You are on page 1of 34

Din ve deoloji

ER F MARD N ER F MARD N 1927 y l nda stanbul da do du. Galatasaray Lisesi nde ba lad orta renimini ABD de tamamlad . Stanford niversitesi Siyasal Bilimler Blm mezuniyetinin ard ndan lisansst e itimini John Hopkins niversitesinde yapt . 1954 de Siyasal Bilgiler Fakltesi ne asistan olarak giren erif Mardin, doktoras n Yeni Osmanl lar n D nsel Yap tlar konulu teziyle Stanford niversitesi nde tamamlad . 1964 te doentli e, 1969 da profesrl e ykseldi. 1973 te geti i Bo azii niversitesinde siyaset bilimi ve sosyoloji dersleri verdi. ABD de Columbia ve California, ngiltere de Oxford niversitesinde konuk retim yesi olarak dersler verdi. Halen Washington D.C. deki American University Uluslararas li kiler Blm nde retim yeli i yapan ve ayn niversite bnyesinde faaliyet gsteren slam Ara t rmalar Merkezi nin ba kanl grevini srdren Mardin in yay mlanan kitaplar unlard r: Jn Trklerin Siyasi Fikirleri 1895-1908 (1964), Din ve deoloji (1969), deoloji (1976), Trkiye den Toplum ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1990), Siyasal ve Sosyal Bilimler (Makaleler derlemesi, 1990), Trkiye de Din ve Siyaset (Makaleler derlemesi, 1991), Trk Modernle mesi (Makaleler derlemesi, 1991), Religion and Social Change in Modern Turkey. The Case of Bedi zzaman Said Nursi (1989) [(Bedizzaman Said Nursi Olay / Modern Trkiye de Din ve Toplumsal De i im (1992)], The Genesis of Young Ottoman Thought (l962) [Yeni Osmanl D ncesinin Do u u (l996)]. *** NDEK LER METODOLOJ K NOT .... 7 2. BASIMA NSZ ... .. 11 D NVE DEOLOJ ... . 13 D N SOSYOLOJ S VE D NSEL DAVRANI .. 39 D N SOSYOLOJ S AISINDAN SLAM .. .. .. . 65 OSMANLI MPARATORLU U NDA YAPI VE KLTR ..... 103 CUMHUR YET DEVR NDE VOLK SLAMI ..... 141 AMP R K KANITLAR ..... . 155 SONU ... ...... 165 ***
B R NC BLM

D N VE DEOLOJ Sert ideoloji dedi im zaman, sistematik bir ekilde i lenmi , temel teorik e serlere dayanan, sekinlerin kltryle s n rland r lm , muhtevas kuvvetli bir yap y kastediyorum. Yumu ak ideoloji ile de, kitlelerin, ok daha ekilsiz inan ve bili sel (cognitive) sistemlerini kastediyorum.

deoloji, Bu kavramla ifade etmek istedi im, kitle toplumunun belirmesiyle beraber nem kazanan inanlard r. Bu inan ve tutumlar belirli bir ahs n fikri yap tlar na indirgemek mmkn de ildir. deoloji, bu anlamda daha ok, idare edilen lerin aras nda yayg n, ynl, fakat s n rl , belirsiz fikir kmelerinden meydana gelir. deolojiler, uzun zaman, insanlar n akl n elen kurald etkenler olarak tan mlanm t r.

deolojileri bu a dan ele ald m z zaman onlar , insanlara istikamet vermeye yarayan birer harita olarak grrz. Sokaktaki adam n fikirleri mant ki bir tutarl l a sahip de ilse de, ya ad kondu u zaman bir tutarl l k kazanmaktad r. ereve iine

deolojinin ortaya kard bu psikolojik uyum fonksiyonlar n n en nemlilerinden biri dinsel fonksiyondur. Lane, bu fonksiyonu ideolojik btnn bir alt katego risi olarak ele almaktad r. Lane'in denekleri iin din, ideolojilerinin di er paralar gibi, gidi ine uymak zorunda olduklar bir dnyada, psikolojik bir denge kurman n yollar ndan biridir. Din, bir dnyay anlama ve kendini o dnyada belirli bir yere yerle tirme modeli olarak fonksiyon grmektedir. Hedefimiz, Trkiye de dinin sosyolojik-siyasal fonksiyonlar n belirtip Trkiye'de siyasi alanda ne gibi bir rol oynad n anlatacak ba lang analitik kategorilerini ortaya karmakt r. Max Weber, kapitalizmin te ekklnde Marx' n belirtti i etkenlerin yan ba nda baz "ideolojik" unsurlar katm t r. Ona gre kapitalizmi geli mi kapitalizm haline getiren bu etkenlerdir. Bu etkenlerin tm "Protestanl n dnya gr " kavram alt nda toplanabilir. Protestanl n Kalvinist eklinde, insan n kendi amalar iin de il Allah' n verdi i tabiat intizam n gerekle tirmek iin dnyaya geldi i inanc bu sistem iindeki insanlar toplumun rasyonel ynlerini geli tirmeye yneltmi ve bylece paz ar mekanizmas n n rasyonellik unsurlar n bir Allah grnts olarak k abul edip onlar kullanmaya sevk etmi tir. Kalvinizmin, elde edilen zenginliklerin ahsi karlar iin kullan lamayaca fikri ise birikmey e yol am t r. Fakat bunun yan nda ba ar Allah' n kulunu sevdi ine dair bir "i aret" olarak kabul edildi i iin bireyler Kalvinizmde al kan olmaya sevk edilmi lerdir. Bylece ekillenmeye ba lam olan kapitalizm, Weber'e gre ok daha billurla ma imkan bulmu tur. Weber ama rasyonalitesi ile de er rasyonalitesi aras ndaki fark belirtmek suretiyle insanlar n eylem trlerinin zihindeki ekilleni ini bize anlatmaya yarayacak tamamen yeni bir eksen sa lam t r. Amaca gre rasyonellik insan n amac n seme serbestli inin yan nda bu amaca en k sa yoldan varacak yolu semekte serbest olmakt r. De ere gre rasyonellik ise belirli bir amaca ynelirken bir insan n, de erlerinin etkisi dolay s yla yaln z aralar n seebilmesi, amac n sabit olmas d r. 2

Zaman m zda sosyal bilimlerde kaydedilen bu ilerlemeler, dini "endi e azalt c " ve "ki ili i billurla t r c " sembolik bir sre olarak kavramla t rmam za yol am ve dinin bu anlamda "yumu ak" bir ideoloji olarak incelenmesinin imkanlar n ortaya karm t r. Dini Trkiye'de bir "eylem arac s " (mediator of action) olarak ele al m z n sebebi dinin Trk kltrnde nemli bir unsur olarak belirmesidir. Aralar nda seim kaybetmi "laikler"in ba ta bulundu u bir k s m politikac lar, din faktrnn Trkiye 'de kar s na geilmez bir varl k oldu unu anlat rlar. Daha derin bir dzeyde, laik Cumhuriyetin kurulu undan bu yana, Trkiye'de fertlerin ki ilik ve kimlik krizlerini halletmekte zorluk ekmi olduklar a kt r. Ancak, Trkiye'nin de er bo lu u gzleri kama t racak kadar belirlidir. Alt s n flarda bu de er bo lu u slami olarak bildikleri itikatlara s k s k ya sar lmak suretiyle halledilmek istenmi tir. Ayd nlarca "bat l itikatlar n art " olarak de erlendirilen bu niteliklerin toplumsal ve siyasal davran boyutlar na dn ece i phe kabul etmez. Problem, Trklerin hepsinin ayn mezhepten olmalar bak m ndan daha da apra k bir hal almaktad r dini ayn trden(Snni) bir btn olarak ele alaca z.
2. BLM

D N SOSYOLOJ S VE D NSEL DAVRANI Freud ile Marx n gr leri birbirlerinden o kadar da uzak de ildir. Feuerbach' n tezinin esas , alg lama (perception) hakk nda bir bulgusuna dayan yordu. Feuerbach'a gre bir eyin varoldu unu sylemek, yaln z o eyin tasavvur edilebilece ini sylemek de ildir. Byle bir iddia, buna ilaveten, var kabul edilen eylerin alg lanabilece ini (perceived) veya duyumsanabilece ini (sensed) sylemektedir. Feuerbach' n bundan kard sonu udur: Allah' n varl onun alg lanabilece i bir ekil almazsa, ispat edilemez. Bylece Feuerbach'a gre din bilimin kan tlar asl nda kof ve etkisiz varsay mlard r. nsanlar n kalbinde Allah inanc ise kendi s n rl l n ideal bir varl kla kar la t rma e iliminden do an bir projeksiyondur. Din, insan n kendi d ncesinin insanlar st bir plana aktar l d r. nsanlar n ruhun lmezli ine inanmalar ve ilahi adaletin tecellisine inanlar , gene insanlar n kendi adalete susam l klar n n soyut bir plana aktar lmas d r. Feuerbach'a gre, 'Duygu a k gzlerle grd mz bir ryad r, din uyanan bilincin ryas d r, rya dinlerin esrar n n anahtar d r." Marx... Din, bask ya tabi yarat klar n i ekmesi, kalpsiz bir dny an n kalbi, ruhsuz olaylar n ruhudur. (Din) halk n afyonudur." Acton'un belirtti i gibi, burada "afyon un anlam vicdans z bir st s n f n halk uyutmak iin kul land bir ara de il, insanlar n kendilerini olaylar n yzeyinde batmadan tutabilmek iin kull and klar bir kendi kendini aldatmacad r. Marx'a gre, din ele tirisi genel bir dnya anlay na yol amaktad r: nsan dindeki aldatmacay anlad andan itibaren 'kendi kendini esir etti i artlar n ortadan kald r lmas zorunlulu unu da anlar. 3

Teori bir tesadf eseri olarak ortaya kmaz. Teori toplumun bir blmnn forml halinde ifade edilmi ihtiyac d r. Marx'a gre ideoloji ile din aras nda kuvvetli bir ba mevcuttur. Fakat dinin bir zelli i, kullan lan bir tahakkm arac olmaktan ok, insan n sar ld bir kurtarma arac olmas d r. Freud iin din, ki inin toplumsal bunal mlar ndan hayli nce beliren baz ahsiyet problemlerini halletmek iin ba vurdu u bir "oyun" dur. Freud'a gre ki inin ahsiyet evriminde ilk safha, ocu un hibir ekilde anlamad bir alemde, kendisini tamame n gsz hissetmesidir. Bu gszl n kar s nda ocu un isteklerini yerine getiren bir nevi "kadir'i mutlak" olan ana ve sonra baba belirir. Sonradan, inanlar daha biimsel bir ekil ald zaman, ki i, ocuklu undaki durumunu hat rlatan durumlara kendini kolayca uydurur. Erikson'un ifadesiyle: "Yeni do mu ocukta beliren gveni destekleyen ana baba inan , tarih boyunca kurumsal teminat n (bazen de en byk d man n ) rgtlenmi dinde bulmu tur. Koruman n sonucu olan gve n, herhangi bir dinin gerekli inin mihenk ta d r. Btn dinlerde ortak olan eyler unlard r: dnya nimetleri gibi, manevi sa l k da tan yaratana ya da yaratanlara zaman zaman ocuksu teslim olu ; insan n nemsizli ini belli eden bir klme ya, da alakgnll davran ; dua ve ark yoluyla kt davran , kt d nce ve niyetlerin itiraf edilmesi ve tanr sal rehberlik sayesinde i huzuru iin iten gelen yakar ; son olarak, bireysel gvenin ortak bir inan, bireysel gvensizli in ortak olarak kavramla t r lm bir ktlk olmas gere i. te yandan, bireyin kendine gelmesinin kayna n o unlu un kat ld ayinlerde bulmas ve cemaate gvenin bir i areti haline gelmesi de bu ortak nok talardand r." Marx' n bilinli olarak zerinde durmad fonksiyon kavram , toplumlarla dinler aras ndaki ili kileri incelemenin bir ana tr olmu tur. Bunu ilk defa, Durkheim, toplumun tm varl n dzen ve yap lar n n dinde ifade edildi i kavram yla anlat yor. Din, toplumun min yatrle tirilmi modelini veren bir kurumdur. Dini "ayinler" (rites) ise, o toplum iinde ya ayan insanlar n, zaman zaman kendi yap lar n n sosyal "anayasa"s n hat rlamalar n mmkn k lan bir "toplum de erlerleri do rulama"s d r. Mesela Max Mller, ilkel dinlerin inanlar n soyut ilahlardan ok e yalar ve maddi varl klar etraf nda toplamalar n , bu maddi varl klar n daha soyut bir varl temsil etmeleri eklinde yorumlam t . O, dinin bu ekilde e yaya tapma eklini almas n ilkel insan n, " ey lerden her birinin ona can veren bir ruhla birlikte geldi i inanc na ba lam , buna "animizm demi ti. nsanlar kendilerinin "ruh sahibi" olduklar n anlam lar ve bunun nesneler iin de gerekli olaca n sanm lard .

Durkheim, dinin, ki isel de il, toplumsal bir sre oldu unu iddia etmi ti. Ona gre, Avustralyal lar totem hayvanlar na, gruplar n n birli ini temsil ettikleri iin tap yorlard . Totemin kutsall bir kere kabul edilince, totemlerin toplulu u olan toplumun da kutsal bir varl k oldu u inanc n n temelleri at lm demekti. Totemlere kar gsterilen sayg , bu itibarla, toplumun gene1 yap s na gsterilen bir sayg y temsil ediyordu. Dinsel eylere kar sayg , otoriteye kar hrmetten ba ka bir ey de ildi. Dinsel tapman n as l nesnesi toplumun kendisidi r. Btn toplumlarda "by" belirli zamanlarda sonu e lde etmek iin kullan lan yollardan biridir. Fakat by kul lanan insanlar, ayn zamanda "bysel" olmayan bir sistem de kullan rlar. Mesela, al klar n tatmin etmek iin "by yapmazlar, topra ekip bierler ve ya murlar n geli i, gne gnlerinin say s gibi tabiat olaylar na dikkat ederler. Bilim ncesi bir bilim sistemi kullan rlar. Bu artlar iinde, ortaya kan sorun, bynn niin ve nerede, hangi zel hallerde kullan ld d r. kinci sistemin ze lli i, daha nce tarif etti imiz dzenin, bu alemin tesindeki kuvvetlerle bazen bozulabilece ini ngrmesiydi. Malipowski'nin nemli bulu u, yerlinin ola anst durumlar iin ay rd bu ikinci anlam kategorisi ile, her ampirik sistemde ortaya kmas muhtemel "bilinmeyen" faktrn de bilgisel sistemin iine katm oldu unu grm olmas d r. Malinowski, bu ekilde, ilkellerin bilgisel sisteminin bile bo luk"lar kabul etmeyen bir sistem oldu unu gstermi ti. Genel bir bilgi sistemi, ba lang tan itibaren, en ilkel seviyede bile, "her ey i izah etmeye al an bir sistemdir. Bir evren modelidir. Belirli bir faaliyet, onu yapanlar iin hayati ise ve ayn zamanda ba ar ans nispeten d k veya daha ok talihe ba l ise, bu, faaliyete i tirak edenleri ok yksek bir gerilim iinde tutar ve onlar bezginli e gtrr. Bynn, ba ar s zl n etkisini ortadan kald racak olan bir mekanizma olmas , m terek moralin yksek seviyede tutulmas na imkan verir. "By"nn bu mo ral bozulmas na mani oldu u derecede de nemli bir toplumsal fonksiyonu mevcuttur. A. R. Radcliffe-Brown taraf ndan Dinler sosyolojisi alan nda nemli bir a ama te kil etmeleri bak m ndan tezinin kendisi taraf ndan yap lan zetini hat rda tutmam z gerekir: 1. Belirli bir dini anlamak iin etkilerini incelememiz gerekir. Bundan tr din faaliyet halinde incelenmelidir. 2. nsan davran genellikle duygu ad verilen zihinsel (mental) e ilimler taraf ndan kontrol edildi i veya ynetildi i iin, belirli bir dini topluma kat lman n sonucu olarak ki ide hangi duygular n geli ti ini bulmak gerekir. 3. Din zerinde yap lan al malarda, nce, zellikle, din ile ilgili hareketler ve ki isel veya toplumsal ayinler incelenmelidir. 4. Baz modern dinler, belirli retiler zerinde dururlar. Dikkatlerini inan zerinde toplarlar. Bu zellik karma k bir yap ya sahip olan toplumlar n geirdi i zel toplumsal de i melerin bir sonucudur. 5. Baz toplumlarda din ve sosyal yap aras nda dolays z ve yak n bir ili ki vard r. Fakat halk aras nda de i ik dinsel kurulu lar veya mezhep ve "kilise1lerin kurulmas sonucu, ayr ve ba ms z bir dinsel yap ortaya karsa, bunun tm toplumsal yap ile olan ilgisi birok ynden dolayl ve izlenmesi g hale gelir. 5

6. Genel bir kural olarak... tm dinler ift y nl bir ba ml k duygusunu ifade eder ve din, toplumsal fonksiyonunu bu dayan ma duygusunu srekli olarak desteklemek yolu ile yapar. Radcliffe-Brown' n "ift ynl ba ml l k" hissinden kastetti i, insanlar n kendi toplumlar n n dinsel trenlerinden hem bir ey beklemesi hem de onlardan ekinmesidir. Toplumun as l dayan mas n sa layan, bu bekleme ve ekinmedir. Din, burada bir "avutma" eklinde de il, fakat insanlar n iinde ya ad klar toplumsal yap n n genel izgilerini anlamalar na yarayan bir model olarak beliriyor. Ayn zamanda din, toplumun eklini destekleyen "duygu"lar yaratt derecede, toplumun devaml l n sa lamaktad r. Marx' n izah n bir dereceye kadar hat rlatan blm, dinin belirli bir toplumun mekanizmalar n devam ettirmeyi sa layan, renilmi fikri kal plardan biri olmas d r. Kltr Toplumsal bilimlerin en kaypak ve anla lmas en zor kavramlar ndan biri kltrdr. nemli olan, belirli bir sepet rme veya evlenme veya hkmranl k veya sava ma eklinin toplum iinde nas l herkes taraf ndan bilinen, di er ku aklara da geirilen bir model haline geldi idir. Bunu sa layan, yollar n tmne "kltr" den mektedir. Bu itibarla kltr, hem toplumun sembol haline getirilmi modellerinin ve hem de onlara set eken 'maddi' imkanlar n tmdr. Bylece, ey ler, kltrn esas unsurlar ndan birincisini, " ey"lerin ili kilerini kuran soyut sistem ise ikincisini meydana getirir. Sembol ki i taraf ndan anla l p, ki i ona gre hareket etti i zaman, buna davran diyoruz. Semboller kendi aralar ndaki ili kilere ortak bir ekil kazand rd klar zaman buna kltr diyoruz. Johnson, "Elle tutulur kutsal eyleri anlaman n yolu, elle tutulamayan, grnmez do a st dzenin elle tutulur gzle grlr sembolleri olduklar n bilmektir. Kutsal eylere dokunabilmek do ast dzenin daha canl olarak tahayyl edilmesine yol aar, bylece hesapa ona olan inanc m z peki tirir. Tanr ve azizler uzakta grnmez ve anlat lamaz olduklar halde insan bir ikonu grebilir, ona mum dikebil ir. Sembollerin biimi, sembolize edilen eyin biimiyle ili kilidir. Bylece domuz, bir verimlilik ayininde kullan lmak iin uygun bir semboldr. Y lan toprak alt nda ya ar ve llerin ruhlar gibi ok defa tehlikelidir ... dinin "afyon" fonksiyonu, tekn olojik bir sistemin "afyon" fonksiyonundan farkl de ildir. Btn kltrn, hangi sistem alt nda olursa olsun, kendi kendini devam ettiren bir nitelik ta d na bak l rsa iindeki unsurlar n tm "ideolojik" bir mahiyet ta maktad r. deoloji, Marx' n modelinde oldu u gibi, zel bir "aldatmaca" de il, toplumun kendi kendini devam ettirebilmek iin iinde bulunan btn fertlere, ba ka ba ka alanlarda oynatt oyunun kurallar haline gelmektedir. 6

... nemli bir nokta, bir kltr btnnn, bir kere ortaya kt ktan sonra, de i en artlar dolay s yla toplumun, ihtiyalar de i ti i zaman bile kendini devam ettirmeye e ilimli olmas d r. Toplumun kltr kat ndaki yap tlar n n, bir kere olu tuktan sonra yap lar n zor kaybetmelerine bunlar n "zerkli i" diyoruz. Kltr yap tlar bir dereceye kadar zerk yap tlard r. Fonksiyonalizm, daha nce zerinde durdu umuz Durkheim ve Radcliffe-Brown gibi kimselerin ba l olduklar , toplum iindeki srelerin bir fonksiyon grdkleri ve bundan dolay devam edebildiklerini belirten okuldur. bu yakla ma gre, toplumun iinde bir yap sal unsur varsa, bir fonksiyon da grmektedir. Toplum bu yap n n ihtiyac n duydu u iin o oradad r. Bir yap n n neden"ini ara t r rken en verimli yol, bu yap n n toplumun devam bak m ndan ne gibi faydalar sa lad n ara t rmakt r. Geertz'e gre yle bir hataya d mektedirler: Yap ve kltr aras nda bire bir ili ki tasavvur ettikleri iin ya y ap y kltrn davran sal bir ekli ya da kltr yap n n bir yans mas olarak grmektedirler. Oysa "Kltr ve sosyal sistem kavramlar n ay rt edebilmenin en verimli yollar ndan biri, ilkini sosyal ili kileri etkileyen dzenli bir anlam ve semboller sistemi olarak ele almak, ikincisini ise sosyal ili kilerin kendine zg dzeni olarak tan mlamakt r. Birinci dzeyde, ki ilerin evrelerini tan mlamalar na, hislerini ifade etmelerine ve karar vermelerine yard mc olan bir inan, sembol v e de erler yap s vard r. Di er dzeyde ise, kal c eylemlerine sosyal yap ad verdi imiz bir kar l kl etkile im sreci vard r. Kltr, ki ilerin ya ant lar n de erlendirmelerine yard m eder ve hareketlerinde yol gsteren anlamlar n tmdr, sosyal y ap ise bu hareketlerin ald ekil, halen varolan sosyal ili kiler a d r. Santri - Abangan ikili ine benzer bir hadiseyi Trkiye'de de grece iz: Okumu larcahiller ikili i eklinde grlen bu b lnme, kltr kal plar n n zerkli i dolay s yla Trkiye'de yap unsurlar ndan ba ms z olarak, zerk bir boyut eklinde etkisini gsterebilmi tir. Spiro'ya gre be ensek de be enmesek de, toplumumuzun de erlerini yerle tiren mekanizma udur: ocuk, ana ve babas taraf ndan, en kk ya ndan itibaren "iyi" hareketleri iin mkafatland r l r, "kt" hareketle ri iin cezaland r l r. ocuk ancak "iyi" hareketler yaparak dikkat ekebilece ini, sevgi ve efkat grece ini renir. Bydke, "iyi" hareke tlerinin ayn zamanda ahlaka uygun, do ru, yap lmas gereken hareketler oldu u kan s na var r. K saca ocuk, anas ve babas yla zde le tirme (identification) kanal yla bir sperego kurmaya ba lar, ailesinin "do ru" buldu u de erleri kapar. Toplumun "norm"u ki inin "de er"i haline gelir. O da ocuklar na ayn bilgileri aktaracakt r. Bylece, de erlerin aktar l , Freud'un daha nce ahsiyet katlar n n olu mas hakk ndaki teorisiyle kenetleniyor.

Freud'un ahsiyet evrimi teorisi, bilindi i gibi ahsiyet kat n n te ekkln n grr. Bunlardan birincisi "id", ekillenmemi arzular kat , ahsiyetin alt kat nda yatar, temelini te kil eder. ahsiyetin ikinci kat ki inin bir ki i oldu unun fark na varmas d r. Buna ego kat diyoruz. Nihayet, ki inin evresinden ald telkinlerle toplum normlar n kabul eder hale gelmesi, "vicdan n n belirmesi, sper-ego'nun te ekkl olarak tan mlan r. ...belirli bir kltre uygun olarak hareket eden ki ilerin tamamen ayn hareketlerde bulunmad klar ortaya kt . ...bir kltrn iinde bulunan her aile o kltrn btn nitelikl erini kendisinde toplayamaz. Aile, kltrn ailece seilmi baz zelliklerinin aktar lmas n sa layan bir szge gibi al r. ...btn aileler ocuklar na ayn eyi retseler bile bu retilenler renme seviyesine gre ekillenecek, retilenler semeye tabi tutulacakt r. Bir kimse, kar l kl etkile imde yaln renme kaynaklar yla kar la r. Ki a an bir kltr de yaratabilir. Bt n mekanizmas yla ahsiyet te ekkl z kendi ailesiyle de il, ba ka ailelerle ve ba ka i bunlar kullanarak kendine genel kltr bazen bunlardan da grlyor ki, kl tr tevars mekanizmas asl nda ayn mekanizmad r.

Bir yap de i ikli i s ras nda, eski kltrn ze rinde etkili oldu u aileler, ocuklar na verecekleri de erleri de i tirinceye kadar, eski kltrel kal p eklini muhafaza edecektir. Kltr, yap dan zerk olarak kendi benli ini devam ettirecektir. ...din, ailelerin ocuklar na anlatt klar dindir. Bilhassa alt tabakada bunun "resmi" slamiyet ten ayr ld , Trkiye'de 13. yzy ldan beri bilinen bir gerektir. Kltr sistemi ze rk bir varl k olarak al abildi ine gre, kltr sisteminin bir alt dal olan din sisteminin de nas l zerk bir varl olabilece ini anlayabiliriz. ... zerinde durmam z gereken bir konu, dinin t pk daha nce ideolojilerde oldu unu grd mz gibi, fonksiyonunu planda grd dr. Bunlardan birincisi, ki isel pland r. Ki i kat nda dind kltr tamamen izah edemeyece i bir olaylar tortusu oldu una gre ki i, bunlar iin bir ba ka trden izah arayacakt r. Kendisini izah aramaya sevk eden gd ise; 1) ocukluktan kalma, dnya kar s ndaki zaaf duygusunun bertaraf edilmesi zorunlulu u 2) Genel bir "anlama" sistemini herhangi bir k esini bo b rakmamak, dnyada kar la t btn olaylar anlatabilecek bili sel (cognitive) bir sisteme sahip olmak istemesidir. Dinin ikinci fonksiyonu kltr kat ndad r. Din, insanlara evrelerindeki dnyay zel "gzlk"lerle grmeyi sa layacak kavramsal gr imkanlar n sa lar. Din bir semboller kmesidir. Nihayet din, Durkheim' n pe inden gidilirse, toplumsal yap unsurlar n n sabit kalmas fonksiyonun u grmektedir. Bunlar n aras nda atalara tapman n toplumun ihtiyarlar n n yerini muhafaza etmek gayesini gtt , ikrar verdirme (initiation) 8

trenlerinin cinsel kimlik ve erginli i tan mlay c trenler oldu u, mitoslar n toplumsal kurumlar iin "anayasa"lar temin etti i, art k zerinde durulmayacak kadar kesinlikle gsterilmi tir.
NC BLM

D N SOSYOLOJ S AISINDAN SLAM Ara t rd m alan, slamiyet in bugn, Trkiye'de, sokaktaki adam n fikri kal plar n etkileme mekanizmas d r. Daha uzak bir amac m, bu fikri kal plar ile toplumsal ve siyasal eylem aras ndaki ba lan bulmakt r. Her ne kadar slamiyet i, biz bir din olarak tan mlamaya e ilimliysek de, Peygamberin onu daha ok bir millet olarak tan mlam olmas muhtemeldir. D. S. Margoliouth'un bu a klamas , slamiyet in esaslar n anlatmak yolundaki giri imlerin iinde bize belki en derin gr sa layan d r. ... slamiyet in "bir millet" olarak kavramla t r lm olmas n n yap bak m ndan sonular nelerdir ? Bir sistem olarak slamiyet bu a dan di er dinsel sistemlerden nas l ayr lmaktad r ? lk ba larda slamiyet in toplumsal yap bak m ndan belki en nemli niteli i, kabile ili kilerinin ok kuvvetli oldu u bir ortamda belirmi olmas d r. ... slamiyet te din, ba tan itibaren Bat 'da nce polis ve daha sonra imparatorluk yap lar n n yapm oldu u bir grevi stne alm t r. ... zira slamiyet, polisin soplara yapt etkiyi kabilelere yapamam t r. Bunun anlam , kuvvetli bir dinsel inanc n-baz temel toplumsal yap lar n varolmad klar veya geli medikleri bir ortamda- o toplumsal yap lar n yapt klar grevi kendi stne alabildi idir. slamiyet, bu artlar alt nda toplumu siyasi plan da peki tiren bir "inan"olmu tu. Bir toplum yap s , toplumca tan m yap lm (position) mevkilerden ve bu mevkileri i gal edenlerin mevkileriyle uygun olarak yapmalar n bekledi imiz hareketlerden meydana gelir. Her mevkii kar layan, bu mevkie uygun hareketlere"rol" ad verilir. retmen mevkiine giren bir kimsenin retmenli i nihayet onun " retmence" hareketlerinden ibarettir. Yap , her toplum taraf ndan muhtevas tan mlanan, kar l kl etkile im ili kileri olan bu rollerden meydana gelir. Bu a dan, yeni bir toplum kurmak, btn rolleri ve bilhassa siyasal rolleri i ler halde ortaya karmakt r. Bu ortaya karma, ya yeni gruplar n kendilerine toplum iinde yeni mevkiler ay rmalar ve o mevkileri ve onlar kar layan "rol"leri me rula t rmalar eklinde belirir, ... ya da bu mevkilerin nemini teorik planda tan mlay p bu ekilde olu an "gedikleri sonradan doldurmalar eklinde olur. Ba ka bir ifade ile, slamiyet, esas itibariyle mevcut olan bir ehirsel yap n n zerine kurulmu bir yap d r, fakat bu ehirsel yap geli memi oldu undan dinin birle tirici rol, burada her zamankinden kuvvetli olmu tur. 9

Gibb e gre, a da Bat tarihinin siyasal bnyelerini olu turan birimler, kkenleri bak m ndan ya siyasal, ya rkla ilgilidir. Tersine, Do u tarihinde siyasal bnyenin temeli, genel kural olarak ideolojiktir. Dar anlam yla dinsel olabilecek ya da olamayacak (Konfys'n geleneki ahlak gibi) belirli retilerin yay lmas ve kabul ile yeni tr bir toplumsal dzen geli ir. ... slami inanc n bu, yap sal-peki tirici rol dolay s ylad r ki slam dininden -az da olsaayr lanlar slam devletinin d nda kal rlar. Bunlar bylece bir anda hem z nd k hem toplum d ve hem de devlet d ki iler olurlar. slam' n kendinden ayr lma e ilimi gsteren kk dinsel gruplar n ihaneti zerinde bu kadar sert bir ekilde durmu olmas , her dinsel grubun, potansiyel olarak yeni bir devlet kurma tehlikesi getirmesindendir. Toplum iindeki farkl la man n ok geli medi i durumlarda bu gruplar bir toplanma ekseni olabiliyorlar. Max Weber bu tipteki gruplar iin hierokratik grup (Hierokratischer Verband) kavram n kullanm t r. Max Weber'e gre, bir grubu meydana getiren birok ili kiler iinde, en nemlilerden biri, hkmetme (herrschaft) ili kisidir. Bu ili kilere gre kurulan gruplar ise iki, tipten olabilir: siyasal veya hierokratik. Siyasal grup, dzenini belirli bir yerde zel bir kadronun fiziki g tehdidi ve uygu lamas yla srdren gruptur. hierokratik grup ise, dzeni srdrmek iin dinsel faydalar da tmak veya geri almak yoluy la ruhsal (psychic) zora ba vuran gruptur. Belirli bir grup, grup olu unu bir dereceye kadar dinsel bir grup olmas na borlu olursa, bunun toplumsal yap ya aktar lan bir taraf olacakt r. Kuran n gnlk ihtiyalar ele almas ve bunlar dzenlemeye al mas , slamiyet te muamelat n geni li i, yukarda bahsettiklerimizin yans mas d r. Dinin slam toplumunda ifa etti i fonksiyonun en soyut ve semboli k, ba ka bir ifade ile teolojik ekli, mminin kendini Allah'a tm teslimiyeti fikrinde belirir. slamiyet Allah' n dolays z idaresi, milletinin zerine gzlerini diken ilah n hkmranl d r.... Allah ortak yarar u una al an en st kuvvetin ad d r. Bylece kamu hazinesi 'Allah' n hazinesi', ordu 'Allah' n ordusu' hatta kamu grevlileri bile 'Allah' n memurlar ' d r. ... slamiyet in beraberinde getirdi i bir di er zellik, toplum iinde rgtle nme ekillerinden baz lar n kabul etmeyi idir. Bunlar Durkheim' n ikincil (secondaire) yap ad n verdi i kurulu lard r. ... kincil yap yla burada kastedilen, fertle devlet aras nda kalan baz kurulu lard r. Bunlar hkmdar n kard veya nam na kar lan kanunlar n ykmllklerinden muaft r. Kendilerine verilen bu ayr cal klara gre bu ah slar ve gruplar kendi otoritelerinin geerli oldu u alanlar n s n rlar dahilinde devletin hukuki yetkilerini kullanabilirler.

10

...btn Ortado u'da ve bu arada slami toplumda, siyasi iktidar n ikincil yap lar tek ba na, me ru ve kuvvetli organizmalar olarak kabul etmedi ini grmekteyiz. Bu zellik bilhassa ehirlerin rgtlenmesinde gzkmektedir. ehir, Ortado u'da, Bat 'da oldu u ekilde mstakil, siyasi bir gce sahip, kendi kanunlar n karan ve zel mahkemeleri olan bir birim de ildir. ... bu meselenin di er bir yn ise, slam toplumlar nda tzel ki ili e hibir zaman Roma'da tan nd kadar geni bir rgtlenme, me ruiyet ve hareket serbestisi tan nmam olmas d r. Tzel ki ili in geli memi olmas , insanlar n toplum hayat nda, etraf nda toplan p kendi maksatlar iin byk bir serbestlikle kullanabilecekleri kurulu lar n olmay , di er taraftan dinsel bir rgtlenm e ilkesinin zaten toplumun yap unsurunda yer alm olmas , slami toplumlara ok zel bir ekil vermi tir. Bir kere devletle fert aras ndaki yap lar ortadan kalkmaktad r. kincisi, toplumsal seyyali yet o k daha kolayca sa lanmaktad r. ncs... Bat 'da ikincil kurulu lar n yaratt toplumlar nda yoktur. tutumlar, al kanl klar, de erler slam

Bat 'da gelir kayna , zengin burjuvalar n ehir halk n n bir blmne koyduklar vergilerdir. Do uda ehrin gelir kayna , vak flar ve hay rseverlerin yapt i lerdir. Bat 'da burjuva, haklar n senyre kar yapt bir mcadelede elde etmi , bazen senyrlerin ordular na kar km ve onlar yenmi tir. Ona gre, hak al n r, verilmez. Fakat bu anlay Do u ehirlerinde hibir ekilde yoktur. Hak, me ru olarak devletindir; Allah' n ba nda, bulundu u devletin tan d payd r. ... Haklar, devletin otoritesini e raf olarak payla an kimselere verilir. Devlet ile fert aras nda ikincil yap lar bir tampon vazifesini gremeyince, ferdin bunlar n yerine geecek bir s nak aramas gerekir. Bat 'da ikincil yap lar n yerine getirdikleri bu koruma fonksiyonunu Do uda bir taraftan mmet yap s , di er taraftan mmet yap s na ba l olarak "tarikat" yap s grmektedir. Gardet e gre ... Her Mslman da, silik bir ekilde de olsa, bu cemaatin mevcudiyetinin ve yksek de erinin bilincine rastlan r. ... Gnmzde do rudan do ruya dini duygulardan en uz ak olanlar, mesela ehirsel merkezlerde oturan ve Marksizm in en ok etkile di i i iler bile, Muhammet in cemaatine mensup olmaktan gurur duymaktad rlar. Bu cemaat hissi Bat Avrupa'daki ikincil yap lar n yerine geen yap sal unsurdur. Ki i, belirli bir kurulu un ayr cal klar aras na saklanaca na; cemaat iinde, birincil ili kilere benzer "do rudan" duygusal (affektif) ba lar n mevcudiyetinden destek bulur. Cemaatin yap unsurunu te kil eden ikinci de i ken din de i kenidir. Din, burada ikincil yap larda tzel ki ili in fonksiyonunu yerine getirir. Din, s n lacak, kendisinden kuvvet al nacak, me ru toplum eyleminin yap lar n tan mlayacak olan, hem koruyucu z rh ve hem de "had"d r.

11

Dinin hem genel "toplum k lavuzu" rol, hem bilgisel fonksiyonu Bat 'daki toplumlardan daha geli mi tir. Bat 'da burjuvalar n dind (secular) ideolojileri, karlar n n korunmas n sa layan mythos'lar , eninde sonunda dinsel fikirlerle at r. Ayd nlanma devrinin felsefesi bunun tipik bir rne idir. Mslman toplumunda rakip ideolojiler hemen hemen yoktur. Hemen hemen diyorum, zira devletin korunmas ideolojisi bir dereceye kadar ba ms z bir ideolojik kme olarak al r. ... Bir di er rakip ideoloji, dinin iinde oldu u izlenimini yanl olarak veren sufiliktir. slam toplumu, esas itibariy le, s n rlar silik, katlar belirsiz yayg n (diffuse) bir toplumdur. Gardet: Her mmin, mmin olarak ancak mmetin bi r unsuru oldu u derecede bir varl a sahiptir. ... Cahen'in daha somut ifadesiyle mmet bir tesant yarat c s d r. Fakat i birli i yarat c s de ildir. Kirchoff yeryznde esas itibariyle iki sop tipi oldu undan bahsetmektedir. Bunlardan biri zamanla farkl la ma ve s n fla maya yol aan trden, ikincisi s n fla maya yol amayan trden bir yap ya sahiptir. ... slamiyet yaln z bir din olarak de il, bir sosyal kimlik arac olarak da al maktad r. slam topluluklar n n kaypakl kar s nda din, ba ka daha farkl la m toplumlardaki ok e itli terbiyevi, yn verici rollerin ye rini tutmaktad r. Bat toplumlar nda toplumsal eylemi ekillendiren bu rollerin yerine slam toplumunun sundu u, slam dininin kapsay c talimatlar d r. mmet iyiyi e mreder, kty yasaklar. Bylece, slami toplumlarda, Bat toplumlar nda ok daha nemli bir fonksiyonu olan "de er"lerin yerine "normlar" gemektedir. Ki isel planda tercihler daha azd r. nsanlar, ... Ne yapmalar gerekti ini, kendi vicdanlar yla yapt klar bir muhasebeden ok, toplum normlar nda ararlar. ...toplumsal 'normlara ba l l n Trk toplumunda di er toplumlara gre ne kadar daha ne mli oldu unu gstermi tir. slami toplumlarda ki inin kendisine bir ki ilik imal etme srecinde din etkisinin Bat 'dakine gre, ok daha fazla oldu unu d ndrmektedir. ..."siz nesiniz ?" (What are you ?) sorusuna Trk ocuklar , verdikleri cevaplarda dinsel bir nitelik zikretmekte Lbnan'dan sonra, ba tan ikinci geliyorlard . Erikson, insan n hayat n ard ard na rastlanan ve zlmesi gereken bunal mlar olarak tan mlam t . Bunlar n tm sekiz bunal md r. Birinci sorun, ocu un, do umundan ba layarak hayat gvenle kar lamas d r. ... efkat, gven, dzen; bunlar ocu u "dnyaya bakabilir" hale getirir. kinci sorun, ocu un utan ve phe hislerinden uzak tutulmas d r.

12

nc sorun, ocu un giri kenli inin geli mesidir. Drdnc sorun, ocu un yava yava etraf ndaki medeniyeti teknolojik ynlerini anlamaya ba lamas ve al ma yoluyla, renme yoluyla bunlar kendine mal etmeye al mas d r. Bu sorunlar n halledilmesi ile ergenlik a ma gelmi bulunuyoruz. Bu a da zlmesi gereken en nemli problem identite-kimlik problemidir. O zamana kadar "ocuk" say lan kimselerin art k "ocuk" olmamas gerekmektedir. Bunun iin de "byk"lerin alemine nas l bir ki ilikle girece ini tayin etmesi gerekir. Okul ve oyun zaman gelmi , toplum yap lar yla kendisini btnle tirme zaman gelmi tir. Bir i , bir meslek seecek, toplumun katlar aras nda yolunu bulacakt r. Bu devre, ayn zamanda erkek li in veya kad n l n nas l bir ki ilik yap s yla topluma takdim edile ce inin zlmesi gerekti i zamand r. ... Tehlikelerden biri, birka kimlik aras nda kalan birinin, bunlardan hangisinin gerek kimli i oldu u zerinde bir karara varamamas d r. Kimlik sorunlar n n zlmesi zor oldu u iin, genler genellikle kendilerine bir kimlik sa layan kolektif toplum hareketlerinde erimeyi denerler. Ba ka bir zmde, fazla d nmeyi icap ettirmeyen doktrin ve ideolojilere sar l rlar. By n zmek zorunda kald bunal m kal yor: Bunlardan birincisi, etraf ndaki insanlarla ne gibi ba lar n kurulaca konusudur. Te ekkl etmi olan "ego"nun "ba ka"s yla kar la mas . Bu sorun zlme zse sonu yaln zl k (isolation) ve ba kalar n n insan n yaln zl na halel getirecek, gvenli ini tehlikeye sokacak d manlar say lmas d r. kinci bunal m, toplum iinde bir "eser" verebilme, yarat c bir insan olmakt r. Son bunal m insan n btn bu bunal mlardan sonra kendisini toplumun yzeyinde tutacak bir ego btnne sahip olup olmad , dnya ile al veri ini dzenleyecek i dzene kavu up kavu mad d r. Btn toplumlarda benzerleri bulunan bunal mlar n zmleri her toplumda ba ka ekiller al r. Toplumsal yap ve kltr bu zm arelerine ekil verir. Ki iye de i ik imkanlar sa lar. ocuklu un birinci bunal m bak m ndan slami toplumlarla Bat Avrupa toplumu aras nda ok byk farkl l k olmamas , muhtemeldir. Her iki toplumda da otoriter baba ayn genel artlar yaratmaktad r. Yaln z, erkek ocu un belki burada gven bak m ndan ayr cal kl bir durumda oldu unu syleyebiliriz. Utan ve phe duygular na gelince, burada nemli bir fark n ortaya kmas muhtemeldir. slam toplumu, biraz nce grd mz zere, bir normlar toplumud ur. Bu normlar ise, ah sta (utanc ) ok zel ekilde ortaya kar r. Burada, "utan" insan n kendi yapt klar ndan utanmas de il, toplumun be enmedi i bir hareketi yapm olmas dolay s yla toplumun gazab na u rayaca korkusu eklinde belirir. Bunun slami bir grnts olan "Takiy ye" (kendini sak nma) retisini yarg m kan tlamak iin ileri srmek istiyorum. slami inanlardan biri, insan , bask ile kar kar ya kald zaman, kendi inanlar n saklayabilmek iin bask ya uymas nda bir sak nca olmad kan s d r. Bu zelli i Nikki Keddie yle ifade etmi tir: ... Ortodoks veya heterodoks olsun muhtelif okullara mensup Mslman d nrleri, toplumun, zorunlu olar ak gere in tmn anlayan bir sekinler tabakas ile bu hakikati anlamaktan aciz bir o unlu a blnd n 13

san yorlard . Bunlar iin, gere i renmek faydadan ok zarar getirebilirdi. Bu gibi temel kavramlardan hareket eden ayd nlar veya mezhep nderleri, kamunun kar s na gerekte inand klar ndan bamba ka inanlar1a kmaktan ekinmemi lerdir. Zira, gerek inanlar n n ilan edilmesi o unlu un kafas n kar t racak ve inanlar heterodoks ise, onlar n kovu turulmas na yol aacakt r Sz konusu etti imiz safhada, nemli bir olay "zde le tirme"dir (identiIication). ocu un, toplumun normlar n alg lamakta kulland mekanizmalardan biri, ok sayg s veya sevgisi olan birini rnek seip onun gibi hareket etmek i stemesidir. ... ocuk, slami hayat n gerekleri hakk nda bilgilerinin byk bir k sm n bu zde le tirme mekanizmas ndan alacakt r. ocu un toplumun de erlerini al rken bunlar be endi i kimselerden almas na zde le tirme demi tik, buna olumlu zde le tirme de denebilir. ... Baz kimseler veya gruplar o olumsuz de erleri ta yan gruplar olarak tan mlan r ve ocuk onlar bu olumsuzlu un sembol olarak hat rlar. Osmanl mparatorlu u'nda, yukarda zerinde durdu umuz e itli nedenlerden dolay , memur, kap kulu k rsal topluluklar n bir olumsuz z de le tirme noktas d r. Bunun asl nda dinle ilgisi yoktur, fakat modern zamanlarda byle bir ili ki ortaya km t r. O da ttihat ve Terakki ile gelen "gavur" memur ve subay imaj na ba lanabilir. Daha sonralar , tek parti devrinde devlet temsilcilerinin k rsal topluluklara olan uzakl , ba ta dinsel olmayan bu ay r l n dinsel bir kisveye girdikten sonra daha da kuvvetle nmesini sa lad . Bilhassa esnafa rak olan bir ocu un mesleki hareketlerinin o unda slami bir anlam olacakt r. slami etkilerin en ok grld yerlerden biri, e itimdir. E itimin amac ocu u iyi bir Mslman olarak yeti tirmek oldu u derecede din yap s bir daha do rulanacakt r. Di er taraftan e itimin doktriner niteli i otorite yap s n peki tirici bir ynde al t derecede, slam' n otoriteye dayanan y nn kuvvetlendirecektir. slam, bir hayat tarz oldu u derecede ocu un kimlik sorununun zlmesine yard m etmi tir. ocu un lks, etraf ndakilere benzer, onlar gibi inanl ve onlar gibi zaman n geiren iyi bir Mslman olmakt r. Di er taraftan, ergenlik a ma varm gen iin toplumla btn le mek sorunu, slami inanc hangi kal plar ile kabul edece i konusuna indirgenmi tir. nceleri kendisine retilen olduka basit, tmc slami inanc n, asl nda, ok apra k meseleler ortaya kard n anlad anda, bu sorun ortaya kmaktad r. Kimlik bunal m n zemeyenler, selameti, slamiyet in kendisine sa lad , alternatif imkanl arda, yani, gene dini gruplarda, tarikatlarda veya onlara benzer dinsel topluluklarda arayacakt r. Ba kalar ile olan ili kilerindeki sorunu z meye gelince, burada mmet yap s n n ok etkili olmas muhtemeldir. ... Konukseverlik, e dostla iyi geinme, dinsel bayramlarda ba kalar n n yapt klar ktlkleri ba lama, sert ili kiler kurmamaya al mak, btn bunlar, slami inanc n tam anlam yla ideolojik ynn olu turan mmet hissinin telkin 14

etti i hareketlerdir: ... slam toplumunun "yarat c " olma sorununa etkisi, bu toplumun geleneksel bir iktisadi yap ya sahip olmas na ok ba l d r. ehirlerde hakiki bir kapitalizme geilemeyi ,... slam toplumunda yarat c olman n bir di er yolu da gazad r. te bu sahada geni li ine yarat c olmak mmkndr. slam aleminin s n rlar n geni letmek, talanla zenginliklerini artt rmak: ... slami toplumda yarat c olman n en ba ar l ekli gazi olmakt r. slamiyet te ki isel bunal mlar n her birinin zlmesi, insan n yaln z toplumla olan ili kilerini dzenlemesini de il ayn zamanda ilahi varl klarla olan ili kilerini de bir dzene koymas n sa lar. Btn bunlar olurken, ki i ayn zamanda mmete lay k bir kimse oldu unu da gstermi tir. slamiyet in bu zelli inden sz eden ki ilerin slamiyet te mhim olan ortodoksi de il, onopraksidir (do ru hareket) sznden kas tlar budur. Toplumun ortaya koy du u yap ile btnle mek, kendili inden, ayn anda bir dini ba ar kazanmak anlam n almaktad r. Kahramanlar bile, mmetten ayr lmad klar iin kahraman olabiliyorlar. ... ... Bugn slami toplumlarda fertili e kar tak n lan tav r, ok derin katlarda ya amaya devam etmektedir. Cemal Abdlnas r' n slami sosyalizminin kkleri burada aranmal d r. K saca din, slam toplumlar nda bir toplum normu dz enleyicisi olarak i ledi i derecede ki ili in olu umunda da nemli bir rol oynamakta, bat ya nispetle birok ilave katta ek ideolojik fonksiyonlar grmektedir. Gaza ... cihad slamiyet in ba ndan beri slam toplumunun nemli bir ynn te kil etmi tir. slamiyet u runa sava mak, slami toplumlarda ok yksek say lan de erler aras nda ba ta gelmektedir. Bunun bir yn, muhteme len kabile iinde, iktisadi kaynaklar n geim sa layacak dzeyde olmamas d r. ... Osmanl mparatorlu u, bilhassa bu gibi harpten ba ka gei vas tas olmayan asker kmelerinin ak ll ca kullan lmas ndan do an bir yap d r. ... Seyit Battal Gazi, bylece Arap lardan Trklere intikal eden bi r kahraman haline gelmi tir. slamiyet in btn zelliklerini, yani: a) Toplumun genel hatlar n tan mlay c , b) Talimat ve yn v erici (normatif) c) deolojik ve kltrel anlamlar topluma mal edici, d) Ki inin korunmas n sa lay c , e) kincil yap lar n yoklu unda toplumsal seyyal iyet sa lay c , fonksiyonlar n n nas l elde edildi ini, tarikatlar n oynad klar rolde grebiliriz. slam toplumundan s yr labilin bir tek yol u vard r: O da alternatif bir slami toplum kurmakt r. Sufilik, bunun yollar ndan biri olmu tur. Sufilik alternatif bir slam alemi olarak resmi slam' n negatif i olarak onunla yan yana ve i ie ya am t r.

15

slam' n bir toplum yap s olarak zelliklerini be enmeyenlerin bir alternatif olarak sufili i kullanmalar ilk defa bir milli duygu meselesi dolay s yla ortaya km t r. ... tepkileri, iili in a r ekillerini veya Haricili i kabul etmelerinde gzkm tr. Tarikatlar Bylece slamiyet yay ld ka onun muh telif ekillerine tamamen uymay anlar bu uyumsuzluklar n n cevab n ortodoks slam d nda ki inin ve gruplar n yorumuna a k olan gizemcilikte (mistisizm) ve onun rgtlenmi ekli olan Sufilikte bulmu lard r. ... Sufili in kendi iinde kurumla mas ise tarikatlar n kurulmas na yol am t r. Orta Asya Trkleri slamiyet e getikleri s ralarda slamiyet in, kendi gebe yap lar na uymayan zelliklerini kolayca kabul etmediler. Bilhassa kad n-erkek ayr l , arap yasa gibi normlar kendilerince kolay benimsenmedi. Orta Asya'dan amanl kla kar k gelen inanlara en yak n "sufilik"ti. slamiyet le geleneksel Trk yap s aras ndaki bu uyumsuzluk, Trkler ehirlere yerle tikten sonra kurumla m bir ekil ald . Bir taraftan ehirdeki sekinler slam' oldu u gibi kabul ederken, ehir medeniyetinin d nda kalan Trkmen a iretleri ve bir dereceye kadar sekinlerden olmayanlar, slam n heterodoks, sufi eklini tercih ettiler. Osmanl mparatorlu u'nun kurulu devirleri, slam' n heterodoks eklini kabul edenlerle snni slam' her tarafta hkmran k lmak isteyenler aras ndaki eki melerin tarihidir bir bak ma. mparatorlu un kurulu undan sonra geen y llar, slam' n bu iki grntsnn, snni slamiyet in ve kurumla m sufili in bir mtareke yapt klar devirdir. ... Bir taraftan resmi dini yayanlar slam' n Snni grntsn daha ince bir ekle getirirken, di er taraftan toplumun muhtelif katlar ndaki kurulu lar n, tarikatlarla ili kileri resmi bir ekil alm t r. Yenieriler, esnaf kurulu lar , belirli tarikatlara ba l d r. Di er taraftan tarikatlar resmi k urulu larla bir ba lant sa lad klar oranda bir sosyal seyyaliyet kanal fonksiyonu grm lerdir. ki kurum aras nda i birli i, ikisinin de me ru devlet mekanizmas n n bir paras olarak i grmesinde belirdi. Devletin din ve kltrn halk kltrne ba layan bu a , Gibb'e gre mparatorlu un en nemli yap sal peki tiricisi olmu tur. Bylece bir zamanlar devlet d nda rgt1enmelerinden korkulan esnaf te ekklleri gibi te ekkller de devlet yap s n n iine girmi tir. Burada dikkate de er nokta, dinsel bir kurulu un zerinde kontrol kurmak yolu ile devlet d nda yap sal nitelik kazanmaya e ilimli unsurlar n bylece kontrol alt na al nm olmalar yd . ...Tarikatlar bir e itim merkezi olarak. resmi uleman n verdikleri dnya gr nden farkl bir gr n sa lanmas n mmkn k lm lard r. Basit halk tabakalar n n meraya ve kap kullar na kar direnmelerini sa lam lar ve toplumsal seyyaliyete set ekildi i zaman, bunu sa lay c bir rol oynam lard r. Tarikatlar n, resmi uleman n kuru, do ru yoldan ayr lmayan, k l k rk yararak sonulara varan retilerinden ayr ld klar , onlara cazip ekiller verdikleri bilinen bir zelliktir. Edebiyat, sanat, gizemcilik, bedii ihtiyalar n byk bir k sm tarikatlar taraf ndan 16

kar lanm t r. Bilim, dnyan n al malar na kar merkezlerde beslenmi tir

ilgi, insan i leri hakk nda merak, bu

Bilhassa halk aras nda tarikat yap s yla birlikte dinsel kltre paralel olan heterodoks bir kltr geli mi tir. Halk aras nda Osmanl devlet s n f n n ranl la m edebiyat n n yerine ilahiler ra bet bulmu , Yunus Emre ona en yak n yazar tipi olmu tur. Halk edebiyat na kar resmi evrelerin gsterdi i isti na, muhtemelen bunun beraberinde belki gene bir ayr lma e ilimi getirece i phesine dayanm t r. Fakat asl nda brokratik st tabakalar n tutumu ve resmi k1trle halk k ltr, aras nda bir uurum yaratmalar , pek tabii ki bu e ilimi azaltaca na artt rm t r. Bunun en ilgin taraf devlet adamlar n n kendilerinin de zaman zaman tarikatlara men sup olmalar d r. Anadolu'da revata olan evliyalara tapma, bylece sufilikle birle ti ve sokaktaki adam n, Anadolu'nun, k1tr, hali ne geldi. Bu inanc n nemli zelliklerinden biri dnya nimetlerinden uzak kalma ideoloji siydi. Celali isyanlar ... Anadolu'da resmi uleman n d ndaki bir zmrenin halk, aras nda prestij sa lamas n n ikinci bir halkas n te kil ediyor. ... bu ayaklanmalar n bask c brokrasi aleyhinde ve bu itibarla basit halk tabakalar n n duygular n dile getiren bir ekilde cereyan etti i anla l yor. Sipahi sistemi ortadan kalkt , iltizam n muhtelif ekillerine gidildi i zaman, devlet mans p ve iltizamlar n n birbirine kenetlenmi fonksiyonlar alt tabakalardan gelenlerin ykselmesine mani olmaya ba lad . Bu artlar iinde, st tabakalara t rmanabilmenin yollar ndan biri tarikat a n n devlet iindeki temaslar ndan faydalanmak olmu tur. Fakat tarikatlar n uzun vadedeki tesirlerinin en nemlisinin Osmanl mparatorlu u'nun bat yla ortaya kt n syleyebiliriz. Bu tesir, Gibb'in i aret etti i gibi, tevekkldr. ... Halk katlar nda tarikatlar n ve sufili in, daha az entelektel, daha somut eklinin etkisi Osmanl mparatorlu u'nun ilahi bir gazab dolay s yla batt fikriyle sonulanm t r. Bu bat gaipten gelen bir i aretli. Patrona, Kabak isyanlar , tarikat retisine yak n, fakat de i ik eklini benimseyen halk katlar n n gerilemeyi anlayamamalar n n ve Allah' n bir gazab olarak de erlendirmelerinin sonucu olarak yorumlanabilir. Halk n slami, ideolojik gzlkleri, kendilerinin gerilememizi ok gzel bir ekilde yorumlamalar na yol am t r. ... Kubilay olay n n Nak ibendiler taraf ndan yap lm olmas bir rastlant de ildir. Tarikatlar n, te ekkl olarak Osmanl toplumunda birok bak mdan bir s nak oldu unu grm tk. ... mmet fikrinin insanlar birle tirici fonksiyonunun slam'da bir de daha soyut bir yn mevcuttur : ... nsanlar, camiye gelip beraberce namaz k ld klar vakit, zerlerinden emir, kul, fakir, zengin, kisvesini atarlar ve Allah kar s na ayn katta karlar. slamiyet te dini merasimlerin o unlu unda bu zellik do rulan r. Bunlar, asl nda, insanlar aras farkl l klar kapat c trenlerdir. slam bilginlerinin bize anlatt klar ndan s n f, rk ve millet ayr l klar n kapatman n, herkesi Allah' n nnde e it 17

k lman n slamiyet in en kapsay c bir inanc oldu unu anl yoruz. Ayn duygunun bir di er yn, mmetin kayna m , farklar olmayan bir kitle oldu u ideolojisidir. Bu a dan, Trklerin n imtiyazs z s n fs z kayna m bir toplum olduklar eklindeki Cumhuriyet inanlar n slam' n ideolojik niteliklerine ba lamak mmkndr. Tek parti devrinde, partinin eylemini a k olarak tart mak isteyen kimselere "kar t r c " dendi i zaman, bunun ok samimi, toplumun bir btn oldu u fikrine ve blnmesinin "haram" oldu u d ncesine giden bir yn var d . Bylece, ideolojilerin, gizlice, Hegel'in zerinde durdu u gibi, nas l onlardan uzakla mak isteyenlere bir tuzak kurduklar n gryoruz. Ayn etkiyi btn birle tirici ve her eyi kapsay c sistemlerde grmek mmkndr. Dinin beraberinde getirdi i bir di er fark kapat c s Mslman pritaniz midir. ... israf n ve e lencenin kt bir yn elim oldu u da en geerli inanlardan biridir. ... bu pritanizmin zel ekillerinden biri, mahallelinin orada oturanlar n ahlak na nezaret etmesidir. Bylece mmet yap s bir kat daha peki tirilmektedir. Ayn inanc n bir alt blm kad n erkek ili kilerine mmetin nezaret etmesi zorunlulu udur. Karizma Weber'e gre siyas rejimlerin me ruiyet kazanma trlerinden biri, bir nderin kendini yap lmas gereken i leri ba aracak gte gstermesi, hatta bu u urda ilahi denecek kadar insanlar zerinde nfuz ve tesir sahibi olmas d r. Peygamberin ortaya kard siyas rejim tipik bir karizmatik me ruiyet tipidir. Bunu halk tabakalar n n Trkiye'de genel olarak bir nder e verdikleri nemde grmek mmkndr.
DRDNC BLM

OSMANLI MPARATORLU U'NDA YAPI VE KLTUR "Ticaret yap p da tutumlar sayesinde zengin olan, fakat nfuzl u kimseler s n f n n d nda tutulmas gerekenlerden ba ka, Trkler ancak memuriyetler sayesinde zengin olurlar. Bunlar , yine ayn yoldan ykselmi bulunan Byklerin kay rmas sayesinde elde ederler. Servetleri, agzl lklerinin biriktirdi i, korkunun gmd , tantanan n arur etti i, rastlant n n yeniledi i sermayeler halindedir." - Baron de Tot! (l785) Yak ndo u'nun ortak dilinde, bu kal plama te ebbslerinden sz etmek i in kullan lan terim, a da Trke ye de gemi bulunan AllaTurca tabiriydi. ... Osmanl -Trk toplumunun ayr ama birbiri ile ilgili grn zerinde durmaktad r. ktidar da l m n n egemen biimi olarak stat; ... medeni toplum (Civil society) diye adland rabilecekleri eyin yoklu u ve Trk kltr dny as ndaki blmlenme. Btn bunlarda Osmanl toplumu gerekten Bat Avrupa ile kar tl k durumundayd . ... Bat 'da Ortaa toplumunu ay rdeden patrimonyalizm ve feodalizm ilkelerinden Trkiye'de en a r basan ilke patrimonyalizm olmu tur. Daha ileri giderek, kurulu undan az sonra, patrimon yal brokrasi izgilerinin Osmanl devletinin en 18

ay rdedici yn olarak belirdi ini syleyebiliriz. Hakim tabaka, durumu nalc k taraf ndan yle tasvir edilen bir kul-yneticiler s n f ndan meydana geliyordu: Osmanl toplumu iki ana s n fa ayr l yordu. Askeri denen ilki, saltanat berat ile padi ah n dinsel yetki ya da yrtme yetkisi tan d kimseleri, yani saray memurlar , mlki memurlar ve ulemay iine al yordu. kincisi reaya olup, vergi veren, fakat hkmete kat lmayan btn mslman ve mslman o lmayan uyruklar iine al yordu. Uyruklar n askerilerden uzak tutmak devletin temel bir kural yd . Yaln zca s n rlarda fiilen sava l k eden ve medresede dzenli bir e itimden geerek ulema zmresine girenler padi ah n berat n al p askeri s n f n yeleri olabilirlerdi. Platoncu anlay a uygun bu ko ruyucular s n f 17. yzy l n sonundan sonra gitgide daha nfuzlu oldu. Padi ah ise, sistemin me ruiyet kayna ve dolay s yla kilit ta olarak kald halde, bu tarihten sonra ancak nadiren siyasete yn verdi. Patrimonyal hizmetin ba ndaki sekinler, me ru iktidar yap s s n rlar d nda grnen herhangi bir iktidar kayna n dikkatle denetimleri alt nda tutmaya a r bir zen gstermi lerdir. Bununla birlikte, devletin iktisadi hayat zerindeki kontrol, hkmdar n tebaas n n refahlar ndan ahsen sorumlu oldu u yolundaki patrimonyal sistemin temel ncllerinden kan daha derin kkIere sahipti. ehirliler konusunda bu sorumluluk btn slam dnyas nda hisbe (hisba) devi diye biliniyordu ve bu bak mdan nceki Trk uygulamalar slam gelene i ile tam uyum halinde idi. ... Ortaa bat s n n tersine, padi ahla kyller aras nda hibir feodal yetki girmiyordu. Padi ah n, ehirlerde uyruklar n n babas olmak iin duydu u zorunluluk lonca zanaatlar kar s nda ticareti elveri siz bir duruma sokuyo rdu. Bat 'da feodal beyler ve krallar o unlukla esnaftan ok tccarlar destekledikleri halde, Osmanl Devletinde durum tersineydi. Devlet, loncalar , tccarlar n tekelci davran lar na kar korudu u gibi, daha da nemlisi, ehirlere tzel ki ilik ve ba ms z hkmet tan mayarak tccar kapitalist oligar ilerinin kurulmas n nledi. ... iktisadi hayat n durgunla t 17. yzy ldan sonra msadereler daha s kla t . ... Servetlerin msadere edilmesi siyasetinin di er bir sonucu, vak flar n kurulu unu te vik etmek oldu. Vak f kaynaklar birle tirilemedi i gibi, ticari yat r ma da elveri li de ildi. ... ticaret azald ka yeni pazarlar aramay te vik de yoktu. ... Ticareti artt rmak amac yla hibir merkantilist siyaset d nlmedi. Osmanl iktisadi kontrol siyasetinin saiki, hisbe oldu u kadar, askeri yap y da desteklemektir. Bunun kan t tah l ticareti siyasetidir. Hem reticileri hem de , tketicileri s k t ran Bizans sistemi yerine, tketiciler ve ordu ih tiyac yarar na yaln zca reticilere bask yap ld . Trk ticaret siyaseti, ithalata %3 vergi koyarken, ihracata %12 vergi ko ydu u iin ele tirilmi tir. Gmrk vergileri, gelir kayna olarak kullan lm yordu. Daha ok gelire ihtiya duyunca, hkmet borlanmaya de il, vergi zamm ya da para de erini d rme yoluna gidiyordu. 19

... 16. yzy lda devletin gerileme nedenlerini ilk defa olarak tahlil eden Osmanl devlet adam Kou Bey, insan gcn maden kaynaklar aras nda gryor ve ayn biimde i letilmesi gerekti ini belirtiyordu.... Herhangi bir zel emek biiminde bir k tl k oldu unda, meseleyle ba edebilmenin karakteristik yolu, dzenleyici tedbirleri de i tirmek oluyordu. Mesela, 16. yz y lda bir tfeki ustalar k tl olunca, hkmet ruhsats z silah yap m n yasaklayan kurallar gev etti. Piyasa mekanizmas ancak dolayl olarak harekete geiriliyordu. Devletin, toprak zerindeki kontrol sayesinde iktisadiyatta daha da etkili bir grevi vard . Nazari olarak, ekilebilir btn arazi Padi aha ait olup, uyrukl ar ancak intifa hakk na sahipti. nceleri, sipahilere da t l yor, onlar da dirliklerindeki kyllerden vergileri toplay p, kar l nda sava zaman nda asker sa l yorlard . Daha sonra bu gibi topraklar en ok artt rana, yani iltizama verilmeye ba land . ktisadi hayat durgunla maya ba lay nca, bu haklar ticaretten ya da pazar ii n retimden ok daha karl oldu. Tam mlkiyet hakk edinmi olanlar bile, 17. yzy ldan sonra ellerindeki topraklarda tar m modernle tireceklerine, iltizam haklar na talip oldular. Piyasan n yerini, byk lde, dev let ayr cal klar sa layacak olan nfuzlu ili kiler u runda rekabet ald . Patrimonyal brokrasi yelerinin "arpal k" sisteminin devam nda hayati bir karlar vard ve ticaret yoluyla kazan elde eden arkada lar n k namaktan hibir zaman geri durmad lar. ... devlet gerilerken ve gelir ihtiyac son derecede iken bile Osmanl devlet adamlar hibir zaman ciddi olarak "arpal k" sistemini terk edip potansiyel yeni vergi geliri kayna olarak tar mda zel te ebbs te vik etmeyi d nmediler. Siyasetin zorunlu, yak nl n da mmkn k ld hallerde, devlet son kalan dirlikleri de sahiplerinin elinden al verdi. Topra n kullan n kontrol etmek ko nusundaki bu srar, Osmanl Hkmetinin temel ilkelerini en ok a klayan i aretlerden biridir. Weber in Economy and Society dene mesinden ... Stat dzeninin genel etkisine gelince, bir tek sonu belirtilebilir, fakat ok nemli dir: pazar n serbest geli mesinin nlenmesi, nce, stat gruplar n n tekele almakla serbest al veri ten do rudan do ruya al koyduklar mallarda olur. Demek ki biraz fazlaca basitle tirerek s n f lar n mallar retim ve edinilmesiyle olan ili kilerine gre tabakala t stat gruplar n n ise zel ya ama sluplar ile temsil edilen mallar n tketilmesi ilke lerine gre tabakala t sylenebilir. Medeni Toplum Yoklu u Osmanl Devleti, ... "ara" tabakalardan yok sundu. Hegel'in "medeni toplum" diye adland rd o temel yap unsurundan, merkez hkmetinden ba ms z olarak i leyebilen ve mlkiyet haklar na dayanan toplum btn burada grnmyordu. Hegel'de sivil toplum (civil society) un z te kilatlanma hrriyeti, korporasyon kavram d r. ... Korporasyondan burada maksat, lonca de ildir. aret edilmek istenen, tzel ki ili in Pazar mekanizmas yla birlikte Avrupa'da nas l yeni bir toplum kmele mesi ortaya kard d r. ...

20

... zengin tccarlar n hibir zaman Bat Avrupa'daki gibi ehirlerin siyasi hayat na hakim tccar oligar ileri meydana getirmediklerini anl yoruz. Bat ile Osmanl mparatorlu u aras ndaki farklar burada toplan r. ... bunlar Bat da medeni toplumun toplumsal taban n meydana getirmi lerdir. Durkheim bunlara ikincil yap lar diyordu. zellikle nemli olan, Bat Avrupa da ortaya kan kendi kendine hkmeden ehirlerdi. ... Osmanl Devletinde bunlar n kar l yoktu. Orada ehirlerin tarihi gze arpacak kadar ayr yd . ... Hibir ehir, Bat 'da onlara zerk yetki hakk n n veren ba ms zl k ynndeki drty yaratmad . Byle herhangi bir drt, padi ahtan ard ard na gelen buyruklar, zellikle halk yerinden kopar p yeniden yerle tiren ve zor ile desteklenen buyruklarla bo a kart l rd . Tomurcuklanan aristokrasileriyle birlikte topluluklar paralama ve de i ik yerlerde yeniden yerle tirme siyaseti Bat 'da yoktu, hi de ilse devletlerin ehirlerin deste ine ihtiyac oldu u iin. H.A.R. Gibb ikincil yap lar n en yak n Osmanl kar l n tasvir etmi tir: Esnaf loncalar , ky kurullar ve gebelerin a iret te kilatlar . Btn bunlar mahalli yneticilerin gzetimi alt nda idilerse de, Gibb bunlar bir dereceye kadar zerklik sahibi olarak grmektedir. Tasvir edilen devlet siyaseti gerek ehir zerkli inin geli mesine izin vermiyordu. Oysa, devletin ilk zamanlar nda gl dinsel bir k l k iinde, lonca benzeri kurulu lar halinde rgtlenmi olan zanaatkar Ahilerin bu yne gitmeleri imkan vard . ... Fakat Osmanl lar bu ayr cal kl duruma son verdiler. Kk Asya'n n istilas n izleyen karga al a bula m olduklar ndan, Ahi loncalar n n kontrol alt na al nmas karar1a t r ld ve az zaman sonra "eski ba ms zl klar n n ancak hat ralar n srdryorlard ." ... ehirler, Bat 'dakiler gibi, ticari kar u runa birlikler kuramazlard . Brokrasiyi dengeleyecek ik tidar n yoklu u, Osmanl Devleti'ndeki etnik az nl klar n, koruma iin Bat devletlerine ba vurmalar srecini a klamaya yard mc olmaktad r. ... mparatorluk iindeki iktisadi i lerin do urdu u gerek gvensizlikten ileri geliyordu. ... Seim mekanizmas a k olmad iin yolsuzluklar yayg nd . Anlat lanlar, imparatorlu un her yerinde ayn ekilde geerli de ildir. Osmanl larca fethedildikleri zaman, Bat dzenleri geli tirmekte ileri gitmi olan Avrupa ehirleri, baz Bat zellikleri srdrdler. Ayn ekilde Arap lkelerinde yap hayli gev ekti ... Anadolu d nda Osmanl hkmdarlar n n nas l mahalli glere daha ba ml olduklar n gstermi tir. 18. yzy lda Rumeli ve Anadolu' da di er bir geli me, Bat l ehirlerin elde ettikleri zerk gc ortaya karabilirdi. Bu, ayan n k d r. mparatorlu un ba ndan beri ayan ve e raf diye bilinen mahalli nfuz sahipl eri vard . Art k bunlar, gitgide devlet hizmetinde olanlardan k yordu ve ayan sz devlette askeri ya da dinsel bir grev yapmalar yla tan nm ailelerin yeleri iin kullan l r oldu.

21

Fakat 18. yzy lda bu s n f n gayretleri retici te ebbslerden mltezimli e evrildi. Nakit para kar l nda, bu s n ftan olanlar, devlet topraklar elde ettiler, fakat as l kazanlar , mr boyunca tan nan ve devletin onaylad ikinci derecede di er mltezimlere satt klar , iltizam haklar yd . Ba ka ayanlar n, devletin art k geindirmeye gc yetmedi i birok sava dan baz lar n maiyetlerine alarak, askeri bir grev yk lenmelerine msaade edildi. ... her ayan n kap s Osmanl Hkmetinin kk birer kopyas haline geldi. ... mltezimlerin serve t1eri, di er btn Osmanl brokratlar n nki gibi, lmlerinde msadere edilebilirdi. 1826'ya kadar bu usul kald r lmad . Ancak modernle menin ba lang c iledir ki, Bab Ali, bu "yar -zerk ve hemen hemen ba ms z unsurlar " merkezi hkmetin do rudan do ruya ynetimi alt na ald . ... ehirlerde, genellikle Osmanl e raf varolan egemenlik yap lar nda bir paya sahip olmaya devam etti . ktisadi te ebbse dayanan ba ms z iktidar kaynaklar n geli tirme imkan na s rt n evirdi. ... K saca, Osmanl sistemi yay lm l kla hafifletilmi stat sistemi diye nitelendirilebilir. ehirli zmrelerin ya da s n flar n ortaya kamamas n n nedeninin hukuki bir yn vard r. Temelde, tzel ki ilik kavram vak f kurumuna mnhas rd . Devlet buna hakl bir pheyle bak yordu, zira memurlar bunu ki isel servetlerini devletin msaderesinden ka rmak iin kullan yorlard . Osmanl hukuk sisteminin ilgili di er iki grn , tzel ki ilik yoklu undan tr yay lm l k ynndeki e ilimleri peki tirdi. Birincisi patrimonyalizmin hukuk ve mahkeme sorunlar n ynetim sorunlar haline getiren zelli idir; oysa, feodalizmde tersi do rudur. ... kincisi, ki isel olmayan hukuk kurallar geli medi. "Kad adaleti" her zaman ba tayd . Ynetici otorite ok defa mahkemeleri atlat yordu. Ki isel olmayan hukuk kurallar n n yoklu unda, dengeleyici bir mekanizma, ikayetlerini sylemek zere fertlere, padi aha kma imkan n tan yordu. Bu mekanizmalar i lemeyince, sonu tipik Osmanl "ihtilali' oluyordu: Birikmi ho nutsuzluklar n do urdu u tavizler elde etmeye y nelmi bir saman alevi, yoksa Avrupa'da oldu u zere, kurumla m ayr cal kl zmrelerin at mas de il. E raf n grevi tutars zd ; devlet yetkilerini kulland s rada evresindekilere bask yapan, bu yetkileri elinden kard zaman ise bask alt nda tutulan oluyordu. Bir kere devlet, varolan toplumsal zmrelerin farkl la p toplumsal zerklik elde etmelerini nlemekle, bu yap lar ayakta durmak iin kendi ne ba ml k ld . ... ktisad hayat n zindeli inin hakim zmrenin cmertli i ve harcamalar na ba l olu u, yeni bir bulu de ildi. Ortado u gelene inde bu nazariye, 11. yzy lda Kutadgu Bilig de ne srlm bulunuyordu.

22

Bat Avupa'da toplumsal yap , ihtilalleri olu turan ortamd : Jacqueries'ler iin kyller, Frans z ihtilalinde burjuvazi bu grevi yerine getirmi ti. ... Daha ilkel yap l olduklar iin, kyller, ba ar lar n burjuvazi kadar iyi kurumsalla t ram yorlard . ... Trk ihtilalleri, zaferlerin peki tirilmesine meydan veren rgtse l zerkli e sahip de illerdi. Bunun iindir ki, modernle tirici brokrasi uzun sre ba ar l oldu. Bu yzdendir ki, ba ar l asi ayanlar ya da yenieriler, sonunda, arkadan gelen ynetimler taraf ndan, genel bir umursamazl k ortam iinde ezilebildiler. mparatorlukta egemen olan kat stat dzeni, insan , siyasal bak mdan hkmedenlerle hkmedilenler aras ndaki fark n kesin olarak grld blmlenmi bir kltr yap s na haz rlamaktad r. Gerekten de, Osmanl toplumunun esas ndan yabanc iki kltrden olu tu u hayli iyi bilinen bir zelli idir. Bunlardan ilkine saray kltr, di erine de ta ra kltr denebilir. ... Osmanl Devleti, toplumsal yap s iinde iki hayat tarz bar nd r yordu. "Yksek" kltrle ili kili olarak, mr boyu me guliyetler halinde sava ve ynetimi, vergiden muafiyeti, Farsa ve Arapa kelimelerle adamak ll ykl bir dili ve ortodoks slaml gryoruz. te yandan, kyl y nlar ve zellikle Trkmen a iretlerine ba l olanlar, halk Trkesi konu ur, al veri ve tar m yapar, g rtla na kadar vergilendirilir, yaln z ilkel teknolojiden yararlan rlard ve heterodoks ak mlarla doluydular. Ya askeri stnlklerini srdrmek iin atl lara gvendikleri iin, ya da gebeler toptan ehir hayat na geemedikleri iin, yaln zca sekinler ehir kltrn beni msediler. Bylece yarat lan blnme, sekinlerin elindeki teknolojiyle, uyruklar n kulland klar teknoloji aras ndaki ayr l k dolay s yla daha da ilerledi. Kul brokrasisi, srekli bir ordu, hazine, zengin bir edebiyat, Tanr kelam n yorumlayan kitaplar, btn bunlar Osmanl sekinlerine yeni yerle mi ya da yar yerle ik Trklerden ok stn olduk lar ve onlar kolayca kullanabilecekleri duygusunu verdi. Gerekten, medeniyet kavram ( ehirli ya da uygarl k anlam nda) Osmanl egemen s n f n n kendisi zerinde besledi i hayalin ve iddialar n n merkeziydi. Buna kar l k, "Trk" sz, a iretten olmak anlam n ta d iin ktleyici bir anlamda kullan l yordu. Trk devletlerinin kurucular , her zaman merkez ile tirmenin ve a iretleri paralaman n devletin gvenli i iin art oldu unu grm lerdi. Fatih Sultan Mehmet'in kurdu u kltrel ortak ya ama ... ba l yd . Onun ve onun baz haleflerinin, Trk kltrn - a a kltrn- sembolik kaynaklar n n amalar iin yeterli olmayaca n ve gemi imparatorluklardan kltrel kaynaklar edinmek zorunda kalacaklar n anlam olmalar mmkndr. Robert A Nisbet h s mlar toplumu ile askeri toplum aras ndaki kar tl n ehirleri merkez olan brokrasilerle evre soplar aras ndaki blnmeyi nas l artt rd n gstermi tir: ... h s mlar toplumu ile askerler aras ndaki at ma tarihin kilit at malar ndan biridir. H s mlar toplumu, yap s gere i, hcreli olup, toplu ve byk lde z erk grup aile, sop ve a iretlerden olu mu tur. Oysa en nceki biimiyle askeri toplum on a gre ferdiyetidir. Komutan n yetkisiyle tek asker aras nda ara hibir otorite yoktur, zira byle bir otorite komutanl n hem birli ini hem de gerekli dolays zl n zay flat r. te, 23

askeri buyru un dolays zl , ara gruplar zerindeki y prat c etkisi dolay s yla toplumsal ili kilerde bir e it potansiyel ferdiyetili e yol amaktad r. stanbul dan al nan askerler yeni disiplin k s tlamalar n kolayca kabul ettilerse de Anadolu'nun ky ve a iretlerinden gelenler bunu kabul edemiyorlard . Bir o u firar etti. Gl ve yeni e k ya eteleri kurarak Bat Anadolu ve Balkanlar'da, e raf ve valilerin ba na musallat oldular. Demek ki askerleri temsil eden yksek kltr ile h s ml temsil eden a a kltr aras ndaki at mada belli bir ka n lmazl k vard r. ... Trk sopunun yerle tikten sonra bile gerek bir kyl toplumu haline gelemedi i anla l yor. Kltr, sekinler kltrnn bir di er biimi de ildi. Sekinlerden ok daha uzak ve Marx' n "Asya Ky" tan m na yak nd ; yani, kendine yeten ve ba ka kltrlerden tamamen kopuk, k olayca yeniden kurulabilen bir birim. Osmanl brokrasisinin talihli ya da liyakatli bir faniyi konusunda bir hayli yetkisi oldu u anla lmaktad r. muaf olanlar aras na sokan bir berat n verilmesinden al nmas Osmanl hkmet i lerinin o unu meydana seip sekinler aras na sokmak lem basit olup, insan vergiden ibaretti. Bu, beratlar n verilip geri getiriyordu.

Redfield, kyl kltrnn, gerekte "yksek" kltrde rastlanan temalar n bir yans mas ndan ba ka bir ey olmad na inan yordu. ehirde kkleri bulunan mahalli e raf, kltrn kyl kaynaklar n kmsyordu, zira e raf olarak bir ayaklar sekinler s n f ndayd . ... Kaba Trke konu mak, avam s ras na sokulmak demek ti. Bu durumda herkesin"yksek" kltr edinmeye al mas nda a lacak bir ey yoktur. ... imparatorlu un iktisadi gerilemesiyle, tccarlar n o u a a s n flar n bir paras olarak esnafa kat ld lar. O halde, k saca, yeni bir s n f kimli i yarat rken, mahalli kltr temalar geli tirebilecek gruplar n nne devlet geti i iin, "a a " kltr durgun bir halde kald . Ne e raf ne de esnaf, "a a " kltr dn trebilecek yeni edebi biimler ortaya karabildiler. Oysa Bat 'da, roman n yeni bir sanat biimi olarak geli mesi, a a kltrdeki kaynaklardan bu yolda yararlan l p dn me u rat lmas sonucuydu. Mzikte, kyl temalar n i leyen Osmanl Beethoven'lerine ya da Schubert'lerine rastlanamaz. ehrin kltr arac l yapma imkan gdk kald ve tasavvufa yneldi. Mahal li yap lar n erevesinde yeniden bir kmelenme genel1e ti i s rada -ayanlar n stlerine ald klar yeni rol bunun bir i aretiydi- art k ok geti. A a kltr burjuva Osmanl kltrnn bir a amas olamad . 19. yzy lda devlet bazen ans z n ve bazen yava yava , yard mlar na muhta oldu u zaman tan m oldu u mahalli ayan ve e raftan yz evirdi. M ahalli e raf, esnaf ve kyller, hayat artlar ndaki byk ayr l klara ra men, bylece benzer bir kimli e brnebilirlerdi: ezilenlerin kimli i. Buna ra men, hepsi de sekinlerin kltrn edinip bylece ynetenlerle zde le meyi zlyorlard .. Veblen'in szn de i tirip denebilir ki, imparatorlukta sekin kltr kendisi iin de il, fakat g kaynaklar zerinde kontrol sembolize etti i iin ve belki iktidara yol aaca iin isteniyordu.

24

Osmanl modernle me hareketinin ba lang c olan Tanzimat, iki kltr aras ndaki uzakl azaltmay ba aramad . Tersine, ta ra eskisinden daha da ok durgunla t . Islahat lar n yeni ele geirmi olduklar "by" dolay s yla bsbtn unutuldu. Ynetenler ve ynetilenler aras ndaki blmlenme daha a k kltrel bir biim ald : bir yanda cilal , Paris-ynelimli devlet adamlar , te yanda kaba ta ral lar vard . Aradaki ayr l k Frans z kltr ile slam kltr aras ndaki ayr l kt . lk Trk me rutiyetileri olan Yeni Osmanl lar, bu de i meyi ve bunun, Avrupa adet ve d ncelerinin taklitileri taraf ndan sokulmak isten en yeni sekincili e ula amayan sekinlerde yaratt tiksintiyi smrmeye ne m verdiler. Padi ah n hisbe mkellefiyeti de sekinlerin gznde me ru bir lkyd, fakat ynetici s n f n kyllere kar keyfi davran lar ve ynetici ile uyruk aras ndaki blmlenme, bu mkellefiyetle at yordu. Barrington Moore'un in iin syledi i u sz, kyller zerindeki byle bir bask y nleyecek etkili bir mekanizman n yoklu u temel yap zaaflar ndan biri olmu olabilir Trkiye iin de do rudur. Gen Trklerin sekinlere kar gr leri, iddia ettikleri kadar "demokratik" de ildi.

Sekinci gr ve uygulamalar n a nmas , ba ta modernle me ile gelen yeni rollerin Osmanl toplumu zerindeki etkisi sayesinde meydana geldi. Bu, k smen, mevcut rollerin yeniden tan mlanmas ndan ibaretti... Uyruklar n mltezimlerce s zd r lmas na meydan vermekle imparatorluk alt n yumurtay yumurtlayan kaz kesmektedir. Uyruklar ve zellikle kyl uyruklar , smrlecek kimseler olar ak grmekten vazgeilmesi konusunda Pal merston'un tavsiyeleri durmadan tekrarlan r. ... yard m etmek"ya da "avantadan" vazgemek. ... Yava yava eski Devleti kurtarmak saikine uyruklar n refahlar yla ilgilenmek gibi ki isel olmayan bir konu eklendi. Modernle menin ikinci bir yan yeni rollerin ithaliydi: Kltr ayr l n gidermek bak m ndan gazetecinin grev i burada hayati olmu tur. Modern gazetecili i imparatorlu a getiren Yeni Osmanl lar, daha ba lang tan "halk " tutanlar rolne ba lanm lard . Bu, eskiden sekinlerden olmayanlar iin kullan lan deyimle, eski reaya refah d ncesine pek de benzemeyen yeni bir kavramd . Yeni ku a n halk iin kayg s sekincili i kabul etmiyordu. phe yoktur ki, modernle menin nc bir yan olan hukukun burada nemli bi r etkisi oldu. ... fakat e it nemde ideolojik bir ak m, sokaktaki adam n me rula t r lmas oldu. Bunun Tanr nnde herkesin e it oldu u yolunda, geleneksel bir kar l vard . Fakat Osmanl kltrnde bu anlay n pek az pratik etkisi oluy ordu, zira sekinlerin saflar ndaki s n rl say daki yerler, o u fertlerin kltr bak m ndan geli mesini engelliyordu. Grgleri, bilgileri ve gr a lar na gre insanlar, "soylu" az nl ktan ya da y ndan biri diye ayr muamele grdkleri srece, temel e itlik d ncesi anlams zd .

25

Ahmet Mithat Efendi ad n ta yan bu adam, Trkiye de Samuel Smiles'in d ncelerinin yay c s olmu tur. Bylece geleneksel fakat bast r lm hisbe d ncesi yeni bir biimde ortaya kt . Sonraki Trk radikalli inin ok defa eski e itlik kavram ndan geldi i grlebilir. ... di er unsur, kltr ayr l n n giderilmesini h zland rd . nce... eyaletlere mahalli ynetim kurulu lar n n kurulmas yla yeni bir nem kazand r ld . 1877'de Osmanl Meclis-i Mebusan topland zaman, kk ehir esnaf ve e raf , mebus olarak kk ehir karlar ad na konu tular. ... lk Osmanl Meclisi 1878'de sresiz olarak tatil edildiyse de, eyalet temsilcilerinden kan zay f sesler sonraki on y lda belli bir me ruiyet kazand . Kltr ayr l n gidermeye yarayan di er bir etken, 19. yz y l n ortalar na do ru, brokrasi iinde beliren bir atlak oldu. Islahat hareketinin ba lar nda hareketin ncleri, memurlara ait servetlerin msaderesi usul ne son vererek, bir memurlar oligar isi yaratm lard . ... imdi ise sisteme kar ba kald r yorlard . Son olarak, geleneksel e itim sisteminin y k lmas , sekinlerle y nlar aras ndaki ayr l gidermeye yard mc oldu. Ynetici yeti tirmek iin kurulan y eni okullarda bunlar Abdlhamit'in yapt slahat n esas n te kil eder- renciler stn sekinler olarak biimlendirilmediler. Gen Trk nderlerinin kendileri de ta ral ya da a a s n f men eliydiler. Ba kald rmalar , k smen, Tanzimat sekinlerinin babadan o ula geme bir soylu s n f haline gelip "halk " ihmal ettikleri duygusuyla beslenmi ti. ... imdi art k kendilerini a a s n flarla zde le tiriyor ve kltr ayr l n gidermeye al yorlard . 1890'larda II. Abdlhamit ile mcadele eden Gen Trkler ku a pozitivizme -ve sonra da ondan ilham alan tesantl ne- drt elle sar ld lar. Brokrasiyi modernle tirmek zere kurulan devlet okullar nda renim gren, fakat ayn zamanda devleti koruma lksyle yeti en bu gen adamlar, Comte'un toplumsal mhendislik gr lerinde sekinci gr lerinin temellendi ini grdler. Bilim, destek iin dayand klar kaya oldu. Durkheim' rahats z eden ey, "ikincil" gruplar n yok olmas yla fertle devlet aras nda do acak bo luktu. ... Ziya Gkalp in "Ben, sen yok, biz var z," toplumsal dev iin ileri srd veciz tan md . Durkheim devlet ferdin kurtar c s olacaksa, kendisinin de bir kar a rl a ihtiyac oldu u, di er toplum gleri taraf ndan, yani o ikincil gruplar taraf ndan gemlenmesi gerekti idir... Bu toplumsal g at mas ndand r ki ferdi zgrlkler ortaya kar. Osmanl Devletinde yurtta l k, normal olarak sekinler iin ayr lm bir alan olan siyasal kararlara kar mamaktan ibaretti. "Kt z amanlarda" bu kurala uyulmuyordu. Fakat kural bozanlar taraf ndan istenen tavizler, ara gruplar n me rula t r lmas iin de ildi. Osmanl brokrasisi... nce tasvip etmedi i ayana dayanmak zorunda kald , ikinci olarak da, nce mahalli slahat kurulu lar nda, sonra da Osmanl Meclisi'nde kendine zg bir tr olu mam "ikincil" grubun etkisini kabul etmek zorunda kald . Bu tavizlerin 26

gerek nedeni, imparatorlu un mali sorunlar zememesiydi. Bunlar zmek u runa ynetici sekinler yava yava Osmanl patrimonyal ynetim biimine ayk r d en yeni rgt biimleri kabul etmek durumunda kald lar. Yeni kurumlar n ortaya k nda bu, zellikle gze arpmaktad r: Bunlar n en s n rl s ayan sistemi, en geni i me ruti hkmdarl kt . 20.yzy lda Trkiye'nin kar la t zorluklar drt ana ba l k alt nda zetlenebilir: rnek bir medeni toplumu me rula t rman n nndeki engeller, brokratik sekinlerin halk isteklerini uygulama grevini yklenmek konusunda isteksizl ikleri, "arpal k" sisteminin kat l ve Trk ayd nlar n n kltrel ideolojisine, Paretocu bir anlamda giren karma k trevler rgs. Grd mz zere, kurumlara ait siyasal ay r cal klar ve btn Osmanl yurtta lar stn otorite kar s nda arac l bir ili kiden ok, do rudan do ruya bir ili ki iinde bulunuyorlard . Bu eksik kademeye "mede ni toplum" dedik. ... Marx' n devletle toplum aras ndaki, "gerekli i deneye dayanan eli me"ye verdi i nemin Trk d nrlerince anla lmas henz zordur, zira bu eli me Trk ya ant s n n bir verisi de ildir. Kemalizm ideolojisi bunu inkar eder. Ortaya kan durum, bir s n flar kar tl n n dinami ini bo una arayan Trk Marx' lar iin tamamen a rt c olmu tur. Daha yak nlarda, mahalli deneylerini Trk gerekli inin incelenmesi iin daha uygun bir model -Asya retim Tarz modelinda de erlendirmeye ba lam lard r. 1950'ye kadarki y llara renk veren, hkmet evrelerinin zel te ebbse kar pheci denetleme tavr , bundan k yordu. "Medeni toplumun" gnn birinde me ruiyet kazan p kazanmayaca henz kestirilemez. Fakat Trkiye siyasetinin yak n gelecekte byk lde burada ana iz gileri verilmi olan ereve iinde anlam kazanmaya devam edece inden pek phe edilemez. kinci bir zorluk, byk y nlar n siyasal kat lmas n kabul etmekte gsterilen isteksizlik olmu tur. Birok Trk brokratlar ve ayd n sekinler, daha bat n n ya ad uzun hayal k r kl srecinden gemeden, siyasal temsilin, halk iradesi ve demokratik sistemin stnkr gizlenmi sahtecilikler oldu unu pek abuk ke fettiler. Bu ke fin yap lmas ndaki h z, bir k l f uydurma abas n n varl n akla getirmektedir. nsanlar n k lavuzsuz yapamayacakl ar konusundaki tav r zor gemektedir. Trk iktisadi yap s n n biimlenmesinde "arpal k" mkafatlar nemli gizli bir de i ken olmu tur. Trkiye'de devlet, yksek memurlar na her zaman iktisadi f rsatlar sa lam t r; ak ll ca kullan l rsa, bunlar, zel te ebbslk iin do rudan do ruya i e at lmaktan daha iyi bir atlama ta olmaktad r. Bu, maa lar n yksek olu undan de ildir. ... Trkiye'de zel sektrde ba ar gstermenin en iyi yolu devlet memuru olarak ba lamakt r. Son olarak, Trk ayd nlar n n, tek bir ortak kltr yaratmak iin halk kltr kklerinden yararlanma ynndeki byk abalar , gerekli olan iki kltr aras ndaki ayr l giderme i inin yava , kesintili ve akla uygun olmayan bir yoldan ilerlemesine sebep olan bir kas lma ve ters zppelik iinde yrmektedir. Geleneksel sekinler kltrnn narsisizmi ve k s rl , ay r c gr a s onu modern bir demokrasi iin 27

kullan s z yapm t r. zellikle, sekinlerin yapmac kl dilinin basitle tirilmesi gerekti. Bunu Trk modernle tiricileri anlad lar. Fakat bu yndeki ilk abalar n ba lamas ndan beri bir yzy l gemesine ra men, sekinlerin dili ile halk n dili aras ndaki uurum giderilememi tir. Tersine, Trk edebiyat n n dili, saray dilinin bir taklidi gibi olmu tur apra k, yapmac kl ve kat .
BE NC BLM

CUMHUR YET DEVR NDE "VOLK" SLAMI Cumhuriyetin zelliklerinin anlam n Osmanl yap lar nda aramak pek rastlanan bi r tutum olmam t r. ... me ru toplum te ekkl anlay n n Osmanl mparatorlu u'na giden nemli yap unsurlar aras n Herrschaft ynelimi, stat toplumunun de erleri ve halk kltr ile ayd nlar kltrnn hal a iki ayr kltr olarak kalm olmas ba ta gelir. ... Osmanl ayd n beraberinde ta d kltr kal plar n Cumhuriyet ayd n oldu u gn, tmyle de i tirmemi tir. Cumhuriyetin Herrschaft ynelimi, ba tan itibaren Cumhuriyetin iindeki iktisadi hayat kontrol alt na alma iste i eklinde gzkm tr. Ticaretin ekalliyetlerin elinden al nmas bak m ndan kendisine nem verilen tccar 1950'ye kadar ancak devlet kap s na olan etkisi oran nda birinci s n f vatanda olabilmi tir. ... Trkiye'de bir kapitalist zmrenin kamayaca inanc siyasal sekinler aras nda yayg n olmu tur. Kapitalist zmrelere sekinlerce Trkiye'nin toplum strk tr bak m ndan" az ans tan nmas , asl nda onlara ans tan mamak iste inin ifadesi olmu tur. ... Zaman zaman Trkiye'de bir kapital birikmesinin de vlet karlar n engelleyece i d nld zaman -varl k vergisi konusuna oldu u gibi- devlet pazar mekanizmas yoluyla kendisi kar kanlar yok etmeye tereddt etmemi tir. Stat, Cumhuriyet Trkiy e'sinde de erlerin etraf nda dnd eksen olmu tur. Brokrasinin ve ordun un tek parti devrindeki imtiyazl durumlar bunun bir belirtisidir. Modern toplum, beraberinde getirdi i byk apta istihsal, geni haberle me rgtleri, farkl la ma ve ihtisasla ma dolay s ile toplum iindek i kimselerin toplum faaliyetlerine kat lmas na ba l d r. Cumhuriyet idarecileri modern Trkiye'yi kurmaya do ru giden yollardan birinin iktisat oldu unu biliyorlard . Kurulacak olan modern farkl la m iktisadi yap n n her ynn birden devletin kurmas n n ancak ok sert bir siyasal kontrol ile mmkn olaca n da idrak ediyorlard . Bundan dolay iktisadi i lerin yrtlmesinde siyasal ynden kontrol alt nda tutulan fakat mesleki faaliyetle rini otonom olarak yrten bir iktisadi s n f meydana getirdiler. Bu s n f n kendisine verilen s n rl yetkileri a ma iste i ve abas , Trkiye Cumhuriyeti'nin 1950'ye kadar i hayat n n ana temas n te kil etmi tir. Osmanl toplumunun sregelen etkileri aras nda "arpal k" (prebendiel) sistemin devam n da saymak gerekir. ... ayr srete toplamak mmkndr (l) devlet kat nda olan kimseler, devletin iktisadiyata bankalar, demiryollar yoluyla girmi olmas dolay s yla i hayat na kolayl kla at labiliyorlard . (2) adamlar , salt i adam olarak, 28

devletten bir yard m grmeden, ona kap lar at rmadan i yapam yorlard . Bundan dolay r vet imkanlar a kt . Nihayet (3) devletin kendisi memleketin iktisadi yap s n n hakim noktalar n bir mddet sonra eline almaya ba lad . hayat n n bu ekilleni i ok garip bir ekilde Osmanl mparatorlu u'nda grd mz davran lar hat rlatmaktad r. Halk kltr ile ayd nlar kltr aras ndaki farkl l k Cumhuriyet Trkiy e'sinde de srdrld. ... "Medeniyet" arama salt sekinler kat nda yrtlen bir faaliyet olmu tur. Halk kltr ile sekinler kltr aras nda bir uurum olmas , sekinlerin dine nem veren kimseler olsalar bile, "halk islam "n kural d saymalar yla sonulanm t r. Di er taraftan, Cumhuriyetin sek inleri slam' n yzeyde grlmesi mmkn olmayan nemli fonksiyonlar grd n idrak etmemi lerdir. Bunun sonucu kltrel optimizm olmu tur. Cumhuriyet sekinleri slam' n ki isel fonksiyonlar n kolayca ba ka bir yap ya devredebileceklerini sanm lard r. Trkiye'de dini modernle tirme e ilimleri, ttihat lardan ba layarak Trkiye'de bir tek din oldu u noktas ndan hareket etmi tir. Dini ciddiye alan veya almayan kimseler, halk inanlar n n kendi iinde anlaml bir tr oldu unu kabul etmemi lerdir. Bunun iin yaln z "hurafe"den bahsetmi lerdir. Reformcular n abalar , bu hurafeleri skmek olmu tur. Resmi kltrn yan nda gizlice ya ayan, anlaml bir halk kltr oldu unu ke fedenlerin, bunun yan nda bir "halk dini" oldu unu grememi olmalar n ancak ortodoks slam' n uzun vadede bir etkisi ola rak de erlendirmek mmkndr. Bu tutumlar, uzun vadede, bi r halk dini oldu unu bilen ve onu ciddiye alan hlara, hocalara ve bat l itikat ticareti yapanlara yaram t r. Onlar hurafeyi ciddiye ald klar iin kyl ile alt tabakadan gelen adamla ayn dili konu abiliyorlard . ... Dine yakla mlar nda sekin tabakan n radikalleriyle onlara kar kan dinciler aras nda bu konuda ok belirgin bir fikir birli i olmu tur. Akl m za bu konuda hemen gelen bir soru, Cumhuriyetin nas l olup da ideolojik kal plar n kylere kadar gnderip onlar rakip birer ideoloji olarak dinin kar s na karmad d r. ... Bunun nemli bir yn bizzat mmet hissinin Cumhuriye t devrinde din meselelerinde gcn kaybetmi olmamas d r. Cumhuriyet bile zaman zaman bu mmet ideolojisinin kendinden daha kuvvetli oldu unu kabul etmek zorunda kalm t r. 1928 y l nda, Prof. Fuad Kprl'nn dinin geli imini bir nevi din bilimi merkezi olarak i leyecek olan lahiyat Fakltesi 'ne ba lamaya al mas kamuoyunun (= mmetin) mukavemeti kar s nda terkedilmi ti. Devlet, bundan sonra dini bilimsel abalarla ekillendirmekten vazgeti. ... Kemalizm, kltrn ki ilik yarat c kat nda yeni bir anlam yaratmad ve yeni bir fonksiyon grmedi i iin bir rakip ideoloji roln oynayamam t r. Kemalizm in Trkiye'de ailelerin ocuklar na intikal ettirdikleri de erleri de i tirmekteki etkisi ancak sathi olmu tur. Bu sathilik dahi bir dereceye kadar slami gemi imizin zorunlu bir sonucudur. ... Aile reformu hukuk taki reforma mnhas r kalacakt . Kemalizm in bir di er zaaf dine rakip olabilecek ideolojilerin ortaya kmas na msaade etmemi olmas d r. ... Hususi te ebbs ideolojisi kendi ba na geli seydi ok nemli fonksiyonlar grm olaca iin, aile ili kilerine zorunlu olarak s zaca ndan dinin eskiden grd fonksiyonlar n yerini alabilir ve toplumun hi olmazsa bir kat nda 29

oturmu bir ideoloji haline gel ebilirdi. Bu oturmu ekliyle, burjuva ideolojisinin dine rekabet eden bir taraf olacakt . Bilhassa slam dini gibi mmet strktrne dayand derecede kapitalizmin ferdiyetili ine kar t olan bir dinde burjuva ideolojisinin kar bir kuvvet olarak fonksiyon grmesi ihtimali vard r. Cumhuriyet bir di er ynden de mmet strktrnn devam n sa lam t r. Vatanperverlik, beraber olma ve ba kalar na kar koyma mmet hissini devam ettirici bir unsurdu. ... ok muhtemeldir ki, burada da Trk milli yetili inin temellerini kurmu olanlar ve bu arada Ziya Gkalp mmet strktrnden sand klar kadar uzakla mam lard r. ... Fakat gene burada Gkalp, Durkheim n sosyolojisine, kendi toplumunun gzlkleriyle bakm t . Zira Durkheim' n o kadar nem verdi i i blmnn yerine Ziya Gkalp ok daha fikirsel bir yap olan milliyetili i geirmi ti. Herhalde, Ziya Gkalp'ten mlhem olan, Trkiye de s n f ayr l klar olmad ve olmayaca fikri, Cumhuriyet seki nlerince kullan ld zaman eylemlerinin rn, fonksiyonu mmete benz er bir toplumsal hissin toplum ba olarak srdrlmesi olmu tur. Kysel evreler bu bo lu u slam' n "volk" ekilleriyle kapat rken, ehirsel evrelerde ve sekinler aras nda Kemalizm in bu eksiklikleri Cumhuriyetin karakteristik kltr krizlerini yaratm t r. ... Efruz Bey'den"Amerikan"c lara kadar birok kimse slam' n bo b rakt sembolik ve ki i geli tirme fonksiyonunu doldurma arelerini aram lard r. mmet Dnya Gr Trkiye'de 1940'lar n sonlar ndan itibaren belirmi olan "dine dnme" iste inde bu bak mdan temel bir anla mazl k yatmaktad r. ... Asl nda, Trkiye'de "dine dn "n bir tek de il, iki ekli vard r. Bunlardan biri, Ortodoks, Snni, Ulema-y rsumun fikirlerini devam ettirenlerdir. ... kinci dincilik, geni halk tabakalar n n hurafe lere, volk slam a dn istemesidir. Bu ikili in fark na varmayan veya laik ler kadar kmseyen, "ilerici" dindarlar, durumun kar s nda "laikler" kadar a rm lard r. Zira, zaman zaman kar lar na hi tan mad klar bir slam' n ekilleri km t r. lkemizdeki ayd nlar n byle ynleri ihmal etmeleri anca mmet strktrnn ide olojik bir yap olarak hala etkisini srdrmesi olarak izah edilebilir. Bu strktrn al ma mekanizmas ise mmet iinde bir tek hak ikat oldu udur: Herkesin zerinde birle ti i hakikat. mmet dnya gr nn Cumhuriyet ayd nlar na tevars etmi olan ekli sosyal hakikatlerin basit hakikatler oldu u fikridir. Daha nce de zerinde durdu umuz bir nokta, sembolle rin halk tabakas nda bir nevi ey lik kazand klar d r. Sembollerin anlat m kuvvetinin "reifie" edildi i kysel ve d k halk tabakalar aras nda ok etkin olmalar modern Trkiye'de bu katlarda bugn sembollere kar kesif bir zlem eklinde grnmektedir. Sakal b rakma, takke giyme, ye ile yeniden nem verme, eski yaz ya sar lma, sembol arama ekilleridir. Levi-Strauss a gre ilkel toplumlar n bilgilerini organize etme abalar "bricolage" (er p birle tirme) ad n verdi i bir srele oluyor. 30

Bugn Trkiye'nin yap s farkl la t ka bu yap farkl la mas ndan do an gerekler yava yava yeni bir ideoloji olarak ekillenmektedir. Fakat halk kat nda imdilik birok fonksiyonun kolayl kla slam taraf ndan grld n gryoruz. Trkiye bir kitle toplumu grn n kazand ka halk kat nda cereyan eden, LeviStrauss'un ifadesiyle "bricolage"abalar , (eldeki sembolik imkanlarla bir dnya gr imal etme al malar ) sekin zmrenin kltrn de etkilemeye ba lam t r. ... Trkiye'de kitle toplumunun te ekkl etmedi i s rada az grlen slami temalar; modern kitle aralar n n okuyucular n n isteklerine hassas olmalar sonunda bask ya gemenin verdi i me ruiyeti kazanmaktad r. ... "Kk" kltrn " byk" kltr kemirmeye ba lamas ve kendini yava yava "byk" kltrn kal plar n n iine yerle tirmesi yaln z Trkiye'de de il, nemli dinsel inanlara dayanan btn l kelerin modernle mesinde grlen bir geli medir. Bu gei , milli btnl n kurulmas n n din plan ndaki eklidir. Fakat Trkiye'de "kk kltr"n bir paras olan halk dini kurald say ld iin bugn onun hak k nda hurafe ithamlar ndan ba ka hibir ey bilmiyoruz. Cumhuriyetin kanunlar ve siyasal partiler gibi ikincil topluluklar n grevlerini stne alm olan yap lar slam' uzun vadede mmet strktrnn d na iteceklerdir. Bundan kastetti im, Cumhuriyetin he r eye ra men tzel ki ili e verdi i me ruiyet ve ona tan d nemli bir yeni alternatifi yaratm olmas d r. Din, bu yap lardan istifade etti i derecede, mmet strktrndeki yap s na benzemeyen bir yap kazanacakt r. ... Siyasi partiler dini "istismar" etsinler veya etmesinler dini kullanmalar nda onlar Osmanl toplumunun zelliklerinden ok uzakla t ran bir tutumla i e giri mek mecburiyetindedirler. Partilerin yaln z ortodoks snni slam' eski kat ekliyle desteklemeleri art k mmkn de ildir. AMP R K KANITLAR 1. Din sosyolojisi bak m ndan: a. Dinin gerek ki i kat nda gerek toplum yap s kat nda bir fonksiyonu vard r. b. Dinin ki i kat ndaki etkisi udur : Ki i din arac l ile kontrol alt na alamad baz kuvvetlere tabi oldu u hissine kar bir ki isel gvenlik mekanizmas kurar. c. Dinin toplum kat ndaki fonksiyonu, d. etraf ndaki dnyay anlamas na yarayan bir model temin etmesinde, e. toplum ili kilerini pekle tiren ynler vermesinde belirir. 2. slami inan bak m ndan: a. Dinselle dinsel olmayan slamiyet te birbirinden ay rmak zordur. Her durumda ki inin sosyal kimli i dinsel kal plarla te ekkl eder. b. Dini dogman n slami toplumlarda ideolojik bir mtenaz r vard r; o da mmet dnya gr dr. c. slamiyet te, sekinler dini - halk dini eklinde ba lang tan beri bir ayr l k olmu tur.
ALTINCI BLM

31

d. Allah' n kapsay c l ve ki ilerin Allah nnde e itli i anlay fonksiyonun u grr.

bu ikili i kapatma

3. Osmanl mparatorlu u'nun yap s bak m ndan: Osmanl mparatorlu u'nda halk kltr ile sekinler kltr aras ndaki ayr l k kendini din alan nda da belli etmi tir. Bir sekinler dininin yan nda bir halk dini olu mu tur. 4. Trkiye Cumhuriyeti bak m ndan: a. Cumhuriyetin modernle tirici ayd nlar bu dini ikili e nem vermemi lerdir. b. Teklif ettikleri hal arelerinde mmet yap s na sand klar ndan ok daha ba l kalm lard r. c. Trkiye Cumhuriyeti'nde tzel ki ili in hukuk teorisine girmesi ve Bat l hukuk normlar n n tatbiki, ilk defa olarak dine, devletten ayr olarak te kilatlanma ans n tan m t r. Converse in ana bulgusu, ideolojileri birbirleriyle tutarl fikirler olarak tan mlad m z takdirde, ideolojik olarak nitelendirebilece imiz bir davran n ancak oy verenlerin ok kk bir yzdesinde rastland d r. Bylece, insanlar n siyasal davran nda ideolojik olarak nitelendirilebilecek davran lar n ok nemli olmad anla l yor. Converse e gre, bir inanc ideolojik olarak nitelememiz iin bu inanc n her eyden nce tutarl olmas gerekir. Bu tutarl l k mant ki bir tutarl l k olarak grlebilir. ... kinci ve siyasal alanda daha nemli ol an tutarl l k psikolojik ve sosyolojik tutarl l kt r. Converse in bundan kastetti i, insanlar n inanlar n bir btn olarak rendikleri ve toplumlar ndan ald klar d r. Ki i inanlar n toplumdan ald iin "neyin ne ile beraber geldi ini" o toplumsal renme sreci s ras nda renir. Converse "beraber olma gere i"ne zorunlay c (Constraint) diyor. Bir inan sistemi iinde zorunlay c l k ne kadar etkin ise bu inan sisteminin o derecede "ideolo jik" oldu unu syleyebiliriz. Converse'in bulgusu u ki, ideoloji bu ekilde tarif edildi i zaman semenlerin stat ve e itim bak m ndan stte kalan bir grubuna mnh as r kal yor. st ten alt a do ru gidi te inanlar hem daha az zorunlay c oluyor, ve hem de soyutluk ve genellik niteliklerini kaybediyor, basit, somut, gnlk hayat n gereklerine yak n bir ekil al yor. Ba ta, inan sisteminin merkezini genel ideolojik prensipler te kil ederken, sonralar belirgin sosyal gruplar bu merkezi i gal etmekte, daha sonra aile, i ve mesleki temaslar bu yeri doldu rmaktad r. De i meler, niversite mezunu olmu bir st tabakadan hemen sonra ba lamaktad r. ... en stte hakikaten verdikleri oyu soyut ve ol duka geni bir bilgiye dayanan bir ereveye yerle tirilenler mevcuttur. Bunlar n arkas ndan, birinci tabaka kadar kesinlikle olmamakla beraber gene de nispeten anlaml bir ideolojileri olan kimseler gelmektedir. nc grupta genel bir kavramla t rma sistemleri olmamakla be raber, parti ve adaylar kendi iinde bulunduklar sosyal grupla olan ili kileri bak m ndan k ymetlendiren kimseler vard r. ... Drdnc grup, yazar n, "zaman n zelli i" ad n verdi i bir gruptur. Bu gruptakiler partilerden bahsederken partilerin varl klar n 32

partinin damgas n bast na inand klar "mutlu" veya "mutsuz " zamanlara gre k ymetlendirmektedirler. Be inci grup, parti tercihlerini hibir ekilde anlaml bir modele ba layamayanlardan te ekkl etmektedir. Conve rse'in bulgular na gre oy verenlerin da l m yledir : Oy verenlerin yzdesi deologlar 3,5 deologa yak n olanlar 12 Grup menfaati 45 Zaman n zelli i 22 Anlatam yor 17.5 Converse'in en genel anlamdaki bulgusu, "ideoloji" ad n verebilece imiz fikir sistemlerinin oy verenlerin ne kadar kk bir yz desi iin tuttu u dur. Converse'in ikinci nemli bulgusu ... oy vereni n "ideolojik" belirginlik seviyesinin de nemli bir rol oynad d r... ideolojik seviyesi yksek olan lar bu s n f n genellikle oy verdi i partiye daha yksek oranda oy vermi lerdir. ... Ona gre daha nce fik ir lideri (opinion leader) olarak tan mlan p oy vermede ok etkin ol duklar anla lan nfuzlu ki iler, bu ideolojik seviyesi yksek kimselerden ba kalar de ildir. Converse, parti iin buldu unun din iin de ayn seyri gsterdi ini anlat yor. rne in seimlere etkin olmu olan dinsel faktrler incelendi i zaman, dinin bir ideoloji olarak etkisinin bu ideolojiyi ekillenmi olarak kullanan baz kimselerden geldi ini ve dinsel ideolojiyi bu kadar ekillenmi olarak akl nda tutanlar n bir az nl k oldu unu kabul edebiliriz. Ona gre, ideolojik yap n n ay r c niteli i bir fikrin beraberinde belirli di er fikirleri getirmesidir. Bu "beraber getirme" ancak e itim ve stat bak m ndan ok ilerde olan kimselerde bulunur. Oy verenlerin byk o unlu u aras nda bir dnya gr yoktur. ... Geni halk y nlar n n kendi m terek kltrlerinin bir bilinleri olmad n rneklerle anlat yor. lgin olan nokta, bir i i muhitinde ki ilerin %40'a yak n bir yzdesinin hala sosyal kimli ini "Mslman"l ktan ald klar yd . Burada zerinde bilhassa durmak istedi imiz nokta, Mslmanlar n etraf ndaki toplumu bir Mslmanlar Birli i olarak kavramla t rmalar d r. nan lanlar n kendi iinde tutarl bir kme etraf nda toplanmamas , Converse'in tezinin, "sert" ideolojiler iin geerli olsa da "yumu ak" ideolojiler iin geerli olmad n gstermektedir. SONU slamiyet in "volk slam" eklinin Trkiye'de tarihi geli meler sonucunda bir "yumu ak ideoloji" haline geldi ini ve bugn dahi halk aras nda dnya gr n nas l ekillendirdi ini gstermeye al t m. ... ideoloji hangi ekliyle olursa olsun, kendinden zorlukla kurtulunan bir d nce kal b d r. 33

nsanlar, saklanabilecekleri bu gibi kurumlar modem dnyada bulmad klar derecede modern dnyaya uymakta zorluk ekmi lerdir. ... modern toplumun gittike brokratikle en btn ynleri insanlarda modernle menin deh etini yaratmaktad r. Tnnies'in tabiriyle gemeinschaft ili kilerinden gesellschaft ili kilerine gei modern dnyan n en nemli uyum problemidir. Bu kapsay c birincil ili ki zleminin mmet yap s ndan yeni km kimseler taraf ndan duyulmas n yad rgamamak gerekir. Fakat, ayd nlar n modern dnyaya uymas n n zorluklar n anl yorsak, "sokaktaki adam" n modern dnyaya uymas ndaki zorluklar da o lde kabul etmemiz gerekir. Kendisi iin imal etti i dnya gr ne kadar "khne" olursa olsun, bu "bricolage" n grd bir fonksiyon vard r. Bu fonksiyon bilgisel oldu u kadar ruhsal, ki i dengesiyle ilgili bir fonksiyondur. Bugn Trkiye'de mmet yap s ndan yeni km olan bir topluma, halk dini, bir dnya gr ve bir ki isel denge yntemi sa lamaktad r. Zaman zaman hayret etti imiz hurafe lerin gc buradan gelmektedir. Modernle tirici gr , toplum problemlerini iktisadi problemler olarak al r ve k sa vadede insanlara insanl klar n iade edecek olan ki isel denge unsurlar n sa lama yoluna gitmezse bize gdk, eksik ve k endini be enmi bir toplum modeli vermekten ba ka bir ey yapm olmayacakt r. Halk tabakas ndaki ki i yntem yolu olarak halk kltrnn ve dininin verdi i imkanlar kullan yorsa bunun pratik bi r sebebi vard r. Halk kltr, btn "hurafe"ler bir yana, menfaatlerine daha k sa yoldan cevap vermektedir. Okula gitmenin sa layaca imkanlar n kapal oldu u yerde ki i Kur'an kursu yolunu seecektir. Sek inlerinin uzak olduklar bir kltrde ki i "halk sekini", -mesela Nurcu- olmay deneyecektir. Doktorun halka yakla amad hastanenin etraf nda frkler zengin olacakt r.

34

You might also like