You are on page 1of 268

...

__

JAMES REDFIELD

- DOKUZ

TORKQESi Ova Alpar

... .

Sarah Virginia Redfieldte

-

Ve bilglye _hip olanlar gokkubbenin gHz kama,trran

genilliQi glbl parlayacaklar va doOruluktan asia aynlmayanlar, 61iimsuz ylldlzlar 9 ibl ebediyen yal8yacaklar.

Fakat sen Daniel, zamanln sonuna kadar kitabl m~hOrle va bu sOzJeri ukla. Blrc;oQu ilerl geri gidecek va bilgiyi .

9 eli,tirecaldir. .

DANIEL 12:3 ... 4

,

- 7

,Y AZARIN NOTU

Yanrn yuzYlldlr, insan dunvasma yeni bir bllinc;. yeni blr algr-

,

lama hAkim olrnustur ve 'bunu ancak denevustu spiritOelizm diye

tanlmlayabiliriz. Belki bu kltabr okurken, neler oldugunu algdamaya va i~inizde hlssetmsye ba§fadlnlz bile ..

ileriye doaru geJf§en hayanrmz argdamantn en yukssk nokta- . smda baslar. Bazi sans olaytannm en isabetli anda meydana geldlklenne, dogru bireyleri karsnmza ClkardlQma, birdenblre havanrmza yeni ve onemli bir yon kazandfrdlQlna taruk oluruz. Bizler bu ssrarenglz olaylan, belki· de bir baska verde ve zamanda

. ya~mr~ olan insanlardan daha gOC;IO sezinllyoruz.

Hayann ashnda blreysel va buyu1eyici ruhsal geli§me~erden oJu§tuaunu biHyorUz. Bugeli~meleri ~imdiye dek ne ilim, ne telsefe, ne de din tam blr a~lkllOa kavusturarnarmstn .. Bizler aynca baska bir §ey daha biliyoruz: Olaylan bOtOnOyle kavrayabilirsek ve soyut geli~meyi nasn ~uUanacaglmlzf, hayanrmzda meydana geli~ini en yOksek dereceye <;1 kan rsak, insan toplumu yepyeni havata kuantum bir srcrarna yapacak, geleneklerimizi en iyi §ekilde gerc;ekle§tirecek ve yaratacagJ kOltur sayesinde tarih amacladlgl hedefe ulasacaknr,

OkuyacaOlniz oykO bu yeni algllamayla Ugilidir. Eger size dokunur ve hayatta alglladlOrniz bir §.eyl berraklastmrsa, 0 zaman gordOklerinizi ba§kaslna. anlatm. CunkO bana gore yeni ruhsatalquamarruz, aldatmaca ve gariplikJerle degiJ. ancak insan-

8

lann arasmda klslsel, bir tOr olumlu psikolojlk yayllma lie geni~ler.

Ve her birimiz dikkatimizi daOltan kuskulanrmzt olabildigince

kendimizden t rzaklasnrablllrsek ... bu gen:;:eklik mucizevi ~ekilde bize a;f (,'. ' ..

9 -

ELE~TiRiSEL KiTLE

Lokantarun Qulundugu yere. gittim, kamyonu park ettim, sonra oturduqurn y~rde bir an arkama yaslandim, Charlene" nln konusmak 'i~in it;erde beni bekled iOini biliyordum. Fakat neden? ,Altl ylldlr ondan haber alrnarrusnm. Sir hafta ormana lnzlvaya r;ekilmeye karar verdigim sirada, neden ortaya <;Ikml~tl?

Kamyondan indim ve lokantaya dogru yurildOm. Arkamda ufukta batmakta olan gOn~§in son 1§lklan, park yerlnin rslak zemininde altm renkl i kehribarlara benzeyen golgeler olusturuyord u. Sir saat once gokgurOltOJeriyle yaOan §iddetli yagmur kisa su re sonra dinrnls ve yaz aksammm bunalnci sicagi. yerini taze bir

. ..

serlnllge brrakrrusti. G6kyOzundeki yanm ay alacakaranskta san-

ki bir dO§ dunyasnu aydmlanyordu.

YGrOrken, Charlene' liin eskl hal i gozlerimin onunde canlan- _ dt. Ha.la oyle bOyuleyici ve guzel rniyd]? Zaman onu nasil degi~tirrnlstl? SozGnO ettigielyazmalan ... GOney Amerika'da bulunan ve bana anlatmak ic;in sablrs.lzlandlgl, ilk insanlardan kalma cok eski elyazmalan hakkmda neler d u§unecektim?

. lelefonda, "Havaalarunda iki saat beklemem gerek, aksarn yemeginde bulusablltr miyiz? Bu elyazmatanndaki bilgitere bayuacaksm, tam sana gore gizemlerle dO~U," demisti.

Bana gore gizemler. ne' demekti? Ne demek lsternlstl?

, Lokanta c;ok katabahkn. Blrkac (tift bos masa bekliyordu.

Hostesi bulduQum zaman, Charlene'nin masada beklediQini soy""

-. 10

ledi ve beni ana yemek saronundan get;:irip ust kattaki terasa

yoneltti. .

Merdivf3nlerden ciknrn ve masalardan birinin etrafmdakalabahgln toplandlglnl farketllm. Aralannda iki tane de polis vardi

,

Blrdenblrs, polislerden biri dondO ve ruzla yarurndan gec;ip merdi-'

venlerden indi. Diger insanlar dagllmaya baslavmca. aralardan bir 'verden llqlnin odak noktasi olan lnsaru gordOm, bir kadm, hal§. masada oturuyordu. Charlene!

Hizh adunlarla ana dogru yurudum. "Charlene. neler oluyor?

Sir terslik mi var?" . _,

G ozlerlnda alayci bir bakrsla ba~lrlt geriye anp ayaga kal ktl ve yurek hoplatan gUlu§uyle gGlumsedi. Saglanmn biraz degi~ti~ gini farkettlrn, ama yUzu tlpkl anlmsadlglm gibiydi: kuf:tuk ince hatlar, geni§ agiz veiri mavi gozter.

Sevin~le beni kollanrun arasina aldi "lnanrnayacaksm, ama blrkac dakika once tuvalete gittim ve benim yoklugumda, bi risi evrak cantarru calrrus. II

"lcinds ne vardr?'

"Onernll bir ~ey yoktu, yolculukta .yarurnda ta!?ldlQlm bazi kitaplar ve dergiler. Qllglnllk. Diger. masadakller soyledller, birisi gelmi§, cantayi yerden alnus ve ~tklp grtmi§. Pollse e9galini tarif ettiler ve memurlar da etran arayacaklanru s6ylediler." .

"Ararnada onlara yardimci olsam. I' .

"HaYlr, hayir. Haydi oiaYI unutahm gits.in. Fazla zamarurn yak v.e seninle konusrnak istiyorum. II

. Basirm sailadun ve Cha(,lene oturmarmzr onerd i. Garson yarurruza gelince rnenuye bakip yemeklerimi rsmarladim. Sonra, on veya on bes dakika havadan sudan konustuk, Kendi arzumla inzivaya .c;ekill§imin pek ustunds durrnadim. Fa kat Charlene benim 'bu konuyu gsc;i§tirdlgimi farketti. pne dogru egUip yine 0 bOyuleyici gOIOmsemesini koyverdL

'IISana qercekten neler oluyor?" diye sordu. Dikkatle bana dikilrnls g6zlerinin iclne baktnn, "BOtOn 6ykliyu hemen anlatma-

I

. rm istiyorsun, degil rni?"

- 11 '_

"Her zaman," diye yarnt verdi.

"Evet, dogrusu simdlllk kendime blraz lzln verdim ve golde kahyorurn, Cok cahsnrn ve slrndt hayanrmn yonOnO degi~tirmek istiyorum."

,

"0 golden soz ettigini amrnsryorurn. Sen ve kiz kardesin onu

satmak zorundayd irnz. II

"HenOz degil iz, emlak varqisl sorunu. Kente c;ok yakm oldu-

gu lcln, vergUer surakll arnyor." ,

Charlene basiru sallad I. "PekiUa sonra ne yapacaksm?" 119imdi'lik bilmiyorum. Ama degi~ik bir §ey yapmak istiyo-

rum.".

- Merakla yuzuma baku, IISende herkes 'gibi huzursuz gorOnu-

yorsun.ll,

"Sarnnrn, Neden sordun?" l'Elyazmalannda yazlyor. U Sessizce birbirim ize baktrk. "~u elyazmalanm bana anlat."

Sanki dusuncelerini toplarnak lster gibi arkasma vaslandi, sonra tekrar gozlerimin lclne bakti 'Telefonda sDzGnu ettim sarurim. Birkac; Yli once gazeteden aynldirn ve Blrle~mi§o Milletler adl-'

~ . . .

na kultur ve notus bilimindeki degi~iklikleri arasnran blr firmada

cahsrnaya basladirn. Sonqorevlrn Peru'daydi,

"Lima Onfversitesinde bazi arasnrmalan tamamlarken, cok eski elyazrnalannin bulunduqu sovlentileri kulaglma cahrup duruyordu. Ne var ki, bu konuda kimse bana detayh b,ilgi vermiyordU1 hatta arkeolo]l veya antropoloji b610mferinden bile bilgi edinemedim. Bu konuda hOkOmete basvurunca, boyle bUgilerln alma-

dLgln1 s6yJeyip yalanladnar. ,

IIBirisi bana, bazi sebeplerden dolayt hukurnetin aslmda bu dokOmanlan ortadan kaldirmaya Gall~tlgml s6yledi. Fakat a da dogrudan dogruyabilgi sahibi deglldi.'l

"Beni blllrsin, U diye devam etti. "Merakhyirnd«. Gorevlrn son a erince, orada blrkac gun daha kalip bu konu hakkmoa bazi arasurrnalar yapmaya karar verdim. Ilk 6nce,izledigim her ipucu

,

- 12 -

beni baska bir C;lkmaz sokaqa gotOrdO, fakat sonra Lima' run d.~lnda bir kafede ogle ·yemegi yerken, bir rahlbln dikkatle bana baktlglnl gordOm. Birka~ dakika sonra, yamma getdi ve a gOn daha once benlm elyazmalan hakkmda sorular sord uOumu d uydugunu itiraf etti. iamini a<;lklamak istemedi ama butun sorulanrna yamt vermeyi kabul etti. II

Sir a~ tereddOt etti. HaJa dikkatle gozlerimin if:fine bakryorduo "Bahlp elyazmalan·nln M.O. 600 ydlannda yaz,ldlglnl ve insan toplumunda kutlesel degi§imlerden soz ettlQini a~lkladl." uDeQi~im ne zaman bashyor?" diye sordum.

IIYirmi yOz Yilin son onar Yllilk b610mlefinde.tI

"~imdi mi?" "

"Evet, §imdi."

I'Bu degi§im ne iur bir '/iey?" diye sordum.

Blr an utandi, sonra gO~IOk1e, "Bahlp bana bunun cok yava§ olusacak bir tur billnc; ronesansi olacaqnu soyledi. Dogas. dlnseldegil, takat ruhsal. Bu gezegende insan ha yat I hakkmda, varhglrruzm anlarm hakkmda yepyeni .seyler ke§fediyoruz ve rahibe gore, bu bilgiler Insan kultOrunu d ramatik sekllde degi§tirecek. II

" . .

"Bir sure sustu, sonra ekledi. "Rahip bana elyazrnalannm

krsimlara veya b61Lirniere aynldlglnl ve her b610mOn hayat hakklnda ozet ilk bilgileri i~erdiOinj soyledi. Elyazmaslt bu zaman sOrecinde insanlann ilk bUgileri teker teker kavrayacaldanru, bir ilk bilgiden sonra diQerine ge<;ecek1erini anlanyor, ~imdi bulunduqumuz yerden ilerlemeye baslaymca dOnyada tamamen ruhsal

(spritOel) kGltilre ula9acaglz. II "

Basuru salladnn ve ku~kuy1a ka§.lml kaldmnm. "BOtOn bunla-

ra gergekten inanryor musun?" "

. "eeY,"1 dedi. "Sarunm ... u

'Etrafma bak," diyerek sozlerlrne ara verd im. Alnrmzdakt salonda oturan kalabahgl isaret ettim. "Bu. gen;ek dunya. Orada herhangi bir degi§im goruyor· musun?"

Tam bu sozlerl soylerken, duvann dibine yakm masadan afkeli bir ses yOkseldi, ne dedigini anlayamadnll, arna bOtun

- 13 ~

salon bir anda sesslzrige gomOidu. irk once, yeni bir hlrsJzhk olaYI daha meydana geldi sandan ama sonra bunun blr tartrsma ofduQunu farkettim. Otuz ya~lannda blr kadm ayaga .kalkml~, karsrsmda oturan adama gfizlerinden ates sacarak bakryordu.

KHaYJr;· diye· hayklrdl. I'Sofun bu iIi~kinin benim istedigim §ekUde olmarnasrl Anfadul rni? Olmuyor!" Kadln kendini toparla .. dl, elindeki pec;eteyi rnasarun ustuns nrlatn ve drsan <.flktl.

Charlene ve ben blrbirlrnlze baktik. A§aglda oturaninsanlan . tartl§tl~lmiZ sirada bu ani feveranln meydana gelmesl ikimizi de cok §a§lrtml~tl. Sonunda, Charlene ba§Jyia masada tek basma oturan adarm Isaret edlp, "Degi§en ger~ek dunya." dedi.

HAIA gec;irdi(Jim sarsmtidan kurtulamarrnsttm. "Nasll?" diye sordum. \

"Degi~im ilk bUgiyle bashvor ve rahibe 9t;re: bu ilk bilgi her zaman once §iddetH huzursuzluk duygusuyla ortaya 'ilktyor."

"Huzursuzluk rnu?' "Evet."

. 'Blzlm arad Igrmlz?U

!lEvel ta kendisi! Once emin deOiliz. Elyazmaslna gore, c;e~itIi alternatlt deneyimleri uzaktan gormeye ba~layacaglz ... Hayanrruzda her nasilsa farkh hisler uyandiran, daha yogun ve esin veren dakikalar olacak. Fakat biz bu deneyimin ne oldugunu anlayamayacaglz. Va da onu son una kadar nasa surdurrneyl bilmediQimiz ieln, sana erdigi zaman tatminsizlik, huzursuzluk hissedecegiz ve hayat yine bize siradan gorunecek. II

"Sana gore 0 kadmin ofkesinin ardmda bu huzursuzluk rnu va rd I? "

"Evet. 0 da bizler glbi. Hepimiz hayanrruzda daha fazla doyum anyoruz ve aradlglmlz doyuma ulasarnarnaya tahamrnui edemiyoruz. Bu huzursuz atavism arasmda 'once-ben' tutumu son onlarca Ylli karakterize etmektedir. Ve Wall Street'den tut da sokak c;eteterine kadar herkesi etkllernlstlr."

Gozle~imjn ic;ine bakn. "ili§,kilere gelince, oy~esine talepclyiz ki, her §eyi hemen hemen olanaksiz hale getiriyoruz."

- 14-

Onun bu sezleri bana son iki iIi~kiml arurnsatn, Her ikisi de cok yogun baslarrns ve- ikisi de bir YII ic;;:inde sana ermlstt Tekrar 'Charlene'ye"baktlOlm zarnan, sabirsuca bekledigini gOrdUm.

"Romantik ili~kilerimjze tam amarmvla ne yapiyoruz?" diye sordum.

"Bu konuda rahiple uzun uzun konusturn, " dive yarut verdi 'Bana §oyle dedi. ili§kide ~!ftlerin ikisi de asm talepkarsa, her biri

, I

, qigeri'nin kendi dunyasmda yasarnasnu ve her zaman birinden

birinin sec;tigi aktlvltelere kanlmasmi isterse, ego savasmm olus-

masl kacnulrnazrrus." . '

Soyledikleri tam verine oturd u. Son iki lllsklm ger~ekten gu<; mUcadelesine donO§mu~tu. Her iki durumda, ikimizin de gOndeminde zitlasmadan baska bir ~ey voktu. Birbirimize hlzla ayak uydurarmyorduk. Ne yapllacaOI, nereye gidilecegi ya da ilginc; §eyleri izleme konusunda degi~'ik fikirlerimizi blrlestlrecsk zarnarurruz cok klslthyd,l. Sonunda, klrnin yol gosterecegi, 0 gUniin y6nunO kimin tayin edeceql konusu ortaya cikiyor ve gOc;IOkler

:c;6zumlenemez hale geliyordu.

Charlene anlatmaya ,devam etti. "Elyazmalannda vazilantara gore bu kontrol savasi yuzunden uzun sOre aym insanla birlikte

olmak bizler ic;in cokzorrnus." -

"Bu pekruhsal gorLhlmOyor," dedi.

118en, de rahibe ayn: §eyi sovledlrn II diye yarut verdi. "Bana, unutma ki, toplurnun hastahklannm goQunun kokaninde bu huzursuzluk ve arayts yatar. Bu sorun gegicidir ve sona erecektiro Sonunda gergekten ne aradl{lIml?1n blllnclnevanyoruz, diger doyu rucu deneyim gerQekten ned ir? Onu tamamen kavradlglmtz zaman, Birinci Bilgiye ulasiyoruz.'

Yemeklerimiz geldi. Garson kadehlerimize sarap doldururken ve birbirimizin yemeklerinin tadma bakarken konusrnaya bir sure ara verdik. Masarun obur tarafmdan uzarup beriim tabajnmdan bir lokma somon ballgl ahrksn, Charlene burnunu kmstmp gOldO. Onunla birlikte olmak ne kadar kolaydt,

, "Pekala, II dedim. "AradlQlmlz deneyim· nedir? Birinci BUgi ne?" ,

15

Soze nasf ba§layacaglnl bllrnlyormus gibi tereddut etti. "Bunu ac;)~lamasl zor, II dedi. 'Fakat rahlp §oyle a~lkladl.

Hayaternzdaki rastlanulann bil incine vardlQlmlz zaman Birinci BiI-

gi meydana geliyor." _

Sana dogru egildi. "rapmak istedigin §eylerle ilgili icine bir §ey doOdu mu veya onsezl hissettfn, mi? Havauna bir yol verrnek istedin mi? Ve bunun nass olacaglnl merak ettin mi? Ve· sonra, bunu hemen hemen akllndan glkanp dikkatlni baska tarafa yonetttigin bir anda, birdenbire birisiyle karsilasrnan veya okuduOun bir §ey ya da gittigiri bir verde. aklmdan gegirdiklerini yakalarna hrsanru verdi mi?"

Charlene, II Evet , rahibe gore, bu rastlantnar eskisi~den daha 51 k olmaya baslarmslar ve rastlantllar meydana geldigi zarnan, bizler bunu tamamen bir sans eserl olarak alglhyoruz. Sanki

,

hayaturuz aeiklanrnayan bir gi.h; tarafmdan yoniendiriliyormu~

gibi, onlan yazqirmz olarak kabul edlyoruz. Deneyimler esrarengiz hisler ve heyecan asniyor ve sonucta kendimizi daha hayat

dolu hlssedlyoruz. .

IIRahlp bana bu deneyimin bir an gozOmuze il i§tigini ve slrndi onu anlasir blclrnde her zaman karsamzdaqorrneye cabaladiglmizi soyledi. insanlar her gun biraz daha bu esrarengiz hareketlerin gerc;ekligine, bir anlam tasidrklanna, gundelik hayatm altmda baska olaylar meydana geldigine inanlyorlar.Bu alqilama Birinci BUgi. II

. Umutla yuzuma baku, arna bir §.ey s6y1emedim.

_ uAnlamadin rru?" diye sordu. "Birinci Bilgi, bu gezegende bizi birey olarak saran, blze rnlras kalan esrann tekrar gozden gSGirilmesidir. Henuz oolan anlamadlglmlz halde, bu esrarenclz rastlantuar basuruzdan ge<;iyo( ve onlann gen;ek olduklanru biliyoruz. Onlan sezinllyoruz. Tipkt gocukluOumuzda oldugu gibi hayatin diger yGzunu ksststmsltylz, sahnenin arxasmdakl diger olusumtan og renme1iyiz. II

_ Charlene bana dogru iyice egilmi~, konusurksn elleriyle soylediklerini destekleven hareketler yaptyordu

- 16-

"Bu i§e gerQekten merak sardm, degU mi?" dive sordum. Sart sesle, 'Eskiden bu tur deneyimleri hi<; dilinden dusurmedigin zarnanlan arumsryorum, II ded i.

Bu sozleri duyunca irkitdim. Hakhydl. Hayanrmn bir doneminde gert;(ekten bu tOr rastlantaar basirndan ge(jmi~ti ve hatta onlan psikolojik acidan anlamaya cabalarmsnrn. Ama sonra, hayata bakl§ acirn d~gi§mi~ti. Her ne sebeptense, bu tur kehanetleri fazla cocukca bulmava ve gerc;ekdl~1 olarak gormeye baslaymca, arnk onlann meydana geldiklerini bile farketmiyorum.

Charlene' nin gozlerinin lclne baktan ve kendlml savunurcasina, "Herhalde 0 gOnlerde ya DoQu Felsefesini veya Hrlstlyan Mistlslzrnlni okuyordum. Sen bunu arurnsryorsun. Her n~yse, senin Birincl Bilgi dediOin §eyler bir~okdefa yazlldl. $imdi farkll alan .ne? Esrarengiz olaylann algJlanmasl kLUturel degi§ime nasa yol

acacak?" .

Charlene blr an masarun ustune, sonra tekrar bana baku. ''Yanh§ anlama," dedi. "Tabii bu bilint;: daha once denendi ve tarif edildi .. Aslmda, rahip Birinci Bilginin yeni bir §ey olmadlglnl vurguladi, Cok eski zamanlardan beri bireylerin bu gizemU rastlannlan alglladr1dannl soyled1. Felsefede ve dlndeyapnan bOyOk anhrnlann gerisinde bu algdama vanyormus. Ne var ki simdikl fark, say.~ larda yatlyormu~. Rahibe gore, cok sayida birey aym anda alglla .. diklan icin, donu§um meydana ,geliyor.1I

"Bununla tam olarak ne demek istedi?" diye sordum.

"Bana elyazmalannda bu rasnannlann bilincine varan insanlann yirmi yuz Ylhn, alnnci on Ylhnda sayuanrun belirgin bir §ekilde artacaglnl yazlyormu§., Va bu arns gelecek yuz Yilin baslanna dek surecek, bizler birey otarak ozel bir seviyeye yOksetecegiz ... ben bu seviyeye ele§tirisel kitle adiru veriyorum.

"Elyazmalanndaki kehanete gore, II dive devam etti. "Bizler bir kez bu elestlrlselkltleye erlsince, tum kQltOr bu rastlanti deneyimlerini ciddiye almaya baslayacak Ve kitle halinde, bu gezegende insan hayaumn eltmda hangl gizerrili olusurnlann yattlglnJ merak edec~giz. Aynl zamanda yeterince insan tarafmdan soru-

17- - Dokuz Kehanet / F: 2

Jan sorular, diger ilk bilgilerin de bil i nclen me' sorusunu ortaya atacak. CGnku elyazmalarma goret yeteri savioa birey, hayatta neler olup bittigini ciddi ~ekilde sormaya baslaymca, aradlQlm,z yannian bulacaOlz. DI{Jer Uk pilgiler ... birbiri ardma a~l.k1anmaya bastavacak ...

Charlene sustu ve agzma bir lokrna yemek atn.

"Diger bUgileri de kavravmca, kOltOr degi§ecek mi?"·diye sordum.

- "Rahip bana oyle soyledi. II

Bir an onun yuzOne baknrn, ele~tiriset kitle fikrini d usundurn.

Sonra, "M.O. 600 Yllindak~bir elyazmaslna gore fazlasryla sofistike,"dedim.

'.'BiUyorum," dlye yanlt verdi. IIBen de kendi kendime avm

.soruyu sordum. Fakat rahip bana'gOvence verdi. _Elyazmaslnl terclime eden bilim adamlan belgele.rin otantik olduguna kesinlikle lnanrruslar, Birincisi Aramik dllfnde yazlldlQt ic;in, c;unkO Kitabl Mukaddes'deki Eski Ahitlerin de e;:ogu ayrn dude yazdml~.11

"GOney Amerika'da Ararnlk mi? M.O. 6OO~de Gooey Amerl-

ka' ya nasil gelmi~?11 IIRahip. bilmiyor."

'i'Peki onun kilisesi elyazmalanm destekllyor rnu?"

'Haytr, Hirlstlyan din adamlarmm t;ogu buyuk blr gayretle elyazmalanrn ortadan yak etmeye r;a11§lyoriarml!j. Bundan dolayi bana admr sovlemedl, Elyazmalan hakkmda konusrnasi bile

onun i~in cok tehlikeH. " _

ItKilise rnensuplanmn c;ogunun neden elyazmalanna karsi ciknklanm soyled i mi?"

"Evet. 90nkO onlann dininin butOnltigtine meydan okuyorrnus."

"Nasll?1I

'Tarn ofarak bjlmiyorum. Bu konuyu fazja gundeme getirmedi, ama 'diger bilgiler kilisenin geleneksel fikirlerine uzaruyorrnus ve bu bir bakima dOzeni tehdit ettigi i9in kiJise buyGklerini rahatSIZ edlyormus."

-'18

"Anladim.'

Charlene konusrnaya devam ett L liRa hip diyor kit ana gore elyazrnelan kilisenin Ukelerini sarsrruyormus. Ashnda, mistik ve

..

ruhsal gen;eklerin ne anlarna geldigini acrklryorrnus. ECer kilise

I iderleri hayatr tekrar gizeml i bir gerqek olarak g6r~eyi kabul etseler, diger bilgilere hem en ge<;ecekJerlne kuwetle inaruyor.'

"Kag tane bilgi oldugunu sana s6yledi mi?l1·

IIHaYlr, ama ikinci BUgiden soz etti. Tarihin son yillannln dogru bir yorurotamasi ve ileride bunun degi§imi ,at;lklayacaglnl soyledi.'

'Peki bu konuyu aciklad: rru?"

'Hayrr, Aciklayacak vakti yoktu. Bazi i:?leri oldugunu ve gitmesi gerektigini soyled]. BugOn 6gleden sonra evinde bulusmaya karar verdik, fakat gittigim zaman onu evde bularnadtrn, Tam Oc; saat bekledim. yine gelmedi. Sonunda, uc;aga yetlsrnek lcln oradan aynldtm, n

'Yani onunla daha faz1a konusrnaya firsat bulamadm r111?" "Evet. Onu daha sonra hie; gormedim.'1 ' 'Ve elyazmalarr hakkmda hGkOmetten hir; bitgi alamadm?"

.,ItH iG. II

"Bu o1ay ne zaman o1du?"

"A§891 yukan bir bucuk ay once."

Birkac dakika sessizce yemegimizi yedik. Sonunda, Charlene basiru kaldmp bakn ve sordu. "PekAI§. ne dusunuyorsun?"

'Bllrnlyorum," dedim. "Akhrrun yansi insanlann gerc;ekten degi~ebileceklerini kuskuyla karsilryor, Ancak diger yanst bu sarttan ileri suren elyazrnasmm gerc;ekten varoldugu dusunmeyl §a§kmhkl a karsnyor. II

"Sar:l8 bir kopyasiru falan gosterdi mi?" diye sordurn. 'IHaYlr. Sadece notlanm var."

Tekrar sessizlige gomOldOk.

·'Biliyorsun.1I dedi. IIBu fikirleri duyunca gerc;ekten cok heyecantanacaqiru d u~Qnm(j stum, II

- 19-

Onun yOzOne baknrn. UElyazmalanmn soyled lklermln gerc;ek

olduguna inanmam ic;in bazt kanrtlara gerek var.' Charlene Vine i9tenlikle gul(jm~edi.

"Ne?" diye sordurn,

"Ben de aynen boyle soyledlrn," dedi. "Kimel rahibe mi?"

"Evet."

'Ne yanrt verdi. II

"Deneyimin karnt oldugunu soyladi." "Bununla ne demek istedi."

"Blzlrn deneyimlerin elyazrnalanrun gec;erliliOini kamtladlQlnJ soyledl, igimiide neler hlssettlqlrnlzl, tarihinbu noktasmdahayan- , rruzm nasil ilerlediQini dogru yansmrsak, elyazmalanndaki fikirlerin gergegi yanslttlklannl goruruz.u Charlene biraz tereddOt etti. liSen bunu akla yakm buluyor musun?"

Bir an d(j~(jnd(jm. Akla yakm bulrnak? Herkes benim kadar huzursuz rnuydu. eger ovleyse, huzursuzluqurnuz basit bir bilginin sonucu muydu? Otuz Ylldlr, biriken basit bir alqilamayla birlikte gen;ekten hayatta bildigimizden daha tazlasi var mtydl, bc!§Irruzdan daha fazla deneyim1er geQecek miydi?

: Sonunda, "Emin degHim. sarunrn bir sured usunrnsm gerek,1I dedim. t.okantarun yarundakl bahceye ~Iktlm ve havuza bakan sirarun arkasmda durdum. Sag taranmda havaalarnrun yarup sonen l§ilklannt va kukreyerek havalanan jetlerin gurOausu-

nO duyuyordum. ~

Charlene arkamdan, "Ns guzel c;igek1er, " dedi. Arkarm donunca onun oturma alarum c;evreleyen petunyalara, begonyalara hayranllkla bakarak bana dogru yurudugOnu gordCim. Yamrna. geldi durd u Kolumu omzuna ,d oladirn. Arular g6zlerimin

, .

onunde ucusrnaya basladr, Yillarca once, ikimizin de Virginia,

Chartottesvllle'de ya§adlglmlz sirada, geceteri blrllkte, konusarak gec;irirdik Konusmalanrruzm cogu akademik teorUer ve psikolojik buy,urne Ue Ugiliydi. i kimiz de sohbettan ve birbirimizden cok hoslarurd ik. Fakat birdenbi re iI i§ki mizin her zarnan cok platonik olduqu aldirna geldi.,

Charlene, IISeni tekrar gordOgOme ne kadar sevindiOimianlatamam," dedi.

UBiliyorum,l~ diye vamt verdim. "Seni gorOnce eski amlanrn canlandi. II

"Acaba neden bjrbirimlzl hi~ ararnadik?" djye sordu.

Sorusu beni yine ge~mi~e goturdO. Charlene'yl son gOrdQgum gOnO arumsadrn. Arabamm yanrnda bana veda edi.Y0rdu.

, 0 zamanlar yepyeni fikirlerle dduydum vs dogup buyOdOgum kente ~tddetli tacize ugraml§ cocuklar ustunde c;:all§maya gidiyordum. Bu tip cocuklarm yoC]un tepkileri, tutkulan a~blleceklerini ve hayatlanru devam ettirebUeceklerini bildigimi samyordum.

, Ama zaman ilerledik.;e, yakiasmum basaoh o'madl ve cehaletimi itiraf etmek zorunda kaldlm. insanlann kendUerini ge':imi~lertn- ' den nasil kopardiklan benim lcln hal§. bilinmeyen bir denklemdir.'

~imdi geriye donup baktlQlm zaman ge~irdigim aln Ylltn denemeye deger olduQun'u dO~(jnQyorum+ Vine de yer deQi§itirme dOrtOsGnO hissediyorum. Fakat nereye gidecegim? Ne yapacaglm? Cocukl.uk travrnalan hakkindaki fikirlerimi berraklasnrrnaya vardirn ettigi ic;:in Charlene'yi blrkac kez d(j§OnmO~tum ve sim-

. di yine hayatrrna girmi§ti, Ostelik sohbetimiz ~skisi kadarheye-

can veriyordu. .....

"Sanlrlm kendimi tamamen isirne kapnrrrusnrn,' dedlm.

"Ben de oyle, II diye yamt verdi. "Gazetede bir oykO bitiyor digeri bashyordu. Bastrm ka§lyacak vaktim yoktu. ButOn dOnyaYI unutrnustum, n

Omzunu siktrm, IIBiliyor rnusun, Charlene, birlikte yaptlglmlz sohbet1erin ne kadar gOzel oldugunu unutrnusturn: yine ne kadar rahat anla§.yoruz. II

Gozlerinin h;indeki pmlntar sezilerlmi onaYladl. IIBiliyorum, seninle sohbet ettigim zaman bana enerji veriyorsun."

Dna yarut vermek uzereyken, Charlene' nin bakl§lan lokantarun giri§ine takddr. YGz(jnun rengi atn ve telaslandi,

liNe oJdU?'1 dive sordum ve basuru csvirip onun baktlQI tarafa baknrn. Birkac; ki§i aratannda konusarak park verina dogru

-20~

- 21

yurOyord u, ·ortada garlp bit" durum yoktu. Donup vine Charlene' nln yuzune baktim. Hala. telashvs slnirHydi.

"Ne oldu?" diye yineiedim. ~

"Orada arabalann on siresmda, gri gomlekli adarm gordOn rnu?" Donup tekrar park yerine baknm, Kapldan baska bir grup r;lklyordu. "Hangi adam?"

Charlene boynunu uzatip ileriye bakti. IISanlrlm slmd i orada yok."

Dikkatle gozlerimln i\?ine baku "Diger masalardaki insanlar cantarrn calan adarm saclan seyrek, sakalll ve gri gomlekli diye tarlt etrnlslerdl, Sanmrn onu arabalann yanlnda g6rdum ... bizi

gozetliyordu. II .

lclme bir kuruntu d(j~t(j. Charlene'ye hemen donecegimi s6y1edim ve park yerine gidip, pek fazla uzaklasmamaya ozen gosterek, errata baknrn, Charlene'nin tarif ettigi tipte kimse gore· medim.

Sirarun yamna yaktasmca, Charlene bana dogf-u bir adirn attr ve alcak sesle, "Acaba 0 adam elyazmalannln bir kopyasmm bende oIdugunu mu du§unOyor? Gantaml calmasmm sebebi bu mu? Yazrnalan geri mi almak istiyor?" .

IIBilmiyorum," dedim. "$imdi tekrar polise telefon edeceOiz va onlara ne gordOOOnO haber vereceqlz. Sanmm avnca senln u~aglndaki yolculan da gozden gecirmeleri gerek.1I

i~eriye girdik ve pollse telefan ettik. Geldikleri zaman onlara olanlan anlattik. Yirmi dakika outun arabalan kontrol ettiler, 50nra daha fazla vakit harcayamayacaklannl soyledller, Cbartene'nin biraz sonra binecegi uc;agln yolcularlnl g02den ge~irmeyi kabul ettiler.

Polis gittikten sonra, Charlene ile ben havuzun yanmda yine

bas basa kaldik. .

"8en a adarru gormeden once, biz neden SQZ ediyorduk?" dive sordu.

. ,

"Kendimizden SQZ ediyorduk," diye yarut verdlrn. "Charlene,

neden bu konuda beni aradm?" '

Yuzuma bakn. ~a§lrml§tl~ 'Peru' da ordugu m sirada ve rahip bana elyazmalan hakkmda bilgi verirken, devamh akhma sen gerdin."

"Oh, .byle mi?"

"0 zaman fazla ustunde durmadirn.' diye konusrnaya devam etti .. "Fakat Virginia'ya dondukten sonra, elyazmalanru her dO~(jndOgOmde, akhrna sen geldin. Blrkac kez sana tetefon etmeye yeltendlm ama her seferinde bir engel CIl<11. Sonra, Miami'de slrndl gitmekte ordugum goreve atandim .. U~aga bindikten - sonra, ak1arma yaparken burada iki saat bekreyecegimi kesfettim. UGaktan inince rehberde telefon nurnaram buldum. Tele-

. sekreterinden gore gittigini ancak acu durumlarda aranabilecegini duyunca, seni aramamda bir sakmca olmadlglnl dusunoum."

Sir an ne diyecegimi bilmeden onun yuzune baktim. Sonun.da, 'Kuskusuz." diye yamt verdim. "Aradlglna sevlndlm."

Charlene saatine g02 atti "Artik navaatanma d6nsem iyi alacak."

"Ben seni gatOr,UrUm."

Ana tarmlnalln on Linde d urduk ve yolcu salonuna dogru yOruduk. Dikkatle etrafa baknrn, OJagandl~1 bir durum yoktu Biz gittigimiz zaman, yolculan ut;aga almaya baslamtstardt ve daha once konustuqurnuz polislerden biri yolculan teker teker g6zden

. - ,

ge~iriyordu. Yanma gittigimiz zaman, yolculann hepsini dikkatle

izledigini ve- hirsmn tarifine uyan klrnseyt gormedigini s6yledi.

Dna tesskkur ettlkten sonra pol is gitti. Charlene donup bana gOiOmseyerek, "Sarunm artrk gitmem gerek," ·dedl, sonra uzarup boynuma sanldr, "Al, telefon nurnaralanrn .. Bu kez .blrbirimizi arayallm. I.

'Dinle,' dedim. "Qok dlkkatll otmam istiyorum. Eger garip bir

seyler qorursen, hemen polise haber ver!"

"Benim lcln endlsslenme. Sir ~ey olrnaz," dedi. Sir an birbirimizin goz1erinin iJ;ine baktik.

l'Elyazmalan konusunda ne vapacaksin?" dive sordum. UBilmiyorum .. -Sanlnm, 0 konudakl haberleri dinleyecegim."

~ 22

23 -

"Ya ortadan kaldmrtarsa?"

Vine buyuleyici gOI(j~Oyle yuzOrne bakn. 'Takuacaquu blllyordum. Sana bayilacaksm demlstlm, ~imdi ne yapacaksm?"

Omuzfanrm sllktlm, "Herhalde, daha fazlabirgl toplamaya c;all§8cag 1m. II

IIjyi. Eger bir §eyler ogrenirsen, bana da haber ver."

Tekrar vedalastik ve Charlene uzaklasn. Orada durup bekledim. Arkasmi donup bir kez daha el salladi. sonra koridorun

. .

ucunda gozden kayboldu. Kamyona attadim, yolda benzinclye

ug rayip sonra gole d6ndOm. ,

Eve ulasmca telle kaph verandaya ctknm ve sanncakh koituklardan birine oturdum. Uzaktaki salklmsogOtlerin hl§lrtllan, agustosb6ceklerin in cmlnlanna ve agac; kurbaqalari nm vtraklama'anna kan~lyordu.Golun bansmda ay alcalrrns, uzun bir c;izgi halinde suyun yuzuns yansryan titrek l§lklan oturduqum yere dogru uzaruyordu.

Huzur dolu nos bir aksarndr, ama benim akhrn kUltOr degi~imi ile ilgili kuskularta doluydu. Birc;ok insan gibi, attrmslann ve ystmlslenn sosyal idealist akimlan.: hatta saksenlerln ruhsal ve mistik kon ulan beni de etkllsmlstl. Fakat gerQekten neler old uguna hukum vermek zordu. Ne tur yeni bir bilgi insan dunyasnu degi§tirebilirdi? Kulaga fazla idealist ve yapay geliyordu. Ne de

.otsa, insantar bugezegende cok uzun zamandan beri ya~lyorlar~ dl. Neden ~imdi, birdenbire varolusumuz hakkmda bUgileri kazanacaktik, neden bu kadar geg kalrnrsnk? Birkac dakika gale baktim, sonra 1§lkl~rI sondurup kitap okumak leln yatak odasma ·geQtim ..

Ertesi sabah birdenbire uyandirn, gordOgOm dO~ h€da turn canllhglyla akJlmdayd L Sir iki dakika yatak odasmm tavarnna bakip, gordugum dusu g6zlerimin onunde canlandirdim. Sir ~ey aravarak ormanda Uerliyordum. Geni9 ve olaganustO gOzel bir orrnanoi.

Arasnrrnalanmda f;og u. kez yolumu tamamen kaybedip sas-

- 24--

kmhkla etranrna bakmarak, nereye 'gideceOime bir tOriO karar

• veremiyordum. V~ bu anlarda, sanki nereye gitmem gerektigini aGlklamak ic;in yaradllml~, nereden geldigl belli olrnayan blr adam blrdenbire karsirna Qlklyor, bana yolu gosteriyordu. Ormanda ne aradlQlml bllrnlyordum ama bu dU~u gordukten sonra kendimi inandmaz derecede canh ve korkusuz hissettim.

Kalklp oturdum. Pencereden h;eriye gOne~ l§omlnln suzuldu- 90nO gordOm. Parlak huzmelerln i<;:inde minicik tDZ zerrecikleri ucusuyordu Pencerenin onune gittim ve perdeleri acnm, Plnl pint blr glindO: g6kyuzu rnavi, gOne~ parlakn, Hafifc;:e esen ruzgar agat;:lan nazh naznsalhyordu GOnGn bu saatinde goH.in parlak yuzOnde minicik dalgalar tltreslr, serin rOzgcir yuzucunUn

islak tenini ilrpertirdi. .

Disan eiknrn ve suva daldirn. Suyun yuzOne <1lktlktan sonra, gOiOn ortasma kadar yuzdurn. Suyun ir;inde srtustu yaup asma oldugum daglara baknm, Gol Or;, dagln eteklerinin birle§tiQi derin vadlnin lclndaydl .. Manzaraysa harikayd I. Dedem burayi genc;BQinde ke~etmi~ti.

Bu daOJann eteklerinde ilk kez ke~fe Clktlgl zaman kO~(jk bir Qocukmu§o ve 0 gOnden bu yana aradan tam yUz Yll get;;mi§ti.

, _

Kut1uk yaramaz, yaban domuzlanrnn, purnalann cirlt attlgl, dagla-

nn kuzey eteklerindeki Bkel kulObelerde ya§B.yan Creek klzllderililerinin yabanll dunyasmda bOyOmu§tO. 0 zamanlar gunun birinde, yedi tane kaynaOI bulunan kocaman eski aga~Jarta kaph bu mOkemmel vadlde vasamaya kendi kandina s6zvermi~ ve sonunda muradma ermi§ti. Daha sonra buraya suni bir gol ve kenanna bir ku~ube yapml§ ve gene; torunuyla buralarda dolasrrusn, Dedemin bu vadiye duydugu tutkuyu asia tOmuyle anlayarnadirn, ama medeniyet yava§ vavas burava sokutup, daha sonra c;evremizi sardlgl halde, toprajnrruz: eski haJiyle korumaya

cahsnm. .

G610n ortasmdan, daOIn kuzey eteklerinin biraz ilerisinde 6zel bir kayamn yukseldigini goruyorum. Sir gun ewel, dana once dedemin yaptlgl gibi, rnanzaramn taduu cikarrnak ve rGzga-

25

nn ta~[dlgl agac;:lann kokuanru cigerlerime doldurmak iCin, 0 kayarnn tepesine nrmanrmsnrn. Orada oturrnus, gale, a§aOldaki vadideki sik agactlklara bakarken, sanki enerji ve algllama beynimdeki bazi bloklan yok etmls gibi~ yava§ yavas kendlmi daha iyi hissetmeye bastarrusnrn. BirkaQ saat sonra da Charlene ile konusurkon bana elyazmalanm anlatrmst ..

Sahile dogru yOzOp kulObenin onOndeki tahta iskeleye C;lktim. BHtun bu olanlara inanmak kolay de{jildi. Yani, ben bu ISSIZ tepelere Qeki1mi~· gizlenirken, hayanrmn buyusunun . tamamen bozulduqunu hlssederken, beklenmedik bir anda, Charlene orta-va C;lklyor ve huzursuzlugurnun sebebini at;lkhyordu. lnsarnn varolusunun gizemini aciklayacak eski yazmalardan soz ediyorduo

Aym zamanda, Char1ene'nin gefi§t elyazmalannda SQZU edilen rastlannrun ta kendisiydi, bunun basit bir oIay olmadl{J1n1 biliyordum. Bu eski belgede yazllanlar dogru olabilir miydi? Biz insanlar tum kuskulanrmza ve vadsunarmza ragmen, acaba yava;? yava~ bu rasnantnarm bilincine varan elestirlsel kitleyi mi olusturuyorduk? Biz lnsanlar §;imdi bu olguyu anlayacak durumdaydlk ve b6y1ece, sonunda, hayatm arkasmdajd amaci da anla-

yabilecek miydik? ,

Merak edlyordum. Bu yeni anlaYI~ ne otacakn? Rahibin soylediQi gibi elyazmastndaki diOer bUgiler bize bunlan 8t;lklayacak mtydl?

Blr karar vermek zorundaydim. Elyazmatannln saveslnde . hayanmm onunde yeni bir yanGn a«;lldlglnl ve yeni Ugi alanlanmn dogduQunu hissediyordum. Sorun ~uydu: Bundan sonra ne yapacaktlk? Burada kalabilirdim veya arasnrmalan lIetietecek bir yd bulabillrcUm. Ak1lma tehlike konusu geldi. Charlene' nin evrak cantasiru kim calmJ§tl? Blrisi elyazmalannl ortadan kaldtrmak rm istiyordu? Bunu nasl1 oarenebUirdim?-

Uzun sOre tehlike olaslilklarlnl dO§ilndOm, ne var ki, sonunda iyimserliQim aa~r basu, Endi§e etmemeye karar verdim. AceJe etmeyecektim ve '.fok dikkatll olaoaknm. Evden i~eri girdim, reh-

'.

berin san sayfalannda en bOyuk ilan veren seyahat acentesini aradim. Telefonda konustuqurn ki§i Peru YOlcutugumu ayar1ayabilecegini soyledi. Aslmda .sans eseri, birisi yolculuQunu iptal etmi§!i. Onun yerlne ben gidebilirdim. Ucak bileti ve lima' daki ot~ rezervasyonlarr yapllm.~ hazndr Paket programda lndldrn yapabiJeceklerini soyJediler, sayet O~ saat h;:inde yoia cikabillrsem

Oc saat mi? ~

- 26-

• •

~IMDI DAHA UZUN

Gllgln gibi valizimi topladirn ve Ocretsiz yolda kamyonu deliler gibi' surdugUm halde havaalaruna geldigim zaman biletimi almaya zar zor vakit buldurn ve ucu ucuna Peru ucagina vetlstim. Ugagm kuyruk, bolurnune yOrOyOp cam kenanndaki koltuga oturunca yoruldugumu hissettim. ,

Biraz kestirmek isted im. Fakat bacaklanrru uzatip arkama yaslanarak gozlerimi kapatmca, uvuvamavacaqmn anladirn. Birdenblre yolculuk hakkmda kansik duygular beslemeye basladirn ve gergin oldugumu hissettim. Hanrnk yapmadan yola ~Ikr:nak <;llgmlik degil miydi?'Peru:da nereye gidecektim? Kiminle konusa ..

caknrn? '

Golde duydugum cesaret yerini hizla kuskuya birakryordu Birinci Bngi ve kUlti.irel degi;-;Im yine gozume sacrna ve qercekdi~I gqronmeye baslarrusn. Ostunde du~OndOkge lkincl Bilgi kavramini da sacrna buldum. Yenl tarihi gQr(j~, bizlerin bu rastlantdan algt,lamamtzl nasI! kururnlastmp toplumu bil inclendlrecektl?

Arkama biraz daha yaslarup, derin bir nefes aldnri, Belki bu yolculuga bosu bosuna Qlktlm, diye dusundum. Sir iki gun Peru'da kahp geri donecektlrn, Be1ki pararru gereksiz yere israf etrnlstlrn ama buyOk bir zarar gormemi§tim. -

U98k ited doqru atlldJ ve pistte hizla ilenemeye basladt, Gozlerimi kapatnm ve bOyOk jet son tuzla yukselip kahn bulutlann arasma glrince hafifc;e basim dandu. Ucak normal seyir yOksekli ..

, ~

--.-28-

{lIne QlklnC8, so nunda biraz rahatladirn ve uykuya deldim, Otuz veya kirk dakika sonra. ~ava bo~uguna dusen u~gln §iddetti sarsnnswla uvandirn ve tuvalete gitmeye karar verdim.

KoItuktafin arasmcakl koridorda ilerlerken, uzun boylu yuvarlak gezlOkJu bir adam pencerenin yamnda durrnus u«;u§ gorevllstyte konusuyordu, Van gazle bana baktl ve konusrnaya devarn ettL Koyu kahverenql sach ve a§aC. yukan kirk be§ ya~tarlnda blr adamdi. Bir an onu tanldlglml zannettim. yOZOne yaklndan bakmca tanJdJ{llffi biri oImadlaJn~ karar verdhn. Yanlanndan gec;erken

s6ylecUklerlnin blr kisrm kulaOlma carpn, ' .

Adam, HNeyse te~ekkOrier. Peru'ya sik sik gittiginiz i~in belki elyazmalan hakkmda bir ~yter duym-u§: oJabileceQinizi dO§undum. N Adam arkaSlnl d6ndu ve uctaQln on tarafma dogru ilerledi.

Cok ~~lrmHjtlm. Aym elyazmalanndan· rm soz ediyordu?

Tuvatete girdirn ve ne yapacaOlma karar vermeye r;a.h~tfm. Akhmin yanst duyduldanrru unutrnarru soyfuyordu .. Belki baska bir

~eyden veva eski bir· kitaptan SQZ ediyordu. -

Yerime dondum ve tekrar g5z1eriml kapatnm, k~uk oIaYI . aldundan silmi§tim. Adama neden sOz ettl{lini sormadlQama sevin .. dim. Ama koltugumda otururken. golde duydugu~ heyecam d(j~(jnd(jm. Ya bu adarnm ellnde elyazmalarl hakktnda bilgi varsa?O zaman ne olurdu? Sormasam asia ogrenemeyecektlm.

Akhmda birkat;t daklka daha OIc;tOm blctlm, sonra ayaga kalknm ve u~Oln on taranna doOru yUrUdum. Orta b6JOmde koridorun yamndaki koltukta oturuyordu. Onun tarn arkasuldaki koltuk bostu, Geri donOp U(fU§ gorev1isinin yanma gjUim va yerimi deOi§tirmek Istedi{Jimi s6yiedi_m, sonra e§yalanml topiaYlp, adarnm arkasmdald koltuga oturdum. Birkac; dakika sonra, ornzuna vurdum.

"Ozur dllerirn," dedim. "Elyazmalanlidan SQZ ettiginizi duy .. dum. Bunlar Peru da bulurianlar rnr?" Once hayretle, sonra ihti~ , yatla yOzOme beku ·C;ekinerek~· If Evet, onlardan scz ediyordum," dedi.

Kendimi tarutnrn ve bir sura "once Peru'da bulunan bir arka-

- 29-,

dasunm eiyazmalarlmn varhQI hakklnda bana bilgi verdigini a~'kladirn, 'Adam gazle gorOIOr §okilde rahanadi ve kendislnl New York Oniversitesinden Tarih Profesoru, Wayne Dobson "diye tanntl.

Biz konusurken, yammda oturan beyin sinir1i sinir1t blze baktlOlnl farkettlrn. Arkaslna yaslanml~ uyurnaya ~li§lyordu.

, Prolesore, "Elyazmalannl gardOnOz rnu?" d iye sordum. , , "Sir klsmlnlt11 dedi. rYa SiZ?"

"HaYlr, ama arkadastrn bana Birinci Bilgiden SDZ ettl." Yammda oturan bey pozisyonunu deQi§tirdi.

Dobson cndan yana bakn, 1l0z0r dilerim, baynn, Sizi rahatSIZ ettigimizi biHyorum.Benimle yer deQi!ltirirseniz rahatsu olur rnusunuz?'

Bey, "HaYlrlM dedi MBunu yeOierim.1I

Hepimiz ayalla kaikiP kenara ~ekildik ve sonra ben cam kenartndakl koltuQa" geqtim. Dobson'da yanlma oturdu.

"Birinci Bilgi hakklnda bildilderini bana anlat."

Sir an duraksadnn ve anladlldanml akhmda tartnrn, ·SanlrEm Birinci BHgi ,bireyin yasarmm degi~tire~ gizemll olaylan algl'amasl~ dirt .ba§ka bir olusumun harekete gec;mesini hissetmektir."

Bunlarl soylerken sa~matadl~lml hlssettim.

Dobson benim huzursuzhjQumu farkettr. "a Birinci 811g1 hakkmda ne d(j~(jnOyorsun?" diye sordu.

"Bilmiyorumt" dedim.

"GOnumuzun Qa.Qda§i, sagduyusu ils pek uyum sagiamlyor. degU mi? Bunlann hepsini unutup yine pratik konulan du§unmek

istemez misin?" '

GOIdOm ve isterim der'gibllerden ba§lml salladirn.

"PekAIA. herkes aym egilimi gosteriyor. Ama bizler ara sira hayana daha fa~kli oIaylann meydana geldigini cok berrak algllanz. Ama du§unme all~kantl_glmlz bu "tOr fikirleri bilinmeyen otarak kabul ettigi ir;in alglJadlklanmlzl hemen akhrrnzdan C;'lkartnz. lsts

, bundan dalaYI ikinci Bilgi gerek1idir. Algllamamlzln tarihser kokenini kavrarsak, 0 zaman daha get;er1i oiur."

~ 30 -

Bastrm salladim "Pekisiz bir tarlhcl olarak elyazmalanndaki dunyasal d6nu~ijm kehanetinin gergek olduquna lnaruyor musu-

nuz?" ""Evet?1I .

"Tarihcl olarak?"

"Evet! Ancak tar'he dogru acidan bakmak "ko§ouluyl~.I1DE:rin bir nefes a~dl. "lnan bana, bunuyillardir tarlh' yanh§ gozle yorumlayan ve yanll§ 6greten bir i olarak soyIOY,lrum! Eskidan sadece medeniyetin yaptlQI teknolollk asarnalan ve bu ilerlemelere" ana-

,

yak alan bDyuk liderleri dikkatle incel erdirn, II

IIBu yaklasirnm nesi yanll§?'1

'Devam ettigi surece, yanll§ olan yam yak. Ne var ki, aS11 onemll clan tarihset evrelerdeki dunyarun bakl~ aGlsJdlr. a evrelerde insanlar neler hissediyorJar ve neler dusunuyorlard. bunu bilmek gerekir. Bunu anlamam cok uzun surdu, Tarih bizlere ya§.adlg1ml~ dunyada uzun baglamda bilgiler vermek zorundadir. Tarih sadece teknolojinin evrimi degildir; d(j§Gnce~in evrimidir. Bizden once vasavan insanlann ger~egini anlayarak, dunvaya neden slrndlkl baknqumz gozle baktiqnruz: anlanz, gelec~kteki " ilerleme1ere katkmuzm ne olacaglnl biliriz. Medeniyetin uzun geli§mesinde" biz nerden geldik ve bulundugumuz nokta nedir, bunu belirleyebiliriz ve boylece nereye gittigimizi de anlanz."

Bir an sustu ve sonra ·ekledi. uikinci Bilginin etkisi aynen bu tilr tarihsel gorO~(j saglamaktlr, en azmdan Ban dO§Oncesinin g6r(j~ acismdan. Yazrnal~rdaki kehanetin uzun baglamda yer alacaglndan ve bunlarm sadece akla yakm 01 rnakla kalrnayip, ayru zamanda kacmumaz olduklanndan soz ediyor."

Dobson'a bilgilerden kat; tanesini gordOgunu sordum, yalruzca ilk ikisini gordOgOnO soyledi. Elyazmalan hakkmda soylentlJer kulaglna gelince, Ot; hafta once flr1a~ilp Peru'ya gitmi§ va onla-

n bulrnustu .

'Peru'ya ayak basmca," diye anlatmaya devam etti. "Elyazrnalanrun varhglnl teyid eden blrkac ki§iyle tarusnm, ama hepsi bu konuda kon usmaya oleslye korkuyorlardl. Hukumetln biraz

" .

- 31

Cllgm g'jbi davrandlglnl ve vazrneiann kopyelanm ele geQirenleri veya bilgileri etrata yayanlan §iddetli fiziksel· cezalara carpnrmakla tehdit ediyorrnus, H

Bakl~tan cidd lIe~ti. "Bu beni urkuttu, Fakat daha sonra oteldeki garson, elyazmalannl dUlnden ~u§Ormeyen bir rahip tan.dIOI~ ru soyledl, Caglar oncesi yapnan bu sanat eserinin hukumet taraflndan yak ediJmek istenmesine kar~1 rahibin mOcadele ettigini qarson s6y1edi. Dayanarnadim ve zamarunm yoQunu evlnde get;iren rahibl gormeye gittim. it

Herhalde cok §a~lrml§ olmalrydun, ftunkO Dobson, "Ns

oldu?" diye sordu .

"Bana elyazmalanndan SQZ eden arkadasim da bildiklerini rahipten ogrenmi~. Ona isminl soylememi§, ama Birinci Bilgi hakkmda onunia konusrnus, Onunla tekrar bulusrnak uzere sozlesmi~ier ama rahip randsvusune. geJmemi~.I'

Dobson, "Benim sozunu ettigim adam olmah. C;ilnkO ben de onu bularnadim Evinin k&ptSf kilitn ve terkedllrnls giblydi," dedi.

"Onu hie; gormedin mi?"

"HayJf, ama etrafa bir goz _atmaya karar verdlrn. Arka tarafta

. .

kapisr acik depo gibi gibi yer vardr, Her nedense learl girip aras-

, tJrmaya karar verdim. C;opIOk- gibi ~eylerin arkasmda, duvarda, ~ivileri yerinden oynarms tahta kaplamarun altmda, Birinci ve ikin~ ci BUgilerin tercurnelerinl buldum."

Bitgig bUgle; yuzume baku

"Onlan 6ylesine buldunuz rnu?" ,diye sordurn.

"Evet. "

II~ lrndl bitgiler yamruzda rru?" ,

Olumsuzca basmr salladi NHaYlr. Onlann ustunde cok dikkatll mcelerne yapmak istiyorum, ~imdiHk bir rneslektasima blraktim. II

IIB~na lkinci Bilginin 6zetini verebilir misiniz?"

Uzun bir sessizlik olcu . Sonra Dobson g(jl(jmsey~p ba~lnI salladi "Sarunrn bizim burada bulunrnarmzm sebebi bu zaten."_ "[kincl Bilgi bizim §imdiki algllamaJanmlzl uzun tarihl bir pers-

32

pektife yerle~tirir .. Ne de olsa, bin dokuz yuzlO Yillar sana erlnce, sadece yirminci yll sana ermekle kalrmyor, aym zamanda bin YIIIlk tarihl sGrec; de sana eriyor. lklncl bin Yllilk donerne girmek uzereyiz. biz Batlldar nerede oldugumuzu, bundan sonra nelerin meydana gelecegfni anlamadan once, ge<;:ip giden bin Yllilk sursc iginde gerc;ekten neler oldugunuanlamahYlz.1I

"Elyazmast bu konuda ne $oyIOYOr?" .

"lkincl bin Yllhk doneme girerken -yani ~imdi- tOm tarihi sure .. ci bir butun olarak gorebilecegiz ve Ca~da~ Donern adirn verdigimiz, bu bin yrlln son yansmda geli§en 02g0n on <;al'~maYI tarurnlayabilecegiz. BugOn bizim aJgdadlglmlz· kar~da§malar bu on Qah~manlnuyanl§lnl·temsll stmektedlr,"

liOn cahsma nedir?" diye sordum.

Bana muzlpce baklp gOldu. ~'Bin Ylllik surecl tekrar yasarnaya hazrr rrusm?"

'Tabll, anlat bakahm. II

"Bunu ben sana anlatarnarn. Oaha once soyledigimi ammsa bakahm; Tarihi anlamak ir;in, gOntuk dOnya geru§unun nasil gell§tiQini kavraman gerekir, senden once yafjayan lnsanlann gerc;ekQlligr iJ.e nasI! yaranlrmsttr? Olaylara ¢aada§, bakl~ acismm evrlmi bin yd surdu ve bugun nerede oldu~unu ger<;ekten anlamak i~in, 1000 YII getiye donmelisin, sonra bu bin yllilk surec; i<;indet sanki gen;ekten blr timur boyu ya~ml§sln gibi deneylmse1 darak ilerlemelisln. II

"Bunu nasd yapacagu:n?" "Ben sana yol gOSteririm."

. Bir an tereddOt ettim. UQaOln cammdan cok a§aOlfardaki ara- 21 §oekillerine baknrn. Zaman deOi§meye ba§laml§'t1 bite.

Sonunda, "Peki deneyecegim,· dedim.

lIPekAla," dive yanlt verdi. "elmdi. bin Ylhnda Orta~O adeu verdigimiz evrede ya~dta.nI du§On. Anlaman gereken Hk §ey bu zarnanm gerr;eginin Hlristfyan Kilisesinln gO.;tO din adamlan tarafn1dan tanlmJamasldtr. Bulunduklarl pozlsyonlardan dolaYJ, bu adamlar toplurnun d(j~Oncelerini buylik ol<;Ode etklleyebitiyortar-

~ 33-

Dokuz Kehanet I F: 3

dl. Din adamlanmn tarurnladiklan qercek dGnya lse, her ~eyin

ustundeydi, ruhsal ve mistikti (SpritOel). Onlann yarattlQI ger~ek- .....

te Tann' run insanhk i.;:in yaptlgl planlar yasamm merkeziydi.

"$imdi sunu g6z0n un onune getif, II dive devam etti. "~imdi babarun sirunnda yer aldlglnl dusun ... Koylu veya aristokrat ve ornrunun sonuna dek bu simttan diger snufa atlayarnayacaquu biliyorsun. Fakat hangi siruttan olursan at veya yaptlQln ozqun i§ ne olursa olsun, kisa sure sonra sosval pozlsyonun, din adamlanrun tarumtadiklan hayann ruhsal ve mistik gen;egi yarunda ikinci planda kaldlglnl anlarsm.

'Yasarrun ruhsal bir Sln8V olduqunu ksstedersm, Din adamlanrun actklarnalanna gore. Tann'run etraf Kozmos He c;evril! kendi evreninin merkezine insanlarr verlestlrrnesmln tek arnacr Selamete ermek veya kaybetmek. Ve bu smavda birbirine ZIt iki qucun:

Tann'run gucO veya §eytamn gizli bastan C;:lkanclltgl arasmda dogru bir seclrn yapman gerekir.

"Ne var kl, bu smavla yalruzca senin vuz yuze gelmedigini anlamahsm," dedi ve devam etti. "Aslmda, sen zavalh birey olarak bu konuda statunu belirleyecek yetenekte degilsin. Bu din adamlanrun uzmanllk alaruna girer. Attlgm her adrrru izlerler ve Kutsal Kitabl· tefsir edip Tann'run tarannda rrusm yoksa $eytan taranndan bastan rm cikanldm bunu tayin ederler. Eger onlarm talimatIanni izlersen, obur dunyada cennete gidecegine dair quvence verirler. Ancak eger onlann c;:izdlgi yoldan sapacak olursan ... afafOZ edlllr, Ianettentrsln."

Dobson dikkatle yUzOme bakn, 'Elyazrnasmda Ortagag dunyastrun her y6nOnOn farkll dOnyasal terimlerle acrklanrnasaun anlasilrnast gerektigi bellrtllmekte.Yasamm butun olgulan rastlannsal gokgilrultOsu veya depremden tutun da urunun bereketli olmasmdan, sevilen kisinin 610mOne kadar her ~ey ya Tann'run arzusu veya ~eytanln kbtulOgu olarak tarurnlanrmsnr. Jeolojik gUc;ler veya bahce dOzenleme sanan veya hastallklar dive kavramlar yoktu. Bunlar daha sonra gelmi~tir. §imdilik. sen kayitsiz sartsiz din adamlanna inaruyorsun: oldugu gibi kabul ettigin dunya sadece ruhsal ve mistik anlarnda cahsrnaktadir,



Konusrnasrru kesti ve yuzume bakn, "Orada rmsin?" II Evet, gen;egi goruyorum. II

"Pekala, ~imdi gen;egin yavas yavas ~okmeye ba~ladlglnl d(j~le.1I

'Ne demek istiyorsun?"

"OrtaqaQln dunya g6f(j~(j, senin dOnya gorO~(jn on dorduncu ve on bsslncl yOzYJllarda cokrneye basladi. : Birincisi, din adamlanrnn arasmda bazi yolsuzluklar basladr Ornegin, gizlice sadakat yeminlerini bozrnak veya Kutsal Kitabln kurallanru bozan hukumet UyeJerini gormemezlikten gelip onlardan rusvet almak gibi.

IIBu yolsuzluklar seni endlselendlrmeye basladt, c;Unku bu din adarnlan seninJe Tarm arasmdakl tek bag olduklanru iddia edlyorlardi. ~unu akhndan cikarrna ki Kutsc:\1 Kitabl sadece onlar yorumluyordu ve senin selametinin biricik hakemleri onlardi

"Birdenbire kendini ayaklanrnanm ortasmda buldun. Martin Luther"in liderliginde bir grup Papalik Hlristiyanhgmdan tamamen kopma c;agnslnda bulundu. Din adamlanntn yozla§tlQlnl soylOyorlar ve din adarnlanrnn insanlann dusuncelerlne egemen olmalarrna .son verilmesini tstlyorlardi. insanlann Kutsal Kitabl ki~isel goru§lerine gore yorumlayabilecekleri ve istedigi ~ekilde kabul edebilecekleri Tann ite aralannda hlcblr aracirnn bulunmameseu ternel alan yeni kiliseJer kuruldu.

liSen §a§.klnhk iclnde bakarken, ayaklanma basanya ulasn.

Din adamlan yenildUer. YOzylllardlr gerc;e~i tarurolayan bu adamtar, §imdi senin g6zunden dusrneye basladnar, Sonueta, tum dOnyada ortaya yeni bir soru 91ktl. Evrenin dogasl ve insanhgm arnacmm temelinde vatan, din adamlanrnn tarurnlarnalan actk bir fikirbirligi sayesinde c;6kOyordu. Senin ve Ban kulttlrundekl diger insanlann onO~del kuskulu bir ufuk a~lhyOfdu.

"Ne de olsa, yasantmda sana gen;egi tarumlayan 'bir otoritenin varllglna ahsrrustm, artik seni disardan yonlendiren kimse yoktu. Bu yuzden aklm karrnakansik ve kendlni kaybolrnus gibi hissedlyorsun ve kendi kendine soruyorsun: Eger din adamlannm

- 34-

35 -

gen;egi tarumlamalan ve lnsarnn varolus nedeni yanhssa, dogru ne?"

Sir an sustu. "Bu <;okG~un a gOnun insanlanrun ustunds blraktlgl guc;:IO etkiyi g6ruyor musun?"

"Sarunrn asm huzursuzluk gibi bir ~ey,1I dedim.

. ,

liEn azrndan bu, II dive yarut verdi. 'Korkunc bir ayaklanma

oldu. Her yerde eski dOnya g6rO~One meydan okunuyordu. Asllnda, 1600'lerde astronomlar din adarnlanrun iddia ettlklerl gibi qunesln ve ylldlzlann dunyanm cevresinde d6nmediklerini kusku gotOrmez bir biclmde karutlarruslardi. Dunya kendisi gibi mUyarlarca yddlZI lceren galaksinin lclnde kucuk bir gOne~in etrannda donuyordu, II

Bana dogru egildi. "Bu cok onernli. lnsanlik Tann'mn evrenin merkezindeki yerini yltirmlsti. B unun yaptlQI etkiyi anfayabiliyor musun? Simdl, havaya baktlgln zaman veya bitkilerin buvumesini izledigin zaman veya birinin ani olurnunde, telasla saskr-

. ' na donersln, Gegmi§te, ,boyle olaylann sorumluluqunu ya TannayS veya §eytan'a yuklemi§slndir. Fakat Ortacaq g6ru~u Ylkltlnca, bu. kelin tamrntama da onunla birlikte ytklld I. Mutlak dogru olarak kabul ettigin her §eye §imdi yeni bir tarurnlarna gerekiyorduo OzeUikle Tann' run dogasl ile senin Tann He alan illsklne yeni bir tarurnlama gerekiyordu.

"[ste bu farkmdahkla," diye devam etti. "Cagda§ Donern basladi. Demokratik ruh geli§iyor, Papahk ve Kralhk yonetlmlne karst

~

kitlesel gOvensizlik arnvordu. Evrenin Kutsal Kitabm lnanclanna

veya spekOlasyonlanna gore yapllan tarumlan arnk otomatikman kabul edllmiyordu. Kesinligin kaybomasma ragmen, din adamlanrun yaptlOI gibi kendi ger~eOimizin bazi yeni gruplarca kontrol edilme tehlikesini gaze alamadrk. EQer orada olsaydm blllrn iQin yeni yaranlan kurallara senin de katkm olurdu."

GuidO. "0 gunun dU§iunOrlerinin yaptlQI gibi, ucsuz bucaksiz tarurnlanmarms evrene bakio, yeni dunyarmz: sistematik bir ~ekilde ke§fetmeyi on gor~n yeni bir kamuoyu olusrnasmm geregini

- 36-

dO§unOrdOn. Ve gerc;egin bu yeni yolla ke§fedilmesine bUimsel metat ismi verirdln kl, bu evrenln nasil i~ledigini smarnaktan 50nra bazi sonuclara ulasmaktan, ve bu sonuctan baskalanrun onayina sunmaktan baska bir ~ey deOUdi.

"Sonra, "diye devarn etti. "sonre bu yeni evrene yollayacagin ka§ifleri hazirlardm, hepsinin etine bilimsel metodun silahlanru verirdin ve boylece onlar tarihi rnisyontanru yuklenirlerdi: Bu yeri kesfet, nasil c;all~tlglm bul ve §ayet orada yasarsak nelerle karsdasmz?

'Tann'run egemen oldugu evrendeki kesinligi yitirdigini ve bundan dolayi da senin de Tann'rnn dogasmdaki kesinligini yitirdigini biliyorsun. Fakat elinde bir yonternin var, sger bir kamuoyu olusnirursan, strafmdakl her sevln dogasini kolayca ke§federsin. Buna Tann da dahil, insanllgln bu gezegendeki varolusunun amaci da dahil her §'eyi kestedeblilrsln, Boylece bu ka.§lfleri senin ger~ek durumunun ne oIdugunu arastirmaya yollar ve buluslanru raper etmelerini istersin. U

Sozlerine ara verip yUzOme bakn.

ltElyazmalan bu noktada §oyle diyor. "i§ote slrndi uyaruyorsunuz ve on c;ah§imalar bashyor, Ka§ifleri bizim varolusurnuz hakkm ... da tam bir aeiklarna bulup geri getirmelert ic;in ke§fe vollamisnk. Evrenin karma§al191 yuzOnden ka§iflerimiz hemen geri donsmedller."

"On cahsrna nsydl?"

'Kendln: yine a zaman sureclnln ic;ine koyrna, U dive yarut verdl, "Bilimsel y6ntem Tann'run yeni bir aciklamasmt ve lnsanhqm bu gezegendeki amacinm nedenini bize geri getiremedi. Kesinligin ve anlarmn ortadan kalkrnasi Ban kOlturunO derinden etkiledi. Sorulanrruzm vanmm bulana kadar baska bir seyler yapmak zorundaydik. Zamanla (_10k mantiksal gorunen bir cozum yolu bulduk. 8irbirimize bakip §oyle dedik: "Pekala, ka§iflerimiz henuz bizlrn gerQek ruhsal durumumuzu aciklayacak bilgilerle geri donmediler, oylase onlan beklerken neden yeni dunyarruza iyice yerlesrniyoruz? Kend i ctkarlanrruz icin bu yeni dunyaYi yeterince

- 37-

~

yonetrneyl ogrendigimiz kesin, oyJeyse bu arada dOnyada tek

gOvencemiz olan, yasarn standartmuzt neden cahsarak yOkseltrneyelirn?"

Bana bakip smtt •. IVe bizde aynen ·6y1e yaptlk. Dart yuz YII once! Olaylan kendi eHmize alarak kaybofma duygusunu silkinip ustumuzden atnk. DunyaYI fethedip kaynaklanm kendi yaranrmz ic;in en iyi ~kilde nasil kullanmz sorusuna odaklandik. ~imdi bin ytlm sonuna yak~a§tlk ve ne oldugunu gorebiJiyor muyuz? Odaklandlglmlz nokta bir sOre sonra on cahsrna hafine donO~tO. Yeni dOnyasal gOvenceler yaratmak ic;in kendimizi tamamen kaybettik. Yrtirdigimiz ruhsal ve mistik gOvencenin yerine, ekonomik gOvenceyi koyduk. Neden ya§oadJgrmtz, ruhsal ve mlstlk acidan ashnda neler olup bittigi sorusu, yavas yava§ bir·kenara itildi ve sonunda hepsi topyekOn ortadan kalkn II

Dikkatle gozJerimin lclne baku ve §oyfe dedi. "Hayatta kalabilmek ve daha rahat yasarnak jstegi gittikge bOyudO ve ya§amak lcln baslibasma bir amac oldu Ve biz zarnaola, metodik bir §ekilde aSI) sorumuzu unuttuk ... Hala hayana neden kaldlQlmlzf unuttuk."

Ur;agln carrnndan, cok a§agrlardaki, buyuk kenti gordum.

UC;;u~ rotasma gore, Horida'run Orlanda kentinin ustunden ge<;tigimizi tahmin ettim. Planh ve dilzenli gruplar halindeki sokaklan ve caddeleri belirleyen geometrik <;izgilerden. insanlann neler yapabitecekleri beni sasirtn. Dobson'a baknm, Uyur gibi gozlerini kapatrmsn. Bana bir saate yakm ikinci BUgiyi antatrmsn, sonra ogle yemegi servisi basladr, Yemek sona erdikten sonra, ana Charisne'dsn ve neden Peru'ya gitmeye karar verdiOlmden soz ettlm. Daha sonra, camdan butut kumelerine baktp onun soylediklerini dO~(jnd(jm.

Uykulu gozJerle bana bakip birdenbire, "Evet ne dO~Onijyorsun?" diye sordu. "lkincl Bilgiyi kavradm rm?"

"Emil) degilim.1I

8a~lyla diger yolculan lsaret ettl. "lnsan dunyas: hakklndaki

~ 38-

goru§lerinde biraz daha berrakhk hissedlyor rnusun? Herkesin ne kadar on cahsrna yaptl91n1 g6ruyor musun? Bu g6rO~ acrsi bir cok §eyi aciklar, Tanldlgln lnsanlardan kat; tanesi i§.lerine tutkuyla baghdlr, causrnalanna ara veremedikleri lcln kac tanesi stres ile ilgili hastalrklann esiri olmuslardir. Call~malanna ara veremezler, cunku kendilerlni ancak bu sekilde oyalarlar, yasarru sadsce

. pratik onerrilne indirgerler. Ve neden yasadiklanna emin olrnadikIanni arurnsamaktan kacmdiklan lcln boyle davrarurlar.

II ikinci Bilgi tarihi zamana alt bilincimizi geni§.letir," diye ilave

-etti. 'Blze kulturel gozlemin nasil yapllacaglnl sadece kendi yasadlglmlz zamarun bakis acismdan degil, ayru zamanda bin yilhk zarnarun bakl~- acismdan ogretlr. Bizim 6n cahsmalanrruzi aC;lga ctkanr ve boylece blzl yukseltlr. Bu uzun tarihi az once denedin. §.imdi daha uzun bir surects vasivorsun. ~imdi insan dunyasma bakmca, saplannlan. ekonomik iler1emedeki yogun on cahsmala-

, n daha net g6rebileceksin. II

"Peki bunun ne sakmcasi var?" 'dive kars: koydum. 'Ban medeniyetini bu cahsrnalar yUceltmi§tir.1I

Yuksek sesle gOldu- lIeuphesiz, sen hakhsm, Hie; kimse bun un yanll~ old ugunu iddia etm iyor. Aslmda. elyazrnasmda on cahsmarun qellsme iGin gerekH olduqu, insan evriminin bir safha- 51 olduqu bellrtlllyor, ~imdi, dunvaya yertesrnek leln yeterince zaman harcadik, Arnk on cahsmadan uyarup esas sorumuzu tekrar ele almalryiz. Bu gezegendeki yasarrun arkasmda ne var? Biz gerc;ekten neden buradayiz?"

Uzun uzun onun yOzOne baktim, sonra sordum. "Sence diger ilk bilgiler bu amaci acikhyor mu?"

Dobson basiru yana egdi. "Sarunrn araenrrnaya deger. lnsallah biz arad iklanrruz: bulana kadar elyazrnalanm ortadan yak etmezler."

"Peru Hukurnetl b6ylesine degerli ve onernll tarihi sanat ese~ rini ortadan kaldurnaya cesaret edebilir rnl?" diye sordurn.

"Bunu gizlice yaparlar," diye yarut . verdi. "QOnkO resmi makamlar elyazmalannm varllglnl resmen aciklamac liar. II

-39-

"Bence bilim dunyasi ayaklanmah. II

Cekingen blr ifadeyle yu.zume bakti. "Ayaklandlk. Peru'ya gitmemin sebebi bu. Elyazmalannln orijlnall erinin kamuya a<;lklanmasiru talep eden, on tane onemli bHim adarmru temsil ediyorum. Peru Hukurnetinln lclndeki iJgifi bolQm ba~kanl~rlna ge'ecegimi bildirel1 birer mektup yazdun ve benimle i;?birligi yaprnalanru tsteclm."

"Anladrrn. Nasu yarut vereceklerini merak ediyorum. II "Herhalde yalanlayacaklar. Fakat ·hi.;; olmazsa resmi blr baslangl(; oldu. u

Dobson bas.ru cevirdl, Ben de tekrar camdan disan bakip derin dO~Oncelere daldim. A~aglya bakarken, birdenbire ir;:inde. bulunduqurnuz uc;agln teknolojisinin dart yOz Yllhk birikimi kapsadlglnl du§undum. Yeryuzunde buldugumuz kaynaklan bOyOk bir beceriyle kuUanmaYI ogrenmi~tik. Acaba, bu UyaOln meydana gelmesi it;:tn urOnleri ve kavrarnlan yaratmak lcln ka§i ki~i. kac nesU ugra~mf~tlr? Ve kimbilir kac ki~i yasarnlan boyunca bir minicik noktaya, blr kO<;Ok aduna. baslanru kaldnmadan bu on cahsmaya kendilerini odaklarruslardtr?

Birdenbire, 0 anda, Dobson ile tartl§-tlglmlz tarihl zaman dillmi butunuyle bilinclme yerlestl. Sanki benim kendi hayat ·oykUmrnu§. gibi bin Yllhk sureyl tum berrakllgl ile gormeye basradtrn. Bin YII once Tann'run ve lnsanm ruhsalhquun aC;lkga tammlandlQI bir dunyada ya§lyorduk. Sonra 0 dUnyaYI yitirdik, daha dogrusu, bu oykOnGn sonunun burada bitmedigine karar verdik. Buna gore, gergek dogruyu kested ip bize geri getirmeleri lcln ka;?ifleri ortaya saldik, onlar ger; donmeye gecikince bizler yeni on cahsmalara daidik, dunyaya yerle§ip, kendimizi olabildlqlnce rahat ettirmek, dunyasal arnaclannuzdan blr! oldu .

. Ve verlsstlk. Mad en cevher!erinin eritlllp turlG bic;imlere sokulup t;e~itli aletler yapablleceqlrnlzi ke§fettik. GOc;: kaynaklan icat ettik. Once buhan, sonra gazi ve elektrik He fizyonu bulduk. Sistemli tanrn ve kutlssel Oretim sayesinde slrndl buyuk magazalart

-40-

dolduran rnallan ve geni~ captaki dagltlm aglannl kumanda edebiliyoruz.

Bizi ilerlemeye iten g(i(;, erlsrnek istedigi gerc;egi bekterken, bireyin kendi gOvenligini ~aglama arzusudur. Kendimiz ve cocuklanrne icin cok daha rahat ve ·zevkll bir vasarn yaratmaya karar verdik ve bizim dart yuz Yllilk on cahsmarruz sayesinde yasarrun butun rahat I I klann I Oretebileceg~miz blr insan dunyasi varatn, Daha fazla rahata kavusabllmek icln dogaYI fethetme lurs ve tutkumuz gezegenimizin doqal slstemini kirletti ve QokuntOnun e§igine getirdi. Arttk boyle devam edemeyiz.

Dobson haklrydt, lkincl Bilgi yeni farkmdallglmizi kacirulrnaz kild; KOlturel amacirmzm zirvesine erisrnek uzereyiz. Kollektif neyi yapmaya karar verd iysek yapip basardik ve bOtOn bunlar olurken, on cansmalanrruz catlamaya basladi, $imdi baska bir uyarusa gec;iyoruz. Bin Yllhk devrenin sonuna gelirken Cagda§ Devrin momentinin yava§ladlQlnl adeta gorebiliyorum. Dart vuz Yllilk saplanti tamamlandi. Materyal gOvencenin olanaklanru yarattlk, simdi bu neden yaptlglmlzln sebebini bulmaya hazmz .

. Etraflmdaki yolculann yuzunde on cahsrnalann izlerini g6reblliyordum, hem aynca bazfanrnn yOzlerindeki farkmdahk hafifc;e gaze carpryordu. Acaba aralanndan kac tanesi, karsilasrnalann tarkma vardr?

Uc;ak one dogru yukseldi ve sonra lnise gecti. UGu~ gbrevlileri krsa sOre sonra Lima Havaalanma inecegimizi duyurdular.

Dobson'a kalacaqrm otelin adiru verdim ve ana nerde kalacaglnl sordurn, 0 da bana kalacaQI otelin adnu verdi ve benim otelimden birkac mil uzakta oldugunu s6yledi.

'Planm nedir?" diye sordum.

"Ben de bunu dusunuvordurn," dive yantt verdi. "1lk i§, samnm, Arnerikan BGyukel<;iligine gidip buraya neden geldigimi aC;lklayacaqnn. Kayttlara qlrsmler."

"lyi fikir. "

- 41

"Ondan sonra, oldugunca cok Perulu bilim adamlanyla g6r(j~mek istiyorum. Lima Oniversitesindeki bilim adarnlan elyazmalanndan haberJeri olmadlglnl daha once bana soylemlslerdl. Fakat c;e~itli harabelerde cahsan bilim adamlan var, belki onlann aralanndan konusrnaya hevesli olan biri 9lkar. Ya sen ne yapacaksm? Senjn planlann nedir?"

"Benim plarurn yok," diye yamt verdim. 'Pesine takilrnamda bir sakmca var rru?"

"HaYlr yak. Ben de zaten tekHf edecektim. II

ucak havaalanma tndlkten sonra, valizlerlmlzlaldtk ve daha sonra Dobson'un otelinde bulusrnaya karar verdik. TerminaJden disan ~Iktlm ve alacakaranhkta bir taksi C:faglrdlm. Hava kuru, ruzgar sertti.

Bindigim taksi hareket ederken, baska bir taksi ruzla arkarruzdan yanasn ve sonra trafiQe karl§.lp biraz geride kaldl. Pe~imizden bizim gittigimiz yolu izliyordu. Arka koltu kta tek basma birinin oturduqunu gordUm. Bir anda igiml korku kapladi, ingilizR ce konusan sofore, hemen otele gitmemesini. bir sure clvarda dolasmasiru, biraz atraf gormek istedrgimi soyledim. Bastru sallayarak bu istegimi yerrne· getirdi. Taksi peslrnizi buakrruyordu. Bunun anlarrn neydi?

Otelin onOne gelinc8, §.ofore arabadan inmemesinl s6yledim, sonra oturduqurn yerin kapisiru aenrn ve taksinin parasiru oder gibi yapnrn, Bizi izleyen araba, biraz ilerde kaldinma yanasn ve lclnden blr adam indio agJf adimtarla otelin giri~ine dogru yurUdu.

Ben tekrar taksiye atlad irn, kaplYI kapatip sotore hareket etmesini soytedlm. Biz hizla uzaklasirken, adam sokagln ortasinda kaldi ve g6zden kaybolana dek arkarmzdan bakti. Dikiz aynasmdan §oforun yuzUnu gordUm. Garip bir ifadeyle dikkatle bana baktyordu. "Ozur dllerirn, II dedim. "Ama otel degi§tirmeye karar verdlrn." Zoraki gOlumsedim ve sonra Dobson'un otelinin adim verdim ama akhrrun vansi dogruca havaalaruna gidip ilk ucakla Amerika'ya d6nmemi soytuyordu.

- 42-,

Otele ulasrnadan yanm bloK once sotore taksiyi kenara cekmesini soyledirn. "Burada bekle," dedim. TL~imdi doneceqlrn. II

SokakJar kalabahkn, ~ogu Peruluydu. Fakat ara sira yarurndan Amerlkahlar ve Avrupalaar.qectyordu. Turistleri gorOnce ken.dlml blraz gOvencede hlssettim Otele krrk elli metre kala durdum. Ortada bir terslik vard I. Birdenbire, ben etranrna bakarken, sllah sesleri duyuldu ve insanlar 91gllklar atmaya basladdar, OnOmdeki kalaballk kendilerini yerlere atmca, ben kaldmrmn ortasmda kaldnn, ileriye bakmca Dobson'un korkuyla gozterini ac;ml~ panik lclnde bana dogru ko~tugunu g6rdOm. Arkasmdan da birllarl onu kovallyordu. Birisi silahlnl havaya ateslsdl ve Dobson'a durmasnu emretti.

8 iraz daha yaklasmca, Dobson qozlerlnl klSIP baku, sonra beni tarudi. "Kacl" dive seslendi. 'Tann askma kac!" Geri dondurn ve korku lelnda yandaki ctkrnaz sokaga daldim. ilerde dik tabtalardan olusan yLiksek bir parmakhk yolumu engeUiyordu. Oraya vaklasmca, olabildigince havaya S II;: rad irn, ellerimle tabtanm Ost kismma yaprsnrn ve sag bacaqirru ustunden obur tarafa salladim. Sol bacaqirm cektp tahta perdenin obur taranna atladim. D6nOp ';Ikmaz sokaga baknm. Dobson Omitsizce kosuvordu. Birka(J el daha silah sesi duyutdu. Dob~on sendeledi ve yere du~tu.

GoP Ylgmlannln, karton kutularm OstOnden atlayarak, nereye gittigimi bilmeden kosuvorourn. Bir an arkamda ayak sesleri duydugumu zannettim, ama basirru cevirlp bakmaya cesaret ede~ medim. llerde cikrnaz sokak diger bir sokaqa agll~yordu. Orasi kalabahktt ve insanlar sakin sakln yurOyorlardl. Hemen 0 sokaqa sapmca, basrrm c;evirip arkarna bakmaya cesaret ettim. Kalbim yerinden nrlayacakrms gibj carpiyordu Arkamda kimse yoktu. Kalabah{Jln arasma kansrnak lcln hizh adlmlarla kaldmrnda y(jri.i~ dum. Kendi kendime sordum. Dobson neden kaciyordu? blmu~ muydO?

Arkamda sot omzumun ustunden birisi yuksek sesle, IIBir daklka." diye ftsildad; Kosrnaya yeltendim ama uzarup kolumdan

43

yakaladl. IILOtfen bir dakika," diye yinetedi. "Ne olduqunu gordum. Size yardirn etmeye r;all§lyorum."

Korkudan titreyerek," Sen kimsin?" diye sordum.

"Adirn Wilson James," ded l. "Daha .sonra aciklartrn, §imdi hemen buradan gitmeUyiz.1I

Sesinin- tonu ve davrarusmdakl bir ~ey duydugum panigi yatl§tlrdl. Onu izlemeye karar verdim. Bir sure vuruouktsn sonra deri esyalar satan bir dukkana girdik. Tezqahta duran adama ba§lyla lsaret etti ve beni arka tarafta kOf kokulu bir odaya soktu. KaPIYI kapatti ve perdeleri indird i.

Altml§ yaslannda vardi, ama daha geng gorunUyordu. G6zlerinin ic;ti 1~111§lldl. Teni koyu kahverengi, saclan ise siyahn. Peruluya benziyordu, ama ingilizceyi a§agl yukan Amerikali gibi konusuyordu Parlak mavi bir ti§ort lie kot pantolonqiymlstl.

'Blr sure burada emniyettesin, II dedi. "Seni niye kovahyorlar-

dJ?"

Yarut vermedim.

"8uraya elyazmalan iCin geldln, degil mi?" dlye sordu . . uNereden biliyorsun?"

,"Sanlrlm seninle birlikte clan adam da ayru sebeple buradaydr. degil mi?" ,

"Evet, Ad: Dobson. iki ki~i oldugumuzu nerden bUiyorsunuz?"

"Qlkmaz sokaqa bakan bir adam var. Onlar sizi kovalarlar .. ken pencereden bakryordurn. I,

Ne yarnt alacaqirndan korkarak, "Dobson'u vurdular rm?" dlye sordum.

'Bllmlvorum," dedi. "Blr §ey s~yleyemem. Ama senin kagtlQIru gorunce, merdivenlerden kosarak 8§aOlya inip onunu kesmek istedim. Belki sana yardnn edebilirim, diye du§OndOm:1 '

"Nlcin?"

Bir an sanki soruma nasu yarut verecegini bllernlyorrnus gibi kararsizca yOzOme bakn. S'onra yuzundekl ifade yumusad I. "8 u-

44-

nu sen anlarnazsm, fakat pencerenin onunde dururken akhma eski bir arkadasun geldi. ~imdi hayatta deQiI. i nsanlann etyazmalanrun varhglnl bllmelerini istedigi i(;in oldu. Glkmaz sokakta olanIan g6rOnce] sana yarden etmem gerektigini du§undOm.1I

Haklrydi Anlamarmstrm. Ne var ki, bana dogruyu soyledigini hissediyordum. Ona bir soru sormak Ozereyken tekrar konusmaya ba~ladl.

IIBu konuyu daha sonra konusuruz," dedi. "Sarunrn, sirndl daha emin bir yere gitmeliyiz.1I

IIBir dakika, Wilson, II dedim. "Hemen Amerika'ya donmek tstiyorum. Bunu nasI! vapablllrlrn.'

"Bana Wit de. §imdilik, havaalanmdan uzak dur derim. Eger hala ·seni anyorlarsa orayi kontrol altmda tutuyorlardir, Kentin dismda yasavan birkac tane arkadasnn var. Onlar seni saklar. Olkeden cikabllrnsn lcln baska yotlar da var. istedigini seceblllrsin. Hazir oldugun zaman dostlanrn sana nereye gidecegini gosterlrler."

Odarun kaprsuu acn, dOkkamn Ic;ini, ardmdan da disanya c;lklP sokagl kontrol etti. Geri donunce, eliyle onu izlememi belirten bir i98ret vapn. Valun a§aglslnda .duran WU'in lsaret ettigi mavi cipe dogru yurUdGk. Cipe binerken, arka koltukta 6zenle paketlenrnls yiyecekler, carnrtar ve el cantelan gordum, sankl uzun bir yolculuk lcln hanrlanrmsn.

Konusrnadan yo! aldik. On koltukta arkama yaslarup dusunmeye ~all§tlm. Korkudan mideme sane. girdi. Boyte bir durumla karsilasrnay. asia ummuyordum. Ya tutuklarup Peru hapishanesine atnsayd im veya hemen oracikta old OrOlseyd im? Durumumu gozden gegirmeliydim. Giysilerirn yoktu, ama param ve kredi kartlanm vardt ve her nedense WiI' e guvenlyordum.

Wit blrdenbire, "Sen ve -adi, Dobson muydu?- ne yapnmz da 0 insanlar sizi kovahyordu?" diye sordu.

IIBiidigim kadanyla hlcblr §ey yapmadik,' diVe ·yanlt verdim.

"Dobson ile ucakta tarusnrn, Tarihei ve buraya resmi gorevle

--45-

elyazmalanm arasnrrnava geliyordu. Bir grup bilim adarmru temsll ediyordu. II

Wil sasirrrusn. "Qnun geleceginden hOkOmetin haberi var mlydl?"·

IIEvet, baa hOkOmet uyelerine meldup yazip i~birligr, yapmaIanni lstarnistl. Onu tutuklamaya - cahsnklanna lnanarnryorum, kopyalar yarunda bile degildi.1J

IIEI¥azmalannln kopyalan onda rru?"

"Sadece ilk Ikl bilgi."

"Amerlka Birle~ik Devtetleri'nde kopyalann bulunduOunu bllmiyordum. Onlan nerden ele ge~jrmi~?1!

'Daha oncekl yolculugunda elyazrnalanru bilen bir rahipten ana SQZ etmlsler, Rahibi bularnarrus arna onun evinin arka tarafmda sakll olan kopyalan bulrnus."

WII Ozuntuyle, "Jose," dedi. "Kim?" diye sordum.

"Sana sQzunil ettigim dostum, Olen dostum. Elyazmalanndan online gelene s6z ediyordu. Herkesin bilmesini istiyordu."

"Ona ne old UTI

IIOldi.irdUier. Kim'erin 61durdugunu bilmiyoruz. Cesedi evinden millerce uzaktaki bir ormanda bulundu. Sanmrn onu dO~rnanlan ortadan kaldnrn."

"Hukumet rni?"

"Hukurnettekl bazi insanlar veya Kilise.1I "Kilisesi bu kadar Ueriye gider mi?"

"Belki. Kilise gizJiden gizliye elyazmalanna karst. BeJgeleri laYlklyla anlayan ve gizlice savunmasmi yapan birkac rahip var, ama onlar da cok dikkatli davramvorlar, Bilmek isteyen herkese Jose 8(_(lkc;a anlanrdi OlumOnden aylarca once ana blraz daha tedblrf olrnasnu, onune her gelene kopyalan vermemesini soylernlstlrn. Bana yapmasi gerekeni yaptlgJnl soylernlstl."

IIElyazmalarl ilk kez ne zarnan bulundu?" dive sordum.

1111k kez Oc; YII once tercOme edlldi, Fakat ilk kez ne zaman

bulunduqunu kimse bllrnlyor. Jose onlan bulana dek sarunrn orijinalleri Yillarca klzllderililerin eUerinde d olasrms durmus. Jose aneak onlan tercOme ettirebildi. Tabll, KHise elyazmalanmn neden SQZ ettiklerini ogrenincel onu tumOyle ortadan kaldirrnaya c;ah~tl. 9imdi eUmizde sadece kopyalan var. Orijlnalinl yak ettiklerlnl dusunuyoruz."

Wil doguya dogru ilerleyip kentin d isina r;:lkml~tl) iki taraf sulak tarlalarla kaph ((ift yanlu dar bir yolda ilerliyorduk. Birkac lane kucuk tahta evln 6nOnden qeetik sonra .straf pahah parmakhklarla c;evrili geni§ otlaklann yarundan ge~tik.

Wilj "Dobson sana ilk iki bilgiden soz etti mi?" dive sordu. "[klncl Bilgiden soz etti," dive yanlt verdlm. "Bana once baska bir arkadasimanlatn. Sir sure once bir rahiple konusrnus, sarunrn Jose ile. II

uiki bilgiyi de anladm mr?" "sanmm."

"§ans rasnannlarmm daha derin anJamlar lcardlklerln! anladin rnr?"

"Bana gore, bu yolculukta rastlann olaylan birbirini lztlyor. n

. IIBir kez dikkatli veenerji ile baOlantl1! olunca rastlantilar blrbirini izler."

"Baglantll i rm?"

Wil gulOmsedi. "Elyazmalannda daha sonra SQzU editen blr sey."

."Dogrusu ogrenmek isterim. II

"Bunu daha sonra konusuruz, II dedi ve basiyla cipi t;:akllta~11 araba yoluna soktuqunu i§aret etti. Birkac; yuz metre ilerde tahtadan lnsa edUmi§ basit bir clftllk evi karsmuza cikn, Wil cipi evin sag taranndakl bi.iyuk agacin altma park etti.

"Arkadasim buradaki buyOk ~iftlik sahibinin yanmda ~ah~J-



yor. Bu civardaki topraklann vansmdan tazlasi ona aittir. Arkada-

§Ima evi 0 verdi. QOk gO'iIO bir adarndu ve elyazmalanm gIzlice destekliyor. Burada emniyettesin. II

-46-.-.

47

Verandanm 1§lgl yandl ve klsa boylu, nknaz Peru yerHsi oldugu anla~llan bir adam disan Qlktt, kosarak yarurnza geldl, ssvlncIe ispanyolca bir §.eyler soyledi. Cipin yaruna gelinceJ aC;lk camdan elini sokup WiI'in sirtma vurdu ve sonra guH.imseyerek bana bakti WII ona Ingilizce konusrnasuu soyledi ve sonra bizi tarusnrdl.

Wil adams, "Ku<;:uk bir yardrma lhtiyac: var. Amerika'ya don-· mek istiyor, ama blr sOre cok dikkatli olrnast gerek. Sarunrn onu senin yaruna birakacaqim," dedi.

Adam dikkatle Wit r e bakti. "Sen Dokuzuncu Bilgiyi aramaya gideceksinl degil rni?" diye sordu.

Wil, !I Evet , II diye yarut verdi ve cipten indio

Ben de kapryi actp indim, aracm etranndan dolasnrn. Wil ve arkadasi eve dogru yurudOkleri lcln aralannda ne konustuktanm duyamadrm.

Yanlanna gittigim srrada adam. "Ben hazuhklara baslanrn," dedi, sonra uzaklasn. Wil bana dondu

"Sana Dokuzuncu Bilgi hakkmda soru sorduqu zaman ne demek lstedl?"

"Elyazmalannln bugune dek bulunmarrus bel urnu Orijinal yazlarde sekiz bilgi vardi, takat blr tane daha bilgi var. Yazmalarda dokuzuncudan soz editiyor. ~imdi blrcok insan Dokuzuncu Bilginin psslnde. II

IINereds' oldugunu biUyor musun?" "HaYlrl asllnda bllrniyorurn." "Oyleyse onu nasjl bulaeaksm?"

Wil gOIOmsedi. "Jose'nin sekiz orijinali bulduqu yoldan .

. Senin ilk ikisini buldugun yoldan, sonra benimle karsilastm. Eger insan baglantl kurup yeterince enerji olusturursa, surekll rastlantr olaylan meydana gelmeye baslar." .

"Bana ne yapilacaquu anlat, bu hangi bilgi?"

Wil sanki benim anlama seviyemi 6h;uyormu~ gibi vuzurne baku. uNasll baglantl kurulacaQI yalruzca bir tek bilginin lcinde

yok; hepsinde var. lkincl Bilgide bilimsel yontemleri kullanarak bu gezegendeki insan yasannsmm anlarrurn ogrenmek lcin, ka§iflere ke~fe vollanacaklanrsn nasu tarif edildigini arumsryor musun? Arna ka§ifler hemen donmuyortardr, degif ml?"

II Evet. II

"Gerf kalan bilgiler sonunda geri don en k&§:iflerin yanalanm tsrnsjl edlyor. Ne var kl, bu yarutlar sadece kurumsal bilimden gelmiyor. S02linu ettigim yarutlar blrblrinden farkll bilgi sahalanndan geJiyor. Fizjkte, psikorojide, mistisizmde ve dindeki buluslann hapsi biraraya gelip rastlantmm algiianmasl temel almarak yeni bir sentez ortaya t;lklyor.

IlRastlantllarm anlarrundakl detaylan ogreniyoruz, nasjl 9811~trklanru ve bunu ogrenirken bir bilgiden djger bilgiye gec;erek yepyeni bir vasam gorO$u lnsa ediyoruz. II

"Oyleyse her bilgiyi ogrenmek istiyorum. Gitmeden once on Ian bana a91klayabilir mlsin?"

'Baz: bitgilerin sadece anlatmakfa anlasnarriayacagm. du~Gnuyorum, Hepsini farktl yollardan ke§fetmel isln. II

IINasll?"

"Kendiliginden. Sadece sana anlatmam yetmez. Her biri hakkmda bilgin olrnan ama elinde bilgi otrnasi gerekmez. Kendi vasammm akismda bunlan kestetmellsln, II

Sessizce birbirimize baktik, Wil gulOmsedi. Onunla konusmak beni lnanamaz derecede canlandrrdi.

lI~imdi neden DokuzuncuBflgryi aramaya gidiyorsun?" diye sordum.

'Tam zamam. Ben buralarda rehbertlk yaptnn, Bolgeyi iyi tanmm ve sekiz bilgiyi de cok iyi anladim. Pencereden cikmaz sokaqa bakip, Jose'yi d(j~On(jrken, kuzeye bir kez daha gitmeye zaten karar vermistlrn. Dokuzuncu Bilgi orada. Bi1iyorum. GOn ge~tikt;e yaslarnyorurn. Aynea, onu buldugumu ve soylediklerini ba§ardlglml dO§Omde gordOm. Tum bilgilerin en onemllsl oldugunu biliyorum. Digerlerini blr goru§ altmda toptadiktan sonra bize yasarmn gerc;:ek amacuu ogretiyor. II

-48-



- 49-

Ookuz Kehanet / F: 4

Birdenbire sustu ve ciddile~ti. "Otuz dakika once yola cikrnalIydlm ama lcimde bir ~eyf unutrnusurn gibi beni rahatsu eden bir his vardi." Tekrar sustu. 'Tam 0 sirada sen meydana grktln:' Uzun sure birhirimize baktik,

"Seninle gelmem gerektigini mi d(j~Onuyorsun?" diye 50rdum.

liSen ne dersin?"

"Bilmiyorum.1I Kendimden emin degildim. Aklrm karmakansiktr. Peru yolculugumun oyki..isu akllmda yarup sonuyordu: Charle- . ne, Dobson ve ~imdi Wil. Peru'ya biraz merakll oldugum igin gelmi~tim ve simdl kimler taraftndan kovalandrgrnl btlrneyen bir kacak gibi saklanmak zorunda kalrmsnm. lsln en garip yam da su anda, denser i9inde olacaqrrn yerde, rnutnis heyecanllydrm. BUtun akhrm ve sezilerimi kultanarak bir yolunu bulup mkeme dOnmeliydim. Ne var kl, ashnda WH ile gitmek istiyor ve hit; kuskusuz kendimi daha buyuk tehlikeye anyordum.

Sec;eneklerimi gozden geglrirken, asJrnda sec;eneQim olmadrglnl farkettlm. ikinci Bilgi benim eski on cahsmalanrna d6nme olasilrgrnl sona erdlrmlstl, Eger farkrndahgr yeQliyorsam, ileriye gitmeliydim.

Will "Geceyl burada gegi rmeyi planlryorum. Karar vermek iCin yann sabaha kadar vaktin var, II dedi.

"Ben karanrru verdim bile. Seninle gitmek istiyorum," dedim.

- 50-

ENERJi KONUSU

Sabah gun 1§lrken kandik ve btnun sabah doguya dogru derln sessizlik ic;inde yol aldik. Daha once, Wil dogruca Ant'lardan gec;ip High Selva denilen, ormanlarla ve platolarla kaph bir yere gidecegimizi soy1emh?ti, ama fazla bilgi vermemistl,

Onun kim o1dugunu ve gidecegimiz yeri o{Jrenmek i~in c;e~itIi sorular sordum I arna araba kuliandlQlnl ve dikkatini dagltmamarru soyleyerek, kibarca sorulanma yarut vermek istemedigini belirtti. Sonunda sustum ve dikkatle man zaray I izlemeye bastadim. DaOlann tepelerinden bakmca manzara sersemleticiydi.

Ogleye dogru, yO~sek tepelerin sonuncusuna ula§tlQlmlz zaman bir yamacm kenannda durduk, cipin iGlnde sandvic;lerimizi yerken, a§aC Idaki geni§. ciplak vadiye baktik, Vadinin diger yarnnda ye§iI bitkilerle kapll kucuk lepeler vardi. Sandviclerlmlzi yerken, Wil geceyi eskiden ispanyol Katolik Kilisesine ait on dokuzuncu yuzylldan kalma eski hir mallkane olan Viciente Hanmda geGirecegimizi soyledi, Viciente'nin ~imdiki sahibi WiI'in arkada§lyml~ ve handa 6zeUikie i9 ve akademik konferanslar duzenlenlyorrnus.

Bu kiss aciklarnadan sonra, tekrar yola f:tlktlk ve hie;; konusrnadik, Bir saat sonra Viciente'ye ulastik, bOyuk tas ve demir kapdan gegip mallkanenln topraklanna girdik, kuzeydoguya doOru ilerledik ve cakiltaslan do§eli dar bir yola sapnk. Bir kez daha Viciente ve nedenburaya geldigimiz konusunda birkac;

- 51 -

soru sordum, arna daha once yaptlQI gibi, Wit sorulanrru ge<;i§tirdi ve bu kez dikkatimi manzaraya yoneltmeml aC;lkc;a soyledl.

Viciente'nin gGzeUigi derhal beni buyGledi. Qevremizde rengarenk cayirlar ve orkideler vardi, clrnenler olaganOstu ye~il ve canlrydi. Her yUz metrede bir dikilmi~ dey rneselerin k6klerinden bile c_;:imetnler fl§klrml§tl. Bu kocaman agaGlann inandmaz bir cekiciligi vardi, ama ne olduqunu tam anlarmyla kavrayamarmsnm,

A§agl yukan bir mil sonra yol doguya kivnltp hafifc;e meyillenlyordu AJc;ak tepenin ustunde han yOkseliyordu, ispanyol stlllnde kahn kutulder ve gri tasiardan yapllml§ geni§ blr binaydi. Binarun drstan gorOnO§-unden en az eUi odah oldugu belliydi. Geni§ tel1e kapll veranda blnarun gOney duvanrn bastan basa kaphyorduo Hanm etrafmdakl bahcede yine birkac; dev mesa aQacl, egzotik Qj~ek tarhlan, iki yanlan g6z karnasnnci c;ic;:ekler ve egreltiotlarryla suslu kiir;;Ok patikalar vardi, Sir grup insan verandada oturrnus sohbet ediyor, kimisi de agar;:lann arasinda geziniyordu.

Cipten inerken, Wil bir an ovalandi ve .onundekl manzaraya bakn. Harun arka tarafmda, doguda, arazi a§aglya dogru meyUlenip sonra cayirlarm ve orrnarun bulunduqu yerde duzeliyordu, Uza~aki daglann eteklerinde mavimsi mar bir dizi kOr;tOk tepeler vardi

Wil, "Ben. ir;;eri gidip bir bakayirn odalanrmzt ayurmstar ,ml,1I dedi. 'Blraz etraf gezmek istemez misin? Burayi 90k seveceksin. II

"~aka yapma!"

Yarurndan uzaklasirken, conup vuzurne bakti. "Arastirma bahc;elerlne bir g6z atrnayi unutma. Aksarn yemeginde butusu-

ruz."

Wil'in bazt sebeplerd en beni yal ruz bl rakmak tstedigi anla§lllyordu, ama nedenlni urnursamadirn. Hie; korkrnuyordum, kendirnl harika hissediyordum. WiJ bana daha once Viciente'nin Olkeye onernli miktarda turistlerden dolar kazandlrdlQI iCin -elyazmalannda burada cok soz edifip tartl§lldlQI halde- hOkOmetin buraya pek fazla kan§madlglnl a~lkJaml~tl.

52 -

Qe§itli bOyuk aQat;lar ve gOneyedogru qlden kivnmh yol hosurna gitmj~ti, 0 tarafa dogru yOrOdOm. Agac;lafin yamna ulasmca, gezi yolunun kOr;uk demlr bir kapiya kadar ulaitlgl ve oradan birka<; tas basarnakia yabani «;igekJerle kapll bir 9aYlra lnlldigi gorOfOyordu, Biraz ileride t;e;;itli turlerds . orkide agciu;;lan ve ku<;uk bir derenin arkasmda orman basuyordu, Kaplnln onands durdum, blrkac kez derin derin nefes aldun vea§,agldaki guzelliOi hayranakla seyrettim.

"Ger<;ekten cok guzel, degil mi?" dlye bir ses arkamdan sor-

duo

Hizla donUp baknrn. Otuz yasmm ustunde sirnnoa daO can .. tasl tasryan bir kadmla kar§lIa§tlm.

"Evet, kesinlikle Qok gOzel. Omrurnde buna benzer bir §ey gormedim."

Blr an ilerdeki cayirlara ve iki taranrrnzda kat kat bahcelerden a~aOlya sarkan tropik bitkilere hayranllk1a bakbk. Sonra, "Acaba arastirma bahceleri nerede bUiyor musunuz?" dive sordum.

'Tabll.' dedi. "0 tarafa 9\diyorum, size qosterlrlm," dedi. Blrbirimlze kendimizl tanl§tlrdlk ve merdivenlerden inip gOne~ ye dogru giden taslan asmrms yolda Uerledik. Kadmm ismi Sarah Lorner'di. San sach, mavi gozlOydO. Eger davrarnslan ciddi olmasa onu goren kuC;Uk bir kiz zannederdi. Birkaq dakika konusmadan yurudOk.

"Buraya ilk gelh}inlz mi?" diye sordu.

"Evet, It d iye yarut verdim. "Buras, hakkmda fazla bllgim yak. II "Ben a~agl yukan bir Ylldlr gidip geliyorum, Size biraz bilgi

verebilirim. A§agl yukan yirmi yll once bu rnallkane uluslararasi bilim adarnlanrun ugrak yeri oldu. Ce§itli bilim kurutusian toplantiIanni burada yaparlar. OzeUikle biyolog'ar ve fizikc;iler. Sonra blr-

. kat! YII once ... II

Bir sOre tereddOt etti ve yuzOme bakn, "Peru'da bulunan elyazmalannt duydunuz mu?"

"Evet, duydurn," dive yamt verdim. "Birinci ve ikinci Bilgiler~

- 53 ~

den de soz ediidiOini duydum." Bu belgeterin beni adeta buyulediklerini anlatmak istedim, ama suetum, t;Onku ana guvenip guvenemeyecegimi bilmiyordum.

"Durumun boyle oIdu{Junu tahmin etmistim. Burada enerji to pi ad 19 I n [z anla§lIlyor. II

Ku<;Ok derenin ustOndeki tahta kopruden gec;iyorduk. liNe enerjisi?" diye sord urn.

Durdu ve sirtnu kopr.Qnun parrnakhklanna dayadi, IIO~oncO Bilgi hakkmda bir ~eyler biliyor musun?"

"Hlcblr §ey btl mlyorum,"

"Flzlkssl dunyaya yeni bir anlaYI§ getiriyor. Biz insanlann daha once gorOnmez halde olan enerjiyi algllayacagJmlzl soylOyor. Han bu olguyu lnceleyen, IIgi duyan ve OstOnde tarnsrnak isteyen bll im acarnlannm topland Igt yer hal ine geldi. II

"Qyleyse bilim adarnlan bu enerjinin gergek olduguna lnarnyorlar," dedim.

Donup tekrar koprunun ustunde yOrumeye basladi. 'Yalrnz-

ca blrkac tanesi," dedi. IIAynca 151 da elde edebUiyoruz."

"Slz bilgin mlslniz?"

"fy1a ine I de ku«;u k bir kol ejd e fizik 6g retmen iyim. I. "Neden diger bilim adamlan size kar~1 cikryonar?"

Sanki du§unuyormu§o gibi bir sOre sustu. "Bilim tarihini anlarmz gerekir111 dedi. Sonra da konunun daha derinterine inmek ister misin der gibilerden yuzOme bakti Anlatmaya baslamasi i«;lnba§lml salladim,

"Blr an lklncl Bilgiyi dO§,On. Ortacaq dOnya goru§Q Ylklldlk~ tan sonra, biz bandaklier birdenbire tamamen bilinmeyen bir evrende ya~adlglmlzln farkma vardik, Evrenin dogasini anlamak lcln her nasilsa gerQekle batll inanclan aynmarmz gerektigini biliyorduk. Buna gore biz bilim ademlanrun bilimsel suphsclllk

. ,

dedikJeri ozgun blr tutumla, dunyarun nasil c;afl~tlglnl one sOren

her yeni bulu~ i<;in samut kanrt1ar gormek istedik. Sir seye inanmadan once gozle gorOIOr elle tutulur karutlar lstedlk, Fizik yontemleriyle karutlanarnayan her fikri sistematik olarak reddettik.

'Tann bilir, II diye devam etti. IIBu tutumun bize cok yaran dokundu. Dogada gozle 'gorOIOr olgulan, kayalar, govdeler ve agac;tar gibi nesneleri, ne kadar suphecl olurlarsa olsunlar herke-

,

sin algllayabUecegi nesnelerl elle tutulur kanrt olarak kabul ettik.

Hemen daha ilerlye gittik, flzlkdunyasmm her bolumune isim verdik, evrenin nass c;all§tlglnl ke~fetmeye gall§tlk. Sonunda dogada meydana gelen her olaym doganln yasalanna gore olustuqu, her olaym fiziksel ,ve anlasmr bir sebebi oldugu neticesine vard tk." Sana bilgif;;:ce gOldO. "G6rdO{Jun gibi, zamansmzdakl bilim adarnlanrnn digerlerinden pek farkt yak. Herkesle birlikte biz de kendlmtzflcinde buldugumuz bu yerin efendisi olmaya karar verdik. Bizim dij~(jncemiz dOnyaYI guvenli va yonetilebilir hale getiren evrenin anlasjlrnasmi saglamaktl. ~Opheci tutum bizim varllgl4 rruzt cok daha gOvenli duruma getirerek sornut sorunlarda adaklasmarruzt sagladl.lI

KoprUnun ucundaki kivnmh yatu izleyip sik agat;larla kaph kucuk caymn onune geldik.

"Bu tutumla," dlye anlatrnaya' devam etti. "Bilim sistematik olarak belirsiz ve esoterik (batml) olarn ortadan katdndr. Neticede Isaac Newton' un d(j~Oncesini lzledlk, Evrenin her zaman algl~ larur duzenoedev bir makina gibi catl§ottQln1 ve uzun zaman once bunun kamtlandlglnl biliyorduk. Pe~pe~e meydana gelen olaylar bir digerint izledigi halde bunlarm birbirleriyte i1i~kisi olmadlQI. sadece sans eseri meydana geldikleri soylendi,

"Sonra, meydana gelen iki sorusturrna gozierimizi acn ve dikkatimizi evrenin gizemine <_;:ekti. Gegen blrkac on YII icinds fizikte yapilan devrimler hakkmda cok ~ey yazlldl, takat deg:i~iktikler ashnda iki bOyuk bulustan, kuantum mekanlOi ve Albert Einsten'inkilerden kaynaklanmaktadrr,

IIEinstenl in butun c;all~malan bize, zor blr konu olarak aiglladlglmlz seyln genelde hemen hemen bos uzaym (space) ic;lnden gec;:en enerji modelleri oldugunu gostermeye ~1I§m'~tlr. Bu modele biz de dahlilz, Kuantum fiziginln gosterdigi ise bu enerji

. modellerine kucuk, daha kuc;Ok seviyelerde baktlglmlz zaman,

-54-

-55-

§a§lrtlct sonuclann g6rQlebilmesidir. Deneyler rnevdana Glkardl ki bu enerjiyi kucucuk parcalara b61dugumuz zaman, biz bunla .. ra elementer zerrecikler aduu veriyoruz ve oolann nasn c;all~tlkla~ nrn gozlemeye eahsryoruz, gozleme hareketi bile sonucu degi~tiriyor, sanki bu elementer zerrecikler deney yaparun beklentilerln-



den eikileniyor. Eger zerrecikler gitmeleri olanaksiz yerlerde mey-

dana C:flkarlarsa bu dogru olabilir. Fakat bizim bBdigimiz evrenin yasalarma gore: ayru anda iki yerde varolma, zarnarun i<;tndeUerlye veya geriye gitme gibi. II Durup tekrar vuzume baku, "Diger bir deyi9le, evrenin merkezindeki temer dayanagl, msanm niyetferine ve beklent.lerine benzer safllkta blr enerjidir ve bir bakirna bizim eski mekanik modelimize meydan okur, sanki bekfentilerimizin kendisi enerjimizin dOnyaya akmasma sebep oluyormus gibi diger enerji sistemlerini etkiler. Hlc kuskusuz, buna lnanrnarruz igin 0 guncu Bilgi bize onderflk eder. II

Basim salladi 'Ne yazik kl, t;:ogu bilim adam, bu du§unceyi ciddiye alrmyor. $upheci kalrnayt yegliyorlar ve acaba bunu karutlavabllecek miyiz dive bekl iyorlar. II

"Hey, Sarah, buradayiz," dive biri uzaklardan seslendi. Sag tarahmizda elli metre kadar uzakta agac;tann arasmdan, birisinin el salladlglnl gqrdOk.

Sarah yuzGrne baku. "Gidip birkae dakika arkadastarla konusrnam gerek. OC;OncO Bilginln varurnda tercOmesi var, eger istersen bir yere otu r ve ben gidince oku II ,

ITabii okururn."

Qantaslndan bir dosya cikanp bana verdi ve yantndan uzaklasn,

Dosyayi aldim ve oturablleceqlm bir yer aradirn. Ormanda yerler otla kapllydl ama hafif~e rslaktr Ancak arazi ileriye dogru ku<;Ok bir tepe gibi yuksellyordu Oturacak kuru bir yer bulabilmek icin 0 tarata doqru yurUmeye basladirn.

Tepenin ustunecikmca adeta buyulendim'. lnanamaz guzellikte baska bir yerdi. Me~e aQac;lan elllser metre arayla dizilmi~lerdi. Genis gbvdeleri birbirlerine cok yaklndl, adeta bir kanepeye

- 56

benzlyorlardi. Verde geni§ yaprakh bodur troplkal bitkiler vardi, Bu bitkilerin arasmdan egreltiotlan ve beyaz clcekll dallar qozukuyordu. Kuru bir yer buldum ve oturdum. Yapraklann 'rutubetli kokulanyla cicsklerin mis gibi kokulan birbirlerine kansrvordu,

Dosyarun kapaglnl actirn ve tercurnenln birinci savtasim okudum. Giri~te kisa bir aeiklama Ot;Oncu Bilginin fiziksel evrene degf§ik vapida bir goru§ getirdigjni aciklryordu, Sarah'm kisa oze,tinin bir yankisrydt. lklncl bin Yilin sonuna doQru, insanlann, kendimizde dahil olrnak Ozere her seyden dtsanya dogru vansiyan

yeni bir enerji ke§fedeceklerini yazryordu, ,

Bir an bu fikri du§undUm, sonra beni bOyuleyen bir ~eYI okudum: Elyazmaslnda insanlann bu enerjiyi algllamasfnln ilk once g02elliOe kar~1 asm duyarh olmakla ba§ladl91n1 yaziyordu. Bunu du§unurken, a§aglda yoldan gelen ayak sesleri dikkatlmi gekti. Tam 0 sirada Sarah': qordurn Tepeye do(lru baku ve beni gor9 duo

Yaruma geldigj zaman. "Harika bir yer .. , gOzellig:i algllama kismma geld in mi?"

"Evet, ama ne demek istediginden emin de{Jilim. II

. "EIYf;izmaslnda ~oyle Y8Zlyor," dedi. ''Tabii daha detayll,ama ben kisaca anlatacaqrrn, GOzelliQi algllama bir tur barometredir. Her birimizin enerjiyi kavramaya ne denli yak1a~tlglmlzl g6sterir. Bu cok aciknr, c;Onku bir kez bu enerjiyi gozledin mi, gOzellikte ayrn sOreklilikte oldugunu farkederstn."

"Sanki onu gormu§ gibi konusuyorsun," dedim.

Gozunu ktrpmadan yuzume baku. !lEvet. gordOm, ama once guzellige karst derin bir hayranhk geli~tirdim.1I

"Peki bu nasI! oluyor. Guzellik goreceli degil mldir?"

Ba§lnl salladr "GUzel olarak atglladlQlmlz nesneler farkh olabilir, takat bizim guzel olarak aUettigimiz nesnelerin asll karakteristik vasrflan birbirlerine benzemeleridir. iyi dU§un, GOzelligine hayran kaldlglmlz nesnenin, sekli daha keskin ve carprcrdir, renkleri daha canlldtrldeCU mi? Hemen gaze batar. 1~lldar. Daha az

- 57 ~

cekiciligi alan nesnelerin donukluqu yamnda adeta bir renk ~(jmbO~(j halindedir."

Basirm sahadim.

'Bulunduqumuz yere bak," dedi. UBuraya hayran kaldlglnl blllyorurn: CUnkil hepimiz ayru duygulan hissettik. Buras: sanki lnsarnn ustune atllyor. Renkler ve blcirnler cok daha buyuk gorO~ nuyor, Bir sonraki algllama asarnasmda her seyin ustunda bir enerj i sahasi gorurGz.1I

$a§kmlIQlml yuzumden okurnus olacak ki gUldu, sonra clddlyetle, "Haydi, bahcelers gldelim. GOneyde yanm mil kadar uzaktao sanmm o ray I cok ilginC bulacaksm, II dedi. Hie; tammadlgl bir yabancrya zaman aymp elyazmalarlnl a~lkladlgl ve Viciente'yi tamttlQI lcln tesekkur ettirn. Ornuzlanru silkti.

"Yapmak istediklerimizi ilginc; buldugun belli,'! dedi. "Burada hepimiz buyuk bir gayretle halkla ili~kiler gorevirli yurutOyoruz. Bu arasturna devam etrnell, bu haber Amerika'nm dismda baska OIkelere de yaYllmah. Yerel yetkililer bizlerden pek hoslanrruyorlar."

'Bakar mlSlntZ, lutten!" dive birdenbire arkarmzdan bir ses duyduk. Donup bakmca, ug adarrun hlzla bize dogru yOrOdOklerini gordOk- Hepsi kirk yaslanrun OstOnde §Ik giyimli kimselerdi.

Aralanndan en uzun boylusu, "Arasnrrna bahcelerinln yerini bize tarif eder rnlsiniz?" diye sordu.

Buna karsihk Sarah, 'Burada ne aradlglnizi actklar rrusnuz?" dive sordu.

"Mes1ekta§lanm ve ben malikanenin mal sahibinden bahceleri incelemek ve sozurnona burada yurGtOien arasnrrnalar hakkmda birisi ile gorO§-mek lcln izin aldik, Biz Peru Oniversitesinden geHyoruz. I.

Sarah durumu biraz daha a91kllga kavusturma Istegiyle gOlerek, uSanki buluslareruz: onaylarruyormus gibi konusuyorsunuz," dedi.

Diger adam, "Kssinllkle hay.rlu dive yand verdi. "Daha once

- 58-

asia gozlenmedtOi halde, gizemli bir enerjinin gorOlebllecegini lddla etmek 90k sacma. II

Sarah. "Gorrneye cahsnmz rnr?" diye sordu

Adam bu soruya yarut vermedi ve tskrar, 'Blze bahcelarin yolunu tarif eder rnlstruz?" diye sordu

Sarah. 'Tabil," dedi. IIA~gl yukan 0<; yuz, dart yuz metre ilerde doguya krvnlan bir yot goreceksiniz 0 yolu izleyln ve bir r;eyrek mil yOrOdOkten sonra baheeler karsimza cikacak."

Uzun boylu adam, 'Tasekkur ederiz," dedi ve hrzla vola koyuld ular. .

"Onlan yanh~ vane yolladln,'1 dedim.

"Asllnda yanll§ sayfrnaz. 0 bofgede baska bahcelsr var. Biz bu tur §;uphecUerie henuz konusmaya hazir deglliz. Bu tip insanlar sik sik buraya gelir, sadece bilimte ilgilenenler degilJ merakllJar da geHr. i nsanlar ne yapmaya t;;all~tIOlmIZI hen Oz. kavrayamad liar ... butun bilimsel goru§ler ayru sorunla karsilasrrusnr."

"Ne demek istiyorsun?" d iye sordum.

"Daha once soyledigim gibt, eski supheci tutum evrendeki, aga~lar, gl.ine~, hrtmalar gibi gozle gorOIOr olgulan kestederken cok yararhydt, Fakat diger bir grup qozle g6rUlen olgu vardir ki, bunlar daha elle tutulamayan nesnelerdir. bunlan inceleyemezsin -ashnda burada bulunduklanru dahi soyleyernezsin- ve aneak §upheciligine bir parantez acip, her 0iasI1I91 deneylnce onlan algi .. Iarsm, Ve bir kez algllandln. mi, tekrar cahsmalanna dart elle sanhrsm." .

!leak ilgin(_f,'· dedim.

ileride agac;;llk saha sona erdi ve bir dGzine ekili alan gordum. Hepsi de farkh bir bitki yetj~iyordu. c.;ogu besln ureten tOr .. dendi: muzdan tutun da Ispanaga kadar her turlu bitki varoi Her bitkinin guney smmndan kuzeye dogru insanlann kullandlgl cakil tas: dosell geni~ bir yol uzanryordu. Yolun ustunde arahklarla (j~ metal bina vardi .. Her birinin yanmda dart bes ki~i c;all~lyordu.

Sarah en yakm binalardan birini lsarst edip, "Arkadaslanrm

- 59 ~

gordOm,1I dedi. "Haydi oraya gidelim. Onlarla tarusmam istiyorum."

Sarah .beni arastirrna grubundan, u(_; erkek ve bir kadlnla tamsnrdi Erkekler benimle bir iki laf ettllar sonra 'Qzur dileyip tekrar lslerinln basma donduler, ama ad: Marjorle oJan biyolog kadm konusrnaya devam etti.

Marjorie'nin gozlerinln iclne baktim. "Burada yaptrQlnlz arasu rma nedir?" diye sordum.

Sir an sasirdr, ama sonunda gOlumseyip. yarut verdi. "Nereden bastavacaqirm bilemiyorum, elyazmalan hakkmda bir fikriniz var rm?"

"ilk ikisini biliyorum, slmdi OGOncO Bilgiyi ogrenmeye bastadim."

"Evet, hepimiz burada aym nedenle toplandik. Gelin, size gostereyim.1I -Onu izlememi lsaret ettl, Metal binarun arkasma dolarup fasulyelerin dikili oldugu bolurne geldik. Sebzelerin olaganustO sagllkl1 olduklanrn farkettim. B6cekler zarar v~rmedikleri gibi aralannda bir kuru yaprak bile yoktu. Bitkiler bol gObreli, capelanrms toprakta buyuyorlardi. Bitkiler ozenll arallklarla dlkllrnlsletdl, birbirlerine yakm olduklan halde saplan ve yapraklan vamndaklne degmiyordu.

Marjorie en yakmdakl bitkiyi gosterdi. 'Biz bu bitkilerin tamamen bir enerj i sistemi olduklanna lnamyoruz, yetlsrnelerl lcin gereken her §eyi -toprak, besinler, nem, ·'§Ik- du~unOyoruz. Her bitkinin etranndakl ekosistemin aslmda bir canh sistern, bir organizma olduqunu bulduk. Ve her bir sagllkh parcarun tumunun sagllglnl etkiledigini anladik.'

Bir an tereddOt etti ve sonra, "Ternel nokta su, bitkilerin hepsini cevreleysn enerji ili~kisi konusunda dusunrneye basladik ve bir sure sonra ~a~lrtlcl sonuclar aldik Bitkiler ustundo yaptlglmlz cahsrnalarda onlann fazla iri olrnadiktanru, fa kat- besin degerJerinin cok yOksek olduklanm bulduk. II

IIBesin deOerf nasil 6IgiJtuyor?"

IIDiger bitkilerden daha fazla protein, karbonhidrat, vitaminler ve mineraller i(!eriyorlar.1I

Hevesle yuzurne baku, "Yine de bu pek §WilrtiCI degildi! Dogrudan dogruya. lnsanlann ilgisi Ue yetlstirllenlerln besin degerleri cok daha yOksekti. II

"Ne tur ilgi diye sordum?"

"lste, her gun onlarm etrahnda dolasmak, topragl kabartmak, kuru yapraklan temizlemek glbi. Bitkileri iki gruba aymp deney yapnk; bir grup ozel ilgi, digerleri ise siradan baksnla yetlstirildi. Dsbasi," dive sozlerlne devam etti. "Deney kavrarnsrun geni~lettik. Arastirrnacilardan birisi onlarta ilgilendigi glbi. avnca du§Unceyle daha gu<_tIG bOyOmelerini telkin edecekti. Bu ki~i bitkilerin yaruna oturup onlarla me§gul olacak ve tOm ilgisini onlann yetlsrneslne odaklavacakn."

"Bitkiler daha ml g(j~1 (j yeti§otiter?"

"Belirli olc;Ode ve aynca daha hiZI! geli§.tiler." "lnarulrnaz. n

II Evel , oyle ... 11 Altml§ yaslannda bir adarnm bize doOru yakla§,tlQInI g6rGnce sQzGnO kesti.

. Usulcacik, "Bize dogru gel en bey mikro-beslenme uzrnarudir," dedi. "ilk kez bir YII once buraya geldi ve hemen Washington Devlet Oniversitesinden parasiz lzln aldi Sonra tekrar buraya dondu Adl Protssor Hains. Harika cahsrnalar vapivor."

Adam vamrruza gelince, beni tarusnrdi. GUC;IO yapih, sakaklanna krr dO§mU~ siyah sach bir erkekti. Marjorie biraz kurcalaymcal profes6r arasnrrnalannm 6zetini anlatti. En fazla ilgilendigi konu, vOcut orqaraanrnn nasu cali§tlklanydl. Bunu hassas kan tahliUeri olcurnuvle vapryordu Ve ozellikle ahnan besin kalitesine gore organtann nasu c;all§tlklan ustunde arasnrrnalan vardi

Ozgon cahsrnasmm ilginG sonuclar doOurdugunu aC;lkladr.

Viciente'de yetistirilen besin degeri yOksek bitkiler vucudun verimini cok fazla arttmyordu. Etkiyi yaratan, bitkHerin dogal yapilannda hesaba katmadiquruz bir seyd!

-60-

- 61 -

Marjorie' nin yuzOne bakip sordum. UOyleyse daha fazla ilgiyIe yeti§tirifen bitkUer insan gOcOnden aldiktan destegi besin degeriyle geri mi veriyor1ar? Elyazmalannda sozli edilen enerji bu mu?"

. Marjorie protesore bakn. Hains bana sadece gOIOmsedl.

"HenOz bllmlyorurn," dedi.

Gelecekte yapacaOI arasnrrnalar hakkinda sorular sordum.

Washjngton Eyaletinde bu bahcenm bir benzerini yapnktan 80nra. bu bitkilerle beslenen insanlann uzun sure daha enerjik ve daha saOllkll ya§8Y'p yasarnadiklan hakkmda, uzun vadeli bir arestuma yapmak istedigini soyJedi. Protesor konusurken, sik sik Marjorie'ye bakmaktan kendimi alamryordum. Birdenbire inanamayacak kadar gOzelle~ti. (;uval gibi bol kat pantolonu ve ti~ortOni.in h;indeki vucudu sank! birdenbire daha incelip uzadr, Gozleri ve saclan koyu kahverengiydi ve krvnrn krvnm saclan yOzGnu gevreliyordu.

Ona kar~t(_{ok gO<;lO fiziksel bir arzu duydum. Tam bu arzuyu farkettigim sirada, basim cevirip g6zlerimin h;:rne bakti ve varnrndan bir adirn uzaklasn,

"Bjrisiyle bul usrnarn gerek, bel ki daha sonra g6rO~Or(jz;" dedi. 'Hains'e veda etti bana c;ekinerek gOIOmsedi ve varurmzdan uzaklasn,

Profesor ile birkac dakika daha konustuktan sonra iyi gOnler diledim ve Sarah'rn varuna dondum. Arastirmacnardan biriyle konusuyor, ama bir yandan da gozleriyfe beni izliyordu.

Onun varuna yaklasmca, konu~tugu adam gOIOmsedJ, elindeki notlanru d Uzeltti ve uzaklasip binadan ic;eriye girdi.

Sarah, "Bir seyler buldun mu?" diye sordu.

Dalglnllkla, !lEvet, burada cok ilgin~ arasnrmalar suruyor,' dedim.

Sarah, I'Marjorie nereye gitti?n dive sorduqu zaman yere bakiyordum.

8a§lml kaldmnca gozlerinde alayci bir gOlOmsemeyle bana baktlglnl gordOm.

- 62-

"Blrlsl ile bulusacaqtru soyledl."

GOlumseyerek, 'Yoksa onu urkuttun mil.?" diye sordu. GuldOm. "Sarunrn. Ama ana bir §ey soyternarnlsnm. 11 IISoylemene gerek yak. Marjorie senin alarundakl degi§ikligi

algllaml~lr. G6zle gorUlur sekllda belliydi. Ben buradan gordum."

"Benim neyimdeki degi~ikl ik?"

"VUcudunun etrafmdaki enerji alam. Qogumuz bunlan g6rebilmeyi ogrendik, hi<; olmazsa bellrti.btr 191kta. insan cinsel istek duyunca, lnsanm enerj I alanmdablr tur girdap meydana gelir ve ilgi duyulan insana dogru yuvarlamr."

Bunu duyunca bOyOienmi§ gibi oldum, ama yamt verrnerne nrsat olmadi, metal binadan eikan birkac ki~i ilgimizi daglttl.

.. Sarah] "~imdi sira enerji projeksiyonuna geldi. Bunu gor~ mek lster misin?"

Ogrenci olduklan anlasilan, dart gencin paslna takildik V9 rmsrr tarlasma gittik. Tarlaya yaklasmca, topragln a~agl yukan ug yuz metrekarelik iki kisrna b6H.indtigUnu gOrdum. Sir taraftaki rmsirlann boylan cok uzun, diger taraftakilerin ise cok krsaydt. Dart' genc;, uzun rmsirlann bulunduklan tarlaya yuruduler ve her biri yOzlerini bitkUere donup tarlarun dart kosesme oturdular. Sanki komut alnus gibi hepsi ayru anda dikkatle bitkiiere bakmaya basladnar. Vakit hayli iler1emi§tl. Arkamdan gelen gune~ 191n1an, rrusir tarlasrm hafifce ayd mlauyordu Fakattarlalann gerisindeki agac;hklar karannkn. Mlslr tarlasmm ve oQrencilerin arkasinda sanki siyah bir fan olusrnustu.

Sarah yarumda duruyordu. "MGkemmel,1I dedi. "Bak! ~unu

gorebiliybr musun?"

"Neyi?"

"Qocuklar enerj ileri n i bitkil ere yansmyorl ar. II

OnOmdeki sahneye d ikkatJe baknm arna hicbir ·§ey g6remedim.

11Higbir §ey goremiyorum, II dedirn.

-63

IIOyleyse egilip comel, Ve tum bakrslanru insanlarla bitkUer arasmdaki mesafeye odakla.'

Bir an sanki klvllclm benzeri 1§lk gordOgumO zannettim, ancak bunun bir dU§i oldugunu veya gozlerimin bana bir oyun oynaojklanm dO~OndOm. Birkac; kez daha bir §.eyler g6rmeye cabaladim sonra vazqectlm,

Ayaga kalktrrn. 'Yaparrnyorurn."

Sarah omzumu oksadt. 'Telas etme. Bjrinci sefer en zorudur. GeneUikle bakrslartm odaklamak i<;in denemeler yaprnahsm."

Med ltasyon yapanlardan biri bize bak1r ve i~aret parmaqnu dudaklanna gotOrOp susun isaretl yapmca, donup binaya dogru yOrOdOk.

Sarah, "viclente'de uzun sOre kalacak rrusm?" diye sordu. "Sanrmyorurn. Elyazmalannln son bolurnunu arayan biriyte buraya gefdi"m.1I

$a~klnllkla yuzume baktr, IIBen hepsinin bulunduqunu samyordurn, Herhalde yamlmJ§um. Zaten beni Hgnendiren bolOmij incelemeye kendimi oyleslne kapnrdim kl, dlger konulan fazla

okumadrrn." "

h;imden gelen durtuyle elimi ceplerime soktum, bJrdenbire Sarah'm bana verdigi tercOmeleri nereye koydugumu unutrnustum. Megerse arka cebime sokrnusum.

" Sarah! IIGOnGn iki belirli saatinde enerji atanlanrn daha kolay gordOQOmO farkettirn. Biri gOne~ batarken, digeri de gGne~ dogarken. Eger istersen, yann sabah gun dogarken butusanrn ve tekrar deneyel im, Ii dedi.

Uzamp elimden dosyasuu aldr "Boylece, tercumeferin kopyasiru vapanrn, sen de beraberinde gotOrOrsOn.1I

Bu onertyl birkac saniye dusundurn, sonra denemekte yarar var, dive karar verdim.

'Neden olrnasm? Ama arkadasnna sormam gerek. Sabah kaeta vola 9lkacaglmizi ollmlvorum." Dna gufOrnsedim. "bgrenebilecegimi nerden biliyorsun?"

"lclrne dogdu diyelim."

Ertesi sabah saat 6:00'da tepede bulusmaya karar verdik.

Ve sonra donup hana g.iden bir millik yalda tek basuna yurumeye basladim. G(jne~ tamamen batrrusn ama turuncu 1§lklan utuktaki gri bulutlan hfllfl aydmlatryordu Hava serinlemlsse de rOzgar yoktu.

Hamn geni~ yemek salonundaki acik bOfenin onunde uzun bir kuyruk vardi, Karrurn cok acrkrrusti. Masarnn basma gidip c;e~itli yemeklere baktirn. Sirarun hem en basmda, Will lie Pratesor Hains sohbet ediyorlardi.

Wilt "PekAlA, ogleden sonraki saatlerin nasil ge<;ti?1I dive sor-

-64-

duo

"Harlka, II dive yarnt verdirn,

WiI, "Bu bey William Hains," diye tarutti, !lEvet, daha once tarnstik."

Protesor basrru salladi

Ertesi sabah saat erkenden randevu verdigimi s6yledini. Wil sakmcasi yak dedi. Henuz goru§med igi blrkac ki~iyle konusrnak istiyordu ve saat 9:0Q'dan once-vola ~Ikacaglmlzl tahmin etmiyordu. .

Sira ilerliyordu, sonra arkamudakl insanlar, arkadaslanmla ayru siraya girebUecegimi s6ylediler.

Hains, "Bu rada vapnklanrmz hakkmda ne dusunuyorsunuz," diye sordu.

'Bllerniyorurn. HenUz kavramaya t;all§olyorum. Enerji alanlan konusu benim icin cok yeni.1I

"Ashnda herkes lcln cok yeni," dedi; "Fakat ilginc; yam bilim basmdan bed bu enerjiyi anyordu: bazi basit bilgiler bunu vurguluyor. Ozellikle Einstein'dan bert, fizik bile§ik alan teorlslnl ara§tlnyordu Bu a mudur degil mldlrbllernlvorum, ama hi<; olmazsa elyazmalan ilgin<; arastirrnalara yol acti."

"Blllrnln bu du§unceyi kabul etmesi igin neye ibtiyac: var?" d iye sordum.

65·-

Dokuz Kehanet / F: 5

"An,la,dmaya," diye yanrt verdi. "Aslmda bu enerjinin varllglna pek yabanci degiliz. Karate ustalan, bize olanaksiz gibi gorOnen, ellerJyle tugla krrabllmelerini ve oturduklan ko§eden dart adarrnn onlan yerlerinden kimadatamadudanru, Chi enerjisi sayesinde basardiklanru vurgulayarak soylerler. Aynca atletlerin yaptiklan gorkemli hareketleri hepimiz biliyoruz. Bunlann hepsi bizlerin sahip olduOu gizli enerji sayesinde basarnr.

'1'1" abil, blrcok insan kendi gozleriyle bunu gorene kadar,

ashnda kabul edilmeyecektir."

"Siz hig gordilnuz rnu?" dive sordum.

"8k ~eyler gordOm. Ashnda her ~ey yediklerime baOh." ·'Nasll?1I

"Tamam, burada ener]! alanlanru goren insanlann r;ogu genellikle sebze yerler. Ve genellikle de sadece kendi yeti§tlrdjk~ leri besin degeri yuksek gldalan. II

Eliyle yiyecek bufesini i~aret etti. 1I~~te bunlar 0 tur yiyecekter. takat Tann'ya ~(jkGr benim gibi et bagimlisl yashlar lein bahk ve av etleri de ikram ediyortar. Ne var kl, eger kendimi zorlayip beslenme tarzmn degi§tirirsem, evet, bir §eyler gorebiliyorum."

, Ona uzun arahklarla beslenme tarzim neden degi~tirmedigi .. ni sordum.

"Bllernlyorurn, eski ahskanhklardan koJay kurtularmyor

insan."

Sua bize geldi. Ben sadece sebze istedim. OgumOz bir masaya oturup bir saat havadan sudan konustuk, Sonra Wil ve ben disan GlklP cipten e§yalanmizi ta~ldlk.· "Enerjl alanlanru sen gordUn mO?'1 diye sordum ..

G01umseyip ba~rnl·salladl. "Benim adam birinci katta, seninklslvss uguncO. Oda nurnarasi 306. Anahtanrn resepsiyondan ahrsm."

Odada telefon yoktu, ama koridorda gordugum kat gorevlisi sabah saat 5:00'de beni kesin uvandiracaquu s6y1edi. Yatag1ma

uzarunca bir iki dakika dusundurn. O~Jeden sonraki saatler uzun ve doyurucu ge~mi~tL WiI'in sessizligini anladirn, Oc;uncU Bilgiyi kendi yontemlerimle ogrenmemi lstsmlstl,

Sonra birisinin kapima vurmasiyla uyandirn. Saatime baknrn 5:00'ti. Kat gorevUsi tekrar kapiya vurunca, 'Tesekkur ederlrn," - diye lceroen yOksek sesle seslendirn. Sonra yataktan kalktp

- klJt;:uk pencereden dl~nya baknm, Dogu y6nundeki solgun 1~lk

sabah oldugunu belirtlyordu.

Hemen dus ehp giyindjm ve a~glya indim. Yemek salonu ac;lIml§tl ve oldukca kalabauktr, Yelmz meyva yedim ve tela§la dt~an «;tlktlm.

Parga parca yerden kalkan sis uzaktaki gaYlrtann ustune inmlstl. Aga~tardan kustar birbirlerine civildryorlerdi. Handan uzaklasirken, dogudan gUne§in tepesi g02 karnasnrct renkte g6zuktO. Lacivert gokyuzOnde ufukta ~eftali pembesi partak bir 1§lk gc5rOnOyordu.

Tepeye randevu saatlnden on be§ daklka once gittim. Yere oturup sirnrru agacln geni~ govdesine dayadrm. Ve basmun ustunde birbirine dolanml§ dallara hayranhkla baktirn, Blrkac dakika sonra yolda bana doQru yuruyen ayak seslerini duydum. sarah'm geldigini sarup basirm kald Ird im ve onun yerine kirk ya§lannda hir; tammadlglm blr adamla karsuasnrn. Yaldan aynhp benim bulunduqum yere dogru yOrudu, ama beni farketmedL Beni gorOnce irkildi, ben de yOzumO ekslttirn,

Brooklyn eksaruyla, "Oh, merhaba." dedi. Kot pantolon giyrnistl. Ayaglnda kahn da{J clzrneleri vardi, Sar;[an klVlrclktl. Atletik yaplhydl ve cok sagllkh gorunUyordu.

Basirm sallayip selam verd im.

, .

"Birdenbire ustunuzs yOrOdO{JOm lein ozur dilerlrn."

"Sorun de{Jil. II

isminin Phil Stone olduQunu soyledi. Ben de ana kandlrni tarumm ve bir arkadasirm bekledigimi bildlrdim.

"Herhalde sizde burada arastema yapryorsunuz," diye ekle .. dim.

_. 66 -



- 67-

"Aslmda pek saynrnaz," dedi. "Ben GOney California Oniversi~ tesinde c;all§ilyorum. Ba§'ka bir bo!gede yagmur orrnanlanrun azatmasi konusunda bir <;all§ma yapivoruz, arna arada sirada ftrsat bulunca biraz dinlemek i~in buraya gelirim. Ormanlann ,fark!1 oldugu yerde dolasrnak hosuma gitiiyor.1I

Basim csvirip etranna baku 'Bu aga~larln bazjlanrun be§ yuz Yllilk oldugunu farkettiniz mi? Burasi gerr;ekten baklr bir

. orman ve boyle yeJ1er zamarurruzda pek fazla bulunmuyor. Her §ey mukemmel blr denge ic;inde. GOne~ buyuk aOac;:lann arasm- . dan suzuluyor, boyiece agat;lann dibinde tropik bitkiler yetlseblllyor. Yagmur ormanlanndaki bitkiJer de cok yashdtr, ama yetlsrne §oekilleri cok farkll. Orasi tam anlarruyla vahsl bir orman. Burasl ise tlpkl Amerika'daki ormanlar gibi Illman bir bolgede,l'

"Ben omrumda ~i~ boyle bir yer gormedim,'1 dedi~ .

. IIBiliyorum. Yeryuzunde parmakJa sayuacak kadar az kaldi.

Benim bUdiklerimln gogu hukumet tarafmdan kereste tuccarlanna satddr, Onlar boyle bir orrnanm aneak kereste yapmaya yaradlglnl d(j~(jn(jrler. Boyte gOzel yer1eri bozmak cck kotu ~u enerJI~ ye bak."

"Burada enerji gorebitiyor musunuz?" diye sordum.

Ozenle yamt vermek lstlyormus gibi dikkatle yuzume baku

Sonunda, !I Evet , gorebiliyorumtll dedi. .

lI~eYI ben daha goremedimt" dive yamt verdim. "DOn banesde bitkilerin yanmda diQerleri meditasyon yaparken denecUm, ama beceremedim."

"Ben de 11k zamanlarda enerji alarnanrn goremecUm, parmaklanma bakarak baslarnak zorunda kaldirn.'

"Nasil yani?"

IIHaydi suraya gidelim,lI dedi ve aQac;lann arasmdan gokyu .. zOnGn gozuktligO yeri i~aret etti, "~imdt sana gosterecegim.1I

lsaret ettigi yere yuruduk. "Arkana yaslan ve lsaret parmaklannm uclan birbirine degsin. Mavi gokyOzOne arkaru don. qlmdl parmaklanmn ucunu birbirlnden iki santim kadar aytr ve aradaki mesafenin lclne bak. Ne goruyorsun'?"

68" -

"G6zlerimin onunde tal gorOyorum. II

"Ona aldnma. ~imd i gozleri~i baktlgln noktadan cek, once parrnaklanru birbirine yakla~tlr ve sonra aradaki mesafeyi ac."

o konusurken ben parmaklanmt kunddatnrn, ama baktlQIn

. noktadan gozlerini cek demesini anlayamadtm. Sonunda bakislanrru vine parrnaklanrmn arasmdaki bo§luga diktlm, Parmaklanmin ikisini de bularuk gormeye basladirn ve bu arada parmaklanmin ucundan sanki dumana benzer btr §eylerin yOkseldigini farkettim.

"Aman Tannrn," dedim ve ne gordOgumU acikladim.

"i§;te oldu! i§te olout' dedi. 'I~imdi bununla bir sure dana oyna."

Once dart parmaqmu bjrbirine deOdirdim, sonra avuclanrnla ve dirseklerimte ayru islerni yaptirn, Ve her seferinde vucudurnun parcalanndan enerji huzmelerinin yOkseld 10tni gordOm. Kollanmt indirip Phil' e baknrn,

"HeYI benim enerji alarurru rrn gormekistiyorsun?" diye sorduo Ayaga kalkip birkar;: adirn geri gidip gokyOzune arkasirn dondu, Bi.r iki dakika dikkatle baknm fakat arkamdan gelen gOrOltu dikkatimi daglttL Ba§olml cevlrip bakmca Sarah': gordGm ..

Phil one QlklP sevlncle smtti IIBekledigin bu bayan rruydr?" Sarah gOiOmseyerek yakla~tl, "Hey, senl taruyorum, II d iye Phir e seslendi.

Sonra sevgiyle _ kucaklasnlar, Sonra Sarah bana dondu.

"Ge<; kaldl(ilm h;in ozur diterim. Her nedense biyolojik saatim c;all§madl.· Ama sarunrn sirndl nedenini bUiyorum. lkinlzln konusmasina hrsat verdi. Ne yapryorsunuz?"

Phil, "Parrnaldanrun arasmdakl enerji sahelanru gormeyi ogrendi." dive. yand verdi,

Sarah yUzOme baktt. "GeGen YII Phil ve ben slrndl bulundugumuz noktada ~ynl §eyferi deneyip ogrenm~ye c;a1l§lyorduk." dedi. PhWe donup, "Haydl, sirt sirta verelim belki aramudakl enerji alarum gorQr. II

-69-

Qnurnde sirt sirta durdular. Sana biraz daha vaklasrnalanrn onerdim, ararmzda on, on iki metre mesafe vardi, Hala lacivert g6kyOzunun onunde d uruyorlard I. Aratanndaki bo§lugun san veya pembemsi san renkte oldugunu gorunce ~~Irdlm.

Yuzurndekl ifadeyi okuyan Phil, "Gordu,1I dedi.

Sarah donup Phil'j kolundan yakaladrvs aglr aglr benden epeyce uzaklastdar, Vucutlanrun belden yukansmm r;evresinde beyazirnzi-pernbe enerji alaru vardi.

Sarah cok ciddit "Evet, It dedi. IIBenim yamma gelip yere corneldl. "~fmdi §U etranndakl manzaraya, gijz~lfige bak."

Etraflmdaki cisimlerin §ekilleri beni buyOledi. Masif mess aga~la_rlnln her birini bOtunuyte gorebiliyordum. Yani sadece bir taranrn degil dl{Jer taraflanrn da gorebiliyordum. Her birinin e§i butunmaz blcirnl ve dallanmn ~ekilleri beni hemen etkiledf. Hepsinin cevrsslnde dolasip baknrn. Onlan dikkatle incelerken her rnese agaclndan banavarhklanru daha kuwetli hissettiren sanki bir §eyler sizdt, Sanki onlan OmrOmde ilk kez gorOyordum. Veya

.1

sanki gOzeUiklerjni ilk kez takdir ediyordum.

Birdenbire kocaman agac!ann diplerinde yeti~en tropik otlar dikkatimi cektl Vine her bitkinin esslz §ekline baknrn, Aynca bitkiJerin tUrlerine gore kOmeler halinde birbirlerinden ayn yerlerde yetlsmelerl bana kGc;uk toplumlan ammsattr, Orne gin. koeaman muz agaC;flanna benzeyen agaglann etraf genellikle papatyaya benzeyen cleeklerle c;evriliydi, <;ic;ekterin etrah ise onJardan daha kur;uk otlarla, Bu kUC;Ok cevrsye bakmca, yine onlann varhklanrun ve §ekillerinin essslz guzelliQi ile sarsildim.

On bes, yirmi metre uzaktaki bitkiler ozellikle dikkatimi Gekti.

Evde bunlara benzer saksi .-;i~eklerim vardi, Enll, koyu ye~iI yapraklarm arasmdan uzun saph ~it;tekler C;lkml~tl. Bu bitkinin sakllnden cok canh ve sagllkll oldugu anlasmyordu.

Sarah; "Evet, bakistanru ana odakla, ama gozlerini oynatabilirsin."

Sarah'm soyledigi gibi yapnm, Gozlerirnl oynatnm. Bir sure,

bitkinin bir bolumune baktirn, Zamanla pembe 1~lklar gordOm, Sonra bakislanrru baska tarafa c;evirdim. Bitkinin etrannda beyaz bir l§ilk halesi belirmeye basledi,

$imdi bir ~eyler gormeye· basladim, G6zumGn 6nOnde uzanan bitkilerin ustunde beyaz bir 1§lk g6rOyorum. ~effaf bir 1~lk, boylece bltklnln rengi ve sekll bozulmuyor. GordGklerimin Qi~e~ gin esslz guzelliginin uzannsi olduqunu farketlim. Sanki bitkileri ilk kez gorOyor gibiydim. Sonra onlann esslz varhklanru gordOm. Ardmdan bir §ey ontann fizikseJ gorOnOmlerinin saf gtizelligini qenislettl ve 0 zaman enerji alanlanm gordum.

Sarah, "Bak bakahm bunu gorecek rnisln?" dedi. Onurne gec;:ti ve yUzunu papatyalara dondu. Onun vucudunu .;evreleyen beyaz 1§lk disanya dogru firladt ve pap~tyalarl sarm, Ve bitkil.erin "jstOndeki enerji alarunm c;:apl genl§cledi_

l'Allah kahretslnl" diye heyecanla baglnnca, iki arkadas bana bakip gUlduler. Bende kendime gLUm,eye bastadirn. Meydana gelen olaym garipliginin billncindeydim. Ama gordOQOm 1§lklar benl kesinlikle rahatsiz etrnernlstl, Birkac dakika once varltglndan kusku duydugum olaganustu olguyu hemen kabul etmistirn. En~rji alanlanru algllamak. benim ger~ek(jstu duyqulanrm uyandrracagl yerde, c;evremdeki nesneleri eskisinden daha samut ve ger~ek gormemi saglaml§tl.

Fakat, aym zamanda cevrsrndekl her ~ey eskisinden daha farkllydl. Ormarun bOytilO renkterinin bir filn)· §eridi gibi gozlerimin onunden ge~ip beni buyulO mistik bir aleme sOrOkiemesi1 be1ki bu deneyimden edindigim en buyuk bilgiydi. BitkUerin, yapraklann ve gokyuzOnOn gorOntOsO tamatniyle deOi§mi~ti. Varllklanrun <;evresindeki hafif plnltlll 1§lkl bizim siradan dusuncelerlrntztn gerisinde, bir hayat ve belki de bUinti olduOunu gosteriyordu. Bunu qordukten sonra, artik ormarn oldugu gibi kabul etmek ola .. naksizdi.

Phil'e baknm, "Otur ve enerjini papatyalara ver karsnasnrma

yapmak istiyorum," dedim, .

- 70-

- 71 -

Phil biraz ~a§uml~tl. 'Nedenlru bllmiyorum, ama yapamam," dedi.

Sarah'a baknrn,

"insanlarrn bazjtan yapar, baalan yapamaz," dedi. "Henuz bunun nedenini bularnadik. Marjorie oOrencileri ustunde deneme yapacak.Boyleca kimin yapip kimin yapamadlglnl ogrenecegiz. Bazi psikologlar bunu kj~iJerin karakterlerine baCJamaya ~all§lyor ama slrndlye kadar bunu karutlayan C;'Ikmadl.1I

Ben, IIDenemek lstlyorum," dedim. Sarah, nPekaJa, haydi dene," dedi.

Vine yuzumO bitkiye donup oturdum. Sarah ve Phil arkarnda ikl yanda duruyorlardi,

"Tamarn, nasn baslavacaqun?" "

"Sankl ona enerjini vermek lstlyorrnusun gibi turn dikkatini bitkiye yonelt. ,I

GozJerimi bitkiye diktim ve enerJinin ic;imde kabardlglnl d(j~ledim, birkar;; dakika sonra basnrn c;evirip ikisine baktim,

Sarah uzOntuyle, "Cok yank, sen secilmj~ birkac klsldsn biri degilsin, II dedi.

Phil' In sakadan kaslanru ~attJglnl g6rdum.

A§agldaki yoldan gelen otkell sesler sohbetimizi kesti. Agaglann arasmdan yoldan gec;en adamlann aratannda of key Ie konustuklanrn gordOk.

Phil, IIBunlar da klrn?" diye Sarah"a sordu.

"Bilmiyorum. Sarunrn yaptudanrmz: onaylamayan insanlardan bazjlan, II

<;evremizdeki ormana tekrar baktim. ~~mdi vine her §ey esklsi gibiydi.

IIHey, enerjt alanlanru arnk goremiyorum!1I

Sarah, 'Bazi ~eyler seni eok cabuk Omitsizlige sOrOklOyor, degil ml?1I dedi.

Phi1 gulurnseyip ornzuma vurd u. "Arnk ne zaman istersen gorebilirsin. Bisiklete blnmeye benzer. BOtOn yapacaqm once gOzelligi gormek sonra oradan ileriye uzanmak."

- 72-

Birdenbire akllma saate bakmak geldi. GOne§. gokyuzOnde iyice yGkselmi§ti. Hatif sabah rOzgan agac;larm dallanru salhyorduo Saatim 7:50·yi g6steriyordu.

IIArtik d6nsem iyi olur, U dedlm.

Sarah ve Phil'de bana kanldaar. O~Om(jz birlikte yOrOrken, aga<;llkll tepenin yarnacina baktirn. liB urast cok gOzel blr yer. Ne yazik ki Arnsrika'da bu kadar gOzel yer cok aZ,1I dedim.

Phil, .rSir kez enerji sahalanru baska yerlerden gormeye baslavmca, orrnarun ne kadar dlnamik olduQunu arsayacaksm. ~u meselere bak. Peru'da cok az bulunur, ama Viciente'de yeti~iyor. Ormanlan, ozellikle sert saglam agaQlan kesip, kazanc; saglamak arnacryla yerlerine earn aga~lari dikilen yerlerde, enerji aJanlan cok zaynnr. Kenne lse, insanlarm dismda, bambaska enerji alanlan vardir," dedi.

Yolun kenanndaki bitki1ere dikkatle baktirn, ama yOrOrken ·dikkatim da('jlldl.

"Enerji alanlanru tekrar goreceOlme emin misiniz?" diye sordum.

Sarah. 'Kesinukle, j, diye yanrt verdi. IIBir kez gordOkten 50nra ikJnci deneylerinde ba~anslzllga ugrayan hie; kimseyi duymadim. Bir keresinde buraya arastirma yapmaya bir oftalmolog gelmi§ti, enerjj sahalanru duyunca cok heyecanlandi, ~Onk(j <;e~itli renk korlOkleri dahit, bazi gorme bozukluklan uzerlnde c;ah§olyorrnus, Onun ifadesine gore bazi kj§ilerin gozleri yavas a!gllarml~. Hastalanna daha once hit; gormedikleri renkleri nasn goreceklerini ogretti. Ona gore, enerji alanlanru gorme de ayru §oeymi§, yani uykuda olan alqilarnalan uyandurnak. Bunu teorik olarak, herkes yapabil lrrnls." ..

, "Ke§ke boyle bir yeriri yakmmda yasasavdim," dedim.

PhiL "Bunu hepimiz isterlz," dedi; sonra Sarah ile bana bak-

tl. "Dr. Hains hal§. burada rru?" ,.

Sarah, "Evet, burada," dedi.

Phil bana bakti. "i§te 0 adam bu enerjinin OstUnde eok ilginc; arasnrrnalar yapivor. II

-73-

"Evet, dOn onunla konusturn, H

Phil devam etti. "Ge<;:en sefer buraya getdigim zaman, buradaki ormanlar glbi yOksek enerji alanlanrnn sadece ~8vresinde bulunmantn fizikset etkileri OstOnde galt~malar yapmak isted_igini sijylemi~ti. Organlann Ostunda yaptlgl OIt;umlerin ayntSlni burada uygulamak istiyordu.'

Sarah, "Ben, 0 etklyl bUiyorum,1I dedi. liNe zaman bu matik8- neye ge'sem, kendimi daha Iyi hissetmeye ba~llyorum. Her §ey geni§oleyip bOyOyor. Kendimi daha gOr;IO hissediyorum. Daha rnzII ve berrak du§Oneblllyorum. Ve ogrendiOim ilk bilgilerin flzik

. !

~11§malanmla ne kadar vakm itgisi var, bnseniz·~§8rslnlz.'1

liNe OstOnde caIJ~tyorsun?U dtye sordum.

"Sana fizikte atornlaria yapdan deneylerden ve bu atomlarrn bilim adamianrun yaptiktan her deneyde karsilanna ~Iktlklarlndan soz ettiglmi arurnsryor musun?"

"Evet. "

"PekAlA, ben kendt deneylerimle bu fikrt blraz daha geni§letmeye Qall~lm. Bilim adamlarmm OstOnde Qall~tlklan subatomik zerreciklerin yaratnklan sorunlan cozms amacmda degUim. Fakat sana daha once anlattlglm sorunlan ke§,fetmeye C;all§IYOrum: Fiziksel 8vrenin bOtGnlOQO nereye kadar uzarur? Temelinde aym enerji yattlOlna gore, blzirn beklentilerimize nereye kadar yamt verebiflr? Bizim beklentiterimiz nereye kadar basnruza gaen olaylan yaratabiUr?"

'Yanl, rastlannlardan rru SQZ edlyorsun?"

"Evet. Hayatmdakl otavlan dO§oun. Eski Newton felsefesine gore olaytar bir sans eseri meydana geltrler, irisan bunlara kars: hazirhkh olup, iyi kararlar vermelidir. Ne var ki, olaylar bizim tutum ve davramslanrman dismda baglmslz meydana gelirler ve her birinin kendine gore kUGuk bir nedeni vardu.

"Modern fizikte yapilan son buluslardan sonra, acaba evren blzirn d{j~(jnd(j~Om(jzden daha ml dinamik, diye sormak hakklrruzdir. BeJki temel i~evinde evren mekaniktir. AYrica ana yansittt-

- 74 ~

QlmlZ dO§unsel enerjiye de ince bir yanlt verir. Yani, neden vermesin? Eger bitkUerl daha hizh yeti~tirebiliyorsak, belkl bazi olay- . Ian da daha hlzlandlrabiliriz veya yavaslatablllrlz. Bu bizim nasil dusunduklerlrnlze baglldlr."

"Elyazmalannda bunlardan SQZ ediliyor rnu?"

Sarah bana g(jJLirnsedi. 'TabU, biz bu fiklrlerl oradan aldjk."

Yururken cantasim kanstnrnaya bastaoi, sonunda lclnden biT dosya ~Ikardl.

"AI lste senin kopyan. II

Kisaca bir g6z anp cebime koydum. Koprunun ustundsn gec;iyorduk. Sir an durakladim, cevrerndeki bitkilerin renklerine ve §-ekillerine baknrn, Bakl§;lanmln y6nOnu degi§ctirince, gozlerimin onilndeki her seyin GstGnde enerli alanlanrn gordOm. Sarah ve Phil'in etrafmda geni§. ye§ilimsi sari vardi, arna Sarah'm alarunda ara sira pembesi bir 1~lk vamp sonuyordu,

Birdenbire iklsi de durup dikkatle yola baktilar, Biraz ilerden bir adam hlzll adrrnlarla bize dogru geliyordu. Karin adalelerim endi~eyle kasild', ama gormekte oldu(lum enerjiyi yitirmemeye kararnydrm. Adam blza yakla§1nca onu tarudirn: bir gun once blzs bahcelsrin yolunu soran Peru Oniversitesinden gelen bilim ' adamlanmn uzun boylusuydu. Onun etrafmda da kirrmz: bir 1§lk gordum. Yarnrruza gelince Sarah'a dondu ve suclarcasma, "Sen bilim adarrnsm degil rnl?" dive sordu.

Sarah, "Evet. II dedi ..

"Peki boyle bir bilime nasil goz yumuyorsun? 0 bahcelerdeki baklrtlSIZllOI gorOnce g6zterime lnanamadim. Slzler burada hiC;bir ~eyi kontrol etmiyorsunuz. Bazi bitkilerin 8§UI buyurnelerinln bir aciklamasi olrnah. II

"Her l?eyi kontrol etmek olanaksiz, efendim. Biz ge'nel durumu denetHyoruz. II

Sarah'm seslnden hafifQe ofkelendigini anladtm.

"Fakat canhlan yeni ve g6runmeyen bir aneriiyte besleme tddlasiru kabul edemem kimya yaslanru c;Orutuyor, cok sacrna. Elinizde karut yok."

- 75-

"Ancak elinizde karut olunca rm bir seyin varllQln1 kabul edersiniz!"

~imdi her ikisinin sesi de ofkeyle yukselmi§ti, gelgelelim ben onlara pek kulak kabartmryordum, TOm ilgimi onlarm dinamik enerji alanJanna yoneltmi§tim_ Tartrsrna baslaymca, Phil ve ben birkac adnnqerl c;ekilmi§tik. Sarah'la uzun boylu adarmn arasmdaki mesafe bir metre fUandt. Kar:;;lllkll durrnus ofkeyle birbirferine bakiyortarrn. Bir anda, ikisinin de enerji alanlan iyice yogunla§tl ve sanki icinden bir tltreslrn ge~mi§ gibi hareket etti. Tarnsrna devam ettikc;e, ikisinin enerji alanlan birbirine kansmaya basladi, Birisi bir §ey soyleyince, onun alarunda bir hareket ofuyor ve sanki elektrik supurqesl gibi digerinin alarum smiyordu. Ama sonra digeri 6fkeyle yamt vsrlnce yak alan snerjlsi ondan tarata kayryordu Enerji alanlan d inamikleri acrsmdan, kazanan rakibinjn enerji alarum eJe gegiriyordu.

Sarah, . "Aynca, g6zlemledigimiz olguyu simdl aciklamaya ~all§lyoruz,1I dlye adama 6fkeyle soylendl,

Adam kucurnseyersk Sarah) a baku "Sadeca beceriksiz degil ayru zamanda akhmzi da yitirmi§siniz,1I dedi ve alkeli adnnlarla uzaktasn,

Sarah, "Sen dinazorsun," diye arkasindan bagulncaJ Phil ile birllkta gOlu§tOk, ama Sarah hal§. stnlrinden tltrlyordu.

Phil, 'Bosver, boyle adamlara ald Irma, zaman zaman bu tiplerle karsuasacaksm, U dedi.

"Ama neden anlamak istemiyorlar? Ve neden slrndl?"

Hana vaklasmca, cipin varunda WiI'i qordurn. Aracm kapuan actkn, esvalarm c;ogu da yOklenmi§ti. Beni gorOnce eliyle hemen yamna gaglrdl.

"Tamam, ben yola cikrnaya hazmrn," dedim.

Tartisrna sirasmda Sarah'm enerji alanlanna gazier, 0 da neler oldugunu aQlklamaya cabalarken, araya giren on dakikallk sessizliOi boylece bozdurn. Anfatmak istedigimi dOgfU durus: beceremedigim aC;lkc;a belli oluyordu, c;Onku, ne dedimse bos

- 76-

bakislarla kar§lla§tlm ve sonunda herkes sessizce kendi dusun-

celerine daldr, '

Sarah ellnl uzatn, "Seninle tanl§tlQlma sevindim."

Phil cipe dOgTU bakryordu H$U Wil James deOil rni?' diye sordu. "Onunfa rru yola «;Iklyorsun?"

!lEvet, neden sordun?"

"Hig ... merak ettlrn. Onu buralarda cok gordOm. Malikanenin sahibini tarur, buradaki enerji alanlan OstOnde arasnrrna yapll· rnasma yol acan ilk gruplardan birine mensuptu. II

"Gel onunla tarns, II dedim.

'Hayir, slrndl gitmem gerek," diye yanlt verdi. "Daha sonra gorij~(jrOz. Buradan uzak kelarnayacaqirn hlliyorum. II

"Hi«; suphe yok," dedim.

sarah'm da gitmesi gerekiyordu. S6zumOzu kesti ve gerektiginde onun adma hana haber blrakabileceQimi soyledi. Bana verdik1eri dersler lcln onlara tesekkur edip bir iki dakika onlan yolla .. nndan ahkovdurn.

Sarah' In yuzu ciddile§ti. IIEnerjiyi gormek -bu yeni fiziksel dunyaYI kavrayip algllayabilmek- bulasrci hastahk gibidir. Henuz nedenini anlavamadik, ama bu enerjiyi gorenlerie blrllkts olanlar, genellik1e aym enerjiyi gOrmeyeba§-llyor. Haydi, slmdl git ve bunu baskalanna gaster.1I

Ba§lml salladim ve sonra kosarak cipin vanma gittim. Wil

beni gOlumseyerek kar§dadl. .

'Yola t;lkmaya hazir rrusm?' diye sordum. MHemen hemen," dedi. "sabah nasil gec;ti?" "ilgin<;ti. Bu konuda anlatacaklanm var. v

"~imdi anlatma," dedi. nOnce yola QlkmallYlz. Durum pek iyi dean."

Dna yaktasnrn. IINeler oluyor?" diye sordum.

"Onernli bir ~ey degil. Daha sonra a9lktanm. Haydi esyalannl al."

. Handan lcerl girdim, odamda blraktlglm blrkac parca e§ya-

77-

rm topladirn, Wirdaha. once bana hana para odemeyecegimit!i, ev sahibinin konuqu olduqurnuzu soylemi§.ti. Onun .i<;in odarnm anahtanm resepsiyona biraknm ve disan C;lkIP, cipin yaruna gittim.

Wit on kaportayi acrms, bir ~eyleri kontrol ediyordu. Ben yaruna giderken kaportayi kapatti.

"Pekala, ·haydi yola cikahrn.'

. Park yerinden C;lktlk, sonra araba yolundan ana yola girdik.

Aym anda bizimle bir1ikte blrcok araba handan aynllyordu.

"Anlat bakahm neler oldu?" diye Wil'e sardum.

IIBlr grup resmi gorevli," diye yanrt verdi. "\Ie bazi bilim adarntan bu konferans merkeziyle ilgili ki~iler hakkmda §ikayette bulunrnuslar, Onlan yasalara kar~1 gelmekle sudamarruslar, ama istenmeyen ki§iler adnu verdlkleri bazt klmselerin, gercek bilim adarm olrnadudenm ihbar etrnisler. Resmi gorevliter buradakilerin baslarma bela olup, ham kapatttrabllirler." .

Botj bO§ onun vuzune bakmca, anlatmaya devam etti. !lBu han onceden yer ayirtan gruplara h1zmet ediyor. Bu gruplann arasulda elyazmalanyia arasnrrna yapanlar «;ok az. Digerleri buray.a guzellikleri gormeye geUyor1ar. Eger resmi gorevliler baskt yapmaya devam edip olumsuz hava varanrtarse, bu gruplar burada bulu§maya son verirler. M

"Ama bana Viciente'flin turist dovizi kazandlrdlOI ic;in, yerel yetkllilerin buradaki c;all§malara kansrnad IQlnt soylememi§ miydin?"

·Kan~mayacaklannl samyordum. Birl elyazmalarlndan tedirgin olmus, Araruzda 0 bahcelerde neler oldugunu anlayan kimse var mlych?1I

'Hayrr, yoktu sanmm," diye yarnt verdim. "Sadece blrtaken

adamlann neden birclenbire kizdiklanru merak ed lyorlardi. II .

wn yarut vermedi. Kapidan C;lktlk ve glineydoOu yonOne sapnk. Blr mU kadar gittikten sonra doguya, uzaktaki daglara dogru uzanan vola girdik.

- 78-

Sir sOre sonra WiI, "Bahcelerin hemen yarnndan getiiyoruz,"dedi.

lterde bolumlere ayrllml:? tartalan va metal binalan gordOm.

Tam yanmdan ge,:(erken, kapt a«;lldl ve disan cikan insanta goz gaze gefdim. Kapldan ~Ikan Marjorie idi. Yanmdan ge<;erken donup bana bakti ve gOIOmsedi. Sir an bakislanme ka'r~tla~tt.

Will "0 klrndi?" diye sordu.

"Dun tanl~tlglm bir kadm," diye yantt verdim.

8a§lnI salladl ve sonra konuyu degi§tirdi. "Ur;GncO Bilgiye g6z atabildin mi?"

"Birisi bana kopyasmt verdi."

Wil yanlt vermedi. Anla§lIan yine du§uncelere dalrmsn, Ben de eiyazmaslnln kopvasiru ~Ikanp, kardlglm verden okumaya devam ettim. OC;OncO Bilgi dogal gGzelliklerden ve bu guzellikleri algllayan klslnln bi r sure sonra zamanla enerji alanlannt gozlemleyebileceginden SQZ ediyordu. Bu meydana geldikten sonra, flzlk evren konusundaki anlaYI~lmlz hemen donusums uOrayabilecekti.

Ornealn, hala bu enerjiyle dolu gldalar yenmeliydl, bazi yerel bitkilerin digerlerinden daha fazla enerji yanSlt'tlkJannJ farket .. meUydik, ozellikle ormanlar glbi eski dogal c;evreler en yGksek enerjiyi vansmyonardt. Tam son sayfaYI okurken, birdenbire WU sordu

"Bahcelerde yaptJCln deneyleri anlat."

Elimden geldigince, iki gunOn olaylanru, tanldlglm insanlan anlatnm, Marjorie Ue basirndan ge<;en oiaYI anlatmca, bana bakip gtildO.

IIBu insanlara diger bilgilerden ve bu bilgilerin bahcelerde yapnklanyla ne kadar ilgili old uklanru anlattm mall

"Hepsini anlatmadim,' dedim. "Once anlara gOvenemedim.

Sonra bu konuda benden daha bilgUi olduklanm anladim."

"Sarunrn biraz bUgi verebilirdin. Onlara karst gergekten durust davranrnahydm. II

"Peki ne bilgisi verebilirdirn?"

Sevgiyle yuzume baktr. 'Bunu yalnlz sen bUebilirsin,1I dedi. ~a§lnp kaldnn, varut veremedlm. Ba~lml eevlnp manzarayi

seyrettim. Arazi glttfkg:e yOkseliyor ve kayahkiar beliriyordu. jri granit parcalan yola dogru sarkryordu.

Wil, 'Bahcelerln varundan gec;erken Marjor~e'yi gormene ne

dersin?" .

"Sadece rastlann," demek Ozereyken sustum ve, "Bllmlyorum. sen ne dersin?" dive sordum.

"Hlcblr ~ey rastlann degildir. Bence sizin ararnzdakl i~ daha bitmedi, birbirinize soyleyecek bir ~eyleriniz var.'

Bu fikir beni hem meraklandirdi, hem de ·rahatslz etti. BOtOn yasantirn boyunca insanlara fazla yakln olmamakla, cok soru sorup, tikir yOrutmemekle ve hi<;bir ~eye baglanmamakla suclanmrstim, ~imdi neden yine ayru duruma d u§uyordum?

Aynca histerimin degi!?tigini farkettim. Viciente'de kendimi maceraya atumaya hazir ve gu<t1Li hlssetrnlsttrn. ~imdi karamsarhkla kan§lk blr endl§e hlssediyordum.

"~imdi lclrni kararttm, II dedim.

Wil yOksek sesle gOldO ve yanrt verdi. "i({ini karartan ben deOilim. Vlclente rnalikaneslnden aynlmanm etkisi. Oranm enerjist seni ueurtma gibi ucuruyor, 0 bilim adamlan· neden Yillarca once oraya takllmaya basladilar earnyorsun? OraYI neden sevdik-· lerine dair bir ipucu ellerinde yak." DonOp gozlerimin i<;ine baku, "Arna blzlrn var, degil mi?"

Dikkatini yola verdi, sonra yine· bana bakti. !lDyle bir yeri terkederken enerj ini bosaltrnahsm,"

Sa§kmllkla yuzOne baknm, guvence vermek istercesine bana gUlumsedi. Sir sure konusrnadik. Sonra, "Bahcelerds ne1er olduaunu bana antat," dedi.

Basundan geGenleri anlatmaya devam ettlrn. Enerji alanlanru gergekten gordilgOmO s6yleyince, hayretle yuzilme bakn, ama bir ~ey soylernedi,

-79-

80-

"Sen de 0 alanlan gordOn rntl?" dive sordum. Van g6zle bana bakn, II Evet. devam et."

Sarah Ue Perulu bilim adarnsun tarttsrnalan srasmda enerji alanlannda meydana geten d inamigi anlatnm,

·Sarah ite Phil buna ne dediler'r'

j

IIHi~bir ,ay. Galiba ne demek istedlQimi arsamacilar. II

WiI, IlSanmJyorum," dedi. "Ogoncu Bilgi onlan buyuledi ve henuz daha Ueriye gldemediler. D6rdOncO Bilgi insanlann ener}1

tie nasll boy OIc;u!itOkierinden soz eder. II -

UEnerji ite boy OIc;(j~mek mi?I'

GOIOmsemeden baityla efimdeki tercOmeleri ipret etti. KaldlOlm yarden tekrar okumaya devam ettlm. DordOnc(l BU-

gi, zamanla insanlann evrenin dinamik bir ene~iden oIu§tuQunu anlayacaklannl va bu enerflnln hem bizleri besteyeceginl. hem de beklentilerimize yanlt verecegini 'aGlkhyordu. Ne var ki, §lmdJlik bu bOyOk enerji kaynaQI ile baglantlmlZ kopuk oktugu i<;in ken-

dimizi zayrf, gUt;tsOZ ve yoksun hissedlyoruz. '

Biz insanlar, bu eksiklik yOzOnden, bireysel enerjimizi artnrabilmek i~in bildjQimiz tek c;areye basvurrnus; pslkoloJlkman baskalanrnn enerJislni ~tmanln yotlannl'araml§lzdlr. i§te bOtOn dunyadakJ insanlann uYUf}mazhklannin altmda yatan biJin((ch§1 rekabet de budur.

- 81 -

Dokuz Kehanet I F: 6

GUt;LERiN SA V ~I

Cip bozuk yolda r;ukura du,Once uyanchm. Saatime baktrO,mda ogJeden sonra 3:00' (j gosteriyordu. Gerinip uyku sersemllQini ustOmden atmak Istsrken, belimin ortasma bl~k gibi bir sane. saplandl.

Yorucu bir ydculuktu. Viclente·den aynldlktan sonra bOtOn gOn saOa sota, de~i~lk yonlere saparak yol aldlk. Wit sanki blr ~y arryor ve aradlOln1 bulamryordu. ~eceyi kllt;tOk bir handa .. rahatsu yataklarda gef;irmi§tlk ve cok az uyumu§tuk. §Imdi iklnct gunde yorucu bir yolculuktan sonra, yaklnmaya hazirden,

Van gozJe Wire baknrn, TUm gozlerinj yola dikmi~, c;ok dik .. katli VB tedirgindi. Onun dlkkatini daOltmamaya karar verdim. Birka<; saat once cipi durdurup konusmarmz gerek ded'Cf zamanki

gibi yUzu yine asikn, .

lrBUgilenn birer blrer sirayia oarenilmesi gerektiOinJ sana soy-

ledigimi arumsryorsiln, dean rnl?" dlye sorrnustu,

"Evet.· '

"BOtun bilgUeri ogreneceQine lnamyor musun?" ~kayla, M§ey. §imdlye kadar 6Qrendim," dedim.

WiJ ciddiyetle yuzOme bakn. "Ot;uncu BilgJyi bulmak kolaydl.

Bljtijn yapacagjn i§ Viciente'ye gltmekten ibaret. Fakat §imdlden sonra, diger bilgiler1e kar~da§mak pek kolay olmayacak. "

Bir sOre sustu sonra, "Sanfrtm gOneyde Quilabamba yakJnla .. nnda Cula adlndaki kO~(jk kaye gitmeliyiz, Orada gormen gereken hlr bakir orman daha var. Ama eok dlkkatli olrrensm, Bunun

hayati onemi var. Rastlantllar duzenll meydana gelir arna, bunlan farketmen gerekir. Anladm rrn?"

Barunm anladlglml ve onerllerlnl akhrnda tutacaqum soyledim. Bundan sonra konusma kesUdi ve derin bir uykuya dalrm~lm- $imdi belimin aanslndan uyuduQuma plsrnan oldum. Tekrar gerindim. WU bana bakti,

"Neredeylz?" diye sordum. ''Vine Ant'lardaye?" dedi.

Tepeler uzaklarda yuksek vamactara ve vadilere donu§uyorduo Burada bitkiler daha kahn ve rOzgarda savrulan agac;;lann daha bodur olduklan dikkatimi cektl Derin nefes allnca havarun

daha hafjf ve serln o'duQunu farkettim. -

Qantadan kahverengi parnuklu bir ruzgarllk ctkaran WiI, II$U_ nu giysen iyi olur. Hava o{Jleden sonra daOlarda soQuktur, II ded i.

llerds yol klvn'mca, dar gec;itler gordUk. Diger tarafta. beyaz boyah bir dukkanla benzin istasyonunun onunde, kaportasi 8(Jlk blr aracduruyordu. Biz oradan ge~erken, san saeh blr adam dGkkandan glldl ve bir an bize bakti, GozlOkleri kalm c;erc;eveli, yuvarlak yuziO bir adamdi.

Adama dikkatfl bakmca, goz'erimin onunoe be~ yd oncekl arulanrn canlandr.

WiI'e dondum, "0 olmadlgtnl biliyorum, arna §OU adam birlikte C;all§tlQlm arkadasima benziyo". Onu be~ Ylldlf gormuyorum," dedim.

WiI'in gozlerfni_ klSIP dikkatle yOzurne baktt{Jlnl farkettim. "Sana olaylan dikkatle lzlemeni soyternlstlrn. Haydi donup bakalirn. 0 adarmn yardima gereksinimi var rm? Herhalde yaban-

CI otmau," dedi. -

Yolun kenannda geni§ bir yer butup cipi manevra vapnrarak geri dondurduk, DllkkAnln onOne geldigimiz zaman, adarrun arabasmm motoruna bir §eyler yaptlQln1 g6rduk. Wil benzin istasyonunun online <;:ektl ve pencereden disan sarkn.

"Basm dertte qallba," dive seslendl.

Adam tlpkl arkadasnnm yaptlOI gibi gozluklerini burnunun - ustune ini.

- 82-·

f

-83-

"Evet, su pompam bozuldu," diye yarut verdi. Kirk yaslannda gorGnen adam biraz iriceydi. ingilizceyi Franslz aksaru ile konusuyordu,

Wi! hemen cipten indl ve ikimizi tarutn. Adam elini uzatip ellrni sikn ve davrarusi da bana yabanci gelmedi. Admm Chris Reneau oldugunu s5yledi.

"Fransu gibi konusuyorsunuz," dedim.

"Evet. Fransmm, Brezilya da psikoloji ogretmenJigi yapiyorum. Peru'da arkeolojik kazdarda bulunan elyazmalan hakkmda

" bilgi toplamaya gall§,Iyorum." .

Bir an tereddOt ettlrn, ana gOvenebilir miydlm bilmlyordum. Sonunda, "Biz de ayrn sebepten buradayiz," dedim.

Bana buyuk bir ilgiyle bakn, IIBu konu hakkmda bana ne soyleyebilirsiniz? Kopyalan gordGnOz mG?1I dive sordu.

Yand vermeden once Wil dukkandan disan <;Iktl ve tel kap: arkasi ndan gurOitOyie kapandt. Bana, ,. §anslmlz yaver gitti, II dedi. "Dilkkan sahibinin kamp yapabilecegimiz bir yeri varrms, aynca blze srcak yernek verecek. Sari geceyi burada gec;:ireJ im. II Sonra d6nOp beklentiyle Reneau· nun yuzune bakti, "Tabii sen de bizle kalmak istersen. II

Chris, "Tabll, arkadas bulduQutna sevindim. Zaten yeni pompa ancak yann sabah buraya ulasacak," dedi.

Wil ile Reneau arabalann rnotorlanrun dayanlkllllgi hakkmda konusurlarken, sirnrru cipe dayadun, gOne§in sicakltgint hlssetrneye baslavmca, tath anuara dahp Reneau'nun bana anlmsattlQI eski arkadasirm dusundum, Arkadasirn uyaruk ve merakll birisiydi, Reneau'nun da merakh oldugu anlasihyordu. Ve kitap kurdu gibi devarnh okurdu. Nerdeyse en cok sevdigi teorileri arurnsayaoakum, ama zaman andanrru engelledi.

Wi! strtnna vurup, "Haydi, esyalanrnm kamp yerine tasryalim," dedi.

Dalglnllkla, "Tamam," dedlm.

Arka ka'plYI acarak lcerden cadm, uyku tulumlanru cikanp bana verdi, sonra h~inde carsat filan clan bez cantayi aldi Reneau'da kendi arabasmr kll itliyordu.

84-

Hep bir1ikte dGkkamn onimden gec;ip arka taraftaki merdivenlerden 8§-aOrya indik. Tepe sol tarata doOru dik birrr meyUle a§aglya dogru iniyordu. Otuz, kirk metre lIerde akan suyun sesini duyduk ve daha Uerde kayalann ustunden a§aglya d6kulen dereyi gordOk. Burada hava daha serindi ve burnuma kekik kokusu geliyordu.

Tam onumuzde, arazinin a§agtda dOzle§tigi yerde dere kueuk bir gol olusturmustu .. Birisi kamp alarum ternlzlemis ve ates yakdabilecek bir oeak yapml~tl. Odunlar da aOacJn yanma dlzllmistl.

WiI, 'Buras: cok iyi,i' dedlve dart ki~ilik bGyOk eadmru kurmaya basladi, Reneau daha kO~(jk boydaki cadmru bizimkinin yanl· .

na kurdu. .

Reneau, IWiI ile sen arasnrmaci rmsnuz?" dlye sordu. Wil yamrruzda yoktu, .:;adlrl kurduktan sonra aksarn yemeQini sormaya gitmi~ti.

Wilson rehber.' Ben de §imdiUk pek fazla bir §ey yaprmyo-

rum, II diye yanrt verdim.

Reneau ~a~kmllkla yuzume baku

GOlumsed im. nElyazmalannl gorebildiniz mi?n

IIBirinci ve lklncl Bilgileri gordum,ll dedi ve yarurna yakla~tl. "lnan bana yazmalardaki kehanetler aynen meydana geliyor. DOnya goru§UmOzO deCi§tiriyoruz. Ben bunu pslkotollde farkediyorum."

tiNe demek Istiyorsun?"

Derln bir nefes aldl. "Benim saham anlasrnazhldar ... lnsanlann neden birbirterine §iddet i~inde davrandudanru ince1erim. ~iddetin insanlann birbir1erini kontrol altma allp birbir1erine egemen olma durtusunden kaynakland,QlnI biliyoruz. Fakat son zamantara kadar bu konuyu biz lee rd en , , bireyin biUnci aeismdan inceledik. Bireyin lelnde neler oluyor kit bir baskasuu kontrol alnna almak istiyor sorusunu sorduk. Ve sunu bulduk: Bir insan dlQeri ile konusurksn -ki bu dunvada her gOn rnilyarlarca kez oluyoriki sevden biri meydana geliyor. Blrey bu konusrnarun sonunda ya ksndinl c;ok,gOc;:IO hisseder veya cok zaYlf. Tabii bu aralanndaki <;eki§meye baglldlr. II

-85-

fJa§ktnllkla yuzune baktrm. Acete edip soylev vermeye basladlglndan utarxn, Dna devam etmesini soytedlm,

"Bunun birirtCi nedeni, II diye soze ba9Jadi. "8iz insanlar her zaman y6nlendiric~ bir tutum takmmz, Kar~lmlzdakfnin durumu veya esas konu ne olursa olsun, sohbetten galip C;lkabUmek i~in kendimizi s6ytenmesi gerekenlere hazirtanz. Her birimiz tamsmadan ustun C;lkabilmek iC;iri digerimizl kontrol altmda tutabilmenin yollanrn aranz, Eger basanrsak ve bizim gor(j~lerimiz galip geUr-

se psikolojik QvGne; duyanz, .

"Diger blr deyi~let biz insanlann ustallg!ffilZI sergileyerek birblrlmlz! kontrol altma almak istememizin sebebi yalmzca dl§ dunyadaki samut arnaclan ortaya 91karmak degildir. Psikolojik gijce duydugumuz gereksinimdir. i§te buqun hem bireysel, hem de utuslararasi seviyede blrcok mannkdist anlasmazhktara dO,memizin nedeni budur.

"\Ie. bu durumun toplumun bitincine i~lemekte olduOu konu .. sunda diger arkadaslanrrua fiklr birriOine varmk, Biz insantar birbirimizi ne kadar yonlendirdigimizin farkmdayu ve surekll yonrendirmemizi tekrar de{1erlendiriyoruz. ~imdi birbirimizi etkUemenin baska yollanm anyoruz. Sanrnm bu yeniden degerlendirme, yazmalarda sozu erJUen yeni dunva gorO~(jnun bir parcasi olacak."

Wil varurmza gelip. "Yemek hazir, n dedi ve sohbetlrniz kesil-

di.

HIZII adnnlaria yurOyOpt alt katta aileninya$adlQI eve girdik.

Yemek odasmda masarun ustunde sicak yahnii sebzeler ve salata vardc

DOkkan sahibi ingilizce, "Oturun, oturun.' dedi ve sandalye .. leri t;ekti. Onun arkasmda kanst old ugu anlasaan orta ya~IJ bir kadm ite on be§ ya§.lannda gene; bir klz duruyordu.

Verine otururken, WiI'in kolu kazayta carpn ve catal yere -, dOfitu. Adam kaslanru catip kadma bakn, bunun uzerlns kadm da temiz (JBta1 getir;mek it;in yerinden klmlldamayan kiZl sert dille azanayarak bir ~eyler soytedi. KIZ ruzla dl§arl C;d<tl ve elinde ~atal'a dontlp, cekinarek Wil' in yaruna koydu. Klzln sirn kamburta~ .. ml§, elleri de titriyordu. Kar~tmda oturan Reneau tie goz gaze geldik.

-86-

Yemekterden blrinl benim e1ime veren adam, "Afiyet 01 sun," dedi. Yemek sureslnde Wil ve Reneau akademik hayanan SQZ ettiter. Ev sahibi adam disan ~Ikmi§tll ama kadm kapmm i~ tarafmda bekliyordu. -

Kadlnla klzi ayn ayn borek servisi yaparlarken, kizm dirsegi bardaga carpti ve bardak devrildi, sular usturne dokulmu§.tO. Orta ya~11 kadm ofkeyle kizm OstOne atlldl ve lspanyolca bir §ey· ler baglrarak klZI kenara itekledi.

Kadm d6kulen suyu sHerken, "C;ok 6zur dUerim. Becerlksiz kiz, II diye s6yJendi.

Gene; kiz, 6fkeyle elindeki borsk tabagtnl rnasanm ustune flrlatn, Tabak klnldl, borekler masamn ustune sacudr Tam 0 sirada evsahibi odadan i~eriye girdi.

Ya§ll adam avaz avaz baglrmaya baslaymca ktz disan kacn. Adam kosarak yarurmza geldi. "CzOr dllerim."

"Sorun degil! kiza fazla yOklenmeyin!" dedim.

Wil ayaga kalkn, hesabi Odedi ve ruzla disanya ciknk.

Reneau hie; konusmuyordu. Fakat kapidan QlklP merdivenlerden Inerksn:k~nu~maya basladi,

Bana bakip, "KIZI gordOn mO?" diye sordu. "Psfkolojik ~iddetin klaslk ornegi. i~te bu insanlann birbirterini kontrol altma almak lsterneierinln asm bir durumu. Ya§1I adam ve kadm, kza tarnamen hukmedlvorlar, Klzm ne kadar slnlrll ve kambur old ugunu gordun mO?"

"Evet! ama kzm arnk dayanacak gOcO kalmarms," dedlm "Kesinlikle! Anasi babasi onu ezmeye devam edecekler. KI2 ise caresla buna ancak §iddetle kar§1 koymaya cabelryor, Kontrol edebilmeyi ancak biraz olsun bu sekllde saglayabiliyor. Ne yaz1k ki, bOyOdOgLi zarnan cocuktuk ya~lanndaki travrnarnn etkisiyle, digerlerini ancak ezerek kontrol altmda tutup hOkmedebilecegini du§Gnecek ve ayle davranacaknr. Bu karakteristik davranf§ ielne derin k6k salacak ve ilerde tipkt annesi ve babasi Qibi insanlara hOkmetmeye cahsacak. Ozel1ikle cocuklan ve zaylf insanlan ezscektlr."

"Aslmda, daha once ayru travma, annesiyle babasrru da etkilernlstlr. Annelerinin babalanrun onlara hOkmetmeye ahsnklan

- 87-

gibi slrndl onlar da ktzlanna hOkmetmeye ~ah§Jyor1ar, lste bu nedenle psikolojik stddet bir nesilden digerine ge~iyor.u

Reneau birdenbire sustu. 'Karnyondan uyku tulumumu almam gerek, blraz sonra geJirim."

Ba~lml salladnn ve Wil tie birlikle kamp yerine dogru yOruduk.

Wil, "Reneau ile epeyce konustunuz," dedi. "Evet] konustuk, II

GUiGmsedi. "Ashnda Reneau konustu Sen dinJedin ve sorulara yarut vsrdln, ama hi<;: fikir yOrOtmedin. II

Kendimi savunurcasma, "Anlattudanru 90k ilgin9 buld urn," dedim.

. Wil seslmln tonuna aldirmadr "Aile uyelerlntn arasinda enerjinin nasil hareket ettigini gordOn rnu? Kadln ve adam ~ocuOun enerj iSini emip onu takstlyonar. II

"Ener]l akurnna dikkat etmeyi unuttum."

"Pekala, sana gore Reneau enerji elanlanrn gormek istemez mi? .Onunla boyle kar~lla~mamlZa ne d iyorsun?"

"Bilmiyorum." .

"sence bunun bir anlarm yak mu? Yoldan gegerken sen eski tanl(~hgma benzeyen birlsini g6rOyorsun ve adamla tarusmca bize elyazmalanru aradlQlnI soylOyor. Bu rastlantmm oteslnde bir ~ey

degU rnl?" .

11 Evet. "

118elki onunla karsilasmarun bir sebebi var, Berki ondan ala .. cagln bUgi' buradaki yolculugunu uzatacak. Aynca senin de ana

. biraz bilgi vermen gerekmez rni?"

"Evet, sarunrn, Ona ne soylemeliyim?"

Wil yine bana sevgiyle gO~Omsedi. "GerceQi."

Yanrt vermeye nrsat bulamadim. Reneau yarurmza gefdi. flDaha sonra gerekece~ini dO§Onerek fener getirdim,"

ilk kez a[acakaranhgln indigini farkedip banva baktim.

Gune§- batrrusn ama gokyOzu haiti turuncuya boyahydt, 0 yondeki bulutlann bir kisrm kayu knrruztya cahyordu. Bir an yerdeki bitkllerln OstOnde beyazirnst bir 1~lk alanr gordugumO sandnn, ama goruntU bir anda yak oldu

- "Gune§in batl~. cok guzel," dedim ve sonra WU'in cadirdan ic;eri girdigini gordum. Reneau'da uyku tulumunu torbasindan cikanyord u.

Reneau yuzOme bakmadan dalglnllkl.a, NEvet, II dedi. Onun yaruna gittim.

Ba~lnl kaldmp bakn, "Pek Iyl anlamadmi; slz hangi bUg II eri gormO,tunOz?1I

"lIk ikisini bana anlatnlar, It diye yanlt verdim. "Ama son iki gunO Satipo yaklnlanndaki, Viciente Hannlda get;;irdik. Orada bulundu{Jumuz srada, arasnrma yapanlardan birisi bana O~OncO Bitginin kopyasiru verdi.Cok ilgin~.11

Reneau'nun gozleri parladl. "Kopya yanmda rm?" nEvet. G6z atmak ister misin?"

YakaladlOI flrsata sevindl. Kopyalarl allp c;admna glrdl. Eski gazete parcalan ve kibrit bulup tutusturdum, Ate~ atev alav yan~ maya ba~aY1nca, wn cadirdan disanya Qlktl.

-Reneau nerede?tI

"Sarah'ln bana verdiOi tercOmeJeri okuyor."

Wil atesln yarnna birisinin yerte§tirdl!li duz tahtamn OstOne oturdu. Ben ·de yaruna gittim. Karanllk iyiee ~()km{j§tO. Arkarmzdaki benzin istasyonundan yans.yan lo§ 1~lkta sol tarafuruzdakl aga~lann §ekilleri belli ofuyordu. Reneau'nun cadmndan da d,~ .. nya solgun bir 1~lk slzlyordu. BugOne dek duymadlg1m seslerte, orman canlaruyordu,

Yanm saat sonra, Reneau elinde feneriyle cadmndan ~11<tJ.

G~di sol yaruma oturdu. WH esnedl.

Reneau, "Bilgiler buyuteyici. Orada gerc;ekten ~nerJI alanlartnl gorenler var man

Ona kisaca deneyimlerimi arnatnrn.

Sir sUre sessizce du§undO. "Orada gerr;elden enerjiyle deneyler vapiyorlar mr? Enerjilerini bitkllere yansmp onlann geli§melerini etkiliyortar rru?"

"Sadeee buyOmelerini degU ayru zamanda besin deOerterinl de etkiiiyorlar."

Sanki kendi kendine konusur gibi, "Ama bilginin 6z0 daha

f

89-

geni~ .. Oc;:uncO Bilgi evrenin tUmilyie enerjiden olu§.tuQunu ve kendi enerJimllle sadece bitkiferi deQiI. baska §eyleri de etkileyip kontrolurnuz' altma alablleceqlmizt yazryor," dedi ve bir an sustu. IIDiger insanlan enerjimizle acaba nasu etkJliyoruz?"

Wil bana bakip. gUlumsedi.

"Sana gordOklerimi anlatayirn, II dedim. "lkl ki~i arasmdaki tar .. nsrnaya taruk oldum ve enerjlleri qercekten cok garip §eyler yapr-

yordu." . .

Reneau yine gozlGklerinj geriye lttl "Lutten, bana anlat."

Wil bu anda ayaga kalkti, "Yorucu bir gundu, ben yatlYorum," dedi.

lklrnlz de ana iyi geceler diledik ve Wi[ cadira gircU .. Daha sonra, Sarah ile diger bilim adaminm birbir1erine soylediklerint elimden geldigince enerjl alanlanrun hareketini vurgulayarak anlatmaya cahsnrn.

Reneau. "Dur bir dakika, onlann enerjilerinin birbirini ceklstlrdigini mi gordOn? Onlar tartisirken enerjileri birbirlerlni altetmeye mi <;all§lyordu?" dive sordu.

REvet. "

BirkaQ dakika d(j~Ondjj. "Bunu iyice analiz etmeHyiz. Kar~lrruzda iki ki§i kim in fikri dogru diye tarnsivorlar, her biri digerini altetmek lstlvor, -hatta birblr1erini yenmek h;in c;:irkin. sozler bile soyluyorlar."

Birdenbire basuu havaya kaldirdi. II Evet , sirndl anladun!" dedi.

"Ne demek lstlvorsun?"

IIEger sistemli ~ekilde incelersek, bu enerjinin hareketiyle, Insanlann blrblrlerinl altetmek It/in tarnsrnalarmdan, birbir1erine zarar vermeye cahsrnalanndan neler elde ettiklerini anlanz. Sir insaru kontrolurnuzun altma aldlQlmrz zaman onun enerjisine sahip oluyoruz. Bir baskasmm enerjisi ile kendimizi yonlendiriyoruz. Evet, bu enerji alanlanm nasli gorebileceQjmi ogrenmem gerek. Bu Viclente Ham nerede? Oraya nasn gidebiJirim?1I

Ona genel bir bUgl verdim ama nasil gidebilecegini WiI'in tarif edebi.lecegini soyted 1m.

II Evet, yann adresi ahp giderim. ~imdi yatryorum. Vann sabah erkenden yola cikmak lstlyorurn," dedi.

iyi geceler diledi ve cadmrnn ic;ine girip' gozden kayboldu.

Gecenin sesleri ve atesln t;dutllanyla ben tek basirna kald tm.

'-90-

UyandlQlm zaman, Wil cadirda yoktu. Yulaf ezmesinin kokusu burnuma geldi. Uyku tulumundan t;lktlm ve cadmn kaprsmi aralavip disan baknrn. Wil ellndekl tavayi atesln ustune tutrnus yulaf ezmesini plsirlyordu. Reneau meydanlarda yoktu. Cadlnnl da toplarrnsn,

Disan t;lktlm ve atssln yanma gittim. 'Reneau nerede?" diye sordum.

"E~yalarlnl topladi blle, Kamyonunu onarmaya cabahvor.

Yedek parca gelir gelmez yola (jlkacak.1I

Wil yulaf ezmesi dolu tabaQI elime tutusturdu ve yan yana tabtarun ustuna oturduk,

Wil, nOOn gece ikiniz konusrnava dahp ge~ mi yatnruz?" diye sordu.

I'Pek get; degifdi, ana bildiklerimi anlattun."

Tam 0 sirada ayak seslerini duyduk. Reneau hlill adirraarta bize dogru geUyordu.

"Yola (jlkmaya hazmrn, size veda etmeye geldim," dedi.

Bir sure sohbet ettikten sonra, Reneau tekrar merdivenlerden vukan CjlklP gini. Benzincinin banyosunda Wil'le ben sirayla dus ahp tras old uk, sonra e~yalanmlzl topladik, cipe benzin doldurduk ve kuzeye doOru yola ({Iktlk.

IICuia buradan ne kadar uzakta?" diye sordum.

"Eger sansirmz yaver giderse aksamdan once orada oluruz," dedi, sonra nave e~i. IIHaydi Renau'dan neler ogrendigini anlat. II Dikkatle onun yOzOne baknm. Sanki benden beHrii bir yamt bekler gibiydi. IIBilmiyorum,'1 ded lrn,

"Reneau sana hangl dO§uncelerini aglkladl?"

"Biz insanlann, bilinctnde olrnadiqmuz halde di(ierlerini kontrot altma ahp hOkmetme egiliminde olduqurnuzu soyledi. insanlann arasmda varolan enerjiyi ele gec;irmek istedigimizi aC;lkladl.

, 91 -

Bu enerjinin her nasasa kendimizi daha iyi ve canh hissetmemizi

saglad.QInI anlatn." '

Wil dlkkatle onundekl yola baktyordu Sanki birdenbire akhna oaska bir ~ey gelmi~ gibi irkildi.

Ben, 'Neden sordun?" diye sordurn. "Yoksa bu DordOncO Bilgi rni?"

Yuzurne bakn, IIPek degir. iki insanm arasmda akan enerjiyi gordOn. Bu olay meydana gelirken insanlann neler hissettiklerini bildigini sanrruyorurn."

Sabfrslzcat' "Oyleyse neler hissedUiyor anlat!" dedim. "Beni fazlakonusmarnakla sucluyorsunl Senin agzlndan laf kerpetenle g:ekiliyor) Gunlerdir senin elyazmalanndan edind igin deneyimleri oOrenmeye c;all§fyord urn. Sense hep beni atlatryorsun. II

Wil kahkahalarJa guldu ve sonra bana bakti. 'Anlasma yaprrusnk, unuttun mu? Ben bazr sebeplerden dolaYI fazla konusmamak zorundayirn. Bilgilerden biri bize bireyln gecmi§ Y8§.antlslnf nasil aGlklayacaglnl oQretir. Bu kendi kimliQini aC;:lkc;a taruyrp, bu gezegende ne yaptlQlnl anlarnasiyla geli§ir. Benim ge9mi~imi tarnsrnadan once bu bUgiye ulasmarmz: istiyorum, anlasnk rnr?"

G (jIOmsedim. "Evet, sarunm. I~

BOlun sabah sessizlik i(tinde yol aknk. Gune§1i bir gOndU.

Gokyuzu masmaviydi, Yol daQtara dogru yOkseldlk~e, arada sirada yolumuzun OstOne cikan koyu bulutlann arasmdan ge~iyorduk. Cgleye doOru, cipi kenara c;ektik ve karsmuzdakl daQlann ve dogudaki vadllerin gorkemli manzarasim seyrettlk.

Wil, 'Karmn ac rru?" d iye sordu.

Ba~lml sallaymca, arka koltuktaki cantarun iI;inden ozenle sarllml~ Iki tane sandvlc QlkardL Birinl bana verdikten sonra, uManzaraYI nasil buldun?" dive sordu.

"Gak guzel."

Bana gOlUmsedi ve sanki enerji alarurm g6zl0yormu§- gibi yCizume bakti

liNe yapiyorsun?" diye sordum.

"Sadecs bakryorurn. DaQlann doruklan ozel yerlerdir. Orada oturanlar enerji ile dolar. Ve ustunda oturduqun dagla araruzda Uginc; bir blrte§im olur. u

- 92--

Wil' e bOyukbabamtn vadisinden soz ettim. 0 vadlnln tepesinden golO seyrederken vucudurnda bOyuk bir enerji ve canhhk duyduqumu. ayru gOn de Char1ene'nin geldigini anlatnrn,

"Belki oralarda bi.iyumek, sirndi seni buralarda bazt §eylere hazjrlarrusttr. N

Daglann sagladlgl enerji hakkmda ona daha baska sorular sormak lsterken, "$ayet dagJar bakir ormanlarla kaplrysa. enerji daha gO<;IO yaYlllr," dedi.

"Gldecegimiz bakir orman daglarda rru?" diye sordum. IIBak lste karsmda," dedi.

Dogu y6nOnu lsaret ediyordu. Millerce mesafede, birbirinden oldukca uzakta iki daQ silsi1esi gordOm. sanra bir yerde V sekllnde birbirlerine yakla~lyorlardl. Iki dagln arasmdaki boslukta kucuk bir kasaba vardi V'nin slvri ucunda blrlesen daQlann iki ucu sivri kayahklar halinde gokyuzune uzarnvordu. Kar§ldaki zirve bizim bulundugurnuz dagdan daha yOksekti ve topraktan fl§ktran bitkiler ye§il· bir deniz gibi cevrssinl sarmrsn.

uKar§ldaki ye§U alan rnr?" dive sordum.

WiI, !I Evet , Viciente gibidir, ama daha guc.tIO ve ozeldlr. H . "Ozelligi nedlr?"

"Oiger bilgiler sagladlgl yararlardan soz ederter. I,

I'NaSII?"

wn cipi hareket ettirdi ve yola 91k11. "Bahse glrerim pek yakmda 6Qreneceksin," dedi.

Bir saat hie; konusrnadan ilerledik. Senra ben uykuya daly dim. Bir sOre sonra Wil kolumdan sarsarak beni uvandirdi.

. "Hayd i uyan, Cula' ya geliyoruz. II .

Koituguma yaslamp ornuzlanrm dlklestlrdlrn. OnumOzdeki vadide iki yolun birle§tigi yerde, kOc;uk bir kent vardi. Kentin. iki yanmda ise uzaktan gordUgumQz slradaQlar yuksellyorcu Daglan kaplayan aga<;lar da Viciente'deki kadar gOzel ve g02 kamasnnCI ye~illikteydi.

Wi!, "Kente g irmeden sana bir ~ey s6ylemek .istiyorum, II dedi. "Ormandaki enerjiye ragmen bu kent Peru' nun di{Jer kentle-

- 93 _-

rine nazaran daha az geli§mi~tir_ Elyazmalarl hakkmda bUgi toplayacaklanna inanan herkes buraya u~O~mO§tGr- Son kez buraya geldigim zarnan, kent enerjiden ve bilgiferln i<;eriginden anlamayan a~gozl(j tiplerte doluydu. Dokuzuncu Bilgiyl bulup sadece On ve para kazanrnayi dO~unOyorlardL"'

Kente baktirn, dart bss sokak ve bir iki caddeden ibaretti.

BuyUk binalar kentin ortasmdan gegen iki yolun yamna siralanrmstt, Clkmaz sokaklara benzeyen daracik yollann iki yaruna da kOgOcOk evler dizilmi§ti. iki yolun kesi§tigi noktadaysa belki yanm duzlne kadar kamyon ve arac daO yollanna d(j~meyi bekllyordu.

'INeden bu insanlann hepsi burada toplanryor?" dive SOfdum.

Wil gOlurnsedi. "CunkU dag yotlanna dusmeden once en son benzin ve diger gerekli malzemeferi aJabilecekleri son durak," dedi.

Cibi hareket ettirdi ve a~~lIr 891r kente dogru surdu Sonra bOyuk binalardan blrisinin onunde durdu. ispanyotca levhalan okuyamryordurn, ama vitrinlerdeki mallardan bakkal ve hirdavat(_{I du~kanlan olduklarr anla~lllyordu.

Will "Sen biraz bekle, birkac ~ey alacaq.m, II dedi.

Ba~lml salladim. ,WiJ dukkarun i«;ine girip gozden kayboldu.

Etraflma bakirurken, kanji kaldmrna bir kamyon yanasn ve ir;:inden birkac ki§i indi. Aralannda asker unltormah, koyu renk sach bir kadm vardi, Onu gorOnce sasmnrn, bu kadm Marjorie'ydi. 0 ve yarnnda yirmi vaslarmdakl gene;: erkek yolun kars: taraftna

get;ip benim onumden _yurudUler. _

Cipin kaprsiru aeip disan C;Jktlm ve, "Marjorie," diye seslendim.

Durup arkasina bakti ve beni gorOnce gOlUmsedi. "Merhaba," dedi. Bana dogru yurumeys baslaymca, dellkanh onu kolundan yakaladi.

Sana duyurmamaya calisarak, - "Robert hie; kimseyle konus .. mamarmzt tembih etti;1I diye alcak sesle flslfdamaya r;all§tJ,

-94-

Marjorie, "Saklncasl yak, ben onu taruyorurn, haydi sen ic;eri

gir, II dedi. _

Delikanll bana kuskuyla baku, sonra geri t:{ekillp dukkandan icerl girdi. Marjorie ile bafj basa kahnca, ezlle bOzOie bahc;elerde ararruzda geQen olayt actklamaya cahstrm. G~lerek, Sarah'in ona her ~eyi anlattlQlnI soyledi. Ba!jka bir §ey soyiernek uzereyken, Wi! eli kolu dolu dOkkandan drssn €;Iktl.

Onlan tarusnrdim ve Wil aldl{J1 malzemeleri cipe yerlestlrtrken biz avakustu birkae dakika daha konustuk,

Wil, "Bir fikrim var," dedi "Haydt yolun kar§1 taranrdakl su verde bir §-eyler yiyelim.1I

KOr;Gk kate benzeri yere baktirn, "Bence iyi fi klr," dedim. Marjorie, "Sil miyoru m, benim gitmem gerek, kamyon geri donecsk," dedi.

"Nereye gidiyorsun?" diye sordum.

"Banya birkac mil uzaga. Elyazmalan ustunde cahsrnalar

yapan bir grubu zlyarete geldim. II

Wi], "Ak~am yemeginden sonra, biz seni gotur(jruz,1I dedi. "Pekala, 0 zaman kabul."

Wil bana baktt "Benim alacaglm blrkac parea malzeme var.

Siz ikiniz emden gidin, bana da bir ~eyler ismartaym. Sir Ikl dakika sonra geHrim."

Kabul ettik, Marjorie ile ben kaldmrnda durup yoldan kamyonlann gec;;mesini bekledlk. Wil yolun a~aOlsma gOneye doQru yGrOmeye basladr. Marjorie ile birlikte gelen delikanll dOkkandan ~lklP birdenbire karsirmza dikildi ve tartismaya ba~ladl.

Marjorie'yi kolundan tutup, IINereye gidiyorsun?" diye sordu. "Bu benim arkadasun, Birlikte yemek ylyeceQiz ve 0 sonra beni Glftl iOe getirecek."

118ak, burada herkese guven olrnaz. BUiyorsun Robert boyle

§eyleri onaylamaz. II "Sakmcast yok. II

"Derhal, benimle birl ikte gelmeni istiyorum."

Dslikanlmm MarJorle'nin kolunu tutan elini yakalayip cektim. "sana ne dedigini duydun," dedim. Gerl <;ekilip korkuyla yOzOme baku, Sonra arkasiru donup dukk8.ndan icerl girdi.

-95-

"Havdt gidelim," dedim ..

Yolun kar~1 tarafma gec;tik ve kOcuk kafeden ir;eri girdik.

YaO ve is kokulu seklz rnasah kOt;;uk bir salondu. Sol tarafta bos bir masa gordLim. 0 tarafa doQru yururken, birkac; kj~i baslanru kaldmp blr an bize baktllar, sonra yine kendl i§leriyfe me:jgul oJmaya basladuar ..

Garson kiz fspanyoJcadan baska dU bilmiyordu, ama Marjorie bu diU iyi biliyordu. lklrniz icin de yemek ismarladr. Sonra, bana sicacik bir bakl§ atti,

Ona smtnm. ItO yanlndaki delikanll kimd i?1I

IIAdl Kenny. Nesi var btlrnlyorum. Yardim ettigin ic;in te§ekkOr ederim."

Gozlerimin i~ine bakarak konusuyordu. Bana s6yledigi S02- ·Ier <;ok hosurna gittt "0 grupla senin ne Ugin var?" dive sordum.

"Robert Jensen arkeologtur. Elyazmalannl incelemek ve Dokuzuncu Bilgiyi aramak i91n bir grup kurmu~. Blrkac; hafta once Viciente' ye gelmi§iti, sonra yine blrkac gun once.. ben ... It "Ne?" dive sordum.

II§ey, Viciente'de kurdugum ili§kiden kacrnak istiyordum.

Sonra Robert ile karsilasnrn, c;tok klbar ve ~ekiciydj ve yaptlQI i§ cok Uginc;ti. Arasnrrna bahcelerlrnlzln aramaya eikrnak uzere oldugu Dokuzuncu Bilgi sayesinde daha fazla gefi§lp bGyUyecegine beni ikna etti. Bu bilgiyi aramaya t;lkmanln befki bugOne dek yaptlgl i§lerin en heyecanhsi oldugunu soyledi. Grubunda

_ bana blrkac ayllk i§ teklif edince kabul ettim ... II Marjorie tekiar sustu ve ba§lnl egip masaya baktt. Huzursuzlupu beni uzdOgO Iqin konuyu degi~tirdim.

"BilgHerden kac tanesini okudun?"

"Sadece Viciente'de gordugurn bir tanesini. Roberfde diger bUgiler var, ama lnsanlannqeleneksel inanc;lanndan kurtulrnadikca onlan anlayamayacaklanna lnaruyor. Ve anafiklr1eri kendisinden ogrenmelerinin daha yararll olacajnrn soyluyor,'l

Herhalde kaslanrru catrrus olrnalrynn ki Marjorie tetasla ekledr. "Bu i~ senln hosuna gitmedi, degil mi?"

"Beni biraz kuskuland Irdl. II

-96

Tekrar dikkatle yOZOme baku, "Ben de biraz tuhaf buldum.

Selki beni gerl goturOnce, onunla konusur ve sonra bana ne d u§und u(jOnO acndarsi»."

Yiyeceklerimizi getiren garson klz varurmzdan uzaklasirken, wn kapidan icerl girdi ve hlZh adunlarla masaya geldi.

'Kuzeyde bir mil uzakta birileriyle bulusmam gerek iki saat kadar kent disma C;lkacaglm. Cip sende kalsm, Marjorie'yi gert g6tGrOrsun. Ben arkadasimm arabasiya gidiyorum. II Bana gOlumsedi ve, "Daha sonra burada bul usuruz, II dedi.

Sir an ana Robert Jsnsen'den soz etmek lstedlrn ama sonra vazqectlm.

'Tamarn."

Marjorie'ye bakti. 'Tanl§tlglma sevindim. Vaktim olsa oturup sizinle konusrnak tsterdlrn."

Marjorie'de c;ekingen bir ifadeyle ona bakn. "Belkl baska zaman uzun uzun konusrnaya nrsat buturuz."

Wil basnu sallayip cipin anahtarlanru bana verdi ve uzaktasn, Marjorie bir sOre yemegini yedi ve sonra, "idealist, arnaclan alan bir adama benziybr. Onunla nasjl tarustm?"

Peru'ya ilk ayak bastlOlm zaman basima gelen olaytan uzun UZUR anlattirn, Beni dikkatle dinliyordu. Oylesine dikkatle dinliyordu ki, blraz olaylan abartmaya basladnn ve bir an gerc;ekle du§ birbirine kansn. .

. Marjorie blr ara, "Aman Tannm, yoksa basin tehnkede rnl?" diye sordu.

"Hayir, zannetmiyorum. Lima'dan '10k uzaklardayiz. II Yuzurne hevesle bakmca, bu kez ana Sarah ite bahc;elere gidene dek Viciente'deki olaylardan soz ettim.

"[ste seninle orada karsaasnrn, ama sen kaetm."

1I0h, sandlgln gibi degil. Seni henOz tarurruyordurn. Ve hislerini antavmca, oradan uzaldasmamn iyl olacaquu dusundurn."

Klklrdayarak gLUdOm. nPekala: enerjimt kontrol edemedigim it/in ozur dllerim. II

Marjorie saatine baku. "Samnrn geri d6nsem iyi otacak. Yoksa beni merak ederler."

. -- 97 -

Dokuz Kehanet / F: 7

Masamn OstOne yeterlncs para blrakfp hesabi odedlm. Sonra disanya cikarek WW in cipine dogru yurOdOk. Hava sogumu§tu. Nefes ahp verdlkce agZlmJzdan dumantar Qlklyordu_ Cipe bindlk, Marjorie, "Bu yoldan kuzeye dogru git. Nereden sapacaglnl ben sanasoylenrn." dedi.

Basirm sallacnm, yolda hizh biro ters d6n(j~ yaptnn ve ilerledim .

. "Bana gitttgimiz Giftlikten biraz daha soz eft II dedim.

"Sanmm Robert' f:;ifWOi kiralJyor. Anladlglm kadanyla ekibi orayi uzun zamandir kuflanryor. Robert de elyazmalanndaki bUgiJeri inceliyor. Ben arada bulunduqurn surece herkes malzeme topluyor ve araclan hazirhyorlar, Adarnlannm bazdan kabacay. gibi."

"Neden seni bu arastrrmaya davet ettl, II

"Dokuzuncu Elyazmasini bulunca bilgileri tercOme edecek blrinin gerektigini soyledj. Yanl Viciente'de boyfe soylemi~ti. Burada mal;zemelerden ve yolculuga hazutanmaktan baska soz etrnlyor."

liN ereye gitmeyi planlryor?"

"Bilmiyorum. Sordugum zaman yamt vermiyor."

Sir buc;uk mil kadar yol aldiktan sonra, soldaki dar, tash toprakll yola sapmarm soyledi. Dagln eteklerlnden klvrllarak uzanan yol yoku~ a§a(1rya duz bir ovaya iniyordu: lleride kahn kOtGkJerden yapllml~c;iftllk'evi gozOkuyorQu. Arkasmda ise birkac;; tane ambar ve atnr vardi. Etraf 'litlerle cevrlll ottaklardan Jamalar blze bakiyorlardr

Yavaslanp cipi durdurunca, blrkac ki~i aracin etranm sardi ve smtarak bize baktrlar. Evin yanlnda yakltla cahsan, elektrik jeneratorunun ugultusunu duydum. Sanra on kapt ac;lIdl, koyu renk S8<;h, yOzu sert hatl" uzun boyfu bir adam bizs dogru yUru-

dO. '

. Marjorie, "lste bu Robert, II dedi.

Kendimi hala cok gf:h;Ju hissediyordum. "iyi, H dedim. Cipten inerken Jensen bize yakfa§lp Marjorie' ye baku,

"Seni cok merak ettim. Galiba bir arkadasma kar~lla§ml§i.

SIn.1I

98-

Kendimi-tanrttlm. Elimi.tutup kuwetle sikn,

"Ben Robert Jensen, sag~alim buraya d6ndOQunuze, sevin-

dim. ic;eri girin.1I '

lcerde bazi adamlar rnalzernelerle uOra~,lyorlardl. - Biri t;fadlr ve kamp gere~lerini arka tarafa tasidr, Yemek odasmdan ge<;er-' ken, iki Perulu kadmm rnutfakta yiyecekteri paketlediklerini gordum. Salona' ge<;ince ikimiz oturduktan sonra tarnkarsumza ge(;ip oturdu.

, "Neden saOsalim d6ndOgOmuze sevindiginizi soylediniz?" diye sordum.

Sana dogru egildi ve igt~nllk dolu sesle, liNe zamandan berl bu cfvardasme?" dive sordu.

IIBugun ogleden sonra geldim. II

"Qy1eyse burarun ne kadar tehllk~1i bir yer oldugunu bllernezsiniz. i nsan1ar burada bir anda kaybolur. Elyazmalaflndan ve Dokuzuncu BUghiin henuz bulunrnadiqmdan SQZ edildiQini duydunuz mu?"

- ,

"Evet, duydum. Ashnda ... 11

S6zumil kesti. "Oyleyse burada neler olup bittigini bllrnenlz gerek. Bu i§e tehlike1i insanlar kansn. h

"Kim?" diye sordum. .

. "Bulu§un arkeolojik deQerlerini umursamayan ki~iler. Bilgileri kendi amaelan uQruna ale ge<;irmek isteyen lnsanlar." .

lrlyan, sakalh ve kocarnan blr adam icteriye girdi ve el indeki listeyi Jensen' e gosterip sohbetimizi yanda kesti. Klsa bir sOre ispanyolca konustular. Sonra Jensen tekrar yuzume bakn, "Sizde burayakayip bilgiyi mi aramaya geldiniz? Nasil blr maceraya atlldlglnltln .tarkmda rrnsmu?" dive sordu.

, NasI' anlatacaqum bilemedim ve kendimi beceriksiz hissettim. II~ey ... ben ashnda elyazmalannm i~eriQini ogrenmek lstlyorum. Henuz hepsini gormedim."

Koltugqnda dik oturdu "Elyazmalannln devlete alt sanat eserleri olduqunu ve .bunlann izinsiz yapnan kopyalanrun yasadr~I olduklanm biliyor rnusunuz?"

LlEvet, ama bazi bilim adamlan buna kar§1 ~lklyor. Hukurnetin hasiraln .,' II

99-

"Peru'nun kendl Oikeslne ait arkeolojik deOer~erl kontrol . etmeye hakkr yak mu? Hukurnst bu Lilkede oldugunuzu biliyor

mu?"

Ne yamt verecegimi bHemiyorduni, yine korkudan mideme

kramp girmi~ti. _

Jensen.QOJOmsedi. "Bsnl yanll~ anlarnaym. Ben sizden yana .. yirn. Eger Olkenin dismdan size akademik dsstek verenler varsa bana soyleyin. Fakat bana gore_ siz ortalarda dolasiyorsunuz. II

"Onun gibi bir §ey."· '

Marjorie bakislanrn Jensen'den 'bena cevirdi, 'Pekl ne yap-

. .

masi gerek?'1 diye sordu. .

Jensen ayaga kafkt. ve gOlumsedi. "Sarunrn size burada bir i$ - verebUirim. Fazia adama ihtiyaclmlz var. Gidecegimiz yer oldukca guvenli. Eger blr puruz <;Ikarsa ne yaplp edip Olkenize' dOnecek bir yol bulursunuz."

Bana dikkatie yaklndan bakn, "Fakat, hleblr konuda asia benim sozurnden d I~arlya cikmayacaksmz. It

Van gozle Marjorie'ye baknrn, HaJa Jensen'e bakryordu.

AklJmkan§tl. Acaba, Jensen'in onerlslnl kabul etsem mi, dive du~(jndum. EQer hukurnet ile arasi iyiyse, belki yasal yollardan Otkeme donebllrnek ic;in ryi ftrsatn, Belki de kendimi kandmyor-

, . ~

dum. Belki Jensen hakhydt, Basuna cok kotu bir bela sarrrusnrn.

MarJorie, H5anmm Robertlln soylediklerini dikkate alrnahsm Burada tek basma kalmak cok korkunc; bir §ey;'dedi.

Onun hakl, oldugunu bildigim halde, Wil'e ve yapnklanrmza

'hale. gOveniyordum. Bu d(j~Oncelerlnil aciklarnak istedim ama konusrnaya cabalaymoa soylemek istediQim si)zcOkleri bu1ama-

dim. Arnk net dO~Onemlyordum. ,

, Birdenbire iriyan adam tekraric;erlye glrdi ve pencereden •

disanya bakti Sonra Marjorie'ye dondO vel "Birisi geliyor. lOtten

git Kenny' e buraya gelmesini soyle," dedi.

Marjorie basirn saliaYlp odadan disan <;I~I. Kamyonun farlanrun yakla~tlglnl gorOyordum. Arac; dl~rdaki c;itin onunde durdu.

Jensen kaplYI aearkan, dl~rda benim adnru soylediklerini duydum.

-, too >-

Korkuyla, "Kim geld i?1I diye sordum.

Jensen bana sert bir bakis f~rlattl~ "Sus seslnl 'i.karma," dedi. iriyan adamla birlikte disan f;lIdllar ve kaplYI kapattuar. Pencereden kamyonun tarlannm onunde uzun boylu birinin durdugur: u g6rdOm. Once dl~nya C;;lkmaya korktum. Jensen'in benim durumum hakkinda s6yledikleri gozOm.u korkutrnustu

Ama kamyonun yamnda duran adarrun blr ~eyi bana yabanCI degildi. KaplYI aClp dl~nya ciktim, Jensen beni gorur gormez, telasla yolumu kesti..

"Burada ne yapiyorsun? Gir ic;eri. II

Jeneratorun gurultusunun arasmdan birisinin bana seslendlQini duydum.

. Jensen, "Hernen ic;eri girl Bi r tuzak olabilir, II ded i. Tarn onurnde durmustu, kamyonu goremiyordum. "Haydi cabuk lcerl gir!"

Akllm tamamen kansrrusti, karar veremiyordum. Panik lclndeydim. Sonra kamyonun farlanrnn arkasmdakl ki§i one dogru <.fllrtl, Jensen'in omzunun i.istOnden onu gorebildim. Ve su sozlerl

- '

duydum: II ••• get buraya, seninle konusmarn gerek!" Karanhk

~ekil biraz daha yaklasmca, katamm i~i berraklasn ve WiJ'in bana

. '

seslen~igini farkettlrn, Jensen'i kenara itipko§tum.

Wil telasla, "Sana he o1d u? Hernan buradan uzaklasmarruz

gerek,lI dedi. '

"Peki Marjorie burada rru kalacak?' d iyesordum.

. ' -

"~ili1di onun ic;in hlcblr ~ey vapamayiz. Hemen gidelim."

Blrllkte yurUmeye ba~ladlglmlz sirada Jensen arkarndan ses-, lendi. "Burada kalmak senin yaranna. Yoksa basararnayacaksm. " DOf1up-arkama bir goz attim.

Wil durup yOzOme bakti, Ka]mam veya gitmem 191n bana bir seclrn hakkt tarudi,

"Haydl qldellrn," dedim._

Wil'in geldigi kamyonun yantndan ge~tik. On koltukta iki klslnin oturduqunu g6rdurn.' Cipe binince Wit' anahtarian lstedl ve oradan uzaklasnk.

, ,

Wil' in: arkadaslanrun kamyonu da peslrnizden geldi.

Wil donup bana bakti "Jensen kendi ekibine kanlrnaya karar verdiOlnl s6yledi. Neier aluyor?"

- 101-

Kekeleyerek, "Onun adnu nereden biliyorsun?" diye sordum, WiI, "Bu adam hakkmda cok ~ey duydum. Peru HOkOmeti adma cahsivor. Arkeoloq, takatolayi gi~li tutrna kar~lhglnda, elyazrnalanru incel_eme yetklsm! atdi Arna kayip bilgiyi arama izni yak. AnladlQlm kadanyla anlasrnayt bozmaya kararu, _ Krsa sure sonra Dokuzuncu Bilgiyi ararnaya glkacagl soylentileri dolasi-

, ... ..

-yor."

"Marjorle'nin onunla birlikte oldugunu ogrenince, hemen oraya getmeyi d(j~Ond(jm. Sana neler soyledi?"

"Sana tehlikede oldugumu, onun ekibine katllabUecegimi, gerekirse beni yasal yollardan Olke disma <;Ikarabilecegini soyledl."

I.

Wi! basuu salladr. "Gercekten senl iyi avlarms." \ liNe demek lstlyorsun?"

"Enerji alaruru gormeliydin. Turnuyte onun alaruyla birle§mi§.-

n II k

"Anlamadim. u .

"Viciente'de Sarah ile bilim adarmrnn tartisrnasuu du§un ... birinin kazandlgma·diQerinin kayb~igine taruk oldun, birisi hakrt oldugu zaman diQerini ikna ediyordu. Sonra kaybedenin enerjisl-nin kazanarun enerjisine kayprglnl ve yenik dusenln aklmm kansnglnl, ,tOkendigini ve zaYlf du§tCigunu gordOn' ... Perulu ailenin klzlnda oldugu gibi. II Wil gOiOrnsedL "$imdi aynen 0 -klz gibi gorijnuyorsun."

'Bana ne olduQunu gordOn mO?"

- "Evet, Ve onun kontrolOnden kurtuJmak seniri lcln cok zor .

oldu. Sir an bunu basararnayacagmr du·~(j~Om.'" '

"lannm 0 adam ger<;t!kten eok k6tu biri olmah."

"Asllnda pek kotu saydrnaz. Herhalde ne yapttglnln biraz farklndaydt Durumu kontfol etmeye hakkl var samyor ve bazi stratejileri izleyerek basanyla nasil kontrol edecegini uzun zaman once ogrendigine hi~ kusku yok. Once sana dostca yaklasryor, sonra yaptlQlnhatayr buluyor, boylece kendinitehlikede hissediyorsun, Buna kal"§ilhk hafifc;e senin ksndine gUvenini sarsiyor ve sen ona baQlml1 olana kadar gOvenini sarsmaya devam edlyor,

·Ve sonunda senin tum enerjini elinden anvor."

- 102-

Wil g6zlerimin ic;in~· baku. "Bu, insanlan kandinp eUerinden enerjilerint alrnarun yollanndan sadece bir tanesi. Geri kalan yotlanAltmct Bilgide 6greneceksin."

Onu can kulagl ile dinlemiyordum;Marjorie'yi dusunuyordum. Onu orada brrakrnak hiq hosurna gitmemi§ti.

"Acaba Marjorie'ye ulasrnaya gall~abilir miyiz?" dive sordum.

"$imdi olmaz. Onun tehlikede oJdugunu zannetmiyorum.

Yann buradan aynnrken oraya gider onu lkna etmeye c;all§lrlz. II

Bir sOre konusrnadik Sonra Wil sord u. "Jensen'in farklna varmadan yapttklan hakkmda neler soylemek istedigimi anladm rru? 0 da diger insanlardan pek fark11 dean. Kendini gO'1lO hlssettiren ~eyleri yapiyor, II

IIHaYlrl anladlg urn sanrrnyorurn."

Wil d(j~Onceli dO~Onceli yOzume baku "lnsanlar butun bunlann h§Ja. bilincinde degiller. Yalmzca kendimizi zayrf hissettiQimizi ve baskalanm kontrol alunda tuttuqumuz surece kendimizi dana iyi hissettiQ_imizi biliyoruz. Ne var ki, biz kendimizi 'Vi his$ettiQimiz zaman bunun bed eli ni' baskalanrun odediQini bilmiyoruz. Onlann snerjisini canyoruz. Gogu insan yasarm boyunca baskasrrun enerJisinin peslnden kosar."

. Yuzurne bakti Gozlerinin ic;inde ne§eli plrrltllar verdi, II Fa kat arada sirada bu yontern farklt lsler, KIss sure it;:in bile olsa ·bazen karsumzdakl insan enerjisini bize.gonOUu verir."

'Ne demek istiyorsun?"

IIMarJorie ile sen kenttekl kafede yemek yerken hani ben yaruruza geldim." '.

II Evet. II

110 and a lklruzln ne konu~tugunu bilmiyofum ama ben ic;eri girdigim zaman onun enerjisi sana akiyordu. lceri girer girmez bunu acikca gordOrn. a an kendini nasu hissediyordun?"

"C;ok iyi. Aslmoa, ona deneyimleri va kavrarnlan anlattlOlm sirada her ~ey gozOme daha berrak gorOndu. Soylemek isted iklerimi kolayca ifade edebi1dim. Pekibunun anlarr» ne?"

Wil gOIOmsedi. "Arada strada, birisi bizden onlann durumlan ..

, - 103-

m tantmlamamm ister. Bunu ganGUa yaparlar ve hemen enerjiJerini bize aktanrlar. Yani Marjorle'nin sana yaptlQI gibi. Kendimizi olaganOstO guc;:fu hissederiz ama bu uzun omurlu bir 6dUl degil~ dir. C;o{Ju insan -Marjorie dahil- enerJiyi verrnaye devam edecek kadar gOt;IO degildir. i§te <;ogu ili~ki bu yuzden gOr; mOcadeleslne donli§ur. insanlar once enerjit'erini birle§tirirler ve sonra enerjiye bOtOnOyle kim sahip olacak diye kavga etmeye baslarlar. Ve sonunda her zaman kaybeden taturayi 6der. II

Birdenbire' sustu ve vuzurne bakti .. "Dorduncu Bilgiyi kavrayabildin mi? Ba§lnagelenleri dusun, iki ki~inin arasmdakl enerji akirruna taruk oldun ve bunun anlarruru merak ettln, sonra Renau ile kar§;lla~tlkl sana psikoJog oldugUnu ve insanlann birbirlerine neden hOkmetmek lstedllderlnl ara§tlrdlOlnl anlatn,

"Perulu aUede bunun iyi bir gostergesine taruk olduk, Baska .. larma hOkmetmenin, hukmedenin kendisini g~c;:I(j ve bilgili hissettirdigini, takat hOkmedilenlerin hayati enerjisini emip tukettigini aQlk~a gordOn. Her ne kadar kendi kandlrnlze, a insarun iyiligi veya cocuklanrmzm iyiligi i<;in onlara hukmetrneye Qall§tlglmlzl, onlann iyilikleri ic;jn kontrolu elimizde tuttuqurnuzu soylassk de, bu hicbir §eyi deai§tjrme~" Zarar meydana gelir.

"Sonra Jensen'Ie kq,r§da§tln ve lnsarun enerJisinin baskasi taranndan tOketiJmesinin neler hissettlrdlqinl anladm, Birisi sana hukrnederksn, aslmda akhru basmdan aldlglnl gordOn. Jensen ile yaptlgln bil imsel tarnsrnayt kavbetrnemlsnn. Onunla tartismaya girecek kadar neenerjln vardi, ne de akhm doOru durust kuJlanabiliyordun. Akl' gOcOnun tumOnO Jensen tUketiyordu. Ne yazlk kit bu tur ruhsal slddet insan kOltu_runde her zaman sOrekH mey-

. dana gelmekte:dir,hatta sik Sik da iyiniyetli insanlar tarafmdan bu durum istismar edilmektedir."

.. ,

Ba§lml sallad:m. WiJ basirndan gec;en deneylml aynen ozet-

lernlstl. ,

Wil konusrnava devam ettl "Dorduncu Bilgiyi iyice kavramaya call~. Diger bUdiklerinle bu bilgiyi blrtestlr ve uyum saglamaslna ozan gaster. O~(jnc(j Bilgi flzlk dunyarun gergekte ucsuz bucaksu bir enerjl slsternl olduqunu gosterdi. D6rduncU Bilgiyse

You might also like