SAYI: 3

12
sayfa

Mercedes Benz Türk

İK Direktörü Salih Ertör
“Her şeyden
önce
iyi insan
arıyoruz”
Mercedes Benz Türk İK direktörü
Salih Ertör, Mercedes’in işe alım
politikalarında, adayların öğrenim
durumu ve yetkinliklerinin de
gözlendiğini ancak önemli olanın
insan öz değerleri olduğunu
vurguladı. Ertör, “Ben biraz basite
indirgeyerek iyi insan arıyoruz
diyorum. İyi insanı da bir yerde
rastladığım ve çok beğendiğim
şu ifade ile tanımlıyorum: ‘İyi
insan aldığından daha fazlasını

Belirsizlikler içinde önünü görebilmek: veren insandır’.”

Strateji uzmanlığı 16
sayfa

YÖNETİMİN
Ş irketler, genel yönetim politikalarını belirleme ve karar alma mekanizmalarını
çalıştırmada kendi örgütsel yapıları, piyasalar, rakiplerin durumu gibi verileri
analiz ediyor ve stratejilerini belirliyorlar. Ancak bu süreç, her biri kendi
biriminden sorumlu olan yöneticilerin belli bir zaman diliminde
HANGİ KADEMESİNDE bir araya gelmeleriyle yürütülen bir çalışmayı kapsıyor.
OLURSANIZ OLUN, ÖRNEĞİN Strateji uzmanlığı ise, bu alanda lisans ve lisans
BİR PAZARLAMA MÜDÜRÜ üstü düzeyde yapılan eğitimlerle
İSENİZ, STRATEJİK KARARLAR kazanılan bir meslek.
ALMANIZ GEREKİR. FAKAT ASIL Yönetimin her kademesinde,
MESLEĞİNİZ PAZARLAMADIR, örneğin bir pazarlama
STRATEJİ ÜRETMEK DEĞİL. müdürü iseniz, stratejik GMC 2008 başlıyor...
kararlar almanız elbette ki
İŞTE STRATEJİ UZMANLIĞI BU
AYRIMDAN HAREKETLE BELİREN gerekir. Fakat asıl mesleğiniz “GMC için
BİR MESLEK ALANI
pazarlamadır, strateji üretmek
değildir. İşte strateji uzmanlığı çok ders astık”
bu ayırımdan hareketle beliren
bir meslek alanı. Bir örgütü tüm Bu dosyamızda, GMC Türkiye
yapılarıyla ele alıp, çevresel ve hatta finallerine katılan yarışmacıların
küresel şartları da gözleyerek geleceğe görüşleriyle birlikte simülasyonun
dair projeksiyonlar oluşturabilmenin doğuşundan bu güne kadar
mesleği. yaşanan çarpıcı hikâyesini de
sizlerle paylaşıyoruz.

iÇiNDEKiLER Farklı bir kariyer hikayesi Hande Kazanova En gözde şirketleri siz belirleyin S:7 Jazz’ın efsane isimleri Başkent’te S:29
 iş dünyası 02
Webometrics araştırma İŞ BANKASI GENEL MÜDÜRÜ ÖZİNCE:
sonuçları yayınlandı:
Türkiye birincisi “Sermayeye yeni
ODTÜ
2004 yılından beri yılda iki kez (Ocak ve Temmuz
Türkiye İş Bankası Genel
kurallar gerekli”
İ
aylarında) açıklanan üniversite sıralaması konusunda
en kapsamlı çalışma olan “Webometrics Ranking of Müdürü ve Türkiye stanbul Sanayi Odası (İSO)'nın meclis toplantısına katılan Türkiye İş Bankası
the World Universities” Temmuz 2008 çalışmasının Bankalar Birliği Başkanı Genel Müdürü ve Türkiye Bankalar Birliği Başkanı Ersin Özince, yaptığı
sonuçlarını açıkladı. 2008 yılında ilk 500 üniversite Ersin Özince, yaşanan konuşmada, son zamanlarda başgösteren ABD kaynaklı krizin etkileri ve alınması
içinde ODTÜ 390. sırada birinci Türk üniversitesi ABD kaynaklı küresel gereken tedbirlerle ilgili fikirlerini ifade etti. Dünyadaki ekonomik dengesiziğin
bütün alanlarda görünümü olumsuz etkilediğini kaydeden Özince, global imalat
olarak yer alırken, Boğaziçi 455., Bilkent ise 489. oldu. finansal krizin dünyada
sanayii üretiminin yüzde 5'ten yüzde 2.5'e gerilediğine işaret etti. Özince, ''Dünyanın
neredeyse bütün
W ebometrics araştırmasında
16.000 üniversite
değerlendirildi ve çalışmada
ekonomik alanlarda
hasara yolaçtığını
birçok ülkesinde politika faizlerinde yükselmeler yaşanıyor. Aynı zamanda dünyada
enflasyonist eğilimler arttı. Global risk algılamasında endeksler olumlu görünmüyor.
Uzakdoğu'da durum daha iyi. ABD'de ortaya çıkan 500 milyar dolarlık bir zarar
ilk 4.000 üniversite sıralandı. belirterek, sermayenin var. Bankacılık çok ciddi bir sermaye ihtiyacı içinde. Bunun yanında çok ciddi bir
Çok fazla sayıda üniversitenin yeni kurallarının siyasi kriz beklentisi var dünyada. Bankacılıkta, sermaye dünyasında bir milliyetçilik,
değerlendirilmesi dolayısıyla, konulması gerektiğini muhafazakarlık var ülkeler bazında, buna rağmen krize mani olunamıyor. Bankacılıkta
Webometrics sıralaması, daha söyledi sermaye artışı sorun olarak duruyor. Ülkemize gelecek sermaye açısından sıkıntı
önce yapılmış olan “Jiaotong Üniversitesi” (Çin olabilir. Türk bankacılığı açısından sektörde satışlar, ortaklıklar olabilir'' şeklinde
sıralaması olarak da bilinmekte) ve “THES-QS” konuştu.
sıralamalarına göre çok daha kapsamlı. Sınıflandırmalar
dört ana başlık altında toplandı: “TÜRKIYE EN ÇOK ETKILENECEK ÜLKELER ARASINDA”
1) BİLİMSEL İÇERİK: “Google Scholar” tarafından Ersin Özince, piyasalarda kredi koşullarında bir sıkılaştırma olduğunu, yeni kuralların
sergilenen ve o kuruma ait bilimsel yayın sayısı, atıf da sıkılaştırılmasının söz konusu olduğunu vurguladığı konuşmasında, ''Cari dengeyi
sayısı ve diğer akademik verilerin boyutu. Gayri Safi Yurtiçi Hasıla (GSYH)'ya oranlarsak Türkiye burada da olumsuz tablo
2) BİLİMSEL İÇERİKLİ DOSYALAR: “doc”, “pdf”, “ppt” ile gösteriyor. Cari açıkta demografik durum ve diğer etkilere göre Türkiye en fazla
biten ve bilimsel formatlı dosyaların boyutu ve sayısı. etkilenecek ülkelerden. Diğer küçük ülkelerle karşılaştırmamak lazım. Başta cari açığın
3) GÖRÜNÜRLÜK: Kurumun sayfalarına diğer internet finanse edilebileceğini düşünüyorduk, serbest kur için böyle düşünüyorduk, fakat
sayfalarından verilen bağlantılar. öyle görünmüyor'' dedi.
4) BOYUT: Google, Yahoo, Livesearch gibi arama
motorları tarafından taranan sayfaların sayısı.
Kapsamlı Webometrics çalışmasına göre, 2008 yılında
ilk 500 üniversite içine 3 Türk üniversitesi girebildi.
Dünya sıralamasında, ODTÜ 390. olarak birinci
sırada yer alırken, Boğaziçi 455., Bilkent ise 489. oldu.
Türkiye’nin ilk 1000 içinde 8 üniversitesi var. Bu sayılar
ile Türkiye, dünya üniversiteleri başarı sıralamasında
30. sırada yer alarak oldukça önemli bir başarı elde etti.
Üniversitelerimizin Avrupa sıralamasına bakıldığında ise YTL’ye elveda THY İhracat 130 milyar dolar
ODTÜ 166. olarak yine birinci sırada yer alırken, Boğaziçi 200 TL tedavüle çıkıyor kârını ikiye katladı sınırını zorluyor
200., Bilkent ise 217. sırada bulunuyor.
Türk Lirası’ndaki ’Yeni’ ibaresi 1 Petrol fiyatlarındaki artış nedeniyle Ağustos’ta ihracat geçen yılın aynı
Ülkelerin özet başarı sıralaması:
1. ABD, 2. KANADA, 3. ALMANYA, 4. İNGİLTERE, 5. HOLLANDA,
Ocak 2009’dan itibaren kalkacak dev havayolu şirketleri zor günler ayına göre yüzde 27.59 artışla 10.9
28. PORTEKİZ, 29. POLONYA, 30. TÜRKİYE, 31.TAYLAND, 32. GÜNEY ve 1 yıl boyunca YTL ve TL birlikte geçirirken THY kârını ilk altı ayda milyar dolara yükseldi.
KORE, 33. YUNANİSTAN, 34. MACARİSTAN, 36. YENİ ZELANDA, tedavülde kalacak. Türkiye 200 TL yüzde 187 artırarak 255 milyon
41. İSVİÇRE, 42. ARJANTİN, 45. HİNDİSTAN ile de tanışacak. YTL’ye çıkardı. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM)
verilerine göre Türkiye’nin Ağustos ayı
2010’dan itibaren YTL banknotlar Dünyanın en büyük havayolu ihracatı, geçen yılın aynı dönemine

Yedi ayda 14 milyon turist 10 yıl, madeni paralar 1 yıl

Ziraat Bankası’nda değiştirilecek.
Dönüşüm ‘Hayırlı olsun Türkiye’
sloganıyla tanıtılacak.
Yeni paraların tasarımı tamamen
değişecek. Ön yüzde Atatürk, arka
yüzlerde ise Yunus Emre ile sanat
tarihinden önemli isimler yer alacak
YTL’nin tedavül süresi 31 Aralık
2009’da sona erecek. Bu tarihten
itibaren banknotlar 10 yıl,
madeni paralar ise 1 yıl boyunca
şirketlerinin kâr rakamları petrol
fiyatlarındaki rekor artış nedeniyle
gerilerken Türk Hava Yolları (THY) tasarruf
tedbirlerinin meyvesini topluyor. 2008
yılının ilk yarısında net kârını geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 187 artırarak
255.1 milyon YTL’ye çıkartmayı başaran
THY, 4.5 milyar dolar olan ciro hedefinin
de aşılabileceğini açıkladı. THY Genel
Müdürü Temel Kotil, “Gelişmeler
2008 yılında 4.5 milyar dolar olan ciro
hedefini aşacağımızı gösteriyor” dedi.
göre yüzde 27.59 artışla 10 milyar 934
milyon dolar oldu. TİM Başkanı Oğuz
Satıcı yaptığı yazılı açıklamada, ihracatın
Ocak-Ağustos döneminde geçen yılın
aynı dönemine göre yüzde 35.28 artışla
90 milyar 303 milyon dolara, Ağustos
sonu itibarıyla son bir yıldaki ihracatın
da yüzde 31.1 artarak 129 milyar 516
milyon dolara ulaştığını söyledi. Ağustos
ayında yaptığı ihracatın sektörler bazında
yüzde 87.41’i sanayiden, yüzde 9.41’i
tarımdan, yüzde 3.18’i ise madencilikten

K
ültür ve Turizm Bakanlığı verilerine göre, OECD Merkez Bankası ve Ziraat Bankası THY Yönetim Kurulu Başkanı Candan geldi. Geçen ay Türkiye ihracatında ilk
ülkelerinden gelen turist sayısında yüzde 9.76’lık, tarafından değiştirilecek. Karlıtekin ise petrol fiyatlarındaki çok sıraları Birleşik Arap Emirlikleri, Almanya,
Doğu Avrupa’dan gelenlerde yüzde 16.70’lik Yeni madeni paraların euroya ciddi artışa rağmen verimliliği artırarak İngiltere, Rusya Federasyonu, Fransa,
artış yaşandı. Temmuz’da en çok turist gönderen ülkeler benzemeyeceği de açıklandı. giderleri düşürdüklerini belirtti. İtalya ve ABD aldı.
sıralamasında Almanya yüzde 16.12 ile birinci, Rusya yüzde
11.56 ile ikinci, İngiltere yüzde 9.24 ile üçüncü sırada yer
aldı. İngiltere’yi, Hollanda, Fransa, İran, Belçika, Avusturya,
İMTİYAZ YAYIN YÖNETMENİ REKLAM YÖNETİM YERİ
Ukrayna ve Bulgaristan izledi. Ocak-Temmuz döneminde ise SAHİBİ Ömer SERCAN eklam@businews.eu Sıraselviler Cad. No:84/86
Realta Ltd Şti. adına Güney İş Merkezi
Türkiye’ye giriş yapan turist sayısı yüzde 15.33 artışla 14.8 Ali AYAZ
EDİTÖR İLETİŞİM KOORDİNATÖRÜ
Kat: 4/405
Cihan ÇAKIR Simge SEZER simge@realta.com.tr
milyona yükseldi. Yedi ayda OECD ülkelerinden gelen turist YAYIN DİREKTÖRÜ
Taksim İstanbul
GÖRSEL YÖNETMEN BASIM YERİ T0212 293 6805
sayısında yüzde 13.26’lık, Doğu Avrupa’dan gelen turist Ali AYAZ
(sorumlu)
Bülent KAL Robi Ofset Matbaacılık F0212 293 6806
sayısında yüzde 17.85’lik artış kaydedildi.
 iş dünyası 03
İşkur’dan e-istihdam
Türkiye İş Kurumu (İŞKUR), altyapı çalışmaları Siemens IT Çözümleri ve Hizmetleri tarafından tamamlanan e- istihdam projesini hayata
geçirerek tüm işlemlerini internet ortamında yürütmeyi planlıyor.

İŞLEMLER İNTERNETTEN
YAPILIYOR
E-istihdam projesi pek çok hizmeti
kapsıyor. İŞKUR’a kayıt olmak isteyenler
tüm işlemleri kuruma gitmeden
internet başında halledip şirketlerdeki
açık pozisyonları takip edebilme
şansına sahip oluyor. İşverenler ise
ofislerinden kuruma kayıtlı iş arayanları
sorgulayarak, uygun elemanları iş
görüşmesine çağırabiliyor. İnternetten
sunulan hizmetler bunlarla da
sınırlı kalmıyor. İşverenler yasal
zorunlulukları nedeniyle kuruma
iletmeleri gereken bilgileri bundan
böyle sistem üzerinden aktarabilme
imkânı bulacak. Kullanıcılar ise Türk
Meslekler Sözlüğü’nden yararlanarak
her meslekle ilgili detaylı bilgiye
ulaşırken kurum tarafından planlanan
kurslara internet ortamından başvuru
yapabilecek.

E
-istihdam projesinin kurumun
etkin, şeffaf ve daha hızlı
çalışması açısından önemli
olduğunu söyleyen İŞKUR
Genel Müdürü Namık Ata, “Kurum
olarak teknolojik gelişmeleri takip
ederek işsizlik ve istihdam konularında
çağdaş stratejiler ve projeler geliştirme
çabası içindeyiz. Bu portal kurumun
işgücü piyasasında etkinliğini artırıyor.
Bunun ise istihdama uzun vadede
olumlu yansımaları olacak. E-istihdam
süreciyle insanlar tüm işlemlerini
internet üzerinden kuruma gelmeden
halledebiliyor. İş arayanlar, işverenler ile
İŞKUR arasında daha hızlı ve kolay ilişki
kuruluyor” dedi.
Portalın alt yapı hazırlık sürecinin
2 yıl sürdüğünü söyleyen Siemens
IT Çözümleri ve Hizmetleri Direktörü Ali Rıza Ersoy
ise siteye günde yaklaşık 1500 kişinin girdiğini
belirtti. Ersoy, “Projenin hayata geçmesi İŞKUR
şube müdürlüklerinin daha verimli çalışmasını ve
giderlerinin azalmasını sağladı. Daha önce İŞKUR
önünde oluşan uzun kuyruklar, portalın hizmete
başlamasıyla birlikte azaldı. Portal sayesinde,
İŞKUR çalışanları da evrak işleriyle ilgilenmek
yerine zamanlarını işgücü piyasasının daha iyi hale
getirilmesi için araştırma yapmakla geçiriyor” dedi.  sonra üyelik tamamlanmış oluyor.
Sistemden yararlanabilmek için
www.iskur.gov.tr adresine girerek
üye kaydının yaptırılması gerekiyor.
Kullanıcı bilgileri kaydedildikten
sonra üye olmak isteyenlerin iletişim
adreslerine hesaplarını etkinleştirmek
için ‘onay numarası’ gönderiliyor.
Onay numarasıyla hesap etkinleştikten

Kadın elinin değmediği ekonominin bereketi olmaz

TOBB Başkanı Rıfat
Hisarcıklıoğlu, kadın elinin
değmediği bir ekonominin
bereketinin de büyümesinin
de olmayacağını kaydederek,
“Elinde hamur olanlar her
işe karışsın ki, büyümenin
bereketini de toplumun
tamamı hissetsin” dedi.
Uluslararası Çalışma
Örgütü’nün verilerine göre,
2007 yılında küresel ölçekte
kadın istihdam oranının, yüzde
49, Avrupa Birliği’nde yüzde
56, Türkiye’de ise kadınların
istihdam oranı yaklaşık yüzde
24 olduğunu anlatan TOBB
Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu, “Bir
başka ifadeyle ülkemiz, kadın
istihdam potansiyelinin ancak
dörtte birini kullanmakta,
gerisini ise heba etmektedir.
Son verilere göre ülkemizde
16,2 milyon erkek istihdamına
karşı, kadın istihdamı ancak
6.1 milyon kişidir. Ama daha çarpıcı
olanı, 1 milyon 219 bin işverenin sadece
yüzde 6’sı, yani 75 bini kadındır” dedi.
Hisarcıklıoğlu, gelişmiş bir toplum
olmak için, kadınların sosyal hayata,
üretim süreçlerine sokulmak zorunda
olunduğuna işaret ederek, AB’nin bir
parçası olmayı hedefleyen Türkiye’de,
kadınların eğitimi, istihdamı ve toplum
hayatı içindeki yeri konusunda, mutlak
surette ilerleme sağlaması gerektiğini
ve bunun anahtarının da önce eğitim
olduğunu söyledi.
 iş dünyası 04
DENEYİ ANLAMA REHBERİ

3,76 milyar Avro'luk proje, parçacık fiziğinin yıllardır

kafa patlattığı dört büyük soruya cevap bulmaya
çalışacak. Bu sorular şunlar: Higgs bozonunu
bulmak, süpersimetrinin sırrını ortaya çıkarmak,
madde ve antimaddeyi anlamak ve Büyük
Patlamadan hemen sonra saniyenin binde birindeki
sürede ortaya çıkan şartları yeniden yaratmak.

• Higgs bozonu: İstikrarsız karaktere sahip

parçacığa, adeta "ilahi parçacık" gözüyle bakılıyor,
zira birçok araştırmacı bu parçacığı teorik olarak
inceledi, ama şimdiye kadar hiç kimse onu
göremedi. Bozonun varlığını deneyle kanıtlamak,
parçacık fiziğinde bilinenleri özetleyen "standart
modelin" eksik halkasını bulmak anlamına gelecek.
Higgs bozonu, kütlenin nasıl kazanıldığının

Evrenin başlangıcına yolculuk anlaşılmasını sağlayacak.

Yüzyılın deneyi başladı

• Süpersimetri: Bu kavram, son yılların en
esrarengiz keşiflerinden biriyle ilgili. Şöyle ki,
görünen madde evrenin sadece yüzde 4'ünü

KENDİNE ADANMANIN
oluşturuyor. Kainatın yüzde 23'ü karanlık madde,
Dünyanın en büyük parçacık hızlandırıcısı “Büyük Hadron kalan yüzde 73'ü de karanlık enerjiden teşekkül

GÜCÜ (YA DA KORKUSU)

ediyor. Bu konunun aydınlatılması; karanlık
Çarpıştırıcısı” (LHC), 13,7 milyar yıl önce meydana maddenin, "nötralino" adı verilen süpersimetrik
parçacıklardan oluştuğunu gösterebilecek.
geldiği düşünülen Büyük Patlama’dan hemen sonraki
Seth Godin
şartları oluşturarak maddenin sır perdesini aralayabilmek • Madde ve antimaddenin esrarı: Enerji
maddeye dönüşürken, bir parçacık ve zıt kutuplu
…… yoksa lisede takılı mı kaldık? amacıyla faaliyete geçirildi. elektrik yüküne sahip bir yansıması, bir başka deyişle
antiparçacığı oluşuyor. Parçacık ve antiparçacık bir
Geçtiğimiz hafta yüksek eğitim ile ilgili iki olay yaşadım. Beş binden fazla fizikçi ve mühendisin 10 yılı aşkın süreyle araya gelecek olursa birbirlerini yok ediyor ve enerji
ortaya çıkıyor. Mantık, madde ve antimaddenin
çalışarak meydana getirdiği LHC, Fransa-İsviçre sınırında, Cenevre
Birincisi New York’ta verdiğim bir konferans sırasındaydı. evrende eşit miktarda bulunması gerektiğini söylese
yakınlarında, yerin 100 metre altında 27 kilometrelik dairevi bir de, antimadde nadir bulunuyor.
Katılımcılar arasında pazarlamacılığa duydukları ilgiden
dolayı davet edilen, istisnai derecede umut vaad eden tünel olarak inşa edildi. "Büyük Hadron Çarpıştırıcısı"yla yapılan
• Büyük Patlamadan sonra saniyenin binde
Harvard İşletme Okulu öğrencileri vardı. Bana seminer için deneyin ilk aşaması başarıyla tamamlandı. CERN tarafından
birindeki şartları yeniden oluşturmak:
geldikleri söylenmişti, ama sanırım aslında Maury Rubin’in yapılan deneyde ilk ışın huzmesi için, 100 milyar protonluk LHC, ağır iyonları birbirleriyle çarpıştırarak bir
muhteşem bir yemek vereceğini duydukları için gelmişlerdi. paketler hızlandırıcıya atıldı. Saat yönünde yapılan ilk deneyden anlık da olsa, Güneş çekirdeğindekinden 100 bin
Her neyse, pazarlama sektöründe iş bulma konusunda sonra, saat yönünün tersi istikamette olacak şekilde ikinci demet kat daha yüksek sıcaklık elde etmeye çalışacak.
benden tavsiye istediler. Küçük bir şirkete başvurun, CEO Bu çarpışmalar sırasında kuarklar ortaya çıkacak.
için çalışın, sadece bir kenardan fikir vereceğiniz değil, hata devreye sokulacak ve iki ışın demetinin farklı yönlerde harekete Araştırmacılar, serbest kalan kuarkların maddeyi
yapabileceğiniz ve bir şeyler yapabileceğiniz bir iş bulun geçirilmesiyle "Büyük patlama"dan hemen sonraki koşullar oluşturmak için ne şekilde ve nasıl birleştiklerini
gözlemleyebilecek.
gibi fikirlerimi onlarla paylaştığımda, bir hanımefendi yaratılmaya çalışılacak.
benimle aynı fikirde olduğunu belirtti, fakat sonra, “Ama
bu şirketler kariyer günlerine katılıp, kampüste iş görüşmesi
yapmazlar” diyerek düşüncesini açıkladı. DUYURULAR
“Bu şirketler kampüste iş görüşmesi yapmazlar.” Hmmm!
Bir MBA sahibi olmak için önce nakit olarak 100.000 dolar Age Of Türkiye Endüstri YTÜ Sosyal Sorumluluk Kulübü
ödemişti ve sonra bir 150.000 dolar daha harcamıştı,
ama..…
Marketing Mühendisliği TOG 12. Gençlik
başlıyor öğrencileri buluşuyor Konseyi
İkincisi ise bugün Yale’de gerçekleşti. Muhteşem kampüsleri
boyunca arabamla ilerlerken Asyalı Öğrenciler Merkezi’nin
önünden geçtim. Burası bana, kataloğa bakarak ne ister- Galatasaray Üniversitesi İşletme Bu yıl 26. sı düzenlenen TEMÖB 29 Ekim -  2 Kasım tarihleri arasında
sem öğrenebileceğimi düşündüğüm üniversite öğrencisi Kulübü’nce düzenlenen Age Of (Türkiye Endüstri Mühendisliği gerçekleşecek ve 80 üniversiteden 260
olduğum, (tabi ki çok daha küçük bir okulda) günleri hatır- Marketing’e kayıtlar alınmaya Öğrencileri Buluşması),  7-11 gencin katılacağı çeşitli Sivil Toplum
lattı. Sadece ders almakla kalmayabilir, aynı zamanda bir işe başlandı. Değişen çağın pazarlama Ekim tarihleri arasında Türkiye’nin Kuruluşlarının temsil edileceği, TBMM'den
başlayabilir, bir protesto hareketi organize edebilir, kampüs anlayışı hakkında merak edilenler her yerindeki mühendislik ve medyadan konukların yer alacağı 12.
dışında bir tavan arasında yaşayabilir, ne istersem yapabi- konusunda deneyimli yöneticilerin öğrencilerini  4 gün 5 gece bir Gençlik Konseyi'ne Yıldız Teknik Üniversitesi
lirdim. “İstediğini seçebilme imkânı” olağanüstü bir fırsattı. araya getirmeyi hedefliyor.
katılacağı eğitimler, 25 Ekim-30 Sosyal Sorumluluk Kulübü (YıldızTog)
Buna rağmen sınıf arkadaşlarımın çoğu seçim yapmayı Programlar, İstanbul Üniversitesi
reddetti. Hatta üniversiteyi lisenin bir devamı gibi gördüler. Kasım 2008 tarihleri arasında ev sahipliği yapacak. 2004 yılında
Galatasaray Üniversitesi Ortaköy Endüstri Mühendisliği Eğitim Ve gönüllülük faaliyetlerine başlayan Yıldız
Orta seviye, sıradan kursları aldılar. A alabilmek için gereken
Eğilimleri “Kur, Yönet, Büyüt Ve
minimum şeyleri yaptılar, profesörlerle aralarını bozmama- kampüsünde yapılacak. Teknik Üniversitesi Toplum Gönüllüleri,
ya ya da bilinmeyenin belirsizliğiyle karşılaşmamaya çalıştı- Sat” başlıklı seminerle sürecek.
2007 yılında Üniversite bünyesinde
lar. Aynı zamanda günde 6 saatlerini kütüphanede geçirip, 1995 yılından itibaren her yıl
Age of Marketing Eğitmen Sosyal Sorumluluk Kulübü'nü de kurarak
sadece ders kitapları ile ilgilendiler. Üniversitenin en iyi yanı, Şubat ve Eylül (bu yıl Ekim)
Portföyü: üniversitenin de desteğiyle çalışmalarını
ne olmak istiyorsanız onu olabilmenizdir. Ancak çoğu insan aylarında yılda 2 defa düzenlenen
yapmak istediklerini değil, yapmak zorunda olduklarını
Selim Budeyri - P&G (Max Factor -
TEMÖB, 66 Üniversiteden sürdürüyor.
Olay) Ürün Müdürü, Konsey hakkında detaylı bilgiye
düşündükleri şeyleri yapar. yüzlerce Endüstri Mühendisliği
Mustafa İçil - Google Türkiye www.togkonsey.org adresinden
Pazarlama Direktörü, Aydoğan APAK Öğrencisini biraraya  getirerek
Şimdi mezun oldunuz, ama değişen hiç bir şey olmadı. İş Türkiye’nin bağımsız en büyük ulaşılabilinir.
- Renault Mais Anadolu Şube Müdürü,
yerinde, düşündüğünüzden çok daha fazla özgürlüğe sa- öğrenci organizasyonu olmayı
Kerim KHOURY - Numil Gıda
hipsiniz (Hey! bu kitabı mesai saatleri içinde okuyorsunuz!).
(Milupa- Bebelac) Ticari Pazarlama sürdürüyor. Konaklama imkânının
Ama çoğu insan ellerindeki bu özgürlükle
Müdürü, Levent ERDEN - Euro RSCG olacağı ve  akşam eğlenceleriyle 
A almaktan başka bir şey yapmaya gerek duymaz.
Türkiye CEO, Nevzat Aydın - Yemek renklendirilerek Mühendislik
sepeti.com Genel Müdürü, v - SG öğrencilerini buluşturacak
Hala lisede okuyan insanlarla birlikte mi çalışıyorsunuz?
Danışmanlık Pazarlama ve Satış Odaklı seminerin oldukça zengin bir
İş arayanlar, sadece kampüse gelen şirketlerle görüşme
Stratejik Yönetim Danışmanı Barilla
yapmayı mı istiyorlar? Yöneticiler, patronlarını memnun içeriği var. İstanbul Üniversitesi
ve Colgate Eski Satış ve Pazarlama
etmeyi her şeyin üzerinde mi tutuyorlar? Bu sistemde yanlış Endüstri ve Kalite Kulübü
Direktörü
olan şeyin dünyanın geri kalan kısmı değil, lise psikolojisi tarafından düzenlenen etkinliğe
olduğu çok açık. Okulu kırın, Fransız edebiyatı hakkında bir Kayıt ve detaylı bilgi için
katılım hakkında ayrıntılı bilgi için:
seminere katılın. Kampüsün dışında iş görüşmelerine gidin. iletişim: Özge Körükmez / Kişisel
www.endustrivekalite.com
Güvenli olan risklidir. Gelişim ve Organizasyonlar Kom. Bşk.
kerimyildizbas@endustrivekalite.com
okorukmez@gsuik.org
Seth Godin 0536 558 06 24 ozlemkurt@endustrivekalite.com
İŞİNİZİ KÜÇÜMSEMEYİN
Profil Yayıncılık

ANADOLU YAKASININ EN BÜYÜK KULÜBÜ
Marmara Community
Geçtiğimiz sene 20. yılını kutlayan Marmara Üniversitesi İngilizce Ekonomi Kulübü Marmara
Community, 100’e yakın aktif üyesi ve kurumsal yapısıyla, fuarlardan dergi yayıncılığına kadar
birçok alanda başarılı çalışmalara imza atıyor.
M
armara Üniversitesi
İktisadi ve İdari Bilimler
Fakültesi İngilizce
Ekonomi Kulübü
olan “Marmara Community”, 1987
yılında kurulan Economists’ Club
ile 1992 yılında kurulan Marmara
Society’nin Ekim 2000’de daha
büyük hedeflere ulaşmak amacıyla
birleşmeleri sonucunda oluştu.
Kurulduğu yıllardan beri, başta insan
kaynakları olmak üzere pek çok alanda
çalışmalara imza atan, gerçekleştirdiği
organizasyonlarla, Marmaralı
mezun adaylarını iş dünyası ile etkin
bir şekilde buluşturan Marmara
ODTÜ Kısa Film Festivali’nde tema: Şehir
Orta Doğu Teknik Üniversitesi Sinema
Topluluğu, topluluk içi atölyelerde
senaryo yazımı, kamera kullanımı,
kadraj oluşturma, kurgu, ışık, ses gibi
alanlarda çalışan; kısa film üretimi ile
uğraşan; üyeleriyle keyifli workshoplar
hayata geçiren/geçirmeye uğraşan;
ve okul içinde film gösterimleri
düzenleyen, film festivalleri ve sinema
buluşmalarına destek veren, bu
organizasyonlarda da görev alan bir
topluluk.
Topluluk, 2004 yılından bu yana
oldukça düşük bir bütçeyle Türkiye
çapında ODTÜ Kısa Film Buluşması
öğrenciyiz biz
Community; düzenlediği kişisel
gelişim odaklı organizasyonlar ve
panellerle Marmaralıların daha yetkin
bireyler olarak üniversiteden mezun
olmalarına önemli katkılarda bulundu.
100 BİN ÜYE
Marmara Üniversitesi’nin en büyük ve
en köklü öğrenci kulüplerinden biri
olarak 2007–2008 Eğitim ve Öğretim
yılında 20. yılını kutlayan Marmara
Community İngilizce Ekonomi
Kulübü, 100’ü aktif 100 bine yaklaşan
üyesiyle, öğrencilere kendini geliştirme
ve yöneticilik tecrübesi sağlıyor.
Öğrencilerin, ders dışı vakitlerini
(2004 Mayıs), 2. ODTÜ Kısa
Film Buluşması (2005 Mayıs) ve
uluslararası çapta Türkiye’de bir ilk
olarak ODTÜ Video Buluşması (2006
Mart) düzenledi. ODTÜ Sinema
Topluluğu’nun bu seneki film festivali
ise 22-25 Ekim 2008 tarihleri arasında
gerçekleşecek. Herhangi bir yaş,
bölge ve eğitim sınırlaması olmaksızın
herkesin filmiyle katılabileceği
Festival'in yarışma bölümünün bu yılki
teması "Şehir" olarak belirlendi.
Ahmet İnam (ODTÜ Felsefe Bölüm
Başkanı), Tayfun Pirselimoğlu
(Yönetmen), Jale Erzen (ODTÜ
05
eğlenceli ve verimli bir şekilde geçirebilecekleri
samimi bir ortam sunan kulüp, 2008-2009
sezonunda da yoğun ve başarılı bir dönem
geçirmeyi hedefliyor.
Geniş bir etkinlik takvimine sahip olan Marmara
Community, bu yıl ilki gerçekleşen Thinker
and Talker Kariyer Fuarı, Triplex Challenge ve
Ulusal Öğrenci Sempozyumu’nu yürüttü. Tüm
Türkiye’den öğrencilerin katılımıyla 5 yıldızlı bir
otelde gerçekleşen organizasyonda öğrencilere
eğitim ve İstanbul’u tanıma fırsatı sağlandı.
ÇOK YÖNLÜ ETKİNLİKLER
Kulüp ayrıca her yıl 3 fuar düzenliyor. Eğitim,
danışmanlık, dil okulları ve Work and Travel
firmalarının katıldığı Eğitim Fuarı; Bilişim
sektörünün önde gelen firmalarının öğrencilerle
buluştuğu Information Technology Days ve
birçok yayınevi ve ünlü yazarın katılımıyla
Anadolu yakasının bu alandaki ilk fuarı olan
Kitap Fuarı kampus hayatına renk katıyor.
Kulübün en aktif olduğu alanlardan biri
de kariyer. Kariyer Günleri, Kariyer Günleri
Advanced organizasyonları ile öğrencilere
kariyerleri konusunda bilinçli bir karar verme fırsatı
sunuyor. Öğrenciler, Kariyer Platformu ile de kendi
alanlarında üst düzey firma yöneticilerinin tecrübe
ve tavsiyelerinden yararlanıyorlar.
TİYATRO FESTİVALİ 2. YILINDA
Kulüp ayrıca ekonomi alanında İktisat Marmara
ve yaşam-aktüalite alanında Ekol dergilerini
yayımlıyor. Bunların yanı sıra Eğitim ve Bilişim
Seminerleri, Münazara Takımı ve Sosyal
Sorumluluk Projeleri ile de farklı etkinliklere imza
atıyor. Kulübün geniş çalışma alanına son katılan
organizasyon ise Tiyatro Festivali. Geçtiğimiz
yıl ilki gerçekleşen Festival kapsamında kulüp
üyelerinin sahnelediği iki oyunun yanı sıra, birçok
oyun, dans ve müzik gösterileri yer aldı.
Mimarlık Bölümü Öğretim Üyesi )
Önder Şenyapılı (ODTÜ Endüstriyel
Tasarım Bölümü Öğretim Üyesi),
Ruken Öztürk (Ankara Üni. Sinema-
TV Bölümü Öğretim Üyesi) ve Oğuz
Onaran ( Ankara Üni. Sinema-TV
Bölümü Öğretim Üyesi)’dan oluşan
jürinin değerlendireceği filmler için
herhangi bir çekim formatı
sınırlaması yok.
Yapım tarihi 1 Ocak 2007'den sonra
olan filmlerin katılabileceği festivalde
yarışma dışı gösterim için film süresi,
türü ve konusunda da bir kısıtlama
bulunmuyor.
 haber 06
Kariyer planınızı iyi yapın

YOĞUN İŞ
TRAFİĞİNE
JET TAKSİ

Özellikle yoğun iş trafiği yaşayan

patron ve yöneticiler, tarifeli uçakları
bekleyerek vakit kaybetmemek için
kişiye özel tam donanımlı business-
jetlerle seyahat ediyorlar. İyi bir kariyer
planının sonuçlarından biri olarak
bilmekte yarar var!

B
ir iş görüşmenize, size özel
olarak donatılmış bir uçakla
gitmek ister misiniz? Artan
iş trafiğiyle zamanın giderek daha
da değerlenmesi, iş dünyasını yeni
çözümlere itiyor. Gideceği ülkeye
belirli günlerde tarifeli uçak seferi
bulunan işadamlarının jet taksileri
artık sıklıkla tercih etmeye başlamaları,
zamanın her şeyden daha değerli
olduğunun göstergesi. Uçakta, sushi
yemeyi tercih ettiği restaurantı seçecek
kadar geniş bir hizmet alabilen
yolcular, okuduğu dergi ve gazetelerin
yanında, sevdikleri yemek ve şaraplar
gibi ince detaylarla da karşılaşıyorlar.

ASLINDA PAHALI DEĞİL…

Hava taksi kullanımı sanıldığı kadar
yüksek bir harcama gerektirmiyor.
Şöyle bir örnek verelim: Ukrayna’nın
Kiev şehrine önemli bir ihale için
gidilmesi gerektiğinde Kiev’e ancak
haftanın bir günü tarifeli uçuş mevcut.
Perşembe günü katılınacak bir
toplantı için ekiple beraber uçmak,
perşembeye kadar tüm ekibin zamanı
ve seyahat giderlerini ayırması,
perşembe günü toplantının ardından
bir dahaki salı günü olan tarifeli dönüş

Yarışmaya kayıtlar başladı

uçağını bekleyene kadar yine vakit ve
para harcamayı gerektiriyor. Fakat hava
taksi tercih edildiğinde sabah evden
çıkıp öğlen toplantıya katılıp, akşam
yemeğinde yeniden evde olmak
mümkün. Tarifeli uçuşlarda yaşanan

En aktif kulüp belli olacak

nakit, işgücü ve zaman kaybı hesaba
katıldığında hava taksiler için çok da
farklı bir bütçe oluşmuyor.

Melis Veziroğlu/SERTUR HAVACILIK

“Sertur Havacılık A.Ş. olarak 2,000
Euro’dan 5,000 Euro’ya kadar değişen
saatlik uçak fiyatlandırılmaları tüm Üniaktivite ve Üniversite Kampüs Rehberi tarafından tüm Türkiye ve KKTC’deki üniversite kulüpleri arasında 3. kez
dünyada olduğu gibi ülkemizde de git- düzenlenecek olan “En Aktif Kulüp Yarışması” 1 Ekim 2008’de online olarak başladı.
gel seklinde ücretlendirilmekte.

Yolcuya istemiş olduğu uçuş planına
göre verilen teklife özel eğitimli
profesyonel kabin görevlilerimizin
sunacağı VIP Catering hizmeti,
hava terminallerinin standart VIP
hizmetleri gibi tüm giderler dâhil
olup, verilen teklifin dışında uçuş
planı değişmediği surece hiçbir ekstra
masraf yansıtılmıyor. İş dünyasının
ağırlıklı olarak kış aylarında Rusya,
Ukrayna gibi yeni yatırımların
gerçekleştiği, ticaretin önem kazandığı
ülkelere uçuş istekleri oluyor. Dubai,
Cenevre, Almaata, Astana , Londra da
Türk işadamlarının en çok uçuş yaptığı
şehirler arasında. Bununla birlikte
şube açılışları, şirket bölge toplantıları,
Ankara görüşmeleri gibi birçok sebeple
şehirlerarası uçuşlarımız da var.”
T
ürkiye ve K.K.T.C’deki tüm üniversitelerde gerçekleşen aktivite,
Kulüp Ödülleri
duyuru, eğitim haberi ve kariyer fırsatlarına, kampüs temsilcileri
1. En Aktif Bilim ve Teknoloji Kulübü
ve üyeleri aracılığıyla yer veren Üniaktivite-Üniversite Kampüs
2. En Aktif İş ve Kariyer Kulübü
Rehberi tarafından bu yıl 3.sü düzenlenecek olan “En Aktif Kulüp
3. En Aktif Spor Kulübü
Yarışması”na Türkiye ve KKTC’deki üniversitelerden toplam 750 öğrenci
4. En Aktif Sanat Kulübü
kulübünün katılması bekleniyor.
5. En Aktif Düşünce ve Genel Kültür Kulübü
6. En Aktif Sosyal Sorumluluk Kulübü
1 Ekim 2008 – 31 Mayıs 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek yarışma süresi
boyunca Üniaktivite’ye aktivitelerini ekleyen öğrenci kulüpleri; medya ve iş
Aktivite Ödülleri
dünyasından tanınmış isimlerden oluşan jüri heyeti ve Üniaktivite ziyaretçileri
1. En Yaratıcı Aktivite Tanıtımı
tarafından değerlendirilecek. Her kategoride 3 kulübün dereceye gireceği, 5
2. En İyi Uluslararası Aktivite
farklı kategoride aktivite ödülleri verileceği yarışmanın ödül töreni ise Haziran
3. En Sportif Aktivite
ayı içerisinde gerçekleştirilecek.
4. En Girişimci Aktivite
Yarışmanın kategorileri şöyle:
5. En Sıradışı Aktivite
KATILIM VE YARIŞMA HAKKINDA DETAYLI BİLGİ http://www.uniaktivite.net/yarisma ADRESİNDE.
Dev anketimiz başladı...
Türkiye’nin en gözde
şirketlerini siz belirleyin
Üniversite öğrencilerinin çalışmayı en çok istedikleri şirketler hangileri?
Neden bu şirketlerde çalışmak istiyorlar? Kariyer yapılmak istenen ideal
şirket modelinin daha belirgin bir şekilde ortaya çıkmasını sağlayacak
“Türkiye’nin En Gözde Şirketleri” araştırması, www.anketler.businews.eu
adresinde başladı.
“Türkiye’nin En Gözde Şirketleri” başlıklı öğrenci kamuoyu yoklaması programı, 4 ay sürecek ve
3 aşamalı olarak gerçekleşecek. Araştırmanın birinci aşaması eylül ayında yapıldı ve üniversite
öğrencilerinin cevapladığı mini anketle en çok çalışmak istedikleri sektörler ve firmalar belirlendi.
İkinci aşamada ise en çok yeni mezun ve stajyer alan firmalar, ilgili firmalarla yapılan bir anketle
saptandı.

İlk iki aşamada elde edilen veriler derlenerek araştırmanın 3 aşamasına dahil edildi. 7 Ekim’de
www.anketler.businews.eu adresinde başlayan araştırmaya 50.000 öğrencinin katılması
hedefleniyor. Bu geniş katılımlı araştırmada en çok çalışılmak istenen ve istenmeyen firmalar
nedenleriyle belirlenecek.

Anket boyunca öğrenciler, belki de kariyer planlarını yaparken hiç düşünmedikleri

seçenekler, alternatifler ve yol planlarını görecekler.

ŞİRKETİNİZİ SİZ TARİF EDİN

Sadece 15 dakika sürecek bu ankete katılarak, ileride çalışmak isteyeceğiniz ideal şirketi
tanımlayabilirsiniz. Ankete katılım oranının artması, üniversite öğrencilerinin beklentilerinin daha
iyi anlaşılmasını ve Türkiye’de faaliyet gösteren şirketlerinin referans almaları gereken ideal şirket
modelinin daha net belirlenmesini sağlayacak. Çalışmada ankete katılanlardan kimlik bilgilerini
açığa çıkartacak derecede özel bilgi istenmeyecek ve tüm cevaplar anonim olarak değerlendirilecek.
Anket boyunca öğrenciler belki de kariyer planlarını yaparken hiç düşünmedikleri seçenekler,
alternatifler ve yol planlarını görecekler. Firmalar ise, 15 Aralık 2008’de kamuoyu ile paylaşılacak
sonuçlarla birlikte öğrencilerin beklentilerini ve isteklerini görecekler, iş süreçlerini iyileştirecekler.

CİDDİ İÇERİK, EĞLENCELİ ÜSLUP

www.businews.eu yayında
Kurumların İK politikaları ve
işe alım süreçleri, kariyer
planlama, iş görüşmeleri
gibi önemli konular
hakkında bilgi veren,
ayrıca aktüel dosyaları ve
interaktif yapısıyla oldukça
renkli bir içeriğe sahip
olan businews.eu, kısa
sürede ulaştığı ziyaretçi
sayısıyla üniversiteler ve
iş dünyasının kesintisiz
buluşma noktası oldu.
Gazetemiz Businews’ın tüm içeriğinin bulunduğu businews.eu, buna ek olarak kulüp
haberleri, gelişen güncel olaylar, üniversitelerden sıcak haberler, iş dünyasında yaşanan son
gelişmeler, kariyer günleri, tanıtımlar, konferanslar, festival, söyleşi ve geziler gibi aktivitelerin
de anında duyurulduğu dinamik bir içeriğe sahip.
EĞLENCEYİ UNUTMADIK!
Kuponlar köşesinde ünlü markalardan Businews okurlarına özel indirim kuponları var.
Eğlenceyi de unutmadık! Festivaller, konserler, sinema ve tiyatro için ücretsiz davetiyeler de site
ziyaretçilerini bekliyor. Aylık ortalama beş bin ziyaretçi alan sitede, yenilenen altyapısı, zengin
ve güncel içeriğiyle ziyaretçi sayısının ilk üç aylık dönemde 50 bine ulaşması bekleniyor.
 haber 08
yapmak istiyorsunuz… Ya da bankacısınız,
“MBA” eğitimi almak istiyorsunuz... Ya da
yüksek lisansınızı tamamladınız, doktora
eğitimi almak istiyorsunuz... İhracat/ithalat
konusunda ve iş dünyasındaki tüm yurtdışı
yazışmalarda kullanılan terimlerin ve yazışma/
konuşma tekniklerinin öğretildiği iş İngilizcesi
veya özel mesleklere yönelik anlama, konuşma
ve yazışmayı geliştirmek için hazırlanan mesleki
İngilizce kurslarına katılmaya karar verdiniz...
Yönetim, pazarlama, turizm, bankacılık,
muhasebe, bilgisayar, moda, resim, gibi birçok
farklı konuda düzenlenen kısa süreli eğitim
programlarına katılmak ve kendinizi geliştirmek
istiyorsunuz... İngilizce seviyelerini belirleyen
uluslararası sertifikalar olan PROFICIENCY,
TOEFL, IELTS gibi sertifikaların sınavlarına
hazırlayan kurslara katılmak istiyorsunuz...
Bireysel İhtiyaç Kredisi için gerekli tüm belgeler
ve İstanbul Bilgi Üniversitesi yüksek lisans
programına kabulü gösteren belge, bir işte
çalışılmıyor olunması durumunda ise kredi
başvurusunu tercihen ücretli çalışan ya da
serbest meslek birinci derece yakının yapması
ve yukarıda istenen ilgili belgeleri sunması
gerekiyor.
EXİ26’DA GENİŞ KULLANIMLI EĞİTİM
KREDİSİ
Akbank, düzenli bir geliri olan, olmaması
durumunda da aileden birinin de alabileceği
geniş kullanım alanlı eğitim kredisi sunuyor.
Kredi, okul öncesi eğitimden üniversiteye, dil
kursundan sertifika programlarına kadar yurt
içi ve yurt dışındaki her türlü eğitim ihtiyacında
kullanılabiliyor. Başvuru formu ve gerekli

Eğitim kredilerinde
İş Bankası’nda yüksek lisans, doktora, özel
mesleki eğitim, dil eğitimi gibi kariyer
geliştirmeye yönelik harcamaların finansmanı
amacıyla geliştirilen Kariyerim Kredisi, oldukça
diğer rutin belgelerin istendiği başvuruda
ayrıca yurtdışı eğitimler için okul kabul belgesi
(Acceptance) ve alınmışsa öğrenci vizesi
gerekiyor.

çeşit çok
kapsamlı alternatifler sunuyor. Henüz iş
hayatına atılmayan öğrenciler ya da yeni VAKIFBANK’TAN: ALFABETİK
mezunlar için kredi aile bireylerinden birinin Vakıfbank, ilköğretim, lise, üniversite
adına da açılabiliniyor. öğrencilerine, master ve doktora yapanlara
uygun faiz oranlı Eğitim Kredisi Alfabetik’i
Üniversitelerde yeni öğretim yılının başlamasıyla birlikte finans kuruluşları da YÜKSEK LİSANS KREDİSİ sunuyor. Kredi şu özellikleri içeriyor: %1,53’ten
Garanti Bankası, 2008-2009 Öğretim Yılı Güz
öğrenci ve ailelerin karşısına yeni kredi paketleriyle çıktılar. Yurtdışı eğitimden başlayan faiz oranı, 24 aya varan vadeler
Dönemi’nde İstanbul Bilgi Üniversitesi yüksek 20.000 YTL’ye kadar 3 ay sonra geri ödeme,
özel yetenek kurslarına kadar geniş kapsamlı, farklı vade ve ödeme lisans ve doktora programlarına kayıt yaptıracak esnek ödeme planı belirleme.
seçenekli kredi paketlerinden en cazip olanlarını sizler için derledik. öğrencilere kredi imkanı sunuyor. %1,59  faiz
FİNANSBANK KARİYERİNİZİ DESTEKLİYOR: isteniyor; Öğrenci kayıt belgesi, okul ücreti ödeme oranı ve 36 aya varan vadelerle kullanılabilen YAPI KREDİ EĞİTİM KREDİSİ
EĞİTİM VE KİŞİSEL GELİŞİM KREDİSİ planı, kimlik belgesi,İkametgah belgesi veya kredi için şu programlara başvurulabiliniyor: Yapı ve Kredi Bankası, Eğitim Kredisi
Finansbank, yurtiçinde veya yurtdışında, her son tarihli cep telefonu faturası ile gelir belgesi. Yüksek Lisans Programları: e-MBA, MBA, İnsan seçeneğinde kapsamı oldukça geniş tutuyor.
türlü eğitim veya kişisel gelişim harcamaları Kurum ayrıca, kullanmak istenen kredilerle ilgili Hakları Hukuku, Ekonomi Hukuku, Finansal Kredi, okul öncesinden başlayarak üniversite ve
için Eğitim ve Kişisel Gelişim Kredisi veriyor. olarak 444 0 900 Telefon Bankacılığı hizmeti de Ekonomi Bankacılık ve Finans, Uluslararası sonrasındaki tüm eğitim hayatı boyunca yurtiçi ya
Kredi, eğitim faturasının öğretim kurumuna veriyor. Finansbank ayrıca, Özyeğin Üniversitesi Finans, Siyaset Bilimi, Sinema ve Televizyon, da yurtdışı eğitim giderleri için kullanılabiliniyor.
banka tarafından ödenmesini kapsıyor. İhtiyaç öğrencilerine mezun olduktan sonra ödemeli Uluslararası İlişkiler, Mimari Tasarım, Reklam
Alınan kredi, 36 aya varan vade seçenekleri ve
Kredisi’nden daha avantajlı faiz oranları sunan kredi veriyor. Üniversiteden yüzde 75 ve yüzde Tasarımı, Pazarlama İletişimi, Ekonomi,
avantajlı faiz oranları ve esnek ödeme aralıklarıyla
paketle, 60 aya varan vade seçenekleri, ilk 3 ay 50 burs kazanan öğrencilerin, yıllık öğrenim Muhasebe ve Denetim, Psikoloji, Görsel İletişim
geri ödenebiliyor. YTL ya da dövize endeksli
geri ödemesiz taksitlendirme imkanı, kredinin ücretinin kalanını üniversite destekli karşılıklı burs Tasarımı, Avrupa Etüdleri, Karşılaştırmalı
olarak kefalet karşılığı kullandırılan kredinin geri
YTL veya dövize endeksli olarak (USD-EURO- vererek karşılayacak olan Finansbank, 5 ve 7 yıl Edebiyat, Kültürel İncelemeler, Tarih, Ekonomi
ödemesi boyunca, kredilendirilen kişiye hayat
CHF-JPY) kullanılabilmesi, geri ödeme planının sonra ödemeli kredileri ise mortgage kredisine Politik, İnsan Kaynakları Yönetimi
sigortası yapılıyor. Tutarı 3.000 Amerikan doları
kendi koşullarınıza göre oluşturabilinmesi gibi endeksliyor. Doktora Programları: İşletme (organizasyon-
ya da YTL karşılığını aşmayan kredi başvuruları
seçeneklere de sahip. Başvuru için şubeden yönetim), Siyaset bilimi
için tek kefil yeterli. Kullanılan kredinin yurtiçi
alacağınız başvuru formunun doldurularak kredi İŞ BANKASI’NDAN KARİYERİM KREDİSİ Yüksek Lisans Kredisi için; ücretli çalışan veya veya yurtdışı okul hesabına transferinde de bir
kullanıcısına ve kefillere ait aşağıdaki belgeler Mühendissiniz, işletme konusunda yüksek lisans serbest meslek sahibi olunması durumunda ücret alınmıyor.

rutini tekrarlamaktan çok sıkıldı. Bulunduğu gözlük takmak başka bir şeydir Alain Micli

İMAJ HAYALİ BİR KUŞTUR sektörde herkesin “ben Londra’dayken”,

“ben Amerika’dayken” diye diye kendisinden
takmak başka şeydir. Cosmo kızları ile Elle
kızları aynı değildir. Elle kızları aileden para

ONU YAKALAMAK İÇİN KOŞTUR
Emin Çapa
CNN Türk Ekonomi Müdürü
Yoksul görünmek ister Cinna, yoksul gerçekte.
Martialis
GÜNÜMÜZ DÜNYASINDA KİM OLDUĞUNUZ DEĞİL, KİM OLARAK ALGILANDIĞINIZ
ÖNEMLİ HALE GELDİ. YANİ ARTIK MAZRUF DEĞİL, ZARF ÖNEMLİ.
Yakında “imaj her şeydir, susuzluk hiçbir
şey” reklamları görürseniz şaşırmayın... İmaj
sizin iyi bir işe girip giremeyeceğinizden,
kadınsanız hayırlı bir koca bulup
bulamayacağınıza, erkekseniz hayırlı bir
kısmet olarak algılanıp algılanmayacağınıza,
kariyerinin başında bir gençseniz iyi maaş
alıp alamayacağınıza kadar hemen her şeyi
belirliyor. Bendeniz son yıllarda bu imaj
meselesine kafayı taktım. Bazen kahkahalarla
gülmeme, bazen derin derin düşünmeme
neden olan örnekler, bir ekonomi habercisi
olarak önümden geçerken başka türlüsü
mümkün değildi zaten. Aslında konu ilk
kez bundan uzunca bir süre önce Amerikan
Hastanesi’ne gitmek için Nişantaşı Sevil
Parfümeri’nin önünden geçerken beni
derinden sarstı. Parfümerinin vitrininde
bir yazı vardı: Tesco Şampuan gelmiştir.
Nası yani?? Anlayamadım??? Ve elbette
bir süre yerimden kıpırdayamadım. Şimdi
biz ekonomicilerin perakende sektörüne
dair bildiği ilk kural, market markalarının
ikinci sınıf markalar olduğu ve genelde diğer
markaları almayan/alamayan dar gelirliler ve/
veya orta gelirliler tarafından tüketildiğidir.
İngiliz Tesco marketler zincirinin ucuz
şampuanı, lüks kozmetik ürünleri satan bir
parfümerinin camında kendine nasıl yer
bulabilir?
İmaj+aşağılık kompleksi=üçüncü hatta
dördüncü sınıf bir ürüne yoğun ilgi..
“BEN LONDRA’DAYKENE” DE,
YÜKSEK MAAŞI KAP
Bir başka örneği eşimle birlikte yaşadık.
1999 senesinde eşim işinden, sürekli aynı
daha iyi bir kariyer yaptığını düşündüğü için,
ben de “hadi atla sen de Londra’ya git bir
süre” dedim. Bir eğitim programına yazıldı
ve Londra’ya gitti. 6 ay sonra Türkiye’ye
döndüğünde bendeniz işi öğrenmiş bir
imajmaker olarak kendisine “şimdi iş
görüşmesine gidince sana eski işinden niye
ayrıldın diye soracaklar. Sen de, eski işimden
sıkılmıştım, kendime yeni bir ufuk açabilmek
için 6 aylık bir eğitim programıyla Londra’ya
gittim” diyeceksin dedim. İnanmazsınız, daha
ilk iş görüşmesinde bir önceki işinden daha
az çalıştığı ama 3 kattan fazla maaş aldığı bir
kuruluşa yerleşti.
ELLE KIZLARI, COSMO KIZLARI
Buradan markalar dünyasına bir giriş
yapalım. Markalar bugünün dünyasında
insanların kendilerini tanımlama biçimi
haline geldi. Üzerindeki pırlantalar aynı
büyüklükte olan bir Bulgari mücevher
ile Atasay’a aynı parayı öder misiniz?
Eşiniz-sevgiliniz size değeri aynı olan
diyelim ikisi de 1.500 YTL’lik bir
Prada alsın mı istersiniz, yoksa İnci
ayakkabı mı? 15.000 dolarlık bir saat
alacak olsanız, bu parayı Rolex’e mi
yoksa Swatch’a mı verirsiniz? Seçtiğimiz
markalarla çevremizdekilere bir mesaj
vermeye çalışırız. Gucci ya da Versace
ve stil sahibidir, bohem ve uçucudur. Erkekleri
doğal bir şekilde baştan çıkarırlar, kendilerine
Cartier hediye edilir, elbisede ilk tercihleri
Prada değildir, mutfak alışverişlerini kendileri
yapmaz. Cosmo kızları ise paralarını kendileri
kazanır, stillerini Elle kızlarından çalarlar..
Kendilerine Cartier hediye edilsin isterler ama
en fazla Bulgari ile yetinirler. Evlerini kendileri
temizlemez ama ev alışverişlerini kendileri
yapar.
Bu örnekleri çoğaltmak mümkün.
Ancak sonuçta geleceğimiz yer şudur: İyi bir
kariyer istiyorsanız, iyi bir CV oluşturun. İyi bir
CV nasıl oluşturulur diye sorarsanız, bu sene
üniversiteye başlayan oğluma yaptığım ve 25
yıllık meslek hayatımda biriktirdiğim tavsiyeleri
bir dahaki yazımda bulabirsiniz.
Yazıya çok sevdiğim Martialis’le başlamıştık,
çok sevdiğim Shakespeare ile bitirelim.
Bütün dünya bir sahnedir.
W. Shakespeare
 girişimci
Özel günlerde, kutlamalarda,
sevdiklerimize duygularımızı ifade
etmenin yolu genelde çiçektir.
Ancak öyle çiçekler olsa ki hiç
solmasa ve afiyetle yenebilse!…
İstanbul’da bir girişimci, hem
harika görünümleriyle göz zevkini
okşayan hem de dayanılmaz
tatlarıyla afiyetle yenebilen
meyve çiçeklerini üretti: Magic
Fruit Flowers. Birbirinden
leziz meyvelerin tıpkı bir çiçek
demeti hazırlar gibi bir araya
getirildiği Büyülü Meyve Çiçekleri,
hatırlanmayı gerektiren tüm özel
günler için hem göze hem de
mideye hitap ediyor. Çilek, muz,
elma, üzüm, armut, ananas, kivi,
10
çiçeklerinin zamanla tanınacağına
ve dünya çapında bir marka
olacaklarına inanan Menderes
Şeker, müşteri memnuniyetine
odaklandıklarını bunun için en
taze meyveleri kullandıklarını,
hijyen kurallarına son derece
dikkat ederek çalıştıklarını
belirtiyor. Meyve çiçeği sepetiyle
En lezzetli portal
ilk karşılaşanların tepkisi, 'Bunlar
plastik mi gerçek mi? Ne kadar
Sevdiklerinize büyülü meyve çiçeklerini
gerçekçi görünüyor elimizi uzatıp
internetle de yollayabilirsiniz. Bunun için
yemek istiyoruz" oluyor. Gerçekten
www.magicfruitflowers.com adresine girmeniz
de yenebileceğini öğrendiklerinde
yeterli. Meyvelerin tazeliğini kaybetmeden
ise çok şaşırıyorlar. Satışa sunulan
yerine ulaşması için bir gün önceden sipariş
her modelin patentini alan
vermeniz gerekiyor. Geniş ve fonksiyonel bir
Şeker'in marka sloganı ve logosu
veritabanı ile donatılan bu en lezzetli portala
da sadece kendisine ait. “Lezzet
üye olunduğunda % 10 indirimli alışveriş

Bu çiçekler
portakal ve kavun dilimlerinin
çikolata soslarıyla görkemli bir
lezzet şölenine dönüştürüldüğü
ve sanat bir arada” sloganıyla
yapılabiliyor, üye olunduğunda yeni bir sipariş
satışa sunulan MagicFruitFlowers
verileceği zaman bilgilerin yeniden girilmesi
meyve buketlerinin tasarımlarını
de gerekmiyor. Üye kendisine ait adres
defterini oluşturabiliyor, özel günlerini (evlilik

yenebiliyor
Çilek, muz, elma, üzüm ve daha
birçok meyve, estetik bir aranjmanla bir
araya geldi. Bir çiçek buklesini andıran
görünümüyle farklı konseptlerde özel
bir estetik ve işçilikle buluşan büyülü
meyve çiçekleri, özel günlere, davetlere
unutulmaz tatlar katıyor
meyve sepetleri, özel günlere
özel tatlar katıyor. Türkiye’de bir
ilke imza atan bu lezzetli iş fikri
Menderes Şeker’e ait. Meyveleri
çeşitli formlarla bir araya getirip
lezzetli bir çiçek buketi halinde
sunmayı başaran Şeker, bu
yepyeni ve oldukça da lezzetli bir
iş yaratmış.
ŞEKER GIBI IŞ
Türkiye'de henüz yeni olan meyve
Menderes Şeker’in eşi Aylin Hanım
yapıyor. Meyve çiçeklerinden
yıldönümü, doğum günü vs) kayıt edebiliyor.
oluşan sepetlerin her birine özel
Üye, kişiye özel günlerini girdiği taktirde
anlamlar yükleyen ve anlamına
sistem, hem sms ile cep telefonuna, hem de
mail adresine bu özel günleri ileterek önemli
uygun isimler veren Aylin
hatırlatmalarda bulunuyor. Portalda ayrıca
Hanım, "Yıllardır sevdiklerimize
çiçek aldık. Ama hem çiçekler
ürün siparişi veren kişinin mailine hemen
dallarından koptu hem de birkaç
sipariş numarası iletiliyor ve bu numarayla
günde solup bizi yalnız bıraktı.
internetten siparişinin ne durumda olduğunu
(ödeme bekleniyor-aranjmanınız hazırlanıyor-
Meyve çiçeklerimiz hem solmuyor
Aranjmanınız yola çıktı veya teslim edilmiştir)
hem tadını damakta bırakıyor"
görebiliyor.
diyor.

WORLD GRAD SCHOOL TOUR TM

The world’s best international

Masters and
PhD Fairs
Great Futures Start Here
Free Entry
Register now at:

topgradschool.com
ISTANBUL
- Pre-Fair Admissions Panel

tt
.FFUJOHT
- QS Scholarships available
- ESADE, IE, Imperial College, King’s college, Nottingham UBS,
Politecnico di Milano, RSM Erasmus, Temple, Queensland, St Andrews 4VO

0DUPCFS

QN

QN


TISCH - NYU, Univ. Bocconi, Univ. California, Univ. Pacific and many more Askeri Müze ve Kültür Sitesi (Military Museum)

Finance Accounting Management Economics (FAME) | Science Technology Engineering Mathematics (STEM)
International Affairs | Communications | Administration | Law | Bio Sciences | Education | Psychology | Languages
 öğrenciyiz biz
HYDE PARK
Serbest Kürsü
Festival ve Türkiye
Festival; belli bir yerde, belli bir amaç baz
alınarak, eğlence unsurları barındırılarak
düzenlenen sanatsal aktivitedir. Festivalin
temel amacı bir görüşü savunmak,
benimsetmek ve ses getirmektir. Bunun
yanında bolca eğlenmektir.
Geçmişten günümüze çok şey değişti.
Sosyal ve siyasal akımlar, reformlar…vs. gibi
yaşayış biçimimizi belirleyici unsurlarımızın
değişmesini amaçlayan olaylar oldu. Ama
insanlık evrimi her aşamada toplumlarında birlik, beraberlik ve
bütünlüğü sağlayıcı düşünceler ve eylemlerde bulundu. Milattan
önceki yıllarda ortaya çıkan Meddahlardan, orta oyunlarından,
Karagöz-Hacivatlardan tutunda şimdiki zamanlarda Kiraz
Festivallerine, Sarımsak Festivallerine kadar bu anlayış binlerce
yıldır süregelir. Modernize olmuş toplumların kültürleri gibi, festival
anlayışları da modernize olmuştur. Günümüzde festival anlayışı genel
anlamda finansal çıkarlar gütmektedir. Ancak bunun yanında çok
duyulmamakla beraber sosyal ve siyasal bir takım görüşleri savunmak
amaçlı düzenlenen, birlik çağrısında bulunan festivaller de vardır.
Ben daha çok içinde bulunduğum müzik festivallerinden bahsetmek
istiyorum…
Türkiye`de de tüm dünyada olduğu gibi festival üzerinden yapılan
bir eğlence alışverişi söz konusudur. Eğlenmek, yılın stres ve
yorgunluğunu atmak için bir bedel karşılığında müzik ziyafeti satın
alırsın. Dünyanın dört bir yanından sevdiğin müzik gruplarını izleme
ve dinleme heyecanı ile sırtında çadırın, elinde bavulun festival
alanına gidersin. Eeee yoruldun tabi bütün sene derslerin bir yandan
sınavların bir yandan tepene binmiş. Bu yükü bir şekilde atman
gerek. Sizin de bildiğiniz üzere yılın stresini atmak için bire birdir. Hele
de alan denizin yanı başındaysa tam bir tatil olur senin için. Neyse
çadırlar kurulmak üzere kamp alanına girilir. Tabi sıkıca yapılan bir
güvenlik kontrolünden sonra. Kontrol masasında bir takım kesici
aletler gözüne çarpar. Müzik dinlemeye gelmiş gençlerin bunlarla
işi ne? Müslüm konseri olsa neyse, kes kendini (?). İçeri sorunsuz
girersin. Çöpe atılan sana ait deodorant, parfüm… vs. dışında. Sıra işin
en zor kısmında. Çünkü çadırlar kurulacak, içi düzenlenecek. Bütün
kamp alanı hızla renklenmeye başlar. Arada çadırlarını kuramayan
sıkılmış festival insanları göze çarpar. Eskilerde amaçlandığı gibi bu
noktada yardımlaşmalar göze çarpar. Hele de zor durumdaki bir
bayan ise daha bir kalabalık yardım sever festival insanı doluşur
o alana… Çadırlar kurulur, ortam keşfine çıkılır. Bakalım bu sene
müziğin yanında nelerle eğlenebiliriz? Hmmm etrafta dönme
dolaplar, gondollar, alaboralar göze çarpmakta. Biraz masraflı olacak
ama boşver üç kuruşluk keyfimizi kaçırmayalım. Zaman hızla geçer,
konserler öğle saatlerinde başlar, gece yarısına kadar alkol eşliğinde
devam eder. Eğlenmeye devam edersin, yanında sevgilin, arkadaşların
da vardır zaten. Arada bir festival alanının dışına, karnını doyurmaya
çıkarsın. İçerisi pahalıdır çünkü… Festival seni özgür hissettirir. Hem
eğlenirsin hem ailenden uzakta kendine ait kısa bir hayat sürersin.
Ama burası Türkiye tabi burada festival bir başkadır. İlginç olaylara da
rastlarsın. Mesela insan içine çıkmamış cinsiyeti genelde erkek olan
bir takım yaratıklar vardır. Onlar da seninle birlikte eğlenmek isterler
ama onların eğlence anlayışı seninkinden çok farklıdır. Genelde
yüzüne bakmaktan iğreneceğin tiptedirler ve gelene geçene sataşır,
laf atar, gözlerini kızların üzerinden ayırmazlar. Bir takım kendine
güvenme, kendini güçlü hissetme şeklidir ama normal bir insandan
çok farklı yaşar bu duyguyu. Ya da çadırına girer bi bakarsın ki her şeyin
çalınmış. Hatta çadırın bile çalınmış olabilir. Yaşamadığım şey değil…
İşte günlük hayatındaki en büyük problemlerinden biri yine seni bulur
ve eğlencene çomak sokar. Sen de içinden ağzına geleni yutarsın…
Mehmet Özkan
/İstanbul Kültür Üniversitesi/Sanat ve Tasarım Fakültesi/İletişim Sanatları Bölümü /4. sınıf öğrencisi
11
Modanın merkezinde kariyer
TEKSTİL MÜHENDİSİ MÜGE ÇELİKKAŞ,
EUROPEAN SCHOOL OF ECONOMICS’İN
MİLANO’DAKİ KAMPÜSÜNDE PAZARLAMA
MASTER ÖĞRENCİSİ. MODA MARKALARININ
MERKEZİNDE OLMANIN KARİYERİ İÇİN
ÖNEMLİ OLDUĞU DÜŞÜNCESİYLE ESE
MİLANO’DA ÖĞRENİME BAŞLAYAN
ÇELİKKAŞ, YURTDIŞI ÖĞRENİM SÜRECİNİ VE
DENEYİMLERİNİ AKTARDI
KENDİNİZİ KISACA TANITIR MISINIZ?
Ben Müge Çelikkaş. 1985 Adana doğumluyum. Ortaokulu Rotary Anadolu Lisesi, liseyi Adana Bilfen
Koleji’nde tamamladıktan sonra, Ege Üniversitesi Tekstil Mühendisliği bölümünden 2007 yılında
mezun oldum.
YURTDIŞINDA ÖĞRENİM GÖRME FİKRİ NE ZAMAN NASIL OLUŞTU?
Üniversite 2.sınıf yazında Amerika’ya dil öğrenimine gittim ve orada geçirdiğim 3 ay bana yurtdışında
yaşamanın insana getirdiği artıları fark ettirdi. Farklı dinleri ve kültürleri görerek dünyayı daha iyi
tanıyor, imkânların farkına varıyorsunuz. Bu nedenle üniversite sonrasında öğrenim hayatıma
yurtdışında devam etmeye karar verdim.
HANGİ OKULDA NE ÖĞRENİMİ ALIYORSUNUZ? BU OKULU VE ALANI NASIL SEÇTİNİZ?
ESE’de 2007 -2008 dönemi MSc. Marketing ( pazarlama masterı) öğrencisiyim. Öncelikle
tekstil mühendisi olduğum için Milano’nun benim için iyi bir basamak olacağını düşündüm.
Moda markalarının merkezinde olabilmenin kariyerim için büyük yararı olacağına inandım.
ESE’i seçmemdeki en büyük etkenlerin basında staj için sağladıkları imkândı. ESE web sitesinde
görülebileceği gibi dünyanın en iyi markaları ile görüşme fırsatı bulabiliyor hatta buralarda staj
yapabiliyorsunuz. Bu nedenle ESE Milano kampüsünün hayallerime ulaşmamda büyük bir adım
olacağına inandım ve burayı tercih ettim. Bu avantajlarının yanında bir de Buckingham Üniversitesi
tarafından akredite olmuş bir okul olduğu için uluslar arası alanda geçerliliği de var.
OKULUNUZ LİSANS VE MASTER OLARAK NE TÜR PROGRAMLAR SUNUYOR, GİRİŞ ŞARTLARI,
SÜRE VE MALİYET BİLGİSİ ALABİLİR MİYİZ?
Undergraduate Studylerde; Uluslararası ilişkiler, pazarlama, finans, iletişim ve medya Graduate
Studylerde; MBA, Finans, yönetim ve pazarlama masterları bulunmakta. Bunun dışında birçok
sertifika programları ve dil kursları da bulunmaktadır. Master başvurusu için öncelikle bir başvuru
formu dolduruluyor, üniversite diplomanız ve transcriptiniz ile 2 referans mektubu göndermeniz
gerekiyor. Bu mektuplar hocalarınızdan veya yaptığınız stajlardan olabilir. TOEFL ya da IELTS’ten
geçerli bir not almanız gerekli. Bunun yanında fotoğraf, pasaport ve eğer burs başvurusu
yapacaksanız finansmanınızı gösteren bir belge ile başvurunuzu tamamlayabilir, http://www.
eselondon.ac.uk/ adresinden de detaylı olarak görebilirsiniz. Okul ücreti başvurduğunuz bölüme
ve kampüse göre değişiyor. Milano kampüste Master programları 17.000€. Master için 15 aylık bir
öğrenim programı uygulanıyor. İlk dönem 4 ay, 2. dönem 4 ay olmak üzere gerekli tüm dersler
alınıyor. Daha sonra staj dönemine giriyorsunuz ve bunun ardından tezinizi de tamamlayıp mezun
oluyorsunuz.
ÜNİVERSİTENİZİN KONUMU, PROGRAMLARI, ÖĞRENCİ YAPISI VE KAMPÜSÜ HAKKINDA
BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
ESE, 1989 yılında Stefano D’Anna ve Elio D’Anna tarafından Londra’da kurulmuş. Üçü İtalya’da ,
biri Londra’da ve diğeri Newyork’ta olmak üzere toplam beş farklı kampüsü var. Farklı uluslardan
gerçekten başarılı, kaliteli öğrencilerle birlikte okuma fırsatı buluyorsunuz. Okul binası Milano’nun
tam merkezinde. Bu nedenle şehrin tam içinde, her şeyin merkezinde yaşama imkânı buluyorsunuz.
ORADAKİ EĞİTİM İLE ÜLKEMİZDEKİNİ KARŞILAŞTIRIRSANIZ NELER GÖZLEMLEDİNİZ?
Buradaki eğitim sistemi ile Türkiye’deki eğitim sistemi biraz farklı. Öncelikle ben mühendis kökenli
olduğum için buradaki sistem bana biraz daha rahat geldi. Hocalar dallarında uzman insanlar ve
oldukça profesyoneller. 10- 12 kişilik sınıflarda eğitim görüyorsunuz ve bu da hocalar ile öğrencilerin
interaktif bir ders geçirmelerini sağlıyor. Ayrıca ESE’nin sağladığı en büyük avantajlardan birisi de 5
farklı yerde kampusu olması. Milano’da başlayıp Londra’ya veya Newyork’a staja gidebiliyorsunuz
veya farklı dönemleri diğer kampüslerde okuyabiliyorsunuz. Farklı dilleri ve kültürleri görmek,
öğrenmek açısından bu gerçekten büyük bir olanak.
YURTDIŞINDA ÜNİVERSİTE OKUMAYI, MASTER YAPMAYI DÜŞÜNEN ÖĞRENCİLERE
TAVSİYELERİNİZİ ALABİLİR MİYİZ?
Gerçekten ne istediklerine karar verip bu doğrultuda
araştırmalarını yapmalarını öneririm. Türkiye’de tanıdığım birçok
arkadaşım, ‘Nasıl başvurabilirim, kabul ederler mi?’ diye tedirgin
olup vazgeçiyorlar. Fakat denedikleri zaman bunun ne kadar
kolay olduğunu anlayacaklardır. Yurtdışına çıkarak uluslararası
şirketlere bir adım daha yaklaşıyorsunuz. Ben şu an Gucci Group
-Bottega Veneta’da staj yapıyorum. Eskiden olsa bunu hayal
bile edemezdim ama şu an ESE’ nin de yardımları ile Milano’da
modanın merkezindeki dünyanın önde gelen bir markasında
çalışma fırsatı buldum. İmkânı olan herkesin yurtdışında böyle
bir deneyim yasaması gerektiğine inanıyorum. Özellikle ESE gibi
bir okul ile bu deneyimi yaşarlarsa hayatları için en doğru yolu
bulacaklarına inanıyorum. Müge Çelikkaş
ESE Milano’da master öğrencisi
röportaj İK 12
Salih Ertör
Mercedes Benz Türk İK Direktörü

Her şeyden önce

iyi insan
arıyoruz
Mercedes Benz Türk İk Direktörü
Salih Ertör, Mercedes’in
işe alım politikalarında,
adayların öğrenim durumu ve
yetkinliklerinin de gözlendiğini
ancak önemli olanın
insan öz değerleri
olduğunu vurguladı.
Ertör, “Ben biraz basite
indirgeyerek iyi insan
arıyoruz diyorum. İyi
insanı da bir yerde
rastladığım ve
çok beğendiğim
şu ifade ile
tanımlıyorum:
‘İyi insan
aldığından
daha
fazlasını
veren
insandır’.”

Mercedes’teki çalışma hayatınızın 30 yıla yaklaştığını biliyoruz.

Kariyerinize nasıl başladınız?
Ortaokul ve liseyi Bursa Erkek Lisesi’nde parasız yatılı okudum. Ailemin
maddi durumu çok elverişli değildi. Okulumun en çalışkanlarından
olmamama rağmen sonradan bakıyorum ki gerçekten çok iyi bir eğitim
varmış. 120 senelik mazisi olan bir okul ve mezunlarının çoğu gerçekten
iş hayatında çok başarılı oldular. Sonra Bursa İktisadi Ticari İlimler
Akademisi’ne kaydoldum ama ardından Münih’te işçi olarak çalışan
halam ile konuştum ve onun yanına Almanya’ya gittim. Bir yıl Almanca
öğrendikten sonra Münih Üniversitesi İşletme Fakültesi’ne başladım.
Tahsilimi sürdürürken bir yandan da büro temizliği, mobilya taşıma, gazete
satıcılığı, süpermarket işçiliği gibi birçok işte çalıştım. Ön lisansı verdikten
sonra bunların zamanımı çok aldıklarını gördüm ve yardımcı asistan olarak
üniversitede çalışmaya başladım. Üniversiteyi bitirdiğim andan itibaren de
Mercedes’e MT olarak girdim.

Türkiye’ye dönüş kararını nasıl verdiniz, planlarınız arasında orada

kalmak yok muydu?
Ailevi sorumluluktan dolayı Türkiye’ye dönmek istiyordum. Türkiye’de
fabrikası olan, angajmanı olan şirketlerle ilgili bir liste yaptım ve Mercedes
de bunların başında geliyordu. Üniversite son sınıfta Aiesec Kariyer
Günleri etkinliğinde Mercedes’in Türkiye’deki fabrikasında çalışabileceğimi
düşündüm. Mercedes yönetici yetiştirme grubunda bir yıl çalıştım. İK gibi
ve ona yakın bölümlerde işbaşı eğitimi yaptıktan sonra o zamanki ismiyle
 röportaj İK 13
Otomarsan’da ücret ve personel planlaması birimini kurmak üzere bir görev Mercedes Benz Türk’deki çalışma yaşamı 30 yılı bulan
aldım ve 30 yıldır da buradayım. İK Direktörü Salih Ertör ile, kariyer geçmişi ve Mercedes’in İK
politikası üzerine konuştuk.
Bu süreçte İK alanında kariyer yapmaya nasıl karar verdiniz? Bursa’da
iken böyle bir kariyer hedefiniz var mıydı?
Yoktu esasında. Kariyer planı diyerek şu anda gençlere belki haksızlık
ediyoruz. Ama insanın fikri, tecrübesiyle birlikte de oluşuyor. İnsanın genel
birtakım yetenekleri doğrultusunda bir meslek seçmeye çalışması doğru bir
şey ama ille de ben şu konuda kariyer yapacağım demek ne kadar mümkün
bugün hala bilemiyorum. Benim daha çok sosyal bilimlere eğilimim vardı.
Tıp doktoru olmayı isteyebilirdim, hukuk isteyebilirdim, siyasal bilgiler
fakültesinde olmayı çok isterdim gerek kamuda yöneticilik gerek elçiliklerde
görev alabilmek amacıyla. Üniversite tahsilim esnasında insan kaynakları,
o zamanki ismiyle personel yönetimi konularına ve işletme psikolojisi gibi
derslere olan ilgimi gördüm ve ille de ilk önceliğim o olmamasına rağmen o
konuda devam ettim ve sonra da başka bir şeye bakacak hiç fırsatım olmadı.
Sürekli olarak insanlarla uğraştığınız zaman her gün şartlar değişiyor. Benim
açımdan da mesleğim hiçbir zaman can sıkıcı olmadı, rutin olmadı. Sürekli
olarak hem insana, hem şirkete, hem de topuma hizmet verebileceğiniz,
katma değer üretebileceğiniz bir meslek bu. O bakımdan da çarpan etkisi
çok fazla olan, insana yaptığınız yatırımın daha sonra karşılığını kat kat
görebildiğiniz bir meslek İK. Ben çok mutlu oldum ve hala da cazip bir
meslek olduğunu düşünüyorum, tavsiye ederim.

İyi bir yönetici olmak için bir formül yoktur elbette ama yönetim
sürecinin olmazsa olmazları nedir?
İyi bir yönetici doğulur mu olunur mu sorusu hep bir tartışma.
Sanıyorum ikisinin de etkisi var. Bir şeyleri belki genlerden olmasa
bile aileden, çocukluktan getirmeniz gerekebilir. Ama onun
haricinde her insan kendisini sürekli olarak geliştirebilir. Biraz
vizyonerlik lazım, ileriyi görebilmek, uzun vadeli bakıp, bütünü
anlamak, detaylarda dağılmamak, önemliyi ayırt edebilmek lazım.
Bir yönetici derken ille de Atatürk gibi Gandhi gibi toplumsal
liderlerden bahsetmesek de yöneticinin içinde bir parça liderlik
de olmalı. Tamamen teknik ve mesleki yönetim değil de insanları
belirli bir amaç doğrultusunda etkilemek, yönlendirmek, motive
etmek, takdir etmek geliştirmek söz konusu ise bu yetkinliklere
sahip olmalı, en azından onları geliştirmeye çalışmalı. Her
şeyden evvel kendisini tanıyabilmeli, görebilmeli, ondan sonra
da başkalarını tanıyıp ona göre belirli bir doğrultuda harekete
geçmeli. Ki benim için o doğrultu da çok önemlidir: O
doğrultu, kişisel menfaatlerin çok daha az yer tuttuğu, daha çok
toplumsal ve kurumsal hedeflerin ön plana çıktığı, önderlikle,
yaşayarak yol göstermekle iç içedir diye düşünüyorum.

İK’yı yönetmek nasıl bir özellik ister? Örneğin bir üretim

müdürü ile İK yöneticisi arasında ne fark vardır?
Zor ve güzel bir soru. Öncelikle zevk almak lazım yaptığınız işten.
İki kere ikinin her zaman dört etmediği bir ortamda, daha büyük
belirsizlikler içerisinde, kompleks değil karmaşıklığı daha iyi
yönetmeye çalışmanız lazım. Kendi kendinizi ve çalışanlarınızı
motive etme yetkinliğine sahip olmanız lazım. Başarı ile
başarısızlığın iç içe olabileceği, yorum farkının olabileceği

Bir üretim devi:

Mercedes-Benz Türk A. Ş.
1967 yılında Daimler-Benz AG’nin % 36 ortaklığı ile Otomarsan ünvanıyla İstanbul'da kurulan Mercedes-Benz Türk,
0 302 tipi otobüslerin üretimine, 1968 yılında başladı. Üretime başladıktan sadece 2 yıl sonra, 1970’te ihracata geçen
şirket, 1984 yılında Mercedes-Benz Türkiye Genel Mümessili oldu. 1986 yılında ise Türkiye'nin büyüme potansiyeline
paralel olarak Aksaray’da kamyon fabrikasını üretime aldı. Kasım 1990'da şirketin ticari ünvanı Mercedes-Benz Türk A.Ş.
olarak değişti. 470 Milyon Euro’yu aşan yatırım hacmiyle Mercedes-Benz Türk A.Ş. bugün Türkiye’nin en büyük yabancı
sermaye yatırımlarından biri ve 4.200 personel istihdam ediyor. Bunun yanı sıra ülke çapındaki bayi ve satış sonrası
hizmetler ağında 2.500 kişi çalışıyor. Daimler AG’nin Mercedes-Benz Türk sermayesindeki payı % 67. Günümüzde
İstanbul’da Hoşdere Fabrikası’nda şehirlerarası ve belediye tipi otobüsler, Aksaray Fabrikası’nda ise hafif, orta ağır ve
ağır sınıf kamyonlar ve çekiciler üreten Mercedes-Benz Türk’ün bu tesisleri Daimler AG’nin geliştirme ve üretim ağının
önemli parçalarını oluşturuyor. Şirket, sadece Türkiye’de üretilen modelleri de kapsayan ürünlerinin yurtiçi satışlarını
ve ihracatını da yapıyor. Ayrıca Mercedes-Benz marka hafif ticari araç ve Daimler AG çatısı altındaki  tüm otomobil
markalarının ithalatını ve satışını yapan Mercedes-Benz Türk, 2006 yılında toplam 26.716 adet araç satışı gerçekleştirdi.
En güncel teknolojilerle donatılan, yüksek kaliteli ürünleri sayesinde Mercedes-Benz Türk, Türkiye şehirlerarası otobüs
pazarında % 64,3’lük, 6 ton üzeri kamyon pazarında ise % 24,3’lük pazar payıyla lider konumunda.
 röportaj İK
bir ortamda hedeflerini gözden kaçırmadan, bütünü
bozmadan çalışabilmeniz lazım. İnsana değer
vermek çok çok önemli. İnsanda olan gelişmelerden
umutlu olmak çok önemli. Toplumsal hedefleri ve
faydayı da göz önünde tutmanız çok çok önemli.
Kendinizi her şeyden sorumlu hisseden, belki biraz
da rahatsız bir yapıya sahip olup, tamam ben
başarılıyım diye hemen geriye yaslanmadan sürekli
olarak daha yapılacak çok şey var diyerek çalışmalı
yönetici.
Mercedes nasıl bir işe alım politikası izler,
adaylarda neler arar?
Ben biraz basite indirgeyerek iyi insan arar diyorum.
İyi insanı da bir yerde gördüğüm tanımı tekrarlayarak
tarif ediyorum: ‘İyi insan aldığından daha fazlasını
veren insandır’. Topluma, çalıştığı kuruma,
arkadaşlarına, çevresine artı değer sağlayacak ve bu
arada kendisi de gelişecek ve bunların tamamından
mutlu olacak bir sorumluluğa sahip olan insan.
Mercedes’in dört değeri var; Tutku, Disiplin, Saygı ve
Dürüstlük. Bu dört değeri yaşayan ve bunları yüksek
performans kültürüyle de bağdaştıran, aldığından
fazlasını sürekli olarak vermeye çalışan bir insan
yapısı arzu ediyoruz.
Peki bu nitelikteki personeli nasıl algılıyorsunuz,
hangi yöntemleri kullanıyorsunuz?
“Tabi ki ilk girişte çok kolay belli olmuyor ama
çok çeşitli yöntemler kullanıyoruz. Dünyada
kullanılan en modern, en doğru diye görebildiğimiz
yöntemleri öğreniriz ve onlardan bünyemize, kurum
kültürümüze en uygun olacağını düşündüklerimizi
adapte ederiz. Örneğin yetkinlik bazlı mülakat vardır,
değerlendirme merkezleri vardır, referans da vardır.
Mercedes’in ÇYDD ile birlikte yürüttüğü ‘Her Kızımız Bir Yıldız’ projesi
kapsamında gerçekleştirilen etkinliklerle, Türk kadının sosyal hayata katılımını
yükseltmeyi hedefleyen bir sosyal sorumluluk amacı gözetiliyor. Proje Mercedes
Benz Türk yönetimi ve İK departmanının yanı sıra bayiler, imalatçılar ve çalışanları
da kapsayan geniş bir paydaş desteğiyle sürdürülüyor.
14
Adayları çok rahat bir mülakat ortamında da
tanımaya çalışırız. Geçmişte neler yaptığını
görmeye uğraşırız. Okul başarıları yanında
sosyal birtakım yetkinlikleri de geliştirmeye
çalışmışlar mı, onları da sorgulamaya çalışırız.
Bir yandan da böyle nitelikli insanları alıyoruz
ama bunları tatmin edecek sistemlere
de sahip miyiz konusunu da tartışıyoruz.
Projelerimiz yeteri kadar var mı? Bu kadar
üst nitelikte insanı uzun süre kurumda
tutmak ne kadar mümkündür? Neler daha
yapmamız lazım? sorularına cevaplar da
arıyoruz. Bir çok şirket istediği nitelikte insanı
bulmaya çalışırken biz, ‘acaba gereğinden
çok daha üstün nitelikteki insanlarımızı nasıl
kurumda tutarız’ı sorgulamaya başladık.
Bunların hepsin kullanıyoruz işe almada.
Bu kapsamda çok güzel bir enstrümandan
bahsedeyim: PEP adını verdiğimiz, Almanca
Stajyer Geliştirme Programı’nın kısaltılmışı.
Üniversite son sınıfta olan ve çok ince eleyip
sık dokuyarak yaptığımız seçme sürecinden
sonra kendimizi öğrencilere tanıtıyoruz.
Öğrenciler de kendilerini özgeçmişleriyle ve
mülakatlarda tanıtıyorlar. Orada bir karşılıklı
uyum, bir sinerji oluşuyor ama mühim olan
o çakıştırmayı sağlayabilmek. Yani biz diyoruz
ki; bu bölümde bu işlerimiz var, vizyonumuz
budur, çalışanlarımız şöyle bir kariyer
bekleyebilirler. Bu süreçte gerek yönetici
gerekse öğrenci birbirlerini ortam içinde
seçiyor, buluyorlar. Bu eşleştirmeden sonra
staj yerleri belli oluyor. Bir yıl boyunca kendi
seçtiği bölümde staj yapıyor, ders esnasında
da haftada iki gün şirkete geliyor. Bir yıl sonra
bizden iyi bir burs tutarında bir maaş alıyor
ve en önemlisi de üniversiteyi iş tecrübesine
sahip olarak bitiriyor. Piyasa değerini çok fazla
artırmış olarak mezun oluyor öğrencilerimiz.
Ayrıca stajyerlerimizin ortalama olarak
yarısını da istihdam ediyoruz. Bizde istihdam
edemediklerimiz de başka kurumlarda iş
bulabiliyorlar. Mercedes okulunda yetişmiş
olmak, bir yıl boyunca o süreçleri tanımış
olmak kendilerine çok büyük artı değer
sağlıyor.
İstihdam edilenler için, eski çalışanlar için
neler oluyor Mercedes’te?
O da çok geniş bir palet. Örneğin işe giren
memurumuz, ilk günden itibaren tüm
aile bireyleriyle birlikte hem hayat hem
özel sağlık sigortasına sahip olur. Onun
haricinde tüm çalışanlarımız bir yılda 16
maaş, bunun haricinde de ilave performans
primi alırlar. Ama daha da önemlisi,
çalışanlarımız ilk günden itibaren bir eğitim
programına tabi olma imkanına sahipler.
Oryantasyon dediğimiz şirketi tanıma, üst
düzey yöneticilerle bir araya gelmek gibi.
Tüm Mercedes’in küresel olarak kullandığı
personel geliştirme metodu olan ‘LEED’,
bizde de çok iyi bir şekilde kullanılır. Yönetici
Değerlendirme ve Geliştirme Programının
kısaltılmışıdır. Özü şudur: Bir, hedeflerle
çalışılır. İki; o hedefler ve performans ölçülür,
Üç; ödüllendirilir. Dört; yetkinlik, potansiyeli,
yani bir üst düzeyde kariyer yapma niteliği
tartışılır ve sistematik olarak uygulamaya
konulur. Diversity dediğimiz konu da bizim
için çok önemli. Ayrıca kadın istihdamına da
çok çok önem veriyoruz . Üretimin içinde de
teknik bölümlerde de kadın istihdamı için
uğraşıyoruz. Türkiye OECD üyesi 58 ülke
içinde 55. sırada bu konuda. Gerek politik
katılımda gerekse eğitim, sosyal ve iş hayatında
kadınımızın yeri maalesef çok gerilerde ve
giderek de bir azalma var. Tüm şirketler bu
sorumluluğu hissetmezse ve kadın eğitimine
önem vermezse geri kalmışlıktan kurtulamayız.
Bu çerçevede ÇYDD ile birlikte ‘Her Kızımız
Bir Yıldız’ ismini verdiğimiz bir projeyi
yürütüyoruz. 1000 tanesi meslek liselerinde
100 tanesi de meslek yüksek okullarında
olmak 1100 kızımız projeye dahil durumda.
Projenin paydaşları da şirketimiz, çalışanlar,
bayilerimiz, imalatçılarımız olarak geniş bir
katkıda bulunuyoruz. Bunları görüyorsunuz,
bu fidanların neler yapabildiğini, nasıl
yeşerdiğini, hem topluma hem ailelerine, size
nasıl mutluluk saçtığını görüyorsunuz.
Mercedes’te kariyer yapmak, çalışmak
isteyen mezunlarımıza küçük tüyolar
verebilir misiniz? Nelere önem vermeliler?
“Hiçbir şekilde kendilerine olan güvenleri
haricinde başka bir aracıya gerek
hissetmesinler. Buyursunlar gelsinler.
Gerek web üzerinden, gerekse direkt
olarak müracaatlarını yapsınlar. Mercedes
motivasyonları yüksekse, biraz evvel
bahsettiğim niteliklerde iseler, almaktan
çok vermeyi düşünüyorlarsa, sürekli olarak
çalışmak, kendilerini geliştirmek, katma değer
yaratmak istiyorlarsa, biz de mutlu oluruz
aramıza katılmalarından.”

Belirsizlikler
içinde önünü
görebilmek:
Strateji
uzmanlığı
YÖNETİMİN HER KADEMESİNDE,
ÖRNEĞİN BİR PAZARLAMA
MÜDÜRÜ İSENİZ, STRATEJİK
KARARLAR ALMANIZ ELBETTE Kİ
GEREKİR. FAKAT ASIL MESLEĞİNİZ
PAZARLAMADIR, STRATEJİ ÜRETMEK
DEĞİL. İŞTE STRATEJİ UZMANLIĞI
BU AYRIMDAN HAREKETLE BELİREN
BİR MESLEK ALANI
kapak 16
Ü
lkemizde henüz çok kısa bir
geçmişi olan Strateji Uzmanlığı'nın
aslında dünyada da köklü bir
mazisi yok. Avrupa ve özellikle
Amerika’da son yıllarda giderek kendi
altyapısını oluşturan strateji uzmanlığı,
küresel denizlerin dev dalgalarıyla boğuşan
şirketlere, ‘kılavuz kaptanlık’ yapıyor.
Ülkemizde bu alanda çalışmalarda bulunan
akademisyenlerden biri olan İskoçya
Strathclyde Üniversitesi Öğr. Üyesi Doç. Dr.
Nuran Acar ile Strateji Uzmanlığı hakkında
konuştuk.
ÜLKEMİZ İÇİN YENİ BİR MESLEK OLAN
STRATEJİ UZMANLIĞI HAKKINDA BİRAZ
BİLGİ VEREBİLİR MİSİNİZ?
“Strateji gelecekle ilgili öngörüleri mümkün
olabildiğince yapabilmektir. Bu öngörüleri
yaparken CEO, yönetim kurulu başkanı ya
da yönetimde yer alan kişiler genelde iki
karar vermek zorundadırlar. Bunlardan ilki,
organizasyonların rakipleri karşısında nasıl bir
yol izleyerek yerlerini almaları gerektiği kararını,
temel yetkinliklerini göz önüne alarak vermeleri
gerekmektedir. Diğeri ise, yönetimde yer alan
kişiler, yönetim kurulu üyeleri, hissedarlar ya
da şirketin sahibini memnun edebilmek ve
onların çıkarları doğrultusunda hareket etmeleri
amacıyla nasıl bir yol izlemeleri gerektiğini
düşünmeleri gerekmektedir. Strateji Uzmanlığı
bu kararları vermelerinde yönetimdeki kişilere
yardımcı olmakla kalmayıp, çeşitli alternatifler
üreterek şirketlerin farklılık yaratmalarına
ve devamlılıklarını sürdürmelerine,
yönetimdekilerle birebir çalışarak yardımcı olan
kişilerdir.
BU MESLEK GRUBUNDAKİ BİR
PERSONELİN GÖREVI, TEMEL UĞRAŞLARI
NELERDİR?
“Stratejistin temel görevlerinden biri,
organizasyonların rekabet güçlerini nasıl
yaratacakları ve sürdürebilecekleri üzerine
öngörülerde bulunarak, organizasyonlara bir
yol haritası hazırlanmasına yardımcı olmaktır.
Bu amaca ulaşabilmek için, organizasyonların
iç ve dış çevre analizlerini çok iyi yapabilmesi
gerekir. Ayrıca, organizasyonların örgütsel
yapıları ve davranışlarına odaklanarak,
organizasyonların temel yetkinliklerini
anlamalarını ve geliştirmelerini sağlayan
kişilerdir. Buna istinaden organizasyonun
yönetiminde yer alan kişilerin vizyon
ve gelecekle ilgili opsiyonlarını
şekillendirmelerine ve beraberinde örgütsel
bir değişimin içine girmeleri gerekliliğini
yönetime gösterebilirler. Böylece, stratejistler
organizasyonun temel yetkinliklerini göz
önüne alarak, üst düzey yöneticilerin ileriye
yönelik ulusal ve uluslararası politikalar
üretmelerine yardımcı olmakla yetinmeyip
ve bu politikaların içerisinden en iyi seçimleri
yaparak, uygulamalarına yardımcı olmaktır.
Ayrıca geliştirilen hedef ve uzun dönemli
politikaların organizasyon için uygun olup
olmadığı, bu uygunluk gerekli kaynakların
sağlanabilmesi ya da eldeki mevcut
kaynakların hedefler doğrultusunda en iyi
şekilde nasıl kullanılacağının belirlenmesidir.
NASIL BIR EĞİTİM ALINMALI, BU BRANŞTA
LİSANS YA DA LİSANSÜSTÜ EĞİTİMİ VEREN
ÜNİVERSİTELER HANGİLERİ?
Ülkemizde ne yazık ki strateji eğitimi lisans
ve lisansüstünde hala verilmemektedir.
Endüstride bu alanda çalışan kişiler genelde
işletme alanında eğitim alan kişilerden
oluşmaktadır ya da yıllar içerisinde tecrübe
birikimiyle bu görevlerde yer almaktadırlar.
Üniversitelerde çalışan akademisyenlerde de
durum aynı şekilde devam etmektedir.
Örneğin, strateji alanında üniversitelerde
çalışan akademisyenlerden benim bildiğim
kadarıyla benim de dahil olduğum sadece 3
hocamız doktorasını bu alanda yapmıştır. Bu
hocalarımızdan ikisi Bilkent Üniversitesinde,
diğeri de Sabancı Üniversitesi’nde
çalışmaktadır. Çoğunlukla, ülkemizdeki
üniversitelerde ‘strateji’ dersleri lisans
seviyesinde seçmeli olarak vardır, master
seviyesinde (MBA, EMBA) ise yönetimin
farklı branşlarından doktorası olan özellikle
örgütsel yönetim ve pazarlama hocalarımız
 kapak 17
bu dersi vermektedirler. Ben strateji eğitiminin
içerisine uluslararası yönetimi de katmamız
gerektiğini düşünüyorum.

Yurt dışında özellikle Amerika’nın en iyi

üniversitelerinde strateji bir alt bolum olarak
lisans eğitiminde ve doktora programlarında
görebiliriz. Bu üniversiteler arasında Harvard
Business Shool, Berckley College, Cornell
University, University of Washington ve Sloan
School of Management önde gelmektedir.
Avrupada ise London Business School,
Emperial Colleage, INSEAD, Warwick
Üniversitesi ve ESADE strateji alanında eğitim
vermektedir.

AKADEMİK PROGRAM OLARAK

STRATEJİ BÖLÜMÜNDE SUNULAN
BİLİMSEL PROGRAMLAR NELERDİR,
İÇERİKLERİNDEN KISACA BAHSEDEBİLİR
MİSİNİZ?
Genel olarak strateji bölümünün
kapsamındaki programlar: isletme politikaları,
yönetim bilişimi, global strateji, inovasyon,
uluslararası yönetim, girişimcilik, liderlik, risk
yönetimi ve müzakere surecinin analizleri.
Bilimsel programlar ülkelerin kurumsal
yapısına (yasal ve kültürel yapısına), sosyo-
ekonomik ve siyasal rejimdeki farklılıklarına
göre değişiklik göstermektedir.
Örneğin, İskandinavya ülkelerinin kolektif
kültür yapısından dolayı, organizasyonda
çalışan herkesle beraber organizasyonun
hedeflerini belirlemek zorundadır, buna
istinaden bu ülkelerde ‘organisational
learning’ ve değişim süreçleri dersleri
zorunlu dersler olarak strateji bölümünde
okutulmaktadır. Buna karşılık, Amerika’daki
üniversitelerde liderlik, risk yönetimi,
girişimcilik ve uluslararası yönetim dersine
verilen önem çok daha fazladır ve örgütsel
öğrenme ve değişim dersleri seçmeli dersler
olarak programda yer almaktadır.

BU MESLEĞİN VİZYONU HAKKINDA

TÜRKİYE VE DÜNYADAKİ DURUMU
AKTARABİLİR MİSİNİZ?
Gelişmiş ülkelerde, strateji uzmanlığı
1990’larin başından beri özellikle çokuluslu
ve büyük firmalarda bir meslek olarak ortaya
çıkmıştır. Bunun en büyük sebeplerinden
birisi ekonomik istikrarın bu ülkelerde
sağlanmış olmasıdır ve küreselleşmeyle
birlikte bu ülkelerdeki şirketlerin global
anlamda rekabet edebilmek istemeleridir.
Bu bağlamda, firmalar uzun dönemli yol
haritalarını bu uzmanların yardımıyla
şekillendirmeye çalışmaktadırlar. Türkiye’de
ise bu resim biraz farklıdır. Türkiye’deki
şirketlerin çoğunluğunu aile şirketleri
oluşturduğu için genelde şirketler aile üyeleri
tarafından yönetilmektedirler. Buna istinaden,
strateji uzmanlığı orta ve küçük ölçekli bir
firmada halen görülmemekte, hatta birçok
şirket sahibi böyle bir uzmanlığa gerek
olduğunun farkında bile olmamaktadırlar.
Ayrıca, ekonomik istikrarın uzun dönemli
olarak sağlanamaması ve ekonomik kriz
dönemlerinde şirketler devamlılıklarını
ölçekli Türk şirketleri strateji uzmanlığının Strateji kelimesinin yalnızca siyasi ve askeri bir kavram
gerekliliğini fark etmeye başlamışlar ve
olmaktan çıkışı çok yeni. Yirminci yüzyıl ortalarında, işletme
hatta bu farkındalıklarını kurmuş oldukları biliminin de anahtar kavramlarından biri haline gelen stratejiyi
strateji departmanlarıyla göstermektedirler.
Amerikan işletme yöneticileri 1960’larda keşfettiler. Igor Ansoff’un
Ekonomik istikrarın devamlılığıyla bu
uzmanlık alanının Türkiye’de önem
1965’te yayınlanan Corporate Strategy başlıklı kitabı, işletme
kazanacağını düşünmekteyim. Bu da Türk
yönetiminde stratejinin ele alındığı ilk eser olarak biliniyor.
firmalarının sadece iç pazarda değil global Avrupa ve özellikle Amerika’da son yıllarda giderek kendi
anlamda rekabet etmelerine imkan sağlayıp, altyapısını oluşturan strateji uzmanlığı, küresel denizlerin dev
uluslararası arenada söz sahibi olmalarını dalgalarıyla boğuşan şirketlere, ‘kılavuz kaptanlık’ yapıyor.
sağlayacaktır.
“Stratejistin temel görevlerinden biri, organizasyonların rekabet güçlerini nasıl yaratacakları ve sürdürebilecekleri üzerine
öngörülerde bulunarak, organizasyonlara bir yol haritası hazırlanmasına yardımcı olmaktır. Bu amaca ulaşabilmek
için, organizasyonların iç ve dış çevre analizlerini çok iyi yapabilmesi gerekir. Ayrıca stratejistler, organizasyonların
örgütsel yapıları ve davranışlarına odaklanarak, organizasyonların temel yetkinliklerini anlamalarını ve geliştirmelerini
sağlayan kişilerdir. Buna istinaden organizasyonun yönetiminde yer alan kişilerin vizyon ve gelecekle ilgili opsiyonlarını
şekillendirmelerine ve beraberinde örgütsel bir değişimin içine girmeleri gerekliliğini yönetime gösterebilirler. Böylece
stratejistler, organizasyonun temel yetkinliklerini göz önüne alarak, üst düzey yöneticilerin ileriye yönelik ulusal ve
uluslararası politikalar üretmelerine yardımcı olmakla yetinmeyip ve bu politikaların içerisinden en iyi seçimleri yaparak
uygulamalarına da yardımcı olurlar. Ayrıca geliştirilen hedef ve uzun dönemli politikaların organizasyon için uygun olup
olmadığı, bu uygunluk gerekli kaynakların sağlanabilmesi ya da eldeki mevcut kaynakların hedefler doğrultusunda en iyi
şekilde nasıl kullanılacağının belirlenmesidir.”

sağlamak amacıyla kısa vadeli planlar

yapmaya itilmiştir. Böyle bir ortamda
Doç. Dr. Nuran Acur
Türk firmaları uzun dönemli strateji İskoçya
yaratmaktan kaçınmışlardır. Son 5 yılda Strathclyde Üniversitesi
erişilen ekonomik istikrar sayesinde, büyük
 dosya haber 18
KATILANLAR SÖYLÜYOR:

“GMC için
çok ders astık”

JÜRİSİNDE DEVLET BAŞKANLARININ YER ALDIĞI, EURO’NUN TEDAVÜLE ÇIKMADAN ÖNCE SİMULE OLARAK İLK KEZ
KULLANILDIĞI 30 YILA YAKLAŞAN GEÇMİŞİYLE GMC, BUGÜN DÜNYANIN EN SAYGIN YÖNETİM YARIŞMALARINDAN BİRİ.
BU DOSYAMIZDA, GMC TÜRKİYE FİNALLERİNE KATILAN YARIŞMACILARIN GÖRÜŞLERİYLE BİRLİKTE SİMÜLASYONUN
DOĞUŞUNDAN BU GÜNE KADAR YAŞANAN ÇARPICI HİKÂYESİNİ DE SİZLERLE PAYLAŞIYORUZ.

G
MC’de 2008 yılı yarışma takviminin açıklanmasıyla
birlikte yeni ve büyük bir heyecan dalgası şimdiden
oluştu. Öğrenciler, şirket çalışanları ve karma takımlar,
yarışmanın bu yılki turu için oluşum hazırlıklarını
bitirip kayıt olmaya başladılar. Bu heyecan, GMC’ye daha önceki
yıllarda katılan takımlarda daha yoğun olarak gözleniyor. Çünkü,
tüm dünyada ilgiyle izlenen üst düzey bir yönetim simülasyonu
yarışması olarak GMC’nin anlamını en iyi onlar biliyor. GMC
hakkında ön bilgiler edinip, kayıt sürecinde yarışmayı daha da
yakından tanıyan yeni katılımcılarsa, hayatlarında yepyeni bir
bağımlılığın oluşacağını seziyor olmalılar.
Türkiye Şampiyonu Cadbury Türkiye Takım Lideri Kaya Duman:
“Simülasyon çok dar bir tanım olur”
“GMC’yi bir simülasyon yarışması olarak tanımlamak mümkün
ancak yaşayacağınız tecrübeyle kıyaslandığında çok dar tanımlama
olur. Her takımı oluşturan 3-5 kişi, yıllık cirosu 20 milyon € olan Kaya Duman
bir firmanın yönetim kurulunu oluşturarak, finans, pazarlama, Türkiye Şampiyonu Cadbury
Türkiye Takım Lideri
 dosya haber
insan kaynakları, satınalma, yatırımlar ve üretim
planlama ile ilgili karaları her çeyrek yıl için
verdiklerini düşünün. Yarıştığınız ana rakipler
ise sizinle aynı grupta yer alan diğer 7 takımın
oluşturduğu 7 firma. Her turda 5 kez çeyrek
yıl için karar vererek firmanın değerini yaklaşık
2’ye katladığınızı düşünün. Yaşadığımız tecrübe
paha biçilemez. Simülasyon size gerçek hayatta
firmaların karşılaştığı; €/$ paritesi, hammadde
fiyatları, faiz oranları, ihracat pazarlarındaki ürün
talebi gibi daha birçok faktörün dramatik olarak
değişmesi ile oluşan risk ve fırsatlar altında en
iyi stratejiyi oluşturarak, 5 çeyrek karar sonrası
firmanın en iyi şekle getirilmesini hedefler.
Bunun ölçüsü de, borsadaki hisse değeri ile firma
değerinin ölçülmesidir. Borsa hisse değerini
belirleyen en büyük gösterge ise, günümüzde
olduğu gibi firmanın yatırımcılarına maksimum kar
sağlayacak finansal yapıya getirilmesidir. Firmanızı
kara geçirmek için aldığınız finansal risklerin,
yatırım kararların, rakiplere karşı kurguladığınız
stratejilerin sonuçlarını görmek size eşsiz bir
tecrübe yaşatacağından hiç şüphem yok. Tabi
ki rakiplerin de size karşı agresif hareketlerini de
unutmamak gerekir, merak etmeyin unutsanız
bile size hatırlatacak rakipleriniz çıkacaktır.
Kişisel olarak GMC’den aldığım en büyük haz,
verdiğiniz kararlarının firmanıza kar mı zarar mı
getireceğiyle ilgili yaşadığınız heyecandır. Genel
Müdür’lerin firmalarıyla ilgili aldıkları birçok
hayati karar, GMC’de karar vermeniz için önünüze
çıkacak, çok büyük riskler alabildiğiniz, rekabeti ve
pazarı koklayabildiğiniz, aldığınız her bir kararın
finansallara etkisine hakim olabildiğiniz sürece
başarılı olabileceksiniz.
  
Global Management Challenge sadece
uluslararası bir firma yönetme tecrübesi ile
kalmayıp, 25 ülke birincileriyle aynı mekânda
rekabetin yaşandığı uluslararası finalle de ismini
fazlasıyla hak ediyor. Romanya’da gerçekleşen
finalde en kalabalık ve dünya birincisi olan
Macao/Çin ile aynı gurupta yer aldık. Çok zorlu ve
tecrübeli ülkeler olan Fransa, Ukrayna, Romanya
ve Meksika’yı da geride bırakarak grubumuzda 3.
olduk.
 
Bu büyük, zorlu, eğlenceli ve eşsiz Global
tecrübeyi yaşamanız dileklerimle.”   hareketli manasında. Biz de öyle bir takımdık. Bu
Ersan Aydın
İstanbul Teknik Üniversitesi
İşletme Mühendisliği
son sınıf öğrencisi
“Kendimize
güvenimiz arttı”
“Takımımızı 4
arkadaşımızla birlikte
kurduk ve başvurumuzu
yaptık. İlk 1-2 hafta
zor oldu bizim için,
pek bilmediğimiz bir
Ersan Aydın
ortam olduğu için biraz
İTÜ İşletme Mühendisliği
son sınıf öğrencisi zorlandık, sonrasında
toparladık. 2 .tura
“BİZ STAJ YAPIYORUZ geçmeye hak kazandık ve
AMA STAJYER OLDUĞUZ bu bizim için çok büyük
İÇİN ÜZERİMİZE ÇOK bir mutluluk oldu. Bir
FAZLA SORUMLULUK işletmenin yönetilmesi
YÜKLEMİYOR FİRMALAR. sürecinde yapılan tüm
AMA GMC’DE uygulamaları yapmak
NET BİR ŞEKİLDE durumunda olduğumuzu
KENDİ ŞİRKETİMİZİ gördük. 5 kararı kapsayan
YÖNETİYORUZ.” bir süreç ve biz bu 5
19
kararı da düşünerek 1. haftadan hareket etmek
zorundaydık. Bu uzun karar verme süreci bize
epey zorladı. Üzerinde çalışmamıza rağmen
ilk 2 hafta istediğimiz sonucu alamamıştık.
Daha sonra simülasyonu tanıdıkça bir şeyleri
değiştirmek gerektiğini anladık ve ona göre
kararlar almaya başladık ve bunun meyvesini
hemen 3. haftada gördük. 3. hafta sonuçlar
açıkladığında grupta 1. sıraya yerleştiğimiz
gördük. İnanılmaz bir sevinçti ve emeğimizin
karşılığını almıştık. Yarışma süreci çok enteresan,
çok farklı ve bildiğimiz şeyleri ilk defa bu denli
uygulama imkânı elde ettik. Biz staj yapıyoruz
ama stajyer olduğuz için üzerimize çok fazla
sorumluluk yüklemiyor firmalar. Ama GMC’de
net bir şekilde kendi şirketimizi yönetiyoruz.
Bunun sorumluluğu çok farklı. Biz 3. hafta
gördük ki bildiğimizi iyi uygular duruma gelmişiz
nihayet. Bu nedenle de 1.liğe çok sevindik. Şirket
yönetirken her zaman değişikliklere hazır olmak
gerektiğini öğrendik. Ani değişiklikler için şirketi
esnek olarak yönetmek gerektiğini öğrendik.
Bunun haricinde kendimize olan güvenimizi
önemli derecede arttırdı. Baktığımız zaman bu
yarışmada gruplar içinde şirket takımlarıyla aynı
grupta yer alıyoruz. Bu takımlar şirkette çalışan
deneyimli kişilerden oluşuyor. Dolayısıyla
başarılılar. Baktık ki biz de onlar arasında
kaybolmuyoruz, biz de bir şeyler yapabiliyoruz.
GMC, özellikle biz öğrenciler için kesinlikle
kaçırılmaması gereken bir fırsat.”
Özlem Tekintaş
Yıldız Teknik Üniversitesi
Matematik Mühendisliği
son sınıf öğrencisi.
“GMC için çok ders
astık”
“Biz grubumuzu
kurarken hepimizin farklı
özelliklerinin olmasına
gayret ettik. Mesela Ersan
iyi bir liderdi ve takımı
Özlem Tekintaş iyi sürükleyecekti. Aslı
YTÜ Matematik Mühendisliği
diye bir arkadaşımız var
son sınıf öğrencisi
çok sessiz gözükür ve
kilit anlarda bir cümle söyler ve bütün tartışmayı
bitirir. Takımın adı Euphoria idi, çok canlı çok
sene adımız The Strategist. Ekibimizden, okuldan
mezun olarak ayrılanlar oldu. Bu yıl o nedenle
ismimizi değiştirdik. Yarışmaya başladığımızda 2
sayfalık bir doküman ve sayılar geldi bize.
Biz ilk başlarda bu işin içinden çıkamayacağımızı
düşündük. Sonra bir dalıyorsunuz ki inanılmaz
zevkli. Biz bu yarışma için çok ders astık, kar
kış demedik toplanıp okul laboratuarlarında
çalıştık. Okulda sürekli bir şeyler görüyorsunuz
ama küçük problemler bunlar. Yarışmada ise
önünüze bir şirket verilmiş ve verilen şirket biraz da
batmak üzere olan bir şirket. Siz hemen nasıl fark
yaratabilirim, acaba takımlar ne hamle yapacak,
biz hangi hamleyi yapsak diye düşünüyorsunuz.
Gerçekten çok eğlenceli. Ayrıca öğrenciler bu
yarışmayla kendilerini de tanıyabilirler. Örneğin
ben IT istiyordum. Ama bu yarışmaya katıldıktan
sonra yönetim ile ilgili bir iş yapmalıyım dedim.
Dolayısıyla bu yarışma kendinizi ölçmeye de
yarıyor. Kariyer planlarına çok yardımcı olacak.
“CV’lerine farklı bir şey katmak istiyorlarsa
kesinlikle katılsınlar. Örneğin bir sürü yer için
başvuru yaptığımda her seferinde bana bu
yarışmayı çok merak ettiklerini ve anlatmamı
istediler. Herkesin mülakatları 10 dk kadar sürerken
benimki yeri geldi yarım saati geçti. Finansbank için
staj başvurusunda bulunduğumda 45 dakika GMC’den
konuştuk. Onlar yarışmayı çok merak ediyorlardı ve
bu yıl sponsor oldular. Cv’lerine artı değer katmak
istiyorlarsa kesinlikle bu yarışmaya katılmaları lazım.
Biz bu yarışmayla hem eğleniyoruz hem de hakikaten
öğreniyoruz. Biz 2. yarışmaya katılmaya, aslında daha 1.
yarışmanın ilk turunda karar vermiştik. Kesinlikle bu kez
finalde kazanabiliriz. Bunu abartmadan söylüyorum.
Kesinlikle finale çıkacağız. Belki de Portekiz’e biz
gideceğiz.”
THE STRATEGIST:
Takım lideri Ersan Aydın
Aslı Aygüner, Özlem Tekintaş Yıldız Teknik Üniversitesi
Matematik Mühendisliği
Ersan Aydın, Emrah Özkan ve Oğuz Demir İstanbul
Teknik Üniversitesi İşletme Mühendisliği.
GMC’NİN RENKLİ TARİHİ
JÜRİSİNDE DEVLET BAŞKANLARI BİLE
YER ALDI
İskoçya’da, Strathclyde Üniversitesindeki bir grup
araştırmacı tarafından hazırlanan bir simülasyon
programı olan GMC, bugün tüm dünyada popüler
olmuş bir yönetim yarışması. Birçok ülkede düzenlenen
GMC, uluslararası finalinde Brezilya’dan Polonya’ya,
İspanya’dan Çin’e kadar farklı ülkeleri bir araya getiriyor.
Simülasyon programının yaratıcıları tarafından,
oyunun İskoçya’da herkese açık bir yarışma haline
getirildiğini gören genç bir üniversite (Superior Institute
of Economy and Management) asistanı, simülasyonun
potansiyelini fark ederek programın Portekiz’de
kullanım hakları için görüşmeler yapar. Bu sırada,
Luis Alves Costa da Portekiz’deki en prestijli gazeteyle
ortaklık kurmuştur. Söz konusu gazete, Expresso,
Portekiz Devrimini (1974) takip eden yıllarda bağımsız
gazetecilik ve cesaretini ispatlamış, eğitim seviyesi
belirli bir düzeyde olan Portekizliler için güvenilir bir
referans kaynağı haline gelmiştir. 18 Ağustos 1979’da,
gazete Grande Jogo das Empresas (Great Game of
the Companies) oyununun doğuşunu açıklamıştır.
Söz konusu oyun “Management 80” olarak da
bilinen ve “genellikle aynı şirketten 6 kişilik takımların
bilgisayar yardımı aracılığıyla sürekli değişen yönetim
problemlerini çözdükleri bir yarışma” olarak tanıtılan
bir oyundu. Yarışma Ocak-Mayıs döneminde, 4 ay
sürdü ve ilk birinciler Portekiz Katolik Üniversitesi’nden
bir grup profesör oldu. Saygın bir özel okulun bu zaferi
bir sonraki yılda da tekrarlandı ve GMC projesinin
geleceğini önemli ölçüde etkiledi. İlk dönemlerden
itibaren, üniversite öğrencilerinin yarışmaya ilgisi
artarak büyüdü. 2004 yılına gelindiğinde, 2000
katılımcı ve 512 takım yarışmaya katıldı. Bu sayı
yarışmanın ilk yılında 700 katılımcı ve 124 takımdı.
Euro herkesten önce kullanılmaya
başlandı
Yarışma Portekiz’deki saygın kişi ve kurumların da
 dosya haber 20
Rodrigo Costa / Corporate Vice President,
Microsoft Corporation

“MİCROSOFT OLARAK BU GLOBAL GİRİŞİMİN BİR PARÇASI

OLMAKTAN BÜYÜK BİR MEMNUNİYET DUYUYORUZ.
PORTEKİZ’DE YAPILAN YARIŞMALARA YAKLAŞIK 8 SENEDİR
SPONSORUZ VE İŞ BİRLİĞİMİZİ 5 ÜLKEYLE DAHA GENİŞLETTİK.
BU YARIŞMAYA KATILAN GENÇ İNSANLAR, BİR ŞİRKETİN NASIL
YÖNETİLDİĞİNİ VE İLERİDE KARŞILAŞACAKLARI PROBLEMLERİN
NASIL ELE ALMALARI GEREKTİĞİNİ ÖĞRENME FIRSATINI
BULUYORLAR. YARIŞMANIN ULUSLARARASI BİR PLATFORMDA
YAPILMASI DA HEM KATILIMCILAR HEM DE SPONSORLAR
ADINA FARKLI KÜLTÜRLERİ ÖĞRENMEK, İLGİNÇ VE VERİMLİ İŞ
BAĞLANTILARI YAPMAK İÇİN EŞSİZ BİR FIRSAT SUNUYOR.”

katılımıyla iş çevresinin takviminde önemli bir yer

almaya başladı. Son 25 yılda, oyun jüri üyeleri
arasında devlet başkanları, bakanlar, en saygın
ve büyük şirketlerin yönetim kurulu üyeleri ve
üniversite profesörleri yer aldı. Bankacılık, sigorta,
danışmanlık, teknoloji, bilgisayar ve üretim
sektörlerinden şirketlerinin de proje maliyetlerine
verdiği destekler projenin büyümesine ve yüzlerce
takımın katılımının sağlanmasına yardımcı oldu.

Artık bir sonraki aşama, yarışmanın uluslararası

niteliği kazanmasıydı. 1984 yılında Portekiz,
Brezilya ve İngiltere’nin katılımıyla ilk uluslararası
final Lizbon’da gerçekleştirildi. Yarışma birincisi
Portekiz oldu ve daha sonraki yıllarda da oyundaki
ağırlığını korudu. 1980 yılında, Luis Alves Costa ve
onun girişimci ekibinin çalışmalarıyla, oyun Italya,
Ispanya, Avustralya gibi ülkelerde de oynanmaya
başlandı ve sonuç olarak her sene uluslararası
final organizasyonu daha fazla ülkeye ev sahipliği
yapmaya başladı. GMC katılımcı sayısı bakımından
büyürken, aynı zamanda da kendini değişen
dünyaya adapte etti. Simülasyonun yaratıcıları
tarafından kurulan şirket olan Edit 515 Ltd., oyunu
düzenli olarak yarışmacılar için daha zorlu ve cazip
hale getirecek unsurlarla geliştirdi. Hatta henüz
gerçek hayatta uygulanmaya başlamadan önce,
GMC’de Euro kullanımı başlamıştı bile. Oyun,
kendini gelişen internet teknolojisine uygun olarak
da geliştirdi.
Çin, piyasa ekonomisiyle tanıştı
1995’te Çin’in yarışmaya katılmasıyla, yarışma bazı
ülkelerde piyasa ekonomisinin çalışma düzeninin
anlaşılması için kullanılan bir araç olarak da
görüldü. Bu anlayış öncelikle Çin’in ve daha sonra,
Çek Cumhuriyeti, Polonya ve Slovakya’nın oyuna
katılımıyla yerini buldu. Birçok Çin yarışmacısı
için, bu yarışmada kazanılan zafer uluslararası
arenada yer almak demekti çünkü burada
kazanılan zafer aslında gerçek hayattaki güçlü
rakiplerle karşılaşmadan önce verilmiş zorlu
bir sınavdı. Bu tutum Çin takımının ulusal
yarışmalarındaki azmi ve uluslararası finallerde
son 5 yılda kazandıkları 3 zaferi de açıklıyor.
GMC, bazı ülkelerde farklı isimlerle de anılıyor.
Örneğin Gestion, Euromanager, Global
or Worldwide Management. Ancak temel
özellikler hiçbir zaman değişmiyor; yarışmacılar
diğer takımların da aynı pazarda ve aynı
ürünleri sattığı bilgisiyle, pazarlama, satış,
üretim ve AR-GE konularında kararlar veriyorlar
ve her takımın aldığı kararlar gerçek hayatta
olduğu gibi piyasadaki hareketi etkiliyor.
“Kendi değerlerimizi yeniden
keşfediyoruz ”
Air France
“AIR FRANCE OLARAK GMC’YE KATILDIĞIMIZ
VE ÖĞRENCİLERLE BÖYLESİNE BENZERSİZ BİR
BAĞ KURABİLDİĞİMİZ İÇİN GURUR DUYUYORUZ.
BİR TARAFTA ŞİRKETLER KENDİ DEĞERLERİNİ,
MOTİVASYONLARINI VE BEKLENTİLERİNİ
TEKRAR KEŞFEDİYOR. DİĞER YANDAN DA,
GMC, ŞİRKETLER İÇİN ÇOK ÖNEMLİ OLAN,
TAKIM ÇALIŞMASININ ANAHTARINI SİZE
VERİYOR. ÜST DÜZEY YÖNETİCİLERİMİZ VE
MÜDÜRLERİMİZİN YARIŞMAYA KATILIMLARI
SAYESİNDE, ARALARINDAKİ UYUM DA ARTARAK
GELİŞTİ VE ARALARINDAKİ İLETİŞİMİN EN
YÜKSEK SEVİYEYE ULAŞMASI SAĞLANDI.”
GMC: Adrenalin
yüklü bir simülasyon
Kısaca yönetim ve strateji yarışması
olarak tanımladığımız GMC, bu kısa
tanımının çok ötesinde, adrenalin
yüklü bir yönetim simülasyonu.
Bilgisayarların oda büyüklüğünde
olduğu 40 yıl önce programlanmaya
başlanan GMC, 30 yıldır uluslararası
bir organizasyon olarak yaklaşık
400,000 katılımcı tarafından kullanıldı.
Pazarlama, finans, insan kaynakları,
üretim planlama konularında
kararlar alarak uluslararası bir
firmayı yönettiğiniz GMC’de, tıpkı
gerçek hayattaki gibi; depodaki
stoklarınızdan, euro-dolar paritesine;
personel eğitimlerinden, acente
komisyon oranlarına; sevkiyatların
sigortalanmasından, aldığınız
kredilerin faizlerine; reklam
giderlerinden, ar-ge harcamalarına tam
66 konuda karar almanız gerekiyor.
Ancak sadece şirketiniz için aldığınız
bu 66 karar yetmiyor; kararlarınızı
alırken piyasanızdaki rakip 7 firmanın
hatalarını kollamanız; onların
kararlarını, ataklarını, ürün fiyatlarını
tahmin etmeniz; gerektiğinde ekstra
bilgi için pazar araştırması yaptırmanız
ve bunlardan ötesinde sağlam bir
stratejiniz olması gerekiyor.

“Sonucu
kestirilemiyorsa
strateji yok demektir.”
Kariyer stratejiniz nedir? GMC
bu konuda size nasıl yardımcı
olabilir? Firmaların GMC’ye en
katılmalarının en önemli amacı,
nitelikli öğrencilerle tanışmak.
Kariyerinize hızlı başlamak
istiyorsanız, katılın.
dosya haber 21
YÖNETİCİLİĞİ
YAŞATIYOR
GMC uluslararası yönetim ve strateji
yarışması, her takımın şirketini borsada en
yüksek hisse değerine ulaştırmak hedefiyle
oynadığı ve uluslararası piyasalarda
yöneticilik becerilerinin en iyi şekilde
değerlendirildiği bir simülasyon içeriyor.

GMC 2008 Şirketler arasında açık bir oyun ortamında

Sponsorları
CADBURY, BİLİM İLAÇ, BİLGİ MBA
yapılan bir yarışma olan GMC, aynı
zamanda şirketler için bir eğitim çözümü
de sunuyor. Katılımcılar simule edilmiş iş
ortamında, gerçek dünyada kullandıkları iş
bilgilerini ve becerilerini uyguluyorlar.

GMC 2008 GMC katılımcılara,

• Stratejik düşünme yeteneklerini,
Katılımcı firmaları • Yöneticiliğin finansal boyutlarını anlama
becerisini,
SABANCI HOLDİNG • Dinamik pazar ortamında esnek
FİNANSBANK davranma özelliklerini,
İŞ BANKASI • Girişimcilik ruhunu,
ASSAN • Karar alma ve inisiyatif kullanılmasını,
DIGITURK • Takım çalışması ruhunu,
MERCEDES BENZ geliştirme fırsatı veriyor.

WORLD MBA TOUR TM

MEET 80 OF THE
WORLD’S MOST INFLUENTIAL

BUSINESS
SCHOOLS
$1.2 Million of Exclusive Scholarships
Bilkent | Duke | ESADE | IE | IESE | INSEAD | KoÇ | NYU-Stern
RSM Erasmus | SDA Bocconi | UC Berkeley | Wharton and many more...

Istanbul For a full school list and to REGISTER see:

October 12
17:00 - 21:00 topmba.comFree online registration / 5 TRY on the day
Askeri Müze ve Kültür Sitesi
(Military Museum)
 röportaj 22
İktisatla başlayan,
oyunculuk ve astrolojiyle
süren sıra dışı bir
kariyer:

HANDE
KAZANOVA
Matematik tutkunuydu, iktisat eğitimi aldı, kariyerini
oyunculukla devam ettirdi ve Yeni Aktüel dergisinde
astroloji yazıyor. 1993 Türkiye güzellik yarışmasında
final derecesi de bulunan başarılı oyuncu Hande
Kazanova ile bu renkli kariyeri üzerine söyleştik…

K
ariyer planlarının neredeyse ilkokul çağlarından
başlatıldığı günümüzde, hangi mesleğe sahip olup,
nerede, nasıl bir pozisyonda çalışmak istenildiğine
kadar detaylı rotalar çizilmeye çalışılsa bile, hayat
gemisi her zaman planlanan rotada gitmiyor. İçten gelen bir
ses ya da bir anda karşınıza çıkan bir fırsat ya da teklifle birden
yaşamın seyri değişiyor. Başarılı oyuncu Hande Kazanova da,
bir matematik tutkunu olarak kendi kariyer planını yaparken,
karşılaştığı fırsatlar ve tekliflerle bambaşka bir dünyanın içinde
buluyor kendisini. Hande Kazanova’nın bu renkli kariyer öyküsünü
kendisinden dinledik…

İzmirlisiniz ve 1992 yılında iktisat eğitimi almak için İstanbul’a

geliyorsunuz. İktisat okumaya nasıl karar verdiniz?
Kolejde okurken matematik bölümü öğrencisiydim. Lise yıllarında hep teşekkür
belgesiyle geçen bir öğrenciydim. Keyif alırdım ders çalışmaktan. Sosyal
derslerden tarih, coğrafyadan çok fazla bir keyif almazdım. Biyoloji, kimyayı
çok, fiziği ise orta derecede severdim, matematiğe ise tutkundum. Sadece iktisat
değil, mühendislik bölümü alanlarıyla da ilgili bir sürü seçeneğim oldu ama o
zamanlar üniversite sınavlarında bir sürü seçenek yazıyordunuz ve hangisine
puanınız yeterse o bölümde okumaya hak kazanıyordunuz. Bunların içinde
işletme vardı, iktisat vardı, bilgisayar mühendisliği, diğer mühendislikler de vardı.
Ağırlıklı olarak 9 Eylül ve Ege Üniversitesi yazmıştım, sadece iki tercihim İstanbul
İktisat ve İstanbul İşletmeydi. Gelmek varmış kaderde.

Astroloji nedir?
Astroloji, gezegen ve yıldızların insanların
üzerinde var olduğu belirtilen etkisini
yorumlayan bir bilim dalı. İnsanoğlunun
yazılı tarihinin başından beri var olan
astroloji, bilimlerin en eskileri arasında
gösteriliyor. Astroloji’nin temelinde
sembollerle akıl yürütme ve tümevarım
bulunuyor. Diğer pek çok bilim dalıyla
bağlantısı olan astroloji sayesinde,
doğum haritasının yorumlanmasıyla
insanın kişiliği, hayatı, keşfedilmemiş
potansiyelleri, kökleşmiş alışkanlıkları,
fiziksel problemleri, yetenekleri ve ilerleyen
zamanlardaki dinamizmi tespit edilebiliniyor.
Astroloji insan yaşamındaki dönemleri inceler,
fırsat alanlarını, şanslı zamanları, doğum
haritasında bireyi kısıtlayan, zorlayan alanları,
gecikmeleri gösterir. Gezegenlerin iyi açılar
yaptığı şanslı dönemler ya da zorlayıcı etkiler
yaptığı dönemlerde gösterilecek çabayla farklı
bir enerji ve güç ortaya çıkarılarak önemli
başarı ve kazanımlar elde edilebilir.

KARİYERİNİZ İÇİN YILDIZ HARİTANIZA MUTLAKA BAKTIRIN
“Eski yüzyıllarda üniversitelerde astroloji ile astronomi kürsüleri varmış.
Astroloji aslında bir fal değil, insanın kendini anlaması, kendi potansiyelini,
arzularını, dürtülerini görebilmesi için güzel bir alan. İnsan sadece bir kere bile
olsa kişisel yıldız haritasına baktırmalı. Astroloji, insanın kendini tanıması için
hakikaten çok güzel bir ilim.”
Lisans eğitiminizi tamamladıktan
sonra neden okuduğunuz bölümle
alakalı bir yerde çalışmadınız,
başka alanlara yöneldiniz?
Aslında planımda bölümümle ilgili
bir alanda çalışmak vardı. İlk başta
fotomodellik, sunuculuk işlerini
hobi olarak düşündüm.Tamamen
kendi paramı kendim kazanayım,
aileme yük olmayayım diye
yaptım. Ama baktım ki içimde
başka bir ateşi canlandırıyor. O
nedenle de ilk başta hobi olarak
yaptığım iş benim mesleğim
olmaya başladı. Ve sonraları
da iktisat ile ilgili bir alanda
çalışmadım.
Kariyer planınızı ne zaman
yapmaya başladınız?
Beni biraz tesadüfler, aslında
tesadüf diye bir şey yoktur ama,
o günün şartları beni bugünkü
noktaya getirdi. Aslında çok
da programlanmış bir
kariyer planım olduğunu
düşünmüyorum. Çünkü
olmuş olsaydı o günkü
aklımla daha farklı bir
eğitim almayı düşünürdüm.
En azından konservatuar
eğitimi alıp oradan yoluma
devam etmeyi düşünürdüm. Ama
o dönem şartlar öyle gerektirmedi.
Gaye Sökmen fotomodellik,
mankenlik ajansına girmiştim. Bir
yandan modellik yapıyordum.
Bir gün telefon geldi Kanal 6’da
sabah ve müzik programı sunacak
sunucular aranıyor diye. Gaye abla
ile de oturup konuştuk: ‘Senin
çok düzgün bir diksiyonun var git
bir görüş, daha sonra ses, nefes,
artikülasyon konularında eğitim
alırsın’ dedi. Ben de gittim, o
kadar kişi arasında beni seçtiler
ve böylelikle sunuculuk hayatıma
başlamış oldum. TRT İstanbul
Radyosu’ndan Nedim Eran’dan
ses, nefes, artikülasyon dersleri
aldım. Televizyonda bir canlı
sohbet programının sunuculuğunu
yaparken Kandemir Konduk’un
keşfetmesiyle oyunculuğa başladım.
O nedenle Kandemir Konduk’un
hakkını ödeyemem, bana bir fırsat
verdi. Çok acayip ve çok güzel
bir meslek olduğunu gördüm
oyunculuğun. Orada 40 tiyatrocuyla
aynı ortamda çalışmak ve onlardan
her gün yeni bir şeyler öğrenmek
çok güzel bir deneyimdi. Daha sonra
röportaj
haber spikerliği, sunuculuk ve tiyatro
eğitimi aldım. Böylece oyunculuk
kariyerim başlamış oldu. Fiziğimin,
görüntümün, yeteneğimin el verdiği
ölçüde de oyunculuğa devam etmek
istiyorum, 50 yaşında da bir karakter
oyuncusu olmak isterim.
Bir güzellik yarışmasında dereceye
girmiştiniz... Bunun bugünkü
kariyerinizde bir etkisi olduğunu
düşünüyor musunuz?
Güzellik yarışmasındaki derecemin
yaptığım sanat işinde belirli
noktalarda yararı oldu. Ama
bugünkü aklım olsa yarışmaya
girmezdim. Çünkü bunu hep
söylerler ama güzelliğin göreceli
olduğunu düşünüyorum. O yıl
yarışmaya katılanlar içerisinde ilk
20 ye kalan insanlar içerisindeki
en güzel bayanlardan birisiniz.
Türkiye’de de güzel olduğunuz
zaman güzellik bazen aklınızın
önüne geçebiliyor. Bakın ben sadece
güzel değilim, akıllıyım, bunları
da yapıyorum diyebilmek için
çırpınmanız başlıyor. O anlamda
biraz zor olduğunu düşünüyorum.
Bugün benim bulunduğum duruma
bir faydası var mı derecemin diye
şöyle bir baktığımda, çok da olmadı
diyebilirim.
Astrolojiye ilginiz nasıl başladı?
Astroloji ile 15 yaşından beri çok
ilgiliydim. Herkesle ortak bir çıkış
noktam olmuştur. 12 tane burç
var ve niye bu kadar sınırlı, acaba
bunun da ötesinde bir şeyler
olabilir mi diye meraklanırdım.
Daha sonra yabancı kaynaklı
dergi ve kitaplar okuyunca çok
büyük bir alan olduğunu gördüm.
Ama gerçek anlamda astrolojiyle
buluşmam 1999 yılında yaşadığımız
o korkunç depremden sonra oldu.
Çünkü o zamana kadar amatörce
uğraşıyordum. 1999 yılında ev
arkadaşım Dilek’le birbirimize
ağustos ayında bir şey olacak bir
şey olacak diyoruz. Hakikaten bir
şey olduğunu gördükten sonra
astroloji insanların gidişi yolunda
birtakım işaretleri verebilir mi diye
bir merak başladı. O zamanlar Hakan
Kırkoğlu’nun yurtdışında eğitim
aldıktan sonra burada bir dernek
kurduğunu ve astrolojiyle ilgili
çalışmalar başlattığını öğrendim ve
hemen soluğu onun yanında aldım.
Ve orada eğitimimi almaya başladım.
23
İlk 2 yıl temel eğitim, temel açılar,
astroloji nedir, gezegenler, açı
kalıpları gibi eğitimler vardı. 2. yılda
ise yazılı ve sözlü olarak girdiğiniz bir
sınav var o sınavı da geçtim ve daha
sonra klasik astroloji eğitimi aldım.
3. yılın sonunda Öner Döşer’den
de eğitim almaya başladım. Hala
boş zamanlarda tamamlamak
istediğim şeyler var onlar üzerinde
çalışıyorum.
Amerika ve Avrupa’da bilimsel
olarak bu yöntemin kullanıldığını
biliyoruz. Neler görülebiliyor yıldız
haritalarında?
Şimdi 12 tane eviniz var astrolojide.
Bu 12 evin açılımları vardır. Her
bir ev belirli meslekleri ve olayları
teslim eder. Gezegen yolunun
nerde olduğuna bakmak lazım.
Örnek veriyorum, 8. Ev ölümlerle
ilgilidir. Dönüşümlerin olduğu bir
alandır. Kazaları, ölümleri temsil
eder ama aynı zamanda başkalarının
mal varlıkları ve kaynaklarını da
temsil eden bir alandır. Bunun
içine vergi, kredi, borç alacak girer.
O alanda benim yoğunluğum var.
Aynı zamanda da başkalarının
kaynakları olduğu için ekonomi
eğitimini de temsil eden bir alan. Bu
arada Mars’ım 3. Ev’de, edebiyatla,
sanatla, yazı yazmakla sözlü
iletişim ile ilgili bir alan. Bir yandan
sunuculukla da ilgilendim. Marsımın
orada olması onu tetikliyor. Güneş
üçgeni de insanlar tarafından
tanınmayı meydana getiriyor.
Öğrencilerin kariyer planlarını
yaparken, kendilerini tanımak,
anlamak adına astroloji
biliminden faydalanmaları etkili
olur mu?
Eski yüzyıllarda astroloji ile
astronomi dersleri birlikte
okutulurmuş, üniversitelerde
kürsüleri varmış. Astroloji aslında bir
fal değil, insanın kendini anlaması
için, kendi potansiyelini, arzularını,
dürtülerini iyi görüp bunları
törpüleyebilmesi için güzel bir
alan. İnsan sadece bir kere bile olsa
kişisel yıldız haritasına baktırmalı.
Sen bir alanda çabalıyorsun ama
o alanda çabalamak için neleri
yapıyorsun, neleri yapmıyorsun? Ya
da hangi donanıma sahipsin ya da
değilsin? İnsanın kendini tanıması
için hakikaten çok güzel bir ilim.
Bu açıdan genç arkadaşlarımız
değerlendirebilirler. Ben biraz
geç yakalamış oldum bu şansı.
O nedenle onlar genç ve en
azından bir noktada astrolojiye
şöyle bir göz atabilirler. Yani 12
burç deyip yüz çevirmesinler.
Dışarıda bu işi şarlatanlıkla
yapanların peşinden gitmesinler.
Yurt dışında kişi işe alınırken
bütün elamanların burçları, ne
gibi karakter özelliklerine sahip
oldukları astrolojik haritalarından
belgelerine yazılıyor. Çok
önemsediklerini biliyorum. Borsada
kullandıklarını biliyorum. Benim
bir sonraki isteklerimden biri
ekonomi, iş astrolojisini Türkiye’de
yaygınlaştırmak.
Karpuz gibi
seçilmeyi bekleme
E
y Gençler, herkes size akıl, bilgi ve tecrübesini aktarmaya çalışmıyor mu? Siz
ne zaman düşünseniz, fikir üretseniz, yeni bir şeyler yapmak isteseniz sizi
engellemek için her şeyi yapıyorlar değil mi? Peki, ne zaman kendiniz gibi
olacaksınız? Size aktarılan bütün bilgiler eski dünyaya ait. Size ne geleceği - ne
de bugünü verebilir. Tecrübe; sizlerin üzerinde kurulan ve kendinizi zayıf hissetmeniz
için uydurulan bir Slogan. Yaşlılığın ve yeni bir düşüncesi olmayanların savunması.

Bunları dinleme! Beynin yanlış fikirlerle dolmadan, kendi içinden gelen ve sana özgü
olan benliğinin sesini dinle. Sezgilerin seni doğru yönde yönlendirecektir. Senin
dünyanda senin aldığın kararlar her zaman doğrudur. Yanlış olan hiç bir şey yoktur.
Aldığın kararların ve yaptığın her hareketin sorumluluğunu al. Sorumluluk bilinci ile
aldığın her karar seni oluşturan yapı taşlarıdır.

Bu bilinç içinde seçilmeyi bekleme - Seçen ol. Ortalama 20 yıllık hayat anlayışın ve
birikimin herkes den yeni, İş yapma Aşkın herkes den fazla. 25 yıldır aynı ve ya benzer
işleri yapanların firmalarına katkıları eskiyi devam ettirmekten öteye geçemez. Sen
yenisin, sevgi ve aşk dolusun, enerji yüklüsün, yepyeni fikirlere sahipsin. Sen her firma
için işlenmeye hazır 24 ayar Altınsın.

O zaman nasıl olur da c.v. hazırlayıp herkese göndererek seçilmeyi beklersin?

Kendini tanı. Sen değerlisin. Hangi firmada çalışmak istediğine sen karar ver.
Sonrasında tek yapman gereken İstemektir. Herkes de senden fazla yetenek ve ya
eğitim olabilir. Sen hepsini sonsuz isteğinle yenebilirsin.

KARAR VER.
VE.
SEN SEÇ.
ŞİMDİ.
Girmek istediğin şirkete, ne olursa olsun girebilmek için çaba sarf et.
Bunu yaparken, ne ücret, ne görev, ne de departmanın önemi yok. Sen kendini
gösterdikçe ve sezgilerini izledikçe kariyer seni takip edecektir.
Sen kendine güvenmezsen şirketler sana nasıl güvensin? Sen kendi sorumluluğunu
almazsan sana nasıl ve kim yetki versin? Sen amacın olmadan her sabah kalkarsan
sana kim ve ne için hedef versin?
Kendi bütünlüğünü koruduğun sürece kaybedecek
hiç bir şey yok.
Sen kendine güvenmediğinde korkacak çok şey
var. Korkunun içine girmesine izin verme. O çok
tehlikeli ve bulaşıcı bir hastalıktır. Tecrübeliler
korkar ve tedbir almaktan hiç bir şey yapamazlar.
Sen her gün risk al ve Korkusuzca UÇ. Hayatın
anlamı ve özgürlüğü budur. Amacından hiç ödün
vermeden düşlerinin peşinden, yılmayan bir savaşçı
gibi git, SAKIN PES ETME.

Bugün, şimdi, şu an geleceğini yaratma kararını al

ve MUTLULUK İÇİNDE OL. Bir sonraki yazıda ve ya
Bir Anda buluşmak üzere…

Siman Ergin
Asemble Yönetim Kurulu Başkanı

DAHA YAKIN BİR EĞİTİM İÇİN:
“Uzaktan eğitim”
Kavrakoğlu Yönetim Enstitüsü, maliyet, zaman ve mekândan sağlanan tasarruf, kişiye özel yapısıyla aynı anda daha fazla kişinin daha
ucuza eğitilmesi gibi birçok üstün yanları bulunan uzaktan eğitim programlarına hız verdi.
Eğitmen ve öğrencinin farklı
zamanlarda farklı yerlerde olmasına
karşın öğretim işinin, iletişim
teknolojisiyle yerine getirilmesini
uzaktan eğitim (e-learning) olarak
tanımlayabiliriz. Temeli neredeyse 200
yılı aşkın zamanlara dayanan uzaktan
eğitime ait ilk bulgular, 1728’li yıllarda
Amerika’da Boston gazetesinde
mektup ile stenografi dersleri verildiği
yönünde. O günlerden bu günlere
uzanan süreçte ise özellikle radyonun
etkin bir uzaktan eğitim aracı olarak
kullanıldığını görüyoruz. Mektup
ve radyo ile hayatımıza girmeye
başlayan bu kavram, televizyon ve
internetin yaygınlaşmasıyla eğitim
alanında kendine hızla gelişen
bir yer buldu. Maliyet, zaman ve
mekândan sağlanan tasarruf, kişiye
özel yapısıyla aynı anda daha fazla
kişinin daha ucuza eğitilmesi, işitsel
ve görsel öğelerle öğrenmenin daha
verimli hale getirilmesi,  bilgi ve
birikimlerin paylaşılmasına daha fazla
olanak sağlaması, kesintisiz ve sınırsız
eğitim imkânı vermesi, öğrenmedeki
ilerlemenin daha kolay izlenebilmesi,
zaman içinde büyüyen bu yeri daha
da kalıcı kıldı.
 
KISITLI ZAMANDA EFEKTİF EĞİTİM
KMI Eğitim Programları Direktörü
Soydan Canberi, Kavrakoğlu Yönetim
Enstitüsü’nün (KMI) eğitimde bu
yeni gelişen sektörün Türkiye’deki
ilk temsilcisi olduğunu söylemenin
mümkün olacağını belirtiyor.
Şirketin, Türkiye Enerji Modeli, Toplu
Konut Projesi gibi Türkiye’de birçok
advertorial 25
ilke imza atan ve özgün inovatif 2) DİĞER PROGRAMLAR: KİŞİYE ÖZEL
çözümlerini eğitime uyarlayan Prof. a- Stratejik Yönetim KMI tarafından üretilen dersler, klasik eğitim
Dr. İbrahim Kavrakoğlu tarafından b- Proje Yönetimi programlarının aksine tamamen uygulamaya
kurulduğunu aktaran Canberi, “ c- Değişim Yönetimi yönelik, güncel örneklerle bezenmiş, sorulu
cevaplı, renkli resimli, videolu, sesli, kısacası
Prof. Dr. Kavrakoğlu, uzun yıllar d- Finansçı Olmayanlar için Finans yoğun etkileşimli bir anlatıma sahip. Üstelik
sürdürdüğü danışmanlık deneyiminde e- Ürün ve Marka Yönetimi dersler, katılımcının seçtiği konsantrasyonu yüksek
kurumların ilerlemesinin yolunun, f- Girişimcilik zamanlarda, ister oturarak ister yatarak, ister evde,
ister ofiste, ya da bir kafede dahil olma imkanı var.
yöneticilerinin eğitilmesinden geçtiğini g- Etkili Kararlar Güncel örnekler, gündem maddelerinden oluşan
ve kısıtlı zamanda efektif eğitimin ise h- Süreç Yönetimi forumlar, konuya daha çabuk hakim olmanızı
ancak uzaktan eğitim ile mümkün  3) İnovasyon Laboratuvarı sağlıyor. Burada uygulanan pedagojiyle, Pink
Floyd’un The Wall şarkısının klibinde alaya alınan
olabileceğini görerek web tabanlı 4) İşletme Oyunu tek tip dayatmacı eğitim modeli gidiyor, yerine
yönetici eğitimlerini geliştirmeye 5) Kurumlara özel eğitim içerikleri kişide öğrenme merakı uyandıran, onu araştırıcılığa
başladı. KMI’ın bugün geldiği noktayı geliştirme sevk eden ve kendi kendine uygulayarak öğrenme
yeteneğini geliştiren eğitim modeli geliyor. En güzeli
ise, Avrupa'da uzaktan gerçekleştirilen de sıkılınan veya dikkatin dağıldığı anlarda dersten
yönetim eğitimlerini kâr amacı Programlar hakkında detaylı bilgiye kopup zilin çalması beklenmiyor, derse, bırakılan
gütmeden ve bağımsız olarak akredite www.kavrakoglu.com adresinden yerden daha sonra tekrar devam ediliyor. Bu da
alınan eğitimi kişiye özel ve efektif kılıyor.
eden EFMD CEL tarafından verilen ulaşılabilinir.
akreditasyon, yönetici geliştirme
eğitimleri çerçevesinde 80’den
fazla e-ders, 7000 mezun olarak
özetleyebiliriz” diyor. 
KMI eğitimlerinde eğitim sadece
web tabanlı değil, aynı zamanda
sanal sınıf ve workshop’larla da
destekleniyor. Öğrenciler, belli
zamanlarda ilan edilen sanal
seminerlere katılıp, eğitmene o anda
soru yöneltebiliyorlar. Workshop’lar
ise daha çok dersler tamamlandığında
yani dönem sonlarında düzenlenerek
yüzyüze bir seminer sonrası vaka
çalışması ile şekilleniyor. Programlar
temelde 5 başlık altında sunuluyor:
 
1) THE MBA CLUB PROGRAMLARI
a- Executive MBA Programı-
EMBA (EFMD CEL Uluslararası
Akreditasyonuna sahip)
b- Yönetici Geliştirme Programı
c- Modüler Programlar
 outdoor
Mavi derinlikleri keşfedin…
Denizin hep yüzeyinde olmaktan bıkmadınız mı?
Yüzdüğü maviliklerin derinliklerindeki rengârenk, sürprizlerle dolu dünyayı merak
edenler, profesyonel eğitmenler kontrolünde dalışlara hemen başlayabilirler.
Alternatif aktivitelerde bulunmak, keşif, heyecan ve adrenalinle dolu yeni uğraşlar edinmek
isteyenler için günümüzde birçok alternatif var. Bunlardan biri de dalış. Sertifikasyonunu
tamamlanmış, güvenli bir dalış merkezinde alınan eğitimle herkes sualtının eşsiz doğasına
tanık olabiliyor.
1997 yılından beri başlangıç seviyesinden eğitmenlik seviyesine kadar birçok kursu başarıyla
veren Amfibyum Dalış Merkezi de, uluslararası geçerlilikteki CMAS ve PADI eğitimleri, baş-
langıç ve ileri seviyedeki dalış dersleriyle, binlerce doğa tutkununu yurt içi ve yurt dışındaki
merkezlerde mavi derinliklerin keşfine çıkarıyor.
“DÜŞÜNÜLDÜĞÜNDEN ÇOK DAHA KOLAY”
Profesyonel dalıcı ve eğitmen Kerim Demirel tarafından yönetilen Amfibyum, ileri düzey
eğitmen kadrosuyla dalış eğitiminin yanı sıra dalış programları, yurt içi ve yurt dışı özel tur
ve geziler de düzenliyor. CMAS 2 yıldız, PADI MSDT, EFR ilkyardım ve first class diver sertifi-
kalarına sahip bir dalış eğitmeni olan Demirel ve ekibi, sualtını ilk kez görmek isteyen ya da
daha ileri seviyelerde dalış yapmayı hedefleyen aktivistlere, kontrollü ve güvenliği tam dalış
programları sunuyor.
SCUBA (Self Contained Underwater Breathing Apparatus, Kendi Üzerinde Taşınabilen
Sualtında Soluma Aygıtı) adıyla anılan buluş sayesinde günümüzde dalışın, hızla yayılan bir
spor haline geldiğini söyleyen Demirel, bu yöntemle dalışın düşünüldüğünden daha kolay
olduğunu belirtiyor. Demirel, PADI veya CMAS'ın standartlarında verilen teorik eğitimi alıp
dalışlara başlayabilmek için, genel sağlık açısından iyi durumda olmak ve en az 12 yaşında
olmanın yeterli olacağını ifade ediyor. Normal derecede yüzme bilen ve suda kendisini ra-
hat hisseden herkesin dalış yapabileceğini aktaran Demirel, dalış merkezlerinin gerekli tüm
eğitim ve malzemeleri sağladığını da belirtiyor.
26
SUALTINDAN BİR ANI:
KIZILDENİZDEN BU YANA GÖRDÜĞÜM EN
HARİKA ŞEY
“…Birinci mağarayı gezmiş diğerine giderken herhalde
Kızıldeniz'den beri ilk defa bu kadar muhteşem bir
şey göreceğimi tahmin etmemiştim. Tam arkadaşlara
nasılsın diye soruyordum ki bütün dalıcıların hayretle
benim arkama şaşkın gözlerle baktıklarını fark
ettim. Nereye bakıyorlar diye düşünürken arkamda
ciddi bir şekilde bir karaltının yanımdan geçmekte
olduğunu fark ettim ve aniden arkama döndüğümde
o muhteşem şeyi gördüm: Bunlar 100-150 civarında
Akya sürüsüydü. O kadar heybetli duruyorlardı ki
bizden hiç çekinmedikleri besbelliydi. Bize aldırmadan
yavaş yavaş yüzme hareketlerine devam ettiler sanki
siz kimsiniz der gibi etrafımızda tur atmaya başladılar.
Yıllardır Türkiye sularında bu kadar güzel doğa harikası
şeyler görmemiştim. Tekneye çıktığımda diğer dalıcılar
ağız birliği etmiş gibi gördükleri muhteşem görüntüyü
diğer arkadaşlarıyla paylaşıyorlardı.”
postModern
İLLE-TİŞİM
Ofiste bazı kimselerde rastlanan, hastalık derecesine varan
iletişim bozukluğu. Sinir illeti olma durumu. Herkesin o kişiyle
irtibata geçmekten köşe bucak kaçması.
İSİM TAMLAMASI
1- Genç ve hırslı profesyonelin, yönetici pozisyonuna terfi
ettikten hemen sonra göbek adını da kullanmaya başlaması.
Böylece ismini ve karizmayı tamlaması. Sizin için o güne kadar
“Hakan” olan kişi, bİr gün aniden kendisinden “M. Hakan
Yaman” dize söz eder, imzasını üçlü atar. İlginç ve gariptir.
2- Modern ve çalışan kadının evlendikten sonra kızlık soyadını
kullanmaya devam ederek, eşinin soyadının yanına eklemesi.
İŞ İNGİLİZCESİ
Türkçe cümlelerin içine İngilizce kelimeler serpiştirilerek
konuşulan ucube şirket lisanı. Örnek: “Ebru, benim report’u final
hale getirdim; yarın birlikte review edelim mi?”
KAFAYI BULMAK
Açık ofiste çalışan birisini, etrafta dolaşarak ve hücreleri ayıran
panellerin üzeirnden insanların kafalarına bakarak aramak.
KİMZA?
Kime ait olduğu belli olmayan, okunamayacak kadar kötü
atılmış imza. Çok fazla imza ya da paraf atmayan genç
müdürlerde sık görülür. Zamanla onlar da pratik yaparak
imzalarını geliştirirler.
 BiLiNÇ AKIŞI

BiLiNÇ AKIŞI
KENDİ KİŞİSEL KEYZ SITADİM

mezun olalı daha tam bir yıl oldu, bu sebeple değişen mevsimler içinde
öğrenciliğimden kalma kokuları buluyorum hala. Örneğin eylül ayları bana,
tatilin bitip evden okula dönecek olmanın o kekremsi, olmamış kavunlarda
bulunan acı tadını hatırlatıyor. Çekmecemde bi yerlerde diplomam dursa da
eylülün ve ekimin o ham tadını hala duyuyorum bu günlerde.
Geçenlerde bizim Özkanla iş görüşmesine gittik. Yani ben gittim çıkışta bi yerlere
takılırız beraber diye o da geldi. Aslında çok istediğim bi şirket ve pozisyon mu bu
konuda emin değildim ama mülakat tecrübesi edinmek ve sonraki görüşmelere
daha rahat çıkmama katkısı olur. Bu sıcakta otobüslerde kavrulmayalım ve iş
görüşmesine yarış atı gibi terli çıkmayalım dedim. Evin önünden taksiye bindik.
Dumansız hava sahası. Artık dizel de benzine yaklaştı, dizel araba almanın eskisi
gibi avantajı yok. En iyisi LPG. Şimdi çoğu marka, fabrika çıkışı LPG’li araçlar da
üretiyor. Fakat onun da benzine yaklaşmayacağını kimse garanti edemez. Acaba
bi akaryakıt istasyonu mu açsak. Nasıl? İyi bi yerde olmalı, ama kimbilir kimler
öyle iyi yerlerin peşindedir acaba. Aslında bu devirde kendi işyerini açmak biraz
sakat. Piyasada büyük oyuncular var. Özkan biraz niyetli görünüyor kendi işini
yapmaya. Fayda-maliyet analizi. Beklentiler. Hippopotamus. Atlı Köşk. Kesinlikle
gerçek bir iş görüşmesindeymişim gibi davranmalıyım. Kendini nasıl tanımlarsın?
Ehem, öhh, ıııı, bakın bu sorduğunuz insanlığın tarihi boyunca cevap aradığı bi
konu. Hihiohhohhh. Çok mu ağır olur acaba? Ama soru zaten ağır. Metrobüs
bitmiş. İlk duyduğumda yerin altından gidecek bi otobüs yapıyolar sanmıştım.
Ama neyse trafik için fena olmayacak gibi. Dali istanbulda? Niye gelmiş ki? Heh
keh, neyse tamam. Özkan ne düşünüyo acaba. Kesin acıkmıştır şimdi o.
Ziyaretçi kartlarını genelde takmam. orada çalışan biri imiş gibi yürümek isterim
şirketlerin içinde. Hümın risorcıs.
merhaba, sağolun siz nasılsınız. evet çok sıcak, yoo hiç zor olmadı, çünkü klimalı
taksi çevirdim. 1-0. Bugüne kadar yaptığım temel ve önemli şeylerin, bi kağıt
üzerinde hayatımda ilk kez gördüğüm birinin elinde şöyle bi göz atılmasına
alışamayacağım sanırım. Hah tatlandırıcılı yeşil çay içerken bi de. Pardon klima
tam üzerime geliyor, swingini ayarlayabilir miyiz? Heh heh, nihat kahveci ve
2-0, dikkati biraz dağıldı. Şimdi konuya girecek. Okulu özlüyor muyum. Yoo,
öyle olsa burada ne işim var. Ee tabi arkadaşlar, hocalarımız, güzel günler
geçirdik. Evde beslediğim hayvan yok, Oğuz’u saymazsak… Hohha da hohha.
Ralliyle profesyonel olarak ilgilenmeyi düşündüm tabi, biraz ilgilendim hatta.
Hatta o nedenle buradayım, daha da profesyonel olarak ilgilenebileyim diye.
Ump ah dev adam, onikii dev adaaam, eşi sanırım milli basketçi niye böyle
çalıyo acaba telefonu, ayrıca ben telefonumu kapattım, en azından sessize
alıyorum da, o niye, neyse, unutmuş olabilir. Sanırım şimdi sadede gelecek.
Neden bu işi yapmak istiyorum. Aslında yapmak istediğim iş tam olarak bu
değil. Direk penaltı. Mülakat tecrübemi artırıyorum, aslında cv'lerimize bugüne
kadar katıldıımız mülakatları da yazsak nası olur. Hmm bi konuşalım bunu.
Kurumsal heyecanınızı paylaşmak, yüksek motivasyonumla pek çok katma değer
yaratabilirim firmanıza. Turgut Özal. Boğaz köprüsü. Ortaokul, Çaycuma Atatürk
Lisesi. Son sorular geliyor. gerçek hayat aslında yapamadıklarımızdan ibaret belki
de. Beşiktaşa çay içmeye gidebiliriz buradan. Beyaz atlı şimdi geçtiii buradaaaan.
Peki olumlu ya da olumsuz bana döneceğinizi biliyor ve vaktinizi aldığım için
özür diliyorum.

Sercano
 kültür sanat 28
Bienalin küratörlüğünü, WHW üstlenecek İngiltere’de
elektronik kitap

İ
stanbul Kültür ve Sanat Vakfının (İKSV), 2009 yılında 12 Eylül- piyasaya çıktı
8 Kasım tarihleri arasında gerçekleştireceği “11. Uluslararası

N
İstanbul Bienali”nin küratörü belli oldu. İKSV’den yapılan yazılı ormal kitap boyutunda
açıklamaya göre, Koç Holding sponsorluğunda düzenlenecek bienalin olan 160 roman
küratörlüğünü, 4 kadın küratörden oluşan küratör kolektifi “What, How & kapasiteli kitabın
For Whom / WHW (Ne, Nasıl ve Kimin için)” üstleniyor. İstanbul Bienali ağırlığının bir ciltli
Danışma Kurulu tarafından davet edilen WHW, Ivet Curlin, Ana Devic, kitaptan daha hafif olduğu
Nataşa Ilic ve Sabina Sabolovic’den oluşuyor. 1999 yılında kurulan WHW, belirtiliyor. Bazılarının geleneksel
çalışmalarını Hırvatistan’ın Zagreb şehrinde yürütüyor. WHW, 2003 yılından kitabın sonunu getirmesinden
bu yana Zagreb’deki belediyeye bağlı ve kar amacı gütmeyen Nova Galerisi’ni korktuğu e-kitabın şarjı, “Savaş ve
yönetiyor. 12 Eylül-8 Kasım 2009 tarihleri arasında gerçekleşecek “11. Barış”ı 5 kez okuyacak kadar uzun
Uluslararası İstanbul Bienali”nin WHW tarafından belirlenecek olan kavramsal süre kullanılabiliyor. Bilgisayarın
çerçevesi sonbaharda yapılacak bir basın toplantısıyla duyurulacak. aksine e-kitabın ekranı
parlamıyor. E-kitap açıldığında,
otomatik olarak okunan son

Müzekart
sayfa ekrana geliyor. Yazılar
Kültür ve Turizm Bakanlığı Döner Sermaye İşletmeleri da büyütülebiliyor. Penguin
Merkez Müdürlüğü (DÖSİMM) Müdürü Tolga yayınevinden John Makinson,

250 bine ulaştı Yusuf Tuyluoğlu, Türkiye genelinde yaklaşık 250 bin
‘Müzekart’ satıldığını söyledi. Müzekart’a İstanbul’dan
ilginin büyük olduğunu vurgulayan Tuyluoglu, “Müzekart
e-kitapların geleneksel kitaba
ne derece alternatif olacağını
bilmediklerini belirterek,
Topkapı, Ayasofya ve Kapadokya’da çok daha fazla ilgi 2010’a kadar e-kitapların
görüyor. Türkiye’nin her bölgesinden büyük ilgi var, ancak kitap satışlarının yüzde 1’ini
çok sayıda müzeye sahip olan İstanbul’da ilgi daha büyük. oluşturacağını tahmin ettiğini
Daha önce İstanbul’a gelen turistler her bölge için ayrı ayrı alınan söyledi.
giriş ücretleri nedeniyle müzelere yeterli düzeyde ilgi göstermiyorlardı.
Müzekart ile birlikte turistler, 20 YTL karşılığında İstanbul’da yer alan
16 müzeyi de gezme imkanına sahip oluyor” diye konuştu. Müzekart
uygulamasının 18 Haziran 2008 tarihinde başladığını belirten Tuyluoglu, İstanbul Modern’de
“Proje başladığı günden bu yana Türkiye genelinde yaklaşık 250 bin
‘Müzekart’ sattık. Bu rakamın daha da artmasını bekliyoruz” dedi. ‘İnsan Halleri’ sergisi

S
ıtkı
Kösemen,
Ergün
Turan

Empire’dan ve Süreyya
Yılmaz Dernek’in
sinema tarihinin fotoğraflarının

en iyi 500 filmi

yer aldığı
“İnsan Halleri”
başlıklı sergi, İstanbul Modern
Popüler sinema dergisi Empire, sinema tarihinin en iyi 500 filmini seçti ve Sanat Müzesi’nde açılacak.
bunlardan 100’ünü özel kapaklar halinde okuyucularına sundu. 500 filmlik Sergi, 25 Ocak 2009 tarihine
listede klasikleşmiş filmlerin yanında sürpriz filmler de yer alıyor. kadar gezilebilecek. Müzeden

E
mpire’ın 500 filmlik listesinde ‘en iyiler’ listesinin gediklisi olan ‘Yurttaş yapılan açıklamada, serginin
Kane’, ‘Kızgın Boğa’, ‘Otomatik Portokal’, ‘Baba’, ‘Kıyamet’, ‘Serseri küratörlüğünü Engin Özendes’in

Leyla Gencer
Aşıklar’, ‘Taksi Şoförü’, ‘Jaws’, ‘Yedi’, ‘Ucuz Roman’, gibi klasiklerle beraber üstlendiği belirtildi. Galerinin
‘Pan’ın Labirenti’, ‘Kara Şövalye’, ‘Bir Konuşabilse’, ‘Donnie Darko’, bir duvarında Ergün Turan ve

Şan Yarışması’nı
‘X-Men’ gibi 2000’li yıllarda çevrilmiş filmlerde bulunuyor. Empire’ın her yıl Süreyya Yılmaz Dernek’in “en
bu seçkiyi hazırlamasındaki amaç sinema tarihinin önemli filmleri arasına giren doğal halleriyle yoldan gelip

Boran kazandı
yapımlarla listenin güncellenmesi. Daha önce hazırladıkları özel kapaklarla dikkati geçenleri çektiği”, öteki duvarda
çeken derginin en son ‘Star Wars’un 30. yılına özel olarak sunduğu kapaklar büyük ise Sıtkı Kösemen’in “ölü taklidi”
yapan kişiler konulu fotoğrafların

5
ilgi görmüş ve beğenilmişti. Empire’ın şimdi bu geniş listeden seçtiği 100 filme
hazırladığı kapaklarla görsel olarak daha büyük bir işe imza attığı belirtiliyor. . Leyla Gencer Şan Yarışması’nın final gecesi
Borusan Filarmoni Orkestrası’nın eşliğinde
ve Şef Gürer Aykal’ın yönetiminde mini
konserlerle yapıldı. Yarışmanın birincisi
ise bir Türk soprano oldu: Nazlı Deniz Boran.
Sunuculuğunu Tilbe Saran’ın üstlendiği gece,
şef Gürer Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul
Filarmoni Orkestrası’nın seslendirdiği Richard
Wagner’in Nürnbergli Usta Şarkıcılar operası
uvertürüyle başladı. Daha sonra yarışmacılar
final için kendi seçtikleri aryaları, jüri ve izleyicinin
karşısında seslendirdi. Finalistlere şef Gürer
Aykal yönetimindeki Borusan İstanbul Filarmoni
Orkestrası eşlik etti. Bu yılki Leyla Gencer Şan
Yarışması’nda Nazlı Deniz Boran (soprano / Türkiye)
birinci, Kishani Jayasinghe (soprano / Sri Lanka)
ikinci, Eung Kwang Lee (bariton / Kore) ve Anita
Rachvelishvili (mezzo-soprano / Gürcistan) üçüncü
oldu. İlk üçe giren yarışmacılar toplam 23 bin 500
Euro’luk ödülün sahibi oldu.
yer alacağı sergide toplam 52
fotoğraf sergilenecek. İstanbul’un
çeşitli semtlerinde 4 yıl boyunca
tahta bir kasnağa gerilmiş, kara
bir fon önünde sokaktan geçen
insanları fotoğraflayan Ergün
Turan ve Süreyya Yılmaz Dernek’in
görüşlerine yer verilen açıklamada,
şöyle denildi:
“Yaşadığımız kentin sokaklarında
her gün sayısız yüzle, ‘diğer’leriyle
göz gözeyiz. Bütün bu kent
onların sesleri, onların acı ve
sevinçleri ile dolu, onlarla soluk
alıp veriyor. Kentin köşesinde
kara bir pano. Panonun önünde
duran birbirinden farklı insanlar.
Kendilerine ait ne varsa, bütün
hikayeleri ile bize bakıyorlar. Onlar
bizim dünyamız. Onlar, biz...”.

Öğrencilere indirimli
Cazın efsane isimleri
Başkent’e geliyor
Caz müziğin efsane isimleri Chick Corea ve John McLaughlin, 30 yıl aradan sonra yeniden aynı sahneyi
paylaşacakları Avrupa konserler dizisi kapsamında 31 Ekim’de Ankara’da konser verecek. Chick Corea ile John
McLaughlin’e bu konserde basta Christian McBride, saksofonda Kenny Garrett ve davulda Vinny Colaiuta
eşlik edecek. Konserin biletlerinin, biletix aracılığıyla satışa sunulacağı ve öğrenciler için indirimli bilet satışı
yapılacağı belirtildi.
STRATEJİ
Richard Luecke
T. İş Bankası
Kültür Yayınları
İşinizde başarıyı
yakalayabilmek
için iyi bir strateji
yaratmanız ve
sonra da onu en iyi
şekilde uygulamanız
şarttır. Çok çeşitli
faktörlerle rekabetin
giderek arttığı bir
piyasadaysanız, bu sizin için yaşamsal
önem taşıyabilir. Şimdilik rahat bir
piyasadaysanız bile, hızla değişen
koşullar nedeniyle önünüzdeki
gelişmeleri dikkatle gözlemeniz ve
gereken adımları önceden atmanız
gerekir. İşte strateji bunların hepsini
kapsar. Strateji konusunu baştan
sona ele alan bu kitap; stratejinin
ne olduğunu, nasıl oluşturulacağını,
onu uygulamak için hangi araç ve
kaynakların gerekli olduğunu ve
sonuçları nasıl ölçeceğinizi anlatıyor.
Strateji, konuya hem kapsamlı, hem
de yeterince ayrıntılı bir bakış açısı
getiriyor. İş dünyasından örnekler ve
çeşitli tablolarla zenginleştirilmiş bu
kitapta, başarı için gereken stratejiye
dair çok şey bulacaksınız…
kültür sanat
tecrübEM
ODTÜ’lü Endüstri
Mühendisleri
Rota Yayınları
"Bize göre
endüstri
mühendisliği
insana dair
sistemlerle
ilgilidir.
Normatif
ve pozitif
bilimlerin
bir sentezidir. İş yerinde
liderlik ya da ergonomi bir
endüstri mühendisi için soyut
bir tartışma konusu değil
somut bir yönetim konusudur.
Konular bu kadar çeşitli, ilgi
alanımız da bu kadar sonsuz
olunca, tecrübe ve edinilmiş
tecrübenin paylaşımı ayrı bir
önem kazanıyor. Bu nedenle
50 meslektaşımın kaleme
aldığı bu kıymetli derlemeyi,
tüm profesyonellere,
eğitimcilere ve insan
kaynakları yöneticilerine
kesinlikle önerimim. "
29
SIRADA
NE VAR?
M. Salzman& İ. Matathia
Mediacat
Fütürist yazarlar
JWT Başkan
Yardımcısı
Marian Salzman
ve pazarlama
danışmanı Ira
Matathia’in
kaleme aldığı
Yakın Geleceğin
Trendleri önümüzdeki dört-beş yılda
bizi nelerin beklediğini söylerken
bir yandan da yaşamınızı nasıl
sürdürmekte olduğumuz ve nasıl
sürdürme olasılığıyla karşı karşıya
olduğumuz konusuna eğilmektedir.
Bir başka deyişle kitap yakın geleceğe
yapılan bir yolculuğun gezi notları,
yarının iş fikirleri ve trendleri
–dünyanın dört bir tarafında yaşanan
politik gelişmeler, Amerika’nın
dünya üzerindeki etkisi, Çindistan’ın
(Çin-Hindistan) önlenemez yükselişi,
insanların yeme alışkanlıklarının
değişmesi, küresel ısınma, değişen
ev yaşamı biçimleri gibi gündelik
hayatımızın parçası olan birçok konu
üzerine kurulmuş yarının büyük iş
fikirleri ve trendleri.
DÜNYANIN MÜZİĞİ RESİTALLER’DE
İ
stanbul’un müzik hayatına katkıda bulunmak
üzere düzenlenen ve ilk sezonu geçen
yıl tamamlanan İstanbul Resitalleri’nin
yeni sezon programı 7 Ekim’de başladı.
Dünyanın farklı köşelerinden farklı müzisyenleri,
uluslararası virtüözleri, takip edilen ve alkışlanan
enstrümanistleri, gözde sanatçıları sezon
boyunca İstanbul seyircisine sunan İstanbul
Resitalleri’nin yeni sezonu, 18 Haziran 2009’a
kadar Mustafa Kemal Merkezi’nde devam
edecek. Etkinlikte, Fransa, İtalya, Amerika, İsviçre,
İrlanda ve Çin gibi dünyanın çeşitli ülkelerinden
sanatçılar İstanbul’a konuk olacak.
ALTIN ASLAN GÜREŞÇİ’YE
V
enedik Film Festivali'nin "Altın Aslan
Ödülü", Amerikan yapımı "Güreşci"
filmine gitti. ABD'li oyuncu Mickey
Rourke da, bu filmle uzun zamandır
ara verdiği kariyerinde önemli bir çıkış yakaladı.
Rourke, bu filmde kariyerinin sonuna gelmiş bir
güreşçiyi canlandırıyor. Filmin yönetmeni ise
Darren Aronofsky. "Gümüş Aslan Ödülü", "Kağıt
Asker" filmiyle en iyi yönetmen seçilen Rusya'dan
Aleksey German'a verildi. "En İyi Erkek Oyuncu",
"Giovanna'nın Babası" filmindeki rolüyle İtalyan
aktör Silvio Orlando'ya, "Ey İyi Kadın Oyuncu"
ödülü ise "Diğeri" filmindeki rolüyle Dominique
Blanc'a gitti.
SALVADOR DALİ
GELDİ
Akbank'ın sponsorluğunda
Gala-Salvador Dali Vakfı
işbirliğiyle düzenlenen
"İstanbul'da Bir Sürrealist:
Salvador Dali" sergisi,
Sabancı Müzesi'nde 20 Ocak 2009 tarihine
kadar açık kalacak. Sergi, 20'nci yüzyılın en
önemli sanatçılarından, sürrealizm akımının
temsilcisi Salvador Dali'nin kapsamlı
bir retrospektifi niteliğini taşıyor. Sergide, yağlı
boya tablolar, çizimler ve grafiklerden oluşan
270 eserin yanı sıra, el yazmaları, fotoğraflar
ve çeşitli dokümanlar yer alıyor. Gala-Salvador
Dali Vakfı koleksiyonuna ait eserlerle, vakıf
dışında gerçekleştirilen en büyük geçici sergi
olma özelliğini taşıyan sergide, İstanbullular,
Salvador Dali'yi daha yakından tanıyacak.
 tekno yaşam 30
Çin, Kore ve ABD, teknolojilerini NOKIA MAPS VE LONELY
PLANET İLE DÜNYA
CeBIT’te yarıştıracak AVUCUNUZDA

N
okia, dünyanın lider seyahat
CeBIT Bilişim Eurasia, bu yıl 7 - 12 Ekim 2008 tarihlerinde bilgi şirketi Lonely Planet ile
küresel bir buluşmaya ev sahipliği yapacak. Dünyanın ortak bir çalışma başlattı.
yedinci, Avrupa’nın üçüncü, Avrasya’nın en büyük iş Artık seyahat tutkunları
ve teknoloji buluşması CeBIT Bilişim Eurasia, bu yıl Nokia Maps aracılığıyla Lonely Planet
Rusya, Belçika, Avusturya, Birleşik Arap Emirlikleri, İsveç, içeriğine ulaşabilecek. Şu an için
Polonya, Macaristan gibi farklı coğrafyalardan 900’ü 100’den fazla mekan bilgisine sahip
aşkın katılımcı şirket ile yaklaşık 70 ülkeden 150 bin olan ve yeni mekanların da eklenmeye
ziyaretçiyi ağırlamaya hazırlanıyor. Doğu ile batı arasında devam ettiği Lonely Planet
bir ticaret kapısı açan CeBIT Bilişim Eurasia, bu yıl ilk içerikli Nokia Maps, dünyanın
kez Kanada ve Çek Cumhuriyeti’nden de katılımcılara en popüler turistik mekanlarını
ev sahipliği yapacak. En geniş katılımı gösteren ülkeler kapsıyor. Bundan böyle Lonely
Fransa ve Kanada olurken, iki yıl aradan sonra fuardaki Planet rehberleri, Nokia Maps
yerine dönen Siemens EC, yeni ürünlerini CeBIT Bilişim kullanıcılarına gittikleri yerlerde
Eurasia’da sergileyecek. Blackberry de ilk kez CeBIT nerede yemek yemeleri,
Bilişim Eurasia’da yer alacak. alışveriş yapmaları ya da
uyumaları gerektiği konusunda
yardımcı olacak, gece yaşamı
iPHONE 3G GELDİ ve popüler mekanlara
dair bilgiler sağlayacak.

A
Nokia Maps 2.0, Navteq ve
pple, yeni, hızlı ve güçlü modeli iPhone 3G'yi satışa sundu. 8GB
TeleAtlas’ın sunduğu vektör
iPhone 3G önceki gibi 3.5-inç ekranlı (480 x 320 piksel). Kalınlık,
haritaları kullanıyor ve 70’den
uzunlık ve genişlik bakımından 1mm civarında şişmanlayan
fazlasının navigasyon tuşları
telefon üç bant HSDPA desteği sunuyor. Birinci nesil iPhone'da
ile gezilebildiği 200’ün üzerinde ülkeyi
en çok şikayet edilen konu EDGE'nin yavaş hızı olmuştu. 3G özelliğiyle
kapsıyor. Haritalar İnternet aracılığıyla
görmeye alışık olduğumuz, görüntülü görüşmeler için ikinci kamera 3G
cihazlara direkt olarak yüklenebiliyor
iPhone'da bulunmuyor. Pil performansı iyi bir seviyede korunmaya devam
ya da bir bilgisayar üzerindeki Nokia
edilen iPhone 3G, 300 saat bekleme süresi sunuyor. 2G konuşma süresi 10
Map Loader (harita yükleme donanımı)
saat, 3G kullanım süresi 5 saat olarak belirlenmiş. 3G iPhone ile yaklaşık
aracılığıyla elde edilebiliyor.
5-6 saat 3G sörf yapılabilecek. Alternatif olarak 7 saat video oynatımı veya
24 saat müzik dinlenebilecek. iPhone 3G'de dahili GPS alıcı bulunuyor.
Bu eklenti konum merkezli servis ve uygulamaların önünün tamamen
açılması anlamına geliyor. İlk nesilde kullanılan 2 megapiksel kamera 3G
iPhone'da kullanılmaya devam ediliyor, ek olarak geo-tagging hizmeti var. YENİ PZ800’LE
Teknoloji dergisi Stuff, her yıl düzenlediği yılın cihazı ödüllerinde, büyük bir MÜKEMMEL GÖRÜNTÜ
okuyucu kitlesinin oyunu alan iPhone 3G’yi, ‘zaten dikkate değer bir cep
telefonunun daha hızlı, daha akıllı versiyonu’ olarak tanımladı.

SONY ERICSSON,
JAMES BOND’U GURURLA SUNAR

T
üm zamanların en ünlü ajanı James Bond 22. kez karşımıza çıkmaya hazırlanırken, son
macerasında kullandığı cep telefonu filmden önce 007 hayranlarıyla buluşacak. Daniel

K
Craig’in Bond’u canlandırdığı yeni film Quantum Of Solace’de kullanılan Sony Ericsson ullandığı teknoloji, sahip
Cyber-shot™ telefon C902, 007 içeriği yüklü hafıza kartıyla sunuluyor. Telefonda yüklü olduğu performans ve
olarak gelen ajan oyunu kullanıcıya, James Bond gibi bir ajan olmanın heyecanını yaşatacak. kullanım kolaylığının yanı sıra
James Bond filmde, modelin gizli kapaklı 5 megapiksel kamerasını, kamera özelliklerine anında estetik açıdan da kusursuz
giriş sağlayan dokunmatik ikonlarını, yüz tanıma, foto flaş ve oto fokus özelliklerini kullanarak bir duruşa sahip Panasonic Viera PZ800
çektiği fotoğrafları MI6’a göndererek düşmanlarını kısa sürede tanımlıyor. serisi, zor beğenen kesimi hedef alıyor.
42” (106cm) ekran boyutunda sektörün
Full HD kalitesinde plazma üretebilen
tek firması olan Panasonic, Viera PZ800

Tam bir
serisine 50”(127cm) ekran Full HD
Multimedya bilgisayarı Nokia N85, mobil eğlenceye ve paylaşıma yepyeni standartlar plazma TV’yi de ekleyerek rakipsiz bir
getiriyor. Göz kamaştıran 2.6” OLED ekranı, yumuşak ve pürüzsüz hatları ile Nokia N85, ürün gamı sergiliyor. Sunulan özellikler ve

eğlence mobil deneyime de yepyeni bir boyut kazandırıyor. N-Gage oyun özelliği, cihaza gömülü
FM vericili müzik donanımı, Carl Zeiss optik destekli 5 megapiksel kamerası ve “konum
etiketleme” (geotagging) yeteneği, üç aylık sesli navigasyon servisi ve yüksek hızda internet
performans açılarından açık ara üstünlüğü
tartışmasız kabul edilen Viera PZ800 serisi;
plazma televizyon segmentinin en üst
bağlantısı gibi özelliklerin tümünün tek bir cihazda birleşebileceği kanıtlanıyor. Nokia N85’in halkasını oluşturuyor. 1.000.000:1 yüksek
2008’in 4üncü çeyreğinde kullanıcılarıyla buluşması bekleniyor. Nokia Nseries yetkileri dinamik kontrast, 100Hz. çift tarama ile
Nokia N85 ile ilgili şunları ifade ediyor: “Nokia N85, bir bütünün parçalarının net görüntü performansı, Digital Cinema
toplamının bütünden daha büyük olduğunu gösterebilecek şekilde Colour (Dijital Sinema Renkleri) ve Deep
tasarlandı. Hem bağlantı hem paylaşım hem de keşfetme deneyimlerini Colour (Derin Renkler) özelliğiyle gerçeğe
dört dörtlük bir mobil eğlence paketinin içine sığdırmayı başardık. Nokia en yakın renkler sunan ve Panasonic’in
Nseries, hafızalara kazınan kayar kapak tasarımı ile daha da küçülüp zarif bugüne kadar yarattığı en etkileyici
çevikliğini artırırken bugüne kadar yaşanmış en güzel mobil deneyimleri dizaynla tüketiciye ulaşan Viera PZ800
yaşatmak üzere yepyeni özellikler ve hizmetlerle donatıldı.” serisi ileri performansıyla fark yaratıyor.

Tıp tarihinde dev bir adım atıldı:
Genetik kod analizinde
yeni bir teknoloji
P
anasonic ve Kobe’deki Konan Üniversitesi’nde görevli profesör Naoki
Sugimoto’nun birlikte yürüttüğü ortak çalışma, DNA yapısındaki SNP’leri
analiz ederek tıp tarihinde çığır açacak yepyeni bir teknolojiyi ortaya
koydu. Genetik kökenli hastalıkların önceden belirlenmesini kolaylaştıran
yeni teknoloji sayesinde, hastanelerde tedaviler artık her hastaya özel olarak daha
doğru ve hata payı bırakmayan bir şekilde uygulanabilecek. İnsan DNA’sının tek
Mürekkepsiz
baskı
ZINK adı verilen, devrim yaratan
baskı teknolojisi sayesinde
mürekkep kullanılmadan baskı
yapmak mümkün. Kullandığı
özel kağıtla mürekkepsiz olarak
baskı yapabilen ZINK, yüksek
çözünürlüklü fotoğraf basabiliyor.
ZINK mürekkep yerine kullandığı
özel kağıt üzerinde yer alan
‘amorphochromic’ adı verilen
renk kristallerini ısıyla aktif
hale getirerek renklendiriyor.
Bu sayede yüksek çözünürlüklü
fotoğraflar elde ediliyor. Birçok
üreticinin peşinde koştuğu,
mobilite kavramına avuç içine
sığabilecek boyuttaki yazıcılarla
farklı bir bakış açısı getiren ZINK
teknolojisi Polaroid tarafından
kullanılıyor. Yapışkanlı kağıt
üzerine baskı yapabilen ZINK,
özellikle gençlerin zevkle
kullanacakları türden bir ürün.
tekno yaşam
Olympus
µ 850 SW
Dijital fotoğraf makinesi
pazarının güçlü isimlerinden
Olympus, kompakt serideki
ürünleriyle son kullanıcıların
kısa sürede gözdesi olmayı
başaran firmanın, rakiplerinden
önce kullandığı görüntü
sabitleyici ve yüz tanıma
teknolojisi son dönemde cep
telefonlarında da kullanılmaya
başardı. Firmanın bir taraftan
ürünlerinde yeni teknolojilerin
arayışındayken, diğer taraftan
da tasarımdaki farklılığını da
gözler önüne seriyor. Mju 850
SW rakiplerine göre birkaç
adım ileride olan dayanıklı
gövdesiyle maceraperest fotoğraf
tutkunlarını doğaya davet ediyor.
Mavi, metalik gri, siyah, pembe,
sarı renklerde satışa sunulan ürün
düşmeye, suya ve dondurucu
soğuklara karşı meydan okuyor.
31
bir dizisini oluşturan harflerdeki
varyasyonlar olan SNP’ler, genetik
dizideki mutasyonları ifade ediyor.
Geleneksel DNA SNP’lerini tanıma
metotları hem pahalı hem de yüzde
100 doğru bir sonuca ulaştırmayan
bir yöntem olduğu için kullanımı çok
yaygın değil.
ELEKTRİK AKIMLARINI SAPTIYOR
Panasonic’in geliştirdiği bu yeni metot
bu işlemi çok daha kolaylaştırıyor.
Yapay bir DNA’nın sentezi ile gerçek
bir DNA’nın sentezini karşılaştırma
ilkesinden yola çıkan bu teknoloji,
bu işlemi sentez sırasında ortaya
çıkan fosfat gruplarını değişken olarak
varsayarak uyguluyor. Sentez sırasında
oluşan enzim reaksiyonlarının yaydığı
elektrik akımlarını saptayan yöntem,
değişkenleri karşılaştırma anlayışını
temel alıyor. Geleneksel metotlardan
farklı olarak DNA’lar bir solüsyon
içinde test edilerek sonuca pratik bir
şekilde ulaşılabiliyor.
Genetik kodu çok daha kolay bir
şekilde analiz eden bu yeni yöntem
sayesinde tıp ve genetik dünyasında
büyük adımların atılması bekleniyor.
Dizüstünde
HD keyfi
Blu-ray Disk sürücü entegrasyonuna
sahip dünyanın ilk dizüstü
bilgisayarını piyasaya süren Sony,
şimdi VAIO FZ Serisi ile HD kalitesini
yaşamak isteyen herkes için ideal
çözümler sunuyor. Türkiye’de
Blu-ray disk sürücüsüne sahip tek
15,4 inç dizüstü bilgisayar olma
özelliğine sahip FZ Serisi, HD
içeriğini düzenleyecek kadar güçlü
en son Intel Centrino Duo işlemcisi
ve üstün performans sağlayan HD
şifre çözücü donanımlı NVIDIA
GeForce teknolojisi ile fark yaratıyor.
X-black LCD ekranın en son
modelinin kullanıldığı seri, yüksek
kaliteli görüntü sağlıyor. BRAVIA
arka ışık teknolojisinin sağladığı
geniş renk gamıyla (%90’a kadar
renk üretimi) gerçekçirenk tonları
sunan FZ serisi; fotoğraflardan,
kişisel videolardan ve filmlerden
daha fazla keyif almayı sağlıyor.
HP’DEN YENİ BİR MİNİ
H
P 2133 Mini-Note PC sınıftan ofise, her
yerde kullanılabilecek kadar pratik, hafif
ve uygun maliyetli bir dizüstü bilgisayar.
Yalnızca 1,27 kg ağırlığında olan ve 8,9
inç WXGA ekran içeren HP 2133 Mini-Note PC,
kullanıcıların verimliliğini korumak için, kablosuz
bağlantı, multimedya ve güvenlik özelliklerinden
oluşan güçlü bir tasarım sunuyor. HP 2133 Mini-Note
PC, mobil çalışanlara, bilgiye erişim sağlayabilecekleri,
başkalarıyla birlikte çalışabilecekleri ve e-posta, IM ya
da blog kanalıyla haberleşebilecekleri, şık ve hafif bir
cihaz sunuyor. HP 2133 Mini-Note, hem verimliliği
artırıyor, hem de mobil bilgisayar kullanımını daha
pratik ve keyifli kılıyor.
GOGEAR İLE
EĞLENCE HEP YANINIZDA
P
hilips'in yüksek
teknolojisiyle
geliştirilen
Philips
GoGear™ SA6045 ile
video, fotoğraf ve müzik
keyfini tek bir ürünle yaşayın. Yüksek kaliteli 2,2 inç
renkli ekranı bulunan Philips GoGear™ SA6045, 4 saate
kadar video oynatabiliyor ve 15 saate kadar kesintisiz
müzik dinleme imkanı veriyor. SuperScoll™ özelliği
ile aradığınız dosyaya en kolay ve hızlı şekilde ulaşma
olanağı sağlayan Philips GoGear™ SA6045 video/
müzik çalar ayrıca FM radyo keyfini de barındırıyor. Şık
ve küçük boyutu ile her zaman yanınızda rahatlıkla
taşıyabileceğiniz Philips GoGear™ SA6045, Windows
Media Player ile uyumlu.
ENGTRON
SD570
ELEKTRONİK SÖZLÜK
İ
ngilizce-Türkçe/Türkçe-İngilizce sözlük
diliyle toplam 370 bin kelime kapasiteli
Engtron SD570 elektronik sözlük, 256 KB
bellek, non-Stop 60 günlük pil süresi,
130grlık ağırlığının yanı sıra, yazılı telaffuz,
kelime grupları, 1800 soruluk test, düzensiz
fiil ve çoğul isimlerin gösterimi, phrasal verbs,
metrik dönüşüm işlemleri, oyunlar, yerel ve
dünya saatleri, alarm, kimyasal elementler,
roma rakamları gibi çok fonksiyonlu kullanıma
sahip.