You are on page 1of 6

Said Nasl Eletirilmiti? arkiyat Envanterin Sorunlar Mahmut Mutman Lacivert, No. 41, Eyll-Ekim 2011.

Eletirmenleri James Clifford ve Robert Younga gre, Edward Saidin arkiyatlk almasnn nemli bir elikisi vard.i Said, bir yandan bizzat ark denilen nesnenin arkiyat metinler tarafndan oluturulduunu, yani arkiyatln ark arkllatrdn sylyordu; te yandan da, arkiyatln arkn gerekliini arpttn ileri sryordu. Bu her iki nermenin ikisi birden doru olamazd.ii Eer ark arkllatrlm ise bir arptmadan szedemezdik. nk bu durumda zaten bizzat ark ve arkl Batl metinlerin ve pratiklerin bir rnnden baka birey olmayaca iin, arkiyat sylem ncesi ve sonradan arptlacak gerek bir ark olamazd. te yandan eer arkn gereklii arptlm ise demek ki bu arptmay yapan arkiyat sylem ncesi bir ark ve arkllk vard. Bu durumda da arkiyat sylemin arkllatrdn syleyemezdik. Bu elikinin yol at sorunu zmek ve argmann elikiden kurtarmak iin Saidin kendisinin bulduu bir yol vard elbette. ark hem arkllatrmann sonucu hem de arptlm bir nesne olarak dnebilmenin yolu arkn birbirinden ok farkl toplumlar ve kltrleri ieren gayri-meru bir genelleme ve btnletirme olduunu sylemekti; ark gereklii olmayan hayali bir corafyann rnyd. Kuramsal sorunlara yaklam biraz kestirme diyebileceimiz Saidin tutumu, ark ve Garp, Dou ve Bat gibi fazla byk, ar soyut ve dolaysyla gayri-meru genellemelerden kurtulmamz gerektiiydi. Ama bu pek de kolay bir i gibi durmamaktadr, nk bizzat Saidin verdii tanmla arkiyatlk Garp ve ark arasnda yaplm epistemolojik ve ontolojik bir ayrmdr, ve bu ayrmn Bat emperyalizmi ve kapitalizmin kresel oluumuyla yapsal olarak ilgili olmas hasebiyle, ortaya kard eyin yle kolay kolay gayri-meru genelleme diye atlverecek bir nesne olmadn, pratikte ilediini grrz. stelik Dou ve Bat ayn zamanda corafi ynler ve pratik iaretlerdir, konuulan dillerin ayrlmaz geleridir bu ynler. Kltrel (hayali, kurgusal, ideolojik) ve pratik (arasal veya gerek) olan bu kadar kolay ayrtedebilseydik zaten mesele kalmazdarkiyatlk hayattan kopuk bir garabet olurdu. Ksacas Saidin ikayeti olduu bu gayri-meru, ar genellemenin eletirisini aknsal yanlsamaya ilikin Kant argmanlarla donatsak bile sorunu bamzdan defetmek kolay gzkmemektedir. Son zmlemede Saidin arkiyatlk anlay szkonusu sylemin bir temsil etme hatas olduu biimindeydi ve ona gre bu hata dzeltilebilirdi (bu elbette siyasal mcadeleyi gerektiren bir dzeltmeydi). Ama byle sylemekle kuramsal sorun ortadan kalkmamtr, nk eer bu temsil hatas insan aklnn ileyii (ve aralar olan sylem, siyaset, vb.) ile ortadan kaldrlabilir ise, niin Said arkn gerekliinin arptldn sylemekle yetinmemi, yani mesele bir temsil hatasn dzeltmekten ibaret ise niin basite arptma deyip geivermemiti de arkiyatln arkllatrdn sylemek gereini hissetmiti? Saidin vazgeemedii ey neydi? Eletirmenleri Saidin hissettii bu zorunluluu sorgulamaya ynelmektense onun argmannda yakaladklar yntemsel elikiyle tatmin oldularbu (ou Batl) eletirmenler hatta bundan biraz da rahatlama ve memnuniyet mi duydular acaba, diye merak edesi geliyor insann. Ama bu mantksal ve entellektel tatmin bence

2 eletirmenlerin kendi krlnn iaretiydi.iii Eletirmenler, eletirel okumalarnn vard noktay bir karara dntrverdiler ve orada beliren baka bir soruyu, metnin asl belirlenimini oluturan soruyu (belirlenimsizlik veya belirlenime direni biiminde olsa bileki ancak yle olabilirdi) soramadlar: Said niin bu elikinin iine dmt? Metni niin byle bir elikiyi ifade etme durumunda kalmt? Burada basit bir yntem hatasndan veya Saidin (bu ne kadar doru olsa bile) kiisel teorik zayflndan veya aldrszlndan kaynaklanan bir savrukluktan farkl bireyle kar karya kaldmz kansndaym. Bunun iin Saidin kitabndaki birka pasaj daha dikkatle okumay neriyorum. nszdeki ok referans alm bir pasajla, kitabn kiisel boyutuyla ilgili ksmla balayalm. Said burada, ald tm Batl eitime ramen Filistinliliinin kendisini hi brakmadndan szederek, Gramscinin kendini bilmekle ilgili bir szne referans verir: eletirel olgunlamann balang noktas insann gerekten kim olduunun bilincidir, ve sizde bir envanter brakmakszn birikmi olan sonsuz sayda izlerden olumu o ana kadar ki tarihsel srecin rn olarak kendinizi bilmenizdir. yleyse en bata byle bir envanter yapmak arttr. Bu forml izleyen Said, arkiyatlk almasnn, bir arkl olarak kendisi zerinde hakim Batl kltrn brakt izlerin bir envanterini karma abas olduunu yazar.iv Burada iki noktaya dikkati ekelim. Birincisi, arkiyatln basite negatif bir sylem olmaddr: eer muhalif ve eletirel bir envanter kurulabiliyorsa demek ki arkiyatlk Saidin zannettii kadar btncl bir hegemonya deildir ve izini brakmadan yapamayaca iin kendi eletirel envanterini mmkn klan paradoksal bir kurulutur. Yani eer Homi Bhabha gibi sylersek arkiyat szce ve onu ifade eden emperyal Batl zne (Saidin dnme eiliminde olduu gibi) homojen ve btncl biimde dnlemezler.v kinci olarak, envanter oluturmak bir liste yapmak anlamna geldiine gre, szkonusu olan ey sonsuz sayda, birbiriyle iie gemi ve karmak izlerin ve hatralarn, oraya buraya dalm kayt kuyudun akla uygun bir dzen ve nedensel ve bilimsel bir belirlenim iine sokulmasdr. Yukarda eletirmenlerin szn ettii yntemsel sorun bu izlerin yani arkiyat hatrann ve kaydn akln belirlenim dzenine sokulmasnda bir uyumsuzluun ve aksakln ortaya kmas, adeta akla uymayan ve dile gelmeyen bireyin direnmekte olmas demektir. Said, arkiyatlk ark arkllatrmaktadr dediinde karmza kan totoloji de akla, syleme, aklamaya ve hatta adlandrmaya direnen, heterojen kalan bu eyin bir ifadesiydi. Aratrmas Saide, arkn arkiyatlk tarafndan oluturulmu bir kurgu olduunu gsteriyordu; o halde bu kurgunun dnda ve ncesinde gerek bir yer olmalyd, ama bunun iin arktan baka bir ad yoktu. arkiyatl inceleyen kim olursa olsun bu sorunla karlaacaktr. Saidin yntemsel tutarszln saptamakla yetinen bir eletirel okuma bu nedenle yetersiz kalmaktadr, nk bu tr bir eletirel okuma tam da gerek bir zorluun ve direncin belirdii yerde, sorunun doru bir yntemsel zm olabileceini varsaymaktadr. Aslnda ne sylem yerine gelenek kavram kullanmay neren Clifford ne de Young bu doru yntemin ne olduunu bize sylemezler. Burada ark adnn Bat tarafndan verildiini ve bu ad alan eyin Batlnn karsna kan bir fark olduunu hatrlamamz gerekiyor. Ama fark ile ilgili en nemli yn, karmza hem saptanabilir (benzer) hem de elden kaan (benzemez) birey olarak kmasdr. Dolaysyla fark bir yandan tecrbe ederiz, te yandan baka kalmay srdrr (yoksa fark olamazd). Eer bu fark, eitsiz bir iktidar ilikisi

3 iinde tecrbe oluyorsa, bir yandan hiyerarize olur, geriye ve aaya itilir (benim gibi ama daha az uygar, daha ilkel) te yandan da bir trl bu hiyerari iinde sabitlenemez, farkl kalmay srdrr. Bu paradoksun birinci ynnde, yani farkllaan sabitleme, bilme ve denetleme asndan arkiyatlk iki deiik ilemi birden barndrr. Farkl olann, bilinemeyenin, kendi gibi olmayann znede yaratt endie ve tedirginlik bir yandan fark arlatran, ularn trpleyen bir arptmaya yani sterotipletirmeye yol aar (Fanonun nevrotik koulu). Ama te yandan, farkl olan bir belirlenime sokma, onun bilgisini retme abasna da tank oluruz. Fark bir yandan arlarken, te yandan bilgisel denetim altna alnarak normalize olur. Bunlar elbette elien srelerdir, ama birbirlerini ortadan kaldrmazlar. Bunu baka trl sylersek, arkiyatlk stereotipler ve fantaziler rettii kadar pekala ampirik bilgi de retebilir. Ama ayn zamanda, Saidin dndnn tam tersine, ampirik bilgi stereotipi zorunlu olarak ortadan kaldrmaz, ikisi birarada yaayabilirler, hatta onu daha meru klabilir.vi imdi paradoksun ikinci yanna gelelim. Elbette bu fark, yani ark ve arkl diye bireyin ayrlmas, iaretlenmesi Batl zne tarafndan grlen, onun iin fark olan bir farkt. Ama srekli elden kamas, farkl kalmay srdrmesi, bu fark ortaya koyan ilemin Batl zne tarafndan ynetilemeyen bir ilem olduunu gsterir. Bu ileme Jacques Derridann kastettii anlamda ayrmlama [spacing] diyeceim.vii Bu ayrmlama, ayn anda hem Foucaultnun kastettii anlamda bir bilgi-iktidar pratiidir, hem de her trl iktidar ve bilgi pratiine yapsal bir ncelik tayan, iktidarsz, bilgisiz ve znesiz (bunlar ortaya karan) bir ayrmlamadr. Srekli olarak izini brakr, bu iz oraya buraya salr, baka eylere karr, srekli kaybolur, ve bylece envanteri mmkn klar. Adeta bir eit ilikisiz iliki olan bu ayrmlamann veya izin, arkiyatl hem ortaya karan hem de ona direnen ey olduunu sylemek yanl olmayacaktr. Saidin arkiyatln metinsel yeniden-retim ve yeniden-yazmndan szettii noktada aslnda bu dnceye yaklama ans vard, ama sylem ve gerei birbirine ztlatran tutumu yznden bu ans karr. Kitabn ikinci ksmnn sonlarna doru, Said arkiyat bilgiyi meru klan eyin metinsel bir alntlama pratii olduunu ileri srer. Ona gre, 19. yzylda arkiyatlk nceki otoritenin restoratif alntlanmas dedii bir ilemle almt: arkiyat bilgin, bir dizi metinsel fragman tetkik ettikten sonra adeta bir binay veya resmi restore eder gibi bunlar dzenliyor veya temsillerini onaryordu, ama bunun iin ampirik gereklie hibir zaman bavurmuyordu.viii Zaten Saide gre, arkiyatlk arkn ampirik gerekliine bavurmad iin bir temsil hatasna dmekteydi. Elbette otoritenin bu biimde restore edilmesi, arkiyatlar arasnda hi atma ve anlamazlk olmaz demek deildi. rnein Burtonn Lanee meydan okumas gibi durumlarla karlaabilirdik.ix Hatta yeni bilgi bile ortaya kabilirdi, ama ancak nceki otoriteye bavurarak kendini meru klar ve bilgi olarak kaydettirebilirdi. Yine de bir dizi soru beliriyor: atma basite kiisel midir? Yeni bilgi bir ncekini gerekten de dzelten bir bilgi olamaz m? Said, ampirik gerekliin veya yeni bilginin arkiyat alana girebileceini ama kendi balarna epistemelojik ve ontolojik bir dzeltmeyi garantileyemeyeceklerini syleyerek yant verebilir. Zaten hem yenilemeyi hem de ayn kalmay ieren restorasyon metaforunu semesinin nedeni bu olsa gerek. Bylece yeni ampirik bilgiye ramen arkiyatln genel resmi ayn kalmay srdrebilir, arkiyatln z deimez, ki bu durumda ampirik veya yeni bilgi tamamen aldatc bir maske rol oynamak zorunda kalr.x Halbuki yukarda arkiyatln pekala bilgi retebileceini, ve bilginin stereotiplerle atmasnn ikincisinin varln zorunlu olarak ortadan kaldrmadn gsterdik. Daha da ileri

4 giderek, bilginin stereotipi merulatrmann tesinde pozitif ve kurucu bir rol olabileceini syleyelim (tekrar vurgularsak, bu onun stereotiple birlikte yaamayaca anlamna gelmez). Foucault bilgi-iktidar teknolojileri adn verdii disiplinlerden szederken bunlarn ampirik, pozitif bilgi ile altklarn hatta tam da byle bilgi retmesi sayesinde modern iktidarn disiplininin negatif, yasaklayc olmaktan ktn gstermitimodern iktidarn pozitif olmas sorun olmaktan kmas demek deildi elbette. arkiyat otoritenin geleneksel otoriteden farkl olduunu ileri srmesine ramen bu otoriteye bilgisel ve pozitif bir urak tanmakta gnlsz olan Said ise, sylem ve ampirik gereklik arasnda dogmatik bir ayrm yapmakta gibidir. Halbuki kendisinin iaret ettii pek ok gelime, arkiyatlkta bu ilikinin daha girift bir alveri olduunu ve dolaysyla arkiyatln daha dinamik bir hegemonya ierdiini gsteriyor: rnein Birinci Dnya Savanda Arablarn Osmanl mparatorluu ve Almanya gibi glere kar bir bamszlk hareketine geirilmeleri projesiki aslnda bu onlarn zaten balatt bir hareketi ynetme abasdrngiliz smrgeciliinin ark ve arkly, duraan, tarihsiz ve doal bir mekan ve manzara olmaktan kararak tarihsel ve anlatsal bir zne olarak grmesi demektihayli ciddi bir dnm. kinci Dnya Sava sonras post-kolonyal dneme girite yeni hegemonik g A.B.D.nin alan aratrmalar (area studies) ad altnda kurduu muazzam bilgisel aygt ampirik bilgiye verilen nemi gsteriyordu (ve de bu bilginin stereotipleri ortadan kaldrmadn). Saidin alntlama kavramnn asl sorunu ise, bir iktidar pratii olarak ayrmlamay okuyabildii halde, yukarda szn ettiim teki anlamda ayrmlamay okuyamamasyd. Bylece Saidin yaklam alntlamay tamamen otoriteye terketmekteydi. Said iin alnt metinsel hareketin (arkiyatln retimi ve yeniden-retiminin) tamamen metin iinde ve otorite altnda, hiyerarik biimde gereklemesinin metaforudur. Yukarda belirttiimiz gibi, bu arkiyat sylemin veya szcenin tamamen homojenize edilerek Batl znenin komutas altnda okunmasdr (bylece o znenin de homojenize edilmesi). Saidin sormad soruyu soralm: acaba otoritenin restoratif gcnden kaan, onun denetleyemedii bir alnt mmkn olabilir mi? Byle bir alnty dnmek, paradoksal bir fikre, adeta alnt olmayan bir alnt, yani hibir yerden alnmayan bir alnt dncesine yol aar. te yukarda hem iktidar pratiine bal hem de ondan nce ve bamsz kalan [Dou ile Bat arasndaki] ayrmlama, ve bunun oluturduu iz ya da kayt [inscription] ile bunu kastettimki, saptanabilir, anlalabilir ve ynetilebilir bir izden veya kayttan szetmiyorum. Bu yersiz yurtsuz ama hep burada hep benimle olan bir kayttr. rnein Saidi terketmeyen Filistinlilii bu grlmez kaydn bir etkisidir, ulusal bir kimlik deil. Bu anlamda arkllatrma (ki ayn anda Garb garpllatrr), iktidar pratiine indirgenemez ama basite her iki taraf eit de klmaz, nk bunlar zaten henz kart kimlikler haline gelip ayrlmamlardr. Tersine srekli bir olu ve dal hali vardr. Yalnz, zneden ve nesneden nce gelen bu ayrmlamann veya izin eriilebilir olduunu, onun ikamet ettii bir yer olduunu ve oraya geerek onun mekannda hareket edebileceimi sanmak ciddi bir hata olurdu. Bu ayrmn ve izin radikal dalna zne (veya nesne) biimi veremeyiz. Bhabhann melez kavram bu zne-nesne ncesi boyuta bir zne biimi vererek onu eriilebilir ve ynetilebilir klma projesidir. Bhabha, Saidin btncl bir sylem ve zne kavramna ynelttii hakl eletiriden onun karsna zgr ve otantik melez bir zne koyarak kmaktadr (ve melezin gncel toplumsal karl metropoldeki gmendir).xi Byle

5 hazr (ve otantik) bir zne biiminin herhangibir yerde olmad kansndaym. arkiyatln g alan, bu ayrmlama tarafndan kurulur ve sklr. Dolaysyla bu ayrm(lama), direngen olan hereyle iletiim halindedir, ama ona sonul bir siyasal biim veremeyiz ya da byle bir biim kazanabilirmi gibi davranamayz. Ancak varolan arkiyat biimleri ve sylemleri dnrken ve onlara mdahele ederken, bu ayrm(lama)nn kurucu ve bozucu gcne tabi kaldklar iin hibir sonul biime, anlama veya kimlie kavuamayacaklarn aklda tutmamz gerekir.
i

Edward W. Said: Orientalism: Western Conceptions of the Orient (Penguin: Harmondsworth, 1978); arkiyatlk, Batnn ark Araylar, ev. Berna lner (stanbul: Metis, 1999). James Clifford: On Orientalism The Predicament of Culture: Twentieth Century Ethnography, Literature and Art (Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press, 1988), s. 255-276. Robert Young: Disorienting Orientalism White Mythologies: Writing History and the West (New York ve Londra: Routledge, 1990), s. 119-140. ii Eletirmenlere gre birinci argman Foucaultdan kaynaklanyor; ikinci argman ise, klasik bir ideoloji-kritik konumunu ifade ediyordu. Buna katlmakla birlikte, ben birinci argmann ve genel olarak Saidin zmlemesinin Foucault ile ilgisinin snrl ve denetime tabi olduu kansndaym. Saidin Foucaultnun yntemsel konumuna ynelttii baz eletiriler zaten bunu yeteri kadar ak klyor. Bkz. The World, The Text and The Critic (Cambridge, Massachusetts: Harvard University Press, 1983), s. 186-187, 221-225. Bu eletirilerden anlalan Saidin (bence yanl biimde) Foucaultyu genelletirilmi bir ideoloji-kritik modeli iinde okuduudur. Kanmca hakl olduu tek nokta, Foucaultnun zmlemesinin Avrupa ile snrl kalmasna ynelttii eletiridir. iii Paul de Mann bize rettii gibi, basit ve gndelik bir imi gibi grnen okuma iinde her krlk bir grtr, her gr te bir krlk. Bkz. Paul de Man: Krlk ve gr: ada Eletirinin Retorii zerine Denemeler, ev. Cem Soydemir, Ferit Burak Aydar (stanbul: Metis, 2008); Blindness and Insight: Essays in the Rhetoric of Contemporary Criticism (Minneapolis: University of Minnesota Press, 1972). (Soydemir ve Aydarn tercmeleri gayet akc ve gzel, ama ben sanrm insight iin grme veya gr derdim. nk igr szc insightn anlam olan bireyi iinden kavray veya bireyin iine nfuz ederek kavramay anlatabilir, ama Trkedeki ilk anlam kendini anlayabilme, ki bu da ciddi bir anlam kaymasna yol ayor korkarm. Biraz akaya vurursak, kendini anlamann m birini grr hale getirecei hayli kuku gtrr!) iv Said, Orientalism, s. 25 (tercme benim). v Homi K. Bhabha: The Other Question: Stereotype, Discrimination and Discourse The Location of Culture (Londra ve New York: Routledge, 1994) s. 94-120. vi Stereotip ile ilgili olarak Adornonun dikkatli zmlemesini alntlayalm: Her psikodinamik olgunun iki yan olduunu unutmamalyz, bilind veya id ile rasyonelletirme. kincisi psikolojik adan savunma mekanizmas olarak tanmlansa bile, rasyonellemenin psikolojik ilevine dayanarak basite bir kenara itilemeyecek, psikolojik olmayan, nesnel bir hakikat pekala ierebilir. Dolaysyla nfusun geni kesimlerinin zihniyetinin zellikle zayf noktalarna ynelik stereotipik mesajlarn bir ksmnn tamamen meru olduklar kantlanabilir. (The Culture Industry: Selected Essays on Mass Culture, ng. ev. Jay Bernstein (New York ve Londra: Routledge, 1991), s. 171-172 (tercme benim). Adornonun televiyon mesajndan szederken bile stereotipin nesnel gereklik ihtiva edebileceine dikkatimizi ekmesi nemli. Bu tr kantlanabilir ampirik gelerin bilgisel yn daha ak bir biimde kurumsallam olan arkiyatlk gibi bir sylemde daha ciddi bir merulatrma rol oynayacaklar kesin. vii Derridaya gre, ayrmlamann temel zellii tekinin indirgenemezliidir. zellikle bkz. Jacques Derrida: Positions, ng. ev. Alan Bass (Chicago: University of Chicago Press, 1972), s. 94. viii Said, Orientalism, s. 176-177; arkiyatlk, s. 188. ix Burton ve Lanen Binbir Gece Masallar tercmeleri zerine bir baka ilgin tartma iin bkz. Jorge Luis Borges: The Translators of the Thousand and One Nights The Perpetual Race of Achilles and Tortoise, ng. ev. E. Allen, S. J. Levin ve E. Weinberger (Penguin, 2010), s. 21-49. x Said, Foucaultya gre bilgi ve iktidar arasndaki ilikiyi de byle okumaktadr. Foucaultnun titiz yaklamnda, iktidar ve bilgi balamsal bir iliki iindedirler ama birbirinden ayr pratikler olmay srdrrler. Foucault ikisi arasnda koyduu - iareti (bilgi-iktidar) sadece biraraya getirmez, ayr eylerin biraraya geldiini ima eder. Halbuki Said iin, Foucault iktidarn kendini hakikat ve bilgi sylemi iinde nasl sakladn gstermitir. Bkz. The World, The Text and the Critic, s. 216. xi Bhabhann kuramsal serveninde bu melez zne giderek Batl metropollerin nc Dnyal gmenlerinin karakteristii haline gelir. zellikle bkz. Homi K. Bhabha, Dissemination: Time,

Narrative and the Margins of the Modern Nation Nation and Narration (Londra ve New York: Routledge, 1990), s. 291-322.

You might also like