You are on page 1of 1

Taner Timur, üretim tarzı açısından bakıldığında, çöküş aşamasında dek Osmanlı’nın tarihinin

baştan başa feodalleşme eğilimleriyle, merkezi devletin bu feodalleşme eğilimlerinin önüne


geçmeye yönelik siyasa ve ideolojileri arasındaki bir gerilim etrafında biçimlendiğini belirtir.
Osmanlı tarihine ilişkin çözümlemeler, siyaset merkezli olduğu ölçüde Osmanlı devlet
teşkilatı üzerinde durur. Bu tarz çözümlemeler, gerçek, somut anlamıyla tarih yazımında
Osmanlı egemen sınıfının bıraktığı belgelere dayanır ve bu nedenle, bu belgelerin
yazıcılarının, derleyicilerinin, hazırlayıcılarının bilimsel olarak ayıklanması oldukça güç
seçimlerini, yorumlarını, yönelimlerini yansıtır. Bu yolla, Osmanlı devlet adamının,
vakanüvisinin, kayıtçısının, gezgininin gelenekselleşmiş devlet ideolojisi tarafından
biçimlendirilen bilinci –ya da öyle denmek istenirse, devletle bağlantılı olarak gelişip
katılaşan habitüsü- modern tarih araştırmacılarının birçoğunun çalışmalarına da ‘bulaşır’.

Öte yandan, devlet belgeleri, -sadece Osmanlı toplumuna özgü olarak değil, hemen tüm
dünyada olduğu gibi-, tarih araştırmalarının ana kaynağıdır ve bu nedenle modernliğe kadar
tarih yalnızca ‘devlet tarihi’ olagelmiştir.

You might also like