You are on page 1of 255

lm Kaps Serisi Ate Denizi NDEY lm Kaps'ndan drt kere getim, yine de yolculuk hakknda hibir ey hatrlamyorum Kap'dan

n girdiim her seferinde bilinsizdim ilk yolculuumu Ananus'a yaptm ve o yolculuk neredeyse son yolculuum olacakt ' Dn yolculuum iin, Ananus elfler tarafndan yaplm bir ejder gemisi edindim ilk gemimden daha gl ve ok daha uygun Bysn glendirdim ve bu gemiyi yanmda, Ne-xus'a getirdim Lordum ile birlikte zenle alarak, gemiyi koruyan byy daha da glendirdik G runlen yzeyinin neredeyse her santimetresini kaplyor Bir sonraki grevime, Piyan Dunyas'na bu gemi ile utum Bir kez daha Olum Kaps'ndan getim Bir kez daha bilincimi kaybettim Uyandmda kendimi karanln hi olmad yalnzca sonsuz n bulunduu bir lemde buldum Pryan'dak grevimi tatminkr bir biimde tamamladm, en azndan Lordum asndan kardm iten memnun kald. l Nexus Lod Olum Kapsn kontol eden buyu glenilin kuvvetini lesaplayamad ve yolculuu iin Haploya jeteh koua salayamad Palryn in gemisi dutu ve Haplo Lmbeck isimli b Geg ta.fndan kutald (bkz /-der Kanad, Olum Kaps Serisi nn l cildi ) Mnrgaret Weis & Tracy Hckman /, ( Ama ben kalmadm.' Pryan' terk ederken Kap'y grmek, bu deneyimi yaamak iin bilinli kalmaya abaladm. Geminin bys, kendisini ve beni, hedefimize gven iinde ve zarar grmeden ulaabilmemiz iin koruyor. O zaman, neden bilincimi yitiriyorum? Lordum benden kaynaklanan bir zayflk olduunu, zihinsel disiplin eksikliinden kaynaklandn ima etmiti. Bu sefer teslim olmamaya kararlydm. Yine hibir ey hatrlamadmda ok skldm. Bir an iin uyanktm, gemimi iine alamayacak kadar kk grnen karanlk noktaya girmek iin can atyordum. Bir sonraki an, gven iinde, Nexus'taydm. lm Kaps'ndan gei konusunda olabildiince ok ey renmemiz art. Buradan Patryn ordularn geireceiz ve bu dnyalara vardklarnda, savamaya, fethetmeye hazr olmallar. Lordum bu konuyu enine boyuna inceledi, Sananlarn, lm Kaps'n ve onun ald dnyalar yaratan eski dmanlarmzn metinlerini didik didik etti. Abarrach Dnyas'na yolculuumun arefesinde, bana bir keifte bulunduunu bildirdi. Lordum ile yaptm grmeden imdi dndm. Hayal krklna uradm itiraf etmeliyim. Bunu Lorduma -bu evrende herkesten fazla sayg duyduum bir adama- saygszlk olsun diye sylemiyorum, ama lm Kaps hakkndaki aklamas bana ok mantksz geldi. Nasl olur da bir mekn hem var olur, hem de olmaz' Nasl olur da hem maddeden oluur, l H.plo he zamanki tavyla, Piyan zerindeki baarszlnn ne olduundan bahsetmiyor, ama orada, byleri Patyn'n buysunden daha gulv olan b dev rk taafrnda needeyse ldrlecek olmasnda bahsediyo olabl (bkz Elf Yldz, Olum Kaps Serisi nn 2 cildi) 12 Att DEHIZ

hem de maddesiz olur? Nasl olur da ilerleyen zaman, geri giderek ler? Nasl olur da o kadar aydnlk olur ki, kendimi ka-ranla gmlm gibi hissederim? Lordum, lm Kaps'mn, iinden geilmek iin yaplm olmadn sylyor! levinin ne olduunu bilemiyor -ya da ne olmu olduunu. Amac, lmekte olan bir evrenden ka salamaktan baka bir ey olmayabilirmi. Katlmyorum. Sar-tanlarn, dnyalar arasnda bir tr iletiim olmasn istediklerini kefettim. Bir ekilde, bu iletiim kurulamad. Ve dnyalar arasnda var olan tek balantnn, lm Kaps olduunu grdm. ' -!' Bir sonraki yolculuumda kendimden gememem iin daha da nemli bir sebep bu. Lordum, hedefime ulamak iin kendimi disiplin altna almam tavsiye etti, ama aldm riskin son derece byk olduu konusunda uyaryor beni. Hayatm kaybetmem mmkn deil; geminin bys beni zarar grmekten korur. Ama aklm kaybedebilirim.1 '"'' ' ' ' '""''?*> l Haplo, Abarracb Ta Dunvas, Olum Kaps Gnhklen nn 4 cildi 13 BRNC BOLUM KAIRN TELEST, ABARRACH *" "Baba, baka seeneimiz yok Dun bir ocuk daha oldu nceki gn de byk annesi Her geen gn souk daha da keskinleiyor Ama," oul duraksyor, "asl sebebin souktan ok karanlk olduunu dnyorum, baba Souk bedenlerini olduruyor, ama ruhlarn ldren karanlk Baltazar hakl Hemen gitmeliyiz, henz yolculuu yapacak gcmz varken Danda, karanlk koridorda durarak dinliyor, gzlyorum ve kraln yantn bekliyorum ' Ama yal adam hemen yant vermiyor Bir adamn yumruu kadar byk elmaslarla ssl, altndan bir tahtta oturuyor Taht, geni, parlak mermerden yaplm salona bakan bir kursunun zerinde Salonun pek azn grebiliyor ou glgelerin iinde kaybolmu Yerde, ayaklarnn dibinde tslayp ksren bir gaz lambas, ancak solgun, zayf bir k verebiliyor Titreyen yal Kral kamburunu kartyor, stne ve evresine yd krk gyslenn iine daha fazla gmlyor Tahtn on ksmna, gaz lambasna doru kayyor, ama titreen alevin l Baltaza Aa\nrdndan Anlar Kal m oluagan rufndan tutulan Ka un Telest in son gnlerini anlatan bu gnlkten II Margaret Weis & Tracy Hckman kendisini pek az stabileceim o da biliyor Arad, n verdii teselli sanrm. Olu hakl. Karanlk bizi ldryor. "Bir zamanlar," diyor yal Kral, "sarayn klar btn gece yanard. Gece boyunca dans ederdik. Dans ederken ok scaklar, saray duvarlarnn dna, havann daha serin olduu maara tavannn altna koar, kendimizi yumuak imenlerin zerine atar, gler, glerdik." Durdu. "Annen dans etmeyi ok severdi" *" '*""'"""'"f *" "Evet, baba, hatrlyorum." Oulun sesi yumuak ve sabrl.

Edmund babasnn geliigzel konumadn biliyor. Kraln bir karar verdiini, verebilecei tek karar verdiini biliyor. Babasnn u anda veda etmekte olduunu biliyor. "Orkestra urada dururdu." Yal Kral boum boum olmu parman kaldrp, karanln derinliklerinde boulmu bir keyi gsteriyor "Devirin tm uyku yans boyunca alar, kanlanndaki atei canl tutabilmek iin parmeyvesi arab ierlerdi. Elbette, hepsi sarho olurdu. Devirin sonunda orkestrann bir yars, dier yarsndan baka bir para alyor olurdu. Ama bizim iin fark etmiyordu. Yalnzca daha ok gldryordu bizi. O zamanlar ok glerdik." Yal adam kendi kendine, genliinden bir melodi mrldanyor. Btn bu sre boyunca, koridorun glgeleri iinde duruyor, sahneyi kap aralndan izliyorum. Varlm bildirmeye karar veriyorum, sadece Edmund'a bile olsa. Gizli gizli gzlemek bana yakmaz. Bir hizmetkr aryorum ve ilgisiz bir mesajla Kral'a gnderiyorum. Kap gcrdayarak alyor, koridorda bir souk hava rzgr esiyor, gaz lambalarn sndrecek gibi oluyor. Hizmetkr salona giriyor, srd ayaklarnn sesi arkada, bombo sarayda fsltl yanklar brakyor. Edmund elini engellercesne kaldryor, hizmetkra gen eATE DEOIZI kmesini iaret ediyor. Ama kapya doru bir gz atyor ve hafif bir ba sallama ile varlmn farknda olduunu belli ediyor, sessizce onu beklememi istiyor. Konumasna ya da ban sallamasndan baka bir ey yapmasna gerek yok O ve ben birbirimizi o kadar iyi tanyoruz ki, szckler olmadan da iletiim kurabiliriz. Hizmetkr ekiliyor, admlar onu tekrar dar karyor. Kapy kapatmaya yelteniyor, ama ben sessizce onu durdurup hizmetkr gnderiyorum. Yal Kral hizmetkrn giriini ve kn fark ediyor, ama fark etmemi gibi davranyor. htiyarln yalnzca birka ayrcal vardr. Kendi tuhaflklarna msamaha gstermek de bunlardan biridir. Kendi anlarna dal-maksa bir bakas. Yal adam iini ekiyor, baklarn zerinde oturduu altn tahta indiriyor. Baklar, kendininkinin yannda duran tahta kayyor, bir kadnn daha kk bedeni iin yaplm olan bir tahta, ama o taht uzun zamandr bo. Belki de kendini gryor, gen bedeni gl ve uzun, kadnn kulana eilerek fsldyor, elleri birbirlerine uzanyor. Ne zaman yakn olsalar, elleri her zaman birbirinin ellerinde olurdu. imdi de onun elini bazen tutuyor, ama o el souk, dnyamz istila eden souktan da souk. O souk el, gemii yok ediyor. Artk ona fazla ynelmiyor. Anlar tercih ediyor. "O zamanlar altn, n altnda parlard," diyor oluna. "Elmaslar yle ldard ki, onlara bakamazdk. O kadar parlak olurlard ki, gzlerimiz sulanrd. Zengindik, inanlmayacak kadar zengin. Kendi zenginliimize hayrandk. "Ne kadar da masumduk," diye ekliyor yal Kral, bir sre dndkten sonra. "Agzl deildik, kskan deildik 'Bize geldikleri zaman nasl da bakakalacaklar. Bu altnlar, bu mMargnret Weis Trncy Hckman cevherleri ilk defa grdkleri zaman nasl da bakakalacaklar!' derdik kendi kendimize. Srf bu tahttaki altn ve elmaslar bile onlarn dnyasnda bir ulusu

satn alabilirdi, byle diyordu eski metinler. Ve bizim dnyamz bylesine hazinelerle doluydu, tan iinde, el srlmemi vaziyette yatyordu. "Madenleri hatrlyoam. Ah, bu ok uzun zaman nceydi. Sen domadan ok nce, olum. Kk Ahali hl bizim ara-mzdayd o zamanlar. Onlar son kalanlard, en gl, en dayankl olanlar. Hayatta kalan son halk. Ben ok kkken babam beni onlann arasna gtrmt. Onlar hakknda fazla bir ey hatrlamyorum, sert gzleri, yzlerini gizleyen gr sakallan, ksa, evik parmaklan dnda. Onlardan korkmutum, ama babam onlarn aslnda iyi bir halk olduunu, yalnzca yabanclara kar kaba ve sabrsz olduklarn sylemiti." Yal Kral derin bir i ekiyor. Eli tahtn kolunun souk metalini ovutuyor, sanki tekrar ona k kazandrmak istermi gibi. "imdi anlyoam, sanrm. Sert ve kabaydlar, nk korkuyorlard. Felaketlerini gryorlard. Babam da grm olmal. Buna kar mcadele etti, ama yapabilecei hibir ey yoktu. Bymz onlar kurtarabilecek kadar gl deildi. Hatta kendimizi kurtarabilecek kadar bile gl deildi. "Bak, una bak!" Yal Kral aksileiyor, yumruunu altn tahtna vuruyor. "Zenginlik! Bir ulusu satn alabilecek zenginlik. Ve benim halkm alktan lyor. Kymetsiz, kymetsiz." Altna bakyor. Altn mat, renksiz grnyor, hatta neredeyse irkin. Yal adamn ayaklarnn dibindeki gsz atein n yanstyor. Elmaslar da artk prldamyor. Onlar da souk ve l grnyor. Ateleri -yaamlar- bizim ateimize, bizim hayatmza bal. Yaam yok olduu zaman, elmaslar da evrelerindeki dnya gibi kararacak. 18 AE Denizi i ,, . "Gelmeyecekler, deil mi, olum?" diye soruyor yal Kral. "Hayr, baba," diyor olu ona. Edmund'un gl ve scak eli yal adamn boum boum, titreyen parmaklarnn zerine kapanyor. "Eer gelecek olsalard, imdiye kadar oktan gelirlerdi sanrm." "Dar kmak istiyorum," diyor yal adam aniden. "Emin misin, baba?" Edmund ona endieyle bakyor. v,f) "Evet, eminim!" diye karlk veriyor yal Kral aksi aksi. Yalanmann bir baka avantaj -kendi kaprislerini ho grmek. Krk giysilerine daha da sk sarnan kral tahttan kalkp krsden aa iniyor. Olu, gerekirse yardmc olmak iin yannda bekliyor, ama gerekmiyor. Kral, uzun yaaml rkmzn standartlarna gre bile yal. Ama fiziksel durumu iyi, bys gl ve ona ou kiininkinden daha fazla destek oluyor. Omuzlar km, ama bu, uzun yaam boyunca tamak zorunda kald ar yklerin dourduu bir sonu. Salar bembeyaz, orta yalarnda beyazlad, karsn ondan ayran ani hastalk srasnda. Edmund gaz lambasn kaldryor, yolu aydnlatmas iin yannda tayor. Artk gaz kymetli; altndan daha da kymetli. Kral tavandan sarkan, karanlk ve souk gaz lambalarna bakyor. Onu izlerken, dncelerini tahmin edebiliyorum. Gaz bu ekilde boa harcamamas gerektiini biliyor. Ama bu boa harcamak deil aslnda. O bir kral ve bir gn, belki ksa bir sre sonra, olu kral olacak. Ona gstermeli, anlatmal, eskiden nasl olduunu grmesini salamal. nk, kim bilir? Olunun geri dnecei ve buray eski haline getirecei zamanlar gelebilir.

Taht odasn terk ediyorlar. Karanlk, rutubetli koridorda Margnret Weis & Tracy Hckman yryorlar. Beni greceklerinden emin olduum bir yerde du-ruyonm. Gaz lambasnn beni aydnlatyor Tam karda asl bir aynada yansmam gryorum. Karanlktan kan solgun, hevesli bir yz, beyaz derisi ve parldayan gzleri yakalyor ve glgelerin arasnda beklenmedik bir ekilde beliriyor. Siyah bir cppeye brnm bedenim, bu lemin zerine km sonsuz uyku ile bir. Bam yerinden ayrlm, karanlkta asl duayor gibi. Grnt korkutucu, kendi kendimi rpertiyorum. <">"', " Yal Kral beni gryor, grmezden geliyor. Edmund hzl, olumsuzlayan bir hareket yapyor, ban hafife sallyor. Eilip ekiliyor, glgelerin arasna dnyoam. Yal Kral'n "Brak, Baltazar beklesin," diye mrldandn duyuyorum. "Zaman iinde istediini elde edecek. Brak, imdi beklesin. larann zaman var. Ama benim yok." Sarayn koridorlarnda yryorlar, admlar bo koridorlarda yksek sesle yanklanan iki ift ayak. Ama yal adam gemite kaybolmu, neenin ve mziin seslerini dinliyor, babas ve annesi ile, sarayn koridorlarnda kovalamaca oynayan bir ocuun tiz kkrdamalarn hatrlyor. Ben de hatrlyorum o zamanlar Prens Edmund doduunda ben yinni yandaydm. Saray yaamla doluydu: halalar, teyzeler, amcalar, daylar, kuzenler, eniteler, yengeler, sarayllar -her zaman ho, her zaman glmseyen, her zaman kahkaha atmaya hazr- i peinde ieri girip kan konsey yeleri, dileklerde bulunan, adalet isteyen kentliler. Sarayda yayor, kraln larannm yannda raklk dnemimi tamamlyordum. alkan bir gentim, dans salonunda geirdiim zamandan daha fazlasn ktphanede geiriyordum Ama dndmden de fazla dalm olmalym almalarma Ba20 ATE Denizi zen, uykumun yarsnda, mzii hl duyabildiim sansna kaplyorum. "Dzen," diyordu yal Kral. "Her ey dzen iindeydi o zamanlar. Dzen bizim kanmzda vardr, dzen ve huzur. Ne olduunu anlamyorum. Neden deiti? Kaosu, karanl ne getirdi?" "Biz, baba," diye yant veriyor Edmund sakinlikle. "Biz getirmi olmalyz." ',i* VJ| 3 ltH'J Gerei biliyor, elbette. Ona ben rettim. Ama babas ile tartmamak iin, bildiini sylemez. Bunca seneden sonra, hl sevgi grmek iin abalyor. Onlar takip ediyorum, siyah terliklerim souk, ta zemin zerinde hi ses karmyor. Edmund onlarla birlikte olduumu biliyor. Arada bir, sanki gcmden g alrmasna, arkasna bakyor. Ona sevgi dolu bir gururla bakyorum, kendi olum iin duyabileceim bir gururla. Edmund ve ben yaknz, baba ouldan daha yakn, onun kendi babasna olduundan daha yakn, kendisi itiraf etmese de. Annesiyle babas birbirlerine o kadar dkndler ki, aklarnn yaratt ocuk iin pek az zamanlar vard. Ben olann retmeniydim ve zaman iinde, yalnz gencin arkada, yolda, danman oldum.

imdi yirmilerinde, gl, yakkl ve verimli, iyi bir kral olacak, diyorum kendi kendime ve bu szleri, sanki yreimin zerindeki glgeleri datacak bir tlsmm gibi tekrar tekrar sylyorum. Koridorun sonunda, anlam unutulmu olan, zaman ve gelime ile ksmen silinmi olan sembollerle bezeli dev bir ift kanatl kap var. Yal adam, elinde lambasyla bekliyor Olu, omuzlarndaki kaslar gerilerek, saray kapsn kapal ve kilitli tutan ar, metal srgy itiyor. 21 Mnrgaret Weis & Trncy Hicknnn Srg yeni bir ilave. Yal Kral onu grnce kalarn atyor. Belki de, Edmund domadan nce, fiziksel engellere ihtiya duyulmayan bir zaman hatrlyor. O zamanlarda kapy by kapal tutard. Fakat yllar iinde by, baka, daha nemli iler iin gerekir oldu -hayatta kalmak gibi iler iin. Olu kaplar itip ayor. Souk bir esinti gaz lambasn sndryor. Keskin souk krk giysilerin iine iliyor. Souk yal Kral'a, saray ne kadar souk olsa da, dardaki kan donduran, kemikleri uyuturan karanla kar bu sarayn duvarlarnn ve bylerinin bir miktar koruma saladn hatrlatyor. "Baba, buna dayanabileceinden emin misin?" diye soruyor Edmund endieyle. "Evet," diye tersleniyor yal adam, ama benim tahminime gre, yalnz olsayd dar kmazd. "Benim iin endielenme. Eer Baltazar'n istedii olursa, ksa sre sonra hepimiz darda olacaz." Evet, yaknda olduumu, dinlemekte olduumu biliyor. Edmund zerindeki etkimi kskanyor. Tek syleyebileceim u: htiyar, sen ansn kullandn. "Baltazar bizi tnellerden aa indirecek bir yol buldu, baba. Sana daha nce de aklamtm. Dnyann iine doru ilerledike hava snacak." "Bu kadar aptalca bir fikri, bir kitaptan bulmutur herhalde. O lanet eyi yakmann bir faydas yok," diyor yal Kral, lambay kastederek. "Byn harcama Ia ihtiyacm yok. Defalarca durdum bu stunlarn arasnda. Gzm bal dolaabilirim burada." Karanlkta hareket ettiklerini duyabiliyorum. KraPn Ed-mund'un kolunu ittiini -Prens, bunu pek az hak eden babasna kar sevgi ve sayg dolu- ve tereddt etmeden, uzun 22 AtE Denizi admlarla kapdan dar ktn grr gibi oluyorum. Koridorda duruyor, yzm ve ellerimi sran, ayaklarm uyuturan souu grmezden gelmeye alyorum. "Ben kitaplardan holanmam," diyor Kral oluna, sert bir sesle. Babasnn yannda yryen oulun admlarn iitebiliyorum. "Baltazar kitaplarn arasnda gereinden fazla zaman harcyor." , . ,-; "/ 4 :fa,t .; " v, *. .," Belki de fke kendini iyi hissettiriyordur, scak ve parlak, tpk lambann alevi gibi. "Bize geri dneceklerini syleyen kitaplard, bak neye vard! Kitaplar." Yal Kral burun kvryor. "Onlara gvenmiyorum. Onlara gvenmemiz gerektiini dnmyorum! Belki yzyllar nce gerei yanstyorlard, ama o zamandan bu yana dnya deiti. Atalarmz bu leme getiren yollar muhtemelen yok olmulardr."

, "Baltazar, cesaret edebildiince ileri giderek yollar kefetti ve yollarn gvenli, haritalarn doru olduunu grd. Unutma, baba, tneller onlar ve bu dnyay yapan eski, gl byyle korunuyorlar." "Eski byym!" Yal Kral'n fkesi tm gcyle yzeye vuruyor, sesinde tutuuyor. "Eski by yok oldu. Bizi bu hale getiren, eski bynn yok olmas! Bir zamanlar refahn olduu yerde, imdi ykm var. Bir zamanlar bolluun olduu yerde, imdi perianlk var. Bir zamanlar suyun olduu yerde, imdi buz var. Bir zamanlar yaamn olduu yerde, imdi lm var!" B/" t, .-nj'.M.hp,; Sarayn giriinde durup nne bakyor. Fiziksel gzleri zerlerine ken karanl gryor yalnzca, kentte, orada burada yaylm tek tuk klarn bozduu karanl. Bu k benekleri halk temsil ediyor ve bunlardan ok az var, ok ok Mnrgaret Wes Trncy Hcknn az. Kairn Telest alemindeki ou ev karanlk ve souk. Tpk kralie gibi, bu evlerde kalanlar k ve scaklk olmadan da idare edebilirler pekl; onlar iin harcamaya gerek yok. Kral'in fiziksel gzleri karanl gryor, tpk fiziksel bedeninin souu hissetmesi ve onu reddetmesi gibi. Kente, anlarnn gzyle bakyor, oluyla paylamaya alt bir yetenek bu. Ama artk ok ge. i "Eski dnyada, Kopanl'tan nce, gne dedikleri bir ate topu varm. Bunu bir kitapta okudum," diye ekliyor Kral kuru bir sesle. "Okumay bilen tek kii Baltazar deil. Dnya drt ayr paraya kopanld zaman, gnein atei drt yeni dnya arasnda paylatrlm. Ate, bizim dnyamzn merkezine yerletirilmi O ate Abarrach'm kalbi ve tpk kalp gibi, yaam veren kam, scakl, enerjiyi bedene tayan kanallar var." Bir hrt duyuyorum, pek ok giysi tabakas arasnda hareket eden bir ba. Kral'n baklarn lmekte olan kentin zerinde gezdirdiini hayal edebiliyorum. Karanlkta bzlm, kent duvarlarnn ok tesine bakyor. Hibir ey gremiyor, karanlk mutlak. Ama, belki de, zihninin gzyle, bir k ve scaklk, bir yeillik dnyas gryor. Prldayan sarktlarla ssl, yksek bir maara tavan altnda yetien, byyen eyler gryor. ocuklarn glp oynad bir lke gryor. "Gneimiz oradayd." Bir hrt daha. Yal Kral elini kaldrp sonsuz karanla doru iaret ediyor. "Stunlar," diyor Edmund yumuak bir sesle. Babasna kar sabrl. Yaplacak o kadar ok ey var ki! Ve o yal adamlarn yannda durup, anlarn dinliyor. "Bir gn, kendi olu da aynsn yapacak onun iin," diye fsldyorum umutla, ama geleceimiz zerine km glge yreimden kalkmyor. 24 AEJ Denizi Gaipten haber? Kehanet? Bu tr eylere inanmyorum, nk daha yksek bir gc ima ediyorlar, bizlerin ilerine burnunu sokan lmsz bir el ve zihin. Ama, zerinde doduu ve kendisinden nce babasnn, bykbabalarnn doduu bu topraklar terk edeceini bildii gibi, Edmund da Kairn Te-lest'in son kral olacan biliyor.

Ve karanla minnetarm. Gzyalarm gizliyor Kral da sessiz; dncelerimiz ayn karanlk yola yneliyor. Biliyor. Belki imdi onu seviyordur da. Ama artk ok ge. "Stunlar hatrlyorum, baba," diyor olu telala, yal adamn sessizliinin sinirden kaynaklandn sanarak. "Senin ve Baltazar'n, onun gcnn azalmakta olduunu ilk fark ettii gn hatrlyorum," diye ekliyor daha byk bir arballkla. Gzyalarn yanaklarmda donmu, onlar silmekten kurtarm beni. Ve imdi, ben de anlarmn yollarnda yryorum. Ikla dolu... gc azalmakta olan bir kla dolu yollarda yryorum... , 25 EKNC BOLUM KAIRN TELEST, ABARRACH ...Kairn Telest Kral'nn konsey odas kalabalk. Kral konseyle gryor. Konsey, yzyllar nce, Kairn Telest halk buraya ilk yerletiinden beri ailelerinin reisleri ayn grevi yapan, nde gelen kentlilerden oluuyor. Son derece nemli konular grlyor olsa da, toplant dzenli ve resmi. Konseyin her yesi, dier yeleri dikkat ve saygyla dinliyor. Buna majesteleri de dahil. Kral hibir ferman yaynlamayacak, hibir emir vermeyecek, hibir bildiride bulunmayacak. Her konu konsey tarafndan oylanacak. Kral yalnzca bir rehber ve danman olarak grev yapyor, tavsiye veriyor ve yalnzca oylar eit daldnda karar verici oyu kullanyor. Neden bir hkmdara ihtiya duyduk? Kairn Telest halknn ak bir kural ve dzen ihtiyac var Yzyllar nce, bir tr hkmet yapsna ihtiya duyduumuza karar verdik. Kendimiz ve iinde bulunduumuz durumu dndk. Bir topluluktan ok bir aile gibiydik ve bir ebeveyn figr salayacak, her eye oylar ile karar verecek bir konsey ile ilev gsterecek bir kraliyetin bizim iin en uygun, en bilgece ynetim biimi olacana karar verdik AE DEnzi .,',>, Atalarmzn verdii karardan piman olmamz iin tek bir sebebimiz bile olmad. Seilen ilk kralie, annesinin ilerim beceriyle devam ettirecek bir kz evlat dourdu. O kzn bir olu oldu ve bylece Kairn Telest hkmdarl nesilden ne-sile aktarld. Kairn Telest halk honut. evremizde devaml deiiyormu gibi grnen bir dnyada -zerinde hibir kontrolmz olmad ak olan deiimler bunlar- kraliyetimiz gl ve istikrarl bir nfuza sahip. ' '' ' " "Demek rman, suyu ykselmedi?" diye soruyor Kral, baklar bir endieli yzden dierine giderek. Konsey yeleri odann ortasndaki bir toplant masasnn evresinde oturuyorlar. Kral'n sandalyesi en baa yerletirilmi. Sandalye dierlerinden daha gsterili, ama dierleri ile ayn seviyede duruyor. "Tam aksine, Majesteleri, rman seviyesi daha da dt. Dn kontrol ettiimde byleydi." ifti Loncas'mn ba korkmu, kasvetli bir sesle konuuyor. "Bugn bakmaya gitmedim, nk saraya zamannda ulamak iin yola erken kmam gerekiyordu. Ama geceleyin ykselmi olduu konusunda pek umudum yok." "Ya ekinler?" "J* * "J***"> "iKi* ,<-., ">.,">; ft, &" "nmzdeki be devir iinde tarlalara su gtrmeyi baaramazsak, ekmek tahln kaybedeceimiz

kesin. Neyse ki, ka-irn otu iyi durumda -en imknsz koullar altnda bile by-yebiliyor gibi grnyor. Sebzelere gelince, tarla iilerini bahelere su tamakla grevlendirdik, ama ie yaramyor. Su tamak onlar iin yeni bir i. Anlamyorlar. Yeni bir ey yapmalarn istemenin ne denli g olduunu bilirsiniz " Masann evresinde balar sallanyor. Kral kalarn atyor, sakall enesini kayor. ifti, aklama ihtiyac iinde, belki 27 Mnrgaret Weis & Trncy Hicknnn kendini savunmak isteyerek, szlerine devam ediyor. "iler ne yapmakla grevlendirildiklerini unutup, babo dolanmaya balyorlar. Onlar, su kovalarn yere frlatm, eski ilerini yaparken buluyoruz. Hesaplarma gre, bu ekilde, sebzeler iin kullandmz sudan daha fazlasn boa harcadk." "Peki tavsiyeniz?" "Tavsiyem." ifti destek ararcasma masann evresinde dolatryor gzlerini. ini ekiyor. "Becerebildiimiz kadarn, henz zamanmz varken hasat etmemizi neriyorum. Tarlalarda bzlp lmesini izlemektense, elimizde olanlar toplamak daha iyi. Size gstermek iin bu parmeyvesini getirdim. Grdnz gibi, henz kk, ham. En azndan bir on alt devir daha toplanmamas gerekirdi. Ama imdi toplamazsak bzlp, asmasnn zerinde lecek. Hasattan sonra, bir ekim daha yapabiliriz, belki o zamana kadar rmak normal seviyesine..." "Hayr," diye sesleniyor bir ses. Odada ve toplantda daha nce iitilmemi bir ses bu. Giri salonunda yeterince bekledim. Kral'n beni artmayaca ak. Olaylar kendi kontrolme almamn zaman geldi. "Irmak eski seviyesine dnmeyecek, en azndan yakn bir zamanda olmayacak bu. Ve olursa da, yalnzca, benim ngremediim byk bir deiim yznden olur. Hem o amurlu bir akntdan baka bir ey deil ve eer ok ansl deilsek, Majesteleri, tamamen kuayacana inanyorum." Kral dnyor, sinirle kalarn atyor. Ondan ok daha zeki olduumu biliyor, bu yzden, bana gvenmiyor. Ama ben-siz yapamaz oldu. Zoanlu kald buna. Beni dinlemedii birka seferinde piman oldu. te bu yzden Kral'n laram 28 ATE DEIIZ hl benim. "Zaman geldiinde seni artmay dnyordum, Balta-zar. Ama," diye ekliyor Kral, kalar daha da fena atlarak, "yle grnyor ki kt haber vermek iin bekleyemiyorsun. Ltfen otur ve konseye raporunu ver." Ses tonuna baklrsa, kt haberin suunu benim zerime ykmaya baylaca akt. Dikdrtgen, tatan oyulmu toplant masasnn uzak ucuna oturuyorum. Masann evresinde oturanlarn gzleri yavaa, bana bakmaya isteksizlermi gibi dnyor. tiraf etmeliyim ki, srad bir grntm var. Abarrach Dnyas'nn dev maaralarnda yaayanlarn, doal olarak, solgun ciltleri vardr. Ama benim derim lm beyazdr, o kadar solgundur ki, neredeyse saydam grnr ve derinin ince yzeyine yakn kan damarlarnn mavi renkleri yznden hafif mavimsidir.

*"' Bu doad renk, ktphanede, eski metinleri okuyarak geirdiim uzun saatlerden kaynaklanmaktadr. Simsiyah salarm -ularda kahverengileen beyaz salara sahip halkm arasnda olduka nadirdir- ve mesleimin gerei olan siyah cppem, derimin daha da byk bir kartlk oluturmasna sebep olur. iWv'<HJ T*^ Pek az kii beni her gn grr, nk saraydan, ok sevdiim ktphanemden pek sk uzaklamam, nadiren kentte ya da Kral'n huzurunda grnrm. Bir konsey toplantsnda bulunmam dehet verici bir olaydr. Ben korkulacak biriyim. Benim geliim, hazr bulunanlarn yreine kara bir rt rtyor, sanki siyah cppemi zerlerine yaymm gibi... Ayaa kalkarak balyorum. Ellerimi uzatp dmdz masaya koyuyorum ve hafife eiliyorum, bylece bylenmi gibi bakmakta olanlarn tepesine dikilmi gibi grnyorum. Margnret Weis & Tracy Hcknan "Majestelerine, Hemo'yu kefe kp, kaynana kadar gitmeyi ve su seviyesinin nasl bu kadar byk bir d gsterdiini anlamaya almay nerdim. Majesteleri nerimin iyi bir neri olduunu dnd ve yola ktm." Pek ok konsey yesinin baktn, kalarnn atldn fark ediyorum. Bu keif gezisi konseyde konuulup onaylanm deil. Bu da, elbette, hepsinin geziye kar olduklar anlamna geliyor. Kral ne dndklerini anlayp, sandalyesinde kprdanyor, kendini savunmaya hazrlanyor gibi grnyor. O herhangi bir ey syleyemeden ben imdada yetiiyorum. "Majesteleri konseye bilgi vermemizi ve onayn almamz nerdi, ama ben buna kar ktm. Konsey yelerine duyduum saygda kusur ettiimden deil," diye telala aklama ihtiyac duyuyorum, "halk arasnda huzursuzluk kmamas iin. Majesteleri ile ben, rmaktaki seviye dnn doann bir tuhafl olduunu dnyorduk. Belki de sismik bir hareket maarann bir ksmnn yklmasna ve rman akm engellemesine sebep olmutu. Belki de bir hayvan kolonisi, zerine set ekmiti. Neden halk bouna huzursuz edecektik ki? Ama ne yazk ki" -i ekmekten kendimi alamyorum-"durum bu deil." ,, Konsey yeleri beni gittike byyen bir endieyle izliyor. Grntmn tuhaflna alklar ve imdi bendeki deiikliklerin farkna varmaya balyorlar. yi grnmediimin farkndaym, her zamankinden de kt grnyorum. Siyah gzlerim km, mor halkalarla evrelenmi. Gzkapaklarm ar ve krmz kenarl. Yolculuk uzun ve yorucuydu. Ka devirdir uyumadm. Omuzlarm yorgunluktan km. Konsey yeleri Kral'n onlara danmadan, kendi bana 30 AtE DEHZ s ' hareket etmesinden kaynaklanan kzgnlklarn unutuyorlar. Sert ve mutsuz yzlerle, raporumu iitmeyi bekliyorlar. 1 "Hemo'dan yukar, rman kylarn izleyerek ilerledim. Uygar topraklarn tesine gittim, snrlarmzda bulunan dantel aac Ormanlarndan getim ve sonunda Kaimimizi oluturan duvarn dibine geldim. Ama rman kaynan orada bulamadm. Maara duvarnda bir tnel var, eski haritalara gre Hemo bu tnelde akyor. Haritalarn olduka doru olduunu kefettim. Hemo, ya maara duvarnda kendi yolunu amt, ya da rmak, bata dnyamz

yapanlar tarafndan alan bir oyukta akyordu. Belki bunlarn her ikisi de doruydu." Kral konudan sapmamdan holanmayarak ban sallyor. Yzndeki rahatszl gryor, anladm ifade etmek iin bam eip, gndemdeki konuya dnyorum. "Uzun bir mesafe boyunca tneli takip ettim ve kapal bir kanyonda bulunan kk bir gl kefettim. Kanyonun dibinde bir zamanlar muhteem bir alayan varm. Orada, Hemo dik bir kaya uurumdan aa dalyor ve bamzn zerindeki maara tavan kadar yksek, yzlerce metre yksekten aa dklyormu." Kairn Telest yurttalar etkilenmi grnyor. Bam sallyor, umutlanmamalar iin uyaryorum. *.?<! "w "Duvarn kaya yzeyindeki przsz ksmn geniliinden, bir zamanlar rman gl ve iddetli bir ekilde aktn an-layabiliyordum. Bana yle geldi ki, biz zamanlar, alayann altnda duran bir adam suyun byk gc ile paralanrd. Ama imdi, bir ocuk bile o szntda rahata ykanabilir." Sesim acyd. Kral ve konsey yeleri beni dikkatle, huzursuzluk iinde izliyorlar. "Irman kaynan arayarak yoluma devam ettim. Kanyon " **"" Mnrgaret Weis Tracy Hckmnn duvarlarndan yukar trmandm. Ve tuhaf bir durumla karlatm: ben yksee trmandka, evremdeki havann ss dyordu. alayann tepesine, maara tavannn yaknna ulatmda, sebebini anladm. Artk maarann kaya duvarlar yoktu evremde." Sesim gerginleiyor, karanlk ve ktcl bir hal alyor. "evremin buzdan duvarlarla sarl olduunu kefettim." Konsey yeleri irkiliyor, aktarmaya altm korku ve deheti lissediyorlar. Ama yzlerindeki karmak ifadeden, henz iinde bulunduumuz tehlikeyi anlamam olduklarn ayrt ediyoam. "Dostlarm," diyorum onlara, yumuak bir sesle konuarak. Gzlerim masann etrafnda dolayor, hepsini toparlayp, skca tutarak konuuyorum. "Hemo'nun iinden akp geldii maarann tavan buzla kapl. Eskiden byle deildi," diye ekliyorum, hl anlamadklarn grerek. Parmaklarm hafife kvrlyor. "Bu bir deiim, korkun bir deiim. Ama, dinleyin, daha fazlasn da aklayacam. "Kefimle hayretler iinde, Hemo kylarndan yukar ilerlemeye devam ettim. Yol karanlk ve tehlikeliydi, souk keskindi. Buna ardm, nk henz stunlarn yayd k ve snn snrlarn amamtm. Stunlar neden almyor, diye merak ediyordum." "Eer sylediin kadar souksa, nasl devam edebildin?" diye soruyor Kral. "Neyse ki, Majesteleri, bym gldr, beni hayatta tuttu," diye yant veriyorum. Bunu iitmekten holanmyor, ama beni zorlayan kendisi. By konusunda olduka gl olmakla tannrm, Kairn Te-lest leminde yaayanlarn oundan daha gl. Benim gs32 ATE Denizi teri yaptm dnyor.

"Sonunda, pek ok zorluktan sonra, maara duvarndaki, Hemo'nun iinden kt akla ulatm," diye devam ediyorum. "Eski haritalara gre, bu aklktan dar baktm zaman, Kutsal Deniz'i, eskilerin bizim kullanmamz iin yaratt tatl su okyanusunu grmeliydim. Ama benim grdm, dostlarm" -dikkatlerinin bende olduundan emin olmak iin dunyorum"engin bir buz deniziydi!" Son szleri fsltyla sylyorum. Konsey yeleri, sanki o soukluu bir kafeste yanmda getirmiim ve Konsey Oda-s'nda serbest brakmm gibi titriyorlar. Bana sessizlik ve hayret iinde bakakalyorlar. Sylediim eylerin tam anlam, eski bir yaraya saplanp kalm bir ok ucu gibi, yava yava, zihinlerine iliyor. "Byle bir ey nasl mmkn olabilir?" Sessizlii ilk bozan Kral oluyor. "Nasl gerekleebilir?" Elimle alnm siliyorum. Yorgunum, bitkinim. Bym beni hayatta tutacak kadar gl olabilir, ama bedelini de dedim. "Konuyu incelemek iin uzun saatler harcadm, Majesteleri. Teorimi kantlamak iin aratrmama devam etmeyi planlyorum, ama yant bulduuma inanyorum. Bu parmeyvesini kullanabilir miyim?" Masaya uzanyorum, kseden bir parmeyvesi alyorum. Yuvarlak, sert kabuklu, iindeki etli ksm parmeyvesi arab yapmnda kullanlan meyveyi kaldryorum ve ellerimin bir hareketiyle , meyveyi ikiye blyorum. "Bu," diyorum onlara, meyvenin byk, krmz ekirdeini gstererek, "dnyamzn merkezini temsil ediyor, magma ekirdeini. "Bunlar" -ekirdekten sarms ete doru uzanan damarlar gsteriyorum- "eskilerin bilgelii, becerisi ve by33 Margaret Weis Trncy Hckmnn s sayesinde, magma ekirdeinden elde edilen enerjiyi dnyamza yayan, souk ve orak kayalara s ve k getiren stunlar temsil ediyor. Abarrach'n yzeyi, bu sert kabua benzer kayadan bir tabakayla rtl." Meyveden bir snk alyorum, eti dilerimle koparyorum ve meyveden oluan boluu iaret ediyorum. "Diyelim ki bu, Kutsal Denizi temsil ediyor, yukarmzdaki tatl su okyanusunu. Burada, evrede" -elimi parmeyvenin etrafnda gezdiriyorum- "karanlk ve souk Boluk var. "imdi, eer stunlar grevlerini yapyor olsalard, Bo-luk'un souu uzaklatrlm ve okyanus snm olacakt. Su serbeste tnelden akacak ve topraklarmza yaam getirecekti. Ama eer stunlar ilevlerini grmezse..." Sesim uursuzca snp gidiyor. Omuzlarm silkip parmey-vesini masaya frlatyorum. Aksak aksak yuvarlanyor ve sonunda kenardan aa dyor. Konsey yeleri, ona dokunmak iin hibir hareket yapmadan, korkun bir bylenmilik iinde seyrediyorlar. Meyve yere dtnde bir kadn yerinden sryor. "Bunun olduunu mu sylyorsun? Stunlar ilevlerini yitirmeye mi baladlar?" "Buna inanyorum, Majesteleri." "Ama, yle olsayd, buna ilikin bir iaret grmemiz gerekmez miydi? Stunlarmz hl k ve s yayyor..."

"Saygdeer Kral'a ve konsey yelerine, buzla kapl olann yalnzca maarann tavan olduunu hatrlatmama izin verir misiniz? Maara duvarlar deil. Stunlarmz ilevlerini tam olarak yitirmi olmasalar bile, en azndan zayflamakta olduklarna inanyoRim. Henz deiimi fark etmiyoruz, ama gnlk hava scaklklarnda, aklanamaz, tutarl ve daimi bir d34 AtE DEH2 tespit ettik. Deiimi daha bir sre daha fark etmeyebiliriz. Ama eer teori gerekse..." tereddt ediyorum, konumaya isteksizim. , , l '' *",,'",, l lt,,-,.s^,, ., ./ "Ee, devam et," diye emrediyor Kral. "Yoldaki delii grp evresinden dolanmak, krlemesine iine dmekten iyidir, derler." "Bu delikten kanabileceimizi sanmyorum," diyorum sessizce. "lk olarak, Kutsal Deniz'deki buz kalnlatka, He-mo'nun ak azalmaya devam edecek ve sonunda tamamen kuruyacak." Korku dolu nidalar szm kesiyor. Herkes susana kadar bekliyorum. .tf''M >" ?" ;/<b 4W-U j.. ;,.+ "Maarann ss gittike decek. Stunlarn yayd k gittike solacak ve sonunda tamamen snecek. Kendimizi bir karanlk lkesinde, keskin bir souk lkesinde, susuz, zerinde hibir yiyecein -by yoluyla bile- bymedii bir lkede bulacaz. Kendimizi l bir lkede bulacaz, Majesteleri. Ve burada kalrsak, biz de yok olacaz." Birinin nefesini tuttuunu duyuyorum, kapnn yannda bir hareket seziyorum. Edmund -yalnzca ondrt yanda- durmu, dinliyor. Baka kimse konumuyor. Konsey yelerinden pek ou, korkudan donakalm grnyor. Sonra, birisi btn bunlarn kantlanmam olduunu, kitaplarn arasnda gereinden ok zaman harcayan bir larann kyamet senaryolarndan baka bir ey olmadn mrldanyor. "Ne kadar srer?" diye soruyor Kral serte. "Al, hemen yarn olmayacak, Majesteleri. Ne de yakn gelecekte. Ama," diye devam ediyorum, sevgi dolu baklarm zntyle kapya doa giderek, "olunuz, Prens, asla Kairn Telest lkesini ynetemeyecek." Margnret Weis & Ti ney Hckman Kral baklarm takip ediyor, gen adam grnce kalarn atyor. "Edmund, bundan daha iyi davranman beklerdim! Ne yapyorsun burada?" Prens kzaryor. "Beni affet, baba Ben -sizi rahatsz etmek istemedim. Seni aramaya gelmitim. Annem hasta. Doktor, gelmen gerektiini dnyor Ama geldiimde, toplanty blmek istemedim ve bekledim, sonra... Baltazar'n sylediini duydum1 Doru mu, baba... Gitmek zorunda m kalacaz?" *"*^"Bu kadar yeter, Edmund. Beni bekle. Birazdan yannda olacam." Olan yutkunuyor, eilip sessizce, uysallkla, kapnn yanndaki glgelerin iine ekiliyor. Onu rahatlatmak, aklamak iin can atyorum. Konsey yelerini korkutmak istemitim, onu deil. "Beni affedin, kanmn yanna gitmeliyim." Kral ayaa kalkyor. Konsey yeleri de aynsn yapyor; toplantnn sona erdii ak. "Daha fazla bilgi edinene kadar sessizliinizi bozmamanz sylememe gerek yok," diye devam ediyor Kral. "Kendi saduyunuz byle davranmann akllca olacan syleyecektir size. Be devir sonra tekrar toplanacaz. Ama," diye

ekliyor, kalar atlarak, "ifti Loncas'nn tavsiyesine uymamz ve erken hasat yapmamz neriyorum." yeler oylama yapyor. neri kabul ediliyor. Dalyorlar, pek ou bana karanlk, mutsuz baklar frlatyor. Btn bunlarn suunu birisine atmaya baylrlard. Her bak telasz bir zgvenle karlyorum, konumum salam Son kii de ktnda, ne kyor, gitmek iin sabrszlanan Kral'n koluna elimi koyuyorum "Ne var'" diye soruyor Kral, durdualduu iin sinirlendii .V, DEIIIZI ak. Kars iin ok endieleniyor. "Majesteleri, sizi geciktirdiim iin beni affedin, ama size ahsi olarak bir ey sylemek istiyoam." (>, Kral, dokunuumdan uzaklayor. "Biz Kairn Telest'te hibir eyi gizlice yapmayz. Bana sylemek istediin her ne ise, konseyin nnde sylenmeliydi." "Konseyde sylerdim, eer gereklerden emin olsaydm. Halknn bilmesinin uygun olup olmayacana Majestelerinin bilgeliinin ve saduyusunun karar vermesini tercih ederim." Bana dik dik bakyor. "Nedir, Baltazar? Bir baka teori mi? "Evet, efendim. Bir baka teori... stun hakknda. almalarma gre, eskiler stunlardaki bynn sonsuz olmasn tasarlam. Stunlardaki by, Majesteleri, kendiliinden yok olamaz." Kral bana ileden km gibi bakyor. "Oyun oynamak iin zamanm yok, laran. Stunlarn ilevlerini yitirdiini sen syledin..." s fi/w "Evet, Majesteleri. Syledim. Ve bunun doru olduuna inanyorum. Ama belki de stunlara ne olduunu anlatmak iin yanl szleri kullandm. Doru sz, ilev yitimi olmayabilir, efendim. Ykmdr belki. Bilinli ykm." Kral bana bakp ban sallyor. "Gel, Edmund," diyor, oluna kararllkla iaret ederek. "Gidip anneni grelim." Gen adam babasna katlmak iin kouyor, ikisi uzaklamaya balyor. "Efendim," diye sesleniyorum, sesimdeki endie Kral' durduruyor. "Kairn Telest'in altndaki lemlerde, birisinin bize kar sinsice bir sava srdrdne inanyorum. Ve onlar durdurmak iin bir ey yapmazsak, bizi kesin bir yenilgiye uratacaklar. Tek bir ok atmadan, tek bir mzrak frlatmadan ye37 Margnret Wes Trncy Hckman necekler bizi. Birisi, efendim, bize yaam veren s ve alyor!" "Ne iin, Baltazar? Bu alaka eylemin sebebi ne olabilir?" Kral'n alaycln duymazdan geliyorum, "Kendileri kullanmak iin, efendim. Eve, Kairn Telest'e dnerken bu konuyu enine boyuna dndm. Ya Abarrach'n kendisi lyorsa? Ya magma ekirdek bzlyorsa? Bir krallk, kendini korumak iin komularnn kaynaklarn almay gerekli bulmu olabilir." "Sen delisin, Baltazar," diyor Kral. Eli olunun zayf omzunda, onu benden uzaklatryor. Ama Edmund omzunun stnden, byk ve korkmu gzlerle bana bakyor. Ona gven verircesine glmsyorum ve rahatlam grnyor. O beni gremez olduu an glmsemem siliniyor.

"Hayr, efendim, deli deilim," diyoam glgelere. "Keke deli olsaydm. ok daha kolay olurdu." Uykusuzluktan yanan gzlerimi ovuturuyorum. "ok ok daha kolay olurdu..." 38 NC BLM KARN TELEST, ABARRACH " Edmund, ktphanenin kapsnda beliriyor. Tek bana. Ben oturmu, baba oul arasnda biraz nce gemi konumalar ve uzun zaman nce olup bitmi olaylara ilikin anlarm yazyorum. Kalemi brakp saygyla ayaa kalkyorum. "Ekselanslar. Ltfen girin, hogeldiniz." "almam blmyoam, ya?" Sinirli sinirli kprdanarak kapda duruyor. Mutsuz, konumak istiyor, ama mutsuzluunun temeli syleyeceimi bildii eyleri dinlemekteki isteksizlii. "imdi bitirmitim." "Babam uzanyor," diyor Edmund aniden. "Darda yle durmas, souk almasna yol aacak diye korkuyorum. Hizmetkrna, scak su torbas hazrlamasn emrettim." "Peki, babanz ne karar verdi?" diye soruyorum. Edmund'un tedirgin yz, Kairn Telest'in karanln bir anlna uzaklatran gaz lambasnn nda hayalet gibi parlyor. "Ne karar verebilir?" diye karlk veriyor, ac bir teslimiyet iinde. "Verilecek bir karar yok Gidiyoruz." Benim dnyamdayz, ktphanede Prens evresine bak-nyor, kitaplara sevgi dolu bir hoakal, denmi olduunu fark Margaret Wes & Tracy Hckmnn ediyor. Eski ve daha hassas ciltler, karn otundan rlm byk kutulara kaldrlm. Dier, benim ve raklarm tarafndan kaleme alnm daha yeni metinler dzgnce etiketlenmi ve kum, ta raflarn derinliklerine dizilmi. Edmund'un baklarn grp, dncelerini okuyoam. Utanga utanga glmsyorum. "Ne aptalm, deil mi?" Elim nmde duran bir cildin deri kapan okuyor. Yanmda gtreceim pek az kitaptan biri: Kairn Telest'in son gnlerine ilikin anlatlarm. "Ama onlar dzensiz bir biimde brakmaya dayanamazdm." "Aptalca deil. Geri dnmeyeceini kim bilebilir?" Edmund neeyle konumaya alyor. Neeyle konumaya, halknn moralini dzeltmek iin elinden geleni yapmaya alt. "Kim mi bilir? Ben biliyorum, Prensim." Bam hznle sallyorum. "Kiminle konutuunuzu unutuyorsunuz. Ben konsey yelerinden biri deilim." "Ama bir ihtimal var aslnda," diye srar ediyor. Hayallerini ykmak iimi actyor. Ama -hepimizin iyilii iin- gerekle yzlemek zorunda. "Hayr, Ekselanslar, bir ihtimal yok. Babanza on yl nce tarif etmi olduum son bizi bekliyor. Tm hesaplarm tek bir sonuca iaret ediyor: dnyamz, Abarrach, lyor." "O zaman gitmemizin ne faydas var?" diye soruyor Edmund sabrszlkla. "Neden burada kalmayalm? Neden bilinmeyen blgelere yapacamz bu yolculuun zorluklarna ve aclarna katlanalm? Eer sonunda yine lmle karlaacak-sak, neden?"

"mitsizlie dmemenizi tavsiye ediyorum, Edmund. Daha nce de yapm olduum gibi imdi de, umudunuzu o yne evirmenizi neriyorum." 40 AtE DEtlIH H" f Prens'in yz kararyor. Alt st olmu durumda ve benden hafife uzaklayor. "Babam o konuyu seninle konumam ya-saklad." "Babanz gemite yaayan biri, bugnde deil," diyorum patavatszca. "Beni affedin, Ekselanslar, ama her zaman gerei sylemiimdir, gerek ne kadar naho olsa da. Anneniz ldnde, babanzn iinde de bir ey ld. Hep arkaya bakyor. leri bakmak size kald!" , f "Kral hl babamdr," diyor Edmund serte. "Evet," diye yant veriyorum. Ve bu gerein olduka zc olduunu lissetmekten kendimi alamyorum. Edmund, enesini kaldrp benimle yzleiyor. "Ve o kral olduu srece, onun ve konseyin syledikleri yaplacak. Eski Kairn Necros lemine gideceiz, oradaki kardelerimizi arayacaz ve yardmlarn isteyeceiz. Hem, bunu teklif eden de sendin zaten." "Ben Kairn Necros'a gitmemizi nerdim yalnzca," diye dzeltiyorum szlerini. "almalarma gre, bu dnyada yaam bulmay umabileceimiz tek yer Kairn Necros. Ate Denizi'nin yannda bulunuyor. Ve byk magma okyanusu kukusuz klm olsa da, hl o lemin halk iin scaklk ve enerji salayacak kadar byk olmal. Ama ben onlara dilenci gibi gitmeyi nermedim!" Edmund'un yakkl yz kzaryor, gzleri akmak akmak alevleniyor. O gururlu bir gen. indeki atei gryor, o atei bytmek iin elimden geleni yapyorum. "Bizim ykmmza sebep olanlara dilenciler gibi gideceiz1" diye hatrlatyorum ona. "Bunu kesin olarak bilmiyorsun..." Mnrgaret Weis S Tracy Hickmnn "Hah! Tm kantlar ayn yne iaret ediyor -Kairn Nec-ros'a. Evet, o lemin halkn hayatta ve afiyette bulacamza inanyorum. Neden? nk bizim yaamlarmz bizden aldlar!" **M* "O zaman neden onlara gitmemizi nerdin?" Edmund sabrn tketmeye balyor. "Sava m istiyorsun? Bu mu sebep?" "Ne istediimi biliyorsun, Edmund," diyorum yumuak bir sesle. Prens, ok ge de olsa, yasak yola itildiini gryor. "Uyanr uyanmaz yola kyoruz," diyor bana souk bir sesle. "lgilenmem gereken konular var, laran, senin de yle. llerimiz yolculuk iin hazrlanmal." kmak zere dnyor. Uzanyor, krk pelerininin kolunu tutuyorum. "lm Kaps!" diyorum ona. "Bir kez dnn, Prensim. Tek istediim bu. Bir kez dnn!" Huzursuzca duruyor, ama dnmyor. Gen adamn kolundaki elimin basksn arttryomm, krk tabakalannm altndan, sert ve gl etini, kemiini, kasn hissediyorum. Titrediini hissediyorum. "Kehaneti hatrlayn. Bizim umudumuz lm Kaps, Edmund," diyorum sessizce. "Tek umudumuz." >KJ

Prens ban sallyor, elimi silkeliyor ve ktphaneyi, titreen , iine gml kitaplar ile babaa brakyor. Ben yazma dnyorum. Kairn Telest halk, karanln iinde, kent duvarlarnn kapsnda toplanyor. Kap ok eskiden beri ak duayor, kayt tutulan bunca yzyl boyunca, kentin kurulmasndan bu yana. Duvarlar halk avc, yamac hayvanlara kar korumak iin ''" ATE DEFIZ *" yaplm. Bu duvarlarn hibir zaman bir halk bir dierinden koruyaca dnlmemi. Bu tr bir kavram bizim iin dnlemez bile. Yolcular, yabanclar, her zaman ho karlanr ve bu yzden kaplar da ak durur. ( w '* Ama bir gn, Kairn Telest uzun, ok uzun zamandr hibir yolcunun gelmemi olduunu fark etti. Anladk ki, bir daha hi yolcu olmayacak. Hatta hayvan bile yoktu. Ve bu yzden kaplar ak kald, nk onlan kapatmak zaman ve enerji kaybyd. Ve imdi, halk ak kaplarn nnde duayor. imdi yolcu olan onlar, sessizlik iinde yolculuun balamasn bekliyorlar. Krallar ve prensleri, ordunun eliinde geliyorlar. Askerler ellerinde kairn otundan mealeler tayor. Ben -Kral'n la-ran- ve meslektam laranlar ile raklar, arkadan yryoruz. Bizim ardmzdan, yiyecek ve giyecek ieren ar paketler tayan saray hizmetkrlar geliyor. Benim hemen arkamda ayaklarn sryerek yryen biri, kitaplarla dolu bir kutu tayor. Kral ak kaplarn yannda duruyor. Askerlerin birinden bir meale alarak yksee kaldryor. Mealenin , karanlk kentin kk bir ksmn aydnlatyor. Majesteleri kente bakyor. Halk dnp ve baklarn kente eviriyor. Ben de dnyorum. Abarrach tandan yaratlm binalarn arasnda kvrlan geni caddeler gryoruz. Parldayan mermer d cepheleri, anlamlarn hibirimizin hatrlamad rnlerle bezeli duvarlar, mealelerimizin n bize yanstyor. Baklarmz yukar, saraya eviriyoruz. imdi onu gremiyoruz. Ama pencerelerden birinde yanan bir k, kck bir k gryoruz. "Lambay braktm," diyor Kral, sesi yksek ve srad bir 43 Margnrel Wes & Tracy Hckman biimde gl, "dnmzde yolu aydnlatsn diye." Halkndan bir tezahrat kopuyor, nk neelenmelerini istediini biliyorlar. Ama tezahratlar ksa sre sonra snyor, ok ksa bir sre sonra; birka tanesi de gzyalaryla sona eriyor. "Lambann iindeki gaz otuz devir kadar idare eder," diyorum alak sesle, Prens'in yanndaki yerimi alrken. "Sessiz ol!" diye paylyor Edmund beni. "Babam mutlu etftlA t&i'Fit'iir .lT-h',.fft"'< ;'** \',,V ;fc *"'< s ".>* "Gerei susturamazsnz, Ekselanslar. Gereklii susturamazsnz," diye hatrlatyorum ona. Yant vermiyor. "imdi Kairn Telest'i terk ediyoruz," diye szlerine devam ediyor Kral, mealeyi havaya kaldrarak, "ama yeni bulduumuz zenginliklerle geri dneceiz. Ve lemimizi, daha da gzel, daha da ihtiaml klacaz."

Kimse tezahrat yapmyor. Kimsenin yrei elvermiyor. Kairn Telest halk kentlerinden kmaya balyor. Daha ok yryerek gidiyorlar, giysilerini ve yiyeceklerini bohalarda tayorlar, ama bazlar varlklarn ve yryemeyenleri tayan arabalar ekiyorlar: sakatlan, yallar ve kk ocuklar. Bir zamanlar araba ekmek iin kullanlan yk hayvanlar ok uzun zaman nce lp gitti; etleri yiyecek olarak tketildi, krkleri halk keskin souktan korumak iin kullanld. Kralmz kenti terk eden son kii oluyor. Arkasna bakmadan kaplardan dar kyor, gzleri gvenle gelecee, yeni bir yaama bakyor. Yry kararl, duruu dik. Ona bakan halk umutlanyor. Yol boyunca bir sra oluturuyorlar, imdi tezahratlar duyuluyor ve bu tezahratlar yreklerinden kopup geliyor. Kral aralarnda vuruyor, yz gururla aydnlanm. 44 AE DEHZ "Gel, Edmund," diye emrediyor. Prens yanmdan ayrlyor, babasnn yanndaki yerini alyor. O ve babas halklarnn arasndan yryerek srann bana ilerliyorlar. Mealesini yksee kaldran Kairn Telest Kral, halkn ileri gtryor. .*TJ " V fc-1 Dierleri gittikten sonra bir asker birlii arkada kalyor. Ben onlarla bekliyorum. Son emirlerinin ne olduunu merak ediyorum. Epeyce zamanlarn ve emeklerini alyor, ama sonunda kaplar ekip kapatmay baaryorlar. Kimsenin artk hatrlamad rnlerle bezeli kaplan, imdi mealeleri ile yryp giderlerken, karanlkta kimsenin gremeyecei rnlerle bezeli kaplan... 45 DRDNC BOLUM KAIRN TELEST, ABARRACH u anda, en imknsz koullar altnda yazyorum. Bunu, daha sonraki bir tarihte bu cildi okumas olas olanlar iin ve hem anlatm tarzm, hem de elyazmdaki bu deiikliin sebebini merak edenler iin yazyorum. Hayr, aniden yalanp zayf dmedim, bir hastala yakalanm da deilim. Harfler bi-imsizce sayfaya yaylyor, nk titreen bir mealenin solgun nda yazmak zorundaym. zerinde yazmak iin bulabildiim tek yzey, askerlerden biri tarafndan benim iin bulunan bir akmakta tablet. Kan ilei mrekkebini, benim szckleri kda aktarabileceim sre boyunca donmaktan alkoyan tek ey, bym. Ve kemiklerime kadar yorgunum. Bedenimdeki her kas aryor, ayaklarm berelenmi ve su toplam. Ama kendimle ve Edmund'la, bu anlaty srdrmek iin bir anlama yaptm, imdi getiimiz devirin olaylarn kaydedeceim, unutmadan... Unutmadan nce, demeyi dnmtm. Ama, asla unutabilecem sanmyorum. ilk devirin yolculuu, bizim iin fiziksel olarak zor deildi. Yol dzlkler boyunca uzanyor, bir zamanlar tahl ve sebze 41, AtE DEFIIZ

tarlalar, meyve baheleri, sr hayvanlarnn otlad otlaklar olan dzlkler boyunca. Yrmek kolayd -fiziksel olarak. Duygusal olaraksa ilk devirin yolculuu ykcyd. ^ Bir zamanlar, birka yl nce, stunlarn yumuak bu topraklar zerinde yaylrd. imdi, karanlkta, askerlerin tad mealelerin nda, bo, orak, terk edilmi durumda yatan tarlalar gryoruz. En son kairn otu haatndan kalan kahverengi saplar kmeler halinde, maara duvarlarndaki atlaklardan yas tutarcasna slk alan souk rzgrlarla, kemik gibi takrdayarak duruyorlar. Halkmz umutla, neeyle, bir macera duygusuyla yrye balatan ruh hali uup gitti ve bu ssz topraklarda kald. Sessizlik iinde, donmu zeminde yrdk. Souun uyuturduu ayaklarmz buz paralan zerinde kayd. Bir kere, gn ortas yemei iin durduk, sonra yolumuza devam ettik. le uykularm karan ocuklar huysuz huysuz szland, ou babalarnn kollarnda uyuyakald. ,jwj . '.,, ,, , , y. , Kimse, tek bir ikyet szc sylemedi, ama Edmund ocuklarn alamalarn duydu. Halknn bitkinliini grd ve bunun yorgunluktan deil, byk bir acdan kaynaklandn anlad. Yreinin onlar iin yandn grebiliyordum, ama devam etmek zorundaydk. Yiyecek stoklarmz fazla deildi; de-virlik pay hesabyla, Kairn Necros'a ulamamz iin gereken sre boyunca ancak yetecekti. Edmund'a, mutsuz sessizlii bozmasn nermeyi dndm. Halkyla, yeni bir lkedeki gelecekleri hakknda neeyle konuabilirdi Ama sessiz kalmamzn en iyisi olacana karar verdim. Sessizlik neredeyse kutsal bir ey Halkmz veda ediyor Devirin sonuna doru bir stuna rastladk Kimse bir ey 47 Margnret Weis & Trncy Hicknnn sylemedi, ama Kairn Telest halk yolu terk etti ve dev, ta kolonun altna gelip durdu Bir zamanlar, bu parlak yaam kaynana yaklamak mmkn olmazd. imdi, yzst brakt bu topraklar kadar l ve souk duruyordu. '''* Ben, Edmund ve meale tayan askerler yardmyla, Kral, kalabaln iinde ne ilerledi ve stunun tabanna kt. Edmund devasa ta stuna merakla bakyordu. imdiye kadar hi bu kadar yaklamamt bunlardan birine. Ta stunun geniliine ve ktlesine hayret etti. "' 'Hl ; ''"!" 'v ' ' Ben Kral'a baktm. Ac dolu, sersemlemi ve fkeli grnyordu, sanki stun ona ahsi olarak ihanet etmi gibi. Ben stunu ve neye benzediini biliyordum. Uzun zaman nce onu aratrm, halkm kurtarmak iin srlarn zmeye almtm. Ama stunun gizemi sonsuza dek gemiin iinde gml kald. Edmund krk eldivenlerini kartp parmaklarn rn bezeli tan zerinde gezdirmek iin elini uzatt. Ama, byden, yanmaktan, arplmaktan korkarak bir an durdu. Sorgularcas-na bana bakt. "Seni incitmez," dedim, omuzlarm silkerek. "Uzun zaman nce, incitme yetisini kaybetti." "Tpk yaatma yetisini kaybettii gibi," diye ekledi Edmund, ama bu szleri kendi kendine syledi.

htiyatla, parmak ularn souk tan zerinde gezdirdi Tereddtle adeta saygyla, anlam ve bys uzun zaman nce unutulmu rnleri parmaklaryla takip etti. Ban kaldrd, meale klarnn prldayan ta aydnlatabildii yere dek yukarya bakt. Desenler yukardaki karanla ve tesine uzanyordu. "Stun maara tavanna kadar ykseliyor," dedim, bir oAtE DEtlZ retmenin keskin, kendinden emin ses tonuyla konumann en iyisi olacan dnerek. Birlikte, snftayken, onunla bu ses tonuyla konuurdum. "Muhtemelen, maarann iinden, Kutsal Deniz'e doru uzanyor. Ve her paras, burada grdne benzer rnlerle kapl. "ok sinir bozucu" -kalarm atmaktan kendimi alamadm- "ama bu rnlerin ounu biliyomm ve anlyorum. Ama rnlerin gc bireysel desene dayanmyor, birleimlerine dayanyor. Benim anlama yeteneimin tesinde olan da, bu birleim ite. Desenleri kopyaladm, ktphaneme gtrdm ve eski metinlerin yardmyla, onlar incelemek iin saatlerimi harcadm. "Ama," diye devam ettim, yalnzca Edmund'un duymas iin alak sesle konuarak, "saysz incecik iplikten oluan kocaman bir yuma zmeye almak gibi bir ey bu. Bir iplik parmaklarmn arasndan kolayca akyor. Onu takip ediyorum ve beni bir dme getiriyor. Sabrla alyorum, bir iplii bir dierinden ayryorum, sonra bir dierinden, sonra bir dierinden, ta ki beynim harcadm abadan aryana kadar. Ve bir dm zdmde, altnda, bir baka dm buluyorum. Ve onu zmeyi baardmda, ilk iplii kaybetmi oluyorum. Ve milyonlarca dm var," dedim, yukar bakp iimi ekerek. "Milyonlarca." Kral aniden stuna srtn dnd. Yz meale altnda gergin ve kara izgilerle doluydu. Stunun altnda durduumuz onca sre boyunca hi konumamt. O zaman, kent kaplarndan ktmzdan beri hi konumam olduunu hatrladm. Kral yola geri dnd Halk ocuklarn omuzlarna kaldrd ve yola koyuldular Askerlerin ou halkn arkasndan ayrld ve mealelerini de beraber gtrdler. Ben ve Prens'n 49 Mnrgnret Weis & Trncy Hicknan yannda yalnzca bir asker kald. Edmund stunun yannda durup eldivenlerini takt. Benimle zel olarak konumak istediini sezerek bekledim. "Bunlar ve bunun gibi rnler, lm Kaps'n koruyan rn-lerle ayn," dedi alak sesle, baka kimsenin duymayacandan emin olduunda. "lm Kaps'n bulsak bile, iinden gemeyi umamayz." Kalbim daha hzl atmaya balad. Sonunda, fikri kabullenmeye balamt. if.>'l,'4T,',"",f IMT.t "Kehaneti hatrla, Edmund," dedim ve sustum. ok hevesli grnmek ya da ok srarc davranmak istemiyordum. Edmund sz konusu olduunda, fikirleri kafasnda evirip evirmesine ve kendi kararlarn vermesine izin vermek en iyisi. Bunu henz okul anda bir ocukken rendim. ner, tant, tavsiye et. Asla srar etme, asla zorlama. Byle yaparsan, u anda srtm drtkleyen kaya duvar kadar souk ve sert bir tavr alr. "Kehanet!" diye yineledi sinirle. "Yzyllar sylenmi szckler! Ve eer gerekleirlerse, neden bizin yaammz sresinde olsun bu?"

"nk, Prensim," dedim ona, "bizim yaammzdan sonrasnn olacan sanmyorum." ' Yantm, beklediim gibi ok etkisi yaratt onda. aknlk iinde bakakald, baka hibir ey sylemedi. Son bir kez stuna gz attktan sonra dnd ve babasna yetimek iin seirtti. Szlerimin onu rahatsz ettiini biliyordum. Dncelere dalm yz ifadesini, km omuzlarn grdm. Edmund, Edmund! Seni nasl da seviyorum, bu korkun yk senin omuzlarna ykmak nasl da yreimi burkuyor. Yazmdan bam kaldryorum ve halknn arasnda 50 AtE DEHZ yrdn, onlar olabildiince rahat ettirmeye altn gryorum. Yorgun olduunu biliyorum, ama halknn her bir bireyi uykuya dalmadan yatmayacaksn. % .uy/r )' Tm devir boyunca bir ey yemedin. Yiyecek payn, sen bir bebekken sana bakan yal kadna verdiini grdm. Bunu gizlemeye altn. Ama ben grdm. Biliyorum. Ve halkn da anlamaya balad, Edmund. Bu yolculuun sonunda, gerek bir kral tanmay ve takdir etmeyi renecekler. Konudan ayrldm. Hemen bitirmeliyim. Parmaklarm souktan kasld ve abalanma ramen mrekkep hokkasnn tepesinde ince bir buz tabakas olutu. Bahsettiim o stun, Kairn Telest'in snrn belirliyor. Devirin sonuna kadar ilerlemeye devam ettik ve sonunda hedefimize ulatk. Eski haritalarda iaretlenmi tnelin azn arayp ve buldum. Kairn duvarndan ieri giren bir tnel bu. Doru tnel olduunu biliyorum, nk iine girince, zemininin hafife aa eimli olduunu grdm. "Bu tnel," diye bildirdim, ierideki derin karanla iaret ederek, "bizi kendi kaimimizin aalarndaki blgelere gtrecek. Bizi Abarrach'n yreine doru, haritada Kairn Necros, Necropolis kenti olarak iaretlenmi blgelere gtrecek." Halk sessizlik iinde durdu, bebekler bile alamyordu. Hepimiz, o tnele girince, anayurdumuzu geride brakm olacamz biliyorduk. Hibir ey sylemeyen Kral, ne kt ve tnele girdi -halknn nnde. Edmund ve ben arkasndan gittik; Prens, ban tavana vurmamak iin eilmek zorunda kald. Kral sembolik hareketi yaptktan sonra, ben baa getim, nk artk rehber benim. Halk arkamzdan gelmeye balad. Pek ounun girite bir s Mnrgaret Wes & Iracy Hckman an durduunu, son bir elveda dediini, anayurtlarna son bir kez gz gezdirdiini grdm Ben de, son bir kez arkama bakmaktan kendimi alamadm taf etmek zorundaym Ama grebildiimiz tek ey karanlkt Geriye kalan ne kadar k varsa, yanmzda goturuyorduk Tnele girdik Mealelerin prldayan klar parlak, lavtas duvarlardan yansyor, halkn glgeleri zemin boyunca kayyordu Sarmallar izerek, gittike derinlere ilerledik >> Karanlk, arkamzda Karn Telest'n uzenne sonsuza dek oktu 52 i11 *V -" :

BENC BLM UMUT TNELLER, ABARRACH Bu anlaty her kim okursa (eer okuyacak kadar hayatta kalan birisi kalrsa, ki bundan olduka kukuluyum), zaman aknda bir boluk olduunu fark edecek Kalemimi kda en son koyduumda, haritalarn Umut Tnelleri adn verdii tnellerin ilkine girmitik Bu ismi karaladm ve bir baka sm yazdm greceksiniz Olum Tnelleri >"' Bu tnellerde yirmi devir harcadk, beklediimden ok daha fazla bir sure Haritalarn, atalarmzn Karn Telest'e gelirken kullandklar rota konusunda olmasa bile hatal olduunu itiraf etmem gerekir O zamanlarda tneller yeni yaratlmt duvarlar przsz, tavanlar gl, zeminleri dzgnd Gemi yzyllarda pek ok eyin deimi olabileceini biliyordum, Abarrach, sk sk yen sarsan sismik hareketlere maruz kalr, ama bunlar dolap-lardak tabak ana ngrdatmak ve saraydaki avizeleri sallamaktan baka bir zarara yol amazla Atalarmzn tnelleri, saraylarmz kent duvarla!mz, dkknlarmz \e evlemz kouduklar gibi bylen ile korumu olacaklan va saymtm yle yapmlarsa bile, ya buMargnret Weis & Trncy Hickman yleri bozuldu, ya da, belki de, tekrar glendirilmeleri, tekrar oluturulmalar... tabiri caizse tekrar rnlendirilmeleri gerekiyordu. Belki de eskiler tnelleri korumaya zahmet etmediler, nk ne zarar grrlerse grsnler, rn bilgisine sahip olanlar tarafndan kolayca dzeltilebilirlerdi. Atalarmzn bizim admza korktuu tm muhtemel felaketler arasnda, yle grnyor ki en kts akllarna gelmedi. Byy kaybedeceimizi hi hayal edemediler. Zaman zaman, bedeli byk gecikmeler yaadk. Tnel tavanlarnn pek ok yerde yklm olduunu, yolumuzun iri kayalar tarafndan tkanm olduunu grdk. Yolu amak devirlerimizi ald. Zeminde dev atlaklar olumutu, yalnzca en cesurlarmzn zerinden atlamaya cesaret edebildii ve halkn geebilmesi iin zerine bir geit ina edilmesi gereken atlaklar. '. r"v W" Ve henz tnellerden km deiliz. Ne de, yle grnyor ki, sonuna yaklatk. Konumumuzu tam olarak hesaplaya-myorum. Pek ok iaret yok olmu, yer kaymalar sonucunda kaybolmu, ya da yllar iinde yle deimi ki, onlar tanmak mmkn deil. Hatta, artk doru rotay izlediimizden bile emin deilim. Haritaya gre, eskiler yolculara yol gstermesi iin duvarlara rnler oymular, ama -bu doruysa bile- byleri artk kavraymzn tesinde. aresiz bir durumdayz. Yiyecek paylan yarya indirildi. Etimiz, kemiklerimizin zerinde eriyor. ocuklar artk yorgunluktan alamyor; alktan alyorlar. Arabalar yol kenanna braklm Sevgiyle tanan varlklar, alk ve yorgunluktan zayflayan kollar iin yk olmaya balad. Yalnzca yallar ve hastalar tamak iin kullanlan arabalar hl kullanlyor, ama ne yazk ki, onlar da tnel yolunda braklmaya baland. AraATE DERIZ mzdaki zayflar lmeye balad. Meslektam laranlar ac grevlerini stlendiler. ' t. ">>.''

Halknn ektii aclarn yk, tpk ngrdm gibi, Prens'in omuzlarna kt. Edmund, babasnn gzlerinin nnde kn izliyor. Kral, halkmzn standartlarna gre bile yal bir adam. Olu ge dodu. Ama, saray terk ederken salkl ve yar yandaki adamlar kadar glyd. Ryamda, Kral'n yaamnn bir iplikle, imdi Kairn Telest'in souk karanlnda duran altn tahta bal olduunu grdm. Tahttan uzaklatka, hl oraya bal olan iplik, yava yava, devir be devir zlyor, anayurdundan uzaklatka inceliyordu. En ufak bir kaba dokunuun onu koparmasndan korkuyordum artk. Kral artk hibir eyle ilgilenmiyor: ne yaptmz, ne sylediimiz, nereye gittiimiz... Ayaklarnn altndaki zemini fark ettiinden bile emin deilim. Edmund devaml babasnn yannda yryor, grme yetisini kaybetmi biriymi gibi yol gsteriyor ona. Hayr, bu doru bir tasvir olmad. Kral geri geri yryen, nnde uzanan yolu deil, yalnzca arkasnda braktklarn gren bir adam gibi davranyor. Prens, sahip olduu saysz sorumluluklardan biri iin babasnn yanndan ayrlmak zorunda kald zamanlarda, grevini iki askere brakmaya zen gsteriyor. Kral uysalca, sorgulamadan, nereye gtrlyorsa oraya gidiyor. Hareket etmesi sylendiinde hareket ediyor, durmas sylendiinde duruyor. Eline verileni, hi tadn almazm gibi yiyor. Eline ta verilse bile yiyeceini dnyorum Ve kimse ona yiyecek vermese, hi aramayacan. Yolculuumuzun balarnda, uzun devirler boyunca, kimseye, hatta oluna bile tek sz etmedi imdi durmadan konu55 Mnrgaret Wes Trncy Hckman uyor, ama kendi kendine, evresindekilerle deil. Yani onu dinleyebilecek kimseyle konumuyor. Zamannn ounu kars ile konuarak geiriyor -olduu haliyle deil, bir lyle konuur gibi deil, eski haliyle, yaayanlar arasndaym gibi. Kralmz imdiden vazgeti, gemie dnd. Duam o kadar ktleti ki, konsey Prens'e, kendini kral ilan etmesi iin yalvard. Edmund hepsini tersledi, bu ekilde kendini kaybettiini imdiye kadar pek az grdm. Konsey yeleri gazabnn karsnda, dayak yiyen ocuklar gibi bzldler. Edmund hakl. Yasalarmza gre, bir kral lmne kadar kraldr. Ama, yasalarmz bir kraln delireceini ngrmemi. Byle bir eye bizim halkmz arasnda rastlanmaz. ., Konsey yeleri, sonunda bana gelecek kadar kldler (o ann tadn kardm itiraf etmeliyim) ve halk adna Edmund ile konumam iin yalvardlar. Elimden geleni yapmaya sz verdim. <4< "Edmund, konumamz lazm," dedim ona, zorunlu duraklarmzdan biri srasnda. Askerler, yolumuzu tkayan dev kaya paralarn temizlemeye alyorlard. Y/ karard, isyankr bir ifade ald. Henz genken, hi holanmad matematik konusunda onu zorladmda sk sk grmtm ayn ifadeyi yznde. Bu bak bana yle scak anlar hatrlatt ki, devam edebilmek iin bir an durup kendimi toplamam gerekti. "Edmund," dedim, ses tonumu bilinli olarak sradan, sert tutarak, konuyu bir saduyu meselesi olarak sunarken. "Baban hasta. Halknn nderliini sen stlenmelisin -geici bir sre iin bile olsa," dedim elimi kaldrp, fkeli

itirazlarn engelleyerek, "Majesteleri grevlerini tekrar stlenecek hale gelene kadar s, DEHIZ "Halkna kar bu sorumluluu tayorsun, Prensim," diye ekledim. "Kairn Telest tarihinde, daha nce hi bu kadar byk bir tehlike iinde bulunmamtk. Yanl bir evlatlk bilinci ile onlan kendi kaderlerine mi terk edeceksin? Baban onlar yalnz brakmam ister miydi?" Elbette, halkn asl yalnz brakann babas olduunu sylemedim, ama Edmund imay anlad. Eer dncelerimi yksek sesle syleseydim, fkeyle reddederdi. Ama ona kendi vicdan aracl ile sylenince... Bir tan zerine oturmu, gemii ile sohbet etmekte olan babasna bakt. Edmund'un yzndeki endie ve acy grdm, sululuk duygusunu grdm. O zaman, silahmn hedefini bulmu olduunu anladm. steksizce, yarann ilemesi iin onu yalnz braktm. Neden ben, onu bunca seven ben, tekrar tekrar ac vermek zorundaym ona, diye merak ettim zntyle ve sonra uzaklatm. 1 ;',/. s!) \H >>.'" " '' ' "K-'Jf ",.''*S-,,5*" !'""#?W Devirin sonunda, Edmund halkn toplantya ard ve onlara, eer istiyorlarsa onlarn nderliini yapacan, ama bunu yalnzca geici bir sre iin stleneceini aklad. Prens unvann koruyacakt. Kral hl babasyd ve Edmund, onun iyiletii zaman grevlerini bir kez daha stleneceinden emindi. Halk Prens'e hararetle karlk verdi, onlarn bu denli ak ifade ettii sevgi ve ballk, Edmund'u derinden etkiledi. Konumas belki halknn aln gidermemiti, ama morallerini ykseltmi, ala dayanmalarn kolaylatrmt. Onu gurur ve kendi yreimde yeni bulmu olduum bir umutla izledim. Onu her yere takip ederler, diye duundum, hatta Olum Kaps'na bile. 57 Mnrgarel Wes & Tracy Hickmnn Ama, lm Kaps'n bulmadan lm bulacaz gibi grnyor. Yol boyunca bamza gelen en olumlu ey, hava scaklnn daha dayanlr hale gelmesi, biraz daha lmas. Doru yolu takip ettiimizi, hedefimize yaklatmz dnmeye balyorum -Abarrach'n alev alev yanan kalbine. "Bu umut verici bir iaret," dedim Edmund'a, tnellerde geirdiimiz bir baka kasvetli ve neesiz devirden donra. "Umut verici bir iaret," diye tekrarladm gvenle. ', Sahip olduum korku ve endieleri kendime saklyoam. Bu gen omuzlara, ne kadar gl olurlarsa olsunlar, daha fazla yk ykmann gerei yok. "Bak," diye devam ettim, haritaya iaret ederek, "tnellerin sonuna geldiimizde, darda uzanan bir magma havuzuna ulatmz greceksin. Yanan Ta Gl adm vermiler buraya -Kairn Necros'a girdiimizi gsteren en byk iaret. Emin olamyorum, ama hissettiimizin, tnelden yukar szan s olduunu dnyorum." ' ' nl "Bu da, yolculuun sonuna yaklatmz anlamna geliyor," dedi Edmund, ok zayflam olan yz umutla aydnlanrken.

"Biraz daha fazla yemelisin, prensim," dedim ona nazike. "En azndan kendi payn ye. Hastalanrsan ya da devam edemeyecek kadar zayf dersen halkna yardmc olamazsn." Ban sallad; ban sallayacan biliyordum. Ama ayn zamanda, tavsiyemi ciddi bir ekilde dneceini de biliyordum. O uyku yars, ona uzatlan azck yiyecei yediini grdm. "Evet," diye devam ettim, haritaya dnerek, "sona yaklatmza inanyorum. Aslnda, bana kalrsa, varmak zereyiz " Bir parmam parmenin zerine koydum, "iki devir daha, 58 DEHIZ sonra gle ulayoruz. Eer baka engellerle karlamazsak." "Ve Kairn Necros'a girmi oluyoruz. Ve kukusuz orada bir bolluk lkesi bulacaz. Kukusuz yiyecek ve su bulacaz. Ate Denizi adn verdikleri u byk okyanusa bak." Byk bir magma ktlesini gsterdi. "Bu engin topraklara k ve scaklk yayyor olmal. Ve bir de u kentler ve kasabalar var. una bak, Baltazar. Emin Liman. Ne kadar harika bir isim. Bunu umut verici bir iaret olarak kabul ediyorum. Emin Liman, halkmzn sonunda huzur ve mutluluk bulaca yer." Uzun sre haritay inceledi, yksek sesle u ya da bu yerin neye benziyor olmas gerektiini, halknn nasl konutuunu, bizi grnce nasl da aracaklarn hayal etti. ? Maara duvarna yaslandm ve braktm, konusun. Onu bir kez daha umut dolu ve mutlu grmek bana keyif veriyordu. iimi kemiren aln korkun sanclarn, uyanklk saatlerinde beynimi kemiren korkulan neredeyse unuttum. Neden bu gzel hayali bozacaktm ki? Neden gerein keskin kenarl klc ile drtecektim? Hem, ben de kesin olarak hibir eyi bilmiyordum. "Teoriler," derdi babas, Kral, horg-ryle. Elimde teorilerden baka bir ey yok. nerme: Ate Denizi ekiliyor. Artk evresindeki engin topraklara scaklk ve k veremiyor. Teori: Bir bolluk lemi bulamayacaz. plak, ssz, terk edilmi bir lem bulacaz, tpk bizim arkamzda braktmz gibi. Kairn Necros halknn smz ve mz almalarnn sebebi bu. -' > " ' *- to-i>. ' - ' ' H\ ""r.'"' "' ""! "Bizi grnce aracaklar," diyor Edmund, kendi kendine glmseyerek. Evet, diyorum kendi kendime. ok aracaklar. Gerekten de ok aracaklar. V-.ii > ;m-'; 'fe" 59 Margnret Wes & Tracy Hckman Karn Necros Bu dnyaya ilk gelenler tarafndan, eski dnyann koparl srasnda hayatn kaybedenleri onurlandrmak m verilmi, bir yaamn bitiim, bir bakasnn balangcm ifade eden bir sm O srada parlak bir balangt bu Ah, Edmund, Prensim, olum iaret olarak bu ismi al Emin Lman' deil Emin Liman bir yalan f. o j' t, ALTINCI BLM YANAN TA GL, * ft- ABARRACH '

Bu korkun trajediyi nasl yazya dkebilirim' Nasl anlayabilir, anlalacak ekilde nasl kaydedebilirim' Ama yapmalym Edmund'a babasnn kahramanlnn, herkesin hatrlamas iin kaydedileceine sz verdim Ama ellerim o kadar titriyor ki, kalemi zar zor tutabiliyorum Titrememin sebebi souk dek Tnel artk scak Scakl sevinle karladmz dnnce1 Titremem, yaadm olaylara kar bir tepki Yo-unlamalym Edmund Bunu Edmund iin yapacam Baklarm almamdan kaldryorum ve onu karmda, yapayalnz otururken gryorum Yas tutanlara yakr vazyette Halk torensel basal hareketlerini yapt Ona geleneksel yas armaann vereceklerdi -yiyecek, ellerinde kalan son kymetli ey- ama Prensleri (kendisi tac, diriltme tamamlanana kadar kabul etmiyor olsa da, aslnda Krallar) bunu yasaklad Bedenin katlamakta olan kollarn ve bacaklarn dzenlice yerletirdim ve koruyucu ayinleri yaptm Onu yanmzda tayacaz, elbette Edmund, byk kederi iinde, Kral a nihai ayinleri imdi yapmam istedi, ama Prens e serte, ayinlerin ancak u tam deMargaret Wes & Tracy Hickman vir getikten sonra yaplabileceini hatrlattm. Daha erken yapmak ok tehlikeli olur. Yasamz bu sebepten dolay yasaklad. Edmund srar etmedi. Bu sapknl aklna getirmi olmas bile, kukusuz sersemlemiliinin ve acsnn bir sonucu. Keke uyuyabilseydi. Belki imdi, herkes onu yalnz braktktan sonra uyuyabilir. Ama eer benim gibi hissediyorsa, her gzlerini kapattnda o korkun ban magmadan...."_", ,, ..^^ imdiye kadar yazdklarma baktm. Batan balayacama, sondan baladm grdm. Bu sayfay yok edip batan balamay dndm, ama parmenim pek az, harcanamayacak kadar kymetli. Dahas, bir bardak soutulmu parmeyvesi arab eliinde anlatlacak keyifli bir hikye deil bu. Ama gene de, dnnce, bir tr yemek sonras masal olabilir, nk trajedi -bu tr masallarda hep olduu gibi- tam umutlarmz en parlak haliyle ldarken tepemize kt. Son iki devirin yolculuu kolay olmutu, hatta keyifli bile denebilir. Bir tatl su akntsna rastladk, tnellerde bulduumuz ilk tatl su aknts. Yalnzca iip stoklarmz tamamlamakla kalmadk, hzla akan suyun iinde balklarn da yzdn grdk. -. -, Aceleyle, elimize geen her eyle alar oluturduk -bir kadnn ah, bir bebein paralanm battaniyesi, bir adamn ypranm gmlei. Yetikinler kylarda durdu ve alarn bir taraftan dierine uzatt. Herkes iini byk bir ciddiyetle yapyordu, ta ki balk avlayan grubu ynetmekte olan Edmund bir kayann zerinde kayp, kollarn vahice sallayarak, muhteem bir aprt ile suya dene kadar. Akntnn derinliini kestiremiyorduk, tek k kaynamz kairn otu mealeleriydi. Halk korkuyla bart, pek ok asker 1,2 ATE Denizi onu kurtarmak iin suya atlamaya balad. Edmund ayaa kalkt. Su yalnzca bileklerine kadar geliyordu. Aptal aptal baknd, sonra kendi kendine glmeye balad. , Sonra, halkmzn da, devirlerdir ilk defa gldn iittim.

Edmund da iitti onlar. Srlsklam olmutu, ama yanakla-rndaki damlalarn su akntsndan gelmediinden, tuzlu bir tada sahip olduklarndan emindim, Ayrca, evik bir avc olan Edmund'un kydan aa kazayla dtne de inanmyordum. Edmund elini bir arkadana, konsey yelerinden birinin oluna uzatt. Arkada, Edmund'u dar ekmeye alrken, slak talarn zerinde kayd. kisi birden srtst suya devrildiler. Kahkahalar oald ve sonra, herkes suya atlamaya, dyormu gibi yapmaya balad. Ciddi bir i olan ey, neeli bir oyuna dnmt. Daha sonra biraz balk yakalamay baardk. O devirin sonunda byk bir ziyafet ektik kendimize ve herkes derin derin uyudu. Alk bastrlm, yrekler snmt. Akntnn yannda fazladan bir devir daha geirdik; kimse kahkahalarla ve gzel duygularla kutsanm bu yerden ayrlmak istemiyordu. Daha fazla balk tuttuk, onlar tuzladk ve yiyecek stoklarmza ekleyerek yanmza aldk. Yiyecek ve su ile canlanm, tnelin ssyla kutsanm olan halkn mitsizlii yok olmutu. Kral da aniden lgnln karanlk bulutlarndan syrlnca, neeleri artt. Kral evresine bakt, Edmund'u tand ve onunla tutarl bir ekilde konutu, nerede olduumuzu sordu. Kral'n yolculuumuz hakknda hibir ey hatrlamad akt. Gzyalarna hakim olmaya alan Prens, babasna haritay gsterdi ve Yanan Ta Gl'ne ve oradan da Kairn Necros'a 1,3 Margnret Wes & Tracy Hcknan ne kadar yaklam olduumuzu gsterdi. Kral yemeini yedi, derin bir uyku uyudu ve l kars ile konumay brakt. 't-.* >, ,,<",-, t," >$ *M . , ,," ." \ Ertesi devir, herkes erkenden uyand, toplanp hevesle yola kmaya hazrland. lk defa halk, geride braktklarndan daha iyi bir hayatn kendilerini bekliyor olabileceine inanmaya balamt. ';- Korkularm ve kukularm kendime sakladm. Belki bu bir hatayd, ama yeni bulduklar bir umudu nasl yok edebilirdim? Yarm devirlik bir yolculuktan sonra tnelin sonuna yaklatk. Zemin aaya doa olan eimini kaybederek dzleti. Havann rahat lkl, rahatsz edici bir scakla dnmt. Yanan Ta Gl'nden kaynaklanan kzl bir parlt maarann iini yle aydnlatyordu ki, mealeleri sndrdk. Tnelde yanklanan tuhaf bir ses duyuyorduk. "Bu grlt nedir?" diye sordu Edmund, halkm durdurarak, l ,' i;,V "Sanrm, Ekselanslar," dedim tereddtle, "bu ses, magmann derinliklerinden yzeye kp patlayan gaz kabarcklarndan kaynaklanyor." Hevesli,'heyecanl grnd. Kkken, onu bir geziye karmay nerdiimde de grmtm ayn ifadeyi yznde. "Glden ne kadar uzaktayz?" "Fazla uzakta olmamamz gerekir, Ekselanslar." Yrmeye balad. Elimi koluna koyarak durdurdum onu. "Edmund, dikkatli ol. Bedenlerimizin bys bizi scaa ve zehirli gazlara kar korumak iin etkinleti, ama gcmz sonsuz deil Dikkatle, yava yava ilerlemeliyiz."

Hemen durdu, dikkatle bana bakt. "Neden? Orada korkacak ne var? Syle bana, Baltazar." AtE DEnzi Beni ok iyi tanyor. Ondan hibir ey saklayamam. "Prensim," dedim, onu bir kenara, halknn ve Kral'n duyamayaca bir yere ekerek "Korkuma bir isim koyamyorum ve bu yzden, bunu telaffuz etmek hi houma gitmiyor." Haritay bir kayann zerine atm. Birlikte zerine eildik. Halk bize ilgi gstermiyordu. Ama Kral'n kalarn atp, kukuyla izlemekte olduunu grebiliyordum. "Rotay konuuyormu gibi yapalm, Ekselanslar. Majestelerini bou bouna endielendirmeyelim." Kral'a endieli bir bak frlatan Edmund, istediimi yapt ve yksek sesle nerede olduumuzu sordu. "Haritada, gln zerine izilen bu rnleri gryor musun?" dedim ona alak bir sesle. "Ne anlama geldiklerini bilmiyorum, ama onlara baktmda iimi bir korku dolduruyor." Edmund desenlere bakt "Ne ifade ettikleri konusunda hibir fikrin yok mu?" "letmek istedikleri mesaj zaman iinde kaybolmu, Prensim. zemiyorum." "Belki de yalnzca yolun tehlikeli olduu konusunda uya-ryorlardr." "Bu mmkn..." "Ama sen yle olduunu dnmyorsun." "Edmund," dedim, yzmn utanla yandn hissederek, "ne dndmden emin deilim. Harita tehlikeli bir yol gstermiyor. Grdn gibi, gln kys boyunca geni bir yol dolanyor. Bir ocuk bile kolayca zerinde yryebilir." "Yol, den kayalarla kapanm olabilir. Yol boyunca buna benzer pek ok engelle karlatk," dedi Edmund serte. "Evet, ama haritay yapanlar, onlarn zamannda olmu olsayd burada iaret ederlerdi Gstermediklerine gre, onlarn 1,5 Mnrgaret Weis & Tracy Hicknnn zamannda byle bir ey yoktu. Hayr, bu rnler bizi tehlikeye kar uyaryor ve bu tehlike, harita yaplrken de vard." "Ama bu ok uzun zaman nceydi! Kukusuz tehlike bu zamana kadar gemitir. Kt talihli rn ta oyuncular gibiyiz. htimallere gre, ansmz dnmek zere. ok fazla endieleniyorsun, Baltazar," diye ekledi Edmund, bir kahkahayla omzuma aplak atarken. "Umarm yledir, Prensim," diye yant verdim ciddiyetle. "Bana gln. Bir larann aptalca korkularyla alay edin. Ama dikkatle ilerleyin. Blgeyi taramalan iin nden bir keif kolu yollayn..." Bize dik dik bakan Kral' grebiliyordum. "Eh, elbette," diye terslendi Edmund. Ona grevini syleme cesaretini gstermeme sinirlenmiti. "Her durumda yle yapacaktm zaten. Konuyu babama da aklayacam." Ah, Edmund, keke daha fazlasn syleseydim. Keke sen daha azn syleseydin. Keke... Yaamlarmz "kekelerden" oluuyor. "Baba, Baltazar gln evresindeki yolun tehlikeli olduunu dnyor. Sen burada, halkla kal, ben askerleri alp..."

"Tehlike ha!" diye alevlendi Kral, zihninde ve bedeninde uzun, ok uzun sredir yanmam olan bir atele. Heyhat, keke imdi de yanmasayd! "Tehlike ve sen bana arkada kalmam sylyorsun! Ben Kralm. Ya da, en azndan, yleydim." Yal adamn gzleri ksld. "Senin, Baltazar'n yardmyla kukusuz, halkn sadakatini kendi lehine evirmeye altnn farkndaym. Seni ve laram karanlk kelerde plan yaparken grdm, ie yaramayacak. Halk beni takip edecek, tpk her zaman yapm olduklar gibi!" Duydum. Herkes duydu. Kral'n sulamalar maarada yanAE EHE kland. leri koup, yal adam plak ellerimle boazlamamak iin kendimi zor tuttum. Benim hakkmda dndkleri umurumda bile deildi. Yreim, olunun kalbinde atn grdm yarann acsyla yanyordu. Keke o aptal Kral ne kadar sadk bir olu olduunu bile-bilseydi! Keke o uzun, kasvetli gnler boyunca, babasnn yannda yryen, yal adamn samalamalarn sabrla dinleyen Edmund'u grebilseydi. Keke, konsey yeleri nnde diz kp yalvarmasna ramen, defalarca tac reddeden Edmund'u grebilseydi! Keke... Bu kadar yeter. lnn arkasndan kt konuulmamak. Tek tahmin edebildiim, deliliin Kral'n aklnda byle bir etki brakm olmas. t'-Sd *#' v "vrV- ,'fy;-. ' > ;>r,s ,i!n Edmund l gibi beyazlad, ama ona ok yakan sessiz bir vakarla konutu. "Beni yanl anladn, baba. Baz sorumluluklar zerime almam, rahatszln srasnda baz kararlar almam gerekli olmutu. Ama buradaki herkesin" -krallarna aknlkla bakmakta olan halka iaret etti -"sana syleyebilecei gibi, isteksizce yaptm bunu. Bir kez daha, Kairn Telest'in gerek hkmdar olarak yerini aldn grmekten benim kadar mutlu olan biri daha yoktur." Edmund bana bakt ve sessizce sulamay yantlamak isteyip istemediimi sordu. Bam salladm, azm amadm. Nasl olur da, drste, dudaklarmda olmasa bile kalbimde olan dilei inkar edebilirdim? Olunun szleri Kral' etkilemiti. Olmas gerektii gibi, utanm grnd! Elini uzatp bir ey syleyecek, belki zr dileyecek, olunu kollarna alacak, affetmesini dileyecek gibi oldu. Ama gurur -ya da delilik- ustun geldi. Kral bana doru bakt, yz sertleti. Dnd ve askerlerine seslenerek uzaklat. Margaret Weis & Tracy Hickmnn "Bazlarnz benimle gelsin," diye emretti Kral. "Kalannz olduu yerden ayrlmasn ve halk, laran ne tr bir tehlike hayal etmise, ondan komun. Bizim teorilerle dolu la-ranmz. Son teorisi de, kendisim benim olumun babas zannetmesi!" .'>'->. " , Edmund, dudaklarnda yakc szcklerle ne atlacak oldu. Kolunu tuttum ve bam sallayarak onu geri ektim. Kral, arkasnda yirmi kiilik kk bir birlik ile tnel kna doru yola koyuldu. k, kayalarn iinde dar bir aklkt. Omuz omuza yryen iki asker aklktan zor geerdi. Uzakta, akln iinden, Yanan Ta Gl'nn alev alev grlebiliyordu. Halk nce birbirlerine, sonra Edmund'a bakt. Ne syleyip, ne yapacaklan konusunda kararsz grnyorlard. Fakat konsey yelerinden birka balarn sallayp yazklandlar. Edmund onlara fkeli baklar frlatnca hemen sustular. Kral tnelin sonuna ulatnda, dnp yzn bize evirdi. i* "Sen

ve larann halkla birlikte kaln, olum," diye bard. Dudaklarn bken alayclk sesinde de iitiliyordu. "Kralnz dnecek ve ilerlemenin ne zaman gvenli olacan syleyecek." Askerleri eliinde tnelden dar kt. Keke... Ate ejderlerinin dikkate deer zeklar vardr. Ktcl bir zek diyesim geliyor, ama drst olmak gerekirse, atalarmzn neredeyse soylarn tketene dek avlad bir yarat nasl yarglayabiliriz? Ejderler bizimle konuabilseydi, ya da konusayd, bizden nefret etmek iin iyi sebeplere sahip olduklarn syleyeceklerinden kukum yok. r, s "..ir, AtE Denizt ' Ama bu hibir eyi kolaylatrmyor. "Onunla gitmeliydim!" oldu Edmund'un bana syledii ilk szler, babasnn paralanm, kanlar iindeki bedenini saran kollarn zmeye altmda. "Onun yannda olmalydm!" Yaammn herhangi bir annda, lmsz bir plan, yksek bir g olduuna inansaydm... Ama hayr. Tm dier kusurlarma gnahkrl eklemeyeceim! Babasnn emretmi olduu gibi, Edmund arkada kalmt. Dimdik, vakur, duygusuz bir yzle duruyordu. Ama onu bunca iyi tanyan ben, babasnn arkasndan komaya can attn biliyordum. Aklamak, babasnn anlamasn salamak istiyordu. Edmund bunu yapsayd, belki yal Kral teslim olur, zr dilerdi. Belki de bu trajedi hi gereklemezdi. Daha nce de belirttiim gibi, Edmund gen ve gururludur. fkeliydi -ve fkesinde haklyd. Halknn nnde hakarete uramt. Kusurlu deildi. Uzlama ynnde ilk adm o atmayacakt. Bedeni, iinde saklad fkeyle titriyordu. Tnelden dar bakt, tek bir szck bile sylemedi. Kimse konumuyordu. Sessizlik iinde, bize sonsuz gibi gelen bir sre boyunca bekledik. Neler oluyordu? imdiye kadar gln evresini dolam olmallard, diyordum kendi kendime, ki bir lk tnel duvarlarnda dehet verici bir ekilde yankland. Hepimiz Kral'n sesini tandk. Ben... olu... bunun bir uyar, bir lm l olduunu fark ettik. lk korkuntu, ilk nce dehetle bouk bouk geliyordu, sonra ac dolu. lk devam etti, devam etti ve korkun yanks kaya duvarlarda yinelendi ve bize defalarca lm haykrd. Hayatmda buna benzer bir eyi hi duymamtm. Umarm Margnret Weis & Trncy Hickman bir daha da duymam. lk, efsanevi heykelin baklarnn yapt varsayld gibi, halkn taa evirmi gibiydi. Ben de olduum yerde donmutum, kollarm, bacaklarm tutmaz olmutu, zihnim de daha iyi durumda deildi. v r lk Edmund'u hareke geirdi. "Baba!" diye bard ve yaam boyunca zledii sevgi o haykrn iindeydi. Ve tpk yaam boyunca olduu gibi, lna yant alamad. Prens tek bana ne atld, f 'M'A"9MWi^ ,;.;# .-.",,wv

Silahlarn arpmasn ve savan karmak seslerini duydum. Ve hepsinin zerinde, dehet verici bir kkreme. imdi korkuma isim verebiliyordum. imdi, haritadaki rnlerin ne anlama geldiini biliyordum. '.K.'i A', .<&#(< '" ; !t Edmund'un babas ile ayn kaderi paylamaya kotuunu grmek, sonunda beni eyleme gemeye zorlad. Hzla, ne kadar gcm kaldysa kullanarak, tpk balk avlamak iin kullandmz aa benzer bir by rdm maara kna. Ed-mund grd, grmezden geldi. Tm gcyle byye arpt, kvrand, onunla mcadele etmeye alt. Klcn ekerek, a kesmeye yeltendi. Onun iin duyduum korkuyla glenen bym almazd. Ne Edmund dar kabilirdi, ne de dier taraftaki ate ejderi a bozup ieri girebilirdi. w En azndan, yle olduunu umuyordum. Eskilerin, bu yaratklar hakknda yazdklarn okudum ve ejderlerin zeksn kmsediklerine inanyoam. Emin olmak iin, halka tnelin arka ksmlarna ekilmelerini, bulduklar koridorlarda saklanmalarn emrettim. Konsey yeleri de dahil, hepsi korkmu fareler gibi katlar Ksa sre sonra, maara giriinde Edmund ile benden baka hikimse kalmamt. 70 tttt Dbnizi Bana fkeyle vurdu. Bana yalvard, byl a kaldrmaz-sam beni ldreceini syledi. Kararmdan dnmedim. imdi, gln kylarnda korkun bir katliamn srdn grebiliyordum. Ejderin ba ve boynu, bedeninin st ksm ve keskin dikenler dizili kuyruu, eriyik lavn stnde ykseliyordu. Ba ve boynu siyaht, arkamzda braktmz Kairn Telest'in karanl kadar siyah. Gzleri rktc bir ekilde, kpkzl parlyordu. Dev enelerinde, debelenen bir askerin bedenini tutuyordu ve Edmund ile ben dehet iinde izlerken, enelerini ap adam magmann iine brakt. Ate ejderi birer birer, amas silahlanyla onunla savamaya alan her bir askeri yakalad. Birer birer, hepsini yanan gle frlatt. Kyda tek bir beden brakmt -Kral'n bedenini. Son asker de yok olduktan sonra, ejder alev alev gzlerini Ed-mund'a ve bana evirdi, uzun dakikalar boyunca bize bakt. Szckler duyduuma yemin edebilirim, daha sonra Edmund da aynsn syledi. Geiinizin bedelini dediniz. Artk geebilirsiniz. Gzler kapand, siyah kafa kayarak magmann altna girdi ve kayboldu. Ejderin sesini gerekten duyduk mu, duymadk m, bilmiyorum, ama iimde bir ey artk gvende olduumuzu, ejderin geri dnmeyeceini sylyordu. Byl a yok ettim. Edmund, ben onu durduramadan tnelden frlad. Ben de, gzlerimi kaynayp alkalanan glden ayrmadan arkasndan seirttim. Ejder grnrde yoktu. Prens babasna ulat, yal adam kollarna ald. Kral lmt, korkun bir ekilde lmt. Belki de keskin 7| Margaret Wes & Tracy Hckman bir kuyruun savrularak at dev bir delikten, paralanm i organlar grnyordu. Edmund'un, babasnn cesedini maaraya tamasna yardm ettim. Halk uzakta durmutu, gle yaklamaya cesaret edemiyorlard.

Onlar sulayamazdm. O sesi duymasaydm, ona gvenilebileceini bilmeseydim ben de gitmezdim. Ejder intikamn almt ve bizi rahat brakmt. Edmund'un, Yanan Ta Gl'nn kysnda dolanan yolun gvenli olduu konusunda halkn ikna etmekte glk ekeceini sanyorum. Ama sonunda baaracak, nk halk onu seviyor ve ona gveniyor ve bundan holansa da, holanma-sa da, onu kral ilan edecekler. , , P, Bir krala ihtiyacmz var Gln kylarn arkamzda braktmzda, Kairn Necros'ta olacaz. Edmund orada dost bir lke bulacamz dnyor. Ama ben, zlerek, orada dman bir lke bulacamza inanyoam. Ve anlatmm bu noktada brakmaya karar verdim. Kymetli parmenden yalnzca birka sayfa kald, gnl burada, bir Kairn Telest Kralnn lm ve bir dierinin ta giyme-siyle brakmann uygun olacana karar verdim. Keke ileriyi, gelecein bizim iin neler sakladn grebilseydim, ama eskilerin tm by gc bile onlara mevcut zamandan tesine bakma yetisini vermiyordu. Belki de en iyisi budur. Gelecei bilmek, umudu terk etmektir. Ve elimizde kalan tek ey umut. Edmund halkn ileri gtrecek, ama, eer onu ikna edebi-lirsem, Kairn Necros'a deil. Kim bilir' Tutacam bir sonraki gnln ismi lm Kaps'ndan Gei olabilir. 72 YEDNC BOLUM NEXUS Haplo gemisi'ni gzden geirdi, ince, ejder bal arac enine boyuna dolat, direkleri ve gvdeyi, kanatlan ve yelkenleri dikkatle gzden geirdi. Gemi lm Kaps'ndan geii boyunca dayanmt, yalnzca, titanlarn, Pryan'daki korkun devlerin verdii ufak tefek hasarlara manz kalmt "Ne dnyorsun, olum?" dedi Haplo, eilip siyah, tanmlanamaz bir kpein kulaklarn okayarak. Kpek sessizce yannda yryordu. "Sence gitmeye hazr m? Peki biz gitmeye hazr myz?" Oyun oynarcasna kpein ipeks kulaklarndan birini ekitirdi. Kpein fra gibi kuyruu bir taraftan dierine salland, sahibinin yzn nadiren terk eden zeki gzleri parlad. "Bu rnler" -Haplo ne ilerleyip ellerini geminin gvdesine ilenmi oymalara ve yanklara koydu- "lorduma gre her tr enerjiyi bloke edecek. Hibir ey, kesinlikle hibir ey onlar aamyor olmal. Ana rahmindeki bebek kadar gvende olacaz, hatta belki," diye ekledi Haplo, yz karararak, "Labirent'te domu tm bebeklerden daha fazla gvende olacaz." Kimlerin rmceksi izgilerine dokundu, aklndan bu karMnrgaret Weis & Trncy Hckman mak dili geirdi ve herhangi bir hata, herhangi bir kusur arad. Vahi gzleri hevesle nne dikilmiti, sanki hedeflerini grebiliyormu gibi. "By bizi koruyor," diye, kpek konumaya eilim gstermediinden, tek yanl sohbetine devam etti Haplo. "By bizi evreleyecek. Bu sefer yenik dmeyeceim. Bu sefer lm Kaps'ndan geiimize tank olacam!" Kpek esnedi, oturdu ve yle bir iddetle kand ki, neredeyse devriliyordu. Patryn hayvana sinirle bakt. "Ne kadar da dikkatli dinliyorsun," diye mnldand sularcasma.

Sevdii adamn sesindeki paylamay duyan kpek, ban bir yana edi ve sohbetin havasna girmeye alyor gibi grnd. Ne yazk ki, kants younlamasn engelleyecek kadar bykt. Burun kvran Haplo geminin kenarndan ieri trmand, st gvertede yrd ve son bir kez gemisini denetledi. Gemi Arianus'un hava dnyasndaki cifler tarafndan yaplmt. Elflerin hayranlk duyduu, ama evcilletiremedii ejderlere benzeyecek ekilde yaplan geminin pruvas bir ejder ba, kprs ejderin gs, gvdesi ejderin gvdesi, dmeni ejderin kuyruu idi. Kanatlar gerek bir ejderin derisinden ve pullarndan yaplmt ve gemiyi o harika lemin hava akmlar arasnda ynlendirmek iin kullanlyordu. Kleler (genellikle insan) ve elf bycl birleerek gemiyi uar klyordu. Bu gemi, minnettar bir elf kaptann Haplo'ya hediyesiydi. Patryn onu, kendi ihtiyalarna uyacak ekilde deitirmiti. Patryn'in kendi gemisi, lm Kaps'ndan ilk geii esnasnda paralanmt. Byk ejder gemisinin artk ne onu yrtecek klelere, ne ynetecek bir mrettebata, ne de ynlendirecek elf byclne ihtiyac vard. Artk kaptan da mrettebat da 74 DERIZ , Haplo. Kpek ise geminin tek yolcusu. : nat kanty alt eden kpek, arkasndan yryor, uzun ve can skc denetimin artk bitmeye yakn olduunu umuyordu. Hayvan umaya baylyordu. Yolculuklarda, zamannn ounu yzn lomboz deliine yaptrm, dili bir kar darda, kuyruu sallanarak, camda buan izleri brakarak geiriyordu. Kpek bir an nce gitmeye can atyordu. Sahibi de yle. lm Kaps'na yapt yolculuklar srasnda, Haplo iki byleyici lem kefetmiti. Bu yolculuu srasnda da ayn derecede dllendirileceinden kukusu yoktu. "Sakin ol, olum," dedi yumuak bir sesle, kpein ban okayarak. "Birazdan yola kacaz." < ', ,;$"" . Patryn st gvertede, ejderin orta yelkeninin kvrmlarnn altnda durdu ve Nexus'a, anayurduna bakt. Bu kenti ac duymadan terk etmemiti hi. Kendini ne kadar disiplinli, sert ve duygusuz sayarsa saysn, her gidiinde gzyalarn tutmaya almak zorunda kalmt. Nexus ok gzeldi. En az onun kadar gzel pek ok lke grm, ama alayacak kadar zayf hissetmemiti kendisini hi. Belki de Nexus'un gzelliinin doas yzndendi -gnleri ne aydnlk, ne de karanlk olan, her zaman yumuak bir ay tarafndan aydnlatlan bir kent. Nexus'ta lbir ey sert deildi, Nexus'ta hibir ey ar deildi, orada yaayan halk dnda, Labi-rent'ten -anlatlamaz dehetlere sahip bir zindan dnyas- km halk dnda. Labirent'te hayatta kalp, kamay baaranlar, Nexus'a gelirdi. Kentin gzellii ve huzuru, kbus gren ocuunu kollarna alan bir anne gibi sarmalard onlar. Haplo uan gemisinin gvertesinde durdu ve Lordunun maliknesinin yeil, imenl bahesine bakt. Onu tadklar yataktan kalkt zaman hatrlyordu -Labirent'te ektiklerin75 Margaret Wes S Tracy Hickman

den sonra, l gibiydi Pencereye gitmi ve dar bakmt. Yaral hayatnda ilk defa huzur, sakinlik, dinlenme bilmiti. Bir pencereden anayurduna bakt her defasnda o n hatrlyordu. O n hatrlad her seferinde, onu kurtaran Nexus Lordu'nu, efendisini kutsuyor, onurlandryordu. Lordunu her kutsadnda, Sananlara, halkn o zalim dnyaya kapatan yar tanrlara kfrediyordu. Onlara her kfrettiinde, intikam yemini ediyordu. ;t<"'tr>,iHi iv l "<'.'M >! Hemen gitmeye niyetlerinin olmadn gren kpek, kendini yere att ve -burnu patilerinin zennde- sabrla beklemeye balad. Haplo dncelerinden silkinip harekete geti. Neredeyse hayvann stne basacakt. Kpek irkilip bir havlamayla ayaa frlad. (i',yfo. ,H'i*>iy ,;A/Mt;>." ",,* r>'<h'i "Eyvah, eski dostum, zgnm. Bir dahaki sefere ayak altnda dolama." Haplo ambara inmek iin dnd ve evresindeki dnya dalgaland. Dalgalanmak. Bunu tasvir etmenin tek yolu buydu. Daha nce, bu tuhaf duyguya benzer bir deneyim yaamamt hi. Hareket ok aasnda balamt, belki de dnyann tam merkezinde ve yatay deil, dikey olarak hareket eden dalgalar halinde yukar yaylm, yerden gemiye, sonra ayaklarna, dizlerine, bedenine, bana gemiti. evresindeki her ey ayn etkiyle arplmt. Ksa bir an iin, Haplo her trl ekil ve boyut duygusunu kaybetti. Dmdz bir yere ve dmdz bir ge yapm dmdz bir eydi kendisi de. Kpek dnda her ey. Kpek kayboldu. Etki, balad gibi aniden sona erdi. Haplo ellerinin ve dizlerinin zerine dt Sersemlemi, yn duygusunu kaybetmi bir ekilde, bir mide bulants dalgasyla savat Nefes almaya alt, dalga etkisi bedenindeki butun nefesi boaltmt. NeAE fes alabildii zaman, bu korkun olaya neyin yol atm grmek iin evresine baknd. Kpek geri dnd. nnde durmu, sitemle bakyordu. "Benim suum deildi, dostum," dedi Haplo, her yne dikkatli, pheli baklar frlatrken. Nexus ayn huzurlu alacakaranlk iinde parlyordu. Aalarn zerindeki yapraklar yumuak seslerle fsldayordu. Haplo hepsini dikkatle inceledi. Gl gvdeleri, nesiller boyunca dimdik, eilmeden ayakta durmutu. Ama birka dakika nce, frtnaya tutulmu buday baaklar gibi dalgalandklarn grmt onlarn. Hibir ey kprdamyordu, hibir ses duymuyordu -ve bu da kendi durumuyla elien bir olayd. Dalgalanmadan nce, belirsiz hayvan sesleri iittiinin farkndayd. imdi susmulard... neden? Korkudan m? Hayretten mi? Haplo hareket etmeye kar garip bir isteksizlik hissetti. Sanki bir adm atmas, ayn korkutucu duyguyu geri getirecekmi gibi. Gvertede yrmek iin kendini zorlamas gerekti. Her an, bir kez daha manzaraya yapmay bekliyordu. Geminin gvdesinden aa, imenlie bakt. Hibir ey. "- *' '"' Baklar malikneyi, Lordunun muhteem konutunu tarad. Lordu maliknede yalnz yayordu. Haplo dnda ve o da yolculuu sebebiyle oradayd. Bugn, malikne botu. Lordu uzaktayd, Labirent'e kar verdii sonsuz savala meguld.

Hibir ey. Hi kimse. "Belki de hayal grdm," diye mrldand Haplo. st dudandaki souk terleri sildi, elinin titrediini fark etti. Derisine ilenmi rnlere bakt ve ilk defa, hafife, mavi mavi parlamakta olduklarn fark etti. Aceleyle kollarn syrd, Margaret Wes & Tracy Hckman kollarnda solmakta olan mavi parlty grd Gsne gz attnda, tuniinin V yakasnn altnda da ayn eyin olduunu grd. ,'H ,!,. f.y j w,' f" (, "Demek hayal grmemiim," dedi. Rahatlamt. Bedeni bu olaya tepki gstermiti, onu korumak iin -ama neye kar? Kan gibi ac bir demir tad azn doldurmutu. ksrd, t-krd. Dnerek, gverte boyunca yrd. Korkusu, mavi lt ile snmt, geriye yalnzca fkesi ve siniri kalmt. Dalga geminin iinden gelmemiti. Haplo onun gemiden, kendi bedeninden, aa gvdelerinden, yerden, malikneden, gkten gemesini izlemiti. Kprye seirtti. Dmenta, gemisini ynlendirmek iin kulland rn kapl kre, ayaklarnn stnde duruyordu. Ta karanlk ve souktu, iinden hibir k kmyordu. Haplo taa mantksz bir sinirle bakt, sanki onun sorumlu olduunu ummutu kendi kendine. Olmadm grnce sinirlenmiti. Zihni, gemideki her eyi bir bir sayd: ambardaki dzenli halat kangallar; arap, su ve yiyecek flan; bir takm giysi; gnl. Tek byl nesne tat. Menelilerden1 kalan her eyi temizlemiti -Elf Yldz'na yapt talihsiz yolculukta yolcular olan cifler, insanlar, cce ve deli insan byc. Muhtemelen titanlar hepsini oktan katletmilerdi. Sebep onlar olamazd. Patryn kprde durdu ve grmeden taa bakt. Beyni, bir labirente konulmu fare gibi kouturuyor, bir o koridora, bir bu koridora atlyor, kokluyor, trmalyor, bir k yolu bulmaya alyordu. Pryan'daki menelilerin ans, ona Arianus'taki menschleri dndrd ve bu da Haplo'nun Ananus'ta karlat Sartan. Zihni de, ar byk ayaklan kadar beceriksiz l Sartanla ve Patrynle tarafndan kullanlan, aa kla iin, yan nsanla, elfle ve cucele iin kullanlan bu szck ATE DEflIZI olan bir Sartan'd bu. Bu anlarn hibiri onu ie yarar bir noktaya gtrmedi. Daha nce bana hi byle bi ey gelmemiti. Aklndan byye dair bildii her eyi, olaslklara hkmeden, her eyi mmkn klan desenleri geirdi. Ama bilgisi dahilindeki by kurallarna gre, o dalga gerekleemezdi. Haplo kendini, balad yerde buldu. "Lorduma danmalym," dedi, kendisini endieyle izlemekte olan kpee. "Tavsiyesini almalym." Ama bu, lm Kaps'na yapaca yolculuu belirsiz bir sre iin ertelemek demekti. Nexus Lordu Labirent'in lmcl snrlarnn iine girdiinde, ne zaman kacan, hatta kp kamayacan kimse bilemezdi. Dnnde, yokluunda Hap-lo'nun kymetli zamann boa harcadn grnce memnun olmayacakt. Haplo bu zor adamla grmesinin nasl geeceini hayal etti -sayg ve hayranlk duyduu, korktuu tek canl varlkt o. Garip duyguyu szlere dkmeye almasn hayal etti. Lordunun nasl yant vereceini hayal etti.

"Bir baygnlk demek. Bu tr zayflklara sahip olduunu bilmiyordum, Haplo, olum. Belki de bu derece nemli olan bir yolculua sen kmamalsn." Hayr, bunu kendi kendine zmesi en iyisiydi. Geminin kalann aramay dnd, ama bu -yine- zaman kayb olacakt. "Ve ne aradm bilmeden, nasl arayabilirim?" diye sordu fkeyle. "Geceleyin hayaletler gren ve annesini aran ve onun getirdii mumun nda orada hibir ey olmadn gren bir ocuk gibiyim Hah! Hadi gidelim buradan!" Kararllkla dmentama doru yrd ve ellerini zerine koydu. Kpek, ejderin gsnde bulunan cam lomboz delik79 Margaret Wes & Tracy Hckman lerinin yannda, her zamanki yerini ald. Grne baklrsa, sahibi oynamakta olduu tuhaf oyundan vazgemiti Kuyruunu sallayan kpek, heyecanla havlad. Gemi rzgr ve by akmlar zerinde havaland ve mor bulutlu gkte umaya balad. lm Kaps'na giri dehet verici, korkutucu bir deneyimdi. Alacakaranlk gkyznde minicik, siyah bir nokta olan Kap, k saacana karanlk saan, aksi bir yldz gibiydi. Gemi yanna yaklatka nokta bymyordu. Tam tersine, sanki iine smas iin gemi klyordu. Bzlyor, azalyordu -korkutucu bir duyguydu ve Haplo bunun tamamen kafasnda yaratt bir ey olduunu, bir optik yanlsama olduunu biliyordu, alev alev bir lde vahalar grmek gibiydi. ,-f<t Nexus tarafndan lm Kaps'na girdii nc seferdi bu ve bu etkiye artk almas gerektiini biliyordu. Onu korkutmasna izin vermemeliydi. Ama imdi, her seferinde olduu gibi, o kk delie bakarken midesinin kasldn, nefesini hzlandm hissediyordu. Delie yaklatka, gemisi daha da hzlanyordu. stese de hareketini durduramazd, lm Kaps onu iine ekiyordu. Delik g arptmaya balad. Mor, pembe bulut iplikleri, yumuak krmzdan alevler deliin evresinde dnmeye balad. Ya gk dnyordu, gemi sabitti, ya da gemi dnyordu, gk sabitti, hangisinin doru olduunu bilemiyordu. Ve tm bu sre boyunca, gittike artan bir hzla ieri ekiliyordu. Bu sefer korkuyla savaacakt. Bu sefer... Bir atrt ve insanca olmayan bir feryat Haplo'nun yreini azna getirdi. Kpek ayaa srad ve ok gibi frlayarak geminin i tarafnda kayboldu Haplo baklarn, kendisini tedeki karanla eken by80 AtE Dtnz leyci renk sarmallarndan kopard. Uzakta, kpein havlamasnn koridorlarda yanklandn iitebiliyordu. Kpein tepkisine baklrsa, gemide birisi ya da bir ey vard. (ty * y, Haplo ne frlad. Gemi sarsld, salland, eildi Ayakta durmakta glk ekiyordu Taklp, sendeledi, yal bir ayya gibi blme duvarlarna arpt. Kpein havlamas artt, sesi ykseldi, ama tonunun da deimi olduunu fark etti Haplo. Havlama artk tehditkr deildi. Neeliydi -hayvan tand ve bildii birisini selamlyordu. Belki de bir ocuk aka olsun diye, ya da biraz macera yaamak iin gemiye saklanmt. Haplo bu tr bir haylazlk yapacak bir Patryn ocuu olabileceini hayal edemiyordu. La-birent'te byyen Patryn ocuklar (eer o kadar uzun sre yaayabilirlerse) ocukluk iin pek az zaman sahip olurlard.

Bir miktar glk ektikten sonra, Haplo ambara ulat ve hafif, amas bir ses duydu. "Cici kpek. Sus artk, cici kpek ve git. Gidersen sana bu sosis parasn veririm..." Haplo glgelerin iinde durdu. Ses tandk geliyordu. Bir ocuun sesi deildi, bir adamn sesiydi ve tam olarak kara-masa da, sesi tanyordu. Patryn ellerindeki rnleri etkinletirdi. Desenlerden parlak mavi bir k fkrd ve ambardaki karanl aydnlatt. eri girdi. Kpek bacaklarn am duruyor, tm gcyle, bir kede bzlm olan adama havlyordu. Adam da tandk geliyordu. Kel bir kafa, kulaklarnn stnde bir miktar sa, yorgun, orta yal gzler. Gzleri imdi korkuyla falta gibi almt Bedeni uzun ve fasulye sn gibiydi, sanki baka bedenlerden artan paralardan yaplm gibiydi. Elleri ok byk, ayaklan 81 Marg.net Wes & Trncy Hcknan ok byk, boynu ok uzun, katas ok kkt. Adama ihanet eden ayaklar olmutu Bir halat kangalna dolanmlard ve kukusuz patrtnn sebebi de buydu. < , ,d , , v "Sen," dedi Haplo tiksintiyle. "Sartan " r,1 Adam baklarn, havlayan, baarsz bir ekilde sosisle -Haplo'nun yiyecek stoklarnn bir ksm- kandrmaya alt kpekten kaldrd nnde duran Patryn'i grnce hafif, alakgnll bir glmsemeyle glmsedi ve bayld. - >*r j") "Alfred!" Haplo dilennin arasndan derin bir nefes ald ve ne bir adm att "Nasl bir lanet seni buraya getirdi..." Gemi tepe st Olum Kaps'na arpt. ( 82 SEKZNC BLM .. .. OLUM KAPISI arpmann iddeti Haplo'yu srtst devirdi. Kpek dengesini salamak iin yeri trmalamaya balad. Alfred'in baygn bedeni nazike, eimli gvertede kayd. Haplo ambar duvarna arpt. Onu basks altna alan muazzam glere kar aresizce mcadele ederek, sonunda ne atlmay baard. Ayaklarnn dibinde yatan adamn gevek omzunu yakalad ve iddetle sars. "Alfred1 Lanet olsun, Sartan1 Uyan1" Alfred'in gzkapaklan titreti, altndaki gzler kayd Hafife inledi, gzlerini krpt ve -Haplo'nun tepesine eilmi karanlk ve fkeli yzn grncedehete kaplm grnd. Sartan dorulup oturmaya alt, gemi yan yatt ve adam igdyle Haplo'nun koluna tutundu Patryn eli kabaca kenara itti. "Ne yapyorsun burada? Gemimde' Bana yant ver, yoksa Labirent adna yemin ederim seni. ." Haplo durdu, bakakald Geminin blme duvarlar zerine kapanyor, ahap blmeler gittike yaklayor, tavan zeminle birlemek iin hcum ediyordu Hepsi ezilecekti, dmdz olacakt, yalnz, ayn anda, geminin blme duvarlar uzaklara ka83 Margaret Wes & Tracy Hcknan yor, bo uzayda geniliyor, gverte altndan dyor, tm evren ondan uzaklayor, onu yapayalnz ve aresiz brakyor-

du, i. ...Kpek inledi, Haplo'ya doru srnd ve souk burnunu eline gmd. Haplo hayvana minnettarca sarld. Kpek lk, kat ve gerekti. Gemi bir kez daha Haplo'nun oldu ve istikrar kazand. . (tm)^ "Neredeyiz?" diye sordu Alfred aknlk iinde. Kocaman alm, sulu gzlerindeki ifadeye baklrsa, o da biraz nce ayn deneyimi yaamt. "lm Kaps'na giriyoruz," diye yant verdi Haplo serte. , Bir an iin ikisi de konumad. Nefeslerini tutarak evrelerine bakndlar, izleyip dinlediler. "Al." Alfred iini ekti, ban sallad. "Bu her eyi aklyor." ,4 "Neyi aklyor, Sartan?" "Ee... buraya nasl geldiimi," dedi Alfred. Haplo'nun gzlerine bakmak iin baklarn kaldrd, sonra hemen yere indirdi. "Amacm bu deildi. Bunu anlamalsn. Ben -ben Bane'i aryordum. Arianus'tan gtrdn kk ocuu. ocuun annesi endieden lgna dnd..." ,.- "On bir yl nce boverdii bir ocuk iin. Evet, ben de gzyalarna bouldum. Devam et." Alfred'in solgun yanaklar hafife kzard. "O zamanlar iinde bulunduu durum -Baka seenei yoktu- Kocas..." "Gemime nasl girdin?" diye tekrarlad Haplo. "Ben... Arianus'ta lm Kaps'nn yerini buldum. Gegler beni kazpenelerinden birine koydular -O aletleri hatrlyor musun?- ve beni frtnaya doru, tam da lm Kaps'nn zerine braktlar. Tam Kap'ya girmitim ki, sanki... sanki her ta84 . ,"(>ATE DEFIZ f, , rafm ekitiriliyormu gibi bir duyguya kapldm, sonra iddetle ittirildim. Arkaya... ne... bilmiyorum. Baylmm. Kendime geldiimde, burada yatyordum." Alfred ellerini savunmaszca at ve ambar gsterdi. "Duyduum patrt bu olmal." Haplo Alfred'e sorgularcas-na bakt. "Yalan sylemiyorsun. Duyduklarma baklrsa, siz aciz Sananlar yalan sylemezsiniz. Ama bana gerein tamamn da sylemiyorsun." Alfred'in yz daha da beter kzard, gz kapaklarn indirdi. "Sen Nexus'u terk etmeden nce," dedi minicik kalm bir sesle, "tuhaf... bir duygu hissettin mi?" Haplo bir ey sylemeyi reddetti, ama Alfred sessizliini onay olarak kabul etti. "Bir tr dalga etkisi? Mideni bulandran? O bendim, korkarm," dedi hafife. "Anlalyor." Patryn meldi ve dik dik Alfred'e bakt. "imdi Koparl adna, seninle ne halt edeceim ben? Sen..." Zaman yavalad. Haplo'nun syledii son szcn azndan kmas bir yl, kendi kulaklarna ulamas bir yl daha alm gibi geldi. Alfred'i, sska boynundaki dantelli mendilden yakalamak iin elini uzatt. Eli her seferinde bir milimetre ilerledi. Haplo hareketini hzlandrmaya alt. Daha da yavalad. Cierlerine yetecek kadar hzl nefes alamyordu. Bir nefes alana kadar, boulup lecekti. Ama imknsz bir ekilde hzl, ok hzl hareket ediyordu. Eli Alfred'i yakalad ve bir kpein bir fareyi silkelemesi gibi silkeledi. Haykrd szckler anlalmyordu. Alfred aresizce elinden kurtulmaya alyor, bireyler sylyordu, ama szckler o kadar hzla akp geiyordu ki, Haplo anlayamyordu Kpek dilini karm, yannda duruyor, son derece yava hareket ediyordu ve ayaa kalkm, lgnla gibi hoplayp sryordu.

85 Margaret Weis Tracy Hickman Haplo'nun zihni aresizce, bu ikilemlerle baa kmaya alt. Verdii yant pes etmek ve kapanmakt. Kararmakta olan sislere kar mcadele etti, dikkatini kpee vermeye, baka hibir eyi grmemeye ve dnmemeye alt. Zaman iinde her ey ya yavalad, ya da hzland. Normallik geri dnd. Aklna, baylmadan, lm Kaps'nda hi bu kadar ilerlememi olduu geldi. Sanyorum, diye dnd ac ac, Alfred'e teekkr etmem gerek. "Daha da ktleecek," dedi Sartan. Yz beyazlamt, her taraf sarslyordu. "Nereden biliyorsun?" Haplo alnndaki teri sildi, rahatlamaya alt. Kaslar kaslm, gerilimden dolay aryordu. "Ben... iine girmeden nce lm Kaps hakknda aratrma yaptm, iinden getiin dier seferlerde hep bayldn, deil mi?" Haplo yant vermedi. Kprye gitmeye karar verdi. Alfred imdilik burada gvende olacakt. Lanet Sartan'm bir yere gitmeye niyetli olmad belliydi. Haplo ayaa kalkt... ve kalkmaya devam etti. Kalkt, kalkt, kalkt, ta-ki ahap tavana arpacak hale gelene kadar, ama klyordu, klyor, klyordu, ta ki bir karnca bile, zerine bastnda onu fark edemeyecek hale gelene kadar. "lm Kaps. Var olan ve olmayan bir yer. Maddeden oluan ve maddesiz olan. lerleyen zaman, geri giderek len. Ve o kadar parlak ki, karanla gmlrsn." Haplo, sesi yokken nasl konuabildiini merak etti. Gzlerini kapatt ve sanki onlar sonuna dek am gibi hissetti. Ba, bedeni birbirinden ayrlyor, iki ayr, zt yne yrtlyordu Bedeni kendi iine kyor, klyordu. Elleriyle, paralanyor gibi olan ban kavrad, dnmeye, sarmallar izmeye ATE Dtnz balad, ta ki dengesini kaybedip yere dene kadar. Uzakta birisinin lk attn duydu, ama duyamyordu, nk sard. Her eyi aka grebiliyordu, nk tamamen krd. Haplo'nun zihni kendisiyle mcadele etti, uzlalamaz olanla uzlamaya alt. Bilinci kendi iinde gittike derinlere dald, gereklie tekrar kavumaya alt, evrende tutunabile-cei istikrarl bir nokta arad. Alfred'i buldu. t,t" .,<.'? K~'* ^,; ;',.;>.> , M / ^H' Tam da Alfred'in yitirmekte olduu bilincinin Haplo'yu bulmas gibi. " s ., Alfred bir bolua doru kayyor, aa dalyordu ki, aniden dumverdi. lm Kaps'nda hissettii o korkun duygular yok oldu. Sert zemin zerinde duruyordu ve gkyz zerindeydi. evresinde hibir ey dnmyordu. Rahatlayarak haykrmak istedii anda, iinde durduu bedenin kendisine ait olmadn fark etti. Bir ocua aitti, sekiz dokuz yalarnda bir olan ocuuna. Beden, ocuun zayf bacaklarna sarl bir kuma paras dnda plakt. Mavi krmz rnlerin kvrmlar ve halkalaryla kaplyd. Yannda duran iki yetikin konuuyordu. Alfred onlar tanyordu, anne babasydlar, ama onlar daha nce hi grmemiti. Ayn zamanda, aresizce kamakta olduklarn, canlarn kurtarmak iin kotuklarn ve ok yorgun olduunu, bedeninin aryp yandn ve bir adm daha atamayacan da

biliyordu. Korkuyordu, ok korkuyordu, ksa yaam boyunca hep korku duymu gibi geliyordu ona; korku, farkna vard ilk duygusu olmutu. "e yaramyor," dedi adam, babas, nefes nefese. "Yaklayorlar." 87 Mnrgaret Wes & Tracy Hickman "O zaman durup onlarla savaalm," diye srar etti kadn, annesi, "henz gcmz varken." Alfred, ne kadar kk olsa da, savamann umutsuz olduunu biliyordu. Onlar kovalayan her ne idiyse, onlardan daha gl ve daha hzlyd. Arkasnda korkun sesler duydu -allarn arasnda kendine yol aan byk bedenler. Boaz bir feryatla sancd, ama onunla mcadele etti, nk korkusuna teslim olmas her eyi daha da kt yapacakt. Belindeki kuma parasn aratrd ve kurumu kanla kapl, keskin ulu bir haner kard Grne baklrsa, diye dnd Alfred, daha nce de ldrmm Adam gerginleti, parmaklar, elindeki mzran evresine kapand. Dnyor gibi grnd. ki yetikin arasnda bir bakma geti, Alfred'in anlad bir bakma. ne frlad, Hayr! szc lgnca, dudaklarnda ekillendi. Sessiz feryad, bann yanma ald bir darbeyle karland. Bayld. Alfred bedeninden syrld ve anne babasnn onun gevek, direnmeyen bedenini sk allarn altna ekmesini, dallarla rtmesini izledi. Sonra katlar, dmanlarn ocuktan becere-bildiklerince uzaa ektiler, sonra savamak iin dndler. Onu kurtarmalarnn sebebi sevgi deildi, igdyd. Tpk, tilkiyi yuvasndan uzaklatrmak isteyen anne kuun, kanad krlm numaras yapmas gibi. Alfred kendine geldiinde, tekrar ocuun bedenine dnmt. Panik iinde allarn iinde meld ve sersemlemi bir ekilde, ryadaym gibi, canavarlarn anne babasn ldrmesini izledi. Barmak, lk atmak istedi, ama bir ey -igd yine, ya da belki de korkunun dilini dondurmas- sessiz kalmasn salad. Anne babas cesurca, beceriyle savatlar, ama zeki yara88 AE tklarn iri bedenleri, keskin dileri ve uzun, haner gibi peneleri karsnda birer hitiler. ldrlmeleri uzun, ok uzun srd. - ' <' -4.1 > *' ^ '"-,',', Ve sonra, her ey bitti. Anne babasnn bedenleri -canavarlar tknmalarn bitirdii zaman geride kalanlar- kprdamadan yatyordu. Annesinin lklar sona ermiti. Sonra, Alfred srann kendisine geldiini dnd dehet verici bir an yaad. Kendisini greceklerini, hal gibi yapraklarn zerindeki parlak kan kadar grnr olduunu dnd. Ama yaratklar avdan sklmt. Alk ve ldrme arzusu tatmin edilmiti. Uzaklatlar. Alfred'i allkta yalnz braktlar. Uzun sre, anne babasnn bedenlerinin yaknnda sakland. Artklardan paylarn almak isteyen le kular geldi. Alfred kalmaya korkuyordu, gitmeye korkuyordu ve kendi sesini duymaktan hl hayatta olduunu anlamaktan baka bir ie yaramasa da inlemekten kendini alamyordu. Ve sonra, iki adam yannda durmu, ona bakyorlard. rkildi, nk allarn arasndan geip yanna geldiklerini duymamt. Rzgr kadar sessiz hareket etmilerdi.

Adamlar, sanki o orada deilmi gibi, onun hakknda konutular. Anne babasnn bedenlerini souk gzlerle szdler, onlardan, duygusuzca bahsettiler. Adamlar acmasz deildi, yalnzca duygusuzdular, sanki pek ok sefer katliam grm ve bu grnt artk onlar dehete drmyormu gibi. Birisi allarn arasna eildi ve Alfred' ekerek ayaa kaldrd. Onu anne babasnn parampara bedenlerinin yanna gtrdler. "una bak," dedi adam Alfred'e, ocuu ensesinden tutup, korkun grntye bakmas iin zorlayarak "Unutma Ve unu da unutma. Annenle baban ldrenler o yaratklar deildi. 89 Margaret Weis & Tracy Hickmnn Bizi bu zindana atan, bizi lme terk edenlerdi. Kim onlar, ocuk? Biliyor musun?" Adamn parmaklan Alfred'in etine gmld. "Sananlar," dediini duydu Alfred, ama kendisinin bir Sar-tan olduunu, onu douranlar ldrm olduunu biliyordu. "Tekrarla!" diye emretti adam. "Sananlar!" diye haykrd Alfred ve alamaya balad. "Doru. Asla unutma bunu, ocuk. Asla unutma." Haplo bir karanla dt. Kfrederek, abalayarak, bilincini kazanmak iin mcadele etti. Zihni ona isyan etti, kendi iyilii iin onu derinliklerine ekti. Haplo bir k parlts grd, sanki gittike uzaklayordu ve o a ulamak iin varlnn her zerresi ile aba gsterdi. Baard. Dme hissi sona erdi, tm garip duygular sona erdi ve engin bir huzur duygusu ile doldu. Srtst yatyordu, sanki ryalarla aydnlanm, derin, dinlendirici bir uykudan yeni uyanmt. Kalkmak iin hi acelesi yoktu, kprdamadan yatt, dalp dalp uyanmann, zihnindeki tatl bir mzii dinlemenin keyfini kard. Sonunda, tamamen uyandn anlaynca, gzlerini at. Bir tabutun iinde yatyordu. Bata irkildi, ama korkmad, sanki unutmu, sonra tekrar hatrlamt, her ey yolundayd. Bir heyecan ve beklenti duygusu hissetti. Uzun zamandr beklemekte olduu bir ey gereklemek zereydi. Tabuttan nasl kacan merak etti, ama soruyu sorduu anda, yant bildiini hatrlad. Tabut, emri zerine alacakt. Huzur iinde srtst yatan Haplo, bedenine bakt ve garip giysiler grnce ard -uzun, beyaz bir cppeye brnmt. Bir korku sancs iinde, ellerine ve kollarna ilenmi n'm90 Ate lerin yok olduunu grd1 Ve rnleri ile birlikte, bys de. Savunmaszd, bir mensch kadar savunmasz! Ama bilgi hemen aklna geldi, kendi aptallna gld, hi de gsz deildi. Bys vard, ama iindeydi, dnda deil. Denemek istercesine, elini kaldrd ve inceledi. El ince, zarifti. Havada bir rn izdi ve ayn anda, rn havaya syledi. Kristal tabutun kapa ald. Haplo dorulup oturdu, bacaklarn aa sarktt. Hafife yere atlad; bedeni, alk olmad aba nedeniyle batan aa karncaland. Dnp, bo tabutun kristal yzeyine bakt ve byk bir ok yaad. Yansmasna bakyordu, ama ona bakan kendi yz deildi. Alfred'in yzyd. Alfred olmutu! h' ,- ';!'\ttt

Haplo sendeledi, bu bilgi onu fiziksel olarak sarsmt. Elbette, bu derisindeki rnlerin eksikliini aklyordu. Sartan bys ieriden darya doru ilerdi, buna karn Patryn bys dardan ieriye doa ilerdi. VM n il Kafas kansan Haplo, kendi bo tabutunun yanndaki tabuta bakt. Gen, gzel bir kadn grd iinde. Yz, uyku halinde sakin, huzurluydu. Kadna bakan Haplo, iinden bir scaklk fkrdn hissetti ve onu sevdiini, onu uzun, ok uzun zamandr sevdiini anlad. Kadnn tabutuna yaklat ve o sevgili yzn her izgisini parmayla yeniden izdi. "Anna," diye fsldad ve kristali eliyle okad. Bir soukluk Haplo'yu kaplad, yreini dondurdu. Tabut olmas ngrlmemi, yalnzca bir koza olmas, dar kp grevlerini stlenene kadar bir dinlenme yeri olmas dnlm tabutun camndan ieriyi aka gremiyordu. Ama kadn nefes almyordu! Byl uyku durumu bedensel fonksiyonlar yavalatrd. Mnrgnret Weis & Tracy Hickmnn Haplo kadn endieyle izledi, gsnn zerindeki kuman hareket etmesini, gozkapaklannn titremesini istedi. Ellerini cama bastrarak, saatlerce bekledi ve izledi. Ta ki gc tkenip, yere ylana kadar. ;Mt\' V,*: " .-. , Ve sonra, yerde yatarken, elini kaldrd, yine bakt. Daha nce fark etmedii bir eyi fark etti. El ince ve zarifti, ama yalyd, krmt. Mavi damarlar aka grlebiliyordu. Kendisini ayaa kalkmaya zorlayarak, kristal tabuta bakt ve kendi yzn grd. t. vs ufa, W. ,.-' t b -Sn itti, id -btJ"? -w,-* "Yalanmm," diye fsldad, uykuya dalarken genlik ile parlayan, hevesli bir vaatle canl olan yznn yansmasna dokunmak iin uzanrken. imdi yalanmt, derisi gevek, sarkk, ba kel, kulaklarnn evresindeki sa tutamlar beyaz-sms bir griydi. , ft"{ ^tiM.'.tlsbfT-Ki >^tt* ;; "Yalym," diye tekrarlad, iinde bir panik dalgas ykselirken. "Yalym! Yalanmm! Ve bir Sartan'n yalanmas iin uzun, ok uzun bir zaman gerekir! Ama o yalanmam! O hl gen!" Tabutun iine bakt yine. Hayr, hatrladndan daha yal deildi kadn. Bu da, yalanmam olduu anlamna geliyordu. Bu da... "Hayr1" diye haykrd Haplo, yrtp alacakm gibi kristal tabutu kavrayarak. Parmaklar etkisizce kayp gitti. "Hayr! lm olamaz! Ben yaarken o lm olamaz! Ben yaarken o... evresine, dier tabutlara bakarak geri ekildi. Kendisinin-ki hari tm tabutlarda birer beden vard. Her birinin iinde bir dost, bir yolda, bir kz karde, bir erkek karde vard. Zaman geldiinde onunla birlikte bu dnyaya gelip, ilerini tamamlayacak olanlar Yaplacak o kadar ok ey vard ki1 Bir baka tabuta kotu 92 AE Dznz "Ivor!" diye seslendi, kristal tabutu elleriyle dverek. Ama adam kprdamad, tepkisiz, yatmaya devam etti. Haplo bir baka, bir baka tabuta kotu, her bir sevgili ismi syledi, tutarszca her birine, uyanmas iin, var olmas iin yalvard! "Ben olamam! Tek bama... ben olamam! "Belki de deildir," dedi, lgn bir panik iinde durarak. Umudun serinlii onu sakinletirdi. "Belki de yalnz deilimdir. Henz antmezardan kmadm."

Yuvarlak odann uzak ucundaki kemerli kapya bakt. "Evet, muhtemelen orada bakalar da vardr." Ama kapya doru gitmek iin hibir harekette bulunmad. Mantn peneleri altnda umut ld. Baka hi kimse yoktu. Bakalan olsayd, byy bozarlard. Hayatta kalan tek kii oydu. Yalnzd. Bu da bir yerde, bir ekilde, bir ey ok fena yanl gitmi demekti. "Ve btn bunlar tek bama dzeltmem mi bekleniyor?" 93 DOKUZUNCU BOLUM ATE DENZ, ABARRACH Haplo yalnzca kendine gelmedi, kendi bedenine de dnd. Amacna ulamt; lm Kaps'ndan geii srasnda uyank kalmt. Ama imdi zihninin neden bu yolculuu karanlk iinde yapmak istediini biliyordu. Alfred'in gereklii, kendini kurtarmak iin tutunduu ip olmutu. Ve, elimi braksam daha iyi olmaz myd, diye merak etti ac ac. Bir an gvertede yatt ve tuzla buz olmu benliini bir araya toplamaya, onu boan ac ve kayp hislerinden -hep Alfred adna hissettii duygulardansilkinmeye alt. Tyl bir ba Patryn'in gsne yasland, parlak gzler endieyle gzlerine bakt. Haplo kpein ipeksi kulaklarn okayp, burnunu kad. ,.( "Tamam, olum. yiyim," dedi, ama sonra bir daha asla tam olarak iyi olmayacan fark etti. Gvertede, yanna yaylm olan baygn bedene bakt. "Lanet olsun sana!" diye mrldanrken dorulup oturdu Alfred'i uyandrmak iin bir tekme sallayacak oldu. Sonra, kristal mezarndaki gen ve gzel cesedin ans tm gcyle kafasna doldu. Elini uzatarak, Alfred'in omzunu sarst "Hey," dedi serte. "Hadi. Hadi, uyan. Seni burada braka94 AtE DERIE mam, Sartan. Sana gzkulak olabileceim bir yerde, kprde olman lazm. Hadi, kprda!" r"t> Alfred hemen, nefes nefese, korku iinde haykrarak doru-lup oturdu. Haplo'nun gmleini yakalad, neredeyse Patryn'i kendi stne deviriyordu. "Bana yardm et' Kurtar beni! Kayordum... ok yaklatlar! Ltfen! Ltfen bana yardm et!" Orada her ne olup bitiyorduysa, Haplo'nun buna vakti yoktu. "Hey!" diye bard yksek sesle, adamn yzne doru ve onu tokatlad. Alfred'in kellemekte olan kafas arkaya devrildi, dileri t-krdad. Bir soluk alp, Haplo'ya bakt ve Patryn yznde bir tanma ifadesi yakalad. Haplo, hi beklenmedik bir ey daha grd: anlay, merhamet, znt. Haplo huzursuzca, Alfred'in lm Kaps'ndan geii esnasnda nerede olduunu merak etti. iinde, derinliklerde, yant biliyordu, ama bundan holandndan ya da bunun ne anlama geliyor olabileceinden emin deildi. Bu yzden, en azndan imdilik, bilmezden gelmeyi tercih etti. "O neydi?... Grdm..." diye balad Alfred. "Kalk," dedi Haplo. Ayaa kalkarak, beceriksiz Sartan' da beraberinde yukar ekti. "Henz tehlikeden kurtulmu saylmayz. Tam tersine, tam iine utuk saylr. Ben..."

Gemiden gelen bir atrt szlerini dorulad. Haplo sendeledi, ban bir kirie arpt. Alfred, kollar lgnca sallanarak geriye dt ve gvertede arka st oturakald. "Kpek, getir onu!" diye emretti Haplo ve ne seirtti. Koparl srasnda, Sartanlar evreni blmler, drt temel unsurunu temsil eden dnyalara ayrmlard: hava, ate, ta ve su. Haplo ilk nce hava dnyasn, Arianus'u ziyaret etmiti. Ate dnyasndan, Pryan'dan yeni dnmt Bu dnyalarda Mnrgnret Wes & Tracy Hickman grdklerinin, Abarrach'ta, ta dnyasnda bulmas olas olan eylere kendisini hazrladn dnyordu. Bir yeralt dnyas olarak hayal etmiti Abarrach'. Tneller ve maaralardan oluan, serin ve toprak kokulu bir karanlk dnyas. Gemisi bir eye arpp yan yatt. Haplo, arkasnda bir feryat ve patrt duydu. Alfred, yine dmt. Gemi bu tr darbelere dayanabilirdi, rnler tarafndan korunuyordu, ama sonsuza dek sremezdi bu. Her darbe gvdeye izilmi olan desenlere minik titreimler yolluyor, bylerini hafife bozuyordu. Tek gereken iki tanesinin birbirinden ayrlmas, aralarnda bir atlak olumasyd. Haplo'nun lm Kaps'na yapt ilk yolculuk byle sona ermiti. '< Dalgalanan gemide bir o yana, bir bu yana savrulurken, olabildiince hzla ne ilerleyen Haplo, evresindeki karanl aydnlatan dehet verici bir lt olduunu fark etti. Is gittike artyor, gittike daha scak oluyordu. Derisindeki rnler hafif, mavi bir ltyla parlamaya balamlard, bedeni sy gvenli bir seviyeye indirmek iin igdsel olarak tepki gstermiti. Gemisi alev alm olabilir miydi? Haplo dnceyi horgryle bir kenara att. Pryan'n gnelerinin yanndan gvenle gemiti; rnlerin atee kar gemiyi koruyaca muhakkakt! Ama kzl parltnn gittike arttn, havann gittike sndn reddetmek de mmkn deildi. Haplo admlarn hzlandrd. Geminin sallanmas yznden bir miktar glk ekerek kprye ktnda, hayret ve dehet iinde durup bakakald. Gemisi, inanlmaz bir hzla, bir eriyik lav nehrinden aa yzyordu. Engin, alev sars lekelerle dolu kzl bir aknt geminin evresinde dalgalanyor, kabaryordu. Yukarda karanlk ykseli9 f> Ate Denizi yor, aadaki magma aknts karsnda daha da karanlk grnyordu. Dev bir maarann iindeydi. evresinde lavn kvrld ve girdapland geni, siyah kaya stunlar yukar doru ykseliyor, tatan bir tavan destekliyordu. Saysz sarkt tavandan aa kemikli parmaklar ile uzanyor, parlak yzeyleri altlarndaki cehennemsi kzl rman alevlerini yanstyordu. Gemi bir o yana, bir bu yana dnyordu. Dev dikitler ktcl, kl keskinliinde, eriyik denizden yukar, kzl bir mideden frlayan siyah diler gibi kyorlard. Haplo nceki atrtlara neyin sebep olduunu anlamt. Eyleme geerek, ne frlad ve ellerini dmentann zerine koydu. Baklar, iinde yzdkleri korkun manzara ile bylenmi olduundan, mantkla deil, igdyle hareket etmilerdi. "Kutsal Sartan!" diye mrldand bir ses arkasndan. "Ne kadar korkun bir yer buras!" Haplo, Alfred'e ksa bir bak frlatt. ""*; J'!**' MM&f

"Halkn yapt," dedi ona. "Kpek, izle onu." Kpek, topuklarn dileyerek, itaatkrca Alfred'i bu noktaya kadar getirmiti. Emir zerine kendim yere att ve scak yznden nefes nefese kalm vaziyette, zeki gzlerini Sartan'n zerine dikti. Alfred geriye doru bir adm att. Hayvan hrlayp, kuyruu uyanrcasna yere vurdu. Yzndeki ifadeye baklrsa, Sana kar kiisel bir dmanlm yok, der gibiydi kpek, ama emir emirdir. Alfred yutkundu ve blme duvarna hafife yaslanarak olduu yerde kala kald. "Nerede... neredeyiz?" diye tekrarlad hafif bir sesle. "Abarrach." "Ta dnyas. Hedefin buras myd?" "Elbette! Ne sanyordun? Senin kadar sakar olduumu mu?" Margaret Weis Tracy Hckman Alfred sessizdi, baklar dardaki korkun manzara zerindeydi. "Demek her dnyay ziyaret ediyorsun, yle mi?" dedi sonunda, v.v *ni"*"*3db,.ii .'n *. >''-A:!, Haplo yant vermesini gerektirecek bir duam gremedi ve bu yzden sessiz kalarak gemiyi ynetmeye verdi kendini. Aniden, fark etmeye frsat olmadan, nlerinde dev kayalar belirdi. Haplo havalanmay dnd, ama bunu yapmamaya karar verdi. Maara tavannn yksekliini kestiremiyordu. Geminin gvdesi, krlgan direk ve ejder ba pruvadan daha iyi dayanrd darbelere. Scaklk, geminin rnlerle korunmakta olan iinde bile olduka fazlayd. Haplo'nun derisi, rnler onu serinletirken mavi mavi parlyordu. Alfred alak sesle mrldanyor, uzun parmaklaryla havaya rnler iziyor, ayaklarn hafife sryordu. Bedeni, Sartan bysnn ahengi ile sallanyordu. Gs inip kalkan kpek yksek sesle soluyor, ama gzlerini Alfred'den hi ayrmyordu. ,vj ; ,.<., /A, .,, ^ lV,{,,." j*. ," "kinci dnyaya da gitmisindir herhalde," diye devam etti Sartan alak sesle, sanki kendi kendine konuurmu gibi. "Onlar yaratldklar srada, eski haritalarda grndkleri srada ziyaret etmen mantkl olurdu. Sen... eyden hi iz buldun mu" -Alfred durdu, konumakta glk ekiyor gibiydi"halkmdan?" diye sordu sonunda. Sesi o kadar hafif kmt ki, Haplo yalnzca ne soracan bildii iin anlayabilmiti onu. Patryn hemen yant vermedi. Alfred'le ne yapacakt? Bu Sartan'la? Bu lmcl dman ile? Haplo'nun eilimi -aklndan geeni gerekletirmek iin ellerinin ve parmaklarnn nasl kandn hissetmek hayret vericiydi- adam magma rman iine frlatmakt. Ama Altred'i ldnnek kendi nefretine teslim olmak olurdu, Nexus Lortttt;, DEHZ -r du'nun asla msamaha gstermeyecei bir disiplin eksiklii. Alfred, yaayan bir Sartan -Haplo'nun imdiye kadar kefettii tefe yaayan Sartan- olduka kymetli bir dld. f<y*!' Lordum bu armaandan memnun kalacak, diye karar verdi Haplo, dnnce. Ona getirebileceim her eyden daha fazla memnun edecek onu, buna bu cehennemsi dnya hakkndaki raporum da dahil. Muhtemelen geri dnmeli, Sartan' ona hemen teslim etmeliyim. Ama... ama... - '\ *;

Ama bu, lm Kaps'na tekrar girmesi demek oluyordu ve Haplo, bu zayfln kendisine itiraf etmekten nefret etse de, bu dnceyi gerek bir dehet hissetmeden kafasndan gei-remiyordu. Yine sra sra tabutlar grd, umudun ldn hissetti, korkun bir ekilde, dehet verici bir ekilde, amas bir ekilde yalnz olduunu anlad... Zihnini o hayalden ya da grd her neyse, ondan kopard ve onlar grmesine sebep olan gzlere kfretti. O yolculuu bir daha yapmayacam, imdi olmaz, bu kadar abuk olmaz. Brak zaman krletirsin, o grntleri belirsizletirsin. Mantk srd: gemiyi evirmek olduka zor ve tehlikeli olur. Yola devam etmek, grevi tamamlamak, bu dnyay kefetmek ve sonra Nexus'a dnmek en iyisi. Alfred'in bensiz bir yere gitmeyecei kesin. Sartan'n terle kaplanm yzne ve titreyen bedenine bir gz atan Haplo, kendinden emin hissetti. Alfred yardm almadan geminin ba tarafna bile gidebilecek yetenekte grnmyordu. Patryn dmannn gemiyi ondan alp kaacak gce ya da beceriye sahip olduunu hi sanmyordu. Haplo, Alfred ile gzgze geldi ve bir kez daha, ilerinde nefret ya da korku deil, anlay ve znt grd. Aniden Patryn'in aklna, Sartan'n kamay arzu ediyor olmayabilecei Margnret Wes S Tracy Hckman geldi. Haplo dnd ve bu fikri kafasndan att. Alfred, Ne-xus Lordu'nun ellerinde kendisini bekleyen korkun sonu biliyor olmalyd. Bilmiyorsa da, Haplo byk bir grev akyla bunu ona sylecekti. v ,^'> ,, "Bir ey mi syledin, Sanan?" dedi omzunun stnden. "Pryan'da halkmdan herhangi birini bulup bulmadn sordum," diye tekrarlad Alfred alakgnlllkle. "Ne bulup, ne bulmadm seni ilgilendirmez. Ne bilmen gerektiine karar vermek Lorduma kalm bir ey." n.fl , "Oraya m gidiyoruz? Lorduna m?" Haplo tatminle, adamn sesindeki endieli titreimi iitti. Demek Alfred biliyordu, ya da, en azndan nasl karlanaca hakknda genel bir fikri vard. <"iM^f*}*J "ju;'\ rKf'-v,^ "Hayr." Haplo szc ezercesine sylemiti. "Henz deil. Yapmam gereken bir i var ve ben de yapacam. Burada kendi bana dolamak isteyeceini sanmyorum, ama, beni atlatmak aklna gelmise diye sylyorum, kpek gece gndz gzlerini senden ayrmayacak." Kendisinden bahsedildiini duyan kpek, fra gibi kuyruu ile gverteyi sprd. Bir srt ile aralanan azndan haner keskinlindeki dileri grnd. "Evet," dedi Alfred alak bir sesle. "Kpei biliyorum." imdi bu ne demek oluyor? diye merak etti Haplo sinirle, adamn ses tonundan holanmamt. Adamn sesi merhamet dolu gibiydi, ama Patryn korkuyu tercih ederdi. "Yalnzca bir hatrlatma, Sartan. Sana yapabileceim, sana yapmaktan keyif alacam, hi de ho olmayan eyler var, bu eyler Lorduma faydal olman da engellemez. Sana sylediimi yap ve ayak altnda dolama. O zaman cann yanmaz. Anladn m?" 100 Ate Denizi "Dndn kadar zayf deilim."

Alfred, gururla bir ifadeyle yerinde dikildi. Kpek hrlad ve kulaklar yatm, gzleri kslm bir ekilde ban kaldrd. Kuyak kt kt salland. Omuzlar ken Alfred, geriye bzld. Haplo alayla burun kvrp ve gemiyi ynlendirme iine younlat. leride, uzakta, magma nehri atallanyordu. Geni bir aknt saa dnyor, daha ufak dier bir aknt sola akyordu. Haplo, srf daha byk diye, zerinde yolculuk yapmak daha kolay ve gvenli olur diye saa sapt. "Bu kadar korkun bir ortamda nasl yaanabilir ki?" Alfred kendi kendine konuuyordu, Haplo yant verince olduka ard. "Kukusuz meneliler yaayamaz, ama bizim trmz yaayabilir. Bu dnyaya yaptmz yolculuun uzun sreceini sanmyoRim. Burada yaam vardysa bile, imdiye kadar yok olmu olmal." "Belki de Abarrach, zerinde yaanmas iin tasarlan-mamtr. Belki de yalnzca dier dnyalar iin bir enerji kayna olarak..." Alfred aklad ve aniden sustu. Haplo homurdand, adama bakt. "Evet? Devam et." "Yok bir ey." Sartan'n gzleri ar byk ayaklanndayd. "Yalnzca dnyordum." "Nexus'a dndmzde istediin kadar dnecek frsatn olacak Evrenin tm srlarn biliyor olmay ve Lordum seninle iini bitirmeden nce bunlarn her birini aklayabilmeyi dleceyeceksin, Sartan." Alfred sessiz kald, cam lomboz deliinden dar bakt. Haplo siyah, ssz kynn her k yanna gz att. Kk mag101 Margaret Weis & Tracy Hckman ma akntlar kaya slklarn arasnda kvrlyor, alev ile aydnlanm glgelerin iinde kayboluyordu. Bunlar bir yerlere, buradan dar gidiyor olabilirdi. stlerinde, kayadan baka bir ey yoktu. ,t\ 4 /;<-, 4,,- (, ,t "Eer dnyann merkezinde, ekirdekteysek, yukarda, yzeyde yaam olmas olasl var," dedi Alfred, Haplo'nun dncelerini yanklayarak. Haplo bunu olduka sinir bozucu buldu. ' ,- '.r'tjili'i" '-,;,. f""V';, M $&,> "*'t!"l'i Gemisini kyya yanatrmay ve yryerek ilerlemeyi dnd, ama bu fikirden hemen vazgeti. Magmann yanstt rktc bir lt ile parlayan kaygan, keskin, siyah dikitlerin arasnda yrmek zor ve tehlikeli olurdu. Irman zerinde kalacakt, en azndan imdilik... ." w."?"/(j<'>jj "Sf("bfr"":/m Kulaklarna tekdze bir gmbrt geldi. Alfred'in yzne att bir bak, Sartan'n da ayn sesi duyduunu anlatyordu. "Hzlandk," dedi Alfred, yanaklarndan akan terlere baklrsa, tuzlu olmas gereken dudaklarn yalayarak. ' Geminin hz daha da artt, bilinmeyen bir yere ulamaya alyormu gibi, magma dalgalar yanlarndan akp geiyordu. Grleme daha da ykseldi. Haplo ellerini dmentandan ayrmadan", endieyle evresine baknd. Karanlktan baka bir ey gremedi. "Bir alayan!" diye bard Alfred ve gemi dev bir lav alayanndan aa utu. Haplo dmentama tutundu, gemi ne, engin bir eriyik lav denizine doru dmeye balad. Kvrlan alev alev ktlenin iinden kayalar frlyor, onlara

doru frlayan krlgan gemiyi yakalamak isteyen siyah trnaklar gibi uzanyorlard. Bylenmi gibi kalakalmasna sebep olan dehetten silkinip kurtulan Haplo, ellerini dmentamn zerinde havaya 102 ATE DEHZ kaldrd ve elleri havalandka, tataki rnler de iddetle parlamaya balad. Gemi de beraberinde havaland. By kanatlarn iine akm, onlar etkinletirmiti. Ejder Kanad kendini magmann kavrayndan kurtararak eriyik denizin zerinde szld. Haplo arkasnda bir inleme ve srnme sesi duydu. Kpek ayaa frlam, havlyordu. Alfred gvertede bzlmt. Sar-tan'in yz l gibi beyazd. " , " .^ , ,." ' "* wt "Sanrm karacam," dedi hafif bir sesle. "Burada yapma!" diye havlad Haplo, kendi ellerinin de titrediini, midesinde bir kaslma, aznda ac bir tat olduun fark ederek. Gemisini uurma iine younlat. >->" "-^ *> "wd Grne baklrsa Alfred kendisine hakim olmay baarmt, nk Patryn onun sesini bir daha duymad. Haplo, maaradan dar ktklarn kefetmeyi umarak gemisini yukar doru uurdu. Karanlkta ykselirken, sarkt formasyonlar grmeye balaynca hayal knklna urad. Bunlar inanlmayacak kadar bykt -bazlarnn ap bir buuk kilometreyi buluyordu. ok uzakta, magma denizi parlyor, kara zerinde kzl grnen bir ufka doru akyordu. Haplo gemisini alakt ve kyya yaklatrd. Sanda, magmaya doru knt yapan, yapay grnen bir nesne fark etmiti. Ne kadar byyle ynlendirilmi olursa olsun, doann elinden km olamayacak kadar dz hatlar vard. Daha da yaklanca, lav okyanusuna doru uzanan bir iskele grd. Haplo gemiyi indirdi. Formasyona dikkatle bakt ve aka grmeye alt. "Bak!" diye haykrd Alfred, dorulup iaret ederek. Irkilen kpek hrlad, "ite, solunda!" Haplo bam evirdi, bir sarkta arpmak zere olduklarn 103 Margaret Weis & Tracy Hckman dnmt. Ama tepelerinde ykselen bir ey yoktu ve Alf-red'in grd eyi seebilmesi iin bir ka dakika gemesi gerekti. Magma denizinin, yukardaki souk maara havas ile karlamas sonucunda oluan bulut kmeleri grlebiliyordu uzakta. Bulutlar araland ve minik minik klar grlmeye baland. Uzakta, bulutlarn altnda, saysz yldz gibi krpyorlard. Tabii bu yeralt dnyasnda yldzlar grlemezdi. Sis, iplik iplik ayrld ve Haplo aka grebildi. Magma denizinden ykselen teraslarn zerinde, devasa bir kentin binalar ve kuleleri duruyordu. 104 ONUNCU BLM EMN LMAN, * ABARRACH "Gemiyi nereye gtryorsun?" diye sordu Alfred. < "u rhtmdaki iskeleye ya da orada grdm her neyse, oraya," diye yant verdi Haplo, pencereye doru bir gz atp ban sallayarak.

"Ama kent kar kyda!" l "Kesinlikle." ! ' "O zaman, neden oraya...""Bu kadar uzun sre nasl hayatta kaldna hi kafam basmyor, Sartan. Herhalde u senin baylmalarn sayesindedir. Ne yapmay planlyorsun? Dans ederek, iinde kimin yaadn bilmediin yabanc bir kente gitmeyi ve nazike seni ieri almalarn istemeyi mi? Ya nereden geldiini soracak olurlarsa? Burada ne yaptn, neden kente girmek istediini soracak olurlarsa ne diyeceksin?" "Ben -yani, onlara derim ki- sylemek istediini anladm, sanrm," diye kabul etti Alfred uysallkla. "Ama bu tarafa inmekle ne kazanyoruz?" Belirsizce iaret etti. "Bu korkun yer-' de her kim yayorsa" -Sartan rpermekten kendini alamad-" "onlar da ayn sorulan soracaklar." "Belki." Haplo inecekleri yere keskin, inceleyici bir bak ns Margnret Weis & Trncy Hickman frlatt. "Belki de deil. yi bak." Alfred pencereye doru yryecek oldu. Kpek kulaklarn dikti, dilerini kartarak hrlad. Sartan olduu yerde dondu. '"' ' "' '<' X "* "Tamam. Brak gitsin. zle, yeter," dedi Haplo kpee. Kpek gverteye yerleti ve zeki gzlerini Sartan'a dikti. Alfred, hayvana bir gz atarak, beceriksizce gverteyi geti; geminin hafif sallants Sartan'n sendelemesine sebep oluyordu. Haplo ban sallad ve keif srasnda Alfred'i ne halt edeceini merak etti. Alfred byk bir felakete uramadan pencereye ulat ve cama doru eilerek dar bakt. Gemi havada sarmallar izerek alald, hafife magmann zerine kondu ve ar ar akan, eriyik dalgalarnn zerinde yzmeye balad. Eskiden magma denizine doru uzanan, lavtasndan bir knt olan yere bir iskele yaplmt. Ayn siyah kayadan yaplm pek ok yapay oluum, kaba bir caddenin karsnda iskeleye bakyordu. ,fr,' u,, ^v.ri !,"..,?! "ite -:"/ "Herhangi bir yaam belirtisi gryor musun?" diye sordu Haplo. "Etrafta dolaan kimseyi gremiyorum," dedi Alfred, dikkatle bakarak. "Ne kasabada, ne de rhtmda. Grnrdeki tek gemi biziz. Buras terk edilmi." "Evet, belki. Asla bilemezsin. Bu, onlarn gecesi olabilir, belki de herkes uyuyordur. Eer anslysam, sorular soran ben olurum." Haplo ejder gemisini rhtma yanatrd, baklar kk kasabay taryordu. Bir kasaba bile deil belki, diye karar verdi, bir ykleme yeri sadece. Binalar ounlukla, depoya benziyordu, ama orada burada, dkkn ya da meyhaneye benzeAtE DERZ , ' yen yerler de grd. Bu lmcl okyanusun zerinde, Alfred ve kendisi gibi byyle korunanlar dnda kim yelken aabilirdi? Haplo bu garip ve rktc dnyay ok merak etmiti, yaps kendi dnyasna ok benzeyen dier dnyalardan daha fazla merak uyandrmt onda. Ama Alfred'i ne yapacam hl bilemiyordu. Grne gre, Sartan da Haplo'nun dnce dizisini takip ediyordu. "Ne yapaym?" diye sordu Alfred uysallkla. "Dnyorum," diye mrldand Haplo, zor bir manevraya dalm gibi yaparak. Aslnda, gemiyi yneten dmentann bysyd. t "Burada kalmak istemiyorum. Ben de seninle geleceim."

"Bu senin verebilecein bir karar deil. Ben ne dersem, sen onu yapacaksn, Sartan ve bununla yetineceksin. Burada kalacaksn ve kpek de sana gzkulak olacak dersem, burada kalacaksn. Aksi halde olacaklardan pek holanmazsn." Alfred kelleen kafasn yava yava, sessiz bir vakarla sallad. "Beni tehdit edemezsin, Haplo. Sartan bys Patryn bysnden farkldr, ama ayn kkten kaynaklanr ve ayn derecede gldr. Bym, senin kullanmaya zorlandn kadar sk kullanmadm. Ama senden yalym. Ve kabul etmelisin ki, her tr by ya ve bilgelik ile glenir." "Kabul etmeliyim, deil mi?" diye dudak bkt Haplo, ama zihni hemen Lorduna, saysz yldr yaamakta olan, engin bir g toplam olan adama gitti. Patryn karsndaki adam, Patrynlerin hrslarn, zayf zihinli Sartanlar ile devaml didien, kaosa eilimli, meneliler zerinde tam ve mutlak bir hakimiyet salama araylarn durdurabilecek, evrendeki tek g olan rkn temsilcisini szd. 107 Margaret Weis & Tracy Hckman lfred pek de zorlu grnmyordu. Yumuak yz Patryn'a yumuak ve zayf bir doas olduunu gsteriyordu. km omuzlar ise rkek, koyun gibi biri olduunu. Haplo zaten Sartan'n bir korkak olduunu biliyordu. Daha da kts, lfred yalnzca sarayda uygun kaacak giysiler giyiyordu -eski bir redingot, dizlerde arpk urpuk, siyah kadife kurdelelerle balanm dar pantolon, dantel kenarl bir boyun atks, sarkk yenli bir ceket, tokalarla sslenmi ayakkablar. Ama Haplo bu adam, bu zayf Sartan rneini, saldrgan bir ejderi o beceriksiz bedenin birka hareketi ile bylerken izlemiti. Haplo'nun aklnda, ikisi arasnda gerekleecek bir mcadeleden kimin galip kaca konusunda bir kuku yoktu ve Alfred'in de bir kukusunun olmadn tahmin ediyordu. Ama bir mcadele zaman alr, bu iki varlk -menelilerin bildii, tanrya en yakn varlklar- savarken yaratlan byler, bu dnyada olduklarn herkesin grmesine ve duymasna sebep olurdu. 11 i.;' t Dahas, dnnce, Haplo Sartan' gemide brakmay zellikle istemiyordu. Kpek Alfred'in nefes almasn bile engellerdi, Haplo emretseydi. Ama Patryn Sartan'n hayvandan bahsetme tarzndan holanmamt. Kpei biliyorum, demiti. Ne biliyordu? Bilecek ne vard? Kpek kpekti ite O kadar. Hayvann bir keresinde Haplo'nun hayatn kurtarm olmas dnda. Patryn gemisini sessiz, bo iskeleye yanatrd. Ya herkes derin uykudayd ve rhtmda neler olup bittii ile hi ilgilenmiyorlard ya da kasaba, Alfred'in syledii gibi, terk edilmiti. Terk edilmi kasabalar genellikle bir sebepten dolay terk edilirdi ve o sebep de genellikle iyi bir sebep olmazd. Gemi demirledikten sonra, Haplo dumentamn etkinliini Ate DEHIZ sona erdirdi ve ayaklarnn stne yerletirdi Tan zerinde parlayan rnler snd. nmeye hazrland. Stoklarn kartrd ve dz bir kuma rulosu bularak, dikkatle ellerini ve bileklerini sard, derisine ilenmi rnleri gizledi. .'?Ayn rnler bedeninin ouna ilenmiti. Ar giysilerle kendini saklyordu -uzun kollu gmlek, deri yelek, deri pantolon, pantolonun paalarn iine tkt yksek, deri izmeler, boynuna skca dolanm bir

earp. Sert, keli, trah yznde hi rn yoktu, avularnda, parmaklarnda ve ayaklarnn tabannda hi rn yoktu. Rn bys zihinsel ilemlere ve duyulara mdahale edebilirdi: dokunma, grme, koklama, iitme duyularna. "Merak ediyorum," dedi Alfred, Haplo'nun hazrlklarn ilgiyle izlerken. "Neden kendini gizleme zahmetine katlanyorsun? ok uzun zamandr grlmyorsunuz. eyden beri... eyden..." sz nereye vardracana emin olamayarak kekeledi. "Bizi zindan dediiniz o ikence odasna attnzdan beri mi?" diye bitirdi Haplo, AJfred'e souk souk bakarak. Sartan'n ba eildi. "Bilmiyordum... Arlamyordum... Artk anlyoam. zgnm.""Anlamak m? Orada yaamadan nasl anlayabilirsin?" Haplo durdu, rahatsz bir ekilde, Alfred'in lm Kaps'na yaptklar yolculuu nerede geirdiini merak etti yine. "Yeterince zleceksin, Sartan. Bakalm Labirent'te sen ne kadar hayatta kalabileceksin? Ve sorunu yantlamak gerekirse, kendimi gizliyorum, nk orada, senin gibi, Patrynleri hatrlayan birileri kabilir Lordum kimsenin hatrlamasn istemiyor -en azndan imdilik " "Benim gibi, hatrlayp, sizi durdurmaya alacaklar olabro? Margaret Weis & Trncy Hckman lir. Sylemek istediin bu, deil mi?" Alfred iini ekti. "Seni ben durduramam. Ben tek kiiyim. Siz ise, anladm kadaryla, oksunuz. Pryan'da halkmdan iz bulmadn, deil mi?" Haplo adama keskin bir bak frlatt, bir tr numaradan phelenmiti, ama ne olduundan emin olamyordu. Aniden gzlerinin nne dizi dizi tabutlar, gen ller geldi. Alfred'i Arianus'un her kesini aramaya gtren duygulan talimin edebiliyordu -kendi kendini lanetlemi byclerin yaad yksek lemlerden, kle gibi alan Geglerin alak lemlerine. Hayatta kalan tek kii olmann, rknn, tm hayallerinin, tm planlarnn ldn fark etmenin korkun acsn yaad. Yolunda gitmeyen neydi acaba? Nasl olur da yan tanr varlklar azalr, yok olur? Ve byle bir felaket Sartanlann bana gelmise, bizim bamza da gelebilir mi? Haplo fkeyle silkinip dnceden kurtuldu. Patrynler, onlar katletmeye kararl bir yerde hayatta kalmay baarmt -batan beri hakl olduklarn gsterirdi bu. Onlar en glydler, en zekiydiler, hkmetmek iin en uygun olanlard. "Pryan'da Sartanlardan hibir iz bulmadm," dedi Haplo, "ina ettikleri bir kent dnda." "Bir kent mi?" Alfred umut dolu grnyordu. "Terk edilmi. Uzun zaman nce. Braktklar mesaj, bir tr gcn onlar uzaklara srdn sylyordu." Alfred hayretler iinde kalmt. "Ama bu mmkn deil. Ne tr bir g olabilir ki bu? Hibir g, muhtemelen sizinki dnda, bizi yok edemez ya da sindiremez." Haplo sarglar sa eline sard ve kalarnn altndan Sar-tan'a bakt. ten grnyordu, ama Haplo Arianus'ta Alfred ile birlikte yolculuk yapmt. Sartan, grnd kadar saf deo

AtEj Denizi :s ildi. Haplo Alfred'in bir Sartan olduunu kefetmeden ok nce, Alfred Haplo'nun bir Patryn olduunu kefetmiti. Bu tr bir g hakknda bilgisi olsa bile, konumayacakt. Ama Nexus Lordu azndan alrd onun. Haplo sarglarn ularn gmleinin yenlerinden ieri tkt ve kpee slk ald. Kpek hevesle ayaa frlad. "Hazr msn, Sartan?" jb> " "M ataM Alfred aknlk iinde gzlerini krptrd. "Evet, hazrm. Ve insan dilini konutuumuza gre, bana 'Sartan' demek yerine, admla hitap etmen daha iyi olabilir." "Lanet olsun, kpee bile isim vermedim ve hayvan benim iin senden ok daha fazlasn ifade ediyor." ';'."' i'fA "Patrynleri hatrlayacaklar kabilecei gibi, Sartanlan hatrlayanlar da kabilir." Haplo alt dudan inedi, adamn hakk olduunu kabul etmek lazmd. "Pekl, 'Alfred.'" smi hakaret edercesine telaffuz etmiti. "Ama bu senin gerek ismin deil, deil mi?" "Hayr. Kendi kendime taktm bir isim. Seninkinin aksine, benim gerek ismim menelilere ok tuhaf gelir." "Gerek adn nedir? Sartan adn? Merak ediyorsan, dilinizi konuabilirim -bundan holanmasam da." ,' :w*tlA Alfred dikildi. "Eer dilimizi konuabiliyorsan, isimlerimizi telaffuz etmenin rnleri sylemek anlamna geldiini ve o rn-lerin gcn kullanmak anlamna geldiini biliyor olmalsn. Bu yzden, gerek isimlerimizi yalnzca kendimiz ve bizi sevenler bilir. Bir Sartamn ismi, yalnzca bir baka Sartan tarafndan telaffuz edilebilir. "Tpk sizin isimlerinizin" -Alfred parman kaldrd ve aniden Haplo'nun gsne iaret etti- "derinize ilendii ve yalnzca sevdiiniz ve gvendiiniz kiilerce okunabildii gibi. r Margret Wes & Ti ney Hckmnn Gryorsun, ben de sizin dilinizi konuabiliyorum. Bundan holanmasam da." "Sevmek mi!" Haplo dudak bkt. "Biz kimseyi sevmeyiz. Sevgi, Labirent'teki en byk tehlikedir. nk sevdiin her ne ise, lecei kesindir. Gvene gelince, renmek zorunda kaldk. Zindannz bize bu kadarn retti. Birbirimize gvenmek zorundaydk, nk hayatta kalmamzn tek yolu buydu. Ve hayatta kalmaktan bahsetmiken, benim salmn yerinde olduundan emin olmak istersin, tabii bu gemiyi lm Kaps'na kendi kendine uurabileceini dnmyorsan." "Ya benim hayatta kalmam sana bal olursa?" "Ah, hayatta kalman salarm. Ama daha sonra, bunun iin teekkr etmezsin bana." Alfred dmentana ve zerine ilenmi desenlere bakt. Her bir rn tanyabilirdi, ama bildii desenlerden ok farkl bir ekilde dzenlenmiti. Elf ve insan dilleri ayn alfabeyi kullanr, ama dilleri arasnda byk fark vardr. Patryn dilini biliyor olsa da, Haplo Sartan'n Patryn bys kullanamayacandan emindi. "Hayr, korkarm bu gemiyi ynetmeyi basaramam," dedi Alfred.

Haplo alayl alayl gld ve kapya yneldi, sonra durdu. Dnerek, elini uyanrcasna kaldrd. "O baylma numaralarn denemeye kalkma. Seni uyaryorum! Baylrsan bana geleceklerden ben sorumlu olmam." Alfred ban sallad "Baygnlklarm kontrol edemiyorum, korkarm. Ah, bata edebiliyordum. Onu bym gizlemek iin kullanyordum, tpk senin kullandn sarglar gibi. Baka ne yapabilirdim ki? Bir yar tanr olduumu, senin gsterdiinden daha fazla gsteremezdim! Herkes beni kullanmaya al112 Ate Enjz srd. Agzl insanlar benden zenginlik isterdi. Elfler, insanlar ldrmemi isterdi, insanlar ciflerden onlar kurtarmam isterdi..." . . . "Ve sen de bayldn." f. "t "Soyguncular beni evirmiti." Alfred ellerini kaldrd, onlara bakt. "Tek bir szckle onlar yok edebilirdim. Tek bir szckle onlar taa evirebilirdim. Ayaklarn eritip topraa kartrabilirdim. Onlar bym altna alabilirdim... ve dnyaya iaretimi silinmez bir ekilde brakm olurdum. Korkmutum -soygunculardan deil, onlara yapabileceklerimden korkuyordum. Beynimdeki karmaa zihnimin dayanabileceinden oktu. Kendime geldiimde, ikilemi nasl zeceimi anlamtm. Baylp gitmitim. stediklerini aldlar ve beni kendi halime braktlar. Ve artk baygnlklar kontrol edemiyorum. Oluveriyor ite." "Kontrol edebilirsin. Yalnzca istemiyorsun. Kolay bir k bulmusun, o kadar." Patryn geminin gvdesinin zerinden, evrelerinde parlayan, alev alev lav denizine iaret etti. "Ama baylrsan ve bu dnyada bir birikintiye dersen, o baygnlk senin son baygnln olur! "Gidelim, kpek. Sen de, 'Alfred.' 113 ONBRINC BLM EMN LMAN, ABARRACH Haplo gemiyi nhtmda demirli brakt, bys onu magma denizinin zerinde, havada tutuyordu. Gemiye bir ey olmasndan endielenmiyordu, koruma rnleri, Haplo'dan daha iyi korurdu onu, kimsenin girmesine izin vermezdi. Geri bu olas grnmyordu. Kimse gemiye yaklamamt, hibir liman yetkilisi ilerini sormam, hibir gezgin satc gelip mallarn satmaya almam, hibir denizci gelip, tembel tembel sz-memiti onlar. ' Kpek gverteden, aadaki iskeleye atlad. Haplo onu takip ederek, hayvan kadar kolaylkla ve sessizce indi aa. Alf-red gvertede kald, endieyle kvranarak bir aa, bir yukar yrmeye balad. ' ileden kan Haplo tam adam orada brakp gitmeye hazrlanmt ki, mitsiz bir aresizlik iindeki Alfred kendini havaya frlatt. Kollar ve bacaklar rpnarak utu ve karmak bir yn halinde kaya iskeleye indi Kendini yerli yerince dzeltmek birka dakikasn ald Sanki hangi organnn nereye ait olduuna karar vermeye alyor ve her seferinde hata yapyordu. Haplo, yar elenerek, epeyce de sinirlenerek izledi Srf yola ksnlar diye, Sartan'a yardm etme eilimindeydi 114

AtE Dtniz Alfred sonunda kendini toparlad, hibir kemiinin krlmam olduunu kefetti ve Haplo ile kpein arkasndan yola koyuldu. '<'< '' l' ''Mi' f' Mi.!? Yava yava iskelede dolandlar. Haplo uzun uzun evresini aratrd. Bir kere durup, rhtma ylm balyalara bakt Kpek balyalar koklad. Alfred onlara merakla bakt. "Ne olduunu dnyorsun?" "Bir tr hammadde," diye yant verdi Haplo, ihtiyatla dokunarak. "Lifli, yumuak. Kuma yapmnda kullanlyor olabilir. Ben..." Durdu, balyaya daha yakndan bakt, sanki kpei gibi kokluyordu. Dorulup, iaret etti. "Bundan ne karyorsun?" ""* Alfred bu ekilde hitap edildii iin irkildi, ama eilerek, lml gzlerini kst ve dalgn dalgn bakt. "Ne? Hayr .." ., "Daha yakndan bak. Balyalarn yanndaki u iaretler." Alfred burnunu balyaya bastracak kadar yaklanca, irkildi, hafife soldu ve geri ekildi. ' " '<' < t'* ; ;i',iiff > n.-.o "Eee?" diye sordu Haplo. <> <0 '<* "Ben... emin deilim." "Ne demek emin deilim?" '*'' "aretler lekelenmi, okunmuyor." >' < *"*" **l Haplo ban sallad ve yrmeye koyuldu. Bir fare bulduunu sanan ve lgnca balyay patilemekte olan kpee slk ald. Lavtas kasaba sessizdi. Sessizlik uursuz ve basknd. Pencerelerden kimse bakmyor, sokaklarda ocuklar kotunnu-yordu. Ama bir zamanlar yaamla dolu olduu akt Iss ve kard gazlar tm sradan lmlleri ldrecek olan magma denizinin bu kadar yaknnda olmasna ramen Sradan lmller. Yan tanrlar deil. ||f*. i Margaret Wes & Tracy Hckman Haplo iskelenin zerine ylm muhtelif mallan ve paketleri incelemeye devam etti. Zaman zaman durup, birine yakndan bakyor ve bunu yaptnda sk sk sessizce Alfred'e de gsteriyordu. Alfred gsterdii yere bakyor, baklarn Hap-lo'ya eviriyor, km omuzlarn akn akn silkiyordu. Kasabann iine girdiler. Kimse onlara seslenmedi, onlar selamlamad, tehdit etmedi. Haplo, artk, kimse ile karlamayacaklarndan emindi. Derisindeki belli rnlerin batmas onu herhangi bir yaayan varla kar uyarrd; bys u anda bedenini serin tutmak ve havadaki zararl maddeleri szmek dnda bir ey yapmyordu. Alfred endieli grnyordu --ama zaten Alfred bir ocuun odasna girerken de endieli grnrd. Haplo'nun kafasnda iki som vard: Burada kimler yaamt ve neden artk burada yaamyorlard? Kasabann kendisi, tek bir caddeye bakan, siyah kayalardan oyulmu binalardan oluuyordu, iskelenin tam karsnda duran bir binada kaln, cam pencereler vard. Haplo ieri bakt. Yumuak, scak bir k yayan pek ok kre duvarlarda dizilmi, masalar ve sandalyelerle kapl bir ortak salonu aydnlatyordu. Muhtemelen bir hand buras. Hann kaps ar, kaba, kenevire benzeyen otsu bir maddeden rlmt. Lifler kaln, parlak bir reine ile kaplanm, bylece przsz ve hava

artlarna dayankl klnmt. Kap aralk duruyordu, bir davet ifadesi ile deil, sanki sahibi yle bir aceleyle km ki, kapatmay unutmu gibi. Haplo tam aratrmak iin ieri girecekti ki, kapdaki bir iaret dikkatini ekti. arete bakt, zihnindeki kuku kesinlik kazanmt. Hibir ey sylemedi, parma kapy, kapnn zerindeki iareti durtkledi. 111, it' ' ATE DERIH , "Evet," dedi Alfred sessizce, "bir rn yaps" "Bir Sartan rn yaps," diye dzeltti Haplo, sesi kabaca gcrdayarak. "Yozlam bir Sartan rn yaps, ya da belki, deitirilmi demek daha don olur. Bu dili ne konuabilirim, ne de kullanabilirim." Ba eilen, omuzlar ken Alfred, kabuundan kan bir kaplumbaaya benzemiti. "Ve aklayamam da." "Balyalarn zerinde grdmz iaretlerle ayn." "Nasl ayrt edebildiini bilmiyorum." Alfred kendini aa vurmayacakt. "Onlar neredeyse tamamen silinmiti." Haplo'nun zihni Pryan'a, kefettii Sartan kentine gitti. Orada da rnler grmt, ama han kaplarnda deil. Pryan hanlarnn tabelalar insan, elf ve cce dilinde selamlard insanlar. O ccenin -adamn ad neydi?- rn bys hakknda bireyler bildiini de hatrlad, ama bildikleri kaba ve ocuksuydu. yana basm her Sartan ocuu rn yazma yarmasna Pryan ccesini geebilirdi. *r(*U. ,"*{*&> Bu rn yaps yozlam olabilirdi, ama karmakt, han koruyan, ieri girenleri kutsayan Kinlerdi. Sonunda, Haplo arad, bulmaktan korktuu eyi bulmutu -dman. Ve, grne gre, dmanlarndan oluan btn bir medeniyetin ortasnda duruyordu. " '' ''"'*"' "'r-' Harika. ok harika. Haplo hana girdi, izmeli ayaklar hal kapl zeminde ses karmadan ilerledi. Alfred arkasndan ieri szld, hayret iinde evreye gz gezdirdi. "Burada kim vardysa, telala gittii belli!" Haplo kt bir ruh hali iindeydi, sohbet havasnda deildi. Aratrmasn sessizlik iinde srdrd Lambalar inceledi ve fitillerinin olmadn grnce ard. Duvarn iindeki in117 Mnrgnret Weis & Tracy Hckmnn ce borudan bir hava akm geiyordu. Lambalar hava yakyordu. Haplo alevi fledi, koklad ve burnunu kvrd. Bynn korumas olmadan bu havay uzun zaman kokla, nefes almaktan sessizce vazgeersin, .i ' jtt\ ."""'.!!*' 'ijj ^f".|",*- ' Haplo bir ses duyunca arkasna bakt. Alfred dnmeden, otomatik olarak, devrilmi bir sandalyeyi dikkatle dzeltiyordu. Kpek yerde yatan bir et parasn koklad. Ve Patryn'in evresinde, baklarn evirdii her yerde, Sartan rnleri vard. ,'V.',nrt;Vi ,"',l(;W'>!( .*'.'!*{* "^" ' "Halkn gideli ok olmam," dedi. Sesindeki acl fark etti ve iinde dmlenen korkuyu, fkeyi, mitsizlii rttn umdu. "Onlar byle isimlendirme!" diye itiraz etti Alfred. Fazla umutlanmamaya m alyordu? Yoksa Haplo kadar korkmu muydu? "Elinde kant yok..."

"Nasl kant yok! By konusunda ne kadar ileri olurlarsa olsunlar, insanlar bu zehirli atmosferde yaayabilirler miydi? Ya elfler? Cceler? Hayr! Burada hayatta kalabilecek tek halk, senin halkn." "Ya da seninki!" diye iaret etti Alfred. "Evet, eh, bunun mmkn olmadn hepimiz biliyoruz, deil mi?" "Hibir ey bilmiyoruz. Burada meneliler yayor olabilir. Zaman iinde Sartan hinlerini renmi..." Haplo dnd, konuyu at iin zgnd. "Tahminlerde bulunmann faydas yok. Muhtemelen yaknda reneceiz. Bu halk, her kimseler, gideli fazla olmam." "Nasl anladn?" Patryn, yant olarak, ikiye krd bir ekmek somununu gsterdi. "D bayat," dedi Haplo, parman iine daldrarak. 118 DEOZ "i yumuak. Uzun zamandr duayor olsayd ii de bayatlard. Ama kimse zerine koruma rnleri koymaya zahmet etmemi, demek ki onu saklamay deil, yemeyi dnyorlam." "Anlyorum." Alfred hayranlk iindeydi. "Ben asla fark e-demezdim." "Labirent'te fark etmeyi reniyorsun. Fark etmeyenler, hayatta kalamyorlar." Rahatsz olan Sartan, konuyu deitirdi. "Sence neden gitmiler?" "Benim taliminim sava," diye yant verdi Haplo, bir arap bardan kaldrarak. indekileri koklad. Berbat kokuyordu. "Sava m!" Alfred'in dehet dolu ses tonu Patryn'in hemen dikkat kesilmesine sebep oldu. "Evet, dnnce, bu gerekten de tuhaf, deil mi? Siz sorunlara barl zmler bulmakla vnrsnz. Ama" -omuzlarn silkti- "bana yine de yle grnyor.""Anlamyorum...Haplo elini sabrszca sallad. "Kap aralk duruyor, sandalyeler devrilmi, yiyecekler yenilmeden braklm, rhtmda tek bir gemi bile yok." "Korkarm hl anlamyorum.""Geri gelmeyi umarak mlkn brakan biri kapsn kapatr, kilitler, ki dnnde mlkn gvende bulsun. Can korkusu iinde kaan biri ise yalnzca gider. Demek ki, bu halk bir yemein ortasnda, normalde tanabilecek eyleri brakp kamlar -tabaklar, atal kaklar, srahiler, ieler- hem de dolu ieler. ddiaya girerim st kata karsan, giysilerinin ounun odalarnda olduunu grrsn. Tehlike hakknda uyarlm ve kamlar." Alfred'in gzleri korkuyla ald, zerine hastalkl bir kav119 Margaret Wes Tracy Hckmn ray oktu "Ama sylediklerin doruysa onlarn zerine gelen ey " " u anda bizim zerimize gehyo, diye bitirdi Haplo Daha neeli hissediyordu Alfred haklyd Bunlar Sartan olamazlard Tarihleri hakknda bildiklerine baklrsa, Sartanlar daha nce kimseyle savamamlard, hatta en ok korktuklar dmanlarna kar bile Patrynler zindana kapatmlard, lmcl bir zindana, ama -kaytlara gre- o zindan bata mahkmlar ldrmek iin deil, slah etmek iin tasarlanmt

"Ve eer bylesine telala gtmlerse, tehlike imdi ok yakn olmal" Alfred endieyle pencereden dar bakt "Gitsek daha iyi olmaz m'" 4 > v ;> t, v H H *"' * 'Evet, sanrm iyi olur Buradan renebileceimiz fazla bir ey kalmad" Ne kadar sakar olsa da, Sartan istedii zaman hzl hareket edebiliyordu Alfred kapya hepsinden, hatta kpekten da nce ulat Sokaa frlad, iskele yolunun yansna gelmi, beceriksizce gemiye doa kouyordu ki, yalnz olduunu fark etti Dnerek, tam zt yne, kasabann ucuna doru giden Haplo ya seslendi Alfred in bar sessiz binalarn arasnda yksek sesle yankland Haplo onu duymazdan geldi, yrmeye devam etti Sartan snd, bir baka bar yuttu Trs komaya balad, kendi ayaklarna taklp, yzst yere dutu Kpek Haplo dan ald emirlere uyarak onu bekledi ve biraz sonra Alfred Haplo'ya yetiti ' Eer sylediklerin doruysa dedi Alfred harcad abayla netes nefese, 'dman buraya doru gehyo olmal1 yle dedi Haplo serinkanllkla Bak 120 AE Dnu Alfred ileriye bakt, bir taze kan birikintisi, drlm bir zrh grd Titreyen elini endieyle kel kafasndan geirdi O zaman nereye gidiyorsun'" . i ' Onlar karlamaya" 121 ONIKINCI BOLUM SALFAG MAARALARI, ABARRACH Haplo'nun ve gnlsz arkadann takip ettii yol darald ve sonunda kaygan lavtasndan uurumun evresinde yerden frlayan dev dikitlerin arasnda sona erdi. Magma denizi uununun dibinde ar ar alkalanyor, kayalar rktc n altnda parlyordu. Uurumun tepesi zerlerinde, sisli karanlklarn iinde kaybolana kadar ykseliyordu. O ynden kendilerine yaklaan bir ordu yoktu. < ,*''.- * * Haplo dnd ve kk deniz kys kasabasnn arkasndaki geni, dz ovaya bakt. Fazla uza gremiyordu, topraklarn ou, kendi merkezindeki hari, gne bilmeyen bu lemin glgelerinin iinde kayboluyordu. Ama zaman zaman ana akntdan bir lav aknts ayrlyor, engin kaya dzlklere doru dolanyordu. Yanstt k altnda, szan, kaynayan amurdan ller; entikli, arpk volkanik dalar ve -tuhaf bir biimde- karanla don ykselen, byk bir ktleye ve genilie sahip dev stunlar grd. "Yapay," diye dnd Haplo ve dncelerini yksek sesle sylediini -ok ge- fark etti. "Evet," diye yant verdi Alfred, ban, neredeyse srtst decek kadar kaldrarak. Haplo'nun bir birikintiye dmek 122 ATE DEHIZI hakknda sylediklerini hatrlaynca, ban indd ve telala dengesini salad. "Bu kocaman maarann tavanna kadar ykseliyor olmallar, ama... neden? Maarann destee ihtiyac olmad ak." Haplo, en lgn hayallerinde bile kendisini cehennem gibi bir dnyada durmu, bir Sartan ile jeolojik formasyonlar tartrken dnmemiti. Alfred

ile konumaktan holanmyordu. Onun tiz, aksi sesini dinlemekten holanmyordu. Ama, onu konuturarak, Alfred'in gvende olduu duygusuna sahip olmasn salamay umuyordu. Onu yle konumalara srkleyecekti ki, dili srecek, Sartanlar ve planlan hakknda her ne saklyorsa, aa vuracakt. "Bu dnyaya ilikin resim ya da anlat grdn m hi?" diye sordu Haplo. Ses tonu sradand, konuurken Alfred'e bakmad, sanki Sartan'n yant onu hi ilgilendirmiyormu gibi. Ama Alfred ona keskin bir bak frlatp dudaklarn yalad. Gerekten de ok kt bir yalancyd. t!-, ^,,, ^ ,,"^^1 "Hayr." "Eh, ben grdm. Halkn bizi Labirent'te, kaderimizle ba-baa brakp gittiinde arkada kalan ve tm dnyalar tasvir eden izimleri Lordum kefetti." "su*'<>,- IA 7t"'/ "iwj*"w, Alfred bir ey diyecek oldu, kendini kontrol etti ve sessiz kald. "Halknn yaratt bu ta dnyas, iinde fareler oturan bir peynire benziyor," diye szlerine devam etti Haplo. "inde durduumuz bu maaraya benzer maaralarla dolu. Bu maaralar ok byk. Tek bir maara, Tribus elf ulusunun tamamn iinde banndrabilir. Ta dnyann iinde tneller ve inler var, birbirleri ile kesiiyor, sarmallar izerek yukar ve aa uzanyor Ama nereye? Yzeyde ne var?" Haplo, yukardaki 123 Margaret Weis & Tracy Hicknan glgelere doru ykselen kulelere bakt "Yzeyde ne var, Sar-tan?" "Bana ismimle hitap edeceini sanyordum," dedi Alfred lml bir sesle. <- :> > "Edeceim, bu nemli olunca," diye homurdand Haplo. "Azmda kt bir tat brakyor." "Sorunu yantlamak gerekirse, yzeyde ne olduu konusunda en ufak bir fikrim bile yok. Bu dnya hakknda benim bildiimden daha fazlasn biliyorsun." Alfred'in gzleri olaslklar dnrken parlad. "Ama, bana kalsa derdim ki..." "!" Haplo elini uyarrcasma kaldrd. inde bulunduklar tehlikeyi hatrlayan Alfred l gibi beyazlad ve titreyerek olduu yerde dondu. Haplo byk bir eviklikle, yerinden oynayp decek ve varlklarn ilan edecek herhangi bir ta parasna dokunmamaya alarak, krk kayalarn zerine trmand. Sahibi gibi yumuak admlarla yryen kpek, kulaklar dikilmi, tyleri kabarm bir ekilde ilerledi. Haplo, daha nce dnd gibi yolun uurumun dibinde sona ermediini fark etti. Uurumun dibindeki dikitlerin arasnda devam ediyordu. Yolun varln gizlemek ya da o yoldan gelmesi beklenen her ne ise, yavalatmak iin telal ve kaba bir abada bulunulmutu. Gizlemek iin nne kayalar ylmt. Eriyik lavlar geii son derece tehlikeli klyordu. Haplo, sahibinin gemesi iin gvenli yerler bulma konusunda srad bir beceri sergileyen kpein arkasnda, kaya ynlarnn zerinde kolayca ilerledi. Alfred arkada kalm, her taraf titriyor, sarslyordu. Haplo, adamn dilerinin atrdad-n iittiine yemin edebilirdi. Son kaya ynnn evresinden dolanan Patryn, bir maa124

Ate DEFIZ ra azna geldi. Yksek, kemerli girii kara zerinden grnmyordu, ama deniz tarafndan aka grlebiliyordu. Dumana aknts maaraya doru uzanyordu. Lav akntsnn bir tarafnda -Haplo'nun tarafnda- yol devam ediyor, maarann lavla aydnlanm iine dom ilerliyordu. Haplo girite durarak dinledi. lk bata duyduu sesler imdi daha anlalrd -maarann iinde yanklanan sesler. Zaman zaman grlt denebilecek kadar ykselen seslere baklrsa, byk bir topluluktu bu. Bazen patrt duruyor, tek kii konumaya devam ediyordu. Yanklanma szleri arptyordu, ne dilde konutuklarn anlayamyordu ve kendisine yabanc gelen bir ahengi vard. Arianus'ta ya da Pryan'da duyduu elf, insan ve cce lehelerinden biri olmad akt. ^ Patryn maaray dikkatle gzledi. eri giden yol geniti ve krk kaya paralar, talarla kaplyd. Lav aknts yolu aydnlatyordu, ama tnelin iinde bir adamn -zellikle de gecenin sessizliinde hareket etmeye alk bir adamn- kolayca saklanabilecei cepler ve ukurlar vard. Haplo muhtemelen, tnelin iindeki her ne ya da her kimse, fark edilmeden yaklaabilir, yakndan bakabilir ve planlarn buna gre oluturabilirdi. "Ama Alfred'i ne halt edeceim?" Haplo arkasna baknca uzun boylu Sartan'n, dama konmu bir leylek gibi bir kaya parasnn zerine tnemi olduunu grd. Patryn sakar ayaklann talarn arasnda takrdad-n hayal ban sallad. Hayr, Alfred'i yannda gtrmesi mmkn deildi. Hibir ey yapmasa bile, bir ukura dmeyi baarrd gene. Ve Haplo'nun Lordu bu kadar kymetli bir hediyeyi kaybetmi olmasndan hi memnun kalmazd. Lanet olsun her eye, Sananlar by konusunda becerikli olurlard! Ve bunu saklamasna da gerek yoktu; en azndan I2S Mnrgnret Weis & Tracy Hicknan imdilik. Haplo dikkatle ve sessizce, tnedii yerde titreyen Alf-red'in yanma gitti. Elini Sartan'n kulana gtrerek fsldad. "Tek bir kelime bile etme. Yalnzca dinle!" l Alfred, anladn belirtmek iin ban sallad. Yz, Dehet isimli bir oyunda maske olarak kullanlabilirdi. "Uurumun altnda bir maara var. Duyduumuz sesler ieriden geliyor. Muhtemelen sesin dndrdnden daha uzaktalar, maara sesleri arptyor." Alfred son derece rahatlam grnd. Ayn zamanda dnp, gemiye komaya hazr grnyordu. Haplo mavi, kadife ceketin ypranm, yrtk prtk yenini yakalad. "Maarann iine giriyoruz."Sartan'n gzleri falta gibi ald, solgun mavi irisin evresindeki krmz halkalar grnd. Yutkundu, ensesi kaskat kesilmi olmasayd ban sallayacakt. "O grdmz Sartan iaretleri. Gerei bilmek istemiyor musun? Eer, imdi buray terk edersek, bir daha asla rene-meyebiliriz." Alfred'in ba eildi, omuzlar kt. Haplo avn tuzana drdn biliyordu. imdi yannda srklemesi yetecekti. Sonunda Patryn Alfred'in, yaamndaki itici gc anlamt. Ne pahasna olursa olsun, Sartan bu evrende gerekten yalnz olup olmadn, rkndan hayatta kalan bakalan olup olmadn, balarna ne geldiini renecekti.

Alfred gzlerini kapatt, derin, titrek bir nefes ald, sonra ban sallad. "Tamam," szcn seslendirdi dudaklar, "seninle geleceim." "Tehlikeli olacak. Tek bir ses bile karmamalsn. Tek bir ses bile, yoksa ikimizin de lmne sebep olabilirsin. Anladn m?" Att DENZ Sartan ac iinde grnyordu, savunmaszca kendi ar byk ayaklarna, tamamen kontrol dndaym gibi bileklerinde sallanan ellerine bakt. "Byn kullan!" dedi Haplo ona sinirle. >"*' "*' Alfred korkarak geri ekildi. Haplo hibir ey sylemedi. nce maaraya, sonra ta sal, tehlikeli yola, sonra da her iki yandaki eriyik lav birikintilerine iaret etti. Alfred ark sylemeye balad, genizden gelen sesi yanklanyordu. Yumuak bir sesle sylyordu; yannda duran Haplo zar zor duyuyordu. Ama onlar ele verebilecek en ufak bir sese bile hassas olan Patryn, sesini kesmesini sylememek iin dilini srd. Sartan rn bys grnt, ses ve hareket ierir. Eer Haplo Alfred'in by kullanmasn istiyorduysa, bu di kamatran arkya katlanmak zorundayd. Bekleyip izledi. Sartan imdi dans ediyordu. Elleri sesinin yaratt rnleri iziyor, beceriksiz ayaklar kaya zeminin zerine zarif desenler iziyordu. Ve sonra, Alfred artk kayann zerinde durmamaya balad. Yavaa havaya ykseldi, yerin otuz santim kadar yukarsnda szlmeye balad. Ellerini alakgnlllkle aarak, Haplo'ya glmsedi. "En kolay bu," dedi. "'"" "" "" Haplo da yle dnyordu, ama bunu rahatsz edici bulmutu. Ve yerdeyken Alfred'den yeterince holanan, ama havada szlmesine alnm grnen kpei susturmak zorunda kald. Sartan'n kendisinden isteneni yapt muhakkakt. Kayalarn arasnda szlen Alfred, evrelerinde esen scak rzgr dalgalanndan daha fazla ses karmyordu. O zaman sorun ne, diye merak etti Haplo sinirle. Kskandm m? Kendim yapamadm iin. Sanki yapmak istermiim gibi! 127 Mnrgnret Wes & Tracy Hckmnn Patrynler bysel enerjilerini grlen ve hissedilenden, yani fiziksel olandan alrlar; yerden, bitki ve aalardan, kayalardan ve evrelerindeki tm nesnelerden. Gerekliin boveril-mesi, Patrynler iin kaosa dmek demektir. Buna karn Sar-tan bys, havann, grnmeyenin, inan ile rlen olaslklarn bysdr. Haplo, bir hayalet tarafndan takip edildii hissi iindeydi. Srtn, arkasnda szlen Sartan'a dondu, kpei yanma ard ve zihnini yapt eye, yani yolu tekrar bulma iine verdi. Alfred'in ban bir kayaya vuracan umuyordu. Maarann iindeki yol Haplo'nun tahmin ettii gibi kt. Geniti, zerinde yrnmesi, dndnden de kolayd. Byk bir araba bile fazla glk ekmeden geebilirdi. ,4 , ",-, Haplo maara duvarnn dibinden ayrlmad, kendini glgelerle bir kld. Uan Alfred'in bylemi olduu kpek, ban kaldrp, derin bir inanmazlkla bu srad grntye bakarak arkada kald. Ellerini endieyle nnde kavuturmu olan Sartan, sakin sakin arkasndan geliyordu. ,

Maarann iindeki sesleri imdi aka duyabiliyorlard. Sanki bir sonraki keyi dnnce, konuan kiileri grecekler-mi gibi geliyordu. Ama, Haplo'nun syledii gibi, ses kayalardan ve maara tavanndan yansyordu. Patryn ve yol arkadalar, seslerin akl Haplo'yu sonunda yaklatklar konusunda uyarana kadar, epeyce yol katettiler. Magma akntsnn genilii azalm, karanlk evrelerinde koyulamt. Alfred, solmakta olan aydnlkta belirsiz bir bulanklktan baka bir ey deildi. Kpek ne zaman bir glgeye girse, tamamen kayboluyordu. Akntnn eskiden geni olduu anlalyordu; Haplo kayalarn stne oyulmu aknt yatan aka grebiliyordu. Ama artk kuruyor, souyordu. Haplo 128 AE DEOIZ ' maarann ssnn dtn hissediyordu. Sonra aknt tamamen bitti. Ik snd, onlar zifiri bir karanln iinde brakt. Haplo durdu ve annda arkadan gelen ar bir nesne ona arpt, iten ie kfrederek, szlmekte olan Alfred'i kendinden uzaklatrd. Patryn'in durduunu grmeyen Alfred, stne gelip toslamt. Haplo k yaratmay dnd -ocuklukta renilen basit bir beceriydi bu- ama mavi rnlerin parlts bu dnyadaki varln aa vuracakt. Alfred de ayn sebepten dolay ie yaramayacakt. "Burada kal," diye fsldad Alfred'e. Alfred ban sallad, itaat etmekten dolay ok mutluydu. "Kpek, izle onu." Kpek yere yerleti, ban edi ve Alfred'i, adamn bu harika eyi nasl baardn anlamak istercesine, dikkatle inceledi. Haplo elleriyle yoklayarak kaya duvar boyunca ilerledi. Arkasndan gelen lav parlts, bir ukura dmek zere olmadn gsterecek kadar k salyordu. Yolda bir baka dnemeci amaya cesaret etti ve ileride, parlak bir k grd, san k, ate . Yaayan varlklarn yaratt bir k, lavdan kaynaklanan bir k deil. Ve n evresinde, karsnda, altnda, yzlerce kiinin silueti hareket ediyordu. Maarann arka taraf, bir orduyu rahata barndracak kadar geni bir bolua alyordu. Bir ordu mu bulmutu acaba? Kyl halk panik iinde kartan ordu bu muydu? Haplo durup dinledi. Konutuklarn duydu, ne sylediklerini anlad. evresindeki karanlk younlat, iinden ykselen mitsizlik ve yenilgi duygusuyla mcadele etti. * '-v^.' ,/j ,;,VV'i<, Bir ordu bulmutu -bir Sartan ordusu' Ne yapmalyd? Ka! Olum Kaps'na dn, felaket haberini Lorduna ver. Ama Lordu somlar soracakt, Haplo'nun u anda 129 Margnret Wes & Tracy Hcknan yantlayamayaca sorular. Ya Alfred? Onu getirmek hata olmutu. Haplo kendine ac ac kfretti. Sartan' gemide brakmalyd, bilgisiz brakmalyd. Sonra onu Labirent'e gtrrd, halknn Abarrach zerinde, ta dnyas zerinde canl ve salkl olduunu bilmesini en-gelleyebiilrdi. Ama artk, tek bir haykrla, Alfred Haplo'nun misyonunu, Lordunun umutlarn ve hayallerini, Haplo'nun hayatn bitirebilirdi. ",,,_, ^(J iikfU"/,w,> "Kutsal Sartan," diye fsldad yumuak bir ses arkasndan. Haplo neredeyse rn kapl derisinden dar frlayacakt.

Hzla dnd ve Alfred'in bann stnde szlmekte, maarada dolaan atele aydnlanm bedenleri izlemekte olduunu grd. Haplo gerginleti, gvenine ihanet eden kpee fkeli bir bak frlatt. En azndan, lmeden nce bir Sartan ldrme zevkini tadarm. Alfred maarann iine bakyordu, yansyan kta yz solgun solgun parldyordu. Gzleri hznl ve endieliydi. "Hadi, Sartan!" dedi Haplo, vahi bir fsltyla. "Neden ii bi-tirmiyorsun? Seslen onlara! Onlar senin kardelerin!" "Hayr, deil!" dedi Alfred kuru bir sesle. "Deil!" "Ne demek istiyorsun? Sartan dili konuuyorlar." "Hayr, Haplo. Sartan dili yaamn dilidir. Onlarn ki" -Alfred bir elini kaldrd ve bir hayalet zariflii ile iaret etti- "lmn dili." 130 ONNC BLM SALFAG MAARALARI, ABARRACH "Ne demek lmn dili? Aa gel!" Haplo uzand, Alfred'i yakalayp yakma ekti. "imdi konu!" diye emretti yumuak bir sesle."Ben de senden fazlasn anlamyorum," dedi Sartan, savunmasz grnerek. "Ve ne demek istediimden de emin deilim. Yalnzca... kendin dinle. Fark gremiyor musun?" Haplo tavsiyesini tuttu ve iinde mcadele eden frtnal duygulan bir kenara iterek dikkatle dinledi. imdi younlatnda, lfred'in hakk olduunu itiraf etmek zorunda kald. Sartan dili Patryn kulana ahenksiz gelirdi Sylenmek istenenleri mmkn olan en basit, en kolay, en ksa ekilde ifade etmek kullanlan sert, hzl, hain ve dnsz szcklere alk Patrynler, Sartan dilini karmak, ssl psl, hayallerle ve gereksiz szlerle dolu, aklama gerei duyulmayan eyleri aklamaya yeltenen bir dil olarak grrd. Ama bu maara halknn konumasn dinlemek, Sartan dilinin ters yz edilmi halini grmek gibi bir eydi Szckleri uumuyor, srnyordu Dilleri Haplo'nun zihninde gkkuaklar ve gne grntleri yaratmyordu Solgun, hastalkl bir k gryordu, ryen, yozlam bir eyden yaylan 131" Margaret Wes & Tracy Hickman bir k. Bu dnyann karanlk derinliklerinden daha derin bir hzn iitti. Haplo hibir "yumuak" duygu hissetmemekle ovunurdu, ama bu hzn varlnn ekirdeine dokundu. Yava yava, Alfred'i yakalayan eli gevedi. "Neler olup bittiini anlyor musun?" "Hayr, anlamyorum. Aka deil. Ama bu dile zamanla alabileceim! dnyoam." "Evet, ben de. Tpk aslmaya alabileceim gibi. Ne yapacaksn?" Haplo Alfred'e ksk gzlerle bakt. ,>v "Ben mi?" Alfred hayretler iinde kalmt. "Yapmak m? Ne demek istiyorsun?" "Beni ele verecek misin? Onlara eski dmanlar olduumu syleyecek misin? Belki sylemene bile gerek kalmaz. Hatrlarlar." Alfred hemen yant vermedi. Pek ok defa, konuacakm gibi dudaklar araland, ama fikrini deitirerek tekrar kapatt. Haplo, adamn ne yapacana

deil, bunu nasl aklayacana karar vermeye alyor gibi grndn dnd. "Bu sana tuhaf gelebilir, Haplo. Seni elevermek gibi bir isteim yok. Ah, savurduun tehditleri duydum ve inan bana, onlar hafife almyorum. Nexus'ta bama neler geleceini biliyorum. Ama biz yabana bir dnyadaki yabanclarz -derinlerine gittike daha da yabanc gelen bir dnyada." Alfred kafas karm, neredeyse utanga grnyordu. "Bunu kendime de aklayamyorum, ama sana kar. . garip bir yaknlk duyuyoam, Haplo. Belki de Olum Kaps'ndan geerken bize olanlardan dolaydr. Senin olmu olduun yerdeydim Ve sanrm, eer haklysam, sen de benim olduum yerde Bunu pek de iyi aklayamyorum, deil mi'" "Yaknlk m' Lanet olsun bunlarn hepsine. Tek bir eyi ak132 AtE DEHIH lnda tut -buradan k yolun benim. Tek k yolun." ; "Doru," dedi Alfred ciddiyetle. "Haklsn. O zaman, bu dnyada iken, hayatta kalmamz birbirimize bal demek. Ant imemi ister misin?"Haplo, karlnda kendisinin de ant imesi gerekeceini dnerek ban sallad. "Kendi kymetli cann kurtarmaya alacana gveniyorum, nk, benimkini de kurtarman anlamna geliyor bu. Sanrm bu kadar yeterli."Alfred endieyle evresine baknd. "Bu konu halledildiine gre, gemiye dnmemiz daha iyi olmaz m?" "Bu halk, bir Sartan halk m?" "E-evet..." "Onlar hakknda daha fazlasn renmek istemez misin? Bu dnyada ne yaptklarn?" "Sanrm..." Alfred tereddt etti. Haplo onun isteksizliini grmezden geldi. "Daha yakna gideriz, neler olup bittiini anlyor muyuz, bakarz." ki adam ve kpek, tnel duvarnn glgelerinden ayrlmadan ilerledi, Haplo grlmeden greceklerine, iitilmeden dinleyebileceklerine hkmedene kadar yaklatlar. Haplo elini uyanrcasna kaldrdnda Alfred, havada sessizce szlerek yanat. Kpek kendini kaya zemine att ve bir gzn sahibine, dierini Alfred'e dikti. Maara kalabalkt ve hepsi de arland. Sananlar ilk bakta insana benzerler, salarnn renginin nadiren deimesi dnda. ocuklarn bile, salar neredeyse beyazdr ve ulara doru kahverengileir. Patrynlerin salarnn rengi, bunun tam aksidir. Haplo'nun sa stlerde kahverengi, ularda beyazd. Alfred'in hi sa yoktu (belki de kellemesi kendini gizlemek iin bir baka bilinsiz abayd) ve bu yzden o kadar kolay33 Mnrgnret Wes & Tracy Hcknan lkla tannamyordu. Sananlar ayn zamanda, tm dk rklardan daha uzun olurlard. Sahip olduklar by gc ve bu gcn bilincinde olmalar, onlara srad bir gzellik ve parlak bir grn verirdi (Alfred bu konuda bir istisna oluturuyordu). Bu halkn Sartan olduu kukusuzdu. Haplo'nun gzleri hzla kalabalkta gezindi. Yalnzca Sartan grd, dk rklardan kimse yoktu, ne elf, ne insan, ne cce. , < !.,- <,-!

Ama bu Sartanlarda tuhaf olan, yanl olan bir ey vard. Patryn imdiye kadar yalnzca bir Sartan ile karlamt -Alf-red. Haplo Pryan'daki Sartanlar'n grntlerini grmt. Onlara horgryle bakmt, ama gzel, parlak bir halk olduklarn kabul etmek zoanda kalmt. Bu Sartanlar solmu, yalanm grnyordu; parlaklklar snmt. Aslnda, bazlar ok irkin grnyordu. Haplo grntleri karsnda tiksn-miti ve ayn tiksintinin Alfred'in gzlerinde de kuvvetle yansdn grd. <;" A, "Bir tr tren yapyorlar," diye fsldad Alfred. Haplo ona sesini kesmesini syleyecekti, iine yarayan bir ey renebilecei aklna geldi. Szlerini yuttu ve kendi kendine sabrl olmasn syledi, Labirent'te rendikleri zor bir ders. "Bir cenaze treni," dedi Alfred acma dolu bir sesle. "ller iin cenaze treni yapyorlar." "yleyse, onlar gmmek iin fazla uzun sre beklemiler," diye mrldand Haplo. Kk bir ocuktan, ok yal bir adama kadar, deiik yalarda yirmi ceset, maarann kaya zeminine uzatlmt. Kalabalk saygl bir uzaklkta duruyor, Haplo ile Alfred'e -fark e-dlmeyen seyircilere -mkemmel bir manzara sunuyorlard. 134 "> ATE Denizi ' .' Cesetlerin elleri gslerinde kavuturulmu, gzleri sonsuz bir uyku iin kapatlmt. Ama bazlarnn uzun zamandr l olduklar belliydi. Hava rme kokusuyla kirlenmiti, ama Sartanlar -muhtemelen byleri sayesinde- etlerin ryp dalmasn engellemilerdi. llerin derileri beyaz ve mumsuydu, yanaklar ve gzleri km, dudaklar mavilemiti. Bazlarnn trnaklar anormal derecede uzam, salar dalm ve taranmamt. Haplo llerde tandk gelen bir ey olduunu dnd, ama ne olduunu karamyordu. Tam bu fikrini Alfred'e syleyecekti ki, Sartan ona sessiz olmasn iaret etti. Bir adam ne kt, llerin nnde durdu. Adam ortaya kmadan nce, kalabalk kendi arasnda fsldayor, mrldanyordu. imdi hepsi sessizlie gmlm, tm gzler ona dnmt. Haplo, tanmad bu adama kar hissettikleri sevgiyi ve saygy hissedebiliyordu sanki. Haplo Alfred'in fsltsn duyunca armad, "Bir Sartan prensi." Patryn bir nderi grnce, tanrd. Prens dikkat ekmek iin elini kaldrd, ama bu gereksiz bir hareketti, nk maaradaki herkes gzlerini ona dikmiti zaten. W "*>"!"', ';< "Halkm" -ve sanki adam yaayanlar kadar, llerle de konuuyor gibi grnyordu- "anayurdumuzdan, sevgili yurdumuzdan ok uzaklara geldik .." Sesi bouldu, kendisini toplamak iin bir an durmak zorunda kald. Zayfl yznden halk onu daha ok seviyor gibiydi. Pek ou ellerini gzleri gtrd ve gzyalarn sildi Prens derin bir nefes alp devam etti. "Ama bu artk geride kald. Olan olmutur Devam etmek, eski yaammzn ykntlar zerinde yeni bir yaam kurmak bize bal. I3S ' Margaret Wes & Tracy Hcknan

"nmzde" -Prens elini sallad ve tam olarak Haplo ile ir-kilen Alfred'in olduu yere iaret etti- "kardelerimizin kenti uzanyor..." , "t \ " .'. , ' Sessizlik, fkeli mrldanmalarla bozuldu. Prens elini nazik, ama emredici bir hareketle kaldrd ve sesler kesildi. Ama arkalarnda, duygularnn ssn, magma denizinde ykselen scaklk gibi brakmlard. "'Kardelerimiz' diyorum ve kastettiim de bu. Onlar bizim rkmzdan, belki de bu dnyada veya baka herhangi bir yerde kalan son kardelerimiz. Bize yaptklarn -eer bize bir ey yaptklar sylenebilirse- bilmeden yaptlar. Yemin ederim!" "Sahip olduumuz her eyden mahrum braktlar bizi!" diye haykrd yal bir kadn, boum boum yunmunu sallayarak. Yllarn arl ona konuma hakk veriyordu. "Susturmaya altn tm sylentileri duyduk. Bizi ilk olarak souk, sonra alk ldrmediyse, susuz brakarak lme terk ettiler. Ve bilmediklerini sylyorsun! Ben de diyorum ki, biliyorlar ve umurlarnda bile deil!" Azn kapatan yal kadn, ban bilgece sallad. Prens, yal kadna sabrla ve sevgiyle glmsedi. Kadnn ho anlar hatrlad akt. "Ben yine de bilmiyorlard, diyorum, Marta ve gerei sylediimden eminim. Nasl bilebilirlerdi?" Prens baklarn tepesindeki kaya tavana dikti, ama baklar arkdan deliyor, onu maarann glgelerinin ok tesine tayor gibiydi. "Biz, yukarda yaarken, burada, aada yaayan kardelerimizden ok uzun sre ayr kaldk Eer yaamlar bizimki kadar zor olduysa, varlmz unutmu olmalarna amamak gerek. Biz, aramzda gemii, nereden geldiimizi hatrlayan bilge kiiler olduu iin anslydk " Prens uzanarak, elini yannda duran bir adamn koluna 136 ATE DEHZI ( j1 koydu. Adam gren Alfred, kayalarn arasnda yanklanan derin, dehet dolu bir nefes ald. Prens ile onu evreleyen halknn ou, her tr giysi giyiyordu, zellikle de, terk ettikleri blge ar souk bir yermi gibi, hayvan krklerine brnmlerdi. Ama Prens'in bahsettii adam farkl bir ekilde giyinmiti. Banda siyah bir takke, zerinde uzun, siyah bir cppe vard. Giysileri ypranm olsa da, temiz ve bakmlyd. Cppesinin kenarlar gm rnlerle evrilmiti. Haplo bu iaretlerin Sartanca olduunu fark etti, ama baka bir ey karamad. Alfred'in karabildii akt, ama Haplo ona sorarcasna baktnda, Sartan ban sallad ve dudan srd. <f Haplo dikkatini Prens'e evirdi. -, "Bu uzun ve zor yol boyunca llerimizi yanmzda getirdik. Pek ou da yolda ld." Prens ilerledi, bir cesedin yannda diz kt. Yannda diz kt ceset dierlerinin nne konulmutu ve bulut gibi salarnn stnde altn bir ta tayordu. "Benim babam da aralarnda yatyor. Ve size yemin ediyorum" -Prens elini arbal bir yemin ifadesi ile kaldrd-"size llerimizin nnde yemin ediyorum, Kaim Necros halknn bize verdikleri zarar konusunda masum olduklarna ina-nyoam. Duyduklarnda bizim iin alayacaklarna, bizi evlerine kabul edeceklerine inanyorum. Tpk bizim de onlar iin yapacamz gibi! Buna o kadar kuvvetle inanyorum ki, ben, kendim, onlara yalnz, silahsz gideceim ve kendimi onlarn merhametine brakacam!" t Erkekler mzraklarn kaldrd ve kalkanlarna vurdular Herkes dehet iinde bart. Haplo da dehet iindeydi -bar Sartanlar silah tayorlard. Pek

ou llere iaret etti ve Haplo bunlarn drdnn, kalkanlar zerinde yatan gen 137 Mnrgnret Weis & Trncy Hickman adamlar olduunu grd. Prens sesini duyurmak iin grlty bastrarak barmak zorunda kald. Yakkl yz sertlemiti, evresine alev alev gzlerle bakt ve halk onun fkesi karsnda zlerek sustu. "Evet, bize saldrdlar. Ne bekliyordunuz? Aniden, dilerinize kadar silahl bir ekilde stlerine yrdnz ve taleplerde bulunmaya baladnz! Eer sabrl olsaydnz..." "ocuklarn alktan lrken seyrederken sabrl olmak kolay deil!" diye mrldand bir adam, gzleri babasnn bacana sarlan zayf bir olan ocuunun zerinde. Elini uzatt, kk kafay okad. "Onlardan yalnzca yiyecek ve su istedik." "Evet, mzraklarnz gstererek," dedi Prens, ama yz merhametle yumuam, sesindeki sertlik kaybolmutu. "Rafe, anlamadm m dnyorsun? Babamn cesedini kollarmda tuttum. Ben..." Ban edi, ellerini gzlerine gtrd. Siyah cppeli adam ona bir ey syledi ve ban sallayan Prens, tekrar baklarn kaldrd. "Sava da oldu ve bitti. Zaman geri eviremeyiz. Suu ben stleniyoam. Halkm bir arada tutmalydm, ama ben arkada kalp, babamn cesedini hazrlarken, sizi gndermenin en iyisi olduunu dndm. zrlerimizi kardelerimize ileteceim. Anlayacaklarndan eminim." Kalabalk arasndaki homurdanmalara baklrsa, Prens'in eminlii halk tarafndan paylalmyordu. Yal kadn gzyalarna bouldu. ne seirterek zayf elleriyle Prens'in kolunu yakalad ve onlar seviyorsa gitmemesi iin yalvard. "Bunun yerine ne yapmam tercih ederin, Marta?" diye sordu Prens, boum boum elleri nazike okayarak Kaln gzlerini aniden, fkeyle kaldrd. "Bir erkek gibi 138 AtE D ER E i '""' dvmeni tercih ederdim! Bizden aldklarn onlardan geri alman tercih ederdim!" Kalabalk arasnda homurdanmalar artt, mzraklar tekrar kalkanlara vuruldu. Prens, maarada toplanan herkesi grebilmek iin bir kayann zerine trmand. Srt Haplo ile Alfred'e dnkt, ama Haplo dik duruundan ve gergin omuzlarndan, adamn sabrnn tamak zere olduunu arlayabiliyordu. "Babam, kralnz, ld. Beni hkmdarnz olarak kabul ediyor musunuz?" Sesindeki keskinlik grltleri, keskin bir klcn sl gibi kesti. "Yoksa aranzda bana meydan okumak isteyen var m? Varsa, ne ksn! Hemen, burada yapalm mcadelemizi!" Prens krk pelerinini bir kenara frlatt ve gen, kasl, gl bir beden kt ortaya. Hareketlerine baklrsa evikti ve kalasnda tad klcn kullanmak konusunda ustayd. Tm fkesine ramen, serinkanlyd ve aklbandayd. Haplo bu adama meydan okumadan nce bir kez daha dnrd. Kalabalk arasnda Prens'in teklifini kabul eden kmad. Utanm grnyorlard ve hepsi seslerini, uzaktaki kentten bile duyulabilecek bir destek haykr ile

ykselttiler. Yine mzraklar kalkanlara vuruldu, ama bu sadakat ifadesiydi, meydan okuma deil. Siyah cppeli adam ne kt ve ilk kez yksek sesle konutu. "Kimse sana meydan okumuyor, Edmund. Sen bizim prensimizsin" -yeni barmalar- "ve baban izlediimiz gibi, seni de izleyeceiz. Bununla beraber, gvenliin iin endielenmemiz doal. Seni kaybedersek, nderlik iin kime dneceiz?" Prens adamn elini tuttu ve gzlerini halknn zerinde gezdirdi. Konutuunda, duygulan sesinde aka iitilebiliyordu. 139 Margaret Wes & Tracy Hckman "imdi utanan benim. Duygulanma hkim olamadm. Babamn olu olma erefine sahip olmak dnda, zel biri deilim ben. Aranzdan herhangi biri halkmz ynetebilir. Her biriniz deersiniz buna." sv.'jVt .' 'r,;i j. Halk iinde pek ok kii alyordu. Gzyalar Alfred'in yznde de serbeste akyordu. Kendi halk dnda hikimse iin acma ve merhamet hissedemeyeceini sanan Haplo, bu halka bakt, pejmrde giyimlerine bakt ve kendisine serte, bunlarn Sartan olduunu, dman olduunu hatrlatmak zorunda kald. "Trene devam etmeliyiz," dedi siyah cppeli adam ve Prens onaylad. Kayann stnden inerek halknn arasndaki yerini ald. <,-,,*Jc t, M "s 1$ Siyah cppeli adam cesetlerin arasna ilerledi. Her iki elini de kaldrarak, havada garip ekiller yapmaya ve ayn anda, yksek bir sesle szckler sylemeye balad. llerin arasnda yryor, sessiz sralar boyunca bir aa, bir yukar ilerliyor, her birinin zerine bir desen iziyordu. Tyler rpertici ark gittike ykseldi, daha srarc oldu. Haplo kafasndaki salarn dikildiini, sinirlerinin naho bir ekilde karncalandn, derisinin rperdiini hissetti, ama ne sylendii hakknda en ufak bir fikri bile yoktu. Bu sradan bir cenaze treni deildi. "Ne yapyor? Neler oluyor?" Alfred'in yz bembeyaz kesilmiti, gzleri alm, dehet iinde bakyordu. "lleri gmmeyecekler! Onlar diriltiyorlar!" 140 ONDRDNC BLM SALFAG MAARALARI, 'H -''" ABARRACH '"" "larclk!" diye fsldad Haplo manamayarak. elikili duygulara, vahi dncelere boulmutu. "Lordum haklym! Sananlar gerekten de lleri geri getirmenin srnn biliyorlar!" "Evet!" dedi Alfred nefes nefese, ellerini ovuturarak. "Vard, hl da var! Ama asla kullanlmamal! Asla kullanlmamal!" Siyahl adam dans etmeye balad. Cesetler arasnda zarif bir ekilde dolanmaya, ellerini zerlerinde dolatrmaya, hep ayn, Haplo'nun gl rnler olarak tand desenleri izmeye balad. Ve sonra, Haplo aniden cesetlerde neyin tandk olduunu anlad. Kalabaln iine baktnda, yaayanlar arasnda ou kiinin, zellikle de maarann arka tarafna toplanm olanlarn, aslnda yaamadn fark etti. Cesetlerle ayn grne sahiplerdi, ayn beyaz et, ayn km yanaklar ve glgeli gzler Bu halkn ou yaamyordu, lyd! Grne baklrsa, laran trenin sonuna yaklamt. Cesetlerden beyaz, hayali ekiller ykseldi ekil sahibi hayaller, iinden ktklar

bedenlerin yannda szldler. la-rann emredici bir iareti ile, sis gibi ekiller ekildi, ama her biri, bu gnesiz dnyadaki glgeler gibi, kendi cesedinin ya141 Margnret Weis & Trncy Hicknan knnda durdu. Bu glgeler, terk ettikleri varln eklini koruyorlard. Bazlar dimdik, uzun boylu adamlarn tepesinde yine dimdik ve uzun boylu duruyordu. Dierleri yal cesetlerin tepesinde, omuzlar km bir biimde szlyordu. Kk bir tanesi, bir ocuun cesedinin yannda duayordu. Her biri kendi bedeninden ayrlmakta gnlsz grnyordu, ama laran, serte seslendirdii bir emirle, hepsini uzaklatrd. "Siz hayaletlerin bu bedenlerle ii kalmad artk. Terk edin onlar! Onlar artk l deil! Yaam geri dnyor! Onlardan uzaklasn, yoksa sizi ve bedenlerinizi yoklua gnderirim!" Ses tonuna baklrsa, byc bu madde sahibi olmayan ekilleri tamamen yok etmeyi tercih ederdi, ama belki de bu mmkn deildi. Uysallkla, hznle, hayaletler verilen emri yerine getirdi ve her biri kendi cesedinden uzaklaarak, l-aran sinirlendirmeyecek kadar yakn durmaya alt. "Halkm ne yapm? Ne yapmlar?" diye inledi Alfred, Birden ayaa frlayan kpek, keskin, uyarc bir havlama kopard. Alfred bysn kaybedip yere yuvarland. Haplo ellerindeki sarglar skt ve tehdit ile yzlemek zere dnd. Tek umudu mcadele etmek ve kamaya almakt. Derisindeki desenler mavi knnz parlad, by bedeninde nabz gibi atyordu, ama yzletii ey karsnda aresizdi. Zaten lm olan birisiyle nasl savaabilirdi? Haplo aknlk iinde, bysnn olaslklarn dne-meden, kendisine yardmc olacak bir ey bulamadan bakakal-d. Bir anlk gecikmesi pahalya maloldu. Bir el uzand, kolunun zerine kapand ve onu, neredeyse yreini donduracak bir souklukla kavrad. Sanki derisindeki rnler, bu lmcl dokunu altnda bzlmt Byk bir acyla haykrd, dizle142 ATE DERIZ rinin zerine kt. Sinen kpek, karnnn zerine dt ve ulumaya balad. ,".( <"* < "Alfred!" diye haykrd Haplo, acya kar skt dilerinin arasndan. "Bireyler yap!" Ama Alfred kendilerini tutsak edenlere bir kez bakt ve bayld. l savalar Haplo ile baygn Alfred'i maarann iine tadlar. Kpek sessizce arkalarndan geliyordu ve hayvana ne yapacaklarn bilemez grnen llere dokunmamaya zen gsteriyordu. Cesetler Alfred'i, larann nnde yere brakt. Ciddi ve meydan okurcasna bakan Haplo'yu Prens'in nne getirdiler. Edmund'un ya, Haplo'nunki gibi kaplarla llyor olsayd, Prens Patryn'in yana yakn olacakt, yani yaklak yirmi sekiz kap. Ve Prens'in ciddi, zeki, glgeli gzlerine bakarken Haplo'ya yle geldi ki, o yirmi sekiz yln ounda, Haplo gibi ac ekmi biri vard nnde.

"Onlar casusluk yaparken yakaladk," dedi l savalardan biri. Cesedin sesi, en az cansz dokunuu kadar souktu. Etine batan l parmaklarn verdii ac dayanlmaz olsa da, Haplo kprdamadan durmaya alt. "Bu silahl m?" diye sordu Edmund. Cesetler - birden- dehet verici balarn salladlar. "Ya o?" Prens yan glmseyerek Alfred'e bakt. "Geri olsa da fark etmezdi ya!" ller silahl olmadn belirttiler. Cesetlerin gzleri vard, ama o gzler hibir eye bakmyor, asla dnmyor, asla kprdamyordu, asla canlanmyor, asla snklemiyordu, aSla kapanmyordu. Cesetlerin arkasnda huzursuzca szlen hayalet(43 Margnret Wes & Tracy Hckman lerinin gzleri, yaayanlarn bilgeliine ve bilgisine sahip grnyordu Ama, yle grnyordu ki, hayaletlerin sesi yoktu. Konuamyorlard. > -" *!HW, ''"' i "Onu kendine getirin ve nazik davrann. Dierini brakn," diye emretti Prens cesetlere. Cesetler ellerini Haplo'nun kolundan ektiler. "Nbet yerinize dnn." ller ayaklarn sryerek uzaklatlar, giysilerinin lime lime olmu kumalar arkalarnda dalgalanyordu, w ''f'1 Prens merakla Haplo'ya bakt, zellikle de Haplo'nun rn kapl ellerine. Patryn sakinlik iinde kimliinin tannmasn, eski dman olduunun ilan edilmesini ve bir cesede dnmeyi bekledi. Edmund dokunmak iin uzand. "Endielenme," dedi Prens, dilini bilmeyen birisiyle konuur gibi yava yava, yksek sesle. "Seni incitmeyeceim." Kimlerden mavi bir imek akt ve Prens'in parmaklarnn evresinde atrdad. Prens acdan ok, aknlk iinde haykrd. Akm fazla iddetli deildi. >( $>>i\ v "ok doru," dedi Haplo kendi dilinde, Prens'i deneyerek. "Bir daha dene, lrsn." Prens falta gibi ak gzlerle bakarak geri ekildi. Alfred'i ayltmak iin bo yere adamn akaklann ovmakta olan l-aran iini brakt hayret iinde ban kaldrd. "Bu hangi dil?" Prens kendi dilini konumutu, Haplo'nun anlad, gittike daha iyi anlamaya balad, ama konuamad yozlam Sartan dilinde. "Tuhaf. Ne sylediini anladm, ama daha nce byle bir dil duymadma yemin edebilirim. Ve sen de beni anlyorsun, ama benim szcklerimle konumuyorsun. Ve kullandn rn bys idi Yapy tandm Sen nereden geldin? Necropols'ten mi? Onlar m gnderdi seni? Gerekten de casusluk mu yapyordunuz?" 144 Haplo larana gvenmez bir bak frlatt. Byc gl ve kurnaz grnyordu, en byk tehlike o olabilirdi. Ama larann delici, kara gzlerinde bir tanma ifadesi yoktu, Haplo rahatlamaya balad. Bu halk, bugn o kadar ok sorunla urayordu ki, belki de dne dair btn bilgilerini kaybetmilerdi. Patryn verecei yant dnd. Daha nce iittii konumalardan, grdkleri kent olduunu tahmin ettii yerden olduklarn sylemesinin amacna hizmet

etmeyeceini anlamt. Bu sefer, gerek, yalandan ok daha gvenli grnyordu. Dahas, sorguland zaman Alfred'in gerekten baka bir ey syleyemeyeceinden emindi. ,/^f.',>O''^"'*.'i'i4f'lM >"*> ''*"? *-'M$\'" "Hayr, o kentten deilim. Dnyann bu ksmna yabancym. Buraya, magma denizi zerinden, bir gemiyle geldim. Gemimi grebilirsiniz." Haplo ky kasabasna doru ban sallad. "Ben -biz," -diye Alfred'i de dahil etti hnla"casus deiliz." H$ ', W;)'jr.'"u,"vv(w;*"i(Kt" "O zaman ller sizi yakaladnda ne yapyordunuz? Bizi uzun bir sre boyunca gzlediinizi sylediler. Sizi uzun sre boyunca izlemiler." Haplo enesini kaldrd ve Prens'e dik dik bakt. "Uzun bir yoldan geldik. Kasabaya girdiimizde, orada bir sava olduuna ve halkn kam olduuna dair izler grdk. Tnelde yanklanan seslerinizi duyduk. Benim yerimde siz olsaydnz, koa koa gelip kendinizi tantr mydnz? Yoksa bekler, izler, dinler, renebildiiniz kadann renmeye mi alrdnz?" Prens hafife glmsedi, ama gzleri hl ciddiydi. "Yerinizde olsaydm, gemime dner ve beni ilgilendirmedii ak olan ilere burnumu sokmazdm. Peki nasl oldu da byle bir yoldaa sahip oldun? Senden bu kadar farkl birine?" 144' Margaret Weis S Tracy Hicknan Alfred yava yava kendine geliyordu. Kpek tepesine dikilmi, yanaklarn yalyordu. Haplo, Alfred'in dikkatini ekmeyi umarak sesini ykseltti. Patryn'in hikyesini dorulamasnn isteneceini biliyordu....1*' '4'j#t"f.',,<>' .;Wtv (< %.na" "Yoldamn ismi Alfred. Ve haklsn. O farkldr. Biz deiik dn- ey... kentlerden geliyoruz. Bana katld, nk baka kimsesi kalmad. Irkndan hayatta kalan son kii o." Kalabalk arasnda sempati dolu bir mrldanma ykseldi. Alfred zayfa dorulup oturdu ve telala, korku dolu baklarn evresinde gezdirdi. l muhafzlar grnrlerde yoktu. Alfred rahat bir nefes ald ve larann yardmyla, beceriksizce ayaa kalkmaya alt. Giysilerini silkeledi ve arabuk eilerek Prens'e selam verdi. $t<t,-'\i\teM,'W<qtt "Bu doru mu?" dedi Edmund, ses tonu acma ve merhamet ile yumuayarak. "Halkndan son hayatta kalan sen misin?" "yle olduumu sanyordum," dedi Alfred, Sartanca konuarak, "sizi bulana kadar." 1 f "Ama sen bizden biri deilsin," dedi Edmund, gittike daha ok ararak. "Onunkini anladm gibi," -elini Haplo'ya doa sallad- "senin konuman da anlyorum, ama senin konuman da ok farkl. Bana daha fazlasn anlat." Alfred'in kafas olduka karm gibiydi. "Ben -ben ne diyeceimi bilmiyorum." "Bize bu maaraya nasl geldiini anlat," diye neride bulundu laran. Alfred Patryn'e lgn bir bak frlatt. Elleri belirsizce salland. "Ben -biz bir... gemiyle geldik. Orada demirli. Bir yerde." Her trl yn duygusunu kaybetmi olduundan, belirsizce iaret etti. "Sesler duyduk ve kim olduunu anlamak iin ,,j- AtE DEHZ bakmaya geldik."

"Ama bizim saldrgan bir ordu olduumuzu dndnz," dedi Prens. "Neden kamadnz?" , ."," / '.< < " Alfred solgunca, nazike glmsedi. "nk saldrgan bir ordu bulmadk. llerini onurlandrmakta olan sizi ve halknz bulduk." fade etmenin ho bir yolu, diye dnd Haplo. Yant Prens'i etkilemiti. . ._ ,, ., ","",_, ,,1JA , " ,,, ,,, , " ", "Sen bizden birisin. Szlerin benim szlerim, farkl olsalar da. ok farkl. Senin szlerinde" -Prens, dncelerini dzenlemeye alarak durdu- "parlak bir k, engin mavilikler gryorum. Esen rzgr duyuyorum ve iindeki zehirin filtre edilmesine gerek duyulmayan taze, temiz bir hava soluyorum. Senin szlerinde... yaam iitiyorum. Ve bu da benim szlerimi, zerinde durduumuz kaya gibi karanlk ve souk klyor." Edmund Haplo'ya dnd. "Ve sen de bizden birisin, ama deilsin. Senin szlerinde fke, nefret duyuyorum. Souk ve cansz olmayan, yaayan bir varlk gibi canl ve hareket eden bir karanlk gryorum. Kendimi tuzaa dm, kafese konmu hissediyorum ve kamaya can atyorum." Haplo etkilenmiti, ama bunu gstennemeye alyordu. Bu zeki gen adamn yannda dikkatli olmas gerekecekti. "Ben Alfred gibi deilim," dedi Patryn, szlerini dikkatle seerek. "Benim halkm hl hayatta. Ama hayal edebileceiniz her eyden daha korkun bir yerde hapis kaldlar. Nefret ve fke, bizi hapsedenlere kar. Hayatta kalmay ve kamay baaran ansl kiilerdenim ben. Halkmn yuva kurabilecei yeni yerler aryorum..." "Ama burada bulamayacaksn," dedi laran souk bir Margaret Wes & Tracy Hcknan sesle, aniden "Hayr," diye onaylad Edmund "Hayr, burada yeni bir yuva bulamayacaksn Bu dnya oluyor Daha imdiden llerimizin says yaayanlarmzn saysn at Eer hibir ey deimezse, Abarrach'ta yalnzca llerin hkmedecei bir zamann geleceim ngryorum " 148 ONBENC BLM SALFAG MAARALARI, ABARRACH "imdi diriltme ilemine devam etmeliyiz Bundan sonra, misafirimiz olup, yemeimizi paylarsanz seviniriz Geri fazla deil," diye ekledi Edmund, hznl bir glmsemeyle, "ama neyimiz varsa paylamaktan memnun oluruz " "Yalnzca, kendi yiyeceimizi sznkne eklememize izm verirseniz," dedi Alfred, bir baka beceriksiz eilmeyle selam vererek Prens Alfred'e ve bo ellerine bakt Haplo'ya ve bo, run kapl ellerine bakt Edmund un kafas karm grnyordu, ama soru sormayacak kadar nazikti Haplo, Prens'n bu tuhaf szlerine arp armadn anlamak iin Alfred'e bakt Patrynler gibi, yiyecei oaltacak snrsz glen varken nasl olur da Sananlarn yiyecek stoklan snrl olurdu' Haplo, Alf-red' kalarn kaldrm, kendisine bakarken yakalad Patryn baklarn hemen kard ve Sartan a, benzer dnceleri paylamakta olduklarn bilme tatminini yaatmay reddetti Edmund un bir iareti zerine, olu savalar k yabancy maarann bir kesinde, hl onlara merakla bakmakta olan halktan ve yerde yatan cesetlerden uzakta kendi balarna durmak zere goturdule

149 Margaret Weis & Tracy Hickman laran, llerin arasndaki yerini ald. Cesetlerin hayaletleri, scak bir rzgr esiyormu gibi kvranmaya ve kprdanmaya baladlar. Cesetler hl kprdamadan yatyordu. laran, arksna tekrar balad, ellerini kaldrd ve keskin bir aklama ile onlar bir araya getirdi. Bedenler seirdi ve kasld, her birinden bir byl enerji dalgas geti. Kk ocuk cesedi hemen dorularak ayaa kalkt. Kk hayaletin gzleri arkasnda, kalabalk iinde birisini arar gibi baknd. Alayan bir kadn ne kt. ocuun cesedi, beyaz, souk ellerini sevgi ve zlemle uzatarak ona kotu. Kadn ocua uzand. Yz kederle gerilmi bir adam onu durdurdu, alayan kadn kollarna alarak uzaklatrd. Kk kzn cesedi onlarn nde durdu ve bakt. Yava yava, cesedin kollar iki yanna dt; hayaletin tel tel, sis gibi kollan hl uzanm, duruyordu. t "Halkm... ne yapmlar?" diye tekrarlad Alfred, gzyalarna boulmu bir sesle. "Ne yapmlar?" Cesetler, birer birer yaama dndler. Her seferinde, hayaletlerin gzleri yaayanlar arasnda sevdiklerini aradlar, ama yaayanlar onlara srtn dnd. ller, maarann arkasnda birer birer yerlerini aldlar ve yaayanlarn arkasnda duran l kalabalna katldlar. Gen savalar l arkadalarnn yannda sraya girdiler. Dnmeye en son ikna edilebilen yallar, sonunda dinlenmek iin uzanm ve ayaa kalkmaktan nefret eden yorgun kiiler gibi ar ar kalktlar. ocuk anne babasnn yannda bir sre daha oyaland ve sonra, sonunda, dier kk cesetlerin arasnda katlmak zere uzaklat. Haplo, llerin arasnda pek ok, yaayanlarn arasnda pek az ocuk olduunu grd. Edmund'un szlerini hatrlad, Bu dnya lyor ve anlad. Ama Haplo baka bir ey daha anlamt. Bu halk, sonsuz iso AtE Denizi yaamn anahtarna sahipti! Haplo Lorduna, halkna ne kadar byk bir hediye gtrecekti! Artk Patrynler Labirent'in merhametine teslim olmayacaklard. Labirent onlar ldrdnde, ayaa kalkp savamaya devam edeceklerdi. Saylar devaml artacakt ve sonunda Labirent fethedilecekti. Ve sonra, evrendeki hibir ordu onlar durduramayacakt, hibir yaayan ordu, llerden olumu bir orduyu yenmeyi umamazd! Rn bysnn gizemini renmem yeterli. Ve burada, diye dnd Haplo, baklar Alfred'e giderek, bana retebilecek biri var. Ama sabrl olmal, zamann beklemeliyim. Sar-tan henz benden fazlasn bilmiyor. Ama renecek. Kendine hkim olamaz. Ve rendii zaman, onu ele geireceim! Ayaa kalkan son ceset, altn tac takan yal adam oldu. Bata, yal adam hepsine kar koyacak gibi oldu. Hayaleti dierlerinden glyd ve bedeninin zerinde meydan okurcasna durarak, larann yalvarmalarna, hatta -keder iindeki Prens'e zr dilercesine baktktan sonra- tehditlerine kar koydu. Sonunda, kalarn atan laran, bir teslimiyet ifadesi ile ellerini kaldrd. Edmund ne kt ve yerde, ayaklarnn dibinde yatan bedenle konumaya balad. "Yaamdan ne kadar yorulduunu biliyoam, baba ve dinlenmeyi ne kadar istediini, buna ne kadar hakkn olduunu biliyorum. Ama bir dn. Toza

karacaksn. Zihnin almaya devam edecek, ama evrendeki dnyay etkileme gcne sahip olmadn bileceksin. O mitsiz, sinir bozucu hissi bir dn. Yzyllar boyunca, hiliin iine ksl kalm olarak yaayacaksn! Dirilmek daha iyi baba! Bizimle, sana ihtiyac olan halknla beraber olacaksn. Bize tavsiyelerde bulunabilirsin..." Yal adamn hayaleti kvrand, yalnzca kendi hissettii bir rzgrla dalgaland. Aklamay ok arzu ettii bir eyi syles Margnret Weis & Tracy Hkran yemedii iin hayal krkl iinde grnyordu. "Baba, ltfen!" diye yalvard Edmund. "Aramza dn! Sana ihtiyacmz var!" Hayalet dalgaland, sonra, neredeyse kaybolarak snd. Ceset kprdand. Ayn by dalgas cesedin iinden geti ve sonra, zayfa, ayaa kalkt. "Baba, Kralm," dedi Prens, yerlere kadar eilerek. Bir glgeden baka bir ey olmayan hayalet, havuzdan ykselen sis gibi havada bkld. Ceset bitkin, mumsu elini olunun saygsn kabul ediyormu gibi kaldrd. Altn tal ba, sabit, ifadesiz gzlerini, imdi ne yapacan bilmezmi gibi bir o yana, bir bu yana evirdi. Prens'in ba eildi, omuzlan kt. laran yaklat. .&}!"!'< yfa "zgnm, Ekselanslar."*; ;^u4*<r ,,".,jts4' .'ir"feft 4,'Vv "Bu senin hatan deil, Baltazar. Bana ne beklemem gerektiini sylemitin." Kral'n cesedi halknn nnde durmaya devam etti. Asil duruu, adamn bir zamanlar olduu eyin korkun bir karikatr gibiydi. "Onun farkl olacan ummutum," dedi Edmund alak sesle, sanki l adam onu iitebilirmi gibi. "Yaamda o kadar gl, o kadar kararlyd ki..." "ller ne iseler, odurlar, Lordum. Onlar asndan, zihinleri ilev gstermeyi brakt anda yaamlar bitmitir. Bedenlerine yaam verebiliriz, ama gcmz orada biter. Onlara renme, evrelerindeki yaayan dnyaya tepki gsterme becerisini veremeyiz. Babanz kral olmaya devam edecek, ama yalnzca lmlerinden nce kral olduu kiilere." laran iaret etti. l Kral grmeyen baklarn maarann arka tarafna, orada duran llere evirdi. Cesetler say 2 AE DEHIZ gyla eildi ve l Kral, hayaleti keder iinde fsldarken, artk onu tanmayan yaayanlarn yanndan ayrld ve llere katlmaya gitti. Edmund arkasndan gidecek oldu. Baltazar onun kolunu yakalad. "Majesteleri..." laran bir bakla, onunla zel olarak konumak istediini belirtti. kisi halkn oluturduu kalabalktan uzaklatlar. Onlar geerken, kalabalk saygyla yer at. Haplo, sradan bir hareketle, kpei arkalarndan yollad. Kpek Edmund'un bacana yasland. Adam, fark etmeden elini uzatt ve hayvann yumuak tylerini okamaya balad. Haplo, hayvann kulaklar araclyla, sylenen her szc duyuyordu."...tac almalsnz!" diyordu laran, alak, fakat srarl bir sesle. "Hayr!" Prens'in yant keskindi. Gzleri, l kalabalklar arasnda gururlu, korkun bir eda ile yrmekte olan babasnn cesedi zerindeydi. "Anlamayacaktr. Kral o." "Ama, Lordum, bizim yaayan bir krala ihtiyacmz var..."

"Gerekten mi?" Edmund'un glmseyii ac doluydu. "Neden? llerin says bizimkinden fazla. Eer yaayanlar beni prensleri olarak takip etmekten memnunsa, o zaman ben de prensleri olarak kalmaktan memnunum. Yeter, Baltazar. Beni zorlama." Gen ses sertleti, gzler akmak akmak oldu. laran sessizce eildi ve cesetlerle ilgili dier grevlerine dnmek zere kayarak uzaklat. Edmund uzun bir sre yalnz kald, kendi dncelerine gmlmt. Kpek inledi, dalgn dalgn onu okamakta olan eh burnuyla itekledi. Prens baklarn indirdi, solgun solgun glmsedi. 153 Margnret Weis & Tracy Hckman "Verdiin teselli iin teekkr ederim, dostum," dedi kpee. "Ve haklsn, ihmalkr bir evsahibi oldum." Misafirlerini hatrlayan Edmund, Haplo ile Alfred'in yanna gelerek bir tan zerine oturdu. ^p-.",*"'^!*, ". 5. $&y$'..t?' "Bir zamanlar bizim de buna benzer hayvanlarmz vard." Edmund kpei okad. Kpek kuyruunu sallayarak elini yalad. "Hatrlyorum, ben ocukken..." Durdu, iini ekti, sonra ban sallad. "Ama bu ilginizi ekmez. Ltfen, oturun. Bu teklifsizliin kusuruna bakmayn," diye ekledi. "lkemde, saraymda olsaydk, sizi bir kraliyet treni ile arlardm. Ama, saraymda olsaydk, souktan donuyor olurduk, bu yzden sanrm burada olmay tercih ederdiniz. Ben ediyorum. En azndan, yle olduunu dnyorum." 11 H./ /v", "Nasl bir felaket krallnz yok etti?" diye sordu Alfred. Prens ona gzlerini ksarak bakt. "Sizinkini yok edenle ayn trden bir felaket, kukusuz. En azndan, yolculuklarm boyunca grdklerime dayanarak, byle olduunu tahmin ediyorum." M'l-tifU- H, Edmund onlar yenilenmi bir pheyle szyordu. Alfred kekeledi ve kafas fena halde karm olarak durdu. Haplo ne eildi, konuyu deitirerek durumu kurtarmaya alt. "Yiyecek hakknda bir ey mi duymutum?" Edmund iaret etti. "Marta, misafirlerimize yemek getir!" Yal kadn saygyla, ellerinde pek ok kurutulmu balk tayarak yaklat. Balklar nlerine brakt, eildi ve gitmek zere doruldu. Ama onu izleyen Haplo, kadnn gzlerinin kskanlkla balklara, sonra kendisine ve ardndan Alfred'e kaydn grd. "Git, ihtiyar," dedi Prens keskin bir sesle. Yanaklar kzar154 mt. Prens'in de baklar fark ettii anlalyordu. "Bekle," diye seslendi Haplo. Uzanarak, balklarn bir ksmn geri verdi. "Bunu sen al. Dediimiz gibi, Ekselanslar," diye ekledi, Edmund'un itiraz etmeye yeltendiini grnce, "biz kendi yiyeceimizi salayabiliriz." "Evet." Alfred hevesle, yapacak bir eyi olduu iin memnun, Haplo'ya katld. Bal ellerinde kaldrd. Yiyecei gsne bastran kadn, aceleyle uzaklat. .< "ok utandm," diye balad Edmund, ama szleri dudaklarnda snd. Alfred kendi kendine rnleri sylyordu, sesi, Haplo'nun kafasn delip geen, burundan gelen, tiz sesle ykselmiti. Sartan elinde bir balk tutuyordu. Balk sonra iki tane, tane oldu. arky bitiren Alfred, yiyecei Prens'e verdi.

Prens, fal-ta gibi ak gzlerle bala bakakald. Sartan, saygyla, bir balk da Haplo'ya uzatt. Haplo'nun rnleri mavi krmz parlad ve bir balk olan yerde on iki, sonra yirmi drt balk belirdi. Haplo balklar dz kayann zerine brakt. Bir tane de kpee vermeyi ihmal etmedi. Kpek -llere huzursuzca bakarak- yemeini karanlk bir keye ekti ve yalnz bana zevkim karmaya balad. !< "Bu tr byler harika, gerekten harika," dedi Prens hayranlk iinde. "Ama... bunu siz yapabilirsiniz," dedi Alfred, tuzlu bal kemirerek. Bir ses duyunca, baklarn kaldrd. Bir ocuk, yaayan bir olan ocuu, kskan gzlerle kpee bakyordu. Alfred ocuu yanna ard ve bir balk uzatt. ocuk bal yakalayp koarak uzaklat. Kuru bal, ona hayretle bakmakta olan bir yetikin erkee gsterdi. ocuk onlara doru iaret etti. Haplo, deniz rnleri ticaretine gi155 Margaret Weis & Tracy Hickman recei hissine kaplyordu. "Eski gnlerde bu tr becerilerimiz olduu syleniyor," dedi Edmund, baklar baln zerinde. "Ama artk bymz bu dnyada hayatta kalmak zerine younlam durumda..." Baklarn, sabrla glgelerde beklemekte olan cesetlere evirdi. "Ve onlarn hayatta kalmas zerine." Alfred rperdi, bir ey syleyecek gibi oldu. a<' '' Haplo adamn kaburgalarn serte drtkledi ve Sartan uysalca sessiz kalarak, daha fazla balk yaratmaya koyuldu. "Kasabada yiyecek ve baka malzemeler bulacaksnz," dedi Haplo, o tarafa doru ban sallayarak. "Kukusuz oradayken grmsnzdr." " ,' "Biz hrsz deiliz!" Edmund gururla enesini kaldrd. "Bize ait olmayan almayacaz. Eer kentteki kardelerimiz bize kendileri verirse baka, tabii. alr, bedelini deriz." "Halkmzn bir ksm, bedel demesi gerekenin 'kardelerimiz' olduunu dnyor, Lordum." Yeni ses Baltazar'nd. Sert gzlerle, srmekte olan byye bakt. Haplo sessizce, tela etmeden, bys ile yiyecekleri oaltyor, yanna yaklaanlara uzatyordu. Alfred de aynsn yapyordu. Byk bir kalabalk evrelerini sarmt. laran, herkes beslenip uzaklamadan konumad. Sonra bacaklarn siyah cppesinin altnda aprazlad, oturdu ve bir para yiyecek ald. Yiyecei, dokunduu anda kaybolmasn bekliyormu gibi dikkatle inceledi. "Demek sanat unutmamsnz." "Belki de," dedi Prens, Alfred'e bakarak, "lken bizimkinden farkldr. Belki de bu dnya iin bir umut vardr. Her eyi benim grdklerime bakarak yarglyorum. Bana yargmn yanl olduunu syle!" 15', ATE Dtnizi U", , Alfred yalan syleyemezdi, gerei de syleyemezdi. Azn ap kapayarak onlara bakakald. "Byk bir evrende yayoruz," dedi Haplo rahata. "Siz bize kendinize ait ksmn anlatn. larammzn, kardelerinizin bedel demesi konusunda syledikleri... Ne anlama geliyor?"

"Dikkatli olun, Majesteleri," diye uyard Baltazar. "Yabanclara srlarnz aacak msnz? Necropolis'ten gelen casuslar olmadklar konusunda kendi szlerinden baka gvenecek bir eyimiz yok!" "Yiyeceklerini yedik, Baltazar." Prens hafife glmsedi. "Karlnda, en azndan sorularn yantlayabiliriz. Dahas, casus olsalar ne fark eder? Brak hikyemizi Necropolis'e gtr-snler. Saklayacak bir eyimiz yok. "Halkmn iinde yaad lem... yukardayd." Edmund baklarn, maara tavannn glgelerinin tesine dikti. "ok, ok yukarda...""Bu dnyann yzeyinde mi?" diye sordu Haplo. n w* "Hayr, hayr. Bu mmkn deil. Abarrach'n yzeyi karanlkla evrili souk, plak kayalardan, ya da engin buz dzlklerinden oluuyor. Baltazar o leme gitti. Benden daha iyi tasvir edebilir." "Abarrach, bizim dilimizde olduu gibi, sizin dilinizde de ta dnyas anlamna gelir." Baltazar Haplo'ya ve Alfred'e ban sallad. "Ve dorusu da budur, en azndan, kendilerini almaya adayacak zamana ve beceriye sahip eskilerin karabildii bu. Dnyamz, iinde saysz maaralar ve tneller olan bir kaya parasdr. 'Gneimiz', Abarrach'n ekirdeinde yanan eriyik yrektir. "Yzey, Ekselanslarnn tasvir ettii gibidir. zerinde yaa157 Mnrgaret Weis & Trncy Hickmnn yan bir varlk yoktur, olamaz. Ama, yzeyin altnda, evlerimizin olduu yerde... yaamak ok hotu. ok ho." Baltazar, kafasn dolduran anlara iini ekti. "Stunlar..." diye balad. VM'tH.'Mii, ;<-, "Neler?" diye szn kesti Alfred. "Stunlar. Sizin dnyanzda yok mu onlardan?" "Alfred emin deil," dedi Haplo. "Ne demek istediinizi syleyin." '" /s, " "Tatan, dev kolonlar..." 'r/K'-, *!"H!ft">V "Maara tavann destekleyenler mi? Onlardan grdk." "Stunlar maara tavann desteklemez. Bu tr bir destee ihtiya yoktur. Onlar, eskiler tarafndan by yoluyla yaratlm. Amalar, dnyann bu ksmndan yukar, bizim lemimize s enerjisi transfer etmek. e yanyordu. Yiyeceimiz, suyumuz boldu. Bu da olup biteni ok daha anlalmaz klyor." "Ve bu da..." "Doum oranlarnda bir d. Her yl, doan ocuk says azalyordu. Fakat baz alardan, bu durum avantajl oldu. En gl byclerimiz, dikkatlerini yaam yaratmann gizemlerine evirdi. Bunun yerine kefettiimiz..." "...yaam lmn tesine tamak oldu!" diye haykrd Alfred, sesi dehet ve onaylamazlkla titreyerek. Neyse ki, belki de dil farkllklarndan dolay, Baltazar onun dehetini hayranlk olarak alglad. Glmsedi, alakgnll bir ekilde ban sallad. "llerin nfusumuza katlmas ok faydal oldu. Onlar hayatta tutmak bizim by gcmzn ounu smryor, gerekten, ama -eskiden- byye pek az ihtiyacmz vard. Her trl fiziksel ii ller yapyordu. Kentimizin yanndaki magma nehrinin soumaya baladn fark ettiimizde, bu konu zerine fazla kafa yormadk. 158 DEHZ

Aadan, stun aracl ile gelen sy almaya devam ediyorduk. Kk Ahali kayalardan maden karyordu. Bizim iin konutlar yapyor, stuna bakyor..." Ut , '*;,> n M''" '*''(> "Bekle!" Haplo Baltazar' durdurdu. "Kk Ahali mi? Hangi Kk Ahali?" laran, gemii dnerek kalarn att. "Onlar hakknda fazla ey bilmiyorum. Artk yoklar." "Babamdan Kk Ahali hakknda hikyeler dinlediimi hatrlyorum," dedi Edmund. "Ve bir kere onlar grdm de. Kayalar: kazmay her eyden ok seviyorlard. Orada bulduklar minerallere hayrandlar. 'Altn', 'gm' gibi isimler veriyorlard onlara ve harika mcevherler getiriyorlard..." "Cceler mi?" diye bir tahminde bulunmaya cesaret etti Alf-red. "O szck kulaklarma tuhaf geliyor. Cceler." Baltazar Prens'e bakt. Prens ban onaylamak iin dnceli dnceli sallad. "Onlar iin baka bir isim var, ama tam olarak karamyorum. Cceler." "Bu dnyada iki rk daha olduuna inanlyordu," diye devam etti Alfred, Haplo'nun daha fazla konumasn engellemek iin gsterdii abalar grmeyerek ya da ksaca grmezden gelerek. "Biri ciflerdi, dieri de insanlar." Ne Baltazar, ne de Edmund bu isimleri hatrlar grnmedi. "Menseli," diye neride bulundu Haplo, Sartanlar'n ve Patrynlerin dk rklar iin kulland szc kullanarak. "Ah, mensch!" Baltazar tanyarak canland. Omuzlarn silk-ti. "Bykbabalarmzn yazd raporlar var. Onlardan hi grmemiler, ama babalarndan ve bykbabalarndan onlar dinlemiler. Bu meneliler olduka zayf olmallar. Irklar, Abar-rach'a geldikten sonra hemen lm." 159 Margaret Wes & Tracy Hickman "Yani... bu dnyada hi mi yok onlardan? Ama onlar sizin sorumluluunuz altna braklmt." Alfred sert bir sesle balamt. "Kukusuz siz..." Fazla ileri gitmiti. Haplo slk ald. Kpek yemek yemeyi brakt. Sahibinin iaretine uyarak yrd ve kendini Alfred'in yannda yere atarak, adamn yzn neeyle yalamaya balad. "Kukusuz siz -brak unu! Cici kpek. Git... git buradan, cici kpek." Alfred kpei kenara itmeye alt. Kpek, oyun oynadklarn dnerek, yarmann ruhuna kaptrd kendini. "Aa! Otur! Cici kpek, hayr, ltfen. Git buradan! Ben..." "Haklsn, laran," diye yant verdi Haplo serinkanllkla. "Bu meneliler zayftr. Onlar hakknda bildiim bireyler var ve bu dnyada hayatta kalmalar mmkn deildi. Onlan buraya getirmeden nce birileri fark etmeliydi bunu. Burada iyi bir yaam kurmusunuz gibi geldi bana. Sonra ne oldu?" Baltazar kalarn att, ses tonu derinleti. "Felaket. Darbe bir anda inmedi. Yava yava geldi ve bu da her eyi daha kt kld, sanrm. Kk eyler yolunda gitmemeye balad. Su kaynaklarmz gizemli bir ekilde azalmaya balad. Hava daha souk, daha kirli oldu; atmosferimize zehirli gazlar szyordu. Kendimizi zehirden korumak iin, su retmek, yiyecek yetitirmek iin gittike daha ok by kullanyorduk. Kk Ahali -cce dediiniz halkdayanamad, yok oldu. Kendimizi tehlikeye atmadan, onlar iin yapabileceimiz bir ey yoktu."

"Ama bynz..." diye itiraz etti Alfred. Sonunda kpei sessizce yannda oturmaya ikna etmiti "Dinlemiyor muydun? Bymze kendimiz iin ihtiyacmz vard1 En gl olanlar, hayatta kalmak iin en uygun olanlar H,0 AtE DEHIZI bizlerdik. B .. cceler iin elimizden geleni yaptk, ama sonunda onlar da, dier menelilerin ld gibi ldler. Bundan sonra, lleri diriltip hayatta tutmak bizim iin daha da nemli oldu." Haplo ban derin bir hayranlk iinde sallad. "Asla dinlenmeye ihtiya duymayan, asla yemeyen, su imeyen, soua, zorluklara aldrmayan bir i gc. En mkemmel kle, en mkemmel asker." "Evet," diye kabul etti Baltazar, "llerimiz olmadan, biz yaayanlar hayatta kalamazdk." "Ama ne yaptnz anlamyor musunuz?" diye haykrd Alfred ciddi, keder dolu bir sesle. "Farknda deil misiniz..." "Kpek!" diye emretti Haplo. Hayvan, dili bir kar darda, kuyruunu sallayarak ayaa frlad. Alfred ellerini yznn nne kaldrd ve Haplo'ya doru korku dolu bir bak frlatarak sustu. "Kukusuz farkndayz," dedi laran kendinden emin bir tavrla. "Eski kaytlara gre, halkmzn unutmu olduu bir sanat tekrar canlandrdk." "Kayp deildi. Kayp deildi," dedi Alfred hznle, ama bunu kendi kendine sylemiti. Haplo kpein kulaklar aracl ile duydu. "Elbette, neyin yolunda gitmediini kefetmeye almak konusunda bir ey yapmadan durduumuzu dnmemelisiniz," diye ekledi Edmund. "Aratrdk ve sonunda, gnlszce, bir zamanlar bize yaam veren stunlarn, imdi bizi yaamdan mahrum klmaktan sorumlu olduklarn kabul etmek zorunda kaldk. Bir zamanl. s' ve taze hava bize stunlar aracl ile gelirdi. imdi sm/' engelleniyor, ekiliyordu .'' Margaret Wes Tracy Hckman "O kentteki halk tarafndan m?" Haplo elini, zerinden utuklar binalara doru sallad. "Kukulandnz bu, deil mi?" i Yant dinlemedi bile. Konu onu fazla ilgilendirmiyordu. larclk konusunu devam ettirmek isterdi, ama merakm ne Alfred'e, ne de bu adamlara belli etmeye cesaret edemiyordu. Sabrl olmaya alt. ', "Bir kazayd. Necropolis halknn, bize zarar verdiklerini bilmelerinin bir yolu yoktu," diye tartyordu Edmund hararetle, baklar larana kayarak. Baltazar kalarn att ve Haplo, bunun aralarnda sren bir anlamazlk olduunu fark etti. ^'> laran -belki de yabanclarn nnde olduklarndan-Hkmdarmdan farkl bir fikir ileri srmekten kand. Haplo sohbeti yine llere evirecekti ki, maaradaki bir patrt ve kargaa herkesin dikkatini ekti. Pek ok ceset -niformalarndan kalan paralara baklrsa askerler- maara giriinden doru koarak geliyordu. Prens hemen ayaa kalkt, laran da onu takip etti. Baltazar Prens'in kolunu tuttu ve iaret etti. l kraln cesedi ayaklann sryerek geliyor, muhafzlar sorgulamaya hazrlanyordu.

"Ekselanslarna bunun sorun olacan sylemitim," dedi Baltazar alak sesle. Prens'in solgun yz fkeyle kzard. Edmund bir ey syleyecek oldu, ama aceleyle konumaktan kand. "Sen haklydn ve ben hakszdm," dedi bunun yerine, bir an kalarn attktan sonra. "Bu kadarn itiraf ettiimi iitmekten memnun musun?" "Ekselanslar beni yanl anlyor," dedi laran nazike "Kastettiim..." At DEHIZI "Evet, biliyorum, dostum." Edmund bitkin bitkin iini ekti. "Beni affet. Ltfen bizi affedin." Misafirlerinden izin istemeyi akl eden Prens, kullarnn cesetleri ile konumakta olan Kral'n cesedine doa seirtti. Haplo bir el hareketi yapt ve kpek, fark edilmeden Prens'in arkasndan yrmeye balad. Maaradaki yaayanlar susmutu. Birbirlerine sert baklar frlatarak, telala, yetersiz yemeklerini hazrlamak iin kardklar teberiyi topluyorlar-d. Ama, dikkatlerini ilerinden evirebildikleri zaman, gzleri Prens'in zerine dikiliyordu. "Onlar bu ekilde gizlice dinlemek onurlu bir davran deil, Haplo," dedi Alfred alak sesle. Mutsuzca, Prens'in yannda duran kpee bakt. Haplo bu yorumu, yantlanmaya deer bulmad. Alfred, yemedii bal ile oynayarak, endieyle kprdand. "Ne diyorlar?" diye sordu sonunda. "Sana ne? Onlar gizlice dinlemek onurlu bir davran deil," diye terslendi Haplo. "Ama, grne baklrsa keif kolu olan bu llerin, kasabaya bir ordu indiine dair raporlan ilgini ekebilir." "Bir ordu mu? Ya gemi?" "Rnler, brak zarar vermeyi, gemiye yaklamalarn bile engeller. Senin asl endielenmen gereken, ordunun bu tarafa geliyor olmas." "Yaayanlardan kurulu bir ordu mu?" diye sordu Alfred alak sesle, alaca yanttan korkarak. "Hayr," dedi Haplo, Alfred'i dikkatle izleyerek. "Bir l ordusu " Alfred inledi, yzn elleriyle kapatt. '!""'< <W ^'i! Haplo ne eildi. "Dinle, Sartan," dedi telal ama yumuak Margaret Wes & Tracy Hckman bir sesle. "Bu larclk hakknda acele yantlara ihtiyacm var." -"' "Bu konu hakknda bir ey bildiimi nereden karyorsun?" diye sordu Alfred huzursuzca, gzlerini kararak. "Neler olup bittiini grdn ilk andan beri ellerini ovuturup, inleyip, szlanp durmandan. ller hakknda ne biliyorsun?" U Ki'' (-'lV'' P". -, "Sana sylememin doru olacandan emin deilim," dedi Alfred, kabuuna ekilen bir kaplumbaa gibi, kel kafasn km omuzlarnn arasna ekerek. Haplo uzanp, Sartan'n bileini yakalad ve iddetle bkt. "Bir savan ortasnda ksl kalmak zereyiz, Sartan! Grne baklrsa sen kendini savunmaktan acizsin ve bu da, ikimizin gvenliini de benim ellerime brakyor. Konuacak msn?" Alfred acyla yzn buruturdu. "Ben... bildiimi anlatacam." , ,,, Haplo tatmin olarak homurdand, adam brakt. Alfred berelenmi derisini ovalad. "Cesetler canl, ama yalnzca ortalklarda dolap emirlere uyduklar anlamna geliyor bu. Yaarken ne yaptklarn hatrlyorlar, daha tesini bilmiyorlar."

"O zaman Kral..." Haplo durdu. Tam olarak anlamamt. "Hl kendini kral zannediyor," dedi Alfred, baklar cesedin beyaz bana, altnla talanm kr buklelere giderek. "Hl hkmetmeye alyor, nk hl hkmdar olduunu sanyor Ama, elbette, mevcut durum hakknda herhangi bir eyi kavramas imknsz Nerede olduunu bilmiyor, muhtemelen hl kendi lkesinde olduklarn dnyor." "Ama l askerler biliyor..." H>4 t AtE DEHIZI "Savamay biliyorlar, nk yaarken bunun eitimini aldlar. Ve yaayan bir komutann tek yapmas gereken, dmann nerede olduunu gstermek." \>h 'd *.'<< ;. "Cesetleri glge gibi takip eden o ruha benzer eyler ne?" "Bir adan, onlarn glgeleri olduklar sylenebilir, hayatta ne idiyseler onu temsil ediyor onlar. Kimse hayalet denilen bu eyler hakknda fazla bir ey bilmiyor. Cesetlerin aksine, hayaletler evrelerinde olup bitenlerin farknda gibi grnyorlar, ama eyleme geme gleri yok." Alfred iini ekti, baklar l Kral'dan Edmund'a gitti. "Zavall delikanl. Anlalan, bir ekilde, kendi babasnn farkl olacam zannetti. Yal adamn, bu yoz yaam biimine dnmemek iin nasl mcadele ettiini grdn m? Sanki biliyor gibiydi -Ah, ne yapmlar? Ne Yapmlar?" "Eee, ne yapmlar, Sartan?" diye sordu Haplo sabrszca. "Bana yle geliyor ki, bu larcln baz avantajlar var." Alfred dnd, Patryn'i ciddi, arbal baklarla szd. "Evet, biz de uzun zaman nce yle dnmtk. Ama korkun bir keifte bulunduk. Bir denge salanmas gerekiyor. Zamansz olarak hayata dndrlen her kii iin, bir baka yerde, bir baka kii zamansz olarak lyor." Maarada birbirine sokulmu halka dehetle bakt. "Bu Sartanlar'n, bilmeden, tm rkmz felakete srklemi olmalar son derece olas." ONALTEVCI BLM SALFAG MAARALARI, ABARRACH "Teorik samalklar!" diye burun kvrd Haplo tiksinti iinde. "Byle bir eyi kantlayamazsn." "Belki de oktan kantlanmtr," diye yant verdi Alfred. Haplo ayaa kalkt. Buralarda oyalanp Sartan'n szlanmalarn dinlemeye niyeti yoktu. Demek llerin birka hafza sorunu ve ksa dikkat sreleri vard. Haplo onlarn yerinde olsa, kendisinin de u n pek hatrlamak istemeyeceinden emindi. Onlarn yerinde olsayd... diriltilmek ister miydi? Bu dnce yerinde kalakalmasna sebep oldu. Kendisini ta zeminde yatarken, laran tepesinde dikilirken, bedeni kalkarken hayal etti... Haplo bu sorunu zihininden uzaklatrd ve yrmeye devam etti. Dnmesi gereken daha nemli sorunlar vard. Belki de yoktur, diye fsldad iindeki bir ses Bu dnyada lrsen -ve dier iki dnyada lme ok yaklatn- o zaman ayn eyi sana da yaparlar! Dmdz nlerine, gemilerine bakan bo gzler. Mumsu, beyaz deri, mavi trnaklar ve dudaklar, karman orman, taranmam salar. Midesi bir tiksinti ile burkuldu Bir an, kamay, buradan uzaklamay dnd. AtE DEFIIEI

Hayretler iinde kendini toplad. Bana ne haltlar oluyor? Kamak m' Uzaklamak m? Neden? Bir avu cesetten! "Sartan'n ileri," diye mrldand fkeyle. "O smsk dlek hayal gcm zerinde alyor. l olsaydm, benim iin fark edeceini sanmyorum." Ama baklar cesetlerden hayaletlere, o amas, glge gibi ekillere, devaml bedenlerinin yaknnda szlen, ama onlara dokunamayan varlklara gitti. "Baba, bunu bana brak." Edmund vgye deer bir sabrla cesede hitap ediyordu. "Sen halkla birlikte kal. Ben askerlerle gidip, neler olup bittiini renirim." "Kentteki halkn saldrsna m uradk? Hangi kent? Ben kent falan hatrlamyorum." l Kral'n bo sesi aksiydi. Kafas karm gibiydi. "^ it>*AL \ "/ I""'P*VV, tt,,t,A yfc >WK"',' */<"; "Aklamak iin zaman yok, baba1" Prensin sabn tkenmeye balamt. "Ltfen, sen endielenme. Ben ilgilenirim. Halk. Sen halkla kal." "Evet, halk." Ceset bunu yakalad ve skca tutundu. "Halkm. nderlik iin bana bakyorlar. Ama ne yapabilirim? Topraklarmz lyor! Buray terk etmeli, yeni topraklar aramalyz. Olum, beni duyuyor musun? lkemizi terk etmeliyiz!" Ama Edmund artk dinlemiyordu. l askerler ile birlikte Kral'n yanndan ayrld ve maarann giriine doru seirtti. laran, cesedin gevezeliklerini dinlemek iin arkada kald. Aksine bir talimat almam olan kpek, Prens'in yannda yryordu. Haplo Prens'in arkasndan koturdu, ama ona yetitiinde, Edmund'un yanaklarnda gzyalar grd, adamn yzndeki byk acy grd Patryn bir adm geride kald, durup, kpekle oynad ve Prens'e kendisini toplamas iin zaman verdi Edmund durup, elinin tersiyle yzn sildi ve evresine ba11,7 Margnret Wes & Tracy Hckmnn knd. , -j ,h "Ne istiyorsun?" diye sordu sert bir sesle. "Kpeimi almaya gelmitim," dedi Haplo. "Ben onu yaka-layamadan arkanzdan kotu. Sorun nedir?" ",; " t ... , "Zaman yok..." Edmund yine ilerlemeye balad l askerler beceriksizce, ama hzla hareket ediyorlard. Yrmek onlar iin zor bir iti. Admlarn ynlendirmek ve bir engelle karlatklarnda yn deitirmekte glk ekiyorlard. Sonu olarak maara duvarlarna, kayalara tosluyorlar, talarn zerinde sendeliyorlard. Ama engellerin farknda deiller gibi grnse de, hibir engel onlar durduramyordu. Tereddt etmeden kzl magma birikintilerine dalyorlard Yanan lav zerlerinde kalan giysileri ve zrhlar yakp tketiyor, etlerini kmrlemi yumrular haline getiriyordu. Yine de, o yumrular hareket etmeye devam ediyordu. Haplo, iinde yine bir tiksinti ykseldiini hissetti. Labi-rent'te, ou adam delirtecek manzaralar grmt, ama yine de bu dehet verici orduyu takip etmek iin demirden bir irade gelitirmesi gerekmiti. Edmund, sanki bu merakl adamn defolup gitmesini sylemek istermi gibi bir bak frlatt. Haplo yz ifadesini zellikle dosta ve kaygl tuttu. "Neler olup bittiini sylemitiniz?"

"Bir Necropolis ordusu kasaba kylarna indi," diye yant verdi Edmund ksaca. Aklna bir ey gelmi gibiydi, nk szlerine daha lml bir ses tonuyla devam etti. "zgnm. Geminin orada demirli olduunu sylemitin galiba." Haplo gemisinin zerindeki rnlerin onu koruyacam syleyecek oldu, ama sonra vazgeti. "Evet, gemim hakknda endieleniyorum. Gidip, durumu kendi gzlerimle grmeyi terM,8 AtE Denizi cih ederdim." "llere, gidip senin iin kontrol etmelerini sylerdim, ama raporlar gvenilir olmuyor. Tek bildiim, on sene nce savatklar bir orduyu tasvir ediyor olabilecekleri." | $., ^-.jt . "Neden onlar keif iin kullanyorsunuz, o zaman?" K ,< "nk yaayanlarn says yeterli deil." Demek Alfred'in syledikleri doruydu, diye dnd Haplo. En azndan bu kadar. Ve bu da, bir baka sorun getiriyordu aklna. Sartan... yalnz kalacakt... wtf .^ , $ "Geri dn," diye emretti Haplo kpee. "Alfred ile birlikte kal." Hayvan itaatkrca kendisine syleneni yapt. , Alfred byk znt iindeydi ve Haplo'nun onu casusluk etmesi iin gnderdiini bilmesine ramen, hayvann dnmesine sevindi. Kpek kendisini Alfred'in yannda yere att, adamn elini hzlca yalad ve Alfred'in kulaklarnn arkasn kamasn zendirmek iin ban elinin altna soktu. larann dn o kadar sevinle karlanmad. Balta-zar salkl, gl bir adamd. Dik duruu, emredici havas, uzun siyah cppesi uzun boyunu vurguluyor, olduundan da uzun boylu grnmesine sebep oluyordu. Hi gne grmemi halknn fildii renkli cildine sahipti. Ama salar, ou Sartan'n aksine, o kadar siyaht ki, maviymi gibi grnyordu. enesinin alt santim altnda, dmdz kesilmi olan sakal, lkesinin lavtas kayalar gibi parlyordu. Siyah gzleri son derece zeki, kurnaz ve dikkatliydi, bakt her eye haner gibi saplanyor, incelemek iin a tutuyor gibiydi. Baltazar o acmasz baklar Alfred'e evirdi. Alfred baklarn kendisine saplandn, iini boalttn hissetti. lf.9 Margaret Weis & Tracy Hickman "Seninle yalnz konuma frsat doduu iin memnunum," dedi Baltazar. lfred hi memnun deildi, ama nazik bir yant vermesini bilecek kadar sarayda yaamt. "Bir... bir soam yaanacak m?" diye ekledi, siyah gzlerin baklar altnda kvranrken. laran glmsedi ve Alfred'i -nazike- sorun olsa bile, kendisini ilgilendirmeyecei konusunda bilgilendirdi. Bu, Alfred'in tartabilecei bir noktayd, nk kendi halk arasndayd, ama Sartan tartma konusunda pek iyi deildi ve bu yzden uysallkla sessiz kald. Kpek esnedi ve gzlerini uykulu uykulu krptrd. Baltazar sessizdi. Maaradaki yaayanlar sessizdi, izliyor, bekliyorlard. ller sessizce, maarann arka tarafnda duruyorlard, ama beklemiyorlard, nk bekleyecekleri hibir ey yoktu. Yalnzca duayor, grne gre, yaayanlardan birinin onlara aksini sylemesini bekliyorlard. Kral'n cesedi kendisini ne yapacan bilmezmi gibi grnyordu. Yaayanlardan hikimse

onunla konumuyordu ve ceset bir sre sonra mitsizce, maarann arkasndaki, hibir ey yapmayan l kullarna katlmaya gitti. "larcl onaylamyorsun, deil mi?"diye sordu Baltazar aniden. lfred, sanki magma yatan deitirmi, bacaklanndan bedenine, oradan da dosdoa yzne akm gibi hissetti. "Ha -hayr, onaylamyorum." "O zaman neden bizim iin geri gelmediniz? Neden burada ksl kalmamza gz yumdunuz?" "Ben -ben ne demek istediinizi anlamyorum." "Evet, anlyorsun." laran'n sesi, fkesi bastrlm olduu ve szleri yumuak bir ekilde, yalnzca Alfred'in itme170 >' ' AE Dnizi 'S1'-''1 si iin sylendiinden, ok daha dehet vericiydi. * '.4i'j' ' '*' Yalnzca Alfred deil. Kpek de dinliyordu. "Evet, anlyorsun. Sen bir arlansn. Sen bizden birisin. Ve sen, bu dnyadan deilsin." ' v<? Alfred byk bir aknlk iindeydi, ne syleyecei hakknda en ufak bir fikri yoktu. Yalan syleyemezdi. Ama gerei nasl syleyebilirdi, hele, gerein ne olduunu bilmiyorsa? Ballazar glmsedi, ama bu korkutucu, gergin dudakl, tuhaf, ani bir cokunluk ile dolu bir glmsemeydi. "Geldiin dnyay gryorum, szlerinde gryorum. iman bir dnya, bir k ve laze hava dnyas. Demek eski efsaneler doruymu! Uzun araymz sonuna yaklayor olmal!" "Neyi araynz?" diye sordu Alfred mitsizce, konuyu deitirmeye alarak. Baard. "Dier dnyalara giden yolu! Bu dnyadan kan yolu!" Baltazar yakna eildi, sesi alak, gergin ve hevesliydi. "lm Kaps!" Alfred nefes alamyordu, bouluyormu gibi hissetti. "Eer -eer bana izin verirseniz," diye kekeledi, ayaa kalkp kamaya alarak, "Ben... kendimi pek iyi hissetmiyorum ..." Baltazar elini Alfred'in koluna koyarak onu durdurdu. "Kendini daha kt hissetmeni salayabilirim." Cesetlerden birine bir gz att. Alfred yutkundu, nefes almaya abalayarak bzld. Kpek ban kaldrp hrlad, Sartan'a, yardma ihtiyac olup olmadn sorar gibiydi. SuW v?:"" - -i"M ** Baltazar Alfred'in tepkisi karsnda irkilmi gibiydi, la-ran utanm grnd. "zr dilerim. Seni tehdit etmemeliydim. Ben kt bir 171 Margaret Wes & Tracy Hicknan adam deilim. Ama," diye ekledi alak, tutkulu bir sesle, "aresiz bir adamm." Alfred titreyerek maara zeminine kt. Titreyen elini uzatarak kpei tereddtle, sakinletirmek iin okad. Hayvan ban indirdi, sessizce izlemeye devam etti. "O dier adam, seninle birlikte olan, derisinde rn ilemeleri olan. O nedir? Sartan deil, senin ve benim gibi deil. Ama dierlerinden -Kk Ahali'dendaha ok bizim gibi." Balta-zar kk, keskin kearl bir ta ald ve maaray dolduran yumuak a tuttu. "Bu tan iki yz var, her biri farkl, ama ikisi

de ayn taa ait. Sen ve ben bir taraftayz, yle grnyor. O dier tarafta. Ama yine de ayn." Baltazar'n siyah gzleri kvranan Alfred'i duvara iviledi. "Anlat bana! Bana onu anlat! Bana kendin hakkndaki gerei syle. lm Kaps'ndan m geldiniz? Nerede o?" "Size Haplo'yu anlatamam," diye yant verdi Alfred hafif bir sesle. "Hikyesini anlatmak veya sakl tutmak onun karar verecei bir ey." Sartan panie kaplmaya balamt ve geree snmaya karar verdi, ksmen anlatlm da olsa. "Benim buraya nasl geldiime gelince, bu... bir kazayd! Gelmeyi planlamamtm." laran'n gzleri onu deldi, keskin ucunu bir o tarafa, bir bu tarafa evirdi, kesip aratrd. Sonunda, homurdanarak, baklarn geri ekti. Baltazar, dnceler iinde, biraz nce llerin yatmakta olduu kaya zemine bakarak oturdu "Yalan sylemiyorsun," dedi sonunda. "Yalan syleyemezsin, sahtekrlk yapamazsn. Ama gerei de sylemiyorsun. Byle bir ikilik sende nasl var olabilir?" "nk gerei bilmiyorum. Tam olarak anlamyorum ve bu yzden, kusurlu olarak anladm kk bir ksmndan 172 Att DEnrzi bahsederek, tamir edilemez zararlara yol aabilirim. Bildiklerimi kendime saklamam daha iyi olur." Baltazar'n siyah gzleri fkeyle alevlendi, sar ate n yanstt. Alfred sakinlik iinde, yalnzca hafife beyazlayarak baklarn karlad. Saldrsndan vazgeen laran oldu. fkesi ar bir hzne dnmt. "Bu tr bir erdeme, bir zamanlar bizim de sahip olduumuz sylenir. Anlatlr ki, kendi trmzden birinin kann dkmek bizim iin o kadar dnlemez bir kavramm ki, dilimizde bunu tasvir edecek szck bulunmazm. Eh, imdi bu szckler var dilimizde: cinayet, sava, aldatmaca, hile, sahtekrlk, lm. Evet, lm." Baltazar ayaa kalkt. Sesi atlyordu, kzgn fkesi, bir souk su birikintisine akan eriyik lav gibi soumu, sertlemiti. "Bana lm Kaps hakknda ne biliyorsan anlatacaksn. Ve bana yaayan sesinle sylemezsen, l sesinle sylersin!" Yar dnerek cesetlere iaret etti. "Nereye gittiklerini, ne yaptklarn hi unutmazlar. Yalnzca bunlar neden yaptklarn unuturlar! Ve bu yzden, ayn eyleri tekrar yapmaya ok isteklidirler... ve tekrar... ve tekrar..." laran, Prensinin arkasndan uzun admlarla yryerek uzaklat. Yerinde kalakalan Alfred, tek bir szck bile syleyemeyecek kadar korkmu bir ekilde, arkasndan bakt. ''Vf ',' 173 ONYEDNC BLM SALFAG MAAKALARI, ABARRACH "O beceriksizi tek bana brakmamam gerektiim biliyordum!" diye kprd Haplo kendi kendine, Alfred'in kekelemeleri ve karmak inkrlar kpein kulaklar araclyla kendi kulaklarna geldiinde. Patryn neredeyse geri dnecek, durumu kurtarmaya alacakt. Ama, o maaraya geri dnene

kadar, zararn ounun verilmi olacan fark etti ve Prens ile l ordusunu maarann sonuna doru takip etmeye devam Baltazar ile Alfred arasndaki konumann sonunda, Haplo konunun dnda kald iin memnundu. imdi laran'n tam olarak ne planladn biliyordu. Ve eer Baltazar lm Kaps'na ufak bir yolculuk yapmak istiyorsa, Haplo bunu ayarlamaktan memnun olacakt. Elbette Alfred buna asla izin vermezdi, ama -bu noktada- Alfred gzden karlabilir olmutu. Bir Sartan laran, smsk bir Sartan ahlaksndan ok daha kymetliydi. Ama sorunlar vard. Baltazar bir arland ve bu haliyle, doasnda iyilik vard. lmle tehdit ediyor olabilirdi, ama bunun sebebi aresiz olmas ve halk ile Prensine duyduu byk sadakat d. Halkn ve Prensini terk edip kendi bana bu174 AE DEHIZ ;~ ;,,, ray terk etmesi olas grnmyordu. Haplo'nun Lordu muhtemelen, lm Kaps'ndan geip Nexus'a yryecek bir Sar-tan ordusunu gznde pek iyi canlandramayacakt! Yine de, diye dnd Patryn, bu kangaldaki ipler zlebilirdi. "Dman." Haplo'nun biraz nnde yrmekte olan Prens durdu. Maarann sonuna ulamlard. Gizlendikleri glgelerin iinden, yaklaan gc grebiliyorlard -pejmrde, st ba dklen bir ceset ordusu, askeri dzen hakknda ne hatrlaya-biliyorlarsa, ona gre dizilmi, ayaklarn sryerek yryorlard. Dmann n saflar oktan Prens'in birlikleri ile karlam, atmalar balamt. > Bu, Haplo'nun imdiye kadar grd en tuhaf savat. ller, hayattayken kullandklarn hatrladklar becerilere gre savayor, kl darbeleri sallyor ya da savuturuyor, rakiplerini ldrmek konusunda kararl grnyorlard. Ama karlarndaki dmanla m, yoksa yllar nce karlatklar bir dmanla m savatklar, tartmaya ak bir konuydu. Bir l asker, rakibinin savurmad bir kl darbesini savuturdu. Bir bakas gsne, kendini savunma ihtiyac hissetmeden bir kl darbesi ald. Darbeler kararl, ama amasz bir ekilde indiriliyordu. Bazlar savuturuluyor, bazlar grmezden geliniyordu. l ellerin kulland kllar, darbeyi hi hissetmeyen etlere saplanyordu. Cesetler kllar sapland yerden kurtaryor, birbirlerine saldrmaya devam ediyorlard. Olduka byk zarar veriyorlard, ama fazla ilerleme kaydettikleri sylenemezdi. Taraflarn kuvvetlen eit olsayd, sava sonsuza dek srebilirdi. Ama Necropols'ten gelen ordu, Prens'in ordusuna gre ok daha rm ve bozulmu durumdayd Bu ller, 17$. Prens'in llerinden daha bakmszd, eer byle bir ey sy-lenebilirse. Bazlarnda, cesetlerin etleri kemiklerden dklmt. Her birinde pek ok hasar vard ve bunlarn ou lmlerinden sonra olumu gibi grnyordu. l askerlerin ounun organlar eksikti -orada burada, kaybolmu bir kemik, bir kolun ya da bir bacan dm paras. Zrhlar fena halde paslan-mt, onlar bir arada tutan deri kaylar neredeyse tamamen rmt. Sonu olarak gs plakalar yerinden sarkyor, bacak koruyucular cesetlerin bileklerine taklyor, sendeleyip dmelerine sebep oluyordu.

Cesetler engellerin zerinden ya da iinden gemek iin aklszca abalyor, sk sk kendi salan aksesuarlan tarafndan engelleniyordu. Sonu olarak, l ordular ilerleme kaydetmekten ok, kendi kendileri ile mcadele ediyormu gibi grnyordu. Savamakta olanlar ekilsiz kemik ve zrh ynlarna dnmlerdi, hayaletleri tel tel kollarn uzatm, yalvarrcasna kvranyor, dalgalanyordu. Haplo glecek oldu, ama -midesindeki kaslmaya baklrsa- glerse karacan fark etti ve kendini engelledi. "Eski ller," dedi Prens, izleyerek. "Ne?" diye sordu Haplo. "Ne demek istiyorsunuz?" "Necropolis eski llerini kullanyor, nesiller nce lm olanlar." Edmund kendi ordusunun l komutanna el etti. "Adamlarndan birini Baltazar'a yolla. Eski lleri fark etmek kolaydr." Geliigzel konuan Prens, srtn Haplo'ya dnd. "laranlar sanatlarnda o kadar usta deillerdi. Etleri r-mekten korumay, cesetlerin bakmn yapmay bilmiyorlard" "Savalarnzda hep ller mi dvr?" "Olduka byk ordular kurduumuzdan beri, ounlukla evet. Bir zamanlar savalarda yaayanlar dvrm." Ed-mund ban sallad. "Ne trajik bir israf. Ama bu uzun yllar n-ceymi, ben domadan nce. Necropolis eski llerini gndermi. Bunun ne anlama geldiini merak ediyorum," diye szlerine devam etti, kalann atarak. "Ne anlama geliyor olabilir?" "Bizi dar karp gcmz aa vurmaya zorlamak iin bir hile olabilir. Baltazar'a sorsan byle sylerdi," diye ekledi Prens, glmseyerek. "Ama ayn zamanda, Necropolis halk bize ciddi bir zarar vermek istemiyor anlamna da gelebilir. Grdn gibi, yeni llerimiz bu topluluu kolayca yenebilir. Bence Necropolis pazarlk yapmak istiyor." Edmund, magma denizinin kzl ltsna kar gzlerini ksarak ileriye bakt. "Aralarnda yaayanlar olmal. Evet, grdm onlar. Arkada yryorlar." ki siyah cppeli, balklarn balarna geirmi laran pejmrde ordularnn epey arkasnda, mzrak menzilinin dnda yryorlard. Haplo yaayan byclerin varln fark e-dince irkildi, ama biraz izleyince, orduyu ynetmek ve dklen bedenleri bir arada tutmak iin, lmcl obanlar gibi grev yapan laranlar gerektiini anlad. Birka kere cesetler yerlerinde durup, savamay brakt. Hatta bazlar dyor, bir daha ayaa kalkmyordu. laranlar srlerine doru seirtiyor, yrmelerini salamak iin drtyor, zorluyorlard. Bir ceset dtkten sonra ayaa kalkt zaman, yanl yne dnebiliyor, kusurlu anlar dorultusunda geliigzel dolanmaya balayabiliyordu. laran, dikkatli bir oban kpei gibi lnn arkasndan kouyor, onu bir kez daha dve katlmaya zorluyordu. Haplo'nun "yeni ller" olarak isimlendirilebileceini dsunduu Edmund'un lleri, bu tr kusurlara sahip grnmyordu. Kk ordu iyi savayor, eski lleri, kelimenin tam anlamyla toz ederek saylarn azaltyordu. Ordunun byk ksm maara aklnda, Prenslerinin arkasnda toplanmt. Emir bekleyen becerikli bir orduydu bu. Edmund'un, l komutanlarna devaml aldklar emirleri hatrlatmas yeterliydi. Her hatrlatmada, komutan, sanki emri ilk kez alyormu gibi telal telal ban

sallyordu. Haplo, Baltazar'a ulaana kadar Prens'in habercisinin mesaj hatrlayp hatrlamayacan merak etti. Edmund huzursuzca kprdand. Aniden, igdlerine teslim olarak bir kayann zerine zplad ve kendisini ilerlemekte olan ordusuna gsterdi. "Dur!" diye haykrd, bir selam jestiyle elini kaldrp avcunu dar evirerek. "Dur!" diye haykrd dman laranlar ve her iki ordu, bir anlk kargaadan sonra, yerlerinde durdu. laranlar birliklerinin arkasnda kald. itip grebiliyorlard, ama hl llerinin korumas altndaydlar.>,s'i!i' "Neden halkmzn zerine yryorsunuz?" diye sordu Edmund. "Neden halknz Emin Liman halkna saldrd?" Konuan bir kadnd, slfr dolu havada sesi aka duyuluyordu. "Halkmz saldrmad," diye karlk verdi Prens. "Malzeme satn almak iin kasabaya geldik, ama tuzaa drldk..." "Silahl geldiniz!" diye szn kesti kadn souk bir sesle. "Elbette silahl geldik! Tehlikeli topraklardan getik. Anayurdumuzu terk ettikten sonra bir ate ejderinin saldrsna uradk. Halknz bize, bir kkrtma olmadan saldrd! Doal olarak kendimizi savvmduk, ama zarar vermek istemedik. Halkm alktan lrken kasabay, hibir eye dokunmadan terk etme178 miz bunun kant." ki laran alak sesle konutular. Prens siyah kayann zerinde ayakta durmaya devam etti -gururlu ve asil bir duruu vard. "Sylediiniz doru. O kadarn kendi gzlerimizle de grdk," dedi dier laran, bir erkek. Ordunun sa kanadnda ilerleyerek ne kt, kadn arkada brakt. Byc baln indirip yzn gsterdi. Genti, prensten daha gen. Yz trah, gzleri iri ve yeil, salar ou Sartan gibi uzun ve beyaz, ularda kahverengi kahverengi kvrlyordu. Dmanna doru ilerlerken yz ifadesi ciddi ve korkusuzdu. "Bizimle biraz daha konuur musunuz?" er." .!'^ "Evet, memnuniyetle," dedi Edmund, kayadan atlamaya hazrlanarak. Gen laran elini engellercesine kaldrd. "Hayr, ltfen. Haksz yere avantaj kazanmak istemeyiz. Size elik edecek bir l idareciniz var m?" "laranm, biz konuurken gelmekte," dedi Edmund, bu nezaket gsterisi karsnda eilerek. Maaraya doru bir gz atan Haplo, Baltazar'n siyah cppeli figrnn o yne doru gelmekte olduunu grd. Ya ceset aktaraca mesaj doru hatrlamt, ya da laran orada bulunmasnn iyi olacana karar vermi, zaten yola kmt. Ve arkasnda, en az cesetler kadar beceriksizce yryen Alfred, kpek eliinde geliyordu. Baltazar'n kendilerine yetimesini beklerken, Edmund ordusunu ilerletti ve dman zerinde bir etki brakacak, ama saylar belli olmayacak kadarnn grlmesine izin verdi. Dman laran, kendi ordusunun banda sabrla bekledi. Edmund'un g gsterisi ile etkilenmise bile, gen yz bu179nu belli etmiyordu. Kadn Oluaran yzn amam, baln yzne doru iyice ekmiti. Zengin, yumuak sesi duyunca meraklanan Haplo, yzn grmek iin can atyordu. Ama kadn evresindeki kayalar kadar kprtsz duruyordu. Zaman zaman, lleri ilevsel atan arklar syleyen sesini iitebiliyordu Haplo.

Harcad abadan dolay nefes nefese kalan Baltazar, Prens'e katld ve ikisi tnelden kp, her iki ordunun nndeki tarafsz alana yrdler. Karlnda gen Oluaran da ilerledi ve onlar yanyolda karlad. Haplo kpeini Prens'in arkasndan yollad. Patryn bir duvara yasland ve gevedi. Oflaya poflaya gelen Alfred, Haplo'ya doru ykld. "Bal-tazar'n bana sylediklerini duydun mu? lm Kaps'n biliyor!" "!" diye susmasn emretti Haplo sinirle. "Sesini ks, yoksa bu lanet yerdeki herkes lm Kaps'n renecek! Evet, onu duydum. Ve eer gitmek isterse, onu gtreceim." Alfred hayretler iinde bakakald. "Bunu kastetmi olamazsn!" Haplo gzlerini grmecilerden ayrmad, yant vermeye tenezzl etmemiti. "Anlyoam!" dedi Alfred, sesi titreyerek. "Bu... bilgiyi istiyorsun!" Sartan baklarn nlerinde dizili olan l sralarna evirdi. "ok haklsn." "Hepimize ykm getireceksin! Yarattmz her eyi yok edeceksin!" "Hayr!" dedi Haplo, aniden yer deitirip, parman Alf-red'in gsne saplayarak. "Siz Sartanlar yok ettiniz her eyi1 Biz Patrynler onu eski haline getireceiz! imdi sesini kes ve 180 ." , AtE DEHE brak, dinleyeyeyim." "Seni durduracam1" dedi Alfred, cesurca kar koyarak. "Bunu yapmana izin vermeyeceim. Ben.. " Ayaklarnn altndaki gevek akllar oynad. Alfred kayd. Elleri havada lgnca salland, ama tutunabilecei bir yer bulamad ve bir gmle-me ile sert zemine dverdi. Haplo, ayaklarnn dibinde amas bir yn olarak yatan, kellemekte olan orta yal adama bakt. "Sakn geri durma," dedi Patryn, srtarak. "Beni durdur." Duvara yaslanarak, dikkatini grmeye evirdi. "Bizden istediiniz nedir?" diye soruyordu gen la-ran, tanma formaliteleri sona erdikten sonra. Prens hikyesini tekrarlad. Vakar ve gurur ile, gzel bir ekilde ifade etmiti. Kairn Necros halkna kar hibir sulamada bulunmad, halknn ektii aclarn suunu talihsizlik veya bilgisizlie ykmaya zen gsterdi. Bu yoz halinde bile Sartan dili, zihinde imgeler yaratmak konusunda baarlyd. Yz ifadesine baklrsa, gen la-ran Edmund'un szlerinin ok tesini grmt. Gen adam yzn duygusuz tutmaya alt, ama yznden bir kuku dalgalanmas geti, aln sululuk duygusuyla knt, dudaklar hafife titredi. Hzla, ordunun arkasnda kprtsz durmakta olan kadna bakarak yardm istedi. Anlayan kadn, ne doa kayd ve Prens'in hikyesinin sonunu iitebilecei bir zamanda geldi. Ellerinin zarif bir hareketiyle baln at ve yumuak baklarn Edmund'a evirdi. "Gerekten de ok ac ekmisiniz. Siz ve halknz iin zgnm." Prens eildi. "Merhametiniz bize onur veriyor kkha-nm..." 181 "Hanmefendi," diye dzeltti kadn, glmseyen baklarn yannda duran larana evirerek. "Bilinen adm1 Jera'dr. Bu adam kocam, Gedik Tepe Dkl'nden Jonathan'dr."

"Lord Jonathan, karnzla kutsanmsnz," dedi Edmund nezaketle. "Ve siz, hanmefendi, kocanzla kutsanmsnz." "Teekkr ederim, Ekselanslar. Hikyeniz gerekten zc," diye devam etti Jera. "Ve korkarm, halkm pek ok adan talihsizliinizden sorumlu..." "Hibir sulamada bulunmadm," dedi Edmund. "Hayr, Ekselanstan." Kadn glmsedi. "Ama szlerinizin yaratt imgelerde sulama grmek ok kolayd. Bununla beraber" -mermer przszlndeki aln bir kukuyla krt-"hkmdar kendisine yalvararak gelen kullarna kar merhametli olacaktr..." "--, ,.,-.", Edmund dimdik dikildi. imdiye kadar hibir ey sylememi olan Baltazar, dik dik bakt, siyah kalar atld, siyah gzleri magma denizinin rktc n yanstt. "Hkmdar!" diye yineledi Baltazar inanamazmasma. "Ne hkmdar? Ve siz kime kul diyorsunuz? Biz bamsz bir krallz..." "Sus, Baltazar." Edmund elini bycnn kokma koydu. "Hanmefendi, kendi kardelerimize yalvarmak iin gelmedik." Szc vurgulamt. "llerimiz arasnda pek ok ifti, zanaatkar ve sava bulunuyor. Yalnzca alma, ekmeimizi kazanma, kentinizde barnma olanann verilmesini istiyoruz." Kadn ona bakakalmt. "Gerekten de En Kutsal Majesteleri Hkmdar'n ynetimi altnda olduunuzu bilmiyor muy1 Satanla'n, b kiisel, b bilinen olmak uzee iki ismi vad Altred'n Haplo'ya daha nce syledii gibi, bu Satan'n kiisel ismi, onu blenlee o kii zende g ve Bu yzden b Sanan kiisel ismini yalnzca sevdii ve gvendii klee nkla 182 dunuz'" "Hanmefendi" -Edmund itiraz etmek zorunda kald iin utanm grnyordu- "halkmn hkmdar benim, tek hkmdarlar..." "Ama, elbette!" Jera ellerini kavuturdu, yz parlam, ne-elenmiti. "Bu her eyi aklyor. Bunlarn hepsi korkun bir yanl anlama! Hemen bakente gelmelisiniz, Ekselanslar ve Majesteleri'ne sayglarnz sunmalsnz. Eim ve ben size elik etmekten ve sizi tantmaktan memnunluk duyarz." "Sayg sunmak m!" Baltazar'n siyah sakal solgun benzine kar byk bir kartlk oluturuyordu. "Asl bu nevi salsna mnhasr hkmdar..." *'t W-'" ' <*M"* w "Zarif davetiniz iin teekkr ederim, Des Jera." Ed-mund'un eli Baltazar'n kolu zerinde skca kapand. "Size elik etme onum bana ait. Fakat halkm, karlarnda dman bir ordu bulunurken brakamam." "Ordumuzu geri ekeriz," diye neride bulundu Dk, "eer siz de ordunuzun denizi gemeyeceine sz verirseniz." "Ordumuzun gemileri olmadndan, bu tr bir gei mmkn deil zaten, Lordum." "Ekselanslarnn affna snarak, Emin Liman'da demirlenmi bir gemi var. Benzerini daha nce hi grmedik ve varsaydk ki..." "Al, imdi anlyorum!" Edmund ban sallad ve baklarn Haplo ile Alfred'e evirdi. "Gemiyi grdnz ve ordumuzu denizin karsna geirmeye niyetlendiimizi dndnz. Belirtmi olduunuz gibi, Lordum, aramzda pek ok yanl anlama var. Gemi Emin Liman'a bugn gelmi olan iki yabancya

ait. Onlara elimizden geldiince misafirperverlik gsterdik, ama," diye ekledi Prens kzararak, 'hzn onlara sunabilecei183 mizden ok fazlasn onlar bize verdi." Alfred ayaa kalkt. Haplo dikildi. Des onlara dnd. Yz, hatlar dzgn olmasa da, son derece zeki, gl, kararl bir iradeyle gzellemiti. Yeil benekli kahverengi gzleri son derece gzeldi ve onlar ynlendiren zihnin evikliini yanstyordu. Baklar iki yabancya kayd ve Jera hemen Haplo'yu, geminin sahibi olarak seti. "Geminizin yanndan getik, baym ve onu son derece ilgin bulduk..." "Onlar ne tr rnler?" diye araya girdi kocas ocuksu bir hevesle. "Daha nce hi..." "Hayatm," diye szn kesti kars, "rn ilmi hakknda konumann hi zaman deil. Prens Edmund halkna, Majesteleri Hkmdar'a tantlma onuruna sahip olacan bildirmek isteyecektir. Siz hazr olduunuzda, sizinle Emin Liman'da buluuruz, Ekselanslar." Jera'nn yeil gzleri Haplo ve arkasndaki Alfred zerinde younlat. "Bu yabanclara da kentimizi tantmaktan onur duyarz." Haplo kadna dnceli dnceli bakt. Bu prens, onun eski dman olduunu bilememiti, ama Patryn, konumalardan Edmund'un halknn, daha byk ve daha parlak bir gnein evresindeki kk bir uydudan baka bir ey olmadn anlamt. Bir gne ok daha fazla bilgiye sahip olabilirdi. imdi gidebilirim ve kimse beni sulayamaz, hatta Lordum bile. Ama o ve ben, kuyruumu dnp katm hep hatrlyor oluruz Patryn eildi "O onur bize ait, hanmefendi." Ona glmseyen Jera, baklarn yine Prens'e evirdi. "Geliinizi nceden haber vereceiz, Ekselanslar, ki her ey sizin 184 kabulnz iin hazr olsun." "ok naziksiniz, hanmefendi," diye yant verdi Edmund. Herkes son bir kez eilerek selam verdi, sonra grup dald. Dk ile Des l ordularnn bana dndler, onlar bir araya toplayarak (konumalar srasnda pek ou dalmt), sraya dizilmelerini saladlar ve Emin Liman'a ynlendirdiler. Baltazar ile Prens maaraya girdi. "Bir hkmdar," diyordu laran sert bir sesle. "Kairn Telest'in bamsz halk onun kullarndan baka bir ey deil, ha! Necropolis halknn felaketimize bilmeden yol atn imdi syle, Edmund!" Prens'in endieli olduu akt. Gzleri, stne asl bulut kmeleri arasnda zar zor grlen, uzaktaki kente gitti. "Ne yapabilirim, Baltazar? Gitmezsem halkmz iin ne yapabilirim?" "Ben syleyeyim, Ekselanslar! Bu ikisi" -laran Hap-lo ile Alfred'e iaret etti- "lm Kaps'nn yerini biliyorlar. Oradan gelmiler!" ,v,.ft"" ,".^ i",^' Prens onlara hayret dolu gzlerle bakt. "lm Kaps m? Gerekten mi? Acaba halkmz da..." Haplo ban sallad, "ie yaramaz, Ekselanslar. Buradan olduka uzakta. Halknz tamak iin gemilere ihtiyacnz olur, pek ok gemiye." Vw'Ld v*>A >V;r"rf'

"Gemiler!" Edmund hznle glmsedi. "Bizim yiyeceimiz yok ve sen gemilerden bahsediyorsun. Syle bana," diye ekledi, bir anlk duraksamadan sonra, "kent halk... lm Ka-ps'n biliyor mu?" "Nasl bilebilirim, Ekselanslar?" diye yant verdi Haplo, omuzlarn silkerek. "Eer syledikleri doruysa," diye tslad Baltazar. "Gemilerimiz olabilir! Onlarn gemileri var!" Ban Necropolis'e doru sallad. , 188 "Peki bedelini nasl deyeceiz, Baltazar?" "demek mi, Ekselanslar! oktan demedik mi bedelini? Yaamlarmzla demedik mi?" diye sordu laran, yumruunu skarak, "istediimizi alma zaman geldi, bana gre1 Onlara srnerek gitme, Edmund! Bizi onlara gtr! Bizi savaa "Hayr! Onlar," -prens uzaklamakta olan Dk ile Desi iaret etti- "bize kar merhametliydiler. Hkmdarn dinlemek ve anlamak iin daha az istekli olacana inanmak iin bir sebebimiz yok. lk nce barl yntemleri deneyeceim." "'Biz,' deneyeceiz Ekselanslar. Ben de geliyorum, elbette..." "Hayr." Edmund laran'n elini tuttu. "Sen halkla kal. Eer bana bir ey olursa, nderleri sen olacaksn." "Sonunda yreiniz konuuyor, Ekselanslar." Baltazar'in sesi acyd, hzn doluydu. "Her eyin yolunda gideceine gerekten inanyorum. Ama olaslklara kar hazrlksz olursam, kt bir hkmdar olurum." Edmund adamn elini skt. "Sana gvenebilir miyim, dostum? Bir dosttan, bir danmandan da fazlasn benim iin... benim dier babam?" "Bana gvenebilirsiniz, Ekselanslar." laran'n cmlesinin son ksm bouk bir fsltdan baka bir ey deildi. Edmund halk ile konumak zere geri yrd. Baltazar kendisini toplamak iin bir an daha glgelerin iinde kald Prens gittii zaman, laran ban kaldrd. Korkun, yrek paralayc bir ac solgun yz yalandrmt. Haner gibi siyah gzler Alfred'e sapland, titreyen Sartan'n bedenini delip geti ve Haplo'da durdu Ben kt bir adam deilim aresiz bir adamm. Haplo ATE DEHIZI laran'n szlerinin alevle aydnlanan karanlkta yanklandn iitti. "Evet, Prensim," diye sz verdi Baltazar hararetle, yumuak bir sesle. "Bana tam anlamyla gvenebilirsiniz. Halkmz gvende olacak!" ONSEKZNC BLM NECROPOLIS, ABARRACH "Bir mesaj, Majesteleri, Gedik Tepe Dk Jonathan'dan." "Gedik Tepe Dk m? O lmemi miydi?" "Gen olan, Majesteleri. Hatrlayabileceiniz gibi, efendim, onu ve karsn, uzak kydaki istilaclara kar gndermitiniz..." "Al, evet. Kesinlikle." Hkmdar kalann att. "Bu istilaclarla m ilgili?" ' ~. ' '< "Evet, Majesteleri." ha.'*,', "uv.niV ''' - ' . >,"!" "Huzuru boalt," diye emretti Hkmdar. Bu konuyla zel olarak ilgilenileceini bilen Lord Yksek Nazr, bilinli olarak yalnzca Majestelerinin iitecei ekilde konumutu. Huzurun boaltlmas

emri ne kimse iin srpriz oldu, ne de herhangi bir glk kt. Lord Yksek Nazr'n daima dikkatli khya ile gzgze gelmesi yeterli olmutu. Bir asa yere vuruldu. "Majesteleri'nin grmeleri sona ermitir," diye ilan etti khya Bavuru dilekeleri ile gelenler parmenlerini yuvarladlar, onlar parmen klflarna koydular, eildiler ve taht odasndan geri gen ktlar. Sarayda zaman geirmekten baka bir ey yapmayp, Majestelerinin asil gzlerinin dikkatini ekme188 rtttj Dtnu ye alarak, Majesteleri ile olabildiince ok zaman geirmeye alanlar esnediler, gerindiler ve bir baka can skc gnn gemesini kolaylatrmak iin birbirlerine rn ta oyunu oynamay teklif ettiler. Son derece iyi korunmu ve bakml kraliyet cesetleri toplulua taht odasndan dar, sarayn geni koridorlarna kadar elik ettiler, kaplar kapattlar ve kaplarn nndeki yerlerini alarak, Majesteleri'nin zel bir grme yapmakta olduuna iaret ettiler. ..1/ 'ite**- -A f"w4! Taht odas artk sohbetler ve sahte kahkahalar ile vzldamad zaman, Hkmdar, elinin bir hareketi ile Lord Yksek Nazr'a balamasn emretti. Lord Yksek Nazr da yle yapt. Bir parmen tomar aarak okumaya balad. *' '' ' "Saygdeer dkn en derin sayglar..." 'iR9"v'.-;"',' a4.">v,Ci' "O ksmlar ge." . ,( ',tt "Peki, Majesteleri." Lord Yksek Nazr'n, Hkmdar'n ahsna yadrlan komplimanlar, atalanna yadrlan komplimanlar, Hkmdar'n adil ynetimine yadrlan komplimanlar, vs. gemesi bir miktar zaman ald. Nazr sonunda mesajn zn buldu ve aktard. '"stilaclar Kairn Telest olarak bilinen d blgeden geliyorlar, Majesteleri, ismi Yeil Maaralar anlamna geliyor, nk... ee... eskiden gr bir bitki rts varm. Grne baklrsa, bu blge talihsizliklere uram. Magma rma soumu ve halkn su kaynaklar kurumu.' Grne baklrsa, Majesteleri, Yeil Maaralar," diye ekledi Lord Yksek Nazr, mesajdan ban kaldrarak, "artk Ta Kadar plak' Maaralar olarak isimlendirilebilir." l Rn ta oyununda, rakibin tun talann alnmas ile sonulanan bir hamle ad Run ta oyunu, Kopal ncesine ait, tnah-jongg olaak bilmen bir oyuna ok benzemekted 189 Majesteleri hibir ey sylemedi, Lord Yksek Nazr'in esprisini iittiini belirtmek iin homurdanmakla yetindi. Lord Yksek Nazr okumaya devam etti. 'Felaket sebebiyle, Kairn Telest halk anayurtlarndan ayrlmak zorunda kalmlar. Yolculuklar esnasnda pek ok tehlikeyle karlamlar. Bunlar arasnda...'" "Tamam, tamam," dedi Hkmdar sabrszlkla. Keskin baklarn Lord Yksek Nazr'a dikti. "Dk bu Yeil Maaralar halknn neden buraya gelme ihtiyac hissettiini belirtmi mi?" Lord Yksek Nazr hzla mesaj sonuna kadar tarad ve hata yapmadndan emin olmak iin bir kez daha okudu -H-kmdar'n hatalara kar pek az

hogrs vard- sonra ban sallad. "Hayr, Majesteleri. Mesajn anlatmna baklrsa, sanki bu halk Necropolis'e tesadfen rastlamlar." "Hah!" Hkmdarn dudaklar ince, kurnaz bir glmsemeyle araland. Ban sallad. "Biliyorlar, Pons. Biliyorlar! Devam et. Bize zn syle. Talepleri nedir?" ..anv "Talepleri yok, Majesteleri. nderleri, bir prens" -hafzasn tazelemek iin Lord Yksek Nazr tekrar ktlara bavurdu- "bilinmeyen bir soydan gelen Edmund, bu frsat, Majesteleri Hkmdar'a sayglarn sunmak iin kullanmak istiyor. Dk mesajn sonunda, Kairn Telest halknn ok perian bir durumda olduunu ekliyor. Dk'n aklna, nceden belirtilen felaketlerden bizim bir ekilde sorumlu olabileceimiz gelmi. Majesteleri'nin Prensle msait olan en ksa zamanda greceini umuyor." "Bu Gedik Tepeli gen dk tehlikeli biri mi, Pons? Yoksa yalnzca aptal m?" Lord Yksek Nazr soruyu dnmek iin bir an durdu. 190 "Onun tehlikeli olduunu dnmyorum, Majesteleri. Ne de aptal. O gen, idealist ve akyurekli biri. Belki politika konusunda biraz naif. Hem, o rahmetli dkn kk olu olarak yetitirildi ve dkln tm sorumluluklarnn aniden omuzlarna yklmasna hazr deildi. Szleri beyninden deil, yreinden geliyor. Eminim ne sylediini kendi de bilmiyordur." "Ama kars baka konu." Lord Yksek Nazr ciddi bir yz taknd. "Korkarm yle, Majesteleri. Des Jera olduka zekidir." "Ve babas, cehennem alsn onu, hl byk bir babelas olmaya devam ediyor." "Ama bu gnlerde daha fazlasn beceremiyor, efendim. Onu Eski Topraklar'a, srmek byk bir deha rneiydi. Kont srf hayatta kalmak iin btn enerjisini kullanmak zorunda. Sorun yaratamayacak kadar zayf." "Bu deha rnei iin sana teekkr etmemiz gerekir, Pons. Ah, evet, hatrlyoruz. Bize devaml hatrlatmana gerek yok. Ve o yal adam hayatta kalmak iin mcadele ediyor olabilir, ama bize kar konuacak kadar nefesi kalm." "Ama onu kim dinliyor ki? Kullarnz size sadk. Sizi seviyorlar, Majesteleri..." "Brak unu, Pons. Baka herkes bu pislikleri ayaklarmza yyor zaten. Senden saduyu bekliyoaz." Lord Yksek Nazr, Hukmdar'n kendisi hakkndaki iyi fikirlerine minnettar bir biimde eildi; ama kraliyet ieinin, sz konusu pisliklerle beslenmezse bymeyeceini biliyordu. Hkmdar dikkatini Nazrndan evirmiti. Bu dnyada bylesine bol olan altn, elmas ve baka minerallerden yaplm tahtndan kalkan Majesteleri, geni, altn ve gm kakmal krsnn evresinde birka tur att. Taht odasn admlamak Majestelerinin alkanlklarndan biriydi; hareketin dnmesine yardmc olduunu sylerdi. Hkmdar, kendisine dava sunanlar, tahtndan frlayp, krsnn evresinde pek ok tur attktan sonra hkmn bildirerek sk sk artmt. ' En azndan saray aylaklarm diken stnde tutuyor, diye dnd Pons elenerek. Majesteleri ne zaman ayaa kalksa, huzurda bulunan herkesin sohbetlerini kesip, trensel sayg selamn vermeleri bekleniyordu. Majesteleri

ne zaman kafasna bir soanu yryerek zmeyi koysa, sarayllar sohbetlerini brakyor, ellerini kol yenlerinde kavuturuyor, yerlere kadar eiliyorlard. Odasn admlamak Hkmdar'in pek ok kk tuhaflklarndan yalnzca biriydi. Turnuva dvlerine baylmas ve rn ta oyunu bamll bu tuhaflklardand. Yaamlar esnasnda bu iki oyundan herhangi birinde usta olan tm yeni ller saraya getirilir, Majesteleri'ne oyun arkada olmaktan baka hizmet grmezlerdi Oyunlar uyanklk yars boyunca, hatta uyku yansnn ounluu boyunca sryordu. Bu tr tuhaflklar . Hkmdar'n yanl anlalmasna ve s beyinli bir oyuncu olarak grlmesine sebep oluyordu. Pek ok kiinin ayn hataya dtn gren Pons, onlarn arasnda deildi. Majestelerine kar duyduu korku ve sayg, hem derin, hem de temelliydi. Bu yzden Pons, saygl bir sessizlik iinde Majestelerinin kendisini fark etme tenezzln gstermesini bekledi. Konunun ciddi olduu akt. Hkmdar ellerini arkasnda kavuturarak, bu konuya krs evresinde be tam tur ayrd. Ellili yalarnn ortasnda olan 14. Kleitus, yapl, kasl bir adamd. arpc grnnn gzellii, genken iir ve ark192 larda bol bol vlmt. Dzgn yalanmt ve deyim yerindeyse, yakkl bir ceset olacakt. Kendisi de gl bir la-rand ve o sondan nce, daha uzun yllar vard. Sonunda Majesteleri yryn bitirdi. Bir kez daha tahtna yerleirken, Kraliyet renkleri alamak iin mor boya ile ton atlm olan siyah cppesi, yumuak bir sesle hrdad. "lm Kaps," diye mrldand, yzn tahtn koluna vurarak. Altna arpan altn, ahenkli, metalik bir ses verdi. "Sebep bu." "Belki de Majesteleri bouna endieleniyordur. Dk'n yazd gibi, buraya tesadfen gelmi olabilirler..." , "Tesadf! Birazdan bana anstan bahsetmeye balayacaksn, Pons. Beceriksiz bir rn ta oyuncusu gibi konuuyorsun. Strateji, taktik -oyunu kazandran bunlardr. Hayr, szlerimi unutma. Buraya lm Kaps'n aramak iin geldiler, onlardan nce gelen onca kii gibi." "Brakn gitsinler, o zaman, Majesteleri. Bu tr lgnlarla daha nce de uratk. Kt pislik iin iyi son..." Kleitus kalanm att, ban sallad. "Bu sefer olmaz. Bu halk olmaz. Cesaret edemeyiz." Lord Yksek Nazr bir sonraki soruyu sormakta tereddt etti, yant bilmek istediinden emin deildi. Ama soruyu sormas bekleniyordu, Hkmdarnn dncelerini yanklamas bekleniyordu. "Neden olmasn, efendim?" "nk bu halk lgn deil. nk... lm Kaps ald, Pons. Ald ve tesini grdk!" Lord Yksek Nazr daha nce Hkmdarn hi byle konutuunu duymamt. O sert. gvenli sesin zayfln, a-knlatn, hatta... korku dolduunu duymamt. Pons, sanki ktcl bir atein ilk dalgalarn hissetmi gibi titredi. 193

Kleitus uzaklara, sarayn kaln granit duvarlarndan teye, Lord Yksek Nazr'n gremeyecei ve hayal edemeyecei bir yere bakyordu. )^- , '<*' i"'1' *< "Uyanklk yarsnn erken saatlerinde oldu, Pons. Uykumuzun hafif olduunu bilirsin. Aniden, bir sesle uyandk. yice ayldmzda, ne olduunu tam olarak kestiremediimiz bir sesle. Sanki bir kap alm... ve tekrar kapanm gibiydi. Dorulup oturduk, acil bir durum olduunu dnerek yatan perdelerini ektik. Ama yalnzdk. Odaya giren kimse olmamt. "Bir kap aldna ilikin edindiimiz izlenim o kadar glyd ki, yatan yanndaki lambay yaktk ve muhafza seslenmeye hazrlandk. Hatrlyoruz. Bir elimiz yatak perdesin-deydi. Dierini lambadan ekiyorduk ki, evremizdeki her ey... dalgaland." "Dalgaland m, Majesteleri?" Pons kalarn att. ,, "Biliyoruz, biliyoruz. nanlmaz geliyor." Kleitus Naznna bakp, hznle glmsedi. "Bunu tasvir edecek baka yol bulamyoruz. evremizdeki her ey eklini, gerekliini ve boyutlarn kaybetti. Sanki kendimiz, yatak, perdeler, lamba, masa aniden, durgun su zerine yaylm ya tabakasndan baka bir ey deilmi gibi oldu. Dalga bizi, zemini, yata, masay bkt. Ve bir an sonra, yok olmutu." "Bir rya olmal, Majesteleri. Uyank deildiniz..." "Biz de yle dndk. Ama o an, Pons, grdmz u oldu." Hkmdar, Sartanlar arasnda gl bir bycyd. Konutuunda, szleri aniden Nazrnn zihninde gl imgeler yaratt, imgeler o kadar hzl parldamt ki, Pons'un kafas karm, sersemleml. Hibirini aka gremedi, ama nesnelci 194 AE Denizi evresinde dnyor gibi gelmiti. Kkken, annesi onu ellerinden tutup, neeli bir dans ile onu evirir, evirir, evirirdi. te, o zaman lssettii gibi hissediyordu kendisini. />"!%' Pons dev bir makine grd. Makinenin metal paralan insan bedeninin paralar gibi ekillendirilmiti ve lgnca bir younlukla, hibir ey yapmayarak alyordu. Siyah derili bir insan kadn ile bir elf prensinin, prensin kendi rkna kar savatm grd. Gzlkl bir cce tarafndan ynetilen, zorbala kar ayaklanan bir cce rk grd. Gne ile ykanan yemyeil bir dnya, gzelim, parlak, bo ve yaamdan yoksun bir kent grd. Dev yaratklar grd, korkun, gzsz, krlklarda dolanyor, yollarna kan herkesi ldryorlard. "Kaleler nerede?" diye haykryorlard. Sert, nefret ve fke dolu ve bu halleri ile dehet uyandrc bir rk grd. Derilerine rnler ilenmi bir rk. Ejderler grd... ,(.?,'",:( "-. * "te, Pons. Anlyor musun?" Kleitus yine, yar aknlk, yar hayal krkl iinde iini ekti. "Hayr, Majesteleri!" diye kekeledi Nazr nefes nefese. "Anlamyorum! Ne -neresi -ka zamandr..." "Bu grntler hakknda senden daha fazlasn bilmiyoruz. ok hzl geldiler ve birine tutunmaya altmz zaman, parmaklarmzn arasndan kum gibi akp gittiler. Ama grdmz, Pons, dier dnyalard! lm Kaps'nn tesindeki dnyalar. Tpk eski metinlerde yazl olduu gibi. Bundan eminiz! Halk bunu bilmemeli, Pons. Biz hazr olmadan olmaz." "Hayr, elbette olmaz, efendim."

Hkmdarn yz ciddi, ifadesi sert ve kararlyd. "Bu lem lyor Dier lemlerin kaynaklarn smrdmz halde..." Dier lemlerin kaynaklarn yok ettiimiz halde, diye d175 Margaret Weis & Tracy Hckman zeltti Pons, ama yalnzca kendi zihninde. "Gerei, kendi iyilikleri iin halktan gizledik, elbette. Aksi halde panik, kaos ve anari hakim olurdu. Ve imdi bu prens ile halk geliyor..." "...ve yanlarnda gerei getiriyorlar," dedi Pons. "Evet," diye onaylad Hkmdar. "Ve gerei getiriyorlar." "Majesteleri, eer zgrce konuabilirsem..." "Ne zamandan beri aksini yapyorsun, Pons?" "Evet, efendim." Lord Yksek Nazr hafife glmsedi. "Bu perian halka giri izni versek ve onlar -mesela- Eski Toprak-lar'a yerletirsek. Ate Denizi ekildiinden beri o topraklar bizim iin neredeyse tamamen kymetsiz." "Ve dnyamzn lmekte olduuna ilikin dedikodular yay-salar, yle mi? Kontu samalayan bir aptal zannedenler birden onu ciddiye almaya balarlar." "Kont halledilebilir..." Lord Yksek Nazr hafife ksrd. "Evet, ama onun gibi bakalan da var. Onlara bir de, souk, orak leminden kaan, danya bir yol aradndan bahseden Kairn Telest Prensi'ni ekle, bizi yok edersin. Anari, isyanlar! stediin bu mu, Pons?" "Kller adna, hayr!" Lord Yksek Nazr rperdi. "O zaman samalamay kes. Bu istilaclar bir tehdit olarak gstereceiz ve onlara sava aacaz. Savalar halk birletirir. Zamana ihtiyacmz var, Pons! Zamana! lm Kapsn bizim bulmamz iin. Kehanetin syledii gibi." "Majesteleri!" Pons aknlk iindeydi. "Siz! Kehanet! Siz mi?..." "Elbette, Nazr," diye tersledi Kleitus, hafife bozulmu grnerek. "phen mi vard?" "Hayr, elbette yoktu, Majesteleri." Pons eildi. Hatlarn t i) ATE Denizi tekrar dzenleyene ve hayret ifadesini silip, yerine byk bir inan koyana kadar yzn gizleme frsat bulduu iin minnettard. "Her eyin... bu kadar ani gelimesinden dolay aknlk iindeydim yalnzca. Her ey bir arada oluyor." Bu, en azndan, doruydu. "Zaman geldiinde, halk bu karanlk dnyasndan, bir k dnyasna gtreceiz. Kehanetin ilk ksmn gerekletirdik..." Evet ve Abarrach'taki her laran da yle, diye dnd Pons. "imdi ikinci ksmn gerekletirmemiz kalyor," diye devam etti Kleitus. ,,,, "Peki, yapabilecek misiniz?" diye sordu Nazr, Hkm-dar'n hafife kalkm kalarndan som sorma srasnn geldiini anlayarak. "Evet," diye yantlad Kleitus. -vs . Bu Pons'u bile hayrete drd. "Efendim! lm Kap-s'nn yerini biliyor musunuz?" "Evet, Pons. Sonunda, almalarm bana yant gsterdi. imdi, tam da bu anda gelen Prens ile hrpani takipilerinin neden babelas olduklarn anlyorsun."

Bir tehdit, diye tercme etti Pons. nk eski metinleri kullanarak lm Kaps'nn yerini sen kefedebiliyorsan, bakalar da kefedebilir. Bu "dalgalanma" deneyimi seni korkuttu, aydnlatmad. Birisi seni yenebilir. Prens ile halknn yok edilmesi ite bunun iin gerekli. ' . - ?j "Dehanz karsnda hakir kaldm, Majesteleri." Nazr yerlere kadar eildi. Pons, ounlukla itendi. Kukulan vardysa da, bunun sebebi kehaneti pek de ciddiye almam olmasyd. Ona hi 197 Magaret Wes & Trncy Hckmnn inanmamt aslnda Kletus'un inand akt ama Yalnzca inanmyor, kehaneti geekletirmek iin yola kyordu1 Gerekten lm Kaps'n kefetmi miydp O fantastik hayaller olmasa Pons kuku duyabilirdi. Bu son krk yl boyunca hissetmedii bir heyecan hissettirmiti bu hayaller Pons'a. Neler grdn, neler hissettiini hatrlaynca, bir anlna lgn bir heyecana kapld ve kendisini sk bir disiplin altna almas, o parlak ve umutlu dnyay arkasnda brakp, ellerindeki karanlk ve kasvetli ie dnmesi gerekti. * "> "Majesteleri, bu sava nasl balatacaz' Kairn Telestlilerin savamak istemedii ak..." "Savaacaklar, Pons," dedi Hkmdar, "Prenslerini ldrttmz renince savaacaklar. Mrl J l 198 "A ONDOKUZUNCU BOLUM ATE DENZ, ABARRACH Prens Edmund halkna nereye ve neden gittiini aklad. Onu mutsuz bir sessizlik iinde dinlediler, Prenslerini kaybetmekten korkuyorlard, ama baka yol olmadn da biliyorlard. "Yokluum esnasnda nderiniz Baltazar olacak," diye bildirdi Edmund ksaca, konumasnn sonunda. "Beni takip ettiiniz gibi, bana itaat ettiiniz gibi takip edin onu. taat edin." Halkn sessizlik iinde terk etti Bir tek kii bile, ona seslenecek kutsama szckleri bulamad Yreklerinde onun iin korksalar bile, korkun, ac bir lmden daha ok korkuyorlard ve bu yzden kendi sululuklar ile boulmu bir halde, sessizlik iinde gitmesine izin verdiler. Baltazar, Prens'e maarann azna kadar elik etti ve yol boyunca Prens'in en azndan bir korumay -yeni llerin en gvenilir olanlarndan birini, Necropolis'e giderken yanna almas iin srar etti Prens reddetti "Kardelerimize bar iinde gidiyoruz Koruma almak, gvensizlie ima eder" "O zaman onur muhafz de," dedi Baltazar "Ekselansla-r'nn yalnz gitmesi doru deil Bir ey gibi grneceksin... 199 Margnret Weis & Tracy Hickman ey gibi..." "Olduum gibi," dedi Edmund sert bir sesle. "Bir dilenci gibi. Alktan lenlerin, muhtalarn prensi gibi. Eer halkmz iin yardm bulmann bedeli, bu hkmdarn nnde gururumuzun krlmas ise, ayaklarnn dibinde memnunlukla diz kerim."

"Kairn Telest Prens'i diz kecek, ha!" laran'n siyah kalar, glgeli gzlerinin nnde sk bir dm oluturdu. Edmund durdu, adama dnd. "Kairn Telest'de dik durabilirdik, Baltazar. O ekilde donar giderdik, elbette..." "Ekselanslar hakl. Affnza snrm." Baltazar derin bir i ekti. "Yine de, onlara gvenmiyorum. Bana veya baka birine itiraf edemiyorsan bile, kendi kendine itiraf et, Edmund. Bu halk dnyamz bilinli olarak mahvetti. Bizim geliimiz onlara sitem gibi geliyor." "Bylesi daha iyi, Baltazar. Vicdan azab yrei yumuatr..." "Ya da sertletirir. htiyatl ol, Edmund. Dikkatli ol." n, "Olacam, dostum. Olacam. Ve en azndan, o kadar da yalnz gitmiyorum." Prens'in gzleri maara duvarna yaslanm, tembel tembel durmakta olan Haplo ile, ayan yerdeki bir atlaktan kurtarmaya alan Alfred'e kayd. Kpek, Prens'in ayaklarnn dibinde durmu, kuyruunu sallyordu. "Hayr," diye kabul etti Baltazar kuru bir sesle. "Ve en az houma giden ey de bu, bir ekilde. Bu ikisine, o szde hkmdara gvendiimden daha fazla gvenmiyorum. Peki, peki. Gle gleden baka bir ey sylemeyeceim artk, Ekselanslar! Gle gle!" laran Prens'e skca sarld. Edmund ayn ekilde yant verdi ve iki adam ayrldlar. Biri maaradan dar yneldi, ATE Denizi dieri arkada kald ve Ate Denizi'nin kzl ltsnn Prens'i sarmasn izledi. Haplo slk ald, kpek yerinden frlad ve sahibinin yanndaki yerini ald. "fa fc#jw :;"" V4U'.tyr>4 'dk' >. Emin Liman'a, herhangi bir olay yaamadan ulatlar. Elbette, endieli Alfred'i yol boyunca, iine dmeyi baard glklerden kurtarmalar saylmazsa. Haplo, Sartan'a bysn kullanmasn, maaraya girdikleri zamanki gibi havada szlmesini, o beceriksiz ayaklar kayalardan ve atlaklardan uzak tutmasn emredecek noktaya geldi. Ama Haplo sessiz kald. Alfred ile kendisinin, by konusunda bu halktan daha gl olduklarn talimin ediyordu. Ama ne kadar gl olduklarm belli etmek istemiyordu. Balk yaratmalar onlar hayranlk iinde brakmt ve bu, bir ocuun bile yapabilecei bir by idi. Asla gl taraflarn dmana belli etme, asla zayflklarn gsterme. imdi yalnzca, Alfred hakknda endielenmesi gerekiyordu. Haplo, dnnce, Alfred'in gerek glerini aa vurmak istemeyeceine karar verdi. Adam bysn saklayarak yllarca yaamt. imdi kullanmaya balamayacakt herhalde. Emin Liman'a vardklarnda, gen Dk ile Des'in lavtas rhtmda bekledilerini grdler. Her iki laran da, Hap-lo'nun gemisini hayran hayran seyrediyorlard -belki de dikkatlice inceliyorlard. "Biliyor musunuz, baym?" Onlar gren gen Lord, gemiyi incelemeyi brakt ve Haplo'ya doru seirtti. "Buna benzer rnleri daha nce nerede grdm dndm. Oyunda grmtm -rn ta oyununda!" Haplo'nun karln bekledi, Haplo'nun neden bahsettiini anlamasn bekledii akt. Ama Haplo anlamad. :;^ 201 Margaret Weis & Tracy Hickmnn "Hayatm," dedi, gzlemci biri olan Jera, "adamn ne anlattn hakknda en ufak bir fikri bile yok. Neden biz..."

"Ah, gerekten mi?" Jonathan olduka arm grnyordu. "Herkesin bildiini -Talarla oynanyor. Geminizdekine benzer rnler talara ilenmi. Ama, dnnce, ayn rnler ellerinizde ve kollarnzda da var! Yryen bir oyun tahtas gibisiniz!" Dk bir kahkaha att. "Ne kadar korkun bir ey syledin, Jonathan! Zavall adam utandnyorsun," diye paylad kans, Haplo'ya, Patryn'in rahatsz edici bulduu bir dikkatle bakarken. Haplo ellerinin stn kad ve kadnn yeil gzlerinin derisi zerinde odaklandn grd. Serinkanllkla ellerini deri pantolonunun ceplerine daldrd ve kendisini, ho bir ekilde glmsemeye zorlad. ; ?s;<i%'.t "Utanmadm. lgimi ekti. Hi anlattnza benzer bir oyun duymamtm daha nce. Grmek ve nasl oynandn renmek isterim." "ok kolay! Evde bir takm rn tam var. Belki de, dndmzde eve gidebiliriz ve... "Hayatm," dedi Jera elenerek, "dndmzde saraya gi-diyoaz! Ekselanslan ile birlikte." Kocasn drterek, bu hevesi iinde Prens'i kabaca gzard ettiini hatrlatt. "Ekselanslar'nn affna snrm." Jonathan kpkrmz olmutu. "Hi buna benzer bir ey grmemitim..." "Hayr, ltfen zr dilemeyin." Edmund da gemiye ve Haplo'ya, yeni uyanm bir merakla bakyordu. "ok ilgi ekici. Gerekten ok ilgi ekici." "Hkmdar bylenecek!" diye bildirdi Jonathan. "Oyuna baylr, oynamad tek bir akam bile gemez. Sizi grene ve geminizi duyana kadar bekleyin. Gitmenize izin vemeyecek," 202 AtE DEFIZ diye temin etti Haplo'yu aklkla. Haplo bu fikri hi de cesaret verici bulmamt. Alfred ona korkmu bir bak frlatt. Ama Des, Patryn'e, beklemedii ekilde destek verdi. "Jonathan, Hkmdar'a gemiden bahsetmemizin doru olacan sanmyorum. Hem, Prens Edmund'un ii ok daha nemli. Ve ben" -yeil gzler Haplo'ya dnd -"baka biri ile konumadan nce bu konuda babama danmamz gerektiini dnyoam." Gen Dk ile Des baktlar. Jonathan'in yz hemen ciddileti. "Akllca bir neri, hayatm. Ailede akl sahibi olan karmdr." >** *"< ' k"-\ ' f"*<M "Hayr, hayr, Jonathan," diye itiraz etti Jera, hafife kzara-rak. "Hem, gemideki rnler ile oyundaki rnler arasndaki balanty sen kefettin." "Saduyu, o zaman," diye neride bulundu Jonathan, karsna glmseyip, elini okayarak. "Biz iyi bir takm oluturuyoruz. Ben kaprislerimle, heveslerimle hareket ediyorum. Dnmeden eyleme gemeye eilimliyim. Jera beni hizaya sokuyor. Ama, dier yandan o, yaamn ilgin klacak bir kocas olmasayd, asla normal davranlarnn dna kmaz, asla sra d bir ey yapmazd." Eildi ve karsnn yanan sesli sesli pt. "Jonathan! Ltfen!" Jera'nn yz pene pene kzarmt. "Ekselanslar hakkmzda ne dnecek!" "Ekselanslar, hi bu kadar k iki kii grmediini dnyor," dedi Edmund, glmseyerek. "Evleneli fazla olmad, Ekselanslar," diye ekledi Jera, hl kpkrmz. Kocasna sevgi dolu bir bak frlatt. Elini kocasnn eline dolad.

203 Mnrgaret Weis & Tracy Hickman Haplo konumann baka yne dnmesinden memnundu. Kpein yannda diz kt ve hayvan incelermi gibi yapt. "art -Alfred," diye seslendi. "Buraya gelebilir misin? Sanrm kpein patisine bir diken saplanm. Ben bakarken onu tutar msn?" Alfred panie kaplm gibiydi. "Ben mi? Kpei tut... tutacam-" "Sesini kes ve sylediimi yap!" Haplo ona kt kt bakt. "Seni incitmez. Ben sylemediim srece." Eilerek, hayvann n, sol patisini ald ve incelermi gibi yapt. Alfred kendisine denileni yapp kpein karnn hafife tuttu. "Btn bunlara ne diyorsun?" diye sordu Haplo alak sesle. < 'vMfti-f* <fWffi>vK'y"'! -"p t'iM.n (tm)> ;. "Emin deilim, yi gremiyoam," diye yant verdi Alfred, patiye bakarak. "Eer a doru evirirsen..." "Kpei kastetmiyorum!" Haplo ileden kmt. Bar-mamak iin kendini zor tuttu, fkesiyle savat ve sesini alakt. "Rnleri kastediyorum. Bahsettikleri gibi bir oyun duydun mu hi?" "Hayr, hi duymadm." Alfred ban sallad. "Halkn, aramzda nemsenmeden konuulacak bir konu deildi. Bundan bir oyun karmay dnmek..." Haplo'nun elindeki, magma denizinin ss ile mcadele ederken oynaan krmz mavi rn-lere bakt. Alfred rperdi. "Hayr, imknsz olurdu!" "Benim, sizin rnlerinizi kullanmaya almam gibi mi?" diye sordu Haplo. Kendisine gsterilen ilgiden memnun olan kpek, sabrla oturmu, patisinin drtklenmesine izin veriyordu. "Evet, bunun gibi. Onlar kolayca syleyemediin gibi, on204 DEHZ lara dokunman da g olurdu. Belki de tesadftr," diye tahminde bulundu Alfred umutla. "Rnlere benzeyen anlamsz karalamalardr." " :J",/'-; ,;.-if''.'i' ti' a." *;,;""/ u,."/ <". "*] Haplo homurdand. "Ben tesadflere inanmam, Sartan. te, iyisin, olum! Niye yle, yok yere szlanp duruyordun ki?" Oyun oynayarak kpei yuvarlad ve karnn kad. Kpek srtst kvrand ve belkemii boyunca uzun uzun kand. Dnerek ayaa frlad, silkinerek canland. Haplo, ayaa kalkarken dengesini kaybeden ve arka st oturuveren Alfred'i grmezden gelerek ayaa kalkt. Dk, Alfred'e yardm etmek iin seirtti. "Geminizi Ate Denizi'nin kar kysna m geirirsiniz, yoksa bizimle mi gelirsiniz?" diye sordu Des, Haplo'ya. Patryn de ayn konuyu dnyordu kendi kendine. Eer kentte Patryn rnleri kullanyorlarsa, ne kadar uzak bir ihtimal olsa da, dikkatle planlad korumalar kracak biri kabilirdi. Bu kyda demirlendiinde gemisine ulamas daha zor olurdu, ama onu grecek, az ak bakakalacak ve belki de gemiyle uramaya alacak daha az kii olurdu. "Sizinle geleceim, hanmefendi," diye yant verdi Haplo. "Ve gemimi burada brakacam." ' "Bu akllca olur," dedi kadn, ban sallayarak. Sanki onun dnceleri de Patryn'le ayn izgiyi izlemi gibiydi. Haplo kadnn baklarnn, dev

maarann arkasnda yksee tnemi, bulutlarla kapl kente gittiini, kalarnn atldn grd. Grne baklrsa, burada her ey yolunda gitmiyordu, ama zaten Haplo, iinde canl varlklarn yaad, mcadele ve kargaa olmayan hibir yer grmemiti zaten. Fakat o yerler, insanlar, elfler ve ccelerin hakimiyeti altndayd hep. Bu kent, huzur ve ahenk iinde birlikte yaayabilmeleri ile tannan Sar205 M.rgaret Wes & Tracy Hcknan tanlar tarafndan ynetiliyordu ilginti ok ilgin Kk topluluk bo, terk edilmi htmda, Duk'un gemisine doru yumdu Gemi, Haplo'nun zya et ettii tm lemler-dek gemiler gibi, ejder eklinde yaplm demirden bir canavard Haplo'nun elf gemisinden ok daha byk olan siyah, ejder gemisinin, korkun bir grnts vard Dev, irkin, siyah ba magma denizinden ykseliyordu Gzlerinde kzl ltlar parlyor, azndan krmz alevler fkryor, demir burun deliklerinden dumanlar tutuyordu Olu ordusu nlerinde dank olarak yryor, ilerlerken kemik ve zrh paralan, sa tutamlar duuruyorlard Neredeyse iskelete donmu bir cesedin bacaklar aniden altnda paraland ve ceset yere yld Olu asker rhtmda, kank bir kemik ve zrh yn olarak yatt Miferi kafatasnda, lgn bir ayla duruyordu Dk ile Des durdular ve acele acele fsldaarak, cesedi tekrar kaldrmann faydal olup olmayacan deerlendirdiler Olduu gibi brakmaya karar verdiler Zaman azalyordu Ordu, lavtas iskele zerinde, gemiye doru takrdayp ngrda-yarak ilerlemeye devam etti Arkada kalan iskelete bakan Hap-lo, hayaletin, olu ocuuna alayan bir anne gibi, cesedin tepesinde suzulduunu grdn sand Duyulmayan ses niye haykryordu acaba' Bu yaam oyununa tekrar dndrlmek iin m' Haplo yine, tiksintinin n burktuunu hissetti Arkasn dondu ve bu dnceyi aklndan att Birisinin burnunu ektiini duydu, horgorurcesne Alf-red'e bakt ve adamn yanaklarndan gzyalarnn suzulduunu grd Haplo alayl alayl gld, ama kendi baklar da bu perian ordunun uzene kayd Bir Sartan ordusu Anlalmaz bir 2 O f, (j AtE DEFIIEI ekilde rahatsz olduunu hissetti Sanki uzun zamandr hayal ettii, gzelce dzenlenmi dnya, baaa donmutu 4 >, tt t<>.1 ' If , j , ' , ^y 1 "Bu gemiye ne tr bir buyu g veriyor7" diye sordu Hap-lo, st gvertede enine boyuna yrdkten ve herhangi bir buyu kayna gremedikten sonra Ne ark syleyen Sartan bycleri vard, ne de geminin gvdesine ya da dmenine herhangi bir Sartan runu ilenmiti Yine de demirden ejder hzla magma denizinin zerinde kayyor, buan deliklerinden buhar bulutlar fkrtyordu "Buyu deil Su," diye yant verdi Jonathan "Buhar, aslnda " Haplo'nun akn bak karsnda hafife utanm grnd Sonra kendini savunurcasna ekledi, "Eskiden gemiler buyu gc ile alrm "

"Bynn, lleri kaldrmak ve bakmn salamak iin kullanlmad zamanlarda," dedi Alfred, gvertede perian sralar halinde dizilmi cesetlere acma dolu bir dehetle bakarak "Evet, ok doru," diye yant verdi Jonathan Karlatklar ilk zamandan bu yana ilk kez bu kadar sessiz grnyordu 'Ve, duast olmak gerekirse, kendi kendimize bakmak iin kullanlmad zamanlarda Burada hayatta kalmann nasl bir buyu gc gerektirdiini sz de gryorsunuz Bu inanlmaz s ve zehirli gazlarn bedelim oduyoaz Kente gittiimizde, hibir eyi beslemeyen, ama dokunduu her eyi -ta, et- tketen bir yamua manz kalacaksnz " "Ama gene de, dnyamzn gen kalanna kyasla, buras daha yaanabilir bir ye, Lordum,' dedi Edmund, baklar kenti sarmalayan frtna bulutlar zerinde "Yaam bizim iin azck gulence hemen katmz m sanyorsunuz'' Hay, yaam 207 Margaret Weis & Tracy Hcknan imknsz olunca katk! Hibir s olmayan, suyun bile ta gibi sert olduu, bitmek tkenmek bilmez karanln topraklarn zerine kt bir yerde, en gl rn bysnn bile yaam koruyamad bir an geliyor." "Ve her geen devir," dedi Jera yumuak bir sesle, "zerinde ilerlediimiz magma denizi biraz daha klyor, kentin ss biraz daha dyor. Ve biz ekirdein yaknndayz! Babam byle olduunu belirledi." tyw> |"v1Mj.>Mt'' f w "Bu doru mu?" diye sordu Prens, tedirginlikle. "Hayatm, bu tr eyler sylememek gerekir," diye fsldad Jonathan endieyle. "Kocam hakl. Fermanlara gre, bu tr eyleri dnmek bile ihanet saylyor. Ama, evet, Ekselanslar, doruyu sylyorum! Ben, benim gibiler ve babam doruyu sylemeye devam ediyoruz, bazlar iitmek istemese de!" Jera enesini gururla kaldrd. "Babam bilimsel konular, fizik yasalan ve maddelerin nitelikleri gibi konularda aratrma yapyor, halkmzn ilgilenmeyecei kadar dk grlen konularda. Bir la-ran olabilirdi, ama, bu dnyann halknn dikkatlerini ller yerine yaayanlara evirmesinin zamannn geldiini syleyerek reddetti." Edmund bu yeni fikri olduka radikal buldu. "Bu dnce ile bir lye kadar hemfikirim, ama llerimiz olmadan nasl hayatta kalrdk? Gcmz kendi hayatta kalmamz iin korumak yerine, kaba kuvvet gerektiren iler iin bymz kullanmak zorunda kaldrdk." "Eer llerimizin lmesine izin verseydik ve bu gemiye g verenlere benzer makineler yapp kullansaydk ve eer dnyamzn kaynaklar hakknda daha ok aratrma yapsaydk, daha fazla bilgi edinseydik, babamn inanc odur ki, yal208 ATE DEnizi nzca hayatta kalmaz, geliirdik de. Belki de sizin blgeniz gibi blgelere tekrar yaam getirmek iin yollar bile bulurduk, Ekselanslar." tVf&frr,, K;>tl*'MW* t.'i'ii- '' , &'. "Hayatm, yabanclann nnde bu ekilde konumak akllca m?" diye mrldand Jonatlan, yanaklar solmu bir halde. "Kendilerini bizim dostlarmz sayanlarn yannda konumaktansa, yabanclarn yannda bu ekilde konumak daha iyi!" diye yant verdi Jera ac

bir sesle. "Babam, dier dnyalardan gelip bizi kurtarmalarn beklemenin zaman oktan geti," diyor. "Kendi kendimizi kurtarmann zaman geldi." Baklar, sanki tesadfen olmu gibi, iki yabancya kayd. Haplo gzlerini kadndan ayrmad, yz ifadesizdi. Sartan'a bakmaya cesaret edemiyordu, ama Alfred'e bakmadan da, alnnda Evet, Ben Baka Bir Dnyadan Geldim, szleri yazl imi gibi sulu grneceini biliyordu. "Ve yine de, hanmefendi, siz bir laran oldunuz," dedi Edmund, rahatsz edici sessizlii bozarak. "Evet, yle," dedi Jera hznle. "Gerekliydi. Yalnzca kendi kuyruunu yiyerek hayatta kalabilen bir ylan gibi aresiz kaldk. Evi idare etmek iin bir laran gerekliydi. zellikle de, Eski Topraklar'a srlen bizim gibi bir aile iin." "Onlar nedir?" diye sordu Edmund, konuyu deitirmekten ve tehlikeli, hatta gnahkrca olduunu dnd konumalardan uzaklatrmaktan memnun. "Greceksiniz. Kente giderken aralarndan geeceiz." "Belki de siz, Ekselanslar ve siz baylar, geminin nasl ilediini grmeyi istersiniz," diye neride bulundu Jonatlan, bu konumalara son vermeye can atarak. "Olduka keyif verici ve elendirici bulacaksnz." Haplo hemen kabul etti, bu dnyaya ilikin her tr bilgi Margaret Wes & Tracy Hckman gerekliydi onun iin. Edmund, belki de buna benzer gemilerin, halkn lm Kaps'na tayacana inanarak kabul etti. Alfred itiraz etmedi. Haplo acmaszca, Sartan'n geminin demir merdivenlerinden baaa, geminin scak, karanlk karnna dme frsatn karmayacan dnd. Gemi, cesetlerden bir mrettebat tarafndan iletiliyordu. Bu cesetlerin durumu ordudakilerden daha iyiydi. Yaarken yapm olduklar grevlerini, ldkten sonra da yerine getirmeye devam ediyorlard. Haplo, "kazan" denilen bir eyin gizemlerini kefetti, "ark" denilen, magmann iinde krek ekerek ejder gemisini ileri iten bir alete nazike hayret etti. Kullanlan makineler, Patryn'e Yks-Diksi'yi, Sartanlar'n Arianus'ta yaptklar, imdi Geglerce iletilen o harika makineyi hatrlatt; amacn yalnzca Bane isimli ocuun kefedebildii bir makineydi bu. Dier dnyalardan gelip bizi kurtarmalarn beklemenin zaman oktan geti. Tekrar gverteye kan, aadaki korkun scakl ve baskn karanl arkasnda braktna memnun olan Haplo, Je-ra'nn szlerini hatrlad. Patryn srtmaktan kendini alkoyamad. Ne tatl bir ikilem. Bu Sartanlar "kurtarmaya" gelenler, eski dmanlar olacakt. Lordu nasl da glecekti buna! Demir gemi, terk ettikleri rhtmdan ok daha byk ve ilek olan bir baka rhtma girdi. Geminin demirlendii yerin her iki yannda, baka gemiler uzanyordu. Gelimekte olan Yeni Topraklar, demiti Jonathan, Ate Denizi'ne daha yakndayd Ne sdan rahatsz olacak kadar yaknda, ne de sdan yoksun kalacak kadar uzakta. Gemiden inince, Dk ile Des ordunun komutanln bir baka larana devrettiler. Yeni luaran cesetlerin dun210 ATE Denizi munu grnce ban sallad ve onlar, ne kadar onarm mmknse, yapmak iin gtrd.

Grevlerinden kurtulduklarna memnun olan Jera ile kocas, misafirlerine rhtmda ksa bir gezi yaptrdlar. Haplo, Je-ra'nn tm kasvetli konumalarna ramen, Necropolis'in -rhtmda ylm duran ya da ceset takmlarnn gemilere ykledii mallara baklrsa- gelien, zengin bir toplum olduu izlenimi altnda kald. """.""".^^^^M,.,"""^ "^".j^^^p"""/""" Rhtm terk ettiler ve kente giden anayola yneldiler. Ama oraya ulaamadan, Jera topluluu durdurdu ve alev alev okyanusun kysna iaret etti. "Bakn, urada," dedi, elini uzatarak. "Birbirinin zerinde duran u ta gryor musunuz? Buradan ayrlmadan nce ben koymutum onlar Ve ben onlar yerletirirken, magma denizi talarn dibine kadar geliyordu." Okyanus artk talarn dibine gelmiyordu. Haplo rahata elini, talar ile deniz arasnda kalm eride koyabilirdi. "Bu ksa srede," dedi Jera, "magma bu kadar ekilmi. Tamamen souduu zaman bu dnyaya, bize neler olacak?" ><!t,<<>, 2!f ^l YRMNC BLM YEN KIRLIKLAR ANAYOLU ABARRACH Dk, Des ve konuklarn st ak bir araba bekliyordu. Ara ayn otsu maddeden yaplm, rlm ve Haplo'nun kyde fark ettii parlak renklere boyanmt. '?* vs ,< t" "Sizin geminizde kullanlan maddeden ok farkl," dedi Je-ra, arabaya trmanp Haplo'nun yanna otururken. Patryn sesini karmad, ama Alfred tuzaa, her zamanki zarafeti ile dt. "Ahap, demek istiyorsunuz. Evet, ahap olduka yaygn... ee... ey..." Hatasn fark edip kekeledi, ama artk ok geti. Haplo, Sartan'n evkli szlerinde Arianus'un, yeil, yaprakl dallarn, o uzak dnyann gnele ykanan mavi gklerine uzatan aalarn imgelerini grd. Patryn'in iinden gelen ilk duygu, Alfred'i saaklanm ya-kalanndan yakalayp sarsmak oldu. Yz ifadelerine baklrsa, Jera ile Jonathan da ayn imgeleri grmt ve Alfred'e sakla-madklan bir hayret ile bakyorlard Bu Sananlarn, kendi dnyalarndan farkl bir dnyadan geldiklerini bilmeleri ya da tahmin etmeleri yeterince ktyd Ne kadar farkl olduunu gstermek zorunda myd Alfred' Alfred hl konuarak, samalayarak ve daha fazla zararda 212 , ( ATE Denizi ,s, ' bulunarak hatasn rtmeye alrken arabaya trmanyordu. Haplo izmeli ayan Alfred'in ayak bileklerinin arasna soktu ve onun sendeleyerek Jera'mn kucana dmesine sebep oldu. Wfh4 Kargaann heyecanlandrd kpek, kendisi de katkdan bulunmaya karar verdi ve arabay sren hayvana lgn gibi havlamaya balad. Hayvan, iri, eni boyuna eit, kafasnda kk, boncuk gibi gzleri ve boynuzu olan, tyl bir yaratkt. Tm cssesine ramen, hzl hareket edebiliyordu ve ba-belas kpee ucunda peneleri olan patisini savurdu. Kpek evike yana srad, hayvann uzanamayaca bir mesafeye ekildi ve arka bacaklar dilemek iin ne frlad. "Hoa, pauka! Dur! Buraya gel!" '^.fH/'Jif".;. "

Arabann srcs -bakml bir ceset- dizginleri ekmeye alarak, kpee krbacn savurdu. Pauka dmanna bir gz (ve sk bir di) atabilmek iin arkasna dnmeye alt. Ara-badakiler hoplayp sarsldlar. Araba devrilecek gibi oldu ve baka dnyalara ilikin btn dnceler, bu dnyada kalabilme kaygs ile yok oldu. Haplo dar atlad. Kpee tasma takt ve hayvan kargaadan uzaklatrd. Jonathan ile Edmund paukann (Haplo l arabacnn savurduu baz beddualardan hayvann adnn bu olduunu renmiti) bana doru kotular. "Burun boynuzuna dikkat1" diye seslendi Jonathan Prens'e, endieyle. "Bunlarla daha nce de ilgilendim," dedi Edmund serinkanllkla ve bir avu krk kavrayarak, kendisini beceriyle paukann geni srtna ekti. Bacaklarn aarak srayp duran, lgna dnm hayvann srtna oturdu ve burnun hemen arkasndaki keskin boynuzun eimli ksmn yakalad. Boynuzu 213 Margnret Wes & Tracy Hckman hzla, gl bir ekilde ekerek, paukann ban arkaya bkt. Paukann boncuk gzleri iri iri ald. Ban yle bir sallad ki, neredeyse Prens'i aa dryordu. Edmund skca boynuza tutundu ve bir kez daha arkaya ekti. Eilerek, birka yattrc sz syledi ve hayvann boynunu okad. Pauka durumu bir dnmek iin durdu ve srtan kpee kt bir bak frlatt. Prens bir ey daha syledi. Pauka buna katlr gibi grnd ve incinmi bir vakarla koumlarnn iine sakin sakin yerleti. tn".>t.< Jonathan rahatlayarak bir i ekti ve yolculardan herhangi birine zarar gelip gelmediini grmek iin arabaya doru seirtti. Prens, paukann srtndan aa kayd ve hayvann boynunu okad. Ceset, drd dizginleri ald. Jera'nn kucandan kaldrlan Alfred, kpkrmz bir surat ve cmert zrlerle doruldu. Rhtmda, izlemek iin toplanm kk bir laran gurubu, cesetleri ilerinin banda tutmak olan kendi uralarnn bana dnd. Herkes arabaya trmand. Araba, demir tekerlekler zerinde yola koyuldu. Kpek, dili darda, gzleri elencenin anlar ile parlak, arkadan geliyordu. Kimse ahap hakknda konumad, ama Haplo, yolculuk srasnda Jera'nn sk sk kendisine gz attn, dudaklarnn bir glmsemeyle kvrldn grd. "Ne kadar verimli topraklarnz var!" dedi Edmund, evresine gizlemedii bir imrenme ile bakarak. "Buralar Yeni Topraklar, Ekselanslar," dedi Jonathan. "Ate Denizi ekilince alan topraklar," diye ekledi Des. "Ah, imdi verimli. Ama bu verimlilik sonumuzu ifade ediyor." "Burada daha ok karn otu yetitiriyoruz," diye devam etti dk szlerine, neredeyse mitsizlie varan, neeli bir sesle 214 AE DEHIZI Prens'in rahatszlnn farkndayd ve karsna yalvaran gzlerle bakarak, naho konular amamas iin yakard. Jera, gozkapaklannn altndan Haplo'ya bir bak daha frlattktan sonra, kocasnn elini sessiz bir zrle skt. O andan itibaren, alkanlklarnn dna karak, canayakn bir ekilde davranmaya balad. Haplo, arabada arkasna yasland ve hareketli yzdeki ifade deiikliklerini, gzlerdeki zek prltlarn izledi ve hayat boyunca yalnz bir kere buna benzer bir kadnla karlatn

dnd. Zeki, ince, hzl dnen ve hareket eden, ama gereksiz atlganlklarda bulunmayan bir kadn, Labirent'te bir erkek iin iyi bir e olurdu. Bir bakasna balanm olmas ne talihsizlikti! Neler dnyordu? Bir Sartan kadn! Bir kez daha, zihni antmezardaki kristal tabutlarda yatan hareketsiz ekilleri dnd. Alfred yapt bunu bana. Hepsi Sartan'in suu. Bir ekilde, zihnim zerinde oyunlar oynuyor. Patryn Sartan'a keskin bir bak frlatt. Onu bir kez daha yakalarsam, lr. Artk ona ihtiyacm yok. Ama Alfred bedbaht bir ekilde arabann bir kesine bzlm, kel kafasna krmz dalgalar yaylmadan Des'e bakamyordu bile. Adam yardm almadan kendi kendine giyine-mezmi gibi grnyordu, yine de Haplo gvenmiyordu ona. zerine dikilen gzleri fark edip ban kaldran Haplo, Je-ra'nn, sanki zihninden geen dnceleri okumu gibi kendisini izlemekte olduunu grd Haplo, dnmekte olan konumalar ok ilgisini ekmi gibi yapt. "Demek burada daha ok karn otu yetitiriyorsunuz," diyordu Edmund. Haplo, magma denizinden ykselen scak rzgrlarla dalgalanan yksek, altn renkli bitkilere bakt. Cesetler, gorunii215 Mnrgaret Weis & Tracy Hicknan lerine baklrsa yeni ller, tarlalarda alyor, kvrk ulu trpanlarla saplan biiyor, demetler haline yere yyorlard. Baka cesetler bunlar, tarlada yuvarlana yuvarlana ilerleyen arabalara yklyordu. .'.<"iV ',,-,' ',t;"*\ " "Bitki olduka ok ynl," dedi Jera. "Atee dayankl, scaklk sayesinde geliiyor, besleyici maddeleri topraktan alyor. Liflerini hemen hemen her yerde kullanyoruz, bu arabadan, zerimizdeki giysilere, itiimiz aya kadar." Haplo, kadnn bir baka dnyadan gelen, kairn otunu pa-ukadan ayrt edemeyecek yabanclar iin konutuunu fark etti. Yine de, konutuu sre boyunca gzlerini -muhtemelen kairn otu yiyerek, ierek, soluyarak, kairn otu iinde uyuyarak bym olan- Prens'ten ayrmamt. Prens bu ekilde bilgilendirilmekten dolay biraz arm grnyordu, ama bir ey sylemeyecek kadar nazikti. "urada grdnz aalar lanti aalar. Lanti danteli olarak bilinen mavi iekleri kymetli saylr ve dekorasyonda kullanlr. ok gzeller, deil mi, Ekselanslar?" "En son lanti grdmden bu yana epeyce zaman geti," dedi Edmund, sert bir yz ifadesi ile. "Hl vahi olarak byyenler varsa bile, biz rastlamadk." kaln, salam aa gvdesi, evredeki altn rengi kairn otlarnn arasndan ykseliyordu. Gvdeler birbirine sarlm, tepeleri sislerin iinde kaybolan bir rg oluturmutu. Aacn ince ve krlgan dallar o kadar birbirine dolamt ki, birini dierinden ayrmak mmkn deildi. Baz dallarda yumuak, mavi renge sahip iekler aslyd. Araba bu aalardan oluan korulua yaklatnda, Haplo havann daha taze koktuunu, nefes almann kolaylatn fark etti. Derisindeki timlerin solmasndan, bedeninin hayatta 2H> AtE DEHE $v,, kalmas iin daha az by kullandn anlad. "Evet," diye yant verdi Jera, yine sylenmemi dnceleri okumu gibi. "Lanti ieklerinin, atmosferdeki zehirli gazlar ekip, yerine temiz hava

vermek gibi benzersiz bir zellikleri vardr. te bu yzden aalar hi kesilmez. Bir lanti aacn kesmek, yoklua gnderilerek cezalandrlan bir sutur. Ama mavi iekler toplanabilir. Bu ieklere, zellikle de klar tarafndan, ok deer verilir." Yznde tatl bir glmseme ile kocasna dnd. Kocas, karlnda karsnn elini skt. "Eer bu yoldan gitseydik," dedi Jonathan, ana yoldan ayrlan daha dar bir yola iaret ederek, "ve Gedik Tepe'ye kadar devam etseydik, ailemin mlkne gelirdik. Aslnda benim gerekten dnmem gerekiyor," diye ekledi, arkalarnda braktklar yola zlemle bakarak. "Kairn otu haata hazr ve babamn cesedini dier cesetlerinin banda braksam da, bazen ne yapacan unutuyor ve o zaman hibir i yaplmyor." "Sizin babanz da m ld?" diye sordu Edmund. "Evet ve aabeyim de. te bu yzden mlkn sahibi benim. Ama, eer bunu istediysem ya da tahmin ettiysem boluk alsn beni. Korkarm ok soamluluk sahibi biri deilim," diye itiraf etti Jonathan, kendi kusurlarndan, olduka sevimli gelen neeli bir samimiyetle bahsederek. "Neyse ki, yanmda soamluluk sahibi biri var." "Kendini kmsyorsun," dedi Jera ksaca. "En kk evlat olmandan kaynaklanyor. martlm bir ocuktu, Ekselanslar. Hibir i yapmas gerekmedi. Ama imdi bunlarn hepsi deiti." "Hayr, sen beni hi martmyorsun," diye takld dDk. "Babanza ve aabeyinize ne oldu? Nasl ldler?" diye sordu Edmund, kendi ac kaybn dnd ak bir ekilde. 217 Margnret Weis & Tracy Hickman "Halkmzdan pek ok kiiye musallat olan ayn gizemli hastalk yznden," diye yant verdi Jonathan, aresizce. "Bir an her ikisi de salkl ve yaam doluydu. Bir sonraki an..." Omuzlarn silkti. ."t"t -..ti,-; *} ,"x./> Haplo keskin gzlerle Alfred'e bakt. nk zamansz olarak yaama dndrlen her kii iin, bir yerlerde, birileri zamansz olarak lr. "Ne yapmlar? Ne yapmlar?" Alfred'in dudaklar sessiz bir dua okurmu gibi kprdand. ,. ,-.',.,"".;,< ,l\,, .unjfi!.:-. / Grp iittii her eyi dnen Haplo da ayn eyi merak etmeye balamt. Araba Yeni Topraklar' terk etti, yksek kairn otu tarlalarn ve gzel lanti aalarn arkada brakt. Yava yava manzara deiti. Hava gittike souyordu, ilk yamur damlalar dmeye balamt. yle bir yamurdu ki bu, Haplo'nun derisine arptnda, koruyucu rnlerin parlamaya balamasna sebep oluyordu. Bir sis evrelerini sarmalad. Jonathan'in emri zerine araba durdu, ceset src yerinden atlad ve balarnn zerine, yamura kar bir miktar koama salayacak bir kuma amaya balad. Szlen bulutlarn arasnda bir imek akt, gkgrlts gmbrdedi. "Buras," dedi Jera, "Eski Topraklar olarak bilinir. Ailem burada yaar." Toprak harap olmu, volkanik kllerin arasnda hayatta kalmaya alan birka hastalkl grnl kairn otu sap ile solgun, hayaletimsi bir k yayan, iee benzeyen baz bitkiler dnda yaamdan yoksundu. Ama toprak verimsiz grnse de, amur ukurlar ve caf ynlar arasnda hasatlar 218 Att Dtnzi dolayordu. ,

"Neden? Ne yapyorlar?" Alfred arabadan dar eildi. "Eski ller," diye yant verdi Jera. "Tarlalarda alyorlar." "Ama..." diye fsldad Alfred, yksek sesle konumasn engelleyen bir dehet iinde, "burada tarla yok ki!" leracs grnte, l ordusundan ok daha kt durumdaki cesetler, iseleyen yamur altnda alyorlard. skelet kollar pasl, hatta var olmayan trpanlar kaldryor, var olmayan otlar biiyorlard. Bedenlerindeki etler rmekte olan dier cesetler hasatlarn ardndan gidiyor, hibir ey toplayarak, dikkatlice hibir yere yyorlard. Kendilerini evreleyen sisten zar zor ayrt edilen hayaletler, avunmaz bir ekilde cesetlerin ardndan szlyordu. Ya da, belki de, evrelerindeki sis, bir daha kalkmamak zere yere gmlm cesetlerin hayaletlerinden oluuyordu. Haplo sise bakt ve iinde eller, gzler grd. Sis ondan bir ey isteyerek, onunla konumaya alarak Haplo'ya yapt. Sisin soukluu zihni ve bedeni saryordu. "Burada artk hibir ey yetimiyor, ama eskiden Yeni Topraklar kadar gr bir bitki rts vard. Grdnz birka ka-irn otu sap da, magma denizinden kente s tayan yeralt stunlar boyunca byyor. Yaarken bu tarlalarda alan ller, hl buradalar. Onlar yeni topraklara gtrmek istedik, ama bildikleri bu yerlere dnmeye devam ettiler ve biz de sonunda onlar rahat braktk." "Rahat m!" diye tekrar etti Alfred ac bir sesle. Jera bu yaklam karsnda hafife arm grnd. "Evet, Neden? Faydal olamayacak kadar eskiyen llerinize siz de aynsn yapmyor musunuz?" te geliyor, diye dnd Haplo. Alfred'in konumasn Margnret Wes & Tracy Hckmnn engellemesi gerekiyordu. Ama engellemedi Kprdamadan, ses karmadan oturmaya devam etti. "Bizim aramzda laranlar yoktur," dedi Alfred, yumuak ve inan ile hararetlenen bir sesle. "ldkleri zaman bizim llerimize, yaamn zahmetlerinden sonra dinlenme frsat verilir." Arabadaki kii hibir ey sylemedi, donmu gibi sessizdiler. Alfred'i, onun kendilerini szd ayn dehet ifadesiyle szdler. Al^'fPfrjJ ,"&K ,'*!>,! 't.' i ' > "Yani," dedi Jera, iine dt dehetten syrlarak, "llerinizi, tm llerinizi yoklua m mahkm ediyorsunuz?" "Yokluk mu? Anlamyorum. Bu ne anlama geliyor?" Alfred birinden dierine aresizce baknd. < <u"4* "hi1 >*4 "Beden rr, toza karr. Zihin, kendini zgr brakma gcnden yoksun, iinde ksl kalr." "Zihin mi? Ne zihni? Onlarn zihni yok!" Alfred elini, kl ve amurlarn arasnda almakta olan eski llere doru sallad. ,, "Elbette zihinleri var! alyorlar, faydal ilevlerde bulunuyorlar." "inde yolculuk yaptmz ejder gemisi de yle, ama onun zihni yok. Ve siz de llerinizi ayn ekilde kullanyorsunuz. Ama bundan daha da ktsn yapmsnz! ok daha ktsn!" diye haykrd Alfred. Prens'in yz ifadesi hogrl bir meraktan, fkeye dnt. Onu sessiz klan yalnzca iindeki nezaketti, nk konuacak olsa, syleyecei eylerin ho olmayaca akt. Jera'nn kalar keskin bir biimde bir araya geldi, enesi

ne kt, srt dikleti. Konuacak oldu, ama kocas elini yakalad ve skt. Alfred fark etmedi, buz gibi, knama dolu sessizliin ime ka-fast dald. 220 AtE DEFIZI "Bu kara sanatlarn kullanm halkmzca biliniyordu, ama aka yasaklanmt. Kukusuz eski metinler bundan bahsediyordun Onlar da m yok oldu?" < "y& " ''.>.."&frtl'!>l'*W,<'<"/'-,' "Belki de yok edilmitir," diye tahminde bulundu Haplo serinkanllkla, ilk kez konuarak. "Peki siz ne dnyorsunuz, baym?" diye sordu Jera Patryn'e, kocasnn elinin basksn grmezden gelerek. "Sizin halknz llere nasl davranr?" , "Benim halkm, hanmefendi, yaayanlar canl tutmaktan baka bir ey dnmez ve ller hakknda endielenmez. Ve bana, u an iin, sizin de ncelikli endieniz bu olmalym gibi geliyor. Bu tarafa gelen askeri birlikler olduunun farknda msnz?" Prens dimdik dikildi ve st kapal arabadan dany grmeye alt. Sis ve yamurdan baka bir ey gremedi ve bam tekrar ieri soktu. ol ^v*>!* w . "V,,; ", M'K'&tv t,$*''t "Nereden biliyorsun?" diye sordu, maarada karlatklarndan beri ilk kez bu kadar phelenerek. "Srad bir iitme duyum vardr," diye yant verdi Haplo kum bir sesle. "Dinleyin, koumlarnn ngrdamasn duyabilirsiniz." Kendi arabalarnn kard sesin zerinde, koumlarn ngrdamas ve kayalara vurulan nallarn gmbrdemesine benzeyen sesler, hafife duyulabiliyordu. Jonathan ile kars irkilerek baktlar. Jera endieli grnyordu, t." , > "Bu durumda, bu yoldan birliklerin gemesinin tam olarak normal olmadn m anlamalym?" diye sordu Haplo, arkasna yaslanp kollarn gsnde kavuturarak "Muhtemelen Ekselanslar iin kraliyet eskortu gnderilmitir," dedi Jonathan, neelenerek. 3 jf,v> *v, .'" w221 Margaret Weis Tracy Hcknan "Evet, ite bu. phesiz," diye onaylad Jera, sesinde, ikna edici olmak iin fazla byk bir rahatlamayla. Edmund, kafasnda ne tr pheler dnyor olursa olsun, her zamanki nezaketiyle glmsedi. ">; >ykM V^A^''^"^ Rzgr balad, sisler araland. Birlikler yaklam, aka grlebilir olmulard. Askerler yeni llerdendi ve ok iyi durumdaydlar. Arabay grnce durdular ve yolu kesecek ekilde dizildiler. Araba, Jonathan'n arabacya verdii telal bir emirle durdu. Pauka kinedi, huzursuzca ban sallad. Askerlerin srd hayvanlardan holanmamt. Askerlerin kertenkelemsi binekleri irkin ve biimsizdi. Her iki yandaki gzleri birbirinden bamsz olarak hareket ediyor, sanki her yn ayn anda grebiliyormu izlenimi yaratyorlard. Ksa, bodur, yere yakndlar, gl arka bacaklar ve kaln, dikenli kuyruklar vard. "Hkmdar"in birlikleri," dedi Jera, alak sesle konuarak. "Yalnzca onun askerlerinin amur ejderlerine binmeye hakk vardr. Ve nlerindeki gri cppeli adam da Lord Yksek Nazr, Hkmdar'n sa kolu."

"Peki yanndaki siyah cppeli adam?" "Ordu laram." Bir amur ejderine binmi olan ve olduka rahatsz grnen Nazr, komutana birka szck syledi. Komutan hayvann ne kard. Pauka koklad, kinedi ve sanki zehirli amurla dolu bir ukurdan kmasna pis kokan amur ejderinin kokusunu alnca ban sallad. "Hepiniz, ltfen arabadan inin," dedi, komutan. Jera konuklarna bakt. "Sanrm, insek daha iyi olur," dedi zr dilercesine. 222 AE DEHIZ Arabadan inerken, Prens zarife Des'e yardmc oldu. Alfred iki basamaktan aa utu, neredeyse bir ukura tepe-st decekti. Haplo sessizce topluluun arkasnda durdu. Elinin belirsiz bir hareketi, kpei yanna armaya yetti. Cesedin ifadesiz gzleri topluluk zerinde gezindi ve az, Lord Yksek Nazr'in sylemesini istedii szleri seslendirdi. 1 "Abarrach Hkmdar, Kairn Necros Hkmdar, Eski ve Yeni Topraklar'n naibi, Gedik Tepe kral, Salfag kral, Thebis kral ve Kairn Necros Lordu adna konuuyorum." Edmund kendi krallndan bu ekilde bahsedildiini duyunca kpkrmz oldu, ama dilini tuttu. Ceset szlerine devam etti. , K>;:U!.<,;,.,-,^!"h,."> ,'"v 'iVftJN'' s-.".*'"1 *"*. K''*>*',# s t**?' -n "Kendine Kairn Telest kral diyen birini aryorum." "Ben o lkenin prensiyim," dedi Edmund, gururla sesini ykselterek. "Kral, babam, yeni ld ve yeni kaldrld. Benim burada olmamn ve onun olmamasnn sebebi bu," diye ekledi, bekleyen laran iin. laran siyah baln anlayla sallad. Fakat ceset kaptan armt. Bu yeni bilgi, ald emirlerin kapsam dahilinde deildi. Nazr birka szckle, prensin de kral yerine i greceini belirtince, kaptan emin bir ekilde devam etti. "Majestelerinin emriyle Kairn Telest kraln..." "Prensi'ni," diye araya girdi Nazr sabrla. *'"... tutukluyonm." "Ne sula itham ediyorsunuz beni?" diye sordu Edmund. ne karak, cesedi grmezden geldi ve Nazr'a dik dik bakt. "Hkmdar'dan snr gemek iin izin almadan Thebis ve Salfag lemlerine, yani kendisine yabanc lemlere girmekten..." 223 Margaret Wes & Tracy Hickman "Bu szde lemlerde kimse yaamyor! Ve ne ben, ne de babam bu 'hkmdarn' var olduundan haberdardk!" Ceset konumaya devam ediyordu, belki de araya girildiinin farknda bile deildi. "Ve kkrtma olmadan Emin Liman'a saldrmaktan ve barl sakinlerini kasabadan srmekten ve kasabay yamalamaktan..." "Bu yalan!" diye bard Edmund, fkesi mantn boa"Gerekten de yle!" diye haykrd Jonathan dnmeden. "Karm ve ben kasabadan yeni geldik. Tanklk edebiliriz." "En Adil Majesteleri sizin grnz dinlemekten memnun olacaktr. Saraya ne zaman beklendiiniz size bildirilecek." Konuan Nazr'd. .i'jMil-tr.,^, ;SK "Biz de Ekselanslar ile birlikte saraya geliyoaz," diye bildirdi Jonathan.

"Bu olduka gereksiz. Majesteleri raporunuzu ald, Lordum. Kent duvarlarna kadar arabanza ihtiyacmz olacak, ama Necropolis'e ulatktan sonra, sizin ve Des'in, evinize dnmek konusunda Majesteleri' nin izni var." "Ama..." dedi Jonathan. Aklndan geenleri sylemesini engelleme sras karsndayd imdi. ,., H.n, "Hayatm, hasat," diye hatrlatt ona. "Ve imdi, yola kmadan nce," diye devam etti Nazr, "Ekselanslar Prens, silahlarn teslim etmesini rica ettiimizde, umarm anlayl olacak ve beni affedecektir. Ve arkadalar da tabii ..." Nazr'n yzn gizleyen gri bal ilk kez Haplo'ya dnd. Ses konumay brakt, balk dnerken yar yolda durdu, kuma, sanki iindeki ba gl duygularla sarslm gibi titredi. 224 AtE DEHZ " Haplo'nun derisindeki rnler kanp karncaland. imdi ne var? diye merak etti, gerginleip, tehlikeyi sezerek. Konumalar srasnda yere uzanmaktan memnun olan kpek ayaa frlad ve alak sesle hrlad. amur ejderinin gzlerinden biri kk hayvana doru dnd. Kertenkelenin azndan krmz bir dil frlad. "Benim silahm yok," dedi Haplo, ellerini kaldrarak. "Benim de," diye ekledi Alfred kck, bedbaht bir sesle, kimse ona sormad halde. Nazr, dalmay hi dnmedii bir uykudan uyanan bir adam gibi silkinerek kendine geldi. Balk bir abayla kendisini Haplo'dan kopard ve kprdamadan durmakta olan Prens'e dnd. !",">, "Klcnz, Ekselanslar. Kimse Hkmdar'n huzuruna silahl kamaz." Edmund kararllkla, meydan okurcasna durdu. Dk ile Des baklarn indirdiler, herhangi bir ekilde kararn etkilemek istemiyorlard, ama sorun karmasn istemedikleri akt. Haplo, Prens'in ne yapacan umduundan emin deildi. Patryn, Lordu tarafndan, yerel ekimelere karmamas konusunda uyarlmt, ama Lordu hizmetkrnn bir Sartan hkmdarnn ellerine deceini ngrmemiti kukusuz. Edmund aniden ve hzla elini indirdi, kl kemerini zd ve cesede uzatt. Komutan, beyaz, zayf elin bir selamyla, ciddiyet iinde ald kemeri. ncinmi bir gurur ve hakl bir fkeyle buz gibi olmu Prens, arabaya trmand ve kprdamadan, harap manzaraya zorlama bir sakinlikle gzlerini dikerek oturdu. Utan iindeki Jera ile kocas, Edmund'a bakamyorlardi; kendisini tuzaa drdklerini dnyor olmalyd. Yzleri225 Margaret Wes & Tracy Hckman ni evirerek sessizce arabaya bindiler ve yerlerini aldlar. Alf-red kararszca Haplo'ya bakt, sanki emir bekliyordu! Bu adamn kendi bana nasl bu kadar uzun sure boyunca hayatta kald, Patryn'in kavraynn dnda bir konuydu Haplo ban arabaya doa sallad. Alfred sendeleyerek, herkesin ayana taklarak arabaya bindi ve yerine duercesine oturdu. Hepsi Haplo'yu bekliyordu. Kpei okamak iin eilen Haplo, hayvann ban Alfred'e doa evirdi.

"Onu izle," diye emir verdi, hayvandan baka hi kimsenin duymad alak bir sesle. "Bana ne olursa olsun, onu izle " Haplo arabaya trmand Ceset kaptan ne ilerledi, pauka-nn dizginlerini yakalad ve homurdanan hayvan yrtmeye balad. Araba Necropolis'e, llerin Kenti'ne doru yola k'f"*)' ,'*.H *"*" ' ^ f* l" .! "h ,.,' YIRMIBRINCI BLM * NECROPOUS, ABARRACH >Necropohs Kenti, imparatorlua adn veren kaimin1 yksek duvarlarna yaslanacak ekilde yaplmt. Abarrach'taki en byk ve en eski karn olan bu maara, her zaman bir yaam merkezi olmutu, ama imdiye kadar hi bu kadar youn bir nfus banndrmamt. Bu dnyaya tarihinin ilk yllarnda gelenler, gezegenin yzeyine yakn, daha lml bir scakla sahip blgelere, o sralarda popler olan deyile, "ate ve buz arasna" yerlemilerdi. Abarrach dnyas, Sananlar dnyay kurtarmak iin bylerini kullanmay dndkleri zaman, dikkatle tasarlanmt. "Bu kadar iyi olan bir eyin bu kadar ktye dnmesi, her eyi daha da hayret verici klyor," dedi Alfred kendi kendine, kente yaptklar neesiz, kasvetli yolculuk srasnda. Elbette, diye dnd Alfred, bu dnya da, tpk dier u dnya gibi kendi kendine yeterli olsun diye tasarlanmamt. Drt dnya birbirleri ile iletiim kuracak, ibirlii yapacaklard. Bilinmeyen bir sebepten dolay ibirlii gereklememi, l Kaim, "maaa" anlamna gelen b Satan sozcuudut ve "ta yn' anlamna gelen, cce dilindeki car sozcuumn b varyasyonudu Abaach a tanmadan nce Satanla'n kendi dllende maany tanmlayacak b szck olnamas ve ccelerden b sozck almak zorunda kalnala ilgi ekicidir. 227 Mnrgnret Weis & Trncy Hickman her dnya bir dierinden kopmu, soyutlanmt. Ama Arianus'taki meneliler hain dnyalarna almlar ve hayatta kalmlar, hatta gelimilerdi -ya da, eer kendi didimeleri ve ekimeleri sonucunda lp gitmeselerdi gelieceklerdi. Arianus'ta yok olanlar Sartanlar, Alfred'in rk olmutu. Irk bu dnyada da yok olsa daha iyi -ok, ok daha iyiolurdu, diye dnd Alfred zntyle. "Necropolis Kenti," diye bildirdi Lord Yksek Nazr, amur ejderinden beceriksizce inerken. "Korkarm buradan sonrasn yrmek zorundayz. Kent duvarlarnn iine hayvan girmesine izin yoktur. Buna kpekler de dahildir." Haplo'nun kpeine dik dik bakt. rt "Kpei brakmyorum," dedi Haplo ksaca. '"'"" !i '' "Hayvan arabada kalabilir," diye neride bulundu Jera, ekingen bir davranla. "Ona sylerseniz, burada kendi kendine kalabilir mi? Onu konutumuza gtrebiliriz." "Kalabilir, ama kalmayacak." Haplo arabadan indi, kpee slk alarak yanna ard. "Ben nereye gidiyorsam, kpek de geliyor. Yoksa ikimiz de gitmiyoaz."

"Hayvan son derece iyi eitimli." Kocas ile arabadan inen Jera, Nazr'a dnd. "Kent duvarlarnn iinde iyi davranacana ben kefil olurum." "Yasa ak: Kent duvarlarnn iine hayvan giremez," diye bildirdi Lord Yksek Nazr, yz ta gibi sert ve keskin, "pa-zaryerine gidenler dnda ve onlar da girdikten sonra, belirlenen sre iinde kesilmeliler. Ve eer yasalarmza kendi rzanzla boyun emezseniz, baym, g kullanmak zorunda kalrz." "Ah, demek yle," dedi Haplo, ellerinin riinle kapl srtlarn ovutururken, "ite bu ilgin olurdu." 228 AtEJ Daha fazla sorun, diye ngrd Alfred mutsuzluk iinde. Kpek ve kpein Haplo ile ilikisi hakkndaki phelere sahip Sartan'm, bu durumun nasl zleceine ilikin en ufak bir fikri bile yoktu. Yzndeki ifadeye baklrsa, Haplo kpekten ayrlmaktansa, lmeyi tercih ederdi ve dvme frsatn da karmazd. aracak bir ey yok. Halkn bin yl boyunca cehennem gibi bir dnyada kilitli tutan dman ile, sonunda yz yze. By becerileri... ve ok daha fazlas yozlam olan bir dman! Ama Patryn ller ile baa kabilecek miydi? Maarada ok kolay ele geirmilerdi onu. Alfred adamn yznn acyla burutuunu grmt ve Sartan Haplo'yu, onu bu kadar aresiz gren pek az kii olduunu tahmin edebilecek kadar iyi tanyordu. Ama belki de imdi hazrlklyd, belki de bedenindeki by uyum salamt. "Bu tr samalklara zamanm yok," dedi Lord Yksek Nazr, souk bir sesle. "Zaten Majesteleri ile yapacamz grmeye ge kaldk. Komutan, hallet unu." Kpek konumalar srasnda sklm, paukay bir kez daha koklayp, hayvana haylaz bir srk atmaktan kendini alkoya-mamt. Haplo'nun gzleri Nazr'a dikilmiti. Muhafz komutam eildi, gl kollaryla kpei yakalad ve Haplo onu en-gelleyemeden, hayvan kaynayan bir amur ukuruna frlatt. Kpek vahi, ac dolu bir lk att. n patileri lgnca ukurun kenarn trmalad, parlak gzleri mitsiz bir yakar ile sahibine dikilmiti. Haplo ona doru atld, ama amur koyu, yapkan ve son derece scakt. Patryn hayvan kurtaramadan, kpek yzeyin altna gmld ve tek bir iz brakmadan yok oldu Jera'nm nefesi kesildi, yzn kocasnn gsne gmd. Mnrgnret Weis Trncy Hickman Dehet ve aknlk iindeki Jonathan, Nazr'a dik dik bakt. Prens ac, fkeli bir itiraz l att. Haplo kendini kaybetti. ' ' "*'' '* " -^v '" pf* Bedenindeki rnler canland, parlak mavi ve kan krmz renklerle parladlar. Parlak k, giysilerinin altndan grlebiliyordu. Gmlek kumann altndan fkryor, kollarna izilmi rnleri aka gsteriyordu. zerindeki deri yelek srtndaki ve gsndeki rnleri gizliyor, deri pantolonu bacaklarn-dakilerin grnmesini engelliyordu, ama rnler o kadar glyd ki, evresinde parlak bir hale olumaya balamt. Haplo sessiz, sert bir yzle kendini doaldan cesedin zerine att. Tehdidi gren ceset, klca davrand. Haplo'nun arl avm, komutan klcn knndan ekemeden yere devirdi. Ama Patryn'in boucu elleri cesedin souk etine dokunduu anda, beyaz imekler akt ve ikisinin evresinde lgnca dans etti. Haplo ac iinde

bard, geri geri sendeledi, kollan ve bacaklar, akm bedeninden geerken rpnyor, seiriyordu. Arabann yanna arpt. nleyerek kayd ve grnrde baygn olarak, yolu kaplayan kllerin zerinde uzand. Havay ac bir slfr kokusu doldurdu. Ceset, durmakszn, klcn ekme iini tamamlad, sonra emir iin Nazr'a bakt. Lord Yksek Nazr, falta gibi ak gzlerle Haplo'ya, derisinde snmeye balam rnlerin parltsna bakyordu, kurumu dudaklarn yalad "ldr onu," diye emretti. "Ne?" Alfred inanmaz gzlerle bakarak titredi. "Onu ldrmek mi? Neden?" "nk," dedi Jera yumuak bir sesle, elini Alfred'in koluna engellercesine koyarak, "bir cesetten bilgi almak, inat, ya230 AtE Dtnizi ayan bir adamdan bilgi almaktan daha kolaydr. , yapabilecein bir ey yok!" "Benim yapabileceim bir ey var," dedi Edmund souk bir sesle. "Savunmasz bir adam ldremezsiniz! zin vermeyeceim buna!" ne bir adm att, cesedin ald tyler rpertici emri engellemeye kararl olduu akt. Komutan hi duraksamad, elini emredercesine kaldrd. Birliinden iki kii koarak geldiler. l askerler Prens'i arkadan yakaladlar ve kollarm beceriyle yanna yaptrdlar. fke iindeki Edmund, kendini kurtarmak iin abalad. "Bir dakika, Komutan," dedi Nazr. "Ekselanslar, derisinde tuhaf iaretler olan bu adam bir Kairn Telest yurtta m?" "Olmadn ok iyi biliyorsun," diye yant verdi Edmund. "O bir yabanc. Onunla daha bugn tantm, kar kyda. Ama hibir zaran dokunmad size ve sadk arkadann korkun bir ekilde ldn grd. Kstahl iin yeterince cezalandrdnz onu. Brakn gitsin!" ~'T^^' * * $i"<rvw.h".$ "Ekselanslar," dedi Lord Yksek Nazr, "siz bir aptalsnz. Komutan, emri yerine getir." "Benim halkm... benim halkm nasl bu korkun sulan ileyebilir?" diye geveledi Alfred, kendi kendine konuarak ve yant kendi etinden koparacakm gibi ellerini ovuturarak. "Eer Patrynlerin ortasnda duruyor olsaydm, tamam, anlayabilirdim. Kalpsiz, hrsl, zalim olan onlard... Biz... biz onlan dengeliyorduk. Dalga kendini dzeltiyordu Onlarn kara bysne kar bizim ak bymz. Ktlklerine kar iyiliimiz. Ama Haplo'da... Haplo'da iyilik grdm... Ve imdi de, Sar-tanlarda ktlk gryorum. . Ne yapacam? Ne yapmalym." Aklna gelen ilk yant, baylmakt. 231 Mnrgaret Wes & Tracy Hcknan "Hayr!" dedi Alfred nefes nefese, bu zayflna kar mcadele ederek. Karanlk zerine kmeye balad. "Eylem! Eyleme... gemeliyim. Klc yakala. te bu. Klc yakala." ., Sartan kendini muhafz komutanna doa att. ,("< .% Plan buydu. Ne yazk ki Sartan, bedeninin yalnzca bir ksmn muhafz komutanna atarken buldu kendini. Alfred'in st ksm klca doru utu. Ama

alt ksm hareket etmeyi reddetti. Dt ve Haplo'nun stne sereserpe uzand. ,-j Patryn'e bakan Alfred, gzkapaklarnn kprdandn grd. "Becerdin ite!" dedi Haplo sinirle aznn kesinden. "Her ey kontrolm altndayd! Kalk zerimden!" Ya ceset imdi bir yerine iki kurbannn olduunu fark etmemiti, ya da, belki de, ikisini de ayn anda hallederek zaman kazanmay dnd. "Ben -ben yapamyorum!" Korkuyla donakalan Alfred, yerinden kprdayamyordu. lgnca bir dehetle bam kaldrdnda, hafife paslanm olsa da, keskin bir klcn inmekte olduunu grd. Sartan dudaklarna gelen ilk rnleri syledi. t llerin komutan, yaarken cesur ve onurlu bir askerdi, adamlarndan sayg grr, sevilirdi. Zembar Stunu Sava-'nda1, karnna saplanan bir kl ile lmt. Korkun yara, kansz olsa da, byk bir delik olarak cesedin karnnda hl grlebiliyordu. l rnlerinin te birini hkmdara vegi olarak demeyi leddeden Thebis halknn isyan srasnda savalmt syan baarsz oldu ve bir zamanlarn byk kent-devletnin dne sebep oldu Taafsz taihile, bu vegi yukunun an grnmesine ramen. Thebis halknn, hukumda ile Nectopolis halkndan Thebis Sutunu'nun, yani Necropolis kentine o denli ihtiya duyulan suyu salayan utunun he kullanm iin 50 balya kairn otu ucet tahsil etmele konusunda hi ikyet kabul etmediklein belittir 232 ATE DtniEi Alfred'in rn arks ayn ldrc darbeyi tekrar vurmu gibi oldu. ; Ksa bir an iin, l gzlerde yaam parldar gibi oldu. Cesedin iyi korunmu yz acyla burutu, klc elinden dt ve eli istemsizce paralanm karnna gitti. Mavi dudaklar sessiz bir lkla ald. Ceset, karnm tutarak iki bklm oldu. Donakalm gibi izleyenler, ellerin grnmeyen bir saldrgann klcnn zerine kapandn grd. Sonra, grne gre, kl yerinden kurtuldu. Ceset son, sessiz bir inlemeyle yere yld. Bir daha ayaa kalkmad, yarm kalm saldrsn tamamlamad. Komutan kl kapl yerde, bir l olarak yatt. Kimse kprdamad, kimse konumad; yaknda duran herkes, ayn grnmez kl tarafndan biilmi gibiydi. Eyleme geen ilk kii Lord Yksek Nazr oldu. "Komutan geri getir!" diye emretti saray laram'na. Bal arkaya dm bir ekilde, siyah cppesi evresinde dalgalanarak ne seirten laran, Komutan'n cesedine yaklat. Rnleri syledi. Hibir ey olmad. Komutan kprtsz yatyordu. {, laran derin bir nefes ald, gzleri hayret iinde ald, sonra fkeyle ksld. Rnleri yine syledi, ama by dudaklarnda ld. Cesedin hayaleti, laran'n nnde ykselmeye balad ve cesedi ile laran'n arasnda durdu. "Defol," diye emretti laran, bir ateten ykselen duman kovalar gibi, hayaleti eliyle kenara kovarak. Hayalet yerinden ayrlmad, ekli deimeye balad. Artk o amas sis deildi, gl ve gururlu bir adam grnm ka233

Mnrgaret Weis & Trncy Hicknan zanmt. Bycyle vakar iinde yzleti. Ve aknlk iinde izlemekte olan herkes, cesedi yaamdaki haliyle grdklerini fark ettiler. Komutan laranla yzleti ve izleyenler hayaletin ban kararl bir reddedile salladn grdler ya da grdklerini sandlar. Hayalet srtn cesede dnd ve uzaklamaya balad. evrelerini saran sisten byk, hzn dolu bir feryat ykseldi, kskanlkla dolu bir feryat. Yoksa kayalar arasnda inleyen rzgrn sesi miydi bu? "" laran hayalete az ak, bakakald. Hayalet yok oldu, laran aniden kendisini izleyenlerin farkna vard ve azn kapatt. "Eh, nihayet." Cesedin zerine eilerek, yine rnleri syledi ve "Kalk ayaa, lanet olas," diye de ekledi. Ceset kprdamad. laran'n yz irkin bir krmzya dnd. Cesedi tekmeledi. "Kalk ayaa! Sava! Emirleri yerine getir!" "Brak artk!" diye haykrd Alfred fkeyle, glkle ayaa kalkarak. "Brak artk! Brak adam dinlensin!" "Ne yaptn?" laran, Alfred'in zerine yrd. "Ne yaptn ona? Ne yaptn?" aakalan Alfred, Haplo'nun ayak bileklerine takld. Patryn inledi ve kprdand. "Ben -bilmiyorum!" diye itiraz etti Alfred, arabann yanma arparak. laran zerine yrd. "Ne yaptn?" diye sordu, sesi tiz bir lk halinde ykselerek. "Kehanet!" dedi Jera, kocasna tutunarak. "Kehanet!" laran iitti, konumasnn ortasnda durdu Alfred'e ksk gzlerle bakt, sonra baklarn hzla Nazr'a evirerek 234 AtE DEHZ emir bekledi. Nazr sersemlemi gibi grnyordu. "Neden ayaa kalkmyor?" diye sordu sarslm bir sesle, cesede bakarak. laran dudan srd, bam sallad. Konuyu alak, telal bir sesle konumak iin Nazr'n yanna gitti. Jera, Nazr'n dikkatinin dalmasndan faydalanarak Hap-lo'nun yanna seirtti. Patryn'le ilgileniyordu, ama yeil gzleri kekelemekte olan Alfred'e sessiz bir sorgulama ile dikilmi-"Ben -bilmiyorum!" diye yant verdi Alfred, orada bulunan herkes kadar kafas karm bir halde. "Gerekten, bilmiyorum. ok abuk oldu. Ve... ben korkmutum! O kl..." Souktan ve korkudan titreyerek rperdi. "Ben ok cesur deilim, gryorsunuz. ou zaman ben... baylyorum. Ona sorun." Titreyen parman Edmund'a evirdi. "Adamlar beni yakalad zaman baylp gittim! Bu sefer de baylmak istedim, ama kendi kendime izin vermedim. Klc grdm zaman... aklma gelen ilk rnleri syledim! Ama ne sylediimi lsem hatrlayamam!" "lsen hatrlayamazsn demek!" laran dnd, siyah balnn derinliklerinden Alfred'e dik dik bakt. "Tam tersine, lmden sonra yle abuk hatrlarsn ki! ller asla yalan syleyemez, hibir eyi gizleyemez!" "Size gerei sylyorum," dedi Alfred uysallkla," ve cesedimin bile ekleyecek bir eyi olacandan kukuluyum." Haplo yine inledi, sanki Alfred'in sylediklerini destekliyor gibiydi.

"O nasl?" diye sordu Jonathan karsna. Jera elini, Haplo'nun derisindeki rnler zerinde gezdirmek zere uzatt. "Sanrm iyileecek. Akmn ounu rnler 235 Margaret Wes & Tracy Hickman emmi gibi grnyor. Kalp atlar gl ve..." Haplo'nun eli aniden, skca kadnn eli zerinde kapand. "Bir daha asla bana dokunma!" diye fsldad bouk bir sesle. , Jera kzard, dudan srd. "zr dilerim. Seni kzdrmak..." Jera kendini geri ekti, kolunu kprdatmaya alt. "Canm actyorsun..." Haplo onu ittirdi, kendi gcyle ayaa kalkt. Yine de arabaya tutunmas gerekmiti. Jonathan karsnn yanna seirtti. "Ona byle davranmaya nasl cesaret edersin?" diye sordu Dk vahice, dnp Haplo'yla yzleerek. "Yalnzca yardm etmeye alyordu..." "Yapma, hayatm," diye szn kesti Jera. "Bunu hakettim. Hakkm yoktu. Beni affedin, baym." ;?,, t<, <,fr,Aj|4V!','v ,M Haplo homurdand, hi de zarif olmayan bir iki kabul sz syledi. Kendini hl iyi hissetmedii akt, ama iinde bulunduklar tehlikenin azalm olmadm da anlyordu. Tam tersine, diye dnd Alfred, daha byk bir tehlike iindeyiz imdi. L, " & <, , \, ^4 .4 ,o ^ ,,^ Nazr birliklerine yeni talimatlar verdi. Askerler Prens ile arkadalarnn evresinde saflar sklatrarak, onlar birbirine yaklatrdlar. "Labirent adna, ne halt ettin?" diye tslad Haplo, bedbaht Alfred'e yanaarak. "Kehaneti gerekletirdi!" dedi Jera alak sesle. "Kehanet mi?" Haplo birinden dierine bakt. "Ne kehaneti?" Ama Jera yalnzca ban sallad. Berelenmi kolunu ovarak srtn dnd. Kocas, korumak istercesine kolunu ona dolad. "Ne kehaneti?" diye sordu Haplo, sulayc baklarn Alfred'e evirerek, " cesede ne halt ettin?" 2.V. ATE Denizi "Onu ldrdm," dedi Alfred, sonra aklamak istercesine ekledi. "Seni ldrecekti..." "Demek hayatm, l bir adam ldrerek kurtardn. Bu anlaml. Yalnz sen..." Haplo konumay brakt, cesede bakt, sonra baklarn Sartan'a evirdi. "Onu 'ldrdm' m dedin?" "Evet. l artk. Olduka l." Patryn'in baklar Alfred'den fke iindeki laran'a, sonra keskin bakl Des'e, sonra daima dikkatli, daima pheci Prens'e kayd. "Gerekten yapmak istememitim," diye yalvard Alfred mutsuzca. "Ben... korkmutum." "Muhafzlar! Onlar birbirinden ayr tutun!" Nazr iaret etti ve iki muhafz Haplo ile Alfred'i ayrmak iin koturdu. "Aranzda konumak yok! Hibiriniz! Hanmefendi, beyefendi." Dk ile Des'e dnd. "Korkarm bu olay... durumu deitiriyor. Majesteleri sizinle de grmek isteyecektir. Muhafzlar, getirin onlar!" ' '- ' '""' ' !>" u" ' ''"''. '' '' '' "" '" Nazr ile laran kent duvarlarna doru yrmeye baladlar. Cesetler muhafzlarn evresinde saflar sklatrd-lar, onlar birbirlerinden ayrdlar ve yrmelerini emrettiler.

Alfred Patryn'in, sadk kpeinin iinde kaybolduu amur ukuruna bir bak frlattn grd. Haplo'nun az gerginleti, sert gzleri krpt. Sonra muhafzlar onu uzaklatrdlar, Alfred ile arasna girdiler. Bir anlk kargaa oldu. Edmund cesedin souk ellerini bir kenara itti ve kente bir tutsak gibi deil, bir prens gibi gireceini bildirdi. Gururla, yalnz bana ilerledi, muhafzlar onu arkadan takip etti. Jera durumdan faydalanarak arabann srcsne aceleyle baz talimatlar fsldad. Ceset ban sallad ve pankartn ba237 Margaret Wes & Tracy Hckman n eve doru evirerek hayvan, bir sure kent duvar boyunca ilerleyen bir yola yneltti Dk ile Des baktlar, bir konuda hemfikirdiler, ama bu konunun ne olduu konusunda, mutsuz Alfred'in hibir fikri yoktu. Ne de, o srada, umurundayd. Yalan sylememiti. Ne yapt hakknda en ufak bir fikri bile yoktu ve tm kalbiyle, yapmam olmay diliyordu. Karanlk dnceler iinde kaybolarak, Dk ile Des'in iki yanna getiini, l muhafzlarn arkalarndan yrdn fark etmedi. " , ,". 1 >f . j! M ' 238 YIRMKINCI BOLUM NECROPOLIS, ABARRACH -'^ sfi Necropolis halk, kent duvarlann yaparken doal bir kaya formasyonunu kullanmlard. Maara zemininde ykselen uzun bir dikit sras maarann bir ucundan dierine, bir yarm daire oluturacak ekilde uzanyordu. Dikitler sarktlarn ime doru ykseliyor, dandan bakanlara korkutucu bir ekilde dev diler gibi gelen bir duvar oluturuyordu. Dikit formasyonu ok eskiydi, dnyann balangcna kadar gidiyordu ve kukusuz bu noktann, Abarrach'n en eski medeniyet merkezlerinden biri olmasnn sebebiydi. Dev duvarda, doal mimarinin brakt boluklar dolduran eski Sar-tan rnleri grlebiliyordu. Ama Sartan bys zayflamt, daima yaan yamur rnleri silmiti ve artk kimse onlan yenilemenin srrn hatrlamyordu. ller duvarlar onaryor, 'dilerin' arasndaki boluklar eriyik lav ile dolduruyor, oyuklara magma pompalyorlard. Necropolis duvarlarnn muhafzln da ller yapyordu Hkmdarn uyanklk zamannda kent kaplar ak dururdu Bu Sananlarn hatrlad birka kaba run ile salamlatrlm, gl karn otundan rlm dev kaplar, yalnzca o asl gzler kapandnda kapanrd Bu gnesiz dnyada za239 Margaret Weis S Tracy Hickman man, Necropolis hkmdarna gre dzenlenirdi. Bu da, Ma-jesteleri'nin kaprislerine gre zamann da deitii anlamna geliyordu. " ' l uk^ Bu yzden zaman, "hkmdarn kahvalt saati" ya da "hkmdarn grme saati" ya da "hkmdarn kestirme saati" gibi isimlerle anlyordu. Erken kalkmaya alk bir hkmdar, kullarn da, kendi dikkatli gzleri altnda erken kalkmaya zorluyordu. imdiki hkmdarlar gibi ge kalkan bir hkmdar, tm bir kentin yaam dzenini deitiriyordu. Bu deiiklikler, yaayan kentliler zerinde byk zorluklar yaratmyordu, nk yaamlarn

hkmdarlarna gre dzenleyecek zamanlar vard. Tm ileri yapan ller ise, zaten uyumuyordu. "* Lord Yksek Nazr ile mahkmlar kent kaplarndan ieri, Hkmdar'n grme saatinde girdiler. Bu, kent sakinleri iin gnn en ilek saatlerinden biriydi. Grme saati, kentin kaplar hkmdarn le yemei saati ve hkmdarn kestirme saati iin kapanmadan nce, son bir hareketlilik n demekti. H" Sonu olarak, Necropolis'in dar sokaklar yaayan ve l kentlilerle tka basa doluydu. Sokaklar aslnda, doal olarak olumu veya yapay yollarla oluturulmu tnellerden ibaretli ve kentlileri daima yaan yamurdan korumak iin tasarlanmt. Bu tneller dar, kvrm kvnm ve karanlk, glgeli yerler olurlard ve tslayan gaz lambalar tarafndan pek az aydnlanrlard. Yaayan ve l kalabalklar tnelleri doldurmutu. Alfred, Dk, Des ve muhafzlarn kendi bedenlerini de kalabala eklemeleri imknsz grnyordu. Alfred, kente hayvan sokmama yasasnn sebepsiz olmadn, gereklilii sebebiyle konduunu anlyordu. Bir amur ejder, trafii ciddi bir ekilde engellerdi, paukann dev bedeni ise, tm sokaklardaki ha240 Att DEFIH reketi durdururdu. ttirip kaktran kalabal inceleyen Alfred, llerin saysnn yaayanlarn saysndan daha fazla olduunu grd. Yrei bzlr gibi oldu. "- ",\v Muhafzlar, mahkmlarnn evresinde saflar sklatrdlar, pek ok grup kalabalk yznden hemen dalmt. Haplo ile prens gzden kayboldu. Dk ile Des Alfred'e iyice yanat, biri bir tarafnda, dieri dier tarafnda, kollarm tuttu. '"< Alfred bedenlerinde srad bir gerginlik, srad bir katlk hissetti ve her ikisine bir phe, ani, mide bulandrc bir kavrayla bakt. "Evet," dedi Jera alak sesle, soka dolduran kalabaln grltsnn zerinden ancak duyulacak ekilde, "kamana yardm etmeye alacaz. Sylediimiz eyi, sylediimiz anda yap, yeter." "Ama... Prens... arka..." Alfred durdu. Haplo'yu arkada olarak isimlendirmek zereydi ve bu szcn uygun kap kamayacan, hatta doruyu yanstp yanstmadn huzursuzluk iinde dnd. Jonathan tedirgin grnd, karsna bir gz att. Jera ban kararllkla sallad. Dk iini ekti. "zgnm. Ama onlara yardm etmemizin imknsz olduunu gryorsun. Senin gven iinde uzaklaman salayacaz. Belki daha sonra arkadalarna yardm etmek iin bireyler yapabiliriz." '" Syledii mantkl geliyordu. Hem, Haplo olmadan Alf-red'in, bu dnyada nerede olursa olsun bir mahkm olacan Dk nasl bilebilirdi? Hafife iini ekti, muhtemelen kimse iitmedi onu. "Size kamak istemediimi sylemem sizin iin bir fark yaratmaz sanrm, deil mi?" "Korkuyorsun," dedi Jera, kolunu okayarak. "Bunu anlyoMargaret Wes Tracy Hickman ruz. Ama bize gven. Sana gzkulak oluruz. O kadar zor olmayacak," diye ekledi, kalabal omuzlayarak kendilerine yol aan l muhafzlara horgryle bakarken. "Hayr, zor olacan dnmemitim," dedi Alfred, ama bunu kendi kendine sylemiti. "Biz senin gvenliini dnyoruz," diye ekledi Jonathan.

"Sahi mi?" diye sordu Alfred hznle. * "Elbette!" dedi Dk ve Alfred, gen adamn sylediklerine inandn hissetti. Sartan, hafif bir melankoli ile, bu ikisinin, "kehaneti", o da her neyse, gerekletiren bir adam yerine, beceriksiz bir aptal iin hayatlarn riske atmaya ne kadar istekli olacaklarn merak etti. Sormay dnd, sonra aslnda bilmek istemediine karar verdi. "Prens'e ve... Haplo'ya ne olacak?" "Pons'u duydun," dedi Des ksaca. "Kimi?" "Nazr'." "Ama o cinayetten bahsediyor!" Alfred dehet iindeydi. Menelilerin bunu yapabileceine inanabilirdi, Patrynlerin yapabileceine inanabilirdi... ama kendi halk! "Daha nce de yapld," dedi Dk serte. "Ve bundan sonra da yaplacak." "Sen kendini dnmelisin," diye ekledi Jera yumuak bir sesle. "Sen gvenlie ulanca, arkadalarnn kamasna yardm etmeyi dnecek zamann olacak." "Ya da, en azndan, cesetlerini kurtarabiliriz," diye neride bulundu Jonathan ve gen adamn gzlerine bakan Alfred, Dkn son derece ciddi olduunu grd. Alfred'in iindeki her ey uyutu. Bir ryada yryor gibiy242 AtE DEFIZ di, ama eer bu bir ryaydysa, bir bakasnn ryas olmalyd, nk uyanamyordu. Dk ile Des'in scak elleri onu llerden oluan bir denizin iinde ynlendirdi, evrelerinden bastran cesetlerin mavi-beyaz, souk aknts ile savat. rme kokusu ok gl geliyordu ve yalnzca llerden deil, bu dnyadaki her eyden yaylyor gibiydi. , Lavtas, granit ve soumu lavdan yaplm binalar, daima yaan, asit yamurlarna maruz kalyordu. Cesetler gibi konutlar ve dkknlar da ufalanyor, paralanyordu. Alfred orada burada, eski rnler ya da onlardan kalanlar grd; bu kasvetli, rktc kente bir zamanlar s ve k getirmi olan desenler. Ama ou belirsizlemiti, ya yamurla silinmi, ya da onarm ileri srasnda rtlmlerdi. Dk ile Des admlarm yavalatt. Alfred onlara endieyle bakt. "leride bir tnel kesiimi var," dedi Jera, Alfred'e yaklaarak. Yz sert, kararl, sesi srarcyd. "Her zamanki trafik skklklarndan birine yakalanacaz, kargaa olacak. O noktaya ulatmzda, ne sylersek yapmaya hazrlkl ol." "Sizi uyarsam iyi olur, sanrm -ben komak, kamak gibi eylerde pek iyi deilimdir," dedi Alfred. Jera glmsedi. Biraz gergin bir glmsemeydi ve tek yanlyd, ama yeil gzleri scakt. "Biliyoruz," dedi, yine kolunu okayarak. "Endielenme. Her ey kolay olacak." "Olmal," diye nefes verdi kocas, heyecan ile yutkunarak. "Sakin ol, Jonathan," diye emretti kars. "Hazr msn?" "Hazrm, hayatm," dedi gen adam. Drt tnelin kesitii bir yol ayrmna geldiler. Drt farkl ynden kalabalklar geliyordu. Alfred, dz, siyah cppeler giyinmi, kesiimin ortasnda durmu, trafii yneten drt l-

Margnret Wes & Trncy Hckman arana bakt. Jera aniden dnd ve tam arkasnda yryen ceset muhafz sinirle ittirip kaktrmaya balad. "a' ' ''" ' ' ' ' "Sana sylyorum," diye bard yksek sesle, "bir hata yapyorsun!" "Evet, gidin bamzdan!" Jonathan sesini ykseltti ve kendi muhafzn paylamak iin durdu. "Yanl kiileri yakaladnz! Anlamyor musunuz? Yanl kiiler! Sizin mahkmlarnz" -elini kaldrd ve iaret etti- "u yne gitti!" Ceset muhafzlar durdu, emredildii zere Alfred, Dk ve Des'i aralarna alarak birbirlerine yanatlar. evreden geenler durdu. Yaayanlar neler olup bittiini grmeye alt, ller dncesizce, ne grev verilmilerse onlar tamamlamak zere yrmeye alt. Bir skklk olutu. Kalabaln arka tarafnda olup da gremeyenler, nlerindekileri ittirip kaktrmaya, sert seslerle trafii neyin durdurduunu sormaya baladlar. Durum gittike ktleiyordu ve laranlar neyin yolunda gitmediini grmek ve skkl gidermek iin hzla hareket etiler. Dz, siyah cppe giymi bir tnel kesiimi gzetisi kalabaln arasndan geerek geldi. Dk ile Des'in siyah cppe-lerindeki krmz eritleri gren laran, nndekilerin orta seviye asillerden olduunu anlad ve eildi. Fakat giysilerinde kraliyet iaretleri olan cesetlere de soru dolu gzlerle bakmaktan kendini alamad. "Sizlere nasl yardmc olabilirim, efendim?" diye sordu g-zeti "Soam nedir?" "Pek emin deilim," dedi Jonathan, masum bir yzle "Karm ve arkadamz kendi iimizin peinde yryorduk ki bunlar" -onlar tanmlayacak szck yokmu gibi elini muhafzla244 ATE DEHIZ ra doru sallad- "aniden evremizi sard ve bizi saraya gtrmeye alt!" "Bir mahkmu gtrmek zere emir almlar, ama anlalan onu ellerinden karmlar ve bize yaptlar," dedi Jera, evresine aresizce baknarak. Trafik gittike daha fena skyordu. Gzetilerden ikisi, trafii topluluun evresinden geirmeye alt. Rahatsz grnen bir drdncs onlan yolun bir kenarna ekmeye alt, ama tnel duvarlar fazla uzaklamalarm engelledi. Ba ve omuzlar kalabaln yukarsnda kalan Alfred, tkankln her drt yne yayldm grd. Bu hzla giderse, tm kent durmak zoanda kalacakt. Birisi ayana basyor, bir bakas kaburgalarn dirsekliyor-d. Jera'nn bedeni kendi bedenine yapmt, salan enesini gdklyordu. Gzeti de akntya kaplm, mcadele etmek zorunda kalyordu, aksi halde o da kalabalkla srklenecekti. "Lord Yksek Nazr ve politik mahkm ile ayn anda kapya geldik!" diye bard Jonathan, seslerin yankland tnelde sesini duyurmak iin. "Onlar grdnz m? Bir barbar kabilenin prensi ve ayakl rn ta oyununa benzeyen bir adam." ^ "Evet, grdk, bir Ve Lord Yksek Nazr' da grdk." "te, bir nc adam vard ve bunlar da onu gtryorlard, ama aniden bize yaptlar ve adam da bir yerlere kat." "Belki de," dedi gittike aknlaan gzeti, "bu muhafzlarla saray gitseniz ve..."

"Ben, Gedik Tepe Desi, Hkmdar'n nne adi bir sulu gibi gtrleceim, yle mi? Bir daha yzm sarayda asla gsteremem1" Jera'nn solgun yz kzard, gzlen alevlendi. "Byle bir eyi nasl nerirsiniz?" 245 Margnret Weis & Tracy Hicknnn "zr -zr dilerim, hanmefendi," diye kekeledi gzeti. "Dnmeden konutum. Kalabalk yznden, gryorsunuz, bir de scak..." "O zaman bu konuda bir ey yapmanz neririm," dedi Jo-nathan azametle. Alfred evrelerinde dnen kargaann ortasnda duygusuzca bekleyen, yzleri ifadesiz de olsa, kararl grnen cesetlere bakt. "avu," dedi laran, kk birliin bandaki cesede dnerek, "ne grev verildi size?" "Mahkmlar saraya gtrmek," diye yant verdi ceset, bo sesi tnelde dolanan baka bo seslere kararak. "Hangi mahkmlar?" diye sordu gzeti. Ceset durdu, gemii aratrd ve bir anya yapt. "Sava mahkmlar, efendim." "Hangi sava?" diye sordu gzeti, sesi fkesini yanstarak. "Sava." Cesedin mavi dudaklarna bir glmseme urad. "Den Stun Sava, efendim." ' * "Al," dedi Jera, srr gibi. laran derin bir gs geirdi. "Son derece zgnm, efendim. Bununla benim ilgilenmemi arzu eder misiniz?" "Ltfen. Kendim de yapabilirdim, ama bir hkmet grevlisi olduunuza gre, siz ele alsanz ok daha iyi olur. Uygun raporlar nasl vereceinizi biliyorsunuz." "Ve bir rezalet ksn istemeyiz," diye ekledi Jonathan. "ller bazen ok inat olabiliyor. Kafalarna bizim mahkm olduumuzu bir kere koydular m..." Omuzlarn silkti. "Eh, zor olabilirdi. Ben ve hanmefendi cesetlerle tartrken grldmzde nasl bir skandal kopacan dnsenize!" Gzeti dnm gibiydi, nk eildi ve sonra ellerini 24 f> ATE DEFIZ havada gezdirmeye, rnler izmeye ve ark sylemeye balad. Cesetlerin yzleri aknlat, kaybolmu, savunmasz bir hal ald. "Saraya dnn," diye bildirdi gzeti serte. "stlerinize, mahkmunuzu kaybettiinizi syleyin. Yolda bakalann rahatsz etmediklerinden emin olmak iin yanlarnda birisini gndereceim. Ve imdi, efendim," dedi gzeti, eliyle balnn kenarna dokunarak, "eer bana izin verirseniz..." "Elbette. Teekkr ederiz. ok yardmc oldunuz." Jera elini kaldrd ve bir kutsama rn izdi. Gzeti dnd ve aceleyle tneli tkayan trafikle uramak zere uzaklat. Jera kolunu kocasnn koluna geirdi. Kocas Alfred'in dirseini yakalad. Sartan', daha nce iinde ilerledikleri tneli dik ayla kesen bir baka tnele ynlendirdiler. Kalabalk, grlt ve tnellerdeki klostrofobik atmosfer yznden sersemlemi olan Alfred'in, kendisinin ve yoldalarnn zgr olduklarn anlamas iin birka dakika gemesi gerekti. "Ne oldu?" diye sordu arkasna bakarak ve dengesini kaybedip sendeledi.

Jonathan dengesini salamasna yardmc oldu. "Bir zamanlama meselesi, aslnda. Admlarn biraz hzlandrman ve nereye gittiine bakman mmkn m acaba? Henz tehlikeden kurtulmu deiliz ve Gedik Tepe'ye ne kadar abuk ularsak, o kadar iyi olur." "zgnm." Alfred yznn yandn hissetti. Ayaklarn nereye koyduuna byk dikkat gsterdi ve onlarn son derece srad yerlere gitmelerini -deliklerden ieri, baka ayaklarn stne, dnmeye hi niyetlenmedii kelerin tesine- izledi. "Pons Hkmdar'a gitmek iin o kadar tela ediyordu ki, 247 Mnrgnret Wes Tracy Hicknan ite, brak sana yardm edeyim -llerin ald talimatlar yenilemeyi unuttu. Bunu dzenli olarak yapman gerekir, aksi halde bizimkilerin yaptklarn yaparlar. Kendi anlarna gre davranmaya balarlar." lL^,, "r ,"1,i,.,^l.^, ;v ,"> , , "Ama bizi saraya gtryorlard aslnda..." "Evet. Bu grevi olduka baarl bir ekilde yerine getireceklerdi. Aslnda inatla sarlmlard grevlerine. Onlardan kendi kendimize kurtulmaya almamamzn sebeplerinden biri bu zaten. Dier laran kafalarn, onlar aldklar emirlere balayan ince iplii koparacak kadar kartrd. En ufak bir kafa karkl bile onlar eski gnlere dndrebiliyor. Her tarafa gzetcilerin konulmasnn sebebi bu. Amaszca ortalarda dolanan btn llerle onlar ilgileniyor. Arabaya dikkat et! iyi misin? Biraz daha yolumuz kald, sonra trafiin en youn ksmn atlatm olacaz." Jera ile Jonathan, evrelerine endieyle baknarak, Alfred'i hzla yrttler. Olabildiince glgelerden ayrlmyorlar, gaz lambalarnn yayd k havuzlarndan kanyorlard. "Arkamzdan gelirler mi?" "Bundan emin olabilirsin!" dedi Dk anlayla. "Muhafzlar saraya dnnce, Pons bizim tanmlarmzla yeni muhafzlar gnderecek. Kapya onlardan nce ulamalyz." Alfred baka hibir ey sylemedi -konuacak nefesi kalmamt. lm Kaps'ndan gei, bu devir yaad korkun deneyimler, hayatta kalmas iin devaml olarak bysn tketmesi, Sartan' bayltacak derecede yormutu. Krcesine, bitkinlik iinde, nereye gtrlyorsa oraya gitti. Bir baka kapya geldiklerini, bu tnel labirentinden ktklarn, Jera ile Jonathan'n bir l muhafz tarafndan sorulan somlar yantladklarn, birinin hastalandn, kim olduunu 248 ATE DEnzt merak ettiini, sislerin iinden iri, krk kapl bir paukann belirdiini, bir arabaya yzst dtn ve bir ryadayma-sna Jera'nn, "...babamn evine..." dediini, sonra bu rktc dnyann sonsuz, korkun karanlnn stne ktn belirsizce fark etti. 'fe 244 YRMNC BLM NECROPOLIS, ABARRACH

"Ve, demek, Pons, onu kaybettin," dedi Hkmdar, tembel tembel stalagma olarak bilinen gl, alev alev, krmz bir ikiyi, Majesteleri'nin en sevdii yemek sonras ikisini yudum sM 'i i * > . ' ,, f,\ w ; t ' ^ i, layarak. "zgnm, efendim, ama be mahkm birden getirmek zorunda kalacam bilmiyordum. Yalnzca bir kii, Prens olacak sanyordum ve ben de onunla ahsen ilgilenecektim. llere gvenmek zorunda kaldm. Baka hi kimse yoktu." Lord Yksek Nazr endieli deildi. Hkmdar adil fikirli biriydi ve cesetlerin yetersizlikleri yznden Nazrn sorumlu tutmayacakt. Abarrach Sartanlar, uzun zaman nce llerin snrlarn renmilerdi. Yaayanlar cesetlere, sevgi dolu ebeveynlerin ocuklannm yetersizliklerine tahamml etmesi gibi tahamml ediyorlard. "Bir bardak alr msn, Pons?" diye sordu Hkmdar. Ceset hizmetkr elini sallayarak uzaklatrd ve kendi elleriyle kk, altn bir kadeh doldurdu. "Gerekten mkemmel bir lezzet." "Teekkr ederim, Majesteleri," dedi Pons Stalagmadan nefret ederdi, ama kendisi ile imeyi reddederek Hukumdar' 250 AE DEmz gcendirmeyi kim gze alabilirdi ki? "Mahkmlar imdi mi greceksiniz?" "Acelen nedir, Pons? Neredeyse rn ta oyunu zamanmz geldi. Bunu biliyorsun." "> "-..*I,"|QL ".'VM'vv Khya ac svy olabildiince abuk yuttu, nefes alabilmek iin bir an abalad, sonra terleyen alnn mendiliyle sildi. "Lady Jera kehanetle ilgili bir ey syledi, efendim." ' Kleitus kadehini dudaklarna gtrrken durdu. "yle mi? Ne zaman?" "Yabanc, muhafz komutann .. eee... ona yaptn yaptktan sonra." "Onu 'ldrdn' sylemitin, Pons. Kehanet llere yaam getirmekten bahseder" Hkmdar ikiyi, deneyimli sta-lagma iicilerinin yapt gibi ban arkaya atp, hemen yutarak iti. "ldrmekten deil." "Des'in, szckleri kendi istedii anlama ekmek gibi bir zellii var, efendim. Bu yabanc hakknda yayaca sylentileri dnn. Halk kendine inandrmak iin bu yabancnn yapabileceklerini bir dnn." "Doru, doru." Kleitus kalarn att. nce endielendi. Sonra omuzlarn silkti. "Nerede ve kiminle olduunu biliyoruz." Stalagma onu rahat bir ruh haline sokmutu. "Birlikleri gnderebiliriz..." diye neride bulundu Nazr. "Ve Kont'un birliklerinin silaha sarlmalarn salarz, yle mi? Kairn Telestli bu asilere katlmalar mmkn. Hayr, Pons, bu konuyu incelikle ele alacaz. Bu babelas Kont ile Des kzn yolumuzdan sonsuza dek ekmek iin geerli bir sebebimiz olacak bylece. Her zamanki nlemleri aldn dnyoruz, Pons." "Evet, efendim. Konu oktan ele alnd." 251 Margaret Wes & Tracy Hcknnn f "O zaman neden bo yere endieleniyorsun? Bu arada, gen Jonathan zamansz olarak lrse dklk topraklar kime kalyor?"

"Hi ocuu yok. Topraklar karsna kahr.^f, j ljn, ^ Hkmdar yorgun bir el iareti yapt. Pons, anladn ifade etmek iin gzkapaklarn indirdi, "Bu durumda, mlk tahta kalr, Majesteleri." Kleitus bam sallayarak, bir hizmetkr, kendisine bir kadeh iki doldurmas iin ard. Ceset iini bitirip ekildiinde, Hkmdar kadehini kaldrd ve ikinin tadn karmaya hazrland. Baklar Nazr'n baklar ile karlat ve iini ekerek kadehi indirdi. "Nedir, Pons? O eki suratn bu mkemmel ikinin zevkini karmamz engelliyor." ^ >( "Affnza snrm, efendim, ama bu konuyu yeterince ciddiye aldnzdan emin deilim." Nazr biraz daha yanat ve cesetler haricinde yalnz olmalarna ramen sesini alakt. "Prens ile getirdiim dier adam son derece srad! Belki de kaandan daha srad. Sanrm bu mahkmu hemen grmelisiniz." "Bu adam hakknda belirsiz imalarda bulunup duruyorsun. kar azndan, Pons! Bu adam hakknda bu kadar... srad... olan ne?" Nazr durdu, en byk etkiyi nasl yapacan dnd. "Majesteleri, onu daha nce grdm." "Sosyal balantlarnn ne kadar geni olduunu biliyomm, Pons." Stalagma Kleitus'u alayc yapmt. "Necropolis'te deil, efendim Ne de burada bir yerde Onu bu sabah... imgede grdm " Hkmdar kadehi dokunulmam olarak, dirseinin dbn252 ATE DEHIZI de duran tepsiye koydu. "Onu greceiz... Prens'i de." Pons eildi. "ok iyi, efendim. Onlar buraya m, yoksa grme odasna m getirteyim?" Hkmdar odada evresine baknd. Oyun odas olarak bilinen bu oda, byk grme salonundan daha kk, daha samimi idi ve pek ok ssl lamba tarafndan iyice aydnlatlmt. Odada kairn otundan pek ok masa duruyordu. Her birinin stne, krmz ve mavi rnlerle bezeli drt takm beyaz ta, dzgnce ylmt. Duvarlar, Abarrach zerinde savalan nl savalar tasvir eden hallarla kaplanmt. Oda kuru, rahat ve scakt. Demirden yaplm, altn kapl borulardan geen buharla stlyordu. Sarayn tm ayn buharl sistemle stlyordu, modern bir eklemeydi bu. Eski zamanlarda saray-kale olarak yaplm, ilk gelen Sartanlann en eski yaplarndan biri- rahat yaama koullar salamak iin mekanik yntemlere baml deildi. Eski rnlerin, ieride yaayanlara scaklk, k ve taze hava getiren desenlerin izleri sarayn eski ksmlarnda hl grlebiliyordu. Nasl kullanldklar unutulan bu rnlerin ou, bilinli olarak silinmiti. Asil ailenin dostlar bunlar irkin buluyordu. "Konuklarmz ile burada greceiz." Elinde yeni bir sta-lagma kadehi ile Kleitus, oyun masalarnn birine oturdu ve tembel tembel, oyuna hazrlanlm gibi rn talarn dizmeye balad. Pons bir hizmetkra el etti. Hizmetkr bir muhafza iaret etti Muhafz ortadan kayboldu ve bir sre sonra, bir muhafz birlii iki mahkmu Kral'n huzuruna getirdi. Prens gururlu, meydan okuyan bir havayla girdi odaya. fkesi, grg kurallarnn souk yzeyi altnda kpryordu. Yznn bir taraf berelen253

Margaret Weis & Tracy Hickman misti, duda imi, giysileri yrtlm, salar dalmt. "Kairn Telest'ten Prens Edmund'u tantmama izin verin, efendim," dedi, Pons. Prens ban hafife edi. Eilmedi. Hkmdar oyun tahtasn kurmay brakt ve kalarn kaldrarak gen adama bakt. "En Asil Majesteleri Kral'n nnde diz kn!" diye tslad Nazr aznn kesinden. , . , , .., :< "O benim kralm deil," dedi Prens Edmund, dimdik durup, ban arkaya atarak. "Kairn Telest Hkmdar olarak onu selamlayarak onurlandryorum." Prens ban yine edi. Yz ifadesi zarif ve guarluydu. Hkmdar'n dudaklarnda bir glmseme dolat. Bir ta yerine yerletirdi, "Tpk, Majesteleri'nin de beni onurlandracana inandm gibi," diye devam etti Edmund, kpkrmz bir yz ve atlm kalarla. "Prensi olduum topraklar imdi kt duruma dm olabilir, ama bir zamanlar zengin, gl ve gzeldiler." "Evet, evet," dedi Hkmdar, elinde rn iaretli bir ta tutup, dnceli dnceli dudaklarna srterek. "Tm onurlar Kairn Telest Prensi'ne. Ve imdi Nazr," -mor ve altn renkleri ile evrelenmi siyah baln glgeleri iine gizli gzler, Hap-lo'ya doru dnd- "huzurumuzda bulunan bu yabancnn ad nedir?" Prens fkeyle nefes ald, ama, belki de, anlatlanlara gre bir maarada alktan lmekte olan halkn dnerek fkesine hkim oldu. Dier adam, rn bezeli derisi olan, sessizce, armadan, etkilenmeden, sanki evresinde olan bitenle hi ilgilenmez gibi, ayakta durup bekliyordu. Gzleri her eyi gryor, ama ilgilendiini hi belli etmiyordu. "Kendisine Haplo diyor, efendim," dedi Pons, yerlere ka254 At DEOIZ dar eilerek. Tehlikeli bir adam, diye de ekleyebilirdi Nazr. Bir kere kontroln kaybeden, ama bir daha kaybetmeye zor-lanamayacak bir adam. Glgelerden kmayan bir adam. Saklanmak istediinden deil, igdleri yle emrettiinden, sanki uzun zaman nce, dikkat ekmenin kendisini hedef haline getireceini renmi gibi. Hkmdar sandalyesinde arkasna yasland. Haplo'ya, birer izgi olana kadar kslm gzlerinin arasndan bakt. Kle-itus sklm, enerji yoksunu grnyordu. Pons rperdi. Majesteleri bu ruh halindeyken ok tehlikeli olurdu. "nmzde eilmiyorsun. Sanyoruz sen de, kraln olmadmz syleyeceksin," dedi. Haplo omuzlarn silkip, glmsedi. "Alnmayn." Majesteleri zarif eliyle, seiren dudaklarm saklad, boazn temizledi. "Alnmadk... her ikjjnizden de. Belki zaman iinde birbirimizi anlamaya balarz." Sessizce, dnceler iinde oturdu. Prens Edmund sabrszlk iinde kprdanmaya balad. Majesteleri baklarn hzla ona evirdi, gevek elini uzatt, masaya iaret etti. "Oynar mydnz, Ekselanslar?" .rIH." """-.^-,,. ,, "-,",) n"4

Edmund armt. "Evet... efendim. Ama en son oynamamdan beri uzun bir zaman geti. Gereksiz etkinlikler iin pek az zamanm vard," diye ekledi ac ac. Hkmdar elinin bir hareketi ile bu tr dnceleri bir kenara itti. "Bu akamki oyunu iptal edeceimizi sanmtk, ama artk buna gerek kalmayacan dnyoruz. Belki de oyun tahtasnn banda birbirimizi anlamaya balarz. Siz de bize katlr msnz, baym? Afedersiniz, ama siz bir prens misiniz... ya da... ya da, tanmamz gereken bir tr asil misiniz?" "Hayr," dedi Haplo ve baka bir ey sylemedi. 255 i Margaret Wes & Tracy Hckman "Hayr, bize katlmaz msnz, yoksa hayr, prens deil misiniz, yoksa genel olarak hayr m?" diye sordu Hkmdar. "Bu, durumu olduka iyi aklyor, derdim, efendim " Hap-lo'nun baklar oyun talarna gitti, Majesteleri'nin gznden kamayan bir ayrnt. Hkmdar uzun uzun gld. "Gelin, bizimle oturun. Oyunun ince kurallar vardr, ama renmesi zor deildir. Biz size retiriz. Pons, sen drdnc olacaksn, elbette." "Memnuniyetle, efendim," dedi Nazr. Yeteneksiz bir rn ta oyuncusu olan Pons, yeteneksizlere kar pek az sabr olan hkmdar ile oynamak iin nadiren arlrd. Ama bu geceki gerek oyun farkl bir seviyede oynanacakt, Lord Yksek Nazr'n son derece iyi tand bir seviyede. Prens Edmund tereddt etti. Pons, gen adamn ne dndn biliyordu. Bu tr bir etkinlik vakarna zarar verir miydi, amacnn ciddiyetini bozar myd? Yoksa bu Kral'n kaprislerine boyun emek politik adan daha faydal m olurdu? Nazr gen adam, fark etmeyecei konusunda temin edebilirdi. Ne yapmay seerse sesin, onun sonu belirlenmiti. Lord Yksek Nazr, ksa bir an iin bu Prens iin zld. Edmund, ar ykler tamak zorunda kalan gen bir adamd. Sorumluluklarn ciddiye ald, halkna yardm etmek konusunda samimi olduu akt. Bir oyun tandan baka bir ey olmadn grmemesi ne yazkt. Majesteleri'nin uygun bulduu yerlere srlecekti. Ve Majesteleri uygun bulursa... yok edilecekti. Prens'in nezaketi galip geldi. Oyun masasna doru yrd, Hkmdarn karsna oturdu ve talan balang pozisyonunda yerletirmeye balad. Bunun iin, bir kalenin duvarla256 AtE DEHZ rina benzeyecek ekilde dizilmeleri gerekiyordu. <nw. ***<* '* Haplo da tereddvit etti, ama onunkisi glgeleri brakp, gl k altna girmeye kar hissettii bir isteksizlikti. Sonunda karar verdi ve masadaki yerini almak zere yavaa ilerledi. Ellerini masann altndan karmad, sandalyesinde arkasna yasland Pons onun karsna oturdu. r-tM MUV w, v "Talar u ekilde dizerek balyorsunuz, baym," dedi Nazr, Hkumdar'n kaldrd kalarndan ipucu alarak. "Mavi rnlerle iaretli olanlar temel. Krmz ile iaretli olanlar mavilerin zerine ylyor. Hem krmz, hem mavi iaretliler ise, siperleri oluturuyor."

Hkmdar kendi duvarm yapmay bitirmiti. fke ve hayal krkl iindeki Prens, isteksizce kendi duvarn yapyordu. Pons da duvarn yapmakla ilgileniyormu gibi yapt, ama baklar devaml karsndaki adama kayyordu. Haplo sa elini masann altndan kard, bir rn tan kaldrd ve yerine koydu. "ok ilgi ekici," dedi Hkmdar. Oyun masasndaki tm hareketler dondu, tm gzler Hap-lo'nun eline dikildi. n"THH Kuku yoktu. Talardaki rnler, adamn derisine ilenmi olanlardan ok daha kabayd -yetikin birinin akc el yazsna kar bir ocuun karalamalar gibiama aynydlar. Bir anlk isteksiz bylenmeden sonra Prens baklarn Haplo'nun elinden kopard ve duvarn yapmaya devam etti. Kleitus, tutup daha yakndan incelemek iin elini uzatt. "Ben olsam yapmazdm, efendim," dedi Haplo sessizce, elini kprdatmadan. Ak bir tehdit yoktu sesinde, ama bir ey Hkumdar'n durmasna sebep oldu "Belki de buradaki adamnz size sylemitir " Gzlen Pons'a kayd "Dokunulmaktan 257 Margaret Weis & Tracy Hickman holanmam." - ! .< ' " v. .. "Muhafza saldrdnzda derinizdeki iaretlerin parladn syledi. Bu arada, bu trajik olay iin zr dilemek isteriz. Son derece zgnz. Kpeinize zarar vermek istemezdik. ller bazen... ar tepki gsterme eiliminde oluyor." Dikkatle izleyen Pons, Haplo'nun enesindeki kasn seirdiini, dudaklarnn gerginletiini grd. Bunun dnda yz duygusuzdu. Majesteleri szlerine devam ediyordu, "Bir askere saldrdnz syledi. Silahnz yokmu, ama klla silahlanm biriyle savaabileceinizden emin grnyormusunuz. plak ellerinizle dvmeyi dnmemitiniz, deil mi, baym? Bu iaretler" -Hkmdar dokunmadan iaret etti- "bu desenler by. Bynz silah olarak kullanmay dndnz. Ne kadar etkilendiimizi anladnzdan eminim. Bu rnleri nereden buldunuz? Nasl iliyorlar?" $,, WJ<n Haplo bir baka rn tan kaldrd ve ilk tan yanna yerletirdi. Bir dierini alarak, yine ilkinin yanna koydu. "Size bir soru sorduk," dedi Hkmdar. "Sizi duyduk," diye yant verdi Haplo, dudaklar bir glmsemeyle bklerek. Hkmdar, bu alayclk karsnda, fke ile kzard. Pons gerginleti. Prens duvarndan ban kaldrd. "Kstahlk!" dedi Kleitus fkeyle. "Yant vermeyi ret mi ediyorsunuz?" "Bu reddetme meselesi deil, efendim. Bir yemin ettim. Bym hakknda size bir ey syleyemem." Haplo'nun baklar Hkmdar'a kayd, sonra serinkanllkla oyuna dnd. "Sizin, bynzle lleri nasl kaldrdnz syleyemeyeceiniz gibi." 258 AtE Denizi Hkmdar, bir oyun tan elinde evirerek arkasna yasland. Pons rahatlad, tuttuunu imdiye kadar fark etmedii uzun bir nefes verdi.

"Pekl, pekl," dedi Kleitus sonunda. "Nazr, oyunu geciktiriyorsun. Ekselanslar duvarn neredeyse tamamlad ve buradaki acemi bile senden ileride." . , . ,''i,-,t>"Affnza snrm, efendim," dedi Pons alakgnlllkle, bu parodideki roln anlayp kabullenerek. "Bu saray eski, deil mi?" dedi Haplo, oday inceleyerek. Duvarn yapmaya dalm gibi yapan Pons, adam indirdii gzkapaklarnn altndan izledi. Som ylesine, nazik bir sohbet amak iin sorulmu gibiydi, ama bu, gereksiz gevezeliklere dalacak bir adam deildi. Neyin peindeydi acaba? Dikkatle izleyen Pons, Haplo'nun baklarnn, duvardaki yan silinmi rn iaretlerine gittiini grd. ,,,, ,," ,,,\ v. Yant vermeyi Kleitus stlendi. "Sarayn eski ksm doal bir oluumun iinde yaplm. Maara iinde maara da diyebiliriz. Kairn Necros'un en yksek yerinde duruyor. st katlardaki odalar, eskiden Ate Denizi'nin mthi bir manzarasna bakyormu. En azndan eski metinler yle anlatyor. Bu, elbette, deniz ekilmeden nceymi." kisinden bir yudum almak iin durdu ve Nazr'a bakt. "Saray aslnda bir kale olarak yaplm," diye devam etti Pons itaatkrca, hikyeye Hkmdar'n kald yerden devam ederek, "ve bir zamanlar buradan byk saylarda halkn getiine ilikin veriler var. Kukusuz, daha yukardaki blgelere gidiyorlarm." Prens kalarn att. Eli titredi, ksmen tamamlanm duvarndaki pek ok ta ykt. "Tahmin etmi olabileceiniz gibi," diye devam etti Pons, 259 Margaret Weis & Tracy Hickman "bu oda sarayn eski odalarndan. Elbette, epeyce yenileme yaptk. Kraliyet ailesinin yaam meknlar arkadadr; hava burada daha temiz, sizce de yle deil mi? Resmi odalar, salonlar ve balo salonlar nde, saraya girdiiniz yerin yaknndadr." "Kafa kartrc bir yere benziyor," dedi Haplo. "Saraydan ok ar kovan gibi." "Ar kovan m?" diye sordu Hkmdar, bir kan kaldrp, esnemesini bastrmaya alarak. "Bu deyii bilmiyorum." Haplo omuzlarn silkti. "Demek istediim, burada fazla uramadan kaybolunabilir." "Zamanla alyorsunuz," dedi Hkmdar, elenerek. "Yine de, eer gerekten kolayca iinde kaybolunabilecek bir yer grmek istiyorsanz, size mezarlar gsterebiliriz." "Ya da, bizim verdiimiz isimle, zindanlar," diye araya girdi Nazr, alayc alayc glerek. "Duvarna dikkat et, Pons, yoksa btn gece buradayz." "Peki, efendim." Baka hibir ey sylenmedi. Duvarlar tamamland. Pons, daha nce hi oynamam olduunu syleyen Haplo'nun, ilk kez oynayanlar talardaki iaretleri genelde kafa kartrc bulsa da, duvarn hatasz bir ekilde tamamladn grd. Sanki, diye dnd Nazr, rnler ona, baka hikimseye sylemedii bireyler sylyordu.

"Beni affedin, baym," dedi Pons titizlikle, Haplo'ya doru eilip fsldayarak. "Sanrm bir hata yaptnz. u rn ta sizin yapm olduunuz gibi siperlere ait deil. Aaya koymalydnz." "Doru konuldu, yeri oras," dedi Haplo, her zamanki sessizlii ile. ATE Denizi "Hakl, Pons," dedi Kleitus. "Gerekten mi, efendim?" Nazr aknd, kendi kendine gld. "Ben -ben yanl yapm olmalym o zaman. Bu oyunda hi iyi deilim, itiraf etmeliyim ki tm talar ayn grnyor. Bu iaretler benim iin hibir ey ifade etmiyor." "Hibirimize bir ey ifade etmiyor, Nazr," dedi Hkmdar serte. "En azndan imdiye kadar etmiyordu." Haplo'ya bir bak frlatt. "Onlar ezberlemelisin, Pons. Sana daha nce de syledim." >,-""., sH-"- n; ; ,<w"'i<fr /> "Evet, Majesteleri. Majesteleri bana bylesine sabr gstererek ltufta bulunuyor." "Sizin sranz, Ekselanslar," dedi Kleitus Prens'e. -> Edmund huzursuzca sandalyesinde kprdand. "Bir krmz altgen." Hkmdar ban sallad. "Korkarm o krmz altgen uygun bir al ta deil, Ekselanslar." Prens ayaa frlad. "Majesteleri, tutuklandm, dvldm, hakaret edildim. Eer yalnz olsaydm, bakalarnn sorumluluunu tayor olmasaydm, deil bir kraln bir dier krala, bir Sartanm dier bir Sartana yapmayaca bu muameleye isyan ederdim! Ama ben bir prensim. Bakalarnn yaamlarnn sorumluluunu tayoam. Ve bir... bir oyun zerinde younla-amyorum" -hor grrcesine elini oyun tahtasna doru sallad- "halkm souktan ve alktan ac ekiyor!" "Halknz masum bir kye saldrd..." "Saldrmadk, efendim!" Edmund hzla kontroln kaybediyordu. "Yiyecek ve arap satn almak istedik. Karln deyecektik, ama tek bir sz syleme frsatn bulamadan kyller bize saldrd! imdi dnyorum da, tuhaf, deil mi? Sanki bizim onlara saldracamza inandrlm gibiydiler!" 261 Margnret Weis & Tracy Hicknan mparator Haplo'ya, bir ey ekleyeyip eklemeyeceini grmek iin bakt. Haplo, can sklyor gibi, bir rn ta oynad. "Son derece doal bir nlem," dedi Hkmdar, dikkatini Prens'e evirerek. "zcilerimiz, kente yaklamakta olan, byk, silahl bir barbar topluluk gryor. Sizin varsaymnz ne olurdu?" "Barbar m?" Edmund dudaklarna kadar beyazlad "Barbar m? Bu... bu Nazr zppesinden daha barbar deiliz biz! Medeniyetimiz sizinkinden eski, Koparl'tan sonra ilk kurulanlardan biri! Bu kent, ak havadaki gzel kentimiz yannda kokmu bir fare yuvasndan baka bir ey deil!" "Ama yine de, sanrm bu 'kokmu fare yuvasnda' yaamanza izin verilmesi iin yalvarmaya geldiniz," dedi Kleitus, arkasna yaslanp ksk gzkapaklarnn arasndan tembel tembel Prens'e bakarak. Prens'in solgun yzne ateli bir krmzlk yayld. "Yalvarmaya gelmedim! alacaz! Hayatmz kazanmak iin alacaz! Tek istediimiz ldrc yamura kar korunak ve ocuklarmz beslemek iin yiyecek. llerimiz ve isterseniz ya-ayanlanmz da tarlalarnzda alr, ordunuzda hizmet eder.

Biz..." -Edmund yutkundu, sanki ac lezzetli stalagma yutmaya alyordu"biz sizi hkmdarmz olarak da kabul ederiz... " "Ne kadar iyisiniz," diye mrldand Hkmdar. Edmund sesindeki alay duydu. Elleri sandalyesinin arkasnda kapand, parmaklar, fkesini kontrol etmeye alrken, gl kairn otunun iinde delikler at. "Bunu sylemeyecektim. Beni siz zorladnz." Haplo burada kprdand Araya girebilirdi, ama bundan vazgeti ve nceki duygusuz gzlemci durumuna dnd 262 ATE DEflZ "Bunu bize borlusunuz! Halkmn yurdunu yok ettiniz! Suyumuzu emdiniz, smz aldnz ve kendi kentiniz iin kullandnz. Bizim gzel, gr topraklarmz kra ve donmu bir le evirdiniz! ocuklarmz, yallarmz, hasta ve sakatlarmz ldrdnz! Halkma bu felaketi bamza bilmeden getirdiinizi syledim, Kairn Telest'in var olduunu bile bilmediinizi syledim. Buraya sizi cezalandrmaya gelmedik. Buraya intikam almak iin gelmedik, ama gelebilirdik Kardelerimizden, kastszca yaptklar hatalar dzeltmelerini istemeye geldik. Onlara bunu sylemeye devam edeceiz, ama artk, bunun bir yalan olduunu biliyorum." Edmund sandalyenin arkasndaki yerinden ayrld. Parmaklan kanyordu. Kymklanan kairn otunun sivri ular etine batmt. Edmund fark etmi grnmyordu. -4.' 7 < """; "vf "Halkm ieri aln, Majesteleri, ben de size, gerei onlardan saklayacama dair eref sz vereyim. Halkm ieri aln, ben de onlarla birlikte, yan yana alaym. Halkm ieri aln, efendim ve ben de nnzde, istediiniz gibi diz cokeyim." Yreimin iinde sizi kk grsem de. Son szler yksek sesle sylenmemiti. Ama buna gerek yoktu. Havada, lambalar aydnlatan gaz gibi tslad. "Grdn gibi, haklydk, Pons," dedi Kleitus. "Bir dilenci." WH}3 tllj* Nazr iini ekmekten kendini alkoyamad. Prens, bunca genlii ve yakkll ile, halkna kar duyduu sevecenlik iinde, deil dilenci, onu krallardan daha yksee kaldran bir grkeme sahipti. >t<\t,h;,>tsSi ift Hkmdar parmakular birbirine deerken, ne eildi. "Necropolis'te yardm bulamayacaksn Edmund, dilenciler prensi." 2 f, 3 Mnrgaret Weis & Tracy Hickman Prens ayaa kalkt, bastrd fkesi derisinin ateli krmzs zerinde souk beyaz benekler brakmt. "O zaman syleyecek bir ey kalmad. Halkma dneceim." Haplo ayaa kalkt. "Oyunu bozduum iin zgnm, ama ben de onunla birlikteyim," dedi, parman Prens'e doru kvrarak. "Evet, ylesin," dedi Hkmdar, yalnzca Pons'un iittii yumuak, tehdtkr bir sesle. "Sanrm bu sava demek, yle deil mi, Ekselanslar?" ,5, Jt. ?/;^ ,^;, Prens yrmeyi brakmad. Yannda Haplo ile, odann yarsn at. "Size syledim, efendim, halkm savamak istemiyor. Yolumuza devam edeceiz, belki ky boyunca daha ileriye gideriz. Eer gemilerimiz olsayd..." "Gemiler mi!" Kleitus dilerinin arasndan derin bir nefes ald. "Asl konuya imdi geldik! Geree. Bunca zamandr peinde olduun buydu demek!

Gemiler, lm Kaps'n bulmak iin! Aptal! lmden baka bir ey bulamayacaksn!" imparator silahl muhafzlardan birine iaret etti. Muhafz karlk olarak ban sallad. Mzran kaldran ceset nian ald ve frlatt. Edmund tehdidi hissetti, dnd ve saldrdan korunmak iin elini kaldrd. Nafile. lmn geldiini grd. Mzrak gsne yle bir gle arpt ki, ucu gs kemiini paralad ve adamn srtndan karak onu yere mhlad. Prens darbeyi ald anda, tek bir lk atamadan oldu. Keskin demir, yreini paralamt. Yz fadesindek hzne baklrsa, son hissettii, belki de, trajik b ekilde ksa kesilen kendi yaam iin deil, halk iin bir ey yapamadndan dolay uzunlu olmutu. 21,4 Kleitus yine iaret etti, Haplo'yu gsterdi. Bir baka ceset mzran kaldrd. "Durdur onu," dedi Patryn, acele, gergin bir sesle, "yoksa lm Kaps hakknda hibir ey renemezsin!" -f . , .^j "lm Kaps!" diye tekrarlad Kleitus yumuak bir sesle, Haplo'ya bakarak. "Dur!" Tam mzra frlatrken durdurulan ceset, mzran elinden dmesine izin verdi. Mzrak bir tngrtyla yere dutu, gergin sessizlii bozan tek ses bu idi. ,a ,t <, '. ,, 4 ,,(,.", "lm Kaps hakknda," diye sordu Hkmdar sonunda, "ne biliyorsun?" "Ben lrsem asla iinden geemeyeceini," diye yant verdi Haplo. *w, . YRMDRDNC BLM NECROPOOS, ABARRACH ?.., . ,IWM iMj^ H. lm Kaps konusunu amak bir kumar olmutu Hkmdar bir kere gzlerini krpp omuzlarn silkebilir, cesede drd mzra alp tekrar denemesini emredebilirdi. Haplo hayatn tehlikeye atmyordu. Bys onu, Patryn'in ayaklarnn dibinde l yatan zavall Prens'in aksine, mzran lmcl ucundan koruyabilirdi. Haplo'nun kanmaya alt, bysnn gcnn aa kmasyd Ceset ona yolda saldrd zaman baylm numaras yapmasnn sebeolerinden biri buydu. < ' " Ne yazk ki, Alfred'in yardmna koacan tahmin edememiti Lanet olsun o adama! Baylmasnn ie yarayaca tek seferde, lanet Sartan aklanamaz bir biimde karmak, gl bir by yapyor ve herkesin salarn diken diken ediyor. Dman gcn gznde byteceine kmsesin, daha iyi. Haplo bylesinin daha faydal olduunu renmiti. Onu uykuda yakalama ihtimalin artard. Ama en azndan, bu kumar kazanl olmu gibiydi. Kleitus gzlerini bir kere krpp omuzlarn silkmemiti. lm Kap-s'n biliyordu, bilmek zorundayd Grne gre zeki bir adam ve gl bir olarand. Byle bir adam kukusuz, es2 !,<> AtE Dtmzi ki Sartanlarn brakm olduu eski kaytlar arar ve bulurdu. Prens'in kan Patryn'in rn kapl derisinde hl lkken, Haplo'nun "al stratejisi" zihninde prldad.

Hkmdar kendisini toplam, aldrmazm gibi davranyordu. "Cesedin ihtiyacm olan her tr bilgiyi verir, buna, o szde lm Kaps hakkndaki bilgiler de dahil." "Belki," diye karlk verdi Haplo. "Belki de deil. Bym sizinkine akraba, bu gerek, ama farkl. ok daha farkl. l-arclk benim halkm arasnda hi uygulanmamtr ve muhtemelen bunun bir sebebi vard. Bu rnleri," -kolunu kaldrd- "kontrol eden beyin ldnde, by de lr. Sizin aksinize, benim fiziksel varlm byme aynlmaz bir ekilde baldr. Birini dierinden ayrrsan, brak baka eyleri, adn bile hatrlayamayan bir ceset olur elinizde." "Ne hatrlayacana nem verdiimizi nereden karyorsun?" " Gemiler, lm Kaps 'm bulmak iin. Bu szleri sen kullandn, bu zavall aptaln iittii son szlerdi bunlar." Haplo Edmund'un deilmi bedenini iaret etti. "Dnyanz lyor. Ama bunun bir son olmadn sen biliyorsun. Sen baka dnyalar biliyorsun. Ve haklsn da. Baka dnyalar var gerekten. Ben gittim. Ve dnerken seni de yanmda gtrebilirim." Ceset mzra eline alp kaldrm, Haplo'nun kalbine hedeflemiti. Hkmdar ani bir hareket yapt ve ceset silah indirdi, arka ucunu maara zeminine vurdu ve hazrolda beklemeye balad. "Ona zarar verme. Zindana gtr," diye emir verdi Kleitus. "Pons, ikisini de zindanlara gtr. Bu konuyu enine boyuna dnmeliyiz." "Prens'in bedeni, efendim Onu yoklua gnderelim mi?" 2<>7 Mnrgnret Weis & Tracy Hickman "Beynin nerede, Pons?" diye sordu Hkmdar sinirle. "Elbette hayr! Halk bize sava ilan edecek. Ceset bize savunmamz planlarken lazm olan her eyi anlatacak. Elbette Kairn Telest tamamen yok edilmeli. Ondan sonra bu dilenciyi, kabilesinin geri kalan ile birlikte yoklua gnderebilirsin. Onu gvenli bir ekilde canlandrana kadar gerekecek bekleme sresi boyunca lmn gizle. Biz hazr olmadan o ayaktakm-mn saldrya gemesini istemeyiz." _,,< "Peki ne kadar bekletmemizi nerirsiniz, efendim?" Kleitus profesyonel bir deerlendirme yapt. "Onun gibi gen, enerjik ve yaama kuvvetle sarlan bir adamn hayaletinin sz dinler hale gelmesi iin gn gemesi art. Kaldrma trenlerini kendimiz yapacaz elbette. Bir miktar glk yaratmas olas. Zindan laranlarndan biri koruma ayinlerini yapabilir." Hkmdar, cppesinin etekleri ayak bileklerinde telala dalganarak, hzla oday terk etti. Muhtemelen, diye dnd Haplo, iten ie srtarak, dorudan ktphaneye, ya da eski kaytlar nerede tutuluyorsa, oraya gidiyor. Cesetler Pons'un emri zerine seirtti. ki muhafz, Prens'in bedenindeki mzra kardlar, bedeni aralarna aldlar ve tayp gtrdler. l hizmetkrlar yerdeki ve duvarlardaki kan temizlemek zere su ve sabun getirdiler. Haplo sabrla bir kenarda durmu, faaliyetleri izliyordu. Nazrn kendisine bakmaktan kandn fark etti. Pons odada, oradan oraya seirtiyor, duvar hallarndan biri zerindeki kan lekesi zerine yksek sesle baryor, zerine serpmek zere hizmetkrlarn kairn otu tozu getirmelerini byk bir olay haline getiriyordu. "Eh, sanrm yapabileceimiz her eyi yaptk." Pons derin

2'S ' ' ' AtEj DEHH "f r. > ' bir i ekti. "Grd zaman Majesteleri Kralie'ye ne diyeceim, bilmiyorum." "Kocasna adam ldrmenin daha az vahi yntemlerini nerebilirsin," diye neride bulundu Haplo. <"< Nazr pek de numara olmayan bir tavrla irkildi ve Patryn'e korkuyla bakt. "Ah, sizsiniz!" Sanki rahatlam gibiydi. "Fark etmedim -afedersiniz. O kadar az canl mahkmumuz vardr ki. Sizin de bir ceset olmadnz unutmutum. Hadi, sizi aa kendim gtreceim. Muhafzlar!" Pons iaret etti. ki ceset yanna seirtti ve hepsi, Nazr ile Haplo nde, muhafzlar arkada, oyun odasn terk ettiler. ' "Bir eylem adamna benziyorsunuz," dedi Nazr, Haplo'ya bir gz atarak. "Kpeinizi ldren silahl askere saldrmakta tereddt etmediniz. Prens'in lm cannz skt m?" Can sklmak m? Bir Sartan'n bir dierini soukkanllkla ldrmesi mi? Elenmiti, belki, ama can sklmamt. Haplo, byle hissediyor olmas gerektiini syledi kendi kendine. Ama giysilerine bulaan kan damlalarna tiksintiyle bakt ve elinin tersiyle ovuturdu. "Prens yalnzca doru olduuna inand eyi yapyordu. ldrlmeyi hak etmemiti." "Bu cinayet deil," diye terslendi Pons serte. "Prens Ed-mund'un hayat Hkmdar'a aitti, tpk Majesteleri'nin tm kullarnn hayatlarnn ona ait olmas gibi. Hkmdar gen adamn ona lyken, yaarken olduundan daha faydal olacana karar verdi." "'"'* ** .V)uW-'>M ,F>"f", "Gen adamn konu hakknda fikrini sylemesine izin verebilirdi," dedi Haplo kum bir sesle. Patryn nerede olduuna dikkat etmeye alyordu, ama birbirinin ayn, birbirine balanan tnellerin oluturduu labi2f,9 Margaret Wes & Tracy Hckman rentte hemen kayboldu. Alalmakta olduklarn, yalnzca przsz maara zeminindeki eimden anlamt. Ksa sre sonra, gaz lambalarn geride braktlar. Rutubetli duvardaki yerlerinde kaba mealeler yanyordu. Haplo, alev klarnn altnda, zemin seviyesinde, duvar boyunca dizilmi rnlerin soluk izlerini grebiliyordu. leride, yk tarmasna ar ve srklenen admlarn yanklanan seslerini duyabiliyordu. Prensin bedeni, pek de ebedi olmayacak dinlenme yerine gidiyordu. Nazr kalarn att. "Sizi anlamay olduka g buluyorum, baym. Szleriniz bana imekle aydnlanan bir karanlk bulutundan geliyor, iinizde iddet gryorum, beni rperten, kanm donduran bir iddet. vngen bir hrs gryorum, ne yolla olursa olsun, g elde etmek iin bir arzu. lme yabanc deilsiniz. Yine de, gerekte bir asinin, bir hainin infaz edilmesi olan olayn sizi olduka rahatsz ettiini hissediyorum." "Biz kendi rkmzdan olanlar ldrmeyiz," dedi Haplo yumuak bir sesle. ,,,>, , "Afedersiniz, iitemedim." Pons daha yakna eildi. "Ne dediniz?" "Dedim ki, 'Biz kendi rkmzdan olanlar ldrmeyiz,'" diye tekrarlad Haplo ksaca. Azn kapatt, rahatsz olmutu ve rahatsz olduu iin fkeliydi. Ve

buralardaki herkesin, baka herkesin kalbine ve ruhuna bakmay becerebiliyor grnmesinden holanmamt. Zindan bana iyi gelecek, diye dnd. O yattrc, serinletici karanlk, o sessizlik iyi gelecek. Karanla ve sessizlie ihtiya duyuyordu. Dnmek, deerlendirmek ve bir eylem planna karar vermek iin zamana ihtiyac vard. Bu sinir bozucu, kafa kartrc dnceleri sraya dizmek, bastrmak iin zamana ihtiyac vard. Bu da aklna, bir sorunun yantlanmaya 270 Dtnz ihtiyac olduunu getirdi Si^ ,. "u kehanet hakknda duyduklarm nedir?" &, , . , tj/ "Kehanet mi?" Pons'un gzleri Haplo'ya evrildi, sonra ayn hzla geri kayd. "Ne zaman duydunuz bu kehaneti?" "Muhafzn beni ldrmeye altktan hemen sonra." "Al, ama henz kendinize gelmitiniz. Byk zarar grmtnz." lfrv, ,. , , " fa ",'l"S,'< *l "' '"""Hut,; "itme duyum zarar grmemiti. Des kehanet hakknda bir ey syledi. Ne demek istediini merak ediyorum." "Kehanet." Nazr, bir parman dnceli dnceli enesine vurdu. "Bakalm hatrlayabilecek miyim. tiraf etmeliyim ki, imdi dnnce, onun bu konuyu amasna olduka armtm. Acaba ne dnyordu! Gemi yzyllar boyunca halkmza iletilen o kadar ok kehanet var ki! Onlar ocuklarmz elendirmek iin kullanyoruz." Haplo, Jera kehanetten bahsettiinde Nazr'n yzndeki ifadeyi grmt. Pons elenmi grnmyordu. Patryn konuyu devam ettiremeden, Nazr, grnrde masumca, oyun talar zerindeki rnlerden bahsetmeye balad. Bilgi szdrmaya alt akt. imdi Pons'un sorularndan kanmaya alma sras Haplo'dayd. Zaman iinde Nazr konuyu brakt, ikisi dar koridorlarda sessizlik iinde ilerlediler. Mezarln havas rutubetli, ar ve souktu. rme kokusu yle youndu ki, Haplo, boaznn arkasnda, ya gibi tadn alabildiine yemin edebilirdi, iittikleri tek ayak sesi, nlerinde ilerleyen llerin admlaryd. "Bu nedir?" dedi garip bir ses aniden. Nazr soluunu tuttu, istemsizce uzand ve Haplo'nun kolunu tuttu. Yaayan birine tutunan, bir baka yaayan. Haplo yreinin yerinden frlam olmasndan dolay armt, bu 27|., Margaret Wes & Tracy Hckman yzden kendisine dokunduu iin Pons'u terslemedi, hemen silkinip elin kavrayndan kurtulmakla yetindi. Hayalet gibi bir ekil, glgelerden meale na kt. "Kller ve alevler adna, beni korkuttun, koruyucu!" diye paylad Pons, alnn siyah cppesinin yeil kenarl -saraydaki rtbesini gsteriyordu- ucuyla kurulayarak. "Bir daha yapma bunu!" "l'i "/m 14"Affnza snrm, Lordum, ama burada yaayanlar grmeye alk deiliz." ekil eildi. Haplo -itiraf etmekten holanmasa da, rahatla-1 yarak- adamn yaayanlardan olduunu grd. ; "Almaya balasan iyi olur," dedi Pons huysuzlukla. Gr-1 ne gre, nceki zayfln rtmeye alyordu. "Burada senin iin yaayan bir mahkm var ve Majesteleri'nin emriyle, ona iyi davranlacak."

"Yaayan mahkmlar," dedi Koruyucu, Haplo'ya souk bir bak frlatarak, "ba belasndan baka bir ey deildir." "Biliyorum, biliyorum, ama baka are yok. Bu adam..." Pons koruyucuyu bir kenara ekti ve adamn kulana bireyler fsldad. ki adamn baklar Haplo'nun ellerindeki ve kollarndaki rn desenlerine kayd. Bu baklar Haplo'nun derisinin karncalanmasna sebep oldu, ama Haplo kendisini kprdamadan durmaya zorlad Onlara, kendisinin huzursuz olduunu gsterme tatmini yaatmaktansa lrd, daha iyi. Koruyucu pek de yumuam grnmyordu. "Ucube veya deil, beslenip sulanmas, takip edilmesi gerekiyor, deil mi? Ve uyku yars boyunca, yardmc olacak kimse olmadan, buralarda kalan tek kii benim. Halbuki ka sefer yardmc istemitim." 272 ATE Denizi "Majesteleri durumun farknda... ok zgn... ama u anda yaplacak bir ey yok..." diye mrldanyordu Pons. Koruyucu, elini Haplo'ya doru sallad ve llerden birine emir verdi. "Yaayan, bu gece gelen lnn yanndaki hcreye koy. Birisi zerinde alrken dierine gzkulak olabilirim bylece." "Eminim Majesteleri yarn sizinle konumak isteyecektir," dedi Nazr, Haplo'ya hoakal dercesine. mfr't!*. ',.""("'. H Eminim konuacaktr, diye yant verdi Haplo, ama iinden. Cesedin dokunmak iin uzanan ellerinden kand. "Syle, u ey ellerini benden uzak tutsun1" "Sana ne demitim?" diye sordu Koruyucu Pons'a. "Benimle gel, o zaman." ," , t,. Haplo ile yeni muhafz, cesetlerin doldurduu hcrelerin nnden getiler. Cesetlerin bazs souk, tatan yataklarna uzanmt, kimi ayakta duruyor, kimi amaszca dolanp duruyordu. Glgelerin iinde, hayaletlerin cesetlerin zerinde s-zldkleri grlebiliyordu. Soluk prltlar hcrelerin karanlna yumuak bir aydnlk veriyordu. Demir parmaklklarn zerindeki kilitli kaplar, bu kk, in gibi hcrelerden ka engelliyordu. < ""> ";",?,<'"( ',.<,,A 4 "A>f"rf" "s&ic "llerin zerine kilit mi vuruyorsunuz?" diye sordu Haplo, neredeyse kahkaha atacakt. Koruyucu anszn durdu, bir anahtarla, bo bir hcrenin kapsn kurcalad. Karsndaki hcreye gz atan Haplo, gsnde kocaman bir delikle Prens'in cesedinin, iki ceset tarafndan ta bir altlk zerine yerletirilmekte olduunu grd. "Elbette onlar kilitli tutuyoruz1 Ayak altnda dolamalarn istediimi sanmyorsun, deil m? Acele et. Btn gece burada bekleyemem. O yeni gelen, zaman getike tazelemiyor. Her27" halde yiyecek ve iecek istersin, deil mi?" Koruyucu kap arparak kapatt ve parmaklklarn arasndan mahkma dik dik bakt. "Yalnzca su." Haplo'nun pek itah yoktu. Koruyucu bir kupa getirdi, parmaklklarn arasndan ieri itti, kepeyle bir kovadan su doldurdu. Haplo bir yudum ald ve tkrd. Su, evredeki her ey gibi rk kokuyordu. Kalan suyu kullanarak elleri, kollar ve bacaklarndaki kan ykad. > * - " ' "' ' -'f"''? v ; a - ., ',v.

Koruyucu fkeli fkeli bakt. yi suyun boa harcandn dnr gibiydi, ama bir ey sylemedi. Grne gre Prens zerindeki almasna balamak iin acele ediyordu. Haplo birka tutam kairn otu ile yumuatlm, sert tan zerine uzand. Tiz, kulak trmalayan, hcreler arasnda yanklanan bir Sar-tan arks ykseldi. Ses duyulunca sanki, anlatlamaz bir hznle, iitme snrnda bir baka ark ykseldi. Hayalet gibi inleyen feryatlar. Hayaletler, dedi Haplo kendi kendine. Ama sesler ona kpeini, o son ac dolu haykr hatrlatt. Ona bakan, Haplo'nun her zaman yapt gibi, kendisine yardm edeceine gvenen gzleri grd. Sonuna kadar sadk, sonuna kadar inanl. Haplo dilerini gcrdatt, grnty zihninden atmaya alt. Ellerini cebine daldrarak, oyun srasnda cebine atmay baard rn tan kard. Karanlkta gremiyordu, ama elinde evirdi ve parman, zerine oyulmu olan desen zerinde gezdirmeye balad. 274 YRMBENC BLM ESK TOPRAKLAR, ABARRACH "Ve sonra, baba," dedi Jera, "hayalet ekillenmeye balad..." ' "Katlat m, kzm?" "Hayr." Jera tereddt etti. Kalarn att, dnd ve anlarn szlere dkmeye alt. "Sis gibi, saydamd hl. Ona dokunmaya alsaydm, elim hibir ey hissetmezdi. Ama yine de... hatlarn, ayrntlarn grebiliyordum. Gs zrhn-daki arma, burnunun ekli, kollarndaki sava yaralar. Baba, adamn gzlerini grebiliyordum1 Evet, gzlerini! Bana bakt, hepimize bakt. Ve, sanki byk bir zafer kazanm gibiydi. Sonra... yok oldu." Jera ellerini at. Szleri o kadar canl, jestleri o kadar etkiliydi ki, Alfred sanki o yar effaf eklin, parlak gne altndaki sabah sisi gibi belirsizleip solduunu grebiliyordu. "htiyar Pons'vn yzndeki ifadeyi grmeliydiniz," diye ekledi Jonathan, scak, ocuksu kahkahasyla. - "Mmmm, evet," diye mrldand Kont. Jera kzard. "Sevgili eim, bu konu gerekten de olduka ciddi." "Biliyorum, sevgilim, biliyorum." Jonathan kendisine h275 Margaret Weis & Tracy Hickman kim olmak iin abalad. "Ama kabul etmelisin, gerekten komikti..." Jera'nm dudaklarna bir glmseme yerleti. "Biraz daha arap, baba," dedi ve telala babasnn kadehini doldurdu. "" Kont'un izlemediini dnd bir anda, Jera kocasna ban sevgi dolu, akac bir paylamayla sallad. Kocas ona srtt ve gz krpt. Kont grd ama glmedi. Alfred, Kont'un grmedii pek az eyin olduu duygusuna kapld. Kurumu, bilgelemi bir adam olan Kont, boncuk gibi, kara baklarn devaml odada gezdiriyordu. Baklar aniden Alfred'e sapland. "O yaptn byy grmek isterim." Kont, sanki Alfred dahiyane bir iskambil numaras yapm gibi konumutu. Kont sandalyesinde ne eildi ve sivri dirsekleri ile kendini dengeledi. "Bir daha yap. Cesetlerden birini arrm. Kzm, hangisinden vazgeebiliriz..." "Ben... yapamam!" diye kekeledi Alfred. ine batmakta olduu bataklk iinde yol aramaya akrken gittike heyecanlanyor, amyordu.

"gdyd. Bir anlk... bir eylem, anlyor musunuz? Bam kaldrdm ve... kl iniyordu. Rnler... aklma geliverdi... yani... tabiri caizse." "Sonra da hemen kverdi, yle mi?" Kont sivri kemikli parman Alfred'in kaburgalanna saplad. Yal adamn bedeninin her paras, bileytanda bileylenmi gibi sivriydi. "Tabiri caizse," diye yant verdi Alfred hafife. Kont gld ve onu tekrar drtkledi. Alfred o bak gibi parmak ve o bak gibi gzler ona her dokunduunda, gerein kendisinden sklp alnd izlenimine kaplyordu. Ama gerek neydi? Gerekten de ne yaptn bilmiyor muydu? Yoksa, bunca yldr yapmaya alt gibi, kimliini gizlemek 27", ATE DEHIZ y, t* iin bir paras, dier parasndan saklyor muydu gerei? Alfred titreyen eliyle dklmekte olan salarn svazlad. "Baba, onu rahat brak." Jera gelip Alfred'in yannda durdu, ellerini omuzlarna koydu. "Biraz daha arap alr msn, baym?" "Hayr, teekkr ederim, hanmefendi." Alfred'in kadehi dokunulmam, tadlmam olarak duayordu. "Eer bana izin verirseniz, ok yoruldum. Biraz uzanp..." "Elbette, baym," dedi Jonathan. "ok dncesizce davrandk, seni hkmdarn uyku vaktinin ge saatlerine kadar ayakta tuttuk. Halbuki ok zor bir devir geirmi olmalsn..." Bildiinizden de zor, dedi Alfred kendi kendine hznle, rpererek. Bildiinizden ok daha zor! Sallanarak ayaa kalkt. t- "Size odanz gstereyim," diye nerdi Jera. ,>,iv Bir ann hafif sesi gaz ile aydnlanm karanln iinde yumuak bir sesle nlad. Odada bulunan drt kii sustu, anlaml anlaml bakt. "Bu, saraydan gelen bir haber olmal," dedi Kont. Eklemleri gcrdayarak ayaa kalkmaya yeltendi. "Ben giderim," dedi Jera. "llere gvenenleyiz." Glgelerin iinde kayboldu. ; "Eminim bunu iitmek isteyeceksin, baym," dedi Kont, siyah gzleri prldayarak. Elini sallad ve Alfred'i oturmaya davet etti -ya da oturmasn emretti. Alfred'in tekrar sandalyesine kmekten baka aresi yoktu, halbuki bu dnyann dinlenme saatleri olan bir zamanda bunca hzla ve bunca gizlilik iinde gelen hibir haberi duymak istemediinden, mutsuz bir ekilde emindi. Adamlar sessizlik iinde beklediler, Jonathan'n yz solgun ve endieliydi, yal Kont dikkatli ve hevesli grnyor277 Mnrgaet Weis & Trncy Hickman du. Alfred hzn iinde, umutsuzca, bo bir duvara dikmiti gzlerini. Kont Eski Topraklar'da yayordu, bir zamanlar byk ve zengin olan bir mlkte. Yzyllar nce, bu topraklar hayatla doluydu, inanlmaz sayda ceset tarafndan ileniyordu. Evin pencereleri, dalgalanan kairn otu tarlalarn ve yksek, mavi iekli lanti aalarm gryordu. imdi evin kendisi de bir ceset halini almt. evresindeki tarlalar orakt, sonsuz yamurun yaratt, cansz kl-amurdan denizlerle kaplyd.

Kont'un konutu, Necropolis'teki pek ok konut gibi maara ekilli bir yap deildi. Ta bloklardan yaplmt ve Alfred'e, glerinin doruklarnda iken, Sartanlann Arianus'un Yksek lemleri'nde yapm olduklar atolar hatrlatyordu. ato bykt, ama arka odalann ou kapatlm ve terk edilmiti, nk orada yaayan tek kii Kont idi ve eski hizmetkrlarnn cesetlerinden baka yolda da yoktu. Ama evin n ksm, Eski Topraklar'da yaptklar araba yolculuu boyunca grdkleri dier hznl, harap olmu konutlarla karlatrldnda, olduka iyi korunmutu. "Eski rnler," demiti Kont, Alfred'e, keskin bir bakla. "ou kii onlar yok etti Onlar okuyamyorlard ve evlerini eski moda gsterdiini dnyorlard. Ama ben onlar yerine braktm, onlara baktm. Ve onlar da bana baktlar. Pek ok ev tozun iinde yok olmuken, benim evimi ayakta tuttular." Alfred rnleri okuyabiliyor, yzyllar boyunca duvarlar ayakta tutan bynn gcn hissedebiliyordu. Ama hibir ey sylemedi, fazla ey sylemekten korkuyordu. atonun iinde yaanan ksm, alt katlardaki hizmet odalarndan oluuyordu: bir mutfak, hizmetkrlarn odalar, kiler, n ve arka giri holleri ve Kont'un Eski Topraklar'n arazileri278 AE DEHIEI ne yaam getirmek iin deneyler yapt bir laboratuvar. Yukardaki iki kat, aileye ait rahat yaam odalarna blnmt: yatak odalar, misafir odalar, oturma odas ve yemek odas. Yatak odasna ynelmi bir hkmdar saati,1 zaman gsteriyordu. Alfred zlemle yata, uykuyu, bu uyankken grlen kbusa dnmeden nce, birka saatliine de olsa, o kutsanm yoklua gmlmeyi dnd. Aslnda uyuklam olmalyd, nk bir kap aldnda, hi dalmay dnmedii bir uykudan uyanmann verdii naho duyguyu hissetti. Gzlerini krptrarak sulanm gzlerini, odann uzak ucundaki bir kapdan giren Jera ile siyah bir pelerine sarnm bir adamn zerinde odaklad. / "Bu haberi Tomas'tan bizzat duymanz gerektiini dndm. Belki som sormak istersiniz," dedi Jera. Alfred, o zaman, haberin kt olduunu anlad ve ban ellerinin arasna ald. Daha ne kadar dayanabilirdi? "Prens ile rn kapl derisi olan yabanc, ikisi de ldler," dedi Tomas alak sesle. Ia adm att, bandaki bal kard. Jonathan yalarnda, gen bir adamd. Cppesi kirliydi, sanki bineini hzla srm gibi amurlanmt. "Hkmdar ikisini de bu gece, sarayn oyun odasnda ldrtt." / "Sen de orada miydin? Bizzat grdn m?" diye sordu Kont. Keskin hatl yz ne km ve merakyla havay keser gibi grnyordu. "Hayr, ama bedenleri mezarlara gtrmekle grevli cesetlerden biriyle konutum. Bana, koruyucunun iki adamn bede1 Hkumdan kk, kilden bir modeli, saaynn mnyatu bir kopyasnn iinde orunu Bata tasaland gibi, hukund. kuklas byyle, hukumdatm kendisine ayalanmt ve mevcut s.at, kendi oyuncak saaynn iindeki pozisyonu ile belle Kukla yataa gittiinde, s.ut hukmdan uyku saatd. Kukla yemee otudunda, saat lukumdan yemek saatd Abaach uze-

ndek buyu zayfladnda, kklala zaman geekt gibi gostemez olulad 279 Margaret Weis & Tracy Hickman nini de korumak zere almaya baladn syledi." "Sana l m syledi!" dedi yal adam, dudak bkerek. "llere gvenemezsin." "Bunun farkndaym, Lordum. Hkmdarn rn ta oyununu iptal ettiini bilmiyormu gibi davrandm ve oyun odasna daldm. Cesetler byk bir kan birikintisini temizliyorlard -taze kan birikintisi. Ucu entiklenmi, kanla kapl bir mzrak yannda duruyordu. Pek az kuku var. Adamlar lm." Jera ban sallayp, iini ekti. "Zavall Prens. Zavall gen adam, ylesine yakkl, ylesine onurlu. Ama, dedikleri gibi, birisinin kt ans, bir dierinin iyi ans olabilir." "Evet," dedi yal adam iddetle, hevesle. "Bizim ansmz!" "Tek yapmamz gereken cesetleri kurtarmak. Prens'in ve arkadann cesetlerini." Jera hzla Alfred'e dnd. "Tehlikeli olacak elbette, ama -sevgili baym," dedi ani bir aknlkla, "sen iyi misin? Jonathan, ona bir bardak stalagma getir." Alfred gzlerini Jera'ya dikmi, oturuyordu. Kprdayam-yor, mantkl bir ekilde dnemiyordu. Szckler iinden fkrd. Beceriksizce, sallanarak ayaa kalkt. "Haplo, Prens -lm. ldrlm. Kendi halkm. Ahlakszca ldryorlar. Ve siz -siz duygusuz... lme yalnzca nemsiz bir rahatszlk, bir babelas gibi davranyorsunuz, sanki souk algnl gibi!" "te, bunu i." Jonathan bir kadeh kt kokulu ikiyi uzatt. "Yemekte daha fazla yemeliydin..." "Yemek mi!" diye haykrd Alfred bouk bir sesle. Kadehi itti, bir duvara toslayana kadar geriledi. "ki adamn yaamlar onlardan koparlp alnm ve siz daha fazla yemekten bahsediyorsunuz! Bedenlerini... bedenlerini kurtarmaktan bahsediyorsunuz!" 280 AtE DEHZ "Baym, seni temin ederim. Cesetlere iyi davranlacak." Bu Tomas'tan, yabancdan gelmiti. "Gece koruyucusunu kiisel olarak tanyorum. Sanatnda olduka yeteneklidir. Arkadanda pek az deiiklik fark edeceksin..." -*" ,w"uwUrtylM" "Pek az deiiklik!" Alfred titreyen eliyle kel kafasn svazlad. "Yaama anlamn veren, lmdr. Erkek, kadn, kyl, kral, zengin, fakir: yolun sonuna yryen yolcularz hepimiz. Yaam kutsaldr, kymetlidir, deer verilecek, zerine titrene-cek, hafife alnmayacak bir eydir. lme kar btn saygnz yitirmisiniz. Bir adamn yaamn almak, sizin iin... parasn almaktan daha byk bir su deil!" "Su mu?" diye karlk verdi Jera. "Sutan m bahsediyorsun? Su ileyen sensirt. Bir bedeni yok ettin, hayaletini yoklua gnderdin. Bir ekilden yoksun olarak, orada sonsuza dek ac ekecek." "Bir ekli vard!" diye haykrd Alfred. "Grdnz! Adam sonunda serbest kald!" Durdu, syledikleri kendisini de artmt. 'V :"!"C-,H< .m1." >; /'," ''

"zgr m?" Jera dehet iinde bakakald. "Ne yapmak iin zgr? Nereye gitmek iin zgr?" Alfred kpkrmz kesildi, buz keserek titredi. Sartanlar, yar tanrlar. Yok olmaya mahkm bir dnyadan dnyalar yaratmaya kadir varlklar. Yaratma gcne kadir varlklar. Ama yaratm, yok olutan domutu. Bymz l armaya yol at. Bu adm kanlmazd. Yaam kontrol etmekten, lm kontrol etmeye. 'tfvAv Ama bu kadar dehet verici olmasnn sebebi ne? Neden varlmn her zerresi bu uygulamaya isyan ediyor? Bir kez daha, Arianus'taki antmezar, tabutlarnda yatan arkadalarnn bedenleri geldi gzlerinin nne. Arianus'u terk 2SI Margaret Wes Tracy Hickman etmeden nce, onlar son bir kez ziyaret ettiinde, bir hzn hissetmiti. Bu hzn onlar iin deildi, bunu fark etmiti, kendisi iindi. Yalnz kalmt. Ayn zamanda, anne babasnn Labirent'teki lmlerini de hatrlad... .?; ,! >>":'$ < Hayr, diye hatrlad Alfred, kafas kararak. Onlar Hap-lo'nun anne babasyd. Ama o i paralayc acy, kabaran fkeyi, korkun deheti hatrlyordu... Yine, kendisi iin. Yani Haplo iin. Yalnz kalmt. Savaan ve mcadele eden paralanm bedenler, sonunda huzur bulmutu. lm Haplo'ya nefret etmeyi retmiti, anne baban, onlar ldren bu zindana kapatan dmandan nefret et. Ama, Haplo biliyor olmasa da, lm ona baka eyler de retmiti. f-:A^t fi Ve imdi Haplo lmt. Ve Alfred, artk kendisinin de... Bir szlanma Alfred'in dncelerini bld. Bir dilin, derisi zerindeki souk ve slak temas, yerinden sramasna sebep oldu. Siyah, tanmlanamaz bir kpek baklarn ona endieyle kaldrm, ban bir yana emiti. Bir patisini kaldrd ve Alfred'in dizine koydu. Parlak kahverengi gzler hissettii endieye kar, anlamasa da, teselli sunuyordu. Alfred kpee bakakald, sonra bataki okundan kurtularak kollarn hayvann boynuna dolad. Alamamak iin zor tutuyordu kendini. Kpek sempati sunmaya hazrd, ama bu laubalilik, grne gre, tahamml edilemezdi. Alfred'in kollarndan kurtuldu ve adam aknlk iinde szd. Neden bu kadar tantana ediyorsun ki, der gibiydi. Yalnzca emirlere uyuyorum zle onu. Haplo'nun son emri. 282 AtE DEJIIZ "C -cici kpek," dedi Alfred, saknarak uzanp hayvann krkl, siyah ban okayarak. Kpek okanmaya teslim oldu, vakur bir ekilde, ban okamann kabul edilebilir olduunu, ilikilerinin kulak kamaya kadar ilerleyebileceini, ama bir yerlerde bir izgi ekmek gerektiini ve Alfred'in bunu anlayacan umduunu ima ediyordu. Alfred anlad, "Haplo lmedi! O hayatta!" diye haykrd. evresine baknd ve odadaki herkesin ona bakmakta olduunu grd. "Bunu nasl yaptn?" Jera'mn yz solmutu, dudaklar bembeyazd. "Hayvann bedeni yok olmutu! Grdk!" - tf"Syle bana, kzm! Sen neden bahsediyorsun?" diye sordu babas huysuz huysuz.

"O... o kpek, baba! Muhafzn amur ukuruna att kpekti!" "Emin misin? Belki de benziyordur..." "Elbette eminim, baba! Alfred'e bak. Kpei tanyor! Ve kpek de onu tanyor!" "Bir numara daha. Bunu nasl becerdin?" diye sordu Kont. "Bu ne kadar olaanst bir numara? Yok olan cesetleri geri getirebiliyorsan. "Sana sylemitim, baba!" dedi Jera soluk solua, iinde bulunduu aknlk yznden zorla konuarak. "Kehanet!" Sessizlik. Jonathan Alfred'e, bir ocuun gizleme ihtiyac duymad, hayranlk dolu aknl ile bakt. Kont, kz ve yabanc, Sartan' keskin, dnceli gzlerle szdler, belki de ondan en iyi ekilde nasl faydalanabileceklerini hesaplyorlard. 283 Margnret Wes & Tracy Hckman ,'< "Numara yok' Ben yapmadm' Ben hibir ey yapmadm,' diye itiraz etti Alfred "Kpei gen getiren benim buyum deildi Haplo nunkyd ' "Arkadann m' Ama, sz temin ederim, baym, o oldu,' dedi Jonathan, karsna aka Zavall adam ldrd, diyen bir bakla bakarak Hayr, hayr, lmedi Szn arkadanz yanlm olmal Bedeni grmediniz aslnda, deil m'' diye sordu Alfred "Grmedim Ama kan, mzrak " f .'<(>" "% * ' Size sylyorum," diye srar etti Alfred, "Haplo olmu olsayd bu kpek burada olmazd Nasl bilebildiimi size ak-layamam, nk hayvan hakkndaki teorimin doru olduundan emin deilim Ama unu biliyorum Benim ee arkadam ldrmek iin bir mzraktan daha fazlas gerekir Buyu-su gldr, ok gl " 'Pekl, pekl Bu konuda tartmann bir anlam yok Hayatta veya deil Onu ele geirmemiz iin daha da nemli bir sebep bu, ya da Hkmdarn ellerinden gen kalanlar," dedi kont Tomas'a dondu "Ve imdi baym, Prens in diriltilmesi ne zaman gerekleecek' 'Bilgi kaynama gre u devir sonra, Lordum " "Bu bize yeterince zaman brakyor,' dedi Jera, parmaklarn birbirine dolayarak Yz ifadesi dnceliydi ' Planlamak iin Ve halkna bir mesaj iletmek iin Prens Edmund gen dnmedii zaman, ne olduunu tahmin edecekler Biz hazr olana kadar bir ey yapmamalar iin uyarlmalar gerek ' "Hazr m' Ne iin hazr'' diye sordu Alfred, allak bullak Sava, dedi Jera Sava Sananlarla savaan Sartanlar Sartan tarihi boyunca bylesine bir trajedi hi gomlmemt Dmanmzn fethini 284 Att DERIZI engellemek iin bir dnyay kopardk ve amacmza ulatk Byk bir zafer kazandk Ve sava kaybettik \ "t l 285 J. "l, , YRMALTEVCI BLM NECROPO1IS, ABARRACH Prens'in lmn takip eden devirde, Hkmdar grme saatini iptal etti. Daha nce grlmemi bir eydi bu. Lord Yksek Nazr halka, Majestelerinin devlet sorunlarnn yaratt basklar sebebiyle yorulduunu aklad. ahsi

olarak, Pons birka ayrcalkl kiiye, "en gizli biimde," Majesteleri'nin, Ate Denizi'nin kar kysna kamp kuran dman bir ordu olduuna dair rahatsz edici raporlar aldn bildirdi. 1' Kleitus'un ngrm olduu gibi, bu korkutucu haber Nec-ropolis sakinleri arasnda, durmak bilmez yamur gibi yayld ve planlan iin son derece uygun bir gerilim ve panik havas oluturdu. O deviri saray ktphanesine kapanm, yapayalnz geirdi. Yalnzca kendisine muhafzlk eden ller vard, ama onlar da fark etmezdi zaten. Elihn, Birlik'teki Tanr, Kaos'a honutsuzluk ile bakt. Elini uzatt ve bu hareket Balang Dalgas'n yaratt' Dzen kuruldu ve zek dolu yaam ile kutsanm bir dnya eklini ald. Elihn yaratmndan memnun kald ve yaamn srmesi iin gerekli olan btn iyi eyleri bahetti. Dalga'y l Bkz Koparlm Alemlerde Btivf, Btr Sartan'nt Dnncplenndet Alnt, Cilt l 286 AtE DEHZI harekete geirdikten sonra, Dalga'nn dnyaya gzkulak olacan ve bir Bakc'mn artk gerekmediini bilen Elihn dnyay terk etti. Dalga rk yaratt, ahenk iinde yaayan elfler, insanlar ve cceler, r, " "'V-J4HP* ifa "Menseli," dedi Kleitus hrgryle ve takip eden, dk rklar olarak bilinen ilk rklarn yaratm ile ilgili birka paragraf hzla tarad. Arad zel bilgi bu ksmda bulunmuyordu, ama tezin balanna yakn olduunu hatrlyordu. Bu parmeni okuyal uzun zaman olmutu ve o srada pek az dikkat etmiti. Bu dnyadan bir k yolu aryordu, uzun zaman nce lm ve yok olmu bir dnyann tarihini deil. Ama, uykusuz geen uyku yansnn uzun saatleri srasnda, Majesteleri'nin aklna bir deyi gelmiti, bir metnin sayfalan arasnda okuduunu hatrlad bir deyi. Bu deyi yatanda dorulup oturmasna sebep olmutu. Bu keif o kadar nemliydi ki, devirsel grme saatini iptal etmek zorunda hissetmiti kendisini. Anlarn yle bir kartrnca, kitab hatrlamt. Tek yapmas gereken arayp, szckleri bulmakt. Denge salamak ve Kaos'a dn engellemek iin Dalga devaml kendisini dzeltir. Bu yzden Dalga ykselir ve alalr. Bu yzden iyi ve kt var olur. Bu yzden bar ve sava vardr. Dnyann balangcnda, hatal bir ekilde Karanlk alar olarak anlan dnemde, by yasalarna ve ahani yasalara inanlyordu ve bu yasalar fizik yasalar ile dengeleniyordu. Ama zaman getike, yeni bir inan heryeri sard. Bu inan, "bilim" olarak biliniyordu. Fizik yasalarn yaygnlamasn salayan bilim, ruhani ve byusel yasalar 287 Margnret Weis & Trncy Hickman , ile alay etti ve bunlar "yanlsama" olarak niteledi. Ksa yaam sreleri sebebiyle, insan rk bu yeni dine hayran kald, nk sahte bir lmszlk vaadi ieriyordu. Bu dneme, Rnesans ismini verdiler. Elf rk byye inanlarm srdrdler. Bunun sonucunda zulm grdler ve dnyadan srldler. Mekanik konusundaki becerileri ile cce rk, insanlarla almay nerdiler. Ama insanlar s kle istiyordu, ibirlii deil, bu yzden cceler dnyay kendi istekleri ile terk ederek, yeraltna sndlar. Zaman iinde, insanlar dier rklar unuttular ve byye inanmay braktlar. Dalga eklini kaybetti, istikrarsz bir hal

kazand, bir taraf g ile ierken, dier taraf dz ve zayf kald. Ama Dalga kendisini dzeltecekti ve yle de yapt. Kori kun bir bedel karlnda. Yirminci yzyln sonunda, insanlar kendi kendilerine korkun bir sava atlar. Silahlar bilimsel tasarm harikalaryd ve saysz milyon insana lm ve yok olu getirdi. O gn, bilim kendisini yok etti. Hkmdar honutsuzluk iinde kalarn att. Bu almann baz ksmlar lgnca varsaymlar ve tahminlerden oluuyor gibiydi. Menelilerden hikimseyi tanmamt -Kairn Necros'taki-ler kendisi domadan lmlerdiama bir rkn bilinli olarak kendi kendisine ykm getirmesini olduka inanlmaz buluyordu. "Bunu destekleyecek metinler buldum aslnda." Ktphanedeyken, sinir bozucu sessizlii bozmak iin kendi kendine konumay adet edinmiti. "Ama yazarlar tarihimizin ayn dneminden kmlar ve muhtemelen ayn hatal bilgiyi paylayorlard Bu yzden, tamam pheli saylabilir. Bunu aklmda tutmalym." 288 AE DEHIZI ' Hayatta kalanlar, Toz a olarak bilinen doneme girdiler Bu dnemde, hayatta kalmak iin mcadele ettiler. Bu mcadele esnasnda, bilimin daimi grlts ank olmadna gre, evrelerindeki Dalga'nn akn iitebilecek, ilerinde Dalga'y hissedebilecek, mutasyona uram bir insan tr ortaya kt. Dalga'nn potansiyel by gcn fark ettiler ve kullandlar. Byy ynlendirmek ve sevket-mek iin rnleri gelitirdiler. Kadn ve erkek bycler, karanlkta kaybolmu yaamlara umut getirmek iin birlik oldular. Kendilerine Sartan dediler. Bu, rn dilince, "I Geri Getirenler," anlamna gelir. ^ '/l <"", "I X1 f < "> H '" * "Evet, evet." Hkmdar iini ekti. nceleri tarihten hi holanmazd. nk gemi lm, bitmiti, diriltilemeyecek noktaya gelmi bir cesetti. Ya da, belki de deildi. f"*f ".<< ts<K- .", * Bu, muazzam bir grevdi. Biz Sartanlar, sayca pek azdk. Dnyann tekrar doumunu kolaylatrmak iin, bynn en temel kullanmlarn dk rklara rettik, ama Dalga'nn gerek doasn ve gcn kendimize sakladk, ki ayn felaketin tekrar meydana gelmesini engelleyelim. Sevgi ile, Dalga'nn biz olduuna inandk. Fakat aslnda yalnzca Dalga'nn bir paras olduumuzu, Dalga'da bir ime oluturduumuzu ve Dalga'nn kendisini dzeltmek zere eyleme geeceini ok ge fark ettik Aramzdan bazlarnn, almalarmzn bakalarn hedefleyen amacndan vazgetiini ok ge fark ettik. Bu bycler, byleri araclyla g peine dtler, dnyann hkmdar olmay hedeflediler. Kendilerine Patryn dediler, "Karanla 289 Mnrgaret Wes & Tacy Hckman Geri Dnenler." "Al!" Kleitus bir nefes ald ve dikkatle okumak iin yerine yerleti.(i Patrynler, bizimle, kardeleriyle alay eden bir isim setiler, nk, bata, bizden saklanabilmek iin karanlk ve gizli yerlerde almak zorunda kalmlard. Bunlar birbirine skca kenetlenmi bir topluluktu,

birbirlerine ve tek hedeflerine byk bir sadakatleri vard. Ve bu hedef, dnya zerinde mutlak ve kesin bir hakimiyet elde etmekti. "Mutlak ve kesin hakimiyet," diye tekrarlad Hkmdar, alnn ovuturarak. Bylesine sk bir topluluun iine girip srlarn renmek mmkn olmad. Biz, Sartanlar, denedik, ama Patryn-lerin arasna gnderdiklerimiz kayboldu; fark edilip yok edildiklerinden baka varsaym yaplamad. Bu yzden, , Patrynler ve byleri konusunda pek az bilgi sahibiyiz. V \, Kleitus hayal krkl ile kalarn att, ama okumaya devam etti. Patryn by kullanmnn, Dalga'nn fiziksel ksmn temel ald varsaylr. Buna karn bizim bymz, ruhani olann zerine kumludur. Biz rnleri syler, dans eder ve havada izeriz, gereklilik doduunda, onlan fiziksel olarak yaratrz. Dier yandan Patrynler rnlern kendilerinin fiziksel be290 Ate DEFIIZ timlenmesini arlkla kullanrlar. Hatta bylerini glendirmek iin onlar kendi bedenlerine resmedecek kadar ileri giderler. Bunlarn bazlarn... ( Hkmdar durdu, dnd ve szckleri tekrar okudu. '"Bylerini glendirmek iin onlar kendi bedenlerine resmedecek kadar ileri giderler.'" Yksek sesle okuyarak devam etti. "Bunlarn bazlarn, ilgilenenler iin, aaya iziyoam. Rn-lerinin bizim Kinlerimize benzerliine dikkat edin, ama ayn zamanda, desenlerin, byy radikal bir ekilde deitirecek, tamamen yeni bir by dili oluturacak ekilde nasl yaplandrldna dikkat edin. Bu yeni dilin, kabalna karn, by gc son derece kuvvetlidir.'" Kleitus birka oyun tan kaldrd ve sayfann zerine, eski Sartan yazarn izimlerinin yanna koydu. Neredeyse tpatp aynydlar. "O kadar ak ki! Neden daha nce fark etmedim?" Kendi kendine sinirlenmi bir ekilde ban sallayarak okumaya devam etti. '. . *. / i u anda, Dalga istikrarl grnmektedir. Ama aramzda, Patrynlerin gittike glendiinden ve Dalga'nn yine imeye baladndan korkanlar bulunmaktadr. Savaa girmemizi, Patrynleri imdi durdurmamz savunanlar bulun-. maktadr. Buna karn, kendim de dahil, dengeyi bozacak hibir ey yapmamamz, aksi halde Dalga'nn aksi ynde imeye balayaca konusunda uyarda bulunanlar vardr. Tez devam ediyordu, ama Hkmdar metni kapad. Patrynler hakknda daha fazla bilgi yoktu, yalnzca Dalga ierse ne olaca konusunda speklasyonlar vard Hkmdar 291 Margaret Wes & Tracy Hckman yant biliyordu. imiti ve sonra Koparl gelmiti ve sonra bu tabut gibi dnyadaki yaam. Sananlarn tarihi hakknda bu kadarn biliyordu. y Ama Patrynleri, eski dmanlarn, karanl getirenleri, "kaba ama gl" bynn sahiplerini unutmutu. "Mutlak ve kesin hakimiyet..." diye tekrarlad kendi kendine yumuak bir sesle. "Ne kadar aptalmz. Ne byk aptal-larmz. Ama ok ge deil. Akll olduklarn sanyorlar. Bizi gafil avlayabileceklerini sanyorlar. Ama ie yaramayacak."

Birka dakika daha dndkten sonra cesetlerden birine iaret etti. "Lord Yksek Nazr' art." l hizmetkr gitti ve neredeyse ayn anda Pons ile geri dnd. Pons'u bu kadar kymetli klan, istendii zaman kolayca bulunabilmesi, istenmedii zaman uygun bir ekilde kayplara karmasyd. "Majesteleri," dedi Pons, yerlere kadar eilerek. 1 "Tomas dnd m?" "Hemen u an, sanrm " n . <v, "Onu bize getir." "Buraya m, Majesteleri?" Kleitus durdu, evresine baknd, sonra ban sallad. "Evet, buraya." Konu son derece nemli olduundan, Pons bu ii bizzat stlendi. Cesetlerden biri gen adam getirmek iin grevlendirilebilirdi, ama l hizmetkrlar konu olduunda, cesedin bataki talimatlar tamamen unutmas ve bir sepet dolusu rez iei ile geri dnmesi her zaman mmknd. Pons, byk sayda saraylnn bulunduu genel odalardan birine dnd. Hkmdarn odadaki varl onlar k stunlarnn imek akmas gibi etkiler, hepsinin bir yaltaklanma, 292 Ate Denizi eilip bklme, yerleri sprme lgnlna kaplmasna sebep olurdu. Ama Lord Yksek Nazr'n belirmesi kalabalk arasnda yalnzca lml bir dalgalanma yaratt. Asil snfnn birka dk rtbeli yesi alakgnlllkle eildi, yksek kademe-dekiler rn ta oyunlarn ve sohbetlerini brakp, balarn evirdiler. Pons ile yakn olanlar, tanmayanlar kskandrarak selam verdiler. "Ne haber, Pons?" diye sordu biri tembellikle. ,">'.", /1 ' Lord Yksek Nazr glmsedi. "Majesteleri'nin bir..." Pek ok ulak hemen ayaa kalkt. "...yaayan haberciye ihtiyac var," diye szlerini bitirdi Pons. Odada, grnte skkn bir kaytszlkla, gzlerini gezdirdi. - - ' ' '*' ' * "' l->'-' ' ;. "Haberci ocuk, ha?" Bir baron esnedi. Bunun bir ayak ii olduunu, Hkmdar' grme frsat bile yaratmayacan bilen yksek snf, oyunlarna ve dedikodularna dnd. "'''''>'<%i? i',',JM.'i'm ,: V/ *' ' "Sen, oradaki." Pons odann arka tarafnda, ayakta durmakta olan gen bir adama iaret etti. "Adn nedir?" "Tomas, Lordum." "Tomas. Sen i grrsn. Benimle gel." --y '* .yTomas sessizce eildi ve Lord Yksek Nazr' takip ederek giri salonundan, sarayn zel ve korunakl ksmlarna geti. Salondan karken anlaml anlaml bakmalar dnda, libir ey konuulmad. Lord Yksek Nazr gen adamn nnde yryordu. Gen adam, detlere uygun olarak ellerini yenlerinde kavuturmu, siyah, kenar evrilmemi baln bann zerine ekmi, Pons'un epey arkasndan geliyordu Lord Yksek Nazr ktphanenin dnda durdu ve gen adama beklemesi iin iaret etti. Tomas kendisine syleneni 293

Margaret Weis & Tracy Hicknan yapt ve sessizce glgelerin iinde bekledi. l muhafzlardan biri ta kapy iterek at. Pons ieri bir gz att. Kleitus okumay srdryordu. Kapnn aldn duyduunda baklarn kaldrd ve -Nazrn grnce -ban sallad. -.>.'VV>' ' ' Pons gen adam ard. Gen adam glgelerden kt ve; kapdan ieri kayd. Lord Yksek Nazr onunla beraber ieri girdi ve kapy arkasndan nazike kapatt. Majesteleri'ni koruyan cesetler pozisyon aldlar. Hkmdar, masada, nne yaylm metni okumaya devam etti. >.f, ,< . Gen adam ile Pons sessizce beklediler. "Kont'un konutuna gittin mi, Tomas?" diye sordu Kleitus ban kaldrmadan. ' "Biraz nce dndm, efendim," dedi gen adam, eilerek. '< "Ve onlar -Dk, Des ve yabancy- orada buldun mu?" '' "Evet, Majesteleri." "Ve sylediimiz gibi mi davrandn?" *"'v h '"u 1 "Evet, elbette, efendim." n.v.-l'K" '.fsu'l ;:4vf v" n "Sonu ne oldu?" "ey -olduka garipti, efendim. Aklamama izin verirseniz..." Tomas bir adm ne kt. Gzleri metnin zerinde, Kleitus elini nemsemezce sallad. Tomas ban sallad ve Pons'a bakt. Hkmdar'n dinleyip dinlemediini soruyordu gen adam. Lord Yksek Nazr kalarn buyururcasna kaldrd. "Majesteleri, senin dilediinden de fazla dikkat gsteriyor," anlamna geliyordu bu. Bir miktar rahatsz grnen Tomas, raporunu vermeye balad. "Majesteleri'nin de bildii gibi, Dk ile Des beni arala294 AtE DEHZ rndan biri gibi, bu sapkn isyana katlan biri gibi gryorlar." Gen adam durdu ve gerek duygularn ifade etmek zere eildi. -Hkmdar bir sayfa evirdi. Herhangi bir kabul ifadesi grmeyen Tomas, rahatszl gittike artarak devam etti. "Onlara Prens cinayetini anlattm..." "Cinayet mi?" Kleitus kprdand, sayfay evirmekte olan eli durdu. Tomas, Pons'a yalvarrcasna bakt. "Onu affedin, Majesteleri," dedi Lord Yksek Nazr yumuak bir sesle, "ama asiler Prens'in yasal infazn byle gryorlar. Tomas da onlarn fikrine katlr gibi grnmeli, ki kendilerinin de onlardan biri olduu konusunda onlan ikna etsin ve bylece Majesteleri'ne faydal olabilsin." Hkmdar sayfay evirdi ve eliyle dzeltti. Kk bir rahatlama i ekiiyle, Tomas devam etti, "Onlara derisi rnlerle kapl adamn da ldn syledim." Gen adam tereddt etti, nasl devam edeceinden emin deildi. "Ne etki yaratt?" diye szlerine devam etmesi iin tevik etti Kleias, parmam sayfa boyunca gezdirerek. < "j o >l' "Adamn arkada, ly ldren, bunu reddetti." Hkmdar bam kaldrd. "Ret mi etti?" "Evet, Majesteleri. 'Haplo' denilen arkadann hayatta olduunu bildiini syledi." "Bildiini mi dedin?" Hkmdar, Lord Yksek Nazr ile bakt. "Evet, efendim. Bundan olduka emin grnyordu. Kpekle bir ilgisi vard..."

Majesteleri bir ey syleyecek oldu, ama Lord Yksek Na29S Mnrgnret Weis & Tracy Hcknnn zr, son derece saygl bir tavrla, parman kaldrarak bunu engelledi. "Kpek mi?" diye sordu Pons. "Kpee ne olmu?" "Ben oradayken bir kpek odaya girdi. Dorudan, ad Alf-red olan yabancya gitti. Bu Alfred, kpei grd iin ok memnun olmu gibiydi ve artk Haplo'nun lmediini bildiini syledi." "Bu kpek neye benziyordu?" <' """'* "< ti- ? .f.-* Tomas dnd. "Byke bir hayvan. Siyah tyl, beyaz kal. ok zeki. Ya da yle grnyor. O... konuulanlar dinliyor. Sanki anlyormu gibi..." "Ayn hayvan, efendim." Pons Kleitus'a dnd. "Kaynayan amur ukuruna atlan. ldn grdm! Bedeni amurlarn dibine ekildi." ,''^;?t*, -\^; "Evet, bu kesinlikle doru!" Tomas hayretler iinde kalm gibiydi. "Des de ayn eyleri syledi Majesteleri! O ve Dk gzlerine inanamadlar. Des Jera kehanet hakknda birey-ler syledi. Ama yabanc, Alfred, srarla, bununla bir ilgisi olduunu reddetti." "Kpek hakknda ne dedi? Nasl hayata dnm?" "Aklayamayacan syledi; ama kpek hl hayattaysa, o zaman Haplo'nun da hayatta olmas gerektiini syledi." "Son derece tuhafP'diye mrldand Kleitus. "Peki bu iki yabancnn Kairn Necros'a nasl geldiklerini rendin mi, Tomas?" "Bir gemiyle, efendim. Ben giderken Dk, Emin Liman'a demirledikleri bir gemiyle geldiklerini syledi Gemi garip, yabanc bir maddeden yaplm ve Dk'un dediine gre, bu yabanc, Haplo gibi rnlerle kaplym " "Peki Dk, Des ve Kont imdi ne yapmay planlyorlar?" 29" AtE DEIKZI "B devir, Prens'in halkna bir mesaj gnderip, Prenslerinin zamansz lmn haber verecekler. U devir sonra, diriltme tamamland zaman, Dk ile Des Prens'in cesedini kurtarmay, onu halkna gtrmeyi ve Majesteleri'ne sava amalarn sylemeyi planlyorlar. Kont'un birlii de Kairn Necros halkna katlacak." "Demek, devir sonra saray zindanlarna girip prensi kurtarmay dnyorlar." ' "Evet, efendim." "Peki onlara yardm nerdin mi, Tomas?" "Emretmi olduunuz gibi, efendim. Son ayrntlarn zerinden gemek iin onlarla bu akam buluacam." "Bizi haberdar et. Tehlike iindesin, bunu biliyor musun' Eer senin bir casus olduunu kefederlerse, seni ldrp yoklua gnderirler." "Bu tehlikeye razym, efendim." Tomas elini kalbinin zerine koyup yerlere kadar eildi. "Majestelerine tamamen sadm." \S\ ! "t,'"l," "almalarnda baar gstermeye devam et, sadakatin dllendirilecektir." Kleitus gzkapaklarm indirdi ve okumasna devam etti. -l " > ''"< Tomas, Pons'a bakt. Pons grmenin sona erdiini ifade etti. Yine eilen gen adam, hizmetkr cesetlerden birinin eliinde ktphaneyi terk etti ve Hkmdar'n ahsi odalarndan geirildi.

Tomas gidip, kap arkasndan kapatldktan sonra, Kleitus ban kitabndan kaldrd. Baklarndaki dalgn, aray iindeki ifadeden, nnde ak duran sayfay grmedii akt. Uzaklara, evresindeki maara duvarlarndan ok tesine bakyordu. 297 Mnrgaret Wes & Trncy Hcknnn Lord Yksek Nazr gzlerin karanlk ve glgeli bir ifade kazandn, alndaki izgilerin derinletiini grd. Bir endie rpertisi Pons'un midesini burktu. Hafif admlarla yryerek yaklat, ama rahatsz etmeye cesaret edemedi. stendiini biliyordu, nk huzurdan gnderilmemiti. Bir masaya yaklat, bir sandalyeye oturdu ve sessizlik iinde bekledi. Uzun bir zaman geti. Kleitus kprdand, iini ekti. Sylemesi gerekenleri bilen Pons, yumuak bir sesle sordu, "Majesteleri btn bunlar anlyor mu? ki yabancnn gelii, derisinde rnler olan bir adam, len, fakat imdi hayatta olan bir kpek." "Evet, Pons, anladmza inanyoruz." Lord Yksek Nazr yine sessizlik iinde bekledi. t1' "Koparl," dedi Hkmdar. "Evrenimize nihayet ban getirecek bir felaket, bir sava. Sana, bunca senedir gururla varsaydmzn aksine, bu sava aslnda kazanmadmz sylesek? Aslnda kaybettiimizi sylesek, Pons?" ' "Efendim!" "Yenildik. Bize vaat edilmi olan yardm bu yzden hi gelmedi. Patrynler dier dnyalar fethetti. imdi, bunu da fethetmek iin hazr, bekliyorlar. Geride kalan yalnz bizleriz. Evrenin umudu." "Kehanet!" diye fsldad Pons, sesinde gerek bir huu vard. Sonunda, inanmaya balyordu. Kleitus, Nazrnn dnmn fark etti, ge gelen bir inanc fark etti, sert sert glmsedi ama hibir ey sylemedi. nemi yoktu. "Ve imdi, Nazr, bizi yalnz brak," diye ekledi, bir anlk dalgnlndan kurtularak. "nmzdeki iki devirin randevularn iptal et Ate Denizi'nin kar kysndaki saldrgan dman 298 ATE DENZ gleri hakknda endie verici haberler aldmz ve kentimizi korumak iin hazrlklar yapmakta olduumuzu syle. Hi kimseyi grmeyeceiz." "Bu Majesteleri Kralie'yi de kapsyor mu, efendim?" Evlilii bir mantk evlilii olmutu, hkmdarln egemenliini devam ettirmekten baka bir anlam olmayan bir evlilik. 14. Kleitus, pek ok dier oul ve kzla beraber 15. Kleitus'a hayat vermiti. Hanedan soyunun srmesi salanmt. , " "Bir tek sen hari, Pons. Ama bu da yalnzca acil durumlarda." "ok iyi, efendim. Peki bir ey danmaya ihtiyacm olursa Majesteleri'ni nerede bulacam?" "Burada, Pons," dedi Kleitus, gzlerini ktphanede gezdirerek. "alyor olacam. Yaplacak ok ey var ve bunlar yapmak iin yalnzca iki devir." YRMYEDNC BLM ESK TOPRAKLAR, ABARRACH Bu saatler, Hkmdar'n uyanklk saatleri olarak biliniyordu, Hkmdar'n kendisinin ok uzakta, Necropolis Kent'nde olmasna ramen, Eski Topraklar'daki ev halk uyanm, harekete gemiti ller, uyku vaktinin

uyuukluundan uyandrlm, onlan ilevsel klan by yenilenmi, gnlk grevleri hatrlatlmt Babasnn evinin laran olarak Jera, cesetler arasnda ilerliyor, hizmetkrlara ve alanlara yaam taklidini getiren rnleri sylyordu ller, yaayanlar gibi uyumazlar. Uyku vaktinde, evin yaayan ahalisini rahatsz etmelerinden korkulduu iin, oturmalar, ortalarda gezinmemeleri sylenir Cesetler kendilerini itaatkrca, onlar iin hangi ayak altnda olmayan yer seilmise, oraya gtrrler ve kprdamadan, sessizce, uyku saatleri boyunca beklerler. "Uyumuyorlar, ama acaba rya gryorlar m?" diye merak etti Alfred, onlar bedbaht bir merhametle inceleyerek Hayal ediyor olabilirdi, ama yaayanlar ile ilikilerin olmad bu sre boyunca, llerin yzlerinin hznlendiini dnmt Fiziksel kabuklarnn zerinde szlen hayaletleri mitsizlikle feryat edyolard Yatanda uzanm olan Alfred, 300 AtE DEmz bir o yana, bir bu yana donuyordu Uykusu ac ile hsldaan huzursuz i ekilerle blnmt. . "Ne kadar tuhaf bir dnce," dedi Jera kahvaltda. Dk, Des ve Alfred birlikte kahvalt ediyorlard Kont'un kahvaltsn erken bitirdiini ve laboratuvarnda almaya gittiini aklad Jera, zr dlercesne. Alfred yal adamn ne yapt hakknda yalnzca belirsiz bir fikir edinebilmiti, Eski Topraklar'n souk ve orak topranda yetiebilecek zorlu bir tr elde etmek iin kairn otu eitleri zerinde deneyler yapyordu. "iittiin inlemeler rzgrn sesi olmal," diye devam etti Jera szlerine, fincanlarna kairn otu ay, tabaklarna torb1 kzartmas doldururken. (Sormaya korkan Alfred, yemei yaayan bir kadn hizmetkrn piirmi olduunu fark edince son derece rahatlamt) "Rzgrn bir sesi ve konuacak szleri yoksa, hayr," dedi Alfred, ama bunu tabana syledi ve kimse onu iitmedi. f<1' "Biliyor musun, kkken ben de ayn eyi dnrdm," dedi Jonathan "Ne komik, sen konuyu aana kadar tamamen unutmutum Uyku yars boyunca benimle oturan bir dadm vard ve ldnde, cesedi canlandrld ve doal olarak, yaarken ne yapyorduysa, onu yapmak iin odama gelmeye devam etti. Ama o ldkten sonra, o odadayken uyuyamyordum. Sanki alyorm gibi geliyordu bana. Annem, bunun yalnzca benim grdm bir hayal olduunu aklad Sanrm haklyd, ama o zamanlarda bana gerek gibi gelmiti." "Ona ne oldu?" diye sordu Alfred l Byk ihtimalle, Kopal'n adndan Satanla taafndan bu dnyaya geltlen domzladan temled Abaacl Satanlann beslenmesi sebze t-le olduka az olduundan, daha ok ete dayan" ve tobla bu etin nna kaynngd Tobla kaim otu otlala, Yeni Topakla da yetiiminle ve Necopo-ls e, pazaa getlle 301 Margaret Weis & Tracy Hickman Jonathan hafife utanm gibiydi. "Zaman iinde annem ondan kurtuldu. Bazen ocuklar nasl akllarna bir ey takar, bilirsiniz. Bir ocukla mantkl bir

ekilde tartamazsnz. Benimle konutular, konutular, ama dad gidene kadar hibir ey beni ikna edemedi." "Ne kadar mark bir veletmisin!" dedi Jera, ay fincannn zerinden kocasna glmseyerek. "Evet, herhalde yleydim," dedi Jonathan, utan iinde k-zararak. "En kk bendim, biliyorsun. Bu arada, hayatm, evden bahsetmiken..." Jera ay fincann masaya koydu ve ban sallad. "Sz konusu bile olamaz. Hasat hakknda ne kadar endielendiini biliyorum, ama Hkmdar'n adamlarnn bizi arayaca ilk yer Gedik Tepe olacak." "Ama ikinci yer de buras olmayacak m?" diye sordu Jonathan, atal azna gtrrken durarak. Jera kendinden honut bir ekilde kahvaltsna devam etti. "Bu sabah Tomas'tan bir mesaj aldm. Hkmdar'n adamlan Gedik Tepe'ye doru yola kmlar. atomuza ulamalar en az yarm devirlerini alr. Bizi ararken de zaman kaybedecekler ve yarm devir de rapor vermek iin geri dnerken. Artk savaacak bir sava olduuna gre, eer Kleitus bizi hl istiyorsa, buraya gelmelerini emredecek. Yarndan nce Eski Topraklar'a ulaamazlar. Ve biz de, bu devir, Tomas gelir gelmez buray terk ediyoruz." "Harika bir kadn, deil mi, Alfred?" dedi Jonathan, karsna hayran hayran bakarak. "Ben bunlarn hibirini akl edemezdim. Ben dnmeden, lgnca dar koar, dorudan Hkmdar'n adamlarnn kollarna derdim." "Evet, harika," diye mrldand Alfred. 302 , ,.,Ate Dtnizi <,<, Onlar arayan birlikler, uyku vakti gizlice kamalar ve saklanmalar, tamamen sinirlerini bozmutu. Tabandaki yal torbun kokusu ve grnts midesini bulandryordu. Jera ile Jonathan birbirlerinin gzlerine sevgiyle bakyorlard. Alfred byke bir para torbu tabandan kaldrd ve ayaklarnn dibinde yatmakta olan kpee att. Yiyecek minnettarlk ifadesi olan, bir kuyruk sallamasyla kabul edildi. Kahvaltdan sonra Dk ile Des o geceki kalar iin hazrlk yapmak zere kayboldular. Kont hl laboratuvarmday-d. Alfred (ve yanndan hi ayrlmayan kpek) kendi kendisine arkadalk etmek zere yalnz kald. Evin iinde doland ve zaman iinde ktphaneyi buldu. >. Oda kk ve penceresizdi, duvarlardaki gaz lambalarndan k geliyordu. Ta duvarlara yaplm olan raflarda pek ok kitap cildi duruyordu. Bunlardan birka eskiydi, deri kapaklar atlam ve ypranmt. Bunlara bir miktar endieyle, bulaca eyden korkarak yaklat; belki de ona yenilgi ve baarszlktan bahseden, gemiten gelen sesler bulacakt. Tarm konusunda makalelerden daha korkutucu bir ey iermediklerini grnce byk lde rahatlad: Kaim Otu Yetitirilmesi, Paukalarda ok Grlen Hastalklar. "Hatta," dedi sohbet edercesine, baklarn aa indirerek, "kpekler hakknda bir kitap bile var." smini duyan hayvan kulaklarn dikti ve kuyruunu yere vurdu. "Ama sana benzer bir eyden bahsedilmediine bahse girerim!" diye mrldand Alfred. Kpein az bir srtla araland, zeki gzleri bir kabullenme ifadesiyle glyor gibiydi. Alfred geliigzel arayna devam etti, zihnini megul ede-

303 Margaret Weis Tracy Hckman ek, evresini saran kargaa, tehlike ve kaostan koparp alacak zararsz bir ey bulmay umuyordu. Cildi altn varakla sslenmi, zengin grnl bir kitap dikkatini ekti. Gzel bir almayd, zenle yaplm, sk sk okunduu ak olsa da, dikkatle korunmu bir ciltti. Kitab ald ve baln grmek iin evirdi. Modem Bir Sanat: lanclk. Batan ayaa rperen Alfred kitab raftaki yerine koymaya alt. Her zamankinden fazla beceriksizleen, titreyen elleri, baarsz oldu. Kitab yere drd, odadan kat, hatta evin o kanadndan kat. Avunmaz halde Kont'un kasvetli maliknesinde dolat. Dinlenemeden, oturamadan, odadan odaya gitti, pencerelerden dar, souk manzaraya bakt. Kocaman ayaklan kk mobilya paralarn yerinden kaydryor ya da kpee taklyor, elleri kairn otu ay ile dolu fincanlar deviriyordu. Neden korkuyorsun? diye sordu kendi kendine, dnceleri devaml ktphaneye ynelirken. Kukusuz bu kara sanatn cazibesine teslim olmaktan deil! Baklan, yaarken, yere dklm kairn otu fincanlarn temizlemi olan ve lmnden sonra da ayn ii devam ettiren bir ceset hizmetkra takld. Alfred dnd ve pencereden dar, nnde uzanan kara, kl kapl manzaraya bakt. Sahibinin son talimatlar uyannca yannda yrmekte olan kpek, adam dikkatle izledi. Belki de, sonunda AlfrecTin yerinde kalacana karar vererek, kendini yere att, kuyruunu burnuna doru kvrd, derin derin i ekip gzlerini kapatt Kpei ilk kez grdm zaman hatrlyorum. Haplo'yu, sargl ellerinin grntsn hatrlyonm Katil Hugh'yu, de-itoku edilmi ocuu, Bane'i hatrlyorum. 304 AtE Denizi Bane. Alfred'in yz kt. Sanki ba kaldramayaca kadar arlam gibi, alnn pencereye dayad. ...Hargast orman Pitrin'in Srgn'ndeydi, Arianus'un gk dnyasnda yzen bir mercankaya adasnda. Orman korkun bir yerdi -en azndan Alfred iin. Ama zaten, antmezarn rahatlatc huzurunun dndaki her ey Sartan' korkutuyordu. Hargast aacna kristal aac da derlerdi. Arianus'ta ok kymet verilen bir aat, burada yetitirilirler ve krlgan, kristal gvdelerinde biriktirdikleri suyu hasat etmek iin delinirlerdi. Ama orman bir hargast iftlii deildi, aalar kk ve bakml deildi. Yabanl hayatta, hargast aalan ok byrlerdi. Alfred'in zerinde yrd zemin, adann bu ucunda esen rzgrlarn krd dallarla doluydu. Dallara, dallann bak keskinliinde-ki ularna inanamayarak bakyordu. Yksek sesli atrtlar gkgrlts gibi gmbrdyor, angrtlar aklna dev dallann tepesine dmesine ilikin grntler dolduruyordu. Alfred ormann kenan boyunca uzanan bir yolda yrmekte olduuna minnettard, ama katil, Usta Hugh, durdu ve iaret etti.

"Bu taraftan." Orman gsteriyordu. "Oraya m?" Alfred kulaklarna inanamyordu. Bir frtna esnasnda hargast ormannda yrmek lgnlkt, intihar etmek demekti. Ama belki de Hugh'nun aklndaki de buydu. Alfred, uzun zaman nce bu Usta Hugh'nun birlikte yolculuk ettikleri ocuu, Bane'i soukkanllkla ldremeyecein-den kukulanmaya balamt. Alfred katilin iindeki mcadeleyi izlemiti. Hugh'nun kendi kendine ettii kfrleri duyar gibi oluyordu. Bylesine zayf, bylesine duygusal bir aptal ol305 Margnret Weis & Tracy Hickman d iin kfrediyordu kendine. Usta Hugh -bundan nce, bir anlk vicdan azab, bir anlk pimanlk duymadan pek ok kiiyi ldrm olan adam. Ama Bane yle gzel bir ocuktu ki, sevimli, sokulgan... daha nce hi grmedii, hi karlamad bir byc babann fsldad szcklerle kararm, arplm bir ruhu vard. Hugh'nn, rmcein, rmeyi hayal bile edemeyecei kadar ktcl, kurnaz bir aa sarlmakta olduunu bilmesinin bir yolu yoktu. -Bane, Hugh ve Alfred- hargast ormanna girmiler, sk allklarn arasnda ilerlemek iin mcadele etmek zorunda kalmlard. Sonunda ak bir patikaya gelmilerdi. Bane ok neeliydi, Hugh'nun nl gemisini grmek iin can atyordu. ocuk ne frlad. Rzgr gl esiyordu, hargast aalarnn dallan birbirlerine arpyor, kristal sesleri Alfred'in zihnine sert ve ktcl geliyordu. "Ah, efendim, onu durdursak iyi olmaz m?" diye sormutu Sartan. "Merak etme," diye yant vermiti Hugh ve Alfred katilin sorumluluundan katn, ocuun lmn kaderin ya da ansn ya da, bu adam hangi ilahn bu yk tayabileceine inanyorsa, onun ellerine braktn anlad. Bu eller sorumluluu kabul etti. Alfred atrty, Maelstrom'un sonsuz frtnalarnn gmbrts gibi gelen sesi duydu. Daln dtn grd ve daln altnda, dehet iinde kendinden gemi Bane'in yerinde kalakaldn grd. Sartan ne atld, ama ok geti Dal ocuun zerine byk bir angrt kopararak dt. Bir lk duydu, sonra aniden, sessizlik. Alfred ne frlad Den dal ok bykt. Yolu tamamen 3or, DEHIZI kaplamt ocuun bedeni hibir yerde grnmyordu. Dal paralarnn altnda gml kalm olmalyd Alfred umutsuzca krk dallara, mzrak gibi keskin ularna bakt. - > Brak. Karma. Bu ocuun ne olduunu biliyorsun! Onun domasna sebep olan ktl biliyorsun. Brak o ktlk de onunla lsn. Ama o bir ocuk! Hibir seenei olmad. Babasnn gnahlarnn bedelini o mu demeli? Grmek, anlamak, yarglamak ve kendini kurtarmak, belki bakalarn da kurtarmak iin hibir ans olmasn m? Alfred geldii yola doru bir gz att. Hugh daln dtn, l duymu olmalyd. Katil oyalanyordu, ya da belki de bir kran duas ediyordu. Ama ksa sre sonra gelirdi. Dev dal kaldrmak iin erkeklerden kurulu bir takm ve halatlar gerekiyordu -ya da ok gl bir byye sahip olan tek bir adam. Daln zerinde duran

Alfred, rnleri sylemeye balad. Rnler kendilerini rdler ve aa dalnn evresine dolandlar, dal ikiye ayrdlar, her bir yary kaldrdlar ve yolun kenarna braktlar. Parampara daln altnda Bane yatyordu. ocuk lmemiti, ama lyordu. Kanla kaplyd. Kk beden kristal paralaryla delik deik olmutu, ka tane kemiin krldn, ka tanesinin paralandn anlamann imkn yoktu. llere yaam getirirsen, Dalga kendisini dzeltir ve hayata dnen birine karlk, bir bakas zamanszca lr. ocuk baygnd, ac hissetmiyordu, yaam hzla akp gidiyordu. Bir doktor olsaydm, yaamasna yardm etmeye alrdm. Yapmaya kadir olduum ey yanl m? 307 Margaret Wes & Tracy Hckman Alfred kk bir kristal paras ald. Genellikle son derece beceriksiz olan eller zarafet ve beceriyle hareket etti. Sartan kendi etinde bir kesik at. ocuun yannda diz kerek, kendi kanyla ocuun paralanm bedeni zerinde bir rn izdi. Sonra rnleri syledi ve dier eliyle, onlar havada izdi. ocuun krk kemikleri birleti. Kesilmi eti kapand. Hzl, yzeysel solumas kolaylat. Grimsi derisi pembeleti, geri dnen yaam ile kzard. Bane dorulup oturdu ve Alfred'e hargast aacnn kristal dallarndan daha keskin, mavi gzlerle bakt... ...Bane yaad. Ve Hugl ld. Zaman gelmeden. Alfred elini aryan akaklarna bastrd. Ama dierleri kurtulmutu! Nasl bilebilirim? Doruyu mu yaptm, nasl bilebilirim? Tek bildiim, ocuu kurtarmak elimdeydi ve yaptm. lmesine izin veremezdim. y ;.j $# %#$ , Sonra Alfred korkusunu anlad. larclk hakkndaki o kitab asayd, sayfalarnda Bane'in bedeni zerine izdii r-n grecekti. Bu karanlk, dolambal yola ilk admm attm ve kim bilir, belki ikinci ve nc admlar da atmmdr! Buradaki kardelerimden daha m glym ben? Hayr, dedi Alfred kendi kendine ve mitsizlik iinde bir sandalyeye kt. Hayr, ben de onlar gibiyim. 308 YRMSEKZNC BLM NECROPOLIS, ABARRACH Haplo bir dirseinin zerinde doruldu ve hcresinin parmaklklar arasndan, karsndaki hcrede yatmakta olan Prensin bedenine bakt. Koruyucu iini iyi yapmt. Kol ve bacaklarnda gln katlamalar, yz kaslarnda yumuama yoktu; gsndeki byk, kanl delik de olmasa, Edmund huzur iinde uyuyor da sanlabilirdi. Koruyucu'ya yaray ayn ekilde brakmas emredilmiti, Prens'in korkun lmnn grnr bir kant, ceset geri dndnde halkn alevlendirerek savaa gtrecek bir iaret. Patryn srtst uzand, sert, ta yatak zerinde olabildiince rahat etmeye alt ve Hkmdar'in onu ziyaret etmesi iin ne kadar sre geeceini merak etti. "Soukkanl birisin, deil mi?" O devrin ilerinden sonra hcrenin nnden gemekte olan Koruyucu, Haplo'ya bakmak iin bir anlna durmutu. "Cesetlerin bile daha huzursuz olduklarn grdm rnein o," -koruyucu kasvetle Prens'e bakt- "hayata dndnde olduka ele avuca smaz

olacak. Kilit altnda olduklarn unutup parmaklklara arpyorlar Sonra, anlamalarn saladmda, hcreyi admlamaya balyorlar ne arkaya, ne arkaya Sonra gene unutuyorlar ve kendlen309 Margaret Weis & Tracy Hickmnn ni parmaklklara atyorlar. Ama sen, sanki dnyada endielenmen gereken hibir ey yokmu gibi, orackta yatyorsun." Haplo omuzlarn silkti. "Enerji kayb. Neden kendimi yoraym ki?" Koruyucu ban sallayp uzaklat, uzun, etin bir vardiyadan sonra evine, ailesine dnyor olmaktan memnundu. Hap-lo'nun bildii her eyi sylemediinden en ufak bir phesi bile yoktuysa da, Koruyucu haklyd. Zindan, yalnzca kaamayacak birisi iin zindandr. Ve Haplo o hcreden istedii an yryp gidebilirdi. Ama kalmak iine geliyordu. Kleitus gelmekte gecikmedi. Pons da ona elik ediyordu. Konumalar srasnda mahkm ile Hkmdar'n rahatsz edilmemelerini salamak Nazr'n greviydi. Pons, hayretler iindeki, art arda eilerek kendi ban dndrmekte olan uyanklk vakti koruyucusunun koluna girdi ve oradan uzaklatrd. Hkmdar'n mahkmu ile sohbetine kulak misafiri olabilecek tek varlklar, llerdi. Kleitus Haplo'nun hcresinin kapsnda durdu ve ierideki adam dikkatle inceledi. Hkmdar'n yz morumsu siyah cppesinin bal ile glgelenmiti. Haplo yzndeki ifadeyi gremiyordu. Ama sessizce oturdu ve sakinlik iinde Hkmdar'n baklarna karlk verdi. Kleitus elinin bir hareketi ve syledii bir rn ile hcrenin kapsn at. Baka herkes anahtar kullanyordu. Bir hareketi ve bir rn ile hcre kaplarn eritebilecek Patryn srtt. Hkmdar ieriye szld ve evresine honutsuzlukla baknd. Oturabilecei hibir yer yoktu. Haplo ta yatan bir ucunda kayd ve eliyle yann iaret etti. Kleitus sanki Patryn'e, aka m yapyorsun, dercesine bakt Haplo omuzlarn slkt. 310 ATE DEHIZI "Biz ayaktayken kimse oturmaz," dedi Kleitus souk bir sesle. Haplo'nun dilinin ucuna pek ok uygun yorum geldi, ama onlar yuttu. Bu adam dman etmenin gerei yoktu. Hem, ikisi yol arkada olacakt. Haplo yavaa ayaa kalkt. "Neden geldin buraya?" diye sordu Kleitus, uzun parmakl, zarif ellerini kaldrp, baln yzn gsterecek ekilde katlayarak. "Askerlerin getirdi," diye yant verdi Haplo. Hkmdar hafife glmsedi, ellerini arkasnda kavuturdu ve hcreyi admlamaya balad. Bir tam devir yaptktan sonra -ki hcre olduka ufak olduundan fazla uzun srmemiti- durdu ve Haplo'ya bakt. "Kastettiimiz, neden lm Kaps'ndan geip bu dnyaya geldin?" Soru Haplo'yu hazrlksz yakalad. "lm Kaps nerede?" ya da, belki "iinden nasl getin?" gibi bir soru bekliyordu, ama "neden" sorusunu deil. Yant vermek iin gerei ya da en azndan gerein bir ksmn sylemek gerekliydi. Hem, naslsa bir ekilde reneceklerdi, nk Haplo'nun syledii her szck bu Sartanlann zihninde imge bulutlar oluturuyor gibiydi.

"Lordum gnderdi, Majesteleri," dedi Haplo. Kleitus'un gzleri ald. Belki de Haplo'nun zihni aracl ile Nexus Lordu'nu grmt. Daha iyi. Karlatklar zaman Lordu tanyacakt. "Ne iin? Neden yollad Lordun seni?" "evreye bir gz atmam, her eyin nasl gittiini grmem iin " "Dier dnyalara da gittin m?" 'it*. '*.., 4< l 31 l Mnrgaret Wes & Tracy Hckman Haplo kafasna Arianus ve Pryan'a ilikin grntlerin dolumasn engelleyemedi ve onun zihninden, muhtemelen Kletus'un zihnine. ,< "Evet, efendim." .,".-, ,,,, -,v "Dier dnyalarda durum nasl?" "Sava. Kaos. Kargaa. Menelilerin kontrol ettii bir dnyada ne beklerseniz, o." "Menelilerin kontrol ettii mi?" Kleitus yine glmsedi, bu sefer nazikeydi glmsemesi, sanki Haplo souk bir espri yapm gibi. "Elbette, Abarrach'taki bizlerin, kendi savalarmz ve kendi kargaalarmzla, menelilerden daha iyi olmadmz ima ediyorsun." Ban edi, yar kapal gzkapaklarnn arasndan aa, Haplo'ya bakt. "Pons bize Abarrach zerindeki Sartanlar onaylamadn syledi. Ne demitin, 'Biz kendi rkmzdan olanlar ldrmeyiz.'" Hkmdar'n baklar kayd, kar hcrede, tan zerinde yatan Prens'in bedenine kayd. Baklarn, dudaklarndaki alayc glmsemeyi silmeye zaman bulamam Haplo'ya evirdi. Kleitus solgunlat, kalarn att. "Sen, eski dmanmz, zalim, barbar bir halkn evlad, agzll ve hrs ile dnyamzn yok olmasna yol aan bir halkn evlad, bizi yarglamaya nasl cret edersin! Evet, senin ne olduunu bildiimizi gryorsun. Aratrdk, seni -daha dorusu halkn- anlatan eski metinler bulduk " Haplo hibir ey sylemedi, bekledi. Hkmdar bir kan kaldrd. "Tekrar syle bize, neden dnyamza geldin?" "Tekrar sylyorum" Patryn sabrszlanmaya balamt, konuya dorudan girmeye karar verdi. "Lordum gnderdi. 312 ATE DEnz Eer neden gnderdiini ona sormak istersen, kendin yapabilirsin. Seni ona gtrrm. Hem, zaten bu yolculuu nerecektim sana." ' "Gerekten mi? Beni lm Kaps'na gtrr msn?" "Yalnzca bu deil, Majesteleri, iinden nasl geeceini, nasl geri dneceini de gsteririnin. Seni Lordum ile tantrr, dnyamz gsterir..." J "M, "Peki karlnda ne istiyorsun? Halknz hakknda okuduklarmza baklrsa, bize bu hizmetleri yreindeki iyilik akna yapacan dnmyoruz." "Karlnda," dedi Haplo sessizce, "halkma larma sanatn reteceksin." "Ah." Kletus'un baklan Haplo'nun elinin stne ilenmi rnlere gitti. "Sahip olmadnz tek by becerisi. Pekl, pekl. Dneceiz. Elbette, kentimizin huzuru tehdit altndayken gidemeyiz. Halkmz ile Kairn Telest halk arasndaki bu mesele halledilene kadar beklemek zorunda kalacaksn."

Haplo kaytszca omuzlarn silkti. "Acelem yok." Halkndan daha ok insan ldr, dedi iinden. Lordumun planlarna karacak ne kadar az Sartan hayatta kalrsa, o kadar iyi. Kleitus'un gzleri ksld ve Haplo bir an fazla ileri gittiini dnd. Zihninin okunmasna alk deildi. O aptal Alfred her zaman, Haplo'nun dncelerini kurcalayamayacak kadar kendi sorunlarna dalm olurdu. Dikkat etmem gerekecek, diye dnd Patryn. "Bu arada," dedi Hkmdar yavaa, "misafirimiz olmaya aldrmayacan umuyoruz. artlarn pek rahat olmamasndan dolay zgnz. Sana sarayda bir oda nerirdik, ama bu dedikodulara yol aar ve aklamalar gerektirir. Seni burada, emin ve sessiz bir yerde tutmamz daha iyi." 313 Margaret Weis & Tracy Hickmnn Kleitus gitmeye hazrlamken, durdu, arkasn dnd. "Ah, bu arada, u arkadan..." "Benim arkadam yok," dedi Haplo ksaca. Oturacak oldu, ama ayakta kalmak zorundayd. /!<*'> j;->1 -,jn rrtf-bj "Gerekten mi? Hayatn kurtaran Sartan'dan bahsediyorum. Seni ldrmek zere olan l muhafz ldren..." "Yalnzca kendini koruyordu, Majesteleri. Evine dnmesinin tek yolu benim." ' tit ,,"!' "O zaman, bu tandnn dmanlarla ibirlii iinde olduunu ve bylelikle, hayatn tehlikeye attn bilmek seni ilgilendirmeyecektir, yle mi?" Haplo srtt, ta yataa oturdu. Beni konumaya zorlamak iin Alfred'i tehdit ediyorsan, dostum, ne yazk ki yanlyorsun. "Alfred'in Ate Denizi'ne dtn duysam da aldrmazdm." Kleitus hcre kapsn arparak kapatt. Bu sefer ellerini kullanmt, rn bys deil. Uzaklamaya balad. "Ah, bu arada, Majesteleri..." diye seslendi Haplo, kolundaki dvmeleri kayarak. Bu oyun iki kii tarafndan da oynanabilirdi. Kleitus onu duymazdan geldi ve yrmeye devam etti. "Bir kehanetten bahsedildiini duydum..." Haplo durdu, szlerinin mezarln souk, rutubetli havasnda asl kalmasna izin verdi. Hkmdar durdu. Baln bana geirmiti. Haplo'ya dnen balk Kleitus'un yzn glgeliyordu. Souk ve nemsemez tutmaya alt sesi, elik keskinliine sahipti. "Eee, ne olmu?" "Ne olduunu merak ettim yalnzca. Majesteleri'nin belki bana syleyeceini dndm." Hkmdar donuk donuk gld. "Uyanklk saatlerimizin 314 AtE Dznizi , ( kalann sana kehanetlerden bahsederek geirebiliriz, Patryn ve uyku saatlerinin yarsn da." "O kadar ok mu var?" dedi Haplo aknlk iinde. t-l!. "O kadar ok var. Ve ou, bekleyebilecein eyler -deli ihtiyarlarn ya da transa girmi kuru bakirelerin gevezelikleri. Neden soruyorsun?" Ses sorgulaycyd.

O kadar ok, ha? diye dnd Haplo. Kehanet, demiti Je-ra ve herkes ne kastettiini biliyordu -ya da bilir grnyordu. Bana neden sylemediini merak ediyorum, seni hilekr ejder dl. Belki de hedefe ok yaklatmdan, ne dersin? "Kehanetlerden birinin Lordumdan bahsediyor olabileceini dndm," dedi Haplo, riske girerek. Geliigzel yapt bu atla ne elde etmeyi hedeflediini tam olarak bilmiyordu. Ama kan karmay hedeflediyse, grne gre hedefini armt. Kleitus kln bile kprdatmad. Hibir yorum yapmad, sohbetten ok sklm gibi dnd ve dar koridordan aa yrd. v.v:-*tft; IA;!> ;,><;:} ;."r4h Dikkatle dinleyen Haplo, Hkmdar'n Pons'u ayn sklm, sradan ses tonu ile selamladn duydu. Seslerinin yanks uzakta snd ve Patryn yine llerin arkadalnda, yalnz kald. " it En azndan ller sessiz bir topluluktu... kulaklarnda devaml vzldayan i ekiler, szlanmalar, ya da her ne ise, o sesler dnda. Haplo kendini ta yataa frlatt ve Hkmdar'la konumalarn dnd. Konuulan her szcn, konuulmadan braklm her szn zerinden geti. Patryn bu ilk, iradeler savandan nde ktna karar verdi. Kleitus bu ta parasndan ayrlmaya can atyordu, dier dnyalara hkmetmek istiyordu -bu kadar akt. 315 Margaret Wes & Tacy Hckman "Eskilerin inand gibi, ruh diye bir ey varsa, bu adar kendisinnkn bu ama uruna satabilir," diye yorum yapt Haplo llere. "Ama onun yerine bana larclk sanatn satacak. Onun iin savaan llerle, Lordum kendi kehanetini yaratacak!" Karda yatan kprtsz figre bakt. "Endielenme, Ekselanslar," dedi sessizce. "ntikamn alnacak." 'l t SI A.'M. '(?'- .V i,h.!("Vt>te Mirt, il )V( ,( W f" ',' "', "Yalan sylyor, elbette, kurnaz eytan," dedi Hkmdar Pons'a, iki Sartan yine ktphanede yalnz kaldnda "Bizi dier dnyalarn kontroln menelilerin ellerinde bulundurduuna ikna etmeye alt! Sanki meneliler herhangi bir eyi kontrol edebilirmi gibi!" ,$! 'li^H*^ ("",'>!' JT "Ama grdnz..." "Grmek istediimizi grdk! Bu Haplo ve ortaklan, zayflklarmz bulmak ve gl taraflarmz kefetmek iin gnderilmi casuslar. Hkmeden, o adamn Lordu. Adam grdk." Kleitus hatrlayarak sustu. Yavaa ban sallad. "Hesaba katlmas gereken bir g, Pons. Srad bir beceri, disiplin ve iradeye sahip, yal bir byc." "Adam bir imgede grerek bunu anlayabilir misiniz, efendim?" "Aptal olma, Pons! Adam hizmetkrnn gzleri ile grdk. Bu Haplo tehlikeli, ?eki, ne kadar barbarca olsa da, by sanatlarnda yetenekli bir adam. Lordum dedii bu adama sayg ve hayranlk duyuyor! Haplo gibi gl bir adam bedenini ve zihnini kendinden dk birine, hatta kendi eitine adamaz. Bu Lord dikkate deer bir hasm olmal." "Ama emrinde dnyalar varsa, efendim .." "Bizim de llerimiz var, Nazr Ve lleri kaldrma sanat3 H, Att Denizi , ^ ,"/

mz. Onun elinde yok. Casusu bu kadarn itiraf etti. Bizi bir pazarla ekmeye alyor." "Bir pazarlk m, Majesteleri?" "Bizi lm Kaps'na gtrecek ve biz de ona larc-lk bilgisini vereceiz." Kleitus, ince dudaklaryla, neesizce glmsedi. "Bunu dndmz sanmasn saladk. Ve kehanet konusunu at, Pons." Nazr'n az ak kald. "Gerekten mi?" "Ah, libir ey bilmiyor gibi davranyor. Hatta bizden ona anlatmamz istedi! Gerei bildiinden eminim, Pons. Bunun ne anlama geldiinin farknda msn?" "Emin deilim, efendim." Nazr dikkatle ilerliyordu, aptal grnmek istemiyordu. "Des bahsettiinde baygnd..." j #i "Baygn m?" Kleitus burun kvrd. "Bizim olduumuzdan daha baygn deildi! O gl bir byc, Pons. stese o hcreden u an kabilir. Neyse ki, duruma hkim olduuna inanyor "Hayr, Pons, tm o sre boyunca numara yapyordu. Bysn inceledik, anlyor musun?" Kleitus bir rn tan a doru kaldrd. "Ve nasl ilediini anlamaya baladmz sanyoruz. O bizim iman, kendini beenmi atalarmz dmanmz hakknda daha fazla bilgi edinme zahmetine girseydi, belki de bu felaketten kurtulurduk. Ama ne yaptlar? Kt bilgilerini bir oyuna evirdiler! Hah!" Hkmdar, nadir grlen bir fke nbeti iinde, rn ta oyununun paralarn masadan yere sprd. Ayaa kalkarak, admlamaya balad. "Ya kehanet, Majesteleri?" n "Teekkr ederim, Pons. Bize gerekte neyin nemli olduunu hatrlattn. Ve Haplo'nun kehaneti biliyor olmas ok byk neme sahip." 317 Mnrgaret Weis Tracy Hickmnn "Afedersiniz, Majesteleri, ama anlamakta glk ekiyorum..." "Pons!" Kleitus gelip Nazrnn nnde durdu. "Dn! lm Kaps'ndan, kehaneti bilen birisi geliyor. Bu, kehanetin bu dnyann tesinde de bilindiini gsterir." Karanlktaki Nazr'm kafasnda bir k yanmaya balad. "Majesteleri!" "Bu Patryn Lordu bizden korkuyor, Pons," dedi Kleitus yumuak bir sesle, gzleri ok uzaklara, yalnzca zihninde grd dnyalara dikilmi. "larma sanatmz ile imdiye kadar yaam en gl Sartanlar olduk. Srlarmz renmek, dnyamzda kargaa karmak iin casus gndermesinin sebebi bu. Casuslarnn dnmesini beklediini grebiliyoruz. Ama bouna bekliyor!" "Casuslar, dediniz. Majesteleri'nin, dier adam, ly yok eden Sartan' kastettiinizi varsayyorum. Bu adamn bir Sartan olduunu saygyla hatrlatmama izin verir misiniz, efendim. O bizden biri." sifet"yle mi? llerimizi yok ederek mi? Hayr, bir Sartan olsa bile, ktle dnm biri. Yzyllar iinde Patrynlerin halkmzdan bazlarn yozlatrm olmas olas. Ama biz deil. Bizi yozlatramazlar. O Sartan' ele geirmeliyiz. O byy nasl yaptn renmeliyiz." "Daha nce sylediim gibi, efendim, bildiim bir rn yaps kullanmad..." "Senin becerilerin snrldr, Pons. Sen bir laran deilsin." "Doa, efendim." Nazr bu eksikliini byk bir alakgnlllkle kabul etti. Pons kendi uzmanlk alann bilirdi ve bu konudaki becerilerine gvenirdi -kral iin kendisini vazgeil*

318 Ate DERIZ mez klma becerisi, "Bu Sartan'm bys nemli bir tehdit olabilir. Cesedin 'ya~ amn' sona erdirmek iin ne yaptn bilmeliyiz." "Kukusuz, efendim, ama eer Kont'un yanndaysa, bu Sar-tan' ele geirmek olduka zor..." "te tam da bu yzden bunu denemeyeceiz. Ne de 'ele geirmek' gerekli olacak. Dk ile Des Prens'i kurtarmaya geliyorlar, yle deil mi?" "Tomas'a gre, planlar ilerliyor." "O zaman, bu Sartan da onlarla gelmek isteyecek." "Prens'i kurtarmak iin mi? Neden gelsin ki?" "Hayr, Pons. Patryn arkadan kurtarmaya gelecek, nk o srada arkada lyor olacak." ' 319 YRMDOKUZUNCU BLM *, " Hrr" NECROPOUS, _ , ABARRACH Bir sonraki devir, komplocular kente, Tomas'm evine hareket etmeyi planlamlard. Necropols'e, uyku saatlerinin rts altnda szmalar zor olmayacakt. Kente giren tek bir ana kap vard ve o da llerce konmuyordu. Ama bir tneller ve maaralar a olan Necropolis'in o kadar ok giri k vard ki, her birine muhafz atamak mmkn deildi. zellikle de kar konulmas gereken bir dman yokken. "Ama imdi bir dman var," dedi Jera. "Belki Hkmdar tm 'fare deliklerinin' kapatlmasn emreder." Ama Tomas, Hkmdar'n bu tr bir emir vermediinden emindi; hem, dman Ate Denizi'nin br yanndayd. Jera pheli grnyordu, ama Jonathan ona Tomas'm Hkmdar'n iyi tand biri olduunu ve Majesteleri'nin dn tarz konusunda olduka bilgi sahibi olduunu hatrlatt Sonunda, herkes kente fare deliklerini kullanarak szmay kabul etti. Ama kpei ne yapacaklard' "Onu burada brakabiliriz," diye neride bulundu Jera, hayvan dnceli dnceli szerek. "Korkarm hayvan kalmaz," diye yant verdi Alfred "Hakl," dedi Jonathan karsna alak sesle "Kpek olu b320 ' AtEj DERZ ' ' ' le kalmad" "Ama grlmesine izin veremeyiz Necropolis'te pek az kii bize dikkat edecek, ama baz igzar yurttalar kent duvarlar iinde bir hayvan olduunu hemen rapor edeceklerdir!" Alfred onlara, endielenmelerine gerek olmadn syleyebilirdi. Kpek istenildii kadar kaynar amur ukurlarna atlabilirdi. Saysz muhafz tarafndan gtrlebilir, saysz kafese kapatlabilirdi. Haplo yaad srece kpek eninde sonunda geri dnecekti. Fakat Sartan bunu nasl sze dkeceini bilemiyordu. Sonunda, tek zmn onu ve kpei arkada brakmak olduu ak olana kadar tartmann srmesine izin verdi. Yal Kont bu plan savunuyordu. "Elli yldr l olan, ama drt bir yana dalmas daha az olas olan cesetler grdm!" dedi kzna sinirle.

Birka dakika nce, Alfred bir merdivenden dp boynunu krmaktan ucuz kurtulmutu. "Burada ok daha gvende olursun, Alfred," diye ekledi Je-ra. "Prens'i Necropolis'ten karmak zor olacandan deil, ama yine de..." "Ben de geliyorum," diye srar etti Alfred inatla. Tomas'n da kendisini hararetle desteklediini grnce ard. "Ben de size katlyorum, efendim," dedi gen adam itenlikle. "Kesinlikle siz de aramzda olmalsnz." Jera'y bir kenara ekti ve bireyler fsldad. Kadnn zeki gzleri Alfred'e dikkatle, huzursuz edecek ekilde bakt. "Evet, belki de haklsn." Babas ile konutu Alfred dikkatle dinledi ve konumadan birka szck yakalad "Onu burada brakamayz... belki Hukumdar'n birlikleri... 321 Mnrgaret Weis & Tracy Hickman grdm sylediim eyi hatrlyor musun .. ly ldrmt." "Pekl!" diye bildirdi yal adam honutsuzlukla. "Ama onu saraya kadar gtrmeyi dnmyorsunuz, deil mi? Gidip bireylere bular ve bu da hepimizin sonu olur!" "Hayr, hayr," diye sakinletirdi babasn Jera. "Ama," diye ekledi bir i ekile, "kpei ne yapacaz?" Sonunda, anslarn denemeye karar verdiler. Tomas'n da iaret ettii gibi, kente uyku saatlerinde giriyorlard ve kent duvarlar iinde bir hayvan grmeye itiraz edecek herhangi bir yaayan kentliyle karlama olaslklar olduka dkt. Eski Topraklar'm arka yollarndan getiler ve Necropolis'e uyku saatlerinin en derin dneminde ulatlar. Kente giden ana yol terk edilmiti. Kent duvarlar karanlk ve sessizdi. Gaz lambalar kslmt. Tek k, uzaktaki Ate Denizi'nde krmz krmz parlayan yumuak ltyd. Arabadan inerek Tomas' takip ettiler ve bir maara duvarnn altna kazlm, delie benzer bir yere girdiler. Tm kentliler fare delikleri olarak bilinen bu oyuklar bilir, ana kapdan girip, tklm tk caddelerde ilerlemeye almaktan daha kolay olduu iin sk sk kullanrd. "Hkmdar, bir istilac ordusuna kar bu girileri nasl savunmay dnyor acaba?" diye fsldad Jera, slak slak parldayan bir maara tavannn altndan gemek iin ban eerken. "Muhtemelen kendisi de merak ediyordur," dedi Tomas, hafif bir glmsemeyle. "Belki haritalar ve askeri danmanlar ile odasna kapanm olmasnn sebebi budur." "Dier yandan, belki de hi endielenmiyordur," dedi Jo-nathan, Alfred'in ayaa kalkmasna yardm ederken. "Necro322 AtE Dtnzi polis'in bir savata dt grlmemitir." "Islak kaldrm talan," diye mrldand Alfred zr dilerce-sine, Kont'un sinirli baklar altnda kvranarak. "Gerekten de aranzda bu kadar ok sava geti mi?" ,'."' "Ah, evet," diye yant verdi Jonathan neeyle. Rn ta oyununu tartyor da olabilirlerdi. "lgileniyorsan sana daha sonra anlatrm. imdi, muhtemelen

sesimizi alaltsak iyi olur. Hangi yne, Tomas? Burada kafam baya karyor." Tomas bir yn gsterdi ve topluluk karanlk, kesien tnellerden mkemmel bir labirentin iinde girdi. Alfred birka dakika iinde nerede olduklann tamamen arm, kafas karmt. evresine bakndnda, kpein yannda yrmekte olduunu grd. Duvara yakn uzanan ilk sokaklar botu. Dar ve karanlk bir ekilde, siyah kayadan yaplm veya lav oluumlarnn iine oyulmu pespaye evlerin ve kk dkknlarn oluturduu bir kargaann iinde dolanyordu. ' *i'i ' Dkknlarn kepenkleri uyku yans iin indirilmiti, evler karanlku. Pek ou terk edilmi, yklmaya braklm grnyordu. Kaplar menteelerin zerinde lgnca asl kalm, paavralar ve kemik paralar sokaklara yaylmt. rme kokusu burada srad bir ekilde youndu. Meraklanan Alfred, knk bir pencereden ieri bakt. Bir ceset surat karanln iinde beyaz beyaz belirdi. Bir ift bo, karanlk gz ukuru, grmezcesine sokaa bakt. Dehete kaplan Alfred geri geri sendeledi, neredeyse Jonat-han' yere ykyordu. "Yava ol bakalm!" diye paylad onu Dk, dengesini salayp, Alfred'in ayakta kalmasna yardmc olarak "Can skc bir grnt olduunu kabul ediyorum. Kentin bu ksm eski323 Margaret Wes & Tracy Hckman den olduka gzelmi ya da eski kaytlar yle diyor. Eskiden, bu blge Necropolis'in alan snfn barndrrm. askerler, inaat iileri, dkkn sahipleri, dk seviyeli laranlar ve koruyucular. $ ' . ,.- "Sanrm," diye ekledi, karsnn uyaran baklar zerine sesini alaltarak, "hl burada yaadklar sylenebilir, ama aslnda ou lm." Bu bo sokaklar ve mezar gibi evler o kadar sinir bozucuydu ki, Alfred daha geni bir tnele girdiklerinde ve evrede dolanan kiiler grdklerinde rahatlayarak nefes ald. Sonra kpein grlmesi tehlikesini hatrlad. Jera'nn fsldayarak her eyin yolunda gideceini sylemesine ramen, Alfred endieyle, duvarlara yakn kalarak, titreen lambalarn yayd zayf k havuzlanndan kanarak ilerledi. Kpek, sanki anl-yormu ve ibirlii yapmak istiyormu gibi, admlarn yakndan takip ediyordu. Sokakta yryenler yanlarndan, onlara tek bir bak bile frlatmadan geip gidiyorlard, sanki onlar hi fark etmiyor, onlara hi aldrmyorlard. Zaman iinde, Alfred bunlarn yaayanlardan olmadn fark etti. Uyku saatleri boyunca Necro-polis sokaklarnda ller dolayordu. Cesetlerin ou, bir eyin peindeymi gibi kararllkla yryorlard. Yaayanlarn uykuya dalmadan nce verdikleri baz grevleri yerine getirmekte olduklar akt. Ama, orada burada, amaszca dolanan ya da uyanklk saatlerinde yapyor olmalar gereken ileri yapan cesetler gryorlard. Necropo-lis sokaklarnda laranlar devriye geziyor, kafas karan, grevini unutan ya da sorun yaratan cesetleri tepkiyorlard Alfred'in grubu bu laranlarn yoluna kmamaya zen gsteriyor, kara cppeli bycler geene kadar kap azlar324 AtE DEFIIZI n nm glgelerine kayyorlard.

Necropolis, kaleden yaylan bir dizi yanm daire eklinde yaplmt. Bata, kalenin iinde kk bir mensch ve Sartan nfusu yayordu, ama blgeye daha fazla halk yerletike, nfus kale duvarlarm at ve onun koruyucu duvarlarnn dibine evler yaplmaya baland. Necropolis'in refah gnlerinde, o sradaki hkmdar 3. Kleitus kaleyi kendi atosu olarak kullanmaya balamt. Asil snf ato duvarlarna yakn muhteem evlerde yayordu. Halkn kalan, rtbe ve zenginliklerine gre, da doru yaylmlard. Tomas'n evi kentin d ksmlarndaki fakir evler ile, ato duvarlarna yakn zengin evlerin tam ortasnda yaplmt. Yolculuklarnn yorduu ve sinirlerim bozduu Alfred, karanlk ve isentili havadan kamaktan ve scak, iyi aydnlatlm odalara girmekten ok memnundu. Tomas, Dk, Des ve Kont'tan, konutunun gsterisizlii iin zr diledi. Evi, maaradaki pek ok konut gibi, yerden tasarruf etmek iin yukar doru ykselecek ekilde ina edilmiti. "Babam nemsiz bir asildi. Bana dier sarayllar ile birlikte, Majesteleri'nin bir glmsemesi peinde, sarayda dolanma hakkn brakt, daha fazlasn deil," dedi Tomas, sesinde bir aclkla. "imdi llerle birlikte dolanyor. Ben de yaayanlarla birlikte. Aramzda pek az fark var." Kont ellerini ovuturdu. "Ksa sre sonra her ey deiecek. syan vakti gelince." ^V1 ' , ;*>;,< "syan vakti gelince," diye tekrarlad dierleri, bir tr huu dolu dua gibi Alfred bitkinlik iinde bir sandalyeye oktu ve ne yapaca325 Mnrgaret Wes & Trncy Hicknan n merak etti. Kpek ayaklarnn dibine kvrld. Alfred uyumu hissediyordu, kendi iradesi ile dnemiyor, hareket edemiyordu. O bir eylem adam deildi, Haplo gibi deildi. Olaylar beni etkiliyor, diye dnd Alfred hznle, ben olaylar etkileyemiyorum. Eskiden beri yasaklanm olan l-arma sanatna bir son vermek iin bir ey yapmas gerektiini dnyordu, ama ne? O, tek kiiydi, yalnzd. Ve ok gl, ok bilge bir adam da deildi. Kafasndaki tek dnce, tek dilei, tek arzusu, bu korkun dnyadan kamak, onu unutmak ve bir daha da hatrlamamakt. "Afedersin, baym," dedi Dk, yanna gelip dizine saygyla dokunarak. Alfred yerinde zplad ve korku dolu yzn kaldrd. "yi misin?" diye sordu Jonathan endieyle. Alfred ban sallad, eliyle belirsiz bir iaret yapt, yryn yoacu olmas konusunda bireyler mrldand. "Savalarmzn tarihi ile ilgilendiini sylemitin. Karm, Kont ve Tomas Prens'i karma stratejimizi konuuyorlar. Beni uzaklatrdlar." Jonathan glmsedi ve omuzlarn silkti. "Benim kafam entrikalara almaz. Benim grevim seni elendirmek. Ama ok yorgunsan, dinlenmeye ekilsen iyi olur, Tomas sana odan gsterir..." "Hayr, hayr!" Alfred'in istedii son ey, dnceleriyle babaa braklmakt. "Ltfen, eyi dinlemeyi ok isterim... savalar." Szc boaznda oluan dmden dar zorlamas gerekmiti.

"Yalnzca buralarda savalanlar anlatabilirim." Dk bir sandalye ekip yerleti. "ay? Biskvi? A deil misin? Nereden balasam*'' Bata Necropolis kk bir kasabadan baka 321, AtE DEHIZ bir ey deildi, Abarrach'n baka yerlerine gemeden nce topluluklarn beklerken kald bir yerdi. Ama, bir sre sonra, Sartanlar ve meneliler -o zamanlar meneliler de vard- evrelerine bakndlar ve burada yaamann iyi olduuna, gitmeye ihtiya duymadklarna karar verdiler. Kent hzla byd. Verimli topraklar ilenmeye baland. rnler geliti. Ne yazk ki meneliler hayatta kalamad." Jonathan, Alfred'in dehet verici bulduu, kaytsz, neeli bir havayla konuuyordu. "Onlara fazla aldryormu gibi grnmyorsun," dedi, nazike paylayarak. "Sizden daha zayf olanlar korumanz gerekiyordu." "Al, sanrm bata atalarmz olduka bozulmutu," dedi Jonathan kendini savunurcasna. "Aslnda perian olmulard. Ama bu bizim hatamz deildi. Dier dnyalardan geleceine dair sz verilen yardm hi gelmedi. Menelileri bu acmasz dnyada hayatta tutmak iin gerekli by ok fazlayd. Atalarmz bunu salayamad. Yapabilecekleri hibir ey yoktu. Zaman iinde kendilerini sulamaktan vagetiler. O zamanlar, atalarmn ou Menschleri, lmnn kanlmaz, hatta gerekli olduuna inanmaya baladlar." Alfred hibir ey sylemedi, ban hznle sallad. "Bu ada, belki de bu aa tepki olarak," diye szlerine devam etti Jonathan, "larma sanat incelenmeye baland." "Yasak sanat," diye dzeltti Alfred, ama o kadar ksk bir sesle konumutu ki, Dk onu iitmedi. "Artk menelileri hayatta tutmaya almadklarndan, bu dnyada olduka iyi koullarda yaayabildiklerini kefettiler. Ate Denizi zerinde yzebilecek demir gemiler icat ettiler. 327 Margnret Weis & Trncy Hickman Sartan kolonileri Abarrach zerinde yayld, ticaret geliti. Ka-irn Necros lemi kuruldu. Ve onlar gelitike, larma sanat da geliti. Ksa srede, yaayanlar lenlerin yardm ile hayatlarn srdrmeye baladlar." , Evet, Jonathan konuurken Alfred bunu grebiliyordu. Abarrach zerinde yaam gzeldi. lm de kt deildi. Ama sonra, tam her ey yolunda gidiyor grnrken (meneliler hari, ama onlar da o zamana kadar unutulmutu zaten), aniden hibir ey yolunda gitmemeye balad. "Ate Denizi, tm magma glleri, rmaklar ve okyanuslan soumaya, ekilmeye balad. Daha nce ticaret balan ile bal komular, kymetli yiyecek stoklarn birbirinden saklayan, yaam veren byk stunlar zerine kavga eden byk dmanlar haline geldiler. lk savalar bu dnemde balad. "Sanrm bunlara sava deil, arbede ya da atma demek daha doru olur. Asl savalar," dedi Jonathan ciddileerek, "daha sonra geldi. Atalarmz, anlalan, o dnemde savamay bilmiyordu." "Elbette bilmiyorlard!" dedi Alfred serte. "Biz sava hor-grrz. Biz bar tesis edenleriz. Biz bar yayarz!"

"Sizin bu lksnz var," dedi Jonathan sessizce. "Ama bizim yoktu." Alfred gen Dk'n szleri karsnda irkildi, kalakald. Bar yalnzca "iman" bir dnyann lks myd? Prens Ed-mund'un perian, donmakta, alktan lmekte olan halkn hatrlad; bu kentin iinde scaklk, yiyecek varken ocuklarnn, yallarnn lmesini izlemek zorunda kalan halk. Ben onlarn yerinde olsam ne yapardm? Boyun eip lr muydum, ocuklarmn lmesini izler miydim? Yoksa savar mydm? Alfred, aniden kendisini rahatsz hissederek sandalyesinde kprdand. 328 ., , ATE Denizi Benim ne yapacam biliyorum, diye dnd ac ac. Ben baylrdm! "Zaman getike, halkmz sava konusunda ustalat." Jo-nathan kairn otu ay dolu fincanndan bir yudum ald. "Gen adamlar asker olarak eitim grmeye baladlar, ordular oluturuldu. Bata, bylerini silah olarak kullanmaya altlar, ama bu hayatta kalmak iin ihtiya duyulan byden ok fazla enerji gtryordu. "Bu yzden eski silah yapm sanatn aratrdk. Kllar ve mzraklar byden ok daha kabadr, ama etkilidirler. ekimeler sava halini ald ve kanlmaz olarak, yzyl nce byk bir savaa yol at -Terk Edi Sava. "Bethel isimli gl bir byc bu dnyadan bir k olduunu ve onu kefettiini ne srd. Gitmeyi planladn, onunla beraber gelmek isteyenleri de beraber gtreceini aklad. Byk topluluklar arkasndan gitti. O topluluk gitseydi, zaten hzla azalmakta olan nfusun byk ksm yok olacakt. Herkesin, bycnn 'Kap' dedii ey ald zaman ne olacandan korkmas gereinden hi bahsetmiyorum. Nasl bir korkun gcn ieri girip, kontrol ele geireceini kim bilebilirdi? "Kairn Necros Hkmdar, 7. Kleitus, Bethel ile takipilerinin gitmelerini yasaklad. Bethel bu yasaa uymay reddetti ve halkn, gitmeye hazrlanmak zere Ate Denizi'nin kar kysna, Zembar Stunu'na gtrd. ki hizip arasndaki sava yllarca srd, ta ki Bethel'e ihanet edilene ve Bethel yakalanana kadar. Ate Denizi zerinden getirilirken ellerinden kurtuldu ve cesedi diriltilmesin diye kendisini magmaya att. Atlamadan nce, daha sonra Kap hakkndaki kehanet olarak bilinecek szleri haykrd." 329 Margnret Wes & Trncy Hckman Alfred geminin pruvasnda durmu, meydan okurcasna haykran bir kadn hayal etti. Onun kendisini alev alev okyanusa attn hayal etti. Jonathan'n hikyesini, ancak gen adam aniden sesim alaltt zaman tekrar dinlemeye balad. . "l ordular bu sava srasnda oluturuldu ve birbirlerine kar kullanld. Aslnda, baz komutanlarn, ceset birlikleri elde etmek iin yaayan askerlerinden bir ksmn ldrdkleri sylenir..." -/"/.* <>iu Mx.". "** Alfred'in ba aniden kalkt. "Ne? Ne anlatyorsun bana sen? Kendi genlerini mi ldrdler? Kutsal Sartan! Hangi karanlk derinliklere batmz?" Beti benzi atmt, titriyordu. "Hayr, bana yaklama!" Elini kaldrd, dalgn dalgn sandalyesinden kalkt. "Buradan kmalym! Buray terk etmeliyim!" Hararetli tavrlarna baklrsa, hemen o an evden kamay dnyordu. "Jonathan, onu bylesine alt st eden neler anlattn?" diye sordu Jera, yannda Tomas ile odaya girerken. "Sevgili baym, ltfen otur, sakinle"

f*- "Ona yalnzca sava srasnda kendi adamlarn ldren generalleri anlattm..." "Ah, Jonathan!" Jera ban sallad. "Elbette gidebilirsin, Alfred. istediin an. Burada bir mahkm deilsin!" Evet, yleyim! Alfred iten ie inledi. Ben bir mahkmum, kendi beceriksizliimin mahkumu! lm Kaps'ndan ieri kazara girdim! Yalnz bama geri dnecek ne cesaretim, ne de bilgim var! "Arkadan dn," diye ekledi Tomas yattrrcasna, bir fincan kairn otu ay doldururken. "Arkadan geride brakmak istenezsin, deil mi?" "zgnm." Alfred sandalyesine kt "Beni affedin. Ben... yorgunum, o kadar. ok yorgunum. Sanrm yatsam iyi 330 Att DEHIZ olacak. Hadi, olum." Titreyen elini kpein bana koydu. Hayvan bam kaldrp inledi, kuyruunu yavaa sallad, ama yerinden kprdamad. ' ' f f nlemesinde garip bir ey vard, kpein daha nce kardn hi duymad bir ses. Bunu fark etti ve kpee dikkatle bakt. Kpek ban kaldrmaya alt, sonra tekrar patileri-nin zerine koydu. Ama, adamn ilgisini takdir ettiini gstermek iin kuyruk sallamas hafife artt. "Bir sorun mu var?" diye sordu Jera, kpee bakarak. "Hayvan hasta m sence?" "Emin deilim. Kpekler hakknda fazla bilgim yok, korkarm," diye mrldand Alfred, dehetin iini burktuunu hissederek. Kpek hakknda bireyler biliyordu aslnda ya da en azndan pheleniyordu. Ve phelendii ey doruysa, o zaman kpein her nesi varsa, ayns Haplo'ya da oluyordu. OTUZUNCU BOLUM NECROPOLIS, ABARRACH Kpein durumu gittike ktleti. Bir sonraki devir artk hi kprdayamyor, nefes almakta zorlanyor, gs inip kalkyordu. Hayvan, yemek yemesi ve su imesi iin yaplan tm giriimleri reddetti. 4*'H n s'-/,f\ '-V* ^,,'rr* v < * " Evdeki herkes kpein ektii aclar1 iin zlyor olsa da, Alfred dnda kimse fazla ilgilenmiyordu. Dnceleri atoya yapacaklar saldr ve Prens'in cesedini kurtarma giriimleri zerinde younlamt. Planlar yaplm, tartlm ve her adan deerlendirilerek kusur aranmt. Hibir kusur bulunamamt. "Aptallk derecesinde kolay olacak," dedi Jera kahvaltda. "Afedersiniz," dedi Alfred ekingen bir sesle, "ama ben... ee... geldiim dnyada sarayda bir sre yaadm ve Kral Step-hen'n... yani .. kraln zindanlar olduka iyi korunuyordu. Nasl ieri girmeyi planlyorsunuz..." "Seni ilgilendirmez." Kont hhlad. "Bu yzden endielenmene gerek yok" Belki de artk beni ilgilendiriyordur, diye dnd Alfred. Baklar hasta kpee kayd Ama yksek sesle hibir ey sylememi, elinde daha fazla gerek olana kadar zamann 332 ATE Denizi beklemeye karar vermiti.

"Bu kadar aksi olmayn, Lordum," dedi Jonathan glerek. "Alfred'e gveniyoruz, deil mi?" Topluluun zerine bir sessizlik kt, Jera'nn yanaklarna hafif bir krmzlk yayld, istemsizce Tomas'a bakt. Tomas baklarna karlk verdi, ban hafife sallad ve gzlerini tabana indirdi. Kont yine buan kvrd. Jonathan aknlk iinde birinden tekine bakt. ' > > "; ,',j, "Al, hadi ama..." diye balad. "Biraz daha ay alr mydnz, baym," diye szn kesti Je-ra, ta aydanl kaldrp Alfred'in ay fincannn zerinde tutarak. "Hayr teekkr ederim, hanmefendi." Kimse bir ey sylemedi. Jonathan yine konuacak oldu, ama karsnn baklar zerine vazgeti. itilen tek sesler kpein zorlukla ald nefesler, atal baklarn arada bir tkrdamas ya da bir taban ngrdamas idi. Hepsi, Tomas masadan kalktnda olduka rahatlam grnd. "Eer bana izin verirseniz, hanmefendi." Jera'ye doru eildi. "Saraya gitmemin zaman geldi. En ufak bir nemim olmasa da" -diye ekledi kendini kk gren bir glmseme ile- "bu devir zerime dikkat ekecek hibir ey yapmamam gerek. Her zamanki zamanmda, her zamanki yerimde grnmem gerek." Herkes ayrlp, sabah ileri ile uramak zere gidene kadar, Alfred topluluun kenarlarnda oyaland. Tomas alt katta yalnz kalm, konutunun kapsna ynelmiti. Alfred glgeli bir keden kt ve adamn cppesinin yenini tuttu. Tomas irkildi, evresine solgun bir yz ve falta gibi ak gzlerle bakt. Mnrgaret Weis & Tracy Hicknan "Afedersiniz," dedi Alfred ararak. "Sizi rktmek istememitim." Tomas kolunu yakalayann kim olduunu grnce kalarn att. "Ne istiyorsun?" diye sordu sabrszca, kolunu Alfred'in elinden kurtararak. "Zaten ge kaldm." " "Acaba mmkn olur muydu -yani zindanlardaki arkadanzla konuup... arkadamn durumunu renebilir misiniz?" "Sana daha nce de syledim. Senin de sylediin gibi, hayatta," diye tersledi Tomas. "Btn bildiim bu." "Ama... bugn nasl olduunu renebilir misiniz," diye srar etti Alfred, kendi cretine aarak. "Hasta olduunu dnyorum. ok hasta" "Kpek yznden mi?" "Ltfen..." "Eh, pekl. Elimden geleni yaparm. Ama hibir ey iin sz vermiyorum. Artk gerekten gitmeliyim." "Teekkr ederim, istediim yalnzca bu..." & Ama Tomas gitmiti. Telala kapdan km, Necropolis sokaklarn dolduran yaayan ve l kalabalna karmt. Alfred kpein yanna kt, eliyle yattrmak ister gibi hayvann yumuak tylerini okad. Hayvan fena halde hastayd. O gn, daha sonra, Tomas geri dnd. Hkmdar'in yemek zamanna yaknd ve yemee arlmayacak kadar anssz olan sarayllarn, canlar ne isterse onu yapmak zere saray terk ettikleri saatlerdi. "Eee, ne haberler var?" diye sordu Jera. "Her ey yolunda m?" "Her ey yolunda," diye yant verdi Tomas ciddiyetle. "Ma334 ATE DERIZI

jesteleri, Prens'i lamba ksma saatinde diriltecek."1 "Peki Ana Kralie'yi ziyaret etmeye iznimiz var m?" "Kralie bizzat izin vermekten memnunluk duydu." ,< " Jera babasna ban sallad. "Her ey hazr. Ama merak ediyorum, acaba..." Tomas Alfred'e anlaml anlaml bakt ve Des susa. "Afedersiniz," diye mrldand Alfred, gergin bir ekilde ayaa kalkarken. "Sizi yalnz brakaym..." "Hayr, bekle." Tomas elini kaldrd. Yz daha da ciddileti. "Senin iin bir haberim var ve bu hepimizi, planlarmzn tmn etkiliyor, korkarm. Uyku vakti koruyucusu olan arkadam ile bu sabah atoyu terk etmesinden nce konutum. Korktuun eyin doru olduunu sylediim iin zgnm, Alfred. Arkadann lmekte olduu syleniyor." Zehir, Haplo midesini burkan ilk kramplarda, mide bulants her tarafn kaplad anda anlamt. Biliyordu, ama kendi kendine itiraf etmiyordu. Mantkszd bu! Neden? Kusmaktan zayf dm bir vaziyette, tatan yatana uzanm, iini alevden baklarla hanerleyen ac yznden iki bklm olmutu. Susuz kalmt, kavruluyordu. Uyanklk vakti koruyucusu ona su getirdi. Adamn eline arpp tas drecek kadar gc anca kalmt. Tas, kaya zemin zerinde paraland. Koruyucu telala geri ekildi. Su hzla zemindeki atlaklarn arasnda kayboldu Haplo yataa ykld, suyun yok olmasn izledi ve merak etti, Neden? Kendisini iyiletirmeyi denedi, ama abalar zayf, yreksiz1 Hkmdarn oym saatini takp eden. Majesteleri'nin gaz lambalanm klannn kslmasn enuett saat Hukndafn uyku saatleinde lambalar tamamen sonduruK 335 Margaret Weis & Tracy Hickman di ve sonunda pes etti. yiletirmenin ie yaramayacan daha batan biliyordu. Kurnaz ve zeki bir zihin -bir Sartan zihni- bu cinayeti planlamt. Zehir glyd, hem bysne, hem bedenine ayn anda etki ediyordu. Yaamnn z olan karmak, birbirinin iine ilemi rnler ayrlyordu ve onlar tekrar bir araya getiremiyordu. Sanki rnlerin kenarlar yanp gitmiti, birlemiyorlard. Neden? "Neden?" rv';'. u -',u,J' * i' Bu sorunun yksek sesle tekrarlanm olduunu anlamak, sersemlemi Haplo'nun bir dakikasn ald. Ban kaldrd -her hareketi ac ile doluydu, her hareketi srad bir irade ve aba gerektiriyordu. lmn glgeleri ile snmekte olan gzleri, hcrenin dnda duran Hkmdar' zar zor seti. "Neden olan ne?" diye sordu Kleitus sessizce. "Neden... beni ldryorsun?" dedi Haplo nefes nefese. Boaz tkand, midesini tutarak iki bklm oldu. Yznden aa ter damlalar yuvarland, strap dolu bir haykr bastrd. "Ah, sana neler olduunu anlamsn. Acl, deil mi? Bunun iin zgnz. Ama iini yava yava yapacak bir zehire ihtiyacmz vard ve almalarmza ayracak fazla zamanmz yoktu. Tasarladmz ey zalimce, ama etkili. Seni ldryor mu?" Hkmdar, rencisine simya deneyinin tatminkr gidip gitmediini soran bir profesr de olabilirdi.

"Evet, lanet olsun! Beni ldryor!" diye hrlad Haplo. ine fke doldu. lmekte olduu iin deil. Daha nce, kaodinler saldrd zaman da lme yaklamt, ama o zaman lmekten memnundu, iyi mcadele etmiti, dmann altetmiti. Muzafferdi imdi, alaka, bir bakasnn eli ile, 331, '!W -' AtEj DEHIZ. <'' A '*' ' utan iinde, kendini savunma imkn olmadan lyordu. '' '"" Ta yataktan frlayarak kendisini hcre kapsna att ve yere dt. Ellerini uzatt ve irkilen adam geri ekilemeden, H-kmdar'n cppesinin eteklerini yakalad. "Neden?" diye sordu Haplo, mor boyal siyah kumaa tutunarak. "Seni... lm Kaps'na gtrecektim!" "Ama senin beni gtrmene gerek yok ki," diye yant verdi Kleitus sakinlikle. "lm Kaps'nn nerede olduunu ben biliyorum. inden nasl geileceini biliyorum. Sana... bunun iin ihtiyacm yok." Hkmdar eildi, siyah cppeye tutunan rn kapl ele dokunmak iin uzand. Haplo dilerini skt, ama kavrayn gevetmedi. Zarif parmaklar Patryn'in derisindeki rnlerin zerinde gezindi. "Evet, artk anlamaya balyorsun. llere yaam getirmek by gcmz o kadar emiyor ki, bizi tketiyor. Seninle karlaana kadar ne kadar tkendiimizin farknda deildik. Sen gcn saklamaya altn, ama biz hissettik. Sana mzrak frlatabilirdik, hatta yzlerce mzrak ve hibiri derini izmezdi bile. Doru mu? Evet, elbette doru. Aslnda, bu atoyu tepene frlatabilirdik ve sen gene de altndan sa salim kardn." Parmaklar dvmeyle ilenmi rnlerin zerinde yava yava, zlemle, ihtirasla gezindi. Haplo anlayarak, inanamayarak bakakald. "Kendi bymzden elde edebileceimiz baka bir ey kalmad. Ama seninkinden ok ey elde edebiliriz! te bu yzden," diye szlerini bitirdi aniden. Ayaa kalkt ve lmekte olan Haplo'ya, korkun bir ykseklik gibi grnen yerden bakt. "Bedenine zarar verme riskini gze alamazdk. Rn desenleri kusursuz kalmal, bozulmamal, uzun uzun incelenmeli. Kukusuz cesedin bu desenlerin anlamn aklayarak bana 337 Mnrgnret Weis Tracy Hcknnn S yardmc olacak. "'Barbarca' diyordu atalarmz bynz hakknda. Aptaldlar. Senin bynn gcn bizimkine eklersek, yenilmez olacaz. Hatta, bu senin szde Nexus Lordu'na kar bile." Haplo srtst yuvarland. Eli Hkmdar'n cppesini brakt; artk parmaklarnda g kalmamt. "Hem, bir de u arkadan var, mttefikin -llere lm getirebilen kii." , ., , " ,itMY. ". ,, ^,4 8 "Arkadam deil," diye fsldad Haplo, ne sylediinin, kendisine ne sylendiinin ancak farknda olarak. "Dmanm."

Kleitus glmsedi. "Senin hayatn kurtarmak iin kendisi-ninkini tehlikeye atan bir adam m? Hi sanmyonm. Tomas, adamn syledii baz eylerden, onun larclktan tiksindiini ve lsen, cesedim kurtarmaya gelmeyeceini kard. Byk ihtimalle bu dnyadan kaard ve biz de onu kaybederdik. Ama, aranzda bir tr duyusal balant olduunu kar-sadk. Hakl olduumuz anlald. Tomas, arkadann, bir ekilde, lmekte olduunu bildiini syledi. Arkadan senin kurtarlabileceine inanyor. Elbette, bu mmkn deil, ama arkadan iin fark etmez. Ya da, en azndan uzun zaman boyunca fark etmeyecek." Hkmdar cppesinin eteklerini yana ekti. "Ve imdi, Prens Edmund'un diriltilmesi iine balamalym." Haplo adamn sesinin uzaklatn duydu, cppesinin kumann zeminde srndn, sesinin hrt olduunu ya da hrtnn ses olduunu iitti. "Endielenme. Izdrabn bitmek zere. Sona doru, acnn azaldn dnyoruz. "Ve, gryorsun, Haplo, neden, diye sormann bir gerei yok Kehanet," dedi hrdayan ses. "Hepsi kehanet iin." 338 AtE Dfnz Haplo srtst yatt, kprdayamayacak kadar zayft. Pi herif hakl. Ac azalmaya balad .. nk yaamm snyor. lyoam. lyorum ve yapabileceim tek bir lanet ey bile yok. Kehanetin gereklemesi iin leceim. "Kehanet... ne?" diye haykrd Haplo. Ama haykr, aslnda, bir nefes veriten baka bir ey deildi. Kimse yant vermedi. Kimse onu duymad. Kendisi bile duyamamt. ,.." ,.,,", ,",.,, ",", ",",-" , ,, ".",,".-".- " ".. .,339 OTUZBIRINCI BOLUM NECROPOLIS, ABARRACH Komplocular yalvard, tartt, rica etti ve sonunda yal Kont Alfred'in saraya giderken onlara elik etmesine izin verdi. Tomas, Alfred lehine etkileyici szler syledi, Sartan' olduka artan bir gerekti bu. Bundan nce, Alfred, Tomas'n kendisine hi gvenmedii izlenimi altndayd. Alfred huzursuzca, bu deiimin sebebinin ne olabileceini merak etti. Ama atoya gitmeye kararlyd, Haplo'nun yardmna komaya kararlyd, bann etini yiyen i sesinin Patryn'in lmesine izin vermesinin daha iyi, daha kolay olaca konusunda srar etmesine ramen. Planlad ktlkleri biliyorsun, yapt ktlkleri biliyorsun. Arianus'ta bir sava balatt. Belki Haplo kvlcmd, diye kendi kendisiyle tartt Alfred, ama barut dklmt ve biz oraya gitmeden ok nce patlamaya hazrd. Dahas, diye ekledi, bu korkun dnyadan kaabilmek iin Haplo'ya ihtiyacm var1 Haplo'ya ihtiyacn yok1 diye alay etti i sesi. lm Kap-s'na kendi kendine de gidebilirsin. Byn yeterince gl Seni Nexus'a kadar gtrd Ve eer lyorsa, ne yapacaksn? Yaamn m kurtaracaksn.'' Bane'n yaamn kurtardn gibi 340 Hft-,,, AtE*, Denizi , ,_,,' 'O'

mi? Olan lyordu ve onu sen geri getirdin. laran! Alfred'in vicdan kararszlkla kvrand. Yine ayn korkun seim ile babaaym. Ya Haplo'y, srf ktlk yapmas iin kurtarm olursam? Patryn korkun sular ilemeye kadir. Bunu biliyorum. Zihninde grdm. Kolay olurdu, ok kolay, burada kalmak, srtm dnmek, Patryn'in lmesine izin vermek ok kolay olurdu. Eer durum tam tersine olsayd, Haplo beni kurtarmak iin tek bir rn kapl el kaldrmazd. Ama yine de... yine de... Ya merhamet? Acma? Bir szlanma sesi Sartan' karmak dncelerinden uyandrd, dikkatini, ayaklarnn dibinde yatmakta olan kpee evirdi. Hayvan ban kaldramyordu, yalnzca kuyruunu zayfa yere vurabiliyordu. Alfred tm devir boyunca kpein bandan aynlmamti; hayvan o yamndayken, onu grebildii zaman daha iyi hissediyordu sanki. Pek ok sefer, hayvann ldnden korktu ve kalp atlarn hissetmek iin elini brne koyma ihtiyacn hissetti. Ama kalbi hl, onun narin parmaklarnn altnda atyordu. d^rtVi Kpein gzleri ona, Neden bu ekilde ac ekiyorum, bilmiyorum, ama senin her eyi dzelteceini biliyorum, derce-sine bakyordu. Alfred eildi, hayvann ban okad. Sabr dolu gzler kapand, kpek dokunuuyla rahatlamt. Diyelim ki, dedi iindeki rahatsz edici sese, Haplo'yu deil, kpeini kurtaryoam. Ya da, onu kurtarmaya alyorum, diye ekledi endie ve mutsuzlukla. "Ne dedin?" diye sordu Jera. "Alfred, bir ey mi syledin?" "Ben .. yalnzca arkadama neler olduunu bilip bilmediklerini merak ettim " "Koruyucu," diye yant verdi Tomas, "arkadann buyis341 f Mnrgaret Weis & Tracy Hicknan nn onu bu dnyada hayatta tutmaya yeterli olmadn dnyor. Tpk menelilerin hayatta kalamadklar gibi" "Anlyoam," diye mrldand Alfred, ama anlamyordu, dahas, inanmyordu. Alfred Labirent'te uzun sre yaamamt (yalnzca Haplo'nun bedeni aracl ile birka an), ama o dehet verici yerde hayatta kalan birinin Abarrach'ta dp lmeyeceinden emindi. Birisi Tomas'a yalan sylyordu... ya da Tomas onlara yalan sylyordu. Endieli bir titreme Alfred'in bacaklarndan birini kast. Eliyle seiren kas yakalad ve sesinin titremesini engellemeye alt. "Bu durumda, sizinle gelmek konusunda srar etmek zorundaym. Ona yardm edebileceimden eminim." "Ve arkadana yardm edebilse de, edemese de," dedi Je-ra, Alfred'e dik dik bakan babasna, "onun yardmna biz ihtiya duyacaz. Jonathan ve ben Prens'e yol gsteriyor olacaz. Tomas tek bana hasta bir adam ya da -afedersiniz, baym, ama bu konuda gereki olmamz gerek- bir l ile baedemez. Durumu ne olursa olsun Haplo'yu orada, Hkm-dar'n ellerinde brakmak istemeyiz." "Yirmi ya gen olsaydm..." , "Ama deilsin, baba," dedi Jera.

"Ondan daha byk bir rahatlkla ortalarda dolaabilirim!" diye kkredi Kont, kemikli parmayla Alfred'i gstererek. "Ama Haplo'ya yardm etmek iin hibir ey yapamazsn." "Tm planlarmz ayn kalacak, Lordum," diye ekledi Tomas. "Yalnzca saymz bir kii artacak, o kadar." "Son derece basit ve gvenli, tpk karmn ve Tomas'n planlad gibi," diye bildirdi Jonathan, De'se gururla bakarak. "Prens' aldmz zaman, planmza gre, sizinle kapda buluacaz." 342 AtE DEOIZ ' n< ' M^ k, M 'rt "Her ey yolunda gidecek, baba." Jera eildi ve adamn krk yanan pt. "Bu uyku vakti Kleitus hanedannn sonunu balatacak!" Sonun balangc. Szleri Alfred'in iinden Dalga'nn bir kprts gibi geti, sinir ularn karncalandrd, duygu geip gittiinde onu ii boalm, dmdz olmu gibi brakt. "Saraya bu giysilerle gidemezsin," dedi Jera Alfred'e, solmu, kadife pantolonuna, eski psk kadife ceketine bakarak. "ok fazla dikkat ekiyorsun. Sana uyan bir cppe bulmamz lazm." "zgnm, hayatm," dedi Jonathan, Alfred stn ban deitirdikten sonra, "ama durumu fazla iyiletirdiin sylenemez." Alfred'in km omuzlan boyu konusunda yanl bir izlenim veriyor, olduundan daha ksa boylu grnmesine sebep oluyordu. Jera bata ona Tomas'n gri cppelerinden birini giydirmeyi dnmt, ama gen adam bir Sartan iin ksa boyluydu ve cppesinin etekleri Alfred'in baldrlarnn yarsna geliyordu. Grnts ok sama olmutu. Des bulabilecei en uzun giysiyi arad ve sonunda Sartan'a Tomas'n artk kullanmad saray cppelerinden birini giydirdi. Alfred bir laran cppesi ile kendisini son derece rahatsz hissediyordu ve zayfa itiraz etti, ama kimse onu dinlemiyordu. Cppe geni, kemikli ayak bileklerinin biraz stne kadar geliyordu. En azndan kendi ayakkablarn giyebiliyordu; ayana olacak tek bir baka ift bile bulunamamt "Onu mltecilerden biri sanacaklardr," dedi Jera, iini ekerek. "Baln bandan karma sakn," dedi Alfred'e "ve kimseyle konuma Brak tm konumalar biz yapalm." 34-T Margaret Weis & Trncy Hickman ,.,, . Cppenin beli geveke toplanyordu. Tomas belinde tamak zere nakl bir czdan verdi. Jera demir bir haner de ekleyecekti -czdanda saklanmak zere- ama Alfred kararllkla reddetti. "Hayr, silah tamayacam", dedi, sanki haner Arianus'un lmcl ylanlarndan biriymiesine uzaklaarak. "Yalnzca bir nlem," dedi Jonathan. "Kimse silah kullanmak zorunda kalacamz dnmyor. Bak, benimki de yanmda." Kymetli talar kaklm gm bir haner gsterdi. "Babamnd." "Hayr," dedi Alfred inatla. "Bir yemin ettim..."

"Bir yemin etmi! Bir yemin etmi!" diye taklit etti kont tiksintiyle. "Onu zorlama, Jera. Fark etmez. Muhtemelen kendi elini keser zaten." ,,;4, Alfred silah almad. Hkmdar'n uyku vaktinin krnde, gizlice gireceklerini sanmt saraya. Tomas, akam yemeinden ksa bir sre sonra gitme vaktinin geldiini ilan ettiinde, olduka ard. " Vedalamalar ksa ve nemsemez bir havadayd, ksa sre sonra tekrar buluacaklarn bilenlerin vedalamas gibi. Herkes heyecanl ve sinirliydi, en ufak bir korku, en ufak bir tehlike beklentisi iinde deillerdi. Muhtemelen Tomas dnda. Tomas'n Haplo hakknda syledii yalan yakalayan Alfred, onu dikkatle izliyor ve uysal glmsemesinin zorlama, tasasz kahkahasnn doal olmaktan birazck uzak olduunu, birisi ona dorudan bakt zaman gzlerini karma eiliminde olduunu dnyordu. Alfred kukularndan Jera'ya bahsetmeyi dnd, ama sonra bu fikirden vazgeti. Ben bir yabancym, aralarndan biri deilim. Onu, beni tandklarndan daha uzun bir sredir tanyorlar. Beni dinleme344 ATE5 Denizi Vj, yecektir ve her eyi dzeltmek yerine, daha da ktletirebili-rim. Zaten bana gvenmiyorlar. Beni arkada brakmaya karar verebilirler! Alfred, yanndan aynlmadan nce kpee son bir kez bakt. "Hayvan lyor," diye bildirdi Kont patavatszca. "Evet, biliyorum." Alfred yumuak krk okad, kabarp inen br sevdi. "ld zaman ne yapacam onu?" diye sordu yal adam. "Kapya yanmda bir cesetle gidemem." "Olduu yerde kalsn," dedi Alfred, iini ekip ayaa kalkarak. "Eer her ey yoluna girerse, kpek bizi karlamaya gelecektir. Eer yoluna girmezse de, fark etmez." w, *- V*"* -* K'I Hkmdar halk arasnda grnmyor olsa da, saray yine azna kadar doluydu. Alfred, bir de tnel caddelerin kalabalk ve klostrofobik olduunu dnmt! Necropolis'in yaayan sakinlerinin ou geceleyin orada dans ederken, en son dedikodulan paylarken, rn ta oynarken, Hkmdar'n yiyeceklerini yerken bulunabilirlerdi. Kalabalk giri salonuna giren ve Jonathan'n topuklarna taklmamak, Jera'nn cppesinin eteklerine basmamak iin elinden geleni yapan Alfred, scaklk, rez iei kokusu, tiz kahkahalar ve mzik yznden neredeyse boulur gibi olmutu. Rez kokusu harikayd, tatl ve baharatlyd. Ama balo salonunda hkm sren baka bir kokuyu tam olarak kapata-myordu, altta yatan, her yeri kaplayan, i bayltc, o scak iinde mide bulandrc bir koku -lmn kokusu. Yaayanlar yiyip iiyor, akalar yapp flrt ediyordu. ller yaayanlarn arasnda dolayor, emirlerini bekliyor, hizmet ediyorlard. Cesetlerin arkasnda szlen hayalet glgeler, par34 S Magnret Weis & Tracy Hickmnn lak klarn altnda neredeyse gzden kayboluyordu. e Kalatklar herkes Dk ile Des'i evkle selamlad.

"Haberi duydunuz mu, canlarm? Sava kacak1 Ne kadar dehet verici, deil mi?" diye haykrd leylak rengi cppe iindeki bir kadn, gzlerini byk bir keyifle yuvarlayarak. <"ff Jera, Jonathan ve Tomas gldler, dans ettiler, dedikodu ettiler ve beceriyle kalabalk salonda kayarak ilerlediler, ittirdiler, kaktrdlar ve sendeleyen, endie iindeki Alfred'i yanlarnda srklediler. Giri salonundan balo salonuna getiler. Buras, eer byle bir ey mmknse, daha da kalabalkt. 1 Kalabalktaki bir dalgalanma aniden Alfred'i gruptan kopard. Jera'nn parlak san en son grd yere doru tereddt dolu bir adm att ve kendisini, bir cesedin dans etmesini izleyerek elenen gen insanlardan kurulu bir kalabaln iinde buldu. Ceset ciddi ve oturakl bir ehreye sahip yal bir adama aitti. Cesedin ve giydii giysilerin harap haline baklrsa, hem ceset, hem de giysileri uzun zamandr buralardayd. Genlerin kkrdamalar ile tevik edilen ceset, muhtemelen genliinde ettii bir dans yineliyordu. Genler yuhalad, alay etti ve cesedin evresinde, eski moda admlarn taklit ederek dans etmeye balad. Ceset onlara hi dikkat etmiyor, ryen bacaklarnn stnde dans etmeye devam ediyor, yalnzca kendisinin iitebildii bir mzie uyarak amas bir zarafetle, ciddiyetle hareket ediyordu "Onu buldum. Ate ve kller adna1 Baylacak!" dedi Tomas nefes nefese, Alfred'i yakalayp, tam Sartan yerinde kmeye balamken ayaklarnn stne dikerek. "Yakaladm," dedi Jonathan, Alfred'in gevek, sarkan kolunu yakalayarak. 34 r, H.di" AE DEnzi ,' ' "Nesi var?" diye sordu Jera. "Alfred' iyi misin?" "ey... scak!" dedi Alfred nefes nefese, yzndeki gzyalarnn ter olarak alglanacam umarak. "Grlt... ben... ok zgnm." "pheleri savuturacak kadar kaldk balo salonunda. Jo-nathan, git khyay bul ve Ana Kralie'nin kabullerine balayp balamadn ren." Jonathan kalabaln arasnda kvrlarak gitti. Tomas ve Jera, Alfred'i aralarna alarak nispeten daha sessiz bir keye ektiler, csseli ve homurdanan bir laran koltuundan ettiler ve sarslm Alfred'i koltua brakverdiler. Sartan gzlerini kapatt ve midesinin bulanmasn bastrmay baarabileceini umdu. "'""' (" M .<n<ny ,,,"" ,".*!> Jonathan ksa sre sonra Ana Kralie'nin kabullerine balad ve onu ziyaret edip sayglarn sunmalanna izin verdii haberiyle dnd. , Alfred'i ayaa kaldrdlar ve onu kalabaln arasndan balo salonunun dna, uzun, bo bir koridora srklediler. Balo salonunun scakl ve grltsnden sonra buras serin ve sessiz bir huzur snayd. "Efendim." Khya nlerinde duruyordu. "Eer beni takip ederseniz." '-" >*J'"Bfo Khya onlar koridordan aa gtrd. Epeyce nlerinde yryor, her be admda bir asasn ta zemine vurarak nlatyordu. Alfred, son derece kafas karm bir ekilde, hapisteki bir prensin cesedini kurtarma giriimleri arasnda neden kraliyet ailesinden birini ziyaret ettiklerini merak ediyordu. Yannda yrmekte olan Jonathan'a sorabilirdi, ama en ufak bir ses bile koridorlar boyunca yanklanyor gibiydi ve khyann duymasndan korkuyordu. 347

Margnret Wes & Tracy Hickman ,_)," Alfred'in kafa karkl daha da artt. Kraliyet ailesinin yaam blmlerine gitmekte olduklarn dnmt. Ama atafatl, gzelce dekore edilmi koridorlar arkalarnda braktlar, iinde bulunduklar koridor dar, dolambalyd ve aa doru eim kazanmt. Gaz lambalarnn arasndaki aklk artt ve sonunda lambalar hepten bitti; karanlk derin ve ard, gl bir rme ve kf kokusu tayordu. Khya bir rn syledi ve asasnn ucunda bir k parlad, ama k yalnzca nereye gittiklerine iaret edebiliyordu. Neyse ki, ta zemin przsz ve engebesizdi, herhangi bir zorluk ekmeden yryebiliyorlard, elbette en ufak bir atlaa bile taklp yzst yere serilen Alfred dnda. "Ben ok iyiyim. Ltfen, endielenmeyin," diye itiraz etti. Burnu yere yaptnda, ta duvarlarn diplerine iyice bakma frsat elde etmiti. Rn iaretleri. Alfred gzlerini krptrd, bakakald, dnceleri antmezara, halknn Aranus'un Geg lemi Drevlin'in ok altna yaptklar yeralt tneline gitti. Tnel boyunca uzanan rn iaretleri uygun byyle ilevsel hale getirilince, karanlk iinde yolu gsteren rehber klara dnyorlard. Arianus'taki tneller iyi durumda kalmt, onlan grecek gzleri olanlar iin rn iaretleri, kolayca grlebiliyordu. Abarrach'ta ise, desenler solmu, kir ile belirsizlemi, birka yerde tamamen silinmiti. Uzun zamandr kullanlmamlard Belki de nasl kullanlacaklar tamamen unutulmutu. "Sevgili baym, yaralandnz m?" Khya kontrol etmek iin geri geliyordu. "Ayaa kalk!" diye tslad Tomas "Neler oluyor sana?" "Ah, hibir ey. Ben iyiyim " Alfred ayaa kalkt. "Te.. teekkr ederim " 348 ATE Denui Tnel kvrld, baka tnellerle karlat, baka tnellerle kesiti, baka tnellerin iinden, zerinden, altndan geti. Her tnel, tpatp dier tnellere benziyordu. Alfred tamamen aalam, nerede olduklarn kartrmt ve bu labirentin iinde tereddtsz ilerleyen khyaya hayret etti. Khya yerdeki rehber rnleri okuyor olsayd, yolu bulmak kolay olurdu, ama o tarafa gz bile atmamt. Alfred onlar karanlkta gremiyordu ve byy ileterek dikkatleri kendi zerine ekmek istemiyordu, bu yzden krcesine ileri doru sendeledi. Tek bildii aa doru indikleriydi ve oturma odasn yerletirmek iin Ana Kralie'nin olduka tuhaf bir yer semi olduunu dnd. 349 OTUZKINCI BOLUM MEZARLAR, ABARRACH s Eimli zemin dzeldi, gaz lambalar tekrar belirdi ve karanln iinde sar sar parladlar Alfred Jera'nn nefeslerinin heyecanla, hafife sklatn duydu Jonathan'm bedeninin gerginletiini hissetti Bir gaz lambasnn altndan geerken, To-mas'n cesetler kadar solmu olduunu grd. Bu iaretlerden, Alfred hedeflerine yaklam olduklarn kestirdi. Yrei rpnmaya, elleri titremeye balad ve o rahatlatc baylma fikrini kafasndan atmak zorunda kald.< * u, ', \.

Khya onlan asasnn gsterili bir hareketi ile durdurdu. "Ltfen burada bekleyin. Geldiiniz bildirilecek" Seslenerek uzaklat, "Koruyucu1 Ana Kralie'nin ziyaretileri var" "Neredeyiz?" Alfred bir anlk yalnzlktan faydalanarak Jo-nathan'a fsldad "Mezarlarda1" diye yant verdi Jonathan, gzleri heyecan ve elenti ile parlayarak. "Ne'" Alfred aknlk iinde kalmt "Mezarlar m? Haplo ile Prens'in bulunduu.. " V "Evet, evet1" diye mrldand Jera jK "Kolay olacan sylemitik," diye ekledi Jonathan Alfred, Tomas'n hibir ey sylemediim, bir kenarda, gol350 Ate DEFIIEI gelerin iinde saklanarak, gaz lambalarnn ndan kanarak durduunu fark etmiti "Elbette bu, Ana Krale'yi ziyaret etme komedisini yerine getirmemiz lazm," diye fsldad Jera, khyadan bir iaret arayarak sabrszca dier mezarlara bakarken "Acaba nereye gitti?" "Ana Kralie. Burada." Alfred tamamen alt st olmutu. "Bir tur su mu iledi?" K-, ,,*"4 > .<'vq<.* "y't .',"x"H rf "* sV^JT ' "Ah, hayr, hayr!" Jonathan dehet iinde kalmt. "Hayattayken ok iyi bir hanmefendiydi Ama cesedi biraz zorluk kard." "Cesedi," diye tekrarlad Alfred hafife, rutubetli ta duvara yaslanarak. "Devaml ilere karyordu," dedi Jera alak sesle "Artk kraliyet ilerinde istenmediini anlayamyordu bir trl. Cesedi en uygunsuz anlarda ilere burnunu sokup duruyordu. Sonunda, cesedi buraya, sorun yaratmayaca bir yere kapatmaktan baka aresi kalmad Hkmdar'n. Ama imdi buray ziyaret etmek olduka moda. Ve bu, Hukumdar' da memnun ediyor. Baka alardan iyi olmasa da, iyi bir evlatt." "1" dedi Tomas keskin bir sesle "Khya donuyor." "Bu taraftan, zahmet olmazsa," diye seslendi adam, gr bir sesle Hrdayan cppelerin ve srklenen ayaklarn sesi dar koridorlarda ve rutubetli duvarlarda yankland Etekleri ilenmemi siyah cppe giymi bir adam saygyla kenara ekildi. Alfred hayal mi etmiti, yoksa Tomas ile bu siyah cppeli adam anlaml anlaml bakmlar myd' Alfred souk ve anlamaya balad eylerden dolay titremeye balad Bir drt yol azna geldiler, drt yne de dar koridorlar 3SI Margaret Weis & Tracy Hickmnn uzanyordu. Alfred sana doru uzanan koridora doru hzl bir bak frlatt. Korirodun her iki yannda kara glgeli hcreler uzanyordu. Sartan Prens'i ve belki Haplo'yu grebilir miyim, diye baknd. Hibir ey gremedi ve daha dikkatli bir inceleme iin zaman harcamaya da cesaret edemedi. Koruyucu'nun gzleri kendisinin zerine dikilmi gibi tekinsiz bir duyguya kaplmt. Khya sola dnd ve topluluk onu takip etti. Bir keyi dnnce, koridorlarn lo ndan sonra neredeyse gzlerini kr eden parlak bir a adm attlar. atafatl bir ekilde sslenmi olan maara, kraliyet odalarnn arasndan kaldrlp, hi bozulmadan buraya konulmu olabilirdi, etkiye zarar veren demir parmaklklar dnda. Parmaklklarn arkasnda, iyi korunmu bir ceset,

her tr lksle evrili olarak yksek srtl bir sandalyeye oturmu, bo bir ay fincanndan hava iiyordu. Ceset gm simli bir cppe giymiti, mumsu parmaklarnda altnlar ve mcevherler prldyordu. Gm sa gzel bir ekilde ekillendirilmi ve zenle baklmt. Dz, siyah bir cppe giymi gen bir kadn, yanndaki sandalyeye oturmu, geliigzel konulardan bahsediyordu. Alfred dehet iinde, gen kadnn yaayanlardan olduunu fark etti; yaayanlar llere hizmet ediyordu. "Ana Kralie'nin ahsi laram," dedi Jera. Gen kadn onlar grnce canland, yz ifadesi hevesle deiti. Sandalyesinden telala ve saygyla ayaa kalkt. Ana Kralie'nin cesedi onlara doru bakt ve buruuk eliyle grkemli bir davet hareketi yapt. "Mezarlardan dar size elik etmek iin bekleyeceim, efendim," dedi khya. "Ltfen ziyaretinizi uzun tutmamaya dikkat edin. Saygdeer Majesteleri hemen yoruluyorlar." 3S2 *'* AtE F.riIZ l ' ,} <!..:' . "Sizi grevlerinizden alkoymay dnemeyiz bile," diye itiraz etti Jera. "Ltfen sizin iin rahatszlk yaratmamza izin vermeyin. Biz yolu biliyoruz. Bata khya byle bir eyi iitmek bile istemedi, ama saygdeer hanmefendi ikna ediciydi ve saygdeer beyefendi dikkatsiz davranarak bir kese dolusu altn khyann ellerine drd. Khya yanlarndan ayrld, asasn yere vura vura koridorda uzaklat. Alfred onun uzaklamasn izledi ve khyann siyah cppeli larana bir kere ban salladn grdn dnd. Bedenindeki her lif onu ya kamas, ya baylmas, ya da belki, her ikisini de ayn anda yapmas iin uyaryordu. Gen kadn hcre kapsn amt. "Hayr, hayatm, bu gerekli olmayacak," dedi Jera yumuak bir sesle. Komplocular bir arada durdular, dinlediler ve khyann asasnn sesinin uzakta kaybolmasn beklediler. Artk iitilmez olduunda, Koruyucu onlar ard. .*',""' ''"' "Bu taraftan!" diye seslendi. Hzla hareket ettiler. Arkasna bakan Alfred, gen kadnn yzndeki ac hayal krkln grd. Gen kadnn sandalyesine kp, monoton ve cansz bir sesle, cesetle sohbetine kald yerden devam ettiini grd. Koruyucu onlar, Ana Kralie'yi barndran koridorun tam karsndaki koridora ynlendirdi. Terk ettikleri koridordan ok daha karanlkt, imdiye kadar iinde yrdkleri tm koridorlardan daha karanlk. Tomas'n yannda hzla yryen Alfred, duvarda pek ok gaz lambas grd, ama bir sebepten ou yaklmamt Ya snmlerdi... ya ela sndrlm Koridorda yalnzca bir tek gaz lambas yanyordu, ileride bir yerlerde parlyor, onlar evreleyen karanln daha ela ka.553 Margaret Weis & Tracy Hicknan ranlk grnmesine sebep oluyordu. Yaklatklarnda, Alfred n, ta bir yatak zerinde oturan bir cesedi aydnlattn grd. Gzleri dmdz ileri bakyor, kollar canszca bacaklarnn arasndan sarkyordu. [":"*>.,/,,) "Prens'in hcresi oras!" dedi Tomas, sesi gergin ve sert. "inde k olan. Arkadan, cesedin hcresinin karsndaki hcrede."

Jera hevesle ne atld. Jonathan karsnn yanndan ayrlmad. Alfred her iki ayan da ayn ynde tutma iine younlamak zorunda kald. Kendisini en arkada buldu ve aniden, daha nceden nlerinde gitmekte olan Koruyucu'nun anlalmaz bir ekilde en arkada kalm olduunu fark etti. Tomas da artk ortalarda yoktu. >,*<",v;* , Karanln iinden zrhlarn tkrdamas duyuluyordu. Alfred tehlikeyi, gzleri ile olmasa bile zihninde aka grd. Bir uyar haykr koparmak iin derin bir nefes ald ve nereye gittiine dikkat etmeyi unuttu. Bir ayann ba parma dierinin topuuna takld. ne frlad ve ta zeminin zerine iddetle dt, arpmann iddeti bedenindeki tm nefesi boaltmt. Haykr, hrdayarak boalan havadan baka bir ey deildi ve bunu, arkasndan gelen bir tangrdama takip etti. Bir ok bann stnden utu, bir an nce Alfred'in iinde bulunduu havay deldi. aresizce nefes almaya alan Alfred ileri bakt ve a kar duran Jera ile Jonathan' grd -mkemmel hedefler. "Jonathan!" diye haykrd Jera. ki siluet karmak bir ekilde bir araya geldi. Arkalarndan bir sr ok atld. Baygnlk Alfred'i ard, onu o rahatlatc yoklua davet etti. Alfred baygnlkla mcadele etti ve kesik kesik, rnleri sylemeyi baard, bilinalt, ne syledii hakknda en ufak bir 354 AE DEHZ fikri bile olmayan dudaklara szckler getirmiti. Bir arlk Alfred'in tepesine indi. Alfred sersemlemi bir ekilde, maara tavann tepelerine mi indirdiini merak etti. Ama, souk etin kokusundan ve dokunuundan, derisine dokunan souk zrhn temasndan, daha nce bir kere yapm olduu byy gene yapmay baardn anlad. ly ldrmt. "Jera!" Jonathan'n sesi panik doluydu ve inanmazlkla bir la dnt. "Jera!" Askerin cesedi Alfred'in bacaklarnn stne dmt. Sar-tan kendisini cesedin altndan ekti. Hayalet evresinde yzyor, karanln iinde kaybolmadan nce yaayan eklini, terk etmi olduu bedenin eklini alyordu. Alfred belli belirsiz admlarn farkna vard -yaayan adm seslerikoridorda koarak hzla uzaklayordu. Koruyucu, asker cesedinin yannda diz km, emredercesine konuuyor, ayaa kalkmasn sylyordu. Alfred'in, ne yapmas, nereye gitmesi gerektii konusunda hibir fikri yoktu. Ayaa kalkmay baard ve dehet dolu bir kafa karkl iinde evresine baknd. Ac dolu, perian hkrklar onu ileri, karanla doru srkledi. Jonathan yere diz dkmt. Kollarnda Jera'y tutuyordu. kisi Prens'in hcresine neredeyse ulamlard. Hcrenin zerindeki gaz lambasnn onlar aydnla bouyor, Je-ra'mn sa gsne gmlm bir oktan yansyordu. Gzleri kocasnn zerine sabitlenmiti ve tam Alfred onlara ulatnda, dudaklar, bedenindeki son nefesi alp gtren bir i ekile araland. "nme atlad," diye haykrd Jonathan sersemlemiesine. "Ok bana atlmt ve... o benim nme atlad. Jera!" Sanki derin bir uykudan uyandrmaya

alr gibi cesedi sarst. Jera'nn cansz eli yere kayd. Ba bir yana dt. Gzelim salar y355 Mnrgnret Weis & Trncy Hickmnn zn, bir kefen gibi kaplad. "Jera!" Jonathan onu gsne bastrd. Alfred l muhafz kaldnnaya alan Koruyucu'nun sesini hl iitebiliyordu. . . "Ksa sre sonra faydasz olduunu anlayacak ve baka muhafzlar aracaktr. Belki de Tomas, o hain de bunun iin gitmitir." Alfred kendi kendine konuuyordu, kendi kendine konutuunu biliyordu, ama aksi elinde deildi. "Buradan gitmek zorundayz, ama nereye gideceiz? Ve Haplo nerede?" 4 Telaffuz ettii isme yant verir gibi, Jonathan'n haykrlarnn ve Koruyucu'nun arklarnn arasndan yumuak bir inleme geldi. Alfred telala evresine baknd, hcre kapsnn yannda, yerde yatmakta olan Haplo'yu grd. Dnlmeden, hzla sylenen rnler ve ellerin zarif bir hareketiyle, hcrenin demir parmaklklar dzenli bir sra halinde yerde yatan pas tepelerine dnt. Alfred Haplo'nun boynuna dokundu. Nabzn bulamad, yaamnn ifadesi iyice duyulmaz olmutu ve Alfred ok ge kaldndan korktu. ekingen, titrek elini uzatt ve adamn ban a doru evirdi. Gzkapaklarnn titretiini grd. Patryn'in atlak, kurumu dudaklarnn yaknna tuttuu elinin derisinde, lk bir nefesin hafif kmltsn hissedebiliyordu. Hayattayd, ama hi iyi deildi. "Haplo!" Alfred yakna eildi ve telala fsldad. "Haplo! Beni duyabiliyor musun?" Endieyle izlediinde, adamn bann zayf bir hareketle sallandn grd. Alfred'i bir rahatlama dalgas kaplad. "Haplo! Sana ne oldu? Hasta msn? Yaral msn? Syle bana! Ben" -Alfred elerin bir nefes ald, ama verdii karar hakknda pek az tereddd vard aslnda- "seni iyi-letirebilirim-" 351. Ate DERIZI "Hayr!" Kabuk balam dudaklar zar zor hareket edebiliyordu, ama Haplo szc ekillendirmeyi baard, szc telaffuz edecek kadar nefes almay baard. "Hayatm., bir Sartan'a... borlu olmayacam." Konumay brakt, gzlerini kapatt. Bir spazm vcudunu kast ve zdrap iinde haykrd. Alfred bunu ngrememiti, bununla nasl baa kabileceini dnemiyordu. "Hayatm bana borlu olmazsn! Ben sana borluyum!" Samalyord, ama bu artlar altnda dnebildii tek ev buydu. "Beni ejderden kurtardn. Arianus'ta..." Haplo dilerinin arasndan bir nefes ald. Gzlerini at, uzand ve Alfred'in cppesini yakalad. "Kes sesini ve... elinle. Benim iin... bir ey yapabilirsin... Sartan. Sz ver! Yemin et!" "Ben -yemin ederim." dedi Alfred, syleyecek baka bir ey bulamayarak. Patryn lme ok yaklamt. Haplo durmak ve zayflamakta olan gcn toplamak zorunda kald. imi dilini garip, siyah bir madde ile kaplanm dudaklarnn zerinde gezdirdi. "Beni... diriltmelerine izin verme. Bedenimi... yak. Yok et. Anladn m?" Gzler ald, dikkatle Alfred'e bakt. "Anladn m?" Alfred yava yava ban sallad. "lmene izin veremem." "Lanet olsun sana!" Haplo'nun nefesi kesildi, zayf elinin kavray geviyordu.

Alfred havaya rnler izdi, arksna balad. imdi tek sorusu, kalbinde tek bir korku vard: bys bir Patyn zerinde ie yarayacak myd? Arkasnda, kendi szlerinin bir yanks gibi, yumuak bir sesle sylenmi cmleyi duydu. "lmene izin vermeyeceim!" Ve sylenen rnleri iitti. ine younlaan Alfred, duyduklarna dikkat etmedi. "Lanet olsun sana!" diye kfretti Haplo. 357 OTUZNC BLM MEZARLAR, ABARRACH Alfred Arianus'ta, Haplo ile ilk karlamasndan sonra, Patrynleri, eski dmanlarn aratrmak iin epey aba gstermiti. lk Sartanlar titiz kayt tutuculard ve Alfred Drevlin'in altndaki antmezarn kayt mahzenlerinde saklanan tezleri, tariheleri dikkatle incelemiti. zellikle de Patrynler ve by kavramlar ile dorudan ilgili bilgileri aramt. Patrynler dmanlarna srlarn aklamamak konusunda ok dikkatli olduklarndan, pek az ey bulmutu. Ama bir metin Alfred'in zellikle dikkatini ekmiti ve imdi aklna gelen metin de buydu. Bir Sartan tarafndan deil, bir Patryn ile ksa ve frtnal bir ak ilikisine girmi kadn bir elf bycs tarafndan yazlmt. Patryn bysnn kavramn anlamak konusundaki anahtar, emberdir. ember, yalnzca bedenlerine iledikleri rnleri ve bu rnlerin nasl yaplandrldna hkmetmez. Ayn zamanda yaamlarnn her alanna uzanr -zihin ile beden arasndaki iliki, iki kii arasndaki iliki, topluluk ile iliki emberin krlmas, bedene verilen bir zarar ile de olsa, ilikilerin bozulmas yolu ile de, ne pahasna olursa 358 -; AtE Denizi olsun kanlmas gereken bir durumdur Patrynler ile iliki kurmu olan, onlarn sert, zalim ve diktatrce kiiliklerini tanyan Sartanlar ve dierleri, onlarn kendi trlerine (Ve yalnz kendi trlerine!) kar duydukla-' n gl sadakat karsnda her zaman aknlk iinde kalmlardr. Fakat ember kavramm anlayanlar iin bu sadakat artc deildir. ember, Patrynleri kendilerinden dk olarak grdkleri dierlerinden soyutlayarak, topluluklarnn gcn korur. [Burada byc ile baarsz ak ilikisi hakknda ilgisiz bilgiler vard} ^"~ Bir Patryni yere ykan ey bir hastalk da olsa, bir yaralanma da, beden ile zihin arasnda oluan emberin bozulmas olarak grlr. Patrynler arasnda uygulanan iyiletirme yntemlerinde en nemli faktr, emberin tekrar kurulmasdr. Bu hasta ya da yaral kiinin kendisi tarafndan ya da bir baka Patryn tarafndan yaplabilir. Bu kavram anlayan bir Sartan da muhtemelen ayn ilevi yerine getirebilir, ama bunun gereklemesi hayli kukuludur, nk 1: Patryn buna izin vermeyecektir ve 2: bir Sartan'n bile, en ufak bir vicdan azab duymadan, annda dnp kendisini katledecek bir dmana acma ve merhamet duyabilecei kukuludur. Mensch byc ne Patrynlerden, ne de Sananlardan fazla holanmamt Metni ilk okuduunda Alfred, kadnn tonuna biraz bozulmu, halkna hakszlk ettiini dnmt. imdi o kadar emin deildi. "< uf ' ' Acma ve merhamet . kendisine, bunlarn hibirini gstermeyecek bir dmana kar.

Szckleri nemsemeden, ylesine, zerlerinde dnmeden okumutu imdi bu sorunu d359 Margnre Wes & Tncy Krkmn necek zaman yoktu, ama cmlenin bir yerlerinde yantn var olduundan emindi. Haplo'nun varlna ait ember bozulmu, parampara olmutu. Zehir, diye tahmin etti Alfred, dudaklarndaki siyah maddeye, imi diline ve adamn korkun aclar iinde kvrandna ilikin izlere bakarak. "emberi onarmalym, o zaman adam da onarabilirim." Alfred Haplo'nun rn bezeli ellerini tuttu -Patryn'in sol eli Saian'n sa elinin iinde, Sartan'n sol eli Patryn'in sa elini tutar durumda. ember olumutu. Alfred gzlerini kapatt. Dardaki her sesi darda brakt, daha fazla muhafz geldii bilgisini, hl lmcl tehlike iinde olduklar bilgisini darda brakt. Yumuak bir sesle rnleri sylemeye balad. inde bir scaklk kabard, kan gl bir ekilde bedeninde nabz gibi att, iinde can ykseldi. Rnler can yreinden ald, bandan sol koluna, sol eline tad. Alfred cann elinden Haplo'nun eline getiini hissetti. lmekte olan adamn souk derisi, eline scak gelmeye balad. Adamn nefesinin rahatladn duydu ya da duyduunu sand. Patrynler Sartan bylerini durdurma, nleme gcne sahiptir. Bata, Alfred Haplo'nun da bunu yapacandan ok korkuyordu. Ama adam ya Alfred'in evresine rd rnleri kramayacak kadar zayf dmt, ya da yaama igds ok glyd. Haplo gittike iyileiyordu, ama, aniden, Alfred acnn penesine dt. Zehir bedenine girdi, Patryn'den Sartan'a akt, iini alevden baklarla hanerledi. Alfred'in nefesi kesildi, inledi, iki bklm olclu. Bulant midesini burkuyor, iini paralyor gibi geliyordu. En ufak bir i'icdan azab duymadan donup onu kallcde31,0 AtE DEnizi cck bir dman Alfred dehet verici bir kukuya kapld. Haplo onu ldryordu! Patryn yaayp yaamadna aldrmyor, lrken, bu frsat, bir dman da yannda gtrmek iin kullanyordu. phe bir anda kayboldu. Gittike snan ve glenen Hap-lo'nun elleri Sartan'm ellerini daha sk yakalad ve Alfred'e geri vermesi gereken yaam ve gc verdi. kisi arasnda ember tam olarak olumu, tamamlanmt. V^UM > > Ve Alfred, onu boan bir znt ile, Haplo'nun onu asla affetmeyeceini anlad. "Durun! Hayr! Ne yapyorsunuz?" Birisi panik iinde baryordu. Alfred irkilerek kendine geldi ve evresinin, iinde bulunduklar tehlikenin farknda vard. Haplo dorulup oturdu. Hl solgun ve titremekte olmasna ramen, baklar netti ve gzleri, byk bir dmanlkla Alfred zerine dikilmiti. Haplo emberi krd ve ellerini Alfred'in ellerinden ekti. "Sen... sen iyi misin?" diye sordu Alfred, Haplo'ya endieyle bakarak.

"Beni rahat brak!" diye hrlad Haplo. Ayaa kalkmaya alt, yerine kt. ' Alfred yardm etmek iini elini uzatt. Haplo eli kabaca itti. K "Beni rahat brak, dedim!" n- "< Dilerini skarak ta yataa yasland ve kendisini ekti. Tam ayaa kalkmaya alyordu ki, Alfred'in omzunun zerinden hcrenin dna bakt. Patryn'in gzleri ksld, bedeni gerginleti. Panik dolu haykrlarn farkna varan Alfred, telala arkasna dnd. Koruyucu baryordu, ama Alfred'e deil, Dik'e baryordu. .V, l Margnret Weis & Trncy Hickman "Sen delisin! Bunu yapamazsn! Tm yasalara aykr! Brak unu, seni aptal!" Jonathan rnleri sylyor, l karsnn bedeni zerinde byy oluturuyordu. ^ w i "Ne yaptn bilmiyorsun!" * '"*">./i'j'. <1'^ Koruyucu Jonathan'a don atld, onu cesetten uzaklatrmaya alt. Alfred Koruyucu'nun "lazar" hakknda bir ey sylediini duydu, ama tutarsz haykrlar yznden bir ey anlamad. ','<' "feV/'> ?;.'*> Jonathan, ac, mitsizlik, lgnlktan domu bir g ile ko-ruyucu'yu zerinden att. Adam bir duvara arpt, ban vurup yere ykld. Dk ona hi dikkat etmedi, uzaktan gelen, ama yaklamakta olan ayak seslerine hi dikkat etmedi. Karsnn hl lk bedenini gsne bastrd ve gzyalar yanaklarndan akarken rnleri sylemeye devam etti. "Muhafzlar geliyor," dedi Haplo, keskin, actc bir sesle. "Muhtemelen hayatm, tekrar ldrlebilmem iin kurtardn. Buradan nasl kacamz hakknda bir fikrin yoktur herhalde." '"' !" ^ V Mf^tf ',"-," ' ' ,, , Alfred istemsizce geldikleri yne bakt ve ayak seslerinin tam da o ynden geldiini fark etti. "Ben... ben..." diye kekeledi. Haplo alayla burun kvrd ve Dk'e serte bakt. "Bize yardm dokunamayacak kadar kendini kaptrm." Patryn, sersemce ayaa kalkt, neredeyse ta yatan zerine dyordu. fkeli bir bak Alfred'i uzak durmas iin uyard. Haplo dengesini salad, sendeleyerek hcreden kt ve hl almaz bir karanlkla dolu koridora doru bakt. "Buradan dar kyor mu acaba? Yoksa kmaz yol mu? Eer kmazsa, bizim de sonumuz gelecek Ya da sonsuza dek 3 f. 2 , , Att DEHIH . , " bu labirentte dolanp durabiliriz. Yine de, belki... Hey, merhaba, olum! Sen nereden ktn?" Karanlktan maddelemi gibi grnen kpek, neeli bir havlama ile sahibinin zerine atlad. Haplo eilip kpei kucaklad. Kpek kvrand, dans etti, sahibinin ayak bileklerini bir sevgi lgnl iinde diledi. Ayak sesleri yaklat, ama imdi yavalamlard. Alfred, ayrt edilemez, ama iitilebilir sesler duydu. Konumadan an-lalabildii kadaryla, mezarlara girip gizemli yabancnn bys ile karlamakta tereddt ediyorlard. Haplo kpein brn okad, sorgularcasna Alfred'e bakt. "Bana ne soracan biliyorum!" diye haykrd Alfred akn akn. Sartan telala ayaa kalkt ve Patryn'in baklarndan kanarak koridoru geip bir yn halinde yatmakta olan Koruyucu'nn yanna gitti. Baygn adamn yannda diz kt. "Ve, hayr! lleri ldrmek iin kullandm byy

hatrlayamyorum. Deniyorum, ama imknsz. Baygnlklarm gibi. Kontrol edemediim bir ey!" "O zaman ne halt etmeye zaman harcyorsun?" diye sordu Haplo fkeyle. "Buradan uzaklamamz gerek! Yolu bilseydim..." ,i '"(' >.V*f J*'U"U",y SS-J UBJW'\J f S) "fcJ'^.vl 1 "Rnler!" diye hatrlad Alfred ve k altnda parlamakta olan mezar duvarlarna bakt. Titreyen elini uzatt. "Rnler1" "Eee, yani?" "Bizi dar gtrecekler1 Ben -Bekle!" Alfred'in parmaklan duvardaki ekillere dokundu, burgularn, dmlerin, karmak desenlerin zerinde gezindi Birine dokunarak run syledi. Parmaklarnn altndaki ekil yumuak, parlak bir maviyle ldamaya balad. Dokunduu runun 31,3 Mnrgarel Weis Trncy Hickmnn yanndaki rn de byl atele alevlendi ve parlamaya balad. Ksa sre sonra, bir biri ardna, bir dizi rn karanlkta belirmi, koridor boyunca uzanyor ve gme snrnn tesinde gzden kayboluyorlard. ;- *" "Bunlar bizi dar m gtrecek?" denti /iv"'-' : i<'i "Evet," dedi Alfred gvenle. "Yani..." Tereddt etti, yukardaki katlarda grdklerini hatrlayarak kararsz kald. Omuzlan kt. "Desenler yok edilmemi ya da .zarar verilmemiler-se..." Haplo homurdand. "Eh, en azndan balang saylr." Sesler daha yksek geliyordu. "Hadi. Sanki lanet bir ordu topluyor gibiler! Sen nden git. Ben Prens'i alrm. Baltazar' tan-msam eer, Ekselanslan'n yanmzda gtrmezsek, gemiye ulamaya alrken bamz derde girebilir." Koruyucu baygnd, ama hayattayd. Alfred onu i rahatl ile brakabilirdi. Sartan, Dk'n yanna seirtti, artk hayatna hi kymet vermeyen ac dolu bir adam kamaya ikna edebilecek ne yapabileceini, ne syleyebileceini bilemeden eildi.Alfred konumaya yeltendi, durdu, dilerinin arasndan keskin bir nefes ald. Jonathan'n bys ie yaramt. Jera'nn gzleri akt, evresine bakyordu. Gzlerini, yaayanlarn scak, parlak baklaryla kocasna kaldrd. Jonathan ona doru uzand, ama o anda grnt dalgaland, zld ve Jera ona bir lnn souk, bo gzleri ile bakmaya balad. "Jonathan1" diye inledi yaayan sesi ac iinde. "Ne yaptn?" Ve, sanki mezardan -gelirmi gibi, souk bir ses inledi, "Ne yaptn?" Allred'i dehet doldurdu, dondurdu Geri ekildi, Haplo'ya Attj Dtn'iit arpt ve minnetle tutundu ona. "Sana nden gitmeni sylediimi sanyordum!" diye terslendi Patyn. Bir eli Prcns'in kolundayd, ceset uysallkla hareket ediyordu. "Gelmiyorsa Dk' brak. Bize bir faydas yok. Neler oluyor sana? Yemin ederim ..." '. > Haplo'nun baklar kayd, sesi snd gitti. enesi dt. Jonathan ayaa kalkm, karsnn kalkmasna yardm ediyordu. Ok Jera'nn gsnde duruyordu, cppesinin n kanyla lekelenmiti. Grntsne ilikin bu kadar, zihinlerinde kalmt, katyd. Ama yz...

"Bir kere, Drevlin'de, boulmu bir kadn grmtm," dedi Alfred yumuak, aknlk dolu bir sesle. "Suyun altnda yatyordu, gzleri akt, su salarn kmldatyordu. Canl grnyordu! Ama olmadn batan beri biliyordum..." Hayr, deildi. Maarada tank olduu treni, cesetlerin arkasnda ayrlm, blnm olarak duran hayaletleri hatrlad. "Jonathan?" diye haykrd ses tekrar tekrar. "Ne yaptn?" Ve o dehet verici yank, "Ne yaptn?" Jera'nn hayaleti, bedenden kurtulacak zamana sahip olmamt. Kadn iki dnya arasnda skp kalmt, llerin dnyas ile ruhun dnyas. Bir lazar olmutu.' l Lnz.ns isminden gelektcdi Basta, eski ?amanlada. szck, czzan gibi gen bil hastala y.kal.nanla. >a$,\.m olu olaak gomlenlc iin kullanl-d D.l. sonnkn. Kop.ls'ta sonra, y.s.k olagclk sanatn kll.nan Sartanla, lmden ok abuk nglan olle iin bu szc kull.n.ya baladla .11,5 OTUZDRDNC BLM v* --, MEZARLAR, 1(,,<W, s t ABARRACH Koruyucu inledi ve aylmaya balayarak kprdand. Ayak sesleri yine balamt, tartan sesler susmutu. Grne baklrsa, emir almlar ve arkalarndan geliyorlard. Prens Edmund'un canlandrlm cesedi evresine zorla uyandrlm birinin sersem baklaryla bakyordu; hayaleti Prens'in omzunun zerinde szlyor, tutarszca fsldyor, souk rzgrn esii gibi bir ses karyordu. Des'in cesedi dehet verici bir grnme sahipti. Grnts her an deiiyor, bir an kvranan bir hayalete, bir an solgun ve kanl bir cesede dnyordu. Kocas ona bakmaktan baka bir ey yapamyordu; iledii korkun suun bykl, btn duyularn krletirmiti. Alfred l gibi beyazlamt, cesetten de solgundu ve sanki her an iki bklm olup devrilebilirmi gibi grnyordu. Kpek lgnca havlyordu. "Aslnda," dedi Haplo kendi kendine ac ac, "yatp lmek daha kolay olurdu, ama bedenimi arkada brakmaya cesaret edemem. "Hadi yr!" diye emretti, Alfred'in kaburgalarm hi de nazike olmayan bir tavrla drtkleyerek. "Ben Prens'i aldm. Hadi!" 3M> ATE Denizi ' . v "Ya onlar..." Alfred'in baklar dk ile, bir zamanlar Des olan o korkun eklin zerindeydi. "Unut onlar! Buradan kmak zorundayz Askerler ve muhtemelen Hkmdar'n kendisi buraya geliyorlar." Haplo isteksiz Alfred'i koridor boyunca ittirdi. "Kleitus Dk ve des ile ilgilenir." "Beni yoklua gnderecekler!" diye haykrd lazar. "...yoklua gnderecekler..." diye geldi yank. Korku lazann bedenini ve ruhunu harekete geirdi. Haplo rktc, mavi, rnle aydnlanm koridorda arkasna bakt ve arkasndan iki kadnn komakta olduu gibi rktc bir duyguya kapld. Jera'nn ka Jonathan' da harekete gemeye zorlad. Dk karsn takip etti. Elleri ona doru uzand, ama ona dokunacak cesarete sahip deilmi gibi grnyordu. Elleri geveke yanlarna dt.

Alfred rnleri syledi. Duvardaki desenler parlak bir ekilde ldadlar ve mezarln ilerine doru yolu aydnlattlar. Iklar nadiren kesiliyordu. Duvarn bir yanndaki desenler soluyor, kararyorsa, dier duvardakiler mutlaka parlak bir ekilde ldyorlard. Rnler onlar mezarln ilerine doru, daha derinlere gtrd. Zemin keskin bir ayla yukar doru eim kazanm, ilerlemeyi zorlatrmt. Hcrelerden oluan blm ksa sre sonra sona erdi. Gaz lambas gibi modern yenilikler de yle. "Bu ksm... ok eski!" dedi Alfred, koma, taklma, sendeleme abalar sonucunda nefes nefese. "Rnler... zarar grmemi." "Ama bizi ne cehenneme gtryorlar?" diye sordu Haplo. "Bizi bir delikten aa atmayacaklar, deil mi? Ya da bo bir 3<,7 Margarel Weis & Trncy Hicknnn duvarn nnde brakmayacaklar." , W'? ' ".'" .' "Ben... sanmyorum." ' >'> '>.> "Sanmyor musun?" diye tslad Haplo. '"'' "En azndan, rnler dmanmz bize getiiTniyor," diye bir denemede bulundu Alfred. Geldikleri yola doru iaret etti. Koridor karanlk iinde kaybolmutu, rnler snmt. Haplo dikkatle dinledi. Ayak sesi ya da konuma duymuyordu. Belki de aptal Alfred sonunda bir eyi doru yapmay becerebilmiti. Belki de Hkmdar kovalamacadan vazgemiti. -. "Ya yle, ya da buraya gelmeyecek kadar akllan balarnda," diye mrldand Haplo. Hasta hissediyordu, bacaklar tutmuyordu. Her nefes al aba gerektiriyordu. Rnler gzlerinin nnde bulank bulank yzyordu. "Bir dakika... dinlenebilseydim. Dnebilseydim..." diye neride bulundu Alfred ekingenlikle. Haplo durmak istemiyordu. Kleitus'un onlarn parmaklarnn arasndan kayp gitmesine izin vereceini dnmyordu. Ama Patryn, kendi kendisine itiraf etmese de, bir adm daha atamayacan biliyordu. "Pekl." Minnetle yere kt. Kpek yanna yanap, yere kvrld ve ban Haplo'nun bacana koydu. "Onlar izle, olum," diye emir verdi Haplo ve kpein ban yavaa evirerek dar tneldeki herkesi gsterdi. Prens'in cesedi durmu, bolua bakyordu. Jera'nn bedeni ve ruhu huzursuzca koridorun bir ucundan dierine yryordu. Jonat-han tnel zeminine ylm, yzn kollarna gmmt. Kamaya baladklarndan beri tek bir szck bile sylememiti Patryn gzlerini kapatt ve bitkinlik iinde, iyiletirme sreAte DEHIZ cini tamamlamak iin yeterli gcnn olup olmadn merak etti. Ya da iyiletirmenin mmkn olup olmadn, zerinde kullanlan gl zehir dnlnce... Kpek ban kaldrd, bir kere keskin bir sesle havlad. Haplo gzlerini at. "Bir yere gitme, Ekselanslar." ,,,- ". ("'";*', "i ; , Prens'in cesedi dnd. Koridordan aa yrmeye balamt. Muhtemelen sersem bir kafa karkl, yerini kararlla brakmt. "Siz benim halkm deilsiniz. Halkma dnmeliyim." "Seni oraya gtreceiz. Ama sabrl olmak zorundasn."

Yant Edmund'un cesedini tatmin etmi gibiydi. Yerinde kprdamadan durdu. Fakat hayaleti dalgaland ve fsldad. La-zar huzursuz admlamasn brakt ve bir ses onunla konumu gibi dnd. < ., ' #. . "stediin bu mu? Ho bir deneyim olmayacak! Bana bak!" diye haykrd dehet verici ses. "...bana bak..." diye geldi yank. 'f Hayalet kararl grnyordu. * Lazar kollarn kaldrd ve kanl elleri ile Prens'in cesedi evresinde garip rnler rd. Prens'in, nceden lmn huzuru ile kapl yz acyla kasld. Hayalet yok oldu, cesedin gzlerinde yaam parlad. Dudaklar kprdad, szckler ekillendirdi, ama aralarndan yalnzca biri onu duyabildi. Lazar, Haplo'ya dnd."Ekselanslar neden ona yardm ettiini merak ediyor." Haplo lazara bakmaya, gzleriyle karlamaya alt, ama yapamad. Kann, okun, devaml deien yzn grnts dayanabileceinden fazlayd. Zayfl iin kendi kendine kfretti ve baklarn Prens'in zerinde tuttu. .ir, <" Margaret Wes & Tacy Hickman "O nasl herhangi bir eyi merak edebilir? O ld." "Bedeni ld," diye yant verdi lazar. "Ama ruhu canl. Prens'in hayaleti evresinde olup bitenlerin farknda. Konuamyor, eyleme geemiyor. inde ksl kaldmz bu yaayan l durumu bu yzden bu kadar korkun!" "...bu kadar korkun..." dedi yank. "Ama imdi," diye devam etti lazar, korkun grnts gururla buz kesmi gibi, "ben ona, elimden geldiince, konuma, iletiim kurma yetisini verdim. Ona, ruhu ile bedeni bir olarak, eyleme geme yetisini verdim." "Ama... onu iitemiyoruz," dedi Alfred zayf bir sesle. "Hayr, mhu ile bedeni aynlal ok uzun zaman olmu. Bir araya geldiler, ama grebildiiniz gibi bu birleme ac verici. Uzun srmeyecek. Benimki gibi deil. Benim ektiim ikence ebedi!" "...ebedi..." Jonathan inledi, en az karsmnki kadar byk bir acyla kvrand. Alfred kukuyla gzlerini krptrd, azn at. Hap-lo onu iddetle drtkledi ve susmas iin uyard. "Ekselanslar sorusunu yineliyor: Neden ona yardm ediyorsunuz?" "Ekselanslar," dedi Haplo, Prens'e doru yavaa, szleri zerine dnp tanarak konutu, "size yardm ederek, kendime de yardm etmi oluyorum. Gemim... gemimi hatrlyor musunuz?" Ceset ban sallad. "Gemim," diye devam etti Haplo, Ate Denizi'nin kar kysnda, Emin Liman'da demirli. Eer halknzn bana saldrmasna engel olursanz ve rhtmdan kmama izin verirseniz sizi Ate Denizi'nden geireceim." 370 AtES Denizi Ceset kprdamadan durdu, yalnzca l gzler bir yantla prldad. ' '!'!il **""' '>''' x" ' ''> - *>* "'<''' 'n,;, Lazar dinledi ve sonra, hafif bir alayla konutu, "Ekselanstan anlyor ve bu plana rza gsteriyor."

Des ile sarslm kocasn burada brakma planm buraya kadarm, dedi Haplo. Kadn -ya da her neye dntyse-olaanst faydal olabilir. Eildi ve Alfred'in cppesini yakalad. "Bir ey anlayabildin mi? Bu rnlerin bizi nereye gtrdn biliyor musun?" "ey... sanrm." Alfred sesini alaltt, baklar Jera'ya kayd. "Onun -llerle iletiim kurabildiini fark ettin mi?" "Evet, fark ettim! Ve eer onu ele geirebilirse, Kleitus da fark edecek." Haplo kollarm ovuturdu. Derisi kanncalanyor, yanyordu. "Bundan holanmadm. Birisi geliyor. Birisi bizi takip ediyor. Ve gelen her kim ya da her ne ise, ben savaacak durumda deilim. Bizi kurtarmak sana kald, Sartan." "Ve imdi anlyorum," diyordu lazar yumuak bir sesle, ya Prens'le ya da varlnn dier yans ile konuarak. "Ac szlerini duyuyorum. Izdrabm, aresizliini, hayal krkln paylayorum!" Lazar ellerini kavuturdu ve sesini ykseltti. "Onlarn dinlemesini salamay o kadar istiyorsun ve onlar iitemiyor! Bu ac yreimdeki okun verdii acdan da fazla!" Okun sapn tutarak yerinden kurtard ve frlatt. "O ac abucak sona erdi Bu ac sonsuza dek srecek! Asla bitmeyecek! Ah, Jonathan, lmeme izin vermeliydin1" "...lmeme izin vermeliydin..." dedi yank ve yasl sesi tnelin sessizlii iinde snd. "Ne hissettiini anlayabiliyorum," dedi Haplo serte. "Ba371 Mnrgnret \X'es & Tracy Hicknnn i dikkatini ver, Sartan! Gzyalar iin daha sonra bol bol zamann olacak... eer anslysak. Rnler, lanet olsun!" Alired baklarn Jera'dan kopard. "Evet, rnler." Yutkundu. "Rnler bizi belirli bir yne gtryor, tek bir yola sadk kalyor. Eer lark ettiysen, bu tnel pek ok baka tnele ayrld ve rnler bizi onlardan herhangi birine gtrmedi. Rnle-ri sylediimde, dar kmak istediim fikri zihnimdeydi ve sanrm rnler bizi gitmek istediim yere gtryor. Ama..." Alfred tereddt etti, rahatsz grnd. " ;, rv , "Ama?" "Ama bu k pekl da sarayn n ksmna alyor olabilir," diye bitirdi Alfred mutsuzca. ,'"!*, Haplo iini ekti, top gibi kvrlp hasta yatma dncesiyle savat. "Devam etmekten baka seeneimiz yok." Derisinde rnler gl bir ekilde yanyordu. Yavaa, acyla ayaa kalkt ve kpee slk ald. "Haplo." Alfred ayaa kalkt ve ekingen elini Patryn'in omzuna koydu. "Ne hissettiini anlayabiliyorum, elerken neyi kastettin? lmene izin vermeliydim mi demek istiyorsun?" Haplo adamn dokunuundan kand. "Eer hayatm kurtardn iin teekkr bekliyorsan, Sartan, alamayacaksn. Beni geri getirmekle halkm, kendi halkn ve o kadar nemsiyor gibi grndn btn o aptal menelileri tehlikeye atm olabilirsin! Evet, lmeme izin vermeliydin, Sartan1 lmeme izin vermeli, sonra senden istediimi yapp bedenimi yok etmeliydin!" Alfred kafas karm, korkmu bir ekilde bakakald. "Tehlikeye mi attm... anlamyorum." Haplo rn bezeli kolunu kaldrd, Altred'n yzne doru tuttu ve derisindeki desenlere iaret etti. "Sence Kletus beni 372

ldrmek iin neden bir mzrak ya da ok deil, zehir kulland? Neden zehir? Deriye zarar 'erecek bir silah yerine?" Alfred bembeyaz kesildi. "Kutsal arlan!" ' -- Haplo ksaca gld. "Evet! Kutsal Sartan, deil mi! Ne kadar da kutsal bir topluluksunuz! Hadi artk. Bizi buradan kar." Alfred koridorda yrmeye balad. Duvardaki desenler o yaklanca yumuak bir maviyle ldamaya balad. Prens'in cesedi lazar bekledi, elini, gsndeki kocaman delie la-men, krallara yakr bir vakar ile uzatt. ,,v, Lazar, l Prens'ten kocasna evirdi baklarn. Jonathan'n ba eikti, elleri uzun salarn yakalam, ac bir pimank iinde yoluyordu. "<"' -, --' :>,M "/,"", l >: #' Lazar onu merhametsiz baklarla szd, yz lmn maskesi ile donmu, przszd. eride ksl kalm hayaleti lazara bir yaam veriyordu, l gzlerden ani, korkun bir ktcllk ile bakan bir yaam. "Bize bunu yapanlar yaayanlar," diye tslad. ,,, H, o >'K( "...yaayanlar..." diye fsldad yank. Dk kasp kavrulmu yzn kaldrd, gzleri ald. Lazar ona doru bir adm att. Korkuyla sinen Dk, bir zamanlar kars olan yaratktan uzaklat. Lazar onu sessizlik iinde szd. Varlnn iki yars kayd, ayrld, ruhu aresizce ve bo yere kendini bedenin hapsinden kurtarmaya alyordu. Tek bir sz sylemeden dnen lazar, l Prens'e katld:. Aya biraz nce yere frlatt oku pervaszca ezdi. j ;; 1' * ;;,,. -" H'k s Jonathan, lgn baklarla, cppesinin altndan bir nesne ald. Kimlerin solmakta olan sklann altnda elik pldad. "Kpek1"' diye bard Haplo "Durdur onu!" Margnret Weis & Trncy Hickman Kpek atlayp, diledi, Jonathan aknlk ve ac iinde haykrd. Elindeki haner tnel zemininde tkrdad. Dk hanere doa atld, ama kpek daha hzlyd. Hanerin zerinde durarak dilerini kard ve hrlad. Jonathan geri ekildi, kanamakta olan bileiyle ilgilendi. Haplo elini Dk'n koluna koydu ve onu tnelde, Alfred'in arkasndan yrtt. Bir slk kpei yanna getirdi. "Beni neden durdurdun!" diye sordu Jonathan cansz bir sesle. Ayaklarn sryordu. Bakmadan yryordu. "lmek is-tiyoam!" r "i i ;Uj. ? Haplo homurdand. "Zaten tek ihtiyacm olan yeni bir cesetti! Hadi, yr!" 374 >, Vx\ OTUZBENC BLM MEZARLAR, ABARRACH Mezarlklarn tnelleri lml bir eimle alalmaya devam ediyordu. Przsz yolu aydnlatan rnler dorudan bu dnyann derinliklerine dalyor gibiydi. Alfred'in stlendii her tr grev konusunda pheleri olan Patryn bile tnelin, eski olmasna ramen, kum, geni ve iyi durumda olduunu kabul etmek zorunda kald. nemli miktarda trafii kaldrmak iin yaplm olduunu karsamakta hakl olduunu umuyordu. Neden? diye dnd, ok sayda kiiyi belirli bir yere gtrmeyi hedeflemiyorsa. Ve oras da, byk ihtimalle, dars olmaz myd?

Mantkl geliyordu. Yine de, diye hatrlatt kendi kendine hznle, Sartanlar sz konusu olduunda emin olmak imknszd. Ama, yol onlar her nereye gtryorduysa, takip etmek zorundaydlar Geri dnmek mmkn deildi. Haplo dinlemek iin sk sk duruyordu ve imdi ayak sesleri, zrh takrdamalar, bir klcn ya da mzran nlamasn iittiinden emindi. Sorumluluu altnda olanlara bir gz att. ller yaayanlardan daha iyi durumda grnyordu. Lazar ile Prens'in cesedi tnel boyunca sakn, kararl admlarla yryorlard. Arka375 Mnrgnret Weis & Trnry Hickman larnda, Jonathan amaszca sendeliyor, evresine pek az ilgi gsteriyor, baklarn hayret dolu bir dehetle, karsnn ikence grm eklinden ayramyordu. Haplo da pek rahat hareket ediyor saylmazd. Zehir hl iindeydi. Yalnzca iyiletirici bir uyku onu tamamen iyiletire-bilirdi. Derisinin zerindeki rnler hastalkl bir ekilde parlyordu. Bys, bir admdan sonra yeni bir adm atabilmek iin mcadele ediyordu. Biraz daha zorlu bir eyle karlasalar, derisindeki desenler titreip tamamen lebilirdi. Kpek sessizce, tetikte, Dk'n ayann dibinde yryordu. Patyn dar tnelde ilerledi, yaayanlar ve lleri geti ve Alfred'e yetiti. Sartan rnleri alak, yumuak bir sesle sylyor, desenlerin alev alarak yaama dnmesini, yollarn aydnlatmasn izliyordu. jfurtM'K^ ' j>;rV'Takip ediliyoruz," diye bildirdi Haplo alak sesle. Sartan rnlere younlamt, Haplo'nun yaknda olduunun farknda bile deildi. Alfred yerinde sraynca, takld. Neredeyse decekti. Przsz, kum bir duvara tutunarak kendini kurtard ve endieyle arkasna bakt. Haplo ban sallad. "Yaknda olduklarn sanmyorum, ama emin de deilim. Bu lanet tneller sesleri arptyor. Ne tarata gittiimizden emin olamazlar. Tahminim, her yol aznda durup aratryorlar, izimizi kaybetmemek iin her ayrlan tnele izciler gnderiyorlar." Duvarda ldayan mn iaretlerine iaret etti. "Bu rnler tekrar alev alp onlara yolu gstermez, deil mi?" "Belki." Alfred dnerek durdu. Mutsuz grnyordu, "ler Hkmdar doru byleri biliyorsa..." Haplo yrmeyi brakt ve akc bir ekilde kfretmeye balad. "O lanet ok1" .17 r, ATE DEMIZ ( "Ne oku?" Alfred, elik ularn yanndan uup gitmesini bekleyerek duvara doru ekildi. "Saygdeer hanmefendinin bedeninden kard ok!" Haplo geldikleri yn gsterdi. "Onu bulduklarnda, doru yol zerinde olduklarn bilecekler!" <'ii,r>' "> ' ",''-> Ne yaptn fark etmeden o yne doru bir adm att. "Geri dnmeyi dnyor olamazsn!" diye haykrd Alfred panik iinde. "Doru yolu bir daha asla bulamazsn!" Benim dndm de bu deil mi? diye merak etti Haplo sessizce, kendi kendine, sinir ular bu dnceyle gdklanarak. Oku almay bahane olarak kullanrm, geldiimiz yoldan dnerim. Askerler ilerlemeye devam eder. Tek yapmam gereken, onlar gidene kadar gizlenmek, ondan sonra kendi yoluma gider, bu Sananlar hakettikleri kaderle babaa brakrm.

Cazipti, ok cazip. Ama bu, dman blgede demirlenmi olan gemisine geri dnme sorununu akta brakyordu. Haplo, Alfred'in yannda yrmeye devam etti. "Geri dnmenin bir yolunu bulurdum," dedi ac ac. "Senin asl kastettiin, senin asla geri dn yolunu bulamayacan -lm Kaps'na giden yolu. Hayatm kurtarmann sebebi de buydu, deil mi, Sartan?" "Elbette," diye yant verdi Alfred hznle, yumuak bir sesle. "Baka ne olabilir ki?" "Evet. Baka ne olabilir ki?" Alfred rn syleme iine iyice dalm gibiydi. Haplo szleri duyamyordu, ama Sartan'n dudaklarnn kprdadn, rn-lerin alev almaya devam ettiini grebiliyordu. Zeminin eimi dikkate deer bir ekilde azalmt. Artk dz gidiyordu, bu da bir yerlere vardklar anlamna geliyor olabilirdi. Patryn bunun Mnrgnret Weis Trncy Hickman iyi mi, yoksa kt m olduunu bilemiyordu. *'* "Kehanet yznden olamaz, deil mi?" diye sordu aniden, dikkatli baklarn Alfred'in yznden ayrmadan. Sartan'n tm bedeni, sanki bir kuklacnn ipinin ucunda dans edermi gibi irkildi -ba, elleri kalkt, gzleri falta gibi ald. "Hayr!" diye itiraz etti. "Hayr, seni temin ederim! Bu... bu kehanet hakknda hibir ey bilmiyorum." Haplo adam inceledi. Alfred, gerektiinde, yalan da syleyebilirdi, ama korkun bir yalancyd, kaamak szlerini, sanki ona inanlmas iin yalvaryormu gibi zlem ve yakar dolu bir ifade ile sunard. imdi Haplo'ya bakyordu ve baklar korku, znt doluydu... "Sana inanmyorum!" "Evet, inanyorsun," diye yant verdi Alfred hafife. Haplo fke ve hayal krkl ile kprd. "O zaman sen bir aptalsn! Onlara sormalydn. Hem, kehanetten, seninle balantlym gibi bahsediliyordu." "Asla renmek istememem iin bir sebep daha!" "te bu ok mantkl!" '"" "Bir kehanet, bir ey yapmamzn kaderimiz olduu anlamna gelir. Bu da, konu zerinde hibir seeneimiz olmad demektir. Bu bizi irade zgrlnden mahrum brakr. Kehanetler genellikle kendi yazglarn yazarlar. Bu dnce bir kere zihinlerimize girince, bilinli olarak ya da bilinsizce, onu yerine getirmek iin hareket ederiz. Tek aklama bu olabilir... elbette daha yksek bir gce inanmyorsan." "Daha yksek bir g!" diye alay etti Haplo. "Nerede? Meneliler mi? Bu 'kehanete' inanmay planlamyorum. Bu Sar-tanlar inanyor ve beni ilgilendiren de bu. Dediin gibi" -Haplo gz krpt- "bu kehanet de kendi yazgsn yazabilir." 378 Ate DEnizi ^ "Sen de ne olduunu bilmiyorsun, deil mi?" diye tahminde bulundu Alfred. "Hayr, ama renmeye kararlym. Ama endielenme. Sana sylemeyi planlamyorum. Sylesene, baym..." Jonathan'a dnd. "Haplo!" Alfred nefesini tuttu ve Patryn'in kolunu yakalad. "Beni durdurmaya alma!" Haplo elinden kurtuldu. "Seni uyaryorum..." ' "Rnler! Rnlere bak!" _,' A, -!*1 ."',.P, , \

Alfred titreyen parmayla duvara iaret etti. Haplo Sartan'a dik dik bakt. Onun Dk ile konumasn engellemek iin bir oyun zannetmiti. Ama Alfred gerekten altst olmu gibiydi. Patryn isteksizce ve ihtiyatla baklann kaydrd. / Birer birer alev alan desenler, zindan terk ettiklerinden beri duvarn dibi boyunca, ayn ekilde uzanmlard. Ama bu noktada, duvarn dibindeki yerlerinden uzaklamlar, yukar kayarak parlak mavi ktan bir kemer oluturmulard. Haplo parlaklk karsnda gzlerini kst ve ileriyi grmeye alt. Karanlktan baka hibir ey gremiyordu. "Bu bir kap. Bir kapya geldik," dedi Alfred endieyle. "Bunu grebiliyorum! nereye alyor?" "Ben -bilmiyorum. Rnler sylemiyor. Ama... daha ileri gitmesek iyi olur bence." "Peki ne yapmamz nerirsin? Hkmdar'a sayglarmz sunmak iin burada m bekleyelim?" Alfred dudaklarn yalad. Kelleen kafasnda boncuk boncuk terler olumutu. "Ha... hayr. Yalnzca... yani ben olsam..." Haplo dmdz kemere doru yrd. Yaklanca rnler renk deitirdiler ve maviden, alev alev bir krmzya dnt379 Mngnret Weis & Ti ney Heknnn ler. Rnler kzard, alev ald. Haplo eli ile yzn kapayarak ilerlemeye alt. Ate kkredi, atrdad, duman gzlerini krletirdi. Ar snm hava cierlerini dalad. Kollarndaki rnler yant olarak mavi mavi parlad, ama rnlerin gc Hap-lo'yu, etini yakan alevlerden koruyamyordu. Haplo nefes almaya alarak geri ekildi. Kemerden gemeye kalkarsa kzaracakt. V, \' Patryn dik dik Alfred'e bakt, mantkszca onu suluyor gibiydi. Haplo geri ekilince desenlerin alevleri kzl-sar bir ltya dnt. "Bunlar koruyucu rnler. eri giremezsin," dedi Alfred, fal-ta gibi ack gzleri rn n yanstarak. "Hibirimiz giremeyiz! urada baka bir koridor var.'' inde durduklar tnele dik a oluturan bir baka tneli gsterdi. Alev alev yanan kemeri terk ettiler. Rnler arkalarnda soldu. Dier koridora girdiler. Alfred ark sylemeye balad,, mavi rnler duvarn dibi boyunca ldad ve yolu gsterdi. -Ama yaklak krk adm sonra, koridorun tekrar saa dndr | gn ve onlar geldikleri yne gtrdn kefettiler. Haplo . nlerinde bir baka kemerin alevlendiini grnce armad. ,| , "Ah, eyvah," diye mrldand Alfred endie ile. "Ama bu ay-j ns olamaz!" "Deil," dedi Haplo sert bir sesle. "Bak, koridor evresinde dolamaya devam ediyor..." "Ve tahminimce, bizi bir baka kemere gtrecek. Gidif bakabilirsin istersen, ama..." "ller geliyor." Lazar aniden, souk dudaklar tuhaf, kutucu bir glmseme ile kvrlarak konumutu. "Onlar iit biliyorum." "...iitebiliyorum..." diye mrldand hayalet. 3N o HU DENZ

"Ben de duyuyorum," dedi Haplo, "souk eliin ngrts." Alfred'e bakt. Sartan duvarn dibine ekilmiti. Yz ifadesine baklrsa, kvrlp kayann iinde kaybolmay ok isterdi. "Koruyucu rnler, dedin. Bu kapy 'koruyaca' anlamna gelir, asla girilemeyecei deil." Alfred rnlere aresiz bir bak frlatt. "Bu rnlere rastlayan kimse girmeyi istemez." >*t.V,..'X /j , <r;-rHaplo ac, sinirli bir yorum yapmaktan alkoydu kendisini ve Jonathan'a dnd. "eride ne olduu konusunda herhangi bir fikrin var m?" Dk cam gibi gzlerini kaldrd, evresine ilgisizce bakt. Nerede olduu konusunda en ufak bir fikri yoktu ve aldrmyordu da. Haplo yumuak bir sesle kfretti ve yine Alfred'e dnd. "Rnleri krabilir misin?" Sartan'n yznden aa ter damlalar akt. Yutkundu. "Evet." Sesi titrekti, ancak iitilebiliyordu. "Ama anlamyorsun. Bu rnler, kullanlabilecek en gl rnlerden. O kapnn tesinde korkun bir ey var! Amayacam!" Haplo Alfred'e dikkatle bakt, Sartan' eyleme gemeye zorlamak iin ne yapabileceini dnd. Alfred solgundu, ama kararlyd. km omuzlar diklemi, gzler Haplo'nun gzlerine byk, beklenmedik bir kararllkla dikilmiti. "yle olsun," diye mrldand Haplo ve dnerek kemere doru yrmeye balad. Desenler kpkrmz alev ald, yzndeki ve kollarndaki scakl hissedebiliyordu. Dilerini skarak, ilerlemeye devam etti. Kpek lgnca havlamaya balad. "Bekle!" diye emir verdi Haplo kpee ve yrmeye devam etti. "Dur!" diye haykrd Alfred, kpek kadar lgn bir sesle. "Ne yapyorsun? Byn seni koruyama/!" 381 Margaret Wes & Tracy Hckman Scaklk inanlmazd. Nefes almak zorlamt. Kap alev alev, bir ate emberi gibi yanyordu. "Haklsn, Sartan," dedi Haplo ksrerek ve durmadan ilerleyerek. "Ama... abuk biter. Ve" -ileri bakt- "daha sonra bedenim kimsenin iine yaramaz" "Hayr! Yapma! Ben... ben aarm!" diye haykrd Alfred, rpererek. Duvardan uzaklat ve ayaklarn sryerek ilerledi. Haplo durdu, bir kenara ekildi ve sessiz, tatmin olmu bir glmseme ile izlemeye balad. "Seni zayf yaratk," dedi hor-gryle, Alfred yava yava yryerek yanndan geerken. 382 OTUZALTINCI BOLUM LANETLLER ODASI, ABARRACH Kemerin nnde, fazla ksa cppesi ve biimsiz gvdesiy-le duran Alfred, arbal bir dansa balad. '-^ ".*>r *"'''''" "''* Kendi kendilerine taklp on adm atamayan ayaklar, sra-d bir zarafet ve incelik ile karmak admlar atmaya baladlar. Yz ciddi ve arbalyd, tamamen mzie kaptrmt kendini. Dansna, ciddi ve arbal bir arkyla elik ediyordu. Elleri havada rnler ryor, ayaklar ayn desenleri yerde tekrarlyordu. Haplo iindeki, yoldan km bir noktann bu gzellik karsnda duygulandn, transa getiini kefedene kadar izledi. "Bu ne kadar srecek?" diye sordu sert ve ahenksiz bir sesle, arkya mdahale ederek.

Alfred ona dikkat etmedi, ama Haplo konutuktan ksa sre sonra ark ve dans sona erdi. Koruyucu rnlerin kzl prldad, soldu, tekrar alevlendi ve ld Alfred silkindi, sanki suyun derinliklerinden karm gibi derin bir nefes ald. Rnlerin lmekte olan klarna bakt ve iini ekti. "Artk ieri girebiliriz," dedi, alnndaki teri silerek. Kemerin altndan herhangi bir olay yaamadan getiler, ama Haplo an, boucu bir isteksizlikle mcadele etmek zo383 Mnrgnret Weis & Trncy Hkran runda kald ve derisinde ho olmayan bir karncalanma hissetti. Eer labirentte olsaydm, bu uyanlara kulak asardm. Yannda yryen kpekle, kemerin altndan geen son kii Hap-lo oldu. Rnler hemen tekrar yand ve krmz parltlar tneli aydnlatt. "Bu bizi takip edenleri durdurmal, en azndan yavalatma-l. Sananlarn ou eski byy unutmu olabilir, ama ben Kleitus'a bu konuda gvenmezdim..." Haplo kalarn atarak durdu. Kzl kzl parlayan desenler kemerin her iki yannda parlyordu. "Bu ne demek, arlan?" "Rnler farkl," dedi Alfred yumuak, korku dolu bir sesle. "Dardaki rnler, gelenleri darda tutmak iin konulmu. Bunlar" -dnd ve karanla doa bakt -"bireyleri ieride tutmak iin." Haplo ihtiyatla tnel duvarna yasland. Patrynler hayal gleri ve yaratclklar ile bilinmezler, ama Haplo'nun, bu dnyann derinliklerinde saklanmakta olan muhtelif korkun canavarlara ilikin hayaller yaratmas iin bu iki zellikten de fazlaca olmas gerekmiyordu. Ve fkeli bir ev kedisi ile savaacak kadar bile gcm kalmad. zerinde baklar hissetti ve hzla ban kaldrd. Lazar onu izliyordu. l yzdeki gzler sabit, ifadesizdi. Ama hayaletin gzleri zaman zaman olu gzlere yerleiyor, sezgi sahibi bir glge gibi dar bakyordu. Baklar sertti. Ilafil bir glmseme lazarn mavi-gri dudaklarna dokundu. "Neden abalyorsun ki? Seni hibir ey kurtarama/.. Sonunda, bi/.imle geleceksin." Korku Haplo'nun iini burktu, suya evirdi, midesini kast; AtE Denizi bu, bir erkee sahip olmad bir gc, kararll, dayankll veren, adrenalinle pompalanm sava korkusu deildi. Bu korku, bir ocuun karanla kar duyduu korkuydu, bilinmeyen korkusu, anlamad ve bu yzden de kontrol edemedii bir eyin, eli kolu balayan korkusuydu. Tehlikeyi sezen kpek, tylerini kabartarak hrlad ve sahibi ile lazarn arasna girdi. Cesedin ktcl gzleri aa indi ve o korkun by bozuldu. Alfred koridorda ilerlemiti, kendi kendine rnler sylyordu. Duvardaki rnler bir kez daha onlara yol gsteriyordu. Prens Edmund'un cesedi uzun admlarla nlerinde yryordu. Hayaleti bedeninden ayrlm, cesedin arkasnda, yrtk prtk bir ipek earp gibi dalgalanyordu. Sarslm ve sinirleri bozulmu Haplo, kendine gelmeye alarak, rnlerin hemen hemen snene kadar duvara yaslanp kald. Loluun iinde konuan bir ses, bedenindeki her sinirin yerinden sramasna ve seirmesine sebep oldu.

"Sence ller bizden o kadar m nefret ediyorlar?" Ac iindeki Jonathan'n sesiydi bu. Haplo dikkat etmiyordu, Dk'n yaknda olduunun farknda deildi. Bu tr bir dikkatsizlik, Labirent'te Patryn'in hayatna mal olurdu! Kendi kendine, tnele, zehire ve Alfred'e kfreden Haplo, Jonathan'a da epey bir kfr sallad. Dk'n dirseini yakalayarak, onu kabaca koridora doru itti. Tnel geni ve havadard, tavan ve duvarlar kuruydu. Kaln bir toz tabakas bozulmam bir ekilde ta zeminde yatyordu. Ne ayak, ne pene izleri, ne de ylanlarn ya da ejderlerin brakt kvrlan izler vard. Rnleri silmek iin hibir teebbste bulunulmamt, rehber rnler nlerinde her ne varsa, oraya doru parlak bir ekilde yol gsteriyorlard. 385 Margnrel Wes Tracy Hckrun Haplo dinledi ve koklad, havay hissetti ve tatt. Derisindeki ainleri dikkatle izledi, bedeninin her lifi onu tehlikeye kar uyarmak zere tetikteydi. ,-*,,, y,',"<, w> > Hibir ey. ^ " .,., Bu kadar sama gelmeseydi, aslnda huzur hissettiine yemin edebilirdi. Gergin kaslar rahatlam, laka olmu sinirleri sakinlemiti. Duygu aklanamazd, mantkszd ve sinirlerini daha da bozmaktan baka bir ie yaramad, j^ r>u,''yW ileride tehlike hissetti, ama arkadan kovalayanlar da aka hissedebiliyordu. Tnel onlar dosdoru ileri gtryordu, dnmyor, kvrlmyor, baka tnellere dallanmyordu. Pek ok kemerin altndan getiler, ama hibiri ilkinde olduu gibi koruyucu riinler-le bezenmemiti. Sonra, herhangi bir uyarda bulunmakszn, mavi rehber rnler, sanki bo bir duvara gelmiler gibi bitiverdi. Ve, diye kefetti Haplo, Alfred'e yetierek, olan da tam olarak bu. ", - : . tK^K ,, ,cs ,&"; j[_ ,ty Siyah tatan bir duvar, kaskat ve yol vermez, nlerinde ykseliyordu. Przsz yzeyinde soluk iaretler vard. Rnler, Sartan rnleri, diye gzlemledi Haplo, mavi rnle-rin yanstt k altnda dikkatle inceleyerek. Ama, alk olmayan gzlere gre bile, bu rnlerde yanl olan bir ey vard. "Ne tuhaf" diye mrldand Alfred, duvara bakarken. "Ne?" diye sordu Haplo, diken stnde. "Kpek, izle," diye emir verdi. Elinin bir hareketi hayvan geldikleri tarafa gidip nbet beklemeye gnderdi. "Tuhaf olan ne? kmaz yol mu bu?" "Ah, hayr. Burada bir kap var..." 38'. ATE "Aabilir misin?" ' '< "Tabii, evet. Aslnda bir ocuk bile aabilir." v ' ' ''' "O zaman aacak bir ocuk bulalm!" diye kprd Haplo sabrszlkla. - - < Alfred duvara akademik bir ilgi ile bakt. "Rn yaps karmak deil, kendi evindeki yatak odasna koyduun kilit gibi, ama..." "Ama ne?" Haplo, Sartan'n sska boyununu skmamak iin kendi kendisiyle mcadele etti. "Gevezelik etmeyi brak!"

"Burada iki dizi rn var." Alfred parman kaldrd ve duvar boyunca gezdirdi. "Kukusuz bunu grebiliyorsun, deil mi?" , s Evet, Haplo grebiliyordu ve ilk yaklatnda fark ettii eyi fark etti. "ki dizi rn." Alfred kendi kendine konuuyordu. "Birinin daha sonra eklendii ak... ok daha sonra, tahminen... ilkinin stne yazlm." Yksek, kubbeli aln krt; ince, gri kalar dnceli dnceli bir araya geldi. Kpek bir kere, yksek sesle, uyarrcasna havlad. "Lanet kapy aabilir misin?" diye tekrarlad Haplo, dileri ve yumruklar sklm, kendine hkim olmak iin elinden geleni yaparak. "K*.i <> rftyp ,M"1 M 51"^ "j r/j" Alfred dalgn dalgn bam sallad. "O zaman a," dedi Haplo sessizce, barmamaya alarak. Alfred dnp onunla yzleti, Sartan'n yz mutsuzdu. "Yapmal mym, emin deilim." ^, fa r'K." > '&'* > , "Emin deil misin?" Haplo inanamayarak bakakald. "Neden? O kapda kt bireyler mi yazyor' Baka koruma rn-leri mi?" "Hayr," diye itirat etti Alfred, endieyle yutkunarak. "KUt387 Margarer Weis & Tracy Hickman sama rnleri. Buras kutsal. Hissetmiyor musun?" "Hayr!" diye yalan syledi Haplo, kprerek. "Tek hissettiim Kleitus'un ensemdeki nefesi! Lanet kapy a!" "Kutsal... kutsanm. Haklsn," diye fsldad Jonathan huu iinde. Yz biraz renk kazanmt, evresine hayret iinde bakt. "Acaba buras neresi? Burada olduunu neden kimse bilmiyordu?" "Rnler eski, neredeyse Koparl'a kadar gidiyor. Koruyucu rnler herkesi uzak tutmu olmal ve yzyllar iinde, burada olduu unutulmu, sanrm." O koruyucu rnler, kapnn arkasnda her ne varsa, daha teye gitmesin diye konulmutu. Haplo bu naho fikri kafasndan att. - Kpek yine havlad. Dnerek sahibine kotu ve nefes nefese, bedeni gergin, ayaklarnn dibinde durdu. "Kleitus geliyor. Kapy a," dedi Haplo yine. "Ya da burada kal ve l." Alfred korkuyla arkasna bakt, sonra yine korkuyla ileriye evirdi baklarn. ini ekerek, ellerini duvarn zerinde gezdirdi, rn desenleri izdi ve alak sesle tekrar etti. Ta parmaklarnn altnda zlmeye balad ve gzn grebileceinden daha byk bir hzla, mavi rehber rnlerin hatlarn izdii bir aklk belirdi. "Geri ekil!" diye emretti Haplo. Duvara yasland, ilerideki karanla bakt ve salyal eneler, yrtc diler, belki de daha kts ile karlamak iin hazrland. Biraz daha fazla tozdan baka hibir ey yoktu. Kpek koklad ve haprd. Haplo doruldu, kapdan ieri karanla doru atld. Bir eyin zerine atlayacan ummutu sanki, grebilecei ve sa388 ATE DEZI yaabilecei bir eyin. Ayaklan yerde bir eye takld. Onu nazike itti. Nesne ta-krdayarak uzaklat. "Ia ihtiyacm var!" diye terslendi Haplo, Alfred ile Jonat-han'a bakarak. kisi birbirlerine yanam, kapnn yannda duruyorlard.

Alfred uzun bedenini kemerin altndan geebilmek iin eerek, ne seirtti. Elleri dalgaland, Haplo'nun dilerini kamatran bir ark syledi. Yumuak, beyaz bir k yksek, kubbeli bir tavandan sarkan, rn bezeli bir kreden yaylmaya balad. Krenin altnda, saf, beyaz bir ahaptan oyulmu, dikdrtgen bir masa duruyordu -bu dnyadan olmayan bir masa. Muhtemelen iinden getiklerine benzer yedi baka tnele alan ve hepsi ayn yerde -bu odada- birleen yedi mhrl kap vard. Ve tnellerin hepsi, kukusuz, ayn lmcl koruyucu rnlerle iaretlenmiti. >A .,y v;,. .n;!.> .*H,/ Bir zamanlar masann evresinde dizili olmas gereken sandalyeler devrilmi, yere salmt. Ve btn bu ykntnn ortasnda... "Merhametli Sartan!" dedi Alfred. Nefesi kesilmi, ellerini kavuturmutu. *$ Haplo baklarn yere indirdi. Ayann yerinden ettii ey, bir kafatasyd. 389 l tv* OTUZYEDNC BLM i ^ LANETLLER ODASI, ABARRACH Kafatas onu itekledii yerde, kuru kemiklerden bir ynn zerinde duruyordu. Oday baka kemikler ve baka kafatas-lar -saylamayacak kadar oktular- dolduruyordu. Zemin kemiklerle kaplyd. Bu mhrl odada iyi korunmu, yzyllar boyunca rahatsz edilmemi ller, ldkleri yerde kalmlard. Kol ve bacaklar rktc ekillerde bklmt. "Nasl lmler' Ne ldrm onlar?" Alfred oraya buraya baknd, sanki katilin her an ortaya kmasn bekler gibiydi. "Rahatlayabilirsin," dedi Haplo. "Onlar hibir ey ldrmemi. Birbirlerini ldrmler. Ve bazlar silahl bile deilmi. u ikisine bak." Kemikli bir el bir klcn kabzasn tutuyordu. Parlak metal kuru, scak havada paslanmamt. entikli ucu, omuzlarndan ayrlm bir kafann yannda yatyordu. "Bir silah, iki beden." "Ama o zaman, katilleri kim ldrm'" diye sordu Alfred "yi soru," diye itiraf etti Haplo. Diz kerek bedenleri daha yakndan inceledi. skelet eller bir hanerin sapn yakalamt Hanerin ucu salam bir ekilde iskeletin kendi bedenine saplanmt. 390 AF DFHIZ ' "yle grnyor ki, katiller kendilerini ldrmler," dedi Haplo. Alfred dehet iinde gen ekildi. Haplo hzla evresine baknd ve birden fazla kiinin kendi elleriyle lm setiine ilikin izler grd. > " >_ * "Toplu katliam." Ayaa kalkt. "Toplu intihar." Alfred dehet iinde donakalmt. "Bu imknsz! Biz Sar-tanlar yaama sayg duyarz! Biz asla..." "Asla lanclk yapmadnz gibi mi?" diye szn kesti Haplo ters ters. " ' * " '"" ' "

Alfred gzlerini kapatt, omuzlan kt, yzn ellerinin arasna gmd. Jonathan dikkatle kenara ekildi ve sersem sersem odaya baknd Prens Edmund'un cesedi aldrszca bir duvarn dibinde duruyor, hibir eye ilgi gstermiyordu. Bunlar onun halk deildi. Lazar iskelet artklar arasnda kayd, l-yaar gzleri hzla dolanyordu. Haplo kendi gzlerinden birini Jera'dan ayrmyordu. Bir duvara yaslanarak km olan Alfred'e doru yrd. "Kendine gel, Sartan. O kapy kapatabilir misin?" Alfred zdrap dolu yzn kaldrd. "Ne?" "Kapy dedim! Kapy kapatabilir misin?" "Kleitus'u durdumaz Koruyucu rnleri ap geldi." "Onu yavalatr. Ne halt oluyor sana?" "Kapatmam istediinden emin misin? Burada... kapal kalmak ister miyiz'" Haplo odadaki alt dier kapy sabrszca iaret etti. "Ah, tamam, pekl, anlyorum," diye mrldand Alfred. "Sanrm sorun olmaz.. " "Ne sanmak istiyorsan san Ama u lanet kapy kapat!" Haplo dondu ve klar inceledi "imdi, bunlarn nereye git391 Margaret Weis & Tracy Hicknan tiini anlamann bir yolv olmal. aretlenmi olmallar..." Bir srtnme sesi szn kesti; kap kapanmaya balamt. Nihayet, saol, demek zereydi Haplo alayla, ki Alfred'in yz dikkatini ekti. " ' '""" """"" "Ben yapmadm!" diye itiraz etti Sartan, aklk boyunca engel tammazcasna kayan ta kapya falta gibi ak gzlerle bakarken. Aniden, mantksz bir biimde, Haplo burada ksl kalmak istemediine karar verdi. ne srad ve bedenini duvar ile ka-P1 arama koydu. , . , . j, VM;I V,JV^t, ,.^^;j ,4i; . ;" Ar kap zerine dayand. Haplo tm gcyle ittirdi. Alfred lgnca kapy yakalad, parmaklar ta trmalad. ,,, >)>lt . "By kullan!" diye emretti Haplo. " Alfred, mitsizce bir rn bard. Kap kapanmaya devam etti. Kpek lgnca havlyordu. Haplo kendi bysn kullanarak kapy durdurmaya alt, elleri bedenini neredeyse dmdz edecek kapnn zerinde rnler izdi. 1 "e yaramyor!" diye haykrd Alfred, kapy durdurma abasna son vererek. "Hibir ey ie yaramayacak. By ok Haplo kabul etmek zorundayd. Kap ile duvar arasnda ezilmek zereyken, yan tarafa atlp kendini kurtard. Kap, havaya toz paracklar saan, iskeletlerin kemiklerini takrdatan, monoton bir gmlemeyle kapand. Kap kapand ite. stediim de buydu. Neden yle panie kapldm, diye sordu Haplo fkeyle, kendi kendine. Bu yer yznden, bu yerin hissettirdikleri yznden. Bu Sananlar birbirlerini ldrmeye gtren neydi? Ve neden koruyucu rn392 ler ieri girmeyi ve dar kmay engelliyor?... Yumuak, mavi-beyaz bir k oday aydnlatmaya balad. Haplo hzla baklarn kaldrd ve odann duvarlarnn st ksm boyunca uzanan rnlerin belirdiini grd. f.|,j; - Alfred derin bir nefes ald.

"Bu nedir? Ne diyorlar?" Haplo gelebilecek bireylere hazrland. "Buras... kutsal!" dedi Alfred huu iinde, parlaklklar gittike artan, hepsini a boan rnlere bakarak.. "Sanrm anlamaya balyorum. 'Buraya iddet getiren... ayn iddetin kendisini bulduunu grr!' Syledikleri bu ite." Haplo rahatlayarak i ekti. Mhrl bir odada kapal kalm, boularak, ldrarak len, sonlarn hzla getirmek isteyen kiilere ilikin grntler doldurmaya balamt kafasn. "Bu her eyi aklyor. Bu Sartanlar kendi aralarnda sava-yorlarm, by durdurmak iin tepki gstermi, ite bu." Alfred'i kaplardan birine doru itti. Nereye gittii nemli deildi. Haplo yalnzca buradan kmak istiyordu. Sartan' neredeyse kapya frlatt. "A unu!" "Ama bu oda neden kutsal? Kimin adna kutsanm? Ve, eer kutsalsa, neden bu kadar gl bir ekilde korunmas lazm?" Alfred kapdaki rnleri inceleyeceine, belirsizce evresine bakmyordu. '<**>>":. Haplo ellerini gerdi ve sonra yumruklarm skt. "Senin cesedin iin kutsanm olacak, Sartan, eer o kapy amazsan!" Alfred ldrtc bir yavalkla almaya koyuldu, elleri tan yzeyini yokluyordu. Dikkatle bakt, alak sesle rnler mrldand. Haplo yannda durmu, Sartan'n dikkatinin dalmamasna dikkat ediyordu. "Bu kamamz iin mkemmel bir frsat. Kleitus buraya ka393 Margaret Weis & Tracy Hicknan dar gelmeyi basarsa bile, ne tarafa gittiimizi bilemeyecek..." "Burada hi hayalet yok," dedi lazann sesi. "...hi hayalet yok..." diye fsldad yank. Haplo evresine baknd ve lazann bir cesetten dierine gitmekte olduunu grd. Prens'in cesedi kapnn yanndan ayrlm, odann ortasndaki masann bana gitmiti. Hayal mi ediyorum, diye merak etti Haplo, yoksa Prens'in hayaleti biim mi kazanyor? Patryn gzlerini krptrd, elleriyle ovuturdu. Bu lanet k yzndendi! Hibir ey gerekte grnmesi gerektii gibi grnmyordu. :' ** -1 "V ">>,. - " "> - " "zgnm," dedi Alfred zayfa. "Almyor." "Ne demek, almyor?" diye sordu Haplo. "Bu tnlerle ilgili bir ey olmal," dedi Sartan, belirsizce tavana iaret ederek. "Onlarn bys etkinken, baka hibir by ie yaramyor. Elbette! Sebep bu," diye devam etti memnun olmu bir sesle, sanki karmak bir matematik problemini zm gibi. "Burada ne yapyorlardysa, o esnada rahatsz edilmek istemiyorlard." "! A"t"^i-' T * - "Ama rahatsz edilmiler!" diye iaret etti Haplo, kafatasla-rndan birini tekmeleyerek. "Elbette ldrp birbirlerine saldrmadlarsa." Ki bu da olduka muhtemel grnyordu. Buradan kmam lazm! Haplo nefes alamyordu. Odada garip bir g geniliyor, havay dar doru sktryordu. Iklar ok parlakt, gzlerini actyordu. Kr olmadan nce, boulmadan nce buradan kmam gerek! Yap yap bir ter avularn slatm, bedenini buz gibi yapmt. Buradan kmam lazm! Haplo Alfred'i bir kenara itti ve kendini mhrl kapya fr-

394 AE Denizi <( latt. Tan zerinde rnler izmeye balad, Patryn rnleri. lgna dnmt, elleri yle titriyordu ki, ocukluundan beri bildii ve kulland desenleri zar zor ekillendirebiliyordu. Desenler kpkrmz yand, sonra soldu ve snd. Bir hata yapmt. Aptalca bir hata. Kfrederek dilerini skt ve tekrar balad. Alfred'in kendisini durdurmaya altn belli belirsiz fark ediyordu. Bir sivrisinei uzaklatrr gibi uzaklatrd onu. Mavi beyaz k glenmi, parlaklam, gne gibi yakyordu Haplo'yu. a- > M** - > A; , " <"." *"',**' "Durdur onu!" dedi lazarn tiz sesi. "Bizi terk ediyor!" "... terk ediyor..." dedi yank. Haplo glmeye balad. Hibir yere gitmiyordu, farkndayd. Kahkahasnda isterik bir ton vard. Duydu, ama aldrmad. leceiz. Hepimiz leceiz... w-"^"rr ?-,-<./, /,c, , "Prens!" Alfred'in sesi ve kpein uyaran havlamas ayn anda geldi, sanki Sartan kpein sesine sz kazandrm gibi, birbirinden ayrt edilemezdi. Bedeni ve zilini hastalk ve yorgunlukla duyarszlam, yalnzca panik olarak adlandrlabilecek bir ruh hali iinde, Haplo gruplarndan bir kiinin k yolunu kefetmi olduunu grd. ; Prens'in cesedi masann zerine ylmt, onu hayatta tutan o korkun by yok olmutu. Edmund'un hayaleti, zindan olan kabuktan uzaklayordu. Ruhun duruu, hayatta iken olduu gibi dik ve asildi. Yz dalgn bir hayretle ycelmiti. Cesedin kollar mermerin zerinde gevek vaziyette uzanm, yatyordu. Hayaletin kollar uzand. ne bir adm att ve sanki hayalet olan masaym gibi, kat tahta masann iinden geti. Sonra bir adm, bir adm daha. Hayalet bedenini geride brakyordu. 395 Margaret Weis & Trncy Hicknan "Durdurun onu!" Lazarn devaml kayan, yaayan ve l hatlar birletiren yz, Haplo ile yzleti. "O olmadan gemini asla geri alamazsn! imdi bile, halk zerine koyduun rn-leri krmaya alyor. Baltazar, Ate Denizi'ni ap Necropo-lis'e saldrmay planlyor." %. pK^t,,.?,*.!^ "Btn bunlar nasl bilebiliyorsun?" diye bard Haplo. Bardn duydu, ama kendini durduramyordu. Kontroln kaybediyordu. "ller bana sesleniyor!" diye yant verdi lazar. "Dnyann her yerinden, onlar iitiyoam. Prens'i durdur, yoksa senin sesin de onlara katlr!" "...sesin de onlara katlr..." diye tslad yank. Bunlarn hibiri artk anlam ifade etmiyordu. Hepsi lgnca bir ryayd. Haplo Alfred'e sular bir bak frlatt. *f"v "Byy ben yapmadm! Bu... bu sefer deil!" diye itiraz etti Alfred, ellerini ovuturarak. "Ama dedii doru. Gidiyor!" Prens'in hayaleti, kollarm uzatm bir ekilde, masann iinde kayyor, merkeze yaklayordu. Ruh izleyenlerin gznde gittike daha net bir hale geliyordu. Cansz ceset yere kaymaya balad. Nereye gidiyordu? Onu uzaklatran neydi? Onu ne geri getirebilirdi? "Ekselanslar," diye seslendi Jonathan, sesi lgn bir telala atlayarak. "Halknz! Onlar terk edemezsiniz! Size ihtiyalar var!"

"Halknz!" diye ekledi lazar inandrc bir ekilde. "Halknz tehlike iinde. imdi, sizin yokluunuzda, Baltazar balarnda ve onlar savaa gtryor, kazanma umutlar olmayan bir savaa." "Bizi duyabiliyor mu?" diye sordu Haplo. Hayalet duydu. Tereddt etti, evresinde duranlara gz AtE DEPZ ' ',. gezdirdi. Yzndeki hayret ifadesi bulanmt, kuku ve znt ile bulutlanmt. "Onu geri armak ne yazk!" diye mrldand Alfred. '' '''' Haplo alayc bir yorum yapabilirdi, ama enerjisi kalmamt. Ayn eyi dnmekte olduu iin kendi kendine sinirlenmiti. "Halknza dnn." Lazar hayaleti cesede geri aryordu, bir annenin ocuunu, bir uurumun kysndan armas gibi, onu mrldanarak geri aryordu. "Bu sizin greviniz, Ekselanslar. Sorumluluk tayorsunuz. Onlarn sorumluluunu hep siz tadnz. Size en ok ihtiya duyduklar anda terk edecek kadar bencil olamazsnz!" Hayalet soluklat, ta ki daha nceki belirsiz hayal haline gelene kadar. Ve sonra, tamamen ortadan yok oldu. Haplo gzlerini skca yumdu, o tyler rperten mavi n bir oyunu olduunu dnyordu. Gzlerini krptrarak, bakalarnn da fark edip fark etmediim anlamak iin evresine baknd. '"' "-'-'"" is^ ' "> "> " ' <1"" ' >""< >w Alfred beyaz, ahap masaya bo bo bakyordu. Jonathan tekrar canlanan cesede, ayaa kalkmas iin yardm ediyordu. Gpegndz sokakta yryen bir adamn glgesinin olmadn kimse fark etmez miydi? -t'.1, ''-t "' "Halkm," dedi ceset. "Halkma dnmeliyim." Szler aynyd, ama tonlamas farklyd. Fark ok ufakt, tiz-liinde bir deiiklik, tonlamasnda bir fark. Dnmeden tekrarlamyordu szleri, onlar hissediyordu. Ve Haplo, Ed-mund'un cesedinin artk bir nesne deil, bir insan olduunu fark etti. Grmeyen gzler artk gryordu. Lazara dikilmilerdi ve bu gzler kukuyla doluydu. Haplo o zaman, Ed-mund'un hayaletinin nereye gittiini anlad. Bir kez daha ce397 Mnrgnret Weis & Tracy Hickmnn setle birlemiti. Lazara baktnda, onun da ayn tuhaf olguyu gnn olduunu ve bundan holanmadn anlad. Haplo neden olduunu bilmiyordu, aldrmyordu da. Bu odada tuhaf eyler olmutu ve olmaya da devam ediyordu. Durduka, buradan daha da az holanyordu ve batan da fazla holanmamt zaten. O lanet mavi klar sndrmenin bir yolu olmalyd. "Masa," dedi Alfred aniden. "Anahtar, masa." Yerde dalm yatan bedenlerin zerinden dikkatle aarak masaya yaklat. Haplo, adm adm takip ederek, arkasndan gitti. "Bir de una bak! Masann evresindeki bedenler, sanki onu savunurken lm gibi, da bakyor." "Ve silahl olmayanlar da onlar," diye ekledi Haplo. "Kutsal rnler; masay savunmak uana lenler. Bunlar mensch olsalard, masann bir sunak olduunu sylerdim." Gzleri Alf-red'in gzleriyle birleti, ikisinin baklarnda

da ayn soru vard. vvnUrf &m <*l< y-i '' ' |jb f<, Sartanlar kendilerini tanr gibi grrlerdi. Acaba neye tapnyor olabilirlerdi? Haplo ve Alfred masaya iyice yaklamlard imdi. Jonat-han kalarn atm, dikkatle inceliyordu. Elini uzatt. "Dokunma!" diye haykrd Alfred. Dk elini geri ekti. "Ne? Neden?" "zerinde runler var. Okuyamyor musun?" "Pek okuyamyorum." Jonathan kzard. "Rnler eski." "ok eski," diye onaylad Alfred ciddiyetle. "Byleri iletiimle ilgili olmal." "letiim mi'" Haplo hayal krklna uram, tiksinmiti. "O kadar m?" 398 AE DEHIZI Alfred yavaa, dolak ileyi amaya balad. "Bu masa ok eski. Bu dnyadan gelmemi. Onu eski dnyadan, koparlm dnyadan almlar Bu dnyaya beraberlerinde getirmi, burada, ina ettikleri ilk rn yapsnn altnda kurmular. Ama neymi acaba? Eski Sananlarn yapmaya teebbs edecekleri ilk ey ne olabilirdi?" "letiim kurmak!" dedi Haplo, masay daha byk bir ilgiyle inceleyerek. "letiim kurmak. Bu dnyadakilerle deil, bunu byleri aracl ile yapabilirlerdi. Dier dnyalarla iletiim kurmaya alyor olmallard." "Ama baarsz oldular." " "'' "Acaba?" Alfred masay inceledi. Parmaklarn at, avcunu aa evirdi, elini rn oymal ahabn zerinde, havada gezdirdi. "Varsayalm ki, dier dnyalarla iletiim kurmaya alrlarken, baka bir... eyle, baka birisiyle iletiim kurdular." Karmzdaki g eski ve kuvvetli. Mcadele edilemiyor, teskin edilemiyor. Gzyalar onu etkilemiyor, ne de elimizdeki silahlarmz da. Varln itiraf etmek iin ok ge kaldk. nnde eiliyor ve veda ediyoruz... \ <->S<|s,h ) ';'-> Haplo szleri hatrlad, ama u anda, nerede duyduunu hatrlayamyordu. Bir baka dnya. Arianus mu? Pryan m? Bu szleri syleyen Sartan'n grnts Haplo'nun gzlerinin nne geldi, ama Haplo, buraya gelmeden nce, Alfred dnda hibir Sartanla konumamt. Mantkl gelmiyordu. "Buradan nasl cehennem olup gideceimizi sylyor mu?" diye sordu Haplo. Alfred, Patryn'n sesindeki keskinlii duyunca, ciddileti. 399 Mnrgaret Wes Trncy Hckman "imizden birisi iletiimi denemeli." *jl "Peki tam olarak kiminle iletiim kuracaksn?" |. ,>' * > "Bilmiyorum." r",L,. "Pekl. u durum bitsin de Hayr, bekle, Sartan. Ben de bu iin iindeyim," dedi Haplo serte. "Sen neyi iitiyorsan, ben de iiteceim." "Ya sen, Jonathan'" Alfred Dk'e dnd. "Sen bu dnyann temsilcisisin." "Evet. Belki eye... nasl yardmc olabileceimi renirim." Jonathan'n baklar karsna gitti, szckler dudaklarnda ld. "Evet," dedi yine, alak bir sesle. "Ben kapy korurum," diye neride bulundu lazar, mhrl kapnn yanna gidip durarak.

"Bu aslnda pek gerekli deil." Alfred l kadna dorudan bakmay g buluyordu. Denedi, ama baklar kayyor, ondan uzaklayordu. "Kimse kutsal odaya giremez." "Son seferinde girdiler," dedi lazar. \., , "...girdiler..." diye fsldad hayaleti. V. .""k"..<">ru -J "Evet, girdiler!" Alfred kum dudaklarn yalad, yutkundu. "Bunun hakknda endielenecek zamanmz yok," dedi Haplo ksaca. "Ne yapyoruz?" "Ee... ellerinizi... ee, masann zerine koyun. Ellerin konaca yerdeki oyuklar grebilirsiniz. Bu ekilde, avu aa, baparmaklar birbirine dokunacak ekilde, parmaklar ak. Haplo, derindeki Kinlerden hibirinin masaya dokunmamasna dikkat et Zihninizi boaltn..." "Bir Sartan gibi dneyim, ha? Bunu becerebilirim." Haplo denilenleri yapt. Dikkatle, ellerini masaya yerletirdi Kaslar, bir sarsnt, bir ac, herhangi bir ey bekleyerek istemsiz olarak seirdi Ellerinin altnda kat, serin, gven verici duran 400 AtEj tnz ahaba dokundu. ' ' "Sizi uyaryorum, ne olacan bilmiyoam," diye tekrarlad Alfred ve endieyle ellerini masaya koydu. Karlarndaki Jonathan da ayn eyi yapt. Alfred rnleri sylemeye balad. Bir anlk tereddtten sonra Dk de ona katld ve eskilerin dilini beceriksizce, emin ola-mayarak tekrarlamaya balad. Haplo kprdamadan oturdu, sesini karmad. Kpek sahibinin yannda, yere kvrld. Ksa sre sonra, adam Alfred'in arks dnda hibir ey duymaz oldular. Ve ksa sre sonra, onu da duyamaz oldular. , ', t , '' Lazar kapnn yannda durmu, sessizlik iinde izliyordu. Alfred'in ne doru yldn, Haplo'nun bann masaya yaslandn, Jonathan'n yanan serin, beyaz ahaba dayadn grd. Kpek gzlerini uykulu uykulu krptrd, sonra kapatt. "V, <" ,',*'W Lazar buz gibi sesini ykseltti. "Bana gelin. arm izleyin. Hibir koruyucu rnden korkmayn. Onlar yaayanlar iindir. llerin zerinde gleri yoktur. Bana gelin. Bu odaya gelin. Uzun zaman nce, kendi ykmlarn ieri aldklar gibi, sizi de ieri alacaklardr. Bunu bize yapanlar, yaayanlar." ".. .yaayanlar..." dedi yank. "Artk yaayanlar olmadnda," diye devam etti lazar, "ller zgr kalacak." "...zgr kalacak..." -. 'eF! "J-v^ >tf ti *,?<'/ 401 < .'!j ; , n l" "'l' 't1 , " OTU2SEKZNC BLM LANETLLER ODASI, ABARRACH ...Alfred'i bir pimanlk ve znt duygusu doldurdu, ne kadar ac olsa da, bu kardelie katlmadan nce hissettii duygusuzluktan iyiydi -ok daha iyiydibu znt ve mutsuzluk. nceden botu, bir kabuktu, iinde hibir ey olmayan bir kabuk. ller -larclk ile uramaya balam olanlarn o dehet verici yaratmlar -bile ondan daha fazla hayat doluydu. Alfred derin

bir i ekti ve ban kaldrd. Masann evresinde oturanlara gz gezdirince, bu kutsal odada toplanm olan erkek ve kadnlarn yzlerinin de ayn duygularla yumuam olduunu grd Pimanlk ve hzn keskindi. Kendi kendilerine, kendi hatalar sonucunda trajedi getirenlerin duygusudur pimanlk ve Alfred, bu lgnla bir son verilmezse halknn tamamnn ac bir pimanla boulaca zaman ngrebiliyordu. Yine iini ekti Birka dakika nce, kukularnn ve korkularnn kaynayan magma denizi zerine bir merhem srl-mesine, nee ve huzura boulduunu hatrlyordu. Ama bu dnyada o sarho edici coku fazla sremezdi. Dnp soranlarla ve tehlikelerle yzlemek zondayd Hzn ve pimanlkla yzlemek zorundayd. 402 ""!" AfE Denizi - Bir el uzand, Alfred'in elini tuttu. Alfred'in yal, przl derisine, zayf kavrayna karlk, elin kavray skyd, derisi przsz, knkszd. "Umut, kardeim," dedi gen adam sessizce. "Umutlu olmalyz." Alfred dnp yannda oturan adama bakt. Gen yz yakkl, gl ve kararlyd -demirci ocann ateinde dvlm iyi elik gibi. Parlak yzeyini hibir kuku yaralamamt, ucu keskin, kesiciydi. Gen adam Alfred'e tandk geliyordu. Sanki ismini hatrlayacak gibiydi, ama bir trl hatrlayamyordu. "Deniyorum," diye yant verdi Alfred, aniden gzlerini dolduran yalar tutmaya alarak. "Belki de uzun yaamm sresince bu kadar ok ey grdm iindir Daha nce de umut ettim, ama her seferinde kurudu ve ld, tpk bizim sorumluluumuza braklan meneliler gibi. Halkmz dosdoru ktle doru atlyor -kendisini aadaki yoklua atmaya kararl delilerin, uurumun kenarna doru atlmas gibi. Onlar nasl durdurabiliriz? Saymz o kadar az ..." "nlerinde duracaz," dedi gen adam. "Onlara gerekleri aklayacaz..." >frt,. ;/t;\ r^V'A Ve onlarla beraber uurumdan aa srkleneceiz, diye dnd Alfred. Szlerini kendine saklad; gen adamn, o parlak ryada yaamasna izin verdi. "Nasl," dedi bunun yerine, hznle, "nasl oldu da hibir ey yolunda gitmemeye balad?" Gen adamn bir yant vard, genlerin her zaman yantlar vardr. "Tarihimiz boyunca hep, kontrol edemediimiz bir dnyann glerinden korktuk. Bizi sevmeyen, engin bir evrenin iinde yapayalnzdk. Bu yzden eski gnlerde, yldrm aktnda ve gk grlediinde, bizi kurtarmas iin tanrlara 403 Margaret Wes & Tracy Hcknan yakardk. "Daha yakn gemite, evren ve onun yasalarn anlamaya baladk. Teknoloji ve bilim aracl ile, evreni kontrol edebilmek iin yntemler gelitirdik. Ne yazk ki, tpk golemi yaratan haham gibi, biz de kendi yaratmmz kontrol edemediimizi fark ettik. Bu yzden, evreni kontrol edebilmek yerine, neredeyse onu yok ettiimiz bir noktaya geldik. ,.,, "Katliamdan sonra, inanabileceimiz bir ey kalmamt; tm tannlar bizi terk etmiti. Bu yzden, biz de kendi iimizdeki glere dndk. Ve byy

bulduk. Zaman iinde by bize, binlerce yllk abamz sonucvmda elde edemediimiz bir g getirdi. Artk tanrlara ihtiyacmz yoktu. Bizler tanrydk." "Evet, inandmz buydu," diye onaylad Alfred, dncelere dalarak. "Ve tanr olmak ar bir sorumluluk, ar bir ykt -ya da kendi kendimize yle dedik: bizden daha zayf olanlara hkmetmek ve yaamlarn kontrol etmek, onlan kendi yollarn seme hakknda yoksun klmak, onlar bizim iyi olduuna inandmz yolda yrmeye zorlamak..." "Ve bundan nasl da holandk!" dedi gen adam. Alfred iini ekti. "Nasl da holandk. Nasl da hl holanyor, peinde kouyoruz! te bu yzden zor olacak, ok zor..." "Kardelerim." Masann banda oturmu bir kadn araya girdi. "Geliyorlar." Kimse tek bir sz bile sylemedi, yalnzca gzler iletiim kurdu. Balar dnd, her birey bir dierini arad, birbirlerinden g ve gven aldlar, birbirlerine g ve gven verdiler. Alfred gen adamn gzlerini kararllk ve vahi bir cokunun doldurduunu grd. "Brakn gelsinler!" dedi aniden. "Biz bulduumuz altn is404 AtE DEFIZ .t ' lifleyen cimriler deiliz! Brakn gelsinler ve memnunlukla paylaalm1" Masann evresinde oturan dier genler, gen adamn me-alesindeki atele alevlendiler. lhamla yanarak, onay szleri haykrdlar. Yallar hogryle, zntyle glmsediler. Pek ou, ac bilgilerinin, talihsiz bilgeliklerinin parlak alevleri sndrmesini istemeyerek gzkapaklarn indirdi. Hem, diye dnd Alfred, belki de biz hakszzdr. Belki de genler hakldr. Zaten, eer ileri tamayacaksak, neden bize akland ki... Mhrl odann tesinde sesler iitilebiliyordu, pek ok kii geldiini gsteren sesler. Dzen ve disiplin iinde yryen admlarn sesleri deildi bunlar. Disiplinsizliin, kaos ve isyann, apulcularn karmak sesleri, ayak srmeleri, tepinmeleriydi. Masann evresinde oturan Sartanlar yine baktlar, bu sefer kuku ile sorgulayarak. Biz amazsak kimse bu odaya giremez. Sonsuza kadar mhrl kalabiliriz, bilgimiz ile guarlanarak, onu yalnzca kendimize saklayarak. "Kardeimiz hakl," dedi, aralarndaki en yal Sartan. Bedeni bir kuunki kadar zarif, bir kuunki kadar krlgan, saygdeer bir kadn, ylmaz ruhu ve gl bys ile onlar bu muhteem kefe gtrmt. "Evet, biz cimriler gibiydik. Zenginliimizi iltenin altna saklyor, gndzleri yoksulluk iinde yayorduk Geceleri altnmz dar karyor, kskan gzlerle seyrediyor, sonra sakladmz yere geri koyuyorduk Tpk altn ile hibir iyi eylemde bulunmayan cimri gibi, biz de iten ie bzlp leceiz. Zenginliimizi paylamak bizim yalnzca sorumluluumuz deil, bizim mutluluumuz da Koruma rnlerni kaldrn." 405 Mnrgaret Weis & Tracy Hickmnn Yaplacak doru ey bu, biliyorum, diye dnd Alfred, ban eerek. Ama ben gl deilim. Korkuyorum. Bir el Alfred'in elini kavrad, scak, gl bir el ve onu ynlendiren kiiliin gvenini paylamaya alt.

"Bizi dinleyeceklerdir," dedi gen adam yumuak bir sesle, sevinle. "Dinlemek zorundalar!" v l^v'! O parlak, gzelim mavi-beyaz k soldu, snd. Mhrl kaplarn tesindeki sesler aniden ok daha yksek, ok daha ktcl gelmeye balad. Barlarn, alaylarn, fke ve nefretin sesiydi bunlar. Alfred'in yrei sindi. Gen adamn eline sk sk tutunan eli titredi. Haklyz. Yaptmz doru, diye tekrar tekrar hatrlatt kendisine. Ama, ah, o kadar zor ki! Ta kaplar gcrdayarak ald. apulcular ieri dald. Arka-dakiler, hedeflerine ulamak iin ndekileri ittirdiler. Ama n-dekiler, masann evresinde oturanlarn sakin tavrlar, ciddi, arbal yzleri karsnda kalakalmlard. Bir apulcu etesi, korku ile beslenir. Mantk ve sakinlikle karlanca, ete, enerjisinin bir ksmnn dalp gittiini grr. fkeli hayknlar, zaman zaman arkadan birinin ne olduunu soran barlar ile kesilen mrldanmalara dnt. iddet yaratmaya kararl bir ekilde odaya doluanlar aptallatlar, aralarnda bir lider, o rahatlatc fke ateini tekrar yakacak birini aradlar. Bir adam ne adm att. Alfred'in, ani bir umut kprts ile rpnan kalbinin kanatlan krld, mitsizlie bouldu. Adam, yeni kefedilen, eskiden yasaklanm olan larclk sanat ile uraanlarn siyah cppesini giymiti, glyd, karizma-tikti ve kral olarak baa gemeye alt syleniyordu. Azn at, ama o konuamadan, ona byklerinin szn 4or, -,, ,, AE DEHIZ kesen haylaz bir ocua bakar gibi bakan yal kadn, lml bir sesle sordu, "Neden sen ve takipilerin almamz kestiniz, Kleitus?" ,,,,.,'' uv J& "nk almalarnz, sapknlann almas ve biz de buna bir son vermeye geldik," diye yamt verdi laran. "Burada yaptmz almalar konsey tarafndan balatld..." "...ve onlar da bu eylemlerinden olduka pimanlar!" diye alay etti Kleitus. Arkasnda duranlar onaylayarak bartlar. Artk Kleitus kontroln kendisinde olduunu biliyordu. Ya da belki, diye fark etti Alfred, ani bir ngr ltsyla, kontrol btn bu zaman boyunca Kleitus'tayd zaten. Atei yakan onun kvlcmyd. imdi, fkeli bir cehennem yaratmak iin kmrlere flemesi yeterli. "Konsey size dier dnyalarla iletiim kurma, iinde bulunduumuz mitsiz tehlikeyi aklama ve bize Kopanl'tan nce vaat edilen yardm iin yalvarma grevini verdi. Peki sonu ne oldu? Aylarca hibir ey yapmadnz. Sonra, aniden, gelip, yalnzca bir ocuun inanaca samalklar gevelemeye baladnz..." , "Eer bu samaysa," diye szn kesti yal kadn, sesi sulayann ykselen, tiz sesine karlk sakin ve alak, "neden bizi rahatsz ediyorsunuz? Brakn iimize devam edelim..." "nk bu, tehlikeli bir samalk!" diye bard Kleitus. Tekrar kendisine hkim olmaya alarak sessizlie gmld. Zeki bir adamd, fkeyle esip savrulmann, gerek kl oyununda olduu gibi sz dellosunda da kendisine zarar vereceini bilirdi. "nk, ne yazk ki, halkmzn arasnda bazlar, ocuklarn saf zihinlerine sahip. Ve bunun gibi dierleri

407 Mnrgnret Wes & Tracy Hcknan de." Kleitus'un baklar gen adama gitti. laran'n gzleri fke ile karard. "nlerine kardnz parlak oyuncakla tuzanza ektiiniz genler!" Gen adam hibir ey sylemedi, Alfred'in elini tutan eli kavrayn glendirdi, yakkl yz daha da yceleti. Kleitus bu gen adama neden bu denli aldr ediyor? Olu olamaz, Kleitus bu yata bir gencin babas olacak kadar yal deil. Kardei, belki, gerei renmeden nce aabeyine tapnarak bakan kardei. Bir zamanlar idolletirdii retmenin ra. Alfred'in aklna, gen adamn adn bilmedii geldi. Masann evresinde toplananlar iin isimler hibir zaman nemli olmamt. inin derinliklerindeki bir ey Alfred'e, asla reneme-yeeini syledi. Ve bunun, bir ekilde, hi nemi yoktu. * Alfred daha gl hissetti kendini. Gen adamn elinin kavrayna ayn ekilde karlk verebiliyordu. Gen adam ona bakt ve glmsedi. Ne yazk ki bu glmseme, Kleitus'un iin iin yanmakta olan ateine atlan gaz etkisi yapt. "Genlerin zihinlerini yozlatrmaktan sulanyorsunuz! te" -haner gibi parman gen adama uzatt- "bu da kantmz!" Kalabalk ne doru kabard, fkesi Ate Denizi'nin pskrmesi, yerdeki talarn atlaklarndan fkrmas gibi gmbrdedi. , Yal kadn ona saygyla yardm etmeye alan kardelerinin ellerini ittirdi ve kendi gcyle ayaa kalkt. "O zaman bizi konseyin nne karn!" diye yant verdi, alev alev dalgay bastran bir sesle. "Aleyhimize getirilen her trl sulamaya yant veririz1" "Konsey, bar korumak adna sizin atp tutmalarnza gereinden de uzun bir sredir katlanmakta olan bir avu geve408 tttt Denizi ze ihtiyardan baka bir ey deil. Konsey nderlii bana devretti!" ete tezahrat yapmaya balad. Cesaretlenen Kleitus, sulayan parman gen adamdan yal kadna evirdi. ,.s ,. ) "Sizin sapkn yalanlarnz masumlara daha fazla zarar veremeyecek!" etenin tezahrat ykseldi, daha da ktcl bir hal ald. Tekrar ne doru dalgalandlar. Hanerler, kllar prldad. "Bu kutsal odada silah kullananlar, o silahn ucunun kendi gslerine evrildiini grrler!" diye uyard yal kadn. Elini kaldrp, eteyi durduran, tantanalarn, homurdanan bir sessizlie eviren Kleitus oldu. Tehdidi, merhametinden ya da korkudan durdurmamt; kontroln sergiliyordu, bu kurt etesini, arzu ettii her an serbest brakabileceinin bilinmesini istiyordu. "Size zarar vermek istemiyoruz," dedi yumuak bir sesle. "Halkn nne kp, yalan sylediinizi onlara aklamay kabul edin. Onlara..." Klaeitus an rerek durdu. "Onlara aslnda, dier dnyalarla iletiim kurmay baardnz syleyin. Bu dnyalarn zenginliklerini kendinize saklayabileceinizi umduunuzu syleyin. Aslnda, imdi dnnce, bu gerekten ok da uzak olmayan bir ey." > "Yalanc!" diye haykrd gen adam, ayaa frlayarak. "Ne yaptmz biliyorsun! Sana syledim! Sana her eyi anlattm! Ben yalnzca seninle paylamak istemitim..." Ellerini aarak, masann evresinde toplanm

olanlara dnd. "Beni affedin. Btn bunlar bamza ben getirdim." t<t,.t , ,".,. "Er ya da ge, sonunda gelecekti," dedi yal kadn yumuak bir sesle. "Gelecekti Masadaki yerini al." znt iindeki gen adam sandalyesine kt imdi te409 Mnrgaret Weis & Tracy Hickman selli etme sras, teselli ne kadar mmknse, Alfred'deydi. Elini gen adamn koluna koydu. Kendini topla, dedi ona sessizce. Gelecek olan eye hazrlan. Er ya da ge. Ltfen, ok ge olmasn! Elimizde kalan tek ey umut. 'f> 'tSW Kleitus bir ey sylyordu: "...halkn nne kn, arlatan olduunuzu ilan edin. Uygun bir ceza belirlenecektir. imdi o masadan uzaklasn1" diye emretti, sesi ta kap kadar souk ve gcrtl. Takipilerinin pek ou, ellerinde demir balyozlar ve keskilerle ne ktlar. "Ne yapmay planlyorsun, Kleitus?" Kleitus bu sefer parman beyaz ahaba evirdi. "Yok edilecek, bakalarn da ktle sevketmesin diye!" "Geree, demek istiyorsun, yle deil mi?" dedi yal kadn sessizce. "Korktuun ey bu deil mi?" <" "Kenara ekilin. Yoksa siz de ayn kaderi paylarsnz!" Gen adam ban kaldrd, arplm gibi Kleitus'a bakakal-d. laran'n aklndaki dehet verici amac ancak imdi anlamt. Alfred gen adam iin derin bir znt duydu. Yal kadn hl ayaktayd. Masann evresinde toplanan erkek ve kadnlar, tek bir beden gibi onunla beraber durmak iin ayaa kalktlar. "Zamannz ve muhtemelen canlarnz boa harcyorsunuz, Kleitus. Seslerimizi susturabilirsin, ama bizi bakalar takip edecektir. Masa yok edilmeyecek!" "Onu savunmay m planlyorsunuz?" Kleitus yine alayc alayc gld "Bedenlerimiz ile deil Dualarmz ile. Kardelerim, iddet kullanmayn. Kimseye zarar vermeyin Bunlar bizim halkmz. Hibir buyu savunmas yapmayn Buna ihtiya duyulmaya410 AtE DEHIZI ^^ ' ak. Seni tekrar uyaryorum, Kleitus1" Yal kadnn sesi gl ve gururluydu. "Bu oda kutsaldr. Buraya iddet getirenler..." Bir yay saklad, bir ok masann zerinde utu ve kadnn gsne sapland. "' "...affedilsin," diye fsldad ve ne yld. Krmz kan beyaz ahab lekelemiti. Bir hareket sezen Alfred dnd. Bir adam yayn kaldrm, Alfred'e dorultmutu. Adamn yz korku ile, korkunun dourduu fke ile burumutu. Alfred kprdayamad. stese bile, bir by duvar remezdi. Adam yay ekti ve oku brakmaya hazrland. Alfred lm bekledi. Cesaretle deil, diye fark etti hznle, aptalcasna. Alfred'in arkasndan gelen gl bir el, onu kenara itti. Dyordu... 41 l OTUZDOKUZUNCU BLM

LANETLLER ODASI, ,,^,, ,,r;,f 4u*" - ABARRACH "Lanet olsun, Sartan! Ne yaptn sanyorsun?" '/u\>sf(, Bir el onu yakalad ve kabaca sarst. Alfred ban kaldrd ve kafas karm bir ekilde evresine baknd. Yerde yatyordu. Kanla lekelenmi beyaz cppeler, apulcu etesinin ezen ayaklarn grmeyi umdu. Bunun yerine, tepesinde dikilen kpei ve Haplo'yu grd. Sesler, barlar ve ayak sesleri duyabiliyordu. Ama, hayr, ete daha gelmemiti... "Masay. . korumalyz..." Alfred ayaa kalkmaya alt. "Daha baka numaralarn iin zaman yok!" diye kprd Haplo. "unlar duyuyor musun? Askerler geliyor!" "Evet, ete... saldryor..." Haplo onu yakalad ve sanki dalm kafasn yerine getirmek istercesine sarst. "Bynle kt numaralar yapmay brak ve bizi buradan nasl karacan zerinde younla!" "Anlamyorum... ltfen! Bana neler olup bittiini anlat! Ben... ben gerekten anlamyorum!" Patryn gzlerini kapdan ayrmad, ama Alfred'in cppesini kzgnlk iinde brakt. "Neden bu beni artmyor acaba? Pekl, Sartan. Grne baklrsa, bizim iin sahneye koyduun 412 Htc Denizi 'oyun' srasnda. . . " "Ben yapmadm..." "Sesini kes ve dinle! Desimiz bir ekilde kutsal klar sndrp kapy aan rnleri harekete geirmeyi baarm. Ve sen aynsn, u kap zerinde uygulayacaksn" -Haplo ilkine gre krk be derece ayla duran bir baka kapy gsterdi-"ben sylediim zaman. imdi yryebileceini dnyor musun?" "Evet," dedi Alfred tereddtle. Ayaklarnn stnde titreyerek salland, destek olmas iin masaya tutundu. Kafas karmt, sanki ayn anda iki farkl yerdeymi gibi hissediyordu ve tehlikeye ramen gemiteki yeri terk etmeye kar gl bir isteksizlik hissediyordu. O insan kaplayan huzur ve... uzun zamandr aradn eyi bulmusun... ve yine kaybetmisin duygusu... "Neden sordum, bilmem." Haplo dik dik bakt. "Eskiden de iyi yryemezdin zaten. Eil, lanet olas! Srtna bir ok saplyken bana bir faydan olmaz! Ve baylrsan, seni burada brakrm!" "Baylmayacam," dedi Alfred, vakarla. "Ve benim kendi bym, beni. . . saldrdan koruyacak kadar gldr," diye ekledi. Kardelerim, iddet kullanmayn. Kimseye zarar vermeyin. Bunlar bizim halkmz Hibir by sa<unmas yapmayn Onun istediini yaptm. Hibir byl savunmam yoktu. Haplo bunu biliyordu. Biliyordu, nk o da benimle beraberdi1 Yanmdayd1 Grdklerimi grd Biz ne grdk? Kapnn dnda derin bir ses itilebiliyordu. Ses uzak geliyordu, ama l askerlerin tantanas durdu. "Kletus," dedi Haplo serte. "Komak zorunda kalacaz!" 413 Mnrgnret Weis & Tracy Hickman

Sartan' ne itti. Yerdeki kemik ynlarnn zerinde ona yol gsterdi, sendeledii zaman ayaa kaldrd. "Jonathan!" Alfred dnp Dk' grmeye alt. "Ben onunla ilgileniyorum," dedi bir ses. M rvtu Prens Edmund'un cesedi arkalarndan geliyor, aknlk iindeki, grne baklrsa sersemlemi gen Dk'e yol gsteriyordu. "Byn onun zerinde ie yarad." Haplo alayla gld. "Lanet aptaln nerede olduuna ilikin en ufak bir fikri bile yok!" /.r "O benim bym deildi!" diye itiraz etti Alfred. "Ben yapma..." "Kes sesini ve yr. Nefesini kapdaki rnleri etkinletirmeye sakla." "Ya Jera'y ne yapacaz?" Lazar ak kapnn yannda duruyordu. Cesedin gzleri dmdz nne dikilmiti, ruh bedene dolanyor, bazen bedenin dndan, bazen l gzlerden bakyordu. l dudaklar szckler ekillendiriyordu ve Alfred onlar iitebiliyordu. Aslnda, grd hayalden uyandndan beri iitmekte olduunu fark etti. "Yaayanlar bizi esir aldlar. Biz yaayanlarn kleleriyiz. Yaayanlar artk var olmadnda, zgr kalacaz." "...zgr kalacaz..." diye fsldad yank. "Kutsal Sartan!" Alfred rperdi. "Evet," dedi Haplo ksaca. "Yanna yanda aryor. Belki Kleitus ona bir tr by yapmtr..." "Hayr," dedi Prens Edmund. "Bu by deil. Benim grdm grd. Ama anlamyor." Sen grdn! Ve ben de grdm! Ama ben aslnda gnne-dim! Alfred zlemle masaya bakt. Odann dnda, barlarak 414 ne,, ,, Attf LHnz ., y ; verilen emirleri, ayak srmeleri duyabiliyordu. Kapy amas iin rnleri etkinletirmesi yeterliydi. Kutsal k yok olmutu, kap alacakt. Ama szckler boazn tkad, bys kafasnda kvrand. Eer kalrsam, eer biraz daha zaman harcarsam, hatrlarm... "Yap unu, Sartan!" diye tslad Haplo, sklm dilerinin arasndan. "Eer Kleitus beni canl ele geirirse, dnyalarmzn ii biter!" *|<i> wA<:1>*>i'6.baw;'/ - nO&* .$ .jT.'li*', ."!>;"*,* Onu iki ayn yne eken iki g. Halkn umudu, halkn kyameti, ikisi de bu odada! Eer gidersem, birini sonsuza dek yitireceim. Eer gitmezsem... "Bak ne bulduk, Pons." Kleitus'un siyah cppeli cssesi girii doldurdu. Nazrnn daha kk figr yannda seirtiyordu. "nnde Lanetliler Odas'n gryorsun. Bu alaklarn buray nasl bulduunu, koruyucu rnleri krmay nasl baardklarn renmek ilgin olurdu. Ne yazk ki, bize anlatacak kadar yaamalarna izin veremeyiz." <,,j ^b $(\ /.*">!,iO' "Lanetliler Odas!" Pons'un szleri hafif gelmiti, sanki ancak konuabiliyormu gibi. Nazr odada gzlerini gezdirdi, yere salm cesetlere bakt, beyaz ahap masaya bakt. "Gerekmi! Efsane deilmi!" "Elbette gerek. Ve lanet de yle. Muhafzlar." Kleitus'un hareketi, kapy dolduracak kadar l askeri ne kard. "ldrn onlar." Kardelerim, iddet kullanmayn. Kimseye zarar vermeyin. Bunlar bizim halkmz. Hibir by savunmas yapmayn.

Alfred kapy aacak rnleri arand, yal kadnn sesi kulaklarnda nlyor, rn yapsn bozuyordu. Haplo'nun yannda durduunun anca farkndayd. Yorgun Patryn dvmeye hazrlklyd, kendi yaam iin olmasa bile, bedeninden fayda4 IS Mnrgaret Wes & Tracy Hickman lamlmayacandan emin olmak iin. ti*. ;!<;" ^ Ama askerler savamyordu "Emrimi duymadnz m?" diye sordu Kletus fkeyle. "ldrn onlar!" 'UrtvX a l muhafzlar silahlarn kaldrm, oklarn hazrlam, k-llann ekmi duruyorlar, ama saldrmyorlard. Zar zor grlen hayaletleri, sanki scak bir rzgr arpmasna kprdanyordu. Alfred yanann yannda bir nefes gibi, heyecanl fsl-damalarn hissedebiliyordu. 4< v iji.^,1 "&;*,; t '."j'tj-*' "Sana itaat etmeyecekler," dedi lazar. "Bu oda kutsal. iddet, onu kullanana dner." "...onu kullanana dner..." dedi yank. Kleitus dnd. Gzlen ksld, siyah kalar kadnn dehet verici grnts karsnda bir araya geldi. Pons'un nefesi kesildi ve kendisini l birliklerinin arkasnda saklamaya alarak geri ekildi. "llerin ne dndn nereden biliyorsun?" diye sordu Hkmdar, lazar dikkatle inceleyerek. Rnler! dedi Alfred kendi kendine, lgnca ve onlar zihninde kurmaya balad Evet, evet. Kapdaki desenler alev ald, yumuak bir maviyle parlamaya baladlar. "Onlarla iletiim kurabiliyorum. Dncelerini, ihtiyalarn, arzularn anlayabiliyorum." "Hah! ller hibir ey dnmez. Hibir eye ihtiya duymaz! Hibir ey arzu etmez!" "Yanlyorsun," dedi lazar, Pons'un yzn ter damlacklaryla dolduran bo bir sesle. "ller tek bir ey istiyor zgrlklerini. Despotlar ldnde zgrlmze kavumu olacaz!" "...kavumu olacaz .." 41 <, AtE DEnm "Gryorsun, Pons," dedi Kletus rktc bir glmseme ile, soukkanlym gibi gninmeye alarak. Halbuki sesindeki titremeyi kontrol etmek iin byk aba gsteriyordu. "Lazar olmu. ller gereinden abuk kaldrldnda bu olur ite. imdi, hayalet onu tamamen terk edene kadar bedenin dinlenmeye braklmas gerektiini syleyen atalarmzn bilgeliini anlayabiliyor musun? Onun cesedi ile deneyler yapmamz lazm. Kitaplar, bu durumda bedenin tekrar 'ldrlmesini' tavsiye eder. Ama yine de kesin olarak emin olunamaz..." Hkmdar durdu, omuzlarn silkti. "Ama daha ayrntl olarak inceleyecek zamanmz olacak. Muhafzlar, yakalayn onu." Souk, mavi dudaklarda hafif, korkun bir glmseme doland. Lazar ark sylemeye balad. Cesetlerin zerinde sis gibi szlen hayaletler aniden kayboldu l gzler canland. l kollar uzand. l eller silahlarn kaldrd, ama lazara kar deil. l gzler Kleitus'a, Lord Yksek Nazr'a, yaayanlara dnd

Pons, Hkmdar'n siyah cppesini yakalad. "Majesteleri! Bu lanetli oda yznden! kalm! Mhrleyin! Onlar ieride brakn! Ltfen, Majesteleri!" Alfred'in rnlerinin parl parl yand. Kap gcrdayarak almaya balad. Sonunda! Bir eyi doru yapmt! "Haplo..." Bir hareket hissetti. Alfred dnd. ' ''*' {'>''^<h\ Kleitus bir muhafzn yayn kapmt. Bir hareket sezen Alfred dnd Bir adam yayn kaldrm, Alfred'e dorultmutu Adamn yz korku ile, korkunun dourduu fke ile burumut Alfred kprdayamad. stese bile, bir by duvan remezd "iddet uygulamayn!" 417 Magaret Wes & Tracy Hcknan Adam yay ekti ve oku brakmaya hazrland Alfred lm bekledi. Cesaretle deil, diye fark etti hznle, aptalcasnau 44* f ,> rt's-V'i Alfred'in arkasndan gelen gl bir el, onu bir kenara itti. Dyordu . . Kpkrmz, kr edici bir k oday doldurdu, gzleri hanerledi, beyni atele dalad. Alfred yerdeydi, elleri ve dizleri zerinde srnyordu. zerine kan, arpan bacaklarn ve yanndaki kpein scak bedeninin farkndayd. Bir el cppesinin yakasn yakalayp ekerek onu ayaa kaldrd. Sert bir ses kulana bard "imdi eitlendik, Sartan!" Ayn el onu, gcrdama sesine baklrsa tekrar kapanmakta olan kapya doru "Ko, seni lanet olas!" Alfred ne doru sendeledi. Alevlerin, dumann arasndan kouyordu. evresindeki her ey alev alm, yanyordu: Prens Edmund, Jonatlan, Haplo, kpek, kaya duvarlar, ta zemin, kap. Yanyor, yanyordu... Haplo akla don atlad, Alfred'i de arkasndan ekti. Sartan ta kapnn zerine arlk yaptn, kayarak kapandn hissedebiliyordu. Ama, o anda bile, yrei burkuldu. Harika bir eyi arkasnda brakyordu, ok kymetli bir eyi, ok... "...yalnzca yaayanlar ldnde!" diye haykrd lazarn sesi. Alfred kzl n iine bakt Des'in elindeki haner krmz krmz parlyordu. Haner kabzasna kadar Kleitus'un gsne sapland. Adamn fkeli bar bir ac haykrna dnt. Lazar kanl haneri kurtard ve tekrar saplad. AtE Denizi Kleitus ac ile bard, lazar yakalad ve haneri elinden almaya alt. Lazar, Hkmdar' tekrar hanerledi ve l muhafzlar onun saldrsna katldlar. Hkmdar dt, uuan ellerin, saplanan kllarn ve mzraklarn altnda kayboldu. Alfred'in kolu, omzundan kacak gibi oldu. Kafast Hap-lo'ya doru devrildi. Alfred yalvaran haykrn ac dolu bir hrltyla kesildiini duydu -Lord Yksek Nazr. Kap srtnerek kapand. Ama karanlk tnelde duran herkes lazar, ya duvarlarn iinden, ya da yreklerinin iinde, iitebiliyorlard. * '" "imdi, Hkmdar, sana gerek gc gstereceim. Abar-rach dnyas bize, llere ait olacak."

Ve yanks, "...llere ait olacak..." "' v-t ,->t Lazann sesi, diriltme Kinlerinin arksyla ykseldi, tcj?1 "t.m KIRKINCI BOLUM MEZARLAR, ABARRACH 'n V, U,i ', Alfred'in gzleri yava yava tnelin karanlna alt. Odann parlak ndan ilk ktnda korktuu gibi, karanlk mutlak deildi. Kaygan duvarl koridorun yanstt kla lo, krmzms renkliydi. In rengine ve sya baklrsa, bir magma havuzu uzak olmamalyd. Alfred, Haplo'ya, rehber rnleri yaksak m diye sormak zere dndnde, Patryn'in yere yldn grd. Endieyle Haplo'nun yanna seirtti. Kpek sahibinin banda durdu, dilerini kartt ve uyanr-casna hrlad. Alfred kpei ikna etmeye alt. "Yaral olup olmadn grmek istiyorum. Yardmc olabilirim..." Bir adm atp, elini uzatt. Kpein hrlamas derinleti. Gzleri ksld, kulaklar yatt. Baz ho anlar paylatk, der gibiydi kpek Alfred'e. Ve iyi bir adam olduunu dnyorum ve zarar grdn grmek beni zer Ama o el biraz daha yaklarsa, dilerimi zerinde bulursun. ^ Alfred telala elini gen ekti, admn geri ald Kpek onu ihtiyatla izledi. 420 AE DEOIZI Kpein omzunun zerinden Haplo'ya bakan Alfred, adam inceledi ve yaralanmam olduuna karar verdi. Uykuya dalmt -ya cesaretinin, ya da budalaln doruklarmdayd, Alfred hangisi olduuna karar veremiyordu * ;";'/0fs"#5>v!in Belki de, aslnda yalnzca saduyuydu. Uykuda Patrynlerin kendilerini iyiletirebildiini hatrlar gibiydi. imdi dnnce, Alfred de kemiklerine kadar yorgun hissediyordu. Ama hareket etmeye devam edebilirdi, o odada grdklerinin yaratt byk dehet, yere yklana kadar onu koturabilirdi. Belki de dinlenmek, gcn ileride ne ile karlaacaklara, onun iin saklamak daha iyi olurdu. Endieyle, korkuyla, mhrl kapya bakt. "Sen... sence burada gvende miyiz?" diye sordu yksek sesle, soruyu kime ynelttiine emin olamadan. "Bu lanetli kentte herhangi bir yerde olacamzdan daha fazla gvendeyiz," diye yant verdi Prens Edmund. Ceset, yaayanlardan daha canl grnyordu. Hayaleti bir kez daha bedenden ayrlmt, ama ikisi birlikte hareket ediyor gibiydi. Fakat bu sefer, sanki ceset glgede kalm gibiydi. "Onun nesi var?" Alfred'in merhamet dolu baklar Jonat-han'a kayd. Kendinden geerek hayallere dalm, Prens tarafndan, bir ocuk gibi odadan karlmt. Cesedin souk eli, Dk'n, daha scak olmayan elini tutuyordu. "Onun... akl banda m?" "Senin grdn grd Ama senin aksine, grmeye devam ediyor." O trajik, tarihi katliama tank olan Jonatlan, grne baklrsa evresindeki dehetin farknda deildi. Cesedin nazik ynlendirmesi ile yere, ta zemine

oturdu Gzleri dosdoru gemie bakyordu. Zaman zaman haykryor ya da gremedi421 Margnret Weis & Tracy Hickman i birisine yardm etmeye ahrcasna el hareketleri yapyordu. Prens Edmund'un hayaleti karanlkta, negatif glge gibi, karanlkla evrilmi cesedin beyaz-mavi tasla gibi, aka grlebiliyordu. "Gvendeyiz," diye tekrarlad. "llerin bizi kovalamaktan daha acil ileri var." Alfred onun sert, arbal ses tonunu duyunca rperdi. " mi? Ne demek istiyorsun?" Hayalet parlayan gzlerini kapya evirdi. "Onu duydun. 'Yalnzca zorbalar ldnde zgr kalacaz.' Yaayanlar kastediyor. Yaayanlarn tamamn." "Onlar ldrecekler..." Alfred aknlk iinde kalakald. Zihni bu fikirden uzaklamaya alt. "Hayr, bu mmkn deil!" Ama lazarn szlerini hatrlad, yzndeki, bazen l, bazen dehet verici bir ekilde canl ifadeyi hatrlad. "Halk uyarmalyz," diye mrldand, zayf ve bitkin bedenini hareket etmeye zorlama dncesi onu alamakl klsa da. Ne kadar yorulmu olduunun farknda deildi. "ok ge," dedi hayalet. "Katliam balad ve imdi Kleitus da lazarn saflarna katldna gre, devam edecek. Jera'nm ona syledii gibi, gerek gc kefedecek -sonsuza kadar sahip olabilecei bir g. Onu tehdit eden tek ey, yaayanlar ve bu tehdidin uzun sre boyunca hayatta kalmamas iin ne gerekiyorsa yapacak." "Ama yaayanlar ona kar ne yapabilir?" diye sordu Alfred, korkun hatralarla rpererek. "O... o l!" "Ama sen llerin lmesine sebep olan bir by yapmtn," dedi Prens Edmund. "Ve sen yapabiliyorsan, bir bakas da yapabilir. Kleitus risk alamaz. Byle olmasa bile, lazarlar srf nefretleri yznden ldreceklerdir. Kleitus ve Jera artk, yaayanlarn llere ne yaptklarn anlyor." Denizi "Ama sen deil," dedi Alfred, hayalete aknlk iinde bakarak. "Sen anladn sylemitin. Yine de sende nefret deil, byk bir hzn hissediyorum." "Sen de oradaydn. Grdn." *'" "Grdm, ama anlamyorum! Bana aklar msn?" ; Hayaletin gzleri aniden rtld, grnmez kapaklar kapand. "Benim szlerim ller iin, yaayanlar iin deil. Yalnzca arayanlar bulacaktr." "Ama ben aryorum!" diye itiraz etti Alfred. "Gerekten bilmek, anlamak istiyorum!" "Ararsan, bulursun," dedi Prens. Jonathan korku dolu bir haykr kopard, gsn tuttu ve ac ile kvranarak ne devrildi. Alfred adamn yanna seirtti. "Ona ne oldu?" dedi nefes nefese, omzunun stnden bakarak. "Birileri mi saldryor?" "Onu vuran bu zamana ait bir silah deil," dedi hayalet, "gemie ait bir silah. Hl olmu olanlarn iinde. Becerebili-yorsan, onu uyandrman iyi olur." ' ' Alfred Jonathan' evirdi, gergin, mavi dudaklar, yerlerinden uram gzleri grd, yap yap deriyi, gmbrdeyen kalbi hissetti. Dk o byye yle

dalmt ki, pekl da oktan lebilirdi. Yine de, onu uyandrmak daha kt olabilirdi. Alfred uyumakta olan Haplo'ya bakt, solgun yzn huzurlu olduunu, hastalk ve acnn yaratt izgilerin yok olduunu grd. Uyku. Ya da, eskilerin syledii gibi, "kk lm." Alfred Dk' kollarnda tuttu, gen adam teselli etti, rahatlatc szler syledi ve aralarna ninni gibi arklar serpitirdi. Jonathan'n katlam kollan rahatlad, acyla burumu yz hatlar gevedi. Derin, titrek bir nefes ald. Gzleri kapand. 423 Mnrgaret Weis & Tracy Hickmnn Alfred Jonathan', gerekten uykuya daldndan emin olmak iin bir sre daha tuttu, sonra yavaa ta zemine brakt. "Zavall adam," dedi Alfred yumuak bir sesle. "Bu korkun felaketi halknn bana kendisinin getirdii dncesiyle yaayacak hayat boyunca." . ' * ' ' ' "< " l "11 '111(1 , Prens Edmund bam sallad. "Her ne yaptysa, sevgisi iin yapt. Sonucu kt oldu, ama -eer glyse- iyiniyet hkm srecek." Bu tr bir fikir bir ocuun uyku zaman masallarnda iyi gidebilirdi, ama bu ate kl tnelde, yukardaki kentte tarif edilemez dehetler srerken... Alfred duvara yasland ve yere kt. "Ya senin halkn?" diye sordu, aniden Kairn Telest'i hatrlayarak. "Onlar da tehlikede deil mi? Onlar uyarmak iin, onlara yardm etmek iin bir ey yapyor olman gerekmez mi?" Prens'in yz ifadesi deiti, hznlendi. Ya da belki, Alfred hzn yalnzca hissetmi, zihni cesedin yznn bu duyguya gre deitiini sylemiti. "Halkm ve aclan bana byk zdrap veriyor. Ama onlar yaayanlar arasnda ve artk benim soamluluum altnda deil. Onlar terk ettim ve telere gittim. Benim szlerim ller iin." "Ama ne yapacaksn?" diye sordu Alfred aresizce. "Onlar iin ne yapabilirsin?" "Henz bilmiyorum," dedi hayalet. "Ama bana bildirilecek. Senin yaayan bedeninin uykuya ihtiyac var. Sen dinlenirken ben nbet tutacam. Hibir eyden korkmana gerek yok. Kimse bizi bulamaz. u an iin, gvendesiniz." Alfred'in Prens'e gvenmek ve yorgunluuna teslim olmaktan baka aresi yoktu. By, hatta Sartan bys bile, bu korkun dnyann kantlad gibi, fiziksel snrlara sahiptir. ATE Denizi Ancak gc yenilendike bysne gvenebilirdi. Sert ta zemin zerinde olabildiince rahat etmeye alt. Alfred'i dikkatle gzlemekte olan kpek de, rahatlayabile-ceine karar verdi. Sahibinin yannda kvrlan hayvan ban Haplo'nun gsne koydu, ama gzlerini ak tuttu. Haplo bedenini iyiletiren, ama zihnine rahat ya da huzur getirmeyen uzun bir uykudan uyand. Aklanamaz bir ekilde huzursuzdu, belirsiz bir fke iini kemiriyordu. Karanlkta yerde yatarken, kpein ban okad ve ona neler olduunu anlamaya alt. Yaplacak, sylenecek, birisine iletilecek son derece nemli bir ey vard. Acil bir ey, kymet tayan bir ey ve... ne olduunu hatrlayamyordu.

"Samalk," dedi kpee. "mknsz. O kadar nemli olsayd, hatrlardm." Ama, ne kadar urarsa urasn, hatrlayamyordu ve kaybettii bilgi iinde baka bir tr zehir gibi yanyordu. w, ' Bu huzursuzlua bir de alk ve byk bir susuzluk eklenmiti. Neredeyse son yemei olacak o akam yemeinden bu yana hibir ey yememi, imemiti. Dorulup oturdu, evresine baknd ve su arad -belki de duvardaki bir atlaktan akan minik bir sznt, tavandan damlayan bir su damlas. Bir damlay kullanarak, rn bys ile suyu oaltabilirdi, ama kat tatan su yaratamazd. Su yok. Hibir ey. Her ey yanl gidiyor, bu lanet dnyaya geldiinden beri hibir ey yolunda gitmiyor. En azndan, suun kimde olduunu biliyordu. Alfred bir keye bzlm, azn ardna dek am, yumuak bir sesle horluyordu. 425 Mnrgaret Weis Tracy Hickman V O piin orada lmesine izin vermeliydim. zellikle de o byy bana yaptktan, masann evresinde oturanlar grmeme, o szleri sylememe neden olduktan sonra -Haplo silkinip bu naho anlardan kurtuldu. Ama en azndan imdi eitiz. Onun yaamm kurtarmasna karlk, ben de onun yaamn kurtardm. Ona tek bir lanet ey bile borlu deilim. Haplo aniden doruldu. rken kpek ayaa frlad ve ona hafif bir paylama havasyla bakt. "Kendi bana gideceksin." Prens Edmund'un cesedi koridorun sonunda, Jonathan'n bylenmi bir ekilde yerde uyuduu yerin, mhrl kapnn yannda, kprdamadan duruyordu. "Bu ekilde daha hzl ilerlerim." Haplo kollarn uzatt, tutulmu boynunu ovuturdu. Hayalete bakmaktan holanmyordu. Onu grnce, unutmu olduu ey aklna geliyordu. "Rehber rnler olmadan gideceksin." Hayalet, grne baklrsa, onu ikna etmeye almyordu. nemsemiyordu, yalnzca ak olan sylyordu. Muhtemelen kendini yalnz hissediyor, kendi sesini duymaktan holanyordu. "Mezarlklarn altnda olduumuzu dnyorum," dedi Haplo. "Yukarya giden bir koridor bulurum, yukarya kana kadar o koridoru takip ederim. Onu izlerken vardm yerden daha kt bir yere ulamam mmkn deil!" Alfred'e doru iaret etti. Alfred karnnn zerine bklm, srtn hi de vakur olmayan bir ekilde kamburlatrmt. "Dahas," diye homurdand Haplo, "daha kt yerlerde de bulunmutum. Doduum yer byle bir yerdi. Hadi, kpek." Kpek esnedi, n bacaklarn uzatt, gerindi, sonra arka bacaklarn uzatp tekrar gerindi ve tm bedeniyle silkindi. "Yukarda neler olup bittiini biliyor musun?" Hayalet pa4 'i1, ATE Denm rltl gzlerini kaldrd. "Tahmin edebiliyorum," diye mrldand, bu konudan bahsetmekten holanmayarak. ,*. -r/n ,,juu>;'.d< 'V " .,t< r;--! "Asla gemine canl olarak ulaamayacaksn. Kleitus ile Jera gibi olacaksn -l bedenlerde ksl kalm, onlar bu leme balayan yaam taklidinden nefret eden, onlar zgr klacak lmden korkan ruhlar gibi."

"Bu almam gereken bir risk," diye terslendi Haplo, ama avular yap yap olmutu. Sanki tnelin havas scak ve baskn gibi, tm bedenini ter kaplamt. Pekl, korkuyorum! Biz korkuya sayg duyarz, ondan utanmayz -Labirent'te byklerimiz bunu retti. Tilkiden kaan tavan hibir utan hissetmez, aslandan kaan tilki de yle. Korkunu dinle, onunla yzle, anla ve stesinden gel. Haplo yrd, Prens'in hayaleti ile yzleti. Hayaletin iinden, arkasndaki duvar grebiliyordu ve gzlerindeki soukkanl, kararl baklara baklrsa, o da Haplo'nun iini gryordu. "Bana kehanetin ne olduunu syle." "Benim szlerim," dedi Prens, "ller iindir." Haplo aniden, hzla dnd ve yannda yrmekte olan kpee taklp dt. Kpek ac iinde ciyaklad, geri srad ve sinerek ne kusur ilediini dnd. Alfred irkilerek uyand. "Ne...? Nerede...?" diye geveledi. Haplo akc bir ekilde kfretti ve elini kpee uzatt. "zgnm, olum. Gel buraya, istemeden oldu." Hayvan zr kabul etti, kulaklarnn arkasnn kanmas iin ltufkrca yaklat ve bylece aralarnda krgnlk olmadn ifade etti. 427 Magaret Wes & Traoy Hicknan Haplo'yu gren Alfred rahatlayarak yutkundu ve alnn sildi. "Daha iyi misin?" diye sordu endieyle. Som Haplo'yu dayanamayaca kadar sinirlendirdi. Salm hakknda endielenen bir Sartan! Ksa, ac bir kahkaha att ve dnerek su aramaya devam etti. -n,i )!nr >; "($ Alfred iini ekti, kel kafasn sallad. Aclar iinde olduu akt, tutulmu bedeni yal, boum boum bir aa gibi hareket ediyordu. Bir an Haplo'yu izledi, ne yapmakta olduunu tahmin etti. "Su, bu iyi bir fikir. Boazm kupkuru. Zor konuuyorum..." ,- ,., ;i> ,,, "O zaman konuma!" Haplo, kpek arkasnda, tnelde drdnc kez bouna dnd. "Burada hibir ey yok. Yzeyde su olmal. Yola ksak iyi olur." Dk'e gitti ve ayayla drtt. "Uyan, saygdeer beyefendi." "Ah, eyvah! Unuttum." Alfred kzard. "By etkisi altnda. lyordu. Eh, yani lmyordu, ama ldn dnyordu ve bu telkinle..." "Evet. Telkinin gcn biliyorum! Sen ve senin bylerin! Onu uyandr da buradan kalm. Ve rehber rn falan da yok, Sartan!" Haplo parman uyarrcasna kaldrd. "Bu sefer bizi, Labirent bilir nereye gtrr! Bu sefer, sen beni izleyeceksin. Ve hzl olacaksn, yoksa sen olmadan giderim." Ama yapmad bunu. Bekledi. Alfred'in Dk' uyandrmasn, bedbaht Jonathan'n kendine gelmesini bekledi. Haplo, sabrszlktan sinirlenerek, susuzlukla yanarak bekledi, ama bekledi. Yalnz gitmek konusunda neden fikrini deitirdiini kendi kendine sorduunda, kalabalk olarak yolculuk yapmann mantkl olduu yantn verdi. 42N * ihi.",\l il. 1 j ' Ms/f*A , -'riivK l , KIRKBRNC BLM_____ MEZARLAR, ABARRACH 4

Tnel yn deitirmeden yukar trmand ve onlar dar, Lanetliler Odas'ndan uzaa, engin bir magma havuzunun kysna gtrd. Magmann atei, maarann sonuz karanln kzl bir parltyla aydnlatyordu. evresinden dolamann bir yolu yoktu, zerinden gemek zomndaydlar. Dar, tatan bir kpr eriyik lavn zerinde, cehennemin zerinde uzanan ince, siyah bir ylan gibi uzanyordu. '' '^fr1 Haplo'nun derisine ilenmi desenler masmavi parlad ve byleri onu sdan ve gazlardan korudu. Alfred alak sesle ark syledi; bys ya nefes almasna yardm ediyordu, ya da yrmesine. Haplo emin deildi, ama yrmesine yardm ettiini dnyordu, nk sakar Sanan tehlikeli akl gemeyi baarmt. Jonathan ban emi, arkalarndan geliyordu. Bakalarnn konumalaryla ilgilenmiyordu, kendi dncelerine dalmt. Fakat nceki gnden beri deimiti. Artk yry amasz deildi, sendelemiyordu Admlar kararl ve salamd evresine ilgi gsteriyor, kendine dikkat ediyordu, kpr zerinde dikkat ve ihtiyatla ilerliyordu "Gen zaten," dedi Alfred yumuak bir sesle, cesedin elik 429 Margaret Weis & Tracy Hickman ettii Dk'n kprnn sonuna ulamasn endieyle izleyerek. "Hayatta kalma igds, yaamn sona erdirerek aclarna son verme arzusuna stn geldi." "Yzne bak," dedi Haplo, yznc kez Alfred'in beyninden uzak durmasn ve onun, Haplo'nun dndklerini sylemekten vazgemesini dileyerek. Jonathan ban kaldrm, Prens'in, yannda szlen hayaletine bakyordu. Magmann alev alev parltsnn aydnlatt gen yz, zamanndan nce yalanmt; ac ve dehet, bir zamanlar glmseyen dudaklar germi, gzlerdeki glge-lendirmiti. Baklar sk sk Prens'e dikiliyordu, Tnel onlar yukar gtrmeye devam etti, zemin, aada yatan deheti arkada brakmak iin sabrszlanyormu gibi, dik bir ayla trmanyordu. Ama ya ileride nasl bir dehet vard? Haplo bilmiyordu ve u noktada aldrmyordu da. , "Bynle ona ne yaptn?" Kendisini megul etmek, susuzluunu unutmak iin konumaya devam ediyordu. Bir hareketi kpei, Dk ile cesedi izlemesi iin gndermeye yetti, "Yalnzca basit bir uyku bys idi..." Alfred sendeledi ve kafast kendi ayaklarnn stne dt. Haplo arkasndan gelen srtnme ve nefes seslerini duymazdan gelerek, serte yrmeye devam etti. "Olduka karanlk oldu," dedi Alfred ekingenlikle, Haplo'ya yetierek. "Ik olarak rehber rnleri kullanabilirdik..." "Unut bunu! Hayatm boyunca yetecek kadar Sartan bys grdm zaten. Ve bahsettiim uyku bys deildi. O odada yaptn byden bahsediyorum." "Yanlyorsun. Ben by yapmadm. Senin ve onun grdnz grdm. En azndan, yle olduunu sanyorum..." Alfred yan yan Haplo'ya bakt, grdkleri hakknda konuma430 ATEJ DEHZ s iin ak bir davetti bu.

Patryn dudak bkt ve sessizlik iinde yrmeye devam etti. /",'iyfj.; "ii'klrt'' .' :!< :l -M * "s".' il", -A Tnel geniledi, aydnland. Farkl ynlere giden, baka tnellere dalland. Hava daha serin, daha nemliydi, nefes almak kolaylamt. Gaz lambalar tslyor, karanlk havuzlarn arasnda sar k havuzlan oluturuyordu. Haplo'nun kente yaklatklarndan kukusu yoktu. " * *' ' ,.({, Tepeye ulanca ne bulacaklard acaba? Onlan bekleyen muhafzlar m? Tm klarn tutulduunu mu? Su. u anda Haplo'nun tek dnd buydu. En azndan su bulacaklard. Bir yudum iin llerden bir ordu ile savaabilirdi. ty" t -f4 Arkasnda, Prens ile Jonathan alak sesle konuuyorlard. Kpek ayaklarnn dibinde yryor, konumalanm sessizce, dikkat ekmeden dinliyordu. "Her ne olursa, hepsi benim suum olacak," diyordu Jonathan. Sesi zgn, pimanlk doluydu. Suu kabulleniyor, ama kendi kendine acyarak szlanmyordu. "Her zurnan pervasz, kaytsz oldum! Bana retilen her eyi unuttum. Hayr, bu tam olarak doru deil. Unutmay setim. Jera'ya o byy yaparken, yaptm eyin yanl olduunu biliyordum... Ama onun gitmesine dayanamazdm!" Bir an durdu ve ekledi, "Biz Sartanlar yaama takntl hale geldik. lme sayg duymay unuttuk. Bir yaam taklidi, bir yaam benzeri bile bizim iin lmden daha iyiydi. Bylesine bir tavr, kendimizi tanr olarak grmemizden ileri geliyordu. Hem, insanolunu tanrlardan ayran nedir ki' Yaam ve lm zerindeki mutlak hkmleri deil mi? Bymz araclyla yaam kontrol edebiliyorduk. Sonra lm kontrol edebilene 43f Mnrgaret Weis Tracy Hickman kadar almaya devam ettik -ya da kontrol ettiimizi sanana kadar." Kendi ve halk hakknda konuurken, gemi zaman kipini kullandn fark etti Haplo. Sanki bir deil, iki cesedin konumasna kulak misafiri oluyordu. "Anlamaya balyorsun," dedi Prens. "Daha fazlasn anlamak istiyorum," diye konutu Jonathan alakgnlllkle. '-i ;Vu-i ,u" "Yantlar iin nereye bakman gerektiini biliyorsun." Lanetliler odasna, kukusuz. Ya da, bizim ihtiyar Alfred'in o lanet Kinlerini yine sylemesini sala. Hatrlamam gereken neydi? O kadar aka grmtm ki... Neyi aka grmtm?... Anlamtm... ama neyi? Bir hatrlayabilsem... Cehenneme kadar yolu var! Bilmem gereken her eyi biliyorum. Lordum her eyden gl, her eyden bilge, her eyi bilir. Bir gn Lordum bu ve dier dnyalara hkmedecek. Benim sorumluluum Lorduma ve onun davasna kar. Bu kukular, bu kafa kartrc tuhaflklar, hep Sartan'n numaralar. .'v'"Haplo..." Alfred'in sesiydi. "imdi ne var?" Arkasn dnen Haplo, Sartan'n bir kez daha kazaya uram olduunu grd. Alfred bacaklar ak bir biimde yerde yatyordu, yz acyla burkulmutu. Elini uzatt ve avcunu at. "Eer sana yardm edeceimi sanyorsan, bunu unutabilirsin. Orada yatp ryebilirsin, umuamda bile olmaz."

Kpek Alfred'e doru seirtti ve adamn yanan yalamaya balad. Haplo tiksinti iinde dnd. "Hayr, o deil! Sanrm -yani... su buldum. Ben... bir su birikintisinin iinde yatyoam." 432 ATE DENZ "' Neyse ki, Alfred'in giysileri ancak kk bir miktar su ekmiti, ama kymetli svdan biraz elde edince, byyle oaltabilirlerdi. Haplo kayna bulana kadar aratrd, tavandaki bir atlaktan szan daimi bir damlamayd. "Yukar seviyeye yakn olmalyz. Tetikte olsak iyi olur. Fazla ime," diye uyard. "Midenin kaslmasna yol aar. Yava yava, kk yudumlarla." Kendi tavsiyesine uymay g buluyordu. Sv amurluydu ve byyle saflatrlm olmasna ramen hafife slfr kokuyordu. Ama susuzluu gideriyor, bedeni iler klyordu. "Bizde de biraz tanrlk var ama," dedi Haplo kendi kendine, birikintiye batrd bir kuma parasn emerken. Alfred'in hzl bakn yakalad ve kalarn atarak, sinirle dnd. Neden aklndan byle bir dnce gemiti acaba? Sartan'n ii, kukusuz... Kpek ban kaldrd, kulaklarn dikti. Alak, yumuak bir sesle hrlad. <swv-"' -! '" <>' "' " '> <* - M"-";-!'- "<*vj "Birisi geliyor!" diye fsldad Haplo, kedi gibi dnp ayaklar zerine konarak. Koridorun sonunda, siyah cppeye brnm bir ekil belirdi. Sanki yaralanm ya da ok yorulmu gibi yava yava, dura dura yryor, sk sk arkasna bakyordu. "Tomas!" diye haykrd Jonathan aniden, bir siyah cppeli laran bir dierinden nasl ayrt edebildii Haplo'nun kavraynn tesinde olsa da. "Hain!" Herhangi biri onu dur-duramadan gen Dk, cppesinin etekleri evresinde dalgala-na dalgalana, ne frlad. Tomas dnp onlara bakt, panik dolu haykr koridorlarda yankland Komaya alt. Yaral baca ya da bilei iflas etti ve yere dt. Elleri ve dizleri zerinde srnerek uzak433 Margaret Weis & Tracy Hckan lamaya alt. Jonathan kolaylkla ona yetiti ve elini adamn omzuna koydu. Korkuyla haykran Tomas, srtst dnd ve elleriyle yzn rtt. Bir korku krizi iinde, "Hayr!" diye geveledi tekrar tekrar, bedeni yerde kvranp yuvarlanrken. Dk adama bakakald. "Tomas! Seni incitmeyeceim! Tomas!" Jonathan perian adam yakalayp yattrmak istedi. Ama yaklaan ellerinin grnts adamn paniini arttrd. "Kes unun sesini!" diye emretti Haplo fkeyle. "Saraydaki btn muhafzlar tepemize yacak!" "Yapamyorum!" Jonathan aresiz grnyordu. "O... o ldrm!" Alfred, Tomas'n yannda diz kt, ellerini zerinde hareket ettirmeye, rnleri sylemeye balad. ;j;|l, t, "Onu uyutma, Sartan! Bilgiye ihtiyacmz var." Alfred, Haplo'ya serte, paylarcasna bakt. "Onu yanmzda, btn koridorlar boyunca tamak istemezsin, deil mi?" diye sordu Haplo. "Ya da burada bilinsiz halde brakmay?", vt, <

Bozulan Alfred, ban sallad. Elinin hareketleri adamn zerine grnmez bir battaniye rtt. Tomas'n haykrlar durdu, daha kolay nefes almaya balad. Ama hl onlara fal-ta gibi ak gzlerle bakyor, kollar ve bacaklar titriyor, sarslyordu. Haplo adamn yannda, yere diz kt. Yanna gelen kpek, Tomas'n cppesini byk bir ilgi ile koklamaya balad. Haplo elini uzatt ve cppenin kumana dokundu. Islakt. Elini a tuttu, parmaklar kpkrmz olmutu. Alfred adamn cppesini kenara itti ve altndaki bacaa bakt. Bereliydi, ama bunun dnda incinmemiti. Kan adamn deildi Alfred'in beti benzi att. 434 AtE Denizi "Bu adam tanyor musun?" diye sordu Haplo, Jonathan'a. "Evet, onu tanyorum." "Konu onunla. Yukarda neler olup bittiini ren." "Tomas. Benim, Jonathan. Beni tandn m?" Dk merhameti iinde, fkesini unutmutu. ekinerek elini uzatt. Tomas'n gzleri eli izledi, baklar aniden Jonathan'n yzne kayd. "Sen canlsn!" dedi nefes nefese. Jonathan'n elini skca tuttu. "Sen canlsn!" diye fsldad tekrar tekrar ve gzyalarna bouldu. ,% Ui, ,, "Tomas, sana ne oldu? Yaralandn m? Bu kan..." "Kan!" Adam rperdi. "Havada var. Kan tad alyorum! Kan soluyorum! Her taraf kan havuzu, magma gibi yanyor. Damla damla, damlyor. Duyabiliyorum. Tm devir. p, p." "Tomas..." diye uyard Jonathan. Adam dikkat etmedi. Dkn elini yakalad, glgelere doru bakt. "O geldi... babas iin. Babasnn kan zeminden aa szd... p, p." ' P/., ;>(. ".' ;i;',,,.nt,4 Jonathan'n yz soldu. Tomas'n elini brakt, topuklarnn stne oturdu. Haplo, araya girme zamannn geldiine karar verdi. Dk' kabaca kenara iterek, Tomas' yakalad ve sarst. "Kentte neler oluyor? Yukarda neler oluyor?" ,, x,', "Yalnzca biri hayatta. Yalnzca biri..." Boulur gibi oldu, gzleri yerinden urad, dili azndan frlad. "Sartan! Bir ey yap, lanet olsun! Bir tr kriz geiriyor! renmek zorundaym..." l , -i-*"! -;)'>" htN*'"/s t' ',"!<'/ il Alfred adamla ilgilenmek iin yanat. Ama ok geti artk. Tomas'n gzleri arkaya yuvarland, bedeni katlat, sonra gevedi. Haplo nabzn arad, ama ban sallad. 435 Margaret Weis Tracy Hckmnn "O.. O... ld m?" Jonathan'n sesi zar zor duyuluyordu. "Nasl?" "Kendi korkusu onu ldrd," diye yant verdi Alfred. "Orada grd her neyse, ite o."^.''M ""Afe*!* ,<,ftM " 'Yalnzca biri hayatta,' " Haplo szleri yava yava tekrarlad. "llerin seslerini iitiyorum," dedi hayalet. Prens Ed-mund'un cesedi Jonathan'n yannda duruyordu. Hayaletin parltl gzleri duygusuzca cesede bakyordu. "Saylar ok ve fke dolular. Rahat ol, zavall ruh," diye ekledi Prens, grnmeyen bir eyle konuarak. "Bekleyiin uzamayacak. Zaman ksalyor. Kehanet gereklemek zere."

Kehanet! Haplo kehaneti unutmutu. Ayaa kalkt. "Bana bu kehaneti anlat..." K- ,,,-," -,,,. . Kpek hrlad, ban edi. "Kahretsin! Iktan ekilin!" diye emretti Haplo, karanla kararak. "Sessiz olun!" 'VfYz balklarca gizlenmi, glgeli ekiller belirdi. "Adam bu yana kotu," dedi biri. "Eminim. Scakln hissedebiliyorum. Burada yaam var!" "...yaam var..." dedi hafif bir fslt, tslarcasna. "Lazarlar..." dedi Alfred, hafife i ekti ve duvardan aa kayd. "Bayld!" diye fsldad Jonathan Tam da faydal olabilecei bir anda1 Haplo iten ie kfretti Koridora, geldikleri yne bakt Baka koridorlar getik Yalnz olsaydm, koabilirdim Kama ansm olurdu, zellikle de lazarlar Dk ve Altred ile ilgileneceinden. Kurtadamlar-dan byle kaarsn. Onlara yeni ldrlm bir beden atarsn. Hayvan kendine ziyafet ekerken, sen ortadan kaybolursun. 4.V, Ate DEHIZI Yerde yatan Alfred'e, onun zerine eilen Jonathan'a bakt. Gl olan hayatta kalrd. Zayflar ise olurdu "Kpek! Gel buraya, olum!" diye seslendi Haplo yumuak bir sesle. "Hadi!". , ,, Kpek Alfred'in tepesinde duruyordu. v'"*(tm)r- "* "" *"<">?* Lazarlar baka bir koridoru aratrmak iin durmutu. Tam zamanyd. "Kpek!" diye emretti Haplo. . ,,".*w-*u,,fc Hayvan kuyaunu sallad, szlanmaya balad. . ,, , "Kpek! imdi!" diye srar etti Haplo, parmaklarm klata-rak. Kpek Haplo'ya doru birka adm att, sonra dnp Alfred'e gitti. Lazarlar yine ilerlemeye balamt. Jonathan bak-lanm Haplo'ya kaldrd. ^,, V^rtf. ., ^,^ ,v ,,,., j.,, ;'.}",, "Sen git. Yeterince ey yaptn. Bizim iin hayatn vermeni isteyemem senden. Eminim arkadan da byle olmasn isterdi." O benim arkadam deil! diye baracak oldu Haplo. O benim dmanm! Sen de benim dmanmsn! Siz Sartanlar benim annemle babam ldrdnz, halkm tutsak ettiniz. Saysz binler sizin yznzden ac ekti ve oldu. Elbette sizin iin hayatm vermem! Hak ettiinizi buldunuz. "Kpek!" diye bard Haplo fkeyle, hayvan yakalamaya alarak. Kpek ulaamayaca bir yere kayd, dondu ve dosdoru lazarlara doru atld. 437 KIRKIKINCI BOLUM MEZARLAR, ABARRACH i 'n ;! '"'teT;1' , ,'<"f&H Vi: " ;'"rlS l f " * M ."; Lazarlar saymak kolay deildi. Glgelerin iindeyken, bedenleri ve ruhlar devaml birleiyor, ayrlyor, gz artyor, kafa kartryordu. Siyah cppelere brnmlerdi, la-ranlard bunlar -dier yeni lenleri ne l, ne de diri olanlara evirme gcne sahip olanlar. M '- M ' '* -llx Haplo'nun bir tek tesellisi vard. Onun derisi ile ilgilenmeyeceklerdi. Onu hemen ldreceklerdi. Buna minnettar olmas gerektiini dnyordu.

Lazarlar durdu. Gl eller sinir bozucu kpei yakalamak, bomak, boynunu krmak iin uzand. Haplo havada bir desen izdi. Desen alev ald, bir imek gibi akarak ellerinden akt ve kpee arpt. Mavi-kzl alevler hayvan evreledi. Kpek irilemeye balad ve her srayta biraz daha, biraz daha byd. Kocaman kafas tavam spryordu, dev peneleri yeri sarsyordu. Gzleri ate gibiydi ve burnundan scak duman kyordu Kpek lazarlarm zerine atlad, bedenlerini dev penesi altnda ezdi Hayvann dileri olu etlerde gmld. Boazlan paralamyor, kafalar toptan kopanyordu "Bu onlar durdurur, ama fazla srmez," diye bard Hap- ( 4.18 AtE DEHE lo, kpein bouk hrlamalar zerinden. "Alfred'i ayaa kaldr da gidelim artk!" Jonathan korku dolu baklarn koridorun sonunda gereklemekte olan kymdan kopard. Yeni yeni kendine gelmeye balam, sersemlemi Alfred'i yakalayan Dk ile Prens'in cesedi, Sartan' ayaa kaldrmay baard. Haplo stratejisine karar vermek iin bir an dnd. Geri dnmek imknszd. Tek umutlan kente ulamak, yaayanlardan geri kalanlarla glerini birletirmekte yatyordu. Ve kente ulamak iin, lazarlarn nnden gemek gerekliydi. '*' Arkasna bakmadan koridorda komaya balad. Eer beni takip ederlerse, ne l. Etmezlerse de benim iin fark etmez. Kpek paralanm cesetlerden ve yrtlm siyah cppelerden oluan, tyler rpertici bir sava alannn ortasnda duruyordu. Ta zemin kanla kayganlamt. Haplo duvara yakn duruyor, bast yere dikkat ediyordu. Arkasnda, gen Dk'n nefesinin boaznda hrldadn, admlarn ardn iitebiliyordu. "Haplo!" diye haykrd korkuya boulmu bir ses. Paralanm cesetlerden biri hareket etmeye balamt. Bir kol gvdeye doru srnyor, bir bacak onlara katlmak iin kvranyordu. Lazarn, karanlkta prldayan hayaleti, by gcn kullanyor, paralara ayrlm bedenini bir araya getiriyordu. "Koun!" diye bard Haplo "Ben -yapamyorum," dedi Jonathan nefes nefese Adam korkudan kaskat kesilmiti. Alfred ayaklan zerinde salland, sersem sersem evresine baknd. Prens Edmund'un cesedi tehdide hi aldrmadan, kprdamadan duruyordu. 439 Margaret Wes & Trncy Hicknan Haplo hafif, delici bir slk ald Kpein evresindeki alevler kprdand ve ld, hayvan normal boyutuna dnd Kolayca tekrar birlemekte olan cesetlerin zerinden atlad, kotu ve Alfred'in plak, kemikli ayak bileini diledi. Ac, Sartan' kendine getirdi. inde bulunduklar tehlikeyi grd, Jonathan'm durumunu anlad. Dk'n omzunu yakalayarak, onu lazarlarn nnden srkledi. Kpek evrelerinde koturuyor, kprdanan ceset paralarna doru tehdit edercesine havlyordu. Prens Edmund'un cesedi arkalarnda ciddiyetle,

arbal bir ekilde yryordu. l ellerden biri ona tutundu. Prens onu kaytszca silkeledi. "Ben iyiyim," dedi Jonathan, kaskat kesilmi dudaklarnn arasndan. "Artk beni brakabilirsin." Alfred ona endieyle bakt. , .,,"".,. "Gerekten," diye onu temin etti Dk. Korkun bir bylenmenin ekimindeymi gibi ban evirmeye yeltendi. "Yalnzca... yalnzca o grdmz eylerin deheti..." "Arkana bakma!" Haplo Jonathan' yakalad ve nne dnmeye zorlad. "Neler olduunu grmek istemezsin. Nerede olduumuzu biliyor musun?" Mezarlk sona ermiti. Parlak bir ekilde aydnlatlm, atafatl denmi koridorlarda duruyorlard. "Sarayda," dedi Jonathan. "Bizi kente gtrebilir misin?" Patryn bata Jonathan'm dayanamaca kadar ok ey yaadndan, hibir yardm olmayacandan korkmutu. Ama Dk, muhtemelen sahip olduunu hi bilmedii gcnden geriye kalanlar toplamt. Solgun yanaklar hafife renklendi. "Evet," dedi Jonathan, hafif ama salam bir sesle. "Gtrebilirim. Beni takp edin" nlerinde yrmeye balad. Alfred 440 ATE Denizi yannda yryor, Prens arkadan takip ediyordu Haplo lazarlara son bir bak frlatt. Bir tur silah bulmam lazm, diye dnd. Bir kl onlar ldrmez, ama kamama yetecek kadar oyalar... ,m A(rtt4rti ,fM >4V,-,, ".,,,-,,.t',,. , Souk bir burun eline srtnd. "evremde dolanp durma," diye tersledi Haplo, hayvan itekleyerek. Yrmeye balad. "Sartan' bu kadar seviyorsan, git onun kpei ol. Seni istemiyorum." - , ,," "^,, , > Hayvan srtt. Kuyruunu sallayarak, Haplo'nun yannda yrmeye balad. , , ^ ",*" fl,"".,, ,,,,,,,>A ,^,f ,,,H ""' , ." .; ,,Yalnzca bir kii hayatta. Haplo yaam boyunca pek ok korkun ey grmt. Labirent merhametsizce, acmaszca ldrrd. Ama o gn Nec-ropolis saraynda grdkleri, hayatnn kalan boyunca aklndan kmayacakt. Jonathan saray biliyordu, onlar hzla kvrlan koridorlardan ve odalardan oluan karmak bir bulmacann iinden geirdi. Bata ihtiyatla, dikkatle ilerliyorlard, glgelerden ayrlmyor, kap azlarnda saklanyor, her kede, yeni kurban arayan lazarlarla karlamaktan korkuyorlard. Yaayanlar bizi tutsak ettiler. Biz yaayanlarn kleleriyiz. Yaayanlar artk olmadnda, zgr kalacaz Jera'nn sesi hl koridorlarda yanklanyordu, ama ondan ya da canl ya da yar-canl, baka herhangi bir varlktan iz yoktu. < , , , , 7 - M :( w Fakat her yer llerle doluydu. , 1 ' !< '< <" , f! fit

Cesetler koridorlar dolduruyor, ldkleri yerde yatyorlard. Hibiri driltlmemiti, hibirine, herhangi bir tren yaplmamt. Bir okun oldurduu bir kadn, kollarnda katledilmi 441 Mnrgnret Wes & Ti ney Hckmnn bir bebek tutuyordu. Gafil avlanan, arkadan vurulan bir adam, grmeden onlara bakyordu, l yzde, adeta komik bir hayret ifadesi vard. Haplo bedendeki klc kurtard ve kendisi kullanmak iin ' > H, t"tf *v el koydu. ' < "Artk bu silaha ihtiyacn yok," dedi Prens. "Lazarlar bizi kovalamyor. Kleitus ard onlar. Daha acil ileri var." "Tavsiyen iin teekkrler, ama gene de o yanmdayken kendimi daha iyi hissederim." Hzl bir ekilde, yrrken hem grubun ilerlemeye devam etmesini salad, hem de klcn zerindeki kanl izlerden giderek baz rnler izdi. Ban kaldrdnda, lfred'in dehet dolu baklaryla karlat. "Kaba, kabul ediyonm," dedi Haplo ona. "Ama ssl bir-eyler yapmak iin zamanm yok." <*"><;<$ Alfred itiraz etmek iin azn at. "Bu by," diye ekledi Patryn serinkanllkla, "lazarlan balayan, bedenlerini bir arada tutan byl yaam sona erdire-bilir. Elbette, onlara yaptn o byy hatrlayabilirsen baka." Alfred azn kapatt ve gzlerini kard. Sartan hasta ve bitkin grnyordu. Derisi griydi, elleri titriyordu. Omuzlar byk bir yk altnda kmt. Byk ac ekiyordu ve Haplo sevinebilir, dmannn ektii aclar karsnda neelenebi-lirdi. Ama yapamyordu ve bu duygu onu fkelendirdi. Eski dmannn kan ile bir rn izdi ve yalnzca midesini burkan bir ac hissetti. Holansam da, holanmasam da, Alfred ve ben ayn kaynaktan geliyoruz. Birbirinden ok uzaa dm dallar, biri en tepede, biri aada; birisi a uzanyor, biri glgeden 442 i< AE DEHE > l' kmyor. Ama ikimiz de ayn gvdede yetiiyoruz. Balta gvdeye iniyor, tm aac devirmeye kararl. Sananlarn sonunda, Haplo kendi sonunu okuyabiliyordu. Bu larclk bilgisini Lorduma gtrecek miyim? Yoksa kendime mi saklayacam? Bu, Lorduma yalan sylemem anlamna gelir. Hayatm kurtaran adama yalan sylemem anlamna gelir. Ne dnyorum ben? Elbette bu bilgiyi Lorduma gtreceim. Jonathan' da alacam. Neler oluyor bana? Zayflyorum! Duygusallayonm! Hepsi o lanet Alfred'in suu. O da benimle gelecek. Lordum onunla ilgilenir. Ve ben de izleyip, her dakikann zevkini karacam. Yalnzca biri hayatta. "'"' p' '^- ''"' >' Taht odasnn yanndaki giri salonuna geldiler. Kleitus'a hizmet eden, gzne girmeye alan, Hkmdar'n bir bak ile ereflendirilmeyi uman sarayllar, yerde l yatyorlard. Hibiri silahl deildi, hibiri hayat iin mcadele

edememiti, ama birka, aresizce kamaya almt. Onlar da arkadan baklanmt. "stedikleri eyi aldlar," dedi Jonathan, bedenlere duygusuzca bakarken. "Sonunda Kleitus onlara dikkat etti, her birine." Haplo gen adama bakt. Alfred her lnn ektii aclar, onlarn yerine ekiyordu sanki. Buna karn Jonathan, cesetlerden biri bile olabilirdi. O ve Prens Edmund, esrarengiz bir ekilde birbirlerine benziyorlard. Sakin, arbal, bu trajedi karsnda duygusuz. ''"'' *"f' f ' > "Peki Kleitus nerede?" diye merak etti Haplo yksek sesle. "Ve neden bu lleri arkada brakt? Neden onlar lazara evirmedi?" 443 Mnrgaret Weis & Tracy Hckmnn "Bu grubun iinde hi laran olmay dikkatini ekmi olmal," diye yant verdi Alfred hafif, titrek bir sesle. "Kleitus kontrol salamal. Birka gn iinde geri dnp, daha nce yapt gibi lleri kaldracak." "Tabii," diye ekledi Jonathan, "artk Kleitus llerle dorudan iletiim kurabiliyor. Lazarlar sayesinde ller zek kazand." Bir ama ve kararllkla hareket eden l ordular; kskandklar ve nefret ettikleri kiileri -yaayanlar- ldrmek iin. "Sarayda hikimseyi bulamam olmamzn sebebi bu," dedi Prens. "Kleitus ve Jera, ordularyla ilerlediler. Ate Denizi'ni gemeye, bu dnyadaki son yaayan halka saldrmaya ve onlar ldrmeye hazrlanyorlar" "Senin halkn," dedi Haplo. .. ,"^4 ,", ^,,, .y.;^ "Onlar artk benim halkm deil," dedi Prens. "Artk benim halkm bunlar." Beyaz, prldayan hayalet, souk solgun yzlere hafif bir k saarak, cesetlerin ortasnda durdu. Mutsuz ruhlarn fsltlar, sanki ona yant veriyorlarm gibi, havay doldurmutu. " ," ,,f v ^^ Wfr. Ya da ona yalvaryorlarm gibi. "Baltazar' uyarmalyz. Peki ya gemin?" diye sordu Alfred aniden, Haplo'ya dnerek. "Gvende olacak m? Buradan gitmeyi baarabilecek miyiz?" Haplo, gemisinin elbette gvende olduunu, korunduunu syleyerek terslenecek oldu Ama szckleri dudaklarnda snd. Nasl emin olabilirdi ki? Lazarlarn sahip olduu gleri bilmiyordu Eer gemiyi yok ederlerse, yeni bir tane bulana kadar burada ksl kalrd. Tuzaa dm bir halde, l ordular ile savaarak, asla durdualamayacak, asla yenilmeyecek olanlara kar savaarak. 444 AE Denizi "imdi ne yapyor? Kleitus u anda nerede? Biliyor musun?" "Evet," diye yant verdi Prens. "llerin seslerini duyuyorum. Glerini harekete geiriyor, ordusunu topluyor, onlar ileri gndermeye hazrlanyor. Gemiler demirli, bekliyor Tm birliklerini yklemesi zaman alacak." Haplo hayaletin glmsediine yemin edebilirdi. "ller artk koyun gibi gdlemiyor. Zekiler ve zek serbeste dnme, serbeste hareket etme yetisini getirir. Ve bu da, kanlmaz olarak, kargaay." "Demek zamanmz var," dedi Haplo. "Ama Ate Denizi'ni gememiz gerek." "Ben bir yolunu biliyoam," dedi Prens, "eer bu yolu kullanacak cesaretiniz varsa." - Bu artk bir cesaret meselesi deildi.

Alfred, Haplo'nun dncelerini dile getirdi. "Baka seeneimiz yok." l KIRKNC BLM NECROPOLIS, ABARRACH Necropolis ismine layk bir hal kazanmt. Paralanm bedenler kap azlarna ylm, kamalarna frsat verilmeden vurulmulard. Kaamazlard da zaten Yaayanlarn canlarn alma abas iinde kaplar devrilmi, ller tarafndan yerlerinden koparlmt. Baarl olmulard. Oluklarda akan su, kanla kapkara kesmiti. Prens Edmund'un hayaleti onlar ller Kenti'nin dolak tnellerinden geirdi. Ana kapdan kandlar, konmuyor olabilirdi ve kentten fare deliklerini kullanarak katlar. Duvarlarn dna knca, uzakta, yksek maara tavanndan yansyan ve zemini sarsan bir gmbrdeme geldi kulaklarna. Savaa hazrlanan llerin sesi. ." , , , Y Pek ok pauka, hl arabalara balanm bir halde, Necro-polis'in eteklerinde dolanyordu. Hayvanlar lgna dnm, kan kokusu yznden dehete dmlerdi. Sahipleri ve binicileri lmt, bedenleri ldkleri yerde braklm ya da katliama katlmak zere diriltilip gtrlmt. Haplo ve Jonat-han bir araba buldular ve iindeki bir adam, bir kadn ve iki ocuk cesedini dar srklediler Alfred ieri trmand, ne yaptnn pek az farkndayd, genellikle Jonathan'n, bazen de AtE DEnz Haplo'nun -kaba- rehberliinde, yalnzca syleneni yapyordu, ll i ! . ,, u, , ,t , ,. , Araba yola kt. Pauka, birisi, bir kez daha hayatnn kontroln eline ald iin rahatlam grnyordu. Jonathan arabay sryor, Haplo yannda oturmu, evreyi gzlyordu. Prens Edmund'un cesedi Alfred'in yanndaki yolcu srasnda dimdik oturuyordu. Prensin hayaleti yol gsteriyordu. Kilometreler boyunca douya, Gedik Tepe'ye doru gittiler. Bir yolazna geldiklerinde, araba Ate Denizi'ne, gneye doru dnd. Kpek arabann yannda kouyor, paukaya havlayarak hayvan sinirlendiriyordu. Jonathan cesaret edebldiince hzl sryordu arabay. Araba talarla kapl yolda hoplayp sallanyor, kairn otu tarlalar yanlarndan yeilimsi bir bulanklk gibi hzla geiyordu. Alfred sarslan arabann yan tarafna tutunmu, her an iinden frlamay ya da iinde baaa dnmeyi bekliyordu. Can korkusu iindeydi, anlamad bir duyguydu bu, nk hayatnn pek az anlam kalmt. Bizi hangi hayvans igdler hayatta tutuyor? diye merak etti Alfred kendi kendine acyla. Oturup lmek daha kolayken. Araba bir keyi iki tekerlek zerinde dnd. Sartan iddetle cesedin souk ekline doru itildi. Araba dzeldi. Alfred de doruldu. Prens Edmund'un cesedi her zamanki vakan ile yardmc olmutu ona. Neden hayata sarlyorum? Benim iin yaanacak ne kald zaten? Bu dnyadan kasam bile, grdklerimin ansndan, halkmn ne hale geldii gereinden asla kaamam. Neden onu uyarmak iin Baltaza'a koaym? Hayatta kalrsa, lm Kaps'n aramaya devam edecek. Nasl gecen bulacak ve 44T Margaret Weis & Tracy Hckman

lanclk hastaln, dier lemlere tayacak. Haplo da bu sanat Lorduna gtrmekle tehdit etti Evet, diye dnd Alfred, ilk geldiimizde bahsetti Patryn bundan. Ama bir daha sz gemedi. imdi ne dnyor, merak ediyorum. Bazen, ruhumda hissettiim dehetin aynsn onun gzlerinde de okuduumu sandm. Ve Lanetliler Oda-s'nda, yanmda oturan gen adam oydu! Grdklerimi grd. . "Tpk senin gibi, o da bu dnceyle savayor," dedi Prens, Alfred'in dncelerinin arasna girerek Irkilen Alfred konumaya, itiraz etmeye alt, ama szckler aznda doland. Neredeyse dilim srp koparyordu. Ama Prens Edmund anlad. 1 "Aranzda yalnzca bir kii yreini geree at. Jonathan henz tamamen anlamyor, ama sizden daha yakn geree." "Ben... gerei... bilmek istiyorum!" demeyi baard Alfred; dilini tekrar srmamak iin dilerinin arasndan konumutu, ! "yle mi?" diye sordu hayalet ve Alfred onun serinkanllkla glmsediini grdn sand. "Hayatn gerei reddederek harcamadn m'" Baylmalar: bata by glerini aa karmamak iin bilinli olarak kullanmt, ama sonra kontrol edilmez olmulard. Sakarl: ruhu ile elien bir beden Ona ok fazla, istemedii kadar, bakalarnn onu kullanmak isteyebilecei kadar g verecek bir byy hatrlamay beceremeyii -yoksa bir reddedi miydi Devaml kendini seyirci yerine koymu, ne iyilik ne de ktlk adna, eyleme gememiti. "Ama baka ne yapabilirdim?" diye sordu Alfred, kendini savunurcasna "Eer meneliler bir tanrnn gcne sahip ol448 DtniHi dm anlasalard, yaamlarna mdahale etmem iin o gc kullanmaya zorlarlard beni." -'1 <*'u' j,h!,M>i; . ;' "Seni zorlarlar myd? Yoksa ayartrlar myd?"'<''v'"!#* j*' "Haklsn," diye kabul etti Alfred. "Zayf olduumu biliyorum Ayartma benim iin ok gl olurdu, ok glyd. Ona teslim oldum -lm, takip eden tm trajedileri nleyebilecekken, Bane denen ocuun yaamn kurtardm." ,A,v "Neden kurtardn o ocuu? Neden" -Prens'in hayalet baklar Haplo'ya kayd- "adam kurtardn? Dmann? Seni ldrmeye ant imi bir dman? Yant iin, gerek yant iin yreine bak " 1 Alfred iini ekti. "Hayal krklna urayacaksn. Keke asil bir lk iin yaptm syleyebilseydim -valyece bir onur, kendini feda eden bir cesaret. Ama yle olmad. Bane konusunda, merhamet idi. Bir anlk mutluluk tanmadan len, sevilmemi bir ocuk iin merhamet. Ve Haplo? Birka ksa an boyunca onun derisi iinde yaadm. Onu anlyorum." Alf-red'in baklar kpee gitti. "Sanrm onun kendisini anladndan daha iyi anlyorum." "Acma, merhamet." &jt <>iu-'" "Hepsi bu, sanrm," dedi Alfred > \? ttimM'h'st, " "Bu her eydir," dedi hayalet. zerinde ilerledikleri yol bo, terk edilmiti Pek ok ayak tarafndan ezilmiti l ordusunun bir ksm buradan gemi, kentten, Ate Denizi'ne giden anayollara akmt Miferler, zrh paralan, kemikler ve orada burada, dm, paralanm bir iskelet ordusunun getii yerin yaknnda yatyordu iftlik ya da binek arabalar braklmt, yolcular ya oldurulmu, ya da olu ordusunun geldii sylentisi zerine kant

449 Mm-garet Wes Tracy Hcknan Alfred bata Tomas'n hakl olduunu dnmt. Mezarlklardan ktklarndan beri tek bir yaayan grmemilerdi. Necropolis'in iinde ya da etrafnda, hikimsenin llerin fkesinden kaamadndan korkuyordu. Ama yolculuklar srasnda, birka kez, yksek kairn otlar arasnda gizlenmi hareketler dikkatini ekmi, bir ban kaldrldn, gzlerin -yaayan gzlerinkorkuyla baktn grdn dnmt. Ama araba, grdklerinden emin olamayaca ya da dierlerine gsteremeyecei bir hzla ilerliyordu. Ama kk bir umut krnts, kapal bir kapnn altndan szan k gibi, karanl aydnlatmt. Morali dzeldi, yeni bulduu umutla m, yoksa hayaletin rahatlatc szleriyle mi, karar veremiyordu. Beyni, tutarl dnemeyecei kadar sallanp sarslyordu. Arabann yan tarafna tutundu ve sert bir kararllkla asld. Yaamn bir anlam ve amac vard. Bunun ne olduundan emin deildi henz, ama en azndan aramaya devam etmeye karar vermiti. /^f k "&'"*,' Araba Ate Denizi'ne, tehlikeye yaklat. Bir tepenin stne knca, Alfred uzaktaki rhtmlara, gemilerin evresinde kargaa iinde dnp duran l ordusuna bakt. A bir ejder yavrusunun saldrsna uram bir mercankaya larvas kolonisi aklna geldi. Bata her larva yalnzca a enelerden kamaya almt. Fakat ilk kargaa ve panikten sonra, tehlike onlar birletirdi. Dndler ve birlik halinde saldrgana saldrdlar. Anne ejder yavrusunu tam zamannda kurtarmt. O anda rhtmlarda kargaa ve panik hkm sryor olabilirdi, ama tek bir ama, ksa sre sonra onlar birletirecekti. Araba tepeden aa frlad, onlar rhtmlardan uzaklatracak ekilde douya yneldi. Jonathan lgna dnm pauka-y boyun kracak bir hzda sryordu. Ordular ve gemiler Alf450 AtE Denizi " ; >, red'in gzlerinden kayboldular. ' lgn yolculuk sonunda bitti. Araba Ate Denizi'nin kayal kysnda durdu. Pauka yolun zerinde, yere kverdi, nefes nefese kalmt. nlerinde, alev alev magmadan engin bir okyanus portakal krmzsyla parlyor, kzl maarann tavanndan sarkan siyah sarktlarn zerinden yansyordu. Denizin krmz arka plan zerinde siyah siyah dikilen dev dikitler, sra sra dilere benzeyen bir ky oluturuyordu. Magma ar ar dikitlere doru dalgalanyordu. Yukardaki kentten kaan dolambal bir su aknts, denize dalyor, tslyor, scak, slfr dolu havaya buhar bulutlan gnderiyordu. Yaayanlar ve ller sahilde durmu, denize doru bakyordu. Alfred, uzakta, kar kyy zar zor grebildiini dnd. "Burada bir tekne bulacamz sylediini sanyorum," dedi Haplo, Prens'i serte, pheyle szerek. '.; v- ,st:,< "Burada kar kyya gemenin bir yolunu bulacanz syledim," diye dzeltti Prens Edmund. "Bir tekne hakknda hibir ey sylemedim." Hayaletin beyaz, prltl kolu kalkt, belirsiz bir parmak iaret etti. ?,"ftV' 'i-: "S Bata Alfred, Edmund'un karya gemek iin by kullanmaktan bahsettiini sand.

"Yapamam," dedi Sartan uysallkla. "ok zayf dtm. Srf hayatta kalmak iin bile tm enerjimi kullanyorum." Daha nce kendi lmllnn ykn hi bu kadar ar bir ekilde hissetmemi, gcnn fiziksel snrlar olduunu fark etmemiti. Abarrach Sartanlarn anlamaya balyordu, tpk Haplo'yu anlamaya balad gibi. Onlarn derilerinin iinde yryordu. 451 Mnrgaret Weis & Tracy Hickman Hayalet hibir ey demedi; Alfred yine, saydam dudaklarda bir glmseme belirdiini sand. Hayalet iaret etmeye devam etti. idw"i,H ?'(!,"-> '",''. "Bir kpr," dedi Haplo. "Bir kpr var." ; "Kutsal..." Alfred Kutsal Sartan, demek zereydi. Szckler dudaklarnda ld. Bir daha asla kullanmayaca bir szd bu, en azndan iyice dnmeden kullanmayaca bir sz. Haplo gsterince, Alfred kpry grebildi (bu isim verilerek ereflendirilebilirdi herhalde). Aslnda, bir dizi byk, tuhaf ekilli kayann, bir kydan tekine, ard ardna dizilmesiyle olumu dz bir izgiydi, baka bir ey deil. Sanki dev bir stun denize yklm, kalntlar bu kpry oluturmu gibiydi. "Den stun," dedi Jonathan, anlayarak. "Okyanusun or-tasmdayd." "Eskiden okyanusun ortasndayd," dedi Prens. "Deniz klyor ve artk kar tarafa ulamak iin kullanlabiliyor." "Eer cesaretimiz varsa," diye mrldand Haplo. Kpei kucaklad, kafasn kad. "Geri fark ettiinden deil." Gzleri Alfred'e gitti. "Dediin gibi, Sartan, baka seeneimiz yok." Alfred yant verecek oldu, ama boaz yanyordu, az kupkuru olmutu. Krk kprye, ykk stunun dank paralar arasndaki dev aralklara, altta akan magma denizine bakmaktan baka bir ey yapamyordu. Yanl bir adm, bir ayak kaymas... Peki yaamm neydi, diye merak etti Alfred kederle, sonsuz bir yanl admlar ve ayak kaymalar dizisinden baka? Kydaki kaya paralarnn arasndan kyya indiler. Yol tehlikeliydi -eller ve ayaklar slak kayalarn zerinde kayyor, sis gzlerinin nnde yzyor, grnty bulanklatryordu. 452 AtE DEHZ ,,- . \ l' ' 1" ' Alfred sesi kslana, nefesi kesilene kadar rnler syledi. Ykk stunun kaidesine ulatklarnda yorulmutu ve asl zor ksm daha nlerindeydi. Dinlenmek ve nlerinde uzanan yolu incelemek iin kaidede durdular. Jonathan'n solgun yz terle parlyor, slak sa akaklarndan sarkyordu. Gzleri km, karanlk glgelerle evrelenmiti. Eliyle azn sildi, kuruyup atlam dudaklarn yalad -yanlarna su alamadan saldrya uramlard-ve sanki iradesinin bir ucunu o karanlk ufka sabitlermi ve onu, kendisini karya ekecek bir halat olarak kullanmaya ni-yetliymi gibi, kar kyya bakt. Haplo ykk stunun ilk paras zerinde yrd. lk para, kaide, en uzun ve almas en kolayyd. Topuklarnn zerine kt, merakla kayaya bakt, elini zerinde gezdirdi. Kyda oturmu nefes almaya alan Alfred, gc ve genlii iin Patryn'e gpta etti. ,.",.,. , ,"",

Haplo iaret etti. "Sartan," dedi buyururcasna. ,,!}! ;';;*,.? "Adm... Alfred." .-/.f." Haplo baklarn kaldrd, kalarn att. "Oyun oynamak iin zamanm yok. Biraz faydal ol, eer bu mmknse. Gel de una bir gz at." Hepsi stunun zerine trmand. Geniti - geni iftlik arabas yanyana zerinden geebilir, yine de kenarda bir veya iki araba iin yer kalrd. Alfred, sanki bir rma aan har-gast dalndaym gibi ihtiyatla ilerledi. Haplo'ya yaklanca, Sartan'n aya kayd ve elleri ile dizleri zerine dt. Gzlerini kapatt, parmaklarn kayaya geirdi. "Gvendesin," dedi Haplo tiksinti iinde. "Lanet olsun, bu eyden aa dmek iin baya uraman gerekir! Gzlerini a, seni lanet olas. Bak, uraya bak." 453 Mnrgaret Wes & Tracy Hicknan Alfred gzlerini ap korkuyla evresine baknd. Kenardan epeyce uzaktayd, ama altndaki magma denizinin fena halde farkndayd ve bu da kenar daha yakndaym gibi grnmesine sebep oluyordu. Baklarn ktcl, portakal krmzs akntdan kopard ve ellerinin altndaki kayaya bakt. Rnler... kayaya kazlm. Alfred iinde bulunduu tehlikeyi unuttu. Elleri sevgiyle taa oyulmu eski rnler zerinde dolat. "Bunlar bize herhangi bir ekilde yardmc olabilir mi? Byleri bir ie yarar m?" diye sordu Haplo, sanki bylerinin batan beri pek bir ie yaramadn ima edermi gibi. Alfred ban sallad. "Hayr," dedi bouk bir sesle. "Stunun bys bize yardmc olamaz. Byleri yaam vermek, bu lemden yukardaki lemlere yaam tamak iin kullanlm." Prens'in cesedi ban kaldrd, l gzler, belki de zerinde yrd topraklardan daha aka grebildii topraklara bakt. Hayaletin yzndeki ifade sertleti, hznlendi. "By artk bozulmu." Alfred derin bir nefes ald, kyya bakt, kaidenin krk, entikli kenarlarn izledi. "Stun kazayla devrilmemi. Bu mmkn deildi, bys bunu engellerdi. Stun kastl olarak yklm. Belki de, Necropolis'ten ektii yaam yukarya tadndan korkanlar tarafndan. Sebebi her ne idiyse, bys yok olmu ve asla yenilenemez." Bu dnya gibi, llerin dnyas gibi. "Bakn1" diye haykrd Jonathan. Yz, gzleri, atein scakln yanstyordu. Uzakta, kydan alan ilk gemileri grebiliyorlard. ller karya gemeye balamlard. 454 KIRKDRDNC BLM ATE DENZ, ABARRACH Rn bezeli stun zerinde cesaret edebildiklerince ilerlediler. Gemilere gre avantajl durumdaydlar, buras Ate Deni-zi'nin en dar noktasyd. Kyya Kleitus ile ordusundan daha yakndlar. Gemilerin grnts onlar harekete geirdi, glerini yeniledi. Rnler bylerini kaybetmi olabilirlerdi, ama taa yaplm oyuntular, kaygan kaya zerinde ayaklarnn salam basaca noktalar salyordu. Sonra, krk parann sonuna geldiler. V-W'W onum'. .<

Dev, V ekilli bir boluk iki stun parasn birbirinden ayryordu. Magma denizi arada dalgalanyor, keskin, entikli kenarlardan yukar kaynyordu. "Buradan geemeyiz!" dedi Alfred, bolua dehet iinde bakarak. * "^'*;v'*. "Buradan geemeyiz." Haplo gzleriyle lt. "Ama aadan geebiliriz. Sen bile o atlay yapabilirsin, Sartan." "Ama kayarm1 Derimi Ben -ben... deneyeceim." Alfred yutkundu, Haplo'nun kslm gzleri, fkeli baklar altnda baklarn indirdi "Seenek yok Seenek yok Seenek yok," diye sylenmeye balad Alfred, dua eder gibi Elinde kalan tm by kay45S Mngaret Wes & Tracy Hickman naklanm konmak zomndayd. Ve bir ekilde, bu dua ie yarar gibi oldu. "Sen bir aptalsn," dedi Haplo, onu duyunca. Patryn boluun dibinde durmu, bacaklarn am, bir kedi gibi, dzgn olmayan kaya yzeyinde denge kurmutu. Alfred'in ince kolunu yakalad ve titreyen adam dengeledi. "Atla." Alfred korkuyla, ona inanlmaz bir aklk gibi gelen lav akntsna bakt. "Hayr!" Geri ekildi "Yapamam! Asla yapamayacam! Ben..." ,; ,,,,. "Atla!" diye kkredi Haplo. .. Alfred dizlerini bkt ve arkadan yaplan gl bir iteleme ile aniden umaya balad. Sanki kar tarafa kanat rpabilir-mi gibi kollan savrularak, tm arlyla, lav denizinin alt metre yukarsndaki kaya kntsna kondu. Kayyordu. Elleri tutunacak yer arad. Dyordu, altndaki magmaya kayyordu. "Dayan!" diye bard Jonathan lgnca. Alfred bir kntya vahice tutundu. Parmaklar kntnn evresine sarld ve dn durdurmay baard. Elleri terden srlsklamd, eli kayyor gibi oldu, ama aya basacak bir yer bulmutu ve kendini durdurdu. Harcad gle kollan ve bacaklar aryarak, kendini kntnn st ksmna ekti ve titreyerek, gvende olduunu dnmeye cesaret edemeyerek, orada bzlp kald. Rahatlamaya zaman yoktu. Ne olup bittiini anlayamadan, Haplo'nun yorulmaz kollarnn yardmyla, Jonathan boluun stnden atlad Gen Dk kolayca ve zarafetle kondu. Alfred onu yakalad ve dengeledi. "kimiz iin yeterince yer yok. Sen k," dedi Alfred ona. "Ben burada beklerim." 45l jrt; Ate DEHZ Jonathan itiraz etmeye yeltendi. Alfred iaret etti. Stunun st ksm da doru uzanyor, yukarda, bir baka dzlk oluturuyordu. Buradan yukar trmanmak iin gl kollar gerekliydi. Jonathan grd, anlad ve yukarya trmanmaya balad. Alfred bir an iin onu endieyle izledi ve Prens Edmund'un cesedinin yannda durmakta olduunu fark edince olduka rkt. Cesedin akl gemeyi nasl baard, Alfred'n kavraynn dmdayd. Hayaletin bedene yardm ettiini varsaymaktan baka bir ey yapamyordu.,. " ,-,-,. , ^>\ ^f( ,f: M > , ,. " Prltl, beyaz ekil, cesedin parlak glgesiydi ve onlar evreleyen sisten zar zor ayrt edilebiliyordu. Hayalet ne kadar da bamsz grnyordu. Neden bu

kabuu arkasnda srklemeye zahmet ediyor ki? JS|,, v ^ns^at'i ""..A'V ",tf*\t.&rr "Kenara ekil, Sartan!" dn e bard Haplo. "Dierlerinin yanna trman!" "Bekleyeceim! Sana yardm ederim!" "Sen git kendine," -bir sonraki szler belirsizdi, magmann alkants altnda kaybolmutu- "yardm et!" w ,,, Alfred duymam gibi yapt, srtn kayaya dayayarak, aldrszca bekledi. Haplo kyda kprd, ama tartacak zaman yoktu. Beline takt klc kontrol etti ve gvenle balanm olduundan emin oldu. Bacak adaleleri kasld. Kendini ileri doru frlatt, magmann zerinde havada utu ve Alfred'in altnda, duvara yapan sinek gibi kaygan kayaya yapt. Kaymaya balad. Kpek, akln karsndan yksek sesle havlad jn"Alfred uzand, Patyn'in rn bezeli bileklerini yakalayp ekti. Srtna bir ac sapland, kaslar boand, ayaklan zerinde durduu kntnn kenarnda sunundu Dengesini kaybe4S7 Margnret Weis & Tracy Hickman diyordu. Ya brakacak, ya da aa dme riskini alacakt. Alfred pes etmeyi reddetti. ini aratrd ve var olduunu hi bilmedii fiziksel g kaynaklar buldu. Skca tutundu ve son, aresiz bir enerji patlamasyla, geriye doru ekildi. Ayaklan altnda kayd, ama Haplo'yu kntya ekmeden nce deil. > f-f". m,^ ". -.',' iv Patryn kayalara ve Alfred'e tutundu, nefesi dzelene kadar bekledi, sonra kalan mesafeyi srnerek at. Hibir uyan olmadan, kpek zarif bir atlayla karya geti. Yanlarna inerek ikisini neredeyse kntdan aa drd ve sonra her birine parlak gzlerle, grne baklrsa epeyce elenerek bak"Baka gemiler de gemeye balad!" diye bildirdi Jonathan yukardan. "Acele etmemiz lazm!" Alfred'in bedeni aryor, kaslar yanyordu. Yan tarafndaki ac, sanki birisi onu hanerliyormu gibiydi. Yaralanm, bere-lenmiti ve kntdan yukar trmanmak yle dursun, yryecek gc olup olmadn merak ediyordu. Ve amas gereken ka tane stun paras kalmt acaba? Belki de bundan daha geni olan, ka tane aklk kalmt? Gzlerini kapatt, sonra, yanmakta olan cierlerine hibir rahatlama getirmeyen derin bir nefes ald ve bitkinlik iinde devam etmeye hazrland. "Sanrm sana teekkr etmem lazm..." diye balad Hap-lo, her zamanki alayc ses tonuyla. "Bo ver! Senin teekkrn istemiyorum!" diye bard Alfred ona. Barmak iyi gelmiti. fkelenmek ve fkesini serbest brakmak iyi gelmiti. "Ve lanet hayatn kurtarmamn karln demek zorunda gibi de hissetme, nk zorunlu deilsin! Yapmak zorunda olduumu yaptm. O kadar!" Haplo, Alfred'e hayretle, bo bo bakt. Sonra Patryn'in du458 ATE Denizi daklan seirmeye balad. Kendisini kontrol etmeye alt, ama o da ok yorgundu. Kahkahalar atmaya balad. Kayalara dayanmak zorunda kalana kadar, gz kapaklarnn altndan yalar szlene kadar gld. Alnndaki bir kesikten akan kan silen Haplo sntt ve ban sallad, .^^fn^,^ "Kfr ettiini ilk kez duyuyorum, Sar..." Durdu. "Alfred," diye deitirdi. * ' ti,

Bir boluu amay baarmlard, ama bu pek ok boluun ilkiydi yalnzca. llerin buharl ejder gemileri magma denizini ayor, alev krmzs zerinde kapkara grnyorlard. Alfred krk stunun zerinde glkle yryor, gemilere, bir sonraki bolua bakmama, onu dnmemeye alyordu. Bir adm, sonra bir adm daha, sonra bir adm daha... .-j^ "Kyya asla zamannda..." <,: "! Durun!" diye tslad Haplo, Jonathan'n szn keserek. Alfred evresine baknd, Patryn'in gergin sesleniindeki tela, aryan bedenindeki ve aresiz zihnindeki uyuukluu yrtnt. Haplo'nun derisindeki rnler parlad. Normalde mavi olan ltlar, magmann kzl parlts altnda pembelemi-ti. Kpek sahibinin yannda hrlayarak, tylerini kabartarak, bacaklar gergin bir halde durdu. Alfred lgnca arkasna baknd, stun zerinde kendilerini takip eden l srleri grmeyi umuyordu. Hibir ey. Onlar kovalayan hibir ey yoktu. nlerinde yollarn tkayan hibir ey yoktu. Ama yolunda gitmeyen bir ey vard. Deniz kprdyor, toparlanyor, evrelerinde ykseliyordu. Bir gelgit olay m? Magmadan oluan? Dikkatle denize bakt ve grdklerinin optik bir yanlsama olduuna inandr4S9 Mnrgaret Wes & Trncy Hcknnn l maya alt kendisini. ,<ft,; ''','.< bt ui"'-,y >>> Gzler! Ona bakan gzler vard! Denizde gzler vard. Denizin gzleri. Kzl bir kafa magmann derinliklerinden frlad ve onlara doru kayd. Krplmayan gzler onlar daimi bir gzetleme altnda tutuyordu. Gzler devasayd. Alfred ban emeden gzbebeklerinin kara aklndan ieri yryebilirdi. "Bir ate ejderi," dedi Jonathan nefes nefese. "Demek byle sona erecek," dedi Haplo yumuak bir sesle. .. Alfred aldr edemeyecek kadar yorgundu. Aslnda, ilk hissettii rahatlama olmutu. Bir baka lanet boluktan atlamayacam. Bir mzrak ucu kadar dzgn ve keskin bir ejder kafas, yukar ykseldi. Boynu uzun, dar ve zarifti. Dikitlere benzeyen sivri pullar yele gibi sralanmt zerinde. Beden, denizden ykseldiinde, zerini kaplayan pullar krmz krmz ldad. Havayla karlanca hemen soudular, karardlar, yalnzca snmekte olan bir atein iindeki kmr paralan gibi, geride kzl bir lt kald. Yalnzca gzler canl, alev alev bir krmz idi artk. ", "Onunla savaacak gcm kalmad," dedi Haplo. ,>' Alfred ban sallad. Konuacak enerjisi bile yoktu. "Buna gerek kalmayabilir," dedi Jonathan. "Yalnzca tehdit altnda hissettikleri zaman saldrrlar." "Ama bize pek sevgi duymazlar," diye ekledi Prens, "ve bunu sylemek iin yeterince sebebim var." "Saldrsa da, saldrmasa da, gecikme lmcl olabilir," diye iaret etti Haplo "Benim ir r fikrim var." Jonathan yavaa, dikkatle, stun boyunca, yaklamakta olan ejdere doru yrd. "Hibir teh4 f, l) Ate DEFIIEI ditkr hareket ya da jest yapmayn." "' ' . " Hayvan ona bakt, ama krmz gzleri daha ok Prens'in hayaleti zerindeydi. <>< v > iv,-J"" ,'v ," r.HJis s"i; t.* . , "Sen nesin?"

Ejder, Prens'e hitap etmi, Jonathan', krk stun zerinde duran herkesi grmezden gelmiti. Haplo elini kpein bana koydu ve sessiz kalmasn salad. Hayvan titriyordu, ama sahibine itaat etti. ,- . <,*, "Daha nce hi sana benzer bir ey grmedim." Ejderin szleri aka ayrt edilebiliyor, aka anlalyordu, ama yksek sesle sylenmemiti. Ses, kan gibi, bedenlerinin iinde akyormu gibiydi. ,'*Wt "i'A^rt *,""!"?'*,"'"*< 4"t> ,,. "Ben, olmas amalanm olanm," dedi hayalet. "Gerekten mi?" Yark gzler grup zerinde doland. "Ve bir de Patryn. Bir kayann zerinde ksl kalm. Srada ne var? Kehanetin gereklemesi mi?" < V ;-. ! '" <}' >.$$? "Byk ihtiya iindeyiz, hanmefendi," dedi Jonathan, yerlere kadar eilerek. "Necropolis halknn ou l yatyor..." "Benim halkmn ou l yatyor!" Ejder tslad, siyah dili kprdand. "Bundan bana ne?" >,:, "Ate Denizi'ni amakta olan gemileri gryor musunuz?" diye iaret etti Jonathan. Ejder ban evirmedi, okyanusta neler olup bittiinin farknda olduu akt. "Lazarlar ve l ordularn tayorlar..." "Lazarlar!" Ejderin yark gzleri ksld. "llerin yrmesi yeterince kt. Lazarlar Abarrach'a kim getirdi?" "Ben getirdim, hanmefendi," dedi Jonathan. Ellerini kavuturdu, skca kavrad, acsn iinde tuttu. "Benden yardm alamayacaksn!" Ejderin gzleri fke iinde alevlendi. "Brak, bu dnyaya getirdiin ktlk seni de 41.1 Margaret Weis & Tracy Hickman beraberinde gtrsn!" "O aslnda masum, hanmefendi. Ak iin yapt," diye bildirdi hayalet. "Kars ld, onun hayat iin kendisininkini feda etti. Kocas gitmesine dayanamad." * ' " 1 "Aptallk, o zaman. Ama su ieren bir aptallk. Daha fazla syleyecek..." "Kusurumu telafi etmek istiyorum, hanmefendi," dedi Jo-nathan. "Bunu gerekletirmek iin gerekli bilgelik bana verildi. imdi, gerekli cesareti bulmaya alyorum..." Szlerini tamamlayamad. Yutkundu, derin bir nefes ald. Elleri birbirini daha sk kavrad. "Arkadalarm ve ben kar kyya, lazarlar-dan ve kumanda ettikleri llerden nce ulamalyz." "Sizi tamam istiyorsun," dedi ejder. ;, .^, ;' ., M .-' "Hayr..." Alfred ayakkablarnn iinde sarslyordu. * "Kes sesini!" Haplo elini Sartan'n koluna koyup susturdu onu. "Eer bize bu onuru bahederseniz, hanmefendi." Jonat-han yine eildi. \ "Sylediin eyi yapacandan nasl emin olabilirim? Belki de yalnzca, her eyi daha da kt bir hale getirirsin." "Kehanetin bahsettii kii o," dedi Prens. Haplo'nun, Alfred'in kolundaki eli seirdi. Alfred adamn dudaklannn bkldn, kalarnn merakla atldn grd. Ama Patryn sessizliini bozmad. imdi en byk endiesi, gemisine gvenlik iinde ulamakt. "Sen de onunla msn?" diye sorgulad ejder. "Evet." Prens Edmund'un cesedi dimdik duruyordu, hayalet onun parlak glgesi gibiydi. "Patryn de mi?"

"Evet, hanmefendi" Haplo'nun szleri ksayd. O alev alev 4<.2 Denizi gzler dikkatle bakarken, baka ne syleyebilirdi. "Sizi gtreceim. abuk olun." ,-(1 ",-j', ^;|, j^j^J Ejder krk stunun daha yaknna kayd. Dikenli boynu ve ba, altnda duran zayf figrlerin yannda dev gibi ykseldi. Kasl, kvranan bir beden denizden ykseldi. Srt dzd, dikenler belkemii boyunca uzanyordu. Dikenli kuyruun ucu, ok ok uzakta, lav denizinin iinde rpnyordu. Jonathan hzla indi, dikenlerin birini yakalad ve iniini dengelemek iin kulland. Ceset onu takip etti, prldayan hayaleti cesedin admlarna rehberlik etti. Alfred arkadan izledi, ejderin boynuna tereddtle dokundu, scak olmasn umuyordu. Ama pullar olduka serindi, siyah cam kadar sert ve parlaktlar. Sartan, Arianus'ta ejder srtna binmiti ve bu ejder o hava dnyasmdakilerden olduka farkl olsa da, bata dnd kadar korkmamt. Stunun zerinde yalnzca Haplo ile kpek kalmt. Patryn, ejderi dikkatle szyor, baklar, sanki en iyi karann ne olduunu kestirmeye alrm gibi, ilerideki stuna kayyordu. Kpek inledi, sindi, sahibinin arkasna sakland ve ejderin gzlerinden kanmak iin elinden geleni yapt. Alfred Patryn'in korkusunu, ikilemini anlayacak kadar biliyordu Labirent'i. Labirent'teki ejderler zeki, ktcl ve lmcldr; asla gvenilemezler, her zaman kanmak gereklidir onlardan. Ama llerin buharl gemileri okyanusun ortasna ulamak zereydi. Haplo kararn verdi ve ejderin srtna atlad. "Kpek, buraya!" diye seslendi. Hayvan stun zerinde ne, arkaya kotu, atlamak iin ekimser bir teebbste bulundu, son anda vazgeti, sonra szla41,3 Mnrgaret Weis Trncy Hcknan narak bir aa, bir yukar komaya devam etti. , >', ,> ; <\ "abuk olun!" diye vyard ejder.~"' ' "' '' "Kpek!" diye emretti Haplo, parmaklarn klatarak. 'J Hayvan kendini toplad ve aresiz bir zplayla tam Hap-lo'nun kucana dp, onu aa devirecek gibi oldu. Ejder, Alfred'i hazrlksz yakalayan bir hzla dnd. Alfred tutunduu yeri brakmt ve neredeyse srttan aa kayyordu. Boyu kendisinden uzun bir dikeni yakalad ve her iki eliyle tutundu. "' '<.' -'"rt 'h,f!.''o.:",M, Ate ejderi magma zerinde, Arianus ejderlerinin havada kaymas kadar kolaylkla kayd. Kvranyor, kanatsz, dev bedenini ileri itmek iin gl kuyruunu kullanyordu. lerleyilerinin yaratt scak rzgr, Alfred'in tel tel salarn uuruyor, cppesini dalgalandryordu. Kpek tm yol boyunca dehet iinde uludu. Ejder, gemilerin nn kesecek bir ayla ilerledi, sonra onlar geride brakt. Kendi ortamnda rahata, inanlmaz bir hz yapabiliyordu. Demir gemiler onun hzyla boy lemez-di. Ama imdi yolun yarsn gemilerdi. Ejder yakndan gemek ve lider geminin pruvasna yaklamak zorunda kald. ller onlar grd. Bir ok yamuru boand, ama ejder, okulara nian alacak zaman brakmayacak kadar hzl ilerliyordu. < "Halkm," dedi ceset bo sesiyle.

Kairn Telest'in olu ordusu rhtmda toplanm, Necropo-lis'in l ordusu ile karlamaya, onlar bu kyda tutunama-dan pskrtmeye hazrlanmt. Baltazar'n stratejisi mantklyd, ama lazarlar bilmiyordu, Necropolis'te olup bitenlere ilikin hibir ey duymamt C) bir savaa hazrlanmt -kentler arasndaki bir savaa. Bu sa41,4 tttt;, Dtnz vasin yaayanlar ile ller arasnda geeceine ilikin hibir fikri yoktu. Kendisinin ve halknn, Abarrach zerinde kalan son yaayanlardan olduunu ve belki de, ksa sre sonra kendi llerine kar hayatlarn savunmak zorunda kalacaklarn bilmiyordu. "Baaracaz," dedi Haplo, "ama fazla uzakta deiller." Baklar Alfred'e kayd. "Benimle lm Kaps'na geliyorsan, dosdoru gemiye ko Dk ve ben sana katlacaz." ,"".__ . "Dk m?" Alfred armt. "Ama o gelmeyecek. Kendi isteiyle gelmez." Ve sonra anlad. "Ona bir seenek brakmay dnmyorsun, deil mi?" "laran Nexus'a gtryorum. Sen de geleceksen, gemiye git. Bana teekkr etmelisin, Alfred," diye ekledi Haplo sert bir glmsemeyle. "Onun hayatn kurtaryorum. Burada, ne kadar hayatta kalacan dnyorsun ki?" Kyda bekleyenlerin gr alanna girmilerdi. Prens Ed-mund'un cesedi, hayaletinin uyars ile kollarn kaldrd. Bir tezahrat koptu; l askerler onlara yardm etmek, inerlerken saldrdan korumak iin srler halinde kouyorlard. Ejder rhtmdan ieri kayd, yaratt lavdan dalgalar, kyda patlad. llerin gemileri o kadar yakndaydlar ki, Alfred, Kle-itus'un lazarmn, lider geminin pruvasnda dehet verici bir ekilde kvrandn grebiliyordu. Ve Jera da yanndayd. 41.5 KIRKBENC BLM EMN LMAN, ABARRACH 'f" ".iri* Haplo'nun gemisi limanda zarar grmemi, emin, dokunulmam olarak sallanyordu. Dakikalar iinde gemiye ulaacaklard, Patryn'in rnler onlar saldrya kar koruyacakt. Alfred ikilem iindeydi. Haplo'nun syledii, phesiz doruydu Dk, Abarrach'ta uzun sre hayatta kalamazd. Hl Abarrach'ta yaayanlarn hibiri, llerin, lazarn ynettii alma ve ykm duygusu sonucunda ykselen fkesine kar hayatta kalamazd. En azndan, bir kiiyi, bir Sartan' kurtarm olurum. Merhamet, acma... Kukusuz, bir laran Nexus Lordu'nun ellerinden kurtarabilecek bir yol tasarlayabilirim! Ama, ya baarsz olursam? Dier dnyalara bir laran girerse nasl bir trajedi gerekleir? Burada lmesi daha iyi olmaz m? Kairn Telest birlikleri, Prenslerini kurtarma niyetiyle rhtmlarda seirttiler Onlar ilerlerken okular korudular, bir ok yamuru havaland ve takrdayarak, demirden ejder gemisinin yanlarna arpt ller oklar souk etlerinden kartp magmaya frlattlar. Orada oklar, ylans tslamalarla kayboldular. Kleitus gsne saplanan bir oku kard ve havada sallad "Biz sizin dmannz deiliz1" diye bard, sesi magma de4 ( f

'"1CJK n tttE DE n izi nizi zerinde nlayarak ve aada, nhtmlardaki Kairn Telest ordusunun suskunlua boarak. "Onlar, yaayanlar" -siyah cppeye brnm olan Baltazar' gsterdi- "sizin gerek dmannz! Sizi kleletirdiler, vakarnz aldlar!" "Yalnzca yaayanlar ldnde, ller zgr kalacak!" diye haykrd Jera. "...ller zgr kalacak..." diye yanklad, ac iindeki ruhu. Kairn Telest ordusu teredt etti, dalgaland. Hava, hayaletlerin inlemeleri, feryatlaryla doldu. "imdi zaman!" dedi Haplo. "Atla!" Ejderin srtndan ta rhtma zplad. Alfred de onu takip etti ve bir eller, dizler yuma olarak yere indi. Kendini dzeltmesi birka dakika ald. Ayaa kalkmay ve yrmeye balamay baardnda, Haplo'nun Dk'n kolunu skca tutmu olduunu grd. "Hadi yr, baym. Benimle geliyorsun." "' "Nereye? Ne demek istiyorsun?" Jonathan geri ekildi. "lm Kaps'na, baym. Benim dnyama." Haplo gemisine doru iaret etti. Dk gemiye bakt, gvenlii grd. Tereddt etti, tpk evresindeki ller gibi, dalgaland. Ejder kydan biraz uzaklat, durdu ve yark gzleri ile izleyerek bekledi. Jonathan ban sallad. "Hayr," dedi yumuak bir sesle. Haplo'nun kavray sklat "Lanet olsun, hayatn kurtaryorum! Burada kalrsan, lrsn!" "Anlamyor musun?" dedi Jonathan, Patryn'e tuhaf, dalgn bir sakinlik iinde bakarak. "Yapmam gereken de bu " "Aptal olma!" Haplo kontroln kaybetmiti. "Bir tr yksek g ile iletiim kurduunu sandn biliyorum, ama bu bir Margnret Weis & Trnoy Hickmnn oyundu! Onun oyunu!" Sulayan parman Alfred'e evirdi. "Senin ve benim grdklerimiz yaland1 Evrendeki en yksek gler bizleriz!. Benim Lordum en yksek gtr. Benimle gel, sen de anlayacaksn..." j K ^ ( Yksek bir g. Aydnlanma ykcyd. Alfred durduu yerde sendeledi, bacaklar onu tayamaz olmutu. imdi anlyordu, ona odada neler olduunu anlyordu! ini dolduran huzur ve tatmin duygusunu hatrlad, neden o hayalden uyandnda, yitip gittiini grdnde bu kadar hznl hissettiini anlad. Grmesi iin Patryn'in gstermesi gerekmiti! imde, derinliklerde, gerei biliyordum, ama kendi kendime itiraf edemiyordum. Neden? Neden yreimi dinlemeyi reddettim? nk eer daha yksek bir g varsa biz, Sartanlar, korkun, sersemletici, affedilemez bir hata yaptk! Bu fikir, alglanamayacak kadar korkuntu. Beyni kendisini kaplayan duygu seli ile baa kmay anca baaryordu. Kavramlar ve yeni fikirler, birbiri ardna darbeler indiriyordu. zerinde durduu kat zemin birden yok olmu, gemisi olmadan, pusulas olmadan, demirlemesine olanak vermeden, onu tehlikeli bir denizde yapayalnz brakmt. Bir ok Alfred'in yanndan utu ve evresini, iinde bulunduu tehlikeyi hatrlamasn salad. Kairn Telest lleri silahlarn kaldrm, kendi halklarnn zerine evirmiti.

Frlatlan bir mzrak Haplo'nun koluna arpt ve kolundan kan fkrd. Yara nemli deildi, ama Patryn'in bysnn azaldnn, mzran derideki rn delip getiinin bir gstergesiydi bu. "Onlar durduramaz msn?" diye haykrd Alfred, Prens Ed-mund'a. Prens'in bir ey yapmasn, Abarrach'ta hayatta kalan 4(,H AE DEHIZ son kiilerin katliamn nlemesini istiyordu. "Onlar senin halkn!" Ceset sessizce durdu, bu dnyadaki llerden daha sessizce. Hayaletin prldayan gzleri Jonathan zerinde sabitlenmi-ti. "Bizi brak, Patryn," dedi Dk. "Abarrach'ta olup bitenlerle senin ilgin yok. Buna kendimiz sebep olduk. Telafi etmek iin elimizden geleni yapmalyz. Dnyana dn ve bu dnyada edindiin bilgiyi onlarla payla." "Hah!" Haplo yere tkrd. "Hadi, kpek!" Patryn gemiye doa kotu. Kpek, Alfred bir kez bakt ve sahibinin arkasndan frlad. Kleitus'un gemisi yanat. Rampalar indirildi, ller kara zerindeki kardelerine katlmak iin srler halinde kouturdular. Ksa sre sonra Dk'n evresini bir ordu saracakt. Gemide, Kleitus ile Jera bir arada duruyorlard. Des'in eli uzanmt, llere, kocasn ldrmeleri iin haykryordu. Jonathan kaostan etkilenmeyerek durdu. Baklarn karsna kaldrd, yz ac ve hznle solmutu. Ksa, ac bir mcadele gzlerini glgeledi. Ne yapmas gerektiini biliyor, diye dnd Alfred, ama korkuyor. Ona yardmc olmamn bir yolu yok mu acaba? Sar-tan, hayal krkl iinde ellerini ovuturdu. Nasl yardmc olabilirim? Neler olup bittiini anlamyorum bile. Bir baka ok yamuru Alfred'in yanndan, vzldayan ar srleri gibi geti. Biri cppesine sapland, bir bakas ayakkabsnn burnuna. Bir ok Haplo'nun kalasna sapland. Haplo bacan tuttu, komaya devam etmeye alt. Parmaklarnn arasndan kan fknyordu. Bacak gevedi, Haplo yere devrildi. ller tezahrat yapt, pek ou sralarndan ayrldlar ve Margcret Weis & Trncy Hickmnn Haplo'ya doru komaya baladlar. Kpek dnp onlarla yzleti, dilerini kartt, tylerini kabartt. Haplo ayaa kalkt, aksayarak yrmeye alt, ama lleri arkada brakacak kadar hzl ilerleyemeyeceini biliyordu. Klcn ekti, dnd ve savamaya hazrland. .- ,,-, Jonathan'm evresine yaan oklar, yamur damlalar da olabilirdi. Onlara hi dikkat etmiyordu ve oklar da ona dokunmuyordu. Sakindi, kararlyd. Sessizlik salanmas iin elini kaldrd. Acyla kaslp kavrulmu yzyle, gen adamn varl yle hkmediciydi ki, ller sessizleti, lazarlar intikam arlarn braktlar. Hayaletlerin szlanan feryatlar bile sessizlie gmld. Jonathan sesini ykseltti. "Eski gnlerde, yarattmz bu dnyaya ilk geldiimizde, kendi yaamlarmz, menschlerin yaamlarn ve bize kutsal birer emanet olarak verilmi tm yaratklarn yaamlarn srdrmek iin altk. Bata, her ey yolunda gitti, bir istisna dnda: dier dnyalardaki kardelerimizden haber alamadk. "Sessizlikleri, bata, huzursuz ediciydi. Sonra, korkutucu oldu, nk dnyamz g kaybediyordu. Kaynaklarmz nasl koruyacamz hakknda almak yerine, ahlakszca smrdk onlar, daima, zaman iinde, dier

dnyalarla balant kuracamz dnyorduk. Bize, bizde eksik olan salayacaklard. "evremizde gittike souyan ve oraklaan bu dnyann zehirlerine direnemeyen ilk kiiler, menschler oldu. Sonra yaratklar. Ve sonra, bizim kendi nfusumuz da azalmaya balad. O kritik noktada, halkmz iki adm att -biri a, dieri geriye, karanla doru. "Bir grup Sartan lmle savamaya, lm sona erdirmeye 470 Utnzi alt. larcla dndler. Fakat lme stn gelmek yerine, ona kle oldular. Ayn anda, bir baka grup Sartan, b-ysel becerilerini ve kaynaklarn toplayarak, dier dnya ile iletiim kurmaya altlar. Bu amaca adanm bir oda yaptlar ve iine, bir baka zaman ve mekndan kalm son yadigr olan bir masay koydular. letiim salamay baardlar..." Jonathan'n sesi yumuad. "Ama dier dnyalardaki kardelerimizle deil. Daha yksek bir varlkla iletiim kurdular. Uzun, ok uzun zaman nce unutulmu olan Benzersiz ile konutular." "Sapknlk!" diye haykrd Kleitus ve llerden de bir yank ykseldi, "Sapknlk!" t "Evet, sapknlk." Jonathan grlt patrtnn zerinden barmt. "Uzun yllar nce o Sartanlar da bununla sulanmlard. Hem, tanr olan bizlerdik, deil mi? Dnyalar kopardk! Yeni dnyalar yarattk! lm bile yendik! evrenize bakn." "> Dk kollarn at, sola, saa dnd, ne ve arkaya iaret etti. "Kim kazanm?" *1'1,1? ller sessizdi. Baklarn, ejder gemisinin pruvasnda duran Kleitus'a kaldran Alfred, lazarn kvranan grntsndeki alayc glmsemeyi grd. Hkmdar ipi salyor, kurbannn ilmii boynuna geirmesini bekliyordu. Sonra lazar ipi skca yakalayacak, ekecek ve kurbannn bedeni kvranp seirirken memnunluk iinde seyredecekti. Jonathan durumu iyiye deil, ktye gtryordu, ama Alfred onu nasl durduraca konusunda en ufak fikre sahip deildi... durdurmas gerekir mi, onu da bilmiyordu. Sartan daha nce hi bu kadar aresiz hissetmemiti. Bacann arkasndaki bir dokunu, Alfred'i neredeyse denize sratacakt. Cesetlerden birinin eli olduunu sanmt. Ur471 M;\g;ret Weis & Trncy Hickman perdi, lm bekledi, ta ki yumuak, ackl bir szlanma duyana kadar. Alfred gzlerini at, rahatlayarak i ekti. Kpek yannda duruyordu. Sartan'n dikkatini ektiinden emin olunca, hayvan yan yan ilerledi, sonra geri frlad ve Alfred'e beklenti iinde bakt. Kpek onun sahibinin yanna gitmesini istiyordu, elbette. Haplo rhtm zerinde, bir kairn balyasna dayanarak duruyordu. Yz l gibi beyazlamt. Yalnzca ylmaz iradesi ve gl hayatta kalma igds onu bilinli tutuyordu. ti Merhamet, acma... Alfred derin bir nefes ald. Durdurulmay, meydan okunmay, bir ok, mzrak ya da kl tarafndan vurulmay bekleyerek cesaretini toplad ve llerin arasndan geerek Haplo'ya yanamaya balad.

, Jonathan konumaya devam ediyordu, Alfred'e gre artk amas olmu bir konumayd bu. Sonunun nasl bitmesi gerektiini biliyordu ve aniden fark etti ki, gen Dk de biliyordu. "Atalarmz ne kan, laranlara kar haykran, deimemiz gerektiini, aksi halde yalnzca kendimizi deil, evrende var olan hassas dengeyi de bozacamz syleyen bu kiilerden korktular. Atalarmzn onlara yant, bu 'sapknlar' ldrmek, bedenlerini, daha sonra lanetli' olarak adlandrlacak odaya kapatmak ve bu oday koruy.cu rnlerle evrelemek oldu." Cesetlerin l gzleri Alfred'in ilerleyiini takip etti, ama onu durdurmak iin hibir hareket yapmadlar. Alfred, Hap-lo'nun yanna ulat, yaral adamn yannda diz kt. "Ne... ne yapabilirim?" diye sordu alak bir sesle. 472 Drnzi "Hibir ey," diye yant verdi Haplo, acya kar sklm dilerinin arasndan, "o aptaln sesini kesmediin srece." "En azndan, o konuurken biz zamanmz..." "Ne iin?" diye sordu Haplo acyla. "Eve son bir mektup yazmak iin mi?" .-,. ." k "Bana hibir ey yapmadlar." "Neden zalmet etsinler? Hibir yere gitmediimizi biliyor,i" "Ama gemin..." "Gemiye doa tek bir hamle yap bakalm, bu yapacan son hamle olur." Haplo titrek bir nefes ald, bir inlemeyi bastrd. "Ejder gemisindekilere bak. Hanmefendi kocasnn sylevine pek ilgi gstermiyor." ^<;> utetJ'<fA.2il > Alfred ban kaldrd ve Jera'nn dosdoru kendisine bakmakta olduunu grd. "Gemiyi, lm Kaps'm biliyor. Hatrladn m?" Haplo dorulmaya alt, hareketin yaratt ac karsnda nefesi kesildi. Yannda duran kpek, sevecenlikle inledi. "Benim taliminim... gemiyi kendileri alp, kapdan gemeye..." "Yaayanlarn dnyasna m? ldrmek iin mi? Bu... bu korkun! Bir ey yapmalyz!" "nerilere am," dedi Haplo kuru bir sesle. Kalasna saplanan okun sapnn byk bir ksmn karmay baarmt -ne byk aclarla olduunu Alfred hayal edemiyordu. Ama okun ba hl etine sapl duruyordu, pantolonunun baca kandan srlsklamd. Gmlei kolundaki yaraya yapm, kaba bir sarg oluturmutu. Hareket ettii anda yara alacak, tekrar kanamaya balayacakt. "Bir ansmz olabilir," dedi yumuak bir sesle, baklar gen Dk'n zerinde. "Kukusuz, bu hikyenin nasl sonu473 M:\ignret Weis & Trncy Hckmnn lanacan gryorsun, deil mi?" >' ,*'tf M" ,'K' Alfred yant vermedi "ldrmek iin atldklarnda, gemiye koacaz. Bir kere bindik mi, rnler bizi korur. Umarm." ,*" *>*/' Alfred baklarn tek bana, yapayalnz duran Jonathan'a evirdi. "Yani... onu brakacak myz?"

Haplo'nun kanl eli uzand, Alfred'in yakasn yakalad ve Sartan'n yzn kendi yzne doru ekti. '* "Beni dinle, seni lanet olas! Bu lazarlar lm Kaps'ndan geerse ne olacan biliyorsun! Ka masum lecek? Arianus'ta ka kii? Pryan'da ka kii? Bunu, bu dnyadaki tek bir adamn yaamyla karlatr Onu bu 'yksek gce' inandrdn. Onu lmne yollayan sensin! imdi, lm Kaps'ndan lmn kendisini getirmekten de sorumlu olmak m istiyorsun?" Alfred dilinin itiini sand. Konuamyordu, yalnzca Haplo'ya, tek kelime edemeden, kafas karmakark bir halde bakabiliyordu. Jonathan'n gl, kararl sesi dikkatlerini ekti. Hatta ses, Jera'nn l gzlerini bile kendine ekmiti. "Koruyucu Kinleriniz gerei aramaya kararl olanlar durduramaz! Grdm. Duydum. Dokundum. Henz anlamyorum. Ama inanyorum. Ve ne kefettiimi size kantlayacam." Jonathan bir adm att ve kollarn kaldrarak yalvard "Sevgili karm, sana kar byk bir kusur iledim Telafi etmek istiyorum Durduum yerde ldr beni Senin ellerinde leyim Sonra beni kaldr Senin saflarna katlacam, sonsuza kadar lanetlenmi olanlarn saflarna " Bir zamanlar Jera olan lazar Kleius'un yanndan ayrld l 474 tttt Denizi Gemiden nhtma uzanan rampada yrd. l kabuun iinde ksl kalm hayaleti, ellerini hevesle uzatarak, cesaret ede-bildiince nden ilerledi. Jonathan'n yanaklanndan yalar akyordu. "Bana gelinim olarak gelmitin, Jera..." Karsn bekledi. ller evrelerinde topland, bekledi. Prens Edmund'un cesedi ve yannda szlen glgeli hayaleti bekledi... Uzakta, magma denizinde, ejder alev alev lavn iinde durdu ve bekledi. Kleitus'un gemide duran lazan bir kahkaha att ve bekledi. Cesedin elleri, sanki kocasn barna basacakm gibi uzand. Bunun yerine, zalim parmaklar, lmn byk gcyle, Jonathan'n boazna doland. <r "imdi!" diye haykrd Haplo. ,^"V< KIRKALTINCI BOLUM EMN UMAN, ABARRACH !" '11*1 '.">' il Haplo, destek olmas iin elini Alfred'e uzatt. Alfred, omzunun zerinden tiksintiyle arkasna bakt. Jonathan' gremi-yordu, ller bir duvar gibi gen adam evirmiti. Yumruklarn uutuunu, bir klcn savrulduunu grd, bouk bir inleme iitti. Kl tekrar ykseldiinde, kanla kararmt. " Karanlk Alfred'in zerine kmeye balad, rahatlatc, teselli edici yokluk, saklanabilecei ve kendi lm dahil, olup biten hibir eyden sorumlu olamayaca bir yer. "Alfred, baylma! Lanet olsun, Sartan, amas hayatnda bir kez sorumluluk al!" Sorumlu. Evet, sorumlu bizleriz. Bunlardan ben sorumluyum... btn bunlardan. Ben de ller gibiydim, bedenimden oluan bir kabuk iinde yryordum, ruhum bir tabutta gmlyd ..

"Jonathan iin yapabilecein bir ey yok," diye gcrdad Haplo'nun sesi, "onunla beraber lmek dnda Gemiye ulamama yardm et!" Karanlk geri ekildi, ama yannda her turlu duyguyu ve mantkl dnceyi de gtrm gibi oldu Duygusuzlaan Alfred, kendisine syleneni yapt ve Haplo'ya bir kukla ya da oAtE Utnz ,, , , cuk gibi itaat etti. Sartan kolunu Patryn'in omzuna ve srtna dolad. Haplo'nun aksak admlarna yardm etti Haplo ise Alf-red'in aksak ruhuna. u "Durdurun onlar!" diye uludu Kleitus fke iinde. "O gemiye ihtiyacm var1 Onlar durdurmam iin gememe izm verin!" Ama rhtmda dolanan, ldrmeye hevesli binlerce l, Kleitus ile hedefi arasnda duruyordu. Cesetlerin bazlar Hu-kmdar'n haykrn duydu; ou yalnzca, lmde aralarna katlan kurbanlarnn ln duydu. "Arkana bakma!" diye emretti Haplo, ne kadar nefesi kalmsa kullanarak. "Komaya devam et!" -, Alfred'in kolu Haplo'ya destek olmasnn yaratt gerginlikle aryordu. evresinde alev alev yanan magma denizi sanki cierlerini dalyordu. Bysn armaya alt, ama fazla korkmu, fazla yorulmu, fazla zayf dmt. Rnler zihninde yzd, gzlerinin nnde sersemletici k parlamalar yaratt. Unutulmu bir dildi, onun iin hibir anlam ifade etmiyorlard. Haplo Alfred'e doru kt, ayaklan kayd, ama hzlar asla kesilmedi. Alfred, Patryn'e bakt ve yznn kl gibi solduunu, enesinin smsk kapandn, derisinde ter damlalarnn prldadn grd. Hedeflerine yaklamlard, gemi zerlerinde ykseliyordu. Ama sniklenen ayak sesleri yakndan takp ediyordu. Ayak sesleri Alfred' devam etmeye zorlad Yaknd, ok yakn... Siyah cppelerden bir bulut nlerinde, geceden bir duvar gibi ykseldi ''Lanet olsun her eye..." diye n ekti Haplo, aldranlaMargaret Weis & Tracy Hickman yacak kadar yorulmu gibi bir sesle. '-v' ' llerden korkulan yznden, yaayanlar unutmulard. Baltazar nlerinde duruyordu. Solgun, kendine hkimdi, siyah gzleri magmann yanstt kla kpkzl grnyordu. Gemiye giden yolda nlerini kesti. Ellerini uzatt. Alfred dehet iinde titredi. Ama eller birbirine yalvarrcasna kavutu. '] "Bizi de yannzda gtrn!" diye yalvard Baltazar. "Beni, halkm gtrn! Geminin alaca kadarn!" Haplo Baltazar' dikkatle szd, ama o anda yant veremedi, konuacak kadar nefesi kalmamt. Alfred, laran'n oktan gemiye binmeye alm olduunu tahmin etti; Patryn'in koruyucu rnleri engellemiti. Arkalarndaki ayak sesleri ykseldi. Kpek uyanrcasna havlad. "Sana larcl retirim!" dedi Baltazar yumuak bir sesle, telala. "tedeki dnyalarda elde edecein gc dn! Senin iin savaacak l ordularn! Sana hizmet edecek l birliklerini!" Haplo Alfred'e bir bak frlatt. Sartan baklarn indirdi. Yorgundu, yenilmiti. Elinden geleni yapmt, ama yeterli olmamt. Umut -aklanamaz ve anlalamaz bir ekilde- odada domu, ama Jonathan'la beraber lmt. "Hayr," dedi Haplo. Baltazar'n siyah gzleri hayretle ald, inanamayarak ba-kakald, sonra fkeyle ksld. Kara kalar atld, yalvaran eller skld. "O gemi tek ka

yolumuz! Yaayan bedenin bana rnleri nasl kracam sylemeyebilir, ama cesedin syleyecektir!" Haplo'ya doru bir adm att. Patryn, Alfred'i ittirdi. Alfred sendeleyerek bir kairn otu balyasnn zerine devrildi. "Cesedim oraya derse, syleyemez." Haplo magma deni478 tttt DFHF zini iaret etti. stikrarsz bir ekilde salam bacann zerinde kendini dengeleyerek, klc kan lekeli elinde, lavtas iskele zerinde durdu, etini dalayacak lmden bir ya da iki adm tedeydi. p* Baltazar durdu. Alfred Kleitus'un barlarnn ykseldiinin, kendilerine doru koan baka ayak sesleri olduunun belirsizce farkndayd. Kpek havlamay brakmt, Haplo'nun yannda duayordu. Alfred, ne yapacandan emin olamadan doaldu, bysn hatrlamaya alt. . w! ft" "s'l J* h u "u Souk bir ses kulann yannda nlad. "Brak gitsinler, Baltazar." laran, Prens'e znt dolu bir bak frlatt, ban sallad. "Sen lsn, Edmund. Artk yaayanlar zerinde hkmn yok." Baltazar Haplo'ya doru bir adm daha att. Haplo lme doru bir adm daha att. "Brak gitsinler," diye tekrarlad Edmund serte. ^' "Majesteleri kendi halkn felakete mahkm ediyor!" diye haykrd Baltazar. larann dudaklar kpklenmiti. "Onlar kurtarabilirim! Ben..." Ceset mumsu elini kaldrd, bir imek akt, atrdad ve laran'n ayaklarnn dibinde yere arpt. Baltazar geri ekildi, Prens'e korku ve hayret iinde bakt. Prens Edmund, Alfred'i hafife itti. "Arkadana git. Gemiye binmesine yardm et. Acele etsen iyi olur. Lazarlar sizi almaya geliyor." Sersemlemi, aptallam Alfred denileni yapt ve tam Patyn'in gc tkenmeye balamken yanna ulat. Sartan eski dmannn sallanan admlarna yardm etti, gemiye doru seirttiler. Alfred aniden grnmez engele arpt. evresinde uuan 479 Mnrgnret Weis & Tracy Hicknan {,*<,*, mavi krmz rnler grd izlenimi altnda irkildi. Hap-lo'nun, syledii, zar zor iitilen bir szck, engelin yok olmasn salad. Alfred devam etti, Haplo iyice yaslanmt ona. Her hareket acyla yzn buruturmasna sebep oluyordu. ,1f, Baltazar engellerin kaldrldn grd, onlara doru meydan okurcasna bir adm att. "Bir adm daha atarsan seni ldrrm, dostum," dedi Prens Edmund, fkeyle deil, hznle. "Bu dnyamzda bir l eksik, bir l fazla, ne fark eder?" ', Alfred bouk bir hkrkla nefesini tuttu. "Bizi gemiye kar, seni lanet olas!" dedi Haplo skl dilerinin arasndan. "Bunu senin yapman lazm. Ben yapamam... ok... ok kan kaybettim..." . ,.. >ti-\ <>*, t,.^\ Gemi magma denizi zerinde yzyordu. Abarrach'tan kalar ile kendileri arasnda alev alev bir krmz erit uzanyordu. Srme iskele yok, halat yok... Arkalarnda, Kleitus gemiye doru ilerliyordu. lleri topluyor, onlar

saldrmaya tevik ediyor, o ok istedii, kanatl gemiyi ele geirmeleri iin, lm Kaps'na kanat amalar iin srar ediyordu. Alfred gzyalarn engellemeye alt. Rnleri yine grebilir, okuyabilir, anlayabilir oldu. Rnleri, kendisinin, Hap-lo'nun, kpein evresini saran parlak, canl bir a eklinde rd. A onlar, grnmez bir balk avn kaldrrm gibi havaya kaldrd ve Ejder Kanad'nm gvertesine brakt. Dmannn rnleri, Sartan'n arkasndan, gemiyi koruyarak kapand. Alfred kprde durup lomboz deliinden dar bakt. La-zarlann nderliinde ller, ejder gemisine doru akn ediyor, baarsz bir ekilde riinlerle mcadele ediyorlard. Baltazar or480 AtE DEHIZ talklarda grnmyordu. Ya bir lazar tarafndan ldrlm, ya da zamannda kamay baarmt. Kairn Telest halk Emin Liman' terk ediyor, Salfag Maara-lar'na ve tesine kayordu. Alfred, uzun, ince, perian bir izgi halinde dzlkte abaladklarn grebiliyordu. Gemiyi ele geirme arzular ile bir anlna dikkatlerini evirmi olan ller, onlarn gitmesine izin veriyordu. Fark etmezdi. Yaayanlar, llerin onlar bulamayaca nereye saklanabilirlerdi? Fark etmezdi. Hibir ey fark etmezdi... v< ,, ,l?1 Kleitus bir emir haykrd. Dier lazarlar verimsiz abalarndan vazgetiler ve nderlerinin evresinde toplandlar. l kalabal araland. Alfred rhtm zerinde kprtsz yatan Jonat-han' grd. Jera zerine eilmi, onu l kollarna almt. Je-ra'nn lazan onu o korkun, ac verici hayata aracak arklar sylemeye balad. Alfred ban evirdi. <>"- "Lazarlar ne yapyor?" Haplo gvertede kmt, elleri dmenta zerindeydi. Ellerine ilenmi desenler mavi mavi parlyordu, ama soluk bir maviydi bu, zar zor seiliyordu. Yutkundu, ellerini kaldrd, gerdi ve gzlerini yumdu. "Bilmiyorum," dedi Alfred moralsizce. "Fark eder mi?" "Lanet olsun, evet, fark eder! Bym zmeyi baarabilirler. Henz tehlikeden kurtulmu saylmayz, Sartan, onun iin samalamay brak ve bana neler olup bittiini anlat." Alfred yutkundu, lomboz deliinden dar bakt. "Lazarlar... bir ey planlyorlar. En azndan yle grnyor. Kle-itus'un evresinde toplanmlar. Hepsi... Jera dnda. O..." Sesi snd. "te yaptklar bu," dedi Haplo yumuak bir sesle. "Rnle-ri krmaya alacaklar." 4SI Margnret Weis & Tracy Hickmnn "Jonathan o kadar emindi ki." Alfred pencereden dar bakt. "nanyordu..." "Senin numalarndan biriydi yalnzca, Sartan." '* *' ** "Bana inanmadn biliyorum, Haplo, ama odada sana olan, bana da oldu. Tpk Jonathan'a da olduu gibi. Anlamyorum." Alfred ban sallad ve alak sesle ekledi. "Anlamak istediimden emin deilim. Eer biz tanr deilsek... eer daha yksek bir g varsa.

Gemi ayaklarnn altnda hareket ederek neredeyse onu yere ykt. Baklarn Haplo'ya evirdi. Patryn'in elleri dmen-ta zerindeydi. Desenler parlak, canl bir maviyle ldyordu. Yelkenler titreti, halatlar gerildi. Ejder gemisi kanatlarn aarak umaya hazrland. Rhtmda, ller grlt yapmaya, silahlarn birbirine arpmaya baladlar. Lazarlar korkun baklarn kaldrdlar ve hep birlikte gemiye doru yrdler. Onlardan ayr, rhtmn uzak ucunda, Jonathan ayaa kalkt. Bir lazar olmutu, l olmayan llerden biri olmutu, yaamayan yaayanlardan biri. Gemiye doru yrmeye balad. "Dur! bekle!" diye haykrd Alfred, yzn cama bastrarak. "Bir dakika daha bekleyemez miyiz?" Haplo omuzlarn silkti. "Eer istiyorsan geri dnebilirsin, Sartan. Grevini yaptn. Artk sana ihtiyacm yok. Hadi, k dar!" Gemi hareket etmeye balad. Haplo'nun byl enerjisi iinden akt, mavi k parlak bir ekilde d, parmaklarnn arasndan fkrd ve onu parlak bir hale biiminde evirdi. "Gideceksen, git!" diye bard. Gitmeliyim, dedi Alfred kendi kendine. Jonathan'n yeterince inanc vard. nand ey iin lmeye hazrd. Ben de aynsn yapmaya hazrlkl olmalym. 482 AtE UEHE Sartan lomboz deliinden ayrld ve kprye giden merdivenlerden trmanmaya balad. Geminin dnda, llerin souk seslerinin fke iinde, avlarnn kamasna fkelenerek bardn duyabiliyordu. Kleitus ile dier lazarlarn seslerini bir ark ile ykselttiklerini duyabiliyordu. Haplo'nun yznde aniden beliren gerginlie baklrsa, Ejder Kanadinm krlgan koruyucu rn yapsn krmaya alyorlard. Ejder gemisi sarslarak durdu. Yakalanmt, lazarlarn b-ysyle, aa taklan sinek gibi yakalanmt. Haplo gzlerini kapatt, zihinsel glerini younlatrd. Konsantrasyonu, d-mentana bastrd ellerinin katlndan belli oluyordu. Parmaklar -alttan fkran n zerinde krmz- alevden yaplm gibi grnyordu. Ejder gemisi sarsld, bir metre kadar alald. "Belki de karar verme sorumluluu benden alnmtr," diye mrldand Alfred neredeyse rahatlayarak. Lomboz deliine geri dnd. Haplo nefesini tutup, dilerini skt ve tutundu. Gemi hafife ykseldi. Aniden, beklenmedik bir by Alfred'in aklna geldi. Patryn'in azalmakta olan enerjisini glendirebilirdi. rmcek, gemiyi sokmadan adan kurtulmalarn salayabilirdi. Karar verme sorumluluu ondan alnmamt, tam tersine, her ey ona balyd. Eskiden Jonathan olan lazar, dier lazarlardan uzakta duruyordu. Bedenden tam olarak koparlamam ruhu baklarn gemiye kaldrm, rnlerin, ahabn, camn, etin ve kemiin iinden Alfred'in yreinin iine bakt. "zgnm," dedi Alfred gzlere "Ben senin inancna sahip deilim. Ben anlamyorum." 483 M;rg:ret Weis & Tracy Hickman

Sartan pencereye srtn dnd. Haplo'ya doru yrd, ellerini Patryn'in omuzlarna koydu ve ark sylemeye balad. emberler birlemiti. Ejder Gemisi byk bir sarsntyla byl balardan kurtuldu, kanatlarm at ve alev alev denizi, lleri, Abarrach'n ta dnyasndaki yaayanlar geride brakarak havaland. ,<*,< \f \WMWAI: > f >"ftBp " -">'." >. , ,-, >" ' H-1, t % Gemi, lm Kaps'nn nne utu. Haplo gvertede, dmentann yanndaki yatanda yatyordu. Kendilerini kurtardktan birka dakika sonra yere ylmt. Baygnln snrlarnda dolarken, uyank kalmak, gemiyi gvenlie gtrecek rotay belirlemek iin mcadele etmiti. Alfred onu endieyle izlemiti, ta ki Haplo sinirle gitmesini ve kendisini yalnz brakmasn syleyene kadar. ^ . 41, "Tek ihtiyacm olan uyku. Nexus'a ulatmzda, iyi olacam. Sen de kendine uzanacak bir yer bulsan iyi olur, Sartan, yoksa lm Kaps'ndan geerken boynunu krarsn. Ve bu sefer, iinden geerken, zihnini benimkinden uzak tut!" Alfred, lomboz deliinin yannda durup dan bakarken, zihni Abarrach zerinde dolanyor, pimanlk iinde kvranyordu. "Senin gemiine burnumu sokmak istememitim. Benim de bunun zerinde fazla kontrolm..." "Kes sesini ve otur." Alfred iini ekti ve bir kenara oturdu -daha dorusu yld. Orada, kemikli dizleri enesinde, keyifsizlik iinde bzld. Kpek Haplo'nun yannda kvrkd ve ban gsne koydu. Patryn rahata yerme yerleti ve kpein kulaklarn okad. Hayvan gzlerini kapatt, tatminle kuyruunu sallad. "Sartan Uyank msn'" 484 ATE DEH u Alfred sesini karmad. "Alfred," dedi Patryn istemeye istemeye. "Evet, uyanm." '<'< ' '''* "Nexus'ta vardmzda bana neler geleceini biliyorsun." Haplo konuurken ona bakmad, baklar kpein zerindeydi. "Lordumun sana ne yapacan biliyorsun." "Evet," diye yant verdi Alfred. ' Haplo bir an tereddt etti. Ya bir sonraki szlerinin ne olacana karar vermeye alyordu ya da onlar syleyip sylemeyeceine. Kararn verdiinde, sesi sert ve keskindi, kendi iindeki birtakm engelleri delip geiyordu. "O zaman, ben senin yerinde olsaydm, ben uyandmda ortalklarda olmazdm." Haplo gzlerini kapatt. Alfred hayret iinde bakakald, sonra nazike glmsedi. "Anlyorum. Teekkr ederim, Haplo." Patryn karlk vermedi. Ar nefesi hafifledi, rahatlad. Yzndeki ac izgileri yumuad. ini eken kpek, daha yakna yanat. lm Kaps ald ve onlar yavaa ieri ekti. Alfred blme duvarna yasland. Yava yava kendinden geiyordu. Bir ses duyduunu sand, ama bir hayal de olabilirdi. Haplo'nun uykulu sesi konuuyordu.

"Kehaneti renemedim. Fark edeceini sanmyorum. Orada, kehaneti gerekletirmek zere hayatta kalan kimse olmayacak. Kim bu tr samalklara inanr ki zaten? Senin de dediin gibi, Sartan. Bir kehanete inanyorsan, daha yksek bir gce inanyorsun demektir." Kim bilir? diye merak etti Alfred. 485 KIRKYEDINCI BOLUM EMN LMAN, ABARRACH *,'!' Ejder gemisini kaybettikleri iin fkelenen lazarlar, gazaplarm, Abarrach zerinde hayatta kalanlara evirdiler. Kleitus, l ordularn, Kairn Telest'in kk kaak topluluklarnn zerine srd. -i'^rtH *>&>, Yaayanlar, nhtmlardan zar zor kaabilen Baltazar ynetiyordu. Prens Edmund tarafndan konman laran, Salfag Maaralar'nda saklanan halkna komutu. Onlara, kendi l ordularnn zerlerine geldii haberini vermiti. Kaim Telest halk llerden kamlar, kendisi de lmekte olan dzlklere komulard. Fakat umutlan yoktu, nk ara-lannda pek ok hasta, pek ok ocuk vard ve bu zorlu hza dayanamyorlard. Devirlerce ektikleri aclar ve zorluklar, abuk sona erdi. ller hzl ilerliyorlard ve ksa sre sonra, Abarrach'ta kalan son yaayanlar kuattlar. Yaayanlarn durup savamak dnda seenekleri yoktu. Bu srada, ben lazarlar arasnda yrdm, onlardan biri gibi grndm, nk benim zamanmn henz gelmediini biliyordum. Prens Edmund yanmda kald. Halk adna ektii acnn ok byk olduunu bilsem de, o da zamannn gelmesini bekledi ATE DEPIZI Kairn Telest halk, sava alan olarak, Zembar Sutunu'ndan ok uzak olmayan bir tarlay seti. ocuklar, hasta ve sakatlar, yallar koruyup korumama konusunda bir miktar dndler. Sonunda, pek az nemi olduuna karar verdiler. llerle karlanca, savan yalnzca tek bir sonucu olabilirdi. Erkekler ve kadnlar, yallar ve genler toparlayabildikleri silahlan toparlamlar, savamaya hazrlanmlard. Tek bir sra halinde dizilmilerdi -aileler bir arada, arkada arkadan yannda. En ansl olanlar, en nce ve en abuk ekilde lenler olacakt. ller, alann karsnda, kendi dizilerini oluturmulard. llerin ordusu ok bykt, Kairn Telest halknn karsna, bire bin olarak kmlard. Kletus ve lazarlar nlerinde yryorlard, Hkmdar, cesetlere, Kairn Telest halk arasndan l laranlar, diriltilmek zere getirmelerini sylyordu. Kleitus'un aklnda ne vard, biliyordum, nk lazarlarm geri kalanyla beraber konsey toplantlarna katlmtm. Kairn Telest yok edildikten sonra, lm Kaps'na girmeyi ve oradan dier dnyalara gemeyi planlyordu. Nihai hedefi -llerden oluan bir evreni ynetmekti. Cesetlerim boalan ald, ince, demrsi notalar kaimin iinde yankland. l ordusu ilerlemeye hazrland. Kairn Telest yaayanlar saflar sklatrdlar, sessizce sonlarn beklediler. Prens Edmund ve ben birlikte, savan n saflarnda durduk. Hayaleti bana dnd ve o zaman, o kadar zamandr beklemekte olduu mesaj alm olduunu anladm.

"Bana iyi yolculuklar dile, kardeim." "Yolun ak olsun, kardeim, uzun yolculuunda," dedim. "Sonunda huzur iinde yatarsn umarm " "Ben de senin iin ayn eyi diliyoam," dedi. 487 Mnrgaret Wes Tracy Hcknan "im tamamland zaman," dedim ona. Birlikte, yanyana yumduk ve l saflarnn nlerindeki yerimizi aldk. Kletus bizi dikkatle, pheyle izledi. Bize meydan okuyabilirdi, ama ller, Edmund'un kendi halkna kar sava ynetmeye geldiini dnerek tezahrat yapmaya balad. Kleitus'un bize kar yapabilecei pek az ey vard. Benim gcm o son gnlerde bym, zerimde, dier dnyadan gelen Sartan'n szlerinin getirdii hayaller dnda hi grmemi olduum gne gibi parlamt. Kaynan biliyordum. Bu gc kullanmak iin nasl bir fedakrlkta bulunmak zorunda olduumu biliyordum ve hazrlklydm. Prens Edmund elini kaldrarak sessizlik istedi. ller itaat etti, cesetler bo haykrlarn kestiler, hayaletler sonsuz inlemelerini susturdular. "Bu devir," diye bard Prens Edmund, "Abarrach'a lm gelecek!" ller seslerini byk bir barmayla ykselttiler. Kleitus'un kvranan grnts karard. "Kastettiimi yanl anlyorsunuz. lm yaayanlara gelmeyecek." Edmund'un sesi nlad, "bize, llere gelecek. Benim kendi korkumu serbest braktm gibi, siz de kendi korkularnz serbest brakn. Ona gvenin." nmde diz kt, baklarn bana kaldrd. "nk o, kehanetin bahsettii kiidir" "Hazr msn?" diye sordum. "Evet," dedi kararllkla. arky sylemeye baladm, ilk kez o Sartan, Alfred tarafndan sylenirken iittiim szleri tekrarladm. Onu bize gnderen kutsansn. Prens Edmund'un bedeni katlat, kasld, sanki gsne 4 48S ATE DERIZI bir mzran saplandn hissetmi gibiydi. Yz hem fiziksel, hem zihinsel acyla, bedeni, bu dnyay terk eden yaamn verdii ksa, ac mcadeleyle, lmekte olduunun bilinciyle burutu. Yreim merhametle doluydu, ama arkya devam ettim. Beden ayaklarmn dibinde, yere yld Neler olduunu fark eden Kleitus, beni durdurmaya alt. O ve dier lazarlar fkeyle zerime geldiler, ama benim iin ate denizinden esen scak rzgrlardan farkl deildiler. ,; ller tek bir sz sylemedi, yalnzca izlediler. Yaayanlar mrldandlar, ellerini kavuturdular ve umut mu vaat ettiimizi, yoksa aresizliklerini mi derinletirdiimizi merak ettiler. tf'tv"fc,f Cesetler kprdamadan, sessizlik iinde uzandlar, onlar canl tutan o korkun byl balar koparlmt. Edmund'un hayaleti, ruhu, gittike glenip netleti. Ksa bir an iin bana ve halkna, yaamda olduu gibi grnd -gen, yakkl, gururlu, merhametli.

Son bak halkna yneldi, hem yaayanlara, hem llere ve sonra, gne altnda uup giden sabah sisleri gibi yok oldu. u sttfi t , fil "* O gn bir sava yapld, ama yaayanlar ile ller arasnda deil. Benimle ller, Kleitus ve dier lazarlar arasnda savald. Sona erdii zaman, lazarlar yenilmi, o dehet verici gleri zayflamt. Glerini arttrp savamaya devam etmeyi planlayarak katlar. llerin bazlar onlara katld, bildikleri eyi brakmaktan, bilinmeyenden korkuyorlard. Ama daha sonra llerin daha fazlas bana geldi ve onlar serbest brakmam iin yalvardlar. Savan ardndan, Kairn Telesi yaayanla Ate Deniz'ni 4H9 Margnret Wes & Trncy Hickmnn getiler ve o trajik Necropolis kentine girerek, katliamdan kurtulmay baaran bir avu yaayana katldlar. nderleri Balta-zar'd. Kabul ettikleri ilk yasa, larclk uygulamasn yasaklamak oldu. Baltazar'n verdii ilk emir, llerin intikamnn kurbanlarnn, sayg ile Ate Denizi'ne teslim edilmesi oldu. ,\ Lazarlar ortadan kayboldu, ama tehditleri, Necropolis yaayanlar zerinde, kasvetli bulutlar gibi asl kald. Kent kaplar kapatld, fare delikleri tkand, duvarlar skca korunmaya baland. Baltazar, lazarlarn lm Kaps'na girmek iin bir yol aradklar fikrinde, hatta belki bunu baarmlardr bile. Kleitus'un lm Kaps'ndan gemek iin bir yol aramas bana olduka olas geliyor, ama girmenin yolunu bulduuna inanmyorum. Hl bu dnyada; tm lazarlar bu dnyada. Bazen, uzun gecelerin uykusuz saatlerinde seslerini duyuyorum. Nefret ve ac haykrlarn duyuyorum. Onlar l u dnyaya balayan ayn nefret, zellikle de bana kar hissettikleri nefret, nk benim sayemde, kehanetin gerekletiini biliyorlar. >\' .".("'.JMf ^Cl, Biz lazarlann katland ac tanmlanamaz. Ruh zgr kalmaya can atar, ama kendini bedenden koparamaz. Beden ar yknden kurtulmak iin can atar, ama ruhtan ayrlmaya korkar. Uyuyamayz, dinlenemeyiz. Hibir yiyecek bize enerji veremez, hibir iecek o korkun susuzluumuzu gideremez. Beden yorgunlukla szlar, huzursuz ruh o bedeni, durmakszn bu dnyada dolamas iin zorlar. Necropolis sokaklarnda, bir zamanlar kalabalk olan, ama imdi amas bir ekilde bo olan sokaklarda dolarn Sarayn terk edilmi koridorlarnda dolar, kendi ayak seslerimin yanklarn dinlerim. Eski Topraklar'daki ssz, terk edilmi tar490 Ate DEHIZI lalarda dolarm. Yeni Topraklar' dolar, yaayanlarn llerin yerinde almasn izledim. ekilmekte olan Ate Deni-zi'nin kylarnda dolarm. Varlmn verdii ac dayanamayacam kadar fazlalatnda, g bulmak iin Kutsanmlar Odas'na dnerim. ektiim aclar benim kefaretim, benim fedakrlm. Sevgili Jera'm orada bir yerde, lazarlar ile birlikte yryor. Bana kar hissettii nefret keskin, byk, nk nefreti daha derinlerdeki akna kar daima sava vermek zorunda kalyor. Bekleme zaman bittiinde grevim tamamlandnda, sevgilimi tekrar kollarma alacam ve birlikte, imdi bize reddedilmi olan huzuru bulacaz. Bu ryay, bu uykusuz gecelerde grmeme izin verilen tek ryay

yreimde saklyorum. O benim tesellim, benim umudum. Beklerken, akm ve grevime dair bilgim beni ayakta tutuyor. Kehanetin zaman imdi deil, ama yaknda. "llere yaam, yaayanlara umut getirecek ve Kap onun iin alacak."' , ,,,,,, ,m|f l Lazarjoatban :n Yazlan, Abaacl Necopols Hukumda Baltaza laa-fndan b aaya get ili l m st 491 * Lordum, Abarrach' hesaplarnzdan tamamen karabilirsiniz Bu kymetsiz, eriyik ta paras zerinde bir zamanlar Sananlarn ve menelilerin yaam olduuna ilikin kant buldum Kukusuz klm, bys en gl olanlar iin bile dayanlmaz geldi Grne gre dier dnyalar ile iletiim kurmaya almlar, ama bu giriimleri baarszlkla sonulanm Kentleri, imdi mezarlar olmu * ' Abarrach olu bir dnya Emmim, Lordum neden raporumu ahsen iletmediimi merak ediyordur Beni uzaklara aran acil bir durum dodu Abarrach'tan dnmden sonra kendine Alfred diyen Ar-anus'ta tandm Sartan'n Olum Kaps'na girmi olduunu kefettim Verilere baklrsa Chelestra'ya, Sartanlarn yaratt drdnc dnyaya su dnyasna gitmi Ben de onu takp ediyorum Szn sadk ve adanm olunuz HAPLO l Hplomn Abch Dnyns ?ene npon Nexus Lodu mm nvnden 492 AE DEnz Haplo, benim sadk ve adanm olum, SEN BR YALANCISIN ' EK LAnucnjK Alfred'in Gnl'nde tasvir edildii ekliyle 3. CLT (KAPAK NDE NOT) Dertsiz Menschlere, anlamanz iin kendi dilinizde yazlm: Bunlar, lm Kaps'na yaptm yolculuklar srasnda gizlice ve ara sra tuttuum Rn Gnl Notlar. Gnlk kaytlarm konusunda hibir zaman ok baarl olmadm itiraf etmeliyim -zellikle de yolculuklarmn ilk yllarnda. Dnnce, gnlm size olduka balantsz geliyor olmal. Metin Pryan'daki yiyecek seeneklerinden aprak by prensiplerine kadar her eyi ieriyor. Heveslerimin o srada yneldii gzlemler ve dnceler araya serpitirilmi ve genellikle, bir balang yaplmadan veya nceki metinlerle balant kurulmadan kaydedilmi Her eyi kavrayamyor olacanz bilerek yazyorum Anlatmm ak bir sra izlemiyor. Sartan ve Mensch dillerindeki farkllklar anlaynz daha da zorlatracak Sartan dili, rn yaplar ile birdir Bu ekliyle, sral olmayan bir dildir, kavramlar birbiri ardna dizmek yerine, her birini ayn anda ele alr Bu tr yaplar buyu ve baka kavramlarda ie yarar, ama zaman iinde yer alm bir olaylar dizisini aktannakta zorluk e494 ATE DEHZI

ker. Bu tr olay dizileri, sradan mensch dilinde daha iyi anlalr, dzenlenir ve aktarlr. Gnlm hem Sartan rn dilinde, hem de pek ok mensch dilinden birinde, o anda hangisinin dncelerimi ve gzlemlerimi daha iyi aktaracan dndysem o dilde tuttum... 2. CLT: SAYFA 132 ALFRED NECROPOLIS KENT'NN ALTINDA ...Mezarlklardaki o kutsal odadaki rnler beni yerime iviledi. Yaplan zihnimi aniden, bir rpertiyle doldurdu. Gzlerimi karmaya zorladm kendimi. imdi ekilleri uykularm blyor. Onlarn glgelerini kovmak iin, onlar burada tercme ediyorum. Bu defterin kapan kapatarak onlar gzlerimin nnden uzaklatracam, belki anlarn bilincimden saklamay da baarabilirim. ' "6 * Orada bulunan rn yaps mnn kaba bir edeerini sradan mensch diline tercme etmeyi tercih ettim, ki kavramsal btnlklerinden ok, bunlar evreleyen olaylar dizisi anlala-bilsin. Orjinal rn yaps ve balantlar hakknda elimden geldiince ok rnek kaydedeceim. Bununla beraber, ezamanl bir dili ardk bir dile tam anlamyla tercme etmek mmkn deil. Grne gre, rnler dnce ortasnda, dier Koparlm lemler ile iletiim kurma hakknda balyor -metnin daha sonra aklad gibi, bir grup aratrmas konusu bu. Tercme: Sunak'tan altkk rn.1 l Sulst Lnc boyunca, sa taaftan tbaen yeletilm imgelenil en uzandaknn seksen u nn yukasnda faik edilmi ve okunmuun Bunun daha buyk b yapnn altkoku olduu akt ve butunun yalnzca kk b pa as olduunu gsteril 49S Margaret Wes & Tracy Hickman Devir 27$ larcrhm Kkeni , ,, Kinilan,2 mevcut sorunun eski olaranlarm karsna kan sorunlarla ayn olduunu gzledi. Bu da, eski sorunlara getirilen zmlerin grevimizi tamamlamak iin bir ipucu verebileceini dndrd...' Eski metinleri aratrmaya ve bylece eskilerin dnlerinin bizim mevcut, dnyalararas iletiim sorunumuza bir zm getirip getiremeyeceini belirlemeye altk. LK BAARISIZLIKLAR: OTOMATON AI llerimizi tekrar canlandrmak iin ilk teebbslerimiz, baarlar bizim hayatta kalmamz iin yaamsal nem tamaya balasa da, tatminkr deildi. Canlandrlan ller aklsz otomatonlardan baka bir ey deildi, onlar kontrol eden l-arann dorudan verdii grevler dnda hibir ey yapa-nyorlard.' Bu tr lmemiler, igc olarak kabul edilemezlerdi, nk laran asl iten zgr brakma konusunda pek az yardmlar oluyordu. Canlandrlan cesedin her hareketi iin larann varl gerekiyordu -son derece usandrc bir i ve by enerjilerinin boa harcanmas. Fakat larc-lk aratrmas umut vaat ediyordu ve zmn, Ev Szc-s'nn yalanmakta olan bycsnde buldu. 1 Dev, Abanach'ta zaman olcumu m kullanlan atalklara denk dumektedi Kaydedilen gelimeye daha iyi b bak as salamak iin, anlatm bu devrlein srasna goe dzenledim

2 B Satan buyu aatmacs Run yapsndaki pozisyonuna baklrsa, nnle-n ina eden kii olmas olas Menseli dil yaplarna gre, ses ya da metnin anlatcs olarak gonlu 3 Daha yksek seviye altkok runlee ynelen dallar gozard edilmiti Metnin anlatcs son deece yksek moall ve umthdu 4 Refeans dallan geriye oi|inal m n yapsna doneek, olulen yalnzca canlandablen oluancl ncelyo Tampon runle, bu runlen gcn dzgnleyeek. m yapsnn tamamnn dengesine mdahale etmesini engellyo 49<> tttE Denizi DELSART ZM ot,y " Delsart Sparanga, uzun yllar yaam bir Sartan aratrmacs, Delsart Yakn Dununu ya da Delsart Benzeimi olarak bilinen kavram kefetti.1 . r"... fiziksel durum ile yanklanan ikinci bir varolu dununu kefetti. Rn bysnde bu dunun, Delsart Yakn Dununu olarak bilinir. Bu isim, hem bu dununun varln kefeden larana, hem de tm nesnelerin ikinci varolu kavramlarnn, fiziksel mevcudiyetlerine yakn bir dunun olduuna atfta bulunur. Eski metinlerde bu ikinci dunundan, genellikle bir ilah ya da dini inan sistemi ile ilikilendirilen bir ruhani dunun olarak bahsedilir. Bunun iin ve ifadenin basitletirilmesi iin, Delsart Yakn Dununu deyimi genellikle nhani dunun iin de kullanlr. ,w v. .-.." -Ji,<-* v "Tm varlklarn nhani dununu, fiziksel dununun ok daha ince bir yansmasdr. Fizikselde var olan tm varlklar, bu nhani dummda da ifade bulurlar. Delsart, kaba fiziksel dunun adn verdii bu dununda, ayn zamanda ruhani dzeyde de bir varolua sahip olmadan var olmayacan retti. "Delsart'n aratrmalar sayesinde, bu ikinci durumun, yaayan varln lm ile radikal bir biimde deitii kefedildi. Ceset nhani varoluunun eklini konrken, bu yeni, ikinci dununu yaayan varln ne olmu olduundan radikal bir biimde farkldr. Delsart, yeniden canlandrlan lnn kendinden kaynaklanan bir motivasyona sahip olmamasnn sebebi1 Run dallan Delsat Yakn Durumu hakknda daha geni bi teze uzanyo Buraya alnan ksm, g noktalanda, henz tek ettii referans timlerine en yakn balanan runlee att Konu hakknda daha fazla bilgi loplamadm -toplamay da azu etmezdim 497 Mnrgnret Wes & Tracy Hckman ''fi nin bu farkllk olduunu dnd "Yaam suresince, Delsart bu ikinci durumun doasn kefedemedi, ne de rnleri bu durum zerinde kontrol sahibi idi. Fakat Delsart'n katks, bataki ruhani durumu hatrlayacak ve bunu tekrar kaba fiziksel duruma balayacak bir dizi rn olmutur. Mevcut Olamclk an balatan da, bu keiftir." 1 '"' l ,'! l ! ('/! ' !l / -^J.'ll f" (' l '! |t Hft'.i ' Delsart zmnn lk Baarszlklar Olamclk, bugn genelde retildiinin aksine, ilk zamanlarda baarszlklar yaad.1 Aratrma grubumuz, o dneme ait rn metinlerini aratrd. Bu ilk deneylere ilikin ilk notlar, Delsart'n ahani balantsn uygularken yaanan korkun sorunlardan bahseder. Trenler ve nemli bekleme dnemleri bata bilinmiyordu. Sonu olarak, ilk abalar ruhani durumu l denee fazla abuk ve sonu olarak ilk

durumuna fazla yakn balyordu. Bu, o ilk dnemlerde pek ok lazar yaratlmasna sebep oldu. Lazarlar daha sonra yok edildi. syan ve bunu takp eden Zem-bar Stunu Savalan'nn, o dnemde pek ok lazar yaratlmas ve bu lazarlarn kralln ounu tehdit etmesinden kaynakland, yalnzca bu duvarlarn derinliklerindeki ninlerde sakl, gizli bir bilgidir.2 Delsart Rnlerinin Artlmas Zembar Stunu Savalar srerken bile, larclk rn yapsnda, yaayan sahiplerine ve mlklerine hizmet edebilmeleri iin lleri uygun bir ekilde canlandrmak amacyla dzeltmeler ve trenler yaplyordu. 1 Ilml koruyua mnle, bu metnin imtiyazl bilgi olduunu belt 2 Bu rn dal, okuyucuyu uyamak amacyla b dizi koruyucu rn ile iaretlenmiin Grne gre yaza okuyucunun, bilmemesi geeken bu eyi grmek uzee olduundan endelenmt 498 ATE DEHIZI lm zaman ile yeniden canlandrma arasnda gemesi gereken bekleme sresi kefedildi Bu sure, fiziksel durum ile ruhani durum arasnda, canlandrma ertesi zgr irade kullanlmasn engelleyecek kadar uzaklk olumasn salyordu. ller artk larann daimi gzetimi altndaki kuklalardan ok, basit talimatlar yerine getirebilen varlklar olmulard. Yem bir larclk a balamt. Devir 279: Delsart Karlklarnn Aranmas Eer dnyadaki her varlk -yaayan veya yaamayan- fiziksel duamlar ile byle bir ruhani yank sahibi ise, bu yank dnyalar arasnda iletiim kurmak iin kullanlamaz myd? Yaratmn byk ktlesi, Kopanl'n dier dnyalar ile iletiim kurmamz engelliyordu. Belki de fiziksel duam aracl ile kurulamayan iletiim, ruhani durum aracl ile kurulabilirdi. Konseyin emriyle grubumuz, bu yeni kavram deerlendirmek iin burada, Yallar Masas'nn evresindeki mabette topland.1 Yallar Masas,2 Koparl srasnda lm Kaps'ndan getirilen bir ahaptan yaplmt. Baka bir dnyadan gelen bir materyalden yapldndan ve bu yzden, Delsart'a gre, yine o baka dnyann yanksn ierdiinden, bu masa -Kopar-l'n tm dnyalar ile olmasa da- geldii dnya ile iletiim kurmamz salayacak ortam salayabilirdi.' Fakat, Delsart'n zamannn olduka tesinde olduumuz1 Bu, retne giri salayan altkok noktas idi 2 Bu runun okunduu ahap masa kastedhyo 3 Bu paagafn anlatm, aatrmaclan, dnyalarnn doas hakknda btakm temel blgleden yoksun olduunu gosteyo Kendi lemle b zaman-la, bizim byk ve kokun bymz taafndan kopalan daha byk bu lemin b paasyd Ahap tm die dunyalala ve ayn zamanda kendi dnyalarna dokunuyodu Bu o aatmalarn dneminde bile bilgi kayb ve yozlamas yaandn gostenekted 499 Mnrgaret Wes & Tracy Hickman dan, ruhani durumun ie yarayan bir gerek olduunu bilmemiz yeterli deildi -neden ie yaradn da bilmeliydik. Bunun zerine, bir sonraki admmz, drt yz yl nce balam, meyve vermesine ramen terk edilmi bir aratrma dizisi zerinde dnp tanmak oldu.1 Eski metinlerden Delsart'n

dncelerini ve yntemlerini zerek, almalarn kendisinden bile iyi anlayacak duruma geldik. Devir 290: Kaba ve nce Varolu s>, ,\ ,g ,'<< j ,*\ " , "r v- -Aratrmalarmz meyve vermeye balyor. Armutaac,2 Delsart'n almalarnn ruhani durum ile karlatrnca kaba olarak tabir ettii fiziksel durum ile ilgilenen bir yann kefetti. iki durum arasndaki llebilir farklar inceleyen Armutaac, rktc grlere vard. KABA VAROLU YAPISI OLARAK MADD VAROLU "lft Kaba durumu lebilme yetimiz Rndurumu Snn'nda sona erdi ( Sartan bys kavramlar sz konusu olduunda, bu nokta temel ve esas bir noktadr Tm fiziksel nesneler, kaba fiziksel durumlarnda bu engelin snrlan ile snrlanm grnmektedir. Fakat varolularnn tamam, bu snrdan, by ile rnlerin artk tanmlanamad lemlere geer. 1 Metnin yazar binada kendini beenmi b havaya bummyo Run yazar, bataki almalan baklmamas geektn duunuyomu 2 Run pozisyonundan anlald kadayla. b aatmac ismi Deyi, meyve veen bu aaca atfta buhnnuyo 3 Rundunm Snn, tesinde bynn ilevim yitirecei ve her tulu kesinliin yok olduu bu noktay ifade eden. bu ilen buyu kavamd Dzen ile bilinmeyen aasndak bu kaotik sn, Satan yaznalaunda bahsedilen Belszlk Engeli ile ayn olabl soo ATE DEFIIZI ,," , > NCE VAROLU YAPISI OLARAK u : RUHAN VAROLU Daha nceleri, bu Rnduamu Snr'nn tesinde kaosun olduuna inanrdk. Fakat ahani duam, ite bu kaos leminde tanmlanr grnmektedir. Armutaac'nn ahani durumun etkileri zerindeki lmleri (bu duam tanmlanarak llemeyeceinden), kaos snrnn tesinde dzen, desen ve yap olduunu ima etmektedir. En gl rnlerin ulat yerin tesinde, kaos iinde dzen olmas, pek ounun sapknca bulduu bir keiftir.1 >,., -, , Devir 330: ncelik Kazanm Rn Yaps Uygulamalar Orstan,2 rn yaplarnn salnmalann yok ederek, bize Yallar Masas aracl ile iletiim salama ortam salayan bir rn yaps dzenledi. Dalgalar, Rnduamu Snr'nn tesine by ve dnce aktarak bir hkmsz-tayc dalgas oluturuyor. Hkmsz-duam dalgasnn' frekansn ayarlayarak, lm Kaps'nn tesine gemeyi ve bu masann kesildii dnya ile iletiim kurmay umuyoruz. Devir 332. Aydnlanma1 , , Kendimize ve atalarmza ne yapmz? Izdrap ve fke. mitsizlik ve utan. Orstan'n yaplan beklentilerimizin tesine ulat. Koparlm lemlerle konumuyoaz Dnyalarm1 Binada nnlere tedb ve koku gimektedi' 2 B baka aatmac m acaba1 3 Ne kada ilgin bu yaklam' 4 Runle binada mh.it b yap kazanyo Yaza hem huu. hem koku iinde ynzyo, ama natmac olaak kendi eylenleme m. yoksa halklamn toplu eylemlene m atfta bulundukl.nd.m emin deilim

501 Margaret Weis & Tracy Hickman zn tesinden szckler duyuyoruz. Uzun zaman nce toza karm ve henz duyulmay bekleyen szler duyuyomz. Son derece keskin kllarla oynayan ocuklarz biz.1 l Daha fazla tercme etmiyorum Burada runler, benim ya lgnca atp tutmalar, ya da kehanet olarak grdm baz speklasyonlara dallanyor Ayn zamanda, rnler burada, ulatklar her ne ya da he kim ise, onunla iletiim kuran rnlere balanyor. 502 lmn Maskesi Ceset ciddi ve oturakl bir ehreye sahip yal bir adama aitti. Cesedin ve giydii giysilerin harap haline baklrsa, hem ceset, hem de giysileri uzun zamandr buralardayd. Genlerin kkrdamalar ile tevik edilen ceset, muhtemelen genliinde ettii bir dans yineliyordu. Genler yuhalad, alay etti ve cesedin evresinde, eski moda admlarn taklit ederek dans etmeye balad. Ceset onlara hi dikkat etmiyor, ryen bacaklarnn stnde dans etmeye devam ediyor, yalnzca kendisinin iitebildii bir mzie uyarak amas bir zarafet ile, ciddiyetle hareket ediyordu. *' Janet Pack 503

You might also like