You are on page 1of 8

Haftalık!

15 Aralık 2010

Alakır vadisinde yapımı plan-


lanan 8 adet hidroelektik santrali Medrano Sirki Protestosunda Arbede ve
(HES)’nden 6’sına sahip olan ‘ADO’ ma-
dencilik elektrik üretim sanayi ve ticaret Loç Vadisi Direnişiyle Dayanışma
a.ş’nin sahibi Cem Sak’ın vekili Ender Çak- Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi ve Direnişin
mak tarafından, Antalya’nın merkezinde- Ritmi, hayvanlara uygulanan işkence ve
ki bir üst geçide asılan ‘DOĞA KATİLİ ADO’ zulmü protesto etmek için Maçka Kü-
pankartıyla ilgili, Alakır vadisindeki köy- çük Çiftlik Parkı’nda bulunan Medrano
lerde yaşayan ve ADO’nun vadide yap- Sirki’nin önünde eylemdeydi. Protesto ey-
mak istediği HESlere karşı kanuni hakları lemi sırasında sirk girişine doğru yürüyüşe
doğrultusunda dava açmış bulunan kişi- geçen eylemcilere sirk görevlileri saldırdı.
ler hakkında savcılığa ‘suç duyurusunda’ Saldırıya karşılık veren eylemciler slogan
bulunuldu. ve ritimleri arttırarak sirkin önünden git-
karşı 4 gündür sürdürdüğü oturma eylemiy-
memeye ve hayvan zulmünü teşhir etmeye
Berlin’de Yunanistan’daki anar- le dayanışmak üzere sirkin önünden ayrıldı.
kararlı olduklarını gösterdiler.
şist tutsaklarla dayanışmak adına 3 ATM Orya Enerji’nin önüne kadar yürüyen eylem-

E
cihazı ateşe verildi. Otonom bir grup Ber- ciler doğayı yok eden Orya Enerji’ye karşı
ylemde “Sirkler eğlence değil işkence-
lin’deki bu üç kundaklama saldırısını üst- Loç Vadisi halkının yanlarında olduklarını
dir. İnsana, hayvana, gezegene özgür-
lendi. Eylemler Kreuzberg, Friedrichshain ifade ettiler. Bir süre Direnişin Ritmi’nin
lük” yazılı pankart açan kara ve kara/yeşil
ve Neukoelln’de gerçekleşti. Verilen mesaj: çalmasının ardından oturma eylemi Pazartesi
bayraklı eylemciler, “Sirklere gitme işkence-
“30 Kasım gecesi Friedrichshain, Kreuzberg yeniden başlamak üzere sona erdi.
yi engelle”, “Sirkleri kapatın hayvanları bı-
ve Neukölln’de 3 ATM’yi ateşe verdik. Bizler rakın”, “Katil Medrano yeryüzünden defol”,
Yunanistan Devletinin aldığı esirlerle daya- Eylemde okunan bildiri:
“Zulme Karşı Doğrudan Eylem!”, sloganla-
nışmamızı ifade ediyoruz. Yunanistan’daki rı attı. Eylemciler sirklerin, insanların göz-
o tutsakların isimleri kalplerimizde sonsuz İstanbullular, 9 Eylül’den bu yana
lerinden ırak hayvanlara uyguladığı zulüm
yerleri var! Özgürlük için! İsyan için! Yanan 137 yıldır sömürüyle, kölelikle ve hayvan-
ve işkenceyi teşhir etmek için hazırladıkları
kalpler grubu” lara uyguladığı şiddetle ayakta duran Med-
10 litrelik kırmızı boyaları Medrano sirkinin
rano Sirki’nin sunduğu gösteriler ile kahka-
önüne dökmesi üzerine sirk çalışanları ara-
Mersin Limanı’nda gemiden in- haya boğuluyor, heyecanlanıyor, eğleniyor.
larında yeniden gerginlik tırmandı. yumruk-
dirilme sırasında kaçan ithal anguslardan Bugün burada hayvanlara olan zulmü ve
laşmaların başlamasıyla arbedeye dönüşen
biri, girdiği yazıhaneyi birbirine kattı. Yol- işkenceyi eğlence olarak pazarlayan tüm
eylemde; polislerin, eylemcilerden bir ka-
dan geçen araçlara saldırarak zarar veren hayvanlı sirkleri protesto etmek, bu zulüm
çının sirk çalışanlarınca içeriye çekilip darp
angus, bir petrol istasyonundaki sigorta merkezlerindeki sömürüyü teşhir etmek
edilmesine uzunca bir süre seyirci kalması
şirketine ait yazıhaneye girerek zarar ver- amacıyla toplandık.
dikkat çekerken, yaralanmalardan sonra sivil
di. Camları kıran ve ortalığı savaş alanına polislerin araya girmesiyle gerginlik yatıştı.
çeviren angus, uzun uğraşlar sonucu pi- Sirkler, hayvanlara yapılan zulüm, zorlama,
kaptan atılan iple yakalandı. tutsaklık ve işkence merkezidir. Bu ticaret-
Basın açıklamasında, hayvanlara yönelik
haneler, eğlenceyi değil, zulmü ve işken-
zulüm ve işkenceyi eğlence olarak sunmakla
Salıpazarı’da bulunan Orya Enerji ceyi pazarlar. Çivili sopa, kırbaç, elektroşok
suçladıkları sirki protesto için toplandıkları
önünde basın açıklaması yapacağını duyu- çubuğu, kanca gibi işkence aletleri kullanı-
söylendi. Sirklerin hayvanlara yapılan zu-
ran Loç Vadisi Koruma Platformu üyeleri larak bir eğitim sürecine zorlanan, ardından
lüm, zorlama, tutsaklık ve işkence merkezli
basın açıklamasının ardından “şirket toprak- işe yaramayacak hale gelene kadar kullanı-
olduğu ifade eden eylemciler açıklamaların-
larımızdan gidene kadar buradayız” diyerek lıp atılan, öldürülen, açlıkla ve dayakla ter-
da, “Bu ticarethaneler, eğlenceyi değil, zul-
kaldırımlara oturdular. Orya Enerji’nin Loç biye edilen bu hayvanlar; parlak, albenili,
mü ve işkenceyi pazarlar. Çivili sopa, kırbaç,
vadisinde yapmış olduğu inşaatın pek çok ışıltılı gözüken kıyafetler ve süslerle dona-
elektro şok çubuğu, kanca gibi işkence alet-
hukuk kurallarını hiçe sayarak ve imar izni tılıp eğlence sektörünün kölesi haline geti-
leri kullanılarak bir eğitim sürecine zorlanan,
olmadan başladığına işaret etmek isteyen riliyor. Hayvan Özgürlüğü İnisiyatifi olarak
ardından işe yaramayacak hale gelene kadar
köylüler şirket önünde İmarsız taşınmaz özgürlük için, insanın insana uyguladığı;
kullanıp atılan, öldürülen, açlıkla ve kırbaçla
olmaya geldik dediler ve oturma eylemine insanın hayvana uyguladığı ve gezegen
terbiye edilen hayvanlar, parlak albenili, ışıl-
başladılar. Oturma eylemi sırasında bir çok üzerinde kurduğu tüm tahakküme karşı
tılı gözüken kıyafetler ve süslerle donatılıp
grup Loç Vadilileri ziyarete gelmeye başla- herkesi direnişe çağırıyoruz. Özgürlüğün
eğlence sektörünün kölesi haline getiriliyor”
dı. Eylem halen sürüyor. Doğası ve toprak- bir parçası, hayvan özgürlüğü için;
dedi. Eylemde ayrıca polisin geçen hafta bir
ları için mücadele eden köylüler dayanışma öğrenciye saldırarak bebeğini katletmesine
bekliyor. Bu işkencehanelerin ayakta kalmasına
gönderme yapmak üzere bazı eylemciler ha-
seyirci kalmayın, işkencehanelere destek
mile kılığına girdi, bazıları ise “Hamileyim,
olmayın, bu zulmün devam ettirilmesine
Eylemdeyim” dövizleri taşıdılar.
ortak olmayın, çocuklarınıza eğlence olarak
zulmü izlettirmeyin.
Açıklama devam ederken yerdeki kırmızı bo-
yaları su dökerek temizleyen sirk görevlileri,
Hayvan Özgürlügü İnisiyatifi
süpürge ile boyaları hayvanseverlere atması
hayvanozgurluguinisiyatifi@gmail.com
üzerine yeniden gerginlik yaşandı. Durumu
attıkları sloganlarla ve hayvanların nakliye-
Not: Şu anda karşımızda bulunan polis,
si için kullanılan tırların ve sirk tabelasının
geçen hafta, 300 metre yakınımızda devlet
üstüne yazılama yaparak bir süre daha pro-
şiddetiyle bir kadının karnındaki
testo eden eylemciler daha sonra eylemlerine

1
bebeğini öldürmüştür. Bu olayı da
son vererek, Salı Pazarı’nda bulunan Orya
şiddetle kınıyoruz.
Enerji’nin önünde Loç Vadililerin HES’lere
Benimle konuşmaya devam et
Alfredo M. Bonanno
Kendi kendini ve diğerlerini
anlamayla yüzleşmek; varlığını far-
ketmenin şüphelenilmeyen görünü-
mü, sıklıkla keşfedilir. Hakkında çok
az bildiğimiz bir sorunla ya da daha
önce hiç tanışmadığımız bir insana
yaklaştığımızda, bir panik duygusu
hissederiz (ya da sevinç. Hiçbir zaman
tamamiyle net olmayan ince bir farklı-
lık) Onu çözmeyi başarabilecek miyiz?
Kendimize sorarız. Ve cevap her zaman
olumlu değildir.

B ir çok zaman “yabancıya” şüpheyle


bakarız, şüphe henüz sistemleştiril-
memiş farklılıkta her zaman var olur. Bu
deli olduğunu söyle, tıpkı benim gibi,
ama bunu açıklıkla söyle. Lütfen, bana
karanlığın tüyler ürpertici berbatlığın-
nin; cebinde birisinin bıçağını taşıması
gibi, güvenlik sağlayan ağır bir eşya
gibi. Şu diğer ihtimale olduğu gibi, bir-
“yabancı” bizi nereye götürecek? Ke- dan bahset, ama gün ışığında söyle bana den gözlerimin önünde kendini gösteren
sinlikle yeni şeylere doğru, ve bunlar ne bunu, böylece görebilirim; benim eğitil- o kadın; şu “yabancı” gibi, gecenin ka-
gibi olacaklar? İyi ya da kötü olabilirler, miş olduğum katı dilde temsil edilmiş ranlığındaki bir hırsız gibi, burada artık
ama onlar bizim dengemizi, nahoş bir olarak, burada ve şimdi. beni çağırmıyor, gece hala benimle ko-
uyanma ve sonrasında sıklıkla yarattı- nuşabilecek görkemli feryadını terkedi-
ğımız uykumuzu (ve düşlerimizi) altüst Yıkıma dair nağmelerinle cesaretlendir yor.
ederler. beni -onlar benim kalbimin ihtiyaçları
olan tatlı ninniler- ama onlardan derli Bana gelecek toplumdan bahset, anar-
Bundan, tamamiyle daha gerekli olan toplu bir biçimde bahset, böylece ben şiden, senin ve benim inandığımızdan,
kendimizi ortaya çıkarmamamız. Kişisel onları anlayabilirim ve yıkımın ne oldu- bana onun belirsizlik koşullarını tarif
dünyamız, bizim kendi dünyamız, tehli- ğunu anlattıklarından teşekkür edebili- et, öngörülemez insan ilişkilerinin tüm
keye atıldığından beri bilinmeyene riski rim. Yani, kelimelerin bana iyice, derli kısıtlamalardan tamamen kurtarıldığın-
göz aldığımızda, onu ölümüne savunma- toplu bir biçimde ulaşmasını istiyorum. dan; senin dinginliğinle, inandırıcı keli-
ya hevesliyiz; riskin sınırları duygusuz- Eyvah, eğer bağırmaya başlarsan, daha melerle, ipini koparıp kaçan; duyguların
laşıyor ve açıklayıcı bir şema öneriyor. fazla dinlemeyeceğim. Yıkmak iyi, kışkırtıcılığını anlat bana, bir günden
“Yabancı”, insan ya da problem olsun, fakat mantığın tesir ettiği bir sırayla. ertesi güne kaybolmayan yıkım için
bu yüzden kendi şemalarımızın dünya- Yoksa, herşeyin anlaşılamaza karardı- nefret ve arzudan, sonunda geçmişin
sında kataloglu; yapıda varolan biçimi ğı tekrar edilemez kaosun içine gireriz. tüm kabuslarından farklı olan, toplumun
seyreltiyoruz, onu zorla bastırıyoruz, Evet, varsayalım, bir festival gününde damarlarında akan ve yayılmasını dur-
ötekinin bizim ihtiyaçlarımıza boyun bir Cezayirli pazarındaki kafa karıştırıcı durmayan korku ve kandan bahset. Söy-
eğmesini bekliyoruz. Böylece, “onu” bağırışlar sayesinde bile birşeyler bana le bana, sana yalvarıyorum, ama beni
ayinsel davranışta öldürdükten sonra, ulaşabilirdi, ama ben bu hayata, bu sağı ürkütmeyen bir yolla yap, ondan derli
biz, katiller olarak kendi kapasitemizin solu belli olmayan ve uçup giden dansa, toplu bir şekilde bahset bana, ne yapa-
limitleri içinde yapabilir oluyoruz, onu “yabancının” bu umulmadık görünüşüne cağımızı konuş benimle, sen ve ben,
kendi amaçlarımıza uyumlulaştırarak, alışık değilim. Bu yaşam biçimi anahta- ve diğerleri, ve yoldaşlar, ve hiç yoldaş
kapsayıcı arzularımızı, düşlerimizi ve rını, tamamiyle yakınlıktan oluşmuş bu olmadıklarımız, ama bir andan diğerine
uykumuzu bile beslemeye devam edip. dili, benden önce koyman gerekli. Ko- anlayanlar, hep beraber, kurarak, şimdi
yeniden üretiyoruz. nuş bana, yalvarıyorum sana, böylece; biraz, biraz burada, azar azar, herşey
kelime, benim ve dünya arasında zaten hayattayken, yani gerçek hayat, yine
Ve kesinlikle en kötüsü olmayan bu varolan göbek bağına dönüşüyor, böy- güzelleşmeye başlıyor. Fakat, bana onu
yolla, bazılarımız, kendimizi, düzenle- lece, hiçbirşey birden kaosun karanlık anlaşılabilir mantıkla anlat. Senin için-
menin kozalağına sarmalıyor, yargılıyor boyutunun içine atılmış olarak kendini de haykıranı benim kulağıma haykırma,
ya da onun farkında bile olmadan yargı- göstermiyor. korkutuyor beni. Onu kendine sakla.
yı erteliyor. Ama gündelik pratikte, bu İhtiyaçlarını ve fikirlerini -benim fikir-
erteleme, onu şiddetle yapmaya ihtiyaç Bana aşktan bahset, senin aşkından, be- lerimle birlikte- düzenleme zorluğunu
duymadan kendi kendine bizim görüş nim için, mümkün olan her türlü aşktan, kendin sürdür. Benim arzularımın her
sahamızda her zaman diğerine güvenle en uzak ve anlaması zor olan dahil, iç türlü kabulünden seni uzağa yönlendi-
ifade edililiyor. Bu durumlarda, olmadı- sıkıntısıyla süren aşkın şiddetinden, şid- ren boyun eğmez kuvveti kendine sakla,
ğında varolmadığı gibi ortaya çıkabile- det ve ölümden, ama, onu aklın gözle- yine de senin kendi bastırılamaz oluşun,
cek olan, ahengi bulmaya genel gülünç riyle görebilmeme izin vererek, aşkın aynı benim gibi, tüm düzenlemeye mu-
bulma duygusu yardım ediyor. hapsedilmesinden bahset, çamurlu ve halif. Bana tüm bunları söylemeyerek,
bozulabilir kelimeler dünyasında tutsak beni korkutmayı durdurabilirsin.
Lütfen, düzen için senin hakaretinin edildiğinden. Ondan dikkatlice bahset
bağırışı olmasın; bana senin hayat dolu bana, sana yalvarıyorum, böylece kal- Yalvarıyorum sana, bana daha fazla en-
bir yaşama şeklini, dans eden niteliksel bim onun yankılarını taşıyabilir. Sonra, dişe edilecek birşeyler verme.
mantığını göstermen yeterli, düzenin ve ondan bir yaşam biçimi yapacağım. Ve
hareketsizliğin mecburiyet adetini değil. gerçekten, bana ondan bahsettiğinden
Yani, bana bunu mantıkla, dikkatli beri, aşk bana yakın olacak ve kendimle
2
Çeviri: Emre Özkapı
bağlantılarla göster. Lütfen, bana beraber onu her yere taşıyacağım, biri- Kaynak: Canenero, Kara Köpek (1994-1997)
İtalya’da polis öğrencilere müdahale etti
Erkek-Devlet Şiddetine Karşı Kadınlar Meydandaydı
4 Aralık günü Tayyip Erdoğan’ı
protesto etmek için toplanan öğrenciler
polis tarafından şiddete uğramış,19 yaşın-
da hamile bir kadın ise polise ‘hamileyim,
vurmayım’ demesine rağmen polis kadının
kasıklarına ve karnına vurarak çocuğun
düşmesine neden olmuştu.

İtalya’da üniversitelere yönelik reform tasarısı-


nı ülke genelinde protesto eden öğrencilere B ugün kadınlar erkek-devlet şiddetini
protesto etmek için galatasaraydan taksi-
me yürüdüler. Anarşist kadınlar da kara bay-
Şu devlet güçleri nasıl da 19 yaşında birinin
karşısında bile böylesine organize oynu-
yorlar oyunlarını. Yazarı bir yandan polisi
başkent Roma’nın belirli bölgelerinde polis mü-
dahale etti. Kara Blok ve militan eylemcilerin raklarıyla yürüyüşe destek verdiler. Eylemde bir yandan medyası bir yandan. Demokrasi
öğrenci yürüyüşlerine katılmasıyla polisle çatış- Anarşist kadınlar sık sık ‘her devlet katildir, mücadelesinin neferleri çıkıyor ortalara; de-
malar meydana geldi. Roma - Temsilciler Meclisi her polis katildir’ sloganları attılar, yürüyüş mokratik olmadığımız için oluyor efendim
civarındaki bazı sokaklarda, Roma’nın alışveriş güzergahında “Üzgün değil öfkeliz!”, “Ka- bütün bunlar diye söyleniyorlar. Daha fazla
mekanlarından Corso caddesinde göstericiler ile dınlar sokakta” yazılamaları yaptılar. Yürü- demokrasi 19 yaşındaki kadın arkadaşımızın
polis arasında yaşanan çatışma, ortalığı savaş ala- yüşün ardından okunan basın açıklamasında karnındaki iki aylık bebeği polisin öldümesi-
nına çevirdi. Çatışmalarda öğrencilerin yanı sıra ‘ hamile kadının eylemde ne işi var, o yaşta ne panzehir olacakmış. Ama yanılıyorsunuz
güvenlik güçlerinden de yaralananlar olduğu ve hamile kalınır mı?” gibi adice değerlendir- efendiler; tam da demokratik olduğumuz için
10 öğrencinin gözaltına alındığı açıklandı. Polisin meler yapılmakta, Emniyet Müdürlğü’nden oluyor bütün bunlar!
müdahalesinden sonra öğrenciler, Corso cadde- gelen açıklama ile birlikte de bu olayın üstü
si ve Popolo meydanındaki bazı mağazaların ve yine elbirliğiyle örtülmeye çalışılmaktadır. Hamile hamile eyleme katılınmaz diyenlere;
araçların camlarını kırdı, bankamatikleri tahrip
ederek çöp konteynırlarını ateşe verdi. Polis ve Bu saldırı ilk değil, biz kadınlar, erkek devlet Yapış yapış erkek söylemlerinizi çekin kadın-
göstericiler arasındaki kovalamaca zaman zaman düzeni tarafından senelerdir tacize, tecavü- ların bedenlerinden artık. Kadınlar istediği
ara sokaklarda da devam ederken, Babuino cad- ze uğruyor, cinsel şiddete maruz bırakılıyor, zaman istediği yaşta cinselliği yaşayabilir ve
desinde mali polise ait bir otomobil ve bir kam- katlediliyoruz. Hamile bir kadına yönelik isterse hamile de kalır, hamile haliyle de ey-
yonet öğrenciler tarafından ateşe verildi. Babuino yapılan son saldırı da bu erkek egemen düze- leme katılabilir. Var olan, doğan doğmayan
caddesindeki arbede sırasında başından yarala- nin neticelerinden biridir. Ancak biz kadınlar bütün çocuklar meşrudur. Gayrımeşru çocuk
nan bir kızın hastaneye kaldırıldığı belirtildi. dün olduğu gibi bugün de, tüm bu saldırılara yakıştırması yapanlar en az çocuk katili polis
karşı sessiz değil, öfkeliyiz. Karşılaştığımız kadar gayrımeşrudur. Polisle empati kurma
Göstericilerin Ulpiano caddesinde Sivil Savunma her saldırı; bizleri yıldırmıyor, aksine daha meziyetinize bazen hayran kalmamak im-
Müdürlüğü’ne ait bir binaya da taşlar, yumurtalar da öfkelendiriyor. Biz kadınlar; dayanışma- kansız. Beyinlerinizde metamorfoz sonucu
ve motolof kokteylilerle saldırdıkları, ancak bina mızdan aldığımız güçle kararlılığımızı koru- oluşmuş bir lob olduğunu düşünmeye başlı-
sakinleri arasında yaralanan olmadığı ve saldırı- yoruz. Arkadaşımızın yaşadığı bu korkunç yoruz yazdıklarınız sonucu. Aranızdan bekli-
nın püskürtüldüğü kaydedildi. Protestocuların saldırının da; darp eden polisten, emri veren yoruz ‘ne işi varmış onun da o copun altında’
yoldan söktükleri trafik levhalarının boruları, elle- amirine, olayın üstünü örtmeye çalışan ba- diyecekleri. Mantık o mantıktır.
rindeki sopalar ve taşlarla etrafa dehşet saçmaya kanlardan, Başbakana, medyaya kadar bir
başlamalarından sonra, Corso caddesindekiler bütün olarak devlet şiddeti olduğunu bili- Kadınlara çağrımızdır,
başta olmak üzere, esnafın kepenk indirerek dük- yoruz.’ diyen kadınlar basın açıklamasının
kanlarını ve kendilerini koruma altına almayı yeğ- ardından dağıldılar. Karnında çocuk taşıyan taşımayan tüm ka-
lemeleri dikkat çekti. dınlara isyan çağrımız vardır. Bir artı olarak
Anarşist Kadınlar’ın yayınladıkları bildiri: hamile kadınların artık çocukları için de isyan
Yunanistan; Savaştayız: saati başlamıştır. Vakit onun vaktidir. Eyleme
‘HAMİLEYİM VURMAYIN!’ katılmak en çok hamile kadının meşruluk ala-
Politik Tutuklamalar ve Devlet Terörizmi
nıdır. Çocuğuna daha güzel bir yaşam alanı
Dedi, çünkü karşısındaki karaltının içinde bir açmaktan daha doğal ne olabilir?bKadın
nebze vicdan olduğunu düşündü. 19 yaşında kurumları yarın Galatasaray meydanında
kadın arkadaşımız içinde büyüttüğü yepyeni toplanacaklar. Biz de anarşist kadınlar olarak
bir dünyayla mücadele verirken karnındaki devlet-polis şiddetini kınamak için kara bay-
dünyasını Taksim ilk yardım hastanesinde ku- raklarımızla onların yanında olacağız. İsyan

K atledilen Alexandros Grigoropoulos’un an-


masından bir gün önce, 6 Aralık’ta Yunan de-
mokratik diktatörlüğü toplumun gelmekte olan
tuya koyup çöpe attılar, kafasındaki dünyası-
na ise ‘hamile ise ne işi var eylemde’ diyerek
karanlıklarıyla saldırdılar.
eden kimse yalnız değildir, ya da artık devir o
devir değildir…
ANARŞİST KADINLAR
ayaklanmasından korunmak için trajikomik bir
biçimde baskı mekanizmalarını faaliyete geçirdi.
Rejimin bütün uşakları kamuoyunu yanıltmak ve tesi’ndeki öğrenci bölgesinde konuşlanmış Ankara Üniversitesi Siyasal
toplumun direnen kesimlerini terörize etmek için “Nadir” adlı anti-otoriter işgal mekânına Bilgiler Fakültesi’ne anayasa konulu bir
alarm halinde. Dün gece (4 Aralık) anti-terörist ti- baskın düzenledi. Kâğıtlara ve bilgisayarla- panel için gelen AKP’li Burhan Kuzu
min pislikleri silah bulunduğu iddiasıyla Atina, Pi- ra el koydular, içerideki insanları dövdüler Öğrenci Kolektifleri tarafından protes-
raeus, Selanik, Agrinio ve Crete’de pek çok bina ve ve bu sırada bir dizi alıkoyma ve 11 tutuk- to edildi. Yumurta yağmuruna tutulan
sosyal mekâna baskın yaptı. Devlet medyasının lama vardı. Mekânın dışında düzinelerce Kuzu salonu terk etti. Öğrenciler sivil
iyi maaşlı kuklaları polisin “terörizme karşı başa- insan dayanışma için bir araya geldi. Üni- polisleri de dışarı attı. Daha sonra
rısı” için histeri ve terör üreten şenlikler hazırladı. versite kampüsü içerisindeki özel güvenlik çevik kuvvet biber gazı kullanarak
24 saat sonra bulunan cephanenin hiçbir saldırı- kulübesine yapılan bir saldırıyı polis baskını kampüse girdi.
da kullanılmadığı anonsu yapıldı. izledi.
CHP’li Buca Belediyesi’nde
Tüm bir günlük kasıtlı habersizlikten sonra, 5 Ara- Polisler aynı zamanda anarşist “Agrinio taşeron çalışırken işten atılan 7 işçi,
lık akşamında polis Atina, Piraeus ve Crete’de ya- Haunt” yakınlarındaki Agrinio sokaklarını taleplerini iletmek üzere gittikleri CHP
kalanan altı kişinin isim ve fotoğraflarını ifşa ede- kapattı. Bölgedeki elektrikler “anti-terörist Buca İlçe Binası’nda polis saldırısına
uğradı. 6 işçi gözaltına alındı.
3
rek “vatandaşlardan” daha bilgi istedi. Yakalanan baskınlar” özrüyle kesildi. Cunta, alıkonu-
altı kişiden ikisi için “Ateş Hücreleri” davasından lan ve tutuklananları en temel avukatlarıyla
tutuklama kararı vardı. Aynı gece Selanik’te, anti- görüşme hakkından 24 saat boyunca mah-
terörist timinin gizli sivil polisleri Selanik Üniversi- rum etti.
Uygarlığa Dair Yedi Yalan
Ran Prieur

1 . İlerleme. “İlerleme” yalanı onun sa-


dece iyi ya da kaçınılmaz olduğu değil;
onun (hep) var olduğu, bizim de onu her
bütünlüğünün daha çeşitli ve karmaşık hale
gelmesi dışında hiçbir şey “daha iyi” olmaz.
doğa ile ortak yaşam içinde olmak demek-
tir. Doğa, yeryüzündeki ortak yaşam bü-
tünlüğü ve ortak yaşam ise karşılıklı ola-
zaman düz bir çizgi şeklinde, tek yönlü, Ancak her şekilde uygar insan tersini yap- rak birbirine ve bütüne faydalı olan, daha
sürekli ve olumlu anlamdaki değişim ola- mıştır! Dünyaya uyum sağlamıyor kendi- faydalı olanın öncelikli olduğu biçimlerde
rak tecrübe ettiğimizdir. “İlermeyi” bu şe- mize uyması için onu bozuyoruz. Hatta dar ilişkili olmak anlamına gelir. “Faydalı”nın
kilde düşünebiliriz; çünkü kültürümüzün görüşlü kültürel fantezilerimize uyabilmek tanımlanması fakirleşmiş dilimizin sınır-
merkezinde yer alan bir yalandır ve her adına kendimizi bozuyoruz. Türleri yok larını zorlar, ama tanım için otonom ve çe-
yerde onun yanılsamaları ve fantezileri oluşa sürükleyerek ve insan topluluklarını şitli canlılığın üretilmesi diyeceğim. Eğer
bulunmaktadır: yok ederek ya da tek tipte küresel bir kül- canlılığın ne anlama geldiğini bilmiyorsa-
türe asimile ederek çeşitlilik ve karmaşıklı- nız, daha derinlemesine düşünün.
“Alt” sınıflardan “üst” sınıflara yüksel- ğı arttırmak yerine azaltıyoruz. Bu yüzden
diğimiz bir eğitim sistemi var – ama bu
yükselme gerçek değil, sadece bize anlatı-
lan bir masal. Deneyim yerine kalıplaşmış
Dünya’nın biyolojik tarihine ne ad verirseniz
verin uygarlık bunun bir uzantısı değil bu-
nun reddidir; bir felakettir.
4 . Teknoloji tarafsızdır. Uygarlığa dair ya-
lanlar arasında en sinsi, çürütülmesi en
güç olanı ve insanların anlayışını en fazla
hikâyeler, sezgi yerine akıl, çeşitlilik yeri- bozan budur. Öyle büyük bir yalan ve kendi
ne tek tiplilik, bağımsızlık yerine kabul-
lenme ve doğaçlama yerine tahmin edile-
bilirliği koyduğumuz bu değişim, egemen
3 . Her şey doğaldır. Neyse ki pek çok
insan bunun aptalca bir sözde-felse-
fi avuntu olduğunun farkında ama yine
içinde öyle tutarlıdır ki anlaşılması ve açığa
çıkması oldukça zordur. Açığa çıkması basit
bir iddianın öğrenilmesine değil, farklı ve
sisteme daha iyi uyum sağlamamız için. de buna değinmek istiyorum. Bu sav, daha karmaşık bütünlüklü bir düşünme tar-
Ardından “alt” mevkilerden “üst” mevki- “doğal”ın her şeyi içine alacak şekilde, zının öğrenilmesine bağlıdır.
lere yükselmemiz gereken ücretli çalışma ben yaptım olduculukla yeniden tanım-
sistemi gelir. Ama çok azımız bunu yapar lanmasına bağlı olan anlamsal bir çar- Bu yalanın genellikle iç içe geçen iki biçi-
ve her halükârda “üst” (mertebe) yalnız- pıtmaya dayanıyor. “Uygarlık doğaldır mi vardır. Teknolojiyi üstü örtülü şekilde
ca egemen sistemin ilgimiz, değerlerimiz çünkü insanlar hayvandır”, “Zehirli atık modern endüstriyel teknoloji olarak tanım-
ve ruhlarımız üzerinde daha sıkı bir haki- doğaldır çünkü yeryüzünden gelen mad- layan birincisine göre, teknoloji bir bütün
miyete sahip olduğu anlamını taşır. Bunda delerden elde edilmektedir” vb. vb. olarak tarafsızdır. İkincisi ise her bir tekno-
sonra ise, değişimlerin, duygusal uzaklığı- Gerçek insanlar “doğal” kelimesini bu loji öğesinin tarafsız olduğunu söyler. Benim
mızı arttırırken dünya üzerindeki şiddetli şekilde kullanmaz. Belki bu sopayı alıp stratejim ikincisine saldırmak ve hiçbir özel
dönüştürücü gücümüzü de arttırması, kafanıza geçirmem “doğal”dır, ama bunu teknolojinin tarafsız olmadığını, her türlü
bizi uzmanlara daha da bağımlı kılma- yapmamamı yeğlersiniz ve dolayısıyla bu teknik, teknoloji ve aracın kendi amaç ve
sı yahut Jerry Mander’in ruhsal akraba tercihinizi belirtmek ve savunmak için ilişkiler silsilesine sahip olduğunu ortaya
evliliği diye tabir ettiği bir süreç olan in- “cinayet” gibi kelimeler tanımlarsınız. koyarak ilkinin aptalca olduğunu göstermek.
sanların yarattıkları şeylerle gitgide daha Aynı şekilde, insanlar da plastik ağaçlar Öncelikle, bu yalanın tuhaf olan “tarafsız”
fazla kuşatılması gibi etkileri olduğunda yerine canlı ağaçlar, otoparklar yerine tanımını ortaya koymak istiyorum: Bir şeyin
“daha iyi” ilan edilen teknoloji tarihi ge- çayırlar, dioksinli nehirler yerine içilebi- nasıl hem iyi hem de kötü işler yapabildiği-
lir. Akraba evliliğimizin şimdiye kadarki lir suyu olan nehirleri tercih ettiklerini ni anlatabiliyorsan o tarafsızdır. Bu tanımı
en derin noktası, neredeyse hepsi ilerleme belirtmek ve savunmak için “doğal”ı ta- gerçek hayatta hiç kullanıyor muyuz? Bir
miti üzerine kurulmuş olan, sürekli artan nımlar. “Doğal”ın gerçek anlamı budur seri katil için kadınlara tecavüz etmesi ve
güç hayaliyle kendi mutluluk hormonu ve eğer kanserden ölmek ya da yeryüzünü öldürmesinin yanı sıra vergilerini ödediği ve
seviyemizi ayarlamamız için bizi eğiten zehirli bir çöle çevirmek istemiyorsak do- bazen insanlara iyi davrandığı için “tarafsız”
ve en sonunda böyle bir hikâyenin aslın- ğal ile doğal olmayanı dilbilimsel olarak der miyiz? Eğer bir fabrikayı nasıl sabote
da nasıl biteceğini göstermek yerine bir birbirinden ayırmak ve her gün pek çok edebileceğinizi öğrenmek için gün boyu ora-
“galibiyet” ile bizi uğurlayan bilgisayar defa doğal olanı seçmek gibi bir sorumlu- da çalışıyor ve gece sabote ediyorsanız; önce
oyunları dünyasıdır. luğumuz bulunuyor. yardım ettiğiniz ama sonra fabrikaya zarar
verdiğiniz için “tarafsız” mısınız? Eğer be-
Gerçekte hiçbir şey mutlak surette “daha Eğer daha dar bir tanım isterseniz; doğal, nim ülkem birbirleriyle savaşta olan iki ülke-
iyi” hale gelmez, sadece ilişkileri değişir. ye birden silah satıyor ve böylece birbirlerini
Farkındalık ve iş birliği yerine kopukluk yok ettiklerinde kendisi en üstte yer alıyorsa
ve tahakkümü koyan bu ilişki değişimi bunu tarafsızlık sayabilir miyiz? Elbette ha-
tersine çevrilebilir ama sürdürülemez. Sü- yır! Ama bunlar insanların teknolojinin ta-
rekli değildir ama kendi kendini sınırlar. rafsız olduğunu iddia ederken kullandıkları
Olumlu değil yıkıcıdır. aynı saçma argümanlar: Televizyon tarafsız
çünkü bir yandan bizi merkezi kontrole bağlı

2 . Evrim. Dünyanın pek çok değişim ge-


çirdiğine tezat oluşturacak bir fosil kaydı
bulunmaz. Buradaki yalan, “ilerleme” miti-
tek tip bir kültürün pasif tüketicileri haline
getirirken diğer taraftan faydalı bilgiler ile-
tiyor. Barajlar tarafsız çünkü ekosistemleri
nin bu değişimlere dayandırılması ve bunla- parçalayıp balıkların göç yollarını engelliyor
rın basit bir düz çizgide, tek yönde ve her ama aynı zamanda elektrik de üretiyor. Atom
zaman “daha iyiye” gittiklerinin ilan edilme- bombaları bile onlarla iyi şeyler yapıldığına
sidir. Bu, kolektif cinnetimizin kendini hak- dair uydurma hikâyeleri düşünürseniz taraf-
lı çıkarmak için kendi maskesini biyolojik sız olabilir.
dünyaya geçirdiği dolambaçlı bir çıkarımdır.
Aslında biyolojik değişimler “ilerleme” ya- Kandırmacanın sonraki aşaması ise önemli
lanının aksine her yönde gerçekleşir: azalan olanın bir teknolojiyi “nasıl kullandığımız”
ve artan popülasyonlar, büyüyen ya da kü- olduğunu söylemektir. Örneğin, arabalar ta-
çülen organizmalar ve sudan karaya karadan rafsızdır, çünkü/dolayısıyla bir arabayı bir
da suya geçişler. Türlerin çevrelerine yerden bir yere gitmek için ya da birini kas-

4
daha iyi uyum sağlamaları ve fela- ten ezmek için kullanabilirsiniz. Ama Jacqu-
ketler yaşanmadığı sürece yaşamın es Ellul’un işaret ettiği üzere ikincisi bir kul-
lanım şekli değildir; bir suçtur. Buna kullanım demek, değerlendirme
perspektifimizi arabaların normal kullanımı ve suç arasındaki yapay
boşluğa yerleştirerek bizi kandırır. Gerçekte ait olduğu yer, tam da
arabaların normal kullanımındaki en uç yanlılıktır.

Arabaların üretimi ve yakıtla doldurulması için “kaynakların” sömü-


rüsünü, yerli hakların sömürülmesi ya da katledilmesini ve zehirlerin
salınımını, hatta milyonlarca ölüme neden olan ve zehir sızıntısına
yol açan kazaları göz ardı eder ve arabalara sadece tüketim araçları
olarak bakarsak, bunlara içkin sıkıntı yaratan etkiler bulabiliriz: üst-orta sınıf hayatının idealleştirilmiş bir sürümünü alıp tüm dün-
yaya yaymak ve mekanik merkezi kontrolle sonsuza kadar orada
Arabalar bizi bir yerden bir yere daha hızlı götürerek fiziksel çevre- kalmak anlamına gelebilir. Bizim uygarlığımızın başarısız olduğu-
mizle aramıza mesafe sokar ve bu mesafenin içindeki boşluk cadde- nu varsayarsak – gözlerinizi kapatın! Başarısızlıktan kaçınmak için
ler ve park alanlarıyla doldurulur. Toprağı öldüren kaldırımlar, şehrin ne yapmak “zorunda” olduğumuzdan bahsedebileceğimiz, korkunç
yayılması ve yol kenarı alışveriş merkezleri otomobil teknolojisine ve kesin bir bilinçsizlik dışında ortada hiçbir şey yok. İnsanlar bunu
aittir. Ayrıca bazı karmaşık nedenlere bağlı olarak belirli düşük eşik- “eğer sera gazı salınımlarını on yıl içinde yüzde 50 azaltmazsak çok
lerin ötesindeki hızlar aslında gidiş-geliş süresini arttırır. Bu mesafe geç olacak” türünden çıldırtıcı muğlak ifadelerle dile getiriyor. Ne
bir kez yaratıldığında her şey için arabaya ihtiyacınız olur. Ivan Il- için çok geç?
lich tarafından ortaya atılan bir konuyu şöyle abartabiliriz: Eğer Los
Angeles’ta yaşıyorsanız, bacaklarınızı kestirebilirsiniz. Önerilen reformların hem politik bakımdan imkânsız hem de yeter-
siz olması, uygarlığımızın rayından çıkmış ve rayına oturmadıkça
Arabaları hayatımızdan çıkardığımızda otobanlarda günde 65 kilo- yavaşlamayacak bir tren olması ve asıl geleceğin bakmamıza izin
metre yürümeye çalışmayız – kaldırım taşlarını söküp kendi toplu- verilmeyen bölgenin derinlerinde olacağı apaçık bir gerçektir. İnsan
luğumuzu inşa ederiz ve böylece ihtiyacımız olan her şey yürüme dahil mevcut türlerin yüzde 95’inin yok olması düşünülemez bir
mesafesinde olur. Bir yere gidip gelmek için daha az zaman harcarız, korku senaryosu değil, açıkça öngörebileceğimiz belli bir olasılıktır.
arabalara sarf ettiğimiz tüm zaman ve enerji bize kalır ve kendi ba- Daha ılımlı bir olasılık yarı ölü bir dünyada birkaç insanın hayatta
caklarımızı kullanabilmemizden kaynaklanacak otonomiyi geri ka- kaldığı Road Warrior senaryosudur. Bundan daha ılımlısı Avrupa’da
zanmış oluruz. Roma’nın çöküşünün ardından gelen ve adına “karanlık” çağ denilen
duruma benzer bir politik adem-i merkeziyet ve ekolojik toparlan-
Daha iyi ilişkilere de sahip oluruz. Arabalar bizi her şeyin yanından ma durumu olabilir. Söylemek istediğim bunu etkileyebileceğimiz!
hızla geçirdikleri ve içlerine hapsettikleri için etrafımızdaki gerçek- Hayallerimiz ve eylemlerimiz ne tür bir dünyaya gideceğimizi et-
likten, diğer insanlardan ve doğadan izole ediliyoruz. Güçlü yakın kileyebilir ama büyük ihtimalle alışık olduğumuz dünyayı devam
ilişkileri uzak zayıf ilişkilerle değiştirmemize olanak sağlıyorlar. On- ettiremez.
lar olmadan tam önümüzde duranlarla doğrudan ve sıklıkla temasa
geçer; komşularımızı ve toprağımızı tanırız. Yangınlarda tüm binayı kurtarmaya çalışmaktan vazgeçtiğiniz ve
Benzer kanıtları bilgisayarlar, televizyon, elektrik hatta yazı dili için sadece kurtarabileceğiniz kadarını kurtarmaya çalıştığınız bir an ge-
de öne sürebilirdim. Ama üzerinde durmaya çalıştığım nokta tüm lir. Ya hep ya hiç yalanının amacı bu zihinsel kaymayı önlemek ve
teknoloji kategorilerini reddetmek değil, “kullanım”dan bağımsız dikkatimizi bildiğimiz haliyle dünyayı korumaya çalışmaya ya da
olarak teknolojilerin içerisindeki ittifak ve motivasyonları görmeyi tamamen vazgeçmeye kanalize edilmiş halde tutmaktır. Eğer kökten
öğrenmek ve onları bu anlayış temelinde kabul ya da reddetme de- farklı dünyaların mümkün olduğunu ve bunlardan bazılarının ger-
neyimi kazanmak. çekten hayata geçirilebileceğini anlar, hayal etmeye ve endüstriyel
uygarlığın canlı rakiplerini inşa etmeye başlarsak “ekonomiye” ve
“Kullanım” kelimesinin alışılageldik tanımı tartışılabilir olanı kendi özellikle de egolarını mevcut kültürle donatmış olan insanların duy-
başına kurnazca sınırlayan bir dil oyunudur. Bu tanımın sadece tü- gularına zarar vermiş olacağız. Egolarını korudukları bir başka yol
keticilerin kullanımını içerdiğini ama herhangi bir şeyi herhangi bir ise sıradaki yalan:

7
şekilde kullanmalarına üstü kapalı şekilde izin verilen mühendisleri
içermediğine dikkat edin. Otomobil bir teknoloji midir, yoksa içten . Uygarlık bir kez meydana gelir. Bu tuhaf fikir de yukarıda-
yanmalı motorun bir kullanım şekli midir? İçten yanmalı motor bir kilere benzemektedir ama ortaya koyduğu önyargı uygar sis-
teknoloji midir, yoksa ateşin bir kullanım şekli midir? Bazı kâdim temler dışındakiler için değil diğer tüm uygarlıklar için de geçer-
toplumlar tekerlek teknolojisini yalnızca çömlek yapımında kullanı- lidir. Uygarlık yanlısı bunun uzayı sömürgeleştirmek ya da adına
yorlardı. Biz de böyle yapsak! “Hayır, hayır, araba bir teknolojidir ne derseniz onun için biricik şansımız olduğunu söyler. Uygarlık
ve kullanımı arabayı sürdüğüm yerdedir. Sorgulamanıza izin verilen karşıtı ise mevcut uygarlığı devirebilirsek uygarlığa benzer bir
tek şey bu.” şeyin bir daha asla var olmayacağını ileri sürer. İnsan bilinci-
nin gelecekteki dönüşümü hakkında benim bilmediğim bir şeyi
Bu tartışmayı sürdürürseniz, er ya da geç şöyle bir şeyler duyacaksı- bilmeden, insanların böyle bir düşünceye nereden ulaştıklarını
nız: “Arabalar benzin yerine elektrikli olabilir” ya da “Nükleer enerji anlamıyorum. Genel anlamıyla uygarlık gürültü ilerleyişini sür-
yerine güneş enerjisi kullanabiliriz”. O zaman bir teknoloji yerine bir dürürken belirli uygarlıkların çökmesi tarihin acı bir dersidir.
başkasını seçtiklerini ve onların da en başından beri teknolojilerin
tarafsız olmadıklarını bildiklerine işaret edebilirsiniz. Uygarlığı en genel ifadesiyle tahakkümcü bilinç ile sömürüye
olanak veren tekniklerin verdiğinden fazlasını sistematik olarak

5 . Geri dönemeyiz. Yukarıdakiler gibi bu da dini bir doktrin-


dir – ama insanları “geri” gidebilmiş kâdim uygarlıkların
kalıntıları ve tarih boyunca sistemin dışına çıkıp doğaya yakla-
alan bir toplum yaratan ittifakı olarak tanımlıyorum. Evet, pet-
rol tükenecek; ama uygarlıklar binlerce yıldır petrol olmadan
ortaya çıkıyor ve çöküyor. Bunun devam etmemesi için bir neden
şabilmiş şanslı ya da istisnai bireyler tarafından net bir şekilde göremiyorum. Genel yapı hiçbir şey üzerinden olmasa bile eğer
çürütülmüştür. Ancak bir bakıma doğrudur: sömürücü toplum- gerekirse kölelerin kas gücü ve evcilleştirilmiş hayvanlar üze-
ların geri vitesleri yoktur; kaza yapana kadar hızlanmaya devam rinden işleyebilir. Etrafa saçılmış metal ve donanımı, çağımızın
ederler. Bu konuda düşünmekten kaçınmak için kendimize bir avare alışkanlıklarını ve eldeki teknik bilgileri bir araya topla-
sonraki yalanı söyleyebiliriz: dığınızda tamamen yok olacağımız ya da oldukça farklı bir şeye
dönüşeceğimiz ana kadar – ister kabul edeceğimiz ister direnece-

6 . Ya hep ya hiç gelecek. Bu hikâyeye göre sadece iki olasılık


vardır: kesintisiz endüstriyel uygarlık ya da dünyanın topyekûn
sonu. Kesintisiz uygarlaşma genel olarak ilişkilerin tahakküm ve
ğimiz – uygarlıkların var olması kaçınılmaz görünüyor.

Çeviri: Emre Onat


kendi içine çekmeye dönüştürülerek kesintisiz olarak kullanımı an- CinnetModern
lamına gelir. Teknoloji severler için bunun anlamı diğer gezegenler-
de madencilik yapılması ya da daha derin sanal gerçeklik olabilir.
Liberaller için ise refah içindeki bir ülkenin 20. yüzyılın sonundaki 5
Kendimizi korkunun tuzağından nasıl serbest bırakabiliriz?
Derrick Jensen
1996’dan kırpılmış bir gazete parçası tutuyo- lardı, yiyecek kaynaklarını zehirleselerdi,
rum elimde. Kıvrımları yıpranmış, sayfa sarar- kıtayı ormansızlaştırsalardı, ya da nehirleri
mış. Başlıkta şöyle yazıyor: “anne ayı trenlere artık su içilemeyecek, yüzülemeyecek ka-
saldırıyor.” İki oğlu trenler tarafından öldürü- dar kirletselerdi, onlara direnir miydik?
lünce, anne bozayı geçen her trene saldırma-
ya başladı. Yalnızca toprakları değil, sevdiklerimizin
onun kalbi hakkında bizim kalplerimize ne bedenlerini de diyoksinle -bilinen zehirli

Ö nce bu gazete parçasını cüzdanımda söyler? (Anne fare kazandı bu arada) maddelerden biri-, çok sayıda kanserojen-
taşıdım, daha sonra çalışma masama le zehirleselerdi? Konuşmalarımda, dinle-
yazdım. Cesur olmanın, yaşıyor olmanın ne Evimin yakınındaki akarsularda yüzen som yicilere aralarından kaçının sevdiği kişileri
olduğunu hatırlamama yardımcı oluyor. balığını sevdiğimi söylüyorum, ancak som kanser yüzünden kaybettiğini sorarım.
balıkları yok olma tehlikesiyle karşı karşı- Neredeyse yüzde sekseni ellerini kaldırır.
Dünyanın iktidardakilerin açgözlülüğü, ya bırakılıyor, onlara yardım etmek için ne Şimdi soruyorum, iktidardakiler yalnızca
nefreti ve deliliği yüzünden tahrip edildi- yapabilirim? Onlarla ilgili yazılar yazıp, şar- sevdiklerimizi değil, kendi bedenlerimizi
ğini düşünürdüm. Elbette hala –herkesin kılar söylerim, kalkıp yaşlı gözlerle onların de zehirlerlerse onlara karşı direnir miyiz?
dikkat etmesi gerektiği gibi- öyle düşünü- çamurlu akarsuda yumurtlamasını izleyebi-
yorum ama kendi korku doluluğumuzun lirim, ama ne yapabilirim? Eğer sevdiklerimiz ölürken, bedenlerimiz
bu tahriple nasıl işbirliği içinde olduğunu zehirlenirken savaşmayacaksak, ne zaman
her geçen gün daha iyi görmeye başladım. Sorun karmaşık değil. Eğer som balığını tavır alacağız? Hepimizin eşik sınırını, kor-
gerçekten önemsiyorsam, barajları ortadan kumuzdan kurtulduğumuz ve sevdikleri-
Hayır, bunu aynı eski mısrayı kusarak, yani kaldırmam gerekir, orman endüstrisini, ti- mizin yanında eyleme geçtiğimiz noktayı,
tuvalet kağıdı kullandığım için ormanların cari balıkçılığı, küresel ısınmayı durdurmam bulması gerekiyor.
yok olmasında Wayerhaeuser’in CEO’su ka- gerekir. Bunların tümü aslında basit teknik
dar kabahatli olduğumu söyleyerek açıkla- işler, ama ben bunları yapmıyorum. Neden bu kadar dehşete kapılmışız? Neden
mıyorum. Gezegeni öldürenler için şefkat korkuyoruz? Bu soruların hiçbiri retorik so-
duymamız gerektiğini, evimizi yıkanları Neden? rular değil. Bunlar, bu noktada, kendimize
durdurmamız için önce tüm öfkemizi ken- sormamız gereken en önemli sorular.
di kalplerimize yöneltmemiz gerektiğini Bir sürü yarı entelektüel, yarı ruhani, yarı
de söylemiyorum. Hepimizin gezegenin ahlaki nedenler gösterebilirim, ancak ken- En basit anlamda, korku bir şeyi kaybede-
tahrip oluşunda aynı sorumluluğa sahip dime karşı dürüst olduğumda asıl neden ceğimiz yönündeki inançtır. Bir başka an-
olduğunu ve kişisel olarak benim ve bir ta- korkuyor oluşumdur. Etkili bir şekilde ha- lamda da elbette kaybedeceğimiz çok şey
kım çevrecinin kolektif olarak yeterince saf, reket edersem polis tarafından öldürülece- olduğunu gösterir. Hepimiz, iktidardakile-
iyi, sevgi dolu olmasının her şeyi gerçekten ğimden ya da ömür boyu hapse mahkum rin kendilerini ya da sahip olduklarını teh-
düzeltebileceğini ifade eden gerçekdışı dü- edileceğimden korkarım. Etkili hareket dit eden kişilere ne yaptığını biliriz. Jeffrey
şünceyi tekrar etmiyorum. edersem toplumdan dışlanacağımdan kor- Leuers* sembolik direniş amacıyla üç SUV’u
karım, birilerinin benden hoşlanmamasın- yaktıktan sonra; tecavüzcülere, eşlerini ölü-
Kesinlikle değil. Çünkü bu şekilde düzelme- dan, beni yargılamasından korkarım. İşte müne döven adamlara, birçok insanı kanser
yecek. son zamanlarda düşündüğüm bazı sorular; eden kimyasalların dünyaya salınmasına
eğer Naziler yahut başka faşistler Kuzey izin veren kimya şirketilerinin CEO’larına
Anne boz ayının kendi yüreğindeki saflık Amerika’yı işgal etselerdi- uzun bir durak- verilen cezalarla kıyaslanamayacak kadar
için endişelendiğini sanmıyorum. O yal- sama, bir kaş kalkar- hepimiz ne yapardık? yüksek olarak, 22 senenin üzerinde hapis
nızca sevdiklerini öldürenlere karşı eyleme Mussolini’nin faşizm tanımını düşünün: cezasına çarptırıldı. Eğer ciddi biçimde ik-
geçmek için kendi yüreğini dinledi. “Faşizme daha uygun olarak şirketçilik tidardakilerin canlı dünyayı satılmak üzere
(corporatism) denilmelidir, çünkü faşizm tüketici ürünlerine dönüştürme yetkilerini
Ormanların yok olmasında benim kabaha- devletin ve şirketlerin gücünün birleşti- tehdit ediyorsak, bizi her türlü yöntemi kul-
tim, tuvalet kağıdı kullanıyor olmaktan çok rilmesidir.” Peki, bu işgal edilmiş ülke ken- lanarak durdurmaya çalışacaklardır.
daha büyük. Ormanları yok edenleri fizik- disine demokrasi deseydi ve -çoğunlukla
sel olarak durdurmamam, kendi evimi ve herkes seçimlerin hile olduğunu anlamıştır
sevdiklerimin (insan ve insan olmayanlar) ama- vatandaşlara aynı faşist partinin farklı Ancak tüm bunlar da aynı şekilde korkudur.
evlerini vahşice ve anne ayının gösterdiği kanatlarını (ya da Mussolini, Şirket) seçme Biliyoruz ki bizler de –Amerika’da yaşayan,
sevgiyle savunmuyor olmam benim kaba- hakkı tanısaydı? Peki ya protestolara ya da sömürüden birincil fayda sağlayanlar ola-
hatim. diğer şiddetten arınmış muhalefet biçimle- rak- bazı tüketici ürünlerine olan erişimi-
rine, süvari birlikleri ve gizli polis tarafından mizi yitireceğiz: Peki gezegenin tahribine
Biz sevginin pasifizm olduğunu varsayan karşı konulsaydı? Onlarla savaşır mıydık? karşılık, kahve, çikolata, arabalar, elektrikli
yanlış inançtan ötürü ıstırap çekiyoruz. Ya da mevcut bir direniş hareketine katılır battaniyeler gibi ürünleri kabul etmek bi-
Anne bozayıların ya da diğer birçok anne- mıydık? zim hakkımızda ne söylüyor?
nin bunu kabul edeceğinden emin değilim.
Çocuklarına zarar vereceğimi sanan birçok Peki ya iktidardakiler tesis ettikleri yasaların Hepimiz seçimlerle karşı karşıya kalırız. Bü-
anne at, inek, fare, tavuk, kaz, kartal, bay- onlara izin vermesiyle 18-35 yaş arası Yahu- yük ölçekte, ya arabalarımız ya da buzulla-
kuş, sinekkuşu tarafından saldırıya uğra- di erkeklerin üçte birini toplama kampları- rımız ve kutup ayılarımız olabilir. Barajları-
dım. Çocuklarına zarar verenleri ya da ve- na tıktıklarında ne yapardık? Afrikan-Ame- mız, kağıdımız, kereste ürünlerimiz olabilir
recek olanları öldüren birçok anne tanıdım. rikalılarla Yahudilerin yerini değiştirip, aynı ya da som balıklarımız. Karton kutularımız
Eğer bir anne fare, kendisinin sekiz bin katı soruyu kendinize sorun. olabilir ya da yaşayan ormanlarımız. Elekt-

6
büyüklüğünde birine saldırarak kendi riğimiz ve madencilikle enkaza dönmüş
hayatını ortaya koymaya hazırsa, bu Faşistler kırsal bölgelere radyasyon saçsa- dünyamız olabilir, ya da ikisi de olmaz (gü-
neş enerjisi de endüstriyel bir altyapı ge- Ancak biz başka bir şeyden korkuyoruz. Sa- çok korktuğu şey ise, ANC’nin şiddet ey-
rektirir). İthal meyvelerimiz, sebzelerimiz, hip olamamaktan. Bütün toplumsal sistem lemleri değil; ANC’nin, ezilen Afrikalı ço-
etimiz, kahvemiz olabilir ya da en azından delirmiş olduğunda bile, hala o sistemden ğunluğu “kanun ve düzen”i hiçe saymaya,
Latin Amerika’da dokunulmamış insan ve dışlanmaktan korkuyoruz. Daha dün anne- yani kendilerini düşünmeye ve hissetmeye,
insan olmayan topluluklar yaşamını sürdü- mi Wal-Mart’a artık çalışmayan yeni telefo- ikna etmesi idi. Dünyanın en güçlü ve en
rebilir. nunu değiştirmeye götürdüm. Şimdi bana iyi eğitim almış güvenlik güçlerinin bile bu
ikiyüzlü diye bağırmadan önce, bilmelisiniz tehdide karşı koyamayacağını söylüyordu.
Bu umutsuzluğa düşmemiz anlamına gelir ki Wal-Mart bu küçük şehirde zaten zarar Ancak iktidardakilerin fermanlarının hiçbir
mi? Belki de. Umutsuzluk kesinlikle, umut- etti ve annemin tek diğer tek tercihi Radio özsel etik ya da ahlaki ağırlığı olmadığını
suz bir duruma verilecek uygun bir tepkidir. Shack idi. Geri alım bölümünde sıra vardı görmeye başladığımızda, doğduğumuz
Bundan da fazlası, tüm bunların yine de ve hoş bir gündü, ben de dışarıda bekleme- günkü gibi, evet ve hayır deme yeteneğine
gerçek seçimler olmadığını fark etmeliyiz; ye başladım. Banklardan birinde bir kadın sahip, özgür insanlar oluruz.
neredeyse varlıklarının yüzde doksan do- oturmuş sandviç yiyor, bir diğerinde ise
kuzunu, insanlar, toplulukları ve gezegeni bir adam oturmuş sigara içiyordu. Burada Şunu da hatırlayın.
tahrip etmeden oldukça mutlu bir şekilde asıl nokta şu: Etrafta yürüyenlerin, özel-
yaşadılar. Bu seçimler anormal ve açıkça tu- likle Wal-Mart çalışanlarının, benim resmi 16. yüzyılda, Šttiene de la BoÈtie bize, güçlü
haf yaşam biçiminin sonuçlarıdır. olmayan bir noktada oturuyor oluşumdan açgözlü olduğunda, itaatin ölümcül oldu-
rahatsız olduklarını söyleyebilirim. Soru- ğunu –yani biz iktidardakilerin “kanun ve
Daha kişisel bir düzeyde, bize hizmet et- nun oturduğum yer olduğunu biliyorum: düzen”lerine daha fazla boyun eğdiğimiz-
meyen –asla bizi gerçekten mutlu etme- Resmi olmayan uzun bir saçım ya da resmi de, onların bizden daha fazlasını isteyecek-
yen, rahat ve güvenli hissettirmeyen, ancak olmayan bir vücut kokum yoktu ya da resmi lerini- hatırlattı. “Tiranlar daha fazla soyduk-
mutluluk, rahatlık ve güvenlik yanılsaması olmayan kirli kıyafetler giymemiş, resmi ol- ça, daha fazlasını isteyecekler, daha fazla
sunan- anaakım kültüre kapılıp gidebilir mayan hoşnutsuz bir tavır takınmamıştım. yıkacak ve imha edecekler; biri onlara daha
ya da çoğu zaman bizi rahatsız eden şeyi Ama insanların benim gitmemi istediğini fazla boyun eğdikçe, itaat ettikçe, daha
yapmaya başlayabilir; kimi, neyi sevdiğimi- biliyordum, ve bu sebeple kendim de gidip fazla güçlenecek ve heybetlenecekler; yok
zi ve kimin ve neyin uğrunda hayatlarımızı sıraya tekrar girmeyi isteyebilirdim. Nere- etmeye, imha etmeye daha hazır hale ge-
değiştirip, savaşabilecek ve yaşayabilecek deyse zapt edilemez bir histi. lecekler. Ama eğer bir şey onlara kazanç
kadar kendimizi güçlü hissettiğimizi kalple- getirmezse, eğer şiddete gerek kalmadan
rimize sorabiliriz. Ya kendi mutluluğumuz? İtaate zorlayan aynı psikolojik baskılar, kit- yalnızca itaat etmezse, bir hiç gibi çırılçıp-
Uzun süredir insanlara mesleklerini sevip le iletişim dergileri rafında “Soldier of For- lak kalacak, aynı kök besin sağlamadığında
sevmediklerini sorma alışkanlığım vardır: tune”, “Penthouse” ya da “Car and Driver” dalların solup, ölmesi gibi, mahvolacaklar.”
yüzde 90’ını sevmediklerini söylerler. İn- seçerken de iş başında olabilirdi. Sonraki
sanların büyük çoğunluğunun, uyanık ol- aşamada, aynı baskı, elimde testereyi ihti- Elbette ki korkuyoruz, Korkacak çok şey var.
dukları saatlerin çoğunda yapmayı tercih yar bir ağaca yöneltmiş dikiliyor olmamı ya Ama dünya gözlerimizden önce yok olur-
etmedikleri şeyleri yapmalarının anlamı da başka bir koşulda tabancamı kıvrılmış ken, kaybedecek bir şeyimiz olduğu inancı
nedir? Ya kendi sağlığınız? Ya çocuklarınızın bedenlerle dolu bir çukurun yanında diz yalnızca bir yanılsamadır. Beni bu yanılsa-
sağlığı? Onların mutluluğu? (sahip olduk- çökmüş bir Rus Yahudisine yöneltmeme de malardan kurtaracak en iyi yol göstericinin
ları sayısız oyuncağı değil, gerçek yaşam neden olabilirdi. İtaate yönelik içselleştiril- kalbim olduğunu biliyorum. Kalbimi takip
kalitelerinden bahsediyorum) Ya üzerinde miş toplumsal baskının gücünü asla yaba- etmek bana hiçbir zaman yanlış bir şey
yaşadığınız dünyanın sağlığı ve mutluluğu? na atmamalıyız. yaptırmadı.
Ya bir gezegenin katledilmemesi? Sizin için
en önemli olan şey ne? Nazilerin yaptığı en zekice şeylerden biri, O boz ayıyı çokça düşünüyorum, aynı sev-
ussallığı, umudu, kısa vadeli korkuyu tayin diklerini savunan atları, inekleri, fareleri,
Bunların hepsine sahip olamayız. Hepsine etmekti. Yolun her adımında, Yahudilerin tavukları, kazları, kartalları, baykuşları, si-
sahip olabileceğimiz inancı, bizi bu kor- en iyi ussal çıkarının direnmemek olduğun- nekkuşlarını düşündüğüm gibi. Hayatları
kunç duruma getiren şeylerden biridir. De- da, birçok Yahudinin iktidardakilerin ku- pahasına, üzerime uçan, beni sokacak bir
lilik, eğer, fiziksel gerçeklikle tüm işlevsel rallarına uyarlarsa yaşamlarının daha kötü yol bulmak için saçlarımın arasına dalan ve
bağların kopması olarak tanımlanıyor ise, olmayacağına, öldürülmeyeceklerine dair evlerinden beni kovan arıların cesaretini
her şeye sahip olacağımıza inanmak- aynı umutlarında –ki bu umut Naziler tarafından düşünüyorum. Her yıl evine dönen ve on-
anda hem bir dünyayı parçalayıp hem de yerleştirilmişti- bu zekice kavrayış vardı. Şu lara yaptığımız ya da yapılmasına müsaade
üzerinde yaşayabileceğimize inanmak; sorularla yüzleştiler: bir kimlik kartı al, get- ettiğimiz şeylerle karşı karşıya kalan som
daima güneşin sağlayabileceğinden daha toya git, sığır arabasına bin ya da diren ve balığını düşünüyorum.
fazla enerji kullanabileceğimize inanmak; öl. Eğer kendimize aynı soruları sorarsak ne
dünyanın seve seve verdiğinden fazlasını olur? Sağanakların altında kalmayı mı yok- Ve onları koruyabilmem için önce, onların
alabileceğimize inanmak; sonlu bir dün- sa direnip, öldürülme riskini göze almayı mı beni korumaları, bana sevginin ne oldu-
yanın sonsuz bir refahı, gittikçe daha fazla tercih ederdik? ğunu, korkuların ötesine adım atmanın,
canlıyı ölü nesnelere çevirerek (sanayi ürü- sevdiklerimi savunmak için hareket etme-
nü, özünde, canlıların -ağaçların, dağların- Uyum sağlayanlara oranla, Varşova Getto- nin ne olduğu öğretmeleri ve hatırlamama
ölü nesnelere -bira tenekelerine- çevirerek) sunun ayaklanmasına katılanlardan –in- yardımcı olmaları için onlara itimat etmem
meydana getirdiği neredeyse sonsuz eko- tihar eylemlerini düşünmeyi sürdürenler- gerektiğini kavrıyorum.
nomik büyüme ile sağlayabileceğine inan- de- hayatta kalanların sayısı daha yüksek
mak- deliliktir. olmuştur. Bunu asla unutmayın. *Çevirmenin Notu: Jeffrey Leuers, Craig “Critter” Mars-
hall ile birlikte 2000 yılında aşırı tüketimi ve küresel
ısınmayı protesto etmek için, Romanya Chevrolet
Derinlerde, hepimiz bunu biliyoruz. Ama Önemli bir başka şey daha: Güney Afrika’da bayiliğinde 3 kamyonu yaktı. (kaynak: wikipedia)
halen kendimize bunu itiraf edemiyoruz, ırkçılık rejiminde yüksek rütbeli bir güven-
çünkü korkuyoruz. Sahip olduklarımızı kay- lik görevlisi, daha sonra yapılan bir röpor- Çeviri: Kıvılcım İ.
betmekten korkuyoruz. tajda en çok korktuğu şeyin Afrika Ulusal

7
Kongresi (African National Congress-ANC)
Ve dolayısıyla dayanıyoruz. adındaki asi grup olduğunu söylemişti. En
Londra’da parlamentonun
dışında çatışmalar
İngiliz parlamentosundan geçen üniversite harç-
larına zam yasası nedeniyle Londra sokaklarında
eylem yapan öğrenciler, Prens Charles ve eşinin DTCF’de Meçhul Öğrenci Anıtı Dikildi!
içinde bulunduğu araca saldırdı.

Birleşik Krallık’ın genç insanlarına yönelik on yıl-


A nkara Üniversitesi Dil ve Tarih-Coğrafya
Fakültesi’nde (DTCF) meçhul örgenci
anıtı meraklı ilgili bakışlarla açıldı. Orta bah-
klerle okulun önünde hazır nazır bekleyen
anıtın açılışı için kapıya doğru yürüyüşe
geçtiler.100 yakın meçhul ögrenincinin ka-
ların ırkçı, sert jandarmalıkların iyileştirici yalan- çede maskeleri ve önlükleriyle toplanan tıldığı eyleme destek alkışları eksik olmadı.
larını geri püskürtecek olan ve sosyal aktivistlerin meçhul ögrenciler anıt açılışının öncesine Ustat Ece Ayhan’ın“Meçhul Ögrenci” şiirinin
veya politik solun hilekarlığı ve kendilerine uygun kadar sınıflarda ve tüm alanlarda soruştur- okunmasıyla başlayan eylem heykelin açı-
buldukları şekilde örgütleyen sınıf düşmanlarına ma kagıtlarını dagıttı. Günlerdir dagıtılan lışı ve bildirinin okunmasıyla devam etti.
doğrudan saldırmanın peşinde koşacak olan yeni soruşturma kagıtlarına ilgi yine yoğundu. Okulun dışında bekleyen insanların me-
radikal bir neslin anti-politik duyarlılığıyla körük- DTCF de “idari yönetiminin asansörüne raklı bakış ve soru ve destekleriyle birleşti.
lenmiş, nesilden nesle yayılarak yeni bir yoğun- binmekten”,”satırla saldıran faşistin satırını Eylemin ardından heykel orta bahçeye
lukla yanan geniş kapsamlı bir öfke yayılacaktır. eşhir etmekden”,”Dünyanın krizi kapitalizm meçhul ögrenci hatırası çekimin yapıldığı
demekden”,”soruşturma kağıdını uçak ya- alana götürüldü. Bu esnada ne olduğunu
Gaziosmanpaşa’da kurulu RSA fabri- pıp uçurmaktan” bir çok ögrenci 1 aydan anlamakda zorluk çeken ögb “cismi”içeri
kasında çalışan işçiler fabrikada yaşanan ücret 6 yıla kadar üniversiteden uzaklaştırılmıştı, sokmak istemedi. Faşistlerin cisimlerini iyi-
sorununa karşı geçtiğimiz gün iş bırakarak ey- meçhule yollanmak istemişti. ce bellediklerinden olsa gerek satır ya da
leme geçti. silaha benzemeyen bir şeyi tanımakta zor-
Mısır’ın Sina yarımadasında yer alan Kara tahtanın altından ayaklanan meçhul luk çektiler. Sonuçta heykel içeri sokuldu
Kızıldeniz kıyısındaki tatil beldesi Şarm El ögrenciler orta bahçede yapılan konuşma- ve meçhule gitme olasılığı olan öğrenciler
Şeyh’te, son 24 saat içerisinde 3 Rus turistin, nın ardından meşalelerle,maskelerle,önlü anıtla hatıra fotoğrafı çektirdi.
köpek balıklarının saldırısına uğraması üz-
erine, Şarm El Şeyh ve Nima Bay’daki birçok ‘Evime yaklaşanı vururum’ dedi. gaz kullandı, işçileri coplarla yaraladı. İşçiler
plajın geçici bir süre için kapatıldığı bildirildi. de kendilerini korumak için taşlar, sopalar ve
Köpek balıklarının tehdidi yüzünden plajlar Çalışma koşullarını ve sefalet tuğlalarla karşılık verdiler.
kapatılırken, Mısır Dalış ve Su Sporları Odası ücretini protesto eden konfeksiyon işçileri,
da ,söz konusu bölgelerdeki faaliyetlerini be- hayatı felç etti. Bangladeş’te çalışma 1 Aralık gecesi 2 Kızıl Haç aracı Paris’in
lirtilmeyen bir tarihe kadar askıya aldı. koşullarını ve yeni belirlenen ücretleri Desgoffe caddesinde park halindeyken ateşe
ödemeyi reddeden fabrika sahiplerini verildi. Kendisini insanlara yardım ettiğine
Dersim’de 4 Aralık’ta başlatılan askeri protesto eden binlerce tekstil işçisiyle inandırmaya çalışan Kızıl Haç yabancılar ve
operasyon, Munzur Vadisi boyunca, Ovacık, Ho- polis arasında çatışma çıktı. Sahil kenti mülteciler için bir kaç misafirhanede ve evsizler
zat, Pülümür ile Nazimiye ilçeleri arasında bu- Chittagong, Dakka ve Narayanganj’da için bir kaç merkezde yer alıyor. Ancak Kızıl Haç
lunan Kutu, Laç ve Roj Deresi, Dokuz Kayalıklar yeni yasanın ve ücretlerde yapılan fakiri yoksulluğa mahkum eder: Devletin ve
mevkiinde sürüyor. kısıntıya karşı gösteri yapan hazır giyim sermayenin insancıl güvenliği. Vincennes’teki
işçileriyle polis arasındaki çatışmalarda tevkif evinden kaçmış olanlarla ve asilerle
Erzurum’daki Palandöken Belediyesi dört kişi öldü, ellisi polis olmak üzere dayanışma.”
ekiplerinin evini yıkmak istemesine en az yüzseksenbeş kişi de yaralandı.
sinirlenerek tüfekle karşı koyan 9 çocuk babası Çatışmalar sırasında polis, ajitasyon ya- Hakkari Emniyet Müdürlüğü
65 yaşındaki Kerem Akan kendisini eve kapattı. pan işçileri dağıtmak için 600 civarında yakınında patlama meydana geldi. Olayda ölen
Kepçe ve dozerlerin binaya yaklaşması üzerine kauçuk mermi, 150 kutu gözyaşartıcı yada yaralanan olmadı.
pencereden av tüfeği ile havaya ateş eden Akan,

Minimum Güvenlik by Stephanie McMillan

Yeryüzüne Özgürlük
indir/download: http://www.internationala.org/index.php/kutuphane/dergi.html

8 internet üzerinden oku/read online: http://www.issuu.com/internationala


iletişim/contact: audioslave@riseup.net

You might also like