Professional Documents
Culture Documents
% 100 Düsünce Gücü
% 100 Düsünce Gücü
Başlarken
Bölüm 1 Her Şey Düşüncede Başlar 11
Bölüm 2 Kendini-Yönetme'nin Yolu 19
Bölüm 3 îste ve Sahip 01 29
Bölüm 4 Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin 37
Bölüm 5 Amaçlara Ulaşmak için Beş îlke 52
Bölüm 6 Sınırsız Fikir Kaynağını Kullanma 64
Bölüm 7 Yaratıcı tmajinasyonun Gücü 74
Verdiği ilham ve sevgi dolu destek ile bu kitabın yazilmasini Bölüm 8 Kendine Güven Nasıl Oluşturulur 82
mümkün kılan eşim Cornelia'ya Bölüm 9 îlk Adım: Karar Vermek 95
Bölüm 10 Kendini-Yönetme Refah Getirir 102
Bölüm 11 işler Kötü Gittiğinde Ne Yapmalı? 118
Bölüm 12 Zamanın Efendisi Olun! 132
Bölüm 13 iyi Bir Bellek için Dört ilke 140
Bölüm 14 Sakinleştirici Haplar Almadan R a h a t l a m a 152
Bölüm 15 Endişelenmeyi Bırak, Yaşamaya Bak! 162
Bölüm 16 Korku Sizi Yenmesin-Siz Korkuyu Yenin 173
Bölüm 17 Evet, Sigarayı Bırakabilirsiniz 182
Bölüm 18 Uykusuzluk Hastalığını Yenebilirsiniz 191
Bölüm 19 Cesaretsizliğin Çaresi 201
Bölüm 20 Kendini iyi Yönetme, Sürekli Huzurdur 209
BAŞLARKEN
7
konusunda verdiğim konferanslar ve özel konsültasyonlarla Kendini-Yönetme'de kullandığımız kural şu: Kişinin bi
insanlara çok daha yararlı olabileceğimi görmüştüm. linçli olarak düşündüğü her şey bilinçaltını etkiler ve bu dü
Ofisime akan insan selinin, hiç kesilmeyen telefon ko şünce, içerdiği arzu ve güce göre gerçekleşir.
nuşmalarının ve daha iyi bir yaşam felsefesi arayan insan Hepimiz bilinçaltımızı nasıl temizleyeceğimizi, bir gün
lardan aldığım mektupların kayıtlarını tutmaya başladım. gerçekleşmesini istemediğimiz düşünceleri oradan nasıl sö
Kısa bir süre sonra dosyalarım, durumlarındaki gelişmeleri küp atacağımızı öğrenmek zorundayız. Düşüncemize ve dola
anlatan insanların mektuplarıyla, kendi koşullarını iyileştir yısıyla hayatımıza hakim olabileceğimizi; bilinçaltına emir
mek için yapabilecekleri bir şeyler olduğunu keşfeden min ler verebileceğimizi ve Evren'in gücü ve bilgeliği sayesinde
nettar kişilerden aldığım haberlerle dolup taşmaya başladı. bu emirlerin yerine getirileceğini kanıtlamak zorundayız.
Bunları "kanıt dosyalan" diye adlandırıyorum; çünkü düşün Kendini-Yönetme, aklın, onu takip edip olumlu emirlerimizi
ce gücünün neler yapabileceğini gösteriyorlar. yerine getireceğini bilerek bilinçaltını olumlu yönde yeniden
insanlarla yaptığım bu çalışma sayesinde'Kendini-Yö- yönlendirme sanatıdır. Psikojenez, "Her şey düşüncede baş
netme bilimini -bilinçaltını doğru kullanım alanlarına yön lar" prensibi; Kendini-Yönetme ise bu prensibin kullanımı
lendirme sanatını- geliştirdim. Bu bilimin geçerliliği hakkın dır.
da kafamda artık hiçbir kuşku yok. Kişi kendisiyle ilgili Şimdi sizlere kaderinizin efendisi olma fırsatını sunuyo
inandığı, hayal ettiği, güvenle beklediği şeyleri mutlaka yaşa r u m . Psikojenezi anlarsanız* bu sandığınızdan kolay olacak
yacaktır. Bilinen tüm sorunların üstesinden gelebilecek tır. Ev kadını, işadamı, satıcı, öğretmen ya da öğrenci olabi
kesin ve kolayca uygulanabilir bir Kendini-Yönetme sistemi- lirsiniz, fark etmez. Kendini-Yönetme yoluyla Psikojenez'in
vardır. Evrenin kendine ait bir düzeni ve yasaları vardır. H a nasıl kullanılacağını anladığınızda, istediğiniz zaman rahat
yatın her alanı yasalarla yönetilir. Hiçbir şey çevreye veya lamayı, sizi rahatsız eden kötü alışkanlıklarınızdan kurtul
şansa bağlı değildir. Dış dünyadaki her şey düşüncenin kul mayı, bir bebek gibi uyumayı, insanlarla daha iyi geçinmeyi,
lanımı yoluyla halledilebilir. Her sorunu Kendini-Yönetme' mutlu bir evlilik yapmayı ve giriştiğiniz her işte hayallerini
yle çözümlemek m ü m k ü n d ü r . Anahtar Psikojenez'dir; yani zin ötesinde başarılı olmayı öğrenebilirsiniz.
her şey düşüncede başlar. Bu sadece dünyanın başlangıcında
olmadı: Hayat sürekli kendisini yeniliyor, yeniden yaratıyor. JACK ENSÎGN ADDiNGTON
Biz de devamlı olarak baştan başlıyoruz. Başlangıçta Düşün
ce, cenneti ve dünyayı yarattı. Kafamıza yerleştirdiğimiz her
yeni kavram, deneyimlerimizde tamamıyla yeni bir olaylar
zinciri olarak kendini gösterir.
Karşılaştığım en yaygın sorunların çözümlerini bu ki
tapta sunmaya çalıştım. Bu sorunlar birlikte çalıştığım in
sanlar tarafından çözümlendi. Umarım daha birçok insan
Kendini-Yönetme'den yararlanacaktır.
8
1
11
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
şünce'de oluşturuldu ve Düşünce'nin yaratıcı sürecinin ürü önemli bir olay olmalı. Anne sinekler acaba çocuklarına ka
nü olarak gerçekleşti. natlarını böyle özene bezene parlatmayı öğretir mi? Bu tımar
" F a k a t " , diyorsunuz, "bedenime ne demeli? Pencerem işlemini ilk sineğe kim öğretti peki? Karışık aerodinamik sis
temi ve yeşil kanatları ile o önemsiz kara sineğe kadar her
den gördüğüm ağaca ne demeli? Onları ben düşünmedim.
şeyi Düşünce plânladı! Tüm bunların ardında Yüce bir Zekâ
Onlar var olmadan önce aklımda değillerdi.
olmalı; hayatın her zerresine nüfuz eden, her şeyi bilen bir
Akıl.
DÜŞÜNCE SONSUZDUR
tnsan bedeninin çeşitli faaliyetlerindeki bu kusursuz
dengeyi başka türlü nasıl açıklayabilirsiniz? Organlar, salgı
Düşünce'nin insan beyniyle sınırlı olduğunu düşünmek bezleri ve bedenin çeşitli fonksiyonları birbirine öylesine mü
yanıltır bizi. İnsan beyni, Düşünce'nin bir aracıdır yalnızca. kemmel bağlanmış ki, iyi çalışmayan bir salgı bezinin yerini
Evrenin sıralı düzenlenişi, evrensel bir zekânın varlığının bir başkası alabiliyor; bedenimiz tehlike anında istemimiz dı
kanıtıdır. Atomlarda var olan bu zekâ, hayatın her bölümün şında gerekeni yapabiliyor ya da onu yanlış kullandığımızda
de, evrenin sonsuzluğuna doğru tekrar tekrar üretilir. Bu telafi edebiliyor. Yüce Mühendis işini bu denli ustaca yap
zekânın var olmadığı hiçbir yer yoktur. H e r şey Düşünce'dir mış. Bedenimizle karşılaştırılabilecek bir makine yapılabildi
ve Düşünce'nin ü r ü n ü d ü r . mi şimdiye dek? Hayır, asla. insanoğlu tek bir unsur yüzün
den bugüne dek kendi yerini alabilecek bir robot yaratamadı.
Bu sabah bir papayayı ortasından kestim. Bir papaya-
Bu Evrensel Zekâ'nın birbirine bağlama eylemidir.
nın içinden daha güzel bir şey var mıdır? Kayısı renkli bu
atlas dokumayı ve o parlak siyah çekirdeklerin zıtlığını yal Evrenin bu karmaşık modelini inceleyen insan kendi
nızca Yüce Sanatçı plânlamış olabilir. Bir papayanın kaç çe kendisine "Tüm bunların bir Yüce Zekâ'nın eseri olmadığına
kirdeği vardır sizce? Bir gün sayacağım! Ne bereket! Bu şe nasıl inanabilirim?" diye sormak zorundadır. Bu Yüce
Zekâ'yı yarattıklarından ayrı nasıl düşünebiliriz? Zaten ku
kilde plânlanmış. Bir tanecik kaybolsa da daha bir sürü var
sursuz olan bu mucizevi hayatın modelini değiştirmeye ve
ve bunların bir kısmı mutlaka büyüyüp meyve olacak. Bizim
geliştirmeye çalışmak insanların büyük yanılgısıdır.
kavrayamayacağımız kadar büyük bir zekâ plânladı b u n u .
Hayatın en küçük ayrıntısı bile, kendi dışında kalan kısmıy
la uyum sağlayacak şekilde plânlanmış ve her ayrıntı evre İNSANA HAKİMİYET VERİLMİŞTİR
nin bütünlüğüne katkıda bulunuyor.
Kara sineği kendisini tımar ederken izlediniz mi hiç? O halde, yaratma fırsatı insana nerede veriliyor? insana
Büyüleyici bir şeydir. Küçük, ince bacaklarını kaldırır ve ka seçim yapma ayrıcalığının, düşüncelerini yönlendirme otori
natlarının üstüne yerleştirir. Bacağındaki kıllar yumuşak tesinin ve fikirlerini ifade etme hakkının verildiği alan, bi
bir fırça vazifesi görür, incecik kanatlarını tekrar tekrar reysel yaratıcılık alanıdır, i n s a n , Evrensel Akılla birlikte
okşar. Bir toz parçası bile bu zarif kanatların hareketini en kendi hayatını yaratır. Burada, yüce plâna göre insana hâ
gelleyebilir. Kanatların fırçalanması sineğin hayatında çok kimiyet verilmiştir. Hayatın yaratıcı süreci ona, yaşadığı
12 13
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Her Sey Düşüncede Başlar
olayları yönetme otoritesini verir.
Yüce Zekâ yaratıcılığını fikirlerle sürdürür. insanın aklı,
Davut Peygamber bunu şöyle dile getirmiş: Ona yarattı Tanrı'mn ağzıdır.
ğın şeyler üzerinde hâkimiyet verdin, her şeyi ayaklarının al
insanın gereksinim duyduğu her şey Evrensel Akıl'da
tına serdin.
zaten mevcuttur, tnsan algılamayı ve Yüce Düşünce'nin akı
Kendimiz için yarattığımız dünyadan hoşlanmıyorsak, şına nasıl açılacağını öğrendikçe, kendisine gelen fikirleri
hoşlanabileceğimiz yeni olaylar başlatabilecek bir dünya ya alabilir ve bunlar arasında izlemek istediği yolu seçip uygu
r a t m a hakkı verilmiştir bize. Bu "Kendini Yönetmektir. Biz layabilir, insan şans rüzgârlarıyla bir o yana bir bu yana
zihinsel kalıbı hazırlarız ve Düşünce onu bizim için doldu
savrulan bir kader mahkûmu olmak zorunda değildir. Evren
rur. Düşünce'nin nasıl çalıştığını anlarsak ona güvenebiliriz.
sel Zekâ'nın düzenli plânı doğrultusunda hayatını düzenleye
bilir, insana ne büyük bir onur verilmiş: Hayatına hükmet
DÜŞÜNCE HEM YÖNETİCİ HEM ÜRETİCİDİR me fırsatı! Fakat onunla birlikte, hayatın sonsuz kaynakla
rını akıllıca kullanma sorumluluğu da verilmiştir.
Evrensel Zekâ, insanı kendi imajında yarattığı zaman,
yaratma gücünü de paylaştı onunla. Hayatın erkek boyutu, BİR KADIN HAYATINA NASIL HÜKMEDEBİLİR.
hepimizin içindeki bilinçli ve yönetici düşüncedir. Dişi boyu
tu ise bilinçaltından gelen alıcı ve yaratıcı yollardır. Başka
Bir keresinde, tüm yaşamı stres dolu olumsuz bir or
bir deyişle bilinç ve bilinçaltı olmak üzere iki görünümlü tek
tamda geçmiş bir kadına danışmanlık yapmıştım. Laura ha
bir akıl vardır. Kadın ya da erkek olmanız önemli değil, her
yatı boyunca düşündüğü ya da yaptığı hemen her şey için
kes hem erkek yönetici hem de dişi yaratıcı düşünceyi kulla
suçluluk duyduğunu kabul etmişti. Bana, kocası hiçbir uyarı
nır. Aklın bu çifte fonksiyonu ile hayatlarımızı yönlendirme
da bulunmadan onu boşadığı için gelmişti. U m u t s u z , çaresiz
hakkı verilmiştir bize. Evrensel Zekâ'nın mutlak gücünü
bir haldeydi. Bunun kendisi için çok büyük bir şok olduğunu
kendi yaşamlarımızda kullanmaktayız. Var olan başka bir
söylüyordu.
güç yoktur.
"Bunun olabileceğini hiç düşünmemiştim," dedi önce.
Ancak az sonra, olaylardan kolayca etkilenen bir yapısı oldu
İNSAN ONURLANDDIRILMIŞTIR
ğunu kabul etti ve ne zaman bir boşanma haberi duysa,
"Kocam beni boşarsa ne yaparım?" diye düşündüğünü söyle
Emerson, Düşünce'nin tüm insanları kapsadığını ve her di. Bu olasılığı birçok kez düşünmüş, her seferinde de terk
insanın bir giriş ve çıkış olduğunu söylemiştir. Hepimiz Bil- edilmenin ve yalnızlığın dehşetini duymuştu. Daha önce ba
gelik'in, Anlayış'ın ve Zekâ'nın evrensel deposuna girebiliriz. na boşanma olasılığını asla düşünmemiş olduğunu söyleme
Sonsuz fikir kaynağına ulaşabiliriz. Emerson aynı zamanda
sine rağmen, derinlerden gelen bu korkuyu yıllardır yaşadığı
her ilhamın, Yüce Düşünce'nin kendi aklımıza bir akışı oldu
ortaya çıkmıştı. Evliliğinde bu korkuyu haklı gösterecek bir
ğunu da söylemiştir; insanın anahtarı kendi düşüncesidir.
şey olmamasına karşın "korktuğu başına gelmişti".
14
15
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Her Sey Düşüncede Başlar
Zihinsel olarak aynı a n d a iki yöne gittiğini anlamaya rinde çalıştık. Yeni bir zihinsel yapının çatisıydı bu. Hayata
başlamıştı yavaş yavaş. Bilinçli olarak boşanmayı hiç düşün olumlu bakmanın olumsuz bakmak kadar kolay ve çok daha
mediğini iddia ederken, bilinçaltında boşanma korkusuyla ü r e t k e n olduğunu görmeye başladı. G ü n l ü k , pek çok şeyi or
doluydu. Zihninin hislerle ilgili derinliklerinde boşanmayı taya çıkarıyordu. Eğer siz de hoş olmayan düşünceleri aklı
bir olasılık olarak kabullenmekle kalmayıp düşüncelerine de nızdan söküp a t m a k istiyorsanız, bu sistemi tavsiye ederim.
bu şekilde yön vermeye başlamış ve sonunda boşanma olayı Bir gün Laura şöyle dedi: "Düşündüğüm şeyler zamanla ger
nı yaşamıştı. çeğe dönüşüyorsa, sadece gerçekleşmesini istediğim şeyleri
Laura ve ben, ona yeni bir zihinsel yapı kazandırmak düşünmem akıllıca olur."
gerektiği konusunda fikir birliğine vardık. Yeni bir zihinsel Yeni zihinsel yapının her an kullanılmaya hazır bekle
başlangıç yapabilmesi için psikojenez prensibini uygulaya
diğini söyleyebilmeyi isterdim, a m a bu o kadar basit değildi.
rak hayata karşı yeni bir bakış açısı kazanması gerekiyordu.
Eskisini söküp a t m a k oldukça zaman aldı. Laura'nın günlü
Ancak nereden başlayacağını bilmiyordu. Bir kırtasiyeciye
ğü bir gün önce olumsuz düşüncelerle doluyken bir gün son
gidip kendisine büyükçe bir defter almasını önerdim. Olum
ra yeni ve olumlu bir yaklaşıma sahip olmadı. Düşünce bah
suz düşüncelerinin farkına vardıkça bunları yazmasını iste
çesi yabani otlarla kaplıydı ve bunlar bir gecede sökülüp atıl
dim. D a h a sonra bunları analiz edecek ve olumlu karşılıkla
m a d ı . Sökülüp atılması gereken eski korkular, eski suçluluk
rını bulmaya çalışacaktı. Herhangi bir konuda kendisini
duygulan bilinçaltının derinliklerine yerleşmişti çünkü.
suçlu hissettiğinde b u n u da günlüğüne yazması konusunda
anlaştık. Böylece her suç konusu, kendini suçlama olmaktan Örneğin, "hayatın artık ondan geçtiği", yeniden evlenme
çıkarılıp kendini kabullenmeye dönüştürülecekti. şansına sahip olmadığı gibi bir düşüncesi vardı. Geçmişteki
başarısızlığından dolayı kendini bağışlayamıyordu bir türlü.
Aradan birkaç hafta geçti. Günlüğünü getirdiğinde, yaz
Bazı gizli kalmış yeteneklerini bugün ortaya çıkarıp gelişti
dığı olumsuz düşüncelerin bir kısmını tartıştık. Hayatındaki
rebileceğine i n a n m a k t a güçlük çekiyordu.
hemen her şeye karşı olumsuz düşünceler geliştirme eğili
minde olduğunu görmeye başladı. Örneğin, avukatı hisse se
nedine yatırım yapmasını önerdiğinde, hemen b u n u n parayı BİTİRİLMİŞ RESİM ÜZERİNDE ÇALIŞMA
sokağa atmak olduğunu d ü ş ü n m ü ş t ü . Arkadaşları ortam de
ğişikliğinin onu mutlu edeceğini düşünerek tatile çıkmasını Böylece, yeni bir amaç listesi oluşturduk ve bitirilmiş
önerdiklerinde, hemen bir kaza olasılığını d ü ş ü n m ü ş t ü . Ye resim diye adlandırdığım şey üzerinde çalışmaya başladık.
niden evlenmek konusunda ise şöyle düşünüyordu: "Bir da Bugünkü yalnızlığını, suçluluk duygularını ve yetersizliğini
ha asla evlenmeyeceğim. U z u n , yalnız bir hayat uzanıyor düşünmek yerine t ü m dikkatini yaşamayı arzuladığı yaşam
önümde." biçimine vermeye başladı. Ne zaman eski olumsuz yanıtlar
Ve şimdi, defterini okudukça Laura gülmeye başlamış ortaya çıksa kendilerini yavaş yavaş etkisizleştiren olumlu
t ı : "Nasıl bu kadar olumsuz olabiliyormuşum?" yanıtlarla karşılaştılar. Olumlu yaklaşımlar giderek güçlen
Birlikte yeni, olumlu bir "kendini-yönetme" plânı üze- di ve nihayet olumsuz biçimleri yendi.
16 17
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
Laura günlüğünün arka tarafına amaçlarını şöyle sıra
lamıştı: 1. Kendini ifade etmek
2. Arkadaşlık
3. Mutlu bir evlilik
2
Bugün, tüm bu amaçların gerçekleştiğini söylemekten
mutluyum. Oysa Laura onları ilk kez yazdığı zaman hepsi
nin olanaksız göründüğünü söylüyordu.
Laura şimdi, bir zamanlar dansa sarıldığı arzu ve şevk
K E N D İ N İ - Y Ö N E T M E N İ N YOLU
le yağlı boya resme başlayan usta bir sanatçı. Geçenlerde aç
tığı kişisel sergiyi gezerken birçok tablosunun "satıldı" etike
ti taşıdığını gördüm. Resimleri büyük ilgi topluyor ve sürekli Işık gökgürültüsünden, düşünce de eylemden önce gelir.
talep ediliyor. Kafasını kendinden ve sorunlarından kurtar HEiNRiCH HEiNE
dığından beri de dostluğu aranan bir kişi oldu. işi nedeniyle
sanat çevrelerinde birçok ortak zevkleri olan arkadaşlar
Hiç sarmısak hafiyesi diye bir şey duydunuz mu? Birkaç
edindi. İkinci amacının ilkinin bir yan ürünü olarak gerçek
yıl önce ölen bir arkadaşım sarmısak hafiyesiydi. Sürekli sar-
leştiği söylenebilir.
mısak arardı ama çok sevdiğinden değil, nefret ettiğinden.
Çalışması sürerken, güzel tablolarından etkilenip ken
Ona göre bir numaralı halk düşmanıydı sarmısak. "Tavuk
disine yaklaşan dul bir ressamla tanıştı. Adam bir arkadaşı
mu yumurtadan yumurta mı tavuktan çıkar?" Eskiden beri
na, "Onu mutlaka tanımalıyım", demişti, "tabloları yaşama
mi sarmısaktan nefret ediyordu, yoksa içinde sarmısak oldu
duyduğu coşkulu sevgiyi yansıtıyor. Resimlerini seyrederken
ğunu bildiği bir karışımı yiyip hoşlanmayınca sarımsağa
öylesine haz duyuyor ki insan; harika bir kadın olmalı bu..."
alerjisi olduğunu mu düşünmeye başlamıştı? Her nasılsa! Bu
Tanıştılar ve daha ilk görüşte birbirlerinden hoşlandı onun için büyük bir ilgi kaynağı olmuştu. Birisi grup olarak
lar. Altı ay içinde evlendiler ve bugün mutlu olup olmadıkla akşam yemeğine çıkmayı önerdiğinde tartışma kaçınılmazdı.
rını sorduğumda bana, "Adeta cennette yaşadıklarını" söylü Birisi, "O sevimli Fransız lokantasına gidebiliriz" dediğinde
yorlar. veya "Bu akşam italyan yemeğine ne dersiniz?" diye sordu
Evet, üçüncü amaç da gerçekleşmişti. Size Laura'nın ğunda Alice hemen "Böyle yabancı yerlere gitmesek daha iyi.
önceki ve sonraki resimlerini gösterebilmeyi isterdim. Bugün Güzel Amerikan yemeklerinin yapıldığı yerler daima daha
o ilk karşılaştığım kadın değil asla. Artık geçmişe bakmıyor, güvenlidir. O yabancı yerler sarmısak kullanmadan yapamı
kin duymuyor ya da kendisini suçlamıyor. Zihinsel yapısını yorlar" diye karşı çıkardı.
düzenlediği zaman, dünyasını her açıdan yeniledi. Kendisi
Bize akşam yemeğine geleceği zaman salataya sarmısak
için belirlediği amaçlar, hakkında konuştuğumuz zihinsel
koymamaya dikkat ederdik, içinde sarmısak tozu olmadığın
kalıplardı. Evrensel Düşünce hepsini doldurdu.
dan emin olmak için hazır sos şişesinin üstündeki yazıları
18 19
Kendini yönetmenin yolu
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ BİLİNÇALTI, ÖRNEKLER HAKKINDA YARGIYA
bile okurduk. İçinde sarmısak varsa hafiyemizin onu hemen VARMAK İÇİN KURALLARDAN YOLA ÇIKAR.
cecik ortaya çıkaracağını biliyorduk. Böylece, bizi kendisine
tuzak kurmakla suçladığında masumiyetimizi kanıtlayabili Bilinç emirleri verir, bilinçaltı da uygular. Kurala daya
yorduk. Çok iyi bir arkadaştı, bu konuda şakalaşırdık h e p ; lı çıkarım, iki önermeyi alıp bir araya getirerek bunlardan
"Biliyorum, sarımsağı seversiniz, mutlaka bir şeylere kat- bir sonuca ulaşmak demektir; bir büyük, bir küçük önerme ve
mışsmızdır", derdi. sonuçtan oluşan mantıksal bir kıyaslama yöntemidir bu.
Gittiği her yerde sarsımak arıyor, genellikle de buluyor
Kurala dayalı çıkarım, genel prensiplerden özel sonuçla
ve o anda hastalanıyordu. Bazı lokantalar yemeklerinde sar- ra ulaşmak şeklinde bir yol izler. Burada prensiplerin doğru
mısak olmadığına dair garanti veriyorlardı; ama eğer varsa luğunun kanıtlanması şart değildir; doğru olduğunun varsa-
buluyor ve acı çekerek ödüyordu b u n u . İşin ilginç yanı, ba yılması yeterlidir. Bilinçaltı her zaman mantıki kıyaslama
zen yemekte sarmısak olmasa da hastalanıyordı. Evet, sar denen bu yöntemi kullanır. Kolayca görülebileceği gibi bu
ımsağın düşüncesi bile yetiyordu onu hasta etmeye. Tatmin m a n t ı k , orijinal önermenin doğruluğu oranında doğrudur.
edebileceğiniz gibi, yıllar boyu büyük bir sorun oldu bu onun
Klasik bir örneği ele alalım: Bütün Ruslar komünisttir.
için.
Müzik Evi'nde çalışan adam Rus'tur. Bana göre o bir komü
nisttir. Halbuki Rus halkının sadece küçük bir bölümü ko
BİLİNÇALTI: BEDENİN YAPICISI münisttir. Öyleyse, Müzik Evi'nde çalışan adamın komünist
olmama olasılığı da vardır.
Bilinçaltı, bedenin yapıcısı olarak bilinir. Bedenin fonk
siyonlarının otomatik olarak yürümesini sağlar, ister uyuyor GÖNÜLLÜ HİZMETKÂR
olalım, ister uyanık, büyük istemdışı hayat sürer. Yüce
Plâncı'nın bu şekilde bir düzen kurmuş olması büyük bir
Bilinç; bilinçaltına direktifler verir. Bilinçaltı yalnızca
şans değil mi? Kalbimize a t m a s ı n ı , midemize yemekleri sin
emirler alıp bunları mantıki kıyaslamayla (kurala dayalı çı
dirmesini, kanımıza d a m a r l a r d a dolaşmasını söylemek duru
karımla) yargılayarak yerine getirdiği için gönüllü hizmetkâr
m u n d a olsaydık ne kadar zor olurdu. Hayır, her şey harika
adını alır.Verdiğiniz her emir, oluşturduğunuz her önerme,
bir biçimde hazırlanmış bizim için. Bedenin gelişimi, t ü m
benimsediğiniz her inanç bilinçaltına kaydolur. Bilinçaltı,
fonksiyonları bilinçaltı tarafından yönetiliyor. Aslında bede
günümüzün modern bilgisayarlarından daha gelişmiş bir bel
nin her hücresinde ve a t o m u n d a bir zekâ var ve bu zekâ bi
lek sistemine sahiptir. Teyp gibi kayıt yapar; her emir, her
linçaltına bağlıdır.
inanç, her düşünce bilinçaltının asla h a t a yapmayan bellek
sisteminin bir parçası olur. H a t t a düşünmediğiniz, dikkat et
mediğiniz şeyler dahi orada depolanır ve gerektiğinde ortaya
çıkarlar.
21
20
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Kendini yönetmenin yolu
YASALARIMIZI K E N D İ M İ Z YAPARIZ K E N D İ N İ - YÖNETME NASIL O L U R ?
22 23
Kendini yönetmnin yolu
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
Ienmek istemiyorum."
düşük bir maaşı kabullenmek zorundayım", deyip duruyor
Bunu söylemesi yeterliydi. "Kabul etme Harry" dedim,
du. "Kendi düşünce biçiminden başka hiçbir şey sınırlayamaz
Buna benzer birçok olay gördüm. Bu genç hanımın ken- seni. Senin yaşında bir insanın çalışamayacağı kuralına
dini-yönetme yoluyla yeni bir önerme oluşturacağına ve bi inanmazsan, çalışmaya hazırsın demektir. Çalışmak için çok
linçaltının b u n u gerçeğe dönüştürmek için h a r e k e t e geçece yaşlı olduğunu düşünen insanlar için geçerlidir bu kural. O
ğine kesinlikle inanıyordum. Kuralları insan koyar, bilinçal zaman her şey onun iş bulmasına engel olmak için elele
tı bunları uygulamakla görevlidir. verir. Koyduğumuz bu yeni kuralı bilinçaltına veririz ve o
bizi bir başarısızlıktan ötekine sürüklerken emirlerimizi ye
KENDİNİ YÖNETME YOLUYLA SINIRLARI KALDIRMA rine getirdiğini düşünür.
Bu konuda uzun bir süre konuştuktan sonra Harry ya
tşte sınırları kaldırmayı başaran iki a d a m . Birincisi, ça şının, isteklerini gerçekleştirmeye engel teşkil etmeyeceğine
lıştığı şirketin "Altmışbeş yaşın üzerindekiler emekliye sevk ikna oldu. Açıklığa kavuşturulması gereken bir şey daha
edilmelidir" kuralı gereği işini bırakmak zorunda kalan alt vardı.
mış sekiz yaşında, Harry adında bir m i m a r . H a r r y h a y a t t a n "Yeteneklerin doğrultusunda herhangi bir işte çalışma
beklentilerinin henüz bitmediğini hissediyordu. Kendisini ya razı mısın? Devlet için değil de herhangi bir şahıs için ça
yaşlı hissetmiyor ve yaşlılık yasasını kabullenmek istemiyor lışırsan mutlu olur musun" diye sordum.
du. Gördüğünüz gibi, bu noktada bir seçim yapması söz ko "Evet, olurum" dedi.
nusuydu. Bilinçaltına hangi önermeyi yollayacaktı? "Kimse
Şimdi istediği yere gitmeye hazırdı. O sırada devlet ku
altmış beşini geçmiş birine iş vermez. Ben altmış beşimi geç
rumlarından birinde görev yapmakta olan bir arkadaşına
tim; öyleyse kimse b a n a iş vermez" yargısını mı bir yasa ola
mektup yazıp söz konusu projede yer almayı ne kadar çok is
rak kabullenecekti? Yoksa, "Hâlâ yapabileceğim çok şey var.
tediğini belirtmesini, ancak t ü m umutlarını da bu işe bağla
Üretken insanlar her zaman kendilerine zirvede bir yer bu
mamış olduğunu yazmasını tavsiye e t t i m .
labilirler. Öyleyse, beni bekleyen güzel bir iş vardır" yargısı
Olaya yaklaşımı t a m a m e n değiştirdik, t ü m endişeyi or
nı mı? H a r r y ikincisini seçti. Bir gün büromda bu meseleyi
t a d a n kaldırdık. Kendisini bekleyen bir işin, yaşını sorun
tartışırken b a n a , " H e n ü z bitmedim, çalışmak istiyorum. Ca-
yapmayarak onun bu yeteneğinden yararlanmak isteyecek
lifornia Eyaleti'ne ait büyük bir okul binası projesine katıl
birinin var olduğuna inandık. Artık bilinçaltı, yaşından dola
mak istedim. İyi bir m i m a r olmama rağmen, sırf yaşım yü
yı iş bulamayacağını kanıtlamak zorunda değildi. Yeni direk
zünden beni geri çevirdiler," dedi.
tif, yaşın iş bulmaya engel oluşturmayacağını söylüyordu.
O n a , "Senin yaşında birinin iş bulamayacağı fikrini ka
Harry çok kısa bir süre sonra m e k t u b u n a yanıt aldı. Ar
bullendin mi?" diye sordum.
kadaşı, mimarlık dairesine gittiğinde konuştuğu ilk kişinin,
"Şey, h e m e n hemen kabullendim," diye karşılık verdi,
Harry'yi ve okul sistemi konusundaki çalışmasını uzun yıllar
"Onun için buradayım; aslında bu t ü r sınırlamaları kabul-
25
24
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Kendini yönetmenin yolu
öncesinden bilen birisi olduğunu söylüyordu. Harry bu ada ude'un taşınma masraflarını bile şirket karşıladı!
mın orada çalıştığını bu mektupla öğrenmişti.
Arkadaşının yazdığına göre, "Onu hemen buraya geti HAYATIN ÖTEKİ ALANLARINDA KENDİNİ-YÖNETME
rin. İhtiyacımız var ona. Yaş sınırı mı? Hallederiz!" demişti YÖNTEMİNİN KULLANILMASI
adam.
Bana ilk geldiğinde çalışmak için çok yaşlı olduğuna Bilinçaltında hayatımızla ilgili değiştirilmesi gereken
inanmak üzere olan bu adam, birkaç gün içinde Sacramen- birçok şey var. Domatesin kendisini hasta ettiğine inanan bir
to'da mimar olarak çalışmaya başladı ve kendi isteğiyle acıdan tanıyorum. Çocukken bir keresinde çok fazla domates
emekli olana dek beş yılını orada geçirdi. yemiş ve doğal olarak midesi kabul etmemiş. O günden sonra
insanlar kendileri için kurallar, yasalar koyuyorlar, bu onun kuralı olmuş: "Asla domates yeme. Sindirimi zor
sonra da bunların esiri olup mutsuz oluyorlar. Kırk beş yaşı olur." Daha sonra bu kuralı küçük oğluna da benimsetti. Ço
nı geçtiklerinde iş bulamayacaklarına inanan insanlar tanı cuk domatesi seviyordu, ama her yiyişinde hastalanıyordu.
yorum. Nasıl yapıyorlar bilmiyorum, ama hep yaşı dikkate Daha böyle, insanların oluşturduğu bir sürü kural var.
alan işverenler bulmayı başarıyorlar. Belki caddenin biraz iler sabah üçte kalkan bir kadın; bir türlü kilo veremeyen
aşağısında yaş sormayan bir işyeri vardır, ama bilinçaltına hir kadın (En fazla iki-üç kilo verip sonra yeniden alıyor); sü
verilen direktif değiştirilmedikçe iş bulma şansları yok. rekli işten kovulan bir adam (üç ay kadar çalıştıktan sonra,
Sınırlarla ilgili düşüncelerin değişimine koşut olarak "geçinmenin olanaksız" olduğu bir arkadaş buluyor ve başka
yaşantıların da değiştiği birçok örnek verebilirim. Bunların bir iş aramaya başlıyor) ve daha niceleri..
en ilginci, Los Angeles'te tanıdığım bir adamla ilgili, ismi
Claude idi; bir telefon şirketinde, sadece o ofiste uygulanan
EMİRLERİ YALNIZCA SİZ VERİYORSUNUZ
özel bir işte çalışıyordu. Claude San Diego'ya yerleşmek isti
yordu. Defalarca, "Elbette ki bu mümkün değil, çünkü bana
göre iş yoktur oralarda," dediğini duydum. Bir gün ona, Bilinçaltınıza yalnızca siz emir verebilirsiniz. Başka bi
"Bunca yıldır kabullenmiş olduğun bu kuralı neden değiştir rinin sizinle ilgili düşüncelerinin kararlarınızı etkilediğini
meyi düşünmüyorsun?" diye sordum. düşünebilirsiniz, ancak bu etki yalnızca siz kabul ettiğiniz
O anda kabullendi bu düşünceyi, "Pekâlâ" dedi, "yeni için oluşmaktadır, inancınızı değiştirin ki hayatınız değişsin.
Mu hayatta öğreneceğiniz en önemli şey budur: Düşünceleri
bir kural oluşturacağım." Ve pekiştirmek için hemen yazdı
nizi yalnızca siz seçiyorsunuz ve bu düşünceler hayatınızı bi
bu düşünceyi: "San Diego'da yaşamak istiyorum. Orada tüm
çimlendiriyor.
yeteneklerimi kullanabileceğim güzel bir iş mutlaka vardır.
O halde San Diego'da bana uygun bir iş var ve ben bu duru
mu kabul ediyorum."
İster inanın ister inanmayın, çalıştığı telefon şirketi
onun çalıştığı bölümü altı ay sonra San Diego'ya taşıdı. Cla-
26 27
%100 DÜSÜNCE GÜCÜ
KENDİNİ-YÖNETME
28
29
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ İste ve Sahip Ol
HİÇBİR ŞEY UZUN SÜRE GİZLi TUTULAMAZ Emirleri bizim verdiğimiz ortada, ancak sonuçlan orta
ya çıkınca, düşüncelerimiz gerçekleşince; sonuç her zaman
Aklımızdan geçen şeyler ergeç ortaya çıkar. Şimdiki öy bizi hoşnut etmiyor. Ekilen her zihinsel tohumun bir gün
kümüz biraz komik, ama gerçekten olmuş. Anne Lindbergh' meyve vermesi, hayatın yasalarından biridir oysa. Meyveyi
in annesi Bayan Dwight Morrow bir gün kocasının ortağı sevmezsek, hatayı, ektiğimiz tohumda aramamız gerekir. Bu
Bay Morgan'la birlikte çay içerek sohbet ediyordu. Bay Mor herkesi kapsayan bir yasadır ve bizleri arzuladığımız şeylere
gan küçük Anne'i hiç görmemişti ve onunla tanışmak için ulaştırmayı sürdürecektir.
gelmişti evlerine. Bay Morgan'ın korkunç bir burnu vardı. Kısa bir süre önce New York'ta yaşayan bir kadından
Yalnızca şiş ve kırmızı olmakla kalmayıp yüzünün büyük bir aldığım bir mektupta şöyle yazıyordu:
bölümünü kaplayacak kadar iriydi de. Bayan Morrow, çocuk "Babam sendikalara sempatiyle bakılmayan bir dönem
ların akıllarından geçeni pat diye söyleyebileceklerini bildiği de sendikacılık yapıyordu. Ve ben şu yargılarla büyüdüm:
için Anne'in Bay Morgan'ın burnu konusunda söyleyebilecek 'işçi Sınıfı insan gibi yaşayabilmek için gereken parayı
lerinden endişe ediyordu. Adamın bu konudaki hassasiyetini alma konusunda mücadele etmeli, haklarını korumalıdır.
de biliyordu. Ben işçi sınıfının bir üyesiyim, öyleyse yeterli bir yaşam
Bay Morgan odaya girdi ve Anne'le tanıştırıldı; birkaç standardına ulaşabilmek için deliler gibi çalışmalıyım.'
dakika konuştular. Bayan Morrow, Anne'in gözlerini Bay
Şimdi anlıyorum ki otuz yıldan beri bu sınırlayıcı kura
Morgan'ın b u r n u n a dikişini endişeyle izliyordu. Bakışlarını lın etkisi altında yaşamışım. Yeni düsturum ise şu:
oradan ayırmıyordu hiç ve Bayan Morrow, Anne bir şeyler
'Tanrı, sonsuz Sevgi, Sağlık, Bilgelik ve Bolluk'tur. Ben
söyleyecek diye çok korktu. Bu yüzden çocuğun yukarı çıkma
O'nun kendi suretinde yarattığı çocuğuyum; o halde özgür,
vakti gediğinde büyük bir rahatlık hissetti. Anne kapıya sevgi dolu, bilge, her zaman rehberlik edilen ve sınırsız kay
doğru yürürken bir ara durup geriye, adamın b u r n u n a baktı. nakları olan bir varlığım."
Biraz daha yürüdü ve dönüp tekrar baktı. Sonunda ağır
Bu kadın hayata bakış açısını tümüyle yenilemişti ve
adımlarla yukarıya çıktı. O zaman Bayan Morrow derin bir
bunun her alanda olumlu sonuçlarıyla karşılaşması da kaçı
"oh" çekip elinde çay fıncanıyla Bay Morgan'a döndü ve sor nılmazdı.
du: "Burnunuza ne istersiniz, limon mu yoksa krema mı?"
Tüm dikkat burunda toplandığı için sonuç böyle olmuş,
korktuğu başına gelmişti. Evet, bilinçli .eylemden, bilinçaltı DÜŞÜNCENİN YASASINI KEŞFETMEK
na ve oradan da gerçekleşen olaya doğru zincirleme bir h a r e
ket olduğu görülmekte. Bilimin büyük adımlarla ilerlediği günümüzde, düşün
"Kendimizi neyle ve nasıl tanımlarsak öyle olmaya mey enin bilimsel olarak anlaşılması için çok az çaba gösterili
lederiz," diyor Ernes Holmes, "Düşündüğümüz şey yavaş ya yor. Felsefi bir çalışma bize gösteriyor ki insanoğlu son yüz
vaş bilinçaltında kalıplaşır ve gerçek bir deneyimle kendini yıllarda, daha önce tanımlayamadığı birçok şeyi anlamaya
gösterir." başlamış. Bugün bu tanımlamalar artık gündeme geliyor.
30 31
İste ve Sahip Ol
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
Artık, düşüncenin eylemlerini tanımlamaya başlıyor ve gün bunlar hep söz konusu yasanın yanlış anlaşılmasından kay
naklanmaktadır.
lük deneyimlerimizle aralarında bağlantı kurabiliyoruz. Bu
rada, düşüncenin düzenli, bilimsel süreci ortaya çıkmakta
dır. Bu düzenli süreci anladığımız zaman düşüncelerimize OLUMSUZ DÜŞÜNME BİÇİMİNİN SONUÇLARI
egemen olabiliriz. Ben buna kendini-yönetme diyorum. Bu,
eylem halindeki Psikojenez'dir. Bazen olumsuz düşünme biçiminin oldukça dramatik
olan sonuçlarını gözlemleyerek, düşüncenin nasıl işlediğini
HAYAT YASALARLA YÖNETİLİR daha iyi görebiliriz. Aşağıdaki olaylar, insanların kendini-
yönetme yöntemini yanlış kullandıkları zaman nasıl hiç iste
medikleri sonuçlarla karşılaşıp, sonra da başlarına gelenleri
Hayatın her bölümü yasalarla yönetilir. Evrene, yasala
kaderin acı cilveleri olarak değerlendirmelerine iyi birer ör
rın oluşturduğu bir düzen hakimdir. Fizik, matematik, eko
nektir. Bunlar bana yardım istemek için gelen insanlar tara
nomi ve insan ilişkilerini kapsayan yasalar söz konusudur.
fından anlatılmış gerçek öykülerdir. Bilinçaltlarına yanlış
Bu yasalar her zaman da var oldu.
emirler vermeleri sonucu içine düştükleri durumdan kurtul
Psikojenez çalışmalarında şu yasayı kullanırız: Bilinçli
mak için benden yardım isteyen insanların gerçek öyküleri...
olarak düşünülen her düşünce, bilinçaltını etkiler ve bu etki,
düşüncedeki güç ve arzunun derecesine bağlı olarak eyleme
ZAMAN BARAJLI MUCİT
dönüşür.
Uzun yıllar önce, müthiş icatları olan bir insan tanıdım.
Bugün yaygın olan inanç bu yasanın tam tersidir. Bir
Harika fikirleri vardı ve bunları hayata geçirmişti. Birçok
çok insan kadere inanıyor. Sayıları oldukça fazla olan bu ka
yararlı şey icat etti. Peki neden ona "zaman barajlı mucit" di
derciler, hayatın Tanrı tarafından önceden takdir edildiği şe
yorum? Çünkü başarıya ulaşmasını engelleyen çok kötü bir
kilde tezahür ettiğine, onu hiçbir biçimde değiştiremeyecek
huyu vardı. Sürekli, "Bütün büyük mucitlerin yaşamlarını
lerine, hayatlarının kontrolünün asla kendi ellerinde olmadı inceledim; on iki yıllık mucitlik geçmişi olmayan bir mucit
ğına inanırlar. "Hayat beni oradan oraya sürükledi," diyen başarılı olamıyor" diyordu. Sonunda kendisini yararlı icatlar
insanlara sık sık rastlarız. Sık sık da, "Bunlar başıma niye dan alıkoyan maaşlı bir işe girdi. Kendi yasasını kendi koy
geldi?" diye sorup dururlar. Başlarına geleni sürekli 'kötü muştu ve sonuç elbette çok üzücüydü.
yazgıları'na bağlarlar. "Hiçbir işim yolunda gitmiyor artık"
yorumu da başka bir kaderci anlayışın ü r ü n ü d ü r .
RENKLİ MENDİL
Kadercilerin dünyasında batıl inançlar çok geçerlidir ve
"Şans Meleği" büyük önem taşır. Çevremizde "Şansa bak", Burada suçlu, küçük, zararsız bir renkli mendildi. Ola
"Bu günlerde şansım yaver gitmiyor", "Şansım varmış ki bu yın kahramanı olan kadın kendisi için şöyle bir yasa oluştur
iş oldu" ya da "Kısmetsizliğimden elimdeki her şeyi yitirdim" muştu: "Ne zaman renkli bir mendil kullansam burnum şişi
gibi yorumlara sık sık rastlanz. "îyi şans ya da kötü şans; yor. Demek ki mendilin üzerindeki küçücük pembe gül
32 33
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ İste ve Sahip Ol
goncası baskısı burnumu kızartıyor." Kendini-yönetmenin verdiğimiz emirleri değiştirmekle başlamalıyız. Ancak, bi-.
yanlış kullanımının bir başka örneğiydi bu da. Gerçekten de linçli olarak yeni bir hayata başlamaya karar versek de bilin
kadın her renkli mendil kullandığında burnu şişiyordu. Ku çaltına yeni düşünce biçimimizi işlemedikçe o, bir hafta, bir
maşın boyasından mı kaynaklanıyordu bu? Hayır, yalnızca ay, bir yıl önce verdiğimiz emirleri yerine getirmeyi sürdü
rür. Tek bildiği şey bize hizmet etmektir ve bunu iyi yapar.
bir yasayı eyleme geçirmişti.
Bilinçaltı, emirlerimizi değiştirinceye dek onları yerine getir
meyi sürdüren sadık bir hizmetkârdır. Onun bildiği ve uygu
PATLAYAN SİVİLCE ladığı emirler aslında bizim kendimizle ilgili inançlarımızdir.
Bizim mahallede oturan bir çocuk, yüzündeki bir sivil Hiç, bir süre enerji kaybettiğinizi, kolayca yorulduğunu
cenin neden olduğu kan zehirlenmesi sonucu hayatını kay zu, her bulaşıcı hastalığa yakalanacak kadar zayıf düştüğü
betti. Tanıdığım bir aile de bu olaydan çok etkilenerek kendi nüzü düşündüğünüz oldu mu? Olduysa ve sonuçta düşündü
si için bir yasa oluşturdu. Aileden birinin yüzünde bir sivilce ğünüz şey başınıza geldiyse şaşırmayın. Emir alıcı ve uygu
çıksa, bu kişi bir anda ilgi odağı oluyordu. Boynunun üst ta layıcı bölümler tam bir uyum içinde demektir. Evet, bilinçal
rafındaki herhangi bir kabartı ölümcül bir belirti olarak gö tı sürekli olarak, istediğimizi düşündüğü şeyleri deneyimle-
rülüyor, hemen antiseptiklerle, iyotlarla ilk m ü d a h a l e yapı memizi sağlamaktadır.
lıp hasta acele doktora yetiştiriliyor ve korku dolu bekleyiş
Şimdi bilinçaltını yeniden nasıl düzenleyeceğimizi, eski
başlıyordu. Oysa, biliyoruz ki bu çeşit kan zehirlenmeleri
olumsuz kalıpları yeni ve olumlu olanlarla nasıl değiştirece
gerçekten çok nadirdir. Bu tip cilt hastalıklarına sahip yüz
ğimizi öğreneceğiz. Bu da belirli bir teknikle sağlanabilir.
binlerce genç çok az ya da hiç ilgi gösterilmeksizin hayatta Kendini-yönetme, öğrenilmesi gerekli bir sanattır.
kalırken bu ailenin iki üyesi yüzdeki cilt rahatsızlıklarından
kaynaklanan kan zehirlenmesi sonucu çok ağır biçimde has
PARLAK BİR YAŞAM İÇİN KENDİNİ-YÖNETME
talandılar. Evet, kendi yasalarını oluşturup bu sonucu hazır
lamışlardı.
Bu hayatımın dönüm noktası.
HER GÜÇLÜĞÜN ÜSTESİNDEN GELMENİN BİR YOLU Geçmişi siliyorum. Gelecek ise seçimimi yapmamı bekli
yor.
VARDIR
İşte bu anda yarınlarıma yön veriyorum.
Ne kadar şanslıyız ki kendi kendimize yarattığımız bu Geçmişte yaptığım tüm hatalar için kendimi bağışlıyo
rum.
güçlüklerin üstesinden gelebilme olanağına da sahibiz. Ken
dimiz için hazırladığımız rahatsız yataklarda sonsuza dek Geçmişi unutarak yeni bir hayata başlıyorum,
uyumak zorunda değiliz. Çözüm, bilinçaltımızı yeniden dü 'Kendini için yalnızca deneyimlemek istediğim şeyleri se
çiyorum.
zenlemekte yatıyor.
Bilinçaltı bedenin mimarı olduğundan, işe daha önce Seçtiklerim: (Kendiniz seçin: Sağlık, zenginlik,' bolluk,
34 35
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
mutluluk, arkadaşlık, başarı -bilinçaltı istediğiniz şeyi
sunmak için gerekeni yapacaktır.)
ÎSTE-SENÎN OLSUN!
4
K E N D İ N İ Z OLMA C E S A R E T İ N İ G Ö S T E R İ N
37
36
"Kendiniz Olma Cesaretini gösterin
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
GERÇEK BENİNİ KEŞFETMEK
KENDİNİ KABULLENME SAATİ
Ne kadar mükemmel olduğunuzu biliyor musunuz? Ya- . Bir insan kendini arıyorsa, kaybettiği yere bakmalıdır.
ratıcı'nın imajı ve suretisiniz siz. Yüce Düşünce'nin görkemi Acaba hiç tanımış mıdır kendisini?
için giriş ve çıkışları oluşturuyorsunuz. Tüm Bilgelik ve Güç Hatırlıyorum, bir adam "Herkes kendisini bulmaya çalı
sizinle ifade edilmiş. Sizin gerçeğiniz bu. Gerçek Benlik bu. şır, ama sadece olgun olanlar bunu başarır. Kararlı bir bi
"Evrenin en vazgeçilmez varlığı sizsiniz. Nerede olduğu çimde arayışa girmek de olgunluğun ilk adımıdır" demişti.
nuz, ne olduğunuz, hayatınızın ne denli büyük ya da küçük Bir gün bir VÎP (Çok Önemli kişi) karşımda oturarak
olduğu önemli değil; kendi dünyanızın merkezi sizsiniz ve "En önemli sorunum" demişti, "kendimi bulmaktır." Meraklı
daima da Öyle olacaksınız" diyor Frances Wilshire "Sen" adlı bir yüzle ona bakıp sordum: "Pekâla, kendini bulmayı başa-
küçük kitabında. Şunu da ekliyor. "Bu durum egotizm değil, rabilseydin eğer, nasıl birini bulmak isterdin?"
egoizm olarak değerlendirilmelidir. Egoizm, gerçek Ben'ini Kafası bir anda karıştı; birkaç dakika hiç konuşmadı,
tanımaktır." sonra yavaş yavaş düşündüklerini söylemeye başladı: "Şey
H e m e n şu anda gerçek Ben'inizi tanımak ve kabullen çok basit... John Fitzgerald gibi olmak isterdim... Kendisi
mek için bir başlangıç yapmanızı önerebilir miyim? İşe, bir hem şirketinin hem de kulübünün başkanı... Birçok uygar
"kendini kabullenme saati" belirleyerek başlayabilirsiniz. faaliyeti var... Üstelik çok da zengin... herkesin gözünün üs
tünde olduğu çok önemli bir adam o."
Her gün tek bir kendini reddetme düşüncesine dahi yer ver
meden, bir saat için olduğunuz gibi kabul edin kendinizi. "Ama,",diye karşılık verdim, "sen kendini bulmaya ça
Gerçekten kim olduğunuzu biliyorsanız yapabilirsiniz b u n u . lışmıyorsun! Sen J o h n Fitzgerald'ı bulmaya çalışıyorsun!" O
odur, sen de sen. Oysa her biriniz hayatını kendi özgünlü-
İNSAN KENDİSİNİ KÜÇÜMSEME EĞİLİMİNDEDİR ğüyle ifade eden eşsiz varlıklarsınız. Eğer aynı olsaydınız,
birbirinizin varoluş nedenini, anlamını yok ederdiniz. 'Ken
tnsan kendisini küçümser ve sürekli başkalarıyla karşı dini bulmak' tanımı kafa karıştırır. Kendinizi hiç yitirmedi
niz ki. Hayır, bu kendini bulmak değil, zaten orada olan ger
laştırır. çek Ben'ini ortaya çıkarmak meselesidir. Nerede? Sizden
Yalnız bir insan dünyada ne yapabilir? Çok şey. Büyük ayrı, sizin dışınızda bir yerde değil.
işler başarabilir. Kendi gerçek Ben'inin, içindeki Yüce Güç'
"Hepimiz içimizdeki mükemmel yüce Ben'i ortaya çıkar
ün farkına varan insan olanaksız denen şeyi başarabilir.
maya çalışıyoruz. Gömülü bir hazineyi ortaya çıkartmaya
tnsan bilinçli olarak düşünebildiği, güvenle beklediği ve
benzetebiliriz b u n u . Yıllardır kafamızda olan ve gerçek ben
mümkün olduğuna inandığı her şeyi yapabilir. Evren sınır
liğin ortaya çıkmasını engelleyen korku dolu, olumsuz dü
koymaz; biz inançlarımızla sınırlarız kendimizi.
şüncelerden kurtulmamız gerekir öncelikle."
"Sanırım nereye varmaya çalıştığınızı anlıyorum," dedi
38
39
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ "Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin
K a r ş ı m d a k i a d a m . "Söz k o n u s u b u o l u m s u z y a d a k o r k u dolu b i t t i . B u r a y a h e m e n b a ş k a birini b u l u r s a n ı z iyi e d e r s i n i z .
düşünceler nedir peki?" D a y a n a m ı y o r u m ! Artık d a y a n a m ı y o r u m ! " diye a ğ l a m a k l ı bir
40 41
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin
Üzerinde bulunduğunuz toprak kutsaldır. Bütün yaratıcılık, lik, güç ve Sevgi'ye inanmalıyız. Hepimiz aynı Kaynak'tan
hayatın t ü m gücü ve mucizesi sizinle yaşar; istek ve beklen geliyoruz. H a t a yapabiliriz, ama ne fark eder! H a t a , h e r h a n
tilerinizi doyuma ulaştırmak için gerekli her şeyi verir. gi bir kimsenin bir şeyin nasıl yapılması gerektiği konusun
Korkunun bir sürü çocuğu vardır: Kıskançlık, nefret, daki fikrinden başka nedir ki? Doğruyu kim bilebilir ki?
kin ve şimdiye dek söz edilen t ü m olumsuz düşünceler kor Kendiniz olursanız h a t a yapmazsınız. Mutlaka kendiniz ol
k u n u n çocuklarıdır. Korkunun bizi yönetmesine izin verecek malısınız. Eski bir özdeyiş, Hiç hata yapmayan kişiler, hiçbir
miyiz? Böyle bir zorunluluğumuz yok. Tanrı bize korku ver şey yapmayanlardır, der. Gelecek sefere daha iyisini yapma
medi. Varlığımızın üzerine çökmüş birer felaket olan bu ço nın yollarını hatalarımız sayesinde bulmaz mıyız? H a t a l a r
cukları biz benimsedik. Tanrı bize sevgiyi verdi ve gerçek bazen pahalıya mal oluyorlarmış gibi görünebilirler, ama as
sevgi korkuyu defeder. Korkuyu defeden bu gerçek sevgi lında öyle değildir. Sonuçta hiçbir şey yitirmezsiniz. Siz bir
nedir? Ben'i sevmek, içimizdeki Güç'ün bizim vasıtamızla Sonsuz Kaynak'tan geliyorsunuz ve Sonsuz'dan hiçbir şey
her şeyi yapabileceğini idrak etmek demektir. Bizi yaratan alınamaz. Evet, yalnızca geriye dönün ve yeniden deneyin.
yüce Sevgi'dir. Sevgi bizi yaratıp boşlukta, düşmanca bir or
t a m a bırakmadı. Sevgi bizi yaratıp imkânsızlıklar içine terk EN BÜYÜK ARZUNUZ NEDİR?
etmedi.
Yaratıcımız bizi koşulsuz bir sevgiyle sever. Kim oldu Başarısız olmanızın olanaksız olduğunu, istediğinizi
ğumuza, nerede yaşadığımıza, hayattaki pozisyonumuza mutlaka elde edeceğinizi bilseydiniz ne yapmayı, gerçekten
bağlı değildir bu sevgi. H e r h a n g i b i r kişiye, y e r e , koşula v i - ne yapmayı isterdiniz? Hayatınızdan m e m n u n m u s u n u z ,
da o r t a m a bağlı değildir. Koşulsuz Sevgi bizimle yaşar ve
yoksa istekleriniz doğrultusunda bazı değişiklikler yapmayı
korkuyu defeder. D a h a ötesi, bu koşulsuz Sevgi her yerde
arzuluyor musunuz? Kaderin elinde oyuncak olduğunuza mı
mevcuttur. Nereye gidersek gidelim Sevgi'yi bulabiliriz. Ya
inanıyorsunuz yoksa? Bu kesinlikle doğru değil; kuralları
bancı diyarlara gittiğimizde Sevgi'nin değişik ifade biçimle-
koyan, yöneten sizsiniz. Başarısız olmanız m ü m k ü n değil.
riyle karşılaşırız. Tanrı kendisini, bireyselleştirmemiz, ayrı
Düşlerinizi gerçekleştirebilirsiniz. Nasıl yapmanız gerektiği
ayrı ifade etmemiz, kişiselleştirmemiz için bize teslim etti.
ni anlarsanız amaçlarınıza ulaşabilirsiniz. Anahtar, kendini-
H e r birimiz O'nu kendi bilgimiz ölçüsünde ifade ediyoruz.
yönetme'dir. H e r şey sizde başlar.
Emerson, "Tarih" adlı kitabında, "Tüm insanlar ortak
T A K L İ T İNTİHARDIR bir bilince sahiptir. Düşünce'nin üstünlüğünü kabul eden
insan özgürlüğünü kazanır. Bu insan, Eflatun'un düşüncele
insan kendisini reddettiği z a m a n , Hayat'ı reddediyor rini hissedebilir; herhangi bir zamanda bir insanın başına
demektir, tnsan kendisini suçladığında, Hayat'ı suçlamakta geleni anlayabilir. Evrensel bilince dahil olmayı başaran
dır aslında. "Taklit intihardır" der Emerson, insan başarılı insan, olan ya da olacak her şeye katılmış demektir. Tek ve
ve mükemmel olabilmek için başkalarını taklit etmek zorun egemen vasıta bu olduğu için... her birey Evrensel Zekâ'nın
da değildir. Hepimiz varlığımız vasıtasıyla ifade edilen Bilge- bedenlenmiş halidir" diyor.
42 43
% 100 DÜŞÜNÇE GÜCÜ 'Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin
Denizdeki balık gibi biz de Düşünce'nin sonsuz denizin Büyük bir bireyci olan Henry David Thoreau, "Herkes
de ilerliyoruz. O çevremizde ve içimizden akıp gidiyor. Her duyduğu t r a m p e t sesine doğru yürümeli", diye yazıyor, "Her
gereksinmemizi karşılıyor. Eflatun gibi düşünebiliriz; fakat birimizin ayrı bir trampetçisi var; başkasının trampet sesine
tıpkı deniz, balığın kendi sonsuz kaynaklarından ne kadarını doğru yürüyenler hayata uyum sağlayamazlar."
kullandığına dikkat etmediği gibi, Evrensel Bilinç de onun George C h a p m a n ise şöyle yazıyor:
ne kadarını kullandığınıza aldırış etmez. Kendi kendisinin yasası olan insana hiçbir yasa gerekmez
İbrahim Peygamber'e söylenmiş şu sözler bize de söy Hiçbir yasayı çiğnemez o ve gerçek bir kraldır.
lenmiş demektir: Görebildiğiniz tüm toprakları size verece
ğim. (Jenesis 13:15)
Yukarıda sözünü ettiğim, kendisi için t u t u m l u , başkala
"Evrenin yaratıcı Güç'ü sizin vasıtanızla iş görüyor"
rına karşı cömert olan bu adam duyduğu trampet sesine
demiş Robert Collier, 'Yüksek Potansiyelin Yasası' adlı kita
doğru yürüyor. G ü n ü m ü z d e birçok insan kitlelerin t r a m p e t
bında, "Gelmiş geçmiş en büyük çıkışı olabilirsiniz o gücün.
sesine uyum sağlamaya çalışıyor. Kendi iç rehberlerini dinle
Yapmanız gereken yalnızca şekil verecek kalıbı hazırlamak
mek yerine, başkalarının beklentisi doğrultusunda hareket
tır; o kalıp da düşüncelerinizle biçimlenir. En büyük arzunuz
etmeye çalıştıklarından sinir hastası olup bunalıma giriyor,
nedir? En çok istediğiniz şey nedir İnanın ve sahip olun. En
kuvvet haplarıyla, sakinleştiricilerle yaşıyorlar.
önemli düşünceniz bu olsun, düşüncenizi bunda yoğunlaştı-
Bizimle bireysellik kazanan büyük Evrensel Bilinç, biz
rın. O zaman bu düşüncelerin gerçekleşmesi için gereken her
lere seçim hakkı da sunuyor. Ya cesur olup istediğimiz şeyi
şeyi kendinize çekersiniz."
yapar ya da güvenlik içinde olmayı seçip başkalarının iste
diklerini yaparız. Herkes kendisi hakkındaki inancına göre
KENDİNİZ OLMA CESARETİNİ GÖSTERİN
Düşünce'yi kullanır. Yaşadığımız deneyimler, kendimizle il
gili inancımız, bilinç denilen şeyi oluşturur. "İnandıklarınız
Bir milyon doların üzerinde varlığa sahip bir adam tanı size uygulanacaktır" der Yüce Öğretmen.
yorum. Oysa onu görseniz, çok sınırlı bir geliri olduğunu dü
ş ü n ü r s ü n ü z . İki takım elbisesi, iki gömleği, muhtemelen iki
DÜŞÜNCELERİNİZİ SEÇME CESARETİNİ GÖSTERİN VE
çift de çorabı vardır. Halbuki tanıdığım en cömert insanlar ONLARI İYİ KORUYUN
dan birisidir. Bir fikri ya da projeyi desteklemek için gözünü
kırpmadan yüz bin dolar harcayabilen bu adam kendisi için
Düşün ve Zengin Ol adlı kitabında Napoleon Hill şöyle
bir kuruş bile harcamaya yanaşmaz. Birinci sınıf yerlerde se
yazar:
yahat etmeyi, lüks şeylere para harcamayı israf olarak de
ğerlendirir. Ona göre parayı gerçek anlamda kullanmak ya "Yalnızca düşünceleriniz üzerinde mutlak bir kontrole sahipsi
da inandığı bir projeyi desteklemek üzere bekletmek çok niz. Bu insan için en önemli ve heyecan verici gerçektir. Bu insanın
daha akıllıcadır. Bu insan hayatını değiştirmeyi düşünmü yüce doğasını yansıtır. Yazgınızı bu ilahi ayrıcalık sayesinde yön
yor. Bu da onun seçtiği yaşam biçimi.
lendirebilirsiniz. Kendi düşüncelerini yönetemeyen kişi, başka hiç-
44 45
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ 'Kendiniz, Olma Cesaretini Gösterin
şıyor, hareket ediyor ve varlığımıza sahip oluyoruz. Beyin ve
bir şeyi yönetemez kuşkusuz. Sahip olduklarınıza ilgisiz kalmanız
Düşünce farklı şeylerdir. Birine "büyük bir beyin" demek as
gerekiyorsa, bunlar maddi şeyler olsun. Düşünceniz sizin ruhsal
lında yanlış bir terim kullanmaktır. Beyin düşüncenin aracı
varlığınızdır! Onu dikkatle koruyun ve kullanın. İrade gücü size
dır. Radyonun ses dalgalan denizinden birkaçını alıp algıla
bunun için verilmiştir." nabilir hale getirmesi gibi, beyin de düşünce denizinden bazı
düşünceleri bulup çıkarır. Düşünce evrenseldir, her yerde
Birçok insan kendi hayatının hâkimi olmadan cennetin mevcuttur. Bir bölgeye ya da bir kişiye özgü değildir. O
kapılarını zorlayabileceğini sanır. İncil'de, "İçimizdeki cennet halde düşünmek demek, Düşünce'yi kendi algılamamız ölçü
alemi" denen kutsal mirasımıza girmeden önce düşünceleri sünde kullanmak demektir.
mize hâkim olmayı öğrenmek zorundayız. Cennete kestirme
den girmek işe yaramaz. Arka kapıdan içeri süzülemeyiz ya Ünlü bir doktorun söylediği şu sözleri çok beğenirim:
"Beyin, karaciğerin safra salgıladığı gibi düşünce salgıla
da çitin üzerinden atlayıp giremeyiz. Çünkü içeri girdikten
maz."
sonra, arkamızda tamamlanması gereken birçok iş bıraktığı
mızı, görüp geriye dönmek isteyebiliriz. Düşünce, beynin içinde ya da uzayda herhangi bir
yerde değildir. Zaman gibi uzay da insana ait bir kavramdır
ve onun seçtiği iki noktaya dayanır. Uzayın "ölçülebilir" olu
"Dar kapıdan girin: çünkü mahvoluşa götüren yol ve kapı
şu yalnızca insanın zannıdır. Bu ölçü tümüyle görecelidir.
geniş olduğu için oradan giden çoktur:
Düşünce evrenseldir. Sınırsızdır. Hiçbir şey Düşünce'yi ku-
Hayata götüren yol ve kapı dar olduğu için onu bulan az şatamaz. Düşünce âlemi, insanın kafatasına hapsedilemez.
olur." Beyin hücrelerinin sayısının bu işte hiçbir rolü yoktur.
Önemli olan, Düşünce'yi nasıl kullandığımızdır. Dolayısıyla,
Dar yoldan girmek, bir yasa ve düzen evreninde yaşadı Evrensel Depo'dan fikirler almak için bilincini açan kişi, yal
ğımızı idrak etmektir. "Düzen, cennetin ilk kuralıdır," den nızca aldığı eğitimle kazandığı niteliklerine güvenen kişiden
miş. Hayatımızı düzene sokmak için düşüncelerimize hâkim daha etkili bir düşünürdür.
olmak zorundayız. Bu her zaman kolay olmaz. Birincisi, ger G ü n ü m ü z ü n en üzücü olaylarından biri, sadece üniver
çekleşmesini gerçekten istediğimiz düşünceleri seçmemiz ge site mezunu olduklar» için birtakım insanların ötekilere ter
rekir. İkincisi, düşüncelerimizi başkalarının etkileme tehli cih edilmesidir. Oysa, üniversite mezunu olmayan bir kişi
kesine karşı korumamız gerekir. Üçüncüsü ise yeni fikir daha yetenekli, daha yaratıcı ve alanında daha bilgili olabi
lerimizle çatışan eski kalıplardan kurtulmamız gerekir. İşte lir pekâlâ. Birçok kişi için diplomalarını rulo yaparken be
ancak o zaman kendint-yönetmeyi öğrenebiliriz,. yinlerini de birlikte sardıkları söylenir. Emin olun, girişimci
liklerin! ve başarı duygularını da daha o günlerden diplo
DÜŞÜNCE DENİLEN ŞEY NEDİR? mayla birlikte rafa kaldıranlar vardır.
Tüm insanlık ortak bir Bilinç'e sahiptir; bu Evren'in
Düşünce denizinde yaşadığımızı söylemiştik. Orada ya- Yaratıcı Bilinci'dir. Buna Emerson, "Ruh Üstü"; İsa, "Baba";
46 47
% 100 DÜŞÜMCE G Ü C Ü Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin
doğu dinlerinin büyük öğrencisi Paul Brunton, "Üst Ben"; ni bilir. Sonsuz Zekâ, hayatın en küçük birimi atomda bile iş
büyük sosyolojist D r . Pitirim Sorokin, "Bilinçüstü" diyor. Di başındadır. Yalnızca korkularımız, endişelerimiz, çeşitli
ğerleri de bunu "Süper Bilinç" ya da "Tanrı" olarak adlandırı streslerimiz içeri girebilirler. Bilinçaltı, yalnızca bedenin ko
yorlar. ruyucusu değil, bedenimizin ve hayatımızın kurucusudur
aynı zamanda.
48 49
%100 DÜSÜNCE GÜCÜ Kendiniz Olma Cesaretini Gösterin
HAKİMİYETİ ELE GEÇİRMEK rettiğimiz şeyi tam olarak gerçekleştirmek için Bütün'ü dü
zenleyerek bizim için çalışır. Seçtiğimiz şeylere sahip olabili
Hayatımıza hâkim olmanın yolu bilincimizi kullanmak riz. Bu yüzden akıllı seçimler yapmalıyız.
tan geçer. Bir şeyi düşündüğümüz zaman, tıpkı toprağa eki
len t o h u m u n meyve veren ağaca dönüşmesi gibi bu düşünce KENDİNİ-YÖNETME
de gelişmeye başlar. Tohum toprak altında kaldığı sürece
yalnızca kendini tekrarlamayı, türünü devam ettirmeyi bilir.
Yönetme işini yürüten bilinçtir. Gelişim çemberini başlatan Şu anda aklımı, fikirleri almak üzere açıyorum. Biliyo
düşünce tohumlarını ele alırsak görürüz ki hangi tohumu rum, ki sonsuz bilgi ve daha önce denenmemiş yaratıcı fikir
ekeceğimizi seçmek bize kalmıştır. Salatalık sevmeyen biri lerle dolu bir kaynağa sahibim. Tek Bilinç'i kullanmak için
nin bahçesine salatalık ekmesi saçma olur. Düşünce bahçe gereken her şeyi içgüdüsel olarak biliyorum. Yaşamımı olum
mizde hâkimiyet kuramadıkça bilinçaltı zararımıza çalışa lu biçimde etkileyecek seçimler yapmak için yönetiliyor ve
caktır. Toprak nasıl kendisine ekilen tohumu yargılamazsa yönlendiriliyorum. Tüm korku ve endişelerimden arınıyo
bilinçaltı da düşünce tohumlarını yargılamaz. Bilinçaltına rum. İçimdeki, beni yaratıcı eylemlere ulaştıracak Sonsuz
düşüncenin toprağı denir; bildiği tek şey, verilen tohum dü Zekâ'ya güveniyorum. Sessizlik ve güven içinde güç kazanıyo
şüncelere yanıt vermektir. Her türlü hastalık ve düzensizlik rum. Beni mutlu kılacak fikir ve ilhamlara açığım.
bilinçaltının çalışma sistemini anlayamamamızdan kaynak
lanır.
Yönetimi yürüten bilinçtir. Deneyimlemek istediğimiz
şeylerin kalıbını hazırlayacak düşünce çeşitlerini seçiyoruz.
Kendini-yönetme üzerinde çalıştıkça, bilinçaltını kullanma
nın ve yönetmenin uygun yollarını öğreneceğiz. Bilinç, hayat
la nasıl ilişki kuracağımıza karar verir, ifade yollarını seçer,
plânlamayı yapar. Bilinç, bilinçaltına uygulaması gereken
emirleri verir. İncil'de söylendiği gibi, o derinliğin yüzünde
hareket eder. G ü ç ; seçen, mantık yürüten, tasarlayan ve
plânlayan bilince bağlıdır. Bilinçaltı her zaman, üzerinde
fikir birliğine varılmış dış görüntüyü üretir. Üretilen şeyden
hoşlanmıyorsak, dönüp nereye bakmalıyız? Yalnızca, emir
verici emri iptal edip yeni bir yaratıcı eylem zincirini başla
tabilir. Kendini-yönetme küçük, düzensiz, dik başlı ben'ine
hakim olmaktır. Düşündüklerimizin, Evrensel Bilinçaltı'na
verilen emirler olduğunu bilerek, düşünmektir. Bilinç, em-
50 51
Amaclara ulasmak için bes ilke
kaydettiğim hayallerime geri d ö n d ü r m ü ş t ü .
Amaçlarımı yeniden gözden geçirmeme neden olan bu
genç adam kendi amaçlarının bir kısmını gerçekleştirmişti
bile. Otuz sekiz yaşında, kendine ait iş yerini bir milyon do
5 ların üzerinde bir fiyatla devretmiş ve ticaret dünyasından
elini eteğini çekmeye hazırlanıyordu. Şimdi de zamanını ve
kayda değer yeteneğini, amaçlarımı gerçekleştirebilmem için
AMAÇLARA ULAŞMAK İ Ç İ N B E Ş İLKE bana yardımcı olmaya adamayı öneriyordu. Şu sözleri bana
bundan sonraki bölümü yazmam için ilham kaynağı oldu:
Yapmamız gereken şey, şu anda olanaksız gibi görünseler
Gerekeni yap ve güce sahip ol de, amaçlarımızı belirlemek ve hedef doğru ilerlemektir."
RALPH WALDO EMERSON
BEŞ BASAMAK
Geçen gün Kanada'nın Winnipeg Kenti'nden genç bir
adam bana telefon etti. Kitaplarımdan birini yeni okumuş. Şimdi, inançla başlayıp başarıyla son bulan beş basa
Gelip beni görmek için izin istedi. Üç gün sonra çalışma mağı sıralayacağım. Bunlar gelmiş geçmiş en büyük amaç
odamda, karşımda oturuyordu. Yaptığım radyo programları belirleyicilerinden birinin öğretileri kadar pratik ve uygula
nı tartışırken birden bana, "Amaçlarınız nelerdir?" diye nabilir basamaklardır. O şöyle buyurmuştu: Eğer istediğiniz
sordu, itiraf etmeliyim ki o an söyleyecek bir şey, bulamadım. şeyler için içtenlikle dua eder ve isteklerinizin gerçekleşeceği
Bir yandan senaryo yazımı ve dersler, konferanslar, öte yan ne inanırsanız dilekleriniz yerine gelecektir. (Markos 11:24)
dan da yüklü bir yazışma programının doldurduğu günlük Bu sanki elde etmişim gibi davranırım ve elde ederim mese
çalışmalarıma dalıp gerçek amaçlarımı gözden kaçırdığımı lesidir.
fark e t t i m . Bir zamanlar günlüğüme amaçlarımı kaydeder
1. Kendiniz için ideal zihinsel imajı belirleyin.
dim, ama artık yapılacak işleri t a m a m l a m a k için gereken ve
her günümü kapsayan koşuşturma içinde bu amaçlar yitip 2. Çaba göstermeden, yalnızca inanmak hiçbir işe yara
gitmiştiler. Ancak, genç adamın sorusu aklımı başıma getir maz.
mişti. O anda amaçlarımı u n u t m u ş olduğumu fark ettim. 3. Düşüncelerinizi kendinize saklayın.
Gerçekçi düşünce gibi görünen, ama aslında sınırlı düşünce 4. Esnek olun; gerekirse plân değişikliği yapın.
nin ta kendisi olan şeyler yüzünden uzaklaşmıştım amaçla
5. Gözlerinizi hedeften ayırmayın, işi yarı yolda bırak
r ı m d a n . Başkalarına, seçtikleri a m a ç t a n şaşmamalarını
mayın.
öğütleyen ve amaç belirlemeye içten i n a n a n ben, kendi amaç
larımı u n u t m u ş t u m ! Ayrıntıların oluşturduğu bataklığa gö
m ü l m ü ş t ü m ! Genç adamın sözleri, beni yeniden günlüğüme
52 53
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Amaçlara ulasmak icin beş İlke
KENDİNİZ İÇİN İDEAL ZİHİNSEL İMAJI BELİRLEYİN Emile Zola otobiyografisinde üç amacından söz eder: 1.
Bir çocuk sahibi olmak. 2. Bir kitap yazmak. 3. Bir ağaç dik
Burada da amaç belirlemenin a n a h t a r ı aynıdır: Düşün mek. Birçok kitap yazdı, çocukları oldu ve arazisine pek çok
düğünüz, inandığınız ue güvenle beklediğiniz şeye mutlaka ağaç dikti. Onun amaçları, yaşamın sürekliliğine ilişkindi.
ulaşırsınız. Amaç öyle seçilmelidir ki insan bu amaca sonun Varoluş amacının, hayatı sürdürmek olduğunu hissetmişti.
da ulaşabileceğini kabul edebilsin. Eğer siz ona ulaşabilece Kitaplar zihinsel, ağaçlar fiziksel, çocuklar da ruhsal düzey
ğinize içten inanmışsanız hiçbir amaç imkânsız değildir. Bu de bir şeyler bıraktı gelecek kuşaklara.
nun en iyi örneklerinden biri Demosthenes'tir. O konuşma M a h a t m a Gandi kendisine neredeyse imkânsız bir he
güçlüğü çeker, kekeler, dili sürçerdi. Onun bir gün büyük bir def seçmişti. Fiziksel olarak çok şey başaramayacağı izleni
hatip olacağına kim inanırdı? Ama o yılmadan, usanmadan mini uyandıran bu küçük adamın gün gelip Hindistan'ın İn
çalıştı. H a t t a ağzına çakıltaşı doldurup o şekilde konuşma giliz İmparatorluğu'nun hegemonyasından kurtulmasına ön
talimi yaptığını söylerler. Sonunda konuşma güçlüğünü yen cü olacağını kim düşünebilirdi ki?
di ve hedefine ulaştı. Büyük bir hatip oldu.
İ n a n ç ilk adımdır, kendinize ve içinizdeki Güç'e inanın. AMACLARINIZA SINIR KOYMAYIN
Kendinizi zihninizde ideal bir insan olarak, sizce ideal olan
şeyleri yapar ve size ideal görünen hayatı yaşarken canlandı
Amaçlarınızı yalnızca kendiniz yargılayabilirsiniz. Bu
rın. Bu hayaller hedefinizle bütünleşmenizi sağlayacaktır.
yargılamadan kaçının, çünkü kendinizi sınırlarsınız. Her yıl
Eğer amacınız bir kitap yazmaksa, kafanızda kendinizi yaşlı başlı insanlar üniversitelerden mezun olup yeni mes
bir yazar olarak canlandırın. Büyük bir savunma avukatı leklere başlıyorlar. Bir arkadaşımın babası altmış beş yaşın
olmak istiyorsanız, zihninizde bir avukat hayali canlandır da avukatlığa başladı ve oldukça da başarılı oldu. Çoğu insa
malısınız. Sürekli, topluluk önünde konuşamayacağını düşü nın yeniden başlamak için çok geç dediği altmış bir yaşında
nen birisinin iyi bir avukat olamayacağı açıktır. hukuk öğrenimine başlamıştı. Hukukçu olarak tam yirmi yıl
Bir zamanlar, başarılı bir golf turnuva oyuncusu olmak çalıştı ve iyi bir isim yaptı. Grandma Moses de resim yapma
isteyen bir genç benden yardım istemişti. Bu oyuncuların ne ya yetmiş sekiz yaşında başlamıştı; doksanına geldiğinde
kadar çok para kazandıklarını gazetede okumuştu. "Hangi dünyaca ünlü bir sanatçı oldu. Gerek aiiesi, gerekse diğerleri
stilde oynuyorsunuz?" diye sorduğumda bana ne dedi biliyor bu işe çok şaştılar. Onun resimlerini alacak kadar ileri gö
musunuz? "Ben golf oynamasını bilmem ki!" rüşlü olanlar ise bugün hayatlarından çok m e m n u n i a r . Ne
Amaçlarınız hakkında asık yüzlü olmayın. Yeni imajı mutlu, yeni bir işe başlamak için yetmiş sekiz yaşın geç oldu
nızdan zevk almaya bakın. Hayat hafif yaklaşımlara karşılık ğunu düşünmeyen bu kadına.
verir, ağdalı dramlara değil. Amaçladığınızı elde etmişçesine Herbert Hoover ve oğlu Herbert Hoover Jr. kendilerine
mutlu olun, elde edersiniz. Bir kez bunu kabul ettiniz mı\ zorlu amaçlar belirlediler ve başardılar. Baba Hoover'in
artık hiçbir şey sizi ona ulaşmaktan alıkoyamaz. Kendi ken amacı şuydu: Kırk yaşina dek yeterince para kazanıp hayatı
dinize sürekli olarak, "Ben bunu benimsedim," deyin. nın geri kalan kısmını halkın hizmetine adamak. Stanford
54 55
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Amaçlara ulaşmak için beş ilke
Üniversitesi Jeoloji Bölümü'nden mezun oldu. "Hayatın t ü m daşım, müşterilerinden biri olan sigorta komisyoncusu bir
sillesini yemiş" diye tanımlanabilecek bir adamdı kendisi. firmayla ilgili bir öykü anlattı. Bu firma geçen yıl boyunca
Küçük yaşta a n n e ve babasını kaybetti, akrabalarının yanın yedi yüz bin dolarlık iş yapmış. Arkadaşım, "Gelecek yıl bir
da kaldı ve t ü m okul hayatı boyunca giderlerini karşılamak milyon üç yüz bin dolarlık iş çıkaracaksınız" dediğinde aldığı
için çalışmak zorunda kaldı. Stanford'dan ilk mezun oldu yanıt, "Deli olmalısınız! Neredeyse geçen yi ikinin iki katı
ğunda h e m e n çalışmaya başladı, ama jeolog ya da maden bu!" olmuş. Arkadaşım onların aklından bile geçmeyen po
mühendisi olarak değil d e , California'da bir madende sıra tansiyellerini dikkate almıştı oysa. Bu t a h m i n i yaparken cid
dan bir işçi olarak. Ancak bir zaman sonra bu ağır işi bıraktı diydi. Ertesi yıl bu firma t a h m i n edilen rakama ulaşmakla
ve hepimizin bildiği gibi m a d e n mühendisliği alanında isim kalmayıp binlerce dolar da fazla kazandı. Robert Browning
yaptı. Kırk yaşina gelmeden pek çok maden şirketine danış bu konuda, insan, elinin uzanabildiğinden daha ötesini
m a n olup NewYork, San Fransisco ve Londra'da bürolar açtı. amaçlamalı diyor. Evet, amaç belirleme, düşüncede başlar.
G e n ç bir mültimilyoner olarak artık insanlığa yardıma hazır Bu da kendini-yönetme ile m ü m k ü n d ü r .
dı ve b u n u da olağanüstü bir başarıyla gerçekleştirdi. Birinci
Dünya Savaşı patlak verince kendisine, açlık sorunuyla
karşı karşıya olan uluslara yiyecek yardımı yapması çağrı ÇALIŞMADAN İ N A N M A K HİÇBİR İŞE Y A R A M A Z
sında bulunuldu. O da savaş boyunca, büyük diplomatik ve
pratik güçlüklere karşın işgal altındaki Belçika ve Fransa'ya Bu çalışma bölümüdür. Amaçlarınız için bir şeyler ya
piyasa değeri bir milyon doların üzerinde beş milyon ton yi pın, ilerleyin, yol alın. Amaç belirleyip de, gerçekleştirmek
yecek ve giyecek sevk e t t i . Bu başarısı ona dünya çapında bir için bir şeyler yapmamak kendinize zarar vermekten başka
ün kazandırdı, insanlığa yaptığı hizmetleri saymaya kalksak işe yaramaz. Çalışmadan, öylesine i n a n m a k hiçbir şeye yara
kitaplar doldurur. Kendisini, Birleşik Devletlerin otuzbirinci mayacağı gibi, tümüyle üretkenlikten uzak kalmaktır, i n a n
devlet başkanı olarak tanıyoruz. cımıza hizmet etmezsek yalnızca hayal kurmuş oluruz.
Herbert Hoover J r . de benzer amaçlar hedeflemişti, tnanç çalışmakla kusursuzlaştırılır.
amacına petrol araştırmaları sayesinde ulaştı ve kendini Birçok insan, bir şeyler yapmayı aklından bile geçirme
halk hizmetine adamak amacıyla kırk yaşında iş hayatını bı den amaçları hakkında konuşup d u r u r . Onları amaçlari doğ
raktı. rultusunda ilerlemekten alıkoyan şey başarısızlık, alaya
İ n s a n ı n kendisini ucuza satma, yeteneklerini ve potan alınma, başkalarını incitme korkusu ve başkalarının ne dü
şüneceğine dair duyulan endişedir.
siyelini küçümseme eğilimi vardır. Bazen amaçlarımızı, nele
ri başarabileceğimizi d a h a iyi bilen birisinin belirlemesine
gereksinim duyarız. Adamları için yüksek hedefler belirleye AMACINA HİZMET ETME CESARETİNİ GÖSTEREN BİR
rek onları sürekli çaba göstermeye zorlayan satış m ü d ü r ü KADIN
b u n a bir örnektir.
Geçenlerde, çok başarılı bir iş danışmanı olan bir arka- Şimdi, amacı doğrultusunda davranma cesaretini göste-
56 57
Amaclara ulasmak icin bes ilke
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ
ğü gibi, kadın önceleri evlenmeyi d ü ş ü n m ü ş , ama hiçbir giri
ren bir kadının öyküsün ü anlatacağım sizlere. Sanıyorum ki
şi inde bulunmamıştı. Evet, gerekli adımları atmaya istekli
bu kadın bulunduğu noktaya yıllarca hayal kurmaktan yor
olmalısınız.
gun düştükten sonra geldi. Uzun yıllar evlenmeyi istediği
halde bu isteğini bir türlü gerçekleştirememişti. Bunun ne Güç'ün sevgiyle kullanılması gerektiğini bilerek ideal
deni belki de annesiyle birlikte yaşaması ve onun hislerini zihinsel imajı yaratmakla işe başlıyor ve İç Rehberimiz'in
gösterdiği yolda ilerliyoruz. Gerçekleşmesini istediğimiz "il-
incitmekten sürekli korkmasıydı. Evlenmek istediği adam
ham`i içimizde aramalıyız.
Havvaii Adaları'ndan birinde, deniz gören çok güzel bir evde
yaşıyordu. Çok yaratıcı bir adamdı, iyi para kazanıyordu ve
iyi bir yaşam sürüyordu. Adamın da hayallerinde hep bu ka DÜŞÜNCELERİNİZİ KENDİNİZE SAKLAYIN
dınla evlenmek vardı. Kadının bana başvurmadan önceki öy
küsü işte böyleydi. Zihinsel imajınızı kendinize saklayın. Gerekeni yapın
Öyküsünü bitirdiği zaman, "Bana yardım istemek için ve sonucu bekleyin; kimseye bir şey söylemeyin.
geldiniz, ama açıkça görüyorum ki bu konuda bir şeyler yap Sık sık başkalarına içimizi dökeriz ve bu arada gücü
maya hazır değilsiniz" dedim. müzü kaybettiğimizi fark etmeyiz. Bir düşünceyi hevesle içi
"Ne demek istiyorsunuz?" diye sordu. nizde taşıyıp, gerçekleştirmek için gereken gücü içinizde bu
"Pekâlâ, içinizden bir sesin bu adamla evlenmenizi söy labilirsiniz. Ancak bu düşünüzü bir başkasına anlattığınız
lediğini varsayın. Birbirinizi seviyorsunuz, bütün dünya da da, bu onun düşünce çizgisine uymayabilir ve sözleriyle şev
mutlu olmanızı istiyor. Peki, bu durumda iç sesinizi dinler kinizi kırabilir. Ne kadar geçerli bir fikir olduğunu göreme-
miydiniz? Şu anda annenize çok yakınsınız. Bu konuda bir yebilir. Söyleyecekleri sona erdiğinde tüm ümidiniz kırılmış,
şey yapmazsınız, sorunu halletmek için gereken adımı ata geriye hiçbir şey kalmamıştır.
mazsınız." İçinizdeki Rehber'in gösterdiği yolda gereken adımları
"Evet, ne demek istediğinizi anlıyorum," diye karşılık atarken zihinsel imajınızı da s ü r d ü r ü n . İnancınızı koruyun,
verdi, "Bir şeyler yapmaya niyetli olmadıktan sonra karar ama ondan en yakın dostunuza bile söz etmeyin; sonucu bek
vermenin bir anlamı yok, öyle değil mi? Pekâlâ, gerekeni ya leyin yalnızca. Kuşkusuz, başkalarının deneyimlerinden ya
pacağım." Birlikte harika kararlar verdik, ki ben buna tedavi rarlanacağınız zamanlar da olacaktır. Ama yine de alkış ve
diyorum. alayların etkisi altında kalmamak için zihinsel imajınızı
Kadın evine gitti ve eşyalarını toplamaya başladı. Anne kendinize saklayın. Fikrinizi açığa vurmak zorunda kalabi-
si endişeyle onu izliyordu; sonunda ne yapmak istediğini iirsiniz, ama o zaman da bunu inancınızdan kaynaklanan bir
sordu. O da Hawaii'ye gidip yıllardır evlenmeyi düşlediği güvenle yapın. Aldığınız tepkilerle bir o yana bir bu yana
adamla evleneceğini söyledi. Ve her şey yolunda gitti; kızının savrulmayım En iyi eserlerin bile birçok yayıncı tarafından
gözünü sürekli onunla korkuttuğu kalp krizini geçirmedi geri çevrilebildiğini unutmayın. Başkalarının olumsuz tavır
a n n e ; h a t t a yalnız kalmak hoşuna bile gitti. Kadınla adam larına kaptırmayın kendinizi.
evlendiler ve mutlu bir yaşam sürmeye başladılar. Görüldü-
58 59
% 100 DÜŞÜNCE G Ü C Ü Amaçlara ulasmak icin bes ilke
ESNEK OLUN, GEREKTİĞİNDE PLÂNINIZI YENİLEYİN yaptıktan sonra perşembe öğleden sonraları iple çekmeye
başlamıştı; b u n u n dışında her şey önemini yitirmişti. Casa
Amaçladığınız şey, gerçekten de elde etmek istediğiniz de Todas'taki kliniğe onunla birlikte gittiğim gün ne demek
şey olmalı. Anlayışımız değişip geliştikçe, amaçlarımızı de istediğini anladım. Bu iş amaçlarını değiştirmesine neden ol
ğiştirmek ya da o anki düşüncemize uyarlamak isteyebiliriz. m u ş t u . Yeni amacı, tıbbi yardımın mevcut olmadığı yerlerde
Bir ağacın amacı dimdik kalabilmektir, a m a rüzgâra göre ücretsiz hizmet veren klinikler açmaktı. Bunun sonucu ola
eğilebilmesi de gerekir. Esnek olmayan bir a m a ç , ne kadar rak Güney Wietnam, Hong Kong, Meksika ve d a h a birçok
ulaşılabilir olsa da süreç içinde bize zarar verebilir. yerde Yardım Projesi uygulanmaya başladı.
Bazen amaçlarımız beklenmedik bir biçimde gerçekleş
tirilebilir. Örneğin, bir zamanlar tanıdığım, bir at çiftliği sa GÖZÜNÜZÜ HEDEFTEN AYIRMAYIN,
hibi olmayı düşleyen adamı ele alalım. Bu kişi hayalini ger YARI Y O L D A DURMAYIN
çekleştirebilmek için öncelikle çok para kazanması gerek
tiğine inanıyordu. Yıllar süren başarılı bir iş hayatı oldu. So
Dikkatinizi amacınız üzerinde yoğunlaştırırsanız, bilin-
n u n d a uzun zamandır arzuladığı at çiftliğine sahip olabil
çaltınız ayrıntıları halleder. Başarıya ulaşmanız için gerekli
mek için yeterince zengin olduğuna karar verdi. Ancak işin
olan yardımı sağlayacak insanları bulur, fırsat ve ortamları
içine girdikten sonra, at yetiştirmenin çok kârlı bir iş olduğu
hazırlar. Yapmanız gereken şey, gerçekleştirmek istediğiniz
nu anlayınca çok şaşırdı. Kısacası bu insan, iş dünyasında
amacı deneyimleme bilincini geliştirmektir.
geçen uzun ve yorucu yılları, gerçek amacı olan ve zevkle yü
rüteceği bu işte geçirebilirdi. T a n n ' n ı n İbrahim Peygamber'e dediği gibi, Görebildiği
niz her toprak size verilecektir; ama siz gidip ona sahip olma
Şimdi de bir avokado bahçesine sahip olmayı çok iste
lısınız. (Jenesis 13:15)
yen adamın öyküsüne göz atalım. Bu adam avokadolar hak
kında kitaplar okudu, bahçıvanlığı ve bir avokado yetiştirici Hayalinizi zihinsel olarak bitirin ve gerekeni yaparak
sinin bilmesi gereken her şeyi öğrendi. Asıl işini sürdürür tamamlayın. T ü m ayrıntıları tasarlamak zorunda değiliz,
ken bir dönümlük yer satın aldı ve birkaç ağaç dikti. Bir yıl ama gidip toprağa (bilince) hâkim olmak zorundayız. Elde
sonra garaj işini bıraktı ve en başarılı avokado yetiştiricile etmek için ne gerekirse gereksin, mutlu bir evliliğiniz, başa
rinden biri olma yolunda ilerledi. rılı bir iş hayatınız olduğunu, sağlıklı ve aktif, sevgi dolu ve
Yardım Projesi'nin kurucusu D r . J a m e s Turpin'i düşü herkes tarafından sevilen birisi olduğunuzu d ü ş ü n ü n . Zihin
n ü n . Jim önce iyi ve örnek bir doktor olmayı amaçlıyordu. sel olarak kendinizi bu havaya sokun. Bundan sonra, Emer-
Otuz yaşına geldiğinde yaşadığı kentin önde gelen doktorla son`un dedigi gibi gerekeni yapin ve güce sahip olun
rından biri oldu ve şehir meclisinde yer aldı. Amaçlarını de Bir şeyi yapabileceğinize inanır, zihninize bunu kazır
ğiştirmesi ilginç bir şekilde gelişti. Kendisinden her hafta saniz, yarı yarıya amacınıza ulaşmışsınız demektir. Bundan
yarım gün Meksika'da ücretsiz hizmet veren bir klinikte«gö- sonra gereken adımları atmak kalır geriye.
nüllü doktor olarak çalışması istenmişti. Bu işi birkaç hafta Bir gün, bir emlâk komisyoncusu başvurdu b a n a . işinde
60 61
% 100 DÜSÜNCE GÜCÜ Amaclara ulasmak icin bes ilke
çok aktifmiş gibi g ö r ü n ü y o r d u , a m a söylediğine göre de h i ç edilmiş ve yalnız mı h i s s e d i y o r s u n u z ? İnsan gün boyunca
bir işin s o n u n u g e t i r e m i y o r d u . T a m bir satış sözleşmesini düşündüğü şeylerin toplamıdır.
g e r ç e k l e ş t i r m e k ü z e r e y k e n , bir p ü r ü z çıkıyor v e a n l a ş m a b o Bütün zamanınızı başınıza gelmesini istemediğiniz şey
zuluyordu. Defalarca karşılaşmıştı bu d u r u m l a . Düşünceleri leri d ü ş ü n e r e k g e ç i r i y o r s a n ı z , t e r s y ö n e koşan bir futbolcu
n i a n a l i z e d e n e dek b a n a i n a n ı l m a z g ö r ü n m ü ş t ü b u d u r u m . d a n farkınız yok d e m e k t i r . O y u n c u l a r d a n birinin y a n l ı ş gol
"Bu sefer b a ş a r a c a ğ ı m , " diyordu h e p . Y ü r ü d ü ğ ü t a k d i r d e iyi çizgisine doğru koştuğu o y u n , u n u t u l m a y a n futbol k a r ş ı l a ş
bir y ö n t e m d i b u , a n c a k s o n u n d a e m l a k sözleşmesiyle ilgili zi m a l a r ı n d a n biridir. O y u n u h a n g i t a k ı m l a r ı n o y n a d ı ğ ı n ı , ka
hinsel imajını değiştirmesi gerektiğini fark ettik. Emlak z a n a n tarafı, karşılaşmanın yapıldığı yılı hatırlamıyorum,
satış i ş l e m i , p a r a a l ı n d ı ğ ı n d a v e m a l yeni s a h i b i n e teslim a m a b u futbolcunun t a k ı m a r k a d a ş l a r ı n d a n biri t a r a f ı n d a n
e d i l d i ğ i n d e t a m a m l a n m ı ş o l u r . B u n u t a m o l a r a k a n l a y ı p zih nasıl d u r d u r u l d u ğ u n u h a t ı r l ı y o r u m . Yanlış gol çizgisine -
n i n e k a z ı d ı ğ ı n d a s a t ı ş l a r ı n ı t a m a m l a m a y ı b a ş a r d ı . Değiştiri b a ş a r ı s ı z l ı k l a r a - y a p t ı ğ ı m ı z h a t a l a r a doğru k o ş t u ğ u m u z za
len zihinsel imajı yeni d e n e y i m l e r izler. G e n e l d e zilinsel i m a m a n l a r ı h e p o l u m s u z l u k l a , b u h a t a l a r ı çok ö n e m s e y e r e k d ü
jımızı bir n o k t a y a k a d a r k o r u r u z ; s o n u n a dek s ü r d ü r e m e y i z ş ü n ü r ve kendimizi suçlarız! Başarılarımızı havada kapıp be
nimserken, başarısızlıklarımızı nasıl da dramatize ederiz!
onu.
B u , y a n l ı ş gol çizgisine k o ş m a k t ı r . E v e t , yanlış gol çizgisine
Projemiz ne olursa olsun, t a m a m l a n m ı ş halini d ü ş ü n koşmak h e r z a m a n bizim h a t a m ı z d ı r . Geliştirdiğimiz her
meli ve g e r ç e k l e ş t i r m e k için gereken adımları atmalıyız. o l u m s u z d ü ş ü n c e , y a n l ı ş y ö n e a t ı l m ı ş bir a d ı m d ı r .
Aksi t a k d i r d e , y a p t ı ğ ı m ı z iş eksik ve a n l a m s ı z o l u r ; gece g ü n
d ü z sevdiği i n s a n ı n iyileşmesi için d u a e d e n b i r i n i n , bir y a n
KENDİNİ-YÖNETME
d a n da c e n a z e t ö r e n i için hazırlık y a p m a s ı gibi ya da b a ş a r ı
ya u l a ş m a k için d u a l a r e d i p bir y a n d a n da iflas edişiyle ilgili
kâbuslar gören biri gibi. İnandığınız ölçüde sahip olursunuz. 1. Amaçlarınızı yazın.
Hayatın sübjektif y a n ı , Yasa, duaların yüzeysel değerine 2. Amaçlarınızı dikkatle değerlendirin. Onları gerçekten
göre h a r e k e t e d e r v e h a y a t t a n a l m a y a istekli o l d u ğ u m u z şey elde etmek istiyor musunuz?
leri bize verir. 3. Amaçlarınızı benimseyin.
4. Amaçladığınız dünyada yaşadığınızı hayal edin.
AMAÇLARINIZIN ENVANTERİNİ T U T U N
5. Amaçladığınızın tersini asla düşünmeyin. Gözlerinizi
hedeften ayırmayın.
Ara sıra a m a ç l a r ı n ı z ı n zihinsel e n v a n t e r i n i gözden geçi
6. Amaçlarınızı günlük olarak kabul edin; onları gerçek
r i n . H a y a t t a n elde e t m e k istediğiniz şeylere doğru ilerlediği leştirme yolunda, her gün size sunulan adımları atın ve ama-
n i z d e n e m i n m i s i n i z ? Refah i ç i n d e y a ş a m a y ı d ü ş ü n ü r k e n , ---ıza ulaşın.
t ü m v a k t i n i z i n e y i n eksik o l d u ğ u n u d ü ş ü n e r e k m i h a r c ı y o r
s u n u z ? H e r h e s a p ödeyişinizde yoksullaştığınızı m ı hissedi
y o r s u n u z ? Arkadaşlığı a r a r k e n bir y a n d a n d a k e n d i n i z i t e r k
62 63
Sınırsız 'fikir 'Kaynağını Kullanma
sine t a m a m e n yabancı olan bir senfoniyi z i h n i n d e d a h a ö n c e
d e n ü r e t i l m i ş gibi d u y a r ? N e d e n bazı i n s a n l a r d i ğ e r l e r i n e
göre d a h a y a r a t ı c ı d ı r l a r ?
Ç ü n k ü h e r gerçek y a r a t ı c ı , d i r e k t t e m a s k u r d u ğ u Ev
6 rensel Bilinçaltı'na, t ü m fikirlerin g ö r ü n m e y e n kaynağına
g ü v e n m e y i ö ğ r e n m i ş t i r . K u l l a n d ı ğ ı a r a ç , sezgisidir. Sezgi; di
rekt bilme, yüce yal göstericilik, aydınlanma, fikirler ve içe
doğma o l a r a k a d l a n d ı r ı l ı r . N e r e d e n geldiği a n l a ş ı l a m a y a n ve
SINIRSIZ FİKİR KAYNAĞINI KULLANMA içimizin d e r i n l i ğ i n d e n ç ı k ı p gelen fikirler h e p sezgidir.
Ben sezgiyi, mantık yürütmekten çok, içimizden ruhsal
algılama yoluyla gelen bilgi olarak tanımlıyorum.
Aranmadan ansızın akla gelen düşünceler çoğunlukla en
S e z g i , duanıza t a m zamanında g e l e n bir y a n ı t o l a b i l i r .
değerli olanlardır ve bu yüzden korunmalıdırlar;
P r o j e n i z i gerçekleştiremeyeceğinize inandığınız a n d a ansızın
çünkü nadiren tekrar gelirler.
uyanan fikirdir. S e z g i ö n c e d e n düşünerek değil, bir anda
JOHN LOCKE
yükselir; zorlanamaz. B a z e n y a p m a k t a olduğumuz ş e y d e n
vazgeçmemizi, bazen n e ş e l e n m e m i z i emreder; bazen de ka
rar, yargı ve g e n e l görüntüde ani değişiklikler y a p m a m ı z a
H e p i m i z i n içinde, derinlerde yüzyılların bilgeliği yatar.
neden olur. D i k k a t e alırsak hayatımızdaki en değerli şeydir.
Asla t ü k e t i l e m e y e c e k , s o n s u z bir yaratıcı fikirler kaynağı
Gerçek a n l a m d a başarıya ulaşanlar, sezgilerinin s e s i n i din
saklıdır içimizde. İ n s a n l a r gereksinim duydukları fikirleri
lemeyi öğrenip o n u izleyenlerdir.
kitap sayfalarında ya da başkalarının düşüncelerinde arar
lar. Halbuki bu fikirler her insanın kendi varlığının merke
zinde vardır z a t e n . İ n s a n ı n varolduğuna i n a n m a c e s a r e t i BAŞARILI İNSANLAR DAİMA SEZGİLERİNE GÜVENİRLER
gösterdiği her ş e y i n ö t e s i n d e k i ilham, insanın olduğu her
yerdedir. John K. Williams, Bilinçaltınızın Bilgeliği adlı harika
kitabında ş ö y l e der: "Bilincin, muazzam ve kuvvet veren bir
FİKİRLER N E R E D E N GELİRLER? bilinçaltının doruk noktası olduğu, psikolojide kabul edilen
bir gerçek h a l i n e g e l m i ş t i r . Yapılan araştırmalar, bilincin
N e d e n büyük şirketler, ayaklarını masalarının üzerine derinliklerini harekete geçirme yeteneğinin bilim adamı,
uzatıp d i n l e n m e k t e n b a ş k a bir ş e y yapmıyormuş gibi görü yazar, b e s t e c i , mucit gibi yaratıcıların ya da iş adamlarının
basarilarını belirlediğini g ö s t e r m i ş t i r .
nen fikir adamlarına en yüksek maaşları verirler? Çünkü bu
insanlar tüm kuruluşun başarısını s a ğ l a y a n fikirleri üretir "Töre bilimin kurucusu S o k r a t z a m a n ı n d a n , büyük dahi
faaliyet alanı, şu anda yaşadığımız çağdaş uygarlığı müm Isa da şu sözleri yüce bir sezginin ışığında söylemiş ol
kün kılan ve destekleyen her büyük başarıya ilham vermiş malı: Ben kendim hiçbir şey yapamam; her şeyi yapan içim
tir." deki Baha'dır. Browning, "İçimdeki İhtişam", Azize Theresa
da, "Ben değil, benim vasıtamla çalışan Tanrı," demiş bu sez
Harvard Üniversitesi, Yaratıcı Özgecilik Araştırına
giye. Tüm mistik kişiler, yüce Ben'in tüm ihtişamıyla ortaya
Merkezi Yöneticisi Dr, Pitirim A. Sorokin, Sezgi Kaynağı'na
1
"bilinçötesi* adını veriyor ki bu da sonsuz Zekâ'ya, yani çıkabilmesi için önce küçük ben'in ölmesi gerektiğini biliyor
Tanrı'ya verilen bir başka isimdir. Şöyle yazıyor Dr. Sorokin: lardı.
İnsanın yaratıci zekâsıyla ilgili olan bilim, d i n , felsefe, tekno Tanrı bir kez söyledi, iki kez söyledi, ama insanlar anla
loji, förebilim, hukuk, güzel sanatlar, ekonomi ve politika gibi alan madılar. Bir gece, insanlar yataklarında derin uykuya dalıp
lardaki tüm basariların ve keşiflerin asıl kaynağı bilinçötesi gibi gö düş görmeye başladıklarında onların kulaklarını açtı ve ge
rünüyor. Onun dehası ve işlevi olmadan bilincin ve bilinçaltının rekli bilgiyi verdi. (Eski Ahit'in Eyüp Kitabı-33:14-16)
kullanımıyla yalnızca vasat basarilar elde edilebilir, öma en büyük
Elias Howe, yüz yıl önce bir gece derin uykudayken gör
ler asla. Bir edebiyat ya da beste uzmanı, edebiyat veya müzik da
düğü bir düş, bir vizyon sayesinde modern dikiş makinesinin
lında harika eserlerin oluşturulmasındaki tüm kural ve teknikleri b i
icadıni sağlayan fikri buldu. Bu düşü görene dek haftalardır
lir; ancak bîİinçötesinin dehasından yoksun ise Shakespeare'in,
icadı üzerinde çalışıyordu Howe. Ancak makineyi tamamla
Chaucer'in, Bach'ın ve Beethoven'in kötü bir taklidi bile olamaz. Bir.
yacak son parçayı yaratamıyordu bir türlü. İpliği iğneden ge
bilimsel yöntem uzmanı için de aynı şey geçerlidir. Biiinçötesinden
çirdikten sonra üst ucunu makinada nasıl tutacağını bulamı
yararlanamıyorsa Galileo, Newton, Eflatun ya da Kant gibi olma
yordu ne kadar uğraşsa da. Bir gece geç saatlere dek ça
konusunda hiçbir şansı yoktur. Bu bakımdan bilinçötesi bilinen en
lıştıktan sonra bitkin halde yatağa uzandı. Rüyasında kendi
yüksek yaratıcı enerjidir. Bilinçötesi, bilinçötesi sezgi yoluyla yaratır
ni yamyamlar tarafından esir edilmiş gördü. Yamyamlar
ve keşfeder. Algılama, gözlem gibi duyusal sezgilerden, matema
kendisine, yirmi dört saat içinde makineyi tamamlayacak
tiksel ve kıyaslamaya dayalı mantıktan çok farklıdır. Duyuların ve
parçayı bulamadığı takdirde onu yiyeceklerini söylüyorlardı.
mantığın aksine, sezgisel ilham veya idrak, sabırlı bir gözlemden
Yamyamlar çevresinde dolanıp duruyorlardı ve birden şefle
ya da matematiksel, mantıksal analizden farklı şekilde bir anda
rinin elindeki mızrağın ucunda bir delik olduğunu gördü.
akla gelir. Bu anlık ışığin zamanının ve koşullarının önceden kesti
rilmesi, tahmin edilmesi ya da isteyerek yaratılması oldukça zordur. Soğuk terler içinde uyandığında sorunun çözümünü bulmuş
Patlama genellikle en beklenmedik anda ve koşullarda gerçekleşir. tu!
Sezgi küçük, beşeri ben'imizi aradan çıkardığımız za Mucitlerin, yazarların, sanatçıların,.bestecilerin fikirle
man ortaya çıkan yüce ilhamdır. Sorokin'in dediği gibi, rini nasıl ürettikleri konusunda araştırmalar yapılmakta.
66 67
eden bir sorunu ertesi sabah çözmüş olarak uyandığımızı, unuttu
hepsi göste'riyor ki fikirler en umulmadık anda, insanlar
ğumuz isimleri uyandıktan sonra hatırlayabildiğimizi göz önüne
mücadeleden vazgeçtiklerinde, yarı uykudayken ya da hayal
alırsak, çıkarabileceğimiz aşikâr sonuç, aklın gizemli bir biçimde
kurarken ortaya çıkmaktadırlar. Bazıları araba kullanırken,
gece boyunca ertesi gün bilince sunulmak üzere bitirilmiş bir sonuç
balik tutarken ya da avlanırken ya da iş dışında dinlenmek
verilmesini sağlayan gizli bir eylemde bulunduğudur. O muhteşem
amacıyla bir şeyler yaparken aniden kafalarında çakan bir
sanatsal ilhamların ve kafa karıştırıcı durumlara karşı zafer kaza
şimşekle bu fikirlerin doğduğunu söylüyorlar.
nan sezgiye dayalı kararların gizli kaynağı, bilinçli düşünme sınırı
Çoğu ressam, tablosunu bütün olarak zihninde görüp
nın ötesindeki derin düşünce tabakasıdır. "Tanrı doğruyu sevgili
tuvale döküyor. Besteciler senfonilerini içsel olarak duyup
kullarına uykuda ulaştırır" der Davut Peygamber. Uykudayken ger
notalara döküyorlar. Mozart ilhamıyia ilgili olarak şöyle
çekleşen bu zihinsel eylemi kanıtladıktan sonra uyku için "bilinçsiz
diyor: "Hayalimde, sıralı parçalar halinde değil de, oldukları
liğe geçiş" demek, deneyimlenen şe/in yalnızca yüzeysel değerini
gibi, bir anda duyuyorum... Ne büyük bir zevk olduğunu an
dikkate alıp altında yatan her şeyi görmezlikten gelmektir.
latamam."
Ben en iyi konuşmalarımı televizyonda bir golf ya da
YARATICILIĞINIZI NASIL ARTIRABİLİRSİNİZ
futbol karşılaşmasını izlerken hazırlıyorum. Ailem aklımı yi
tirdiğimi düşünüyor. Öğleden sonrayı televizyon izleyerek
harcadığımı gören karım, "Neden konuşmanla meşgul olmu Evrenin Yaratıcı Zekâsı'nin varlığını kanıtlamaya çalış
yorsun?" diye soruyor. Sarı çizgili not defterimi hiç yanımdan mıyorum. Bu daha önce ve daha iyi bir şekilde yapılmış. Bu
ayırmam. O t u r m u ş maçı izlerken birden bir fikir uyanır, rada vurgulanması gereken nokta, hepimizin Yaratıcı Zekâ'
sonra bir tane d a h a , bir tane d a h a . Kuşkusuz bu fikir futbol ya birer geçit olduğumuzdur; Emerson'un dediği gibi hepi
maçından değil, bilincimi aradan çıkardığım için bilinçaltım- miz aynı şeyin giriş ve çıkışlarıyız. Önemli olan ilham perisi
dan gelmektedir. ni davet etmeyi öğrenmek. Eski Yunanlılar sanat ve bilim
Şu sıralar UCLA'da profesör olan bir arkadaşım en iyi den dokuz tanrıçanın sorumlu olduğuna ve bir fikir ürete
fikirlerini bahçesindeki gülleri budarken bulur. Tıbbi araştır bilmek için önce onların teveccühünün kazanılması gerekti
malarla ilgili makaleleriyle ünlü olan bu arkadaşım her ma ğine inanırlardı. Bugün İngilizce'de "ilham perisi" anlamın
kalesi yayınlandıktan sonra, ona kaynaklık eden fikri hangi daki sözcük, derin düşünceye dalmak, meditasyon anlamın
gülle uğraşırken bulduğunu söyleyebilir. da kullanılıyor. Dalgın, kendinden geçmiş bir haldeyken,
aynı zamanda derin düşünebilmek çelişkili bir durum gibi
Paul Brunton, Kişiyi Aşan Bilgelik adlı kitabında, sezgi
görünüyor, ama Evrenin Yaratıcı Zekâsı'nı bu şekilde işleyip
yi, bilinçli düşüncenin eşiğinin altındaki derin düşünce taba
geliştiriyoruz. Yüzeysel düşünceden uzaklaştığımızda bilin
kasına yerleştiriyor: çaltının kaynaklarına dalip derinlemesine düşünebiliyoruz.
Yazarlıkla uğraşan kişiler sık sık, kafalarında coşkuyla koşu
şan düşüncelerle uyanıp bunları kâğıda dökmek için yataklarından Kendini-yönetme yoluyla derin bilinçaltını belli bir çiz
giye yönlendiriyoruz ve yeterince alıcı d u r u m u n a sokabilir
fırlarlar. "Kubla Han" gibi uzun bir şiirin, şair Coleridge'in uyku
sek bilincimiz de bizim için gerekeni yapmaya çalışıyor.
sunda ortaya çıktığını, uykuya dalmadan önce kafamızı meşgul
69
68
3. Fikirler geldiğinde yakalamaya hazır olun:
YARATICILIĞI GELİŞTİRMEK İÇİN DÖRT KURAL Sezgiler kısa ömürlü, gelip geçici düşüncelerdir. Adeta
birer parçanız olmuş, alıştığınız sınırlı düşüncelerinizden ta
1. Düşüncelerinizi bir noktada yoğunlaştırın: mamen farklıdırlar. Bu düşünceler bir kelebek zerafetiyle
Bir besteci, müziği, özellikle ilgilendiği müziği düşünür. gelir ve çabucak uzaklaşıp giderler. Henüz belleğinize kayde
Düşüncesini fizik veya elektronikte yoğunlaştırmaz. Sanatçı, dilmemişlerdir. Araba kullanırken ya da uykuya dalmak
bilim adamı, desinatör, yazar; hepsi dikkatlerini, yaratıcı fi üzereyken gelen ilhamı hatırlayabileceğiniz! sanmayın. Bir
kirleri aradıkları alana yöneltirler. Bir fikri alıp onunla bir çok iyi fikir bu şekilde kaybolur gider. D u r u m ne olursa
likte yaşarsanız gördüklerinizle büyülenirsiniz. Kapıyı bir olsun, arabayı d u r d u r u n ya da kalkıp ışığı yakın ve fikrinizi
açtınız mı orijinal fikrinizi giydirmek için her yerden fikirler bir yere yazın.
girer içeri. Hangi yöne gideceğinizi iyi belirleyin ve her sefe İçinden gelen sesi dinlemeyi öğrenen yaratıcı insan, not
rinde tek bir fikri içeri alın. defterini ve kalemini yanından ayırmaz. Fikirler genellikle
uyanmak üzereyken ya da gece boyunca geldiği için kâğıt ka
leminiz yatağınızın başucunda olsun. Birçok insan çözmek
2. Derinlemesine düşünmek aceleye gelmez:
istediği bir soruyu yatmadan önce kendisine sorup, istediği
En iyi sonuçlar için projenizi bilinçaltınıza tam anlamıy
yanıtla uyanmayı güvenle beklemeyi öğrenmiştir.
la yerleştirmeniz gerektiğini u n u t m a y ı n . Zamanınız hiç tü-
Bir konuşmacı ya da yazarsanız, kendinize bir taslak
kenmeyecekmiş gibi rahat olun. Aklınıza gelen fikirlerle oy
hazırlayın. Birkaç kez üzerinden geçerek aklınıza yerleşti
nayın, onları sevin, suçlamayın. Uygulamalı İmgeleme adlı
rin. Sonra da birkaç gün içinde gelecek fikirleri yakalamaya
kitabı birçok yaratıcı düşünme dersinde kullanılan Alex F.
hazır olun. Diktiğiniz ağaca asın onları; göreceksiniz ki her
Osborn, gelen fikirleri olduğu gibi kabul etmenin, yargılama
zamanki bilinçli düşüncelerinizin yapabileceklerinden çok
manın en önemli şey olduğunu, "eleştiriyi ertelemek" gerekti daha iyilerini üreteceksiniz. Dahası, bu şekilde çalışmak
ğini söylüyor. G r u p l a r a , bir araya geldiklerinde fikirlerini sinir ve gerginliği de ortadan kaldıracaktır.
serbestçe ortaya dökmelerini öneriyor. Burada ana kural, di
ğerlerinin fikirleriyle eğlenmemek, onları eleştirmemek. Ay
4. Şimdi fikirlerinizi kullanmaya hazırsınız:
nı şey kişinin kendisi için de geçerli. Suçlamanın, düşünce
Bundan önceki basamaklarla işiniz bittikten sonra ar
akışını kesintiye uğrattığı kanıtlanmış bir gerçektir. Düşün
tık eleyici olabilirsiniz. Şimdi birçok fikir içerisinden hangi
celerinizi değerlendirip eleme yapacağınız zaman daha sonra
lerini kullanmak istediğinize karar verme, kalanları eleme
gelebilir.
ya da gelecekte kullanmak üzere depolama zamanıdır. Dene
R a h a t olun, oyalanacak hafif bir şeyler bulun, isterseniz yimlerime dayanarak söyleyebilirim ki, bir saatlik yaratıcı
televizyon seyredin veya güzel bir müzik dinleyin. Derin zih düşünme, çok uzun süre kullanabileceğiniz fikirler üretebilir
niniz, her zaman verilen sipariş üzerinde derinlemesine dü ve her fikir yenilerini doğurur. Gerçekten de sezgi, Sonsuz'la
şünür ve kısa bir süre sonra fikirler öylesine hızlı akmaya bağlantımızdır.
başlarki bunları nasıl yakalayacağınız endişesine düşersiniz.
71
70
Gleen Clark, Evrenin Sırlarına Ulaşabilen İnsan adlı dan kurtuluşu temsil eden dört figürden oluşan eseriyle ta
bir kitap yazdı. Bu, aynı hayatta boş ayrı hayat yaşadığını nındı en çok.
söyleyen Walter Russel'in öyküsü. Kendisi başarılı bir müzis "Hiçbir zaman Tanrı'dan başarıya ulaşmasını sağlayacak
yen, mimar, ressam, heykeltıraş, kitap ve dergi ressamı idi. gücü vermesini islemedi; o bu güce zaten sahip olduğunu biliyor-
Russell, 1897 ve 1898 yıllarında Collier's Weekly'de sanat du.Sözsüz ve ilhama dayalı bir ilişki içinde ondan istediği tek şey,
editörü olarak çaliştî. İspanyol Savaşı sırasında Collier's ve içindeki mutlak kudretin daima bilincinde olmasın! sağlamasiydı."
Century için savaş muhabiri olarak görev yaptı. 1900'de ilk
Dr. Clark'in kitabına neden Evrenin Sırlarına Ulaşabi
olarak Tulin Uluslararası Sanat Sergisi'nde sergilenip İtal
len İnsan ismini verdiğini merak ediyor musunuz?
ya'da gurur verici eleştiriler alan, daha sonra tüm Avrupa'da
sergilenip F r a n s a , Belçika ve İspanya'da ödüller kazanan ve Walter Russell ve diğerleri evrenin sırlarına ulaştıiar,
kendisine, Toledo'daki İspanyol Sanat ve Edebiyat Akademi- biz de ulaşabiliriz. Eflatun'un bildiğini siz de bilebilirsiniz.
si'ne üyelik getiren "Yüzyılların Gücü" adlı alegorik resmini Sezgi yalnızca aşırı duyarlı kişilere, medyumlara has bir
t a m a m l a d ı . D a h a sonra büyük bir portre ressamı oldu ve ül özellik değildir. Sigmund Freud ve Cari J u n g sezgiyi, zihnin
kenin çeşitli yerlerinde kayda değer eserler yarattı. Bu arada normal bir fonksiyonu olarak kabul etmişler, ama keşfede
birçok kitap yazdı ve konferans verdi. Mimarlıkla ilgili hiçbir memişler. Düşünce'nin ulaşabileceği yerler henüz ortaya çı
karılmamıştır. Herkes bu alanda bir kâşif olabilir. Sezginin
eğitimi olmamasına rağmen -ki okulu on yaşında bırakmıştı-
sesini dinlemeyi öğrenirseniz, sorularınıza yanıt bulabilmek
New York'ta yirmi milyon dolarlık, tüm dünyaca bilinen bi
için ondan ona koşmaya, endişelenmeye son verebilirsiniz.
naları inşa etti. İnşaatları kendisi finanse etti ve hepsini sat
içinizdeki Bilge, karşılaşabileceğiniz her sorunun çözümünü
tı, h a t t a kooperatif yoluyla satırı alma yöntemini, ki o za
bilir ve beşeri düşüncenin ürünü olan yanıtların aksine bun
manlar bu işe hiç de iyi gözle bakılmıyordu- uyguladı.
lar doğru yanıtlardır. Deneyin. Şaşırabilirsiniz.
D r . Clark "Walter Russell'in resimden heykeltıraşlığa
geçişi elli altı yaşındayken gerçekleşti ve t a m a m e n rastlan
KENDİNÎ-YÖNETME
tıydı" diye yazıyor. Tüm hayatı boyunca resim yapmış, çamu
ra elini bile sürmemişti. Sanat ve Bilim Topluiuğu'na başkan
seçilmişti ve bu topluluk Edison'a bir madalya verecekti. Ben de evrenin sırlarına ulaşabilirim. Sonsuz bir Kay-
"Madalyanın büstünü yapan heykeltıraş başarılı olamadı. nak'la ilişkideyim. Şimdi aklımı (şu konudaki) yanıtları
Bunun üzerine Walter Russell biraz çamur aldı ve Bayan almak üzere açıyorum (burada o anki sorularınızı, ihtiyacını
Edison'a telgraf çekip büstü kendisinin yapacağını bildirdi." zı belirtin). Sükûnet içinde dinliyorum, açığım, almaya hazı
rım. İçimden ilham fışkırıyor. İhtiyacım olan fikirleri ve on
D a h a sonra bilim alanında büyük keşifler yapmasına,
lari. gerçekleştirmek için gereken gücü alıyorum.
filozof ve konuşmacı olarak uluslararası bir ün kazanmasına
rağmen asıl şöhretini heykeltıraşlıkla kazandı. Zamanımızın
birçok büyük kişisinin büstünü yapmış olmasına rağmen ko
nuşma özgürlüğünü, din özgürlüğünü, gereklerden ve korku-
72 73
Yaratici imgelemenin gücü
Albert E i n s t e i n " H a y a l gücü bilgiden d a h a ö n e m l i d i r " d e r .
R a l p h Waldo E m e r s o n , "Bilim, h a y a l g ü c ü n e n e k a d a r borçlu
o l d u ğ u n u b i l m e z " diye y a z m ı ş .
7 D ü n ü n hayal ü r ü n ü o l a r a k n i t e l e n d i r i l e n , a s l ı n d a e n
g e l l e n m e m i ş hayal g ü c ü n ü n ü r ü n ü o l a n bilim kurgu k i t a p l a
rı ve dergileri b u g ü n gerçekçi k a b u l ediliyor.
YARATICI İ M G E L E M E N İ N G Ü C Ü
YARATICI İ M G E L E M E S İ Z E N E İ F A D E E D E B İ L İ R
Yaratıcı imgelemeyi a n l a y a r a k v e u y g u l a y a r a k t ü m h a
Sonsuz Dünyalara ulaşma çabamdan; insanoğlunun ölüm
y a t ı n ı z ı y e n i d e n d ü z e n l e y e b i l i r s i n i z . Yaratıcı i m g e l e m e saye
süz gözlerinin Düşünce Dünyalarının derinliklerini, Tanrı'-
s i n d e k i ş i n i n kendisiyle ve yaşadığı d ü n y a ile ilgili i n a n c ı n ı ,
nın Bağrında genişleyen sonsuzluğu, yani insanın Hayalgü- dolayısıyla b u i n a n c ı n ü r ü n l e r i n i d e ğ i ş t i r m e k m ü m k ü n d ü r .
cü'nü görmesini sağlamaya çalışmaktan yılmayacağım. Bu hayal gücüyle i n s a n o ğ l u ilerledi ve b u g ü n k ü düzeye gel
WILLIAM BLAKE di. Uygarlığımızın t ü m a t ı l ı m l a r ı , başarıları yaratıcı hayal
g ü c ü n ü n e s e r i d i r . R u h s a l gelişme v e d a h a b ü y ü k a n l a y ı ş , i n
William B l a k e , i n s a n ı n h a y a l g ü c ü n ü , Tanrı'nın bakisi sanın yaratıcı hayal gücünü kullanımıyla sağlanır.
74 75
Yakub'a hiçbir şey bırakmadı. Yakub hiç endişelenmedi; ya Evrensel Bilinç'te birçok bilinç hali vardır. Her insanın;
ratıcı imgeleme sayesinde kazandı. Hayvanların su içmeye kendisiyle, fikirleriyle, yaşadığı hayatla ilgili kendine ait
ve üremeye gittikleri yere benekli kamışlar dikti. Ve böylece inançları vardır. Baha'mın evinde bir sürü oda var. İsa bun
yavrular benekli doğdu. Hayvanların benekli kamışları sey dan o kadar emindi ki çevresindekilerin de bunu bildiğini
retmeleri, benekli yavrular doğurmalarına neden olmuştu. varsaydı. Senin için bir yer hazırlamaya gidiyorum. İçimiz
Bu bir yaşam yasasıdır. Dikkatimizi yoğunlaştırdığımız deki Bilgelik, yaratıcı imgeleme, yolu açmak için önden
şeyi yaşarız. Yapmamız gereken bu yasayı bilmek ve etkin bi gider.
çimde kullanmaktır. İsa bize şunu öğretti: Arzuladığın ve dua ettiğin ne olur
sa olsun, inan ve senin olsun. Bu yaratıcı imgelemeyi kullan
İNSAN TANRIYLA BİRLİKTE YARATIR mak değil midir? Ne olursa olsun dedi. Hiçbir sınıflandırma,
koşul yoktu. İstediğiniz ne olursa olsun elde edeceğinize
inandığınızda, bilincinizde kabul ettiğinizde, elde ettiğinizi
Başka bir deyişle, Tanrı insan vasıtasıyla yaratır. Bize
hayal ettiğinizde, içsel kaynağa döndüğünüzde elde edeceksi
T a n n ' n ı n insanı kendi suretinde ve benzeri olarak yarattığı
niz. Kesinlikle.
söylendi. Her şey zaten vardı, insanın yaratıcılığı, adapte
etme ve değiştirme yolu ile oldu. Hangi güçle? Elbetteki tek
Güç olan Kutsal Güç'le. Hepsi insanın sağladığı düşünce ka İÇİMİZDEKİLER YAŞAMIMIZA YANSIR
lıbına göre gerçekleşti.
İnsanlığa bahşedilen en önemli şeylerden biri, ihtiyaçla Hepimiz ince bir yoldayız. Hepimiz, içimizdeki en yük
rını karşılamak için etkiler dünyasını değiştirtebilmesidir. sek noktayla uyum içinde yaşamaya gayret ederiz. İnsanlı
İnsan, aklına gelen ve içindeki Hayat Kaynağı'ndan fışkıran ğın ve kendilerinin zararına şeyler yapıyormuş gibi görünen
fikirlerle sürekli olarak kendisini ve hayatını değiştirirken ler bile o anda yaptıklarının kendileri için en iyisi olduğuna
Tanrı'yla birlikte yaratır; T a n n ' n ı n aracı olur. Tanrı sezgi inanırlar. F a k a t , kendimizle ilgili imajı yeni bir boyuta yük
vasıtasıyla öğretir; Tanrı insandaki hayal gücü vasıtasıyla selttiğimiz zaman, yaşadığımız hayatın değişmeye başladığı
yaratır. Olaylar yaşanmadan önce mutlaka bir fikir olarak nı görürüz. Ve ben, eğer dünyadan yukarıya çekilirsem, tüm
mevcut olurlar. Fikir yolu açar. insanları da beraberimde yükselteceğim. (John 12:32.) Bilin
cimizi daha yüksek bir boyuta çıkardıkça hayatımızın da
İMGELEME BİZDEN ÖNDE GİDER yeni boyuta uyum sağladığını görürüz. Yaratıcı imgeleme iş
başındadır!
Birçok yolu var, ama ben iki yoldan söz edeceğim. Ge-
76 77
yaratıcı İmgelemenin Gücü
nellikle sahip olduklarımızla bulunduğumuz yerden başla zünün önünde sürekli kusursuz bir sırtın hayalini yaratmış
mamız söylenir; fakat bu kez ben baştan değil sondan başla ve bu ideal görüntü sonunda gerçekleşmişti.
manızı tavsiye edeceğim. Garip geliyor değil mi? Biraz fark
var, ama aslında aynı şeyden söz ediyoruz. Aslında sahip ol H E R BÜYÜK MUCİT YARATICI İMGELEMEYİ KULLANIR
duklarımızla bulunduğumuz yerden başlıyoruz yine. Başarı
sız ve eksik olduğunuzu mu imgeliyorsunuz, yoksa başarılı
olduğunuzu mu? Aradığımız şeyin yaratıcı imgeleme yasasıy Eli Whitney, Yale Üniversitesi mezunu olan ve tamirci
la bilincimizde var olduğunu bilerek başladığımızda, kesin lik yapmaktan hoşlanan genç bir adamdı. Mezun olduktan
başarıyı sağlayacak t ü m adımlar atılır ve engeller aşılır. sonra Devrim Savaşı generallerinden Nathaniel Greene'in
Georgia Savannah'daki evine davet edildi. Oradayken, birisi
Başka bir deyişle, dua ettiğimiz zaman, kendimizi, kay
tohumları pamuktan ayırmakta çekilen büyük güçlükten söz
betme ihtimalinden uzak tutarız. Hastalık ve dertlerden ko
etti. Tohumları pamuktan çıkarmayı denediniz mi hiç? Be
r u n u r u z . Dua ettiğimiz zaman başarıya ulaşmak için gere
yaz ipliğe yapışmış bu tohumların bir tanesini bile ayırmak
ken her şeyin sağlanacağını bilerek En Yüksek noktaya yö
dakikalar alır. Tohumlan ayırmak için bir yol bulunamadı
neliriz. Emmet Fox buna Altin Anahtar'ı kullanmak diyor ve
ğından pamuk üretimi çok masraflıydı. Ama üniversiteden
ekliyor: "Güçlüklere sırtınızı dönün ve dikkatinizi Tanrı' ya
yeni mezun olan bu genç adam, "Bu sorunun bir çözümü ol
yöneltin."
malı" diye düşündü. Yanıtı bulmak için pamuktan ayrılmış
t o h u m u gözünün önünde canlandıriverdi! Başka bir deyişle,
YARATICI İMGELEMEYİ KULLANAN PRENSİN ÖYKÜSÜ fikri aklına koydu ve kısa zamanda kolayca başarılabileceği
ni anladı. Birkaç gün içinde, günde yirmi beş kilo pamuğu
Kambur bir prensin hikâyesini anlatan eski bir efsane temizleyen küçük bir alet gelişdirdi ki bu o günün insanı için
vardır. Prens, görüntüsü hakkında çok duyarlı olduğu için mucizevi bir başarıydı. Eli Whitney bunu başardığında yirmi
halkının önüne pek çıkmıyordu. Bir gün sarayın heykeltıra dört yaşındaydı. Çırçır fabrikasını kurmak üzere kuzeye geri
şını çağırıp kamburu yokmuş gibi güzel bir heykelini yapma döndü, istek öylesine çoktu ki üretim yıllarca talebin altında
sını istedi. Heykeltıraş çalışmaya başladı. Zamanı geldiğinde kaldı. Yaratıcı imgeleme ısrarla kullanılırsa, fikrin olduğu
prense, tam görünmek istediği gibi mermer bir heykel sunul her yerde başarı da vardır.
du. P r e n s çok mutlu oldu. Heykeli bahçede gizli bir köşeye
Hepimiz mucit olamayız. F a k a t yaratıcı imgeleme bir
koydu ve her gün oraya gidip sahip olmak istediği görüntüyü
çok yerde, hayatın basit şeylerinde de kullanılabilir.
uzun uzun seyretti. Aradan aylar geçti; heykeli her ziyaretin
den sonra biraz daha dik durabilmeye başladı. Birkaç yıl
geçti. Sonunda tüm tebâsını bir toplantıya çağırdı. İnsanlar DUA, YARATICI ÎMGELEMENİN EN YÜKSEK BİÇİMİDİR
her yerden prenslerini görmeye geldiler. Bu sefer mutlu bir
yüzle ortaya çıktı. Bakın ve görün! insanlar onu gördüklerin Tanrı, kafamızı karıştıran eski düşünceleri aklımızdan
de gözlerine i n a n a m a d ı l a r . Prens artık kambur değildi. G ö - çıkarmak amacıyla yaratıcı hayal gücümüzü kullanarak, du-
78 79
alar yoluyla iş görür. Böylece de Bilgelik Kaynağı'nın yaratı Henry Thoreau.
cı etkisine açılmamızı ve yeni fikirlerin hayatımıza girmesini
Düş kurmaktan korkmayın. Hayat düşlerden yaratılır;
sağlar.
ancak düşlerinizin gerçekleşeceğine gönülden inanın ve onla
Bunun bir örneği, bilimsel gücü başkaları için kullan
rı gözünüzde çoktan gerçekleşmiş gibi canlandırın. Sağlığını
maktır. Hayatın tüm yükünü omuzlarında taşıyormuş gibi zın mükemmel olduğunu d ü ş ü n ü n ; arkadaşlarınıza "Kendi
görünen birinin bize geldiğini varsayın. Her şeyin kendisine mi harika hissediyorum" dediğinizi duyun. Kendinizi, "Çok
karşı olduğunu düşünüyor. Eski resmi söküp çıkarmalı, onu başarılı bir yıl geçirdim. Yaptığım her işte başarılı oldum"
bütün ve özgür olarak görmeliyiz. Yaratıcı imgeleme sayesin derken düşleyin.
de şimdi güçle dolmuş ruhsal bir varlık görüyoruz. Ölümlü
Einstein düş gücünün bilgiden daha önemli olduğunu
yüzünün ardındaki bu insanı, Yaratıcı'nm sureti ve benzeri
söylemiş. William Blake bu düş gücüne "Tanrı" der. Ben de
olan yüce, mükemmel ve ruhsal bir varlık olarak gördük mü
"Düş gücü, eyleme geçmiş Tanrı'dır" diyorum.
hiçbir şey bu gerçeğin zaferini engelleyemez.
KENDİNİ-YÖNETME
KENDİNİZ HAKKINDA NE DÜŞÜNÜYORSANIZ OSUNUZ
Aynı şekilde kendimizi, yaşamak istediğimiz hayata Kendimi harika hissediyorum! Güçlü ve sağlıklıyım ve
bunun tadını çıkarıyorum.
adım atmış gibi görmeliyiz. Kendimizi sağlıksız, yorgun, ce
saretsiz ve mutsuz görüyorsak önce bu tabloyu değiştirmeli Yaptığımı iyi yaparım ve doğal olarak da hep iyi sonuç
yiz. Ne düşündüğümüz önemlidir, bugünkü düşünce yapımız lar alırım.
yarınlarımızı hazırlamaktadır. Bunu anlarsak kendimize acı Deneyimlerimi harika insanlarla paylaşıyorum.
m a k t a n vazgeçeriz. Bu Hayat Yasası karşısında öylesine İhtiyaç duyduklarım ve bana ihtiyacı olanlar kapıma
dehşete düşeriz ki olumsuz düşüncelerimizle yaşamaktansa gelir.
ölmeyi tercih ederiz. Düş gücümü yapıcı olarak kullanıyorum ve arzuladığım
Ne yediğini söyle sana kim olduğunu söyleyeyim diye hayatı gözümde canlandırıyorum.
yaygın bir deyiş vardır. Oysa, Ne düşündüğünü söyle sana Bütün düşlerim harika bir biçimde gerçekleşiyorlar!
kim olduğunu söyleyeyim deyişi olmalıydı bu. Kendinizle il
gili inançlarınız, emin olun, yaşayacaklarınızı tayin eder. Ne
düşünüyorsanız o olursunuz. Bırakın düş gücünüz aşağılan
değil yukarıları seyretsin; Evrensel Hayat'in yaratıcılığına
kollarınızı açarak sonsuzluğa bakın. Düş gücünün kudretiyle
başarılması olanaksız bir amaç yoktur, "insan düşleri doğrul
t u s u n d a güvenle ilerlerse ve düşlediği yaşam için çok çalışır
sa hiç ummadığı bir anda başarıyla karşılaşır" diye yazmış
80 81
UTANGAÇLIĞI YENMEK
82 83
o l m a k i s t e r . B a ş a r m a y a duyduğu aşırı i s t e k yüzünden yarış kişinin k e n d i n e güvenini y i t i r m e s i n e n e d e n olur bu. H e p i m i z
s ı r a s ı n d a başarısızlığa u ğ r a m a s ı n a n e d e n o l a c a k bir olayın dengeli görünmek i s t e r i z . Komik değil kendinden e m i n g ö
o r t a y a ç ı k a c a ğ ı korkusuna kapılan a t l e t i e l e a l a l ı m . B u başa rünmek i s t e r i z . Kombinezonunun görüneceğinden korkan
rısızlık korkusu a t l e t i iki ayrı ş e k i l d e etkileyebilir; başarıya kız, günün s o n u n d a korktuğunun b a ş ı n a g e l m i ş olduğunu
u l a ş m a k için daha da itilim d u y m a s ı n a neden olur ya da ken görünce kızarır. S p o r kıyafetle gittiği partide h e r k e s i n ü z e
disini bu korkuya kaptırıp güvenini yitirir. O z a m a n da y e t e rinde s m o k i n olduğunu gören adam yıllar s o n r a bunu hatır
neği kaybolur gider. ladığında kendine güveni sarsılır, " N e g ü l ü n ç duruma düş
müştüm!" diye düşünür. H a y a t ı m ı z boyunca küçük ş e y l e r
B i r k a ç yıl ö n c e k i bir golf m a ç ı n ı hatırlıyorum. Büyük
yüzünden komik duruma düşeriz. Birden dikkatler üzerimi
turnuvanın s o n günüydü. H e r vuruş büyük bir para ve pres
ze çevrilir, kendimizin farkına varır, kızarır, kekeleriz.
tij d e m e k t i . Ö n d e olan oyuncu, y a p a c a ğ ı en ufak h a t a n ı n n e
l e r e m a l o l a c a ğ ı n ı n bilincindeydi. O y u n ilerledikçe gerginliği
artıyordu. Yöntemli bir oyun oynadığından oyunu kazana- " Ş U ADAM BANA VURDU!"
c a k m ı ş gibi görünüyordu hâlâ. O n a l t ı n c ı çukurda h e y e c a n
doruğa u l a ş m ı ş t ı . M ü s t a k b e l ş a m p i y o n u m u z u n uzun bir vu i ş t e b a ş k a bir korku daha: i n c i t i l m e korkusu. E g o çok
ruş y a p m a s ı gerekiyordu. Vuruşa k o n s a n t r e o l m a y a çalışı duyarlıdır ve hep i n c i t i l m e arar, k e n d i s i n e zarar verildiğini
yordu. Vuruş ç i z g i s i , topun çim alandaki hızı, s ü r t ü n m e etki düşünür. Bir a r k a d a ş ı m şöyle bir h i k â y e anlatmıştı: Ö ğ l e y e
s i , her ş e y kontrolü altındaydı. Atışı a d e t a e z b e r e yapabilir m e ğ i için o küçük yerlerden birine g i t m i ş . D a r koridorda yü
di. Vuruşunu yapmak üzere golf s o p a s ı n ı kaldırırken birden rürken nasıl olduysa ayağını koridora doğru hafifçe u z a t m ı ş
yanındaki, o sırada çalıştırılan k a m e r a y ı fark e t t i . Adam ani olan bir k a d ı n a t a k ı l m ı ş . Özür d i l e m e k için geri d ö n d ü ğ ü n d e
den irkildi. H a y a t ı m d a onun kadar ş a ş ı r ı p s e r s e m l e y e n biri k a d ı n ı n "Bu a d a m b a n a v u r d u ! " diye şikâyet e t t i ğ i n i duy
ni görmedim. K a m e r a dikkatini ç e k e n e kadar, insanların her m u ş . A r k a d a ş ı m ö z ü r d i l e m i ş v e o t u r a c a ğ ı y e r e doğru y ü r ü
h a r e k e t i n i izlediğini d ü ş ü n m e m i ş t i . Olduğu yerde kalakaldı, meye d e v a m e t m i ş . K a d ı n u z u n c a bir s ü r e " Z a t e n i n s a n l a r
atışını yapamadı. h e p b e n i itip k a k ı y o r l a r ! " diye y a k ı n m a y a d e v a m e t m i ş .
S o n u n d a t o p a vurmayı başardı, a m a sanki artık aynı Böyle kişilerin k e n d i l e r i n e g ü v e n l e r i n i y e n i d e n k a z a n m a y a
o y u n c u değildi. Çünkü birden benlik bilincine varmıştı. Tur ihtiyaçları vardır.
nuvayı bitirdi, a m a kazanamadı. N e d e n ? Çünkü kendisinin E g o u z u n yıllar s o n u n d a geliştirdiğimiz dış b e n l i k t i r , ki
farkına vararak güvenini yitirmişti. B a ş a r ı s ı z l ı k korkusu şilik benliğidir, ingilizce'de kişilik a n l a m ı n d a k i " p e r s o n a l i t y "
kaplamıştı içini. Atışı y a p a m a z s a n e l e r olacağını d ü ş ü n m e y e kelimesi L a t i n c e ' d e m a s k e a n l a m ı n d a k u l l a n ı l a n " p e r s o n a "
b a ş l a m ı ş t ı . Ve birçok atışı kaçırdı. Korktuğu b a ş ı n a g e l m i ş t i . k e l i m e s i n d e n gelir. Kişiliğimiz, gerçek o l d u ğ u n a i n a n m a l a r ı
n ı ümit. e d e r e k i n s a n l a r a gösterdiğimiz m a s k e m i z d i r . K i m s e
nin o m a s k e n i n a r d ı n a b a k ı p da o güvensiz k ü ç ü k i n s a n ı gör
ALAYA ALINMA K O R K U S U
mesini i s t e m e y i z . Bu y ü z d e n ego ya da kişilik m a s k e m i z i n
düşürüleceği endişesiyle, o n u k o r u m a k için h e m e n h e r şeyi
B a ş k a bir korku da, komik g ö r ü n m e korkusudur. Birçok yaparız
84 85
R E D D E D İ L M E KORKUSU na d a y a n a n utangaçlığın s o n u c u d u r .
O n a y l a n m a m a k o r k u s u y a l n ı z c a ç o c u k l a r a a i t bir s o r u n
m e n y i t i r m i ş t i r . R e d d e d i l m e k o r k u s u , h a y a t ı n birçok a l a n ı n g e l m i ş t i r . S o n u n d a i n s a n d ü ş ü n e b i l m e y e t e n e ğ i n e olan i n a n
NEYE GÜVENİYORUZ?
G Ü V E N KAZANMANIN B İ R YOLU VAR
90 91
olur. (Isaiah 30:15) Tanrı'ya güvenmek insana güvenmekten çok daha iyi
içimizden gelen emirleri dinlemeyi öğrenmeliyiz. Hazır dir. (Zebur 118:8) Aradığımız nedir aslında? Övgü ve yaltak
ladığımızdan farklı bir konuşma yapmaya yönlendirilebiliriz lanma ile egonuzu beslemekse önemli olan, başarısızlığa,
belki de. Yaptığımız ev, önceden düşündüğümüz, istediğimiz korkuya ve düş kırıklığına m a h k û m s u n u z demektir. Emer-
gibi olmayabilir ya da aldığımız elbise almayı düşündüğü son'un "yağlanmış hiçbir şeyliğimiz" dediği şeyi kutsal devre
müz elbise olmayabilir. Ama, içsel rehberimize güvenirsek den çıkarmadıkça, gerçek Ben-güvenine sahip olamayız.
sonuç her zaman iyi olacaktır; çünkü O hiçbir zaman bizi ba
şarısız kılmaz ve yüzüstü bırakmaz.
KENDİMİZE, "ASLINDA NEYİ ARIYORUZ?"
İçimizdeki Hayat'ı sevmenin ve ona tam olarak güven DİYE SORMALIYIZ
menin önemini tam olarak vurgulayamıyorum. içinde bulun
dukları koşullardan ve d o s t l a n n d a n korkmayı alışkanlık ha
ihtiyacımız olan şey başkalarının bizi daha çok sevmesi
line getirmiş insanlar için bunu anlamak oldukça zor görü
değil, bizim onları daha çok sevmemizdir.
nebilir. Başkalarını geçmek için mücadele etmek, sürekli
haklılığımızı kanıtlamaya çalışmak gibi yanlış dürtüleri terk Gerçek Ben - güveni budur.
etmeliyiz. Gerçek Ben'e güveni oluşturmak için tüm çabamı Yapmamız gereken, savaş korkusunu yaşamamak için
zı içimizdeki Güç'e yöneltmeliyiz. Böyle yaparak korkuları ülkeler arasında barış sağlamaya çalışmak değil, kendi kar
mızdan arınabiliriz; çünkü Tanri'nin Varlığı'nda korkuya yer maşa içindeki benliklerimizde barışı, huzuru bulmaya çalış
yoktur. H a y a t a can veren coşku her zaman Ben'e güvene eş maktır.
lik eder. İngilizce de "coşku, heyecan" anlamına gelen "ent- Gerçek Ben - güveni budur.
husiasm" kelimesi Yunanca'da "Tanri'da" anlamında kullanı Dönek bir dünyanın takdirini kazanmak için çalışma-
lan "en theos" kelimelerinden gelir. Coşku ve heyecanla ya malıyız; İçimizdeki Tanrı'yı m e m n u n etmek için harcadığı
şarsak Tanrı'yla bütünleşiriz ve hiçbir şey bize zarar vere mız çabada doyum bulmalıyız.
mez, bizi yenemez. Benim içimde olursanız ve benim sözlerim
Gerçek Ben - güveni budur.
sizin içinizde olursa, istediğiniz şey size verilir. (John 15:7)
Başarılarımızla dünyayı sarsmanı gerekmiyor; başarı
Kendi kavrama gücünüze değil Tanrı'ya tüm kalbinizle
sızlık nedir bilmeyen içimizdeki Oz'ün gerçek zenginliğine
inanın ve güvenin. Yaptığınız her şeyde O'nu görün ve bıra
ulaşmalıyız.
kın o size yol göstersin. (Atasözü) Mutlak Güç'e, Sonsuz
Sevgi'ye ve Zekâ'ya güvenerek huzur içerisinde istediğimiz Gerçek Ben - güveni budur.
hayata doğru ilerleyebiliriz. Ben'e güven ancak bu şekildi
oluşturulabilir. Bu güveni kazandığımızda belalı egomuzu
BEN-GÜVENİ OLUŞTURMAK İÇİN ANAHTAR DÜŞÜNCE
korumaya gerek kalmaz artık; böylece hiçbir şey kaybetme
yeceğimiz gibi çok şey kazanırız. Bu iç güvenliğini bir kez İnsan için imkânsız vardır, ama Tanrı için her şey mümkün
sağladık mı, güvenimizi asia kaybetmeyiz bir daha. dür. İçimizdeki Mutlak Güç her şeyi kolaylıkla ve kesinlikle yapabi-
92 93
lir. Mutlak Güç'ün benim vasıtamla konuşmasına ve benim için ey
leme geçmesine izin veriyorum.
94 95
BU İLHAM BANA NASIL G E L D İ
karar veriyorlar; ama sonra çocuklar öylesine yaygara yapı
yorlar ki ailede huzuru sağlamak için Disneyland'e gitmek
Aralarında seçim yapılacak şeylerin aşağı yukarı eşit
üzere geri dönüyorlar. Bu arada, karar veremedikleri için
olduğu zamanlar vardır, hangisini seçeceğinize karar ver
tatil günlerini boşa harcıyorlar. Bu, karar vermeye çalışırken
mek zor olur. Bir keresinde böyle bir olay yaşadım. Buna
fikirlerin nasıl oradan oraya döndüğüne güzel bir örnek. tam bir ikilem diyemeyeceğim, çünkü böyle şeyleri dert et
Karar veremeyen insan hiçbir yönde yol katedemez. memeyi ve üstesinden gelmeyi öğrenmiştim. Ama bir yol ay-
Bilinçaltı sürekli olarak bilinçten gelen emirleri yerine rımındaydım ve bütün yolların sonu çıkmaz sokaktı; hangi
getirir. Bilinçaltı bilinç tarafından inanılan her emre yanıt sinden gideceğime karar veremiyordum. Birkaç seçenek
verir. Kararsızlık olursa, her dakika fikir değiştirilirse, bilin vardı, ama hiçbiri doğru gözükmüyordu. Harekete geçmem
çaltı karmaşaya düşer. Bir emri yerine getirmeden yenisi gerekiyordu, ama ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.
gelir, ayak uydurmaya çalışır, ama yapamaz. Sadık bir hiz Böyle bir durumda çoğu kimsenin uykuları kaçar, arka
metkârdır, ama bu d u r u m d a ne yapacağını bilemez. daşlarından tavsiyede bulunmalarını isterler, falcılara, med
Kesin kararlar vermeyi öğrenmeliyiz, insana seçme yumlara giderler. Bense o t u r d u m ve meditasyona daldım.
hakkı verilmiştir. Kullanıp kullanmamak kendisine bağlıdır.
Yanlış seçim yapmaktan korktuğumuz için seçim yapmaya KİŞİSEL FAKTÖR
çekinirsek bilinçaltının eli kolu bağlanır, çıkmaza girer ve
hiçbir şey başaramaz.
Yapmam gerekenin, içimdeki Yüce Zekâ'yı benim adı
ma karar vermesi için yönlendirmek olduğunu anladım. Yap
KESİN KARARLILIĞA KESTİRME BİR YOL tığım meditasyon şöyle bir şeydi:
"İçimdeki Mükemmel Zekâ, yüce ve mükemmel Ben,
Kati olmak isteyen insan, zihnini karar vermeye hazır seni, adıma karar vermek üzere yönlendiriyorum. Biliyorum
lamalıdır her şeyden önce. Kendi kendinize "Şimdi bir karar ki sen, Her şeyi Bilen Evrensel Akıl'la bir b ü t ü n s ü n . Bu yüz
veriyorum," deyin. Belki bu karar, karar vermeyi ertelemek den de en doğru kararın ne olduğunu biliyorsun." Sonra
de olabilir, ama en azından bu d u r u m a karar vermiş olursu büyük bir rahatlık hissettim. Emirler gelene dek yapmam
nuz. İçinizdeki rehberin, beklemenin daha iyi olacağını söyle gereken bir şey olmadığını biliyordum. Neyi, nasıl yapmam
diği, "şimdi zamanı değil" dediği zamanlar olacaktır, ama bu gerektiği söylenecekti. Sonra, içimdeki bilge gerçekten de
kararsızlık denizinde yüzmekten çok farklıdır. Bize yol gös doğru yolu gösterdi ve beni kararsızlık içinde kalmaktan
termesi için içimizdeki Bilgeliğe başvurduğumuzda o, neyi kurtardı.
nasıl yapacağımızı söyler; doğru seçimi ve doğru zamanı bil
dirir. Önemli olan yol göstericiye güvenmek ve ona göre ha
reket etmektir. Yeşil ışık yandığında harekete geçmeye hazır
olmalıyız. "Şimdi bir karar veriyorum" ilk adımdır.
97
96
ğunu içsel olarak da hissedersiniz. Belki son anda yapacağı
BİZE GÜÇ VEREN DÜŞÜNCELER
nız şeyden vazgeçebilirsiniz; o zaman kararınızı da değiştire
bilirsiniz, bunda bir sakınca yok. Hayat sürekli değişiyor, bu
Hayat düşüncelerle belirlenir. Halil Cibran'ın Ermiş
yüzden esnek olmayı öğrenmeliyiz; ama bu, insanı hiçbir
adlı kitabında dediği gibi, "Çoğu acıları kendimiz seçeriz." yere ulaştırmayan kararsızlıktan çok farklı bir şeydir.
Kendini-yönetme yoluyla t a m a m e n yeni bir hayata başlama
ayrıcalığı verilmiş bize. Fiziksel veya maddesel âlemin mer
HAYATA NASIL HAKİM OLUNUR
hametine sığınmak zorunda değiliz. Sonsuzluğa girebiliriz,
ama Tanrı bile bizim vasıtamızla çalışmadıkça bizim için bir
şey yapamaz. Bize seçim yapmak için gereken güç verilmiş. Bilinçaltı, duygulara karşılık verir. Birçok emri duygu
Doğru seçim yapmak için içsel Rehber'e kulak vermeyi öğ larımızla veririz. Hayatımızla ilgili duygularımızla. Kararlı
lık da bir duygu meselesidir. Kendinizi huzursuz ve güvensiz
renmeliyiz.
hissetmekten vazgeçin. Her problemin bir çözümü olduğunu
ve bu çözümleri, yanıtları bulabileceğinizi bilin. Hayat, sa
BÎR KARARLILIK ÇALIŞMASI bah kalktığımız a n d a n gece uykuya dalıncaya kadar yaptığı
mız seçimlerden ibarettir. Yumurtayı nasıl yiyeceğimize,
Kararsızlık denizinde yüzüp d u r m a k t a n kurtulmanın hangi kravatı takacağımıza," ne tip tavırlar takınacağımıza
iyi bir yolu, kâğıt kalem kullanmaktır. Bir karar vermeniz karar veririz. Gördüğümüz ve yaşadığımız her şey bu seçim
gerekiyorsa, elinize kalemi kâğıdı alıp oturun ve çeşitli olası lerin, kendimizle ilgili inançlarımızın sokucudur. Kendimize
lıkları, verebileceğiniz değişik kararları ve bunların olumlu- güven duyup duymayacağımız bize bağlıdır. Hayata nasıl
olumsuz yanlarını yazmaya başlayın. Bu düşüncelerinizi bir yaklaşacağımız bize bağlıdır. Şairin dediği gibi, "kaderimizin
düzene sokar. Bir olasılıktan öbürüne atlamadan biraz geri efendisi, r u h u m u z u n kaptanıyız." Bunu anladığımız zaman,
ye dönün ve (Evrensel Akıl'a giriş ve çıkışınızı oluşturan) bi- Tanrı tarafından bize verilen hakimiyete sahip oluruz. Sade
linçltmızdan doğru kararı vermeniz için size yardımcı olma ce kendini-yönetme yoluyla hayatımıza hakim olabiliriz. Bir
sını isteyin. U n u t t u ğ u m u z bir ismi hatırlamak için kendimi kez kontrolü ele geçirdik mi, artık karar vermek kolaylaşır.
zi zorladıkça işimiz daha da güçleşir; bir an için rahatlayıp
gevşersek birden hatırlayıveririz. Karar verirken de aynı şey Bir gemi Doğu ya gider, biri Batı ya.
geçerlidir. Esen aynı rüzgârla;
Çeşitli olasılıkları yazıp bilinçaltmdan yol göstermesini Hangi yöne gidileceğini belirleyen
istedikten sonra başka bir işle ilgilenmeye başlamalıyız (Ki Rüzgâr değil, yelkendir.
tap okumak, televizyon seyretmek, yürüyüşe çıkmak gibi). Ella Wheeler Wilcox
Birçok insan gece uykuya dalmadan önce bilinçaltindan yol
göstermesini isteyip sabah ihtiyaç duyduğu yanıtla uyanır. Yelkeni biz ayarlarız ve gitmek istediğimiz yere yöneli-
Yanıt gelecektir, merak etmeyin. Ve bu yanıtın doğru oldu-
98 99
riz. İşsiz bir adamı d ü ş ü n ü n . Bir yol ayrımında olduğunu dü
şünüyor, ama ne yöne gideceğini bilemiyor. "Bir iş bulana olanı bilir ve seçim yapmamda bana yol gösterir. Bilinçaltım
kadar karar veremem" diyor. Her düşüncesi, işsizliğine ve Evrensel Akıl'la bütünleşmiş durumda, o yüzden tüm Haya
her şeyin boş olduğu hissine katkıda bulunuyor. Atması gere tın benimle çalıştığından eminim. Evrensel Akılda benim
ken ilk adım, iyi bir iş bulmaya karar vermek. Bilinçaltına, için mükemmel bir plân var, almak için aklımı açarsam
"Gelecek bir tarihte iş bulacağım" emrini vermeyi sürdürür bana verilecek. Şu anda içimden gelen kusursuz yanıtı kabul
se, bilinçaltı onun için hiçbir şey yapamaz. Yarın asla gel ediyorum. İçimdeki Bilgelik benim için karar veriyor. Bu ka
mez, yarın daima yarındır, "iş sahibiyim. Benim için uygun rarlara güveniyorum. Doğru yolda sakin ve güvenle ilerliyo
bir iş var. Çalışmaya karar verdim ve işi nerede bulabilece rum.
ğim gösterildi bana" demeye başlaması gerekiyor. Şimdi bi
linçaltının üstünde çalışacak bir şeyleri oldu ve tüm Hayat
bu kararı gerçekleştirmek için çalışmaya başlayacaktır. Ken
dimiz hakkındaki inancımız, bilinçaltına verdiğimiz emirdir.
Bir insan, işsiz olduğunu düşündüğü sürece işsizlikten kur
tulamaz.
Sağlık, arkadaşlık, bellek ve hayatımızın diğer yönleri
için de aynı şey geçerlidir. Başkalarına ve kendisine sürekli
olarak hasta olduğunu, acı çektiğini, mikroplara karşı has
sas olduğunu söyleyen insan kendisini her zaman rahatsız,
halsiz hisseder. Öte yandan çok sağlıklı olduğunu, hayatında
bir kez bile hastalanmadığını söyleyip övünen insan sağlık
ve kuvvet abidesi olur. Bazıları aradıkları arkadaşı bulurken
neden diğerleri yalnız bir hayat sürerler? Bazıları istedikleri
her şeyi hatırlarken neden diğerlerinin belleği kötüdür? H a
yat insanlara farklı muamele etmez; biz bilinçaltımıza verdi
ğimiz yanlış emirlerle başarısızlığı, mutsuzluğu seçeriz. Ka
rarlı bir şekilde hayatımıza hakim olmak kendi ellerimizde-
dir.
100
101
tama bağlı değildir.
2. Kendi kendimize koyduğumuz sınırlamaları ortadan
kaldırıp Sonsuz'un bizde hüküm sürmesine izin vermek yine
kendi elimizdedir.
10
3. Her insan sonsuzluğu kendi sözleriyle bireyleştirir.
4. Kural şudur: D ü ş ü n d ü ğ ü n ü z , inandığınız ve güvenle
beklediğiniz her şey mutlaka gerçekleşir.
KENDİNİ-YÖNETME R E F A H G E T İ R İ R 5. Verdiğiniz ölçüde Hayat'tan geri alırsınız; Hayat'la
bir b ü t ü n s ü n ü z .
Bu beş ilkenin sağlamlığıyla ilgili hiçbir kuşkum yok.
Düşündüğünüz, inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şey Bunlar üzerinde çalışır, bunlarla yaşar, uygular ve anlarsa
mutlaka gerçekleşir. nız asla kaybetmezsiniz. Sonunda, sürekli artan bir bollukla
kendini gösteren iç güvenliğine sahip olursunuz.
Gerçek refah, Hayatın Bolluğu'nu fark etmektir. Böyle U n u t m a y ı n : Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve gü
bir idrak göreceli olarak her şeyi kapsar, ingilizce'de zengin venle bekleyebildiğiniz her şey mutlaka geçekleşir.
leşmek anlamına gelen prosper kelimesi aynı zamanda ilerle Bu bir yaşam yasasıdır! Kim olduğunuzun önemi yok.
mek, başarmak, yolunda gitmek, olumlu ve arzulanan sonuç Yasa kişiler arasında ayırım yapmaz. Kim olduğunuzu, geç
ları deneyimlemek anlamına gelir. Her insanın kendine has mişinizi, ulusunuzu veya ırkınızı dikkate almaz. Bilinç yo
bir refah, zenginlik ölçüsü vardır. Bu yüzden, para kazan luyla işler. Bu yüzden kendinizle ilgili inanabildiğiniz her
mak refah bilincinin yan ürünlerinden biri olmasına rağmen, şey gerçekleşerek deneyiminiz olur.
refah sahibi olmak illaki büyük bir servete sahip olmak de işte bahsettiğim şeyle ilgili bir öykü: Balıkçı üçüncü
mek değildir. Gerçek zenginlik, refah Mutlak'tır; oysa paray defa, oltaya takılan büyük alabalığı dereye geri fırlatır. Son
la ilgili zenginliğin dereceleri vardır. Gerçek refah içsel haki raki denemesinde serçe parmağından daha büyük olmayan
miyetle başlar ki bu yaşamın her alanında zenginlik getirir. bir alabalık çeker, sevinçle gülümseyip balığı sepete atar.
Doğru hareketi ve tam bir doyumu içerir. O zaman, aradığı Yanında balık t u t m a k t a olan adam daha fazla dayana
mız şey, içimizdeki Mutlak Gücün varlığının bilincinde ola maz ve "Üç tane kocaman alabalık yakalayıp geri attın,
rak sahip olacağımız gerçek refah bilinci ve içsel hakimiyet sonra da bu küçücük balığa sevinip sepetine a t t ı n ! Hiç anla
tir. Bu bilinci geliştirirken beş temel ilkeyi dikkate almalıyız. mıyorum!" der şaşkınlıkla.
"Evet, ama tavam küçük" der beriki yanıt olarak.
GERÇEK REFAHIN BEŞ TEMEL İLKESİ Bazen böyle küçük bir hikâye büyük gerçekleri ifade
eder. İnsanlar sürekli kendilerini ucuza satarlar, küçük gö
1. Tanrı'nın bize duyduğu Sevgi kişiye, yere, şarta ve or- rürler; çünkü yeteneklerinden habersizdirler. Kutsal Kitap'-
102 103
ta "balık", fikir anlamında kullanılır. Acaba kaç t a n e harika Hayat'a koyduğunuz sınırlamayı temsil eder. Çizdiğiniz dai
fikri düşüncelerinizde yer bulamadığınız için akıl denizine renin büyüklüğü şimdi ilginç gelecektir. Bazıları küçücük bir
geri fırlattınız? daire çizerken bazıları t ü m kâğıdı doldururlar.
Şimdi daireyi silin. Artık büyük ya da küçük olmasının
TANRININ SEVGİSİ KOŞULSUZDUR hiçbir önemi yok. Geriye sadece nokta kaldı. Şimdi sınırı ol
mayan bir dairenin merkezindesiniz. Bu Sokrat'ın insan ta
Birçok insan hayatın kendilerine karşı olduğunu düşün nımıdır. Sınırı olmayan bir dairenin merkezi. Daireyi silerek
dünyanızın sınırlarından kurtuldunuz ve Düşüncenin Son
meyi alışkanlık haline getirmiştir. Oysa hayat bizi sever ve
suz Hayatı'na girdiniz.
en iyisine sahip olmamızı ister. Havarilerden biri olan P a u l ,
m e k t u b u n d a şöyle yazmış: Hayata uymayın: Aklınızı, düşün Sildiğiniz dairenin izine bakarak kendinize sorun:
celerinizi yenileyerek neyin iyi, kabul edilebilir, mükemmel ve "Kendime koyduğum sınırlar nelerdi?", "Kendi kendime sü
Tanrı'nın isteği olduğunu kanıtlamaya çalışın. Kitabın bu rekli olarak 'olmaz' mı diyordum?", "Kendim için sınırlı bir
bölümünü hayattaki doğru yerimizi bulmakta yardımcı ol geliri mi kabullenmiştim?", "Bazı şeyleri başarmak için ken
ması açısından, düşüncelerimizi yenileme konusuna ayırdım. dimi yaşlı mı hissediyorum?" "Eğitim eksikliği, sınıf farklılı
Hayatımıza hakim olmamızı sağlayacak daha büyük bir bi ğı, ırk ve çevre farklılığıyla ilgili sınırlamalarım, saplantıla
linci oluşturacağız. Zenginlik nefes almak kadar doğaldır. rım var mı?"
Bizim için iyi olanı kabul edip zaten var olan gerçek benliği Şimdi daireyi silerken bu sınırlamaları da sildiniz. Nok
mizi ortaya çıkaracağız. Tanrı her zaman bizim için iyi olanı taya bakarken, hayatın başka bir bölümünü arttırıp eksilt
ister. Hiçbir şeyi bizden esirgemez. Biz kendimiz bizim için meden sonsuz hayata bağlanabileceğinizi anlıyorsunuz. Her
iyi olana kapılarımızı kaparız. zaman hatırlayın, merkezdeki nokta sizi temsil ediyor. Çev
resindeki sınırlar yüzünden sınırsız doğasını ifade edeme
yen, a m a şu anda bu sınırlardan k u r t u l m u ş olan sınırsız bir
SINIRLARI KENDİMİZ KOYARIZ
varlıksınız. Kâğıttaki daireyi sildiğiniz gibi kendinizle ilgili
düşünce ve inançlarınızı sınırlayan aklınızdaki daireyi de si
Sokrat öğrencilerine şöyle demiş: "Tek bildiğim şey hiç lebilirsiniz. Büyük ya da küçük, o sizin dairenizdi. Çevreniz
bir şey bilmediğimdir." Bu Sokrat'a borçlu olduğum birçok fi deki o sınırlan siz çizdiniz. Yalnızca siz o daireyi yıllarca,
kirden biri ve bunu sizinle paylaşacağım. "Yapamam" gibi yargılarla kendinizi m a h k û m ederek, sınır
Bir beyaz sayfa alın ve üzerine bir daire çizin. Büyük layarak orada muhafaza ettiniz.
mü yoksa küçük bir daire mi çizdiniz? Bu sınırlı mı yoksa ge Ama şimdi daireyi sildiniz. Eski bir şarkıdaki gibi,
niş, sınırsız bir bilince mi sahip olduğunuzu gösterir. Şimdi "Beni içeri hapsetme!" diyorsunuz artık. Daireyi sildikçe son-
dairenin t a m ortasına bir nokta koyun. Nokta, Evrensel luğu görüyorsunuz. Sizin göreviniz refahınızın eski sınır-
Akıl'ın sonsuz alemindeki idrak noktanızı temsil eder. Siz lamalarinı ortadan kaldırarak daireyi silmekti. Şimdi sınır
kendi dünyanızın merkezisiniz. Daire sizinle yaşayan sonsuz sız amaçlara doğru ilerleyebilirsiniz.
104 105
SONSUZLUK BİZİ SINIRLAMAZ Jules Verne, içinde insanla aya gönderilen bir uzay ge
misi hayal etti. Wernher Von Braun ve arkadaşı H a n s Fried-
rich aynı şeyi düşündüler ve bu fikrin gerçekleştirilebilmesi
Sonsuzluk bizi asla sınırlamaz. "Her Şey Sevgi'dir ve
için plânlar hazırladılar. Dr. Von B r a u n , Dr. Friedrich ve di
her şey yasadır" diye yazmış Robert Browning. Sonsuzluk, is
ğerlerinin yardımıyla 1952'de uzay platformu, roket veya
tediğimiz her şeyi bize vermeye hazır ve isteklidir. Düşüne
modülü için gerekli olan matematiksel denklemler, havalan
bildiğiniz, inanabildiğiniz ve güvenle bekleyebildiğiniz her
ma ve iniş için gerekli ayrıntılarla tüm projeyi ortaya koydu.
şey mutlaka gerçekleşir. U n u t m a y ı n , hayatın yasasıdır bu.
Şimdi bu proje gerçekleşmiş d u r u m d a . Gereken adımlar ka
Şimdiye kadar sınırlı, mutsuz bir hayatınız olduysa kendini
fada planlandığı şekilde atıldı. Dr. Von Braun ve yardımcıla
zi gerçekten sevmediğinizden, kendinize ve sınırsız gücünüze
rı çadırlarının (bilinçlerinin) sınırlarını genişlettiler ve bu
inanmadığınızdandır.
nun sonucundan bütün dünya yararlandı. D r . Friedrich
Hayatımızı değiştirmek istiyorsak kendimizle ilgili alış 1953'te projeyi bana kişisel olarak açıkladı ve aynı yıl Dr.
kanlık haline gelmiş düşüncelerimizi değiştirmek yine kendi Von Braun ve yardımcıları projeyi kâğıda dökerek "Mars
elimizde. Kendimizle ilgili düşüncelerimizi değiştirdiğimizde Projesi" adı altında Illinois Üniversitesi Yayınları'na bastır
hayatımızın da değişeceği kanıtlanmış bir gerçektir. Dünya dılar. Evet, proje yalnızca aya gitmekle sınırlanmamıştı.
bizim düşüncemize uymak için değişecektir. Bu kadar basit.
Çadırının yerini genişlet ve oturduğun yerin sınırları ge 2. Zenginliğin yalnızca "para kazanma" yeteneğine
bağlı olduğunu düşünmek yanlıştır.
nişlesin; esirgeme iplerini uzat, kazıklarını sağlamlaştır.
isaiah 54:2 3. P a r a n ı n kötü bir şey olduğunu düşünmek yanlıştır.
4. Zengin olmanın günahkârlık olduğunu düşünmek
yanlıştır.
Çadır geçici bir ikâmet yeri. Herkes geçici düşüncelerin
5. Cimriliğin erdem olduğunu düşünmek yanlıştır. -
sınırlarıni zorlamalı. Sınırlama, Gerçek değildir; onu sürekli
ikâmetimiz haline getirmemeliyiz. Orada zihinsel olarak 6. Ekonomik sistemin hatalı olduğunu ve bu yüzden
kamp kurmuş olabiliriz, ama aslında bize göre değil o. Bizi zengin olmanın imkânsız olduğunu düşünmek yanlıştır.
hapseden eski sınırlamaları silip yeni, genişletilmiş bir dü 7. Zengin bir hayat sürmenin gelecek için para ve mal
şünce yolu izlememiz gerekiyor. depolamak olduğuna inanmak yanlıştır.
106 107
Zenginlik şansa bağlı değildir. Bilincimize ve Her Şeyin
8. Zengin olmaya layık olmadığımızı düşünmek yanlış Kaynağı'yla kurduğumuz ilişkilere bağlıdır. Zenginlik Varol
tır. ma Gerçeği'ni kabullenme isteğimize ve bunun günlük haya
9. Sefalette erdem olduğunu düşünmek yanlıştır. tımıza yansımasına izin vermemize bağlıdır. Ne zaman bir
10. Hayatın bize karşı olduğunu kanıtlamak yolunda şeye ihtiyaç duysak bir boşluk oluşur ve bu boşluk ihtiyacın
kendimizi feda etmek yanlıştır. yerine getirilmesini sağlar. Onlar sormadan ben yanıtlarım.
1 1 . Zengin olmak için kötü olmanın şart olduğunu düşün (Isaiah 65:24) İçinizdeki Öz, sizi ve ihtiyaçlarınızı bilir, onla
ra sahip olmanızı ister ve sağlar. Ne kadarını kabulleniyor
mek yanlıştır.
sanız o kadarını tabii... Bu yüzden güçle ilerleyin, ihtiyaçla
rınızı bildirin ve yanıtı almak üzere aklınızı açın. ihtiyaçla
ZİHİNSEL BİR ENVANTER DÜZENLEMEK İÇİN ZAMAN
rınızın bilinç düzeyinde öğrenilmesini engellemeyin. Çoktan
AYIRIN
ulaşılmış gibi düşünün ve ulaşın.
Kendinizi dürüstçe değerlendirip bu on bir yanlış inanış Bir uranyum madeni bulup on iki milyon dolara satan
üzerinde biraz düşünürseniz, bunlardan bir kısmına sizin de adam şanslı görünür. Ama sekiz yıl sonra bu adam tüm pa
sahip olduğunuzu görürsünüz. Kendinizi nelerle sınırladığı rasını tüketip gırtlağına dek borca gömülürse zenginlik şan
nızı öğrenmekte fayda göreceğinizden eminim. Kendinizi sa bağlıdır diyebilir misiniz?
hangi konularda küçük görüyorsunuz, ucuza satıyorsunuz? Genç bir adama üç milyon dolar miras kalır. Ne kadar
Hangi konularda kendinizi sınırlıyorsunuz? şanslı değil mi? Üç yıl sonra tüm servetini harcamış bir alko
Listenizi yalnız siz göreceksiniz, o yüzden dürüst olun. lik olarak çıkıyor karşımıza. Zenginlik şansa mı bağlıdır?
Düşündüklerimizi değerlendirirken bunları bir yere yazmak Hayır, zenginlik şansa bağlı değildir.
oldukça yararlı olur. Listeyi hazırladıktan sonra sizi sınırla
malarınızdan kurtaracak gerçeği almak üzere aklınızı açın. ZENGİNLİK PARA KAZANMA YETENEĞİNE Mİ BAĞLIDIR
Yeni bir başlangıç yapmak için hiçbir zaman geç değildir.
Seksen, h a t t a doksan yaşlarında gerçek güçlerini ortaya çı
karan birçok insan vardır. Kendi yanlış düşünme biçiminiz Zengin olmanın tek yolunun başkalarından para kopar
mak olduğuna inanan birçok insan vardır. Bu yanılgı bir an
den başka hiçbir şey sizi bağlayamaz. Şimdi yeni bir yakla
lamda hayatın kendisinden ayrı düşmektir ve bu tip insan
şımla başlıyoruz. Heyecan verici keşiflere hazırlanın.
lar tüm hayatlarını başkalarından aldıklarını koruyarak
harcarlar. Ve bu onlar için bir yasa haline gelir. Ama hayat
ZENGİNLİK ŞANSA MI BAĞLIDIR. böyle değildir.
110 111
vardır. Sanırım bu erdemleri birlikte ele alabiliriz. Belki de Tanrı'nın iradesi sizin için en iyi ve en doğru olan şeyler yö
bu yanlış düşünceler, sade ve t u t u m l u bir hayatın gerekliliği
nündedir. Seçim sizin. Bilincinizde kabullenebildiğiniz her
ne inanan büyük büyükbabalarımız tarafından kafamıza so
şeye sahip olabilirsiniz. Yoksul olmak bir erdem değildir.
kuldu. İster iki yüz yıl önce ister bugün olsun, kanımca bu
öncülüğün biraz modernleştirilmesi gerekiyor. Yönetici ener
jimizi boşa h a r c a m a m a k için arzularımızı ve çabalarımızı VAR OLAN EKONOMİK SİSTEMDE Z E N G İ N OLMAK
OLANAKSIZ MI?
kesin olarak belirlemeliyiz. Tutumlulukla cimrilik birbirine
karıştırılmamalı. Kaybetme korkusu ve bu korkunun sonucu
olan elindekini koruma isteği cimriliği doğurur. Bu yanlışa Bu düşünce çok eskilere dayanır. Eski Romalılar da ba
düşme eğilimi gösterdiğimizde, b u n u n eski düşman korku ol şarısızlıklarını buna bağlamışlardı.
duğunu anlamalıyız. Ne kadar büyük bir erdem olarak görü Ekonomik sistemi yermek sizi hiçbir yere ulaştırmaz.
lürse görülsün, cimrilik kaybetme bilincine dayanır ve sonuç Neye direnirseniz o da size direnir. Fikir birliğine varırsak
olarak daha çok kaybedilir. Sahip olduğumuzu akıllıca kul hayata uyum sağlarız. Sevgi ve zenginlik birbirini t a m a m
lanmak, onu artırmak için yatırımlar yapmak bir erdemdir; lar. Dünyanın büyük cimrileri zenginleşir gibi görünürler,
cimrilik değil. ama sevgiyi bulana dek en yoksul insanlar onlardır.
"Çok şeyim yok, ama bundan gurur duyuyorum!" diyen Şu an sahip olduğumuz serbest girişim sistemi herkese
insanlara rastlarız bazen. Yoksulluğun bir erdem olduğunu kendi zenginlik bilinci ölçüsünde zengin olmak için büyük
d ü ş ü n m e eğilimi dünyevi zevklerin günahkârlık olduğu ve fırsatlar sunmaktadır. Bir yaşam yasasından söz ediyoruz;
bu hayatında zengin olan i n s a n l a n n servetlerinin gelecek bilinçlilik kazanacak ve hüküm sürecektir. Zenginlik bilinci
hayatlarında ellerinden alınacağı teorisinden kaynaklanır. ne sahip olan insan er ya da geç zengin olacaktır.
Veya bu dünyada yoksul olan insanların cennette büyük
mükâfatları garantiledikleri düşünülür. Bu kesinlikle doğru SİZİN İÇİN İYİ OLANI ALMAYA DEĞER MİSİNİZ?
değildir. Bilinçlilik c e n n e t t e de sahip olacağımız tek hazine,
tek gerçektir. Bilinçliliğimiz düşündüğümüzden d a h a uzun
süre bizimledir. Sonsuzluk çok uzun bir zamandır. Bazı insanlar zengin olmayı hak etmediklerinizi düşü
nürler. İnsanlara çok büyük olanaklar s u n u l m u ş t u r , ama
Yoksullukta hiçbir erdem yoktur. İnsanlar bilmeyerek
onlar değersizlik duygusu yüzünden bu fırsatlara sırt çevir
"Tanrı bu güzel eve şimdi sahip olmamı istemedi" gibi sözler
mişlerdir. Bazıları derinlere yerleşmiş bu değersizlik duygu
sarf ederler. Bu gerçek değil! Belki o anda siz istemediniz,
su yüzünden gerçekten başarısız olmak isterler. Kendimizi
belki o ev sizin için uygun değildi. Belki hâlâ sizin için daha
neye bağlarsak, ne olduğumuzu düşünürsek öyle oluruz.
iyi bir şey vardır. Tanrı'yı suçlamayın. Her şeyi Tanrı'nın
"Ben değersizim" diye düşünmek yerine "Ben sonsuz bir var
iradesine bağlayan o eski tuzağa düşmeyin. Tanrı'nın irade
lığım; Tanrı'nın sureti ve benzeriyim. Hayat en iyiye sahip
si sizin için, Tanrı'nın doğasıyla, özgürce akıtılan Sevgi ve
olmamı istiyor ve ben de bunu kabul ediyorum. Tüm iyilikle
paylaşılan Bollukla uyum içerisinde olmalıdır; bu yüzden re sahip olmayı hak ediyorum" demeye başlayın.
112
113
Tanrı'nin çocuğu olarak zengin bir yaşamı ifade edebi nizde zenginlik bilinci oluşturmak için gerekli olan beş pren
lirsiniz. Tanrı'nın sahip olduğu her şey sizindir. sibi tekrar gözden geçirin:
1. Tanrı'nın sevgisi her yerde mevcuttur ve kişiye, yere
H A Y A T GERÇEKTEN SİZE KARŞI OLABİLİR M İ ? ve çevreye bağlı değildir.
2. Daireyi silin-sınırları ortadan kaldırın ve sonsuzlu
Ö zaman şu eski şehitlik kompleksi var demektir: Haya ğun sizinle yaşamasına izin verin.
tın kendisine karşı olduğunu kanıtlamak zorunda olan in 3. însan O'nun sözünü konuşarak Sonsuzluğu bireyleş-
san. Sanırım hepimiz bir zamanlar böyle bir yaklaşım suçu tirir.
nu işlemişizdir. Bazen kökü derinde olan bir suç yüzünden 4. Düşünebildiğiniz, inanabildiğiniz ve alabildiğiniz her
gizli bir kendini cezalandırma arzusudur bu. Bazen çektiği şey mutlaka gerçekleşir.
miz acılardan ana babaları, eşleri sorumlu t u t m a , başkaları 5. Verin ki Hayat da size geri versin. Neden? Çünkü
nı cezalandırma arzusudur. Bu tuzağa düşen insan kendisi Hayat tek bir bütündür.
için iyi olanı göremez ve sırf bahtsız olduğunu kanıtlayabil
Şimdiye kadar diğerlerine zemin hazırlayan beşinci
mek için iyi bir işi ya da yatırımı reddeder. Bu kapıyı zengin prensip için hazır d u r u m a gelmiş olmanız lazım -Verin ki
liğin yüzüne çarpmaktır. Sakının b u n d a n . Bağışlayın ve u n u hayat da size geri versin! dedi. Meleklerin Tanrısı. Eğer size
tun. cennetin kapılarını açmıyor ve nimetlerimi yağdırmıyorsam,
Değersiz olduğunuzu düşünüyorsanız bugünden itiba bu onları almak için yeterli yeriniz olmadığındandır. (Malac-
ren bu süreci tersine çevirin. T ü m güzel şeylerin tadını çıkar hi:10).
maya ve zengin olmaya hakkınız olduğunu düşünmeye başla
Kendinizi t ü m varlığınızla verebilecek kadar Sınırsız
yın. Kendini-yönetme sistemini doğru kullanarak siz de
bir K a y n a k t a n beslendiğinizi hissedebiliyor musunuz? Bu
zengin olabilirsiniz.
ruhsal zenginliğin ve gerçek zenginlik bilincinin ölçüsüdür.
Söz konusu yanlış inanışlar üzerinde epey uzun durduk; Öğrendiğimiz her şeyi bu zemin üzerinde uygulamaya koya
çünkü bunlar anlaşılıp o r t a d a n kaldırıldığında zenginliğimi cağız. Henry F o r d ' u n , J . C . Penny'nin, Andrew Carneige'in,.
ze engel olacak birçok engeli o r t a d a n kaldırmış oluruz. Robert La Tovrneau'nun, Colgates'in, George Romney'nin,
Yanlış inanışlarımızı keşfetmek, onları yok etmenin, or Billy Cosper'in bu derece başarılı olmalarının bir rastlantı ol
t a d a n kaldırmanın en iyi yoludur. Zenginliği kabullenmemi duğunu mu sanıyorsunuz? Hepsinin büyük vericiler olduğu
ze engel olan şeylerden k u r t u l m a n ı n en iyi yolu bu yanlış n u , kazandıklarının % 10'dan % 90'a kadar bir kısmını H a -
inanışları ortaya çıkarmaktır. Bu yüzden sözünü ettiğim on yat'a geri verdiklerini göreceksiniz. Özgürce verdik mi Kay
bir yanlış inanışı hafife almamanız konusunda ısrar ediyo nağa güveniriz ve böylece bilincimizi, özgürce almaya hazır
r u m . O n l a r d a n kurtulmaya yemin edin; zihninizde saklı düş larız.
manlardır onlar.
Onlarla işinizi bitirip uzaklaşıp gitmelerine izin verdiği-
114 115
G E R Ç E K ZENGİNLİK İÇİN MEDİTASYON
çalışan Sessiz bir Ortağım var. O içimde ve günün her anın
da benimle birlikte çalışıyor.
Asıl z e n g i n l i k r u h s a l d ı r ; t ü m iyiliğin T e k K a y n a ğ ı ' n ı n
Geçmişle ilgili pişmanlıklarım, şu an için korkularım,
varlığından h a b e r d a r o l m a k t a n kaynaklanan iç güvene ve
gelecek için endişem yok. Sınırsız bir Güç tarafından korunu
r u h s a l bilinçliliğin d e r e c e s i n e b a ğ l ı d ı r . Asıl z e n g i n l i k Varlı
yorum; İlahi Zekâ tarafından yönlendiriliyorum ve Seven bir
ğın b i l i n c i n d e o l u n d u ğ u n u y a n s ı t ı r ; h a y a t ş a r t l a n n d a n y a d a
Varlık'tan güç alıyorum. Her şey Mükemmel ve ben şükran
insanların düşüncelerinden etkilenmez.
doluyum.
G i t t i ğ i m i z h e r y e r e b i z i m l e gelen v e b a ş a r ı s ı z h k n e d i r
b i l m e y e n K a y n a k , i ç i m i z d e k i Bilge, bizim s t o ğ u m u z d u r . İşte
bak, dünyanın sonuna kadar her an seninleyim. Stok insan
l a r a a i t bir şey gibi g ö r ü n e b i l i r . G e r ç e k t e h i ç b i r k a n a l a bağlı
d e ğ i l d i r . Bir k a p ı k a p a n ı r s a bir diğeri açılır. Ş i m d i s t o ğ u m u -
z u s ı n ı r l a m a k t a n v a z g e ç e l i m . O n u n sonsuz bir K a y n a k ' t a n
geldiğini u n u t m a y ı n .
KENDİNİ-YÖNETME
116
17
Sonunda kontratı bitti ve Los Angeles'a geri döndü.
Bir akşam üzeri 5.45'de Las Vegas'taki aynı otelden t e
lefon geldi; programın yıldızı Debbie Reynolds'un hasta oldu
ğu, onun yerine 8.30'da büyük sahneye çıkması gerektiği
11
söylendi. "Orada olacağım" diye yanıtladı. Telefon geldiğinde
saat altıya geliyordu ve Hollywood'daydı. Çabucak işlerini
halletmeye çalıştı. Önce kuaförünü aradı ve kendisini havaa
İŞLER KÖTÜ GİTTİĞİNDE NE YAPMALI lanında karşılamasını istedi. Evini arayıp valizlerini hazırla
malarını, gelip alacağını söyledi; programda kendisine piya
noda eşlik edecek müzisyeni aradı ve d u r u m u bildirdi.
Kısacık sürede her şeyi ayarlamıştı. Ancak hava alanına git
Bugün, ördüğümüz kader ağına şekil veriyoruz.
tiğinde Las Vegas'a t ü m uçak seferlerinin fırtına yüzünden
WHITTIER
iptal edildiğini öğrendi. Birkaç dakika olduğu yerde kalakal
dı. D u a ettiğini söylemedi röportaj sırasında, ama eminim et
Hepimizin hayatında her şeyin kötüye gittiği zamanlar miştir. Bir yolunu bulup oraya gideceğinden emindi ve asıl
vardır; plânlar ters gider, umutla beklenen kârlar gerçekleş bu düşüncenin kendisi bir duaydı. Az sonra Bonanza Hava
mez, hastalık ve kazalar günlük hayatın akışını aksatır. Yolları'ndan bir görevli, bir uçak kaldıracaklarını bildirdi.
Böyle zamanlarda hepimiz dayanacak bir şeyler ararız, güve Uçağa bindiler. Kay hâlâ huzursuzdu. Bagajının uçakta ol
nebileceğimiz iç kaynaklar bulmaya çalışırız. duğunu düşünüyordu. Kuaförü onun arkasına oturdu ve sa
Geçen gün radyoda Kay Stevens'la yapılan bir röportajı çını yapmaya başladı. Sonra hostes geldi ve uçağın Las
dinledim. Şimdi, Kay Stevens'ı tanımıyorum, a m a tanımak Vegas'a fırtınada güvenli bir iniş yapabilmesi için fazla ağır
isterdim. Hepimizin tanımak isteyeceği tipte biri bu kadın. lık olmaması gerektiğini, bu yüzden bavulların uçağa alın
Hikâyesi de çok ilgimi çekti. Kay Stevens bir şarkıcı. Röpor madığını bildirdi.
tajda, d a h a önce Las Vegas'taki büyük otellerden birinde Elbiseleri, müzik aleti, güzel tuvaleti hava alanında
salon programları yaptığını söyledi. Büyük yıldızların prog kalmıştı; büyük salona girdiğinde olması gerektiği görüntü
ram yaptığı büyük salonda sahneye çıkma şansına sahip ola yü sağlayacak hiçbir şeyi yoktu. Evet, her şey kötü gidiyor
cağı günün hayalini kuruyormuş bir yandan da. H e r gece du, a m a bu onu yıldırmadı. Birden uzanıp uçak t u t a n yolcu
kendi programını bitirdikten sonra büyük salonun temizlen lar için hazırlanmış kesekâğıdını aldı, çantasından bir kalem
mesini bekliyor, sonra da sahneye çıkıp şarkı söylüyordu. çıkardı ve söyleyebileceği şarkılarla ilgili bir program hazır
Dinleyicileri temizlikçilerdi ve onu dinlemekten hoşlanıyor lamaya başladı. Las Vegas'a 8.15 civarında vardılar. Polis re
lardı, o da onlardan hoşlanıyordu tabii. H e r gece sesi büyük fakatindeki bir araba onu bekliyordu. Çabucak otele götür
salonu doldururken o da, salonun insanlarla dolu olduğunu düler onu ve oraya vardıklarında "Senin sıran!" dediler. îşte
hayal ediyordu. Programın yıldızı olduğunu düşlüyordu h e p . oradaydı, saçında bigudiler, program için giyinmemiş. Siz ne
118 119
yapardınız? Aslında söyleyecek fazla bir şeyi yoktu. Plânları işbirliği yapar, her şey iyi için birlikte çalışır. Kay hayatın
bir anda değişmişti. kendisi vasıtasıyla akıp gitmesine izin verdi, plânlarındaki
Röportajı dinlerken bir yandan da düşünüyordum. Evet değişikliği güzellikle kabullendi ve herkes m e m n u n kaldı.
başımıza ne geldiği değil, ona nasıl tepki gösterdiğimizdi H a t t a , program öylesine beğenildi ki bunu her programda
önemli olan. Hayatın sorunlarını nasıl karşılamaliyız? Karşı tekrarlaması istendi. Hit oldu, çünkü panik yapmadı, egosu
laştığımız problemlerden ders alıyor muyuz? Hepsinden nun ortaya çıkmasına izin vermedi. Hayatla birlikte aktı ve
önemlisi, Tanrı'ya ve kendimize güvenimizi oluşturmaya yar hayat ona güzel bir şekilde karşılık verdi. Kötü gidiyormuş
dımcı oluyorlar mı? İşler yolunda gitmediği zamanlar kendi gibi görünen şeyler gerektiği gibi karşılanırsa pekâlâ tebdil-i
kendime şu telkinde b u l u n u r u m . Bu her d u r u m a uyar. İçim kıyafet etmiş nimetlere dönüşebilirler.
deki çok güçlü Tanrı'nın Mükemmellik derecesinde doğru ka
rarlarına engel olabilecek hiç kimse, hiçbir yer, hiçbir şart ve NİMET YA DA BELA
durum yoktur.
Kay Stevens biliyordu ki gerçek benliğini ortaya koyma
Başka biri aynı dersi başka bir şekilde verdi bana. Bu
sını engelleyebilecek hiçbir şey yoktu. Sahneye çıktı, orkest
bir iş kurmak için on beş yılını harcamış bir adamdı. Sıkı ça
ra şefine gitti ve "İşte n u m a r a l a r ı m " dedi ve üzerinde n u m a
lışan, gayretli, sebatlı bir insandı. Ve ekspres otoyol açıldı.
ralar yazılı kahverengi kesekâğıdını uzattı. Programa baş
Yol açıldığında artık onun iş yeri sapa yerde kalmıştı, işler
ladılar. Birkaç parçadan sonra piyanistin yanına oturdu ve o
birden değişiverdi, işler bir gün yolunda giderken, ertesi gün
çalarken şarkı söylemeye başladı; bu arada kuaför de saçın-
tek bir müşteri bile gelmiyordu. "Ne yapmalıyım? Her şey
daki bigudileri çıkarmaya başladı. Kay de sonunda hepsini
kötü gidiyor" dedi bana. Plânlarının bozulduğunu anlatmaya
birden seyircilere doğru fırlattı. Orada dokuz yüz kişi oldu çalışıyordu.
ğunu ve hiçbirinin parasını geri istemediğini söylüyordu rö
portajda. Herkes m e m n u n kalmıştı. Neden? Farklıydı, alışıl "işi ilk kurduğunda nasıl başarılı oldun?" diye sordum.
mışın dışındaydı; gerçek benliğinin ifadesiydi, insanlar işin "Şey" dedi, "Sahip olduğum tüm deha ve yaratıcılığımı
gösterişini değil özünü hissettiler ve bu cesur şarkıcıyla iş kullandım. F a k a t bunu bir kez yaptım. Nasıl tekrarlayabili
birliği yaptılar. Onu sevdiler. rim?"
"Aynı sorunu yaşayan birisi sana gelseydi ne derdin?"
HER ŞEY İŞBİRLİĞİ YAPAR diye sordum.
Uzunca bir süre düşündü ve gülümsedi. "Şey" dedi, "Ko
Aziz Paul Tanrı'yı (iyiliği) sevenler için iyi olan her şey nuşmalarınızdan birinde yapılması gerekeni yapmak için içi
işbirliği yapar demiş. Kendi içimizdeki ve birbirimizin için mizdeki Güce her an inanmamız, güvenmemiz gerektiğini
deki iyiliği sevdiğimiz zaman, iyiyi karşımıza çıktığında ta söylemiştiniz. Bize küçük bir şiir verdiğinizi hatırlıyorum.
nır, anlarız. Başka birisi hayatın kendisini onda spontan bir Şöyle bir şeydi: "Hayat yardalarla zor, inçlerle kolaydır..."
biçimde ifadesine izin verdiğinde iyiyi tanırız. Herkes iyi için Doğru yanıtları bulacağımı bilir ve buna inanırsam bulabili-
120 121
rim. İşimde büyük kayıplarım olduğunu varsayalım, ama meye çalıştı, ama çok geçmeden vazgeçti. Kaymağın içinde
kaybettiğim sadece para. Ailem, sağlığım ve içimdeki Güç nefes alamadı ve boğuldu. Öbür kurbağa ise bir yolunu bu
her an yanımda." lup kovadan çıkacağını biliyordu. Boğulan arkadaşını seyre
"Evet" dedim. "Hâlâ deha ve yaratıcılık sahibisin, Tanrı' derken, "Bu benim başıma gelmeyecek!" dedi kendi kendisi
nin mükemmel Hayatını hâlâ ifade edebilirsin." ne. Sonra ön ayaklarını kovanın kenarına yerleştirdi ve arka
ayaklarını çırpmaya başladı. Kısa zamanda altında bir tere
İşler her ters gittiğinde Gerçeği kanıtlama ve hayatı
yağı tabakası oluştu. Altındaki adayı hisseder hissetmez dı
mızdaki Gücü gösterme fırsatına sahip oluruz. İnsanlar so
şarıya atladı. Bu işin üstesinden gelmenin bir yolu olduğunu
runlarını anlatmaya geldiğinde İsa hiçbir zaman şaşırmazdı.
biliyordu ve haklı çıktı. Mücadeleyi göze aldı ve kazandı.
Doğuştan kör olan bir adama şifa verdiğinde havariler, "Ki
Evet ne olduğu değil, nasıl tepki gösterdiğimiz önemlidir.
min günahı yüzünden bu adam kör doğdu, kendisinin mi
yoksa anne-babasının mı?" diye sordular. Kimse günah işle
medi, Tanrı'nın gücü onunla ortaya koyulmalıydı, dedi İsa. DANIEL SORUNUN ÜSTESİNDEN GELDİ
Deuteronomy'de de dendiği gibi, Bela nimete dönüştü, çünkü
Tanrı sizleri seviyor. Aslan inindeki Daniel'in hikâyesi klasik bir örnektir.
Arkadaşım bunu kanıtladı. Sahip olduğu deha ve yara Daniel, Kral Darius'a çok yakındı. Darius ona saygı duyuyor
tıcılığı kullanarak başka bir yerde başka bir iş kurdu. Bugün du ve sarayında yüksek bir konuma getirmişti. Sadece Kral
eskisinden on kat daha fazla para kazanıyor. Expres otomo onun üstündeydi. Bu saraydaki diğer insanların onu kıskan
bil yolu tebdil-i kıyafet etmiş bir nimete dönüştü. Problemi malarına neden oldu. Daniel'i tuzağa düşürmenin yollarını
olumlu, yapıcı bir şekilde karşılamasaydı böyle olmayacaktı. aramaya başladılar. Kraldan başka bir tanrıya tapanların
Hayatın kendisine karşı olduğunu düşünüp yenilgiyi kabul bir aslan inine atılarak cezalandırılması yasasını Darius'a
lenmedi. Hayat bizimleyse kim bize karşı olabilir. Hayat her kabul ettirdiler. Kral arkadaşına nasıl bir kötülük yaptığı
zaman bizimledir. nın farkında değildi. İnsanların kendisini övmek, ona t a p
Var olan koşullara neyin neden olduğu gerçekten önem mak istediklerini düşünüyordu sadece. Bu egosuna hitap
li değil. Samanlık yanıyorsa yangını neyin başlattığının ne ediyordu. Yasa uygulamaya konulur konulmaz düşmanları
önemi var. Sorulması gereken soru, "Yangını söndürmek için Daniel'i yakın takibe aldılar. Daniel doğal olarak kendi t a n
ne yapmalıyım?" olmalı. rısına ibadet ediyordu. Kralın başka seçeneği yoktu. Gere
ken saygıyı ve sevgiyi göstermesine rağmen aslan inine gön
derdi onu. F a k a t emrini verirken "Sürekli hizmet ettiğin
HER ZAMAN BİR ÇIKIŞ YOLU VARDIR Tanrın seni kurtaracaktır" dedi. Sonra sarayına döndü ve ge
ceyi oruç t u t a r a k geçirdi. Sabah erkenden arkadaşının ne
Kaymak kovasına düşen iki küçük kurbağanın hikâ d u r u m d a olduğunu görmeye gitti. İncil'de kralın acıklı bir
yesini çok severim. Kurbağalardan biri korkuyla doluydu ve sesle Daniel'e şöyle seslendiği yazar: "Daniel, yaşayan Tanrı'
derin bir aşağılık duygusuna sahipti. Kaymağın içinde yüz- nın hizmetkârı, sürekli hizmet ettiğin Tanrın seni aslanlar-
122 123
dan kurtarabildi mi?" Ve Daniel'in "Sevgili Kral, sonsuza dek na söylemiyorsun?" dedi.
yaşa. Tanrım meleğini gönderip aslanların ağzını kilitledi,
"Bak" dedi Bill, "karımı bu işe karıştırma, sandviçimi
bana dokunamadılar bile" dediğini duyduğunda sevincinden
kendim hazırlıyorum!"
ne yapacağını bilemedi Kral Darius.
Biraz saçma bir hikâye, kabul ediyorum, ama bazen
Bir aslan inine atılsaydık neler hissederdik acaba? Ken
aptal bir hikâye gerçeği ortaya koyabilir. Merak ediyorum
dimize yeterince güvenebilir miydik, yoksa "Pes ediyorum,
kaçımız artık katlanamadığı şeylerden sırf yapabileceği baş
her şey benim aleyhime" mi derdik? Daniel kralın da düşün
ka bir şey olmadığını düşündüğünden dolayı kurtulamıyor.
düğü gibi olayın üstesinden gelmeyi başardı, incil'de sözü
Kendimiz için ne çeşit "sandviçler" hazırlıyoruz?
edilen "Melekler", hizmetimizdeki Yüce îlham'ı temsil eder
ler, tçimizdeki Mükemmel Gücün varlığına güvenirsek başı
NEDEN BİRİ BAŞARILI OLURKEN BİR BAŞKASI
mıza hiçbir kötülük gelemez.
BAŞARISIZLIĞA UĞRAR
KADERİNİZİN EFENDİSİSİNİZ
E m m e t Fox'un "Yapıcı Düşünce Yoluyla Elde Edilen
G ü ç " adlı kitabında şöyle bir bölüm var:
Kadere inanır mısınız? Hayat oyununda bir piyon oldu
ğunuza, ne yaparsanız yapın başarısızlığa m a h k û m olduğu
nuza mı inanıyorsunuz? Yaşadığınız hayat size doyum sağla Şans diye bir şey yoktur. Hiçbir şey şans eseri olmaz. İyi ya
mamasına karşın koşulları değiştirmenin olanaksız olduğu da kötü, yaşadığınız her şey değişmeyen, kaçınılmaz yasanın bir
nu mu düşünüyorsunuz? sonucudur. Ve o yasayı yöneten de yalnızca sizsiniz. Hiç kimse
size hiçbir zarar veremez, fakat çoğu zaman öyle görünür. Bilinçli
Bu çeşit düşünceler bana öğle yemeklerini her gün bir
ya da bilinçsiz olarak bugünkü arzu ettiğiniz ya da etmediğiniz ko
likte yiyen iki yapı işçisinin, Bill ve Mack'ın hikâyesini hatır
şulları siz hazırladınız ve sonuç fiziksel sağlığınıza ya da bugünkü
latır. Her gün saat tam on ikide yapımı devam eden binanın
durumunuza yansıdı. Siz, yalnızca siz bunları ısmarladınız ve tes
gölgesinde oturup yemek kutularını açarlardı. Bir pazartesi
lim aldınız. Kendiniz ve hayat hakkında yanlış düşünmeye devam
günü Bill dikkatle sandviçini çıkardı ve içinde ne olduğuna ettiğiniz sürece aynı güçlüklerle karşılaşmaya devam edeceksiniz.
baktı. Her tohumun kendi cinsinden meyve vermesi kaçınılmazdır ve d ü
"Yine fıstık ezmesi!" dedi tiksinerek. şünce de kaderin tohumudur.
Mack hiçbir yorum yapmadan sandviçini yemeye koyul
du.
D u r u p bunun üzerinde bir süre düşünelim. Yaşadığınız
Salı günü Bill yine sandviçini araladı ve daha büyük bir sorunlar hakkında ne düşünüyorsunuz?
kızgınlıkla "Yine fıstık ezmesi..." dedi.
Bir adam hastayken diğeri neden sağlıklı? Bir adam iyi
Çarşamba günü aynı sahne tekrarlanınca Mack daha düzenlenmiş cazip bir evde yaşarken neden diğeri gecekondu
fazla dayanamadı: "Fıstık ezmesini sevmiyorsan neden karı- mahallesinin kederli havasıyla yüz yüze geliyor?
124 125
Bazıları bu farklılıklardan ırk ayrımını sorumlu t u t u rın ve hayatın bana karşı olduğunu düşündüğümü kabul edi
yorlar, ama azınlıklardan olup da iyi maaş alan ve lüks bir yorum. Belki yanlış tohumlar ektim. Ama onları nasıl kazıp
yaşam süren birçok insan tanıyorum. Bazıları başarabiliyor- çıkaracağım ve yeniden başlayacağım."
larsa diğerleri neden başaramasınlar? İşte bu harika! Yapabileceğiniz bir şey var. Bugünden
Bazıları çok popüler olurken neden aynı geçmişe ve başlayarak gerçekten yaşamak istediğiniz hayatı yaratmaya
özelliklere sahip diğerleri hor görülüp dışlanırlar? Bir sürü koyulabilirsiniz. Hiçbir şey size karşı değil. Tüm Yaşam hiz
iyi insanın neden mutsuz ve bunalımda olduğunu hiç düşün metinizde.
dünüz mü? Birçok zeki entelektüel, neden mutsuz bir aile ya
şamına ve doyumsuz kişisel ilişkilere sahiptir? Bilgi güçse
KADERİN MERHAMETİNE BAĞLI DEĞİLİZ
neden bütün üniversite mezunları mutlu ve başarılı değiller?
Bugün bir eğitim tanrısı yaratmak eğilimindeyiz. Eğitim
t ü m hastalıkların şifası olmuş. Ama gerçekte öyle mi? Ger Olay şu, çok azımız kendimizi ve kaderimize yön ver
çek şudur ki bazı üniversite mezunu insanlar herkese eşit mekteki rolümüzü gerçekten biliyoruz. İnsanın hayatındaki
şans sağlayan bugünkü sistemi mutsuzca protesto ederler en önemli a n , kaderin m e r h a m e t i n e bağlı olmadığını, düşün
ken, eğitimsiz ya da kendi kendini eğitmiş birçok insan başa celerinin, hayatın özünün sürekli onun içine akıtıldığı bir
rının sırrını bulmuş görünüyor ve zengin bir yaşam sürüyor. kalıp olduğunu anladığı andır. Gerçek şu, inandığımız, ka
bullendiğimiz ve güvenle beklediğimiz her şeye sahip oluruz.
Bu hayat tarafından doldurulmak üzere elimizde tuttuğu
TÜM Y A Ş A M SİZİN HİZMETİNİZDE muz kalıptır.
Bu büyük yaşam yasasını açıklamanın birçok yolu var.
Burada bir sır mı var acaba? Evet! Hayat aynasının
Bu ektiğini biçmek, neden-sonuç ve benzer benzerini çeker
önüne konan her şeyin bize geri yansıyacağını söyleyen bir yasaları olarak da adlandırılabilir.
yaşam yasası vardır; her sonuç için bir neden, her aksiyon
için bir reaksiyon vardır; hayat toprağına ekilen her düşünce
ZİHİNSEL EŞİTLİKLER
tohumu düşüncenin çeşidine göre meyve verir. Her şey kendi
t ü r ü n ü tekrar üretir. Havuç t o h u m u n d a n t u r p olmayacağı
gibi başarısızlık düşüncesinin ürünü de başarı olamaz. Ken Edison başarısızlığı kabullenmeyi reddetti. Ampulü ça
dimiz hakkındaki inancımız, kaderimizi belirler. Dünya ken lıştırmak için binlerce yol denedikten sonra: "Çalıştırama-
di değerlendirmemize göre muamele eder bize; ama d a h a manın binlerce yolunu keşfettik" dedi. Bildiğiniz gibi sonun
önemlisi; yaşam yasası, sahip olabileceğimize inandığımız, da başardı. Edison başarının zihinsel eşitliğine sahipti. Ba
kendimiz için kabullenebildiğimiz her şeyi şaşmaz bir doğru şarısızlığı kabullenmeyi reddetti. Zihinsel eşitlikler düşünce
lukla bize geri verir -ne eksik ne de fazla. 'mosferi oluşturan düşünce gruplarıdır. William J a m e s
"Pekâlâ" diyorsunuz "Doğru olduğunu varsayalım. Ne " H e r düşünce sonuca ulaştıran bir motordur" demiştir. D ü
yapmam gerekiyor şimdi? Hayat boyu yenildiğimi ve insanla- şünce atmosferi ona şekil veren aksiyonu kendisine çeker.
126 127
Bütün teori, görünen ve görünmeyenin tek ve aynı oldu
Şimdiye kadar hastalık, umutsuzluk, sefalet ve başarı ğunu varsaymaya dayanıyor. Einstein bilimsel bir dille, küt
sızlık için zihinsel eşitlikler kurmuşsak, gelin bunlan tersine leyle enerjinin eşit ve birbirine dönüşebilir olduğunu söyledi.
çevirelim. Başarılı bir yaşam sağlayacak olumlu zihinsel eşit Burada düşünce enerjidir ve düşüncenin etkisi hayatımızda
likler kullanma fikri üzerinde çalışalım. Kendi hayatımızı kütle ya da dışsal şekillenmeyi yaratır. Düşünce ve madde
kendimiz kurarız, ama bazen yarattığımız zihinsel imajlar, nin farklı şeyler olmadığını söyleyen Spinoza da aynı şeyi
yaşamak istediğimiz şeylerden çok uzak olur. söylüyordu. Phineas P a r k h u r s t Quimby de, "Düşünce çözül
müş madde, madde ise şekillenmiş düşüncedir" derken aynı
YANLIŞ İMAJLARI İYİLERİYLE DEĞİŞTİRMEK teoriyi vurguluyordu.
Başka bir deyişle, yaşamın birliğinden söz ediyoruz.
Kendimiz için oluşturduğumuz yanlış imajları nasıl de Düşünce ve madde birdir; her şey bir olduğu için aslında
ğiştirebiliriz? Gerçekten çok basittir bu. Eski imajı silip yeni madde yoktur; görünen ve görünmeyen enerjiden oluşmakta
sini oluşturmak konsunda biraz ısrarlı davranmamızı gerek dır her şey. îçsel ve dışsal görüntü bir ve aynıdır. Dışarıdaki
tirir o kadar. Projektörün diyasını değiştirirsek başarabiliriz içeridekini yansıtır. Buna, dışarıdaki içeridekinin görünen
bunu. Bundaki başarımızı, eski imajı yenisiyle değiştirmek bölümüdür de diyebiliriz, "içerdeki neyse dışarıdaki de odur"
için gereken güce sahip olup olmamamız belirler. Örneğin, diyor Hermes. Bazıları da "Beden ruhun görünen bölümü
korku ve endişe imajına sahipsek, bunlari yeni ve olumlu bir dür" derler, içerideki resmi değiştirdik mi dışarıdaki de de
yaklaşım geliştirerek nötralize edebiliriz. Korkunun kayr ğişmek zorunda; çünkü devam etmesi için bir neden kalmaz.
cehalettir ve cehalet ışığa teslim olur. Karanlık ışığa dönüse- Gücünü elinden almış oluruz. Dışarıdaki direnemez, çünkü o
mez. Işık karanlıkla mücadele etmek zorunda değildir. Işık sadece içeridekinin yansımasıdır. Projektördeki diyanın per
yakıldığında karanlık kaybolur. Karanlık gibi cehalet de güç dedeki resmi belirlemesi gibi, düşünce de yaşadığımız sonuç
süzdür. Kendimizle ilgili olumlu imajı oluşturduğumuz an, lan üretir. Dışarıdaki, belirleyici sebebin gölgesidir; yani
hayat onları bizim için üretmek üzere harekete geçer. Demek onu üreten düşüncenin. Bunun ne demek olduğunu anlıyor
ki, sahip olduğumuz imajdan hoşlanmıyorsak onu hemen de musunuz? Düşünceyi ve böylece yaşadıklarımızı değiştirecek
ğiştirmeye başlayabiliriz. güce sahibiz. Düşüncelerimizi değiştirerek hayat için yeni
bir kalıp hazırlamış oluruz. Ardından deneyimler yaşanır ve
bu da yeniden düşünce üretir.
DÜŞÜNCE MADDEYE HAKİMDİR
130
131
a n l a m a k için b i l i n ç a l t ı n ı n z a m a n - y e r ilişkilerinin ve farklı
l ı k l a r ı n ı n b u l u n m a d ı ğ ı M u t l a k ' ı n a l a n ı n d a çalıştığını a n l a
12 m a m ı z gerekiyor. Z a m a n ı a n l a y a b i l m e m i z için z a m a n ı n u z a
y a bağlı o l d u ğ u n u a n l a m a m ı z g e r e k i y o r . U z a y ö l ç ü d ü r . Z a
m a n ı uzay s a y e s i n d e ölçebiliyoruz; z a m a n bir n e s n e n i n uzay
d a k i bir n o k t a d a n b a ş k a bir n o k t a y a geçtiği a r a l ı k t ı r . Z a m a n
ZAMANIN E F E N D İ S İ OLUN
aralığı o l a r a k d ü ş ü n d ü ğ ü m ü z b u d u r . Z a m a n v e uzay kav
r a m l a r ı birbiri için gereklidir; biri d i ğ e r i n i n göreceli değeri
n e bağlıdır. Z a m a n l a ilgili gerçeği anladığımızda zamanın
Geçmiş ve gelecek yoktur; yalnızca sonsuz bir Şimdi vardır. efendisi olabiliriz.
ABRAHAM COWLEY
132
133
hariç, deneyi planlandığı gibi t a m a m l a d ı . Metronom dakika
BİLİNÇALTI, ZAMANI NASIL KULLANIR
başı değil saniye başı işaret veriyordu. Başka bir deyişle,
metronom otuz saniye süre t u t m u ş t u toplam olarak.
Bilinçaltı, bilinç gibi zamanın farkında değildir. Bilin Otuz saniyenin sonunda metronom durduruldu ve pro
çaltı, bilincin direktiflerini soru sormadan ve tam olarak uy fesör genç kızı uyandırdı. Sonra ona, ne hatırladığı soruldu.
gular. O, sabah tam istediğimiz saatte bizi uyandıran gönül Odalarda neler olduğunu, neler gördüğünü ve hatırladığını
lü hizmetçidir. Saate bakmadığı için çalar saatten çok daha birer birer ayrıntısıyla açıkladı kız. Bütün deneyin otuz da
kesindir. Kendimize uykumuzun çok hafif olduğunu ve "ga kika değil de otuz saniye sürdüğünü öğrendiğinde ise çok şa
rip bir nedenden ötürü" her gece saat üçte uyandığımızı söy şırdı. Bilinçaltı kendisini, verilen emre göre ayarlamıştı.
lersek o harika, itaatkâr bilinçaltımız bunu bir emir olarak
Bir kayığı gölün karşı tarafına bir saate de geçirebilirsi
kabul edip bizi her gece tam üçte uyandıracaktır. "Bilinçaltı
niz, bir günde de. Ne kadar zaman ayırırsanız bilinçaltı o
mizah duygusundan yoksundur" derler ve sözünü ettiğim
kadar zamanda yerine getirir. Önce bilinçli olarak kabul et
uyku deneyimini yaşayanlar bunun doğru olduğunu bilirler.
melisiniz, bilinçaltı takip eder. Bunun birçok örneğini yaşa
Bilinçli olarak kabul ettiğimiz her şey gönüllü hizmetçi olan
dım. Aradığım bir makaleyi bulmanın birkaç gün alacağını
bilinçaltı tarafından yerine getirilir. Zaman konusunda, ken-
düşünürsem öyle olur; ama bir saatten kısa zamanda kolay
dini-yönetme hayatımızda önemli bir rol oynar. Sonuçta, ta
ca yapılabileceğini söylersem, şu ya da bu şekilde, zaman
mamıyla bilincimizin direktifleri doğrultusunda hareket etti
harcamadan doğru yere yöneltilirim. Büyük bir ihtimalle
ğini görebiliriz.
bugün yazamayacağım dersem, muhtemelen öğleye kadar
çalışmaya başlayamam; bilinçaltı masaya oturmamı gecikti
HİPNOTİZMANIN ZAMANLA İLGİLİ ÖĞRETTİKLERİ recek bir şeyler bulur mutlaka. Daktilomun başına oturur
ken saatin on iki olduğunu görür ve sabahımın nereye har
Virginia Üniversitesi Psikoloji Bölümü bu konuda bazı candığını sorarım kendi kendime.
ilginç deneyler yapmış. Bu deneylerden birinde, hipnotize Öte yandan bilinçaltıma belli bir işi belli bir zamanda
'edilen bir öğrenciye okul yıllarına, sekizinci sınıfa geri dön bitirmesi için emir verirsem, Düşünce'nin görünmeyen dün
mesi, okula doğru yürümesi, sınıflara birer birer girip bak yası sayesinde başarılacağını bilerek ve buna güvenerek
ması söylendi. Binada yirmi sınıf vardı. Koridor boyunca yü adeta kanatlanırım ve fazla çaba harcamadan işi başarırım.
rüyecek ve her sınıfa girecekti. Bunu yapmak için yarım sa Öylesine kolay olur ki bu, t a m a m l a n m ı ş işi gördüğümde hay
ati vardı. Yarım saat sonunda odalarda neler olduğunu tam retten donakalırım. Mucize gibi görünür bana.
olarak anlatması istenecekti. Süre ayarlamasını da her daki
ka başında tıklayan bir metronom yardımıyla aklından yap BAŞKA BİR DENEY
ması gerekiyordu.
Hipnotize edilen kız süre ayarlamasını aklından yaptı.
Virginia Üniversitesi'nde başka bir deney, sınıftaki eski
Söylenen her şeyi tam olarak yerine getirdi, bir küçük şey
135
134
bir pamuk çiftçisiyle yapıldı. Adam hipnotize edildi ve bu du den öbürüne gittiğiniz, geçmişte birlikte olduğunuz birçok
rumdayken, çiftliğine geri döndüğü ve tüm tarlayı dolaşıp insanla karşılaştığınız, sonsuz karışıklıklar ve zor durumlar
pamuk kozalarını saymak için bir saati olduğu söylendi. Bu la mücadele ettiğiniz bir rüya görüp, tüm bunları üç dakika
nu bir saatte başarıp başaramayacağı sorulduğunda "Sanı önce çalan alarm zilinden sonra görmüş olduğunuzu anladı
rım yaparım, oldukça hızlıyımdır" dedi. Metronomun dakika ğınız oldu mu hiç? Rüya o kadar gerçek gibidir ki gün boyun
da bir işaret vereceği söylendi. Adam ilk deneyde bulunmadı ca hatırlar durursunuz. Ailenize anlatmayı düşünürsünüz,
ğı için kıza yapılan hilenin kendisine de yapılacağını bilmi ama birleştirmek saatler alacaktır ve bilinçli halinizle bunla
yordu. rı tekrarlayacak zamanınız yoktur.
Metronom yine hızlandırıldı ve her dakika yerine her Bütün bunlar Düşünce'nin bilinçaltı kullanımında za
saniye işaret verdi. Denek, zihninde pamuk tarlası boyunca man ve yer sınırlaması olmadığını kanıtlıyor. O, direktifleri
aşağı yukarı yürüdü. Altmış saniye sonunda metronom dur verdiğimiz şekilde yerine getirir.
duruldu ve denek uyandırıldı. Bir saat süreyle dolaştığını dü
şünerek her şeyi anlattı onlara. Gerçekten de bütün tarlayı SONSUZ ŞİMDİ
dolaşarak kozaların hepsini saymıştı.
Bu deneylerden gördüğümüz gibi bilinçaltının zaman
Bilinçaltı geçmiş veya gelecek diye bir şey bilmez. Hep
yargısı yoktur. Emirleri takip eder. Metronomun her dakika
şimdiki zamanda çalışır. Sonsuz Şimdi'de çalışır.
işaret vereceği söylendiğinde bunu kabul eder ve bütün tar
layı dolaşır. Ve bu adam da zihnen aynı şeyi yapmıştı. Gör Olup biten şimdidir; ve olması gereken zaten olmuştur;
düğünüz gibi, Düşünce'de hiçbir mekân ve zaman sınırlama ve Tanrı 'nin geçmiş olana ihtiyacı vardı. (Ecclesiastes 3:15)
sı yoktur. Öznel zihin denen bilinçaltı tamamıyla bilince bağlıdır.
Tek akıl vardır; o da Düşünce'nin Evrensel havuzunun birey
Kendinizi New York'ta 42. Cadde'yle Broadvvay'in kesiş
sel kullanımıdır.
tiği bir köşe başında dikilirken hayal edebilirsiniz. Zihnen
orada durduğunuzu, büyük binaları seyrettiğinizi, Broad- Hipnotize edilmenize izin vermeli, bilinçaltınızı geçici
vvay'e doğru baktığınızı; ufku, kalabalığı ve trafiği hissedebi olarak başka birinin bilincine bağlı kılmalısınız. Hipnotizma
lirsiniz. Birden düşüncenizi değiştirip G r a n d Canyon'un gü kelimesi Yunanca "uyumak" anlamına gelen "hypnos" keli
ney kenarında olabilirsiniz. Oradan oraya hareket edebilirsi mesinden alınmıştır. Yunan mitolojisinde Tanrı Hypnos uy
niz, çünkü düşüncede zaman ve yer sınırlaması yoktur; bu ku tanrısı olarak kabul edilirdi. Hipnotizma, hipnotizmacılar
yüzden düşünceyi kullanımınızda tamamiyle özgürsünüz. tarafından yaratılan suni bir uyku ortamıdır. Hipnotik uyku
görünüşte normal uykuya benzer, ama farklıdır. Hipnotik
testlerle aklın ikili yapısını anlayabildik.
RÜYALARIMIZ ZAMANLA İLGİLİ NE ÖĞRETİR
Bilinciniz, bilinen deneyimlerden ve inanmak istediği
ceşitli fikirlerden yola çıkarak çıkarımsal mantık yürütme
Sabah u y a n m a d a n az önce serüvenlerle dolu, bir şehir- yapar. Öte yandan bilinçaltı tam tersine işler. Ona bir şeyi
136 137
gelecekte bir gün başarmayı arzuladığınızı söylerseniz arzu eden bizleriz. Ve bir gün kolay bir şekilde direktifi "şimdi"
nuzun gerçekleşmesini hep gelecek bir zamana erteler. İç diye veririz. Geziye çıktığımızı gözümüzde canlandırırız. Dü
Benliğe verilmesi gereken direktif her zaman şu an için veril şüncemizde Vaat edilmiş Topraklar'a doğru yürürüz; gardro-
melidir. Arzuların gerçekleşmesi göreceli yer ve zaman dün bumuzu seçer, zihnimizde valizleri hazırlarız ve neyle gidece
ğimize karar veririz. Ve işte oldu. Farkına varmadan geziye
yasına bağlı olarak ifade edildiği için sonuç yine gelecekte or
çıkarız. Gelecek zamanda verdiğimiz direktifler her zaman
taya çıkıyormuş gibi görünebilir. Direktiflerimizin yerine ge
uzanamayacağımız bir yerde bizi cezbederek sallanır durur
tirilmesi için şimdi kelimesi kullanılmalı ve direktifimiz
lar. Gönüllü hizmetçi bilinçaltı böyle istediğimizi düşünür.
"şimdi" için geçerli kabul edilmelidir.
İyileşmenin, başarılı olmanın, hayat arkadaşımızı bulmanın,
istenen geziye çıkmanın uzun zaman alacağını düşünürsek
İSA BUNU ANLAMIŞTI gerçekten uzun zaman alır. Yanıt, kendini-yönetmedir; ama
u n u t m a y ı n , bilinçaltı zaman veya yere bağlı değildir. Mucize
İsa'nın kendini-yönetme alanındaki başarısının neden zamanı "şimdi"dir! Orağını salla, tarlalar biçilecek kadar
lerinden biri buydu sanırım. Hayata verdiği emirleri şimdiki beyaz!
zamanla vermekle kalmaz, öyle bir otoriteyle söylerdi ki, so
nuç hemen gelirdi.
KENDİNİ-YÖNETME
İsa konuştuğunda istediği hemen oluyordu; çünkü dü
şüncenin kullanımına sınır koymamıştı, bir bekleme dönem
Şimdi kendimi zamanın bağlarından kurtarıyorum, ilk
gerektiğini de hissetmiyordu. Sakat kollu adama "Elini uzat"
önce yapılması gerekeni ilk önce yaparak zamana hakim olu
dedi. Emir "şimdi"ydi. "Kolun zamanla iyileşecektir; ileride
yorum. Bilinçaltımı eldeki işi kolaylıkla ve kesinlikle yapacak
belki de t a m a m e n şifa bulursun" demedi. Adamın bütünlü
şekilde yönetiyorum. Sonsuzluğun düzenli olarak benimle ya
ğünü o anda kabul etti.
şamasına izin vererek hayatın tüm çılgınlıklarından kurtulu
Doğuştan kör olan adamı hatırlıyor musunuz? Görmeye yorum. Ne geçmişe bağlıyım ne de gelecekle sınırlıyım. Şimdi,
başladığı zaman "Tek şey biliyorum, kördüm, şimdi görüyo şu anda yaşıyorum.
rum" dedi. Gecikme yoktu, çünkü direktif şimdi idi. Hemen
iyileşti, çünkü İsa hayatın t ü m ü n ü n o dakikada ifade edildi
ğini biliyordu.
Bilinçaltına emirler verirken, onun zaman ve yerden
habersiz olduğunu hatırlayalım. Onu koşullandıran bizleriz.
Henüz dört ay var ve sonra hasat mevsimi gelir diyen biziz.
Hatırlayın, İsa, Tarlalar biçilecek kadar beyazlaşmış bile de
di. "Bir gün o geziye çıkacağım" diyen ve sonra arzularımızın
gerçekeşmesinin neden bu kadar uzun sürdüğünü merak
138 139
"Baban inşaat işiyle uğraşıyor." O devam ederken ben
ağzım açık başımı sallıyordum.
Tüm bunları nereden biliyordu? Üniversiteye yeni baş
layan mütevazi bir öğrenci hakkındaki onca ayrıntıyı nasıl
hatırlıyordu? Beni tanıdığını kanıtlamıştı. Daha doğrusu
13 Florida Üniversitesi'ne, kendisi oradayken gelen herkesi ta
nıdığını kanıtlamıştı. Kampüsteki herkesi tanıyordu.
Bugün, Jacksonville'deki St. Johns Nehri üzerinde Ful
İYİ BİR BELLEK İÇİN DÖRT İLKE ler Warren adında bir köprü var. Fuller VVarren, Florida
Eyaleti'nin valisi oldu; aynı kişinin ikinci kez vali seçilmeme-
si kuralı olmasaydı uzun yıllar bu göreve devam edebilirdi.
Mükemmel bir belleği vardı ve bu özelliği onun başarısında
Ve ruhu kaplayan sular çekilip gittiğinde büyük bir rol oynamıştı.
Bir bilinç kaldı ondan geriye.
Fuller VVarren üniversiteye gelen herkesin ismini titiz
Belleğin sessiz kıyılarına yığılan, likle alır, hakkında m ü m k ü n olduğu kadar bilgi toplar, sonra
Hiç ölmeyecek ve yok edilmeyecek da tanışmanın bir yolunu bulurdu. Bunu yapmak için mutla
imgeler ve değerli düşünceler. ka bir yol bulurdu. Belleği öyle güçlüydü ki sizinle tanıştığın
da neye benzediğinizi ve hakkınızda birçok şeyi bilirdi.
WILLIAM WORDSWORTH
O gün yanimdakilerden biri olan Dick Drysdale üniver
siteye gelmeden önce Jacksonville Times-Union 'da muhabir
Fuller Warren'ı asla unutmayacağım. Uzun yıllar önce lik yapıyordu. Dick üç yıl önce Florida Üniversitesi'ne geldi
ben, gerçekten etkilemişti. Gainesville'deki Florida Üniversi- ğinde Fuller VVarren'la tanışmıştı. O sıralar Fuller, Blount-
tesi'ne henüz varmıştım. Üniversitedeki ilk günüm, haya stown'daki liseye devam ediyordu. Üç yıl sonra Atlanta'daki
tımda büyük bir andı. Üniversite bahçesinde iki arkadaşla bir futbol maçına giderken aynı trendeydiler, Fuller vagon
yürüyordum; karşıdan gelmekte olan genç bir adam bana dan içeri adımını atıp Dick'in kapıda durduğunu görünce
doğru yaklaştı ve, döndü ve "Hey, selâm Dick. Seni en son üç yıl önce görmüş
"Merhaba Jack Addington, Jacksonville'de işler nasıl gi t ü m " dedi. Oysa Dick onu tanıyamamıştı.
diyor?" dedi. "Ben Fuller Warren" dedi beriki, "Üç yıl önce bir toplan
"İyiyim, iyiyim" diye yanıtladım karşımdakinin kim ol tıda tanışmıştık." Her şeyin bir kategorisi vardı onun için.
duğunu merak ederek. Her şeyin belleğinde yeri vardı. Hiç kimseyi ya da durumu
"Ben Fuller Warren", diye merakımı giderdi, "Ben Batı hatırlamaya değmeyecek kadar önemsiz bulmazdı.
Florida'lıyım. Florida Üniversitesi'ne hoşgeldin. Dee, Rogers Fuller Warren kadar iyi bir belleğe sahip olmayı ister
ve Jim adında üç kardeşin var, öyle değil mi?" misiniz? Bu m ü m k ü n . O da sizinle aynı zihinsel bilgisayara
"Evet." 141
140
sahip -sadece daha iyi kullanıyor. Aynı sistemi kullanırsınız, hatırlamak sizin için önemli mi? Eğer öyleyse biri size tanış
onun yapabildiği her şeyi siz de yapabilirsiniz. tırıldığında durun ve dinleyin. Böylece ismi doğru olarak du
yarsınız ve gözünüzde canlandırırsınız. Veya daha iyisi, bir
İYİ BİR BELLEK İÇİN DÖRT İLKE parça kâğıda yazın; böylece başka bir algı duyusu avantajına
sahip olursunuz. Şimdi gözlerinizi sürece sokuyorsunuz. İyi
bir bellek için bir kalem ve not defteri oldukça gereklidir.
1. Dur - Bak - Dinle.
İyi bir belleğiniz var, mükemmel bir belleğiniz var. İn
H a t ı r l a m a k istediğimizi hatırlarız. İyi bir belleğe sahip
sanlar kötü bellekleri olduğunu söylediklerinde hatırlama
olduğu bilinen insanlar biriyle tanıştırıldıklarında durup o
yetenekleriyle ilgili bir sorunları olduğunu söylemek isterler.
kişinin ismini dinlerler. Dinler ve doğru yazılışını gözlerinde
Bu hatırlamak istedikleri şeyi net olarak zihinlerine yerleş
canlandırırlar; h a t t a bir parça kâğıda yazıp akıllarına kazır
tirmemelerinden kaynaklanıyor. Zamanında o şeyi zihinleri
lar. Kötü bir belleğin sorumlusu genellikle dikkatsizliktir.
ne sokacak kadar önemli bulmamışlardır.
2. Öğrenme Süreci, Fikirlerin BirleştirilmesineBağlıdır.
Kendimize karşı dürüst olalım. Kaç kez birisiyle tanıştı
Bir şeyi ezberlemenin en iyi yolu bir fikri başka bir fi rıldığımızda hatırlayıp hatırlamayacağımıza aldırmadığımız
kirle birleştirmektir. Tüm bellek uzmanları bu sistemden ya dan o kişinin ismini dinlememişizdir ya da nasıl olsa hatırla-
rarlanırlar. yamayacağız diye dert etmemişizdir.
3. Sizin için Çalışmasını İstiyorsanız Belleğinize Güve Mr. Cal Sudney adında biriyle tanıştığınızı farz edin.
nin. Şimdi, Cal Sudney adında kaç kişi tanıyorsunuz? Eminim
İyi bir bellek, bilinçaltına güveni gerektirir. Belleğinize fazla değildir. Kendi kendinize, "Nasıl heceleniyor acaba -
güvenin, ona güvendiğiniz ölçüde size yanıt verecektir. Ken şey, nasıl olsa heceleyemiyorum, o yüzden takma kafana- is
diniz hakkında inandığınız ve güvenle beklediğiniz her şeye mi hatırlamaya çalışmayacağım" diye düşünüyor musunuz?
sahip olursunuz. Kural bu. Birkaç dakika sonra aynı adam yine karşınızda ve onu
4. Kendini-Yönetme, Kesin Sonuçlar Getiren Kesin bir bir arkadaşınıza tanıştırmanız gerekiyor. Şimdi, bu adamın
adı neydi diye düşünüyorsunuz, garip bir isim - kolay gelmiş
Eylemdir.
ti, kolayca anlamıştım ama neydi? İyi bir belleğe sahip ol
Belleğiniz ona verdiğiniz direktifler kadar iyidir. Ona
mak istiyorsanız, işe keskin bir izlenim yaratmakla başlayın.
yaklaşımınızda eksik hiçbir şey olmamalı. Bilinçaltmızı yön
Belleğiniz teyp kaydedicisi gibidir, sürekli çalışır, ama teyp
lendirirken ayrıntıya inmelisiniz; kesin sonuçlar istiyorsanız
üzerinde keskin bir etki bırakmanız gerekir. Sesi yükseltme
kesin direktifler vermelisiniz.
li ve uygun şekilde ayarlamalısınız, yoksa orijinal izlenimi
nizden farkı olmayan karmakarışık bir "playback" çıkar.
DİKKAT EDİN - NET BİR İZLENİM ELDE EDİN
Bir ismi hatırlamak istiyorsanız bir yerlere yazın; Nasıl
yazıldığını bilmiyorsanız sorun. Dinler ve belleğinize kayde
Belleğiniz önemli gördüğünüz şeyleri depolar. İsimleri derseniz, emin olun ihtiyaç duyduğunuzda orada olacaktır.
142 143
Dinleyecek ve bilinçli olarak belleğinize kaydedecek
kadar önemli bulduğunuz şeyleri her zaman hatırlarsınız. likten çıkan bir fare görür masaya doğru kovalar ve masa ör
Birbirine girmiş yanıtların belirsiz denizinde bocalamaya t ü s ü n ü n üstünde kovalamaca devam eder; suyla dolu sürahi
son verin. Kötü belleğin suçlusu genellikle dikkatsiz bir yak yi devirirler; su masaya dökülür ve halıda leke bırakır.
laşımdır. İlgilendiğiniz ölçüde hatırlarsınız. İçinizdeki kayıt
aleti verdiğiniz öneme göre kayıt yapar. Neler olup bittiğiyle BİRLEŞTİRME OYUNU OYNAMAYI DENEYİN
ilgilenmiyorsanız o anı pek hatırlamazsınız. İlgileniyorsanız
kayıt aleti daha derin baskılar yapar ve daha iyi hatırlarsı
nız. Bu yüzden, dur bak - dinle; daha sonra hatırlamak iste Bellek dersi veren herkes, zayıf bellek diye bir şey olma
diğiniz şeyi doğru ve net olarak aklınıza yazın. dığını kabul ediyor. U n u t m a k denilen şey ilk etapta öğren
memekten başka bir şey değil. Bellek kasa benzer. Zayıf bir
kas egzersizle geliştirilmemiş kastır. Zayıf bellek denilen
BÜTÜN BELLEK UZMANLARI BU SİSTEMDEN
şey, yeterince eğitilmemiş bellektir.
YARARLANIRLAR
Birleştirme belleğin temelidir. H a t t a o olmadan bellek
olamaz. Hatırladığınız her şey -bir isim, bir yüz, bir kitaptan
Belleği geliştirme dersleri veren insanlar vardır. Bir
bir satır- sizin tarafınızdan yapılan birleştirmenin sonucu
bellek uzmanı, içinde daha önce karşılaşmadığınız kırk-elli
dur. Hatırlayamadığınız isimler, yüzler, alıntılar zihninizde
kişi bulunan bir odaya nasıl gireceğinizi öğretebilir. Gitme
birleştirilmesi kolay olmayan şeylerdir.
den önce kapının ö n ü n d e durup hepsinin elini sıkarak gü
İyi bir belleğe sahip olacaksanız, zihnen bilinçli bağlan
venle isimlerini söyleyebilirsiniz.
tılar kurmayı alışkanlık haline getirmelisiniz. Aynı anda iki
Elli-altmış t a n e nesne sırasıyla verilip hatırlamanız is
ya da daha fazla isim veya fikir yerleştirmeniz gerekiyorsa
tenebilir ve hatırladığınızda şaşar kalırsınız. İşin sırrı nes
hatırlamanın daha kolay olacağını görürüz. Bilinçaltına di
neleri birbirine bağlamakta. Bir şeyi ezberlemenin en iyi yolu
rektifi aynı zamanda vererek bir şeyi başka biriyle bağlayın.
bir fikri diğeriyle birleştirmektir. Tüm bellek uzmanları bu
sistemden yararlanırlar. Aynı işlemi siz de öğrenebilirsiniz. Örneğin, Mary Fleetvvood'un iri kahverengi gözleri ve
uzun saçları var. Kocası Frank Fleetwood uzun boylu ve atle
Sahneye çıkmak isteyen, buna can atan birçok insan
te benziyor, koşar gibi yürüyen bir a d a m . Frank ve Mary'i
vardır, ama bölümlerini ezberleyemeyeceklerini düşünürler.
Gerekeni yaparsa herkes ezberleyebilir. Olay; düşünce, duy hatırlayacağım; kahverengi gözlü Mary ve hızlı yürüyen
gu ve zihinsel resim dizisi oluşturmaktan ibarettir. Nesnele Frank. Onları gözümde, ormanın içine koşarken canlandırı
ri hatırlamak için izlenen yola klâsik bir örnek verelim: yorum -Frank ve Mary Fleetvvood. Bunu okumak kadar bile
sürmüyor düşünmek. Zihninizde anlık bir görüntü oluşuyor.
Hatırlanacak şeyler: Top, masa, kedi, duvar, fare, delik,
Fakat isimleri yüksek sesle söyleyip bu isimleri zihninizdeki
masa örtüsü, sürahi, su, halı. Bu sıra, birleştirme yapılırsa
insanların görüntüleriyle birlikte resmetmeyi u n u t m a y ı n .
kolaylıkla hatırlanabilir. Top masanın üstünden yuvarlanır,
yere düşer, kedi topu duvara kadar kovalar; sonra kedi de- H a t ı r l a m a k istediğiniz şeyi gördüğünüz, tanıdığınız an
da kaydettiğinizden emin olun. U n u t m a y ı n , pratik mükem-
144
145
mel1eştirmez, yalnızca alışkanlık haline getirir, ilk seferinde onunla barış yapabiliriz. Burada kendini-yönetme devreye
ismi yanlış alırsanız, her hatırlamaya çalıştığınızda yanıla girer. Bilinçaltına hatırlamak istediğimiz bir şeyi ka3'detme-
caksınız. Doğru olarak alın; zihninize yerleştirin, bir fikir ya si direktifini verdiğimiz gibi, eski bir düşmanlığı ortadan kal
da fikirler serisiyle birleştirin, bilinçaltınıza bu bilgiyi kolay dırması direktifini de verebiliriz. O geçmiş anı belleğimizde
ca h a t ı r l a m a k istediğinizi söyleyin. Mutlaka hatırlarsınız. yeniden canlandırır ve onunla barış yapabiliriz; bağışlar ve o
Deneyin, eğlencelidir! mutsuz anıyı farklı duygularla sarmalayıp nötralize edebilir
ve böylece bize zarar verebilecek güçten m a h r u m kılarız. Me
sele bellekteki olaylarla dokunmuş görüntüleri, duygulan,
BELLEK DUYGULARI DA DEPOLAR ruh hallerini ve karşılıkları birleştirmekten ibaret. Emirleri
biz verdiğimiz için ne kadar şanslıyız. Duruma eşlik eden
Ezberlemenin imkânsız olduğunu iddia eden insanlar, duygu ve karşılıklardan daha sonra hatırlamak isteyecekle
çocukluklarında okulda ezbere bir şeyler okumaktan kork rinizi zihninize yerleştirmeyi öğrenin.
muşlardır genellikle. Belleğini, ezberden okumaya u t a n m a
veya başka çeşit bir engelleyici duyguyla birleştirmedikten
BİLİNÇALTINIZA GÜVENİN
sonra herkes ezberleyebilir.
Aktör için ezberlemek, satırları ezberlemekten çok daha
Sizin için çalışmasını istiyorsanız bilinçaltına güvenme
öteye bir şeydir; sözcüklerin duygularla birleştirilmesidir.
lisiniz. Doğru hatırlama yeteneğiniz, belleğinize duyduğunuz
Sadece sözcükleri hatırlamaz, duygusal karşılıkları üzerinde
güvene bağlıdır.
çalışır. Oynadığı karakterin r u h u n a , havasına girmeye çalı
Bilinçaltınıza sabah altıda kaldırılmak istediğinizi söy
şır. Aktör için satırları öğrenmek en önemli şey değildir, söz
lersiniz ve belleğinize inanıyor ve güveniyorsanız tam altıda
leri duygularıyla birlikte a k t a r m a k zorundadır. Bellek, söz
uyanırsınız. Bellek bilgisayara benzer, ama bilgisayar gibi
cüklerin olduğu kadar duyguların da depolandığı yerdir.
ona da direktif vermek gerekir. Şehirlerarası yapmanız gere
Zayıf bir belleğiniz olduğunu düşünebilirsiniz; hatırla
ken bir telefon konuşmasının sizin için çok önemli olduğunu
m a n ı n imkânsız olduğuna inanabilirsiniz, ama aslında başı varsayın. Ülkenin çeşitli bölümleri arasındaki zaman farklı
nıza gelen her şeyi hatırlarsınız. Ara sıra geçmişte yaşadığı lıkları yüzünden bu konuşmanın akşam tam sekizde yapıl
mız olayları hatırlar, düşmanlık, zıtlık, ü z ü n t ü , vicdan azabı ması gerekiyor. Bunu yapacağınızı nasıl hatırlayacaksınız?
veya pişmanlık duyarız. Bir şey belleğimizin derinliklerine
Geçen gün böyle bir deneyimim oldu. Sabah erkenden
gömülmüş bir olayı hatırlatır ve birden baskı altında, endişe
telefon etmem gerektiğini d ü ş ü n d ü m ve bir kâğıda şöyle yaz
li ve sorunlu hissederiz kendimizi. Hatırlayamayacağınızı mı dım: "Bu akşam sekizde Dorothy'yi arayacağım." Kâğıdı cebi
sanıyordunuz? Hayatınız boyunca başınızdan geçen her şey me koydum ve bunu t a m a m e n u n u t t u m - ya da öyle sandım.
özenle k o r u n m u ş olarak kendisini çağıracak bir şey bekliyor G ü n boyunca bu konuyu hiç düşünmedim, ama tam akşam
orada. yemeğimi bitirmişken hatırlayıverdim, saat sekizdi. Masa
Geçmişi belleğimizden silmek mümkün değil, ama dan kalktım ve telefon ettim. Düşünceyi zihinsel bilgisayarı-
146 147
KENDİNİ-YÖNETME KESİN SONUÇLAR GETİREN BİR
ma koymuştum ve o da gerekeni yapmıştı. "Hatırlayabilir HAREKETTİR
miyim?" ya da "Belleğime güvenebilir miyim?" diye düşün
memiştim hiç. Batı Elektrik'in bellek makinesine güvendiği Zihnimizin; duyduğumuz, söylediğimiz, düşündüğümüz
kadar güvenmeliyiz bilinçaltına. Hatırlamak, hatırlayabile her şeyi kaydetmede ne kadar titiz olduğunu anlarsak, belki
cek şeyin içimizde olduğuna inanmaktır. ihtiyaç duyduğumuz bilgiyi hatırlama yeteneğimize daha
fazla güveniriz.
YAŞIN H İ Ç ÖNEMİ YOK Thomson J. Hudson Psişik Fenomen Yasası adlı kitabın
da, kafasına bir darbe yiyip bilincini yitiren bir a d a m d a n söz
"Eskisi kadar iyi bir belleğim yok artık" diyen insanlara eder. Adam caddede terk edilmiş halde bulunup Londra'nın
rastlarız. Birçok insan yaşlandıkça belleğinin zayıfladığına kenar semtlerinden birindeki küçük bir hastaneye götürülü
inanır. Gerçekte bellek yaşa bağlı değildir. Herkes iyi bir bel yor. Orada, Isaiah'dan bir bölümü harfi harfine doğru olarak
lek geliştirebilir. Bellek bir nesne değil, bir aktivitedir. Ol söyleyip duruyor. Bu hastane doktorlarından birisinin çok il
masını istediğiniz kadar aktif olur. Dokuz ya da doksan ya gisini çekiyor ve bir sekreter çağırıp adamın söylediği her
şında olmanız önemli değil. Hayır, yeteneğinizi yitirmiyor- şeyi not almasını istiyor. Hasta bilincini kazandığında, söyle
sunuz. Yalnızca hatırlama yerine u n u t m a pratiği yapıyorsu diklerini tekrarlaması isteniyor. Adam neden söz ettiklerini
n u z . Bilinçaltınıza hatırlaması direktifini vermeye ve iyi so bile anlamıyor. Araştırmalar sonunda adamın sefalet içinde
nuçlar beklemeye başlayın. Belleğinize güvenmeye başlayın. yaşadığı ve bir hafta kadar önce ücretsiz yemek verilen bir
misyona katıldığı öğreniliyor. Misyonun, adamları doyurma
dan önce kutsal kitaptan bir bölüm okuma geleneği varmış.
SERBEST BIRAKIN, GELECEKTİR Adam öylesine açmış ki yemekten başka bir şey düşünemi-
yormuş; söylenenlere dikkat etmemesine, farkında olmama
Bir isim ya da fikir aklınıza gelmemekte direnirse cesa sına rağmen kafasında yemekten başka düşünce olmadığı
retinizi yitirmeyin. Belleğinizi suçlamanın sırası değil. Ona için hepsi belleğine kaydedilmiş. Bilinç geçici olarak yoldan
güvenme zamanı şimdi. Emri verin: "Bunu hatırlamak isti çekildiğinde ise adamın içindeki kayıt aleti duyduğu her şeyi
yorum." Ve gelmesi için güvenle bekleyin. Zihinsel olarak geri vermiş.
uzaklasın o n d a n . Rahat bırakın. Hatırlamaya çalışmaktan
vazgeçin. O an için başka bir şeyle ilgilenin. Hatırlamak iste Dr. Hudson tarafından anlatılan başka bir hikâye de bir
diğiniz şeyin gelmesi fazla zaman almaz. Bu yöntemin işle kaza geçiren yirmi yaşlarında bir kızla ilgili. O da bilinçsiz
mesi belleğinize duyduğunuz güvenin derecesine bağlı. olarak hastaneye getiriliyor ve yabancı bir dilde konuşmaya
Düşünürsünüz düşünürsünüz başlıyor. Bu durum h a s t a n e görevlilerinin ilgisini çekiyor ve
söyledikleri kaydediliyor. İtalyanca konuştuğu ortaya çıkı
Boşa gider
yor; fakat kız kendine geldiğinde İtalyanca tek bir kelime
Düşünmediğinizi düşündüğünüz zaman
bile bilmediğini söylüyor. Başlangıçta çoğu, b u n u n ruhun
Fikir parlayıverir.
Ginny Lenz
149
148
başka bir bedene girmesine (tekrardoğuş) kanıt oluşturduğu şeyleri hatırlayamamaları ise bugünkü dünyaya ilgilerini
n u , genç kızın İtalyanca'yı önceki yaşamından hatırladığını kaybetmelerinden kaynaklanmaktadır.
düşünüyor. Konu araştırıldıktan sonra, kızın sekiz yaşların N e t bir belleğe yaklaşımımızda dikkatsiz hiçbir şey ol
dayken bir yıl süreyle İtalyan bir dadısı olduğu, kadının nor mamalı. Bizi etkileyen şeyler kolayca hatırlanır. Dikkat
malde İngilizce konuştuğu, a m a yalnız kaldığında İtalyanca edersek, bilinçaltına kesin direktif verirsek, hatırlamak iste
gazete ve kitapları yüksek sesle okuduğu ortaya çıkıyor. diğimiz her şeyi hatırlarız. İyi bellek d e n e n , çağrılmayı bek
Böyle z a m a n l a r d a kız o t u r u p onu dinliyormuş. Ne söylediği leyen bilgiyi hatırlama yeteneğine her yaşta sahip olunabilir.
hakkında hiçbir fikri yoktu, ama onu oldukça etkileyen bu
yabancı dil, merakını uyandırıyordu. Aklındaki kaydedici,
KENDİNİ-YÖNETME
hepsini kaydetmişti ve genç kız o zaman söylenenleri yıllar
sonra m ü k e m m e l bir biçimde hatırlıyordu.
Hatırlamak için bilinçaltıma güveniyorum. Benden ka-
çınıyormuş gibi görüneni serbest bırakırım ve aradığım yanı
ÖNEMLİ OLAN HATIRLAMA GÜCÜDÜR
tı bana vermesi için bilinçaltıma güvenirim.
150 151
nemiyoruz. Rahatlamak için yaptığımız şeylere şöyle bir göz
atalım.
152
saatte oraya varıyor. Bu "kazanılmış" zamanı başka yerlere rahatlama el ele gider. En uzun atışları yapan golfçüler en
giderek ve dinlenerek mi değerlendiriyor? Hayır, Avrupa'da rahat vuruşlara sahiptirler. Billy Cosper, Arnold Palmer ve
daha fazla iş görüşmeleri yaparak kullanıyor bu zamanı. ya San Snead'in atışlarını ağır çekimde izleyin. Golfçünün
Amerika'da yeni pazarlar kuruyor. G ü n ü m ü z ü n zaman ka duası: Tanrım, kolay bir atış yapacak güç ver bana şeklinde
zandıran seyahat yöntemleriyle eskisinden on kat daha meş dir. R a h a t l a m a yoluyla, ona gerçek bir amaç ve yoğunluk ka
gul bir durumda. R a h a t l a m a k için sakinleştirici haplar alı zandırarak enerjimizi korumayı, doğru z a m a n d a kullanmayı
yor; sonra da enerji kazanmak için "kuvvet hapları"na ih öğreniriz. Gerginliğin kendisi kötü bir şey değildir. Tehlikeli
tiyaç duyuyor! Ne hayat! Geçen gün bu yarişa daha ne kadar olan sürekli gerginliktir. Hayat sürekli bir gelgittir. Eyleme
dayanabileceğini bilmediğini söyledi bana. " R u h u m u n bede geçme ve geçmeme zamanı, gerilme ve fırlamaya hazırlanma
nime yetişmek için hiç şansı olmadığını hissediyorum" dedi. zamanı, r a h a t l a m a ve tüm gerginlikten kurtulma zamanı
vardır. Kedinin hareketlerini izleyin. Kediden daha rahat bir
İşyerinde yoğun bir günden sonra kendini tükenmiş his
yaratık var mıdır? Ama anında gerilip dengeyi sağlayabilir
seden birçok insan bir bara koşturur ya da birkaç kadeh içki
ve sıçramaya hazırlanır. Sıçradığı zaman dinlenme esnasın
içmek için aceleyle eve gider; b u n u n kendilerini rahatlataca
da depoladığı tüm enerjiyi kullanır. Hayatımıza hakim ol
ğını düşünürler. Rahatlatıyormuş gibi görünür. F a k a t içki
mak istiyorsak kediden ders almalıyız.
uyarıcıdır. Önce uyarır, sonra a p t a l l a ş t ı m . Etkisi geçtiğinde
çok daha gergin hissettirir. îçki kimseyi r a h a t l a t m a z .
HUZUR PASİF DEĞİL AKTİFTİR
154 155
acele ediyordu. Soğukkanlılığını koruyordu.
Dengeli insan hayatla birlikte akar. Hayata direnmez,
kuşkusuz. Sahneye çıkan insanların belki de en çok korktuk
h a y a t t a n korkmaz, hayatla uyuşmazlığı yoktur.
ları şey, gülünç duruma düşmek, alay konusu olmaktır. Lily
Pons seyircinin niye güldüğünü anlamamıştı. Sahneye çık
KAOS VE KARIŞIKLIĞI GİDERMEK madan önce aynaya bakmıştı; o yüzden görünüşüyle ilgili
komik bir durum söz konusu olamazdı. Tam bir denge içeri
Hepimiz hayatın dış kenarında çok hızlı hareket etme sinde, dostça gülümseyerek çevresine bakındı. Tam üstünde
nin sonucu olan karmaşanın esaretine düşeriz. Sonra, içimi "Bu akşam güreş müsabakaları var" diye yazan ilanı gördü.
Hemen kıvrak zekâsını kullanarak ellerini kaldırdı ve "Bay
ze dönmek, sakinleşmek ve asla karmaşaya düşmeyen, acele
lar bayanlar, güreşeceğim ilk rakip..." diyerek, ilk aryasının
içinde olmayan ve rahatsız olmayan iç h u z u r u n u yaşamak
adını söyledi. Seyirciler alkışladılar, kahkahalar kesildi.
isteriz. Bu varoluşumuzun gerçeğidir. Onu anlamamızı bek
Konserine başladı ve başarıyla sürdürdü. Bir parça mizah,
ler yalnızca.
günü kurtarmıştı.
Biz izin vermedikçe hiçbir şey içimizdeki huzurdan ayı
ramaz bizi. Bize sorun olan sadece hayata verdiğimiz karşı
lıklardır. Gerçek Ben sonsuz bir ahenk içindedir. Karışıklık HUZUR İÇSEL BİR MESELEDİR
duygusuna sırt. çevirerek, dış dünyanın koşullarından kork
mayı reddederek hep bu ahenk içinde yaşamak m ü m k ü n d ü r . Sükûnet ve içsel denge başkası tarafından sağlanabile
cek bir şey değildir, içten gelir. Don Blanding Mutluluk İçsel
RAHATLAMA ZİHİNSEL DENGEYLE BAŞL AR Bir Meseledir adlı bir kitap yazmıştı. Huzur için de aynı şey
geçerlidir. "Akıllı adam kalbinin içine bakar ve sonsuz huzu
ru bulur" diye eski bir deyiş vardır.
Ne olursa olsun sakin ve dengeli kalmak m ü m k ü n d ü r .
Andre Kostalanetz'in karısı ünlü opera şarkıcısı Lily Pons "Sizden ve prensiplerinizin zaferinden başka hiçbir şey
"Yaşlı bir peri en çok değer verdiğimiz ve yaşamı zevkli kıla size huzuru getiremez" diyor Emerson. "Sükûnet ve güven
cağını düşündüğümüz özelliği bize bahşedecek olsa, tercihim gücünüz olacak" diyor bir peygamber. Güvenliğimiz Tanrı'
nındır. Dış çevreden etkilenmeyen içsel durumdur. İçimizde
"denge" olurdu demişti bir keresinde. Denge, nasıl şoklar, de
ki T a n r ı , evrenin sonsuz h u z u r u d u r .
ğişiklikler yaşarsak yaşayalım huzur içinde ve güvenle yolu
muza devam edebilmemizi sağlar. Dengeyi yitirirseniz, her İçsel denge geliştirmeye ve karşılaştığınız her durumda
şans rüzgârı sizi yumruklar; beklenmeyen şeyler hayatınıza, dengeli bir biçimde davranmaya karar verin. Hiç ara verme
renk ve lezzet katacağına sizi telaşa boğar. den aynı ritimle, tik tak, tik tak, tik tak diye çalışan saati
Lily Pons Hawaii'de başından geçen bir olayı anlatıyor; d ü ş ü n ü n . Hiçbir şey saati rahatsız etmez. Caddenin gürültü
sahneye çıktığında seyircilerin kahkahalarıyla karşılaşıyor. süne, kamyonların, spor arabaların gürlemelerine, siren çığ
lıklarına, jetlerin çıkardığı seslere tepki göstermez. Robert
Kendisinden en emin insan için bile zor bir durumdur bu
Lovus Stevenson şöyle yazmış: "Sakin kafalar şaşırtılamaz
156 veya korkutulamaz, kendi özel adımlarıyla mutlu veya mut-
157
suz yollarına devam ederler; gök gürlerken çalışmayı sürdü şılik verip, "Yorgunum, gerginim, sana itaat edemem" de
ren bir saat gibi." mez. Siz de böyle bir karşılık beklemezsiniz. Aynı şey bedeni
"insan kafasında cenneti cehenneme, cehennemi cenne nizin ve zihninizin her bölümü için geçerlidir. Hakim, olursa
te çevirebilir" demiş Milton. Sakin bir kafadan daha değerli nız itaat ederler. Zihinsel ve fiziksel rahatlama, karşılaşılan
bir şey yoktur. durumlar üzerinde hakimiyet kurmaktan ibarettir.
"Kulağa hoş geliyor" diyebilirsiniz. "Ama kendimi endi
şelenmekten nasıl alıkoyabilirim? Düşüncelerimi d u r d u r u p , BEDEN SENFONİ ORKESTRASI GİBİDİR
onları kafesteki bir sincap gibi daireler çizerek dolaşıp dur
m a k t a n nasıl vazgeçirebilirim?"
Beden senfoni orkestrasına benzetilebilir. Siz orkestra
şefisiniz. Her enstrüman bütün orkestra ile senkronize edil
GELİŞMİŞ TEPKİLER OLUŞTURUN melidir. Şimdi vereceğim egzersiz, bedenin çeşitli bölümleri
ni rahatlamış bir bütüne senkronize etmenize yardımcı ola
caktır.
Hepimizin dengemizi yitirdiğimiz anlar vardır. Böyle
zamanlar için aklımızda ileri seviyede tepkiler oluşturmuş Orkestra şefi yalnızca batonunu kaldırır ve tüm orkest
olmamız önemlidir. Ortalığı "dağıtmak"la övünenler önce ra direktiflerini takip etmek için dengeli ve hazır hale gelir.
kendileri parçalanırlar. Kaostan bahsedenler kaosu sık ve Batonun bir hareketiyle tüm grup mükemmel bir uyum için
düzenli olarak yaşarlar; ama huzurlu olanlar sakin bir şekil de bir araya gelir. Bu egzersizi düzenli olarak yaparsanız, bir
de "Bu beni etkilemez; hiç rahatsızlık duymuyorum" deyip gün gelir, "Gevşe" emrini verdiğinizde, bedeninizin her par
geçerler. çası bu emre uyar ve o anda rahatlarsınız.
Psikojenez sayesinde her şeyin düşüncede başladığını Gevşedim. Bedenimin her kası, her hücresi, her atomu
öğrendik. Rahatlama, gerginlik, huzur ve denge hep birer gevşedi. Bedenim üzerinde hakimiyet kuruyor ve şu emirleri
veriyorum:
ruh halidir. Bilinç fikri oluşturur ve bilinçaltı kesinlikle
takip eder. Ellerinizi ensenize koyun ve işaret parmağınızı Ayak parmaklarım gevşiyor. (Ayak parmaklarınızı eğin,
kaldırıp aşağı yukarı oynatın. Bu hareketi göremezsiniz, gerin, yukarı çevirin ve sonra bilinçli olarak serbest ve gev
ama var olduğunu bilirsiniz. Nasıl bilirsiniz? Deneyimleri şek bırakın.)
nizden biliyorsunuz ki bedeninizin çeşitli bölümlerine emir Ayaklarım gevşiyor. (Ayaklarınızı gerin ve sonra gevşek
ler verdiğinizde, bu emirlere itaat ederler. Parmağınıza bir o bırakın.)
yana bir bu yana hareket etmesini söylediğinizde, o parmağı Ayak bileklerim gevşiyor. (Ayak bileklerinizi gerin ve
nız üzerinde hakimiyet kurmuş olursunuz. Parmağınız kar- sonra gevşek bırakın.)
158 159
KENDİNi-YÖNETME
Dizlerim gevşiyor. (Dizlerinizi gerin ve sonra gevşek bı
rakın.)
Tamamen, mükemmelen ve bütün olarak gevşedim. Be
Baldırlarım gevşiyor. (Baldırlarınızı gerin ve gevşek bı
denimin tüm kaslarını, sinirlerini, kemiklerini ve dokularını
rakın.)
rahat bırakıyorum. Biliyorum ki, içimdeki Zekâ, bedenimin
Kalçam gevşiyor. (Kalçanızı gerin ve sonra gevşek bıra
nasıl kusursuz işleyeceğini, ilişkilerimin nasıl kusursuz işle
kın.) yeceğini, hayatımın nasıl kusursuz işleyeceğini bilir, içimdeki
Parmaklarım gevşiyor. (Parmaklarınızı gerin ve sonra Zekâ'yı neyi, nasıl yapacağımı söylemesi için serbest bırakıyo
gevşek bırakın.) rum. Doğru şeyleri doğru zamanda yaparak hayatımı kolay
Ellerim gevşiyor. (Ellerinizi gerin ve sonra gevşek bıra lıkla sürdürüyorum. Tüm tahriklerden uzağım. Hayatla tam
kın.) bir uyum içerisindeyim. Hiçbir şey beni sinirlendiremez.
Kollarım gevşiyor. (Kollarınızı gerin ve sonra gevşek bı Kimse beni kızdıramaz. Kendimi suçlamıyorum. Gelecekten
rakın.) endişe duymuyorm. Tüm hareketlerimi, arzularımı, korkula
rımı, üzüntülerimi, endişelerimi ve engellerimi içimdeki Mut
Diyaframım gevşiyor. (Diyaframınızı gerin ve sonra
lak Güce havale ediyorum. Tamamen rahatım.
gevşek bırakın.)
Şimdi omuzlarımın gevşemesine izin veriyorum, taşıdı
ğım tüm yüklerden kurtulmasına da. Boyun kaslarımı gevşe
tiyorum (gerin ve gevşetin). Gevşedim. Başımın üst kismi.
gevşedi... başım gevşedi... beynim gevşedi... zihnim gevşedi...
gözlerim gevşedi... yüzüm gevşedi (ifadenizi yumuşatın)...
tüm bedenim gevşedi. Şimdi bu gevşemiş durumda kendimi,
içimdeki Mükemmel Güce teslim ediyorum. Hayatın benim
hiçbir müdahalem olmadan devam ettiğini anlıyorum... Ken
dimi bırakıyor ve Tanrı'ya teslim ediyorum!
Gevşeme yeteneği o kadar önemli ki size ikinci bir eg
zersiz daha vereceğim. Kendini-yönetme egzersizi daha kısa
ve özlüdür. Her iki egzersizde de birinci tekil şahsın kullanıl
dığına dikkat edin. Bilinçaltındaki benliğe emirler veriyorsu
nuz. Bu egzersizleri ne kadar sık tekrarlarsanız o kadar çok
alışkanlık haline geleceğini u n u t m a y ı n . Stres ve gerginlik
yerine gevşemeyi, rahatlamayı düşünmeyi alışkanlık haline
getireceksiniz.
160
Yıllar boyu karısını endişelendirmemek için herşeyi
doğru yapmaya çalıştığını söylüyordu a d a m . Sonunda, görü
nüşte endişeye neden olan şeyden d a h a derin şeyler olduğu
nu anlamıştı. G ö r ü n ü r d e endişelenecek bir şey olmasa da ka
15 rısı bulup çıkarıyordu bir şeyler. Bunu önemsiz bir şey için
karısıyla birlikte endişelenmeyi reddettiği gün anladığını
söyledi. Sürekli duyulan bu endişenin onun sağlığına nasıl
E N D İ Ş E L E N M E Y İ BIRAK, YAŞAMAYA BAK zarar verdiğini de görüyordu. Olaylar kontrolden çıkmıştı.
Bir şey yapılması gerektiğini anladığı için bana gelmişti.
Aslında hepimizin aşırı endişe duyduğumuz anlar var
Sonuna dek çaba gösterin ve asla kuşkuya düşmeyin; dır. Bu yaygın bir sorun. "Endişelenmekten vazgeç" kelimele
Hiçbir şey o kadar zor değildir, araştırın yeter. rinden d a h a çok karşımızdakinin kafasında direnç, karşı
ROBERT HERRÎCK koyma yaratan iki sözcük d a h a var mıdır? Ama, yine de ke
sinlikle öğrenmemiz gereken bir şeydir bu. Endişelenmekten
vazgeçmek için dikkatimizi endişe y a r a t a n şeyden uzaklaş
Gelin eski umacıya, endişeye bir bakalım. Sanırım ço
tırmamız ya da endişe yaratan şeye karşı bakış açımızı de
ğumuz ara sıra endişeleniriz. Hepimiz aşırı endişelenen biri
ğiştirmemiz gerekiyor. Başkalarının bize endişelenmekten
lerini tanırız. Çoğumuz, ailemizin sağlık ve mutluluğu bir
vazgeçmemizi söylemelerinin gerçekten hiçbir yararı olmaz.
yana, kendi sağlık ve mutluluğumuz için endişelenmekten Bıktırır o kadar.
vazgeçmek isteriz.
ENDİŞE NEDİR?
ENDİŞELENME ALIŞKANLIĞINI A Ş M A K
Geçenlerde zorlu bir endişe müptelasıyla ilgili bir şeyler Endişe nedir? Endişe, zihinde dolaşan ince bir korku
duydum. Yakışıklı, iyi giyimli bir San Francisco'lu beni gör akıntısıdır, ne kadar uzun süre akarsa o kadar derin izler bı
meye geldi. Yardıma ihtiyacı vardı, çünkü karısı aşırı endişe rakır, yeterince uzun ve uzmanca endişelenirsek, sonunda
leniyordu. Adam artık dayanamayacak noktaya geldiğini endişe nevrozuna yakalanmayı başarabiliriz.
söylüyordu. Ve sonra karısının endişelerinin bir kısmını sıra Sorarım size, endişe hayatınıza ne kazandırdı? Endişe
lamaya başladı. Kadın kendi sağlığı, kocasının sağlığı, koca nin size bir yarar sağladığını gördünüz mü hiç? Endişe hiçbir
sının işi, para sorunları, sahip oldukları p a r a , evli çocukları, şey başarmış değil şimdiye kadar. Sorunlarımızı yapıcı bir
dünyanın d u r u m u , yani her şey konusunda endişeleniyordu. şekilde karşılamak yerine endişeleniyoruz. Endişeden d a h a
Anlattıklarına göre kadın dünyanın en iyi, en etkili, bir n u boş bir aktivite yoktur. Bunu hepimiz biliyoruz, ama yine de
maralı endişelenme müptelasıydı. hepimiz bu suçu işliyoruz.
162 163
kalmaz, bu yanıtların y a ş a m ı m ı z d a iyi deneyimlere d ö n ü ş
E N D İ Ş E ÇIKMAZ SOKAKTIR
m e s i n i n yollarını da açar.
164 165
şey kazandırmadığını, sahibine zarar verdiğini, en büyük ar dişelenerek gelecekte endişelenmek zorunda kalmayacakla
zularımızın gerçekleşmesine engel olduğunu, uzun vadede rına inanırlar.
hayatımıza" olumsuz etkileri olacağını kabul etmektir. Bu ilginç olan şu ki bir kez endişelenmeye başlandı mı en
gerçekleri kabul ettik mi endişe alışkanlığından kurtulma dişe duyulan şey önemini yitirir. Bulmak için her taşı kaldır
nın gerekliliğini anlamaya başlarız. mamız gerekse bile her zaman endişelenecek bir şey bulu
Endişeli düşünce kalıplarının m e r h a m e t i n e ihtiyacımız n u r . O eski endişelenme huyunu bir kez kazandık mı en
yok. Üstesinden gelmek için yapabileceğimiz bir şeyler var. dişelenecek bir şey bulmak hiç zor olmaz.
Endişenizle yüzleşerek ona, "Senden korkmuyorum. Bir şey G e n ç bir çift hatırlıyorum. Kadın sabahtan akşama ka
ler olmaya çalışan bir hiçsin sen" deyin. dar endişeli ve perişandı. Sürekli olarak yüksek sesle endişe
leniyordu. Sesiz kaldığı zaman ise kocası gülerek şöyle sorar
EN Y A Y G I N DÖRT ENDİŞE dı: "Millie, bundan sonraki endişelerini mi plânlıyorsun?"
Geçen gün iki kadın arasındaki bir konuşmaya kulak
Yaygın endişelerimize göz a t ı p , onlar için bunca zaman misafiri oldum. Kadınlardan biri çoğu zaman suçluluk his
harcamaya değip değmediğini anlamak bazen yararlı olur. settiğini söyledi. Birçok şeyden suçluluk hissettigini, a m a al
1. Yarınki ihtiyaçlarımızı karşılamak için yeterli para dırmadığını, çünkü suçluluk duyunca kendisini iffetli, er
olmayacağı endişesi (Şöyle ya da böyle bugün hayatta kal demli hissettiğini söyledi. Öteki kadının verdiği yanıt daha
da ilginçti: "Ben her zaman endişeleniyorum, ama aldırmıyo
mayı başarırız).
r u m ; çünkü endişelendiğim zaman çok sigara içiyorum ve
2. Gelecekte beden sağlığının yitirileceği endişesi.
çok sigara içince de kilo almıyorum." Bu da bir bakış açısı.
3. Zihin sağlığının yitirileceği endişesi.
Bu kadar çok olumsuz örneğe dalmamın nedenini m e
4.Yalnız bırakılacağımız, reddedileceğimiz ve aldırış
rak ediyor olabilirsiniz a m a bunlar endişelenmenin ne kadar
edilmeyeceğimiz, sevgi ve arkadaşlıktan yoksun bırakılacağı
aptalca olduğunu anlamaya yardımcı olur. Endişe alışkanlı
mız endişesi.
ğının üstesinden gelmenin ilk adımı onunla işinizin bittiğini
D ö r d ü n ü n de yarınla ilgili endişeler olduğunu görüyor kabullenmektir. Tıpkı bir sigara tiryakisinin sigarayı bırak
s u n u z . Biraz düşünürsek bu dört endişenin de nadiren ger maya ya da bir alkoliğin artık içmemeye karar vermesi gibi,
çekleştiğini a n l a n z . Enerjimizi yapıcı bir biçimde kullanmak "Endişelenerek vaktimi boşa harcamayacağım artık" demeli
yerine endişelenerek boşa harcıyoruz. siniz. Kötü bir alışkanlıktan vazgeçerken olduğu gibi ondan
Parasız kalmakla ilgili endişeyi ele alalım örneğin. Bazı vazgeçmeye istekli olmalıyız. Bir tabağı masadan kaldırıp
insanlar para için endişe duymanın aklın gerekli bir aktivi- mutfaktaki rafa yerleştirdiğimiz gibi endişeyi alıp "dokun
tesi olduğunu, para için endişelenmezlerse sahip olduklarını mayınız" dosyasına yerleştirmeliyiz.
kaybedeceklerini düşünürler. Diğerleri endişenin tutumlu
lukla birbirini tamamladığını ve endişenin gelecek için yeter
li birikimi sağlama dürtüsü olduğunu düşünürler. Şimdi en-
166 167
E N D İ Ş E L E R İ N D E N SIYRILMAYI BAŞARAN B İ R K A D I N duğunu bilerek Tanrı'yı en yüksek noktaya çıkardığını söylü
yor kadın. Mutlak Varlığa inanarak bugün olduğu gibi gele
işte bir kadının endişelenme alışkanlığını nasıl yendiği cekte de her şeyin yolunda gideceğini biliyordu. Bu düşünce
nin hikâyesi. Onu öylesine etkili karşılamış ki, hayata yakla yapısına sahip olduktan sonra endişeyi kapı dışarı etti. Aynı
şımını t a m a m e n değiştirmiş. Endişe duyma eğiliminde oldu anda endişelenmek ve güvenmek olanaksızdı.
ğu şey ne olursa olsun meseleyle ilgilenecek iki küçük sözcü
ğü vardı: "Tanrı orada." ENDİŞE ÇÖZÜM DEĞİLDİR
Parayla ilgili endişeler duymaya başladıysa şunu düşü
nüyordu: "Tanrı orada. Sınırsız Bolluk orada. Doğru ve tam D u r u m çok kötü görünebilir, hiç önemli değil. Beş para
zamanında ne yapmak gerektiğini bilen Zekâ ve Bilgelik sız, yalnız, sevilmeyen, dışlanmış bir insan olabilirsiniz. E n
orada. Tanrı sınırsız Bolluğun Kaynağı'dır. Atmam gereken dişe çözüm değildir. H e r şeyi mümkün kılan Güce dönmek,
adımlar varsa ilahi Zekâ ne yapmam gerektiğini bilir ve ba ona yönelmek sorunu aşmaya yeter. Ona yükselen insan o
na doğru yolu gösterir. Tanrı ihtiyacım olabilecek t ü m fikir anki ihtiyacını karşılamakla kalmaz, canlılığın daha büyük
lerin Kaynağı'dır ve Tanrı oradadır. Endişelenmeme hiç ge bir boyutuna adım a t a r . Endişenin üstesinden gelmek küçük
rek yok." bir çaba ister, ama Tanrı'nın orada olduğunu idrak etmek
Sağlığıyla ilgili endişeler duymaya başlarsa, kendisine için harcadığımız her çabanın -yan ürünler diyebileceğimiz-
aynı ruhsal ilacı veriyordu "Tanrı orada". Onun için bu cüm ekstra nimetleri vardır.
le şu anlama geliyordu: "Tanrı'nın Mükemmel Hayatı benim
le birlikte. O Öz'le birlikte yaşıyor, hareket ediyor ve var olu ENDİŞELENMEKTEN VAZGEÇİP Y A Ş A M A Y A BAŞLAMA
yorum. Tanrı benimle yaşıyor ve ben bir b ü t ü n ü m . Korkma NIN ÜÇ GÜZEL YOLU
ma hiç gerek yok".
Kadın bu küçük dualara minik tedaviler adını vermiş, Kısaca anlatmak gerekirse, endişelenmekten vazgeçme
işe yaradığını söylüyor. O günden sonra endişelenme alış nin üç güzel yolu vardır.
kanlığından vazgeçmiş. Bir gün, endişelenmenin Tanrı'yı in 1. Tanrı'nın orada olduğunu anlamak
kar etmek olduğuna, Tanrı'nın ona göz kulak olamayacağını 2. Olumlu düşünmeye çalışmak
düşünmek olduğuna, Tanrı'nın varlığını anlamak için harca
3. Yol gösterilmesi için dua ettikten sonra olumlu tavır
mak yerine endişelenerek h a r c a n a n her dakikanın bir kayıp
takınmak.
olduğuna karar vermiş aniden. T a n n ' n ı n varlığını inkâr et
mek, insanı yalnızca t ü m iyiliklerden uzaklaştıran bir aptal Kendi kendinize şunları söyleyin:
lık değil, aynı zamanda, tüm iyiliklerin yaratıcısını aşağıla "Hayatımda doğru hareketlerin yer aldığına inanıyo
maktır. Bilimsel duayla; O'na t a m olarak güvenerek; O' n u n rum."
Mükemmel Yaşamının, Mutlak Varlığının, Mutlak G ü c ü n ü n "Tanrı'nın Mükemmel Hayat'ı benimle yaşıyor."
ve Alimliğinin, yaşamının her a n ı n d a ilahi doğru hareket ol- "Tanrı'nın hayatımdaki Gücü'ne inanıyorum."
168 169
Düşüncelerinizin geleceğinize şekil verecek kalıbı sağla olmadığını düşünürler. D u r u m öyle değil. H e r sorunun yanı
dığını u n u t m a y ı n . Bugün hakkında düşündüklerimiz, bilin t ı , tam olarak doğru bir çözümü vardır. Sizin vasıtanızla ça
çaltına verilen iş emirleridir ve yaratıcı süreç onları gerçek
lışan Tanrı için hiçbir şey olanaksız değildir.
leştirmeye başlar. Ne düşündüğümüz önemlidir. Geçmişteki
Bugün yaygın olan bazı sorunları ele alarak nasıl karşı
yanlış düşünceleriniz için kendinizi suçlamayın; bugünkü
lanabileceklerini görelim. îşte sık sık karşılaşılan sorunların
düşüncelerinizi olumlu yönde kullanmaya çalışın. Endişelen
listesi. Belki bazıları size de aittir.
meye başladığınızda Tanrı'yla konuşun; sorunlarınız hakkın
da değil, gerçekleşmesini istediğiniz şeyler hakkında. Soru: Tedavisi m ü m k ü n olmayan bir hastalığım var,
doktorlar hiçbir çözüm bulamıyorlar. Mahvoldum.
Üç n u m a r a l ı adımı gözardı etmeyin. Yapılması gereken
yapıcı bir hareket varsa korkusuzca yapın. Çoğu insan otu Yanıt: Tedavisi m ü m k ü n olmayan hastalık yoktur. Eğer
rup yapılması gereken şeylerle ilgili tereddüt eder durur. Tanri her yerde mevcutsa, O'nun Varlığı her kadını, erkeği
ve çocuğu sarar. Gerçekte asıl siz asla hasta olmazsınız, gü
Yapın! Çekindiğiniz o telefon konuşmasını yapın. Ver
n a h işlemezsiniz, acı çekmezsiniz. Yanlış kavram tedavi edil
mekten kaçındığınız o kararı verin. Gidin ve uzun zamandır
di mi bedende de buna paralel bir değişiklik olur. H e r çeşit
merak ettiğiniz arkadaşınızı görün. Erteleyip durduğunuz
hastalığın iyileşebildiğini gördüm. Tanrı'nın her şeye mukte
dönem ödevini yazın. Görmekten korktuğunuz müşterinizi
dir olduğunu bilin yeter. Ruhsal bir bilince sahip olmaya çalı
arayın. Çoğu insan olumsuz hazırlıklarla, atılması gereken
şın ve bedeniniz Tann'yı yüceltsin.
adımı uzun uzun düşünüp kâbus haline getirerek harcar za
m a n ı n ı . S o n u n d a , içinde kendilerini kaybettikleri hayali du Soru: Geçimimi sağlamaya yetecek param olmamasın
ramlarla t e k r a r tekrar mücadele eder dururlar. Içimizdeki dan endişeleniyorum. Çalışan insanın zengin olabileceğini
Güce sırtımızı dayamak ve cesaretle ileriye adım atmak. en söylüyorsunuz, çok güzel a m a ben emekliyim. Bu d u r u m d a
dişelerimizi ardımızda bırakmak çok daha iyi. Şimdiye ka daha fazla parayı nasıl kazanacağım?
dar hiçbir şey endişeleri geliştirerek kazanılmamıştır. Yeni Yanıt: Emeklilerden aldığım mektupları görebilmenizi
bir şimdi yap programına başlayın. Bir şeyi yapmanın, o şey isterdim. Bu insanlar asıl Kaynak'larina yöneldiklerinde hiç
hakkında düşünü].' d u r m a k t a n bin kat d a h a kolay olduğunu umulmadık yerlerden gelen paralara şaşıp kalıyorlar; azaldı
göreceksiniz. Emerson'un dediği gibi, "gerekeni yap ve güce sanılan para, çeşitli kaynaklar ve hediyelerle artıyor. Aklımı
sahip ol". Bugünden başlayarak yolu yapıcı düşünce ve eyle zı almak üzere açarsak o kadar çok yanıt var ki. Tanrı'nın
me açın. Endişeden uzunca bir süre uzaklasın ve endişe duy farkında olmadığımız birçok çözüm yolları var, a m a kafamız
mamayı alışkanlık haline getirin. Onu kendinize borçlusu endişelerle dolu olduğu sürece asla bulamayız onları. Bilinci
n u z . Tanrı'nın orada olduğunu h e p hatırlayın. nizi Bolluk düşüncelerine yükseltin ve yaşam koşullarınız
kısa zamanda iyileşecektir.
HER SORUNUN BİR ÇÖZÜMÜ VARDIR Soru: Karar vermekte güçlük çekiyorum. H a t a yapmak
t a n korkuyorum. Yanlış karar verirsem ne olacak?
İnsanlar sık sık sorunlarının özel olduğunu ve çözümü Yanıt: Karar vermekten korkan insan, hep yenilgiyle
170 171
s o n bulan hayali yollarda s a a t l e r c e boş yere g e z e r durur.
D o ğ r u kararı v e r m e k t e kendinize güvenemeyebilirsiniz, a m a
içinizdeki sınırsız Zekâ'ya güvenmelisiniz. îlahi bir g ü ç tara
fından yönlendirileceğinizi bilin ve geldiği zaman Yol G ö s t e -
rici'nize güvenin. 16
S o r u : Öğrenciyim. S ı n a v l a r d a paniğe kapılıyorum. Ka
fam boşalıyor sanki. S ı n a v l a r için e n d i ş e l e n m e k t e n nasıl
kurtulabilirim? KORKU SİZİ YENMESİN,
Yanıt: Öğrencilerin Tanrı'nın orada olduğunu, içimizde SİZ KORKUYU YENİN!
ve bizimle çalıştığını kanıtlamak için harika bir fırsatları
var. isa'nın Kendi başıma hiçbir şey yapamam; içimdeki
Tanrı işleri yapar dediğini hatırlayın. S i z yanıtları b i l e m e y e
bilirsiniz, a m a Tanrı a s l a ş a ş ı r m a z . Ş u anda bilinen v e g e l e Cesaretin en korkunç düşmanı, korkunun kendisidir,
c e k t e öğrenilecek her ş e y i Yüce Akıl z a t e n biliyor. Akıl her korkulan şey değil; içindeki korkuyu yenmeyi başarabilen
172 173
KORKU NEREDEN KAYNAKLANIR? îsa cesaretin ne olduğunu biliyordu. Yaşadığı ülke işgal
ciler tarafından ele geçirildi. Romalı askerler ele geçirdikleri
Tanrı, bize korku değil güç, sevgi ve sağlam bir akıl topraklardaki insanların kendilerini korumalarını ve yiyecek
verdi. ( I I . Timothy 1:7). O zaman korku nereden kaynaklanı sağlamalarını istiyorlardı. Isa bireysel özgürlüğün insanın
yor. Tüm insanların ortak bir temel korkusu yoktur; tüm içinde olması gerektiğini, özgürlüğün dış etkenlere bağlı ol
korkular sonradan kazanılmıştır. İnsanoğlunun kazandığı madığını öğretti. Bahsettiği krallık, tüm kuşkuların üstesin
tüm bu korkular Tanrı'nın anlaşılmasıyla -insanın içindeki den gelen ve insanı özgürleştiren Güç ve Zekâ'nın anlaşılma
sevgi, güç ve sağlam akılla- ortadan kaldırılabilir. sı yoluyla kazanılan içsel hakimiyettir.
174 175
korkunun bir çözümü vardır; bu çözüm sorunla ilgili gerçek
SEVGİ KORKUYU DEFEDER
te bulunur. Onu bulmak için korkuyla yüzyüze gelmeye ve
onun hiçliğini kanıtlamaya istekli olmalıyız.
îşte korkunun hayatımızdaki rolünü gösteren başka bir
KORKUSUYLA YÜZYÜZE G E L İ P ÜSTESİNDEN GELEN BİR hikâye: Bir adamın çok sevdiği küçük, üç aylık bir Doberman
ADAM Pinscher köpeği vardı. îşi nedeniyle başka bir kente taşınır
ken köpeği bir arkadaşına verdi. Bir yıl sonra aynı yere dön
düğünde yapmak istediği ilk şey tabii ki köpeğini görmekti.
Doğduğum Güney topraklarında derin ve geniş birçok
Arkadaşının evinin etrafındaki yüksek çiti ve kapıdaki zili
nehir vardır. Bu nehirlerin bazılarında, yakalananlar için
görünce çok şaşırdı. Zilin ev sahibinin dikkatini çekmek için
son derece tehlikeli olduğu söylenen girdaplar vardır. Çok az olduğunu biliyordu; ancak, köpeği s u n d u r m a d a görünce ses
insanın onlardan sağ çıkabildiği söylenir. lendi ona. Köpek hiçbir tepki göstermedi, adam da içeri girip
Bir gün genç bir adam nehir kıyısında dikilmiş, bir gir köpekle konuşmaya karar verdi. Kapıdan içeri girdiğinde kö
dabı gözlüyordu. Girdap tarafından yutulup birkaç saniye peğin tüyleri kabardı ve hırlamaya başladı. Adam korkusuz
sonra tekrar ortaya çıkan bir kütüğü seyrediyordu. Kendisi ca yaklaşmaya devam edince köpek sakinleşmeye başladı.
ne sordu, "însan neden girdaptan korkma ihtiyacı duyar?" Adam sundurmaya vardığında köpek kuyruğunu sallıyordu.
Birkaç dakika düşündükten sonra soyundu ve suya daldı. Adam kapıyı çalmadan önce birkaç dakika oynadılar. Arka
Korkusunu yenip suyun kendisini taşımasına izin verdi. daşı kapıyı açtı ve onu sevgiyle selâmladı. Birkaç dakika ko
Döndü d u r d u . Sonra kollarını yana açıp nefesini t u t t u ve n u ş t u k t a n sonra birden ev sahibinin yüzü sarardı, "Köpek?"
aşağıya doğru battı. Birkaç dakika sonra girdabın biraz öte dedi. "Bahçeden doğruca yürüdün ve köpeğin önünden geçtin
sinde, güvenli su yüzeyine çıktı. Kıyıya doğru yüzerken ken öyle mi?" "Neden, evet, elbette" diye yanıtladı ziyaretçi.
disini zafer kazanmış gibi hissediyordu. Artık girdaplardan "Prens ve ben eski arkadaşız. Önce tanımadı beni, ama uzun
korkmasına gerek yoktu. Kendi kendine şöyle düşündü: "Bir sürmedi bu."
şey hakkındaki gerçeği bildin mi korkacak bir şey kalmaz."
"O Prens değil" dedi beriki. "Sen gittikten kısa bir süre
Yaşadığı bu deneyim ona yalnızca girdaplardan kork
sonra Prens öldü; biz de ona benzer başka bir köpek aldık,
mamayı değil, aynı zamanda hayatı nasıl karşılamak gerek
ama bu bir katil. Gördüğün o yüksek çitin nedeni bu."
tiğini de öğretti. Hayatın belli bir düzene bağlı olduğunu,
Korku olmadığı için tehlike yoktu. Sevgi aradaki uçuru
belli yasalarla yönetildiğini kanıtlamak için gereken riski
ma köprü oluşturmuştu. Adam giderken arkadaşının kapıya
göze almaya istekliydi. Girdaba girmek ve güvenle su üstüne
kadar refakat etme teklifini reddetti. Kapıdan geçerken kö
çıkmak için gereken güveni Bilgelik ve Sevgi'ye güvenerek
pek ona baktı ve hafifçe hırladı. Adam birden korkuya kapıl
buldu. Yolun her adımına güvenmek zorundaydı. Bir an pa
dı. Düşünmeye başladı, "Bu benim köpeğim değil. Bu bir
niğe kapılsaydı kendisine büyük zararlar verebilirdi. Panik
katil." Giderek hızlanmaya başladı, kapıya tam zamanında
şaha kalkmış korkudur ve korku her zaman korkulan şey
vardı. Bahçeye ilk girdiğinde köpeğe duyduğu sevgi bulaşı
den daha fazla zarar verir.
cıydı. Köpek bir katil olmasına rağmen dostça karşılık ver-
176
177
ÖLÜM KORKUSUNU YENMEK
misti. Geri dönerken ise adam korku ve endişe duyduğu için
köpek de aynı şeyi hissetmiş ve korkuyla karşılık vermişti.
Sık sık dış şartlar tarafından yönetilmemize izin veri "Korkaklar bin kez ölür" derler. H e r korku küçük bir
riz. Adam, köpeğin bir katil olarak tanındığını duyunca gü ölümdür. Temelde her korku bir ölüm korkusudur. Ölümden
venini kaybetti. Varlığının gerçeği'ni bilse ve güvenseydi, korkmaktan kurtulursak hayatla korkusuzca yüzyüze gelebi
sevginin korkuyu defettiğini ve bizi hayatla bütünleştirdiği- liriz. Ölüme "son d ü ş m a n " denir; aslında o yenmemiz gere
ni kanıtlayabilecekti. K o r k u n u n aldatıcı yönleri vardır. H e r ken ilk düşmandır.
zaman korktuğumuz şey tarafından aldatılırız. Burada köpe Ölüm gerçekten bir düşman mı? Yok etmemiz gereken
ğin ünüydü, başka bir zaman komünizm tehdidi veya ölü aslında ölümle ilgili duygularımız değil mi? Ölüm sadece be
m ü n gölgesi olabilir. dene gelir. Ruha dokunmaz. Ölümle ilgili inancımız değişirse
ölüm bir düşman olmaktan çıkar. Hayata hiçbir şey olamaz.
KORKU DÜŞMANIN SAHİP OLDUĞU EN GÜÇLÜ SİLAHTIR Hayat ölmez. İnsan bunu anladı mı, ölüm ona hiçbir zarar
veremez. Hayat sonsuzdur. Kullandığı şekil değişebilir, ama
Hayat sonsuza dek sürer. Hayat yok edilemez.
Düşmanınızın kim ya da ne olduğu hiç önemli değil,
o n u n en güçlü silahı sizin korkunuzdur. Bu d ü ş m a n d a n insan aklı Evrensel Akıl'la bir b ü t ü n d ü r . Asıl Ben'iniz
korkmaya başladığınız an sizden güçlü duruma geçer. Eski asla ölmez, ihtiyaç duyduğu şekilde kendini ifade ederek var
bir kitabe b u n u gösteriyor. Şöyle ki: olmaya devam eder. Ölüm, ileri doğru hareketimizde anlık
bir aradır yalnızca; böylece başka bir deneyime geçebiliriz.
Ölümle karşılaştım. Sordum, "Nereye gidiyorsun?"
Sir Thomas Browne'ın dediği gibi "Yaratılmış dünya, sonsuz
Ölüm yanıtladı, "Benares'e gidiyorum." lukta küçük bir parantezdir yalnızca."
"Oraya neden gidiyorsun?" diye sordum.
Ölüm korkusu yenildi m i , hastalık korkusunu yenmek
"Bin kişiyi öldürmek için." çok kolay olur. Hastalık basit anlamda huzur eksikliğidir,
Ertesi hafta yine karşılaştım Ölüm'le. hastalıkta güç yoktur. Kendimizi huzursuzluk, endişe ve kor
Ölüm'e sordum, "Benares'e bin kişi öldürmek için git kunun diğer çocuklanna açık tutarsak, bedende bir hastalık
medin mi? Anladığım kadarıyla yüz bin ölü var." inancıyla son bulan H a y a t ' t a n ayrılık duygusuna kapılırız.
Ölüm gülümsedi ve "Ben bin kişi öldürdüm" dedi, "Geri Hakkımızdaki gerçek bu olmadığı için bu duygu yenilebilir.
Tanrı bedenlerimize hastalık vermedi. Tanrı bize mükem
sini korku öldürdü."
mel Hayat'ı sundu. Korkusuzca kabul etmemiz için bu hayat
Bu korkulann bazılarına bir göz atalım. Bakarken t a n ı
bizi bekliyor.
maya başlayacağız onları. Tanıdıkça da kurtulacağız onlar
dan.
178 179
daha iyi anlaşılmasıdır. Bir insandan korkuyorsanız, onunla
EKSİKLİĞİN KENDİ G Ü C Ü Y O K T U R konuşun ve onu motive eden şeyin ne olduğunu anlamaya ça
lışın. Belki de sizin ona yapabileceklerinizden korktuğu için
Hayatımız boyunca yararlanabileceğimiz sonsuz kayna öyle davranıyordur. Korkularımız çoğu zaman önyargıdan
ğın varlığını anladıktan sonra eksiklikten nasıl korkabiliriz? kaynaklanır.
İ n s a n ı n hırsı, gelecek korkusu ve güvensizlikten kaynaklan Korkularınızı açık fikirlilikle gözden geçirin -kılık değiş
m a k t a d ı r . Bu korkuyu yenmek için güvenliğinizin Tanrı'ya tirmiş eski önyargılara mı dayanıyorlar acaba? Birinden sırf
ait olduğunu, dış etkenlere bağlı olmayan içsel bir durum ol eski bir düşmanımıza benzediği için korktuğumuz olur sık
duğunu bilin. sık! Geçmişte acı çektiğimiz bir yere gitmekten korktuğumuz
Eksiklik bir durum değil, düşüncelerin eğilimidir. H a durumlar az değildir!
yattaki her şey aşın bolluğa yönelir. İ n s a n korkarak bu bol Tanrı bize korkunun değil G ü ç , Sevgi ve sağlam bir
luğu kısmaya çalışır her zaman. aklın r u h u n u verdi. Korktuğunuz biri mi var? Tanrı bizim-
Geçen gün bir greyfurtun içinde kaç çekirdek olduğunu leyse kim bize karşı olabilir. (Romans 8:31). Tekrar d ü ş ü n ü n ;
saydım; t a m altmış beş t a n e idi. Çekirdeksiz greyfurtlardan o kişiden neden korkuyorsunuz? Korumanız içinizde yatıyor.
önce, eski günlerden kalma bir greyfurt olmalıydı bu. Doğa, Korku yerine bir sevgi hissi yaratın kalbinizde. Tanrı'nın
yaratılışın her bölümüne gelecek bolluğun tohumlarını sağ Ruhıı'nun olduğu yerde özgürlük vardır. Sevgi'nin olduğu
lamaya niyetlenmişti. Bugün her şeyi sınırlıyoruz, greyfurt yerde özgürlük vardır. Kusursuz Sevgi korkuyu defeder, insa
taki çekirdekleri bile! İnsanlara çalışmamaları, ekip biçme nın korkusu, içindeki T a n n ' n ı n varlığına duyduğu güven ek
meleri için para veriliyor ve genelde fikir üretmelerine engel sikliğinden kaynaklanır. Sonsuz Zekâ yaşanan değişik du
olunuyor. T ü m bunlar Hayat'ı sınırlamaya yönelik tavırları rumların nasıl karşılanacağını bilir. Kişilikte güç yoktur.
temsil ediyor. Hayat'ın bolluğuna güvenin, kaybetmekten Kusursuz Güç'e güvenin, her zaman eşit muamele görürsü
korkmaya gerek olmadığını göreceksiniz. Bolluğu d ü ş ü n ü n ! nüz. Sevgi her yerde mevcutsa kimden korkabiliriz?
Hayat'ın bolluğunda yaşayın. Ağaçlarda kaç yaprak olduğu
n u , sahildeki kumların sayısını, binbir çeşit çiçekleri ve bit KENDİNİ-YÖNETME
kileri d ü ş ü n ü n . Hepsinde bolluk var. Bolluk, Hayat'ın bir ni
teliğidir ve bu yüzden sınırsızdır. Kendini-yönetme yoluyla
Korkacak hiçbir şey yok. Bana hakimiyet verilen zihinsel
b u n u deneyimleyebilirsiniz.
bir dünyada yaşıyorum. Karşılaşacağım her durumun üste
sinden gelebilecek Güç içimde, ihtiyacım olan her şey içimde.
KORKUNUN EFENDİSİ O L M A K
görürsünüz. Bilinçaltı olumsuz emirleri anlamaz. "Dışarı çı- Şimdi, motor karşılıkla ilgilenebiliriz. Sigara yakma
188 d ü r t ü s ü n ü hissettiğiniz a n d a , paketi çıkarmak, sigarayı
189
almak, t ü t ü n ü dökmek, yakmak, ilk nefes vs. sırası yerine
kendiniz için yeni bir sıra düzenleyin. Çokları bu basamağı,
tercihen ayrı ayrı sarılmış n a n e şekeri paketi taşıyarak aşı
yorlar. Bir t a n e alın, yavaşça açın ve ağzınıza a t ı n . Kilo al
maktan korkmayın, yakında o kadar tez canlı olacaksınız ki 18
kilonuz kendini ayarlayacaktır. Tavsiye edebileceğim başka
bir yol da kaleminizi ve bu amaçla bulduğunuz bir kartı dik
katle çıkarıp şunu yazmanız: "Sigara içmeyi seçmiyorum" UYKUSUZLUK HASTALIĞINI
veya "Artık sigara içmiyorum; bu alışkanlıktan kurtuldum."
YENEBİLİRSİNİZ!
Bu yeni düşünce bilinçaltınıza kazınıp sigara içme fikri ya
bancı gelinceye kadar kaç küçük kart harcadığınızı sayın.
Bundan sonra kartlara ihtiyacınız olmayacak, çünkü özgür
lüğünüzü kazanmış olacaksınız. Uykusuzluk hastalığı hayali bir tehlikedir.
D R . JOSEPHINE A. J A C K S O N
KONTROLÜ SAĞLAMA MESELESİ
Gece boyunca dönüp durup boş yere uykunuzun gelme
sini mi bekliyorsunuz? Yoksa, benim gibi başını yastığa ko
Bu talimatların sadece sigarayı bırakmak isteyenler
yar koymaz uykuya dalan şanslı insanlardan mısınız?
için olduğunu u n u t m a y ı n . Ruhsal gelişme, her seviyede açıl
mayı, ruhsal seviyede ilhamı, doğru düşünce için yol gösteri Yalnızca Amerika'da bir yılda satılan uyku haplarının
sayısını göz ö n ü n e alırsak birinci gruptaki insanlar ikinci
ciliği, fiziksel seviyede doğru yaşamayı beraberinde getirir.
gruptakilerden çok daha fazla olmalı, insanlarla uyku arası
Ruhsal yolda olanlar er ya da geç sigaranın kendilerini terk
na giren birkaç şeyi gözden geçirelim.
edeceğini görürler. Sigara ya da başka bir alışkanlığı defet
meyi gerçekten istiyorsanız, bir daha geri dönmemek üzere,
birkaç günde t a m a m e n kurtulursunuz. ŞU H A Y A L İ TEHLİKE - UYKUSUZLUK HASTALIĞI
(İNSOMNİYA)
KENDİNİ-YÖNETME
"Uyumak ya da uyuyamamak! işte bütün mesele bu. în-
\ somniyah insan için dünyada b u n d a n d a h a önemli bir şey
Sigarayı bırakmayı seçiyorum. Özgürlüğü seçiyorum. yoktur. Günleri, yatakta oradan oraya dönerek geçen geceler
Sigara içmiyorum. Birisi sigara t u t t u ğ u n d a , otoriter bir ses i izlemekte olan yorgun, usandırıcı gün için duyulan h u m -
le, "Hayır, teşekkür ederim, kullanmıyorum" diyorum. H e r mali endişe arasındaki fasıladan ibarettir. Aklı, insomniya-
sigara isteği duyduğumda ve sigarayı elime aldığımda, onu nın yıkıcı etkileriyle ilgili fikirlerle dolar; tepeden aşağı doğ
parça parça ediyor ve çöp sepetine atıyorum. Özgürüm. ru mezara veya tımarhaneye hızla ilerlediğini hayal eder" di-
190 191
D r . Jackson bu düşünceleri, binicisinin rehberliğine
ye yazmış D r . Josephine Jackson.
gerek duymadan bir daire içinde koşturan bir a t a benzetiyor.
D r . Jackson meslek hayatı boyunca, acı çeken birçok in
sanı tedavi etmiş. "Acı çeken" nitelemesini insomniya için
bile bile kullanıyorum, insomniya korkusunun, zorunlu uya "Kişiyi yoran insomniya değil, insomniyayla ilgili duygudur.
nıklıkla kasti uyanıklık (insomniya) arasındaki farkı bilme Sürekli yorgunluk hisseden insanlar, uyku eksikliğinden değil, endi
meye dayandığını keşfeden D r . Jackson'a göre insomniya bir şeden dolayı acı çekiyorlar; yatakta dönüp durmaktan yorgun dü
alışkanlık. Bu alışkanlığı k a z a n a n kişi neredeyse süresiz ola şüyorlar. Sürekli olarak 'Neden uyuyamıyorum? Yarın kendimi ne
rak zarar görmeden uyanık kalabilir diyor D r . Jackson. kadar kötü hissedeceğim! Ne gece! Ne gece!' diye endişelenmek
yoruyor bu insanları."
Sinirlerimizi Yenmek adlı kitabında hayatlarını h e m e n
hemen hiç u y u m a d a n geçiren birçok insandan bahsediyor,
însomniyalı insanların da uzun yıllar yaşayabildiklerini, UYKUYLA İLGİLİ HURAFELER
çünkü insomniyanın bir alışkanlıktan ibaret olduğunu kanıt
lıyor. Uyanık kalmak için bir çaba harcanmadığından, in- Uykuyla ilgili çalışmalarıyla ü n l ü D r . Julius Segal, İn-
somniya esnasında beyin hücreleri uyarılmıyor, rahatsız somniya adlı kitabında uykuyla ilgili bazı ilginç hurafeleri sı
edilmiyor, böylece de yatakta dönüp endişelenme durumları ralıyor:
dışında enerji harcanmıyor. "Beden sakin t u t u l u r ve hislere
hakim olunursa, yorgunluk ürünleri temizlenip rezervler ko
Bilim adamları uykuyla ilgili çalışmaları sırasında insomniya
laylıkla doldurulabiliyor."
hakkında bir sürü hurafeyle karşılaşmışlar. Bunlar bir araya gelmiş
D r . Jackson, insomniyaya "daireler içinde düşünmek" ve ortadan kaldırılmayı, yok edilmeyi hak eden gizli bir mitoloji
diyor ve devam ediyor: çıkmış ortaya.
192 193
araştırması bu h ü c u m u n ilaç sektöründeki yerini gösteriyor. G ü c ü n , hapın kendisinde değil, hapa duyulan inançta oldu
Yalnızca Amerikalılar yılda üç yüz milyon dolar harcıyorlar ğu ortadaydı. Bu, uyuşturucu hap alışkanlığından sonra alı
sakinleştirici ilaçlara. nan uyku ilaçlarinin neden uyku getirmediğini açıklıyor.
G Ü Ç İLACIN KENDİSİNDE Mİ, YOKSA İLACA DUYULAN İNSOMNİYA İÇİN YENİ BİR TEDAVİ
İNANÇTA MI?
II. Dünya Savaşı'nda bir destroyerde görev yapan bir
tyi bir uyku çekmeden artık yaşayamayacak hale gelen teğmen bana şu hikâyeyi a n l a t t ı : Her sabah 2.30'da uyanıyor
bir kadın arkadaşımın hikâyesini hatırladım. Bir akşam zi ve bir daha uyuyamıyordu. Neyse ki ara sıra doktor oluyordu
yaretine gittiği bir arkadaşıyla konuşuyorlardı. Laf döndü gemide. Genç subay, uyku hapları vereceğini düşünerek dok
dolaştı ve onun problemine, o korkunç umacı insomniyaya tora gitti. Doktror sözlerinin bitmesini bekledi ve "işte emir
geldi. ler" dedi, "îki buçukta uyandığında giyin, mutfağa gidip ken
"Uyumak için yatakta dönüp duracağım bir geceye da dine bir fincan kahve al, sonra da köprüye git ve görev için
rapor ver. Gecenin kalan saatlerini görevde geçir. Normal
ha dayananam artık!" diyordu eve gitmek üzere mantosunu
günlük görevlerine de devam et."
giyerken.
Arkadaşı yardımcı olmak amacıyla odadan çıktı ve bü Teğmen çok şaşırdı. F a k a t , doktorun rütbesi daha bü
yüktü ve emirleri kabul etmekten başka yapacak bir şeyi
yük bir kapsül ve bir bardak suyla geri döndü. "Sana gere
yoktu. Ertesi sabah iki buçukta uyandığında kalkıp giyindi
ken şey var bende" dedi, "ama doğruca eve gitmelisin, yolda
ve kendisine söylenenleri yaptı. Ertesi gün kontrol için dok
durma, yoksa direksiyonda uyuya kalırsın."
tora gittiğinde yine aynı emirler verildi. Ertesi sabah iki bu
Ah, çare bulunmuştu. Hapı yuttu ve doğruca eve gidip
çukta uyandığında çabucak gözlerini kapadı ve tekrar uyku
iyi bir uyku çekmek üzere hazırlanmaya başladı. Eve vardı
ya daldı. Bu insomniyanın sonuydu!
ğında neredeyse soyunmadan uykuya dalacaktı. Yatağa
uzandı ve on saatten fazla uyudu."
NASIL UYUNUR
Ertesi sabah arkadaşını aradı ve böylesine güzel bir
uyku uyumasını sağlayan o hapları nreeden bulabileceğini
sordu. Dr. Jackson uyumayı öğrenmenin en iyi yolunun insa
Arkadaşı bir kahkaha attı ve "Gerçekten uyumana yar nın kafasına uyuyup uyuyamayacağını takmaması olduğunu
buldu. Bunu yapmanın en iyi yolu da her gece saatlerce uyu
dımcı oldu mu?" diye sordu.
mak zorunda olunduğunu düşünmekten vazgeçmek. Kafala
" N e d e n , evet, o kadar komik olan ne?"
rını sakin, bedenlerini gevşemiş halde tutarlarsa uyumadan
"Sana verdiğim hap Bl vitamininden başka bir şey de da uyuyarak olduğu kadar dinlenebileceklerini hastalarına
ğildi" diye yanıtladı arkadaşı. kanıtladı.
Arkadaşım d u r u m u anladı ve o da gülmeye başladı.
194 195
"Uykuyu aramayın; peşine düşerseniz bir güvercin gibi
uçar gider" derler. ceğine dair garanti veriyorum; gerçekten insomniyadan yor
Herhangi bir şeye dikkati yöneltmenin zihni uyanık gun düştüyseniz ve dünyada hiçbir şeyin sizi uyanık kalmak
t u t t u ğ u b u l u n m u ş ; çoğu zaman uyku için de geçerli bu. t n - tan kurtaramayacağını kanıtlamaya çalışmıyorsanız tabii!
somniyaklar uyuyup uyuyamadıklarını görmek için uyanır 1. Uyumak için yatağa girin. Uyumayı bekleyin. Yatak
lar genellikle! Ama bu, kendimizi aldatmaktan ibaret olan için yaptığınız t ü m hazırlıkların uykuya yönelik olmasını
bir mesele değil. U y k u n u n m u t l a k a gerekli olmadığına, be sağlayın. Adrenalinizi yükseltecek uyarıcı k i t a p l a r d a n , de
denimizin uyumadan da ihtiyacı olan dinlenmeyi sağlayabi dektif hikâyelerinden veya politik t a r t ı ş m a l a r d a n sakının.
leceğine ikna olursak bizi uyumaktan alıkoyan endişenin Uyku vakti savaş vakti değildir. Aklınızı yarının büyük pro
hakkından gelebiliriz. O z a m a n insomniya önemini yitirir ve jesiyle ilgili her şeyden arındırın.
bir süre sonra kaybolur gider.
Büyük Öğretmen'in dediği gibi, Yarın için bir şey dü
şünmeyin, çünkü, yarın kendi düşüncelerini beraberinde geti
G E Ç SAATTE Y A Y I N L A N A N ŞOVLARI İZLEMEYİ T E R C İ H rir. O n u n yerine, rahatlatacak şeyler d ü ş ü n ü n . Ben sık sık
ETMEDİĞİNİZDEN EMİN MİSİNİZ? Henry Van Dyke'ın şu küçük şiirini kullanırım r a h a t l a m a k
için:
Ailede herkes tarafından çok sevilen bir akrabam in-
somniyaya yakalandı. Gecede bir, en fazla iki saat uyuduğu
TÜM YÜKLERİNİZDEN KURTULUN
nu iddia ediyordu. U z u n yıllar yaşadığı ve bir gece akşam ye
meğinden sonra sandalyesinde uyurken öldüğü için, insom-
niyanın insanların düşündüğü kadar tehlikeli olmadığının Uyumadan önce, tüm sorunları
canlı deliliydi. Bu kadın aslında gece yaptığı işleri uykuya Bir yana bırak.
tercih ediyordu. Gece geç saatlere kadar televizyon seyret Elbiselerini çıkarırken
mekten zevk alıyordu. G ü n boyunca akıl almayacak kadar Endişe ve dertlerden de kurtul.
çok kahve içiyor, gece de sigara içmek için sık sık kalkıyor Sıkıntı ve üzüntünü
d u . Çektiği güçlüklerden bahsettiği zaman görevimizi yerine
Duanın sessiz kollarına bırak.
getirip onu teselli ediyorduk, a m a gecelerini bu şekilde geçir
meyi kendisinin seçtiğini biliyorduk. Tanrım, nasıl yaşadığımı biliyorsun,
Tüm kusurlarımı bağışla
SAĞLAM, RAHAT BİR UYKUNUN TADINI ÇIKARMAK Yapmaya çalıştığım tüm iyilikleri
İSTEYENLER İ Ç İ N BİRKAÇ KURAL Güçlendir, takdis et ve gerçekleşmesine yardım et.
Tüm sevdiklerimi koru,
Uykudan yana sorununuz mu var? îşte size sağlam, Ben senin kollarında uykuya dalarken.
198 199
KENDİNİ-YÖNETME
Uyanık kalmaktan korkmuyorum; uykumu getirmek zo
runda değilim.
Geçmişle ilgili pişmanlığım, gelecek için endişem yok. 19
Tüm kavgacı düşüncelerden arınıyorum.
Kendimi ve başkalarını geçmiş hatalar yüzünden bağış
lıyorum. C E S A R E T S İ Z L İ Ğ İ N ÇARESİ
Kafam rahat; ben huzurla doluyum.
H e p i m i z a r a sıra c e s a r e t i m i z i y i t i r i r i z . H a y a t ı n g e r e k l i
bir p a r ç a s ı o l m a m a s ı n a r a ğ m e n k i m s e o n a k a r ş ı bağışıklı d e
ğildir, i n s a n y a r g ı s ı n a g ü v e n e bağlı o l d u ğ u için n e d e n l e r i ç e
şitlidir, i n s a n yargısı o l m a d a n c e s a r e t s i z l i k o l a m a z .
C e s a r e t s i z l i k k e l i m e s i n i n a n l a m ı n ı d ü ş ü n m e k bile c e s a
r e t kirici, ingilizce'de c e s a r e t a n l a m ı n a gelen " c o u r a g e " k e l i
m e s i F r a n s ı z kökenli o l u p , "kalbe a i t " d e m e k o l a n c o u r + a g e
kelimelerinin birleşimidir, ingilizce'de "discourage", cesareti
n i k ı r m a k , cesareti a z a l t m a k , güvenden m a h r u m e t m e k , a n
l a m ı n a gelir. B a ş a r ı s ı z l ı k , d e p r e s y o n , k e d e r , h ü z ü n , e n d i ş e ,
m e l a n k o l i veya kasvet gibi k a ç ı n m a y a çalıştığımız o l u m s u z
kelimelerden biridir - bir cesaretsizlik duygusu içerir.
D ü ş kırıklığıyla c e s a r e t i n k ı r ı l m a s ı a r a s ı n d a b i r a y r ı m
200 201
yapılmalıdır. Düş kırıklığı gerektiği gibi karşılanırsa, cesa idrak düzeylerine göre farkına vardıkları kusursuz bir plân
retsizliğe dönüşmek zorunda değildir. İnsanlar veya olaylar vardır. Gerçeklesmeyen bir iş için büyük ümit ve beklentileri
la ilgili beklentilerimiz veya ümitlerimiz gerçekleşmezse, olan bir iş adami. dikkatini derhal başka bir işe yöneltmeli
düş kırıklığına uğradığımızı söyleriz. Eskisinin yerini alması dir. Ford Motor Şirketi Edsel'de 265 milyon dolar kaybetti.
için yeni bir ümit veya beklenti yaratılırsa düş kırıklığı nöt- Kim hatırlıyor simdi bu zararı? Başarısızlıklarla yaşamak
ralize edilebilir. yalnızca basarisizlik getirir. Düş kırıklığı geçici bir şeydir.
Her zaman iyi için dua etmek iyiyi getirir. İyiliği seven Önemli olan kisinin onu nasıl karşıladığıdır. Kişi, başarısızlı
ler için her şey el ele verir ve iyiyi sunar. (Romans 8:28). ğın veya yıkılmış beklentilerin cesaretini yitirmesine yol aç
Dürtülerimiz dürüstse, dikkatimiz içimizdeki kusursuz masına izin verdiği, cesaretini kaybetmeye başladığı zaman
Güce yöneltilmişse, hayatımızdaki tüm değişikliklerin iyi tehlikeli bölgededir
yönde olmasını bekleyebiliriz. Cesaretini yitiren insan yalnız olmadığını, herkesin şu
Oğlu üniversiteye gitmemeye karar verdiği için düş kı ya da bu şekilde düş kırıklığına uğradığını anlamalıdır. İnsa
rıklığına uğrayan bir baba d ü ş ü n ü n . Baba oğlunun, kendisi noğlu, her zaman kendisi için en iyi olanı bulamaz, insanla
nin sahip olamadığı fırsatlara sahip olabilmesi için büyük rın çok büyük ümit ve beklentilere kapılma eğilimleri vardır;
plânlar yapmış, özverilerde bulunmuştu. Ama şimdi tüm o yüzden de düş kırıklığı sık rastlanan bir sonuçtur. Büyük
umutları bir anda yıkılmıştı. Oysa babanın cesaretinin kırıl beklentiler, gerilememize neden olurlar; bu yüzden de varlı
ması gerekmiyordu. İçinde bulunduğu d u r u m u n iyi yönlerini ğının farkında olmadığımız iç kaynaklarımızı kullanamayız.
görmeye çalışmalı, yargı ve suçlamadan kaçınmalıydı. Böyle
bir karari verebilmenin oğlu açısından büyük bir cesaret ge ANLIK BÎR DÜŞÜŞ BÜYÜK BİR NİMET OLABİLİR
rektirdiğini, onun için de zor olabileceğini ve herkesin kendi
hayatını doğru bildiği şekilde yaşaması gerektiğini anlama Ara sıra, kısa bir süre için düşüş gösterebiliriz. Bu dü
lıydı. Üniversite eğitiminin olmaması, başarısızlığa mahkûm şüş devreleri doğaldır. Bunlara korkuyla bakılmamalı, yeni
olmak anlamına gelmez. Üniversitenin kapalı yaşamı yerine lik için yükselme ve daha büyük başarılara hazırlanma za
hayatla yüz yüze gelerek, güçlüklerini yaşayarak başarılı manı olarak görülmelidirler. Sessiz çalışma ve meditasyon
olanların sayısı az değildir. Belki oğul daha sonra bu eğitim gereklidir. Bunlar üretken zamanlardır. Aslında, gerçek iş
den geçmeyi isteyebilir ve o zaman kendisi için daha büyük sessizlikte yapılır ve evde t a m a m e n hareketsiz geçirilen bir
çaba göstermeye hevesli olabilir. Ne olursa olsun, insanın gün ihtiyaç duyduğumuz ilhamın bize verileceği gün olabilir.
diğer bir insan için beslediği ümit ve beklentilerin, karşısın Genellikle bu, İç Rehberimiz'in sesini duymak için yeterince
daki insanın ümit ve beklentileriyle uyuşması gerekir. Baba, sessiz olduğumuz tek zamandır.
oğlunun da içinde var olan ve onun vasıtasıyla işleyen ilahi
Düşüşlerimizin cesaretimizi kırmasına izin vermeyelim,
Zekâ'nın, ona doğru yolu bulması için yol göstereceğini ve
insan sürekli bir başarı grafiği çizmek için yaratılmamıştır.
yönlendireceğini bilmelidir. Her insan Öz'ün eşsiz bir birey-
Hayat iniş çıkışlarla doludur. Bir vaizin Ecclesiates'de söyle
selleşmesidir ve herkes için Tek Bilinç'te, insanların kendi diği gibi:
202 203
mıyordu; adamları sinek gibi kaçışıyorlardı; kalanlar bakım
Her şeyin mevsimi, her amacın bir zamanı vardır. sız, aç, üşümüş ve sefildiler. Göremediği veya dokunamadığı
Doğma zamanı, ölme zamanı, ekme zamanı ve ektiğini Bir Şey'e güvenmek zorundaydı. Görerek değil inançla yürü
biçme zamanı. yoruz demiş Aziz Paul.
Tanrı her şeyi zamanında güzel olacak şekilde yarattı."
Ecclesiastes 3:1, 2, 11 HİÇBİR ŞEY BİZE KARŞI DEĞİL
SESSİZ GÜVENDE GÜCÜMÜZÜ BULURUZ Dün bir adam ofisimde bana, yitirdiği cesaretini nasıl
kazandığını anlatıyordu. Bir yıl önce her şeyin gerçekten ka
ranlık göründüğünü söylüyordu. Hayatındaki herkesin ken
Sessizlik ve meditasyon yoluyla kazandığımız güç göste
disini her bakımdan suistimal ettiğini, hep kullanılmış oldu
riyor ki tempoyu düşürmemiz ve rahatlamaya zaman ayır
ğunu düşünüyordu. Görünüşe göre cesaretini yitirmekte
mamız çok önemli.
haklıydı. Görünüşe değil doğru yargıya göre yargıda bulunun
İ n s a n a verilen ilk derslerden biri, haftada bir günü din demiş İsa. Adam sebatla bu öğüdü uyguladı.
lenmeye ve hayatın en yüksek değerlerine yönelmeye ayır
Görünüşe göre, hiç parası yoktu, ama parası yokmuş
ması gerektiğidir. Bu gün, sadece Tanri'ya ibadete ayrılan
gibi görünmesinin bile kendisine karşı olmadığı gerçeğini be
bir gün değil aynı zamanda, haftanın yedi gününü işe veya
nimsediğini söyledi bana. Şunu düşündü h e p : Hiçbir şey
bir şeyler kazanmaya harcamak zorunda olmadığımız için bana karşı değil - parasızlık bile bana karşı değil. İ n a n a n a
Tanri'ya güvendiğimizi gösterdiğimiz bir gündür. Hristiyan- kadar tekrarladı, "Tanrı her şeydir ve her yerdedir. Yalnızca
ların Pazar günü, Müslümanların Cuma günü, Yahudilerin Tanrı var. Bu yüzden, Tanrı eğer benim içinse, kim bana
Cumartesi günü, "İşten uzak kalıp dinlenmek" demektir. karşı olabilir?"
Olayların akışına bıraktığımız ve Tann'ya açıldığımız za
Bugün her şeyin, iyiliği sevenlerin iyiliği için el ele ver
mandır bu.
diğini kendisine kanıtlamış d u r u m d a ve tüm bildiği, hiçbir
şeyin kendisine karşı olmadığı. Doğru dürtülere sahip olarak
Tanrı 'ya dönerek ve dinlenerek korunacaksınız; sessizlik ve bu düşüncelere inançla sarılarak başarılı bir iş kurdu.
ve güvende güç bulacaksınız. Maddi kapitalini kaybedince kendisine doğru arkadaşlar se
Isaiah 30:15 çerek ve ihtiyaç duyulanlarla birleşerek ruhsal kaynaklannı
devreye soktu ve imkânsız gibi görüneni başardı. Bir yıl
Cesaretsizlik, insanlar, olaylar ve şartlarla ilgili duygu- sonra karşımda otururken tekrarladı: "Tanrı benim içinse,
kim bana karşı olabilir?"
larimızdan kaynaklanır. Bir çeşit engellenme, kuşatılma
duygusudur bu. Rüyalarımız ve t u t k u l a n m ı z ı n yok olur gibi "Neden, hayatımızın her alanında hepimizin başına ge
lir bu?" diye düşündüm. Her hastalık, eksiklik ve uyumsuz
görünmeye başladığı anda ortaya çıkan bir beyhudelik duy
luk inancı, hayatın bir yerinde bir şeyin bize karşı olduğu
gusudur. Washington bu duyguları, o soğuk ve umutsuz
kışta Forge Vadisi'nde hissetti. Kongreden hiçbir destek ala- 205
204
duygusudur. Hayatta hiçbir şey bize karşı değil, bu yüzden bir ay ya da bir yil sonnrayı düşünerek ileri baktığımızda ha
cesaretsizliğe yer yok hayatımızda. yatımızın ne sekil alacaginı her zaman göremeyiz. On yıl
sonra ne yapıyor. olacagimızı düşünürken, bu değişen dünya
CESARETSİZLİĞE KUSURSUZ ÇARE da neler olacagini bilme şansımız bile yok. Ama, bir şeyi
kesin olarak biliyoruz İçimizde bizi asla terk etmeyecek
Cesaretinizi yitirdiğinizi hissettiğiniz a n , oturun ve veya yüzüstü bırakmayacak Tanrı'nın Bilgeliği, Gücü ve Sev
önünüze bir parça kâğıt koyun. Özel bir probleminiz varsa gisi daima var olacak.
tüm ayrıntılarıyla kâğıdın bir yüzüne yazın. Sonra, öbür yü
züne m ü m k ü n olan tüm çözümleri yazın. Aklınızı fikirlerin Bakın. ben her zaman sizinleyim. Sizden önce gidip eğri
gelmesi için açın. Aklınıza gelen çözüm imkânsız gibi görün yerleri düz yapacagim. Suları aşmaya çalışırken sizinle ola
se de yazın. İmkânsız çözümün yanıt olabildiğini çok gör
cağım; nehirler üzerinizden akmayacak: ateşte yürürken yan
düm. Dikkat yanıtlar üzerinde yoğunlaştı mı, güç problem
mayacaksınız, alevler sizi etkilemeyecek.
den uzaklaştırılır ve yanıtlar görünür.
Matthevv 28:20, Isaiah 45:2
Sonra, başka bir kâğıt alın ve hayatınızdaki cesaret ve
rici her şeyi yazın -kazançlarınız, arkadaşlarınız, yetenekle
riniz vs. Artık bitti deyinceye kadar yazın bunları kâğıda. HAYAT GEI.İSEN BİR SÜREÇTİR
Hayatınızdaki cesaret kırıcı şeylerin t ü m ü n ü de kâğıdın
öbür yüzüne yazın. Hepsini boşaltın. Bunu yaptıktan sonra, Ara sıra kendimizi rahatlıktan kriz dönemlerine kayar
cesaret kırıcı şeyleri sıraladığınız taraftakileri birer birer ken buluruz: ama kim olduğumuzu ve neyle birlikte çalışma
çizin ve "Bununla işim bitti! Hakkımdaki gerçek bu değil" mız gerektiğini bilirsek hiç fark etmez. Bu, sadece yolculu
deyin. ğun bir parçası, yakında geçecek ve unutulacak küçük bir
Şimdi t ü m dikkatinizi hayatınızdaki cesaret verici şey ayrıntıdır yolumuzda.
lere yöğunlaştırın. Dikkatimizi verdiğimiz şeyler gelişir, Tüm düzen göz önüne alındığında, hayat gelişen bir sü
büyür. Dikkatimizi iyiye, olumluya ve doğruya yöneltirsek reçtir, dünyadaki küçük bir deneyimle sınırlı değildir; sonsuz
yaşadıklarımız bunlar olur. bir deneyimin evrensel bir açılımıdır. H e r deneyimin kendisi
ne ait bir anlamı, çıkarılacak bir dersi, kazanılacak bir gücü
HAYAT BİR SERÜVENDİR ya da biz yolumuza devam ederken değerliliğini kanıtlaya
cak bir gelişimi vardır.
İşin ö z ü n e indiğimiz z a m a n g ö r ü r ü z k i b u g ü n h e p i m i z i n
asıl amacı h u z u r d u r . Bazıları b u n u y e n i l e n m i ş sağlıkla b u l a
c a k l a r ı n ı d ü ş ü n ü r l e r ; bazıları m u t l u bir evliliğin b u h u z u r u
getireceğine i n a n ı r l a r ; b ü y ü k bir çoğunluk d a zenginliğin h u
z u r a k a v u ş m a k için en e m i n yol o l d u ğ u n a i n a n ı r . Çılgınca
d a h a büyük bir h u z u r p e ş i n d e o l a n l a r , u y u ş t u r u c u veya alkol
gibi geçici d e v a l a r d a n m e d e t u m a r l a r . B u n l a r d a n h i ç b i r i n i n
o erişilmez a m a c a - h u z u r a - u l a ş m a y a yeterli o l m a y a c a ğ ı n ı
a n l a m a k için ç e v r e m i z e b a k m a m ı z y a d a k ü ç ü k bir r u h s a l
a r a ş t ı r m a y a p m a m ı z yeterli.
213
212
ğını çeviren insanda kin yoktur, nefret yoktur, karşı olma duğumuz dûşmanlar icimizde işlenmeli. Düşmanlarımızın
duygusu yoktur; uzlaşma vardır. Direnç olmayan yerde düş hepsi kendi ev halkimizdandır, diyen kutsal kitap bunu ifade
m a n kızgınlığını kaybeder. Silahsız kalır. etmek istiyor 0nlari bir kez sevgiyle ortadan kaldırdıktan
Pitirim A. Sorokin'in çok değer verdiğim Sevginin Yolla sonra hiç düsmanimiz olmadığını göreceğiz. Kendinize bilinç
rı ve Gücü adlı kitabında, sevginin harika bir şekilde nefreti li olarak iç huzuru ve yüce bir uzlaşmayla dolu yeni bir ha
yendiği birçok gerçek olaydan söz eder. Hırsızlar, istedikleri yat kurarak önceki deneyimlerinizden yeni bir deneyime
her şey kendilerine verildiğinde bir şey çalamıyorlar ve dö yükseleceksiniz İçinizdeki neyse dışınızdaki de öyle olacak.
n ü p gidiyorlar. İşkenceciler direnç yerine sevgiyle karşılaş
Aklınızda düşmanınız kalmadığı zaman hayatınızda da düş
tıklarında zulmetmek istemiyorlar. "Öldürülen insan genel
manınız olmayacak. Akılda direnç olmadığı zaman insanın
likle kendi ölümünden sorumludur," diyor Ermiş adlı kita
hayatında da kendisine karşıt insanlar olmayacak.
bında Halil Cibran. Direnç, karşılığında direnç ve kendi
sinden kaynaklanan tüm diğer hastalıklarını görür; ama Direnç, uzlaşmadan hoşlanmamaktır. Direnç, hayatı
sevgi nefreti, iyi kötüyü yener. Tek yol bu. mızdaki her şeyden dah fazla dikkat etmemiz gereken bir
şeydir. Çevremize direnmek, insanlara direnmek, koşullara
Ve birisi sizi dava eder ve paltonuzu alırsa pelerininizi
de verin. îsa yargı yoluna başvurmamanız gerekir demiyor; direnmek ya da sadece metroya veya havaya direnmek. Di
burada öğretilmek istenen, sizden şikâyetçi olan davayı ka renç, huzurun en büyük düşmanıdır.
zanır ve paltonuzu alırsa, nefret veya kin duymamak için Uzlaşmak ne demektir? Uyum sağlamak, birlikte çalış
daha fazlasını vermenizdir. Bu içinizdeki kin ve nefret duy mak, bütünleşmek, bir olmak demektir. İki şey uzlaştı mı bir
gusunu sizden uzaklaştırır. olurlar. Kişinin içinde uzlaşma oldu mu, kendisiyle ve hayat
Zamanımı olumlu ve yapıcı bir yaşam felsefesini -nefret la birleşir; o zaman kusursuz Güç başarıya doğru onunla bir
yerine sevgi; kötüyü iyiyle yenmek- öğretmeye adamak için likte akar.
iki kez başarıyla sürdürdüğüm avukatlığı bıraktım. İnsanla
rın uzun pahalı davalara giriştiği birçok örnek verebilirim.' İNSANIN ÇEVRESİYLE UZLAŞMASI
Tam anlamıyla haklıydılar. K a n u n onlardan yanaydı. So
n u n d a kazandılar, ama ne pahasına! Çoğu zaman, parasal
Yaşadığınız yerle uzlaşın. Her zaman yaşamayı isteme
maliyeti başlangıçtaki kayıptan daha büyüktü; fakat sağlık,
yeceğiniz bir yer olabilir burası; ama en azından direnmezsi
mutluluk ve huzur açısından maliyeti t a h m i n edilemezdi; o
derece büyüktü. niz. Onunla uyum içerisinde olursunuz. "Kendinize, hayatla
uyum içerisindeyim; yaşadığım yerle uyum içerisindeyim.
Doğru zamanda, doğru yerde, doğru şeyi yapıyorum. Çevre
HAYAT BOYU TANRIYLA UZLAŞIN
me direnmek zorunda değilim, çünkü biliyorum ki aklıma
koyduğum şeyi yaşayacağım. Arzuladığım şeyi görüyorum ve
İçinizdeki Tanri'yla, içinizdeki yüce Sevgi merkeziyle benim olanın bana geleceğini bilerek ona şimdiden teşekkür
uzlaşın ve hiç kimseye veya hiçbir şeye katılmayın. Sahip ol- ediyorum" diye telkinde b u l u n u n .
214
215
İYİYİ BULMAK HAYATLA UZLAŞMAKTIR le, yani Tanrı'yla uzlaşmak bizi nefret, yargı ve kinden kur
tarmasına izin vermek; gitmemiz gereken yolda bize yol gös
Her d u r u m d a dayanabileceğimiz iyi bir şey bulalım. Es termesine ve yönetmesine, direnci günlük hayatımızdan sö
ki düşman direnci saf dışı etmenin en iyi yoludur bu. küp atmasına, her d u r u m d a yaratıcı ve mutlu yaşama özgür
lüğünü bize sunmasına, hayatımızı yüce doğru davranış ve
İsa'yla ilgili şöyle bir hikâye var: İsa ve havarileri bir
huzur doğrultusunda yeniden kurmak için gereken güç ve
likte yürürken yolun kenarında bir köpek görmüşler. Köpek
zekâyı bize vermesine izin vermektir.
öleli birkaç gün olduğu için pek hoş bir d u r u m d a değilmiş.
Havariler bu d u r u m a çoğu insanın göstereceği tepkiyi gös
termişler, ama Isa "Köpeğin ne güzel dişleri var" demiş. KENDİNİ-YÖNETME
216 217