Professional Documents
Culture Documents
Yeni Kuşakların Kaybetmeye Başladığı Değerler Serisi
Yeni Kuşakların Kaybetmeye Başladığı Değerler Serisi
Otuzlu yaşların ikinci yarısında takılmaya başladığım bu yıllarda, ağırlıklı olarak popüler
kültürün sosyal yapının üzerindeki çürütme hükmünü ve eğitim sisteminin insanımız üzerinde
nasıl etkileri olduğunu düşünür oldum. Bunlar saymakla bitmeyecek kadar çok olsa da ben
dikkatimi çekenlerden birini burada irdelemek isterim.
O da “sebat”tır. Kardeşim “Türkçe konuş!” seslerini duyar gibi oluyorum ki bu da bizi listenin
diğer elemanları olan “merak ve sorgulamaya” taşıyacak! Ama biz bu seferlik odağımızı
kaybetmeyelim. Sebat; sözünden ya da kararlarından dönmeme, bir işi sonuna değin
sürdürme, direnme olarak tanımlanır. Bendeniz ne okul ne de iş hayatımda sebatlı bir adam
olarak tanımlanmadım. Çünkü ne okul ne de ülkemizdeki genel iş ortamı beni uzun süre
tatmin edecek kadar ilgi çekici veya meydan okuyucu olamadı. Paraya verilen değer
konusunda da devre bir türlü ayak uyduramayışım, beni hep arayışa sürükledi. Fakat insan
kendini eğitimi ya da yaptığı işle tanımlamadığında, birey olmak ve kişisel hazlar hep ön
planda olur. Yapmak istediğin, sevdiğin bir şeyler üretme imkanın da oldu mu, hayat
tadından yenmez! O yüzden eğitimim ya da çalışma hayatıma inat yazın konusunda hep
sebatlı olmuşumdur. Çocukluğu 70’ler ve 80’lerde geçen pek çoklarımızın içine düşürüldüğü
karanlık ve boşluk malumdur. Bu kayıp kuşağın tek kazancı hayatta önem verdiklere nadide
değerlere sarılmanın önemini algılamalarıdır.
Dikkat edelim; bir dişlinin çarkları olduğumuzu unuttuğumuz gün, makine duracaktır!