You are on page 1of 182

elio vittorini

SCLYA
KONUMALARI

e yaynlar

Elo Vittorini ada talyan edebiyatnn en ilgi ekici


yazarlarndan biri; Sicilya Konumalar da Vittorini'-nin
en nl eseridir. 1908 ylnda Sicilya'da Siracusa'-da
doan Vittorini ngiliz dilinden yapt eviriler, hikyeler
ve denemelerle tannd. Ardndan 1941 ylnda kitap
halinde
yaynlanan
Sicilya
Konumalar/
Conversazione in Sicilia ile ksa zamanda byk bir ne
kavutu. 1966 da len yazarn, gnmzn nl pek ok
talyan yazarnn ortaya kp tannmasnda byk emei
gemitir. Sicilya Konumalar tadna gerekten
doyulamayacak bir baeserdir.

BRNC BLM

BR
O k, zaman zaman, ne olduklarn iyice anlayamadm fke nbetlerine tutuluyordum. Burada onlar
anlatmaya kalkacak deilim, nk asl anlatmak
istediim ey bunlar deil. Ama bu nbetlerin pek yle
kahramanca bir yan olmayan soyut, gereklikleri bile
tartlabilir duygular olduunu sylemem gerek. Yok olup
gitmekte olan insanlkla ilgili bir eit fkelenmeydi bu.
Uzun sredir bu nbetler yakam brakmyordu, bu yzden
umutsuzluk iindeydim. rtkan gazete balklarn
grdke bam nme eiyordum. Arkadalarla
buluuyor, onlarla bir iki saat sessiz ve sngs dk biri
gibi oturuyordum. Karmn ya da sevgilimin beni
bekledikleri zamanlarda, bam nme eik, tek kelime
konumadan karlarna kyordum. Bu arada gnler,
aylar geiyor ve durmadan yamur yayordu.
Ayakkablarm iyice eskimi, sngere dnmt.
Yamurdan, gazete balklarndaki cinayetlerden, lime
lime olmu ayakkablarmdaki slaklktan baka bir ey
yoktu. Anlamsz bir d, sessiz bir umutsuzluktu yaamak
benim iin.
in en korkun yan da buydu: umutsuzluumun
sessizlii; insanln yok olmaya yargl olduuna
inanmak, ama onu kurtarmak iin hi bir istek duyma9

mak, bunun yerine onunla birlikte yok olmay zlemek.


Bu fke nbetleri beni iyice sarsm, ama bir trl
kanma girememiti; sakin ve isteksizdim. Sevgilimin beni
bekleyip beklememesi, onunla buluup bulumamak, bir
szln
sayfalarn
kartrmak,
sokaa
kp
arkadalarma gitmek ya da evde oturmak gibi eylerin
hi biri beni ilgilendirmiyordu. Sakindim. Sanki bir gn
olsun yaamam, mutluluun ne demek olduunu
bilememitim; sanki ne syleyecek bir szm, ne kabul
edecek, ne kar kacak, ne de kaybedecek bir eyim
vard, btn tutkularn tesin-deydim; sanki hayatm
boyunca ne bir lokma ekmek yemi, ne arap, ne kahve
imi, ne bir kadnla yatm, ne ocuk sahibi olmu, ne de
kimseyle kavga etmitim; sanki btn bunlarn
olabileceini dnmemi; sanki hi adam olmam, hi
yaamam, ocukluu Sicilya'nn firavun incirleri, kkrt
madenleri ve dalar arasnda geen br bebek
olmamtm.
Gene de bu fke nbetleri iimi altst edip duruyordu. Bense, bam nme eik, insanln umutsuz
durumunu dnyordum; btn bunlar olurken de,
durmadan yamur yayor, bense, azm ap kimseye
bir ey syleyemiyordum ve yaan yamur ayakkablarmn iyice iine geiyordu.
K
Derken babamn mektubu geldi. Zarfn stndeki
yazy tandm, ama mektubu hemen amadm. Yazy
tanm olmam beni bir an iin durdurdu. te o an, benim
de bir ocukluum olduunu ve iyi kt bir
10

ocukluk dnemi geirdiimi anladm. Mektubu atm.


unlar yazlyd:
Sevgili Olum,
Sen de, br kardelerin de bilirsiniz ki, sizlere
her zaman iyi bir baba, annenize de iyi bir koca
olmuumdur. Ama imdi bama gelen bir ey
yznden evi terkettim. Sakn hemen hakkmda
kt eyler dnmeyin. Gene eskisi gibiyim. Sizleri
seven babanz, annenizin yakn dostu, stelik
buralardan birlikte ayrldm yeni karma da ona
yle diyelim iyi bir koca olacam sanyorum.
Oullarm, sizinle erkek erkee konuuyorum,
iimde hi bir utan duygusu da yok. Onun iin
sizlerden zr dileyecek deilim. Kimseye bir
ktlk yapmadm biliyorum, ne de olsa baba
evinden nce sizler ayrldnz, benim gidiimle
anneniz de kendisine skntdan baka bir ey
vermeyen beraberliimizden kurtulmu oluyor. O,
ister benimle, ister bensiz, evinde slk alp ark
sylemeye devam edecektir. Bylece yeni bir yola
karken iimde hi bir pimanlk duymuyorum. Para
mara konusunda da bir kaygnz olmasn. Annenizin
hi bir eye ihtiyac olmayacak. Her ay benim
emeklilik aylmn hepsini alacak. Ben ders vererek
hayatm kazanmay dnyorum. Bylece annenizin her zaman engelledii bir dm gerekletirmi olacam. Ama imdi anneniz yalnz kald
iin, yalvarrm, arada bir gidip onu yoklayn. Sen,
Silvestro, bizi brakp gittiin zaman on besindeydin;
o gnden beri de hi geri dnmedin, yleyse, 8
Aralkta, her yl yaptn gibi,
11

bir kart gndereceine neden trene atlayp doum


gnnde onu grmeye gitmiyorsun?
Seni, sevgili karn ve ocuklarn perim. Seni
her zaman seven baban
Constantino.
Mektup Venedik'ten geliyordu. Birden, bu mektubun
aynsn dnyann deiik yerlerine dalm olan be
oluna bir eit haber verme isteiyle gndermi
olduunu anladm. Olaanst bir eydi bu. Mektubu
yeniden okurken babam gzmn nne geldi. Yz,
sesi, mavi gzleri, el-kol hareketleriyle San Cataldo'-dan
Racalmuto'ya giden tren yolu zerindeki kk bir
istasyonun bekleme odasnda demiryolu iilerine
Macbeth i okuyor, daha kck bir ocuk olan ben de
onu alklyordum. Babam kafamda yle grnce, bir
zamanlar kk bir ocuk olduumu, Sicilya'y ve
Sicilya'nn dalarn hatrladm. Ama ^belleim daha
gerilere gitmiyordu. Babam hatrlyordum, kk bir
ocuk olarak kendisini o krmz elbisesi iinde Macbeth'i
oynarken alkladm hatrlyordum; ve gzleri, o mavi
gzleri, imdi de Venedik adl bir sahnede parlyordu, ben
de bir kere daha onu alklamaya hazrlanyordum. Btn
bunlar kafamn iinde alp kapandktan sonra her ey
yeniden karanla gmld. Yeniden o sessiz umutsuzluk
her yanm sard, sanki o on be yl sren ocukluumu
Sicilya'da, Firavun incirleri, kkrt, Macbeth ve dalar
arasnda geiren ben deildim. Hem o zamandan beri
Sicilya'dan, ocukluumdan binlerce kilometre uzakta bir
on be yl daha gemiti. Nerdeyse otuzuma basacaktm.
Gene de bamdan hi bir ey gememi gibiydi, ne o ilk
on be yl, ne de ondan sonraki on be yl. Bunca yldr

12

hi ekmek yememi, kendimin sayabileceim nazlarla,


duygularla zenginlememi gibiydim. Btn bu zaman
iinde sanki hi yaamamtm ve iimde bir boluk vard
evet, evet tam bir boluk vard iimde. Sonu gelmi
insanln yargsn dnmekten kendimi alamyor,
umutsuzluk iinde sessizce bekleyip duruyordum.
Sevgilimin yzn bile artk grmek istemiyordum.
imde bir kavaln ackl sesine benzeyen bu at
duymaya baladm zamanlar okuyabildiim tek kitap
olan szln sayfalarn kartrmakla yetini-yordum. Her
gn linotip dizgicisi olarak altm ie gidiyor, her gn,
eriyen kurunun korkun scanda, gzmde korunma
gzlkleri yedi saat harf diziyordum; iimde o kaval sesi
durmadan yzlerce fareyi yerinden oynatyordu ki, bunlar
da tam anlamyla, gemiin anlar saylmazd.
Fareden baka bir ey yoktu, kapkara, biimsiz,
yz altm bei birden, sonra bir yz altm be daha,
hayatmn kara fareleri, ama yalnz dalarda ve Sicilya'da
geirdiim yllarn fareleri. imde kprdanp durduklarn
duyuyordum, sryle fare, saylar on be kere yz
altm be eden fareler. ocukluumu yeniden yaamak
iin belirsiz bir zlem kaplad iimi. Babamn mektubunu
yeniden elime alp okudum. Takvime baktm. Aralk'n
altsyd. Sekizi iin her zamanki tebrik kartm
gndermem gerekiyordu. Hele imdi annem evde yalnz
kaldna gre, gn-dermemek hi olmazd.
Kart yazp cebime koydum. Gnlerden Cumartesiydi; on be gnde bir aldmz cretlerin verildii
13

Cumartesi. Param alp, kart postalamak iin istasyona


girerken klar iindeki salonun yanndan getim.
Darda yamur yamaya, ayakkablarm da su almaya
devam ediyordu.
Evime ya yamur altnda ya da merdivenlerden
geerek gidebilirdim. Onun iin merdivenlerden ktm ve
orada gzme iki afi arpt. Biri bir gazetenin yeni
cinayetleri lk la haber veren afii, br de
talyan Turizm Brosununki: Sicilya'y Grn! diyordu.
Aralk'tan Haziran'a kadar yzde elli indirimli tarife
Siracusaya nc mevki gidi - dn 250 liret.
Bir an iin kendimi deiik yollarn kavanda
buldum. Biri beni gene eve, aklmdan karamadm
ldrlen insan ynlarna, deimesi imknsz
umutsuzluuma; br ise, Sicilya'ya, dalara, kavaln
iimde duyulan adma, belki de daha az karanlk olan
bir sessizlie, daha az sar olan bir umutsuzlua
aryordu. Hangi yolu seersem seeyim, insanlk
batmaya yarglyd, ben de gneye gidecek trenin saat
yedide, yani on dakika sonra kalkacan biliyordum.
imdeki kavaln sesi tizlemiti, ama benim iin
gitmek de, kalmak da birdi. 250 lirettik biletlerden br tane
aldm; bylece cebimde biraz nce elime geen iki
haftalk alma cretimden 100 liret kalm oluyordu.
Iklarn, makinelerin, barp aran hamallarn
arasndan geerek istasyona girdim.
Bylece uzun bir gece yolculuu balyordu, ama
eer evde kalp szlmn sayfalarn kartryor ya da
karmla yatyor olsaydm, benim iin gene ayn ey
olacakt.

14


Gece yarsna doru Floransa'da aktarma yaptk,
sonra sabah altda Roma'nn Terminal stasyonunda
yeniden tren deitirdik, le zeri de Napoli'ye vardk.
Napoli'de yamur yamyordu- bende oradan telgraf
havalesiyle karma 50 liret gnderdim. Bir de telgraf
ektim: Perembeye dnyorum.
Sonra Calabria trenine bindim. Yamur gene balamt, az sonra da hava karard. Her ey yeniden gzmn nnde canlanmaya balad. Yolculuk, ocukluumda evden ve Sicilyadan on kere kam, tnel ve
duman dolu yollarda gidip geliim, geceleyin bir dan
yamacnda ya da deniz kysnda durup bekleyen trenlerin
anlatlmaz ddk sesleri, Amantea, Ma-ratea, Gioia Tauro
gibi eski dleri hatrlatan adlar. Bylece iimdeki fare,
fare olmaktan kt, koku, tat ve gkyz oldu. Kaval da
artk ackl deil, neeli bir hava tutturdu. Uyudum,
uyandm, yeniden uyudum, bir kere daha uyandm, en
sonunda kendimi Sicilya-ya yolcu gtren bir vapurda
buldum.
Deniz karanlk bir k deniziydi, st gvertede,
geminin en yksek yerinde durup havay iine eken,
yzn bir kydan brne eviren, yamurla ykanm
sabah saatlerinde btn o kydaki ky ve kasabalarn
pleri ayaklarnn altnda, denize doymayan gzlerle
bakan bir ocuk olarak grdm kendimi. Hava souktu.
Kendimi souktan titreyen, ama gene de altndan denizin
hzla akp gittii o rzgrl ykseklikte inatla duran bir
ocuk olarak hatrladm.
yice kalabalktk. Vapur nc mevkide yolculuk
eden a, donmu, paltosuz, ama yumuak gr15

nl, ceketlerinin yakalar yukar kalkk, elleri pantolonlarnn ceplerinde ufak tefek grnl Sicilyallarla
doluydu. Villa San Giovanni'den biraz peynir ekmek
almtm; ekmei, bu temiz havay ve peyniri gvertede
byk bir itah ve istekle ineyip duruyordum, nk bu
peynir bana dalarmn eski tadn ve kokusunu
hatrlatmt kei srlerinin ve pelinlerin kokularn.
elimsiz Sicilyallar, arkalar rzgra dnk, elleri
ceplerinde yemek yiyiimi seyrediyorlard. Drt gnlk
trasz yzleri kapkara, ama yumuak grnlyd. Ya
portakal
bahelerinde
alan
rgatlar,
ya
da
demiryollarnda alan iilerdi bunlar, balarndaki gri
kasketlerin n taraflarnda ince, krmz bir izgi hangi
gurupta altklarn gsteriyordu. Azm dolu, onlara
bakp glmsedim, onlar da bana glmsemeden
baktlar.
Bizim peynir gibisi hi bir yerde yoktur, dedim.
Kimse cevap vermedi. Kadnlar kocaman ocuklarnn ve eyalarnn stne kadnlklarnn btn iriliiyle oturmu, elleri ceplerinde sanki rzgrda kavrulmu ufak tefek erkekler ayakta, hepsi bana bakyorlard.
Ben yeniden, Bizim peynir hi bir yerin peynirine
benzemez, dedim.
nk birden beni heyecanlandran bir eyin farkna
varmtm: azmdaki peynirin ekmek ve sert havayla
karm tadyd bu, belirli ama ayn zamanda ac, azna
aldn zaman iindeki biber tanecikleri birden insann
dilini kor gibi yakan o eski tatt.
Bizim peynir baka hi bir yerin peynirine benzemez, dedim nc kere.
O zaman Sicilyallarn en ufak tefei, en yumua,
en esmeri ve rzgrdan en ok kavrulmuu sordu;
16

Yoksa sen de Sicilyal msn?


Neden olmayaym? dedim.
Adam omuzlarn silkti ve baka bir ey sylemedi.
Ayaklar dibindeki bir antann zerine oturmu gen kz
grnl biri vard. Ona doru eilip cebinden kard
iri krmz eliyle mesin diye aln dzeltirken bir
yandan da onu okuyor gibiydi. Nedense bu el hareketi
oturan insann o adamn kz deil, kars olduunu ortaya
kard. Bu arada Messina'ya yaklayorduk. Messina
artk denizin kysnda bir p yn deil, evlerin ve
dalgakranlarn, beyaz tramvaylarn, rhtmdaki demiryolu
boyunca koyu renkli vagonlarn sraland bir yerdi.
Yamur yamyordu, ama sabah sabah hava gene de
slakt, st gvertede her ey slakt, rzgr slak esiyordu,
gemilerin ddkleri slak tyordu, kydaki trenlerin lokomotiflerinden slak bir ses ykseliyordu; ama havada
yamur yoktu. Sonra birden, ykseklerde, k denizinin
iinde dalgalanan Villa San Giovanni'ye dnk fener
kulesini grdk.
Bizim peynir gibisi yoktur, dedim.
Ayaktaki btn erkekler ehri seyretmek iin gvertenin korkuluuna yaslanmlard, antalarnn stnde
oturmakta olan kadnlar da balarn o yana evirdiler.
Ama kimse vapurdan kmak iin alt gverteye doru
inmeye kalkmad. Daha vakit vard. Fenerden iskeleye en
aa on be dakika tuttuunu hatrladm.
Bizim peynirin stne yoktur dedim. Bu arada
yemeimi de bitirmitim. Kars ocua benzeyen adam
yeniden eildi; daha dorusu diz kt; ayann yannda
bir sepet duruyordu, kars kendisini seyrederken o da
sepeti kartrmaya balad. Sepetin

17/2

st, kenarlarndan sicimle tutturulmu bir bez paras ile


rtlmt. Yava yava bir para sicimi skt, elini bezin
altna sokup bir portakal kard.
ok byk, ok gsterili ya da parlak renkli bir
portakal deildi bu, ama gene de bir portakald ve adam
hi bir ey sylemeden ve dizlerini yerden kaldrmadan
portakal ocuk karsna uzatt. ocuk-kadn bana bakt,
bana
sard
atknn
aralndan
gzlerini
seebiliyordum, derken ban salladn grdm.
Ufak Sicilyal ne yapacan armt, dizst, bir
eli cebinde, br elinde portakal ylece kalakalmt.
Sonra ayaa kalkt, kasketinin yumuak siperlii rzgrda
burnuna vuruyordu, elinde portakal, paltosuz, bymemi
gvdesi souktan kavruluyordu. ileden km gibiydi.
Altmzdaysa deniz ve ehir slak sabahn iinden akp
gidiyordu.
Bir kadn kederli bir sesle Messina dedi. Sebepsiz
yere, yalnzca yaknmak iin sylenmi bir szd bu.
ocuk-kadn kocas kavruk Sicilyalnn aresizlik iinde
portakal soyup, aresizlik iinde, fkeyle ve kendini
kaybetrniesine, ama hi can ekmeden yemesini
seyrediyordu. Portakal olduu gibi inemeden yutup
kfr bast gibi geldi bana. Souk havada
parmaklarndan portakal suyu damlyordu, rzgrdan
korunmak iin hafife iki bklm duruyor, kasketinin
siperlii burnuna arpyordu.
Birden, Sicilyallar sabahlan hi yemek yemezler,
dedi. Amerikal msn? diye ekledi.
zntl ama gene de yumuak bir konumas
vard, tpk o portakal aresizlik iinde soyup yerken
olduu gibi hareketleri yumuakt. Son kelimele18

ri heyecanl bir ekilde sesini incelterek gergin bir tonda


sylemiti. Sanki iinin rahatlamas iin Amerikal olup
olmadm bilmesi gerekiyordu.
Bunu grdm iin, Evet, dedim. Son on be
yldr Amerikalym.

DRT
Kk trenimin beni beklemekte olduu skele
istasyonundaki
dalgakrana
geldiimizde
yamur
yayordu. Vapurdaki Sicilyallardan bazlar daha nce
gvertede olduu gibi istasyon kapsnn nndeki
saan altnda da elleri ceplerinde, ceketlerinin yakalar
kalkk, kadnlar antalar ve sepetleriyle kprdamadan
duruyorlard.
Tren, vapurla karya gemi olan vagonlar ekleninceye kadar bekledi. Bu da epey zaman alan bir iti.
Kendimi yeniden ocuk-kadnn kocas olan Sicilyal ile
yan yana buldum. Kadn gene kocasnn ayann
dibindeki antann stne kmt. Adam arada bir
baknca glmsyordu; elleri ceplerinde, rzgrn altnda
aresizlik iindeydi, yordu, ama yznn yarsn rten
siperliinin altnda dudaklar gene de bir glmsemeyle
kvrlyordu.
Amerika'da akrabalarm var, dedi. Bir amcam,
bir iki de yeenim...
Ya, yle mi? dedim. Neresinde? New York'ta m,
Arjantin'de mi?
Bilmem, dedi. Belki New York'ta. Belki de
Arjantin'de. Amerika'da. Sen ne taraftansn? diye
sordu.
19

Ben mi? dedim. Ben Siracusada domuum.


Hayr, dedi. (Amerika'nn neresindensin? eyden...
New York'tan, dedim. Bu yalandan sonra bir an iin
ikimiz de sustuk. Ben ona bakyordum, o da siperliinin
altndan belli belirsiz grnen gzleriyle bana bakyordu.
Sonra, nerdeyse byk bir yumuaklkla, New
York'ta iler nasl? yi mi? diye sordu.
Para yok, dedim. Kazanacak para yok. Ne kar,
dedi. Para kazanmadan da insan rahat edr. Aslnda
ylesi daha da iyi...
Kim bilir! dedim. Orada da isizlik var. sizlik o
kadar nemli deil, dedi. Btn ktlk her zaman
isizlikten gelmiyor. Mesele isizlik meselesi deil.
evremizdeki br Sicilyallar gsterdi eliyle: Hi birimiz
isiz deiliz, Hepimiz alyoruz. Hepimize portakal
bahelerinde i var. Durdu, sesinin tonunu deitirerek
devam etti,
Sen isizlik yznden mi geri dnyorsun? Hayr,
dedim. Bir ka gnlne geldim. Demek yle, dedi.
Sabahlan da kahvalt ediyorsun. Sicilyallar sabahlar hi
kahvalt etmezler. Sonra da sordu:
Amerika'da herkes kahvalt eder mi? Hayr diyebilirdim,
kendimin bile aslnda sabahlar bir ey yemediimi, ayrca
gnde bir n bile yemek yiyemeyen birok insan
tandm ve bunun btn dnyada aa yukar byle
olduunu ona syleyebilirdim. Ama ona kar hi bir
zaman gitmemi olduum Amerika hakknda kt bir sz
syleyemezdim. Amerika bile olmayan, gerek ve somut
20

hi bir eyle ilgisi olmayan, yalnzca ona gre bu


dnyadaki cennetin karl olan bir Amerika hakknda.
Hayr diyemezdim, doru olmazd bu. Galiba, dedim.
yi kt yerler... Ya leyin? diye sordu.
Amerika'da herkes leyin de yemek yer mi?
Galiba, dedim. yi kt bir eyler yerler... Ya
akamlar? diye sordu. Akamlan da herkes yemek yer
mi Amerika'da?
Galiba, dedim. Bir eyler yerler elbet... Ekmek
deil mi? dedi. Ekmekle peynir? Ekmekle sebze?
Ekmekle et?
Umutla soruyordu, ben de hayr diyemiyordum. Evet,
dedim. Ekmek ve baka eyler... Sicilyal, bir an iin
umutla susup durdu. Sonra ayaklarnn dibindeki
kocaman, hareketsiz, kara, antann stnde rtlerin
iinde iyice kaybolmu oturan ocuk yzl karsna bakt
ve umutsuzlua kapld. aresizlik iinde daha nce
vapurda yapm olduu gibi, eildi, sepetin kenarndaki ipi
zd, bir portakal kard, dizleri bkl, yere eilmi bir
ekilde durup karsna uzatt. Kadn bir kelime sylemeden portakal geri evirince adam elinde portakal
utancndan ldracak gibi oldu. Portakal kendisi iin
soymaya balad, lanetleri yutarm gibi de yiyip bitirdi.
Buralarda biz bunu salatann iine koyarz, dedim.
Sicilyal, Amerika'da m? dedi. Hayr, dedim.
Bizim buralarda. Sicilyal, Bizim buralarda m?
diye sordu. Salatann iine, biraz yala beraber.
21

Evet, yala beraber, dedim. Bir di te sarmsak ve


tuz.
Ekmekle yemek iin deil mi? dedi Sicilyal.
Elbette, dedim. Ben hep yle yerdim. On be yl
nce, ocukken.
Demek yle yerdin? dedi Sicilyal. Haliniz vaktiniz
yerindeymi.
yle byle, diye cevap verdim. Sonra ekledim,
Hi salatann iinde portakal yemedin mi?
Bazen, dedi Sicilyal. Ama her zaman ya
bulunmuyor.
Doru, dedim. Her yl mahsul ayn olmaz.
Bakarsn ya ktlasn
Ekmek de her zaman bulunmuyor, dedi Sicilyal.
Eer portakallar satamazsan, ekmek alamazsn. Sonra
da portakallar kendin yemek zorunda kalrsn. Anladn m
imdi?
Byle aresizlik iinde portakaln yedi, buz kesmi
parmaklarndan portakaln suyu damlyor, adam
ayaklarnn dibinde portakal istemeyen ocuk yzl
karsna bakyordu.
Ama portakal insana ok iyi gelir, dedim. Bana
bir ka tane satar msn?
Sicilyal yutkunmasn bitirip ceketinin ucuyla
parmaklarn sildi.
Sahi mi? dedi. Elini sepete daldrp kuman altnda
dolatrd ve drt, be, alt portakal kard.
Peki ama neden? diye sordum. Portakal satmak
o kadar g bir i mi?
Hi satlmyor, dedi. Kimse almak istemiyor.
Bu arada yeni gelen vagonlarla uzayan tren
nerdeyse kalkacakt.
22

Sicilyal, Dardan da isteyen yok, diye devam etti.


Sanki zehirliymi gibi, bizim portakallar. Patron da para
yerine bize bununla deme yapyor. Biz de bu portakallar
ne yapacamz bilemiyoruz. Kimse almak istemiyor.
Yryerek Messina'ya geldik. Burada portakal alacak
kimse yok. Reggio'ya, Villa San Giovanniye gidip baktk,
oralarda da portakal alcs yok. Kimse almyor...
stasyon memuru borusunu ttrd, tren de ddn.
Kimsenin ald yok. Biz de trenlerde bir ileri bir
geri hem kendi paramz hem de bu yklerin parasn
vererekten bir para ekmek yiyemeden gidip geliyoruz.
Kimseye bir ey satamyoruz. Kimse u portakallar
almyor...
Tren kalkt, ben de vagonlardan birinin sahanlna
atladm.
Hoa kal, hoa kal.
Kimse istemiyor. Kimseler almyor. Sanki zehirli
bunlar. Allann bels portakallar!

BE
Kalkan trende kendimi ancak tahta sralardan birine
atmtm ki, koridorda olanlarla ilgili bir takm sesler
duydum.
Olay denebilecek hi bir ey olmamt. Bir adam, o
ufak tefek Sicilyal, o son szleri, yani hikyesinin sonunu
bana tren kalktktan sonra bararak anlatmt. Bir takm
szler sylenmiti, o kadar. te dardan duyulan seslerin
sahibi olan iki kii aralarnda bunu tartyorlard.
23

Peki, ne istiyordu o adam?


Bir eye kar kyordu sanki.
Birisine di biliyor gibiydi.
Bana kalrsa etrafndaki herkese karyd.
Bana da yle geldi. Alktan bitikti!
stasyonda olsaydm tutuklardm onu.
Puro kokulu, canl, hafif yayk bir azla konuan
seslerdi. Sicilya lehesiyle konuuyorlard.
Bam koridora uzatp baktmda pencerenin
yannda duran iri yapl, stlerinde paltolar, balarnda
apkalar, biri bykl, biri byksz iki adam grdm.
Arabac takmndan, ama iyi giyimli, varlkl grnl,
ense-kulak yerinde, ancak belki de utangalklarn
rtmek iin nazik olmaya alan ama kalabalktan
kurtulamayan iki Sicilyal.
ite iki bariton, dedim kendi kendime. Gerekten
de, byksznn bir baritonunki gibi hafif burnundan gelen
ho bir sesi vard.
Sadece grevini yapm olurdun, dedi byksz.
brnn bynn altnda leheyle konutuu
zaman kulaa ho gelen puro imekten kslm bir sesi
vard.
Tabi, dedi. (Sadece grevimi yerine getirmi
olurdum.
Bam kompartmann iine ektim, baritonla ksk
sesli konutuka, bir tral surat, bir bykly gzmde
canlandrarak onlar dinlemeye devam ettim.
Byksz, Bunun gibiler her zaman tutuklanma-l,
dedi.
Evet, tutuklanmal, dedi Bykl. Ne yapacaklar
hi belli olmaz...
24

Alktan az kokan herkes tehlikelidir, dedi


Byksz.
Elbette. Bylelerinden her ey beklenir, dedi
Bykl.
Mesel, hrszlk, dedi Byksz.
Elbette, dedi Bykl.
Cinayet, dedi Byksz.
phesiz, dedi Bykl.
Sonra siyas sular, dedi Byksz.
Birbirlerinin gznn iine bakp glmsediler
birinin yznden brnn de arkasndan bunun byle
olduunu grdm, bylece Bykl ile Byksz kar
karya siyas su ilemek deyiminden ne anladklarn
birbirlerine anlatmaya devam ettiler. Anlaldna gre,
bir eit saygszlk ve dncesizlik oluyordu siyasi su,
byle syleyip btn insanl ve insanlar suluyorlard;
insan su ilemek iin domutur, diyorlard.
Hangi snftan olursa olsun... Hangi inantan olursa
olsun... dedi Bykl.
Byksz ise, ster cahil olsun, ister okumu.
Bykl, ister zengin olsun, ister yoksul.
Byksz, Hepsi birdir.
Bykl, Dkkn sahiplen.
Byksz, Avukatlar.
Bykl, Bizim Lodideki mezeci...
Byksz, Bologna'daki avukat.
Yeniden birbirlerinin gznn iine bakp glmsediler, ben de bunu gene birinin yznden, brnn
srtndan izledim. Tren denizle portakal baheleri
arasndan grltyle geip giderken o patrt arasnda
bunlarn birbirlerine Lodideki mezeciyle^
25

Bologna'yal avukatn hikyelerini anlatmalarn dinledim.


Gryorsun ya, dedi Bykl, hi sayglar yok.
Hi kimseyi dndkleri yok, dedi Byksz.
Bykl, Bizim Lodi'deki berber...
Byksz, Bizim Bologna'daki ev sahibi...
Birbirlerine Lodi'deki berberle, Bologna'daki o
avukat anlattlar. Bykl bir keresinde berberi yakalayp
gn ierde tuttuunu syledi; Byksz da kendisi ayn
eyi Bolognaya da bir kasaba yaptn syledi.
Seslerinden yaptklar iten byk bir keyif duyduklar
anlalyordu, keyiflerinden ve insanlar tutuklayp ieri
atmay baarabilmenin sevincinden nerdeyse birbirlerinin
boyunlarna sarlacaklard.
Hep o pimanlktan uzak, o yaknan ama sonunda
kendilerinden honut hava iinde birbirlerine bir takm
eyler daha anlattlar. Sonra biraz kafalar kart ve
birbirlerine, yleyse neden bakalarnn kendilerine kt
gzle baktklarn sordular.
Sicilyalyz da ondan, dedi Bykl.
Tamam, Sicilyalyz da ondan, dedi Byksz.
Lodi'de ya da Bolognaya da Sicilyal olmann ne
demek olduunu anlattlar birbirlerine. Sonra birden
Byksz ackl bir ah ekip kendi memleketleri Sicilya'da
durumun daha da kt olduunu syledi.
Ben Sciacca'da... dedi Byksz.
Ben Mussumeli'de... dedi Bykl.
Sciacca'yla Mussumeli'de olanlar bytmeye
baladlar, Byksz annesinin utancndan kendisinin ne i
yaptn gizlediini, soranlara Kadastroda altn
sylediini anlatt.

26

Kadastro'da almak m! diye tekrarlad Byksz.


Bir kere yle bellemiler baz ileri, dedi Bykl.
Bilmez miyim? Bir takm khne inanlar, dedi
Byksz.
Bylece kendi memleketlerinde yaamann neden
imknsz olduunu birbirlerine akladlar.
Tren btn grlts patrtsyla denizin ve portakal
bahelerinin
arasndan
geerken
Byksz,
u
portakallara bak! Bykl, u denize bak! dedi. Her ikisi
de kendi memleketleri Sciacca ve Mus-sumeli'de her
eyin ne kadar gzel olduunu, ama gene de orada
yaayamayacaklarn sylediler.
Bykl, Zaten, oraya neden dndm ben de
bilmiyorum, dedi.
Al benden de o kadar, dedi Byksz. Karm
Bologna'yaldr, oullarm da orada dodular, gene de...
Bykl, Hi amaz, her yl iznime balar balamaz.
Byksz, Hi amaz, hele ylba yaklarken...
Bykl, Evet hele bu ay. Peki elimize ne geiyor?
Byksz, Barsaklarmz bozuluyor...
Bykl, Kanmz zehirleniyor...
Burada kompartmann kaps hzla kapand daha
dorusu karmda oturan adam tarafndan arplp
kapatld. Birden araya kap girince, trenin grltsnden
dardaki sesler duyulmaz oldu. Tren de portakal
bahelerinin iinden, dalarla, deniz arasndan hzla uup
gidiyordu.
27

Uzak tepelerde kar grnp kayboldu. Rzgr


gkyzn bulutlardan temizlemiti, ama gne daha
ortaya kmamt. Getiimiz yerleri hatrladm ve
Messina'dan Catania'ya kadar olan yolun yarsna gelmi
olduumuzu grdm. Dardaki o iki adamn seslerini
artk duyamyordum. evreme bakp, ilgilenecek baka
Sicilyallar aradm.

ALTI

Karmdaki adam, Kokuyu duymadnz m? dedi.


Koridordaki seslerin sahipleri gibi arabac takmndan
Nicosia'dan gelme ya Lombardia ya da Norman asll iri yan
ama iten, ak szl, uzun boylu, mavi gzl bir Sicilyalyd.
Gen deildi, aa yukar elli yalarnda grnyordu. Onu
grnce babamn imdiki haline benzediini dndm;
aslnda ben babam sadece siyah ve krmzlara brnm
Macbethden paralar okuyan gen bir adam olarak
hatrlyordum. Adam ya Nicosia ya da Aidone'de yetirni
olmalyd, nk u yu hl Val Demone'deki Lombard
blgelerinde konuulduu gibi sylyordu.
Kokuyu duymadnz m dedi.
Kk sakalna kr dm, mavi gzl kaln kal bir
adamd, nc mevki kompartmann o souunda ceketsiz
oturuyordu belki de yalnz bu yan arabacya benziyordu,
baka hi bir eyi deil. Seyrek sakalnn ve bynn
stnden yzn buruturan bir hareket yapt. Gene de
tysz bir adam saylmazd. Ufak siyah kareli gmleinin s28

val kollarndan rahata grnyordu bu, gmleinin


stne de alt tane kk cebi olan kocaman bir yelek
giymiti.
Koku mu? Ne kokusu? dedim.
Ne! Yoksa burnunuz koku almyor mu? dedi.
Bilmem. Hangi kokudan bahsettiinizi anlayamadm? dedim.
Demek yle! dedi. Hangi kokudan bahsettiimi
anlamam, dedi kompartmandaki br yolculara
dnerek.
kiiydiler.
Biri bana yumuak bir kasket geirmi, ufak tefek,
bir atkya brnm, bir deri bir kemik kalm, sar suratl
gen bir adamd. Kar srada bana apraz den yerde,
pencere kenarnda oturuyordu.
kincisi de genti, ama salkl, gl kuvvetli,
karayaz, halktan biriydi ve her halde Catanialyd.
Benim sramn br ucunda, hasta adamn karsna
den yerde oturuyordu.
ncs yznde tek kl ya da sa olmayan ufack
bir adamd, derisi kutu biiminde pul pul kabarmt, insan
derisi gibi deil, nerdeyse kaplumbaa derisi gibiydi.
nanlmaz derecede kk, kavruk, kurumu yaprak gibi
bir adamcazd. Roccalumerada trene binmiti Koca
Lombardial ile hasta adamn arasnda eer ona
oturmak denebilirse kolunu dayamas iin srann
arkasnda duran paray aaya ekmeden ylece
brakm ve srann ucuna oturmutu.
Koca Lombardial arkadalarna dnp daha ok onu
hedef alarak konutu.
Ne kokusundan sz ettiimi anlamam, dedi.
Cansz, nereden kt belli olmayan, bir sln

29

balangc ya da rzgrn hrtsna benzer bir ses


duyuldu: Heh, ufack ihtiyar glyordu. Ama onun ilk
gl deildi bu ieri girdii andan beri, gzleriyle,
nereye bakt iyice belirli, canl gzleriyle, nne,
karsna, bana, oturduumuz sraya, gen Catanialya
bakp sevinle glyordu.
nanlr gibi deil! Hangi kokudan sz ettiimi
anlamyormu, dedi Koca Lombardial.
Hepsi bana bakp katla katla glmeye baladlar,
hasta adamnki hastalara yarar, sessiz, belirsiz bir
glt.
Evet! dedim ben de glerek. Bir trl anlayamyorum... koku filn duyduum yok...
te o srada gen Catanial sze kart.
Krmz yz, kvrck sal ba, iri elleri ve ayaklar,
kocaman kunduralaryla ne doru eilip:
Beyefendi, koridordan gelen kokuyu sylyor,
dedi.
Koridordan m? dedim.
una bakn! nanlr gibi deil! dedi Koca
Lombardial. Farkna varmam.
Beyefendi, o iki adamn kartt kokudan sz
ediyordu, dedi Catanial.
Onlardan m? dedim. Pencerenin yannda duran
iki adamdan m? Kokuyorlar myd? Ne kokusu?
Yeniden ihtiyarn cansz, clz bir sla benzeyen
kahkahasn duydum. Az bir kumbarann deliine
benziyordu. Hasta adamn da hareketsiz, atksna
brnm, sessizce lgn kahkahalar atmakta olduunu
grdm. Koca Lombardial nerdeyse fkeden kuduracak
gibiydi; ama babamn gzlerini hatrlatan mavi gzleri
neeyle ldyordu.
30

O zaman kokunun ne olduunu ben de anlayp,


glmeye baladm.
Ha, koku, deil mi! diye bardm. Koku!
Herkes hayatndan memnundu, herkes rahatlamt.
Koridordaki o iki adam da ocukluklarn geirdikleri
kylerine slaya dnyorlard.
Dorusu ok tuhaf, dedim. Dnyann hi bir
yerinde Sicilya'da olduu kadar kt gzle baklmaz.
Gene de italya'da bu ii yapanlarn hemen hemen hepsi
Sicilyaldr.
Hepsi Sicilyal mdr? dedi Koca Lombardial.
yle, dedim. Son on be yl iinde talya'da
epeyce dolatm. Floransada oturdum, Bologna'da,
Torino'da oturdum. imdi de Milano'daym. Nereye
gittiysem, bu ii yapanlar hep Sicilyallard.
Doru. Benim de dolaan bir amcaolum var, o da
yle sylyor, dedi Catanial.
Eh, anlalmayacak bir yan yok bunun, dedi Koca
Lombardial. Biz Sicilyallar ii hzn dolu insanlarz.
Hznl m? dedim. Ufack ihtiyarn, ufack gler
yzne, glmekten katlan ufack gzlerine bakarak.
ok hznl! dedi Koca Lombardial. Yasl bile
denebilir. Herkes her eyin kt yann grmeye hazr.
htiyarn, ufack yzne bakmakta devam edip,
cevap vermedim.
Koca Lombardial devam etti:
Her zaman baka bir ey iin umutlanrlar, daha iyi
bir ey iin, her zaman da onu elde edemeyeceklerinden
yaknrlar... Her zaman kalbi krk, her
31

zaman zgn... Her zaman iin iin intihar etmeyi


kurarlar.
Evet, dorusu bu, dedi Catanial iten bir sesle.
Sonra da kocaman kunduralarnn burunlarn incelemeye
koyuldu. Gzlerini ihtiyarn gzlerinden ayrmakszn,
Syledikleriniz doru olabilir, ama bu meslei
semeleriyle ne ilgisi var bunun? dedim.
Bence biraz ilgisi var, dedi Koca Lombardial.
Bence ilgisi var. imdi size aklayamam, ama ilgisi var.
Terkedilmi bir adam ne yapar? Kaybolan, bir kenara
itilen bir adam ne yapar? Hayatta en nefret ettii ii yapar.
Sebebi bu bence. Eer bu ii yapanlarn ou
Sicilyallarsa bunun anlalmayacak bir yan yok, dedi.

YED
Bundan sonra Koca Lombardial kendinden sz
etmeye balad. Bbrek rahatszl yznden Messi-naya
doktora grnmeye gitmiti, imdi de Messina'-dan trene
binmi Leonforte'ye dnyordu. Val De-mone'de Enna ile
Nicosiann arasnda kalan Leon-forte'de oturuyordu.
Oralyd. gzel kz ocuu olan bir toprak sahibiydi.
Kendisi byle sylemiti: gzel kz ocuu, bir at
vard, binip topraklarn dolarken kendini oralarn kral
sanrd, nk o kadar kurumlu ve iri bir att bu. Ama attan
inince kralln devam ettirecek bir neden bulamyordu,
aslnda onun szleriyle kralln devam ettirebilmesi
iin, kendinde ve ruhunda birtakm yenilikler hissetmesi,
deitiini anlatacak yeni duyarlklar edinmesi
32

gerekiyordu. Varn younu, atn ve topran bile elden


karmaya razyd yeter ki kendi deyimiyle
insanlarla anlam bir ekilde yaayabilmek iin, kendi
kendisini sulayacak bir eyi bulunmasn.
Aslnda kendime kar utan duymam gerektiren
belli bir ey de yok, dedi. Hi bir ey. imi dkmek iin
konutuumu da sanmayn. Ama insanl dnnce
rahatm kayor.
Taptaze bir vicdan olmasn istiyordu kendisi
byle diyordu: taptaze yle bir vicdan ki her zaman
yerine getirmekte olduu grevlerinin dnda baka
sorumluluklar, insanlara kar yeni daha yce devler
yklensin. nk her zaman yerine getirilen devler
insann iini rahatlatmaz olmutu. nsan hi bir ey
baaramam gibi oluyordu bu durumlarda. Kii kendi
kendisini honutsuzluk ve hayal krkl iinde
brakyordu.
Ben, insanln yeni bir eye hazr olduuna
inanyorum, dedi. Yalnz hrszlk etmemeye, adam
ldrmemeye, iyi bir vatanda olmaya deil... Bunun
tesinde baka bir eye. Yeni ve baka devleri
yklenmeye hazr olduuna inanyorum insanln. Bizim
iimizde duyduumuz da bu, sanyorum, baka devler
yklenme istei, yeni iler baarma istei. Yeni bir
duyarlkla vicdanmzn bize gsterdii yeni iler baarma
istei.
Konumasn burada kesince Catanial atld:
Doru, dedi.
Sonra gzlerini kocaman ayak parmaklarna dikti.
Evet, dedi. Bence doru sylyorsunuz.
Kunduralarna bakmaya devam ediyordu. Sa33/3

Ikl, kanl canl bir grn olsa bile, gl ama


evcilletirilmi bir hayvann, bir at ya da bir kz gibi bir
hayvann hznl havas vard onda. Yeniden,
hastalna bir ad bulunmu gibi inanm bir sesle, Evet,
doru, dedi. Gene de kendisi ile ilgili bir ey anlatmadan
sormakla yetindi:
Siz, profesr msnz?
Profesr m? Ben mi? diye hayret etti Koca
Lombardial.
Lombardialnn yannda oturan ihtiyarck da o
kurumu yapraa benzeyen gvdesinden kopmu sesiyle, Heh, deyip varln belli etti. Azndan birtakm
szler kan kurumu bir hasr parasyd sanki.
Heh, heh, diye gld iki kere.
Kaplumbaann d kabuunu andran kara, derimsi, yznde glen, gzleri prl prld.
Heh, dedi az kumbara delii gibi aralanarak.
Koca Lombardial ona dnerek, Glecek bir ey
yok Dedecik, glecek bir ey yok, dedi.
Yeniden, en batan balayarak hikyesini anlatmaya
koyuldu: Messina yolculuu, Leonforte'nin st taraflarna
den topraklan, kendi deyimiyle biri brnden
gzel kz ocuu, heybetli ve kurumlu at, insanlarla
anlaamayan, onlarla anlamak iin yeni bir vicdann ve
yeni devlerin yklenilmesi gerekliliini duyan kendisi
hakknda konutu. Bu szlerden ou zaman dorudan
doruya Koca Lombardialya bakp sla benzeyen o clz
sesiyle, heh, deyip, glen ufak ihtiyara sylenmiti.
Peki ama neden? dedi Koca Lombardial birden
ihtiyara. Neden byle rahatsz bir ekilde oturuyorsun.
unu arkaya kaldrabiliriz.
34

Byle diyerek ihtiyarca tehlikeli bir ekilde tneyip


dururken arkasnda destek olan tahta kol des-desteini
kaldrverdi. Bu kalkar, dedi Koca Lom-bardial.
htiyar dnp yukar kaldrlm kol desteine bakt
ve bir ka kere, heh, heh, dedi. Sonra yeniden kendine
sknt veren oturu biimini ald. Kk sert derili eliyle
kendi boyundaki bir bastonun ylanba biiminde
oyulmu sapn kavramt.
htiyar kol desteine bakmak iin dnd zaman
ylann ban grdm, sonra da sapn aznda yeil bir
eye gzm takld, portakal dalnn ucunda yeil
yaprakk. htiyar da beni grmt, yeniden heh dedi.
Dal parasn ylann azndan alp ylannkinden pek de
farkl olmayan kendi ince aznn iine soktu.
Koca Lombardial orada oturanlarn hepsine birden
dnerek, Bence asl mesele u, dedi. Artk devimizi,
devlerimizi yerine getirmek bizi tatmin etmiyor. Onlar
yerine getirmek bir eit duygusuzlua yol amakta,
devler yerine getirildikten sonra iimizde bir rahatlama
olmuyor. Sebebi de bu devler artk ok eskimi eyler,
ok eski ve ok kolaylam sorumluluklar. Bunlar gerek
vicdann ihtiyalar deil artk...
Gerekten hoca deil misiniz? diye sordu Catanial.
Boa gibi salkl, boa gibi hzn dolu bir duruu
vard; durmadan kunduralarna bakyordu.
Ben mi hocaymm? dedi Koca Lombardial.
Bende profesre benzer bir taraf var m? Cahil deilim
elbette. Canm isterse elime bir kitap alp okuyabilirim,
ama profesr deilim. ocukluumda Sa35

lesianlarn okuluna gndermilerdi,


ama
profesr
deilim.
Bylece Catania'dan bir nceki istasyona varm
olduk. Kara tatan Gatania ehrinin d mahallelerine
varmtk bile. Kuru hasr paras gibi, heh, heh, diyen
ihtiyarck birden kalkp trenden indi. Catania'ya
girdiimizde de tren yolunun aasnda kalan kara tal
binalarn doldurduu sokaklarda gne parlyordu.
Gatania istasyonunda durunca, Gatanial ile birlikte Koca
Lombardial da indi, ben de pencereden bakarken
Byklyla Bykszn da inmi olduklarn grdm.
Aslnda herkes inmiti, yolculuumuz bu sefer
gnein altnda, bo vagonlarda yeniden balad, ben de
onlarla neden inmediimi dndm.
Nasl olsa biletim Siracusa'ya kadard. Bo yaylann
bir ucundan br ucuna, gne altnda, bo
kompartmann iinde yolculuuma devam edecektim.
Koridordan kompartmana dndmde sar benizli hasta
gen adam atksna brnm, kasketi banda yerinde
oturur buldum. Sessizce birbirimizle baktktan sonra
birlikte olmamz beni sevindirmiti gnein kavurduu
bo yaylada yoluma devam ettim. Sonunda yeil, stmal
bataklklar evrelemeye balad yolumuzu. Lentini'ye
varmtk. Buras portakal baheleri ve bataklklarla kapl
uzun yeil yamalarn alt yakasnda bir yerdi. Atksna brnen gen adam trenden indi ve bo, stmal istasyonda
dururken gnete titremeye balad.
imdi, yapayalnzdm ve tren kayalk bir arazinin
iinden denizi bir yanna alm hzla Siracusa'ya doru
ilerliyordu. Gzlerimi kaldrdm, karmda koridorda
Byksz duruyordu.
Bana bakyordu.

SEKZ

Glmsedi.
Koridorda, arkasnda gnein klar, kayalk
manzara ve deniz ylece duruyordu. Btn vagonda,
belki de btn trende yalnz ikimiz bo krlar ap hzla
yol alyorduk.
Kendisi patlcan rengi paltosu ve apkasyla, iri yar,
karmda dururken, tral, pipo imeye merakl yz bana
glmsedi. Kompartmana girip oturmaya davrand.
Oturduktan sonra, Msaade eder misiniz? dedi.
Rica ederim! diye cevap verdim. Buyrun oturun.
znimle oraya oturmu olduu iin mutluydu
isteseydi vagonda baka bir yer de bulurdu kendine
yalnz yer bulmaktan deil, baka bir insann, benim
bulunduum yerde oturabilmekten mutluluk duyuyordu.
Catania'da indiniz sanmtm, dedim.
Sevinle, Ya, demek beni grdnz, dedi.
Arkadam Caltanissetta trenine bindirdim. Son dakikada bizim trene atladm.
vle mi? dedim.
Son vagona atlayabildim, dedi.
Ya! dedim.
Son saniyede yetitim, dedi.
Ya! dedim.
Arada bir birinci, bir de ikinci mevki vagon var,
dedi. Onun iin orada eyamdan ayr oturmak zorunda
kaldm.
37

Ya! dedim.
Tren Lentini'ye gelince indim, bu tarafa getim,
dedi.
Ben yeniden, Ya! dedim.
Konumasn kesti, bir an her eyi anlatt iin
hayatndan memnun, sessizce oturdu, sonra iini ekti,
ve glmseyerek:
Eyam burada kald iin biraz canm skld
dorusu, dedi.
Haklsnz, dedim. Hi belli olmaz.
Doru deil mi? dedi. Hi belli olmaz. u ne
id bersiz oraya buraya gidip gelen adamlar yok mu.
Doru, dedim. u ne id belirsizler yok mu.
Lentini'de trenden inen adam gibi.
Hangisi? dedim. Yz gz sarl olan m?
Evet, dedi. O yz gz sarl olan. Katile
benzemiyor muydu?
Cevap vermedim, o iini ekti ve etrafna gz
gezdirdi, kompartmanda asl bulunan ufak tefek
plkalarda yazl eyleri okudu, pencereden dar krlara
bakt, bo, plak kayalarla denk den topraklar,
kvr.lan ky eridini seyretti ve neden sonra:
Kadastro'da alyorum, dedi.
Ya, dedim, yle mi? Peki, ne yapyorsunuz?
Tatilinizi geirmeye mi dnyorsunuz memlekete?
Evet, dedi. iznim var da Sciacca'ya gidiyorum,
oralym ben.
Demek Sciacca'ya, dedim. Peki uzaktan m
geliyorsunuz?
Bologna'dan, diye cevap verdi. Orada al38

yorum. Karm da Bolognaldr,


oullarm da orada
dodu.
Sesi mutlu olduunu gsteriyordu.
Yani buradan Sciacca'ya gidiyorsunuz, dedim.
Evet," dedi. Buradan Siracusa, Spaccaforno,
Modica, Genii, Donnafugata.
Vittoria, Falconara, dedim. Licata.
Aaah! dedi. Girgenti.
Rica ederim, Agrigento, dedim. Evet ama,
Caltanissetta'dan gitseydiniz daha iyi olmaz myd sizin
iin? dedim.
Elbette olurdu, dedi. Sekiz liret de daha ucuz
olurdu ama bu hat boylu boyunca deniz kysndan
gidiyor.
Denizi sever misiniz? diye sordum.
Bilmem, dedi. Galiba seviyorum. Her neyse, bu
hatt severim dorusu.
ini ekip glmsedi. Sonra ayaa kalkarak:
Msaadenizle, dedi.
Yandaki kompartmana gidip elinde ocuklarn okula
giderken tadklar yemek antalarna benzer bir antayla
dnd. Telden yaplm ufak bir antayd bu. antay
dizlerinin ve bodur bacaklarnn stne koyup at, iinden
biraz ekmek kard.
Ekmek, dedi bir yandan glerken, bir yandan da
halinden memnun olduunu gsterir bir ses kard.
Sonra uzun bir omlet kard antadan ve gene
glmsedi.
Omlet! dedi.
Cevap olarak ben de glmsedim. akyla omleti
ikiye bld ve yarsn bana uzatt.
Hayr, teekkr ederim, dedim omleti bana doru
uzatan elini iterek.

39

Surat karard.
Nasl? dedi. Bir para almayacak msnz?
Karnm a deil, dedim.
O, A deil misiniz? insan yolculukta her zaman
ackr.
Ben; Daha saat bir bile olmad. Siracusa'da yiyeceim.
O, Olsun. Siz imdi balayn. Siracusa'da devam
edersiniz.
Ben; Olacak i deil. Sonra itahm kapanr.
Yz daha da karard. Israr etmeye devam etti.
Kadastro'da alyorum ama ben, dedi yeniden. O
kadar kt davranmayn bana. Kabul etmi olmak iin
bile olsa...
Bunun zerine kabul ettim ve omleti onunla birlikte
yedim. Memnundu, ben bile bir bakma memnundum, onu
memnun etmi olduum iin memnundum. Omleti onun
gibi iniyor, ellerimi onun gibi omletle kirletiyordum. Bu
arada, gemileri, deniz uaklar, tuz madenleri, can
ekien evlerin meydana getirdii tepeciiyle denizin
ortasnda ykselen Augusta'y getik. Siracusa'ya
yaklayorduk. Bombo arazide Siracusa krfezinin
kenarndan tren akp gidiyordu.
Siracusa'da itahnz daha da alm olacak,
dedi ve ekledi, Siracusa'da m kalyorsunuz?
Evet, diye cevap verdim.
Orada m oturuyorsunuz? dedi.
Hayr, dedim. Orada oturmuyorum.
Evet ama Siracusa'da hi tandnz yok mu?
dedi.
Hayr, dedim.
yleyse i iin gidiyorsunuz, dedi.
40

Yoo, dedim. Hayr.


Bana bakarken biraz bozulmu gibiydi, omletin
yarsn kendisi yiyor, br yarsn da benim na!
yediimi seyrediyordu.
Ben, Gzel bariton bir sesiniz var, dedim.
Birden yz kzard.
Ya! dedi.
Ne yani. Kendiniz de bilmiyor musunuz? dedim.
Bilmekse, tabii biliyorum, dedi yz kzara-rak.
Hayatndan memnundu.
Ben de, Elbette, dedim. Bu gne kadar iyi bir
sesiniz olduunu bilmeden yaayacak deildiniz ya. Yazk
ki, ark syleyebileceiniz bir meslekte alacanz
yerde, kadastroda alyorsunuz, dedim.
Haklsnz, dedi. Ne kadar isterdim ark sylemeyi. Falstaff Rigoletto'yu. Avrupa'nn btn operalarnda...
Sokaklarnda bile olsa ne kar, dedim. Her ey
memurluktan daha iyidir.
Ah, evet, belki de, dedi.
Konumasn kesti, biraz bozulmutu, sessizce
oturup omletini inedi. Kayalk dnemeci geince,
denize kar Siracusa Katedrali koca bir kaya gibi
ykseldi.
te Siracusaya geldik, dedim.
Bana bakt ve glmsedi.
Siz de yerinize vardnz, dedi.
Tren istasyona girerken birbirimize iyi gnler diledik.
Hemen gidip aktarmam yapacam, dedi.
Siracusa'da indim. Buras benim doduum ve on
be yl nce yola ktm yerdi, hayat yolculu41

umdaki istasyonlardan biriydi. Bir kere daha eyasn


indirirken, szm ona kadastro memuru, aslnda Byksz,
bana doru ban sallayarak, Hoa kal, dedi. Peki
ama Siracusa'da ne yapacaksnz?
Cevap vermek zorunda kalmayacam kadar
kendisinden uzaklamtm, onun iin k kapsna
doru yrdm ve kendisini bir daha hi grmedim.
te Siracusadaydm.
Evet ama Siracusa'da ne yapabilirdim? Buraya
neden gelmitim? Neden Siracusaya bir bilet almtm da
baka bir yere deil. Nereye varacam benim iin hi
nemi olmayan bir sorundu. Aslnda Siracusa'da ya da
baka bir yerde oluum umurumda bile deildi. Benim iin
her ey birdi. Sicilyadaydm. Sicilya'y grmeye
gelmitim. Rahata yeniden trene atlayp evime bile
dnebilirdim.
Ama portakalcy, Bykly ve Byksz, Koca
Lombardialy, Catanialy, kuru ot gibi ses karan ufak
ihtiyarc, atksna sarl stmal gen adam grm ve
tanmtm, onun iin ister Siracusa'da olaym, ister baka
bir yerde, artk bulunduum yere kar kaytsz
kalamazdm.
Bendeki eeklie bak! dedim kendi kendime.
Neden gidip annemi grmedim buraya geleceim yerde.
Ayn paraya imdi dalara kmtm bile...
Birden elimde anneme yazp, postalamam olduum doum gn kart belirdi. Aklma Araln sekizi
olduu geldi. Allah belsn versin! diye dndm.
Zavall kadncaz. Eer bugn bu kart kendim gtrp
vermezsem,
hi
bir
zaman
zamannda
eline
gemeyecek. Bylece, i hatlarn bulunduu istasyona,
dalara annemin yanna gitmek iin param olup
olmadn renmeye gittim.
42

KNC BLM

DOKUZ
O gneli Aralk gnnde saat leden sonra t.
Grnmeyen denizin uultusunun eliinde kk tren
minik yeil vagonlaryla, nce kayalk bir yarn iinden
geti, sonra dar bir firavun inciri bahesine girdi. Buras
Siracusa'dan
ierlere,
dalara
giden
demiryolu
hatlarndan biriydi. Yolumuz Sortino, Palazzolo, Monet
Lauro, Vizzini, Grammichele'-ye doru uzanyordu.
stasyonlar birer birer geiyorduk, ahap istasyon
kulbeleri, gnein altnda prldayan krmz kasketleriyle
istasyon efleri, daraacn andran firavun inciri aalan
bir alp bir kapanyordu yolumuzun stnde. evremizi
gz alabildiine saran bu aalar sanki mavi tatan
uyulmulard. Karmza kan tek canl, demiryolunun
yansra yola dm, talam aalardan diken tal
krmz yemileri toplamaya alan bir ocuk oldu. Tren
yanndan geerken bir nara att.
Ormann iindeki maaralarda rzgr btn hzyla
esiyordu; tren durunca daha nce denizin uultusuna
benzeyen sesler geliyordu insann kulana,

bir de belli belirsiz patlamalar duyuluyordu. Ufack krmz


bir bayrak sallanyor, tren duruyor, sonra yeniden hareket
ediyordu. Sk firavun incirlerinin arasndan bir takm evler
gze arpyordu; tren st ste binmi damlarn arasnda
bir kprnn zerinde duruyor; bir tnelden geiyor,
sonra gene aalar ve yerinden oynam iri kaya
paralar arasnda kaybolup gidiyordu. Ufak bir ocuktan
baka canl bir eyle karlamadk.
ocuk aceleyle yol alan trene seslendi; gne
ocuun sesini, krmz bayrakklar, istasyon eflerinin
krmz kasketlerini kavururcasna parlatyordu.
Sonra birden krmz kasket, krmz bayrak ve
ocuun sesi gnei yitirdiler, firavun incirlerinin altnda
her ey karard. Bir k huzmesi belirdi. Dibinde biraz su
bulunan bir patikadan bir eek ayaklarn slatarak geti.
Tren ykselerek tnellere girip kmaya devam etti.
Uzakta dalarn sivri tepeleri ve yarlar grlyordu. Tren
durduu zaman aadaki vadide kyler drtl, beli ufak
k kmeleri halinde seiliyordu.
Bir alayann grltl ak duyuldu ve bir ses
bard: Vizzini'ye geldik. imdi alayan trenin yan
banda grldyordu, tren durmutu. Suyun yanna,
karanlk geceye admmz attk, bir yanmzda da, br
yanmzda gkyz vard.
Buras Vizzini'ydi, geceyi orada keiboynuzu kokan
bir odada geirdim. Bizim kye kalkan posta yoktu, son
bir ka geceyi uykusuz geirmitim, ayrca souktan
donuyordum. Bir araba bulunmamas hi canm skmad.
Btn istediim yatp uyumakt. Onun iin btn o
keiboynuzu kokular arasnda hayatmn en derin
uykusuna daldm. Keiboynuzu ieinin ko46

kularyla ykanm, kepenksiz bir pencereden ieri szan


gn yla uyandm. Vizzini'den henz uykudan
uyanmam bir kafayla posta arabasna binip yola ktm,
vadiyi getik, alayann yolunun yan bandan
gece durmadan ykseldik, ykseldik; derken bir ses
duyuldu, Kara bakn!

ON

Annemin kynn daha yksek mahallelerine kan


uzun merdivenlerin banda posta arabasndan inince
kendi kendime, Bakn u ie, annemin evindeyim!
dedim.
Kyn ad bir duvara, tpk her yl anneme gnderdiim tebrik kartna yazdm gibi, kazlmt. Geri
kalan ok eski evlerin arasnda ykselen merdivenlerin, dalarn, karla kapl damlarn, birden, bir iki kere
ocukluumda da gzme tpk bu gnk gibi
grndklerini hatrladm. Orada bulunmam bir umursamazlk sonucu deildi, geldiim iin sevinliydim.
Siracusa'da kalmadm iin sevinliydim, trenle gerisin
geri kuzey talya'ya dnmediim iin sevinliydim,
yolculuumun sonuna daha gelmemi olduum iin
sevinliydim. En nemlisi, yolculuun sonuna gelmemi
olmakt belki de en basndaydm yolculuumun!
Diyeceim, ykselen merdivenlere, evlere, kubbelere,
kayalk yarlara aklm evlere, aadaki vadide grnen
damlara, bir atdan ykselen dumana, karla kapl
topraklara, kuru otlara, gnein altnda dkme-demir
emenin etrafna toplanm o-

47

cuklara, atlam buz stnde gezinen plak ocuk


ayaklarna bakarken iimden bunlar geiyordu.
Kendi kendime yeniden, Bakn u ie, annemin
evindeyim, dedim. Orada bulunuum bana beklenmedik
bir olaym gibi geldi, tpk insann anszn kendisini
gemite beklemedii bir noktada hatrlaynda olduu
gibi nerdeyse gerek d bir durum. Drdnc boyutta
bir yolculua kyormuum gibi bir duyguya kapldm.
Burada oluumla, Siracusa'da oluum arasnda hi bir
ey olmam gibiydi, ya da bir dten te, ruhsal bir
aradan baka hi bir ey olmamt. Bundan baka,
burada bulunmam yalnz kendimce verilmi bir kararn
sonucuydu, bedenmin deil belleimin bir hareketiydi;
sabah, serin da havas, burada bulunmamn verdii
sevin de buna balanabilirdi. Bugn hl dnm,
Araln dokuzu deil sekiziymi gibi, bir gn nce
annemin doum gnnde burada olamayma da
zlmyordum. Sanki drdnc boyutta bir gnd bugn.
Annemin bulunduum yerden daha yksekte oturduunu biliyordum, nk ocukken dedemleri grmeye
geldiimde bu merdivenlerden ktm hatrlyordum.
Onun iin trmanmaya baladm. Merdivenlerden karken
baz evlerin nnde yakacak odun ynlar bir iki metrede
bir de bir para kar grnyordu. Vakit leye yakn
olduu halde insan ten k gnei altnda
merdivenlerin geni dalara ve karla lekelenmi vadilere
alan tepesine vardm. Ortalkta plak ayaklar souktan
yara olmu ocuklardan baka kimseler yoktu. Evlerin
arasnda oraya buraya doru yrdm, gene hayal meyal
hatrladm byk bir kilisenin kubbesinin evresinde
dolandm. Elimde doum gn kart dolanyordum.
48

Kartn stnde annemin oturduu sokan ad ve evin


numaras yazlyd, postac gibi elimdeki karta bakarak,
biraz da hatrladklarmla evi kolayca buldum. Ayrca uval
ve f satan bir dkkna da dantm. Bylece, annem
Signora Concezione Ferrauto'nun kapsn, elimde doum
gnn kutlayan kart, dudaklarmda Concezione
Ferrauto, kelimeleri olan bir postac gibi aldm.
Kck bir bahenin dibinde n kapsna bir ka
basamakla klan ev sokan sorumdayd. Gne
nlaryla ykanm basamaklar kp, bir kere daha
elimdeki kartn adresine baktm. Annemin evine gelmitim. Eii tandm, orada olmam kaytszlkla karlayamyordum, drdnc boyutta yaptm yolculuumun doruk noktasyd bu an.
Kapy itip ieri girince br odadan bir ses, Kim var
orda? dedi. On be yldr unuttuum sesi tandm. On
be yl nceki o sesi imdi hatrlyordum. Tiz ve berrak bir
sesti bu. ocukluumda annemin bir odadan br odaya
nasl seslenerek konutuunu hatrladm.
Signora Concezione, dedim.

ONBIR

Uzun boylu, ak renk sal bir kadn belirdi ve


annemi hi unutmam olduumu anladm. Uzun boylu,
ak kahverengi nerdeyse sar sal, ene ve burun
izgileri sert, kara gzl bir kadn. memesi iin
omuzlarna krmz br al almt.
Bir kahkaha attm. Nice nice yllara, dedim.

49/4

Ah, Silvestro, sen misin? diyerek annem bana


doru yrd. Yanandan oluna yarar bir biimde onu
ptm. O da beni yanamdan pt ve,
Seni buralara hangi rzgr att? diye sordu.
Beni nasl tandn? diye sordum.
Annem glerek, Ben de kendime ayn eyi soruyordum, dedi.
Burnumuza atete kzarmakta olan ringa balnn
kokusu geldi. Annem, Hadi mutfaa gidelim, atein
stnde bir ringa var, dedi. Yandaki odaya getik, gne
karyolann kara demir parmaklna vurmutu, oradan da
mutfaa getik, ufack mutfan her yan gne iindeydi.
Yerde, tahta bir tepsinin stnde ii ate dolu bakr bir
mangal vard.'Mangaln stnde dumanlar tte tte ringa
kzaryordu. Annem eilip bal evirdi. ok lezzetlidir,
tadna baknca sen de anlayacaksn ya, dedi
Kokuyu iime ekerken, Evet, dedim. Hi de
kaytsz deildim, koku houma gitmiti, ocukluumda
yediim yemeklerin tad vard bu kokuda.
Daha lezzetli bir ey olamaz, dedim ve sordum,
Biz kkken de ringa yemez miydik?
Elbette, dedi annem. Kn ringa, yazn
krmzbiber. Her zaman yle yerdik. Hatrlamyor
musun?
Kenger otuyla bakla da yerdik, dedim, hatrlayarak.
Evet, dedi annem, sen baklayla kenger otuna
baylrdn.
Sahi mi! dedim. Kenger otuyla baklaya baylr
mydm?
Annem de, Evet, her zaman bir tabak daha isterdin.
Bir de kurutulmu domates, soan ve domuz yayla
piirilmi mercimek yemeini ok severdin.
50

Bir para da biberiye dal olurdu iinde.


Evet, bir para da biberiye dal, dedi annem.
Ondan da hep bir tabak daha isterdim, deil
mi? dedim.
sterdin, isterdin! Sen de Esau gibiydin. Bir tabak
daha mercimekle miras hakknz bile deitirmeye
razydnz... leden sonra saat te ya da drtte trenle
eve dnnz grr gibiyim.
Doru, dedim. Yk treniyle, bavullarn konduu
vagonda, nce ben tek bama, sonra da Felice'yle ben,
sonra ben, Felice ve Liborio...
Arsz farelerden farknz yoktu, dedi annem.
Gzel sal balarnz, kara yzleriniz, elleriniz her
zaman kapkara. Hemen, 'Anne bugn mercimek mi var?'
sorusunu yaptrverirdiniz.
Bizim hat boyunda hat bekilerinin lojmanlarnda
oturduumuz zamanlar m diyorsun? dedim. San
Cataldo'da, Serradifalco'da, Acqaviva'da oturduumuz
btn istasyonlarda iner, eve kadar bir iki kilometre
yrrdk.
Bazen kilometreyi bile bulurdu, dedi annem.
Tren geince sizin yolda olduunuzu anlar mercimei
stmaya, ringalar piirmeye balardm, sonra da sizin
barmalarnz duyardm, 'Kara, Kara!
Kara m? Neden 'Kara' diye barrdk? diye
sordum.
Evet, evet, 'kara' deyip dururdunuz. Oynadnz bir
oyundu, dedi annem. Bir keresinde de hat bekisinin
kulbesi bir yokuun bandayd, onun iin tren oradan
geerken yavalard. Sizler de hareket eden trenden
atlamasn renmitiniz o zamanlar, evin nnde trenden
atlayverirdiniz. Trenin altnda kalacaksnz diye dm
kopard da, sizi kapnn nnde

51

elimde bir sopayla beklerdim.


Bizi dver miydin, sonra? diye sordum.
Elbette! Hatrlyor musun? Sizleri iyice bir slatrdm o sopayla. Bazen da a brakrdm.
Elinde balkla yeniden ayaa kalkt annem. Bal
kuyruundan tutmu nce bir yann sonra br yann
dikkatle inceliyordu. Ringann kokusunda annemin genlik
yzn hatrladm; tam u anda yllarn deitirdii ve
bakalatrd imdiki yzyle birlikte o zamanki yz
gzmn nne geldi. Annem buydu demek ki: on be yl
nceki insann iine korku veren gen, elinde sopasyla
yk treninden atlamamz bekleyen annemin hatrladm
grn ile on be yllk ayrlmz sresince olumu
imdiki yz; bylece annem iki kat gereklik kazanm
oluyordu.
Elindeki o iyice pimi ama hi bir yan yanmam
ringann nce bir yann sonra br yann dikkatle
incelemeye devam ediyordu. Ringann da kafamda bir
imdiki grn bir de gemiteki grn belirdi.
Bylece her ey iki kat gereklik kazanyordu; bir eski
gereklii, bir imdiki gereklii. Gne, souk hava,
mutfan ortasnda duran bakr mangal yeryznn imdi
stnde bulunduum bu kesinin bilincinde olmam, her
ey bu iki kat gereklikle doluydu. Belki bu yzden,
burada bulunmam benim iin umursanmayacak bir olay
deildi, nk bu iki kat gereklii olan bir eye doru
yaplm bir yolculuktu; her ey, Messina'dan buraya
yaptm yolculuk, vapurdaki portakallar, trendeki Koca
Lombardial, Bykl ile Byksz, yeil stma dolu
bataklklar, Siracusa ve sonunda btn Sicilya her
eyin gereklii iki kat artm, yolculuum drdnc bir
boyut kazanmt.
52

ON K
Ringa temizlenmi, tabaa konmu, stne ya
gezdirilmi, annemle ben de masaya gemitik
mutfakta demek istiyorum. Annem arkasn ieri do
lan gne klarna vermi, kestane salar prl prl,
krmz al omuzlarnda ylece oturuyordu. Masa duvara
dayalyd, annemle ben kar karya oturduk;
yerde bakr mangaln zerinde bir tabak iinde yada
yzer gibi ringa duruyordu. Annem bana bir peete
frlatp, elime ufak bir tabakla atal tututurdu, ekmecelerden birinden yars yenmi bir somun ekmek
kararak.
Masa rtsn koymazsak kusura bakmazsn,
deil mi? dedi.
Annem, Artk ihtiyarladm, her gn masa rtsyle
uraamyorum, dedi.
Ben de, Pazar ve Bayram gnleri dnda ocukluumda her gn plak masada yemek yediimizi
hatrladm. Balkla ekmei yemee baladm, bir yandan
da sordum, Peki ama neden orba yok?
Annem bana bakp, Birdenbire ortaya kacan
nerden bileyim? dedi.
Ben de ona bakarak, Senin iin sylyorum,
dedim. Kendine orba yapmyor musun?
Beni mi dnyorsun? diye sordu annem.
Hayatmda hemen hemen hi orba imemiimdir.
ocuklarma, sizlere, babanza piirirdim orbay. Kendim
de bunu yerdim ite: kn ringa, yazn atete pimi
krmzbiber, bol zeytinya, bol ekmek.
Her zaman m? diye sordum.
Her zaman. Neden olmasn? dedi annem. Ta53

bi yannda zeytin de olurdu, bazen eer domuzumuz


varsa, domuz sucuu da olurdu.
Hi domuzumuz olmu muydu? dedim.
Olmutu ya! Hatrlamyor musun? dedi annem.
Hat bekisi kulbelerinde oturduumuz yllar domuz
beslediydik. Firavun inciriyle besler sonra da keserdik...
Demiryolunun yansra hat bekisinin kulbesinin,
evresindeki tarlalarda firavun incirleri ve domuz sesleri
arasnda nasl bir yer olduunu hatrladm. O zamanlar, o
beki kulbelerinde mutluyduk diye dndm kendi
kendime. stediin gibi gezip dolaabilecein krlar, bakp
ilemek zorunda olmadmz tarlalar; kyl yok, belki
arada bir bir koyun kard bir yerlerden, bir de biz
yattktan sonra kkrt madenlerinden evlerine dnen
madenciler. O zamanlar mutluyduk, diye dndm kendi
kendime.
Tavuk da beslemez miydik? diye sordum.
Beslerdik elbet, bir ka tane de tavuumuz vard,
dedi annem.
Hardal yapardk, dedim.
Bir sr eyi kendimiz yapardk, dedi annem.
Gnete domates kuruturduk, firavun incirinden rek
yapardk.
Kimsesiz, usuz bucaksz krlarn ortasnda, yazlar
leden sonra kurutulmak iin gnee serilmi
domatesleri hatrladm ve sylediime kendim de inanarak, Hepimiz mutluyduk, dedim. orak, kkrtl
topraklard oralar, yazlarn grltsn, sonra ortal
kaplayan sessizlii hatrladm ve yeniden ne kadar mutlu
olduumuzu
dndm.
Mutluyduk
dedim.
Pencerelere tel koymutuk.
Oralar stma dolu yerlerdi, dedi annem.
54

O korkun stma, dedim.


Haklsn, korkuntu, dedi annem.
Bir de crcr bcekleri, dedim. Pencereleri ve
veranday rten tellerin ardnda, gnein altnda crcr
bcekleriyle dolu bir koruluk olduunu hatrladm.
Ben stmay crcr bcekleri sanrdm, diye ekledim.
Annem bir kahkaha att,!Belki onun iin o kadar ok
crcr bcei yakalayp getirirdin, dedi.
Yakalar mydm onlar? dedim. Ama onlarn crcr
tmelerine 'stma' denildiini sanyordum, kendilerine
deil. Crcr bceklerini tutar mydm?
Tutardn ya! dedi annem. Bir kerede yirmi, otuz
crcr bcei tuttuun olurdu!
Galiba crcr bceklerini ekirge sandm iin
yakalyordum. Peki sonra ne yapardm onlar? dedim.
Annem gld, Her halde yerdin.
Yer miydim? diye bardm.
Evet, dedi annem. Sen de, br kardelerin de.
Annem glyordu. Bense ne yapacam armtm. Doru mu sylyorsun? diye sordum.
Belki atnz da ondan, dedi annem.
A mydk?
Belki.
Anneme kar ktm. Ama evde hayatmzdan ok
memnunduk.
Annem bana bakt, Evet, dedi. Baban parasn ay
sonunda alrd o zaman, on gn iin kkrtte alan
btn madencilerin, kyllerin gz bizde olurdu... Ama
on gn getikten sonra, biz de onlar gibi olurduk. Onlar da
salyangoz yerlerdi.
Salyangoz mu? dedim.
55

Evet salyangoz ve yaban hindiba, dedi annem.


Yalnz salyangoz mu yerlerdi? diye sordum.
Evet, ou zaman, yoksullar yalnz salyangoz yiyebilirlerdi, dedi annem.
Biz de ayn son yirmi gn yoksul olurduk.
Yirmi gn hep salyangoz mu yerdik?
Salyangoz, bir de yabani hindiba, dedi annem.
Biraz dndkten sonra glmseyerek, Her
neyse, epey lezzetli eylerdi her halde, dedim.
ok... dedi annem. eit eit yemekleri yaplabilirdi.
Nasl yani?
Mesel, sadece halamas. Ya da sarmsak ve
domateslisi yahut da una bulanp kzartlm salyangoz.
Ne akl! dedim. Kabuuyla filn kzartmasn
yapmak.
Ne sandn! dedi annem. Kabuklarndan emerek
karp yerdik salyangozlar. Hatrlamyor musun?
Hatrlyorum. Hatrlyorum, dedim. Emince de
kabuklarn ayr bir lezzeti olurdu.
Saatlerce emerdik, dedi annem.

ON
Bir iki dakika konumadan ringay yedik. Sonra
annem, karma retmem iin salyangozun daha baka
ka trl piirilebileceini anlatmaya balad. Bense ona
karmn hi salyangoz yemei yapmadn syledim. O
zaman annem karmn
56

nasl yemekler yaptn sordu. Ben de daha ok halama


yaptn syledim.
Halama m, ne halamas? diye sordu annem.
Halama et, dedim.
Et, ne eti? dedi annem.
Sr, dedim.
Annem yzn buruturarak bana bakt. Sr etinin
tadnn neye benzediini sordu, yle pek belirgin bir tad
olmadn, orbay da makarna ya da ona benzer bir
eyle yaptn syledim.
Peki ya et? diye sordu annem.
Ben de aslnda orba yenilince geriye baka et
kalmadn syledim. Konuyu iirerek orbay nasl
havu, kereviz ve et diye bir para kemikle piirdiimizi
anlattm. Yava yava anlattm ki, Kuzey talyada,
durumumuzun daha iyi olduunu, hi olmazsa ehirlerde
Sicilya'dakinden daha iyi olduunu ve genellikle daha iyi
yenilip iildiini anlasn.
Ama annem kmseyen tavrn deitirmemiti.
Ya! dedi. Hergn m byle yaparsnz?
Tabi! dedim. Tabi, yalnz pazarlar deil. Hi
deilse, alp para kazanabildiin srece...
Annem armt. Hergn m! Peki, hi bkmyor
musunuz?
Ya sen, ringadan bkyor musun?
Ama ringa lezzetli bir eydir, dedi ve hayat
boyunca yediini sand btn ringa balklarn anlatmaya balad. Saylmayacak kadar ok ringa yiyebilmek
konusunda babasna yani benim bykbabama ektiini
syledi.
Ringada insann beynine yarayan bir ey vardr,
dedi. Cildi de gzelletirir. Ringann daha nelere
yaradn uzun uzun sralayp sonunda bykba57

bamn byklnn bile yalnz yedii ringa balklarndan


ileri geldiini ne srd.
Bykbabam, ok esasl bir adam myd? diye
sordum. En gerilerde kalm ocukluk gnlerimde byk
bir glgenin altnda bydm belli belirsiz hatrlar
gibiydim. Bu bykbabamn byklnn glgesi
olmalyd. Sordum, Bykbabam byk bir adam
myd?
Elbette! Kendin de bilmiyor muydun bunun byle
olduunu? diye sordu annem.
Anneme onu bildiimi ama bykbabam byk
yapacak ne gibi iler yapm olduunu sordum. Annem
bana bararak onun her bakmdan byk bir adam
olduunu syledi. Dnyaya kocaman ve gzel ocuklar
getirdiini, ocuklarnn hepsinin kz olduunu, bararak
anlatmaya balad. imdi iinde oturduu evi de usta
olmad halde elleriyle kendisi yapmt. ok byk bir
adamd, dedi. Gnde on sekiz saat alabilirdi, byk
bir Sosyalist, iyi bir avcyd, hele Hazreti Yusuf
Yortusunda at stnde geit trenine katldnda ei
benzeri olmayan bir adamd.
Hazreti Yusuf Yortusunda geit trenine mi katlrd? dedim.
Tabii katlrd. Kydeki en iyi binici oydu, Piaz-za
Armerina'daki en iyi binici bile oydu, dedi annem.
Onsuz tren mi yaparlard sanyorsun?
Ama Sosyalistti diyorsun, dedim.
Evet, sosyalistti, dedi annem. Okumas yazmas
yoktu ama politikaya akl ererdi, sosyalistti.
Peki sosyalistse Hazreti Yusuf Yortusunda yaplan
trene nasl katlrd? dedim. Sosyalistler Hazreti
Yusuf'a inanmazlar ki.
58

Ne kadar aptalsn, dedi annem. Bykbaban


br sosyalistler gibi sosyalist deildi ki. O byk bir
adamd. Hem Hazreti Yusuf'a inanrd, hem de sosyalistti.
Bir anda bin trl ii becerecek kafas vard. Politikadan
anlad iin sosyalistti. Ama Hazreti Yusuf'a da inanrd.
Hazreti Yusuf'a kar azndan tek sz ktn
duymadm.
Ama her halde papazlar kendisine asi gzyle
bakyorlard, dedim.
Sanki papazlar onun umurundayd, dedi annem.
Ama tren papazlarn hazrlad bir ey deil
miydi? dedim.
Ne mankafasn! diye kt annem. Geit trenine atllar katlrd. Svari alay vard.
Ayaa kalkp pencereye gitti, benim de arkasndan
gitmem gerektiini hissettim. Bak, dedi. Pencereden k
gneinin altnda yamataki damlar, onlarn ardndaki
vadiler, uultuyla akp giden alayann sular, korular, en
arkada da sivri tepeleri karla kapl da grnyordu.
Bak, dedi annem. Ben de dumansz damlar, alayan,
keiboynuzu aalklarn, karla kapl toprak paralarn
daha keskin bir gzle grdm. Btn bunlar daha bir
keskinlikle grdm, ya da bir kat daha artm gereklikleri
kavram oldum.
Annem anlatmaya devam etti: Karmzdaki telgraf
direi var ya, atllar alay oradan yola kard. Orada
dada buradan grnmeyen kk bir kilise vardr. Onu
iten - dtan aydnlatrlard, tpk bir yldz gibi parlard o
zaman. te, atllarn alay fenerler ve an sesleri eliinde
o kiliseden yola kar ve dadan aa inerdi. Tabi, tren
her zaman gece yaplr-

59

di. Fenerler her yerden grlrd, ben de en ndeki


kocaman atlnn babam olduunu bilirdim. Herkes ya
aadaki alanda ya da kprde bekleirdi. Sonra alay
aalklarn arasna dalard; o zaman artk fenerler grnmez olurdu, ama an sesleri duyulurdu. Uzun bir
aradan sonra alay btn anlar alarken, btn fenerleriyle kprnn stne gelirdi, en nde de bir kral gibi
atna Binmi babam olurdu...
Hatrlyor gibiyim, dedim. Gerekten de hi olmazsa atlarn nal seslerine ve gecenin derinliklerinde
da ssleyen ok byk bir yldza benzer bir d
grm gibiydim.
Ama annem, Samalama! dedi. Sen o alay bir
defack grdn, o zaman da yanda ya vardn ya
yoktun.
Yeniden dardaki Sicilya'ya sonra da sarn bandan ayaklarna kadar, krmz alna brnm ylece
duran anneme baktm; ayaklarnda erkek kunduralar
vard, babamn hat bekilii yaparken giydii eski
kunduralard bunlar, yksek kenarl, hatta tabanlar
kabaral bile olabilirdi evde rahat etmek iin giydii
kunduralardan olduklarn hatrladm u ya da bu
ekilde erkeine yapk olmak iin, ya da kendisini bir
para erkek, erkein kaburga kemii gibi, hissetmesi iin.
ON DRT

Masaya dndk ve annem susup kendisini ylece


seyrettiimi grnce, sordu:
Neden bana yle bakyorsun?
60

Sana bakamaz mym? dedim.


Peki, dedi annem, beni seyretmek istiyorsan,
seyret, ama nce yemeini bitir.
Pek pikin deilmi gibi beyaz sert bir kabuu olan
ekmekten bir dilim daha kestim ve, Babama ne oldu
peki? dedim, bu yata baka bir kadnla ban alp
gitmesi ne demek oluyor?
Annem arm hatta biraz krlm gibiydi; ne
sylersem, bana kar kmak istermi gibi bir tavr
taknd. Bu konuda ne biliyorsun sen? dedi.
Bana yazd, dedim.
Ah! Korkak! diye bard annem. Sana baka bir
kadn bulduunu, beni brakp onunla gittiini mi yazd?
Ben de, yazdklarndan yle bir ey anlaldn
syledim.
Annem, Korkakla bak! diye yeniden bard.
Neden? dedim. Doru deil mi yoksa?
Nasl doru olabilir? dedi annem. Hatrlamyor
musun nasl korkan biri olduunu?
Korkak m? dedim.
Tabi, diye bard annem. Beni dvmeye kalkt
zamanlar alamaya balamas sonra da benden zr
dilemesi...
Hayretimi belirten bir ses kt azmdan. Ya!
dedim, m Belli ki yaptndan holanmyordu.
Holanmyormu! diye bard annem. Sanki ben
kendimi koruyamazmm. Ben de ona veritirirdim ya!
Belki de asl ondan holanmazd.
Hah, hah, ha, diye yksek sesle gldm. Mavi
gzleri, gen bir delikanl gibi evik gvdesiyle babam,
sonra ayandaki kaba kunduralaryla bir kat daha gl
olan annemi, birbirlerine vahice saldr61

larn hatrlyordum; evrelerindeki her eye vurup krarlar,


iskemleler tekmelenir, pencerelerin pervazlar paralanr,
masalar yumruklanr, biz ocuklar da keyfimizden glp,
barp arrdk. Gldm.
Annem de, Nasl bir korkak olduunu hatrlamyor
musun? dedi. Doum sanclarm tuttuu zaman da
alard. Sancy ben ektiim halde alamazdm da o
alard. Ama eer benim babam orada olmu olsayd!
Her halde, senin ac ekmen ona dokunuyordu,
dedim.
Dokunuyormu! diye bard annem. Neden
dokunacakm! lecek deildim ya. Alayacana bana
biraz yardm etseydi...
Nasl yardm edebilirdi? diye sordum.
Nasl m yardm edebilirdi? dedi annem. Karn
ocuk douruyor olsa, sen bir ey yapmaz msn?
Eh, onu tutardm, dedim.
Grdn m? dedi annem. Ama o benim elimi bile
tutmazd. O ssz yerlerde tek bamza otururken, suyu
stmak filn gibi yaplacak o kadar i olurdu ki, ama onun
oturup alamaktan baka yapt bir ey yoktu. Ya da
komu hat bekilerinin kulbelerine koup orada oturan
kadnlar getirmeye alrd. Ona baylrd, evde baka
kadnlar olmasna. Ama o kadnlar hi bir zaman hemen
koup gelmezlerdi, benim de yardma ihtiyacm olurdu,
kendisini arrdm, beni tutsun, yrmeme yardm etsin
diye, ama o sadece alard. Bakmak bile istemezdi...
Ya! dedim. Bakamazd demek! Annem gzlerini
ksp bir an bana bakt. Hayr, bakmak istemezdi, dedi
ve ekledi, bence sizler onun
62

grdnden daha ok ey grm olurdunuz. Odanzdan kp...


Annemin szn kestim, Biz ondan daha ok ey
mi grrdk?
Evet, siz ocuklar her eyi grmek isterdiniz.
Odanzdan kp sofaya gelir onun yannda dururdunuz.
Ama o gzlerini yerden ayrmazd, sizinkiler ise fal ta
gibi ak olurdu. Onu alarken, beni de masalara,
iskemlelere tutunarak yrmeye alrken grrdnz.
Sonra kendisine bari sizi odanza geri gndermesi iin
barrdm, ama onu bile beceremezdi... Eer benim
babam orada olsayd!
Senin baban m? dedim.
Tabii ya! diye bard annem. Byk adamd o,
byk bir svariydi, topra gnde on sekiz saat
ileyebilen bir kylyd, hem de cesurdu, annem ocuk
doururken her eyi yapard. Babanzn yerinde keke o
olsa, derdim. Sizleri yerinize gndermesini sylerdim,
ama o hi bir ey yapmazd. Anlamazd bile, gzlerini
yerden kaldrmazd, bana bakmaktan korkard. Ben de
ona korkak der, bana yardm etmesini, sanclarm geldii
iin beni tutmasn isterdim, ama o bana ne derdi biliyor
musun? 'Ne olur onlar gelene kadar bekle!'
Gelecek olanlar kimdi? dedim.
Gidip haber verdii kadnlar, dedi annem. Ama
kadnlar her zaman vaktinde gelmezlerdi ki. Bir keresinde,
ocuun bann dar frladn hissettim nc
kardeinizdi kendimi yataa atp kendisine, 'Ko, ocuk
geldi; dedim.
Biz de bakyor muyduk? dedim.
Tabi, dedi annem. (Sizi odanza gndermemiti
ki. Ama sen de, Felice de ok kktnz. Sen
63

iki buuktun, Felice de ancak yan 'doldurmutu. Doan


ocuk ta nc kardeinizdi. Ban grdm ocuun...
Biz de bakyor muyduk? dedim.
Tabii canm! dedi annem. Bebek de btn kafas
darda gzlerini am bakyordu. ok gzel bir bebekti.
Ben de babanza barp acele etmesini, ocuu ekip
karmasn syledim. Ne yapsa beenirsin? Trajedilerini
okurken yapt gibi kollarn kaldrp Allah' yardma
armaya balamaz m.
Ne diyorsun! dedim.
Evet, yapa yapa onu yapt, dedi annem. Bebek
de bana bakt, yz mosmor kesildi. ok gzel bir bebekti, boulmasn istemiyordum.
Her halde tam o srada biri geldi, dedim.
(Nerede! dedi annem. Saat sabahn ikisydi,
k.mseler gelmedi. O kadar kzmtm ki, komodinin
stnde duran srahiyi kaptm gibi babanzn bana
frlattm.
sabet etti mi? dedim.
Evelallah, gzm keskindir, dedi annem. Srahi
kafasna vurunca kendine gelip bana yardm etmeye
davrand. Yardm etti de. Bebei sa salim ekti kard;
sanki o gitmi yerine baka bir adam gelmiti. Ama gene
de onun ekmesinden ok ben ittim. Yz gerekten kan
ter iindeydi...
Grdn m korkak deilmi? dedim. Cesaretsiz
deilmi. Belki de cesaretten fazla bir eyleri de vard da
bandan kanlar akmaya balaynca uup gitti o
duygular.
Annem, boalm tabana bakarak, Daha fazlas
m? dedi. Daha nesi olabilirdi? Babam gibi bir adam
deildi ki!
64

Masadan kalkt, mutfan arkasndaki karanlk bir


odaya girip kayboldu, belki de tavan arasna gitmiti. O
hantal kunduralar iinde o kadar hafif yrmesi ok
garipti.

ON BE

Nereye gidiyorsun? diye arkasndan seslendim.


Tozdan bir rtnn altndan gelen bouk bir sesle
cevap verdi; Kavun getiriyorum! Ben de annemin
kullanlmayan tavan bask bir odada bulunduundan
emin oldum tavan arasndayd.
Bekledim. Tabaklarmzda ringa kalmamt, mutfaktan da balk kokusu kaybolmutu. Annem elinde uzun
bir kavunla dnd, yiye benziyor, deil mi? dedi. K
kavunu!
Gimseyince bir hayalet gibi grnd annem, eski
hali ve elindeki kavunla iki kat gereklik kazanm,
ocukluumda hat boyundaki beki lojmanlarnda olduu
gibiydi.
Kn da kavun yerdik, dedim.
Evet, dedi annem. Tavuk kmesinde samanlarn
altna gmerdim. imdi burada tavan arasnda tutuyorum.
On tane kadar var.
Kmeste mi saklardn? diye sordum. (Onlar
nerede sakladn her zaman bir srd bizim iin. Bir trl
oray bulamazdk. Kendi iinde saklyormusun gibi gelirdi
bize. Sonra arada bir, bir Pazar gn bir kavun karrdn
ortaya. imdi olduu gibi nce kaybolur, sonra bir elinde
kavunla dnerdin. Bir trl bilemezdik.
65

Her halde kavunlar bulmak iin her yeri arardnz,


dedi annem.
Tabii, dedim. Kavunlar kmeste olsayd bulurduk.
Gene de oraya koyardm kavunlar, dedi annem.
Ama nce yere bir ukur kazar, kavunlar iine kor,
sonra da en ste saman serperdim.
Ya! Demek kavunlar ordaym! dedim. Biz de
naslsa kendi iinde bir yere saklyorsun sanrdk kavunlar.
Annem glmsedi. Onun iin mi bana Kavun
Anne derdiniz? diye sordu.
Sana Kavun Anne mi derdik? dedim.
Kavunlarn Anas belki de. Hatrlamyor musun?
Kavunlarn Anas! dedim.
Kavun masaya konulunca, bir iki kere yavaa bana
doru yuvarland. Sert yeil kabuunun stnde ince altn
sars izgiler vard. Eilip kavunu kokladm.
Oh! ta kendisi! dedim. Ta kendisi!
Yalnz iime ileyen kavun kokusunu duymuyor,
dalarn k yalnzlnda eski arap kokusunu duyar gibi
oluyordum, beki lojmanlarnn alak tavanl kck
yemek odalarnn kokular geliyordu kimseciklerin
bulunmad demiryolu hatlar boyunca.
evreme bir gz attm.
Burada bizim eyalarmzdan hi bir ey yok mu?
dedim.
Bir tanesi bile yok, dedi annem. Bir iki bardak
anakla mutfak eyalar bizim... Battaniyeler, araflar da.
Buraya gelirken eyalar sattk.
Buraya gelmek nerden aklnza geldi? diye
sordum.

66

Beri karar verdim. Buras kendi babamn evi, kiras


yok. Kendisi yapmt, yava yava Pazarlar alrd...
Nereye gideceimizi sanyordun?
Bilmem... dedim. Ama demiryolundan ok uzak
buras!
Demiryolunu
grmeden
nasl
yaayabiliyorsunuz?
Demiryolunu grmek isteyen de kim? dedi annem.
Ne bileyim... Geip giden hi bir tren sesi
duymadan.
Tren sesini duymak isteyen kim? dedi annem.
Senin iin nemli bir ey gibi gelmiti bana... Tren
geerken eline bir bayrak alp geit yerine kp
beklerdin, dedim.
Evet, sizlerden birini gndermemisem kendim
kardm, dedi annem.
Ya, demek bazen birimizi gnderirdin? dedim.
Annemin verecei cevap nemli deildi. Trenle
aramda zel bir ba olduunu hatrladm, sanki bir iliki
kurulmutu aramzda, bir an iin baktm ki trenin bana
sylemi olduu eyleri hatrlamaya alyorum, sanki
trenle olan konumalarmzdan rendiklerim dnyada
grdm her eye ayr bir k tutmutu.
istasyona ok yakn oturduumuz bir yer vard,
dedim. Galiba, Serradifalco'ydu istasyonu gremezdik
ama hat deitiren yk vagonlarnn birbirlerine arptklar
zaman kardklar grlty duyardk.
Klar hatrladm, tek bir aa, tek bir yaprak
olmadan, dalga dalga uzayan evrenin geni bolu67

unu ve topran kavun gibi k kokmasn, sonra o sesi.


O grlty duymak isterdim! dedim.
Kavunu kes! diye bard annem.
Sert kabua bastrnca bak hemencecik kavunun
iine girdi. Bu arada annem arap ve bardaklar getirmiti.
arap pek bir eye benzemiyordu ama kavun ikiye
blnm nmzde duruyordu, k kavununun kokusunu
iimize ektik.

ON ALTI

Peki sonra? dedim.


Ne sonras? diye sordu annem.
Evet ,sonra, dedim. Babama ne oldu ondan
sonra?
Annem gene sklm gibiydi.
Konuacaz da ne olacak? diye mrldand.
Benim iin o ha burada olmu, ha olmam. Onun iin
de, benimle birlikte olmakla olmamak ayn eyse, beni
ilgilendirmez.
Demek, baka bir kadnla kap gittii doru,
dedim.
Kap gitmek mi? dedi annem. Kap gitmek de
ne demek! Onu ben gnderdim. Buras benim evim deil
mi
Vay, vay, vay! dedim. Demek sen kendisinden
bktn, sonra da eyalarn toplayp adam sokaa attn.
Eh, dedi annem. Kendisini yllarca ektim.
68

Ama artk fazla gelmeye balamt. Bu yata k olunca


dayanamadm...
Nasl oldu da k oldu? dedim.
Annem, Zaten o kadnlarla hep yleydi, dedi.
Evimizde her zaman baka kadnlar olsun isterdi, o
zaman horoz gibi kabarrd. Bilirsin, iir yazard. O
kadnlar iin msralar dzerdi.
Bunda bir ktlk yok ki, dedim.
Ktlk yokmu. iirlerinde kendilerine kralie
payesi verilen kadnlarn bana burun kvrmalarn grmek
bunda ktlk yok mu?
Kralie mi derdi onlara? dedim.
Ya, yle derdi. Ar kralieleri! O sersem demiryolcularnn karlan, retmenler, istasyon eflerinin
karlar ar-kralielermi!
Peki, onlar kastettiini nerden anlarlard? dedim.
Eh, bir kadn babann kendisine kibar davrandn
grrse, yemeklerde kendisini seyrettiini hissederse, en
gzel kadna diye kendisine kadeh kaldrrsa baban sonra
da o iirleri kollarn kadna doru uzatp okumaya
balarsa daha ne beklesin kadn anlamak iin?
Bir kahkaha attm. Ah, o yemekler, o toplantlar!
Ele avuca smaz bir adamd, dedi annem.
Grlt patrd olmadan yaayamazd. Her alt, yedi
gnde bir yaplacak bir ey bulurdu. Hat boyunca alan
btn demiryolcular bize arrd, sonra da karlarna
kzlarna fiyaka yapard. Sazan her gece ya bizim evde,
ya da bakalarnda toplantlar olurdu. Dans edilir, kt
oynanr, iirler okunurdu. Baban da gzleri prl prl
enliin ortasnda olurdu.
69

Sicilya dalarnn sszl iinde gemi ocukluumda babamn parldayan mavi gzleriyle sahnenin
ortasnda, annemi de gerekten mutsuz olmayan, o
toplantlarda ev sahibelii yapan, arab datan, gler
yzl, etrafna k saan ve yle horoz bir kocas olduu
iin hi de mutsuz grnmeyen bir kadn olarak
hatrlyordum.
Oralarda ne byk bir adam olduunu gsterirdi,
diye annem devam etti. Dans etmekten hi yorulmaz, tek
bir dans bile karmazd. Plk biter bitmez koup bir
yenisini koyard. Sonra her hangi bir kadn yakalar,
onunla dans etmeye balard. Kadrilleri, mziin
deimesine gre her seferinde deiik bir figr
yapmasn ok iyi bilirdi. Sonra akordeonla, kaval
almasn da bilirdi. Dalarda onun kadar iyi kaval alan
kimse yoktu, gr sesi btn bir vadiyi doldururdu. Ah,
byk adamd kendisi. Eski zamanlardaki valyeler
gibi... insan onu at stnde grd zaman, kendisini
kral gibi hissettiini anlayverirdi. Alay kprnn stne
vard zaman, btn anlar ve fenerleriyle kendisi de en
nde kral gibi geerken hepimiz sevin lklar atardk
ok yaa Baba, diye barrdk...
Kuzum, sen kimden bahsediyorsun? diye sordum.
Babamdan, senin bykbabandan, dedi annem.
Sen kimden bahsettiimi sandn?
Bykbabam
m
anlatyorsun?
dedim.
Gramafonu bykbabam m alard?
Hayr, hayr, dedi annem. O baband. Gramafonu alar, plklar deitirirdi. Her dakika koup plklar
deitirirdi. Durmadan dans ederdi. ok iyi dans bilirdi,
yaman bir salon adamyd... Benimle
70

dans etmek isteyince de, sanki yeniden kck bir


ocukmuum gibi kollarmdan tutup beni havada
dndrrd.
Babamla birlikteyken ocuk gibi mi hissederdin
kendini? diye sordum.
Annem, Hayr, efendim! dedi. Babamla dedim,
senin bykbabanla. O kadar uzun boylu, yle iri, yle
heybetli dururdu ki sar salar, ak sakalyla!
yleyse dans eden Bykbabayd, dedim.
Baban da dans ederdi, dedi annem. Grama-fonu
alp dans ederdi, evime getirdii btn o kadnlarla.
Gerektiinden de ok dans ederdi. Her gece dans etmek
isterdi. Bazen, eer hat bekilerinden birinin evi ok
uzaktaysa, ben gitmek istemezdim. O zaman bana sanki
hayatndan bir yl almm gibi bakard. Ama kendi gittii
btn elencelere bizi de gtrmek isterdi...
O mu? Hangisi? dedim. Babam m, Bykbaba
m?
Bykbaba, Bykbaba, dedi annem.

ON YEDI
Annem daha bir sre Bykbaba, Babam, ya da baka
bir adamla ilgili olarak, daha dorusu genellikle erkekler
hakknda konutu. Onu dinlerken gzmn nne Koca
Lombardial gibi biri geldi.
Bykbabam beni elimden tutmu, kendi toprann
bir kesine giden merdivenlerden, yollardan geirdii bir
gnden baka hi hatrlamyordum. O
71

da her halde Koca Lombardial gibi bir adamd hani


trende grdm iri yar, kll, ufak beyaz sakall, altndan,
kz ocuklarndan ve br sorumluluklarndan sz eden
adam gibi.
Koca Lombardialnn biriydi her halde, dedim.
Kavunu da bylece mideye indirmitik, annem ayaa
kalkm tabaklan topluyordu, Koca Lombardial olan da
kim? dedi.
Omuz silktim. Ne cevap vereceimi kendim de
bilmiyordum. Adamn biri, dedim.
Bir adam m? dedi annem.
Kocaman, uzun boylu bir adam. Bykbaba uzun
boylu deil miydi?
Uzun boyluydu, dedi annem. Bir adam o kadar
uzun boylu olursa Koca Lombardial m denir?
Pek deil, dedim. Boyundan dolay deil.
Peki yleyse, bykbabann Koca Lombardial
olduunu nerden karyorsun?
nk, dedim, Sarn, mavi gzl deil miydi
Bykbabam?
yle olunca Koca Lombardial m oluyor? dedi
annem. Sar sal mavi gzl olunca m? Amma da
kolaym Koca Lombardial olmak!
Bilmem, dedim. Belki kolay, belki de o kadar
kolay deil.
Annem krmz alna iyice sarlm, kollarn
porsumu gslerinin altnda kavuturup masann tam
karsnda dimdik ayakta duruyor, gzlerini ksarak bana
bakyordu.
Sar sal mavi gzl olmak o kadar da g bir ey
deil, dedi.
Haklsn, dedim. Ama Koca Lombardialnn
sarn olmas art deil.
72

Babamn gzlerinin mavi olduunu ama sarn


olmadn hatrlamtm. Ayrca, hat boyunca alan
btn demiryolcularn ve bekilerin yararna masann
banda Macbeth'den paralar okuyan babam da bir eit
Koca Lombardial saydmdan, Sadece gzlerinin mavi
olmas yeter, dedim.
Peki neymi bu? dedi annem.
Aslnda Koca Lombardialnn nasl bir insan olduu
gzmn nne geldi trendeki br sorumluluklarndan
sz eden adam demek istiyorum kendisini zlemle
dnrken, mavi gzl deil de sadece kll ve gr sal
bir adam olarak belirdi kafamda.
imdi, dedim. Koca Lombardial dedin mi gr
sal bir adam olacak. Bykbabamn gr salar var
myd?
Gr sa m? dedi annem. Hayr, pek gr sal
saylmazd. Biraz aarm kocaman sar bir sakal vard.
Ama tepesinde sa yoktu. Koca Lombardial deildi
demek!
yleydi, yleydi! dedim. Gene de Koca Lombardialyd o.
Nasl olabilir? dedi annem. Eer Koca Lombardial olmak iin salarnn bol olmas gerekiyor
diyorsan. Onun salar pek o kadar gr deildi ki...
San ne nemi var? dedim. Bykbabann Koca
Lombardial olduuna eminim. nsann Lombardia gibi bir
yerde domu olmas yeter, dedim.
Lombardia gibi bir yer mi? dedi annem. Nasl bir
yer oluyor Lombardia?
Lombardia gibi bir yer. Nicosia gibi bir yerdir,
dedim. Nisocia'y biliyor musun?
Duydum, dedi annem. Orada ekmein st73

n cevizle sslerlermi... Ama babam Nicosia'l deildi


ki.
Daha baka bir sr Lombardia gibi yer var,
dedim. Sperlinga var, Troina var Val Demone'de-ki
her yer Lombardia gibidir.
Ama Val Demone'den de deildi! dedi annem.
Koca Lombardial deildi!
Val Demone'den teye de Lombardia gibi yerler
var, dedim. Aidone, Val Demone'de deil ama oras da
yle.
Aidone Lombardia gibi bir yer demek? dedi
annem. Bir zamanlar iine ya koyduum bir testim
vard Aidone'den gelme. Ama bykbaban Aidoneli
deildi.
Nereliydi? diye sordum. Her halde Valle Armerinalyd. Buralara yakn bir yerlerdendi. Valle Armerina.da bile Lombardia gibi bir yer vardr.
Piazzalyd, dedi annem. Piazza'da domu,
sonradan buraya gelmi. Piazza Armerina, Lombardial
karr m?
Bir an durdum, dndm sonra cevap verdim,
Hayr, Piazza Lombardia gibi bir yer deil bence.
Annem kazanmt. Grdn m, demek ki Koca
Lombardial deilmi!
Tam tersi, Lombardial olduuna eminim! dedim.
Ama Lombardial karan bir yerden deilse, nasl
Koca Lombardial oluyor? dedi annem.
Yerin ne nemi var? dedim. in'de bile domu
olsayd, ben eminim ki, o Koca Lombardialyd.
Annem bir kahkaha att. ok dik kafalsn, dedi.
Sylesene
neden
Koca
Lombardial
olmasn
istiyorsun?
74

Ben de biraz gldm. Onu yle bir anlatyorsun ki,


Koca Lombardial olmas gerekiyor bence, br
sorumluluklarn da dnm bir kimseye benziyor...
Trende karlam olduum Koca Lombardia-ly,
ona benzeyen daha baka birok erkei, Macbeth
okuyan babam, bykbabay, aklmda bykbaba olarak
kalm olan adam zlemle aklmdan geirirken byk bir
ciddiyetle sylediim bu szleri.
Bence, baka devleri olduunu da dnen bir
adamd, dedim.
Baka devler mi? dedi annem.
Yerine getirmek zorunda olduumuz devlerimizin
eskimi eyler olduunu sylemez miydi? Artk bu
devlerimizin khne, l eyler olduklarn, onlar yerine
getirmenin insana bir ey kazandrmadn sylemez
miydi?
Annem armt. Bilmem. Sanmyorum, dedi.
Baka devlerimizin olmas gerektiini sylemez
miydi? Yep yeni devler, eskilerini brakmaklmz?
Bunlar sylemez miydi hep!
Bilmem, dedi annem. Byle eyler sylediini hi
duymadm!
Gnlk ilerimin banda olacam yerde yolculua
kp annemin evinde olmam bir kere daha beni
umursamaz yapmt. Gene de, Koca Lombar-dialnn
arkadalna duyduum zlemle, sordum: Kendi
kendinden memnun muydu? Bykbabam, kendi
kendisinden, yaad dnyadan memnun muydu?
Annem akl karm gibi bir an ylece bana
75

bakt, bir ey syleyecek gibiydi. Ama fikrini deitirip,


Neden olmasn? dedi.
Gene bana bakt. Kendisine cevap vermedim. Bir
yandan bana bakmaya devam ediyordu, fikrini yeniden
deitirerek, Hayr, aslnda memnun deildi, dedi.
Ya, deildi demek, dedim.
Hayr, yaad dnyadan memnun deildi, dedi
annem.
Ama kendi kendisinden memnun muydu? dedim.
Dnyadan
memnun
deildi,
ama
kendisinden
memnundu, yie mi?
Evet, kendisinden memnundu sanyorum, dedi
annem.
Baka devleri olduunu dnmez miydi?
dedim. Hayatndan memnun muydu?
Neden memnun olmasn? dedi annem. Alayn
banda, atnn stndeyken, kendini kral gibi hissederdi.
Biz de vardk, gzel kz ocuu vard! Neden memnun
olmasn?
Eh, dedim. Belki de sen bilmiyorsundur, hayatndan memnun olup olmadn...

ON SEKIZ
Daha sonra annem bulak ykamaya balad.
Akarsu olmad iin toprak bir kaba doldurduu scak
suyun iinde ykyordu tabaklar; arada bir de slk
alyordu.
Birinci taba scak suyun iinden karnca, Bana
biraz yardm eder misin? dedi. Ayaa kalkp
76

yardma hazrlandm. Taba bir para klle ovalad,


sonra bana uzatrken orada duran bir kova dolusu souk
suda alkalayp kurulamam syledi. Bylece br
tabaklar, anaklar ykayp kuruladk, annem ark
syleyip slk alyordu, ben de onu seyrediyordum.
Eski arklarn melodilerini yava sesle, szlerini
sylemeden, bazan mrldanarak, bazan slkla, arada bir
de sesini titreterek sylyordu. Bu elli yalarnda, ama
yal
olmayan
yzyle,
yllarn
ypratt
ama
kocatamad, nerdeyse gen bile kalm kadn, kestane
ya da sar salar, omuzlarn rten krmz al ve
ayanda babamn kunduralanyla garip bir manzarayd
karmda. Yzyle hi bir ilintisi olmayan iri, ypranm,
sertlemi ellerine baktm, bu eller aa kesen ya da
topra ileyen bir erkein elleri olabilirdi; yz ise bir
odaln yzn andryordu. Bizim kadnlarmz, diye
dndm; Sicilyal kadnlar deil btn kadnlard aklma
gelen, elleri geceleri yumuaklktan yoksun, belki de
zaman zaman bu yzden mutsuz, kskan, hatta vahi; bir
odaln kalbine ve yzne sahip olup, erkeklerini kendilerine balayacak yumuak elleri olmayan kadnlar.
Babam, kendimi, btn erkekleri dndm, yumuak
ellerle okanmak ihtiyacnda olan bizleri ve kadnlarla olan
huzursuzluumuzu biraz anlar gibi oldum, sert ve kemikli,
nerdeyse erkeksi, elleriyle kadnlarmz ne kadar abuk
brakmaya hazr olduumuzu dndm. Geceleri o elleri
kaskat olan kadnlarmz; bir de odalk-kadnlar vard, bir
dokunularyla bizi kendilerine kle eden. Bolluk iinde
yetien insanlar ekici yapan eyin bu olduunu
dndm; toplumun btn brokratik - asker ya77

psn, deiik rtbeli insanlar, hanedanlar, masal


kitaplarndaki prensleri ve krallar; yumuak ve bakml
elleri olan kadn tipini. Bu kadnlarn var olduklarn
bilmek, nasl olduklarn dnmemiz iin yeterliydi: atlar,
sancaklar, harem aalaryla bu kadnlar bize ne kadar
uzak ve eriilmez grnrlerdi. Borazanlar ve
bayraklaryla saraylarn ve panayrlarn onun iin bu kadar
sevildiini dndm. Elencenin ortasnda baklarmz
kadnlarmzdan br kadnlara doru kayard ben,
babam, her erkek -baka bir ey arardk o kadnlarda, bir
an iin bile olsa aradmz eyin yumuak bir ift elin
okay olduunu aklmza getirmeden. Annemin ekilsiz
ellerine, eski bir ift erkek kundurasnn iindeki ekilsiz
ayaklarna sanki baka bir tabiatn szn
edemediimiz uzuvlarna bakar gibi bakp ne kadar
insafsz olduumuzu dndm. Btn bunlar olurken
annem, bir ku gibi akyor, mrldanyor, slk alyor
arada bir de sesini tizletirip bir eyler sylyordu.
Ellerinin ve ayaklarnn hi nemi yoktu, ka yanda
olduu bile nemli deildi, nemli olan o arklar
sylemesiydi, bir ku gibi, havada uan bir ana-kutu
yumurtalarnn arasnda prl prl, k saan bir anakutu.
Eh, dedim, demek yalnzken vaktini byle
geiriyorsun.
Nasl byle? dedi annem.
Byle, dedim, ark syleyerek.
Annem omuz silkti, sanki ark sylediinin farknda
deildi.
Yalnz olmaya aldrmyor musun? diye ekledim.
Gzlerini ksp arm baklarla bana yle
78

bir bakt, kalar atld ve Eer babann yokluunun


acsn ektiimi sanyorsan, aldanyorsun, dedi.
Nereden kardn bunu? Bana biraz yardm ettiin iin
mi aklna geldi?
Neden? dedim, iyi bir can yolda deil miydi?
Bulaa da yardm ederdi sanyorum.
yle olsa bile, bu benim yalnzlk duymam
gerektirmez ki, dedi annem.
Ama iyi adamd, dedim.
Bu evde iyi bir adama ihtiyacm yok benim, dedi
annem. Benim kara talihim onun iyi olmasyd ya!
Ne demek istiyorsun? Daha ak konu! dedim.
Mesel, bykbaban iyi bir adam deildi, dedi
annem. Btn kadnlar kraliem diye armaz, onlara
iirler yazmazd.
Her halde kadnlar sevmezdi, dedim.
Sevmez miydi? dedi annem. Babandan on kat
daha ok severdi onlar. Ama onlara kraliem demezdi.
Birini sevdi mi, alp vadiye gtrrd. Bu kyde onu
bugne dek hatrlayan birok kadn vardr. Piazza'da da
yle.
Sen de babamdan ikyet ediyorsun, dedim.
Senin gibi bir insan bykbabann kars olsayd durumu
daha da kt olurdu...
Daha kt m? dedi annem. Nasl daha kt
olurmu?
ey yani, dedim. Bykbaba onlar alp vadiye
gtrrm, babamsa onlara iir yazarm. Bana kalrsa o
vadiye yaplan kaamaklar iirlerden daha ok cann
skard.
Hi te deil! dedi annem. Eer onlar sadece
79

kaldrp vadiye gtrseydi sesimi o kadar karmazdm.


Ne? dedim. Hem onlar vadiye gtrr, hem de
iirler mi yazard?))
Tabi ya\ diye bard annem. Sonra onlara
kralie der, kralieler gibi davranrd kendilerine, iyi
adamd. Hele kadnn birisinin gzel bir ad varsa
Manon gibi filn akl bandan giderdi O yata
gln oluyor artk.
Kimin ad Manon'du? dedim.
Sirkte alan binici kzn, dedi annem. O kadn
yznden baban gnderdim zaten. Ad Manonmu da.
Ama hepsine kralieymiler gibi davranrd, (yi adamd.
Bir sessizlik oldu, ama "ben bir ey sylemedim.
Annem beni bekler gibiydi, onun iin, iyi adamd,
dedim.
iin en kt yan da oydu zaten, dedi annem.
Eer sadece alp vadiye gtrseydi o kadnlara bir ey
demeyecektim. Onun yerine bana gelip, 'Sevgilim, eer
gen bir kz olsaydn, adn Manon olabilirdi', derdi.
Ne ktlk var bunda? dedim.
Ktl surda ki, onlara pis domuzlar gibi davranaca yerde kralieymiler gibi davranrd. Allah bilir ne
masallar anlatrd onlara. En kts de oydu. Ben de
onlara burun kvramazdm o yzden.
Ya, onlara burun kvramazdn demek, dedim.
Garip kadn! diye dndm.
Allah bilir onlara neler sylerdi ki onlar da bana kim
bilir kendilerini ne sanarak bakarlard. Evime de gelirlerdi,
demiryolcularn karlar, kyl kadnlar. Sakin ve pikin
grnrlerdi. Gzlerini yere indirmez80

lerdi. Allah bilir kendilerini ne sanarak bana bakarlard.


Ben de onlara burun kvramazdm.
Garip kadn, diye dndm.
Annem anlatmaya devam etti. En kts de oydu
zaten. Babann gznde benden ok kendilerinin nemli
olduklarna inandrrd o kadnlar. Onlara kralie derdi.
Pis domuzlar olduklarn hissettirmezdi onlara. Ben de
kendilerine burun kvramazdm...
O bunlar anlatyor, ben de dnyordum. Garip
kadn! Ne garip kadn! Nerdeyse kendi kendime bir
kahkaha atacaktm. Erkeklerin, babam, kendim gibi
erkeklerin belki de ne kadar iren yaratklar olduklarn
biliyordum, ama kadnlarla birlikte olmak istemenin de,
Allah bilir onlara kendilerinin ne olduklarn inandrmann
da doru olduunu biliyordum, iimden nerdeyse bir
kahkaha atacaktm.
ON DOKUZ

Annem eline sprgeyi alp ortal sprmeye


balad. O, annelik ve kadnlk rolnn bol bol tadn
karrken ben de kendi kendime nerdeyse kahkahalar
atarak annemin de, baka erkekler iin, o pis domuz
dedii kralielerden biri olabileceini dndm
sertlemi ellerine ramen, ekici; insanda bir ok istekler
uyandran bir kralie.
Neden olmasn, diye dndm kendi kendime.
Onda kocasnn baka kadnlara duyduu istein
sadece hesabn tutmaktan perian olmu zavall bir kadn
olmasn nleyecek zenginlikte bir analk duygusu vard.
Omuzlarnda krmz al, o uzun boyuyla

81/6

mutfakta oradan oraya gidip gelirken bile iinde o eski


baldan daha epeyce olduu belliydi. aresiz bir insan
olamayacak kadar doluydu o eski balla. Kahkahalarm
tutmaya alarak, Garip bir kadnsn sen, dedim.
Demek pis domuzdan baka bir ey olmadklarn
bilmelerini isterdin.
isterdim ya, dedi annem. Olanlara glp gemek
isterdim...
Garip bir kadnsn sen, dedim. Glp gemek
isterdin demek?
Elbette. Benim iin hi fark etmeyecekti. Glp
geecektim. Ama onlara pis domuzlar gibi davranmazd
ki...
Neden yle davransayd, peki? dedim. Onlarn
da senin gibi kocalar, ocuklar yok muydu.
Olabilir, dedi annem. Kimse onlar pis domuzlar
gibi hareket etmeye zorlamyordu k.
Yaptklar ey neden o kadar pis bir ey oluyormu? dedim. Onunla senin yaptn yapmyorlar
myd? Yoksa baka bir ey mi yapyorlard?
Baka bir ey mi? diye bard annem.
Bir an iin sprmeyi brakt.
Ne demek istiyorsun, baka bir ey diyerek? dedi.
Tabi ki ayn eyi yaparlard. Baka ne yapacaklard
ki...
yi ya yleyse, dedim. Onlarn da senin gibi
kocalar vard. Senin gibi ocuklar vard. Onunla birlikte
yaptnz eyden daha pis bir ey yaptklar yoktu. Neden
onlara pis domuzlar gibi davransayd?
Annem de, Ama o onlarn deil benim kocam-d,
dedi.
Aradaki fark bu, yle mi? dedim. Kendi kendime
gldm. Elinde sprge iini brakm, mutfan
82

ortasnda arm bir halde duruyordu, kendi kendime


gldm. Bu konuda neye dayanarak karar veriyorsun,
anlamyorum dorusu, dedim.
Gene iimden glerek kar hcuma gemek iin
hazrlandm:
Neden byle dnyorsun anlamyorum, dedim
yeniden. Sonra ekledim: Ayn ii baka erkeklerle
yaparken sen de pis domuzun biri miydin?
Annemin yz kzarmad. Gzlerinde bir kvlcm
akt, az sertleip kapand, gvdesi de sertleti. indeki
o yllanm bal dalgaland. Yz hi kzarmad.
imden kahkahalar atarak, Bana kalrsa senin de
vadiye gitmiliin var... Annemin iindeki yllanm bal
dalgalandrdma memnundum, bir yandan iimden
kahkahalar atarken dilim de zld:
Sen de hayatn mutfakta geirmedin ya, dedim.
Sen de birileriyle vadiye gitmisindir.
Ya! dedi annem. Mutfan ortasnda bir heykel gibi
duruyordu, iindeki yllanm bal dalgalanyordu ama
annemin ne yz kzard, ne de utand. Ya! dedi bana
tepeden bakarak.
Bunu syledii zaman yalnz annem deildi, bir anaku, bir ar-beyi gibiydi, ama iindeki bal artk ok
yllanm eskimiti, kendi kendine yatp kurnazca
duruldu; ben de ne olsa onun yirmi dokuz, nerdeyse otuz
yandaki oluydum, hayatmn yars boyunca beni hi
grmemiti, yaadm son on be yllk hayatmla
sokaktaki bir yabancdan farkszdm annem iin; bylece
sprgesine dnp, Eh, her halde bir iki kere baka
erkeklerle ben de vadiye gitmisem, o da bunu hak
etmitir, dedi.
imden glerek, seni gidi gekin domuz! diye
dndm.
83

Tabi, hak etmitir! dedim. Sonra sordum. Bir ok


kereler mi? Bir ok kiiyle mi?
Aa! dedi annem. O erkeklere kendimi peke
ekeceimi mi sandn?
Hayr canm, dedim. Bir ikisiyle gidip gitmediini
renmek iin sordum.
Bir tane vard! Bir tane! dedi annem. br
sadece bir yanllkt, o saylmaz!
Yanllk m? dedim. Nasl bir yanllk?
Messina'da otururken arkadalarmzdan biriydi,
dedi. Depremden sonra... Aslnda bir karklk yznden
olmu bir hikyeydi. Ben de ok gentim bir daha da sz
edilmedi.
Ya, yle mi! dedim. Peki br adam?
Haa! dedi annem, br adamla, bir rastlant
sonucu oldu.
O da dostumuz muydu? diye sordum.
Annem, Tanmadm biriydi, dedi.
Tanmadn biri miydi? diye sordum.
Olmayacak ey mi? dedi annem. Bamdan
geen her eyi bilemezsin ki!
Her halde rzna gemi olmal, dedim.
Irzma m? dedi annem.
Annem bu kelimeyi yle bir ekilde sylemiti ki,
kendi kendime kahkahalarla glmek istedim. Sonra
kendisini memleketi Sicilya'nn bir kesinden, kendi
mutfandan deil de, dnyann bambaka bir kesinden
seyrediyormuum gibi sordum, Peki nerede oldu bu? Hat
boyundaki beki evlerinde oturmaya balam mydk o
zamanlar?

84

YRM

Acquaviva'daydk, dedi annem. Annemi dnyann


baka bir kesinden dinliyordum artk, Acquaviva'y ok
uzaklarda, dalarda ssz bir nokta olarak dndm. Ama
anneme cevap olarak, Acquaviva-dayken hepimiz
kocaman ocuklardk. Sava sonrasyd, dedim.
Ne demek istiyorsun? dedi annem. Biraz bydnz diye sizden izin isteyecek deildim ya. Sen on
birindeydin. Okula gidiyor, bir sr oyunlar oynuyordunuz...
Demek o kimsesiz yerlerde, Acquaviva'da, San
Cataldo'da, Serradifaicoda ocuklar yk trenine bindirilip
gnderilmi, ya da krlkta ukurlarn iinde oyun oynarlar,
erkekler apa apalar, analar ya amarda ya da baka
bir iin banda, herkes o usuz bucaksz gn altnda
kendi artlaryla greirken olmutu bu i.
Her ey ne kadar gzeldi boluun iinde, o kadar
uzakta. Annem o yazn ok kt gemi olduunu syledi.
Bu, doudan batya kadar en aa 100 kilometrelik bir
alan iindeki sel yataklarnda, bir damla bile suyun
olmamasyd, kuru ottan baka bir ey olmazd ortalkta.
Hangi yne baksan, birbirine yirmi otuz kilometreden daha
yakn ev gremezdin. Sadece demiryolu boyunca
yalnzlkla evrelenmi hat-bekilerinin kulbeleri dizili
dururdu. Kt bir yaz dendi mi, insann aklna o yzlerce
kilometrelik alanda avu ii kadar bir glgeliin olmay,
gnein altnda patlayan crcr bcekleri, gnein
kuruttuu salyangoz kabuklar, her eyin gnein altnda
alev alev
85

yanmas gelirdi. ok kt bir yazd, o yaz, dedi annem


yeniden.
Sprmesini bitirmi, anak mlei yerlerine
koyuyor, kendi kendine konumaya devam ediyordu, ama
ben bir ey sorunca da cevap yetitirmekten holanyordu.
Sabah myd? Yoksa leden sonra m? diye
sordum.
Galiba leden sonrayd. Hi bir bcek, hi bir
sinek, hi bir ey yoktu ortalkta... leden sonrayd her
halde.
Sen ne yapyordun? diye sordum.
Ekmei yapmtm, dedi.
Demek ki yle olmutu: kilometrelerce gnein
altnda lm ylan kokular, derken, birden bire tek
bana duran bir evden gelen yeni pimi ekmek kokular...
Ekmei yapmtm, dedi annem.
Sonra? diye sordum.
amar ykyordum, dedi. Darda kuyunun
yannda bir fmz vard, leden sonra olmal, nk
sadece fnn glgesi olurdu... leden sonralar amar
ykamak detimdir.
Demek ki leden sonrayd ve evin evresinde taze
pimi ekmek kokuyordu. Trenle getirilmi suyla
doldurulan bir kuyu vard, bir de amar ykayan kadn.
Annem hikyesine devam ediyordu ama sorularm
cevapsz brakmyordu. Peki ya adam? dedim.
Yoldan geen biriydi, dedi annem.
Yolcunun biri ha! diye bardm.
Evet, yryerek yolculuk eden adamn biri, dedi
annem.
86

O kilometrelerce bir damla su bulunmayan ortalkta


bir kulbe olsun grnmeyen yollarda...
Evet, dedi annem. Srtnda deiecei elbiselerini tad bir asker antas, stnde rtbesi olmayan
bir asker niformas, banda eski bir rgat kasketi vard.
Kunduralarn ayandan karp birbirine balyarak
omzuna atmt...
Epey uzaktan m geliyordu? diye sordum.
yle sanyorum, dedi annem. Pietraperzia-dan,
Mazzarinodan, Buteradan, Terranova'dan daha yzlerce
yerden getiini syledi bana. Ama tam savan bittii
yerden geliyormu gibi bir hali vard. stnde hl asker
niformas vard ama nianfar yoktu.
Hep yryerek mi gemi buralardan? dedim.
Terranova'dan, Butera, Mazzarino, Pietraperzia'dan?
Evet, yryerek, dedi annem. O gn krk sekiz
saat oluyormu ki ne bir kye rastlam, ne bir canlya.
Krk sekiz saattir de azna bir ey koymam m?
Daha da ok olmu bir ey yemeyeli, dedi annem.
Son getii yer hayvan yetitirilen bir iftlikmi ama
kpekler yabanclar iftlie yaklatrmyorlarm. Bana
bunlar anlatt, bir yandan da bir kova dolusu su iti.
Annem, baka anlataca bir ey yokmu gibi sustu,
onun iin ben sordum:
Yalnz su mu istedi senden?
Annem, Verebileceim her eyi isterdi, dedi.
Aslnda kendisi bir ey istemedi ama daha bir saatten az
bir zaman nce piirmi olduum ekmeklerden kk bir
somun verdim kendisine. Ekmei verirken
87

tuz, ya ve mercankk otuyla bir gzel baharladm, o da


havay iine ekip ekmei koklayarak, 'Allah raz olsun!'
dedi.
Annem bir kere daha hikyesini kesti, gene de benim
sorularma cevap veriyordu. imdi tam olarak
hatrlamadm bir ey sordum anneme, o da adamn hi
bir ekilde a ve susuz kalmasn istemediini syledi;
adam doyurmak istediini, onun iin de her iyi yrekli
Hristiyan gibi cmert davranp adama baka eylere olan
aln gidermesinde yardmc olduunu syledi.
AI!ah senden raz olsun gekin domuz, diye dndm kendi kendime.
Ne olacak yani, adam yoluna giderken durmu!
dedim.
Yoo, dedi annem. Baka ikindilerde de geldi.
Demek buralardan bir yerdendi? dedim. Gezginin biri deildi?
Gezginin biriydi, Palermo'ya gidiyordu, Sicilya'y bir
batan bir baa kat etmiti.
Palermo'ya gidiyor muydu? Yoksa Palermo'ya gitti
mi?
Gidecekti, ama gitmedi. Bivona'ya kadar gitti, sonra
orada kkrt madeninde i bulup kalm.
Bivona'da m? dedim. Ama Bivona Acquavivadan uzaktr.
Dalarn ardndadr Bivona, elli kilometre kadar
tede... Her yer aa yukar elli kilometre uzaktr Acquaviva'dan.
Hayr, dedim. Casteltermini Acquaviva'ya elli
kilometreden daha yakndr. Neden Casteltermini'de
kalmad?
88

Belki Casteiternnini'de i yoktu. Belki de Palermo'ya


gitmek istiyordu da, Bivona'ya gelince fikrini deitirdi.
Seni grmek iin elli kilometre yol mu yrrd?
dedim.
Elli geli-elli de gidi, dedi annem. Gezginin
biriydi. O ikindiden yedi gn sonra gene geldi.
Bir ka kere geldi mi? dedim.
Bir ka kere. Bana ufak hediyeler getirirdi. Br
keresinde bir bal petei getirdiydi de btn evi sarmt
kokusu.
Ya! dedim. Sonra, Nasl oldu da bir daha gelmedi?
te, onu diyorum, dedi annem. Devam edecek
gibiydi ama yzme bakt ve Neden Koca Lombardial
myd, deil miydi diye sormuyorsun? dedi.
Ya! dedim. Neden? Ne ilgisi var o adamn
bununla?
Bana kalrsa Koca Lombardial oydu, dedi annem,
yle sanyorum ki, br devlerini de dnen bir
adamd. Koca Lombardial br devlerini dnen birisi
demek deil mi?
br devlerini mi dnrd? dedim. O adam,
o gezgin mi?
Evet, dedi annem. Ka doru kkrt madeninde
grev yaptlar, kyller isyan ediyorlard. Tren dolusu silhl
polis geti buralardan.
Annem artk rahata konuuyordu. Kendisini zorlamak gerekmiyordu.
Demiryolcular greve katlmadlar, diye devam etti.
Trenler dolusu silhl polis geiyordu her gn. Bivona'da
yzden fazla insan ld. Silhl polisten deil, onlardan...
89

O da lenlerin arasnda myd sence? dedim. Bence


yle, dedi. Yoksa geri gelmez miydi? Yazk! dedim.
Anneme bakyordum. Mutfakta yaplacak baka ii
kalmamt. Sessiz ve sakindi, eliyle elbisesinin bacann
stne gelen ksmn tlyordu. Allah senden raz olsun,
seni gekin domuz, diye dndm kendi kendime.

90

NC BLM

YRM BR
Dardaki ikindi sessizliinden hznl bir meleme
szld ieriye; kaybolup gideceine, ykseldi, ykseldi
mzie dnt: kavallar duyulmaya balamt.
imdi de Novena'daki hayat balyor, dedi annem.
Vizitelerime balayaym artk. diye ekledi.
Kunduralarn deitirmek iin bir iskemleye oturdu.
Ayandaki eski erkek kunduralarn karp masann
altnda duran bir ift kadn izmesi geirdi ayaklarna.
Vizitelerin mi? Ne vizitesi? diye sordum.
Seni de gtreyim, diye cevap verdi annem.
izmelerle ayaa kalknca annem daha uzun boylu,
daha endaml grnyordu, odasna geip sokaa kmak
iin stn deitirmeye balad, benimle oradan kaval
sesleri arasnda konuuyordu. Bana inecilik yapmaya
baladn anlatt. Babamdan kendisine bir hayr
gelmiyeceini dnd iin hayatn ine yaparak
kazanmaya karar verdiini syledi.
93

zerinde siyah bir manto, kolunda ebelerinkini


andran byk boy bir anta, beni elimden tutup k
ikindisinin souk gneine kard, bylece Sicilya
yolculuum yeniden balyordu.
YRM K

Yoku aa inerken bir evin arkasn dolanp bahe


duvarlarndan geip bir kapya geldik ve kapy aldk.
Kap ald. erisi karanlk olduundan kapnn alm
olduunu fark etmemitim. Kapnn stnde ak yelpaze
biiminde erevesi kararm bir pencereden baka ak
bir delik yoktu, gzm hi bir ey, annemi bile
grmyordu.
Ama annemin sesini duyuyordum.
Olumu da getirdim, dedi annem. Kocan nasl?
Her zamanki gibi, Concezione, diye bir kadn sesi
cevap verdi.
Olun ne kadar bym! diye hayretini belirtti.
Derinlerden bir erkek sesi, Burada yatyorum,
Concezione, dedi.
Ses sanki bir maarann derinliklerinden geliyordu,
Olun, yle mi? diye yeniden konutu.
Silvestro, dedi annem.
Grnmeyen bir eylere ait ses, benden ok
uzakta aralarnda konuuyorlard. Benim hakkmda da
konutular.
Onu da kendin gibi kocaman yapmsn! dedi
kadnn sesi.

Onlar beni gryordu ama ben onlar gremiyordum; hayalet gibiydiler. Annem de karanlkta, bir hayalet
gibi ineden, eterden sz ederek inesini yapt.
Yemek yemelisin, dedi annem. Ne kadar ok
yersen, o kadar abuk iyileirsin. Bugn ne yedin?
Bir soan yedim, dedi adamn sesi.
Gzel bir soand, dedi kadnn sesi. Ona klde
piirdim.
yi, dedi annem. Bir yumurta da ver kendisine.
Pazar gn bir yumurta yedi, dedi kadnn sesi.
Annem de, yi, dedi.
Sonra karanln derinliklerinden bana seslendi,
Hadi artk gidelim Silvestro.
nmde duran bir keinin scak tylerini
okuyordum. Eri br toprak zeminde el yordamyla bir
iki adm atmaya altm ki, elim yumuak tylerine
dokundu keinin. Buz gibi karanlkta, olduum yerde
durup, bu canl hayvan okayarak snmaya altm.
Hadi gidelim, dedi annem yeniden.
Ama adamn derinliklerden gelen sesi bir sre daha
alkoydu bizi. Daha ka tane ine vurman gerekiyor?
diye sordu.
Ne kadar ok ine yersen o kadar abuk iyileirsin, diye cevap verdi annem.
Daha be tane kald ama, dedi ses.
Karsnn sesi de, O be taneyle iyileir mi? diye
sordu.
Her ey olabilir... diye cevap verdi annem.
Kap ald, annem eikte kolunda sallanan ebe
antasyla yeniden grnd.
Dar ktk, bahe duvarlarnn arasndan annemin
bundan sonra urayaca eve doru yrmeye

95

baladk. Birincisinin altndan aa doru inen ikinci


sokaa saptk. Karmzda vadinin aklklar, sonra da
oras buras para para karla kapl da vard. Bir yanda
bahelerin ortasnda kck evler iterdeki daa ve
gkyzne yaslanm, br yanda hl parlak fakat
scakln kaybetmi gnein altnda sra sra kayaya
oyulmu evler vard, daha yukar knca gene bahelerin
iinde bir sra ev. Baheler kckt, ykseklerde,
damlarn arasndan sebze kfelerini andryorlard. Sokak
aralarnda keiler geziniyorlard. Souk havada keilerin
an sesleri ile kaval sesleri birbirine karyordu. Mee
aalar, damlardaki yuvarlak kiremitleri, kayalklardaki
maaralar, kara topra ve keileri, arkamzda kaybolup
sonra yukarda bulutlarda ya da karda yeniden birleen
kaval sesleri ile her eyi bir araya sktrlm bir
Sicilya'yd buras.
Adamn derdi ne? diye sordum anneme.
brleri gibi," dedi annem, kimi biraz stmal, kimi
biraz veremli.

YRM

Bir iki dakika yrm yrmemitik ki, annem baka


bir kapy ald, ben de kendimi bir kere daha plak
karanlkta ve yamru yumru toprak bir zeminin stnde
buldum. evremdeki havada terkedilmi bir kuyunun
kokusu vard.
Annem gene, Olumu da getirdim, dedi.
Gene kendilerini gremediim insanlarn benim

96

hakkmda konutuklarn duydum. Seslerin arasndan


kulama bir ocuk sesi geldi.
Kk ielerden var m sizde? dedi annem.
Var, diye karlk verdi bir erkek sesi.
Araya baka sesler girdi.
Teresa, atei yak.
Saman getir.
Erkein sesiyle ocuun sesi birbirleriyle konutu.
Erkein sesinin sahibi bir, iki yalarnda olan olunu
kucana almt. Annem ineyle ilgili bir ey syledi,
erkek kk, tiz sesli ocuu kucandan indirmeden
anneme cevap verdi, baz sesler kard, bir ekmece at.
Kuyunun koyu karanlnda bir kibritin yalm be-lirip
snd. Annemin ellerini grdm, tam k annemin
ellerinin stnden geerken, sordu:
Eee?
iki, kere Eee? diye tekrarlad.
Sonra sordu, Naslsn?
Erkein sesi bararak sordu, Concezione, 'Naslsn?' diyor.
Sonra cevap geldi, Ha?
Annem, Yemesi iin ne verdiniz? diye sordu.
Bu gece hindiba vereceiz, diye cevap verdi
erkein sesi.
Daha ka ine yaplaca stne ufak bir konumadan sonra o hayaletleri ierde brakp yolumuza devam
ettik. Annem erkein deil de kadnn hastalanmasnn
onlar iin byk bir baht akl olduunu syledi; nk
kadnn hastalanmas o kadar nemli deildi, ama eer
erkek hastalanrsa ite o zaman i biterdi
Nasl her ey biter? dedim.

97/7

Yaz k a kalrlar, dedi annem, Genellikle, erkek


hastalannca kadn ne yapacan arr, dedi. yle ki
ne vadiye inip bir para hindiba toplayabilir, ne de
krlardan salyangoz. Yapt tek ey kocasnn yanna
girip yatmak olur dedi.

YRM DRT

ster yalnz bulut olsun, ister kar, kavaln mzii ok


uzaklarda, kyn en tepesindeydi, vadinin derinliklerinden
de alayann uultusu ykseliyordu.
Boucu bir karanln iine girmitik. Her yan
karanlk ve dumanlyd ama sesler br yerdekilerden
daha tell deildi. Annemin sesi bile dumandan rahatsz
olmamt.
Olumu da getirdim, dedi annem. br yerlerde
syledii eyleri burada da syledi, benim hakkmda
konutu, sonra kk ieler ve ineyle ilgili bir eyler
syledi. Bir kibrit yalm ellerini aydnlatp sndkten sonra
annem sordu;
Naslsn bakalm?
Eh, iyiyim, diye bir cevap geldi.
Yiyecek ne verdiniz kendisine?
imdi yiyeceiz, diye cevap verdi birisi.
Baka bir ses, Yemek piiyor, dedi. Birok sesler
duyuluyordu.
Yeniden dar ktk, annem biraz nce sylediklerinin tam tersini sylemeye balad, Evin kadn
hastaland m, felket balar. dedi. Erkein hastalanmas daha iyi, dedi. nk kn erkekler zaten
almazlar, ama kadn hastaland m her eyin sonu
98

gelir. nk kadn her zaman vadiye inip hindiba toplayabilir, olmazsa krlarda salyangoz arar. Evi ekip
eviren kadndr, anadr, dedi.
Yeniden karanlk bir yere girdik, annem de yeniden
gzden kayboldu ve grnmeden konumaya balad.
Benim hakkmda bir eyler sylyordu. Olumu da
getirdim, dedi.
Sonra kk ielerden, ineden sz etti, ellerini bir
an iin aydnlatan kibritin yalmnn aydnlnda inesini
yapt. Ondan sonra da hastann bir ey yiyip yemediini
sordu, bugn ya da yarn bir ey yiyebileceini sylediler
kendisine. Dar ktk, annem yeniden gzle grlmeye
balamt. Eer kadn hastalanrsa her eyin sonu
gelmitir diyerek bir nceki szlerinin tam tersini
savunmaya balad.
Yeniden sokan karanlk hendeklerinden inmeye
baladk, artk iyice gnein klarndan uzaklamtk,
keilerin an sesleri, alayann uultusu ve souk
sarmt her yanmz. Yeniden karanlk, kuyu ya da
karanlk olup karanlk kokan, ya da karanlk ve dumanl
yerlere girdik; annem benim hakkmda kck bir
ocukmuum gibi szler sylyor, sonra kk ielerden
ve ineden sz ediyor, sonra da yemek hakknda sorular
soruyor ve her keresinde, tam kacamz zaman,
hastaln gemesi iin kaygl bir ses daha ka ine
yaplmas gerektiini, be, yedi, on ya da baka sayda
inenin yetip yetmeyeceini renmek istiyordu.
Bylece darda mumula aalar, yuvarlak kiremitleri, uuldayan alayanlar, ierde karanlk ve
soukta yaayan insanlaryla minyatr bir Sicilya'y
seyrettik. Annem, kendisiyle yrrken, a benim
99

yanma kt zaman, karanlkta br insanlarla birlikteyken canlanan garip bir yaratk olmutu. Karanla
girip karken benim yaptm gibi yolunu hi
armyordu.
Her dar kmzda bir nce sylediklerinin tersini
sylyordu. Bir keresinde erkek hastalannca her eyin
bittiini sylyor... Baka bir keresinde de kadn
hastalannca her eyin sonunun geldiini ileri sryordu.
Ya da, Birinin biraz stmas var, brnn veremi,
diyordu.
Bir keresinde biraz stmaya tutulmu olmann
vereme yakalanmaktan daha iyi olduunu, bir baka sefer
veremin stmadan daha iyi olduunu sylyordu.
Stma oldu mu il iin Enna'ya gitmek gerekmiyor, diyordu.
Enna'ya gidip dispanserden veremi iyi etmek iin il
almann ne kadar bell bir i olduunu anlatyordu. Hem
uzun bir yolculuk yapp otuz iki liret harcayacaksn, hem
de hastaneye kapatlmay gze alacaksn. nsanlarn bir
kere Enna'ya gittiler mi bir daha gitmek istemediklerini
nk gidecek gc kendilerinde bulamadklarn
sylyordu.
Ama stma oldun mu muhtarlktan il verirler,
diyordu.
Hemen arkasndan da, Derdin veremse, Enna'ya
gider, gereken btn illar alabilirsin, diyordu.
Stmaya kar il almak iin muhtarla muhta
olmann ne kadar felket bir ey olduunu anlatyordu.
Muhtarlk olduka yoksuldu, pek fazla il bulunmaz,
kimseye bir paketten fazla il verilmezdi. nsan bir paket
illa nasl iyileirdi?

100

Ama verem oldu mu ilc Enna Dispanserinden


alrsn, oras daha byk daha zengin bir yer, Hkmetin
kurumu diyordu.
Bir keresinde ne derse, brnde tam tersini
sylyordu.

YRM BE

alayann uultusunun yaknlarna geldiimiz


zaman, iinde k bulunan bir eve girdik. Kayalara
oyulmu bir ev deildi bu, sokan kenarnda bahe iinde
ta bir evdi. Arka tarafnda ieriye biraz k szan bir
penceresi vard. Annem ieri girerken, iyi akamlar,
olumu da getirdim, dedi.
Annem ierde gzden kaybolmad, evde baka
insanlar da vard. Onlara baknca daha nce gremediim
btn br insanlar da grm gibi oldum. Yataktaki
hasta adam grdm, pis, tra uzam yznde gzleri
kapalyd, yatan ayakucunda bir kovann evresinde
rahibeye benzer be, alt kadn oturuyordu.
Annem her zamanki gibi nce benden sz etti.
Olumu da getirdim, dedi.
Ben de annemin bu szleri nasl sylediini,
brlerinin bu szleri duyunca bana nasl baktklarn
seyrediyordum.
Kadnlardan biri, Olun epey iri-yarym, dedi.
Annem, Oullarmn hepsi iri-yardr, bu da en
irileridir, dedi.
Nereden geldi seni grmeye?
Kadnlarla annem her evde olduu gibi bir sre
101

benim hakkmda konutular, ben de kovann azna


kadar siyah salyangozla dolu olduunu grdm, birer
birer bu salyangozlar alp emiyorlard. Yals genci hepsi
karalar giymi bir kadn topluluuydu bu. Salyangozu
emmeleri bitince bo kabuu gene kovann iine
atyorlard.
Afiyet olsun! diye seslendi annem onlara doru.
Kk ieler, ine ve eter hakknda konumaya
balad, antasn at, hastay evirdi ve ineyi yapt.
Hastann yzst yatmaya devam ettiini grdm.
Eee? dedi annem hastaya.
Cevap veren olmaynca, annem yeniden, Eee?
dedi.
Yal kadnlardan biri cevap verdi, Bouna yorulma... Konumuyor.
Konumuyor mu? dedi annem.
Konumuyor, diye cevap verdi baka bir kadn.
Yatan ayakucunda oturan be kadn salyangozu
emmeye devam ettiler, ilerinde en yal olan sesini
ykselterek: Gaetano bir ey syle. Bak Concezione
burada, dedi.
Hasta yava yava bir yanna dnd, ama cevap
vermedi. Kadnlardan en yal olan anneme dnerek,
Gryor musun? Konumak istemiyor, dedi.
Annem hastaya doru eildi, elini hastann omuzuna koyduunu grdm.
Neler iitiyorum, Gaetano! dedi. Konumak
istemiyormusun?
Hasta yava yava kendini evirdi srt st dnp
yzn gsterdi, ama gene cevap vermedi. Gzleri hl
kapalyd.
Kadnlardan en yals, Hi bir faydas yok, Con102

cezione, dedi. Konumak istemiyor. Dn sabahtan beri


konumak istemiyor.
Yemek yedi mi? diye sordu annem.
Kadnlardan biri eliyle kocay iaret etti, en yallar
da cevap verdi, Evet, yedi.
Derken hasta birden bire konumaya balad. Kfr
ediyordu.
Hastaya baknca gzlerinin alm olduunu grdm.
Gzlerini bana dikmi beni inceliyordu, ben de onun
gzlerinin iine bakp onu inceliyordum. Bir an iin
hastaln bir yana brakp, erkek erkee birbirimizle
yzleir gibi baktk. Gzlerinin rengine bile bakamadm
nk o gzlerde yalnzca insanln kendisini grdm.
Nereden geliyorsun? dedi.
Concezione'nin oluyum, dedim.
Adam yeniden gzlerini kapad, annem de kadnlara,
Biraz neelendirmeye aln kendisini, dedi.
Bana da, Haydi Silvestro, gidelim, dedi.

YRM ALTI

Bundan bir sre nce aylarca sren ar bir hastalk


geirmitim. iler iin hastalk denen o sonsuz sefaletin
sefaleti, belnn bels ey konusunda derin bilgi sahibi
olmutum. Hele insann yirmi, otuz gndr yataktan
kalkamam, odasnn drt duvar, gvdesi ve yatak
araflar, mutfaktaki bakr kapkacak, iskem103

lelerin, masann ve dolaplarn tahtas arasnda kalakalmsa.


Byle zamanlarda bu eyadan baka bir ey yoktur
dnyada. nsan bu eyalara bakar, bakar ama onlarla bir
ey yapamaz, bir iskemleden ya da bir dolaptan orba
yapamaz. Aslnda dolap ta o kadar byktr ki, yenecek
bir ey olsa, insan ineye ineye bir ayda ancak
bitirebilir. Btn bu eyalara insan yenecek eylermi
gzyle bakmaya balar, belki ocuklar da bu yzden
tehlikeli yaratklar olur, teyi beriyi krp geirirler...
Bebek btn gn bebek-iskemlesinin ivisini aznda
tutar da annesi iviyi kartmaya kalkarsa l basar,
insann annesi, kars ya da metresi kitapln raflarn
kantrarak bir kitab eline alp okumaya balar. Saatlerce
o kitab okur ya da kitabn sayfalarn kartrr.
Ne okuyorsun? diye sorar hasta adam. Kadn ne
okuduunun farknda deildir, oysa o kitap bir szlk, eski
bir gramer kitab gibi her hangi bir kitap olabilir.
Bunun zerine hasta adam, imdi mi kltrn
ilerletmeye karar verdin? der.
Kadn kitab yerine koyar, ama bir sre sonra
yeniden kitaplarn bulunduu raflar elden geirmek iin
oraya gelir yiyecek raflarn deil ve yeniden
ilerinden birini seer ve belki de evden kp, leden
sonra gnn bir ksmn darda geirir. Daha sonra hasta
adam, Ne kadar verdiler? diye sorar.
Kadn bir liret elli santim verdiklerini syler. Hasta
adam memnun olmaz. Ate yakasn brakmadndan
son gndr yaplmam yatan kendi yarsn104

da yatarken iinde bulunduu durumu btnyle kavrayamamaktadr. Gene de genliinden beri onun olan
kitabndan baka bir eyler istemektedir; bir para orba
ister can, onun iin de o parayla orba yerine kendisi ve
ocuklarna ekmek peynir alm olan karsn azarlar.
Atmacalar!" diye barr ocuklarna.
ocuklara okulda her gn bir tabak orba verilir. Bu
gzel bir yreklendirme rnei saylabilir, byle okulda her
gn bir tabak orba vermek evde alktan lmek zere
olan insanlarn ocuklarna. Oysa daha ok itah amaya
yarar bu orba. O bir kak orbadan sonra olanlar eve
a kurtlar gibi gelirler. Btn uyarlara kulaklarn tkar, ne
pahasna olursa olsun karnlarn doyurmaa alrlar.
Vahi hayvanlar gibi iskemlelerin ivilerini yutarlar,
anneleriyle babalarn da yutmak isterler. Hastay bir gn
yalnz bulacak olsalar, onu da yemee kalkacaklardr.
Yatan ba ucundaki masann stnde illar durur. ocuklar okuldan a kurtlar gibi, karnlarn iyice ackm,
itahlar kamlanm dnerler. A kurtlar gibi sinsice
hasta adama yaklarlar, onu yiyip bitirmek istemektedirler. Ama anneleri de evde olduu iin olanlar
babalarn brakp illara saldrrlar.
Atmacalar! diye barr hasta adam.
Bu arada gaz memuru hava gazn kesmitir, elektrik
memuru elektrii kesmitir ve uzun geceler hasta adamn
odasnda karanlk iinde geirilir. Yalnzca su
kesilmemitir; su memuru alt ayda bir geldiinden,
adamn bugn yarn gelip suyu kesme tehlikesi yoktur;
iebildikleri kadar su imektedirler, her trl piirilmi su,
kaynatlm su, hatta kaynatlmam su bile ierler.
105

Ama, her gn kapya gelip sayn hasta nn bizzat kendisini grmek isteyen ev sahibesi de vardr,
hastann odasndan ieri girip, hastay grnce, Benim,
hasta beyefendiciim sizinkisi de biraz fazla oluyor
dorusu, hem kiray deme, hem de yataktan kma, hi
olmazsa karn bulaa gndersen...
Bylece kars kira yerine ev sahibinin evine, ev
sahibinin bulan ykamaya, yerlerini silmeye,
amarlarn ykamaya gider. Hasta adam da saatlerce
yalnz kalr evde, bir trl yakasn brakmayan, yzn,
gzn, vcudunu hamur gibi yourup ezen,
yalnzlndan yararlanp onu paralayan ateiyle.
Kars geri dnnce, ona ev sahibinin evinden bir
ey getirip getirmediini sorar.
Hi bir ey, der kars.
Hi bir zaman hi bir ey getirmez.
Hi olmazsa gidip yabani otlar toplasan? diye
sorar adam.
Nereye gideyim? der kadn.
Btn o yorgunluuyla kadn ayaklarn sryp
sokaklardan geip parka gider. Yerlerde imenler,
aalarda yeil yapraklar vardr. Sebzeymi! Biraz imen
yolar yerden, bir ka am dal krar. Tarhlara gidip bir ka
iek koparr ve eve sebzelerle dner iekleri ve
yapraklar gsnde gizlemitir. Btn bunlar karp
hasta adamn stne frlatp atar, hasta adam zerinde
ieklerle yatar.
te! der kars, sebzelerini getirdim!

106

YRM YED

Hem btn bunlar, hem de bundan fazlasn biliyordum. alan insanlardan biri hasta oldu mu, onun ve
yaknlarnn neler ektiklerini anlayabiliyordum. Her insan
bilmez mi bunun ne olduunu? Her insan anlayamaz m?
Her insan hayatnn bir dneminde, bir kere olsun,
hasatlanr ve iindeki hastalk denen bu yabancy tanr,
onun karsndaki aresizliini bilir. Onun iin her insan
benzerini anlayabilir...
Ama belki de her insan insan deildir; btn insanlk
insan olmaktan uzaktr. Yamurlu bir gnde, insann
ayakkablar delik deikse ve su alyorsa; gnln belli bir
insana kaptrmamsa, yaayaca bir hayat yoksa; ne
baard, ne de baaraca bir ey varsa; ne korkaca,
ne yitirecei bir ey kalmsa, ve evresinde dnyadaki
krm gryorsa, insann iine ite byle bir kuku
debilir. Bir insan gler, bir bakas alar; ikisi de
insandr, glen insan da hasta olmutur, hastadr; ama
gler, nk teki insan alamaktadr. Bu bakalarnn
canna kyan, onlar yok eden biri olabilir; aresizlik iinde
olup da tekinin gazetesini ve haber balklarn okuyarak
gldn gren bir insan ise, glenin deil, alayann
dostluunu arayacaktr. Demek ki, her insan insan
deildir. Biri cana kyyor, brnn canna kylyor; btn
insanlk deil, ancak canlarna kylanlar insandr. Bir
insan ldrdn m, o insan bir insandan fazla bir ey
olur. Hasta olan, a olan insan da daha insandr; alarn
meydana getirdii insanlk da daha insandr.

107

Anneme dnerek, Onlar hakknda ne dnyorsun?


Kimler hakknda? dedi annem.
ine yaptklarn.
Be!-ki de borlarn deyemeyecekler diye dnyorum, dedi annem.
Hepsi iyi de, dedim. Sen gene her gn evlerine
gidip inelerini yapyorsun, gnn birinde de u ya da bu
ekilde borlarn deyeceklerini umuyorsun. Peki ama
onlar hakknda neler dnyorsun? Ne olduklarn
sanyorsun onlarn?
Umutlandm filn yok, dedi annem. Biliyorum ki
kimisi parasn der, kimisi de deyemez. Umutlandm
yok.
Gene de hepsine uruyorsun, dedim. Ne dnyorsun onlar hakknda?
Ne yani! dedi annem. Birinin hatr iin gidiyorsam, brnn hatr iin de giderim. Bu i iin
cebimden para gitmiyor ya.
Peki ama onlar hakknda ne dnyorsun? Kim
olduklarn sanyorsun? dedim.
Annem olduumuz yerde sokan ortasnda durup
hafife gzlerini ksarak bana bakt. Ayn zamanda
glmsedi ve Ne garip sorular soruyorsun bana! dedi.
Ne olduklarn dnmem gerekiyor? Zavall yoksul
insanlar ite, ya biraz stmallar, ya da veremli...
Bam salladm. Garip sorular soruyordum. Annem
bunu farketmiti, ama o garip cevaplar vermiyordu. Benim
istediim ise garip cevaplard.
Sen hi inli grdn m? dedim.
Tabi, dedi annem. Bir iki tane grmlm
var... Buralara kolye satmaya gelirler.
108

Tamam, dedim. imdi karna bir inli ksa, sen


de baksan ki, hava souk, ama paltosu yok, elbisesi
eskimi, kunduralar yrtlm, ne dnrsn onun
hakknda?
nemli bir ey dnmem her halde, dedi annem.
Burada bizim kyde de souk havada paltosuz, eski
psk elbiseyle, yrtk pabula gezen ok.
Tamam, dedim. Ama bu adam inli, dilimizi
bilmiyor, kimseyle konuamaz, belki hi glmez bile.
Bizim insanlarmz arasnda kolyeleri, boyunbalar ve
kemerleriyle dolar durur. Ekmei yoktur, paras yoktur,
hi bir zaman bir ey satamaz, satma umudu da yoktur...
Onun hakknda ne dnrsn, byle yoksul, umutsuz bir
inli grdn zaman?
Aman! dedi annem. Bizim aramzda da ok var
yleleri. Umutlarn yitirmi yoksul Sicilyallar.
Biliyorum, dedim. Ama bu adam inli. Sar bir
yz, ekik gzleri, yamyass bir burnu, kalkk elmack
kemikleri var, belki de kt kt kokuyordur ayn
zamanda, brlerinden daha umutsuz bir durumda. Hi
ama hi bir eyi olmayan bir adam. Peki, byle bir adam
hakknda ne dnrsn?
Aman! dedi annem. inli olmayan sar suratl,
yass burunlu insanlar da var dnyada, belki onlar da
kokuyorlardr. Hem onlar zavall inliler deil de, zavall
Sicilyallar, gene de hi bir eyleri yok.
Dinle, bak, dedim. Bu adam in'de deil, Sicilya'da yaamak durumunda olan bir inli, bir kadnla
yattm diye bile sevinemeyecek bir adam. Ama Sicilyal
yoksul bile olsa...
Yoksul bir inli neden yapamayacakm? diye
sordu annem.
Eh, dedim. Bana kalrsa, yoksul bir gezginci
109

Sicilyal deil de inliyse, bir kadnn ona verecei pek bir


ey olmaz.
Annemin kalar atld.
Bilmem, dedi.
Grdn m? dedim. Yoksul bir inli br yoksullardan daha da yoksuldur. Ne dnyorsun kendisi
hakknda?
Annemin can sklmt. Hay, eytan alsn senin
inlini, dedi.
Grdn m? dedim. Hem hepsinden yoksul, hem
de sen tutmu, 'eytan alsn' diyorsun. Byle dedikten
sonra dnyada o kadar yoksul ve umutsuz kalm bir
insan cehenneme gnderirken onun br insanlardan
daha insan, insanln geri kalan ksmndan daha insan
bir paras olduunu dnmyor musun?
Annem bana can skkn bir ekilde bakmaya devam
ediyordu.
inli mi? dedi.
inli, dedim. Ya da o ine yaptn hastalanp
yataa dm yoksul Sicilyallardan birini dn,
dedim. Biroklarndan daha insan, insanln ta kendisi
deil mi?
O mu? dedi annem.
O dedim.
Kimden daha ok insan? diye sordu annem.
brlerinden, dedim. Hasta olan... Ac ekiyor...
Ac m ekiyor, dedi annem. Hastalktan.
Sadece hastalktan m? dedim.
Sen hastal iyi et, her ey dzelir, dedi annem.
Hi bir ey deil, hastalk sadece.
110

O zaman sordum. Peki hem a hem de ac ekiyorsa, o zaman ne oluyor?


yi ya, alk tabii, dedi annem.
Sadece alk m? dedim.
Neden olmasn? dedi annem. Adamn karnn
doyurdun mu, her ey dzelir. Alktandr.
Bam salladm. Annemden bir trl garip cevaplar
alamyordum, gene de sordum: Peki ya inli?
Artk annem soruma cevap vermedi, ne garip br
cevap, ne de garip olmayan bir cevap, omuzlarn silkti.
Haklyd, tabii. Hasta adam iyiletir, aclar diner. Ama
adam hastalannca ne olur? Adam a kalnca ne olur?
Alk, doymayan btn dnyann ektii btn aclar
olmuyor mu? Alk eken bir adam daha insan bir insan
olmuyor mu? nsanln daha gerek bir paras olmuyor
mu? Ya o inli...?

YRM SEKZ

Oraya buraya akl evlerin bulunduu yamatan


aa iniimiz sona ermi, imdi vadinin dibinden baka
bir yamaca trmanyorduk, gnee ykseklerde buluta ya
da kara benzeyen kaval mzine doru trmanyorduk.
Hi hastalandn m? diye sordum anneme.
Bir kere, dedi annem.
Neydi? dedim.
Bilmiyorum, dedi annem. Doktor istememitim
,ne olduunu kendim de bilmiyordum. Kendi kendime iyi
oldum.

111

Kendi kendine mi iyi oldun? dedim. Her zaman


kendine zg huylarn vard senin.
Nasl? dedi annem. Nasl kendime zg?
Belki de kendini bakalarndan ayr biri olarak
dnrdn, dedim, yle deil mi?
Hi bir ey dnmezdim, dedi annem.
Babam hi hastalanm myd? dedim.
Tabii, dedi annem. kide bir hastalanrd. Stmas
vard.
Grdn m? dedim. Babam doktor arlsn
isterdi.
Tabii, dedi annem. Ufack bir ocuk gibiydi.
Titremeye balar, atei ykselirdi. Stma olduunu
hepimiz bilirdik, ama o gene de doktor arlsn isterdi.
Babam alakgnll bir adamd, dedim.
Korkard, dedi annem.
Alakgnllyd, dedim.
Biraz yorulmutum; yukar kan yolun bir kenarnda
korkuluk duvar vard, durup, yaslandm. Kendi
umutsuzluumun snandan yola kmtm ve yolculua devam ediyordum, yolculuk ayn zamanda bu
konumalard; imdiki zamanla gemi zaman, anlarla
dlerdi; benim in hayatn kendisi saylmasa bile, bir
hareketti, bir akt; onun iin korkulua dayanp
Macbeth ya da kral olarak deil de mavi gzleriyle
yorgun, bitkin babam dndm.
Hastayken btn dnyann skntlar srtna binerdi,
Macbeth olmamaya raz olur, doktoru artr, iyilemek
isterdi, ocuk gibiydi.
insan ocukken daha ok mu insanlayor acaba?
insan o zaman daha alakgnll olur, skntla112

tn kabul edip feryada balar. O zaman insanla daha


ok mu yaklam olur?
Aslnda, alakgnll bir adamd kendisi, dedim.
Anneme bakp elimi korkuluktan ektim. Peki,
bykbaba hi hastalanm myd? dedim.
ok hastalanmt, dedi annem.
Ne demek istiyorsun, dedi. O da m?
Neden olmasn? dedi annem. Aa yukar krk
yalarndayd, ben de yedi sekiz yandaydm.
Herhalde doktor istememitir, dedim.
istemedi, dedi annem. Kendi kendine iyi oldu.
Yoksullara bakan doktor bir kere geldi, ama bir daha
gelmedi. Bykbaban istemedi kendisini.
Ta kendisi! dedim. Bakasna benzememeye
karar vermi.
Neler samalyorsun, dedi annem. Hastalanmamaya karar verdi.
Tamam ite! dedim. Hastal amaya, baka
trl bir insan olmaya karar vermi kendisi gibi biri
olmaya! Gururlu bir adamd, deil mi?
Annem dikleti ve gururland.
Tabii. Gururlu bir adamd, dedi.
Peki nesi vard? dedim. Biraz stma m tutmutu
yoksa verem miydi?
kisi de deil, elbet, dedi annem. Ne o ne br!
ok hastalanmt, diye ekledi, ld ld, dirildi!
Artk korkulua deil, annemin koluna yaslanyordum. Tandm insanlar dnmeye baladm,
kendimi, babam, bykbabam, alakgnll insanlar,
gururlu insanlar, insanln kendisini dndm,

113/8

yoksulluun yaratt gururu dndm Ve nsanlmdan


gurur duydum.
Elbette baz insanlar insan deildir, btn insanlk da
insancl deildir. Ama bir adam alakgnll olduu iin
insan olmaz. Gururlu olduu iin bile insan olmaz.
Bir insann yoksulluu iinde bir ocuk gibi barr
da, gene de daha insan olabilir. Yoksulluunu yadsyp
gururlanr da, gene de daha insan olabilir.
Gururlu bir insan bir Koca Lombardialdr, ve insan
olduu zaman br devlerini de dnr. Bu onun
insanln bir kat daha arttrr. Ve onun iin, belki de,
hastalk lmek ve dirilmektir.
Zatrre olmutu, diye anlatmaya devam etti
annem. Ya da ona benzer bir hastalk. Doktoru istemedi.
Hasta deilim dedi. Yoksullara bakan doktoru geri
gnderdi. Yoksullar iin ekmeini kazanmann akas
olmadn syledi doktora. Her lokma iin btn bir gn
almak gerekir. Hepimiz almalyz, dedi. Doktoru
yollad. Sonra da gnde on drt saat almaya devam
etti. Ta bir gece lnceye kadar, sonra da dirildi.
Byk adamd Bykbaba, dedim.
Bykadamd, dedi annem.
Glgelik vadiden dar knca kendimizi ykseklerde, kk aydnlk bir sokakta bulduk.
imdi sen bana syle bakalm, ine yapm nasl
buluyorsun? diye sordu annem, iyi, deil mi?
ok iyi, dedim.
Grdn m? dedi annem baarl bir insann
sevinciyle.
Grdn m? diye devam etti. Kendi hayatm
kendim kazanabiliyorum.
114

alayann uultusundan epeyce uzakta, batan


gnee kar ayakta duruyorduk. Orada, kyn en yksek
yerinde kara ya da buluta dnen kaval sesi sanki
ayaklarmzn altnda eriyordu.
Hadi, imdi dul kadnn evine gidelim, dedi annem.
Bak onun paras var, pein verir.

YRM DOKUZ

Dul, aa yukar krk yalarnda gzel tenli bir


kadnd. Bir evin birinci katnda, yksek tavanl iki,
odal bir yerde oturuyordu.
Dul derler ama, dedi annem, aslnda dul deil.
Kibar bir beyin metresiymi bir zamanlar.
Peki neden ine yaptryor? dedim.
Hanmefendi de ondan, dedi. Hanmefendilerle
beyefendiler de hep ine yaptrrlar. O da onlarn
huylarn alm. Biraz da ince hastalk var galiba.
Her neyse, gzel teniyle ok cana yakn bir
yaratkm meer. Btn o geni odalarda tek bana
oturuyor gibiydi. Kapy kendisi gelip at.
Seni bekliyordum, Concezione, dedi. Oullarndan birinin geldiini duydum. Bu o mu?
Evin ii d kapdan ierlere kadar btn gz boyunca sirkelemesi iin ak braklm ra kokuyordu. Bu
koku, Sicilya'daki zengin evlerinin kokusudur, insann
ban dndreceine, midesini bulandrr. Karanln
oynadr.
Dul kadn bizi grltl bir ekilde ve kahkahalar
arasnda karlad. Geni gsnden ykselen kaln bir
sesi vard, gzleri ve salar da siyaht.
115

Getirmekle yanl br ey yapmadm ya'? dedi


annem. Yakkl delikanl, deil mi?
Uzun boylu ve kuvvetli, dedi. Tam sana lyk bir
oul, Concezione.
Ykselen kahkaha sesleri arasnda bizi n kap ve
merdivenlerin oralar gibi ra ve biraz da tarn kokan
odalardan geirdi. Odalarn eskimi bir grn vard,
biraz
plak
bile
denebilirdi,
duvarlarda
da
kartpostallardan yaplm yelpazelerden baka asl bir
ey yoktu; ayrca odalar karanlkt, odalarn balkonlar bat
ynnde yksek duvarl bir baheye baktklar iin az k
alyorlard.
Annem benim hakkmda konumaya devam ediyordu.
Na! duydun beni grmeye geldiini? dedi. Onu
da yanma almasaydm, ayp olurdu, deil mi?
Ya, diye cevap verdi dul. iime merak olurdu
dorusu.
Bize srarla arap ve kurabiye ikram etti.
Yiyecek ve iecekleri hazrlam olduu masaya
oturunca btn kat rahata grlyordu. Bir ok kapl iki
ya da oda vard, odalarn btn kaplar akt, her
odada bir masa, bir odada da st krmz bir rtyle kapl
kocaman bir yatak vard.
Hayat byle, ite! dedi dul.
Sonra yksek sesle gld. Kuzey talyayla ilgili bir
takm sorular sordu bana. Anneme de gittii btn evlere
beni de gtrp gtrmediini sordu.
Tabii, dedi annem. Bu kadar eve benim varlm
kabul ettirmi olmaktan son derece memnundu. Bir de
kendisinin ne kadar iyi ine yaptn bana gstermek
istediini ekledi. Dul bir kahkaha att. Ka116

ra gzleriyle, bana, yani bir erkee, bakt. Heybetli


gsnden gelen kaln sesi duyuldu:
Bana ine yaparken gstermeyeceksin ama,
Concezione.
Neden, sana yapacam ineyi grmeyecekmi?
dedi annem.
Ne kadar iyi ine yaptn bana ine yaparken
gstermek yok.
Neden yok? dedi annem.
Dul glerek, Onun yannda ine yaptrmam, dedi.
Neden yaptramyorsun? dedi annem. Beni kabul
ettirmeye kararlyd.
Nedenmi? dedi.
Gerei yok da ondan, Concezione, diye cevap
verdi dul. Burada gerei yok. Bir sr oda var. Seni
sokakta bekleyecek deil ya.
Mesele o deil, dedi annem. Nasl ine yaptm
grmesini istiyorum.
Yeteri kadar grm, diye cevap verdi dul.
Burada bir daha grmek istemiyor.
Bana dnp glerek, Doru deil mi, Signor
Silvestro? dedi.
Evet, doru sylyorsunuz, dedim ama annemin
beni kabul ettirmeye almas houma gidiyordu.
Ne demek evet? dedi annem. Hanma ine
yaparken grmek istemiyor musun?
A, tabii, diye cevap verdim.
Grdn m! dedi annem. Grmek istiyor, tabii.
Ama Concezione! diye bard dul. Ben onun beni
grmesini istemiyorum ki...
Annem bir kahkaha att.
117

Ama! dedi. O benim olum. Ha ben, ha o...


Ama koca delikanl o, dedi dul.
Hayatnda hi kadn grmemi mi sanyorsun,
dedi annem.
O zaman dul sustu. Glerek kendisini teslim etti.
Bana doru bir iaret yapp bir kahkaha atarak, te orda
oturmu bekliyor, apkn! dedi.
Yataa uzand, annem de onu soydu.
Buna, zor kullanmak derler, Concezione, dedi
ban dayad yastktan.
Annem inesini zevkle batrd, sonra da byk bir
baar kazanm gibi bakp plak kadn gsterdi, Bak,
ne zene bezene yaratlm, deil mi? dedi.
Dul yatakta kprdanp, bir kahkaha att. Ah,
Concezione! dedi.

Hem de nerdeyse krk yanda, dedi annem.


Ben de dulu ven bir iki sz syledim.
Rica ederim, Signor Silvestro! dedi.
Yumuamas gemiti, yataktan zorla kalkmaya
alt. Ama annem onu olduu yerde tutup vcudunun
st taraflarn da soymaya balad.
Brak da doru drst grsn, dedi. Bana da,
Bak, Silvestro! dedi.
Ama buna kaba kuvvet kullanmak derler. dedi dul
yeniden, yataktan kalkmak iin rpnarak.
En sonunda annem kadn brakt, dul kahkahalar
atarak yz kpkrmz, Siz yaman bir apknsnz!
Signor Silvestro, dedi.
Kibarca kapya kadar geirdi bizi. Annemle birlikte
sokaa, kavaln mziine ve gnee dndk. Tam
karmza gelen gne batmak zereydi. Glyorduk.
Annem dulun bir zamanlar kapatma olduu
118

iin, durumundan utand iin bu kadar grlt kardn syledi.


Ama iyi kadndr, dedi annem. Sokan kar
tarafna geerken benden yana bakp gz krparak ekledi,
Vcudu da gzel deil mi?
yle! dedim.
Teni de ipek gibi, diye ekledi annem.
yle! dedim.
Yana gre kyn en gzel kadnlarndan biri,
dedi.
yle grnyor, dedim.
Ama onun yanda olup ondan iyi durumda olanlar
var, dedi annem. Ben o yata ondan iyiydim, diye
ekledi. imdi bile ellime geldim, ona gre pek fena
saylmam, deil mi? dedi.
Hayr, saylmazsn, dedim.
Hl tertaze, iei burnumda saylrm, deil
mi? dedi.
Evet, yle, dedim. Salarnda tek ak yok.
Sen vcudumu bir grsen, dedi.
Kendinle istediin kadar vnebilirsin, dedim.
Tabii, diye bard annem. Ben de babana hep
bunu sylerdim. 'Benim yamda benim kadar gen
gsteren bir karn olduu iin vnmelisin,' derdim. Ama o
kadndan hi anlamazd. Sadece iirlerini yazarken gzel
ellerin, gzel gzlerin szn ederdi.
Belki de baka bir eyden sz etmesini beceremiyordu, dedim.
Ama oturup yazmadan nce baka eyleri de gz
nnde tutabilirdi, dedi annem. Baka eyleri de gz
nnde tutsayd benimle vnrd. Babam benimle ve
br kzlaryla ne kadar vnrd... Sicil119

yada hi bir kzn bizler kadar gzel srt olmadn


sylerdi. Ah! babacm, benimle nasl vnrd!

OTUZ
Gnee kar biraz daha yukar trmandmzda
dulun evinin kapsna benzeyen ama ondan biraz daha
kk ve daha az gsterili, tokmaklarndan biri krk
baka bir kapnn nne geldik.
imdi bir arkadama geldik, dedi annem.
Ona da ine mi yapacaksn? dedim.
Evet, diye cevap verdi annem. Sana ne kadar
gen kaldn gstermek istiyorum. Duldan bile daha iyi
durumda belki. Hem o da nerdeyse krknda.
O da dul mu? diye sordum. Yani, o da bir beyefendinin kapatmas mym?
Yo, hayr, diye cevap verdi annem. Evli bir kadn.
Drt olu var. Kurt-yenii n kapdan geip sofaya
geldik, orada merdivenlerin yannda gene varlkl Sicilya
evlerine zg ra kokusunu duyduk. Ama ierisi daha da
botu, her yanda son derece eski eyalar vard; deme
talar, perdeler, yatak rtleri her ey, her ey son
derece eski ve l gibiydi, btn eyalar her eyden ok
toz kokuyordu.
Neden ine yapyorsun, kendisine? diye sordum.
Hasta m?
Hayr, dedi annem. Biraz kansz sanyor da
kendisini.
O da benim nmde ine yaptrmaya raz olacak
m? dedim.
Neden olmasn? dedi annem.
istemezse, Israr etme, dedim.
120

Tabii ister, dedi annem.


Bizi be yanda bir ocuk ieriye ald. Biri yedi, biri
sekiz ya da dokuz yalarnda iki kk olan daha bize
doru ilerlediler, her ikisinin stnde de uzun nlkler
vard, salar da uzatlmt, yle ki kz m erkek mi
olduklar anlalmyordu.
Concezione! Concezione! diye bararak bizi
kapkaranlk bir sr odaya sokup karyorlard. O arada
ufak terasta on be on alt yalarnda bir kzla karlatk,
o da Concezione! Concezione! diye barmaya balad.
En sonunda annemin arkada olan hanmla karlatk.
O da Concezione! Concezione! diye bard.
Biraz ufak tefek ama kanszlkla ilgisi olmayan hafif
dolgun, gen, ok gzel tenli bir kadnd. Aylarca ayr
kalmlar gibi kollarn boynuna dolayp annemi pt
sonra zplayp duran ocuklarn sevin lklar arasnda,
bard:
Olunu getireceini tahmin etmitim!
Geldiini biliyor muydun? dedi annem.
Evet, dedi annemin arkada. Hemen duydum.
Onun iin getireceini biliyordum. Ne kadar yakkl!
Kk olanlar bouuyor, kz bir eyler sylyor,
biz de iinde olduka yksek bir yatak bulunan bir odann
ortasnda duruyorduk. Derken annem arkadana, Hadi,
atla yataa! dedi.
Onun yannda m yapacaksn? dedi annemin
arkada.
Ne olur? Darya karmam m istiyorsun? diye
sordu annem.
121

Yok, onu demek istemedim, dedi annemin arkada.


ocukla kz da ayn odadaydlar, annemin arkada olan hanm:
Aklma baka eyler geliyor. O kadar byk ki!
dedi.
Annem bir kahkaha att, annemin arkada da bir
kahkaha att. Kz da gld.
te, onu ben byle byttm! dedi annem.
Aklna gelmesin yle eyler.
Annemin arkada kendini yatan stne att.
imdiye kadar kim bilir ne ok kadn grmtr
herhalde, dedi. stn ap annemin ineyi batrmasn
beklerken, Her halde benden daha isteklendirici kadnlar
grmtr, dedi.
Olanlar oradan oraya zplyor, barp aryorlard, inesini tam hazrlayamam olan annem, Ne o,
kendisini isteklendirmekten mi korkuyorsun? dedi.
Annem gld, kz da onunla birlikte gld, ocuklar
oradan oraya zplarken annemin arkada da yastndan
ban kaldrp gld.
Yok canm Concezione, dedi. Ben onun
nerdeyse anas yanda olduumu bilmez miyim!
O zaman ben de, Onun bir nemi yok... dedim.
Gzel bir kadnd, gnln almak istemitim.
Ne demek istiyorsun, yani? diye bard.
Seni isteklendirdiini mi sylyorsun? diye bard
annem.
Neden olmasn? dedim.
Ya! diye bard annemin arkada glerek.
Kz da onlarla birlikte gld. ne bitince annemin
arkada bana bir ey sylemek iin ayaa kalk-

ti. Glerek, enemin altna doru kzgn bir el iareti yapt.


Sen nesin biliyor musun? dedi. Kstahn birisin.
Daha kapdan kmtk ki, Sahiden seni isteklendirdi mi? diye sordu annem.
Neden olmasn? diye cevap verdim.
Ya! diye bard annem glerek. Kendinden on
ya daha yal bir kadn hem de! dedi. Sonra ekledi,
Dulu da cann ekti mi?
Tabii! dedim. Hem de daha ok!
Ya! diye bard annem. Bilseydim, seyrettirmezdim, dedi glerek.
Ama gene de kendi kendine kkr kkr glyordu, bir
eyden tr vnen bir hali vard. O yukar kan
sokakta btn vadiyi ve batan gnei gren aklk bir
yere geldik.
Annem gnee bakt, sonra bana dnerek: Bir
kadnn kadnlnn farkna ilk ne zaman vardn? dedi.

OTUZ BR

Orada, souk ama gneli havada kavallarn sesi


hl duyulabiliyordu, kaval sesleri artk ne kar, ne de
buluttu, artk arada bir duyulmuyor, sanki evlerin arkasndan srler geiyormu gibi srekli ngrak
seslerine karan canl bir kaval sesi olarak duyuluyordu.
lk olarak ne zaman m farkna vardm? dedim.
123

Annemin sorusuna cevap vermek iin dnp


hatrlamaya alyordum.
Evet, ilk defa bir kadnn nasl olduunun ne zaman
farkna vardn?
Hatrlamaya altm. Hatrlamak o kadar kolay
olmutu ki, buna ok sevinmitim.
Bana kalrsa hep biliyordum, dedim.
On yanda yaramaz bir ocukken hareket halindeki trenlerden atladn zaman da biliyor muydun?
diye bard annem.
Evet, dedim. On yandayken bir kadnn nasl
olduunu ok iyi biliyordum.
Ya yedi yanda? diye bard annem. Yedi
yanda da m, ufack bir ocuktun da arkadalarm seni
alp kucaklarna oturturlard.
yle sanyorum, dedim. Yedi yanda bile biliyordum. Nerdeydik o yllarda?
Annem hesabetti.
Savan ilk ylyd, dedi. Terranova'daydk.
Kasabadan bir kilometre uzakta, hat boyundaki bir beki
evinde oturuyorduk.
Terranova'da m? dedim.
Orada, yedi, sekiz, dokuz yalarndayken Bin Bir
Gece Masallarn, bir ok tarih ve eski zamanlarla ilgili
yolculuk kitaplar okumutum; benim iin Sicilya demek,
ayn zamanda o kitaplardan tanm olduum Bin Bir
Gece Masallar, eski lkeler, aalar, evler, ve en uzak
gemite yaam insanlar demekti. Sonra bunlar adam
olduum yllarda unutmutum, ama edindiim bilgi
iimdeydi, hatrlayp yeniden yaayabilirdim hepsini.
Hatrlayacak bir eyleri olanlara ne mutlu!
nsan ocukluunda kitap okuyabilmise, bu ok
124

iyi bir eydir; eer okuduu kitaplar tarih ve yolculuk


kitaplar, zellikle Bin Bir Gece Masallar gibi ok eski
zamanlar ve uzak lkelerle ilgili kitaplarsa, bu daha da iyi
bir eydir, insan okuduklarn sanki onlar yaam gibi
hatrlar. ocukluumun anlaryla birlikte insanln ve
dnyann tarihini de iinde tar; bylece yedi yanda
ran', sekiz yanda Avustralya'y, dokuz yanda
Kanada'y, on yanda Meksika'y, altnc knda Babil
Kulesi ve Hazreti Davut'la Tevrattaki branileri; bir ubat
ya da Eyll aynda Halifelerle Sultanlar; ve Terranova ya
da Siracusa'da geirdii bir yaz mevsiminde, her gece
treni btn savalardan baskn kan Dnya Savana
asker tarken, Gustavus Adolphus ve bakalarnn Sicilya
ve Avrupa'da yaptklar Byk Savalar renir.
Benim byk mutluluum da ocukluumda epeyce
okumu olmamd; Sicilya'daki Terranova ise benim iin
Badat', Gzya Sarayn ve Asma Bahelerini iine
alan bir dnyayd. Bin Bir Gece Masallarn ve daha
baka kitaplar orada, babamn bir arkadann kzlaryla
ve divanlarla dolu evinde okumutum; kadnlarn
plaklnn ne olduunu, sultanlarn ve odalklarn
plakln, dnyann somut, kesin anlamn ve amacn
da o evde renmitim.
Evet, dedim. Yedi yandayken her zamankinden
daha iyi biliyordum, bir kadnn nasl olduunu.
Her zamankinden daha iyi mi? dedi annem.
Her zamankinden daha iyi, dedim. Biliyordum.
Gryordum. Hep gzmn nndeydi bir kadnn nasl
olduu.
Ne demek istiyorsun? dedi annem hayretle.
Bunu mu dnyordun hep?
125

Hayr, dedim. Dnmyordum. Biliyordum,


gryordum. O kadar. Yetmez mi?
Kimin vcudunu grdn? diye sordu annem.
Her kadnn... Benim iin doal bir eydi bu. Kt
bir yan yoktu ki.
Gerekten de yleydi. Bunda bir ktlk yoktu.
Grdm gerekten kadnd! insan dnyadaki ktlkleri, acy, umutsuzluu bilmez yedi yanda; insan
soyut fke nbetleri tutmaz; ama kadn tanr. Hi bir
erkek kadn yedi yandayken ya da daha kkken
tand gibi tanyamaz. O yalarda kadn insann
gznde ne bir avuntu, ne bir zevk kayna, ne de bir
oyuncaktr. Dnyann gerekliidir kadn; lmszdr.
Bir keresinde, ben yedi yandayken, diye anlatmaya baladm, dostlarmzdan birinin kz hastalanp
lmt. Alakgnll myd, yoksa kendini beenmiin
biri miydi, bilmiyorum, ama senin hastalarndan biri
gibiydi. Sk sk onlarn evine gider saatlerce yatann
banda otururdum. Uzun zamandr tanyordum onu.
Benimle oynar, kucana alrd; benim nmde
kombinezonunu deitirirdi. Hastayken her gn bir kadn
gelip ine yapard. Ben de orada durur, tpk imdi dul
kadn ve arkadan seyrettiim gibi, onu seyrederdim..
Bu ayn ey deildi, tabi. Bir istek duymak sz konusu
olamazd. Ama bir gn bana, Ben leceim! dedi.
Sonra? diye bard annem.
Hi, dedim.
Nasl hi? dedi annem hayretle. Bizim dostumuzdu o, Aladinolardand. Gzel bir kzd...
Gzef kzlarla dolu bir evdi, deil mi? dedim.
Evet, dedi annem. Babalar Malta'dan Sicil126

yaya reine tard. Bazan kzlardan birini de yannda


gtrrd. Sonra o kzlardan biri Malta'da kahp bir
kuyumcuyla evlendi... Bir baka kz da bir simsarla
evlendi. O nc kz da ld...
Annem hikyesini bitirdikten sonra sordu:
Peki sonra? Kzn ldn anlatyordun...
O kadar, dedim. Kz ld, ben de gene gittim o
eve. Onun yerine kardelerine baktm.
ldne zlmedin mi? diye sordu annem.
Bilmem, dedim. Sonra kardelerini gryordum,
onun gibi plakken... Ama hi eskisi kadar gzel deildi
artk.
Ne? dedi annem. Aladinolarn kzlar kadar gzel
kadn grmedin mi?
Onu sylemedim, dedim.
Ya karn? diye bard annem. Hi deilse
Aladinolarn kzlar kadar gzel deil mi karn? Nasl bir
kar aldn kendine?
Onu sylemedim, dedim yeniden.
Sen de kadn m grdn! diye bard annem,
Onu sylemedim, dedim nc kere.
Haydi, dedi annem. imdi Bayan Elvira'ya
gidelim. Gidelim de Tanrnn zene bezene yaratt bir
kz yirmisinde nasl olurmu. Gr.
Batmakta olan gnein kzllaan parltsnda
admlarn hzlandrarak nme geti; kaval sesleri havay
doldururken yoldaki keilerin ve tek tk insanlarn
arasndan yrmeye balad.
Ne zaman Bayan Elvira'ya ine yapsam, dedi
annem, oullarm belki de bylesini hi grmemilerdir
diye aklmdan geiririm.

127

DRDNC BLM

OTUZ K
Ama bu hastalardan ve bu kadnlardan bkmtm
artk. Anneme kar ktm ve onunla birlikte Bayan
Elvira'nn evine gitmeyeceimi syledim.
Daa trmanan yolun yarsnda, kadnn evinin
nnde duruyorduk. Ben seni burada beklerim, dedim
anneme.
131

Bu samalk da nereden kt? diye bard


annem.
oucuuna iyice kzm bir anne gibi bana doru
dnp vurmaya yeltendi, ama artk ben bir ocuk deil,
otuz yanda, nerdeyse yabanc bir adamdm. Annem
barp armaya balad. Hay aptal, hay! diye
syleniyordu. Ama kazanan ben oldum, nk iimde
dnp duran yolculuk ark o anda durmutu. Bir kadn
ya da bir hastay daha grmenin ne anlam vard? Bunun
bana ne yarar dokunacakt? Onlara ne yarar
dokunacakt?
lm de, lmszl de biliyordum; Sicilya da,
dnya da ayn eydi. Eve baktm, ierde annemin inesi,
benim bakm ve bir erkek iin hazr bekleyen kadn
dndm; ve onun herhangi baka bir kadndan, baka
bir hastadan ya da bir lden daha lmsz olduunu
dnmeyi reddettim. Gidip bir tan zerine oturdum ve
anneme bir kere daha, Seni burada beklerim. dedim.
Sonra, orada beklerken, aadaki vadiden ocuun
uurtmasnn ykseldiini grdm, gzlerimle izlediim
uurtma beni de aarak daha ykseklerdeki aydnln
iine szld. Dnyann neden hep yedi yandayken
olduu gibi Bin Bir Gece Masallar olmadn sordum
kendi kendime. Kaval seslerini, keilerin boyunlarndaki
anlar, vadide sra sra ykselen damlardan gelen sesleri
duydum ve gkteki uurtmaya baktka bu soruyu sorup
durdum kendime. Bu uurtmalara Uan Ejderha derler
Sicilya'da ve nedense in'i, ran', yakut, sedef ve
geometriyi hatrlatan bir havas vard uurtmann bu gklerde. Uurtmaya baktka, yedi yaa zg bu inan132

cin insanda hayat boyunca neden srp gitmediini


sormaktan alamadm kendimi.
Yoksa bu tehlikeli bir ey mi olurdu? nsan yedi
yandayken her eyde bir mucize grr; ve kadndan,
kadnn plaklndan nesnelerin gerekliini renir,
tpk, bizim kaburga kemiimiz olan kadnn da ayn eyi
bizden rendii gibi. O yata, insann Bin Bir Gece
Masallar hi bir zaman dnyaya kar bir aalama
olarak dnlemez. Bir ocuun btn istedii kt,
rzgr ve uurtmasn uurmaktr. Gidip uurtmasn
havalandrr, ondan ykselen bir lktr bu. ocuk uzun
ve grnmeyen bir iple oradan oraya gtrr uurtmasn,
bylece inanc ycelir ve edindii gereklikle beslenir.
Ama bu gereklii ne yapacaktr sonra. Sonra dnyay
yneltilen kfrleri, saygszl, klelii, insanlar arasndaki hakszl, insanlk ve dnya adna lmllerin
kutsallna nasl saldrldn renir. Bu durumda, o
gereklii her zaman korusa bile, ne yapabilir? Ne
yapabileceini sorar kendi kendine. Ben de sorduydum
ne yapabileceimi. Ben ne yapabilirdim?
Uurtma gzden kayboldu. Bam gkyznden
yere indirdiimde, evin nnde bir bileycinin durduunu
grdm.

OTUZ

Vadiye bakan yol gne iindeydi. Gneten kamam gzlerime bakarken yz kapkara grnen
bileycinin uras buras ve tekerlekli arac parltlar
sayordu.
133

Bileyci, biteydi diye barp duruyordu evin


pencerelerine doru. Kaba sesi camlara ve talara
arpyordu. Ba, krlarda korkuluklarn tepelerine konan
kularnkine benzeyen yrtc bir kutu sanki bu adam.
Bilenecek bir ey yok mu? diye bard.
imdi bana doru dnm gibiydi. Bense oturduum
yerden kalkarak onun sesine doru yneldim.
Sana sylyorum, hemerim, dedi.
Yolunmu bir tavuunki gibi uzun bacaklaryla
sehpasnn zerine tnemi, ark ileri geri dndrerek
gzden geiriyordu.
Bilenecek bir ey getirmedin mi bu kye? diye
bard.
imdeki yolculuk ark yeniden dnmeye balamt;
ceplerimi birer birer aramaya kalktm bu yzden, elim
nc cebimdeyken bileyci gene sordu, Bilenecek bir
klcn yok mu? Bilenecek bir topun yok mu?
Cebimden bir ak kardm, adam aky hemen
elimden kaparak hzla bilemeye balad. Yz isten
kapkara kesilmi gibi bana bakyordu.
Pek bilenecek bir ey yok mu bu kyde? diye
sordum adama.
Kulak asma, dedi bileyci. Parmaklar dnen biley
ta zerinde tuttuu akyla birlikte titrerken bir yandan
da bana bakyordu. Korkuluu andran apkasyla, zayf,
genten, gler yzl, sevimli bir adamd.
Kulak asma, dedi. nsann uratna deer bir
ey yok. nsann houna gidecek bir ey yok, anlyacam.
Bak bilersin. Makas bilersin, dedim.
Bak m? Makas m? Dnyada bak, makas
34

filn m kald? dedi bileyci.


Ben yle sanyordum," dedim. Bu kyde bak
makas yok mu?
Beyaz baklar gibi parlad bileycinin bana bakan
gzleri, kara yzndeki ak azndan bouk, alayc bir
ses ykseldi. Ne bu kyde, ne de bir bakasnda. diye
bard. Buradaki kyleri epeyce dolatm, on be yirmi
bin mterim var buralarda, ama ne baa rastladm
oluyor, ne makasa.
Peki baklar, makaslar yoksa ne biletiyorlar
sana? diye sordum.
Ben de hep bunu sorarm onlara, dedi bileyci.
Bana biletecek neyiniz var? Klcnz var m? Topunuz
var m? Yzlerine, gzlerinin iine bakarm da, bana
biletecekleri eylere bir ivi bile denemeyeceini
anlarm.
Sonra sustu ve gzlerini benden ayrarak biley tana
eildi. Pedaln daha byk bir hzla dndrerek bir dakika
kadar youn bir dikkatle aky biledi. Sonunda, Doru
drst bir ak bilemek de baka zevk, dedi. Frlattn
m, oktur; kavradn m, hanerdir. Ah, keke herkesin
doru drst bir aks olsayd!
Niin? dedim. O zaman bir ey mi olurdu?
Ee, her zaman sahici bir ak bilemek baya bir
zevk olurdu benim iin! dedi bileyci.
Bir ka saniye iin yeniden hmla aky bilemeye
koyuldu, sonra yavalayarak alak sesle ekledi: Bazan
dnyorum da, herkes dileriyle trnaklarn biietse
yeter diyorum. Engerek dii, leopar penesi biimine
sokardm onlar, bileyerek.
Bana bakt, kapkara yznde parlayan gzlerinden
birini krpt, Ah! Ah! dedi.

13S

Ah! Ah! dedim ben de ona gz krparak.


Kulama eilerek bir eyler fsldad. Ben de, Ah!
Ah! diyerek dinledim ve gldm, sonra kulana bir
eyler fsldayp, srtna vurarak gldk durduk.

OTUZ DRT
Bileyci ucu hem ok, hem haner gibi sivrilmi akm
verdi. Borcumun ne olduunu sordum, krk santim
olduunu syledi, cebimden drt onluk karp sehpasnn
zerine koydum.
Sehpann ekmecesini ekti; baktm, her birinde
onluk ve yirmilik santimler olan blmesi vard
ekmecenin, btn para da be alt liret kadar bir ey
tutuyordu.
Bugn iler kesat, galiba!" dedim.
Onun beni dinledii yoktu. Dudaklarn oynatarak bir
eyler mrldanyordu, iyice kafasndaki hesaba dalmt.
Verdiim paralar parmaklarnda oynatp duruyordu.
Yava yava mrldanmas daha da duyulur gibi oldu:
Drt santim ekmee, diye bir ey sylediini duydum.
Drt santim araba... Sonra birden: Ya byklya?
Sonra gene yksek sesle hesaplamaya balad:
Drt santim araba. Drt santim byklya... Sonra
birden: Ya ekmee?
Bunun zerine, Neden hepsini bir araya getirip
sonra blmyorsun? diye sordum.
Tehlikeli de ondan, dedi bileyci. Bazen hepsini
yiyecee sarfettiim oluyor, bazen da ikiye... Ensesini
kayarak on santim geri verdi, sonra ge bakarak,
Al, dedi. Senden on santim fazla ala136

ym dedim ama, Tanr raz olmad. Aklm kartran bu on


santim.
Glerek paray cebime koydum. Gzlerini gkten
yere indirip hayatndan memnun bir yzle geri kalan
paray ayr blmeye yerletirdi. On santim ekmee,
on araba, on da byklya, dedi.
Bo kalan elleriyle tezghn kaldrd gibi daha yeni
batm olan gnein aydnl iinde daa doru trmanan
yolda yrmeye balad.
Hi durmadan arkasndan gittim. Yukar m gidiyorsun? dedim. Ben de geliyorum.
Kafasn kurcalayan meseleyi zd iin rahatlam olmasna ramen neesi kam, hznl bir hal
almt, konumuyordu. Yrdke sana soluna bakyor,
eski bir korkuluu andran apkasnn altndaki ban bir
o yana, bir bu yana evirip duruyordu. Her haliyle bir
korkulua benziyor; esmer yz, parldayan gzleri, ince
dudakl byk az, yamal ceketi, yrtk prtk pantolonu,
partal ayakkablar, uzun bacaklarnn ve kollarnn
kemiklemi hareketleri.
Birden, Kusura bakma, dedi. Yabanc olduun
iin byle bir ey yapabilirim sandm.
Aldrma, canm, dedim. On santim eksik, on
santim fazla...
nsan yabanclara kar nasl davranacan
bilemiyor da, dedi. Belki de baka yerlerde bu i iin
krk santim alan bileyciler vardr. Otuz santim alp
piyasay drmekle belki de onlar zarara sokmu
oluyorum, yle deil mi?
Bileyci biraz daha rahatlam, ben neemi bulmu bir
durumda bir sre sessizce yrdk. Gne batm,
evlerin damlar zerinden an sesleri duyulmaya
balamt.
137

Sonra bileyci grtlan temizleyerek Dnya gzel,


dedi.
Ben de ksrerek boazm temizledim. phesiz,
dedim.
Bileyci, Ik, glge, souk, scak, sevin, acdr
dnya...
Ben, Umut, cmertlik...
Bileyci, ocukluk, genlik, yallk...
Ben, Erkekler, ocuklar, kadnlar...
Bileyci, Gzeller, irkinler, Tanrya kr, namussuzluk, drstlk...
Ben Hafza, hayal gc.
O da ne demek? diye birden bard bileyci.
Hi, dedim. Ekmek, arap.
Bileyci, Sucuklar, st, keiler, domuzlarla inekler...
Fareler.
Ben, Aylar, kurtlar.
Bileyci, Kular, aalar, duman, kar...
Ben, Hastalk, iyileme. Biliyorum, biliyorum, lm,
lmszlk ve dirili.
Ah! diye bard bileyci.
Ne var? dedim.
Korkun bir ey, dedi bileyci. Ah! Vah! Of! Pof!
Hay! Huy!
phesiz, dedim.
Bileyci, Dnyaya kfretmek ok kt bir ey, dedi.
Baka bir ey sylemedim. Bileyciye rastlamadan
nce, uurtma havada uarken aklm kurcalayan
dncelere dnmtm gene. Sanki bileyci o uurtmaymcasna. Ona bakp durdum, o da durarak, Bana
syler misin, dedi, bir insan bir baka insanla
tanmaktan byk bir sevin duyar da, sonra
138

onunla tanmaktan duyduu sevin yznden parasz


yapaca bir i iin ondan on santim ya da on liret fazla
alrsa, nedir o adam? Bu dnyadan bir adam mdr?
Yoksa bu dnya iin bir yz karas mdr?
Glmeye baladm. Ee! diyerek gldm. ok
doal bir eydi o anda glmek.
Dnya iin yzkaras olan o deil midir? Bu
dnyadan mdr? Bu dnyann bir paras mdr byle bir
adam?
Ee! diyerek gldm hafife, bundan daha dor al
bir ey olamazd.
Ya! diyerek gld.
apkasn karp ban edi. Saol, arkada,
dedi. Sonra gene Ya! diyerek gld.
Ben de yeniden gldm ve Ee! dedim.
Dnyann nemsiz ileriyle dnya iin yzkaras
olan eyleri insan kartryor bazan. dedi.
Sonra gene kulama fsldamaya balad: Eer
bak, makas olsayd...
Bir iki dakika kadar kulama fsldayarak benimle
konutu, ama ben onun kulana bir ey sylemedim.
Birden uurtmam konumaya balam gibi geldi bana.

OTUZ BE
Kyn olduka yksek bir yerine, bir eit meydana
gelmitik. Artk burada ne gn , ne olaklarn
boyunlarndaki anlarn, ne kavallarn sesi, ne annem, ne
de baka bir kadn vard. Bileyci bir dkkn gsterdi.
,139

Biz sahibi bir adamla tanmak ister misin? diye


sordu.
Dkknn nndeki ta kemerin stnde boyal
tahtadan bir at ba vard. Giriin iki yannda, kapnn
pervaznda ve ak kepenklerin ucunda ipler, kaylar,
heybeler, anlar, renk renk tyler aslyd.
Bileyci klstr tezghn meydanda brakarak
nme geti ve birlikte dkkna girdik. Ezechiele!
Ezechiele! diye bard bileyci.
Dibi karanlktan grnmeyen uzun bir koridor gibiydi
ierisi. Duvarlarda, hatta tavanda, dardaki gibi ipler,
kaylar, heybeler, ngraklar, apka tyleri, dizgin, eer
ve her eit binicilik koumlar aslyd.
Dkknn iine girince bileyci yeniden Ezechiele!
diye bard.
Arkalardan biri koup geldi, hafife bize arparak
yanmzdan geti ve bir ocuk sesinin bardn duyduk:
Calogero, Ezechiele amca, Calogero!
Duvarlara asl eyann arasndan geerek dar
geitte ilerledik; az sonra kr karanln iinde el
yordamyla yolumuzu bularak Sicilya'nn barna iniyorduk. Memleketimizin barndan gelen bu koku gzel
bir kokuydu, grnmeyen derilerin, iplerin kokusu; daha
yeni yerlemi bir toz tabakas gibi toprak kokuyordu,
yukarda dnyann urad hakaretlerle kokumamt
buras. Ah, dedim kendi kendime, ah, gerekten
inanabilseydim btn bunlara... Sanki yeraltnda deil de,
uurtmann yrngesinde ilerliyordum; gzlerim hem
uurtmay gryordu, hem de karanlktan baka bir ey
grmyordu; ocukluumdaki kalbimi, hem Sicilyal, hem
de btn dnyann
140

bir paras olan kalbimi gryordu.


En sonunda nmzde hafif bir k belirdi, bu hafif
k alacakaranla dnt ve drt yannda dizginler,
kamlar asl, bann zerinde at koumlarnn glgeleri
sallanan bir adamn ekli ortaya kt. Adam kk bir
masann bana oturmutu.
Ezechiele, diye adam ard bileyci.
Adam bize doru dnd. Tombul yzlyd, parlayan
gzleri sanki bize, Evet, dostum, dnya ok hakarete
urad, ama burada deil! demek istercesine parlyordu.
Tatl bir sesle konutu: Bizi istiyor musun, Calogero?
Sonra beni grd ve kk gzleri byyerek sklr
gibi oldu. Bunun zerine, uurtmam, bileyci, Bu akam
lzm deil, Ezechiele. Bu arkada buldum, onun da bir
aks vard.
Ya, yle mi? dedi adam, sonra kalkt. Ksa boylu
ve tombulcayd. Sar bukleli salar ve gamze-li yanaklar
vard; gzleri gene, Dnya ok hakarete urad, ama
burada deil. dercesine parlyordu.
evresindeki iplerin, heybelerin meydana getirdii
perdenin arkasnda bir ey belki de iskemle aramak
iin davranmca her yandan ngrak sesleri gelmeye
balad. Aradn bulamaynca gene yerine oturdu.
Kendisine ok memnun olduumu syle, dedi
bileyciye.
Bileyci elini uzatarak masann yannda duran ve
tavandan sarkan eyann nerdeyse gizledii kk bir
merdivene dayand. O da ok memnun, dedi.
ok memnun oldum, dedim.
141

Adam glmseyerek beni szd; kendisinden


holandma emindi; ama ben sylediim iin deil de,
bileyci syledii iin byle dnyordu. Gene bileyciyle
konumaya devam etti.
yle grnyor," dedi, beni hl tepeden trnaa
szerek.
Hemen anladm, dedi bileyci. Yanlmann imkn
yok.
Ezechiele denen adam: Hayr, yanlmak imknsz.
Bileyci: Ac ekiyor.
Ezechiele denen adam: Evet, ac ekiyor.
Bileyci: Hakarete urayan dnya iin ac ekiyor.
Kendisi iin deil.
Ezechiele denen adam: Elbette kendisi iin deil.
Ama gene de herkes kendisi iin ac eker...
Bileyci: Gene de ne bak var, ne makas, hi bir
ey yok...
Ezechiele denen adam: Yok, doru. Kimse bir ey
bilmiyor, kimse bir eye dikkat etmiyor...
kisi de susup birbirlerine baktlar; Ezechiele denen
adamn gzleri hzn iindeydi, bileycinin gzleri ise
sanki korkudan titriyormuasna, esmer yznde her
zamankinden daha beyaz bir ltyla parlyordu.
Ya! dedi bileyci.
Ya! dedi Ezechiele denen adam.
Kk masann zerine eilip birbirlerinin kulaklarna bir
eyler sylediler. Sonra bileyci geri ekilerek, Ama
dostumuzun kk bir aks var. Dnyann canna okunmas
yznden ac ekiyor.
Evet, dedi Ezechiele denen adam. Ufack gzlerindeki parlt sanki, Dnyann canna okunuyor,
142

ok canna okunuyor, bizim sandmzdan da ok,


dercesine bana bakt.
Sonra ban bileyiciye evirdi.
Anlatmaya balamtm," dedi bileyci.
Ezechiele denen adam: Syle yleyse bizim de
kendimiz iin ac ekmediimizi.
Bileyci: Onu biliyor.
Ezechiele denen adam: De ki, bizim kendimiz iin
ac ekmemize bir sebep yok; ne dayanmamz gereken
bir felket, ne alk szkonusu, ama gene de ok ac
ekmemiz gerek, ok!
Bileyci: Biliyor! Biliyor!
Ezechiele denen adam: Sor bakalm, gerekten
biliyor mu?
Bileyci bana dnd: Gerekten biliyor musun?
Bam evet anlamnda salladm. Ezechiele denen
adam ayaa kalkt, ellerini rparak bard: Achille!
Btn o eyann derinliklerinden az nce koridorda
burun buruna geldiimiz ocuk belirdi.
Neden burada durup konutuklarmz dinlemiyorsun? dedi Ezechiele denen adam.
ocuk ufak tefek bir eydi, amcasnnki gibi sar
kvrck salar vard. Dinliyordum, Ezechiele amca,
dedi.
Ezechiele denen adam ocuun cevabn beendiini belirterek bileyiciye dnd.
yleyse, dedi, arkadan bizim canna okunan
dnyann acsn ektiimizi biliyor.
Biliyor, dedi bileyci.
Bunun zerine Ezechiele denen adam yeniden sze
balad: Dnya byk, dnya gzel, ama ok
143

canna okunmu. Herkes ac ekiyor, ama her insan


kendisi iin, canna okunan dnya iin deil. Bu yzden
de dnyann canna okuyanlarn sonu gelmiyor.
Konuurken evresine baknd, ufack gzleri
hznle kapand, sonra byk bir merakla bileyciye
dnerek, Peki bu canna okunan dnyann ektikleri
hakknda yazdklarm anlattn m dostumuza?
Gerekten de, kk masada defter gibi bir ey,
bir mrekkep hokkas, bir de kalem duruyordu.
Anlattn m, Calogero? dedi adam.
Anlatmak zereydim, dedi bileyci.
Anlat, anlat dostumuza, dedi adam, anlat btn
gnlerimi nasl bir dervi gibi bu ktlar arasnda
geirdiimi ve canna okunan dnyann tarihini yazdm.
Anlat ona ac ekmeme ramen yazmaya devam ettiimi;
dnyann bana gelenleri bir bir yazdm, bu rezillikleri
yapanlar ve daha da yapacak olanlarn yaptklarna nasl
arsz yzlerle gldklerini yazacam anlat.
Baklar, makaslar, mzraklar, diye bard bileyci.
Ezechiele denen adam elini ocuun bana koyarak
beni gsterdi. Bu dostumuzu gryor musun? dedi.
Amcan gibi o da ac ekiyor. Dnyann bana gelenler
iin ac ekiyor. Bundan ders al, yeenim. Hadi imdi
dkkna gz kulak ol, ben de Calogero ve dostumuzla
birlikte Colombo'nun orda bir kadeh bir ey ieyim.

144

OTUZ ALTI

Dar ktmzda hava epeyce kararmt, akam


duasnn anlar duyuluyordu.
Bileyci tekerlekli tezghn kollarndan tutarak itmeye
balad. Ben onun yannda, Ezechiele denen adam da,
boynunda iyice sarnd atks, ufak tefek gvdesi ile
aramzda yryordu.
evresine bakan gzleri hzn iinde, ok canna
okundu dnyann, ok canna okundu dnyann! der
gibiydi. Sonra bu gzler bileycinin ilerleyen tezghna
takld.
Tezghn stndeki ne, Calogero? diye sordu
durarak. .
Bileyci de durdu, Acaba nedir? diye sordu o da.
Bir kt paras, dedim.
Bileyci bir lk att. Vay anasn! diye bard.
Gene mi!
Gene mi ceza kesmiler? diye sordu Ezechiele
denen adam.
Gene! diye bard bileyci.
Ellerini ge doru kaldrd, havada garip bir ekilde
bir iki srad, ellerini srd, bandaki korkuluk apkasn
koparr gibi alp yere frlatt. Olur mu!... Olur mu!... diye
syleniyordu durmadan.
Bu ay bu nc oluyor! diye bard. Makaslar,
bizler, baklar, mzraklar, tfekler; havan toplar, oraklar,
ekiler; toplar, daha ok toplar, yz binlerce voltluk
dinamit...
En sonunda Ezechiele Yeu'nun gnei durdurduu
zaman yapt iareti yapt.
145/10

Ve bileyci durdu.
Arkada," dedi Ezechiele.
Syle, arkada, diye karlk verdi bileyci.
Neden ac ekiyoruz? diye sordu Ezechiele
Neden? diye karlk verdi bileyci. Canna
okunmu insanln aclar yznden.
Demek kendimiz iin deil, dedi Ezechiele.
Canna okunmu insanlk iin. Kendimiz iin deil...
Elbette kendimiz iin deil, dedi bileyci.
Sustu. Yeniden tekerlekli tezghnn kollarn
kavrayarak ilerlemeye balad, biz de peine taklp
yrdk.
Peki ama ben bunu nasl deyeceim? diye
homurdanyordu.
O anda kendisini rahatsz eden bir ey duyu-yormu
gibi bir hali vard. Gene durdu, iyice kulak kesilerek
tezghn sarst. Hi para sesi duymuyorum, dedi.
lerleyen akamda hava iyice kararmt, gzleri,
esmer yznde biledii baklarn keskin yzleri gibi
bembeyaz parlyordu. Kk ekmeceyi ekti, iir.'a bakt,
biraz daha ekti, iyice ekip kard, ters evirdi. inden
bir ey dmedi, bunun zerine Ezechiele, Unutma,
kendimiz iin deil, canna okunmu dnyann bana
gelenler iin ac ekiyoruz, dedi.
Unutmadm, diye homurdand bileyci.
Ka para vard? diye sordu Ezechiele.
Ekmek vard, dedi bileyci, arap vard, vergi
paras vard, on alt santim, on alt santim... ler fena
gitmemiti bugn.
Eh, dedi Ezechiele. imdi Colombo'nun or-

146

da benimle arabn iersin, ekmei de izin verirsen


bu akam masamda ben sana ikram ederim..
Peki, dedi bileyci, bam dedemin saygdeer
apkas rtyor, srtm babamn kutsal ceketi koruyor,
edebimi rahip Orazio'nun pantalonu gizliyor, ayaklarma
gelince... nsanlarn birbirlerine iyilii ok, doru, evimi
Gonzaies'in inekleri styor, insan neden ie birden
komal? Bakalarnn cmertliiyle yaamak iin,
Nsral'nn bize rettii gibi...
Ama, oul, dedi Ezechiele, belki zavall garibin
biri almtr paran. Belki de yemeden imeden gnlerce
dolam biridir bu. Aln, susuzluunu gidermesine
yardm ettiin iin sevin duymalsn.
Bileyci susuyordu, iini ekerek tekerlekli tezghn
itmeye, bir yandan da konumaya balad.
ok doru! dedi, ok doru! Bizim ac ekmemizi
gerektiren rezilliklerden deil bunlar. Bunlar iki yoksul
insan arasnda olan nemsiz eyler. Baklar! Makaslar!
Dnyann canna okuyan ok daha baka eyler var!
ok daha baka eyler! diye mrldand Ezechiele.
Baka eyler! Baka eyler! diye bard bileyci.
nemsiz eyler de sadece nemsiz eylerdir, insanlarn
birbirlerine oynadklar kk oyunlar, iinizde bakasna
oyun oynam biri varsa, ilk ta o atsn... Ben, kendim
byle bir oyun oynadm bugn bu dostumuza?
Ya, yle mi? diyerek gld Ezechiele denen
adam.
Evet, kk, on santimlik bir oyun, diye glerek
cevap verdi bileyci.
Ben de gldm, bileycinin oynad oyun anlatl147

di, mz de kk ocuklar gibi gldk,


Her neyse, dedi bileyci, o garip hi olmazsa
vergi parasn braksayd, iyi olurdu.
Glmesi arasnda bir an durdu ve gzleri keskin
baklar gibi parlad.
Bizler! diye bard. Ama o garip gene ayn polis,
cezay kesen ayn polis kpei ise? lk defa olmuyor bu,
tam ceza kesildii gn o gnk kazancmn da kayplara
karmas.
Ezechiele denen adam bileycinin kolunu tutup skt.
Sadece bir raslant!. diye bard. Dnyann
urad ve bizim ac ekmemizi gerektiren felketlerden
deil bu.

OTUZ YED
Souk hava sakindi, anlarn almas durmu,
sessizce yuvalarna ekilmilerdi. Fakat dar yoiun
zerindeki nesnelerin renkleri hl seilebiiiyordu. Birden
bir ey grdm ve bardm: Aa! Bayraa bakn!
Bayrak m? dedi bileyci.
Ne bayra? dedi Ezechiele denen adam.
u kapnn zerinde, dedim.
Ha, Porfirio'nun bayra! dedi Ezechiele denen
adam. Kuma!
ki arkadam da glyordu, hemen Sicilya'da
kumalarn kaplarnn stne bir kuma paras
astklarn hatrladm. Kuman rengi nemli deildi, yeil,
sar, mavi olabilirdi; ama kapnn zerine aslan byle bir
kuma paras o dkknn bir kuma
148

olduunu gsterirdi. Bu dkknn kapsna asl kuma


krmzyd, bileyci bana Porfirio'nun krk bir makas
var, dedi.
yle mi? dedim.
Evet, dedi bileyci. Her zaman bizini bilemek iin
Ezechiele'yi rahatsz etmiyorum, bazan Porfirio-nun
makasn biliyorum.
Bu srada Ezechiele, Belki de dostumuzu Por-firio
ile tantrsak iyi olur, diye nerdi.
Evet, iyi olur, dedi bileyci.
ikisi de beni dkknn iine sokarlarken bileyci
klstr tezghn gene sokakta brakt.
Dkkn fazla derinlii olmayan bir kouk gibiydi. Top
top kumalar kapnn yanndaki bir iskemlenin zerine
ylmt.
erdeki karanlktan bir ses, Buyrun, buyrun,
diyerek bizi aryordu.
iyi akamlar. diye selmladlar dkkncy arkadalarm.
iyi akamlar, diye karlk verdi ierdeki ses. Ben
de dkkn kapamak zereydim.
Kapnn stndeki kuma parasn darda m
brakacaktn? diye sordu bileyci.
Hayr, imdi onu da indirecektim, diye karlk
verdi ses.
Gene krmz asmsn bugn, dedi Ezechiele
denen adam.
Evet, dedi ses, bir sredir hep krmz asyorum.
Ama yarn mavi bir kuma asacam.
Elbette! dedi Ezechiele denen adam. Dnya
deiken.
Deiken! Gzel! Byk! dedi ses.
ok da canna okunmu bir dnya, ok da ca-

149

nna okunmu bir dnya! diye mrldand Ezechiele


denen adam.
Sonra bileyci. Ona arkadamzdan bahset,
Ezechiele, dedi.
Hangi arkada? diye sordu ses.
Karanln iinde sesin geldii yerden bir insan
glgesi belirdi. Sanki btn karanlk kmldyordu; beliren
korkun iri bir glgeydi. O insan iriliinden kan scak,
gr bir ses kapnn aydnlnda gene sordu: Hangi
arkada? Bu bey mi?
Evet, o bey, diye karlk verdi Ezechiele denen
adam. Porfirio, senin gibi, bileyci Calogero gibi, benim
gibi, herhalde yeryznde daha nice nice bakalar gibi
bu dnyann urad felketlerden ac duyan biri o da.
Ya! diye bard iri adam.
Biraz daha yaklat ve lk bir meltemi andran
soluu alnmn zerindeki salarm dalgalandrd.
Ya! diye bard gene.
ri eli ykseklerden inip benim elimi buldu ve her
eye ramen iyiliini belli eden bir sarsla elimi sikti.
Memnun oldum, dedi bamn zerinden gelen bir
sesle.
brlerine dnd: Ac ekiyor, yle mi?
Scak soluu bir rzgr gibi salarmn zerinde esti
ve elimi brakmadan babacan bir sesle yeniden,
Memnun oldum... dedi.
Rica ederim, dedim, nemli bir ey deil.
Nasl? dedi adam. ok nemli. eref duyarm.
O eref bana ait, dedim.
Hayr, efendim. Tamamiyle bana ait.
Sonra gene brlerine dnd ve yeniden sala150

rm yalayan soluunun rzgrn hissettim. Demek ac


ekiyor? dedi.
Evet, Porfirio, dedi Ezechiele denen adam. Ac
ekiyor, hem kendisi iin deil.
yle kendi derdiyle ilgili nemsiz bir ey yznden
deil, diye aklad bileyci. Kendisine ceza kestikleri
iin ya da bir arkadana bir oyun oynad iin deil...
Hayr. dedi Ezechiele denen adam. nsanln
bana gelenler iin ac ekiyor.
Canna okunan dnya iin, dedi bileyci.
ri yar Porfirio karanlkta bama, yzme dokundu
ve yeniden Ya! dedi. Sonra ekledi: Anlyorum,
anlyorum.
Bileyci bunun zerine bir lk att: Makaslar,
baklar!
Makas m? dedi Porfirio yumuak bir sesle.
Koca, da gibi bir karaltyd. Gnl yce bir golfstrim
gibi her yanmz saran bir scaklk yaylyordu
gvdesinden. Uultulu bir rzgr andran kaln, tatl sesi
gene duyuldu: Bak m? Ayn ses devam etti: Hayr,
dostlarm, ne bak, ne makas; yle eyler istemiyoruz,
bize yalnz memba suyu lzm...
Memba suyu mu? diye mrldand bileyci.
Memba suyu mu? diye mrldand Ezechiele.
Porfirio devam etti: Bin kere syledim, gene de
sylyorum. Dnyann urad felketleri ancak su
silebilir, ac eken insanln susuzluunu ancak memba
suyu giderebilir. Ama memba suyunu nerede bulmal?
Nerede bak varsa, orada memba suyu da vardr, dedi bileyci.
1S1

Dnyann neresinde ac ekiliyorsa, orada memba


suyu vardr, dedi Ezechiele.
Artk gecenin karanl iindeydik ve sylediklerimizi
kimseler duymasn diye sesimizi alaltarak konuuyorduk.
Balarmz nerdeyse birbirine deecek kadar birbirimize
yakndk. Porfirio kendisini ve bizi paltosunun scakl
iinde koruyan koca bir Sen Bernar kpeine benziyordu.
Sonra Porfirio gene memba suyundan sz etti;
arkasndan Ezechiele ile bileyci de konutular; szleri
gece, bizler de gecenin iinde glgeler gibiydik; ben de
sanki bir hayaletler toplantsna katlm gibiydim.
Sonunda Porfirio sesini ykseltti:
Hadi gidelim, dedi. Colombo'da hepinize birer
arap smarlayacam.
Kapnn stnde asl olan krmz kuma indirdi,
dkknn kapsn kilitledi ve hepimizi soluunun lk
rzgrna sararak srkleyip gtrd.

OTUZ SEKZ
Ancak Colombo'nun dkknna girince eklinin ve
renginin ne olduu meydana kt. zerinde kahverengi
tyl bir elbise, iki metre boyu, bir metre eni, salar
aarmaya balam biimli ba, mavi gzleri, kestane
rengi sakal ve krmz elleriyle aslnda iyi yrekli kocaman
bir Sen Bernar kpeini andryordu.
iyi akamlar, Colombo! diye selm verdi meyhaneye girerken.
Bileyci tezghn da ieri sokmutu.
ierisi asetilen imbalaryla aydnlatlmt. Baz
152

mteriler Santa Barbara'nn kan diye ark sylyorlard.


Tezghn gerisinde duran Colombo'nun banda
korsan usul balanm sar bir mendil vard.
Merhaba! dedi.
arap, dedi Ezechiele. Beyler benim misafirlerim.
Senin mi? diye yavaa kar kt Porfirio. Sizi
ben davet ettim.
Duvara dayal, nnde masa olmayan bir sraya
oturmu birtakm adamlar, ellerinde kk maden
kupalarla bellerinden yukarlar sallanarak ark sylyorlard.
^Evat ama, nce ben davet ettim, diye aklad
Ezechiele.
te araplar, dedi Colombo, tezgha azna
kadar dolu drt kupa koyarak. Bunlar Bay Ezechie!e-den
olsun. Bay Porfirio da bundan sonrakileri smarlar.
Tabi, dedi Ezechiele.
Anlyorum, anlyorum, dedi Porfirio. Kupasn
kaldrd: eref verdiniz.
Ezechiele ban edi. Ben de yle yaptm. Bi-leyci
bard: Yaasn!
iskemlesiz salonun ortasnda bir mangal vard. ki
gen srtma mangaln yanna melmi ellerini
styorlard. Co'ombo bir fdan boalan bardaklar
yeniden dolduruyor, srann stndeki adamlar sallanarak, alak sesle ark sylyorlar; deme, duvarlar ve
karanlk tonozlar yzyllar boyunca araba eklenen
arabn kokusunu yayyorlard. nsann arapla ilgili btn
gemii imdi bizi iine almt.
Ne yaasn? diye sordu Ezechiele denen adam.
153

Bu yaasn, diye karlk verdi bileyci, elindeki kupay kaldrarak.


Bu mu? dedi Porfirio denen adam. Nedir bu?
Porfirio iti, brleri itiler, ben de itim ve boalm
kupalarmz inko tezghn stne grltyle koyduk.
Colombo fdan gene arap doldurdu.
Dnya, diye bard bileyci. Toprak, orman,
ormandaki cceler; gzel bir kadn, gne, k, gece,
sabah; baln kokuu, ak, esriklik yorgunluk; gnahsz
dler, gnahsz dnya.
Ve Santa Barbara'nn kan, diye bouk sesli
arklar duyuldu srada oturan adamlarn.
kinci kadehlerimizi iiyorduk ki meyhanenin iini
kulaklar sar eden bir uultu kaplad.
Sanmyorum, dedi Porfirio denen adam.
Bununla birlikte, dedi Ezechiele denen adam.
Hayr, memba suyu lzm, dedi Porfire denen
adam.
Yaasn memba suyu! diye bard meyhaneci
Colombo. te size memba suyu! Bu memba suyu
deil mi? ielim arkadalar. Nee hayat memba suyu...
Porfirio kocaman ban sallad, ama arabn da iti.
Herkes iiyordu; ben de itim; mangal bandaki iki srtma
da doymazcasna itiler, srada oturanlarsa boalm
kupalarna bakarak arklarna devam ettiler.
Aalar incirler, am prekleri, diye devam etti
bileyci, namuslu gslerdeki yrekler, bira ve gnlk
kokusu, denizkzlar; zgr kollar, zgr bacaklar, zgr
gsler, rzgrda zgr salar ve deri, zgr yar, zgr
sava! Ah! Of! Ah!
Ah ah! Ah ah! Ah ah! diye ark sylemeye

balad srada oturan adamlar. Mangaln yanna sokulan


iki srtma da, Ah! Ah! dediler.
Meyhaneye baka gelenler oldu. Colombo, Yaayn! diye barp bir yandan mterilerine arap
veriyor, bir yandan da kendisi iiyordu. Ve aadaki
karanlk mahzende yzlerce yldr orada bekleyen plak
araptan ve alar boyunca kendi plaklklar arabn
plaklna karm insanlarn hayaletlerinden baka bir
ey yoktu.
i, dostum, dedi bileyci, nc kadeh arabm
bana uzatarak.
Porfirio, Dostumuz yabanc galiba. dedi benim
iin.
Evet, yabanc, dedi Ezechiele.
nce Calogero'yla tanmlar.
Bir aks var, diye bard bileyci. Memba suyu
var. Dnyann bana gelenler iin ac ekiyor. Dnya
byk, dnya gzel, dnya bir ku; st, alt n, atei, gk
grlts ve selleri var dnyann. Memba suyu olana
memba suyu!
ite size memba suyu, dostlar, dedi Colombo. O
da iiyordu ve sarholuun plakl iindeydi, arap
reten madenlerde bir cce.
Pek de yabanc saylmam, dedim Porfirio'ya.
Saylmaz msn? dedi Ezechiele.
Nasl yabanc saylmazsn? diye sordu Porfirio.
nc kadehimi yavaa yudumlayarak neden
yabanc saylmayacam akladm, Ezechiele'nin ufack
gzleri sevinten parlad.
Ya! Grdn m, ite! diye hayretini belirtti Porfirio.
155

Ferrauto'nun olu olduunu bilmiyor muydunuz?


dedi cce Colombo.
Ferrautolarn ok baklar var, diye bard
bileyci. Yaasn Ferrautolar! Herkes nc kadehini
bitirmiti, bense benimkinin ancak yarsna gelmitim.
Bileyci arabm yere dkp drdnc kadehi ierken
onlara katlmam istedi.
Dedeni tanrdm, dedi Porfirio.
Onu kim tanmazd? diye bard bileyci. Memba
suyu vard onda.
Evet, dedi Porfirio. Buraya gelir, beraber
ierdik...
Yaman bir ikiciydi, dedi cce Colombo.
Duvar dibindeki srada oturan adamlar ackl bir
sesle arklarna devam ediyorlar, hl Ve Santa
Barbara'nn kan n sylyorlard. Bellerinden yukars
yasl ve alkoln plakl iinde sallanp duruyordu.
O da bu canna okunan dnya iin ac ekti, dedi
Ezechiele.
Canna okunan dnya m? Hangi canna okunan
dnya? diye bard arabn arsz ccesi Colombo.
Baban da tanrdm, dedi Porfirio.
Arkadatk, diye ekledi Ezechiele, Hem airdi,
hem de Shakspeare oyuncusuydu. Macbeth, Hamlet.
Brutus... Bir kere bizim nmzde de oynad.
Ah! yamand, yaman! diye bard bileyci.
Baklar, zpknlar! Kor gibi demirler!
Hepsi drdnc kadehlerini ierlerken, ben kadehime azm srmeden babamn iki lemlerini
dinliyordum.
156

Buraya imeye gelirdik, dedi Porfirio.


Burada oyunlardan sahneler oynard, diye atld
atsz cce. Krnz bir pelerin giyer bana Danimarka
Kral olduumu sylerdi.
Bana da Polonius olduumu sylemiti, diye
alakgnll bir sesle mrldand Ezechiele. Ah! Bu
dnyann bana gelenler yznden ok ac ekti!
O anda bileyci yeniden bard: Yaasn!
Kim yaasn? diye sordu Porfirio.
Yaasn! Yaasn! diye bard bileyci.
Yaasn! diye bard bir sarho.
Yaasn! diye baka bir sarho bard.
Yaasn! diye yava sesle mrldand Ezechiele.
Yaasn, yaasn, yaasn, diye arklarna devam
etti srada oturup sallanan hznl adamlar.
Kendi dertlerine yananlar da, dnyann ektiklerinden ac duyanlar da burada, arabn plak mezarnda
bulumular, bu aclarla dolu aalk dnyadan en
sonunda kurtulmu ruhlara benziyorlard.
Mangaln yan bana melmi iki gen srtma
ayk gz yalar dkyorlard.

OTUZ DOKUZ

Bana ve arkadalarma birer kadeh daha, diye


arap smarlad Porfirio.
zerindeki tyl elbisenin dmelerini at, gs
bar meydana kt. Ezechiele de boynundaki atky
gevetti.
157

Bu sonuncu olsun, dedi Porfirio, ama bir kadeh


daha olsun, ielim.
Porfirio alt, Ezechiele ile bileyci beer kadeh
imilerdi bile, bense daha bir iki yudum aldm
drdnc kadehle oyalanyordum. Krmz yz ve elleri,
tek tk ak dm kestane rengi sakal, krlam
salaryla bir devi andran Porfirio yeraltndaki bu arap
lkesinin kralyd. Cce Colombo gibi o lkenin halkndan
biri deil de, fethetmi olduu bu garip dnyaya
yerlemeye gelmi muzaffer bir hkmdar gibiydi.
Oysa arabn memba suyu olduunu yadsyor,
dnyay da unutmuyordu. Hayale kaplmayn, hayale
kaplmayn, diyordu durmadan.
Ne gibi? dedi bileyci.
Ezechiele'nin ufack gzleri birden irkilmiesine
saa sola gitmeye balad. Hayr! diye baryordu
sanki bu gzler.
Sonra Porfirio yedinci bardann sapn krmz eliyle
kavrayarak arabn olduu yerde dnyann kk
hesaplarnn izine rastlanmayacan ileri srd.
Peki ya dnyaya kar ilenen gnahlar? insanla
ve dnyaya kar ilenen o korkun gnahlar? diye
sordu Ezechiele.
Ben, yeniden syleyeyim, daha ancak drdnc
kadehimi iiyordum. Bu kadehten daha ilk yudumu ier
imez, sanki bir ey beni durdurmutu. Artk iemiyordum. arabn karanlk bataklna daha fazla
gmlmeyi gze alamyordum.
dostum, i, diye isteklendirmeye alyordu
Porfirio.
meye alarak bir yudum aldm: dudaklarmda
arabn tad ok gzeldi, ama bir trl yutamyor158

dum o damlay, iimde insanln btn gemii yznden


gnein ve topran bu rnn diri bir ey olarak deil,
yz yllk maaralardan szlm hznl bir hayalet
olarak gryordum. Durmadan canna okunan bir
dnyada bundan baka ne verebilirdi? insanlar kuaklar
boyunca arap imi ve kederlerini kadehlerine
boaltmlar, arapta plakl aramlard bir kuak
baka bir kuaktan, eski kuaklarn karanlk arabna
bulanm plaklndan, onlarn o araba dktkleri
kederden imilerdi.
Ve Santa Barbara'nn kan, diye arklarna devam ediyordu srada oturan mahzun yzl adamlar.
Artk herkesin ba dumanlyd, herkes hznlyd.
Bileyci hznlyd, ama gzieri akmak akmakt.
Ezechiele hznlyd, ama gzleri fldr fldr, canna
okunmu dnyann hortlaklarna raslamann rknts
iindeydi.
Shakspeare oyuncusu babamn karsnda Polonius'u oynamt Ezechiele. Ya Porfirio? Babamn
Hamlet'i karsnda acaba o hangi rol oynayabilirdi?
Sakin olan bir o vard, nk hayale kaplmayan da yalnz
oydu. Gene de arbal bir sorumluluk iindeydi. Bize
bakt,
bana,
Ezechiele'ye,
bileyciye,
tezghtaki
sarholara, mangaln bana melmi alayan
srtmalara ve sraya oturup ark syleyen adamlara.
ark sylerken baz insanlarn alarken yaptklar gibi
hzn iinde balarn iki yana sallyorlard; arklar da
bouk sesli bir ata benziyordu. Porfirio uzun uzun
onlara bakt, sonra gene Ezechiele'ye, bana, bileyciye ve
alayan ve btn akam boyunca hi bir ey imeyen iki
delikanlya bakt. Bana yle geldi ki, bu kadar insan bu
yeralt imparatorluunun karanlna peinden srkledii
iin
159

byk bir znt duyuyordu. Oysa sakindi, cce Clombo ile doast bir alverie girerek kendisini bu
kalabaln dnda tutuyordu.
Artk kimseye bakmyordu. Glmseyen yz arap
ccesi Colombo'nun yaln mutluluundan baka bir ey
grmyordu. Sonra o da arabn dl yatana uzand,
ayakta durmakla birlikte plak, mutlu bir uyku iindeydi;
insanln tarihi boyunca uyuyan o gleryzl eski
uykucuydu bu, arabn Hazreti Nuh'uydu.
Onu tandm ve bardam elimden braktm,
inanmak istediim bu deildi. Bunun dnyayla ilgisi yoktu.
Oradan ktm, dar soka geerek annemin evine
dndm.

KIRK

Annemin evi vadiye bakan sra sra damlarn


uundayd. Evin dndaki merdiveni trmanarak sahanlkta durdum. eri girmek, bir eyler yiyip yatmak
zorunda kalmak istemediimi biliyordum. Bunun yerine
trende olmak istiyordum; onun iin durup bekledim.
Hava baya souktu, dan yukarlarnda olduu
gibi vadinin derinliklerinde de drd bei bir araya
kmelenmi dank klar parlyordu. Hava masmaviydi.
Ve gkte donuk ve tek bana parlayan byk bir yldz
vard.
Sicilya'nn ve sessiz dnyann zerine gece inmiti.
Canna okunmu dnya karanla brnm, diriler
klarn yakarak kendilerini odalarna kapa160

mlar, ller, btn ldrlenler, mezarlarnda oturmu,


dncelere dalmlard. Dndm de, her yanm saran
bu usuz bucaksz gece ardarda geceler gibi geldi bana.
Aalardaki ve tepelerdeki o klar, o dondurucu
karanlk, gkteki o donuk yldz, bir tek gece deil de,
sonsuz sayda gecelerdi; ve dedemin gecelerini, babamn
gecelerini, Nuh'un gecelerini, ikinin plakl iinde ve
savunmasz, aalanm, bir ocuktan ya da bir cesetten
ok daha az insan, olan insanln gecelerini dndm.

161/11

BENC BLM

163

KIRK BR
Bana yle geldi ki, biraz tedeki Gzel Kadnlar
Sokann Sicilya iin ar derecede geceyle ilgili bir ad
vard. Sokaa bu ad geceleri orada dolaan hayaletler
yznden verilmiti sanki.
Orada, savunmasz bir insan geceleri Gzel Kt Ruhlu
Kadnlarn hayaletleriyle karlar, onlarn alaylarna,
satamalarna katlanmak zorunda kalr,
165

hatta onlarn ayaklan altnda ezilirdi. Dnyann ve


insanln bana bel olan insan hareketlerinin gemiten gelen hayaletleriydi bunlar. Bunlar ller deil,
hayaletlerdi, artk, bu dnyann paras olmayan
yaratklard. Ve iki yznden ya da baka bir nedenden
aresiz kalm insanlara ullanmak eilimindeydi bu
hayaletler.
Kendini kral ya da bir kahraman sanan byle bir
adam hayaletlerin ruhunu ele geirmelerine kar duramaz ve o -eski hakaretleri vgym gibi benimserdi.
Ama bir bakas, szgelimi Shakspeare ya da
Shakspeare oyuncusu babam, onlara boyun edirir,
ilerine girer, onlar o pisliin iinden kurtarr, onlara
dler kurdururdu; gnahlarn itiraf ettirir, insanlk iin ac
ektirir, alatr, yalvartr, onlar insan zgrlnn
simgeleri olmaya zorlard. Ayk ya da sarho biri olabilirdi
bu: duru gecelerinden birinde korkusuz dncelere
dalm yaman bir Shakspeare ya da arabn
koyulatrd gecelerinden birinde kendini kr bir
lgnla kaptrm fukara babam gibi.
Babamn en kt yan iince kendini byle kaybetmesi, mutular getiren, mucizeler yaratan bir adam
deil de, plakln rtecek bir paavra isteyen talihsiz
bir Nuh olmasyd.
Neyse ki, ben bunu yapmay bilmiyordum.
Biz pencerede beklerken, en sonunda gece olur,
aasz ve yapraksz uzanp giden engebeli topraklar
rterdi. Babam o akamki oyunu iin giyinmi olarak
belirir, biraz sonra da adamlar ortaya karlard. ,
Duvardaki makas ddn alarak Hazr msnz? derdi.
Biz Hamlet takm, sessizce elle yrtlen demir-

yolu arabasna doluurduk. Annem ortaya yerleir, biz


onun ayaklan dibine otururduk. Babam demiryolu
arabasnn kolunu indirip kaldrrken iki kii de arkadan
itiyordu. Demiryolu arabas ite byle kullanlyordu:
gndzleri demiryolunun bakm iin iileri tayor,
geceleri de Hamlet iin alyordu. Arkadan iten iki kii
bir sre sonra araba yoku aa kendi kendine gitmeye
balaynca atlayp otururlard. Demiryolu arabas kendi
hzyla gidip kn bir istasyonun bekleme salonuna, yazn
dzlk bir yere yaklarken hepimiz susardk. Dzle
varnca, ak havada, buday tarlalarndaki oraklarn,
yaklan enlik atelerinin ve lklarn arasnda oyun
balar, babam traverslerin zerine kurulan sahnede
kendinden gemiesine dolap dururdu.
Ah, sonra gece! Her yandan, dnyann ta br
ucundan kpekler ulurdu. Gkyznn grnmeyen yedi
katnda ve Samanyolundaki dalarda yaseminler aard.
Gkte on, on be yldz belirir, ama havay milyonlarca
yldzn kokusu doldururdu.
Babam ddn avc borusu gibi ttrr ve araba
yola kard.
Sonra kulana bir ses gelir ve barrd: Kim var
orda?
Hattn zerinde, biraz daha ilerde bir baka demiryolu arabas olabilirdi bu.
Polonius, diye bir karlk gelirdi.
Ya da: Fortinbras.
Ya da belki: Horatio.
Ve bunlarn hepsi itikleri arabn gcyle o hayaletleri hkmleri altna alan yaln ve lgn adamlard.
167

Bunlar hatrlayarak, Ah, zavall dnya! Zavall


dnya! diye bardm.
Belleimden baka bir yerden hi bir karlk1
beklemiyordum; oysa ayaklarmn dibinden bir ses geldi.
Hm! diyordu ses.

KIRK K

Acaba baka bir bileyci mi, diye dndm.


Ayaklarma doru eilip baktm, ama hi bir ey
gremedim. Souk sessizliin iinde sadece her zamanki
parltlar vard.
Kim var orda? diye bardm.
Hm! dedi ses yeniden.
Gzlerimi aarak bir daha bakndm. Gece iin
kendilerini odalarna kapayan insanlarn oturduklar
evlerden gelen klardan baka trl klard bunlar. O
klar snmt. Bunlar vadi boyunca yere braklm
demiryolcu fenerleri gibi daha krmz bir kla
parlyorlard. Ama ben Hm? diyen adam aryordum
durmadan.
Hm! dedim ben de. Hm?
Hm! Hm! Hm! diye karlk verdi korkun ses.
Bu sesin sahibini bulmaya karar verdim, aa doru
yrdm zaman kendimi terkedilmi fenerler gibi
parlayan klar arasnda buldum ve bunlarn llerin
klar olduunu anladm.
Ha, mezarlktaymm, dedim.
Hm! diye karlk verdi ses.
Sen kimsin? diye sordum. Mezarc msn?
168

Hayr, hayr, dedi ses. Askerin biriyim ben.


Ses yakndan geliyordu. Sahibini seebilmek iin
gzlerimi iyice atm. Fakat llerin klar evrelerini
aydnlatmyorlard. Garip! dedim.
Asker gld. Garip mi?
Belki de burada nbet tutuyorsun? dedim.
Hayr, dedi asker. Dinleniyorum.
Bu mezar talarnn arasnda m? diye sordum.
Mezar talar ok rahat, dedi asker.
Belki de lleri hatrlamak iin buraya gelmisindir? dedim.
Hayr, dedi asker. Daha ok yaayanlar hatrlamak iin demek daha doru olur.
Ya, dedim. Herhalde sevgilini hatrlamak iin.
Az ok herkesi hatrlamak iin. Annemi, kardelerimi, arkadalarm, arkadalarmn arkadalarn,
Macbeth'i oynayan babam.
Macbeth'i oynayan baban m? Baya armtm.
Elbette, dedi asker. Adamcaz hep kral rollerine
kmaya baylrd.
Nasl olur? diye bardm.
Niin olmasn, dedi asker, insanlar tanrlarn
sradan kimselerde nefret ettikleri eyleri krallarda ho
grdklerini sanrlar.
Ama nasl olur? diye bardm gene. Benim
babam da yledi...
Olur a, dedi asker. Btn babalar yledir. Sonra
kardeim Silvestro'yu...
la benzer bir ses kt azmdan. Kardein
Silvestro'yu mu?
169

Ne baryorsun? dedi asker. nsann Silvestro


adnda bir kardei olamaz m? Zavall ocuk.
Hayr, dedim, benim adm da Silvestro da.
Ne yapalm? dedi asker. Adlar o kadar az,
insanlar o kadar ok ki.
Kardein otuz yanda m? diye sordum.
Hayr, efendim, dedi asker. On bir, on iki yanda
bir ocuk. Ksa pantolon giyiyor, bol sal gzel bir ba
var ve k. Dnyaya k. Baya tutkun dnyaya. Benim
u anda olduum gibi o da...
Senin gibi mi? diye mrldandm.
Evet, dedi asker, ikimizin de sevgisine bir zarar
gelemez, onun ocuka sevgisine, benimse...
Seninse? diye mrldandm.
Hm! diyerek gld asker.
Elimi uzattm. Nerdesin?
Burda, dedi asker.
Ellerimi uzatarak yaklatm, ama hi bir ey bulamadm, llerin parltsz klar arkamda uzun bir yol
gibiydi, evremde ve nmde baka klar da vard.
Nerdesin? diye yeniden sordum.
Burdaym, dedi asker, Burda.
Ha, br tarafta, dedim.
Elbette, dedi asker, br taraftaym.
Ne demek istiyorsun? diye bardm. Sol tarafta
m?
Hm! dedi asker.
Durdum. Belki de vadinin dibine kadar inmitim,
llerin parltsz klar imdi bamn zerinde kalmlard. Peki, diye bardm. Burda msn, deil
misin?
Ben de kendime bunu soruyorum bazen, diye
karlk verdi asker. Burda mym, deil miyim? Hi
170

deilse hatrlayabiliyorum, grebiliyorum...


Baka? diye sordum.
Bu kadar yeter, dedi asker. Kardeimi gryorum ve onunla oynamak istiyorum.
Ya! dedim. On bir yandaki bir ocukla m?
Niin olmasn? dedi asker. O benden byk. O
on bir yandaysa, ben yedi yandaym.
Ne? diye bardm. Hem yedi yandasn, hem
de askersin, ha?
Asker iini ekti ve yaknan bir sesle, Bu noktaya
varmak iin yeterince ac ektim herhalde, dedi.
Bu noktaya varmak, yani asker olmak iin mi?
dedim.
Hayr, dedi asker. Yedi yana varmak iin.
Kardeimle oynamak iin.
Kardeinle oynuyor musun? dedim.
Ne sandn, dedi. Yksek izninizle ayn zamanda
oyun da oynuyorum.
Ayn zamanda m? dedim. Baka ne yapyorsun
ki?
Bir sr eyler, dedi. Bir kzla konuuyorum. Ba
buduyorum. Bir baheyi suluyorum. Kouyorum...
Bu mezar talarnn ortasnda olduunu unuttun,
galiba, dedim.
Hi unutur muyum, dedi. Ayn zamanda burda
olduumu, bana hi bir eyden zarar gelmeyeceini
biliyorum... Evet, bu bakmdan gnlm rahat.
Mutlusun, demek, dedim.
ini ekti. Nasl mutlu olabilirim? st kar ve kanla
rtl bir tarlada otuz gndr yatyorum, dedi.
Neler samalyorsun? dedim.
Onu benden ayran byk sessizlii duyabilmem iin
asker hemen karlk vermedi.
171

Hm! dedi asker.


Hm? dedim.
Haklsn, dedi asker. Kusura bakma. Szn
gelii ite.
Oh diyerek igdyle elimi uzattm.
Nerdesin? dedim. Burdaym, dedi
asker.

KIRK

Deminki gibi, birka dakika saa sola bakp onu


aradm, sonra bu iten vazgetim.
ok karanlk, dedim.
yle, diye karlk verdi.
Yryp bir mezar tana, bir lnn nn yanna
oturdum. Oturaym daha iyi.
Evet, daha iyi, dedi asker. Hele biraz sonra oyun
balayacana gre.
Oyun mu? dedim. Ne oyunu?
Oyunu grmeye gelmedin mi? diye sordu asker.
Oyundan hi haberim yok.
yleyse otur da, gr... Bak geliyorlar.
Kim bunlar? dedim.
Asker: eit eit insanlar; krallar ve dmanlar,
yenenler ve yenilenler...
Ben: yle mi? Ben kimseyi gremiyorum...
Asker: Belki de karanlktandr.
Ben: yleyse niin oynuyorlar?
Asker: yle gerekiyor. Tarihin bir paras onlar...
172

Ben: Peki, ne oynuyorlar?


Asker: Onlara n kazandran olaylar."
Ben: Nasl? Her gece mi?
Asker: Her zaman, efendim, her zaman. Shakespeare onlar dizelerine koymamaya, yenilenlerin cn
almamaya ve yenenleri balamaya karar verdiinden
beri.
Ben: Nasl?
Asker: Syledim ya.
Ben: yleyse korkun bir ey olmal bu.
Asker: Korkun bir ey.
Ben: Her halde ok ac ekiyorlardr. Servenleri
dile getirilmeyen Sezarlar, Macbethler.
Asker: Adamlar, yandalar, askerleri de. Ac
ekiyoruz, beyim, ac.
Ben: Sen de mi?
Asker: Ben de.
Ben: Peki ama, sen niin ac ekiyorsun?
Asker: Ben de oynuyorum da ondan.
Ben: Oynuyor musun? u anda da oynuyor musun?
Asker: Her zaman oynuyorum. Son otuz yldan
beri.
Ben: Peki ama, on bir yandaki aabeyinle oynadn sylememi miydin?
Asker: Evet. Ayn zamanda bir kzla konuuyorum,
ba buduyorum, bahe suluyorum...
Ben: Baka?
Asker karlk vermedi.
Baka? diye yeniden sordum.
Hm! dedi asker.
Hm m? Niin hm? diye bardm.
Asker gene karlk vermedi.
173

Orda msn? diye bardm.


Burdaym, dedi asker.
Ben: Gittin sandm.
O: Hayr, burdaym.
Ben: Gitmeni istemiyorum da.
O: Bir yere gittiim yok.
Peki, dedim.
Duraksadm. Sonra gene, Peki, dedim. Sonra
gene duraksadm. Ama gene, Peki, dedim. En sonunda, Korkun mu? diye sordum.
Ne yazk ki, yle, dedi. Bir kle gibi zincire
vurulmak, her gn kar ve kan kapl bir sava alannda
hunharca hanerlenmek.
Ah! diye bardm. Senin roln bu mu?
Evet, dedi asker.
Peki ok ac ekiyor musun?
ok, dedi. Milyonlarca kere.
Ben: Milyonlarca m?
O: Baslm ve sylenmi her kelime, dikilmi her
milimetre tun ant iin.
Ben: ok alamak zorunda kalyor musun?
O: Hepimiz alamak zorunda kalyoruz.
Peki ama, dedim, kardeinle oynuyorsun, bir
kzla konuuyorsun, btn o br ileri yapyorsun...
Bunlar avutmuyor mu seni?
Bilmem ki, dedi asker.
Bunlar yetmiyor mu? diye sordum.
Bilmiyorum, dedi gene asker.
Benden gizlediin bir ey var, dedim. Sanki hi
bir eyden zarar grmeyecek gibi sakin bir halin vard...
yle, dedi asker.
yleyse aladn doru deil, diye bardm.

174

Ah, ah! diye iini ekti asker.


ekingen bir sesle sordum: Seni avutmak iin bir
ey yapamaz mym?
Gene bilemeyeceini syledi.
Bir sigara filn, dedim.
Elimi cebime atp cgara aramaya baladm. Birer
tane yaksak m? diye ekledim.
Yakalm, dedi.
Bir cgara uzattm. Buyur, dedim.
Ama cgara elimde kald. islerdesin? diye bardm.
Burdaym, dedi asker.
Ayaa kalktm, bir adm attm, bir adm daha attm,
cgara hl elimde duruyordu.
istiyor musun, istemiyor musun? diye bardm.
istiyorum, istiyorum, diye bard asker.
Al yleyse, diye bardm
Asker karlk vermedi. Barmaya devam ettim.
Sonra komaya baladm ve kendimi vadinin dnda,
gene annemin evinin eiinde buldum. Aada, ok
uzaklarda, mezarln klar grnyordu.

KIRK DRT

Gecenin daha sonraki saatlerinde uyudum ve


olanlar unuttum. Ama uyandm zaman hl geceydi.
Sicilya ve karla kapl dalar souk klden bir kefen
altnda yatyordu. Gne daha domamt, doaca da
yoktu; geceydi, huzursuz ve uykusuz bir gece; kargalar
havada kanat rpyorlard; arada bir
175

de bir dam zerinden ya da bir mutfak bahesinden atlan


silh sesleri duyuluyordu.
Ne oluyor? diye sordum anneme.
aramba, diye karlk verdi annem.
Her zamanki gibi sakindi, ayanda erkek ayakkablar, srtnda battaniyesiyle keyifsiz ve konumak
istemeyen bir hali vard.
Bugn gidiyorum, dedim anneme.
Annem omuz silkti. Oturmutu, banda Sicilya'y
rten kller vard.
Peki ama ne oluyor? diye bardm.
Kalkp sahanla ktm; annem de arkamdan geldi.
Beni gzetiyor gibiydi.
Bum diye bir silh sesi duyuldu.
Neye ate ediyorlar? diye sordum.
Annem kapda durmu havaya, kargalarn utuu
yerlere bakyordu.
Onlara m? diye sordum.
Evet, onlara, dedi.
Sonra gene st ste silh sesleri duyuldu. Havay
dolduran kllerde delikler ayor, ama kargalar yaralanmadan barp duruyorlard.
Glyorlar, dedim.
Sen daha aylmadn m? dedi annem.
Ona baktm. Annem orada durmu, dediim gibi,
bana bir ey olmasn diye beni gzeten bir hali vard.
Sarho muydum? diye sordum.
Onun da m farknda deilsin! dedi annem. Tpk
babann eve sarho dnd zamanlardaki gibi geldin.
Gzn bir ey grmyordu. Kendini benim yatama attn,
ben de divanda uyumak zorunda kaldm.
Yeniden bir yaylm atei duyuldu.
Babana da, sana da ne oluyor, bilmiyorum, di176

ye devam etti annem. Deden ark syler, akalard


itii zaman.
Bir baheden drdnc, sonra beinci yaylm atei
ald, ama kargalar klrengi yksekliklerde bir ey
olmadan, barp glerek uuyorlard.
Bu kargalar ne aryor burda? diye bardm.
Annem imdi dikkat kesilmiti, kulardan birinin
dmesini bekliyordu.
Gerekten bunlara m ate ediyorlar? diye sordum.
Altnc, yedinci bir yaylm atei duyuldu, annemin
can sklmaya balamt.
Nafile. Vuramyorlar, dedi.
Evin iine girip bir ifteyle koarak dnd ve kendisi
ate etmeye balad.
Bum! Bum!
Ama kargalar, menzil dnda, aldrsz uuyorlard.
Glyorlar, dedim.
Bum-bum-bum! diye karlk verdi annem.
Merdivenlerin dibinden tknaz bir kadn baryordu.
Anneme bir haber getirmi, silah ve karga seslerinin
arasnda, Talihli ana! diye ona sesleniyordu.

KIRK BE
Annem mutfaa dnp bir ey sylemeden oturdu.
Mangal orta yerde iin iin yanyordu. Ar ar
maay ald, silkeleyip kln iine daldrd, korlar birer
birer ayklad. Sonra kalkp sobann yanna gitti. Hi bir
ey anlamadn sandm.
177/12

Gitmeden benimle bir iki lokma bir ey yer misin?


diye sordu.
Nasl istersen, dedim. Nasl istersen.
Durmadan hi bir ey anlamadn dnyordum.
Hatta, Sicilya yolculuum artk bitmek zere olduu halde,
onun iin bir ey yapmaya hazrdm. Sevgili ihtiyarck!
Talihli ana! nceki gnk gibi ringa balna fit olup
olmadm, hindiba isteyip istemediimi sordu. Bu arada
kahve isteyip istemediimi de sordu ve hazrlamaya
koyuldu. gren her kadn gibi kendini yapt ie
kaptran ve kahveyi sobann stnde yapmaya alan
annemi seyretmeye koyuldum ve onun, kendimin,
babamn, savata len kardeimin yalnzln dnerek
rperdim.
Kata gidiyorsun? diye sordu annem.
Sicilya somutlamt, bu da ac veriyordu bana.
Ayn akam yola kacak bir saatte Siracusa'ya varmak
istediimi syledim. Annem bir yandan kahve tyor,
bir yandan da tren ve posta saatlerini hatrlamaya
alyordu.
Biraz sonra, Seni de askere almasnlar da, dedi.
O zaman her eyi anladnn farkna vardm.
Ha!
Gene gelirsin, umarm, diye ekledi.
Geldiime sevindin mi? diye sordum.
Elbette, dedi. insan olunu on be yl sonra
grr de, hi sevinmez mi...
Kahveyi tme iini bitirdi, suyun kaynadn
grnce sobann, yalnzln dolduran btn o eyann
yanna gitti.
Yllar gelip geiyor, diye devam etti, ocuklar
gelip geiyor...
178

Pencerenin dndan hl karga sesleri geliyordu.


u kargalar! dedi.
Peki ne aryor bu kargalar burada? diye sordum.
Annem omuz silkti. Arada bir geliyorlar ite, dedi.
Bir sessizlik oldu, sonra sordum, kimdi?
Annem mutfan deiik kelerine dalm ocukluk eyalarmza bakt, gzleri uzaklara dald, sonra
gene mutfaa dnerek, Liborio'ydu, dedi.
Ha, ortanca kardeimiz! dedim.
Daha gz bir ey grmemiti, sonra askere arlnca ok sevinmiti, dedi. Gittii her yerden bir kart
atard bana. Geen yl tane, bu yl iki tane gndermiti.
ok gzel ehirlerden. Kim bilir ne kadar sevmitir
oralar!
Savatan zarar gren ehirleri mi? diye sordum.
Galiba, dedi.
Peki, sevinli miydi? diye bardm.
Gerekten baryordum. Sonra ekledim: Bir ocuk
iin gzel bir ey!
Kt eyler dnme, dedi annem.
Kt m? diye bardm. Bunu da nerden kardn? Herhalde bir kahramand olun.
Annem bu szleri kt niyetle sylemiim gibi bana
bakt. Hayr! dedi. Zavall ocuun biriydi. Dnyay
grmek istiyordu. Seviyordu dnyay.
Neden bana yle bakyorsun? diye bardm.
Yiitti. Zaferler kazanan, lkeler alan bir kahramand.
Daha da ok baryordum. Sonra bizim iin ld.
Benim iin, senin iin, btn Sicilyallar iin, b179

tn bunlar devam etsin diye, Sicilya in, bu dnya iin.


Dnyay seviyordu!
Hayr! dedi annem. Hayr! ocukluunuz beraber geti. Sen on bir yandaydn, o yedi. Sen
Ver u kahveyi, diye bardm.
Peki, dedi.
Fincan doldurup getirdi. Kahveyi nme korken
ekledi: Geri dnm olsayd, ayn insan olabileceini
sanmyorum. Zavall ocuk! Seviyordu dnyay.

KIRK ALTI

Annemin bundan baka bir ey dnmediini


grdm: dnyay seven ve her delikanl gibi iinde
dnyay grmek, gzel ehirlere gitmek, kadnlar tanmak
zlemlerini besleyen zavall olundan baka. Kahvemi
yudumlarken, annem ok garip bir eye bakarm gibi
bana bakyordu; sanki ben kahvemi korku ve fke iinde
yudumluyormuum gibi. Aslnda, onun olunu zavall biri
olarak dnmesini ve benim kardeimi yedi yanda
saymam kabul etmeyen bir halim olduunu sanyorum.
Bir askerin yedi yanda olmasn kabul edemiyordum.
Onun iin, gerek bir ac ve gerek bir fkeyle, Hay
Allah! diye bardm.
Annem gene mangaln yanndaki iskemleye oturdu
ve yava sesle, Anlamadm yalnz bir ey var. Neden
talihli dedi o kadn bana?
Bunda anlalmayacak ne var, dedim hemen.
Onun lm iin sayg duyuyor sana.
Annem: Onun lm bana sayg m kazandryor?
180

Ben: lerek o sayg grmeyi haketti...


Gene kt niyetle konuuyor muum gibi bana bakt.
Gerekten de, ne zaman gzgze gelsek, her seferinde
kukulu, yaknan bir gzle bakyordu bana. Gene sitemli
bir sesle, Benim iyi talihim de bu mu?
Onun kazand eref sende yansyor, dedim
inatla. Onu sen dourdun.
Ama onu yitirdim artk, dedi hl sitemli bir sesle.
Bana talihsiz demek daha doru olur.
Hi bile, dedim. Onu yitirmekle talihin ald.
Talihlisin.
akna dnen annem bir an iin sessizce dnd.
Bana hl kuku ve sitemle bakyordu. Kendisini benim
peneme dm biri gibi hissediyordu.
O kadnn benimle alay etmediine emin misin?
diye sordu.
Elbette, dedim. Ne sylediini ok iyi biliyordu.
Gerekten beni talihli mi sayyor? diye sordu.
Ne sandn, dedim. Senin yerinde olmay ok
isterdi.
O: Benim yerimde mi? Ne demek istiyorsun?
Ben: Senin yerinde, Liborio'yu yitirmi olarak...
Gurur duyard bundan.
O: yleyse beni kskanyordu...
Ben: Seni her kadn kskanr.
Annem eksilmeyen bir kukuyla bana bakmaya
devam etti. Kendisini benim peneme dm hissettii
belliydi. Kendini tutamayarak, Kuzum neler sylyorsun? dedi.'
Gerei sylyorum, dedim. Kitaplar da yle
yazyor. Okul kitaplarndan aklnda bir ey kalmad m?
181

Ben ancak nc snfa kadar okudum, dedi.


Ben: Hi tarih okumadn m?
O: Mazzini, Garjbaldi!
Ben: Ya Sezar, Mucius Scaevola, Cincinnatus,
Coriolanus. Roma tarihinden hi bir ey hatrlamyor
nusun?
O: Gracchuslarn anas olan Corneliann sylediklerini hatrlyorum.
Ben: ok iyi! Ne demi Cornelia?
O: Onun mcevherlerinin oullar olduunu syemi.
Ben: Grdn m? Cornelia vn duyuyordu
oullarndan.
Annem bunu duyunca gld. Hay aptal! diye
bard. Ama Cornelia'nn oullan lmemilerdi ki.
Tamam! dedim. Daha lmemilerdi. yleyse
Cornelia neden vn duyuyordu onlardan dersin?
Neden? diye sordu annem.
nk lmeye hazrdlar da ondan... Romal bir
anayd Cornelia. dedim.
Annem omuz silkti. Gene ne dneceini bilemiyor,
bana kukuyla bakmaya devam ediyordu.
Anlamyor musun dedim. O kadn da bir eit
Cornelia olarak grd seni. Cornelia gibi biri olmak
istemez misin?
Bilmem, dedi annem kukulu bir sesle. Nasl bir
kadnm bu Cornelia?
Oo, byk bir kadn! dedim. Soylu bir kadn,
ana bir kadn...
Gzel miymi? diye sordu annem.
Hem gzel, hem akll. Uzun boylu. Sarn. Senin
gibi, her halde.
182

Bana bak! diye bard annem. Neden o kadar


ad geiyor kitaplarda?
Srf oullar yznden,) diye bardm.
Talihli kadn! diye bard annem.
Grdn m? dedim. Sen de yle talihlisin ite...
ard. Ben mi? Yz al al olmu, battaniye sarl
gvdesi heyecanla sarslarak bard: Benim hakkmda
da yazacaklar m, demek istiyorsun, yani kitaplarda?
Eh, dedim. Senin ve olun hakknda, ikiniz de
edebiyatn bir paras oldunuz bile.
Annem iyice akna dnmt. Kendini toparlamakta glk ekiyordu; artk benden de kukulanmyordu.
Edebiyatn m? diye bard. Edebiyatn m?
Tarihin, dedim. Bu dnyadan ayrlarak tarihin bir
paras olduunu bilmiyor muydun? Senin de onunla
birlikte...
Benim de onunla birlikte mi? diye bard annem,
iyice kendinden geerek.
Onunla birlikte, diye bardm. Onunla birlikte.
Sen kendini hl bu dnyann bir paras m sanyorsun? diye bardm. Bu memleketin, bu Sicilya'nn?
Hayr, anacm, diye daha yksek sesle bardm. Greceksin, arp madalya verecekler sana.
Madalya m? diye bard annem.
Evet, gsne takmak iin, diye haykrdm.
Sonra sesimi alaltarak sakin bir tonla devam ettim:
Olunun dnyaya, o ehirlere, Sicilya'ya hizmetleri iin.
183

Hizmetlerinin dl olarak bir madalya, diye


szm bitirdim.
Ama tam o anda annem alamaya balad. Nasl
olur? diyordu. Zavall bir ocuk o.
Korkmaya balamtm. Ayn zamanda hatrlamaya
balamtm.

KIRK YED

Ne demekti zavall ocuk?


Mutfakta etrafma bakndm; sobay, onun zerindeki
atlak mlei, biraz tedeki ekmek kutusunu, srahiyi,
musluu, iskemleleri, masay, dedemden kalma olduunu
syledikleri duvar saatini grdm ve baktka korkuyla
rperdim. Anneme de korkuyla baktm. Bu eyalarn
arasnda battaniyesine brnm, ayr ayr onlarn
hepsine benziyordu: zamanla, insanln gemiiyle,
ocukluk gnleriyle, erkekler ve ocuklarla dolu, ama
tarihle hi ilgisi olmayan bir grn vard. Burada,
mutfakta, ayanda babamn kunduralar, mangalda
durmadan ringa bal kzartarak gnlerini geirmeye
devam edecekti. Anneme baktm ve korktum.
Kim daha zavall bir ocuk diye sordum kendi
kendime.
Kim daha zavallyd?
Dediim gibi, korkmutum. Sonra hatrlamaya
baladm. Hatrlamaya balaynca da cebimden bir cgara karp yaktm. Gnn ilk cgarasyd bu, dn gece
sarhoken sakladm tek cgara. Cgaram yakp kibrit
pn attm; cgarann ne olduunun far184

kna varrken yava yava parmaklanma yalar dkldn grdm.


Cgaram ierek evden ktm. Klrengi gkte
kargalar, Gak, gak, gak, diye lklar atyorlard.
Merdivenlerden sokaa indim, artk yolculuktaki gibi
hareket halinde olmayan, duran Sicilya'nn sokaklarnda
dolatm. Bir yandan cgaram iiyor, bir yandan
alyordum.
Ah! Ah! Alyor! Acaba niin alyor?" diye birbirlerine baryordu beni izleyen kargalar.
Karlk vermeden yrdm. Siyahlar iinde yal bir
kadn peime taklp, Niin alyorsun? diye sordu.
Cevap vermeden, cgaram iip alayarak yrdm.
Sonra meydanda, ellerini ceplerine sokmu bir hamal,
Niin alyorsun? diye sordu.
O da peime takld, ama ben hl alayarak yrdm, bir kilisenin nnden getim. Papaz bizi, beni ve
arkamdan gelenleri, grd. Yal kadna, hamala ve
kargalara, Bu adam niin alyor? diye sordu. Sonra o
da peimize takld.
Yolda birtakm ocuklar bizi grp bardlar:
Aa! Hem cgara iiyor, hem alyor!
Gzne duman kam da, ondan alyor! dediler.
Sonra onlar da tekiler gibi peimize takldlar ve
oyunlarna devam ettiler.
Onlarn arkasndan bir berber, bir marangoz, bir
dilenci, ba earpl bir kz, sonra bir baka dilenci de
bizimle yrmeye baladlar.
Beni grnce, Niin alyorsun? diye soruyorlard.
Ya da arkamdan gelenlere soruyorlard: Niin alyor?
185

Hepsi peimden gelmeye balamlard, bir arabac,


bir kpek, Sicilyal adamlar ve kadnlar, hatta bir inli bile
vard aralarnda.
Niin alyorsun? diye soruyorlard.
Ama onlara ne cevap vereceimi bilemiyordum.
Herhangi bir ey yznden alamyordum. Aslnda,
alamyordum bile; yalnz hatrlyordum, hatrlaym da
bakalarna gzya gibi grnyordu.
Ne yapabilirdim? Yoluma devam ettim. En sonunda
kendimi savata lenler iin dikilen tuntan plak kadn
heykelinin dibinde buldum; yolculua ktm u bir ka
gn iinde karlap konutuum btn arkadalar, btn
o Sicilyallar evreme toplanmlard.
insann baka devleri de vardr, dedi Koca
Lombardiyal. Alama.
Alama, dedi hasta olan dostlarm.
Alama, dedi tandk kadnlar.
Portakall kk arkadam da, Alama, dedi.
Catanial adam da oradayd, o da, Beyin hakk var,
alama, dedi.
Ee! dedi kuru saz sesli ufak tefek ihtiyar.
Sizin iin alamyorum ki, dedim. Alamyorum
ki.
Tuntan kadnn ayaklar dibindeki bir basaman
zerine oturdum; evremi saran dostlarm durmu
kendileri iin aladm dnyorlard.
Alamyorum, diye devam ettim. Alamyorum.
Aylmaya alyorum.
Ne demek istiyor? diye sordu Bykl Byksz'a.
Bizden bir ey gizliyor, dedi Byksz Bykl'ya.
Alamyorum, dedim gene. Bir ey gizlemiyorum.
186

ok ktle urad dnya, diye bard Ezechiele.


Ama ben bu dnyada alamyorum, dedim.
Anas iin alyor, dedi du bir kadn.
Bir kadn da, len kardeine alyor, dedi.
Hayr, hayr, dedim. Bu gz yalan benden
dklmyor. Bu dnyada alamyorum.
Alamadm, her hangi bir insan ya da ey iin,
Sicilya'da ya da dnyada alamadm bir daha syledim. Onlara hoakaln diyerek gitmelerini, sadece
aylmaya altm yeniden syledim.
Nerede sarho oldun? diye sordu bileyci.
Mezarlkta, dedim. Ama konumayalm.
Ya! dedi bileyci.
Cgaram da, hatrlamam da bitmiti. Bunun zerine
alamam da sona erdi.

KIRK SEKZ

Ve gzlerimi anttaki plak tuntan kadna kaldrdm.


nsan boyutlarnn iki misli, dz tun derili, gen ve
gzel bir kadnd. Bacaklar, memeleri, kalalar, karn ve
kollar olan, annemin deyimiyle zene bezene
yaratlm bir kadn... Aslnda, bir kadn kadn yapan her
zellii vard, sanki erkein kaburga kemiinden daha
yeni yaratlm gibiydi.
nsana gizliden cinsellii artrlyordu sanki: uzun
salar cinsel bir yumuaklkla boynuna dolanyor, iindeki
baldan ve orta yerde olmas gerekenden iki misli irilikte
tuntan bir plaklk iinde durmasn187

dan gelen cinsel bir eytanlkla glmsyordu. Kalkp


daha iyi gzden geirmek iin evresinde dolatm.
Dostlarm beni seyrediyorlar, yallar gz krpyor, kadnlar ve kzlar balarn nlerine eiyorlard. Koca
Lombardiyal cidd cidd ksrd.
Gerekten bir kadn bu, dedim.
Bileyci yanma yaklat, kaidenin stne kp yanmda durarak benim gibi gzlerini yukar kaldrd.
Elbette, diye bard. Kadn ya.
kimiz de gzlerimizi kadna dikerek evresinde
dolatk.
Burasnda st var, dedi bileyci ve gld.
Antn dibindeki kzlar da gldler. Koca Lombardiyal ise glmsedi.
Kadn, kadn, dedim.
Bir iki adm geri ekildim, bileyci de beni izledi, ikimiz
de kadnn gvdesinin tmn seyrettik.
Fena deil, ha? dedi bileyci.
Bileyciye kadnn glmseyiini gsterdim, o da beni
dirseiyle hafife drterek, Ah! Ah! dedi. Kadn bir elini
ge kaldrm, brn gsnn zerinden teki koltuk
altna uzatm dimdik duruyor ve glmsyordu.
Her eyi biliyor, dedi bileyci.
Kaidenin dibindeki kzlardan biri gld. Bilinecek ne
varsa, biliyor, diye ekledi bileyci.
Daha fazlasn da biliyor, dedim. Kendisine
kimsenin bir ey yapamayacan biliyor.
Sahi mi? diye sordu bileyci.
Elbette, dedim. Tuntan olduunun farknda.
yle ya! diye bard merakl seyircilerim.
Belli deil mi? diye devam ettim.
Belli, belli, elediler.
18S

Bir basamak inip oturdum. Onlar bir iki adm geri


ekilerek oturdular.
Bu kadn onlar iin burada dikili, dedim.
Hepsi bu dnceme katldlar.
Bunlar sradan ller deil, diye devam ettim. Bu
dnyadan deil onlar, baka bir dnyadan, bu kadn da
onlara ait.
Hm! dedii duyuldu askerin.
Bu kadn onlara adamakla soylu bir davranta
bulunmu olmuyor muyuz? dedim. Bu kadna sayg
gstermekle onlara sayg gstermi oluyoruz.
Hm! diye araya girdi asker. Hm! Hm!
Ve bu kadnn ahsnda, diye devam ettim, bu
kadnn ahsnda...
Sustum, ben susunca, asker benim azmdan
yksek sesle, Hm! dedi.
Oturup beni dinleyenler, Hm? diye sordular.
Hi, dedim. Sadece Hm! dedim.
Ama asker gene benim azmdan, Hm! dedi.
Bunda bir i var, galiba? dedi Bykl Byksza.
ifre, diye karlk verdim.
Birbirlerinin yzne bakt Sicilyallar.
Ya! dedi Porfirio.
Evet, dedi Ezechiele.
Elbette, dedi bileyci.
Koca Lombardial da bayla yle olduunu belirtti.
Herkes bayla ayn iareti yapt. Biri, Ben de biliyorum,
dedi.
Neyi biliyorsun? diye sordu Bykl.
Neyi biliyorsun? diye Byksz da sordu.
Bamzn zerinde, tuntan kadn glmsyordu.
ok ac ekiliyor mu? diye sordu Sicilyallar.
Kadn kahkahalarla glmeye balad.
189

SON SZ

KIRK DOKUZ
te Sicilya'da gn gece sren ve balad
gibi biten konumalarm bunlard. Ama konumalar
bittikten sonra olan bir eyi de aklamam gerekiyor.
Vedalamak iin annemin evine dndm zaman,
annemi mutfakta; bir adamn ayaklarn ykarken buldum.
Adam srtn kapya dnm, oturuyordu. ok yalyd. Annem yere diz km, bir leenin iinde adamn
yal ayaklarn ykyordu.
Anne, ben gidiyorum, dedim. Posta gelmi.
Adamn karsna diz km olan annem bana
bakt.
Bizimle yemee kalmyorsun demek? dedi.
Adam ne benim, ne de annemin szleri zerine
ban evirdi. Ak sal, ok yal bir adamd; dnceye
ya da uykuya dalm gibi ban nne emiti.
Uyuyor mu? diye sordum anneme alak sesle.
Hayr, dedi annem. Alyor sersem.
Her zaman byleydi, diye ekledi. Ben doururken de alard, imdi de alyor.

190

Ne diyorsun1? diye hayretle fsldadm. Babam


m?
Btn bunlar olurken adam bize hi aldrmyordu.
Yzn grmek iin yaklatm, ama elleriyle yzn
gizlediini grdm. Hem sonra, biraz fazla yal grnd
bana; bir an iin nerdeyse dedem olabileceini
dndm. Hatta annemin yolcusu olabilecei bile
aklmdan geti.
Demek dnd? diye sordum sesimi alaltarak.
Annem knarcasna ban sallad.
Alyor, dedi. Benim ne talihli bir ana olduumu
bilmiyor.
Sonra adamn ayaklarn leende brakp kalkt ve
beni bir kenara ekti.
Ya, dedi, Cornelia konusunda beni kandrdn
demek. Onun oullar sava meydannda lmemi.
Sava meydannda lmemi mi? dedim fsldayarak.
Hayr, diye devam etti annem. Sen darday-ken,
sizin ocukken okuduunuz kitaplara baktm.
ok iyi, dedim. Sonra alnndan ptm. Hoa
kal.
Ya o onunla vedalamayacak msn? dedi
annem.
Yal adama bakarak durdum, sonra, Baka sefer,
dedim. Rahat brak fakiri. Parmaklarmn ucuna
basarak evden ktm.

NOT
Her trl phe ve yanl anlalmay nlemek
iin, bu KONUMA bakiisinin kendi hayatmdan
alnmadn, onu evreleyen ve ona refakat eden Sicilya'nn da bir raslant sonucu Sicilya olduunu syleyerek okuru uyarrm; ancak, Sicilya ad kulama,
Iran ya da Venezella'dan daha ho geliyor. Hem, btn msvetteler bir ie iinde bulunmu da olabilir.

You might also like