You are on page 1of 18

GYTE ELM 444 A.

Arif ERGİN

1 Temellerin Tekrarı

1.1 Fazörler {Phasors}

Belirli bir frekansta sinüzoidal değişim gösteren dalgalara monokromatik dalgalar


denir. Tipik bir mono-kromatik dalga fonksiyonu
C (t ) = A cos(ω t + φ ) (1.1)
şeklinde gösterilebilir. Burada t (saniye cinsinden) zaman değişkeni, ω (radyan/saniye
cinsinden) açısal frekanstır. A ve φ ise sırasıyla C (t ) ’nin genliğini {magnitude} ve faz
{phase} açısını gösteren gerçel {real} sayılardır. Ayrıca burada A sadece büyüklük
gösterdiği için pozitiftir.

Doğrusal ve zamanla değişmeyen {Linear, time-invariant} sistemlerde tüm ölçülebilir


değerler aynı frekansta salınırlar. Çalışma sırasında frekansta bir değişiklik olmaz. Sabit ω
frekansıyla işleyen bir sistemdeki tüm gözlenebilir değişkenler A ve φ değerleri farklı olmak
üzere (1.1)’deki formda gösterilebilirler. Diğer bir deyişle sistemdeki herhangi bir noktadaki
zamana bağlı değişim sadece A ve φ değerleri verilerek ifade edilebilir. Bu özelliğin sistem
ile ilgili işlemlerde de kolaylıkla kullanılması için karmaşık {complex} sayılardan
yararlanılır. Karmaşık sayılar ile C (t ) arasındaki ilişki Euler formülü

e jθ = cos θ + j sin θ (1.2)


aracılığıyla şu şekilde ifade edilir
C (t ) = Re{ A cos(ω t + φ ) + jA sin(ω t + φ )}
= Re{ Ae j (ω t +φ ) }
(1.3)
= Re{ Ae jφ e jω t }
= Re{Ce jω t }.
Burada bir karmaşık sayı olan C ’ye C (t ) ’nin fazörü {phasor} denir. Fazörler karmaşık
sayılar oldukları için (1.3)deki gibi kutupsal formda C = Ae jφ olarak veya Kartezyen formda
C = CR + jCI olarak gösterilebilirler. Şekil 1.1’de A , φ , CR ve CI arasındaki geometrik
ilişki karmaşık düzlemde gösterilmiştir.

1
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

Im

C
CI
A φ
Re
CR

Şekil 1.1 A , φ , CR ve C I arasındaki geometrik ilişki.

Örnek: C (t ) = −2 cos(ω t ) + 2sin(ω t ) zaman fonksiyonunun fazörünü yazınız.

Çözüm: C (t ) ’nin fazörünü bulabilmek için öncelikle ifadeyi (1.1)’deki forma getirmeliyiz.
C (t ) = −2 cos(ω t ) + 2sin(ω t )
= 2 cos(ω t + π ) + 2 cos(ω t − π 2)
= 4 cos(ω t + π 4) cos(− 3π 4)
= −2 2 cos(ω t + π 4)
= 2 2 cos(ω t − 3π 4)
Sonuç olarak C = 2 2e − j 3π 4 . Bu sonuca daha kısa yoldan karmaşık aritmetik kullanarak
ulaşabilirdik. Yani −2 cos(ω t ) ’nin fazörünün −2 ve 2sin(ω t ) nin fazörünün −2 j olduğu
düşünerek C = −2 − j 2 olarak yazabilirdik ki bu da yukarıdaki sonuca eşittir.

1.2 Vektörler ve Küresel Koordinat Sistemi

Uzaydaki herhangi bir nokta Kartezyen koordinatlarında ( x, y, z ) ve küresel


koordinatlarda (r ,θ , φ ) üçlüleriyle belirtilir. Bu iki koordinat sistemi arasındaki bağıntılar
şunlardır

r = x2 + y2 + z 2
x = r sin θ cos φ
y = r sin θ sin φ θ = tan −1  x 2 + y 2 z  (1.4)
 
z = r cos θ
φ = tan −1 [ y x ] .
“tan-1” fonksiyonu çok-değerli {multivalued} bir fonksiyon olduğu için, φ hesaplanırken x
ve y ’nin işaretine göre açının hangi çeyrek düzlemde {quadrant} olduğuna dönüşüm
sırasında dikkat edilmelidir.

Vektörler 3 bileşenden oluşan değerlerdir ve koyu renk harflerle gösterileceklerdir.


Tipik bir v vektörünü Kartezyen koordinatlarda v = vx xˆ + v y yˆ + vz zˆ olarak göstereceğiz.
Burada x̂ , ŷ ve ẑ ana yönlerdeki birim vektörlerdir. Aynı vektörü kutupsal koordinatlarda

2
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

r̂ , θˆ ve φˆ birim vektörlerini kullanarak v = vr rˆ + vθ θˆ + vφ φˆ şeklinde yazabiliriz. Burada


dikkat edilmesi gereken husus Kartezyen sisteminin birim vektörlerinin yönü uzayın her
noktasında sabitken küresel birim vektörlerin yönü bulundukları yere göre değişirler.
Uzaydaki bir (r ,θ , φ ) notasındaki küresel birim vektörleri Kartezyen birim vektörleri
cinsinden şöyle ifade edilirler
 rˆ   sin θ cos φ sin θ sin φ cosθ   xˆ 
 ˆ 
θ  = cos θ cos φ cosθ sin φ − sin θ   yˆ  . (1.5)
φˆ   − sin φ cos φ 0   zˆ 
  
A
Tabii ki bu ilişkinin tersi de doğrudur. Yani

 xˆ  sin θ cos φ cosθ cos φ − sin φ   rˆ 


 yˆ  =  sin θ sin φ  
   cosθ sin φ cos φ  θˆ  (1.6)
 zˆ   cos θ
 − sin θ 0  φˆ 

A −1
Dikkat edilirse A matrisinin tersinin transpozuna eşit olduğu görülür. Bir v vektörünün
Kartezyen ve küresel koordinatlardaki bileşenlerinin büyüklükleri arasında da aynı bağıntılar
mevcuttur:
 vr   vx   vx   vr 
      T  
 vθ  = A  v y  ve v y  = A vθ  . (1.7)
 vφ  v  v   vφ 
   z  z  

Çoğu zaman ( x, y, z ) ve (r ,θ , φ ) üçlülerinin yerine uzayda bir nokta belirtmek için


koordinat sisteminden bağımsız olan r = x xˆ + y yˆ + z zˆ = r rˆ pozisyon vektörü kullanılır. Bu
kullanım ile koordinatlara bağlı olarak değer alan bir f fonksiyonu f ( x, y, z ) veya f (r ,θ , φ )
şekillerinde ifade edilebildiği gibi f (r ) olarak da ifade edilebilir. Eğer bir v vektörünün
yönü ve büyüklüğü uzaydaki konumuna bağlı ise buna v vektör alanı denir. Diğer bir deyişle
bir v vektör alanı uzayın her noktasında başka bir v vektörünün tanımlanmasıyla oluşur.
Vektör alanları genellikle Kartezyen koordinatlarda v(r ) = vx (r )xˆ + v y (r )yˆ + vz (r )zˆ ve
küresel koordinatlarda v (r ) = vr (r )rˆ + vθ (r )θˆ + vφ (r )φˆ şeklinde gösterilir. Doğal olarak bu
iki gösterimdeki bileşen büyüklükleri arasında (1.7)’deki bağıntılar geçerlidir.

Örnek 1.1: Aşağıda Kartezyen koordinatlarda ifade edilmiş olan vektör alanının
küresel koordinatlardaki ifadesini bulunuz.
3
F(r ) = ( x 2 − z 2 )xˆ − 2 xyˆ + zˆ
2 2
x +y

3
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

Çözüm: Bu sorunun çözümü temel olarak iki işlemden oluşur: Vektör bileşenlerinin
denklem (1.7) aracılığıyla küresel koordinatlara dönüştürülmesi ve vektör bileşenleri içinde
yer alan konumla ilgili ( x, y, z ) değişkenlerinin denklem (1.4) ile (r , θ , φ ) değişkenleri
cinsinden ifade edilmesi. Bu iki işlemin hangi sırayla yapıldığının bir önemi yoktur. Öncelikle
(1.7)’yi kullanarak vektör alanın dönüşümünü yapalım:
2 −½
 x 2 − z 2   ( x − z ) sin θ cos φ − 2 x sin θ sin φ + 3( x + y ) cos θ 
2 2 2
 Fr 
     2 2 2 2 −½

F
 θ = A  −2 x  =  ( x − z ) cos θ cos φ − 2 x cos θ sin φ − 3( x + y ) sin θ 
 2  
  2 −½ 
 Fφ  3( x + y )   −( x 2 − z 2 ) sin φ − 2 x cos φ 

Daha sonra (1.4)’ü kullanarak şu değişiklikleri yapalım:

x 2 − z 2 = r 2 (sin 2 θ cos 2 φ − cos2 θ )


−2 x = −2r sin θ cos φ
3
3( x 2 + y 2 )−½ =
r sin θ
Sonuç:

F(r ) =  r 2 (sin 2 θ cos 2 φ − cos 2 θ ) sin θ cos φ − 2r sin 2 θ cos φ sin φ + 3r −1 cot θ  rˆ
 
+  r 2 (sin 2 θ cos 2 φ − cos 2 θ ) cos θ cos φ − 2r sin θ cos φ cos θ sin φ − 3r −1 sin θ  θˆ
 
+  −r 2 (sin 2 θ cos 2 φ − cos 2 θ ) sin φ − 2r sin θ cos 2 φ  φˆ
 

1.3 Diferansiyel Operatörler

Doğa olaylarını formüllerle ifade ederken değişimleri de ifade edebilmemiz gerekir.


Örneğin bir odanın her noktasında sıcaklığın hangi yönde maksimum hızla değiştiğini ve bu
değişimin hızını (büyüklüğünü) bir vektör alanıyla gösterebiliriz. Bunun gibi değişimsel
olguları matematiksel dilde ifade edebilmek için diferansiyel operatörlere ihtiyaç duyarız.
Şimdi bunlardan üç tanesini hatırlayalım.

Gradyant {gradient}: “grad” ya da ∇ olarak gösterilir. Kartezyen koordinatlardaki


xˆ ∂ ∂x + yˆ ∂ ∂y + zˆ ∂ ∂z operatörünün kısa gösterimi olarak da bilinir. Bir skaler alanın,
verilen bir noktadaki azami değişiminin yönünü ve miktarını belirler. Dolayısıyla grad
operatörü skaler alanlar üzerine etki ederek vektör alanları oluşturur. Örneğin
f (r ) = 3x + 2 y 2 fonksiyonunun gradyantı ∇f (r ) = 3xˆ + 4 y yˆ ’dir ve yine örneğin
( x, y, z ) = (10,1, 0) noktasından başlanırsa f (r ) değerindeki en hızlı değişimin (3xˆ + 4yˆ ) 5

4
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

birim vektörü yönünde olduğunu ve bu yönde gidilirse birim yol başına 5 birimlik değişim
olacağını gösterir (Yukarıdaki ısı değişimi örneğini hatırlayınız).

Diverjans {divergence}: “div” ya da ∇ ⋅ olarak gösterilir. Etki ettiği vektör alan eğer
bir akı ise uzayın bir noktasının etrafında hacmi sıfıra giden bir kapalı yüzeyden (ör. bir
kürenin yüzeyinden) dışarıya doğru olan net akımın miktarını gösterir. Daha serbest bir
anlatımla bir noktadan radyal yönde net akış miktarını diverjans gösterir. Dolayısıyla div
operatörü vektör alanları üzerine etki ederek skaler alanlar oluşturur.

Rotasyonel (dönel) {curl}: “rot” ya da ∇ × olarak gösterilir. Etki ettiği vektör alan
eğer bir akı ise uzayın bir noktasının etrafında uzunluğu sıfıra giden bir kapalı yönlü eğriye
(ör. saat yönünde bir çembere) paralel olan net akımın miktarını ve bu miktarın maksimum
olduğu yönü sağ el kuralına uygun şekilde gösterir. Daha serbest bir anlatımla bir noktanın
etrafında dönel yöndeki net akış miktarını rotasyonel gösterir. Yalnız dönel yön bir eksen
etrafında olacağından bu eksenin yönü de belirtilmelidir. Dolayısıyla rot operatörü vektör
alanları üzerine etki ederek vektör alanlar oluşturur.

Bu üç operatörün Kartezyen, küresel ve silindirik koordinat sistemlerindeki ifadeleri


Ek-A’da verilmiştir. Unutulmamalıdır ki bu operatörler koordinat sisteminden bağımsızdırlar.
Örneğin, ∇ × ∇φ = 0 ve ∇ ⋅∇ × V = 0 eşitlikleri herhangi bir koordinat sisteminde geçerlidir.

1.4 Helmholtz Kuramı

Bu noktada Helmholtz Kuramını kısaca hatırlayalım: Bir vektör alan, sabit bir terim
haricinde rotasyoneli ve diverjansı ile tam olarak tanımlanır. Örneğin, bir V vektör alanının
sadece rotasyoneli ( ∇ × V ) verilmiş veya ölçülmüşse, o vektör alanın tam olarak nasıl
davrandığını bilemeyiz. Çünkü eğer bu vektör alanının bir gradyant terimi de varsa yani
V = A + ∇φ formundaysa ∇ × ∇φ = 0 olacağından V ’nin rotasyoneli bu terimi
göstermeyecektir. Benzer şekilde ∇ ⋅ V ’de de V ’nin rotasyonel terimleri gözükmeyecektir.
Son olarak “sabit bir terim haricinde” denmesinin sebebi de aynı mantığa dayanır. Çünkü
V ’nin sabit bir terimi varsa bunun hem rotasyoneli hem de diverjansı sıfır olacaktır.
Helmholtz Kuramı’nı şu cümleye özdeş sayabiliriz: Bir vektör alan, sabit bir terim haricinde,
radyal ve dönel değişimleriyle tanımlanabilir.

1.5 Maxwell Denklemleri

Doğada meydana gelen elektromanyetik olayların tam olarak matematiksel dilde


anlatılması 1873 yılında James Clark Maxwell tarafından tamamlanmıştır. Maxwell’in
çalışmasına kadar elektrik ve manyetik alanlar hakkında Faraday, Amper, Gauss ve Poisson

5
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

bazı denklemler ortaya koymuştu. Ancak Maxwell deplasman akımını da daha önceki
denklemlere ekleyerek elektromanyetik alanın dalga özelliğini ortaya koymuştur. Maxwell’in
denklemlerinin geçerliliği 1888 yılında Heinrich Hertz tarafından yapılan deneylerle
kanıtlanmıştır. Maxwell’in denklemleri diferansiyel veya integral denklemler olarak
yazılabilirler. Burada sadece diferansiyel halleri şu şekilde verilecektir:

∇ × E(r, t ) = − B(r, t ) (1.8)
∂t

∇ × H (r, t ) = D(r, t ) + J (r, t ) (1.9)
∂t
∇ ⋅ B(r, t ) = 0 (1.10)
∇ ⋅ D(r, t ) = ρ (r, t ) . (1.11)
Yukarıdaki denklemlerde E(r, t ) elektrik alan şiddetini [V/m], B(r, t ) manyetik indüksyonu
(manyetik akı yoğunluğunu) [Weber/m2], H (r, t ) manyetik alan şiddetini [A/m], D(r, t )
deplasman alanını (elektrik akı yoğunluğunu) [C/m2], J (r, t ) elektrik akım yoğunluğunu
[A/m2] ve ρ (r, t ) elektrik yük yoğunluğunu [C/m3] gösterir. Görülüyor ki doğada elektrik
alanların rotasyonel kısmını zamanla değişen manyetik akılar oluştururken (diverjansla alakalı
olan) radyal kısımlarını elektrik yükleri oluşturuyor. Buna karşın manyetik alanların
rotasyonel kısmını elektrik akımları ve zamanla değişen deplasman alanları oluşturuyor.
Manyetik alanların radyal bileşenlerini doğrudan oluşturan kaynakların olmadığı Denklem
(1.10)’dan görülmektedir. Doğada olmamasına rağmen bu denklemlere manyetik akım
yoğunluğu M (r, t ) ve manyetik yük yoğunluğu ρ m (r, t ) eklenerek denklemler tamamen
simetrik bir hale getirilebilir:

∇ × E(r, t ) = − B(r, t ) − M (r, t ) (1.12)
∂t

∇ × H (r, t ) = D(r, t ) + J (r, t ) (1.13)
∂t
∇ ⋅ B(r, t ) = ρ m (r, t ) (1.14)
∇ ⋅ D(r, t ) = ρ (r, t ) . (1.15)
Bu ise bazı problemlerin çözülmesinde kolaylık sağlar.

Yükün korunumu (süreklilik) kanunları



∇ ⋅ J (r, t ) + ρ (r, t ) = 0 (1.16)
∂t

∇ ⋅ M (r, t ) + ρ m (r, t ) = 0 (1.17)
∂t

6
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

kullanılarak (1.12) ve (1.13)’nin diverjansları alındığında (1.14) ve (1.15) ortaya çıkar.


Dolayısıyla (1.12)-(1.15) sisteminde (1.14)-(1.15) yerine (1.16)-(1.17) denklemleri de
kullanılarak tam bir sistem elde edilebilir. Yukarıda belirtilen Helmholtz Kuramı açısından da
tutarlıdır çünkü (1.12) ve (1.13) ilgilendiğimiz vektör alanın rotasyonelini, diğer iki denklem
de diverjansını tanımlamaktadır. Bu denklemlerdeki akımları ve yükleri (yükün korunumu
denklemlerini sağlayan) bilinenler olarak kabul edersek, E , H , D ve B terimleri dört
vektörel bilinmeyendir. Denklem (1.12) ve (1.13) dört vektörel bilinmeyeni bulmak için iki
vektörel denklem teşkil eder ve eksiktir. Buradaki eksiklik elektromanyetik alanların içinde
bulundukları ortamın özelliklerinin şu ana kadar verilmiş olan denklemlerin hiçbirinde
geçmemiş olmasından kaynaklanır. Neticede diğer gerekli bağıntılar ortamın özelliklerini
gösteren bünye denklemleri tarafından sağlanır. Bu denklemler D = G (E, H ) ve
B = H (E, H ) gibi alanlar ile akılar arasındaki ilişkiler şeklindedir. Buradaki G ve H , en
genel durumda dyadik fonksiyonlardır. İzotropik, doğrusal ve kayıpsız bir ortamda D ile H
ve B ile E arasındaki bağımlılık ihmal edilerek çoğu doğal ortam için geçerli olan şu ifadeler
elde edilebilir:


D(r, t ) = dτ ε (r, τ )E(r, t − τ ) ε (r, t ) ∗ E(r, t ) (1.18)

B(r, t ) = ∫ dτ µ (r,τ )H (r, t − τ ) µ (r, t ) ∗ H (r, t ) (1.19)

Böylece dört vektörel bilinmeyen için dört vektörel denklem kurulmuş olur ve verilen bir yük
ve akım dağılımından belirli bir ortamdaki alanlar bulunabilir. Ortam parametreleri eğer
zamana veya frekansa bağımlı olarak değişmiyorsa ortama “sabit katsayılı” veya “ayırgan
olmaya” {non-dispersive} ortam denir. Parametreleri uzay koordinatları ile değişmeyen
ortamlara da “tekdüze” veya “homojen” {homogeneous} ortam denir. Ortam parametreleri
yöne göre değişmiyorsa bu ortamlar da “izotropik” {isotropic} olarak anılır. Homojen,
izotropik ve sabit katsayılı ortamlar basit ortamlardır. Basit, ayırgan olmayan bir ortamda
ε (r, t ) = ε δ (t ) ve µ (r, t ) = µ δ (t ) bağıntıları geçerlidir. Bunun bir sonucu olarak basit bir
ortamda (1.18) ve (1.19) sırasıyla D(r, t ) = ε E(r, t ) ve B(r, t ) = µ H(r, t ) şeklinde yazılırlar.
Ortam özellikleri boşlukta ε 0 ≅ 8.854 × 10−12 Farad/m ve µ0 = 4π × 10−7 Henry/m
değerlerini alırlar. İletken ortamlarda yukarıdaki bünye denklemelerine J (r, t ) = σ E(r, t ) ve
M (r, t ) = σ m H (r, t ) bağıntıları da eklenmelidir. Burada σ ve σ m sırasıyla elektrik ve
manyetik iletkenlikleri göstermektedir.

Monokromatik yani sadece bir ω frekansında ışınım yapan kaynakların olduğu


ortamlarda Maxwell ve bünye denklemleri bölüm 1.1’de anlatılan fazörler halinde şöyle
yazılırlar.

7
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

∇ × E(r ) = − jω B(r ) − M (r ) (1.20)


∇ × H (r ) = jω D(r ) + J (r ) (1.21)
∇ ⋅ B(r ) = ρ m (r ) (1.22)
∇ ⋅ D(r ) = ρ (r ) (1.23)
D(r ) = ε (r )E(r ) (1.24)
B(r, t ) = µ (r )H (r ) (1.25)
Bu denklemler (1.12)-(1.15), (1.18) ve (1.19) denklemlerinin zamana göre Fourier
dönüşümlerini alarak da elde edilebilirler. Dolayısıyla (1.20)-(1.25)’ün çözümlerine frekans
domeyni çözümleri denirken daha önceki denklemlerin çözümlerine zaman domeyni
çözümleri denir. Frekans domeynindeki denklemlerde zamana veya frekansa bağlı bir türev
bulunmadığı için bunları çözmek nispeten kolaydır. Zaman domeynindeki çözümler ise
frekans domeyninde bulunan çözümlerin frekansa göre ters Fourier dönüşümlerini alarak
bulunabilirler. Anten problemlerinde genellikle frekans domeyninde çalışıldığı için bundan
sonra (aksi belirtilmediği takdirde) Maxwell denklemleri denildiğinde (1.20)-(1.23), bünye
denklemleri denildiğinde de (1.24) ve (1.25) kastedilecektir.

1.6 Sınır Koşulları


ε1 µ1

ε 2 µ2

Şekil 1.2 Sınır koşullarının tanımlandığı ortam.

Yukarıda verilen (1.20)-(1.25) denklemlerinin çözülebilmesi için sınır koşullarına


ihtiyaç vardır. Bu koşullar iki değişik ortam arasında E , H , D ve B alanlarının nasıl
davrandığını belirlerler ve Maxwell denklemlerinin integral formlarından çıkarılabilirler.
Burada sınır koşulları çıkarımları gösterilmeden verilecek ve (1.20)-(1.23) denklemleriyle
ilişkileri belirtilecektir. Şekil 1.2’de gösterilen durumda iki ortam arasındaki yüzeyde ρ ,
ρ m , J ve M kaynaklarının olduğunu varsayarsak ve ikinci ortamdan birinci ortama doğru
olan yüzey normalini n̂ birim vektörü ile gösterirsek sınır koşulları şu şekilde yazılabilir.
nˆ × (E1 − E2 ) = −M (1.26)

8
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

nˆ × (H1 − H 2 ) = J (1.27)
nˆ ⋅ (D1 − D2 ) = ρ (1.28)
nˆ ⋅ (B1 − B 2 ) = ρ m (1.29)
Bu koşulların zaman bağımlılığı olmadığına da dikkat çekilerek (1.20)-(1.23) denklemleriyle
şu şekilde bağdaştırılabilir. Denklem (1.20) ve (1.21) gereği J ve M akımları sırasıyla E ve
H alanlarının rotasyonel bileşenlerini oluştururlar. Dolayısıyla sabit bir yüzey akımının iki
tarafındaki rotasyonel alanların yüzeye dik bileşenleri birbirlerini götüreceğinden sadece
yüzeye teğet olan ve aradaki akım sıfıra giderken birbirine eşit olacak alanlar kalır. Benzer
şekilde (1.22) ve (1.23) gereği D ve B alanları sırasıyla ρ ve ρ m yüklerinden uzağa doğru
olurlar ve dolayısıyla sabit bir yüzey yükünün iki tarafındaki alanların yüzeye teğet bileşenleri
birbirlerini götüreceğinden sadece yüzeye dik olan ve aradaki yük sıfıra giderken birbirine eşit
olacak alanlar kalır. Doğada M ve ρ m bulunmadığı gibi iletken olmayan ( σ = 0 veya
kayıpsız) iki ortamın arasında da genellikle bir akım veya yük birikimi olmadığı için
genellikle sınır koşulları şu şekilde yazılır.
D1t ε1
E1t = E2t ⇒ = (1.30)
D2t ε 2
B1t µ1
H1t = H 2t ⇒ = (1.31)
B2t µ2
D1n = D2n ⇒ ε1E1n = ε 2 E2n (1.32)
B1n = B2n ⇒ µ1H1n = µ 2 H 2n (1.33)
Burada t “teğetsel” bileşeni, n ise “normal” yani dikey bileşeni göstermek için kullanılmıştır.
Süreklilik koşulları diye de anılan bu koşulları kısaca teğetsel alan şiddetleri ve dikey akı
yoğunlukları iletken olmayan iki ortam arasında süreklidir diye özetleyebiliriz.

1.7 Düzlemsel Dalgalar

Bölüm 1.5’de Maxwell’in deplasman akımı terimi sayesinde elektromanyetik alanların


dalga özelliğine sahip olduğunu belirtmiştik. Şimdi bu noktayı biraz daha derinlemesine
görüp dalga denkleminin temel çözümü olan düzlemsel dalgaların yapılarını inceleyeceğiz.
Bunu başarabilmek için basit bir ortamda Maxwell denklemlerinin kaynaksız ( J = M = 0 ,
ρ = ρm = 0 ) halinden başlayalım. Bunlardan (1.12)’in rotasyonelini alır ve
∇ × ∇ × V = ∇(∇ ⋅ V ) − ∇ 2 V bağıntısını kullanırsak

∇(∇ ⋅ E) − ∇ 2E = − µ ∇ × H (r, t ) (1.34)
∂t

9
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

denklemini elde ederiz. Denklem (1.15) ve (1.18) sayesinde kaynaksız bir ortamda soldaki ilk
terim sıfırdır. Sağ tarafa da (1.13)’deki ifadeyi kullanarak şu denkleme ulaşırız

1 ∂2
∇ 2E(r, t ) − E(r, t ) = 0 . (1.35)
c 2 ∂t 2
Bu denkleme vektörel dalga denklemi denir. Buradaki c = ( µε )−½ bu denklemin çözümü olan
dalga fonksiyonlarının yayılma {propagation} hızıdır. Vektörel dalga denklemi kartezyen
koordinatlarda her bileşen için bir skaler dalga denklemine dönüşür. Manyetik alan şiddetinin
( H(r, t ) ) de aynı denklemi sağladığı kaynaksız Maxwell denklemlerinin simetrisinden
kolayca gösterilebilir. Monokromatik bir çözüm varsayılırsa fazör notasyonundan
yararlanılarak denklem (1.35)

∇ 2E(r ) + k 2E(r ) = 0 (1.36)


halinde yazılır ki buna vektörel Helmholtz denklemi denir. Burada k = ω c sabitine dalga
sayısı {wave number} denir. Kartezyen koordinat sisteminde (1.36) denklemi üç tane skaler
Helmholtz denklemine eştir. Bu skaler denklemler şu şekilde yazılırlar

 ∂ 2 ∂2 ∂2 
 2 + + + k 2  Eξ (r ) = 0 ; ξ = x, y, z . (1.37)
 ∂x ∂y 2 ∂z 2 
Bu denklemin temel çözümleri düzlemsel dalgalardır {plane waves}. Bunu görmek için
Denklem (1.37)’yi sağlayan ve sadece z yönünde değişim gösteren bir E x (r ) skaler alanı
düşünelim. Değişimin sadece z yönünde olduğunu varsaydığımız için (1.37) aşağıdaki
sıradan diferansiyel denkleme {ordinary differential equation} dönüşür

d 2 Ex
+ k 2 Ex = 0 . (1.38)
2
dz
Bu denklemin çözümü ise

E x ( z ) = E x+ ( z ) + E x− ( z )
(1.39)
= E + e− jkz + E − e jkz
şeklinde E + ve E − bilinmeyen katsayıları ile yazılır. Bu katsayılar sınır koşulları ile
bulunurlar. Dikkatimizi sadece sağdaki ilk terime yoğunlaştırır ve E + ’nın gerçel bir sabit
olduğunu varsayarsak, bu ilk terimin zaman domeynindeki ifadesini

Ex+ ( z , t ) = Re{Ex+ ( z )e jω t }
= E + Re{e j (ω t − kz ) } (1.40)
= E + cos(ω t − kz )
olarak buluruz. E x+ ( z , t ) fonksiyonunun değişik zamanlarda z eksenindeki hali Şekil 1.3’te
gösterilmiştir. Bu şekildeki eğrilerin yatay ve dikey eksenleri kestikleri noktaların değerlerini

10
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

bulabilir misiniz? Şekil 1.3’te de görüldüğü üzere E x+ ( z , t ) fonksiyonu + z yönünde giden bir
dalgadır {travelling wave}. Yani zaman ilerledikçe t = 0 eğrisi üzerinde seçtiğimiz bir nokta
sağa doğru hareket etmektedir. Şimdi bu dalganın hızını bulmak için dalga şekli üzerindeki
sabit bir noktaya odaklanalım. Bu nokta için ω t − kz ifadesinin sabit olması gerekir.
Dolayısıyla,
dz ω
ωt − kz = a (sabit) ⇒ = = vp . (1.41)
dt k
Bulduğumuz bu hız sabit bir faz noktasının hızıdır. Bu yüzden v p ’ye dalganın faz hızı
{phase velocity} denir. Ayırgan olmayan ortamlarda faz hızı, dalganın taşıdığı enerjinin
ilerleme hızı olan grup hızıyla aynıdır. Boşlukta yayılan elektromanyetik dalgalar için bu hız
v p = c = 299 792 458 m/s olarak belirlenmiştir. Bu noktada k sabitinin dalga boyu λ ile
alakasından da bahsetmek yerinde olur. Yukarıdaki ifadelerden k = 2π f c = 2π λ ifadesi
çıkarılabilir ki bu da bir devinimde {cycle} kaç dalga boyu olduğunu k sayısının gösterdiği
manasına gelir. Bu yüzden k sabitine dalga sayısı denmiştir.

E x+ ( z )
t=0 t= π t=π
2ω ω

+
Şekil 1.3 E x ( z , t ) fonksiyonunun zamana göre değişimi.

Denklem (1.39)’deki ikinci terim için de yukarıdaki gibi bir inceleme yaparsak bunun
da − z yönünde giden bir düzlemsel dalga olduğunu anlarız. Bu dalgaların faz ve genlikleri
xy düzlemine paralel düzlemler üzerinde sabittir. Bu yüzden bu dalgalara homojen düzlemsel
dalga denir. Bu dalgalardan Ex+ ( z ) ile birlikte bulunan manyetik alanı bulmak için (1.20) ve
(1.25)’ten yararlanırız.

11
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

1
H (r ) = − ∇ × E(r )
jωµ
1
=− E + ∇(e− jkz ) × xˆ
jωµ
(1.42)
k + − jkz
= yˆ E e
ωµ
1 + − jkz
= yˆ E e .
η
Görülüyor ki bu dalganın manyetik alan şiddeti hem elektrik alan şiddetine hem de gidiş
yönüne diktir. Böyle dalgalara TEM {transverse electromagnetic} dalgalar denir. TEM
dalgaların manyetik alanlarının büyüklüğü elektrik alanın büyüklüğüne
ωµ
η= = µ ε (1.43)
k
katsayısıyla bağlıdır. Bu katsayıya ortamın empedansı {intrinsic empedance} deriz.
Boşluğun empedansı η = 120π = 377Ω ’dur. Bu empedansın gerçel bir sayı olması boşlukta
ilerleyen bir elektromanyetik alanın elektrik ve manyetik alanlarının aynı fazda olduklarını
gösterir.

Yukarıdaki örnekte + z yönünde ilerleyen bir TEM dalgası görmüştük. Yukarıdaki


örneğe koordinat değişimi uygulayarak herhangi bir k̂ yönünde ilerleyen bir TEM dalgasının
elektrik alan şiddetinin
ˆ
E(r ) = Eo e − jkk ⋅r (1.44)
formunda olduğunu gösterebiliriz. Buradaki dalga sayısını ve ilerleme yönünü tek bir vektör
olarak birleştirerek bir “dalga sayısı vektörü”nü şu şekilde tanımlarız

k = kkˆ
(1.45)
= k x xˆ + k y yˆ + k z zˆ .
Bu ifadeden k x2 + k y2 + k z2 = ω 2εµ olduğu gözükmektedir. Ayrıca kaynaksız bir ortamda
∇ ⋅ E = 0 ifadesinden yola çıkarak E0 ⋅ k = 0 olduğu da kolayca gösterilebilir. Bu ve bir TEM
dalgadaki alanların birbirlerine olan diklikleri {orthogonality} kısaca aşağıdaki iki denklemle
gösterilir.

H (r ) = 1 kˆ × E(r )
η (1.46)
E(r ) = −η kˆ × H (r )
Bu bağıntıları, Maxwell denklemlerini ve (1.44)’ü kullanarak çıkarabilir misiniz?

12
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

1.8 Polarizasyon

Polarizasyon {polarization} düzlemsel olduğu varsayılan bir dalganın elektrik alanının


uzayın bir noktasındaki zamana bağlı değişimini gösterir. Polarizasyon lineer, dairesel veya
eliptik olarak ifade edilir. Bunlardan dairesel ve eliptik polarizasyonlar için de “saatin tersi
yönde” (sağak) veya “saat yönünde” (solak) olarak polarizasyon yönü belirtilmelidir.
Genelde k vektörüne ve birbirlerine dik olan î ve ĵ birim vektörlerini tanımlar ve bunlar
arasında ˆi × ˆj = kˆ bağıntısının geçerli olduğunu varsayarsak (1.44)’teki Eo vektörünü
Eo = Eoi ˆi + Eoj ˆj (1.47)
şeklinde yazıp Eoi ve Eoj karmaşık sayılarını karşılaştırarak (1.44)’teki dalganın
polarizasyonunu bulabiliriz. Polarizasyonu algoritmik olarak bulmak için Eoi ve Eoj
arasındaki küçük olan açıyı α = Eoi − Eoj ( −π ≤ α ≤ π ) olarak tanımlayalım. Örneğin
Eoi = 1 + j ve Eoj = 2 j ise α = Eoi − Eoj = π 4 − π 2 = − π 4 olur.

• Eğer Eoi veya Eoj bileşenlerinden birisi yoksa lineer polarizasyon.

• Eğer α = ± nπ ( n = 0,1, 2,... ) ise lineer polarizasyon.

• Eğer α = ± (2n + 1) π 2 ( n = 0,1, 2,... ) ve Eoi = Eoj ise ( + : sağak, − : solak)


dairesel polarizasyon.

• Diğer tüm durumlar için ( α > 0 ise sağak, α < 0 ise solak) eliptik polarizasyon.

Polarizasyonu bulmanın diğer bir yöntemi de doğrudan tanımı uygulamaktır. Yani


(1.44)’teki ifadeyi zaman domeyninde yazıp verilen bir noktadaki elektrik alan vektörünün
büyüklüğünün zamana göre değişimini incelemektir. Burada sağaklık veya solaklık, elektrik
alan vektörünün değişim yönüne hangi elin parmakları paralel tutulursa baş parmağın
dalganın gidiş yönünü gösterdiği saptanarak bulunur. (Sağ el kuralı)

Herhangi bir lineer polarizasyona sahip dalganın iki dairesel dalganın toplamı olarak
yazılabileceğini gösterebilir misiniz?

1.9 Akustik Dalga Yayılımı

Hava ve su gibi ağdalığın {viscosity} ve ısı iletkenliğinin {thermal conductivity}


ihmal edilebileceği ve entropisinin sabit olduğu {isentropic} varsayılabilen akışkanlardaki
akustik dalgaların yayılımı temel olarak üç fiziksel prensibe dayanır:

1. Akışkanlar hareket eder ve yoğunlukları değişir.

2. Yoğunluklarındaki değişim bir basınç farkı yaratır.

13
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

3. Basınç farkı akışkanın hareketine sebep olur.

Bu prensiplerden öncellikle ikincisi ile ilgilenelim. Gaz, sıvı veya katı haldeki bir ortamda
basınç, yoğunluğun bir fonksiyonudur. Herhangi bir uyartıdan etkilenmemiş haldeyken ρ0
yoğunluğundaki bir ortamda P0 basıncı olduğunu varsayalım. Ortamın özelliklerine bağlı
olarak da basınç ile yoğunluk arasındaki bağıntıyı genel olarak Pt = f ( ρt ) şeklinde
gösterelim. Bu bağıntı genelde doğrusal değildir. Adiabetic (yani ortamdaki parçacık
hareketlerinin ısı alış-verişi olmadan gerçekleştiği) ortamlarda Pt ρνt sabittir. Ancak, çoğu
doğa olayında uyartılar basınç ve yoğunlukta çok küçük değişikliklere sebep olur. Bu şekilde
uyarılmış bir ortamdaki basınç ve güç için
Pt = P0 + P ; ρt = ρ0 + ρ (1.48)
ifadelerini kullanalım. P ’nin P0 ’dan ve ρ ’nin de ρ0 ’dan çok küçük olduğu durumlar için
P0 + P = f ( ρ 0 + ρ )
(1.49)
≅ f ( ρ0 ) + ρ f ′( ρ0 )
yaklaşıklığı kullanılabilir. Bu yaklaşıklık sonucunda ortamın durağan halinden farkı olan
basınç ve yoğunluk değişimleri arasında şu doğrusal ilişki kurulmuş olur:
dP
P = κρ , κ = . (1.50)
d ρ ρ=ρ
0

Yukarıda belirtilen ikinci fiziksel presibin matematiksel ifadesi olan (1.50)’da κ ortamın
durağan haldeki sıkıştırılabilirliği {compressibility} ile ilgili bir parametredir.
X ( x, t )

Eski Durum Yeni Durum

x x + ∆x
X ( x + ∆x , t )

Şekil 1.4 Akışkanlarda yer ve basınç değişimi.

İlk fiziksel prensibi açıklamak için Şekil 1.4’te görüldüğü üzere bir miktar akışkanın
x ekseni boyunca hareketini inceleyelim. Başlangıçta x ile x + ∆x aralığında duran akışkan
katman ufak bir uyartı ile x + X ( x, t ) ile x + ∆x + X ( x + ∆x, t ) aralığına taşınmış olsun. İlk ve
son hallerde aynı miktarda madde bulunması gerektiğinden
ρ0 ∆x = ρt [ x + ∆x + X ( x + ∆x, t ) − x − X ( x, t )] (1.51)
eşitliği sağlamalıdır. ∆x ’in küçük olduğu göz önünde bulundurulursa X ( x + ∆x, t ) − X ( x, t ) =
(∂X ∂x)∆x olacağından (1.51) şu şekilde tekrar yazılabilir:

14
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

∂X ∂X
ρ = − ρ0 −ρ (1.52)
∂x ∂x
Burada ρ ve (∂X ∂x) terimleri küçük değerler olduğundan son terim ihmal edilerek
yukarıdaki birinci prensip için bağıntı
∂X
ρ = − ρ0 (1.53)
∂x
olarak bulunur.

Son prensibi matematiksel olarak edebilmek için de yine Şekil 1.4’te gösterilen “Eski
Durum” ile ilgilenelim ve durumu temel hareket kanunu biçiminde ifade edelim. Bunun için
∆x genişliğindeki katmanın sol tarafında Pt ( x, t ) basıncının sağ tarafında da Pt ( x + ∆x, t )
basıncının olduğunu varsayalım. Bu katmana etki eden net kuvveti
∂Pt ∂P
Pt ( x, t ) − Pt ( x + ∆x, t ) = − ∆x = − ∆x (1.54)
∂x ∂x
olarak yazabiliriz. Hareket kanunu ( F = ma ) gereği bu net kuvvet kütle çarpı ivmeye eşit
olmalıdır. Söz konusu bölgedeki kütle ρ0 ∆x ve ivme de ∂ 2 X ∂t 2 olduğu için son prensip
bağıntısı

∂2 X ∂P
ρ0 =− (1.55)
∂t 2 ∂x
olarak bulunur.

Denklem (1.50), (1.53) ve (1.55)’teki üç prensibi biraraya getirerek değişim basıncının


(1.56)’deki bir boyutlu dalga denklemini sağladığını gösterebilir misiniz?

∂2P 1 ∂2 P
− =0 (1.56)
∂x 2 κ ∂t 2
Bu denklem akışkan hareketinin sadece tek boyutta olduğu varsayılarak çıkartılmıştır. Bu
çıkarım üç boyutta da yapılarak P ve X ’in

1 ∂2P
∇2 P − =0 (1.57)
κ ∂t 2
denklemini sağladığı gösterilebilir. Yukarıdaki bir boyutlu çıkarımlarda üç temel parametre
olarak basınç P , yoğunluık ρ ve yer değişimi {displacement} X kullanılmıştı. Bazı
kaynaklarda yer değişimi X yerine hız vektörü v kullanılır. Bu durumda denklem (1.53) ve
(1.55) yerine hız vektörü ile yoğunluk ve basınç arasındaki iki bağıntı üç boyutta
∂ρ
= − ρ 0∇ ⋅ v (1.58)
∂t
∂v
ρ0 = −∇P (1.59)
∂t

15
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

olarak verilir. Tek boyutta (1.58)’nin (1.53)’ye ve (1.59)’in de (1.55)’e eşit olduğunu
gösterebilir misiniz? Denklem (1.50), (1.58) ve (1.59)’i kullanarak değişim basıncının
(1.57)’daki üç boyutlu dalga denklemini sağladığını gösterebilir misiniz?

Denklem (1.57)’yı (1.35) ile karşılaştırırsak akışkan bir ortamdaki akustik dalganın
yayılma hızının

dP
cs = κ = (1.60)

ρ = ρ0

olduğu ortaya çıkar. Bu hızın elektromanyetizmada olduğu gibi sabit olmadığı, ısı, yoğunluk
ve basınca bağlı olarak değişim gösterdiği unutulmamalıdır. Akustik dalgaların hızı kabaca
suda ortalama 1430 m/s, havada ise 343 m/s olarak kabul edilebilir.

1.10 Akustik Sınır Koşulları

Şekil 1.2’de gösterilen iki ortam arasında yoğunlukların ( ρ01, ρ02 ) ve dalga hızının
göstergeleri olan κ1, κ 2 ’nin farklı olduğunu varsayalım. Bu durumda iki ortam arasındaki
süreklilik koşulları: Dik hız bileşenlerinin sürekliliği
nˆ ⋅ ( v1 − v 2 ) = 0 (1.61)
ve basınçların sürekliliği
P1 = P2 (1.62)
olarak ifade edilebilir. Bu sınır koşulları yoğunluklar cinsinden sırasıyla şu şekilde ifade
edilirler:
κ1 ∂ρ1 κ 2 ∂ρ 2
= (1.63)
ρ01 ∂n ρ02 ∂n
κ1ρ1 = κ 2 ρ 2 . (1.64)

Süreklilik koşullarının uç halleri olan ve akustik dalga analizinde özel yerleri olan iki
sınır koşuluna da burada değinmeden geçemeyeceğiz. Bunlardan birincisi katı cisim {rigid
body} yüzeylerinde görülen dik hız bileşeninin sıfır olması durumudur:
∂ρ
nˆ ⋅ v = 0 veya =0 (1.65)
∂n
şeklinde ifade edilebilir. Bu ifadelerin ikincisine homojen Neumann sınır koşulu da denir.
İkinci sınır koşulu ise basınç bırakma yüzeylerini {pressure release surface} tanımlayan
P = 0 veya ρ = 0 (1.66)
homojen Dirichlet tipi sınır koşuludur.

16
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN

1.11 Sorular
1) Aşağıda verilen zamana bağlı ifadelerin fazörlerini yazınız.
a) 3cos(ωt + π )
b) 6sin(ωt + π 2)
c) 0.5sin(ωt − π 3 − α )
d) 0.5sin(ωt − π − β x) − 7 cos(ωt + β x)
2) Aşağıda verilen fazörlerin zamana bağlı ifadelerini yazınız.

a) (1 − j )e jπ / 2

b) e− jπ / 2e− jπ / 3

c) 22− jπ / 2
d) (2 j ) j + j (2 − j )
3) 3cos(ωt − π 8) − 5sin(ωt + π 3) ifadesini fazörleri kullanarak sadeleştiriniz. Sonucu
sadece bir cosinus terimi olarak yazınız.
4) Aşağıda kartezyen koordinatları verilen noktaların küresel koordinatlarını bulunuz.
a) (x,y,z) = (1,0,0)
b) (x,y,z) = (2,0,0)
c) (x,y,z) = (0,0,2)
d) (x,y,z) = (1,1,0)
e) (x,y,z) = (0,-1,2)
f) (x,y,z) = (-3,-4,-5)
y
5) A(r ) = z xˆ + yˆ + x 2 + y 2 zˆ vektör alanını küresel koordinatlarda yazınız.
x2 + y 2 + z 2

6) A(r ) = R 2 sin 2 φ xˆ + R sin θ sin φ yˆ − sin θ sin φ zˆ vektör alanının kartezyen ve küresel
koordinat sistemlerindeki ifadelerini yazınız.

e− jkr
7) Bir antenin elektrik alan şiddeti E(r ) = sin θ θˆ şeklinde verilmiş. Bu alan şiddetini
4π r
kartezyen koordinatlarda ifade ediniz.
8) Aşağıdaki şekilde bir J (r ) = J xδ ( z )xˆ düzlemsel akım perdesi gösterilmiştir (fazör
olarak). Bu akım perdesinin boşlukta olduğunu varsayarak oluşturduğu elektrik ve
manyetik alan şiddetlerini z > 0 ve z < 0 için yazınız. (Not: z > 0 için +zˆ ve z < 0 için
de −zˆ yönünde ilerleyen düzlemsel dalgalar olduğunu varsayınız.)

17
GYTE ELM 444 A. Arif ERGİN
x

J (r ) = J xδ ( z )xˆ

E=?
H=?
z

y ε 0 , µ0

9) ψ (r ) = e− jk ⋅r ifadesinin skalar Helmholtz denkleminin ∇ 2ψ (r ) + k 2ψ (r ) = 0 bir çözümü


olduğunu gösteriniz.

10) Vektörel Helmholtz denkleminin çözümü olan E(r ) = E+ e− jk ⋅r elektrik alan şiddetindeki
E+ sabit vektörünün k dalga vektörüne dik olduğunu ( k ⋅ E+ = 0 ) gösteriniz.

11) Bir antenin ışıma alanındaki manyetik alan şiddeti şu şekilde verilmiş.

e− jkr
H (r ) =
r
( )
sin θ cos(3φ )φˆ + jθˆ .

Kartezyen koordinatları aşağıda verilen noktalardaki polarizasyonu bulun. (Not: eliptik


veya dairesel polarizasyonların sağak veya solak olduğunu ve lineer polarizasyonun da
yönünü belirtin.)

a) (100,0,0)

b) (100,100,0)

c) (0,100,0)

d) (-100,0,0)

18

You might also like