You are on page 1of 16

İhmal Edilmişliğin Adı:

KUDÜS

Osman Bahadır Dinçer


Gamze Coşkun
Temmuz 2010
USAK Ortadoğu ve Afrika Araştırmaları Merkezi
ISBN 978-605-4030-39-2
İngiliz Komutan Allenby’in, Osmanlı’nın bölgeden çekilmesinin hemen ardından Ku-
düs’e girerken yaptığı ilk konuşmasında “today the crusades have ended” (Haçlı
seferleri bugün sona erdi) dediği iddia edilir. Sene 1917… İlk Haçlı Seferi’nin
1099’da düzenlendiğini hatırlarsak, 818 sene sonra İngiliz General’in Kudüs’teki ilk
konuşmasında Haçlı Seferleri’ni anmaktan çekinmiyor olması manidardır. Yahudi-
lerin de bu anlamda Romalılar tarafından Filistin topraklarından sürülmelerinin
tam 1878 yıl sonrasında dönüp bu topraklarda devletlerini kurmaları, hafızalarının
ne kadar güçlü olduğunun ya da en azından “tarih bilinci” içinde yaşadıklarının bir
göstergesidir. Biz ise daha 93 sene önce Osmanlı askerinin Kudüs’ü muhafaza etti-
ğini layıkıyla hatırlamıyoruz. Garip değil mi?

İsmi her yerde sıkça zikredilen ancak hak-


KUDÜS kında birçok şeyin tam manasıyla bilinme-
Gündemimizi meşgul eden iç ve dış politi- diği bir şehir olan Kudüs üzerine detaylı
kadaki birçok sıcak konudan zaman zaman incelemelerin yapılması elbette ki bir ge-
kafamızı kaldırıp şu an için gündemde ol- rekliliktir. Bu nedenle ‘Kudüs meselesine
mayan fakat önemli birer sorun teşkil eden giriş’ mahiyetindeki bu bilgi notunda, bir
diğer meselelere de bakmanın gerekli ol- yandan Kudüs şehrinin genel karakteristiği
duğu tartışma gö- ve özellikleri üze-
türmez bir gerçektir. rinde dururken,
Bu anlamda üzerinde diğer yandan da
düşünülmesi gereken Türkiye’nin bir
konulardan birinin de Kudüs politikası
Kudüs meselesi oldu- olup olmadığına
ğunu söylemek yanlış dair bir değerlen-
olmasa gerek. dirme yapmayı
amaçlıyoruz. De-
Bu bilgi notunda Kudüs’ü Kudüs yapan vamı gelecek olan bilgi notlarımızın ilki
değerlerden, Kudüs’ün Türkiye için öne- olan elinizdeki çalışmada detaylara gir-
minden ve son dönemde Kudüs bağla- mekten ziyade basit ama fazla ilgi göste-
mında yaşanan gelişmelerden bahsetmenin rilmeyen gerçeklere dikkat çekme amacı
faydalı bir açılım olacağı kanaatindeyiz. güdüyoruz.

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 1


Kudüs’ün Önemi Farklı Dinlerin Kesişim Noktası
İsrail-Filistin meselesi ya da Türkiye-İsrail Kudüs binlerce yıldır farklı dinlere ev sa-
gerginliği konuşulurken genelde ihmal hipliği yapan, hem Hıristiyanların ve Ya-
edilen ya da en azından gerekli ilginin gös- hudilerin hem de Müslümanların kutsal
terilmediği konulardan biri Kudüs me- kabul ettikleri birçok mabedi içinde barın-
selesidir. Kudüs’te olup bitenler nedense dıran bir şehirdir. Bir yanda Mescid-i Aksa
çoğu kişinin pek fazla ilgisini çekmez. Ku- bir yanda Ağlama Duvarı bir yanda ise
düs’te yaşananlardan ziyade Gazze’de ya Kıyame Kilisesi şehrin üç farklı dine ev
da Batı Şeria’da olup bitenler gündemimizi sahipliği yaptığının en belirgin göstergele-
daha çok meşgul eder. Gazze’nin dünyanın ridir.
en büyük açık hava hapishanesi olduğunu
herkes bilir, ama Kudüs’te her yıl birçok
Filistinlinin ikamet izninin haksızca elin-
den alındığı ya da zorla evlerinden çıkarıl-
dıkları pek bilinmez. Aynı şekilde Ku-
düs’teki Türk varlığı ve Osmanlı hoşgörü-
sünün tezahürleri de görülmek istenmez ya
Mescid-i Aksa
da görülemez.

Kıyame Kilisesi

Ağlama Duvarı
Kudüs, Müslümanların en kutsal üçüncü
Üç büyük din için de önemli bir merkez mabet olarak kabul ettikleri Mescid-i Ak-
olan bu şehir, hem içerisinde yaşanan so- sa’ya sahip olması hasebiyle İslam dünyası
runlar hem de dini önemi açısından üzerine ve Türkiye için önemini her daim mu-
detaylı incelemeler yapılmasını hak et- hafaza etmiş bir merkezdir.
mektedir.

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 2


USAK OR-
Kudüs’te Toleransın Adı: Osmanlı retmiştir. Bunun en nadide örnekleri de

Kudüs 1917’ye kadar Osmanlı himayesi Kudüs’te yaşanmıştır.

altında yaşamış bir şehirdir. 1516’dan


1917’ye kadar, 400 yıl boyunca Osmanlı Kudüs’ü işgal eder etmez Ağlama Du-

bu şehrin hizmetkârlığını yapmış ve geride varı’nın yanındaki Faslılar (Mağribi) ma-

çok değerli hatıralar bırakmıştır. Ka- hallesini yerle bir edip Yahudi alanı haline

nuni’nin, Mimar Sinan’ın ve en önemlisi getirerek genişlemeyi halen sürdüren İsra-

II. Abdülhamit’in izlerini şehrin her ye- illilere nispetle Osmanlı, Mescid-i Ak-

rinde görmek mümkündür. Eski Şehir’i sa’nın bir parçası olan Ağlama Duvarı’nı

çevreleyen surlarda ya da Kubbet-üs Sah- (Burak-Batı Duvarı) mülkü İslam Vakfı’na

ra’nın üstündeki yazılarda bu izleri gör- ait kalmak şartı ve Kanuni Sultan Süley-

memek mümkün değildir. Örneğin bu izle- man’ın fermanı ile Yahudi cemaatinin
rin en bilindiklerinden birisi, adını 'Eski ibadetine açmıştır. Bu ferman halen Va-

Şehir'in surlarını tamir eden ve son şeklini kıf’ta muhafaza edilmektedir. Ancak ne

veren Kanuni Sultan Süleyman’dan alan var ki bu gerçek pek bilinmez.

Kudüs’ün en büyük caddelerinden Sultan


Süleyman Caddesi’dir. Yine aynı şekilde, 1916’da Enver Paşa’nın
Filistin topraklarını ziyareti esnasında (I.
Dünya Savaşı sürüyor olmasına rağmen)
bakımsız kaldığını fark ettiği
Beytüllahim’deki Hristiyanların kutsal
mekânı Doğuş Kilisesi’nin bakımını yap-
tırdığı pek hatırlanmaz.

Osmanlı, 1537 yılında Eski Şehir’in surla-


rında onarım yapılırken, daha ziyade Ya-
Sultan Süleyman Caddesi
hudilerin kullandığı Yafa Kapısı’na ke-
lime-i tevhit yerine “Lailahe illallah İbra-
Şehrin dört bir yanında çeşitli eserler bı-
him Halilullah” yazdırma inceliğini gös-
rakmış olmanın yanı sıra Osmanlı bölgede
termiştir.
barışın hâkim olmasını sağlamış, gelecek
nesillere tam bir hoşgörü dersi vermiştir.
İnsanlığa ince düşünmeyi, diğerkâmlığı ve
başkalarının inancına saygılı olmayı öğ-

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 3


USAK OR-
tilmesi öngörülmüştür. Dolayısıyla, bu
anlamda Kudüs, hukuki statüsü belirlen-
memiş bir şehir özelliği taşımaktadır.3
Uluslararası hukukta corpus separatum
olarak adlandırılan bu durum, Kudüs’ün
hususiyetini açıklayan temel prensiptir
(bkz. Bilgi Kutusu-II).
Yafa Kapısı

Bir tarafta böyle bir tablo varken biz bu-


Bilgi Kutusu-I
gün, El Halil kentindeki İbrahim Peygam-
ber’in kabrinin de bulunduğu camiyi kendi Doğu Kudüs / Batı Kudüs Ayrımı

kontrolüne alıp Müslümanların camiye


Doğu Kudüs: Kudüs şehrinin Müslüman ve
girişini eziyete çeviren bir zihniyet ile karşı Arap nüfusunun yoğunlukta olduğu kesimidir.
1
karşıyayız.
Batı Kudüs: Kudüs şehrinin Yahudi nüfusunun

yoğunlukta olduğu kesimidir.

*Doğu ve Batı Kudüs kavramları 1948 savaşı

sonrası ortaya çıkmış bir gerçekliği olmayan

yapay kavramlardır.

Yahudiler 1948’de İsrail devletini kurduk-


Eski Şehir’den Bir Görünüm tan sonra Kudüs’ün bütününün işgalini
1967 savaşında elde ettiği zafer ile ta-
Kudüs’ün Hukuki ve Siyasi Du-
mamlamıştır. 5 Haziran 1967 itibariyle,
rumu
doğusu ve batısı4 ile bütün Kudüs fiili
29 Kasım 1947 tarihli, 181 sayılı BM ka-
olarak İsrail’in kontrolüne girmiştir. Ku-
rarı2 ile Kudüs, ne İsraillilerin ne de Filis-
düs’ün İsrail için sadece alınması gereken
tinlilerin kontrolüne bırakılmıştır. Ku-
bir toprak parçası olmaktan çok daha öte
düs’ün özel bir uluslararası rejim ile yöne-
bir anlam ifade ettiği İsrail’in kurucu Baş-
3
Kudüs’ün durumuna ilişkin detaylı harita için bkz.
1
Kudüs tarihi ile ilgili detaylı bilgi için bkz. PASSIA, http://www.passia.org/palestine_facts/MAPS/1947-un-
“Jerusalem”, partition-plan-reso.html, (Erişim tarihi: 14.07.2010).
4
http://www.passia.org/palestine_facts/pdf/pdf2009/Agend Doğu ve Batı Kudüs’ün ayrılması ve yasal statüsüne
a%207%20-%20Jerusalem.pdf yönelik detaylar için bkz. B’tselem, “Legal satus of East
2
BM Kararı’nın tam metni için bkz. Jerusalem and its residents”,
<http://domino.un.org/unispal.nsf/0/7f0af2bd897689b785 http://www.btselem.org/english/Jerusalem/Legal_Status.a
256c330061d253>, (Erişim tarihi: 14.07.2010). sp.

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 4


USAK OR-
bakanı David Ben-Gurion’un şu sözlerin- olan Menachem Begin’in “Kudüs İsrail’in
den açıkça anlaşılmaktadır: “Kudüs müca- ebedi ve birleşmiş başkenti olarak kala-
delesi sadece ülkenin değil, aynı zamanda caktır ve bu böyle bilinmelidir. Bu konu
Yahudi halkının da kaderini belirleyecek- hakkında yaptığımız açıklamalar geçerli
tir.”5 olacaktır” 7
sözleri de İsrail’in bu konuda
taviz vermeyeceğine yönelik ciddi sinyal-
Aynı şekilde Kudüs’ün Araplar için önemi ler içermektedir.
göz önüne alındığında da iki tarafın konu
Bilgi Kutusu-II
üzerinde hiçbir şekilde taviz vermeye açık
olmadığı anlaşılmaktadır. Örneğin Ürdün Corpus Separatum

Kralı Abdullah’ın Kudüs’e dair görüşleri 29 Kasım 1947 yılında Birleşmiş Milletler Genel Sekre-
terliği Filistin’in Araplar ve Yahudiler arasında iki ayrı
şöyledir: “Uğruna dökülen Arap, Kürt, devlete bölünmesini önermiştir. Planda ayrıca Ku-

Çerkez ve Türk kanı nedeniyle Kudüs’ün düs’ün statüsü ayrı ve kimseye ait olmayan, BM tara-
fından yönetilecek uluslararası bir şehir (corpus
her Müslüman ulus için ayrı bir yeri var- separatum) olarak belirlenmiştir. Plan Yahudi liderler
6 tarafından isteksizce kabul edilirken, Arap liderler
dır.”
Kudüs’ün uluslararası statüsü de dâhil olmak üzere tüm
plana karşı çıkmıştır.

30 Temmuz 1980’de İsrail, Kudüs’ü baş- BM planına göre Kudüs şehri:

kent olarak ilan etmiştir. Bu noktada Doğu - Bağımsız olacak,

Kudüs-Batı Kudüs (bkz. Bilgi Kutusu-I) - Arap ve Yahudi şehirleri arasında olacak,

ayrımı ise kesinlikle yapılmamıştır. - Uluslararası sisteme bağlı kalacak,

- Birleşmiş Milletler tarafından yönetilecek,

Hatta ilgili karar metninde - Birleşmiş milletler tarafından bir meclis kurulup bu
bölgenin yönetimi bu meclis aracılığıyla sağlanacaktı.
aynen şöyle yazar: Kudüs
bir bütün olarak İsrail’in
başkentidir (“Jerusalem,
İsrail’in temel kanunlarına göre ‘Kudüs
complete and united, is
İsrail’in başkentidir’.8 1980 yılından beri
the capital of Israel”).
ABD de dâhil olmak üzere hiçbir devlet bu
Buna ek olarak, 1978 yı-
durumu tanımamaktadır. Bu nedenle bir-
lında dönemin Başbakanı
7
“Jerusalem will remain the eternal united capital of
5
“The struggle for Jerusalem will determine the fate not Israel and that is that. What we declare on this issue is
only of the country, but of the Jewish people.” Gregory S. what will stick.” Colin Shindler, A History of Modern
Mahler, Politics and Government in Israel, (New York: Israel,(Cambridge: Cambridge University Press, 2008), s.
Rowman, 2004), s. 306. 162.
6 8
Ibid., s. 306. “Jerusalem holds a special position for Detaylar için bkz. İsrail Dışişleri Bakanlığı resmi sitesi:
every Muslim nation because of the Arab, Kurdish, <http://www.mfa.gov.il/MFA/MFAArchive/1980_1989/
Circassian, and Turkish blood which has been shed on its Basic+Law-+Jerusalem-+Capital+of+Israel.htm>, (Eri-
behalf throughout the history.” şim tarihi: 14.07.2010).

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 5


USAK OR-
çok ülkenin büyükelçiliği halen Tel dir.10 Bu noktada tüm bu söylenenlerden
Aviv’dedir. Her konuda olduğu gibi bu bütün İsraillilerin aynı ideolojiye sahip
konuda da İsrail BM’nin hiçbir kınamasını olduğu sonucu elbette ki çıkarılmamalı-
ya da uyarısını dikkate almamıştır.9 Ku- dır.11 Bu durumdan rahatsız olan binlerce
düs’ü başkent olarak kabul etmeyen Tür- Yahudi de vardır. İçeride uygulanan politi-
kiye’nin Büyükelçiliği de Tel Aviv’dedir. kalardan rahatsız oldukları veya güvenlik-
Türkiye’nin İsrail Büyükelçisi Tel Aviv’de lerinden endişe ettikleri için yerleşme ni-
görev yapar. Ancak Kudüs’te Filistin nez- yetiyle geldikleri bu topraklardan kaçan ya
dinde bizi temsil eden konsolosluğumuzun da rahatsızlıklarını dile getirmekten çe-
başında da Büyükelçi sıfatını haiz bir dip- kinmeyip hukuki mücadele başlatan Yahu-
lomatımız vardır. dilerin var olduğu da bilinen bir gerçektir.

Yazılı bir Anayasası olmayan ve temel İsrail 1948’de Filistin nüfusunun neredeyse
kanunlarla yönetilen İsrail’in Hükümeti, yarısını zorla ve saldırılarla korku salarak
Meclisi (Knesset) ve Yüksek Mahkemesi ülke topraklarının dışına çıkarmıştır. Top-
gibi önemli kurumlarının tamamı Kudüs’te raklarından ayrılmak durumunda kalan bu
bulunmaktadır. insanlar, komşu ülkelerde ya da Filistin’in
başka bölgelerinde yaşamaya başlamışlar-
Tüm bu gerçeklerin biliniyor olmasına dır. Geride kalan malları ve evleri ise İsra-
rağmen, bu durumun tartışılmıyor oluşu illiler tarafından kullanılmaya başlanmıştır.
gerçekten gariptir. İsrail meselesi adına
sadece tarafların görüşüp görüşmemesine İsrail 1948 ve 1967 savaşları sonrası hala
indirgenmiş bir süreci yaşamaktayız. An- Kudüs’te bulunan Arapların da bir an evvel
cak, tüm bunların yanında bahsettiğimiz bu
haksız işgal ve başkent iddiası da üzerinde
hassasiyetle durulması gereken konulardır.

İsrail’in Kudüs Politikaları


İsrail kurulduğu günden beri Kudüs’ün
10
Kudüs’ün Yahudiler açısından dini önemine ilişkin
Yahudileştirilmesi için çaba sarf etmekte- detaylar için bkz. Ira Sharkansky, Policy Making in Israel
– Routines for Simple Problems and Coping with the
Complex,(Pittsburg: University of Pittsburg Press, 1997),
9
BM Kararı’nın tam metni için bakınız. ss. 117-118.
11
<http://unispal.un.org/unispal.nsf/eed216406b50bf64852 Gershon Baskin, “Last attempt to stop the Center for
56ce10072f637/dde590c6ff232007852560df0065fddb?O Tolerance”, IPCRI, February 17, 2010
penDocument>, (Erişim tarihi: 14.07.2010). http://www.ipcri.org/

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 6


USAK OR-
buraları terk etmesi için zorlayıcı politika- leri Kudüs sınırlarının dışında bırakmakta-
lar izlemektedir. Kudüs’ü işgal eder etmez dır.13 Bu durum, daha kolay anlaşılabilmesi
belediye sınırlarını genişleten İsrail, hızla için temsili bir örnek ile şu şekilde anlatı-
yeni yerleşim inşaatlarına başlamış ve labilir: Örneğin Ankara’yı ele alalım. An-
dünyanın birçok yerinden bu topraklara kara’da şehrin ana unsurlarından biri olan
göçmen Yahudi getirmiştir. Cebeci mahallesini bir duvarla Ankara’dan
ayırdığınızı, fakat Eryaman gibi daha zi-
2010 itibariyle Batı Şeria’daki yerleşimlere yade uydu kent yapılanması arz eden yerle-
ek olarak Kudüs ve çevresinde bulunan 12 şim merkezlerini Ankara merkeze dâhil
merkezde de yaklaşık 200.000 kişinin ya- ettiğinizi düşünün. Böyle yaparak Ankara
şadığı Yahudi yerleşimleri, Kudüs’ün de- Belediyesi’nin demografik yapısının bo-
mografik yapısını derinden etkilemekte- zulacağı ve çok anlamsız bir iş yapılmış
dir.12 Aşağıdaki tabloda Doğu Kudüs’teki olacağı açıktır. Kudüs’te yaşanan yerle-
Yahudi yerleşimlerinin nüfusunu net bir şimciler ve duvar meselesini de bu şekilde
şekilde görmekteyiz. izah etmek mümkün olabilir. Bu da nüfus
dengesini Filistinlilerin aleyhine bozan bir
Yahudi Yerleşimle-
rinin Nüfusu unsurdur.

Yıl Doğu Kudüs Toplam

2000 172.250 387.859


2002 175.617 414.119
2003 178.601 427.617
2004 181.587 441.828
2005 184.057 460.838
2006 186.857 473.362
2007 189.708 484.862
2008 193.091 507.554 Şehrin İçinden Geçen Duvar
Kaynak: Foundation for Middle East Peace
İşgal altındaki toprakların demografik ya-
Tüm bunlara ek olarak, özellikle Doğu pısının değiştirilmemesi uluslararası huku-
Kudüs’te mahallelerin ortasından geçen kun temel prensiplerinden birisidir (bkz.

“utanç duvarı” Arapların yaşadığı bölüm- Bilgi Kutusu-III). Fakat çok yüzeysel ola-
rak bile bakıldığında özellikle Kudüs’te
12
Foundation for Middle East Peace adlı vakfın
13
rakamları için bkz: Daha detaylı bilgiler için bkz: B’tselem, “Seperation
<http://www.fmep.org/settlement_info/settlement-info- Barrier”,
and-tables/stats-data/comprehensive-settlement- http://www.btselem.org/english/Separation_Barrier/Jerus
population-1972-2006>, (Erişim tarihi: 14.07.2010). alem.asp

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 7


USAK OR-
Bilgi Kutusu-III

yaşananların bu anlamda hukuka ve insan HARP ZAMANINDA SİVİLLERİN KORUNMASINA


İLİŞKİN
haklarına aykırı uygulamalar olduğu ko-
CENEVRE SÖZLEŞMESİ*
laylıkla anlaşılabilmektedir.
(Cenevre, 12 Ağustos 1949)

Tehcir, Kitle Halinde Cebren Nakil ve Tahliye


İsrail, kutsal mekânların yoğunlukta bu-
Madde - 49
lunduğu Eski Şehir’de ise daha özel politi-
kalar izlemektedir. Fas mahallesinde yap- Himaye gören şahısların, işgali altındaki topraklardan
şamil devletin kendi topraklarına veya işgal edilmiş olsun
olmasın başka bir devletin topraklarına ferdi olarak veya kitle
tıkları gibi işgalin başından beri birçok halinde cebren nakilleri veya tehcirleri, her ne sebeple olursa
olsun, yasaktır.
yapı yıkılmış ve yağmalanmıştır. Bazı ev-
Mamafih, şamil devlet, halkın emniyeti veya mücbir
ler de yüksek meblağlar karşılığında Arap- askerî sebepler icap ettirirse, muayyen bir işgal mıntıkasının
kısmen veya tamamen tahliyesine tevessül edebilir. Tahliyeler,
lardan satın alınmıştır.14 himaye gören şahısların buna maddeten imkân olmadığı haller
müstesna ancak işgal altındaki topraklarda yer değiştirmeleri-
ni intaç edebilir. Bu suretle tahliye edilen halk, bu mıntıkada
muhasamat sona erer ermez tekrar yerlerine iade olunacaktır.

Silvan Mahallesi gibi Müslümanların yo- Şamil devlet, bu tahliye ve nakillere tevessül ederken,
himaye gören şahısların imkân nispetinde münasip tesisata
ğunlukta yaşadığı mahallerde belediye kabul edilmelerini, yer değiştirmelerin memnuniyeti mucip
sıhhat, hıfzıssıhha, emniyet ve iaşe şartları altında vuku bulma-
sını ve aynı aile efradının birbirlerinden ayrılmamalarını temin
kararları ile evlerin yıkılmasına, boşaltıl- edecek surette hareket eyleyecektir.

masına ve Yahudilerin buralara yerleşti- Hâmi devlet; nakillerden ve tahliyelerden, vuku bulur
15 bulmaz, haberdar edilecektir.
rilmesine göz yumulmuştur. Sadece 2008
Şamil devlet, halkın emniyeti ve mücbir askeri sebepler
yılında 4.577 Kudüslü Arap’ın Kudüs’te zaruri kılmadıkça, himaye edilen şahıslar harp tehlikelerine
bilhassa maruz mıntıkalarda alıkoyamaz.
bulunmasını sağlayan, doğuştan hakları
Şamil devlet, işgal ettiği topraklara bizzat kendi halkının
olan Kudüs kimlikleri iptal edilmiştir.16 bir kısmını tehcir veya nakledemez.

Kimlikleri iptal edilen bu kişilerin Kudüs’e


girmesi yasaklanmaktadır. Batı Şeria’da dur. Böyle bir ortamda Kudüs’te yaşama
yaşayan Filistinlilerin Kudüs’e girmesi hakkı olanların elinden de bu hak alındı-
zaten deveye hendek atlatmaktan daha zor- ğında, Kudüs’ün dokusunun değiştirilmeye
çalışıldığı net bir şekilde anlaşılmaktadır.
14
Bahadır Dinçer, “İsrail-Filistin Çatışmasında Gerçekle-
ri Anlamaya Çalışmak”, USAK Stratejik Gündem,
14.11.2006.
15
The Israeli Committee against House Demolitions Kudüs’te Filistinliler için inşaat izni almak
(ICHAD), “Days of Waiting”, Mart 2009.
<http://icahd.org/eng/docs/Booklet.pdf>, (Erişim tarihi: ise neredeyse imkânsızdır. Hatta Eski Şe-
14.07.2010); “Jerusalem's settlements”, Economist, 1
Temmuz 2010, hir’in içindeki Müslüman evlerine çoğu
http://www.economist.com/node/16488926 (Erişim
tarihi: 15.06.2010). zaman yenileme izni bile verilmemektedir.
16
Nir Hasson, “Israel stripped thousands of Jerusalem
Arabs of residency in 2008”, Haaretz, 02. 12. 2009 Bu anlamda belediyenin hizmetlerinden
<http://www.haaretz.com/print-edition/news/israel-
stripped-thousands-of-jerusalem-arabs-of-residency-in- faydalanma konusunda da farklılıklar ve
2008-1.3006>, (Erişim tarihi: 14.07.2010); B’tselem,
“Revocation of Residency in East Jerusalem”, ayrımcılık söz konusudur. Aşağıdaki fotoğ-
http://www.btselem.org/english/Jerusalem/Revocation_St
atistics.asp raflarda da görüldüğü gibi Eski Şehir içeri-

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 8


USAK OR-
sindeki mahallerin durumu birbirinden
tamamen farklıdır. Doğu Kudüs’te Yıkılan Ev Sayısı

Evsiz Kalan
Yıl Ev Sayısı
Kişi Sayısı
2004 104 356
2005 94 238
2006 50 160
2007 65 241
2008 89 404
2009 47 256
1967’den
itibaren
Eski Şehir'de Yahudi Mahallesi’nden Bir Kare
Toplam 449 1.655
Yıkım
Kaynak: The Israeli Information Center for Human
Rights in the Occupied Territories

Mamilla Mezarlığı:
Batı Kudüs’te bulunan Mamilla Mezar-
lığı17 Türkler ve Müslümanlar için çok
fazla şey ifade eder, ancak yetkililerden
asgari düzeyde bir ilgi dahi gösterilme-
mektedir. Selahaddin Eyyubi’nin askerle-
Eski Şehir’de Müslüman Mahallesi’nden Bir Kare
Bununla beraber, hiçbir izahat yapılmadan rinden beri kullanılan bu mezarlık, yok
evlere gece gündüz baskınlar düzenlen- edilmeye ve unutturulmaya çalışılmaktadır.
mekte ve yıldırma politikası uygulamasına İsrail’in devlet olarak ilanından hemen
devam edilmektedir. sonra tahrip edilmiş, bir kısmı otopark ala-
nına bir kısmı ise park ve dinlenme alanına
Filistinlilerin yıkmadıkları evleri polis zo- çevrilmiştir. Kalan küçük bir bölümü ise
ruyla boşaltılmaktadır. Bazı durumlarda bugünlerde inşası süren “Tolerance
Filistinli ailenin onlarca senedir oturduğu Museum” (Tolerans Müzesi) projesi ile
evinden çıkartılma işlemi gerçekleştirilir- yok edilmek üzeredir.18
ken, evin verileceği Yahudi aile evin
17
Daha detaylı bilgi için: Asem Khalidi, “The Mamilla
önünde hazır bekletilmekte ve evin esas Cemetery; A Buried History”, Jerusalem Quarterly, 37,
2009, ss. 104-108.
sahipleri önünde yeni eve yerleştirilmekte- <http://www.jerusalemquarterly.org/images/ArticlesPdf/3
7-the%20mamilla.pdf>, (Erişim tarihi: 14.07.2010).
dir. 18
Gershon Baskin, “Encountering Peace: A City of To-
lerance, not a Museum of Tolerance”, The Jerusalem
Post, November 4, 2008. http://www.jpost.com
/servlet/Satellite?cid=1225715340258&pagename=JPost

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 9


USAK OR-
kısmını İsrail’e bırakabilmiştir.19 700 yıl
buraların sahibi olan Müslümanlara ya da
Türklere hiçbir hak tanınmamış, Türk ve
Müslümanların bu topraklarla ilgili mese-
lelere müdahil olması dahi tasvip edilme-
miştir.

Osmanlı askerlerinin Mamilla Mezarlığı’nı ziyaretleri esnasında


çekilmiş bir fotoğraf (1895)
<http://www.eretzyisroel.org/~dhershkowitz/pic356.jpg>

Garip ve acı olan diğer bir gerçek ise Ku-


düs’te sadece 31 sene kalan İngilizlerin
şehre hâkim bir noktaya oldukça uygun bir
“askeri mezarlık” ve küçük bir kilise inşa
ettikleridir. Türkiye’nin ise 400 sene sade-
ce Osmanlı’nın yönettiği, imar ettiği, uğru-
na binlerce evladını şehit verdiği Kudüs’te
bir tek şehitliğimiz bile bulunmamaktadır.
Hatta bir anıt bile yoktur. 2008 yılında
İsrail, anıt için olur vermiş fakat daha son-
ra sonu gelmez bürokratik işlemlerle bu
fikrin hayata geçmesini engellemiştir.

En ufak bir hak iddiasında dahi bulunama-


yacak olan İngiltere, manda yönetimi esna-
sında Yahudilerin buraya yerleşmesi için
elinden geleni yapıp bu toprakları ipotek
altına almıştır. BM de 1947’de Filistinliler
ve Yahudilerin nüfusları oranında bir tak-
sim bile yapmadan topakların büyük bir

%2FJPArticle%2FShowFull (Erişim tarihi: 14.07.2010);


19
IPCRI, “Jerusalem Bulletin - Special Edition”, Detaylar için bkz. Israil Dışişleri Bakanlığı, “1947 UN
<http://www.ipcri.org/>, (Erişim tarihi: 10.07.2010); Partition Plan”,
Wyre Davies, “Row over Jerusalem Muslim cemetery”, <http://www.mfa.gov.il/MFA/Facts+About+Israel/Israel+
BBC News, November 8, 2008, in+Maps/1947+UN+Partition+Plan.htm>, (Erişim tarihi:
http://news.bbc.co.uk/2/hi/middle_east/7715921.stm. 14.07.2010).

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 10


USAK OR-
Bununla birlikte, 400 sene sadece Os- da işgal altındaki bu bölgede hâkim güç
manlı’nın yönettiği Kudüs’teki konsolos- İsrail’dir.
luğumuzun bulunduğu binada halen kiracı
olmamız garip değil midir? 2005’e kadar Neler Yapılabilir?
gecekondu gibi utanılacak bir binada hiz- İngiliz Komutan Allenby’in, Osmanlı’nın
met vermiş olan konsolosluğumuzun du- bölgeden çekilmesinin hemen ardından
rumu, bu anlamda bize çok şey anlatmak- Kudüs’e girerken yaptığı ilk konuşmasında
tadır. “today the crusades have ended” (Haçlı
seferleri bugün sona erdi) dediği iddia edi-
lir.20 Sene 1917… İlk Haçlı Seferi’nin
1099’da düzenlendiğini hatırlarsak, 818
sene sonra İngiliz General’in Kudüs’teki
ilk konuşmasında Haçlı Seferleri’ni an-
maktan çekinmiyor olması manidardır.
Yahudilerin de bu anlamda Romalılar tara-
fından Filistin topraklarından sürülmeleri-
Kudüs’teki Türk Konsolosluğu
nin tam 1878 yıl sonrasında dönüp devlet-
lerini kurmaları, hafızalarının ne kadar
Konsolosluk dendiğinde hatırlatılması ge-
güçlü olduğunun ya da en azından “tarih
reken bir başka nokta da şu olmalıdır: Tür-
bilinci” içinde yaşadıklarının bir gösterge-
kiye, 24 saat 48 Türk polisi ile Anka-
sidir. Biz ise daha 93 sene önce Osmanlı
ra’daki İsrail elçiliğini korurken, Ku-
askerinin Kudüs’ü muhafaza ettiğini layı-
düs’teki Türk konsolosluğunun İsrail polisi
kıyla hatırlamıyoruz bile.
tarafından değil de sadece 1-2 Türk polisi
tarafından korunuyor olması ayrıca garip-
Dolayısıyla öncelikli olarak toplumumuzda
tir. Bu, Ankara’nın daha tehlikeli ya da
Kudüs konusunda farkındalığın sağlanması
İsrail Büyükelçiliğinin saldırılara daha
gerekir. Farkındalığın arttırılması gerekir
fazla hedef olduğu anlamına gelmez. Bu
demiyoruz, çünkü böyle bir bilinç zaten
güvenlik önlemleri neredeyse her zaman
neredeyse yok mesabesindedir. Peki, in-
bu şekildedir ve bu noktada Türk Konso-
sanlara bu bilincin verilmesi için neler ya-
losluğu’nun ihmal edildiğini söylemek
pılabilir? Aslında bugüne kadar fazla bir
yanlış olmayacaktır. Her ne kadar Konso-
şey yapılmadığı için ilk aşamada yapılması
losluğumuzun İsrail ile bir alakası olmasa
20
Charles Foster, Sacred Journey, (Tennessee: Thomas
Nelson, 2010), s. 12.

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 11


USAK OR-
gerekenlerin de çok karmaşık şeyler olma- birler de bütün Filistin’i takip et-
dığı aşikârdır. mek durumundadırlar. Hâlbuki sa-
dece Kudüs’teki gelişmeleri izleyen
Öncelikle Türkiye’nin konuya yaklaşımına muhabirlere ihtiyacımız vardır.
bir açıklık getirilmelidir. Bu anlamda, Eski
Dışişleri Bakanlarımızdan Haluk Bayül-  Medyanın günümüz dünyasında
ken’in sözleri Türkiye’nin konu üzerine özellikle kamuoyu oluşturulması
yaklaşımını çok iyi bir şekilde özetlemek- konusunda tahmin edilenden daha
tedir: “Dünyada üç büyük din için mu- büyük bir etkisi olduğu göz önünde
kaddes bir şehir olan Kudüs’ün statüsü- bulundurulursa, Türkiye’nin medya
nün tek taraflı olarak değiştirilmesi dü- konusunda rakiplerinin çok geri-
21
şünülemez.” Tek taraflı politikalardan sinde kaldığı görülmektedir. Batılı
yana olmayan Türkiye, sorunun tarafsız ve birçok medya grubu, sahip olduk-
eşitlikçi bir anlayışla çözülmeye çalışılma- ları muhabirlerinin yanı sıra canlı
sından yanadır. Ortadoğu’da etkin bir güç yayın araçları ile anında yayın ya-
olma yolunda ilerleyen Türkiye için birçok pabilmektedir. Buna karşın Türk
bölgesel sorunda olduğu gibi Kudüs me- medyasının Filistin’de sadece bir
selesinin de çözülmesi hem bölgede kendi canlı yayın aracı vardır ve o da ay-
gelişimi ve ilerlemesi hem de bölgesel re- nen muhabirler konusunda olduğu
fah açısından hayati önem teşkil etmekte- gibi bütün Filistin ile ilgilenmek
dir. Bu noktada hem kamuoyunda durumundadır.
farkındalık oluşturmak hem de etkili poli-
tikalar geliştirmek açısından ilk etapta ya-  Dünyanın farklı ülkelerinden, Ku-
pılması gerekenler ya da yapılabilecekler düs ile hiç alakası yokmuş gibi gö-
şöyle sıralanabilir: rünen İskoçya’dan, Arjantin’den,
Çin’den hatta Kore’den insanlar
 Haber ajanslarımız ya da televizyon yıllardır Kudüs ile ilgilenmektedir-
kanallarımız Kudüs’te meskûn mu- ler. Her köşede bir misyoner okulu,
habir istihdamına önem verebilirler. hastanesi, yetimhanesi bulmak
Devamlı Kudüs’te bulunan Türk mümkün iken Türkiye ile alakalı
muhabir sayısının 3’ü geçtiği pek bir tek kurum ya da kuruluşu gör-
vaki olmamıştır. Zaten bu muha- mek neredeyse imkânsızdır. Biz ne
yazık ki daha kendi hatıralarımız
21
Raif Karadağ, İsrail, Ortadoğu ve Amerika, (İstanbul:
Emre Yayınları, 2004), s. 28. olan Filistin’deki Türk kültür var-

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 12


USAK OR-
lıklarının envanterine sahip değiliz. yetlerini dile getirdiği herkes tarafın-
Türk Tarih Kurumu böyle bir en- dan bilinmektedir.
vanteri çıkaracağını açıklamıştı fa-
kat bildiğimiz kadarıyla bürokrasi- Bu hususta uzun yıllar Kudüs’te yaşayan
nin havasız koridorlarında bu proje bir Türk’ün başından geçen bir iki olayı
de boğulup gitti ve gerçekleştirile- kendi ağzından aktarmakta fayda görmek-
meyen birçok projenin arasındaki teyiz:
yerini aldı.
“Hiç unutmam Mardinli Süryani Kadim
Bunca bölgeye uzak olan ülke, kültürel ve Kilisesi Papazı Şemun Bey bizim Türk
sosyal etkinliklerde bulunurken bizim Tür- olduğumuzu duyunca ‘gelin sizi bir ku-
kiye olarak yanı başımızda bulunan bir caklayayım, Türkiye’yi çok özledik’ de-
bölgede bir kültür merkezimizin bile ol- mişti. Kucaklamasından ve gözlerindeki
maması acı değil midir? Bu anlamda, sa- parıltıdan samimiyeti rahatça anlaşılmak-
dece 31 yıl kadar bölgede kalan İngiltere taydı. Yine aynı şekilde Rum Ortodoks
ve ülkeyle hiçbir bağlantısı olmayan Kore Kilisesi Papazı olan bir kişi, yakamdaki
bile bu kentle ilgileniyorken, Türkiye’nin Türk bayrağı rozetini görünce ‘Türksünüz
ilgilenmemesi kabul edilebilir bir şey de- sanırım’ deyip bizden ‘evet’ cevabını aldı-
ğildir. Kudüs’te halen Yüzbaşı, Tüfekçi, ğında ‘Osmanlı’dan sonra bir gün bile Os-
Topçu gibi soy isimlere sahip Osmanlı manlı Dönemi’ndeki gibi rahat yaşamadık
asker ve memurlarının soyundan gelen burada” demişti ki Osmanlıdan sonra şehre
aileler bulunmaktadır ancak biz hala bu giren İngiliz ordusuydu. Kudüs’te kuyum-
köklü geçmişe sahip çıkamamaktayız. culuk yapan bir Ermeni tanıdık da, ‘Avru-
palıların vaatlerine kanarak Osmanlı’ya
 Kudüs’te bulunan azınlıkların da Tür- ihanet etmek en büyük hatamızdı’ de-
kiye ile yakın ilişkilerinin olduğu bili- mişti.” Bu tür örneklerin sayısı elbette ki
nen bir gerçektir. En azından yolda yü- ziyadesiyle arttırılabilir.
rürken size Türkçe selam verecek olan
bir Ermeni, Süryani ya da Rum tanıdı-  Üniversitelerimiz ve araştırma mer-
ğınızın olması olmayacak bir durum kezlerimiz de Kudüs ile daha ya-
değildir. Ya da bu azınlıkların birço- kından ilgilenip araştırmalarını bu
ğunun mevcut İsrail politikalarından yöne kaydırabilirler.
memnun olmadığı ve her fırsatta şikâ-

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 13


USAK OR-
 Sivil toplumun da bu konuya el atıp
bölgede yaşanan kanunsuzlukları
daha yoğun bir şekilde dünya gün-
demine çekmesi, İsrail’in elinin za-
yıflamasına neden olabilecektir.

 Unutulmamalı ki, ABD’nin Filistin


konusunda en hassas olduğu konu-
İsrail-Filistin meselesinin ni-
lar Yahudi yerleşimleri ve Ku-
düs’ün statüsüdür. Bu noktada bu hayete erdirilmesi için çözül-
meselelere eğilerek lobi yapmak ve mesi gereken en temel prob-
uluslararası hukukun şartlarını zor- lemler, Kudüs’ün statüsü (her
lamak, ABD ve ABD’nin bölgede
iki tarafın da başkent iddia-
uyguladığı politikalar nezdinde de
sında olması ve şehrin kutsal-
istediğimiz yönde sonuçlar alma-
lığı), Yahudi yerleşimleri ve
mızı sağlayabilir.
yerlerinden edilen Filistinli
Uzun lafın kısası bölgeyle gerek tarihi ve mültecilerin geri dönüp dö-
kültürel, gerekse iktisadi ve siyasi ilişkilere nemeyecek olmalarıdır. Kudüs
sahip Türkiye’nin konuya ilişkin politika-
bütün bu problemlerin
ları daha net olmalı ve süreklilik arz etme-
kesişiminde yer alması hase-
lidir. Elbette ki söylemden ziyade icraat
biyle de büyük bir önem arz
üretilmesine yönelik çalışılmalıdır. Söylem
üzerinden işletilmeye çalışılan politikaların etmektedir.
ne uzun vadede ne de kısa vadede büyük
getirilerinin olamayacağı hesaba katılmalı-
dır.

*Hasan Dereli’ye katkılarından dolayı teşekkür ediyoruz.

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 14


USAK OR-
İSRAİL VE KUDÜS NÜFUSUNUN DAĞILIMINA İLİŞKİN GRAFİKLER

USAK ORTADOĞU VE AFRİKA ARAŞTIRMALARI MERKEZİ Sayfa 15


USAK OR-

You might also like