Professional Documents
Culture Documents
Iain Banks - Eşekarısı Fabrikası
Iain Banks - Eşekarısı Fabrikası
EEKARISI FABRKASI
eviri:Asl Bien
Ayrnt Yaynlar
IAIN BANKS
Iain Banks 1954'te skoya'da dodu. Stirling niversitesi'nde ngiliz edebiyat renimi grd. 1979'da Londra'ya tand. lk roman
The Wasp Factory (Eekars Fabrikas) 1984'te yaymland. Otoriterlerden byk bir ilgi gren roman eletirmenler arasnda sert
tartmalar yaratt. Bazlar ierdii olaand dehet ve tuhaf,
rktc atmosferi yznden kitaba son derece souk bakyordu
(naho, itici, baya, aptalca, rahatsz edici, hatta iren gibi sfatlara
bolca bavuruluyordu); hatta bir kere Stirmen Macmillan gibi saygn
bir yaynevinin acayiplik ve sapknlk merakls kiilerin zevklerine
hitap eden bylesi bir kitab basmasn esefle karladn belirtiyordu. Bir baka grup ise yazarn hayalgcn, acmasz mizah anlayn, diyalog yazma konusundaki olaanst becerisini ve zgnln vyordu. Roman "minr bir bayapt" olarak niteleyenler bile
oldu. Bu tartmalara hi karmayan Banks pe pee kard romanlar ve bilimkurgu yaptlar ile yeteneini kantlad ve 1993'te En yi
Gen ngiliz Yazarlar'dan biri seildi.. Halen skoya'nn Fife kentinde
yaayan Banks roman yazmay srdryor.
Dier yaptlar: Walking on Glass (1985; Cam stnde Yrmek),
The Bridge (1986; Kpr), Espedair Street (1987; Espedair Soka),
Cami Dreams (Kanal Dleri), The Crow Road (Karga Yolu) ve Complicity (1993; Su Ortakl). Iain M, Banks imzasyla yaymlad
bilimkurgu yaptlar ise unlar: Consider Phlebas (1987; Phlebas'
Dn), The Player of Games (Oyuncu), Use of Weapons (1990; Silahlarn Yarar), The State of The Art (Mevcut Durum), Against a Dark
Background (1993; Karanlk Arkaplan) ve Feersum Endjinn (1994;
Korkun Makine).
4/187
I
Kurban Kazklar
Aabeyimin katn rendiimiz gn Kurban Kazklarn kolaan
etmeye gitmitim. Bir eyler olacan zaten biliyordum; Fabrika bana
haber vermiti.
Adann kuzey ucunda, dou rzgr estiinde pasl kolu gcrdayan
gemi kzann kalntlarnn yannda, son kum tepesinin da bakan
yznde iki kazm vard. Kazklarn birinde bir san kafas ve iki
kzbcei, dierinde bir mart ve iki fare kafas vard. Tam fare kafalarndan birini kaza geiriyordum ki kular havalanp barmaya
baladlar. Yuvalarnn yaknndan geen patikann zerinde daireler
iziyorlard. Kafay iyice salamlayp kum tepesinin zerine, drbnle
ne olup bittiine bakmaya ktm.
Diggs, yani kasabann polis memuru kafasn ne emi, kuma
gmlen tekerlekler yznden glkle pedal evirerek bisikletiyle
patikada ilerliyordu. Kprye gelince bisikletinden inip onu kpry
tutan iplere dayad, sonra asma kprnn ortasna, kapya kadar
yrd. Oradaki diyafonun dmesine bast. Sessiz kum tepelerine ve
yuvalarna konan kulara bakarak bir sre orada bekledi. Beni
grmedi; nk ok iyi saklanmtm. Sonra babam evden bir ey sormu olacak ki hafife ne eilip dmenin yanndaki zgaraya konutu,
sonra da kapy ap kpry geerek adaya kt, oradan da eve
yneldi. Adam kum tepelerinin arkasnda kaybolduktan sonra aparam kayarak bir sre oturdum; rzgr salarm kartryor, kular
yuvalarna yerleiyordu.
Kemerimden sapanm kardm, bir buuk santimlik bir sama
seip dikkatle nian aldm, lastii braknca sama bir eri izip nehri,
telefon direklerini ve karaya bal asma kpry geerek "Girmek
6/187
7/187
8/187
uyaryd; adaya admm atan onlar grdkten sonra bana gelebilecekleri hemen anlayacakt. Ama smsk, tehditkr bir yumruk deil de
ho geldin dercesine alm bir el gibi grneceklerdi Eric'e.
"Bakyorum da ellerini ykamay ihmal etmemisin yine," dedi
babam ben orbay yudumlarken. Aklnca dalga geiyordu. Bfeden
viski iesini karp kendine bir bardak iki koydu. Tahminimce polisin kulland dier barda lavaboya koydu. Karma oturdu.
Babam uzun ince biri, biraz da kamburcana. Bir kadnn kadar gzel
bir yz var, gzleri de siyah. imdi topallyor, ben bildim bileli de topaldr. Sol bacan neredeyse hi kvramyor, evin dnda da hep baston kullanyor. Hava nemli olduunda evin iinde de baston kullanmas gerekiyor, o zaman halsz yerlerde kard takrty duyabiliyorum; oradan oraya dolaan bo bir ses. Sadece burada, mutfakta ses
karmyor baston, yerdeki talar sesi bouyor.
O baston Fabrikann gvenliinin simgesi. Babamn kaskat kilitlenmi olan baca bana byk tavan arasnn lk boluundaki
mabedimi hediye etti; evin pl prt dolu en st blm, tozlarn havaland, gne nlarnn kestii ve Fabrikann bulunduu bir mabet;
sessiz, canl ve kmltsz.
Babam en st kattaki darack merdiveni kamyor; ksa bile merdivenin tepesine geldiinde bacann tulalarnn etrafndan kendini
tavan arasna atmay baaramaz.
Yani oras benim.
Sanrm babam krk be yalarnda, ama zaman zaman ok daha
yal gzkyor bana, bazen de biraz daha gen olabileceini
dnyorum. Bana gerek yan sylemez, yani krk be yanda
olduu benim tahminim.
"Masann ykseklii ne kadar?" dedi birdenbire, tam ben tabakta
kalan orbay syrmak iin bir dilim ekmek almak zere elimi ekmek
tabana attmda. Neden bu kadar kolay bir soru sorduunu merak
ederek ona baktm.
9/187
10/187
11/187
12/187
13/187
kulbnn ad, Cauldhame Armas, sala, eski bir bar. Yam tutmasa
da zaman zaman oraya gidip punk grubu olmaya alan genleri izliyorum. Arkadam diyebileceim tek kiiyle de orada tantm; cce
Jamie, alanlar seyretsin diye onu omzuma alyorum.
"Buraya kadar gelebileceini sanmyorum. Yolda yakalarlar onu,"
diye tekrarlad babam uzun uzun dndkten sonra. Bardan ykamak iin ayaa kalkt. Kendi kendime mrldanmaya baladm, glmek
ya da kahkaha atmak isteyip de kendimi tuttuumda byle
mrldanrdm hep. Babam bana bakt.
"Ben alma odama gidiyorum. Kaplar kilitlemeyi unutma e mi?"
"Tamam," dedim bam sallayarak.
"yi geceler "
Babam mutfaktan kt. Oturduum yerden malama bakyordum.
zerine kuru kum zerreleri yapmt, silkeledim. alma odas.
steyip de hl yapamadm az saydaki eylerden biri de bizim moruun alma odasna girmek. Kileri en azndan grdm, bir iki kez
iine bile girdim; birinci ve ikinci kattaki btn odalar biliyorum;
tavan aras tamamen benim, Eekars Fabrikasnn yeri de oras; ama
birinci kattaki o oday hi bilmiyorum, bir kere bile iini grmedim.
Orada baz kimyasal maddeler olduunu ve babamn deneyler filan
yaptn tahmin ediyorum, ama odann tam olarak nasl olduu ve
onun ieride ne yapt konusunda hibir fikrim yok. Bir iki tuhaf koku
ve babamn bastonunun takrts dnda darya szan hi bir ey yok.
Malann uzun sapn svazladm, acaba babam bastonuna bir isim
takm myd? Sanmam. Benim kadar nem vermiyor eyalara. Ben
onlarn nemli olduunu biliyorum.
Bence alma odasnda bir sr gizli. Bir iki kere bunu ima eder gibi
yapt, sadece soru sormak istememi salayacak kadar ipucu verdi, yani
soru sormak istediimi biliyor. Tabii sormuyorum; nk doru
dzgn cevap vermez. Sylese sylese bir araba yalan syler, nk
bana anlatrsa sr sr olmaktan kar, ayrca ben bydke zerimde
14/187
15/187
16/187
17/187
18/187
19/187
canlandrarak ve monitrdeki grntleri izleyen bir gvenlik grevlisinin kameralar deitirmesi gibi manzaralar birbiri ardna
ekleyerek. Her ey yerli yerindeydi, l nbetilerim, lmn getirdii
basit; ama nihai teslimiyetle gcm altna aldm uzantlarm bana ya
da adaya zarar verebilecek hibir ey hissetmiyorlard.
Szlerimi ap baucu lambasn tekrar yaktm. Odann kar kesindeki tuvalet masasnn aynasndan yansyan grntme baktm. Battaniyenin zerinde yatyordum, ayamda bir tek donum vard.
ok imanm. Bu o kadar kt bir ey deil, benim suum da deil;
ama yine de grnmek istediim gibi grnmyorum. Tombulun
tekiyim. Gl kuvvetli, ama etli butlu. Karanlk ve kt bir
grnm olmasn isterdim, grnmem gerektii gibi yani; o kk
kaza olmasayd yle grnebilirdim de. Beni gelseniz kiiyi ldrd
demezsiniz. Hakszlk bu.
I tekrar kapadm. Oda zifiri karanlkt, gzlerim karanla alamadndan yldzlarn aydnln da gremiyordum. u radyolu
saatlerden aldrsam iyi olacak galiba, ama eski pirin alar saatimi de
ok seviyorum. Bir keresinde bakr rengi zillerinin ikisine de birer
eekars balamtm, bylece sabah saat aldnda o kk eki
ikisini de ezecekti.
Hep saat almadan nce uyanrm, izlemek zorunda kalmtm.
II
Ylan Park
Eekarsnn kllerini toplayp kibrit kutusuna koydum ve babamla
Eric'in eski bir fotorafna sardm. Resimde babamn elinde birinci
karsnn, yani Eric'in annesinin kocaman bir fotoraf vard ve bir tek
o glmsyordu. Babam abus bir suratla kameraya bakyordu. Kk
Eric burnunu kartrarak etraf seyrediyordu, skntl bir hali vard.
Sabah serin ve ayltcyd. Dalarn aalarndaki ormanlarn zerinde sis vard, Kuzey Denizi'ndeyse pus. Azmla jet sesi karp drbnm ve antam iki yanma bastrarak, sert ve slak kumun zerinde deli gibi kotum. Snan hizasna geldiimde kumsaldan ieri
saptm ve yavalayarak kendimi yumuak, beyaz kumlarn zerine attm. Denizin ve nehrin kyya attklarna baktm ama saklamaya deer,
ilgin bir ey yoktu; l bir denizanas sadece, drt solgun halkas olan
mor bir yn.. Bu ynn zerinden umak iin rotam biraz deitirdim, "Takatakatakataka! Trrrtaka- takataka!" yanna yaklanca tekmeyi yaptrdm, bir jle ve kum bulutu ykseldi. "Brooom!" diye bir
patlama sesi yaptm. Tekrar yola koyulup Snaa yneldim.
Kazklar iyi vaziyetteydi. Ba ve gvde antasna ihtiyacm olmayacakt. Hepsini tek tek gezmeye verdim btn sabahm; kttan
tabutu iindeki l eekarsn daha nce planladm gibi iki nemli
Kazn arasna gmmek yerine kprnn ada tarafnn yaknndaki
patikann yanna gmdm. Oraya varnca kpry tutan halatlardan
anakaradaki diree trmanp etrafa baktm. Evin ats ve tavanaras
pencerelerinden biri grnyordu. Ayn zamanda Porteneil'deki sko
Kilisesinin kulesi ve kasabadaki bacalardan ykselen duman da
grlyordu. Sol gs cebimden akm karp sol elimin baparmana dikkatlice bir izik attm. kan krmz svy kprnn
21/187
22/187
eriyordu, ama bir gn cesur bir asker ssne geri dndnde Aerosollerin slerinin nehrin ierilerinde bir koyda bir kayann altna demirlemi ekmek tahtas olduu haberini getirmiti! Bir komando timi
tam zamannda oraya gidip ss tuzla buz etti ve zerindeki kayay
imha etmeyi de ihmal etmedi. Her eyi tam olan, hatta sonu dierlerinden daha cafcafl olan iyi bir Savat (o akam eve dndmde
babam patlamann ve dumanlarn nereden geldiini sormadan edememiti), ama uzun zaman geti zerinden.
Zaten Eric byle yola koyulmuken yeni bir Savaa girimek de pek
iyi bir fikir deildi; nk tam orta yerinde brakp gerek dnyaya
dnmek gerekecekti. Dmanca duygular bir sreliine ertelemenin
iyi olacana karar verdim. Bunun yerine nemli Kazklara kymetli
svlar srdkten sonra bir baraj inaatna koyuldum.
Kkken bir baraj ina ederek evi kurtarmay hayal ederdim. Kum
tepelerinin zerindeki otlar tutuacakt ya da bir uak decekti, bir
kanal yardmyla barajdan aldm suyu eve naklederek bodrumdaki
barutun patlamasn engelleyen de ben olacaktm. Bir zamanlar en
byk isteim babama bir ekskavatr aldrmakt, bylece gerekten
byk barajlar yapabilecektim. Ama artk baraj yapmay daha ince,
hatta metafizik bir ey olarak gryorum. Suya kar asla zafer
kazanlamayacan fark ettim; sonunda hep o kazanyor, szyor,
szlyor, dolduruyor, ukur ayor ve stten ap gidiyor. Aslnda tek
yapabilecein onun yolunu deitirmek ya da akn bir sreliine
durdurmak; aslnda yapmak istemedii bir eyi yapmaya onu ikna etmek. in keyfi onun gitmek istedii yerle (yerekimi ve zerinde yol
ald maddeye uygun olarak) senin onunla yapmak istediin ey
arasnda bir orta yol bulmakta.
Bence baraj yapmak kadar zevkli pek az ey var hayatta. Bana zerinde pek fazla bitki olmayan, hafif meyilli geni bir kumsal yerin, bir
de orta boy bir dere ne zaman olursa olsun gn boyu mutlu etmeye
yeter bu beni.
23/187
24/187
25/187
"Hadi eyvallah."
"Grrz."
"Evet."
Arkasn dnd, tekrar geri dnd, mutfaa bir daha bakt, sonra
ban iki yana sallayarak kapya yneldi ve karken amar makinesinin yanndan bastonunu ald. Kapnn kapandn duydum, sonra
sessizlik. imi ektim.
Bir iki dakika bekledikten sonra iyice silip sprdm tabamn
bandan kalkarak kum tepeleri arasndan kprye uzanan patikay
gren salona getim. Babam ban ne emi, bastonunu sallarken
endieyle iki yana yalpa vurarak hzl hzl patikada ilerliyordu. Bastonuyla yol kenarndaki yaban ieklerine vurdu.
Yukarya kotum, yolda durup sahanln kk penceresinden
babamn kprden nceki son kum tepesinin ardnda kayboluunu
izledim, sonra st kata koup alma odasnn kap kulpuna hzla asldm. Kap sapasalamd; bir milimetre bile oynamad. Gnn birinde
unutacandan emindim, ama bugn unutmamt.
Yemeimi yiyip bula ykadktan sonra odama giderek evde
yaptm biray yokladm ve haval tfeimi aldm. Ceketimin ceplerini
yeterli sayda samayla doldurduktan sonra evden dosdoru nehrin
byk bir koluyla kasaba pl arasnda kalan, anakaradaki Tavan
Arazisine getim.
Tfei kullanmay sevmiyorum; benim iin biraz fazla hatasz.
Sapan insann iinde olan bir ey, insann onunla tek vcut olmas
gerekiyor. Kendini kt hissettin mi hedefi vuramazsn; ya da yanl
bir ey yaptn hissedersen yine vuramazsn. Eer bir tfei kaladan
atelemiyorsan tamamyla dndadr; nian alr atelersin i tamam,
tabii hedef gzden kaybolmazsa ya da ok fazla rzgr yoksa. Silah
dorulttun mu btn g elinin altndadr, parmann bir hareketiyle
salverilmeyi bekler. Bir sapan son ana kadar seninle birlikte yaar;
gerilmi vaziyette ellerinde durur, seninle nefes alr, atlmaya,
26/187
vnlamaya ve frlamaya hazr seninle hareket eder ve seni ok dramatik bir vaziyette brakr; tan hedefini bulmak iin havada izdii
karanlk eriyi, o muhteem tak sesini duymak iin beklerken elin
kolun kaslr.
Ama tavan peindeysen, hele Arazideki o kurnaz kk pikurularnn peindeysen her yolu denemek zorundasn. Tek bir atla hemen deliklerine karlar. Tfein sesi onlar kartacak kadar yksektir, ama ilk atta vurman salayacak rahatl veren, deta cerrahi bir
alettir ayn zamanda.
Bildiim kadaryla talihsiz akrabalarmn hibiri bir silahla
ldrlmedi Cauldhameler ve eleri trl garip biimlerde te taraf
boyladlar, ama bildiim kadaryla hibirinin biletini bir tfek
kesmedi.
Teknik olarak kendi blgemin sonu demek olan kprnn te
tarafna geip dnerek, hissederek, dinleyerek, bakarak ve koklayarak bir sre kmldamadan durdum. Her ey yerli yerinde gibiydi.
Kendi ldrdklerim dnda (onlar ldrdmde hepsi de hemen
hemen benimle ayn yalardaydlar), Yaradanlarna (artk nasl tahayyl ediyorlarsa) tuhaf ekilde kavuan en azndan akrabamz
olduunu biliyordum. Babamn en byk aabeyi Leyiticus Cauldhame, Gney Afrika'ya g edip 1954'le orada bir iftlik satn alm.
Leviticus yle salak yle salakm ki onda beyin olduu ancak
bunasaym anlalrm. Muhafazakrlar kendilerinden nceki i
Partisi hkmetinin yapt Sosyalist reformlar deitirmedi diye terk
etmi skoya'y: Demiryollar hala devletin elindeymi, refah devleti
hastalktan kaynaklanan doal lmlerin nn ald iin ii snf
sinekler gibi remekteymi; madenler devlete aitmi dayanlmaz bir
durum. Babama yazd mektuplarn bazlarn okumutum. Leviticus
lkeden memnunmu, ama etrafta fazlaca zenci olduundan
ikyetiymi. lk birka mektubunda ayrmc kalknma politikasndan
"apart-hate" diye sz ediyor, sonra birisi onu yanl yazd konusunda
uyarm olmal ki deitirmi. Eminim babam uyarmamtr.
27/187
Gnn birinde Leviticus alveriini yapm Johannesburg'daki polis merkezinin nndeki kaldrmdan gemekteymi ki lgn, katil bir
zenci bilinsizce kendini en st kattan aaya atm ve her naslsa
derken de btn trnaklarn skmeyi ihmal etmemi. Benim
masum ve talihsiz amcama arpp onu lmne yaralam, zavall amcacmn hastanedeki son szleri, "Tanrm, pezevenkler umay da
renmi..." olmu, girdii koma bu szlerine noktay koymu.
Kardaki kasaba plnden ince bir duman ykseliyordu. Bugn
o kadar uzaa gitmeyecektim, ama bazen pleri etrafa yaymak iin
kullandklar buldozerin grltsn duyabiliyordum.
Bir sredir ple gitmemitim, yani artk Porteneil'in namuslu insanlarnn neler attn grmek iin gitmenin zaman gelmiti. Geen
Savata kullandm eski aerosolleri de orada bulmutum, Kadran
dhil Eekars Fabrikasnn birok mhim parasn da.
Daym Athelwald Trapley, kinci Dnya Sava'ndan sonra
Amerika'ya g etmiti. Bir sigorta irketinde iyi bir i bulduktan sonra
bir kadna taklnca Fort Worth'ta bir karavan parknda krk bir kalple
hayatna son verirken bulmu kendini.
Ocan ve stcnn gazn ap her ikisini de yakmadan sonunu
beklemeye balam. Sinirli olduunu tahmin etmek g deil; herhalde biraz dalgn ve zgnm de, hem sevgilisinin kendisini terk etmesinden hem de kendisinin terk-i diyar edecek olmasndan; bir anlk
dncesizlikle her zamanki alkanlna yenik dp sakinlemek
iin bir Marlboro yakm.
Tepeden trnaa alevler iinde yanan karavan kalntsndan kendini
dar atm lk la. Niyeti acszca lmekmi; diri diri yanmak
deil. Karavann arkasnda duran yamur suyu dolu yz seksen litrelik
ya fsna balklama dalm. Kollarn kendini kaldrabilecei bir
pozisyona getirmeye alrken kabarcklar kararak ve ince bacaklarn ackl ackl havada sallayarak skt yerde boulmu.
Tavan Arazisine bakan imenlik tepeye yirmi metre kadar kala
Sessiz Kou dzenine getim; tadm eylerin ses karmamasna
28/187
zen gstererek uzun otlar ve sazlar arasnda hrsz gibi sessiz admlarla ilerlemeye baladm. O kk musibetleri olabildiince erken
yakalamak niyetindeydim, ama gerekirse gn batana kadar bekleyebilirdim de.
Sessizce emekleyerek yamaca trmandm; otlar gsme ve
gbeime srtnyor, bacaklarm gvdemin yk altnda geriliyordu.
Rzgr karma almtm tabii ki; kk grltleri rtecek kadar
glyd esinti. Grebildiim kadaryla ortalkta hi nbeti tavan
yoktu. Tepeye iki metre kala durup elik naylon karm samay
tfee srdm. Gzlerimi kapatp gerilmi olan yay ve parlak namlunun dibinde duran kk mermiyi dndm. Sonra tepenin zerine doru srnerek ilerledim.
Bata beklemek zorunda kalacam dnyordum. Arazi ikindi
gneinde bombo grnyordu, sadece rzgrn kmldatt otlar
hareket ediyordu. Delikleri, kk tmsekleri, dk kmelerini ve deliklerin ounun bulunduu kar kynn yamacndaki karaallar
grebiliyordum; orada kouan tavanlar otlar iinde kck tneller
ayorlard, ama kendilerinden eser yoktu. Kasabal ocuklar
karaallar arasndaki bu tnellere kurarlard tuzaklarn. Ama ocuklar o tuzaklar kurarken grdmden telden yaplm kementlerini
bulup bozuyor ya da tuzaklar kontrol etmek iin geldikleri yollara yerletiriyordum. Herhangi birinin kendi tuzana yakalanp yakalanmadn bilmiyorum, ama yerde srnrken burunlarn o tuzaklara
kaptrmalarn grmeyi; ok isterdim. Zaten artk pek tuzak kuran kalmad; sanrm modas gemi olmal, nk artk duvarlara sprey boyalarla sloganlar yazmay, tiner ekmeyi ya da birileriyle yatmaya
almay tercih ediyorlar.
Hayvanlar beni pek artmaz, ama bu seferki farklyd; onu fark ettiimde donakaldm. Deminden beri oradayd herhalde, Arazinin
ukur yerinin kenarnda durmu kprdamadan dik dik bana bakyordu, ama onu daha nce fark etmemitim! Fark ettiimde de onun
hareketsizlii beni de bir an hareketsiz brakt. Grnr bir hareket
29/187
30/187
brakp her zamanki gibi kemerimle karnm arasna sktrdm sapana gitti hemen. Ama acil durum samalarm bile ulaamayacam bir
yerdeydi artk; gz ap kapayana kadar tavan zerime atlayp dosdoru grtlama saldrd.
Onu sapann lastiiyle yakalayp ellerimi havada aprazladm ve
hayvan bamn zerinden geri savurarak kendimi arkaya attm, sonra
bacaklarm kullanarak yzst dndm, onunla yan yanaydk, bir kutup porsuu gibi olanca kuvvetiyle debelenip duruyordu; kumlu
yamata grtlan siyah lastie kaptrm, yere yapmt. Keskin
dilerini parmaklarma geirme abas iinde kafasn bir o yana bir bu
yana sallyordu. Tslayarak lastii iyice, iyice sktm. Hayvan debelenip
tkrerek bir tavandan kacan ummadm keskin bir lk att ve
debelenmeyi srdrd. O kadar afallamtm ki u Doberman klkl
tavann dostlarndan olumu bir ordunun arkamdan gelip beni parampara edecei hissiyle dnp geriye baktm.
Kahrolas yaratk lmyordu! Lastik gerildike geriliyor; ama
hayvann boazn yeterince skamyordu, ben de tavan parmamdan
et koparr ya da burnumu srr korkusuyla ellerimi kmldatamyordum. Kafa atma fikrinden de beni bu kayg vazgeirmiti; o dilerin
yaknna kafam yanatrmaya hi mi hi niyetim yoktu. Belini krmak
iin dizimi de kaldramyordum; nk zaten yamatan kaymak
zereydim, hele tek bacakla hi tutunma ansm yoktu. lgnca bir
eydi! Buras Afrika m? Alt taraf bir tavan, aslan deil ya bu! Neler
oluyordu byle?
Sonunda beni srd; ban beklediimden daha ok evirerek sa
iaret parmam tam eklem yerinden yakalamt.
Sabrm tat: Bararak btn gcmle lastie asldm ve ellerimle
kafam sallayarak kendimi geri attm. Yuvarlanrken ayam kuma
gmlm tfee arpt.
Kendimi yamacn dibindeki clz otlarn ansnda yatarken buldum,
tavann grtlan skarken parmak eklemlerim bembeyaz kesilmiti,
siyah bir ipe atlm dm gibi siyah lastiin ortasnda duran kafasn
31/187
32/187
tarafnda eve elektrik ve su tayan boru kumdan kp dereyi geiyordu. Demir itin zerinden aa betona indikten sonra dar borunun
zerinden koup adaya atladm.
Eve dnnce dorudan doruya kulbeme gittim. Tfei braktm ve
Sava antasnn iine yle bir gz attktan sonra kafamdan geirip
ipini de hemen belime baladm. Kulbeyi kilitleyip nefesim dzene
girsin diye kprye kadar hzl hzl yrdm. Kprnn ortasndaki
dar kapdan getikten sonra ataa kalktm.
Tavan Arazisinde her ey braktm gibiydi; hayvan sapann kopmu lastiine sarl yatyordu, benim debelendiim yerlerde kumun
zerinde ukurlar almt. Rzgr hl otlar ve iekleri ar ar
sallyordu ve ortalkta hi hayvan yoktu; martlar bile henz lein yerini bulamamlard. Hemen ie koyuldum.
Sava antasndan ilk nce yirmi santimlik alarml bombay
kardm. Hayvann ansn yardm. Bombay, zellikle de patlayc
karmn beyaz kristallerinin kuru olup olmadn kontrol ettikten
sonra naylon bir fitil ve biraz daha patlayc ilavesiyle siyah borunun
azn kapatp bantladm. Onu hl scak olan tavann iine sokup
hayvann yzn tavan deliklerine doru ekerek oturttum. Sonra
daha kk bombalar karp onlar deliklerin azna yerletirdim;
stlerine basarak tnellerin azn kapadmdan sadece fitiller
darda kalmt. Plastik deterjan iesini doldurarak ateleyiciyi
hazrladm. Onu tavan deliklerinin ounun bulunduu yamacn
zerine braktktan sonra bomba koyduum ilk delie gidip akmamla fitili yaktm. Burnumda yanan naylon kokusu, gzlerimde
ateiyle ikinci delie kotum, bir yandan da saatime bakyordum. Yerletirdiim alt kk bombay krk saniyede atelemitim.
Yamacn tepesinde, deliklerin zerinde oturuyordum. Alev
pskrtc gne nda lgn lgn yanyordu, ite tam o srada
birinci tnel patlad. Titreimi pantolonumun knda hissederek srttm. Dierleri de birbiri ardna eklendi, nce borunun azndaki toz bir
duman bulutu kararak pofluyor sonra da esas patlayc
33/187
gmbrdyordu. Tavan Arazisini havaya ykselen kum zerreleri kaplamt ve havada, dalan bum bum sesleri. Glmsedim. Gerekten
de ok az ses kyordu. Evden duyulmazd mesela. Bombalarn neredeyse btn enerjisi topraklar havalandrmaya ve ierideki havay
sktrmaya harcanyordu.
lk tavanlar sersemlemi bir halde dar ktlar; burunlar kanayan iki tavan dnda hibiri zarar grmemiti; ama sendeliyorlard,
neredeyse decek gibiydiler. Alminyum bir adr ivisiyle tuttuum
akman iki santim rerinde plastik ieyi skp dar bir para
benzin pskrttm. Benzin, kk elik akman alevinin zerinden
geerken alev alarak havada grledi ve ldayarak iki tavann zerine
indi. Alev alp de kalka komaya baladlar. Ben etrafta baka
tavanlar ararken dier ikisi arazinin ortasna kadar komu, oradaki
imenlerin zerine ylm, hareketsiz ama hafif bir seirmeyle
rzgrda trdyorlard. Pskrtcnn zerinde ince bir alev titreiyordu, hemen sndrdm. Baka, daha kk bir tavan daha belirdi.
Alev ona deer demez hemen srayp menzilden kt ve vahi
tavann bana saldrd yere, su kenarna yneldi. Hemen Sava
antasnn iine elimi daldrp hava tabancasn kardm; nian alp
annda ate ettim. Iskaladm; tavan ardnda hafif bir duman
brakarak yamacn te tarafna kayd.
tavan daha hakladktan sonra pskrtcy antaya geri koydum. Son olarak da Arazinin n saflarn kanyla sulayan, l; ama
hl oturan hayvan yakmtm. Ate her tarafn sarnca turuncu ve
kara kvrmlar arasnda gzden kayboldu. Bir iki saniye iinde fitil ate
ald, on saniye sonra alev yuma dalarak siyah, duman tten bir
eyi ikindi gnde yirmi metre teye frlatt; paralar drt bir yana
dald. Deliklerdeki patlamalardan ok daha byk olan ve neredeyse
hibir eyle sesi boulmayan patlama bir krba gibi kum tepeleri zerinde aklayarak kulaklarm nlatt, hatta yerimde sramama bile
neden oldu.
34/187
Hayvandan geriye kalanlar arkada bir yerlere dmt. Yank kokusunu takip ederek yerini buldum. Kafas, kaburga ve omurga kemiklerinin bir ksm, postunun da yars filan kalmt. Dilerimi
gcrdatarak lk kalnty alp Araziye geri dndm ve onu yamacn tepesinden aaya frlattm.
yice zayflam olan, lk ve sar gne nda, rzgrn tad
yank et ve ot kokular arasnda, yuvalardan ve kadavralardan
ykselen gri ve siyah duman ve Ate-pskrtcden yaylan tatl, yanmam benzin kokusunu duyarak derin bir soluk aldm.
Geri kalan son benzini sapann ye pskrtcnn boalm iesinin
zerine dkp atee verdim. Rzgr arkama alp atein yannda
bada kurdum ve ate snp de Kara Zalimin sadece metal paras
kalana kadar bekledim, sonra kurumlu iskeleti alp bana bu felaketin
geldii yer olan yamacn dibine gmdm. Artk orann da bir ad olacakt: Kara Zalim Tepesi.
Btn ateler snmt; otlar ate alamayacak kadar taze ve yat.
Her taraf yansa umrumda bile olmazd zaten. Karaallar atee
versem mi diye dndm; ama iee durduunda ok gzel oluyordu, hem yannca kokular bu kadar gzel olmazd, ben de vazgetim.
Gnlk telefat haddimi doldurmu olduuma karar verdim.
Sapanmn c alnmt, hayvan -ya da ruhu- kirletilmi ve
kltlmt, ona iyi bir ders verilmiti, ben de kendimi iyi hissediyordum. Eer tfek iyi durumdaysa, temizlemesi mmkn olmayan bir
yerlerine kum kamamsa btn bu kayplara deerdi. Savunma fonu
yarn yeni bir sapan almak iin yeterliydi; mancnk bir iki hafta
bekleyecekti. imde o tatl huzur duygusu, Sava antasn toplayp
ar ar eve dnerken olup bitenleri tekrar tekrar dnyor; nedenlerini, niinlerini sralyor, bundan alnmas gereken dersleri ve iaret
ettii eyi bulmaya alyordum.
Yolda katn dndm tavana rastladm, derenin parltl
berrak suyunun hemen yannda yatyordu; kararm, kvrlm, tuhaf
35/187
36/187
37/187
arkadalarna durmadan onlardan nefret ettiklerini ve lmelerini istediklerini syleyip dururlar. Ben enemi kapadm.
Ertesi yl yine gelen Blyth geirdii trafik kazas yznden sol baca
dizinin zerinden kesildii iin eskisinden de gck olmutu (birlikte
oyun oynad ocuk lmt). Blyth bu sakatla ok bozuluyordu; o
srada on yanda ve ok da hareketliydi. Takmak zorunda olduu o
berbat pembe ey yokmu, kendisiyle hi ilgili deilmi gibi davranyordu. Bisiklete binebiliyor, greebiliyor, kalede olmak artyla futbol
oynayabiliyordu. Ben o sralarda alt yandaydm. Blyth her ne kadar
kkken bir kaza geirdiimi bilse de ona kendisinden daha normal
grnyordum. Beni saa sola savurmak, benimle gremek, oram
buram imdikleyip, tekmelemek ona pek elenceli geliyordu. Bir hafta
boyunca onun bu eek akalarna katlyormu, hatta ok zevk alyormu gibi rol keserken bir yandan da kuzenimizi nasl haklayacam
dnyordum.
Dier kardeini; z kardeim Paul, o sralarda hl hayattayd. O,
Eric ve ben Blyth' neelendirmekle grevlendirilmitik. Blyth' en
sevdiimiz yerlere gtrerek, ona oyuncaklarmz vererek ve onunla
oyunlar oynayarak elimizden geleni yapyorduk. Bakalm yzecek mi
diye kk Paulu suya atmaya kalktnda ya da Porteneil'e giden demiryolunun zerine bir aa kt koymaya niyetlendiinde Eric ve
ben onu dizginlemek zorunda kalyorduk; ama genelde alacak kadar
iyi geiniyorduk, her ne kadar Blyth'la ayn yata olan Eric'in ondan
ak ak korktuunu grmek iimi burksa bile.
Sadece denizden hafif bir rzgrn geldii, ok scak ve sinekli bir
gn evin hemen gneyindeki dz imenlikte yatyorduk. Paul ve Blyth
uykuya dalmlard, Eric de ellerini ensesinin altna alm uykulu
uykulu gkyznn parlak mavisine bakarak yatyordu. Blyth ii bo
plastik bacan karp uzun otlarn arasna brakmt. Eric'in ar
ar uykuya daln izledim; ba yana kayd, gzleri kapand. Ayaa
kalkp yrmeye baladm ve kendimi Snakta buldum. Hayatmdaki
o nemli yerini almamt henz; ama daha o zamanlarda bile oray
38/187
39/187
40/187
Babama bir eyler olmas fikri karsnda hep elikili duygular beslemiimdir, hl da yle. lm hep heyecan vermitir bana, insana ne
kadar canl olduunu hatrlatr, ne kadar krlgan ama imdilik ansl
olduunu; fakat kendisine yakn birinin lmesi, insana bir sreliine
de olsa delirme frsat verir, baka zamanlarda balanamayacak baz
eyleri yapabilme frsat. ok kt davranp yine de anlayla karlanmak ne ho olurdu!
Ama onu zlerdim, hem yasal olarak burada tek bama oturup
oturamayacam da bilmiyorum. Btn paras bana m kalrd? Bak
bu iyi olurdu; beklemeden hemen bir motosiklet alrdm. Tanrm,
yapacak yle ok ey var ki, nereden dnmeye balayacam bile
bilemiyorum. Ama ok byk bir deiiklik olurdu ki buna hazr
olduumdan emin deilim.
Yava yava uykuya teslim olduumu hissediyordum; gzmn
nne tuhaf eyler getirmeye altm: Labirent gibi ekiller, bilinmeyen renklerden olumu geni alanlar, sonra muhteem binalar, uzay
gemileri,
silahlar
ve
manzaralar.
Keke
ryalarm
hatrlayabilseydim...
Blyth' ldrdkten iki yl sonra kardeim Paulu daha farkl ve
Blyth'nkinden daha derin sebeplerden ldrdm, ondan bir yl sonra
da srf kapristen kk kuzenim Esmerelda'y.
Skor bu. . Yllardr kimseyi ldrmedim, niyetim de yok. Bir
devreydi geldi geti.
III
Snakta
En byk dmanlarm Kadnlar ve Deniz. Bunlardan nefret ediyorum. Zayf ve aptal olduklar ve erkeklerin glgesinde yaadklar ve onlarn yannda solda sfr kaldklar iin kadnlardan; ina ettiklerimi
yerle bir ettii, braktklarm alp gtrd, yaptm izleri sildii,
beni hep hayal krklna uratt iin de Denizden. Rzgr da stten
km ak kak saylmaz geri.
Deniz mitolojik bir dman, ben de iten ie baz fedakrlklar
yapyorum onun iin, biraz korkuyorum, gerektii gibi sayg duyuyorum; ama ounlukla ona eitim gibi davranyorum. O da benim gibi
dnya zerinde baz iler eviriyor; ikimizden de korksunlar. Kadnlar... bana gre kadnlar rahatm karacak kadar yaknmdalar. Onlarn adaya kmasn bile istemiyorum, her cumartesi evi temizlemek
ve erzak getirmek iin gelen Bayan Clamp'n bile. Nuh nebiden kalma
bir kadn ve ancak ok gen ve ok yal insanlarda grlen bir cinsiyetsizlik var onda, ama yine de eskiden kadnm ve bu da canm skmaya yetiyor.
Ertesi sabah uyandmda babamn dnp dnmediini merak ettim. Giyinme zahmetine katlanmadan odasna gittim. Kapy aacaktm, ama elimi tokmaa uzatmtm ki horlamasn duydum ve dnp
banyoya girdim.
Banyoda, iedikten sonra, gnlk ykanma ayinime baladm. nce
du aldm. Sadece du aldm zamanlarda donumu tmyle
karrm. Kirli donu dolaptaki kirli torbasna koydum. Salarmdan
balayp el ve ayak trnaklarmn ucuna kadar zenle ykandm. Bazen,
ayak trna peyniri ya da gbek delii hav gibi kymetli baz maddeler
retmem gerektiinde gnlerce banyo yapmam; bundan nefret
42/187
43/187
44/187
atabiliyordu, hem bir kere doal ritmine ayak uydurdum mu iki saniyede bir at yapabiliyordum. Fidan ediim dorultuyu deitirerek
altm derecelik bir ada istediim noktay vurabiliyordum. Tabii iki
dakikada bir hayvan kullanmyordum; haftada sadece bir iki tane. Alt
ay boyunca Porteneil Evcil Hayvan Dkknnn en iyi mterisi
oldum, her cumartesi gidip oradan bir iki hayvan, ayda bir de oyuncak
dkknndan bir kutu badminton topu alyordum. Benim dmda
kimsenin bu ikisinin alakal olabileceini dndn sanmyorum.
Bir nedeni vard tabii; yle ya da byle yaptm hemen her eyin
bir nedeni vardr. Bizim Saul'un kafatasn aryordum.
Elmann koann derenin kar tarafna frlattm; tatmin edici bir
hprdeme sesi kararak kar kydaki amura gmld. Snan
iini yle adamakll bir kolaan etmenin zaman geldiine karar verdim ve en gneydeki kum tepesinin etrafnda bir tur atarak eski hap
kutusuna doru komaya baladm. Sahile bakmak iin durdum. lgin
bir ey yok gibiydi, ama bir gn nce aldm dersi hatrladm. Durup
havay kokladmda her ey normal grnyordu, on dakika sonra ise
o kamikaze klkl tavanla bouuyordum; bunu hatrlaynca kum tepesinin yanndan denizin molozlar yd hatta gittim.
Tek bir ie vard. nemsiz bir dman, hem de bo. Su izgisine
yanap ieyi uzaa attm. On metre tede boynu gluk diye suyun
zerinde belirdi. Gelgit henz akllarn zerini rtmemiti, ben de bir
avu alp ieye atmaya baladm. Kol altndan at yapacak kadar
yaknd ie ve setiim talarn ou ayn byklkteydi, yani
atlarm yerini buldu: Drt atta srayan su ieye dedi beinci
boazn krd. Gerekten de kk bir zaferdi; nk ielerin yenilgisi ok ncelerden beri kesindi, ben denizin bir dman olduunu
fark edip de ta atmay rendiim zamanlardan beri. Hl zaman zaman beni deniyor, ama snrlarma en ufak bir tecavze bile izin
verecek havada deildim.
45/187
46/187
47/187
48/187
"Dikkate deer bir ey olmad," dedim aletlerimi yere koyup ceketimi karrken. Baltay aldm.
"Hatta biraz fazla sakindi."
"Gzel," dedi, inanm gibi bir hali vard ve eve girdi. Akntnn att odunlar krmaya baladm.
leden sonra bisikletim ose ve biraz da parayla birlikte kasabaya
indim. Babama akam yemeine dneceimi syledim. Porteneil
yolunu yarlamtm ki yamur balad, ben de durup yamurluumu
giydim. Yamur bardaktan boanrcasna yayordu, ama mesele
kmadan oraya ulatm. Solgun ikindi nda kasaba gri ve bo
grnyordu; arabalar kuzeye giden yolda fourdayarak ilerliyor, kimisinin yaklm olan farlar her eyi daha da solgun gsteriyordu. Yal
Mackenzie'yi grmek ve yeni bir Amerikan av sapanyla bir miktar
haval tfek samas almak iin ilk i silah dkknna gittim.
"Naslsn bakalm delikanl?" .
"yiyim, siz naslsnz?"
"Fena saylmam," dedi kr sal ban sallayarak, sararm gzleri ve
salar elektrik ampulnn nda ona hasta gibi bir grnm veriyordu. Birbirimize hep ayn eyleri syleriz. Genellikle dkknda
dndmden daha fazla kalrm, nk ok gzel bir kokusu
vardr.
"Amcan nasl peki? Onu ne zamandr grmedim."
"yi."
"Gzel, gzel," dedi Bay Mackenzie gzlerini, hafiften acl bir
ifadeyle ksp ban sallayarak.
Ben de bam salladm ve saatime baktm.
"Artk gitsem iyi olacak," dedim ve yeni sapan srt antama,
kesekdna sarl samalar da sava ceketimin bir cebine koyarak
hazrlandm.
49/187
50/187
51/187
52/187
53/187
"Kasabadan istediin zel bir ey var m?" dedi sonunda, azn portakal suyuyla alkalarken. Bam iki yana salladm, biram itim.
"Yok, her zamankiler," diyerek omzumu silktim.
"Dondurulmu patates, kfte, eker, rek, msr gevrei trnden
sama sapan eyler." Btn bunlar ifadesiz bir yzle sylemesine ramen sonunda srtt.
Bam salladm. "Evet, aynen yle. Ne sevdiimi bilirsin,"
"Adam gibi eyler yemiyorsun. zerinde biraz daha bask
kurmalym."
Sesimi karmadan yemeyi srdrdm. Meyve suyunu bardanda
sallayp gzlerini, ne ediim kafama dikmi beni izlediinden emindim, babamn. Ban iki yana sallayarak masadan kalkt ve taban
lavaboya gtrd.
"Bu gece kyor musun?" diye sordu musluu aarken. "Hayr. Bu
gece evdeyim. Yarn gece kacam."
"Yine le gibi sarho olmazsn inallah. Gnn birinde tutuklanacaksn, sona aykla pirincin tan." Bana bakt.
"Haksz mym?"
"Benim niyetim sarho olmak deil," dedim. "Muhabbete katlmak
iin bir iki bardak filan iiyorum, o kadar."
"Sadece muhabbet iin ien birinden daha fazla grlt karyorsun
eve dndnde." Yine karanlk bir bak frlatt bana ve oturdu.
Omzumu silktim. Tabii sarho oluyordum. Sarho olmayacaksa insan neden isin ki? Ama dikkatliyim, ok fazla iip sorun karmak
istemiyorum.
"Dikkat etsen iyi olur yleyse. Osuruklarndan ne kadar itiini anlyorum." Dudaklarn bzerek taklit yapt.
Beyin ve barsaklar arasnda dorudan ve hayati bir ba olduuna
dair bir kuram vard babamn.
54/187
55/187
56/187
57/187
58/187
59/187
60/187
IV
Bomba emberi
Sk sk bir devlet olduumu dnrdm; bir lke yada en azndan
bir ehir. Dnceler, eylemler hakknda deien hislerim lkelerin
uygulad deiik politikalara benziyormu gibi gelirdi. nsanlarn
yeni bir hkmete politikasn beendikleri iin deil, sadece deiiklik istedikleri iin oy verdiklerini dnmmdr hep. Nedense yeni
gelenlerin her eyi dzelteceini dnrler. Tamam, insanlar aptal;
ama bu durum ruh halinden, kaprislerden ve iinde bulunduklar
havadan kaynaklanyor, dnlp tanlm fikirlerden deil. Benim
zihnimde de ayn eylerin etkili olduunu dnrdm. Bazen
dncelerim ve duygularm birbiriyle uyumazd, ben de beynimin
iinde birok insan olduuna karar verdim.
Mesela bir param, Blyth, Paul ve Esmerelda'y ldrmekten sululuk duymutur hep. Yine o ayn param, tek bir vahi tavan yznden
btn o masum tavanlardan intikam aldm iin sululuk duyuyor.
Ama ben bunu meclisteki muhalefet partisine benzetiyorum ya da
muhalif bir gazeteye; vicdan ve frenleme grevlerini stlenmi vaziyette, ama iktidarda deil, iktidara geecei de yok. Bir dier param
var ki o da rk, belki de hayatmda hi deri rengi farkl olan birini
grmediim iin ya da onlar hakknda btn bildiklerimi sadece
saylarndan sz eden ve onlar susuzluklar kantlanana kadar sulu
kabul eden gazeteler ve televizyonlardan rendiim iin. Irkln
mantksal hibir nedeni olmadn bilmeme ramen bu tarafm hl
baya gl. Porteneil'de ne zaman turistik eyalar alan ya da yemek
yiyen zenciler grsem bana bir soru sorsunlar diye dua ediyorum,
bylece onlara ne kadar kibar olduumu ve mantmn igdlerimden ve eitimimden daha gl olduunu kantlayabileceim.
62/187
63/187
64/187
65/187
66/187
67/187
Ara sra nehrin brakt ilgin eylere bakmak iin durarak sakin
sakin yrrken kumsal gzden kayboldu. Eskiden ufka kadar uzanan
altn rengi kumlarn bulunduu yerde imdi kayalar vard, biraz ileride
ise kum tepelerinin n sadece tatan ibaretti. Nehirden balayp benim isim vermediim, hatta henz grmediim yerlere kadar kumlar
sprp gtrmt geceleyin frtna. ok etkileyici ve ilk bakta beni
biraz rkten bir manzarayd; nk yle byk bir deiimdi ki bu,
bir gn adann bana da gelebilirdi. Ama babamn bu tr eylerin
eskiden de olduunu ve kumlarn bir iki hafta iinde eski yerlerine
dndn sylediini hatrladm.
Kayadan kayaya atlamak ve kayalar arasnda oluan havuzcuklara
ta atmak Paul' ok neelendirmiti. Kaya havuzlar onun, iin byk
yenilikti. Denizin att ilgin eyleri toplayarak sahilde epeyce
ilerledik ve sonunda uzaktan bir su deposu ya da yar yarya gml
bir kano zannettiim kalntya ulatk. Bir metre kadar dik bir ayla
kumlarn ortasndan kmt. Ben nesneyi incelerken Paul bir
havuzda balk yakalamaya alyordu.
Merakla, uca doru sivrilen silindire dokundum, ok sakin ve gl
olduunu hissettim, ama nedenini anlayamadm. Sonra geriye bir
adm atp tekrar baktm. ekli belirginleti, artk ne kadarnn kumun
altnda gml olabileceini biliyordum. Kuyruu zerinde duran bir
bombayd bu.
Dikkatle yanna gittim, bir yandan okuyor bir yandan da yattrc
sesler karyordum. Pas krmzsyla siyah karmyd rengi, toparlak
ksm rmeye balamt, rutubetli bir kokusu vard glgesi kuma
dyordu. Kumun zerindeki glgenin iaret ettii yne doru
yrynce karmda neredeyse kendi boyunda bir tahta parasyla,
havuzdaki sular sratarak neeyle oynayan kk Paul' buldum.
Glmseyerek onu ardm.
"unu gryor musun?" dedim. Laf olsun diye sorulmu bir soruydu. Paul kocaman gzlerini aarak ban evet dercesine sallad.
68/187
"Bu," dedim, "bir an. Kasabadaki kilisenin an gibi. Hani pazar gnleri duyduumuz ses var ya, ite o sesi karan."
"Evet. Kahvalt ettikten hemen sonra, di mi Frank?"
"Ne?"
"Pazar kahvaltsndan sonraki ses, Frank."
Paul tombul eliyle hafife dizime dokundu.
Bam salladm. "Evet, yle. O sesi anlar karr. lerindeki
bolua ses doldurulmu byk madeni eylerdir onlar. Pazar sabahlar kahvaltdan sonra ilerindeki sesleri dar boaltrlar, te bu da
o."
"Kahvalt m yani?"
Paul atk kalarla bana bakyordu. Sabrla bam iki yana
salladm.
"Hayr. Bu bir an."
"ann 'si" dedi Paul alak sesle ban sallayp paslanmakta olan
alete bakarak. Herhalde eski bir anaokulu kitab gelmiti aklna. Zeki
bir ocuktu; zaman geldiinde onu okula gndermeyi dnyordu
babam, hatta ona alfabeyi retmeye balamt bile.
"Evet. Bu eski an bir gemiden dm olmal, belki de onu sel
srklemitir. Bak imdi n'apcaz; ben kum tepelerinin zerine
kacam, sen de elindeki sopayla ona vuracaksn, bakalm ben
duyabilecek miyim? Tamam m? ister misin? Sesi ok yksek kacak,
belki de korkarsn."
Eilip yzne baktm. Ban iddetle iki yana sallayp burnunu
burnuma yaptrd.
"Hayr! Korkmam ben!" diye bard. "Yapcam..."
Neredeyse yanmdan geip bombaya vuracakt -sopay havaya
kaldrmt bile- hemen uzanp onu belinden yakaladm.
69/187
"Daha deil,'' dedim. "Ben uzaklaana kadar bekle. Bu eski bir an,
belki de iinde bir tek ses kalmtr. Onu boa harcamak istemezsin
deil mi?"
Paul kollarmn arasnda kmldanyordu, baklarndan anlald
kadaryla yeter ki ana vursun baka bir ey umrunda deildi. "Oldu,"
dedi ve benimle boumay brakt. Onu braktm. "ok hzl vurabilir
miyim ok hzl?"
"Sana u kardaki kum tepesinin zerinden el salladmda btn
gcnle vur. Tamam m?"
"Deniyim mi?"
"Kumun zerinde dene."
"Havuzlarda deniyebilir miyim?"
"Evet, sulara vurabilirsin. yi fikir."
"urdaki havuza vurabilir miyim?" Bombann etrafndaki su
birikintisini iaret etti. Bam olmaz gibilerden salladm.
"Hayr, an kzdrabilir bu." Kalarn att.
"anlar kzar m ki?"
"Evet. Ben imdi gidiyorum. Sen btn gcnle ana vuracaksn,
ben de dinleyeceim, tamam m?"
"Tamam, Frank."
"Ben el sallayana kadar ana vurma oldu mu?" Ban sallad.
"Sz."
"Aferin. Hemen giderim."
Dnp hafiften koarak kum tepesine yneldim. Srtm kanyor
gibiydi. Etrafta kimse var m diye saa sola bakmyordum giderken.
Paral bulutlu gkyznde daireler izen birka martdan baka
kimse yoktu. Omzumun zerinden baktmda Paul' grdm. Hl
bombann yannda sopasyla kumlar dvyordu onu iki eliyle tutmu
btn gcyle yere vuruyor; ayn zamanda da bararak sryordu.
70/187
Kayalarn zerindeki slak kumu hzla geip altn sars kuru kumlarda
yavaladm, sonra en yakndaki kum tepesinin zerine ktm. Tepeye
vardmda kumlarn ve kayalarn tesinde duran Paul'e baktm,
havuzcuklarn ve slak kumlarn parltsnda, yanndaki madeni koninin glgeledii kck bir gvde. Ayaa kalkp beni grene kadar
bekledim, son bir kez daha etrafa baktktan sonra ellerimi bamn
zerinde sallayp kendimi yere attm.
Orada yatar vaziyette beklerken Paul'e bombann neresine
vurulacan sylemediimi hatrladm. Hibir ey olmuyordu.
Karnmn ar ar kum tepesinin zerindeki kuma gmldn
hissederek orada yatyordum. geirerek bam kaldrdm.
Paul srayarak kollarn savuran ve srekli bombann yanna vuran
uzak bir kukla gibiydi. Rzgrn tad otlarn hrtsna ramen
heyecanl barlarn duyabiliyordum. "Kahretsin," dedim kendi
kendime ve elimi enemin altna koydum, tam o srada Paul benden
tarafa yle bir bakp bombann ucuna vurmaya balad. Birinci vuruunda siper almak iin elimi enemin altndan ekmitim ki Paul,
bomba, etrafndaki kk havuzcuk ve on metrelik bir ap iindeki her
ey aniden ykselen bir kum, buhar ve ta stunu iinde kayboldu,
gl patlaycnn ate almasyla bir an gz kamatrc bir yanma oldu
stunun iinde.
Ykselen tortu kulesi bir iek gibi aarak biran havada asl kald,
sonra ok dalgasnn kum tepesini ap bana ulamasyla her ey yere
dklmeye balad. Yakn kum tepelerinin zerinden kumlarn kaydnn hayal meyal farkndaydm. Ses tam o srada patlad ite, kuru
bir atrt, dehetli bir gk grlts. Havaya ykselenler yere
derken patlamann merkezinden balayarak darya doru sular
yukar sramaya balad. Gaz ve kum bulutunu rzgr datmaya
balad, altndaki kumlar kararm, bazen uzaklarda yamur brakan
bulutlarn altndan sarkan perdeye benzer bir sis perdesi olmutu
altnda. Artk krateri grebiliyordum.
71/187
72/187
73/187
ellerini ykayp mavi i nlne kurulad, sonra da bisikletin sepetinden peyniri kard.
"Bir ey ier miydiniz Bayan Clamp?"
"Hayr istemem," dedi Bayan Clamp dolabn iinde ban sallayarak, buzluun hemen altndayd. "yi yleyse." Yine ellerini ykad. O
marullarla spana ayrrken ben de kalkp odama gittim.
Her zamanki cumartesi yemeimizi yedik: balk ve bahe patatesi.
Bayan Clamp adet olduu zere benim deil, babamn karsna oturmutu. Ben srtm lavaboya dnk masann ortasnda oturuyordum ve
babamla Bayan Clamp birbirlerine gayet resmi, neredeyse trenlemi
szler sarf ederken tabamdaki balk klklarna anlaml ekiller veriyordum, l baln klklaryla kk bir insan iskeleti yaptm ve
daha gereki grnmesi iin zerine biraz ketap dktm.
"Biraz daha ay alr mydnz Bay Cauldhame?" dedi Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim Bayan Clamp," diye cevap verdi babam.
"Francis?" diyerek bana bakt, Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim," dedim. Biraz fazla yeil olsa da bir bezelye
tanesi kafatas ilevini grebilirdi. Onu yerine yerletirdim. Babamla
Bayan Clamp havadan sudan konuuyorlard.
"Belki bana dmez ama, duyduuma gre polis memuru dn
buraya gelmi," dedi Bayan Clamp ve nezaketle ksrd.
"Doru," dedi babam ve azna o kadar ok yemek tkalad ki bir
sre konuamad. Bayan Clamp fazlaca tuzlu balna bakp ban ne
doru sallayarak ayn yudumlad. Ben mrldanmaya baladm,
babam da greiler gibi skt dileriyle bana glmsedi.
Konu kapand.
Cauldhame Armas'nda bir cumartesi gecesi, ben de her zamanki
gibi otelin arkasndaki dumanl, tk tk salonun arka taraflarnda
duruyordum, elimde bira dolu plastik bir kupa, bacaklarm birbirinin
zerine atmtm, srtm duvar kd kapl stuna dayalyd ve cce
74/187
Jamie kh kupasn bama koyup kh kaldrarak, bir yandan da sohbet ederek omzumda oturuyordu.
"Neler yaptn bakalm Frankie?"
"Hi n'olsun. Geen gn birka tavan ldrdm, Eric'ten de tuhaf
telefonlar geliyor, hepsi bu. Ya sen?"
"Her zamanki gibi. Eric seni nasl arayabiliyor?"
"Bilmiyor muydun?" dedim bam kaldrarak. Eilip bana bakt.
Yzler tersten komik grnyor.
"Kam."
Kam m?
". Kimse bilmiyorsa brak uyanmasnlar. Evet, kam. ki kere
evi arayp yolda olduunu syledi. Kat gn Diggs gelip bize haber
verdi."
"Tanrm. Onu aryorlar m?"
"Angus yle diyor. Haberlerde bir ey kmad m? Ben bir eyler
duymusundur diye dnyordum."
"Yoo. u ie bak. Onu yakalayamazlarsa herkese haber verirler mi
sence?"
"Bilmem." Normalde olsa omuz silkerdim.
"Ya hl kpekleri yakyorsa? Kahretsin. Ya ocuklara yedirdii
solucanlar. Kasaballar kafay yiyecek."
Ban sallayp durduunu hissedebiliyordum.
"Sanrm kimse bilmesin istiyorlar. Herhalde onu yakalayabileceklerini dnyorlar."
"Sence yakalayabilirler mi?"
"Bilmem. Deli olabilir, ama zekidir. Zeki olmasa kaamazd zaten,
hem konumalar da ok zekice. Zeki, ama uuk."
"Pek endieli grnmyorsun?.."
75/187
76/187
77/187
78/187
"Evet," ar ar bam sallarken bu kadarnn ona yeteceini umuyordum, sonra sanki tavanda ok ilgin ve nemli bir ey varm gibi
kafam yana evirip yukar baktm. Jamie beni ayayla drtkledi.
"Ne?" dedim, tekrar, ona bakmamaya alarak.
"Btn gece burada m kalacaksn?"
"Ne?" dedim. "Hayr. Hazr msn? Tamam." Ellerimi arkaya
gtrp stunu bulmaya altm, ayaklarmn biradan slanm yerde
kaymamas iin dua ederek kendimi yukar ittim.
"Belki de beni indirsen daha iyi olur Frank." dedi Jamie beni
drtkleyerek. Ona bakma niyetiyle yukar ve yana baktm yine ve olur
gibilerden bam salladm. Srtm stundan ayrmadan aa kayarak
yere oturdum. Kz Jamie'nin aa atlamasna yardm etti. Onun kzl
salaryla kzn sar salar btn klar yanan salonda ok i
grnd gzme. Duncan elinde bir kova bir de frayla bize yaklarken bir yandan da kl tablalarn boaltyor, etrafn tozunu alyordu. Ayaa kalkmaya abaladm, sonra kzla Jamie'nin kollarma
girip beni yukar ektiini hissettim. Her eyi l grmeye
balamtm ve sadece iki gzle bunu nasl becerebildiimi merak ediyordum. Benimle konuup konumadklarndan emin deildim.
Belki bana bir ey sylyorlardr diye "Evet," dedim, sonra yangn
kndan beni temiz havaya karmalarna boyun edim. Tuvalete
gitmem gerekiyordu, her admda midem biraz daha kaslyordu. Sanki
gvdem birbirine eit iki paraya blnm gibi korkun bir grnt
belirdi gzlerimin nnde, bir parann ii azna kadar sidik doluydu,
dierindeyse hazmedilmemi bira, viski, cips, fstk, tkrk, smk,
safra ve az bir ey balkla patates vard. Beynimin hastalkl bir blm
birdenbire etraf kvrm kvrm, ii ya dolu salamlarla evrilmi ve bol
yada pimi, kenarlarnda yalar donmu bir tabakta duran yumurtalar getirdi gzmn nne. Midemden gelen korkun ayaklanmayla
baa kmaya altm. Gzel eyler dnmeye uratm; sonra
dnecek gzel ey kalmaynca etrafmda olup bitenler zerinde
dikkatimi younlatrmaya karar verdim. Arma'dan kmtk,
79/187
80/187
tiraf etmeliyim ki Jamie'yi bu ii yaparken izledim ve ok etkilendim. Cauldhame Armas'nn bu spor iin harika bir tesisi var
dorusu, upuzun bir olua benzeyen ilii btn bir duvar, bir dier
duvarn da yansn kaplyor ve sadece tek bir gideri var. Jamie'ye gre
oyunun amac sigara izmaritini bulunduu yerden alp, yol boyunca
mmkn olduunca paralayarak, zeri ak duran delie kadar
gtrp ieri sokmak. zmariti ne kadar ek yerinin zerinden geirirsen o kadar say alyorsun (delikten ieri sokmak ve delie en uzak
yerden balamak da fazladan puan kazandryor), verdiin hasar da
nemli -anlalan yank utaki kk siyah koniyi datmak ok zorgece boyunca ka tane izmariti delie atarsan o kadar ok say
kazanyorsun.
Oyun, imdilerde daha moda olan anak eklindeki iliklerde de
snrl bir biimde oynanabilir; ama Jamie bunu hi denememi, boyu
ok ksa olduundan nesneyi kullanabilmesi iin bir metre uzakta
durup oradan su dkmesi gerekiyor.
Bana yle geliyor ki bu hikye uzun sreli iemeleri daha da ilginletirecek, ama kr talih saolsun bana gre bir i deil bu.
"Kardein filan m?"
"Yo, arkadam."
"Hep byle kafay bulur mu?"
"H, cumartesi geceleri,"
Kuyruklu yalan, tabii. Pek ender konuamayacak hatta yryemeyecek kadar sarho olurum. Eer konuabilecek halde olsaydm ve bir
ayam dierinin nne koymakla bu kadar megul olmasaydm
Jamie'nin de aznn payn verirdim. Sanki mide bulantm gemi
gibiydi; ama beynimin o sorumsuz, ykc blm -alt taraf bir iki
nrondu herhalde, ama her beyinde byle serseri bir blm geri kalanlarn da adn ktye karyor - o soumu salaml yumurtay dnmeye devam ediyordu ve her seferinde iim kabaryordu. Kendimi zorlayarak tepelerde esen serin rzgrlar, dalgalarn oyduu kumsalda
81/187
oluan su izlerini dnmeye altm; temizlii ve tazelii temsil ediyordu bunlar benim iin ve midemin iindekileri dnmemi
engelliyordu.
Ama ieme konusunda eskisinden de daha perian bir haldeydim.
Kzla Jamie santimlerce temde beni iki kolumdan tutmu ara ara arparak tayorlard, ama sarholuum yle bir seviyeye gelmiti ki hzl
hzl itiim son iki bira ve stne de viski katlmasyla hemen yanlarnda deil de baka bir gezegendeydim sanki, onlara ne istediimi
anlatabilme umudum o kadar azd ki yanmda yrrken abuk sabuk
eyler konuuyorlard sanki ok nemliymi gibi ve her ikisinin de toplamndan daha fazla beyni olan ve ii de en nemli bilgilerle dolu
olan ben iki kelime edemiyordum.
Bir yolu olmalyd. Bam sallayp biraz daha derin nefes almaya
altm. Admlarm dzelttim. Kelimeleri ve nasl sylendiklerini
dndm byk bir dikkatle. Dilimi ve grtlam kontrol ettim.
Kendimi toparlamak zorundaydm. letiim kurmalydm. Kardan
karya geerken bam kaldrp baktm; alak bir duvara ilitirilmi
olan Birlik Soka tabelasn grdm. nce Jamie'ye, sonra da kza
bakarak byk bir netlikle unlar syledim: "Bir keresinde uradaki
tabelann zerinde yer alan kelimenin sebep olduu bir yanlsamaya
kaplmtm, byle bir hisse siz ikiniz hi kapldnz m bilmem -ya da
belki u anda hlihazrda bu hissi, benimle olmasa bile en azndan
birbirinizle paylamaktasnzdr - ama sz konusu tabelada geen "Birlik" kelimesinin sendika anlamna geldiini dnmtm ve kasaba
byklerinin, bir caddeye bylesi sosyalist bir isim takmas beni artmt; sendikalarn neminin, gayet muhterem ve pek ehemmiyetli bu
ilek caddenin tabelasna yazlma mertebesine ykseltilerek kabul
grmesi snf savanda olas bir bar ya da en azndan bir atekes
umudunun hl suya dmemi olduunun bir iareti gibi geldi bana,
fakat itiraf etmeliyim ki babam -Tanr mizah duygusunu affetsin- sz
konusu ismin, kasaba byklerinin ngiliz ve skoya parlamentolarnn birliini gayet ciddi ve mnasip bir biimde, kukusuz bu
bir nevi erken devir teslimin ileride kendilerine kazandraca
82/187
83/187
84/187
85/187
86/187
87/187
V
Bir Buket iek
Kk Esmerelda'y ldrdm; nk kendime ve dnyaya borluydum bunu. ki erkek ocuu ldrmekle kadnlar istatistiki adan
kayrmtm. nanlarm dorultusunda hareket ettiimi kantlamak
istiyorsam, diye dndm kendi kendime, az da olsa dengeyi salamak zorundaym. Kuzenim en kolay ve en rahat ulaabileceim
hedefti.
Yine, ona kar hibir garezim yoktu. ocuklar gerekten insan saylmazlar; nk kk kadnlar ve erkekler olmaktan ziyade zamanla
bunlardan biri haline gelecek apayr bir trdrler. zellikle toplumun
ve ailelerinin sinsi ve eytani etkisi altna henz girmemi olan kk
ocuklar cinsiyetsizce ak ve bu yzden de ok sevilesi yaratklardr.
Esmerelda'y severdim (adnn onca tumturakl olmasna ramen hem
de) ve kalmaya geldiinde onunla durmadan oyun oynardm. Harmsworth ve Morag Stove'un, yani babamn ilk evlilii vastasyla vey
daym ve yengemin kzlaryd; yandan be yana kadar Eric'e onlar bakmlard. Bazen yaz geirmek iin Belfast'tan kalkp gelirlerdi;
babam Harmsworth'le iyi anlard, ben de Esmerelda'ya baktmdan
burada gzel ve rahat bir tatil geirirlerdi. Kk Paul'u hayatnn baharnda haklamamn zerinden topu topu bir yl gemi olduu iin
Bayan Stove o yaz kzn bana emanet etmekten pek honut deildi;
ama dokuz yanda, gayet mutlu ve uyumlu, sorumluluklarmn
bilincinde ve dzgn konuan bir ocuktum ve laf getiinde
kardeimin bana gelen felaketten son derece zgnm gibi
grnyordum. Sanrm vicdanmn kesinlikle rahat oluu bykleri
benim tamamyla susuz olduuma inandrmt. Hatta yanl sebeplerden kendimi sulu hissediyormuum gibi davranarak ikili blf
89/187
90/187
91/187
Kaln, portakal rengi bir misina kullandm uurtma ipi olarak, onu
da bir pantolon asksyla iyice salamladm vin makarasna sardm.
Uurtmann kuyruu, bklm dergi sayfalarndan oluuyordu; Silah
ve Mhimmat dergisi, o zamanlar dzenli olarak alrdm. Krmz boyayla tentenin zerine bir kpek kafas resmetmitim, o zamanlar
Kpek burcundan olmadm bilmiyordum daha. Babam yllar nce o
srada gkyznde Sirius olduu iin Kpek burcundan olduumu
sylemiti. Her neyse, sadece bir simgeydi ite.
Bir sabah erkenden, gne bile domadan, herkes uykudayken
dar ktm. Barakaya gidip uurtmay aldm, kum tepelerinin zerinden bir sre yryp onu kurdum, yere bir adr ivisi aktm, misinay ona baladm, sonra ipini ksa tutarak uurtmay bir sre
uurdum. Hafif bir rzgar olduu halde beni epeyce zorlayp terletmiti, ellerim de giydiim i eldivenlerine ramen yanmaya balamt.
Uurtmann bu ii halledeceine karar vererek aa ektim.
kindi vakti biraz daha hzlanm olan rzgr adadan Kuzey
Denizi'ne doru esmekteyken Esmerelda'yla ben her zamanki gibi
dar ktk ve uurtmay almak iin barakaya uradk. Onu tamama
yardm etti; misinay ve vinci kk dz gsne bastrm aletin
kilidini klatyordu, sonunda evden epeyce uzakta bir yere vardk.
Norve ya da Danimarka'ya yzn dnm yksek bir kum tepesiydi,
otlar kalara dklm salar gibi kuzeyi iaret ediyordu.
Ben duruma uygun gayet ciddi bir tavrla ar ar uurtmay bir
araya getirirken Esmerelda iek topluyordu. Yanl hatrlamyorsam,
kendilerini gstersinler, koparlp demet yaplmaya raz olsunlar diye
iekleri kandrmak iin onlarla konuuyordu. O yrrken, melir,
emekler ve konuurken rzgr sar salarn uuruyor ben de uurtmay kuruyordum.
Sonunda uurtma bitmi, btn paralar birbirine taklm bir
halde km bir adr gibi otlarn zerine serilmiti, yeil stne
yeil. Rzgr iine doluyor, onu kmldatyordu; otlarn dalgalanrken
92/187
kard sesler ona canlym gibi bir hava veriyordu, kpein surat
askt. Portakal rengi misinay alp gerekli dmleri attm.
Esmerelda'y ardm. Elinde bir tomar kk iek vard, adlarn
unuttuu ya da hi renmemi olduu iin yeni isimler uydurarak
hepsini bana tek tek tantrken sabrla bekledim. Bana verdii
papatyay nezaketle alp ceketimin sol cebinin iliine taktm Ona yeni
uurtmay bitirdiimi, onu rzgrda denemek iin yardmc olabileceini syledim. Heyecanlanmt, ipi tutmak istiyordu. Ona belki ipi
tutturabileceimi syledim, ama tabii kontrol bende olacakt. iekleri
de elinden brakmak istemiyordu, ben bunun mmkn olduunu
syledim.
Esmerelda uurtmann bykln ve zerindeki vahi kpek resmini grnce kk lklar atmaya balad. Uurtma, rzgarn
krtrd otlarn zerinde sabrsz bir manta bal gibi yatyordu
kanatlarn ar ar kmldatacak. Ana kontrol iplerini Esmerelda'ya
verip onlar nasl ve nereden tutacan gsterdim. Bileklerine
geirmesi iin birka ilmek attm syledim ona, bylece elinden
karmayacakt. Ellerini dmlenmi misinann arasna soktu, bir
eliyle smsk ipi, tekiyle ise rengrenk iekleri tutuyordu. Ben kendi
payma den ipleri toparlayp uurtmann te tarafna getim.
Esmerelda yerinde zplyor, bana uurtmay bir an nce uurtmam
sylyordu. Etrafa son kez baktktan sonra iine rzgr dolsun diye
uurtmann ban hafife kaldrdm. Hemen kuzenimin arkasna
kotum, bu srada uurtmayla arasnda gevek duran ip de gerilmiti.
Uurtma vahi bir ey gibi, kuyruunu yrtlan mukavvaya benzer
bir sesle sallayarak ge ykseldi. Silkinip havada bir atrt kard.
Kuyruunu kesip att ve ii bo kemiklerini esnetti. Esmerelda'nn arkasna geip kk illi bileklerinin hemen altndan ipi tuttum, uurtmann aslmasn bekliyordum, ipler gerildi ve uurtma asld.
Dengemi kaybetmemek iin topuklarm topraa gmmem gerekti.
Esmerelda'ya arptm, bard. lk vahi savrulmada misinann gerilmesiyle ipleri brakmt, ben zerimizdeki gklerin gcn denetim
93/187
94/187
Esmerelda ve uurtma Kuzey Denizi'ne ynelmilerdi. Rzgr dinmezse u kahrolas denizi ap karaya ayak basabilecei geti aklmdan,
ama yle bile olsa elimden geleni yaptmdan erefimi kurtarm
saylrdm.
yice klene kadar seyrettim onu, sonra dnp karaya ktm.
Drt yl iinde benim hemen yanbamda meydana gelen
lmn phe uyandracan bildiimden tepkimi dikkatle planlamtm bile: Hemen eve komak yerine kum tepelerine dnp elimde ieklerle oturdum. Kendi kendime arklar syledim, hikyeler anlattm, acktm, biraz kumlarda yuvarlandm, biraz kumu gzlerime
srdm ve kendimi kk bir ocuun asla iinde bulunamayaca
korkun bir ruh haline sokmaya altm. Akamzeri gen bir orman
iisi beni bulduunda hl orada oturmu denize bakyordum.
Babam ve akrabalarmz bizi merak edip bulamaynca polise haber
vermiler, Diggs de bir arama ekibi kurmutu, adam da onlardan
biriydi.Adam kum tepelerinin zerinde slk alarak ve otlarn arasn
bir sopayla kartrarak dolanyordu.
Onu grmezlikten geldim. Denize bakarak titremeyi ve iekleri
elimde smsk tutmay srdrdm. Babam ve Diggs, adam kum tepelerini arayan insanlarla haber gnderdikten ok sonra geldiler, ama o
ikisine de hi aldrmadm. Bir sre sonra etrafmda dzinelerce insan
birikmiti, bana bakyor, sorular soruyor, saatlerine gz atp etraf
kolaan ediyorlard. Yeniden yan yana sralanp Esmerelda'y aramaya
koyuldular, bu arada ben eve tandm, Bana orba iirmeye altlar;
alktan lyordum; ama hi aldrmadm, bana sorduklar sorulara donuk bir bak ve sessizlikle karlk veriyordum. Daym ve yengem yzleri kpkrmz, gzleri slak beni sarsyorlard; ama hi aldrmyordum. Sonunda babam beni yukar odama karp zerimdekileri
kard ve yataa yatrd.
Btn gece beni hi yalnz brakmadlar, yanmda babam, Diggs ya
da her kim varsa, bir sre sessizce yatp uyuma taklidi yaparak sonra
da btn gcmle barp kendimi yataktan atarak ve yerde tepinerek,
95/187
hem onu hem kendimi uyutmadm. Her seferinde tekrar uyumu gibi
yapyor, sonra yine ldryordum. Birisi benimle konumaya kalksa
titreyerek yatakta yatyor, sar ve dilsiz onlara bakyordum.
afak vakti arama ekibi Esmereldasz dnene kadar uyank durdum,
sonra kendimi braktm.
Kendimi toparlamam bir hafta srd, hayatmn en gzel haftalarndan biriydi. Eric okul gezisinden geri dnd, ben de o dndkten ksa bir sre sonra konumaya baladm; ilk bata sama sapan
eyler, sonra olup bitenlerle ilgili kopuk kopuk ipular, bunlar hep
lklar ve donma takip ediyordu.
Hafta ortasnda filan Diggs'in babamn beni kendinden baka kimsenin muayene etmesine izin vermemekte gsterdii srar krmasyla
Dr. MacLennan'n beni grmesine izin verildi. Yine de babam pheyle
odada kald, muayenenin belli snrlar amamasna zen gsteriyordu; doktorun btn vcudumu kontrol etmesine izin vermemesi
houma gitmiti, ben de biraz daha aldm.
Hafta sonunda hl ara sra sahte bir kbus gryor, ikide bir sessizleip titremeye balyordum; ama az da olsa yemek yemeye ve birok
soruya memnuniyetle cevap vermeye balamtm. Esmerelda ve
bana gelenler hakknda konumak hl kk nbetlere, lklara ve
ksa sreli kapanmalara neden oluyordu; ama babamn ve Diggs'in
sabrl, uzun sorgulamas sonunda dnmelerini istediim ekilde
anlattm olay: Byk bir uurtma, Esmerelda iplere dolanyor, ben
yardm etmeye alrken vin elimden kayyor, umutsuzca kouyorum; sonras boluk.
Lanetlenmi olduumdan korktuumu, yaknmdakilere lm ve
felaket getirdiimi, ayn zamanda insanlarn Esmerelda'y benim
ldrdm dneceklerini sandmdan hapse atlmaktan korktuumu anlattm onlara. Alayarak babama hatta Diggs'e bile
sarldm, niformasnn sert, mayi kuamnn kokusu doldu burnuma,
deta iten ie eriyip bana inandn hissettim. Ondan barakaya gidip
oradaki btn uurtmalarm yakmasn rica ettim, o da imdi
96/187
Uurtma Yangn Oyuu adn tayan bir oyukta onlar yakt. Uurtmalara zlmtm ve rolmn gerekilii uruna artk bir daha
elime hi uurtma almamam gerektiinin farkndaydm, ama demiti.
Esmerelda hi ortaya kmad; Diggs'in balklar ve petrol platformlarndan ald bilgiler onu en son benim grdm gsteriyordu.
Bylece hem sayy dengelemi hem de g olmasna ramen
muhteem bir rol kesme haftas yaamtm. Beni eve getirdiklerinde
hl elimde tuttuum iekler parmaklarmn arasndan zorla karlp
bir torba iinde buzdolabnn zerine konmutu. Onlar iki hafta sonra
orada bulduumda kurumu ve unutulmulard. Bir gece onlar tavan
arasndaki tapnaa kardm ve kk bir cam ieye atlm selobant
paralarna benzeyen kk, kahverengi, kurumu bitkileri bugne
kadar sakladm. Bazen kuzenimin sonunun nerede geldiini merak
ediyorum; denizin dibinde belki ya da kayalk ve ssz bir kumsalda ya
da yksek bir dan tepesinde, martlara ve kartallara yem....
Onun havada, dev uurtma tarafndan srklenirken ldn
dnmek daha ok houma giderdi, gitgide ykselerek dnyann
evresinde dnerken alktan ve oksijensizlikten lyordu ve iyice
hafifleyip gezegenin jet rzgrlarnda dolaan incecik bir iskelete
dnyordu; bir tr Uan Hollandal. Ama gerein byle romantik
bir grntyle alakas olduunu sanmyorum.
Pazar gnnn byk blmn yatakta geirdim. Dn geceki cmbten sonra, dinlenmeye, bol bol su imeye, biraz yemek yemeye ve
sarholuumdan kurtulmaya ihtiyacm vard. imden hemen orackta
bir daha hi iki imemeye yemin etmek geliyordu, ama ok gen
olduumdan bunun gereki olmayacana karar verdim ve bir daha o
kadar sarho olmamaya niyetlendim.
Ben kahvaltya inmeyince babam gelip kapm vurdu.
"Biliyorum geri ama yine de soraym, neyin var senin?"
"Hi," diye seslendim atlak bir sesle.
"yi yleyse," dedi babam alayl bir sesle.
97/187
98/187
99/187
100/187
101/187
102/187
"Ne? Grdn m? Adn yine unuttun. Ne anlam var? te bunu bilmek istiyorum. H? Ne anlam var? O beni sevmiyor. Sen beni seviyorsun ama, deil mi?" Sesi biraz daha ksk ve yankl geliyordu; azn
telefondan uzaklatrm olmalyd. Sanki kulbede onunla birlikte
olan biriyle konuuyor gibiydi.
"Evet, Jamie, tabii yle." Babama glmseyip mmkn olduunca
rahat grnmek iin elimi koltuumun altna sktrdm.
"Sen beni seviyorsun deil mi tatlm? Kk kalbin benim iin
yanyor..." diye mrldanyordu Eric ok uzaklarda. Yutkunarak yeniden babama glmsedim.
"Eee, hayat byle Jamie. Bu sabah burada babama da ayn eyi
syledim." Babama el salladm. "Bana olan akndan yanyorsun, deil
mi kk sevgilim?"
Eric'in mrltlar arkasndan hzl hzl bir soluk sesi duyunca hem
yreim hem de midem azma geldi. Hafif bir inilti ve kpek sesleri
duyunca her yanm isilik bast. Titredim. Bir bardak viskiyi kafama
dikmiim gibi geri gitti bam. Kpein soluk sesleri ve iniltileri geliyordu kulama. Eric onu yattrmak iin bir eyler sylyordu. Aman
Tanrm, yannda bir kpek vard. Hayr, olamaz.
"Bak! Dinle imdi, Jamie! Ne dnyorsun?" dedim yksek sesle
ve umutsuzca, babam isilikleri grd m diye merak ediyordum. Gzlerimin dar uradn hissediyordum, ama yapacak bir ey yoktu;
Eric'in dikkatini datacak bir eyler sylemeye abalyordum.
"Ben... ey... Willy'yi bizi bir daha gezdirmesi iin ikna etsek iyi olacak; hani u kumda kulland Mini'yle diyorum. ok elenmitik deil
mi?" Azm kurumu, sesim atallamt.
"Ne? Sen ne diyorsun?" dedi Eric'in sesi birdenbire yine telefona
yaklaarak. Yutkunarak gzlerini hafife ksm olan babama
glmsedim.
103/187
104/187
telefon tekrar bir yere arpt. "Seni pi kurusu... Aaah! Siktir! Gel
buraya, seni kk..."
"Alo! Eric! Yani Frank! Yani... Alo! Ne oluyor?" diye tslayarak st
katta glge var m diye baktm, azm elimle kapamtm. "Alo?"
Bir takrt oldu, sonra "Senin hatan!" diye bir bar duyuldu, sonra
bir baka atrt. Bir sre ne id belirsiz, sesler duydum, ama he
kadar urarsam uraaym ne olduklarn karamyordum, hattan
kaynaklanan seslere de benzemiyorlard. Telefonu kapatsam m diye
dnyordum, hatta tam kapatacaktm ki Eric'in sesi tekrar duyuldu,
anlayamadm bir eyler mrldanyordu.
"Alo? Ne?" dedim.
"Hl orada msn? Pi kurusunu kaybettim. Senin yznden. Tanrm, sen ne ie yararsn ha?"
"zr dilerim," dedim samimiyetle.
"Artk ok ge. Isrd beni, it bozuntusu. Ama yine yakalarm naslsa.
Pi kurusu." Bip bipler duyuldu. Biraz daha para attn duydum.
"Memnunsundur deil mi?"
"Neden memnun olacakmm?"
"Kahrolas kpek kat iin, gtlek."
"Ne? Bana m?" diye kekeledim.
"Sakn kat iin zldn sylemeye kalkma bana."
"Ah..."
"Bile bile yaptn!" diye bard Eric. "Bile bile yaptn! Kamasn
istiyordun! Oyunumu bozdun! Beni deil kpei tutuyorsun! Seni hyar! Seni pis pi kurusu!"
"Ha, ha," diye gldm inandrc olmayan bir sesle. "Aradn iin
teekkrler... ey... Frank. Hoakal." Telefonu dank diye kapadm,
btn artlar gz nne alndnda ne kadar iyi idare ettiimi
dnerek kendimi kutladm. Epeyce terlemi olan alnm sildim ve
yukardaki glgesiz duvara son bir kez daha baktm.
105/187
VI
Kafatas Arazisi
Sekiz buuk aylk hamile Agnes Cauldhame, benzin deposunun
zerine krmz bir kertenkele gz yaplm ve gidonlar anm bir
BSA 500'le kageldiinde babam, herhalde tahmin edilebilecei gibi,
onu grdne delicesine memnun olmamt. Ne de olsa benim
doumumdan neredeyse hemen sonra onu, kucanda alayan bir bebekle terk edip gitmiti. yl boyunca ne telefon ne de karta eli
varmayp da karnnda bir bakasnn ocuuyla birdenbire kasabadan
gelen patikada belirmesi ve rzgr gibi kpry geerek -motosikletinin gidonu kenarlara srtnerek- babamdan barnak yemek, bakm ve
doum talep etmesi biraz iddial bir davrant.
O srada sadece yanda olduumdan olan biteni pek hatrlamyorum. Aslnda yamdan nce olanlarn hibirini hatrlamyorum. Ama yamda olanlar az da olsa hatrlamamn iyi bir
nedeni var. Babanm keyf istediinde azndan kard az buuk bilgilerden kendime gre olan biteni tam tamna kafamda kurmay
baardm. Ender olmakla birlikte Bayan Clamp da bir iki ey
sylemiti, ama onun anlattklar da babamnkilerden daha gvenilir
deildi.
O sralarda Eric uzaklarda Stove'larn yanndayd.
Her tarafndan boncuklar sarkan, zerinde parlak renkli bir kaftan
olan, iri yar, gne yan Agnes 'Om' layarak lotus pozisyonunda
doum yapmakta kararlyd (ocua bu ekilde hamile kaldn iddia
ediyordu) ve babamn yldr nerede ve kiminle olduu yolundaki
sorularn cevaplamay reddediyordu. Onu ve gvdesini sahiplenmemesini sylemiti babama. yiydi ve hamileydi; babam bu kadarn
bilsin yeterdi.
107/187
Babamn kar koymalarna ramen Agnes eski yatak odalarna yerleti. Babamn onun geri dnmesinden gizliden gizliye memnun
olduunu hatta bu sefer Agnes'in kalmaya geldii gibi aptalca bir
dnceye kapldn syleyebilir miyim bilmem. Etkileyici olmak istediinde taknd dnceli tavrlara ramen onun o kadar da gl
biri olduunu sanmyorum. Annemin olduka kararl mizac ona gem
vurmaya yetmiti herhalde. Her neyse annem burnunun dorultusuna
gidip, o ak ve bar dolu yaz mevsiminin birka haftasnda kendi tarzna gre yaam.
Babam o sralarda iki bacan da kullanabiliyormu hem de Agnes,
yatann yanndaki sandalyenin zerine atlm olan kotunun
paalarna dikilmi kk ngraklar aldnda evin iinde bir aa
bir yukar kouturmak iin. Dahas, babamn bir de bana bakmas
gerekiyormu. O sralarda, btn salkl -ya ocuklar gibi ortalkta dolanp bam belaya sokmakla megulmm.
Sylediim gibi tam olarak hatrlayamyorum; ama dediklerine
baklrsa Bizim Saul'u, yani babamn -dediklerine gre- ok irkin
olduu ve kadnlar sevmedii iin bakt arpk bacakl yal beyaz
buldounu kzdrmay pek severmiim. Hayvan motosikletleri de
sevmezmi ve Agnes ilk geldiinde lgna dnp havlayarak ona
saldrm. Agnes onu bir tekmeyle bahenin te tarafna frlatnca
bararak kum tepelerine doru kam ve ancak Agnes ortalktan
ekilip yatana yatrldnda ortaya km. Bayan Clamp babamn
kpekten senelerce nce kurtulmas gerektiini sylyor; ama bence,
salyal eneli, sar prtlek gzl, balk kokulu yal kpek babamn
gnln tam da bu iticiliiyle fethetmi olmal.
Beklendii zere, scak, durgun bir gnde, le vakti Agnes iba
yapp kendi kendine Om layarak ter dkmeye baladnda babam
sular kaynatmaya ve dier ileri yapmaya; Bayan Clamp de ocuk
doururken len tand kadnlarn hikyelerini anlatarak Agnes'in alnn silmeye koyulmu. Ben ayamda bir ort darda koumaktaymm ve -sanrm- u hamilelik meselesi beni babamn gzetiminden
108/187
109/187
110/187
111/187
VII
Uzay galcileri
Kularn zaman zaman benimle ittifak kurduklarn fark etmeden
nce onlara pek de ho olmayan eyler yapardm: Onlar avlar, vurur,
sular ekildiinde kazklara balar, yuvalarnn altna elektrik fnyeli
bombalar koyardm.
En sevdiim oyun yem ve a kullanarak iki ku yakalayp onlar
birbirine balamakt. Genellikle mart yakalardm ve her birinin bir
bacana kaln turuncu misinay baladktan sonra bir kum tepesinde
oturup seyrederdim. Bazen bir martya bir karga derdi, ama ayn
cinsten olsalar da olmasalar da ok gemeden uamadklarn fark
eder -aslnda teoride ip yeterince uzundu- ve (birka hantal akrobasi
hareketinden sonra) kavgaya tutuurlard.
Bir tanesi lse bile, canl bir hasm yerine bir cesede bal kalan
dier kusa -genellikle yaral olurdu- eskisinden de kt bir duruma
derdi. Bir iki azimli kuun yanlarndakinin bacan kopardn
grmtm; ama ou bunu baaramaz, hatta akllarna bile getirmezlerdi ve geceleyin sanlara yem olurlard.
Baka oyunlar da oynardm, ama bu oyun olgunluk dnemi bulularmdan biri olarak dierleri arasnda sivrilirdi; simgeseldi sanki,
bir duygusuzluk ve kara mizah karm.
Sal sabah bisikletle kasabaya giderken kulardan biri oseye
pisledi. Durup fkeyle yukarda daireler izen martlara ve bir ift ardca baktm, sonra yerden biraz ot alp sarl-beyaz pislii gidonun
zerinden sildim. Ak, gneli bir gnd ve hafif bir esinti vard.
Hava durumunda havann birka gn daha byle iyi gideceini
sylemilerdi, ben de Eric geldiinde de byle olsun diye dua
ediyordum.
113/187
114/187
dmesine basp joystick'i kmldatrken oynayan ksack kollar ve bacaklar bana yine kuklalar hatrlatt.
"Evet," dedi bir sre sonra, hl gelen gemilere saldrmaktayd,
"ounluu da politikaclar, babakanlar filan."
"Ne?" dedim, neden sz ettiini anlayamamtm.
"u deliler. Hepsi lke, ordu ya da din bakanlar. Yani gerek
deliler."
"H, bence de yle." dedim dnceli dnceli, tepe aa
ekrandaki sava izlerken. "Belki de bir onlarn akl banda. Ne de olsa
g ve para onlarn elinde. Herkese istediklerini yaptrabilenler de onlar, insanlar onlar iin lyor, onlar iin alyor, onlarn glerine
g katyor, onlar koruyor, vergileriyle onlara oyuncaklar alyor;
snaklarna ve tnellerine saklanp btn byk savalardan onlar
sa kyor. Madem iler byle yryor, baz eyleri Joe Punter'n
(Trke karlk olarak Sar izmeli Mehmet Aa denebilir)
dnd gibi yapmadklar iin kim onlara deli diyebilir ki? Joe
Punter gibi dnseler Joe Punter olurlard, iin keyfini de bakalar
karyor olurdu."
"En iyi olan hayatta kalr."
"Evet."
"En..." Jamie nefesini tutup alete yle bir asld ki neredeyse tabureden yuvarlanyordu, ama onu keye sktran sar imeklerden kurtulmay baard, "irkef olan hayatta kalr." Bana bakp srttktan
sonra tekrar makinenin zerine eildi. kimden bir frt ekerek
bam salladm.
"Eer yleyse, eer en irkef olan kazanyorsa bu da bize girer."
"Biz yani Joe Punter'lar," dedi Jamie.
"H, ya da herkes. Btndr. Madem birbirimizi o harika hidrojen
ve ntron bombalaryla gebertecek kadar kt ve acmaszz, uzaya
alp da dier rklara korkun eyler yapmadan kendi kendimizi imha
etsek iyi olur."
115/187
116/187
117/187
118/187
hatrlamyorsam dumanl kafayla yaplan sanatlarn minr klasiklerinden denebilirdi bunlara; kocaman kavisli helezonlar pencerelerin ve
kaplarn evresinde kvrmlanarak evin n cephesini rengrenk
dvmeler gibi kaplyorlard. Babamn hippilik gnlerinden kalma bu
hatralar rzgr, deniz, yamur ve gne tarafndan silinmi, anp
gitmiti. Sadece belli belirsiz d hatlar ve birka yerde de soyulan deri
gibi gerek renkleri kalmt.
Feneri ap iine pilleri koydum, kapan kapadm ve dmesine
bastm. Fenerin dna ilitirilmi ve dier pillerle seri balanm dokuz voltluk pilden kan akm da dierlerine katlp lambasnn olduu
yerden fkran kablolar araclyla bombaya aktarld. inde bir
yerlerde elik tala alev alp erimeye balad, sonra beyaz kristal
patlad -benim ve bir ar iinin terine, zamanna ve gcne mal olanmetal boru bir ktm gibi yrtld.
Boomm! stteki barajn duvar havaya utu; bir buhar, gaz, su ve
kum yn havaya ykselip oradan da tapr tapr yere dklmeye
balad. Yksek ve bouk bir ses karmt, sesten nce kmda hissettiim titreim de tek ve kuvvetliydi.
Havaya frlam olan kumlar sular sratp kk ynlar halinde
yollar ve evleri kaplayarak aa dt. Dizginden boalm sular,
kumdan duvardaki atlaktan paralar kopararak fkrd ve boz bulank bir sel birinci kyn ortasndan geip gitti, ikinci barajn arkasnda birikti, geri gelip kumdan evleri dmdz etti, atoyu da bir
yana ykt, kulelerini zaten eritmiti. Kprnn ayaklar dayanmad,
tahtalar sele kapld, kpr yana yatt, sonra barajn zerinden su
tamaya balad ve ok gemeden tepesi sulara kapld, hl arkadan
itmekte olan akntnn gcyle birinci barajn ardnda birikmi olan
sular onu yerle bir etti. Kale tmyle ykld.
Kavanozu brakp tepeden aa kotum, sel yatann kvrml
yzeyi zerinde hzla hareket eden su evleri ykyor, yollardan ve
tnellerden geiyordu, sonra sonuncu baraja da ulat, onu hzla yerle
bir edip ikinci kydeki evleri telef etmeye koyuldu. Barajlar eriyip
119/187
120/187
VIII
Eekars Fabrikas
Sabahn krnde, babam daha uykudayken, alak bir buluttan szan
souk kta sessizce kalkp zenle ykanarak tra oldum, odama
dndm, ar ar giyindim, sonra uykulu grnen eekarsnn
durduu kavanozu alp beni bekleyen Fabrikann bulunduu tavan
arasna ktm.
Kavanozu pencerenin altndaki kk mihraba braktm ve Fabrika
iin gereken son hazrlklar yaptm. im bittikten sonra mihrabn
yanndaki kutuda duran yeil krem deterjan ellerime iyice srdm.
Zaman, Gelgit ve Mesafe Tablolarna baktm, mihrabn yanndaki
kk krmz defterde sularn ne zaman en yksek olduu yazyordu.
ki kk eekars mumunu, sularn en yksek olduu saati gsterecek ekilde akrep ve yelkovan gibi Fabrikann zerine koydum, sonra
kavanozun kapan biraz aralayp yapraklar ve kk portakal kabuunu iinden kararak eekarsn yalnz braktm.
Son derece gl eylerle donanm olan mihrabn zerine kavanozu
yerletirdim; Blyth' ldren ylann kafatas (babas takip ederek
hayvan belle ikiye ayrmt; ylann n tarafn otlarn arasnda bulup
Diggs ipucu olarak gtrmesin diye hemen aldm), Paul' havaya
uuran bombann bir paras (bulabildiim en kk paray
almtm; bir sr vard), Esmerelda'y uuran uurtmann tentesinden bir para (gerek uurtmadan deil tabii, yapm srasnda artan
kumalardan) ve Bizim Saul'un anm sar dileri (kolayca
karmtm).
Aparam tutup gzlerimi kapadm ve gizli kutsal szlerimi
syledim. Ezberden birbiri ardna sralayabiliyordum onlar, ama
tekrarlarken anlamlarn da iyice kavramaya altm. tiraflarm,
122/187
123/187
124/187
125/187
mamul tavan ve tabanna bir sr delik delmitim, havalandrma iyiydi; eer kafan takarsan Fabrika kullanma hazrlanrken hafif bir
benzin kokusu duyardn. Ary seyrederken bu kokuyu duyabiliyordum, belki de havada hl kurumakta olan boyann kokusu vard,
ama bundan ok da emin deildim. Kendi kendime omuz silkip
odacn dmesine bastm, bunun zerine bir tahta paras alminyum adr ivisinin zerinden kayarak tekerlei ve benzin glcnn
zerinde duran akman stndeki gaz pskrten dzenei harekete
geirdi.
Pek fazla uramama gerek kalmad; ilk akta alev ald ve tavan
arasna szan sabah nn loluunda olduka parlak grnen narin
yalazlar szgecin etrafnda kvranarak onu yalamaya balad. Alevler
szgecin iine gemese de scaklk gemiti ve eekars sessiz alevlerin
zerinde fkeyle vzldayarak havaland, cama arpp geri dt,
szgecin kenarndan kayp aa, alevlerin arasna doru dmeye
balad, sonra havalanarak huninin elik borusunda doland, sonra da
elik rgl tuzaa dt. Son bir kez daha kendini kaldrp umutsuzca bir iki saniye havada kald, ama kanatlar kavrulmu olmal; nk
delice bir enerjiyle uuyordu ve ok gemeden telden torbaya dp,
nce tepinerek, sonra kvrlarak ve sonra da hafiften duman kararak
ld.
Oturup kararm bcein kavruluunu izledim, oturup dingin
alevlerin ykselip bir el gibi szgeci kavrayn izledim, oturup kvranan, kck alevlerin cam borunun te yanndaki yansmalarn
izledim, sonra, en sonunda, uzanp silindirin tabann kardm, madeni bir kapakla benzin anan kendime ektim ve atei kokladm.
Odacn tavann ap bir cmbzla dar kardm gvdeyi. Kibrit kutusuna yerletirip mihrabn zerine koydum.
Fabrika llerini teslim etmez her zaman; asit ve karncalar geriye
hibir ey brakmaz, Vens sinek-tuzayla rmcekten de sadece bir
kabuk kalr geriye. Yanm da olsa bir gvde vard elimde; ondan kurtulmam gerekecekti. Bam ellerimin arasna alp taburenin zerinde
126/187
127/187
128/187
129/187
130/187
131/187
132/187
133/187
134/187
135/187
136/187
137/187
IX
Eric'e Ne Oldu?
Benim iin ge saylabilecek bir saatte kalktm. Kumsaldan
dndm srada babam eve gelmiti, ben de gzel, uzun bir uyku
ekmek iin doru yataa gittim. Sabahleyin Jamie'yi aradmda annesi kt ve onun doktora gittiini, ama birazdan geri dneceini
syledi. antam hazrladktan sonra babama akam zeri geri dneceimi syleyerek evden ktm.
Evine gittiimde Jamie oradayd. Bir iki kutu bira iip gevezelik ettik; kuluk vakti annesinin yapt kekleri yedikten sonra ben izin
isteyip ayrldm ve kasabann ardndaki tepelere doru yola ktm.
Orman Mdrlnn diktii aalarn bittii yerde balayan kaya
ve topraktan ibaret hafif meyilli, allk bir tepenin stnde byk bir
kayaya oturup le yemeimi yedim. Scaktan Porteneil'in stne km olan pusun zerinden, beyaz koyunlarla beneklenmi otlaklara,
kum tepelerine, ple, adaya (adadan ok karann bir paras gibi
duruyordu), kumlara ve denize baktm. Gkyznde birka kk bulut aslyd; hava, manzarann zerine ufka ve dingin krfeze doru solan bir mavi alyordu. Havada tarlakular ark sylyordu, yukarda
bir ahin allklar, otlar ve katrtrnaklar arasnda bir kmlt yakalamaya alarak szld. Bcekler ark syleyip dans ediyorlard, ben
de sandviimi yiyip portakal suyumu ierken onlar uzak tutmak iin
bir erelti otunu yelpaze gibi yzmn nnde sallyordum.
Solumda tepelerin sivri ular, gitgide ykselerek kuzeye doru uzanyor ve uzaklatka gri, mavi bir renk iinde silikleiyorlard. Drbnmle aadaki kasabaya baktm, anayolda kamyonlar ve arabalar
vard, gneye giden bir tren kasabada durduktan sonra deniz kenarnda bir ylan gibi kvrlarak yoluna devam etti.
139/187
140/187
141/187
olduumuzda her eyin eskisi gibi olacan syledi, ama bunun doru
olmadn ve kendisinin de iten ie bunu sezdiini biliyordum. Gzleri ve szleri yle diyordu. Aday terk ediyordu, beni terk ediyordu.
Kendimi ne kadar kt hissetsem de onu sulayamadm. Eric'ti o,
benim aabeyim, yapmas gerekeni yapyordu, benim uruma ya da
davas uruna len bir asker gibi. O bana gvenmediini ya da beni
suladn henz ima bile etmemiken ona nasl gvenmezdim, onu
nasl sulardm? Tanrm; btn o cinayetler, o kk ocuk, biri
kendi kardeim. Bu olanlarda benim parmam olabileceini aklna
bile getirmemiti. Yoksa anlardm. phelense yzme bakamazd,
yalan dolandan o kadar uzakt ki.
Bir seneliine gneye gitti, baarl snav sonular sayesinde biroklarndan daha erken srklenmiti oralara, sonra bir sene daha. Arada
yazn geri geldi, ama deimiti. Hl eskisi gibi benimle ilgili grnmeye alyordu, ama zoraki olduunu anlyordum. Benden uzakt,
yrei adada deildi artk. Yrei niversitedeki arkadalarnda ve ok
sevdii almalarnda kalmt; belki de ada dnda herhangi bir
yerde. Benimle deildi artk.
Dar kp uurtma uuruyor, barajlar yapyorduk, ama eskisi gibi
deildi; kendi ald keyfi paylaan bir baka olan ocuundan ok
beni elendirmeye alan bir yetikin gibiydi. O kadar da kt deildi,
yine de onun yanmda olmasndan memnundum, ama bir ay sonra
arkadalaryla Gney Fransa'ya tatile giderken rahatlam grnyordu. Benim tandm dostun ve aabeyin lmnn yasn tuttum;
eksikliimi hi bu kadar youn hissetmemitim, beni sonsuza kadar
ergenlie mhlamt o eksiklik, byyp gerek bir erkek olmama ve
kendi yolumu izmeme asla izin vermeyecekti.
Bu hissi ksa zamanda stmden attm. Kafatas vard, Fabrika
vard, Eric'in dardaki mthi baars onun adna erkeke bir tatmin
hissetmemi salyordu, bu srada ben de adayla onu evreleyen arazinin yegne hkimi oluyordum yava yava. Eric bana ilerinin nasl gittiini anlatan mektuplar yazyor, telefon edip hem babam hem de
142/187
143/187
baskm, Eric'in migreni byle havalarda iyice azar. Bir saat iinde
yerine birisi gelecekmi, yoksa Eric bile teslim bayran ekip dinlenmek iin odasna giderdi herhalde. O srada kouta bebeklerin bezlerini deitiriyor, alayanlar susturuyor, pansuman yapyor, serum
takyormu, ba ortadan ikiye ayrlacak gibiymi ve gzlerinin nnde
kl izgiler uuuyormu.
Bu olay bana geldiinde bakt ocuk bir sebzeden farkszm.
drarn tutamyor, sadece gargara yapar gibi bir ses karabiliyor,
kaslarn doru dzgn kontrol edemiyormu -ban dik tutmas iin
bile bir ask takmlar- ve bann zerinde madeni bir plaka varm;
nk kafatas kemikleri geliimini tamamlamam ve beyninin zerindeki deri de kt kadar inceymi.
ki saatte bir zel bir karmla beslenmesi gerekiyormu ve olay
meydana geldiinde Eric onu beslemekteymi. ocuun her zamankinden daha sakin olduunu fark etmi, gevek bir biimde iskemlesinde oturuyor ve sabit baklarla karya bakyormu, hafif hafif nefes
alrken gzleri parlyormu ve her zaman bombo olan yznde
huzura benzer bir ifade varm. Yemeini yiyemiyormu; oysa yapabildii be eyden biriymi bu. Eric sabrla ka ocuun odaklanamayan gzlerinin nnde tutmu; dudaklarna dayam, ocuk
normalde dilini dar karr ya da ka azna almak iin ne eilirmi, ama o gece hi o gargara sesini karmadan, ban sallamadan,
kollarn savurmadan, gzlerini yuvarlamadan ylece oturmu
bakyormu, sadece bakyormu, yznde mutluluk sanlabilecek bir
ifadeyle.
Eric, gitgide artan baarsn bastrmaya alarak ona daha yaknlam. Yumuak bir sesle konumaya balam; ocuk normalde gzlerini sesin geldii yne doru evirirmi, ama bu sefer hi tepki vermemi. Eric, fazladan ila falan verilmi mi diye yatan yanndaki
ktlara bakm, ama her ey normal grnyormu. Kafatasnn
iindeki ac dalgalaryla bouarak ne eilmi ve ka havada
sallam.
144/187
Sonra hafife glmseyen ocuun kaznm kafasnda hareket benzeri bir ey grm, kck bir hareket. Her ne ise kk ve
yavam. Eric gzlerini krptrarak iinde byyen migrenin yaratt titrek klar yok etmek iin kafasn sallam. Ka elinden
brakmadan ayaa kalkm. ocuun kafasna eilmi. Hibir ey grememi, ama ocuun bandaki madeni plakann altnda bir eyler
grr gibi olmu ve altnda bir ey var m diye onu kaldrm.
Kazan dairesinde alan bir ii Eric'in ln duymu ve elinde
koca bir ngiliz anahtaryla oraya komu; Eric'i bir keye bzm,
cenin pozisyonunda, ba dizlerinin arasnda, yar diz km yar
yatar bir vaziyette tm kuvvetiyle barrken bulmu. ocuun
oturduu sandalye devrilmi ve birka metre tede ona bal duran ve
hl glmsemekte olan ocukla birlikte yerde yatyormu.
Kazan dairesinden gelen adam Eric'i sarsm, ama hibir tepki alamam. Sonra ocuu grp belki de sandalyesini kaldrmak iin onun
yanna gitmi; bir iki adm kala arkasn dnp kapya komu, ama
ulaamadan kusmu. st kattan bir hemire neler olup bittiini anlamak iin aaya indiinde adam koridorda hl ryormu. Eric o
srada barmay brakp susmu. ocuk hl glyormu.
Hemire ocuun sandalyesini kaldrm. Midesini nasl bastrd,
ba dnd m, daha ktsn grm myd, yoksa bunu sadece
halledilmesi gereken bir durum olarak m grd bilmiyorum; ama
ileri ele alm, telefon edip yardm istemi ve kaskat kesilmi olan
Eric'i kesinden kaldrm. Onu bir yere oturtmu, ocuun bana bir
havlu sarm ve iiyi rahatlatmaya alm. Glmseyen bebein
beyninden ka kartm. Onu oraya Eric saplam, belki de ilk okun etkisiyle grd eyi kakla oradan temizleyebileceini
dnmt.
Koua sinekler girmi, herhalde havalandrma ilk bozulduunda.
ocuun bandaki paslanmaz elik plakann altna girmiler ve oraya
yumurtlamlar. Eric'in o plakay kaldrdnda grd, insann zerine bastran btn o strap ykyle grd, etrafn sarm o boucu,
145/187
scak, karanlk ehri hissederek grd, kendi kafas ikiye ayrlacakm gibi arrken grd, ocuun beynini kemirirken kardklar
salglar iinde yzen, kml kml, iman kurtlarm.
lk bata Eric kendini toparlam gibi grnm. Ona yattrc vermiler, hastanede iki gn yatm, birka gn de yurttaki odasnda dinlenmi. Bir hafta iinde okula dnp her zamanki gibi derslere
girmeye balam. Birka kii bir eyler olduunu biliyormu; ama
Eric'in sadece biraz daha durgun olduunu grmler, hepsi bu.
Babamla ben bir migren krizi yznden birka gn derslere
giremediini duymutuk bir tek.
Sonradan Eric'in kendini ikiye verdiini, dersleri boladn, yanl
insanlarla arkadalk yaptn, uykusunda barp yurttakileri
uyandrdn, uyuturucu aldn, snavlara ve uygulamal derslere
girmediini duyduk. En sonunda aray ok fazla at iin
niversiteden ylsonuna kadar kaydn dondurma nerisi gelmi. Eric
buna dayanamam; btn kitaplarn danmannn kapsna yp
atee vermi. Onu adalete teslim etmemeleri byk ans, ama
niversite otoriteleri duman ve tarihi aa kaplamalara gelen zarar
yznden mteessir oldular ve Eric adaya geri dnd.
Ama bana deil. Benden uzak duruyor, kendini odasna kilitleyip
ok yksek sesle plaklarn dinliyor ve sadece kasabaya gidecei zaman
dar kyordu, orada da kavga kard, barp kfrettii iin
kasabann drt barna da girmesi yasaklanmt. Beni fark ettii
zamanlarda koca gzlerini dikip bakar ya da burnunun ucunu dokunup eytanca gz krpard. Gzleri karanlkt ve altlarnda torbalar
olumutu, burnu da durmadan seiriyordu. Bir keresinde beni havaya
kaldrp dudaklarmdan pt, korkudan lecektim.
Babam da Eric gibi daryla btn iletiimini kesti. Uzun
yryler yapp hain, dnceli bir sessizlik iinde oturarak
somurtkan bir hayat sryordu. Sigara imeye balad, hatta bir aralar
birini sndrp birini yakyordu. Bir iki ay boyunca ev cehennemden
146/187
147/187
148/187
X
Kaan Kpek
Eric'in delirmesi beni hep zmtr. Dmeye baslr gibi bir anda
delirmi olmasa da glmseyen ocuk olaynn, engellenemez sonunu
balatan o tetii ektii su gtrmez bir gerekti. ten ie olanlar kabullenememi, kafasnda bir yere oturtamamt. Belki de ok derinlerinde bir yerlerde, modern bir ehirde zaman ve gelime katmanlar
altnda kalm eski Roma kalntlar gibi, bir Tanr inanc vard hl ve
eer byle bir varlk varsa szde kendi imgesinde yaratt varlklardan
herhangi birinin bana byle bir ey gelmesine gz yumduu fikrine
katlanamyordu.
O srada Eric'in iinde paralanan her ne ise bir zayflktan kaynaklanyordu, gerek bir erkekte olmamas gereken temel bir bozukluktan. Seyrettiim yzlerce -belki de binlerce- film ve televizyon programnda kadnlarn balarna gelen ar olaylar kaldramadn
grmtm; tecavze uraynca ya da sevdikleri lnce parampara
oluyorlar, ldryorlar, intihar ediyorlar ya da mum gibi eriyip gidiyorlar. Tabii hepsinin illa da byle davranmayacan biliyorum, ama
genel durum bu ve buna uymayanlar da istisna.
Gl kadnlar da olmal, karakterleri birok erkeinkinden daha
fazla erkek olanlar, sanrm Eric karakterinin kadn tarafnn daha ar
basmasnn kurbanyd. O duyarllk, o kimseyi incitmeme kaygs, o
ince dnceli zek; btn bunlara sahipti, nk fazlasyla kadn gibi
dnyordu. O korkun olaya kadar bana i amamt bu zellii;
ama o anda, o doruk noktasnda onu paralamaya yetmiti.
Su babamda, baka bir herif iin onu terk eden u salak kary
hesaba katmazsak tabii. Bir bakma babam sulu, kkken Eric'in istedii gibi giyinmesine izin verdii ve ona elbiseler ald iin;
150/187
151/187
152/187
mart vard, ama hi insan yoktu. Ortalarda bir yerde kk bir ate
yanyordu, her tarafa kasabann pleri ylmt: kartonlar, siyah p
torbalar, eski amar makineleri, frnlar ve buzdolaplarnn gz
kamatran, rselenmi beyazl. Kt paralar kk bir hava girdabna kaplp bir an havada daireler izdiler, sonra tekrar dtler.
pln rk, tatlms kokusunu iime ekerek yrmeye
baladm. Birka eye tekme attm, baz ilgin eyleri ayakkabmla ters
evirdim, ama bir ey kmad. pl sevmemin nedenlerinden biri
srekli deimesiydi; salkl topraklar ve da gibi atklar yutarak
yaylan dev bir amip gibiydi, devasa, canl, hareketli bir ey. Ama
bugn yorgun ve skc grnyordu. Karsnda sabrszla kapldm,
hatta fkelendim. Ortada yanmakta olan kk atein iine birka aerosol kutusu attm, ama onlar da fos kt. plkten ayrlp yine
gneye yneldim.
pln yaklak bir kilometre tesinde byk bir kulbe vard,
denize bakan bir yazlk. Kapatlm ve terk edilmiti, evden kumsala
inen patikada da yeni bir iz yoktu. Jamie'nin arkadalarndan biri olan
Willie, eski Mini karavanyla bu patikadan aa indirmiti bizi kumsala, kumlarda kaymak iin.
Pencerelerden ieri bo odalara baktm; uyumsuz, eski mobilyalar
bakmsz, toz iinde glgelerde duruyordu. Masann zerinde bir
kesi gneten sararm eski bir dergi vard. Evin atsnn glgesinde
oturup suyumu bitirdim, kepimi karp alnm mendilimle sildim.
lerideki poligondan bouk patlama sesleri geliyordu. Bir jet
gkyzn yrtarcasna durgun deniz zerinden batya doru utu.
Evin biraz tesinden bir tepecikler dizisi balyordu, zerlerinde
allklar ve rzgrdan eilmi bodur aalar vard. Sinekleri kklayarak drbnm o tarafa evirdim. Bam hafiften armaya
balamt ve itiim lk suya ramen susuzluum gememiti. Drbn indirip gzlm taktmda duydum onu.
Bir ey uluyordu. Bir hayvan - Tanrm bu sesi karann bir insan
olmamas iin dua ediyordum ikence altndaym gibi baryordu.
153/187
154/187
demiryoluyla belirlenen al srasna baktm. Tepe boyunca, yank otlar bulana kadar kotum. Onlar sndrp iz aradm ve buldum.
Grtlamn ve cierlerimin isyanna ramen daha da hzl koarak bir
baka yanan ot kmesinin yanna vardm, allklar da alev almak
zereydi. Sndrp yoluma devam ettim.
Tepenin karadan tarafa olan ukur bir yerinde baz aalar normal
bir geliim gstermilerdi, sadece tepenin kuytusundan yukar uzanan
tepeleri rzgrdan yatmt. Otluk ukurun, ar ar salnan yapraklarla dallarn ortaya kard hareketli glge deseninin iine girdim.
Ortada daire eklinde dizilmi, kararm talar vard. Bir yerde otlarn
zerine baslm olduunu grdm. Durdum, kendimi teskin ettim,
tekrar etrafa, aalara, otlara, ereltilere baktm, ama hibir ey
gremedim. Talarn yanna gidip onlara ve ortadaki kllere dokundum. Glgede olmalarna ramen elimi uzun sre zerlerinde
tutamayacam kadar scaklard. Benzin kokuyordu.
ukurdan kp bir aaca trmandm ve gerektiinde drbnleri de
kullanarak btn araziyi dikkatlice gzden geirdim. Hibir ey yoktu.
Aa inip bir an durakladktan sonra derin bir nefes alarak tepenin
denize bakan tarafna, yanlamasna, hayvann bulunduu yere doru
komaya baladm. Yolda grdm bir baka kk atei sndrmek
iin rotam deitirdim. Otlamakta olan bir koyunun zerinden atladm, hayvan rkp meleyerek kenara kat.
Kpek, otlaktaki derenin iinde yatyordu. Hl hayattayd, ama
tylerinin ou yanmt ve altndan kanl eti grnyordu. Suyun
iinde titrediini grnce bana da bir titreme geldi. Kenarda durup
ona baktm. Titreyen ban sudan kardnda sadece yanmam olan
tek gznn grdn fark ettim. Etrafndaki kk havuzda kanl,
yar yanm tyler yzyordu. Burnuma yank et kokusu geldi ve
grtlama, tam demelmasnn zerine bir arln ktn
hissettim.
155/187
antamdan bir sama aldm, belimden kardm sapana yerletirdim, kollarm iyice gerdim, elimi terden srsklam olan
yanama dayadm ve braktm.
Kpein kafas sudan dar frlad, sonra tekrar suya dt ve
hayvan suyun zerinde benden uzaklamaya balad. Akntyla bir sre
srklendikten sonra kyya takld. Gren tek gznden kan szlyordu. "Frank seni kurtaracak!" diye fsldadm.
Kpei dar ekip derenin kenarndaki yumuak topraa bamla
bir ukur kazdm, bu srada cesedin kokusundan midem azma geliyordu. Hayvan gmp etraf kolaan ettikten sonra biraz iddetlenmi
olan rzgrn ynn tespit edip biraz uzaa gittim ve otlar atee verdim. Alevler, kpein izlerinden geri kalanlar da mezarna kadar silip
gtrd. Dndm gibi derenin kenarnda snd. Kar kyya
uan kvlcmlarn tututurduu otlar da ben sndrdm.
Kpek gmlp btn ilerim bittiinde evden tarafa dnp
komaya baladm.
Kazasz belasz eve dnp iki ie suyu mideye indirdim ve portakal
suyu iip lk bir banyo yaparak rahatlamaya altm. Hl titriyordum. Yank kokusunu salarmdan karmak da epey zamanm ald.
Babamn yapt vejetaryen yemeklerinin kokusu geliyordu mutfaktan.
Aabeyimle neredeyse burun buruna gelecek olduumdan emindim.
Orada konaklamadna, sadece oraya uram olduuna karar verdim, ben de onu kl pay karmtm. Bir bakma rahatlamtm, kabul
etmesi g olsa da doruydu bu.
Kvete gmlp kendimi sulara braktm.
Mutfaa sabahlmla indim. Babamn zerinde yelek ve ort vard
ve dirseklerini masaya dayam Inverness Courier'e bakyordu. Artan
portakal suyunu dolaba koyup soumakta olan yemein kapan
kaldrdm. Masada salatalar duruyordu. Babam bana aldr etmeden
gazetenin sayfasn evirdi.
156/187
157/187
158/187
159/187
XI
Mirasyedi
Sabah delik deik uykumdan uyandmda pikeyi yerde buldum.
Yine de ter iindeydim. Kalkp bir du yaptm, tra oldum ve hava
iyice snmadan tavan arasna ktm.
Tavan aras ok boucuydu. Pencereyi ap bam kararak drbnmle karay ve deniz tarafn taradm. Hava hl kapalyd; k
yorgun, rzgr da bayat gibiydi. Biraz Fabrikayla uratm, karncalar, rmcei ve Vens' besledim, telleri kontrol ettim, camn tozunu
aldm, pillere baktm, kaplar ve dier mekanizmalar yaladm, srf
kendimi biraz rahatlatmak iin. Mihrabn da tozunu alp bir cetvelle
btn kavanozlarn ve dier eyalarn simetrik olmasn salayarak
zerini dzenledim.
Aa indiimde yine ter iindeydim, ama tekrar du alacak halim
yoktu. Babam kalkmt, ben televizyonda cumartesi programn seyrederken o da kahvalty hazrlad. Sessizce yemeimizi yedik. Sabahleyin Snaa gidip Kazklarda eksilen kafalarn yerine yenilerini takmak
iin Kafa Torbasn alarak aday turlamaya ktm.
Bu i her zamankinden daha uzun srd; nk ikide bir yaknlardaki bir kum tepesinin zerine kp gelen giden var m diye bakyordum. Hibir ey grmedim. Kurban Kazklarnn zerindeki kafalar
iyi durumdayd. Sadece bir iki yeni fare kafas takmam gerekti hepsi o
kadar. Dier kafalar ve flamalar olduu gibi duruyordu. Adann ortalarnda bir yerde, bir kum tepesinin karaya bakan tarafnda l bir
mart buldum. Kafasn kesip gvdesini kazklardan birinin yanna
gmdm. Kokmaya balam olan kafay plastik bir torbaya koyup
Kafa Torbasndaki kurumu kafalarn yanna yerletirdim.
161/187
162/187
163/187
164/187
ittii bulutlardan szlen k mat gibiydi. Dar kp adann evresinde koarak bir tur attm; Bayan Clampn kasabaya dndn
grdm, sonra onunla ayn yne doru yryp anakarann birka yz
metre nndeki yksek bir kum tepesinin zerine oturdum ve scaktan
kzm araziyi drbnmle taradm.
Hareket etmeyi brakr brakmaz ter iinde kalmtm ve bam da
hafiften aryordu. Yanma aldm suyu itim, sonra yakndaki bir
dereden ieyi tekrar doldurdum. Babam koyunlarn derelere
dkladn sylerken haklyd kukusuz, ama senelerdir bu derelerin
zerine barajlar yaparken ie ie, ilerinde her ne varsa ona kar
baklk kazanmtm. htiyacm olandan ok daha fazla su itikten
sonra tekrar kum tepesine dndm. leride koyunlar kmldamadan
otlarn zerinde yatyordu. Grnrlerde bir mart bile yoktu, sadece
birka sinek hl hareket halindeydi. plkten hl duman ttyordu; tepelerdeki iletmenin oradan da silik mavi bir duman stunu
ykseliyordu, krfezin ilerisindeki aa ileme fabrikas iin kesilen
aalarn bulunduu blgeden. Kulak kesilip testerelerin sesini
duymaya altm, ama duyamadm.
Oradan gneye doru iniyordum ki babam grdm. Onu geip
sonra tekrar geri dndm. Bir an kaybolup tekrar belirdi. Patikadan
kasabaya gidiyordu. Rampann olduu tarafa bakarken grdm onu;
benim, bisikleti yoku aa koyverdiim kum tepesinin zerine trmanyordu; ilk grdmdeyse Rampann dibindeydi. Tepenin zerine varmak zereyken tkezleyip decek gibi oldu, ama toparland.
apkas tepenin ardnda gzden kayboldu. Sanki sarhomu gibi
dengesizdi.
Drbn indirip acyan enemi ovaladm. Bu ok tuhaft. Kasabaya
gideceini sylememiti hi.
Ne halt kartrdn merak ettim.
Kum tepesinden aa koup derenin zerinden atladm ve hzla eve
kotum. Arka kapdan girdiimde burnuma viski kokusu geldi. le
yemeinin ve Bayan Clampn gidiinin zerinden ne kadar zaman
165/187
166/187
167/187
Bulut rtsnn birka yerinde delikler olumutu; ar ar ilerleyen parlak gne , araziyi para para aydnlatyordu. Bazen k
eve vuruyordu; ikindi akama dner, gne de ypranm bulutlar
zerinde ilerlerken barakamn glgesinin yer deitiriini izledim.
Kasabann eski evlerinin biraz zerinde, aalarn arasndaki yeni
yaplarn pencerelerinden gne deiik ekiller oluturarak
yansyordu. Bir pencereden ekilip dierine atlyordu, ak pencereler
arada boluklar oluturmutu, zaman zaman da yoldan geen arabalarn camlar parlyordu. Evin scak soluu zerimde dolanyordu, biraz
portakal suyu iip buzlar azmda tuttum. Pencereden uzanabildiim
kadar uzanp kuzeyden gneye her yeri taryordum. Opera bitti ve
ikence-edilen-bir-zndk ve Yanan Kpek seslerine benzeyen berbat
bir modern mzik almaya balad, ama kapamadm; nk uyumam
engelliyordu.
Tam alt buukta telefon ald. Sandalyeden atlayp kendimi tavan
arasnn kapsndan aa braktm ve uarcasna merdivenleri inerek
telefonu tek hamlede atm. Bugn ok iyi rgtlendiim iin hafif bir
heyecan duyuyordum, sakin bir sesle, "Evet?" dedim.
"Frang?" dedi babam, ar ar ve kelimeleri aznda yuvarlayarak
konuuyordu. "Frang, sennn mizin?"
Onu ne kadar hor grdm gizlemeye uramadm:
"Evet, baba, benim. Ne var?"
"Kazzabadaym, ollum," dedi sakin bir sesle, sanki alayacak gibiydi.
Derin bir nefes ald. "Frang, bilirzzin seni.... ook severim.... kazzabadan aryomm, ollum. Buraya gelmeni istiyorumm, buraya gellmeni
istiiyorum... buraya gell. Eric'i yakaladlar ollum."
Donakaldm. Gzlerimi telefonun zerindeki duvar kdna dikmi
ylece bakyordum. Beyaz zerine yeil yapraklar, altnda da kafes gibi
bir ey. Biraz yamuktu. Senelerdir bu duvar kdn fark etmemitim,
onca telefon konumas yapmama ramen. Berbat bir eydi. Babamn
zevksizlii.
168/187
169/187
baktm. Kasabadan an sesleri geliyordu, herhalde Katolik kilisesinden. Belki de kahrolas kpeklerinin kurtulduu haberi btn
kasabaya yaylmt. Burnumdan glmeye benzer bir ses kararak otlarn zerinden skoya kilisesinin kulesine baktm. Ktphaneyi bile
grecektim neredeyse. Ayaklarm szlanyordu, oturmakla hata etmitim. Tekrar yrmeye baladmda aryacaklard. Tpk, babam telefon ettikten sonra evden kmamak iin bahaneler bulduum gibi imdi de kasabaya gitmemek iin bahaneler buluyordum. Haberi getiren
tellerin zerinde notalar gibi dizilmi olan kulara baktm. Bir yerde
hi ku yoktu.
Kalarm attm, daha dikkatli baktm, tekrar kalarm attm.
Elimi drbnme attm, ama gsme arpt, evde brakmm. Ayaa
kalkp patikadan ktm, sert topran zerinde komaya baladm.
Hzm iyice arttrarak deli gibi allarn arasndan getim ve itin
zerinden otlaa atladm. Koyunlar ayaa kalkp kat.
Telefon telinin yanna geldiimde nefesim kesilmiti.
Tel yerdeydi. Yeni kesilmi olan tel direkten aa sarkyordu.
Bam yukar kaldrp gerekten tel olup olmadn kontrol ettim.
Yaknlardaki birka ku havalanm, karanlk sesleriyle terek kurumu otlarn zerinde, kmltsz havada daireler iziyorlard. Kar
taraftaki, adaya daha yakn olan diree kotum. Siyah-beyaz, ksa
tyl, zerinden hl kan damlayan bir kulak diree ivilenmiti. Ona
dokunarak glmsedim. Korkuyla etrafma baktktan sonra tekrar
sakinletim. Kasabaya baktm, an kulesi sularcasna bir yeri iaret
eden parmak gibiydi.
"Seni yalanc pezevenk," dedim fkeyle soluyarak. Adaya dnmek
iin gitgide hzlanan bir tempoyla patikaya dndm, sonra patikann o
yasslm yzn dverek komaya baladm, Rampaya hzla trmanp
uarcasna indim. lklar atyordum, sonra susup deerli nefesimi
boa harcamamaya karar verdim.
Eve girer girmez tavan arasna yneldim, ama yolda durup telefonu
kontrol ettim. Beklenecei gibi hi ses kmyordu. Tavan arasna kp
170/187
171/187
kavaklarda, tmseklerin zerinde parldyordu. Uyuukluktan kurtulmaya alarak gerindim ve gzlerimi ovaladm.
leriyi dnp evden kmam gerekirse yanma alacam antaya
birka ar kesici attm. Byle havalarda Eric'in migreni tutard, ila
onu biraz rahatlatrd. Migren krizinin tutmadn umuyordum.
Esnedim, gzlerimi ak tutmaya alarak bir elma daha yedim. Bulutlarn altndaki belirsiz glgeler daha da karard.
Uyandm.
Karanlkt, kafam pencerenin metal erevesi zerinde
kavuturduum kollarma dayamm; sandalyenin tepesinde her
yanm tutulmutu. Evin iinden gelen sese uyanmtm. Kalbim deli
gibi arpyor ve srtm aryordu, bir an yle oturup kaldm. Bamn
arlyla ezilen damarlarn almasyla kan ac vererek kollarma
hcum etti. Hzla, ses karmadan olduum yerde dndm. Tavan
aras karanlkt, ama kimsenin varln hissetmedim. Saatimin k
dmesine basnca, saatin on bir olduunu grdm. Saatlerdir uyuyordum! Salak! Aadan ayak sesleri geldi; kararsz admlar, sonra
kap kapand, baka sesler. Bir ey krld. Ensemdeki tyler diken
diken oldu; bir haftada ikinci defa. enemi yakalayp kendi kendime
korkuyu bir yana brakp bir eyler yapmam gerektiini syledim. Eric
de olabilirdi babam da. nip bakmam gerekiyordu. Gvende olmak
iin yanma bam aldm.
Yerimden kalkp sert baca tulalarn tuta tuta, el yordamyla kapya
doru ilerledim. Orada durup gmleimi, ba gizlesin diye dar
kardm. Sessizce kendimi karanlk sahanla braktm. Alt katta,
holde yanan k st katlarn sahanlklarnda tuhaf, sar, silik glgeler
oluturmutu. Trabzan boyunca aa bakarak yrdm. Hibir ey
gremiyordum. Artk ses gelmiyordu. Havay kokladm.
Duman ve bar kokusuyla kark iki kokusu geldi burnuma. Babam
olmalyd. Rahatladm. Tam o srada onun salondan ktn duydum.
Ardndan okyanusun gmbrtsne benzeyen bir ses kt. Trabzanlardan uzaklap dinlemeye koyuldum. Sendeliyor, duvarlara arpyor,
172/187
173/187
174/187
175/187
176/187
177/187
178/187
179/187
Glerek elinden mealeyi yar drr, yar kilere atar gibi oldu ve
zerime kotu.
Sapann arasndan zerime geldiini grdmde neredeyse lastii
brakacaktm; ama tam parmaklarm gevetecekken baltay braktn grdm, balta tngrdayarak merdivenlerden yuvarlanrken bir
ok gibi yanmdan geti ve ben de kendimi yana attm. Bam
kaldrdmda Eric'in adann gneyine doru kotuunu grdm.
Sapan frlatp basamaklar indim ve mealeyi kaptm. Kilere bir metre
mesafede duruyordu, yaknnda uval yoktu. Onu dar frlatr frlatmaz barakadaki bombalar birbiri ardna patlamaya balad.
Ses sar ediciydi, bamn zerinde arapneller uuuyordu, evin
camlar krlm, baraka tmyle imha olmutu; bir iki bomba
barakadan dar frlayp bahede patlad, ama neyse ki yaknma
den olmad. Kendimi bam kaldrabilecek kadar gvende hissettiimde barakadan eser kalmam, btn koyunlar lm ya da
kam, Eric de ortadan kaybolmutu.
Babam, elinde bir kova su ve bir yontma ba mutfakta duruyordu.
Ben ieri girince ba masaya brakt. Yz yanda gibiydi.
Masann zerinde rnek kavanozu duruyordu. Masann bandaki
bir sandalyeye ktm. Ona baktm.
"Kapdaki Eric'ti Baba," dedim ve gldm. Barakadaki patlamalar
yznden hl kulaklarm nlyordu.
Babam yal ve aptal bir ifadeyle ayakta duruyordu, gzleri kzarm
ve sulanmt, elleri titriyordu. Yava yava sakinletim.
"Ne..." deyip boazn temizledi. "Ne... ne oldu?" Ayk gibiydi.
"Kilere girmeye alt. Galiba hepimizi havaya uuracakt. Kat.
Kapy elimden geldiince toparlamaya altm. Atelerin ou snd;
o elindekine gerek kalmad." Su dolu kovay iaret ettim. "Onun yerine, oturup bana merak ettiim bir iki eyi anlatsan iyi olacak."
Arkama yaslandm.
180/187
XII
Bana Ne Olmu
Bir keresinde, kaya glckleri ve kumlar arasnda baraj yapmak iin
ok gneye, yeni evden bile daha ileriye gitmitim. Mkemmel, sakin,
l l bir gnd. Deniz ve gkyz arasndaki izgi kaybolmutu ve
dumanlar savrulmadan dmdz ykseliyordu. Deniz araf gibiydi.
leride, hafif meyilli bir tepenin zerinde tarlalar vard. Tarlalardan
birinde birka inek, iki tane de byk kahverengi at duruyordu. Ben
baraj ina ederken tarlann yanndaki yoldan bir kamyon gelmiti.
Kapnn yannda durup geri geri geldiinden arkas bana dnkt. Ben
drbnmle izlerken yarm kilometre kadar ileri gitti. inden iki
adam kt. Kamyonun arka kapan anca bir rampa olutu, rampann iki yanna tahta trabzanlar yerletirdi ler. iki at da olan biteni
seyretmeye gelmilerdi.
Botlarmla kaya glcnn iinde duruyordum, glgem sudayd.
Adamlar tarlaya girip atlardan birinin boynuna bir ip doladlar ve onu
ekmeye baladlar. At hi sesini karmadan pelerinden gitti, ama
adamlar onu trabzanl rampadan yukar karmaya altklarnda
kineyerek ayak diredi, geri geri gitti. Ei yanndaki ite dayanmt.
Durgun havada, barlarm bir iki saniye gecikmeyle duyuyordum. At
ieri girmiyordu. Tarladaki ineklerin bazlar yle bir bakp gevi getirmeye devam ettiler.
Kck dalgalar, berrak k katmanlar, alak sesle krdayarak
yanmdaki kumlar, talar, yosunlar ve deniz kabuklarn emiyordu.
Sessizlikte bir ku tt. Adamlar kamyonu altrp at yol boyunca arkasndan yrttler. Tarladaki at kiniyor, anlamsz daireler izerek
kouyordu. Kollarm ve gzlerim yorulmutu; kuzeyin parlak na
182/187
183/187
184/187
185/187
186/187
iyi veya kt) inanabiliriz; ama bir kelime, bir bak, bir boluk; her
ey onu tamamyla deitirebilir ve mermer saraymz bir lama, fare
deliimiz altn bir salona dnverir. Varacamz nokta ayndr, ama
hepimizin yolculuu -sesek de semesek de- farkldr ve biz yaayp
bydke deiir. Ben senelerce nce bir kapnn arkamdan
kapandn dnmtm; meer hl kadrann zerinde yryormuum. imdi kap kapanyor ve yolculuum balyor.
Tekrar Eric'e bakp glmsedim, dalgalar krlr, rzgr otlar savurur ve birka ku terken bam salladm. Ona bama gelenleri anlatmam gerekecekti.
Zavall Eric erkek kardeini grmeye gelmiti (Zap! Bom! Baraj
ykld! Bombalar patlad! Eekarlar kavruldu: Tsssss!), karsnda
kz kardeini buldu.