You are on page 1of 1

Yiyeceklerle dolu dolaplarımız, istediğimiz kadar harcayacak suyumuz, katlarımız, arabalarımız, banka

hesaplarımız var. Ama biz onların değil onlar bizim sahibimiz.


Onlar kadar ne özgür ne de mutluyuz!

Kabilelerle ilgili seyrettiğim bir belgeselde bir grup kabileyi İngiltere'ye getiriyorlar.Prens Charles'la
tanışacaklar. Onlar Prens Charles'i kurtarıcı olarak görüyorlarmış! National Geographic'de bunu belgesel
yapmış.Yerlileri giydirip şehiri gezdirmeye çıkıyorlar. Şehir hayatına hayran kalıyorlar. Yüksek binalar, tıka
basa dolu marketler.. Ama yolda yatan evsizleri görünce tüm keyifleri kaçıyor. Konuk eden aileye herkes
yüksek kulübelerde yatarken (binalar) neden bunlar burda yatıyor diye soruyorlar. İngilizde onların parası
yok çünkü.Ancak parası olduğunda orda kalabilirler diyor. Yerli ''Ama nasıl olur biz eğer kabilede evi
olmayan birisi varsa ya da yanmış tahrip olmuşsa el birliğiyle ona ya yatacak ev yaparız ya da bir evi
boşaltıp ona veririz ''diyor. Bu o kadar dokunaklı geldi ki acaba hangimiz ilkel diye sordum kendimi.

Sizce??

You might also like