194 ilkcaglardan Giintimiize Astronomi Tarihi
chell astronomi tarihinde ilk defa olarak sabit
yildizlar bélgesind,
baslatmus ve teleskopla gékytiziinii tarayarak, ae
% evrende sabit
sigtizel toplarumlar degil adaciklar, galaksiler olusturdugu
Koymustur. Ayrica bizim sistemimizin Samanyolu galaksisine bagh old,
bulan Herschell, bu gékadalarin hareketini de incelemis ve G
Herkiil Takimyildizi’na dogru hareket ettigini de belirlemistir.
Herschell'in asil Gnemi Gtines sisteminin ilk yeni tyesini kesfetmes
den kaynaklanur. 1781 yslinda Herschel kuyruklu yildiz sandigs hareketi tr
gokcisminin yaphigi hesaplar sonucunda, Gtines sisteminin altincs dyes; of
dugunu gistermis ve bu gezegene Uranis adi verilmistir. 1787'de ise, yine
Herschel tarafindan bu yeni tyenin iki uydusu kesfedilmistir.
yildiziann gel,
oriistiny, Ortaya
free ugunU
tines sisteminin
Herschell'in 6nemii bir calismasi da gift yildizlar dzerinedir. Gézlemle-
Hi sonucunda baz1 yildizlann cift yildz olduklanm bulan Herschell sayesin.
de Newton’un kanunu artik evrensel bir hal almustr. Zira bu zamana kadar
Newton’un cekim kanunun sadece Gtines sisteminde gecerli oldugu gérigi
hakimdi. Oysa cift yildizlar da birbirlerinin etraflarind:
a cekim kanunu iledi-
nityorlardh. O halde Newton’un cekim kanunu evrensel, yani biitiin évrende
gecerliydi.
Mars ve Sattimn gezegenlerini de gézlemleyen Herschel, Mars'in yé-
riinge egimini bulmus ve bu gezegenin Yer’ e benzediini sbylemistir. Satin
gezegeninin halkasinmn dolanim periyodunu da inceleyen Herschell, bu ge-
zegenin uydusu olan Mimas'1 kesfetmistir.
Herschel, yildizlara iliskin gézlemlerinde, bazi yildizlann parlaklik-
lanin degistigini tespit etmis ve bu olgunun biiyiikliikle oranti oldugunu
belirleyerek bu defisimlerin periyotlarini vermeye calismushr. Giinimiizde
bu yildizlara “Dejiisken Yildizlar” adi verilmektedir. Ayrica yildizlarn par-
laklik degisimlerinin de inceleyen Herschell parlakhik derecelerine gire yil-
dizlan siruflandirmustr (fotometrik skala).
Herschell’in diger bir caligmasi Giines lekeleri tizerinedir. Giines leke-
lerini inceleyen Herschell bu lekelerin 11 yilda bir defiserek yeryiiziindeki
iklimleri etkiledigini bulmustur. 1774’de Alexandra Wilson Giines lekelerine
tizerine cahigmug ve bu lekelerin huni benzeri karanhk yapilar oldugunu ileri
stirmlisti. Ancak Herschell, bu gériigit kabul etmez. Ona gére Giines'in cekir-
dek kismunin iizerinde protosfer yer alir. Lekeler ise bu protosferin yirtk kisim-
Jandir. Bu yirtk kisimdan cekirdek gériiniir ve biz bunlan leke olarak algilanz.
On Dokuzuncu Yiizyilda Astronomi
19. yiizyil, diger bilim dallannda da oldugu gibi astronomlann en fazla
igbirligi icerisinde oldugu yiizyildir. 1800 yihnda von Zach tarafmdan gika-
ree17. Ytizyildan Sonra Astronominin Gelisimi 195
fonatlicke Correspondenz astronomi alaninda ilk bili eer
ce ainda ‘ag dnemli dernek de bu yiizyilda Kuruhnuter Act
ciety (1820), Astronomische Gesellschaft (1863) ve Societa degli Spettros-
~opist Italiani (1871). Bu dernekleri digerleri izlemistir. Yine bu yizyilda tig
jremli gozlemevi de kuruldugunu gormekteyiz; Umit Burnu’nda kurulan
Krallik Gézlemevi (The Royal Observatory, 1829), Harvard Koleji Gézlemevi
e Harvard College Observatory, 1839) ve Pulkova Gézlemevi (The Pulko-
ya Observatory, 1839).
17. ve 18. yizyillarda pratik astronomideki en dnemli buluslardan biri
Giines sisteminin bilinenden daha cok iiyeye sahip ve evrenin sanildigindan
cok daha bityik ve depisik bir yapida oldugunun ortaya konmasidir. 1781'de
Herchell’in Uraniis'tt kesfiyle Gtines sisteminin alt: gezegenden olugmadii
pulunmustu. Bu kesifler 19. yiizyilda birbirini izlemis ve sistemin diger tiye-
eri kesfedilmistir
Giines sistemine iliskin ilk buluslar Galilei ile bagladi. O zamana kadar
yalnzca Yer'in uydusu oldugu saruhyordu. Galilei teleskopuyla Juipiter’in
dort uydusunu gozlemledi. Bunu Huygens’in Satiirn‘tin halkast ve iki uydu-
su oldugu bulugu izledi. Cassini ise Satiirn tin halkastrun iki parcali ve uydu-
sunun dirt tane oldugunu gérdii. 1781 yilinda ise Herschel Giines sisteminin
altinci iiyesini, Uraniis’ti kesfetti.
Hercshell’in Uraniis’ ii kesfinden sonra 18. yizyiln sonlarinda, ital-
yan astronom Guiseppe Piazze (1746-1826), Mars ve Jupiter arasinda ufak
bir gezegen tesbit etti ve bunu yeni bir gezegen olarak yorumladi. Déne-
min énemli matematikcilerinden Gauss bu kiicitk gezegenin yériingesini
hesapladi ve 1801 yilinda bu kiiciik gezegene Ceres adi verildi. 1802 y:-
linda da aymu bélgede Pallas asteroidi bulundu. Yapilan cesitli gézlemler
sonucunda, bu bilgede, bu asteroidler gibi sayilan iki bini bulan astero-
idin oldugu ortaya gikti ve bir zamanlar Mars ve Jiipiter arasinda bir ge-
zegenin var oldugu ancak, bu gezegenin parcalanmast ile bu asteroidlerin
olustugu gértigti ortaya atildi. Gercekte, Mars ve Jupiter arasindaki bu
genis boslugu Kepler de gérmiis ve burada bir gezegenin olmasi gerekti-
Sini diistinmiistii.
1772’de Johann Ehlert Bode bu sorunu giindeme getirdi. Bundan bir
siire Once de Titiys adh bir Alman gezegenlerin Giines’ten uzakhiklari ara-
sinda sayisal bir bag kurdu. Titius-Bode bagintist olarak amulan bu bagintrya
Bore, 0, 3, 6, 12, 24, 48, 96, 192, 384 sayilarm: alalim ve bunlara 4 ekleyelim.
Baylece, 4, 7, 10, 16, 28, 52, 100,196, 388 saytlarim elde ederiz. Yer-Gtines
uwakliginu 1 birim olarak kabul edersek, dizi bize gezegenlerin Gitnes'ten
wakhiklarim dogruya yakin bir sekilde vermektedir:
>196 ilkcaglardan Giintimiize Astronomi Tarihi
Gezegen Bode Yasasina Gore Uzakhk Gergek Uzakhk
Merkir 04 0,39
Veniis 0,7 0,72
Yer 1 1
Mars: 1,6 1,52
shi 28 -
Jupiter 52 32
Satin 10 9,54
Uraniis 19,6 19,18
Neptiin - 30,07
Platon 38,8 39,46
1781 yihnda kesfedilen Urantis yerine cok giizel oturdu. Neptiin ise
sorun cikardi. Bu da bu dizinin ne kadar tesadiif ve abartih oldugunu gis-
termektedir.
Uraniis gezegeninin bulunmasi dinamik astronomi calismalarina hiz
vermis dénemin matematikcileri bu gezegenin yériinge elemanlanmu bulmak
icin oldukca 6nemli galigmalar yapmuslar ve bu caligmalar da diger iki geze-
genin bulunmasina yol agmustr.
1821 yilinda matematikci Alexis Bouvard Uraniis cizelgeleri tizerinde
calistifi suralarda yarim dakikalik bir hata fark etti ve matematikciler arasin-
da bu hatanun baska bir gezegenden kaynaklandig: gériisti hakim olmaya
basladi. Niccolo Cacciotore 1835’de Uraniis ‘iin dtesinde bir gezegen gozlem-
ledigini 6ne siirdi. Aym gezegeni 1831’de Louis Francois Wartman da gér-
diigiinti éne siirmiistii. 1842 yilinda ise Gottingen Bilimler Akademisi Ura-
niis probleminin céztimii icin édul teklif etti.
Urantis‘tin hatali yoriingesinden sorumlu olan gezegeni bulma serefi
John Couch Adams‘a (1819-1982) nasib olmustur. O, bu hatanin, Uraniis’tin
disindaki bir gezegenden kaynaklanabilecegini diisiindit ve yaptigi hesap-
lar sonucunda bu gezegenin koordinatlarnm ve biiyuiklagiini hesap etti.
Aymni caligmalari Le Verier (1811-1877) de Adams’tan bagimsiz olarak yap.
1846’da Alman astronom Johamm Galle teleskopunu saptanan koordinatlara
sevirdiginde yeni gezegeni gozlemledi. Bu yeni gezegene Neptiin adi verildi.
Friedrich Wilhelm Bessel (1784-1846) dénemin dnemli astronomlarin-
dandrr. 14 yasindayken bityuik bir Bremen ticari sirketine cirak olarak veri-
Jen Bessel yirmi yasindayken Lalende ve Olbers’in destefiyle, Bremen Y-
ea17. Yii:
ea 7. Yiizyildan Sonra Astronominin Gelisimi 197
kanlarinda &zel bir gézlemevinde
a : Galismaya ba;
Prusya’nin Ill, Frederich Wilhelm’ in cikkeam pre Basan amalanyla
kurulan gézlemevine miidir olarak atadi (1810). Bessel, haya ‘ohigsberg'de
jasmunda burada gecirdi. |. Bessel, hayatinin geri kalan
Bradley’ in yaymlanmus olan . oe
ley aletlerin ve gizlemlerin Ratalasu belle ee ia Brae
nilma gibi asil astronomik sabitler icin dogru degerlere ihtiy aE
astronomik kirilma calismasiyla bas ieee ate aes
A 5 vasly ‘slamustir. Onu bu caligmasi 1811’de dyle
etki yaratmustir ki, Bessel’e cizelgeleri icin Fransa Enstitisi tarafindan bir
dul verilmistir. Bu calismalann sonuclannin 1818 yilinda Astonomiche Un-
terscuchengen adindaki eserinde yayimlanmasiyla Bessel'in ismi de astrono-
mi dinyasinda duyulmaya baslamustr.
Bessel'in en énemli basaris: astronomlann yiizyillardir yapmaya cali
dizi uzakhgim dlcmektir. Daha énce Bradley yillik bir degisim bulmustu,
ancak bu basit paralakstan ziyade 1gifn sapmasindan dolayi bir degisimdi.
Ancak Bradley’ in bu calismasi astronomlan, beklenen paralaktik kaymalarin
ne kadarda kiiciik - drnegin bir yayin yansindan daha kiigiik - oldugu ko-
nusunda uyarmusti Besell, dikkatini 61 Cygni yildizi tizerine yogunlagtirdh.
61 Cygni yildizini yarunda daha belirsiz olan iki yildrza gére 18 ay boyunca
gozledi ve 1838 yilrun sonlannda arastirdigi paralaktik kaymay! buldu (0.
314" + 0.020"). Bir-iki yil iginde de diger paralakslar, Dorpat’ta F.G. W Struve
ve Umit Burnu Gézlemevi’nde Thomas Hendersen tarafindan bulundu.
1818 yilinda gizlemlerini bir katalog halinde yayimlayan Bessel, belli
bir bélgedeki yildizlarin sayisimu tespit etmeye calismus ve bunu bir harita ola-
rak vermistir (Bonner Durchmsterrung). Bu casmasinda kendisine Argelander
yardim etmis ve haritay1 olustururken mikrometre de kullanmuslardir. Bessel
‘Umit Burnu’nda Captown Gzlemevi’nde calismus ve Giiney yarikiiredeki yil-
dizlan da inceleyen Bessel 0. Centaruri‘nin de paralaksini tespit etmistir.
19. yizyrlda bu alanda caligan en nem isim kuskusuz Pierre Simon
Laplace’ dir. Laplace, Lagrange’ in (1749-1827) ulastifs sonuclan dikkatlice in-
celemis ve hicbir gézleme basvurmaksizin, Giines sistemindeki biitiin geze-
genlerin hareketlerini matematiksel olarak gisterebilecegini iddia etmistir.
Bunun icin bir dizi formdl Onermistir. Bes ciltlik Mécanique Céleste (Gok Me-
kanigi, 1799-1825) adh eserinde gravitasyonal astronomiye iliskin goriisleri-
ni vermistir, Kitabinda Laplace soyle soyler; “Bu kitapta amacim, Ay’mn bitiin
diizensiz hareketlerini evrensel cekim yasastyla ortaya koymak, béylece bu yasayt
(eorensel gekim yasast) bir kesifaract olarak kullanmak, bu hareket kuramunt milkem-
mellestirmek ve Ay sistemindeki bir kag Onemli eleman elde etmektir.198 itkcaglardan Giiniimiize Astronomi Tarihi
Laplace hesaplan sonucunda, Ay’in hareketinin ortalama buzinin ya-
vag yavas diistugiint yani, Ay’in bize olan uzakhginin azaldigini buldu.
Bu azalma, Ay’in kendi yérlingesinde 1300 devirde yaklasik 10*.2 idi. Buna
gore, Ay'n ortalama uzakhgh, bir yizyilda yaklasik 1 saniyenin 1/30 kadar
azalmaktaydi. Onun matematiksel olarak buldugu bu sonug daha sonra géz-
lemsel olarak ispatlanmustir. Laplace bir Ay tablosu olusturamamustir. Ancak
onun formiillerini Viyanal astronom John Tobias Burg (1766-1834) kullana-
rak, Laplace’in Ay kuramuni yayimlamasindan énce 1801’de bir Ay tablosu
hazirlamistr. Olusturdugu bu tablo 1806’da basilmustir. 1812'de de Alman
astronom John Charles Burckhardt (1773-1825) Laplace ile caligarak yeni bir
Ay tablosu olusturmustur.
Laplace Giines sistemindeki gezegen hareketlerinin dizensizlikleriy-
le de ilgilenmig ve Gunes sisteminin, tim bu diizensiz hareketlere ragmen
kararh, sabit bir yap: oldugunu bulmustur. Buna gore, her bir gékcisminin
eksantritesi ile yériinge egimi arasinda sabit bir orant: vardir. Bu da tim
sistemin kararh yapisiu koruyan bir etkendir. Yer'in eksantritesinde veya
egiminde en ufak bir degisiklik olursa, yeryliziiniin 1s1s1 degisir, bu da ciddi
iklimsel sorunlara yol acardi. Laplace’in bulduguna gore, her bir gezegenin
Kitlesinin (m), o gezegenin ekseninin (a) karekdkti ve eksantritesinin (e) ka-
resiyle carpim: toplandiginda elde edilen deger, ttim sistemde olusan peri-
yodik duzensizlikleri bertaraf edecek sekilde sabittir (Je? x mx Vax = c).
Laplace’in diger bir caligmasi da Giines sisteminin olugumu tizerine-
dir. Bu caligmasin da Exposition du Systéme du Monde (Diinya Sisteminin Se-
rimi, 1796) adiu tagur. Bu kuram daha sonra Kant-Laplace Kuram: olarak ad-
landirilmustir. Giines sisteminin olugumuna iliskin ilk ciddi kuram 1755’de
Immanuel Kant (1724-1804) tarafindan ortaya atilmis ve 1796’da Laplace ta-
rafindan gelistirilmistir.
Kant’a gore baglangicta sadece kendi etrafinda donen bir gaz ve toz
kitlesi vardi. Bu kitle giderek yogunlasti ve déniis huzi arth. Hizi arttikca
sesitli Kollar olugmaya basladi. Daha sonra bu kollar ayrilarak her biri geze-
genleri olusturdu. 1796'da Laplace bu kuramu gelistirdi ve matematikselles-
tirdi. Laplace’a gire, Gunes sistemi, bir ic patlama sonucunda kendi kendine
olustu. Guines cok eski zamanda bir nova (veya supernova) idi; giderek si-
cak bir nebula (gaz bulutu) halini aldi. Bu kutle giderek sogudu, sicakligara
uzaya dagitti ve biziilmeye basladi. Newton mekanigi geregince biizitlmey-
le birlikte déntis huz1 artt. Giderek yassilasti ve sonunda bir tepsi bicimini
alds; merkezkac kuwvetiyle kiitle gekimi kuvveti esitlendi. Daha sonra cesitli
halkalar ve bu halkalardan da gezegenler olugmaya basladi. Bu kuram daha
sonra Kant-Laplace Kuram olarak adlandirilmistrr.17. Yiizyildan Sonra Astronominin Geligimi 199
On dokuzuncu yizyilda dinamik astronomi matematikcilerin en g2-
de konulanndan biriydi. Pek cok iinlii matematikci bu alanda calismak-
taydi. Bunlardan en énemlileri Carl Friedrick Gauss (1777-1855) ve Henri
Poincaré’ dir (1854-1912).
Matematigin Prensi tinvani ile arulan Gauss fakir bir ailenin gocu-
gu idi. Gauss’un dehasi cok erken yaslarda kendisini géstermis, daha ko-
nusmay1 dgrenmeden toplama ve cikarmay: dgrenmistir. Egitimini gic
kogullarda tamamlamus ve 18 yasindayken Lagrange ve Newton’un eser-
lerini incelemistir. 1 Ocak 1801’de yeni ylizyilin ilk gtiniinde Ceres adh
gezegencigin bulunmast onun astronomiye ilgisini uyandirmus ve cok az
gozlemden yararlanarak bu gezegencigiin yoriingesini hesaplamaya galis-
mustir, Bunu da 8. dereceden bir denklem yardimuyla cézmistiir. 1802'de
bulunan baska bir gezegencikle de (Pallas) ilgilenmig ve bu gezegencigin
hareketine iliskin bir eser yazmustir.
Poincaré ise 19. yiizyiln ikinci yarisinin en 6nemli matematikcile-
rindendir. 1881 yilndan dlimine degin Sorbonne Universitesi‘nde por-
fesérlak yapmus, degisik konularda pek cok ders vermistir. Gok mekanigi
ile de ilgilenen Poincaré dzellikle tic cisim problemi tizerinde durmustur.
Bu alanla ilgili olarak, wraksak serileri incelemis, Asimptot Acilimlari Ku-
ramunt gelistirmis, yoringelerin dizenliligi ve gdk cisimlerinin bicimleri
gibi konularla ilgilenmistir.
Astrofizigin Geligmesi
‘Astronomide simdiye kadar yapilan caligmalar gezegenleri gbzlemlen-
mesi ve onlann hareketlerinin aciklanmasi tizerineydi. Ancak 19. yiizyilda
yapilan casmalar yildizlarmn neden yapildiklan: sorusunu gindeme getirdi
ve astrofizik adinda yeni bir alan ortaya cikt. Astrofizigin ortaya gikisi ve
gelismesi spektral analizin dogusu ile mimkiin olmustur. Spektral analiz,
herhangi bir g6kcisminin yaydiga 1sif:n, spektroskop denilen aletten gecirile-
rek gokcisminin kimyasal yapisi hakkinda bilgi edinilmesidir. Konu iizerin-
de ilk defa Newton caligmistir. Newton, Giines'ten gelen 1gig1 bir prizmadan
gecirdiginde renklere ayrildigin: gérmils ve beyaz isigin, gercekte yedi ana
renkten olustugunu bulmustur. 1666’da yaptig: bu deneyi 1672’de makale
olarak yayinlayan Newton, daha sonra optige iliskin caligmalarint, 1717'de
yayinladiga Optics adh eserinde verir.
Newton’dan sonra Herschel, olusan bu renklerin sicakhgiu dlcer ve
1800’ de kirmuzi igigin Stesinde ondan. daha sicak bir alan kesfeder. Bu 1g1n go-
réinmemesine ragmen spektrumda yer almaktaydi. Buna “kirmuzi dtesi” adi
verildi. Béylece spektrumun kirmuzi renkle bitmedigi devam ettigi bulunur.irdan Giiniimilze Astronomi Tarihi
i Bn Otesin-
/de, George Gabriel Stokes (1819-1903) gorlinen mori pm
de pe ceneyea isin varigin mien Pea ae tesi” adi
ildi zest
ver Boles spk ip, ylilardan nann spektrumtan.
mn ern ortaya cikmis, gokcisimlerinden Belen a ee ve
bu isiklann kimyasal analizi 19. yuzyshn ilk seyreginde gelismistir.
1802'de W. Hyde Wollaston (1766-1828) Gunes ten gelen ssigin spekt.
digi karanhik cizgiler tesbit etti. Wollaston
ma
ramumu inceerken agiklayamadiB! Karan SB ord. Bunlara bi
Gitnes'in tayfinu aldi ve irili ufak
aciklama getiremedi. .
7 ain de Joseph Fraunhofer (1787-1826), bu cizgilerin yakalaik 600
tane oldugunu ve Gtines’ten cikan iginlarin daha soguk gazlardan gees
nedeniyle siyah olarak spektrumda yer aldigint belirledi. Bu cizgilere Fra-
unhofer Cizgileri adi verildi. Fraunhofer diger yildizlarin da spektrumunu
ald ve her yildizin kendisine ézgU spektrumu oldugunu gosterdi. Ancak bu
cizgilerin ne oldugunu aciklayamadh.
1859’da Gustav Robert Kirchoff (1824-1887) ve Robert Wilhem Bunsen
(1811-1899), sicakhkla spektrum cizgileri arasinda bir bagimtinn oldugunu
karutladilar ve her cizginin bir elemente kargihk geldigini buldular.
Kirchoff isitilan her cismin (kati, sivi, gaz) siirekli spektrum verdigi
tespit eder. Cisimler isitihr ve gazdan gecirilirse cizgiler halinde spektrum
vermektedir. Bu spektrum maddenin ézelligiine ve karakteristigine baghdir.
Isthlan bir cismin igig gazdan gecirilirse, gaz bu gigi sofurur. Gazin
sicakligh cismin isigindan fazlaysa spektrumda parlak cizgiler, gazin sicakliga
cismin igigindan daha soguksa, Giineg'te oldugu gibi karanlik cizgiler olusur.
Bu cizgilerde ise her gazin yeri belirlidir.
Buna gore, her kimyasal element kendine dzgii belli bir renk takumi-
nu sogurmaktadir. Yani, her elementin spektrumunda kendine ézgii bir yeri
vardir. Dolayisiyla spektrumdaki belirli cizgilere tekabiil eden bu element-
Jerin ne olduklan spektrumdaki bu cizgiler aracihgs ile bilinebilir. Aym sey
yildizlar igin de gecerlidir. Boylece bu yéntemle yildiziarin kimyasal yapist
hakkanda oldukca ayrintih bilgiler edinilebilecei anlasilmus oldu.
Bir yildizin spektrumu bize tic sey sdyler; izgi
Bi yler; spektrumda yer alan
ve cizgilere karsilik gelen elementler ya Yer'in ‘atmosterindestilen vate ie
yildwz arasindadirlar, ya da yildizin atmosferinde bulunurlar.
Acaba spektrumda ortaya cikan elementleri
: tlerin ysl i oldu-
Bu nasil anlagihz? Bunun icin cesitli yontemler varde: mane nn
Yer’deki elementleri eleyerek yildizin elementlerini bulmakes Digeri
iseea 17. Yiizyildan Sonra Astronominin Geligimi 201
yildizin spektrumunu hem yildiz bizim tepe noktamizda (zenitte) hem de
ufkumuzda oldugunda spektrumunu alarak karsilastirma yapmaktir. Bu
durumda, yer kaynakl spektrum cizgilerinin yeri degisir, ancak yildiz
kaynakh cizgilerin yeri degismez. Bundan da yildizin elementleri kolay-
hikla bulunabilir.
1842'de Christian Doppler (1803-1853) yildiziarin spektrumunu in-
celeyerek oldukca énemli bir prensip belirledi. Baz: yildizlarin spektrumu
karmuziya dogru kaymaktaydi; o halde bu yildizlar bizden uzaklagiyorlardh.
Bazi yildizlarin spektrumu ise mora kaymaktaydr; o halde bu yildizlar bize
yaklasmaktaydi.
Yildizlardan gelen isigin onlarin yapist ile ilgili bilgileri barindirdi-
ganin kesfinden sonra, yildizlarin siniflandirilmas: diigincesi olustu. Boy-
le bir siniflamay1 ilk kez Angelo Secchi (1818-1878) dnerdi. Secchi yaptig1
spektral analizlerin sonucunda bitin yildizlarin dért ana gurupta top-
lanabilecegini gésterdi. I. Tip yildizlar hidrojen agirhklydi ve beyaz ya
da mavi isik yayryorlardi. Il. Tip yildizlar binyelerinde pek ok elementi
banndinyordu ve sar1 idiler. III. Tip yildizlar biinyelerinde kimyasal mo-
lekiilleri barindirabiliyorlard: ve renkleri kirmuzi idi. IV. Tip yildizlar ise
asin kirmuzi yildizlardh.
1890 yilinda, Harvard Koleji Gézlemevi tarafindan yayinlanan ka-
talogda Secchi’nin bu tasnifi aynen alindi ve iki yeni tip ilave edilerek, B,
A, F, G, K, M harfleri kullanildi. Bu siniflama ile siniflamanin cok karisik
ve zor oldugu astronomi bilimi acikligi kavusmus ve sadelesmis oldu.
Boylece, yildizlarin dogusu, gelisimi hakkindaki bilgiler kolaylikla elde
edilebilir hale geldi.
1910 yihnda, Danimarkah Ejnar Hertzsprung (1873-1967) ve Amerika-
hi Henry Norris Russell (1877-1957), birbirlerinden bagimsiz olarak Snemli
bir bagint: buldular. Buna gore, yildizin sicaklig) ile sma gic arasinda bir
oranti vardh. Yildiz ne kadar sicaksa isirum da o derece giiclayd.. Yani geng
yildizlann igima giicti yiiksekti. Yildiz sogudukga, ya da yaslandikga isima
giicii azalmaktayd. Buna gore, yash yildizlarin isk siddeti gittikce azalmalt
ve yildiz kara bir cice olmahydi. Bu kigiler bu bagintyy1 bir diyagram haline
getirdiler (Hertzsprung-Russell Diyagrami). Boylece, sicakligi ve parlakhg
bilinen bir yildizin capt kolayhikla bulunabilirdi. Bu gikarim, daha sonra, ya-
kun yildiziann teleskoplarla gzlemlenmesi ile dogrulanmistr.
Gundmiizde yukaridaki listeye, W, O, R, N, S tipi yildizlan eklenmis,
aymica her harf, kendi icinde O’dan 9’a kadar numaralandirilmistir. Bu sinifla-
ma, astronomlara yildizin sicakhgy, rengi, kimyasal yapisi ve yas: hakkinda
ayrintih bilgiler vermektedir. Bu siniflama gbyledir;202 Ikgaglardan Giniimiize Astronomi Tarihi 3
— Olustuklan Elementler Sieakhklan Renkleri
|___Grubu
w | hidrojen, iyonize helyum 80.000°C mavi
iyonize helyum, oksijen, 50,000°C
° a 50. mavi
rE .
B nOtralize helyum, hidojen 20,000° C mavimbrak
A hidrojen 10.000°C San-beyaz
a
F hidrojen, metaller 7.000° C beyaz
c hidrojen. helyum, metaller 6.000° C san (Gunes)
K metaller, molekiller 5.000°C | turuncu
M titanyum oksid 3.000°C Jorma
+
RveN ene 250°C larmut
zirkonyum oksid, ee
s a eae 2500°Cninalnda | arma
Yirminci Yiizyilda Astronomi
17. ve 18. yizyullarda gézlemsel ve dinamik astronomi alarundaki ve
19. yazyilda ortaya cikan astrofizik alarundaki calismalar, 20. yizyil astro-
nomisinin odak noktalan olmus ve cesitli problemleri de beraberinde ge-
irmistir. Gdzlemsel alandaki calismalarla Giines sisteminin simdiye kadar
bilinmeyen gezegenleri bulunmakla kalmamus, bu gezegenler disinda yeni
yelerinin de oldugu anlasilmishr. Dinamik alandaki calismalar, Gilnes sis-
teminin mekanigi sorununu giindeme getirmis ve bu da beraberinde Gunes
sisteminin nasil olustugu sorusunu ortaya qkartmustir, Astrofizik alarundaki
sahsmalar ise, yildilann ig yapismun anlasilmasina olanak tarumis ve bu da
yildzlann evriminin nasi! oldugu sorusunu giindeme getirmistir. Yine ast-
rofizik cabsmalan ile evrenin yaprsinin ne oldugu anlasilmaya baslanmus Ve
son yillann en popiiler problemi olan evrenin olugumuna iliskin cevaplar
aranmaya ¢alisiimushr.