You are on page 1of 18

Bat dncesi ve Hint dncesi

Bir mukyese denemesi*

Fred DALLMAYR
ev. Halit ZKAN**

udyard Kiplingin birbirleriyle asla bulumayacak iki kltr hakkndaki mehur sz bugn bize antika ve modas gemi gibi grnr. Jet yolculuklar ve sratli iletiim anda, kltrler arasndaki snrlar anmaya mruzdur ve muhtemelen tamamen yok olacaktr. Siyas ve iktisad alanlarda, kresel piyasa ile nevzuhur yeni dnya dzeni hakknda pek ok ey sylenmektedir ki, bunlar kltrel farkllklara ok az dikkat eden, Kiplingin Dou ile Bat arasnda kabul ettii mehur mesafeye ise hi itibar etmeyen kavramlatrmalardr. Buna ramen, kresellemenin mnis syleminin perde arkasnda briz kltrel vurgular ve temyller kolaylkla mhede edilebilir: Bu bilhassa Avrupa Aydnlanmac dncesinden (ve onun meyvalar olan hr teebbs ile siyas beynelmilelcilikten) kaynaklanan Bat-tarz bir evrenselcilik temyldr. Bu adan bakldnda grlen udur: Kreselleme, kltrel farkllk ve ayrlklar ortadan kaldrmak yerine derinletirmi, zellikle de (Bat meneli) egemen kltr ile henz asimile edilmemi ve muhtemelen edilemeyecek olan yerel kltrlerin bulunduu taraf arasndaki ayrlklar belirginletirmitir.1
* evirisini sunduumuz bu makalenin orijinali, Western Thought and Indian Thought: Some Comparative Steps adyla, yazarn Beyond Orientalism: Essays on Cross-cultural Encounters adl eserinde (State University of New York Press, Albany, 1996, Blm VI, s. 135-147) yer almaktadr. Tercmeyi okuyarak nerileriyle katk salayan Ahmet Okumua teekkr ederim (ev.). ** M.. Sosyal Bilimler Enstits Hadis Bilim Dal doktora rencisi. 1 Globalizm hakknda daha ayrntl bir tartma iin benim u yazma bkz. Polis and Cosmopolis, Margins of Political Discourse, State University of New York Press, Albany 1989, s. 1-21. Bu yazda ifade edilen grler, mtekip Dou-Bat Filozoflar Konferanslarnda grlen eilim ile genel anlamda mutbktr, ancak bunun iin ncelikle bu eilimi felsef oulculuu benimsemeye kbil ve ayn zamanda hem aldatan indirgemecilikten hem de hlsiz brakan rlativizmden kendini saknan meta-felsef bir

89
DVN lm Aratrmalar sy. 16 (2004/1), s. 89-106

Fred DALLMAYR

Dolaysyla, ada kreselleme hakikatte Kiplingin mhedesini kendiliinden yanllamaz, aksine onu yeni bir balam ierisine koyar ve bylelikle Kiplingin sznn temelindeki hususu daha belirginletirir. Basite yle ifade edebiliriz: ada ynelimler Kiplingin szn nerme makamndan sorgulama makamna aktarmtr. Kresellemenin aman vermez etkisi altnda kalan yerel kltrler, giderek artan bir kltrleraras diyalog veya yzleme balamna doru itilmektedirler. Bu yle bir diyalogdur ki, onlar hem kendilerini hem de (pek ok durumda en byk rakip Bat olmak kaydyla) rakiplerini sorgulamaya icbr etmektedir. Hlihazrda, on yllar boyu sren smrgeci egemenlii tarafndan hasara uratlm durumda olan birok nc dnya toplumunda bu yzleme kendi-kimliini youn biimde sorgulama anlamna gelir ki, bu ou zaman derin bir kimlik krizinin ortaya kmasna sebep olan bir sretir. Byk lekte bakldnda yeni dnya dzeni, cihanml bir kimlik krizinin almeti olarak grlebilir. Kesin olarak sylenebilir ki, bu krizin derinlii, bir mekndan bakasna farkllk gsterir. Bu krizden hibir ekilde korunmu olmasa da, Bat kltr, hegemonyac konumu tarafndan kendisine verilen kaytszlk kalkanndan faydalanma eilimindedir. Bu blmde, uzun sredir devam eden kltrleraras yzlemenin bir vechesi olan Hint-Bat ilikisi ele alnacaktr. Daha husus biimde ifade etmek gerekirse, Bat ile (felsefeden sosyal teori ve edebiyata kadar birok alan kapsayan geni bir dnceler dizisi anlamna gelmek zere) Hint dncesi arasndaki iliki incelenecektir. Hint ve Bat kltrleri arasndaki ilikinin tarihi hakknda kabaca bir zet verme abas gdlmeyecektir. nk bu, basit bir blmn snrlarn ziydesiyle aan ve baka uzmanlar tarafndan zaten hakkyla yaplm olan bir eydir.2 Bu blmde asl hedeflenen, dncenin genel ynelimleri ve teekklleri hakknda anahatlaryla bir taslak karmaktr ki, insan buna (tutarl ve effaf bir sistemden tamamen farkl) bir metafizik Gestalt adn verebilir. Fakat yine de, tarih arka plan konumuzla tamamyla alakasz deildir. Hint ve Bat dncelerinin yapsndan (Gestalt) bah-

90
DVN 2004/1

tutum uruna yaplan postmodern bir aray eklinde tasvir eden Jeffrey R. Timmin deerlendirmesinin kabul edilmesi gerekir; bkz. Report on the Sixth East-West Philosophers Conference, Culture and Modernity: The Authority of the Past, Philosophy East and West, sy. 41 (1991), s. 461. 2 Bu ilikinin tarihi hakknda ayrntl bir inceleme iin bkz. Wilhelm Halbfass, India and Europe: An Essay in Understanding, State University of New York Press, Albany 1988.

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

setmek isteyen kii, meseleyi ok basite indirgemekten ve zellikle bugn adna zclk denilen eyden kendini korumak zorundadr. Kltrleraras ilikiyi incelediimiz bu almadaki dncemiz, Hint ile Batnn temelinde, (maya perdesi olarak grlen) tarih tesadflerin gerisinde yer alan ve kefedilmeyi bekleyen ezel ve ebed bir ortak zn bulunduu varsaym deildir. Fakat zlerin varlnn inkr edilmesi bir tabula rasann varsaylmasn gerektirmez. Kesin olarak sylebiliriz ki, Gestalt anlamamza yarayan ey, uzun bir tarih kendini-ina srecinin sonucudur. Bu sre hem kltrii hem de kltrleraras ekimelerden ortaya kan yaratc keif ve icad da ihtiv eder. I zcln czibesi burada hedeflenen giriimin nn tkayan tek tehlike deildir. Bir kii tarihin rolnn farknda olsa bile, kltrleraras aratrmalarn tabiatnda yer alan kavramsal-teorik ikilemler ile yzlemek durumundandr. Aktr ki bylesi bir aratrma, birbirlerine benzemeyen ve fakat aralarnda mukyese yapma imknn ortadan kaldracak derecede kyas kabul etmez mhiyette de olmayan iki farkl terminoloji ve gruplandrmay gerekli klar. Mesele Hint ve Bat dnceleri olduunda problemler kendilerini hemen belli eder. Baz gzlemcilere gre iki dnce yaps, aralarnda ulama imkn vermeyecek kadar kat bir uurum ile birbirlerinden ayrlmlardr. Mhiyetleri her ne olursa olsun, Veda retileri ve daranalar, teyidini rasyonel dnme sisteminden alan Bat felsefesiyle hibir benzerlik ihtiv etmezler. Muhalif bir grn sahipleri ise, dncenin ayn kurallara tbi olmas gerektiine ve coraf yahut tarih yaplarn bunda etkili olmadna inanmaktadr. Bu gr ifade edenlerden biri, (muhtemelen Batnn analitik dncesinden etkilenmi olan) nde gelen Hint felsefecisi Daya Krinadr. Daya Krina bir yerde unlar syler: Benim aklamaya gayret ettiim mesele udur: Hint felsef gelenei, tpk Bat felsef geleneine atfedildii anlamda felsefdir. Bu yaklamn dikkat ekici taraf, Hint dncesini ciddi biimde ele alma ve onu Hint limlerine mahsus olmaktan, esoterik bilgilikten karma gayreti gtmesidir. Ne yazk ki, bu grn zellikle evrenselci kaytszlk gibi kusurlar, faziletlerini glgede brakmaktadr. Bu kusur, felsefeyi (veya gerek felsefeyi) Bat analitik dnce standartlarndan ibaret grme eilimidir.3
3 Bkz. Daya Krishna, Indian Philosophy: A Counter-Perspective, Oxford University Press, Delhi 1991, s. 15, dn. 3. Hint Felsefesinin Telakksi balkl blmde Daya Krishna kendi telakksinin (s. 29) u ekilde ol-

91
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

Mkemmel bir ispat olmamakla birlikte burada unu varsayyoruz: ki dnce biimi birbirlerinden farkl olsalar da, aralarnda mukyeseye imkn vardr ve bu mukyese, verimli neticeler elde etmeye msaittir. Fakat varsaydmz bu farkllk nedir? Yeri ve mhiyeti tam olarak belirlenebilir mi, yoksa okluk deryas iinde yitip gitmekte midir? Husus bir almaya gerek duymakszn dahi, hepimiz Bat ve Hint dncelerinin tek bir ortak paydaya kolaylkla indirgenebilecek btncl dnceler olmadn anlayabiliriz. Tarihe ksaca bakldnda grlecektir ki, Bat dncesi Efltunculuk ve Aristoculuktan Stoaclk ve Skolastisizme; (sadece baz alardan ele alnsa bile) modern empirisizmden rasyonalizm, materyalizm, idealizm ve pragmatizme kadar deien, heterojen dnce geleneklerinden meydana gelmi byk ve karmak bir yapya sahiptir. Ayn karmak yap Hint dncesi sahasnda da hkimdir. Hinduizm, Budizm ve Cainizm gibi byk din-metafizik gruplamalardan baka, retileri ilgili metinlerde her dim nakledilen mehur felsef ekoller mevcuttur (ki Daya Krina bunlar dnce tarzlar diye adlandrmay tercih eder).4 Bu metinlerden rendiimize gre Samkhya ekol ruh ve maddenin dualizmine, Vaisesika ekol empirik tikelcilie, Nyaya ekol mantk atomculua, Advaita Vedanta ekol metafizik tekilie, Mimamsa ekol tefsir ve yoruma ve Yoga ekol ruh eitime nem vermektedir. Bat terminolojisini kullanarak konuacak olursak, klasik Hint ekolleri idealizmden empirisizme, zclkten adcla, evrenselcilikten ar tikelcilie ve hatta atomculua, (tek tanrc, ok tanrc ve henoteist versiyonlaryla) teizmden agnostisizmin ar versiyonlarna kadar uzanan bir eitlilik gstermektedir. Bu zetten anlald gibi farkllk, okluk ve ayn zamanda karlatrma yapmaya imkn vermeyen bir tr farkszlk denizinde boulma tehlikesiyle kar karyadr. Karlatrmal bir almann shhatli yrtlebilmesi iin, unsurlardaki benzerlikler aka belirlenmeli, fakat ayn zamanda belirli bir noktada snrlandrlmaldr. Yani mesela ne kan baz unsurlar dikkate alarak konuacak olursak, Bat deneyselcilii ve Vaisesika retileri karlatrmal deerlendirmelere imkn vere-

92
DVN 2004/1

duunu anlatr: Hint felsefesinin gerek felsefe olduunu ve Bat geleneinde bu isim altnda gerekletirilen faaliyetten kkl bir fark olmadn dnyorum. Dou dncesinin Batl anlamda felsefe olmad gr, dier baz kiilerin yansra Edmund Husserl tarafndan kendisinin Viyana Dersinde (1935) savunulmaktadr. Yine bkz. E. Husserl, The Crisis of European Sciences and Transcendental Phenomenology, ev. David Carr, Nortwestern University Press, Evanston, Ill. 1970, s. 280. 4 Krishna, Indian Philosophy, s. 13.

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

cek kadar birbirlerine yakn (hatta ayn) saylabilir. Ayn durum, Nyaya mant ile Kartezyen aklclk iin de geerli olabilir. yleyse farkllk bir ekilde bu heterojenlik ve farkszlk denizinden damtlmal ve berraklatrlmaldr. Fakat kii farkll szp karrken, kltrel klieleri kullanma ve karikatrize etme tuzaklarna dmekten kanmak iin son derece dikkatle ilerlemek mecburiyetindedir. Bu noktada, farkllklar incelerken basmakalp biimler kullanmalar yznden mphem, gvenilmez ve verimsiz kalan baz mukyeseli yaklamlardan rnekler vermek isterim. Hem meslekten filozoflarca desteklenen, hem de bir tr popler rabete mazhar olan bu yaklamlardan bir tanesinin temel varsaym udur: Bat dncesi rasyonel ve bilimsel, Hint dncesi sezgisel ve mistiktir. Bana gre bu yaklam, Oryantalizmin (Edward Said tarafndan belirlenen anlamda)5 kt rneklerinden biridir. Pek ok Batl, gizemli Doudan bahsetmeye baylr, stelik ou zaman bunu ltfedercesine ve babacan bir tavrla yapar. Dier yanda ise Baty ve Bat dncesini tamamyla bilimsel ve teknolojik rasyonalite kalplaryla anlamaya eilimli birok Hintli vardr. Oryantalist karakteri bir yana, bu yaklam mukyeseli aratrmalar asndan faydaszdr, nk farkllklarn kltrleraras etkileim ve mnzaraya izin vermeyecek kadar ar ve istisna olduuna inanmaktadr. Dier yandan yine bu yaklam, kltrel taraflarn her iki yannda uzun sredir var olan nemli muhalif eilimleri de grmezden gelmektedir. Demek istiyorum ki, Bat dncesinin nemli baz zellikleri bilimsel yahut arasal aklclk etiketinden hayli uzaktr: Efltunun idealar bilimsel formllerin tesine geer, ayn ekilde Aristonun entelekyas teknik kurgulardan uzaktr. Ne Thomas Aquinas ne de Hegel, Jeremy Bentham veya Karl Popper tarznda bilimsel rasyonalistlerdir. Meseleyi daha karmaklatran husus, Avilal Teresa ve Crosslu Johndan, Meister Eckhardt ve Jakob Bhmeye kadar uzanan radikal mistik muhalif eilimlerin Bat dnce tarihi boyunca var olmasdr. Hint tarafna geecek olursak: Bu yaklam Hint felsefesinde gl kkleri bulunan (ve Nyaya ile Vaisesika ekolleri tarafndan temsil edildii ek5 Edward W. Said, Orientalism, Vintage Books, New York 1969. Saidin takdimine gre (s. 3) Oryantalizm, Dou ile ilgilenmek iin kurulmu kolektif bir kurum olarak tartlp incelenebilir. Bu, Dou ile, onun hakknda yarglarda bulunmak, ona dair grlere ruhsat vermek, onu tasvir etmek, onu retmek, iskn etmek, ynetmek sretiyle ilgilenen; ksacas Bat tarz bir hkimiyet, yeniden yaplandrma ve Dou zerinde hkmranlk kurma eklinde tezhr eden bir Oryantalizmdir.

93
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

liyle) phecilik ve deneyselcilik geleneklerini grmezden gelmektedir. Budist dnce balamnda ise, tamamyla duyusal algya ve mantk karmlara istind edip, vicdana bile aktarc ve duyusal bir olgu gibi mumele eden Svatantra-Yogachara ekoln anmak gerekir. Dier bir pheli yaklam ise, -ki Daya Krinaya gre de mphemdir- Bat materyalizmi ile Hint (yahut Dou) maneviyatln kar karya getirme eilimidir. Hayli yaygn olarak benimsenen bu yaklama gre, Bat tamamyla madd fayda ve donanmlara balym gibi grlrken, Hint (veya Dou) insan ruhuna ve insan trnn ulv ve ruh itiyaklarna ait miras muhafaza etmi gibi kabul edilmektedir. Bu karlatrma, popler edebiyatn baz trlerine malzeme olduu gibi, Hint Rnesans dnrlerinin daha derinlikli yazlarnda da kendini gstermektedir. Bu yazarlar arasnda Tagore ve Swami Vivekananda da bulunmaktadr, (ancak bu deerlendirme hibir ekilde kendilerinin dier mhim baarlarn gzden drmez).6 Bu yaklam da dieri gibi, mukyeseli almalar bakmndan elverili olmayacak kadar basmakalp ve tecriti bir bak asna sahiptir ve muhtemelen tersine evrilmi bir tr Oryantalizm ile mlldr. Bat dncesinin, Hristiyan ruhaniyetinden derin biimde etkilendiini gzard etmek neredeyse imknszdr ve Protestan Reform hareketi ile Aydnlanma dncesi bu Hristiyan-rh kklerden ayr tutularak anlalamaz. Hegelin tarihte ruhun merkezliinden bahsediini ve bunun, dnya ruhunun durmakszn devam eden terakksinde kendisini aa vurduunu syleyiini de hatrlamak lazmdr. Dier taraftan Hint dncesindeki ruhiyat olmayan yahut materyalist duruu da gzard etmeye imkn yoktur: Buda ncesi felsef materyalizm ekollerinin en eskilerinden bir tanesi, Brihaspati ile talebesi Carvaka tarafndan kurulmutur. Btn bu etkenleri gz nne alnca, Daya Krinann u szlerine katlmamaya imkn yoktur: Ontolojik bakmdan, Hint felsefesini ruhn-manev diye tavsif etmek tamamyla yanltr.7 Daya Krina Hint dncesi ve felsefesi hakkndaki dier baz tavsiflere de kar kar. Bu itirazlarn (hepsi deilse de) bazlar bence de ka-

94
DVN 2004/1

6 Vivekanandann Bat ve zellikle Amerikan kltrne dair deerlendirmesi hakknda Tapan Raychaudurinin u tasvirini de dikkate alnz: Bir noktadan sonra, bu megul, anlamsz ve para kazanmaya adanm hayat, Amerikan tarz taknl, s ve yorucu bulur. Onlarn hakik maneviyt ile ok az alakalar vardr; bkz. a.mlf., Europe Reconsidered: Perceptions of the West in Nineteenth Century Bengal, Oxford University Press, Delhi 1988, s. 310. 7 Krishna, Indian Philosophy, s. 6.

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

bul edilebilir mhiyettedir. Kendisinin takdiminden anlaldna gre, Hint felsefesi hakkndaki efsanelerden biri, Hint felsefesinin hakikatin peinde koma abasndan ok, Veda metinlerinin otoritesine baml olduu, dolaysyla otoritelerin grn (auctoritas) hakikate (veritas) nceledii varsaymdr. Daya Krinann da gsterdii gibi, bu varsaymn gereklerle uzaktan yakndan alakas yoktur. Klasik kaynaklara sayg gsterseler ve hatta tazimde bulunsalar bile, yukarda zikredilen ekollerin veya dnce biimlerinin hibirisi iddialarn gemite kalm bir otoriteye dayandrarak ileri srmezler. Hatta Daya Krinann (iddiasnda mbalaaya kama pahasna) sylediine gre bu ekollerin temel metinlerinden hibirisi ekli bakmdan bile olsa, Veda metinlerinin bir erhi deildir. Madalyonun dier tarafndaki durum ise udur: Bat dncesini ekillendiren belirli otoriter unsurlarn tamamyla gzard edilmesi mmkn deildir. Mesela Efltun ve Aristoya (ve hatta Thomas Aquinasa) ait metinlere yaygn olarak atfedilen sayg ve itibar bunlardan bazlardr. Daya Krinann efsanev diye deerlendirdii ve kendisiyle mcadele etmek iin dikkate deer aba harcad tavsiflerden bir tanesi, Hint dncesi veya felsefesinin yegne hedefinin zgrleme, kurtulu veya moksha olduu dncesidir. Onun deerlendirmesine gre bu yaklam, gerek durumun tamamyla yanl anlalmasdr. Sylediine gre moksha Hint felsefesinin ne biricik, ne de ncelikli uradr. Aslna baklrsa Hint ekolleri ve dnrlerinin birou onunla marjinal anlamda bile ilgilenmezler. Fakat bu noktada ben Daya Krinann syledikleri hakknda hayli mtereddidim. yle grnyor ki moskha kavram, felsefedeki derin meselelerle, zellikle teori-pratik ilikisi ile de alakaldr. Daya Krina bu kavram gzard ederken, rasyonel renme-algya arlk vermek (ve teori-pratik ilikisini grmezden gelmek) sretiyle bak as daralan Batl analitik felsefeye duyduu sempatiden fazlasyla etkilenmi olabilir.8 Ne ilgintir ki, farkl, hatta muhalif sebeplerle ben de kendisinin bu kar kn benimseme eilimi tayorum. Sadece Hint versiyonu deil,
8 Krishna, Indian Philosophy, s. 8, 29-30. Teori-pratik ya da olgu-deer ayrmna dayal analitik (yahut pozitivist) tutum, Daya Krishnann aklamalarnda, tamamen rasyonel ya da bilisel trden akl zorluklar yaplar itibariyle bilisel, akl ve rasyonel olmayan pratik hedeflere ulama araynn karsna koymas srasnda aka ortaya kar (s. 20). Gerek felsefenin ruh zgrleimden ayr tutulabilecei iddias (s. 32) ve Bat felsefesinin sadece ilkiyle ilgilenip ikincisini ihmal ettii ms, Sokrat, Efltun, Aristo, Thomas Aquinas, Kant ve Hegel gibi rnekler dikkate alndnda en azndan pheyle karlanmaldr.

95
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

btn gerek felsefeler bir dereceye kadar moksha ile ilgilidirler. Bu da yine, kavrama farkllk deil, mukyeseli almalar iin bir engel olan farkszlk zellii kazandran bir durumdur. II Yukardaki tartma, baz mukyeseli yaklamlarn, meselenin sadece belirli ynlerini dikkate alma yahut kltrel klieleri kullanma gibi noktalara gtrmesi muhtemel kusurlu taraflarn ortaya koymutur. Buradaki eletirinin maksad, bu yaklamlarda hibir gereklik paynn bulunmadn sylemek deil, bu gerekliklerin yerli yerine konulmadklarn ve hakkyla deerlendirilmediklerini gstermek idi. Yine de, burada tartlan neriler hakkndaki esas eletiri noktas, bunlarn mukyeseli aratrmalar iin uygun olup olmadklarna dairdir. Yukarda iaret edildii zere bylesi bir aratrma, dlayc farkllk ile farkszln, yahut ar farkllk ile aynliin iki tarafl tehlikeleri arasnda ilerleyerek yolunu bulmak zorundadr. Bir yanda farkszlk tartma imknn ortadan kaldrrken, dier yanda dlayclk karlkl mnasebet veya etkileimlere mni olmaktadr. Bu sahada ilerleyebilmek iin Aristonun hatrlatmasn dikkate almak zorundayz: Mukyese, mahhas gerekleri gzlemlemenin tesine geen bir tahayyl melekesi gerektirir. Baka bir deyile mukyese, her terimin veya unsurun kendisi hakkndaki ak algsnn snrlarn aan ve bylelikle taraflarn (her zaman ak olmayan) ilikilerine vukfiyet salayan yeni bir kurgu veya referans erevesi oluturacak bir hermentik ina ortaya koymay gerektirir. ada terminolojiyi kullanacak olursak, mukyeseli aratrma belirli bir bak asnn kendisi hakkndaki ak algsn, onun dile getirilmemi temelleri ve rtk tekilii (ki bu kesinlikle onun bir inkr deildir) istikmetinde aratrmak demektir. Mukyeseli aratrmalarn en verimli -ve tartmann en gereki- olduu durumlar, karlatrlan bak alarndan birinin brne gre teki oluunun karlkl olduu durumlardr. Yani her bak as, dierinin teki yan olarak grlmelidir.9
9 Martin Heidegger Alman ve Yunan dnceleri hakkndaki mukyesesinde bylesi bir karlkl tekilii ortaya koymutur; bkz. zellikle onun Hlderlins Hymne Andenken, ed. Curd Ochwadt, Gesamtausgabe, c. LII, Klostermann, Frankfurt 1982, s. 128-32. Mukyeseli felsef aratrmalar hakknda dikkate deer grler iin Gerald J. Larson ve Eliot Deutschun editrln yaptklar Interpreting across Boundaries: New Essays in Comparative Philosophy (Princeton University Press, Princeton 1988) adl eserdeki birok makale ile Richard Bernsteinin u makalesine bkz. Incommensurability and Otherness Revisited, The New Constellation: The Ethical-

96
DVN 2004/1

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

Bu sebeplerle, benim burada (deneme kabilinden) takdim etmek istediim mukyeseli kurgu, esas itibariyle metin ile balam veya rasyonel sylem ile yaam dnyas (life-world) arasndaki farkllk zerine kuruludur. Herkese mlumdur ki, yaam dnyas kavram Kta Avrupas fenomenolojisine ait bir kavramdr ve rasyonel-niyetsel incelemeler iin arka plan olarak resmedilmitir. Sylem ile yaam dnyas arasndaki farkllk meselesi (baka noktalar vurgulamakla birlikte), Jrgen Habermasn muhtelif yazlarnda fenomenolojik anlaylar zerine bina edilmek sretiyle ortaya konulmutur. Metin ile balam arasndaki veya balam-bamsz kurallar ile balam-duyarl kurallar arasndaki farkllk noktasnda ben temel itibariyle, Hint Usl Bir Dnme Biimi Var mdr?10 adl etkileyici yazsnda bu ereveyi ilk defa kullanan Hintli air ve filozof A.K. Ramanujann grlerini esas alyorum. Mamfih u hususa da dikkat ekelim ki, metin ile balam veya sylem ile yaam dnyas arasndaki iliki, evre ile dnce yahut (Marksgil sylemi kullanacak olursak) altyap ile styap arasndaki farkllk deildir. Balam ile balamsal yaam dnyas burada, rasyonel sylemin veya metne bal ifade biimlerinin husus ekillerini nedensel olarak belirleyen altyaplar olarak grlmemektedir. Baka bir ifadeyle, balam ile metin aklama ve ngrnn hric ilikisinde deil, karlkl tekilik ve mterek kuatma ilikisinde kimdir. Mektepli bir dilbilimci olan Ramanujan, yazsnda iki tr gramer kaidesi arasnda ayrm gzetir. Bu kaide trleri, balam-bamsz yahut cihanml olarak tatbik edilebilir kurallar ile, balam-duyarl olan yahut uygulamada balam tarafndan ynlendirilen kurallardr. Gramerden kltre anahatlaryla bir gei yapan Ramanujan, kltrleraras mukyese zemininde benzer bir ayrl farkeder. Kendisi unlar sylemektedir: Bana gre kltrler, idealize etmeye yarayan kll eilimlere sahiptirler (belki de byle olduklar sylenir). Kltrler, ya
Political Horizons of Modernity/Postmodernity, Polity Press, Cambridge 1991, s. 57-58 (Bernsteinin bu makalesi ilk olarak, Honoluluda Temmuz 1989da yaplan Altnc Dou-Bat Felsefecileri Konferansnda tebli olarak sunulmutur). 10 A.K. Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking? An Informal Essay, ed. McKim Marriott, India through Hindu Categories, Sage Publications, Delhi 1990, s. 41-58. Kendisinin baz iir almalar iin mesela bkz. A.K. Ramanujan, Selected Poems, Oxford University Press, Delhi 1976. Ayrca kr. Ramanujan (ed.), Folktales from India: A Selection of Oral Tales from Twenty-Two Languages, Pantheon Books, New York 1991.

97
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

balam-bamsz yahut balam-duyarl kaideler erevesinde dnrler. () Hint kltr gibi kltrlerde, balam-duyarl kaide trleri tercih edilen ifade biimleridir. Bu gr desteklemek isteyen makale, umumiyetle kast ve statye bal olarak vaz edilmi olan Manu kanunlarndan rnekler verir: Baz kurallar dierleri iin deil, yalnzca brahmanlar iin geerlidir, hatta kurallarn kapsam brahmanlar arasnda bile zaman ve zemine gre deiiklik arzeder. Birka yzyllk bir srama yapan makale, byk Hint destanlar Ramayana ve Mahabharataya da temas eder. Bu destanlarda her bir hikye veya rivyet, daha byk bir st-anlatnn iinde konumlandrlmtr ve bu st-anlat her hikyenin balamn ve manasn belirlemektedir. Mesela, Mahabharatadaki Nala kssasnn maksad, baka bir hikayenin iine yerletirilmesi sonucunda aydnla kmakta ve anlalr hle gelmektedir. Bu dier hikyede de kahraman, [Nala hikyesinde olduu gibi (ev.)] nce aalanm ve cezalandrlm, ancak meakkatli yarglamalardan sonra hakl kabilmitir.11 Ramanujan, balam baml olmann anlamn aklarken, kendisini Hindistann klasik dnemiyle snrl tutmaz. Onun yazs, disiplinleraras snrlar zerinde serbeste hareket etmek sretiyle, (David Tracynin isimlendirmesiyle) analojik hayal gcnn mkemmel bir rneini verir. Edebiyat teorisinin ltlerini kullanan Ramanujan, maksadn izah etmek iin mecaz/temsil kelime daarcn kullanr ve Hint dnce ve edebiyatnda metonymynin (paray zikredip btn kastetmek) hkimiyetinden bahseder. Mesela, insan terimi orada tabiattan ayr kendi bana duran bir varl deil, tabiat adna tabiat ire duran bir varl ifade eder. Ona gre tabiat ire veya balam ire grlen insanolu, her dim iinde bulunduu balam ile birliktedir. Ayn nokta, Peircegil semiyotik yardm ile de dile getirilebilir. Makaleye gre Hint dncesi, semiyotik terminoloji asndan, iaret edenler (signifiers) ile iaret edilenin (signified) ayn balamda yer ald durumlar gsteren iaretler olmalar bakmndan indexical iaretlere sembolik aralar karsnda ncelik atfetmektedir. Yani bu tr durumlarda iaret eden iaret edilene (dl medlle) hric bir iliki ile bal deildir, bizzat iaretin mahallidir. (Dolaysyla, bir Shiva veya Ganesh figr baka bir eyi temsil etmekten ok, kendi manasn m eder). lgisini tekrar mantk ve sosyoloji sahasna eviren Ramanujan, balam-duyarll, Hindularn jatiye, yani sadece bir rneini insan jatilerinin tekil ettii, snflarn, cinslerin ve trlerin mantna duyduu ilgiye iaret ederek aklar. Ona gre her jati veya snf bir ba11 Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking?, s. 46-49.

98
DVN 2004/1

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

lam, mnasebet yapsn, msaade edilebilir kaynamalara ait bir kural veya bir referans yapsn belirler. Meseleye toplumsal veya sosyolojik seviyede, yani daha husus olarak baklrsa u sylenebilir: Balam-duyarllk ailev ve kiileraras mnasebetlerde de kendini gsterir. Sylendiine gre Hintliler bu tr ilikilerde kendilerini dierlerine intibak ettiren, ayrca kii ve balama uygun eyleri sylemelerini salayan, (ben-merkezcilik kart) bir ben-biz telakksi ve bir tr tarassut edici bilin gelitirmilerdir.12 Ramanujann iddialar, idrkindeki derinlik ve hayal gcnn parlakl bakmndan etkileyicidir. Bu iddialar, mukyeseli aratrmalara ilgi duyan herkesin yakn alakasna mazhar olmay hak etmektedir. Modernite ve modernleme (veya Batllama) hakkndaki tartmalara, yani mukyeseli geliim teorileri sahasna girme hususundaki isteklilii dikkate alndnda, makale daha bir nem kazanmaktadr. Ramanujan, Bat dncesini, balam-duyarl Hint kltrnn aksine, esas itibariyle balam-bamsz veya balamdan arndrlm bir model etrafnda ekillenmi gibi takdim etmektedir. Makalede, bir dereceye kadar maksatl olarak u ifadeler yer alr:
Eitliki demokratik idealler ve Protestan Hristiyanl hem cihanml hem de biricik olan benimserler, toplumdaki her yenin dierine eit ve dieri gibi olduunda srar ederler. -Ailesi, snf, cinsiyeti, ya, mekn, derecesi vs.- balam ne olursa olsun, kii her zaman bir insandr. ltleri ve birbiri ile deitirilebilir paralar ile teknoloji ve, balamlar aan cihanml kanunlar (ve gerekler) peinde koan Rnesans sonras bilimler, temyl balam-bamszlk lehinde artrmaktadrlar.

Bat dncesi ve kltr hakkndaki bu deerlendirmelerden yola kan makale, modernleme sreci ve sosyal geliim hakknda, ferseti ve mantksal mkemmeliyeti bakmndan byleyici baz ipular elde eder: u farkedilmelidir ki Hindistandaki modernleme her alanda balam-duyarllktan balam-bamszla doru bir harekettir. Balamlar, en azndan prensip itibariyle yok olmutur. (Kendisinin dakikliini idare eden yeknesak ve mstakil zaman gsteren) Gandinin saati, takvimin yerini almtr.13
12 Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking?, s. 50, 52-53 (Yukarda sylenenler, cinsiyet ayrmcl ieren terminoloji tashih edilerek ifade edilmitir). Jati hakknda Harold A. Gouldun aydnlatc makalesine bkz. Toward a Jati Model for Indian Politics, Caste Adaptation in Modernizing Indian Society, Chanakya Publishers, Delhi 1988, s. 171-85. 13 Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking?, s. 54-55.
DVN 2004/1

99

Fred DALLMAYR

III Ramanujann makalesi hakknda dnnce, kendisinin iddialarna genel itibariyle katldm syleyebilirim. Balam-bamszlk ve balam-duyarllk arasndaki ayrln, (modern Bat dncesinin karakteristik zellii olan) evrensel geerlilik iddialarna kendini kaptrd grlen rasyonel sylem ile akln tecrb zeminini temsil eden yaam dnyas arasndaki ztla byk lde denk dt sylenebilir. Bu adan baklnca modernleme srecinin, yaam dnyasnn rasyonel sylemler karsndaki, yahut ekilsiz (amorphous) tecrbenin rasyonel bakmdan effaf (dnce ve eylem) sistemleri karsndaki tedrc bir erozyonunu ihtiv ettii anlalabilir. Ramanujann fersetli kavrayna genel olarak katlmakla birlikte, baz itirazlarm dile getirmekten de geri duramam. Bylece, sadece tasvirle yetinmek yerine daha eletirel bir yorum gelitirmi oluyorum. lk itirazm veya teredddm, makalede kendini gsteren baz politik veya sosyo-politik vurgular hakknda olacaktr. Muntazaman olmasa da, makalenin pek ok yerinde, Bat dncesinin balam-bamszln esas itibariyle olumsuz yahut tahkr edici mhiyette ele alma eilimi grlr. Modernleme srecinde balam-bamsz hareket ou zaman geleneksel balamlar zerindeki ykc etkisi gibi olumsuz sonular zerinden tasvir edilir. Eer bunu doru kabul edersek, Ramanujann balam-bamszlk ile sosyo-politik bamszlk veya hrriyet arasndaki ilikiyi tam olarak anlam saylamayacan syleyebiliriz. Kendisinin ele ald ekliyle balam-duyarllk, zaman zaman nostaljik bir gelenekselcilie sapma tehlikesiyle kar karyadr. Bir noktada unlar syler: Hint Anayasas, Manuyu ortadan kaldrmak sretiyle doum, blge, cinsiyet ve inantan kaynaklanan ballklar hkmsz brakmtr. Bu durumu, balamsal zlme veya dalmann ok mhim bir rnei saymak mmkndr. Fakat kuvvetle muhtemeldir ki doum, blge, cinsiyet ve inan gibi esaslar yznden geleneksel olarak ayrmcla mruz kalan insanlar bu durumdan ikayeti olmayacaklardr. Hint Anayasas onlar iin bir zgrlk liman (hatta gndelik yaam iin yeni bir balam) olmutur.14

100
DVN 2004/1

Politik taraf ar basan bu itirazlardan hemen sonra, baz felsef phe ve tereddtlerim szkonusudur ki, bunlar, iinde bulunduumuz balam bakmndan daha nemli saylabilir. Bir dilbilimci ve air olan
14 Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking?, s. 55. Yukardaki grler balam bamszln ykc etkisini inkr etmek maksadyla deil, sadece aydnlanma ve modernizmin ikircikli hline ya da diyalektiine vurgu yapmak iin sylenmitir.

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

Ramanujan, kendisini destekleyen delilleri ou zaman edebiyat ve semiyolojiden almakta, ancak felsef meselelere her zaman yeterli ilgiyi gstermemektedir (oysa Hint usl dnme balkl bir tartmadan beklenen daha ok budur). Kendisi makalesinde, Hint dncesi veya felsefesinin baz temel zelliklerini phe uyandrc yahut yanl ynlendirici bir tarzda, tam olarak sylemek gerekirse, balam-bamsz gstermek istercesine ele almaktadr. Sylediine gre, Hindistan gibi balam-duyarlln hkim ve balayc olduu geleneksel kltrlerde, balam-bamsz olmak dlenir. Dolaysyla estetikte rasa, hayatn hedeflerinde moksha, hayat-menzillerinde sannyasa, () ve din mevzularda bhakti kendilerini, deitirilmesi imknsz bir balam-bamllk zeminini karlarna alarak tanmlarlar. Ramanujann takdiminden anladmza gre, moksha hayatn btn balarndan kurtulu demektir; sannyasa (yahut fergat) onun gznde kiinin btn gemi ve gelecek balantlarn yok eder, rasa genelletirilmi bir z anlamna gelirken, bakhti balama duyulan ihtiyacn bizzat kendisini inkr eder.15 Ramanujann baka yerlerde hayli fersetli giden izahlar burada biraz hedefini arm grnmektedir. Benim eletirel tepkime bir sebep, Ramanujann kendi iddialarnn yapsdr. Eer Bat modernitesi balam-bamsz zellikteyse ve modernleme balamn ortadan kalkn yahut daim bir balamszlatrmay ieriyorsa, bu durumda geleneksel Hint dncesi ayn zamanda ve ayn anlamda balam-bamsz modele tlipmi gibi tasvir edilemez. Eer bu son tasvir doru kabul edilirse, geleneksel Hint dncesini Bat modernitesinin bir rnei yahut modernlemenin hedeflerinin benimsenmesi olarak grmek gerekecektir. Oysa Ramanujann yazsnn maksad bu olamaz. Tutarllk hakkndaki endielerim bir yana, meselenin zne dair baz nemli eletiriler de burada kendilerine yol bulabilmektedir. nsan hakl olarak unu iddia edebilir: Burada kendilerine bavurulan Hint dnce ve kltrne ait eler kesinlikle balam-bamszlk maksatl deildir, bilakis yeni-balam oluturma (re-contextualization) maksatldr. Yani bunlarn hedefi yeni ve daha derin seviyede oluturulan bir balamsal ilikidir. Mkemmel bir deerlendirme iddias tamayan aadaki yorumlar, bizim iin imdilik yeterli olacaktr. Daha nce deinildii gibi, Ramanujan mokshay btn ilikilerden zde olmay ieriyormu gibi anlatr. Oysa benim muhalif yorumuma gre bu terim balar koparmaktan ok, varlklarn temel yaps
15 Ramanujan, Is There an Indian Way of Thinking?, s. 54.
DVN 2004/1

101

Fred DALLMAYR

(brahman yahut evrenin dzeni) ile daha asl bir iliki kurmay ve bununla henk iinde olmay ifade eder. Balam-bamszlk veya balamszlatrmaya ynelik bir hareket olarak grld takdirde u sorulabilir: Mokshada gerekten zgr veya bamsz klnan nedir, tecrit edilmi, ilikisel olmayan bir nefis veya ego mu? Oysa bu mokshada tamamyla gzard edilen bir eydir. Ayn dnceler dier terim ve zellikler hakknda da geerlidir. Mesela sannyasa hakikaten de aile hayat ve evdeki yakn ilikilerin zayflatlmasn m eder, fakat bu, kendisinden bakasyla ilgilenmeyen bir bencillik adna deil, dharma yahut varlk a ile daha derin ba kurma adna yaplr. Ve bakhti, yce bir gce teksf edilmi adanmlk ve teslimiyeti ihtiv edecek biimde, ilh olan ile tam bir terkip oluturma deilse nedir? Son olarak estetikteki rasa terimi, bana gre balamdan arndrlm bir z ifade etmekten ok uzak olup, gzel ve ulv olann youn biimde takdir edilmesine yakndr.16 Ramanujann yazsnda zikredilen zelliklerin tesine geilerek, yeni balam oluturmann yahut derinlik kazandrlm balam-duyarlln karakteri, klasik Hint felsefesindeki dier baz temel bileenlere iaret etmek sretiyle tasvir edilebilir. Bunlar dharma, brahman, atman ve sunyata gibi kavramlardr. Tekrar ifade edeyim ki, burada balam deyince herhangi bir metin veya sylemle hric ilikisi bulunan tesadf bir evreyi kastetmiyorum. Tam tersine, bu terim sylemin teki tarafna, yani dnce ve eylemin, hibir zaman n plana kamayan yahut kavramsal bir temsilin hedefi hline asla dntrlemeyen ve fakat yine bu sebeple basit bir yokluk veya mahrumiyet de olmayan zmn arka planna iaret eder. Dharma kavram bu konuda gzel bir rnektir. Dharma -denilebilir ki- evrensel bir prensip ve soyut-kavramsal ifadelere uygun bir kategorik buyruk deildir. Bu terim daha ok, (inlilerin taosu gibi) insan yaamn aka ekillendiren ancak yine de kat bir biimde gzlemlenemeyen gayr- mahhas bir istikameti ya da yaam tarzn ifade eder. Ayn ekilde, brahman Efltunun idealar gibi evrensel bir kategori yahut asl bir zden ibaret deildir. Aksine brahman ebediyete kadar btn muayyen ve nazar dile tanm kategori ve grlerin arka plan ve ufku olarak kalacaktr. Ayn sebeple, brahman (Descartesn ak ve seik ideleri gibi) bir mantk kavrama, yahut btn paralarn iine muntazaman dhil edildii veya zetlendii birleik btncl bir yapya indirgenemez. Ancak bunlarn hibiri, kavram beyhde ya da bo bir menflie edeer klmaz. Yine at16 Bu terimlerden bazlar hakkndaki incelemeler iin bkz. K.M. Sen, Hinduism, Penguin, New York 1987, s. 22-26, 37-40; Sarvepalli Radhakrishan, The Hindu View of Life, Allen & Unwin, London 1927.

102
DVN 2004/1

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

man, ferdletirilmi bir nefis yahut btn balarndan ayrlm bir ego olarak grlemez. Eer tat tvam asi sz ve atmann nihayette brahman olduu doruysa, bu takdirde nefis ile gayr arasndaki ve mnferit ruh ile varlk balam arasndaki snr net yahut kat bir biimde izilemez.17 Daha riskli bir alana geerek, ayn iddialarn Budizmdeki sunya veya sunyata kavramlar iin dahi geerli olduunu syleyebiliriz. Benim anlayma gre bu kavram, balam-bamszla ya da balamszlatrma stratejisine iaret eder ekilde yorumlanmamaldr. En azndan Nagarjuna ve Madhyamika ekollerinin yorumlarna gre sunya, esasnda brahmana olumsuzlama (via negativa) vstasyla, yani bu deil, u deil (neti neti) diyerek yaklama tavrdr. Bu anlamda sunya basit bir hilik yahut anlamsz bir boluk deil, fakat ontolojik varlk veya gereklik (prajna-paramita) hakknda bir konuma eklidir ki, burada varlk hep gerimizde durur (vis a tergo). Bu, hibir zaman kavramsallatrlamayan veya akln huzuruna getirilemeyen bir arka plandr. Bu bak as sunya ile prajna-paramitann ikili olmayan karakte ri teorisinde de yanstlmaktadr. Bu teoride temel kabul, varln zne ve nesne kutuplarna ayrlamayaca fikridir. Yogachara ekolne gre zne (pudgala-nairatmya) ve nesne (dharma-nairatmya) aldanlarndan kurtulmak gerekir. nk birinci aldan kleshavaranaya, ikincisi jnanavaranaya yol aar ki bunlarn her ikisi de avid ya yahut cehlet tezhrleridir. Yine, Mahayanaya ait, btn eyann baml menei tezine de dikkat edilmesi gerekir. Bu tez, genel bir ilikisellii varsayarken, baz nesnelerin dierleri tarafndan, yahut bir parann btn (ya da tezhrlerin nesnel-asl gereklik) tarafndan nedensel olarak belirlendii fikrine aka kar kar.18
17 Tabi ki, snrn mulakl basit bir akma ya da zdelik anlamna gelmez. Bunun yerine, sen osun (thou art that) cmlesindeki copula daha karmak ve geili anlamda anlalmaldr. Geili bala ya da geili ontoloji kavram hakknda bkz. Heidegger, Schellings Abhandlung ber das Wesen der menschlichen Freiheit, ed. Hildegard Feick, Niemeyer, Tbingen 1971, s. 89-99. Dharma kavram hakknda ayrca bkz. Ariel Glucklich, The Sense of Adharma, Oxford University Press, New York 1994. 18 Budist zgrln, balam-bamszlk anlamnda deil, ama dil balamna duyarll artrlm anlamnda ok dikkatli bir yorumu iin bkz. Dale S. Wright, Rethinking Transcendence: The Role of Language in Zen Experience, Philosophy East and West, sy. 42 (1992), s. 113-38. Sunya ve sunyata hakknda benim u yazma bkz. Nothingness and Sunyata: A Comparison of Heidegger and Nishinati, Philosophy East and West, sy. 42 (1992), s. 37-48. Umum mlumat iin bkz. Edward Conze, Buddhism: Its Essence and Development, Oxford University Press, New York 1951.

103
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

Yukarda ele alnan btn unsur ve zellikler, kapsaml bir balam duyarllk biimine iaret etmektedir. Burada balam duyarllk deyince balamsal uyum deil, zgr klc anlamda yeni bir tr balam oluturma kastedilmektedir. Bu esas alnarak baklnca, Bat dncesinin gerekten de balam-bamszlk yahut balamszlatrma eiliminde asl karakterini kazanm olduu grlebilir ki, bu noktada ben Ramanujana katlyorum. Bu eilim, btn arka planlar kavramsal olarak ulalabilir bir mevcudiyete yahut n plana (veya yaam-dnyasn syleme) dntrme gayreti demektir. u kesindir ki, Bat dnce tarihinde bu eilimin istisnalar, hatta kar-eilimler var olmulardr. Yine de, bugn yerkrenin sregiden Batllatrlmas olarak mhede edilen ey, coraf adan snrlar belirli kltrel balamlar srarla paranteze alma stratejisi olmasayd mmkn olamazd. Batllama sreci, Batl-olmayan pek ok toplum tarafndan gnmzde sancl ve zdrapl yollarla tecrbe edilirken, Bat kltr ayn byklk ve iddette bir kar harekete mruz kalmamtr.19 Bu nedenle, kar rnekler var olsa da, Ramanujann genel emas hem mkul, hem de yaratc ve anlamaya dnk bir giriim olan mukyeseli aratrma iin faydaldr. Kesin olarak syleyebiliriz ki, (dier toplumlar gibi) Bat kltr de sbit ve zaman-te bir varlk deil, uzun sreli bir tarih geliimin rndr. Ramanujann deerlendirmesi bu noktada bir miktar zet olsa da, Bat metafizii bal altnda kolaylkla detaylandrlabilecek gibi durmaktadr. Pre-Sokratikler arasnda balam-bamszlk henz tehis edilebilir seviyede deildi (Heideggerin onlarn dnceleri ile megul olmas belki de bu yzdendi). Efltunun, varl logos ile eletirmesinde ve Aristonun nermeler mantn kurmasnda grld gibi, balamdan arndrma klasik Yunan dncesinde yava yava ortaya kmaya balamtr. Hem Efltun hem Aristo, Pre-Sokratik eilimler tarafndan kuatlm vaziyette kalm olsalar da, (Efltunun mistisizme duyduu iddia edilen ilgi hatrlanmaldr) bu giriimler aka yahut zmnen, zne-nesne ayrm zerine kurulu bir
19 Edmund Husserlin szleriyle ifade edecek olursak: Burada [Avrupa veya Batda], btn dier insan gruplar tarafndan da sadece bize has grlen bir zellik vardr. Bu nasl bir eyse, btn menfaat kayglarndan tede, ruh plannda kendilerini korumaya mtuf kesintisiz bir irade sergilerken dahi onlar Avrupallama konusunda motive etmektedir. Oysa mesela bizler, -tabi eer kendimizi doru anlayabiliyorsak- kendimizi Hintliletirme yoluna hibir zaman gitmeyiz.; bkz. The Vienna Lecture [1935], Husserl, The Crisis of European Sciences and Transcendental Phenomenology, s. 275.

104
DVN 2004/1

Bat Dncesi ve Hint Dncesi: Bir Mukyese Denemesi

epistemik dnmn habercileri olmulardr. Sonraki gelimeler felsef nermelerin srekli artan biimde znelletirilmesi sonucunu dourmutur. drkin znesi Stoaclar tarafndan dernletirilmi, Hristiyanlk tarafndan ruhnletirilmi, Rnesans ve Aydnlanma dncesi tarafndan ise radikal biimde (ego merkezinde) ferdletirilmi ve (hesap edebilme kabiliyeti yahut arasal akl ile balants kurularak) rasyonelletirilmitir. zellikle Hegel tarafndan ifade edildii biimiyle Alman idealizmi ise, ruh znellii btn insan tr iin cihanml bir hedef ya da telos makamna yceltmitir. Felsefe ve din tarihine ynelik almalarnda Hegel, akl ve rasyonel znellik iin ulalabilir ve saydam hle getirilemeyen kavram-ncesi varlk ya da arka plan fikrini, azgelimi, ibtida (veya Hintli) bularak reddetmitir.20 Ne artcdr ki, Bat dncesinin balam-bamszlk ynndeki uzun gidiat, asrmzda yine Bat dncesinin kendisinden kaynaklanan (ancak onu tersine eviremeyen) nemli itirazlara maruz kalmtr. Wittgensteinn dile olan ilgisi, insan akln ve bilginin znesini, gramerin ya da hkim dil oyununun bir ilevi hline getirerek balamsallatrmtr. Ayn dnm, fenomenoloji hareketi olarak bilinen ve Husserlden Heideggere, Merleau-Ponty ve Derridaya kadar uzanan Kta Avrupas dnce akm tarafndan daha etkili biimde gerekletirilmitir. Yaam-dnyas kavram ilk olarak Husserl tarafndan icad edilirken, Heidegger insann varoluunu dnya ire varolu eklinde ve insan varlk ve dil zeminlerinde ayrlmaz ve dnlmez biimde balam belirlenmi bir mahluk diye takdim etmek sretiyle, znenin ncelii (veya epistemik bilin) fikrine esasl bir saldr balatmtr. Monde vcu sylemi altnda yaam dnyasna odaklanmak, Fransz fenomenolojik dncesinde ve hssaten niyetsel-ynelimsel znellii balamsal ilikilerin younluu (yahut bedeni) iinde gizlemek iin mtemdiyen uraan Merleau-Pontynin almalarnda bir esas hlini almtr. Son olarak Derrida ise, zneyi adem-i merkezletirmesi ve btn tek ynl metinsel anlamlar, mmkn yorumlarn okluu ve bizzat dilin bitip tkenmez tekilii tarafndan
20 Bkz. G.W.F. Hegel, Lectures on the History of Philosophy, ev. E.S. Haldane, Humanities Press, New York 1955, c. I, s. 125-47; Lectures on the Philosophy of Religion, ed. Peter C. Hodgson, University of California Press, Berkeley 1987, c. II, s. 316-35; ve Halbfass, India and Europeda Hegel hakkndaki blm (s. 84-99). Bat metafizii tarihinin znellik asndan hayli veciz bir deerlendirmesi iin bkz. Heidegger, berwindung der Metaphysik, Vortrge und Aufstze, 3. bsk., Pfulligen, Neske 1967, 1. ksm, s. 63-91.

105
DVN 2004/1

Fred DALLMAYR

anlamn belirsiz biimde deitirildii temel bir metinleraras iliki lehine yap-bozumuna uratmas ile mehurdur.21 ahs bir deerlendirme ile bitirmek isterim: Benim zihn arka planmda Kta Avrupas fenomenolojisi yer almaktadr. Beni Hindistana ve kltrleraras incelemelere sevkeden de bu arka plandr. nanyorum ki -ya da heyecanla mit ediyorum ki- bizler, felsefe tarihinde, Bat ve Dou dncelerinin samimi bir kresel diyalogda ilk defa birbirlerine e olacaklar -ki bylesi diyaloglar ou zaman youn bir mnakaa mhiyeti almaya yatkndr- (Almancada Sternstunde denilen) mnasip bir vakte yaklamaktayz. Bu diyalog, her bir tarafn kendisini yabanclatrc tekilie mruz brakmas ve bylelikle zihn erime potasnn czibesinden korunmasyla tavrn belirledii bir renme srecini zmnen ihtiva eder. tekinden renmek demek, kltrel farkllklarn yok edilmesi demek deildir (ve olmamaldr). Bat dncesi tarafna bakacak olursak, onun balamdan arndrma hamlesinin kolaylkla geri evrilebileceine inanmyorum (bu Bat metafiziinin sonu hakknda sfiyne bir anlay olurdu). Ne Bat bilim hareketi, ne de insann ferdi zgrl hareketi iptal edilebilir yahut ertelenebilir. Hem derinlikli bir kendini-bilmeye, hem de kltrel farkll daha kolay kabul etmeye gtren kaziyye ve hedefleri karlkl olarak ve devaml sorgulamak iin her zaman vakit ayrlmaldr. Ramanujann makalesinin diliyle konuacak olursak, bu etkileim hem Batl hem de Bat-d kltrler iin bir yeniden balam belirleme srecini ierebilir. Esasen bu, yeni ortaya kmakta olan kresel demokrasi balamdr.

106
DVN 2004/1

21 Bu gelimelerden bazlar hakknda benim u eserlerime bkz. Twilight of Subjectivity, University of Massachusetts Press, Amherst 1981; Margins of Political Discourse, State University of New York Press, Albany 1989.

You might also like