You are on page 1of 267

Kazuo Ishiguro

Beni Asla Brakma


ROM AN

eviren: M ine Haydarolu

ooo
Yap Kredi
Yaynlar

BEN A SLA BIRA K M A

K azuo Ishiguro 1954'te Japonya'nn N agasaki ehrinde dodu.


E itim ini, babasnn U lusal O inografi E nstits'nde alm aya
balam as zerine be yandayken ailesiyle birlikte geldii ngilte
re'de tam am lad. Kent niversitesi'nde ngilizce ve felsefe eitim i
ald. M ezun olduktan sonra Londra'da sosyal hizm etler grevlisi
olarak alm aya balad. East A nglia niversitesi'nde M alcolm
Bradbury'den yaratc yazarlk eitim i ald ve yazarlk kariyerinin
ilk dnem lerindeki akl hocas A ngela C arter'la tant. 1981 'de
ksa hikyesi yaym land ve K azuo Ishiguro o tarihten beri sadece
yazarlk yapyor. 1982'de ilk rom an Uzak Tepeler (ev. Pnar Besen,
1992) yaym land ve W inifred Holtby M em orial dl'n kazand.
1983'te Cranta dergisi tarafndan en ivi gen Ingiliz yazarlar ara
snda gsterildi. 1986'da yaym lanan ikinci rom an D eien D n
yada Bir Sanat'yla (ev. Suat E rt zn, 2008) W hitbread Book of
the Year dl'n ald, Booker dl'ne aday gsterildi. 1989'da
yaym lanan nc rom an Gnden Kalanlar (ev. ebnem Susam ,
1993), Booker dl'n kazand ve 1993'te Jam es Ivorv tarafndan
film e alnd. 1995'te Cheltenham dl'n alan rom an Avunam ayanlar (ev. Roza Hakm en, YKY, 2009) 2000'de B ooker dl'ne
ve W hitbread dl'ne aday olan ocukluum u Ararken (ev. K il
den Bevazt Tun, 2002) vavm land. Son rom an Beni Asla Brakma
(ev. M ine H aydarolu, YKY, 2005), yaym land yl Time tarafn
dan ngilizce yazlm en iyi 100 rom an listesinde gsterildi, Alex
dl'n ald ve National Book Critics C ircle dl'ne aday oldu.
2005'te The Saddest M usic in the World adl ilk uzun m etraj sinem a
film i senaryosunu tam am layan, ilk vk kitab Noctures: Five Sto
ries o f M usic and Nightfall 2009'da yaym lanan yazarn rom anlar
otuzdan fazla dile evrilm itir. K azuo Ishiguro, kars ve kzyla
birlikte Londra'da yaam aktadr.

M ine H aydarolu Robert Kolej, Bennington College (Felsefe) ve


Sim m ons Graduate School of Library and Inform ation Science'tan
m ezun oldu. Kitap evirileri: Sanat Kitab j 500 Sanat, 500 Sanat
Eseri, (Yem Yayn, 1997), M ark Twain, Bir Cinayet, Bir Sr ve Bir E v
lilik (YKY, 2003), Brad Meltzer, Sfr Oyunu (Rem zi K itabeyi, 2006).
eitli dergilerde evirileri yaym land. 2001 ylndan beri Yap
Kredi Y aynlarn d a Sanat D nyamz dergisi ve kitap editr olarak
alyor.

Kazuo Ishiguro'nun
YKY'deki kitaplar:
Beni Asla Brakma (2008)
Avunamayanlar (2009)

KAZUO ISHGURO

Beni Asla Brakma


eviren:

Mine Haydarolu

Roman

Q E30
Yap Kredi Yaynlar

Y ap K redi Y aynlar - 2443


Edebiyat - 762
Beni A sla Brakm a / K azuo Ishiguro
zgn ad: N ever Let M e Go
eviren: M ine H aydarolu
Kitap editr: Begm Kovulm az
Dzelti: Incilay Y im azyurt
K apak tasarm : N ahide D ikel
Bask: Bilnet M atbaaclk Biltur Basm Yavm ve H izm et A..
Y ukar D ud ullu O rg an ize San ay i Blgesi 1 C adde
No: 16 m ran iy e / stanbul
Sertifika No: 15690
eviriye tem el alm an bask: Knopf Canada, 2005
1. bask: stanbul, ubat 2007
7. bask: stanbul, N isan 2012
ISBN 978-975-08-1187-6
Yap Kredi K ltr Sanat Y aynclk T icaret ve Sanayi A.. 2007
Sertifika No: 12334
Copyright Kazuo Ishiguro, 2005
Btn yayn haklar sakldr.
K aynak gsterilerek tantm iin yaplacak ksa alntlar dnda
yayncnn yazl izni olm akszn hibir yolla oaltlam az.
Yap K redi K ltr Sanat Y aynclk T icaret ve Sanayi A..
Yap Kredi K ltr M erkezi
stiklal Caddesi No. 161 Beyolu 34433 stanbul
Telefon: (0 212) 252 47 00 (pbx) Faks: (0 212) 293 07 23
http: / /w w w . y kvkultur.com .tr
e-posta: ykykultu r@ ykvkultur.com .tr
nternet sat adresi: h ttp ://alisv eris.y ap ik re d i.co m .tr

Lorna ve Naomi iin

ngiltere, 1990'lann sonlar

BRNC KISIM

Birinci Blm

Benim adm Kathy H. Otuz bir yamdaym ve on bir yldan


uzun sredir bakcym. Biliyorum, kulaa ok uzun bir zaman
gibi geliyor, ama aslnda sekiz ay daha, bu yl sonuna kadar a
lmam istiyorlar. Bylece neredeyse on iki ylm dolacak. Bu
kadar uzun sredir bakc olmamn nedeni, iimi harika yapt
m dnmeleri olmayabilir, bunu da biliyorum. Sadece iki yl altktan sonra bu ii brakm as istenen ok baarl ba
kclar var. Ayrca, hi ie yaramayp da on drt yl boyunca a
lm bir bakc da var bildiim. Yani, kendimi vmeye alm
yorum. Ama almalarmdan memnun olduklarn biliyorum,
genelde ben de memnunum. Benim balarm her zaman
beklenenden daha fazlasn baardlar, iyileme sreleri daha
etkileyici oldu ve neredeyse hibiri "sorunlu" kategorisine aln
mad, drdnc organ bandan nce bile. Peki, galiba ken
dimle vnyorum imdi. Ama iimi iyi yapmak benim iin
ok nemli, zellikle de balarm n "sknet" iinde olma
lar. Onlarn yannda nasl davranacam igdsel olarak
rendim. Ne zaman yanlarnda olmalym, ne zaman rahatlatmalym, onlar ne zaman yalnz brakmal, ne zaman dinlemeli ve
ne zaman omuz silkip kendilerini toplamalarn sylemeliyim,
biliyorum.
Her neyse, kendim iin byk iddialarda bulunmuyorum.
u anda benim kadar iyi alan, ama benim grdm takdi
rin yarsn almayan bakclar var. Onlardan biriyseniz, krgn
lk hissedebileceinizi anlyorum; odam, arabam ve hepsinden

te kim e bakp bakm ayacam a bizzat karar veriyor olm am


dan dolay bana fkeleniyor olabilirsiniz. Ayrca, ben H ailsham m ezunuyum; tek bana bu bile bazen insanlarn gerilm e
sine neden oluyor. Kathy H., diyorlar, istediini seebiliyor ve
hep kendi gibileri seiyor: H ailsham llar, ya da benzer ayrca
lkl yerlerden gelenleri. O kadar baarl olm asna hi ama
m ak lazm. Bu tr szleri ok duydum, em inim siz de sk sk
duym usunuzdur ve belki sylenenlerde bir doruluk pay
vardr. Ama seme hakk olan ilk bakc ben deilim, em inim
sonuncu da olmayacam. Hem aslnda farkl bir sr yerden
gelen balara da baktm ben. Bilin ki, iim i bitirdiim de
on iki ylm dolmu olacak, oysa sadece son alt yldr sem e
me izin veriyorlar.
Hem neden sememe izin vermesinler? Bakclar makine
deil ki. Her ba iin elinizden geleni yapyorsunuz; ama
sonuta btn bunlar ypratyor insan. Sonsuz sabr ve enerji
ye sahip olamazsnz ki. Bu nedenle tabii ki seme ans olunca,
kendine benzeyeni seer insan. Bu ok doal. Eer balar
ma btn aamalarda yaknlk hissetmeseydim, bu kadar uzun
sre devam edemezdim almaya. Hem zaten, semeye balamasaydm, bunca yl sonra Ruth ve Tommy ile tekrar nasl yakmlaabilirdim?
Ama tabii ki bugnlerde eskiden tandm balarn sa
ys giderek azalyor ve bu nedenle gerekte ok fazla seemiyo
rum. Dediim gibi, banzla daha derin bir banz yoksa,
i ok zorlar. Bakc olmay ileride zleyecek olsam bile, yl so
nunda bu ii brakm am doru olacak.
Bu arada, Ruth benim setiim nc ya da drdnc ba
yd sadece. O dnemde ona atanm baka bir bakc vard
zaten ve onun bakcln stlenmek iin cesaretim i toplamam
gerekti. Ama sonuta baardm ve onu tekrar grdm an,
Dover'daki u nekahet merkezinde, aram zdaki btn farkllk
lar -tam am en ortadan kalkmasa d a - dier baka eyler kadar
nemli grnmedi gzme: Hailsham'da birlikte bym ol
mamz, baka kim senin bilmedii ya da hatrlamad eyleri
bilmemiz daha nemliydi. Sanrm o zamandan itibaren, ba
larm gemite tandm insanlar arasndan semeye bala

dm ve zellikle de, mmkn olan her frsatta, Hailsham'dan


gelenleri setim.
Hailsham' gemie gmmeye altm dnemler oldu ge
en yllarda; kendime geriye bakmamay telkin ettiim zam an
lar oldu. Sonra bir an geldi ki direnmeyi braktm. nc y
lmda baktm bir bann, Hailsham l olduumu rendii
zaman verdii tepki neden oldu buna. nc bandan yeni
kmt, ameliyat iyi gememiti ve hayatta kalamayacan bi
liyordu sanrm. Nefes almakta ok zorluk ekiyordu, ama bana
doru bakt ve dedi ki: "Hailsham. Bahse girerim oras gzel
bir yerdi." Ertesi sabah, onun zihnini datmaya alrken, nere
de bydn sordum. Dorset'te bir yerden sz etti ve bunu
sylerken krm z lekelerle dolu, imi yzn bambaka bir
ifadeyle buruturdu. O zaman anladm ki kendi gemiini ha
trlamay hi istemiyordu. Onun yerine, Hailsham hakknda bir
eyler duymak istiyordu.
Bunun zerine, sonraki be-alt gn boyunca, bilmek istedi
i her eyi anlattm ve yatt yerde, bazen tatl tatl glmsedi.
Bana byk olaylar ve kk ayrntlar soruyordu. Gzetmen
lerimizi sordu, her birim izin yata altndaki koleksiyon sandk
larmz, futbolu, ngiliz beysboln, ana binann etrafndan
geen, her ke buca ve gedii dolanan dar patikay, rdekli
gleti, yemekleri, sisli sabahlarda Sanat Odas'ndan ayrlarn
manzarasn... Bazen bana ayn eyleri tekrar anlattrrd; daha
bir gn nce anlattklarm, sanki hi duymam gibi yeniden
dinlemek isterdi. "Spor binanz m vard?", "En sevdiin gzet
men kimdi?" Balarda tekrar tekrar sormasnn nedenini ilala
ra balyordum, ama sonradan zihninin yeterince ak olduu
nu fark ettim. Hailsham' sadece duymak deil, hatrlamak isti
yordu; sanki kendi ocukluu orada gemi gibi. Tkenmesine
az kaldn biliyordu ve bu yzden byle yapyordu; bana bir
eyleri anlattryordu ki iyice sindirsin; belki bu sayede, btn
o ilalar, ac ve bitkinlikle uykusuz geen gecelerde, benim an
larmla onunkiler birbirine karrd. te o zaman anladm, ger
ekten anladm ki, biz ok anslydk; Tommy, Ruth, ben ve Hailsham'dan gelen dier herkes.

imdi ehir dnda araba srerken, hl bana Hailsham'


hatrlatan eyler gryorum. Sisli ayrlarn kenarndan geer
ken ya da bir vadinin yamacndan aa inerken, byk bir ev
grrsem veya tepede dzenli sralanm kavak aalar gz
me arparsa, kendime diyorum ki: "Belki budur, ite! Buldum
sonunda! Buras gerekten Hailsham !" Sonra bunun im knsz
olduunu hatrlyorum ve arabay srmeye devam ediyorum,
dncelerim baka yerlere kayyor. zellikle de, u kulbeler.
lkenin her bir yannda gryorum onlar; kk, beyaz, pre
fabrike binalar. Yan yana sral pencereleri ok yksekte, nere
deyse saaklarn altna sktrlm gibi. 1950 ve 60'l yllarda
bunlardan ok sayda ina etmiler sanrm, bizim kiler de o d
nemde yaplm olmal. Ne zaman bu binalardan birinin yann
dan gesem, gzden kaybolana kadar mutlaka bakyorum ona,
bu gidile bir gn kaza yapacam herhalde, ama bakmaya de
vam ediyorum. ok olmad, geenlerde YVorcestershire'da uzun
ve bo bir yolda gidiyordum, bir kriket sahasnn yannda, ayn
bizim Hailsham'dakine benzer bir bina grr grmez, arabay
dndrp ikinci kez bakmaya gittim.
Spor binam z ok severdik, belki de kkken baktmz
resim li kitaplardaki insanlarn sevim li kk evlerini hatrlat
t iin. Kkler'deyken, gzetmenlerimize bir sonraki dersi
her zam anki snfta deil de spor binasnda yapmalar iin yal
vardmz hatrlyorum. Sonra Bykler 2'deyken -bizler on
iki-on yandayken- spor binas en iyi arkadalarmzla Hailsham'dan uzaklam ak isteyince saklandmz yer oldu.
Bina, iki ayr grubu birbirlerini rahatsz etmeden iine ala
cak kadar bykt; yazn bir nc grup da verandada taklabiliyordu. Ama en iyisi, binada en yakn arkadalarla birlikte
yalnz kalmakt, bu yzden dalavereler evriliyor, kavga k
yordu. Gzetmenlerimiz bize hep uygarca davranmamz syl
yorlard, ama teneffslerde ya da serbest saatlerde binada olma
ansn yakalayabilmek iin, grubunuzda salam karakterlere
sahip arkadalar olmas artt. Ben de yle ezilip bzlen tipler
den deildim, ama sanrm esas Ruth sayesinde oraya o kadar
sk girebiliyorduk.
ou kez sandalyelere ve banklara yaylr otururduk -b e

kiiydik, Jenny B. gelirse alt oluyorduk- ve bol bol dedikodu ya


pardk. Sadece o binann iine saklandmzda byle konuabi
liyorduk; bizi skan eylerden sz edebiliyor ya da kahkahalara
boulabiliyor, iddetli bir tartmaya tutuabiliyorduk. En ok
da, yakn arkadalarmzla konuup rahatlayabildiimiz bir yer
di oras.
imdi aklm a gelen o gn, leden sonra, taburelerde ve
banklarda ayakta durarak, yksek pencerelerin yannda birik
mitik. Buradan Kuzey Oyun Sahas'm rahata grebiliyorduk.
Bizim snfm zdan ve Bykler 3'ten yaklak on iki olan fut
bol oynamak iin toplanmt. ok gneli, parlak bir gnd,
ama daha nce yamur yamt sanrm, nk otlarn amur
lu yzeyinde gnein nasl parladn hatrlyorum.
iim izden birisi, seyrettiim izi fazla belli etmememiz ge
rektiini syledi, ama hibirim iz yerimizden kmldamadk.
Sonra Ruth: "O hibir eyden phelenmiyor," dedi. "Baksanza
una. Gerekten hibir eyin farknda deil."
Bunu syledii anda Ruth'a baktm ve yznde, olanlarn
Tommy'ye yapmak zere olduklar eyi onaylamadna dair
bir iaret bulmaya altm. Ama bir saniye sonra Ruth ksa bir
kahkaha koyuverdi ve: "Aptal!" dedi.
Olanlarn yapmaya karar verdii eyin, Ruth'un ve dierle
rinin gznde ok uzak bir ey olduunu anladm; onlara gre
onaylamamz ya da onaylamamamzn hibir anlam yoktu. O
srada pencerelerin kenarnda toplanmtk, ama Tommy'nin bir
kez daha aalanmasn grmekten holandmz iin deil,
olanlarn son plann duyduumuz ve neler olacan belli belir
siz merak ettiimiz iin. O gnlerde olanlarn kendi aralarnda
yapt eyler bundan daha derinlikli deildi. Ruth iin, dierleri
ne gre, bizimle hi ilgisi yoktu ve sanrm benim iin de yleydi.
Belki de yanl hatrlyorumdur. Belki o zam an bile - o sra
da sahada koturan Tommy'nin yznde gruba tekrar kabul
edilmenin verdii aleni mutluluu grebiliyordum; ok baarl
olduu bu oyunu birazdan tekrar oynayabilecekti- bir an iim
szlam olabilir. Ama kesin hatrladm ey, Tommy'nin bir n
ceki ay Satlar'dan ald ve ok gururland ak mavi polo
gmleiydi. yle dndm hatrlyorum: "Gerekten ok

aptal, bu gmlekle futbol oynayacak. Mahvolacak gmlei, o za


man kendini nasl hissedecek?" Yksek sesle, belli birine seslen
meden dedim ki: "Tommy gmleini giymi. En sevdii polo
gmleini."
Kim senin beni duyduunu sanmyorum, nk hepsi Laura'ya glyordu; grubumuzun palyaosu, Tommy'nin yznn
koarken, el sallarken, seslenirken, top keserken ald ifadeleri
taklit ediyordu. Dier olanlarn hepsi sahada snrken kastl
olarak ar davranyorlard, oysa Tommy heyecan iinde her
an hzla komaya hazr gibiydi. Bu kez sesimi daha da yksel
terek, "Gmleine bir ey olursa hastalanr," dedim. Bu sefer
Ruth beni duydu, ama aka yaptm sand sanrm, nk ya
rm az gld, sonra kendince alayc bir laf att ortaya.
Sonra olanlar topu tekmelemeyi braktlar, amurun orta
snda bir sr halinde durdular, adam seme turunun balam a
sn beklerken gs kafesleri yava yava inip kalkyordu. Sei
len iki kaptan Bykler 3'tendi, oysa herkes Tommy'nin o ylki
oyuncularn en iyisi olduunu biliyordu. lk oyuncuyu kim se
ecek diye yaz tura attlar, kazanan olan oyuncular gzden
geirmeye balad.
Arkamda biri, "una bakn," dedi. "lk seilenin kendisi
olacandan ne kadar emin. Bir bakn una!"
O anda Tommy'de gerekten komik bir yan vard; evet, de
dirtiyordu insana, gerekten bu kadar aptalsa, birazdan bana
gelecekleri hak ediyor. br olanlar oyuncu seimiyle hi ilgi
lenmiyor, kim in seileceini hi umursamyor gibi davranyor
lard. Bazlar aralarnda sessizce konuuyor, kimisi ayakkab
balarn balyor, kim i de ayaklarn sryerek amurun iin
de yryordu. Ama Tommy, sanki imdi onun ad sylenecek
mi gibi, Bykler 3T olann yzne bakyordu.
Laura oyuncu seim i boyunca gsterisine devam ederek,
Tommy'nin yzndeki deien ifadelerin hepsini taklit etti; ba
taki heyecanl, hevesli surat; drt oyuncunun seiliinden sonra
ki arm, endieli ifade; neler dndn anlamaya balad
andan itibaren yzne yansmaya balayan ac ve panik. Ama
ben Laura'ya bakmay brakmtm, nk Tommy'yi izliyor
dum; kzn ne yaptn dierlerinin glmelerinden ve yrek

lendirmelerinden anlyordum. Tommy tek bana kaldnda ve


olanlar byk altndan glmeye baladnda Ruth'un yle de
diini duydum:
"te geliyor. Bekleyin. Yedi saniye kald. Yedi, alt, be..."
Bire varamad. Tommy fkeyle haykrmaya balad ve o
lanlar da alenen glp kahkahalar atarak Gney Oyun Sahas'na kotular. Tommy onlarn ardndan birka adm att; kzgn
lkla onlar kovalamaya m balayacakt yoksa geride brakld
iin panikle mi davranmt belli deildi. Her neyse, ksa bir
sre sonra olduu yerde durdu, olanlarn ardndan fkeyle
bakt, yz kpkrmz olmutu. Sonra barp armaya bala
d, azndan anlalmaz hakaret ve kfrlerden oluan karm a
kark kelimeler dklyordu.
Daha nce birok kez Tommy'nin fke nbetlerine ahit
olmutuk, bu yzden taburelerden indik ve odann iine dal
dk. Konuacak baka bir konu bulmaya altk, ama arkadan
Tommy'nin srekli barp aran sesi duyuluyordu; ilk nce
gzlerimizi devirip onu duymazdan, grmezden gelmeye al
tk, sonunda yeniden -o n dakika nce indiim iz- pencerelere
trmandk.
br olanlar gzden tamamen kaybolmulard artk,
Tommy'nin laflar kim senin kulana ulamyordu. Sadece de
liler gibi barp aryor, ellerini kollarn, bacaklarn etrafa,
ge, rzgra, en yakn it direine savurup duruyordu. Laura,
Belki de Shakespeare'den bir sahne oynuyordur," dedi. Bir ba
kas, Tommy'nin barrken bir ayan yerden kaldrdna dik
kat ekti; "eyen bir kpek gibi," dedi. Aslnda ben de ayan
kaldrn fark etmitim, ama benim zellikle dikkatim i eken,
ayan her yere vuruunda baldrlarna srayan amurdu. Ky
metli gmlei geldi aklm a yine, ama ne kadar kirlendiini bu
lunduum yerden gremiyordum.
Ruth, "Galiba biraz acmaszlar ona kar," dedi. "Onu hep
kkrtyorlar. Ama kabahat kendisinde. Eer sakin davranmay
bilse, ona satamaktan vazgeerler."
Hannah, "Bence vazgemezler, dedi. "Graham K. de onun
gibi sinirli, ama ona kar tam tersine ok dikkatliler. Tommy'ye
bu kadar saldrmalarnn nedeni tembelin teki olmas."

Sonra herkes bir azdan konumaya balad: Tommy asla


yaratc olmaya almyordu, lkbahar Takas iin hibir ey
hazrlamamt... Sanrm o srada, hibirim iz dile getirm esek
bile, artk bir gzetmen gelsin ve Tommy'yi oradan alp gtr
sn istiyorduk. Tommy'yi kzdrm ak iin yaplan bu son oyun
da hibirim izin parm a olmasa bile, seyirci koltuklarna ku
rulduumuz iin sululuk hissetm eye balamtk. Ama orta
lkta gzetmen yoktu; bu yzden Tommy'nin bana gelen her
eyi neden hak ettiine dair dncelerim izi birbirim ize an
latmaya baladk. Ruth saatine bakp hl vaktim iz olmasna
ramen ana binaya dnmemiz gerektiini sylediinde, kim se
kar kmad.
Binadan ktmzda, Tommy barp armaya devam
ediyordu. Ev solumuzdayd ve Tommy tam karmzda, ileride
ki sahada olduu iin yanndan gememize gerek yoktu. Zaten
dier yne bakyordu ve bizi fark etmemi gibiydi. Yine de, ar
kadalarm sahann kenarndan ilerlemeye baladnda yol
dan sapp Tommy'ye doru yrm eye baladm. Bu yaptma
dierleri aracakt, biliyordum, ama yrmeye devam ettim;
arkamdan Ruth'un beni geri dnmeye aran telal fsltsn
iitmeme ramen.
Sanrm Tommy fkeli anlarnda rahatsz edilmeye alk
deildi, nk beni fark edince ilk tepkisi bir saniye durup ba
na bakm ak ve hemen eskisi gibi barmaya devam etmek oldu.
Sanki bir Shakespeare oyuncusuydu gerekten ve ben de gs
terinin ortasnda sahneye, yanma kmtm. "Tommy, gzel
gmleini kirlettin," dediimde bile, beni duyduuna dair hi
bir ipucu vermedi.
Bunun zerine elim i uzatp koluna dokundum. Sonra olan
lar dierleri onun bilerek yaptn dnseler de, ben kazayla
olduunu biliyorum. Elini kolunu fkeyle sallayp dururken eli
mi uzattm grmemiti. Neyse, kolunu savururken elimi itti,
eli yanama arpt. Hi acmad, ama nefesim kesildi, arkamda
ki kzlarn ounun da.
Nihayet o anda Tommy beni, dierlerini ve kendisini, saha
nn ortasnda nasl davrandn fark etti ve yzme aptal aptal
bakt.

Epey sert bir ses tonuyla, "Tommy," dedim. "Gm lein a


mur iinde."
"Ne olmu yani?" diye mrldand. Ama bunu sylerken
aa bakt, kahverengi lekeleri fark etti ve telala barmaktan
son anda alkoydu kendini. Sonra polo gmleiyle ilgili hisle
rini bilmemden dolay duyduu hayreti belli eden ifadeyi gr
dm yznde.
"Kayglanacak bir ey yok," dedim, sessizlik onu utandr
maya balamadan. "Lekeler kar. kmazsa Bayan Jody'ye g
trrsn."
Gmleini incelemeye devam etti, sonra homurdanarak:
"Seni hi alakadar etmez zaten," dedi.
Bu son sz ettiine hemen piman olmu gibi grnd
ve bana mahcup bir ifadeyle bakt, sanki onu rahatlatacak bir
sz sylememi bekliyordu. Ama bu kadar artk bana yetmiti;
zellikle de kzlarn gz nndeyken ve ana binadaki pencere
lerden dar bakan kim bilir ka kii bizi grmken. Bu yz
den omuz silkip arkam dndm ve arkadalarma katldm.
Ruth omzuma elini koydu ve birlikte yryp uzaklatk.
"En azndan biraz sakinlemesini saladn," dedi. "Sen iyi m i
sin? lgm hayvann teki o."

kinci Blm

Aradan ok zaman geti, bu yzden baz eyleri yanl ha


trlyor olabilirim elbette, ama hatrladm kadaryla o gn
Tommy'nin yanma yaklamam, hayatmn o dneminde geli
tirmeye altm davran biim inin bir parasyd; kendime
srekli yeni meydan okumalar yaratmamla ilgili bir eydi.
Tommy birka gn sonra beni durdurup konuana kadar da,
olup bitenler aklmdan kmt.
Sizin geldiiniz yerde nasld bilmiyorum, ama Hailsham'da bizim neredeyse her hafta bir tr tbbi muayeneden ge
memiz gerekiyordu; genellikle evin en st katnda, 18. Oda'da,
aksi Hemire Trisha ya da bizim ona verdiimiz adla, Karga Su
rat tarafndan muayene ediliyorduk. O gneli sabah, kalabalk
bir grup halinde orta merdivenden kp ona muayene olmava
gidiyorduk, muayeneleri bitmi bir baka grup da aaya ini
yordu. Merdivende sesler yanklanrken, ben bam ne eik,
nmdekinin topuklarn izleyerek yukar trmanyordum ki
yan bamda bir ses duydum: "Kath!"
Aa inen grubun iindeki Tommy, merdivenin ortasnda
durmutu. Yzndeki kocaman glm sem e hemen sinirime
dokundu. Birka yl nce olsayd, belki karmza kmas ho
umuza giden birine byle, onun bana bakt gibi bakardk.
Ama artk on yandaydk ve imdi toplum iinde kar
laan gen bir erkek ve kz gibi davranmalydk. imden,
"Tommy, neden bymyorsun artk!" demek geldi, ama dur

durdum kendimi ve bunun yerine, "Tommy, yolu tkyorsun.


Ben de yle," dedim.
Arkasna bakt, gerekten de neredeyse herkes durmak zo
runda kalmt. Bir an paniklem i grnd, sonra tam yanm
daki duvara yaparak insanlarn yanndan ancak geebilecei
kadar yer at. Dedi ki: "Kath, her yerde seni aryordum. zr
dilemek istedim. Yani, gerekten ok zgnm. Geen gn sa
na vurm ak istememitim. Bir kza vurm ay aklmdan bile geir
mem, hem bunu yapsaydm bile, sana asla vurm ak istemezdim.
Gerekten, gerekten zgnm."
"nem li deil. Bir kazayd, hepsi bu." Ona bamla selam
verdim ve ilerlemeye altm. Ama Tommy neeli bir sesle:
"Gmleim artk tertemiz. Btn lekeler kt," dedi.
"yi olmu."
"Acmad deil mi? Sana vurduumda?"
"Tabii ki acd. Kafam krld. Beyin sarsnts geirdim, ak
ima ne gelirse geirdim ite. Karga Surat bile fark edebilir. Tabii
yukar kmay baarabilirsem."
"Cidden, Kath. Bana k t hisler beslemiyorsun deil mi?
ok, ok zgnm. Gerekten."
Sonunda ona glmsedim ve ciddiyetle, "Bak, Tommy, bir
kazayd ve yzde yz unutuldu. Seni bir nebze bile sulamyo
rum," dedim.
Hl yeterince emin grnmyordu, ama artk baz b
yk renciler onu arkadan itelemeye, yrm esini sylemeye
balamlard. Bana abucak glmsedi ve kk bir olana
dokunur gibi hafife omzuma dokundu. Merdivenden yukar
trmanmaya baladmda arkamdan seslendiini iittim: "G
rrz Kath!"
Bu olay beni biraz utandrmt, neyse ki hi dedikodu k
mad ya da kim se bana satamad, stelik kabul etmeliyim ki,
merdivende karlamasaydk, gelecek birka hafta boyunca
Tommy'nin yaayaca sorunlarla hi ilgilenmeyecektim.
Olaylardan bazlarn kendim de grdm. Ama ounluk
la bakalarndan duydum ve byle zamanlarda daha fazla bil
gi almak iin insanlar sorguladm. Birka fke nbeti daha ge
irmiti. Mesela bir keresinde 14. Oda'daki iki sray yerinden

kaldrp frlatt, stlerindekileri datp yere savurduu syle


niyordu, o srada snftakiler merdiven sahanlna kap onun
odadan kmamas iin kapya engel dayamlard. Bir baka
sefer de, futbol antrenman srasnda Reggie D.'ye saldrmasn
nlemek iin Bay Christopher'm Tommy'nin kollarn sk sk
tutmas gerekmiti. Bykler 2'deki olanlar sahaya komaya
gittikleri zaman, kou partneri olmayan tek kiinin Tommy ol
duunu herkes gryordu. yi bir koucuydu, kendisiyle dierle
ri arasndaki mesafeyi hemen on-on be metreye kadar karabi
liyor, belki de bu sayede kim senin onunla komak istemediini
gizleyebileceini dnyordu. Bunlarn yan sra, neredeyse
her gn ona yaplan eek akalar kulaktan kulaa dolayor
du. ou bildik eylerdi -yatandan kan garip eyler, sabah
kahvaltsnda yedii msr gevreinin iindeki solucan-, ama
bir ksm anlamszca irkindi; klozeti di frasyla temizlemele
ri ve bylece Tommy'nin frasnn bokla kaplanm olduunu
grmesi gibi. Boyu ve gc -sanrm bir de asabiyeti- nedeniy
le kim se ona fiziksel saldrda bulunmaya cesaret edemiyordu,
ama hatrladm kadaryla, en az iki ay boyunca bu tr olaylar
srd gitti. Eninde sonunda birisi, artk yeter, fazla ileri gittik
diyecek sandm, ama hibir ey deimedi ve kimse bir ey de
medi.
Bir keresinde ben bir eyler sylemeyi denedim, yatakhane
de klar sndrldkten sonra. Bykler'deyken her yatakha
nede altar kii kalyorduk, bu yzden kendi kk grubumuz
olumutu, en gizli konumalarmz karanlkta uykuya dalma
dan nce yapardk. Baka hibir yerde, spor adrnda bile s
zn edemeyeceimiz konular bu zamanlarda konuurduk.
Bylece bir gece, Tommy konusunu atm. Fazla bir ey syle
medim; sadece ona yaplanlar zetledim ve bunlar gerekten
hak etm ediini syledim. Konumam bitirdiimde, tuhaf bir
sessizlik bir sre karanlkta asl kald, derken fark ettim ki hep
si Ruth'un tepkisini bekliyor; ne zaman tedirgin edici bir konu
alsa byle olurdu. Beklemeye devam ettim, sonra Ruth'un yat
t taraftan bir i eki sesi duydum, dedi ki:
"Bir konuda haklsn Kathy. Bu yaplanlar ho deil. Ama
eer durmalarn istiyorsa, kendi davranlarn deitirmeli.

ilkbahar Takas'na hibir ey getirmedi. Ya gelecek ay iin bir


ey hazrlyor mu? Em inim hibir ey yapmyor."
Bu noktada, Hailsham'daki Takaslar' biraz aklamam ge
rekir. Ylda drt kez -ilkbahar, yaz, sonbahar ve k n - bir tr
byk sergi dzenlenirdi; son Takas'tan beri, aydr yaratt
mz eyleri sergiler ve satardk. Resimler, izimler, anak m
lek, o gnlerde en moda olan eyler neyse -ezilm i teneke kutu
lar belki, ya da kartona yaptrlm ie kapaklar- onlardan
vaptmz trl eit "heykeller". Sergiye verdiiniz her para
iin Takas Kuponlar alyordunuz -gzetm enler bayaptlarn
za deer biiyorlard-, sonra Takas'm yapld gn kuponlarn
z getirip beendiiniz eyleri "satn alyordunuz". Kural gerei
sadece kendi ylnzdan olan rencilerden bir eyler satn alabi
liyordunuz, ama bu bile bize yeterince seenek salyordu, n
k oumuz aylk srede olduka retken olabiliyorduk.
imdi geriye dnp baktmda, Takaslar'm bizim iin ne
den bu kadar nemli olduunu daha iyi anlyorum. Bir kere,
bunlar, Satlar dnda -Satlar baka bir eydi, daha sonra an
latacam - kendi kiisel eya koleksiyonumuzu oluturmann
tek yoluydu. Diyelim ki, yatanzn etrafndaki duvarlar ss
lemek, ya da odadan odaya tanrken antanza atp tayabile
ceiniz, m asanzn zerine koyabileceiniz bir eyler istediniz,
bunlar Takas'ta bulabilirdiniz. imdi unu da grebiliyorum;
Takaslar ok ince bir ekilde hepim izi etkiliyordu. Bir dnn,
kendi zel hzineniz olabilecek eyleri retmek iin birbirinize
bal olmak; bu, ilikilerinizi mutlaka etkileyecektir. u Tommy
meselesi tipik bir durumdu. ou zaman, Hailsham'da hakk
nzda ne dnld, ne denli sevildiiniz ve sayg grd
nz, "yaratm akta" ne kadar baarl olduunuza balyd.
Birka yl nce Dover'daki nekahet merkezinde ona bakt
m sre iinde, Ruth'la ben sk sk byle eyleri hatrladmz
fark ettik.
Bir keresinde, "Birbirim izin alm alarna deer vermemiz
tevik ediliyordu orada, Hailsham' zel klan eylerden biri de
buydu," dedi.
"Doru sylyorsun," dedim. "Ama bazen, imdi Takaslar' tekrar dndmde, byk bir blm bana ok garip

grnyor. iirleri dnelim mesela. izim ya da resim yerine


iirle katlmamza izin vard. Tuhaf olan u ki, hepimiz bunu
normal karlyorduk, bir anlam var sanyorduk."
"Neden olmasn? iir nemlidir."
"Ama dokuz yamdakilerin yazdklarndan bahsediyoruz,
ksa komik dizelerden, bir sr yazm hatasndan, karalama
defterlerinden. Deerli kuponlarmz, yataklarmzn etrafna
koyabileceimiz ho eyler yerine, ii bir sr vr zvrla dolu
karalama defterlerine harcyorduk. Birinin iirlerini bu kadar
merak ediyorsak, niye iirlerini herhangi bir gn dn alp da
kendi defterlerimize kopyalamyorduk ki? Ama nasld, hatr
larsn. Takas gn gelirdi ve orada durup Susie K.'nin iirlerini
mi, yoksa Jackie'nin yapt zrafalar m alacamza karar ver
meye alrdk."
Ruth glerek, "Jackie'nin zrafalar ne kadar gzeldi," de
di. "Bende bir tane vard.
Bu konumay, gzel bir yaz akam, onun nekahet odas
nn kk balkonunda otururken yapyorduk. lk bandan
birka ay sonrayd, en zor ksmn atlatmt ve darda en az
yarm saat oturmu olalm, atlarn stnden gnbatmn sey
redelim diye akam ziyaretlerimi o saatte yapardm. Bir sr
uydu anteni ve ana grrdk, bazen de uzakta, tam kar
mzda parldayan izgiyi, denizi. Madensuyu ve biskvi geti
rirdim, balkona oturur, aklm za ne gelirse ondan konuurduk.
Ruth'un o srada kald merkez benim en sevdiim merkezler
den biriydi, sonunda ben de kendimi orada bulsam hi zlm e
yecektim. yileme odalar kktr, ama iyi tasarlanm ve
konforludurlar. Her ey -duvarlar, zem in - parlak beyaz fayans
larla kaplanmtr, merkez bunlar o kadar temiz tutar ki, ieri
adm atnca bir aynalar salonuna girm i gibi olursunuz. Tabii
ki, kendi yansm anz grmyordunuz, ama neredeyse byle ol
duunu sanyordunuz. Bir kolunuzu kaldrdnzda ya da bi
risi yatanda dorulduunda, etrafnzdaki fayanslarda bu ha
reketin soluk, glgeli yansmasn grebiliyordunuz. Her neyse,
Ruth'un bu merkezdeki odasnda ayrca byk caml, srmeli
kaplar vard, bu sayede yatt yerden dary kolayca grebi
liyordu. Ruth ban yasta dayamken bile g geni geni

grebiliyor, hava yeterince lksa balkona kp istedii kadar


temiz hava alabiliyordu. Onu orada ziyaret etmekten ok ho
lanyordum, dallanan budaklanan sohbetlerimizi seviyordum.
Yazdan sonbaharn bana kadar balkonda birlikte oturmak,
Hailsham'dan, Kulbeler'den ya da aklm za ne gelirse ondan
konumaktan holanyordum.
Dediim u," diye devam ettim, "biz o yalardayken, diye
lim ki on birken, birbirim izin iirlerini aslnda hi merak etm i
yorduk. Ama hatrlasana, Christy gibi biri sz konusu olunca?
Christy iyi iir yazmakla nlyd ve hepimiz ona hayranlk du
yuyorduk. Sen bile, Ruth. Christy'ye hi patronluk taslamyor
dun. Bunun tek nedeni, ok iyi iir yazdn sanmamzd. Ama
iir hakknda hibir ey bilmiyorduk. Umurumuzda deildi.
ok tuhaf."
Ama Ruth ne demek istediimi anlamad, belki de bilerek
anlamazdan geliyordu. Belki hepimizi olduumuzdan daha ol
gun ve bilgili hatrlamak istiyordu. Veya konumann nereye
gittiini anlamt ve o yne gitmemizi istemiyordu. Her neyse,
derin derin i ekti ve:
"H epim iz C hristy'nin iirlerini ok beeniyorduk/' de
di. "Ama merak ediyorum, acaba bugn de kulam za ayn
gelirler mi? Keke burada yanm zda birka iir olsayd, im
di ne dnrdk m erak ediyorum ." Sonra gld ve: "Peter
B.'nin baz iirleri hl bende," dedi. "Bu ok daha sonrayd,
Bykler 4'teyken. Ondan holanyordum herhalde. Yoksa
bu iirleri niin almm, hibir fikrim yok. O kadar ktler
ki, hasta ederler insan. Kendini ok ciddiye alyormu. Ama
C hristy'nin iirleri iyiydi, yle hatrlyorum. Tuhaftr, resim
derslerine balad anda iiri unuttu. Geri resimde hi o ka
dar iyi olmadyd."
imdi Tommy'ye dneyim. Ruth'un yatakhanemizde k
lar sndrldkten sonra syledikleri -Tommy'nin btn so
runlarnn kendisinden kaynakland hakknda-, o srada Hailsham'daki neredeyse herkesin dncelerinin zetiydi. Ruth
syleyeceini syledii zaman, Tommy'nin bile isteye deneme
yi brakm olduu dncesinin gemiten beri, Kklerdey
ken bile konuulduunu fark ettim. Sonra, Tommy'nin bana

gelenlerin, sadece geen birka hafta ya da ay deil, yllardr


srmekte olduunu rpererek anladm.
Tommy'yle bu konuda yakn gemite konumutuk ve so
runlarnn nasl baladna dair syledikleri, o gece dndkle
rimi teyit etti. Ona gre, her ey bir leden sonra Bayan Geraldine'in sanat dersinde balamt. O gne kadar resim yapmaktan
hep holanm olduunu syledi bana Tommy. Ama o gn, Ba
yan Geraldine'in dersinde Tommy kendine has bir suluboya re
sim yapmt -yksek allklar arasnda duran bir fil- ve her eyi
balatan da buydu. Bu resmi bir tr aka olarak yaptn syledi.
Onu bu konuda epey sorguladm. Sanrm gerek u ki, o yalar
da ou ocuk byle yapar; belirli bir nedeniniz yoktur, sadece ya
parsnz aklnza geleni. Yaparsnz, nk gldreceinizi sanr
snz ya da bir tepki yaratacak m diye merak edersiniz. Daha son
ra yaptklarnz aklamanz istendiinde hibir manas yokmu
gibi gelir. Hepimiz byle eyler yaptk. Tommy olanlar tamamen
bu ekilde aklamad, ama eminim byle olmutu.
Her neyse, o fili izdi, kendisinden ya kk bir ocu
un yapaca trden bir resimdi. Yapmas yirm i dakika srm e
miti. Gerekten de gld herkes, ama bekledii ekilde glm e
diler. Bu durum bile bir eylere yol amayabilirdi -b yk ironi
de bu sanrm -, tabii Bayan Geraldine o gn snfta olmasayd.
Bayan Geraldine, o yatayken hepim izin en sevdii gzet
mendi. Nazikti, yumuak bir tavrla konuur, ne zaman ihtiyac
mz olsa bizi rahatlatrd; kt bir ey yapm olsak ya da baka
bir gzetmen tarafndan azarlanm olsak bile, iimizden birini
azarlamak zorunda kaldysa, sanki ona bir ey borluymu gi
bi, sonraki birka gn fazladan ilgi gsterirdi. O gn sanat der
sine Bay Robert'n ya da bagzetmen Bayan Emily'nin deil de
Bayan Geraldine'in girm i olmas Tommy iin bir talihsizlikti.
br ikisinden biri olsayd, Tommy biraz azar iitir, karln
da dudan bker, br ocuklar Tommy'nin resmini en kt
ihtim alle beceriksiz bir aka gibi grp geerdi. Hatta baz
renciler ona tam bir palyao gzyle bakabilirlerdi. Ama Bayan
Geraldine, Bayan Geraldine olduu iin, iler byle gitmedi. Bu
nun yerine, kadn resme byk bir efkat ve anlayla bakt. Di
er ocuklarn Tommy'ye sataacan tahmin ettii iin, daha

da ileri gitti ve resimde gerekten vecek eyler bulmaya bala


d, resmi snfa gsterdi. ocuklarn Tommy'ye duyduu fkeyi
tetikleyen buydu.
Tommy, "Biz odadan ktktan sonra, onlarn ilk kez hak
kmda konutuklarn duydum. Onlar duyuyor olmam da hi
umurlarnda olmad," demiti.
Benim tahm inim yle; fili yapmasndan bir sre nce,
Tommy snftan geri kaldn dnmeye balamt. zellik
le de resim lerinin kendinden kk ocuklarn yapt trden
olduunu dnyordu ve bilerek ocuksu resimler yaparak
bunu mmkn olduunca gizlemeye alyordu. Ama fil res
m ini yaptktan sonra her ey ortaya dklm ve artk herkes
onun bir sonraki resmini beklemeye balamt. Bir mddet a
ba gsterdi, ama ne zaman bir resme balasa hemen laf atmalar
ve kkrdam alar duyuluyordu. Aslnda, o ne kadar urarsa, a
balarnn daha da glnesi bir hal ald ortaya kt. Bylece
ok sre gemeden, Tommy bata yapt gibi savunmaya geti,
kasten ocuksu almalar, hi umurunda olmadn belirttii
resimler retti. Ondan sonra durum giderek ktleti.
Bir mddet, sadece sanat dersleri srasnda ac ekmek zo
runda kald ama bu da yeterliydi tabii, nk Kkler'de sa
nat derslerimiz ok sk ve uzundu. Sonra olay bymeye ba
lad. Oyunlarda dland, olanlar yemekte yanma oturmay
reddetti ya da gece yatakhanede klar sndrldkten sonra,
onun syledii eyleri duymazdan gelmeye baladlar. Balarda
ok insafsz deillerdi. Aylar geer, hibir olay olmaz, Tommy
her ey geride kald sanrd; derken kendisinin -y a da dman
larndan biri olan Arthur H /n in - yapt bir ey btn olaylar
yeniden tetiklerdi.
Esas byk fke nbetlerinin ne zaman baladn hatr
layamyorum. Tek hatrladm, Tommy'nin her zam an asabi
bir yan olduu, Bebekler'deyken bile. Ama bana, satamalar
arttktan sonra kolayca fkelenmeye baladn syledi. Her
neyse, asl onun bu fke nbetleri insanlar kkrtyor, olaylar
trmandryordu. Szn ettiim zam an dilim inde de -B yk
ler 2'de, 13 yanda olduumuz y a z - ona yaplan eziyetler had
safhadayd.

Sonra tacizler bak gibi kesildi, tek bir gecede deil, ama
hzl bir ekilde durdu. Dediim gibi, o sralarda olaylar yakn
dan izliyordum, bu sayede iaretleri herkesten nce fark ettim.
Belki bir ay, belki biraz daha uzun sren bir dnemle balad
deiim; eek akalar olduka seri bir ekilde devam ediyordu,
ama Tommy tepki vermemeye balamt. Bazen sinirlenmesine
ramak kaldn grebiliyordum, ama bir ekilde kendini kon
trol ediyor, sadece omuz silkiyor ya da yaplanlar fark etmemi
gibi davranyordu. nceleri bu tepkisizlii hayal krkl yarat
t, belki de insanlar, beklediklerini vermedii iin ona ierlemeye balamlard. Sonra yava yava sklmaya baladlar ve sa
tamay yar gnlszce srdrdler, derken bir gn neredeyse
bir haftadr hi olay kmadn fark ettim.
Bu tek bana ok nemli bir ey olmayabilirdi, ama ben
baka deiimler de grmtm. Kk eyler; mesela Alexan
der J. ve Peter N.'yi avluda Tommy'yle birlikte grdm, spor
sahasna doru sohbet ederek yryorlard, onun ad getii
zaman insanlarn ses tonu belirgin biimde deiiyordu. Bir
keresinde de, leden sonraki teneffsn sonunda, Gney
Oyun Sahas'na yakn imenlerin stnde grup halinde oturu
yorduk. Sahada olanlar her zam anki gibi futbol oynuyorlard.
Konumalara katlyordum, ama bir gzm, oyunun merkezin
de olduunu fark ettiim Tommy'deydi. Bir ara tkezledi, son
ra toparland, topu yerletirip serbest vuruu kendi yapmaya
hazrland. Olanlar beklenti iinde etrafa daldklar srada
Arthur H.'ye -Tommy'nin en byk ikencecilerinden b iri- bak
tm, Tommy'nin birka adm gerisinde durup onu taklit etme
ye balad, Tommy'nin topun banda elleri belinde duruunun
aptalca bir versiyonunu yapyordu. Dikkatle izledim, dier o
lanlarn hibiri Arthur'a uymad. Hepsi onu grm olmalyd,
nk btn gzler topa vurmaya hazrlanan Tommy'nin ze
rindeydi ve Arthur da onun tam arkasnda duruyordu; ama hi
kim se ilgilenmedi. Tommy topu imenlerin stnden ard,
oyun devam etti ve Arthur H. baka bir denemede bulunmad.
Bu gelimelerden mutluluk duyuyordum, ama ayn zam an
da hayretler iinde kalmtm. Tommy'nin alm alarnda hi
bir deiiklik yoktu; "yaratclk" konusunda n her zam anki

gibi yerlerde srnyordu. fke nbetlerinin sona erm esinin


ona byk faydas olduunu gryordum, ama asl kilit nokta
nn stne parm ak basmak daha zordu. Tommy'nin kendisiy
le ilgili bir ey vard -hareketleri, insanlarn yzne dosdoru
bakp aka, iyi huylu bir ekilde konum as-, eskisinden fark
lyd, bunun sonucunda etrafm dakilerin de ona kar davran
lar deimiti. Ama btn olanlara ne sebep olmutu, belli de
ildi.
Hayret etm itim ve ba baa konuma frsat ktnda ko
nuyu demeye karar verdim. Beklediim frsatn kmas uzun
zaman almad, le yemei srasna girdiimde Tommy'nin ben
den birka kii nde olduunu grdm.
Kulaa garip gelebilir ama, Hailsham'da le yemei kuy
ruu zel konuma yaplabilecek en iyi yerlerden biriydi. Byk
Salon'daki akustikle alakal bir eydi; btn o uultu arasnda
ve yksek tavanlar altnda, sesinizi ykseltmediiniz, birbirini
ze ok yakn durduunuz srece ve komularnz kendi arala
rnda sohbete dalmsa, konutuklarnz bakalarnn duyma
ans yoktu. Zaten seeneklere boulmu deildik. "Sessiz"
yerler ounlukla en kt olanlard, nk byk olaslkla
konuulanlara kulak m isafiri olacak biri mutlaka geerdi. Giz
lice konumak iin bir keye ekilmeye altnz an, birka
dakika iinde btn okul bunun farkna varr ve hi ansnz
kalmazd.
Bu nedenle, Tommy'yi birka kii nmde grdm za
man, el sallayarak yanma ardm; srada kural ne geme
mekti, arkaya gemeye izin vard. Mutlulukla glmseyerek
yanma geldi, ksa bir sre hi konumadan durduk; tuhaf his
settiimizden deil, Tommy'nin arkaya gemesinin etrafmzdakilerde yaratt merakn azalm asn bekliyorduk. Sonra ona
dedim ki:
"Bugnlerde ok daha mutlu grnyorsun, Tommy. Her
ey lehine gidiyor sanki."
"Senin gznden hibir ey kamyor deil mi, Kath?" Bu
nu sylerken alayc deildi kesinlikle. "Evet, her ey yolunda,
iyiyim."
"Ne oldu peki? Tanry falan m buldun yoksa?"

"Tanr m ?" Tommy bir an ard. Sonra gld ve, "Ha an


ladm. Benim artk... fkelenmememden sz ediyorsun," dedi.
"Sadece bu da deil, Tommy. Olaylar kendi lehine dndr
dn. Seni izliyordum. Bu nedenle soruyorum."
Tommy omuz silkti. "Sadece biraz bydm sanrm. Belki
de herkes byd. Her dakika ayn eyi yapmak ok skc. Sk
c olmaya balyor."
Hibir ey sylemedim, yzne bakmaya devam ettim. Ta
ki o kk bir kahkaha atp konuana dek: "Kath, ne kadar me
raklsn. Tamam, peki, sanrm bir ey oldu. stersen sana anlata
bilirim ."
"Anlat o halde."
"Sana anlatacam, ama bakalarna sylemeyeceksin, ta
mam m? ki ay nce Bayan Lucy'yle konutuk. Ondan sonra
kendimi ok daha iyi hissetmeye baladm. Aklamas zor.
Ama o bir ey syledi ve sonra kendimi iyi hissetmeye bala
dm."
"Ne dedi peki?"
"ey... u var ki, kulaa biraz garip gelebilir. Bata bana da
garip geldi. Dedi ki, yaratc olmak istemiyorsam, eer gerek
ten byle hissediyorsam, bunda hi sorun yokmu. Bunda yan
l bir ey yok, dedi."
"Byle mi dedi?"
Tommy bayla onaylad, ama ben baklarm baka yne
evirm itim bile.
"Bu ok sama Tommy. Aptalca oyunlar oynayacaksan, hi
vaktim i harcayamam."
Gerekten kzmtm, nk bana yalan sylediini d
nyordum, stelik tam da onun gvenini kazanmaya hakkm
olduu srada. Birka sra arkada tandm bir kzn durduu
nu fark edip yanma gittim, Tommy'yi orada ylece braktm. a
rdn ve krldn gryordum, ama onun iin zldm,
onu merak ettiim onca aydan sonra ihanete uradm hissedi
yordum ve kendini nasl hissettii umurumda deildi. Arkada
mla sohbet etmeye baladm -sanrm Matilda'yd-, mmkn
olduunca neeli davranmaya altm, srada beklediimiz s
re boyunca Tommy'den tarafa hemen hi bakmadm.

Ama tepsimi masalara doru tarken Tommy arkamdan


geldi ve hzla dedi ki: "Kath, seni kandrmaya almyordum,
byle dnme ltfen. Gerekten dediim gibi oldu. Bana bir
ans verirsen sana anlatacam."
"Sam alam a Tommy."
"Kath, sana anlatacam. le yemeinden sonra gln k
ysnda olacam. Gelirsen sana anlatrm."
Ona sulayc bir ifadeyle bakp cevap vermeden ilerledim,
ama sanrn Bayan Lucy hakknda yalan uydurmadn d
nmeye balamtm. Arkadalarmn yanma oturduumda,
yemekten sonra kim seyi meraklandrmadan gle nasl gidece
im i planlyordum.

nc Blm

Gl, evin gneyindeydi. Oraya gitm ek iin arka kapdan


kar, dar ve kavisli patikada, sonbaharn ilk zam anlarnda bi
le yolunuzu kesen ereltiotlarm a basa iteleye yrrdnz. Ya
da, ortalkta hibir gzetmen grnmyorsa, ravent tarhndan
geen kestirm e yoldan giderdiniz. Her neyse, glde sizi rdek
ler, sukam lar ve gl yosunlaryla dingin bir atmosfer bekli
yor olurdu. Ama, konutuklarnz kim se duymasn istiyorsa
nz buras uygun bir yer deildi; le yemei sras daha iyi
bir seimdi. Bir kere, buras ana binadan rahatlkla grnyor
du. Ayrca sesinizin gl suyunun zerinden nerelere vardn
kestirm ek kolay deildi, kulak m isafiri olmak isteyen varsa,
d taraftaki yolu takip edip gln te yakasndaki allklarn
arkasna saklanm as yeterliydi. le yemei srasndaki sohbe
ti ksa kesen ben olduum iin, bu durum dan en iyi ekilde
yararlanm am gerekiyordu. Ekim aynn ortalarm daydk, ama
o gn gne parlyordu. Soran olursa, am aszca yrye k
tm ve Tommy'ye tesadfen rastladm syleyebilirdim.
Belki de bu izlenim i yaratmaya nem verdiimden -oysa
beni izleyen var m bilm iyordum -, gl kysna yakn byk
ve dz kayann stnde Tommy'yi grdmde, nce yanma
oturmadm. Cuma ya da hafta sonu olmalyd, nk kendi k
yafetlerim izi giyiyorduk. Tommy'rin zerinde ne vard tam ha
trlamyorum -b y k olaslkla serin havalarda giydii yrtk
prtk futbol form alarndan biri olm al-, ama benim zerimde
Bykler l'deyken Satlar'dan aldm nden fermuarl, kovu

kzl-kahverengi eofm anm olduuna eminim. Tommy'nin ya


nndan dolatm ve srtm gle verip eve doru dndm, bylece pencerelerde toplanmaya balayan olursa grebilecektim.
Birka dakika havadan sudan konutuk, sanki yemek srasn
daki tartma hi olmam gibi. Tommy'yi ya da bizi izleyenler
varsa onlar aldatmak iin miydi bilmiyorum, ama geerken
durmu gibi yapmaya devam ettim , hatta bir ara yoluma de
vam edecekmi gibi bir iki adm attm. O anda Tommy'nin pa
niklediini grdm ve istemeden de olsa cann sktm iin
hemen piman oldum. Bu nedenle, sanki birden hatrlam gibi
konutum:
"Bu arada, sabah bana ne diyordun?" dedim. "Bayan Lucy
sana bir ey mi anlatmt, neydi?"
"Ah..." Tommy gzlerini benden uzaklatrp gle bakt. San
ki tamamen unuttuu bir konuyu amm gibi davranmt.
"Bayan Lucy. Ah, evet u konu."
Bayan Lucy, grn aidatsa da, Hailsham'daki en sporse
ver gzetmenlerden biriydi. Tknaz, neredeyse buldoa benzer
bir figr vard. Tuhaf siyah salar dosdoru yukar uzar, ku
laklarn ya da kaim ensesini rtmezdi. Ama gerekten gl
kuvvetliydi ve formu yerindeydi. Bydkten sonra bile, ko
ularda ona yetiemezdik; olanlar bile. Hokeyde harikayd.
Bykler'deki olanlarla bile futbol oynayabiliyordu. Bir kere
sinde hatrlyorum, topu sahada srerken James B. ona elme
takmaya alm, sonuta yere yuvarlanan kendisi olmutu.
Kkler'deyken mutsuz olduumuzda yanma kotuumuz
Bayan Geraldine gibi biri olmamt Bayan Lucy. Aslnda daha
kkken, bizimle hemen hi konumazd. Onun canl tarzm
ancak Bykler'e getikten sonra takdir etmeye baladk.
Tommy'ye, "Bir ey anlatyordun," dedim. "Bayan Lucy sa
na yaratc olmak zorunda deilsin mi demi..."
"yle bir ey syledi. Sklm ana gerek yok dedi. Bakalar
nn dediklerine aldrma, dedi. ki ay oldu bunlar bana syleye
li. Belki de daha ok olmutur."
leride, evde, Kkler'den birka st pencerelerden birin
de durmu bizi seyrediyorlard. Ama ben artk rol yapmay b
rakm ve Tommy'nin yanma melmitim.

"Tommy, bu sylediin ok komik. Onun dediklerini anla


dna emin misin?"
"Tabii ki anladm." Sesini aniden alaltt. "Sadece bir kez
demedi ki. Odasmdaydk, bu konuda uzun uzun konutu be
nimle."
Bayan Lucy'nin Sanat dersinden hemen sonra onu odasna
ardn anlatt, Tommy. Daha ok almas gerektii konu
sunda nasihat dinleyeceini sanmt yeniden; daha nce, Bayan
Emily dahil olmak zere birok farkl gzetmenden dinledii
gibi. Ama evden Limonlua yrrken -gzetm enlerin odalar
oradayd- Tommy bu sefer farkl eyler olacan hissetmeye ba
lamt. Nihayet Bayan Lucy'nin rahat koltuuna oturduunda
-kad n pencerenin yannda ayakta durmutu-, Tommy'den ba
na gelenleri kendi gzyle batan sona anlatmasn istemiti.
Bylece Tommy anlatmaya balamt. Ama hikyesinin yarsna
gelmeden, kadn birden araya girm i ve konumaya balamt.
Yaratc olmak konusunda zorlanan ok renci tandn syle
miti Bayan Lucy. Resim, izim, iir; her biri zor gelmiti baz o
cuklara yllardr. Sonra bir gn bir eikten gemi ve sanki iek
amt hepsi. Tommy'nin onlardan biri olmas mmknd.
Bunlar daha nce ok kereler duymutu Tommy. Ama Ba
yan Lucy'nin konumasndaki bir ey, kulan iyice ap onu
dinlemesine neden oluyordu.
"Biliyordum," dedi Tommy. "Konuyu bir yere vardrmaya
alyordu. Farkl bir yere."
Gerekten de, kadn bir sre sonra Tommy'nin takip etmek
te zorland eyler sylemeye balamt, ama sylediklerini
tekrarlad iin, Tommy anlamaya balamt. Yeterince aba
gsteriyorsan, diyordu, ama yine de pek yaratc olamyorsan, o
zaman bir sorun yok, endielenme. ster renci, ister gzetmen
olsun, hi kim senin seni bu yzden cezalandrmaya ya da bas
k yapmaya hakk yok. Senin hibir kabahatin yok. Tommy, by
le demeniz iyi ama herkes kabahati bende buluyor, dediinde,
kadn derin bir i ekmi ve pencereden dar bakmt. Sonra:
"Sana fazla yardm olmayabilir," demiti. "Ama unu hep
hatrlamalsn: Hailsham'da farkl dnen en azndan bir kii
var. En azndan bir kii senin iyi bir renci, karsna kan en

iyi rencilerden biri olduunu dnyor, bo ver ne kadar ya


ratc olup olmadn."
"Seninle dalga gemiyordu, deil mi?" diye sordum
Tommy'ye. "Seni rtl biimde azarlamyordu, deil mi?"
"Kesinlikle hayr. Hem..." lk kez konutuklarm zn duyu
lacandan endielenmi grnd ve bam evirip omzunun
stnden eve doru bakt. Penceredeki Kkler sklp gitm i
lerdi, bizimle ayn devreden birka kz spor binasna doru y
ryorlard, ama yine de epey uzamzdaydlar. Tommy bana
dnd ve neredeyse fsldayarak yle dedi:
"Hem bunlar bana sylerken, titriyordu."
"Ne demek, titriyordu?"
"Titriyordu. fke iindeydi. Bunu grebiliyordum. ok kz
gnd. Ama iinde bir yerlerde kzgnd."
"Kim e kzyordu?"
"Bilm iyorum , ama bana deil. nem li olan da bu!" Gld
biraz, sonra yeniden ciddileti. "Kim e kzdn bilmiyorum.
Ama ok fkeliydi."
Bacaklarm armaya balad iin ayaa kalktm. "Bu ok
garip, Tommy."
"Komik olan u; onunla konumak bana iyi geldi. ok yar
dmc oldu. Sen de demitin ya, artk olaylarn benim lehimde
olduunu sylemitin. te, bu konuma sayesinde yle oldu.
nk daha sonra, onun sylediklerini dndmde, hakl ol
duunu anladm, benim kabahatim deildi. Tamam, olaylar iyi
idare edemedim belki, ama iten ie biliyordum, kabahat benim
deildi. te fark yaratan bu oldu. Ne zaman kendimi kt his
setsem, onun yaknmdan getiini gryorum ya da onun der
sinde oluyorum, konutuklarmzla ilgili bir ey sylemiyor ama
ona baktmda bazen beni fark ediyor ve hafife ban sallyor.
Bu da bana yetiyor. Bir ey mi oldu diye sormutun. te olan bu,
Kath. Ama dinle, kimseye tek kelime syleme, tamam m?"
Bamla onayladm ama unu da sordum: "Anlatmayaca
na dair sana sz m verdirdi?"
"Hayr, hayr, bana hibir konuda sz verdirmedi. Ama tek
kelime sylemeyeceksin. Bana sz vermelisin."
"Peki." Spor binasna yryen kzlar beni fark edip dur

mu, el sallayp yanlarna aryorlard. Onlara el salladm ve


Tommy'ye, "im di gitm eliyim ," dedim. "Daha sonra tekrar ko
nuuruz."
Ama Tommy dediimi duymazdan geldi. "Bir ey daha
var," diye devam etti. "Tam anlayamadm bir ey daha syle
di. Sana soracaktm. Bize yeterince eitim verilm ediini syle
di. Buna benzer bir ey dedi."
"Yeterince eitim verilmiyor muymu? Yani daha da fazla
alm am z m istiyor?"
"Hayr, bence demek istedii bu deildi. Ama, yani, bizden
sz ediyordu. Bize bir gn neler olacandan bahsediyordu. Ba
lar ve dier eyler."
"Ama btn bunlar bize retildi," dedim. "Acaba ne de
mek istedi? Bize henz anlatlmayan eyler olduunu mu san
yor yoksa?"
Tommy biraz durup dnd, sonra ban iki yana sallad.
"Bence bunu demek istemedi. Sadece baz eylerin bize yeterince
retilmediini dnyor. nk bunlar bize kendisi anlatma
y bile dnm."
"Neyi, tam olarak?"
"Em in deilim. Belki yanl anlammdr, Kath. Bilmiyo
rum. Belki bana tamamen farkl bir ey anlatmaya alyordu,
yaratc olmamamla ilgili bir ey. Gerekten anlamyorum."
Tommy, bana cevap verebileceim umuduyla bakyordu.
Birka saniye dndm, sonra konutum:
"Tommy, hatrlamaya al. fkeliydi dediinde..."
"fkeli grnyordu. Sesini ykseltmiyordu, ama titriyor
du."
"Neyse, tamam. Diyelim ki kzgnd. Peki sana btn bu di
er eyleri anlatmaya baladnda m fkelendi? Balarn bi
ze yeterince retilm ediini sylediinde mi?"
"Olabilir..."
"Dn, Tommy. Neden bu konuyu at? Senden ve senin
yaratclk sknts ekmenden sz ediyor. Sonra birden baka
konular ayor. Ne balant var aralarnda? Neden balardan
bahsetmeye balad? Senin yaratc olup olmamanla ne alakas
var bunun?"

"Bilmiyorum. Sanrm bir nedeni olmal. Belki bir ey ba


ka bir eyi hatrlatmtr. Kath, u anda sen de bu konuda heye
canlanmaya baladn."
Gldm, nk haklyd: Kalarm atm, tamamen ken
di dncelerime dalmtm. Gerek u ki, zihnimde ayn an
da bir sr ey dolayordu. Tommy'nin, Bayan Lucy'le konu
tuklarn anlatmas bana bir eyi, gerekletii srada kafam
kurcalam olan bir dizi eyi, Bayan Lucy'le ilgili, gemiten k
k olaylar hatrlatmt.
"Sadece u var ki..." diye yineleyip durdum ve i ektim.
"Bunu aka ifade etmekte zorlanyorum, kendime bile. Ama
btn bunlar, yani senin sylediklerin, kafam kartran baka
eylerle birleiyor. Baz eyleri srekli dnyorum. Mesela
Madam neden gelip bizim en iyi resim lerim izi gtryor? Ne
deni tam olarak nedir?"
"Galeri iin."
"Ama nerede onun galerisi? Srekli buraya geliyor ve en
gzel resim lerim izi alp gidiyor. Onda ynla resmimiz olmal
artk. Bayan Geraldine'e, Madam'm ne zamandan beri buraya
geldiini sordum, Hailsham'm kuruluundan beri, dedi. Ne
rede onun galerisi? Neden bizim yaptmz eyleri sergiledii
bir galerisi var?"
"Belki satyordur onlar. Orada, darda, her eyi satyorlar."
Bam iki yana salladm. "Olamaz. Bayan Lucy'nin sana
syledikleriyle balantl bir ey var burada. Bizim hakkm z
da, bizim bir gn ba yapmaya balam amzla ilgili. Nedenini
bilmiyorum, ama uzun sredir hepsinin birbiriyle balantl ol
duunu hissediyorum, ama nasl bir balant, bilmiyorum. Ar
tk gitmeliyim Tommy. Henz kimseye bir ey anlatmayalm,
konutuklarmz aramzda kalsn."
"Evet. Bayan Lucy hakknda sakn kimseye bir ey syleme."
"Ama sana baka eyler sylerse, bana anlat olur mu?"
Tommy bayla onaylad, sonra tekrar etrafna baknd. "D e
diin gibi, artk gitsen iyi olur Kath. Yoksa biri bizi duyacak."
Tommy'le szn ettiim iz Galeri, kklmzden be
ri bildiimiz bir eydi. Herkes sanki yerini bilirm i gibi bahse
derdi Galeri'den, ama aslnda hibirimiz emin deildik varlm-

dan. Galeri'yi ilk defa ve nasl duyduumu hatrlayamaym, ti


pik aslnda. Tabii ki, gzetmenlerden duymamtk; onlar Gale
ri hakknda hi konumazd. Hatta onlarn yannda Galeri'den
hi bahsetmememiz gerektiinin, bu konuda dile getirilmemi
bir kural olduunun da farkndaydk.
Sanrm Galeri, Hailsham rencileri arasnda nesilden nes
le aktarlan bir konuydu artk. Be ya da alt yandayken, alak
bir masann banda Amanda C. ile yan yana oturduumuzu,
kille oynamaktan ellerimizin nemli ve yapkan olduunu hatrl
yorum. Yanmzda baka ocuklar ya da bir gzetmen var myd
hatrlayamyorum. Tek hatrladm, benden bir ya byk olan
Amanda C.'nin yaptma bakp: "Bu gerekten ok gzel Kathy!
O kadar gzel ki! Galeri'ye gireceine eminim!" demesi.
O yata artk Galeri hakknda bilgim vard demek ki, n
k kzn sylediklerini duyunca ok heyecanlanm ve kendim
le gurur duymutum. Bir an sonra da kendi kendime, "Ama bu
ok sama. Henz hibirim izin almalar Galeri'ye girecek ka
dar iyi deil," diye dnmtm.
Byrken, Galeri hakknda konumaya devam ettik. Biri
nin almasn vmek istediimizde: "Galeri'ye girecek kadar
gzel olmu," diyorduk. ronik konumay kefettikten sonra
da glnecek kadar kt bir alma grdmzde: "Ah evet!
Bu doruca Galeri'ye girer!" diyorduk.
Peki Galeri'nin varlna gerekten inanyor muyduk? Bu
gn, bundan emin deilim. Dediim gibi, gzetmenlere Gale
ri'den hi sz etmezdik. imdi geriye dnp baktmda bana
yle geliyor ki, bu, gzetmenlerin koyduu bir kural olmak
tan ok, bizim kendi yarattmz bir kurald. On bir yalarn
dayken olan bir ey aklma geliyor. Gneli bir k sabah, 7.
Oda'daydk. Bay Rogers'm dersinden henz kmtk, birka
mz snfta kalm, onunla sohbet ediyorduk. Sralarmzda dim
dik oturuyorduk, tam olarak ne hakknda konutuumuzu ha
trlamyorum ama Bay Rogers her zam anki gibi bizi glmekten
krp geiriyordu. Derken kkrdam alarm zn arasnda Carole
H. "Bununla Galeri'ye bile girersiniz!" diye bard. Derhal eliy
le azn kapatp "Ay!" dedi ve odadaki neeli hava deimedi,
ama Bay Rogers dahil hepim izin gznde, hata yapmt. Bir fe

laket denemezdi buna; birim izin azndan bir kfr kmas ya


da bir gzetmenin lakabnn yzne sylenmi olmasyla ayn
eydi. Bay Rogers hogryle glmsedi. Sanki "Bo verin, hi
bir ey duymam olalm," der gibiydi.
Bizim iin Galeri sisli bir lem olarak kald; ama somut bir
gerek, Madam'n ylda genelde iki, bazen de -drt kere gelip
en iyi ilerimizi semesiydi. Ona Madam diyorduk, nk ya
Fransz ya da Belikalyd -b u konuda tartma sryordu- ve
gzetmenlerimiz de ona Madam diye hitap ediyordu. Uzun
boylu, ince yapl ve ksa sal bir kadnd, o zaman bize yle
gelmese de, olduka genti. Hep tiril tiril bir gri dpiyes giyer
di, bahvanlarn ve erzak getiren ofrlerin aksine -neredeyse
dardan ieri gelen herkesin ak sin e- bizimle hi konumaz,
uzaktan, souk bir ifadeyle bakard. Yllarca onu kibirli, burnu
byk biri olarak grdk, ama biz sekiz yalarndayken, bir ge
ce Ruth baka bir teori gelitirdi.
"Bizden korkuyor," diye ilan etti dncesini.
Yatakhanede, karanlkta yatyorduk. Kkler'deyken on
beer kiilik odalarda kalyorduk, bu yzden Bykler'e ge
tikten sonra yapmaya baladmz gibi zel konumalar ge
miyordu aramzda. Ama o dnemde bile bizim "gruptan" olan
herkesin yataklar yaknd ve geceleri uzun uzun sohbet etme
alkanln kazanmaya balamtk.
Birisi, "Ne demek istiyorsun?" diye sordu. "Bizden niin
korksun ki? Biz ona ne yapabiliriz?"
"Bilm iyorum ," dedi Ruth. "Nedenini bilmiyorum, ama biz
den korktuuna eminim. Sadece kibirli olduunu sanyordum
ama baka bir ey var, bundan artk eminim. Madam bizden
korkuyor."
O gece ve sonraki birka gn boyunca bu konuyu aram z
da tartmaya devam ettik. oumuz Ruth'la hem fikir deildik,
ama bu, onun hakl olduunu kantlama isteini katlyordu. Ni
hayetinde onun bu teorisini, Madam'm Hailsham' bir sonraki
ziyaretinde test etmeye karar verdik.
Madam'm ziyaretleri hibir zaman nceden bildirilmese
de, ne zaman geleceini aa be yukar biliyorduk. Geliin
den birka hafta ncesinden hareket balard: Gzetmenler ile

rimizi; resimler, eskizler, anak mlek, btn deneme yazlar


mz ve iirlerimizi incelerdi. Bu, genelde iki hafta kadar srer
di. Sonunda her Kkler ve Bykler snfndan seilen drt
ya da be nesne bilardo salonuna yerletirilirdi. Bu dnemde
bilardo salonu kilitlenirdi, ama dardaki terasn alak duvar
nn zerinden, pencerelerden ieri baknca, salondaki malzeme
ynnn giderek bydn grrdk. Gzetmenler ilerim i
zi m asalarn ve valelerin zerine yerletirmeye baladnda
-Takaslarm zn minyatr bir versiyonu gibi-, Madam'n bir-iki
gn iinde geleceini anlardk.
imdi szn ettiim o sonbaharda, Madam'm sadece hangi
gn geleceini deil, tam tamna hangi saatte geleceini de bil
memiz gerekiyordu, nk bir ya da iki saatten fazla kalmazd.
Bu yzden, almalarmz bilardo salonunda sergilenmeye ba
lad andan itibaren, srayla nbet tutmaya karar verdik.
Bu grev, arazinin yaps sayesinde kolaylayordu. Hailsham, her yannda ayrlk tepeler ykselen dz zem inli bir
ukurdayd. Bu sayede ana binadaki derslik pencerelerinin he
m en hepsinden -h atta spor binasndan b ile - ayrlarn iinden
geip ana kapya varan uzun ve dar yol rahata grlyordu.
Ana kap binadan epey uzakt ve bu kapdan geen her ara m
crl yoldan, allarn ve iek tarhlarnn arasndan getikten
sonra ana binann nndeki avluya ulaabiliyordu. Baz gnler
bu dar yoldan tek bir araba bile gelmezdi, gelenler de ounluk
la erzak getiren, bahvan ya da iileri tayan kamyonet veya
kamyonlard. Ender olarak araba gryorduk ve uzaktan gr
nen bir araba bile bazen snfta patrt ve amata kmasna ne
den oluyordu.
O leden sonra, Madam'm arabasnn ayrlarn arasn
dan geldiini fark ettiimizde, rzgrl ve gneli bir hava
vard, ufukta frtna habercisi bulutlar toplanmaya balamt.
9. Oda'daydk -ev in n tarafnda birinci katta-, haber fsltyla
yayld ve bize ders anlatmaya alan zavall Bay Frank snfn
niin birdenbire huzursuzlandm anlayamad.
Ruth'un teorisini test etmek iin ok basit bir planmz var
d; biz -konuyu bilen alt kii-, bir kede Madam' gzleyecek
tik, derken hepimiz ayn anda etrafna arlar gibi toplaacaktk.

Terbiyeli davranacak ve yolumuza devam edecektik, ama za


manlamamz doru yapar ve onu habersiz yakalarsak, bizden
gerekten korktuunu grecektik; Ruth byle olaca konusun
da srar ediyordu.
En byk endiemiz, Hailsham'da geirecei ksa sre iin
de planmz gerekletirecek frsat bulamamakt. Ama Bay
Frank'in dersi bitmek zereyken, Madam'm tam aada araba
sn park etmekte olduunu grdk. Merdivenlerin banda top
lanp aramzda hzlca konutuk ve snftaki dier rencilerin
pei sra merdivenlerden aa inip ana giriin hemen nnde
oyalanmaya baladk. Oradan aydnlk avluyu grebiliyorduk,
Madam hl direksiyonun bandayd, evrak antasn kartr
yordu. Sonra arabadan kt ve bize doru yrmeye balad,
gri dpiyesi her zam anki gibi stndeydi, evrak antasn iki
eliyle tutuyordu. Ruth'un verdii iaretle hepimiz birden gven
li admlarla, ama sanki bir ryadaym gibi ar ar ona doru
yrmeye baladk. Ancak Madam olduu yerde aniden kas
lp durduunda, "Affedersiniz hanmefendi," deyip ayr ynle
re daldk.
Bir an sonra hepim izin hissettii tuhaf deiimi asla unut
mayacam. O ana dek, MadamTa ilgili teorim iz, tam anlam y
la bir aka olm asa da, kendi aramzda halletmeye altmz
zel bir meseleydi. Madam'm ya da bakalarnn giriim im izi
nasl karlayaca konusunda fazla dnmemitik. Yani, o
ana kadar, olduka neeli, hafif bir bir konuydu, biraz cesaret
gerektiren bir oyun gibiydi. Aslnda Madam tahm in ettiim iz
den farkl bir ey de yapmamt; donup kalm ve yanndan
geip gitm emizi beklemiti. lk atmam, hatta nefes bile
almamt. Ama hepim iz onun tepkisine odaklanm tk ve bel
ki de bu yzden ok etkilendik. Madam durduu anda hemen
yzne baktm ; dierleri de em inim aynsn yapmtr. imdi
bile, bastrm aya alt rpertiyi grebiliyorum, iim izden bi
rinin ona kazayla dokunma ihtim alinden dolay duyduu ger
ek korkuyu. Yrmeye devam etsek de, hepim iz aynsn his
settik, sanki gnein altnda ilerlerken donduran bir glgeye
gem itik birdenbire. Ruth haklyd: Madam bizden korkuyor
du. Ama baz insanlar rmceklerden nasl korkuyorsa, o da

bizden yle korkuyordu. Buna hazr deildik. Byle alglanm a


nn, rmcek gibi grlm enin bize neler hissettirecei aklm
za hi gelmemiti.
Avluyu geip imenlie ulatmzda, Madam'n araba
dan km asn heyecanla bekleyen gruptan ok daha farkl bir
gruptuk artk. Hannah gzyalarna boulm ak zereydi. Ruth
bile ok sarslm grnyordu. Sonra aram zdan biri -san rm
Laura-:
"M adam bizden holanmyorsa, neden alm alarm z isti
yor?" dedi. "Neden bizi rahat brakmyor? Onu buraya kim a
ryor ki?"
Kimse cevap vermedi, olanlar hakknda baka hibir ey
sylemeden spor binasna gittik.
imdi geriye baktmda, bu olay gerekletiinde kendi
miz hakknda bir eyler bildiim iz yata olduumuzu gryo
rum -k im olduumuzu, gzetmenlerimizden ve dardaki in
sanlardan farkl olduumuzu biliyorduk- ama bunun ne anla
ma geldiini henz sindirememitik. Eminim ocukluunuzda
bizim o gn yaadmz trden deneyimler yaamsmzdr.
Gerek ayrntlarda olmasa bile iinizde, duygularnzda ben
zerlikler yaamsmzdr. nk, gzetmenlerinizin sizi ne ka
dar iyi hazrlam olduu nemli deildir; btn konumalar,
video gsterimleri, tartmalar, uyarlar, hibir ey durumu tam
olarak anlam anz salayamaz. Sekiz yandaysanz, Hailsham
gibi bir yerdeyseniz, bizim kiler gibi gzetmenleriniz varsa, bah
vanlar ve teslimatlar sizinle akalap glyor ve size "tat
lm " diyorlarsa, anlayamazsnz.
Yine de, bir ksmn anlamsnzdr. Anlamsnzdr, n
k byle bir an geldiinde, byle bir eyi zaten bekliyorsunuzdur aslnda. Belki daha be ya da alt yandayken iinizden
bir ses size: "Bir gn, belki de ok yaknda, nasl olduunu his
setmeye balayacaksn," diye fsldyordun Bylece beklemeye
balarsnz, ne beklediinizi tam anlamyla bilmeseniz bile, di
erlerinden gerekten farkl olduunuzu anlayacanz an bek
lersiniz; darda, Madam gibi baka insanlarn, sizden nefret
etmeseler, ktlnz istemeseler bile sizi grdkleri, sizin
bu dnyaya nasl ve neden getirildiinizi dndkleri an r

perdiklerini, ellerini sizin elinize dedirmekten ekindiklerini,


bunu hi istem ediklerini renirsiniz. Byle birinin gzlerin
den kendinize ilk kez baktnzda, buz kesersiniz. Her gn
nnden getiiniz ayna bir gn aniden size bambaka bir ey,
rahatsz edici ve tuhaf bir ey gstermitir.

Drdnc Blm

Bu yl sonu itibariyle artk bakc olmayacam. Bakc olmak


bana ok ey kazandrm olsa da, durup dinlenmekten ve ha
trlamaktan mutluluk duyacam itiraf etmeliyim. Eski hatra
larm gzden geirme dileim biraz da bundan kaynaklanyor
phesiz. Yani yaknda tempom deiecek ve buna hazrlanyo
rum. Aslnda, sanrm, byyp Hailsham'dan ayrldktan son
ra, ben, Ruth ve Tommy arasnda olanlar netletirmek istiyo
rum. Ama imdi anlyorum ki, Hailsham'dan ayrldktan sonra
olanlar ounlukla H ailsham la yaadklarm zla alakal asln
da, bu yzden ilk hatralarmzn zerinden dikkatle gemek
istiyorum. rnein, Madam'a duyduumuz merak ele alalm.
Bir adan, ocuk muzipliiydi yaptklarmz. Ama bir baka
adan da, greceiniz zere, ileride yaammza egemen olana
dek yllar boyunca byyen bir srecin balangcyd.
O gnden itibaren, Madam, tabu haline gelmese de artk
neredeyse hi szn etmediimiz bir konu olmutu. Ayn ta
vr, kk grubumuz dnda bizimle ayn snfta olan renci
ler arasnda da yayld. Madam'a duyduumuz merak hi din
medi aslnda, ama konuyu daha fazla demenin, kadnn al
m alarm zla ne yapt, Galeri'nin gerekte ne olduu hakknda
dnmenin bizi henz hazr olmadmz bir alana sokacan
hissediyorduk.
Galeri konusu arada bir yine alyordu aramzda. yle ki,
birka yl sonra Tommy gl kysnda bana Bayan Lucy'le ko
nutuu tuhaf eyleri anlattnda, bir noktann aklm kurca

ladm hissettim. Tommy'yi kayann stnde oturur halde b


rakp arkadalarma yetimek iin imenlerde hzl hzl yrr
ken, aklm kurcalayann ne olduunu anladm.
Bayan Lucy bir gn snfta bize bir ey sylemiti. Syledi
i ey o srada kafam kartrm ve aklm a taklm olduu
iin, sonradan da hatrlayabildim. Ayrca, bir gzetmenin nn
de Galeri lafnn getii ender zam anlardan biri olduu iin de
aklmda kalmt.
O gnlerde, sonradan "kupon tartm as" olarak anlacak
olaylarn ortasmdaydk. Tommy ve ben birka yl nce "kupon
tartm as" hakknda konutuk ve ne zaman baladn hatrla
yamadk. Ben o srada on yandaydk dedim, Tommy daha b
yk olduumuzu dnyordu, ama sonunda benim le hemfi
kir oldu. Hafzamn beni yanltmadna inanyorum, Kkler
4'teydik, M adam'la yaadmz olaydan epey sonra, ama glde
ki konumamzdan yl nceydi.
Kupon tartmas, sanrm bydke her eyi daha ok
sorgulamaya balamamzdan kaynaklanmt. Yllarca -sa n
rm bunu daha nce de syledim - Madam'n alm alarm z
alp gtrmesi bir yana, bunlarn bilardo odas iin seilmesi
bile byk bir baar saylyordu. Ama on yama geldiimizde,
bu konudaki grlerimiz deimiti. Kuponlarn geerli nakit
sayld Takaslar, rettiim iz eyler iin deer bime konusun
da gzmz amt. Tirtlerle, yataklarm zn evresini ss
lemekle, m asalarm z kendimize gre kiiselletirmekle me
gul olmaya balamtk. Ayrca, kendi "koleksiyonlarm z" da
dnyorduk.
Sizin ocukluunuzda "koleksiyonunuz" oldu mu bilmiyo
rum. Hailsham mezunlaryla karlatnzda, onlarn er ya da
ge, koleksiyonlarn nostaljiyle hatrladklarn anlarsnz. O za
m anlar btn bunlar olaan karlyorduk. Hepimizin, zerin
de admz yazl ahap sandklarmz vard. Bunlar yataklarm
zn altnda saklar ve sahip olduumuz eyalar -Satlar'dan ya
da Takaslar'dan aldmz eyleri- bu sandklarn iine doldurur
duk. Bir-iki rencinin koleksiyonlaryla pek ilgilenmediini ha
trlyorum, ama oumuz bunlar sergilemeye ve sonra derleyip
toplayp kaldrmaya ok zen gsterirdik.

Demek istediim u: On yama geldiimizde, Madam'm a


lmalarmzdan bazlarn semesinden duyduumuz gurur, en
iyi pazarlayabileceimiz ilerimizi yitirme dncesiyle atma
ya balad. Bu atma, "kupon tartm asyla dorua kt.
Tartma, ou erkek birka ocuun, Madam'm ald a
lm alar karlnda kupon verilmesi gerektiini m rldanm a
syla balad. rencilerin ou bu dnceye katld, ama baz
lar fkeyle reddetti. Aram zdaki tartma bir sre devam etti,
sonra bir gn Roy J. -bizden bir ya bykt ve Madam onun
pek ok almasn alm t- gidip bu konuyu Bayan Emily ile
konumaya karar verdi.
Bagzetmenimiz Bayan Emily, dierlerinden daha yaly
d. Fazla uzun boylu deildi ama tavrlarndan, ban hep dik
tutarak yrmesinden dolay gzmze uzun grnyordu.
Kr salarn skca toplar, ama dalan tutamlar srekli gzle
rinin nne derdi. Benim salarm yle olsa dayanamazdm,
ama Bayan Emily dalan tutamlara hi aldr etmezdi. Aka
ma doru grnts iyice tuhaflard, dikkatli tonlamasyla
ve tem kinli sesiyle bizimle konuurken, darmadan sa tutam
larn gznn nnden ekmeye yeltenmezdi. Hepimiz on
dan korkardk ve dier gzetmenlerimize hi benzetemezdik.
Yine de adil olduunu dnyorduk ve verdii kararlara her
zam an sayg duyardk; Kkler'deyken bile, ondan ne kadar
ekinsek de, Hailsham'da kendimizi gvende hissetm emizin se
bebinin onun varl olduunu anlamtk.
Odasna arlmadan gitmek cesaret isterdi. Hatta Roy'unki gibi bir talepte bulunm ak intihar etmek gibi grnmt bi
ze. Ama Roy, beklediim iz gibi azar iitmedi; sonraki gnlerde
de gzetmenlerin kendi aralarnda kupon konusunu konutuk
larn -h atta bu konuda tarttklarn- rendik. Sonuta, bize
kupon verilecei bildirildi, ama fazla sayda verilmeyecekti,
nk Madam'm alm alarm z semesi "ok byk bir onur
du" zaten. Bu karar her iki taraf da memnun etmedi ve tart
ma srd gitti.
Polly T., Bayan Emily'ye kendi sorusunu sorduunda, Ha
ilsham'da ite bu kupon tartmas srmekteydi. Hepimiz k
tphanede, byk mee masann etrafnda oturuyorduk. Ha

trlyorum, mine yanyordu ve bir tiyatro oyunu okuyorduk.


Bir ara, oyundaki bir cmle Laura'nm kuponlarla ilgili alayc
bir laf etmesine zemin salad ve hepimiz glmeye baladk, Ba
yan Lucy dahil. Sonra Bayan Lucy, Hailsham'da herkes en ok
bu konuyu konutuuna gre, oyunu okumay brakp dersin
geri kalannda kuponlarla ilgili dncelerimizi anlatmamz
istedi. Konuma srerken, Polly aniden, "Bayan Lucy, Madam
bizim alm alarm z neden alyor?" diye sordu.
Hepimiz sustuk. Bayan Lucy abuk fkelenen biri deildi,
ama fkelendii zaman mutlaka farkna varrdnz ve biz de
bata onun Polly'yi azarlayacan sandk. Ama sonra fark ettik
ki Bayan Lucy kzmam, sadece derin dncelere dalmt. Ya
zya geirilmemi bir kural ykt iin Polly'ye ok kzdm,
ama bir taraftan da Bayan Lucy'nin verecei cevab duymak
iin ok heyecanlandm hatrlyorum. Belli ki bu kark duy
gular hisseden tek ben deildim, herkes Polly'ye delici gzlerle
bakt, sonra baklarn heyecanla Bayan Lucy'ye evirdiler; sa
nrm hakszlkt zavall Polly'ye yaplan. Bize ok uzun gelen
bir sreden sonra, Bayan Lucy yle dedi:
"Size bugn syleyebileceim tek ey, bunun iyi bir neden
le yaplddr. ok nemli bir nedeni var. Ama imdi aklama
ya alsam bile anlayacanz sanmyorum. Umarm bir gn
size aklayabilirim."
Bayan Lucy'ye srar etmedik. M asann evresindeki herkes
utan iindeydi, daha fazla bilgi almak iin can atmamza ra
men, sohbetin bu tehlikeli blgeden uzaklam asn istiyorduk.
Hemen ardndan, -biraz yapay biimde de o lsa- kuponlarla il
gili tartmaya dndmze memnun olduk. Ancak Bayan
Lucy'nin szleri kafam kartrmt, sonraki birka gn hep
onun sylediklerini dndm. Bu yzden, o gn gl kysnda
Tommy bana Bayan Lucy'le konutuklarn anlatrken, onun ba
z konularda "yeterince eitim almadmz" sylediini akta
rrken, ktphanedeki olay -v e benzer birka ey dah a- aklm
kurcalamaya devam etti.
H azr kupon konusu almken, SatlarTa ilgili birka ey
sylemek istiyorum, daha nce de biraz sz etm itim bu konu

dan. Satlar bizim iin nemliydi, nk bu sayede elim ize d


ardan bir eyler geiyordu. rnein, Tommy'nin polo gm le
i Satlar'dan gelmiti. Giysilerim izi, oyuncaklarm z, baka
bir renci tarafndan yaplm am zel eyleri Satlar'dan al
yorduk.
Ayda bir kez, byk beyaz bir kamyonet uzun yolda g
rndnde, heyecan btn evde ve evresinde hissedilirdi.
Avluya park ettiinde bir kalabalk hazr bekliyor olurdu onu;
ounlukla da Kkler, nk on iki-on yan atnz m
heyecannz aka belli etmeyi kendinize yaktrmazsnz.
Ama gerek u ki, hepimiz heyecanlanrdk.
imdi geriye baktmda o kadar heyecanlanm am z komik
buluyorum, nk Satlar'da ounlukla hayal krkl yaar
dk. zel saylacak bir ey genellikle bulunmazd, kuponlarm
z ypranmaya yz tutmu ya da krlm eylerin yerine ayn
larn almaya harcardk. Ama sanrm u nemliydi; hepimiz
Satlar'da zel bir ey bulm utuk gemite; bir ceket, bir saat,
hi kullanlm ayan ama gururla yatamzn yanma yerletirdi
im iz bir makas. Hepimiz bir zam anlar byle bir eya bulm u
tuk Satlar'da, bu nedenle ne kadar tersini gstermeye alsak
da, eskiden hissettiim iz umudu ya da yaadmz heyecan
zerim izden silkip atamyorduk.
Aslnda, kamyonet boaltlrken yannda bulunm ak nem
liydi. Kkler'den biriyseniz, kolileri depoya tayan tulumlu
iki adam takip eder ve onlara kutularn iinde ne olduunu
sorardnz. Genelde, "Bir sr gzel ey, tatlm ," diye cevap ve
rirlerdi. Sormaya devam ederdiniz: "Peki kriket topu var m?"
Er ya da ge glmseyip, "Evet, var tatlm. Gerek bir kriket
topu var," diye cevap verince, tezahratla karlanrlard.
Koliler genelde ak olurdu, bylece ilerindeki trl eyle
ri yle bir grebilirdiniz, hatta bazen adamlar yapmamalar
gereken bir ey yapar, birka objeyi daha iyi grmeniz iin ko
lilerden karrlard. Bu nedenle, onlarn geliinden yaklak bir
hafta sonra balayan gerek Satlar'dan nce, belki bir eofman
takm ya da mzik kaseti hakknda sylentiler yaylrd. Sorun
ksa da, bunun nedeni, birka rencinin birden ayn eyi g
zne kestirmesi olurdu.

Satlar'a, Takaslar'daki sessiz atmosferin tam tersi hkim


olurdu. Yemek Salonu'nda yaplr, kalabalk ve grltl geer
di. Aslnda iti kak ve bar elencenin bir parasyd, ge
nellikle de kvamnda kalrd. Ancak arada bir iler rndan
kar, renciler birbirlerinin elinden bir eyleri ekip almaya
alr, hatta dvmeye balard. O zaman denetiler Satlar'
kapatmakla tehdit ederdi ve hepimiz ertesi gn sabah trenin
de Bayan Emily tarafndan paylanrdk.
Hailsham'da gnlerim iz her zaman sabah toplantsyla ba
lar, toplant genelde ksa srerdi; birka duyuru yaplr, belki
bir renci iir okurdu. Bayan Emily genelde ok konumaz,
sahnede dimdik oturur, konuulanlar bayla onaylar, arada
bir de, fsldaan olursa buz gibi baklaryla onlar susturur
du. Ama kavgal geen Satlar'dan sonraki sabah her ey farkl
olurdu. Bize yere oturm am z emrederdi -toplantlarda genel
likle ayakta dururduk-, hibir bildiri okunmaz ya da gsteriler
yaplmazd, sadece Bayan Emily konuurdu, yirm i, otuz dakika
boyunca, hatta bazen daha fazla. Sesini ender olarak ykseltir
di, ama byle durumlarda bize buz gibi davranrd ve hepimiz,
hatta Bykler 5'tekiler bile t karamazdk.
Bayan Emily'yi hayal krklna uratm olduumuz iin
topluca kt hissederdik kendimizi, ama ne kadar abalasak
da onun konumalarn takip edemezdik. Bir nedeni kulland
dildi. "Ayrcal hak etmeyen", "frsatlar ktye kullanan";
bu iki ifade, Ruth'un Dover merkezindeki odasnda Hailsham'
anmsarken aklm za geldi. Bayan Emily'nin syledikleri genel
hatlaryla yeterince akt: Hailsham rencileri olduumuz
iin hepimiz zeldik; bu yzden, yanl davranlarda bulundu
umuzda daha byk hayal krkl yaratyorduk. Ama bunun
tesinde her ey bir sis perdesi iindeydi. Bazen ciddiyetle konu
urken birden duruverir ve: "Nedir bu? Nedir? Bizi engelleyen
nedir?" gibi eyler sylerdi. Sonra orada ylece durur, gzleri
kapal, kalar atk, sanki bir bulmacay zmeye alrm gi
bi beklerdi. Kafamz karsa ve kendimizi tuhaf hissetsek de,
orada oturur, kafasndaki neyse zmesini ister, bekler durur
duk. Sonra bazen hafife i ekerdi -b iz i affedeceine dair bir
iaret-, ya da: "Ama zorbala boyun emeyeceim! Hayr! Ha-

ilsham da boyun emeyecek!" diye patlayarak sessizliini bir


denbire bozard.
Bu uzun sylevleri hatrladmzda, Ruth, Bayan Emily'nin
bu denli anlalmaz konumasnn ne kadar garip olduunu
syledi, nk Bayan Emily derslerde ok net ve ak konuur
du. Bir keresinde, Hailsham'm mdrn, bazen ryadaym
gibi kendi kendine konuup dolarken grdm syleyince,
Ruth alnd ve:
"Asla yle olmad!" dedi. "Banda bir kak olsayd, Hailsham yle bir yer olabilir miydi? Bayan Emily'nin her eye yeten
bir akl vard."
Onunla tartmadm. Tabii ki Bayan Emily rktc bir
ekilde zekiydi. Diyelim ki, evde ya da civarnda, olmamanz
gereken bir yerdesiniz ve bir gzetmenin geldiini grdnz;
hemen bir yere saklanabilirdiniz. Hailsham'da saklanacak ok
yer vard; dolaplar, keler, allklar, aalklar. Ama yaklaan
Bayan Emily ise yreiniz kerdi, nk o, nerede olursanz
olun sizi bulurdu. Sanki altnc hisse sahipti. Bir dolabn iine
girip kapsn skca kapayp hi hareket etmeseniz bile, Bayan
Em ily'nin ayak seslerinin dolabn nnde duracan, onun si
ze, "Tamam, hadi k bakalm oradan," diyeceini bilirdiniz.
kinci kat holnde Sylvie C.'nin bana gelen de buydu. O
olayda, Bayan Emily bir fke nbeti geirmiti. fkelendiinde
asla -m esela Bayan Lucy gibi- barmayan Bayan Emily, ok da
ha korkutucu olurdu. Gzlerini ksar ve kendi kendine fkeyle
fsldamaya balar, sanki grnmez bir meslektayla verecei
en ar cezann ne olduunu tartrd. Bunu yle bir yapard ki,
sylediklerini hem duymak hem de duymamak isterdiniz. Ama
Bayan Emily'nin fkesinden ounlukla kt bir ey kmazd.
Hemen hi kimseyi cezalandrmaz, i vermez ya da zel izinle
ri kaldrmazd. Yine de kendinizi berbat hissederdiniz, Bayan
Emily'nin gznden dtnz bilmek yeterdi, hemen kendi
nizi affettirmek iin bir eyler yapmaya alrdnz.
Ama u var ki; Bayan Em ily'nin ne yapacan nceden
kestirm ek im knszd. Sylvie o olayda en byk cezay alm
olabilir, ama Laura ravent tarhnda koarken yakaladnda Ba
yan Em ily ona: "Orada olm am alsn kzm. Hadi tarhtan k

ve git bakalm buradan," demekle yetinm i ve yoluna devam


etmiti.
Bir keresinde de ben Bayan Emily'yi kzdrdm sandm.
Ana binann evresini saran dar patika en sevdiim yerlerden
biriydi. Btn keleri, evin uzantlarn takip ederdi. allk
larn yanndan skarak ilerler, sarmak kapl iki kemerin al
tndan ve pasl bir kapdan geerdiniz. Patika boyunca ilerler
ken, binann pencerelerinden ieri bakabilirdiniz. Sanrm bu
patikay sevmemin bir nedeni de, bize yasak olup olmadn
bilmememdi. Tabii ki ders saatlerinde bu yoldan geemezdik.
Ama hafta sonlar ya da akam lar orada dolamak serbest miy
di, bilmiyorduk. Ne olursa olsun, rencilerin ou patikada
dolamaya ekinirdi ve belki de herkesten uzaklamak, buray
benim iin ekici klan eylerden biriydi.
Her neyse, gneli bir akamst patikada kk bir yr
y yapyordum. Sanrm Bykler 3'teydim. Her zam anki gibi,
nnden getiim odalarn pencerelerinden ieri bakyordum,
derken baktm snfn iinde Bayan Em ily'nin durduunu
grdm. Tek bana bir aa bir yukar yryor, kendi kendi
ne konuuyor, odada olmayan seyircilere bir eyler anlatyordu.
Bir derse ya da sabahki trene hazrlanyor sandm, ama tam
oradan uzaklam ak zereyken beni grd ve dnp dorudan
yzm e bakt. Dondum kaldm, kzacak sandm, derken fark et
tim ki konumasna devam ediyor, ama bu sefer bana anlatyor
du. Sonra, ok doal bir ey yapyormu gibi snfa dnp orada
ki grnmez bir renciye dikti baklarn. Patikada parmak
ucumda yrmeye devam ettim, sonraki bir-iki gn boyunca
Bayan Emily'nin beni grdnde ne syleyeceini endieyle
bekledim. Tek kelime etmedi bu konuda.
Aslnda u anda konumak istediim konu bu deil. imdi asl
yapmak istediim, Ruth'la ilgili birka eyi netletirmek; onun
la nasl tantmz ve arkada olduumuzu, birlikte geirdii
miz ilk yllar anlatmak. nk bugnlerde, leden sonralar
uzun saatler boyunca tarlalarn yannda araba srerken, belki
arada bir servis istasyonunda durup kahvemi ierken yine onu
dndm fark ediyorum.

Onunla karlar karlamaz arkada olmamtk. Be-alt


yandayken Ruth'la deil, Hannah'yla ya da Laura'yla bir ey
ler yaptmz hatrlyorum. Hayatmzn bu ilk devresinden,
Ruth'la ilgili tek bir bulank anm var.
Kum havuzunda oynuyorum. Kumda benim le birlikte bir
ka ocuk daha var, kalabalz ve birbirim ize sinir olmaya
balyoruz. Ak havadayz, lk gnein altndayz, demek ki
Bebekler'in oyun alanndaki kum havuzundayz veya olaslk
la Kuzey Oyun Sahas'ndaki uzun atlama pistinin ucundaki
kum havuzunda. Her neyse, hava scak, susuyorum ve kum
havuzunda bu kadar kalabalk olm amzdan holanmyorum.
Derken Ruth'un orada ayakta durduunu gryorum, bizim
gibi kum havuzunun iinde deil, birka adm tede. Benim ar
kamda bir yerlerde duran iki kza ok kzm, daha nce olan
bir eyden dolay herhalde, gzlerini fkeyle onlara dikmi
bakyor. Tahminimce, o srada Ruth'u ok az tanyorum. Ama
benim zerim de bir izlenim brakm olmal, nk kumda
ne yapyorsam hzm kesmeden yapmaya devam ediyorum,
Ruth'un baklarn zerim e evirm esinden korkuyorum. Tek
kelime sylememitim, ama onun, arkamdaki kzlarla beraber
olmadm ve fkelendii eyle alakam olamadn anlam as
n istemitim.
Bu, ilk zam anlardan Ruth'la ilgili hatrladm tek ey. Ay
n yataydk, bu nedenle sk sk karlam olmamz gerekir,
ama kum havuzundaki olay dnda onunla ilgili hibir ey ha
trlamyorum; ta ki birka yl sonra, yedi ya da sekiz yamzda
Kkler'e balayana dek.
Gney Oyun Sahas, Kkler tarafndan en ok kullanlan
oyun sahasyd. Kavak aalarnn kesinde, bir le yemei
vakti, Ruth yanma geldi, beni batan aa szd ve:
"Atma binmek ister m isin?" diye sordu.
O srada iki- ocukla oynuyordum ama Ruth'un sorusu
nu sadece bana ynelttii belliydi. Bu beni ok mutlu etti, ama
cevap vermeden nce onu denemek istedim.
"Peki, atnn ad ne?"
Ruth bana bir adm yaklat. "En iyi atm, Yldrm. Ona
binmene izin vermem. O ok tehlikelidir. Ama Brtlen'e bine

bilirsin, kam kullanm am ak artyla. Ya da istersen baka her


hangi birini alabilirsin," dedi. Sonra "Senin atn var m?" diye
sordu.
Ona baktm ve cevap vermeden nce dikkatle dndm.
"Hayr, benim atm yok."
"Bir tane bile mi yok?"
"Hayr."
"Peki. Brtlen'e binebilirsin ve onu seversen sende kala
bilir. Ama kamn sakn kullanma. Ayrca hemen imdi gelme
lisin."
Arkadalarm zaten dnp oyunlarna devam etmeye ba
lamlard. Bu yzden omuz silkip Ruth'la birlikte yanlarndan
ayrldm.
Saha oyun oynayan ocuklarla doluydu, bazlar bizden b
ykt, ama Ruth bizi onlarn arasndan kendinden emin bir e
kilde geirdi, hep bir ya da iki adm nmden gitti. Bahenin
dikenli telli snrna vardmzda bana dnd ve:
"Tamam, onlara burada bineceiz," dedi. "Sen Brtlen'i
al."
Bana uzatt grnmez dizginleri kabul ettim, sonra at bin
meye baladk, itin yannda bir aa bir yukar, bazen yavaa
kouyorduk, bazen var gcmzle. Ruth'a bir atm olmadn
sylemekle iyi yapmtm, nk BrtlenTe biraz zam an ge
irdikten sonra Ruth beni dier atlarna da tek tek bindirdi, her
birinin zayf tarafn belirterek onlara binerken nelere dikkat et
mem gerektiini anlatt.
"Sylemitim ya sana! Zerrin'e binerken arkaya doru iyice
eilmelisin! Daha fazla eil! yice arkaya yatmazsan onun hi
houna gitmez!"
Ama olduka baarl olmuum atlarna binerken, nk
bir sre sonra benim Yldrm'a, onun en sevdii ata binmeme
de izin verdi. O gn atlara ne kadar zaman ayrdk hatrlamyo
rum; olduka uzun bir sre bindik ve sanrm ikim iz de oyun
da kendimizi kaybettik. Ama sonra birdenbire, neden bilm iyo
rum, Ruth oyuna son verdi, atlarn kastl olarak yorduumu
iddia etti ve hepsini teker teker allarna yerletirmemi istedi.
itin bir blmn iaret etti, ben de atlar oraya gtrmeye

baladm, bunu yaparken Ruth bana giderek daha fazla kzyor,


her eyi yanl yaptm sylyordu.
"Bayan Geraldine'i sever misin?"
Sanrm bir gzetmeni sevip sevmediimi ilk kez dn
yordum. Sonuta "Tabii ki seviyorum," dedim.
"Ama onu gerekten seviyor musun? ok zel biriym i gibi?
En sevdiin oymu gibi?"
"Evet, seviyorum. En ok onu seviyorum."
Ruth bana uzun uzun bakt. Sonunda, "Peki. Bu durumda
onun gizli bekilerinden biri olmana izin veriyorum," dedi.
Sonra ana binaya doru yrm eye baladk. Ruth'un ne de
mek istediini anlatmasn bekledim, ama bunu yapmad. Ger
i iin asln sonraki birka gn iinde rendim.

Beinci Blm

"G izli bekiler" ii ne kadar srd hatrlamyorum. Dover'da


ona bakarken Ruth'la bu konuyu konutuk; o, iki ya da hafta
srdn iddia etti, ama bu kesinlikle yanlt. Herhalde bu
konu onu utandryordu, bu yzden hafzasndan silinm i git
miti. Benim tahm inim ; biz yedi ya da sekiz yandayken, do
kuz ay kadar srdrdk bekilii, hatta bir yl.
Gizli bekileri gerekten Ruth mu yaratmt, asla emin ola
madm, ama hi phesiz grubumuzun lideriydi. Alt ila on kii
arasndayd grubumuzun says; Ruth ne zaman birini kovsa ya
da gruba alsa, say deiiyordu. Hailsham'daki en iyi gzetme
nin Bayan Geraldine olduuna inanyorduk ve ona hediye ede
bileceimiz eyler yapyorduk; aklm a gelenlerden biri, byk
bir sayfa stne yaptrlm kurutulmu iekler. Ama esas
var olu nedenimiz tabii ki onu korumakt.
Bekilere katldm srada, Bayan Geraldine'i karma pla
nn, Ruth ve grubumuzdaki herkes oktandr biliyordu. Bu pla
nn arkasndaki ismin kim olduundan emin deildik. Bazen
Bykler'deki baz olanlardan, bazen de kendi akranmz o
lanlardan pheleniyorduk. Pek sevm ediim iz bir gzetmen
vard; Bayan Eileen. Bir sre plann arkasndaki beynin o oldu
unu dndk. Karma eylemi ne zaman gerekleecek bilm i
yorduk, ama emin olduumuz bir ey varsa, o da iin iinde or
manla ilgili bir ey olacayd.
Tepedeki orman, Hailsham Evi'nin arkasnda ykseliyor
du. Gerekte tek grebildiimiz bir sra karanlk aat, ama

o yata onlarn varln gece gndz hisseden sadece ben de


ildim. ler ktletiinde, sanki Hailsham'n zerini glgeli
yorlard; tek yapmanz gereken banz evirip bakmak ya da
pencereye doru yrmekti, orada, ilerde tehditkr bir ekilde
bekliyorlard. En emniyetli yer ana binann n tarafyd, nk
oradaki pencerelerden grnmyorlard. Yine de, onlardan ger
ekte hi kaamyordunuz.
Orm an hakknda trl eit korkun hikye anlatlyor
du. Bir rivayete gre, biz daha Hailsham'a gelmeden nce, o
lanlardan biri arkadalaryla byk bir kavgaya tutumu ve
Hailsham'n snrlarnn dna kam. Cesedi iki gn sonra,
yukarda, ormanda bulunmu; bir aaca balanm ve elleriyle
ayaklar kesilmi haldeymi. Bir dier rivayete gre, ormandaki
aalar arasnda bir kzn hayaleti dolayormu. Bu kz bir Hailsham rencisiymi ve bir gn darda ne olduunu grmek
iin itin stnden atlam. Bu bizim zam anmzdan ok nce
olmu, gzetmenler o zam anlarda ok daha kat, hatta zalim
miler, kz geri dnmek istediinde izin vermemiler. Kz bah
e duvarnn dnda gnlerce yalvarm, ama onu kim se ieri
almam. Sonunda ormana gitmi, bana bir ey gelmi ve kz
lm. Ama hayaleti hep ormanda dolayor, Hailsham'a bakp
ieri girmesine izin verilmesini bekliyormu.
Gzetmenler srarla bunlarn hepsinin sama sapan, uydur
ma hikyeler olduunu sylyorlard. Ama byk renciler,
gzetmenlerin onlara da kkken ayn eyi sylediklerini anla
trlard; ayn onlara yapld gibi, yaknda bize de korkun ger
ek aklanacakt.
Orm an en ok geceleri, yatakhanede uyumaya alrken
aklm za giriyordu. Dallar hrdatan rzgr duyduumuzu
sanyorduk. Hakknda konutuka her ey daha da zorlayor
du. Bir gece hatrlyorum, Marge K.'ye kzm tk -g n iinde
bizi gerekten utandran bir ey yapm t- ve onu yatandan
karp yzn pencereye yaslam, ormana bakm asn em re
derek cezalandrmtk. Kz nce gzlerini sk sk kapad, ama
kollarn bktk ve gzlerini amaya zorladk, ta ki ay yla
aydnlanan gkyznn altndaki orman grdne emin
olana kadar. Bu dehet, gece boyunca kz alatmaya yetmiti.

O yalarda srekli ormandan korkardk demiyorum. M ese


la haftalarca orman dnmediim oluyordu, hatta baz gn
ler cesaretim i toplayp "Byle bir samala nasl inanyoruz?"
diye dnyordum. Ama sonra kk bir ey oluyor -birin in
o hikyelerden birini anlatmas, bir kitaptaki korkun bir b
lm, hatta tesadfen orman hatrlatan bir c m le- ve tekrardan
glgenin karanlnda bir dnemi balatyordu. Bayan Geraldine'i ormana karacaklarn dnmemiz artc deildi.
Ama sonuta hibirimiz Bayan Geraldine'i korumak iin
pratik admlar atmadk. Faaliyetlerimiz, plan hakknda daha
fazla kant toplamaktan ibaretti. Nedendir bilmem, tehlikeyi ya
n bamzda hissetm ek bizi memnun ediyordu.
"Kantlarm zn" ounu, i bandaki komplocular tespit
ederek buluyorduk. Mesela, bir sabah ikinci kattaki snftan d
ar bakarken, Bayan Eileen ve Bay Roger'm avluda Bayan Gerald inele konutuunu grdk. Bir sre sonra Bayan Geraldine
onlardan ayrlp limonlua doru gitti, ama biz geride kalanla
r izlemeye devam ettik; Bayan Eileen ve Bay Roger'm kafa kafa
ya verip gizlice konutuklarn, bunu yaparken de gzden kay
bolmakta olan Bayan Geraldine'e baktklarn grdk.
Bunun zerine Ruth, "Bay Roger," dedi ban iki yana sal
layarak. "Kim derdi ki Bay Roger da iin iinde?"
Bu ekilde, plana dahil olan insanlarn listesini kardk;
mr boyu dman ilan ettiimiz gzetmen ve rencilerden
oluan bir listeydi. Ama fantezimizin ne kadar temelsiz olduu
nu da biliyorduk sanrm, nk her trl atmadan kayor
duk. Youn tartmalardan sonra, bir rencinin komploculara
dahil olduuna karar verir, ama sonra ona meydan okumamak
iin bahaneler uydurur, btn "kantlar" elimize geene kadar
bekleyelim, derdik. Benzer biimde, Bayan Geraldine'e buldukla
rmz hakknda tek kelime etmememiz gerektii konusunda da
anlamtk, onu uyarmamz iyi bir sonu vermezdi.
Byyp de doal olarak bu konuyu atktan sonra, ge
mite gizli bekiler grubunu Ruth'un zoruyla srdrdmz
sylemek ok kolay olurdu. Tabii ki, gizli bekiler onun iin ok
nemliydi. Karma plann en bandan beri bilen oydu ve bu,
ona mthi bir otorite salyordu; benim gibi sonradan gruba

dahil olanlarn dneminden ok daha ncesinde gerek kantla


rn ortaya ktn ima ederek -b ize henz sylemedii eyler
v ard - grup adna verdii her karar savunabiliyordu. Mesela
birinin gruptan kovulmasna karar verirse ve buna kar konu
lursa, "daha nceden" bildiklerine gizem li bir ekilde atfta bu
lunurdu. Ruth, bekilii sonuna kadar srdrmekte kararlyd,
bu belliydi. Ama gerek u ki, ona yaknlaan herkes, hepimiz
bu fanteziyi yaatmakta ve o kadar uzun srmesinde rol oyna
mtk. Satran oyunu srasnda yaanan kavgadan sonra olan
lar, anlatmaya altm eyin iyi bir kant.
Ruth'un bir satran uzman olduunu ve bana oyunu retebi
leceim sanmtm. Bu ok lgnca bir fikir deildi; bizden b
yk renciler pencere kenarlarnda ya da imenli tepelerde
satran tahtasna eilm i oynarken, yanlarndan geen Ruth sk
sk durup oyunlarn dikkatle izlerdi. Onlar brakp tekrar y
rmeye baladmz zaman Ruth her iki oyuncunun da gzn
den kaan ve kendisinin fark ettii bir hamleyi anlatrd. "na
nlm az aptallar," diye mrldanr, ban iki yana sallard. Btn
bunlar bende hayranlk uyandrd ve o ssl talarla oyuna ken
dim de dalmak istedim. Dolaysyla Satlar'da bir satran tak
m bulup hemen almaya karar verdiimde -o k fazla kuponu
ma mal olsa d a - Ruth'a gveniyordum.
Sonraki birka gn boyunca ne zaman konuyu asam,
Ruth i ekip ok acil yapmas gereken ileri varm gibi rol yap
t. Yamurlu bir leden sonra onu nihayet keye sktrdm
da ve bilardo odasnda satran takm n karp oyuna hazr
ladmda, bana damaya benzer bir oyun gstermeye balad.
Satrancn farkl zellii, ona gre, her parann damadaki gibi
kurbaa atlamas yapmak yerine L eklinde ilerlemesiydi; san
rm bunu at inceleyerek karmt. Ona inanmadm; gerekten
hayal krklna uramtm ama bir ey sylememeye dikkat
ettim ve bir sre ona uydum. Birka dakika birbirim izin tala
rn alm akla geti, saldrmz hep L eklinde yapyorduk. Bu
byle devam etti; ta ki ben onu yenmeye altmda, yaptm
bir hamleyi tam ok dz bir ekilde ilerlettiim iin geersiz
sayana kadar.

O anda ayaa kalktm, satran takm m topladm ve yr


yp gittim. Oyunu bilmediini yksek sesle yzne vurm a
dm -hayal krklna uram olsam da fazla ileri gitmemem
gerektiini biliyordum - ama yle ekip gitmem sanrm yeterin
ce aklayc olmutu.
Belki bir gn sonra, evin en st katma kp, Bay George'un
iir dersi verdii 20. Oda'ya girdim. Dersin balamasndan nce
miydi sonra myd, snf dolu muydu deil miydi hatrlamyo
rum. Elimde kitaplarmla yrdm hatrlyorum, Ruth ve
dierlerinin konutuu yere doru ilerlediimde, oturduklar
masalara gne vuruyordu.
Kafa kafaya vermi olduklarndan gizli bekilerden sz
ettiklerini hemen anladm ve Ruth'la bir gn nce atm ol
mama ramen, hi tereddt etmeden yanlarna gittim. Geri
yanlarna varmadan nce, birazdan ne olacan anladm; belki
aralarndaki bir bakmay fark etmiimdir. Bir su birikintisine
basmadan bir saniye nce suyu grrsnz, ama yapacanz
hibir ey yoktur ya, onun gibiydi. Onlar susup bana bakm a
dan nce iim acmaya balad; hatta Ruth "A Kathy, naslsn?
Kusura bakma, biz bir ey konuuyorduk imdi. Birazdan biter.
Kusura bakm a," demeden nce bile.
Daha cmlesini bitirmeden arkam dnp gitmeye bala
mtm bile. Ruth ve dierlerinden ok kendime kzyordum
bu duruma dtm iin. Kukusuz fkeliydim, ama alayp
alamadm hatrlamyorum. Sonraki birka gn, ne zaman
gizli bekiler grubunu bir kede konuurken ya da imenlerde
yrrken grsem, yanaklarma ate bastyd.
20. Oda'da aalanmamdan iki gn sonra, ana binann
merdivenlerinden inerken Moira B.'nin tam arkamda olduunu
fark ettim. Konumaya baladk - zel bir ey hakknda d eilve evin iinde beraber dolandk. le yemei aras olmalyd,
nk avluya ktmzda yaklak yirm i renci kk grup
lar halinde etrafta taklyordu. Avlunun kar kesinde, Ruth
ve gizli bekilerden ayakta, srtlar bize dnk olarak G
ney Oyun Sahas'na bakyorlard. Bu kadar ilgiyle neye baktk
larn grmeye altm, Moira'nm da yanmda durup onlar
seyrettiini fark ettim. Onun da bir zam anlar gizli bekiler gru

bunda olduunu ve bir ay kadar nce kovulduunu hatrladm.


Sonraki birka saniye boyunca, ikim izin bir arada bulunmas
keskin, utanca benzer bir hisle doldurdu iimi, ikim iz de yakn
zamanda aalanmtk ve bizi dlayanlarn dorudan yzle
rine bakyorduk. Belki Moira da benzer hislere kaplmt; her
neyse, sessizlii ilk bozan o oldu:
"u gizli bekiler grubu ne aptalca deil mi? Hl byle bir
eye nasl inanabiliyorlar? Sanki hl Bebekler'deler."
Bugn bile aryorum M oira'nn sylediklerini duydu
um da beni boan hislerin gcne. Ona dndm ve kzgn
lkla:
"Sen ne biliyorsun ki?" dedim. "Hibir ey bilmiyorsun,
nk uzun sre nce utlandm gruptan! Bizim kefettiimiz
eyleri bilseydin, bu kadar aptalca bir laf etmezdin."
"Sam alam a." Moira hibir zaman abuk pes eden biri ol
mamt. "Ruth'un bir uydurmas daha, hepsi bu."
"Peki, o zaman nasl oldu da onlarn konutuklarn bizzat
duydum? Bayan Geraldine'i st kamyonunda ormana gtre
ceklerini nasl oldu da ben kendi kulaklarm la duydum? Yap
tklar plan nasl oldu da Ruth ya da bakas deil de ben duy
dum?"
Moira artk bana kendinden emin gzlerle bakmyordu.
"Sen mi duydun? Nasl? Nerede?"
"Konutuklarn ok net duydum. Her kelimeyi duydum.
Benim nerede olduumu bilmiyorlard. Gln kysmdaydm,
benim duyduumu bilmiyorlard. te, grdn m, demek ki
bir ey bilmiyormusun!"
Onu itip yanndan getim ve kalabalk avluya doru yr
dm, dnp Ruth ile dierlerine gz attm, onlar hl Gney
Oyun Sahas'na bakyorlard, Moira ile aramda geenlerin far
knda deildiler. Sonra onlara artk hi kzmadm anladm;
sadece Moira beni ok sinirlendirmiti, o kadar.
imdi bile, uzun yolda araba srerken, dncelerimin git
tii baka bir yer yoksa, btn bunlar kafamda dndrrken
bulurum kendimi. Moira B.'ye neden o kadar kt davrand
m merak ederim, nk o benim mttefikimdi sadece. San
rm Moria o gn ikim izin birlikte bir snr gememizi istemiti

ve ben buna henz hazr deildim. Sanrm o izginin tesinde


daha zor ve daha karanlk bir ey olduunu hissediyordum ve
bunu istemiyordum. Sadece kendim iin deil, hepimiz adna
istemiyordum.
Ama baka zamanlarda, bunun doru olmadn d
nyorum. Olay sadece Ruth ve benim le ilgiliydi, o gnlerde
Ruth'un bende uyandrd sadakat hissinden kaynaklanmt.
Belki de bu nedenle, Ruth'a Dover'daki merkezde bakarken, ba
z anlarda ok istesem de, o gn Moira'yla aramda geenleri an
latmadm.
Bayan Geraldine ile ilgili btn bu olaylar, gizli bekiler grubu
yok olup gittikten ok sonra, yaklak yl sonra olan bir olay
hatrlatyor bana.
Evin arka tarafndaki giri katnda, 5. Oda'da dersin bala
masn bekliyorduk. 5. Oda en kk snft, zellikle k sabah
larnda radyatrler almaya baladnda ok snr, pencere
cam lar buulanr, ierisi iyice bunaltc olurdu. Belki de abartyorumdur; ama odaya sabilmek iin rencilerin dip dibe
oturduklarn hatrlyorum.
O sabah Ruth srann arkasnda bir sandalyeye oturabilmiti, ben de srann stnde oturuyordum, grubumuzdan iki ya
da kz da, odann iinde kenarlara tnemi ya da yaslanm
duruyorlard. Sanrm kalem kutusunu ilk fark eden ben ol
dum; birine yer amak iin toparlanrken fark ettim.
imdi gzmn nnde duruyormu gibi grebiliyorum
onu: cilalanm ayakkab gibi parlakt; zerinde daire iine aln
m ve rastgele serpitirilmi krmz noktalar olan, koyu ten
rengi bir kalem kutusuydu. stndeki fermuarn ucunda tyl
bir ponpon vard. Yer amak iin kmldadmda, tam stne
oturacakken Ruth altmdan ekti ald. Ama tam da Ruth'un is
tedii gibi grmtm onu ve "Ah! Nereden aldn bunu? Satlar'dan m?" diye sordum.
Oda grltlyd ama yaknmzdaki kzlar beni duymu
lard, bylece drt ya da be kz toplap kalem kutusuna hayran
lkla bakmaya baladk. Ruth birka saniye boyunca bir ey syle
meden kzlarn yzlerini inceledi. Sonuta stne basa basa:

"yle diyelim. Satlar'da aldm diyelim," dedi. Sonra bize


ok bilm i bir ifadeyle glmsedi.
Bu olduka zararsz bir cevap gibi grnebilir, ama gerek
te sanki birden bana vurmu gibi hissettim, sonraki birka sani
ye iinde hem yandm, hem dm. Cevabyla ve glm sem e
siyle ne demek istediini ok iyi anlamtm; ona kalem kutusu
nu Bayan Geraldine'in hediye ettiini ima ediyordu.
Bu konuda yanlm olmam imknszd, nk haftalardr
bu ynde imalarda bulunuyordu. Ruth'un glmsemesi, bazen
kulland ses tonu -bazen parman dudaklarna gtr
ya da elini azna yaklatrp fsldarm gibi yap-, Bayan Ge
raldine'in ona yapt bir iyilii gstermeye yaryordu: Bayan
Geraldine Ruth'un hafta aras saat drtten nce bilardo odasn
da mzik almasna izin vermi; Bayan Geraldine imenlerde
yrrken sessiz olunmasn istemi, ama Ruth yanma yaklat
nda onunla konumaya balam, sonra dierlerinin konuma
sna da izin vermiti. Hep bu tr eyler oluyordu; asla aka
deil, sadece glmseyerek ve "aramzda kalsn" ifadesiyle an
latlan eyler.
Tabii ki gzetmenlerin renciler arasnda ayrm yapma
sna asla izin yoktu, ama baz snrlar dahilinde kk efkat
gsterilerinde bulunuyorlard; Ruth'un ima ettii eyler de bu
snrlar dahilindeydi. Yine de ben Ruth'un bu tr imalarda bu
lunmasndan nefret ediyordum. Tabii yalan m sylyor yoksa
doru mu, hibir zaman emin olamyordum, ama gerekte hi
bir ey "anlatmad" iin, ona meydan okumak imknszd.
Ne zaman byle bir ey sylese aldr etmemem gerekiyordu,
diimi skp o ann bir an nce gemesini dilemekten baka ya
pacak ey yoktu.
Bazen konumann gidiatndan bu tr bir olayn yaklat
n hisseder ve kendimi hazrlardm. Byle zamanlarda bile
dayak yemi gibi oluyor ve birka dakika etrafmdaki hibir
eye odaklanamyordum. Ama o k sabah 5. Oda'da hazrlk
sz yakalanmtm. Kalem kutusunu grdkten sonra bile, bir
gzetmenin bir renciye o tr bir hediye vermesi bana yle
inanlm az geldi ki, kendimi tutamadm. Bu yzden, Ruth sy
leyeceini sylediinde, duygusal arpntnn genelde yaptm

gibi geip gitmesine izin veremedim. Ona baktm , kzgnlm


gizlemeye almadm. Ruth, belki de yaklaan tehlikeyi seze
rek, bana hzla ve teatral bir tavrla: "Tek kelime etme!" dedi
ve yine glmsedi. Ama ben ona glmseyemedim ve fkeyle
bakmaya devam ettim. ansm yaver gitti de gzetmen o srada
geldi ve ders balad.
Kafasna taklan bir ey zerine saatlerce dnen ocuk
lardan biri olmadm hibir zaman. Bugnlerde yle biri oldum
saylr, ama iimden ve saatlerce bo tarlalar arasnda uzun s
re araba kullanmamdan dolay. Mesela Laura gibi olmadm hi
bir zaman; ok akac olmasna karn gnlerce, hatta haftalar
ca birinin syledii bir ey hakknda zlr dururdu. Ama 5.
Oda'daki o sabahtan sonra bir tr transa girdim. Konumalar s
rasnda aklm baka eylere dald, dersler ben hibir ey anla
madan geti bitti. Ruth'un yaptnn bu sefer yanma kalm am a
sn salamaya karar vermitim, ama uzun sre bu konuda ya
pc bir abam olmad; sadece zihnimde Ruth'un gerek yzn
ifa ettiim i ve onu yaptn kabul etmeye zorladm hayal
ederek olaanst sahneler yarattm. Hatta puslu bir fantezim
de, Bayan Geraldine olay duyuyor ve Ruth'u herkesin nnde
azarlyordu.
Gnler sonra daha dikkatli dnmeye baladm. Kalem
kutusunu Ruth'a Bayan Geraldine vermemise kim vermi ola
bilirdi? Bir baka renciden alm olabilirdi, ama bu pek mm
kn grnmyordu. Bu kadar muhteem bir eya baka birine
ait olsayd, hatta bizden ok byk birine bile ait olsayd, mut
laka fark edilirdi. Kalem kutusu Hailsham'da zaten dolam
bir ey olsayd, Ruth byle bir masal uydurma riskine asla gir
mezdi. Onu Satlar'da bulduuna emindim. Bu durumda da,
Ruth'tan nce bakalar kalem kutusunu grm olabilirdi.
Ama kalem kutusunun yolda olduunu renip -iz in verilm e
se de bazen byle eyler olduu duyuluyordu- Satlar balam a
dan nce sat temsilcilerinden birine rezerve ettirdiyse, baka
kim senin grmediinden emin olabilirdi.
Fakat Satlar'da alman her eyin kayd tutuluyor, bunlar
kim in ald da not ediliyordu. Bu kaytlar elde etmek pek ko
lay olmasa da -sat temsilcileri her sattan sonra bu kaytlar

Bayan Em ily'nin ofisine gtryorlard- bunlar ok gizli belge


ler de saylmazd. Bir sonraki Satlar'dan sonra sat temsilciler
inden birinin yannda taklrsam , sayfalara gz atmam ok zor
olmazd.
Bylece planmn ana hatlarn kardm, ertesi birka gn
boyunca da ayrmtlandrdm; bunu yaparken belirlediim her
adm atmam gerekmediini anladm. Kalem kutusunun Satlar'dan geldii konusunda haklysam, sadece blf yapmam ye
terli olacakt.
Ruth'la saaklarn altnda yaptmz konuma byle ba
lad. Sisli bir gnd ve yamur iseliyordu. kim iz yatakhane
barakalarndan spor adrna doru yryorduk sanrm, emin
deilim. Her neyse, avluyu getiimiz srada yamur iddetlen
di ve hi acelemiz olmad iin ana binann saaklarnn altna,
n giri kapsnn yanma katk.
Bir sre oraya sndk ve sisin iinden kp evin kaplar
na doru koan rencileri izledik, ama yamur bir trl ha
fiflemiyordu. Orada durduka gerginliim artt, nk bekle
diim frsat yakaladm bilyordum. Em inim Ruth da bir ey
lerin yaklatn anlamt. Sonunda, aka konumaya karar
verdim.
"Geen sal gnk Satlar'da," dedim, "deftere bakyor
dum, kayt defterine yani."
"Neden kaytlara bakyordun?" diye aceleyle sordu Ruth.
"Niye byle bir ey yapyordun ki?"
"Hibir sebebi yok. Christian C. sat temsilcilerinden biriy
di, ben de onunla konuuyordum. Bykler'deki olanlarn en
iyisi o, kesinlikle. Sayfalar da ylesine eviriyordum, bir ey ya
pyor olmak iin."
Ruth'un dnceleri hzlanmt, bunu grebiliyordum, im
di neden bahsettiim i anlamt. Ama sakin bir ekilde: "Bak
mas skc bir ey," dedi.
"Yo, ilginti aslnda. nsanlar neler alm, gryorsun."
Bunu sylerken yamuru izliyordum. Sonra dnp Ruth'a
baktm ve oke oldum. Ne bekliyordum bilmiyorum; son bir ay
iinde kurduum btn fantezilere ramen, u anda gzmn
nnde gerekleen olay yaam ann nasl olacan hi dn

memitim. Ruth'un ne kadar zgn olduunu grdm, ilk defa


dili tutulmutu ve gzyalarn bastrmaya alyordu. Birden
bire davranm bana ok artc grnd. Btn uram, b
tn planlarm en sevgili arkadam zme amacn tayordu.
Kalem kutusu hakknda kk bir yalan sylemise ne olmu
yani? Hepimiz gzetmenlerden birinin kurallar grmezden ge
lip bizim iin zel bir ey yapmasn zaman zaman hayal etme
mi miydik? Ani bir kucaklay, gizli bir mektup ya da hediye
nin hayalini kurm am mydk? Ruth'un tek yapt bu zararsz
hayallerden birini bir adm ileri gtrmekti; Bayan Geraldine'in
adn bile kullanmamt.
Kendimi ok kt hissediyordum ve kafam karmt. Ora
da, Ruth'un yannda durup sise ve yamura bakarken, verdi
im zarar dzeltecek bir ey gelmiyordu aklma. Sanrm yle
zavall bir sz syledim: "Her ey yolunda, fazla bir ey grme
dim." Aptalca szlerim havada asl kald. Birka saniye sren
sessizlikten sonra, Ruth yamurun iine yrd.

Altnc Blm

Ruth beni aka olanlardan sorumlu tutsayd, herhalde kendi


mi daha iyi hissederdim. Ama ilk kez iine kapanmt. Sanki
bu olanlar onu ok utandrmt -ezm iti-; hatta kzamayacak
ya da bana cevap veremeyecek kadar utan iindeydi. Saakla
rn altndaki konumadan sonraki birka karlamamzda en
azndan fkelenmesini bekledim , ama hayr, o tamamen me
deni, belki biraz da souk davranyordu. Onu afie edeceim
den korktuunu fark ettim -kalem kutusu tabii ki ortadan yok
oldu-; benden korkmasna gerek olmadm sylemek istedim.
Ama sorun u ki, olanlar aka konuulmadndan, konuyu
tekrar amann yolunu bulamadm.
Bir sre, Ruth'a, Bayan Geraldine'in kalbinde zel bir yeri
olduunu ima etmek iin her frsat deerlendirmeye altm.
Mesela bir keresinde, bazlarm z ders arasnda dar kp ngi
liz beysbol antrenman yapmak istemitik, nk st snf
rencileri bizimle ma yapmak istiyordu. Oysa yamur yayor
du ve dar km am za izin verilmesi zor grnyordu. Bayan
Geraldine'in nbetteki gzetmenlerden biri olduunu grdm
ve: "Eer Ruth gidip Bayan Geraldine'e sorarsa, belki bir ans
mz olur," dedim.
Hatrladm kadaryla bu nerime kim se katlmad; belki
duymadklar iin, nk o srada herkes konuuyordu. Ama
bunu Ruth'un tam arkasnda durarak syledim ve Ruth'un
memnun olduunu grdm.
Bir baka seferinde de birkamz Bayan Geraldine'in der

sinden kyorduk ve kapdan karken Bayan Geraldine'in tam


arkasna dtm. Bayan Geraldine'in arkasnda benim yerime
Ruth yrsn diye adm larm yavalattm. Bunu yaparken hi
tantana yaratmadm, sanki bu doal, yaplmas gereken ve Ba
yan Geraldine'in houna gidecek bir eymi gibi davrandm;
kazara iki en iyi arkada arasnda kalsaydm yapacam eydi.
Hatrlayabildiim kadaryla, Ruth bir an aknln belli etti,
sonra beni bayla selamlad ve geti.
Bu tr kk eyler Ruth'u mutlu etm i olabilir, ama o sis
li gnde saaklarn altnda yaadmz krgnl onarmak iin
yeterli deildi. Bu konuda olumlu bir adm atamadm hissi ii
mi kemirmeye balad. zellikle hatrladm bir an; spor bina
snn nndeki banklardan birinde oturuyordum akamst,
bir k yolu bulmaya alyordum, pimanlk ve i skntsn
dan neredeyse gzyalarna boulacaktm. Hibir ey deimeseydi ne olurdu bilmem. Belki her ey unutulur giderdi, ya da
belki Ruth ve ben birbirim izden uzaklardk. Derken birdenbi
re her eyi yoluna koyacak bir ans kt karma.
Bay Roger'm sanat derslerinden birindeydik, ama o bir ne
denle snftan dar kmt. Bu yzden valelerin arasnda
dolanyor, ene alp birbirim izin alm alarna bakyorduk.
Sonra Midge A. adndaki kz yanmza geldi ve Ruth'a arkada
canls bir sesle:
"Kalem kutun nerede? Nefis bir ey o!" dedi.
Ruth gerildi ve etrafta kim var kim yok diye hzlca evre
sine bakt. Belki dardan bir-iki renci dnda herkes bizim
gruptand. Sat kaytlar konusunu Ruth'dan baka kimseye a
mamtm, ama sanrm o bunu bilmiyordu. Midge'e cevap ve
rirken sesi her zam ankinden yumuakt:
"Yanmda deil. Koleksiyon sandmda tutuyorum."
"O kadar tatl ki! Nereden alm tn onu?"
Midge'in Ruth'u sorgulay son derece masumaneydi, bu
ok belliydi. Ama o anda evrede bulunan herkes, Ruth'un ka
lem kutusunu ilk gsterii esnasnda 5. Oda'da olan renciler
di ve hepsi bakyorlard. Ruth'un tereddt ettiini grdm. Da
ha sonra olanlar tekrar aklmdan geirdiimde anladm; bana
mkemmel bir frsat sunmutu. Oysa o srada dnmeden ha

reket etmitim. Ruth'un garip bir amazda kaldm Midge ya


da bakas fark etmeden nce sze girm itim , hepsi bu.
"Nereden aldn syleyemeyiz."
Ruth, Midge ve dierleri bana baktlar, belki biraz arm
lard. Ama serinkanllm srdrdm ve sadece Midge'le ko
numaya devam ettim.
"Kalem kutusunun nereden geldiini sylememek iin ba
z iyi nedenlerimiz var."
Midge omuz silkti. "Yani bir sr."
"Byk bir sr," dedim. Sonra, terslemeye almadm gs
termek iin ona glmsedim.
Dierleri de beni desteklemek istercesine balaryla onayla
dlar. Ama Ruth'un yznde belirsiz bir ifade vard. Sanki akl
imdi tamamen baka bir yerdeydi. Midge yine omuz silkti ve
hatrladm kadaryla konu orada kapand. Ya yryp ayrld
yanmzdan, ya da baka bir ey hakknda konumaya balad.
Sat kaytlar konusunu nasl Ruth'la aka konuamadysam, o da imdi M idge'le arasna girm emden dolay bana teek
kr edemiyordu. Ama sadece sonraki iki gn boyunca deil,
takip eden haftalar boyunca bana kar olan davranlarndan
anlam tm ; benden ok memnun kalmt. Yakn gemite ay
n durumda kaldmdan, onun da benim iin ok zel, ho bir
ey yapmak iin frsat kolladn gsteren iaretleri kolaylkla
grebiliyordum. Bu iyi bir histi. Hatta bir-iki kez, keke bana
iyilik yapma ansn yllarca yakalayamasa da, aram zdaki bu
iyi his hep srse diye dndm hatrlyorum. yle ya da
byle, bekledii frsat dodu; Midge olayndan yaklak bir ay
sonra, en sevdiim m zik kasetim i kaybettiimde.
O mzik kasetinin bir kopyas hl var bende. Yakn zamana
kadar, yamurlu gnlerde arabamla tarla yollarnda dolar
ken arada bir dinlerdim. Ama imdi arabamdaki kaset alar o
kadar kt durumda ki, kaseti almaya cesaret edemiyorum.
Odamda dinleyecek vaktim de olmuyor. Yine de, bu kaset sa
hip olduum en deerli eylerden biri. Belki sene sonunda, bak
clktan ayrlnca daha fazla dinlemeye vakit bulurum.
Albmn ad, Karanlktan Sonra arklar ve Judy Bridgevva-

ter'm. Bugn bende olan kopya, Hailsham'daki, sonradan kay


bettiim kaset deil. Yllar sonra Tommy'yle Norfolk'ta bul
duumuz kaset; ama bu da bal bana ayr bir hikye, daha
sonra anlatacam. imdi o ilk kasetten bahsetm ek istiyorum,
kaybolan kasetten.
Konuyu daha fazla amadan nce, o gnlerde Norfolk hak
knda yaadmz bir olay anlatmalym. Bu konuda yllarca
konutuk, sanrm kendi aramzda bir aka haline gelmi ve k
kken bir ders srasnda balamt.
ngiltere'nin farkl blgelerini Bayan Emily retti bizlere.
Karatahtaya kocaman bir harita asar, hemen yanna da bir
vale yerletirirdi. Sonra, diyelim ki Oxfordshire' m anlatyor,
o blgeye ait fotoraflar gsteren byk bir takvim i valenin
stne yerletirirdi. Hatta bu resim li takvim lerden oluan bir
koleksiyonu vard, blgelerin ounu bu yntemle rendik.
Haritada bir noktay iaret eder, valenin bana geer ve yeni
bir resim gsterirdi. inden nehirler geen kk kyler, tepe
lerin eteklerinde beyaz antlar, tarlalarn yannda eski kiliseler
vard; sahilde bir yeri anlatyorsa, insanlarla dolu plajlar, m art
larn uutuu yamalar grrdk. Sanrm evremizdeki yer
ler hakknda fikrim iz olm asn istiyordu, imdi yllar sonra, ba
kc olarak yollarda o kadar vakit geirdikten sonra, farkl bl
geler hakkndaki bilgilerim in hl Bayan Em ily'nin vale s
tne yerletirdii resim lerden gelmesi ne kadar ilgin. Diyelim
ki arabamla Derbyshire'dan geiyorum; sahte Tudor tarz bir
pub ve sava ant olan yemyeil bir ky ararken buluyorum
kendim i ve aradmn, Derbyshire'm adn ilk duyuumda Ba
yan Em ily'nin bize gsterdii resim olduunu fark ediyorum.
Her neyse, anlatmak istediim u; Bayan Em ily'nin takvim
lerinde bir eksiklik vard, hibirinde Norfolk'la ilgili tek bir re
sim yoktu. Ayn dersleri birka kez grdk, her seferinde, aca
ba Bayan Emily Norfolk'a ait bir resim buldu mu diye merak
ettim, ama resimler hi deimedi. aret deneini haritaya
doru yle bir sallar: "te burada Norfolk var. ok ho bir yer
dir," derdi.
Sonra bir gn Bayan Emily'nin durup dncelere dald
n hatrlyorum, belki de elinde resim olmad iin ne gstere

ceine karar vermemiti. Sonunda dnmeyi brakt ve tekrar


haritaya dnd.
"Bakn, Norfolk burada, douda, denize uzanan u burun
da skp kald iin, orada gidecek hibir yer yoktur. Kuzeye
ve gneye giden insanlar..." -iaret deneini bir aa bir yu
kar oynatt- "Norfolk'a hi uramaz. Bu yzden, ngiltere'nin
ok sakin bir kesidir, olduka gzel bir yerdir. Ama ayn za
manda kayp bir kedir."
Kayp bir ke. Byle tanm lad oray ve her ey byle bala
d ite. nk, Hailsham Evi'nin nc katnda bir "Kayp K
esi" vard. Kayp eyalar orada tutulurdu, eer bir ey kaybe
der ya da bulursanz, oraya giderdiniz. Dersten sonra biri -k im
olduunu hatrlam yorum - Bayan Emily'nin, Norfolk iin n
giltere'nin "kayp ke"sidir derken lkede kaybolan her eyin
orada toplandn anlatmaya altn iddia etti. Her naslsa
bu fikir aklm za yatt ve neredeyse btn yl boyunca gerek
kabul edildi.
ok zaman olmad, Tommy'yle bu konu hakkm daki anla
rm z konuuyorduk. O, aslnda hibirim izin buna inanmad
n, bandan beri bir aka olarak grdmz dnyordu.
Ama ben yanldna eminim. phesiz, on iki ya da on ya
na geldiimizde Norfolk konusu byk bir akaya dnmt
artk. Ama benim hatrladma gre -R uth da hem fikirdi- ba
langta Norfolk hakknda sylenen her eye inanmtk; tpk
kamyonlarn Hailsham'a yemek ve Satlar iin malzeme getir
mesi gibi, ama daha byk apta bir operasyon sryordu; n
giltere'nin drt bir yanndan aralar yola kyor, tarlalarda ve
trenlerde unutulmu ne varsa toplayp u Norfolk denen yere
tayorlard. Oraya ait hibir resim grmemi olmamz da gize
m ini artryordu.
Kulaa aptalca gelebilir, ama yaam m zn o dneminde
Hailsham dndaki her yer bize bir rya lkesi gibi geliyordu;
dardaki dnyada olanlar ve olmayanlarla ilgili sadece bula
nk fikirlerim iz vard. Ayrca, Norfolk teorisini detayl inceleme
ye hi kalkmadk. Bizim iin nemli olan, Dover'daki o beyaz
karolu odada gnbatm n seyrederken Ruth'un da dedii gibi,
uydu: "Deerli bir ey kaybettiimizde ve arayp bulamad

mzda, kalbim izin krlmas gerekmiyordu. Hl biraz da olsa


umudumuz vard, belki bir gn, bydmzde ve lkede se
yahat etme zgrlne kavutuumuzda gidip Norfolk'ta bu
labilirdik kaybmz."
Bu konuda Ruth'un hakl olduuna eminim. Norfolk dn
cesi bizi gerekten rahatlatyordu; hatta o dnemde itiraf ettii
mizden ok daha fazla. Bu nedenle, yamz ilerledikten sonra
bile hl akayla kark da olsa hakknda konuuyorduk. Yine
bu nedenle, yllar sonra Tommy'yle birlikte kayp kasetim in bir
kopyasn Norfolk sahilindeki bir kasabada bulduumuzda pek
komik gelmedi bize bu, ikim izin de ii hop etti, bir zamanlar
kalbim ize gmdmz eye tekrar inanm ak istedik.
Ama ben aslnda kasetim hakknda, Judy Bridgewater'in Karan
lktan Sonra arklar adl albm hakknda konumak istiyor
dum. Sanrm orijinali bir uzunalard -kayt tarihi 1956-, ama
bendeki bir kaset kaydyd. Kapandaki fotoraf da plak ka
pandaki resmin kltlm hali olmalyd. Fotorafta Judy
Bridgewater mor renkli saten bir elbise giyiyor, o zamanlar
moda olan omzu ak elbiselerden, bir bar taburesinde oturdu
u iin belinin st grnyor yalnzca. Sanrm Gney Ame
rika'da bir yerde. nk arkasnda palmiye aalar ve beyaz
takm elbiseli, esmer garsonlar var. Fotorafta, ikisini veren
barm enin durmas gereken adan gryoruz Judy'yi. Cana ya
kn bir ifadeyle, belki biraz apkn baklarla szyor bizi, ama
fazla seksi bir ifade taknmam, sanki bizi eskiden beri tanyor
mu gibi bakyor. Kapakta dikkatim i eken bir dier ey de u;
Judy dirseklerini bar tezghna koymu, elinde de yanan bir si
gara var. Ben de Satlar'da bulduum andan itibaren, kaseti bu
sigara yznden sakladydm.
Sizin bulunduunuz yer nasld bilmiyorum ama Hailsham'da gzetmenlerimiz sigara konusunda ok katydlar. Emi
nim sigara nedir hi renmemi olmamz tercih ederlerdi;
ama buna im kn yoktu ve ne zaman sigarayla ilgili bir konu
alsa -m esela nl bir yazar ya da dnya liderinin elinde siga
rayla fotorafn grdk diyelim - dersi hemen keser, bize uzun
sylevler verirlerdi. Baz klasik eserler -Sherlock Holmes m ese

la - ktphanede bulunmazd, nk ana karakterler ok sigara


iiyordu; resimli bir kitap ya da derginin baz sayfalar kopartlmsa, o sayfalarda sigara ien birinin resmi var demekti. Ayr
ca baz derslerde, sigarann vcudumuza verdii zararlar gs
teren korkun fotoraflara bakardk. Bu nedenle, Marge K.'nin
Bayan Lucy'ye o soruyu sormas ok etkisi yaratt.
ngiliz beysbol oynadktan sonra imenlere yaylm otu
ruyorduk. Bayan Lucy her zam anki sigara kart konumala
rndan birini yapyordu ki, Marge K. birden Bayan Lucy'ye hi
sigara iip imediini sordu. Bayan Lucy birka saniye suskun
kald. Sonra:
"m edim diyebilmeyi isterdim," dedi. "Ama drst ol
mam gerekirse, evet, bir sre sigara itim. Yaklak iki yl ka
dar. Genken."
Bunun nasl bir ok etkisi yarattn tahm in edebilirsiniz.
Bayan Lucy cevap vermeden nce, hepim iz Marge'a bu kadar
kaba bir soru sorduu iin fkeyle bakyorduk. Bayan Lucy'ye
baltayla birine saldrd m diye sorm akla edeerdi bu soru bi
zim gzmzde. Sonraki birka gn hayat Marge'a nasl zin
dan ettiim izi hatrlyorum, hatta geceleyin Marge'm yzn
pencereye yaptrp orm ana baktrm am z, bu olay yznden
balayan srecin bir parasyd. Ama o srada, Bayan Lucy'nin
cevabn duyunca, M arge hakknda daha fazla dnemeye
cek kadar kafam z kart. Sanrm hepimiz dehet iinde Ba
yan Lucy'ye bakakaldk, baka neler syleyeceini beklemeye
baladk.
Bayan Lucy konumaya baladnda kulland her kelim e
yi dikkatle tartyor gibiydi. "Sigara imem iyi olmad. Zararly
d, o yzen braktm. Ama unu bilmelisiniz, sizin sigara ime
niz benim sigara imemden ok, ok daha ktdr."
Duraklad ve sessizleti. Daha sonra biri onun dalp gitti
ini syledi, ama ben, dikkatle ne diyeceini dndnden
emindim -R uth da yle-. Nihayet yle dedi:
"Size anlattlar. Sizler rencisiniz. Siz... zelsiniz. Bu yz
den kendinize iyi bakm anz, bedeninizi salkl tutmanz ok
nemli. Sizin salnza dikkat etmeniz, benim salm koru
mamdan ok daha nemli."

Tekrar sustu ve bize garip garip bakt. Daha sonra kendi


aramzda konutuumuzda, bazlarm z onun umutsuzca u so
ruyu sormamz beklediini sylediler: "Neden? Neden bizim
iin daha nemli?" Ama kim se sormad. O gn sonradan ok
dndm ve imdi, daha sonra olanlarn nda, biliyorum
ki o gn tek yapmamz gereken ona bu soruyu sormakt; Bayan
Lucy bize bir sr ey anlatacakt. Tek gereken, sigara imekle
ilgili bir soru daha sormakt.
Peki o gn niin sessiz kaldk? Sanrm o yatayken bile
-dokuz ya da on-, bu konulardan ekinm emiz gerektiini an
layacak kadar bilgi sahibiydik. Kesinlikle biliyorduk -detayla
ryla olmasa b ile - gzetmenlerimizden ve dardaki normal
insanlardan da farkl olduumuzu; hatta gelecek yllarda ba
yapmamz gerektiini bile biliyorduk. Ama bunlarn ne anla
ma geldiini bilmiyorduk. Baz konular grmezden gelmeye
zen gstermemizin sebebi, utanmamzd. Genelde her eye h
kim grnen gzetmenlerimizin, baz benzer konular aldn
da tuhaflam alarndan nefret ediyorduk. Onlardaki deiimi
grmek sinirlerim izi geriyordu. Sanrm bu nedenle ona baka
soru sormadk ve ayn nedenle Marge K /yi beysbol mandan
sonra o soruyu sorduu iin iddetle cezalandrdk.
Her neyse, kasetim i ite bu yzden zenle gizledim. Judy ve
elindeki sigara ancak kasetin plastik kapa anca grlsn di
ye, resmi bile tersyz ettim. Ama kasetin benim iin bu kadar
byk anlam tamasnn nedeni sigaral fotoraf, hatta Judy
Bridgewater'm ark syleme tarz bile deildi; Judy o dnemle
rin sradan arkclarndan biriydi, kokteyl barlarnda ark sy
leyen, Hailsham'da kim senin beenmedii trden bir arkc. O
kaseti benim iin zel klan, iindeki tek bir parayd, kasetin
nc arks: "Beni Asla Brakma."
Ar bir para, gece dinlemeye uygun, tam bir Amerikan
arksdr. Judy ark sylerken bir nakarat da var srekli duyu
lan: "Beni asla brakma... Ah bebeim, bebeim... Beni asla b
rakma..." O srada on bir yandaydm ve fazla mzik dinlemiliim yoktu, ama bu para beni gerekten mest etti. Kaseti hep bu
paraya sarl tutardm ki frsat kt anda dinleyebileyim.

Bu arada bilin ki, arky dinlemek iin fazla frsatm olmu


yordu. Satlar'da walkman bulmaya balamamza daha birka
yl vard. Bilardo odasnda kocaman bir teyp dururdu ama ka
setim i orada hemen hi almazdm, nk her zaman kalabalk
t o oda. Sanat Odas'nda da kasetalar vard ama genelde oras
da grltl olurdu. Doru dzgn dinleyebileceim tek yer
yatakhanemizdi.
O yl artk ayr barakalara, alt yatakl yatakhanelere ge
mitik. Bizimkinde tanabilir bir kasetalar vard, radyatrn
stndeki rafta dururdu. Bu yzden, gndzleri kim se yokken
arkm tekrar tekrar dinlemek iin oraya giderdim.
Bu arky bunca zel klan neydi? Aslnda, szlerini pek
dinlemezdim; tek beklediim yer: "Bebeim, bebeim, beni as
la brakma..." diye devam eden blmd. Dinlerken ocuu ol
mayan bir kadn hayal ederdim, btn hayat boyunca ocuk
istemi bir kadn. Sonra bir mucize eseri kadnn bebei olur.
Bebeini kucanda sk sk tutar ve yrrken ark syler: "Be
beim, beni asla brakm a..." Hem ok mutlu olduu, hem de ba
na bir ey gelmesinden korktuu iin; bebei hastalanacak ya
da elinden alnacak diye. O zam anlar bile bu yorumun doru
olamayacan dnrdm, arknn dier szlerine uymuyor
du bu yorum. Ama beni ilgilendiren bu deildi. ark benim
sylediim ey hakkndayd ve ben onu tekrar tekrar dinler
dim, kendi bama, her frsatta.
O sralarda bama gelen garip bir olay imdi size anlat
mam gerek. Olayn gerek aklamasn ancak yllar sonra
renmi olsam bile beni gerekten ok rahatsz etti, ama sanrm
daha derin bir nemi olduunu o zaman bile hissetmitim.
Gneli bir leden sonrayd ve bir ey almak iin yatak
haneye gitmitim. Gnein ne kadar parlak olduunu hatrlyo
rum, nk odamzdaki perdeler ekilmemiti ve gne
ieri giriyordu, havadaki tozlar grebiliyordum. arky din
lemeyi planlamamtm ama orada yalnz olduumu grnce
iimden bir ey beni koleksiyon sandmdan kaseti karp al
maya itti.
Belki benden nce kullanan kii teybin sesini iyice amt,
bilemiyorum. Ama arkm her zamankinden daha yksek ses

le alyordu ve herhalde bu yzden onun geldiini duymadm.


Belki de kendimden gemitim. Her neyse, olduum yerde ar
knn ritmine uygun biimde salmyor ve kucamda bir bebek
tutuyormu gibi yapyordum. Beni daha da utandran bir ey
vard; bu sefer sanki bir bebekm i gibi bir yast gsme bas
tryordum. Yava yava dans ediyordum, gzlerim kapalyd,
duyduum dizeleri ben de sylyordum:
"Ah bebeim, bebeim, beni asla brakma..."
Odada yalnz olmadm fark ettiimde ark neredeyse
bitmek zereydi. Gzlerimi atmda karmda, odann kap
snda Madam duruyordu.
Olduum yerde dondum kaldm. Bir-iki saniye sonra pani
e kaplmaya baladm, nk tuhaf bir eyler oluyordu. Kap
aralkt -uyuduum uz saatler dnda yatakhane kaplarn ka
patmamz kurallara aykryd- ama Madam eie bile gelme
miti. Koridorda, kmltsz ayakta duruyordu, benim ierde ne
yaptm grmek iin ban hafife yana emiti. Tuhaf olan
u ki, alyordu. Beni hayal dnyamdan ekip karan ses, belki
de onun hkrklarnn sesiydi.
Bu olay imdi dndmde, bana yle geliyor ki, bir g
zetmen olmasa bile bir yetikindi ve beni azarlamak iin olsa
bile bir ey sylemeli ya da yapmalyd. O zaman nasl davran
mam gerektiini bilirdim. Ama orada durup hngr hngr
alamaya devam etti, gzlerinde, her zam anki ifade vard; ty
lerini diken diken eden bir eye bakar gibiydi. Ama bu kez ba
ka bir ey daha vard baklarnda; anlayamadm bir ey.
Ne diyeceimi, ne yapacam, neler olacan kestiremiyordum. Belki odaya girip bana baracakt, vuracakt hatta, hi bi
lemiyordum. Ama o arkasn dnd ve az sonra barakadan kt
m ayak seslerinden anladm. Kasetin sradaki arkya getii
ni fark ettim, kasetalar kapattm ve en yakn yataa oturdum.
Bu srada, nmdeki pencereden Madam'm telala ana binaya
doru yrdn grdm. Arkasna bakmad, ama omuzlar
dmt ve grdm kadaryla alamaya devam ediyordu.
Birka dakika sonra arkadalarmn yanma dndmde,
olanlar anlatmadm. Birisi benim pek iyi olmadm grd ve
bir eyler syledi, ama omuz silktim ve sesimi karmadm. Utan

mtm diyemem; avluda arabasndan kan Madam'a tuzak kur


duumuzda hissettiklerimizin benzerini yayordum. Tek istedi
im, bu olayn hi gereklememi olmasyd, konusunu amaz
sam kendime ve bakalarna iyilik etmi olacam dndm.
Ama birka yl sonra her eyi Tommy'ye anlattm . Gl k
ysnda Bayan Lucy hakknda iini at konum am zdan son
raki gnlerde anlattm olanlar ona; kendim izle ilgili sorular
sormaya baladm z -b u n u yllar boyunca srdrecektikgnlerin balarndayd. Tommy'ye yatakhanede M adam'la
aramda geen olay anlattm da, konuya olduka basit bir
aklam a getirdi. Tabii bu aklam a yaplrken, daha nce bil
m ediim iz bir eyi, yani hibirim izin ocuk sahibi olamayaca
n renm itik. Bu gerei tam manasyla renm eden nce
hissetm i olm am m m kn ve belki de arky dinlerken bu
yzden yle davranm olabilirim . Ama o dnemde gerekle
ri kesin olarak bilm em im knszd. Dediim gibi, Tommy'yle
bu olay konutuum uzda bize her ey aka anlatlm t. Bu
arada, hibirim iz durum dan ok rahatsz olm am tk; hatta en
dielenm eden seviebileceim iz iin memnun kalanlar bile ol
du. Her neyse, Tommy'ye olanlar anlattm da yle dedi:
"M adam byk bir olaslkla o kadar kt bir insan deil,
ok korkutucu olsa bile. Bu nedenle seni kucanda bebek var
m gibi dans ederken grnce, belki ok trajik bulmutur duru
mu, yani senin ocuk sahibi olamayacan gereini. Bu neden
le alamaya balamtr."
"Ama Tommy," dedim, "arknn bebek sahibi olmakla ilgi
li olduunu nasl bilebilirdi ki? Elimdeki yastn bir bebek ol
duunu nereden bilecekti? Bunlarn hepsi benim kafamn iin
deydi."
Tommy bir sre dnd, sonra yar akayla: "Belki Ma
dam zihnim izi okuyabiliyordun O ok garip bir kadn. Belki se
nin iini grebiliyordur. Hi artmazd bu beni," dedi.
Bu syledii ikim izi de rpertti ve glmemize ramen,
bir daha bu konuyu amadk.
Madam olayndan iki ay sonra kaset kayboldu. ki olay birbi
rine o zaman da balamadm, imdi de balamak iin bir ne

denim yok. Bir gece yatakhanedeydim, klar sndrlmeden


nce, dierleri banyodan dnene kadar, koleksiyon sandm
kartrarak vakit geiriyordum. Tuhaf, ama kasetin artk sand
mda olmadn fark ettiimde, ilk dncem ne kadar panik
lediimi kimseye gstermemem gerektiiydi. Kaseti ararken s
kntm belli etmemek iin bir ark mrldanmaya baladm
hatrlyorum. Bunun sebebini ok dndm ve hl nasl ak
layabileceimi bilmiyorum; odadakiler benim en yakn arkada
larmda ama yine de kasetim kaybolduu iin ne kadar zgn
olduumu bilmelerini istemiyordum.
Sanrm kasetin bir sr olmasyla ilgisi var; bana ne ok ey
ifade ettiiyle. Belki de Hailsham'da hepim izin byle kk sr
lar vard; her birim izin korkulan ve istekleriyle yzlemeye
kat, hi yoktan yaratlm kk zel keler. Ama bu tr
duygulara sahip olmak o dnemde bize yanl geliyordu; kendi
m izi hayal krklna uratabileceimizi hissediyorduk.
Her neyse, kasetin kaybolduundan em in olur olmaz ya
takhanedeki herkese, sradan bir eymi gibi, kaseti grp gr
m ediklerini sordum. Henz fazla endielenm em itim , nk
bilardo odasnda brakm olabileceim i dnyordum. Biri
nin kasetim i dn aldn ve sabah bana geri vereceini umu
yordum.
Ama kaset ertesi gn de ortaya kmad ve nerede oldu
una dair hl hibir fikrim yoktu. Gerek u ki, bizim ya da
gzetmenlerin kabul etmek istediinden ok daha fazla hrsz
lk oluyordu Hailsham'da. Ama imdi bu konunun detaylarna
girm emin nedeni, Ruth'u ve onun tepkisini anlatmak. Hatrla
manz gereken u; Ruth'u Sanat Odas'nda Midge tarafndan ka
lem kutusu hakknda sorguya ekilmekten kurtarmdan yak
lak bir ay sonra kaybetmitim kasetimi. Size anlattm gibi,
o gnden beri Ruth bana iyilik yapmak iin bir frsat aryordu
ve kasetin kayboluu ona gerek bir frsat yaratt. unu da sy
leyebilirim; kasetim kaybolmadan nce ilikim iz normale dn
memiti. O yamurlu gnde ana binann saaklar altnda ona
Sat Kaytlar'ndan bahsettiim gnden beri ilk kez bir frsat
kmt.
Kasetim in kaybolduunu anladm gece, Ruth dahil herke

se onu grp grm ediklerini sordum. imdi geriye baktmda


dnyorum da; Ruth, kaseti kaybetmenin benim iin ne an
lama geldiini ve hissettiklerim i belli etmemenin benim iin
ne kadar nemli olduunu orada ve o dakika anlam olmal.
Bu nedenle akl baka bir yerdeymi gibi omuz silkm iti sade
ce, her ne yapyorsa yapmaya devam etmiti. Ama ertesi sabah,
ben banyodan dnerken, onun normal bir ses tonuyla -sa n k i
nemli bir ey deilmi g ib i- Hannah'ya kasetim i sorduunu
duydum.
ki hafta sonra, artk kasetim in kaybolduunu kabullendi
im dnemde, Ruth le yemei arasnda gelip beni buldu. Y
ln en gzel bahar gnlerinden biriydi, benden byk iki kzla
birlikte imenlerde oturmu konuuyorduk. Ruth bana yry
e km ak ister miyim diye sorduunda, akimda bir ey oldu
u belliydi. Bylece byk kzlardan ayrldm ve Ruth'u Kuzey
Oyun Sahas'na, oradan da tepenin stne kadar takip ettim,
ahap itlerin yannda durup rencilerin gruplar halinde top
land yeil imenlii seyretmeye baladk. ok rzgr vard
tepede ve bu beni artmt, nk imenlerde rzgr bu ka
dar hissetmemitim. Orada bir mddet durup baheyi izledik,
sonra Ruth bana kk bir paket uzatt. Elime alr almaz iinde
bir kaset olduunu anladm ve yreim hop etti. Ama Ruth he
men aklad:
"Kathy, bu seninki deil. Kaybettiin kaset deil. Onu bul
maya altm ama olmad."
"Evet," dedim. "Norfolk'a gitti."
kim iz de gldk. Sonra hayal krkl hissederek kaseti
paketinden kardm, onu elimde tutarken de yzm deki ifade
nin deitiini sanmyorum.
Yirmi Klasik Dans Melodisi adl bir albm vard elimde. Da
ha sonra aldmda, bunun bir salon danslar kaseti olduunu
anladm. Tabii Ruth kaseti verdiinde ne tr mzik olduunu
bilmiyordum, ama Judy Bridgewater'a benzer bir ey olmad
n tahmin etmitim. Sonra aniden, neredeyse hemen, Ruth'un
bunu bilmesi gerekmediini fark ettim. M zik hakknda hibir
ey bilmeyen Ruth'a gre, bu kaset benim kaybettiim kasetin
yerine rahatlkla geebilirdi. Aniden hayal krklnn yerini

gerek bir mutluluk ald. Biz Hailsham'da birbirim izi kucakla


m ak gibi eyler yapmazdk. Ama iki elini birden skp teekkr
ettim ona. Ruth dedi ki: "Bunu Satlar'da buldum. Senin hola
nacan bir ey olduunu dndm." Ben de onayladm: "Bu
kesinlikle benim sevdiim trden bir ey."
Kaset hl bende. ok fazla almyorum, nk bu mzi
in hibir eyle alakas yok. Bu bir nesne; bir bro ya da yzk
gibi. zellikle Ruth gittiinden beri, sahip olduum en deerli
eylerden biri.

Yedinci Blm

imdi Hailsham'daki son yllarm za gemek istiyorum. On


yamzdan, Hailsham'dan ayrldmz on alt yamza kadarki dnemden bahsediyorum. Hafzamda, Hailsham'daki haya
tm iki blmden oluuyor; bu son dnem ve ondan nce olan
her ey. lk yllarm -size anlatm olduum y llar- altn yllar
olarak birbirinin iine geiyor zihnimde. Hepsini birlikte akl
ma getirdiimde, o kadar harika olmayan eyleri hatrlaynca
bile iimde bir tr lt hissetmekten kendimi alkoyamyorum.
Ama son yllar farkl. Tamamen mutsuzluk iinde getiklerini
syleyemem - o yllardan kalan, nemsediim pek ok anm
var-, ama daha ciddi ve baz alardan da karanlk hatralarm
var. Belki zihnimde abartmmdr biraz, ama o yllarda her e
yin ok hzl deitii izlenimi var bende, sanki gndz geceye
karm gibi.
Gl kysnda Tommy'yle konutuklarmz, iki dnem ara
sndaki eik olarak gryorum. Hemen ardndan nemli eyler
olmaya baladndan deil, ama en azndan benim iin, o ko
numa bir dnm noktasyd. Her eyi daha farkl grmeye ba
ladm. nceleri, tuhaf eylerden kendimi ekerken, artk tam
tersine sorular sormaya, yksek sesle olmasa bile en azndan
iimden her eyi sorgulamaya baladm.
zellikle o konumadan sonra, Bayan Lucy'ye farkl bir gz
le bakmaya baladm. Her frsatta onu dikkatle izliyordum, sa
dece merakmdan deil, onu nemli ipular verecek en iyi kay
nak olarak grdm iin. Bylece, sonraki bir-iki yl boyunca

syledii ya da yapt, ama arkadalarmn dikkatinden kaan


eitli garip eyleri fark etmeye baladm.
Mesela, bir seferinde, gl kysndaki konumamzdan
bir-iki hafta sonra, Bayan Lucy'nin ngilizce dersindeydik. i
irlerden sz ediyorduk, ama her nedense kinci Dnya Sava
srasnda esir kamplarnda tutulan askerlerden konu ald.
Olanlardan biri, kampn etrafndaki tel elektrikli miydi diye
sordu, bir dieri de insann sadece elektrikli tellere dokunup
istedii zam an intihar edebilecei bir yerde yaam asnn tuhaf
lndan sz at. Bunu sylerken ciddiydi belki, ama hepimiz
kom ik bulduk. Hep birlikte glmeye ve konumaya baladk,
sonra Laura -h e r zam anki g ib i- ayaa kalkt ve tellere uzanp
elektrie kaplan birini ok komik bir ekilde canlandrd. Bir
anda snf kart, herkes barp aryor, elektrie kaplm
rol yapyordu.
Btn bu olanlar srasnda Bayan Lucy'yi izlemeye devam
ettim ve snfa bakarken yznde bir an beliren korku ifadesi
ni grdm. Sonra -o n a bakmaya devam ettim - kendini toplad,
glmsedi ve dedi ki: "Hailsham'daki itlerin elektrikli olma
mas ne kadar iyi. Bazen kt kazalar oluyor."
Bunu olduka alak sesle syledi ve herkes hl bard
iin sesi hemen hi duyulmad. Ama ben onu net bir ekil
de duydum. "Bazen kt kazalar oluyor." Ne kazas? Nerede?
Ama kimse ona bu sorular sormad, tarttmz iire dndk.
Buna benzer baka kk olaylar da oldu. Ksa sre iinde,
Bayan Lucy'nin dier gzetmenlere benzemediini anladm.
Tam o zamanlarda, onun kayglarnn ve skntlarnn doasn
kavramaya balam da olabilirim. Ama byle dersem herhalde
ok ileri gitmi olurum; olaslkla o zamanlarda bu tr eyle
ri hi anlam landram adan fark etmeye balamtm. imdi bu
olanlar bana anlam l bir btnn paralar gibi grnyorsa,
bunun nedeni, onlara daha sonra olanlarn altnda bakyor
olmamdr; zellikle de saanak yamurdan kap spor binasna
saklandmz gn olanlardan sonra.
O sralarda on be yandaydk. Hailsham'daki son ylmzd ar
tk. ngiliz beysbol ma yapmak iin spor binasnda hazrlan

yorduk. Olanlar bizimle flrt edebilmek iin beysbolden "ho


landklar" dnemdeydiler, bu yzden o leden sonra en az
otuz renci vard adrda. stmz deitiimiz srada ya
mur balad ve yamurun durmasn beklerken, binann atsyla
korunan verandaya dolutuk. Ama yamur yamaya devam etti,
en son renci de oraya ktnda veranda artk iyice kalabalklamt, hepimiz huzursuz bir ekilde dolanp duruyorduk. Laura, bir olandan kurtulmak istediinde ne kadar iren bir ekil
de smkrdn gsteriyordu bana.
Bayan Lucy yanm zdaki tek gzetmendi. On taraftaki de
mir parm aklktan sarkyor, oyun sahasnn ilerisini grmek
iin yamurun iine bakyordu. O gnlerde hep yaptm gibi
onu dikkatle izliyordum, Laura'nm yaptklarna glerken bile
arada bir Bayan Lucy'nin srtna gz atyordum. Duruunda bir
tuhaflk var, diye dndm hatrlyorum, ban emi,
avnn zerine atlamak zere pusuya yatm bir hayvana ben
ziyordu. Demir parm aklklara yaslanarak yle ok eilm iti ki,
yukardaki oluktan yere akan sular tam yanndan geiyordu;
ama o buna hi aldrmaz gibiydi. Bunda tuhaf bir ey olmad
na kendimi ikna ettiimi hatrlyorum -sadece yamurun din
mesini bekliyordu-, sonra dikkatim i Laura'ya verdim. Birka
dakika sonra, Bayan Lucy'yi tamamen unutup kahkahalarla
glmeye baladm srada, birden etrafn sessizletiini ve Ba
yan Lucy'nin konutuunu fark ettim.
Ayn yerde duruyordu ama bu sefer yz bize dnkt, sr
tn demir parm aklklara dayamt, yamurlu gkyz arkasmdayd.
"Hayr, hayr, zgnm ama lafnz kesmek zorundaym,"
diyordu. Tam nndeki bankta oturan iki olanla konutuunu
grebiliyordum. Sesi tuhaf kmyordu aslnda, ama ok yk
sek ses tonuyla konuuyordu, bize bir duyuru yapaca zaman
kulland ses tonuyla konuuyordu, bu yzden herkes susmu
onu dinliyordu. "Hayr Peter, seni durdurmak zorundaym. Se
ni daha fazla dinleyip sessiz kalamam," dedi.
Sonra baklarm zerim izde dolatrd ve derin bir nefes
ald. "Tamam, siz de dinleyin," dedi. "Hepinizi ilgilendiriyor.
Birinin artk size anlatmas gerekiyor."

Bize bakyordu, biz de konumasn bekliyorduk. Daha son


ra, bazlar bizi azarlamak zere olduunu sandklarm syledi
ler; bakalar da ngiliz beysbolyle ilgili yeni bir kural aklaya
can sandklarn.
"ocuklar, sylediklerinize kulak m isafiri olduum iin be
ni affedin. Ama tam arkamdaydmz, bu nedenle her eyi duy
dum. Peter, demin Gordon'a sylediklerini imdi hepimize anla
tr msn?"
Peter J. armt. ncinmi, masum ifadesini taknm ak ze
reydi. Ama Bayan Lucy tekrar, bu sefer daha yumuak bir sesle
konutu:
"Peter, devam et. Ltfen sylediklerini herkese anlat."
Peter omuz silkti. "Aktr olsaydk ne yapardk diye konuu
yorduk. Hayatmz nasl olurdu, diyorduk."
"Evet," dedi Bayan Lucy. "Sen Gordon'a, en iyi ans Ameri
ka'ya gidersek yakalarz, diyordun."
Peter J. yine omuz silkti ve mrldand: "Evet Bayan Lucy."
Ama im di Bayan Lucy baklarn zerim izde dolatr
yordu. "Kt niyetli olm adn biliyorum . Ama bu tr konu
m alar giderek artm aya balad. Her zam an duyuyorum, ok
fazladr izin veriliyor size ve bu doru deil." Oluktan akan
dam lalarn om zuna indiini grdm ama o farkna varm yor
du sanki. "Baka kim se anlatm asa bile," dedi, "ben anlataca
m size. Sorun u; size hem anlatld, hem anlatlm ad. Size
baz eyler anlatld ama gerekte hibiriniz anlam yorsunuz
ve bazlar bu durum un byle kalm asndan honut. Ama ben
deilim. Doru dzgn bir hayat yaayacaksnz, bilm eniz
gerekir, gerekeni bilm eniz art. H ibiriniz A m erika'ya gitm e
yeceksiniz, hibiriniz film yldz olm ayacaksnz. Geen gn
bazlarnzn planladn duyduum gibi, hibiriniz sper
m arketlerde alm ayacaksnz. Hayatlarnz sizin iin nce
den kararlatrld. Yetikin olacaksnz ve sizler yalanm a
dan, hatta orta yaa bile gelmeden, hayati organlarnz ba
lamaya balayacaksnz. Her biriniz bu nedenle yaratldnz.
Film lerini seyrettiiniz aktrler gibi deilsiniz, benim gibi
bile deilsiniz. Bu dnyaya belli bir amala getirildiniz ve ge
leceiniz, hepinizin gelecei nceden belirlendi. Bu yzden,

artk bu ekilde konum am alsnz. Yaknda Hailsham 'dan ay


rlacaksnz, ok zam an gem eden organlarnz balam aya
hazrlanacaksnz. Bunu unutmayn. Doru dzgn yaaya
caksnz, kim olduunuzu ve sizi nelerin beklediini bilm e
niz gerekir."
Sonra sustu, ama bana kalrsa iinden konumaya devam
ediyordu, nk baklarn hl stm zde dolatryordu.
Her birim ize teker teker bakt, sanki hl bize bir eyler syl
yordu. Dnp oyun sahasna bakm aya baladnda, hepim iz
rahatladk.
"Artk o kadar kt deil," dedi. Oysa yamur ayn iddet
le yamaya devam ediyordu. "Haydi kalm artk. Belki gne
de kar."
Sanrm btn syledikleri bu kadard. Dover'daki merkez
de Ruth'la o gn konutuumuzda, Ruth, Bayan Lucy'nin bize
daha fazla ey anlattn iddia etti; organlarmz balama
ya balamadan nce bir mddet bakclk yapacamz, organ
balarnda nasl bir sralama izlendiini, nekahet merkezleri
ni, vesaire. Ama ben bunlar anlatmadna eminim. Tamam,
konumaya baladnda bunlar da anlatmaya niyetlenmi
olabilir. Ama benim tahminimce, konumaya balayp da yz
lerimizdeki arm ve huzursuz ifadeleri grnce, baladn
bitirmenin ne kadar im knsz olduunu anlamt.
Bayan Lucy'nin adrdaki beklenmedik szlerinin ne tr
bir etki yarattn anlatmak zor. Sylenenler hzla kulaktan ku
laa dolat, ama konumalar Bayan Lucy'nin ne anlattyla de
il, kendisiyle alakalyd. Baz renciler onun bir-iki tahtasnn
noksan olduunu dnmt; bakalar da bunlar sylemesi
ni Bayan Emily ve dier gzetmenlerin istediine inanyordu;
orada olanlardan bazlarysa Bayan Lucy'nin verandada ok a
mata yaptmz iin bizi azarlam olduuna inanyordu. Ama
dediim gibi, Bayan Lucy'nin syledikleri ok az tartld. Ko
nu alnca, insanlar daha ok: "E ne olmu yani? Biz bunlar
zaten biliyorduk," deme eilimindeydiler.
Fakat Bayan Lucy tam da bunu anlatmaya almt. Dedi
i gibi, bize "hem anlatlm, hem anlatlm am t" baz eyler.
Birka yl nce Tommy'yle bunlar tekrardan hatrlayp konuur-

kert, ona Bayan Lucy'nin "hem anlatlm, hem anlatlm am "


dediini hatrlattmda, Tommy bir teori retti.
Tommy, Hailsham'da geirdiimiz btn yllar boyunca g
zetm enlerin bize neyi ne zaman syleyeceklerini hep dikkatle
ve bilerek zam anladklarn dnyordu; yani biz her zaman
verilen en son bilgileri anlayamayacak kadar gen oluyorduk.
Ama tabii ki bir yere kadar anlyorduk bize anlatlanlar, bu sa
yede btn her ey biz doru drst aratrmadan nce kafam
za yerlemi oluyordu.
Bu bana bir komplo teorisi gibi grnd -gzetm enlerim i
zin o kadar hesap olduunu sanm yorum -, ama belki de sy
lediklerinde bir doruluk pay vard. Elbette organ ba konu
sunda belli belirsiz de olsa her zaman bir eyler biliyordum; alt
ya da yedi yamdan beri. Ama yamz ilerleyip gzetmenler
bize baka aklamalar yaptka, hibir ey tamamen srpriz ol
mad bizim iin. Sanki daha nce her eyi duymutuk.
Bugn farkna vardm bir ey de, gzetm enlerim izin bi
ze seksle ilgili ders vermeye baladklarnda organ bandan
da bahsetm i olmalar. O yata -yin e, on ya civarndayken
b iz - hepimiz seks hakknda hem endieleniyor hem de heyecan
lanyorduk, bylece doal olarak dier eyler ikinci plana atl
yordu. Dier bir deyile, gzetmenler zihnim ize geleceimizle
ilgili temel gerekleri gizlice sokmay baarmlard.
imdi hakkn vermek lazm, bu iki konuyu bir arada ile
mek aslnda doald belki de. Diyelim ki bize cinsel iliki sra
snda hastalk kapmamamz iin ok dikkatli olmamz anlatr
ken, bunun bizim iin dardaki insanlara nazaran daha nem
li olduundan sz etmemeleri garip kaard. Bu da tabii ki ko
nuyu organ bana getirirdi.
Ayrca, bizim ocuk sahibi olam amam z konusu da vard.
Seks derslerinin ounu Bayan Em ily verirdi ve bir seferinde
hatrlyorum, biyoloji dersine kocaman bir iskelet getirip na
sl ilikiye girildiini anlatmt. skeleti deiik pozisyonlara
getiriini, hi tereddt etmeden iaret ediini akn gzlerle
izlemitik. Cinsel birlemenin nasl gerekletiine dair btn
detaylar, neyin nereye girdiini, deiik pozisyonlar sanki
corafya dersindeymiiz gibi anlatmt. Derken birden, iske

let m asann stnde mstehcen bir pozisyondayken, dnp bi


ze kiminle sevitiim izin ne kadar nemli olduunu anlatmaya
balad. Sadece hastalklardan dolay deil, "seks, duygular hi
beklem ediiniz ekilde etkiledii iin," demiti. Dardan in
sanlarla seviirken ok dikkatli olmamz gerekiyordu, zellikle
de renci olmayanlarla, nk orada cinsellik pek ok anlama
geliyordu. Dardaki insanlar kim kimle sevimi diye dv
yor, hatta birbirlerini ldryorlard. Dans etmekten ya da
pingpong oynamaktan ok daha fazla ey ifade etmesinin nede
ni de, dardaki insanlarn biz rencilerden ok farkl olmasy
d; cinsel ilikiye girince ocuklar olabilirdi. Bu nedenle kimin
kim le yapt onlar iin ok nemliydi. Bebek sahibi olmamzn
tamamen im knsz olduunu bilmem ize ramen, darda on
lar gibi davranmalydk. Kurallara sayg gstermeli ve seksi ok
zel bir ey olarak grmeliydik.
Bayan Emily'nin o gnk dersi, anlatmaya altm eyin
tipik bir rneiydi. Seks zerinde odaklanm tk ama dier ko
nu da konumamza szmt. Sanrm bylece bize "hem anlat
lyor, hem anlatlmyordu".
Sonuta hepimiz pek ok bilgiyi sindirmitik diye dn
yorum, nk organ balar konusuna yaklammzn o ya
lardayken ok belirgin bir ekilde deitiini hatrlyorum. Dedi
im gibi, o zamana dek, konuya girmemek iin elimizden geleni
yapmtk. Bu alana girdiim izin ilk iaretlerini grdmz
anda geri ekilmitik, nk dikkatsiz davranan her aptal -M arge gibi- ciddi biimde cezalandrlrd. Ama on yamzdan
itibaren bir eylerin deimeye baladn syleyebilirim. Hl
organ balar ve bununla balantl hibir eyin szn etmi
yorduk, bu konu bize hl ok garip geliyordu. Ama nasl seksle
ilgili akalar yapyorsak, bu da dalga getiimiz konulardan biri
ne dnmt. Geriye dnp baktmda, organ balarndan
dorudan bahsetmeme kuralnn hl ve her zamanki gibi kat
bir ekilde geerli olduunu gryorum. Ama imdi arada bir
nmzde bizi bekleyen eyler konusunda st kapal akalar
yapmak kabul edilir olmutu, hatta gerekiyordu.
Tommy'nin dirsei yaralandnda yaananlar buna iyi bir
rnek. Onunla glde yaptmz konumadan ksa sre nce ol

malyd; Tommy, satama ve alaylarla geen kt dnemden k


m ak zereydi.
D irsei ok kt yarlm am t ve Karga Surat'a gnderilmesi
ne ramen abucak geri gelmiti, dirseine bir bandaj yap
trlm t. K im senin dikkatini ekmedi, ta ki iki gn sonra
Tommy bandaj karp altndaki yar kapanm yaray sergile
yene kadar. D erinin bir ksm birlemeye balam t, arasndan
yum uak krm z paralar grnyordu. le yemei yedii
m iz iin kalabalktan irenm e nidalar ykseldi. Sonra bir st
snfm zdaki Christopher H. hi istifini hi bozm adan, "Tam
dirseinde olm as yazk. Baka herhangi bir yerde olsayd ke
ke," dedi.
Tommy kayglanm grnyordu -C hristopher o gnler
de herkesin kendisine rnek ald biriydi- ve ne demek istedi
ini sordu. Christopher yemee devam ederken kaytsz bir ifa
deyle konutu:
"Bilmiyor muydun? Tam dirseinin stnde olunca, ferm u
ar gibi alabilir. Kolunu hzla edin mi alverir. Sadece yaran
deil, dirseinin tm anta fermuar gibi alr. Bunu bildiini
sanyordum."
Karga Surat onu uyarmad diye Tommy'nin ikyet ettiini
duydum, ama Christopher omuz silkti ve: "Sen biliyorsun diye
dnmtr mutlaka. Herkes bilir bunu," dedi. Birka kii m
rldanarak ona destek oldu. Bir bakas, "Kolunu dmdz tut
man lazm," dedi. "Birazck emen bile tehlikeli olur."
Ertesi gn Tommy'yi kolunu dmdz tutmu, kayg iin
de dolarken grdm. Herkes ona glyordu ve buna kz
dm, ama itiraf etmeliyim, komik bir yan da vard olanlarn.
leden sonra, ilerleyen saatlerde Sanat Odas'ndan karken
Tommy koridorda yanma geldi ve: "Kath, seninle biraz konua
bilir m iyiz?" dedi.
Bu, ona polo gmleini hatrlatmak iin oyun sahasnda
yanma gitmemden belki iki hafta sonra oldu. O srada artk ar
kada olmutuk yani. Yine de benim le zel konumak istemesi
yeterince utandrcyd ve afalladm. Belki ona daha fazla yar
dmc olmamamn nedenlerinden biri buydu.

Beni bir kenara ektikten sonra, "yle ok da fazla endie


lenmiyorum," diye balad sze. "Ama emin olmak istiyorum,
o kadar. Salmzla hibir zaman oyun oynamamalyz. Biri
nin yardmna ihtiyacm var, Kath." Uyurken yapabilecei ey
lerden dolay endielendiini aklad. Geceleyin kolunu bke
bilirdi. "Ryamda sk sk Romal askerlerle savarm."
Onu biraz sorguya ekince anladm ki her trl insan - o
le yemeinde orada olm ayanlar b ile - yanna gelip Christopher H. gibi kolunu bkm em esi iin onu uyaryordu. Hatta
bazlar akay biraz abartm ilard: Bir rencinin dirseinde
ayn onunki gibi kesik olduunu ve bir gn uyandnda kolu
nun st ksm nn ve elinin iskeletinin grndn, derisinin
"My Fair L ady'deki uzun eldivenler" gibi sallandn sylem i
ti biri.
Tommy, gece boyu kolunun dz durmasn salayacak bir
tahtay koluna balamasna yardm etmemi istiyordu.
"Senden baka kimseye gvenmiyorum," dedi, kullanm ak
istedii kaln cetveli gsterirken. "zellikle gece yerinden oyna
yacak ekilde balayabilirler."
Bana masum gzlerle bakyordu, ne diyeceimi bilemedim,
iimden bir ses ona neler dndn anlatm am sylyordu
ve sanrm baka trlsn yapmak, ona polo gmleini hatr
lattm andan itibaren aramzda gelien gvene ihanet etmek
olurdu. Koluna tahtay takmam da akay devam ettirenlerden
biri olacam anlamna gelirdi. Ona gerei anlatmadm iin
hl utan duyuyorum. Ama unutmayn ki ben hl gentim o
srada ve karar vermek iin sadece birka saniyem vard. Birisi
yle yalvararak sizden bir ey isterse, hayr dememeniz iin her
trl sebep kar ortaya.
Sanrm ncelikle onu zmek istemiyordum. nk grebi
liyordum ki, dirseiyle ilgili endielerine ramen, en fazla ona
gsterildiini sand ilgiden dolay duygulanmt. Tabii ki
eninde sonunda gerei renecekti, ama o srada ona aklayamadm. Yapabileceim en iyi ey unu sormak oldu:
"Karga Surat bunu yapman syledi mi?"
"Hayr. Ama dirseim alrsa ne kadar kzacan dn
sene."

Bundan dolay hl kendimi kt hissediyorum, ama kolu


na tahtay takacama sz verdim -yatm a zilinden yarm saat
nce 14. Oda'da-, sonra da onun mteekkir ve gveni perin
lenmi halde gitmesini izledim.
stedii eyi yapmak zorunda kalmadm, nk Tommy ger
ei daha nce rendi. O akam saat sekiz sularnda ana merdi
venlerden aa inerken, zemin kattaki merdiven sahanlndan
yukar kahkahalar ykseldiini duydum. Yreim ezildi, nk
kahkahalarn Tommy'yle alakal olduunu hemen anladm. Birin
ci katta durup merdiven parmaklndan eilerek aa baktm
srada, Tommy bilardo odasndan grltl admlarla dar fr
lad. "En azndan barmyor," diye dndm hatrlyorum.
Barmad da, vestiyerden eyalarn alp evden dar kt. B
tn bu sre iinde, bilardo odasnn yar ak kapsndan kahka
halar ve yle eyler baran sesler duyuluyordu: "Eer kendini
kaybedip kzarsan, dirsein gerekten alr!"
Gecenin iinde arkasndan koup yatakhane barakasna
varmadan nce onu yakalamay dndm, ama o gece koluna
tahtay balamay kabul ettiim i hatrlaynca olduum yerde
kaldm. Sadece kendi kendime, "En azndan fke nbeti geir
medi. En azndan kendini kaybetmedi," deyip durdum.
Ama esas konumdan biraz uzaklam durumdaym. Size
bunlar anlatmamn nedeni, Tommy'nin dirseinden kan bu
"fermuar gibi alma" akasnn, organ balar hakknda ken
di aram zdaki bir akaya dnmesiydi. Zaman geldiinde,
zerim izdeki bir fermuar ap bir bbrei ya da baka bir eyi
ierden karp birinin eline vereceimizi sylyorduk. Kendi
bana komik bir ey olarak grmyorduk, daha ok birbirim i
zin yemek yemesini engellemek iin yaptmz bir akayd. Di
yelim ki, fermuar ap karacierini karttn ve birinin tabana
koyuverdin, byle bir ey. Bir keresinde Gary B. adl inanlmaz
itahl bir olan nc kez puding alp dndnde, masada
istisnasz herkes, o kararl bir ekilde azn doldurmaya devam
ederken "fermuarn ap" kendinden paralar Gary'nin taba
na koydu.
Tommy "fermuar ama" konusundan hibir zaman holan
mad, ama ona satald gnler geride kalm t ve artk bu a

kay kim se Tommy'yle ilikilendirmiyordu. Sadece glmek iin,


birilerini yemekten soutmak iin yaplyordu; sanrm biraz da
ilerde bizi bekleyen eyi kabullenmek iin. Asl anlatmak iste
diim de buydu ite. Yaammzn o dneminde, organ ban
dan sz etmekten, bir-iki sene nceki gibi rkmyorduk, ama
bu konuyu ciddi ciddi dnmyor ve tartmyorduk da. "Fer
muar ama" meselesi, on yandayken konunun zerimizde
yaratt etkinin tipik bir rneiydi.
Yani bence, Bayan Lucy iki yl sonra bize "hem anlatld
hem anlatlm ad" derken olduka haklyd. Dahas, imdi geri
ye dnp baktmda, Bayan Lucy'nin o gn bize anlattklar
nn tavrlarmzda gerek bir deiim yarattn syleyebilirim.
O gnden sonra, organ bayla ilgili akalar yapmay braktk
ve baz eyler hakknda doru drst dnmeye baladk. O r
gan balama, konumadmz konular arasna girdi tekrar
dan, ama kkken olduu gibi deil. Artk tuhaf ya da utan
verici deil, sadece karanlk ve ciddi bir konuydu.
Birka yl nce, btn olanlar birlikte tekrar hatrladmz
da, "Kom ik," dedi Tommy. "Bayan Lucy neler hissediyordu,
bunu durup hi dnmedik. Bize anlattklarndan dolay ba
derde girer mi diye hi dnmedik. Ne kadar bencilmiiz o za
manlar."
"Ama bizi sulayamazsn," dedim. "Bize birbirim izi dn
memiz retilmiti, gzetmenlerimizi deil. Gzetmenlerin fi
kir ayrlklar olduu hi aklm za gelmemiti."
"Yeterince bymtk," dedi Tommy. "Artk o yata anla
malydk. Ama olmad. Zavall Bayan Lucy'yi hi dnmedik.
Sen onu sonradan grdnde bile dnmedik, biliyorsun ya."
Ne demek istediini hemen anladm. Hailsham'da geirdi
imiz son yazda, bir sabah erken saatlerde Bayan Lucy'ye 22.
Oda'da rastladm gnden bahsediyordu. imdi, Tommy'nin ba
z alardan hakl olduunu dnyorum. Verandadaki gnden
itibaren, biz bile Bayan Lucy'nin ne kadar rahatsz olduunu anla
malydk. Ama Tommy'nin dedii gibi, hibir eyi kadnn bak
asndan dnmyorduk ve ona bir ey sylemek ya da destek
olacak bir ey yapmak hi aklmza gelmedi.

Sekizinci Blm

oumuz artk on alt yama girmitik. ok parlak, gneli bir


gnd, ana binadaki dersten sonra aaya, avluya yeni inm i
tik. Snfta bir ey unuttuumu fark ettim. Yeniden nc kata
ktm; Bayan Lucy'yle yaadm olay da bunun zerine ger
ekleti.
O gnlerde gizli bir oyunum vard. Ne zaman yalnz kal
sam, durup bir manzara arardm; pencereden dar bakp
mesela, ya da iinde kim se olmayan bir odaya alan kapdan
ieri bakarak. En azndan birka saniye boyunca, Hailsham'n
rencilerle kaynamayan, bunun yerine be ya da alt arkada
mla birlikte yaadm ok sessiz, sakin bir ev olduunu ha
yal ederdim. Bunu yapabilmek iin bir tr ryaya dalmanz ve
kulaklarnz gereksiz grltler ve sahipsiz seslere kapamanz
gerekirdi. Genelde ok sabrl olmalydnz; mesela pencereden
dardaki oyun sahasna odaklanmken, erevenin iinde
kim senin kalmayaca o birka saniye iin uzun sre beklem e
niz gerekebilirdi. Her neyse, o sabah snfta unuttuum eyi
alp nc kattaki merdiven sahanlna geldikten sonra yap
tm buydu.
Pencerenin yannda sessizce durmu, birka dakika nce
benim de durduum avlunun bir blmne bakyordum. Arka
dalarm gitmiti, avlu da giderek boalyordu, bylece illzyo
nun olumasn beklerken, arkamda, ksa patlamalarla fkran
gaz ya da buhar sesine benzer bir ses duydum.

Tslama sesi on saniye kadar sryor, kesiliyor ve yeniden


balyordu. Korktuumu syleyemem, ama evrede baka kim
se yoktu ve gidip ortal kolaan etmenin iyi olacan dn
dm.
Sesin geldii yere, biraz nce ktm snfn bulunduu
koridordaki sondan ikinci kapya, 22. Oda'ya doru yrdm.
Kap aralkt, tam nne geldiimde tslama yeni bir younluk
la tekrar balad. Dikkatle kapy iterken neyle karlaacam
bilmiyordum, ama Bayan Lucy'yi grnce iyice ardm.
22. Oda ok kk olduu ve o gnk gibi gneli bir gn
de bile k almad iin, derslik olarak kullanlmyordu. Bazen
gzetmenler snavlar notlamak ya da sadece okumak iin bu
oday kullanyorlard. O sabah oda her zamankinden de karan
lkt, nk gnelikler sk sk kapatlmt. ki masa, bir grup
insann etrafna oturabilecei ekilde bir araya ekilmiti, ama
Bayan Lucy tek bana oturuyordu. Masaya, koyu renk, parlak
sayfalar dalmt. Alnn neredeyse ktlara yaptrm, kol
lar masann stnde, ktlara abanm, elindeki kalemle bir
sayfaya fkeyle bir eyler yazyordu. Kaim siyah izgilerin ze
rindeki dzgn, mavi el yazsn grebiliyordum. Ben izlerken,
kdn zerine kalemin ucunu srtmeye devam ediyordu, ne
redeyse sanat dersinde glgeleme yaparkenki gibi, ama hare
ketleri ok daha fkeliydi, sayfa yrtlsa aldrmayacakt. Sonra
aniden fark ettim ki o tuhaf sesin kayna buydu ve masann
zerindeki koyu renk, parlak kt olarak grdm ey de as
lnda daha nce dzgn el yazsyla yazlm sayfalard.
Yapt ie o kadar dalmt ki, benim orada olduumu fark
etmesi zaman ald. Beni fark edip aknlkla ban kaldrdn
da yznn kzarm olduunu grdm ama aladna dair
hibir iz yoktu. Bana bakt, sonra kalemi brakt.
"Merhaba gen bayan," dedi, derin bir nefes ald. "Senin
iin ne yapabilirim?"
Sanrm ona ya da masadaki sayfalara bakm amak iin ba
m evirdim. ok fazla konutum mu, onu da hatrlamyorum;
duyduum sesten ve bunu gaz kaa sanp endielendiimden
sz ettim mi, bilmiyorum. Her durumda, aramzda doru dz
gn bir konuma gemedi. Orada olmam istemiyordu, ben de

orada olmak istemiyordum. Sanrm bir ekilde zr diledim


ve dar ktm, beni geri armasn bekliyordum. Ama a
rmad. Bugn, o merdivenlerden aa inerken utan ve pi
m anlkla yandm ok net hatrlyorum. O srada en byk
dileim, grdm grmemi olmakt, bana neden o kadar
sarsldm sorsanz nedenini tam olarak anlatamam. Utan
hissinin nemli bir pay olduunu syleyebilirim, bir de hiddet;
tamamen Bayan Lucy'ye ynelik bir hiddet olmasa da. Kafam
ok karmt, byk olaslkla bundan dolay, arkadalarma
uzun sre bu olay anlatmadm.
O sabahtan sonra, Bayan Lucy'yle ilgili baka bir eyin -b e l
ki ok kt bir eyin- yaklamakta olduuna kani oldum ve
bunun iin gzm kulam amaya baladm. Ama gnler
geti ve hibir ey duymadm. O srada bilmediim bir ey var
d; onu 22. Oda'da grdm gnden sadece bir-iki gn sonra,
olduka nemli bir ey olmutu. Bayan Lucy ile Tommy arasn
dan geen bir olay Tommy'yi zm ve kafasn kartrmt.
Tommy'yle birbirim ize bu trden her eyi anlattmz zam an
larn stnden ok gememiti; ama o yaz pek ok ey olmutu
ve eskisi gibi serbeste konuamyorduk.
Bu nedenle uzun sre bir ey duymadm. Olanlar tahmin
etm ediim ve Tommy'yi bulup onun azndan laf almadm
iin sonradan kendime ok kzdm. Ama dediim gibi, o srada
pek ok ev oluyordu, Tommy ile Ruth arasnda olanlar ve daha
baka eyler vard, bu nedenle Tommy'de grdm deiiklik
leri hep baka eylere yoruyordum.
Belki o yaz Tommy'nin darmadan olduunu sylersem
fazla ileri gitmi olurum, ama onun birka yl nceki sarsak ve
kararsz haline dnmesinden korkmama yol aan ciddi birka
olay oldu. Mesela, bir seferinde spor binasndan yatakhane ba
rakalarna doru yrrken, Tommy ve birka olann ardna
dmtk. Bizden birka adm tedeydiler ve hepsi -Tommy
d ah il- keviflivdi, glyor, birbirlerivle akalayorlard. Hatta
yanmda vrven Laura'nm onlarn bu akalamalarndan cesa
ret alarak harekete getiini syleyebilirim. Tommy daha nce
topraa oturmu olmalyd, beline yakn bir yere, ragbi gmlei
nin zerine bir amur paras yapmt. Belli ki bunun farkm-

da deildi, arkadalarnn da grdn sanmyorum, yoksa


mutlaka onunla dalga geerlerdi. Her neyse, Laura, Laura oldu
u iin, bararak yle bir ey dedi: "Tommy! Arkanda kaka
var! Sen ne yapyordun yahu?"
Bunu cana yakn bir tavrla sylemiti, birkamz benzer
yorumlar yaptysak bile bunlar rencilerin hep tekrarladklar
trden eylerdi. Bu yzden Tommy aniden durup olduu yerde
dnerek Laura'ya imek gibi gzlerle baknca hepimiz oke ol
duk. Olduumuz yerde donup kaldk -olan lar da en az bizim
kadar arm lard-, birka saniye boyunca Tommy'nin yllar
dr ilk kez patlayacan sandm. Ama o ani bir hareketle yr
d gitti, bizi birbirim ize baklar atp omuz silker halde brakt.
En az bu kadar kt bir ey de, Tommy'ye Patricia C.'nin
takvim ini gsterdiimde oldu. Patricia bizden iki ya kkt,
ama hepimiz onun izim yeteneine hayranlk duyuyorduk.
Yapt resimler, Sanat Takaslar'nda da hep aranan eylerdi.
Ben zellikle takvim ini ok beenmitim; son Takaslar'da ala
bilm itim bu takvim i, haftalar nceden bahsi gemeye bala
mt. Bu, mesela Bayan Emily'nin ngiltere topraklarn gste
ren renkli takvim lerine hi benzemiyordu. Patricia'nm takvim i
kk ve dard, her ay iin Hailsham'daki gnlk yaam gste
ren, ok arpc, karakalem bir eskiz vard. Keke hl bende ol
sayd, nk zellikle baz resimlerde -H aziran ve Eyll aylar
iin yapt resimlerde m esela- baz rencileri ve gzetmenleri
tanyabiliyordunuz. Kulbeler'den ayrldm srada aklm ba
ka yerde olduundan yanma neler aldma dikkat etmediim
iin -yeri geldiinde bunu da anlatacam - kaybettiim birka
eyden biriydi. Anlatmak istediim u; Patricia'nm takvim i ger
ekten iyi bir ganimetti, onunla gurur duyuyordum, Tommy'ye
de bu yzden gstermek istemitim.
Tommy'nin, akamst gnei altnda, Gney Oyun Sahas'nm yaknndaki byk nar aacnn yannda durduunu
grmtm. Takvimim de yanmda, antamn iinde olduu
iin -m zik dersinde de herkese gsterm itim - Tommy'nin ya
nma gitmitim.
Daha kk olanlarn yakndaki sahada yapt ma sey
retmeye dalmt, ok iyi, dingin grnyordu. Yanma vard

mda bana glmsedi, birka dakika boyunca havadan sudan


konutuk. Sonra "Tommy, bak ne aldm," dedim. Sesimdeki za
fer tonunu gizlemeye almadm, hatta karp ona uzattm
da "Ta ta!" bile demi olabilirim. Takvimi eline aldnda hl
glmsyordu, ama sayfalarn evirdike iine kapandn
hissettim.
"Bu Patricia," diye konumaya baladm ama sesimin dei
tiini duyuyordum, "o kadar akll ki..."
Tommy takvim i geri vermiti bile. Tek kelime etmeden ya
nmdan geip eve doru yrmeye balad.
Bu tavr yeterli bir iaretti aslnda. Beynimin birazn kullansaydm, Tommy'nin son zam anlardaki deiken hallerinin
Bayan Lucy'yle ve "yaratc olm ak" konusundaki eski sorunla
ryla balantl olduunu anlardm. Ama o dnemde hayatlar
mz yle hareketliydi ki, bu adan dnmedim olanlar. San
rm bu tr sorunlarn gemite, ergenlik gnlerim izde kald
n dnyordum, artk bizi bekleyen sorunlar o kadar byk
t ki, onlardan baka bir ey dnmeyiz sanmtm.
Peki, neler oluyordu? Bir kere, en bata, Ruth ve Tommy cid
di bir kavga edip ayrlmlard. Yaklak alt aydr birlikteydiler,
en azndan birlikteliklerini o kadar sredir aka belli ediyor
lard; birbirlerine sarlp yryorlard mesela, bu trden eyler.
Sayg gryorlard, nk gsteri yapmyorlard hi. Bakalar,
mesela Sylvia B. ve Roger D. insann midesini bulandryorlar
d, hatta kendilerine eki dzen vermeleri iin, yanlarndan ge
erken koro halinde rme sesleri karyorduk. Ama Tommy
ve Ruth herkesin nnde iren eyler yapmyorlard. Bazen kucaklasalar bile, bunu bakalarna gsteri olarak deil, itenlik
le yapyorlard.
imdi geriye baktmda, seks hakknda kark dnceler
beslediimizi anlyorum. Pek artc saylmaz, ne de olsa he
nz on alt yamza girmitik. Ama kafamz daha da kartran
ey -im di bunu ok net grebiliyorum - gzetmenlerimizin de
akimn kark olmasyd. Bir yandan, mesela Bayan Emily bize
bedenlerimizden utanmamamz, "fiziksel ihtiyalarmza sayg
gstermemizi" sylyordu, ona gre her iki taraf da gerekten
istedikten sonra, seks "ok gzel bir armaand". Ama sonuta,

gzetmenlerimiz kurallar ykmadan bir eyler yapmamz ola


naksz klyorlard. Gece saat dokuzdan itibaren ne biz olanla
rn, ne de olanlar bizim yatakhanemize girebiliyordu. Snflar
akamlar "yasak blgeydi" bizim iin, barakalarn ve spor bina
snn arkasndaki alanlar da. Hava yeterince sndnda bile bu
ii imenlerde yapmak istemezdiniz, nk evden drbnle iz
lendiinizi hemen fark ederdiniz. Dier bir deyile, seksin gzel
olduu anlatlyordu, ama gzetmenler tarafndan yakalanrsak
bamzn derde gireceini biliyorduk.
Byle diyorum, ama bildiim tek bir yakalanm a olay var:
Jenny C. ve Rob D., 114. Oda'da yakalanmlard. le yeme
inden hemen sonra, derslikteki sralardan birinin stnde ya
pyorlard, tam o srada Bay Jack bir ey almak iin snfa gir
miti. Jenny'ye baklrsa, Bay Jack hemen kpkrmz olmu ve
derhal snftan kmt, ama onlar yaptklarndan soumu ve
durmulard. Bay Jack geri geldiinde giyiniktiler ama gzet
men sanki olanlar ilk defa gryormu gibi arm ve oke
olmu numaras yapmt.
"Ne yaptnz biliyorum ve bu yaptnz doru deil,"
demiti adam, sonra ikisini de Bayan Emily'ye gndermiti.
Bayan Emily de elinde dosyalaryla hzla odasndan km a
dan nce: "Yaptnz yapmamamz gerektiini biliyorsunuz
ve bir daha yapmayacanz dnyorum," demiti.
Ecinsel sekse gelince, aklm z daha da kartryordu. Ne
dense, biz buna "emsiye seks", kendi cinsinden holananlara
da "emsiye" diyorduk. Sizin bydnz yerlerde nasld bil
miyorum ama Hailsham'da ecinsellikle alakal hibir eyi ke
sinlikle ho karlamyorduk. zellikle olanlar ok zalim ola
biliyorlard. Ruth'a gre, bunun nedeni olanlardan ounun
daha genken, ne yaptklarn bilmezken birbirleriyle bir eyler
yapm olmalaryd. te bu yzden bu konuda ar gergindiler.
Ruth hakl myd bilmiyorum, ama birine "emsiye" demek kav
ga sebebiydi.
Bunlar kendi aramzda tartrken -bu nu da sonsuzca ya
pyorduk- gzetmenlerimizin cinsel ilikiye girmemizi isteyip
istemediklerine karar veremiyorduk. Bazlar onlarn bunu is
tediini dnyordu, ama hep yanl yerde ve zamanda yap

tmz iin bizler kabahatliydik. Hannah'ya gre, sevimenin


grevimiz olduunu dnyorlard, yoksa ileride iyi organ
balayclar olamazdk. Ona gre, cinsel ilikiye girmeye de
vam etmezsek bbrek ve pankreaslarmz iyi almazd. Bir
bakas, gzetmenlerimizin "norm al" olduunu unutmamamz
gerektiini syledi. Bu yzden seks konusunda tuhaf davran
yorlard. Onlara gre seks, bebek yapmak iindi, ocuk sahibi
olamayacamz bilseler de, cinsel ilikiye girm emiz onlar ra
hatsz ediyordu, nk iten ie ocuk sahibi olamayacamza
inanamyorlard.
Annette B.'nin teorisi farklyd: Gzetmenlerimiz, bizim bir
birim izle cinsel ilikiye girmemizden rahatszdlar, nk bizi
grnce kendileri de bizimle sevimek istiyorlard. zellikle Bay
Chris kzlara o gzle bakyor, diyordu. Laura, Annette'e asl Bay
Chris'le sevimek isteyenin kendisi olduunu syledi. Hepimiz
buna ok gldk, nk Bay Chris'le cinsel ilikiye girme d
ncesi hem sama hem de mide bulandrc geldi bize.
Bence en akla yatkn teori, Ruth'un ortaya koyduuydu. "Bi
ze seksi Hailsham'dan sonraki hayatmz iin retiyorlar," dedi.
"Doru bilgiler edinmemizi istiyorlar, sevdiimiz biriyle ve has
talk filan kapmadan cinsel ilikiye girmemizi istiyorlar. Ama bu
radan ayrldktan sonra yapmamz istiyorlar. Burada kimseyle
ilikiye girmemizi istemiyorlar, nk onlarn balarna i aar."
Yine de, bence seks yapmaktan ok seks hakknda konuu
yordu insanlar. Kucaklamalar ve krtrm alar oluyordu belki,
iftler sevitiklerini ima ediyorlard. Ama imdi geriye dnp
baktmda, gerekten ne kadar yaplyordu merak ediyorum.
Yaptklarn syleyen herkes yapsayd, Hailsham'da her tarafta;
sada, solda, ortalkta sevien iftler grrdnz.
Hatrladm kadaryla, birbirim izin iddialarn sorgu
lamamak gibi gizli bir kuralm z vard. Mesela, baka bir kz
hakknda konuurken Hannah gzlerini devirip "Bakire," diye
mrldanrsa -y an i "Biz kesinlikle bakire deiliz, ama o bakire,
baka ne olacakt?" anlam nda- ona: "Sen kim le yaptn? Ne za
man? Nerede?" diye soramazdk. Hayr, sadece anlyormu gibi
bam zla onaylardk, hepsi bu. Sanki hepim izin cinsel ilikide
bulunm ak iin gittii bir tr paralel evren vard.

O dnemde, evremden duyduum bu tr iddialarn tutar


l olmadnn farkna varmtm. Yine de, yaz yaklatka ken
dim i giderek dlanm ve tuhaf biri gibi hissetmeye baladm.
Birka yl nce "yaratc olm ak" neyse, imdi seks ayn eydi.
Hl yapmayanlarn artk yapmas gerekiyordu, hem de abu
cak. Benim durumumda olay daha da karmaklayordu, n
k en yakn iki kz arkadam kesinlikle cinsel ilikiye girmiti.
Laura, Rob D. ile sevimiti, hibir zam an gerek bir ift olma
m alarna ramen. Ruth da Tommy ile.
Btn bunlara ramen, ok uzun sredir bekliyor, Bayan
Em ily'nin nasihatini kendi kendime tekrarlyordum: "Bu de
neyimi gerekten paylamak istediiniz biri yoksa, yapmaynl"
Ama imdi szn ettiim yln bahar aylarnda, bir olanla
cinsel ilikiye girmekten rahatsz olmayacam dnmeye ba
ladm. Sadece nasl bir ey olduunu renmek iin deil, seksi
de renmem gerekiyordu ve bunu ilk olarak fazla nemseme
diim bir olanla denesem fena olmazd. Daha sonra zel biriy
le birlikte olursam, her eyi daha iyi yapma ihtim alim artard.
Demek istediim u: Bayan Emily haklyd, seks iki kiinin pay
lat ok nemli bir eydi, ama ben iyi olmas gerektii zaman
acemice davranmak istemiyordum.
Bu yzden Harry C.'yi gzme kestirdim, bunun birka ne
deni vard. Birincisi, onun bu ii daha nce Sharon C. ile yapt
na emindim. kincisi, onu ok beenmiyordum, ama midemi de
bulandrmyordu. Ayrca sessiz ve arbal biriydi, beceriksizce
davransam bile sonradan dedikodusu yaylmazd. Hem birka
kez benimle sevimek istediini ima etmiti. Tamam, o gnler
de pek ok olan kzlarla flrt ediyordu ama neyin gerek bir
istek, neyin olanlara zg bir aka olduu belliydi.
Bylece H arry'yi setim ve ona yaklamay iki ay kadar er
teledim, nk fiziksel adan hazr olmak istiyordum. Bayan
Emily bize, yeterince slanm azsak ilikinin ok ac vereceini
ve belki de baarsz olacamz sylemiti, en byk endiem
buydu. Kzlarla dalga geerken sylediimiz gibi aas yrt
lp almyordu, ama bu baz kzlarn gizli korkusuydu. Dn
dm ki, abucak slanrsam hi sorun kmaz. Emin olmak iin
kendi kendime altrm alar yaptm.

Taknt haline getirm iim gibi gelebilir size, ama cinsel ili
kiye giren insanlarn anlatld kitaplar tekrar tekrar okudum;
satr satr okuyor, ipular karmaya alyordum. Ama sorun
u ki, Hailsham'daki kitaplar hi yardmc olmad. Thomas
Hardy ve benzeri yazarlarn 19. yzylda kaleme ald ok sa
yda kitap vard, bunlar hi ie yaramyordu. Edna O'Brien ve
M argaret Drabble gibi ada yazarlarn kitaplarnda cinsellik
le ilgili sahneler vard, ama neler olduu hibir zaman aka
anlatlmyordu, nk yazarlar nceden cinsel ilikide bulun
mu olduunuzu varsayyorlard, bu yzden detaylara girmeye
gerek grmemilerdi. Bu yzden kitaplardan faydalanamyordum, videolar da daha iyi saylmazd. ki yl nce bilardo odas
na bir video gsterici konmutu ve ilkbaharda iyi bir video film
koleksiyonu olumutu. ounda cinsellik vard, ama sahneler
genelde cinsellik balarken bitiyordu ya da sevienlerin sadece
yzlerini ve srtlarn gryordunuz. Gerekten ie yarar bir
sahne olduunda da doru drst izleyemiyordunuz, nk
odada en az yirm i kii daha sizle birlikte film i izliyordu. Sevdi
im iz baz sahneleri tekrar oynatmak iin aramzda bir sistem
gelitirmitik, mesela, Byk Ka'tak Am erikalnn motosik
letiyle dikenli telin zerinden atlad sahne. Bir azdan, "Ba
a sar! Baa sar!" diye barlr, biri uzaktan kumandaya ular
ve ayn sahneyi tekrar tekrar, bazen drt kere izlerdik. Ama
srf seks sahnelerini tekrar grmek iin kasetin baa sarlmasn
istemeye utanrdm.
Bylece, ertelemeyi haftalarca srdrdm, bu arada hazr
lanyordum, sonra yaz geldi ve ben olabileceim kadar hazr ol
duuma karar verdim. Artk kendime olduka gveniyordum
ve Harry'ye imalarda bulunmaya baladm. Her ey gzeldi ve
planland gibi gidiyordu. Derken Ruth ve Tommy ayrldlar
ve her ey altst oldu.

Dokuzuncu Blm

RuthTa Tommy ayrldktan bir-iki gn sonra, Sanat Odas'nda


birka kzla birlikte bir natrmort resim zerinde alyorduk.
Arkamzda takrdayan vantilatre ramen ok boucu bir gn
olduunu hatrlyorum. Kmr kalem kullanyorduk, biri btn
valelere el koyduu iin kucamza yerletirdiimiz tahtalar
zerinde alyorduk. Cynthia E.'nin yannda oturuyordum, e
ne alp scaktan ikyet ediyorduk. Derken birisi olanlar konu
sunu at ve Cynthia E. ban iinden kaldrmadan dedi ki:
"Tommy ve Ruth'un ilikisinin fazla srmeyeceini biliyor
dum. Sanrm Ruth'un halefi sensin."
ylesine sylemi gibiydi. Ama Cynthia alglar gl bir
insand, grubumuza dahil olmamas da szlerine arlk ka
zandryordu. unu anlatm ak istiyorum: Cynthia'nn, uzaktan
bize bakan insanlarn dncelerini temsil ettii fikrine ka
plmadan edemedim. Ne de olsa, birliktelikler konusu ortaya
km adan nce, yllardr Tommy'nin arkadaydm. Dardan
bakan birinin beni "Ruth'un halefi" olarak grmesi olaan bir
eydi. Fazla umursamadm ve konuyu demeye niyeti olmayan
Cynthia da fazla bir ey sylemedi.
Belki bir ya da iki gn sonra Hannah'yla spor binasndan
kyorduk. Birden beni drtt ve Kuzey Oyun Sahas'ndaki bir
grup olan gsterdi.
"Bak," dedi sessizce. "Tommy. Tek bana oturuyor."
"Ne olmu yani," der gibi omuz silktim. Hepsi bu. Ama son
ra kendimi bu konuyu dnrken buldum. Belki Hannah'nm

tek yapmak istedii, Ruth'dan ayrldndan beri Tommy'nin


bolukta olduuna dikkat ekmekti. Ama byle olmadn bili
yordum: Hannah'y iyi tanyordum. Beni drtklemesi ve sesi
ni alaltmas, bir tahminini ifade ettiini belli ediyordu, belki de
Ruth'un halefi olduumu sylemeye alyordu.
Dediim gibi, btn bunlar biraz kafam kartrd, nk
o zamana kadar Harry hakknda planlar yapyordum. Gerek
ten de, imdi geriye baktmda, eer u "doal halef" mesele
si olmasayd Harry'yle birlikte olacama inanyorum. Her eyi
yoluna koymutum, hazrlklarm ilerlemiti. Hl da, yaam
mn o dneminde Harry'nin benim iin iyi bir seim olduunu
dnyorum. Eminim dnceli ve nazik davranr, ondan ne
beklediim i anlard.
H arry'yi iki yl nce VViltshire'daki nekahet merkezinde
ok ksa bir sre grdm. Bir organ bandan sonra merkeze
getiriliyordu. O gn pek iyi hissetmiyordum, nk bir gn n
ce kendi bam tkenmiti. Kimse beni sulamyordu -a m e
liyat iyi gitm em iti- ama yine de iyi hissetmiyordum. Btn
gece ayakta kalm, yaplacak ileri ayarlamtm. Resepsiyon
da son dzenlemeleri yapp ayrlmaya hazrlanrken Harry'yi
grdm. Tekerlekli sandalyedeydi -d ah a sonra rendim ki yryemediinden deil, ok gsz olduu iin-, ona yaklap
merhaba dediimde beni tand m emin deilim. Hafzasnda
zel bir yere sahip olmay beklemek iin yeterli bir nedenim
yok sanrm. O olay dnda birbirim izle hi alakam z olmad.
Beni hatrlyorsa bile, onun gznde u aptal kz olmalym; du
rup dururken yanma gelip ona sevimek ister m isin diye soran,
sonra vazgeen kz. Yama gre olgundu sanrm, nk kzma
d ya da evresindekilere benim gsterip de vermeyen trden
bir kz olduumu falan sylemedi. Bu nedenle, onun merkeze
getirildiini grnce, kendimi ona kar mteekkir hissettim
ve bakcs olmak istedim. Etrafma bakndm, ama bakcsn
gremedim. Grevliler onu odasna gtrm ek iin sabrszlan
yordu, bu yzden uzun konuamadk. Merhaba, dedim sadece,
umarm yaknda iyileirsin. Yorgun bir ifadeyle glmsedi. Hailsham'dan bahsettiim zaman baparm an havaya kaldrp
iyi iareti yapt, ama beni tandndan emin deilim. Belki da

ha sonra, yorgunluu ya da ilalarn etkisi geince beni hatrla


maya alm ve baarmtr.
Her neyse, eskiden olanlar anlatyordum: Ruth ve Tommy
ayrlnca planlarmn nasl kartn. imdi dnp baktm
da, Harry iin biraz zlyorum. Bir hafta nce im al laflar
ederken, aniden onu soutacak laflar fsldamaya balamtm.
Sanrm ok hevesli olduunu dnmtm ve onu kendim
den uzak tutmak iin elimden geleni yapmtm. Onu ne zaman
grsem hzla bir laf sokuturuyor, cevap veremeden aceleyle ya
nndan ayrlyordum. ok daha sonralar bunu hatrladmda,
belki de akimda seks yoktu diye dndm. Belki de olanlar
unutmak istiyordu, ama onu her grdmde, koridorda ya
da darda, onunla neden henz sevimek istemediime dair
bir bahane uyduruyordum. Gzne ok aptal grnm olm al
ym, iyi biri olmasayd ksa srede herkese alay konusu olabilir
dim. Her neyse, Harry'yi soutma dnemi iki hafta kadar sr
d sanrm, arkasndan Ruth'un talebi geldi.
O yaz, scak havalar sona erene dek imenlere serilip mzik din
lemek iin tuhaf bir yntem bulduk. Bir nceki ylki Satlar'da
walkmanler ortaya kmt ve o yaz Hailsham'da en az alt ta
ne walkman vard. Birka kiinin imenlere oturup bir walkmanin kulakln kulaktan kulaa dolatrp dinlemesi, bir lgn
lk halini almt. Tamam, mzik dinlemek iin aptalca bir yn
tem, ama gerekten iyi bir his yaratyordu bizde. Belki yirm i sa
niye kadar dinledikten sonra kulaklklar karyor, sradakine
veriyordunuz. Ayn kaseti tekrar tekrar dinlediiniz takdirde
bir mddet sonra btn arklar batan sona dinlemi gibi ol
manz gerekten artcyd. Dediim gibi, bu lgnlk btn
yaz srd, le yemei aralarnda walkmanleriyle imenlere
yaylm kme kme renciler gryordunuz. Gzetmenler
bunu ok iyi karlamyor, birbirim ize kulak iltihab geirecei
mizi dnyorlard, ama biz yine de devam ettik. Hailsam'daki son yaz dndmde mutlaka walkman dinleyerek geen
leden sonralar gzmn nne geliyor. Arkadalarmz: "Ne
tr mzik dinliyorsunuz?" diye soruyor ve cevab beenirlerse
imenlere oturup sralarn bekliyorlard. Bu seanslarda ruh ha

lim iz hep gzeldi, dinlemek isteyen kimseye kulaklk verilm e


diini hatrlamyorum.
Her neyse, Ruth gelip benimle konumak istediini syle
diinde, birka kzla birlikte mzik dinliyordum. nemli bir
ey syleyeceini hissettim , dier arkadalarmdan ayrldm,
ikim iz birlikte yatakhaneye doru yrmeye baladk. Odam
za gelince Ruth'un pencerenin yanndaki yatana oturdum,
gne yata stmt. Ruth da benim duvar kenarndaki yata
ma oturdu. Bir atsinei odada vzldayp duruyordu. Bir da
kika kadar "atsinei tenisi" oynayp gldk, bu lgn yaratn
birim izden dierine gitmesi iin elim izi kolumuzu sallyorduk.
Sonra sinek pencereden dar kat ve Ruth birden: "Tommy'le
tekrar birlikte olmak istiyorum. Kathy, yardmc olur musun?"
dedi. Sonra: "Neyin var?" diye sordu.
"Hibir ey. Sadece olanlar dnnce biraz ardm, o ka
dar. Tabii ki yardm ederim."
"Tommy'ye dnmek istediimi baka kimseye sylemedim.
Hannah'ya bile. Sana gveniyorum."
"Ne yapmam istiyorsun?"
"Sadece konu onunla. Ona nasl davranacan biliyorsun.
Seni dinleyecektir. Senin benim le ilgili bir eyler uydurmayaca
n da biliyor."
Bir sre ikim iz de yataklarda oturup ayaklarmz sallam a
ya devam ettik.
Sonunda, "Bunu bana anlatman iyi oldu," dedim. "En do
ru insan benim sanrm. Yani Tommy'yle konumak iin..."
"Yeni bir balang yapmak istiyorum, ikim iz de eit du
rumdayz imdi. kim iz de birbirim izi incitecek kt eyler
vaptk, ama artk yetti. Martha H. de kim oluyor! Belki sade
ce beni gldrm ek iin yapmtr. Tamam, ona baardn sy
le, skorumuz eitlendi. Artk bym enin ve yeni bir balang
yapmann vakti geldi. Onunla anlaabileceini biliyorum Kat
hy. En iyi ekilde yaparsn bunu. Yine de kendine gelmezse,
onunla birlikte olmaya devam etm enin bir anlam olmayaca
n anlarm ."
Omuz silktim. "Dediin gibi, Tommv ve ben her zaman ko
nuabildik."

"Evet, sana kesinlikle sayg duyuyor. Bunu biliyorum, n


k kendisi sylerdi bana. Ne kadar gl olduunu, yapacan
sylediin eyleri mutlaka yaptn, sznde durduunu sy
lerdi. Bir keresinde bana, keye sksa olanlardan biri yerine
senin desteini tercih edeceini anlatmt." Bir an gld. "Ger
ek bir iltifat bu. Kurtarcmz sen olmalsn. Tommy'yle ben bir
birim iz iin yaratldk ve seni dinleyecektir. Bizim iin bunu ya
parsn deil mi Kathy?"
Bir an hibir ey sylemedim. Sonra sordum: "Ruth, sen
Tommy konusunda ciddi misin? Yani, onu ikna edersem ve tek
rar birlikte olursanz onu bir daha zmeyeceksin deil mi?"
Ruth sabrszlkla i ekti. "Tabii ki ciddiyim. Artk yetikin
olduk biz. Yaknda Hailsham'dan ayrlacaz. Oyun oynamyo
ruz."
"Tamam, onunla konuacam. Dediin gibi, yaknda bura
dan ayrlacaz. Kaybedecek zam anmz yok."
Ondan sonra yataklarda oturup bir mddet daha konutu
um uzu hatrlyorum. Ruth her eyin stnden tekrar tekrar
gemek istedi: Tommy ne kadar aptalca davranyordu, neden
birbirlerine uygundular, bir dahaki sefere her eyi nasl farkl
yapacaklard, darya daha kapal olacak, doru yerlerde ve
zamanlarda sevieceklerdi. Bunlarn hepsini konutuk ve Ruth
hepsi hakknda tavsiyelerimi duymak istedi. Sonra bir ara, pen
cereden dar, uzaktaki tepelere daldm srada Ruth aniden
yanmda belirip omuzlarm sknca ardm.
"Sana gvenebileceimizi biliyordum Kathy," dedi.
"Tommy hakl. Keye sktmzda yanmzda olmasn iste
diim iz tek kii sensin."
u ya da bu nedenle, sonraki birka gn boyunca Tommy'le ko
numa frsat bulamadm. Derken bir le yemei arasnda onu
Gney Oyun Sahas'mn kenarnda kendi kendine futbol topuyla
oynarken grdm. Daha nce baka iki olanla oynamt, ama
imdi yalnzd, top sektiriyordu. Gidip yanndaki imenlere otur
dum, srtm it direklerinden birine dayadm. Patricia C/nin tak
vim ini gsterdiimde yanmdan ekip gittii gnn zerinden
fazla zaman gememiti sanrm, nk birbirim ize nasl davra

nacamzdan emin deildik. Topu sektirmeye devam etti, gz


lerini ksm, dikkat kesilmiti -d iz, ayak, ba, ayak- bense otur
duum yerdeki yoncalar kopartp uzaktaki, bir zam anlar ok
korktuumuz ormana doru bakyordum. Sonunda aramzdaki
sessizlii bozmaya karar verdim:
"Tommy, konualm imdi. Seninle konumak istediim bir
konu var."
Ben bunu syler sylemez topu brakt ve gelip yanma
oturdu. Konumaya karar verdii anda surat asmay brakm a
s, sadece mteekkir bir heves gstermesi tipik bir hareketiydi
Tommy'nin, bana Kkler'deyken bizi azarlayan bir gzetme
nim izin aniden sakinlem esini hatrlatyordu. Nefes nefese kal
mt, bunun biraz da futbol oynam aktan olduunu biliyordum
ama yine de hevesini gsteren bir baka iaret olarak kabul edi
yordum. Dier bir deyile, bir ey sylemeden nce beni dinle
meye merakl olduunu gstermiti. Ona dedim ki: "Tommy,
son zamanlarda hi mutlu deilsin, bunu grebiliyorum." Ce
vap verdi: "Niye byle diyorsun? Ben ok mutluyum. Gerekten
yleyim." Kocaman glmsedi, kahkaha att. Barda taran
son damla buydu. Yllar sonra, bu kahkahann glgesini gr
dmde sadece glmsedim. Ama o srada, beni gerekten
ileden karyordu. Tommy, "Bu konu beni gerekten zyor"
dedii zaman, yzn de sylediklerine uygun biimde asard.
Bunu ironiyle yapmyordu. Daha ikna edici olduunu sanyor
du. Bu yzden imdi, mutlu olduunu kantlam ak iin neeyle
prldamaya alyordu. Dediim gibi, bu davrann tatl bula
cam zaman da gelecekti, ama o yaz hl bir ocuk olduunu,
kolayca istismar edilebileceini gsteriyordu bu kahkaha bana.
Hailsham'dan sonra bizi bekleyen dnya hakknda o srada
fazla bilgim yoktu. Ama hepim izin akllca davranmas gerek
tiini biliyordum. Tommy byle bir ey yaptnda panie kap
lyordum. O leden sonraya kadar hep oluruna brakm, sesi
mi karm am tm -aklam as zor gibi gelm iti- ama bu sefer
patladm:
"Tommy, byle glnce o kadar aptal grnyorsun ki!
Mutluymu numaras yapmak istiyorsan, yolu bu deil! nan ba
na, kesinlikle deil! Bak, bym elisin artk! Kendini toparlama

lsn. Son zamanlarda hayatnda her ey kt gidiyor, ikim iz de


bunun nedenini biliyoruz."
Tommy'nin kafas karmt. Szm bitirdiimden emin
olunca, "H aklsn," dedi. "Hayatmda hibir ey yolunda gitmi
yor. Ama ne demek istediini anlamyorum, Kath. ikim iz de
biliyoruz derken neyi kastediyorsun? Sen nasl bilebilirsin ki?
Ben kimseye anlatmadm."
"Tabii ki, detaylar bilmiyorum. Ama Ruth'dan ayrldn
hepimiz biliyoruz."
Tommy hl akn grnyordu. Yine bir kk kahkaha
att, ama bu sefer hakikiydi. "Ne demek istediini anlyorum,"
diye mrldand, dnyormu gibi bir an durdu. "Akas
Kath," dedi sonunda, "beni skan bu deil. Tamamen farkl bir
ey. Her dakika aklmda olan bir ey. Bayan Lucy ile ilgili."
O yaz banda Tommy ile Bayan Lucy arasnda geen ola
y byle rendim. Daha sonra, zerinde dnecek zamanm
olunca, Bayan Lucy'yi 22. Oda'da ktlar karalarken grmem
den birka gn sonra grm olduklarn kavradm. Dediim
gibi, bunu daha nce fark etmediim iin kendime ok kzdm.
leden sonra "l saatlerde" -derslerin bittii ama akam
yemeinin henz balamad srada- gereklemiti sz ge
en olay. Tommy, Bayan Lucy'yi ana binadan karken grm
t. Eli kolu dosyalar ve dosya kutularyla doluydu. Her an bir
ey drecekmi gibi grnd iin, Tommy yanma koup
yardm etmek istemiti.
"Bana tamam iin bir-iki ey verdi ve alma odasna gi
deceimizi syledi, ikim ize bile fazla geliyordu yklendii m al
zeme, yolda iki dosya drdm. Limonlua varmadan az nce
aniden durdu, bir ey drd sandm. Ama o bana bakt, ay
nen byle, son derece ciddi bir ifadeyle. Sonra konumamz, cid
diyetle konumamz gerektiini syledi. Peki dedim, limonlua
girdik, alma odasna ktk, elimizdekileri braktk. Sonra ba
na oturm am syledi, geen sefer oturduum yere oturdum, ha
ni yllar nce konutuumuz zam anki gibi. Onun da eski sohbe
tim izi hatrladn anladm, sanki daha dn konumuuz gibi,
kald yerden devam etmeye balad. Hibir aklama yapma
dan, unlar sylemeye balad: 'Tommy. ben bir hata yaptm.

Sana o sylediklerimi sylediim zaman. imdiye kadar dzelt


mem gerekirdi bu hatam / Derken bana daha nce anlattklar
n unutmam syledi. Yaratc olmak konusunda kayglanmama
m syleyerek bana ktlk yapm. Dier gzetmenler batan
beri hakllarm. alm alarm n sama sapan olmas iin hibir
zrm yokmu..."
"Bir dakika Tommy. alm alarnn sama olduunu mu
syledi sana?"
"Sama sapan demediyse de ona benzer bir kelime kul
land. Dikkat ekici deil, ya da yetersiz demi olabilir. Sama
sapan demeye getirdi yani. O zaman sylediklerinden piman
m, nk dememi olsaym kendimi dzeltmek iin imdiye
kadar bir yol bulmu olabilirmiim."
"Btn bunlara ne cevap verdin?"
"Ne diyeceimi bilemedim. Sonuta, o bana sordu. Dedi ki:
'Ne dnyorsun Tommy?' Emin deilim dedim, ama her iki
durumda da zlmemesini, nk artk iyi olduumu syle
dim. O da aksini iddia etti. Sanatm sama sapanm, bunun ne
denlerinden biri de kendisiymi, bana sylediklerinden dolay.
Ona, 'Ne fark eder ki? nemli deil/ dedim. 'yiyim artk, kim
se benim le alay etmiyor.' Ama o ban iki yana sallayp: 'Hayr,
nemli. Sana yle sylememeliydim/ deyip durdu. O zaman,
gelecekten, buradan ayrldktan sonra olacaklardan bahsettii
ni anladm. Bunun zerine: 'Ama ben iyi olacam, Bayan. Sa
lm yerinde. Kendime iyi bakyorum. Organ ba yapma za
m an geldiinde gerekten baarl olacam / dedim. Ben bunla
r sylerken ban yle hzl sallamaya balad ki, ba dnecek
diye korktum. Sonra: 'Dinle Tommy/ dedi. 'Sanatn ok nemli.
Sadece kant olduu iin deil, kendi iyiliin iin de nemli. Sa
na ok ey kazandracak, sadece sana.'"
"D ur biraz. Kant derken neyi kastetti?"
"Bilm iyorum . Ama bunu sylediine em inim . alm ala
rm zn nem li olduunu syledi, stelik 'sadece kant olarak
deil' dedi. Ne demek istedi, Tanr bilir. Ne demek istiyor di
ye kendisine de sordum. Bana dediklerini anlam adm sy
ledim. Madam ve Galeri'yle ilgili olup olm adn sordum. O
zam an derin derin iini ekti ve: 'M adam n galerisi, evet, ok

nemli. Bir zam anlar sandm dan ok daha nemli. Bunu


im di grebiliyorum / dedi. Sonra ekledi: 'Bak, Tommy, anla
m adn bir sr ey var ve bunlar sana anlatam am. Hailsham 'la, d dnyadaki yerinizle ilgili bir sr ey. Ama belki
bir gn sen urar renirsin. Sana kolaylk salamayacaklar,
am a istersen, gerekten istersen renebilirsin.' Sonra yine ba
n sallamaya balad, ama eskisi kadar iddetle deil. Dedi
ki: A m a sen neden farkl olasn ki? Buradan kan renciler
hibir zam an pek bir ey renmiyorlar. Sen neden farkl ola
sn?' Neden sz ettiini anlam yordum , o yzden sadece: 'Ben
iyi olacam / dedim. Bayan Lucy bir sre sessiz kald, sonra
aniden ayaa frlad ve eilip beni kucaklad. Seksi bir tavr
la deil. Kkken sarldklar gibi. Km ldamam aya altm.
Sonra geri ekildi ve bana daha nce syledikleri iin ne ka
dar zgn olduunu tekrarlad. ok ge olmadm, hemen
almaya balarsam aray kapatabileceim i anlatt. Sanrm
bir ey sylemedim, bana bakt, beni tekrar kucaklayacak san
dm ama bunun yerine: 'Benim hatrm iin yap Tommy/ de
di. Elimden geleni yapacam syledim, nk artk oradan
kp gitm ek istiyordum. Herhalde kpkrm z olmutum, beni
kucaklam as falan... Yani, ayn ey deil ki artk, bydk ne
de olsa."
O ana kadar, Tommy'nin anlattklarna o kadar dalmtm
ki, bu konumann asl nedenini unutmutum. Ama "by
dk" dediinde esas misyonumu hatrladm.
"Bak Tommy," dedim. "Bu konuyu yaknda yeniden konu
malyz. Gerekten ok ilgin. Seni neden sktn anlyorum.
Ama ne olursa olsun, kendini biraz daha toparlamalsn. Bu
yaz buradan ayrlyoruz. Hayatmz yeniden dzenleyeceiz
ve imdiden yapabilecein bir ey var. Ruth bana seninle birlik
te olmak istediini syledi. Bence bu senin iin iyi bir ans. Bo
a harcama bunu."
Birka saniye sessiz kald, sonra, "Bilm iyorum Kath," dedi.
"Dnm em gereken o kadar ok ey var ki."
"Tommy, sadece dinle beni. Gerekten anslsn. Bu kadar
insan arasnda, Ruth seni beeniyor. Buradan ayrldktan son
ra yannda olursa, endielenmene gerek kalmaz. O harikadr,

onunla birlikte olduun srece her ey yolunda gider. Yeni bir


balang yapmak istediini syledi. Bu frsat karma."
Cevap vermesini bekledim, ama Tommy bir ey sylemedi.
Yine panik gibi bir hisse kaplmaya baladm. Eildim ve de
dim ki: "Bana bak, aptal olma, baka seenek kmayacak kar
na. Artk hep bir arada vakit geiremeyeceiz, farknda deil
misin?"
Tommy'nin sakin ve dnceli cevab beni artt. Onun
bu zellii sonraki yllarda daha ok ortaya kacakt.
"Anlyorum, Kath. Tam da bu nedenle Ruth'la tekrar birlik
te olmak iin acele karar vermek istemiyorum. Bir sonraki ad
mm z atarken her zaman dikkatli olmalyz." Sonra iini ekti
ve dorudan yzm e bakt: "Dediin gibi Kath, yaknda bura
dan ayrlmak zorundayz. Artk oyun oynamyoruz. Dikkatle
dnmeliyiz."
Ne syleyeceimi bilemedim, oturduum yerde yoncalar
koparmaya devam ettim. Tommy'nin baklarnn zerimde do
latn hissediyordum, ama bam kaldrp ona bakmadm.
Bir sre byle durmaya devam edebilirdik, ama bakalar gel
di. Sanrm biraz nce birlikte futbol oynad ocuklard ya
da yrye km birka olan gelip yanmza oturdu. Her
neyse, ba baa konumamz sona ermiti. Yapmak istediimi
yapamadm dnerek ayrldm oradan. Ruth'un beklediini
yapamamtm.
Tommy'yle konumamn bir ie yarayp yaramadn hibir za
man renemedim, nk sohbetim izin ertesi gn aldmz
bir haber bomba etkisi yapt. Sabahn ilerleyen saatlerinde, bir
Kltr Brifingi'ndeydik. Bu derslerde hepimiz dardaki eit
li insanlar canlandryorduk; kafelerde alan garsonlar, po
lisler vb. Bu derslerde hem heyecanlanr hem endielenirdik,
bu nedenle zaten gergindik. Derken dersin sonunda kapdan
srayla karken, Charlotte F. koarak yanmza geldi ve Bayan
Lucy'nin Hailsham'dan ayrldm haber verdi. Hepimiz ok
ilgilendik. Dersi veren Bay Chris, olanlar biliyordu mutlaka,
nk ona bir ey sormamza frsat vermeden sulu bir ifadey
le ekip gitti. Bata Charlotte'un sylediklerinin sadece dediko

dudan ibaret olduundan phelendik, ama kz olayn detay


larn anlattka, gerek olduunu anladk. O sabah erken saat
lerde, dier Bykler snf rencileri, Bayan Lucy ile M zik
Dersi iin 12. Oda'ya gitmiler. Ama snfta Bayan Emily varm
ve onlara Bayan Lucy'nin derse gelemediini, yerine dersi ken
disinin vereceini sylemi. Yirmi dakika kadar her ey nor
malmi. Derken Beethoven'dan sz etmekte olan Bayan Emily
aniden -cm lesinin ortasnda- laf deitirip Bayan Lucy'nin
Hailsham'dan ayrldn ve bir daha dnmeyeceini aklam.
Ders birka dakika erken bitmi -Bayan Emily yznde kaygl
bir ifadeyle ve telala km dersten-, renciler snftan kar
km az haber yaylmaya balam.
Hemen Tommy'yi aramaya koyuldum, nk haberi ben
den duymasn istiyordum. Ama avluya admm attm anda
ok ge kaldm grdm. Avlunun te yannda olanlar bir
daire oluturmutu, Tommy de onlarn arasnda durmu, anla
tlanlar ban sallayarak dinliyordu. Dier olanlar kprdanp
duruyorlard -h atta heyecanlanmlard b elk i- ama Tommy bo
gzlerle evresine bakyordu. O akam Tommy ve Ruth tekrar
birlikte olmaya baladlar. Birka gn sonra Ruth yanma gelip
"her eyi yoluna koyduum iin" bana teekkr etti. Ona fazla
yardmc olmadm syledim, ama beni dinlemedi bile. Mte
ekkir olmutu. Hailsham'daki son gnlerim iz, aa be yu
kar bu ekilde devam etti.

KNC KISIM

Onuncu Blm

K im i zaman, usuz bucaksz gri gn altnda kilometreler


boyunca hi deimeden uzanan, bazen bataklk arazi iinden
geen, bazen de srlm tarlalarn kysndan kvrla kvrla
ilerleyen yolda arabamla giderken, Kulbeler'deyken bizden
istenen yaz devini dnyorum. Hailsham'daki son yaz
mzda gzetmenler arada srada bu yazlar hakknda bizimle
konumu ve bizi belki iki yl megul edecek bir konu bal
bulm am za yardmc olmaya almlard. Ama nedense -b e l
ki tavrlarndaki bir eyi fark etm itik- hibirim iz bu yazla
rn yle ok da nemli olduuna inanmadk, hatta bu konuyu
kendi aramzda hemen hi konumadk. Bayan Emi ly'ye gidip
Victoria Dnemi Romanlar konusunu setiim i sylediim za
man bile aslnda zerinde fazla dnmemitim ve bunu onun
da bildiini anlamtm. Bana sorgulayan gzlerle uzun uzun
bakt ve tek sz sylemedi.
Kulbeler'e getikten sonra yazlarm z nemsemeye bala
dk. Oradaki ilk gnlerim izde -bazlarm z ok daha uzun bir
sre boyunca-, bize Hailsham'da verilen son dev olan yazlara
sk skya sarldk, sanki bu yazlar gzetmenlerimizin veda he
diyesiydi. Zaman iinde hafzalarm zdan silindiler, ama bir s
re iin yeni evremizde ayakta kalm amza yardmc oldular.
Bugn, kendi yazm dndmde her ayrnts zerin
den tekrar geiyorum: Tamamen farkl bir yaklam la yazabilir
dim diye dnyorum ya da hakknda yazabileceim baka
yazarlar ve romanlar aklma geliyor. Bir benzin istasyonunda

kahve iip byk pencerelerin dier yanndaki otoyolu izler


ken, birdenbire, hibir neden olmakszn aklma gelebiliyor ya
zm. Sonra oturduum yerde yazm batan sona dnmek
houma gidiyor. Son zamanlarda batan yazsam dediim bile
oldu. Bakcl braknca zaman bulabilirim ne de olsa. Sonuta
bu konuda ciddi deilim sanrm. Vakit ldrmek iin nostaljik
hayaller kuruyorum hepsi bu. Yazy, Hailsham'da zellikle ba
arl olduum bir beysbol man hatrlar veya uzun sre nce
girdiim bir tartmada keke syleseydim diye imdi aklma
gelen akllca laflar dnr gibi dnyorum. Gndz kur
duum hayaller dzeyinde. Ama dediim gibi, Kulbeler'e ilk
gittiimizde byle deildi hibir ey.
Hailsham'dan o yaz ayrlan ben dahil yedi renci Kulbeler'de bulduk kendimizi. Dierleri Galler tepelerindeki Beyaz
Kk'e ya da Dorset'teki Kavak iftlii'ne gittiler. Bu yerlerin
HailshamTa zayf balar olduunu o srada bilmiyorduk. Ba
langta Kulbeler'in byk renciler iin bir Hailsham oldu
unu sandk ve sanrm bir sre byle dnmeye devam ettik.
Kulbeler'in dndaki hayat, kulbeleri kim in ynettii ve b
yk dnyayla nasl bir balants olduu hakknda hibir ey
dnmyorduk. O yllarda hibirim iz bu tr eyleri merak et
mezdik.
Kulbeler, yllar nce kapanm bir iftlikten arta kalan ya
plard. Eski bir iftlik evi vard, etrafndaki ambarlar, ek yap
lar, ahrlar da bizim yaayabileceimiz biimde dntrlm
t. Uzakta baka kk binalar da vard, neredeyse yklm ak
zereydiler, fazla kullanamyor ama belli belirsiz bir sorum lu
luk da hissediyorduk onlara kar, bunun birincil nedeni de Keffers't. Keffers, haftada iki ya da kez amurlu kamyonetiyle
gelip binalarn bakm n yapan huysuz bir yal adamd. Bizim
le konumaktan pek holanmazd, i ekip irenmi bir ifadeyle
ban sallayarak etrafta dolamasndan, binalara iyi bakmad
mz dndn anlyorduk. Ama bizden ne beklediini de
aka sylemiyordu. lk geldiimizde bize bir vaplacak iler
listesi gstermiti. Bizden nce oraya gelmi olan eski renci
ler -H annah onlara "eskiler" derdi- bir iblm plan yapm
t zaten, biz de dikkatle buna uyuyorduk. Damlatan borular

haber vermek ve sular basnca etraf sprmekten baka yapa


bileceim iz bir ey yoktu.
Eski iftlik evinde -Kulbeler'in kalbi- dardaki ambar
larda depolanan odunlar yakabileceim iz birka mine vard.
Yoksa, byk kutulara benzeyen stclarla yetinmek zorunday
dk. Sorun u ki bunlar gazla alyordu, Keffers ise hava ok
souk olmad takdirde pek fazla gaz bidonu getirmiyordu. Bi
ze ok sayda getirm esini sylerdik hep, ama skkn bir ifadeyle
ban iki yana sallard; sanki gaz tenekelerini bouna harcaya
cak ya da patlamaya neden olacakmz gibi. Dolaysyla, yaz
aylar dnda, ou zaman dm hatrlyorum. st ste
iki ya da kazak giyerdik, kot pantolonlarmz da sert ve so
uktu. Wellington marka botlarm z kim i zaman btn gn
karmaz, odalarda dolarken arkamzda amurlu, slak izler
brakrdk. Bunu fark eden Keffers yine ban iki yana sallar,
ama ona yerler bu durumdayken biz ne yapalm diye sorduu
nuzda hibir ey sylemezdi.
Kulaa ho gelmeyecek biimde anlattm biliyorum,
ama aslnda hibirimiz bu rahatszlklara aldrmyorduk; b
tn bunlar Kulbeler'de yayor olmann getirdii holuklard.
Ama drst olmak gerekirse, zellikle ilk balarda, hepimiz g
zetm enlerim izi zledik. Hatta birkamz bir sre Keffers' bir
tr gzetmen gibi grd, ama o bu sorumluluu asla stlenm e
di. Kamyonetiyle geldiinde onu karlamak iin dar kt
mzda, bize deliymiiz gibi bakard. Ama bu bize tekrar tekrar
anlatlmt: Hailsham'dan sonra hibir gzetmen olmayacakt
bamzda, bundan dolay birbirim izi kollamak zorundaydk.
Hailsham'm bizi buna yeterince hazrladn syleyebilirim.
Hailsham'da yakn olduum rencilerin ou, o yaz Kulbeler'e getirildiler. Cvnthia E.'nin - o gn Sanat Odas'nda bana
Ruth'un doal halefi olduumu syleyen k z- gelmesini isterdim
aslnda, ama bakalaryla birlikte Dorset'e gitti. Harry de, hani
neredeyse sevitiim olan, duyduuma gre Galler'e gitmiti.
Ama benim arkada grubum ayrlmad. Dierlerini zledii
mizde, onlar ziyaret etmemizi engelleyecek hibir ey olmad
n sylyorduk birbirimize. Bayan Emilv'nin verdii harita
derslerine ramen mesafeleri anlamyorduk ve bir yere gitmek

ne kadar kolay ya da zordur bilmiyorduk. Eskilerin yolculua


karken bizi arabalaryla gtrebileceklerini konuuyorduk ya
da zam an iinde kendimiz araba srmeyi renince, canmz
ektiinde gidip onlar grebilecektik.
Tabii ki pratikte, zellikle de ilk aylarmzda Kulbeler'in
snrlar dna adm atmadk. evredeki krlarda yrye
kmadk, yakndaki kye girip dolamadk. Korkuyorduk di
yemem. Dolamaya karsak, Keffers'm kayt defterine dnece
im iz gn ve saati yazdmz srece, kim senin bizi durdurma
yacan biliyorduk. Oraya geldiimiz ilk yaz boyunca, eskiler
eyalarn antalarna ve srt antalarna doldurup iki ya da
gn ortadan kayboluyorlard, biz de bunu tehlikeli bir umur
sam azlk olarak gryorduk. O nlar hayretle seyrederken, bir
sonraki yaz biz de mi byle yapacaz diye dnyordk. Ta
bii ki yle olacakt, ama o ilk gnlerde im knsz grnyordu
bu bize. O zam ana kadar Hailsham arazisinin dna hi km a
dm z hatrlamanz gerekir; hepimiz aknlk iindeydik. O
gnlerde bana, bir yl iinde yalnz bama uzun yrylere
km ay alkanlk haline getireceim i, stne stlk araba
kullanmaya balayacam syleseydiniz, delirdiinizi d
nrdm.
M inibs bizi iftlik evinin nnde brakp kk havuzun et
rafnda dndkten sonra tepenin arkasnda kaybolduunda,
Ruth bile rkmt. Uzaktaki tepeler Hailsham'dan grd
mz tepeleri hatrlatyordu, ama bunlar tuhaf bir biimde eri
bryd. Hani bir arkadanzn portresini izersiniz ve ona
ok benzer, ama bir eyler eksik kalr ya. yle bir resim insann
iini rpertir. Ama en azndan mevsimlerden yazd. Birka ay
sonra Kulbeler farkl grnecekti. Btn su birikintileri dona
cak, toprak da donup kemikleecekti. Mekn gzel ve sevimli
grnyordu, her yeri uzun otlar brmt; bizim iin byk
bir yenilikti bu. Sekiz kii birbirim ize sokulup beklemeye bala
dk, Keffers'm iftlik evine girip km asn izledik, bize bir ey
ler syleyecek sandk. Ama bunu yapmad, sadece orada yaa
makta olan rencilerin kendi aralarnda sinirli sinirli m rldan
dklarn iittik. Keffers sadece bir kez, kamyonetinden bir ey

almaya gittiinde bize ters ters bakt, sonra iftlik evine dnp
kapy arkasndan kapatt.
Ama aradan ok gemeden, zavall halim izle elenmekte
olan eskiler -b izim de bir sene sonra yapacamz gibi-, dar
kp elimizden tuttular. Hatta imdi geriye dnp baktmda,
yerlememize yardmc olmak iin ellerinden gelenin fazlasn
yaptklarn anlyorum. Yine de o ilk haftalar ok garipti; bir
arada olduumuz iin ok memnunduk. Hep birlikte hareket
ediyor, gnn byk ksm n iftlik evinin dnda huzursuz
bir ekilde geiriyor, baka ne yapacamz bilemiyorduk.
Nasl olduunu hatrlaynca imdi bana kom ik geliyor, n
k bataki korkumuz ve akn halim iz Kulbeler'de geirdii
miz iki yln geri kalanna hi benzemiyor. Bugn Kulbeler'i
dnnce, aklm a rahatlk iinde akp giden gnler, birbirim i
zin odalarna girip kmz, aylaklk iinde geen akam lar
ve geceler geliyor. Eski karton kapakl kitaplarm; bir zamanlar
denize aitmi gibi sayfalar eilmi kitaplarm gzmn nne
geliyor. Onlar nasl okuduumu hatrlyorum; lk gnlerde i
menlere yzkoyun uzanrdm , salarm - o zam anlar uzatyor
d u m - nme der, grm engellerdi. Kara Ambar'n st
katndaki odamda uyandm sabahlarda darda krdaki
rencilerin iir ya da felsefe zerine tartm alarn, ya da uzun
k aylarnda, buulu mutfaklarda Kafka ya da Picasso hakkn
da daldan dala atlayan konumalar duyardm. Kahvaltlarda
hep bu tr eyler konuulurdu, asla bir nceki gece kim inle yat
tmzdan ya da Larry ile Helen'in niin konumadndan sz
etmezdik.
Yine de dnnce, o gn iftlik evinin nnde birbirim i
ze sokulmu dururkenki resmimizde badamaz bir ey yok.
nk belki de sandmz kadar geride brakm am tk birok
eyi, iim izde bir ey, bir paramz olduu gibi kalmt; etraf
m zdaki dnyadan korkuyorduk ve -kendim ize bundan dolay
ne kadar kzarsak k zalm - birbirim izi brakamyorduk.
Tommy ile Ruth'un ilikisinin gemii hakknda hibir ey bil
meyen eskiler, onlara uzun sredir birlikte olan bir iftm i gibi
davranyorlard. Bu da Ruth'un ok houna gidiyordu. Geldii

m iz gnden sonraki birka hafta boyunca, durumu abartt, eli


ni Tommy'nin omzundan hi indirmedi, bazen insanlar hl
etraftayken odann bir kesinde pp okad onu. Evet, bu tr
eyler Hailsham'da ho karlanrd, ama Kulbeler'de i ka
yordu. Eskiler arasndaki iftler bakalarnn nnde asla byle
eyler yapmyorlard, ok m akul bir ekilde, sradan bir ailedeki
anne baba gibi davranyorlard.
Bu arada Kulbeler'deki eski iftler hakknda bir eyi fark
ettim -o n la r yakndan incelemesine ramen Ruth'un greme
dii bir eyi-; hal ve tavrlarnn byk blm televizyondan
kopyalanmt. nce Kulbeler'deki en eski rencilerden olan
ve "ynetici" olarak kabul edilen u ifti, Susie ve Greg'i izler
ken fark ettim bunu. Greg, Proust ya da baka biri hakknda
uzun uzun konumaya balad zaman, Susie hep ayn eyi
yapard: Bizlere bakp glmser, gzlerini devirir, azn empatiyle bzer ve anca duyulur bir sesle: "Tanrm, bize yardm et,"
derdi. Hailsham'da televizyon seyretm ek kstlanmt, Kulbe
ler'de de yle -o y sa btn gn seyretm em ize engel olacak hi
bir ey yoktu-, ama kim se o kadar ilgilenmiyordu televizyonla.
iftlik evinde ve Kara Ambar'da olmak zere iki eski televiz
yon vard, ben arada bir seyrediyordum. Bylece "Tanrm, bize
yardm et" lafnn bir Am erikan dizisinden geldiini anladm,
oyuncular bir ey syledii ya da yapt zaman kahkahalarn
duyulduu dizilerden biriydi. Ana karakterlerin komusu olan
iriyar bir kadn, aynen Susie'nin yaptn yapyordu, kocas
uzun nutuklarndan birine balad zaman seyirciler onun gz
lerini devirip "Tanrm bize yardm et" demesini bekliyorlard
kocaman kahkahalar atmak iin. Bunu fark ettikten sonra, eski
iftlerin hepsinde televizyondan kopyalanm baz eyler oldu
unu anladm; birbirlerine kar hareketlerinde, kanepede otu
ru ekillerinde, hatta birbirleriyle tartp odadan dar fkey
le klarnda bile.
Her neyse, Ruth ksa srede Tommy'ye kar davranlar
nn Kulbeler'e uymadn anlad. nsanlarn nndeki davra
nlarn deitirmeye balad. Ruth'un eskilerden kapt bir
kk hareket vard. Hailsham'da iftlerin birka dakikalna
bile olsa ayrlmas, uzun uzun pp kucaklam alar iin ba

hane olurdu. Oysa Kulbeler'de bir ift vedalarken brakn ku


caklamay, pmeyi, tek bir kelime bile sylemezlerdi. Bunun
yerine, birinin dikkatini ekmek isterken yaplan hareketin bir
benzerini yapar, ellerinin eklem yerleriyle partnerlerinin dirse
inin biraz altna hafife vururlard. Genellikle kz olana ya
pard bunu, birbirlerinden ayrlmak zereyken. Bu gelenek k
geldiinde ortadan kalkmt, ama biz ilk geldiimizde byle
yapyorlard ve ok gemeden Ruth da aynsn Tommy'ye yap
maya balamt. Dikkatinizi ekerim, balarda Tommy'nin
neler olduuna dair en ufak bir fikri yoktu, koluna vurulunca
aniden Ruth'a dner ve "Ne!?" derdi, o zaman Ruth da ona kz
gnlkla bakard, sanki bir oyun sahneliyorlarm ve Tommy
roln unutmu gibi. Sonunda Ruth onunla konumu olmal,
nk yaklak bir hafta sonra bu hareketi neredeyse eskiler gi
bi yapmay baarmlard.
Ben dirsein altna aplak atldn gerekte grmedim te
levizyonda, ama bu fikrin televizyondan geldiine emindim,
Ruth'un bilmediinden ne kadar eminsem o kadar. Bu nedenle,
imenlerde Daniel Deronda'y okuduum bir gn, Ruth sinir bo
zucu davranmaya balaynca, birinin artk ona bunu sylemesi
gerektiine karar verdim.
Sonbahar yaklayor, hava serinliyordu. Eskiler artk ieride
daha ok vakit geiriyor ve yazdan nceki dzenlerine dn
yorlard. Ama biz Hailsham'dan gelenler darda, biilmemi
imenler zerinde oturmaya devam ediyor, altmz tek ruti
ni elimizden geldiince srdrmek istiyorduk. Buna ramen, o
gn benim dmda veya drt kii imenlerde kitap okuyor
du, sessiz bir ke bulm ak iin onlardan epey uzaklatmdan
Ruth'la aramda geenleri kim senin duymadna eminim.
Eski bir adr bezinin zerine uzanm, dediim gibi Dani
el Deronda'y okurken, Ruth dolaa dolaa gelip yanma oturdu.
Kitabmn kapana bakt ve kendi kendine ban sallad. Bir
dakika kadar sonra, tam da beklediim gibi, bana Daniel Deronda'nm konusunu anlatmaya balad. O ana dek kendimi ok iyi
hissediyordum ve Ruth'u grnce sevinmitim, ama imdi si
nirlerim bozulmutu. Ayn eyi bana bir-iki kez daha yapmt,

bakalarna da yaptn grmtm. Bir kere, tavrnda bir ey


vard; nemsemezmi ama itenlikle sylyormu gibi bir ta
vrla konuuyor, insanlardan yardmc olduu iin mteekkir
olm alarn bekliyordu sanki. Tamam, o sralarda bile, bu davra
nn arkasnda neyin yattnn farkmdaydm. O ilk aylarda,
Kulbeler'e ne kadar yerletiimizi -n e kadar iyi dayanabildiim iz i- okuduumuz kitap saysyla lyorduk. Kulaa garip ge
liyor, ama ite, biz Hailsham'dan gelenler kendi aramzda byle
bir fikir gelitirmitik. Bu dncemiz bilerek bulank brakl
mt, hatta, Hailsham'da seksle nasl ba ettiysek, ona benzer
bir yol gelitirmitik. Bir sr kitab okuduumuzu ima ede
rek dolar, birisi diyelim Sava ve Bar'tan bahsettiinde sanki
okumu gibi bam z sallar, birbirim izin iddialar konusunda
mantk yrtmezdik. unu hatrlayn ltfen, Kulbeler'e geldi
im izden beri srekli birarada olduumuza gre, herhangi biri
m izin dierleri fark etmeden Sava ve Bar' okumas mmkn
deildi. Ama tpk Hailsham'da seks konusunda olduu gibi,
aramzda dile getirilmem i bir anlamamz vard, bamz alp
gittiimiz, bu kitaplar okuduumuz gizem li bir boyutun var
olmasna izin vermitik.
Dediim gibi, hepimizin bir dereceye kadar kapld kk
bir oyundu bu. Byle bile olsa, Ruth oyunu herkesten ileri gtr
mt. Her kitab nceden okumu gibi davranyordu. Okumak
ta ne kadar stn olduunu gstermenin yolunun da, insanlara
henz okumakta olduklar kitaplarn konusunu anlatmak oldu
unu sanyordu. Bu nedenle, Dariel Derorda'mn konusunu anlat
maya baladnda, hikyeyi ok sevmemi olmama ramen bir
denbire kitab kapatp ayaa kalktm ve yle dedim:
"Ruth, ka zamandr sana sylemek istiyordum. Neden hoakal derken Tommy'nin koluna vuruyorsun? Ne demek istedi
im i anlyorsun, deil mi?"
Tabii bilmediini iddia etti, sabrla neden bahsettiim i an
lattm. Ruth beni dinledi, sonra omuz silkti.
"Byle yaptmn farknda deildim. Farknda olmadan
kapm olmalym o hareketi."
Birka ay nce olsa stne varmazdm, belki de konuyu hi
amam olurdum. Ama o gn bastrmaya devam ettim, yapt

hareketin televizyondan kopyalanm olduunu akladm.


"Kopyalamaya deer bir ey deil," dedim. "Norm al hayatta in
sanlar byle davranmyorlar, sen yle sansan bile."
Ruth'un kzdn ama nasl cevap vereceini bilemediini
grebiliyordum. Ban evirdi ve yine omuz silkti. "Ne olmu ya
ni?" dedi. "Byk bir olay deil ki, oumuz yapyoruz bunu."
"Yani Chrissie ve Rodney yapyorlar demek istiyorsun."
Bunu syler sylemez hata yaptm anladm, bu ikisinden
sz etmeden nce Ruth'u keye sktrmtm ama imdi kur
tulmutu. Tpk satranta olduu gibi: Bir hareket yaparsnz
ve elinizi eker ekmez yaptnz hatay grrsnz, panikler
siniz ama felaketin boyutlarn henz bilmiyorsunuzdur. Tabii
ki, Ruth'un gzlerinin ldamaya baladn fark ettim. Tekrar
konutuunda sesi tamamen farkl kt.
"Dem ek byle? Demek zavall kk Kathy'yi kzdran bu.
Ruth artk ona yeterince ilgi gstermiyor. Ruth'un yeni byk
arkadalar var ve kk bebek kardele artk o kadar ok oy
nanmyor..."
"Kes unu. Her neyse, gerek aileler byle davranmaz. Sen
bu konuda hibir ey bilmiyorsun."
"Ah evet, Kathy gerek aileler konusunda bir uzman. zr
dilerim. Ama sorun bu, yle deil mi? Hl byle dnyor
sun. Biz Hailshamllar, hep bir arada kalmalyz, kk bir
grup olup hibir zaman yeni arkadalar edinmemeliyiz."
"Asla byle bir ey sylemedim. Sadece Chrissie ve Rodney'den bahsediyorum. Aptalca grnyor ama, sen onlarn
her yaptm kopya ediyorsun."
"Ama ben haklym, deil mi?" diye devam etti Ruth. "K z
dn, nk ben hayatma devam etmeyi baardm, yeni arkada
lar edindim. Eskilerin bir ksm senin adn bile bilmiyor, ama
onlar sulayabilir misin? Sen Hailsham l olmad takdirde
kimseyle konumuyorsun. Ama her dakika elini tutmam bekle
yemezsin benden. Neredeyse iki aydr buradayz."
Oltaya dmedim, bunun yerine: "Beni bover, Hailsham'
da bover," dedim. "Ama Tommy'yi srekli zor durumda bra
kyorsun. Seni izledim, sadece bu hafta birka kez yaptn bunu.
Onu aresiz durumda brakyorsun, tek bana, sanki yedek

paraym gibi. Bu adil deil. Sen ve Tommy bir ift saylyorsu


nuz. Bu durumda senin onu kollaman gerekir."
"H aklsn Kathy, biz bir iftiz, dediin gibi. lla karman
gerekiyorsa, durumu sana anlataym. Biz bu konuda konutuk
ve aramzda anlatk. Tommy bazen Chrissie ve Rodney'le bir
likte bir eyler yapmak istemezse, bu onun seimidir. Ben ona
hazr olmad hibir eyi zorla yaptrmayacam. Ama biz ara
m zda anlatk, o da beni kstlamayacak. lgilendiin iin saol
tabii." Sonra olduka farkl bir ses tonuyla ekledi: "imdi d
ndm de, sen de baz eskilerle arkada olmakta o kadar yava
davranmadn aslnda."
Beni dikkatle inceledi, sonra sanki: "Hl arkadaz, deil
m i?" der gibi kahkaha att. Ama ben onun bu son sylediinde
glecek hibir ey bulamadm. Kitabm aldm ve tek sz syle
meden ekip gittim.

On Birinci Blm

Ruth'un sylediklerinden niin bu kadar rahatsz olduumu an


lataym. Kulbeler'deki o ilk aylar, arkadalmz asndan tu
haf bir zamand. Bir sr kk ey yznden tartyor, ama
ayn zamanda iimizi her zamankinden daha fazla dkyorduk
birbirimize. zellikle de ikim iz konuuyorduk, yatmadan ksa
sre nce, genellikle benim Kara Ambar'm zerindeki odamda.
Iklar sndrldkten sonra yaptmz bu sohbetler yznden
sabahlar akamdan kalma gibi hissediyorduk kendimizi. Her
neyse, u var ki, gn iinde birbirimizden ne kadar uzaklarsak
uzaklaalm, uyku zaman geldiinde Ruth'la birlikte yatama
oturur, scak ieceklerimizi yudumlarken sanki aramza hibir
ey girmemi gibi birbirim ize iimizi dkerdik. Bu yrekten ko
numalarmz salayan eyse - o dnemde arkada kalmamz
salayan ey de diyebilirsiniz- ne anlatrsak anlatalm saygyla
karlanacan bilmemizdi: Birbirimize duyduumuz gvene
sadk kalyorduk; ne kadar tartrsak tartalm, sylediklerimi
zi asla birbirimize kar kullanmayacaktk. Tamam, bu hibir
zaman aka sylenmedi, ama dediim gibi,' kesinlikle aramz
da bir anlama vard ve o gn Dariel Deronda konusu alana
kadar, ikimiz de anlamamz bozacak hibir ey yapmamtk.
Bu nedenle, Ruth benim eskilerle arkada olmakta hi yava dav
ranmadm syleyince sadece kzmamtm, bu bana gre bir
ihanetti. nk ne demek istedii kesinlikle belliydi; bir gn
ona seksle ilgili bir ey sylemi, zel bir olay sadece ona anlat
mtm.

Tahmin edebileceiniz zere, Kulbeler'de seks Hailsham'daki seksten ok farklyd. ok daha dorudand her ey,
daha "yetikince"ydi. Kim in kim le ne yapt hakknda dedi
kodular dolamyor, ortalkta kkrdanmyordu. ki rencinin
sevitii renilince hemen onlarn bir ift olup olmayacaklar
konusunda speklasyon yaplmyordu. Ayrca bir gn yeni bir
ift ortaya karsa, sanki byk bir olaym gibi hemen tartl
maya balanmyordu. Durum u sessizce kabul ediyordunuz ve
ondan sonra birinden sz ettiinizde dierinin adn da syl
yordunuz: "Chrissie ve Rodney" ya da "Ruth ve Tommy" gibi.
Birisi sizinle sevimek istediinde, dorudan soruyordu. Bir o
lan yannza gelip geceyi geirmek iin odasna davet ediyordu
sizi, "deiiklik olsun" diye, ylesine bir eymi, ok nemli de
ilm i gibi. Bazen bir ift olmak amacyla yapyordu bunu o
lanlar, bazen de tek gecelik bir iliki iin.
Tavrlar ok daha olgundu diyebilirim. imdi dnp bakt
mda Kulbeler'deki seks yaants biraz fazla ilevsel gibi g
rnyor. Belki de bundan dolay dedikodu ve gizlilik ortadan
kalkmt. Ya da belki hava ok souk olduu iin.
Kulbeler'deki cinsellii hatrladmda, zifiri karanlkta,
buz gibi odalarda, genelde kat kat battaniye altnda yapldn
hatrlyorum. Hatta battaniyeler ou kez battaniye bile deil
di, gerekten tuhaf, rastgele eylerdi; eski perdeler, hatta kilim
paralar. Bazen o kadar souk oluyordu ki ne bulursanz st
nze yyordunuz ve bunlarn altnda seviirken zerinizde
da gibi yorgan dek zplyordu, bundan dolay ou zaman
olanla m yoksa btn o eyalarla m sevitiinizi anlam yor
dunuz.
Her neyse, demek istediim u ki, Kulbeler'e geldikten
sonra birka kez tek gecelik ilikiler yaamtm. Bunu planlamamtm. Acele etmek istemiyordum, dikkatle setiim biriy
le, belki de bir ift olmay tercih ederdim. Daha nce hi sevgi
lim olmamt, zellikle Ruth ve Tommy'yi bir sre izledikten
sonra, ben de birini bulm ay denemeye karar vermitim. Dedi
im gibi, planm byleydi ve tek gecelik ilikilerim devam et
tike bunlardan rahatsz oldum. Bundan dolay, o gece Ruth'a
almaya karar verdim.

Birok adan olaan bir gece sohbetiydi. ay fincanlar


m z doldurup odama gelmi, yatakta yan yana oturuyorduk.
Kulbeler'deki olanlardan ve hangisinin bana uygun oldu
undan konutuk. Ruth tam formundayd: Destekleyici, ko
mik, duyarl, akllyd. Bu nedenle ona tek gecelik ilikilerim i
anlatmaya karar verdim. Bunlarn aslnda isteim dnda ger
ekletiini anlattm; seviince ocuk sahibi olmamz mmkn
olmasa da, seksin duygularm tpk Bayan Em ily'nin syledii
gibi etkilediini anlattm. Sonra, "Ruth, sana bir ey sormak isti
yordum," dedim. "Mutlaka sevimen gereken anlar oluyor mu?
Kim olursa olsun fark etmez dediin zam anlar?"
Ruth omuz silkti, sonra, "Benim bir ilikim var. Sevimek
istediim zaman Tommy'yle yapyorum bunu," dedi.
"yledir tabii. Belki sadece ben byleyim. Belki bende yan
l bir ey vardr, alt tarafmda. Belki gerekten, gerekten yap
mak zorundaymdr."
"Bu ok garip Kathy." Bana kaygyla bakmaya balad, bu
da daha fazla endielenmeme neden oldu.
"Yani sen hi byle hissetmiyor musun?"
Yine omuz silkti. "Herkesle yapacak kadar deil. Syledi
in ok acayip bir ey, Kathy. Belki zamanla diner."
"Bazen uzun sre bir ey olmuyor. Sonra aniden balyor.
lk seferinde byle oldu. Beni pp okamaya balad ama s
tmden ekilmesini istiyordum. Sonra aniden balad. Gerek
ten sevimek zorundaydm."
Ruth ban sallad. "ok garip. Ama geer herhalde. Bura
da yediklerim izle filan alakaldr belki."
Bana pek yardmc olam amt ama anlayl davranmt,
konum am zn ardndan kendimi biraz daha iyi hissetm eye
baladm. Bu yzden, o gn krda yaptm z tartm ann orta
snda bu konuyu amas beni ok sarst. Tamam, bizi duyacak
kim se yoktu, ama byle olsa bile, yaptnda hi doru olm a
yan bir ey vard. Kulbeler'deki ilk aylarda arkadalmz
salam bir biimde devam etm iti, en azndan benim am
dan; nk ben iki farkl Ruth olduunu dnyordum, bu
nu kabullenm itim . Ruthlardan biri srekli eskileri etkilem e
ye alyordu; onun havasn bozacam z dnd anda

beni, Tommy'yi, kim olursa olsun hepim izi unutuyordu. Her


gn havalara giren, rol yapan bu Ruth'dan hi memnun deil
dim; dirsein altna hafife vurm a hareketini yapan Ruth'dan.
Ama gn bitim lerinde st kattaki kk odamda yanma
oturup yatamn stne bacaklarn uzatan, buhar tten fin
can elinde benim le sohbet eden Ruth Hailsham lyd ve gn
boyunca neler olursa olsun, byle yan yana oturduumuzda,
ilikim ize kaldm z yerden devam edebiliyorduk. Krdaki o
gne kadar, bu iki Ruth'un bir araya gelmeyecei konusunda
em indim ; yatmadan nce srlarm paylatm Ruth'a kesinlik
le gvenebilirdim. te bu yzden, benim "eskilerden en azn
dan biriyle arkada olmakta hi de yava hareket etm ediim i"
sylediinde ok kzdm . Bu nedenle, kitabm kaptm gibi
yanndan ayrldm.
Fakat imdi dndmde, olanlar Ruth'un asndan
grebiliyorum . rnein, aram zdaki anlam ay nce benim
bozduumu dnm olabilir, o kk saldrs sadece bir
karlk olabilir. O zam anlar bunu hi dnm em itim , ama
im di bunun bir olaslk olduunu anlayabiliyorum ve yapt
nn bir aklam as olabileceini kabul ediyorum. N ihayetin
de, bana o cm leyi sylemeden nce, yapt bir hareketten
dolay onu eletirm itim . im di aklam as biraz zor ama,
Ruth'un eskilerin yanndaki davranlar hakknda aram zda
bir tr szsz anlam a vard. Tamam, ou kez blf yapar ve
doru olm adn bildiim iz eyler hakknda atp tutard. Ba
zen eskileri etkilem ek iin bizi satard. Ama sanrm Ruth b
tn bunlar iyiliimiz iin yaptna inanyordu bir anlamda.
En yakn arkada olarak benim rolm de ona sessizce destek
olm akt; sahnede roln oynarken ben en n sradan izleyen
biriydim sanki. Baka biri olmaya alyordu, belki de bu bas
ky hepim izden fazla hissediyordu, dediim gibi, bir ekilde
hepim iz adna bir sorum luluk yklem iti kendisine. O halde
bu durumda, onun dirsek altna vurm asyla ilgili syledikle
rim i bir ihanet kabul etm i ve bana verdii karlkta kendini
hakl grm olabilirdi. Dediim gibi, bu ekilde dnmeye
yakn zam anda baladm. Eskiden olaylar dardan incele
memi, kendi rolm dnm em itim . Sanrm o gnlerde

Ruth'un ilerlemek, bym ek ve Hailsham ' geride brakm ak


iin gsterdii abadan holanmyordum. im di bunlar d
ndmde, Dover'daki nekahet m erkezinde onunla ilgilen
diim srada syledii bir ey aklm a geliyor. Odasnda otur
mu gnbatm n seyrediyorduk, ska yaptm z gibi getirdi
im m adensuyunun ve biskvilerin tadn karyorduk. Bir
yandan ona H ailsham 'daki koleksiyon sandm n iindeki
eyalarn ounu hl odamda, yatam n altndaki am aa
cndan sandkta sakladm anlatyordum. Derken -b u konu
ya varmaya ya da bir ey aklam aya alm yordum -: "Senin
Hailsham 'dan sonra koleksiyonun olmad deil m i?" deyiver
dim.
Yatanda dik oturmakta olan Ruth uzun bir sre sessiz kal
d, arkasndaki karolu duvara batan gnein klar vuruyordu.
Sonra, "Gzetmenleri hatrla," dedi. "Ayrlmadan nce bize ko
leksiyonlarmz yanmza alabileceimizi sylemilerdi. Ben de
kutudaki her eyi yanma aldm ve bir torbann iine koydum.
Kulbeler'e vardmda hepsini iine alacak ahap bir kutu bul
may planlyordum. Ama oraya varnca, eskilerden hibirinin
koleksiyonu olmadn grdm. Sadece bizim vard, bu normal
deildi. Tek ben deil, hepimiz farkna vardk herhalde, ama hi
birimiz aka sylemedik, yle deil mi? Bunun zerine ben ye
ni bir kutu aramaktan vazgetim. Koleksiyonum aylarca o torba
nn iinde durdu, sonunda attm hepsini."
Ona uzun uzun baktm. "pe mi attn?"
Ruth ban sallad, birka dakika boyunca aklndan kolek
siyonundaki eyalar geirdi sanki. Sonunda: "Hepsini bir p
torbasna koydum," dedi. "Ama pe atmaya iim elvermedi.
Bu yzden Keffers'a torbay bir dkkna gtrebilir mi diye sor
dum. Ba dkknlarn biliyordum, bunlar duymutum. Kef
fers torbay biraz kartrd, iindekilerin ne olduu konusunda
hibir fikri yoktu, nasl olsun ki, sonra kahkaha att ve bildii
hibir dkknn bunlarla ilgilenmeyeceini syledi. Bunlar iyi
eyler, dedim, gerekten iyi eyler. Benim biraz duygusallamaya baladm grd, o zaman ses tonu deiti. T ek i kk ha
nm / gibi bir ey syledi. 'Bunlar Oxfam'a gtreceim / dedi.
Sonra iyice kibarlat: 'imdi bir daha baknca, evet haklsn,

bunlar gerekten iyi eyler/ dedi. Ama yeterince ikna edici de


ildi. Sanrm onlar alp pe att. En azndan benim bunu bil
mem gerekmedi." Sonra glmsedi ve bana, "Sen farklydn,"
dedi. "Hatrlyorum. Koleksiyonundan hibir zaman utanmadn
ve sakladn onu. Keke ben de yle yapsaydm."
Sylemek istediim u: Hepimiz yeni hayatmza uyum sa
lamaya alyorduk ve galiba hepimiz sonradan piman olaca
mz eyler yaptk. O dnemde Ruth beni ok kzdrmt, ama
insanlar Kulbeler'deki ilk gnlerinde yaptklarndan dolay
yarglamaya almann ok anlamsz olduunu dnyorum
imdi.
Sonbahar yaklarken evremdeki insanlar daha yakndan tan
maya ve daha nce dikkat etmediim baz ayrntlar fark etm e
ye baladm. Mesela, Kulbeler'den ayrlan rencilere kar tu
haf bir tavr taknlyordu. Eskiler, Beyaz Konak'a ya da Kavak
iftlii'ne yaptklar gezilerden sonra orada tantklar tiplerle
hemen dalga gemeye balyor; ama biz gelmeden ok ksa za
man ncesine dek en iyi arkadalar olan rencilerden hemen
hi sz etmiyorlard.
Fark ettiim bir baka ey de -genel tavrla alakal oldu
unu grebiliyordum - "kurslara" giden eskiler hakknda kim
senin tek sz etmemesiydi. Bu kurslarn bakclkla ilgili oldu
unu biliyorduk. Belki drt ya da be gnlne gidiyorlard,
ama o sre iinde kim se onlardan bahsetmiyor; dndklerinde
kim se onlara bir ey sormuyordu. Sanrm en yakn arkadala
ryla paylamlardr deneyimlerini. Ama bu yolculuklar hak
knda alenen hibir ey sylenmeyecei konusunda gizli bir
anlama vard sanki. Bir sabah, hatrlyorum, mutfamzn bu
ulanm pencerelerinden, eskilerden ikisinin bir kursa gitmek
zere ayrllarn izliyordum ve gelecek baharda tamamen git
mi olurlar m diye dndm hatrlyorum. Gittikleri za
man onlardan bahsetmemeye dikkat edecektik.
Ama ayrlan rencilerin gerek bir tabuya dntn
sylemek belki biraz arya kam ak olur. Onlardan bahsedil
mesi gerekiyorsa, bahsediliyordu. En ok da, dolayl yollar
dan, bir nesne ya da gnlk bir ile ilintili olarak bahsedili

yordu. Mesela, bir borunun tam ir edilm esi gerekiyorsa, bunu


"M ike'm nasl yapt" hakknda konuuluyordu. Bir de Kara
Am bar'm hemen nnde herkesin "Dave'in aac" dedii g
dk bir aa gvdesi vard. Biz gelmeden birka hafta ncesi
ne kadar, Dave yl akn bir sre boyunca yamur souk
dinlemeden onun stne oturup okumu, yazm. Hatralarda
en ok yer eden bir dier isim de Steve'di. Hibirim iz Steve'in
nasl biri olduunu bilmiyorduk, ama porno dergileri sevdiin
den haberdardk.
Arada bir, Kulbeler'deki bir kanepenin arkasndan ya da
eski gazetelerin arasndan bir porno dergi kard. "Erotik"
porno denen trden bir dergi bulurduk genelde, ama o sra
larda aradaki fark bilmiyorduk. Daha nce hi byle bir eyle
karlam am tk ve ne dneceim izi bilemedik. Eskiler ge
nelde gler, bkkn bir ifadeyle derginin sayfalarn yle bir
evirdikten sonra bir kenara atarlard, dolaysyla biz de ayn
sn yapmaya baladk. Bir-iki yl nce Ruth'la beraber gem i
i hatrlarken, Kulbeler'de bu dergilerden dzinelercesinin
elden ele dolamakta olduunu syledi. "K im se bunlardan
holandn kabul etm ezdi," dedi. "Ama nasld hatrlarsn.
Bir dergi ortaya ktnda herkes skc bulm u gibi yapard.
Ama yarm saat sonra geri dndnde dergi ortadan kaybol
mu olurdu."
Her neyse, demek istediim u, bu dergilerden biri ortaya
ktnda herkes "Steve'in koleksiyonundan" kaldn syler
di. Yani, ortaya kan her porno derginin sorumlusu Steve'di.
Dediim gibi, Steve hakknda baka bir ey renemedik. Fakat
o zamanlarda bile olayda komik bir yan gryorduk, nk bi
risi kp da, "A, bakn Steve'in dergilerinden biri," dediinde,
bunda komik bir yan bulup glyorduk.
Bu dergiler, yal Keffers' ileden karrd. Onun ok din
dar ve sadece pornoya deil, sekse de kesinlikle kar olduuna
dair sylentiler dolayordu. Bazen yle sinirlenirdi ki, aarm
byklarnn altndaki yz fkeden krm z lekelerle kaplanr
d. Yerleri sarsarak etrafta dolanr, kaplar vurmadan odalara
dalar, "Steve'in dergilerini" toplamak iin elinden geleni yapar
d. Byle anlarda komik grndne inandrmaya alrdk

kendimizi, ama aslnda korkutucuydu. Normalde srekli ho


murdanman Keffers, sinirlenince sessizlie gmlrd ve bu
hali bile rktc grnmesine yeterdi.
Bir keresinde, hatrlyorum, Keffers yine "Steve'in dergile
r in d e n alt-yedi tane toplayp bunlar kamyonetine gtrm
t. Yukardaki odamda Laura'yla birlikte onu izliyorduk, Laura'nm syledii bir eye glyordum. Sonra Keffers'm kamyone
tin kapsn atn grdm. Belki iki eliyle bir ey kaldrmas
gerektii iin, dergileri kazann bulunduu barakann nne
ylm tulalarn zerine koydu; baz eskiler birka ay nce
bir ak hava zgaras yapmaya almlard bu tulalarla. Kef
fers ne eilmiti, ba ve omuzlar kamyonetin iinde, uzun s
re bir eyler arad ve iimden bir ses bana biraz nceki fkesine
ramen, imdi dergileri unuttuunu syledi. Gerekten de, bir
ka dakika sonra doruldu, direksiyonun bana geti, kapy
vurup kapad ve ekip gitti.
Keffers'm dergileri braktn Laura'ya sylediimde, "Ora
da fazla kalmazlar," dedi. "Bir dahaki tasfiye turunda hepsini
yeniden toplamas gerekecek."
Ama yarm saat sonra kazan barakasnn yanndan geer
ken dergilere dokunulmam olduunu grdm. Bir an onlar
alp odama gtrmeyi dndm, ama odamda grldkleri
takdirde srekli alaya alnacam biliyordum; byle bir eyi
yapmamn nedenlerini kim senin anlam asna im kn yoktu. Bu
yzden dergileri alp kazan kulbesine girdim.
Kazan dairesinin bulunduu baraka gerekte bir ambard,
iftlik evinin yanma ina edilmiti, ii eski trpanlar ve yabalar
la doluydu; bir gn yangn karsa Keffers'm kolay tutumaya
can dnd eylerle. Keffers'm orada bir alma tezgh
da vard. Dergileri bunun stne koydum, vr zvr kenara itip
stne yerletim. Aydnlatma pek iyi deildi, ama arkamda bir
yerde cam lar isli bir pencere vard. Elime geen ilk derginin
sayfalarn anca n yeterli olduunu anladm.
Bacaklarn am ya da popolarn uzatm bir dolu kz
resmi vard dergilerde. tiraf edeyim, bu tr resimlere baknca
heyecanladm oldu, oysa hibir zaman bir kzla birlikte olma
y dnmedim. Zaten o gn byle bir eyin peinde deildim.

Sayfalar hzla evirdim, bu sayfalardan szan seksten etkilenmemeye kararlydm. Gerekten de eilip bklen bedenleri
neredeyse hi grmedim, sadece suratlarna bakyordum. Sayfa
kenarlarndaki video ya da baka eylerin ilanlarnda bile sade
ce her modelin suratna baktm ve sayfalar evirdim.
Dergi ynnn sonuna yaklatmda, ambarn nnde,
kapnn tam yannda birinin durduunu hissettim. Kapy ak
brakmtm, nk normalde hep akt ve ieri k gelsin iste
mitim. Zaten iki kez bir ses duyduumu sanm, bam kald
rp bakmtm. Ama kim seyi gremeyince suratlar incelemeye
devam etmitim. imdi birinin orada durduundan emindim,
dergiyi elimden brakrken derin derin i geirdim, duyulaca
kesindi.
Kkrdama sesleri duymay veya ambardan ieri, beni bir
yn porno dergiyle yakaladklar iin dalga gemeye hazr iki
ya da rencinin dalm asn bekledim. Ama hibir ey olma
d. Bunun zerine, elimden geldiince bkkn bir ses tonuyla
seslendim:
"Bana katldnz iin ok memnun oldum. ekinmeyin,
gelsenize."
Ksa bir kkrdama duydum, sonra kapnn eiinde
Tommy belirdi. "Merhaba Kath," dedi ekingen bir sesle.
"eri gel, Tommy. Elenceye katl."
Bana doru dikkatle yrd, birka adm tede durdu. Ka
zana bakt ve sonra: "Senin byle eylerden holandn bilm i
yordum," dedi.
"Kzlara da izin var, yle deil m i?" dedim.
Sayfalar evirmeye devam ettim, Tommy birka saniye
sessiz kald. Sonra, "Seni gzetlemeye almyordum," dedi.
"Ama ne yaptn odamdan grdm. Dar kp Keffers'm b
rakt dergileri aldn grdm."
"im bitince onlar alabilirsin."
Beceriksizce glmeye alt. "Seksle ilgili eyler ite. Daha
nce grdm hepsini zaten." Yeniden gld, ama bam kald
rp baknca yzndeki ifade ciddileti. Sonra:
"Kath, sen bir ey mi aryorsun?" diye sordu.

"N e demek istiyorsun? Sadece ak sak resimlere bakyo


rum."
"Srf elence iin mi?"
"yle denebilir, evet." Bir dergiyi brakp brn elime al
dm.
Sonra Tommy'nin adm larn duydum, yryp tam yan
ma geldi. Tekrar bam kaldrdmda elleri havada skntyla
asl duruyordu, sanki ben zor bir i yapyordum da o bana yar
dm etmeye alyordu.
"Kath, yapma... Sadece elenmek iinse, byle yaplmaz. Re
simlere daha dikkatli bakm an gerekir. Sayfalar bu kadar hzl
evirirsen ie yaramaz."
"Kzlarda nasl olur sen nereden biliyorsun? Ya da belki bun
lara Ruth'la birlikte bakmsmdr. Pardon, aklma gelmemiti."
"Kath, ne aryorsun sen?"
Onu duymazdan geldim. Dergi ynnn sonuna varmak
zereydim ve iimi bir an nce bitirm ek istiyordum. Sonra o:
"Bunu daha nce yaptn grmtm," dedi.
Bu kez durdum ve ona baktm. "Burada neler oluyor
Tommy? Keffers seni porno kontrol ekibine mi ald yoksa?"
"Seni gzetlemeye almyordum, Kath. Ama geen hafta
grdm, hepimiz Charley'nin odasmdaydk. Bu dergilerden bir
tane vard orada. Herkesin odadan ktn sanyordun. Ama
ben parkam almaya geri geldim. Claire'in kaps akt, oradan
Charley'nin odasn rahata gryordum. Seni grdm ite, oda
da dergiyi kartryordun."
"Peki, ne olmu yani? Hepimiz bir ekilde elenmeliyiz."
"Elenmek iin bakmyordun sen dergilere. Bunu anla
dm, imdi de anladm gibi. Yznden anlyorum Kath. Char
ley'nin odasmdayken de yznde tuhaf bir ifade vard. Belki
hzn. Belki de biraz korku."
Tezghtan zplayarak indim, dergileri topladm ve onun kol
larna braktm. "te, al. Bunlar Ruth'a ver. Bak bakalm ona ya
rayacaklar m?"
Yanndan yryp getim, ambardan dar ktm. Ona
bir ey anlatmadm iin d krklna uradn biliyor
dum, ama olanlar doru drst dnmemitim henz ve ba-

kalarm a anlatmaya hazr deildim. Yine de peimden kazan


dairesine gelmesinden rahatsz olmamtm. Hi rahatsz olma
mtm. Bana destek verdiini, hatta koruduunu hissetm itim.
Bilmek istediklerini nihayetinde anlattm ona, ama birka ay
sonra, Norfolk yolculuuna ktmzda.

On kinci Blm

Norfolk yolculuumuzu ve o gn olan her eyi anlatmak istiyo


rum, ama olayn arka plann ve oraya niin gittiimizi aklaya
bilmek iin, nce biraz daha gerilere gitmem gerekecek.
Kulbeler'de geirdiimiz ilk k neredeyse bitmek zerey
di ve hepimiz yeni evimize almtk. Kk tkezlemelere kar
n Ruth'la akam lar odamda scak ieceklerimizi yudumlar
ken gn iinde olanlar konuma alkanlmz srdrmtk
ve bu sohbetlerden birinde, ylesine konuurken Ruth aniden:
"Chrissie ve Rodney'nin ne sylediini duydun herhalde,"
dedi.
Duymadm syleyince kk bir kahkaha att ve devam
etti: "Galiba benimle dalga getiler. aka yaptklarn sanyor
lar. Unut gitsin."
Neden sz ettiini renmeye almam istediini sezdim,
bu nedenle srar ettim ve sonunda sesini alaltp aklad.
"Hatrlyor musun, geen hafta bir ara Chrissie ve Rodney
ortadan kaybolmulard. Cromer adl bir kasabaya gitmiler, ku
zey Norfolk sahilinde."
"Ne yapyorlarm orada?"
"Ah, sanrm orada bir arkadalar var. Daha nce burada
yaam biri. Ama konu bu deil. Konu u: Onlar birini grm
ler. u ak ofislerden birinde alan bir kadn. Sonra da, yani
anlarsn ya... O kiinin bir olas olduunu dnyorlar. Benim
iin."

oumuz daha Hailsham'dayken "olas m odel" fikriyle ta


nm, ama bu konuyu amamamz gerektiini sezmitik ve
hi amamtk, tabii hem meraklandmz hem de rahatsz
olduumuzu itiraf etmem lazm. Kulbeler'de bile bu konu ra
hata gndeme getirebileceiniz bir konu deildi. "Olas model
ler" hakknda konumak, mesela seks hakknda konumaktan
daha da tuhaf bir atmosfer yaratyordu. Ayn zamanda, insan
larn bu konuya ok ilgi duyduunu -b az durumlarda takntl
olduklarn b ile - anlayabiliyordunuz, yle ki, ounlukla ciddi
tartm alar srasnda, mesela James Joyce hakknda konuurken
bu konu ikide bir alyordu.
"Olas model" teorisinin arkasndaki temel fikir ok basitti
ve fazla tartma yaratmyordu. yle bir eydi: Her birim iz bir
aamada normal bir insandan kopyalandmz iin, hepimizin
darda bir yerde kendi hayatn yaayan bir modeli vard. Bu
da, en azndan teoride u anlama geliyordu: Modelinizi bula
bilirdiniz. Bu nedenle, dar ktnzda -ehirlerde, alveri
merkezlerinde, yoldaki kafelerde- "olas m odeller" iin gzn
z ak tutuyordunuz; sizin ya da arkadalarnzn modeli ola
bilecek insanlar iin.
Ancak bu temel fikirlerin tesine geildiinde, ortak bir
noktada buluulamyordu. Batan balarsak, olas modelleri
ararken neye bakacamz konusunda anlaamyorduk. Baz
renciler kendilerinden yirm i ya da otuz ya byk birini arama
lar gerektiini dnyorlard; anne babalar olabilecek yata
birini. Ama dierlerine gre, bu fazla duygusal bir davrant.
M odellerimizle aramzda niin "doal" bir nesil fark olsun ki?
Bebekleri ya da yal insanlar da kullanm olabilirlerdi, ne
fark ederdi ki? Bazlar, en salkl dnemlerindeki insanlarn
model olarak seilm i olduuna inanyordu, ite bu nedenle
"anne ya da babamz yanda" olmalar ihtim ali yksekti. An
cak bu noktada hepimiz iine girmek istemediimiz bir alana
yaklatmz seziyorduk, bylece tartm alarm z da azalp
yok oluyordu.
Sonra, m odellerim izi niin aradm za dair sorular or
taya kyordu. M odellerim izi bulm ak istem em izin nemli
bir nedeni, onlar bulduum uzda geleceim ize gz atabile

ceim iz dncesiydi. Aslnda kim se, diyelim ki modeli bir


tren istasyonunda alyorsa, eninde sonunda onunla ayn ii
yapacan dnmyordu. Hepimiz iin bu kadar basit olm a
dn biliyorduk. Yine de, kopyalandm z kiiyi grd
mzde kim olduumuza dair farkl derecelerde ngr sahibi
olacaktk ve belki de hayatmzda bizi nelerin beklediini g
rebilecektik.
Olas modellerle ilgilenmenin tamamen aptalca bir ey ol
duunu dnenler de vard. Modellerimiz bizim le alakaszd,
onlar sadece dnyaya gelmemiz iin gereken teknik birer ihti
yat, bundan fazlas deildiler. Hayatmzda ne yapacamz sa
dece bize kalm bir eydi. Ruth her zaman bu fikirde olanlara
katlmt, herhalde ben de yle. Yine de, bir olas modelle ilgili
eyler duyunca -k im in olas modeli olursa o lsu n - meraklanm a
dan edemiyorduk.
Hatrladm kadaryla, olas modeller genellikle ayn d
nemde grlyordu. Bu konu hi almadan haftalar geebili
yordu, sonra birinin grld duyuluyor ve bu, baka olas
modellerin de grld iddiasn tetikliyordu. Bunlardan o
unun stne dmeye demezdi; yoldan geen bir arabann
iinde grlen birinin, rnein. Ama arada bir, grlen model
olduka gereki biimde tasvir ediliyordu; Ruth'un o gece ba
na anlatt olas model gibi.
Ruth'un rendiine gre, Chrissie ve Rodney gittikleri bir sa
hil ehrini kefetmeye km ve bir sreliine ayrlp farkl yer
lerde dolamlar. Tekrar bulutuklarnda Rodney ok heyecan
lym ve Chrissie'ye ana caddeye kan sokaklarda dolarken
vitrinli bir ofisin nnden getiini anlatm, ierisi kalabalk
m, bir ksm insan masa banda alyormu, bir ksm ayak
taym, yryor ya da birbirleriyle konuuyorlarm. Sonra ora
da Ruth'un olas modelini grm.
"Onlar buraya dner dnmez Chrissie gelip olanlar bana
anlatt. Rodney'ye her eyi tarif ettirdi, o da elinden geldiince
anlatmaya alt, ama kesin bir ey sylemek imknsz. Beni
oraya arabayla gtrmekten sz ediyorlar, ama bilmiyorum. Bu
konuda herhangi bir ey yapmal mym, bilemiyorum."

Ona o gece tam olarak ne dediimi hatrlamyorum, ama


ok pheci davrandm. Akas, bence Chrissie ve Rodney
hepsini uydurmulard. Chrissie ve Rodney'nin kt insanlar
olduklarn sylemeye almyorum; bu hakszlk olur. Onlar
pek ok adan seviyordum. Ama gerek u ki, onlarn biz yeni
gelenlere kar tavrlar, zellikle de Ruth'a davranlar, hi d
rste deildi.
Chrissie uzun boylu ve ayaa kalkp boyunu gsterdiinde
olduka gzel bir kzd, ama bunun farknda deildi ve herkes
gibi grnmek iin srekli kambur dururdu. Bundan dolay bir
film yldzna deil, Kt Cad'ya benzerdi. Bir ey syleyecei
zaman insan nce parmayla drtmesi de sinir bozucuydu ve
bu izlenimi daha da kuvvetlendiriyordu. Pantolon yerine genel
de uzun etek giyer, gzln de yzne iyice yaptrrd. O
yaz Kulbeler'e geldiimizde bizi gerekten iyi karlayan eski
lerden biriydi, bata ondan gerekten holanmtm ve yardm
gerektiinde hep ona danyordum. Ama haftalar getike, p
helenmeye baladm. Bizim Hailsham l olduumuzu tekrarlaymda garip bir ey vard, sanki bizimle ilgili her eyi aklayabi
lirm i gibi davranyordu. Ayrca srekli olarak H ailsham la ilgi
li sorular soruyordu bize -k k detaylar, tpk imdi benim
balarm n yapt g ib i- ve ylesine soruyormu, nemli
deilmi gibi davranyordu, ama ilgisinde bambaka bir boyut
vard. Canm skan bir dier zellii de bizi hep ayrmaya almasyd; birkamz birlikte bir eyler yaparken birim izi bir ke
nara ekmesi ya da aramzdan iki kiiyi bir eye davet etmesi
ve dier ikisini ortada brakmas gibi eyler.
Chrissie'yi, yannda erkek arkada Rodney olmadan gre
mezdiniz. Rodney 1970'lerde yaayan bir rock arkcs gibi sa
n atkuyruu yapp dolard ve reenkarnasyon gibi eyler hak
knda ok fazla konuurdu. Onu zamanla sevmeye baladm as
lnda, ama neredeyse her zaman Chrissie'nin etkisi altndayd.
Her ne konuuluyorsa hep Chrissie'nin bak asn destekleye
ceini ve Chrissie biraz elenceli bir ey sylediinde kkr k
kr gleceini, ok kom ikm i gibi ban sallayacan bilirdik.
Tamam, belki bu ikisine biraz hakszlk ediyor olabilirim.
Ksa bir sre nce Tommy'yle birlikte onlar hatrladmzda,

Tommy onlarn olduka dzgn insanlar olduunu syledi.


Ama ben imdi bunlar, Ruth'un olas modelini grdklerini
syledikleri zaman onlardan niin kukulandm aklamak
iin anlatyorum. Dediim gibi, iimden bir ey inanm am am
sylyordu, belki de Chrissie bir oyun eviriyordu, kim bilir?
Beni kukulandran bir dier ey de Chrissie ve Rodney'nin
yapt betimlemeydi: Gzel, vitrinli bir ofiste alan bir kadn.
O srada, bu anlatlanlar Ruth'un "hayalindeki gelecek"e fazla
syla yakn grnyordu.
Sanrm o k boyunca "hayalim izdeki gelecek" hakknda
en ok konuanlar biz yeni gelenlerdik, eskilerden birka tane
si de fikir beyan etmiti. Yaa daha bykler -zellikle eitim
lerine balam olan lar- bu tr sohbetler baladnda sessizce
i eker ve odadan kard, ama biz uzunca bir sre bunu fark
etm edik bile. O tartmalar srasnda aklm zdan neler geiyor
du bilemiyorum. Herhalde ciddi olamayacann farkndaydk,
ama yine de bunlar tamamen fantezi olarak grmediimize de
eminim. Belki de Hailsham geride kaldktan sonra, o yln yak
lak yars boyunca, bakc olmakla ilgili konumalar ve sr
derslerimiz balamadan nce, uzun zaman dilimlerinde gerek
ten kim olduumuzu unutmamz mmkn oluyordu; gzet
m enlerim izin bize anlattklarn unutuyorduk; Bayan Lucy'nin
o yamurlu gnde spor binasnda parlamasn unutuyorduk,
kendi aramzda yllar iinde gelitirdiimiz btn teorilerimizi
de. Byle devam edemezdi tabii, ama dediim gibi sadece o ilk
bir-iki ay boyunca hayatlarmz bildik snrlandrmalar olmak
szn dnebildik. imdi geriye baktmda, kahvalt sonrasn
da buulu mutfakta ya da geceyarsmdan nceki ara saatlerde
yar snm minenin nnde, geleceimize dair planlarmz
konuarak yllar geirmiiz gibi geliyor bana.
Yine de hatrlataym, hibirimiz arya kamadk. Hibiri
miz film yldz ya da yle bir ey olacaz demedik. Daha ok
postac olmak ya da iftlikte almak gibi eylerden konutuk.
Birok renci ofr olmak istiyordu ve konuma sk sk bu y
ne gittiinde, eskilerden bazlar kendi bildikleri belli manzarala
r, yollar, en sevdikleri yol st kafeleri, zorlu virajlar, bu tr
eyleri karlatrmaya balarlard. Tabii bugn olsa onlarla saat

lerce konuabilirdim, ama o zamanlar sadece dinlerdim, tek sz


etmez, onlarn sylediklerini yer yutardm. Bazen, ok ge olmu
sa gzlerimi kapar, kanepenin koluna yaslanr -y a da o srada
resmen biriyle birlikteysem o olann koluna- ve hafife uyukla
maya balardm, yol manzaralar gzmn nne gelirdi.
Her neyse, esas konuya dneyim. Bu tr sohbetler srasn
da genelde Ruth herkesten fazla konuurdu, zellikle de eskiler
etraftaysa. K baladndan beri ofislerden bahsediyordu, ama
ofiste almak, bir sabah birlikte kye yrdmz zaman
"gelecek hayaline" dnt onun iin.
Ac bir souk dalgas vard, kutu eklindeki gazl stclar
mz bamza dert ayordu. Onlar yakmak ok uratryordu,
sonu alamadan akma akp duruyorduk ve sonunda vazge
mek zorunda kalyorduk, hem stclar yakmaya almaktan
bkmtk, hem de onlarn stmas gereken odalar kullanmay
brakyorduk. Keffers bu iin bizim sorumluluumuzda oldu
unda srar ediyor, yardm etmek istemiyordu, ama sonunda
odalar iyice souduunda bize bir zarf iinde para verdi ve
tututurucu benzini nereden alabileceimizi syledi. Bylece
Ruth'la ben kye yryp benzin almak iin gnll olduk, i
te o buz gibi sabah saatlerinde bunu yapyorduk. Yolun iki yan
daki allarn iyice ykseldii bir dnemete, sr pisliklerinin
arasnda, Ruth birka adm arkamda aniden durdu.
Durduunu fark etmem biraz zaman ald, dolaysyla ar
kama dnp baktmda durmu, parm aklarn azna gtr
m ve verde, avann hemen yanndaki bir eye dikkatle
bakyordu. Avazda lm zavall bir hayvancktr belki diye
dndm, ama yanma yaklatmda bakt eyin renkli bir
dergi olduunu grdm. "Steve'in d erg ilerin d en biri deil, ga
zetelerin yannda bedavaya verilen renkli, neeli brorlerden
biriydi. ki sayfalk parlak bir ilan, yerde duruyordu. Kd s
lanm ve kesi am urlanm olmasna ramen, ilan rahata
grlyordu. Fotorafta, ok k, modern bir ak ofiste, ya
da drt kii, belki bir akaya glyordu. Ofis prl prl gr
nyordu, iindekiler de yle. Ruth bu resme gzn dikm iti,
yannda durduumu fark edince, "te almak iin u/gn bir
yer!" dedi.

Sonra birden kendine geldi -h atta belki biraz kzd onu yle
yakaladm iin - ve ncekinden daha hzl yrmeye balad.
Ama birka gn sonra, iftlik evinde minenin nnde
otururken, Ruth alaca ideal ofisi anlatmaya balad ve tas
vir ettii yeri hemen tandm. Detaylara girerek bitkileri, prl
prl ofis donanmn, hareketli koltuklarn m ekanizm asn an
latt. Anlattklar o kadar canlyd ki kim se lafn blmedi. Onu
dikkatle izliyordum, ama benim balanty kurduumu anla
mam gibiydi; belki de bu imajn nereden geldiini kendisi de
hatrlamyordu. Hatta bir ara ofiste alanlarn hepsinin "dina
mik, tuttuunu koparan tipler" olacandan sz etti ve ilann
balnda bu szcklerin byk harflerle yazl olduunu ha
trladm: "D inam ik, tuttuunu koparan biri m isiniz?" Ya da y
le bir ey yazyordu. Tabii ki hibir ey sylemedim. Hatta onu
dinlerken, acaba byle bir ey mmkn olabilir mi diye dn
meye baladm. Belki bir gn hepimiz byle bir ofiste alma
ya balayabilir ve hayatlarmz bu ekilde srdrebilirdik.
O akam elbette Chrissie ve Rodney de oradaydlar ve
Ruth'un her szn dikkatle dinlediler. Sonraki gnlerde,
Chrissie, Ruth'u bu konuda daha fazla konuturmaya alt.
Yanlarndan geerken, Chrissie'nin Ruth'a yle dediini duyu
yordum rnein: "yle bir yerde hep birlikte almak aranz
da sorun yaratmaz m sence?" Byle sorularla Ruth'u daha faz
la konuturmaya alyordu.
Chrissie'nin bir zellii de uydu ve ayn zellii dier eski
ler de paylayordu: Kulbeler'e geldiimizde eskiler bize biraz
tepeden baksalar da, Hailsham'dan gelmemizden ok etkilen
milerdi. Bunu fark etmem uzun zam an ald. Mesela Ruth'un
ofis hayalini ele alalm: Chrissie, asla bir ofiste -h ele de byle
bir ofiste- almakla ilgili bir ey sylemezdi. Ama Ruth, Hails
ham'dan geldii iin bu olaslklar dnyasna aitti. Chrissie by
le bakyordu olaya ve sanrm Ruth da bu fikri destekleyecek
bir-iki ey sylemiti. Biz Hailsham l renciler iin gizem li ve
farkl kurallar sz konusuydu. Ruth'un eskilere yalan syledii
ni hi duymadm; daha ok baz eyleri reddediyor, baz eyle
ri de ima ediyordu. Btn anlattklarm onun bana ykabile
ceim zam anlar oldu. Bir hikyenin ortasnda yan gzle bana

bakp utand da oldu, ama onu ele vermeyeceimden emindi.


Tabii ki haklyd.
Chrissie ve Rodney'nin Ruth'un olas modelini grdkleri
ni iddia etmelerinin arka plannda ite bu olay yatyordu. Bel
ki imdi benim neden pheci davrandm anlamsnzdr.
Ruth'un onlarla birlikte Norfolk'a gitm esini istemiyordum, ama
nedenini syleyemezdim. Gidecei kesinleince, ona elik edece
im i syledim. nce bundan pek holanm grnmedi, hatta
Tommy'nin bile kendisiyle gelmesini istemediini syledi. Ama
sonuta hepimiz gittik, beim iz birden: Chrissie, Rodney, Ruth,
Tommy ve ben.

On nc Blm

Src ehliyeti olan Rodney, iki m il tedeki Metchley'de al


an rgatlardan bir gnlne araba kiralamt. Gemite bu e
kilde araba bulduu olmutu, ama bu sefer yola km am zdan
bir gn nce anlama bozuldu. Rodney iftlie yryp baka
bir araba ayarlaynca sorun kolaylkla zld, ama ilgin olan
ey, o birka saat boyunca planmzn bozulma ihtim ali karsn
da Ruth'un gsterdii tepkiydi.
O ana kadar Ruth yolculuu bir aka gibi gryordu, her
ey sanki Chrissie'yi memnun etmek iin yaplyordu. Hailsham'dan ayrldmzdan beri zgrlmzn tadn yeterin
ce karamadmz syleyip durmutu, hem zaten "kaybettii
miz btn eyalar bulm ak iin" Norfolk'a hep gitmek istedii
ni anlatmt. Dier bir deyile, "olas m o d e iin i bulmay ok da
ciddiye almadn anlam amz iin ok uramt.
Gitmeden bir gn nce Ruth'la yrye kmtk. iftlik
evinin mutfana girdik; Fiona ve eskilerden birka kii koca
man bir tencere iinde yahni hazrlyorlard. Yahniden ban
kaldrmadan, iftlikten bir olann biraz nce mesaj getirdiini
syleyen de Fiona oldu. Ruth tam nmdeydi, o nedenle yz
n gremedim, ama birden btn vcudu kasld. Sonra tek bir
kelime etmeden dnd ve beni kenara iterek kulbeden dar
kt. O srada yzndeki ifadeyi grdm ve ne kadar kzdn
anladm. Fiona, "Ah, bilm iyordum ..." gibi bir eyler mrldand.
Ama ben hemen, "Ruth buna kzmad. Baka bir ey var, daha

nce olan bir ey," dedim. ok iyi bir bahane deildi, ama o an
da daha iyisini bulamadm.
Sonunda, dediim gibi, araba krizi zld ve ertesi sabah
erkenden, koyu karanlkta, beimiz, oras buras hasarl ama son
derece salam bir Rover arabaya bindik. Oturu eklimiz yleydi: nde Rodney'nin yannda Chrissie, mz arkada. Byle
oturmak bize doal gelmiti ve arabaya dnmeden bu ekil
de girmitik. Ama birka dakika sonra, Rodney bizi karanlk,
virajl yollardan ana yola karnca arkada ortada oturan Ruth
ne doru eildi, ellerini n koltuklara koydu ve ikisiyle konu
maya balad. Bunu yle bir ekilde yapt ki, ne Tommy ne ben
konutuklarn duyabiliyorduk, ayrca o aramzda olduu iin
birbirimizle konuamyor, birbirim izi gremiyorduk. Ruth en
der olarak arkasna yaslandnda mz arasnda bir sohbet
balatmaya alsam da, o bize katlmyor, ok gemeden yine
ne eiliyor, ban iki n koltuun arasna uzatyordu.
Bir saat sonra, gn aarmaya baladnda biraz bacaklar
mz altrmak iin durduk, Rodney de i yapmaya gitti. B
yk, bo bir tarlann yannda durmutuk, hendein stnden
atladk ve birka dakika ellerim izi birbirine srtp starak ne
fesim izin buharlamasn izledik. Bir ara Ruth'un hepimizden
uzaklap tarlann zerinden gn doumunu seyrettiini fark
ettim. Yanma gittim, sadece eskilerle konumak istediine gre
yer deitirmemizi nerdim, bylece o Chrissie'yle konumaya
devam ederken en azndan Tommy'yle ben de yolculuk boyun
ca kendi aramzda sohbet edebilirdik. Szm bitiremeden
Ruth fsldad:
"Neden sorun yaratyorsun? stelik imdi! Anlamyorum.
Neden hep sorun yaratyorsun?" Sonra, srtlarm z dierlerine
dnk olacak ekilde beni ekti, bylece tarttmz grmeye
ceklerdi. Sylediklerinden ziyade bu hareketi, aniden olanlar
onun gznden grmemi salad: Ruth sadece kendisini deil,
bizi de Chrissie ve Rodney'ye doru biimde gstermeye al
yordu, oysa ben onun abalarna zarar veriyor ve utandrc bir
sahne yaratmaya alyordum. Btn bunlar grdm, omzuna
dokundum ve dierlerinin yanma dndm. Arabaya dnnce
mzn de eskisi gibi oturmasna dikkat ettim. Ama Ruth

yol boyunca sessiz kald, srtn koltuuna yaslad, Chrissie ve


Rodney n taraftan bize yksek sesle bir eyler anlattklar za
man bile sadece tek kelimelik, heyecansz cevaplar verdi.
Deniz kysndaki ehre vardmzda herkesin keyfi yerine
geldi. le yemei saatinde oraya vardk ve Rover' dalgalanan
kk bayraklarla dolu bir m ini-golf sahasnn yanma park et
tik. Serin ve gneli bir gnd, hatrladm kadaryla ilk ba
ta orada olmaktan o kadar memnun ve heyecanlydk ki, ehre
niye geldiimizi bile unuttuk. Hatta bir ara Rodney heyecanla
haykrd, bize bir sra ev ve dkknn arasndan yol gsterirken
iki kolunu havaya kaldrd. Geni gkyznn altnda yrr
ken, yaknda denize varacamz hissedebiliyorduk.
Denize vardmzda, yolun bir uurum kysnda olduu
nu grdk. lk bakta aadaki kum sala dorudan bir uuru
mun indiini sanyordunuz, ama yaklap demir parm aklklara
yaslannca ve aa baknca, zikzaklar izerek deniz kenarna
inen patikalar grebiliyordunuz.
Artk alktan lyorduk, sahile inen patikalardan birinin
balad tepenin stne konulanm kk bir kafeye girdik.
eride, orada alan, nlkl ve topluca iki kadndan baka
kim se yoktu. M asalardan birine oturmu sigara iiyorlard,
ama hemen ayaa kalkp mutfaa girerek gzden kayboldular,
bylece btn mekn bize kald.
En arkadaki -yan i uurumun kenarna en y akn- masaya
getik. Oturduumuzda sanki denizin zerinde aslymz gibi
hissettik. O srada baka bir yerle karlatramazdm, ama im
di o -drt masal kafenin ok kk olduunu anlyorum. Bir
pencereyi ak brakmlard -herhalde kafenin kzartma ya
kokmasn engellemek iin-, bylece arada bir ieri rzgr dolu
yor, m allarn pazarlayan btn reklam brorleri uuuyordu.
Renkli keeli kalemlerle boyanm bir karton, tezgha tutturul
mutu. En stteki "bak" kelimesindeki "a" harfinin iine aa
bakan bir gz izilmiti. Bugnlerde bunun aynsn o kadar ok
yerde gryorum ki artk gzme bile ilimiyor, ama o gn ilk
kez gryordum. Hayranlkla yazya bakyordum, sonra Ruth'a
dikkat ettim, o da benim gibi hayretler iinde bakyordu ve bu
nu fark edince ikimiz birden kahkahalar koyverdik. Arabada

kan tatszl geride brakm gibiydik. Ama olaylar yle geliti


ki, gezi srasnda Ruth'la paylatm tek keyifli an bu oldu.
ehre geldiimizden beri "olas m odel" konusundan hi bah
setmemitik. Ben de bir yere oturduumuzda konuyu doru
drst tartacamz dnmtm. Ama sandvilerimizi yer
ken Rodney eski arkadalar Martin'den bahsetmeye balad.
M artin, Kulbeler'den bir yl nce ayrlmt ve imdi bu ehir
de yayordu. Chrissie hevesle sohbete katld, eskiler M artin'in
yapt komik eyler hakknda anekdotlar anlatmaya balad
lar. Anlatlanlarn ounu takip edemiyorduk, ama Chrissie ve
Rodney ok elendiler. Birbirlerine bakp glyorlard, bizim
iin anlatyormu gibi davranmalarna ramen, aslnda kendi
leri iin an tazeledikleri belliydi. imdi dndmde anlyo
rum ki, oradan ayrlm insanlar hakknda Kulbeler'de konu
mak bir tabu sayld iin, arkadalar hakknda daha nce hi
konumam olabilirlerdi, ancak Kulbeler'den ktktan sonra
bu ekilde konumakta serbest hissetmilerdi kendilerini.
Gldkleri zaman ben de ayp olmasn diye glyordum.
Tommy anlatlanlar benden bile az anlyor gibiydi, yarm ya
m alak kahkahalar en geriden geliyordu. Ama Ruth glyor,
kahkahalar atyor, M artin hakknda sylenen her eyi biliyor
mu gibi srekli ban sallyordu. Derken Chrissie gerekten
anlalmaz bir eye gnderme yaptnda -"A h, evet, bir de
pantolonunu kard zaman vard!" gibi bir ey sylediin
de-, Ruth kocaman bir kahkaha patlatt ve bizi iaret etti, sanki
Chrissie'ye: "Haydi, onlara da anlat ki elensinler," demek ister
gibiydi. Btn bunlara izin verdim, ama Chrissie ve Rodney
M artin'in evine gitmekten bahsedince, biraz da souka:
"O burada tam olarak ne yapyor? Neden bir evi var?" diye
sordum.
Bir sessizlik oldu, sonra Ruth'un skntyla i ektiini duy
dum. Chrissie masann zerinden bana doru eildi ve alak
sesle, sanki bir ocua aklyormu gibi: "Bakclk yapyor,"
dedi. "Burada baka ne yapacakt? O tam bir bakc imdi."
Yerlerimizde biraz kmldandk. Sonra, "Ben de bunu kas
tetm itim ," dedim. "Pat diye ziyaret edemeyiz onu."

Chrissie i ekti. "Peki. Bakclar ziyaret etmememiz gereki


yor. Kesinlikle byle deniyor. Bizden istenen bu."
Rodney kkrdad ve ekledi: "Ziyaret etmemiz kesinlikle is
tenmiyor. Gidip onu grmeye kalkarsak, ok, ok byk bir ya
ram azlk etmi oluruz."
Chrissie ck aklayarak: "Byk bir yaramazlk olur," dedi.
Sonra Ruth da onlara katld: "Kathy yaram azlk yapmak
tan nefret eder. Bu yzden gidip M artin'i grmeyelim."
Tommy, Ruth'a bakyordu, onun hangi taraf tuttuunu anla
makta belli ki zorlanyordu, ben de emin deildim zaten. Ruth'un
bu keif gezisinde yan yollara sapmamz istemediini ve gnl
szce de olsa benim tarafm tuttuunu anladm, bu yzden ona
glmsedim, ama bana karlk vermedi. Sonra Tommy aniden:
"Rodney, Ruth'un olas modelini nerede grmtn?" diye sordu.
"Ah..." Artk kasabada olduumuz iin Rodney olas model
le pek ilgilenmiyor gibiydi, Ruth'un yzndeki endieyi grebi
liyordum. Sonunda Rodney: "Ana caddeden girilen bir yerdey
di, caddenin uzak ucunda. Tabii bugn ite olmayabilir," dedi.
Kimse bir ey sylemeyince ekledi: "alm adklar gnler var
biliyorsunuz. Her dakika ite olmuyorlar."
Bunu sylediinde, bir an iin olaylar yanl yarglad
mz dncesiyle korktum; bildiimiz kadaryla eskiler seyaha
te kabilmek iin sklkla olas modelleri sebep gsteriyorlard,
ii daha ileri gtrmeye niyetleri yoktu. Ruth da benim gibi d
nyordu belki, nk ok endieli grnyordu, ama sonun
da Rodney aka yapm gibi kk bir kahkaha att.
Chrissie farkl bir ses tonuyla, "Biliyorsun Ruth, belki bir
ka yl sonra buraya seni ziyaret etmeye geliriz. Ho bir ofiste
alyor olabilirsin. O zaman seni ziyaret etm emizi kim se en
gelleyemez, dedi.
Ruth abucak cevap verdi, "Haklsn. Hepiniz gelip beni g
rebilirsiniz."
Rodney, "Sanrm ofiste alanlar ziyaret etmek konusun
da kurallar yoktur," dedi. Aniden gld. "Bilmiyoruz. Bam
za daha nce byle bir ey gelmedi.
Ruth, "Sorun olmaz," dedi. "Buna izin veriyorlar. Hepiniz
gelip beni ziyaret edebilirsiniz. Tommy hari, tabii."

Tommy oke olmutu. "Ben niin gelemeyecekmiim?"


"nk sen zaten benim le birlikte olacaksn aptal," dedi.
"Yanmdan ayrmayacam seni."
Hepimiz gldk, Tommy yine biraz geriden bize katld.
Chrissie, "Wales'deki bir kz hakknda bir eyler duydum," de
di. "Hailshamlyd. Sizden belki birka yl nce geldiydi. Duydu
uma gre burada bir butikte alyormu. Gayet k bir butikte."
Bir mddet onaylar gibi mrldandk. Sonra hepimiz hlyal
gzlerle bulutlara baktk.
Sonunda Rodney, "te Hailsham l olmak byle bir ey," de
di ve ban hayretle sallad.
"Bir bakas daha vard." Chrissie imdi Ruth'a dnmt.
"Bize geen gn anlattn u olan. Sizden iki yl byk olan,
park grevlisiymi ya imdi."
Ruth dnceli bir ekilde bayla onaylyordu. Tommy'yi
uyarmam gerektiini fark ettim, ama ben dnp bakana kadar,
konumaya balamt bile.
akn bir ifadeyle, "Kim m i o?" diye sordu.
"Kim olduunu biliyorsun, Tommy," dedim hemen. Onu
tekmelemek, hatta sesimle uyarmak ok riskli olurdu, Chrissie
annda anlard. Bu yzden, dmdz bir ses tonuyla konutum,
biraz da skntyla, sanki Tommy'nin unutkanlndan bkmz
gibi yaptm. Ama bu bile Tommy'ye yetmedi.
"Tandmz biri mi?"
"Tommy, yine bu konuya girmeyelim," dedim. "Beynini
kontrol ettirmen lazm."
Sonunda jeton dt ve Tommy sustu.
Chrissie, "Kulbeler'e geldiim iin ne kadar ansl olduu
mu biliyorum. Ama siz Hailshamllar, siz gerekten anslsnz.
Anlyorsunuz ya..."
Sesini biraz alaltt ve ne doru eildi. "Sizlerle uzun bir
sredir bir ey konumak istiyorum. Ama Kulbeler'deyken
mmkn olmad. Herkes her eyi dinliyor orada."
Masaya gz gezdirdi, sonra baklarn Ruth'un zerinde
kitledi. Rodney aniden gerildi ve o da masann zerine eildi.
Chrissie ve Rodney iin bu keif gezisinin asl hedefi olan eyi
duyacamz anladm.

"Rodney'le ben VVales'deyken," diye sze girdi, "u butikte


alan kz duyduumuz gn, baka bir ey daha duyduk. Hailshaml rencilerle ilgili. Dediler ki, gemite baz Hailshaml
renciler, zel durum lardan dolay erteleme alabilmi. Bir Hailsham rencisiysen byle bir ey olabiliyormu. Organ ba
larnz ya da drt yl ertelemelerini isteyebiliyor musunuz.
Kolay deilmi, ama bazen buna izin veriyorlarm. Onlar ikna
edebildiiniz srece. Bunu hak edebilirseniz.
Chrissie konumasna ara verdi ve her birim ize teker teker
bakt, belki sylediklerine dramatik bir hava katmak iin, belki
de bizden onay bekliyordu. Tommy ve ben akn akn onun
yzne bakyorduk, ama Ruth ne dndn belli etmeyen
yz ifadelerinden birini taknmt.
Chrissie devam etti: "Dediler ki, birbirine gerekten k bir
kz ve bir erkek varsa, yani bu iki kii gerekten ksa ve bu
konuda bakalarn ikna edebiliyorlarsa, o zaman Hailsham' y
netenler bu ii hallediyorlarm. Bylece ikisi organ balarna
balamadan nce birka yl birlikte vakit geirebiliyormu."
imdi m asann etrafnda tuhaf bir atmosfer olumutu, bir
rperti dolayordu aramzda.
"Biz VVales'deyken," diye devam etti Chrissie, "Beyaz Konak'taki renciler Hailsham l bir ift hakknda bir eyler duy
mulard. Olann bakc olmasna birka hafta kalm. Birini
grmeye gitmiler ve yl erteleme almlar. Orada, Beyaz Konak'ta birlikte yaam alarna izin verilmi, kesintisiz yl bo
yunca, eitimlerine filan devam etmeden. Sadece kendilerine
ait yllar olmu, nk gerekten birbirlerine k olduklar
n kantlayabilmiler."
Bu noktada Ruth'un bilmi bir ifadeyle ban salladm
grdm. Chrissie ve Rodney de fark ettiler ve sanki hipnotize
olmu gibi birka saniye ona bakakaldlar. Bu ana kadarki ay
lar boyunca, Chrissie ve Rodney'nin Kulbeler'de bu konuyu
aratrp harekete getiklerini anladm. Bu konuyu balangta
geici bir sreliine tarttklarn, nce omuz silkip bir kenara
koyduklarn, sonra tekrar gndeme getirdiklerini, hi brakamadklarm grebiliyordum. Bizimle konumay kararlatrdk
larn, bunu nasl yapacaklarn, tam olarak ne syleyeceklerini

btn detaylaryla dndklerini grebiliyordum. Karmda


oturan ve Ruth'u gzleyen Chrissie ve Rodney'ye bir kez daha
baktm, yz ifadelerini okumaya altm. Chrissie hem kork
mu, hem umutlu grnyordu. Rodney diken stndeydi, sy
lememesi gereken bir eyi azndan karverecekmi gibi g
vensiz grnyordu.
Ertelemelerle ilgili sylentileri ilk kez duymuyordum. G e
en haftalar iinde, Kulbeler'de bir eyler alnmt kulama.
Eskilerin kendi aralarnda konumalarnda sz ediliyordu.
Ama duyduklarm, neden bahsedildiini anlamam iin yeterliydi: Biz Hailsham l rencilerle ilgiliydi, bunu biliyordum. Yine
de, bu sylentinin baz eskiler iin ne denli nemli olduunu o
gn, sahildeki kafede idrak ettim.
Sesi hafife titreyen Chrissie, "Herhalde siz bu konuda ok
ey biliyorsunuz," diye devam etti. "Kurallar, baka eyleri."
Chrissie ve Rodney hepimize teker teker baktlar, sonra ba
klarn Ruth'un zerinde odakladlar.
Ruth iini ekti ve, "Tabii, baz eyleri bize anlattlar," dedi.
"Ama," -om uz silk ti- "hakknda ok ey bildiim iz bir konu de
il bu. Gerekten pek konumadk kendi aramzda. Her neyse,
artk yola kmalyz."
Rodney aniden, "Kim e gitmek gerekiyor bu konuda?" diye
sordu. "Yani, kime gitmeniz gerektiini sylediler size, bavu
ru yapmak iin?"
Ruth yine omuz silkti. "Dediim gibi. Bu konuda fazla ko
numadk." igdsel bir tavrla bana ve T o m m y 'y e bakt, deste
im izi istiyordu. Bu bir hatayd, nk Tommy hemen atld:
"Doruyu sylemek gerekirse, sizin neden bahsettiinizi
anlam yorum ," dedi. "Ne kurallarym bunlar?"
Ruth, imek saan baklarn Tommy'ye evirdi ve abucak:
"Sen de biliyorsun Tommy. Hailsham'da konuulanlar," dedi.
Tommy ban iki yana sallad. "Ben hatrlamyorum," de
di dmdz bir ses tonuyla. Bu sefer grdm -R uth da grdTommy'nin geride kalmadn. "Hailsham'da byle bir ey ol
duunu hi hatrlamyorum."
Ruth ban Tommy'den evirdi, Chrissie'ye dnd. "An
lam anz gereken bir ey var," dedi. "Tommy, Hailsham'dan

gelmi olsa bile gerek bir Hailsham rencisi deildi. Srekli


dlanyordu ve herkes onunla dalga geiyordu. Dolaysyla ona
byle bir soru sormann lemi yok. imdi gidelim artk ve Rodney'nin szn ettii u kz grelim."
Tommy'nin gzlerinde beliren ifadeyi grnce nefesim ke
sildi. Onu uzun sredir byle grmemitim. Bu bak, snfa ka
patlan, sralar tekmeleyen Tommy'nin bakyd. Derken gz
lerindeki ifade aniden yok oldu, Tommy dardaki gkyzne
dald ve derin derin i geirdi.
Eskiler hibir ey grmemilerdi, nk o srada Ruth aya
a kalkm, paltosunu evirip evirmeye balamt. Sonra hepi
m iz ayn anda sandalyelerimizi ekip masadan kalktmz iin
bir karklk yaand. Harcanacak para benim sorumluluumdayd, bu yzden deme yapmaya gittim. Dierleri dar kt
ve para st beklerken, byk, buulu pencerenin dier tarafn
da, gne altnda hafife kmldanp hi konumadan deni
zi seyredilerini izledim.

On Drdnc Blm

Dar ktmda, buraya ilk vardmz anki heyecanmzdan


eser kalmad belliydi. Hi konumadan, kaldrmlar dar, hat
ta tek sra halinde yrm emizi gerektirecek kadar dar, neredey
se hi gne grmeyen kk arka sokaklardan getik. Rodney
nden gidip yolu gsteriyordu. Ana caddeye varmak rahatla
tcyd, nk caddenin grlts bizim berbat ruh halim izi
daha az fark edilir klyordu. Bir yaya geidinden yolun daha
gneli tarafna getiimizde, Rodney ve Chrissie'nin kendi ara
larnda konutuklarn grdm. Bu kt ruh halinin nedeni, Hailsham hakknda byk bir srr onlardan sakladmz dn
meleri mi, yoksa Ruth'un Tommy'ye saldrs myd bilemedim.
Ana caddenin kar kaldrmna getikten sonra, Chrissie,
Rodney'yle birlikte ya gn kart alverii yapmak istedikleri
ni syledi. Ruth donakald, ama Chrissie: "Bu kartlar toptan al
may seviyoruz. Uzun vadede daha ucuza km oluyor. Hem
birinin ya gn olunca elinizin altnda olmas ok pratik," de
di. Woolworth's adl maazann kapsn iaret etti. "Orada ok
ucuza gerekten gzel kartlar buluyor insan."
Rodney de ban sallyordu, glmsemesi biraz alayc gel
di bana. "Tabii," dedi, "ayn kartlardan bir sr almak gereki
yor ama zerlerine kendi illstrasyonlarnz yapabilirsiniz. Ya
ni, kendi beeninize gre ssleyebilirsiniz kartlar."
Meydan okum am z bekleyerek kaldrm n ortasnda du
ruyorlard ve pusetli insanlar onlarn evresinden dolamak
zorunda kalyordu. Ruth'un fkelendiini grebiliyordum

ama Rodney'nin ibirlii olm akszn yaplabilecek fazla bir


ey yoktu.
Bylece birlikte Woolworths'e girdik ve moralim hemen d
zeldi. Byle yerleri hl severim: Parlak plastik oyuncaklarn
sergilendii bir sr koridor, tebrik kartlar, ok sayda kozme
tik rn, hatta iinde bir foto ipak bile bulunan byk maa
zalar. Bugn bile, bir ehirdeysem ve bo vaktim varsa, bu tr
bir maazaya girer keyifle vakit ldrrm, hibir ey alm a
sam da alanlar buna aldrmazlar.
Her neyse, maazaya girdik, ksa sre sonra hepimiz fark
l koridorlara daldk. Rodney giri kapsnn orada, byk
bir raf dolusu tebrik kartnn yannda kald, ieride Tommy'yi
bir pop grubunun byk afiinin altnda mzik kasetlerini ka
rtrrken grdm. Yaklak on dakika sonra maazann arka
tarafndan Ruth'un sesinin geldiini sandm ve o tarafa ynel
dim. Pel oyuncak hayvanlarn ve byk boy yapbozlarn
sergilendii koridora girdim ve koridorun sonunda Ruth ve
Chrissie'nin durduunu grdm, ba baa konuuyorlard. Ne
yapacama karar veremedim: Araya girmek istemedim, ama
artk maazadan kma vakti gelmiti ve arkam dnp gitmek
de iyi bir fikir deildi. Bu yzden, olduum yerde durdum, bir
yapbozu inceliyormu gibi yaparak onlarn beni fark etmesini
bekledim.
Ayn sylentiler hakknda konutuklarm o srada anladm.
Chrissie alak sesle yle diyordu:
"Ama orada bulunduun onca zaman boyunca bavuruyu
nasl yapacan daha fazla dnmemi olmana hayret ediyo
rum. Kime gideceini, byle eyleri."
"Anlamyorsun," diyordu Ruth. "H ailsham l olsaydn anlar
dn. Bu, bizim iin hibir zaman nemli bir ey olmad. Sanrm
bu konu hakknda bilgi alm ak istediimizde tek yapmamz ge
rekenin Hailsham'a haber gndermek olduunu biliyorduk..."
Ruth beni grd ve lafn yarm brakt. Yapboz kutusunu
raftan indirip onlara doru dndmde her ikisi de kzgn
gzlerle bana bakyordu. Ayn zamanda, onlar yapmamalar
gereken bir eyi yaparken yakalamm gibi, bilinsizce birbirle
rinden biraz uzaklatlar.

Hibir ey duymam gibi, "Gitme vakti geldi," dedim.


Ama Ruth buna kanmad. Yanmdan geerken bana pis pis
bakt.
Bylece, Rodney'nin peine taklp onun bir ay nce
Ruth'un olas modelini grd ofisi ararken, aram zdaki geri
lim iyice artmt. Rodney'nin bizi srekli yanl sokaklara sok
mas da durumu iyiletirmedi. En azndan drt kez bizi kendin
den emin bir tavrla ana caddeden saplan sokaklara soktu, ama
her sokakta ofis ve dkknlar azald ve ana caddeye dnmek
zorunda kaldk. ok gemeden Rodney savunmaya gemi ve
vazgemenin eiine gelmiti. Derken ofisi bulduk.
Yine dnm ana caddeye doru yryorduk ki Rodney
aniden durdu. Sonra sessizce, sokan kar tarafndaki ofisi ia
ret etti.
te oradayd, karmzdayd. O gn yerde bulduumuz
brordeki ofisin ayns deildi, ama ok da farkl saylmazd.
Sokak seviyesinde byk bir cam vitrini vard, bylece nn
den geen herkes iini grebiliyordu: Byk, ak bir ofis, L bi
iminde dzensizce yerletirilmi en az bir dzine masa. Saks
da palmiye aalar, parlak makineler ve eik masa lambalar
vard. nsanlar masalar arasnda dolayor, blme panolarna
yaslanm sohbet ediyor, akalayorlard. Bazlar da tekerlekli
ofis sandalyelerini bir araya ekmi kahve iiyor, sandvi yiyor
lard.
Tommy, "Bakn," dedi, "le yemei saati. Ama dar k
myorlar. Onlara hak vermiyor deilim."
Ofisin iini seyretmeye devam ettik, k, rahat, kendine ye
ten bir dnya gibiydi. Ruth'a baknca, endieli gzlerle camn di
er yanndakileri izlediini grdm.
Chrissie, "Peki Rod," dedi. "Hangisi Ruth'un olas modeli?"
Bunu neredeyse alayc bir ekilde sylemiti, sanki Rod
ney'nin byk bir hata yaptndan emindi. Rodney, alak ama
heyecanl bir ses tonuyla:
"te orada. u kede. Mavi elbiseli. imdi kzl sal i
man kadnla konuuyor," dedi.
ok net deildi, ama bakmaya devam ettike onun hakl ol
duunu hissetmeye baladk. Kadn elli yalarndayd, olduka

bakmlyd. Salar Ruth'unkinden daha koyu renkliydi -boy an


m da olabilirdi- ve Ruth'un ounlukla yapt gibi san k
k bir atkuyruuyla toplamt. Krm z kyafetli arkadann
syledii bir eye glyordu ve zellikle kahkahasn ban sal
layarak bitirdii andaki yz ifadesi, Ruth'a gerekten ok benzi
yordu.
Hepimiz tek kelime etmeden onu izlemeye devam ettik.
Sonra ofisin bir baka tarafndaki iki kadnn bizi fark ettiini
anladk. lerinden biri elini havaya kaldrd ve biraz ekinerek
el sallad. Bu hareket byy bozdu ve kkrdayarak, panik ha
linde tabanlar yaladk.
Sokan biraz ilerisinde durduk, bir azdan konumaya bala
dk: Ruth hari. O ok sessizdi. Yz ifadesini okumak olanaksz
d; kesinlikle hayal krklna uramamt ama ok da mutlu
grnmyordu. Belli belirsiz bir glmseme vard yznde,
sradan bir annenin zplayp bararak izin isteyen ocuklar
na izin verip vermemeyi dnrken yznde belirebilecek bir
glmseme. te oradaydk, herkes grlerini aklyordu ve
akas ben de dierleri gibi bu kadnn Ruth'un modeli olabi
leceini drste syleyebileceim iin memnundum. Gerek
u ki hepimiz rahat bir nefes almtk, nk farknda olmadan
aslnda kendimizi d krklna hazrlamtk. Artk Kulbeler'e dnebilirdik: Ruth grdnden cesaret alabilir, bizler de
onu destekleyebilirdik. Ayrca, kadnn ofisteki hayat Ruth'un
kendisi iin kurgulad hayata ok benziyordu. O gn aram z
da ne gemi olursa olsun, hibirimiz Ruth'un eve umutlar y
klm halde dnmesini istemiyorduk ve o anda kendimizi g
vende hissediyorduk. Aratrmay hemen sonulandrsaydk,
phesiz bu his srerdi.
Fakat Ruth, "urada, duvarn stnde oturalm birka daki
ka," dedi. "Bizi unutsunlar, sonra gidip yine bakarz."
Ona hak verdik, ama Ruth'un gsterdii kk otopark
evreleyen alak duvara doru yrrken, Chrissie belki de bi
raz fazla hevesli bir tonla: "Ama onu bir daha gremesek bile,
senin olas modelin olduunda hemfikiriz. Ayrca ok gzel bir
ofiste alyor. Gerekten," dedi.

"Biraz bekleyelim /' dedi Ruth. "Sonra gidip yine bakalm."


Duvarn stne oturmadm nk slak ve ykk dkkt,
ayrca her an birinin kp orada oturduumuz iin bizi azarla
yabilecein! dndm. Ama Ruth oturdu, ata biner gibi bacak
larn duvarn iki yanma att. Orada bekleyerek geirdiimiz
on-on be dakikaya dair ok canl grntler var hafzamda.
Beklerken kim se olas modeller hakknda konumuyor. Sadece
vakit ldryor gibi yapyoruz, kaygsz bir gnbirlik gezi s
rasnda manzaral bir nokta bulmu dinleniyoruz adeta. Rodney, ne kadar keyifli olduumuzu gsteren kk bir dans gs
terisi yapyor. Duvarn stne kyor, dengesini buluyor, sonra
der gibi yere atlyor. Tommy nmzden gelip geenler hak
knda akalar yapyor, ok komik olmasa da hepimiz syledikle
rine glyoruz. Sadece Ruth, ortamzda, ata biner gibi duvarn
stnde, hep sessiz. Glmsemesi yznden eksilmiyor, ama
kmltsz oturuyor. Hafif rzgr san datyor, parlak k g
neinden dolay gzleri ksk, yzn krtryor, bu yzden
gerekten glmsyor m yoksa ktan dolay yzn m bu
ruturuyor belli deil. O otoparkta beklerken hafzam a iledi
im resimler bunlar. Sanrm Ruth'un bir kez daha ofise gidip
bakm a vaktinin geldiine karar vermesini bekliyorduk. Fakat
biraz sonra olanlar yznden karar vermeye frsat bulamad.
Duvarn stnde Rodney ile akalaan Tommy aniden yere
atlad ve hareketsiz kald. Sonra: "Bu o. Ayn kadn," dedi.
Hepimiz her ne yapyorsak braktk ve ofisten kan kad
n seyretmeye koyulduk. imdi zerine krem rengi bir palto
geirmiti, yrrken bir taraftan evrak antasn kapatmaya a
lyordu. antann tokasnda sorun vard, bu yzden ikide bir
durup sonra tekrar yryordu. Kar kaldrma geiini bir tr
trans halinde izledik. Ana caddeye dnd srada Ruth ayaa
frlad ve, "Haydi, nereye gidiyor bakalm !" dedi.
Trans halinden kurtulduk ve kadnn peinden gittik. Hat
ta Chrissie bize yavalamamz gerektiini hatrlatmak zorunda
kald, yoksa birisi kadna saldracamz sanabilirdi. Kadnla
aramzda uygun bir mesafe brakarak, bir taraftan kkrdaya
rak insanlarn yanndan geip yrdk, bazen ayrlyor bazen
bir araya geliyorduk. Saat iki olmutu herhalde, kaldrm lar al

verie km insanlarla doluydu. Birka kez onu neredeyse gz


den kaybediyorduk, ama yetitik, girdii m aazalarn vitrinleri
nnde dolandk, dar kt zaman alveri arabalarnn ve
yal insanlarn arasndan kendimize yol atk.
Sonra kadn ana caddeden ayrld, sahil boyundaki kk
sokaklara yneldi. Chrissie, kalabalktan uzaklanca kadnn
bizi fark edeceinden ekiniyordu, ama Ruth yrmeye devam
etti, biz de peinden gittik.
Sonunda iki yannda ounlukla sade evler, birka tane
de dkkn olan dar bir ara sokaa girdik. Yine tek sra halin
de yrm ek zorunda kaldk, aksi ynden bir kamyonet gelince,
geip gitmesi iin srtmz duvara yaslamamz gerekti. ok ge
meden sokakta sadece kadn ve biz kaldk. Ban evirip baksa
bizi mutlaka grecekti. Ama yaklak on adm nmzde yr
meye devam etti, sonra bir kapdan ieri girdi: "Portway Stdy o la rin a gelmiti.
O zam andan bu yana Portway Stdyolar'na pek ok kez
gittim. Birka yl nce el deitirdi, imdi her tr sanat eseri
satlyor orada: mlekler, tabaklar, kilden yaplma hayvanlar.
Oysa eskiden, duvarlarnda sadece tablolar bulunan iki byk,
beyaz odadan ibaretti; aralarnda mesafe braklarak ok gzel
sergilenen tablolar vard yalnzca. Kapnn stndeki ahap lev
ha bugn de ayn ama. Her neyse, Rodney o kk, sessiz so
kakta ok dikkat ektiim izi syleyince biz de ieri girdik. Gale
ride en azndan tablolara bakyormu gibi yapabilirdik.
eri girdiimizde, takip ettiim iz kadnn, maazann sahi
bi olduu anlalan kr sal bir baka kadnla konutuunu gr
dk. Kapya yakn kk bir masada karlkl oturuyorlard ve
ieride onlardan baka kim se yoktu. Sra halinde yanlarndan
geip galeriye daldmz ve sonra tablolara bakarm gibi
yaptmz zaman, ikisi de bizimle pek ilgilenmedi.
Ruth'un olas m odelini dikkatle izliyor olsam da, tablolar
dan ve m eknn sknetinden holanmaya balamtm. Sanki
ana caddeden yzlerce kilom etre uzaklamtk. Duvarlar ve
tavanlar nane rengindeydi, sada solda balk a paralar ve
tavanda kornilerin yanm a aslm eski bir kayn tahtalar
vard. Tablolar da -o u koyu mavi ve yeil yalboya- deniz

temasyla ilgiliydi. Belki aniden zerim ize kmeye balayan


yorgunluktan olacak -nihayetinde gn doumundan beri yol
lardaydk-, orada bir tr rya lemine dalan sadece ben deil
dim. Hepimiz farkl kelere dalmtk, teker teker tablolara
bakyor, sadece arada bir "Gel de una bir bak!" gibi szler f
sldyorduk. Btn bunlar olurken, Ruth'un olas modeli ve kr
sal kadnn konumalarm duyuyorduk. ok da yksek ses
le konumuyorlard, ama sesleri btn m ekn dolduruyordu
sanki. Her ikisinin de tand bir adam hakknda konuuyor,
ocuklarna babalk edemediinden sz ediyorlard. Onlar
dinledike, onlara gizlice gz attka bir eyler azar azar dei
meye balad. Benim iin deiti, dierleri iin de deitiini
hissettim . Bu i kadn, ofisindeyken, cam n nnden seyret
tiim iz kadaryla kalsayd ya da onu takip edip sokakta izini
kaybetseydik, Kulbeler'e heyecan ve zafer duygusuyla dnebi
lecektik. Ama imdi, galerinin iinde, kadn ok yakmmzdayd; istediimizden ok daha fazla yakndayd. Sesini dinleyip
onu grdke, Ruth'u giderek daha az andrmaya balad. Bu
duygu o kadar artt ki neredeyse dokunulacak hale geldi, oda
nn te yanndaki tabloya dalm grnen Ruth da ayn eyi he
pim iz kadar hissediyordu. Herhalde bu yzden galeride drt
dnmeye uzun sre devam ettik, konumaya balayacamz
an erteliyorduk.
Sonra kadn aniden kp gitti, biz de ylece durmaya de
vam ettik, gzlerimizi birbirim izden karyorduk. Ama hibiri
miz kadnn peinden gitmeyi dnmemitik, saniyeler getik
e sanki hi konumadan durumu nasl grdmz konusun
da anlamtk.
En sonunda kr sal kadn masann arkasndan kalkp en
yaknndaki Tommy'ye: "Bu zellikle harika bir alma. Benim
en sevdiim tablo," dedi.
Tommy kadna doru dnp bir kahkaha att. Onu kurtar
mak iin hzla yanma gidiyordum ki, yal hanm, "Sanat ren
cileri m isiniz?" diye sordu.
Tommy cevap veremeden atldm: "Pek saylmaz," dedim.
"Biz sadece, meraklyz."
Kr sal kadn glmsedi, sonra bize tablolarna bakt

mz sanatnn kendi akrabas olduunu syledi ve sanatnn


hayatn anlatmaya koyuldu. Bu, en azndan bizi trans halinden
karmakta etkili oldu, kadnn etrafna toplanp onu dinlemeye
baladk, tpk Hailsham'dayken gzetmenlerin etrafnda toplan
dmz gibi. Tavrmz kr sal kadn daha da kamlad, biz ba
larmz sallar ve onlaylayan ksa yorumlar yaparken, kadn tablo
larn nerede yapldn, sanatnn gnn hangi saatinde alma
y tercih ettiini, tablolarn bazlarn eskiz yapmadan izdiini
anlatmaya balad. Bir sre sonra ders kendiliinden sona erdi,
hepimiz i ekip kendisine teekkr ettikten sonra dar ktk.
Galerinin nndeki sokak ok dar olduundan bir sre ko
numaya frsat bulam adk ve sanrm hepimiz buna memnun
olduk. Tek sra halinde galeriden uzaklarken, en nde yr
yen Rodney'nin teatral bir tavrla kollarn havaya kaldrdn
grebiliyordum. Kasabaya geldiimiz zam anki gibi keyifli g
rnmeye alyordu. Ama ikna edici deildi ve daha geni bir
sokaa ular ulamaz hepimiz durduk.
Yine bir uurum kysna yakn olduumuzu grdk. Ayr
ca yine nceki gibi demir parm aklklardan uzanp aa bakar
sak, zikzaklar izerek sahile inen yollar grebiliyorduk. Ancak
bu sefer aadaki gezinti yolunu ve yolun kysndaki kepenk
leri indirilm i sra sra kk dkknlar da grebiliyorduk.
Birka dakika sadece etrafa baktk, iddetli esen rzgra
kar dikildik. Rodney hl neeli olmaya alyordu, sanki
hibir eyin gzel yolculuumuzu bozmasna izin vermemeye
kararlyd. Chrissie'ye denizde, ufuk hattmdaki bir eyi iaret
edip gsteriyordu. Ama Chrissie ondan uzaklat ve:
"Sanrm hepimiz ayn fikirdeyiz, deil mi? O Ruth deil,"
dedi. Hafife gld ve bir elini Ruth'un omzuna koydu. "ok
zgnm. Hepimiz ok zgnz. Ama bundan dolay Rodney'vi sulayamayz, gerekten. ok da lgnca bir deneme
deildi. Sen de kabul edersin ki, onu ofiste ilk grmzde,
benziyordu..." Biraz uzaklat, sonra tekrar Ruth'un omzuna do
kundu.
Ruth hibir ey sylemedi, ama omzunu silkiverdi, sanki
Chrissie'nin dokunuunu silkip atmak istemiti. Gzlerini ks
m uzaklara, denizden ziyade ge bakyordu. zldn g

rebiliyordum, ama onu iyi tanmayan biri sadece dncelere


daldn sanabilirdi.
Rod ney, "zgnm Ruth," dedi ve Ruth'un omzuna hafife
dokundu. Ama bir an bile sulanmay beklemiyormu gibi bir
glmseme vard yznde. Birine iyilik yapmaya alan ama
baaramad iin zr dileyen birine benziyordu.
O srada Chrissie ve Rodney'yi seyrederken, evet, bu ikisi
iyi insanlar, diye dndm hatrlyorum. Kendilerince na
ziktiler ve Ruth'u neelendirmeye alyorlard. Ama ayn za
manda, Tommy'yle ben sessiz kalrken konuan onlar olmasna
ramen, Ruth adna onlara krgnlk duyuyordum. nk ne
kadar halden anlar grnrlerse grnsnler, iten ie rahatla
dklarn anlyordum. Olaylar bu ekilde gelitii iin memnun
dular; Ruth'un ban dndren bir umudun glgesinde kalmak
yerine, onu rahatlatabilecek durumdaydlar. Onlar hayran b
rakan, rahatsz eden ve korkutan dnceyle; yani onlarn ula
amad, fakat Hailsham rencilerine ak trl olaslklar ol
duu dncesiyle, hi olmad kadar ak ve net bir biimde
yzlemek zorunda kalm adklarndan dolay rahatlamlard.
Chrissie ve Rodney'nin mzden ne kadar farkl olduklarn
dndm hatrlyorum.
Sonra Tommy, "Olanlarn bir eyi deitireceini hi sanm
yorum. Sadece eleniyorduk biraz," dedi.
Ruth souk bir ses tonuyla, "Belki senin iin elenceliydi
Tommy," dedi, hl uzaklara bakyordu. "Ama senin olas mode
lini aryor olsaydk byle dnmezdin."
"Bence dnrdm," dedi Tommy. "Ne nemi var anlam
yorum. Modelini bulsak bile, seni kopyaladklar gerek modeli
yani, neyi deitirir ki?"
"Bu etkileyici bilgiler iin teekkr ederim," dedi Ruth.
"Bence Tommy hakl," dedim. "Modelinle ayn hayat yaa
yacan varsaymak aptalca. Tommy'ye katlyorum. Sadece bi
raz elendik, o kadar. Bu konuyu fazla ciddiye almamalyz."
Ben de uzanp Ruth'un omzuna dokundum. Chrissie ve
Rodnev'nin dokunularyla benim ki arasndaki kartl hisset
mesini istedim ve bilerek ayn noktaya dokundum. Bir tr tepki
vermesini bekledim, eskilerden grmedii anlay benden ve

Tommy'den grdn kabul ettiine dair bir iaret bekledim.


Ama bana hibir tepki vermedi, Chrissie dokunduu zaman
yapt gibi omzunu bile silkmedi.
Arkamda, Rodney'nin seri admlarla bir ileri bir geri yr
dn duyuyordum, iddetli rzgrda dn ima eden
sesler karyordu. "imdi M artin'i ziyarete ne dersiniz?" dedi.
"Dairesi hemen u binalarn arkasnda."
Ruth aniden iini ekti ve bize dnd. "Akas," dedi.
"Batan beri aptalca olduunu biliyordum."
Tommy hevesle, "Evet," dedi. "Biraz elendik, hepsi bu."
Ruth ona kzgn bir bak att. "Tommy ltfen u 'elence'
lafn brak artk. Kimse seni dinlemiyor." Sonra Chrissie ve
Rodney'ye dnp devam etti: "lk sylediinizde bir ey demek
istemedim. Ama bilmelisiniz ki hi inanm am tm buna. Hibir
zaman o kadn gibi insanlar kullanmyorlar. Bir dnn. Ne
den kopyalanmak istesin ki? Hepimiz durumu biliyoruz, o hal
de niin aka yzlemiyoruz ki? Kopyalandmz insanlar
bu tr..."
Sert bir tavrla, "Ruth," dedim. "Ruth, yapma."
Ama o devam etti: "Hepim iz biliyoruz. Bizler ayaktakmndan kopyalandk. Eroinmanlar, fahieler, trlaklar, seks dkn
lerinden. Mahkmlardan, belki, sapk olmadklar srece tabii.
Byle insanlardan kopyalandk ite. Hepimiz biliyoruz bunu,
o halde niye aka sylemiyoruz? Byle bir kadn m? Haydi
oradan. Tabii ya, Tommy. Eleniyoruz biraz. Rol yaparak elene
lim biraz. Oradaki dier kadn, bizim kinin arkada, galerideki
yal kadm. Sanat rencileri olduumuzu sand. Gerekte kim
olduumuzu bilseydi, bizlerle yle konuur muydu sanyor
sunuz? Ona, 'Affedersiniz, acaba arkadanz bir klon modeli
mi?' diye sorsaydk ne cevap verirdi sanyorsunuz? Bizi dar
atard. Biliyoruz bunu, syleyelim o zaman. Olas modelleri ara
mak istiyorsanz, bunu doru dzgn yapmak istiyorsanz, o
zaman sefil yerlere bakn. p tenekelerine bakn. Klozetin ii
ne bakn, nereden geldiimizi greceksiniz."
Rodney sakin ve hafif tehditkr bir ses tonuyla, "Ruth," de
di. "Olanlar unutalm ve gidip M artin'i grelim. Bugn le
den sonra almyor. Onu seveceksin, ok komiktir."

Chrissie kolunu Ruth'un omzuna att. "Haydi Ruth. Rodney'nin dediini yapalm."
Ruth ayaa kalkt ve Rodney yrmeye balad.
"Sizler gidebilirsiniz," dedim alak sesle. "Ben gelmiyo
rum."
Ruth dnd ve bana dikkatle bakt. "Buna ne demeli? Bilin
bakalm imdi kim kzyormu?"
"Ben kzgn deilim. Ama bazen sama sapan konuuyor
sun, Ruth."
"Ah, bakn nasl da kzm. Zavall Kathy. Ak konuulma
sndan hi holanmaz."
"H i ilgisi yok. Bir bakcy ziyaret etmem. Bunu yapmama
mz gerekiyor, hem bu adam tanmyorum bile."
Ruth omuz silkti ve Chrissie'yle baktlar. "Peki," dedi,
"her yere her dakika beraber gitmemiz iin bir neden yok. K
k hanm bize katlm ak istemiyorsa, gitmek zorunda deil.
Brakn kendi bana dolasn." Sonra Chrissie'ye eildi ve abar
tl tavrlarla: "Kathy'nin can skkn olduunda en iyisi byle
yapmaktr. Onu biraz rahat brakmal, yryerek atar sknts
n stnden," dedi.
Rodney bana, "Saat drtte arabann yannda ol," dedi. "Yok
sa otostop yapmak zorunda kalrsn." Sonra gld. "Hadi Kat
hy, surat asma. Bizimle gel."
"Hayr. Siz gidin. Canm istemiyor."
Rodney omuz silkti, tekrar yrm eye balad. Ruth ve
Chrissie peinden gittiler, ama Tommy yerinden kmldamad.
Ancak Ruth dnp ona baktnda konutu:
"Ben Kath'le kalacam. Ayrlyorsak, ben Kath'le kalaca
m," dedi.
Ruth fkeyle Tommy'ye bakt, sonra dnp hzl admlar
la yrd. Chrissie ve Rodney de yzlerinde tuhaf ifadelerle
Tommy'ye baktlar ve yrmeye baladlar.

On Beinci Blm

Tommy'yle ben demir parm aklklara yaslandk ve dierleri gz


den kaybolana dek manzaray seyrettik.
Sonunda Tommy: "ylesine konuuyorlar," dedi. Bir an sus
tuktan sonra: "nsanlar kendilerine acdklarnda byle laflar
edebiliyorlar," diye ekledi. "Laf olsun diye konuuyorlar. Gzet
m enlerimiz bize byle eyler sylemedi."
Dierlerinin gittii ynn tersine doru yrmeye bala
dm, Tommy de admlarma ayak uydurdu.
"Bu konuda zlmeye demez," diye anlatmaya devam et
ti Tommy. "Ruth bugnlerde hep byle eyler yapyor. fkesini
boaltyor sadece. Her neyse, ona dediimiz gibi, bu doru bi
le olsa, bir parack doru yan olsa bile, ne fark yaratr bilm i
yorum. M odellerimizin neye benzedii bizi hi ilgilendirmez,
Kath. Gerekten de, bu konuda zlm eye hi demez."
"Peki," dedim ve ona akacktan omuz attm. "Peki, ta
mam."
ehir merkezine doru yrdmz sanyordum ama
emin olamyordum. Konuyu deitirmenin bir yolunu ararken,
Tommy konumaya balad:
"u Woolworth's denen yere gitm itik ya? Sen dierleriyle
arka tarafta duruyordun. Ben de bir ey bulmaya alyordum.
Senin iin."
Hayretle yzne baktm. "Bir hediye mi alacaktn bana?
Ruth'un bundan holanacam sanmam. Tabii ona daha by
n almazsan."

"B ir tr hediye. A m a bulam adm . Sana sylem eyecektim ,


am a im di, yani, b u lm ak iin b ir ansm z daha var. Tabii bana
yardm etm en gerekebilir. A lveri yapm ay pek becerem em ."
"Tom m y, sen neden sz ediyorsun? Bana b ir hediye alm ak
istiyorsun, am a sem ek iin yard m m a ihtiyacn var, yle m i?"
"H ayr, ne alacam biliyorum . Sadece..." Gld ve om uz
silkti. "A m an, en iyisi syleyeyim sana. O m aazada b ir raf d o
lusu plak ve k aset vard. Ben de senin kaybettiin kaseti b u lm a
ya altm . O k aseti hatrlyor m usun, Kath? Ben ne olduunu
hatrlayam adm ."
"B en im k asetim mi? Bundan h aberin olduunu bilm iyor
dum, Tommy."
"Ah, evet. Ruth in san lara sorm u, kaseti aram alarn iste
m iti, kaybettiin iin ne kad ar zldn anlatm t. Bunun
zerine ben de aradm . Sana o zam an sylem edim , am a gerek
ten b u lm ak iin ok uratm . Senin gidem eyecein yerlerde
bulm aya altm . O lan lar yatakhanesi gibi yerlerde. G nlerce
aradm , am a b ulam adm ."
O na bak tm ve key fim in yerine gelm eye baladn hisset
tim . "B u n u hi bilm iyordum , Tommy. N e kadar tatlsn."
"Am a ie yaram ad. Yine de, senin iin kaseti bu lm ay ge
rekten ok istedim . Sonunda ortaya km ayacan anlaynca,
bir g n N orfolk'a giderim ve orada bu lu ru m , d edim kendim e."
"n g iltere'n in kayp eya kesi," d edim ve etrafm a b ak n
dm. "te burad ayz!"
Tom m y de etrafna bakt, durduk. Bir baka ara sokaktay
dk, galerin in soka kadar dar deildi. K sa bir sre etrafm za
teatral b ir edayla baktk, sonra glm eye baladk.
Tommy: "O kad ar da aptalca b ir fik ir deildi yan i," dedi.
"D em in gittiim iz u W oolw orth's denen yerde b ir sr kaset
vard. Sen in ki de m utlaka aralarm d ad r diye dndm . A m a
yoktu sanrm ."
"Sanrm m dedin? A h Tommy, doru drst bakm ad n bi
le yani."
"B ak tm Kath. A ncak, yani, ok sinir bozucu bir durum
am a kasetin ad n hatrlayam adm . H ailsham 'daki y llarm z b o
yu nca erkek ocu klarn koleksiyon san d k larn falan ap k ase

ti aryordum , am a im di adm hatrlayam yorum . Julie Bridges


ya da yle bir eydi..."
"Judy Bridgewater. K aranlktan Sonra arklar.
Tom m y ciddi bir ifadeyle ban iki yana sallad. "O kaset
kesin likle yoktu m aazada."
G ldm ve koluna bir y u m ru k attm . K afas karm gi
biydi, bu y zd en ona: "Tom m y, W oolw orths'te yle b ir ey bu
lu n m az," dedim . "O n lard a sadece en son albm ler vardr. Judy
Bridgew ater y lla r ncesinden b ir arkc. B izim Satlar'dan b i
rinde tesadfen ortaya kt. W oolw orths'te bulam ayz kasetini,
seni akn !"
"Yani, ded iim gibi, bu t r eyleri b ilm em ben. A m a o ka
dar ok kaset vard ki orada..."
"Baz k asetler vard Tommy. N eyse, bover. ok tatlsn, b e
ni dnm sn. G erekten duygulandm . H arika bir fikirdi.
N e de olsa N orfolk'tayz."
Yine y rm eye balad k ve Tom m y tereddtle konutu: "
te bu nedenle sana an latm am gerekti. S rpriz yapm ak istem i
tim , am a baaram adm . N ereye bakacam bilm iyordum , hatta
alb m n adn bile bilm iyordum . Sana sylediim e gre bana
yard m ed ebilirsin artk. B irlikte arayabiliriz."
"Tom m y, ne diyorsun sen?" Sitem etm eye alyordum
am a g lm em i saklayam adm .
"B ir saatim iz var. an sm z deneyebiliriz."
"Tom m y, seni akn! Buna gerekten inanyorsun deil
mi? u kayp ke hikyesine?"
"lle de inanyorum an lam n a gelm ez. A m a burada olduu
m uza gre b ir b ak alm derim . Yani, o kaseti b u lm ak houna gi
derdi, yle d eil mi? K aybedecek neyim iz var ki?"
"Tam am . Sen tam b ir aknsn, am a zarar yok."
aresiz bir tavrla kollarn ik i yana at. "Evet, K ath n ere
ye gidiyoruz? D ediim gibi, ben alveri yapm ay pek b ecere
m em ."
Bir an dndkten sonra: "k in ci el eyalar satan yerlere
b ak m aly z," dedim . "E sk i elbiselerle, eski kitaplarla dolu yerle
re b akalm . O nlard a b azen ku tu lar dolusu plak oluyor."
"Peki. A m a nerede bu d k knlar?"

O an im di dndm de, Tom m y'yle aratrm am za


balam ad an nce o d arack ara sokakta ayakta d ururkenki h ali
m izi, iim snyor. Birden her ey k u sursuz bir hal alm t; n
m zde koca b ir saat vard, zam an m z deerlendirm enin daha
iyi bir yolu olam azd. apalca kk rd am am ak ya da k k bir
ocu k gibi hoplayp zp lam am ak iin kend im i zor tuttum . Bir
sre nce, Tom m y'nin b akcln yaparken ona N orfolk gezi
m izi h atrlattm ve o da bana ayn eyleri h issetti in i syledi.
Kayp k asetim i aram aya k arar verd iim iz andan itibaren san ki
btn bulutlar yok olm u, geriye sadece bizi bekleyen elence
ve k ah kah alar kalm t.
B alangta yanl yerlere gittik; sah aflar ya da eski spr
ge m akineleriyle dolu, hi m zik satm ayan eskicilere. Bir m d
det sonra Tom m y ondan fazla ey bilm ed iim e karar verdi ve
gezim ize ken d isin in liderlik ed eceini syledi. G erekten de,
ans eseri, aradm z zelliklere uygun tam drt tane d k k
nn sraland b ir soka buldu. E skicilerin v itrin leri elbiseler,
antalar, ocu k kitaplaryla doluydu, ileri de tatl, bayat b ir k o
kuyla. K enarlar k vrlm karton kapakl kitaplar, kartp ostallar
ve vr zvrla dolu ynla tozlu kutu vard. Bir dkknd a h ipp i
lerin ilgisin i ekecek eyalar vard, bir dierinde sava m adalya
lar ve ldeki askerlerin fotoraflar. A m a hepsinde bir ya da
iki b y k karton kutu dolusu plak ve kaset bulduk. Bu d kkn
lar kartrm aya balad k ve birka d akik a iinde Judy Bridgevvater' unuttuk. Birlikte b t n bu eyalara b akm ak ok hotu;
b irb irim izd en ayrlyor, sonra tekrar yan yana geliyorduk, gn
yla aydnlanan tozlu b ir kede yatan vr zvr dolu kutuya
ikim iz bird en ayn anda bakm aya alyorduk.
D erken, elbette buldum onu. Bir sra kaseti kartryor
dum, aklm baka yerdeydi, sonra bird en p arm aklarm n altn
da beliriverd i, tpk y llar nceki haline benziyordu: Judy, siga
ras, barm ene cilveyle bak, arka pland aki b u lank palm iyeler.
Beni heyecan lan dran baka eyleri bulduum zam an yap
tm gibi k k bir lk atm adm . O rada sessizce durdum ,
m em nun olduum dan em in deildim , plastik kapl kasete b a
kakaldm . H atta b ir an b ir yan llk olduunu sandm . K aset,
elenm ek iin m kem m el bir bahan e olm utu bize, am a onu

buldu u m uza gre d u rm ak zorundaydk. B elki de bu yzden,


nce ses karm ad m , kend im de ardm buna, kaseti grm e
m i gibi yaptm . G zm n nndeydi ve ondan biraz utan b i
le duyuyordum , san ki gem ite brakm , unutm u olm am gere
kirdi. H atta kaseti devirip stne sonrak i kasetin dm esini bi
le saladm . A m a k asetin srt hl bana bakyordu ve sonunda
Tom m y'yi yan m a ardm .
"B u m u?" Tomm y pheyle bakyordu, nk hi tepki ver
miyordum . K aseti kardm , iki elim le tuttum . Sonra aniden b
y k bir zevk duydum; ya da baka bir ey, beni gzyalarna b o
abilecek, daha karm ak bir ey. A m a duygularm a hkim olm a
y baardm ve sadece Tom m y'nin kolunu hafife ekitirdim .
"Evet, bu ," d edim ve ilk kez heyecanla g l m sedim , "in a
nabiliyor m usun? Bulduk, gerekten buldu k onu."
"Sence ayns m? Yani, gerekten ayns m? Senin kayb etti
in kaset m i?"
K aseti elim de evirirken, srtn d aki btn izim leri, arkla
rn adlarn, her eyi hatrladm fark ettim .
"H atrlad m kadaryla yle," dedim . "Am a biliyorsun,
Tommy, etrafta bund an y zlercesi olabilir."
Tom m y'nin zaferiyle bekled iim kadar v n m ed iin i gr
m e sras bana gelm iti.
"Tom m y, b en im iin pek sevinm iyor gibisin," dedim , aka
yaptm b elli eden b ir ses tonuyla.
"Sen in adna seviniyoru m Kath. Yalnz, keke ben bulsaydm ." Sonra k k bir k ah kah a att ve devam etti: "O gnlerde,
k asetin i kaybettiin zam an, onu bulup sana getirsem nasl olur
du diye aklm d an geirirdim . N e derdin, nasl bakardn bana,
byle eyler..."
Sesi her zam an kin d en daha yu m uak km t ve gzlerini
elim d eki plastik kutudan ayrm yordu. Sonra birden dkknda,
hesap kitap yapm aya dalm olan yal tezghtar dnda kim se
olm adn fark ettim . D kk n n arka tarafnda, biraz y k seltil
m i bir platform un zerindevdik, buras daha lo ve darya
daha kapalyd, san ki yal adam bu kedeki eyalar dn
m ek istem iyordu, zih n in d en silm iti dkknn bu blm n.
Birka saniye boyunca Tom m y bir tr trans halinde kald, belki

de bana kayp kaseti veriiyle alakal eski hayallerin i gznn


nne getiriyordu. Sonra birden kaseti elim den kapt.
"P eki, en azn d an senin iin satn alabilirim onu," dedi y
znde kocam an b ir glm sem eyle. Engel olm am a frsat v erm e
den d kknn n tarafn a d oru y rm ey e balam t bile.
Yal adam verd iim iz kaset kabnn iine girecek kaseti
ararken ben de d k k nn arkasnd aki eyalara bakm aya devam
ettim . K aseti bu kadar abu k bulduum uz iin hl hayal krk
l duyuyordum ve ancak daha sonra, K ulbeler'e dndkten
sonra, odam da yaln z kalnca kasetin -v e o a rk n n - tekrar
elim e gem esinden dolay m em nun olm aya baladm . A m a o
zam an bile aslnda nostaljik b ir h isti iim deki ve bug n kaseti
karp bakacak olursam , H ailsham 'daki g n lerim iz kadar Norfolk'taki o leden sonrasna ait an larm canlandryor.
D kkn d an ktm zd a, nceki kaygsz, neredeyse akn
ru h h alin i korum aya kararlydm . A m a b ir-iki k k aka yap
tm ve kendi d ncelerine dalp gitm i olan Tom m y tepki ver
m edi.
ok dik bir yokuu trm anm aya baladk, ileride, u u ru
m un kenarnda, denize dnk banklaryla bir tr m anzara seyir
alan n grebiliyorduk. Sradan bir ailenin yazlar p iknik yapm a
s iin gzel bir yerdi. Buz gibi esen rzgra ram en oraya do
ru, yoku yukar trm anm aya baladk, am a hedefim ize varam adan Tomm y adm larm yavalatt ve konum aya balad:
"C h rissie ve R odney bu d nceyi saplant h alin e g etirm i
ler," dedi. "Y ani, b irb irin e gerekten k olan kiilerin organ
b alarn n ertelen ecei dncesine takm lar kafay. B izim
bu konuda her eyi b ild i im izi sanyorlar, am a H ailsham 'da
k im se bu n d an sz etm edi. En azn d an ben byle bir ey duy
m adm , sen duydun m u Kath? H ayr, son zam an lard a sadece
eskilerin szn ettii bir ey. Ruth gibiler de bunu kr kleyip
duruyorlar."
O na d ikkatle baktm , am a hnzr bir efkatle mi yoksa bir
tr tiksintiyle m i konutuunu an lam ak zordu. Zaten akim da
baka bir ey, Ruth'la alakas olm ayan bir ey olduunu seziyor
dum, bu yzd en cevap verm ed im ve sadece bekledim . Sonun

da Tom m y durdu ve ayann ucuyla yerdeki ezilm i kt b ar


d akla oynam aya balad.
"K ath ," dedi, "A slnda bunu u zu n s red ir dnyorum .
Evet, biz haklyz, H ailsham 'da byle b ir eyden asla sz ed il
m edi. A m a o zam an lar bize anlam sz gelen ok ey vard. im
di dnyorum da, bu rivayet doruysa, bir sr ey akla
kavuur. zm eye uratm z eyler."
"N ed en bahsediyorsun? N e t r eyler?"
" rn ein , u galeri konusu." Tom m y sesini alaltt ve ben
de h afife ona yaklatm , san ki hl H ailsham 'da akam yem e
i ku yruund a ya da gl kysnd aym z gibi. "G aleri'nin ne
ie yaradn b ir trl renem edik. M adam 'm niin en iyi a
lm alarm z gtrdn bulam ad k. A m a san rm im di bi
liyorum . Kath, kuponlar y zn d en kan tartm ay hatrlyor
m usun? M adam 'm ald eyler karlnd a kupon verilsin mi
verilm esin m i diye tartlm t. Roy J., Bayan E m ily'yi grm eye
g itm iti bu yzden, hatrlyor m usun? O zam an Bayan Em ily
ona bir ey sylem iti, azndan karm t. Bunu dnp du
ru yoru m im di."
Y anm zdan kpeklerini gezdiren iki kadn geti. ok aptal
ca da olsa, onlar yoku y u k ar ilerleyip sesim izi duyam ayacak
kadar uzaklaana kadar ik im iz de sustuk. Sonra, "N e dem iti,
Tom m y?" dedim . "B ayan E m ily azndan neyi karm t?"
"M ad am b izim ilerim izi neden alyor diye soran Roy J.'ye
verdii cevab hatrlyor m usun?"
"B un u n b ir ayrcalk olduunu b elirtm i, gu ru r d uym am
z sylem iti..."
"H ep si bu deildi." Tom m y'nin sesi artk b ir fsltya dn
m t. "Roy'a sylem em esi gereken bir ey sylem i, azndan
karm t, hatrlam yor m usun Kath? Roy'a d em iti ki, resim
ler, iirler, btn bu tr eyler gerekte nasl insanlar olduunuzu
gsterir dem iti. Ruhunuzu yanstr dem iti."
Bunu syledii anda, birden Laura'nn kendi barsak larm
izd ii resm in i hatrladm ve gldm . A m a bir eyler can lan
m aya balad zihnim de.
"D o ru ," dedim . "H atrlyorum . L af nereye getirm eye al
yorsun?"

"B en yle dnyorum ," dedi yavaa. "D iyelim ki, eskile
rin syledii doruydu. D iyelim ki H ailsham rencileri iin ger
ekten zel bir dzenlem e yapld. D iyelim ki ik i kii gerekten
birbirlerine klar ve birlikte daha fazla zam an geirm ek istiyor
lar. O zam an, Kath, onlarn gerei syleyip sylem ediklerini an
lam ann bir yolu olm al. Sadece organ balarn ertelem ek iin
z dem ediklerinden em in olm ak lazm . Buna karar verm ek
ne kadar zordur, dnebiliyor m usun? H atta belki k oldukla
rn sanyorlardr, am a gerekte birlikte olm alarnn tek nedeni
sekstir. Ya da sadece holanm lardr birbirlerinden. N e dem ek
istediim i anlyor m usun, Kath? D u ru m u deerlendirm ek ok
zor olur ve her seferinde doru karara varm ak im knszdr. D e
m ek istediim u, karar veren kim olursa olsun, M adam ya da
her kim se, elinde kant olm as gerekir."
Yavaa bam salladm . "Y ani bu nedenle alm alarm z
alyorlard..."
"O labilir. M adam 'm bir yerlerde, rencilerin k k yalar
dan itibaren y ap tk lar alm alarla dolu bir galerisi var. D iye
lim ki iki kii geldi ve birbirlerine k olduklarm sylediler.
M adam her ik isin in de yllar iinde yaptk lar alm alar bu
lur. Benzerlikler var m diye bakar. B irbirlerine uyuyorlar m,
anlar. Kath, unutm a ki onun elind eki alm alar bizim ru h lar
m z yanstyor. K arsnda u yum lu bir ift m i var yoksa aptalca
bir ilik i mi, hem en anlayabilir."
Yine yava yava y rm eye balad m , nereye bastm a
bakm yordum . C evabm bekleyen Tom m y de ad m larm a uy
du.
Son un d a, "E m in d e ilim ," ded im . "S y le d ik le rin elb ette
Bayan E m ily 'n in Roy'a d ed ik lerin e b ir a k lk getiriyor. S a n
rm g z etm en lerim iz in n iin b ize resim ya da b en zeri eyler
yap m an n n em li olduunu s rek li tek rarlad n da a k l
yor."
"K esin lik le. te bu yzden..." Tom m y iini ekti ve kendini
biraz zorlayarak devam etti: "B u yzd en Bayan Lucy hata yap
tn syledi, bana resim yapm am n nem li olm adn syler
ken hata yapm t. Bana acd iin nem li deil dem iti. A m a
iten ie ok nem li olduunu biliyordu. H ailsh am l olm ak bu

zel ansa sahip olm ak dem ekti. Eer M adam 'm galerisine al
m alarm sokam adysan, bu ans tepm i oluyordun."
Bunu syledii anda sz nereye getirm eye altn an la
dm ve rperdim . D urup ona doru dndm , am a ben azm
aam adan Tom m y bir kah k ah a koy verdi.
"B u konuda h aklysam , ansm yitirm i saylrm ."
"Tom m y, yaptn herhangi b ir alm a G aleri'ye gird i mi?
B elki k kken yaptn b ir ey g irm i olabilir."
A m a ban ik i yana sallam aya balam t bile. "H i um ut
verm eyen bir renciydim , biliyorsun. Bir de Bayan Lucy'yle
olanlar var. N iyeti iyiydi, biliyorum . B enim iin zlyordu ve
yard m etm ek istem iti. Buna em inim . A m a eer teorim do
ruysa, o zam an..."
"B u sadece bir teori, Tommy," dedim . "Teoriler nasldr bi
lirsin."
O nu biraz n eelend irm ek istem i am a ses tonum u iyi ayarlayam am tm , hl onun syled iklerini dndm ok bel
liydi. Bir an sonra: "B elk i karar verm ek iin baka yntem ler de
ku llanyorlardr," dedim . "B elk i de sanat bu farkl yntem ler
den sadece biridir."
Tom m y yine ban ik i yana sallad. "N asl b ir yntem ola
bilir? M adam b izim le asla tanm ad. Bizleri hatrlam as im k n
sz. Ayrca tek bana karar verm iyordu bence. O nun hesap ver
dii in san lar da vard m utlaka, H ailsham 'a b ir kez olsun ayak
basm ayan birileri. Bunun zerin e ok dndm , Kath. Her
ey b irb irine uyuyor. G aleri bu y zd en ok nem liydi, bu y z
den gzetm enlerim iz resm e ve iire nem verm em izi, ok al
m am z istiyorlard. Kath, sen ne dnyorsun?"
Biraz d alm tm elbette. A slnda, yatakhanede yalnz kald
m o leden sonray dnyordum , yeni bulduum kaseti
d inlerken gsm e yast dayayp olduum yerde sallanm
ve kapnn eiinde b en i gzleri yal seyreden M adam '. kna
edici bir aklam a bulam ad m bu olay bile Tom m y'nin teori
sine uyuyordu. K ollarm da bebek tuttuum u hayal ediyordum
ben, am a M adam 'm bunu bilm esine im k n yoktu. O na gre,
kollarm da sevgilim i tutuyor olabilirdim . Tom m y'nin teorisi
doruysa, M adam 'm b izim le balants salt daha sonra, k ol

duum uzda organ b alarm z ertelem em izle ilgiliyse, genel


de bize kar souk davranm asna karn, byle b ir sahne kar
snda duygulanm as doald. Btn b u n lar zih n im d e canland
ve hepsini Tom m y'ye an latm ak istedim . A m a ken d im i tuttum ,
n k onun teorisin i ciddiye aldm gsterm ek istem iyor
dum.
"Sen in syled iklerini dnyordum , hepsi b u ," dedim .
"A rtk geri dnm eliyiz. O topark b u lm am z zam an alabilir."
Yokutan aa inm eye baladk, am a hl v aktim iz vard
ve acele etm iyorduk.
Bir sre y rd kten sonra, "Tom m y," dedim , "b t n b u n
lardan Ruth'a b ah settin m i hi?"
Bam ik i yana sallad ve y rm ey e devam etti. Sonunda
cevap verdi: "S o ru n u ki, Ruth hepsine inanyor, eskilerin sy
ledii her eyi ciddiye alyor. Tam am , bildiinden ok daha faz
lasn bild iin i iddia etm ekten holanyor. A m a gerekten in an
yor. Er ya da ge ii daha ileri gt rm ek isteyecektir."
"Yani, sence o..."
"Evet. B av u rm ak isteyecek, am a ayrntlaryla dnm edi
henz. Bizim biraz nce dndm z gibi."
"O n a G aleri hakk m d ak i teorinden hi b ahsetm ed in m i?"
Ban yeniden iki yana sallad am a hibir ey sylem edi.
"O n a teorini an latrsan," dedim , "ve o da kabul ederse...
ey, ok fkelenecek."
Tom m y d nceli grnyordu am a hi sesin i karm ad.
Yeniden dar arka sokaklara gelene dek konum ad, konum aya
baladnda ses tonu bird enbire uysallam t.
"K ath , ben aslnda," dedi, "b a z eyler yapyordum . Belki
gerekir diye. Bunu kim seye an latm adm , Ruth'a bile. Sadece bir
balang."
Tom m y'nin hayali h ayv anlarn ilk o zam an rendim . Yap
t eyleri anlatm aya baladnda -g erek te birka h afta son
rasna kadar resim leri g rm e d im - fazla um utlanm adm . H atta,
itiraf ediyorum ki aklm a ilk gelen, Tom m y'nin H ailsham 'daki
soru n larn n balam asna neden olan resim di; ayrdaki fil res
mi. Tommy, K ulbeler'deki kanepelerden b irin in arkasnda
bulduu, arka kapa olm ayan eski bir ocu k kitabndan esin

lend iin i aklad. K effers', fig rlerin i alakalem eskizlere d


kebilecei k k bir kara kapl defter verm eye ikna etm iti. O
zam an d an beri, Tom m y u fan tastik yaratklarn dan en az on
iki tane yapm t.
"P f noktas, onlar k c k izm ek. M inicik. H ailsham 'dayken aklm a gelm ed i bu fikir. B elki orada yan l yap
tm . O n lar k k izd iin zam an - k i yle yapm ak zorundasn,
n k defterin sayfalar u k a d a rck - ondan sonra her ey d e
iiyor; kendi kend ilerine canlanyorlar adeta. Sonra her biri
iin farkl detaylar izm ek gerekiyor. K end ilerini nasl koruya
bilirler, bir eylere nasl uzanrlar, b u n lar dnm en gerekiyor.
A kas Kath, H ailsham 'da yaptm hibir eye benzem iyor."
En sevdii izim lerin i anlatm aya balad, am a ben kon san
tre olam adm ; Tom m y h ayv anlarn anlatp heyecanlandka
b en de giderek huzursuzlanyordum . O na, "Tom m y," dem ek is
tiyordum , "k en d in i y in e gln durum a dreceksin. H ayali
h ayvanlar m? N eyin var senin?" A m a bunu yapm adm . Sadece
ona ekinerek baktm ve: "K ulaa ho geliyor Tommy," deyip
durdum .
Biraz an lattktan sonra Tommy: "D ed iim gibi Kath,
R u th'un bu h ayvanlard an haberi yok," dedi. Bunu syleyince
dier her eyi, n celikle niin onun h ayvanlarndan sz ettii
m izi hatrlad ve y z n d eki enerjik ifade kayboldu. Yine sessiz
lik iinde y rm ey e baladk, ana caddeye geldiim izde sessiz
lii bozdum :
"P eki, Tommy. Teorinde d oruluk pay olsa bile, renm e
m iz gereken ok ey var dem ektir. Bir kere, bir ift nasl b av u
ruda bulunabilir? N eler yapm alar gerekir? D oldurabileceim iz
bir form falan yok elim izde."
"B en de b tn b u n lar dndm ." Sesi yin e fslt gibi ve
ciddi kyordu. "G rebild i im kadaryla b av u rm an n tek bir
yolu var. Bu da M adam ' b u lm ak tan geiyor."
Sylediini biraz dndm , sonra, "O kadar kolay olm a
yabilir," dedim . "M ad am hakkn d a hibir ey bilm iyoruz. A d
n bile bilm iyoruz. N asl biri olduunu hatrlyor m usun? O na
yak lam am zd an hi holanm azd. Onu bulm ay b aarsak bile,
b ize yard m c olacan sanm yorum ."

Tom m y iini ekti. "B iliy oru m ," dedi. "San rm vaktim iz
var. H ibirim izin acelesi yok."
Otoparka dndm zde gkyz bulutlanm t ve hava gide
rek serinliyordu. Dierleri henz grnrde yoktu, bu nedenle
Tomm y'yle ben srtm z arabaya yasladk ve m ini golf sahasn
seyretm eye baladk. Saha bom botu ve kk bayraklar rzgr
da dalgalanyordu. A rtk M adam , G aleri ya da benzer baka ko
nulardan konum ak istem iyordum , bu yzden Judy Bridgewater
kasetim i kk torbasndan kardm ve iyice inceledim.
"B an a bunu aldn iin teekkr ed erim ," dedim .
Tom m y glm sedi. "K aset ku tu su n a nce ben baksaydm ,
sen de p lak larn bana geseydin, ben bulurdum onu. Zavall
k k Tom m y'nin ans yoktu."
" n em li deil. K aseti bulduysak, bun un sebebi onu aram a
y nerm endir. Bu kayp eya kesi konusunu unutm utum
ben. Ruth yle konum aya balaynca canm ok sklm t. Judy
Bridgewater. Eski dostum benim . San k i hi ayrlm am z gibi.
A caba kim alm t onu benden?"
Bir an dnp dierleri geliyor m u diye sokaa baktk.
"B iliyor m usun," dedi Tommy. "R u th yle konum aya bala
ynca, senin ne kadar zldn grdm ..."
"U nut gitsin, Tommy. A rtk iyiyim . Ruth dndnde de
bu konuyu am ayacam ."
"H ayr, b en im sylem ek isted iim bu deildi." A rabaya
yaslan m ak tan vazgeip doruldu, dnp bir ayan n lastie
yaslad, test ed erm i gibi bastrd. "D em ek istediim , Ruth yle
konum aya balaynca, senin o porno dergilere niin yle bakt
n anladm . Tam am , anladm dem eyeyim . Bu sadece bir teori.
Teorilerim den biri. A m a Ruth'un d ed iklerini duyunca, birden
talar yerli yerine oturdu."
Bana baktn biliyordum , am a baklarm nm e diktim
ve hi tepki verm edim .
"A m a hl anlayam yorum , K ath," dedi sonunda. "R uth'un
d edikleri doru olsa bile, ki bence doru deil, niin olas m od e
lin i o porno dergilerde aryordun? N iin m od elin in o kzlard an
b iri olduunu dnyorsun?"

O m uz silktim , hl Tom m y'nin y zn e bakm yordum .


"A n lam olduunu iddia etm iyorum ," dedim . " ylesine b ak
yordum ." A rtk gzlerim e yalar dolm aya balam t, onlar
Tom m y'den gizlem eye altm . A m a, "S e n in can n o kadar s
kyorsa, bir daha yapm am ," derken sesim titredi.
Tomm y gzyalarm grd m bilm iyorum . Zaten yanm a
yaklap om uzlarm sevecenlikle sktnda, gzyalarm kon
trol altna alm tm . D aha nce de om uzlarm byle skm t,
zel ya da yeni bir hareket deildi bu. A m a nedense kendim i
daha iyi hissetm em i salad ve ksa bir kahkaha attm . O zam an
om uzlarm brakt, am a srtm z arabaya dnk, birbirim ize
ok yakn, neredeyse dokunacak kadar yakn durm aya devam
ettik.
"Tam am , bu yaptm z an lam sz," dedim . "Am a hepim iz
m od elim izin kim olduunu m erak ediyoruz, yle deil m i? S o
nuta, b u g n buraya bu nedenle geldik. H epim iz m erak ediyo
ru z."
"K ath , biliyorsu n d eil m i, seni kazan dairesinde grd
m d en kim seye bahsetm ed im . N e Ruth'a an lattm ne bakas
na. A m a anlam yorum . D erd in i anlayam yorum ."
"P ek i Tommy. Sana anlataym . B eni d in led ikten sonra bile
an lam sz gelebilir her ey, am a m adem srar ediyorsun an lata
ym . Bazen, arada bir, sevim ek isted iim d e ok gl eyler
hissediyorum . Birden bu istek b tn ben liim i kaplyor, bir-iki
saat boyun ca korkutucu bir hal alyor. yle ki, K effersTa bile
yapabilirim o ii, durum bu kadar kt yani. te bu yzden...
Bu y zd en H ughie'yle b irlikte oldum . O liver'la da. D uygusal
b ir ey h issetm ed im . O nlard an pek h olanm yorum bile. Sonra,
h er ey olup bittikten sonra ok korkutucu eyler hissediyorum .
Bu y zd en dndm ki, yani, bun un b ir nedeni olm al. Bende
b ir soru n olm al." Sustum , am a Tom m y hibir ey sylem eyince
devam ettim : "B u yzd en dndm ki, u dergilerden birinde
onun fotorafn grrsem , her ey ortaya km olur. Yani, b e
n im neden byle olduum bir ekilde akla kavuur."
"B en de b azen yle oluyorum ," dedi Tommy. "B azen ger
ekten yapm ak istiyorum . San rm herkes ayn eyi hisseder, ta
b ii kend ilerine kar drstlerse. Bence sende b ir acayiplik yok,

Kath. A slnda, ben de sk sk yle hissediyorum ..." C m lesini ya


rda kesti ve g lm eye balad, am a ben ona katlm adm .
"B en farkl bir eyden sz ed iyoru m ," dedim . "B aka in san
lar izledim . O nlar sevim ek iin havaya giriyorlar, am a bu y z
den bir eyler yapm yorlar. Benim yaptm trden eyleri hi
yapm yorlar, H ughie gibileriyle yatm yorlar..."
Yeniden alam aya balam olabilirim , n k Tom m y'nin
kolunu om zu m a attn hissettim . N e kadar zg n olsam da,
nerede olduum uzu unutm adm ve Ruth'la dierleri kp gelir
lerse, b izi burada bu halde grdklerinde bile yan l anlam aya
caklarn kendim e hatrlattm . H l yan yanaydk, arabaya yasla
nyorduk, b en im b ir eyden dolay zld m ve Tom m y'nin
b en i sakin letirm eye altn an larlard. Sonra Tom m y'nin
yle ded iini duydum:
"B en ce bu kt bir ey olm ak zoru nd a deil. B irin i bulunca
Kath, gerekten birlikte olm ak isted iin b irin i bulunca, ok g
zel olabilir. G zetm enlerim izin bize ne d ed iini hatrlyor m u
sun? D oru in san bulursan, kend ini ok iyi h issed ersin."
Tom m y'nin kolunu ekm esi iin om uzum u salladm , sonra
derin b ir nefes aldm . "U n utalm gitsin," dedim . "Zaten, o hale
geldiim zam an kend im i kontrol etm ekte artk ok daha b aar
lym . Bu yzden, unu talm gitsin."
"K ath, o d ergilere b akm an yine de aptalca b ir ey."
"Aptalca b ir ey, evet. Tommy, kapatalm bu konuyu. Ben ar
tk iyiyim ."
Dierleri ortaya kana kadar nelerden sz ettik hatrlam yo
rum. O ciddi konulara bir daha girm edik, dierleri bir eyler sez
m i olsalar bile yorum yapm adlar. K eyifleri yerindeydi, zellik
le Ruth, daha nceki kt sahneyi unutturm aya kararlyd. Bana
yaklat ve yanam a dokundu, bir aka yapt, arabaya oturduk
tan sonra da neeli havay korum aya zen gsterdi. O ve Chrissie, M artin'le ilgili her eyi kom ik bulm ulard ve artk onun da
iresinden km olduklar iin, aka glm ekten keyif alyorlar
d. Rodney ayplar grnyordu ve Ruth ile C hrissie'nin ona takl
m ak iin abartl davrandn anladm . H er ey iyi niyetle yapl
yordu grnte. A m a eskiden yapt akalar ve gnderm eleri
Tommy'yle bana hi aklam ayan Ruth, bu sefer ikide bir benden

yana dnp neden bahsettiklerini zenle anlatm aya balam t.


Bir sre sonra skc olm aya balad, nk arabada sylenen her
ey bizim -y a da en azndan b e n im - yararm z iin syleniyor
gibiydi sanki. A m a Ruth'un bu kadar abalam asndan m em nun
dum . Tomm y ve ben, Ruth'un daha nce bize kt davrandn
anladn ve bu ekilde zr dilem eye altn fark etm itik.
Ruth, tpk yolculuun bandaki gibi aram zda oturuyordu, ama
dn yolculuu boyunca benim le konutu, sadece arada bir
Tom m y'yi hafife sktrm ak ya da pm ek iin br yanm a dn
d. H erkesin keyfi yerindeydi ve kim se Ruth'un olas m odelin
den ya da benzer bir eyden sz am ad. Ben de Tom m y'nin ba
na ald Judy Bridgewater kasetinden hi sz etm edim . Ruth'un
eninde sonunda reneceini biliyordum , am a henz renm esi
ni istem iyordum . Eve dn yolculuum uzda, u zun ve bo yolla
ra karanlk kerken, m zn yine yaknlatm z h issettim
ve hibir ey bunu bozm asn istedim .

On Altnc Blm

N orfolk yolculuum uzla ilg ili tu h af bir detay da, dndkten


sonra hakknd a neredeyse hi konum aym z oldu. yle ki,
bir sre bizim orada neler yaptm za d air d ed ikodular dolat
etrafta. Buna ram en sessizliim izi koruduk ve sonunda in san
lar sorm ay brakt.
N eden byle olduunu hl bilm iyorum . Belki her eyin
Ruth'un verecei karara bal olduunu, neler syleyeceim ize
onun karar vereceini dnyor, ondan gelecek iareti b ek li
yorduk. Ruth da u veya bu nedenle -b e lk i olas m odeli hak
knda konum aya utandndan, b elki de sadece gizem den ho
land i in - konuyu hi am yordu. K endi aram zda bile bu
yolculuktan sz etm ekten kam yorduk.
Bu gizem li hava, Tom m y'nin bana Judy Bridgew ater kaseti
ni aldn Ruth'tan gizlem em i kolaylatrd. K aseti saklayacak
kadar ileri gitm ed im aslnda. Hep koleksiyonum da, sprge
liin yan n d aki k k kaset yn larnd an b irin in iindeydi.
A m a ynn en stnde olm am asna d ikk at ediyordum . K ase
ti Ruth'a gsterm eyi ok istediim zam an lar oldu, arkada bu
albm alarken onunla birlikte H ailsham 'daki an larm zd an
sz etm ek istedim . A m a N orfolk yolculuum uz giderek gem i
e gm ldke, k aset de bana sululuk duygusu veren bir srra
dnt. Tabii sonunda Ruth kaseti grd, ok daha sonra oldu
bu, stelik kt bir zam anda buldu kaseti, am a talih bazen in
sana byle oyu nlar oynuyor.
lkbaharla birlikte, eskilerden giderek daha fazla kii ei

tim grm ek iin aram zd an ayrlm aya balad; her zam an ki gibi
sessiz sedasz gitseler de, gid enlerin saysndaki arttan dolay,
g ittiklerin i fark etm em em iz m m k n deildi. Byle gidilere
tank olduum uzda neler hissediyorduk, bilm iyorum . San rm
ayrlan lara biraz zeniyorduk. San k i onlar daha byk, daha
heyecan l bir dnyaya gidiyorlard. A m a kukusuz, ayrllar bi
ze giderek daha ok huzu rsu zlu k verm eye balad.
Sonra, san rm N isan aynda, A lice F. adl arkadam z Hailsh am g ru bu nd an ayrlan ilk kii oldu. O ndan ksa sre sonra
da Gordon C. gitti. H er ikisi de eitim lerin e balam ak iin b a
v urm u lard ve aram zd an gler yzlerle ayrldlar, am a ondan
sonra, K ulbeler'deki atm osfer en azndan b izim grup iin ta
m am en deiti.
E skiler de bu pe pee ay rlk lard an etkilen m i gibiydi ve
b elk i de bun un dorudan bir sonucu olarak, N orfolk'tayken
C hrissie ve R od ney'nin anlatt trden d edikodular yeniden
dolam aya balad. lk enin baka yerlerinde baz rencilerin
sadece k old uklarn k an tlad k lar iin ertelem e aldklar sy
leniyordu, stelik dedikodulara b aklrsa b un larn arasnda Hailsh a m la hi balants olm ayan renciler de vard. N orfolk'a
birlikte gitm i olan b eim iz bu konum alara katlm adk: Bir za
m an lar bu tr konum alarn m erkezinde b ulun an C hrissie ve
Rodney bile d ed ikod ular y k sek sesle anlatldnda h u zu rsu z
ca balarn dier yne evirdiler.
"N orfolk etk isi" Tom m y'yle beni bile ele geirm iti. Geri
dndkten sonra, yalnz kald m z zam an her frsatta onun
G aleri'yle ilgili teorisi hakkn d a konuuruz sanm tm . A m a
bilem ed iim bir nedenle -ik im iz in de suu d e ild i- bu dn
cem asla gereklem edi. Sanrm sadece bir istisna oldu: Bir sa
bah K azevi'nde bana hayali h ayv anlarn gsterdii gn.
K azevi d ediim iz am bar K ulbeler arazisin in kysm dayd ve
ats s rekli akt, kaps asla m enteelerine otu rm ad iin,
lk aylarda iftlerin ba baa k alm ak iin kap geldii bir yer
olm aktan teye gitm em iti. O zam an lar tek bam a u zun y r
ylere km aya balam tm ve sanrm bu y ry lerim den
birind e, tam K azevi'ni birka adm gem itim ki Tom m y'nin b e

ni ard n duydum . Dnp baktm da, plak ayaklaryla


kocam an su b irik in tilerin in arasndak i b ir para ku ru zem inin
zerine b ecerik sizce tnem i olduunu grdm , b ir eliyle am
b arn duvarna tu tu narak dengesini korum aya alyordu.
"B otlarn a ne oldu, Tom m y?" diye sordum . plak ayaklar
dnda, zerind e her zam an giydii kaln ceketi ve kot pantolo
nu vard.
"Ben, anlarsn ya, resim yapyordum ... Gld, K effers'm her
zam an yannda tad siyah kapakl not defterlerine benzeyen
kk bir d efteri havaya kaldrd. N orfolk gezisin in zerinden
iki ay gem iti am a not d efterini grr grm ez durum u an la
dm. Yine de Tom m y yle diyene dek bekledim :
"stersen sana gstereyim , Kathy."
kn tl zem in in zerinde srayarak nden gitti, beni Kazevi'ne soktu. K aran lk olacan sanm tm , fakat gne
at pencerelerind en ieri akyordu. D uvarlard an b irin in nne
son birka yld r atlan m obilyalar ylm t; krk m asalar, sa
aklar, byle eyler. A n lalan Tommy, dolgu m alzem esi siyah
plastik kaplam asndan frlam ik i k iilik b ir kanepeyi odann
ortasna ekm iti ve tahm in im ce ben oradan geerken bu kan e
peye otu rm u resim yapyordu. K anep en in hem en yannda W el
lington m arka b otlar yan devrilm i yatyor, futbol oraplar bot
larn iinden b alarn karm bakyordu.
Tom m y kan epenin zerin e atlad, ayak b ap arm an ov u
turm aya balad. "K u su ra bakm a, ayaklarm b iraz kirli. Fark
etm eden zerim d ekileri karm m . G aliba ayam kestim
im di de. Kath, b u n lar grm ek ister m isin? Ruth geen hafta
grd hepsini, o zam and an b eri sana da gsterm ek istiyordum .
Ruth'tan baka hi kim se grm edi bunlar. Gel de bak, Kath."
H ayvanlarn ilk kez o zam an grdm . N orfolk'ta bana on
lardan sz ettii zam an, hayalim de ocu klu unda yapt re
sim lerin k lt lm halleri canlanm t. Bu yzden resim lerin
detaylar b en i hayrete drd. H atta hayvan resim leri olduk
larn hem en anlayam adm . lk izlen im im , arka kapa k artl
m b ir radyonun iine b ak m ak gibiydi; m in ik kanallar, kvrlp
bk len ince kablolar, m inyatr vid alar ve arklar saplantl bir
kesin likle resm ed ilm iti. n nzd eki resm in bir arm adillo ya

da rnein b ir ku olduunu, an cak sayfay y zn zden u zak


latrnca anlyordunuz.
"B u ikin ci d efterim ," dedi Tommy. "lk defteri kim seye asla
gsterm em ! Bu ii kv rm ak epey zam an m ald."
im d i kan ep eye y aslan m , ayana orabm geirm eye a
lyor ve elin d en geld iin ce sak in d avranyordu, am a tep kim i
en d ieyle b ek led i in i biliyord u m . Y in e de, alm alarn iten
lik le vm ek gelm ed i iim d en. B elki en d ielen m em in b ir n ed e
ni, yapt resim ler y z n d en b an n y in e belaya girebilece i
dncesiyd i. A m a b ir ta raftan da, grd m bu resim ler g
zetm en lerin b iz e H ailsham 'd a rettik lerin d en o kad ar farkly
d ki, ne d n ece im i bilem iyord u m . yle b ir ey syledim :
"Tan rm , Tommy, b u n la r yapm ak iin nasl konsantre ol
m an gerekti k im bilir. Bu kta bu kadar u fak eyleri nasl gre
bild in, ayorum ." Sayfalar evirdike, belki de hl syleyebi
leceim en doru eyi aradm iin, sonunda: "M ad am b u n lar
grseydi ne derdi acaba?" deyiverdim .
Bunu aka olarak sylem itim , Tom m y de ks ks glerek
cevap verdi, am a hava deim iti. D efterin sayfalarn ev irm e
ye devam ettim - e y re i d olm u tu -, onun y z n e bakm yor,
M adam 'dan sz ettiim iin p im an lk duyuyordum . Sonunda
Tom m y'nin:
"O grm eden nce ok daha iyi olm am gerekir san rm ,"
ded iini duydum.
Bu, izim lerin in ne kadar g zel olduunu sylem em iin
b ir ipucu m uydu bilm iyorum , am a artk nm deki sayfalarda
grdm fan tastik yaratklara gerekten ilgi duym aya ba
lam tm zaten. N e kadar k arm ak ark ve m etalik figrler ol
salar da, her birin d e sevim li, h atta savunm asz bir yan vard.
Tom m y'nin N orfolk'ta bana syledii bir eyi hatrladm . O n la
r yaratt srada bile ken d ilerini koru yabilirler m i, u zanp bir
eyi alabilirler m i diye dnm t ve ben de onlara bakarken
ayn kayglar tayordum . Yine de, anlayam adm bir neden
den dolay, bir ey beni resim leri vm ekten alkoydu.
"H er neyse, hayvanlar izm em in nedeni byle eyler de
il, b en sadece on lar izm ekten holanyorum . Kath, acaba bu
nu b ir sr olarak sak lam al m ym ? D nyorum da, b elki in

san larn bu resim leri bilm esin d e saknca yoktur. H an nah hl


suluboya yapm aya devam ediyor, eskilerin ou b ir eyler yap
yor. Yani herkesi dolap on lara resim lerim i gstereceim dem i
yorum . A m a dnyorum da, yani, bunu bir sr olarak sakla
m am iin hibir sebep yok artk."
Sonunda y z n e bakp gerekten iim den gelerek konu
m ay baard m : "Tom m y, hibir neden yok, hi neden yok." de
dim . "B u n lar gzel. G erekten, gerekten ok gzel. H atta asl
b u n lar burad a sak lam an gerekten aptalca."
Cevap verm edi, yznd e bir glm sem e belirdi, san ki ken
disi hakknd a yaplan bir aka houna gitm i gibiydi. O nu ne ka
dar mutlu ettiim i anladm . Bundan sonra fazla konum adk. Sa
nrm ok gem eden VVellingtonlarm ayana geirdi ve birlikte
K azevi'nden ayrldk. D ediim gibi, o ilkbahar boyunca, teorisi
hakknd a Tom m y'le son kez o g n konutuk.
Yaz geldi, Kulbeler'e geliim izin zerinden tam bir yl gem i
ti. Yeni bir grup renci m inibsle Kulbeler'e geldi, am a hibiri
H ailsham l deildi. Bu bir anlam da rahatlatcyd bizim iin: Sa
nrm hepim iz taze bir grup H ailsham l rencinin olaylar daha
da karm aklatrm asndan endieleniyorduk. Fakat en azndan
benim iin, H ailsham l rencilerin ortaya km am as, H ailsham 'n artk iyice gem ite kaldn ve eski grubum uzla aram z
daki balarn iyice zayfladn gsteriyordu. Bunun sebebi sade
ce H annah gibilerin A lice rneini takip edip eitim e balayacak
larndan sz etm esi deildi. Bakalar, m esela Laura, H ailsham l
olm ayan erkek arkadalar bulm ulard ve onlarla aram zda eski
balar olduunu kolayca unutabiliyorduk.
Bir de Ruth'un H ailsh am 'la ilg ili eyleri unutm u gibi rol
yapm as vard. Tam am , b u n lar ou nlu kla ufak, nem siz eyler
di, am a giderek daha ok sinirim e dokunm aya balam lard.
M esela bir keresinde, Ruth, ben ve eskilerden birka kii, u zun
bir kahvaltdan sonra m utfaktaki m asan n etrafnda otu ruyor
duk. Eskilerden b iri akam yatm adan nce p ey nir yerse gece
rahatsz olduunu anlatyordu, ben de Ruth'a dnp: "Bayan
G eraldine de bize ayn eyi sylerdi, hatrlyor m usun?" dedim .
ylesine sylem itim bunu ve Ruth'un tek yapm as gereken

g l m sem ek ya da bam sallam akt. A m a o bana ifadesiz bir


suratla bakt, neden bah setti im i hi an lam am gibiydi. Sonun
da dierlerine: "G zetm en lerim izd en b iri," diye aklam a yap
tm da, Ruth san ki ancak h atrlam gibi k alarn atp ban
sallad.
O srada bir ey sylem edim , am a bir baka seferinde tepki
siz kalm adm . Bir akam , harabeye dnm otobs duranda
oturuyorduk. te o zam an sinirlendim , n k bu oyunu eski
lerin nnde oynam ak baka bir eydi, ik im iz yalnzken, ken
di aram zd a konuurken oynam ak baka bir ey. Laf arasnda,
H ailsham 'daki ravent tarhndan gle giden k estirm e yolun bize
yasak olm asndan b ahsetm itim . Ruth kafas karm gibi bir
ifade taknnca, "Ruth, unutm u olm an im k n sz," dedim . "O
yzd en, byle davranm ay brak."
B elki ipleri bu kadar sert ekm eseyd im -b e lk i ii akaya
v u ru p lafm a devam e tsey d im - ne kadar sam a davrandn
fark eder ve glerdi. A m a ona ktm iin fkeli gzlerle ba
na bak t ve:
"N e nem i var ki?" dedi. "R aven t tarhnn b un larla ne
alakas var? N e an latacaksan anlat."
G e oluyordu, yaz akam gzden kaybolm ak zereydi,
gk g r lt l san aktan sonra eski otobs dura kfl ve
nem liydi. Bu y zd en b u n larn niin nem li olduunu akla
m aya kalkm ad m . L af u zatm ad an tarttm z konuya kald
m z yerden devam ettiysem de, artk aram zda bir gergin lik
vard ve bunun, elim izin altnd aki zor konuyu zm ekte bize
faydas olm ad.
A m a o akam ne hakkn d a konutuum uzu anlatm ak iin,
biraz gerilere gitm em gerek. H atta birka h afta geriye gitm eli
yim , yazn ilk haftalarn a. Eskilerden biriyle ilikim vard, Lenny adl bir olanla. A kas seks ilikisiydi. A m a o aniden ei
tim in e balam aya karar verdi ve gitti. Bu da b en i rahatsz etti
ve o dnem de Ruth bana ok iyi davrand, olay fazla by tm e
den bana gzku lak oldu, ne zam an hz nlensem beni neelen
d irm ek iin yanm dayd. Ayrca b en im iin k k h oluklar da
yapt; bana sandvi hazrlam ak ve tem izlik sras bendeyken ye
rim e gem ek gibi.

Lenny gittikten iki h afta sonra, gece yars, ikim iz b en im a


tdaki odam da oturm u, ay iip sohbet ediyorduk. Ruth b en im
Lenny'yle ilg ili eylere g lm eye balam am salam t. O kadar
kt bir olan deildi, am a Ruth'a onunla ilgili zel eyler an
latm aya baladm da, san ki L enny'nin yapt her ey ok k o
m ikm i gibi gelm eye balad ve ikim iz gldk de gldk. Son
ra Ruth, yerde, kede st ste duran kasetlerim in zerinde
parm an dolatrm aya balad. Bunu dalgnca yapyor ve g l
m eye devam ediyordu, am a daha sonra onun kasetlere bilerek
baktnd an phelenm eye baladm ; b elk i gnler nce fark et
m iti, b elk i em in olm ak iin incelem iti, b elk i kaseti "b u lm a k "
iin en iyi zam an beklem iti. Yllar sonra bu konuyu Ruth'a
tlattm ve b en im neden bah settiim i anlam ad, yani b elki de
yanlm m dr. H er neyse, o gece ne zam an zavall Lenny'yle
ilgili k k b ir detaydan sz etsem ik im iz de k ah kah alara b o
uluyorduk, derken aniden fi prizden ekilm i gibi oldu. Ruth
h alm n stnde yanlam asna yatyor, lo kta kasetlerin srt
larn d aki isim lere bakyordu. Sonra Judy Bridgew ater kaseti eli
nin iinde belird i. Bana sonsuzm u gibi gelen b ir sessizlikten
sonra:
"B u ne zam and an beri var sende?" diye sordu.
O labildiince yansz bir tavrla, o g n Ruth dierleriyle b ir
likteyken Tom m y'yle kaseti bulduum uzu anlattm . K aseti in ce
lem eye devam etti ve:
"Y an i bunu Tom m y senin iin buldu ," dedi.
"H ayr, ben buldum . nce ben grdm ."
"k in iz de b ana bir ey sylem ed iniz." O m uz silkti. "E n
azndan, syled inizse bile ben duym adm ."
"N orfolk hakkn d a sylenenler gerek," dedim . "G erekten
de ngiltere'nin kayp kesi, yani."
Birden Ruth'un bu gnderm eyi h atrlam am a num aras ya
paca aklm a geldi, am a o d nceli b ir ifadeyle ban sallad.
"O srada hatrlam alyd m ," dedi. "B elk i k rm z earbm
bulurdum ."
k im iz de gldk ve h uzu rsu zlu k geti gitti sanki. A m a
Ruth'un hibir ey sylem eden kaseti yerine koym as, olayn h e
nz bitm ed iini dndrd bana.

Bundan sonra, konum am za yeni k efin in nda Ruth


m u yn verdi, yoksa sohbetim iz zaten o ynde gidiyordu da
Ruth laflar isted ii yne ekebileceini m i sand, bilm iyorum .
Yeniden Lenny'den sz etm eye - z e llik le de nasl sevitiine
d air d etay lard an - ve y in e glm eye baladk. Bu esnada, Ruth
n ihayet kaseti bulduu ve bu olay by tm ed ii iin iim rahat
lam t sanrm , bu yzd en gerektii kad ar d ikk atli d avranm
yordum . nk ok gem eden, Lenny'ye deil, Tom m y'ye g l
m eye baladk. Bata iyi niyetliydik, Tom m y'den efkatle sz
ediyorduk her ik im iz de. A m a sonra onun h ayvan izim lerine
g lm eye baladk.
D ediim gibi, Ruth laf bilerek m i buraya getirdi, b ilm iyo
rum . D r st olm am gerekirse, h ayvan resim lerind en ilk sz
eden o m uydu, bu n d an bile em in d eilim . A m a konuyu at
m z and an itibaren, ben de en az onun kadar ok glm eye ba
ladm ; resim lerd en b irin d ek i hayvanck don giym i gibiydi, bir
dierin i izerken yolda ezilm i b ir kirpid en esin len m iti belli
ki. San rm o konum a srasnda hayvan resim lerin in gzel
olduunu, on lar yapm akta ok b aarl olduunu sylem em
gerekirdi. A m a bunu yapm adm . Bir nedeni kasetti, akas
Ruth'un resim leri ve tad klar baka an lam lar ciddiye alm a
m asndan da m em nundum . San rm gecenin sonunda nihayet
ayrlrken, b irb irim ize her zam an kin d en daha yakn hissediyor
duk. O dam d an km ad an nce yanam a dokundu ve: "M o rali
ni hep y k sek tutm an ok iyi bir ey, Kathy," dedi.
Bu nedenle birka g n sonra k ilisen in avlusunda olanlara
h azrlk l deildim . O yaz Ruth, K ulbeler'den yaklak yarm
m il u zaklk ta h arika b ir eski kilise kefetm iti. Y kk dkk k ili
senin arka tarafn d aki bakm sz bahede, otlara karm ok es
ki m ezar talar vard. Yabani bitkiler her yan kaplam t, am a
gerekten sakin, huzurlu bir yerdi, Ruth oku m ak iin ounluk
la oraya gidiyor, arkad aki dem ir p arm ak lk larn yan n d aki b
y k st aacnn altn d aki b an k a otu rup kitabn okuyordu.
Balarda bu gelim e p ek houm a gitm em iti, b ir yaz nce K u
lbelerim nndeki im lerd e hep birlikte otu rurdu k. Yine de,
y r y lerim srasnda yolum oraya derse, Ruth'un by k
olaslkla orada olduunu bilir, alak ahap kapdan geip yaba

ni allk lar arasndan, m ezarlarn yan n d an y rrd m . O g n


leden sonra, hava lk ve sakindi. M ezar talarn d aki isim leri
okuyarak dalgn d algn y rrk en, st aacnn altnda sade
ce Ruth'un deil, Tom m y'nin de oturduunu grdm .
Tom m y b ir ayan b an k n pasl kolana dayam , kas
esnetm e egzersizi yaparken Ruth b an kn stnde oturuyor, k o
nuuyorlard. yle ok nem li b ir eyden konuuyor gibi gr n
m yorlard, ben de y an larn a gitm ekte hi tereddt etm edim .
Belki beni selam lay biim lerind en bir eylerin ters gitti in i an
lam alydm , am a b elirg in b ir tavrla karlam ad m a em inim .
O nlara anlatm aya can attm b ir dedikodu duym utum -y e n i
gelenlerden b iri h a k k n d a - ve bylece b ir m ddet konutum
durdum , onlar sadece b alarn sallad lar ve ksa soru lar sordu
lar. Bir m ddet sonra b ir eylerin yolunda gitm ed iin i fark et
tim ve durup: "K onum anz m bldm ?" diye sorarken bile,
yin e akayla kark konuuyordum .
A m a sonra Ruth u n lar syledi: "Tom m y bana by k te
orisin i anlatyordu. Sana zaten anlatm . ok u zu n zam an nce.
A m a im di ltfedip ben im le de paylayor," dedi.
Tommy derin bir nefes ald, tam bir ey syleyecekken Ruth
yapm ack bir fsltyla: "Tom m y'nin Byk Galeri Teorisi!" dedi.
Sonra ik isi birden bana baktlar, san ki im di her ey ben im
kontrolm deydi ve biraz sonra neler olaca bana balyd.
"K t b ir teori deil," dedim . "D o ru da olabilir, b ilem iyo
rum . Sen ne diyorsun Ruth?"
"B u Tatl O lan'n azndan alm ak iin ok u ram ak zo
ru nda kaldm . Bana anlatm ay pek istem iyordun, deil m i ba
lm peteim ? A ncak ben zorlaynca, b tn bu sanat eserlerinin
ardnda neler yattm anlatt."
Tom m y suratn asarak, "Sad ece o nedenle resim yapm yo
ru m ," dedi. Aya hl b ankn kolana dayalyd ve esnem e
h areketlerin i yapm aya devam ediyordu. "Tek dediim , eer G a
leri h ak km d aki teorim doruysa, o zam an hayvan resim lerim i
oraya koym aya ala..."
"Tom m y, tatlm , arkad am zn nnde kendini k k
drm e. Y alnzken yapabilirsin, sorun olm az. A m a sevgili
K ath y'm izin nnde yapm a."

"N ed en b ir aka gibi alglanyor anlam yorum ," dedi


Tommy. "E n az bak alarm m k i kadar iyi bir teori."
"B en im tatl, bal ekerim , in san larn kom ik bulacaklar, teo
rin deil ki! Teorini benim seyebilirler, bu ok doru. A m a senin
u k k h ayvan resim lerin i M adam 'a gsterm e fikrin..." Ruth
g l m sed i ve ban ik i yana sallad.
Tom m y hibir ey sylem edi ve esnem e h areketlerin i yap
m aya devam etti. Onu savu nm ak isted im ve Ruth'u fazla kzd r
m adan Tom m y'nin kend isini daha iyi h issetm esin i salayacak
doru cm leleri aryordum ki, Ruth syleceini syledi. O sra
da da kt bir hava esti, am a k ilise avlusundaki o gnn yan
klarn n nerelere kad ar u zanacan asla tahm in edem ezdim .
Ruth yle dedi:
"Sad ece b en d eilim , tatlm . K athy de senin hayvan resim
lerin i sam a buluyor."
Yapm ak isted iim ilk ey in kr etm ek, sonra da sadece
glm ekti. A m a Ruth'un konum asnda otoriter bir hava vard
ve onun szlerinin gerisinde b ir eyler olm as gerektiin i an la
yacak kadar iyi tanyorduk b irbirim izi. Bylece sesim i k arm a
dm , am a zih n im d elicesine gem ii tarad ve Ruth'la elim izde
ay bard aklaryla odam da konutuum uz geceyi hatrlaynca,
dehet iinde kaldm . Sonra Ruth konutu:
"n sa n la r senin u k k hayvan resim lerin i aka gibi gr
dkleri srece sorun yok," dedi. "A m a sakm onlara ciddi oldu
unu gsterm e. Ltfen."
Tom m y im d i durm u, sorgulayan gzlerle bana bakyor
du. Birden tekrar bir ocua dnm t, m askesi yoktu ve gz
lerinde ok karan lk, skn tl bir ey grebiliyordum .
Ruth devam etti: "B a k Tommy, an lam alsn ," dedi. "Kathy'yle b en im sana g lm em iz hi nem li deil. nk sadece biziz sonuta. A m a ltfen, b akalarm bu ie kartrm a."
O dakikalar tekrar tekrar dndm. Syleyecek bir eyler
bulm am gerekirdi. Tommy byk olaslkla bana inanm ayacak ol
sa bile, inkr etm eliydim . Her eyi aka anlatmaya alm ak da
ok zor olurdu. A m a bir eyler yapabilirdim . Ruth'a kar kabi
lirdim , onun olaylar arpttn syleyebilirdim. Glm olsam
bile, onun im a ettii anlam da glm ediim i anlatabilirdim . Hatta

Ruth'un gzleri nnde Tom m y'yi kucaklayabilirdim . Bu ok da


ha sonralar, yllar sonra aklm a gelen bir ey, am a sanrm o sra
da nasl biri olduum u ve birlikte nasl bir l oluturduum uzu
dnrsek, gereki bir seenek deildi. A m a onu kucaklam am
ie yarayabilirdi, nk szler bizi daha da aalara ekerdi.
Am a ne bir ey syledim , ne bir ey yaptm. Bunun bir ne
deni, Ruth'un byle bir oyun oynam asnn yaratt aknlkt.
im i yorgunluun kapladm hatrlyorum , gzlerim in nnde
ki karm aa karsnda bir tr bitkinliin penesine dm tm .
Beyniniz yorgunken bir m atem atik problem ini zm eye al
m ak gibiydi, bir zm olduunu bilirsiniz, am a onu bulm aya
harcayacak enerjiniz yoktur. im de bir ey vazgeti. Bir ses: "Ta
m am , brak en ktsn dnsn. Brak yle dnsn, brak,"
diyordu. Sanrm Tomm y'ye de bu vazgei ifadesiyle baktm :
"Evet doru, baka ne bekliyordun ki?" derm i gibi. ok net ha
trlyorum , Tom m y'nin yznde beliren fke bir an iin kaybol
du, bana hayretle bakm aya balad, san ki parm akln zerinde
birden karsna km , ender bulunan bir kelebee bakyordu.
G zyalarna boulacam ya da kend im i kaybedip ba
rp arm aya balayacam sandm diyem em , am a dnp git
m eye karar verdim . Ayn gn leden sonra bile, byle ekip
gitm em in kt b ir hata olduunu anladm . Tek syleyebilece
im u; o anda b en i en ok korkutan ey, ikisind en b irin in nce
davranp ekip gitm esi ve dieriyle yaln z kalm akt. N eden b il
m iyorum , am a aram zd an yaln zca b ir kii fkeyle ekip gidebi
lirm i gibi geldi bana ve giden ben olaym istedim . Bu nedenle
arkam dndm ve geldiim ynden geriye, sert adm larla y
rdm . M ezarlarn yanndan, alak ahap kapdan getim ve
birka dakik a boyun ca zafer k azan m gibi h issettim kendim i.
San ki ikisi ba baa kald klar iin, hak ettikleri bir kaderin b e
delini dyorlarm gibi geldi bana.

On Yedinci Blm

D ediim gibi, k ilise avlusundaki o k k k arlam am zn ne


kad ar nem li olduunu ancak ok u zu n sre sonra -K u l b eler'den ayrldktan ok so n ra - anladm . Evet, zlm tm .
A m a bu olayn, nceki k k tartm alarm zd an daha farkl
olduunu dnm em itim . O zam an a dek i ie gem i olan ha
yatlarm zn byle bir olay y zn d en zlp kopaca hi akl
m a gelm em iti.
A m a sanrm , gerek u ki, o sralarda b izi birbirim izden
ayrm aya alan gl gelgitler vard ve ayrln tam am lan m a
s iin byle bir eyin olm as gerekiyordu. Bunu o srada anlam
olsaydk -k im b ilir? - belki birbirim ize daha sk sarlrdk.
Bir kere, giderek daha ok sayda renci bakc olm ak zere
Kulbeler'den ayrlyordu ve bizim eski H ailsham grubum uz ara
snda da bunun takip edilm esi gereken doal sre olduu duy
gusu yaylm aktayd. H l bitirm em iz gereken m akalelerim iz
vard, am a eitim e gitm eyi seersek bun lar bitirm em iz gerekm e
diini biliyorduk. Kulbeler'deki ilk gnlerim izde, yazlarm z
bitirm em ek, aklm za bile getirm eyeceim iz bir eydi. A m a Hailsham 'dan uzaklatka yazlarm z da giderek daha nem siz g
rnm eye balad. O srada yle bir fikrim vard -v e byk olas
lkla haklyd m -: yazlarm zn nem li olduu dncesi gcn
yitirdike, biz H ailsham l rencileri birbirim ize balayan eyler
azalacakt. Bu nedenle, okum a yapm a ve not alm a konusunda
ki enerjim izi canl tutm aya altm . A m a gzetm enlerim izi bir
daha grm eyeceim izi anladka ve ok sayda renci hayatn

baka biim lerde srdrm eye balaynca, bu bana kayp bir ama
olarak grnm eye balad.
H er neyse, k ilise avlusundaki konu m am zdan sonraki
gnlerde, o olay gem ite brakabilm ek iin elim den geleni yap
tm . H em Ruth'a hem de Tom m y'ye san ki aram zda zel b ir ey
gem em i gibi davrandm , onlar da aynsn yapt. A m a artk
hep b ir ey vard, sadece onlarla b en im aram da da deil. H er
ne kadar bir ift old uklarm etrafa gsterm eye devam etseler
de -ay rlrk en b irbirlerin in d irseklerin e h afife v u ru y o rlard o n lan , artk eskisi kadar yakn olm ad klarn anlayacak kadar
tanyordum .
Tabii ki kend im i kt h issettim , zellikle de Tom m y'nin
h ayvan izim leri hakknda. A m a yanm a gidip zg n olduu
mu sylem ekle, gerekte neler olduunu an latm akla z lebile
cek kad ar basit deildi her ey. Bir-iki yl, hatta birka ay n ce
sine kadar her ey bu kadar basit olabilirdi. Tom m y'yle sorunu
konuup durum u d zeltebilirdik. A m a nedense, oradaki ikinci
yazm zd a, her ey ok farklyd. B elki de Lenny'yle ilik im y
znden, bilem iyorum . H er neyse, Tom m y'yle konum ak artk
eskisi kadar kolay deildi. En azndan grnte eskisi gibiy
dik, am a hayvan resim lerind en ya da k ilise avlusunda olan lar
dan asla sz etm edik.
Ruth'la o eski otobs duranda yaptm z konum adan,
H ailsham 'daki ravent tarlasn hatrlam ad iin ona kzm am
dan ksa sre nce, durum byleydi ite. D ediim gibi, o kadar
ciddi b ir konum ann arasnda sorun km asayd, bu denli fkelenm ezdim herhalde. Tam am , esas nem li konuyu oktan
konum utuk, am a rahatlam aya alyor olsak, tartm a bir
sohbete dnm olsa bile, aslnda hl aram zd aki durum u
toparlam aya alyorduk ve o anki ilik im izd e byle sahte ta
vrlara yer yoktu.
O laylar yle geliti. Tom m y'yle aram a bir ey girm iti am a
Ruth'la ilikim bozu lm am t -y a da en azndan ben yle dn
m t m - ve k ilise avlusunda olanlar Ruth'la konum a zam an
nn geldiini dndm . G k g rlt l , saanak yam urlu yaz
g nlerind en biriydi, nem li havaya ram en drt duvar arasna
kapanm tk. A kam st hava anca, ho, pem be gnbatm

srasnda biraz hava alm ak iin d ar km ay nerdim Ruth'a.


V adinin kysna u zanan d ik b ir patika kefetm itim , patikann
yola vard yerde de eski bir otobs dura vard. Buraya y llar
dr otobs gelm iyordu, durak iareti yerinden kaldrlm t, du
ran arkasnd aki duvarda, bir zam an lar zerinde otobs saat
lerin i gsteren afiin asl olduu iaret levhasnn sadece ere
vesi kalm t. A m a duran kendisi - b ir yan vadideki tarlalara
alan, sevgiyle ina ed ilm i ahap b ir b a ra k a - hl ayakta, b an
k bile yerli yerindeydi. te Ruth'la biraz dinlenip nefes alm ak
iin oraya oturm u, kirilerd eki r m cek alarn ve dardaki
yaz akam m seyrediyorduk. Ona: "B iliyor m usun Ruth, bence
geen gn olanlar aram zd a zm eye alm alyz," dedim .
U zlatrc b ir sesle konum utum , Ruth da ayn biim de
cevap verdi. m zn aptalca eyler y zn d en tartm asnn
ah m ak lk olduunu syledi. D aha nce yaptm z baka tart
m alar hatrlatt ve onlar hakknd a biraz gldk. A m a Ruth'un
olanlarn zerin e toprak serpip gem ie gm m esini istem iyor
dum , bu y zd en tavrlarm la m eydan okum am aya zen gste
rerek:
"R u th, biliyor m usun, bazen iftlerin olaylar dardan ba
kan biri kadar net grem ediini dnyorum . A m a sadece b a
zen ," dedim .
Bayla onaylad. "Sa n rm h aklsn."
"in ize karm ak istem iyorum . A m a bazen, sadece son za
m anlard a, Tom m y'nin olduka zg n olduunu gryorum .
Biliyorsun. Senin daha nce sylediin ve yaptn eylerden
dolay."
Ruth'un fkeleneceinden end ielenm itim , am a ban sal
lad ve iini ekti. "Sa n rm haklsn," dedi sonunda. "B en de
son zam an lard a byle dnyorum ."
"O halde b elk i de bu konuyu am am alydm . D u ru m u n
farknda olduunu bilm eliydim . B enim stm e vazife deil."
"A m a yle, Kathy. Sen bizden birisin, bu yzden ilikim iz
seni her zam an ilgilendirir. H aklsn, aram z iyi deil. Ne de
m ek isted iin i anlyorum . O g nk olay, hayvan resim leriyle
ilgili olan. yi olm ad. O na zgn olduum u syledim ."
"K onutu unu za sevindim . Bunu bilm iyordum ."

Ruth, b an k n zerind eki kvrlm , ku ru ahap tabakalar


kop arm akla m eguld ve tam am en bu ie dalm grnyor
du. Sonra yle dedi:
"B a k Kathy, Tom m y hakkn d a konum am z iyi oldu. Sana
bir ey sylem ek istiyordum , am a nasl ya da ne zam an syleye
ceim i bilem edim . Kathy, bana kzm ayacana sz ver."
O na baktm ve: "u tirtler hakknd a konum adn s re
ce kzm am ," dedim .
"H ayr, cidden. Fazla kzm ayacana sz ver bana. nk
sana bunu sylem eliyim . D aha fazla sessiz kalrsam , kendim i
hi affedem em ."
"Tam am , syle ned ir?"
"Kathy, bir sredir dnyorum. Sen aptal deilsin ve
TommyTe benim belki sonsuza kadar birlikte olam ayacam z
grebiliyorsun. Bir trajedi deil bu. Bir zam anlar birbirim iz iin
uygunduk. Her zam an byle devam eder mi, kim bilir? im di de
baz dedikodular var, birbirlerini sevdiklerini, gerekten uyum lu
olduklarn kantlayabilen iftlerin ertelem e alm as hakknda dedi
kodular. Tamam, bak, Kathy, unu dem ek istiyorum. Tommy'yle
benim birlikte olm amaya karar verm em iz durum unda neler olabi
leceini dnm en son derece doal. Ayrlm ak zere deiliz, b e
ni yanl anlam a. A m a bunu dnm olm an son derece doal
bir ey. Bak Kathy, anlam an gereken u ki, Tommy sana o gzle
bakmyor. Seni gerekten, gerekten ok seviyor, harika biri oldu
unu dnyor. A m a seni yle, yani gerek bir kz arkada gibi
grm ediini biliyorum . Ayrca..." Ruth duraksad, sonra iini ek
ti. "Ayrca Tommy nasldr bilirsin. Pireyi deve yapabilir."
O na gzlerim i diktim . "N e dem ek istiyorsun?"
"N e dem ek isted iim i biliyor olm an lazm . Tomm y holan
maz... yani bilirsin, onunla bununla birlikte olm u kzlardan.
yle b irid ir Tommy. zgnm Kathy, am a bunu sana anlat
m am gerektiin i dndm ."
Bir sre dndm ve sonra: "B u t r eyleri bilm ek her za
m an iyidir," dedim .
Ruth'un kolum a dokunduunu hissettim . "B en i yanl an
lam ayacan biliyordum ," dedi. "A m a bilm en gereken u ki,
Tom m y seni yere ge sdram yor. G erekten yle."

K onuyu d eitirm ek istedim , am a b ir an iin zih n im b oal


d. San rm Ruth da bunu fark etti, n k k ollarn gererek es
nedi ve: "A raba k u llan m asn renirsem m z deiik bir
yere gt receim ," dedi. "D artm oor'a m esela. m z. B elki
Laura ve H an nah 'y da alrz. Btn o b atak lklar falan grm e
yi ok isterim ."
So n raki birka d akika boyunca, byle bir yolculua k
saydk neler yapacam zdan konutuk. N erede kalacam z
sordum , Ruth by k b ir ad r dn alacam z syledi. yle
yerlerde r zgrn ok iddetli esip geceleyin ad rm z rahata
u urabileceind en sz ettim . Bu k on u tu klarm zn h ibirini
ciddiye alm adk. A m a konum ann bu noktasnda H ailsham 'da
K kler'deyken Bayan G erald in e'le gl kenarnda yaptm z
p ik n i i hatrladm . D aha nce birlikte piird iim iz keki getir
m esi iin Jam es B. ana binaya gnderilm iti, am a keki tarken
aniden esen sert r zgr kekin en st katn u urup gtrm ,
ravent tarlasna drm t. Ruth bu olay g lkle hatrlad
n syledi, ben de onun h afzasn tazelem ek iin:
"B a derde girdi, n k ravent tarlasndan getii an lal
d," diye akladm .
Bunun zerin e Ruth bana bakt ve: "N eden? Bunun nesi
yan l ki?" dedi.
Syleyi biim i o kad ar sahteydi ki, bunu herhangi biri bile
grebilirdi. Sin irlenerek i ektim ve:
"Ruth, bana bunu yapm a" dedim . "U nutm u olam azsn. O
yol bize yasakt, bunu biliyorsun."
Belki birden ok sert konum utum . H er neyse, Ruth geri
ekilm edi. H i hatrlam am gibi davranm aya devam etti, bu
da b en i daha ok sinirlendirdi. O zam an bana kt:
"B u n u n ne nem i var ki zaten? Ravent tarlasnn konum uz
la ne alakas var? N e d em ek istiyorsan aka syle."
Bundan sonra sanrm eskisi gibi, arkadaa konum aya
baladk. ok gem eden de, yar karan lkta, geldiim iz patika
dan K ulbeler'e geri yrdk. A m a aram zd aki gerilim tam
olarak d zelm edi ve K ara A m bar'm nnde birb irim ize iyi ak
am lar derken, her zam an yaptm z gibi b irb irim izin kol ve
om zuna dokunm adk.

Fazla zam an gem eden kararm verdim ve bunu yaptktan son


ra da hi tereddt etm edim . Bir sabah kalk tm ve Keffers'a b a
kc eitim in e balam ak isted i im i syledim . n san artacak
kadar kolay oldu. W ellin gton lar am ur iinde, avluda yryor,
elinde b ir boru paras tayarak kendi kendine hom urdanyor
du. Yanm a gidip syledim . Bana san ki m ine odunu istem ek
iin rahatsz etm iim gibi bakt. Sonra, o g n leden sonra ba
z form lar doldurm ak iin gelip kend isini grm em gerektiini
m rldand. Bu kadar kolay oldu ite.
O ndan sonra olaylarn rayna girm esi biraz zam an ald ve
birdenbire her eyi -K u l b e le ri, oradaki h erk esi- farkl gzlerle
grm eye baladm . A rtk ayrlan lard an biriy d im ve ksa srede
herkes bunu rendi. B elki Ruth oturup geleceim le ilgili u zu n
u zu n konuacam z dnm t, b elk i fik rim i deitirebile
ceini dnm t. A m a onunla aram a m esafe koydum , ayn
ekilde Tom m y'yle de. K ulbeler'de b ir daha doru drst ko
num adk ve bir de baktm ki veda etm e zam an gelm i.

NC KISIM

On Sekizinci Blm

Bakc olm ak by k lde uydu bana. En iyi zelliklerim i or


taya kard n sylem ek bile m m kn. A m a b az in san lar bu
ie h i uygun d eil ve onlar iin her ey gerek b ir m cadele
ye dnyor. O lum lu b ir tutu m la alm aya balayabilirler,
am a b ir sre sonra ac ve kaygyla ba baa geecek g nler ge
lir. Eninde sonunda bir organ bas hayatta kalm ay baara
m az; hatta belki ikin ci badr ve kom plikasyon b eklenm iyor
dun Bir organ bas bu ekilde, anszn tkendii zam an,
hem irelerin syledikleri hibir eyi deitirm ez, adresinize
gnderilen ve elin izd en geleni yaptnzdan em in olduklarn
b ild ird ik leri m ektup da yle. En azndan bir sre iin, m orali
niz bozulur. B azlarm z b un un la ba etm eyi abuk reniriz.
A m a b azlar -m e se la L a u ra - asla.
Bir de u y aln zlk m eselesi var. K alabalk gruplar iinde
bym snzdr, bild iin iz yaam biim i budur ve aniden
bir bakc olursunuz. K endi banza saatler geirir, arabanzla
lkeyi m erkezden m erkeze, hastaneden hastaneye dolarsnz.
Bir gece uyuduunuz yerlerde kayglarnz anlatabileceiniz,
birlikte g lebilecein iz kim se yoktur. Sadece arada bir tand
nz bir renciye rastlarsnz -e s k i gnlerden hatrladnz
bir organ bas ya da bir b a k c-, am a asla yeterli zam an n z
yoktur. Ya aceleniz vardr ya da kim seyle konuacak m ecalin iz
kalm am tr. ok gem eden u zun alm a saatleri, yolculuklar,
blnm u ykularnz varlnza szar ve bir paran z h aline

gelir, yle ki, herkes duruunuzda, baknzd a, h alinizd e tavr


n zda b u n larn etk isin i grebilir.
Btn bun lara kar baklk kazan d m sylem iyorum ,
am a byle yaam ay rendim . O ysa b az b akclarn tavrlar
onlar ele verir. Sadece yaplm as gerekenleri yapar, bir g n dur
d urulup organ bas olacaklar g n n geldiinin sylenm e
sin i beklerler. ou nu n hastaneye g ird ik leri anda "sin m eleri"
de bana ok dokunur. Beyaz nl kl lere ne syleyeceklerini bi
lem ez, balar adna konum ay b ecerem ezler b ir trl. Bu
nalm alarn a ve iler kt gittiin d e ken d ilerini sulam alarna
am am ak lazm . Ben ba belas olm am aya alyorum , am a
yeri geldiinde sesim i d uyurm ay rendim . ler ok kt gi
derse tabii ki ben de fkeleniyorum , am a en azndan yapabile
ceim her eyi yaptm dnyorum ve gereklerden k am
yorum .
A slnda yalnzl b ile sevm eyi rendim . Tabii bu, btn
ilerim bitip y l sonu geldiinde birileriyle arkadalk etm eyi ip
le ekm ed iim an lam n a gelm ez. A m a kk arabam a binince,
birka saat boyun ca sadece yollar, geni, gri gkyz ve hayal
lerim le ba baa kalm ay seviyorum . K k b ir ehirde birka
dakik a bo v aktim kalrsa, d k knlarn v itrin lerin e bakm aktan
holanyorum . Burada, tek odal d airem d e drt tane m asa lam
bam var. H er biri farkl renkte am a tasarm lar ayn; bklebilen b oy u n larn isted iim ekilde eebilirim . Byle b ir lam ba
daha b u lm ak iin dkkn v itrin lerin i d olaabilirim ; satn al
m ak iin deil, evim dekilerle kyaslam ak iin.
Bazen kendi kendim e vakit geirm eye o kadar dalyorum
ki, tesadfen tand k birine rastlarsam kk bir ok yayorum
ve u yum salam am biraz vakit alyor. B en zin istasyonunun ya
kn nd ak i rzgrl araba parkna doru y rrken Laura'ya rast
laynca da byle oldu. Park etm i arabalard an b irin in src
koltuuna oturm u, bo gzlerle yola bakyordu. En son yedi
yl nce Kulbeler'de grm olm am za ram en, bir an iin
onu grm ezden gelip yan n d an gem eyi dndm . Tuhaf bir
tepki olurdu, kabul ediyorum , Laura en yakn arkadalarm dan
biriyd i sonuta. D ediim gibi, b elk i de hayal dnyam dan k a
rlm ak houm a gitm em iti. A m a ayn zam anda, onu arabann

iine ylece km otu rurken grnce, biraz nce anlattm


bakclard an b irin e dnm olduunu hem en an lad m ve bir
an iin onun h akkn d a daha fazla ey renm ek istem edim .
A m a tabii k i yan m a gittim . D ier arabalardan uzaa park
ettii steyn arabasna doru y rrken bu z gibi r zgr esiyor
du. Laura'nm zerin d e biim siz m avi b ir anorak vard ve eski
sine gre ok ksa olan salar aln m a yapm t. Penceresini
tklattm d a b en i o kadar zam an sonra tekrar grd iin hi
arm ad. San k i orada oturm u, beni d eilse bile okuldan ta
nd baka b irin i bekliyordu. Ben aniden kageldiim de, ilk
dncesi "N ih ayet!" gibi b ir eydi sanki. nk i ekerken
om u zlarnn kalk p ind iin i grdm , sonra hi u zatm adan ara
b ann kapsn am ak zere eildi.
Y aklak y irm i dakika kadar konutuk: M m kn olan son
d akikaya kadar y annd an ayrlm adm . ou nlukla onun hak
knda konutuk, ne kadar tkend iini, balarndan b irin in
ne kadar zorlu olduunu, u hem ireden bu doktordan ne ka
dar nefret ettiini anlatt. O nda eski Laura'nm ltsn grm ek
istedim ; m uzip g l m sem esin i, sivri laflarm ... A m a h ibiri ger
eklem edi. E skisinden ok daha h zl konuuyordu ve b en i gr
d iin m em nun olduunu b elli etm esine ram en, ben deil
de bakas da gelm i olsa onun iin fark etm eyecei izlen im in i
edindim , tek isted ii konuacak birisiydi.
B elki her ik im iz de eski gnlerden sz etm en in teh lik eli ol
duunu dnyorduk, n k u zu n sre gem iten konum ak
tan kandk. A m a sonunda kend im izi Ruth hakkn d a konuur
ken bulduk. Laura, Ruth'la birka yl nce bir k lin ik te karla
m t. O srada Ruth hl b akclk yapyordu. O na Ruth'la ilgili
sorular sorm aya baladm am a Laura o kadar az sk davran
d ki, sonunda:
"B ak , onunla bir eyler hakkn d a konum u olm alsn," de
dim.
Laura derin derin i geirdi: "N asld r b ilirsin ," dedi. "k i
m izin de acelesi vard ." Sonra ekledi: "H er neyse, Kulbeler'den
ayrlrken aram z ok iyi deildi zaten, b elk i de bu y zd en k ar
lanca o kadar mutlu olm adk."
"S e n in de onunla bozutu u nu bilm iyord u m ," dedim .

O m zu nu silkti. " yle by k b ir sorun yoktu. Ruth'un o


zam an lar nasl olduunu hatrlarsn. stelik sen gittikten son
ra daha da ktleti. Biliyorsun, in san lara s rekli ne yapm alar
gerektiin i sylyordu. Bu yzd en yoluna km yordum . H epsi
bu. yle by k bir kavga filan etm edik. Sen de o zam an dan b e
ri grm ed in m i Ruth'u?"
"H ayr, tu h aftr am a hi grm edim . U zaktan bile grm e
d im ."
"Evet, gerekten tuhaf. Birbirim ize daha ok rastlarz sanm
tk. H annah'y birka kez grdm. M ichael H.'yi de yle." Sonra:
"B ir sylenti duydum ," dedi. "Ruth'un ilk ba ok kt gem i
diyorlar. Sadece bir sylenti, am a birden fazla kez duydum."
"B en de yle duydum ," dedim .
"Z avall Ruth."
B ir sre sessiz kald k. Sonra Laura: "D u yduu m d oru mu
Kathy? A rtk senin balarn sem ene izin m i veriyorlar?"
dedi.
Baz in san larn yapt gibi sulayc bir ekilde sorm am
t, bu nedenle bam la onayladm ve: "A m a her seferinde deil,"
dedim . "B irka baya iyi baktm , bu yzd en arada bir fik ri
m i sylem em e izin veriyorlar."
Laura "O zam an neden Ruth'un bakcs olm uyorsun?" di
ye sordu.
O m uz silktim . "B unu ben de dndm . A m a iyi bir fikir
olduundan em in d eilim ."
Laura arm grnd. "Am a sen ve Ruth o kadar yakn
d nz ki."
"Evet, san rm yleydik. A m a ayn durum dayz, Laura. Ay
rlrken biz de pek yakn arkada d eildik."
"Am a bu gem ite kald. Ruth kt zam an lar geirdi. Bak
claryla da soru n lar olduunu duydum . B akclarn s rekli de
itirm ek zorunda kalm lar."
"arm yoru m gerekten," dedim . "R u th'u n bakcs olm ak
nasldr, dnebiliyor m usun?"
Laura gld ve bir an iin gzlerinde beliren lty gr n
ce sivri b ir espiri yapacan sandm . D erken grdm k
snd ve Laura bitk in likle yerinde oturm aya devam etti.

Bir sre daha Laura'nm sorunlarndan; zellikle de ona kafa


y takm olduu sylenen bir hem ireden sz ettik. Sonra gitm e
vaktim geldi, kapya uzandm , bir sonraki karlam am zda da
ha ok konum am z gerektiini syledim . A m a ikim iz de henz
sz edilm eyen bir eyin varlnn farkndaydk ve sanrm bu
ekilde ayrlm am zn doru olm adn hissettik. G erekten de,
o srada zih inlerim iz tam am en ayn frekansta alyordu, im di
bundan em inim . Sonra Laura konutu:
" ok tuh af," dedi. "H ep sin in gem ite kaldn dn
m ek."
O tu rd uu m koltukta dnp ona baktm . "Evet, gerekten
tuh af," dedim . "A rtk orada olm adna gerekten in an am yo
rum ."
"N e dem ek isted iini ok iyi anlyoru m ."
A ram zd ak i bu alveri, y an i nihayet H ailsham 'm kapan
m asndan sz etm em iz, aniden b izi b irb irim ize yaknlatrd ve
kucaklatk. Spontane b ir kucaklam ayd, birb irim izi rahatlat
m ak iin deil, b ir ekilde H ailsham 'm varlm tasd ik etm ek,
her ik im izin anlarnd a yaadn onaylam ak iin ku caklam
tk. Sonra aceleyle arabam a dndm .
H ailsham 'm kapanacana d air sylentileri, ilk kez, Laura
ile otoparkta karlam am zd an bir-bir buu k yl nce duym u
tum . Bir ba ya da bakcyla konuurken, san ki b en im de
taylar bilm em gerekiyorm u gibi konuyu aarlard. "Sen H ailsham 'da b y m t n deil mi? Peki, sylenenler gerek m i?" Bu
t r szler ederlerdi. D erken bir gn Su ffolk'taki b ir klin ikten
karken, bir alt devrem den Roger C.'ye rastladm . Bana, sy
lentilerin yzde y z doru olduunu syledi. H ailsh am her an
kapanabilirdi, ana bina ve arazi de bir otel zin cirin e satlacak
t. Bunu bana an lattnd a verdiim ilk tepkiyi hatrlyorum .
"Am a rencilere ne olacak?" dedim . Roger sadece hl orada
okuyan rencilerden, gzetm enlerine bal olan kklerden
b ah settiim i san m t besbelli, skntl b ir ifade olutu y z n
de ve on larn lken in birok yerind eki baka evlere datlaca
n tah m in ettiin i anlatm aya balad, o evlerden b azlar H ailsham 'a hi benzem iyordu stelik. A m a b en im b ah settiim konu
bu deildi elbette. Ben bizlerden, b en im le birlikte byyen ve

im di lkeye d alm olan rencilerden, ba ve b akclar


dan bahsediyordum ; birbirind en artk ayrlm olan, am a hepsi
geldii yere bir ekilde hl bal olan rencilerden.
A yn gece, iki g nlk uykusuzluktan sonra nihayet u yum a
ya alrken, birka gn nce bam a gelen bir olay dnm eye
baladm . K uzey G aller'deki bir sahil kasabasm daydm . Btn
sabah yaan yam ur le yem einden sonra durm u ve biraz
gne am t. Sah il kenarndaki u zun ve dz gezi yolundan ara
bam braktm yere dnyordum . E trafta hem en hi kim se yok
tu, slak kaldrm talarndan oluan kesintisiz bir hat nm de
uzanyordu. Bir m ddet sonra bir kam yonet yanat, belki yirm i
m etre kadar nm de durdu ve iinden bir palyao kt. K am yo
netin arka kapan at ve bir kucak dolusu, yaklak bir dzine
kadar helyum gazyla dolu balon kard, sonra balonlar elinde
eildi ve kam yonetin iinde bir ey aram aya balad. D aha ya
knlanca, balonlarn hepsinin kendine zg y zleri ve ku lakla
r olduunu grdm , kk bir kabileye benziyor, sahiplerinin
bann zerinde havada sallanp duruyorlard.
Sonra palyao doruldu, kam yonetin kapsn kapatt ve
b en im y rd m ynde ilerlem eye balad. Bir elinde kk
b ir bavul, dierinde balon lar vard. Sah il yolu u zu n ve dzd,
onun peinden saatlerce y rd m gibi geldi bana. Bazen ken
d im i tu h af h issettim , h atta palyao dnp bana bir ey syle
yecek sandm . A m a zaten gitm em gereken yol stnde olduu
m uz iin yapabileceim baka bir ey yoktu. Bylece palyao n
de, ben arkada y rm eye devam ettik, sabahtan beri slak olan
ssz kald rm d a yrdk, y rd k ve btn bu sre zarfnda
balon lar hoplayarak aaya, bana doru srtm aya devam etti.
A rada bir adam n yu m ruu n u gryordum , balon larn iplerini
dzgnce, sk sk kavram t. Yine de, iplerden b irin in kopup
tek bir balonun bulutlu gkyz ne uacandan endie edip
durdum .
RogerTa konu tuktan sonra gece uyuyam adm , hep o b a
lonlar grdm hayalim de. H ailsham 'm kapanm asn d n
dm ve bunun, b irin in elinde bir m akasla gelip adam n y u m
ru un u n tam stnde b irb irin e k aran ipleri kesm esine b en ze
diine karar verdim . Bu bir kez gerekletikten sonra, b alon la

rn kim e ait olduunun artk b ir an lam kalm azd. Roger, H ailsh am 'la ilgili haberi anlatrken, okulun kapan m asnn b izim
gibiler iin artk pek fark yaratm ayacan sylem iti. Ve baz
alardan hakl olabilirdi. A m a orada artk her eyin eskisi gibi
devam etm eyecein i dnm ek, m esela Bayan G eraldine gibi
gzetm enlerin K uzey O yu n Sahas'nda nc snflara lider
lik etm eyecein i dnm ek, sinir bozucuydu.
R oger'la konutuktan sonraki aylarda, H ailsham 'n kapan
m as ve bunun b tn yan an lam lar zerine ok dndm .
Sonra sanrm yava yava fark ettim ki, yapm ak istediim b ir
ok ey iin bol bol zam anm olduunu dnm em hatayd, ar
tk abuk hareket etm em gerekiyordu, yoksa onlardan yaknda
tam am en vazgem ek zorunda kalabilirdim . Panie kapldm
syleyemem . A m a H ailsham 'n kapanm as her eyi deitirm i
gibiydi. Bu yzden, Laura'nm o gn Ruth'un bakcs olm am la
ilgili syledikleri beni ok etkiledi, oysa o srada Laura'ya ok
souk davranm tm . Sanki bir param o karar oktan verm iti
ve Laura'nm szleri sadece bu karar rten perdeyi kaldrm t.
Ruth'un D over'daki nekahet m erkezine -d u v a rla r beyaz fa
yansla kapl m odern b in a y a -, Laura'yla konu m am zdan sade
ce birka hafta sonra gittim . Ruth'un ilk organ bann ze
rinden iki ay gem iti ve Laura'nm dedii gibi, operasyon iyi
gem em iti. O dasna gird iim d e stnde geceliiyle yatann
kenarnda oturuyordu ve bana tatl tatl glm sedi. Beni kucak
lam ak iin ayaa kalk t am a hem en kt yeniden. Bana her
zam ankind en iyi grndm , sa m od elim in ok yakt
n syledi. Ben de ona gzel eyler syledim ve yaklak yarm
saat boyunca, bir arada olm aktan ik im iz de ok m utlu olduk.
Trl eyler hakkn d a konutuk -H a ilsh a m , Kulbeler, o za
m andan beri y a p tk la rm z - ve san ki sonsuza kadar konuabi
lirm iiz gibi geldi. Yani, um ut verici bir balang oldu, tahm in
ettiim d en ok daha iyiydi.
Yine de, o ilk grm em izde, ayrlm z hakkn d a hibir
ey sylem edik. B elki en batan bu konuya giriseyd ik olaylar
farkl geliirdi, kim bilir? Fakat bu konuyu es getik ve bir m d
det baka eylerden konutuktan sonra, ik im iz de san ki hibir

ey olm am gibi d avranm a konusunda h em fikir olduum uzu


anladk.
lk bulum am z olduka iyi gem iti denebilir. A m a res
m en Ruth'un bakcs olduktan ve onu d zenli bir ekilde gr
m eye balad ktan sonra, b ir eylerin yolunda gitm edii hissi
artm aya balad. H er h afta en az iki- gn, leden sonralar
elim d e m adensuyu ve en sevdii biskvilerle onu ziyaret etm e
ye baladm . H er ey h arika olm alyd, am a balangta tam ter
si oldu. Konum aya, tam am en m asu m ane bir eyler hakknda
konum aya balyor, am a hibir neden olm akszn susuveriyorduk. Ya da sohbeti s rd rebilsek bile, konum am z u zadka gi
derek daha yapm ack ve tutu k bir hal alyordu.
D erken bir leden sonra, odasna gitm ek iin koridorda
y rrk en, kapsnn tam karsnd aki du odasnda b irin in sesi
ni duydum . Ruth'un duta olduunu dnp odasna gird im
ve onu beklem eye baladm , b ir taraftan da pencereden d ar
bakyor, d am lar ve at katlarn seyrediyordum . Be dakika
geti ve Ruth bir havluya sarn m halde ieri girdi. A dil dav
ranaym , b en i daha bir saat kadar beklem iyordu ve sanrm
dutan sonra sadece bir havluya sarl haldeyken herkes kendi
sini olduka savu nm asz hisseder. Yine de, b en i grd anda
y z n d e beliren p an ik ifadesine ok ardm . Bunu biraz ak
lam am gerek. Tabii ki, biraz arm asn bekliyordum . A m a u
var ki, b en i grp kim olduum u algladnda, bir saniye ya
da b elk i daha fazla sre iin, bana korkuyla olm asa bile, sak
n arak bakt. San ki b en im ona bir ey yapm am beklem i, b ek le
m i ve im di de zam an n geldiini dnm t.
O bak b ir an sonra kayboldu ve her zam an ki gibi sohbete
devam ettik, am a bu olay ik im izi de sarsm t. Ruth'un bana g
ven m ed iini anlad m ve grebildiim kadaryla, kendisi de bu
olaya dek bun un farkna varm am t. H er durum da, o gnden
sonra ilik im iz daha da ktleti. San ki bir eyi dar v u rm u
tuk ve brakn havay tem izlem eyi, aram za giren olaylarn da
ha da ok farkna v arm am za neden olm utu. D u ru m yle bir
hal ald ki, onu grm eye gittiim de nce birka dakika b oyu n
ca arabam da otu rup kendim i m cadeleye hazrlam aya alyor
dum. zellikle b ir rand evum u zun ardndan, yaplm as gereken

her kontrol ilem ini bu z gibi bir sessizlik iinde yaptktan sonra
sadece ve yine sessizlik iinde oturduum uz zam an, bu iin y
r m ediini, Ruth'un b akcln yapm ay brakm am gerektii
ni rapor etm eye karar verdim . A m a sonra her ey yin e deiti
ve buna da tekne neden oldu.
Bu ilerin nasl yrdn Tanr bilir. Bazen b ir aka, bazen
bir sylenti sz konusudur. M erkezden m erkeze dolar, birka
gn iinde btn lkeye yaylr ve aniden her ba ayn ey
hakknda konum aya balar. Bu kez, b ir tekne hakknda konuu
luyordu. Balangta tekneyi, K uzey G aller'deki balarm n
ikisinden duym utum . Birka g n sonra Ruth da bana ayn ey
den sz etm eye balad. K onuacak b ir konu bulm am za ok se
v in m itim ve devam etm esi iin cesaretlendirdim .
st k attaki olan," dedi, "onun bakcs tekneyi gerekten
gidip grm . Yoldan ok u zakta olm adn sylyor, bu saye
de herkes fazla uram ak zorunda kalm ad an gidip grebiliyormu. Bu tekne orada ylece duruyorm u, bataklklarn arasnda
skp kalm ."
"O raya nasl gelm i?" diye sordum .
"N ered en bileyim ? B elki sahibi ku rtu lm ak istem itir on
dan. Ya da b elki her yeri sular bastnda akntya kaplm ve
oraya vuru p kalm tr. K im bilir? Eski b ir b alk teknesi oldu
u syleniyor. Frtna ktnda iki d en izcin in sabilecei bir
k k kabini varm ."
O nu ziyarete geldiim sonrak i birka seferde, konuyu hep
tekneye getirm eyi baard. D erken b ir gn leden sonra, bana
m erkezdeki balard an b irin in , bakcs tarafndan tekneyi
grm eye gtrldn anlatm aya balad. Ben de ona:
"B ak , o kadar yakn deil, biliyorsu n," dedim . "Arabayla
bir, h atta bir buu k saat uzakta."
"B ir ey im a etm eye alm yordum . lgilen m en gereken
baka balar olduunu biliyorum ."
"Am a sen tekneyi grm ek istiyorsun. Bu tekn eyi grm ek is
tiyorsun, deil m i Ruth?"
"San rm evet. San rm istiyorum . H er gnm burada gei
yor. Evet, yle bir ey grm ek houm a giderdi."

"P eki sence," -b u n u yu m uak bir sesle, ciddiyetle s yled im "oraya arabayla gitm iken Tom m y'yi de ziyaret etm eli m iyiz?
O nun kald m erkez bu tekneye ok yakn olduuna gre?"
Bata Ruth ne dndn hi belli etm edi. "San rm bu
nu dnebiliriz," dedi. Sonra gld ve ekledi: "n an bana, Kathy, tekneden bahsetm em in tek nedeni bu deildi. Tekneyi de
grm ek istiyorum . Bunca zam andr hastaneler arasnda m ekik
dokuyorum . Sonra da buraya tkldm kaldm . Bu tr eyler artk
eskisinden ok daha fazla nem tayor. A m a doru, biliyordum.
Tom m y'nin Kingsfield m erkezinde olduunu biliyordum ."
"O nu grm ek isted iine em in m isin ?"
H i tereddt etm eden: "E vet," dedi. D orudan gzlerim in
iine bakt. "Evet, istiyorum ." Sonra alak sesle: "O ocuu ok
u zu n s red ir grm ed im ," dedi. "K ulbeler'den beri."
Sonra, nihayet, Tom m y hakkn d a konutuk. O laylarn st
ne ok gitm ed ik ve zaten bild iim d en fazlasn renem edim .
A m a nihayet Tom m y hakkn d a konum ak b izi rahatlatt. Ruth,
sonbaharda, benden ksa sre sonra K ulbeler'den ayrld s
rada, artk Tom m y'le birbirlerind en u zaklam olduklarn an
latt.
"E itim alm ak iin farkl yerlere gid eceim izden dolay,"
dedi, "ayrlm ak gereksiz grnd. Bu nedenle ben eitim e gi
dene kadar birlikteyd ik."
O cm led en sonra, ikim iz de daha fazla bir ey sylem e
dik.
Tekneyi grm eye gitm ek h akk n d aki bu ilk konu m am z
da, ona kesin b ir cevap verm edim . A m a sonraki ik i hafta b o
yu nca Ruth tekneden b ahsetm eyi srdrd ve nasl olduysa,
plan larm z giderek kesinleti. Sonunda bir tandk araclyla
Tom m y'nin bakcsna m esaj gnderdim ve Tom m y b izi grm ek
istem ed iini b ild irm ed ii srece, nm zdeki h afta iinde bir
g n K ingsfield'e geleceim izi syledim .

On Dokuzuncu Blm

K ingsfield'e yolum dm em iti, bu y zd en Ruth'la yolda birka


kez haritaya b ak m ak zorunda kald k ve bun a ram en biraz g e
ciktik. K ingsfield, en iyi nekahet m erkezlerinden b iri deildi ve
im di b en im iin zel bir an lam olm asa, ziyaret etm ek isteyece
im yerlerden b iri de olm azd. Sapa b ir yerdedir, u lam as zor
dur am a buna ram en oraya varnca gerek anlam da huzu r ve
sknet h issed em ezsiniz. itlerin dier tarafn d aki geni yol
larda ileyen trafii hep iitirsin iz ve binay hibir zam an gerek
tii ekilde b itirm ed ikleri dncesi kaplar iinizi. Balarn
od alarn a ou n lu kla tekerlekli sandalyeyle u laam azsn z ya
da ok havasz veya cereyanldrlar. Yeterli sayda banyo yoktur
ve olanlar da tem iz tutm as zordur, stelik kn banyolar ok
sou ktu r ve ba od alarn d an gen ellikle ok uzaktadr. K sa
cas K ingsfield, Ruth'un D over'daki parlak seram iklerle kapl,
kolunu evirince sk sk kapanan ift cam l pencerelerle dolu
m erkeziyle yan am az.
D aha sonra, K ingsfield b en im yaknd an tandm ve deer
verdiim bir yere dntkten sonra, id ari bin alard an birinde,
b in ann b ir n ekahet m erkezine dn tr lm ed en nceki halini,
sradan aileler iin kam p yeri olarak ku llan ld dnem deki ha
lin i gsteren ereveli, siyah-beyaz b ir fotoraf buldum . Bu fo
toraf olaslkla 1950'lerin sonunda ya da 60'larn banda ekil
m iti ve m utlu in san larn -o cu k la r, anneler ve b a b a la r- iinde
y zp h arik a vakit geirdii, dikdrtgen eklinde b y k b ir ha
v u zu gsteriyordu. H avu zu n evresi beton kaplyd am a in san

lar ezlonglarn kurm u ve deniz havlularn serm i, glgede


otu rabilm ek iin em siyelerini am lard. Fotoraf ilk grd
m de, gnm zde b alarn "m eyd an " adn taktklar ye
re -m erk e z e gelince arabayla g ird iin iz ilk y e r - baktm fark
etm em epey zam an ald. H avuz elbette doldurulm u artk, am a
ana hatlar hl b elli ve tram plenin m etal erevesi de hl bir
kenarda duruyor; b in an n yarm kalm l n n g zel bir rnei.
O m etal erevenin ne olduunu ve neden burada olduunu an
cak fotoraf grdkten sonra an lad m ve bugnlerde, onu her
grdm de gzm n nne o tram plenden atlayp betona a
klan b ir y zc geliyor.
Fotorafta, havuzun kys boyunca u zanan iki katl, s
naa ben zer beyaz yaplar grm eseydim , m eydan tanm ayabi
lirdim . Bunlar ailelerin yazlk daireleriydi sanrm , tahm inim ce
ileri ok deim i olm alyd, am a d cepheleri hem en hem en
ayn grnyor. Sanrm bugnn m eydan, bir zam an larn ha
vuzu n dan ok da farkl deil. H l m eknn sosyallem e m erke
zi; balar biraz hava alm ak ve ene alm ak iin odalarndan
kp oraya gelirler. M eydanda birka tane ahap piknik bank
var am a - z e llik le gne ok yakarken ya da yam ur yaarken, balar eski tram plenin arkasnda kalan elence salonunun
kn tl atsnn altnda toplanm ay tercih ederler.
O gn leden sonra Ruth'la K ingsfield'e vardm zda ha
va kapal ve biraz da serindi. Arabayla m eydana girdiim izde,
grnrde o atnn altnda d ikilen be-alt kiiden baka kim se
yoktu. A rabay eski havuzun olduu yerde -ta b ii orada eskiden
ne olduunu o srada b ilm iy ord u m - durdurduum da, gruptan
biri dierlerinden ayrld ve bize doru geldi. G elen Tommy'di.
zerinde solm u, yeil bir eofm an st vard ve onu son grd
m den bu yana be-alt kilo alm grnyordu.
Ruth b ir an panikled i. "im d i ne yapyoruz?" dedi. "A raba
dan m kyoruz? H ayr, hayr, d ar km ayalm . K m ldam a,
km ld am a."
N e yapm ay dnyordum bilm iyoru m , am a Ruth bunu
syleyince ned ense fazla d nm eden arabadan dar ktm .
Ruth olduu yerde kald, bu y zd en Tom m y bize yaklatnda
nce b en i grd ve ilk b en i kucaklad. zerine, tanm layam ad-

m b ir ila kokusu sinm iti. Sonra, b irb irim ize henz bir ey
sylem em i olm am za ram en her ikim iz de Ruth'un bizi araba
dan seyrettiin i h issettik ve b irb irim izd en uzaklatk.
A rabann n cam nda gkyz yansyordu, o nedenle
Ruth'u pek iyi grem iyordum , am a ciddi, neredeyse donm u bir
ifadeyle bakt izlenim ini edindim , sanki Tomm y ve ben seyret
m ekte olduu bir tiyatro oyunundaki oyunculardk. Baknda
bir tu h aflk vard, bu beni rahatsz etti. Sonra Tommy yanm dan
ayrlp arabaya doru yrd. A rka kapy at, ieri girip arka
koltua oturdu seyretm e sras bana geldi; arabann iinde konu
m alarn, sonra kibarca yanaktan pm elerini izledim .
M eydann karsnda, atn n altn d aki balar da bizi
seyrediyorlard, onlara dm anca hisler beslem esem de, aniden
oradan abucak ekip gitm ek istedim . A m a Tom m y ve Ruth ba
baa biraz daha zam an geirsinler diye, arabaya girm ekte acele
etm edim .
D ar ve virajl yollarda gittik nce. Sonra b elirg in zellikleri ol
m ayan krlk bir alana ktk ve neredeyse bom bo yol boyun
ca ilerlem eye devam ettik. Tekneye yolculuum uzun o bl
m nden hatrladm eyler: U zun sre sonra b tn o griliin
iinden g nein ilk kez parldam aya balam as ve ne zam an
yanm da otu ran Ruth'a b ak sam glm syor olm as. N elerden
konutuum uza gelince, belleim , birb irim izi zaten dzenli
olarak gryorm uuz gibi d avrandm z hatrlatyor, tam k ar
m zdaki eyler dnda bir ey hakkn d a konum aya ihtiyac
m z yoktu. Tom m y'ye tekneyi grp grm ed iini sordum , bana
hayr dedi, grm em iti, am a m erkezdeki balarn birou
grm t. O nun da nne birka frsat km , am a o bun lar
deerlendirm em iti.
"G itm ek istem iyor d eildim aslnda," dedi, arka koltuk
lardan ne doru eilip. "A m a d urum um uygun deildi ger
ekten. Bir keresinde gidecektim , birka kii ve on larn bakc
laryla birlikte, am a biraz kan am am vard ve gidem edim . ok
zam an nceydi bu. A rtk o tr soru n lar yaam yorum ."
Bir sre sonra, bo krlk arazide ilerlem eye devam ederken,
Ruth koltuunda iyice arkaya dnp dorudan Tom m y'ye bak

m aya balad ve yle durm aya devam etti. Yznde hl o k


k glm sem e vard am a hibir ey sylem iyordu, aynadan
Tom m y'nin aka rahatsz olduunu grebiliyordum . C am dan
dar bakyor, tekrar Ruth'a dnyor, sonra yzn tekrar ca
m a eviriyordu. Bir m ddet sonra, Ruth baklarn Tom m y'nin
zerinden ayrm adan, tand biri h akknd a kopuk bir anekdot
anlatm aya balad. Kald m erkezdeki bir baka ba h akkn
da, hibir ey bilm ed iim iz biri hakknda konuuyordu. Btn
bu sre iinde, o nazik g lm sem esi yznden hi eksilm eden
Tom m y'ye bakm aya devam etti. Belki onun bu hikyesinden s
klm aya baladm dan, ya da Tom m y'ye yardm c olm ak istedi
im den, bir sre sonra szn kestim :
"Evet, tam am , onunla ilgili her detay duym ak zorunda deiliz."
Bunu kt l k olsun diye sylem edim ve gerekten baka
bir niyetim yoktu. A m a Ruth konum asn kesm eden nce, ben
daha cm lem i bitirm eden, Tom m y aniden kahkahaya benzer
bir ses, bir tr patlam a sesi, daha nce hi d uym adm bir g
r lt kard.
"B en de ayn eyi sylem ek zereydim . N e anlattn bile
bilm iyoru m ."
Yola bakyordum , o y zd en bana m yoksa Ruth'a m hitap
etti in i bilem iyordum . H er durum da, Ruth konum ay brakt
ve koltuunda yavaa, tekrar nne dnd. zellikle zlm
grnm yordu, am a g l m sem esi yok olm utu, gzleri de
u zaklara, ilerideki gkyznde bir yerlere dalm t. A m a d
rst olm alym ; aslnda ben o srada Ruth'u dnm yordum .
Yreim hop etm iti, n k tek bir vurula, anlatm z gs
teren o k k kahkahayla, Tom m y'yle onca yl sonra tekrar ya
kn latm z hissetm itim .
K ingsfield'den yola ktktan yaklak y irm i dakika sonra
aradm z sapa buldum . Dar, kavisli ve allk larla glgelen
m i b ir yola girdik, bir grup narn yanm a park ettik. K oru lu
u n balad yere kadar nde y rdm , am a sonra aalar
arasnda farkl patikayla karlanca durup yanm da g etirdi
im yol tarifine b ak m ak zorunda kaldm . N otu veren kiin in el
yazsn okum aya alrken, aniden Ruth ve Tom m y'nin arkam

da durd uklarn h issettim , hi konum adan, ocu klar gibi yol


gsterilm esini bekliyorlard.
Korulua girdik, orada y r m ek olduka kolay olm asna
ram en Ruth'un nefes alm akta zorlanm aya baladn fark et
tim . Tom m y ise, tam tersine hibir sknt yaam yor gibiydi,
am a y rrk en h afife topallyordu. Sonra d ikenli tellerden bir
ite vardk, teller eilm i, bk lm ve paslyd, sarkyordu.
Ruth endieyle "Ah, olam az," dedi. Sonra bana dnp: "Bu
konuda b ir ey sylem em itin. D iken li tellerden hi b ah setm e
d in !" dedi.
"Fazla zor olm ayacak," dedim . "A ltndan geebiliriz. Sade
ce birb irim ize yard m etm em iz gerekecek."
A m a Ruth gerekten bozulm utu ve yerinden km ldam ad.
Sonra, Ruth ayakta nefes nefese, om uzlar inip kalkarak bekler
ken, Tomm y ilk kez o an Ruth'un ne kadar zayf olduunu fark
etm i grnd. Belki daha nce fark etm i, am a bunu kabullenm em iti. Ruth'a birka saniye uzun uzun bakt. Sanrm sonra
yle oldu -ta b ii bundan em in olam am -; ikim iz de, yani Tommy
ve ben, arabada olanlar, Ruth'a kar nasl birlikte tavr aldm
z hatrladk. Ve ayn anda neredeyse igdsel olarak ikim iz bir
den yanm a gittik. Ben koluna girdim , Tomm y br yanndan dir
seini tuttu ve birlikte dikenli tellere doru yrdk.
iti aacam zam an Ruth'un kolunu braktm . Sonra telleri
olabildiince kald rd m ve Tom m y'yle beraber, altndan gem e
sine yard m ettik. Sonuta Ruth iin o kadar zor olm ad: D aha
ok kendine gveniyle ilgili bir sorundu ve biz yannda olunca
korkusu geti. H atta itin br yannda, Tom m y'nin gem esine
yardm etm ek iin, ben im le birlikte telleri kaldrd. Tomm y ra
hata geti ve Ruth ona:
"So ru n byle eilm ek. B azen o kadar iyi becerem iyorum
bunu," dedi.
Tom m y m ahcup grnyordu, biraz nce olandan dolay
m utand, yoksa arabada birlikte Ruth'un zerine gitm em izi
m i hatrlad diye m erak ettim . Bayla nm zdeki aalar ia
ret etti ve:
"S a n rm bu yoldan gitm eliyiz. D o ru m u, K ath ?" diye
sordu.

E lim deki kda baktm ve tekrar yol gsterm eye baladm .


K oruluun iinde ilerledike hava adeta karard ve zem in gide
rek batakla benzem eye balad.
Ruth'un glerek Tomm y'ye: "U m arm k ayb olm ayz/' de
diin i duydum , am a ileride ak b ir alan gryordum . D n
m eye vakit bulunca, arabada olanlard an niin o kadar rahatsz
olduum u anladm . Sorun, sadece Ruth'un stn e gitm i olm a
m z deildi. O nun bu tavrm z karlay biim iydi. Eskiden,
byle b ir durum da bize karlk verm em esi dnlem ezdi bi
le. Bunu an lad m anda durdum , Ruth'la Tom m y'nin bana ye
tim elerini b ek led im ve kolum u Ruth'un om zu na attm .
Bu ok duygusal b ir hareket gibi gr nm edi bana, bir b ak
cn n yapabilecei bir eydi, n k im di Ruth'un y ry nde
gerekten bir sorun vard. O nun hl ne kadar zayf olduunu
tahm in ed em ediim i dndm . N efes alm akta giderek daha
ok zorlanyor ve birlikte y r rk en b azen stm e yk lacak g i
bi oluyordu. D erken aalarn arasndan ve aklktan getik, ar
tk tekneyi grebiliyorduk.
A slnda bir akla km am tk, seyrek aal koruluk so
na erm iti ve im di nm zde b ataklk bir arazi vard. Solgun
gkyz gz alabildiine uzanyor, araziyi blen su b irik in tile
rinde yansyordu. B elli ki ok u zak olm ayan bir zam ana dek ko
ru b uralara kadar yaylyordu, n k topran iinden hayalet
gibi, yerden en fazla birka kar y ksek lik te l aa gvdele
ri kyordu. l aalarn tesinde, altm m etre kadar ileride
tekne duruyordu, soluk gnein altnda bataklklara saplanp
kalm t.
Ruth: "Ah, tam da arkadam n anlatt gibi," dedi. "G er
ekten ok gzel."
Sessizlik le evrilm itik, tekneye doru y rm eye balad
m zd a ayakkablarm zd an g crtlar ykseliyordu. Bir m ddet
sonra ayaklarm bek bek otlarn arasna gm lm eye balayn
ca: "Tam am , buraya kadar," dedim .
A rkam d an gelenler hi kar km ad ve om zum un zerin
den arkam a baktm da, Tom m y'nin yin e Ruth'u kolundan tut
tuu nu grdm . A m a b elli ki sadece sarslm adan y r m esin i
salam ak iindi. En yaknd aki l aa gvdesine kadar, topra

n daha sert olduu yerlere basarak u zu n ad m larla yrdm


ve dengem i b u lm ak iin ona tutundum . Tom m y ve Ruth da b e
ni rnek alarak bir baka aa gvdesine, solum da, biraz arkam
da kalan ii oyuk ve ben im kin d en daha zayf bir aa gvdesi
ne yrdler, yanm a m eldiler. Sonra birlikte kyya oturm u
tekneye baktk. B oyasnn atlam olduunu, k k kabinin
ahap erevelerinin dklm ekte olduunu grebiliyordum . Bir
zam an lar gkyz m avisine boyanm t am a im di gn altn
da neredeyse beyaz grnyordu.
"Acaba oraya nasl geldi?" dedim . Sesim i onlara d uyurm ak
iin y kseltm itim ve y an klan aca n sanm tm , am a ses ar
tacak kadar yakndan, san ki hah kapl b ir odann iindeym iim
gibi yaknd an geldi.
Sonra arkam da Tm m y'yi duydum : "H ailsh am b elki artk
buraya benziyordur. Sizce?"
"N ed en buraya b en zesin ?" Ruth gerekten an lam am gi
biydi. "S rf kapand diye batakla ben zeyecek deil ya."
"H erhald e haklsn. Yanl syledim . A m a artk H ailsham '
buras gibi hayal ediyorum . M antk aram ayn. H atta burada
grd klerim kafam d aki grntye olduka uyuyor. A m a teknesiz tabii. Buraya benzeseydi, pek fena olm azd."
Ruth, "B u ok tuhaf," dedi. " nk geen sabah ryam da
14. Oda'daydm. H ailsham 'm kapandn biliyordum , am a ite
oradaydm, 14. Oda'da. Pencereden dar bakyordum , her yer su
lar altnda kalm t. Dev bir gl gibiydi. Pencerem in altnda bir
sr p, bo iecek kartonlar falan akntya kaplm s rkle
niyordu. A m a panik ya da benzer bir ey hissetm edim . Ho ve
sakindi, ayn buras gibi. Tehlike olm adn biliyordum . Sadece
kapand iin o hale gelm iti, bunun farkndaydm ."
Tommy, "B iliyor m usunu z," dedi. "M eg B. bir s re bizim
m erkezdeydi. Sonra ayrld, nc organ ba iin kuzeyde
bir yere gitti. A m eliyatnn nasl getiine d air hibir ey duy
m adm . Siz bir eyler duydunuz m u?"
Bam iki yana salladm , Ruth'dan hi ses km aynca d
np ona baktm . nce hl tekneye b aktn sandm , am a son
ra b aklarn n ok uzaa, trm an m akta olan b ir uan arkasn
dan u zayan dum ana od akland n grdm . Sonra konutu:

"Size duyduum bir eyi anlatacam ," dedi. "C h rissie hak
knda duyduum bir ey. ikin ci bandan sonra tkenm i o."
Tommy, "B en de yle duydum ," dedi. "D oru duym u ol
m alyz. ok yazk. stelik sadece ikin ci bandan sonra. B e
n im bam a gelm ediine m em nunum ."
Ruth, "B en ce bize sylediklerinden ok daha sk byle olu
yor," dedi. "u rad ak i bakcm a soralm . Byk olaslkla bu ger
ei biliyor. A m a b ir ey sylem iyor."
Tekrar tekneye bakp, " yle by k bir kom plo yok," de
dim . "B azen oluyor. C hrissie'n in byle abuk tkenm esi zc.
A m a bu sk olan b ir ey deil. B ugnlerde gerekten ok d ikkat
liler."
Ruth yine, "B ah se girerim bize an lattklarn d an ok daha
sk oluyor," dedi. "O rg an balar arasnda b izi s rekli baka
yerlere tam alarn n bir nedeni de bu."
"B ir keresinde Rodney'ye rastlad m ," dedim . "C h rissie'n in
tkenm esi zerind en ok zam an gem em iti. O nu K uzey Galler'deki bir k lin ikte grdm . D u ru m u fena deildi."
Ruth, "A m a em inim C hrissie iin ii paralanm tr," dedi.
Sonra Tom m y'ye, "B ize olanlarn yarsn bile anlatm yorlar, an
lam ad n m ?"
"A slnda," dedim , "Rodney, C hrissie konusunda ok kt
hissetm iyordu. phesiz ok zlm t, am a iyiydi. Zaten b ir
ka yld r birb irlerin i grm em iler. C hrissie'n in kafasn takm a
yacan dndn syledi. San rm o daha iyi bilir."
Ruth, "N iin o daha iyi b ilirm i?" dedi. "C h rissie'n in neler
hissetti in i nasl olur da bilebilir? N e isted iin i nasl bilecek?
M asann stnde yatp hayata tutunm aya alan o deildi. N e
reden bilecekm i?"
Bu fke eski Ruth'u hatrlatyordu, dnp ona bakm am a ne
den oldu. B elki de sadece gzleri parlyordu, am a bana ok sert
ve aksi bir ifadeyle bakyordu.
Tommy, "k in ci bata tkenm ek iyi bir ey deil," dedi.
"y i olam az."
Ruth, "R od n ey'n in kafay takm adna in an am am ," dedi.
"O n u n la sadece b ir-iki d akika konutun. Bu kad arck konu
m ayla her eyi nasl anlayabilirsin?"

"Evet," dedi Tommy. "A m a eer K athy'nin dedii gibi za:er.


ayrldlarsa..."
Ruth onun szn kesti. "B u hibir eyi d eitirm ez," dedi.
"B az alard an her eyi daha da kt letirm i olabilir."
"R od n ey 'n in d urum unda ok in san grdm ," dedim . "B y
le eyleri kaldrabiliyorlar, bunu baaryorlar."
Ruth, "N ered en biliyorsu n?" dedi. "N asl bilebilirsin? Sen
hl bir bakcsn."
"B ak c olduum iin ok ey gryorum . Fazlasyla hem
de."
Bir an ik im iz de Tom m y'ye baktk, am a o tekneyi seyred i
yordu. Sonra konutu:
"B en im kald m m erkezde bir adam vard ," dedi. "k in ci
bandan kam ayacandan korkuyordu hep. Bunu h issettii
n i sylyordu. A m a her ey yolunda gitti. G eenlerde nc
b andan kt ve durum u ok iyi." Bir eliyle gzlerine siper al
d. "B en bakc olarak pek iyi deildim . H atta araba ku llanm ay
bile renm edim . San rm bu yzd en ilk bam a bu kadar er
ken arldm . Byle olm am as gerektiin i biliyorum , am a o ld u
ite. Buna kafam o kadar takm ad m gerekten. O lduka iyi bir
baym , am a berbat bir bakcydm ."
Bir sre kim se konum ad. Sonra Ruth daha da alak bir
sesle cevap verdi:
"San rm ben olduka iyi b ir bakcydm . A m a be yl b e
n im iin yeterli oldu. Sen in gibiydim Tommy. Ba olduum
da, artk buna olduka hazrdm . D oru geldi bana. Zaten bunu
yapm am z bekleniyor, deil m i?"
Cevap verm em i bekliyor m uydu, em in deildim . Bunu, laf
bir yere ekm eye alm ad an syledii belliydi ve bu cm leyi
alkan lk tan sylem i olm a ih tim ali ok y ksekti; bu t r eyle
ri b alar her zam an syler. kisine tekrar dnp baktm da,
Tom m y hl eliyle gzlerine siper alyordu.
"Tekn en in daha yaknm a gidem em em iz ok yazk," dedi.
"D ah a ku ru bir g nd e b elk i tekrar gelebiliriz."
Ruth y u m uak b ir sesle, "Tekneyi grdm ze sevin
d im ," dedi. "G erekten ok gzel. A m a san rm artk gitm ek is
tiyorum . Rzgr olduka sert esiyor."

Tommy, "E n azndan grm olduk," dedi.


A rabaya dnerken, geliim izd ekind en ok daha rahata
sohbet ettik. Ruth ve Tom m y m erkezleriyle ilg ili baz eyleri
karlatrd lar; yem ek, havlular, bu tr eylerden konutular.
Ben de s rek li konum aya d ah il ed ild im , nk dier m erkez
ler hakkn d a soru lar sordular, u veya bu n orm al m idir dediler.
Ruth'un y r m esi artk d zelm iti ve d ikenli tellere geld iim iz
de telleri kald rd m zam an hi tereddt etm edi.
Arabaya bindik, Tommy yine arka koltua geti. Bir sre key
fim iz yerindeydi. imdi geriye baktm da, belki de bir eylerin
aka sylenm ediini hissediyorduk diye dnyorum, am a da
ha sonra olanlar hatrladm iin byle dnyor olabilirim .
O layn balangc, biraz nce olanlarn tekraryd sanki.
U zun ve neredeyse bo yola geri dnm tk, Ruth yanndan
getiim iz b ir afi hakkn d a bir eyler syledi. A fi neydi im di
h atrlam yorum bile, yol kenarna konan o kocam an reklam p os
terlerinden biriyd i sadece. Yorum u kendi kendine konuur gibi
yapm t, b elli ki fazla an lam y klem em iti. yle b ir ey syle
di: "A m an Tanrm , una bakn. Yeni bir ey ortaya karm ak iin
en aznd an biraz urayorlar sanrsn."
A m a Tom m y arkadan, "A slnda ben beendim . G azetelerde
de basld. Bence b aarl," dedi.
B elki yin e o hissi, Tom m y'yle yine y aknlatm z h isset
m ek istedim . nk tekneye y ry m z ne kadar iyi gem i
olursa olsun, o ilk ku caklam am zd an ve arabann iindeki o
n m zd an baka ortak paylam m z olm am t. H er neyse, ken
d im i yle derken buldum :
"A slnda ben de beendim . Bu afileri yapm ak, dnd
m zden ok daha fazla em ek gerektiriyor."
"D o ru ," dedi Tommy. "B irind en duydum , o afileri yap
m ak haftalar, hatta aylar alyorm u. nsanlar bazen geceleri de
alyor, en dorusunu yapana kadar tekrar tekrar stnden geiyorlarm ."
"Y annd an geip giderken eletirm ek kolay," dedim.
"D ny ad ak i en kolay ey," dedi Tommy.
Ruth hibir ey sylem edi ve nm zde u zanan bo yola
bakm aya devam etti. Sonra ben:

"A filerden konutuum uza gre," dedim , "gelirken bir ta


nesini fark etm itim . B irazd an y in e grrz. B izim tarafm zda
olacak. B irazdan karm za kacak."
T om m y "N eyin afii?" dedi.
"G receksiniz. Birazd an karm za kacak."
Y anm da otu ran Ruth'a baktm . G zlerinde fke yoktu, sa
dece bitkin grnyordu. H atta afi birazd an grndnde
b tn syled iklerim iz ona zararsz bile gelebilir, afi b ize H ailsham ' hatrlatan b ir ey olabilirdi. Btn b u n lar onun yznde
grebiliyordum , tek bir ifadede you nlam am t, y z s rekli
deiiyordu sanki. Btn bu zam an sresince, b aklar yola kitlenm iti.
A rabay yavalatp kenara ektim , ken ard aki allk lara g ir
dim.
Tommy, "N ed en durduk, K ath?" diye sordu.
" n k en iyi buradan grebiliriz. Yaknlarsak, fazla y u
kar b akm ak gerekir."
A rkam zda Tom m y'nin daha iyi grebilm ek iin yerinde
kp rdandn duyabiliyordum . Ruth k m ld a m a d , o n u n afie
baktnd an bile em in deilim .
"P eki, tam am en ayns d eil," d edim bir an sonra, "am a ba
na brn hatrlatt. A k ofis, akll, glen insanlar."
Ruth sessiz kalm aya devam etti, am a Tom m y arkadan: "A n
ladm im di. O g n gittiim iz yere benziyor," dedi.
"Sad ece o kadarla kalm yor," dedim . "O ilana da ok b en zi
yor. Yerde grdm z ilana. H atrladn m , Ruth?"
A lak sesle, "Pek hatrlayam ad m ," dedi.
"Ah, haydi. H atrlyorsun tabii. Yolda bir bro r bulm u
tuk. Su b irik in tisin in yannda. Seni ok etkilem iti. H atrlam
yor num aras yapm a."
"San y oru m hatrlyoru m ." Ruth'un sesi artk neredeyse bir
fslt gibi kyordu. Y anm zd an bir kam yon geti. A rabam zn
sallan m asn a neden oldu ve birka saniyeliine afiin nn de
kapad. Ruth ban edi, san k i kam yonun afiteki resm i tam a
m en ortadan kald racan um uyordu. A fi tekrar gr alan
m za gird iind e ban kaldrm ad.
" ok tu h af," dedim . "im d i hepsini hatrlyorum . H akkm -

da ne kadar ok konuuyordun, hatrladn m? Bir gn buna


benzer bir ofiste alacam sylerdin."
Tommy, "Evet, oraya bu nedenle gitmitik," dedi, sanki ikin
ci kez dndnde akima gelmi gibi. "Norfolk'a senin olas
modelini grmek iin gitmitik. Ofiste alyordu."
Ruth'a, "Bazen keke daha ok aratrsaydm diye dnd
n oluyor mu?" dedim. "Tamam, aramzda, bir ofiste alan
ilk kii sen olurdun. Duyduumuz kadaryla byle bir ey ya
pan ilk kii sen olurdun. Ama bunu yapabilirdin. Baarsaydm
ne olurdu diye dnyor musun bazen?"
"Nasl yapabilirdim ki?" Ruth'un sesi artk neredeyse du
yulmuyordu. "Bir zamanlar hayalini kurdum, o kadar."
"Ama en azndan aratrabilirdin. Ne biliyorsun, belki bra
krlard seni."
Tommy, "Evet, Ruth," dedi. "Belki de denemeliydin en azn
dan. O kadar konutuktan sonra. Bence Kath doru sylyor."
"Ben bundan srekli bahsedip durmadm, Tommy. En azn
dan byle yaptm hatrlamyorum."
"Ama Tommy hakl. En azndan denemeliydin. Byle bir
afi grdnde, bir zamanlar istediin eyi hatrlayabilir ve
en azndan aratrabilirdin..."
"Nasl aratracaktm?" Ruth'un sesi ilk kez sertleti, ama
sonra iini ekti ve tekrar bam edi. Sonra Tommy:
"zel muamele grebileceinden sz ediyordun hep. Hi
belli olmazd, bu olabilirdi. En azndan sormalydn."
Ruth, "Tamam," dedi. "Aratrmam gerekirdi diyorsunuz.
Bunu nasl yapacaktm? Nereye gidecektim? Aratrmam iin
bir yol yoktu."
"Ama Tommy hakl," dedim, "eer zel biri olduuna inan
yorsan, en azndan sorman gerekir. Madam'a gidip sormalydn."
Bunu syler sylemez -Madam'm adm andm anda- ha
ta yaptm anladm. Ruth ban kaldrp bana bakt ve yzn
de zafer gibi bir eyin parladn grdm. Bazen filmlerde g
rrsnz, birisi elindeki silah baka birine yneltir ve ona bir
eyler yaptrr. Sonra aniden bir karklk, bir bouma olur ve
silah brnn eline geer ve bu ikinci kii birincisine gzlerin
de bir ltyla bakar, talihine inanamyormu gibi bir ifadeyle,

intikam zaman gelmitir nk. Evet, Ruth artk bana byle


bakyordu, ertelemeyle ilgili hibir ey sylememi olmama ra
men, Madam'dan bahsetmitim ve artk yeni bir aamaya geti
imizi biliyordum.
Ruth paniklediimi fark etti ve oturduu yerde dorulup
yzn bana dnd. Bu yzden saldrsna kendimi hazrla
dm, bana ne sylerse sylesin artk her eyin farkl olduunu
kendime hatrlattm, gemite yapt gibi her eyi kendi yolu
na ekemezdi artk. Kendime bunlar tekrarlyordum ve bu yz
den konutuu zaman gafil avlandm.
"Kathy," dedi. "Beni affetmeni gerekten beklemiyorum.
Affetmesen de haklsn zaten. Ama yine de affetmeni istiyorum
beni."
Bu syledikleri beni o kadar artt ki, aknlkla yle di
yebildim sadece:
"Neyi affedecekmiim?"
"Beni niye mi affedeceksin? Bir kere, sana iindeki drtler
le ilgili srekli yalan syledim. Gemite bana bazen herkesle
birlikte olabilecekmi gibi hissettiini anlatrdn."
Arkamzda Tommy yine kprdand, ama Ruth imdi ne
eilmi, dorudan yzme bakyordu, sanki Tommy arabada
bizle beraber deilmi gibi.
"O hislerin seni ne kadar kayglandrdm biliyorum," de
di. "Sana anlatmalydm. Benim de ayn eyleri hissettiimi,
tam da senin anlattn gibi eyler hissettiimi sylemeliydim.
imdi btn bunlar anlyorsun, biliyorum. Ama o sralarda
bilmiyordun ve sana anlatmam gerekirdi. Tommy'yle birlikte
olsam da kendimi bazen bakalaryla yatmaktan alkoyamad
m anlatmalydm sana. Kulbelerdeyken en az kiiyle daha
yaptm."
Bunu sylerken Tommy'nin tarafna bakmyordu. Ama onu
grmezden gelmeye altndan deil, bana ulamaya yle
konsantre olmutu ki, baka her ey bulanklamt.
"Sana bir-iki kez neredeyse anlatacaktm," diye devam etti.
"Ama bunu yapmadm. O zaman bile o dnemde bir gn geriye
bakp beni sulayacann farkmdaydm. Ama yine de sana hi

bir ey sylemedim. Beni affetmen iin hibir neden yok, ama


imdi sana sormak istiyorum, nk..." Aniden sustu.
"nk neden?'' diye sordum.
Gld ve, "nk bir nedeni yok," dedi. "Beni affetmeni
isterdim, ama bunu senden beklemiyorum. Her neyse, aslnda
bu, olanlarn yars bile, ufack bir paras bile deil. Esas konu
u ki, Tommy'yle seni birbirinizden uzak tuttum ben." Sesi yi
ne alald, neredeyse fsltya dnt. "Bu, yaptm en kt
eydi."
Biraz dnd ve ilk kez Tommy'nin baklarna karlk ver
di. Sonra neredeyse hemen tekrar bana bakt, ama sanki imdi
ikimizle birden konuuyordu.
"Yaptm en kt ey buydu," dedi yine. "Beni bu konuda
affetmeni bile istemiyorum. Tanrm, bunu ka kez iimden sy
ledim, imdi gerekten sylediime inanamyorum. Siz ikiniz
birlikte olmalydnz. Bunu grmemiim gibi rol yapamam. Ta
bii ki farkmdaydm, daha ilk gnlerden beri. Ama sizi ayrdm
ben. Beni affetmenizi beklemiyorum. u anda yapmaya alt
m bu deil. imdi her eyin dorusu olsun istiyorum. Bozdu
um eyleri dzeltmek istiyorum."
Tommy, "Yani nasl, Ruth?" diye sordu. "Dzeltmek derken
neyi kastediyorsun?" Sesi yumuakt, ocuksu bir merak iin
deydi. Sanrm bu yzden alamaya baladm.
Ruth, "Bak dinle Kathy," dedi. "Sen ve Tommy, birlikte er
teleme almay denemelisiniz. kiniz iin byle bir ans olmal.
Gerek bir ans."
Bir elini uzatt ve omzuma koydu, ama onu serte ittim ve
gzyalarm arasnda ona baktm.
"Bunun iin artk ok ge. ok, ok ge."
"ok ge deil. Kathy, dinle beni. ok ge deil. Tamam,
Tommy iki organ ba yapt. Bunun bir eyleri deitireceini
kim sylyor?"
"Btn bunlar iin artk ok ge." Tekrar hkrarak alama
ya baladm. "Bunu imdi dnmek bile aptallk. Senin o ofis
te almak istemen gibi aptalca bir ey. Btn bunlar geride
braktk."
Ruth ban sallyordu. "ok ge deil. Tommy, sen syle
ona."

Direksiyona yaslanmtm, bu yzden Tommv'yi hi gorrr.uyordum. Tuhaf, akn bir sesle mrldanyordu, ama ne ded;
anlalmyordu.
"Bakn," dedi Ruth. "kiniz de beni dinleyin. Bu geziye
birlikte kalm istedim, nk imdi sylediklerimi iimden
atmak istiyordum. Ama ayrca size bir eyi geri vermek de iste
dim." Deminden beri anorann ceplerini kartryordu ve ara
dn bulup elindeki burumu kt parasn uzatt. "Tommy,
unu al. yi sakla. Sonra Kathy fikrini deitirdiinde, kulla
nn."
Tommy koltuklarn arasndan uzand ve kd ald. "Teek
krler Ruth," dedi, sanki ikolata ikram edilmi gibi. Birka sani
ye sonra: "Nedir bu? Anlamyorum," dedi.
"Madam'm adresi. Biraz nce bana sylediiniz gibi, en
azndan denemeniz gerek."
Tommy, "Nasl buldun bunu?" diye sordu.
"Kolay olmad. Uzun sre uratm ve riskli denemeler yap
tm. Ama sonunda buldum ve bunu ikiniz iin yaptm. imdi
Madam' bulmaya alma sras size geldi."
Artk alamay brakmtm, arabay altrdm. "Yeter bu
kadar," dedim. "Tommy'yi geri gtrmemiz gerekiyor. Sonra
biz de dnmeliyiz."
"Ama ikiniz de bu konuyu dneceksiniz, deil mi?"
"u anda sadece geri dnmek istiyorum," dedim.
"Tommy, adresi kaybetmezsin deil mi? Kathy fikrini dei
tirir belki."
"Saklayacam," dedi Tommy. Sonra ncekinden bile daha
ciddi bir tavrla, "Teekkrler Ruth," diye ekledi.
"Tekneyi grdk," dedim. "Artk geri dnmeliyiz. Dover'a
dnmek en az iki saat srer."
Arabay tekrar yola kardm. Hatrladm kadaryla, Kingsfield'e dn yolunda fazla konumadk. Meydana ulatmz
da, atnn altna snm kk bir grup ba grdk. Ara
bayla meydan dndkten sonra Tommy'yi braktm. Ruth ya da
ben onu kucaklamaya ya da pmeye kalkmadk, ama ba ar
kadalarnn yanma yrrken durdu ve bize el sallayp glm
sedi.

Tuhaf gelebilir, ama Ruth'un kald merkeze dn yolculuu


muzda, biraz nce olanlardan hi sz etmedik. Bunun bir ne
deni Ruth'un ok yorulmu olmasyd; yol kenarndaki son ko
numa cann karm gibiydi. Ama bunun yan sra, sanrm
ikimiz de bir gn iin yeterince ciddi konutuumuzu dn
yorduk ve tekrar konumaya giriirsek bir eyler yanl gitmeye
balayabilirdi. Eve dn yolunda Ruth'un neler hissettiini bil
miyorum, ama ben, btn o gl duygular yerine oturduun
da, gece olmaya balayp yoldaki btn lambalar yandnda,
kendimi fena hissetmiyordum. Sanki uzun zamandr srtmda
tadm bir ykten kurtulmutum, her ey dzelmemiti ama
daha iyi bir yere alan bir kap aralanmt. Kendimi ok iyi his
sediyordum demiyorum. mz arasnda geen her ey ok
hassas geliyordu bana, olduka gergindim, ama bu btnyle
kt bir gerginlik deildi.
Tommy'nin iyi grndn belirtmek ve ka kilo aldn
merak ettiimizi sylemek haricinde, onun hakknda konuma
dk bile. Sonra yolculuumuzun geri kalann ounlukla yolu
seyrederek, sessizlik iinde geirdik.
Bu yolculuun ne kadar byk bir deiiklik yaratt
n, ancak aradan birka gn getikten sonra anladm. Ruth'la
aramdaki btn o savunmac ve pheci davranlar uup git
ti, bir zamanlar birbirimiz iin ne kadar nemli olduumuzu
hatrladk. Bu, yeni bir dnemin balangcyd. Yaz geliyordu
ve Ruth'un sal fena deildi, akamlar ona biskvi ve madensuyu getirdiimde, pencerenin nnde yan yana oturur,
damlarn stnden gnein batn seyreder ve Hailsham, Ku
lbeler ya da aklmza ne gelirse onun hakknda konuurduk.
Tabii imdi Ruth'u dndmde, artk yaamyor olmas be
ni zyor, ama birlikte geirdiimiz dnem iin kran duyu
yorum.
Yine de doru drst konumadmz bir konu vard: O
gn yolun kenarnda bize syledikleri. Sadece Ruth arada bir o
konuyu ima ederdi. yle bir ey sylerdi rnein:
"Tommy'nin bakcln stlenme konusunda biraz daha
dndn m? Biliyorsun, istersen bunu ayarlayabilirsin."

Sonunda bu fikir, benim Tommy'nin bakcs olmam dn


cesi, dier her eyin nne geti. Ona bu konuvu dnd
m ve benim bile byle bir eyi ayarlamamn o kadar kolav ol
madn sylerdim. Sonra genellikle konuyu kapatrdk. Ama
Ruth'un bunu hep dndn biliyordum ve bu nedenle bir
gn, onu grdm son gn, artk konuamyor olsa bile, ben
den bunu yapmam istediini biliyorum.
kinci organ bandan gn sonra, sabahn erken saat
lerinde, nihayet odasna girmeme izin verdiler. Odada tek ba
nayd ve onun iin yaplabilecek her eyi yapmlard. Doktorla
rn, koordinatrn, hemirelerin hl ve tavrlarndan, baarama
yacan dndkleri belli oluyordu. Hastane yatanda, lo
kta yatan Ruth'a bakar bakmaz, pek ok bada grdm
ve bildiim ifadeyi onun yznde de okudum. Sanki kendi gz
leriyle, bedeninde acyan farkl farkl yerleri kontrol ediyordu;
endieli bir bakcnn lkenin farkl yerlerindeki birka ba
arasnda koturup durmas gibi. O srada bilinci hl kesinlik
le yerindeydi, ama metal yatann yannda dururken, ona ula
mam imknszd. Yine de bir sandalye ekip yanma oturdum
ve elini iki elimin arasna alarak, bedeni acyla kaslp bzld zaman, elini sktm.
zin verdikleri srece yannda oturdum, saat, belki daha
fazla. Ama dediim gibi, btn o sre boyunca benden uzak
ta, kendi iindeydi. Sadece bir kere, acdan bedenini hi normal
grnmeyen bir ekilde bzdnde -ona daha fazla ar ke
sici vermelerini istemek iin hemireleri armak zereydimsadece birka saniyeliine -daha fazla deil- bana bakt ve
kim olduumu kesinlikle bildiini anladm. Balarn kor
kun bir sava verirken bazen ulatklar, her eyin ak seik
grnd berraklk anlarndan biriydi. Bana bakt ve konu
mamasna ramen o bakn ne anlama geldiini anladm. Bu
nedenle ona: "Merak etme, bunu yapacam Ruth. En ksa sre
de Tommy'nin bakcs olacam," dedim. Bunlar mrldanarak
syledim, nk beni duyamayacan dnyordum, bara
rak sylesem bile. Ama umuyorum ki, baklarmzn birbirine
kitlendii o birka saniye iinde, ben nasl onun ifadesini okuyabildiysem, o da benimkini okuyabilmitir. Sonra o an geti ve

Ruth yine uzaklara gitti. Tabii ki hibir zaman emin olamayaca


m, ama anladn sanyorum. Anlamadysa bile, imdi fark
ediyorum ki, benim bir gn Tommy'nin bakcs olacam hep
biliyordu, benden bile nce. Ve ikimizin, tpk o gn bize araba
da syledii gibi "deneyeceimizi" de biliyordu.

Yirminci Blm

Tekneyi grmeye gittiimiz gnden neredeyse tam bir yl son


ra, Tommy'nin bakcs oldum. Tommy'nin nc organ ba
nn zerinden fazla zaman gememiti ve olduka hzl iyilei
yor olsa da, hl dinlenmek iin zamana ihtiyac vard. Olaylar
yle geliti ki, ilikimizde yeni bir aamaya gemek iin iyi bir
dneme denk geldik. ok gemeden, Kingsfield'e almaya, hat
ta oray sevmeye balamtm.
Kingsfield'deki balarn ou, nc organ balarn
dan sonra kendilerine ait odalara geerler. Tommy'ye de mer
kezdeki en byk odalardan birini vermilerdi. Sonralar baz
insanlar bu oday ona benim ayarladm sandlar, ama durum
bu deildi; talihi yaver gitmiti o kadar. Zaten o kadar da hari
ka bir oda deildi. Sanrm binann tatil kamp olduu gnler
de banyoymu, nk tek penceresinde buzlu cam vard ve pen
cere tavana epey yaknd. Ancak bir sandalyenin stne kp
pencereyi tutarak dar bakabiliyordunuz, o zaman bile sk bir
allktan baka bir ey grlmyordu. L eklinde bir odayd,
yani iine her zamanki yatak, sandalye ve dolabn dnda, ka
pa alr bir okul sras da sdrlabiliyordu. Daha sonra anla
tacam zere, bu sra gerek bir ikramiye olduunu kantlad.
Kingsfield'deki o dnemle ilgili yanl bir izlenim brakmak
istemiyorum. ounlukla gerekten huzurluydu, neredeyse kr
lardaki gibi ideal bir sknet vard. Genelde le yemeinden
sonra gelirdim ve Tommy'yi dar yatana uzanm halde bulur
dum. Her zaman giyinik olurdu, nk bir hasta"ya benzemek

istemiyordu. Sandalyeye oturur ve ona yanmda getirdiim e


itli kitaplardan blmler okurdum, mesela Odysseia ve Binbir
Gece M asallar' ndan. Ya da sadece konuurduk, bazen eski gzel
gnler, bazen de baka eyler hakknda. leden sonra uykuya
dalard, o zaman ben de onun okul srasna oturup birikmi ra
porlarm yazardm. Gerekten inanlmazd, yllar eriyip gitmi
ti sanki; birbirimizin yannda o kadar rahattk ki.
Yine de hibir eyin eskisi gibi olmad besbelliydi. nce
likle, Tommy ve ben sonunda sevimeye balamtk. Birlikte ol
maya balamadan nce Tommy seks hakknda ne dnyordu
bilmiyorum. Sonuta, hl nekahet dnemindeydi ve belki de
akima gelen ilk ey seks deildi. Onu zorlamak istemiyordum,
ama birlikte olmaya balamken bunu srekli ertelersek, ili
kimizin doal bir paras olarak grmemiz giderek zorlard.
Sanrm bir dier dncem de uydu; planlarmz Ruth'un is
tedii ekilde ilerlerse ve erteleme iin bavurursak, hi sevi
memi olmak bizim iin bir dezavantaj yaratabilirdi. Yani, bu
nu mutlaka bize soracaklardr diye dnmyordum. Esas kay
gm, aramzdaki yaknl gsterirken bunun eksikliinin fark
edilmesiydi.
Bylece bir gn o odada, isterse kabul edip isterse reddede
bilecei ekilde harekete gemeye karar verdim. Her zamanki
gibi yatana uzanm, ben ona kitap okurken tavan seyredi
yordu. Okumay bitirdiimde yatan kenarna oturdum ve eli
mi tirtnn altna soktum. Az sonra elimi aa kaydrdm
ve sertlemesi epey zaman alsa da, yaptmdan mutlu olduu
nu hemen anladm. O ilk seferimizde diki yerlerine dikkat et
memiz gerekiyordu ve birbirimizi yllardr tanyor olduumuz
halde hi sevimemi olduumuz iin, kendimizi brakmadan
nce bir ara aamaya ihtiyacmz vard. Bu yzden bir sre el
lerimle okadm onu ve o da bana dokunmak iin hibir hamle
yapmadan yatt, sesi bile kmyordu, sadece huzurlu grn
yordu.
Ama o ilk seferde bile, bunun bir balang, getiimiz bir
kap olduuna dair hissimizin yan sra, bir ey daha vard.
Uzun sre bunu kabullenmek istemedim, hatta kabullendiim
de bile, dier btn aclar ve arlar gibi bunun da geeceine

kendimi inandrmaya altm. Demek istediim u: En ban


dan itibaren, Tommy'nin halinde hzn hatrlatan bir ey vard,
sanki: "Evet, bunu yaptmz iin memnunum. Ama bu kadar
ge balamamz ne kadar yazk!" der gibiydi.
Sonraki gnlerde de, tam anlamyla sevitiimizde ve bun
dan gerekten mutlu olduumuzda, ayn rahatsz edici duygu
hep oradayd. Bu duyguyu uzaklatrmak iin her eyi yaptm.
Her frsatta sevimemizi saladm, bylece her ey ldrtc bir
bulanklkla kaplanacak ve baka hibir eye yer kalmayacakt.
Eer o stteyse, dizlerimi kaldrabildiimce kaldryordum, ba
ka bir pozisyonda seviiyorsak, kendisini daha iyi hissetmesini,
daha tutkulu sevimesini salayacak her eyi sylyor, her eyi
yapyordum, ama o duygu yine de tamamen yok olmad.
Belki de o odayla ilgili bir eydi, gne buzlu camdan
ieri szarken, mevsimlerden yaz bile olsa sonbahar na ben
ziyordu. Belki de o duygunun yitmemesinin sebebi, dardan
gelen seslerin, yeillikler iinde romanlar ve iirler hakknda
tartan rencilerden deil, merkezde dolanp gnlk ilerini
yapan balardan gelmesiydi. Ya da bazen keyifle sevitikten
sonra birbirimizin kollarnda yatarken, aklmza biraz nce yap
tklarmzdan paralar gelirken, Tommy'nin una benzer bir
ey demesiydi: "Eskiden kolaylkla iki kez arka arkaya yapabili
yordum. Ama artk yapamyorum." Sonra o his ne kard ve
Tommy ne zaman byle eyler sylese, elimi onun aznn st
ne koyardm, sknet iinde ylece yatmaya devam edebilelim
diye. Eminim Tommy de aynsn hissediyordu, nk byle
anlarda birbirimize daha sk sarlrdk, sanki bylece o hissi
uzaklatrabiliyorduk.
Onun merkezine geliimden sonraki birka hafta boyunca, Madam'dan ya da o gn Ruth'la arabada konutuklarmzdan hi
sz etmedik. Ama onun bakcs olmam, oraya vakit kaybetmek
iin gelmediimi hatrlatan bir gerekti. Tabii, Tommy'nin hay
van izimleri de yle.
Yllar iinde Tommy'nin resimlerini sk sk dnmtm,
hatta tekneyi grmeye gittiimiz gn bile ona sormak istemi
tim. Hl iziyor muydu? Kulbeler'de yaptklarn saklam

myd? Ama gemite resimler yznden olanlar, sormama en


gel olmutu.
Sonra bir gn, bakcln stlendikten belki bir ay sonra
odasna girdim ve onu masasnn banda dikkatle, neredeyse
ban kda yaptrm halde, izim yaparken grdm. Kap
y tklattmda ieri girmemi sylemiti, ama ben odaya girin
ce ne kttan ban kaldrd ne de durdu. Baklarndan, onun
o hayali yaratklarndan birini izdiini anladm. Kapnn ei
inde durdum, ieri girip girmemeye karar veremedim, ama az
sonra ban kaldrd ve defterini kapad, yllar nce Keffers'tan
ald siyah kapakl defterlerin tpatp ayns olduunu fark et
tim. O zaman ieri girdim ve tamamen farkl bir konudan ko
numaya baladk, bir mddet sonra defterini kaldrd, ikimiz
de ondan bahsetmedik. Daha sonralar odasna girdiimde, def
terini masann stnde ya da yastn yanma atlm ekilde
buldum.
Derken bir gn odasnda, kontrollere balamadan nce bir
ka dakika bo zamanmz varken, davranlarnda bir gariplik
hissettim; bana sevimek istediini dndrten bir utangalk
ve heyecan vard tavrlarnda. Ama sonra:
"Kath, bana dnceni sylemeni istiyorum. Drste sy
le bana," dedi.
Masasnn ekmecesinden siyah defteri kard ve bana bir
tr kurbaaya ait farkl eskiz gsterdi; uzun bir kuyruu ol
duu iin sanki yars yavru halde kalm bir kurbaayd, en
azndan, defteri elinizde tutup biraz uzaktan baktnzda by
le grnyordu. Yakndan baknca, her bir eskiz minicik ayrn
tlardan olumu bir ktle gibiydi, yllar nce grdm yara
tklara ok benziyordu.
"u ikisini metalden yaplmlar gibi izdim," dedi. "Bak,
yzeyleri parlak. Ama uradaki plastiktenmi gibi olsun iste
dim. Gryor musun? Kabarcklar var zerinde. imdi tam bir
izim yapmak istiyorum, ok iyi bir izim, ama karar veremiyo
rum. Kath, bana aka syle, ne dnyorsun?"
Ne cevap verdiimi hatrlamyorum. Tek hatrladm o an
da ok gl hislere boulduum. Kulbelerdeyken izimleri
yznden olanlar artk gemite braktmz gsteriyordu bu

davranyla; ok rahatladm, kran hisleriyle doldum ve ok


memnun oldum. Ama hayvanlarn neden tekrar ortaya ktk
larnn ve Tommy'nin grnrde sradan sorusunun arkasn
da yatan btn o olaslklarn farkndaydm. En azndan, bana
unutmadn gsterdiinin farkndaydm. O konuyu neredey
se hi konumam olmamza ramen, bana halinden memnun
olmadn gsteriyordu, hazrlklarn kendine den blm
n yerine getirmekle meguld.
Ama o kendine has kurbaalara bakarken hissettiklerim sa
dece bunlar deildi. nk o duygu yine ortaya kmt, nce
belli belirsiz, arka plandayd, ama srekli byyordu; yle ki
bir sre sonra tek dnebildiim buydu. Kendimi durduramyordum, o sayfalara baktka, ne kadar uzaklamaya alsam
da srekli aklma geliyordu. Tommy'nin izimlerini artk eski
gnlerdeki kadar taze bulmuyordum. Tamam, pek ok adan
bu kurbaalar Kulbeler'deyken yaptklarna benziyordu, ama
bir ey kesinlikle eksikti, fazla uralarak yaplmlard, san
ki kopya edilmilerdi. Bu yzden o his kaplad yine iimi, ne
kadar kurtulmaya alsam da: Btn bunlar yapmakta ok
gecikmitik; ge kalmtk, imdi dndmz ve planlad
mz eyler artk ok samayd, hatta sutu.
imdi bunlar tekrar dndmde, planlarmz konu
makta neden o kadar yava davrandmzn baka bir nedeni
olabilecei aklma geliyor. Kingsfield'deki dier balarn er
teleme ya da buna benzer eyleri duymadklar kesindi. Biz de
byk olaslkla utanyorduk, her ne kadar bunu dar vurmasak da, sanki utan verici bir srr paylayorduk. Hatta planlar
mz bakalar duyarsa olacaklardan korkuyorduk.
Ama dediim gibi, Kingsfield'deki dnem hakknda kas
vetli bir resim izmek istemiyorum. ou zaman, zellikle de
Tommy bana izimleri hakknda fikrimi sorduktan sonra, ge
miten hibir glge kalmamt zerimizde ve gerekten birbi
rimize yaknlamtk. Bana izimleri hakknda ne dnd
m bir daha sormamasna karn, onlar nmde yapmaktan
mutluluk duyuyordu. Gnlerimizi ounlukla byle geiriyor
duk; ben yatakta yksek sesle kitap okurken, Tommy masa ba
nda izim yapyordu.

Belki her ey ok daha uzun bir sre byle devam etseydi,


gnlerimizi sohbet ederek, sevierek, yksek sesle okuyup ize
rek geirseydik ikyet etmezdik. Ama yaz sona ermek zerey
di, Tommy giderek kuvvetleniyor ve drdnc organ bana
arlmas ihtimali giderek artyordu. Planlarmz erteleme
ansmz azalmt.
Benim iin olaand younlukta bir dnemdi, neredeyse bir
hafta boyunca Kingsfield'e gidememitim. O sabah erkenden
merkeze varmtm, bardaktan boanrcasna yamur yad
n hatrlyorum. Tommy'nin odas neredeyse kapkaranlkt,
penceresinin nndeki oluktan akan sularn sesi oday dol
durmutu. Ba arkadalaryla beraber kahvaltya inmi,
ama sonra tekrar yukar kmt ve imdi yatanda oturu
yor, hibir ey yapmadan bo bo etrafna bakyordu. Yorgun
luktan tkenmi bir vaziyetteydim -uzun zamandr doru
drst uyuyamam tm- ve onun dar yatana attm kendi
mi, onu duvara doru iteledim. Birka saniye ylece yattm,
eer Tommy ayak parmaklaryla dizlerimi drtyor olmasa,
orackta uyuyakalabilirdim. Nihayet doruldum, yatakta ya
nma oturdum ve:
"Dn Madam' grdm, Tommy," dedim. "Onunla konu
madm, ama grdm onu."
Bana hibir ey sylemeden bakt.
"Evine girerken grdm onu. Ruth haklyd. Adres doru,
kap numaras doru, her ey doru."
Sonra ona bir gn nce gney sahilinde olduumu, le
den sonra Littlehampton'a gittiimi ve geen iki gidiimdeki
gibi deniz kenarndaki uzun yolda yrdm, "Dalgalarn
Tepesi" ve "Deniz Manzaras" gibi isimleri olan terasl evlerin
yanndan getiimi, telefon kulbesinin yanndaki banka otur
duumu anlattm. Orada oturup beklemitim -daha nce yapt
m gibi-, gzlerimi sokan stndeki o evden ayrmadan.
"Hafiyelik gibi bir ey yaptm. nceki seferlerde orada ya
rm saatten fazla oturmutum ve hibir ey, kesinlikle hibir
ey olmamt, ama iimden bir ses bana bu sefer ansmn ya
ver gideceini syledi."

O kadar yorulmutum ki, neredeyse orackta, bankn stn


de uyuyakalacaktm. Ama sonra bam kaldrdm ve ite Ma
dam oradayd, sokakta bana doru yryordu.
"Gerekten dm koptu," dedim. "nk aynyd, hi de
imemiti. Belki yz biraz yalanmt. Ama onun dnda,
hibir fark yoktu. Hatta elbisesi bile aynyd. u k, gri dpiye
sini giymiti."
"Ayn elbise olamaz."
"Bilmiyorum. Ayns gibiydi."
"Yani onunla konumaya almadn m?"
"Tabii ki hayr, seni akn. Adm adm ilerlemek lazm. Bi
ze pek iyi davrand sylenemez, hatrlasana."
Bana hi bakmadan kar kaldrmdan getiini anlattm.
Bir an iin, gzlediim kapnn yanndan geip gideceini d
ndm syledim, Ruth'un yanl adres verdiini sanm
tm. Ama Madam aniden kapnn nnde durdu, bir-iki adm
da kapdan ieri girdi ve gzden kayboldu.
Konumam bitirince, Tommy bir mddet sessiz kald.
Sonra:
"Bann derde girmeyeceinden emin misin? Gitmemen
gereken yerlere gittiin iin?"
"Niin bu kadar yorgunum sanyorsun? Her eyi yerli yeri
ne oturtmak iin her saat alyorum. Ama en azndan bulduk
onu."
Darda yamurun grlts devam ediyordu. Tommy
dnd ve ban omzuma koydu.
Yumuak bir tonla: "Ruth bizim iin iyi bir ey yapt," dedi.
"yi i kard."
"Evet, iyi i kard. Ama imdi sra bizde."
"Peki planmz nedir Kath? Bir planmz var m?"
"Sadece oraya gideceiz. Oraya gidip kadna soracaz. Ge
lecek hafta, seni laboratuvar sonularn almaya gtrdm
de. Btn gn darda olman iin izin alacam. Dn yolun
da Littlehampton'a gidebiliriz."
Tommy iini ekti ve ban omzuma daha ok bastrd. Bi
ri bizi grseydi onun pek hevesli olmadn dnebilirdi, ama
ben neler hissettiini biliyordum. Erteleme almak, Galeri hak-

kndaki teori; bunlara o kadar uzun sredir kafa yoruyorduk ki.


imdi aniden, zaman gelmiti. Kesinlikle korkutucuydu.
Bir sre sonra: "Eer erteleme alrsak..." dedi. "Erteleme
aldk diyelim. Bize sene, kendimize ait sene verdiler di
yelim. Tam olarak ne yapacaz? Ne demek istediimi anlyor
musun, Kath? Nereye gideceiz? Burada kalamayz, buras mer
kez."
"Bilmiyorum, Tommy. Belki bize tekrar Kulbeler'e gitme
mizi sylerler. Ama baka bir yer olsa daha iyi olur. Beyaz Ko
nak belki. Ya da baka bir yer vardr. Bizim gibi insanlar iin
ayr bir yer. Bakalm Madam ne diyecek? Beklemekten baka ya
pacak bir ey yok."
Birka dakika daha sessizce yattk, yamuru dinledik. Bir
noktada onu ayamla drtmeye baladm, onun biraz nce ba
na yapt gibi. Bir sre sonra o da bana ayn ekilde cevap ver
di ve ayaklarm yataktan dar itti.
"Gerekten gideceksek, hangi resimleri gtreceimize ka
rar vermemiz lazm," dedi. "Yani, biliyorsun, en iyilerini see
lim. Belki alt ya da yedi tanesini. ok dikkatli semeliyiz.
"Peki," dedim. Sonra ayaa kalktm ve kollarm iki yana
ap gerindim. "Belki daha fazlasn alrz. On be ya da yirmi
tane. Evet, gidip onu grelim. Bize ne yapabilir ki? Gidip konu
alm Madam'la."

Yirmi Birinci Blm

Gitmeden nce, zihnimde gnlerce yle bir sahne canlandrdm:


Tommy'yle ikimiz o kapnn nnde duruyoruz, zili almak iin
cesaretimizi toplamaya alyoruz, sonra kalbimiz gm gm ata
rak orada beklemek zorunda kalyoruz. Ama gerekte ansmz
yaver gitti ve bu mcadeleyi vermek zorunda kalmadk.
O srada ansmzn yaver gitmesine gerekten ihtiyacmz
vard, nk gnmz iyi gememiti. Araba yolda bozulmu
tu ve Tommy'nin laboratuvar testlerine bir saat ge kalmtk.
Sonra klinikteki bir karklk yznden Tommy testi yeni
den yaptrmak zorunda kald. Bu da bann dnmesine neden
oldu; yle ki, sonunda leden sonra Littlehampton'a doru yo
la ktmzda onu araba tuttu ve biraz yryp alsn diye
ikide bir arabay durdurmamz gerekti.
Sonuta, saat altdan biraz nce kasabaya vardk. Arabay
bingo salonunun arkasna park ettik, Tommy'nin defterlerini
koyduumuz spor antasn bagajdan kardk ve ehir merkezi
ne doru yrmeye baladk. Hava gzeldi, dkknlar kapan
yor olmasna karn bir sr insan barlarn nnde sohbet edip
iki iiyordu. Yrdke Tommy kendini daha iyi hissetmeye
balad ve sonunda testler yznden le yemeini atladn
hatrlad. Bizi bekleyen olaylarla yzlemeden nce bir eyler
yemesi gerektiini syledi. Bu yzden ayakst attrabilecei
miz bir sandvii aryorduk ki, aniden kolumu yakalad. O ka
dar serte asld ki, kriz geiriyor sandm. Ama sonra kulama
eilip alak sesle:

"Bu o, Kath. Bak. Kuafrn nnden geiyor," dedi.


Gerekten de Madam kar kaldrmdayd, daha nce gr
dklerimize tpatp benzeyen gri takm vard stnde.
Madam' uygun bir mesafeden izlemeye baladk, nce ya
yalara ayrlm yolda, sonra neredeyse bombo olan ana cadde
de. Sanrm ikimiz de Ruth'un olas modelini takip ettiimiz
gn hatrladk. Ama bu sefer olaylar daha basit geliti, nk
ksa sre sonra Madam'm ardndan uzun sahil yoluna ktk.
Yol tamamen dz olduu ve batan gnein son demleriyle
aydnland iin, Madam'm bir nokta kadar klene dek uzak
lamasna izin verdik. Buna ramen, onu kaybetmemiz sz ko
nusu deildi. Gerekten de, topuk seslerini hl duyuyorduk,
Tommy'nin bacana arpan antasndan kan ses de ona bir
cevap gibiydi.
Uzunca bir sre byle ilerlemeye devam ettik, birbirinin
tpks sra sra evlerin nnden getik. Sonra kar kaldrmda
ki evler bitti, onlarn yerini dz, bo bir arazi ald, allklarn
tesinde, sahil boyunca uzanan plaj kabinlerinin damlarn g
rebiliyorduk. Deniz grnmyordu, ama kocaman gkyz ve
martlarn lklar sayesinde orada olduu anlalyordu.
Bizim tarafmzdaki evler hi deimiyordu, bir sre sonra
Tommy'ye:
"Az kald," dedim. "u ilerdeki bank gryor musun? Be
nim oturduum bank o. Ev de onun hemen karsnda."
Bunu syleyene kadar Tommy olduka sakindi. Ama imdi
etkilenmiti ve ok daha hzl yrmeye balad, sanki kadna ye
timek istiyordu. Madam'la aramzda baka hi kimse yoktu ve
Tommy aray kapadka, onu kolundan tutup yavalatmak zorun
da kaldm. Btn yol boyunca kadnn dnp bizi greceinden
korktum, ama byle bir ey olmad ve sonunda o kk bahe
kapsnn nne geldi. antasndan anahtarlarn karmak iin
evinin kaps nnde duraklad. Biz de orada, kapnn yannda
durmu kadna bakyorduk. Hl bize doru dnmemiti, onun
bizi oktan fark ettiini ve bilerek grmezden geldiini dn
dm. Tommy'nin de ona seslenmek zere olduunu hissettim ve
bunun yanl bir ey olacana karar verdim. Bu nedenle bahe
kapsnn nnden seslendim, hzla ve hi tereddt etmeden.

Kibarca: "Pardon, bakar msnz?" dedim sadece, ama ka


dn sanki ona bir ey frlatmm gibi ani bir hareketle dnd.
Bizi grd anda bir rperti kaplad iimi, yllar nce ana bi
nann nnde yolunu kestiimizde hissettiim rpertinin ay
nsyd. Buz gibi bakyordu, yz de hatrladmdan ok daha
sert grnd. Bizi o anda tand m bilmiyorum, ama hi ku
kum yok ki, grd anda ne olduum uza karar verdi, nk ka
sldn grdm; sanki iki kocaman rmcek ona doru sr
nerek geliyorlarm gibi.
Sonra ifadesi deiti. Pek yumuad denemez. Ama o iren
me ifadesi kayboldu ve bize dikkatle, gnbatmnda gzlerini
ksarak bakmaya balad.
Bahe kapsna yaslanp: "Madam," dedim, "sizi oke et
mek istemedik. Biz Hailsham rencileriydik. Ben Kathy H.,
belki hatrlarsnz. Bu da Tommy D. Size sorun karmak iin
gelmedik."
Bize doru bir iki adm att. "Hailsham rencisiydiniz
demek," dedi ve yznde kk bir glmseme belirdi. "ok
artc. Sorun karmay dnmyorsanz, buraya niin geldi
niz?"
Tommy aniden: "Sizinle konumamz lazm," dedi. "Size
baz eyler getirdim," diye ekledi ve elindeki antay gsterdi.
"Galeri'niz iin isteyebileceiniz eyler. Sizinle mutlaka konu
malyz."
Madam, gnbatmnda, neredeyse hareketsiz, sanki sahil
boyundan gelen bir sesi dinlermi gibi ba hafif yana eik,
ayakta durmaya devam etti. Sonra tekrar glmsedi. Ama bize
deil, kendi kendine glmsyor gibiydi.
"Peki o halde. eri gelin. Ne konuda konumak istediinizi
renelim."
eri girerken, n kapnn renkli cam panellerini fark ettim.
Tommy arkamzdan kapy kapadnda ierisi iyice karanlkla
t. O kadar dar bir holdeydik ki, dirseklerimizi aarsak iki yan
mzdaki duvarlara dokunabilirdik. Madam nmzde durdu,
ayakta hareketsiz, srt bize dnkt, sanki bizi dinliyor gibiy
di. leri doru baknca, zaten dar olan koridorun ikiye blndii-

n grdm; solda yukar kan bir merdiven, sada da evin


alt katlarna inen, daha dar bir hol vard.
Madam' rnek alp ben de dinlemeye baladm, ama evde
sadece sessizlik vard. Sonra, belki yukardan bir yerden, ok
hafif bir grlt duyuldu. O hafif sesin Madam iin bir anlam
vard besbelli, nk bize doru dnd ve koridorun karanl
n iaret edip:
Oraya girin ve beni bekleyin. Az sonra gelirim," dedi.
Merdivenleri kmaya balad, sonra tereddtmz grp
parmakln stnden eildi ve tekrar karanl iaret etti.
"Oraya girin," dedi, sonra kayboldu.
Tommy ve ben iaret ettii yne doru yrdk ve evin
salonu olduunu tahmin ettiim bir odaya girdik. Sanki evin
hizmetisi oday gece iin hazrlam ve gitmiti; perdeler ekil
mi, alak masa lambalar yaklmt. Byk bir olaslkla Viktorya dneminden kalma, eski mobilyalarn kokusunu alabili
yordum. mine, nne ekilen bir tahta perdeyle kapatlm,
atein kmas gereken yere bir duvar hals aslmt, zerinde
ki baykua benzer garip hayvan resmi bize bakyordu. Tommy
koluma dokundu ve ufak komodinin bulunduu kede, duva
ra asl, ereveli bir fotoraf iaret etti.
"Hailsham," diye fsldad.
Resme yaklatk, ama emin olamadm. Gzel, suluboya
bir resimdi, ama erevenin altnda duran masa lambasnn
tozla kaplanm, erilmi glgelii resmi aydnlatmak yerine
kirli camn stn parlatyordu, bu yzden resmi seemiyordunuz.
"rdeklerin olduu glete benziyor biraz," dedi Tommy.
"Ne demek istiyorsun?" diye fsldadm. "Burada gl yok
ki. Sadece krlk bir arazi."
"Hayr, gl arkada." Tommy nedense sinirlenmiti. "Hatr
laman gerekir. Eer arkan gle verirsen ve Kuzey Oyun Sahas'na doru bakarsan..."
Tekrar sustuk, nk evin iinde bir yerlerden sesler gelme
ye balamt. Bir erkek sesiydi sanki, belki de yukardan geli
yordu. Sonra Madam'm merdivenlerden aa inen sesini duy
duk: "Evet, haklsn," diyordu. "ok haklsn."

Madam'n ieri girmesini bekledik, ama ayak sesleri kap


nn yanndan geip evin arka tarafna doru uzaklat. Zihnim
de, kadnn ay ve rek hazrlayp tekerlekli bir tepsiyle servis
yapacan canlandrdm, ama sonra bunu sama buldum, b
yk bir olaslkla bizi unutmutu ve imdi aniden hatrlayacak,
ieri girip gitmemizi syleyecekti. Sonra ayn erkek sesi yukar
dan tekrar duyuldu, sanki iki kat yukardan geliyormu gibi
bouktu. Madam'n ayak sesleri yeniden koridora dnd, son
ra kadn yukar seslendi: "Sana ne yapacan sylemitim. Ne
sylediysem onu yap."
Tommy ve ben birka dakika daha bekledik. Sonra odann
arkasndaki duvar hareket etmeye balad. Hemen, bunun bir
duvar olmadn grdm, byk bir odann n tarafn ayr
mak iin kullanlan srmeli kapyd. Madam kaplar yarsna
kadar amt ve imdi orada ayakta durmu, bize bakyordu.
Arkasnda ne olduunu grmeye altm, ama sadece karanlk
vard. Buraya niin geldiimizi aklamamz bekliyor sandm,
ama sonunda o:
"Bana Kathy H. ve Tommy D. olduunuzu sylediniz, yle
deil mi?" dedi. "Ne zaman Hailsham'daydnz?"
Syledim, ama bizi hatrlayp hatrlamadn anlamak ola
nakszd. eri girmeye tereddt edermi gibi eikte durmaya
devam etti. Sonra Tommy yine konutu:
"Vaktinizi almak istemiyoruz. Ama sizinle konumamz ge
reken bir konu var."
"yle dediniz. Evet o halde. Rahatlayn nce."
Ellerini tam nndeki iki koltuun stne koydu. Halinde
bir gariplik vard, sanki bizi gerekten oturmaya davet etme
mi gibi. Sanki onu dinleyip koltuklara oturursak, arkamzda
ayakta durmaya devam edecek, ellerini de koltuklarn zerin
den ekmeyecekti. Ama biz ona doru hareket edince o da ne
doru geldi ve -belki de bunu sadece hayal etmiimdir- aramz
dan geerken omuzlarn kst. Biz oturmak iin dndmz
de pencerelerin yanma varm, kaim kadife perdelerin nnde
duruyordu. Bize sanki smftaymz ve retmenimizmi gibi
akmak akmak gzlerle bakyordu. En azndan o srada bana
byle grnd. Tommy daha sonra, kadnn bara bara bir

ark sylemeye balayacan dndn anlatt. Arkasnda


ki perdeler birden alacak, sokak ve sahile varan dz ayr ara
zi yerine Hailsham'daki gibi kocaman bir tiyatro sahnesi ortaya
kacakt, hatta arkada ona elik eden bir koro bile olacakt. Bu
nu daha sonra anlattnda komik geldi, o zaman ben de Madam' ellerini kavuturmu, dirseklerini yana karm, gerek
ten ark sylemeye hazrlanrm gibi canlandrdm zihnimde.
Ama o srada Tommy'nin gerekten byle bir ey dndn
den kukuluyum. Ne kadar gerildiini fark ettiimi hatrlyo
rum ve aptalca bir ey syleyecek diye korktuumu. Bu yzden
kadn bize yumuak bir sesle ne istediimizi sorduunda, hzla
araya girdim.
lk bata olduka kark eyler sylemi olabilirim, ama
bir sre sonra, beni dinleyeceinden emin olmaya balaynca
sakinletim ve ok daha net konumaya baladm. Haftalardr
ona ne syleyeceimi dnyordum. O uzun araba yolculuk
lar srasnda ve benzin istasyonlarndaki molalarmda, kafelerdeki o sessiz m asalarda otururken syleyeceklerimi kendi
kendime tekrarlayp durmutum. O srada derdimi anlatmak
yle zor gelmiti ki, sonunda bir plan yapmtm: Birka anah
tar cmleyi kelimesi kelimesine ezberlemi, sonra zihnimde
bir noktadan brne nasl geeceime dair bir harita olutur
mutum. Ama Madam karmda dururken, hazrladklarmn
ou ya gereksiz ya da tamamen yanl grnd bana. Tuhaf
olan u ki -dah a sonra konutuum uzda Tommy de bana hak
verdi-, Hailsham'dayken Madam'm dardan gelen bir d
man olduunu dnrdk, oysa yeniden karlatmzda,
syledikleri ya da yaptklaryla bize yaknlk gsteriyor olma
sa da, bana daha yakn, son yllarda karlatmz insanlar
dan ok daha yakn biri gibi grnyordu. Bu yzden, oraya
gelmeden nce ezberlediim her ey aniden aklmdan uup
gitmiti ve ona drste, basite anlattm derdimizi, yllar n
ce gzetmenlerle konutuum gibi konutum. Ona duydukla
rmz anlattm: Hailshaml rencilerle ve ertelemelerle ilgili
duyduklarmz, bu dedikodularn doru olmama ihtimalini
bildiimizi ve hibir eye kesin gzyle bakmadmz anlat
tm.

"Doru olsa bile," dedim, "Size gelen, birbirlerine k ol


duklarn iddia eden btn o iftlerden sklm olduunuzu
tahmin ediyoruz. Tommy ile ben emin olmasaydk, gelip sizi ra
hatsz etmezdik."
"Emin misiniz?" Uzun sredir ilk kez azn ayordu ve
Tommy'yle ben arp irkildik. "Emin olduunuzu mu syl
yorsunuz? k olduunuza emin misiniz? Bunu nasl bilebilir
siniz? Sizce ak o kadar basit bir ey mi? Demek ksnz. Deli
cesine ksnz. Bana bunu mu sylyorsunuz?"
Alayc bir sesle konutuunu sandm, ama sonra aknlk
iinde, bir bana bir Tommy'ye bakarken, gzlerinin dolduunu
fark ettim.
"Buna inanyor musunuz? Birbirinize k olduunuza? Ve
bu nedenle... erteleme iin mi bana geldiniz? Neden? Neden ba
na geldiniz?"
Bunu belli bir ekilde, sanki btn bunlar lgnlkm gibi
syleseydi, yklabilirdim. Ama tam olarak bu ekilde syleme
di. Sanki cevabn bildii bir soruyu srf snamak iin sormutu,
sanki daha nce defalarca baka iftleri benzer bir sorgudan ge
irmiti. Bu yzden umudumu yitirmedim. Ama Tommy endi
elenmi olmalyd, nk aniden patlad:
"Galeriniz yznden size geldik. Onun ne ie yaradn
bildiimizi sanyoruz."
"Galerim mi?" Pencerenin kenarna yasland ve derin bir
nefes ald. "Benim galerim demek. Koleksiyonumdan sz edi
yorsunuz sanrm. Yllar iinde sizlerin yapt ve benim topla
dm btn o resimlerden, iirlerden bahsediyor olmalsnz.
Zor bir iti benim iin. Ama o gnlerde yaptmz eye inan
yorduk. Neden bunu yaptmz, ne ie yaradn bildiinizi
dnyorsunuz demek. Bunu dinlemek ok ilgin olacak. n
k itiraf etmeliyim, ben de bu soruyu kendime yllardr soru
yorum." Aniden, baklarn Tommy'den bana evirdi. "ok mu
ileri gidiyorum?" diye sordu.
Ne diyeceimi bilemedim, o yzden sadece: "Hayr, hayr,"
diye yantladm.
"ok ileri gidiyorum," dedi. "zgnm. Bu konuda sk sk
ok ileri gidiyorum. Sylediklerimi unutun. Gen adam, bana
Galeri'den sz edecektin. Ltfen, duymak istiyorum."

Tommy: "Anlayabilmeniz iindi," dedi. "Bylece elinizde


kant olacakt. Yoksa renciler size gelip k olduklarn anla
tnca doru sylediklerini nereden bilecektiniz ki?"
Madam'm bak yine bana doru kayd, kolumdaki bir e
ye baktn hissettim. Ku pislii ya da byle bir ey mi var di
ye baklarm indirip koluma baktm. Sonra yle dediini duy
dum:
"Demek almalarnz bu nedenle topladm dnyor
sunuz. Benim galerim, hepinizin her zaman syledii gibi. Bu
nu dediinizi ilk duyduumda glmtm. Ama zaman iinde
ben de ayn ekilde dnmeye baladm. Benim galerim. im
di neden, gen adam, bana akla. Benim galerim gerekten ak
olduunuzu anlamakta nasl yardmc olsun ki?"
Tommy, "nk kim olduumuzu size gsterir," dedi,
"nk..."
"nk tabii..." -M adam aniden araya girdi- "Sanatnz si
zin i dnyalarnz gsterecektir! Nedeni bu, deil mi? nk
sanatnz sizin ruhlarnz sergiler!" Sonra aniden bana dnd yi
ne: "ok mu ileri gidiyorum?" dedi.
Bunu daha nce de sylemiti ve ben yine kolumdaki bir
noktaya baktn sandm. Ama bu sefer, onun ilk kez "ok mu
ileri gidiyorum?" diye soruundan beri hissettiim kuku derin
lemeye balad. Madam'a dikkatle baktm, ama o benim arat
ran baklarm hissetmi gibi Tommy'ye dnd.
"Peki," dedi, "devam edelim. Sen bana ne anlatyordun?"
"Sorun u ki," dedi Tommy, "o gnlerde benim aklm biraz
karkt."
"Sanatnla ilgili bir eyler sylyordun. Sanat, sanatnn
ruhunu sergiler, diyordun."
"Yani demek istediim," diye srar etti Tommy, "o gnlerde
kafam o kadar karkt ki, gerekten hibir sanat almas yap
madm. Hibir ey yapmadm. imdi biliyorum ki yapmam ge
rekirdi, ama karmakarktm. Bu yzden galerinizde bana ait
hibir ey yok. Bunun benim hatam olduunu biliyorum ve b
yk olaslkla ge kaldmn da farkndaym, ama yanmda bir
eyler getirdim." antasn kaldrd, fermuarn amaya balad.
"Bir ksm yeni yapld, ama bir ksm uzun zaman ncesinden

kalma. Kath'm almalar zaten sizde olmal. Galeri'ye bir sr


ey soktu o. yle deil mi, Kath?"
Bir an ikisi birden bana baktlar. Sonra Madam ancak duyu
lur bir sesle:
"Zavall yaratklar," dedi. "Size neler yaptk byle? Btn
planlarmz ve tasarlarmzla neler yaptk?" Szn yarda kes
ti ve gzlerinin tekrar dolduunu grdm. Sonra bana dnd
ve: "Bu konumaya devam edelim mi?" diye sordu, "Devam et
mek istiyor musun?"
Bunu syledii an, daha nce belli belirsiz olan fikrim net
leti. "ok mu ileri gidiyorum?" Ve imdi; "Devam edelim mi?"
rpererek fark ettim ki, btn bu sorular aslnda bana ya da
Tommy'ye deil, baka birine soruyordu; odann karartlm ta
rafnda bizi dinleyen birine.
Yava yava dndm ve karanln iine baktm. Hibir ey
gremedim, ama bir ses duydum, mekanik bir ses, artc bi
imde ok uzaktan geliyordu. Evin karanlk blm, tahminim
den ok daha byk olmalyd. Derken, bize doru ilerleyen fi
gr grebildim ve bir kadn sesi, "Evet, Marie-Claude. Devam
edelim," dedi.
Madam'm burnunu ektiini duyduum srada hl karan
ln iine bakyordum. Acele admlarla yanmzdan geerek
karanln iinde kayboldu. Sonra daha fazla mekanik ses du
yuldu ve Madam tekerlekli sandalyede oturan birini iterek ka
ranln iinden kt. Tekrar aramzdan geti, Madam'm srt
grnty engelledii iin tekerlekli sandalyedeki kadn gre
medim. Derken Madam sandalyeyi bize doru dndrd ve:
"Onlarla sen konu," dedi. "Onlar seninle konumaya gel
miler."
"Sanrm yle."
Tekerlekli sandalyedeki figr zayf ve biimsizdi, onu tan
mama en ok sesi yardmc oldu.
"Bayan Emily," dedi Tommy, fsltyla.
Madam sanki bizden elini ayan ekermi gibi, "Onlarla
sen konu," dedi. Ama tekerlekli sandalyenin arkasnda durma
ya, akmak akmak gzleriyle bize bakmaya devam etti.

Yirmi kinci Blm

"Marie-Claude hakl," dedi Bayan Emily. "Konumanz gere


ken kii benim. Marie-Claude projemiz iin ok alt ve sonun
da hayal krklna urad. Bense, umutlarn boa kmasna
karn kendimi o kadar kt hissetmiyorum. Bence baardkla
rmz saygy hak ediyor. Sizleri ele alalm. Sizler iyi yetitiniz.
Eminim beni daha da gururlandracak pek ok ey anlatabilirsi
niz. Adlarnz neydi? Durun, hayr, hayr. Sanrm hatrlayabili
rim. Sen u sinirli ocuksun. Hemen fkelenirsin, ama yrein
kocaman. Tommy. Deil mi? Ve sen, tabii ki Kathy H.'sin. Bak
clkta ok baarl oldun. Senin hakknda ok ey duyduk. Gr
dnz m, hatrladm. Hatta hepinizi hatrlyorum."
"Bunun onlara ya da sana ne faydas var?" diye sordu Ma
dam. Tekerlekli sandalyeden uzun admlarla uzaklat, aramz
dan geti ve karanla, bildiim kadaryla Bayan Emily'nin bi
raz nce olduu yere girdi.
"Bayan Emily," dedim, "sizi tekrar grmek ok gzel."
"ok naziksin. Ben seni hemen tandm, ama sen beni tanyamayabilirdin. Aslna bakarsan, Kathy H., geenlerde da
rdaki bankta oturduun srada yanndan getim ve beni tan
madn. Sandalyemi iten NijeryalI George'a baktn. Ah evet, sen
ona iyice bir baktn, o da sana. Tek kelime etmedim ve sen de
benim kim olduumu anlamadn. Ama bu gece, bu ortamda,
birbirimizi tanyoruz, ikiniz de beni grdnz iin ok ar
m gibisiniz. Son zamanlarda pek iyi deilim, ama bu tuhaf
sandalyenin hayatmda kalc bir yer kaplamayacan umuyo-

rum. Ne yaz ki, canlarm, sizleri bugn istediim gibi arlayamayacam, nk birazdan birka adam gelip yatamn baucundaki komodini alacaklar. Olduka harika bir nesne. George
etrafna koruyucu plastik koydu, ama ben yine de onu gtrr
lerken orada olmak istedim. Bu adamlara gven olmaz. ok ka
ba davranyorlar, aracn iine atveriyorlar, sonra da iverenleri
malnz batan beri byleydi diyor. Daha nce bamza geldi,
bu yzden ben de birlikte gideceim diye srar ettim. ok g
zel bir nesne, Hailsham'dayken de yanmdayd, bu nedenle iyi
bir cret almaya kararlym. Dolaysyla adamlar gelince korka
rm szlerden ayrlmak zorunda kalacam. Ama canlarm, si
zin buraya yreinizden gelerek ulatnz gryorum. Sizi
grmek beni neelendiriyor, bunu bilmelisiniz. Pek belli etme
se de, Marie-Claude da seviniyor. yle deil mi hayatm? Ah,
sevinmemi gibi yapyor, ama aslnda seviniyor. Bizi bulmaya
gelmeniz onu ok duygulandrd. Ah, suratn ast ama ona al
drmayn, renciler, ona aldrmayn. imdi, sorularnza elim
den geldiince cevap vermeye alacam. Bu dedikoduyu sa
ysz kez duydum. Hailsham hl akken her yl iki ya da
ift gelip bizimle konumaya alrd. Hatta bize yazdklar da
oldu. Sanrm kurallar ykmaya kararlysanz, Hailsham gibi
byk bir binann adresini bulmak ok zor olmasa gerek. Yani
bu dedikodu sizden nce de, ok uzun sredir ortalkta dola
maktayd."
Sustu, o yzden ben, "Bu dedikodu doru mu deil mi,
renmek istiyoruz Bayan Emily," dedim.
Bize bakmaya devam etti, sonra derin bir nefes ald. "Hailsham'da bu tr konumalar baladnda, derhal ve kesinlikle
bastrlmasn salyordum. Ama bizden ayrldktan sonra
rencilerin sylediklerine nasl mani olabilirdim? Sonunda inan
dm ki -Marie-Claude da benim gibi dnyor, yle deil mi
hayatm?- bu dedikodu tek bir kaynaktan kmyor. Yani, bence
tekrar tekrar ortaya atlyor. Kaynan bulup ezseniz bile, ba
ka bir yerde ortaya kmasn engelleyemezsiniz ki. Bu kanya
vardm ve bylece endielenmeyi braktm. Marie-Claude bu
konuda hi endielenmedi zaten. Onun gr yleydi: 'Eer
o kadar aptallarsa, brak inansnlar.' Ah hayr, suratn ekitme

yle. Batan beri grn byleydi. Yllar getike, ben de tam


olarak ayn kanya varmasam da, endielenmemeye karar ver
dim. Buna sebep olan ben deilim ki. Hayal krklna urayan
birka ift olabilir, ama dierleri bu dedikoduyu soruturmay
denemeye kalkmyorlar bile. Hayalini kurmakla yetiniyorlar.
Ne zarar olabilir? Ama ikiniz iin bunun geerli olmadn g
ryorum. Siz ciddiye almsnz. yice dnp tanmsnz.
Dikkatle dnm, um utlanm snz. Sizin gibi renciler iin
zlyorum. Sizi hayal krklna uratmak, hi ama hi hou
ma gitmiyor. Fakat elimden bir ey gelmez."
Tommy'ye bakmak istemedim. artc bir ekilde sakin
dim, Bayan Emily'nin szlerinin bizi ykmas gerekirdi, ama
bunlarn ardnda gizli bir eyler daha olduunu hissetmitim,
henz her eyi anlatmam olduunu ima ediyordu sanki. Hatta
gerei sylemiyor olmas bile mmknd. Bu yzden sordum:
"Yani ertelemeler gerek deil mi diyorsunuz? Yapabilece
iniz hibir ey yok mu?"
Ban iki yana yavaa sallad. "Bu dedikoduda hibir ger
ek yan yok. zgnm. Gerekten zgnm."
Tommy aniden sordu: "Bir zamanlar gerek miydi? Hailsham kapanmadan nce?"
Bayan Emily ban iki yana sallamaya devam etti. "Hi
bir zaman gerek olmad. Morningdale skandalmdan nce,
Hailsham'm mkemmel ve nc bir yer olarak grld d
nemlerde bile gerek deildi. Hailsham'm daha insancl bir r
nek olduu zamanlarda bile gerek deildi. Bu konuda aka
konumak en iyisi. Umut tayan bir dedikoduydu sadece.
O kadar, baka bir ey deil. Ah hayatm, komodini almaya m
geldiler?"
Kap alnmt ve amak iin merdivenlerden aa koan
ayak sesleri duyuldu. Dar koridordan erkek sesleri geldi ve Ma
dam arkamzdaki karanlktan kt, oday aarak dar yneldi.
Bayan Emily tekerlekli sandalyesinde ne doru eildi, dikkat
le dinliyordu. Sonra:
"Onlar deil," dedi. "u dekorasyon irketinden gelen feci
adam yine. Marie-Claude onunla ilgilenir. Yani, canlarm, bir
ka dakikamz daha var. Konumak istediiniz baka bir ey

var myd? Bu tamamen kurallara aykr bir durum tabii, MarieClaude sizi asla ieri almamalyd. Doal olarak, burada olduu
nuzu rendiim anda sizi gndermeliydim. Ama Marie-Claude bugnlerde kurallara pek aldrmyor, ben de yle. Yani biraz
daha kalmak isterseniz, kalabilirsiniz."
Tommy, "Bu dedikoduda hi gereklik pay yoksa, neden bi
zim sanat dersinde yaptklarmz topladnz? Galeri de mi yok
tu?" diye sordu.
"Galeri mi? Evet, o dedikoduda biraz gereklik pay vard.
Bir Galeri vard. Ve bir anlamda, hl var. Bugnlerde burada,
bu evde. Biraz kltmek zorunda kaldm, bundan dolay z
gnm, ama burada hepsini alacak yer yok. almalarnz ne
den aldk? Bunu soruyordun deil mi?"
Alak bir sesle, "Sadece bunu sormuyoruz," dedim. "O a
lmalar neden yaptk biz? Niye bizi eittiniz, tevik ettiniz,
btn o eyleri neden yaptrdnz? Sadece organlarmz verip
leceksek, niin btn o derslere girdik? Niin btn o kitapla
r okuduk, tarttk?"
"Haisham niin vard?" Madam bunu koridordan syle
miti. Tekrar yanmzdan geti ve odann karanlk tarafna gir
di. "Gzel bir soru sordunuz."
Bayan Emily, Madam' gzleriyle izledi ve bir an iin bak
lar arkamzda bir yere sabitlendi. Madam'm baklarn gr
mek iin bir an dnp bakmak istedim, ama hl Hailsham'daymz gibi btn dikkatimi toplayp nme bakmaya devam et
tim. Sonra Bayan Emily:
"Evet, Haisham neden vard ki?" dedi. "Marie-Claude bu
tr sorular sk sk soruyor. Ama ksa zaman nce, Morningdale
skandalmdan nce, byle bir soruyu sormay hayal bile edemez
di. Akimdan bile geirmezdi. Bana yle bakma, doruyu syle
diimi biliyorsun! O gnlerde bu tr sorular soracak tek kii
vard, o da bendim. Morningdale'den ok nce, daha en bata
sordum bu soruyu. Bu da Marie-Claude'u ve dierlerini rahat
latt, yaptklarna kolaylkla devam edebildiler. Siz renciler
de yle. Sizin adnza ben zldm, ben sorular sordum. Ken
dimden emin olduum srece sizin kafanzda hi kuku do
mad, hibirinizde. Ama sevgili ocuk, sen sorularn sordun.

En basitine cevap verelim, belki bu dierlerinin de cevab olur.


Sanat almalarnz neden aldk? Bunu niin yaptk? Demin il
gin bir ey syledin, Tommy. Marie-Claude'la bu konuyu tart
rken. Sanat almalarnzn sizin kim olduunuzu gsterdii
ni syledin, iinizde neler olduunu. Byle syledin, deil mi?
Evet, yanl bir yorum deildi. Sanat almalarnz aldk, n
k bunlarn ruhlarnz gsterdiine inanyorduk. Ya da daha
ince bir ifadeyle syleyeyim; sizin ruhlarnz olduunu kantlamak
iin yaptk bunu."
Duraklad ve Tommy ile ben uzun sredir ilk defa baktk.
Sonra ben:
"Neden byle bir eyi kantlamak zorundaydmz ki, Bayan
Emily?" diye sordum. "Birileri bizim ruhsuz olduumuzu mu
sanyordu?"
Yznde imal bir glmseme belirdi. "Bu ok dokunakl,
Kathy, bu kadar arm olman. Bir anlamda iimizi doru yap
tmz gsteriyor. Dediin gibi, kim sizin ruhunuz olmadn
dan kuku duyabilirdi ki? Ama size sylemek zorundaym haya
tm, yllar nce bu ie ilk giritiimizde genel kan byle deildi.
O gnden beri ok yol katetmemize ramen, hl tam anlamyla
kabul gren bir ey deil, gnmzde bile. Siz Hailshaml
renciler, dnyaya adm atmanza ramen, olanlarn yarsn bile
bilmiyorsunuz. lkenin her yannda, u anda bile, utanlas ko
ullarda yetitirilen renciler var, siz Hailshaml rencilerin
hayal bile edemeyecei koullarda byyorlar. Artk biz de ol
madmza gre, koullar daha da ktleecek."
Yine duraklad ve bir an iin ksk gzleriyle bizi inceliyor
gibi bakt. Sonunda:
"Baka yerlerde nasl olursa olsun, biz en azndan size iyi
baklmasn, harika bir ortamda bymenizi garantiye aldk.
Bizden ayrldktan sonra da, en dehetli eylerden uzak tutul
manz saladk. En azndan bu kadarn yapabildik sizin iin.
Ama sizin bu hayaliniz, erteleme hayaliniz. Byle bir ey hibir
zaman elimizde deildi, en gl olduumuz zamanlarda bile.
zgnm, syleyeceklerimi iyi karlamayacanz biliyorum.
Ama zlmeyin. Sizin iin salayabildiimiz eyleri takdir
edebilirsiniz umarm. kinize bir bakn! yi yaamlarnz oldu,

eitimli ve kltrlsnz. Size daha fazlasn salayamad


mz iin zgnm, ama bir zamanlar koullarn ne kadar kt
olduunu anlamalsnz. Marie-Claude ve ben almaya bala
dmzda, Hailsham gibi yerler yoktu. Biz ilktik, Glenmorgan
Evi ile birlikte. Birka yl sonra Saunders Vakf geldi. Birlikte
kk ama sesini duyuran bir akm oluturduk, organ ba
program yntemine meydan okuduk. En nemlisi de, insani
ve dzgn ortamlarda yetitirildiklerinde, rencilerin duyarl
ve akll herhangi bir insan gibi yaamalarnn mmkn oldu
unu btn dnyaya gsterdik. Bizden nce btn klonlar -ya
da bizim tercih ettiimiz terimle, renciler- sadece tp bilimi
ni desteklemek zere yetitiriliyorlard. Savatan sonra ilk d
nemlerde, ou insann gznde sizler bundan ibarettiniz. Test
tpleri iinde bulank karaltlar. Sen de katlyorsun deil mi,
Marie-Claude? u anda ok sessiz. Genelde onu bu konuda sus
turmak mmkn olmaz. Sizin varlnz yznden, canlarm,
dili tutuldu. Evet, senin soruna cevap vereyim, Tommy. Bu yz
den sizin sanat almalarnz aldk. En iyilerini setik ve zel
sergiler dzenledik. 70'li yllarn ikinci yarsnda, en etkili oldu
umuz dnemde lkenin drt bir yannda byk gsteriler d
zenliyorduk. Bakanlar, din grevlileri, bir sr nl bu gsteri
lere geliyordu. Konumalar yaplyor, byk balar toplanyor
du. 'te bakn!' diyebiliyorduk. 'u sanat eserlerine bakn! Bu
ocuklarn birer insan olmadn kim iddia edebilir?' Ah evet,
hareketimize ok destek verildi o zamanlar, gidiat bizden ya
nayd."
Sonraki birka dakika boyunca, Bayan Emily o gnlerde ya
plan farkl gsterileri anlatt, isimleri bize hibir ey ifade etme
yen bir sr insandan bahsetti. Gerekten de bir an iin, onun
Hailsham'daki sabah toplantlarnda yapt konumalardan bi
rini, laf dolatrd, hibirimizin takip edemedii konumala
rndan birini dinliyor gibi olduk. Ama o anlattklarndan keyif
alyordu sanki, gzleri glmeye balad. Sonra aniden grnt
s deiti ve yeni bir ses tonuyla:
"Ama gereklerden asla kopmadk, deil mi, Marie-Clau
de?" dedi. "Saunders Vakf'ndaki meslektalarmz gibi olma
dk. En iyi dnemlerimizde bile ne zor bir sava verdiimizin

farkndaydk. Derken Morningdale skandali patlak verdi, sonra


bir-iki ey daha oldu ve ok gemeden btn emeklerimiz boa
gitti."
"Ama anlamadm bir ey var," dedim, "insanlar neden
rencilere kt davranlmasm isterler ki?"
"Bugn senin bak andan, aknln anlalabilir Kathy. Ama tarihsel adan bakmaya al. Savatan sonra, 50'li yl
larn banda, bilimde pe pee, hzla byk admlar atld ve
durup olanlar gzden geirmeye, doru sorular sormaya vakit
kalmad. Aniden yeni olaslklar gzler nne serilmiti; daha
nce tedavisi olmayan hastalklara areler bulunmutu. Dnya
en ok bunu grd, bunu grmek istedi. Uzun bir sre boyun
ca, insanlar bu organlarn hilikten ortaya ktna inanmay
tercih ettiler, veya bir boluk iinde gelitiine inanmak istedi
ler. Evet, tartmalar oluyordu. Ama insanlar... rencileri dn
meye baladklarnda, sizin nasl yetitirildiinizi dnmeye
baladklarnda, sizin yaplmanz gerekir miydi diye dnme
ye baladklarnda... artk ok geti. Sreci tersine dndrmek
imknszd. Kanseri tedavi edilebilir bir hastalk olarak gren
dnyaya bu tedaviyi brakmalarn, eski karanlk gnlere dn
melerini nasl syleyebilirsin ki? Geriye dnmek imknszd. n
sanlar sizin varlnzdan ne kadar rahatsz olurlarsa olsunlar,
onlarn esas ilgilendii kendi ocuklar, eleriydi, anne-babalar, arkadalaryd; onlarn kanserden, felten, kalp hastaln
dan lmemesiydi. Bu yzden uzun sre ortaya karlmadnz
ve insanlar sizleri dnmemeye alt. Dnseler bile onlar
gibi olmadnza inanmaya altlar. Sizin insan olmadn
z dndler, bu yzden neminiz yoktu. Bizim kk hare
ketimiz ortaya kana kadar iler byle devam etti. Neye kar
savatmz anlyor musunuz? mknsz gerekletirmeye
alyorduk. Dnyann organ ba yapacak rencilere ihti
yac vard. Durum byleyken, sizleri insan olarak grmeye hep
kar olacaklard. Evet, yllarca sava verdik ve sizin adnza en
azndan birok gelime saladk, bunu baardk, en azndan se
ilmi bir aznlk iin artlar iyiletirdik. Ama sonra Morning
dale skandali patlad, arkasndan birka ey daha oldu ve ok
gemeden her ey deiti. Kimse bizi desteklemek istemiyordu

artk ve kk hareketimiz, Hailsham, Glenmorgan, Saunders


Vakf, hepimiz yok olup gittik."
"Srekli szn ettiiniz bu Morningdale skandali nedir
Bayan Emily?" diye sordum. "Bize anlatmalsnz, nk ne ol
duunu hi bilmiyoruz."
"Evet, sanrm bilmemeniz iin hibir neden yok. Dnyann
dier yerlerinde hibir zaman nemli bir konu olarak grlme
di. Olduka yetenekli bir bilim adam olan James Morningdale'le ilgili bir eydi. almalarn, skoya'nm cra bir kesinde
srdryordu, sanrm orada daha az ilgi ekeceini dnyor
du. Onun yapmak istedii ey, insanlara zel yetenekli ocukla
ra sahip olma imkn vermekti. stn zek, stn atletik g,
bu tr eyler. Tabii benzer hrslara sahip bakalar da olmutu,
ama bu Morningdale denen adam aratrmalarn kendinden n
cekilerden ok daha ileri gtrm, yasal snrlarn ok tesine
tamt. Evet, ne yapt anlald, almalarna son verildi ve
olay kapand. Ama tabii ki bizim iin kapanmad. Dediim gibi,
bu hibir zaman byk bir olay olmad. Ama belli bir atmosfer
yaratt. nsanlara, her zaman ilerinde olan bir korkuyu hatrlat
t. Ba program iin sizin gibi renciler yaratmak sorun de
ildi. Ama toplumda onlarn yerini alacak bir ocuk nesli yara
tlmas? Hepimizden stn olan baka ocuklar? Ah, hayr. Bu,
insanlar korkuttu. Bundan ekindiler."
"Ama Bayan Emily," dedim, "Btn bunlarn bizimle ne il
gisi vard? Hailsham niin byle bir eyden dolay kapatld?"
"Biz de dorudan bir balant grmedik, Kathy. En azn
dan balangta. imdi dnyorum da, bu konuda kabahat
liydik. Daha atak olsaydk, kendimizle daha az megul olsay
dk, Morningdale olay patladnda daha ok alsaydk,
bundan korunmann bir yolunu bulabilirdik. Ah, Marie-Claude bana katlmyor. Ne yaparsak yapalm olaylar ayn ekilde
geliirdi diyor, hakl da olabilir. Ne de olsa Morningdale olay
tek skandal deildi. O dnemde baka olaylar da vard. Mese
la o korkun televizyon dizisi. Btn bu eyler olaylarn tersi
ne dnmesinde rol oynad. Ama sanrm nihayetinde esas hata
urada: Bizim kk hareketimiz her zaman ok krlgand,
hep destekilerimizin kaprislerine bamlydk. klim bizim

lehimize olduu srece, bir kurum ya da siyaseti bizi destek


lemekte kendine yarar grdke boulmamay baardk. Ama
her zaman bir mcadele iindeydik ve Morningdale'den sonra
iklim deiti, hi ansmz kalmad. Organ ba programnn
gerekte nasl ilediini dnya duymak, grmek istemiyordu.
Siz rencileri ya da ne koullarda bydnz dnmek
istemiyorlard. Dier bir deyile canlarm, sizleri grmek iste
miyorlard. Glgelerde yaamanz istiyorlard. Marie-Claude
ve benim gibi insanlar gelmeden nce yaadnz yerlere git
menizi istediler. Bir zamanlar bize yardm etmeye nem veren
o etkili insanlar, tabii ki ortadan yok oldular. Sponsorlarm
z kaybettik, pe pee, bir yl iinde. Dayanabildiimiz kadar
dayandk, Glenmorgan'dan iki yl daha fazla. Ama sonunda,
bildiiniz gibi, okulu kapatmak zorunda kaldk ve bugn yap
tklarmzdan hemen hi iz kalmad. imdi lkenin hibir ye
rinde Hailsham gibi bir okul bulamazsnz. Bulabileceiniz
tek ey, her zamanki gibi, u byk devlet "evleri"dir, koullar
eskisine nazaran biraz daha iyi olsa bile, size aka syleye
yim, canlarm, o yerlerden bazlarnda yaanan eyleri grse
niz, gnlerce uyuyamazsnz. Marie-Claude ve bana gelince,
ite buradayz, bu eve ekildik, st katta sizin almalarnz
dan oluan bir da var. Yaptklarmz hatrlamann tek yolu
bu artk. Dalar kadar da borcumuz var, bu o kadar ho deil
tabii. Ve sanrm hatralarmz var, sizlerle ilgili hatralar. Size
baka trl sahip olamayacanz daha iyi hayatlar verdiimi
zi biliyoruz."
Arkamzda Madam, "Teekkr etmelerini bekleme sakn,"
dedi. "Neden mteekir olsunlar ki? Buraya ok daha byk
bir ey iin geldiler. Onlara verdiklerimiz, btn o yllar, onlar
adna savamamz, bunlar hakknda ne biliyorlar? Tanr vergi
si olduunu dnyorlar. Buraya gelene kadar hibir ey bil
miyorlard. imdi tek hissettikleri d krkl, nk onlara
mmkn olan her eyi veremedik."
Bir mddet kimse konumad. Dardan bir grlt geldi
ve kap zili yine ald. Madam karanlktan kt ve koridora gir
di.

"Bu sefer o adamlar olmal," dedi Bayan Emilv. Hazr'an


mam gerek. Ama siz biraz daha kalabilirsiniz. Adamlar kom o
dini iki kat yukardan indirecekler. Marie-Claude ona zarar ver
memelerine dikkat edecek."
Tommy ve ben konumann bittiine inanamyorduk. ki
miz de ayaa kalkmadk ve Bayan Emily'nin tekerlekli sandal
yesini itecek birine dair hibir iaret de yoktu ortada. Bir an iin
acaba kendi bana ayaa kalkmay deneyecek mi diye dn
dm, ama hi hareket etmedi, ne eilmi, dikkatle dinliyordu.
Sonra Tommy:
"Yani kesinlikle hibir ansmz yok," dedi. "Erteleme ya
da buna benzer bir ey yok."
"Tommy," diye mrldandm ve fkeyle ona baktm. Ama
Bayan Emily yumuak bir sesle:
"Hayr Tommy. yle bir ey yok," dedi. "Hayatn sana izi
len yolda srmeli."
"Yani, unu mu sylyorsunuz," dedi Tommy, "yaptmz
her ey, btn dersler, her ey bize imdi anlattklarnzla m il
giliydi? Bundan daha fazlas yok muydu?"
Bayan Emily, "Bir oyunda sadece piyonmusunuz gibi his
sedebileceinizi anlyorum," dedi. "Durum bu ekilde grle
bilir tabii ki. Ama yle dnn. Sizler ansl piyonlardnz.
Belli bir iklim vard, sonra yok oldu. Bu dnyada bazen ilerin
byle yrdn kabul etmelisiniz. nsanlar bazen bir ekil
de dnr, hissederler, sonra baka bir ekilde. Siz de bu sre
cin belli bir noktasnda bydnz tesadfen."
"Sadece bir akm, ortaya kp sonra yok olmu bir akm
olabilir," dedim. "Ama bizim iin, hayatlarmz sz konusu."
"Evet, bu doru. Ama yle dnn: Sizden nce gelenler
den ok daha iyi koullarda yaadnz. Sizden sonra gelenlerin
nelerle karlaacan kim bilir? zgnm renciler, ama ar
tk gitmeliyim. George! George!"
Koridorda ok grlt vard, George belki bu yzden duy
mamt, nk cevap vermedi. Tommy aniden sordu:
"Bayan Lucy bu yzden mi ayrld okuldan?"
Bir sre, akl koridorda kalan Bayan Emily'nin onu duyma
dn dndm. Tekerlekli sandalyesine yasland ve yava ya

va kapya doru hareket etmeye balad. Etrafta o kadar ok


kk kahve masas ve sandalye vard ki, aradan geemiyordu.
Kalkp ona yol amak zereydim ki aniden durdu.
"Lucy YVainright," dedi. "Ah evet, onunla baz sorunlar
mz oldu." Durdu ve tekerlekli sandalyesini Tommy'ye bakacak
ekilde evirdi. "Evet, onunla baz sorunlar yaadk. Bir anla
mazlk oldu. Ama soruna cevap vereyim, Tommy. Lucy Wainright'la aramzdaki anlamazln size demin anlattklarmla
hibir ilgisi yok. En azndan dorudan balants yok. Hayr, o
daha, nasl diyeyim, kurum ii bir sorundu."
Konuyu burada kesecek zannettim, o yzden sordum: "Ba
yan Emily, eer bir sakncas yoksa, Bayan Lucy'ye ne olduunu
renmek istiyoruz."
Bayan Emily kalarn kaldrd. "Lucy VVainright sizin iin
nemli biri miydi? Kusura bakmayn, sevgili renciler, yine
unuttum. Lucy bizimle uzun sre kalmad, bu nedenle Hailsham'la ilgili hatrlalarmda silik bir yeri var. stelik ho bir an
da deil. Ama geen yllar boyunca onu dndyseniz, say
gyla karlarm..." Kendi kendine gld, bir eyler hatrlar gi
biydi. Koridorda Madam adamlar yksek sesle azarlyordu,
ama Bayan Emily artk onlara duyduu ilgiyi kaybetmiti. Y
zndeki odaklanm ifadeden, hafzasn yoklad anlalyor
du. Sonunda: "Lucy Wainright iyi bir kzd," dedi. "Ama bizim
le bir sre geirdikten sonra aklna baz fikirler gelmeye ba
lad. Siz rencilerin daha ok bilinlendirilmesi gerektiine
inanyordu. Sizi ileride neyin bekledii, kim olduunuz, neye
yaradnz hakknda daha ok bilinlendirilmenizi istiyordu.
Size her eyin anlatlmas gerektiine inanyordu. Daha azn
yapmann sizi kandrmakla ayn ey olduunu dnyordu.
Onun bu fikrini gzden geirdik ve yanl olduuna karar ver
dik."
"Neden?" diye sordu Tommy. "Neden byle dndnz?"
"Neden mi? Niyeti iyiydi, bundan eminim. Ondan neden
holandnz anlayabiliyorum. Mkemmel bir gzetmen ol
mak iin gereken her zellie sahipti. Ama yapmak istedikleri,
ar teorikti. Biz yllardr Hailsham' ynetiyorduk, neyin doru
olduunu, renciler iin uzun vadede, Hailsham'dan sonraki

yaantlarnda neyin en iyi olacan biliyorduk. Lucy Wainright idealistti, bunda yanl bir ey yok. Ama pratikte yaplma
s gerekenleri hi kavrayamyordu. Bakn, size bir ey vermeyi
baarmtk, kimsenin asla sizden alamayaca bir eydi ve bu
nu da sizi koruyarak baarmtk. Bunu yapmasaydk, Hailsham,
Hailsham olmazd. Tamam, bu durumda baz eyleri sizden
saklamamz, bazen size yalan sylememiz gerekti. Evet, pek
ok bakmdan sizi aldattk. Sanrm byle de denebilir. Ama sizi
btn o yllar boyunca koruduk ve ocukluunuzu yaaman
z saladk. Lucy iyi niyetliydi. Ama onun istedii yoldan gidil
seydi, Hailsham'daki mutlu hayatnz yerle bir olurdu. Kendini
ze bir bakn! ikinizle de gurur duyuyorum. Size verdiklerimiz
zerine hayatnz ina ettiniz. Sizi korumasaydk, bugn byle
olmazdnz. Derslerinize dalmazdnz, kendinizi sanata ve yaz
yazmaya kaptrmazdnz. leride sizi neyin beklediini bilseydi
niz, bunlar niin yapacaktnz ki? Btn bunlar anlamsz der
diniz ve kim size kar kabilirdi? Bu yzden Lucy Wainright'i
gndermek zorunda kaldk."
Madam'm artk adamlara bardn duyabiliyorduk. fke
den kendini kaybetmemiti, ama sesi insan korkutacak kadar
sertti ve o ana kadar onunla tartan adamlarn sesleri kesildi.
Bayan Emily, "Belki sizinle burada kalmam daha iyi oldu,"
dedi. "Marie-Claude bu tr ileri benden ok daha iyi beceri
yor."
Bunu bana neyin sylettiini bilmiyorum. Belki ziyaretimi
zin sona ermesi gerektiini bildiimden, belki de Bayan Emily
ile Madam'm birbirleri hakknda neler hissettiklerini gerekten
merak ettiimden atm azm. Her neyse, sesimi alaltp ba
mla kapy iaret ederek:
"Madam bizden asla holanmad, dedim. "Bizden hep
korktu. nsanlarn rmceklerden ve bceklerden korkmas gi
bi."
Bayan Emily'nin kzp kzmayacan grmek iin bekle
dim, artk kzsa bile umurumda deildi. Gerekten de, sanki
ona kttan bir top atmm gibi bana doru hzla dnd ve
Hailsham'daki gnlerini hatrlatan bir ekilde fkeyle bakmaya
balad. Ama konutuunda sesi sakin ve yumuak kt:

"M adam her eyini sizin iin feda etti. Sizler iin alp dur
du. Bu konuda hi phen olmasn ocuum, Marie-Claude si
zin tarafnzda ve her zaman sizin tarafnzda olacak. Sizden
korkuyor mu? Hepimiz korkuyoruz. Hailsham'dayken neredey
se her gn size duyduum korkuyu yenmeye altm. alma
odamn penceresinden size baktm baz zamanlarda yle tiksinirdim ki..." Durdu, sonra gzleri yeniden parlad. "Ama bu
tr hislerin doru bildiim eyleri yapmam engellemesine izin
vermedim. Bu hislerime kar savatm ve kazandm. imdi, ba
na bir iyilik yapp buradan kmama yardm ederseniz... Geor
ge beni koltuk deneklerimle bekliyordur."
kimiz dirseklerinden yakalayp destek olurken, admlarn
dikkatle atarak koridora girdi. Hemire niformal iri yar bir
adam telala kalkt ve hemen bir ift koltuk denei getirdi.
n kap akt, havann hl aydnlk olmasna ardm.
Madam'm sesi imdi dardan geliyordu, adamlarla artk daha
sakin bir tonla konuuyordu. Tommy ile benim gitme vaktimiz
gelmi gibiydi, ama Bayan Emily koltuk denekleriyle hareket
siz durmutu, u George denilen adam da ona paltosunu giydi
riyordu, onlarn arkasnda skp kalmtk, bu yzden sadece
bekledik. Sanrm Bayan Emily'yle vedalamak iin de bekli
yorduk, belki yapt her eyden sonra ona teekkr etmek de
istiyorduk, bilemiyorum, emin deilim. Ama o imdi komodi
nini dnyordu. Dardaki adamlara aceleyle bir eyler an
latmaya koyuldu, sonra bize hi bakmadan George'la birlikte
yrd.
Tommy'yle birlikte koridorda bir sre daha durduk, ne yap
mamz gerektiini bilemiyorduk. Sonunda dar ktmzda,
sokaktaki btn lambalarn yanm olduunu grdm, oysa
hava henz kararmamt. Beyaz bir kamyonet motorunu al
trd. Tam arkasnda, byk, beyaz bir Volvo'nun iinde Bayan
Emily nde, yolcu koltuunda oturuyordu. Madam pencereye
sokulmutu, Bayan Emily'nin syledii bir eyi bayla onayl
yordu. George bagaj kapan kapad ve src kapsna yr
d. Sonra beyaz kamyonet hareket etti ve Bayan Emily'nin ara
bas onu takip etti.

Madam giden arabalarn ardndan uzun uzun bakt. Sonra


tekrar eve girecekmi gibi dnd, bizi kaldrmda grnce ani
den durdu, irkildi.
"Biz artk gidiyoruz," dedim. "Bizimle konutuunuz iin
teekkr ederiz. Ltfen Bayan Emily'ye veda ettiimizi iletin."
Giderek azalan kta beni incelediini grebiliyordum.
Sonra:
"Kathy H., seni hatrlyorum. Evet, hatrlyorum," dedi. Sus
tu ama bana bakmaya devam etti.
Sonunda: "Sanrm ne dndnz biliyorum," dedim.
"Sanrm tahmin edebiliyorum."
"yi o halde." Sesi hlyalyd ve baklar dalmt. "Pekl.
Demek zihin okuyabiliyorsun. Anlat bana."
"Bir gn yatakhanede grdnz beni. Etrafta baka hi
kimse yoktu. Ben bir kaset alyordum, mzik dinliyordum.
Gzlerim kapal dans ediyordum ve siz beni grdnz."
"ok gzel. Zihin okuyan birisin. Sahneye kmalsn. Se
ni ancak imdi tandm. Ama evet, o olay ben de hatrlyorum.
Arada srada hl aklma geliyor."
"ok tuhaf. Benim de."
"Anlyorum."
Konumamz orada kesebilirdik. Vedalap ayrlabilirdik.
Ama o bize bir adm daha yaklat, srekli bana bakyordu.
"O sralarda ok daha gentin," dedi. "Ama evet, sensin."
"stemezseniz, bu soruma cevap vermek zorunda deilsi
niz," dedim. "Ama hep merak etmiimdir bunu. Size sorabilir
miyim?"
"Benim zihnimi okuyorsun. Ama ben eninkini okuyam
yorum."
"O gn siz... zgndnz. Beni izliyordunuz, sonra sizi
fark ettim ve gzlerimi atm, beni izliyordunuz ve sanrm al
yordunuz. Aslnda aladnza eminim. Beni izliyor ve alyor
dunuz. Niin?"
Madam'm yz ifadesi deimedi, bana bakmaya devam
etti. Sonunda sessizce, sanki komularn duymasndan endieleniyormu gibi: "Alyordum, nk ieri girdiimde mzii
duydum," dedi. "Aptal bir renci mzii ak unuttu sandm.

Ama yatakhaneye girince seni grdm. Kendi bana, kk


bir kz dans ediyordu. Dediin gibi, gzlerin kapal, ok uzak
lardaydn, hznl bir ifade vard yznde. O kadar sempatik
dans ediyordun ki. Ve o mzik, o ark. Szlerinde bir eyler
vard. ok hznlyd."
"O arknn ad 'Beni Asla Brakma'yd," dedim. Sonra
onun iin arknn iki msrasn alak sesle syledim: "Beni asla
brakma. Ah bebeim bebeim. Beni asla brakma..."

Ayn fikirdeymi gibi ban sallad. "Evet, bu arkyd. O


zamandan beri bir-iki kez daha duydum. Radyoda, televizyon
da. Beni her zaman, kendi bana dans eden o kk kza g
trd."
"Zihin okuyamadnz sylediniz," dedim, "ama belki o
gn okudunuz. Belki de bu yzden beni grnce alamaya ba
ladnz. nk o ark neyle ilgili olursa olsun, dans ederken
kafamda kendi yorumum vard. Anlataym: Bu arknn, asla
ocuk sahibi olamayaca sylenen bir kadn hakknda olduu
nu hayal etmitim. Ama sonra bebei olmutu ve kadn o ka
dar mutluydu ki, bebeini gsne skca bastrm, bir eyin
onlar ayracandan korkarak, 'bebeim, bebeim, beni asla b
rakma,' diyordu. Aslnda arknn bununla hi alakas yok, ama
o srada benim zihnimde hikyesi byleydi. Belki de zihnimi
okudunuz ve bu nedenle size o kadar hznl geldi. O srada
arky hznl bulmuyordum, ama imdi geriye dnp bakt
mda, evet biraz hznl olduunu dnyorum."
M adam a hitap etmitim ama Tommy'nin yanmda arl
n bir ayandan brne geirip kprdadn duyabiliyor,
elbisenin dokusunu, onunla ilgili her eyi hissedebiliyordum.
Sonra Madam:
"Bu son derece ilgin," dedi. "Ama bugn olduu gibi o
gn de zihin okuyamyordum. Tamamen farkl bir nedenden
dolay alyordum. O gn senin dansn izlediimde, baka bir
ey daha grdm. Yepyeni bir dnyann hzla yaklatn gr
dm. Daha bilimsel, verimli bir dnya, evet. Eskiden beri var
olan hastalklara areler bulunan bir dnya. ok iyi. Ama ayn
zamanda kat, zalim bir dnya. Sonra gzlerini skca kapatm,
kk bir kz grdm, eski iyi yrekli dnyay gsne yasla

m, artk kalamayacan yreinde hissettii bu dnyay tutu


yor ve ona yalvaryor, onu asla brakmasn istiyordu. Ben bunu
grdm. Karmdaki sen deildin aslnda, senin dansn deildi,
bunu biliyorum. Ama seni grdm ve yreim szlad. Bunu as
la unutmadm."
Sonra aramzda sadece bir ya da iki adm kalana kadar bi
ze yaklat. "Bu akamki hikyeleriniz de bana dokundu," de
di. Bir Tommy'ye, bir bana bakyordu. "Zavallcklar. Keke size
yardm edebilseydim. Ama artk yalnz banzasnz."
Elini uzatt, gzlerini yzmden ayrmadan yanama do
kundu. Btn vcudunu bir titremenin kapladm hissettim,
ama elini olduu yerde tuttu, gzlerine yalar dolduunu gre
biliyordum.
"Siz zavall yaratklar," dedi tekrar, neredeyse bir fsltyla.
Sonra arkasn dnd ve evine girdi.
Dn yolculuumuz srasnda Bayan Emily ve Madam'la bu
lumamz hakknda neredeyse hi konumadk. Konutuu
muz zaman da sadece daha az nemli eylerden; ne kadar ya
landklarndan, evlerindeki eyalardan sz ettik.
Karanl sadece arabamzn farlarnn deldii, bildiim
en tenha arka yollardan gittim bu sefer. Arada baka farlar
grdk, o zamanlarda bunlarn tek balarna ya da benim gibi
yanlarnda bir bayla evlerine dnen bakclar olduklarn
dndm. Tabii ki baka insanlarn da bu yollar kullandn
biliyordum, ama o gece, sanki lkenin btn yan yollar sadece
bizim gibilere ayrlmt. Byk iaret levhalarnn ve kafelerin
bulunduu aydnlk otoyollarsa dier herkese aitti. Tommy de
benzer eyler dnyor muydu, bilmiyorum. Belki de dn
yordu, nk bir ara:
"Kath, sen gerekten en tuhaf yollar biliyorsun," dedi.
Bunu sylerken hafife gld, ama sonra derin dncele
re dald. Issz bir binann arkasndaki karanlk yoldan geerken
aniden:
"Bence Bayan Lucy haklyd. Bayan Emily deil," dedi.
Buna karlk verdim mi hatrlamyorum. Verdiysem bile,
ok derin bir ey deildi kesinlikle. Ama ilk kez o an, belki se

sinde, belki de tavrnda, uzaktan tehlike sinyalleri veren bir ey


sezdim. Gzm virajl yoldan ayrp ona baktm, ama orada ses
sizce oturuyor, dorudan nne, gecenin karanlna bakyordu.
Birka dakika sonra aniden: "Kath, durabilir miyiz?" dedi.
"Affedersin, ama biraz dar kmam lazm."
Kendini yine hasta hissettiini dnp arabay hemen yo
lun kenarna ektim, yol kenarndaki bariyere serte arptm.
Bulunduumuz noktada tek bir k yoktu; arabann farlar ak
olsa bile, baka bir araba virajdan kp bize arpacak diye endi
eleniyordum. Tommy arabadan inip karanln iinde kaybol
duunda, peinden gitmedim. Ayrca, kararl bir tavrla hare
ket ediyor, hasta hissediyor olsa bile bununla kendi bana u
ramay tercih ettii belli oluyordu. Her neyse, bu nedenle hl
arabann iindeydim ve arabay biraz daha yoku yukar alsam
m diye dnrken, ilk l duydum.
lk nce ln ondan geldiini anlamadm, allklarda
saklanm bir manyan haykrdn sandm. kinci ve n
c lklar duyduumda arabadan kmtm ve barann
Tommy olduunu biliyordum, bu benim telam hafifletmedi
tabii. Aslnda bir an iin panie kapldm, Tommy'nin nerede
olduu hakknda en ufak bir fikrim yoktu. Gerekten hibir ey
gremiyordum, lklarn geldii yere doru ilerlemeye alt
mda da, iinden geilemeyecek kadar sk allklar durdurdu
beni. Sonra bir aklk buldum, bir hendein stnden atlayp
bir tel rgye vardm. zerinden trmanp yumuak, amurlu
bir zemine indim.
imdi evremi ok daha net grebiliyordum. Biraz ilerde
dik bir yokula alalan bir arazideydim ve aada, vadideki bir
kyn klarn grebiliyordum. Burada rzgr ok kuvvetli
esiyordu ve beni yle bir itti ki, yaknmdaki tel rgnn direk
lerinden birine tutunmak zorunda kaldm. Ay henz dolunay
olmamt, ama yeterince parlakt. Biraz uzakta, arazinin yoku
a dnt yerde, Tommy'nin fkeyle baran, yumruk savu
ran, tekmeler atan karaltsn grdm.
Ona doru komaya altm, ama ayaklarm amura g
mld. amur Tommy'yi de engelliyordu, nk tekme atar
ken kayd ve yere dp karanln iinde kayboldu. Ama bir

birine karan kfrleri kesintisiz devam etti ve ayaa kalkmak


zereyken yanna vardm. Ay nda yzn bir an iin gre
bildim, amur iindeydi ve fkeden biimsizlemiti, sonra uza
np zayf kollarna skca tutundum. Benden kurtulmaya alt,
ama haykrmay brakp iindeki savama gcnn onu terk et
tiini anlayana dek ona tutunmaya devam ettim. Sonra onun
da kollarn bana dolam olduunu fark ettim. Bir sre, tepe
nin stnde, hibir ey sylemeden, sadece birbirimize tutuna
rak ayakta ylece durduk, rzgr esiyor, giysilerimizi ekitiri
yordu ve bir an iin sanki birbirimize tutunmamzn tek nedeni
rzgrn bizi gecenin iine tamasn engellemekmi gibi geldi
bana.
Nihayet birbirimizden ayrldmzda, Tommy, "Gerekten
ok zgnm, Kath," dedi. Sonra titrek bir kahkaha atp ekledi:
"yi ki inekler yoktu tarlada. Yoksa fena korkarlard."
Onun artk iyi olduunu kantlamaya altn anlyor
dum, ama gs hl inip kalkyor ve bacaklar titriyordu. Bir
likte arabaya dndk, kayp dmemeye alyorduk.
Sonunda, "Tezek kokuyorsun," dedim.
"Ah Tanrm, Kath. Bunu nasl aklayacam? Arkadan giz
lice girmemiz gerekecek."
"Yine de imza atman gerekiyor."
"Ah tanrm," dedi ve yine gld.
Arabada birka bez paras buldum, en amurlu yerleri
mizi biraz silebildik. Bezleri ararkan bagaj kapsn amtm,
Tommy'nin hayvan resimlerini koyduumuz spor anta oraday
d, yola ktmzda antay yanma alm olduunu anladm.
Bir sre anta kucanda, hibir ey sylemeden gittik.
Onun resimlerle ilgili bir ey sylemesini bekliyordum; hatta
bir baka fke nbetine gireceini, resimleri pencereden ataca
n dndm. Ama o, antay her iki eliyle sk sk, korumak
ister gibi tutup yoldaki karanla bakmaya devam etti. Uzun
bir sessizlikten sonra:
"Demin olanlar iin zgnm, Kath," dedi. "Gerekten z
gnm. Ben aptaln tekiyim." Sonra ekledi: "Sen ne dnyor
sun, Kath?"

"Dnyordum da," dedim, "gemite, Hailsham'dayken, sen byle delirdiinde sebebini asla anlamazdk. Nasl bu
hale gelebildiini hi anlayamyorduk. imdi aklma baka bir
ey geldi, sadece bir fikir, hepsi bu. Dnyordum da, belki
o hale gelmenin nedeni, iten ie, derinlerde senin hep biliyor
olmand."
Tommy dnd, sonra ban iki yana sallad. "Sanmyo
rum, Kath. Hayr, sorun hep bendim. Aptal biri olmam. Hepsi
bu." Ama bir an sonra kk bir kahkaha att ve: "Ama fikrin
ilgin, Kath" dedi. "Belki de biliyordum, derinlerde bir yerde,
sizlerin bilmedii bir eyi biliyordum."

Yirmi nc Blm

O yolculuktan sonra bir hafta boyunca pek bir ey deimemi


gibiydi. Ama byle srmesini beklemiyordum, nitekim, ekim
aynn balarnda kk deiiklikler gzme arpmaya bala
d. ncelikle, Tommy hayvan resimleri yapmaya devam etmesi
ne ramen, benim yanmda yapmyordu bunlar hi. Bakcs ol
duum ilk gnlerdeki gibi deildi artk, gemite Kulbeler'de
olan eyler bizi etkilemiyordu artk. Ama sanki bu konuyu d
nm ve kararn vermiti: inden geldiinde yaratk resimle
ri yapmaya devam edecekti, ama ben geldiimde durup onlar
ortadan kaldryordu. Bu beni incitmedi. Hatta pek ok adan
rahatlatt, bir aradayken o hayvanlarla yz yze olmamz her
eyi daha da garipletirecekti.
Ama baka baz deiiklikler de oldu ve bunlar kabullen
mem kolay olmad. Odasmdayken birlikte hl gzel vakit ge
irmiyorduk demiyorum. Hatta arada bir seviiyorduk. Ama
giderek artan bir ekilde, Tommy kendini merkezdeki ba
larla zdeletirmeye balamt. Mesela, ikimiz Hailsham
hakkmdaki anlarmz anlatrken, konuyu ne yapp edip mer
kezdeki ba arkadalarndan birine getirirdi, onun da na
sl benzer bir ey sylemi ya da yapm olduunu anlatrd.
zellikle bir keresinde, uzun bir yolculuktan sonra Kingsfield'e gelip arabadan ktmda olan bir hadise var. Meydan,
Ruth'la birlikte tekneyi grmeye gittiimiz gnk gibiydi.
Sonbahard, hava kapalyd, elence-dinlence binasnn asma
terasnn altna toplanm bir grup badan baka kimse

yoktu etrafta. Tommy'nin onlarla birlikte olduunu grdm


-bir omzunu duvara yaslamt-, giri basam aklarnda otu
ran bir bann anlattklarn dinliyordu. Onlara biraz yak
latm, sonra ak havada, gri gn altnda durup bekledim.
Ama Tommy beni grm olmasna ramen arkadan dinle
meye devam etti ve sonunda arkadalaryla birlikte kahkaha
lara bouldular. Daha sonra, bana eliyle gelmemi iaret etti
ini syledi, ama bunu yapm olsa bile aka belli etmemi
ti. O hadiseden tek aklmda kalan ey, onun benim olduum
yere doru belli belirsiz glmseyerek bakmas, sonra tekrar
arkadann sylediklerine dikkat kesilmesiydi. Tamam, bir
ey dinliyordu ve bir-iki dakika sonra onlardan ayrlp yan
ma geldi, arkasndan birlikte odasna ktk. Ama bu kez ok
farklyd. Beni meydanda bekletmesi sorun deildi. O zaman
ok gcenmezdim. Sorun u ki, ilk defa o gn, Tommy'nin
benimle gelmek zorunda kald iin memnun olmadn his
setmitim. Odasna ktktan sonra da aramz eskisi kadar iyi
deildi.
Drst olmam gerekirse, sorunun bir blm benden kay
naklanyordu. Balar bir arada konuup glerken grnce,
iimde bir ey hop etti. nk neredeyse bir yarm daire olu
turmu, ister ayakta, ister oturmu sohbet eden balarn ha
linde bir ey vard; sanki dnyaya allm bir rahatlk pozu
veriyor, birbirlerinin arkadalndan ne kadar keyif aldklarn
gsteriyorlard. Bu halleri bana kendi kk grubumuzu, spor
binasnn iinde beraber oturduumuz gnleri hatrlatt. Dedi
im gibi, bu kyaslama iimde bir eylerin hop etmesine neden
oldu. Tommy'nin odasna ktmzda, onun kadar ben de bi
raz kin duyuyordum.
Ba olmadm iin baz eyleri anlamadm syledi
i zamanlarda, benzer bir kin duygusu styordu iimi. Ama
birazdan anlatacam o tek hadise dnda, iim sadece biraz
acyor, sonra geiyordu. Bana ounlukla akac bir tavrla, ne
redeyse efkatle sylerdi bunlar. Baka eyler olduu zamanlar
da, mesela kirli amarlarn amarhaneye gtrmeme gerek
olmadn, bunu kendisinin yapabileceini syledii zaman bi
le, atmamz kavgaya dnmedi hi. Tommy'ye:

"Havlular aaya hangimizin gtrd neyi deitirir?"


dedim. "amarhane zaten yolumun stnde."
Ban iki yana sallayarak cevap verdi: "Bak Kath, kendi i
lerimi kendim grmeliyim. Eer sen de ba olsaydn, ne de
mek istediimi anlardn."
Tamam, beni biraz sinir etmiti, ama bunlar kolayca unuta
bileceim eylerdi. Fakat dediim gibi, bir seferinde, benim ba
olmaym sz konusu ettiinde, gerekten kzdm.
Drdnc organ bana arlnn zerinden bir hafta
gemiti. Bunu bekliyorduk ve sk sk konumutuk. Hatta, Littlehampton yolculuumuzdan beri drdnc ba hakknda
konuurken birbirimize daha nce hi yapmadmz kadar al
mtk. Drdnc organ balar konusunda balarn ok
farkl tepkileri olduunu biliyordum. Bazlar srekli bu konu
da konumak istiyordu, durmakszn ve anlamszca. Bazlar ii
akaya vuruyor, bazlar tek kelime etmemeyi tercih ediyordu.
Bir de, drdnc organ ban kutlanmas gereken bir ey gibi
gren tuhaf bir yaklama sahip balar vard. "Drdncs
ne" sra gelen bir ba, o zamana kadar pek sevilmeyen bi
ri olsa bile, sayg grmeye balar. Doktorlar ve hemireler bile
bu oyuna katlrlar; drdnc bana hazrlanan bir ba
genel kontrol iin hastaneye gittiinde, balarm sallayan ve eli
ni skmak isteyen beyaz nlkller tarafndan karlanr. Evet,
Tommy ve ben btn bunlar hakknda, bazen akayla kark,
bazen ciddiyetle ve dikkatle konumutuk. nsanlarn farkl
tepkilerini ve en iyi davran eklinin hangisi olduunu tart
mtk. Bir keresinde darda hava kararrken yatakta yan yana
yatyorduk.
"Neden herkes drdnc sefer iin bu kadar endieleniyor,
biliyor musun, Kath?" dedi. "nk gerekten tkenebileceklerinden emin olamyorlar. Tkeneceinden emin olsan, daha ko
lay olurdu. Ama bize hibir zaman kesin bir ey sylemiyorlar."
Bu konu alacak m diye bir sredir dnyordum ve na
sl tepki vereceimi bile planlamtm. Ama imdi syleyecek
fazla bir ey bulamadm. Bu nedenle sadece, "Btn bunlar sa
malktan baka bir ey deil, Tommy," dedim. "Azlar var ko
nuuyorlar, zerine dnmeye bile demez."

Ama sylediklerimi destekleyecek bir kantm olmadn


biliyordu Tommy. Hatta doktorlarn bile cevaplayamayaca so
rular sorduunu da biliyordu. Ayn eyleri siz de duymu olma
lsnz. Drdnc batan sonra, teknik olarak tkenseler bile,
balarn bilincinin bir ekilde yerinde olduu sylenir. On
dan sonra, dier tarafa geildiinde baka organlarn da ba
layabilecekleri, pek ok ba yapabilecekleri, fakat artk nekaht merkezleri, bakclar, arkadalar olmad konuulur. Kalan
balarn seyretmekten baka bir ey yapamadklar anlatlr;
ta ki fileri ekilene kadar. Korku filmlerini hatrlatr insana, bu
yzden kimse dnmek istemez bu konuyu. Ne beyaz nlk
ller, ne bakclar, ne de balar. Ama arada bir, bir ba
konuyu gndeme getirir, o gece Tommy'nin yapt gibi. imdi
keke bu konuyu konumu olsaydk diye dnyorum. Ben
konuyu kapatnca, yeniden amaya ikimiz de ekindik. Ama
en azndan Tommy'nin bu konuyu dndn biliyordum
ve en azndan bana gvendii ve ald iin mutlu oldum. De
mek istediim u; drdnc organ ba konusuyla, birlikte iyi
baa ktmz izlenimini edinmitim ve bu yzden, tarlann
etrafnda dolatmz o gn bana syledikleri yznden adeta
dengemi yitirdim.
Kingsfield'in arazisi kktr. Meydann toplanma yeri olduu
bellidir ve binalarn ardndaki birka toprak paras, terk edil
mi bir sanayi arazisine benzer. Balarn "tarla" dedikleri
en byk toprak paras, kare biiminde, yabani otlar ve devedikenleriyle kapl, tel rglerle evrili bir alandr. Burann ba
lar iin doru dzgn bir baheye dntrlmesi hep konuu
luyordu, ama henz yapmadlar, hl ayn. Baheye evirseler
bile pek sakin bir yer olmaz, nk yanndan byk bir yol ge
iyor. Her neyse, balar huzursuzlanmaya baladklarnda,
yryerek biraz rahatlamak isteyince, genelde srganotlar ve
brtlen allar arasndan geip buraya gitmeyi tercih eder
ler. Szn ettiim o gn ok sis vard, tarlann srlsklam oldu
unu biliyordum ama Tommy oraya yrmemizi srarla istedi.
Orada sadece ikimizin olmas artc deildi, bu da Tommy'ye
uymutur mutlaka. Birka dakika dikenli allarla uratktan

sonra tel rgl parmakln yannda durdu ve te taraftaki si


sin iine bakt. Sonra:
"Kath, beni yanl anlaman istemiyorum. Ama uzun sre
dir dnyorum. Sanrm baka bir bakc istemeliyim," dedi.
Bunu sylemesinin ardndan geen birka saniye iinde, hi
armadm fark ettim. Hatta tuhaf bir ekilde, bunu syleme
sini beklediimi anladm. Ama yine de fklenmitim ve tek keli
me etmedim.
"Sebebi sadece drdnc organ bamn yaklamas de
il," diye devam etti. "Sadece bu deil. Geen hafta olanlar var
mesela. Bbreklerimdeki sorun gibi. Bu tr eyler bundan sonra
daha sk olacak."
"Ben de bu nedenle gelip seni buldum," dedim. "Tam da bu
nedenle sana yardm etmeye geldim. Olacaklar iin. Ruth da bu
nu istemiti."
"Ruth bizim iin br eyi istedi," dedi Tommy. "Bu son d
nemde bakcm olman ok da istemezdi."
"Tommy," dedim. Sanrm artk ok fkelenmitim, ama se
simi ykseltmedim ve kontrol etmeye altm: "Sana yardm
edecek olan kii benim. Bu nedenle gelip seni yeniden buldum."
"Ruth bizim iin br eyi istedi," diye tekrarlad Tommy.
"Btn bunlar baka eyler. Kath, beni o halde grmeni istemi
yorum."
Bir elini tel rgye bastrm, nne bakyordu. Bir an iin,
sisin tesinde bir yerden gelen trafiin sesini dikkatle dinlermi
gibi grnd ve ite tam bu srada, ban hafife sallayarak:
"Ruth anlard," dedi. "O bir bayd, o yzden anlard,"
dedi. "Ayn eyi kendisi de mutlaka isterdi demiyorum. Mmkn
olsayd, belki senin sonuna kadar bakcs olman isterdi. Ama be
nim farkl davranmak istememi de anlard. Kath, bazen sen anla
myorsun. Gremiyorsun, nk sen bir ba deilsin."
Bunu syledii anda arkam dndm ve yryp gittim.
Dediim gibi, artk bakcs olmam istememesine hazrlklydm. Ama btn o kk eylerden, mesela beni meydanda bek
letmesi gibi eylerden sonra asl iimi paralayan, syledikleriy
di. Syledii eyler ve tavrlaryla, beni yine sadece dier ba
lardan deil, Ruth'dan ve kendisinden de ayrmasyd.

Ama bu olay byk bir kavgaya dnmedi. Yryp git


tiimde, onun odasna kmaktan baka yapabileceim bir ey
yoktu, o da birka dakika sonra geldi. O zamana kadar sakin
lemitim, bu yzden daha iyi konuabildik. Biraz gerilmitik,
ama bartk, hatta bakc deitirmenin baz faydal yanlarn
da konutuk. Sonra, lo n altnda, yatann kenarnda yan
yana otururken bana:
"Tekrar kavga etmemizi istemiyorum, Kath," dedi. "Ama
bunu sana sormay ok istiyordum. Bakc olmaktan hi bkm
yor musun? Hepimiz yllar nce ba olduk. Sen yllardr ba
kclk yapyorsun. Bazen, artk sana da ar gndersinler iste
miyor musun?"
Omuz silktim. "Beni skmyor. Hem, iyi bakclarn olmas
nemli bir ey. Ben de iyi bir bakcym."
"Ama gerekten bu kadar nemli mi? Tamam, iyi bir bak
cnn olmas gerekten ok ho bir ey. Ama sonuta, o kadar
nemli mi gerekten? Balar hep organ balayacaklar, bir
ey deimeyecek ve sonunda tkenecekler."
"Elbette nemli. yi bir bakc, bann hayatnda gerek
ten nemli deiikliklere sebep olabilir."
"Ama senin srekli koturman... Btn bu yorgunluklar
ve yalnzln... Seni izledim, Kathy. Bu i seni ok ypratyor.
Bazen sana durman sylemelerini istiyorsundur, Kath. Ne
den onlarla konumuyorsun? Niin bu kadar uzun srdn
sor onlara." Ben susunca: "Sadece aklmdan geenleri sylyo
rum," dedi. "Ltfen yine kavga etmeyelim."
Bam omzuna yasladm ve: "Evet," dedim. "Belki benim
bakclm da yaknda sona erer. Ama imdilik, devam etmeli
yim. Sen beni istemesen bile, isteyecek bakalar var."
"Sanrm haklsn Kath. Sen gerekten ok iyi bir bakcsn.
Eer sen, sen olmasaydn, benim iin de ok iyi bir bakc olur
dun." Kk bir kahkaha att ve yan yana oturuyor olmamza
ramen kolunu omzuma att. Sonra: "Bir yerlerde bir rmak ol
duunu dnp duruyorum," dedi. "Sular cokun bir rmak.
Suyun iinde iki kii var ve birbirlerine tutunmaya alyorlar,
btn gleriyle urayorlar, ama sonunda dayanamyorlar.
Aknt ok kuvvetli. Birbirlerini brakmak, ayr yerlere srklen

mek zorundalar. Sanrm bizim durumumuz da bu. ok yazk,


Kath, nk birbirimizi btn hayatmz boyunca sevdik. Ama
sonuta, sonsuza kadar birlikte olamayz."
Bunu syledii anda, Littlehampton'dan dnte, o rzgrl
tarlada ona nasl sarldm aklma geldi. O da ayn eyi mi d
nyordu, yoksa kendi rmaklarn ve kuvvetli akntlarn m,
bilmiyorum. Her durumda, dncelere dalm halde yatann
kenarnda oturmaya uzun bir sre devam ettik. Sonunda:
"Sana daha nce patladm iin zr dilerim," dedim.
"Onlarla konuacam. Sana ok iyi birini bulmalarn salama
ya alacam."
"ok yazk Kath," dedi yine. Sanrm o sabah bir daha bu
konuda konumadk.
Sonraki birka haftann, yeni bakcnn grevi devralmasndan
nceki son haftalarn artc biimde sakin getiini hatrlyo
rum. Belki Tommy ve ben birbirimize iyi davranmak iin faz
ladan aba gsteriyorduk, ama zaman umursamaz bir biimde
akp geiyordu. Gerek d grnebilir, ama o srada tuhaf gel
miyordu bize. Kuzey Galler'deki baka iki bamla ok me
guldm, bu yzden Kingsfield'e istediim kadar sk gidemiyor
dum, ama yine de haftada -drt kez Tommy'i ziyaret etmeyi
baardm. Hava giderek soudu, ama kuru ve ou zaman g
neliydi. Vaktimizi odasnda, bazen sevierek, daha ok konua
rak geirdik, bazen Tommy'ye yksek sesle kitap okuyordum.
Hatta ben okurken, Tommy birka kez defterini kartp yeni
hayvan resimleri izdi.
Sonra bir gn odasna ktm ve bu son geliim oldu. Serin
ve kuru bir aralk gn, leden sonra saat bir sularnda gel
mitim. Odasna ktm, sebebini bilmiyorum ama, bir eylerin
deimi olacan sanyordum. Belki odasna sslemeler ya
da bir eyler asmtr diye dnmtm. Ama tabii ki her ey
her zamanki gibiydi, bu da beni rahatlatt. Tommv'de grnr
de bir deiiklik yoktu, ama konumaya baladmzda her za
manki ziyaretlerimden biriymi gibi davranmamz imknszd.
Ayrca, geen haftalarda o kadar ok konumutuk ki, mutlaka
tartmamz gereken bir konu da yoktu. Sanrm sonuna kadar

gtremediimiz iin pimanlk duyabileceimiz yeni bir ko


numaya da balamak istemiyorduk. Bu yzden, o gnk ko
numamzda bir tr anlamszlk vard.
Bir sre odada amaszca dolatktan sonra, ona sordum:
"Tommy, Ruth'un neler yaptmz renmeden tkenme
sinden memnun musun?"
Yatana uzanmt. Bir sre tavana baktktan sonra: "Ne
tuhaf," dedi. "nk ben de geen gn ayn eyi dnyor
dum. Ruth'la ilgili bilmen gereken ey u: Bu tr konularda o
bizden hep farklyd. Sen ve ben, ta batan beri, kkken bile
hep bir eyleri renmeye alyorduk. Hatrlyorsun deil mi
Kath, o gizli konumalarmz? Ama Ruth yle biri deildi, hep
bir eylere inanmak istedi. Ruth yle biriydi ite. Yani evet, san
rm sonuta en iyisi renmemesi oldu." Sonra ekledi: "Tabii ki
rendiklerimiz, Bayan Emily ve dier eyler, Ruth'la ilgili hi
bir eyi deitirmez. Sonuta Ruth bizim iin en iyisini istedi.
Gerekten, bizim iin en iyisini istedi."
Ruth'la ilgili byk bir tartmaya girmek istemedim, bu
yzden ona katldm syledim. Ama imdi, bu konuyu d
necek vaktim oldu ve ne hissettiimi tam olarak bilemiyorum.
Bazen, keke birlikte kefettiimiz her eyi Ruth'la paylaabilseydik, diye dnyorum. Tamam, bize verdii zarar tamir et
menin diledii kadar kolay olmadn grnce kendisini kt
hissedecekti belki. Ama drst olmak gerekirse, tkenmeden
nce renmi olmasn dilerdim aslnda. Fakat sonuta bunun
baka bir eyle ilgisi var, benim kindar ve kt yrekli olmam
dan ok daha farkl bir eyle. nk Tommy'nin dedii gibi, so
nuta bizim iin en iyisini istemiti ve o gn arabada onu asla
affetmeyeceimi sylerken yanlyordu. Artk iimde ona kar
hibir fke kalmad. Btn olanlar renmesini istememin se
bebi u: Tommy'yle benden farkl bir ekilde tkenmi olmasn
dan dolay zldm iin byle diyorum. Bu yle bir ey ki,
sanki bir izginin bir yannda biz, dier yannda Ruth var. Her
ey olup bittikten sonra buna zlyorum, sanrm bilseydi o
da zlrd.
Tommy ve ben, o gn byk bir veda gsterisi yapmadk.
Ayrlma zaman geldiinde, benimle birlikte merdivenlerden

aa indi, bunu genelde yapmazd. Meydan geip birlikte ara


baya yrdk. Yl sonu olduu iin, gne oktan binalarn ar
kasnda kalmt. Her zamanki gibi asma at altnda birka kii
vard, ama meydann kendisi botu. Tommy arabaya varana ka
dar sessiz kald. Sonra hafife gld ve dedi ki:
"Biliyor musun, Kath, Hailsham'da futbol oynarken bir
srrm vard. Bir gol attmda, byle dnerdim" -her iki kolu
nu da zafer ifadesiyle kaldrd- "ve arkadalarma doru ko
ardm. Hibir zaman haykrmazdm, sadece kollarm byle
kaldrp koardm." Bir an durdu, kollar havada asl. Sonra
kollarn indirdi ve glmsedi. "Kath, koarken hep suyun iin
de kotuumu hayal ederdim. Derin suda deil, en fazla ayak
bileklerime kadar ykselen suda. ap, ap, ap." Kollarn yeni
den kaldrd. "ok iyi hissederdim kendimi. Gol atarsn, dner
sin ve sonra, ap, ap, ap!" Bana bakt ve yine ksa bir kahkaha
att. "imdiye kadar hi kimseye anlatmadm bunu."
Ben de gldm ve: "lgn bir ocuksun Tommy," dedim.
Bundan sonra ptk -kk bir pck- ve arabaya
bindim. Ben arabay dndrrken, Tommy orada, ayakta dur
maya devam etti. Ben yola karken glmsedi ve el sallad.
Dikiz aynasndan onu izledim, neredeyse son ana dek, orada,
ayakta bekledi. Gzden kaybolmadan hemen nce, elini belli
belirsiz kaldrd ve asma atya dnd. Sonra meydan tmyle
kayboldu.
Geen gn hatralarn, hatta en deerli hatralarn bile ne kadar
abuk yok olduundan ikyet eden bir bamla konuuyor
dum. Fakat ben ona katlmyorum. En deerli hatralarmn yok
olduunu dnemiyorum bile. Ruth'u kaybettim, sonra da
Tommy'yi, ama onlarla ilgili hatralarm kaybetmeyeceim.
Sanrm Hailsham' da kaybettim. Hl Hailshaml eski bir
rencinin onu, daha dorusu onun bir zamanlar olduu yeri
bulmaya almasyla ilgili hikyeler duyuluyor. Bazen de Hailsham'n bugn ne olduuyla ilgili -otel, okul, enkaz- tuhaf
rivayetler dolayor. Srekli yolda olmama ramen, bunu hi de
nemedim ben. Hailsham' bugnk haliyle grmek hi ilgimi
ekmiyor.

Ama unu belirteyim, asla Hailsham' aramaya kmyo


rum desem de, bazen yolda giderken aniden bir parasn gr
dm sandm oluyor. Uzakta bir spor binas gryorum ve
bizimki olduunu sanyorum. Ya da ufukta koyu renkli, arapsa gibi bir mee aacnn yannda bir dizi kavak gryorum
ve bir an iin Gney Oyun Sahas'na gireceimi sanyorum. Bir
keresinde, gri bir sabah, Gloucestershire'da, kvrlp giden uzun
bir yolun kenarnda bozulmu bir araba grdm. nnde ayak
ta durup gelen arabalara bo gzlerle bakan kzn Susanna C. ol
duuna emindim, bizden iki yl bykt ve Satlar'da grevli
olan bir renciydi. Byle eyler, en beklemediim zamanlarda,
aklmda baka eylerle araba kullanrken oluyor. Belki de bu
yzden, bir anlamda gerekten Hailsham' aryor olabilirim.
Ama dediim gibi, onu aramaya kmyorum ve zaten yl
sonunda byle araba srp durmayacam artk. Bu yzden
onu tekrar grme ansm olmayacak; tekrar dnnce, bun
dan memnunum. Tommy ve Ruth'la ilgili anlarm iin de by
le dnyorum. Daha sakin bir hayata gei yaptm zaman,
beni gnderdikleri merkez hangisi olursa olsun, Hailsham her
zaman yanmda, kafamn iinde gvende olacak; kimse bunu
benden alamaz.
Kendim iin yaptm tek ey, Tommy'nin tkendiini
rendikten iki hafta sonra, aslnda gerek olmad halde arabay
la Norfolk'a gitmem oldu. zellikle peinde olduum bir ey
yoktu ve sahile kadar da gitmedim. Belki de sadece o bombo,
dz tarlalara ve byk, gri gkyzne bakmak istemiimdir.
Bir ara kendimi daha nce hi girmediim bir yolda buldum
ve yarm saat boyunca nerede olduumu bilmiyordum, umrumda da deildi. Pe pee uzanan dmdz tarlalarn yann
dan getim, hemen her ey aynyd, sadece arada bir motorun
sesinden rken kular tarla kenarndan havalanveriyorlard.
Sonunda uzakta birka aa grdm, yol kenarndan fazla
uzakta deildiler, arabay onlara doru srdm, sonra durdu
rup dar ktm.
Dnmlerce srlm topran nnde durduumu fark et
tim. Tarlaya girmemi nleyen, iki dizi tel rgden oluan bir it
vard. Bu itin ve nmdeki -drt aacn, kilometreler boyun

ca hibir engelle karlamadan esen rzgr kesen tek engel


olduunu grebiliyordum. Tel rgye, zellikle de alt ksmna
bir sr gereksiz ey taklmt. Sahile vuran artklard sanki;
bir blmn bu parmakla, bu aalara ve iki dizi tel rgye
arpana kadar rzgr kilometreler boyunca tam olmalyd.
Aalarn st dallarna da naylonlar ve eski torba paralar ta
kldn grebiliyordum. Sadece bir kez, orada, o bo tarlalar
dan esen rzgr hissedip o tuhaf plere bakarken kk bir
hayal kurmaya baladm, nk ne de olsa Norfolk'taydm, onu
kaybetmemin zerinden de sadece iki hafta gemiti. pleri,
dallara taklm sallanan naylon paralarn, tel rgye takl
m tuhaf eylerin oluturduu hatt dnyordum ve gzleri
mi ksp ocukluumdan bu yana kaybettiim her eyin buraya
srklendiini hayal ettim, imdi burada, hepsinin nnde du
ruyordum ve yeterince beklersem, tarlalarn tesinde, ufuk hat
tnda ufack bir figr belirecekti, ben onun Tommy olduunu
grene kadar yava yava byyecek ve bana el sallayacak, bel
ki seslenecekti. Hayalim bundan teye hi gitmedi -buna izin
vermedim- ve gzyalarn yzme aksa da ne hkrarak ala
dm ne de kontrolm kaybettim. Sadece biraz bekledim, sonra
arabaya dndm; nerede olmam gerekiyorsa oraya gitmek iin.

Yatl okul H ailsh am n rencileri, bahe duvarnn


arkasndaki karanlk orm andan ok korkarlar. H afta
sonlar veya tatillerde evlerine gitm ez, H ailsh am dan
nceki yaam larn hatrlamazlar. D dnyayla
balantlar yoktur. retm enler deil, gzetm en
ler tarafndan eitilirler. Spor ve sanata byk nem
veren gzetm enler, H ailsham rencilerine srekli
zel olduklarn hatrlatr ve bedenlerine ok iyi
bakmalar gerektiini tekrarlar.
Kathy H . de bir H ailsham mezunu. O tu z bir yanda
ve bakclk yapyor. H ailsh am daki en yakn
iki arkadann yeniden hayatna girm esi zerine,
onlarla paylat gem ii gzden geirm ek zorunda
kalyor. O nlar zel klan eyin ne olduunu ve
bundan sonra hayatlarn nasl biim lendireceini daha
derinden anlamaya ihtiyac var.
u sorunun cevabn da bulm as gerek: sanat ve ak
zam an durdurabilir mi?
K azuo Ishiguro, yaymland yl Time tarafndan
ngilizce yazlm en iyi 100 rom an listesine alman

Betti Asla Brakma d i, ykma gtreceini bile bile


kendi kaderini kabullenenlere odaklanm grnyor.

IS B N 978-975-08-1187-6

You might also like