You are on page 1of 38

AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI - MAIN-BOARD

AlbümlerEURO 2008 Tahmin OyunuOyunlarMain-TubeGruplarForum

MAIN-BOARD > GENEL KÜLTÜR > EĞİTİM VE ÖĞRETİM > Üniversite >
Turizm

ve İnsan Kaynakları-Üniversite

AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI

Kullanıcı ismiSürekli Kal

Şifreniz

Kayıt olBloglarYardımÜye ListesiAjanda

Seçilene git...

AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI

Turizm ve İnsan Kaynakları-Üniversite AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM

POLİTİKALARI, AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI I.


BÖLÜM 1. TURİZM

POLİTİKASI KAVRAMI Turizm politikası kavramı son yıllarda hükümetler, politik

kişiler, ekonomi ve turizm müteşebbisleri tarafından gittikçe daha sık ...


Seçenekler Stil

24.09.2007, 11:07 #1 (Mesajin Linki)

FireBlade

Tümgeneral

Üyelik Tarihi: 11.07.2007

Mesajlar: 1,960

Blog Başlıkları: 7

Teşekkür Etmiş: 320

Teşekkür Almış: 673

AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI

AB UYUM SÜRECİNDE TÜRK TURİZM POLİTİKALARI

I. BÖLÜM 1. TURİZM POLİTİKASI KAVRAMI Turizm politikası kavramı son

yıllarda hükümetler, politik kişiler, ekonomi ve turizm müteşebbisleri

tarafından gittikçe daha sık kulla¬nılan bir kavram, olmakta ve bu kavrama

birbirinden az çok farklı an¬lamlar verilmektedir. —Turizm politikası ile

ulusal bir topluluk tarafından sanayileş¬menin yeni ve temel bir oluşumun

artan önemini dikkate alan turiz¬min gelişmesi amacına yönelik

faaliyetler, çabalar anlaşılıyorsa, turizm politikası kavramına somut bir


anlam vermiş olunur. Bu takdirde turizm politikası, bir ulusun değişik

karar mercileri tarafından belirli amaçlara ulaşmak için yapılan

faaliyetler olarak tanımlanabilir. —Turizm politikası kavramını yukarıdaki

anlamdan tamamen farklı bir değer ve etkinlik içinde bilimsel biçimde de

tanımlamak olanağı vardır. Bu takdirde turizm politikası, somut

faaliyetlere bir rehber olarak yön verecek bazı amaçları soyut biçimde

inceleyen ekonomi biliminin ve ekonomi politikasının bir dalı olarak

mütalaa edilebilir. Böylece turizm politikası, turizm ekonomisinin analizi

içinde turizm üzerine bir inceleme anlamına gelir . 2. TURİZM

POLİTİKASININ TANIMI Turizm politikası gelişen ve değişen turizm anlayıp

doğrultusunda yeni anlamlar, boyutlar ve hedefler kazanmıştır. —Son

zamanlara kadar "turizm politikası, iç ve dış turizmin geliştirilmesi,

ekonomik ve meta ekonomik fonksiyonlarından en yüksek düzeyde

yararlanılması için kamu yönetiminin turizm alanında aldı önlem ve yaptığı

müdahalelerin tümü olarak "tanımlanıyordu". Nitekim Turizm ve Tanıtma

Bakanlığı tarafından yayımlanan bir dokümanda turizm politikası, turizmden

sağlanan ekonomik, sosyal ve kültürel kazançların en yüksek düzeye

çıkarılmasını ve maliyetleri ise en aza indirmeyi amaçlayan dinamik bir

politika olarak tanımlanmıştır. Politikanın dinamik karakteri; turizm

sektörünün ülkenin koşullar değiştikçe değişen verilere göre, önerilerin

ve önlemlerin değişeceğini, böylece uygulamalara bilinçli bir esnekliğin

getirilmesini ifade eder. —Bugün ekonomik ve sosyal gelişme karşısında,

turizm politikası; bir ülkenin tüm insanlarına turizme katılarak maddi ve

manevi dinlenme olanaklarını sağlamak, çevreyi koruyarak turizm

ihtiyaçlarının karşılanması gereken en uygun alt ve üst-yapıyı kurmak

amacı ile kamu yönetiminin turizm alanına dolaylı veya dolaysız her türlü

müdahalesini ifade etmektedir. Diğer bir deyişle, turizm politikası


örgütlenmiş toplumlarda, özellikle Devlet tarafından turistik gelişmenin

gidişine bilinçli bir biçimde müdahale etmektir.Bu müdahalenin temel

hedefleri şöylece özetlenebilir; a) Turizm politikası, turizmin arz ve

talep yönündeki durumunu ve mevcut koşulların ıslahını gerektiren

nedenleri belirler. b) Turizm Politikası: turizm alanında uygulanmakta

olan ve önerilen müdahalelerin alınacak önlemlerin yapacağı etkileri

araştırır. c) Turizm politikası; turizmin gelişmesi için yeni hedefler, an

ve olanaklar ortaya koyar. Turizm birçok sektörlerle ve sosyal olaylarla

ilgili bir faaliyet olduğu için turizm politikası; para, ulaştırma, imar

iç ve dış ticaret, eğitim, tarım, endüstri gibi prodüktif ve prodüktif

olmayan sektör karar mercilerinin davranışları, tutumları ve politikaları

dikkate almadan ve değerlendirilmeden saptanamaz; uygulama olanağına ve

başarıya ulaşma şansına sahip olamaz . Turizm politikaları genellikle içe

yönelik uluslararası turizmi geliştirmek için uygulanır. En azından

Türkiye gibi gelişen ülkelerde durum böyledir. Gelişen ülkelerde turizm

politikaları ancak devletin katılımcı etkin müdahalesiyle uygulanabilir.

Özellikle iç turizm talebinin düşük olduğu Türkiye gibi ülkelerde yabancı

turizm talebine bağlı bir turizm endüstrisinin geliştirilmesi devletin

müdahalesi ve hatta turizm işletmeciliği alanında doğrudan katılımı

gerektirir . 3. TURİZM POLİTİKASINI OLUŞTURAN ELEMANLAR Bir turizm

politikasını oluşturan elemanlar şöylece sıralanabilir :  Turizm planı 

Örgüt  Parasal Kaynaklar  Otorite  Koordinasyon 


Esneklik  Çevre

ilişkileri  Denge  İnsan İlişkileri  Kontrol 


Ekonomik Rasyonel ve

Global Elemanlar 3.1. Turizm Planı Turizm Planı, belli bir dönemde turizm

sektöründe ulaşılacak hedefleri, bu hedeflere ulaşmak için kullanılacak

araçları yapılacak iş¬leri, parasal ve fiziksel olanakları, işlerin kimler


tarafından ne kadar sürede gerçekleştirileceğini gösterir. Turizm planın

sağlayacağı yararlar şunlardır: a) Turizm faaliyetlerinde geçmiş dönemin

sonuçları istatiksel verilerle incelenir. Böylece, ulaşılan sonuçların

başarı veya başarısızlık nedenleri belirlemiş ve alınacak önlemlere ışık

tutulmuş olunur. b) Plan geleceği keşfetmek demektir. Gelecek isabetli bir

şekilde tahminlendiği ölçüde, ulaşılacak hedef ve kullanılacak araç ve

önlem¬ler önceden saplanmış olur. c) Plan disiplinli çalışma demektir.

Disiplinli bir çalışma yöntemi ile işlerin gerek görülmesi, yürütülmesi ve

gerekse başarısı tesadüflere bırakılmamış olur. d) Turistik yatırımların

gerektirdiği sermaye ihtiyaçları önceden belirlenir. Böylece, bir

yatırımın finansmanı için gereken kaynağın, zamanında, ihtiyaç miktarı

kadar sağlanamamasından doğacak kayıplar, sermayenin bağlanması riski

önlenir. e) Sorumlulukların, yetkilerin dağılımı ve saptanması olasılığı

ger¬çekleşir. 3.2. Örgüt Turizm politikasının ikinci aracı, hukuki bir

statüye dayanan, des¬teklenen etkili bir örgüt (organizasyon) tür. Etki,

bir turizm örgütü ol¬madıkça turizmin ülkenin hukuki kadrosu içinde gerçek

yerini hatta adını alması ve turizm alanında ciddi bir çalışmanın

beklenmesi olasılığı yoktur. Örgütün bir kamu veya özel kuruluş statüsüne

sahip olması, ya da karma bir yapıya sahip bulunması, bakanlık veya bir

komi¬serlik biçiminde kurulması tartışılabilir. Zamanla en uygun model de

bulunabilir. Türkiye'de örgütlenmenin, önce bir masa daha sonra bir

müdürlük, bilahare bir genel müdürlük, daha sonra da bir bakanlık olarak

yapıldığı; ancak; ad, yapı, kadro değişme ve şişkinliğinin örneğin; 3

kişilik bir turizm örgütünün 3000 kişilik bir örgüt haline getirilmesinin

sorunları çözmek, başarıya ulaşmak için yeterli olmadığını Türkiye örneği

kanıtlamaktadır. Bilindiği gibi, örgüt çeşitli parçaları, sistemli ve

anlamlı bir bütün haline getirmek, bir bütünü belirli ve ortak bir amaca
yöneltmek demektir.Turizm örgütü ise, turizm ile ilgili çalışmaları

koordine ederek örgütleyen, turizmle ilgili her türlü kamu, yarı kamu ve

özel kuruluşun turizmin amaçlarına hizmet eden faaliyetlerini bir araya

getiren, turizm politikasını yürüten bir kuruluştur, 3.2.1- Turizm

Örgütünün Görevleri Tanımın kapsamında belirtildiği gibi turizm örgütünün

temel görevi, turizm politikasının sorunlarına çözüm getirmek ve zorunlu

uygulamaları yapmaktır. Bununla birlikte birçok ülkenin olumlu ve olumsuz

sonuçları çerçevesinde, bir turizm örgütünün görevleri şöyle

gruplanabilir. 3.2.1.1. Yönetsel İşler ve Sorumluluk Turizm örgütünün bu

görevi içinde; turizm ülke ekonomisinde önemli ve öncelikli bir sektör

olarak yerinin saptanması turizm planının yapılması sektördeki kuruluşlara

yeterli beşeri ve finansal kaynakların sağlanması, yasal düzenlemelerin

yapılması yer alır. 3.2.1.2. Ulusal Turizm Politikasını Hazırlamak ve

Uygulamak Turizm örgütünün bir görevi turizm politikasını saptamak ve bu

politikayı yürütmektir. 3.2.1.3.Turizmle Dolaylı veya Dolaysız İlgili

Diğer Kamu Kuruluşları ile İlişkiler ve İşbirliği Turizm örgütü; bir

ülkede yerel ve ulusal kamu kuruluşları ile turizm kuruluşları arasında

sıkı bir işbirliğinin kurulması bu işbirliği çerçevesinde turizme dönük

verilerin toplanması, araştırmaların yapılması, ürünün pazarlanması,

kültürel, güzel sanatlar, el sanatları, sportif gösterilerin

düzenlenmesinde yerel yönetimlerle; işbirliğinin yapılması, turistik

tüketicinin korunması konusunda gerekli çabaların harcanması çevre

sorunlarının çözümlenmesi gibi görevleri de üstlenmiştir. 3.2.1.4. Özel

Sektör Çalışmalarında İlişkiler ve İşbirliği Turistik ürün çok sayıda özel

sektör birimleri tarafından gerçek¬leştirilen çatışmaların sonucu ortaya

çıkmaktadır. Bu konuda bir başarının sağlanması için özel sektördeki her

türlü turistik birimler arasında geniş; bir işbirliğine ihtiyaç vardır.


İşte devlet turizm örgütü önderliğin bir yandan; turistik arz ve talep

arasında dengeyi sağlamak için dolayısıyla özel sektör çalışmalarına

katılır. 3.2.1.5. Araştırmalarda Bulunmak Turizm örgütü ekonomik ve

istatiksel yöntemlerin yardımı ile gerekli araştırmaları yapar ve

araştırmaları değerlendirir. Bu araştırmaların ekonomik planlamaya ve

diğer ulusal ve uluslararası araştırmalara uygunluğu ve pazarlamaya dönük

olması sağlanmalıdır. 3.2.1.6. Ürün Geliştirmek Turizm örgütü ulusal ve

uluslararası planda turistik ürünün geliştirilmesi görevini yerine

getirmek durumundadır. 3.3. Parasal Kaynaklar Turizm politikasının önemli

bir aracı, paradır. Çünkü; yeterli kaynak sağlanmadan politikayı

uygulatmak, örgüte hareket, dinamizm vermek olanağı yoktur. Zira turizm

sadece amatör ruh ile yürümeye¬ceği bir gerçektir. 3.4. Otorite Otorite,

kanunların ve özellikle turizmle ilgili mevzuatın uygulanması, emirlerin

yerine getirilmesi için kamu yöneticilerinin elindeki gücü ifade eder.

Örneğin en mükemmel karayolları, bu yollarda gü¬venlik ve asayişin

sağlanamaması, yasaların uygulanamaması durumunda anlamını kaybeder. Bir

otel rehberinin hazırlanması için otelcilerden gerekli bilgiyi sağlayacak

bir otorite fiyat kontrolünü etkili kılacak bir kontrol yapmak olanağı

yoksa, yasaları uygulamak gücü bulunamıyorsa, turizm politikası sadece bir

doküman olmaktan ileri geçemez. 3.5. Koordinasyon Turizm politikasında

başarıya erişilmesi, turizmle uzak veya yakın ilgisi bulunan bütün

kuruluşlar, kişiler, arasında ahenkli bir çalışmayı gerektirir. Ahenkli

çalışmanın koşulu ise koordinasyondur. Aksi takdirde bütün faaliyetler

etkinliğini kaybeder ve ülkenin genel çıkar¬ları zarar görür. 3.6.

Esneklik Esneklik; turizm politikasının başarısı için, yetkililerin karar

alma, uygulama ve kararları değiştirmede sahip oldukları yeteneği,

sağduyuyu iyi niyeti, bilinci ifade eder. Böylece turizmin hiç bir zaman
affetmediği katı davranış önlenmiş olunur. 3.7. Çevre ilişkileri Turizm

faaliyetleri fiziksel ve sosyal bir çevrede oluşur. Bu nedenle, turizm

faaliyetlerine yön veren politika; fiziksel ve sosyal, çevreyi tah¬rip

edici etkileri önlemeli, koruyucu önlemler getirmektedir. Diğer bir

anlatımla, turizm politikası doğal ve artistik çevrenin korunmasına,

şehirleşmeye uygun olan genel bir enfrastrüktür yaratmayı öngören

politikaya uymalıdır. 3.8. Denge Turizm politikası, bir yandan arz ve

talebin optimal noktada dengelenmesine diğer yandan alt-yapı ile üst-yapı

arasında denge sağlamasına olanak vermeli, böylece kaynak savurganlığına

(israfına) ve dar boğazlara yol açmamalıdır. 3.9. İnsan İnsan turizm

faaliyetlerinin tam içindedir. Turizm endüstrisinin hizmet endüstrisi

olduğu için, insan bu endüstrinin daima temelini oluşturmaktadır. Çünkü;

yer değiştiren de hizmet eden de insandır. Bu nedenle; faaliyetin

başarısı, gerçekte; insanın kalitesine bağlıdır. Bu düzeyde bir turizm

politikası insan faktörünü dikkate almaya, makro düzeyde bir turizm

bilinci yaratmaya, ülkenin turizm için kültürel bir varlık oluşturan

kaynaklarını korumasını bilen insanı, mikro düzeyde kaliteli bir turizmin,

öngördüğü asgari formasyonu olan personeli yetiştirmeye zorunludur. 3.10.

Kontrol Turistik; faaliyetler her aşamada bir kontrol fonksiyonu

gerek¬tirir. Bu bakımdan, kontrol, turizm politikasında hedeflere ulaşmak,

sorumluları saptamak, sapmaları belirlemek, sapmaların nedenlerini ortaya

koymak bakımından son derece önemli bir elemandır. 3.11. Ekonomik Rasyonel

ve Global Elemanlar Turizm politikası genel ekonomik bir faaliyet olarak

ülkenin para, bayındırlık, ulaşım iç ve dış ticaret gibi sektör

düzeyindeki politikalarından oluşan genel ekonomi politikasına uygun bir

nitelik taşımak zorunluluğundadır. Turizm politikası kelimenin bilimsel

anlamı içinde rasyonel amaç¬lar izlemeye ve bu hedeflere rasyonel biçimde


seçilmiş araçlarla ulaşmaya da zorunludur. Nihayet turizm politikası,

doğrudan doğruya veya dolayısıyla ilgili kültürel, sosyal ve diğer

elemanları dikkate alan bir bütünlük taşımalıdır. Bütün bu elemanlar

nedeniyledir ki, turizmde; en önemli konulardan birisinin "koordinasyon"

olduğunu tekrarlamakta yarar görülmektedir. 4. TURİZM POLİTİKASININ

HEDEFLERİ Turizm olayı bir ülkenin, değişik ekonomik ve sosyal

faaliyetleri ile yakından ilgili ve ilişkili olduğundan, turizm

politikasını ve bu politikanın temel hedeflerini de ülkenin genel ekonomi

ve sosyal politikasının hedeflerinden tümüyle soyutlamaya olanak yoktur.

Bu nedenle; Turizm politikasının hedefleri ve bunu izleyerek turizm

politikasının başarı koşullarını genel ekonomi ve sosyal, politikanın

hedefleri ve başarı koşulları doğrultusunda incelemek zorunluluğu vardır.

Turizm politikasının başlıca hedefleri şöyle özetlenebilir : 4.l. Ülkenin

Ekonomik Büyümesine Katkıda Bulunmak Ekonomik büyüme; bir ülkede bir yıl

içinde gayri safi milli hasıla¬da sağlanan artıştır. Bu artış; yüzde

olarak iki şekilde ifade edilir. Birinci yöntemde gayri safi milli

hasıladaki artış cari alıcı fiyatları üzerinden hesaplanır. İkinci

yöntemde ise hesaplama belirli bir yılın fiyatları esas kabul edilerek

yapılır. Bundan başka gayri safi milli hasıladaki artış nüfustaki artış

oranı düşülmek suretiyle net artış şeklinde de buluna¬bilir. Turizm

politikasının amacı; üretim faktörlerini, potansiyel kay¬nakları ve

üretici güçleri harekete geçirmek suretiyle büyüme hızına, başka bir

anlatımla gayri safi milli hasılanın artışına katkıda bulun¬maktır. Bu

nedenle, turizm politikasında alınacak önlemler üretici ve gelir yaratıcı

kaynakları harekete geçirici bir nitelik taşımalıdır. 4.2. Ülkenin

Ekonomik Kalkınmasına Yardımcı Olmak Ekonomik kalkınma; gayri safi milli

hasılada sağlanan artışın üretim faktörleri arasında dengeli biçimde


dağılımıdır. Şu hususu hatırlatalım ki, büyüme daha ziyade salt ekonomik

bir olgu olduğu halde, kalkınma sosyal bir olgudur. İşte turizm

politikasının hedefi, bir bölgeye gelir transferi sağlamak suretiyle

gelirlerin dengeli dağılımına yar¬dımcı olmaktır. 4.3. Ülkede Tam

İstihdamın Gerçekleşmesine Yardımcı Olmak Turizm politikası; otomasyona ve

makineleşmeye pek az olanak veren turizm sektöründeki "Emek-yoğun” üretim

tekniği özelliği nedeniyle iş alanları açmak suretiyle emek arz-talebi

arasıda denge kur¬mak hedefindedir. 4.4. Fiyat İstikrarının

Gerçekleşmesine Yardımcı Olmak Turizm-fiyat istikrarı ilişkisine basit bir

yaklaşım yapıldığında; ilk anda; turizmin enflasyonu itici, hızlandırıcı

olumsuz etkileri ile kar¬şılanılır. Gerçekten, turizm belirli bölge ve

dönemlerde maliyet artış¬larına, talep yükselişlerine, ek ithalata, dövize

vaki talep sıçrayışlarına neden olmakla enflasyonist baskı yaratan bir

harekettir. Ancak, turizm, üretim hacmini artırmakta itici bir rol

oynayarak, seyahat dolayısıyla döviz girişlerini de olumlu yönde etkilemek

suretiyle özellikle serbest döviz kurlarının düşmesine, böylece paranın

değer kazanmasına yardımcı olarak, enflasyonu önlemeye katkıda bu¬lunan

bir faktör rolünü de oynayabilir. 4.5. Dış Ödemeler Dengesine Olumlu

Katkıda Bulunmak Dış ödemeler dengesi, bir ülkenin bir yılda dış ülkelerle

olan mal, kapital, hizmet ve turistik ilişkilerinden doğan döviz girdi ve

çıktılarını, toplu olarak gösteren bilançodur. Turizm politikasının amacı;

turizmden sağlanan net döviz girdilerinin, miktarını artırarak turizmin

dış ödemeler dengesine olan net katkısını çoğaltmaktır. Net katkı ise

döviz girişi yaratan aktif dış turizm ile döviz çıktısına neden olan pasif

dış turizm arasındaki pozitif farktır. Turizm politikasının turizm döviz

girdisi sağlayıcı fonksiyonundan azami ölçüde yararlanmak hedefi;

özellikle, gelişmekte olan ve yeterli ihracat yapamadıkları için döviz


darboğazına giren ülkeler açısından son derece önem arzetmektedir. Turizm

bu tür ülkeler için en kısa dönemde gerekli dövizi sağlayabilecek önemli

bir alternatifi oluşturmaktadır. Bu alternatifi gerektirdiği şekilde

değerlendirmek için; turistik yatırımların öncelikle üst -yapıya dönük

olması, işletilmekte olan veya işletilmeye hazır kapasitelerden yararlanma

olanağının en üst düzeye çıkarılması, kaynakların üst-yapı yatırımlarında

kullanılmasında alt-yapı yatırımlarının tamamlandığı ya da hızla

tamamlana¬bileceği yerlere öncelik verilmesi gerekmektedir. . 4.6.

Uluslararası Turistik Amaçlı İnsan Hareketlerinde Etki Etmek Turizm

politikası dış turizmin ödemeler dengesine olumlu katkısını sağlamak için

dış seyahatlere tahsis edilen döviz kotalarını sınırlamak amacını güttüğü

gibi, çok kez dış seyahatlerin miktarını da sınırlayabilir. 4.7. Turizmin

Sosyal Fonksiyonlarından Toplum Kişilerini Yararlandırmak Başlangıçta da

belirtildiği üzere, turizm politikasının bir hedefi de; turizmin kültürel,

sağlık, dinlendirici, eğlendirici özelliklerinden (fonksiyonlarından)

mümkün olduğu kadar daha çok bireyin yararlanmasını sağlamaktır. Bu,

turizmin insancıl fonksiyonunu oluşturur. 4.8. Ekonominin Üretim

Çeşitliliğini Artırmak Ulusal ekonomiler üretim bakımından belirli üretim

çeşitlerine dayandığında, ekonominin gerek ihracat gerekse ithalat

bakımından dışa bağımlılığı artar. Çünkü; ekonomi, az çeşitle mal üretme

ve ihraç etme gücüne sahip bulunduğundan dış piyasalardaki konjonktür

de¬ğiş-melerinden daha çok etkilenir; dış ticaret dengesini saptayabilecek

düzeyde mal ihracat olanakları azalır; ödemeler dengesizliği ve döviz

darboğazı kronik bir durum olabilir. Ekonomi az çeşitte mal ürettiğinden

diğer bir çok ihtiyaçları ithal yolu ile karşılamak zorunda kalınır. Bu da

dış ticaret ve ödemeler dengesi ile ilgili sorunlar yaratır. Turizm,

herşeyden önce dolaylı ve dolaysız bir ihracat türü, sonra da diğer üretim
olanaklarını yaratmak için itici güç olarak ihracat türü, bir üretim

çeşidi oluşturur. Böylece, turizm politikasının bir hedefi bu üretim

çeşidini artırmaktır. 4.9. Gelir Dağılımındaki Eşitsizliklerin Azalmasına

Katkıda Bulunmak —Turizm istihdam yaratan bir hizmet sektörüdür. İstihdam

olanaklarının genişlemesi İşgücüne olan talebi artırır. Talep artışı ise

ücretleri yukarı doğru çekerek, işgücü sahiplerinin gayri safi milli

hasıla¬dan daha büyük pay almalarını sağlar. Böylece ulusal gelirin

dağılı¬mındaki dengesizlikler kısmen giderilir. —Diğer yandan turizm

niteli iş gücünün istihdamını öngören bir hizmet sektörüdür. Niteli

işgücü; verimliliği ve buna bağlı olarak üc¬reti daha yukarı düzeyde

bulunan bir emek grubudur. Turizm, özelliği gereği olarak istihdam ettiği

niteli emek-verimlilik-ücret ilişkileri içinde çalışanların daha yüksek

ücret almalarını sağlayarak G.S.M.H.’nın adil bölüşümüne katkıda bulunur.

Turizm politikasının bir amacı yeni istihdam alanları açarak ve niteli

personel istihdam oranını, artırarak, gelir dağılımındaki eşitsizlikleri

kısmen gidermektir. 4.10. Bölgeler Arasındaki Gelişme Ayrıcalık¬larını

Gidermeye ve Dengeli Kalkınma Hedefine Katkıda Bulunmak Turizm bir

mübadeledir. Bu mübadele parasal değerlerle, doğal tarihsel değerler

arasında oluşur. Böylece ekonomik bakımdan ye¬terli düzeyde gelişmemiş

ülkeler doğal ve tarihsel değerlerini sunarak gelir sağlarlar. Ekonomik

üretim ve çalışma alanlarını, çeşitlerini genişletirler,

zenginleştirirler. Turizm politikasının bir amacı da turizmin bir bölgeye

sağladığı olanakları harekete geçirerek bölgenin ekonomik gelişmesine

yardımcı olmaktır. "Bu amaç; fiziksel üretimi maksimum düzeye çıkarmak,

is¬tihdam yaratmak, bölge gelirlerini artırmak suretiyle

gerçekleştirilir". 4.11. Doğal ve Tarihsel Kaynakları Korumak Turizmin bir

bölgeye veya bir ülkeye sağladığı ekonomik menfa¬atlerden hiç kuşkusuz


yararlanılmalıdır. Ancak, turizme sadece döviz getiren bir kaynak,

özellikle, ekonomik bakımdan bir ülkede sanayi¬leşme yolu ile kalkınmanın

bir alternatifi olarak bakılmamalıdır. Çün¬kü; turizmi sadece ekonomik

açıdan ele alan bir görüş ve poli¬tika doğal ve sosyal kaynaklardan

yararlanmada spekülatif eylemlere doğal ve sosyal çevrenin tahribine yol

açabilir. Böylece turizm doğal ve tarihsel zenginliklerin gelecek

nesillere aktarılmasına engel olduğu gibi, kendini oluşturan temel

değerleri tahrip eden ve tüke¬ten zararlı bir fonksiyon görmüş olur.

Turizmi böylesine kötü ve sakıncalı sonuçlar ortaya çıkaran bir ekonomik

faaliyet durumuna itmekten kurtarmak için tutarlı bir turizm politikası

izlemek ve turizm planlaması yapmak zorunluluğu vardır. İsabetli turizm

politikası ve planlaması; turizmin temel kaynaklarının korunmasını,

onların gelecek nesillere de aktarılmasını kay¬naklardan sürekli ve

rasyonel biçimde yararlanılmasını, dolayısıyla ekonomik menfaatlerin de

sağlanmasını mümkün kılar. En önemlisi turizm politikası ve planlaması

sayesinde, bir yandan gelişen sanayi, şe¬hirleşme, yükselen gelir ve refah

ile seyahat ve dinlenme arzu, ihtiyaç ve olanakları artan insanlara bu

ihtiyaçlarını karşılayacak tarihsel ve doğal çevre zenginlikleri korunmuş

olur; diğer yandan, "tarih ve doğanın türlü değerleri ile günümüzün

gelişme şekli ve hızı arasında gözle görülür çatışmayı kontrol etmemizi

sağlayacak bir araç elde edilmiş olunur". 4.12. Turizmin Sağlık ve Politik

Fonksiyon¬larından Daha Çok İnsanın Yararlan¬masını Sağlamak Turizmin,

ekonomik ve sosyal fonksiyonları açısından, toplum bireylerine

dinlenmenin, tatil yapmanın, seyahat etmenin maddesel ve manevi

yararlarından faydalanmalarını sağlama fonksiyonu vardır. Bu, turizmin

sağlık fonksiyonudur. "Turizm aynı zamanda, insanları birbirine

yaklaştırma, hoşgörü sahibi olmalarını sağlama fonksiyonunu da görür". Bu


nedenle; turizm politikasının bir amacı; toplumda daha çok insanın

turizmin sağlık ve politik fonksiyonlarından yararlanmasını sağlamaktır.

4.13. Diğer Hedefler Turizm politikasının, yukarıdaki hedefleri yanısıra;

—Turizm alanındaki psikolojik ve sosyal engelleri, çeşitli fikir ve

davranışları frenlemek. —Turizm alanında sağlam ve güvenilir meslek

teşekküllerinin kurulmasını özendirmek, desteklemek, böylece turizm

endüstrisinin değişik alanlarındaki faaliyetlerinin tatmin edici şekilde

sürdürülmesini ve oto-kontrolü sağlamak hedefleri de vardır. II. BÖLÜM 1.

AVRUPA BİRLİĞİ'NİN OLUŞUM AMACI Avrupa Birliği'nin misyonu, üye ülkeler ve

bu ülkelerin vatandaşları arasında. dayanışma temeline dayanan ilişkileri

organize etmek, barışı korumak, ekonomik, sosyal ve kültürel ilerlemeyi

pekiştirmektir. Bunun yanısıra Birliğin diğer bir oluşum sebebi ise

Avrupa'daki fanatik milliyetçilik akımının teşvik ettiği savaş isteklerini

engelleyerek kutsal devlet inanışının yerine kutsal birey anlayışının

oluşturulmasıdır. Bu açıklamadan sonra Avrupa Birliği'nin temel amaçlarım

da şu şekilde sıralayabiliriz; • Ekonomik sosyal iyileşmeyi desteklemek

(ortak pazar ve ortak para). • Uluslararası platformda Avrupa Birliği

kimliğini savunmak (ortak güvenlik politikası, uluslararası krizlerde

ortak hareket), • Avrupa vatandaşlığını tanıtmak, • Bir özgürlük, güvenlik

ve adalet alanı geliştirmek (bireylerin serbest dolaşımı), • Oluşturulan

Avrupa Birliği hukukunu sürdürmek . 2. AVRUPA BİRLİĞİ NEDİR? Türkiye -

Avrupa Birliği (AB) ilişkileri 1963 yılında imzalanan Ankara Ortaklık

Anlaşması ile başlamıştır. O tarihlerdeki adıyla Ortak Pazar (daha sonra

AET), 1957 yılında Roma Anlaşması ile ku¬rulmuş ve tam üyelik için iki

önkoşul getirilmiştir. Birincisi tam üye olacak ülkelerin kurucu ülkeler

(Al¬manya, Fransa, İtalya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg) ile aynı

gelişmişlik düzeyinde olmaları; ikincisi ise, demokratik rejimle


yönetilmeleridir Roma Anlaşması'nda Ortak Pazar'ın iki temel amacı, üye

ülkeler arasında önce ekonomik bütünleşme, daha sonra da politik

bütünleşmeyi sağlamak olarak yer almaktadır. Ortak Pazar'da üye ülkeler

arasındaki ekonomik bütünleşmeyi sağlayabilmek amacıyla "Ortak

Politikalar" belirlenmiştir. Bunlar; Ortak Gümrük Tarifesi (OGT), tarım,

sanayi, rekabet, para, ulaştırma, bölgesel kalkınma, enerji, sosyal

gelişme, araştırma-geliştirme, çevre koruma ve tüketiciyi koruma

poli¬tikaları olarak sayılabilir.1986 yılında imzalanan Avrupa Tek Senedi

ile de ekonomik bütünleşmenin büyük ölçüde gerçekleştiği kabul edilerek

üye ülkeler arasında "Tek Pazar" uygulamasına geçilmiştir. Bundan sonra da

AET’den ekonomi sözcüğü çıkarılarak AT olarak kullanılmaya başlanmıştır.

Bütünleşmenin gerçekleştirilmesinde sorunlarla karşılaşılan teknik

spesifikasyonlar ve mali kon¬ularda engellerin aşılmasına öncelik

verilmesi kararlaştırılmıştır. 1993 yılında imzalanan Maastricht Anlaşması

ile bazı ekonomik sorunlar, ortak para sistemi, mali ve hukuki konularda

bütünleşmenin tamamlanması ve Avrupa Birleşik Devletleri'nin kurulmasına

yönelik hazırlık çalışmalarına başlanması öngörülerek, AT artık AB

olmuştur . 3. AVRUPA BİRLİĞİ'NİN TARİHÇESİ Savaş sonrası ekonomilerini

hızla yapılandıran Avrupa ulusları sahip oldukları yakın kültürün de

etkisiyle ortak amaca hizmet eden bir birlik kurma ihtiyacı duymuşlardır.

Avrupa Birliği barışı korumak ve ekonomik ve sosyal ilerlemeyi pekiştirmek

amacı ile bir araya gelen 25 üye devletten oluşur. Birlik ekonomi, sanayi,

siyaset, yurttaş hakları, kültür ve dış politika alanlarını kapsayan çok

sektörlü bütünleşmenin en ileri biçimidir. Birliğin içinde ortak kurumları

bulunan üç Topluluk yer alır. Bunların içinde ilk kurulanı 1951 tarihli

Paris Anlaşması’yla Avrupa Kömür ve Çelik Topluluğu'dur. Daha sonra 1957

tarihli Roma Anlaşması'yla Avrupa Ekonomik Topluluğu ve Avrupa Atom


Enerjisi Topluluğu kurulmuştur. Topluluklar bu sürecin sonunda Üye

Devletler arasındaki bütün iç sınırları kaldırarak tek bir pazar

kurmuşlardır. 1986'da imzalanan Avrupa Tek Senedi ve 1992'de imzalanan

Maastrich Avrupa Birliği Anlaşması ile de Üye Devletleri egemen devletler

arasındaki geleneksel anlaşmalardan daha sıkı bir biçimde birbirine

bağlayan AB'nin hukuki temelleri oluşmuştur. Topluluğun çalışmaları,

başlangıçta altı kurucu üyesi olan Almanya, Belçika, Fransa, Hollanda,

İtalya ve Lüksemburg arasında bir kömür ve çelik ortak pazarı kurulmasıyla

sınırlıydı. Savaş ertesindeki o günlerde savaşın galip ve mağluplarını,

eşit olarak işbirliğinde bulunabilecekleri bir kurumsal yapı içinde bir

araya getiren Topluluk, temelde barışı güvence altına almanın bir aracı

olarak algılanıyordu. 1957'de işgücü ile mal ve hizmetlerin serbest

dolaşımına dayanan bir ekonomik topluluk kurmaya karar verdiler. Mamul

mallarda gümrük vergileri 1968'de kaldırıldı. Bunların sonucunda ortak

politikalar 60'ların sonunda yerli yerine oturmuştu. Üye Devletlerin

başarısı Birleşik Krallık, Danimarka ve İrlanda'yı Topluluk üyeliğine

başvurmaya yöneltti ve bu üç ülke 1972 yılında üyeliğe kabul edildiler.

Üye devlet sayısını altıdan dokuza yükselten ilk genişleme ile birlikte,

Topluluk sosyal, bölgesel ve çevresel konularda üstlendiği sorumluluklarla

yeni bir derinlik kazandı. Topluluk 1981'de Yunanistan'ın, 1986'da da

İspanya ve Portekiz'in katılmalarıyla güneye doğru genişledi. Bu

genişlemeler, üye devletlerin ekonomik gelişmeleri arasındaki

farklılıkları azaltmaya yönelik yapısal programlar uygulamalarını

kaçınılmaz kıldı. 1Ocak 1993'e kadar tek pazar oluşturmayı kendisine hedef

edinen Topluluk, 17 - 28 Şubat 1986'da Avrupa Tek Senedi'ni imzaladı ve bu

iddialı hedefle ilgili mevzuatın kabulü konusunda yeni yöntemler

geliştirdi. Tek Senet l Temmuz 1987 tarihinde yürürlüğe girdi. Berlin


Duvarı'nın yıkılmasının ardından 3 Kasım 1990'da iki Almanya'nın

birleşmesi, Merkezi ve Doğu Avrupa ülkelerinin Sovyet denetiminden

kurtulmaları demokratikleşmeleri, Aralık 1991'de de Sovyetler Birliği'nin

çözülmesi Avrupa'nın siyasi yapısını baştan aşağı değiştirdi. Üye

Devletler bağlarını güçlendirme kararlılığıyla, temel özellikleri 9-10

Aralık 1991’de Maastricht'te toplanan Avrupa Doruğu'nda kararlaştırılan

yeni bir anlaşmanın müzakerelerine başladılar. l Kasım 1993'te yürürlüğe

giren Avrupa Birliği Anlaşması üye devletlerin önüne iddialı bir program

koydu: 1999'a kadar parasal birlik, yeni ortak politikalar, Avrupa

yurttaşlığı, diploması işbirliği, ortak savunma ve iç güvenlik

sağlanacaktı. Dünya ölçeğindeki rekabeti göğüsleyebilmek ve işsizliği

azaltmak için Temmuz 1994'teki Avrupa Zirvesi'nde, kıta ölçeğinde altyapı

ve iletişim projelerinin yürürlüğe konulmasına karar verildi. 1 Ocak

1995'te Avrupa Birliği'ne üç yeni üye; Avusturya, Finlandiya ve İsveç

katıldı. Bu üç üye kendilerine özgü katkılarıyla Birliği zenginleştirdi ve

Orta ve Kuzey Avrupa'da yeni açılımlar sağladı. Topluluğun turizm

sektörüne yönelik girişimlerinin hangi düzeyde kalacağı konusunda

tartışmanın başlatılması ve meselenin üye ülkelerce ve AB kurumları

tarafından ele alınmasını sağlamak amacıylan AB Komisyonu 1995 Nisan’ında

“Yeşil Kitap” adı verilen bir rapor yayınlamıştır . 1996 için planlanmış

olan kurumsal gündem; l5 üyeli AB'nin yapısının yeni görevleri

göğüsleyebilecek şekilde uyarlanması ve kurucularının büyük siyasi

projelerinin kaynakları göz ardı edilmeden ve kapsamı kısıtlanmadan tüm

kıtaya istikrar getirebilecek biçimde yeni üyelerin katılımına

hazırlanması şeklindeydi. 1996 yılında, Avrupa Birliği Komisyonu Yeşil

Kitap hakkında derlediği görüşleri dikkate alarak ve turizm alanında yasal

boşluk bulunduğu düşüncesinden hareketle, 1997-2000 dönemini kapsayan


Philoxenia isimli bir teşvik programını kabul etmiştir . 1 Ocak 2002’de

Avrupa tek para birimi olan Euro tedavüle girdi. 1 Mayıs 2004’te Avrupa

Birliği 10 yeni ülkeyi (Kıbrıs, Estonya, Macaristan, Letonya, Litvanya,

Malta, Polonya, Slovakya, Çek Cumhuriyeti ve Slovenya) üyeliğe kabul etti.

Avrupa Birliği tarihinin en büyük genişleme hamlesi ardından birliğin üye

sayısı 25’e yükseldi . Yaklaşık yarım yüzyıldır Avrupa bütünleşmesi,

kıtanın gelişmesi ve halkının zihniyeti üzerinde önemli etkilerde

bulunmuştur; aynı zamanda güçler dengesini de değiştirmiştir. Ulusal ve

ortak çıkarların sürekli dengelenmesine, ulusal geleneklerin farklılığına

saygı gösterilmesine ve farklı kimliklerin güçlendirilmesine dayalı

Topluluk yaklaşımı her zaman olduğu gibi bugün de geçerlidir. Devletler

arasındaki ilişkilere damgasını vuran köklü düşmanlıkları, üstünlük

saplantılarını ve savaşçı eğilimleri aşacak biçimde tasarlanan bu yaklaşım

soğuk savaş yılları boyunca Avrupa'nın demokratik ülkelerinin özgürlüğe

olan bağlılıkları çevresinde birleşmelerini sağlamıştır . 4. AVRUPA

BİRLİĞİ İÇİN TURİZMİN ÖNEMİ Avrupa, farklı diller, kültürler, gelenekler

ve manzaralar içeren bir kaleydoskoptur. Avrupa'nın çeşitliliği,

aralarındaki farktan korudukları halde birçok ortak değere sahip olan

halkların yenileşme ve yaratıcılığına tanıktır, Utrecht yakınında bir lale

tarlasında yürümek, bir Berlin meyhanesinde lager birası içmek,

Valencia'da güzel bir paella yemek veya Atina'da Parthenon'un anıtsal

kolonları arasında durmak, turizmin farklı kültürlerin anlaşılmasına nasıl

katkıda bulunabileceğini ve onları nasıl bir araya getirebileceğini

gösteren örneklerdir. Seyahat ve boş zaman faaliyetleri, halklar

arasındaki bütünleşme açısından çok önemlidir. Turizm, Avrupa kimliğini

güçlendirir ve Avrupa değerlerinin uluslararası sahnede savunulmasına ve

tanıtılmasına katkıda bulunur . AB ekonomisi ve AB içinde sosyal ve


kültürel uyum açısından turizmin öneminin giderek artığı söylenebilir.

Bunun nedenleri olarak Tek Avrupa Pazarı sonucunda Avrupa turizminin

ekonomik bütünleşme ile teşvik edilmesi, Avrupa kıtasında kişisel gelirin

ve boş zamanların artması, çalışma saatlerinin azalması, Avrupa'nın turizm

gelirlerinin yaklaşık yarısını elde etmesi sayılabilir . Turizmin sosyal

ve kültürel katkısı, sadece onun yararlı etkisiyle sınırlı değildir.

Avrupa'daki kültürlerin ve geleneklerin zenginliği, Avrupa Birliği'ni

(AB), pazarın % 53'üyle dünyanın en büyük turizm bölgesi yapar. AB

GSYİH'sının % 5.5'i turizmden elde edilir. Turizm ile ilgili faaliyetlerde

istihdam edilen 9 milyon kişiyle, ki bu rakam toplam AB istihdamının %

6’sını temsil eder, turizm özellikle azgelişmiş ve çevre bölgelerde önemli

bir iş yaratma kaynağıdır. AB Üye Devletleri arasında yıllarca süren bilgi

alışverişleri ve işbirliği sonucunda. 7 Şubat 1992'de imza edilen Avrupa

Birliği Antlaşması'nın 3(u) sayılı maddesinde, Topluluk hedeflerine

ulaşmak için turizmin geliştirilmesine yönelik "tedbirler' veya temel

ilkeler için yetki verildi. Turizmin geliştirilmesi ve yönetilmesi, her

şeyden önce üye devletlerin yetki alanı içinde olduğundan, bu yenilik,

turizme bir Avrupa boyutu verme fırsatı anlamına geliyordu. Bilgi,

uzmanlık ve uygulama alışverişi yoluyla, Topluluk ve ülke politikalarında,

hem kamusal hem de özel, sınır ötesi işbirliğini desteklemek bir öncelik

haline geldi. Ekonomik ve sosyal gelişmenin ve kaynaşmanın teşvik edilmesi

bir turizm stratejisi hedefi oldu. Ancak, AB Anlaşması, bir Topluluk

Turizm Politikası geliştirilmesi için özel bir hukuki temel sağlamaz.

Turizm alanında Topluluk eylemlerinin açıkça gerekli olması ve Konsey

tarafından oybirliği ile kabul edilmesi şarttır. Dolayısıyla, bir

'Topluluk Turizm Politikası" olmamakla beraber, bu broşür, bugün turizme

Topluluk katkısının, özellikle, turizm sektöründe etkili olan diğer


politika alanları yoluyla, önemli düzeyde olduğunu göstermektedir. Farklı

alanları ilgilendiren mahiyeti nedeniyle, turizm konusunda eylem, sadece

birkaçını belirtmek gerekirse, çevre, tüketici işleri, sağlık, bölgesel

kalkınma, istihdam, rekabet, vergileme, kültür, eğitim, araştırma gibi

diğer politikaların kapsamındadır. Sonuçta, turizmi desteklemeye yönelik

geniş bir Topluluk tedbirleri yelpazesi ortaya çıkmıştır . III. BÖLÜM 1.

AVRUPA BİRLİĞİ’NİN TURİZM SEKTÖRÜNÜ ETKİLEYEN


POLİTİKALARI AB'de turizme

yönelik politikaların üretilmesi İlk olarak 1982 yılında gündeme

gelmiştir. 1982 yılında Contogeorgis Memorandumu olarak adlandırılan

girişim ile Avrupa Topluluğu turizme yönelik politikaların oluşturulması

konusunda ilk kez ciddiyetle eğilmiştir. 1 Temmuz 1982 tarihinde,

komisyon, turizm politikası oluşturulması ve geliştirilmesi ile ilgili

sorunları dile getirdiği “Topluluk Turizm Politikasının Temel Prensipleri”

adlı raporu konseye sunmuştur. Konsey 10 Nisan 1984 tarihli görüşünde adı

geçen raporu memnuniyetle karşıladığını belirterek, raporda belirtilen

konulara dair gerekli girişimleri başlatmak üzere komisyonu göreve davet

etmiştir. Bu rapor birliğin ve birliğe üye ülkelerin uyguladıkları teşvik

programının temelini oluşturmaktadır . 3 Nisan 1986 tarihli konseye

sunulan teşvik programları önerisi bunu izlemiş ve AB 1990 yılı "Avrupa

Turizm Yılı" ilan etmiştir. Bu şekilde turizm sektörü ilk kez bütün

ekonomik ve sosyal boyutu ile Avrupa'nın başlıca gündem maddelerinden

birini oluşturmuştur. AB 1992 tarihinde 1993-1995 yıllarını kapsayan ilk

Turizm Teşvik Programını başlatmıştır, 1995 yılında turizme ilişkin

girişimlerin hangi düzeyde kalacağının tartışılmasını başlatan ve

meselenin üye ülkeler ve AB kurumları tarafından ele alınmasını sağlamak"

amacı ile AB komisyonu tarafından Yeşil Kitap (Green Paper) adlı rapor
hazırlanmıştı. Bu raporla birliğe üye ülkeler ve Avrupa çapında turizm

sektörünün içinde bulunduğu durum tarif edilmiş ve turizm sektörünün

AB'nin ekonomik ve sosyal bütünleşmesinde ve Avrupalı kimliğinin

geliştirilmesi ile KOBİ’lere istihdam yaratılması konularına değinilmiştir

. Turizmin AB için sosyal ve kültürel önemi göz önüne alındığında, yakın

zamana kadar turizmle ilgili neden ciddi bir politika belirlenmediği

şaşırtıcıdır. AB’nin kurucu üyeleri Fransa ve İtalya’nın turizmden çok

gelir elde etmelerine rağmen, Roma Anlaşmasının kabulünden uzun bir süre

geçtikten sonra, ciddi bir politika yapılması yönünde girişimlerde

bulunulmuştur. Turizm her zaman sorunlu bir konu olmuştur. Bu sorunun

temel nedenleri şunlardır: 1) AB üyeleri arasında rekabet düzeyleri

farklıdır. 2) Hadiseleri AB bazında yönlendirecek, çözecek bir AB organı

yoktur ya da etkisi azdır. 3) Turizmle ilgili politika üretmek zordur;

çünkü turizm ulaşım hareket serbestliği, çevre, bölgesel politika gibi

birçok konuyla iç içedir. Bunlardan birine gereğinden az önem verilmesi

diğerinden negatif sonuçlar alınmasına sebep olmakta ve bütün bu

sorunların 25 ülke için ayrı ölçekte olduğunu düşünürsek, sorun daha da

önemli bir boyut kazanmaktadır . Avrupa Birliğinin çeşitli alanlarda

turizm sektörünü etkileyen politikaları vardır . 1.l. Doğrudan Turizmi

Hedef Alan Politika ve Teşvik Programları: Turizm sektörünü doğrudan hedef

alan ilk faaliyet 1990 yılının Avrupa Turizm Yılı (ATY) İlan edilmesidir.

ATY sayesinde turizmin sosyal gücü ile insanları birbirine entegre etmeyi

ve Avrupalılık bilincini oluşturmayı istemişlerdir. Avrupa Birliğinde l

Ocak 1993 tarihi itibariyle, sektörün değişik parçaları arasında bilgi ve

insan akışını destekleyen turizmin geliştirilmesi ile kırsal, kültürel,

sosyal, mesleki eğitim ve çevre alanlarındaki yenilikçi projelerin

geliştirilmesi yoluyla turizm sektörünün geliştirilmesi kabul edilmiştir.


1992 yılında konsey kararı ile turizm sektörüne yönelik bir teşvik

programı başlatılmıştır. Bu programda göz önüne alınması gereken belli

başlı kriterler şunlardır; -Alınacak tedbirlerin maliyeti kısıtlı fakat

sektör üzerindeki etkileri büyük olmalı, -Tedbirler turizm hizmetlerinin

kalitesini yükseltmeyi hedeflemeli, -Alınacak tedbirler hem topluluk

içinde rekabeti artırmalı, hem de AB'nin dünya turizm pazarı içindeki

rekabet pozisyonunu güçlendirmeli, -Önlemler doğanın, tarihi ve kültürel

mirasın korunmasını dikkate almalı ve turistik bölgelerde yaşayan halka

saygı duyulmalı, -Turizm alanında bilgi akımınım güçlendirilmesi ve

turistlerin korunması hedef alınmalı. Faaliyetlerin artırılması,

turistlerin memnun edilmesi ve tarihi ve kültürel mirasın korunması

konusunda bütün üyeler fikir birliği içinde olmuşlardır. Ayrıca, turizm

sezonunun uzatılması, standardizasyon çalışmaları. İstatistik alanında

yapılan çalışmalar, AB'nin seks turizmine karşı eylem planları ve Avrupa

turizm sektörünün kalitesinin yükseltilmesi ile Avrupa'nın turizm merkezi

olarak diğer pazarlara tanıtılması, turizmin gelişimi önündeki engellerin

kaldırılması gibi hedefleri içeren AB'nin ilk turizm teşvik programı

PHILOXENIA programları geliştirilmiştir. Programın ayrıca Orta ve Doğu

Avrupa ülkeleriyle imzalanan ortaklık anlaşmalarının hükümlerine uygun

olarak bu ülkelerin katılımına açık olması öngörülmüştür. Programdan

yararlanmaya hak kazanan diğer iki ülke ise Malta ve Kıbrıs'tır. Türkiye

ise bu programa dahil edilmemiştir. l Ocak 1997 tarihinde yürürlüğe

girmesi planlanan bu program belirlenen tarihte yürürlüğe girmemiştir.

Türkiye daha sonra PHILOXENIA programına dahil edilmesi için girişimlerde

bulunmuştur. Avrupa ile tam anlamıyla bütünleşen sektörlerin başında gelen

turizm sektörünün Avrupa kıtasının hemen hemen tümünü kapsayan bu

işbirliği girişiminin dışında kalması sektörün geleceği açısından


sakıncalar taşımaktadır. 1.2. Tüketicinin Bilgilendirilmesi ve Korunması

Politikaları Çerçevesinde Turizmi Etkileyen Politikalar: AB'nin

tüketiciler politikasının turizmi etkileyen temel hedefi, tüketiciyi

koruma standartları ve ürün hakkında anlaşılır ve güvenilir bilgi olmak

üzere iki başlık altında toplanabilir. İlk aşamada, Avrupalı turistlerin

tüketici haklarının korunması amacıyla Avrupa mevzuatı konusunda

bilgilendirilmeleri ele alınmıştır. Tek pazara geçilmesi ve bazı AB

ülkeleri arasında ucuzluk kontrollerinin ortadan kaldırılması ile artan

seyahat endüstrisi ile turizmde belli konularda standartlar

oluşturulmuştur. Örneğin müşterisinin engelli biri olduğunu bilerek ona

plajına ancak merdivenle ulaşılan bir otel tur programım satan veya yaz

ayında Avustralya'da kış olduğunu belirtmeden satan acentadan müşterinin

kesin tazminat alma hakkı belirlenmiştir. 1.3. İstihdam Politikası ve

Sosyal Politikalar: İşsizliğin %12'ye vardığı Avrupa Birliğinde yeni

istihdam alanları yaratma potansiyeline sahip turizm sektörünü ve bu

sektörün büyük çoğunluğunu oluşturan KOBİ’leri en verimli şekilde

kullanmak planlanmıştır. 1.4. Rekabet Politikası ve Üye Teşvik Politikası:

Turizm alanında verilen teşvikler, inşaat alanında yatırım teşvikinden,

modernizasyon ve turistik faaliyetlerin iyileştirilmesine kadar çok geniş

bir yelpazeyi kapsamaktadır. Üye devletlerin genel olarak topluluğun

turizm faaliyetlerini ve bu alanda geliştirilen ortak çıkarları bozmayacak

denli küçük çaplı projelere teşvik verdikleri görülmektedir. Bu nedenle

komisyonun turizm sektöründe devlet teşviklerine yaklaşımları genellikle

olumludur. 1.5. Vergi Politikası: Turizm sektörü açısından topluluğun

çifte vergilendirmenin önlenmesine ilişkin almış olduğu yasal önlemler,

KOBİ'lerin vergilendirmesine ilişkin öneri niteliğindeki yasası ve katma

değer vergisini eş seviyeye getirmek konusundaki çalışmalar önemlidir.


Ayrıca tek pazara geçilmesi ile duty free mağazaları kaldırılacaktır. 1.6.

Ulaştırma Politikası: Ulaştırma, turizm endüstrisinin en önemli

kısımlarından birisidir. Öngörülen, altyapı ağlarını geliştirmek,

ulaştırmada azami güvenliği sağlamak, bölgelerarası ulaşımda zamanın en

aza indirgenmesini, sağlıklı bir rekabet ile fiyatların en aza indirilmesi

ve bunları çevreyle dost bir yapıda oturtmaya çalışmaktır. 1.7. Mesleki

Eğitim ve Gençlik Politikası: AB bu politika çerçevesinde turizm sektörünü

de dikkate almaktadır. Üniversite öğrencilerin değişimi, üniversiteler ve

işletmeler arasında işbirliği, gençlerin mesleki eğitimim destekleyen ve

onları iş yaşamına hazırlamayı amaçlayan çeşitli programlar

geliştirilmiştir . Mesleki eğitim üye ülkeler arasında mesleki denkliği

sağlamakta ve yetişen elamanın mezuniyetlerini kıyaslamaya yönelik

çalışmalar yapılmasını amaçlamaktadır. ERASMUS, COMETT, LINGUA, PETRA gibi

programlarda uluslararası turizm eğitim programları ve öğrenci değişimi

önerilmektedir. Eğitimle ilgili girişimler Sosyal Fonlarla desteklenmeye

çalışılmaktadır. Ayrıca küçük ve orta boy işletmelerin idarecilerinin

eğitimine de ağırlık verilmektedir. Üye ülkeler arasında ortak diploma

veya diplomaların denkliğinin sağlanması amaçlanmaktadır . 1.8. Çevre

Politikası: AB'nin çevre korunmasına yönelik politikalarının turizm ile

yakından bağlantısı bulunmakta ve çevre korunması kapsamında turizm için

şunlar öngörülmektedir. -Özellikle kıyı ve dağlık bölgelerde kitle

turizminin geliştirilmesi ve düzenlenmesi, -Diğer bölgelerde turistik

gelişmenin devamlılığının sağlanması, -Turistlerin çevreye karşı

duyarlılıklarının geliştirilmesi. 1.9. Kültür Politikası: Avrupa kültürel

mirasını korumaya yönelik RAPHAEL programı çerçevesinde turizm sektörünü

de olumlu yönde etkileyen faaliyetler gerçekleştirilmektedir. Yine bu

çerçevede her yıl bir AB kenti Avrupa kültür başkenti seçilmekte ve yıl
boyunca burada finansmanı büyük ölçüde AB'ye ait kültürel etkinlikler

düzenlenmektedir. 2004 yılı için Cenova (İtalya), 2005 yılı için Lille

(İrlanda) seçilmiştir . 1.10. Tarım Politikası: Agro-turizme yönelik olan

bu program çiftlik arazilerinin turistik faaliyetler için kullanılmasını

desteklemekte ve kırsal alanda toprak kullanımında boş zaman

faaliyetlerinin dikkate alınmasını amaçlamaktadır. Çiftlik ürünlerinin

pazarlanması. organik ve biyolojik üretimin turistler için cazip hale

getirilmese bu tür ürünlerin geliştirilmesi agro-turistik faaliyetler

içinde bulunmaktadır. 1.11. Araştırma ve Geliştirme Politikası: Bu

politikalar kapsamında bulunan ve elektronik teknolojilerin

geliştirilmesini destekleyen IMPACT programı çerçevesinde elektronik

turizm enformasyon hizmetleri ve Avrupa'nın kültürel mirasını korumaya ve

onarmaya yönelik teknoloji geliştirilmesini amaçlayan pilot projeler

finanse edilmektedir. Avrupa Birliğinde geliştirilen turizm politikaları

ile Türk turizm politikaları arasında büyük bir uyum gözlemlenmektedir.

Turizmin mevsimlik ve coğrafi dağılım olarak çeşitlendirilmesi, doğa ve

çevreyle uyumlu turizm türlerinin geliştirilmesi, turizmin ekonomik ve

sosyal yararlarının dengeli dağılımı, turizmin insanları ve kültürleri

yakınlaştırmak için bir araç olarak görmesi, hem AB'nin hem de Türk

turizminin öncelikli politikalarıdır. Günümüzde teknolojik gelişmeler

sonucu turistlerin birden fazla ülkeyi ziyaret etme eğilimleri nedeniyle

Türkiye kendi turistik ürününü Avrupa'nın ürünleriyle birlikte sunabilecek

şekilde düzenlemelidir. Ayrıca AB içindeki iç talebi artırmak amacıyla

alınan önlemlere karşılık, Türkiye kendi pazar payını artırabilmek ve

kendi ürününü Avrupa birleşik ürünüyle paralel olarak sunabilmek için

fiziki, teknik ve mali birtakım olumsuzlukları ortadan kaldırmalıdır.

Türkiye, geliştirilmiş ve güvenli ulaşım (kara, hava, deniz, demiryolu),


uygun standartlı, yeterli, rahat, güvenli ulaşım olanakları

(havalimanları, istasyonları, limanları) ile kolay erişilebilir olmalıdır.

Yine Türkiye, turizm alanında her konuda AB ile aynı standartları

benimsemelidir. Özellikle yapılan düzenlemelerle, tüketiciyi korumaya

yönelik bir dizi standartlar geliştirmişlerdir. Bu standartların bazıları

topluluk dışı içinde zorunludur ve turist gönderen acentalar aracılığı ile

sağlanması amaçlanmaktadır. Türkiye'nin hizmet standartları, sağlık,

güvenlik vb. konularda AB standartlarıyla uyum içinde olması, turizmde

fiili bir bütünleşmeyi kolaylaştıracaktır . Türkiye'nin, Avrupa Topluluğu

içinde de, dışında da olsa AB turizm politikalarından etkileneceği

açıktır. Çünkü turizm gelirlerimizin önemli bir bölümü topluluk üyesi

ülkelerden elde edilmektedir. Topluluk üyesi ülkelerle olan siyasi ve

ekonomik yakınlığımız nedeniyle AB turizm politikaları sonucunda turizm

potansiyelimizin büyümesine, ülkemizin imajının yenilenmesine, hizmet

kalite ve standartlarımızın daha da yükselmesine, bilgi, ulaşım ve

iletişim kanallarımızın ileri teknoloji ile desteklenmesinin gerçekleşmesi

beklenmektedir. 2. TÜRKİYE’DE TURİZM POLİTİKALARI VE YENİ YASAL

DÜZENLEMELER Türkiye’de turizm politikalarını 1960’dan itibaren


planlı

dönem öncesi ve sonrası diye ayırmakta fayda vardır. Cumhuriyet tarihine

bakıldığında 1950’li yıllara kadar turizm alanında ciddi hiçbir girişimin

olmadığı gözlenebilir. Cumhuriyetin ilk yıllarında yaşanan sıkıntıların,

çözülmesi acil problemlerin ve dönemin iktidarlarının ekonomik gelişme

anlayışının yanısıra bu dönemde tüm dünyada görülen istikrarsız siyasal

konjonktüründe büyük etkisi vardır. 1960 sonrası turizm sektörü için en

önemli gelişme, bir hizmet sektörü olarak kabul edilip “kalkınma

planları”na alınmasıdır. 1963 yılında kurulan Turizm Bakanlığı’nın


ardından günümüzde 4500’den fazla seyahat acentasının üyesi olduğu Türkiye

Seyahat Acentaları Birliği (TÜRSAB) kurulmuştur . Türkiye'de gerçek

anlamda turizm politikası, planlı döneme geçişle birlikle oluşturulmuştur.

Planlı dönemde oluşturulan turizm politikaları üç temel amaç etrafında

oluşturulmuştur, • ülke geneline yayılmış turizm potansiyelinin en verimli

ve dengeli kullanılması, • doğal ve kültürel değerlerin korunup

geliştirilmesinde dengenin sağlanması, • evrensel değerlere uyum sağlayan,

yabancı turistle Türk insanının paylaşacağı ortamın yaratılması. Bu temel

hedeflere ulaşabilmek için uygulamaya konulan Sekiz Dönem Beş Yıllık

Kalkınma Planları-BYKP (1963-2005) incelendiğinde. turizmle ilgili hedef

ve ilkelerin şöyle belirlendiği görülmektedir; • Türkiye'ye gelen turist

sayısının, turistlerin ortalama kalış sürelerini ve harcama miktarlarını

artırmak, • kitle turizmine uygun yatırım, tanıtma ve sektör

organizasyonunu özendirmek, • turizmde öncelikli yöreleri saptamak,

altyapı ve fiziki planlama çalışmalarını yapma, ana tur güzergahlarını

düzenlemek, • tanıtım faaliyetlerine ağırlık vermek, • kamunun altyapı,

özel sektörün üstyapıyı gerçekleştirmesini sağlamak, • teşvik ve kredi

politikasını yönlendirmek, • yabancı sermayeyi özendirmek, • doğal ve

kültürel varlıkların korunmasını sağlamak, • iç turizmi geliştirmek, bu

amaçla özellikle çalışanlara tatil olanakları sağlamak, • turizm eğitimi

politikasını belirlemek, personel eğitiminde beceri geliştirmeye yönelmek,

• turizm istatistiklerini kapsamlı ve sağlıklı hale getirmek, • turizmi

çeşitlendirmek ve bütün yıla yaymak . Türkiye’de hazırlanan “kalkınma

planları”nın özel sektöre yön verici özelliği olması önemli bir husustur.

Kamu kesimi için ise bir taahhütler manzumesidir. İlk üç Kalkınma Planı

ağırlıklı olarak; ülkenin ödemeler dengesindeki açığını kapatmada

turizmden yararlanılabileceğini belirtmekte, turist sayısının ve tüketim


harcamalarının geliştirilmesi, kitle turizmine yönelik yatırımlara ağırlık

verilmesi ve bunun içinde özel sektörün desteklenmesi konularında

yoğunlaşmaktadır. 1978 yılı Geçiş Programı’nda, “Turizm Sektörü Ana

Politikası”’ndan ve yine ilk kez Türkiye’yi tanıtıcı yurtdışı tanıtım

kampanyasından söz edilmektedir. Türkiye’de 1980 sonrasında turizm

sektöründe büyük bir gelişme yaşanmış, gelen turist sayısı ve buna bağlı

olarak döviz girdisi artmış ve özellikle 2634 sayılı “Turizmi Teşvik

Kanunu” çerçevesinde sektöre şimdiye kadar görülmemiş bir destek

sağlanmıştır. Bu dönemde turizm yatırımlarına özellikle yatak

kapasitesinin artırılmasına yönelik teşvikler verilmiş, tamamen kitle

turizmine altyapı oluşturmaya yönelik bu teşvikler maalesef, çevre ve

tarihi değerlerin korunması gerekliliği çoğu yerde göz ardı edilerek

kıyılarda betonlaşmaya yol açmıştır. Kamu kesimi açısından olumlu

görülebilecek bir özellik ise sektörün ihtiyaç duyduğu çeşitli alanlarda

bazı yönetmelik ve yönergelerle yasal çerçevelerin oluşturulmasıdır. Gerek

1984 ve 1995 tarihli geçiş programlarında gerekse Beşinci ve Altıncı Beş

Yıllık Kalkınma Planlarında tarihi ve fiziki çevre değerlerinin korunması,

turizm mevsiminin uzatılması ve özellikle eğitilmiş personel ihtiyacının

giderilmesine yönelik konulara önem verilmiştir. VII. BYKP'de (1996-2000)

"rekabet gücü yüksek ve verimli bir turizm ekonomisinin geliştirilmesi,

bölgedeki halkın ve turistlerin turizmden beklentilerinin karşılanması,

doğal ve kültürel değerlerin zenginleştirilerek sürekliliğinin sağlanması

sektörün temel amaçları arasında yer almaktadır . Yedinci Beş Yıllık

Kalkınma Planı, turizm çeşitliliğine ve tanıtım, pazarlama çalışmalarına

önem verilmesi gerektiğini vurgulamıştır. Yatak kapasitesinin artırılması

yoluyla kitle turizminin herşeyden önce geldiği dönemin geride kaldığına

ve turizmde sürdürülebilirlik kavramının öneminin anlaşıldığına dair


sektörün diğer sorunlarına yönelik politika önerileri taşıması bakımından

da önemlidir . VII. BYKP döneminde önem arzeden diğer konular ise , •

turizm hareketlerinin yoğunlaştığı bölgelerde yerel yönetimlerin ve halkın

turizm ile ilgili kararlara katılması sağlanacaktır, • sektörde fiziki

planların amaçlarına yönelik olarak uygulanmasına özen gösterilecektir, •

talep yapısındaki eğilimlere bağlı olarak sektörde küçük ölçekli

işletmelerin gelişmesine öncelik verilecektir, • yerli tur operatörlüğünün

yaygınlaştırılmasına çalışılacak, tanıtma ve pazarlama faaliyetlerinin

geliştirilmesi ve uygulanması için yeni finansman kaynaklarının

oluşturulmasına kamu kesiminin yanı sıra özel sektörün katılımı da

sağlanacaktır, • turizm üstyapısının yeterli bir altyapı ile bütünleşmesi

için gerekli düzenleme ve teknik önlemlere ağırlık verilecektir

Akdeniz-Ege Turizm Altyapısı ve Kıyı Yönetimi (ATAK) projesinin hızla

uygulanması için gerekli düzenlemeler yapılacaktır. • kullanan-öder,

kirleten-öder prensibi uyarınca kamu eliyle yapılacak teknik altyapının

finansmanına kullanıcıların katılımı sağlanacaktır, • turizm sektörünün

uzun vadeli ve sağlıklı gelişmesini sağlamak amacına yönelik dinamik ve

stratejik TUSAP Ana Planı uygulamaya geçirilecektir, • öncelikli

bölgelerde mevcut ikinci konutların pazarlamasına yönelik organizasyonlar

gerçekleştirilecektir, • sektörde hizmet kalitesinin yükseltilmesi için

sertifikasyon sistemime geçilmesi sağlanacaktır. Sekizinci Beş Yıllık

Kalkınma Planı’nda (2001-2005) yapılması hedeflenen değişiklik ve

düzenlemelerin başında Turizm Bakanlığı Teşkilat Kanunu ve Türkiye Seyahat

Acentaları Birliği Yasası’nın günün koşullarına uygun hale getirilmesi

gibi çok önemli konular vardır. Yeni yasal düzenlemeler arasında göze

çarpan en önemli yenilik “Turizm Bölge Birlikleri Kanun Tasarısı” ve

Türkiye Turizmciler Meslek Birlikleri Kanun Tasarısı”dır. Bölgesel düzeyde


meslek birlikleri oluşturmaya yönelik bu çaba sektörde uzun yıllardır

beklenen gelişmelerden biridir. Ancak her sektörde olması gerektiği gibi

bu tasarılarında turizm sektörünün tüm kollarında enine boyuna

tartışılması gerekmektedir. Örneğin Turizm Bölge Birlikleri Kanun

Tasarısının 8. maddesinde yer alan Bölge Birliği Yönetim Kurulu’nun

oluşumu ciddi tehlikeler içermektedir. Bölgenin merkez ilinin valisinin

değiştirilemez biçimde Yönetim Kurulu Başkanlığına Bölge Meclisince

seçilmeksizin doğal olarak atanması, aynı şekilde bölgedeki diğer illerin

değil de merkez ilin turizm il müdürünün bölge meclisinde görev yapacak

olması demokratik yapıya gölge düşürecek niteliktedir. Bunun yanı sıra

1618 sayılı Seyahat Acentaları Birliği Kanunu’nda öngörülen değişiklik ve

kaldırılan bazı kanun hükümleri, acentaları şiddetli bir rekabetin içine

iterken her türlü dayanaktan yoksun bırakma tehlikesi yaratmaktadır. Fakat

en büyük tehlike, özellikle seyahat acentalarının, varlık nedenlerini

temelden değiştirebilecek böyle bir kanun değişikliğine karşı kayıtsız

kalarak yoğun ve derinlikli bir tartışma yaratamaması ve bunun sektörün

diğer iş kollarına yönelik tehlikeleri konusunda, söz konusu alanlarda

öncülük rolünü önemsememesidir. Şimdiye dek bu yönde bir tartışmanın çok

kısıtlı bir alanla sınırlı kalması ve geniş bir platforma taşınamamış

olması endişeleri artırmaktadır . Ulaştırma politikası kapsamında, Türk

Hava Yolları ile Swissair arasında Ocak 1998 tarihinde stratejik işbirliği

anlaşması imzalanmıştır. THY, Swissair, Fransız AOM, Austrian Airlines,

Portekiz TAP Air ve Sabena'nın oluşturduğu işbirliğine girme yolunda da

önemli bir adım atmış oldu. Bu grup, "The Qualiflyer Group" olarak

adlandırılmakta ve tüm uçaklarında bu logo'yu kullanmaktadırlar. Toplam

uçak sayısı ise 401'dir Mevcut işbirliği yanısıra her havayolu kendi kurum

kimliğini de korumaya devam edecektir. Turizm Bakanlığı, Türk turizminin


2000'li yıllarda arzulanan gelişimim sağlayabilmesi amacıyla uygulamaya

konulması planlanan politikaları arasında, alt ve üst yapıların

iyileştirilmesi, yarım yatırımların gerçekleştirilmesi ve yeni

yatırımların teşvik edilmesi, turizm kaynaklarının değerlendirilmesinde

koruma/kullanma dengesinin dikkate alınması, sosyal turizmin

yaygınlaştırılması, Avrupa Birliği standartlarına uygun turizm ürünlerinin

oluşturulması için gerekli yasal düzenlemelerin tamamlanması, turizm

eğitiminin nitelik ve niceliğinin artırılması, turizm ürünlerinde

çeşitlendirmeye gidilmesi, pazarlama ve tanıtımda yeni teknolojilerin

kullanılması ve kamu-özel sektör işbirliğinin sağlanması, sektördeki

örgütlenmenin sağlanmasına yönelik yasal düzenlemelerin tamamlanması gibi

konular yer almaktadır . Avrupa’daki sosyal turizm üzerine yapılan

düzenlemelerin dikkatlice analiz edilmesi Türkiye’nin yapısına uygun

politikaların düzenlenmesinde önemli faydalar sağlayacaktır. Beş yıllık

kalkınma planlarında bu konularda çeşitli düzenlemeler yapılsa da

teşviklerin yetersizliği nedeniyle sosyal turizmde istenen hedeflere

ulaşılamamıştır. Sosyal turizmin canlandırılması ve gelişimi için devlet

tarafından alınacak önlemler ve sağlanacak teşvikler iç turizmin de

canlanmasını sağlayacaktır. Onun için uzun vadeli bir fon

oluşturulabileceği gibi uzun vadeli tatil kredilerine de yönelinebilir .

Türkiye şimdiye kadar oluşturduğu turizm politikalarında özellikle

nitelikli işgücü oluşumunda turizm eğitimi, hizmet kalitesinin

yükseltilmesi ve turizm planlaması gibi konulara gereken önemi

göstermemiştir. Ancak yine de bazı alanlarda Türkiye turizm politikasının

Avrupa Birliği politikalarıyla örtüştüğünü söylemek mümkündür. Özellikle

turizmin mevsimlik özelliğinin yılın her ayına yayılmasını, bölgelerarası

gelişim düzeyi farklarının giderilmesinde turizmin ön plana çıkarılmasını,


turizmi çeşitlendirmeye yönelik faaliyetlerin geliştirilmesini ve tur

güzergahlarındaki konaklama tesislerinin iyileştirilmesini hedefleyen

faaliyetler planlanmıştır. Sorun, koordinasyon eksikliğini giderme ve

uygulamaya geçme noktasındaki ciddiyetsizlikte düğümlenmektedir. Avrupa

Birliği’nin çok önem verdiği çevre koruma konusunda, son yıllarda

özellikle sivil toplum örgütleri tarafından yürütülen çalışmaların turizm

sektörü tarafından da desteklenmesi gerekmektedir. Bu noktada yıllardır

Avrupa’da uygulanmakta olan, son 5 yıldır gerek Turizm Bakanlığı ve ilgili

bakanlıkların gerekse TÜRSAB gibi meslek kuruşlarının ve akademisyenlerin

katılımıyla yürütülen Mavi Bayrak Projesi kıyı temizliği konusunda

Avrupalı turistlere ciddi referans teşkil etmesi bakımından özel önem

taşır. Ne yazık ki Türkiye, Akdeniz çanağında hala en temiz kıyıları olan

ülkelerden biri olmasına rağmen, hem tesis sahiplerinin hem de bu

tesisleri kullanan tur operatörü ve/veya seyahat acentalarının bu projeden

habersiz olmaları veya bu projeye gereken önemi vermeyerek pasif kalmaları

sonucu hakettiği sayıda mavi bayrağa sahip değildir. Bu durum tanıtım ve

pazarlama çalışmalarında ciddi düzeyde olumsuz etki yaratmaktadır. Türkiye

turizminde önümüzdeki dönemde hızla yeni gelişmelerin yaşanması

beklenmelidir. En önemli gelişme Türkiye’ye yatırım yapmak isteyen veya

var olan yatırımlarını genişletmek isteyen çokuluslu şirketlerin

kurabileceği ortaklıklardır. Bu tür girişimler Türkiye’nin yeni bir turizm

yapısı oluşturmada geç kalmaması gerektiğini hatırlatmaktadır. Türkiye bu

noktada, yakalayabileceği büyük fırsatlara hem sektörel bilinç düzeyini

yükseltmek hem de gereken yasal düzenlemeleri yapmak yoluyla hazırlıklı

olmalıdır. Küreselleşen dünya, ekonomik fırsatlarla sosyal maliyetler

arasında çok iyi bir denge oluşturmayı zorunlu kılmaktadır . 3. AVRUPA


BİRLİĞİ İLE GETİRİLEN UYGULAMALARIN TÜRK TURİZM SEKTÖRÜNÜ
ETKİLEYEN

KONULARI 3.1. Sınır Kontrolleri Avrupa Birliği tüm birlik içi sınır

kontrollerini kaldırmayı hedeflemektedir. İngiltere, Danimarka, İrlanda

hariç diğer üye ülkeler sınır kontrollerini tamamıyla kaldırma

görüşündedirler. Nitekim 26 Mart 1995'den itibaren Schengen anlaşması

uyarınca Avrupa Birliği ülkelerinde yaşayan yabancılar ( buna 2.5 milyon

Türk dahildir ) Almanya, Belçika, Hollanda, Lüksemburg, Fransa, İspanya ve

Portekiz'e tek vizeyle seyahat etme olanağına kavuşmuşlardır. Avrupa‘da

yaşayan Türklerin diğer ülkelere tek vize ile girebilmeleri, bu

vatandaşlarımızın yaz tatillerinde alternatif ülkelere gitme olanağı

yaratacağı için Türkiye'ye gelen vatandaşların sayısında belirli bir

azalma beklenebilir. 3.2. Gümrüksüz Satış Mağazaları Gümrüksüz satış

mağazaları limanlar, denizcilik işletmeleri, havaalanları ve havayolları

için önemli bir gelir kaynağıdır. Gümrüksüz satış mağazalarından pay elde

eden hava alanlarımız özellikle Avrupa Birliği içindeki satışların

kaldırılması nedeniyle olumsuz yönde etkileneceklerdir. 3.3. K.D.V

Oranlarının Eşitlenmesi AB ülkelerinde konaklama tesislerinde KDV'nin

%15'te eşitlenmesi hedeflenmektedir. Bu durum AB üyesi ülkelerdeki otel

fiyatlarının %5-10 oranında artacağını, ülkemiz konaklama tesislerinin

ucuz duruma geleceğini göstermektedir. Uçak şirketlerinde KDV'nin

düşürülmesiyse havayollarının aleyhine oluşacak bir durumdur. Havayolu

şirketlerinin çoğu ortadan kalkma tehlikesi ile karşı karşıya kalacak ya

da birleşmek zorunda kalacaklardır. 3.4. Ulaştırma Hizmetlerinde Ucuzlama

KDV oranlarının eşitlenmesi sonucu ulaşım fiyatlarının düşmesi Türkiye'ye

olan havayolu ulaşımının maliyetinin düşmesini sağlayacaktır. Avrupa'nın

başlıca turist gönderen ülkelerine olan ulaştırma mesafesi Türkiye'nin


önemli bir dezavantajıdır.Türkiye'nin turistik mal ve hizmetlerinin

genelde Akdeniz'deki rakip ülkelere göre ucuz olmasına rağmen ulaştırma

maliyetinin toplam harcamalar içindeki payınım yüksek olması dezavantaj

yaratmaktadır. 3.5. Yasal Düzenlemeler AB'ne üye ülkelerde turizm

konusundaki çalışmalara işlerlik sağlayacak yasalar açık ve net biçimde

belirlenmiştir. Ülkemizde ise Otelciler Birliği yasa tasarısı henüz

hazırlanmamıştır. Rehberlik yasası Başbakanlığa henüz sunulmuştur. Seyahat

Acenteleri Birliği Kanunu hala kabul edilmiş değildir. Bunlarla birlikte

tüketicinin korunması ile ilgili yasaların da çıkarılması gerekir. Bütün

bu yasal düzenlemelerin zamanında yapılmaması turizm sektörünün Avrupa'ya

uyum sağlamasın zorlaştıracaktır. 3.6. Avrupa Yardım Fonlarından

Yararlanabilme Olanağı Avrupa Birliği kendi üyesi olan ülkelere, özellikle

İspanya ve Yunanistan'a turizm alanında kullanılmak üzere yardım

fonlarından önemli ölçüde katkıda bulunmaktadır. Bu durum Türkiye'nin,

turizm alanında rakibi olan ülkeler karşısında geri kalmasına yol

açacaktır, Türkiye'nin bu yardımlardan yararlanması için girişimlerde

bulunulması turizm sektörünün gelişmesine katkı sağlayacaktır . 3.7.

Emeğin Serbest Dolaşımı İşgücü sıkıntısı çeken ülkeler doğal olarak

dışarıdan işçi bulmaya yönelecektir. Demografik veriler özellikle AB’ne

üye ülkelerin çoğunda istihdamın azaldığı görüntüsü vermektedir. 60

Türkiye’nin %50’sinin 25 yaşın altında olduğu düşünülürse bu konunun

Türkiye için ne denli önemli olduğu açıkça anlaşılmaktadır. 3.8. Eğitim

Ülkemiz otellerinin Avrupa standardına erişmeleri sadece onların

yıldızlarıyla değil aynı zamanda burada görevlendirilecek turiste hitap

edecek personelle gerçekleşir. Bugün 2 ve 4 yıllık turizm okullarından

mezun olanların %24’ü bu sektörde çalışmaktadır. Her ne kadar ülkemizde 2

yıllık okul sayısı 70, 4 yıllık okul sayısı 14 ise de bu okullardaki


öğretim elemanlarının yetersiz sayıda olması öğrencilerin yetersiz eğitim

almalarına neden olmaktadır . SONUÇ Avrupa Birliği Roma Anlaşması’ndan

beri ortak turizm politikası oluşturmaya çalışmaktadır. Ancak Birliğin

sınırlarının büyümesi, üye ülkelerin sayısının artması, her ülke

turizminin kendine özgü sorunlarının olması ortak turizm politikası

konusunda güçlükler yaratmaktadır. 1980’li yıllarda başlayan turizm

politikası oluşturma alanındaki ciddi yaklaşımlar günümüzde de devam

etmektedir. Turizm, Avrupa Birliği’nde kültürel işbirliğinin sağlanması

için bir tanıtım aracıdır. Bu çalışma, Avrupa Birliği’nin turizm

politikalarını, Türkiye turizminin Avrupa Birliği’ne uyum sürecinde

uyguladığı politikaları incelemeye alınmış, Türkiye’de turizm

politikalarının gelişimi ve gelecek dönemde yapılması düşünülen yeni yasal

düzenlemelerin olumlu ve olumsuz neler getireceğini ele almaya

çalışılmıştır.

Tags

uyum, srecinde, trk, turizm, politikalari

« önceki Konu | sonraki Konu »


Seçenekler

Yazdırılabilir şekli göster

Sayfayı E-Mail olarak gönder

Stil

Normal

Hybrid-Şeklinde gösterime geç

Ağaç şeklinde gösterime geç

Aşk Şiirleri Müzikli Şiirler Kraloyun PaylasTR Lightning Pool LiveGoaL

Hunde Hundetrainer MaxiCep.Com

2008 milli takım resimleri 6600 tema acıklı sözler adres bulma anlamlı

resimler board dağınık topuz dağınık topuz modelleri define resimleri

dragonfable ehliyet sorgulama euro 2008 milli takım resimleri euro2008.com

fantazi anlat fatih ürek fenerbahçe google ferhat göçer biri bana gelsin

flüt notaları gta hileleri gülben ergen hangi bahar harbi sözler hareketli

duvar kağıtları hareketli türk bayrağı hareketli şelale resimleri havvanur

hemogram hoptek imalı sözler ingilizce isimler isimden adres bulma isimden

adres sorgulama kene belirtileri kene resimleri kene resmi kene türleri

kene çeşitleri kene ısırığı resimleri kenzül arş duası kolbastı dinle

kolbastı oyunu koyan sözler kuş isimleri küfürlü sözler main main board

main-board mainboard mainbord matsu takım adası mechquest milli takım 2008

resimleri milli takım ile ilgili güzel sözler milli takım ile ilgili
sözler milli takım marşları indir milli takım marşı milli takım marşı

indir milli takım resimleri milli takım resimleri 2008 milli takımımızın

resimleri milli takımın resimleri muhabbet kuşu isimleri n73 temaları nike

trabzonspor nike trabzonspor formaları online savaş oyunları online savaş

oyunu oyun kodları plaj görüntüleri plaka sorgu plaka sorgula plaka

sorgusu resimli kurabiye tarifleri sen ayrı trende ben ayrı garda serdar

ortaç son kaseti serdar ortaç yeni kaseti sila yolu speaky chat

trabzonspor nike trabzonspor nike forma trabzonspor nike formaları türko

oyunu un kurabiyesi un kurabiyesi tarifi urfalı güzel yarim

www.euro2008.com www.ptt.gov.tr yasak sitelere nasıl gidilir yasaklı

youtubeye nasıl gidilir yasin duası youtube a nasıl gidilir youtube erişim

youtube nasıl açarım youtube nasıl gidilir youtube ye nasıl gidilir

youtube'a nasıl gidilir youtubeye nasıl gidilir youtubeyi nasıl açarım

çiçek isimleri ölümle ilgili sözler şarkı notaları

Bütün Zaman Ayarları WEZ +2 olarak düzenlenmiştir. Şu Anki Saat: 16:44 .

Contact - FARKI FARK EDENLERIN DIYARI - Yukarı git

MAIN-BOARD Bir Eğlence Ve Bilgi Paylaşım Platformudur.

Tüm Hakları Saklıdır ©2004 - 2008 Site içeriği ve grafiklerimiz izinsiz ve

kaynak gösterilmeden kullanılamaz.

Powered by vBulletin Copyright ©2000 - 2008, Jelsoft Enterprises Ltd.


LinkBacks Enabled by vBSEO 3.2.0 RC8 © 2008, Crawlability, Inc.

Radyo Hosting kolbastı müzikli şiirler flash şiirler euro 2008 youtube msn

messenger kuran mp3 indir wbb

Page generated in 0.89145 seconds with 15 queries

You might also like