You are on page 1of 1

Uyanmak

(Az gelişmiş toplumlarda çalışan bireyin evden çıkmış olması gereken


saat diliminde uyanma stresinin sebep ve sonuçları.)

Sabah yataktan kazınmak zorunda kalan sadece sen değilsin!


2000’lerin Türkiye’si dünyada kendine bırakılmış yüzölçümünde geniş
geniş, afyonuykusuvari yaymış yatmakta. Boynunun üstünde taşıdığı
başkanı, sadrazamın sol cenabından ona buna laf yetiştirmekten,
kendini yetiştirmeye vakit bulamamakta. “Bilmemek ayıp değilse bile
bilmeden başkan olmak ayıp be adam” demeyen bir memleketin
evlatlarıyız ve yerkürenin bizden uzaklaşışını izliyoruz yattığımız
yerden. “Rönesansı kaçırdık, sanayileşemedik, din yasakladı sanat
yan gidiyor” nidaları pluton’a vardı ülkemde söyleneliberi ve
dünyanın lideri daha şimdi bir uzay aracı çıkarıyor yola. Türk’ün
uyanmaya gönlü yokken yabancı, torunlarımızın kültürüne, görgüsüne
bilgisine talip, çalışıyor. Mirasımıza sahip çıkıp torunları
kendinin yapmaya uğraşıyor. ‘Beni devlet değil babam okuttu gençlik’
daha tanımlar üzerinde anlaşamamış, toplum olamadan birey
olabilmekten bahsederken yabancı kendini bırakmış, senin benim
geleceğime sahip çıkmak için çalışıyor.

Eritme peyniri gibi yayılmışız içdenizler üçdenizler arasına,


tilkiler yalana yalana kapacakları parçayı bekliyor. Ağzında
durduğun karganın aklına güvenirsen sonunun ne olacağı masallara
konu olmuş ve seni aynı masalla uyutuyorlar artık, danalar giremiyor
bostana. Başkan denince akla hemen onun adı gelir; hey corç versene
borç! Borç yiğidin kamçısıydı bir zamanlar ve kamçı sırttan eksik
olmaz idi. Bugün, her kredi kartı sahibinin şemsiyesi oldu borç ve
fakat girdiği yerde açılmadığını hala denemeden öğrenmemekte
ısrarlıyız ve bunun adına yiğitlik demek abesle iştigal etmekte
artık. İnanç var bizi sarhoş etmeye, içkiye ne hacet. Kumar yükselen
değer; üç beş herkes kazanıyor lakin ‘sistemli’de. Her türkü
çığıranın sanatçı olduğu düzlemde kapılan ve kaçılan sadece çantamız
değil. Kültürden, bilgiden, görgüden tüketiyor sahip olduğunla
yetinmeyince, onun bunun hakkından götürüyoruz. Yaşama amacımız; her
cebe bir telefon, konuştuğun kadar kazan kampanyasına dahil
olabilmek ve -çok değil- altı ay sonra hurdaya çıkacak ürüne
milyonlar, milyarlar vermek-verememek uykularımızı kaçıran tek
kabus.

Ben doğuda isem batıda kalanlar, bilgisayarıma bir ağ kurmuşlar,


kendi bilgilerini o taraftan bakmış bakmış yazmışlar, benim için o
bilgiyi sıraya bile koymuşlar. ‘Dünyanın bilgisini onların gözünden
öğrenmek bile bir şey’ demem çet ile çıtır, kıtır peşinde koşarım.
Hayat oyun olmuş girmiş bilgisayara düşünmeye vakit yok. Bir
tuvalette gelirdi aklım, bugünlerde oraya da oyun girdi cepten,
beyinsel aktivite sıfır. Memur olur, dokuz beş, yüzde yirmi
performans gösteririm nette çet, meynette kingdi pokerdi derim, ama
zam günü geldiğinde aradığım benim “hakkım”, diş göstermesini iyi
bilirim. Sadece tüketir sadece yerim. Ben yaşayayım başkası ne bok
yerse yesin dersen yılanların sana dokunmamasının tek nedeni senin
de onlardan biri olmandır. Süründüğün yere dikkat et de küçükken
ezmesinler kafanı.

Ey Türk istikbalinin evladı! “Uyan! Uyumak için önünde sonsuzluk


var.”

You might also like