You are on page 1of 5

TURBOŞARJ VE SÜPERŞARJ SİSTEMLER

1. Turboşarj Nedir?

Turboşarj, egzoz gazı ile çalışan bir süperşarj olarak tanımlanabilir.

Gücünü süperşarj gibi kayışlardan ve dişlilerden değil, egzoz gazının basıncından alır.
Yanma odasında patlayan hava benzin karışımı, gaza dönüşerek egzoz sübaplarından egzoz
manifolduna doğru itilir. Bu aşamada egzoza giden gazın basıncı, yol üzerindeki turbonun
pervanesini döndürür ve bu yönlü pervane sayesinde gazın önemli bir kısmı türbine girer.

Türbün basınçlı gazla dolduğu andan itibaren ters yöndeki kompresör pervane de basınçla
dönmeye başlar. Gazı, basınçlı bir şekilde, dışarıdan alınan ve emme manifoltuna giren temiz
havanın üzerine püskürterek motora giren toplam hava yoğunluğunu ve basıncını normalin
yaklaşık yüzde 50 daha üstüne çıkarır. Bu da içeri giren havanın benzinle birlikte
ateşlendiğinde çok daha şiddetli bir patlama gerçekleştirmesini sağlar.

Aracın motoruna daha fazla hava sokabilmek için kullanılan bir sistemdir. Motordan çıkan
egzoz gazı yardımı ile çevrilen bir hava türbininin temiz havayı motora basması ile çalışır.
Egzoz sisteminin üzerinde bulunan sistemde ısınan hava genellikle intercooler vasıtası ile
soğutularak manifolda verilir. Ekstra yüksek güçler elde edilmesi halinde piston gerektiği
zaman krank-yatak değişimi gerekir. Alt ve üst devirlerde basınç kontrolleri eksoz gazını
baypass eden westgate ile yapılır. Westgate kontrolleri eski nesil araçlarda mekanik yeni nesil
araçlarda elektronik olarak kontrol edilir. Sonradan yapılan turbo uygulamalarında elektronik
modifiyeler unichip benzeri cihazlar ile kontrol edilir. Elektronik kontrollerde ekstra enjektör
tetiklenmesi, westgate kontrolü (boost control), basılan hava basıncı ölçümü gibi aracın
standart donanımı ile yapılamayacak işler vardır.

Motorlar normalde atmosferdeki basınçla çalışır. Yani, dışarıdaki hava alınarak motora
verilir ve yanma odasında yakıtla karıştırılarak yanma sağlanır. Bu durumda, yanma
verimliliği bakımından belli bir hava yakıt oranı gözetildiğinden hacmi arttırmadan daha fazla
güç elde etmek için basınçlı hava verilir. Bu sayede, yanma odasına normalden daha çok
hava, ve buna bağlı olarak daha fazla yakıt verilir. Turbonun basıncına göre alınan güç de
artar. Düşük turbo basıncı daha yumuşak bir kullanım sağlar ve motorun parçalarını daha az
yorar. Yüksek turbo basıncıyla çalışan motorların genel olarak daha sağlam yapılması gerekir.
Turbo motorlar genelde aynı güçteki daha yüksek hacimli motorlara göre daha az yakıt tüketir
ve tork değerleri de daha iyidir. Ayrıca atmosferik emmeli motorlara göre torku daha düşük
devirlerden itibaren sunarlar. Bazı üreticiler turbo sistemlerine kompresör adını vermektedir.
Bu sistemde ise doğrudan krank miline bağlı olarak çalışan basınçlı hava sistemi sayesinde
motorda rölantiden itibaren daha yüksek güç ve tork elde edilir.

Motorların gücünü arttırmak için kullanılan en verimli yöntem ,turbo takviyesidir. Bu


sayede çok yüksek güç elde ediliyor. Bazı otomobiller standart olarak turbo motorlar ile
satılıyor .Ancak normal motorlara sonradan da turbo takılabiliyor. Turbo üreten bazı firmalar
motorunu güçlendirmek isteyenler için değişik seçenekler sunuyor. Fakat yüksek güç
amaçlayanların, otomobillerinin motorunun dağıtılmasına hazırlıklı olmaları gerekiyor. İki tip
turbo modifikasyonu bulunuyor. İlkinde modifiye işlemi, motora herhangi bir müdahale
yapılmadan, sadece turbonun takılmasıyla gerçekleştiriliyor. İkinci tip modifikasyonsa,
motorun tamamen dağıtılması ve daha dayanıklı parçaların eklenmesiyle yapılıyor. Bir turbo
kiti birçok parçadan oluşuyor. Turbo manifoltu, by-pass ve wesgate valfi, hava boruları,
intercooler ve turbo , bu kitin ana birimleri . Her biri ayrı göreve sahip olan bu parçaların, elde
edilecek olan güce büyük katkısı vardır.

Turbonun içinde iki adet türbin vaya başka tanımla pervane bulunur. Bunlardan biri egzoza,
diğeriyse emme manifolduna bağlıdır. Yanmış egzoz gazı, devirlenen motor ile hızlanır. Bu
hızdan elde edilen kuvvetin bir bölümü, türbinlerden birini harekete geçirir. Dolayısıyla diğer
türbin, bu dönen türbinlerle birlikte hareket eder. İkinci türbinin görevi ise, kazandığı dönme
gücüyle dışarıdan hava emmektir.

Havadaki oksijen miktarı ne kadar yoğunsa, yanma olayı da o kadar yoğun olur. Bu
nedenle, emilmiş olan havanın önce soğutulması gerekiyor. İşte bu parça, kitte yer alan
inrecooler'dır. Aslında bir radyatör olan intercooler, geniş yüzeyleri nedeniyle bir ısı transferi
gerçekleştiriyor. Böylece havanın sıcaklığı düşürülüyor. Burada soğutulduktan sonra motora
iletilen hava, yanmayı arttırarak daha fazla enerji çıkmasını sağlıyor. Yani basit bir
açıklamayla, motorun gücünü arttırıyor. Dışarıdan gelen hava, hızından dolayı bir basınç
gücüne sahip. Bu basınç ayarsız bir şekilde motora iletilmiyor. Bu yüzden turboya giren
egzoz gazının basıncı wesgate valfi tarafından ayarlanıyor. By-pass valfinin görevi ise,
emilmiş olan birikmiş havanın bir kısmını bu valf üzerinden atmak. Böylece boşalmış
intercoolera tekrar yeni havanın gelmesini sağlıyor.
Turbo motorlar kullanılırken dikkat edilmesi gereken bir başka husus ise otomobili yüksek
devirlerde kullandıktan sonra motor stop edilmeden önce kısa bir müddet de olsa rölantide
çalıştırılarak, türbinin boşalması ve soğumasına izin verilmesidir. Aksi takdirde gazın
sirkülasyonu esnasında türbin boşalmadan bir miktar gaz içerde hapsolacak ve zaman içinde
turboyu ciddi şekilde yıpratacaktır. Turbo uygulamasının motorda çok daha fazla yük ve
yüksek ısılara yol açacağı ve bunun için intercooler uygulamaları veya diğer soğutma
yöntemleri gerektiği unutulmamalıdır.

1.1 Uçaklardaki Turboşarj

Süperşarjsız pistonlu motorlar deniz seviyesinde üretebildiği gücü yüksek irtifalarda


üretemez. Çünkü yüksek irtifalarda havanın yoğunluğu düşüktür. Örneğin: TIO-540-A2A
motorları için üretilmiş turboşarj 19000 ft yüksekliğie kadar motordan istenen gücü üretmeye
çalışır. İşte turboşarj sisteme sahipr bir motor bu sayede bu yükseklikte deniz seviyesindeki
gibi güç üretebilir.

Şekil 1 ( Uçaklarda Turboşarj)


2. Süperşarj Sistemi

Kayış tahrikli veya direk krank miliyle tahrik edilen aşırı şarj işlemine süperşarj denir.
Süperşarj sistemi gücünü doğrudan krankdan aldığı için düşük devirde, hatta rölantide bile
yeterli basıncı oluşturur. Dezavantajı ise yüksek devirde veriminin düşmesidir.

Şekil 2 (Yükseklik-Yoğunluk- Şaftgücü)

Kayışla veya krankla tahrikli süperşarj sistemi, Egsoz manifoldunan tahrikli turboşarj
sisteminden daha maliyetlidir.

Turboşarjın sağlığı için dikkat edilmesi gereken bazı noktalar vardır. Bunlardan en önemlisi
yağlamadır. Yağlamayı sağlayan yağ pompasına dikkat edilmelidir. Eğer yağlama düzensiz
gerçekleşirse, yine turboşarjınız yağsız kalacak, ve büyük hasarlar oluşacaktır.

Bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise hava filtresidir. Turboşarj sistemde sık
karşılaşılan bir hasar ise emilen hava ile alınan parçacık, partikül, sinek vb. şeylerin hava
filtresinde tutulamamasından kaynaklı emiş türbinine hasar vermesidir. Bunun için de araç,
filtresiz, veya kötü filtreyle kullanılmamalıdır.
Ayrıca rektifiye sonrası çapak temizliği çok iyi yapılmalıdır. Küçücük bir çapak tüm turbo
türbinlerini dağıtabilir. Eğer turboşarjın yağlama hortumları sökülüp takılmışsa, kesinlikle sıvı
conta benzeri şeyler kullanılmamalıdır. Zira bunlar aradan kaçarak yağa karışıp, turbonun
yağlamasını olumsuz etkileyebilirler.

Şekil 3 (Süperşarj)

You might also like