You are on page 1of 18
Vahiy ve Dil Antinomisi: Miqra ve Kur’an Ozelinde Vahiy-Dil Antinomisi Sorunsali Dog. Dr. Mehmet Sait Toprak Mardin Arcata Oniversitest Vahy’in ‘kelamullah’?, ‘kelimetu'r-Rabb?, ‘kelime'lerden olusan bir ‘sz’, ‘ses'lenis’, ‘Kur’an’5, ‘konusma’® olmasi, ‘séz’iin de dil'in? sinurlart Bkz. T. Ieutsu, Kur‘én’da Allab ve Insan, s. 142 vd.; Mehmet Yasar Soyalan, Vabiy Savunmast: Kur'an Dist Vabyin Imkansizligs, Agag Kitabevi Yayinlart, istanbul 2008, s. 142-145. Bkz. ibn Meymun, Delaleti'!-Ha%rin, s. 409; a.mlf., Yesudey ha-Torab, 7: 5-6. cl-Miizemmil 73: 5 : (Sif vs suse abe). Torah, Vayiqra 1:1 (-ipx? Twin Vyiva PON AYA, WAT AYN PND) Bu makalenin yazart, meseleyi ele aldigunda ‘Halqu’l-Kur'an’ ile iligkilendirse de, makalenin sinirlarini astugint hissettiginde bu fikrinden vazgeserek bu problematik durumu bir baska alismaya tevdi etmeyi daha evla gormiistiir. 2 (Sx TT TAT); Kur’an, el-Bakara 2/253. (1 peg ve 5 Nisa 4: 164 = (Ha sa resit 8: 15 : (ipnty Nyy DYN TAT) ve Tanakh'ta gesen diger ‘db. ee gelen kullanimlar igin bkz. fg. 32:7:29y9 18 AT RYT fe Ri Aa 18:48 >apn ovpy TATA Ys Mex. 47:4 nop vee HAD OP or . aw 9 ATA TTR Ne NG ie an aT ANSI By. 19:18 grvng7p1 apspy 7B YONA DO Nes. 5:67 an ees 2 Kron. 22:10 yyjzop7ny 1AINL O2H1)- Tanakh'ta 1465 bees 4 : oe kaullanumlardan 965 yerde konusmak anlaminda gegmektedir. Bt. Bible Software Version 10.4.1. Yusuf 12:2: ( sglass eXbd yg utp os! 0 245, Vahiy ve Din Antinomisi & 8 carada beyan edildigi veya oldugu sergekligi, ay ri'nun ‘gesitli’ veya ‘istedifi’ sekillerde? sectigi'® ‘kisi’yle bir ‘tiir ilet(si)m e gesmesi ve ‘ileti’nin bir ‘dil’ ve bu ‘dil’in de belli bir gramerinin olma- st! ve ardindan bunun bir ‘Kitap’, ‘Suhuf’, ‘Ziibur’, ‘Elvah’, ‘Zikr’, ‘Levh-i mahfiz’ seklinde dnceki peygamberlere ‘verilen’lerde(n)'? olduguna hatta bu yeniden ‘verilenler’i israilogullarr’nin din-bilginlerinin ‘o’nu bilmekligine Cato) gi etal talks off!3 dikkat cekilmesi ve Tanri-Peygamber iligkisinin ‘tenzil/inzal” ‘yered’™5 seklinde gesitli boyutlarda Tannin in(is), ‘in(dir) me’ini simgeleyen ifidelerle ontolojik farklihga vurgu yapilarak kullanil- mast ve bu ‘agir kavl'in!® Peygamber‘in ‘kalbi iizerine’™7 bir ‘vasita’’® ile in- dir(il)mesi gibi karmasik bir siirecin Vabiy ve Dil arasinda bir ‘satiska’ ihdas ettigine veya bir ‘gatiskr'nin varhgina dikkat gekerek baslamak istiyorum. igerisinde ‘akledilebil Girig ‘Séz'iin ‘logos’ olmas: onun bir ‘logik’ (Loyuct/logike) igerisinde serd edilmesini zaruri kilar. Heraklitos, Aritoteles ve Platon’dan baslaya~ rak logos'a pek gok anlam ytiklenmistir!®. Miqra’da ‘logos’ Tan: ile insan ® Kur'én-1 Kerimide bazs baglamlan dikkate alindiginda ‘ os seklindeki kulla- mumun vahy’in akledilebilirligine igaret ettigi griiliir. Mesela en-Niir 24: 61 : (oats XE oush 250 ch x), e5-$ard 42: 51 (gash Ye Semot 3:4 (XN, maa); el-Acrif 7: 144: ( AS p85 gic, A Je ut Mot ast SB) es-Surard 26: 195: (at Je 5 Yusuf 12: 2 (oles Sti tye op achst &. es-Surard 26: 196: (asl gl es-Sutard 26: 197, es-Sucari 26: 192 : (cli dy). Mesela garip bir gekilde Ciiveyni ‘inzal’t syle izah eder: “Cebrailyedi kat semanun tizerindeki makamunda iken Allain ae ae i ir. Sonra yeryiiziine inmis, kelamin bizzat kendisini nakletmeksizin Sidretii’l-Miintehitda anlady : : Bkz. A.mlf. Kiedbil-trsdd, TDV Yaysnlan, ane . on =e Tora, Semot 3: 8 (ov330 7 el-Miizemmil 73: 17 es-Susard 26: 194 (syicth 5. 3,63 8 e5-Susaré 26: 193 (281 gy M. Heidegger, Varlk ve Zaman, s. 33. B seklinde ata bulunulacakur. Heidegger, 59h th ale I ay ers ..); Tora, dg Ves he MNT? Wg DAT NTN HSN site Po ayia WORN ADT Tin oO fundan sonra bu esere sadece ‘VZ’ ‘Logos'un islevi bir seyi yalin olarak @O a arasindala ilski ve aract gorevini gortir2°, Asinda ‘gg’ agesidir. Dilde ‘382’ vasitastyla “Sézii edilenin” lenir. Anca, ‘siz, ‘qawl’ (Js), kelime’( (oa7) kavramlarindan hangisiyle ifade mayt ifade eder ki, nutkun icra edildigi alan dil'dir ve dil'in anlamh dizgesi- ni gramer ve nihayet nutkun anlamh ve gegerlikurgusunun yegine esasin da Manuk olusturur. O da, iliski ve bagines kurmayi ve anlam olusturmay: varuri klar. Séz'iin ‘sézlt? olarak dil'n sinclar igerisinde ‘metin'lesmesi, hem Migra hem Kur'an‘n yan olmayan ‘sézin ‘vahy'in upatip kendisi olarak mt ‘metin’, yoksa ‘metn'in anlamu olarak mu ‘Vahiy’ olup-olmadigin veya Vahy’in ne oldugunu tartismay: dogururur. olarak logos bie ‘dil’ aga gikariimastine! iise- HIS), ‘logos’ (N6y06)?3, ‘dabar? ¢cdilitse edilsin bir nutku ve konus- Simdi antinomileri syle stralayabilirie: Antinomi I (@) Tanrinin belirli bir ‘di?i olmadig, (b) Kendisini fbranice, Aramice, Arapga veya Grekge gibi herhangi bir dilin grameri igerisinde iffa etme ihtiyaci duymadigy, (c) Dilin insansal bir kurgu oldugu, insanin bu dili istedigi gibi kurguladigy, (@) insanin uyduruk kurgusu olan dillerin ‘Tanrinun dili’ olmadig, (e) ‘Tanrinin sézi’ olduguna dair bir énerme veya ifade Kutsal Va- hiylerde yer alsa veya ortaya aulsa da, bunun bizatihi kurallart ve grameri olan bir “Tanrisal-dil’/Tanri-dili’ olmadig, goriiniir kilmak (yani varolanin miisthade ettirilmesi) oldugundan 0, aynt zamanda akil anlamina da gelmektedir.” der. VZ, s. 35. Bkz. James Drummond, Philo Judacus: The Jewish-Alexandrian Philosophy in its Development and Completion, I-I, William and Norgate, Edinburg 1888, s. 156 vd. Bkz, Varltk ve Zaman, s. 32. : ; 2 Bke. Mehmet Yasar Soyalan, Vabiy Sana Bein De Van Imbéniclgs, gas Kitabevi Yayinlari, istanbul 2008, s. 142-145..." Grekgelde logike (Aayin ) Mantik, logiké (acy) ak vt ee aia logikés (aoyucés) mantiksallifr ifade etmek igin ’ lerdir, Hatta yine logios (adye) da bilgin demi. * Bhs. J. Lindblom, Prophecy in Ancient Isrdel°O) 1965, s, 57. a ’ Vahiy ve Din Antinomisi y § Vahiy ve Din Antinomisi 4 (f) Bu dnerme; Tanrinin bu dilsel sinirlar igerisinde askin olanin kendisini sinirht olanla veya sinirl: olanin ig(crisi)nde tanimlamasi, bu tanimlamanin yeterliliginin ya da yetersizliginin sembol, tesbih, tenzih, temsil, isret, remz ve benzeri ara-formiillerle izah edilmeye/giderilmeye ve durumun kotarimaya ¢alisiImast ve sézkonusu ifadelerin mecaz/hakikat seklinde “Tanrinin dil’ veya ‘din dili’ seklinde nitele(n)dirilmesinin gergek- te ‘GERCEK’ bir anlam(a)ya tekabiil etmedigi, (© Tann'ya izéfe edilen ‘din dili-Tanrt dil’, aslinda ‘Vahiy’ olarak Peygamber’e vasita ile gelen ve kalbine inen, Peygamberin déniistiirdigii mind olmaktan dte bir ‘durum’u iff ve ifide etmedigi, (h) ‘Vahy’in Peygamber'in kendi seviyesine gre Tann'dan in(diril) enleri sahip oldugu ‘kab’a al(abil)digi kadar (istitab haddince) aktar(abil) digi ve kendi gartlart, tarihi, durumu, dili velhasil kiiltiirel muhiti igeri- sinde ‘aldigi'ni iffide ed(cbil)digi ve veya if'ide/karsilik buldugu kadar ifga ed(ebil)digi, (i) Tanrt'ya atfedilen ‘dil’in, Peygamber'in sézli olarak aldigs ‘mana-kaydr'nin; bir yazarin metni gibi algilanarak ‘metin-yazarr'nin kur- guladig yaziy: anlayacak tarzda hermendtik/tefsir/tev'il kurallarryla ‘Vahy’i anlamaya ve yorumlamaya galismanin ye(te)rsiz olduguna igaret ederek Migra ve Kur’an’da gegen “Tanri-insan iliskisi‘nin; ‘insan’in Tanrr’yla iligki kurma gabasi’ oldugunu, @) Bu sebeple de, ‘Vabiy’ ve ‘Dil’ arasindaki gatiskasal hali zihinsel olarak asagidan yukartya dogru bir ‘irtibat'la izah etmenin ve her iki kutsal kitapta gegen mesel, temsil, hikiye, mecaz, tesbih vb. kullanimlann ‘kut- sallagtirilmus bir dil’ yerine daha ‘insansal bir di'le izahina gidilmesi, ‘Vah- yin Dilfni “Tanri-dili/din-dil’ olmaktan gayri mahza ‘dil indirgeyerek gatiskanin ancak gideril(cbil)ecegi, Antinomi IT “Tanti hakkunda konusma’ ile ilgili olarak teistik, deistik, ateistik, agnostik nitelemeler veya dislayici ifidelerin karsisina ‘Din dili’ vb. ad(lan- dirma)lar ile yine ‘yapay bir insan dili’nin alternatif olarak ihdasi ve akide insdinda Cennet, Cehennem, Ahiret, Mizan, Strat, Hast, Bats, Negr gibi teleolojik ve eskatolojik tiirden mahiyeti Srtiik hususlarin bu ‘dil’ vasitasty- la izah edilmesi, Vahiy ile Dil arasindaki gatiskay: daha da derinlestirmistir. Oysa ‘vahiy’, “dil degildic?5, zira “dit diisiinceyi drter”?S belli alcil sinirlarla. Oyle ki, vahiy, Aramice ve Ibranicede Srtmeden tiyade ‘tet agma’, ‘perdesini kaldirma’, ‘siirgiine gitme’ anlamlartyla ibranice'de “hy” ‘glih., Bat Aramicesiinde “eels ” ‘glo! yani ‘gely?” siilast fil kokiinden cirerilmis kelimeyle ifide edilir ki, bu dao zaman, bir dilde kapalt olan bir sey’ vasita ile aguk hale getirme veya Asikarlalmadi2®. O zaman vahiy, belki bir tir diinyanin simurlan igerisinde birinin diinyasinda bir dille ‘dle. gelme'dir: Peygamber’(ler)in diinyasinda, Simdi Kur'an'daki “ Gig Ldle wy Of ies &/ Thi climle Jarattigim seye secde etmekten seni altkoyan nedir??9 ayetinde Tann’nin ‘iki climle yarattigim’ iffidesi ne ile ve nasil izih edilebilir. Eger ‘Sze bie diltden bahsedilecekse bu durumda, nerede ve nasil devreye sokulacaktur. Ya Tev- ratta “Oran? 1 M2 NT THY -ay rho wap MAN ayy “nh29 ayo-oy tan cory vas” / “Tann, Sinay daginda onunla konusmay: tamamladiginda, Moge'e iki Tansklik Levhast verdi. Bunlar Tanrtfnun Parmajy’yla yazth tag ® Vahiy, bir dil olmaktan ziyide, ‘bildirim’ anlama igeren her tila iletisim faaliyetiniifade eder. Bkz. Nast Hamid Ebt Zeyd, /labi Hitab Tabiati: Metin Anlayssimiz. ve Kur'an Ilimleri Uzerine, Kieabiyat, Ankara 2001, s. 53. Ayrica kelam ve anlam iligkisi igin bkz, Ibrahim Bor, Habt Kelém’in Imkan ve Tabiat, Ankara Okulu, Ankara 2011; Necdet Cagil, ilabt Kelamin Tabia: Sézden Yazyya, insan Yayinlan, istanbul 2002. % L, Wittgenstein, Tractatus Logico-Philosopbicus, s. 45. 7 Bkz. Hassano Bar Bahlul, age, s. 491; J. Payne Smith, A Compendious Syriac Dictionary, s. 69. 8 Bu anlamiyla kullanimlan igin bkz. Ber. 9:21; 35:7; Semot 20:26; Vayigra 18:6-19; 20:11, 17-21; Bamidbar 22:31; 24: Softim 18:30; 1 Semuel 2:27; 3:7, 21; 4:21-22; 9:15; 14:8, 11; 20:2, 12-13; 22:8, 17; 2 Semuel 6: 195 22:16; 2 Melak. 15:29; 1 23, 26-28, 33; 18: 5 5 47:2-3; 49:9, 215 53:15 56:1; 57:85 Yer. 1:35 11:20; 13:19, 22; 20:4, 12; ; 24:1; 27: 4,7, 145 32:11, 14; 40:1, 7; 43:3; 49:10; 52:15, 27-28, 30; Yihez. 12:3; 13:14; 1656-8 57:0128 Vahiy ve Din Antinomisi g Vahiy ve Din Antinomisi 3 levhalardi”2® seklinde gegen pasuktaki ‘Tannt'nin Parmagy’ ifadesi hangi hermendtik kuralla izah edilecek?3! Hemen hazir olan bir cevap vardir: Bu tiirden Tann’ya dair insan-bigimei dilin tenzihi bir dille?? izahinda tesbih, temsil, mecaz ve sembol gibi addedilebilecegi... Antinomi IIT Vahy’in clinde ‘die gelmesi ve ‘dil oyunlar’ igerisinde ifi- de edildigi ve dnermesel dizgeler igerdiginden mantik eseri olmasi; ~bir ‘vahiy-dil antinomisi’nin gramatik kurallar dihilinde sentaktik, morfolo- jk, semantik olarak uygun dizgelenmis olsa dahi- “insansal dilin sinirlari” igerisinde ancak gatiskisal bir tarada yanyana yer alabilir. Antinomi IV ‘Vahy’in dilsel sinsr(Liik)lar igerisinde kalinarak ve yetinilerek’: ‘Din insel dil’, ‘teosentrik dil’ (Allah-merkezli dil)*4, ‘dilin dini’, ‘di- nin dili’, ‘Tanti dili’, ‘kelamullah’, ‘divre Elohim’, “Tani hakkinda konus- ma’, ‘Tanrt iizerine konusma’, ‘Tanrr'nin zati ve sifatlart iizerine konusma’, “Tanrvnin mahiyeti hakkinda sdz serdetme’, “Tanrt ile konusma’, “Tanrinin konusmast’, “Tanrrnin seslenisi’, “Tanri ile insan arasindaki bir iligki”>> 3° Semot 31:18. 31 “Maimonides’e gore kutsal metinlerde kullanilan dilin nasil anlasilmasi gerek- tigi sorunu gramatikal oldugu kadar teolojik bir mahiyete de sahiptir. Maimo- nides, Tevrat’ta Tanri'nin insani terimlerle yapilan tasvirlerinin agiklanmasi ve yorumlanmast gerektigini savunurken, din dilinin nasil anlasilmasi gerektigi ile ilgili metodunu ortaya koyar. Kutsal metinlerin meciat olduklar: durum- larda nasil yorumlanacagi sorusu, Maimonides'te syle géatime kavusur: Kat’t “burhan’ niteligindeki bilimsel bir gergeldik, Sézli ve Yazsh Tevrat metinlerinin ‘zbir'iyle (literal anlamina) ¢elisirse, der Maimonides, o zaman metindeki bu seliski, zaruri olarak ‘evil vasitastyla giderilmeli”, Bkz, Mehmet Sait Toprak, “Anlam[a]’nun Kaynaj Olarak Kalp-Ruh-Nefis Usliisit: Moses Maimonides Ornegi”, Anlam Kavram: Uzerine Yeni Denemeler, Ankara 2010, ss. 371-394. Ayrica bkz, A.mlf,, Delélet 3 Bkz. Turan Kos, Bkz. Turan Kos, Din Dili, iz Yayincilik, istanbul 1998 (II. bask.); Latif Tokat, Dinde Sembolizm, Ankara Okulu, Ankara 2012 (IT. bask). Bkz. Mustafa Oztiirk, Xissalarin Dili, Kitdbiyat, Ankara 2006, s. 12. 3 Bkz. Aydin Isik, Bir Felseft Problem Ol i i pee ce ft larak Vabiy ve Mucize, Elis Yayinlar, & fanrinin insanla konusmasi’, ‘insant i vesilelerle (Ruah ha-Qodes-Ru ee ‘{nsanin Tanrryla gesitli vesileler iizerinden bag kurmasy’, i dogrudan-dolayli “Konugma’sy’ (...) pula Saenauaaee (tahdid) gabalar: Vahy’in surf —kategorik olarak- ‘dil’in sinurlars igerisinde kalarak tefsir, ce'vil, gerh, hermendtik bilimleri yoluyla anlama : yorum= Jama gabalarinin inga’s zaman zaman degil gogunlukla ‘vahiy’ ile ‘il’ ara- sinda paradoksal ifadeler esliginde ‘hakikat’algisina vurgu yapilarak aslinda antinomi olusturur. wusmast’, “Tanryyla 'I-Kuds) konusma’, Antinomi V ‘Vahy'in ifféins, sirf yorumlama-anlama-anlamlandirma adina ‘dil? ile sinirlama, Tanrr’y: belirli bir ‘dil’ igerisine ve siireg i¢(eris)inde tarihe?* agli kilma, ‘dil kéideleri’ esliginde O’na ait oldugu sdylenen ‘Sé2-Vahy'i sentaktik, semantik, morfolojik vb. gramatik ve linguistik sinirlar dahi- linde tutma, sinir gizme ve hatta bel(ir)i bilimlerin tasallutuna alma gaba~ si, mevcut yorumlama gabalarinin muhafazakar kurallartyla da birlesince, Tann’ya ait olan ‘Mand’ yani ‘Vahiy’ ile ‘Dil’ arasinda karmagik-yapay bir iliskisellik kurulmus ve bu ‘ils’ tizerinden gatighalar tiretilmistc. Antinomi VI ‘Vahy’in, vasttalt veya vasitasiz olarak ‘Dif'n sunurlat igerisinde Pey- gamber'in nev-i sahsuna miinhastr bir idrak ve isti’ab-istimla olduguna dair dlistincemiz, ‘Vahy'in “Tantisal Dil’ belki ‘din dil’ de degil veya bunlann mukibili-muddili diger tabirler de degil, Peygamber'in Tanrian idril ettigini ‘kendi-dil’yle/diline déntigtiirerek ‘anlam /anlama/mana'(y) iff etmesi olarak algilanabilir. Filozoflarin, Peygamberin (tabayyul+tarakkul) Fecal Algl ile ietisalini ‘Vahy’e yormalani™; peygumberlerle flonoflar ara- sina tatakul ve tabayyul sins cizerek swradan insanlar hiline getirecegi kaygisryla(bazi) dindarlars hosnut etmeyebilir. % Ble, Omer Ozsoy, lslém ve Modernizm Faslur Rabosis 99. Grsoy (6.92), *Kur’an vahyinin belli bie buna bagh olarak, sézkonusu tarih gevre ile sila sikaya iliskili oldu 2 Farabi ve ibn Sina'nin akullar silsilesi Vahiy ve Din Antinomis! a Vahiy ve Din Antinomisi 3 Antinomi VII Tanni ve Metafizik ilem hakkunda ‘Vahiy’ iizerinden ‘dil’ vasita kal- narak konusulanlar/séylenenler, aslinda ve gergekte, askin olan Tanr’ya ve Metafizik evrene ‘Gergek’ anlamiyla tekabill etmez/etmeyebilir. Dolayistyla, ‘Vahy’i bir ‘dil’ ve bu dilin de yazi vasitastyla belli bir dilin gramerine tabie kulnarak kitaba, mushafa d&niistiiriilerek Migra veya Kur’an olarak kutsal kitap kavram ile giindelik dilin sinirlariyla izah etmeye galismak gatiskanin bir baska tiriinii dogurur. Vabiy ve Dil Catiskist Teorisini Geligtirme Vahiy ve dil gatiskisim,, Migra ve Quran’in Kutsalin sézel/sifahi ha- kikati mecha ‘séziiniin metinleserek?* bir ‘dil’ vasitastyla birinin dilin- de ‘dile gelmesi‘ni ve bu “Tanri dili’ olarak nitelendirilenin mahiyetinin?? ne oldugunu tartismak yerine, aslinda ‘OZNE’ iken metinlestikten sonra “kutsal” sifatinin yiiklenmesiyle onlart anla(sil)maya muhtag ‘NESNE'ye déniistiirmenin ‘ne anlama geldigi’nin sorusturulmast ve buna dair herme- ndtik ilkelerin inga°unin gerisindeki stiklerin ne(ler) oldugunun ve bunlanin hangi mecrida cerayan ettiginin sor(g)ul(an)mast gerektigini baslica esas kaygt ve sav kabul ederek sorarsak: 1. Vahiy, bir dil midir ki surf dilsel kurallarla tahdid edilmektedir? Séyet mahza siradan bir ‘dil’ degilse, tanrisal olan “SEY"in ‘dil vasitast'yla kaliba dékiilmiis hali midir? I. ‘Dil'le Vahiy olarak ifade edilen “SEY”in aslinda Tanr’dan olan ‘yumusak-ham-hamur'un tanrisallastiriimis ‘yofrulmus-kati- las(tril)mig’ gekliyle ‘Kelam'la eslestirildigini/aynilestirildigini mi sdylemeliyiz?! ° Kursal metin kavramu igin bkz, Zeki Ozcan, Teolojik Hermenétik, Alfa Yayinlari istanbul-Bursa-Sanliurfa 2000 (II.basla), s. 104 vd. Recep Kah, “Vahyin imkani” bast altunda syle bir tanimlama sunar: “Ma- hiyeti agusindan ele alindyginda vahiy, yaganan bireysel bir tecriibe olmast agt- sindan varolussal; bu tecribede bir takim hakikatlerin elde edilmesi agisindan epistemolojik; yasanan tecriibenin bir ucunda Allahu Teald bulundugundan da metafizik bir mesele durumundadir.” Bkz. A.mlf,, “Vahiy: Mahiyeti, imkanu ve Dogrulanmas: Uzerine”, Milel ve Nibal: Inang, Kiiltitr ve Mitolojt Arasturmalant Dergisi, 2011, cile: VIIL, sayt: 1, s. 21-47, 5.40. UL, ‘Din dili’ geklinde bir kavramsallagtirmanin yeni bir icid oldu- junu varsayarsak, ilk ¢aglardan bu yana ‘dil'den aslinda kaste- dilenin ‘kelam’, ‘konusma’ formunda bir tiir iletisim oldugunu mu séylemeliyiz?! Modern zamanlarda bu kendisini ancak “din dili”, “tanrt hakkinda konusma” vb. gekillerde izaha yer bul- duguna gére ‘Vahiy’ yeni bir déniistirtilme ameliyesinden mi gesiyor acaba ? IV. Yoksa ‘Tanti dili vabiy’, insansal kurmaca ve oyunun sahast olan gramer ve linguistigin kucagunda —Rabbani-Yahudiler ve Ehli Siinnet Ulemasinin yaptiklart gibi- kendini iffdya yeni (bir) pseudo-peygamber(ler) mi aramakta (midi? ). Y. ‘Vahy’in ‘Miitesal-Mani’sinin ‘dil’ sinurlart igerisi(nd)e hapsedil- mesi, iist diizlemdeki bir ‘mana’nin alt diizleme indirgenerek vahyin asit anlaminin kaybolmasina sebebiyet vermex. mi? VI. insanin dil yapma, gramer olusturma dogasi; dil ailelerine ba- Juldiginda gériilir ki, her yerde nev-i sahsina munhastr tezahiir eder ki, burada Tanrinin insanin dili vasitastyla kendini ifga ve bu vasitayr da tek bir kisi olarak “htiyart /istfas1® anlamlidir. VIL.Vahyin bie ‘dil’ olmadigsnu varsayaral/varsayarsak; onun nasil bir ilet(isim)' ifade ettigini sorgulamamiz daha yerinde olacakcr. ‘Vahy’in bir ‘ilet’/kutsalin ‘kendinden olmayan’a kendindekini yahut kendinden olmayana ‘kendini bil(dir)mesi olmakla, bir ‘dil bir kaba ihtiyag duyup duymamas: dnemlidir. kehanet, sezgi, tahmin, gorgii, Eski Mezopotamya’da Rahipler; a Jarak isimlendirilirlerdi kis Kral gorii, vizyon’a igaret eden bart/bardti ol Enmeduranki kiiltiine gére, bard, Samas ve Adad’dan semé ve arzin es rarint havi “eakale” (kese/torba)yu Tanei meclisinde onu yani ‘takaleulyu ‘tuppu’ yani levbalar olarak alirlards.4 Bardinun esas gorevi, gelecekteki olaylara dair Tanrilarin iradesi ve bilgisi ile iletisime gegerek 0 bilgiyi elde ctmekti.™2 Quran’da “sé dligleig =Yesrelneke ‘an..™#? formunda bas- See - © eleAseaf 7: 144 [Urpt Ls poly gileg AD fo Hetil J) HG 33); Al-i Imrin 3: 32; : A, Haldar, Cult Prophets, s.1- Bla. Haldar, ages 5.2. © ‘Bla el-Bakara 2 189, 215, 217,219,220, 225 el-Matde 5:4 el-Araf 710 el-Enfl 8:1; l-hrd 17:85; e- Ke 18: 83; Taha 20: 1055 en-NaH#SE 792% Vahiy ve Din Antinomisi 253 Vahiy ve Din Antinomisi 254 layan ayetlere bakacak olursak Hz. Muhammed’e “...Bir sey hakkunda...” soru sormalart ve Hz. Muhammed’in de buna cevabt vahiyle bildirmesini beklemesiilging bir sekilde Mezopotamya kiiltiindeki Bard’nun tanrilarin yargisint (dina dand) beklemek igin amas ve Adad huzurunda oturmalani- ni hatirlatmaktadir. Ve dahast, bird, herkes adina Tanrilardan gizemli bil- giyi, hiikiimleri ali ve agiga vururdu. Aslinda baglants kurmak istedigimiz husus Babilce'de “nagpirti ilins” yani ‘Tanrilarin mesajt’ terkibinde ‘mesaj’ kelimesinin “tértu”nun gogulu “téréti” olmasidir ki, burada kelime kahinin esrimesi ve ilhamt yahut kehanetli séziine igaret eder.** Yine “téréti” keli- mesinin ibranice “a70n” ‘Torah’ ve gogulu ‘nr’ ‘Torot’ kelimesiyle ilis- kili olmasidir. Etimolojik olarak “téréti” (tértu)” mesaj anlamina ilaveten ig bagursak/organlar anlamina gelir ki, bu da mesajin acik olmayan kapali bir mahiyete sahip oldugu seklinde anlasilabilir. Ve dahasi, giiniimiizde din dili tartusmalarinda séz konusu edilen sembolik dil, mecaz, im, simge ve isaret kavramlarina da vurgu ile “tértu” ile ‘iteu’ kelimeleri igaret, im, imleme anlamlarint da hividir. Kur'an’in Kehf 18: 22. ayetinde gegen “ tabiri de, Assur-Babil dini tabletlerinde kal veya ona dair bir bildirim ve haberde bulunmasi anlaminda “ragamu” sek- linde kullanulr ki®, bu baglamda sayrlari kesin ol mayan magaradaki uyur- lar (Ashab-1 Kehf) hakkinda “recmen bi'l-gayb” kavraminin kullanilmast oldukga ilgi gekicidir. 5” ‘recmen bi’l-gayb’ it kehaneti agiklamasi Burada Mezopotamya kiiltiirlerine atiflarda bulunmamuzin sebebi “Tannisal sé2’tin yahut “mesajin veya “Vahy”in ya da “sirr”in naklinin bir aract —vasita/elci/Allah adamu/Tanni elgisi/Tantinin sectigi bir vasita— ile gerseklestirdigine isaret etmek istememizdendir. Mesela bard, “tértu” nun tagryicist olarak mesaj/risaleti alan ‘mér-sipri” yani “resul-elgi-ulak”dir.4® “Mar-siprifnin Semitik dillerdeki kokensel incelemesinde kelimenin “b.s.r.” siilist kékeen tiireyen Arapga ‘2’ “Miibessia"le aynt anlama geldigi sap- tans. Bunun da Sabii dilinde “tabasar” seklinde “miijdeleyici” oldugu gé- riiliir. “4 Bho, Haldar, age, s. 5; The Prisim of Esarbaddan, col. Il., 1-6 4 R Labat, La Cardtere Religiewx de la Royante Assyro-Babylonienne, Paris 1939, s. 257, ayrica Bkz. Haldar, a.ge. s. 25. 46 Bkz. Vorderasiatische Abteilung, VATT, 9555 1.4, Jensen, ZA (Zeitschrift fiir Assyriologie), 14, s. 182 Nihiyet; ‘Vahy’in ‘dil’ vasitastyla ve ‘dil'in de “mesaj"in veya “miij- de"nin yahut sevindirici haberler igeren, yiiz-piildiiren aaa eae saret”in vesayet ile ulastirilmast, ‘vaby'in d6niistiiriilmesini ve an da “yaby’i tagtyanin tasidigins “kendi” dilsel sintrlari ve sinirliiklart igerisinde dile getirmesi ve bunun dzel bir ‘dil’ biiriin (diriil) mesi ve ‘dilin igine hap- sedilmesi; “Vahiy” ile “Dil? arasinda (2)/amansiz bir antinomi dogurur*®, Yukarida verdigimiz drneklerde “Tanri'nin elgisi” ‘4 Jy.) ‘Resi- lu'llah’ veya Kutsal Kitapta ‘ayg7y"ww’ ‘is-Elohim’4?, ‘mrp wer’ ‘Ig-Yahwe? tabirleri, Mezopotamya kiiltiinde ‘la-dingir-ra’ veya ‘ameél ili’S° aynt za- manda Tanridan al(in)digi varsayrlan mesajin da “éz-biling”? ile ve/veya inde vardir, Kur'an'da pek cok yerde5! Hz. Peygamber'in ‘2y:#” seklinde tavsifi rastlantisal degildir. Zira, Hosea 9: 7de gegen ve Peygamber'i ‘Ux may’ ‘ig-ruah’ yani ‘cinlenmis-mecniin-deli’ seklinde nitelendirilmesiyle kosuttur®. Yine Saul'un ‘cinci kadin'dan ‘31K 1992’ ‘batlat ov’ kehanet ve haber igin danigmay1 istemesi Peygamberlik anlayrsinin kadim zaman- Jardan nasil sekillendigine ve dolayisiyla Kur’an‘da nasil yer bulduguna iga- ret etmek agisindan dnemlidir. Bu baglamda cinlerin géklerin haberlerini galmak igin kulak kabartmalar: meselesi, ayrica iliskilendirilebilecek yeni bir kavrami da bize sunmaktadir. Burada sunu vurgulamaliysz ki, Mezopotamya kiiltinde rahip/ki- hin ‘koben? 3° ile Peygamber ‘nabi” 33%’ arasinda aysrim gézetilmez, Her ikisi de, derece derece de olsa “Tanr’nin sézi”yle iletisime geser ve 4 ‘Mesela ‘Musafnin adam éldiirmes’ hikiyesinden, hem Migra hem de Qurin‘da metinlerarasi celiskiden dte ve tahrif iddialarindan baska, Tanrrnin kendisinin ) gignectigi sonucu gikarir. Hz. Mu- ikime ettigi evrensel kaideleri (cinayet) ea sa’nin igsledigi cinayeti eer Peygamberler bilydk gina isle : peygamberligi Sncesi bir safhaya hamledilse de- bu pasuk ay we mevcut dilsel anlatumla geligkili bir din dili ortaya cikardiga séylenebilir. Hil yenin tamams igin bkz. Ek I. T$em, 2: 27. % Haldar, age, s. 126. , ce | Ble. ame 15:65 Sueded 26: 275 es-Saffic 37: 365 ed-Duhin 44: M 7 om 51: 39, 52; et-Tlr 52: 29; el-Kamer 54°95 el-Kalem 68:2, 51; et-Te : an 2 Blez, Hosea 9: 7 : (Grp Dae NAT 7 TP! WT cova RA TET RS “imgo many Aig 3 7.99) Bkz, I Sem. 28:7. Bke. J. Lindblom, Prop! 1965, s.8 vd. sil Blackwell, Oxford ey in Ancient Trae, Oxford Bo Vahiy ve Din Antinomisi a a Vahiy ve Din Antinomisi a “Tanninun Ruhu’na sahip ve o rubla (d)olabilird.S5. I Gem. 9:9%da “Eskiden “Haya, biliciye gidelim” der Israil’de biri Tanrt’ya bir sey sormak istediginde: di, Ciinkii bugiin ae (way denilene o zaman bilict cn) dentrdi $56 seklindeki pasukta peygamber ‘nabi” (8°33) ve bilict‘ro'eh’ (a¥)nin aynt kabul edildigi griilir. Yahudi kutsal metinlerinde “Ruh ha-Qodes” ‘wpa m7 Hiristi- yanlarda “Ruho d-Qudjo” ‘ wads reset 57 seklinde gegen ve Kur’an’da ‘Rahu’l-Qudus’ ‘ith 45 gekdinde yer alan ve Tanrt ile Peygamber ara- sindaki iletisimin kilit figiriintin benzer oldugu gériiliir. Bu durumda, Kuranda “tye is a ys sl elos6” Fe-ersalnd ileyha ruhana’s? ayetinde “Ruhana” tabiri Tann’nin Meryem le iletisime gegme vasitasidir ki, bu cogu tefsirde “Ruhu'l Kuds” veya “Cebrail” diye nitelendirilir®°, Burada baz tefsir ve miifessirlerce az Snce gegen ayette Meryem’e tam bir beser sdretinde beliren “ruh”u nasil yorumladiklart ve bu yorumlart nerelere dein siiriikledikleri igler acist bir hal almustir.64 Simdi, Toralda gecen “Vertiah "élohim marthefet ‘al-pané ha-mmi- yim” pasugundaki “ruah” kelimesi, “Tanri‘nin ruhu sular tizerinde hareket ediyordu” seklinde literal bir anlam yerine “Tan, sularla yaratilig vermek amaciyla bir tesir gticii kesfetti/kald:” diye anlamak miimkiin olur mu?2, Yahudi geleneinde “Philo'nun Tanti hakkinda el, ayak, yiiz, hurs, kiskang- luk gibi antropomorfik bir iislup kullanan metinleri alegorik tarzda yo- rumla’digs gibi®®, Maimonides de benzer tarzda bir tefsirle, var olmak ve var kalmak bir anlam’in tezahiiriidiir, der. Zira, Rah, tesirini sézle gosterir. 55 Hooke, Prophets and Priests, s. 13 vd. Bka. I Sem 9: 9 (nyagmny nan 37) Onto WITT? inghg wag rayon bys OY re ahi 117? W973 Wong Way WZ OD? Matea 1:18,20; 4: 1; 14: 30 ve diger pek gok yerde... el-Bakara 2: 87 ve diger ayetlerde... Meryem 19: 17, Bkz. Mustafa Oztiirk, Kissalarin Dili, s, 212 vd. Bu hususta Mustafa Ozttirk’tin “Liitfen Bagislayin Be il bir ahi : Ali Bulag’a ithaf” baslikh yazisinda bahiskorasn cng Tees Yanstyanlar, adh kitapra s6z konusu kiginin bu ‘Rub’... Bu agidan da, Ruh'un Efendimizin ruhu olabilecegi de ihtimal dahilindedie” sekdindeki cimlesini Srnek gistermek kafidir. Beresit 1:1. Dursun Ali Aykat, iskenderiyeli Philo, s. 292. si > ibranice ‘Ruah’*, dort elementten biri olan ‘hava’ [ ¢\,dieel-hevi’] anla- mina da gelir: “Allah’in rubu sularin iizerinde hareket ediyordu”®> [117) pra “BET METI OvFR-wardah "lohim marthefer ‘al-poné ha-mmi- yim] seklindeki pasukta gegen “rah ’élohim”= ‘Elohim'in Ruhu'nun su iiverinde hareketi, suyun canlihgin ve canliliga anlam katan ézii tayimasini sembolize eder‘?, Burada Rambam, yaratiist anlaml bir var kilma eylemi seklinde anladigini ve bunun su tizerinde ‘var kilmanin akli'nt temsil eden ruh oldugunu séyler. Burada binlerce drnekle sézii uzatmak istemedigimizi ifade etmeliyiz. Sonug Hash, ‘din dili’, ‘dilin din’, ‘dinin dili’ ya da ‘tanrinun dil’ ya da “Tanti hakkunda konusma’, ‘Tanrinin konusmasr’, “Tanrinin kelimesi’, ‘va~ hiy’ seklinde uzunca bir liste hilinde straladigumuz ve tartistigumuz bu tabir- ler, mantik dizgesi igerisinde dil ile vahiy arasinda bir antinomiye iséret etmek igindi. Din dili diye bir tansmlamanun, aslinda bagtan beri sorunlu ve sikintils oldugunu ve Tanrisal vahyi sinurlamaya/tahdide yetke olmadigint séylemeliyiz, Zira yorumlama gabalart ve dil iizerinden Tanniya atfedilenle- rin tamami “Tanrt dil’ degil, insanin “Tann algist’nun ya da “Tanniys algilayis bicimi’nin veya ‘Tanrinin insana kendisini 4gah kiligrnin veya tecellinin onda cereyaninin dilsel diage igerisinde iffidesinden ate bir sey de degildir. Kisacast ‘Vahiy’, Tann ile insan arasinda grameri olmayan bir dil- dir®. ‘Vahy’in Tanrinin dili oldugunu sdylemek yerine, insanin “Vahy'i 4 Maimonides 1974 (a), s. 96-97. Maimonides 1904 (b), s. 115-116; Maimonides 1910 (b2), s. 54 vd. © Tekvin 1: 2. Tanah, Beresit 1:2. 7 Kurin'da “ve Huve'l-lezt balage’-semévati vel-arda fi sitteti eyydmin ve kane ‘arsubtt‘ale'l-mé’?’, Hem O, gikleri ve yeri alti giinde yaratti, O’nun Argi, su tistiinde idi...” ayetinde arg ve su Snemli iki kavramdir. Arst yaratma giictini, su ise yaratmanin éziinii temsil eder goaiikmektedir. Bkz. Hid (11), 7. Tevrat, Ruth olarak gegen kelime Kur’in'da Ars olarak geger. Sunu da ifade etmeliyiz ki, “Halku'l-Kur'én” meselesi aslinda bir anlamda “Tann Dili’ rartismasinin énemli bir baslangig noktast olmuscur. Basta da ifade ettigimiz gibi bu konu tarafimmdan baska bir makaleye konu edilecektir. Bu husustaki tartismalar igin bkt. H.. Austryn Wolfson, Keldm Felsefeleri, Kitabevi, Istanbul 2001, s. 178 vd. < Vahiy ve, Din Antinomisi y Q Vahiy ve Din Antinomisi a ry ‘Tanrinin dili olarak algiladigint ifade etmek daha dogrudur. Vahyin insansal dilin grameri igerisinde tesbihi, temsilt ve tenzihi seklinde nitelendirilmesi, sembol ya da igaretlerle ya da bir takim mecazlarla ifade ediliyor olmasi, insanin ya da insansal dilin Tanridan gelen vahyin ya da vizyonun insanda sahip oldugu ‘dil’ ve ‘ortam(da tezahiiriinden ibaret oldugu géziikmektedir. Yoksa Moge’ye verilen Migra ve diger vahiyler nasil Elohim’in bizzat kendi dili degilse, Hz. Muhammed’e inen Kur’an da ‘Tanti dili’ degildir. Vahiy ve dil antinomisinin, Kur'an’in bir nass/metin formunda te- lakki edilmesinin sonucu oldugunu varsayadigimizdan, Tanci-kelami‘nin stnirsiz, imkanlarint kisir ve kusurlu imkansizliga doniistiird rihsellige mahktim kuldigin: sdyleyebiliriz. Bu anlamda, Kur'an’da hig bir ‘Vahiy’, gramerin ve dilin sinir(liik)lart iginde sona erdirilmis degildir, di- yebiliriz. Bu yéniiyle, ‘metinlesen kelam Kur’an’ iizerine yapilacak deger- lendirmeler, bir tarihsel zaman ve mekanda, belli bir dil yapist ve orada mevcut kavram diinyasiyla ve muhataplarinin agina olduklanyla karsilik veren sonlan(duril)mamis bir ‘anlam diinyast’ oldugunu sdyleyebiliriz. Simdi, bu durumda sifahi kiraatle hifz edilerek gelen ancak kitabetle metne déniisen ve dil iizerinden anlamu verilecek bir nass olarak Kur’an igin ‘in, sonradan ‘tesekkiil ettirilen olusturulacak anlam[a] kistasinin mikyést gramer’ mi yoksa Kur’an ayetlerinin indirildigi esnida var olan ‘dogal-gra~ ‘mer’ mi; ya dao niizul-inzal-tenzil aninda kelimelerin ve kavramlarin ‘mer anlams’ ma yahut sonradan onlara yiiklenen veya onlardan tectid edilen goreceli olarak olusturulan ‘insa’t anlam’ mi geserli olacaktur sorunsals énemlidir®?. Kutsal Metin(ler) askin kaynakl: olsalar da, ‘dil ile tarihle i¢kinles- mis, tarihsel toplumun diliyle zihinsel ve eylemsel transformasyonla tarih- sel olarak konusmus ve cesitli algs ve yorumlarla da tarihin her (d)evresinde konusmay: siirdiirmiistiis/stirdiirtiyor. ‘Dif ipkin olup dilin kiltirden unsurlarlatemsil edildigi degerleri/ itkeleri askin'dir. & P ® Séalii ve yazilt dil baglaminda Migra ve Qur'an ézelinde tartisma igin bkz. Mehmet Sait Toprak, Talmud ve Hadis: Karglastirmalt Bir Arastirma, Kabalc. yayincibk, {stanbul 2012. Gikarimlar ve Soru(n)lay Gi) Tantr’nin ‘Vahiy'e biitiin bir toplum/insanhk adina bir Kisii muhatab alarak “peygamber"i segmesi, “dil’in belirli bir pet Weya nesnede tecellsinden veya géaiilmesinden ibaret olup ol- madigy, ! ii) Dil, “her seyden &nce bir ‘insan’ eseridir ve insant ilgi ve etkin- liklerimiziifade ediyorsa’”®, bu durumda Tantrnin kendisini bu ‘insan’ eseri/uydurmasi stirekli degigen-geligen tarihteki “dil"le iff ve ifidesinin gergekee imkin dahilinde olup-olmadigy, Gv) Ontolojik-askinsal olan ‘dile getirme’de ‘Vaiy’ ie ‘Dil arasinda bir antinominin dogup-dogmayacags, dogacak ise bunun nasil giderilebilecegi, () Sayet insansal ilginin biitiin hillerine gore ise; zamanin degismesiyle kavramlarin/kelime(ler)in ilk anlam(lar)indan baska anlam(lar)a tasinmast ve tarihsel siirecte farklilasan “dil” le indigi zamandan sonraki zaman(lar)a dogru sézkonusu “dil”in sabit bir ‘anlam(a)’ ile tesbit edilebilme imkinina sahip olup yahut olamayacagi veyahut

You might also like