
simultane tercumanlarin beyinlerinde hasarlar olustugu bile iddia ediliyor. o bambaska bir dunya.
bizim derdimiz, minik minik adimlarla, kelime kelime ezberleyerek degil de, tamlama-tamlama, kisa
cumle-kisa cumle ezberleyerek konusmaya calismak. boylece, kafadaki turkce cumleyi ingilizceye
nasil cevirecegini dusunmek yerine, tipki adini soyler gibi hic dusunmeden, "may i have an alarm
call at six please?" diyorsun otelin resepsiyonundaki gorevliye. cunku onceden bu cumleyi
ezberlemissin. yanlis yapma ihtimalin sifir. oturup gramer ineklemene gerek yok. 3 yasindaki cocuk
anadilini gramer calisarak mi ogreniyor? hayir. minik minik cumleler duya duya, onlari taklit ede ede
ogreniyor.
soru:
sadece okuyarak ve izleyerek yani kelimelerin anlamna bakmadan not almadan yaplar analiz
etmeden, trke karl bilmeden kk kelime yaplarn renip kullanmak gerekten ok etkili
olacak m?
cevap:
benim tanidigim en iyi ingilizce ogrenmis kisiye, o kadar cok kelimeyi nereden bildigini sormustum.
o da bana ortaokuldan itibaren, sozluge bakmayi biraktigini soylemisti. ben sana sozluge bakmayi
yasakliyor filan degilim. merak ettigin kelimenin anlamina tabii ki ac bak! ama eline bir kitabi, bir de
sozlugu alip bilmedigin her bir kelimenin anlamina bakmana gerek yok. mumkun oldugunca, okuma
fiilinin "temadiyetini" yani akiciligini bozmadan yap bu isi. ingilizcede altmis bin kelime veya daha
fazla kelime vardir. biz 3 bin kelime filan ogrendigimizde bayagi iyi bir seviyeye geliyoruz. 5 bin
ogrendigimizde insanlara "allah allah!" dedirtiyoruz. ama geride daha onbinlerce kelime var.
"hayatinda bir daha karsilasma ihtimalin belki de hic olmayan kelime icin durup sozluge bakarak,
okuma islemini yavaslatma, aksatma!" diyorum.
diyelim complete kelimesini bilmiyorsun ve iki gun icerisinde 3 kere karsina cikti. demek ki cok
nadir bir kelime degil. sen de "context"ten o kelimenin anlamini tahmin edemedin ve cumlede oyle
bir yerde geciyor ki, kilit kelime. onu bilmezsen, cumleyi hic anlayamayacaksin. o zaman ac bak
sozluge!

hem de haber dinleyerek, dunyada neler olup bittigi hakkinda, oldukca iyi bir birikimin oluyor.
bugun ben radyo dinlerken, "quite well known" diye bi laf duydum ve kafama kazidim mesela. bi de
"absolutely furious" diye bi laf duydum, onu da kafama kazidim. boyle boyle ogrenmekten
bahsediyorum.
gramer, insani canindan bezdiren bir sey. zaten almanca, ispanyolca, italyanca, fransizca, rusca gibi
dillerin ingilizce kadar yayginlasamamasinin bir sebebi ingiltere ve abd'nin ezici rekabeti ise, diger
sebebi de bu saydigim dillerin gramerlerinin, ingilizceye kiyasla cok daha zor olmasi.
gozunu sevdigimin ingilizcesinde "gender" diye bir sacmalik yok. bu saydigim dillerin hepsinde var.
turkce'de de yok biliyosun.
onundeki 2-3 senelik zaman zarfinda ingilizceye yapacagin, para, zaman ve en onemlisi de emek
yatirimi, sana yol su elektrik olarak misliyle geri donecek.
para parayi, ingilizce ingilizceyi ceker benzetmemde oldugu gibi, sen ingilizce ogrendikce, ingilizce
ogrenme hizin artacak.
dun bir konusmaya sahit oldum: adamin biri digerine, "i love you man" dedi. buna ne karsilik
verilebilir? "i love you too, man" diyebilirsin. "me too" diyebilirsin. yani bir turk olarak, bunlari
demeyi akil edebilirsin. ama karsisindaki soyle cevap verdi: "feelings are mutual!" eger bunu
radyoda, youtube'da, televizyonda duyarak veya kitapta okuyarak ogrenmediysen, kafani
calistirarak, sentezleyerek filan hayatta akil edip soyleyemezsin. benim anlatmaya calistigim sey
tam da bu iste! gramer calistiginda, bunu ogrenemiyorsun. ama bol okudugunda, bol seyrettiginde,
bol dinlediginde, bu minik cumleler, kafana kaziliyor ve bir daha da cikmiyor.
http://www.kcrw.com/er2.html?type=live&id=kcrwlive
baska bir sozlukcuden soru:
ekide yazdnz dikkatli bir ekilde okudum. emeinize salk. bir sorum daha olacak.
bahsettiiniz gibi bol bol okuyup ya da dinleyip balamlar oluturacaz. sevdiim basit bir hikaye
kitabndan baladm diyelim. anlamaya almak geni bir ey. okuduum bir cmlenin zerinde
durdum, durdum, dndm diyelim ve byle birka cmlenin daha... demek istediim cmlelerin
zerinde balam kurarken ok durmal mym yoksa hzlca okuyup aina m olmalym? ve son
sorum. bu sizin anlattnz uygulamaya koyacam koymadan nce ingilizce ile ilgili basit bir
alma yapaym m? bu benim kafam kartrr m sizin dediinizle eliir mi? kusura bakmayn
gerekten gnlden bu iteyim ve yapacam.
cevap:
dikkatli bir sekilde okudugun icin cok tesekkur ederim.
ukalalik ya da nezaketsizlik gibi algilamazsan, sana bir sey soyleyecegim: "balamlar oluturacaz"
veya "cmlelerin zerinde balam kurarken" gibi ifadeler kullanmandan, "balam" ya da ingilizce
"context" kavramini bilmiyor olabilecegini, bu nedenle, benim o yazida tam olarak ne kastettigimi
anlamamis olabilecegini dusundum ve bu konuya aciklik getirmek istedim.
sayet ben yanlis algiladiysam, pesinen ozur dilerim. ama "tam olarak anlasilma" kaygisi guttugum
ve "baglam" konusu cok onemli oldugu icin, sana pek hos gelmeyebilecek bu aciklamayi zorunlu
gordum, lutfen kusuruma bakma.
baglam=context
peki ne demektir bu baglam?
o kelimeyi icinde bulunduran cumlenin anlatmaya calistigi fikri, iletmeye calistigi mesaji cevreleyen
durum demektir. o olay, her ne ise, o durum, o baglam icerisinde cereyan etmektedir.

***
sozlukte "baglam" basliginda yazanlari okudum acaba iyi bir ornek bulabilir miyim diye ve su
ornege rastladim:
baglam; bir anlamn, zerinde olutuu, zerinde varolduu zemindir. o zemin olmakszn, ifade,
anlam tamaz.
anlattklarn tecrbeleriyle zenginletiren teoman dural'nn bir rneiyle devam edersek:
yol iisi olarak almanya'da alm genliinde. ayn, inaat amelesi olarak afganistan'da, gemi
tayfas olarak dnyann pek ok yerinde, resepsiyonist olarak sultanahmet'te bi otelde alt gibi.
neyse. bu lm yaplan aletlerin ivilerini akyomu hoca. hepsi ayr lkelerden iilerden oluan
bi grup. balarnda da ok disiplinli, teoman hocann tabiriyle 'tipik' bi alman, her eye barp
aryo, hastalk derecesinde mkemmeliyeti. en sonunda, iviyi yanl akt iin hocaya, "sen
byle bi hatay anca kendi lkende yaparsn, buras almanya" eklinde bi cmle kurunca hoca da
dayanamayp, tripodu adama frlatyo. adamn yanndan geiyo alet, bi yerine saplanmyo (hocann
tabiriyle: allahtan saplanmad. hala hapisteydim). ama hoca durur mu, yaptrm laf: "ana avrat
svdm adama. dayanamadm bi de almanca'ya tercme ettim". sakinletiriyolar hocay, kaldklar
pansiyona gtryolar. bika saat sonra paydos eden iilerle birlikte alman mhendis de pansiyona
geliyo yemek iin. hocayla oturuyolar, konuuyolar. "tam uzla noktasna geldik, bi soru sordu
bana: 'her eyi anladm da, siz neden annem hakknda yle bi ey dndnz ki? annem ok
yaldr benim'. adam anasna kfrettiimi* anlamam. ben de, neyi anlamadn anlamadm(burda
snf yarlr). ite arkadalar, burdaki balam, kltrdr".
***
ben de daha basit bir ornekle aciklamaya calisayim:
"yurek var mi?"
sorusunu dusun. bu soruyu, supermarketin kasap reyonundaki gorevliye sordugunu hayal et. (o
hayal, yurek kelimesinin icinde gectigi baglami, yani zemini, zamani ve iliskiler butununu
olusturacak).
bir de ayni soruyu, sokakta ates altinda kalmis iki askerin, kosarak karsi binaya saklanmadan
hemen once birbirlerine sordugunu hayal et.
simdi de, bu iki farkli "baglam"daki "yurek" kelimelerinin, nasil da farkli seyleri kastettigini dusun.
iste baglam ya da context diye kastedilen sey budur. kelime hangi baglamda geciyorsa, anlami, o
baglama gore farklilasabilir. ya da sirf o baglami bildigimiz icin kelimenin anlamini tahmin etmemiz
cok kolaylasabilir.
eger zaten biliyor idiysen, ukalaligimi lutfen mazur gor. ama yukarida da ifade ettigim gibi, baglam
kelimesini kullanis biciminden, bu konuya ilave bir aciklik getirmem gerektigini hissettim.
simdi baska bir ornek vereyim:
penetration kelimesini ele alalim.
bu kelime tipta, gastroenteroloji ile ilgili bir metinde geciyorsa, farkli bir anlam tasir, kadinla erkegin
sevismelerini anlatan bir metinde geciyorsa, bambaska bir anlam tasir. bu ornekte de
gastroenteroloji ya da sevisme ortami, zemini, o kelimenin baglamini olusturur.
dolayisiyla, bizim "baglamlar olusturmamiz" soz konusu degil. o kelime, zaten kendi baglamiyla
birlikte senin karsina cikacak.
hayatinda hic bilardo seyretmemis bir ev kadinina "pike cekmek yasaktir" desen, aklina tabii ki

yatak ortusu gelir ve ne kastettigini de anlamaz. pike kelimesinin baska bir baglamda, baska bir
anlama geldiginden haberdar degildir.
iste bu yuzden, ben de diyorum ki, bol bol ingilizce oku ama, okumaya, en iyi bildigin ya da en cok
ilgi duydugun konudan basla. su hayatta en iyi bildigin konu seks ise seks metinleri okumaya basla,
en iyi bildigin konu amator balikciliksa, oradan basla. boylece, anlatilan seyi kafanda canlandirman,
kastedilen seyi yanlis anlama ihtimalin azalir.
cmlelerin zerinde balam kurarken ok durmal mym yoksa hzlca okuyup aina m olmalym?
sanirim bu soruna cevap vermis oldum. cumlelerin uzerinde senin baglam kurman soz konusu degil.
zaten baglam kurmak diye bir kavram yok. cumlenin, icinde bulundugu baglamdan, o bilmedigin
kelimenin anlamini asagi yukari tahmin etmeye calisacaksin. kelimeyi bilmiyorsan ve herhangi bir
sekilde tahmin edemiyorsan, uzerinde cok durma ve gec git. sadece cok guzel bir tabirle, asinalik
kazanmis ol. hani herifin birini bir mekanda gorursun. aradan iki gun gecer, bu defa, bambaska bir
mekanda gorursun de yuzunu hatirlarsin ya, aynen onun gibi, o kelimeyi de, ileride gorup, "hmm
ben bunu su baglamda gorduydum" seklinde hatirlayabilecek sekilde asina ol gec.
bu sizin anlattnz uygulamaya koyacam koymadan nce ingilizce ile ilgili basit bir alma
yapaym m? bu benim kafam kartrr m sizin dediinizle eliir mi?
bu sorunun cevabi, senin ingilizce seviyene bagli. ingilizcen su anda sifir seviyesindeyse, dogrudan
ingilizce metinler okumaya baslamak tabii ki cok anlamli olmaz.
ama "pre-intermediate" yani ortanin alti bir seviyedeyse, o seviyeye yonelik minik hikayelerle
baslayabilirsin.
gerekten gnlden bu iteyim ve yapacam
iste bunu bu sekilde ifade ediyor olman harika! ben de aynen bu hisle yola cikmistim. dogru yolda
oldugunu ve seni can-i gonulden destekledigimi bilmeni isterim.
umarim kabalik edecek bir sey soylememisimdir. surc-i lisan ettiysem affola.
ayni sozlukcuden bir baska soru : bir gn ansiklopedi kartrrken nl bir ahsn biyografisine denk
geldim. adam evinde dil renmi ingilizce, franszca, almanca. bu beni ateledi ve gerekten de
olacana inanyorum, inandm. almalarma balamadm daha.
balam konusunda soru iareti kalmad bu konuyu trk dilinden bilirim az ok. bahsettiimiz
ingilizceye uyarlanmas. dier konu ise benim ingilizcede sfr olmam. bu konuda da yardmc
oldunuz orta kvam bulacam. fakat u konu biraz beni yordu. sevdiiniz konulardan kitap okuyun?
ilgi alanlarm edebiyat, tarih, fotograflk, moda vb...
cevap: ingilizcede sifir duzeyindeysen, sana e-mail ile yollamis oldugum excel dosyalarindan, adi
"zaman" olani ac ve oradan simple present tense ile present continuous tense'i calis.
sonra,
www.really-learn-english.com
ve benzeri sitelere takil. ben bu siteyi, google'a beginner level stories in english yazarak, simdi
buldum mesela.
baslangicta bir kac ay boyle calis. bunlar sana cok basit gelmeye basladiginda, pre-intermediate
level stories in english yaz google'a ve bulduklarini calis.
gene youtube'a, beginner level english, pre-intermediate level english filan yazarak buldugun butun
malzemeleri tekrar tekrar seyret.

seviyeler, beginner (elementary), pre-intermediate, intermediate, post-intermediate, advanced,


proficient diye siralaniyor.
istisnalar haric olmak uzere, proficient seviyesine ulasabilmen icin, yurtdisinda yasaman lazim. o
seviyeye ulasmak sart da degil su asamada. ama advanced seviyesine ulasmak cok iyi olur. cok cok
iyi olur hatta...
dolayisiyla, ilgi alanlarindan okuma isine, intermediate seviyeye geldiginde baslarsin.
anladigim kadariyla, bu is icin ayiracak bir butcen yok. bu yuzden, hep internetten bulduklarindan
faydalanacaksin. interneti akillica kullanirsan, tek kurus para harcamadan halledersin bu isi.
firsat buldukca, turkce edebi metinler okumaya da devam et.
gunumuzde, ingilizcenin mevcut hakimiyeti varken, ingilizce disinda bir dil ogrenmenin gereksiz
oldugunu dusunuyorum. cunku kaynaklari tek bir noktaya "teksif" etmek lazim. kaynaklar neler?
zaman, para, emek, goz nuru, calisma sevki, heves...
***
baska bir sozlukcuden bir soru: ben bu konuma iini nasl halledebilirim?
benim cevabim: istanbul'da olman buyuk sans! oncelikle bu konuda anlasalim: bu is emek
vermeden, kendi kendine olmaz. mutlaka emek vereceksin, hem de cok ciddi emek vereceksin.
ayrica cok ciddi zaman ayiracaksin. bunu cok isteyeceksin, bunu yapmaya cok kararli olacaksin.
babani ikna edip ingiltere'ye gitsen bile, kalacagin sureyi bilmiyorum, diyelim 6 ay kalsan, donup
geldiginde, "ben artik oldum" diyerek emek vermeyi birakirsan, tekrar eski haline donersin.
eger konusma isinde cok kararliysan,
1. turkce yazi (dergi, gazete, kitap, internet, sozluk) okumayi birakacaksin. turkce metin okuyor
olmak, ingilizce konusmanin onundeki en buyuk engellerden biridir. "ingilizce dusunur, ingilizce ruya
gorur hale gelmen lazim" denir ya, iste bunun olmasi icin, bir kere en basta, turkce metin okumayi
birakacaksin.
2. internetten veya piyasadan, ingilizce film senaryolari, piyesler bulup onlari okuyacaksin. tabii
filmden kastim, yarim saat kimsenin konusmadigi sanat filmleri degil. icinde bol bol konusma gecen
filmler, oyunlar. iste bunlarin metinlerini, senaryolarini bulup okuyacaksin. neyi nasil diyorlar diye
dikkat edeceksin. cunku "ingilizcede okudugunu anlama" ile "ingilizce konusma", birbirinden cok
farkli becerilerdir. okudugun metnin hangi konuda ve hangi duzeyde olduguna bagli olarak, bilmen
gereken kelimelerle, konusabilmen icin bilmen gereken kelimeler, kaliplar ve kullanim yani "usage"
oldukca farklidir. bunlari da en bol bulabilecegin yer, "konusma iceren metinler" yani film
senaryolarinin, tiyatro oyunlarinin metinleridir. google'da aramaya inan.
3. ozellikle amerikan aksanina merakin varsa veya ozellikle ingiliz aksanina merakin varsa, buna
yonelik olarak, telaffuzunu duzeltmek icin, youtube mukemmel, sonsuz ve bedava bir kaynak. butun
omrunu harcasan, youtube'daki videolari bitiremezsin. para da harcamamis olursun. (elektrik
parasini ve internet parasini zaten harcayacagini varsayiyorum). youtube'da video seyretmenin
diger bir avantaji da, filmi kolayca durdurman, basa alman ve defalarca seyredebilmendir. eminim,
yuzlerce, binlerce, ingilizce alt yazili film ya da video vardir. "with english subtitles" diye arat
youtube'da, aralarindan begendiklerini defalarca seyret. komedi olursa, daha iyi olur. ama sart
degil. senin begendigin ve ilgiyle seyrettigin bir sey olsun. belgeselden ziyade, kisilerin birbirleriyle
surekli dialog halinde olduklari, hareketli filmler, diziler, sahislarin cekmis oldugu videolar olsun.
bunlari seyrediyorken, her bir cumleden veya cumlecikten sonra videoyu durdur ve orada soyleneni,
o telaffuzu maksimum derecede taklit etmeye calis! genellikle biz turklerde, amerikali gibi "agzini
ege ege, yavsata yavsata" ingilizce konusmaya karsi bir isteksizlik var. bundan utaniyor muyuzdur

nedir? eger sende de boyle bir cekingenlik, utangaclik varsa, bunu uzerinden atman gerekir. cunku
tecrubelerime gore, agzini oyle ege ege, yavsata yavsata, yani amerikalilari taklit etmeye
calismadan ingilizce konusmaya kalkarsan, karsindaki, ne dedigini anlamiyor. ya da "heavy accent"
"tick accent" sahibi damgasini yiyorsun. (bu arada zorunlu aciklama, 'amerikan aksani', 'ingiliz
aksani' derken, oradaki aksan kelimesinin ikinci 'a'sini uzatmayacaksin. yani "aksaaani"
demeyeceksin. ilk 'a' hangi uzunluktaysa, ikinci 'a' da o uzunlukta olacak. cok sik gordugum bir hata
oldugu icin yaziyorum).
ingilizce konusmak da, yazmak da, okudugunu anlamak da, konusulani anlamak da, bu becerilerin
dordunde de, yeterli miktarda antrenman sart! buradaki en belirsiz ifade, "yeterli" kelimesi. yeterli
nedir? bir kere gercekci olalim, bu isin sonu yok! turkiye'de, turk anne babanin cocugu olarak
dogmus, turkiye'de buyumus ve okula gitmis bir kisinin, ingilizce konusmasindan bahsediyoruz. ne
kadar caba sarfedersen et, bir miktar "turk aksani"n olacak. muzik kulagin varsa, eline aldigin bir
enstrumani notasiz olarak calabiliyorsan, duydugun bir sarkiyi, detone olmadan soyleyebiliyorsan,
turkcedeki siveleri taklit yetenegin varsa, ingilizcedeki aksanini azaltmak icin ve ingilizceyi daha
kolay konusmak icin avantajlisin demektir. cunku bu is, aynen bir bebegin, ana dilini ogrenmesi
surecine benziyor. once iki sene dinliyorsun. (hani bebek de iki sene sureyle sadece dinler ya! iste
onun gibi). tabii burada bir fark var. sen bu iki sene zarfinda hem dinliyorsun, hem de daha ilk
duydugun kelimeleri, cumlecikleri hemen tekrar etmeye, taklit etmeye calisabiliyorsun. ama "maruz
kalman gereken" ingilizce konusmalari dinleme suresi gecirmen, yani beyninde bos durumda olan
ses kayit alanlarina bol bol ingilizce konusma kaydetmen sart!
hani anne-baba, bebekleriyle konusurlar ya, onun gibi. bebeklerine konusma ogretmek icin, surekli
onunla konusurlar, bab-ba!, annn-ne!, mamm-ma! dedirtmeye calisirlar. burada amac, bebegin
beynindeki ses kayit bolumune, o sesleri kayit etmesi icin, onu bu kelimelere, bu "fonem"lere maruz
birakmaktir. senin de kendini, youtube'daki ingilizce alt yazili ingilizce videolarla, veya ingilizce alt
yazili ingilizce filmlerle, dizilerle, "surekli olarak" ingilizce konusma dinlemeye maruz birakman,
beynindeki ses kayit alanlarini, ingilizce konusmalarla doldurman gerekir. bu dedigimi o kadar cok
yapacaksin ki, mesela bir gun yolda yururken, farkinda olmadan, kendini ingilizce bir cumleyi
icinden tekrar ediyorken bulacaksin veya ingilizce ruya goreceksin. (bu arada ek bilgi: ogrenme,
uykuda olur. ogrenme sureci uyurken gerceklesir. yani beynindeki bilgisayarin ram'ine gecici olarak
kaydedilmis bilginin, hard disk'e kalici olarak kaydedilmesi sureci uykuda gerceklesir.)
4. gelelim radyo meselesine. youtube'dan veya dvd'den ingilizce alt yazili ingilizce film, dizi veya
kisisel olarak kaydedilip youtube'a yuklenmis video seyredebilmen icin, butun vaktini ve dikkatini
ona ayirman gerekir. ama gunluk hayatta, baska seyler yapiyor olman da gerekmektedir. ama bu
"baska seyler"i yapiyorken, radyo dinlemene bir engel yoktur. iste bu firsatlari da, ingilizce radyo
dinleyerek degerlendireceksin. radyo dinlemek, "kulak dolgunlugu" denen hadiseyi gerceklestirmek
icin, mukemmel firsattir. voice of america'nin "special english" yani ingilizce ogrenenler icin yavas
yavas ve tane tane konusularak kaydedilmis "podcast"leri mutlaka vardir. mesela onlari "akilli
telefon"un varsa onda dinleyebilirsin veya ne biliyim, evde baska bir sey yapman gerekiyorken,
internetten bbc'nin haberlerini dinleyebilirsin. bu gibi bosluklari da, gene kulagini, beynini,
ingilizceye "maruz birakarak" degerlendireceksin.
***
baska bir yazisma:
film izleyerek kulak acemiliimi azck attm.
cevap: "azcik"la olmaz. azcik seyretmekle hic olmaz. bunu kendine is edineceksin. aktif olarak
hergun 1-2 saat film izleyeceksin ve bu yillarca surecek. oyle 3 ayla da olmaz.
ilk defa ingilizce alt yazl izlediim filmi hatrlyorum da tam bir ikenceydi hibir ey anlamamtm.
imdi birazck daha iyiym.
cevap: her sey basta cok zor gelir. sonra giderek alisirsin. aradan bir iki sene gectiginde, o iskence
aklina geldiginde, sasar kalirsin. "ne kolaymis, neden anlayamamisim?" dersin kendi kendine...

aksan konusunda ben amerikan aksanna daha ok yatknm, ve filmlerde de amerikan aksann
daha iyi anladm farkettim. ki onlarn telafuzunu da daha ok seviyorum.
cevap: katiliyorum. amerikan aksanini ama "mid-west" ve california aksanini daha anlasilir
buluyorum. ingiliz aksaninda zorlaniyorum. ama abd'deki guney aksanini anlamam cok zor.
geen gn bir film izledim; the five years engagement baroldeki kz ve kardei inanlmaz aksan
kullanyor. tam da senin sylediini iimden geirmitim, bu kzlarn konumalarn taklit edersem
aksan kapabilirim diye. bu dediini de uygulayacam.
cevap: filme simdi baktim youtube'dan. kiz ingiliz sanirim. amerikan aksani degil bu.
fakat dn bir film izliyorum he's just not that into you. bir defa bu tr olarak erkekler ne dnz
kzlar ne anlar diye evrilimi ama ben bu cmleyi aynen eviremiyorum anlamadm mesela.
cevap: he's just not that into you, "o herif sana o kadar da hasta degil" demek. iste bu cok guzel bir
ornek! bu ve benzeri cumleleri, kitap okuyarak pek ogrenemezsin ama film seyrede seyrede,
"context"ten anlamlarini en azindan hissedebilirsin.
neyse bu filmde ok yeni kelimelerle ve daha uzun cmlelerle karlatm. kelimelerin ounu
anlamyorum anlayamadm iin de cmleden de yorumlayamyorum. nk bir cmlede ok
bilmediim kelime var. bu durumda ne yapmalym? szle bakmal mym yoksa ayn kelime
birka kere tekrar ederse mi bakmalym yoksa hi mi bakmamalym?
cevap: gercekci olalim. bu ingilizce seviyesiyle, filmi anlamaya calisma. amacin sadece, o filmden,
cumleler, cumlecikler, kelimeler duymak ve ogrenmek olsun. ogrendigin kisa cumlecikleri, tekrar
tekrar seyret.
bunun yannda uzun cmle kurmalara ok zeniyorum. ben daha basic kelimelerle cmle
kuruyorum. ama bakyorum filmlere ne gzel uzun uzun cmleler. mesela cmle birletirmelerde ki
who which balantsnn mantn bir trl kurslardan beri kavrayamyorum.
cevap: gercekci olalim lutfen. uzun cumle kurmalara ozenmek, 3 tekerlekli bisiklete biniyoken,
ferrari surenlere ozenmek gibi bir sey. ama sunu unutma ki, hic kimse anasinin karninda ogrenmedi
ve o ferrari suren herif de, bir zamanlar 3 tekerlekli bisiklete biniyordu. the boss who is a cruel guy,
"patron ki zalim bir adamdir," demek. yani bir kisi, olay hakkinda parantez icinde bir bilgi verdikten
sonra parantezi kapamaya benziyor. biking which is a nice activity, "bisiklete binmek ki hos bir
aktivitedir," demek mesela. mantigi bu. sen kendini, 4 yasinda bir amerikali cocuk gibi farzet. 4
yasindaki cocuk nasil uzun cumleler kuramazsa, senin de kurman beklenmez. ama yillarca ve
yilmadan calisirsan, profesyonel konusmaci bile olabilirsin. bu is, azim, irade, kararlilik, sebat ve bu
isi cok istiyor olmakla ilgili.
bir de perfect tense en nefret ettiim tense ama filmler sayesinde birazck zlmeye balad gibi.
perfect tense'i anlamak icin soyle bir ornek vereyim. odevini yaptin bitirdin ve odevimi bitirdim
demek istiyosun. i have finished my homework, diyosun. bu aslinda, tam olarak odevimi su an
itibariyle bitirmis bulunuyorum demek. bunun gibi gormus bulunuyorum, yapmis bulunuyorum,
gitmis bulunuyorum diye ifade edebilecegin durumlar icin perfect tense kullanmakta cekinme. yani
o dedigin hadisenin yeni olup bitmis olmasi gerek. ama iki ay onceki bir hadiseden bahsediyorsan o
zaman simple past kullanirsin. biz turkler, bu konuya cok kafa takiyoruz. ama dil, anlasmak icin
kullanilan bir arac ise, ben perfect tense kullanmam gereken yerde, yanlislikla simple past
kullandigim icin, hic bir amerikalinin beni anlamadigina rastlamadim. bu konuyu bu kadar da
abartmamak lazim. kafandan sil at bu takintiyi. zamanla daha iyi hissedersin nerede kullanilacagini.
film seyrede seyrede, film ya da tiyatro replikleri okuya okuya yerlesir. sen yeterki google'dan o
replikleri bul ve incele.
peki writing iin neler yapmalym? gnlk gibi bir ey mi tutmalym. ya da izlediim filmleri

kendimce kada m dkmeliyim. yani eminim bir ok yanlm olacak ama bunu kontrol ettirecek
kimsem yok sonuta bunun iin ne yapabilirim. ya da writing iin acele etmeyeyim mi?
cevap: aslina bakarsan, writing konusmaktan daha kolay. bir kere, konusma eylemi, insan beyninin
gerceklestirebildigi en karmasik, en zor hadise. soz o an agzindan cikiyor (ya da baslarda cikamiyor,
gak guk edip duruyosun). halbuki yazi yazmak oyle mi? bi kere karsinda kimse yok. gergin degilsin,
yazdigin seyi tekrar donup kontrol etme, yanlislarini duzeltme imkanin var. yazi yazmaya da, sosyal
medya ile baslayabilirsin. haaa, bak cok onemli bir noktayi hatirlattin simdi bana: mesela
yahoo.com'a gir. yahoo.com.tr degil ama. ingilizce olsun girdigin site. oradaki haberlere bak. onlarin
altindaki okuyucu yorumlarina bak. neyi nasil yazdiklarini incele. son derece, kaba saba, kuralsiz,
kufurlu, argo, gunluk konusmali yorumlar goreceksin. ama bunlarin arasinda da, dogru durust
ingilizceyle yaziilmis olanlar da olabilir. daha ileride, gazetelerin ve dergilerin okuyucu yorumlarina
da bakarsin ama su an, biraz erken gibi. sonra internetten ilginc bloglar ara. sohbet tadinda yazilmis
yazilari nasil yazmis olduklarini incele. oradan kisa cumlecikler, kullanimlar kapmaya calis.
baktnda aslnda facebook'tan bir dolu yabanc insana mesaj atabilirim o kadar insan karma
kodu imdi yabanc insan bulamyorum ters i ite :)
cevap: zamanla cikar. facebook'ta gezinmeye devam et.
ok soru sordum ban artmyorumdur inallah...
cevap: dediklerimi yaparsan ve ingilizcen gelisirse, bana dua edersin. o zaman odesiriz. haa, bi de
gene unuttugum bir sey geldi simdi aklima: madem istanbul'daymissin, sultanahmet'teki turistlerle
ahbaplik etmeye calis. dogrudan git yanlarina de ki, "i have been trying to learn english, i need
some practice, can we chat for a couple of minutes?". genellikle terslemezler. tersleyen ve cevap
vermeyen olursa da, yilma, baska bir turiste ayni seyi soyle. bunun cok faydasini gorursun.
yanlislarini, eksiklerini gorursun. onemli degil, baslarda kafasini gozunu yara yara konus. tense'i
mense'i siktiret. benim bi arkadasim vardi. hic bi tense bilmiyodu. i go in the past, i go in the future
diyerek isi idare ediyodu. onemli olan anlasman, o kadar da ustunde durma simdilik. onemli olan,
onlardan ne duyacagin. onlardan duyacagin seyleri kafana yazman. bak simdi oradan baska bir sey
geldi aklima, bana e-mail adresini yaz, sana bi kitap yollayayim. business agirlikli ingilizce konusma
kitabi ama gene de cok isine yarar. oradaki cumleleri oldugu gibi ezberle. yani konusma soyle bir
sey: kafanda turkce bir cumle dusunup onu ingilizceye cevirmeye ugrasmayacaksin. onceden
ezberlemis oldugun kaliplari, lego oynar gibi yanyana getirerek cumleler kuracaksin. ya da onceden
ezberlemis oldugun bir cumleyi pat diye dusunmeden soyleyeceksin. ornek: "that's exactly what i'm
gonna do." "ben de aynen oyle yapcam" gibi bi anlami var. bu cumle ezberinde ise, yeri geldiginde,
cikarip "tak" diye soyleyeceksin hic dusunmeden. aslihan pasajinda bulabilir misin bilmiyorum.
uzerinde kocaman 900 yazan ingilizce konusma kitaplari vardi. ama bunlar cok eskidir. onlardan
bulur ve o cumlelerden ezberlersen onlar da isine yarar. ama internetten bulacagin film ve tiyatro
oyunu replikleri de cok isine yarar. kelime kelime ezberlemeyeceksin yani. cumle cumle
ezberleyeceksin.
***
baska bir yazisma:
ingilizce seviyem sebebiyle kabul edilmediim pozisyonlar oldu. biraz kendimi kt hissettiriyor. bir
de evremdeki arkadalarmn ou ya zel ni okumu, ya anadolu lisesi mezunu ya yurtdna
gidip gelmiler biraz konuamadm iin kendimi kt hissediyorum ama halledicem buna
inanyorum. zellikle sayende nasl yol almam gerektiimi grdm.
cevap: hic kotu hissetme! ben ne kolej mezunlari, ne anadolu lisesi mezunlari gordum. dogru durust
bi bok bildikleri de yoktu. onemli olan, senin bu isi basarmayi ne kadar istiyor oldugun...
sultanahmet ok mantkl, aslnda istanbul iinde bulunmaz nimet ama ben konumaya utanyorum
ite bir o balangc kramyorum.

cevap: hic utanacak bi sey yok! bak tekrar ediyorum. i go in the future, i go in the past diyerek
anlasan arkadasim vardi. yeter ki yabancilarin neyi nasil dedigini, o anda kafana yaz.
ayrldm irkette bazen ok arada yurtdndan telefon geliyordu ve hatt aktarmam gerekiyordu,
ilk balarda ok diip hemen bakasna atyordum. nk bir anda aklma just a min bile demek
gelmiodu. sonra kendi kendime dndm cmleyi belirledim. sonra bir gn hatta kalmasn ve ilgili
kiiye aktaracm syledim. gzel aktardm. sonra yine biri arad ben yine ayn kalb syledim bu
sefer karmdaki baka biey sordu ve anladm ve ona da cevap verebildim baktm zorlasam olacak.
hereyin sonu pratik ite ve dediin gibi cmlecikler.
cevap: sana gondermis oldugum kitap o sirada elinde olsaydi, mukemmel olurdu! ama olsun!
bundan sonrasi icin ezberle o kitaptaki cumleleri. "burada neden what diyolar? buradaki which ne
ise yariyo?" gibi gereksiz sorular da sorma! ezberle sadece. yani cumlelerin gramer yapisini incik
cincik inceleme. cumle olarak ezberle. bebekler nasil ana dili ogreniyo? gramer dersi gorerek mi?
bundan yine yllar nce yani 2008 pratik olsun diye yabanc bir foruma uye oldum o zamanlar kursa
gidiyordum ordan bir kii saolsun anlad beni ve hep konutuk. o zamnlar daha seri at pat cmle
kurabiliyordum. o arkada face fln da ekledim sonrasnda. sonra ingilizcem gerilemeye balad ve
ben resmen konuamaz oldum ve o biey yazdnda panik olmaya baladm.
cevap: panik olacak bi sey yok! beyin ameliyati yapmiyosun! sadece ingilizce anlasmaya
calisiyosun ve dunyada senin gibi milyarlarca insan var.
derken geenlerde yazdm ona nerdeyse 1 saatten fazla konumuuz ve ben arada translateten
yardm aldm kendim cmle kurdum aa baktm iletiim kurabiliyorum. biraz cesaret lazm sadece.
cevap: tabii ki iletisim kurabileceksin! hic kimse anasinin karninda ogrenmedi.
yukarda yazdn cmle var ya "that's exactly what i'm gonna do" "ben de aynen oyle yapcam"
mesela burada what' hangi anlamda kullanm bala m?
cevap: iste bu tur sorulara kafayi takarsan, ingilizce konusamazsin. siktiret simdi baglacini
maglacini. oylece ezberle! soyle de diyebilirsin mesela: what i'm gonna do is... yani yapacagim sey
sudur:... tabii burada i'm gonna do kalibinin aslinda i am going to do'nun gunluk konusma haline
cevrilmis hali oldugunu belirtmem gerek.
mesela sana baska bi cumle: i was gonna ask something. (bir sey soracaktim) demek. bunlari boyle
boyle ezberleyecen.
soru: cmlenin ortasnda kullanlan "who,which" in kullanm amac ve cmledeki vurgusu nedir?
neden bahsederken kullanmak gerekir? who'nun kiiler which'in canszlarda kullanldn biliyorum
ama katt anlam zemiyorum bir trl.
cevap: o sordugun who ve which'i kafanda tam olarak turkceye tercume etmeye ugrasma. soyle
ornekler vereyim:
i am invited to the party which is nice. partiye davet edildim ki bu hos bir sey. oradaki which, turkce
tercumesinde, "ki"ye denk geliyor.
the cashier who is responsible for the theft has been arrested. kasiyer ki hirsizliktan sorumlu,
tutuklanmis bulunuyor. tabii biz turkcede boyle demiyoruz. hirsizliktan sorumlu olan kasiyer
tutuklanmis bulunuyor diyoruz.
bilmem anlatabildim mi? yani cumle ortasinda gorecegin who, what, which, how, where, kendinden
once gelen ozneyi biraz daha fazla tanimlamak, onun hakkinda ilave bir bilgi vermek icin kullanilir.
mesela, yanlis anlamazsan, piclik olsun diye degil de, aklinda kalmasi bakimindan bi olay anlatayim
sana:

radyo dinliyoduk bi amerikali arkadasimla. ama bu arada bu arkadas, turkce de biliyor. ingilizce
sarkinin sozlerini ben anlamiyorum tabii ki. birden bu arkadas, "nic nic nic, terbiyesiz!" dedi radyoya
dogru. ben tabii cok meraklandim. turkce terbiyesiz diyor, dusunsene! nooldu filan dedim,
sorusturdum. megerse sarkida, soyle bir cumle geciyormus. "they were wet where it counts." bunu
simdi sana tercume etmeyeyim de sen de bana terbiyesiz deme. ama where'in, bahsettigin gibi
kullanilisina akilda kalacak bir ornek olarak anlattim bunu. yanlis anlama.
eger cok zorlanirsan, sana soyle bir ipucu vereyim:
....who.... (ki o) demek ama insanlar icin
....what... (ki o) demek ama cansizlar veya "seyler" icin
....where... (ki orada)
....which.... (ki o) ama "seyler" icin
....how.... (ki nasil)
demek... zamanla gore gore alisirsin bu kullanima. alisman icin de cok okuman lazim tabii...
***
bir sozlukcuden soyle bir katki geldi. ben de musaadesini istedim ve burada paylasiyorum:
ingilizce balndan geliyorum ben de, sabr kp gibi adamsn, allah raz olsun demek istedim. ok
iyi okudum yazdklarnz. teekkrler. ben de toefl'a hazrlanma planlar yapyorum. u halimle
girsem 40-50 falan alrm heralde. ok da bilmiyorum standartn ama daha ok sistem snav,
almak, hakim olmak gerekli diyorlar. 80 alsam yeter. elimde bulunsun. dediim gibi toefl'a
hazrlanmyorum sadece plan yapyorum nk ok enge ve tembel bir adamm. ingilizcem fena
olmamasna ramen, okuduum bir metni konusu ne olursa olsun, genel hatlaryla anlayabilmeme
ramen, ne bileyim makale falan okuyacakken direk kapatyorum. "amaan banane" derim trkesini
aramaya koyulurum. eer konu beni gerekten ilgilendirmiyorsa tabii ki. nk o bahsettiiniz
bilinmeyen kelimeleri grmek srekli adamn cann skyor. bende tureng'e bakacak kadar bile
enerji yok. tepeden iniversin, bi anda mkemmel bir ekilde kavrayaym, ne kelime eksiim ne bir
ey olsun istiyorum. yabanc film meselesi de yle. altyazl izlesem %70'ini anlarm filmin. ama ite
o aforizmatik szleri kavramak istiyorum. kaarsa filmin ne anlam kalr? hem trke altyaz diye de
bir ey var... -diyordum yaznz okuyuncaya dein.
ama bundan sonra sklsam da ylmayp sonuna kadar okuyacam ve izleyeceim ingilizce olarak o
bakmdan benim iin ok gaz verici bir alma oldu yazdklarnz. teekkr etmek istedim. u sralar
ilk iim de gidip en sevdiim kitaplarn ingilizcelerini almak olacak. zaten benim en byk sorunum
grammar. speakingim de fena deil, ama tam sokak az konuuyorum. byle ciddi bir metin
yazacakken de araya you know, look maan gibilerinden eyler sokup akcl salayamyorsun, o
biraz sknt ite.
bu arada bir tespit de benden gelsin, yabanc mzik dinlemek kesinlikle ie yaryor. lise hazrlkta
ingilizcem 2'ydi. snf zor gemitim. o dnemlerden beri yabanci mzik ile gnl bam vardr,
kz gibi dinledim o sralar. ve hala dinlerim. o arklar ezberlerken vakit de geiyordu ve ben 2-3
sene getiinde giderek ingilizcemin gelitiini fark ettim lise 3 e geldiimde her eyin birok eyin
kn ban deitirip baya salam cmlelerle writing'ler yazmaya balamtm. bunlar iimden
geldii iin sylemek istedim.
***
bi baska soru:
ingilizce tenseleri arasnda bulunan geni zamanda direkt zne++v1 kullanyoruz, gayet basit bir
kural. am/is/are yok. peki mesela "where are you from" sorusuna niin "i am from turkey" gibi bir
cevap veririz? niin burada am/is/are geliyor? trkiye'li olduunu belirten kii bunu geni zaman
kurallarna uygun yapmas gerekmez miydi? yere den bir kiiye, iyi olup olmadn
sorduumuzda niin "i am good" cevabn alrz, imdiki zaman olmas gerekmez miydi?

benim cevabim:
bu cevabimi anlarsan, bu sorunu tamamen zm olacaksin.
bu amina kodugumun ingilizce ogretme daha dogrusu ingilizce "ogretmeme" sisteminde, bize
ogretilmeyen bi sey var:
o da, turkcede -imek diye bir fiilin var oldugu. evet, yatmak, yemek, gitmek, gelmek gibi bir fiil bu
da. yatmak fiilini -di'li gecmis zamanda nasil cekiyorsun? yattim (aslinda yatdim da, biz
kibarlastiriyoruz). peki -imek fiilini -di'li gecmis zamanda nasil cekiyorsun? "idim" diye. ogrenci idim
diye. ogrenci idim demek zor geldiginden, ogrenciydim diye ulamisiz.
agizlarini sevdigim kyller, bunu soylerken, "kk idim" demezler mesela, "guccdm" deller.
neyse, mevzumuz bu deel incik.
orijinali "idim" olan bu cekilmis fiil, "kktm" seklinde cekildiginde, biz babayi yeriz ve zaten
bilmedigimiz o -imek fiili iyice gizlenmis olur.
-mi'li gecmis zamanda da, imi deriz mesela. ogrenci imi. sonra da onu grenciymi haline
getiririz konusurken. aslinda ogrenci imi desek de cok siritmaz.
ammaaaaa waa laqyn,
genis zamana gelince: "ogrenci iyim" demeyiz. dogrudan ogrenciyim deriz. ama ogrenciyim
kelimesi aslinda bir cumledir. cinde oznesi vardir. sondaki "m" harfi bu cumlenin oznesidir. cinde de
-imek fiilinin genis zamanda cekilmis hali vardir.
turkcede -imek diye bir fiilin var olduguna sizi ikna edebildim mi? pekala!
ahanda bu -imek fiilinin ngilizcesi "to be" fiili.
bu fiil, genis zamanda "am, is, are", gecmis zamanda "was, were", "iycene gecmis" veya "daha yeni
gecmis, dumani ustunde" zamanda "been", gelecek zamanda ise "be" olarak cekiliyor. simdiki
zamanda da "being" olarak cekiliyor.
genis zaman, simple present: to be oluyo sana, am, is, are
gecmis zaman, simple past: to be oluyo sana, was, were
iycene gecmis zaman, past perfect: to be oluyo sana, been
daha yeni gecmis, dumani ustunde zaman, present perfect: to be oluyo sana, been
gelecek zaman, future: to be'ye bi bok olmuyo, aynen be olarak kaliyo.
simdiki zaman, present continuous: to be oluyo sana being.
ogrenciyim, genis zaman, oluyo sana, am a student.
ogrenciydim, gecmis zaman, oluyo sana, was a student.
bir suredir ogrenciyim, kahretsin, hala daha ogrenciyim, oluyo sana, have been a student.
ogrenciymitim. (turkcede bu "tense"i kullananlarla dalga geceriz ama, bu bir ihtiyac ve bu yuzden
kullaniliyor), yani tiyee vakt-i zamaninda ogrenciydim, past perfect, mi'li gecmi zaman, oluyo
sana, had been a student
yaaaniiii, am from turkey diyen kisi, o cumleyi genis zamana gore soyluyor. to be fiilini simple
present'ta cekmis oluyor.
yere dusen kisinin am good demesi, -imek fiilinin simdiki zamanda cekilmesinin zorluguna
benziyor. am good, evet genis zaman, ama simdiyi kastediyor. tipki, iyi im yani iyiyim'deki gibi.
cunku bizde de iyiyorum gibi bir cekimi yok -imek fiilinin.
***

soru:
aadaki kurmaya altm cmlede "olsada" da'snn ayr m bitiik mi yazldna emin
olamadm. bana kalmsa bitiik olmas gerekir, nk da'y ayrnca anlamda garipleme oluyor.
ama bitiik yaznca da uanda da yazdm gibi alt krmz izili olarak yazm yanl hatas veriyor.
size sorup emin olmak istedim;
"ok iyi olsada, ok gzel olsada tam bir karaktersiz!"
cevap:
ingilizcedeki
even though
even if
too
as well
also
gibi durum anlamlarini veren de'ler da'lar ayri yazilir.
ornek verelim: iki de pantalon dikerim, o kariyi ben de sikerim, bize de mi lololo? bitse de gitsek!
emmeye de gelirim, gommeye de. anan da oyle diyodu. onu ebem de yapar.
ingilizcedeki
at, in, on, within, there anlamindaki gibi konum bildiren de'ler da'lar bitisik yazilir.
bir ben var bende, benden iceri.
bunyedeki tahribat
onde mi arkada mi?
sizin sorunuzdaki "da", even though, anlamini verdigi icin, ayri yazilmalidir.
efenim efenim???
***
bi sozlukcuden habeller:
u an brightondan'dan bildiriyorum :) st giles'a renci olarak geldim.
burada pre intermediate'dan baladm ama derste ilenen tm konulara hakimim aslnda.
problemim kullanamamak. bakalm 2 hafta daha bu snfta kalp sora hocayla konuucaz ya da
bugun quiz var belki intermediate karsam deitircem. bilmiyorum. bu hafta 2. haftam bitiyor. ve
ben bu hafta durdum konuamyorum kafam allak bullak, kullanabildiim basit kurallar bile unutur
kullanamaz oldum. retilenlerin hepsi burada ok farkl retiliyor. buraya sfr ingilizceyle gelmek
lazmm. henz samalayarak konuuyorum resmen. u anki tek skntm bu.
burada hala daha senin notlarndan faydalanyorum. telefonumun uyku modu ekran tenslerin
fotosuyla kapl, keza laptopumun ekran da:)
sana ne kadar teekkr etsem az.
benim cevabim:
cok sevindim, hem gelismelere, hem bana uzun uzun yazmis olduuna.

sifir ingilizce fikrine katilmiyorum. bizdeki sictigimin sisteminde, ingilizce ogrenemeyelim isteniyo, o
yuzden orda ogretilenler sana farkli gelmistir.
konusamaman tamaaaaaaaamen normal!!! bebekleri dusun. ilk 2 sene kaydederler. bi bok
demezler. dellerse bile "agucuk gugucuk" deller. onun gibi sen de bir iki gun susarsin.
kural mural dinleme. yanlisti dogruydu endisesini sil aklindan. gafayi gozu yara yara basla cumleye,
sonunu nasil getiririm diye dusunmeden! hani deller ya, "en iy ogrenme karatahta basinda olur"
diye, iste o hesap, sen cumleye baslayinca, senin sistemler "double-check" calismaya baslar. bi sure
sonra, o cumlenin sonunu nasi toparlayabildigine gendin de sasar galirsin. ama cumlenin
grameriydi, boktu pusurdu diye, gendini frenlersen, kel gider fodul gelirsin ordan. bu soyledigim cok
onemli.
cok sevgiler, iy habellerinin devamini beklerim...
***
baska bi sozlukcu:
linkini verdiiniz yazy (bu entariyi kastediyo) batan sona kadar okudum. hatta u anda da kcrw
radyoyu dinliyorum. mzik alyor ama olsun. bir dl hakkettim heralde :)
eer hala elinizde varsa bahsettiiniz "business agirlikli ingilizce konusma kitabi"n bana da mail
atarsanz sevinirim.
benim durumum maalesef u, 2-3 ay gibi ksa bir sre ierisinde ingilizceyi sular seller kvamna
getirmem lazm. u an seviyem intermediate ile post-intermediate aras bir ey sanrm. kpds'den
nasl olduunu ben de anlamadm bir ekilde 84 aldm. okuduum hemen hereyi anlarm (sizin
dediiniz gibi bilmediim kelimelere fazla taklmadan)adam gibi ingilizce konuulan videolar da
anlarm. ama gel gr ki bana yaz veya konu denmesin. ama asl sorun da burada, nk ingilizce
doktora programna kaytlym ve ingilizce olarak yazmam gereken bir tez var. nmzdeki sene
abd'ye gitme planlarm var, eer olursa ki inallah olur, bir yl kalacam ve sorunu zm
olacam ama gitmeden nce tezimin yarsn yazm olmam gerekiyor.
yani u an benim hem grameri hem de kelime iini zmem gerek. bana vereceiniz tavsiyeler,
taktikler, kaynak nerileri vs varsa mteekkir olurum.
benim cevabim:
linkini verdigim yaziyi (bu entariyi) ben yazdim. o yazidakileri harfiyen uygularsaniz, ingilizceniz cok
gelisir. abd'den donene kadar, bakin gidene kadar demiyorum, donene kadar, mecburen okumaniz
gerekenler disinda, turkce bi sey okumamaya, dinlememeye ve seyretmemeye gayret edin.
elinizin altinda google gibi bir silah var. isterseniz degil tez, kitap bile yazarsiniz. yeter ki kullanmayi
bilin.
konusmak bu isin en son asamasi. karamsarliga kapilmayin. ben sekiz senedir amerika'dayim ve
hala gak guk ediyorum.
yazabildiginiz kadar yazin, konusabildiginiz kadar konusun.
google'i tezde nasil kullanacaginizi sormak isterseniz de sorun.
onun ikinci sorusu:
benim skntm aslnda yazdklarm kontrol ettirecek birinin olmamas. ben kafa gz yara yara
yazyorum da, doru mudur yanl mdr, ya da neden yanltr onlar birinin gstermesi lazm.

sizden istemiyorum tabi ki byle bir eyi yanl anlamayn, koca doktora tezi, oku oku bitmez. ama
chat yaplan ortamlarda da hadi benim tezimi kontrol edelim mi denmez.
google'i tezde kullanmak derken googgle scholar ksmn falan kastediyorsunuz sanrm. kaynak
taramas dnda yazm veya kontrolle ilgili birey varsa bilmek isterim tabi ki.
benim ikinci cevabim:
hatta u anda da kcrw radyoyu dinliyorum. mzik alyor ama olsun.
***radyoda news bolumunu tiklayin. size o lazim!
ben kafa gz yara yara yazyorum da, doru mudur yanl mdr, ya da neden yanltr onlar birinin
gstermesi lazm.
***hah!!! o "biri" google ite!
(bkz: google'da ileri arama teknikleri)
yazdiginiz cumlenin bi bolumu gozunuze ve kulaginiza hos gelmedi mesela: hemmmenn o bolumu,
tirnak icinde gugillayacaksiniz. cift tirnak icinde. misal: ...above said numbers diye bi kalip
uydurdunuz gotunuzden. gugila, "above said numbers" yazacaksiniz. cift tirnak icinde!!! sifir sonuc
cikarsa, bombok bisey uydurmussunuz demektir. 2-5 sonuc cikarsa, boktan bi sey uydurmussunuz
demektir. 5-10 sonuc cikarsa, kabul edilebilir, idare eder bi sey olmustur o. daha fazla sonuc, hele
hele yuzlerce sonuc ciktiysa, aynen yardirin!
gugili tezde kullanmak dedigim bu! dikkat edeceginiz nokta, arayacaginiz cumlecik, uzun olmasin,
kisa olsun mumkun oldugunca...
"turkce bi sey okumamaya, dinlememeye ve seyretmemeye gayret edin" demisim de, "paso
ingilizce okuyun, haber dinneyin, dizi/film/belgesel seyredin" demeyi unutmusum.
heh heh!
***
soru:
merhaba, girinizi okuduktan sonra aklmda ekillenen birok ey oldu, fakat ne yapacam
bilemedim; nk u an hazrlkta upper-int seviyesinde eitim gryorum, bildiim kelime says
100' cidden gemedii iin baarszm. ok basit kitaplar okumam gerekiyor bahsettiiniz
yntemi uygulayabilmem iin. basit kitap okuyunca da upper-int seviyesinin gramerine
rastlayamyorum. film izlerken ciddi anlamda anlayamyorum, uzun cmlelerle karlatm
yazlarda da kelimeleri anlayamadm gibi cmleyi de zmleyemiyorum. bana bu konuda
yardmc olabilir misiniz?
cevap:

it kitaptan kelime, "hazrlk"tan da gramer

renseniz nas olur? kelime art! bu


konuda mutabk myz? gzel! kelime renmek iin bol okumak da art! bu
konuda? peki. o halde, kelimeyi basit kitaptan, grameri hazrlktan renin.
film izlerken ciddi anlamda anlayamyorum.
cevap: hi zlmeyin ve dertlenmeyin. ben hl anlayamyorum. yani yarsn anlamyorumdur
heralde. sizin de hedefiniz, mmkn olduu kadar minik cmleleri yakalayabilmek olmal. mesela: "

am sure" kadar minik bir cmleyi yakaladnzda sevinmelisiniz. filmin tamamn, neler olup bittiini
anlamak iin deil, byle minik cmleler yakalayp ezberlemek iin film seyretmelisiniz. zamanla
geliir, daha uzun cmleleri anlar hle gelirsiniz.
***
soru: yurtduna gitmeden ingilizce renmek- nasl reneceiz u ingilizceyi arkada ne yapsak
olmuyor. (ayrca) compaditro senin bu baln taa ne zaman bilgisayarma kopyalamtm zaten.
asl sorun u ki, beyin ingilizceye adapte olamyor. fizik, matematik renir gibi reniyor. bunun
sebebi de srekli trke konuulan ortamda bulunmak. yani ingilizce anlayabiliyorum ama, bir kitab
alp keyifle okuyamyorum, o kitab okumak fizik almak gibi oluyor.
cevap: ingilizce bir kitab, zellikle bir roman alp keyifle okumak, senelerce, youn bir emek vermi
olmay gerektirir. bize "bu seneden gelecek seneye ingilizce romanlar anlayp okuyacakmz" gibi
bir masal yutturulduu in, okuyup da anlayamaynca, moralimiz bozuluyor. halbuki deseler bize
batan, "kardeim, trkedeki gibi roman okuyup keyifle anlamanz iin senelerce almak, okumak
gerekir", o zaman biz de beklentimizi bu kadar yksek tutmayz. ama interneti ve youtube'u iyi
aratrrsanz, okuyup, anlayp, keyif de alabileceiniz metinler bulabilirsiniz. "sebat" edin. bu iin
peini brakmayn, "olmuyor, olmuyor, olmuyor!" demeyin. imdilik aza kanaat edin. yani azar azar
anlayn. %100 anlamayn da, %30 anlayn. gelecek sene %40 anlamay hedefleyin filan gibi gidin.
merak etmeyin, o keyifle kitap okuyacanz ve anlayacanz gnler de gelecek.
yeter ki siz, enmeyin, ertelemeyin ve vazgemeyin.
okuyun, okuyun, okuyun, okuyun.
seyredin, seyredin, seyredin, seyredin.
dinleyin, dinleyin, dinleyin, dinleyin...
***
bir ingilizce ogretmeninden, elestirel bir karsi gorus geldi yazima. ingilizce ogrenmek isteyen
insanlara yol gostermesi bakimindan ve bu isin egitimini almis birisinin kaleminden ciktigi icin, bu
uyariyi buraya tasimayi uygun buldum:
"slm, ingilizce retmeni olarak, btn dil edinimi yntemlerinin zerinden geip gitmisiniz bu
entrynizde, szle bakmak nemlidir ki niversitede bir hocam vard noam chomsky onun
makalelerine olumlu atfta bulunmutu bu sebeple 32 yasnda doent olan hocama bile bilmedi
kelime ile karlatgnda hep szle bakard ki szle bakmak o kelimenin pronunciationn
renmek iinde yararldr, grammar nemli deil diyorsunuz da grammar bilmeden cmleler nasl
kurulacak bence insanlar yanl ynlerdirmeyin. trkiyedeki ingilizce eitiminin baarsz
olmasndaki en byk sebeplerden bir tanesi her ingilizce bildiini idda edenin, ingilizce retmeye
kalkmasndandr. ingilizce retiminin pek ok methotdu var ve bu yntemler ingilizce retmenlii
blmlerinde retiliyor bu eitimi almamsanz ltfen ben ve meslektalarmn emeini
baltalamayn brakn bu tavsiyeleri ingilizce eitimi uzmanlar versin iyi gnler."
benim cevabim:

compadritoeki szlk yazar 4 dk. nce:


siz bu trke ile yazyorken, ingilizce mi retiyorsunuz?
dil edinimi yntemleri allah emri deil. benim nerdiim de bir yntem ve yazm okuyan kiilerin
aklna, mantna hitap ediyor.
mantksz bulanlar uygulamaz zaten. uygulayp da herhangi bir ey renemediini grenler de
vazgeer.
ben ingilizceyi genel kabul grm yntemler yerine, benim nerdiim yntemle renmi
olsaydm, amerika'da yaamakta olduum hayatm ok daha kolay ve verimli olurdu.
sayglar...
***
baska bi soru: merhabalar. duyuruda ve szlkte grdm kadaryla ingilizceye gerekten
hakimsiniz. ben de ingilizcemin gelimesini istiyorum. halihazrda %100 ingilizce olan bir blmde
okuyorum ama ingilizcem ok ok iyi deil. bunda ingilizce renmeye niversite hazrlkta
balamamn byk bir etkisi olduunu dnyorum, ilkokulda ve lisede aldm basit ingilizceyi
saymazsak tabii. u an yurtdndaki bir niversitenin uluslararas alanda eitim veren bir
programna da balam bulunmaktaym ve sene sonunda onun snavlarna da gireceim. ksacas
ingilizcede gerekten iyi olmak zorundaym. bu noktada bana verebileceiniz herhangi bir tavsiye
var m? cevaplamak zorunda olmadnz belirtip teekkrlerimi sunarm.
benim cevabim:
ingilizceyle ilgili bi soru soracaksiniz da, ben cevaplamayacagim?
mumkin mi hic boyle bisey?
ingilizceye gercekten hakim oldugumu soyleyemem. daha 40 firin ekmek yemem lazim. ama bir
turk gencinin nasil ingilizce ogrenmemesi gerektigi konusuna cidden hakimim.
siz hic tosun terzioglu ismini duydunuz mu? duymadiysaniz gugillayin.
o da sizin gibi sifir ingilizceyle gelmis hazirliga.
sonra 2 sene icinde, butun kolejlileri filan sikip atmis.
sinif arkadasindan dinledim ben bu hikayeyi.
turkce okumayi, turkce dinleyemeyi, turkce seyretmeyi, turkce muzik dinlemeyi birakacaksiniz.
bunnarin hepsini ingilizce yapacaksiniz.

sozlugunuz ingilizceden ingilizceye olacak.


ogrenenlere yonelik sozlukler var.
benim sozlukteki entry'mde yazanlari ders calisir gibi okuyup, annayip, icsellestirip
uygulayacaksiniz.
sinava hazirlanmak icin de, toefl kitaplarina kasacaksiniz. eger bu sinav ingilizce bilgi seviyenizi
olcuyosa.
okudugunuz bolum her ne ise, onun disinda da ingilizce okuyacaksiniz.
en iyisi gazete ve dergi. cunku cok cesit var ve cok kisa yazilar var.
muzige ilginiz varsa, sarki sozleri ezberleyeceksiniz. ama bu uzun vade icin gecerli. okul icin gecerli
degil.
gazete, dergilerdeki minicik yazilardan, resim altlarindan baslayip, reklamlara, oradan kisa okuyucu
mektuplarina gececeksiniz.
surekli olarak radyo dinneyeceksiniz, radyodan haberleri dinneyeceksiniz ingilizce olarak.
o sizde belli bir kulak dolgunnugu yaratacak.
hadi goreyim sizi, turkiye'nin yuz aki olun!
***
eksi duyuru'da soyle bisey gordum, cok faydali bi esere benziyo:
ingilizce rnek cmle
selam
bir iki yl nce bir site kullanyordum.
compensate szcn yazyorsun, o szcn gnlk kullanm ile ilgili ansiklopedilerden,
romanlara, gazetelere kadar rnek ingilizce cmleleri nne koyuyordu.
sayfay bulamyorum.
benzer bir sayfa bildiiniz var m ?
teekkrler.
kulustureksiduyuru.com kullancs #709787
yenile
www.linguee.com

***
eksi duyuru'da bir soru:
ingilizceyi gelistirmek
ingilizcem suan intermediate seviyesinde(saylr)
gelistirmek istiyorum. kurslara gidemem cok yogunum. kendi kendime gelistirmem gerek
kitap oku diyenlere, denedim ama kelime bilgim cok iyi olmadigi icin sklyorum kitap okurken
sozluk karistirmaya, bu yuzdende akc olmuyor.
ingilizcemi gelistirebilecegim partner nerden bulabilirim internetten?
fikirleri alayim, kendi kendime nasil gelistiririm?
eksiduyuru.com kullancs #709856
yenile
bir cevap:
interpals.net
sag eliyle dusunen adameki szlk yazar (26.12.13 16:21:11)
eksisozluk.com
baska bir cevap:
ehm... zamannda compadrito'nun benim iin kaleme ald sonrasnda sorulan sorularla gelierek
adeta bir sanat eserine dnen entry.
bunun dnda istanbul'da yayorsanz sultahahmet ve civar turistik blgelerde taklarak pratik
yapabilir, arkada bile edinebilirsiniz. benim halen gnlk temasta olduum iki kii var.
bu arada ahsi fikrim: szlk kartracaksnz hocam. akc olmuyor, skc oluyor... yapacak bir ey
yok. eskilerin bir tabiri vardr, "lgat paralamak" diye. hi kusura bakmayn, bu iler maalesef kolay
olmuyor.
sensible soccereki szlk yazar (26.12.13 16:31:19 ~ 16:31:42)
benim cevabim:
@sensible soccer
oyle mi olmustu sensible abi ya? tesekkur ederim hafizami tazeledigin ve guzel sozlerin icin. demek
o yazismamiz, eylul 2011'de olmus. bu iki sene zarfinda, dediklerimden neler yaptin ve ne faydasini
gordun? belki birine daha faydamiz tokanir.
@hain abi,
o yazida yazannari okur, annar, ozumser ve uygularsaniz, cok iyi bi baslangic yapmis olursunuz.

compadritoeki szlk yazar (26.12.13 16:51:18)


bir cevap daha:
ufak metin ve hikyeler ile baslyabilirsin.sonra zamanla geliir.
bbc trke sitesinde var byle eyler.
murtiiieksiduyuru.com kullancs (26.12.13 17:04:03)
sensible soccer'in bana cevabi:
@compadrito:
valla tam 2 sene gemi stat. rica ederim, ben de teekkr ederim.
ben ne yaptm, 2012 ve 2013'te bol bol sultanahmet'te vakit geirdim. efsane olmasa da akc
seviyeye geldim, turistlerden ok vg almlm var. bir hintli bir de tayvanl vatandala hemen
her gn watzap'tan uradan buradan konuur bulduk kendimizi. daha seyrek konutuum birok
insan var. yani arkada bulunuyor sultanahmet'te.
ben en ok ne yaptm? listening iin bbc'nin efsane yarmas weakest link izledim. balangta o
uyuz kadnn(ki kendisini ok severim) sylediklerinin yzde 5'ini bile anlamazken artk sorulara
cevap verir hale geldim. bir f1 bamls olduum iin bbc ve sky'dan yarlar ve tekrarlarn izledim.
birok film izledim, filmleri tekrar tekrar izledim, altyazl/altyazsz izledim, full hd izledim,
indirmeden izledim...
sonracma kitap, dergi ve mesleki makaleler okudum. bunlar klasik zaten. ama szle bakmadan
okuma sistemini ok uygulamadm. eer ok fazla bilmediim kelime ihtiva eden yazlarla
karlarsam onlar ilk olarak szle bakmadan, sonra szle bakarak tekrar tekrar okudum. hem
ingilizce hem trke szl kullandm. burada una aklk getirmek istiyorum, bence szlk kesin
gerekiyor. mesela bir yerde "opposisition" kelimesi geiyor. sen opposite'i biliyorsun. anlamn ne
ynde olduu belli ama bu kelime ne demek? ingilizce szl asan krk saat ingilizce aklama
var. ama tureng'den bi' bakyosun, muhalefet demekmi. beyin bedava. ama bazen de birbirine ok
yakn anlamdaki kelimeler arasndaki ince ayrm yakalamak iin ingilizce szle bakmak
gerekiyor. (edt: yani ikisi arasnda bir denge yakalamak gerekiyor). bir de ok fazla anlama gelen
baz kelimeler var, orada da compadrito'nun dedii gibi kalplar ezberleme yntemine gidiyor insan.
mesela commit diye bir kelime var, bu kadar fazla anlama gelen bir kelime yoktur herhalde. ama
"committing suicide/murder" diye hep kullanlan kalplam bir tabir var, compadrito'nun dedii gibi
aylar hatta yllar sren okumalar boyunca o kelimeleri yanyana grnce commit'in ne demek
olduu senin umurun olmuyor.
ben bir ara kendimi advanced falan sanyordum bi' havalara girmitim sorma. 2012 yaznda staja
gittim, bir makine grdm zerinde bir talimat var, cmlede elsewhere diye bir kelime geiyor.
hayatmda ilk kez gryorum. ama belli ki banko bilinmesi gereken bir kelime. o an dndm
ingilizce biliyorum sfatyla burada ie balasam ne bok yermiim diye. sonra compadrito dedi ki
elsewhere bilmeyen advanced olmaz, o zaman aklm bama aldm. imdi napyorum? gazete
okuyorum. vocabulary gelitirmenin bence u ana kadarki en iyi yolu. financial times'n haftasonu
eki var. her sayfas ayr bir konu hakknda. bir sayfas gndemden haberler, bir sayfas sanat, bir
sayfas rportaj, bir sayfas yemek tarifi, bir sayfas giyim kuam diye gidiyor. the guardian weekly

var onu okuyorum bir de o da gzel. en son the wall street journal aldm, o ekonomi gazetesi. bak o
biraz kasyor ama. gazetenin en gzel yan u. bir sre sonra oxford 3000'in(oxford szlklerinin
belirledii, ingilizce metinleri okumak iin gerekli olan iskeleti oluturan kelimeler) dnda kalan
ama (iyi bir ingilizce iin) kesinlikle bilinmesi gereken kelimelerle srekli karlamaya balyorsun
ve gazete sana onlar yle ya da byle retiyor. gazetelerden gnlk kullanmamz gereken
kelimeleri ok rahat renebileceimizi dnyorum. ki bu da yaklak tahmin edilen 5000 kelime.
compadrito da bahsetmiti geen, 5000 kelimeyle roman okursunuz, 15 bin ile yazar olursunuz diye.
ben ite o be bine vurma abasndaym.
compadrito ile ihtilaf ettiimiz tek nokta, szle bakma meselesi sanrm :)) ben trke yaz bile
okurken szlk ve ansiklopedi kartramadan duramayan birisiyim. yle ya da byle, ingilizce
konusunda compadrito'nun hepimize byk katklar olduundan ona teekkr ediyorum.
sensible soccereki szlk yazar (26.12.13 17:35:41 ~ 17:43:33)
baka bi szlkden bi soru:
peki bu article ler nasl daha kolay reniliyor?
cevabm:
harf-i tarif diye bi laf var. article'in bizdeki karsiligi...
bi adama kitap aldin mi diye sorarsan, belli bi kitaptan bahsetmiyosun demektir.
ama
kitabi aldin mi diye sorarsan, o sondaki -i eki, spesifik bi kitaptan, ikinizin de bildiginiz, daha
onceden uzerinde bi konusmanizin gectigi bi kitaptan bahsettigin anlasilir.
iste boyle, belirli, spesifik, bilinen, daha onceden lafi gecmis bi seyden bahsediyoken the diyceksin.
have you bought the book? did you buy the book? gibi...
ama daha onceden uzerinde konusulmamis, ilk defa gundeme gelen, belli bir nesneden diil de,
genel olarak nesneden bahseden, spesifik olmayan durumlarda, ya article kullanmadan cogul
yapacan,
did you buy books? did you buy any books? diycen
bi lafin basinda the gorursen, mesela the book diye geciyosa yazida, filmde, konusmada
o lafi "the" book" gibi gor, "the" book gibi algila. yani cift tirnak arasinda yazmamin sebebi, belli,
tarif edilmis, spesifik bi nesneden bahsediliyor olusu...
harf-i tarif denmesinin sebebi de bu. tarif eden harf manasinda yani.
tek basina "kitap aldin mi?" sorusunda, kitabin ne oldugunu bize anlatan bi durum soz konusu diil.

ama "kitabi aldin mi?" sorusunda, o sondaki tek bi tanecik -i harfi, anlami tamamen degistiriyo.
"hani gecen gun su bahsettigimiz kitabi aldin mi?" sorusunun kisaltilmis hali. sadece tek bir harfle,
durumu tarif etmis oluyon. o yuzden, eskiler, harf-i tarif demisler.
///
bir szlkden katk:
merhaba compadrito
konumasn gelitirmek isteyen arkadalar iin, couchsurfing ve benzeri sitelerin dzenledii
etkinlikler, bulumalar faydal olabilir. orada, "acaba yanna gidip, ingilizce konumak istediimi
belirtsem ne der?" sorusu ile ba etmeniz gerekmiyor, stelik, konumaya baladnz kii ile
sohbet hounuza gitmezse, nnzde -zellikle, kalabalk bir "meeting" ise- onlarca insan ile diyalog
kurma ans douyor.
aslnda bu mesaj atarken biraz utanyorum nk yukarda tavsiye ettiim eyi ben yapyor
muyum? hayr.
yaptm m? evet.
en azndan sorunun, bu gemi zamanl haline verdiim cevap iimi bir nebze rahatlatyor nk
deneyimleyip de olumlu sonu aldm bir eyin, elbet baka birilerine de yarar dokunur diye
tahmin ediyorum.
umarm ben de en ksa zamanda hevesli bir insan haline gelip, bu emeinizi ba rehberim olarak
hayatma geiririm.
(alklar, slklar)
///
adam olamayan asker kacagi stdmz saolsun, 'ile de szlk isterim' diye tutturanlar iin
aadaki szl neriyor:
http://wordweb.info/free/
///
u videoyu grdm dn:
http://www.youtube.com/watch?v=1hlceiuatzg
kzn sesi heyecandan titriyor olmakla birlikte, aksann ok beendim. ingilizce aksan gelitirmek,
kulak dolgunluu gelitirmek isteyenler iin paylayorum.
///
eki duyuru'dan bir soru:

yabanc dil bilen kimdir? kime denir?


kime sorsam yabanc dil biliyor evremde. bilmiyorum diyen yok. kimisi diyor ki playstation'dan
rendim, kimi mmporg mudur nedir o oyunlardan renmi. kimi dizilerden renmi. bi insan
playstation'dan ne kadar dil renebilir ki? bu i bu kadar basit mi ya allah akna. yetenek nemli
elbette ama bana ok basite indirgeniyormu gibi geliyor.
tamam iyi gzel rendin diyelim. peki reading, speaking, writing, listening yeteneklerinin hangisine
bakarak bunu sylyorsun. adama seviyesini soruyorsun upper-intermediate diyor. belki upper
seviyesindeki makaleleri ok iyi anlayabiliyor, eviriyor ama writing'i ok kt. 2 cmle essay ya da
herhangi bir yaz yazamyor. speaking'te yok. eee imdi bu adam nasl upper-intermediate oluyor?
ya da ingilizce kurslarnn yapt seviye snavlar. sadece reading'e bakarak senin seviyen u
diyorlar. balkta da sorduum gibi yabanc dil bilmek tam olarak nedir?
soruya benim cevbm:
sordugunuz bu mukemmel soru icin tesekkur ederim. ayrica, verilen cevaplardan bazilarini
tatminkar bulmadiginiz icin de tebrik ederim.
gec'in cevabini cok begendim cunku, telefonda anlasmak, hele havaalanindaki anonslara ve diger
gurultulere ragmen telefonda anlasmak cok guzel bir kriter.
ben size bisey diyim mi? ak got kara got yurtdisinda yasamaya ve calismaya basladiginizda belli
oluyor.
belki su size bir fikir verir: bana yurtdisinda yasayan bir arkadasim bir kizdan bahsetti. kiz ona
demis ki, "buraya geldikten 14 sene sonra, ingilizce ile artik bir problemim kalmadigina karar
verdim".
ote yandan, abd'de 20 sene yasamis ama hala abuk sabuk konusan insanlar gormuslugum de var.
benim katildigim kriterler sunlar:
- bir filmi altyazisiz izleyip, ozellikle espriler dahil olmak uzere, filmin en az %70-80'ini anlayabilmek.
ama burada da diyeceksiniz ki, "nasil olculuyor o %70-80"? ben de orada sicacam tabii. o zaman
soyle duzeltelim: filmi ve filmdeki esprileri rahat anlayabilmek.
- telefonda, ozellikle; zenci, teksasli, british, hintli, cinli, latino gibi degisik aksanla konusan kisilerle
sorunsuz ve takilmadan, tekrar ettirmeden, tekrar etmeden anlasabilmek. tabii ingilizce icin gecerli
bu soyledigim.
- tme gibi bir derginin rastgele ama fotografsiz yani tam sayfa yazi olan bir sayfasinda, 3-5'ten
fazla bilinmeyen kelime ile karsilasmamak ve yaziyi ozetleyebilecek kadar iyi anlamak.
- bir tiyatro oyununu, bir romani, bir muzikali anlamak
- telefonda, felsefi, politik bir alanda gorus bildirebilmek. psikoloji, sosyoloji gibi sosyal bilimlerle

ilgili bir alanda bir tartismaya katilabilmek.


- radyodaki reklamlari anlayabilmek
- sarki sozlerini anlayabilmek ve duyulan sarkinin sozlerini yaziya dokebilmek
- uluslararasi bir toplantida dinleyiciler arasindayken, ayaga kalkip, konusmaciya kompleks bir soru
sorabilmek, orada, yuzlerce kisinin onunde o konusmaciyla fikir alisverisinde bulunabilmek, bir
tartismaya girebilmek
- ders anlatabilmek, sunum yapabilmek
- karmasik bir konuyu, yalin ve anlasilir bir sekilde email ya da mektupla anlatabilmek
- sohbet ederken, akla gelen espriyi, hic ikinmadan, cekinmeden pat diye orada yapabilmek
- o dilde ruya gorebilmek
- o dilde dusunebilmek, kendinizi, farkinda olmadan o dilde dusunurken bulmaniz
simdilik aklima gelenler bunlar. bu soruyu silmezseniz sevinirim...
bu soylediklerimi yapamayanlar, "ehh iste, idare eder, ac kalmaz" seviyesinde yabanci dil biliyordur.
isin hazin tarafi ne biliyo musunuz? bu soylediklerimin birini bile yapamayan birisi, kalkip burada
soru soruyor. diyor ki "ingilizceyi hallettim, bundan sonra hangi dili ogreneyim?"
cok uzucu bir durum...
bir kadin ya hamiledir ya da degildir. ama lisan bilen sifir ve bir gibi kodlanamaz. yabanci lisan, bir
omur boyu suren bir yolculuk, bir seruvendir. sifir gibi kodlanir aslinda, 1 gibi de kodlanir ama yes ile
no arasinda uzuuuuuun bir gri bolge var.
ilk cevabimda cok onemli bir olcutu unutmusum. o olmazsa, yabanci dil bilen kime denir? sorusunun
cevabi cok eksik kalir.
usage!
turkcede bi laf vardir hani "onu oyle demezler, peynir ekmek yemezler" diye...
bildiginizi zannettiginiz dilde oyle bi laf yumurtlarsiniz ki, anadili o dil olan adamin hissettigi tam da
bu olur. "o oyle denmez, dogrusu su" diye duzeltesi gelir. abd'de, %50'si sahte ama %50'si de
samimi kibarliklarindan dolayi pek duzeltmiyolar. bi de abd gocmenler tarafindan kurulmus ya, yeni
jenerasyon gocmenin veya turistin, 4. kusak gocmene, "ne yani? senin buyuk deden cok mu guzel
ingilizce konusuyodu? sen benim kadar falanca dil biliyon mu bakalim?" deme hakki var. bunu cok
iyi bildikleri icin, ne zaman ingilizcenizden sikayet edecek, yetersizliginizden dem vuracak olsaniz,
hemen "it's better than my ..." lafini yapistirirlar. o bosluga, bazen turkish gelir, bazen spanish,
french, portugese, arabic filan. her kime hitab ediyolarsa, o anda, onun anadili gelir o bosluga yani.

lafin basina geri donecek olursak, usage cok onemli sevgili hocalarim. kullanilis yani. kelimenin
hangi baglamda nasil kullanilacagi ve nasil anlam degistirdigi. bu cok uzmanlik isteyen bir beceri
iste! ornek, tomer'de turkce ogrenmis sevimli bir yabanci kiz dusunelim. bu kiza, "yanagini sikmak"
ve "topuguna sikmak" kavramlarindaki sikmak kelimelerinin farklarini nasil izah edersiniz? yasar
nuri ozturk'ten araklamak istedigim mukemmel bir usage ornegi var: kalp ve yurek kelimeleri
esanlamli di mi? ya kalpsiz ve yureksiz kelimeleri???
buna benzer cok guzel ornekler gelir arada sirada aklima... simdilik bunnarnan yetinelim.
usage'in bir adim otesinde, idiomatic usage and slang var.
yani deyimlerle konusma ve argo. simdi argo, neredeyse aylarla olculebilecek bir suratte degisen,
ve seksen cesit "alt kultur"un kendine ozgu olusturdugu bir konfor alani, bir iletisim kanali.
tamamini kapsamak mumkun degil. anadili ingilizce olanlar icin bile mumkun degil. ama gunluk
hayatta kullanilan oyle kelimeler ve deyimler var ki, onlar artik argoluktan cikmis, yavastan
yavastan dilin "asli" unsurlari haline gelmeye baslamis. onlari bilmek ve "cuk oturacak" sekilde
kullanmak, deyimleri de tasi gedigine oturtacak sekilde kullanabilmek, yabanci dil ogrenmedeki en
ileri asamalardan biri. tomer'de turkce ogrenen sevimli kizimiza, "tasi gedigine oturtma" lafini kolay
annatabilir misiniz? o hissi yakalayabilir mi? anlatsaniz bile, yakin bir gelecekte, bu deyimi
kendiliginden ve tam yerinde kullanabilir mi?
toefl konusuna da deginecektim.
toefl'in bir kriter oldugunu soylemis bazi dostlar. ben o fikirde diilim. eski puanlama usulune gore,
toefl esdegerinden 550 puan almistim. texas tech 590, harvard 600 puan istiyordu. harvard'dan
daha yuksek isteyen bir yer de yoktu. keza tus'un ingilizcesinden ve ceviri sinavlarindan bi kac defa
full cekmisligim, kpds'den de 92 almisligim vardi. ama ne oldu? abd'ye gelince yerlerde surundum,
10 seneden sonra hala da surunmeye ve kendimi amele gibi hissetmeye devam ediyorum.
birazdan, manhattan'a gidip, toefl'dan bu sene 110 cekmis bi abimizle bulusacam ve ngilizce
konusunda nasil sictigini gozlerimle gorecem ve kulaklarimla duyacam. cunku abd'ye ilk gelisi. lk
cevabimda dedigim gibi: ak got, kara got, tam manasiyla, abd'deki isyerinde ve gunluk hayatta belli
oluyor.
benim su anda calistigim isyerinde, 4 abd'li is arkadasim var. bir de abd'ye 4 yasinda gelmis bir
arkadasim var. bunlardan, dogma buyume brooklynli ve universite mezunu olan arkadasi bi
gorseniz, kendinizi robert de niro filmi seyrediyomus zannedersiniz. mukemmel bir brooklyn
aksaniyla konusuyor. ste bu arkadas, gecenlerde beni "the king of emails" ilan etti. birine bir sey
yazmak istediginde, bana soruyor. baska bi tanesi gelip, sunu nasil yazarim, nasil derim diye bana
soruyor. durun, hemen atarlanmayin, birazdan annatacam durumu...
ben hic bi tanesinin yazdigi emaili begenmiyorum. anlatmak istenen seyi tam olarak ifade
edemiyolar. simdi ben ngilizce biliyo mu oluyorum? ehh, ekmek parami kazanacak kadar! vaziyeti
idare edecek kadar. is konusmaya gelince, kendimi onlarin yaninda bayaa bi ezik hissediyorum. tabii
ki, bende akicilik, kelime haznesi, gramer, telaffuz filan onlara gore yerlerde surunuyor ama asil
yerlerde surunen, idiomatic usage ve slang. bi de tabii, kodlar!

deyeceksiniz ki, nedir bu kod konusu?


tomer'de turkce ogrenmis sevimli kizimiz sokakta birinin, baska birine, "seni tokat manyagi
yaparim!" dedigini duysa, bu sozun kaynagini ve aslinda hangi soze gondermede bulundugunu
annayabilir mi? yani lisan ogrenmek, sadece gramer, telaffuz, kelime haznesi, hatta deyimler, usage
ve argo ile bitmiyor. o kodlari da ogrenmek ve anlamak zorunda kaliyosunuz. zaten cogunu da
annayamadiginiz icin, bel bel bakiyosunuz. siz aralarina girmediginiz zaman, o 3 amerikali, ya da 4
amerikali, firsattan istifade, mukemmel geyik ceviriyolar. konusmaya siz de dalmaya kalkarsaniz, o
geyigin sahiciligi bozuluyor, gazi kaciyor. sirf o geyigin tadi kacmasin diye, siz de uzaktan onlari
dinliyor, kulak kabartiyosunuz neler kacirdiginiza...
dun bunnardan biri, dun bana "it's gonna be a breeze to me" dedi. assaa yukari tahmin ettim
konusmanin baglamindan ama ogrenmek icin ne demek istedigini sordum.
kutsal bilgi kaynagimizdaki
(bkz: #35339831)
anlamini kastediyormus. buradan suser phanaxa selam olsun. daha da dumani ustunde bi entry!
mesela,home run guzel bi ornek sevgili hocalarim. bilmiyodum abi, naapiyim? cahilim iste! herif
home run, home run diyo, meger futboldaki golun beyzboldaki karsiligiymis. ucuz ayakkabi bulmus
ona home run diyo herif. ben de mal mal bakiyorum suratina, o kadar ucuza ayakkabi buldum ki,
eve kadar kosacam mi demek istiyo acaba? gibi dusunceler geciyo kafamdan. home run'in ne
oldugunu sordum. ne kastettigini anlayinca, vaziyeti idare edebilmek icun, haaa, slam dunk gibi
bisey, desene! dedim, "slam dunk"i o anlamda kullanmama cok sevindi.
gunluk hayatta buna benzer onlarca durumla yani kulturel kodla karsilasiyosunuz. kuvvetle tahmin
ediyorum ki, toefl'dan baba puan cekmis olan abimiz, iste bu yuzden cuvallayacak. toefl tek kriter
degil.
usage dedik, idiomatic usage dedik, slang dedik, kulturel kodlar dedik, gelelim article ve preposition
konusuna.
saint joseph'te fransizca ogrenmis sevgili bir dostum, bir gun bana soyle demisti: "lisani unutmaya
ilk olarak prepositionlardan basliyosun."
su on, in, at, beneath, under, underneath, behind, front gibi yer tarif eden kelimelerin gramerdeki
adi her neyse, onlari hatasiz kullanmak bayaa bi zaman aliyo. bi de article'lari hatasiz kullanmak.
psikolojide ve psikiyatrideki frustration kavramini ele alalim. eger uluslararasi bir toplantida,
ahalinin gozu onunde, is ortaminizda, sokakta, ise dair veya gunluk hayata dair telefon
konusmalarinizda, gazete okur, televizyon seyreder, sarki dinler, muzikal dinlerken, frustration
hissine kapilmiyosaniz, o dili artik ogreniyorsunuz demektir. bi seyleri ifade etmek istiyor, birinle
cata cat fikir munakasasina girmek istiyor ve cok iyi bildiginiz veya cok hakli oldugunuz bir konuda
eline vermek istiyosaniz, ama konusmanin sonunda iciniz hala sis olarak kaliyosaniz, daha gitmeniz
gereken cok yol, yemeniz gereken cok firin ekmek var demektir.

ulan ne ezikmisim be!


***
soru:
senelerdir vocabulary alrm. orta byklkte spiral ciltli defterler alp ka tanesini doldurdum. bir
ton kelime yazdm. organize ederek hem de. adverb'ler ayr. adjective'er ayr. verb'ler ayr bir
sayfada yazdm ki aklda kalc olsun. ama belki de o yazdklarmn yuzde onunu bile
hatirlamiyorum. o yuzden yazda belirttiginiz yntem inanlmaz houma gitti. u anda eskiden
kalma alkanlmla ( gnde iki sayfa da olsa ingilizce kitap okumaya alyorum ) elim phone daki
sozluge gidiyor ama artk ok daha az sozluge bakmaya alyorum.
cevabm:
ben bu entry'yi tam da sizin gibi yapanlar, o yaptklarndan vazgeirmek iin yazmtm. nk o
yollardan ben de getim. ben de minik not defterlerine kelime listerleri yapp, kuyrukta beklerken
filan onlar aar okurdum. o kadar abamdan geriye sadece 2-3 kelime kalmtr. onlar da, herhalde
bir 20 sene sonra filan grdm metin ierisinde.
kelime listeleri yapmayn. kendinizi yazlan okumaya ve konuulan dinlemeye maruz brakn.
gnde 3.5 saatlik yolun bir ksm dur-kalklarla geiyor olsa da, direksiyon bandayken, telefonla
har neir olmay doru bulmuyorum. tampon tampona vuruacanz bir kaza olsa bile, bissr
dert. onun yerine, podcast ve audiobook dinlemeniz daha akllca. hatta radyo da dinleyebilirsiniz.
ok ilginizi eken bir konuda podcastler ve audiobooklar bulun. ayn kitab en az 20 kere dinleyin.
herbir seferinde baka bir cmlesinin ne dediini anlyor ve 'ulan ben bunu daha nce nasl
karmm da, anlamamm?' diyorsunuz.
gereki olmak gerekirse, ben new york times'taki bir ke yazsnn %90'n anlayabileceimi pek
garanti edemem. ama bunu ortalama bir amerikal da garanti edemez. muhtemelen daha nce
yazmmdr. brooklyn'de doma byme bir arkadam vard ve benim yazdm emaillere
imrenirdi. imdi bizde almyor. you are the king of emails derdi bana.
gene daha nce yazm olabileceim bir rnei syleyeyim size: televizyonda bir dede grmtm
80 yanda. 15-20 cm apnda bir silindir gibi olan bir aa paras ve bir keserle tahta kak
yapmt. bandan sonuna kadar kaydetmiler ve gsterdiler televizyonda. adam keserden baka
hibir alet kullanmad ve o aac, orba iilebilir bir kak hline getirdi. bu beceri, bizim insan
beynini ne kadar kmsediimizin bir gstergesi. practice makes it perfect sz ok doru. eer
sonutan memnun deilseniz, bilin ki yeterince pratik, yeterince egzersiz yapmamsnzdr. o ie
yeterince, zaman, emek ve para harcamamsnzdr.
evet, direksiyonda mecburi olarak geirilen o 3.5 saat bir nimet. o sreyi bu ekilde deerlendirmek
de, sonnnnnn derece akllca bir hareket.
siz benim dediimi yapn. en ok ilginizi eken konuda podcastler ve audiobooklar bulun ve
gerekiyorsa onlar cd'ye kaydedip arabada tekrar tekrar dinleyin. artk iyice ezberler gibi
olduunuzda, baka bir tanesine geersiniz.
listening comprehension, reading comprehensiondan daha zor geliiyor.
ben amerika'ya geleli 11 sene oldu. geenlerde bir toplantda farkettim ki, patronumun
sylediklerini, sanki trke dinliyormuasna rahat anlyorum. ne bilmediim bir kelime sylyor,

ne de herhangi bir kelimeyi duyduumda 'o kelimeyi mi dedi, bu kelimeyi mi acaba?' gibi bir
tereddddm oluyor. buna ramen, ingilizceyi iyi konuan, doma byme amerikal arkadamla
gnlk sohbetlerimizde, ki bu sohbetler 45 dakika sryor, mutlaka bilmediim bir veya birka
kelime veya deyim geiyor. o da saolsun sabrla ve rneklerle aklyor o kelimeyi.
ama arklar dinlerken durum yle deil. ya da edebi bir metni okurken, gazete dergi okurken. yani
patronumu anladm kadar rahat anlayamyorum onlar. bunun sebebi u: artk uratm konuyu
yani irkette yapmakta olduum ii iyi renmiim. ii bildiim iin, neden bahsettiini anlamam
ok daha rahat oluyor. tereddtte kalmyorum. bu nedenle, siz de, en iyi bildiiniz konulardan
balayn dinlemeye ve okumaya. ama bu konular ayn zamanda, size yeni bilgiler retecek ve
ilginizi canl tutacak eyler olsun.
ne gibi bir ile uratnz bilmediimden, vereceim rnek hatal olursa affedin beni: misal, tutar
da, 'tek tip muhasebe dzeni' gibi bir konunun podcast'ini, audiobook'unu dinlemeye kalkarsanz,
ksa bir sre sonra beyniniz o metni dinlemeyi brakr ve baka eyler dnmeye balar. ksacas,
size ilgin gelen eyler dinleyin. gnde 3.5 saat ingilizce dinleseniz var ya, dalar delersiniz
rendiiniz yeni kelimelerle. konumanza da ok byk faydas olur. hani akademik organize
konuma demitiniz ya, o konumaya ok byk faydas olur. ara ara, ok dinlemekten dolay artk
ezberlemi olduunuz kelime gruplarn, audiobook'taki anlatc ile birlikte siz de yksek sesle tekrar
edin ve telaffuzunuzu ona benzetmeye aln.
biz trkler, amerikallar gibi azmz eerek konumuyoruz ingilizceyi. o yzden ok kt bir
aksanmz var. onlar taklit ederek konumaya aln. yle bir rnek vereyim, onlar yle bir taklit
edin ki, arkadalarnz o ekilde ingilizce konumaya altnz duysalar, 'ne kasyon olm?
amerikal msn sen?' filan gibi alay edecek olsunlar sizinle. ben yle aksanm amerikallarn
aksanna, elimden geldii kadar benzetmeye altmda, beni tanmayan birisi, cmleyi ilk
sylediimde, ne dediimi tekrar ettirmeden anlyor beni. ama aksanm dzeltmeye kasmazsam,
katiyyen anlamyorlar.

You might also like