Strateji ve Teknoloji Danışmanlığı başlı başına, disiplinler
arası profesyonel bir meslek tanımıdır. Türkiye gibi henüz sanayileşmek ve teknoloji üretmek için sermaye birikimini sağlayamamış ülkeler, gelişmiş ülkelerin sadece pazarı olurlar. Üretim ve arz tarafı yerine, talep ekonomisi ve para politikaları önem kazanır. Strateji ve teknoloji üretmek için devlet başta üzere, askeriye ve iş âleminin de alımlarını yaparken yerli katkı ve teknoloji transferi oranlarına dikkat etmeleri gerekir. Tüketici bilinci ve standardizasyon, kalite kontrolü, patent ve marka haklarının düzenlenmesi ve en önemlisi hızlı işleyen bir hukuk sistemi, hukuk güvencesi olması strateji ve teknoloji üretimi için önemli ön şartlardır.
Elektrik, petrol ve haberleşme giderleri ile vergi ve faiz
oranlarının da dünya ile rekabet edebilir seviyeye indirilmesi gerekir. Türkiye de Elektrik üretimi ve Telekom un tekel olması teknoloji üretimini engellemiştir. Küçük mühendislik firmalarından değil de yurt dışındaki büyük firmalardan alım yapan tekeller, yanlış maksatlı ve yetersiz şartnameleriyle yerli mühendislere sadece yurt dışı firmaların temsilciliklerini alarak para kazanmak, iş bulmak, pazarlama acentelik işleri kurmak şansını bırakmıştır. Teknoloji üretimi için gerekli kredi ve kaynak, destek sağlanmamıştır. Türkiye yi yöneten ve halen yönetmekte olan kadrolar yeterli eğitim ve bilgi düzeyine, uluslar arası tecrübe birikimine sahip değillerdir. Strateji belli bir maksada, hedefler hiyerarşisine ulaşmak için geliştirilmiş senaryo yaklaşımıdır. Hangi senaryo seçilirse, en az risk alınarak en çok kar edileceği, en az yatırım tutarı ile en hızlı geri ödeme süresine ulaşılacağı ihtimal dağılımları ile gelecek olasılıklar varsayılarak hesaplanır. Karar destek sistemlerinin yerini günümüzde SAP, ORACLE, HP, MICROSOFT gibi firmaların geliştirdiği iş istihbaratı ve iş zekası sistemleri almış bulunmaktadır. Çok yüksek IT yatırımı, pahalı lisans ücretleri ve yeni uygulama uyarlama yazılımı geliştirme, organizasyon değişikliği gerekli olduğundan, bu sistemleri ancak sermaye birikimini sağlamış büyük firmalar satın alıp kurabilmektedirler. Bu uygulamalar için en düşük yatırım tutarı birkaç yüz bin Euro dan başlamaktadır.
Türkiye de teknoloji üretimi alt yapısı oluşturmak için
öncelikle birbirine yarı mamul ara ürünlerini üretecek KOBİ ağının oluşturulması gerekir. Yan sanayi denilen bu ağ oluşmazsa, örneğin otomotiv, petrokimya, plastik … Sektörlerinde ürün değişimi yapabilecek kalıplar ve parçalar sağlanamaz. Başlı başına hiyerarşik bir bilgi birimi ve uzmanlaşmanın, malzeme test ve geliştirme laboratuarlarının kurulması gerekir. Üniversite sayısını artırmakla kaliteyi artırmak bilgi üretmek, kaliteli işgücü üretmek sağlanamaz. Önce gerekli altyapının, öğretim üyesi, laboratuar, yurtlar, ulaşım vs… başlı başına yepyeni bir ekonomik ve teknolojik olarak birbirine bağımlı alt yapı ağının, girdi çıktı ilişkilerinin finanse edilmesi gerekir. Aksi halde bugün Türkiye de olduğu gibi sadece gençleri oyalarsınız ama bilgi üretemez, işsizlik sorununu çözemezsiniz. Geleceğin ekonomik yapısı, en az enerji tüketen, en küçük boyutlara indirgenmiş, tamamen dağınık program kontrollü sistem mimarilerinden oluşacaktır. Çok yoğun enerji tüketerek çevreyi kirleten, bilgi yoğun olmayan ürün ve teknolojiler piyasalardan dışlanacaktır. Örneğin alüminyumun ve petrol ürünü olan her türlü plastik ürünün yerini, ağaç ve orman ürünlerinden üretilen odun plastiği alacaktır.
Yüksek hafıza kapasiteli, geometrik boyutları çok daha küçük
mikro işlemciler, nano- teknolojiler ve gen teknolojisi ürünleri sayesinde yer zaman enerji ve haberleşme giderleri asgari düzeye indirilecektir. Metal işleme sanayilerinin ve petrol ürünlerinin yerini ağaç plastiği alacaktır. Her bir otomobil üretiminde ortalama 100 kg. petrol ürünü plastik kullanılmaktadır. Bunların yerini de ağaçtan sıvılaştırılarak üretilen ve ana hammaddesini ağaçtaki lignin denilen organik bir maddenin oluşturduğu ağaç plastiği alacaktır.
Türk ekonomisinde, ihracatın ithalatı karşılama oranı sürekli
düşmekte ve cari açık hızla büyümektedir. Sürekli borçlanarak bu açıklar finanse edilemez. Mutlaka yeni teknolojilerin ve yeni ürünlerin yüksek düzeyde kalite bilincinin ve seçiciliğin, tüketici bilincinin artırılması gerekmektedir. TSK’ nin milyarlarca dolarlık hazır silah alımları yerine, eğitim ve sağlık yatırımlarına daha çok kaynak ayrılarak yeni malzeme teknolojileri ve yeni silah sistemlerinin geliştirilmesi savunma sanayi stratejisinin birinci önceliği olmalıdır.
Uçak üreten firmalar, tüm parçalarını diğer ülkelerden ve
firmalardan satın almaktadır. Türkiye de en azından hazır savaş uçakları veya tank, helikopter ve hazır askeri nakliye uçağı siparişleri yerine, rüzgar tünelleri ve kompozit ağaç plastiğine dayanan yeni malzeme teknolojilerini geliştirerek hiç olmazsa mühendislik ve tasarım hizmetlerinin yurt içinde yapılmasını şart koşmalıdır. Petrole bağımlılığı azaltacak yenilenebilir enerji kaynakları ile birlikte, ağaç plastiği ürünlerinin keşfinin ve yayılmasının ucuz kaynak temini ve kredi sağlanarak desteklenmesi gerekmektedir.
Strateji ve teknoloji danışmanlığına talep olabilmesi için önce
gerekli bilgi ve sermaye birikiminin, üretime yönelik ekonomik alt yapının oluşturulması gerekir. Eğitim ve sağlık yatırımları ile insan gücü kalitesinin, sağlıklı yaşam ve beslenme duyarlılığının artırılması gerekir. Dünyadan habersiz yöneticiler, strateji, risk ve sistem analiz, matematik ve mantık eğitimi, iş zekâsı ve iş istihbaratı karar destek yazılımları ve IT sistemleri ile donatılmadıkça sadece inanmak ve umut etmek yüksek teknoloji üretimi yapmaya yetmemektedir. Zengin enerji ve su kaynaklarını, jeo-stratejik konumunu, halkının zekâsını israf eden, AB ye gireceğim diye kendi kendini kandırıp sürekli kaynak israf eden Türkiye den başka bir ülke ve devlet var mıdır dünya da? Afrika ve Arap ülkelerinin, Hindistan ve Çin in başardığını biz neden başaramıyoruz? Ne zaman sermaye birikimini sağlayıp teknoloji üreterek, sermaye ihraç eder hale geleceğiz?
Bu hedefe ulaşmak i profesyonel strateji ve yüksek teknoloji
üretimi danışmanlığı hizmetlerinin talep edilmesi ve yaygınlaştırılmasıyla gerçekleştirilebilecektir.