You are on page 1of 13

BEYAZ PİRAMİT EFSANESİ: BİR NEO-MİT

Nadir Fırat

T ürkiye’de son yıllarda, Thule-Gesellschaft gibi örgütlerin çalışmalarını


andıran, “mistik bir Türk geçmişi” yaratma çabaları gözlemlenebiliyor.
Bilinçli veya bilinçsiz yaratılan pseudo-bilim kuramları ile Türklerin geçmişi on binlerce
yıl önceye taşınıyor. Tanınmış bir otobüs şirketinin isminin önüne “öz” veya “hakiki”
sıfatları ekleyerek, firmanın hazır müşterisinden çalmaya çalışan küçük şirketlerin
küçük hesapları gibi tarihte önemi olan pek çok yapı, kavram ve kişinin isminin önüne
“Türk” ismi ekleniyor. Bu yazıda benzeri bir Türkleştirmeden nasiplerini alan Çin
hanedan ve soylularına ait mezarların nasıl Türkleştirildiğini incelemeye çalışacağım.
Ayrıca "Çin’de yaşarken Türk Piramitlerini gördün mü?" sorusunu bana sorup verdiğim
olumsuz cevaba tepki gösteren, bilgi birikimlerine ve düşünce yapılarına güvendiğim
arkadaşlarımın da bu yazıyı bir çeşit apologia olarak kabul etmelerini rica ediyorum.

Bir arkadaşım Xi’an şehrine kadar gidip Uygurların Beyaz Piramidi’ni


görmediğim için sanki hac farizasını sebepsiz yarıda kesmiş veya çok kutsal bir göreve
hakaret etmişim gibi beni payladı. Daha sonra bana kıyamamış olsa gerek ki, suçu Çin
Halk Cumhuriyeti’ne atarak bu yapıların özellikle herkesten gizlendiğini ve bu sebeple
benim yapıları görmemiş olabileceğimi söyledi. Önceden de belirttiğim gibi bilgi
birikimine güvendiğim bir insan olduğu için ilk tepkim bu kadar önemli bir yapıyı
atladığım için kendime kızmak oldu. Daha sonra cehaletin verdiği akıl karışıklığı
içerisinde, esas Uygur yerleşimlerinden çok uzak olan Xi’an’da, Uygurların neden ve
nasıl piramit inşa ettiklerini sorguladığımda, soyuma ihanet suçuyla karşı karşıya
kaldım. Bu durum karşısında, uğruna bu kadar duygusal tepkiler verilen fakat bilimsel
anlamda tatmin edici bir açıklamasına arkadaşımın sahip olmadığı “Beyaz Piramidi”
araştırmaya karar verdim.

Kapsamlı bir veritabanı araştırmasına rağmen konu üzerine yazılmış akademik


değer taşıyan bir esere ulaşamadım 1. Ulaşabildiğim tüm metinler; İnternet blogları,
sosyal paylaşım siteleri, popüler komplo teorisi kitapları ve basında yer alan, içerik
olarak birbirlerine çok benzeyen metinlerdi. Yazılanların benzerlikleri ve konu üzerinde
akademik bir araştırmaya rastlayamamam bende tek kaynaktan çıkmış post-modern bir
mit ile karşı karşıya olduğum düşüncesini doğurdu. Oluşumları günümüze yakın tarihli
bile olsa efsanelerin kaynaklarını bulup gelişimlerini takip etmek, özellikle İnternet
denen deryada dallı budaklı büyüyen bir efsanenin tohumlarına ulaşmak gerçekten zor
olduğu için hikâyenin tümünü anlamak uzunca bir zamanımı aldı.
1
Tarama yaptığım veritabanları: Jstor, Academic research library, Bibliography of Asian Studies, Gale Virtual
Library, ProQuest social science journals, Anthropology plus, China: Trade, politics and culture online 1793-
1980.
Efsanenin oluşumunu iki kısımda incelemek mümkün: Birinci kısım efsanenin
Türkiye dışındaki ilk ortaya çıkışı, ikinci kısım efsanenin Türkleştirilmesi. Yaratılış
kısmı; uzun bir sürece ve birden fazla UFO bilimci, Antik Astronot Teorisyeni ve
Venüslüye dayandığı için tek bir yazara dayanan ve daha yakın tarihli olan ikinci kısma
göre çok daha girift. Bu sebeple daha kolay olan ikinci kısımdan başlayarak
Türkleştirilmeye sebep olan metni önce aktarmak istiyorum.

Araştırmalarım sonucunda benim saptayabildiğim ve efsanenin Türkiye ayağının


çıkış noktası olduğuna inandığım en eski kaynak Haluk Tarcan’ın Tarihin Başladığı Ön-
Türk Uygarlığı; Resmi Tarihin Çöküşü adlı 2003 yılında yayınlanan opus magnumu.
Kendi içerisinde bilimsel bir yapıt olma iddiasında olan kitap, Türk Irkı’nın ya da
Kültürü’nün çıkışı ve gelişimi üzerine tezlerle dolu. Bu tezler yazımın içeriğiyle ilgili
olmadığından, ben sadece kitabın ufak bir bölümü olan, Xi’an yakınlarındaki yapılar ve
özellikle Beyaz Piramit üzerine yazılmış kısımlarını inceleyeceğim. Bu incelemeye
geçmeden önce bir önemli uyarı yapmayı gerekli görüyorum. Kitapla ilgili olarak Haluk
Tarcan’ın İnternet sitesinde yayınladığı, “Bir kere daha okurların dikkatine” başlıklı
yazıda, kitabın içeriğinde kendisinden bağımsız olarak tahrifat yapıldığı iddiası yer
alıyor 2. Ancak bu tahrifatların hangi sayfalarda yapıldığına dair bir bilgi verilmediği için
kitap içerisinde yazılan ve bu makaleye konu olan kısımların Haluk Tarcan’ın kendisi
tarafından yazıldığını esas alıyorum.

Okunması gerçekten güç bir kitap olan Tarihin Başladığı Ön-Türk Uygarlığı;
Resmi Tarihin Çöküşü’nde toplam iki yerde Çin’de bulunan Beyaz Piramit’ten
bahsedilmekte. İlk olarak 34. sayfada Çin Halk Cumhuriyeti’nin planlı bir şekilde
uyguladığı “...Türk Kültür ve tarihinin şahidi ve kanıtı olan yapıtlar sistemli bir şekilde
yok edilmektedirler ??..[sic]” 3 iddiasının hemen altında, bu iddialara destek niteliğinde
şu açıklama yer almakta:
Bu çabalarına, bir de Şensi[Shaanxi] eyaletindeki Mısır ve Meksika piramitlerinin babası
sayılan BEYAZ PİRAMİT’ [sic] ve etrafındaki 100’e yakin piramidin bilinmemesi için konulmuş olan
yasakları da katmamız gerekecek. Tesellimiz şudur ki bu piramidin, İkinci Dünya Savaşında, uçaktan
resmi çekilmiş ve bu resim 1957’de Life dergisinde yayınlanmıştır. (*) 4

Kültür varlıklarını koruma gibi soylu bir amaca yönelik bu uyarı ve gönlümüzü
bir parçada olsa rahatlatan Life dergisinin teselli hizmeti hakkında bize aktarılan
bilgilere kaynak olarak: “(*)(Levent Alaybeyoğlu)” 5 dipnotu düşülmüş.
Beyaz Piramit üzerine ikinci bahis, kitabın 128. sayfasında “BİR SORU VE BEYAZ
PİRAMİD [sic]” 6 başlığı altında şöyle yer alıyor:

2
“Bir kere daha okurların dikkatine”, http://www.haluktarcan.com/Default.asp?P=0&L=1&K=0&K1=142, (en
son baktığım tarih: 12.02.2010)
3
H. Tarcan, Tarihin Başladığı Ön Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü (Töre Yayın Grubu, 2003), 34.
4
Ibid., 34-35.
5
Ibid., 35.
Çin Halk Cumhuriyeti'nin sınırları içinde, Xian[Xi’an] şehrini[sic] 100 km. Uzaklıkta[sic] Qin
Ling Shan dağlarında bulunmaktadır. 300(üçyüz)[sic]metre yüksekliktedir[sic]. İkinci Dünya
Savaşında Çin’e yardım malzemesi götüren C-54 uçağının pilotu tarafından fotoğrafı çekilmiş. İlk kere
1957'de Life dergisi tarafından yayınlanmış. 1994 yılında Şensi[Shaanxi] bölgesinde bir araştırma
gezisi yapan Alman bilgini Hartwig Hausdorf kendi koleksiyonundan birkaç resmin halka verilmesine
izin vermiş. Hausdorf'a göre piramidin yaşı -2500'ler civarında.
Aynı piramidin etrafında daha küçük 100 kadar piramit var.
Turgay Tüfekçioğlu'nun haberini verdiği bu piramidin yüksekliğinin 300 metre olduğunu
hayretle karşıladım ve New-York'ta[sic] öğrencim Levent Alaybeyoğlu'ndan tamamlayıcı bilgi rica
ettim. Piramit gerçekten 300 metre yüksekliğindedir. Yani, Eyfel kulesi[sic] yüksekliğine varan bir tepe
halindedir.
Hausdorf'un verdiği bilgiye göre tarih (-2500)ler olacaktır.
Çin'de Ön-Türkler (-3000)lerde devlet kurmuş olup Çin tarihi (-1700)lerde başladığına göre
bu piramidin ve etrafındakilerin Ön-Türkler tarafından yapılmış olmaları gerekmektedir.
• Orta Asya kişisinin Samarkand yakınlarındaki Teşik-Taş mağarasının ağzının[sic] kapamak
için kullandıkları Taş[sic] örme tekniği, Ön-Türklerle bu piramitte en yüksek noktasına
varmıştır dersek abartmış ya da yanılmış olur muyuz?
İleride göreceğimiz gibi, Ön-Atalarımızın OT-OĞ dedikleri Ön-Mısır’a (-3000)lerde Doğu
Anadolu'dan Isub-Ög yazısının gittiğini öğreneceğimiz gibi, Mirşan'ın 184 Mısır hiyeroglifini Ön-
Türkçe okumuş olduğunu göreceğiz. Mumyalama tekniğinin 3000lerde[sic] Altaylarda olduğunu da
bilmekteyiz, [sic] (Jettmar)
Bu şartlarda Piramitlerin ancak Ön-Türkler tarafından yapılmış olduğunu kabullenmemiz
bilimsel mantık sonucudur 7

Xi’an yakınlarındaki yapıların, Türklere ait olduğu iddiası asıl olarak işte bu
ikinci kısımda ortaya atılmış oluyor. Bu iddiayı değerlendirmeye geçmeden önce,
metnin teknik anlamda sıkıntılı bir noktası olan kaynak kullanımı ve kaynak
gösterimine dikkat çekmek istiyorum. Yazarın şaşmaz bir "bilimsel mantıkla" vardığı
sonuca bizi taşıyan bilimsel verilere nereden ulaştığına dair bir kaynak gösterilmemiş.
Akademik etik ve metodoloji gereği, Tarcan eğer bu bilgilere sahip olarak doğmadıysa,
bizzat Xi’an'a gidip bu bilgileri gün yüzüne çıkarmadıysa, ya da kaynak olarak
göstermesi imkânsız olan doğaüstü güçlerden kendisine bu bilgiler aktarılmadıysa, pek
harcıâlem olmayan bu bilgilere nereden ulaştığına dair kaynak göstermelidir. Bilimsel
çalışmalar için sine qua non bir gereklilik olan kaynak gösterimi açısından kitabın
akademik değeri bu iki alıntı göz önünde bulundurulursa, maalesef bir doktora
öğrencisinin manavdan aldığı domatesleri taşıyan kesekâğıdı kadardır.

Yazarın hakkını yemiş olmamak için 34. sayfadan yaptığım alıntıda verilen
bilgilere, metnin hemen altında Levent Alaybeyoğlu isminin kaynak olarak gösterildiğini
hatırlatmak istiyorum. 124. sayfadan yaptığım alıntıda ayni isim, bu sefer bazı bilgileri
teyit eden kişi olarak karşımıza çıkıyor. Kitabın sonundaki kaynakça kısmında
Alaybeyoğlu'na ait herhangi bir kitap veya makale ismine rastlanamıyor. Yine bir
veritabanı taramasıyla Alaybeyoğlu'na ait Xi’an yakınlarındaki yapılar üzerine yazılmış
bir kitap veya makaleye ulaşma çabalarım sonuç vermeyince, İnternet aracılığıyla bizzat

6
Ibid., 128.
7
Ibid.
kendisine ulaşma yoluna gittim. Yukarıdaki alıntılarda geçen verileri teyit edebileceğim,
kendisinin kullandığı kaynağı sorduğumda Alaybeyoğlu, "The Great White Pyramid
China" sözcüğünü İnternet’te aramamı ve bulduğum herhangi bir İnternet sitesinden,
hangi metni istersem kullanabileceğimi, kendisinin alıntı yaptığı İnternet sitesini tam
olarak hatırlamadığı belirtti. Metindeki bilimsel verilerin bir kısmına kaynak olarak
gösterilen temelin vahameti ortada olduğu için kaynak bahsini daha da uzatmadan
verilerin kendilerine geçmek istiyorum.

Metinde aktarılan bilgilerin; Ön-Mısır’la ilgili, araya neden girdiği belli olmayan
kısımları ve piramitlerin Türkler tarafından inşa edildiği iddiası haricinde tümü, aslen
kaynak olarak gösterilmese de isminin zikredilmesiyle taltif edilen "bilgin" Hartwig
Hausdorf'un Beyaz Piramit üzerine yazdıklarına dayanıyor. Bu noktada verilen
bilgilerin gerçekliğini daha iyi inceleyebilmek için efsanenin Türkiye ayağına sonradan
dönmek üzere yurtdışı ayağına geçiyoruz.

Öncelikle Tarcan'ın deyimiyle "bilgin" olan Hausdorf’un uzmanlığını teyit


edebilmek için kendisi hakkında bilgilenmekte fayda var. Hausdorf 1955 Almanya
doğumlu, bugüne kadar iki tanesi piramitler üzerine olmak üzere çeşitli konularda
yazılmış yirmiye yakın kitaba imza atmış bir âlim. Technische Universität München
(Münih Teknik Üniversitesi) Turizm bölümü mezunu, uzun yıllar turizmle ilgilendikten
sonra kendisini paranormal olayları ve UFOları araştırmaya adamış bir allame. Yazdığı
yirmiye yakın kitap ise paranormal olaylar, alternatif tarih, antik astronot teorisi ve
UFOloji konuları üzerine. 8 Burada bir yanlış anlamaya mahal vermemek için belirtmek
istiyorum ki amacım, ad hominem bir arguman oluşturarak önce yazarın daha sonra da
yazdıklarının değersiz ve geçersiz olduklarını iddia etmek değil. Buradaki amacım
“bilgin” sıfatı verilen bir kişinin bilginliği hakkında bir sorgulama yapmak.

Hausdorf'un konu üzerine yazdığı iki adet kitabı bulunmakta. İlk kitabı 1994
yılında basılan Die Weisse Pyramid, bu kitabı 1998 yılında basılan The Chinese Roswell:
UFO Encounters in the Far East from Ancient Times to the Present takip ediyor. İkinci
kitap daha çok ilk kitabın iskeleti üzerine oturtulmuş bir özet ve tercüme niteliğinde. İlk
kitapta yer alan fotoğraflar ikinci kitaptan çıkarılmış ve Beyaz Piramit üzerine yazılanlar
“The Fabulous 1,000-Foot White Pyramid of Xian[Xi’an]” 9başlıklı bölümden itibaren 12
sayfada özetlenmiş. Haluk Tarcan’ın yazdıklarında aktarılan bilgilerin işte bu bölümden
ya da bu bölüm üzerine yazılmış çeşitli dergilerde çıkan yazılardan kaynaklandığını
tahmin ediyorum. Kitabın geri kalanıysa Antik çağlarda dünyayı ziyaret eden dünya dışı
varlıklar ve günümüzde Çin Halk Cumhuriyeti olan bölgede gerçekleşen bir UFO kazası
üzerine.
8
“Evolution - Open Source: Is Hartwig Hartsdorf's Archeological Work An Extention of What Baird T. Spalding
Found in the Gobi?,” http://evolutionopensource.blogspot.com/2007/03/is-hartwig-hartsdorfs-
archeological.html. Maalesef kendisinin biyografisine bu sayfa haricinde bir yerde rastlayamadım ancak
sayfadaki bilgileri e-mail aracılığıyla bizzat Hausdorf’a teyit ettirdim. Sayfaya en son baktığım tarih: 12.02.2010.
9
Hartwig Hausdorf, The Chinese Roswell (New Paradigm Books, 1998), 111.
Hausdorf bu bölümde giriş olarak bir oryantalist edasıyla el değmemiş büyülü
Çin Diyarı’na yaptığı gezilerde Xi’an yakınlarındaki Qin Ling Shan (Qin Ling Dağı)
bölgesinde efsane Beyaz Piramidi nasıl aradığını anlatıyor.
I was searching for a pyramid which was said to have been, once, many millennia ago,
multicolored, and to now be a dusty white. This was a pyramid which, legend has it, rises to the
astonishing height of 1,000 feet... 10

Yukarıdaki alıntıda kadim zamanlardan günümüze gelen bir Çin Efsanesiymiş


gibi sunmaya çalıştığı Beyaz Piramit efsanesi aslında bir neo-mit olduğu için Hausdorf,
tarih yazıcılığı ve belgeleme kültürü çok eski zamanlara dayanan Çin gibi bir ülkeden
çıkmış Beyaz Piramit’ten bahseden hiç bir tarihi belgeye kitabında yer veremiyor.
Ayrıca iddiayı destekleyecek hiçbir bilimsel kitap, yazı veya raporun metinde kaynak
olarak yer almadığını söylemeye gerek bile yok. Beyaz Piramit’in varlığı ve nitelikleri
üzerine yazdıklarının tümünü, üç batılı görgü tanığının XX. Yüzyıl içerisinde bölgeye
yaptıkları gezilerde gördüklerine dayandırıyor.

Bu görgü tanıklarından ilki 1912 yılında Çin’de bulunan bir Amerikalı: Fred
Meyer Schroder. Schroder’in anılarını kısa bir özet halinde şöyle aktarıyor:
The trader, Fred Meyer Schroder, observed several smaller pyramids in the distance. He wrote in his
travel diary that his first sight of the giant pyramid, along with its smaller cousins, rendered him almost
speechless 11

Schroder'in anıları aslında Robert Olney Easton tarafından kaleme alınan, 1978
basımlı biyografisi Guns, Gold, and Caravansisimli kitaba dayanıyor. Schroder bu kitapta
Xi’an yakınlarında gördüğü piramit benzeri yapıları ve bu yapıların Budist rahipler
tarafından çok eski olarak kabul edildiğini bize aktarıyor 12. Schroder'in anılarında
beyaz bir piramide dair bir gözlem kesinlikle yer almıyor. Gördüğü büyük bir piramitle
ilgili olarak, yüksekliğinin 80 feet (24 metre), taban çevresinin 1,500 feet (460 metre)
olduğunu aktarıyor. Piramidin rengiyle ilgili olarak, tarihin eski çağlarında dört
duvarının dört farklı renkte boyandığını fakat zamanla bu renklerin yok olduğunu
yazıyor, ancak bu bilgiye nereden ulaştığına dair bir kaynak göstermiyor. Ayrıca
Schroder kendisinin yaptığı gözlemin bir benzerinin daha sonra Amerikalı pilot Maurice
Sheahan tarafından tekrarlandığını belirtip, bu gözlemin 1947’de gazetelere
yansıdığından bahsediyor.
Hausdorf’un ikinci görgü tanığı pilot Maurice Sheahan 13. Hausdorf, Sheahan’ı
anlatırken 28 Mart 1947 tarihli New York Times’da yayınlanan, “U.S. Flier Reports Huge

10
Ibid.
11
Ibid.
12
Robert Olney Easton, Guns, gold, and caravans (Capra Press, 1978), 148.
13
Hausdorf, The Chinese Roswell, 112.
Chinese Pyramid In Isolated Mountains Southwest of Sian[Xi'an]” 14 başlıklı haberi
kaynak belirtmeden özetliyor 15. Haberin aslında, Xi'an yakınlarındaki bir uçuş sırasında
Sheahan’la birlikte uçakta bulunanların, yerde iki adet piramit şekilli yapı
gözlemledikleri aktarılıyor.
SHANGHAI, March 27 (U.P.)--A giant pyramid in isolated mountains of Shensi[Shaanxi]
Province in western China was reported today by Col.Maurice Sheahan. Far Eastern director for Trans
World Airline.
From the air, Colonel Sheahan said, the pyramid seems to dwarf those of Egypt. He estimated
its height at 1,000 feet and its width at the base at 1,500 feet.
The pyramid, he said is at the foot of the Tsinling [Qin Ling] Mountains, about forty miles
southwest of Sian[Xi'an], capital of the province. A second pyramid, he continued appears much
smaller.
The pyramid, Colonel Sheahan went on, is at the far end of a long valley, in an inaccessible
part. At the near end, he said, are hundreds of small burial mounds. These can be seen, he said, from
Lung-Hai[Longhai] railroad. 16

Haberin devamında bölgedeki iletişim ve ulaşım sorunları nedeniyle piramidin


unutulmuş olabileceği belirtiliyor. Metnin en son paragrafındaysa, Dr. James L. Clark ve
Dr. Upham Pope adlı iki uzmanın, keşfin önemli olabileceğini söyledikleri aktarılmakta.
Haber aynı gün United Press'in Shanghai bürosuna dayandırılarak, Los Angeles Times ve
The Chicago Daily News gazetelerinde de yer almış 17.

Tarcan’ın hayretle karşıladığı, Hausdorf'unsa tekrar tekrar sözünü ettiği,


piramidin boyunun 1000 feet (300 metre) yüksekliğe ulaştığı inancı, işte bu haberden
kaynaklanıyor. Ancak Maurice Sheahan 31 Ocak 1961 tarihinde piramit hakkında bilgi
almak isteyen E. Leslie Carlson'a yazdığı mektupta gazetelerde çıkan 1000 feet (300
metre) rakamının, li 18, metre ve feet ölçü birimleri arasında yapılan çeviriler sırasında
abartıldığını, gördükleri piramidin 500 feet (150 metre) ile 600 feet (180 metre)
arasında olduğunu belirtiyor 19. Ayrıca dikkatli bakıldığında Sheahan'ın gördüğü piramit
şeklindeki yapının beyaz olduğu üzerine haberde herhangi bir bilgiye rastlayamıyoruz.

Haber yayınlandıktan birkaç gün sonra 8 Nisan 1947 tarihinde aynı gazetede
“Pyramid Discovery in China: Importance of Shensi[Shaanxi] Find Stressed to
Homogeneous Culture of Asia” 20, başlıklı kısa bir makale yayınlanıyor. İlk haberde
uzman görüşü belirten Dr. Pope’un yazdığı bu makale; keşfin, efsanevi Xia
hanedanlığının varlığının ispat edilmesinde önemli olabileceğini belirtiyor. Daha sonra

14
“U.S. Flier Reports Huge Chinese Pyramid In Isolated Mountains Southwest of Sian,” New York Times (1857-
Current file), March 28, 1947.
15
Hausdorf, The Chinese Roswell, 112.
16
“U.S. Flier Reports Huge Chinese Pyramid In Isolated Mountains Southwest of Sian.”
17
S. Marshall, “The White Pyramid,” Fortean Times (December 2002): 31.
18
Geleneksel Çin ölçü birimi
19
Marshall, “The White Pyramid,” 34.
20
ARTHUR UPHAM POPE., “Pyramid Discovery in China,” New York Times (1923-Current file), April 8, 1947.
Doğu dinlerinde ve ritüellerinde piramidin var olduğunu belirterek, kaynak belirtmeden
M.S 79’da Çin İmparatoru’nun davetlisi olarak sarayda toplanan dönem
münevverlerinin; kozmoloji, din, yasalar, adetler gibi konular üzerine yaptıkları
tartışmalarının bir tutanağı olan Po Hu T'ung isimli antik bir metinden alıntı yapıyor.
Alıntıda, kralın diktiği dört yüzü dört ana yönü temsil eden renklerle boyanmış bir altar
tarif ediliyor 21. Pope’un Çin’de bir piramit bulunmasının doğal olduğunu ispat etmek
için yaptığı, başka bir yapıyı tarif eden bu alıntı, yıllar önce dört ayrı renkte boyanmış
bir piramidin bölgede var olduğu efsanesinin çıkış noktası oluyor.

Üçüncü görgü tanığı olarak Hausdorf, James Gaussman adlı Amerikalı bir askeri
pilotu ve onun İkinci Dünya Savaşı sırasında yaptığı bir gözlemi aktarıyor:

One day, U.S. Air Force Pilot James Gaussman was returning to Assam, in India, after having
flown the ‘Burma Hump’-ferried supplies to Chungking, China, from India-when engine trouble forced
him to descend temporarily to a low altitude over China. As he later wrote:

"I flew around a mountain and then we came to a valley. Directly below us was a gigantic
white pyramid. It looked as if it were from a fairy tale. The pyramid was draped in shimmering white.
It could have been metal, or some other form of stone. It was white on all sides. What was most curious
about it was its capstone: a large piece of precious gem-like material. I was deeply moved by the
colossal size of the thing."

When Gaussman arrived back in Assam, combat duties pushed the sighting from his mind.
Photographs he had taken of the giant pyramid would not be published for another 45 years. Till then,
even his report would be buried in the Secret Service files of the U.S. military. 22

Yıllarca bilinçli veya bilinçsiz bir şekilde hasıraltı edilmiş olduğu iddia edilen bu
gözlem, Çin'de var olan dev bir Beyaz Piramit’e dair yapılmış ilk ve son kayıtlı gözlem
olma özelliğini taşıyor. Hausdorf bu alıntıları, raporun varlığını ilk olarak ortaya atan
emekli pilot ve daha sonradan UFO araştırmacısı olan Bruce L. Cathie'nin, 1984 basımlı
Bridge to Infinity, the; Harmonic 371244 isimli kitabından yapıyor. Cathie, kitabında
dünya üzerindeki piramitlerin UFOların uçuş hattı üzerindeki kilit noktalarda
konuşlanmış anahtar yapılar olduğunu ve Xi’an Piramitleri’nin de bu yapılar arasında
yer aldığını iddia ediyor. Kitabin Xi’an piramitleri ile ilgili "The Pyramids of Shensi" 23
kısmında yazar, öncelikle 1912 yılında bölgede bulunan Schroder’den bahsediyor. Ufak
bir saptırmayla Schroder’in bir gazete haberi olarak aktardığı pilot Sheahan’in
gözlemleri, Cathie’nin kitabında birden bire Schroder’in gözlemlerine dönüşüyor. Boyu
300 metreye varan bir piramit görmediğini belirtmesine rağmen Cathie’nin kitabında
Schroder bu piramidi bizzat görmüş gibi aktarılıyor. İşin daha da ilginci Sheahan’in
isminden hiç bahsedilmiyor. Yazar bölümün devamında Gaussman’in uçuşunu detaylı
ve dramatik bir anlatımla bizlere aktarıyor. En şüpheci insanlar bile uçuş yetkisine
sahip, aklı başında bir havacının bu yapıyı gözlemlemesi ve Amerikan Hava Kuvvetleri
tarafından bir raporla durumun belgelenmesi karşısında piramidin varlığından şüphe

21
Gu Ban and Zhusen Zeng, Po Hu Tʻung (E. J. Brill, 1952), 385.
22
Hausdorf, The Chinese Roswell, 112.
23
Bruce Cathie, The Bridge to Infinity (Adventures Unlimited Press, 1997), 111-120.
etmekten vazgeçebilirler, ama bu noktada ne Gaussman'ın, ne de raporun gerçekte
ortada olmaması gibi ufak bir sorunla karşılaşıyoruz. Cathie'nin kitabının hiçbir yerinde
raporun varlığını, gerçekliğini ve içeriğini teyit edecek herhangi bir bilgi bulunmamakta.
Cathie, piramitler hakkında bilgi edinmek için ülkesindeki Çin Büyükelçiliği’ne yazdığı
mektuba verilen cevabın kopyasına bile kitap içinde yer verirken, bu önemli raporu
kitapta sergilememeyi tercih etmiş. Pilot James Gaussman ismine ise Cathie'nin kitabına
gönderme yaparak yazılmış makale ve kitaplar haricinde hiçbir yerde rastlamak
mümkün değil. Steve Marshal, 2002 yılında Fortean Times Dergisinde çıkan "The White
Pyramid" 24 makalesinde, James Gaussman adli pilotun, aslında Cathie'nin hayal gücünün
bir ürünü olduğunu ve aslen Maurice Sheahan’in 1947’de gerçekleştirdiği uçuştan
esinlenerek ortaya atıldığını iddia ediyor. Kitapta Sheahan’dan hiç bahsedilmemesi ve
onun anılarının başkasının ağzından anlatılıyor olması bu şüpheleri kuvvetlendiriyor.

Gaussman ile görgü tanıkları listesi son buluyor. Tanıkların aktardıklarını hızlıca
bir özetle toparlarsak ortaya Hausdorf’un efsanevi 300 metrelik, kadim zamanlarda çok
renkli olup zamanla beyazlaşan piramidi çıkıyor. Aktarılanlardaki saptırmaları bir an
için göz ardı edip hikâyelerdeki herşeyi gerçek olarak kabul ettiğimizde bile Xi'an
yakınlarında piramit veya piramitler görmüş olmaları dışında aralarında hiç bir bağlantı
olmayan üç kişiyle karşılaşıyoruz. Hausdorf'un editoryel müdahalesi dışında bu üç
kişinin aynı piramitten bahsettiğini ispat eden elimizde hiçbir veri yok. Durum aslında
İstanbul’u ilk defa gören üç kişinin ülkelerine döndüklerinde gördükleri üç farklı camiyi
ortak bir arkadaşlarına anlatmaları ve bu arkadaşında anlatılanlardan İstanbul’da tek
bir cami olduğu kanısına varmasından farksız. Kafamızda bir fikir olduğunda, elde
ettiğimiz tüm bilgileri o fikre uydurmaya çalışmak hepimizin zaman zaman yaptığı
beşeri bir hata olduğu için çok da üzerinde durmamak, Hausdorf’u üzmemek istiyorum.
Bu sebeple Hausdorf’un izlediği yolu izleyip bu üç tanığın aynı piramitten bahsettiğini
varsayıyorum. Bu durumda bile maalesef 300 metrelik, eskiden renkli şu an beyaz olan
piramide ulaşamıyoruz. Schroder’in renkli duvarlarının antik bir Çin metninden başka
bir amaçla yapılan bir alıntı olduğunu, Gaussman’in gerçek olduğuna dair bir kanıt
olmadığını, Sheahan’in 300 metreyi sonradan 150 metre olarak düzelttiğini düşünürsek
elimizde 150 metre boyunda rengi belli olmayan bir piramit kalıyor. Gerçekçi olmak
gerekirse bu efsaneden geriye, Xi’an ve Xianyang yakınlarında bulunan, tarihleri Çin’in
Zhou hanedanlığına kadar uzanan, varlığı modern bilim tarafından bilinen, içlerinde
kazılar yapılan, şekil itibariyle tepesi düz bir piramidi andıran herhangi bir "Tümülüs”
kalıyor.

Hausdorf, yazdıklarının devamında kendi inşa ettiği piramidin üzerine kat


çıkarak, efsaneye Tarcan’ında kullanacağı birkaç eklenti daha yapıyor. Öncelikle
piramitlerin bulunduğu bölgeye girişin yasak olduğunu, 1994 yazı ve 1998 yılında
bölgeye yaptığı seyahatlerde pek de yasal gibi görünmeyen yollarla giriş izni aldığını
anlatıyor:

24
Marshall, “The White Pyramid,” 30.
...Mr. Chen Jianli offered to contact his acquaintances and officials at the appropriate ministry
in Beijing, and make it possible for me and a small group of interested individuals to obtain permission
to travel to this up-till-then forbidden zone in Shaanxi Province. And, through his connections in the
Chinese capital, he was indeed able to obtain a special permit for me to travel to the forbidden zone
near Xian...

A few days later, Peter Krassa and I were standing in a green, partially cultivated plain just a
mile from the township of Xianyang, and about 40 miles west of Xian... 25

Bölgenin yasaklı olup olmadığını anlamak için yaptığım ufak bir araştırmanın
sonunda 1990 yılında GeoJournal’de çıkan “Tourist Geography of Xi’an” adlı Xi’an
Yabancı Diller Fakültesi’nden, Doçent Wang Xingzong’un yazdığı bir makaleye
rastladım. Xi’an çevresindeki turistik alanlar içerisinde Hanedanlara ait 72, soylulara ait
167 mezarın bulunduğunu belirten Wang, belli başlı mezarlar, bu mezarların yanlarında
yer alan müzeler hakkında kısa bilgiler veriyor. Ayrıca Xianyang’da bulunan Xianyang
Müzesi anlatılıyor. Makalede bölgedeki mezarların yerlerini gösteren bir harita bile
bulunuyor 26. Yani 1994 yılında Hausdorf’un bir Indiana Jones edasıyla bin bir zorlukla
girebildiği bölge; 1990 yılında irili ufaklı onlarca müzenin bulunduğu turistik bir alan,
resimlerini çektiği, yabancılara kapalı ve dünyadan gizlenen piramitler ise turist
ziyaretine açılmış birer mezar.

Ayrıca Çin’in Panda doğal yaşam rezervi olarak seçtiği Qin Ling bölgesinde,
“Secrets of the Wild Panda” adlı belgeseli çekmek için 1995 yılı boyunca bölgede kalan
National Geographic ekibi de bölgenin kapalı olmadığını belirtiyor 27.

Bu durumda ya 1990 yılında açık olan bölge 1994’de Hausdorf’un geleceği


duyulunca kapatılıp o gittikten sonra tekrar açılmış ya da bu işte başka bir iş var. İşin
aslını anlamak için Steve Marshal’ın “The White Pyramid” makalesine dönüyoruz.
Marshal, bölgenin yabancılara kapalı olduğu iddiasının ilk olarak, 1967 yılında
yayınlanan Robert Charroux’un kitabı Masters of the World’de 28 ortaya atıldığını yazıyor.
Basımı yıllar önce durdurulduğu için benim ulaşamadığım kitapta Marshal’ın
aktardığına göre Xi’an piramitlerine tek sayfa ayrılmış, bu tek sayfa içerisinde yapıların
Venüslüler tarafından inşa edildiği ve yasak bir bölgede bulunduğu iddia edilmiş.
Hausdorf’un bu kitabı okuyup okumadığını bilmiyoruz, ama o kitabı kaynak göstererek
yasak bölge iddiasını tekrarlayan David Hatchet Childress’in, Lost cities of China, Central
Asia, & India 29 kitabından alıntı yaptığı için bu bilgiyi nereden almış olabileceğine dair
bir fikir yürütebiliyoruz. Bilinçli veya bilinçsiz olarak aslı araştırılmadan, Charroux’un
“yasak bölge“ iddiası bu şekilde Hausdorf’un kitabında yer bulmuş oluyor. Tarcan’ın

25
Hausdorf, The Chinese Roswell, 114.
26
W. Xingzhong, “Tourist geography of Xi'an,” GeoJournal 21, no. 1 (1990): 147–153.
27
Marshall, “The White Pyramid,” 32.
28
Ibid.
29
David Hatcher Childress, Lost cities of China, Central Asia, & India (Adventures Unlimited Press, 1991), 391.
daha sonra iddia ettiği Çin’in bu yapıları dünyadan gizleme çabaları da bu bilgiye
dayanıyor.
Hausdorf’un yazdıklarında son olarak bizi ilgilendiren, Profesor Wang Shiping’in
ağzından aktardığı piramitlerin 4500 yıllık oldukları iddiası. Hausdorf ilk önce, gördüğü
piramitlerle ilgili olarak kendisine 2000 yıllık oldukları bilgisinin aktarıldığını yazıyor 30.
Ancak daha sonra Xi’an’lı bir arkeolog olan Wang Shiping’in kendisine bu yapıların 4500
yıllık olabileceğini aktardığını anlatıyor.
Professor Wang Shiping, of Xian, who discussed these matters with Peter Krassa and myself
near the site of the pyramids, told us he believed they might in actual fact be part of a giant system of
sacred lines expressive of the fengshui concept of the ‘ways of the dragon.’ Dr. Wang said he estimated
the age of these pyramids at 4,500 years and that he believed they might have been arranged to mirror
the shapes of certain constellations in the night sky, just as certain key pyramids in Egypt are now
thought to have been constructed in imitation of the constellation Orion and related stars. 31

Hausdorf’un kitabında, bu aktarımın gerçekliğine inanmamıza sebep olacak her


hangi bir belgeye, Profesör’e ait bir makaleye, ya da bir kazı raporuna rastlayamıyoruz.
Metinde Profesör Wang’ın ortaya attığı MÖ 2500 tarihini, kişisel bir tahmin olarak
söylediğini görüyoruz ama mezarların tarihçesi biraz araştırılınca bölge hakkında bilgisi
olan bir insanın nasıl böyle bir tahmin yaptığını anlamak zorlaşıyor.

Fengmu adı verilen Tümülüs tipi mezarlara MÖ V. yüzyıldan önce rastlanmıyor.


Mezar anlamına gelen mu sözcüğü çok eski tarihlere dayansa da fengmu sözcüğü Zhou
Hanedanı’nın (Bati Zhou, MÖ 1045 – 771; Doğu Zhou, MÖ 770 – 221) son dönemlerinde
ortaya çıkıyor 32. Zhou dönemi dini yapısı gereği, ölüler atalarının defnedildiği bangmu
adı verilen aile mezarlıklara gömülürler. İstisnai olarak Hanedan ailesinin defnedildiği
mezarlıklara gongmu adı verilir. Merkezi Zhou otoritesinin zayıflaması ve yerel feodal
yapıların güçlenmesiyle başlayan "Savaşan Devletler" (MÖ 475 – 221) döneminde bu tip
mezarlıklar gittikçe küçülmeye başlamıştır. Gücün, toplumun küçük birimleri arasında
paylaşılması sonucu, çekirdek ailelere ait mezarlıklar ve toplumdaki güçlü kişilere ait
bireysel anıt mezarlar ortaya çıkmıştır 33. Ayrıca zayıflayan güvenlik nedeniyle
mezarların korunması da gittikçe zorlaşmıştır. O ana kadar yer altına dikey olarak
kazılıp üstü toprakla örtülen “dikey mezar” tipi, yerini iki yeni tip mezara bırakmıştır.
Dağ ve tepelerin içlerine yatay olarak oyulan lingmu (tepe mezar) 34 ve toprağa kazılan
bir rampayla ulaşılan yer altı mezar odaları olan fengmu (Tümülüs mezar) 35. Bizi
ilgilendiren bu Fengmu tipinde, mezar odaları yapmak için yer altından çıkarılan toprak
sıkıştırılarak mezarın üstüne tepesi düz bir piramit şekli verilerek yığılmaktadır. Çin'in

30
Hausdorf, The Chinese Roswell, 115.
31
Ibid., 117.
32
Qinghua Guo, “Tomb Architecture of Dynastic China: Old and New Questions,” Architectural History 47
(2004): 2.
33
Michael Loewe and Edward L. Shaughnessy, The Cambridge history of ancient China (Cambridge University
Press, 1999), 708-709.
34
Guo, “Tomb Architecture of Dynastic China,” 7-8.
35
Ibid., 11.
antik dini metinleri ve arkeolojik bulgular bu dönem öncesinde Çin’de yer üstünde
yükselen tepelere sahip mezarlar bulunmadığını söylemektedir 36. Bu tip mezarlar daha
sonra Han ve Tang gibi hanedanlar döneminde bölgede sıkça inşa edilmiştir 37. Bu
durumda Profesör’ün tahmini tarihi ve arkeolojik verilerle çelişmektedir.

Hausdorf kitabın devamında “hazır başlamışken durmak niye?” diye düşünmüş


olsa gerek ki, buradan sonra anlaşılması zor teorilerle gerçeklikten biraz uzaklaşıyor.
Özetle gizli bir Beyaz Piramit örgütünün ölü(!) ve canlı üyelerle Çin’in en eski sırrını
saklamak için çalıştığını ve Piramit sonsuz bir gerçeklikte var olduğu için ölümlüler
tarafından algılanamadığını, Hiroşima’ya atılan nükleer bomba ve Roswell’de düşen
UFO gibi olaylar yüzünden bir an bizlere göründüğünü iddia ediyor 38. Hausdorf’un
Tarcan’a kaynaklık eden metni bu şekilde son buluyor. Bizde Tarcan’ın bilimsel metnine
geri dönüyoruz.

Şu ana kadar incelediğimiz veriler ışığında Tarcan’ın yazdıklarına baktığımızda,


elde pek de bir şey kalmadığını görüyoruz. Aslında iddianın temelini oluşturan piramit,
varlığı şu ana kadar ispat edilememiş bir mit olduğu için Tarcan’ın iddiası üzerinde
durmaya gerek bile kalmıyor. Yinede piramidin Türkler tarafından yapıldığı iddiasının
tamamen Hausdorf’un aktardığı 4500 yıllık piramide dayandığı ve gerçekte MÖ V.
yüzyıldan eskiye giden bir tümülüs geleneğinin bölgede var olmadığını, bu durumda
yapıların MÖ 2500’lerde bölgede yaşadığını iddia ettiği Türk kavimlerine ait
olamayacağını her ihtimale karşı yeniden hatırlatmak istiyorum.

Tarcan’ın metninde ki birkaç noktaya daha değinerek yazımı sonlandıracağım.

İlk olarak Tarcan, Hausdorf’un yazdıklarında rastlayamadığımız bir bilgi vererek


1957 yılında Life dergisinde Piramit’in fotoğrafının yayınlanmış olduğunu söylüyor 39. Bu
bilginin kaynağına maalesef ulaşamadım ama Life dergisinin bütün sayıları Google
Books sitesinde herkese açık bir şekilde durduğu için, hemen 1957 yılına ait dergileri
taradım. Gözlerim beni yanıltmasın, hikâyeyi atlamış olmayayım diye “White Pyramid”,
“Pyramid” “Xi’an” “Sian” gibi pek çok kelimeyi derginin 1957 yılına ait sayılarında
arattım. Tahminlerim beni yanıltmadı ve böyle bir fotoğrafa rastlayamadım. Var
olmayan şeyin kaynağı gösterilemeyeceğine göre burada kaynak gösteremiyorum, ama
tasdik etmek isteyen herkesin ulaşabileceği arşiv İnternet’te halen sabit duruyor 40.

36
Loewe and Shaughnessy, The Cambridge history of ancient China, 708-709.
37
Tonia Eckfeld, Imperial tombs in Tang China, 618-907 (Routledge, 2005); Jessica Rawson, “The Eternal
Palaces of the Western Han: A New View of the Universe,” Artibus Asiae 59, no. 1/2 (1999): 5-58; Guo, “Tomb
Architecture of Dynastic China”; Mary H. Fong, “Antecedents of Sui-Tang Burial Practices in Shaanxi,” Artibus
Asiae 51, no. 3/4 (1991): 147-198; Loewe and Shaughnessy, The Cambridge history of ancient China.
38
Hausdorf, The Chinese Roswell, 118-122.
39
Tarcan, Tarihin Başladığı Ön Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü, 128.
40
“Google Books,” http://books.google.com/books/serial/ISSN:00243019?rview=1&source=gbs_navlinks_s.
İkinci olarak Tarcan Türklerin taş örme tekniğinin bu piramitte en üst seviyeye
çıktığı iddia ediyor 41. Olmayan piramidin hangi taşını örebilirler diye düşünsek de,
aslında bu iddia bence Tarcan’ın konu hakkındaki bilgisini ortaya koyması nedeniyle
önemli. Daha öncede kaynaklarıyla anlattığım gibi bu Tümülüsler aslında sıkıştırılmış
topraktan yapıldıkları için taş işçiliğinin örneklerini sergilemiyorlar. Muhtemelen
piramit sözcüğüyle Mısır’a yolculuk yapan Tarcan, gözünde taştan bir piramit
canlandırmış olsa gerek. O kadar kusurun kadı kızında da olacağını hatırlatarak bu
bahsi de kapatmak istiyorum.

İşte ortalama elli yıllık bir sürede ortaya çıkan, iki bin yıllık bir medeniyetin
eserlerini ellerinden alıp, önce dünya dışı zeki varlıklara, sonra dünyanın en zeki
varlıklarına armağan eden efsanenin gelişimi kısaca böyle. Xi’an mezarlarının uzaylılar
tarafından yapıldığı iddiası tabii ki hiç bir toplum tarafından çok ciddiye alınmayarak,
ilkokul çocukları ve marjinal inançlara ihtiyaç duyanlar tarafından sabun köpüğü bir
eğlence olarak kabul edilmekte. Ancak Türkiye toplumu gibi şüpheci düşünme ve tarih
algısı üzerine ciddi sorunları olan bir toplumda bu tip sıra dışı bir iddia geniş yankı
bulup toplum bireyleri tarafından duygusal tepkilerle savunulacak kadar
içselleştirilmekte. Bu tip alternatif tarih yazımına, onomastikle Sabetaycı ve Yahudi
avına çıkan eli kalemli Einsatzgruppen birlikleri ile düğünlerde Hochzeitsausgabe dağıtır
gibi Şu Çılgın Türkler dağıtılması gibi örnekler eklenince, tarihin çok karanlık bir
dönemini andıran kafa karışıklıkları maalesef gittikçe artıyor. Bu durumda bilimsellik
iddiasında olan bir yazarın, özellikle böyle bir topluma eser verdiğinin ve toplumsal
sorumluluklarının bilincinde olması gerekir diye düşündüğüm için bu yazıyı yazma
gereği hissettim. Kılükal yaratmak yerine, İstanbul - Xi’an arası uçuşların günlük olarak
yapıldığı bir zamanda araştırma kitabı yazan birinin, bu tip iddialar ortaya atmadan,
yerinde gidip inceleme yapması, ideolojik saplantılarla hareket etmeden önce etik
değerlerini gözden geçirmesi gerekmekte diye düşünmekteyim. Son olarak Tarcan’ın
bu yazdıklarından pek mutlu olmasam da üstadımız, bir gün Hausdorf üstadımızla el ele
vererek uzaylıları da Türklerin yaptığını ispat ederse kitaplarını imzalı olarak ilk alacak
kişi olacağımı belirtmek isterim.

41
Tarcan, Tarihin Başladığı Ön Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü, 128.
Kaynaklar:
1. Arthur Upham Pope. “Pyramid Discovery in China.” New York Times (1923-Current file),
April 8, 1947.
2. Ban, Gu, and Zhusen Zeng. Po Hu Tʻung. E. J. Brill, 1952.
3. Cathie, Bruce. The Bridge to Infinity. Adventures Unlimited Press, 1997.
4. Childress, David Hatcher. Lost cities of China, Central Asia, & India. Adventures Unlimited
Press, 1991.
5. Easton, Robert Olney. Guns, gold, and caravans. Capra Press, 1978.
6. Easton, Robert Olney, and Fred Meyer Schroder. China caravans. Capra Press, 1982.
7. Eckfeld, Tonia. Imperial tombs in Tang China, 618-907. Routledge, 2005.
8. “Evolution - Open Source: Is Hartwig Hartsdorf's Archeological Work An Extention of What
Baird T. Spalding Found in the Gobi?.” http://evolutionopensource.blogspot.com/2007/03/is-
hartwig-hartsdorfs-archeological.html.
9. Fong, Mary H. “Antecedents of Sui-Tang Burial Practices in Shaanxi.” Artibus Asiae 51, no.
3/4 (1991): 147-198.
10. “Google Books.”
http://books.google.com/books/serial/ISSN:00243019?rview=1&source=gbs_navlinks_s.
11. Guo, Qinghua. “Tomb Architecture of Dynastic China: Old and New Questions.”
Architectural History 47 (2004): 1-24.
12. Hausdorf, Hartwig. The Chinese Roswell. New Paradigm Books, 1998.
13. Loewe, Michael, and Edward L. Shaughnessy. The Cambridge history of ancient China.
Cambridge University Press, 1999.
14. Marshall, S. “The White Pyramid.” Fortean Times (December 2002): 28-35.
15. Rawson, Jessica. “The Eternal Palaces of the Western Han: A New View of the Universe.”
Artibus Asiae 59, no. 1/2 (1999): 5-58.
16. Tarcan, H. Tarihin Başladığı Ön Türk Uygarlığı Resmi Tarihin Çöküşü. Töre Yayın Grubu,
2003.
17. “U.S. Flier Reports Huge Chinese Pyramid In Isolated Mountains Southwest of Sian.” New
York Times (1857-Current file), March 28, 1947.
18. Xingzhong, W. “Tourist geography of Xi'an.” GeoJournal 21, no. 1 (1990): 147–153.

You might also like