Professional Documents
Culture Documents
E Dergi
E Dergi
Maria Rilke’nin
Floransa günlüü
Ercan Ylmaz 14 Leyla pekçi yeni
romann anlatt
Ali Enis Diyapolu 13 ntihar lac’nn
hikâyesi
Hüseyin Atlansoy
Suskunluk Günümüzde kitaplar çok satan kimi yazarlarn milyonluk serveti konuulsa da böylelerinin says
suikastna bir elin parmaklarn geçmiyor. Yazar milletinin ba öteden beri ‘para’yla daime dertte. Tanpnar,
maruz kalm “Ya Rabbim, bana bir 5000 lira lütfet.” diye yalvaryordu. Para ve paraszlk yazarlar nasl etkil-
bir yazar edi, istemedikleri ilerde çalmak zorunda kalnca neler yaptlar, bol paras olanlar nasl
harcyordu? Dünyada ve Türk edebiyatnda yazarn para ile imtihann aratrdk. Sonuç mu?
18SEÇK
Varl bir dert parann, yokluu bin… Sayfa 8
Kitap
Zaman’nn
seçtii 2010
kitaplar
24
SNEMA
GÜNSEL IIK
Ahmet
Uluçay’a
armaan
34
USTA GÖZÜYLE
Recai
Güllapdan
ve rfan
Külyutmaz
tatilden döndü
Z A M A N G A Z E T E S Ý ’ N Ý N Ü C R E T S Ý Z AY L I K K Ý TA P E K Ý D Ý R . Y I L : 5 S AY I : 6 0 3 O C A K 2 0 1 1 PA Z A R T E S Ý
K A PA K 8 YA Z A R I N PA R AY L A M T H A N I
Zambaklar ehrine ve Salomé’ye minnetle 4 Kürt roman için klavuz 20 Yazmak üç defa 26
Heyy, burada bir romanc var! 5 Beyazperdenin airlerine 22 roni ve melankoli arasnda 26
Ooo... Müthiti 13 Bozkrda deniz gören adam 23 iirde mekân olarak tara 28
‘Kelimelerin mirac, en sarih niyetim bu’ 14 Noktalama bilmiyorsanz yazmayalm 24 Kastamonu’nun ilk akirdleri 32
06
yerine oturmas adna verilen
çabalara hep yukardan
bakan bir ‘merkez’in
dönüümüne eiliyor.
A da’ demek mümkündür pekâla. Varsa
mutluluk, o da ‘yazma’ sürecidir. yi
dizeler, iyi metinler yazarn gülüm-
setir elbette. Yaz insanlarnn
mutsuzluunun ‘görünür’ bir sebebi
de ‘para’ mdr? Yokluu bin, varl
27
Kozmos’taki Tek Hakikat’te
bugün, slam’n ancak
kabuuyla yaandn
ortaya koyuyor.
10 29
dil, detay, karakter, diyalog, Tanpnar, günlüklerinde “Ya Rabbim bana bir iir algsn ele alrken, yeteri
gelenek ve gerçekçilik gibi 5000 lira lütfet. (…) Bir kere u para ilerinden kadar irdelenmemi bu döne-
edebiyatn temel kurtulabilsem, son derece zeki, dikkatli ve mi ve airlerini bir akademis-
soukkanl olurum.” diye haykryordu.
kavramlarnn peinde. Neresinden baksanz kkrtc bir konu… yen tavryla görünür klyor.
2011 ylnn bu ilk says yeni bir yln
cvltsn yanstyor. Kitap Zaman’nn seçtii
2010’un en iyi 30 kitab, bir bakma hafza
Rita Felski, Edebiyat tazelemeyi, okuyamayanlarn yeniden onlara Prof. Dr. M. Fatih
Ne e Yarar?’da dönmesini salayacak. Söylei konuumuz Leyla And, son dönem
tarihsel perspektifi pekçi, yeni roman Ate ve Bahçe’yi anlatt. Türk iirine
Günümüzün iyi airlerinden Hüseyin Atlansoy
skalamayan bir kült kitab ntihar lac’nn hikâyesini yazd.
eiliyor. Yahya
okumay, edebiyat Emre Ayvaz, D. H. Lawrence’n portresini kale- Kemal’e, Necip
12 30
kuramn önemli ölçüde me ald. James Wood’tan Rita Felski’ye, Alaattin Fazl’a, Cahit Stk’ya,
tanmlamaya devam eden Karaca’dan Fatih And’ya, Seyit Göktepe’den Tanpnar’a, Necatigil’e dair
duyarla kar bir ‘gayri mani- Gökhan Özcan’a pek çok yazarn kitabnn deerlendirmeler ve
festo’ olarak nitelendiriyor. tantm ve eletirisi, sizi okumaya davet ediyor. incelemeler yapyor.
yi okumalar...
30
REKLAM GRUP BAÞKANI: HAKAN DÝKMEN REKLAM SATIÞ
16
hiçbir eye inanç duyamayan,
KOORDÝNATÖRÜ: ALÝ DEMÝRHÝSAR, MUHAMMET YILMAZ SEKTÖR
öretmenin dilinden çözüm-
mülk edinmekten kaçnan, YÖNETÝCÝLERÝ: CENK AYTUÐU süz görünen sorunlarn
YAYIN TÜRÜ: YAYGIN SÜRELÝ ADRES: ZAMAN GAZETESÝ 34194
çocuk sahibi olmay hayal YENÝBOSNA-ÝSTANBUL TEL: 0212 454 1 454 (PBX) FAKS: 0212 454 14 96
yansmalarn ve terk edile-
bile edemeyen bir yazar. REKLAM TEL: 0212 454 82 47 BASKI: FEZA GAZETECÝLÝK A.Þ TESÝSLERÝ meyen önyarglar anlatyor.
HTTP://KÝTAPZAMANÝ.ZAMAN.COM.TR
HER AYIN ÝLK PAZARTESÝ GÜNÜ YAYIMLANIR
KÝTAP ZAMANI
GÜNLÜK 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
R ERCAN YILMAZ
4
KÝTAP ZAMANI
ROMAN 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
5
KÝTAP ZAMANI
DÜÜNCE 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
E A. YAVUZ ALTUN
rgenekon iddianamele-
ri gün na çktnda,
gündeme gelen konular
arasnda u soru dikkat çekmiti: Bu
kadar farkl çevreden insan, nasl bir
araya gelmi olabilir ki? Bir yönden
Arz Ederim, ‘yanda medya’ de-
nilerek küçümsenen ve böylece ga-
zeteciliin yerli yerine oturmas adna
verilen çabalara hep yukardan bakan
bir ‘merkez’in dönüümünü anlatyor
genelde. Özelde ise her devrin kendi
küçük hikâyesini aktaryor okuyucuya.
Zengin bir malzeme ile 28 ubat süre-
künü fâ ederek ilerliyor. Bunda, iyi bir
gazeteciliin gereklerini uzun süre ye-
rine getirememi olmann pimanl
da hissediliyor. Zafer Özcan, Aksiyon
dergisinde yllarca “medyann habe-
rini” yaparken, gerekçelerini de öyle
açklyor: “Türk medyasnn, gazete-
ciliin temel ve evrensel prensiplerine
kez Türk Silahl Kuvvetleri’nin (TSK)
ihmalleri gündeme gelmiti. Gelime-
ler, merkezde bile TSK eletirilerinin
yer almasn salam ve önemli bir
krlmaya sebep olmutu. Bu deiimi,
Ergenekon soruturmasnn bigâne
kalnamayan toplumsall izledi. Er-
genekon davalar kamuoyunu o kadar
haklyd bunu dile getirenler; sank- cini takip etme imkân veriyor; medya kar direnci, haberciliin bizzat kendi- yakndan ilgilendiriyordu ki, toplum
larn arasnda 12 Eylül döneminde patronlaryla siyasîlerin çekimelerini, ni haber konusu haline getiriyor.” bu sürece sütunlarnda yer vermeyen
ikence edenlerle, ikence görenler asker-sivil ilikilerinde medyann ro- Medyann güç odaklaryla kurduu medyaya güvenini yitirdi.
yan yana yazlmt. Ancak Ergenekon lünü ve hâlen ciddi admlar bekleyen iliki denkleminin, önemli ayaklarn-
soruturmasnn balamasndan ksa sorunlar ele alyor. Eskiden gazetecilik dan birisi de ticaret/ekonomi aya olsa TASFYE SEZONU
süre önce Cumhuriyet gazetesi Baya- kitaplar, Babâli efsanesine selam du- gerek. 1990’larda güçlü medya patron- Bugün gelinen noktada, medyann eski
zar lhan Selçuk’un kaleme ald bir rur, gazeteciliin tekrar o samimiyete larnn iktidar üzerindeki müdahale gü- alkanlklarn devam ettiremeyecei
yaz, ipucu olarak okunabilirdi. 9 Mart ermesini temenni ile balard. Bugün cünü, ancak bugün idrak edebiliyoruz. aikâr. Rejimin bekçiliini yapan, statü-
1971’de baarsz bir darbe giriimin- ise durum deiik; artk çou medya Gerek devrin önemli aktörlerinin itiraf- koya yahi çeken bir gazetecilik anlay-
den sonra Ziver Bey Kökü’nde “mi- analizi darbe dönemlerinin günah yü- lar, gerekse Ergenekon süreci medya- nn hâlâ direndiini ve bu gidile daha
safir edilen” lhan Selçuk, 2007 nn gizli tarihine k tutuyor. 1991 ile çok kitaba konu olacan söyleyebiliriz.
genel seçimlerinden hemen 2002 arasndaki koalisyon hükümet- Ancak durum u ki; ‘yanda medya’
önce, “Ben ikencecileri- leri devrini yönlendiren patronlarn, etiketiyle küçümsenen medyada, iyi
mi affettim, siz de edin.” gazeteler üzerinden verdikleri sava, “gazetecilik” yaplmaya baland bile.
diyecekti. Bir zamanlar denklemin nasl iletildiini gösteriyor. Mehur tartmada denildii gibi, med-
ikencehanelerde kar Sözgelimi Fehmi Koru, gazetecilerin yada “tasfiye” sezonu açlal çok oldu.
karya gelen figürler, “patronlarnn ilerini takip ettikleri- Halihazrda, çok sayda isim takntla-
“ulusalclk” etrafnda ni” söylemiti. Hürriyet’ten gönderi- rn aamad için köesini terk etmek
halelenmi ve Erge- len Emin Çölaan da, Aydn Doan’n zorunda kald. 2007 ylndaki “seçim
nekon iddianamele- ekonomiyle ilgili baz konularda hü- facias”, 2010’daki referandum kâbusu,
rinde ilenen darbe kümeti eletirmemesi için kendisine hadiseleri seyrederken bavurulan
planlarna birlikte ricada bulunduunu anlatmt. Sanki yöntemlerin slna ve eskimiliine
imza atmlard. meslein doasym gibi karlansa defalarca iaret etti. Arz Ederim, geç-
da bu durum, Babakan Recep Tayyip miin arivini tutup tuhaf bir “haber-
MERKEZN DÖNÜÜMÜ Erdoan, Aydn Doan’ iaret ederek, cilik” anlaynn deifresini yaparken,
2002’den 2010’a kadar “Babakanlar pijamayla karlayan gelecee dair baz ipuçlar da sunuyor.
geçen süreçte girdii bü- medya patronlar” meselesini sklkla Tasfiye olmann, yalnzca deiime de-
tün seçimlerden zaferle hatrda tutuyor. Medyadaki yarlma ve il, gazeteciliin evrensel deerlerine,
çkan AK Parti, karsnda normalleme sürecine atfta bulunur- insan haklarna ve demokrasiye diren-
böyle karmak bir “muhale- ken, “411 el kaosa kalkt”, “Muhtar mekten kaynakland ortaya çkyor.
fet” bulacakt. Ergenekon sü- bile olamaz!” gibi manetleri de Bu direnç, toplumun meru talepleriyle
reci, bu garip yapnn içerisine gündeme getiriyor. gazetecilerin (daha özelde köe yazar-
tutunmu “gazetecilii” de deif- Hükümetin medyayla ekono- larnn) arasndaki makasn açlmasn
re etti. Zafer Özcan’n Arz Ederim mi arasndaki ilikileri dönütür- salyor. Ancak görünen o ki, “rejimin
kitabnn önsözünü yazan Alper mesinin ardndan, Zafer Özcan’a bekçisi” olarak görülen medyann, za-
Görmü, bu tür gazetecilii, göre, 2008’de Taraf’ta balatlan man içinde “demokrasi bekçisi” kva-
“muhalefetle dümanl bir- “Gerçekleri açklyoruz!” tarz gazete- mna varaca ümidi de giderek art-
birine kartran” tarz nedeniyle cilik, “merkez medya”nn etki gücünü yor. Arz Ederim’in kaynak zenginlii ve
eletiriyor. Görmü’e göre bu tarz ciddi anlamda sarst. Özellikle Aktü- meseleleri ele al biçimi; yani medya-
LLÜSTRASYON: ZAMAN, CEM KIZILTU
gazetecilik yapan ve genelde sta- tün ve Dalca basknlaryla, ya tuttuu mercek, haberciliin klcal-
tükoyu korumakla kendini so- belki de 25 yllk terörle larna inilerek uygulanrsa, ihtimal ki,
rumlu hisseden “gazetecilik”, mücadele döneminde ilk bu ümit daha da güçlenecek.
laik-bürokratik medya kategori-
sindeydi. Yalnzca bu da deil, 1990’l
yllarda serpilip gelien “patron med-
yas” tek boyutlu ve tarafl olmakla
maluldü. Görmü, 2002’de iktidara
gelen AK Parti’nin ‘kendi medyas-
n’ kurma çabasn da öyle açklyor:
“Bu ülkenin medyas eletirellikle
muhaliflii, muhaliflikle düman-
l birbirine kartrmam olsayd,
muhtemelen iktidar partisi de böyle
bir tedbire bavurmayacakt.”
6
KÝTAP ZAMANI
KAPAK 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
M YELDA EROLU
ömrünün son demlerinde kars olacak nu ancak gelir vergisi müdürlüü kapsna air Alexander Pope’u vurur. Güney Deni-
Madam Hanska’yla bu sayede tanr. dayannca idrak eder “armtm. Yaz- zi adl irketin hisselerine para yatran air
Dostoyevski o kadar uyank deil- dklarmdan elde ettiim geliri yazarlktan mutluluktan dört köedir balarda “Her gün
dir; ikinci ve nihai evliliini bir steno kz- elde edilmi bir kazanç olarak görmüyor- u ya da bu hissenin kazandracana dair
la yapar. Nedir ki Anna’nn fakirliini dum”. Yazaca kitap saysn bile gelir ver- haberleri dinliyorum, zenginleme arzusu
telafi edebilecek bir ev idaresi yetenei gisi oranlarna göre planlar “Ylda bir kitap içinde iki misli keyfim yerine geliyor”. Ne
vardr. Para konusunda karakterlerine yazmam yeterli olacakt. Eer ylda iki kitap var ki iler umduu gibi gitmez ve hisseler
rahmet okutacak denli safça kocasn yazarsam, elimde kalacak para aa yukar elinde patlar. Bir vakitler zengin olma fikriy-
çekip çevirmeyi bilir. Dostoyevski’nin bir kitaptan alacam paraya eitti”. Yakn- le içi kpr kpr olan air buruk bir ahlakçla
tek para saçma yöntemi kumar de- larna doum günlerinde ya da bayramlar- çark eder “Tanr’nn açgözlüleri de tpk gü-
ildir; tüm yoksul akrabalarnn ge- da çek yerine kitap gelirini verme cinlii de nahkarlara yapt gibi kendi yöntemleri ile
çimini temin etmeyi boynuna borç Christie’ye aittir. Hâlâ çok satanlar listesin- cezalandrdn düünüyorum. Dülerinde
bilir. nsanlara olan sonsuz güveni den inmeyen yazarn hediye çekleri bir nevi dü gördüler ve uyandklarnda ellerinde
yüzünden defalarca kez dolandr- altn yumurtlayan tavuklar gibidir. hiçbir eyin olmadn anladlar. Güney
lr. Scak paraya olan ihtiyacn açk Denizi’nin tufan, eski tufann tersine birkaç
ettii için yaynevleri tarafndan sö- HSSELER VE ROMANLAR… dnda tüm günahkarlar bodu...”.
mürülür. Kapsna gelen hiçbir di- Gelmi geçmi en hesapç yazar olan Bal- Parasn bo çkan altn madeni hissele-
lenciyi geri çeviremez vs… Tuhaftr zac da terzisine olan borçlarn, romanla- rinde yiyip edebiyata snan Mark Twain,
ki bunca eli açk olan yazarn en rnda onu öve öve göklere çkararak öder. “nsann yaamnda spekülasyon yapma-
ünlü anekdotlarndan biri, verdi- Ünlü olmadan önce saysz takma isim- mas gereken iki dönem vardr. Biri bunu
ine deil aldna dairdir. Yazar- le saysz ucuz roman yazarak para kaza- yapamayaca dönem, dieri de yapabi-
mz Avrupa’dayken Turgenyev ve nr. Yazdklarndan kazand paralar ina- lecei dönemdir” sözleriyle ifade eder son
Herzen’e mektuplar yazarak borç nlmaz ticari spekülasyonlarda yer. Zengin pimanln. Borsadan öyle dili yanmtr
ister. Herzen onu bandan savar olma hrs öyle gözünü karartr ki roman- ki “Ekim, hisse spekülasyonu yapmak için
(Dostoyevski kindarca Herzen’in larndaki karakterlerin saçmalk addettii ti- özellikle tehlikeli aydr. Ondan sonra ka-
sosyalistliiyle birlikte para sev- cari spekülasyonlara atlacak kadar mantk- sm, aralk, ocak, ubat, mart, nisan, mays,
gisinin de keskinletiini ya- szlar. Yapt en akllca yatrm, Madam haziran, temmuz, austos, eylül gelir” diye
zacaktr sonralar); Turgenyev Hanska’yla birbirlerine ak olduklarn- uyarr kendisiyle ayn hrs paylaanlar. Bu
ise 50 thaler gönderir. Borç bir da evlenebilmek için kadnn zengin koca- isimlerin tersine Emily ve Anne Bronte bor-
müddet sonra ödenir ancak yl- sndan boanmasna kar durmasdr. Za- sadan pekala da para kaldrmay bilirler.
lar sonra Turgenyev alacann ten Mösyö Hanska’nn salk durumu hiç
50 deil 100 thaler olduunu de parlak deildir, u dünyada geçirece- ROMAN DAHA ÇOK PARA GETRR
iddia eder. u durumda Dos- i topu topu kaç yl kalmtr… ki rasyonel Yusuf Ziya Ortaç, ‘Portreler’inde iirlerine
Dostoyevski toyevski borcuna sadk ol- âk zengin kocann ölmesini beklerler yl- nasl paralar aldn ballandra balland-
mayan bir yalanc durumuna larca. Vuslat biraz fazlaca gecikecek; Balzac ra anlatr. Daha gencecik bir ‘air aday’
dümütür. Eski mektuplarn nihayet zengin dula kavutuktan birkaç ay iken Abdülhak Hamid’ler, Cenap’lar, Ziya
bulunmasyla sorun çözülür sonra ölüp gidecekmi ne gam… Balzac’n Gökalp’lerle tanp onlarn meclislerine
ancak edebi dedikoducular hesap yapma arzusu o kadar keskindir ki bada kuran Yusuf Ziya, iki üç yl içeri-
bir yüzyl sonra bile bu olay müstakbel nianlsn görmek üzere ilk sinde ‘yazlar para eden’ bir adam olu-
kapatmamakta direnecektir. defa Ukrayna’ya gittiinde, devasa aaçlar- vermitir. lk ‘telif ücreti’ni aldnda 18
Yoksulluk, müsriflik la kapl uzayp giden korulara bakarken ro- yandadr. Hece vezniyle yazd ilk man-
ve pintilik nihayetinde mantik dülere dalacana aaç ticaretine zumesini Bilgi Dernei toplantsnda anl
ar durumlardr ve her dalar “u sralar Fransa’da demiryolu dö- anl airler içinde okumu, Ziya Gökalp
arlk gibi yazara ya- emeleri için araziler dolusu mee odunu- de bu iiri beenip Türk Yurdu’nda yayn-
kr. Yazarn imgesini na ihtiyaç var ve o kadar mee odunu yok”. lamtr. Dergiden sapsar bir altn lira al-
asl bozan ey; hesaba Dünyadan geçmi yazarlarn simge- mtr ki bu onun kalemiyle kazand ilk
kitaba bulamaktr. si Kafka ise salksz çalma koullar içine paradr. Artk Türk Yurdu Mecmuas’nda
dokunan bir asbest fabrikasnn sahibidir. çkan her iirine bir sar altn alyordur.
HESAP KTAP ADAMI Yine de onbe yl garantili ve vergisiz yüzde Onca romann yazar Hüseyin Rahmi
OLARAK YAZAR 5,5 kâr vadeden sava tahvillerine kaytsz Gürpnar, edebiyatçlarn daima maiet bu-
Bir kadnn geçimini kalamaz. Vakti zamannda Daniel Defoe da nalts içinde yaadklarn söylemi ve öyle
mutlaka kocasnn te- batk gemileri çkartp içindeki altnlar pay demitir: “Meslein bugünkü besleyicilii,
min etmesi gerektiini etme iddiasndaki bir irketin hisselerine öldürmeyecek kadardr.” Musahipzade Ce-
savunan ve geliri ko- kaytsz kalamam ve birkaç silah ve gemi lal de, “Edebiyat, yaz yazmak, umdurup,
casnn gelirini katla- bacasyla evinin yolunu tutmutur. Sonra- undurmayan bir itir. Kaleminizle bir çr
d zamanlarda bile snda, “Bir patent tacirinin oldukça elen- açp ne kadar çalsanz, ne kadar yorulsa-
meslek hanesine “ev celi hikâyesini yazabilirdim. Oradaki enayi nz, ün alp parmakla gösterilseniz, sonu
kadn” yazmakta di- de bizzat kendim olurdum” diye yazacak- bir hrka bir lokma bile deildir.” der. Reat
reten Agatha Christie tr. Bu “enayilik” Defoe’nun iflasna sebep Nuri Güntekin ise ‘geçinmek’ten geçinme-
için kitap demek he- olacak müflis tüccar borçlarn ödeyebilmek ye fark olduunu söyledikten sonra öyle
sap demektir. Chris- için roman yazmaya balayacaktr. diyecektir: “Geçinmekten maksadnz, ken-
tie “yazar” olduu- ngiltere’deki bir dier finansal kriz ise diniz ve çoluk çocuunuz için oldukça rahat
Franz Kafka Orhan Kemal
9
KÝTAP ZAMANI
KAPAK-EDEBYAT 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Kurmacann kuytularnda
Kurmaca Nasl ler? adl kitapta akademisyen ve deneme
yazar James Wood, Henry James’le balayarak anlat, dil,
bir hayat temin etmekse bugün için yalnz dir?” sorusuna Çelebi, u cevab veriyor: detay, karakter, diyalog, gelenek ve gerçekçilik gibi
edebiyatla geçinemezsiniz. Mutlaka da- “Herhâlde memuriyet deildir. Meselâ
edebiyatn en önemli mefhumlarn yeniden tanmlyor.
rda bir i aramaya mecbursunuz. Fakat ben memurum. efim benden on ya
açlktan, souktan ölmemeye yaamak, küçük olduu hâlde bir aire gösterilmesi KURMACA NASIL LER?, JAMES WOOD, ÇEV.: EKN BODUR, AYRINTI YAYINLARI, 160 SAYFA, 10 TL
geçinmek derseniz, mümkündür.” Ge- gereken saygy göstermiyor bana. Yann-
çinmek meselesi elbette yazlan yaznn da sigara içmemi bile aykr buluyor. Her
türüne göre deimektedir. Reat Nuri de air memura öteki memurlardan daha
bunu söyler ki hakldr. “Mesela roman, çok sayg gösterilsin demiyorum. Ama
iirden daha çok okunur, satlr ve muhar- yazlariyle, kitaplariyle memleket sana-
rire nispeten daha fazla para getirebilir. Bu tnda gerçek deeri tannm bir sanatkâra
itibarla bugünkü romanc, bugünkü air- sra memuru muamelesi yapmak ayptr.
A
den çok daha zengin bir insan saylr.” Bir memleket sanatkâra gösterdii sayg
ölçüsünde yükselir.” Devrinde ‘Krtpil’
‘HÇBR ZAMAN BU KADAR SEFL OLMADIM’ lakabyla anlan Ahmet Hamdi Tanpnar
air Asaf Halet Çelebi de paraszlk- kadar paraszlktan ikayet eden yazar ORE ORUÇ ve tpk bir yazar gibi detaylara merakl
tan az çekmemitir. 1953 tarihli Akam azdr. Profesör yaplarak üniversitede olan avare kahraman tiplemesini yarat-
Gazetesi’nde yaymlanan röportajnda, görevlendirilmi ve milletvekili seçilmi kademisyen, deneme masndandr. Avare kahraman, Wood’un
“Sizce air için en iyi yardmc i ne- olmasna ramen hep paraszlktan ya- yazar ve romanc James teorik bagajnn en önemli nesnesidir,
knan bir yazar olmutur. Öyle ki zaman Wood, Kurmaca Nasl ler? (How Ficti- ona göre, avare karakter gerçek hakknda
zaman kumara ve piyangoya bel balar on Works?) adl kitabnda, “Birçok genç konumamz salayan bir kurmaca pa-
Tanpnar. Prof. Dr. nci Enginün ve Prof. okurun ne kadar dikkatten yoksun ol- radoksu yaratr: Anlatcnn ya da yazarn
Dr. Zeynep Kerman’n yayna hazrlad
duunu görmeniz için edebiyat eitimi casusu ilevini gören avare kahraman,
Günlük’lerindeki u cümleler tüm yaa-
vermeniz yeterlidir” diyor ve dikkatliliin ezamanl olarak hem ‘gerçek’- ‘yaayan’
dklarn özetliyor “(…) Remzi’den 150
canl emsali olduunu bizlere kantlyor. bir yazar hem de gerçekten bir yazar ol-
istedim, 50 aldm. erif’ten hiç ümit yok
(...) Hiçbir zaman bu kadar sefil olmadm, Henry James’le balayarak kendi kanonu mayan gibi görünür.
bu kadar biçare, haysiyetsiz ve acnacak. içinde yer alan yazarlarn edebiyatn mer- Wood, tpk, post-modern duru ad al-
Yarabbim bana bir 5000 lira lütfet. (…) cek altna alan Wood; anlat, dil, detay, tnda toplanabilecek ve ban Jameson’un
Bir kere u para ilerinden kurtulabilsem, karakter, diyalog, gelenek ve gerçekçilik çektii “üstyorum” düünürleri gibi; ede-
son derece zeki, dikkatli ve soukkanl gibi edebiyatn en kallavi mefhumlarn biyatn karsna, muntazaman, konuan
olurum. Bu meseleyi halletmem lâzm. yeniden tanmlyor. Wood kendi yazma kiinin bilerek ya da bilmeyerek yannda
Yarabbim Türk münevverinin tali’i! Ve tecrübesini de peykesine katp iklovski, getirdii bir hayat tasavvurunu, dilini ko-
bütün Türkiye’nin tali’i. Fakat bizler ha- Barthes ve Genette gibi formalist-yapsalc yan teori geleneini birçok bakmdan alt
kikaten bedbahtz. (…) Cebimde yalnz teorisyenlerden de ilham alyor. Wood, eder. Ona göre edebiyata böyle bakmak,
bir lira var. Kendimi dün akamdan beri teorik sorulara pratik cevaplar vermeye; aslnda önceden belirlenmi bir edebiyat
küçülmü, biçare buluyorum. Paraszl- teknii hayatla bartrmaya çalyor. tasavvurunu, metnin ve yazarn tasavvu-
m baz hastalklar gibi hemen hemen Aktüel yazarlk tecrübesinin esin- ruyla haksz yere çarptrmaktr. Wood
hiçten balad, büyüdü, çoald, beni ledii, kurmacann hem gerçek hem de anlatc ekilleri, karakter tipolojisi, gele-
Ahmet Hamdi Tanpnar altna ald. Etrafm alacakl ile dolu. yapma olabilecei teziyle kar karya- nek tasavvurlar, gerçekçilik üsluplar ara-
Cebimde borç senetleri var. u anda yz. Yazar, yapma olann tekniini terih snda yaplan ayrmn, daima, bir önbelir-
yalnz borçla ve atfetle yayorum ve ederken edebiyat edebiyat yapan detay- lenime ve seçime tabi olduunu hatrlatr.
Tolstoy
bu borç beni çldrtacak.” lar dolama sokuyor. Detaylar bütünü
hakkndaki bir soruturma, baka soru- METN ODAKLI TEORLER
EY OKUR HABERN VAR MI? turmalara da neden oluyor: Metnin bak Derin olsa dahi bir ekilde gösterilebile-
Evet; yazarlar da modern dünyada açsnn izinin sürülmesine imkan tanyan cek yapy arayan yapsalc tasavvurun,
yaamay becerebilen her insan gibi mecaz ve tebih kavram; metinde kimin, metinde teknik ve formu kalk nok-
parann kymetini bilirler. Bazen
nasl konutuu hakkndaki karmaas tas telakki eden formalist tasavvurun
tatl tatl bazen de ac ac örenirler
bol anlatm teknikleri (birinci ahs, üçün- pek ehemmiyetli olduu unutulmamal.
bunu. Ne var ki bu tecrübeler on-
cü ahs, serbest dolayl ve bilinç akl an- Unutulmamas gereken dier bir nokta
larn edebiyatn da dorudan etki-
ler. Ya para kazanmak için takma latm); metinde konuanlarn metinle ili- da, metin odakl teorilerin çou zaman,
adla ucuz romanlar yazarlar ya da kisini aça çkaran anlatc ekilleri (her metnin kendisini mükemmel telakki et-
insanüstü bir çalma temposuy- eyi gören ve bilen anlatc, güvenilir anla- mesinden kaynaklanan bir determiniz-
la eserlerini yaynevlerine yeti- tc, güvenilmez anlatc); metnin gerçee mi haiz olduu. Eer bir cümlede geçen
tirmek zorunda kalrlar. Bütün en yakn öesi olan karakter tipolojisi (düz herhangi bir kelimenin dahi, hem metnin
bunlardan okurun haberi var karakter, karmak karakter). yapsn oluturup hem de metnin yaps
mdr peki? Ya da öyle diyelim: tarafndan belirlendiini düünüyorsanz
Yazarn yoksulluu, parasz- ROMANCI ÜÇ DLLE ÇALIIR - metnin yaymlanm halinin bir ‘son’
lkla imtihan okurun ne kadar James Wood bütün bu detaylar yekunuy- olduunu batan kabul ederek,- metnin
umurundadr? Bizim zevk için- la dil üzerinden hesaplamaya çalyor. bitmilii üzerinden konumanz gereke-
de, hülyalara dalarak okudu- Wood’a göre, romanc her zaman üç cektir: Metnin ‘açkl’ nerede kalmtr?
umuz harikulade romanlarn dille çalmaktadr: Karakterin dili, üslu- Wood’un yapmaya çalt, bir paradoks-
kaç acaba rahat ve huzurlu bu ve tasavvuru; anlatcnn, romancnn ta asl durarak, metnin açkl mefhumu-
Mark Twain bir yazarn elinden çkmtr? ve gündelik dilin üslup ve tasavvuru ile nu, detaylarla düünmektir. Yazarn, ede-
Edebiyatla parann ilikisi as- kaynamaktadr. Ortaya serilen detaylar biyatn ve edebiyat teorisinin en büyük pa-
lnda sandmzdan daha toplam, daima, “varln yuvas” olan radoksuna bir cevap aramak gibi bir endi-
derin ve çetrefillidir. Parasz- dille iliki içindedir ve kurmacann yap- esi olmadn, sorunun kendisinin yanl,
lk da para hrs da sonuçta mal ya da gerçek(çi)lii dil tarafndan edebiyat ve hayatn zaten her zaman pa-
sadece nicelii deil, edebi- belirlenmektedir. Edebiyat ve hayat ara- radoksal bir karakteri olduunu düündü-
yatn ‘kalite’sini etkileyebil-
sndaki manivelay böylece tayin eden ünü görüyoruz. Kitabn bal bana para-
mektedir. Bugün deien
Wood, anlatc üzerine eilmeye balar. doksal duran son cümlesi, Kurmaca Nasl
bir ey var mdr? Eserleri
Kendi mahremini, ‘sfr derecesi’ni, kii- ler? benzeri soruturmalarn henüz son-
çok satan ve iyi kazanan
birkaç yazar dnda ede- selliini korumaya çalan modernist üs- lanmadn ve de hiç sonlanmayacan
biyatç milleti yine maiet lupçuluun babas olan Flaubert’le bala- gösteriyor: “Gerçek yazar, yaamn özgür
motorunu yürütebilme- yan edebiyat sergüzeti, kiisel bir Avrupa hizmetkâr, sanki yaam, romann bugüne
nin derdindedir. Balzac’n kanonunda, hiç kapanmayacakmçasna dek ele geçirdii her eyin ötesinde bir ka-
zengin bir dul bulma rü- dolanan bir çember hüviyetine bürünür. tegoriymi gibi, sanki yaamn kendisi ge-
yasna kaplmayan kaç Flaubert’in ehemmiyeti, geni zama- lenek olmann kysndaym gibi davran-
yazar sayabiliriz? nn hikayesini kemaliyle kullanabilmesi mak zorunda olandr.”
10
KÝTAP ZAMANI
EDEBYAT 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
“
E SELM SALH
12
KÝTAP ZAMANI
BR KTABIN HKAYES
Ooo... Müthiti
Hüseyin Atlansoy 1985’te yaymlanan ntihar lac adl kitabnn
hikâyesini yazd: “Bir yl geç kalmtm. Ancak kitap çktnda
genel olarak çevremde oluan bu kadar erken böyle bir eser nasl
olur düüncesiyle beliren hayret ve aknl unutamam.”
M HÜSEYN
ATLANSOY
13
KÝTAP ZAMANI
SÖYLE 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Y
Leyla pekçi
AL ENS k süreciydi. Siyasetin diliyle toplumsal Bakas Olduun Yer’in baz bölümlerin- çünkü. Bu, paylamak deil mi? Okurla
DYAPOLU gerçekliklerimizi anlamaya çalyordum deki gibi yer yer nara da atsam, yer yer iç yazarn birlikte çkt bir yolculuk. Gere-
azarlnzda bence temel pa- gündelik yazlarmda. Ve ayn zamanda çekilerimi, dualarm da yanstsam, ro- kirse kendi alfabemizi yapar, sesli harf-
rametrelerden biri “ses”. Önceki da araylarmzda bizi var eden bazen manlarmn sesi hep iç ses. Yazmak biraz lerimizi birlikte saptarz! Neyin pein-
romannz Bakas Olduun Yer’le, de yok eden bir iç sesi iitmeye çal- da bu benim için. Bir öykü anlatmaktan deysek; en dip derinliklerimizden bulup
henüz çkan Ate ve Bahçe arasnda yordum. Önce ‘krk düzyaz’ tabir etti- ziyade bir hal anlatmak. Hal olmak. Ses, onu çkarmak adna, ona en çok yaraan
be yl var. Evvelinde de bir “sessizlik” dönemi im bir üslupla yazmaya baladm Ate bu durumda içerii de belirliyor büyük kelime terkiplerini kurmaya, kurgula-
mevcut. Gazete yazlarnzda da “sese ses olmak” ve Bahçe’yi. Zamanla iir oldu. Derken ölçüde. Ate ve Bahçe’nin sesi için belki maya çalmak... Mesele bu benim için.
gibi bir kaygnz olduunu düünüyorum. Ksk yolculuklar sonras romana evrildi. Ro- bellek titreimleri diyebilirim. Tüm s- Metaforik olarak bir gece yürüyüünden
ses mi, gür ses mi? Yahut hangi zamanlarda ksk, manda öyle bir biçem kurabileyim ki, iç nrlar ortadan kaldran bir devam edii bahsediyorum u an size. Birlikte çkt-
hangi zamanlarda gür ses Leylâ pekçi için? sesimizdeki bu kuatc ruhu yakalaya- duymay deniyorum romanlarmda. mz bu yolculuun mecazlarn merak
Bu son be yl içinde çok fazla dil konu- bileyim istedim. Benim için daha iitilir “Roman” türünün imkânlar sr deil. Gö- ediyorum. Kesimelerimizin, bulumala-
tum aslnda. Romanmdaki kahramann olan iç ses çünkü. rünürlüün veçhelerinden biri olduu da. Lakin rmz ve ayrmalarmzn, vedalarmzn
memleketin dousunda yapt yolcu- Bakalarn anlamann en direkt sizin “roman”dan murat ettiiniz eyin/eylerin hakikate giden yolda ayak izlerini takip
luklar yaptm. Taa, topraa ve örttük- yollarndan birinin, onlar sustuu dil- farkl olduunu düünüyorum. Yanlyor muyum? etmeyi, yeni izler brakmay...
leri tanklklara dedim. Issz mezralarda lerde iitmek olduunu düünüyorum. Kelimelerin mirac! En sarih niyetim bu. Romannzn ad Ate ve Bahçe. Bunun bir
sabah bekledim. Tünellere, maaralara Her ey kendi dilinde konuur da bizler Niyetim bu istikamette seyretmek yal- alegori olduunu, üstelik kadim bir alegori ol-
girdim. Üst üste ylan anlarn kozmik ancak sükûta erdikçe bunu duyabiliriz. nzca. Olaylar kurgulamak, dediim gibi duunu, kitab okuyan herkes anlayacak, fakat
belleimizdeki izine dokunmaya çal- Tabii içimizden konutuumuzu ve ses- romanda benim birincil amacm deil. Bir Divan iirinden Ahmet Hâim’e, Hâim’den bu-
tm. Bir yandan da memleketimizin ken- sizlikte bile anlaabildiimizi fark ederiz. güzellik çarsn aramzda. Güzellik ke- günlerde yazlan iire dek gelen bu metaforlara
di mazisiyle ilgili hakikatlerin ortaya ç- Bir nevi anadildir bu. çimizden biliriz. limelerin kast ettii manay da yükseltir atfettiiniz eyleri ayrca merak etmekteyim ben.
14
KÝTAP ZAMANI
SÖYLE 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Okur, roman boyunca atein de bah- Roman okurken aklmdan geçen eylerden
çenin de birbirinden deiik imgeler biri u oldu: “Tasarlanm/örgütlü mulaklk”.
olarak kullanldn görecektir. Benim Çok mu “yaktrma” olmu aklmdan bu geçen?
bu metaforlara atfettiim eyler bazen Evet, bunu böyle yorumlamanz beni
saniyelerle deiiyor. Atein yakmad çok sevindirdi. Hakikatin bizleri kucak-
bahçelere çkabilmenin bin bir yolu olsa layndaki biriciklii düündüm roman
gerek. Ya da bahçede atee kesmi bir çi- yazarken. Herkese yansyan bu biriciklik
çek olmann... Romanmdaki izleklerden ortak algmzda mulaktr zaten. Perdeli,
biri de çok eskiden yaklm bir mumun gölgelidir. Belirsizdir hakikatin metafor-
sönmeyen alevi. Bahçenin de bahçe ola- lar. Ate ve Bahçe, ite bu müphemliin
bilmesi için sürece ihtiyac var. Ate ile dilini iitme çabasyd. Romanda bu
bahçe süreç olarak benim romanmda mulakl dilin çeitli katmanlarn kul-
ayn ann içinde mevcut. Bazen cennet lanarak vermeye çaltm. iir, deneme,
ile cehennemi birbirinden çok uzak zan- efsane, rivayet, dua, an, hayal gibi kat-
nederiz. Saniyelerin içine girmenin srr! manlar belli bir biçimde harmanlayarak
Epigra ardan, romann tamamna yaylm bu müphemliin dilini bilinç ak içinde
üsluptan ve baz at arnzdan, “iir”le kurdu- kurmay denedim.
unuz ilikide bir ünsiyet olduunu görüyoruz. Kocasn kaybetmi kadnn ararken
“Roman yazarlar, eksik airlerdir”e hak ver- “bulduklar”n okuyucunun kendisine brakmak
meli miyiz? eilimindeyim ama unu demeden de edemiyo-
lk romanm Maya’dan beri yapma- rum: Anlatc “yatay”, yani ehirlerle, maara-
ya çaltm ey bu aslnda. Bir ahenk larla, yatrlarla, su yollaryla, insanlarla bir yol
bulmak, bir ses bütünlüüne varmak. yapyorken, bir de “dikey”, ruhani olana doru
Romanda tek bir eyi farkl yönleriyle, bir yol yapyor. Bu “iki yol” arasndaki geçileri
o eydeki çeitliliklere vararak anlamaya siz tasarlam mydnz, yoksa anlatcnn yolu-
çalmam gerekiyor bunun için. Mese- nu izlerken mi geliti metin içinde?
la Maya’da roman boyunca tek bir an’ Elbette tasarladm. Yatay ve dikey yol-
açmaya, anlamlandrmaya çaltm. Ba- culuklar, hakikatimizi bölmez, birletirir.
kas Olduun Yer’de çok geni bir alana Ate ve Bahçe biçimsel olarak çokparçal
yaylabilmek için tek bir insan yüzüne görünmekle birlikte, demin de söyle-
odaklanmay denedim. Ate ve Bahçe’de meye çaltm gibi, çoklarn birliine
de birbirinden ilk bakta uzak sanlan yollamay deniyor okuru. Ama bölüm-
metinler arasndaki kelime kardeliini, ler ve kahramanlar arasndaki ve hatta
isimler ve olaylar arasndaki çok ince
birbirine izini düüren hakikat parçack-
ilikileri kurarken hiç ummadm geçi-
larn okurla birlikte yakalama, kefetme
ler vuku buldu. Epey verimli bir çalma
çabasna girdim...
oldu, yeryüzündeki bulumalarn anadi-
Hepimizin ‘ol’ emrine ve aka dâhil lini kendi alglarmn süzgeciyle kayda
olma biçimlerimiz farkl. Ayn yolculua geçirmek ve onlarn hakikatine ahitlik
farkl yollardan çkyoruz. Bu durumda edebilmek için...
tabii ki iire yaklayorum bazen, evet. Kapakta bir aaç var: Üstelik “gür” bir aaç
Bu yl inallah yeni basks yaplacak deil. Sanki az evvel gürmü de, imdi yorul-
Maya’dan sonraki iki romanmda mese- mu, eilmi gibi. Ayrca romanda Tarkovski’nin
la bunu pek gerçekletiremediimi dü- Kurban’na dair hakikaten çok mühim tespitler
ünüyorum. Zayf geliyorlar bana. Ama var. Ayrca, öyle diyor anlatc: “Dütüüm her
bu bahsettiim üç romanda en azndan katta, beni dallarna astn aaç biraz daha
daha fazlasn yapmaya çaltm. uzuyor...” Uzamaya, gürlemeye tene aaçlara
Ate ve Bahçe’nin yazlma sürecinde ba- nasl su vermeliyiz?
vurduunuz kaynaklarn çeitlilii göze çarp- Kitapta, “aforizma” denebilecek, daha da geçilmekte olan ‘yeni hayat’n tezahür- Biz bahçeyi biliyoruz. Oradan geldik,
yor. “Hakikat Ruhu” yazp, internetten arat- mühimi ilhama sevk eden cümleler var. Metin- lerine, mazinin ortaya çk süreçlerine öyle deil mi? Aacmz tanyoruz ama
rnca da, sizin yazdnz baz metinlere gidiyor deki “iddia” bu deil ama bence ayn zamanda tank olur. Gezindii topraklarn üzerini onu kuruttuk çoktan. Kyamet kopar-
okuyucu. Söyleilerin doas gerei, biraz in- metni güçlendiren de bir ey. “Her eyle her örttüü acl bellek ve yarm kalm ve- ken dahi, ar bir niyetle ona su vermeye
dirgeyerek soracam ama, “Hakikat Ruhu”nu, ey arasndaki ba”n “görünür hale gelmeye dalar da ona elik etmektedir. Ulat
balamas”na dair söyleyecekleriniz neler? devam etsek... Kuru aaca her gün su
anlatcnzn dilinden münezzeh, sizden anlat- her yeni mekân, tant her insan sev- tasak... Onun can tadn, ölmekle
manz istesem... Romandaki anlatc, kocasn bir tünelde giliye dair baka bir any ortaya çkarr. yok olmadn hissetsek... Kyametle
Hakikat Ruhu’nu, Yuhanna ncili’nde yitirdikten sonra birlikte çektikleri Ha- Giderek âlemde her eyle her ey arasn- gelen dirili bu ite! Korkunun vaat ettii
geçen ve Müslümanlarca Hazreti kikat Ruhu adl belgeseli sonlandrmak daki ba görünür hale gelmeye balaya- umut: Kuru daln çiçeklenmesi.
Muhammed’i iaret ettii söylenen an- için yolculuuna devam eder ve koca- caktr. Varolan her ey ayn kozmik ann Metinde “Sen henüz bir imkânsn hayatm-
lamndan koparmadan, ama anlatcnn snn kaybolduunu kimseye söylemez. içinde, ezelden ebede balant içindedir. da...” diyor anlatc. Kar çklarnz, rahatsz-
tahayyülünde gerçekleen bin bir çeit Kabullenmez. Yol aldkça, yllardr süren Dante ile bn Arabi arasnda, bat ile lklarnz, önerileriniz olduu bilgisiyle, dünya-
haliyle buyur ettim romanma. Bir imge- bir savan ortasnda hayata tutunmaya dou arasnda, inananlar ile inanmayan- ya dair, “bir imkân” hâlâ mevcut mu? Ümitvar
ler dizisi eklinde. Bendeki çarmlarn çalan gençlerle, kayplarn arayan ana lar arasnda, mabedler arasnda... Evet olmakta srar etmeli miyiz sizce?
epey açtm, kendimce birçok kez yeni- babalarla, suç ve ceza arasnda kendi hep balantlar kefetmek mümkün ro- Elbette. Kalemin yazdklarn okumaya
den formatladm Hakikat Ruhu’nu. Tabii vicdanlarn temiz tutmaya çalanlar- man boyunca. Ama benim için edebiyat, ve kendi tanklklarmz kayda geçir-
kaybolan sevgiliyle örtüen yeni meta- la ve daha birçok insanla karlar. Y- okura bu balantlar bilgi düzeyinden meye devam edeceiz. Ezel ile ebed ara-
forlar da devirdim ondan. Bu balamda kk kiliseler, unutulmu yatrlar, ssz su ulatrmak deil, biçem ve dil üzerinden snda hepimizin kendi sonsuzluumuza
romandaki tüm isimler ve ‘isimsizler’ de yollar, isimler, efsaneler, rivayetler elik sezdirmek. O vakit, herkes kendi bana brakt izler var. Buradan oraya... Bize
Hakikat Ruhu’na dâhil oldu giderek! eder ona yolculuunda. Kimi zaman da bahçesine dönebilir yeniden! elik eden...
15
KÝTAP ZAMANI
PORTRE 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
16
2010 Yýlý
Klâsik Türk Sanatlarý Dalý
ödüllü
KÝTAP ZAMANI
KTAP ZAMANI’NIN SEÇTKLER 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
2010’un kitaplar
2010 yl boyunca Kitap Zaman’nda tantlan kitaplardan bir seçme yaptk.
2008’den beri hazrladmz “Kitap Zaman’nn Seçtikleri” bölümünün devam
niteliindeki bu seçmenin amac, okura yl boyunca yaymlanan iyi kitaplardan
bazlarn hatrlatmak. te Kitap Zaman’nn 2010’dan seçtikleri…
18
KÝTAP ZAMANI
KTAP ZAMANI’NIN SEÇTKLER 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
anlamann önemli olacan düündüm. hikayesi, insanln çok ki. Kaybolan ve deien Türkiye’de felsefeye il-
(Söylei, Taha Asm Ylmaz, Say:51) eskiden beridir hep ayn zaman, mekân, insanla- ginin artmas ve felsefe
tür düüncelerle hemhal r tasavvur etmek. Bazen geleneklerinin olumas
Proust Projesi, André Acman, olduunu göstermesi onun ve roman kahra- için gerekli olan etken,
Çev.: Baak Bingöl, Sel Yaynclk adna karamsar bir an- manlarnn gezip gördü- düüncenin toplumsal-
Kitapta Aciman, elimiz- latm. (Hayatta kalmann ü yerleri ben de görsem, lk kazanmasdr. Bat’da
deki kitabn oluma- yorgunluu, A. Yavuz Al- yaasam hülyasna kapl- kimi felsefe kitaplar, ede-
sndaki motivasyonunu tun, Say: 54) dm oldu. u mekânda, biyat d yaynlar listesin-
gayet net anlatm. Bunu u noktada dururken neleri görüyordu diye de büyük sat baarlar yakalyorlar. Bizde
yaparken, aslnda deva- Oblomov, Ivan Aleksandrovç Gonçarov, hep düünmüümdür. Ama neticede o ba- de felsefeye azmsanmayacak bir ilgi var. Bu
mndaki yazlarn da az Çev.: Sabri Gürses, Everest Yaynlar ka bir insan, baka bir hayat. Bizim elimizde ilginin artmas, toplumsallk kazanmas fel-
çok nasl olacan tarif Takdir edilesi bir aylak- ise sadece eserler, belgeler ve hatralar var. sefenin akademik bir edim olmaktan çka-
etmi. Tarifi, bizzat ifa lk mdr Oblomov’unki? (‘Tanpnar’n tek parti anlay inand deer- rak gündelik hayatn ve dilin içine girmesiyle
ederek yapm üstelik. ‘O ilk an’n bir maz- Kimine göre evet. An- lerle çelikili’, Musa rek, Say: 51) olabilir. Bunun için felsefî sorunlar üzerine
muncasna tekrarland giri metninde cak ksa zaman sonra konuma metinlerinin yaymlanmas büyük
Aciman, Proust’a ilk tesadüf ettiimiz ânn, bu aylaklk, uyuuklua, Mösyö, Mehmet Baransu, Karakutu Yay. önem tayor. (Bir medeniyet projesi olarak
evvelki ve sonraki anlardan daima bamsz üengeçlie doru evrilir. Baransu’nun kitab, Ha- Türkçe felsefe, Süreyya Su, Say: 54)
olduunu usul usul anlatyor. (Proust için Aile büyükleri ölmü ve nefi Avc’nn yarm b-
‘güzel merhamet’ , M.Said Aydn, Say:59) köydeki bütün topraklar, rakt ya da saklad Ak Dini, Prof. Dr. Nusret Çam, Ötüken
mujikler Oblomov’a kalmtr. Topraklar anlarnn bütününü içe- slam sanatlarna ilikin
Tanr Olmak steyen Otobüs oförü, Etgar emanet ettii kâhya her yl “zarar” bildiren riyor. Bir baka ifadeyle aratrmalaryla tand-
Keret, Çev.: Avi Pardo, Siren Yaynlar ve onlarca mazeret sralayan mektuplar yaz- Avc’nn flulatrd fo- mz Prof. Dr. Nusret
Etgar Keret olarak ko- maktadr. Ancak Oblomov köyüne gidip torafn daha net ve tam Çam’n Ak Dini adl kita-
nuan yazar, ar bir meseleye hâkim olmak yerine, sorunu yat- görüntüsü var Mösyö’de. b, bize, büyük Yunus’un,
gerçekçiliin, keskin bir t yerden çözmenin derdine dümütür. ‘Kimsesizler mezarlnda bir öretmen’in “itin ey yarenler/Ak bir
rasyonalizmin sinyallerini Yani “Yaam ne zaman?” diye balayan ter- hikâyesini okurken ikencenin ne demek günee benzer/Ak ol-
veriyor aslnda. Ancak i cihli aylakl basbaya bir tembelliktir artk. olduunu görüyorsunuz. 30 Ocak 1981’de, mayan gönül/Misal-i taa
yazd öykülere gelince, “Yaam ne zaman?” sorusu, Oblomov’un 13 yandaki orta 1 örencisinin gözal- benzer” nefesinde duyurduu hikmeti yeni-
müthi bir kara mizah- yaamdan anlad ortaya döküldükçe anla- tna alnp ikenceye tabi tutulmas... den hatrlatyor. slam’n modern zamanlar-
la, havada uçuan absürt mn yitirmi bir savunu halini alr.( Oblomov 1968 Siirt doumlu aban Dayanan’n da daha çok toplumsal ve siyasal kalplarla
fikirlerle karlayoruz. Yazarn röportajla- da toltz’cuydu!, Temel Karata, Say:56) ‘Sorgu srasnda ezan sesini duyunca i- algland göz önüne alnrsa, böylesi bir
rnda belirenle, kaleminden dökülen iki ayr kenceyi brakp namaza giderdi.’ ifadesi yaklamla serdedilen düüncelerin deeri
dünya m gerçekten? (Keret’in keskin gerçek- sözün bittii yeri gösteriyor. (‘Eksik bilgi biraz daha belirginleecektir. (Müslümann
lii, A.Yavuz Altun, Say:59)
EDEBYAT DII yanltcdr’, Ali Akku, Say: 59) yitii: Ak, Sadk Yalszuçanlar, Say: 54)
Kur’an’n Altn kliminde,
ok Doktrini, Naomi Klein, M. Fethullah Gülen, Nil Yaynlar Sonsuz Mekânn Peinde, Malik Aksel, Resim Sergisnde Otuz Gün,
Çev.: Selim Özgül, Agora Kitapl Hocaefendi, Kur’an’ Turgut Cansever, Klasik Yaynlar Haz.: Beir Ayvazolu, Kap Yaynlar
nsanlarn zihinlerinin bu ekilde hayata hayat Kadim olan yani “önce- Malik Aksel, kültürü-
süpürülmesi gibi ülke- yapmann, Kur’an’la zi- sinin bilinmedii” fakat müzün -ve edebiya-
lerin de zihinleri çeitli hinlerin ve kalblerin sul- içkinletirilmi, devam tmzn- çok ince bir
oklarla süpürülüyor. tanlk tahtna oturmann eden bir ey var ki, o da yazardr. Yine gerçi,
1940’l yllarda elektro yolunun insann önce bu iki kitabn neet ettii üzerinde duran bir
okla tedaviyi benimse- kendini zat itibaryla bir idrak ve zihinsel coraf- elin be parman geç-
yen psikiyatri çalmalar “hiç olduu”na inandr- yadr. Sonsuz mekân, mese de. Onun, Resim
1950’lerde, CIA’in sorgu maktan geçtiine vurgu yapyor. Bunu vic- slam, Mimar Sinan, Sergisinde Otuz Gün /
yöntemine nasl dönütüyse ayn ok yön- danna kabul ettiren ve böylece zihnini, kal- Osmanl ve Turgut Cansever her biri di- Sanat Hayat eserini demin andm Elif
temi imdilerde kapitalizmin selameti için bini Kur’an’a ayna veya bembeyaz bir sayfa erinde mündemiç olarak kadimdir. Kitabevi’nde adeta korunmu olarak
bir yönteme dönümü durumda. Hedef, bu klabilen insan, beyin zonklatc bir tefekkür Cansever’in mimari yaplar da, mima- bulmutum, yan yana be on adet. Ki-
defa, oka maruz braklarak insan teklerinin ve tedebbürle Kur’an’la megul olduu, onu ri söylemi de, bu iki kitab da önümüze tap 1943 tarihini tayor ama 1960’larn
çocukluk günlerine geriletilmesine benzer hayatna hayat yapt ölçüde Kur’an’ anla- kadim olann farkl cephelerini koyuyor. ortasna kadar tükenmemi. Oysa bizde
bir hale düürülen ve itaatkar klnan bütün maya balar. (Kur’an’n altn iklimine davet, Cansever’in tavrnda, kadim olann aray- resim sanatnn varolu mücadelesine,
bir ülke. Klein, bu durumu ili, Arjantin, Ali Ünal, Say: 55) nn bir gerei olarak, ne Yunan mimarl- resmin kitleyle ilikisine, ressamlarn
ngiltere, Rusya ve Irak örnekleri üzerinden na, ne de slam mimarlna bakta bir yaaylarna, konumalarna ilikin, ro-
açklyor. (Muhsin Srdan, Say: 53) Yavuz Sultan Selim, Feridun M. Emecen, önyarg sezilmiyor. (Bilge mimarn kadim man havas tayan ikinci bir eser gös-
Yitik Hazine Yaynlar araylar, H. brahim Düzenli, Say: 59) terilebilir mi, sanmam. (Malik Aksel’in
Dostoyevski’yi Okumak,Victor Terras, Devrinin kaynaklar- dünyasnda, Selim leri, Say 53)
Çev.: Zeynep Alpar, Krmz Kedi Yaynlar n esas alarak Sultan Efendime Söyleyeyim / Hasan Ali Topta,
Victor Terras da Dosto- Selim’in ‘biyografik siyasi Haz.: Mesut Varlk, letiim Osmanl Romannn mkânlar Üzerine,
yevski’yi Okumak adl hayatn’ anlatan kitapta Efendime Söyleyeyim / eyda Bal, letiim Yaynlar
incelemesiyle, büyük ya- Yavuz’un doumu, eh- Hasan Ali Topta Kitab, Aratrmann ileri sür-
zarn adnn çevresinde zadelik yllar, babasyla, “hakknda pek çok yaz düü ve daha önce
(hâlâ) dolaan sanatsal kardeleriyle mücade- yazlm, bir roman si- yaplm çalmalarn
yetkinlik tartmalarna leleri, ah smail’le sa- nemaya uyarlanm, bir sonuçlarn toplaya-
kendince bir cevap ek- vamas, Msr seferi, son zamanlar, vefat eseri tek kiilik bir gös- rak savunduu temel
lemek istemi. Ancak gün gün ele alnyor. Farkl kaynaklardaki teri olarak uyarlanm, düünce, romann, Os-
bu cevap, fanatikçe bir kör savunma deil. bilgiler, belgeler karlatrlyor. Kitap- romanlar yabanc dillere manl edebiyatnda “ya-
Terra, Dostoyevski’ye dönük eletirile- ta Yavuz’un törenle hilafeti devralmas, çevrilmi ve kendisiyle saysz söylei yapl- banc” bir tür olmad,
rin kaynaklarna inip bu sularn aslnda 40 bin Alevi’yi katletmesi, Msr’dan ge- m bir yazarla ilgili daha fazla ne yaplabilir- Osmanl edebiyat anlat gelenei içinde
bambaka bir yere aktn göstererek len ulema vastasyla Osmanl’nn daha di ki?” sorusuna okkal bir cevap niteliinde. bu türün kökenine rastlanabilecei bi-
Dostoyevski’nin sanatnn aslnda tam da kat bir dini kimlie büründüü gibi çou in dorusu, yayorken ve genç saylabi- çimindedir. Divan iiri içinde anlatya
eletirildii noktalardan olutuunu is- zaman yanl aktarlan bilgiler kaynak- lecek bir yata yazdklarn görünür klmay dayal bir tür olan mesnevinin belirli bir
patlamaya çalyor. (Dostoyevski evrenine lar eliinde tashih ediliyor. (Modern bir baarm bir yazarla ilgili yeni bir çalmaya dönemde toplumumuzda roman ihtiya-
giri, Meryem Algan, Say: 53) Selimnâme, Ahmet Doru, Say: 58) girimek son derece riskliyken Mesut Varlk cn karlad, anlatma esasna dayal
hem bu riski bertaraf etmeyi hem de ortaya bu metinlerin romandan çok da ayr tu-
Hayatta Kalma Güncesi, Doris Lessing, Bir Hülya Adamnn Roman, benzeri olmayan bir kitap çkarmay baar- tulmamas gerektii görüü arlk ka-
Çev.: Püren Özgören, Can Yaynlar Orhan Okay, Dergâh Yaynlar yor. (‘Efendime Söyleyeyim’ diye balyor an- zanmaktadr. Dolaysyla edebiyatmza
“Hayatta kalmak” Bat düüncesinin bu an- Bu hayat hikâyesini yazarken, onu çok defa latmaya..., Ethem Baran, Say: 53) romann girii ile ilgili bilgilerimizin ye-
lamda en sk bavurulan imgelerinden birisi. sevdiim, bazen ona kzdm zamanlarda niden gözden geçirilmesine ihtiyaç var-
Lessing’in karanlk gelecekte, çözülmeye bile onun yaadklarn yaamaya, hissetme- Türkiye’de/Türkçede Felsefe üzerine dr. (Osmanl romanna dair bildiklerinizi
balayan ve barbarlaan bir toplumda geçen ye kendimi zorladm. Bu o kadar güç bir ey konumalar, Kolektif, Küre Yaynlar unutun, Ethem Baran, Say: 51)
19
KÝTAP ZAMANI
EDEBYAT 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
S OSMAN MAZLUM
Türkiye’nin sitesinden, u linkle ulaabilir- Sartre alntsnda olduu gibi bir “beyaz –
ler: http://bit.ly/e0HTOH) balkl yazsn- siyah” ikilii üzerinden konumak duru-
da sözünü ettii ey, aslnda sadece “ha- munda kalyor insanlar. Kzlkaya, önsöz
vasn istihza”s yahut yok saylma/ sanlma yazarken “Kürt roman var m ki, ‘Kürt ro-
deil, o edebiyat eyleyenlerin de muha- man üzerine’ bir inceleme olsun? Bu kita-
tabiyetlerini gösteriyordu. Tpk Orhan b eline alan hemen herkes buna benzer bir
Pamuk’un stanbul adl kitabnda sözünü soru soracak eminim.” diyor. Kitabn ya-
ettii ey gibi: “Bu ak ve nefret ilikisinin zarlar, Kürt edebiyatnn “artk” görülmek
hiç bitmemesinin bir nedeni de Batlla- istediinden söz ediyor ilk cümlede. Yani,
mac aydnlarn Bat’dan onay alma, Bat- bu kitap “zlanda Roman Okuma Klavu-
llar gibi olduklarn Bat’nn en seçkin ka- zu” olsa, hiç söz etmeyeceimiz ideolojik
lemlerinden ve yayn organlarndan iitme parametreler ve bunun tezahürleri üzeri-
hrsdr.” Yani, Kürt edebiyat konusunda de edebiyat formasyonundan sonra yük- cümlesi: “Görülmenin ne olduunu sizin ne konumak zorunda kalyoruz. imdi,
söz alan herkes, birden çok eyle hesapla- sek lisans ve ardndan da Exeter’de halen de hissetmenizi istiyorum. Çünkü beyaz bu yaynlar yapldkça, iki dilden karlkl
mak, karlamak durumunda hâlâ ve ha devam ediyor olan doktora eitiminden insan üç bin yldr görülmeden görme çeviriler çoaldkça, bir dilin edebiyatn
bire tarif etmek zorunda. geçti. Özgeçmiinden örendiimiz kada- ayrcalna sahip.” Buraya bir erh ko- sadece edebiyat olduu için önemsemek
ryla, doktora tezi de Kürt roman üzerine yup devam ediyorum, konu Sartre’n bu fikri normalleince, Kürt roman üzerine
“BR EDEBYAT VAR, ÜSTELK ROMAN VAR.” olacak. Bu incelemenin de iki yazarndan dediine de gelecek çünkü. de, Kürt iiri üzerine de belki daha geni
Sel Yaynclk’tan Kürt Roman Okuma K- biri. Kitap, Kürt dili için çok mühim ey- Kitapta “önsöz” mesabesinde sayla- konuabileceiz. Belki o zaman içerie dair
lavuzu ismiyle yaymlanan kitabn yazarlar ler yapm, Kürtçenin belki de en önemli cak yazy “Kürt Romann Kullanma K- sorunlar üzerine de konuabileceiz. im-
Abidin Parlt ve Özlem Galip. Parlt, 1978 dergisini çkarm (1932–1943 arasnda lavuzu!” ismiyle, Muhsin Kzlkaya kaleme dilik, baz duygularmz, hep birlikte mev-
Nusaybin doumlu. Dokuz Eylül Üniver- am’da 57 say çkm Hawar) Celadet alm. Kzlkaya’y tanmayan kalm mdr, cudiyetinden haberdar olduumuz, bazen
sitesi Güzel Sanatlar Fakültesi, Dramatik Bedirxan’a ithaf edilmi. Kürt dili ve ede- ayrca anlatmaya gerek var mdr bilmiyo- gizlemek istediimiz baz duygularmz
Yazarlk mezunu. Radikal Kitap’ta uzunca biyat mevzubahis olduundan Bedirxan rum ama Mehmed Uzun’un ilk çevirmeni tarif etmekle yetiniyoruz. Bu tarifin içinde
bir süre Kürt edebiyat hakknda yazd- ailesini anmamak mümkün deil; bu olduunu kaydetmeli. Bu, u da demek takdir görelim hissi de var, kabul edilirken
n okuyucular hatrlayacaktr. Dönemin kitap ithafyla yapyor bunu. yi de yap- aslnda: Henüz Türkiye’de Kürt edebiya- maraz çkarmak hissi de. Oysa edebiyat,
önemli dergisi Esmer’de de metinlerinin yor. Bir de epigraf var kitabn. Roman- tnn yanna yaklalamyorken, Mehmed kendine bir yol çizmekte daima mahirdir.
yaymland anmsanacaktr. Özlem Ga- cl m, düünürlüü mü öne çkarlsa, Uzun’la birlikte “Bir edebiyat var, üstelik Bazen edebiyata “çok fazla” hürmet etme-
lip de, 1982 rnak doumlu. ngiliz dili ve dierine hakszlk olacak Sartre’n iki roman var.” diyebilmenin iki sesinden biri liyiz. Belki de her zaman.
20
*ñ=/ñ'(+$/$5,
+$5(.(7(
*(¡ñ50(
.,/$98=8
o+HUNHVSRWDQVL\HOGDKLGLU°QHPOLRODQSRWDQVL\HOLQLKDUHNHWH
JHÁLUHELOPHNWLUpo.ÐWÖÐðUHWPHQ\RNWXUPRWLYDV\RQXQX
ND\EHWPLíÐðUHWPHQYDUGÜUpo<HWHQHNVL]ÁRFXN\RNWXU\HWHQHðL
NHíIHGLOPHPLíÁRFXNYDUGÜUpo¡RFXðXQXVHYPH\HQDQQHEDED
\RNWXUGRðUXHðLWLPPHWRGODUÜQÜELOPH\HQDQQHEDEDYDUGÜUp
GL\HQ.DYDNOÜnQÜQNLWDSODUÜ\Ö]ELQOHUH\ROJÐVWHUGL
'HULQÁHWHFLQD\HWOHULQLPHUDNHGHQOHUPDFHUDURPDQODUÜQÜVHYHQOHU
%XNHíLI\ROFXOXðXQDVL]GHNDWÜOÜQ
$/ñ(5.$1.$9$./,
'ÖQ\DHGHEL\DWÜQÜLQFHOH
\HUHNNHQGLQHÐ]JÖELU
ÖVOXSJHOLíWLUGL5RPDQYH %$6., %$6., %$6., %$6.,
KLN¼\HOHULGÜíÜQGDHðLWLP
NRQXVXQGDNLÐ]JÖQ\DNOD
íÜPODUÜ\ODWDQÜQGÜ7RSODP
WLUDMÜELQLQÖ]HULQGH
w w w. n e s i l y ay i n l a r i . co m (0212) 551 32 25 w w w. n e s i l. co m . t r
KÝTAP ZAMANI
SNEMA 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Beyazperdenin airleri
Ahmet Uluçay ansna bir ‘armaan kitap’ olarak hazrlanan Karpuz Kabuu Denize
Düünce, sadece Uluçay’a deil, ayn zamanda Fatih Akn’a, Reha Erdem’e, Ümit
Ünal’a, Semih Kaplanolu’na ve en çok da sinemaseverlere bir armaan. Kitapta
ele alnan filmler düünülünce bir hediyelemeden de söz etmek mümkün.
KARPUZ KABUU DENZE DÜÜNCE, SEÇL BÜKER, KIRMIZI KED YAYINLARI, 221 SAYFA 15 TL
2 GÜNSEL IIK
Süt
22
KÝTAP ZAMANI
SNEMA 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
K TUBA DENZ
23
KÝTAP ZAMANI
NCELEME 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
lkokula
AHMET
TURAN ALKAN
baladm
sonlarna doru olmal; ö-
retmenimiz tahtaya yazd
fiin defterlerimize nasl geçirdiimi-
zi kontrol ediyor; yazdklarma bakp
parmayla hatay gösteriyor, “Burada
yln
24
KÝTAP ZAMANI
ÖYKÜ 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
D SERDAR GÜVEN
26
KÝTAP ZAMANI
TASAVVUF 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
G SADIK YALSIZUÇANLAR
27
KÝTAP ZAMANI
R 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
28
KÝTAP ZAMANI
NCELEME 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
CELAL FEDA
29
KÝTAP ZAMANI
ELETR-ROMAN 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
P ALÂATTN KARACA
30
KÝTAP ZAMANI
ÇOCUK 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Çocuun karakteri
Austos böceine dair bildiklerinizi unutun masallarla ekillenir
KARAKTER GELIIMINDE MINI MINI
Orhan Bilir’in Austos Böceine Mektuplar isimli kitab, tembel, key- MASALLAR, S. MARALI/KOMISYON , ÇILEK
fine dükün bir böcek olarak tandmz Austos böceine yaplm Elimizde, Karakter
hakszlklar deitiriyor. Kitap, çocuk duyarll ile yazlm bir mek- geliiminde mini mini
tup ile balyor. Akdeniz’le yaplan röportaj ile devam ediyor. masallar serisi’nden
AUSTOS BÖCENE MEKTUPLAR, ORHAN BLR, RESMLEYEN: N. AFAK GÜRER, NAR YAYINLARI, 60 SAYFA 3 TL üç kitap var: Prpr ile
hrhr, Mrmr Bal ve Vzzz
vzzzz… Kitaplardan ilk ikisi yazar
Sema Maral tarafndan, üçüncü
kitap ise yaynevinin kurduu bir
K
komisyon tarafndan hazrlanm.
Kitaplar, hem görsel yönüyle hem
MUSA GÜNER de içeriiyle çocuklarn beenisine
hitabediyor. Rengârenk kaln kar-
itaplar ve okul faydal, ton kapakl, resimlerle süslenmi
bizi hayata hazrlayan
bilgilerin kaynadr.
ve her masal ayr renk sayfalarda
Ancak örendiimiz eyler kaytsz anlatlyor. Cep boy olarak tasar-
artsz doru mudur? Bazen okul- lanan kitaplarn her biri ortalama
larda öretilen kitaplarda geçen 200-250 sayfa. Kitaplarda yer alan
bilgiler sorgulamal myz acaba?
Mesela, austos böcei ile karnca-
her masal çocua güzel karakterl-
nn hikâyesini hepimiz biliriz. Elin- er kazandrma amacnda. Bunlar
de sazyla bütün yaz türkü söyleyen da kitabn içindekiler bölümünde
zavall böcecik ve çalkan hazrlkl ve her masaln banda belirtilmi.
temkinli karnca… Austos Böce-
i yazn ka hazrlk yapmad ve
Örnein, Mrmr Bal kitabnda,
tembel tembel türkü söyledii için, çalkanlk, sevgi, güven, iyi niyet,
karncann kapsn çalyor ve on- inat etmemek, iyi dinleyici olmak,
dan yiyecek istiyor. Çalkan karn- ölçülülük, alçakgönüllülük, adalet,
ca da Austos böceine dersini ve-
riyor tabi: Yazn ba pienin, kn
cesaret, doruluk, dostluk,
a pier… Peki, gerçek böyle midir, dürüstlük konularn ileyen
yoksa La fontainne bir fabl dersi masallar yer alyor. Kitaplar,
uruna bütün dünya çocuklar gibi cocuklarn karakter eitimine
bizi de kandrm mdr?
Gerçek u: Austos katk salamak için hazrlanm.
Böcei asla tembel bir
böcek deildir, ayr- Brak bilgisayar,
ca buday da yemez
Austos böcei onurlu
gel futbola
EYVAH, ARKADAIM BILGISAYAR BAIMLISI, F.
bir böcek, karncann ka- JOLY-C. FRANEK, ÇEV: E. DEMIRCIOLU, ERDEM
psna gidip de buday istemeye-
cek kadar hem de… Adnn aus- Sokak arasnda, her
tos böcei olduuna da bakmayn, zaman birlikte oyun
Eylülde de, aralkta da, maysta da
Austos Böceine Mektuplar isimli ki- bir varlk gibi alglamay bir kur-
oynadnz
hep var. Kn sesi neden kesiliyor
peki… Onun cevab da hazr: Ya- tabndan öreniyoruz. Kitap, Aus- gu içinde çocuk okura sunuyor. Bu arkadanz bir gün
zn o kadar konuabilmek için kn tos böceine yaplm hakszl fark temelde de ‘Eyalarn (yahut insan oyuna gelmese… Onun bilgisayar
epeyce düünmek gerek… eden bir çocuk duyarll ile yazlm dndaki varlklarn) da bir ruhu banda bir oyun oynarken
Karncaya gelince, zavall bütün bir mektup ile balyor. Akdeniz’le vardr.’ iletisinin bilinçalt vurgusu.
yaplan röportaj ile devam ediyor. Orhan Bilir’in kitab on iki me-
ayrlamadndan gelmediini
yaz çalr didinir, topran altna
bir depo yapar ama sadece bir bu- Kitap boyunca yazar, çevre- tinden oluuyor. Kapakta ve içeride örenseniz, ne yaparsnz? Fred
day ona bütün k yeter… Depola- mizde var olan, ama kanksad- ‘hikaye’ olduu belirtiliyor ancak me- Baramin böyle bir durumda
d dier budaylar topran altn- mz varlklar eyalar kiiletiriyor. tinler klasik hikaye formunu dnda. ‘öyleyse ben de bilgisayar oyunu
da çürüyüp gider. Austos Böcei Günlük hayatn içinde görüp geç- Daha çok denemeye yakn. Ancak
tiimiz nesnelerin gözünden haya- türler arasndaki snrlarn iyice silik-
oynayaym.’ diye düünüyor.
ne yapsn onun çürümü buday-
larn… Bunlar, masallarla ve fabl- ta bakyor ve çocuklarn da aslnda letii, ‘anlat’ diye genel bir türden Sonras… Bilgisayar bulamyor,
larla büyüyen, hatta oradaki birçok oradan da bakabilmesine kap ara- söz edildiini düündüümüzde bu tam da arkadasz kara kara
olayn hayatta karln arayan ço- lyor. nsanolunun, uzun süre kul- çok da olumsuz bir durum deil. düünürken bilgisayardan sklan
cuklarn ezberini bozuyor. land eyalar kurabildii sahiplik, Bilir’in kitab, artc ve bir solukta
Bu bilgileri yazar Orhan Bilir’in arkadalk, dostluk ban, onu canl okunabilen bir kitap. arkada tekrar sokaa dönüyor…
Erdem Yaynlarnn, küçük
Endieler Dizisinden yaymlanan
kitap bilgisayar bamllnn
Ikl kurabiyeden bir srk da sen al arkadal, birlikte oyun oynamay
ve paylam nasl etkilediini bir
Aydedeyi kocaman ama srlm bir kurabi- görüyor, tabi hilal olunca da onun srldn hikaye ile anlatyor. Kitabn sonun-
ye olarak düündünüz mü? Senai ve düünüyor, üzülüyor. Seri üç kitaptan da da bilgisayar baml ve
Semine Demirci’nin kaleme ald, afak oluuyor. Ikl Kurabiye’ye; Peygamberimizi oyunlar konusunda nasl hareket
Tavkul’un resimledii kitapta, anne Sevindirelim ve Sultanahmet Camii isimli edilmesi gerektiini anlatan bir
çocuuna ay’ ve onun anlamn anlatyor. kitaplar elik ediyor. Ikl Kurabiye, Senai- bölüm var. Kitap çizgi roman
Zeynep ay kocaman kl bir kurabiye gibi Semine Demirci, Uçurtma Yaynlar tadnda bir okuma kitab…
31
KÝTAP ZAMANI
HATIRA 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
B
Türklerin de kolay yutulacak bir lokma
olmadn ve II. Abdülhamid’in kurduu
eitim sisteminin meyvesinin ileride
YAVUZ ULUTÜRK ruret olamdan hissi bir merakla bakmala- alnacan söylüyor ki, bu da onun ileri
r slâmiyet lehine meydana gelecek hiz- görülülüünü gösteriyor.
ediüzzaman Said Nur- metleri tahrip etmektir: “Tarafgir naza-
si ve talebeleriyle ilgili yap- r taraftar olduu cereyann kusurunu gör-
t çalmalar ile tand- mez, zulmüne rza gösterir. Belki alklar.
mz Ahmed Özer, Ik Yaynlar’ndan ç- Hâlbuki küfre rza küfür olduu gibi zulme
Reat Nuri’de hastalk halleri
kan Krklar Serisi’ne bir halka daha ekle- rza dahi zulümdür.” REAT NUR GÜNTEKN’N ROMANLARINDA
HASTALIK, B. ASLTÜRK, KAROS, 368 SAYFA
di: Kastamonu Fedakârlar. Serinin ilk ki- Said Nursi’nin talebelerinden Mustafa
tab, Nurlarn Birinci Talebesi Hulusi Yah- Sungur’un kaleme ald takdim yazsnda Reat Nuri Güntekin,
yagil ile Risale-i Nur’un ilk talebesi Hulu- ifade ettii gibi, ‘Kastamonu Fedakârlar Tanpnar’n deyiiyle,
si Yahyagil’i anlatan Özer, bugüne kadar deyince, belki yüzlerce, binlerce kah- “Türkçe’nin ortasnda geni
sadece Bediüzzaman Said Nursi’nin tale- raman var.’ Kitabn ikinci bölümünde, bir sevgi ve efkat
belerini kaleme almakla kalmad. Onla- Kastamonu’da Said Nursi’nin hizmetin- ürpermesi”dir. Buna ramen
r bütün yönleriyle anlatrken bir taraftan de bulunmu, Risale-i Nur’lara talebe ol- edebiyatmzda hak ettii yerde deildir
da, hem Said Nursi’nin hayatna hem de mu bu isimlerden pek çouna yer veril- Güntekin. Günümüzün çalkan akademisy-
Risale-i Nur’lara bir de talebelerinin pen- mi. Mehmet Feyzi Efendi ile balayan dai- enlerinden Baki Asiltürk’ün kitab, Reat
ceresinden bakma frsat sundu. Her ne rede kimler yok ki, Çayc Emin Bey, Ahmet Nuri’nin tüm eserlerini ‘hastalk’ balamnda
kadar Bediüzzaman’n tarihçe-i hayat ad Nafiz Çelebi, Selâhattin Çelebi, Hfz Bay- ele alyor. Kalc ve geçici hastalklar, savalarn
eserinde ve sair risalelerinde talebeleri ile ram, Mustafa Oruç, Mustafa Osman… Ki- getirdii arazlar, psikolojik rahatszlklar,
Mehmet Feyzi Efendi
mektuplamalar yer alsa da Kastamonu tapta her birinin hayatlar, Üstad’a yazdk- yallarn ve çocuklarn hastalklar, hastalkla
Fedakârlar, meseleyi biraz daha daralt- yllk Kastamonu hayatna odaklanyor. Bu lar mektuplar, hatralar, mahkeme müda- ilgili meslekler…Bütün bunlar bize ayn
yor ve özele indirgiyor. Tpk Özer’in dier zaman dilimi içinde de Beziüzzaman’n, faalarnn yan sra talebelerinin gözünden zamanda yazarn yaad dönemin toplum-
kitaplarnda olduu gibi, Bir man Abide- “Aziz, Sddk, Mübarek Kardelerim Bediüzzaman Said Nursi ve Üstadn dilin- sal hayat, halkn yaama biçimi ve skntlar
si Zübeyir Gündüzalp, Atabeyli Tahiri, Hüs- ve Hizmet-i Kur’aniye ve Îmaniyede den de talebelerini anlatt bölümler de konusunda da bilgi veriyor.
rev, Hafz Ali Bu ehid Bir Yldzdr. Tüm bu Sebatkâr, Sarslmaz, Ylmaz Arkadalarm yer alyor. Çalmann belki de en güzel ta-
kitaplarda tek bir isim üzerinde duruluyor. ve Bu Misafirhane-i Dünyada efkatkâr raf, Kastamonu Lahikas’nda ve çeitli ri-
Bu çalmann en güzel yanlarndan biri ise ve Fedakâr ve Vefadar Yoldalarm!” diye salelerde bir araya gelen onlarca mektubu, Refik Durba’n stanbul’u
tek bir ismi deil, Bediüzzaman’n Eskie- seslendii talebelerini merkeze alyor. Üstad’a yöneltilen sorular, yine risalelere
STANBUL HAYATTIR I, REFK DURBA,
hir hapsinden sonra Kastamonu’da nef- ki bölümden oluan kitabn ilk bö- iaret ederek, her bir ismin altnda bir ara- HEYAMOLA YAYINLARI, 318 SAYFA, 18 TL
yedilii ile balayan ve nurun meyvelerin- lümünde ‘Üstadn Kastamonu’dan ya getiriyor olmas.
den Kastamonu Lahikas’n veren yllar- slâm Âlemine Mesajlar’na yer verilmi. “Rüzgârn sûretinde Rek /
da, Risale-i Nur’un hizmetkârlarn bir ara- Kastamonu’dayken Isparta’daki talebele- KASTAMONU LAHKASI’NDAN... suyun aynasnda Durba /
ya getiriyor olmas. riyle mektuplar vastasyla irtibatn kes- “Cenâb- Hakk’a yüzbinler ükür ve ham- rüzgârn ve suyun sûretinde
Necmettin ahiner’in Üç Feyizli Nur meyen Said Nursi, onlar ve nazarlarn- dolsun sizin gibi sadk, ciddî, fa’al zatlar stanbul” diyecek kadar
adl çalmasn hatrlamakta fayda var. da bütün inananlar, dünya ve siyaset ce- Risale-i Nur’un etrafnda toplayp bala- yaad kentle bütünlemi
Benzer bir çalma ile ahiner, Kastamo- reyanlar, kinci Cihan Harbi ve maruz ka- m; îman ve Kur’ân hizmetinde kuvvetli ve bir air Rek Durba. ster an deyin, ister
nu, Uluborlu ve Denizli nur ikliminin üç lnabilecek bütün menfi saldrlarn ya- nurlu kalemlerini çaltryor. günce, isterseniz yaant… Durba’n
‘Feyzi’si, Mehmet Feyzi allolu, Ahmet nnda ‘bir buz parças’na benzettii ena- Kardelerim! Bu def’a irsalâtnz o ka- “stanbul Hayattr” adl kitab, iirle kol
Feyzi Kul ve Hasan Feyzi Yüreil’in hayat niyetlerine kar da iddetle uyarr. Çün- dar beni memnun ve minnetdar etti ki; kola yürüyerek, stanbul’un semtlerinde,
hikâyeleri ve hatralarn bir araya getir- kü ona göre dünyada çarpan iki cereyan- herbir sahifesi bir kymetdar hediye ve sokaklarnda, vapurlarnda, kaplarnda,
miti. Özer ise kitabnda çerçeveyi biraz dan biri Kur’ân’a ve Risale-i Nur’a taraftar güzel bir mektub hükmünde göründü. Hü- tepelerinde eleiyor. Kimi zaman tarihi bir
daha geni tutuyor. Bediüzzaman’n önce olsa, nefsin merak ile kendilerinin de on- zünlerimi, gamlarm izâle edip ve kalbi- hikaye, bir efsane, kimi de Durba’n air
bir polis karakolunda ardndan da ayn lara kar merakla bakmalar gerekti. Oysa, mi sürur ve sevinç ile doldurdu. Cenab- bakyla gözlemleri, hatralar yansyor
karakolun karsnda bir evde, daimi bir Kur’ân hakikati ile megul olan kimsele- Erhamürrâhimîn onlarn huruflar adedin- yazlara. stanbul Hayattr’a, bir airin
göz hapsi ve istibdat altnda geçirdii sekiz rin, dünyada mücadele eden güçlere, za- ce size rahmet etsin ve sizden râz olsun.” yaad kentle söylemesi de diyebiliriz.
Kara Fatma’y tanyalm Meksika ABD’ye kafa utarsa… Seyahat edin, kaybolun! Deliliin iirsel anlatm
KARA FATMA, GONCA ELMAS AKAY, ALFA KARTAL KOLTUU, CARLOS FUENTES, BR SEYYAHIN KAYBOLMA KILAVUZU, ÖZCAN BAYKULAR ÖTERKEN, JANET FRAME,
YAYINLARI, 330 SAYFA, 15 TL ÇEV: Z. ÖNAL, CAN YAY., 413 SAYFA, 25.5 TL YURDALAN, AGORA, 214 SAYFA, 15 TL ÇEV: Z. CEYL ÖZMEN, 199 SAYFA, 13 TL
Gonca Elmas Akay, bir Günümüzün politik yan Özcan Yurdalan, bir mo- Janet Frame’nin hayat da en
gün, 1920’li yllarda en güçlü kalemlerinden, dern zaman seyyah, Sar az bir roman kadar ilginçtir.
çekilmi, asker giysili bir Meksikal yazar Carlos Otobüs’lerin yazar… Öretmenlik yaparken bir
kadn fotoraf görür. Fuentes’ten hem Geziyor, fotorayor ve müfettiin ziyareti srasnda
Neresinden baksanz hay- düündürücü hem de en önemlisi yazyor. Bu snftan kaçp bunalma
ret uyandran bir fotoraftr bu. Yazar, elenceli bir roman. Fuentes, bu kez sayede çoumuzun gidip görme imkan girince akl hastanesine yatrlr. Ve ömrünün
kendisini çok etkileyen bu fotoraftan yola politikann dalaveresi bol koridorlarnda bulamayaca ‘uzak’lar yakn ediyor. sonunda ülkesi ona devlet nian verecektir.
çkarak, fotoraftaki kadnn, Kurtulu geziniyor ve ‘politikac’ denen yaratn Üstelik dili ve üslubu en az fotoraar Baykular Öterken, Frame’nin 1957’de
Sava’nn ilk kadn subay Fatma Seher ruhunu ortaya çkaryor. Arka planda kadar yaln ve sürükleyici. ‘Yolcular çin yaymlanan ilk roman. Yeni Zelanda
Hanm’n kahramanlk hikâyesini anlatan ise ABD’ye yönelik talamalar var. 2020 El Aynas I’ alt balyla yaymlanan Bir krsalnda yaayan yoksul bir içi ailesinin
bir roman yazar. Fatma Seher, zmit, ylndayz… Amerika, kendisine kafa Seyyahn Kaybolma Klavuzu, bamsz çocuu olan Daphne, kurak bu krsala uyum
Gemlik, Bursa bölgelerinde çocuklaryla tutan Meksika’nn uydu balantlarn metinlerden oluuyor. Hikaye mi deme- salayamad için delilikle suçlanp akl has-
birlikte Kuvay Milliye askeri olarak kesiyor. Dünya ile balants kesilen li bu metinlere, izlenim mi? ‘Bir yolcu tanesine kapatlr. Her eyin yanl gittii
savaan bir kahraman. Büyük Taarruzda Meksika, mektupla haberleme çana gördüm’ diye balyor ve meçhul dünyada, doruyu söyleyen, yalnz deliliin
üstemen rütbesi alm, savatan sonra dönüyor. Fuantes hayranlarn mutlu mekanlarda, meçhul insanlarn hikaye- sesidir. Frame’nin olay örgüsünden çok
balanan maa Kzlay’a balam. edecek bir roman… sine ortak ediyor okuru. iirsel anlatmyla etkileyici bir roman.
32
KÝTAP ZAMANI BYOGRAF 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
Bugüne kadar Seyahatname’den yola çkarak bir Evliyâ Büyük Uyku, Amerikan po-
Çelebi biyografisinin hazrlanmay önemli bir eksiklikti. lisiyesinin klasiklemi isim-
lerinden Raymond Chand-
Robert Dankoff’un kaleminden çkan Seyyâh- Âlem Evliyâ ler’n külliyatndan bir ro-
man. lk kez 1939 ylnda ya-
Çelebi’nin Dünyaya Bak, bu alanda öncü bir çalma. ymlanan bu eserde, barolde Chandler’n
SEYYÂH-I ÂLEM EVLYÂ ÇELEB’NN DÜNYAYA BAKII, ROBERT DANKOFF, ÇEV.: MÜFT GÜNAY, YKY, 250 SAYFA, 22 TL ölümsüz karakteri Philip Marlowe var. Mar-
lowe, General Sternwood tarafndan Geiger
adnda bir antajcdan kurtarlmakla görev-
lendirilir. Geiger, görünüte ender kitaplar
K
satan bir kitapçdr, ama kirli ilerde bir nu-
maradr. Marlowe, Geiger’i evine kadar ta-
kip eder. Darda beklerken silah sesi duyu-
lur. Eve girdiinde Geiger cesedinin banda
AHMET DORU Âlem Evliyâ Çelebi’nin Dünyaya Bak adl General’in küçük kz Carmen vardr. Çevi-
kitap, bu alanda öncü bir çalma. risini Fatih Özgüven’in yapt kitabn edi-
im ne derse desin ky- Kitap, Suraiya Faroqhi’nin kaleme al- törlüü ise Ahmet Ümit’e ait.
meti yeterince bilinmemi, d önsözle balyor. Faroghi, önsözde
lâykyla istifade edilmemi “Evliyâ’nn eitimine, yeteneklerine, dün-
bir eser Evliya Çelebi Seyahatnamesi. Çou ya görüüne ve ayrca becerilerinin snr- Akif’in Kur’ân airlii
kii Evliyâ Çelebi’yi çantasn srtna atp larna ilikin kapsaml, geni tabanl bir BR KUR’AN ÂR, DÜCANE CÜNDOLU,
yollara düen, bulduunu yiyen, gözüne tartma çok gecikmitir ve Robert Dan- KAPI YAYINLARI, 663 SAYFA, 19 TL
kestirdii yerde yatan, bu arada gezdii koff da bunu salamak için yola çkmtr.
Dücane Cündiolu’nun ilk
yerleri yerleri de defterine kaydetmeyi Dankoff, önceki yaynlaryla bu görev için
basks 2000 ylnda yaplan
ihmal etmeyen sradan bir seyyah sanr. âdeta biçilmi kaftandr.” diyor.
Bir Kur’an âiri, Mehmet Âkif
Oysa Çelebi, Dördüncü Murad zama- Robert Dankoff, kitabnda Evliyâ
ve Kur’an Meali adl kitab k
nnda Enderun’da yetimi, devrin en Çelebi’yi stanbul insan, dünya insan,
bir bask ile tekrar okura
kymetli âlimlerinden ders okumu. Soyu sultann kulu, çelebi ve dervi, meddah,
sunuldu. Âkif’in Kur’an Meali’nin geniçe
Ahmet Yesevi hazretlerine uzanan saray ravi ve musahip bölümleri altnda ince-
hikâyesi ile balayan kitapta, her ne kadar
kuyumcubas Zllî Mehmed Çelebi’nin liyor. Seyah- âlem Evliyâ’y çeitli yön-
Meclis karar ile balad ve yllarca emek
olu, yüklü bir servetin vârisi. Sadrazam leriyle tahlil ederken yapt alntlarla
verdii meal çalmas bugün elimizde olmasa
Melek Ahmet Paa’nn akrabas olan Seyahatname’nin de adetâ bir özetini sunu-
Evliya Çelebi da, Srât- Müstakim ve Sebilürread der-
annesi, Sultan Birinci Ahmed tarafn- yor okura. Dankoff, Seyahatnâme’nin kale-
liyle Seyahatname’yi batan sonu okuyan gisinde yaymlanan Tefsir yazlar ile
dan babasna verilmi. Aziz Mahmud me alnmasnda iki amaç olduunu söylü-
bir kii, Osmanl tarihinin bir bölümünü vaazlarnda ve Arapça’dan tercüme ettii
Hüdâî, dünyaya gelmesi için dua etmi. yor. lk amaç, Osmanl mparatorluu’nun
Evliya Çelebi eliinde bizzat yaar. Elini kitap ve makalelerde bulunan Kur’an mealleri
Bugünkü tabiriyle tam bir ‘entelektüel’. ve çevresinin eksiksiz bir tasvirini sunmak.
kitaba doru uzatsa Çelebi’ye dokunur. yer alyor. Alt bölümden oluan kitap, Âkif’in
Seyahatlerini de elde teber, bata külah Gezdii ehirlerin tarihi, idari örgütlen-
Nefes alp veriini yanbanda hisseder. Kur’an Meali’ne dair mektuplar, hatra ve
gerçekletirmemi. Çou yeri akrabas mesi, çeitli dillerdeki adlar, cora konu-
vesikalar ile tartmalar bir araya getiriyor.
olan Melek Ahmet Paa’nn maiyyetin- mu, kaleleri, evleri, camileri, medreseleri,
de, müezzini, srda, sohbet arkada LK GEN EVLYA ÇELEB BYOGRAFS okullar, hanlar, hamamlar, çemeleri,
olarak dolam. Bazen elçilik, bazen Buna ramen Evliya Çelebi üzerinde ilmî semtleri, dinî ilikileri, iklimi, halknn gö- Kur’ân’da gençlik halleri
ulaklk görevleriyle, bazen gaza kastyla çalmalar maalesef yeni yeni balyor. rünüü, klk kyafeti, davran ve gele-
imdiye kadar belirli bir ehri tantmak KUR’ÂN’DA GENÇLK VE GENÇLER, LHAM
ülkeler, ehirler am. Gittii yerlerde nekleri, konuma alkanlklar, ulema, GÜNAY, PINAR, 320 SAYFA, 12.5 TL
Devlet-i Aliyye’nin itibarl bir ahsiyeti için Seyahatname’nin ufak ksmlarnda air, hekim ve dier ileri gelenleri, pazar-
olarak arlanm. Gâh hünkar huzuru- yaplan Seyahatname’de Bosna, Evliya lar, dükkanlar, çeitli ürün ve yemekleri, Kur’ân- Kerim’i hakkyla
na çkm, gâh sadrazam otana girmi, Çelebi’nin gözüyle Konya gibi inceleme- parklar, bahçeleri ve mesire yerleri Evliyâ anlamak büyük çaba
gâh han saraylarna konuk olmu. ler maalesef bu hazinenin bir bütünlük Çelebi’nin gezdii yerlerde ayrntlaryla gerektirir. Buna ramen
On büyük ciltlik bu muazzam kaynak, içinde idrak edilmesine imkan tanmad. kaydettii bilgilerden. Kur’ân, indirildiinden
sadece bir gezi kitab da deil. Çelebi, Bunda eserin devâsâ hacmi kadar belki Evliyâ’nn ikinci amac ise seyahat- bugüne kadar her sevi-
yaadklarn, bir sarayl/paal olarak a- ark’a mahsus sohbet geleneini bilme- lerinin eksiksiz bir kaydn sunmak. Bu yeden insann ilgi oda olmutur. Bütün
hit olduu Osmanl tarihinin en mühim yenlerin mübalaal üslubunu bahane amaç dorultusunda gezilerin birinci insanla inen bir dinin kutsal kitab olan
hadiselerini, kendi bandan geçenleri ederek Çelebi’yi küçümsemeleri de sebep azdan aktarlmas önem kazanyor. Kur’ân- Kerim, insanla ilgili her türlü
neredeyse günü gününe, bazen dakika- oldu. Bugüne kadar Seyahatname’den Dankoff, bu iki amaç ile Seyahatname’yi konudan da bahsetmektedir. lhami Günay
s dakikasna kaydetmi. simlerine tarih yola çkarak bir Evliyâ Çelebi biyograsi- kaleme aldn söyledii Çelebi’nin ki- tarafndan hazrlanan Kur’ân’da Gençlik ve
kitaplarndan âinâ olduumuz pek çok nin hazrlanmay da önemli bir eksiklik. tap hacmindeki ilk biyograsini yazmak- Gençler adl kitap, Kur’ân’a gençleri ilgilen-
önemli ahsiyetle alâkal en hurde ma- Seyahatname’nin YKY’den çkan bas- la bir ilki gerçekletirmi. Bir Avrupal diren yönleriyle bakyor. Kur’ân’da
lumat, baka yerde rastlanmas müm- klarna yapt katklar ve Evliyâ Çelebi olarak ark’n en büyük seyyahlarndan gençlie hangi çerçevede yer verilmi,
kün olmayan hayat hikâyelerini, onun Seyahatnâmesi Okuma Sözlüü’nden adn birinin hayatna bu derece nüfuz etmesi gençlerin iyi ve kötü yönleri nelerdir, bu
nakillerinde bulmak mümkün. Bu ha- bildiimizi Robert Dankoff’un Seyyâh- takdire âyan. vasar deitirilebilir mi? gibi sorulara
ayetler ve sünnet nda cevap aranyor.
Nübüvvet’e dair Faizsiz, katlm bankacl Gülümsemeyi unutanlara… Kuantum fiziiyle roman
NÜBÜVVET FELSEFES, CEVHER ULUL, KATILIM BANKACILII, HÜSEYN TUNÇ, GÜLÜMSEMEY UNUTMA, FUNDA ÖZSOY SERBEST DÜÜ, JULI ZEH, ÇEV.: SEVNÇ
NSAN YAYINLARI, 186 SAYFA, 10 TL NESL YAYINLARI, 300 SAYFA, 10,50 TL ERDOAN, 172 SAYFA, 10 TL ALTINÇEKÇ, METS, 288 SAYFA, 21.5 TL
slam dünyas, yaplan fe- Katlm Bankacl ya da Öykücü Funda Özsoy Roman, arka kapak
tihler sonucu yabanc bilinen adyla faizsiz Erdoan, Sana Yazdm Bir yazsnda bir cümleyle
kültürlerle karlanca, bankaclk, ülkemizde Mektup Olsam adl ilk öykü öyle özetlenmi, “ki
nübüvvet meselesi ciddi hemen herkesin az ya da kitabnn ardndan yeni bir zikçi ve bir dedektif,
anlamda tartlmaya çok merak ettii bir öykü demeti ile çkageldi: polisiye tadnda, felse bir
balanm; slam’n ruhuna aykr kirler bankaclk modelidir. Nasl oluyor, ileyii Gülümsemeyi Unutma. Kitapta dokuz öykü gerilim.” Serbest Düü, klasik bir dedek-
tezahür etmitir. slam bilginlerinin bu nasl, paraya haram olan faiz bulayor mu yer alyor, Mine Anne, Kibritçi Kz, Yirmi Be tiik hikâyesi aslnda. Fizik teorilerini
kirlere kar yazd en önemli reddi- gibi konular da en çok akla gelen ve Yl Sonra, Fotoraarda Yaamak, Trajik, seven ve tesadüfe inanmayan bir komiser
yelerden biri de bnü’n-Nes’in Fazl bin rahatsz edici sorulardandr. Albaraka Türk Timuçin Bey’in Annesi, Âdem’in Hikâyesi, son davasn çözmeye çalyor. Kitapta,
Natk adl felse romandr. Cevher ulul, Katlm Bankas müdürü Hüseyin Tunç, Eski Bayramlar Eskiyen Zamanlar… Neredeyse her zaman olduu gibi, hem komiser
Nübüvvet Felsefesi ald çalmasnda, bu kaleme ald Katlm Bankacl adl her birinde hüzünlü bir öykü anlatlyor. hem de okur ters köeye yatyor. deal
nübüvvet probleminin ortaya çk, kitabnda, bu ‘faiz d’ bankacln ana Aldatlan eler, kibritçi kzn hikâyesiyle dünya ile maddi dünyann çatmas,
kelamclara ve slam lozoarna göre prensibinin ‘ticari faaliyet’ olduunu söylü- birleen bir hayat, eski bayramlara duyulan masumiyet ile suçluluk ve zaman doas
nübüvvet, bnü’n-Nefis’in nübüvvet yor. Kitapta, katlmn felsefesi, teorisi ve özlem… Her eye ramen ‘Gülümsemeyi gibi meseleler üzerinde okuru düünmeye
felsefesi irdeleniyor. Kitabn sonunda da Türkiye’de uygulan hakknda tatmin Unutma’ dercesine kitaba adn veren çaran roman, kuantum ziine ilgi
Fazl bin Natk’n tercümesi yer alyor. edici bilgiler ve ayrntlar yer alyor. hikâye ise son sayfalara mekân tutmu. duyanlar için de iyi bir seçim olabilir.
33
KÝTAP ZAMANI
USTA GÖZÜYLE 3 OCAK 2011 PAZARTESÝ
ükrü kahves-
inde yârenlik
hâlindeyiz.
Muhibbândan
biri, “Geçen gün
bir ahbab bize ecnebi bir
gibi görünür fekat bu yeni
hânedandan benim de
mâlumatm yokdur. Vâka
Hazreti Fatih Sultan Mehmed
Han, vakt-i zemânnda
Anadolu’da sâkin Türkmen
C ânmdam
muazzez kaariler-
im, nihayet bu
seneyi de, Rabb’ime binlerce
hamdüsenalar olsun, salk
safalk ile itmam etdik. Bu
lesinin tamamn bu nâçiz
sütunlara iktibas etmek ister-
dim, amma en eyisi, siz lütfen
geçdiimiz Pazar günki ‘Star’
kazatasn bulup bu enfes
yazy kraat buyurun. Hilmi
melmeketten hediyyeten bir hânedanlarn siyâset ve vesile ile, cümlenize hayrl bey’in ‘Cihan Münevveri’
paket çay gönderdi, nes bir kyâsetle ademe mahkûm seneler temenni ederekden tesmiye etdii Artvin asll
ey azizim” diyerekten edüb, mal ve mülklerini, lakrdma balayorum. talyan muganni Zolfo
ükrü’nün ihtisâs sahasna hanedanlk iddialarn hâk ile Efendim, u Te Ve tabir Livanelli’nin ne menem biri
gaet ile müdâhil olunca bir yeksân etmi idi; demek ki edilen nühusetli âlete arasra olduuna ayn’el yakîyn âhid
maraza çkacan kestirip, hâlâ mevcud imi. Allah ömür bakayorum da, istimal edilen olacaksnz.
“Bakalm ne olacak” deyû versin! lisan mevzuunda zihnime Gene de bendeniz, bu
pusuya sindik. Netekim Bana kalr ise bu izahat taklan baz suallere cevab mekalenin baz ksmlarn
ükrü, ormanlar kral arslan fevkalâde kâ ve tatminkâr idi bulamayorum. Herhalde siz de ziz karimle paylaaym
cenaplarnn hükümranln fekat Kondurac Faruk aytt, fark etmi olmalsnz, [stitraden arzedeyim: Biz
hatrlatan bir edâ ile -Baka hânedanlarn da muazzez kaarilerim, epey bir Türkler, fevkalhâd ‘paylamc’
muhatabn acr gibi öyle bir ehzâdeleri, sultanlar var mdr müddetden beri, lisanmza bir cem’iyyet olduk!!! Fikir ve
süzdükten sonra noktay yerli acep Recai Bey diye sual tevcîh ‘hani’ kelimesi musallat oldu. kanaatlerimizi alameleinnas
yerine koydu, edince artk dayanamadmd kide bir, lakrdnn ortasnda herkesle ‘paylar’ olduk!].
-Çaylarn pâdiah aziz kaarîlerim, bir ‘hani’ kelimesi zuhur edey- Baknz, Yamur kardamn
Karadeniz çay olup, bâhusus -Allahu a’lem vardr; or. Geçenlerde Te Ve’de bir mekalesinde, Zolfo bey’in ilk
42 numerolu Tirebolu çaynn übhesiz vardr; anlarn dahi hanm kzmzn lakrdsna plaklarn albüm haline getirip
üstüne çay tanmamaklm soyu-sulbü bir ekilde devam ahid oldum ve üenmeyib tekrar bastrd ve bu
tabiidir; benim mekânmda edeyordur fekat bunun ne saydm: ki cümlede tam yedi albümde plaklar hakknda
bunun münâkaas dahi mânâs olur ey efendiler? def’a ‘hani’ dedi… Bu ‘hani’ ‘verilen bilgiler arasnda iirleri
abesle itigaldir efendiler! Benim bizzat ahsan Monarit nerden çkd, ben de bilemey- bestelenen bütün âirlerin
Bu meydan okuma üzerine olduumu cümle âlem bileyor; orum hani! adlar[nn] birer birer
boazm temizleyip, tekrâre hâcet yok fekat, günün Bir de ‘ite’ kelimesi var. sralan[d]’ hâlde,
“Eyvallah, lâkin Ofçaysan birinde her köeden bir Lisanmz ‘hani’lerden ve ‘Günlerimiz’in airinin
rmasnn Çamlca lizi’ne de ehzâde zuhûr edecek ise, ‘ite’lerden geçilmez oldu. isminin zikredilmedii belir-
fena deildir diyorlar; buna ne yeniden bizzat kendi ahsm Galiba bu iki kelime, biribirini tiliyor ve öyle deniliyor: ‘ O
buyurulur ükrü Bey bilâder- inadna Cumhuriyetçi i’lân tamamlayor: ‘hani’ deyor- albüme adn veren
im?” deyû pes perdeden etmekten içtinâb etmem. sunuz, ‘ite’ deye cevabn ‘Günlerimiz’ benim iirimdir.
i’tiraza yeltendimse de Benim cumhuriyetten alayorsunuz gibi!!! Ne bileyim, Herkesin adn anarken ben-
ükrü’nün errâreler çaktran anladm, her bir ferdin muazzez kaarilerim, hani imkini hasralt etme çabas,
baklarn farkedince kanun ve hükümet karsnda benim de aklm kard ite! Zülfü’nün içinde bulunduu
cayverdim; neme lâzm! taran dileri gibi müsâvi Efendim ben bu mevzua tuhaf ruh halini gösteriyor.’
Seylan çayn medhe kalkan olmasdr. Netekim mesele, devam etmek üzereyken, Aziz kardam Yamur,
biçâre arkadamz dahi sustu, asâlet iddias ve ibrâz Hilmi bey kardam orad. daha sonra, Zolfo hazretler-
ban elindeki kazataya eip noktasna gelir ise bu vâdide Elinde her zemanki gibi, yevmî inin, mâzide yaananlar
bir mkdar içinden kraat eyl- bizzat kendi ahsmdan maada kazatalar var. Muazzez temamiyle o günki menfaat-
edikten sonra, asîl ve necîb kimseleri kardam, bu def’a ,‘Yamur lerine bal olarak tahrif
-Vay canna, baknz efend- tanmamaklm mâzur Atsz’n mekalesini kraat buy- etdiini gösteren misâller
iler; biz sadece bugüne dein görülmelidir. Bu dünyada en urur musunuz, cancazm?’ vereyor ve öyle deyor: “
Osmanl ehzadesi var bilir büyük eref ve mensûbiyet, deyerekden ‘Star’ ceridesini ‘Ömrümün lk 65 yl’ adl
idik; bir de Dulkadrl Cenâb- Hakk’a kul, onun masann üzerine koydu. [Lâf kitabmda Zülfü’nün ne mal
ehzadeleri varm; ben adgüzel elçisine ümmet aramzda, Hilmi bey kardam, olduunu anlatrken onun
ahsan bunu bilmiyor idim olmaktr; gerisi lâf ü güzâftr! bu ‘cancazm’ lakrdsn Stalin devri tarihçilerine yahud
eklinde kendi kendine Kahvede souk bir hevâ ziyâdesiyle istimâl eder oldu. ‘1984’ romanndaki ‘Hakiykat
mrldannca bütün yüzlerin esdiini hissettim; evvelâ Acaba, Ömer Seyfeddin Bakanlna’ benzetdiimi
u fakiyre doru tevcih Seylan çayndan, ardndan üstâdn te’sirinde mi kald, yazmdm. Onlar da her gün
olunduunu hissettim. Bu Dulkadrl ehzâdesinden bah- deyorum?]. Yamur Atsz deien artlara göre mâziyi
mes’ele üzerinde hazirûn’a bir seden arkada mükesser oldu bendenizin pek sevdiim, yeniden yazyorlard.”
izahatta bulunmam lâzm ise de kendisine mahsûsen bir birâder-i canberaberim Efendim, bu ay da bu kadar.
geliyordu. Az önce yarm ac kahve smarlayarak vaziyeti addetdiim, müstesnâ bir Telaky gelecek aya inallah. Tekrar
kalm öksürük akordunu bu tatlya baladk. kardamdr. Mekalesinin yeni senenizi tebriyk edeyor,
defa bütün kemâliyle icrâ Açk konualm; bu melme- serlevhâsn görünce, Hilmi Cenab- Hak’dan cümlenize shhat
ettikten sonra aldm saz kete pâdiah vesaire lâzm ise bey’in maksadn derakab feh- ve saadet temenni edeyorum.
elime, ben ne güne duruyorum ey metdim: ‘Bir Vak’a: Zülfü Zâtnza hoca baknz ve Rabb’ime
-Efendiler; ahsan bizzat azizler; istirham ederim Lîvâneli’ emanet olunuz, muazzez kaarilerim,
kendimin bilmedii ey yok binaenaleyh! Yamur kardamn meka- Au Revoir, canlarm benim…
34
L ASIN I İSTE YİN !
DAHA FA Z
DAHA CAZİP İNDİRİMLER
GDKDID]OD