You are on page 1of 187

IAIN BANKS

EEKARISI FABRKASI

eviri:Asl Bien
Ayrnt Yaynlar

IAIN BANKS
Iain Banks 1954'te skoya'da dodu. Stirling niversitesi'nde ngiliz edebiyat renimi grd. 1979'da Londra'ya tand. lk roman
The Wasp Factory (Eekars Fabrikas) 1984'te yaymland. Otoriterlerden byk bir ilgi gren roman eletirmenler arasnda sert
tartmalar yaratt. Bazlar ierdii olaand dehet ve tuhaf,
rktc atmosferi yznden kitaba son derece souk bakyordu
(naho, itici, baya, aptalca, rahatsz edici, hatta iren gibi sfatlara
bolca bavuruluyordu); hatta bir kere Stirmen Macmillan gibi saygn
bir yaynevinin acayiplik ve sapknlk merakls kiilerin zevklerine
hitap eden bylesi bir kitab basmasn esefle karladn belirtiyordu. Bir baka grup ise yazarn hayalgcn, acmasz mizah anlayn, diyalog yazma konusundaki olaanst becerisini ve zgnln vyordu. Roman "minr bir bayapt" olarak niteleyenler bile
oldu. Bu tartmalara hi karmayan Banks pe pee kard romanlar ve bilimkurgu yaptlar ile yeteneini kantlad ve 1993'te En yi
Gen ngiliz Yazarlar'dan biri seildi.. Halen skoya'nn Fife kentinde
yaayan Banks roman yazmay srdryor.
Dier yaptlar: Walking on Glass (1985; Cam stnde Yrmek),
The Bridge (1986; Kpr), Espedair Street (1987; Espedair Soka),
Cami Dreams (Kanal Dleri), The Crow Road (Karga Yolu) ve Complicity (1993; Su Ortakl). Iain M, Banks imzasyla yaymlad
bilimkurgu yaptlar ise unlar: Consider Phlebas (1987; Phlebas'
Dn), The Player of Games (Oyuncu), Use of Weapons (1990; Silahlarn Yarar), The State of The Art (Mevcut Durum), Against a Dark
Background (1993; Karanlk Arkaplan) ve Feersum Endjinn (1994;
Korkun Makine).

4/187

I
Kurban Kazklar
Aabeyimin katn rendiimiz gn Kurban Kazklarn kolaan
etmeye gitmitim. Bir eyler olacan zaten biliyordum; Fabrika bana
haber vermiti.
Adann kuzey ucunda, dou rzgr estiinde pasl kolu gcrdayan
gemi kzann kalntlarnn yannda, son kum tepesinin da bakan
yznde iki kazm vard. Kazklarn birinde bir san kafas ve iki
kzbcei, dierinde bir mart ve iki fare kafas vard. Tam fare kafalarndan birini kaza geiriyordum ki kular havalanp barmaya
baladlar. Yuvalarnn yaknndan geen patikann zerinde daireler
iziyorlard. Kafay iyice salamlayp kum tepesinin zerine, drbnle
ne olup bittiine bakmaya ktm.
Diggs, yani kasabann polis memuru kafasn ne emi, kuma
gmlen tekerlekler yznden glkle pedal evirerek bisikletiyle
patikada ilerliyordu. Kprye gelince bisikletinden inip onu kpry
tutan iplere dayad, sonra asma kprnn ortasna, kapya kadar
yrd. Oradaki diyafonun dmesine bast. Sessiz kum tepelerine ve
yuvalarna konan kulara bakarak bir sre orada bekledi. Beni
grmedi; nk ok iyi saklanmtm. Sonra babam evden bir ey sormu olacak ki hafife ne eilip dmenin yanndaki zgaraya konutu,
sonra da kapy ap kpry geerek adaya kt, oradan da eve
yneldi. Adam kum tepelerinin arkasnda kaybolduktan sonra aparam kayarak bir sre oturdum; rzgr salarm kartryor, kular
yuvalarna yerleiyordu.
Kemerimden sapanm kardm, bir buuk santimlik bir sama
seip dikkatle nian aldm, lastii braknca sama bir eri izip nehri,
telefon direklerini ve karaya bal asma kpry geerek "Girmek

6/187

Yasaktr - zel Mlk" levhasna arpt. Sesi duyunca glmsedim. Bu


iareti iyiye yormak lazmd. Fabrika kesin bir ey koymamt oraya
(zaten koymazd pek), ama uyarsnn nemli bir konuyla ilgili
olduunu hissetmitim; ayn zamanda bunun kt bir ey olacan da
tahmin etmitim, ama aklm bama toplayp bu ipucunu deerlendirdim ve Kazklarm kolaan etmeye gittim, imdi bu ii yapmakla
ne iyi ettiimi anlyorum; ans hl benden yana.
Dorudan doruya eve gitmemeye karar verdim. Babam Diggs
geldiinde orada olmam istemiyordu, hem gne batmadan iki Kaza
daha bakmam gerekiyordu. Ayaa frlayp kum tepesinin glgesine
kaydm, aa indiimde dnp aday kuzeyden gelecek tehlikelere
kar koruyan o kkbalara ve gvdelere baktm. Boumlu dallara
geirilmi o hayvanlar hi de fena durmuyorlard. Aa paralarna
balanm siyah kurdeleler hafif hafif esen rzgrda bana el sallyorlard. ok kt bir ey olmayacana karar verdim, ertesi gn Fabrikadan biraz daha bilgi isteyecektim. ansm varsa babamdan biraz
bilgi koparabilirdim, ansm tamsa bu bilgiler doru bile olabilirdi.
Kafa ve gvde torbasn Snaa braktmda k iyice azalm,
yldzlar belirmeye balamt. Diggs'in bir iki dakika nce gittiini
kular bana haber vermilerdi, ben de her zamanki gibi btn klar
yanan eve kestirmeden gittim. Babam beni mutfakta karlad.
Diggs daha demin buradayd. Haberin vard her halde.
tii kaln purodan arta kalann musluun altna tuttu, bir anda
boalan souk su kahverengi izmariti czrdatt. Sonra onu pe att.
Eyalarm byk masann zerine koyup omuz silkerek oturdum.
Babam orba tenceresinin altndaki oca yakt, kapa kaldrp snan
karma baktktan sonra bana dnd.
Odada, omuz hizasnda, gri-mavi bir duman tabakas vard, byk
ihtimalle benim arkadaki yayl kapdan girmemle koca bir dalga
eklini almt. Babam bana bakarken aramzdaki dalga ar ar ykseldi. Yerimde biraz kmldandktan sonra bam ne eip siyah sapanmla oynamaya baladm. Babamn endieli bir hali varm gibi

7/187

geldi; ama numara yapmakta stne yoktu, belki de benim yle


dnmemi istiyordu, ben de endieli olduuna inanmadm iten ie.
"Sana sylesem daha iyi olacak galiba," dedi, sonra tekrar arkasn
dnd, tahta bir kak alp orbay kartrmaya balad. Bekledim.
"Mesele Eric."
O zaman ne olduunu anladm. Baka bir ey sylemesine gerek
yoktu. Bana sylediklerini vey aabeyimin ldne, hastalandna
ya da bana kt bir ey geldiine yorabilirdim belki; ama syleyi
tarzndan Eric'in bir ey yaptn anladm ve babam byle endielendirecek tek bir ey yapabilirdi. Kam olmalyd. Yine de bir ey
sylemedim.
"Eric hastaneden kam. Diggs onun iin gelmi. Onun buraya
doru yola km olabileceini dnyorlar. Kaldr unlar masadan;
onlar oraya koyma diye ka defa syledim."
Srt hl bana, dnk, orbadan bir yudum ald. O dnene kadar
bekledim, sonra sapan, drbn ve krei masadan kaldrdm.
Babam sakin bir ekilde konumay srdrd: "Buraya kadar gelebileceini hi sanmyorum. Bir iki gne kadar onu yakalarlar herhalde.
Sana sylesem iyi olur diye dndm. Bakasndan duyma diye. Bir
tabak al kendine."
Dolaptan bir tabak aldm, sonra bacam altma alarak oturdum.
Babam yeniden orbay kartrmaya koyuldu, artk kokusu puro kokusunu bastrmt. Midemdeki heyecan hissedebiliyordum; bir
kabarma, bir kaslma. Demek Eric tekrar yuvaya dnyordu; hem iyiydi bu hem de kt. Bunu baaracan biliyordum. Bunu Fabrikaya
sormak aklmdan bile gemedi; gelecekti. Bu ii ne kadar zamanda
yapacan merak ettim ve Diggsin btn kasabay dolap kpek
yakan deli ocuun serbest kaldn herkese syleyip sylemeyeceini;
kpeklerinizi saklayn!
Babam tabama biraz orba koydu. fledim. Kurban Kazklarn
dndm. Hem erken uyar sistemi hem de caydrc olarak hizmet
veriyorlard; aday koruyan illetli, korkun eyler. O totemler bir

8/187

uyaryd; adaya admm atan onlar grdkten sonra bana gelebilecekleri hemen anlayacakt. Ama smsk, tehditkr bir yumruk deil de
ho geldin dercesine alm bir el gibi grneceklerdi Eric'e.
"Bakyorum da ellerini ykamay ihmal etmemisin yine," dedi
babam ben orbay yudumlarken. Aklnca dalga geiyordu. Bfeden
viski iesini karp kendine bir bardak iki koydu. Tahminimce polisin kulland dier barda lavaboya koydu. Karma oturdu.
Babam uzun ince biri, biraz da kamburcana. Bir kadnn kadar gzel
bir yz var, gzleri de siyah. imdi topallyor, ben bildim bileli de topaldr. Sol bacan neredeyse hi kvramyor, evin dnda da hep baston kullanyor. Hava nemli olduunda evin iinde de baston kullanmas gerekiyor, o zaman halsz yerlerde kard takrty duyabiliyorum; oradan oraya dolaan bo bir ses. Sadece burada, mutfakta ses
karmyor baston, yerdeki talar sesi bouyor.
O baston Fabrikann gvenliinin simgesi. Babamn kaskat kilitlenmi olan baca bana byk tavan arasnn lk boluundaki
mabedimi hediye etti; evin pl prt dolu en st blm, tozlarn havaland, gne nlarnn kestii ve Fabrikann bulunduu bir mabet;
sessiz, canl ve kmltsz.
Babam en st kattaki darack merdiveni kamyor; ksa bile merdivenin tepesine geldiinde bacann tulalarnn etrafndan kendini
tavan arasna atmay baaramaz.
Yani oras benim.
Sanrm babam krk be yalarnda, ama zaman zaman ok daha
yal gzkyor bana, bazen de biraz daha gen olabileceini
dnyorum. Bana gerek yan sylemez, yani krk be yanda
olduu benim tahminim.
"Masann ykseklii ne kadar?" dedi birdenbire, tam ben tabakta
kalan orbay syrmak iin bir dilim ekmek almak zere elimi ekmek
tabana attmda. Neden bu kadar kolay bir soru sorduunu merak
ederek ona baktm.

9/187

"Yetmi alt santim," dedim ve sepetten bir para ekmek aldm.


"Yanl," dedi srtarak. "Yetmi iki."
Suratm ask kafam iki yana salladm ve ekmekle orbadan arta
kalan syrdm. Bir zamanlar bu aptalca sorulardan gerekten korkardm; ama artk, evin her yerinin ve iindeki her eyin yksekliini,
geniliini, uzunluunu ve hacmini tam olarak bilmem bir yana bunun
babamn saplants olduunun da farkndaydm. Aileden olmalarna ve
artk babam tanmalarna ramen, evde misafir olduunda bu yaptklar insan ileden karyor. Misafirler babamn onlara yemek mi
yoksa barsak kanseri veya solucanlar hakknda bir konferans m
vereceini merak ederek byk ihtimalle salonda oturuyor olurlar ve
babam herkes ona bakarken birdenbire birine yanap sufle verir gibi
fsltyla, "u kapy gryor musun? Yukardan aa tam tamna iki
metre drt santim" der. Sonra yle bir gz krpp uzaklar ya da
hibir ey olmam gibi koltuuna oturur.
Kendimi bildim bileli evin her tarafnda zerine siyah mrekkeple
okunakl numaralar yazlm etiketler vardr. Sandalyelerin ayaklarnda, minderlerin kenarnda, kavanozlarn diplerinde, radyo antenlerinde, ekmecelerin stlerinde, yataklarn baulannda, televizyonlarn ekranlarnda, aydanlk ve tavalarn saplarnda, yaptrldklar
eyann tam lleri yazldr stlerinle. Bitkilerin yapraklarna ilitirilmi olanlar bile vardr, zerlerine kurun kalemle yazlmtr.
ocukken bir keresinde hepsini skp atmtm; kayla dvlp iki
gn odama hapsedildim. Sonra babam benim de onun gibi bu saylar
bilmenin kiiliimin gelimesine faydal olacana karar verdi, bunun
zerine elimde l Defteri saatlerce oturmak (kocaman yaprakl bir
defterdi, eyalar trlerine ya da iinde bulunduklar odaya gre
dikkatle kaydedilmiti) ya da elimde mezura notlar alarak btn evi
dolamak zorunda kaldm. stne stlk babamdan matematik, tarih
dersleri filan da alyorum. Dar kp oynayacak vaktim kalmyordu
pek, buna fena bozuluyordum. O srada byk bir Savala meguldm
-Midyelere kar l Sineklerdi sanrm- ve ben ktphanede gzlerimi

10/187

ak tutmaya alarak o kahrolas l Defteri'nin banda


pineklerken rzgr sinek ordularm adaya savurur, deniz de midyelerimi nce su sonra da kumla rterdi. Neyse ki babam bu byk tasardan bkt ve emsiyeliin ka litre su alaca, evdeki btn perdelerin bir dnmn kata ka olduu gibi ani sorularla yetinmeye balad.
"Artk bu sorulara cevap vermeyeceim," dedim tabam lavaboya
koyarken. "Yllar nce lm sistemini deitirmeliydik."
Babam kafasna diktii bardan iinden somurtuyordu. "Hektarlar
filan, ne samalk. Olmaz olsun. Btn bunlar dnyann llerine
bal. Sana bunun ne kadar sama olduunu anlatmama gerek yok
herhalde,"
imi ekerek pencerenin kenarndaki anaktan bir elma aldm. Bir
keresinde babam beni dnyann kre deil de bir Mobius eridi
olduuna inandrmt. Hl buna inandn iddia ediyor ve bu fikrini
ortaya koyan kitabn bastrmak iin Londra'daki yaynclara gndererek bana gsteri yapyor, ama bunu eytanlktan yaptn biliyorum;
ona esas keyif veren, metin geri evrildiinde yapt o sersemce inanmama ve hakszla uram olma numaralar. Hemen hemen ayda
bir tekrarlanyor bu; eminim bylesi trenler olmasa hayattan zevk almaz; Zaten o salaka lmlerinde kulland l birimini deitirmemesinin nedenlerinden biri de bu ama esas neden tembellii.
"Bugn ne iler kartrdn?" Bo barda tahta masann zerinde
yuvarlayarak bana bakt. Omzumu silktim. "Dardaydm. Yrdm
filan."
"Yine baraj m yaptn?" dedi yznde alayc bir ifadeyle.
"Hayr, dedim, kendimden emin bam sallayarak ve elmam
srdm. "Bugn yapmadm."
Tanrnn yaratt mahlklardan birini haklamamsndr inallah."
Yine omuz silktim. Tabii ki haklamtm. Onlar ldrmesem Kazklara ve Snaa koyacak kafalarla gvdeleri nereden bulacaktm?
Doal lmlere pek sk rastlanmyor. Gel de bunu millete anlat.

11/187

"Bazen hastaneye Eric yerine senin kapatlman gerektiini


dnyorum." Kara kalar altndan beni szyor, alak sesle
konuuyordu. Bir zamanlar byle konumas beni rktrd, ama
artk rktmyor. Yaknda on yedi yana basacam, artk ocuk
deilim. Burada skoya'da ailemin izni olmadan evlenebilecek
yataym, hem de geen seneden beri. Evlenmenin hibir anlam yok bunu kabul ediyorum-, ama ilkesel olarak mmkn.
Hem ben Eric deilim; ben benim ve buradaym, gerisi laf. Ben kimseye bulamyorum, biraz akllar varsa kimse de bana bulamasn. Ne
kimseye yank kpek hediye ediyorum ne de veletleri avu avu kurtlar
ve az dolusu solucanlarla korkutuyorum. Kasabadakiler, "Biraz kafadan kontak," diyebilir benim iin; ama bu basit bir aka (hatta bazen
bu laf sylerken ellerini kafalarna bile gtrmyorlar); umurumda
bile deil. Sakatlmla yaamay, dier insanlardan uzakta yaamay
rendim, yani beni hi rgalamyor.
Ama babam bana ac vermeye alr gibiydi; genellikle byle eyler
sylemez. Eric'in kat haberi onu sarsm olmal. Sanrm o da benim gibi Eric'in geri dneceini biliyor ve olacaklardan endieleniyor.
Onu sulamyorum, benim iin de endielendiinden phem yok. Ben
bir suu temsil ediyorum, eer Eric geri dnp ortal kartrrsa
Frank Hakkndaki Gerek de ortaya kabilir.
Nfusa kaydm yaptrlmam. Ne doum belgem ne sigorta numaram ne de yaadm veya yaam olduumu kantlayacak herhangi bir ey var. Bunun su olduunu ben de biliyorum babam da ve
zaman zaman babamn on yedi yl nce -hippi-anarist ya da her neyse
o olduu zamanlar- ald karardan pimanlk duyduunu
dnyorum.
Bu beni zmyor, gerekten de. Hep houma gitmitir hem eitim
grmediim de sylenemez. Benim yamdaki birok kiiden daha iyi
bilirim okullarda okutulan eyleri. Babamn bana aktard baz bilgilerin doruluundan phe ettiimi sylemeden de edemeyeceim
ama Porteneile tek bama gidip ktphanede bana rettii eyleri

12/187

kontrol etmeye baladmdan beri babam bana kar daha drst


davranmak zorunda kalyor, ama ben kkten drste hatta saflkla
sorulmu sorularma yalan yanl cevaplar verip beni kandrrd.
Senelerce Pathos'un Silahrler'den biri olduuna inandm,
Fellatio'nun Hamlet'teki bir karakter, Vitreous'un in'de bir ehir
olduuna ve rlandal kyllerin Guinness'i turbay ayaklaryla
ineyerek yaptklarna.
Artk evdeki ktphanenin en yksek raflarna uzanabiliyorum ve
Porteneildeki ktphaneye yryerek gidebiliyorum, yani babamn
bana anlatt her eyin doruluunu kontrol edebilirim, bana doruyu
sylemek zorunda. Sanrm bu ok cann skyor, ama durum byle.
sterseniz ilerleme deyin.
Ama ben eitimli biriyim. Pek gelimemi mizah duygusunu bana
bir iki kazk atarak tatmin etmekten kendini alamam olsa da kendisini u ya da bu ekilde ereflendirmeyecek bir oula tahamml edemezdi babam; gvdemden hayr gelecei yoktu, yani geriye bir tek
aklm kalmt. te bu yzden bir sr ders aldm. Babam kltrl bir
adamdr, bildiklerinin ounu bana aktard, hatta bana retebilmek
iin bilmedii konularda bile almalar yapt. Babam kimya ya da biyokimya doktoru; tam olarak bilmiyorum. Tp konusunda yeterince bilgisi var -belki de meslektekilerle bir balants vardr hl- nk resmi olarak hibir salk kuruluuna kaytl olmayma ramen btn
alarm tamam.
Sanrm babam mezun olduktan sonra bir iki yl niversitede
alm, bir icat bile yapm olabilir; zaman zaman patenti kendisine
ait olan bir eyden telif creti aldn ima ediyor, ama ben yal hippinin Cauldhameler'in aile servetinden kalanlardan sebeplendiini
dnyorum.
Aile iki yzyl skoyann bu blgesinde yaam, anladm
kadaryla, buralarda epeyce topramz varm. imdi bir tek adamz
var, o da yle kk ki sular ykseldiinde ada demeye bin ahit lazm.
anl mazimizden geriye kalan dier eyse Porteneildeki gece

13/187

kulbnn ad, Cauldhame Armas, sala, eski bir bar. Yam tutmasa
da zaman zaman oraya gidip punk grubu olmaya alan genleri izliyorum. Arkadam diyebileceim tek kiiyle de orada tantm; cce
Jamie, alanlar seyretsin diye onu omzuma alyorum.
"Buraya kadar gelebileceini sanmyorum. Yolda yakalarlar onu,"
diye tekrarlad babam uzun uzun dndkten sonra. Bardan ykamak iin ayaa kalkt. Kendi kendime mrldanmaya baladm, glmek
ya da kahkaha atmak isteyip de kendimi tuttuumda byle
mrldanrdm hep. Babam bana bakt.
"Ben alma odama gidiyorum. Kaplar kilitlemeyi unutma e mi?"
"Tamam," dedim bam sallayarak.
"yi geceler "
Babam mutfaktan kt. Oturduum yerden malama bakyordum.
zerine kuru kum zerreleri yapmt, silkeledim. alma odas.
steyip de hl yapamadm az saydaki eylerden biri de bizim moruun alma odasna girmek. Kileri en azndan grdm, bir iki kez
iine bile girdim; birinci ve ikinci kattaki btn odalar biliyorum;
tavan aras tamamen benim, Eekars Fabrikasnn yeri de oras; ama
birinci kattaki o oday hi bilmiyorum, bir kere bile iini grmedim.
Orada baz kimyasal maddeler olduunu ve babamn deneyler filan
yaptn tahmin ediyorum, ama odann tam olarak nasl olduu ve
onun ieride ne yapt konusunda hibir fikrim yok. Bir iki tuhaf koku
ve babamn bastonunun takrts dnda darya szan hi bir ey yok.
Malann uzun sapn svazladm, acaba babam bastonuna bir isim
takm myd? Sanmam. Benim kadar nem vermiyor eyalara. Ben
onlarn nemli olduunu biliyorum.
Bence alma odasnda bir sr gizli. Bir iki kere bunu ima eder gibi
yapt, sadece soru sormak istememi salayacak kadar ipucu verdi, yani
soru sormak istediimi biliyor. Tabii sormuyorum; nk doru
dzgn cevap vermez. Sylese sylese bir araba yalan syler, nk
bana anlatrsa sr sr olmaktan kar, ayrca ben bydke zerimde

14/187

etkili olabilmek iin her yolu denemesi gerektiini benim gibi o da


gayet iyi biliyor; artk ocuk deilim. Kafasndaki baba-oul ilikisine
hkim olduunu dnmesini salayan yegne ey bu sahte g
paracklar. Gerekten de acnas bir durum; ama btn o kk oyunlar, srlar ve beni inciten szleriyle gvenliini korumaya alyor.
Tahta iskemleye srtm dayayp gerindim. Mutfan kokusu houma
gidiyor. Yemek kokusu, botlarmza yapm amurun kokusu ve zaman zaman kilerden gelen hafif barut kokusu deta iimi titretiyor,
onlar dnnce kendimi iyi hissediyorum. Yamur yap da giysilerimiz slandnda koku deiiyor. Kn, byk siyah soba tala ve
tezek kokan bir s pompalyor odaya, her eyin duman ttyor ve
yamur camlar dvyor. O zaman rahat hissediyor insan kendini,
kuyruuna sarnm kocaman bir kedi gibi maytryor insan o
kuytuda olma hissi. Bazen bir kedimiz olsun istiyorum. imdiye kadar
bir kedinin sadece kafasna sahip oldum, onu da martlar kapt.
Koridoru geip bym yapmak iin tuvalete girdim. iim gelmemiti; nk btn gn Kazklarn zerine ieyip durmutum, onlara kokumu ve gcm bulatrmak iin.
Orada oturup bana bylesi tatsz eyler gelen Eric'i dndm.
Zavall kak pezevenk. Her zamanki gibi, ben olsam ne yapardm diye
dndm. Ama onun yerinde olamazdm. Ben burada kalmtm,
uzaklara giden Eric'ti ve btn o olaylar bana orada gelmiti, ite bu
kadar. Ben benim, buras da buras.
Babam duymak iin kulak kesildim. Belki de hemen yatmt.
Genellikle, benim yatak odamn da bulunduu ikinci kattaki byk
yatak odas yerine alma odasnda uyur. Belki de o odann pek ho
olmayan (ya da ok ho olan) baz anlar var onda. Her neyse, horlama filan duymadm.
Tuvalette mutlaka oturmak zorunda olmaktan nefret ediyorum. Talihsiz sakatlm yznden kahrolas bir kadn gibi oturmam gerekiyor
hep, ama nefret ediyorum. Bazen Cauldhame Armas'nda ayakta yapmaya alyorum, ama ou ellerime ya da bacaklarma akyor.

15/187

Ikndm. lap. Yukarya biraz su srayp kma dedi ve tam o anda


telefon ald.
"Siktir," dedim, sonra kendi kendime gldm. Hemen km silip
pantolonumu ektim, bir yandan da kapnn zincirini karyordum,
sonra fermuarm ekerek kendimi koridora attm. Tek telefonumuzun
durduu birinci katn sahanlna ktm. Babam durmadan bir iki
telefon daha almaya ikna etmeye alyorum, ama bunu gerektirecek
kadar ok aranmadmz sylyor. Arayan her kimse, kapatmadan
nce yetitim. Babam ortalkta grnmyordu.
"Alo," dedim. Telefon kulbesinden aranyordu.
"Grrr!" diye bard te taraftan biri. Ahizeyi kulamdan ekip
akn akn baktm. Metalik lklarn ard arkas kesilmiyordu. Bittiinde ahizeyi tekrar kulama dayadm.
"Porteneil 531," dedim souk bir sesle. "Frank! Frank! Benim. Ben!
Selam! Selam!"
"Bu hat yank m yapyor yoksa her eyi iki kere mi sylyorsun?"
dedim. Eric'in sesini tanmtm.
"kisi de! Ha ha ha ha ha!"
"Merhaba Eric. Neredesin?"
"Burada! Sen neredesin?"
"Burada."
"kimiz de buradaysak neden telefonda konuuyoruz ki?"
"Jeton dmeden nerede olduunu syle."
"Madem buradasn bilmen lazm. Nerede Olduunu bilmiyor
musun?" Kkrdamaya balad.. Sakin bir sesle, "Salak salak konuma
Eric" dedim.
"Salak salak konumuyorum. Sana nerede olduumu sylemeyeceim; hemen gider Angus'a sylersin o da polise, sonra da gelip beni
o boktan hastaneye geri gtrrler."

16/187

" harfli kelimeler kullanma. Holanmyorum, biliyorsun. Tabii ki


babama sylemeyeceim."
" 'Boktan' harfli bir kelime deil, tam... alt harfli. Senin uurlu
sayn deil miydi bu?"
"Hayr. Bak, uratrma da nerede olduunu syle. Bilmek
istiyorum."
"Uurlu saynn ne olduunu sylersen sana nerede olduumu
sylerim."
"Uurlu saym e"
"O say deil. Harf."
"Say. Bir ondalk sayy temsil ediyor: 2.718."
"Hile yapyorsun. Tamsay syle."
"Bunu batan sylememitin," dedim, iimi ekerek telefonun
biplediini ve Eric'in biraz daha para attn duydum.
"Seni ben arayaym m?"
"Ho-ho. Numaray azmdan o kadar kolay alamazsn. Eee
naslsn?"
"yi. Ya sen?"
"Deliyim, nasl olaym?" dedi kzgn bir sesle. Elimde olmadan
glmsedim.
"Herhalde buraya geliyorsun? Eer yleyse ltfen yolda kpek filan
yakma tamam m?"
"Ne diyosun sen? Konutuun kii benim. Eric. Ben kpek mpek
yakmam!" Barmaya balad. "O boktan kpekleri yakmam ben! Sen
beni ne sanyorsun? Beni boktan kpekleri yakmakla sulamaya
kalkma sakn, pi kurusu! Pi kurusu!"
"Tamam Eric, Affedersin, affedersin," dedim hzl hzl. "Sadece
bana bir i gelsin istemiyorum; dikkat et. nsanlar sinirlendirecek
bir ey yapma. Bazen fena halde duyarl olabiliyorlar..."

17/187

"Tamam," dedi. Soluklarn dinledim, sonra sesi deiti. "Evet, eve


geliyorum. Ksa sreliine, siz naslsnz greyim diye. Herhalde sen ve
moruktan baka kimse yoktur orada deil mi?"
"Evet, sadece ikimiz. Bir an nce gel de grelim."
"Olur." Biraz sessiz kald.
"Neden hi ziyaretime gelmedin?"
"Ben... ben babamn Noel'de seni grmeye geldiini sanyordum."
"yle mi? yi de... sen neden hi gelmedin?"
Sesi alamaklyd. Arlm teki bacama verdim, sahanla ve
merdivenlere gz attm, babam trabzana yaslanm bana bakarken
greceimi umuyordum ya da beni gizlice dinleyebilmek iin dikildii
st kat sahanlnn duvarna glgesi vurmu olacakt.
"Adadan uzun sreliine ayrlamyorum, Eric. Kusura bakma, ama
ne zaman uzaklasam midem dmleniyor sanki. O kadar uzaa
gidemiyorum, hele geceyi geirmek iin asla... yapamyorum ite. Seni
grmek istiyorum, ama ok uzaktasn."
"Yaknlayorum." Kendine gvenini yeniden kazanmt.
"Gzel. Ne kadar uzaktasn?"
"Sana sylemeyeceim." .
"Ben sana uurlu saym syledim ama."
"Yalan sylemitim. Nerede olduumu sylemeyeceim."
"Ama bu..."
"Kapatyorum."
"Babamla konumayacak msn?"
"Daha deil. Daha yakna geldiimde konuurum, ok yakna. imdi
gidiyorum. Grrz."
"Kendine iyi bak."
"Asl sen kendine iyi bak."

18/187

"Neden endieleniyorsun ki? Bana bir ey olmaz. Ne olacak ki?"


"nsanlar kzdracak bir ey yapma. Biliyorsun; yani sinirleniyorlar.
zellikle de evcil hayvanlar konusunda. Yani, ben..."
"Ne? Ne Evcil hayvan m?" diye bard.
"Hayr! Bak demek istediim..."
"Pislik!" diye bard. "Beni yine kpekleri yakmakla suluyorsun,
deil mi? ocuklarn azlarna kurt ve solucan tkp zerlerine
iediimi de sylyorlardr herhalde, yle mi haa" diye haykrd.
"ey," dedim telefonun kordonuyla oynayarak, "madem konuyu
buraya getirdin..."
"Pi kurusu! Pi kurusu! Pislik herif! Seni geberticem! Sen..." Sesi
duyulmaz oldu, telefonu yine, kulamdan ekmek zorunda kaldm;
nk ahizeyi telefon kulbesinin duvarlarna vurmaya balamt.
Darbe seslerini jetonun dtn haber veren bip bipler takip etti.
Telefonu kapadm.
Yukar baktm, ama babam hl grnrde yoktu. Emekleyerek
merdiveni trmanp bam parmaklklarn arasndan uzattm, ama
sahanlk botu. imi ekerek basamaa oturdum. Telefonda Eric'i idare edemediimi hissediyordum, insanlarla ilikilerim pek iyi deildir
zaten, her ne kadar Eric aabeyim olsa da onu senelerdir grmemitim, yani delirdiinden beri.
Kalkp mutfaa dndm, kapy kilitleyip eyalarm toparladktan
sonra banyoya gittim. Odama gidip televizyon seyretmeye ya da radyo
dinlemeye ve bir an nce uyumaya karar vermitim, bylece sabah afak vakti kalkp Fabrika iin bir eekars yakalayabilecektim.
Yatamda yatp radyoda alan John Peel'i, rzgrn evin evresinde
kard sesi ve kumsaldan gelen dalga seslerini dinledim. Yatamn
altndan evde mayaladm birann eki kokusu geliyordu.
Yine Kurban Kazklarn dndm; uzun uzadya, her birini
gzmde canlandrarak, konumlarn ve stlerine takl olan eyleri
hatrlayarak, o grmeyen gzlerin bakt yerleri zihnimde

19/187

canlandrarak ve monitrdeki grntleri izleyen bir gvenlik grevlisinin kameralar deitirmesi gibi manzaralar birbiri ardna
ekleyerek. Her ey yerli yerindeydi, l nbetilerim, lmn getirdii
basit; ama nihai teslimiyetle gcm altna aldm uzantlarm bana ya
da adaya zarar verebilecek hibir ey hissetmiyorlard.
Szlerimi ap baucu lambasn tekrar yaktm. Odann kar kesindeki tuvalet masasnn aynasndan yansyan grntme baktm. Battaniyenin zerinde yatyordum, ayamda bir tek donum vard.
ok imanm. Bu o kadar kt bir ey deil, benim suum da deil;
ama yine de grnmek istediim gibi grnmyorum. Tombulun
tekiyim. Gl kuvvetli, ama etli butlu. Karanlk ve kt bir
grnm olmasn isterdim, grnmem gerektii gibi yani; o kk
kaza olmasayd yle grnebilirdim de. Beni gelseniz kiiyi ldrd
demezsiniz. Hakszlk bu.
I tekrar kapadm. Oda zifiri karanlkt, gzlerim karanla alamadndan yldzlarn aydnln da gremiyordum. u radyolu
saatlerden aldrsam iyi olacak galiba, ama eski pirin alar saatimi de
ok seviyorum. Bir keresinde bakr rengi zillerinin ikisine de birer
eekars balamtm, bylece sabah saat aldnda o kk eki
ikisini de ezecekti.
Hep saat almadan nce uyanrm, izlemek zorunda kalmtm.

II
Ylan Park
Eekarsnn kllerini toplayp kibrit kutusuna koydum ve babamla
Eric'in eski bir fotorafna sardm. Resimde babamn elinde birinci
karsnn, yani Eric'in annesinin kocaman bir fotoraf vard ve bir tek
o glmsyordu. Babam abus bir suratla kameraya bakyordu. Kk
Eric burnunu kartrarak etraf seyrediyordu, skntl bir hali vard.
Sabah serin ve ayltcyd. Dalarn aalarndaki ormanlarn zerinde sis vard, Kuzey Denizi'ndeyse pus. Azmla jet sesi karp drbnm ve antam iki yanma bastrarak, sert ve slak kumun zerinde deli gibi kotum. Snan hizasna geldiimde kumsaldan ieri
saptm ve yavalayarak kendimi yumuak, beyaz kumlarn zerine attm. Denizin ve nehrin kyya attklarna baktm ama saklamaya deer,
ilgin bir ey yoktu; l bir denizanas sadece, drt solgun halkas olan
mor bir yn.. Bu ynn zerinden umak iin rotam biraz deitirdim, "Takatakatakataka! Trrrtaka- takataka!" yanna yaklanca tekmeyi yaptrdm, bir jle ve kum bulutu ykseldi. "Brooom!" diye bir
patlama sesi yaptm. Tekrar yola koyulup Snaa yneldim.
Kazklar iyi vaziyetteydi. Ba ve gvde antasna ihtiyacm olmayacakt. Hepsini tek tek gezmeye verdim btn sabahm; kttan
tabutu iindeki l eekarsn daha nce planladm gibi iki nemli
Kazn arasna gmmek yerine kprnn ada tarafnn yaknndaki
patikann yanna gmdm. Oraya varnca kpry tutan halatlardan
anakaradaki diree trmanp etrafa baktm. Evin ats ve tavanaras
pencerelerinden biri grnyordu. Ayn zamanda Porteneil'deki sko
Kilisesinin kulesi ve kasabadaki bacalardan ykselen duman da
grlyordu. Sol gs cebimden akm karp sol elimin baparmana dikkatlice bir izik attm. kan krmz svy kprnn

21/187

iplerini tutan iki byk direin arasnda enlemesine duran kalasn


zerine srdkten sonra antamdan antiseptik karp kk yarann
zerine srdm. Sonra aaya inip bir gn nce levhay vurmak iin
kullandm samay buldum.
lk Bayan Cauldhame, yani Eric'in annesi Mary onu evde doururken lm. Eric'in kafas biraz fazla byk gelmi; kadn kanama
yznden 1960'ta gelin yatanda lm. Eric hayat boyunca iddetli
migren arlar ekti, ben de bu illetin dnyaya geli tarzndan kaynaklandn dndm hep. u migren ve annesinin lmesi hikyelerinin
Eric'in bana gelenlerle fazlasyla ilgili olduunu dnyorum.
Zavall talihsiz ocuk; tek hatas yanl zamanda yanl yerde olmasyd
ve tesadf eseri belki de baka birini bylesi etkilemeyecek son derece
naho bir ey gelmiti bana. Ama buradan ayrlrken insann gze almas gereken bir risk bu.
Dnyorum da bu, Eric'in de birini ldrm olduunu gsteriyor. Ben ailedeki tek katil olduumu dnyordum; ama bizim Eric,
daha nefes bile almadan nce annesini ldrerek beni tu etmi. Kasti
bir davran olmadn kabul ediyorum, ama kasti olup olmamas o
kadar da nemli deil.
Fabrika yangndan sz etti.
Hl bunu dnyordum, ne anlama geldiini. En ak yorumu
Eric'in bir iki kpek yakacayd, ama buna kesin diyemeyecek kadar
iyi biliyordum Fabrikann girdi ktsn; baka bir eyler daha
olduundan phe ediyordum.
Bir bakma Eric'in geri dnmesini pek istemiyordum. Bir iki haftaya
kadar bir Sava yapmay dnyordum, ama Eric er ya da ge ortaya
kaca iin bundan vazgetim. Aylardr doru dzgn bir Sava
yapamamtm; sonuncusu Sradan Askerler Aerosollere kar savayd. Senaryoda, tanklar, silahlar, kamyonlar, tehizatlar, helikopterleri ve botlaryla 72'ye 1 orannda kltlm ordular Aerosol
stilasna kar bileiyorlard. Aerosolleri durdurmak neredeyse
imknszd. Askerler, silahlar ve tehizatlar ya yanyor ya da

22/187

eriyordu, ama bir gn cesur bir asker ssne geri dndnde Aerosollerin slerinin nehrin ierilerinde bir koyda bir kayann altna demirlemi ekmek tahtas olduu haberini getirmiti! Bir komando timi
tam zamannda oraya gidip ss tuzla buz etti ve zerindeki kayay
imha etmeyi de ihmal etmedi. Her eyi tam olan, hatta sonu dierlerinden daha cafcafl olan iyi bir Savat (o akam eve dndmde
babam patlamann ve dumanlarn nereden geldiini sormadan edememiti), ama uzun zaman geti zerinden.
Zaten Eric byle yola koyulmuken yeni bir Savaa girimek de pek
iyi bir fikir deildi; nk tam orta yerinde brakp gerek dnyaya
dnmek gerekecekti. Dmanca duygular bir sreliine ertelemenin
iyi olacana karar verdim. Bunun yerine nemli Kazklara kymetli
svlar srdkten sonra bir baraj inaatna koyuldum.
Kkken bir baraj ina ederek evi kurtarmay hayal ederdim. Kum
tepelerinin zerindeki otlar tutuacakt ya da bir uak decekti, bir
kanal yardmyla barajdan aldm suyu eve naklederek bodrumdaki
barutun patlamasn engelleyen de ben olacaktm. Bir zamanlar en
byk isteim babama bir ekskavatr aldrmakt, bylece gerekten
byk barajlar yapabilecektim. Ama artk baraj yapmay daha ince,
hatta metafizik bir ey olarak gryorum. Suya kar asla zafer
kazanlamayacan fark ettim; sonunda hep o kazanyor, szyor,
szlyor, dolduruyor, ukur ayor ve stten ap gidiyor. Aslnda tek
yapabilecein onun yolunu deitirmek ya da akn bir sreliine
durdurmak; aslnda yapmak istemedii bir eyi yapmaya onu ikna etmek. in keyfi onun gitmek istedii yerle (yerekimi ve zerinde yol
ald maddeye uygun olarak) senin onunla yapmak istediin ey
arasnda bir orta yol bulmakta.
Bence baraj yapmak kadar zevkli pek az ey var hayatta. Bana zerinde pek fazla bitki olmayan, hafif meyilli geni bir kumsal yerin, bir
de orta boy bir dere ne zaman olursa olsun gn boyu mutlu etmeye
yeter bu beni.

23/187

Bu srada gne iyice ykselmi, ben de ceketimi karp antamn


ve drbnmn yanna koymutum. Hzl krek darbeleriyle kumu
eeleyip kazarak dev bir l baraj yapmaya baladm. Kuzey
Deresi'ndeki suya ket vuran ana bent seksen adm geniliindeydi;
setiim konum iin bu rekor saylrd. Suyun ynn deitirmek iin
her zaman kullandm metal paray kullandm, onu en iyi baraj ina
blgesine yakn kum tepelerinin ilerine gmyordum; piece de resitance ise tabanna denizin srkledii eyler arasnda bulduum siyah
bir p torbasn dediim kemerli su yoluydu. Barajn yukarsnda
yaptm l drenaj kanalnn zerinden tayordu suyu bu yol. Barajn aasna yollar, artk iyice clzlam suyun zerindeki kprs ve
kilisesi ile tam tekmil kk bir ky yaptm.
Gzel, byk bir baraj imha etmek, hatta ylece tamaya brakmak
bile onu planlayp ina etmek kadar keyifliydi neredeyse. Kydeki insanlar temsilen her zamanki gibi kk deniz kabuklar kullandm.
Yine her zamanki gibi, baraj ykldnda deniz kabuklarndan eser kalmad; hepsi batp srklendi ki bu herkesin ld anlamna
geliyordu.
Artk iyice ackmtm, kollarm armaya balamt, ellerim de
krek sallayp kumlar kazmaktan kpkrmz kesilmiti; Denize doru
akan amurlu ve enkazl seli izledikten sonra eve dndm.
"Dn telefonla konutun gibime geldi, yle mi?" dedi babam. Bam
salladm.
"Yooo."
Mutfakta oturmu yemeimizi yiyorduk. Benim nmde yahni,
babamnsa esmer pirin ve deniz rnleri salatas vard. Kasaba
Kyafetlerini kuanmt; kahverengi ayakkablar, kahverengi
paral tvit takm ve masann zerinde duran kahverengi kasketi.
Saatime baknca gnlerden perembe olduunu grdm, Perembeleri
bir yere gitmesi hi de detten deildi, ister Porteneil, ister daha tesi
olsun. Nereye gideceini sormayacaktm; nk yalan sylerdi.
Eskiden nereye gittiini sorduumda bana, "Phucke'ye" derdi,

24/187

Inverness'in kuzeyinde kk bir kasaba olduunu sylyordu bunun.


Ancak seneler sonra, insanlarn bana garip garip bakmasndan anladm gerei. ,
"Bugn dardaym," dedi pirin ve salata. Bam "yi'' gibilerden
sallaynca konumay srdrd: "Gecikebilirim."
Belki de Porteneil'e gidip Rock Oteli'nde kafay ekecekti ya da hep
gizli tuttuu birtakm iler yapmak iin Inverness'e gidiyordu, ama ben
bu yolculuun Eric'le alakal olduundan pheleniyordum.
"Tamam," dedim.
"Ben anahtarm yanma alrm, sen istersen kaplar kilitle."
Bayla ataln bo tabana brakp geri kazanlm kttan
yaplm kahverengi peeteyle azn sildi.
"Her yeri srgleme tamam m?"
"Tamam."
"Akam kendine yiyecek bir eyler hazrlarsn deil mi?"
Bir yandan yemeimi yerken ona bakmadan "olur" anlamnda
bam salladm.
"Bulaklar da ykarsn herhalde?"
Yine bam salladm.
"Diggs'in yeniden geleceini sanmyorum; ama gelirse ona grnmemeye al."
"Merak etme," dedim ve iimi ektim.
"Mesele yok yleyse," dedi ve ayaa kalkt.
"H h," dedim yahnimin son parasn azma atarken.
"Ben kyorum yleyse."
Kafam kaldrdmda, apkasn bana takm mutfa gzden
geirerek ceplerini yokluyordu.
Yeniden, bana bakp ban sallad.
"Gle gle," dedim.

25/187

"Hadi eyvallah."
"Grrz."
"Evet."
Arkasn dnd, tekrar geri dnd, mutfaa bir daha bakt, sonra
ban iki yana sallayarak kapya yneldi ve karken amar makinesinin yanndan bastonunu ald. Kapnn kapandn duydum, sonra
sessizlik. imi ektim.
Bir iki dakika bekledikten sonra iyice silip sprdm tabamn
bandan kalkarak kum tepeleri arasndan kprye uzanan patikay
gren salona getim. Babam ban ne emi, bastonunu sallarken
endieyle iki yana yalpa vurarak hzl hzl patikada ilerliyordu. Bastonuyla yol kenarndaki yaban ieklerine vurdu.
Yukarya kotum, yolda durup sahanln kk penceresinden
babamn kprden nceki son kum tepesinin ardnda kayboluunu
izledim, sonra st kata koup alma odasnn kap kulpuna hzla asldm. Kap sapasalamd; bir milimetre bile oynamad. Gnn birinde
unutacandan emindim, ama bugn unutmamt.
Yemeimi yiyip bula ykadktan sonra odama giderek evde
yaptm biray yokladm ve haval tfeimi aldm. Ceketimin ceplerini
yeterli sayda samayla doldurduktan sonra evden dosdoru nehrin
byk bir koluyla kasaba pl arasnda kalan, anakaradaki Tavan
Arazisine getim.
Tfei kullanmay sevmiyorum; benim iin biraz fazla hatasz.
Sapan insann iinde olan bir ey, insann onunla tek vcut olmas
gerekiyor. Kendini kt hissettin mi hedefi vuramazsn; ya da yanl
bir ey yaptn hissedersen yine vuramazsn. Eer bir tfei kaladan
atelemiyorsan tamamyla dndadr; nian alr atelersin i tamam,
tabii hedef gzden kaybolmazsa ya da ok fazla rzgr yoksa. Silah
dorulttun mu btn g elinin altndadr, parmann bir hareketiyle
salverilmeyi bekler. Bir sapan son ana kadar seninle birlikte yaar;
gerilmi vaziyette ellerinde durur, seninle nefes alr, atlmaya,

26/187

vnlamaya ve frlamaya hazr seninle hareket eder ve seni ok dramatik bir vaziyette brakr; tan hedefini bulmak iin havada izdii
karanlk eriyi, o muhteem tak sesini duymak iin beklerken elin
kolun kaslr.
Ama tavan peindeysen, hele Arazideki o kurnaz kk pikurularnn peindeysen her yolu denemek zorundasn. Tek bir atla hemen deliklerine karlar. Tfein sesi onlar kartacak kadar yksektir, ama ilk atta vurman salayacak rahatl veren, deta cerrahi bir
alettir ayn zamanda.
Bildiim kadaryla talihsiz akrabalarmn hibiri bir silahla
ldrlmedi Cauldhameler ve eleri trl garip biimlerde te taraf
boyladlar, ama bildiim kadaryla hibirinin biletini bir tfek
kesmedi.
Teknik olarak kendi blgemin sonu demek olan kprnn te
tarafna geip dnerek, hissederek, dinleyerek, bakarak ve koklayarak bir sre kmldamadan durdum. Her ey yerli yerinde gibiydi.
Kendi ldrdklerim dnda (onlar ldrdmde hepsi de hemen
hemen benimle ayn yalardaydlar), Yaradanlarna (artk nasl tahayyl ediyorlarsa) tuhaf ekilde kavuan en azndan akrabamz
olduunu biliyordum. Babamn en byk aabeyi Leyiticus Cauldhame, Gney Afrika'ya g edip 1954'le orada bir iftlik satn alm.
Leviticus yle salak yle salakm ki onda beyin olduu ancak
bunasaym anlalrm. Muhafazakrlar kendilerinden nceki i
Partisi hkmetinin yapt Sosyalist reformlar deitirmedi diye terk
etmi skoya'y: Demiryollar hala devletin elindeymi, refah devleti
hastalktan kaynaklanan doal lmlerin nn ald iin ii snf
sinekler gibi remekteymi; madenler devlete aitmi dayanlmaz bir
durum. Babama yazd mektuplarn bazlarn okumutum. Leviticus
lkeden memnunmu, ama etrafta fazlaca zenci olduundan
ikyetiymi. lk birka mektubunda ayrmc kalknma politikasndan
"apart-hate" diye sz ediyor, sonra birisi onu yanl yazd konusunda
uyarm olmal ki deitirmi. Eminim babam uyarmamtr.

27/187

Gnn birinde Leviticus alveriini yapm Johannesburg'daki polis merkezinin nndeki kaldrmdan gemekteymi ki lgn, katil bir
zenci bilinsizce kendini en st kattan aaya atm ve her naslsa
derken de btn trnaklarn skmeyi ihmal etmemi. Benim
masum ve talihsiz amcama arpp onu lmne yaralam, zavall amcacmn hastanedeki son szleri, "Tanrm, pezevenkler umay da
renmi..." olmu, girdii koma bu szlerine noktay koymu.
Kardaki kasaba plnden ince bir duman ykseliyordu. Bugn
o kadar uzaa gitmeyecektim, ama bazen pleri etrafa yaymak iin
kullandklar buldozerin grltsn duyabiliyordum.
Bir sredir ple gitmemitim, yani artk Porteneil'in namuslu insanlarnn neler attn grmek iin gitmenin zaman gelmiti. Geen
Savata kullandm eski aerosolleri de orada bulmutum, Kadran
dhil Eekars Fabrikasnn birok mhim parasn da.
Daym Athelwald Trapley, kinci Dnya Sava'ndan sonra
Amerika'ya g etmiti. Bir sigorta irketinde iyi bir i bulduktan sonra
bir kadna taklnca Fort Worth'ta bir karavan parknda krk bir kalple
hayatna son verirken bulmu kendini.
Ocan ve stcnn gazn ap her ikisini de yakmadan sonunu
beklemeye balam. Sinirli olduunu tahmin etmek g deil; herhalde biraz dalgn ve zgnm de, hem sevgilisinin kendisini terk etmesinden hem de kendisinin terk-i diyar edecek olmasndan; bir anlk
dncesizlikle her zamanki alkanlna yenik dp sakinlemek
iin bir Marlboro yakm.
Tepeden trnaa alevler iinde yanan karavan kalntsndan kendini
dar atm lk la. Niyeti acszca lmekmi; diri diri yanmak
deil. Karavann arkasnda duran yamur suyu dolu yz seksen litrelik
ya fsna balklama dalm. Kollarn kendini kaldrabilecei bir
pozisyona getirmeye alrken kabarcklar kararak ve ince bacaklarn ackl ackl havada sallayarak skt yerde boulmu.
Tavan Arazisine bakan imenlik tepeye yirmi metre kadar kala
Sessiz Kou dzenine getim; tadm eylerin ses karmamasna

28/187

zen gstererek uzun otlar ve sazlar arasnda hrsz gibi sessiz admlarla ilerlemeye baladm. O kk musibetleri olabildiince erken
yakalamak niyetindeydim, ama gerekirse gn batana kadar bekleyebilirdim de.
Sessizce emekleyerek yamaca trmandm; otlar gsme ve
gbeime srtnyor, bacaklarm gvdemin yk altnda geriliyordu.
Rzgr karma almtm tabii ki; kk grltleri rtecek kadar
glyd esinti. Grebildiim kadaryla ortalkta hi nbeti tavan
yoktu. Tepeye iki metre kala durup elik naylon karm samay
tfee srdm. Gzlerimi kapatp gerilmi olan yay ve parlak namlunun dibinde duran kk mermiyi dndm. Sonra tepenin zerine doru srnerek ilerledim.
Bata beklemek zorunda kalacam dnyordum. Arazi ikindi
gneinde bombo grnyordu, sadece rzgrn kmldatt otlar
hareket ediyordu. Delikleri, kk tmsekleri, dk kmelerini ve deliklerin ounun bulunduu kar kynn yamacndaki karaallar
grebiliyordum; orada kouan tavanlar otlar iinde kck tneller
ayorlard, ama kendilerinden eser yoktu. Kasabal ocuklar
karaallar arasndaki bu tnellere kurarlard tuzaklarn. Ama ocuklar o tuzaklar kurarken grdmden telden yaplm kementlerini
bulup bozuyor ya da tuzaklar kontrol etmek iin geldikleri yollara yerletiriyordum. Herhangi birinin kendi tuzana yakalanp yakalanmadn bilmiyorum, ama yerde srnrken burunlarn o tuzaklara
kaptrmalarn grmeyi; ok isterdim. Zaten artk pek tuzak kuran kalmad; sanrm modas gemi olmal, nk artk duvarlara sprey boyalarla sloganlar yazmay, tiner ekmeyi ya da birileriyle yatmaya
almay tercih ediyorlar.
Hayvanlar beni pek artmaz, ama bu seferki farklyd; onu fark ettiimde donakaldm. Deminden beri oradayd herhalde, Arazinin
ukur yerinin kenarnda durmu kprdamadan dik dik bana bakyordu, ama onu daha nce fark etmemitim! Fark ettiimde de onun
hareketsizlii beni de bir an hareketsiz brakt. Grnr bir hareket

29/187

yapmakszn iten ie bam salladm; bu byk erkein tam da


Kazklara geirmeye layk bir kafas vard. Hayvann doldurulmu bir
tavandan hi fark yoktu ve gzn bile krpmadan, kck burnunu
oynatmadan, kulaklarn kprdatmadan gzmn iine bakyordu.
Gzlerimi ondan bir an olsun ayrmadan, tfei rzgrda sallanan bir
ot gibi bir o yana bir bu yana yatrarak nme aldm. Tfei omzuma,
yanam da tfee dayamam en azndan bir dakika srd, hayvan
hl milim kprdamamt.
Tfein drt blmeli drbnnde drt kat bym olan kafas
daha da etkileyici grnyordu, bir o kadar da hareketsiz. Birden bire
onun doldurulmu bir tavan olabileceini dnerek, kalarm atp
kafam kaldrdm; belki de birisi benimle dalga geiyordu. Kasabann
ocuklar belki. Ya da babam. Herhalde henz Eric gelmi olamazd.
ok salaka bir eydi bu; kafam hayvana doal grnemeyecek kadar
hzl evirince ikillenip pr diye gzden kayboldu. Dnmeden kafam indirip silah dorulttum. Doru pozisyonu alacak, nefesimi tutacak ve tetie yavaa basacak vaktim yoktu; frlayp ate eder etmez
dengemi salayamayp iki elim de tfein zerinde, onu kumdan korumaya alarak aa doru yuvarlanmaya baladm.
Tfei havada tutmaya alarak nefes nefese, srtm kuma gml,
kafam kaldrdmda tavan gremedim. Tfei dizinime vurup,
''Kahretsin!" dedim kendi kendime.
Hayvan bir delie de kamamt ama. Deliklerin yaknnda bile
deildi. Uzun sraylarla ve her havalannda deta titreyerek dosdoru zerime geliyordu. Bir mermi gibi bana ynelmiti, ban sallyordu, dudaklar geri kvrlmt, l ya da diri hibir tavanda
grmediim denli uzun ve sar dileri vard. Gzleri smkl bcek
gibi helezonluydu. Her zplaynda srtndan krmz damlalar
dklyordu; neredeyse zerime atlayacakt, ama ben hl kmldamadan ona bakyordum.
Tfei tekrar dolduracak zamanm yoktu. Harekete getiimde
igdlerimden baka silahm yoktu elimde. Ellerim tfei bir kenara

30/187

brakp her zamanki gibi kemerimle karnm arasna sktrdm sapana gitti hemen. Ama acil durum samalarm bile ulaamayacam bir
yerdeydi artk; gz ap kapayana kadar tavan zerime atlayp dosdoru grtlama saldrd.
Onu sapann lastiiyle yakalayp ellerimi havada aprazladm ve
hayvan bamn zerinden geri savurarak kendimi arkaya attm, sonra
bacaklarm kullanarak yzst dndm, onunla yan yanaydk, bir kutup porsuu gibi olanca kuvvetiyle debelenip duruyordu; kumlu
yamata grtlan siyah lastie kaptrm, yere yapmt. Keskin
dilerini parmaklarma geirme abas iinde kafasn bir o yana bir bu
yana sallyordu. Tslayarak lastii iyice, iyice sktm. Hayvan debelenip
tkrerek bir tavandan kacan ummadm keskin bir lk att ve
debelenmeyi srdrd. O kadar afallamtm ki u Doberman klkl
tavann dostlarndan olumu bir ordunun arkamdan gelip beni parampara edecei hissiyle dnp geriye baktm.
Kahrolas yaratk lmyordu! Lastik gerildike geriliyor; ama
hayvann boazn yeterince skamyordu, ben de tavan parmamdan
et koparr ya da burnumu srr korkusuyla ellerimi kmldatamyordum. Kafa atma fikrinden de beni bu kayg vazgeirmiti; o dilerin
yaknna kafam yanatrmaya hi mi hi niyetim yoktu. Belini krmak
iin dizimi de kaldramyordum; nk zaten yamatan kaymak
zereydim, hele tek bacakla hi tutunma ansm yoktu. lgnca bir
eydi! Buras Afrika m? Alt taraf bir tavan, aslan deil ya bu! Neler
oluyordu byle?
Sonunda beni srd; ban beklediimden daha ok evirerek sa
iaret parmam tam eklem yerinden yakalamt.
Sabrm tat: Bararak btn gcmle lastie asldm ve ellerimle
kafam sallayarak kendimi geri attm. Yuvarlanrken ayam kuma
gmlm tfee arpt.
Kendimi yamacn dibindeki clz otlarn ansnda yatarken buldum,
tavann grtlan skarken parmak eklemlerim bembeyaz kesilmiti,
siyah bir ipe atlm dm gibi siyah lastiin ortasnda duran kafasn

31/187

yzmn biraz zerinde iki yana savuruyordum. Hl titrediim iin


bu salnmn onun gvdesinden mi yoksa benim gvdemden mi
geldiini karamyordum. Sonra lastik koptu. Hayvan sol elime
yapt, lastikse sa bileimi krbalad; kollarm aksi ynlere alp
yere arpt:
Kafam kumlarn zerinde srtst yatyor, sapana dolanm siyah
lastik kvrmnn ucunda yatan hayvana bakyordum. Kprdamyordu.
Baklarm gkyzne kaldrp zaferimi kutlarcasna yumruumu
yere indirdim. Tavana yle bir baktktan sonra ayaa kalkp bana
ktm. lmt; havaya kaldrdmda kafasnn yuvarlanmasndan
boynunun krldn anladm. Srtnn sol tarafnda samann girdii
yer kzla boyanmt. Bykt; bir baba kedi kadar; grdm en
byk tavan. Anlalan epeydir, tavanlarn yanna uramyormuum
yoksa bu vahi yaratktan haberim olurdu mutlaka.
Parmamdan szan kan emdim. Sapanm, gururum ve neem, Kara
Zalimim, bir tavann gazabna uramt! Btn bunlar unutup ona
yeni bir lastik alabilir ya da demirci yal Cameron'dan benim iin yeni
bir eyler ayarlamasn rica edebilirdim, ama asla eskisi gibi olmazd.
Ne zaman onu bir hedefe yneltsem -canl cansz- bu an hatrlayacaktm. Kara Zalimin ii bitmiti.
Kuma oturup hzla etraf kolaan ettim. Hl tavan grnmyordu.
Bu pek artc deildi.
Kaybedecek zaman yoktu. Byle bir eyden sonra yapacak tek ey
vard.
Ayaa kalkp yamaca gml duran tfei aldm, yamacn zerine
kp etrafa baktktan sonra her eyi olduu gibi brakmay gze aldm.
Tfei iki elimle tutup Tehlike Sratine getim, yanl bir adm atp da
uyluk kemiimde iki krkla otlarn arasna uzanmamak iin talihe
ve adrenaline gvenerek son hzla adaya giden patikaya vurdum
kendimi. Sert dnlerde dengemi salayabilmek iin tfei kullanyordum; hem yer hem de otlar kuru olduundan pek o kadar da riskli
deildi bu hz. Ana patikadan kp bir kum tepesine saptm; te

32/187

tarafnda eve elektrik ve su tayan boru kumdan kp dereyi geiyordu. Demir itin zerinden aa betona indikten sonra dar borunun
zerinden koup adaya atladm.
Eve dnnce dorudan doruya kulbeme gittim. Tfei braktm ve
Sava antasnn iine yle bir gz attktan sonra kafamdan geirip
ipini de hemen belime baladm. Kulbeyi kilitleyip nefesim dzene
girsin diye kprye kadar hzl hzl yrdm. Kprnn ortasndaki
dar kapdan getikten sonra ataa kalktm.
Tavan Arazisinde her ey braktm gibiydi; hayvan sapann kopmu lastiine sarl yatyordu, benim debelendiim yerlerde kumun
zerinde ukurlar almt. Rzgr hl otlar ve iekleri ar ar
sallyordu ve ortalkta hi hayvan yoktu; martlar bile henz lein yerini bulamamlard. Hemen ie koyuldum.
Sava antasndan ilk nce yirmi santimlik alarml bombay
kardm. Hayvann ansn yardm. Bombay, zellikle de patlayc
karmn beyaz kristallerinin kuru olup olmadn kontrol ettikten
sonra naylon bir fitil ve biraz daha patlayc ilavesiyle siyah borunun
azn kapatp bantladm. Onu hl scak olan tavann iine sokup
hayvann yzn tavan deliklerine doru ekerek oturttum. Sonra
daha kk bombalar karp onlar deliklerin azna yerletirdim;
stlerine basarak tnellerin azn kapadmdan sadece fitiller
darda kalmt. Plastik deterjan iesini doldurarak ateleyiciyi
hazrladm. Onu tavan deliklerinin ounun bulunduu yamacn
zerine braktktan sonra bomba koyduum ilk delie gidip akmamla fitili yaktm. Burnumda yanan naylon kokusu, gzlerimde
ateiyle ikinci delie kotum, bir yandan da saatime bakyordum. Yerletirdiim alt kk bombay krk saniyede atelemitim.
Yamacn tepesinde, deliklerin zerinde oturuyordum. Alev
pskrtc gne nda lgn lgn yanyordu, ite tam o srada
birinci tnel patlad. Titreimi pantolonumun knda hissederek srttm. Dierleri de birbiri ardna eklendi, nce borunun azndaki toz bir
duman bulutu kararak pofluyor sonra da esas patlayc

33/187

gmbrdyordu. Tavan Arazisini havaya ykselen kum zerreleri kaplamt ve havada, dalan bum bum sesleri. Glmsedim. Gerekten
de ok az ses kyordu. Evden duyulmazd mesela. Bombalarn neredeyse btn enerjisi topraklar havalandrmaya ve ierideki havay
sktrmaya harcanyordu.
lk tavanlar sersemlemi bir halde dar ktlar; burunlar kanayan iki tavan dnda hibiri zarar grmemiti; ama sendeliyorlard,
neredeyse decek gibiydiler. Alminyum bir adr ivisiyle tuttuum
akman iki santim rerinde plastik ieyi skp dar bir para
benzin pskrttm. Benzin, kk elik akman alevinin zerinden
geerken alev alarak havada grledi ve ldayarak iki tavann zerine
indi. Alev alp de kalka komaya baladlar. Ben etrafta baka
tavanlar ararken dier ikisi arazinin ortasna kadar komu, oradaki
imenlerin zerine ylm, hareketsiz ama hafif bir seirmeyle
rzgrda trdyorlard. Pskrtcnn zerinde ince bir alev titreiyordu, hemen sndrdm. Baka, daha kk bir tavan daha belirdi.
Alev ona deer demez hemen srayp menzilden kt ve vahi
tavann bana saldrd yere, su kenarna yneldi. Hemen Sava
antasnn iine elimi daldrp hava tabancasn kardm; nian alp
annda ate ettim. Iskaladm; tavan ardnda hafif bir duman
brakarak yamacn te tarafna kayd.
tavan daha hakladktan sonra pskrtcy antaya geri koydum. Son olarak da Arazinin n saflarn kanyla sulayan, l; ama
hl oturan hayvan yakmtm. Ate her tarafn sarnca turuncu ve
kara kvrmlar arasnda gzden kayboldu. Bir iki saniye iinde fitil ate
ald, on saniye sonra alev yuma dalarak siyah, duman tten bir
eyi ikindi gnde yirmi metre teye frlatt; paralar drt bir yana
dald. Deliklerdeki patlamalardan ok daha byk olan ve neredeyse
hibir eyle sesi boulmayan patlama bir krba gibi kum tepeleri zerinde aklayarak kulaklarm nlatt, hatta yerimde sramama bile
neden oldu.

34/187

Hayvandan geriye kalanlar arkada bir yerlere dmt. Yank kokusunu takip ederek yerini buldum. Kafas, kaburga ve omurga kemiklerinin bir ksm, postunun da yars filan kalmt. Dilerimi
gcrdatarak lk kalnty alp Araziye geri dndm ve onu yamacn tepesinden aaya frlattm.
yice zayflam olan, lk ve sar gne nda, rzgrn tad
yank et ve ot kokular arasnda, yuvalardan ve kadavralardan
ykselen gri ve siyah duman ve Ate-pskrtcden yaylan tatl, yanmam benzin kokusunu duyarak derin bir soluk aldm.
Geri kalan son benzini sapann ye pskrtcnn boalm iesinin
zerine dkp atee verdim. Rzgr arkama alp atein yannda
bada kurdum ve ate snp de Kara Zalimin sadece metal paras
kalana kadar bekledim, sonra kurumlu iskeleti alp bana bu felaketin
geldii yer olan yamacn dibine gmdm. Artk orann da bir ad olacakt: Kara Zalim Tepesi.
Btn ateler snmt; otlar ate alamayacak kadar taze ve yat.
Her taraf yansa umrumda bile olmazd zaten. Karaallar atee
versem mi diye dndm; ama iee durduunda ok gzel oluyordu, hem yannca kokular bu kadar gzel olmazd, ben de vazgetim.
Gnlk telefat haddimi doldurmu olduuma karar verdim.
Sapanmn c alnmt, hayvan -ya da ruhu- kirletilmi ve
kltlmt, ona iyi bir ders verilmiti, ben de kendimi iyi hissediyordum. Eer tfek iyi durumdaysa, temizlemesi mmkn olmayan bir
yerlerine kum kamamsa btn bu kayplara deerdi. Savunma fonu
yarn yeni bir sapan almak iin yeterliydi; mancnk bir iki hafta
bekleyecekti. imde o tatl huzur duygusu, Sava antasn toplayp
ar ar eve dnerken olup bitenleri tekrar tekrar dnyor; nedenlerini, niinlerini sralyor, bundan alnmas gereken dersleri ve iaret
ettii eyi bulmaya alyordum.
Yolda katn dndm tavana rastladm, derenin parltl
berrak suyunun hemen yannda yatyordu; kararm, kvrlm, tuhaf

35/187

bir biimde bklmt, l, kuru gzleri sularcasna bana


bakyordu.
Bir tekmeyle onu suya attm.
lm olan daylarmdan bir dierinin ad Harmsworth Stove'du,
Eric'in annesinin akrabas olan bir vey day. Belfastl bir iadamyd.
O ve kars aabeyim kkken ona neredeyse be yl kadar bakmlard. Harmsworth elektrikli bir matkapla kendini ldrmeye
almt. Matkab akandan ieri sokmu, bir de ne grsn; hl
hayatta, hem bu sefer ac da ekiyor. Hemen yaknlarndaki bir
hastaneye gitmi, sonra da orada lm. Aslnda lmnde biraz benim de paym olabilir; nk bu hadise Stovelar tek ocuklar olan
Esmerelda'y kaybettikten hemen hemen bir yl sonra cereyan etti.
Onlar -ve aslnda hi kimse- bilmese de Esmerelda benim kurbanlarmdan biriydi.
O gece yatamda yatp bir yandan babamn dnmesini ve telefonunun almasn beklerken bir yandan da olan biteni dndm.
Belki de o byk tavan Araziye dardan gelmiti, belki de vahi yaratk oradakileri rktp patronluunu ilan etmek iin uzaklardan
gelmi; ama asla kavrayamayaca kendinden ok daha stn bir
varlkla yapt mcadelede ldrlmt.
Ne olursa olsun bu bir iaretti. Bundan emindim. Btn o lgn
dakikalarn bir anlam olmalyd. Hi dnmeden verdiim tepki
Fabrikann savurduu ate kehanetine balanyordu belki; ama iten
ie bunun bu kadarla kalmayacan, devamnn geleceini biliyordum.
aret sadece ldrdm hayvann beklenmedik vahilii deil, ayn
zamanda benim neredeyse dnmeden verdiim vahi tepki ve gazabma urayan masum tavanlarn kaderiydi de.
Gelecek kadar gemii de dndmde baka bir anlama da geliyordu. lk cinayetimi tavanlarn yanarak lmesi zerine ilemitim,
hem de benim intikam almak iin kullandm Ate-pskrtcnn
benzeri bir aletten fkran alevler yznden lmlerdi. Artk bu
kadar da fazlayd, bu kadar da benzerlik olmazd. Olaylar

36/187

beklediimden daha hzl ve daha kt geliiyordu. Vaziyet zerindeki


kontrolm yitirme tehlikesiyle kar karyaydm. Tavan Arazisi -o
szde huzurlu av sahas- bu tehlikeyi kantlyordu.
ster kk olsun ister byk tekrar eden kehanetler hep doru
kard; Fabrika onlara kar kendimi kollamay ve onlar saymay
retmiti bana.
lk cinayetimi kuzenim Blyth Cauldhame'in bizim; Eric'in ve benim
tavanlarmza yaptklar yznden ilemitim. Ate-pskrtcy ilk
Eric icat etmiti ve alet, o zamanlar bisiklet kulbesi olan (artk benim
kulbem) o barakada duruyordu ki ailesiyle birlikle hafta sonu bize
gelmi olan kuzenimiz, Eric'in bisikletini adann kuzeyindeki amurlu
blgeye srmenin byk bir keyif vereceine karar verdi. Eric ve ben
uurtma uururken bu plann tatbik etti. Sonra geri dnp Atepskrtcy benzinle doldurdu, Rzgrda kuruyan amarlarn
(ailesi ve babamn oturduu) salonun pencerelerini perdelemesi sayesinde onlara grnmeden arka baheye geti; pskrtcy ateleyip
iki kmesimizi de yakt, btn o eker eyler kmr oldu.
zellikle Eric ok kt oldu. Kz gibi alad. Blyth' hemen orackta
ldrmek geti iimden; babamn aabeyi olan Jamesten yedii sopa,
benim aabeyim olan Eric'e yaptklarn tazmin etmiyordu bence.
Eric'i teskin etmek mmkn deildi, acdan deliye dnmt; nk
Blyth'n en sevdiimiz hayvanlarmz ldrmek iin kulland aleti
kendisi yapmt. Hep duygusald zaten, duyarl, zeki; o berbat deneyimi yaayana kadar herkes onun byk adam olacan dnyordu.
Neyse, bu Kurukafa Arazisinin balangc oldu, yani len btn
hayvanlarmzn gmld evin arkasndaki byk, eski, yar yarya
toprak kapl tepenin. Yanan tavanlarla balad bu i ilk. Bizim Saul
daha nce gmlmt oraya, ama o bakayd.
Hi kimseye, Eric'e bile Blyth'a ne yapmak istediimi sylemedim. O
zamanlar, yani be yandayken bile, btn ocukluuma ramen kafam alrd; halbuki o yataki btn ocuklar ailelerine ve

37/187

arkadalarna durmadan onlardan nefret ettiklerini ve lmelerini istediklerini syleyip dururlar. Ben enemi kapadm.
Ertesi yl yine gelen Blyth geirdii trafik kazas yznden sol baca
dizinin zerinden kesildii iin eskisinden de gck olmutu (birlikte
oyun oynad ocuk lmt). Blyth bu sakatla ok bozuluyordu; o
srada on yanda ve ok da hareketliydi. Takmak zorunda olduu o
berbat pembe ey yokmu, kendisiyle hi ilgili deilmi gibi davranyordu. Bisiklete binebiliyor, greebiliyor, kalede olmak artyla futbol
oynayabiliyordu. Ben o sralarda alt yandaydm. Blyth her ne kadar
kkken bir kaza geirdiimi bilse de ona kendisinden daha normal
grnyordum. Beni saa sola savurmak, benimle gremek, oram
buram imdikleyip, tekmelemek ona pek elenceli geliyordu. Bir hafta
boyunca onun bu eek akalarna katlyormu, hatta ok zevk alyormu gibi rol keserken bir yandan da kuzenimizi nasl haklayacam
dnyordum.
Dier kardeini; z kardeim Paul, o sralarda hl hayattayd. O,
Eric ve ben Blyth' neelendirmekle grevlendirilmitik. Blyth' en
sevdiimiz yerlere gtrerek, ona oyuncaklarmz vererek ve onunla
oyunlar oynayarak elimizden geleni yapyorduk. Bakalm yzecek mi
diye kk Paulu suya atmaya kalktnda ya da Porteneil'e giden demiryolunun zerine bir aa kt koymaya niyetlendiinde Eric ve
ben onu dizginlemek zorunda kalyorduk; ama genelde alacak kadar
iyi geiniyorduk, her ne kadar Blyth'la ayn yata olan Eric'in ondan
ak ak korktuunu grmek iimi burksa bile.
Sadece denizden hafif bir rzgrn geldii, ok scak ve sinekli bir
gn evin hemen gneyindeki dz imenlikte yatyorduk. Paul ve Blyth
uykuya dalmlard, Eric de ellerini ensesinin altna alm uykulu
uykulu gkyznn parlak mavisine bakarak yatyordu. Blyth ii bo
plastik bacan karp uzun otlarn arasna brakmt. Eric'in ar
ar uykuya daln izledim; ba yana kayd, gzleri kapand. Ayaa
kalkp yrmeye baladm ve kendimi Snakta buldum. Hayatmdaki
o nemli yerini almamt henz; ama daha o zamanlarda bile oray

38/187

seviyor, serin karanlnda kendimi rahat hissediyordum. Son


savatan ksa bir sre nce, krfezi koruyan bir silah iin yaplm eski,
beton bir ila kutusu gibiydi ve kocaman gri bir di gibi kuma
gmlmt. eri girince ylan buldum. Engerek ylanyd. Onu ilk
bata grmedim; nk eski bir it parasn dar pencereden karm,
sanki silahm gibi hayali gemilere ate etmekle meguldm. Ancak
oyunum bittikten sonra keye iemeye gidip de bir yn pasl konserve kutusu ve eski ienin durduu teki keye baknca uyuyan
ylann zikzakl desenini grdm.
Ne yapacama annda karar verdim. Sessizce dar kp uygun
ekilli, uzun bir tahta paras buldum ve Snaa dnp tahta
parasyla ylan ensesinden yakalayarak bulduum ilk pasl konserve
kutusuna tktm.
Sanrm onu yakaladmda ylan tam olarak uyanmamt, ben de
kardelerim ve Blyth'n yattklar yere geri koarken onu pek sarsmamaya dikkat ettim. Eric dnm, bir elini bann altna sokmu,
dieriniyse gzlerinin zerine kapamt. Az biraz akt ve gs
ar ar inip kalkyordu. Paul bir top olmu, gnete kprdamadan
yatyordu; Blyth elleri yanann altnda yzkoyun uzanmt, sol ayann kemii, otlar ve ieklerin arasnda korkun bir ereksiyon gibi
grnyordu. Pasl kutuyu glgede tutarak yaklatm. Evin yan
tarafndan elli metre uzaktaydk, pencere yoktu. Arka bahede beyaz
araflar lgn lgn salnyordu. Kalbim yerinden kacak gibiydi,
dudaklarm yaladm.
Glgemin yzne dmemesine zen gstererek Blyth'n yanna
oturdum. Kulam kutuya dayayp hi kprdamadan durdum. Ylann
hareket ettiini ne duyabiliyor ne de hissediyordum. Blyth'n glgesinde, hemen ensesinin dibinde pembe pembe duran takma bacana
uzandm. Baca kutuya dayayp kapa aar amaz baca kutunun
zerine geirdim. Sonra kutuyu ve baca ters evirdim ki kutu ste
ksn. Kutuyu salladm, ylan bacan iine dmt. lk bata bu
iten hi holanmad ve kendini plastik duvarlara ve kutunun azna

39/187

vurmaya balad; bu srada ben otlarn zerinde uuan sineklerin


vzltsn dinleyip siyah salar ara sra rzgrda savrulan Blyth'n
kmldamadan yatn seyrederek ter dkyordum. Ellerim titriyor,
ter gzlerime kayordu.
Ylan hareketsiz kald. Evden tarafa bakarak biraz daha bekledim.
Sonra baca ve kutuyu ar ar yatrarak Blyth'n arkasna, imlerin
zerine ayn ada koydum. Son anda zenle kutuyu ektim. Hibir ey
olmad. Ylan hl bacan iindeydi ve onu gremiyordum bile.
Kalkp en yakn kum tepesine giderek kutuyu uzaklara attktan sonra
geri dnp eski yerime yattm ve gzlerimi kapadm.
nce Eric uyand, sonra ben uykulu gzlerimi atm ve kk Paul'le
kuzenimizi uyandrdk. Blyth kendisi futbol oynamay teklif ederek
beni bu zahmetten kurtard. Eric, Paul ve ben kaleleri hazrlarken
Blyth aceleyle bacan takmaya koyuldu.
Kimse phelenmedi. Ben ve kardelerimin durup akn gzlerle
baran, srayan ve bacana vuran Blyth' izlediimiz o ilk andan
Blyth'n ailesinin alamakl vedalarna, Diggs'in gelip, ifadelerimizi almasna kadar kimsenin aklna bunun ackl ve biraz da tuhaf bir kazadan baka bir ey olabilecei gelmedi (hatta ilgin olduu iin olaydan
Inverness Courier'de bile sz edildi). Tek ben biliyordum.
Eric'e sylemedim. Olanlar onu akna evirmiti, hem Blyth ve
ailesi iin de gerekten zlyordu. Blyth'n nce bacan kaybetmesinin, sonra da onun yerine koyduu eyin felaketine sebep olmasnn
takdiri ilahi olduunu syledim sadece. Hem tavanlarn c alnyordu. O sralarda dinle ilgilenen ve galiba benim de biraz taklit ettiim
Eric bunu sylememin ok korkun olduunu syledi; Tanr yle
olamazd. Benim inandm Tanr'nn yle olduunu syledim.
Neyse, o arazi paras da adn byle ald: Ylan Park.
Btn bunlar dnerek yatyordum. Babam hl dnmemiti.
Belki de btn gece gelmeyecekti. Bu pek allmadk, hatta endie verici bir eydi. Belki de onu haklamlard ya da kalp krizinden lmt.

40/187

Babama bir eyler olmas fikri karsnda hep elikili duygular beslemiimdir, hl da yle. lm hep heyecan vermitir bana, insana ne
kadar canl olduunu hatrlatr, ne kadar krlgan ama imdilik ansl
olduunu; fakat kendisine yakn birinin lmesi, insana bir sreliine
de olsa delirme frsat verir, baka zamanlarda balanamayacak baz
eyleri yapabilme frsat. ok kt davranp yine de anlayla karlanmak ne ho olurdu!
Ama onu zlerdim, hem yasal olarak burada tek bama oturup
oturamayacam da bilmiyorum. Btn paras bana m kalrd? Bak
bu iyi olurdu; beklemeden hemen bir motosiklet alrdm. Tanrm,
yapacak yle ok ey var ki, nereden dnmeye balayacam bile
bilemiyorum. Ama ok byk bir deiiklik olurdu ki buna hazr
olduumdan emin deilim.
Yava yava uykuya teslim olduumu hissediyordum; gzmn
nne tuhaf eyler getirmeye altm: Labirent gibi ekiller, bilinmeyen renklerden olumu geni alanlar, sonra muhteem binalar, uzay
gemileri,
silahlar
ve
manzaralar.
Keke
ryalarm
hatrlayabilseydim...
Blyth' ldrdkten iki yl sonra kardeim Paulu daha farkl ve
Blyth'nkinden daha derin sebeplerden ldrdm, ondan bir yl sonra
da srf kapristen kk kuzenim Esmerelda'y.
Skor bu. . Yllardr kimseyi ldrmedim, niyetim de yok. Bir
devreydi geldi geti.

III
Snakta
En byk dmanlarm Kadnlar ve Deniz. Bunlardan nefret ediyorum. Zayf ve aptal olduklar ve erkeklerin glgesinde yaadklar ve onlarn yannda solda sfr kaldklar iin kadnlardan; ina ettiklerimi
yerle bir ettii, braktklarm alp gtrd, yaptm izleri sildii,
beni hep hayal krklna uratt iin de Denizden. Rzgr da stten
km ak kak saylmaz geri.
Deniz mitolojik bir dman, ben de iten ie baz fedakrlklar
yapyorum onun iin, biraz korkuyorum, gerektii gibi sayg duyuyorum; ama ounlukla ona eitim gibi davranyorum. O da benim gibi
dnya zerinde baz iler eviriyor; ikimizden de korksunlar. Kadnlar... bana gre kadnlar rahatm karacak kadar yaknmdalar. Onlarn adaya kmasn bile istemiyorum, her cumartesi evi temizlemek
ve erzak getirmek iin gelen Bayan Clamp'n bile. Nuh nebiden kalma
bir kadn ve ancak ok gen ve ok yal insanlarda grlen bir cinsiyetsizlik var onda, ama yine de eskiden kadnm ve bu da canm skmaya yetiyor.
Ertesi sabah uyandmda babamn dnp dnmediini merak ettim. Giyinme zahmetine katlanmadan odasna gittim. Kapy aacaktm, ama elimi tokmaa uzatmtm ki horlamasn duydum ve dnp
banyoya girdim.
Banyoda, iedikten sonra, gnlk ykanma ayinime baladm. nce
du aldm. Sadece du aldm zamanlarda donumu tmyle
karrm. Kirli donu dolaptaki kirli torbasna koydum. Salarmdan
balayp el ve ayak trnaklarmn ucuna kadar zenle ykandm. Bazen,
ayak trna peyniri ya da gbek delii hav gibi kymetli baz maddeler
retmem gerektiinde gnlerce banyo yapmam; bundan nefret

42/187

ediyorum, nk ok gemeden kendimi kirli hissetmeye balyorum,


her yerim kanyor ve bu srarn sonunda elime geen en gzel ey nihayet banyo yapmann zevki.
Du alp nce elbeziyle, sonra da havluyla iyice kurulandktan sonra
trnaklarm kestim. Daha sonra elektrikli di framla dilerimi bir
gzel fraladm. Daha sonra da tra oldum. Hep tra kp ve yeni
kan tra baklarn kullanrm (u anda ift bakl ve oynar balkl
modeller revata) ve bir gnlk seyrek kahverengi sakallar titizlikle
keserim. Btn ykanma ilemleri gibi tra da belli bir kalb takip
eder; her sabah ayn yerde, ayn sayda ve ayn uzunlukta darbelerle
tra olurum. Her zamanki gibi, yzmn zenle krklm yzeylerine
bakarken iimde ho bir heyecan hissettim.
Smkrerek burnumu temizledim, ellerimi ykadm, tra ban,
trnak makasn, kveti ve lavaboyu ykadm, sabunluu alkaladm ve
salarm taradm. Neyse ki hi siyah nokta yoktu yzmde, yani ellerimi son bir kez daha ykayp temiz bir don giymekten baka yapacak
bir ey kalmamt. Btn temizlik malzemelerini, havlular, tra
ban falan yerlerine koydum, aynann zerindeki buhar sildim ve
odama dndm.
oraplarm giydim; yeil olanlar. Sonra cepli haki bir gmlek.
Kn iime fanila giyerdim, zerime de yeil ordu sveterimi; ama
yazn deil. Bunu yeil izgili pantolonum ve postallarm takip etti;
giydiim her eyin zerindeki markalan karmtm; nk ayakl bir
reklam panosu gibi dolamaya hi niyetim yoktu. Sava ceketimi,
bam, antalarm, sapanm ve dier tehizat yanma alp mutfaa
indim.
Hl erkendi ve bir gece nce hava durumunda geleceini syledikleri yamur yamak zereydi.
Sade kahvaltm da ettikten sonra hazrdm.
Serin, nemli sabah havasna kp snmak ve yamur balamadan
adann te tarafna dolanabilmek iin hzl hzl yrdm. Kasabann
ardndaki tepeler bir buluta gizlenmiti ve rzgr sertletike deniz

43/187

dalgalanyordu. Otlar iyden eilmilerdi; sis almam ieklerin


boynunu bkm ve benim Kurban Kazklarma, bzlm kafalar ve
kk kuru gvdeler zerindeki kan gibi yapmt.
ki jet adann zerinden lklar atarak getiler; yz metre kadar
yukarda hzla ilerleyerek aday gz ap kapayana kadar geip denize
alan kanat kanada iki Jaguar. Onlar uzun uzun izledikten sonra
yoluma devam ettim. Bir keresinde, yaklak bir iki yl nce yine byle
bir ifti beni yerimden sratmt. Krfezin hemen anda yaplan
tatbikatta bombalarn braktktan sonra kanunlar ineyerek alaktan uup adann zerinde yle bir gmlemilerdi ki adann kuzeyindeki harap gemi kzann yaknlarnda duran bir aa ktndeki
eekarsn kavanoza sokmak gibi gayet ince bir iin ortasnda bir kar
havaya sratmlard beni Eekars beni sokmutu.
O gn kasabaya gidip plastik bir Jaguar modeli alm, leden sonra
ua yapm ve Snan tepesinde kk bir bombayla onu trenle
parampara etmitim. ki hafta sonra bir Jaguar, Nairn civarnda denize dt; ama pilot zamannda atlamay baarmt. G bende artk
diye dnmek iime gelirdi aslnda, ama bir rastlant olduunu
dndm; gelimi jetler o kadar sk dyordu ki benim temsili ve
onlarn gerek patlamasnn birbirini on be gn arayla takip ediine
armamak gerekirdi.
amurlu dereye bakan tmsee oturup bir elma yedim. Kck bir
fidanken ad Katile kan kk aaca yaslandm. Artk bym benim boyumu bile gemiti; ama ben kkken ve o da benim boylarmdayken onu adaya gneyden gelecek tehlikelere kar sabit bir sapan
olarak kullanyordum. imdiki gibi o zamanlarda da geni dereye ve
iinden eski bir balk teknesinin kalnts grnen inko rengi
amura bakard.
Bizim Saul Hikyesinden sonra sapann ilevini deitirdim ve onu
Katil yaptm; hamster, fare ve gerbil krbac.
Hatrladma gre yumruk byklnde bir ta rahat rahat
derenin te yakasna ve anakarann yirmi metre kadar iine

44/187

atabiliyordu, hem bir kere doal ritmine ayak uydurdum mu iki saniyede bir at yapabiliyordum. Fidan ediim dorultuyu deitirerek
altm derecelik bir ada istediim noktay vurabiliyordum. Tabii iki
dakikada bir hayvan kullanmyordum; haftada sadece bir iki tane. Alt
ay boyunca Porteneil Evcil Hayvan Dkknnn en iyi mterisi
oldum, her cumartesi gidip oradan bir iki hayvan, ayda bir de oyuncak
dkknndan bir kutu badminton topu alyordum. Benim dmda
kimsenin bu ikisinin alakal olabileceini dndn sanmyorum.
Bir nedeni vard tabii; yle ya da byle yaptm hemen her eyin
bir nedeni vardr. Bizim Saul'un kafatasn aryordum.
Elmann koann derenin kar tarafna frlattm; tatmin edici bir
hprdeme sesi kararak kar kydaki amura gmld. Snan
iini yle adamakll bir kolaan etmenin zaman geldiine karar verdim ve en gneydeki kum tepesinin etrafnda bir tur atarak eski hap
kutusuna doru komaya baladm. Sahile bakmak iin durdum. lgin
bir ey yok gibiydi, ama bir gn nce aldm dersi hatrladm. Durup
havay kokladmda her ey normal grnyordu, on dakika sonra ise
o kamikaze klkl tavanla bouuyordum; bunu hatrlaynca kum tepesinin yanndan denizin molozlar yd hatta gittim.
Tek bir ie vard. nemsiz bir dman, hem de bo. Su izgisine
yanap ieyi uzaa attm. On metre tede boynu gluk diye suyun
zerinde belirdi. Gelgit henz akllarn zerini rtmemiti, ben de bir
avu alp ieye atmaya baladm. Kol altndan at yapacak kadar
yaknd ie ve setiim talarn ou ayn byklkteydi, yani
atlarm yerini buldu: Drt atta srayan su ieye dedi beinci
boazn krd. Gerekten de kk bir zaferdi; nk ielerin yenilgisi ok ncelerden beri kesindi, ben denizin bir dman olduunu
fark edip de ta atmay rendiim zamanlardan beri. Hl zaman zaman beni deniyor, ama snrlarma en ufak bir tecavze bile izin
verecek havada deildim.

45/187

ie batt, kum tepelerine geri dndm, yar yarya kuma gml


olan Snan zerine kp drbnmle etrafa baktm. Hava sakin olmasa da sahil sakin grnyordu. Snaa girdim.
Pasl menteelerini yalayp, srgsn dzelterek tamir etmitim
elik kapy senelerce nce. Asma kilidin anahtarn karp kapy
atm. eride her zamanki yanm mum kokusu vard. Kapy kapatp
arkasna bir odun paras koyduktan sonra gzlerimin karanla
almasn ve zihnimin meknn eklini almasn bekleyerek bir sre
olduum yerde durdum.
Ksa bir sre sonra, Snan yegne pencereleri olan iki dar aralktan szan kta etraf hayal meyal grebiliyordum. Srt antam ve drbnm karp hafiften dklmekte olan betona akl ivilere astm.
Kibrit tenekesini alp mumlan yaktm; sar sar yanyorlard.
meldim ve yumruklarm skarak dnmeye baladm. Mum
yapma takmn be alt yl nce merdiven altnda bulmu, mumu bir
eekars hapishanesi olarak kullanmay akl edene kadar da aylarca
eitli renk ve biimler elde etmek iin deneyler yapmtm. Kafam
kaldrdmda, mihrabn zerindeki mumun tepesinden kmaya
balayan eekarsn grdm. Kan krmzs ve bileim kadar kaln olan
bu yeni yaklm mum, zerindeki o sv balmumu ananda, kimsenin bilmedii bir oyunun piyonlar gibi hem kmltsz alevi hem de
eekarsnn kk ban barndryordu. Eekarsnn balmumu kapl
bann bir santim arkasndaki alev yan iindeki antenleri aa
karp hemen ardndan da czrtyla yakt. zerindeki balmumu
aaya aknca kafa da ttmeye balad, sonra dumanlar aydnland ve
eekarsnn gvdesi kraterin iindeki ikinci bir alev gibi ate, bcei
batan aa yakp kl edene kadar yand.
Bizim Saul'un kafatasnn iinde duran mumu yaktm. O ii bo
sararmakta olan kemik paras neden olmutu, derenin te
yakasndaki amurda ecelleriyle burun buruna gelen o kk yaratklarn lmesine. Dumanlar karan alevin eskiden kpein beyninin
durduu yerde salnn izledikten sonra gzlerimi kapadm. Yeniden

46/187

Tavan Arazisi belirdi gzmn nnde ve zplayarak kaarken yanan


gvdeler. Araziden kaan ve suya ulaamadan len o tavan. Kara
Zalimi ve sonunu grdm. Eric'i dndm ve Fabrikann beni neden
uyardn.
Kendimi hayal ettim, Frank L.Cauldhame ve aslnda nasl olmam
gerektiini dndm: uzun ince bir adam, gl, kararl, dnyada
yerini bulmu, gvenli ve inanl. Gzlerimi ap derin bir nefes alarak
yutkundum. Bizim Saul'un gz ukurlarndan is kokulu bir k yaylyordu. Mihrabn iki yanndaki mumlar da kafatasnn iindeki mum
gibi krpyorlard.
Sna yle bir gzden geirdim. Kesilmi mart, tavan, karga,
fare, bayku, kstebek ve kertenkele kafalar bana bakyordu. Kardan
karya duvara gerilmi olan ipin zerinden sarkan siyah iplerin ucuna
taklm kuruyorlard ve arkalarndaki duvarlara vuran solgun glgeler
ar ar dnyordu. Duvar dipleri boyunca tahta ya da ta ykseltiler
zerinden beni izliyordu kurukafa koleksiyonum. Atlarn, kpeklerin,
kularn, balklarn ve kolarn sar kafa kemikleri, kiminin az, gagas
ak, kiminin kapal, dileri kaslm peneler gibi dar frlam bir
halde yzlerini Bizim Saul'a dnmlerdi. Mumlarn ve kurukafann
altndaki tula, tahta ve betondan yaplma mihrabn sandaki kk
ielerde kymetli svlarm vard; solunda ise vida, somun, ivi ve kancalar koymak iin yaplm plastik ekmeceler. Kibrit kutusundan
byk olmayan her ekmecede Fabrikadan gemi bir eekarsnn
gvdesi vard.
Sa tarafmda duran byk bir tenekeye uzanp akmla kapan
atm ve iindeki ay kan kullanarak bir miktar beyaz tozu kpein
kafatasnn nnde duran madeni tabaa dktm. Sonra en eski
eekars kadavrasn alp beyaz toz tepeciinin zerine braktm.
Kapadm tenekeyi ve plastik ekmeceyi yerlerine koyduktan sonra o
kk yn kibritle atee verdim.
eker ve yabanotu temizleyici karm czrdayarak alev ald; parlak
k gzlerimi dalad, duman bulutlar bam sard, nefesimi tutmaya

47/187

alyordum. Gzlerim yaarmt. Bir saniyede ate snd, o parlak


sar scaktan sonra serinlemeye balayan kara kuru bir kalntyd artk
karm ve eekars. Gzlerimi kapatarak bir, eyler grmeye altm,
ama madeni tabaktaki ate gibi git gide solgunlaan bir yanma imgesinden baka bir ey gelmedi gzmn nne. Retinamda yle bir
salnp silindi. Eric'in yzn ya da olacaklar hakknda baka bir
ipucunu grebileceimi sanyordum, ama olmad.
ne eilip srasyla sa ve soldaki eekars mumlarn sonra da gzlerin birinden ieri fleyerek kafatasndaki mumu sndrdm. Gzlerimde hl parltnn krl, el yordamyla karanln ve dumanlarn
iinden kapya doru ilerledim. Dar ktmda duman ve is nemli
havaya boald; derin derin nefes alarak orada dikilirken salarmdan
mavi ve gri helezonlar ykseliyordu. Bir anlna gzlerimi kapadktan
sonra ortal toparlamak iin Snaa girdim.
Kapy kapayp kilitledim. le yemei iin eve gittiimde babam
arka bahede odun kryordu. "yi gnler," dedi alnn silerek. Nemli,
hatta biraz scakt hava, o da belden yukars plak geziyordu.
"Selam," dedim.
"Dn bir sorun kmad deil mi?"
"Hayr."
"ok ge dndm."
"Ben uyumutum."
"Bana da yle geldi zaten. Karnn ackm olmal."
"stersen bugn ben yapaym yemei."
"Ben yaparm. Sen de istersen biraz odun kr. Yemek benim iim."
Baltay yere koyup gzlerini benden ayrmadan ellerini pantolonuna
sildi.
"Dn her ey yolunda gitti mi?"
"Evet," dedim bam sallayarak.
"Hibir ey olmad m?"

48/187

"Dikkate deer bir ey olmad," dedim aletlerimi yere koyup ceketimi karrken. Baltay aldm.
"Hatta biraz fazla sakindi."
"Gzel," dedi, inanm gibi bir hali vard ve eve girdi. Akntnn att odunlar krmaya baladm.
leden sonra bisikletim ose ve biraz da parayla birlikte kasabaya
indim. Babama akam yemeine dneceimi syledim. Porteneil
yolunu yarlamtm ki yamur balad, ben de durup yamurluumu
giydim. Yamur bardaktan boanrcasna yayordu, ama mesele
kmadan oraya ulatm. Solgun ikindi nda kasaba gri ve bo
grnyordu; arabalar kuzeye giden yolda fourdayarak ilerliyor, kimisinin yaklm olan farlar her eyi daha da solgun gsteriyordu. Yal
Mackenzie'yi grmek ve yeni bir Amerikan av sapanyla bir miktar
haval tfek samas almak iin ilk i silah dkknna gittim.
"Naslsn bakalm delikanl?" .
"yiyim, siz naslsnz?"
"Fena saylmam," dedi kr sal ban sallayarak, sararm gzleri ve
salar elektrik ampulnn nda ona hasta gibi bir grnm veriyordu. Birbirimize hep ayn eyleri syleriz. Genellikle dkknda
dndmden daha fazla kalrm, nk ok gzel bir kokusu
vardr.
"Amcan nasl peki? Onu ne zamandr grmedim."
"yi."
"Gzel, gzel," dedi Bay Mackenzie gzlerini, hafiften acl bir
ifadeyle ksp ban sallayarak.
Ben de bam salladm ve saatime baktm.
"Artk gitsem iyi olacak," dedim ve yeni sapan srt antama,
kesekdna sarl samalar da sava ceketimin bir cebine koyarak
hazrlandm.

49/187

"Madem yle git bakalm," dedi Mackenzie, sanki olta ineleri,


bobinler ve rdek ddklerini inceliyormu gibi cam tezgha bakp
ban sallayarak. Kasann yanndan bir bez alp ar ar cam yzeyi
silmeye balad, ben karken ban kaldrp "Gle gle," dedi.
"Hoakaln."
Krfez kahvesi bu ismi aldktan sonra korkun bir toprak kaymas
olmu gibi geliyordu bana hep, nk krfezi grebilmesi iin en
azndan bir kat daha yksek olmas gerekliydi. Orada bir fincan kahve
iip Uzay stilas oyunu oynadm. Yeni bir makine koymulard, ama
bir iki pound kaybettikten sonra ustalap fazladan bir uzay gemisi
aldm. Sklnca yine kahvemin bana ktm.
Bu yaknlarda blgede, ilgin bir etkinlik olup olmadn grmek
iin duvarlardaki ilanlara baktm; ama Sinema Kulb dnda dikkate
deer bir ey yoktu. Bir dahaki gsterimde Teneke Trampet vard ama
o da babamn yllar nce bana ald bir kitapt ve nadir hediyelerinden biriydi; bu yzden de okumaktan zellikle kanmtm, bir
dier nadide hediyesi olan Myra gibi. ounlukla babam bana istediim paray verir ve seimi bana brakr. Pek umrunda olduunu
sanmyorum; ama te yandan hibir isteimi de geri evirmez.
Sanrm sessiz bir anlama var aramzda; ben resmen var olmaym
konusunda bir ey sylemiyorum, o da adada ne istersem yapmama ve
kasabadan ne istersem almama ses karmyor. Sadece motosiklet
yznden kavga ettik; ben biraz daha byynce alacan syledi.
Yazn almann iyi olacan, bylece havalar bozmadan yeterince
deneyim kazanabileceimi syledim; ama o, yazn kasabada ve yollarda turist trafiinin artacan iddia etti. Bence sadece ertelemeye
alyor; benim fazlaca bamszlk kazanmamdan korkuyor olabilir
ya da motosikletli birok gen gibi kendimi ldrmemden. Bilmiyorum; beni gerekten ne kadar sevdiini asla anlayamadm. Dnyorum da ben de onu ne kadar sevdiimi tam bilemiyorum.

50/187

Kasabada tandk birilerini greceimi mit ediyordum, ama gre


gre yal Mackenzie'yle formika tezghnn ardnda esneyerek
dergisini okuyan iko Bayan Stuart'tan baka kimseyi grmedim. Ho
pek fazla tandm da yok ya; tek gerek dostum Jamie, ama onun
sayesinde tandk diyebileceim pek ok yatmla tantm. Okula
gitmemek ve srekli adada yaamyormuum gibi davranmak yatlarmla bymemek anlamna geliyordu (Tabii Eric dnda, ama o da
ounlukla uzakta oluyordu). Tam ben kendimi tehlikeye atp da biraz
daha fazla arkada edinmeye niyetlendiimde Eric delirdi ve kasabada
tatsz bir hava dodu.
Anneleri ocuklarna uslu durmazlarsa onlar Eric Cauldhame'e
vereceklerini, Eric'in de onlara kurt ve solucan yedireceini sylyorlard. Kanlmaz bir biimde hikye zamanla Eric'in sadece kpekleri
yakmakla kalmayp onlar da yakaca eklinde deiime urad herhalde; yine herhalde kanlmaz bir biimde ocuklar benim Eric
olduumu ve o numaralar benim yaptm dnmeye baladlar.
Belki de aileleri Blyth, Paul ve Esmerelda'nn balarna gelenleri tahmin etmiti. Her nedense benden kamaya ya da uzakta durup kt
eyler sylemeye baladlar, ben de gze arpmamaya alp kasabaya
ziyaretlerimi mmkn olduunca azalttm. ocuklarn genlerin ve
yetikinlerin bana tuhaf tuhaf bakmalar byle balad, hatta baz
annelerin ocuklarna, "Uslu dur yoksa seni Frank'e veririm" dediklerini de biliyorum, ama umrumda deil. Kaldrabilirim.
Bisikletime atlayp hoyrata eve doru srmeye baladm,
patikadaki ukurlara dalyordum, hatta Rampaya bile krk kilometre
hzla girdim -bir tepecein zerindeki bir initen sonraki ksa bir yokutu Rampa ve orada yoldan kmak iten bile deildi- ve karaallara
ramak kala amurun ortasna k st oturdum, canm yle yanmt
ki azm bir trl kapatamyordum. Ama eve tek para halinde
dndm. Babama iyi olduumu ve bir saat iinde yemee geleceimi
syledikten sonra barakaya ose'yi temizlemeye gittim. im bittikten
sonra bir gn nce kullandm bombalarn yerine yenilerini yaptm,

51/187

birka tane de fazladan. Barakadaki elektrik sobasn yaktm ama beni


stmaktan ok kolayca nemlenen karm kuru tutmaya yaryordu.
Kasabadan kilolarca eker ve tenekeler dolusu yabanotu temizleyici
tayp onlar cce Jamie'nin Porteneil'de yannda alt mteahhitten getirdii plastik elektrik tesisat borularna doldurmakla uramak
istemezdim dorusu. nsann kileri adann yarsn haritadan silecek
kadar barutla doluyken btn bunlarla uramak ok sama, ama
babam yanna yaklamama bile izin vermiyor.
Babas Colin Cauldhame barutu eskiden sahilde bulunan gemi
skm yerinden alm. Akrabalarndan biri orada alyormu ve
cephanelii patlayc dolu olan eski bir sava gemisi bulmu. Colin
barutu satn alp ate yakmak iin kullanmaya balam. Bir eyin iine
konmaynca barut, tututurmak iin bire birdir. Colin iki yzyl boyunca kullanlsa bile eve yetecek kadar ok alm belki de satmay
dnyordu. Babamn bir sre sobay yakmak iin barutu kullandn hatrlyorum, ama ne zamandr kullanmyor. Kim bilir
aada daha ne kadar kald; zerinde Kraliyet Donanmas yazan
uvallar ve flar grm ve onlara ulamak iin eitli yollar hayal etmitim, ama kulbenin iinden bir tnel kazp da barutu arkadan
karmadm srece onu ele geirmem mmkn deil. Babam iki
haftada bir kilere inip elinde bir fener asabi bir halde uvallar sayyor,
etraf kokluyor ve termometreyle nemlere bakyor.
Kilerin serin ve ho bir havas var, nemli de deil, hem de su seviyesinin hemen zerinde olmasna ramen; babamn ne yaptn biliyor gibi hali var ve patlaycnn tehlikeli olmadna gveniyor, ama
Bomba emberinden beri daha asabileti. (Yine sululuk; bu da benim
hatamd. kinci cinayetim, ailedekilerin artk phelenmeye
balamalarna neden oldu galiba) Madem o kadar korkuyor neden
barutu atmyor bilmem. Ama sanrm barut konusunda baz batl inanlar var. Gemile aramzdaki bir ba, gizlediimiz bir eytan, ailemizin btn ktlklerinin bir simgesi; belki de gnn birinde bize
kt bir aka yapmak zere bekliyor.

52/187

Ksacas ona ulaamyorum ve metrelerce boruyu kasabadan tayp


zerinde saatlerce ter dkmem gerekiyor; bkyorum kesiyorum, deliyorum, kvryorum, tekrar bkyorum, mengenede onunla birlikte
ben de eziliyorum, yle ki sandalyem ve baraka gcrdamaya balyor.
Sanrm bu da bir tr zanaat, hem de ustalk isteyen bir ey; ama
bazen canm skyor ve devam edecek istei iimde sadece o siyah
kk torpidolar nasl kullanacam dndmde buluyorum.
Bomba yapma ileminden sonra her taraf dzenleyip temizledim,
sonra da yemee gittim.
"Onu aryorlar," dedi babam aniden, az lahana ve soya fasulyesi
doluydu. Birden parlayan isli bir alev gibi beni yalayp geti gzleri,
sonra yine ban edi. Atm birann birazn itim. Evde mayaladmz bira bu sefer bir ncekinden daha iyi olmutu, hem de daha
sert.
"Eric'i mi?"
"Evet, Eric'i. Krlarda onu aryorlar."
"Krlarda m?"
"Krlarda olabileceini dnyorlar."
"Evet, onu orada aramalarnn nedeni de bu olsa gerek."
"Tabii," diyerek ban sallad babam. "Neden mrldanyorsun?"
Boazm temizleyip onu duymamm gibi kftelerimi yemeye
devam ettim.
"Dndm de," dedi, sonra kahverengi, yeil karm yiyecei
kakla ieri itip uzunca bir sre inedi. Konumasn bekledim.
Kayla belli belirsiz yukary iaret ederek sordu; "Telefonun
kablosunun uzunluu ne kadar sence?"
"Kvrk hali mi yoksa dzeltildiinde mi?" dedim hemen, bardam
masaya brakarak.
Homurdanarak sustu ve yemeine gmld tekrar holanmasa bile
tatmin olmutu anlalan. tim.

53/187

"Kasabadan istediin zel bir ey var m?" dedi sonunda, azn portakal suyuyla alkalarken. Bam iki yana salladm, biram itim.
"Yok, her zamankiler," diyerek omzumu silktim.
"Dondurulmu patates, kfte, eker, rek, msr gevrei trnden
sama sapan eyler." Btn bunlar ifadesiz bir yzle sylemesine ramen sonunda srtt.
Bam salladm. "Evet, aynen yle. Ne sevdiimi bilirsin,"
"Adam gibi eyler yemiyorsun. zerinde biraz daha bask
kurmalym."
Sesimi karmadan yemeyi srdrdm. Meyve suyunu bardanda
sallayp gzlerini, ne ediim kafama dikmi beni izlediinden emindim, babamn. Ban iki yana sallayarak masadan kalkt ve taban
lavaboya gtrd.
"Bu gece kyor musun?" diye sordu musluu aarken. "Hayr. Bu
gece evdeyim. Yarn gece kacam."
"Yine le gibi sarho olmazsn inallah. Gnn birinde tutuklanacaksn, sona aykla pirincin tan." Bana bakt.
"Haksz mym?"
"Benim niyetim sarho olmak deil," dedim. "Muhabbete katlmak
iin bir iki bardak filan iiyorum, o kadar."
"Sadece muhabbet iin ien birinden daha fazla grlt karyorsun
eve dndnde." Yine karanlk bir bak frlatt bana ve oturdu.
Omzumu silktim. Tabii sarho oluyordum. Sarho olmayacaksa insan neden isin ki? Ama dikkatliyim, ok fazla iip sorun karmak
istemiyorum.
"Dikkat etsen iyi olur yleyse. Osuruklarndan ne kadar itiini anlyorum." Dudaklarn bzerek taklit yapt.
Beyin ve barsaklar arasnda dorudan ve hayati bir ba olduuna
dair bir kuram vard babamn.

54/187

Birilerinin ilgisini eksin diye bekledii fikirlerinden biriydi bu; bu


konuda bir kitap bile yazmt. ("Osuruk Durumu''); bunu da ara ara
Londra'daki yaynclara gnderiyor, adamlar da tabii ki hemen geri
yolluyorlard. Osuruklarndan, insanlarn sadece ne yiyip itiklerini
deil; ayn zamanda ne menem bir insan olduklarn, aslnda ne tr
eyler yemeleri gerektiini, duygusal dengelerinin yerinde olup olmadn, srlar olup olmadn, sana arkandan m gldklerini yoksa
gzne girmeye mi altklarn batta osurduklar anda tam olarak ne
dndklerini (Bunu sesten anlyordu) anlayabileceini iddia ediyordu. Samaln daniskas.
"H h," dedim, yanl bir ey sylemeyeyim diye.
"Bende bu yetenek var," dedi. Yemeimi bitirip arkama yaslandm
ve daha ok onu sinirlendirmek iin azm elimin tersiyle sildim.
Ban sallyordu.
"Ne marka bira itiini bile anlarm insann. Mesela senden Guinness kokusu aldm."
"Ben Guinness imem," dedim; ama yaland, iten ie etkilenmitim. "Bademciklerim ier diye korkuyorum."
tirazma aldrmad bile, lafn srdrd: "Paray sokaa at daha iyi.
Alkolik olmana yardm edeceimi sanyorsan aldanyorsun."
"Samalama," dedim ve ayaa kalktm.
"Ben ne dediimi biliyorum. Ben senin gibi ne adamlar grdm;
ikiyi kaldrabileceklerini sanyorlard, ama kendilerini ellerinde bir
ie ucuz arap sokak zgaralarnn yannda buldular,"
Bu son vecizeyi beni srtmdan vurmak iin sylemise de ie yaramamt; nk o "senin gibi ne adamlar grdm" lafn daha nce
kullanmt.
"Bu benim hayatm, deil mi?" dedim ve tabam lavaboya koyduktan sonra mutfaktan ktm.
Babam hibir ey sylemedi.

55/187

O gece televizyon seyrettim ve kendimi ktlara gmerek adn yeni


koyduum Kara Zalim Tepesini de kapsayacak ekilde haritann snrlarn genilettim ve tavanlara yaptklarmla bombalarn etkisi ve
nasl yapldklarn kapsayan ksa bir aklama yazdm. Bundan byle
Polaroid makinemi de Sava antasnda tamaya karar verdim;
tavanlara yaptm gibi dk riskli cezalandrma seferlerinde o
kadar yk tadma ve kullanmak iin harcayacam zamana
fazlasyla deerdi. Tabii daha ciddi gaddarlklar sz konusu olduunda
Sava antasna fotoraf makinesi konmayacakt ama son bir iki
yldr, yani benden byk olanlarn Porteneilde peime taklp beni
patikada sktrmasndan beri, hi ciddi bir tehditle karlamamm.
lerin artk mdan ktn dnmtm, ama benim
dndm kadar izmeyi amadlar. Bisikletimin nn kesip beni
iterek para istedikleri zaman onlar akmla tehdit etmitim. O zaman
geri ekildiler, ama birka gn sonra aday igal etmeye kalktlar.
Onlar iviler ve talarla uzakta tutmaya altm, onlar da haval
tfeklerle karlk verdiler, baya heyecanlyd ama o srada Bayan
Clamp haftalk haberlerle gelip onlar polis armakla tehdit etti, onlar da bir iki kfr ettikten sonra ekip gittiler.
Zula sistemini o zaman gelitirdim, adada stratejik noktalara plastik
torbalar iinde ivi, ta, vida ve olta kurunu yna yaptm. Ayn
zamanda kapanlar kurup derenin karsndaki kum tepelerine otlar
arasna gizlenmi cam ieler balanm ipler gerdim, bylece adaya
gemeye alan birisi ya kapana yakalanacak ya da ienin yerinden
kp talarn zerine yuvarlanmasna neden olacakt. Bir iki gece boyunca tavan arasndaki pencerenin yannda cam angrts, bastrlmaya
allan kfrler ya da rahat kaan kularn havalanarak daha sessiz
bir iaret vermesini bekledim durdum, ama baka bir ey olmad.
Kasabada bir sre onlardan uzak durdum; ya babamla gidiyor ya da
onlarn okulda olduu saatleri kolluyordum.

56/187

Zula sistemi hl duruyor, hatta bu gizli depolardan bir iki tanesine


birka benzin bombas da ilave ettim; beklenmedik bir saldr halinde
bu bombalar patlayacak, ama tuzak tellerini zp barakaya
kaldrdm. Zulalarn yerini gsteren ada haritalar, olas saldr
rotalar, izlenecek taktiklerin bir zeti, sahip olduum ya da yapabileceim silahlarn bir listesinden oluuyordu Savunma El Kitabm. Silahlar kategorisinde ho olmayan baz eyler vard, mesela gergin tel,
bir kapann hemen hemen bir adam boyu uzanda otlarn iine
gizlenmi krk bir ie, kuma gmlm boru bombalarndan ve
ivilerden yaplm elektrikli fnyeli maynlar, kenarlarna jilet
taklm frizbi gibi gizli silahlar.
Artk kimseyi ldrmekte gzm yok, ama saldrdan ok savunmaya yaryor bunlar ve kendimi gvende hissetmemi salyor.
Yaknda gerekten doru dzgn bir yay alabileceim, o gn iple
ekiyorum; babama bir trl gerek bir tfek ya da tabanca
aldramaym telafi edecek. Sapanm ve tfeim baz koullarda
ldrc olabilir, ama benim asl istediim eye yani uzun menzilden
vurma olanana sahip deiller. Boru bombalar da yle. Hedefe yerletirilmeleri ya da en azndan frlatlmalar gerekiyor ve zel olarak
sapanla atmak iin hazrlanm kk bombalar bile her zaman hedefi
vuramyorlar, hem de ok yava kalyorlar. Sapanla atmann baz kt
taraflar var, hedefe ular ulamaz geri atlmadan patlamalar iin
fitili ksa tutmak gerekiyor, bu yzden de bir iki tanesi daha sapandan
kurtulur kurtulmaz patlad.
Baz deneyler sonucu hem mermi atan silahlar hem de sapan bombalarn atacak havan toplar gelitirdim; ama hepsi ok hantal, tehlikeli, ar ve patlamaya hazrd.
dealim tabancayd; ama 22'lik bir tfee de razydm, yine de yaya
itirazm yoktu. Belki gnn birinde resmi kaytlarda olmayma ramen kendim tfek almann bir yolunu bulabilirim ama o zaman da
ruhsat alamam. Keke Amerika'da olsam diye dnyorum bazen.

57/187

Son zamanlarda buharlama kontrollerini yapmadm zulalardaki


benzin bombalarn kaydediyordum ki telefon ald. Saatin ne kadar
ge olduunu grnce ardm; neredeyse on bir olmutu. Telefona
bakmak iin merdivenleri koarak inerken babamn kendi odasnn
kapsna yaklatn duydum.
"Porteneil 531." Bip bip sesleri duyuldu. ,
"Siktir et Frank, ayakklarma kara sular indi. Sen ne halt ediyosun,
spa bozuntusu?"
Bir telefona bir de trabzanlardan aa eilmi pijamasn pantolonunun iine sokmakta olan babama baktm.
"Selam Jamie, neden bu kadar ge aradn?" dedim ahizeye.
"Ha...? Yoksa bizim moruk bana m dikildi?" dedi Eric.
"Ona bok uvalnn teki olduunu syle."
"Jamie selam sylyor," diye bardm babama, o da tek kelime etmeden arkasn dnp odasna girdi. Kapnn kapandn duydum.
Tekrar telefona dndm.
"Eric bu sefer neredesin?"
"Bok sylerim. Tahmin et?"
"Nereden bileyim... Glasgow mu?"
"Ha ha ha ha ha!" diye kkrdad Eric. Plastii avucumda iyice
sktm.
"Naslsn? iyi misin?"
"yiyim. Ya sen?"
"Ben de. Ne yiyip ne iiyorsun? Paran var m? Otostop mu yapyorsun? Biliyorsun seni aryorlar, ama imdilik televizyonda haber kmad. Sakn..."
Gcenebilecei bir ey sylememek iin lafm yarda kestim.
"dare ediyorum. Kpek yiyorum! Heh heh heh!" nledim.
"Aman Tanrm, yalan sylyorsun, deil mi?"

58/187

"Baka ne yeseydim? ok lezizler, Frankie yavrum; ormanlarda ve


krlarda saklanyorum, habire yryorum, otostop yapyorum ve ne
zaman bir kasabaya yaklasam yle azma layk etli butlu bir kpek
seip onunla ahbap oluyorum ve onu ormana ekip orada ldrp
yiyorum. ok basit deil mi? Kr hayatna baylyorum."
"Onlar piiriyorsun deil mi?"
"Hi piirmez miyim," dedi Eric kzgn kzgn.
"Sen beni ne sandn?"
"Baka bir ey yemiyor musun?"
"Hayr. Bir eyler alyorum. Dkknlardan. ok kolay. Srf putluk
olsun diye yiyemeyeceim eyler alyorum. Mesela tampon, p
torbas, byk boy gevreklerden, yzlk kokteyl kam, her renkte
doum gn pastas mumu, fotoraf ereveleri, direksiyon klf,
sahte deri, havlu asaca, yumuatc, iki etkili hava temizleyiciler;
hani u mutfak kokularn gideren cinsinden, vr zvr koymak iin
yaplm kk, sevimli kutular, kasetler, benzin kapaklar, plak temizleyicisi, telefon defterleri, zayflama kitaplar, vazolar, isimlikler,
takma kirpikler, makyaj kutular, sigaray brakma zamazingosu, oyuncak saatler..."
"Gevrek yemeyi sevmez misin?" dedim lafn kesmek iin.
"Ne?!' arm gibiydi.
"Yiyemediin eyler arasnda byk boy gevrekleri saydn da."
"Tanr akna Frank, sen yiyor musun yoksa?"
"Daha daha naslsn?" dedim aceleyle.
"Yani pek uyuyamyorsundur herhalde. tmyor musun?
"Uyumuyorum."
"Uyumuyor musun?"
"Tabii. Uyumak zorunda deilsin. Senin zerinde egemenlik kurmak
iin syledikleri bir ey bu. Kimse uyumak zorunda deildir, kkken
uyumay retirler sana. Gerekten de kararlysan bunu aabilirsin.

59/187

Ben uyuma ihtiyacm yendim. Artk hi uyumuyorum. Bylelikle


etraf gzleyip gafil avlanmyorum. Hem ilerlemeye de devam ediyorum. lerlemek kadar sevdiim bir ey yok. Gemi gibi oluyorsun."
"Gemi mi?" Kafam karmt.
"Btn sylediklerimi tekrar edip durma yle Frank." Biraz daha
para attn duydum.
"Geldiimde sana nasl uyunmadn retirim."
"Teekkrler. Ne zaman geleceksin?"
"Er ya da ge. Ha ha ha ha ha!"
"Madem o kadar ok ey alabiliyorsun neden kpek yiyorsun
Eric?"
"Syledim ya salak; o zkkmlarn hibiri yenecek eyler deil."
"Peki, yleyse neden yiyebilecein bir eyler alp kpekleri rahat,
brakmyorsun?" dedim. Bunun pek iyi bir fikir olmadn hemen anlamtm; cmleyi sylerken sesim elimde olmadan ykseldi ve bu da
tam bir kelime karmaasna deceimin iaretiydi.
Eric bard: "Sen deli misin? Neyin var? Ne demek bu imdi? Alt
taraf kpek deil mi? Duyan da kedi, tarla faresi, Japon bal
trnden bir ey ldryorum sanr. Kpek diyorum sana, bezelye
beyinli! Kpek!"
"Bana barman gerekmez," dedim sakin bir sesle, ama ben de sinirlenmeye balamtm.
"Sadece yiyemeyecein eyler almakla ve zerine bir de kpek almakla neden vakit harcadn merak ediyorum. Hem alp hem yiyebilirsin oysa."
"Oysa m? Oysa m? Ne geveliyorsun sen orada yle?" diye haykrd
Eric, sesi boulacakm gibi kyordu.
"Barmaya balama yine," diye inledim, elimi alnma dayayp gzlerimi kapatarak.

60/187

"stersem barrm!" diye bard Eric. "Btn bunlar neden


yapyorum sence? Haa? Btn bunlar ne bok yemeye yapyorum
sence? Onlar kpek, beyinsiz bok uval! Hi mi beyin kalmad sende?
Beynine ne oldu Frankie yavrum? Dilini kedi mi yuttu? Sana dilini
kedi mi yuttu dedim."
"Sakn yine ahizeyi..." dedim, ama ahizeyi uzaklatrmak zorunda
kaldm.
"B, bkkkkkkkkkk!"
Eric kusarak konumay bitirdi, sonra ahizenin telefon kulbesinin
duvarlarna vurulduunu duydum, iimi ekerek dnceli dnceli
telefonu kapadm. Eric'i telefonda idare etmeyi baaramyordum.
Aabeyimi unutmaya alarak odama dndm; yeni sapana isim
treni dzenlemek iin ertesi gn erken kalkmak istiyordum. Onu
aradan kardktan sonra Eric'i idare etmenin bir yolunu dnrdm
artk.
...Gemi gibiymi. tk herif.

IV
Bomba emberi
Sk sk bir devlet olduumu dnrdm; bir lke yada en azndan
bir ehir. Dnceler, eylemler hakknda deien hislerim lkelerin
uygulad deiik politikalara benziyormu gibi gelirdi. nsanlarn
yeni bir hkmete politikasn beendikleri iin deil, sadece deiiklik istedikleri iin oy verdiklerini dnmmdr hep. Nedense yeni
gelenlerin her eyi dzelteceini dnrler. Tamam, insanlar aptal;
ama bu durum ruh halinden, kaprislerden ve iinde bulunduklar
havadan kaynaklanyor, dnlp tanlm fikirlerden deil. Benim
zihnimde de ayn eylerin etkili olduunu dnrdm. Bazen
dncelerim ve duygularm birbiriyle uyumazd, ben de beynimin
iinde birok insan olduuna karar verdim.
Mesela bir param, Blyth, Paul ve Esmerelda'y ldrmekten sululuk duymutur hep. Yine o ayn param, tek bir vahi tavan yznden
btn o masum tavanlardan intikam aldm iin sululuk duyuyor.
Ama ben bunu meclisteki muhalefet partisine benzetiyorum ya da
muhalif bir gazeteye; vicdan ve frenleme grevlerini stlenmi vaziyette, ama iktidarda deil, iktidara geecei de yok. Bir dier param
var ki o da rk, belki de hayatmda hi deri rengi farkl olan birini
grmediim iin ya da onlar hakknda btn bildiklerimi sadece
saylarndan sz eden ve onlar susuzluklar kantlanana kadar sulu
kabul eden gazeteler ve televizyonlardan rendiim iin. Irkln
mantksal hibir nedeni olmadn bilmeme ramen bu tarafm hl
baya gl. Porteneil'de ne zaman turistik eyalar alan ya da yemek
yiyen zenciler grsem bana bir soru sorsunlar diye dua ediyorum,
bylece onlara ne kadar kibar olduumu ve mantmn igdlerimden ve eitimimden daha gl olduunu kantlayabileceim.

62/187

Ama byle dnldnde tavanlardan intikam almama da hi


gerek yoktu. Aslnda dnyaya bakldnda da hi gerek olmuyor.
Sanrm ktlk yapanlarla sadece uzaktan ya da dolayl olarak ilikili
kiilere misilleme yaplmas alan kiilerin kendilerini iyi hissetmelerini salyor. lm cezas gibi, insan lm cezasn da kendini rahatlatt iin istiyor, yoksa caydrc olduundan filan deil.
Tavanlar kendilerine btn bunlar yapann Frank Cauldhame
olduunu bilmeyecekler, oysa, insanlar kt adamlarn kendilerine ne
yaptn bilirler, yani intikam beklenen sonucun tam aksini dourur,
direnii krmak yerine kkrtr. En azndan btn bunlar egomu tatmin etmek, krlm gururumu onarmak ve zevk almak iin yaptm
kabul ediyorum, lkeyi kurtarmak, adaleti salamak ya da lmleri
onurlandrmak gibi bir bahanem yok.
Yani baz paralarm, yeni sapann isim trenini alayla hatta kmseyerek izliyorlard. Kafamn iindeki lkenin, dinle alay eden; ama
onun kitleler zerindeki etkisini gz ard edemeyen entelektelleriydi
bu paralarm. Trende yeni aletin madeni, plastik ve lastikli
blmlerini kulak kiri, smk, kan, sidik, gbek delii hav ve ayak
trna peynirine bulayp Fabrikann zerinde yryen, kanatlar koparlm bir eekarsnn zerinde aklatarak kutsadm, ayn zamanda
plak ayama da vurdum onunla, kzard.
Baz paralarm btn bunlarn samalk olduunu dnyordu;
ama kk bir aznlkt onlar. Geri kalanlar bu tr eylerin gayet
mnasip olduunu dnyordu. Bana g veriyor, beni sahip
olduum eyin ve bulunduum yerin bir paras yapyordu. Kendimi
iyi hissetmemi salyordu.
Tavan arasnda duran albmlerden birinde Paulun bir bebeklik fotorafn buldum ve trenden sonra yeni sapann adn resmin arkasna yazp onu demir bir bilyenin zerine sardktan sonra bir bantla
yaptrp dar ktm, yeni bir gnn iseleyen, serin yamuruna.

63/187

Adann kuzeyindeki eski gemi kzann ucuna kadar gittim. Lastii


olabildiince gerip resmi iindeki bilyeyle birlikte denize frlattm.
Nereye dtn gremedim.
Ad renilmedii srece sapan gvende olacakt. Adn kimsenin
bilmemesi Kara Zalimi kurtaramamt aslnda, ama o benim yaptm
bir hata yznden lmt; gcm o kadar fazlayd ki pek ender de
olsa yanl kullanldnda, byk bir koruyucu gle bezediim
nesneler zarar grebiliyordu. Yine o beyin-devletin iinde bylesi bir
hata yaptm iin kzgnlk duyuyor ve bir daha yapmayacama dair
kararl olduumu belirtiyordum. Bir sava ya da nemli bir mevzii
kaybetmi bir generalin cezalandrlmas ya da kuruna dizilmesine
benziyordu bu durum.
Yeni sapan korumak iin elimden geleni yapmtm ve Tavan
Arazisinde olanlarn bana nice savalarn ann tayan, gvenilir bir
alete (Savunma fonundan harcanan yklce para da cabas) mal olmasna zlmekle birlikte bunda iyi bir yan olabileceini de dnyordum. Bir an iin beni ele geirip tavan karsnda bocalamama
neden olan param, bu snavdan gemeseydi belki de hl kefedilmemi olacakt. Baarsz, daha dorusu akn general ortadan
kaldrlmt. Eric geldiinde btn glerim ve tepkilerimin doruk
noktasnda olmas gerekebilirdi.
Hl ok erkendi; sisin ve yamurun verdii maykla ramen
isim treni kendime gvenimi ve neemi ayakta tutuyordu.
yle bir Kou yapmak geldi iimden, Diggs'in geldii gn uramakta olduum Kazn yanna ceketimi brakp sapan kemerime
sktrdm. oraplarmn dzgn olup olmadn kontrol ettikten
sonra ayakkablarmn iplerini kou iin iyice sktm, sonra gelgitin slatp sertletirdii kumun zerinden hafif hafif komaya baladm.
Yamur kh iseliyor kh kesiliyordu, gne de bulutlar ve sisin
arasndan bulank kzl bir disk gibi ban gsteriyordu zaman zaman.
Kuzeyden gelen hafif esintiye dndm yzm. Gitgide hzlanarak
cierlerimi altran ve bacaklarm hazrlayan rahat bir kouya

64/187

getim. Yumruklarm, omuzlarmla birlikte bir ne bir geriye yumuak


bir tempoyla gidip geliyordu. Kumun zerinde hzla ilerlerken
cierlerimi havayla dolduruyordum. Nehrin kumun zerinde kk
dereciklere ayrld yere geldiimde admlarm ayarlayp btn
kanallar birer srayta, kolayca getim. Onlar atktan sonra bam
iyice eip hzm arttrdm. Bam ve yumruklarm havay deliyor, bacaklarm kaslyor, savruluyor, kenetleniyor ve itiyordu.
Hava beni krbalyor, kk yamur damlalar onlara arptmda
beni hafif hafif sokuyordu. Cierlerim patlyor doluyor, patlyor doluyordu; topuklarmdan frlayan slak kum taneleri havada kk eriler
iziyor ve ben uzaklarda yiterken ardmda yere aklyordu. Yzm
ge kaldrp bam arkaya attm, rzgra atm boynumu bir Sevgili
gibi, bir kurban gibi yamura. Nefesim grtlamda hrldyordu, ar
oksijen aldm iin ortaya kan hafif ba dnmesi kaslarmn kanmdaki fazladan gc emmesiyle silinip gitmiti. Roketleri ateledim,
hzm arttka yosunlar, tahta paralar, tenekeler ve ieler yanmdan
kayp gidiyordu; ipe geirilmi, havada ekilen bir boncuk gibi
hissediyordum kendimi, grtlam, cierlerim, bacaklarm emiliyordu,
enerjiden bir pene gibiydim. Dayanabildiim kadar son hzda
ilerledim; sonra yava yava zldm, rahatladm ve bir sre sadece
hzl kotum.
Kumlua saptm, samdaki kum tepeleri bir stadyumdaki izleyici
sralar gibi geip gidiyordu yanmdan. Karmda Bomba emberini
gryordum, orada ya duracak ya da oradan geri dnecektim. Yine son
hza getim, bam emi iten ie baryordum, zihinsel bir lk,
sesim bir mengene gibi bacaklarmda kalan son gc de karmaya
alyordu bastrarak. Kumlarn zerinden utum, gvdem lgnca
ne atlyor, cierlerim geriliyor, bacaklarm yeri dvyordu.
Bir an sonra hzm kesip kouyu yavalattm. Bomba emberine
neredeyse ayaklarm sryerek girdim, sonra kendimi kumun zerine
atp nefes nefese, soluksuz, kayalarn ortasnda kolum bacam bir
yana salm, gri gkyzn ve grnmez yamuru seyrederek

65/187

srtst yattm. Gsm inip kalkyor, kalbim kafesinin iinde


rpnyordu. Alak perdeden bir uultu doldu kulaklarma; btn
gvdem karncalanm yanyordu. Gergin bacaklarm seiriyordu,
Bam braktm yana dt, yanam serin kumlara dedi, lmenin
nasl bir ey olduunu merak ettim.
Bomba emberi, babamn baca ve bastonu, hatta belki bana motosiklet almak istemeyii, kafatasndaki mumlar, l fare ve hamster
alaylar; hepsi de babamn ikinci kars ve benim annem olan Agnes'in
suuydu.
Annemi hatrlayamyorum; nk hatrlasam ondan nefret ederdim.
Ben de adndan, fikrinden nefret ediyorum. Stovelar'n Eric'i Belfast'a,
adadan uzaklara, kendi bildii yerlerin tesine gtrmelerine izin veren oydu. Babam Eric'e kz giysileri giydirdii ve babo brakt iin
onun kt bir baba olduunu dnmlerdi, annem de onlarn Eric'i
almalarna izin vermiti; nk ocuklar, zellikle de Eric'i sevmiyordu; Eric'in kendi karma'sn kt etkileyeceine inanyordu nedense.
Belki de beni dourduktan hemen sonra terk etmesinin nedeni de
ocuk sevmeyiiydi, hatta o nemli hadise iin geri gelip, dolayl olarak
benim bama gelen kazaya neden olmasnn da. Dnyorum da
ondan nefret etmekte haklym. Dier olunu ldrdm yer olan
Bomba emberinde yatarken onun da lm olmasn diledim.
Ar bir kouyla geri dndm, Kounun balangcndan daha enerjik
ve iyi hissediyordum kendimi. Akam dar kacam iin imdiden
sabrszlanyordum; birka kadeh iki, dostum Jamie'yle biraz gevezelik, Arma'da insann kulan trmalayan o mzik. Srf kafam sallayp
salarmn arasna giren kumlar dkmek iin biraz hzlandktan sonra
yine yavaladm.
Bomba emberindeki kayalar hep dndrr beni, bu sefer de yle
oldu, kendini ge sunmu bir sa gibi lm dnerek yatma
bakyorum da Paul ok hzl ayrlmt aramzdan; ona ok insancl
davranmtm dorusu. Ylan Parknda lgn ve fkeli ylan kesik
bacan tekrar tekrar srrken zplayarak drt dnen Blyth'n olan

66/187

bitenin farkna varabilecek yeterince zaman olmutu ve ar ar


gkyznde szlrken kk Esmerelda da bana gelecekleri tahmin
etmi olmalyd.
Onu ldrdmde kardeim Paul be yandayd. Bense sekiz.
Engerek ylanyla Blyth' saf d ettikten sonra Paul'den kurtulmann
bir yolunu bulabilmek iin iki yl beklemem gerekmiti. Ona zel bir
garezim filan yoktu aslnda; sadece onun kalc olmadn biliyordum.
Ondan kurtulamazsam kpekten de kurtulamayacaktm (Eric, zavall,
iyi kalpli, zeki, ama saf Eric benim hl ondan kurtulamadm
dnyor, ben de ona kurtulduumu nereden bildiimi anlatamyorum bir trl.)
Bir gece nceki, atnn kiremitlerini uuran, eski gemi kzann
yanndaki aalar sken, hatta asma kprnn halatlarndan birini
koparan korkun frtnadan sonra sakin, gneli bir sonbahar gn
kuzeye doru kumsalda yrye kmtk Paul'le ben. Babam tamirat iin Eric'i yardma armt, ben de Paul' ve kendimi
ayakaltndan ekmitim.
Paul'le hep iyi geinirdik. Belki de ok kk yalarda bile onun bu
dnyada uzun sre kalmayacan hissettiimden ona mmkn
olduunca hoa vakit geirtmeye alrdm ve zamanla ona birok
aabeyin kardeine davrandndan daha iyi davranmaya baladm.
Adann sonunu belirleyen nehrin yanna gelir gelmez frtnann pek
ok eyi deitirmi olduunu fark ettik; nehir tam, kumun zerine
derin kanallar oymutu, takn kahverengi sular nehir kysndan
srekli toprak paralar koparp onlar nne katarak akp gidiyordu.
Nehri geebilmek iin denizle birletii yere kadar yrmek zorunda
kaldk. Yrmeye devam ettik, ben iimde hibir ktlk olmakszn
Paul'n elinden tutmutum. Paul kendi kendine arklar sylyor,
ocuka sorular soruyordu, yok efendim frtnada kular neden uzaklara savrulmam, nehir bu kadar kabardna gre deniz neden su
dolmam?

67/187

Ara sra nehrin brakt ilgin eylere bakmak iin durarak sakin
sakin yrrken kumsal gzden kayboldu. Eskiden ufka kadar uzanan
altn rengi kumlarn bulunduu yerde imdi kayalar vard, biraz ileride
ise kum tepelerinin n sadece tatan ibaretti. Nehirden balayp benim isim vermediim, hatta henz grmediim yerlere kadar kumlar
sprp gtrmt geceleyin frtna. ok etkileyici ve ilk bakta beni
biraz rkten bir manzarayd; nk yle byk bir deiimdi ki bu,
bir gn adann bana da gelebilirdi. Ama babamn bu tr eylerin
eskiden de olduunu ve kumlarn bir iki hafta iinde eski yerlerine
dndn sylediini hatrladm.
Kayadan kayaya atlamak ve kayalar arasnda oluan havuzcuklara
ta atmak Paul' ok neelendirmiti. Kaya havuzlar onun, iin byk
yenilikti. Denizin att ilgin eyleri toplayarak sahilde epeyce
ilerledik ve sonunda uzaktan bir su deposu ya da yar yarya gml
bir kano zannettiim kalntya ulatk. Bir metre kadar dik bir ayla
kumlarn ortasndan kmt. Ben nesneyi incelerken Paul bir
havuzda balk yakalamaya alyordu.
Merakla, uca doru sivrilen silindire dokundum, ok sakin ve gl
olduunu hissettim, ama nedenini anlayamadm. Sonra geriye bir
adm atp tekrar baktm. ekli belirginleti, artk ne kadarnn kumun
altnda gml olabileceini biliyordum. Kuyruu zerinde duran bir
bombayd bu.
Dikkatle yanna gittim, bir yandan okuyor bir yandan da yattrc
sesler karyordum. Pas krmzsyla siyah karmyd rengi, toparlak
ksm rmeye balamt, rutubetli bir kokusu vard glgesi kuma
dyordu. Kumun zerindeki glgenin iaret ettii yne doru
yrynce karmda neredeyse kendi boyunda bir tahta parasyla,
havuzdaki sular sratarak neeyle oynayan kk Paul' buldum.
Glmseyerek onu ardm.
"unu gryor musun?" dedim. Laf olsun diye sorulmu bir soruydu. Paul kocaman gzlerini aarak ban evet dercesine sallad.

68/187

"Bu," dedim, "bir an. Kasabadaki kilisenin an gibi. Hani pazar gnleri duyduumuz ses var ya, ite o sesi karan."
"Evet. Kahvalt ettikten hemen sonra, di mi Frank?"
"Ne?"
"Pazar kahvaltsndan sonraki ses, Frank."
Paul tombul eliyle hafife dizime dokundu.
Bam salladm. "Evet, yle. O sesi anlar karr. lerindeki
bolua ses doldurulmu byk madeni eylerdir onlar. Pazar sabahlar kahvaltdan sonra ilerindeki sesleri dar boaltrlar, te bu da
o."
"Kahvalt m yani?"
Paul atk kalarla bana bakyordu. Sabrla bam iki yana
salladm.
"Hayr. Bu bir an."
"ann 'si" dedi Paul alak sesle ban sallayp paslanmakta olan
alete bakarak. Herhalde eski bir anaokulu kitab gelmiti aklna. Zeki
bir ocuktu; zaman geldiinde onu okula gndermeyi dnyordu
babam, hatta ona alfabeyi retmeye balamt bile.
"Evet. Bu eski an bir gemiden dm olmal, belki de onu sel
srklemitir. Bak imdi n'apcaz; ben kum tepelerinin zerine
kacam, sen de elindeki sopayla ona vuracaksn, bakalm ben
duyabilecek miyim? Tamam m? ister misin? Sesi ok yksek kacak,
belki de korkarsn."
Eilip yzne baktm. Ban iddetle iki yana sallayp burnunu
burnuma yaptrd.
"Hayr! Korkmam ben!" diye bard. "Yapcam..."
Neredeyse yanmdan geip bombaya vuracakt -sopay havaya
kaldrmt bile- hemen uzanp onu belinden yakaladm.

69/187

"Daha deil,'' dedim. "Ben uzaklaana kadar bekle. Bu eski bir an,
belki de iinde bir tek ses kalmtr. Onu boa harcamak istemezsin
deil mi?"
Paul kollarmn arasnda kmldanyordu, baklarndan anlald
kadaryla yeter ki ana vursun baka bir ey umrunda deildi. "Oldu,"
dedi ve benimle boumay brakt. Onu braktm. "ok hzl vurabilir
miyim ok hzl?"
"Sana u kardaki kum tepesinin zerinden el salladmda btn
gcnle vur. Tamam m?"
"Deniyim mi?"
"Kumun zerinde dene."
"Havuzlarda deniyebilir miyim?"
"Evet, sulara vurabilirsin. yi fikir."
"urdaki havuza vurabilir miyim?" Bombann etrafndaki su
birikintisini iaret etti. Bam olmaz gibilerden salladm.
"Hayr, an kzdrabilir bu." Kalarn att.
"anlar kzar m ki?"
"Evet. Ben imdi gidiyorum. Sen btn gcnle ana vuracaksn,
ben de dinleyeceim, tamam m?"
"Tamam, Frank."
"Ben el sallayana kadar ana vurma oldu mu?" Ban sallad.
"Sz."
"Aferin. Hemen giderim."
Dnp hafiften koarak kum tepesine yneldim. Srtm kanyor
gibiydi. Etrafta kimse var m diye saa sola bakmyordum giderken.
Paral bulutlu gkyznde daireler izen birka martdan baka
kimse yoktu. Omzumun zerinden baktmda Paul' grdm. Hl
bombann yannda sopasyla kumlar dvyordu onu iki eliyle tutmu
btn gcyle yere vuruyor; ayn zamanda da bararak sryordu.

70/187

Kayalarn zerindeki slak kumu hzla geip altn sars kuru kumlarda
yavaladm, sonra en yakndaki kum tepesinin zerine ktm. Tepeye
vardmda kumlarn ve kayalarn tesinde duran Paul'e baktm,
havuzcuklarn ve slak kumlarn parltsnda, yanndaki madeni koninin glgeledii kck bir gvde. Ayaa kalkp beni grene kadar
bekledim, son bir kez daha etrafa baktktan sonra ellerimi bamn
zerinde sallayp kendimi yere attm.
Orada yatar vaziyette beklerken Paul'e bombann neresine
vurulacan sylemediimi hatrladm. Hibir ey olmuyordu.
Karnmn ar ar kum tepesinin zerindeki kuma gmldn
hissederek orada yatyordum. geirerek bam kaldrdm.
Paul srayarak kollarn savuran ve srekli bombann yanna vuran
uzak bir kukla gibiydi. Rzgrn tad otlarn hrtsna ramen
heyecanl barlarn duyabiliyordum. "Kahretsin," dedim kendi
kendime ve elimi enemin altna koydum, tam o srada Paul benden
tarafa yle bir bakp bombann ucuna vurmaya balad. Birinci vuruunda siper almak iin elimi enemin altndan ekmitim ki Paul,
bomba, etrafndaki kk havuzcuk ve on metrelik bir ap iindeki her
ey aniden ykselen bir kum, buhar ve ta stunu iinde kayboldu,
gl patlaycnn ate almasyla bir an gz kamatrc bir yanma oldu
stunun iinde.
Ykselen tortu kulesi bir iek gibi aarak biran havada asl kald,
sonra ok dalgasnn kum tepesini ap bana ulamasyla her ey yere
dklmeye balad. Yakn kum tepelerinin zerinden kumlarn kaydnn hayal meyal farkndaydm. Ses tam o srada patlad ite, kuru
bir atrt, dehetli bir gk grlts. Havaya ykselenler yere
derken patlamann merkezinden balayarak darya doru sular
yukar sramaya balad. Gaz ve kum bulutunu rzgr datmaya
balad, altndaki kumlar kararm, bazen uzaklarda yamur brakan
bulutlarn altndan sarkan perdeye benzer bir sis perdesi olmutu
altnda. Artk krateri grebiliyordum.

71/187

Kotum. Hl duman tten kraterin elli metre kadar uzanda


durdum. Etrafta salm olan paralarn hibirine dikkatlice bakmadm, yle bir gz ucuyla, kanl bir et ya da giysi paralar grmeyi
hem istiyor hem de istemiyordum. Ses kasabann ardndaki tepelere
arpp yavalayarak geri dnd. Kraterin kenarlar, kumlarn altndaki
kayadan kopmu paralarla evrilmiti; krk diler gibi kimi
gkyzn iaret ediyordu kimiyse tepesi st dmt. Patlamann
yaratt bulutun krfezin zerinde daln izledikten sonra var
gcmle eve kotum.
Artk onun be yz kiloluk bir Alman bombas olduunu ve krfezin
aalarndaki uak ssne yapt baarsz bir saldrdan sonra
Norve'teki ssne dnmeye alan yara alm bir He.111 tarafndan
brakldn biliyorum. Onu Snamdaki silahn vurduunu ve pilotu bozguna uratp bombalarn brakmasn saladn dnmek
houma gidiyor.
O byk kaya paralarnn bazlarnn ular, oktan geri dnm
olan kumun yzeyinden ba gsteriyor hl ve zavall merhum Paul'e
uygun ant olan Bomba emberini oluturuyorlar: iinde glgelerin
oynat gnahkr bir ta emberi,
Yine anslydm. Kimse bir ey grmemiti ve kimse benim
yaptm dnemezdi. Bu sefer zntden deliye dnm, sululuk
duygusuna kaplmtm ve bu rol yle mkemmel oynadm ki Eric
bana bakmak zorunda kald. Eric'i kandrmak hi houma gitmiyordu,
ama buna mecburdum; bunu, onun bunu neden yaptm anlayamamas iin yaptm syleyemezdim. Dehete kaplr ve byk
olaslkla bir daha benimle arkadalk etmezdi. Ben de ac eken,
kendini sulayan ocuk roln oynamak zorunda kaldm ve babam
kara kara dnrken Eric'e de beni teselli etmek kald.
Diggs'in olan bitenler hakknda beni sorgulamas hi houma gitmedi, hatta balangta benden phelendiini zannettim; ama verdiim cevaplar onu tatmin etmie benziyordu. Babamdan "amca", Eric
ve Paulden de "kuzenlerim" diye sz etmek zorunda kaldm; Diggs bir

72/187

aratrma yapp benim resmen var olmadm renmesin diye polisi


yanltmak iin babamn tembihledii bir eydi bu. Hikyem uydu;
babamn yllar nce len kk kardeinin oluydum ve srayla akrabalarn yannda kalyordum, geleceim hakknda bir karar verilmesini
beklerken adada uzun tatiller; yapyordum.
Bu zor devreyi de kazasz belasz atlattm, hatta bu sefer deniz bile
benimle ibirlii yapt; patlamadan hemen sonra ykselip Diggs
kasabadan gelmeden bir saat nce brakm olabileceim izleri sildi.
Geri dndmde Bayan Clamp mutfakta, masaya dayad bisikletinin nndeki byk sepetten erzaklar karyordu. Dolaplarmz,
buzdolabn ve derin dondurucuyu kasabadan getirdii yiyecek ve
erzakla doldurmakla meguld.
"Gnaydn Bayan Clamp," dedim kibarca, mutfaa girdiimde,
Dnp bana bakt. Bayan Clamp ok yal ve son derece ufak tefektir.
Beni tepeden trnaa szp "Sen miydin?" dedi ve tekrar sepetine
dnp iki elini de iine daldrd ve gazeteyle sarlm paketler kard.
Sallana sallana dondurucuya gidip yanndaki kk bir tabureye kt
ve benim iin ald dondurulmu bifteklerin paketlerini ap neredeyse tmyle dondurucunun iinde kaybolarak yerlerine yerletirdi. Ne
kadar kolayd onu oraya... Bu aptalca dnceyi kafamdan atmak iin
bam iki yana salladm. Mutfak masasnn bana oturup Bayan
Clamp izlemeye koyuldum.
"Son zamanlarda naslsnz Bayan Clamp?" diye sordum.
"yiyim, iyiyim," dedi, ban sallayarak tabureden indi ve biraz daha
dondurulmu biftek alp dondurucuya yerletirdi. Belki de parmaklar
donard bir gn; dudann stndeki tylere yapm buz tanelerini
grebiliyordum.
"Bugn baya fazla ey getirmisiniz. yi ki yollarda dp
kalmadnz."
"Ben asla dmem, asla." Bayan Clamp tekrar ban iki yanal sallad
ve lavaboya gidip parmaklarnn zerine ykselerek scak suyu at ve

73/187

ellerini ykayp mavi i nlne kurulad, sonra da bisikletin sepetinden peyniri kard.
"Bir ey ier miydiniz Bayan Clamp?"
"Hayr istemem," dedi Bayan Clamp dolabn iinde ban sallayarak, buzluun hemen altndayd. "yi yleyse." Yine ellerini ykad. O
marullarla spana ayrrken ben de kalkp odama gittim.
Her zamanki cumartesi yemeimizi yedik: balk ve bahe patatesi.
Bayan Clamp adet olduu zere benim deil, babamn karsna oturmutu. Ben srtm lavaboya dnk masann ortasnda oturuyordum ve
babamla Bayan Clamp birbirlerine gayet resmi, neredeyse trenlemi
szler sarf ederken tabamdaki balk klklarna anlaml ekiller veriyordum, l baln klklaryla kk bir insan iskeleti yaptm ve
daha gereki grnmesi iin zerine biraz ketap dktm.
"Biraz daha ay alr mydnz Bay Cauldhame?" dedi Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim Bayan Clamp," diye cevap verdi babam.
"Francis?" diyerek bana bakt, Bayan Clamp.
"Hayr, teekkr ederim," dedim. Biraz fazla yeil olsa da bir bezelye
tanesi kafatas ilevini grebilirdi. Onu yerine yerletirdim. Babamla
Bayan Clamp havadan sudan konuuyorlard.
"Belki bana dmez ama, duyduuma gre polis memuru dn
buraya gelmi," dedi Bayan Clamp ve nezaketle ksrd.
"Doru," dedi babam ve azna o kadar ok yemek tkalad ki bir
sre konuamad. Bayan Clamp fazlaca tuzlu balna bakp ban ne
doru sallayarak ayn yudumlad. Ben mrldanmaya baladm,
babam da greiler gibi skt dileriyle bana glmsedi.
Konu kapand.
Cauldhame Armas'nda bir cumartesi gecesi, ben de her zamanki
gibi otelin arkasndaki dumanl, tk tk salonun arka taraflarnda
duruyordum, elimde bira dolu plastik bir kupa, bacaklarm birbirinin
zerine atmtm, srtm duvar kd kapl stuna dayalyd ve cce

74/187

Jamie kh kupasn bama koyup kh kaldrarak, bir yandan da sohbet ederek omzumda oturuyordu.
"Neler yaptn bakalm Frankie?"
"Hi n'olsun. Geen gn birka tavan ldrdm, Eric'ten de tuhaf
telefonlar geliyor, hepsi bu. Ya sen?"
"Her zamanki gibi. Eric seni nasl arayabiliyor?"
"Bilmiyor muydun?" dedim bam kaldrarak. Eilip bana bakt.
Yzler tersten komik grnyor.
"Kam."
Kam m?
". Kimse bilmiyorsa brak uyanmasnlar. Evet, kam. ki kere
evi arayp yolda olduunu syledi. Kat gn Diggs gelip bize haber
verdi."
"Tanrm. Onu aryorlar m?"
"Angus yle diyor. Haberlerde bir ey kmad m? Ben bir eyler
duymusundur diye dnyordum."
"Yoo. u ie bak. Onu yakalayamazlarsa herkese haber verirler mi
sence?"
"Bilmem." Normalde olsa omuz silkerdim.
"Ya hl kpekleri yakyorsa? Kahretsin. Ya ocuklara yedirdii
solucanlar. Kasaballar kafay yiyecek."
Ban sallayp durduunu hissedebiliyordum.
"Sanrm kimse bilmesin istiyorlar. Herhalde onu yakalayabileceklerini dnyorlar."
"Sence yakalayabilirler mi?"
"Bilmem. Deli olabilir, ama zekidir. Zeki olmasa kaamazd zaten,
hem konumalar da ok zekice. Zeki, ama uuk."
"Pek endieli grnmyorsun?.."

75/187

"Gelmesini istiyorum. Onu tekrar grmek istiyorum. Onun o kadar


yolu ap gelmesini isterdim; nk... Bilmem."
kimden bi yudum ektim.
"Kahretsin. nallah ortal kartrmaz."
"Kartrabilir. Ben de bundan korkuyorum. Kpekleri hl pek
sevmiyormu gibi bir hali var. Ama sanrm ocuklar iin tehlikesi
yok."
"Nasl yolculuk yapyor? Buraya nasl geleceini syledi mi? Paras
var mym?"
"Telefon ettiine gre var, ama hrszlk yapyormu."
Tanrm. Ama tmarhaneden katna gre ona ceza veremezler en
azndan."
"H," dedim. Sonra grup sahneye kt, Inverness'ten gelen Kusmuk
diye drt kiilik bir punk grubu. Solistin Mohikanl gibi salar, bir
sr de fermuar ve zinciri vard. Dier aletlerini gcrdatmaya
balaynca o da mikrofona yapp brmeye koyuldu:
"Sevgilim ekti gitti bok gibi oluyom imden atlal beri kuumu
kaldramyom..."
Omuzlarm stuna daha iyi oturtup bardamdan bir yudum daha
ektim. Jamie'nin aya ter kokan oday kaplayan canhra mzie
tempo tutarken gsm dvyordu. Elenceli olacak gibiydi.
Arada, barmenlerden biri elinde kovayla paspas herkesin tkrp
durduu sahneyi temizlemeye gittiinde ben de biraz daha iki almak
iin bara gittim.
"Her zamankinden mi?" dedi barn arkasndaki Duncan, Jamie
"yle" gibisinden ban sallad. "Frank sen ne lemdesin?" diye sordu
Duncan ikilerimizi tezghtan karrken.
"yiyim. Senden ne haber?" dedim.
"dare ediyoruz ite. Hl ieye ihtiyacn var m?"
"Hayr, teekkrler. Ev biras yapmak iin bu kadar yeter."

76/187

"Buradan ayan kesme ama, olmaz m?"


"Tabii," dedim. Duncan Jamie'nin kupasn ona uzatt, ben kendiminkini alp paray da braktm. "Yarasn beyler," dedi Duncan
arkamzdan, biz stunumuza dnerken.
Birka ikiden sonra, Kusmuk ilk parasn tekrarlarken Jamie'yle
ben ayakta zplayarak dans ediyorduk, Jamie barp ellerini rpyor,
omzumda dans ediyordu. Jamie istediinde kzlarla dans etmeye katlanabiliyordum, ama bir keresinde uzun boylu bir kz pmek iin
birlikte dar kmamz istemiti. Kzn memelerinin yzme demesi
fikri midemi bulandrd ve Jamie'yi reddetmek zorunda kaldm. Zaten
punku kzlar hi de yle parfm filan kokmuyor, pek az etek giyiyor,
etekleri de deri oluyor. Jamie'yle ben biraz tartaklandk, bir iki kere
decek gibi olduk, ama yara bere almadan gecenin sonuna kadar dayandk. Ne yazk ki Jamie bir kadnla muhabbet kurdu, ama ben derin
derin nefes almakla ve kar duvarn tepetaklak olmamasna almakla meguldm.
"Yaknda bir motosiklet alcam. Yirmi beliklerden," diyordu Jamie.
Duymakla duymamak arasndaydm. Motosiklet filan alaca yoktu;
nk pedallarna ulaamazd, ama syleyebilecek halde olsam bile
bunu sylemezdim ona; nk kadnlara doruyu sylemek gerekmez,
hem ne derler iyi dost byle zamanda belli olur. Grebildiim
kadaryla kz olsa olsa yirmi yalarnda, boyac kpne dm gibi bir
eydi. Berbat bir Fransz sigaras iiyordu.
"Benimkinin motosikleti var, Sue. Suzuki 185GT, abisininmi; ama
Altn Kanat almak iin para biriktiriyor."
Sandalyeleri masalarn zerine koyuyor, pislii, krk camlar ve bo
cips paketlerini temizliyorlard, ben de kendimi hl pek iyi hissetmiyordum. Kz ne kadar dinlesem o kadar sklyordum. Aksan berbatt:
Batda bir yerlerden; Glasgow'sa hi amam.
"ylesi bana yaramaz. ok ar. Beyzlkler tam benlik. Aslnda
Moto Guzzi'lerden istiyorum, ama aftna gvenim yok...."

77/187

Tanrm, neredeyse kzn ceketinin zerine midemi brakacaktm,


fermuarlar paslanacak, cepleri dolacakt ve Jamie'yi de salonun te
tarafna hoparlrlerin altndaki bira flarna frlatacaktm, o iki salak
da hl sama sapan motosiklet hayallerinden sz ediyorlard.
"Sigara ister misin?" dedi kz burnumun dibinden geirdii paketi
Jamie'ye doru uzatarak. Paketi aa indirdikten sonra bile havada
kalan mavi izini grebiliyordum. Sigara imedii halde sigaray alm
olmalyd Jamie; nk gzlerimin nnde bir havai fiek gsterisi
gibi kvlcmlanarak akmak da yukar kmt. Kafamn arkasnn
alev aldm hisseder gibiydim. Sigarann bymeyi engelledii yollu
zekice bir espri yapaym dedim Jamie'ye, ama beynime giren ve kan
btn hatlar midemden gelen acil mesajlarla kilitlenmi gibiydi.
Midem aada yayk faaliyetinde bulunuyordu, sonunda ne olaca
belliydi; ama ben kmldayamyordum bile. Yerle stun arasna bir
payanda gibi aklp kalmtm ve kzla Jamie hl Triumph'n
kard ses ve kzn Loch Lomond'da geceleyin yapt yarlar gibi
konularda bayyorlard.
"Tatilde misin?"
"H, bizimkilerle birlikte. Erkek arkadam var, ama denizde."
"Yaa."
Beynimi oksijenle temizleyebilmek iin hl derin derin nefes alyordum. Jamie'yi hi anlamyordum; boyu ve kilosu benim yarm kadard, ama birlikte ne kadar iersek ielim ona hibir ey olmuyordu.
kisini gizlice yere boaltmad da kesindi; yoksa ben de slanrdm.
Sonunda kz beni fark etti. Omzumu drtkledi, anlalan ilk kez yapmyordu bunu.
"Hey," dedi.
"Ne?" Byk aba gsteriyordum.
"yi misin sen?"

78/187

"Evet," ar ar bam sallarken bu kadarnn ona yeteceini umuyordum, sonra sanki tavanda ok ilgin ve nemli bir ey varm gibi
kafam yana evirip yukar baktm. Jamie beni ayayla drtkledi.
"Ne?" dedim, tekrar, ona bakmamaya alarak.
"Btn gece burada m kalacaksn?"
"Ne?" dedim. "Hayr. Hazr msn? Tamam." Ellerimi arkaya
gtrp stunu bulmaya altm, ayaklarmn biradan slanm yerde
kaymamas iin dua ederek kendimi yukar ittim.
"Belki de beni indirsen daha iyi olur Frank." dedi Jamie beni
drtkleyerek. Ona bakma niyetiyle yukar ve yana baktm yine ve olur
gibilerden bam salladm. Srtm stundan ayrmadan aa kayarak
yere oturdum. Kz Jamie'nin aa atlamasna yardm etti. Onun kzl
salaryla kzn sar salar btn klar yanan salonda ok i
grnd gzme. Duncan elinde bir kova bir de frayla bize yaklarken bir yandan da kl tablalarn boaltyor, etrafn tozunu alyordu. Ayaa kalkmaya abaladm, sonra kzla Jamie'nin kollarma
girip beni yukar ektiini hissettim. Her eyi l grmeye
balamtm ve sadece iki gzle bunu nasl becerebildiimi merak ediyordum. Benimle konuup konumadklarndan emin deildim.
Belki bana bir ey sylyorlardr diye "Evet," dedim, sonra yangn
kndan beni temiz havaya karmalarna boyun edim. Tuvalete
gitmem gerekiyordu, her admda midem biraz daha kaslyordu. Sanki
gvdem birbirine eit iki paraya blnm gibi korkun bir grnt
belirdi gzlerimin nnde, bir parann ii azna kadar sidik doluydu,
dierindeyse hazmedilmemi bira, viski, cips, fstk, tkrk, smk,
safra ve az bir ey balkla patates vard. Beynimin hastalkl bir blm
birdenbire etraf kvrm kvrm, ii ya dolu salamlarla evrilmi ve bol
yada pimi, kenarlarnda yalar donmu bir tabakta duran yumurtalar getirdi gzmn nne. Midemden gelen korkun ayaklanmayla
baa kmaya altm. Gzel eyler dnmeye uratm; sonra
dnecek gzel ey kalmaynca etrafmda olup bitenler zerinde
dikkatimi younlatrmaya karar verdim. Arma'dan kmtk,

79/187

bankann nndeki kaldrmdaydk, Jamie bir yanmda kz teki


yanmdayd. Serin ve bulutlu bir geceydi ve sokak lambalar donuk donuktu. Barn kokusunu geride brakmtk, ben de temiz havay iime
ekmeye altm. Hafiften yalpa vurduumun, kh Jamie'ye kh kza
yaslandmn farkndaydm, ama yapabileceim pek bir ey yoktu;
ok byk olduklar iin arka bacaklarn kontrol edecek ayr bir beyin
sahibi olan dinozorlar dndm. Her uzvum iin ayr bir beynim
vard sanki ama aralarndaki btn diplomatik ilikiler kopmutu.
ansa ve yanmdaki iki kiiye gvenerek glkle ilerliyordum.
Akas ikisine de pek fazla inancm yoktu, gerekten dmeye kalksam beni tutamayacak kadar kkt Jamie, kz da ad stnde kzd
ite. Herhalde ok gsz olmalyd; yle olmasa bile eminim kafamn
kaldrmda krlmasn seyretmek pek houna giderdi; nk kadnlar
erkeklerin aresiz hale dtn grmekten zevk alrlar.
"Siz ikiniz hep byle misiniz?" dedi kz.
"Nasl?" dedi Jamie, ses tonu yeterince aalayc deildi bence.
"Hep onun omzunda m gezersin?"
"Yo, sadece alanlar daha iyi grebilmek iin karm."
"Neyse, iyi bari. Helaya da byle mi gidiyorsunuz diye merak
etmitim."
"Evet; Frank klozete iiyor ben de sifona."
"Hadi canm!"
"H," dedi Jamie sesinden srtt anlalyordu. Btn bu abuk
sabuk konumalar dinleyerek elimden geldiince dzgn yrmeye
alyordum. Jamie'nin aka bile olsa, benim nasl tuvaletimi
yaptm konusunda bir eyler sylemesine kzmtm; bu konuda ne
kadar hassas olduumu bilir. Cauldhame Armas'nn tuvaletine
(sanrm baka tuvaletlerde de olur) gidip duvardaki uzunlamasna
ilikte duran sigara izmaritlerini ieyerek ileri ittirme sporundan sz
ederek birka kere bana satamt.

80/187

tiraf etmeliyim ki Jamie'yi bu ii yaparken izledim ve ok etkilendim. Cauldhame Armas'nn bu spor iin harika bir tesisi var
dorusu, upuzun bir olua benzeyen ilii btn bir duvar, bir dier
duvarn da yansn kaplyor ve sadece tek bir gideri var. Jamie'ye gre
oyunun amac sigara izmaritini bulunduu yerden alp, yol boyunca
mmkn olduunca paralayarak, zeri ak duran delie kadar
gtrp ieri sokmak. zmariti ne kadar ek yerinin zerinden geirirsen o kadar say alyorsun (delikten ieri sokmak ve delie en uzak
yerden balamak da fazladan puan kazandryor), verdiin hasar da
nemli -anlalan yank utaki kk siyah koniyi datmak ok zorgece boyunca ka tane izmariti delie atarsan o kadar ok say
kazanyorsun.
Oyun, imdilerde daha moda olan anak eklindeki iliklerde de
snrl bir biimde oynanabilir; ama Jamie bunu hi denememi, boyu
ok ksa olduundan nesneyi kullanabilmesi iin bir metre uzakta
durup oradan su dkmesi gerekiyor.
Bana yle geliyor ki bu hikye uzun sreli iemeleri daha da ilginletirecek, ama kr talih saolsun bana gre bir i deil bu.
"Kardein filan m?"
"Yo, arkadam."
"Hep byle kafay bulur mu?"
"H, cumartesi geceleri,"
Kuyruklu yalan, tabii. Pek ender konuamayacak hatta yryemeyecek kadar sarho olurum. Eer konuabilecek halde olsaydm ve bir
ayam dierinin nne koymakla bu kadar megul olmasaydm
Jamie'nin de aznn payn verirdim. Sanki mide bulantm gemi
gibiydi; ama beynimin o sorumsuz, ykc blm -alt taraf bir iki
nrondu herhalde, ama her beyinde byle serseri bir blm geri kalanlarn da adn ktye karyor - o soumu salaml yumurtay dnmeye devam ediyordu ve her seferinde iim kabaryordu. Kendimi zorlayarak tepelerde esen serin rzgrlar, dalgalarn oyduu kumsalda

81/187

oluan su izlerini dnmeye altm; temizlii ve tazelii temsil ediyordu bunlar benim iin ve midemin iindekileri dnmemi
engelliyordu.
Ama ieme konusunda eskisinden de daha perian bir haldeydim.
Kzla Jamie santimlerce temde beni iki kolumdan tutmu ara ara arparak tayorlard, ama sarholuum yle bir seviyeye gelmiti ki hzl
hzl itiim son iki bira ve stne de viski katlmasyla hemen yanlarnda deil de baka bir gezegendeydim sanki, onlara ne istediimi
anlatabilme umudum o kadar azd ki yanmda yrrken abuk sabuk
eyler konuuyorlard sanki ok nemliymi gibi ve her ikisinin de toplamndan daha fazla beyni olan ve ii de en nemli bilgilerle dolu
olan ben iki kelime edemiyordum.
Bir yolu olmalyd. Bam sallayp biraz daha derin nefes almaya
altm. Admlarm dzelttim. Kelimeleri ve nasl sylendiklerini
dndm byk bir dikkatle. Dilimi ve grtlam kontrol ettim.
Kendimi toparlamak zorundaydm. letiim kurmalydm. Kardan
karya geerken bam kaldrp baktm; alak bir duvara ilitirilmi
olan Birlik Soka tabelasn grdm. nce Jamie'ye, sonra da kza
bakarak byk bir netlikle unlar syledim: "Bir keresinde uradaki
tabelann zerinde yer alan kelimenin sebep olduu bir yanlsamaya
kaplmtm, byle bir hisse siz ikiniz hi kapldnz m bilmem -ya da
belki u anda hlihazrda bu hissi, benimle olmasa bile en azndan
birbirinizle paylamaktasnzdr - ama sz konusu tabelada geen "Birlik" kelimesinin sendika anlamna geldiini dnmtm ve kasaba
byklerinin, bir caddeye bylesi sosyalist bir isim takmas beni artmt; sendikalarn neminin, gayet muhterem ve pek ehemmiyetli bu
ilek caddenin tabelasna yazlma mertebesine ykseltilerek kabul
grmesi snf savanda olas bir bar ya da en azndan bir atekes
umudunun hl suya dmemi olduunun bir iareti gibi geldi bana,
fakat itiraf etmeliyim ki babam -Tanr mizah duygusunu affetsin- sz
konusu ismin, kasaba byklerinin ngiliz ve skoya parlamentolarnn birliini gayet ciddi ve mnasip bir biimde, kukusuz bu
bir nevi erken devir teslimin ileride kendilerine kazandraca

82/187

frsatlar da gzard etmeksizin kutlamalarndan ileri geldiini


sylediinde bu yazk ki fazlasyla iyimser bak am tuzla buz oldu."
Kz, Jamie'ye bakt.
"Bir ey mi dedi?"
"Sanrm sadece boazn temizliyor," dedi Jamie.
"Muzlarla ilgili bi eyler syledi gibi geldi bana."
"Muz mu?" dedi Jamie aknlkla kza bakarak.
"H," dedi kz bana bakp kafasn sallayarak.
"yle."
letiim dediin byle olur ite diye dndm. O kadar sarhotular
ki doru dzgn sylenmi laflar bile anlamyorlard, nce birine
sonra dierine bakarak i geirdim, bu srada ar ar ana caddede
yryorduk. Karya bakarak ne halt edeceimi dnmeye baladm.
Sonraki caddeyi gememe de yardm ettiler, kar kaldrm karken
neredeyse boylu boyunca uzanyordum. Birdenbire burnumun ve n
dilerimin, saniyede bir metreden daha fazla bir hzla Porteneil'in
granit kaldrmlarna arpmaya kar ne kadar dayanksz olduklarn
dndm.
"Bi arkadala birlikte Ormanclarn tepelerde at yollarda doksanla filan gidiyoz bazen, deli gibi."
"Za'afac'larla m?"
Tanrm, hl motosikletlerden konuuyorlard.
"Onu nereye gtrecez yahu?"
"Anneme. Hl ayaktaysa bize birer ay yapar."
"Anana m?"
"H."
"Ya."
Birdenbire beynimde bir imek akt. O kadar barizdi ki daha nceden nasl dnemediime atm. Kaybedecek zaman yoktu,

83/187

beklemenin bir anlam kalmamt -birazdan patlayacaktm- kafam


eip kendimi Jamie ve kzdan kurtararak komaya baladm. Kaacaktm; Eric yapmt, ben de rahat rahat ieyebileceim sakin bir ke
bulabilirdim.
"Frank!"
"Ha siktir, herif kayor, imdi napan?"
Hl az ok kendilerinden beklendii ekilde hareket eden ayaklarmn altndayd kaldrm. Jamie ve kzn bararak arkamdan
kotuklarn iitebiliyordum, ama eski patatesiyi ve sava antn oktan gemi, hz kazanmaya balamtm, iyice imi olan sidik torbam
iimi zorlatryordu, ama beni korktuum kadar da alkoymuyordu.
"Frank! Geri gel! Frank dur! N'oldu? Frank, deli pezevenk, boynunu
kracaksn!"
"Brak unu ne bok yerse yesin."
"Hayr!, O benim arkadam! Frank!"
Banka Caddesi'nin kesinden dnp iki elektrik direini az farkla
skaladktan sonra sola, Adam Smith Caddesi'ne keskin bir dn
yapp McGarvie'nin tamirhanesine geldim. Arka tarafa koup bir pompann arkasna getim, nefes nefeseydim, geiriyordum, beynim
zonkluyordu. Pantolonumu indirip lambann arkasna meldim, derin derin soluyarak betonun zerinde gllenen duman tten ii
izledim.
Ayak sesleri duyuldu ve samda bir glge grdm. Bam
kaldrdmda Jamie'yi grdm.
"Huh ... huh ... huh" diye nefes alp veriyordu, dorulmak iin elini
baka bir pompaya dayad, dier elini de bacana, gs inip
kalkyordu.
"Burda... huh ... burda... huh... burdasn ite. Uffff..."

84/187

Pompalarn altndaki basamaa oturup bir sre bronun karanlk


camlarna bakt. Ben de son damlalarn dmesini bekleyerek srtm
pompaya dayal oturuyordum. Sonra kalkp pantolonumu toparladm.
"Bunu neden yaptn?" dedi Jamie, hl nefes nefeseydi.
Kemerimi iliklemeye alrken ona elimle bir iaret yaptm, Yine
midem bulanmaya balamt; nk giysilerime sinen sigara duman
kokusu gelmiti burnuma.
"Ben..." diyerek azm atm, "zr dilerim" diyecektim ki kelime
bir kabarmaya dnt. Beynimin o anti-sosyal paras birdenbire
salaml, yal yumurtalar dnmeye balad yine ve midem fkrd.
ki kat oldum, midem iimde bir yumruk gibi sklmt; herhalde
karnndaki bebek tekmelediinde bir kadn da -byle hissediyordur.
Basncn iddetiyle grtlamdan bir hrlt kt. Tam decekken Jamie yakalad beni. Yar alm bir ak gibi eilmi, grltyle yerleri
kirletiyordum. Jamie yzst dmeyeyim diye bir elini pantolonumun asklarna geirdi, dieriyle de alnm tuttu, bir eyler mrldanyordu. Hl kusuyordum, artk midem ok kt ac vermeye balamt;
gzlerime ya dolmutu, burnum akyordu ve kafam patlamaya hazr
olgun bir domates gibiydi. Bulantlar arasnda nefes almaya alyor,
grtlama kaan kusmuklar yznden ksryor, bir yandan da kusmaya devam ediyordum. Eric'in telefonda lgna dnp kard
sesler gibi sesler karyor ve kimsenin yaknlardan geip beni bu
kadar aalk ve aresiz bir durumda grmemesi iin dua ediyordum.
Durdum, kendimi daha iyi hissettim, tekrar baladm, on kat daha be
terdim. Jamie'nin de yardmyla biraz daha yan tarafa, ya lekelerinin
daha kuru grnd bir yere gidip ellerimin ve dizlerimin zerine
braktm kendimi. Bir iki kere daha ksrp azmdakileri tkrdkten sonra Jamie'nin kollarna yldm, aryan mide kaslarm rahatlatmak iin bacaklarm eneme ektim.
"imdi iyi misin?" dedi Jamie. Bam salladm. Biraz dorularak
kmn zerine oturdum ve bam dizlerimin arasna soktum. Jamie
srtm svazlyordu. "imdi gelirim, Frankie." Bir iki saniyeliine

85/187

ortadan kayboldu, leride duran ecza dolabndan ald kt havlunun


bir parasyla azm, geri kalanyla da yzm sildi. Onlar p
tenekesine atmay da ihmal etmedi.
Hl sarho olmama, midemin sancmasna ve grtlamn iinde iki
kirpi gremi gibi gelmesine ramen kendimi ok daha iyi hissediyordum. "Teekkrler," demeyi baarabildim ve ayaa kalkmaya
altm. Jamie bana yardm etti.
"Tanrm, insan kendini bu hale drr m Frank."
"Hayr," dedim gzlerimi gmleimin koluna silerken ve kimse var
m diye etrafa baktm. Bir iki kere Jamie'nin omzuna vurdum, sonra
birlikte caddeye ktk.
Bombo caddede yrrken ben derin derin nefes alyordum, Jamie
de beni kolumdan tutuyordu.
Kzn gittii aikrd, ama hi zlmemitim.
"Neden yle koup gittin?"
Bam salladm. "Gerekliydi."
"Ne?" diyerek bir kahkaha att Jamie.
"Neden sylemedin?"
"Syleyemedim."
"Kz var diye mi?"
"Yo," dedim ve ksrdm. "Konuamyordum. ok sarhotum."
"Ne?" diyerek tekrar gld Jamie.
Bam salladm, "yle," dedim. Tekrar glerek ban iki yana sallad. Yrmeye devam ettik.
Jamie'nin annesi hl ayaktayd ve bize ay yapt. Onu her
grdmde, yani akamlar oluyla bardan kp kendimizi genellikle
evinde bulduumuza, zerinde yeil bir sabahlk olan iri yar bir
kadnd. Benden holanmad halde holanyormu gibi davranmasna ramen fena kadn deildi.

86/187

"Aman olum bu halin de ne byle. Gel otur da sana bir ay vereyim.


Seni kk haylaz." Salondaki bir koltua oturtuldum, bu srada Jamie
ceketlerimizi asyordu. Holde zpladn duyuyordum.
"Teekkrler," dedim karga gibi bir sesle, boazm kupkuruydu.
"Al bakalm tatlm. Istcy aaym m? dn m?"
Bam iki yana salladm. Glmseyerek omzumu svazlad ve mutfaa gitti. Jamie gelip yanmdaki divana oturdu. Bana bakp srtarak
ban sallad.
"u hale bak. u hale bak!"
Ellerini rparak ne eildi, bacaklar aa sarkmyordu. Gzlerimi
baka tarafa evirdim.
"Takma kafana Frankie. Bir iki bardak ay itin mi kendine
gelirsin."
"H h," dedim zoraki ve titredim.
Saat birde evden ayrldmda kendimi daha ayk ve ayla ykanm
gibi hissediyordum. Midem ve grtlam normale dnm gibiydi, ama
sesim hl hrltlyd. Jamie ve annesine iyi geceler dileyip adaya
giden yola aptm, karanlkta zaman zaman fenerimi de kullanarak kprye, oradan da eve ulatm.
amurluk ve kumluk arazide sessiz bir yry olmutu. Patikada
ayaklarnm kard ses dnda kasabadaki yoldan geen tek tk
kamyonlarn sesini duyuyordum sadece. Gkyz neredeyse tamamen
bulutlarla kaplandndan ay yoktu, baka k da.
ki yl kadar nce yaz ortasnda bir gn, tepelerde yaptm uzun
yryten dnte alacakaranlkta patikada yryordum ki adann
zerinde telerde yzen tuhaf klar grmtm, Dalgalanmalar, ve
hareketleri hi de tekin grnmyordu, parldyor, kayyor, ar, kat
bir madde gibi havada yanyorlard. Drbnm ayarlayp bir sre onlar izledim, ikide bir deien k imgeleri arasnda bir ekil sezer gibi

87/187

oluyordum. Sonra bir titreme geldi zerime ve grdm eyin ne


olduunu tahlil etmeye balad zihnim. Alacakaranlkta hzla etrafm
kolaan ettim, sonra tekrar uzak, son derece sessiz titreen alev kulelerine dndm. Tepeden adaya bakan ateten yzler gibi, bekleyen bir
ey gibi havada asl duruyorlard.
Sonra ayldm ve ne olduunu anladm.
Bir serap, hava katmanlarnn denizdeki yansmas. Kuzey
Denizi'nde yzlerce kilometre tedeki petrol kulelerinin alevleriydi
grdm. Alevin etrafndaki ekle daha dikkatlice baknca o gaz
parltsnda hayal meyal beliren petrol kulelerini seer gibi oldum.
Sonra neeyle yola koyuldum -tuhaf grntleri grdkten sonra iyice
artmt neem- ve mantyla hayal gcn benden daha az kullanan
birinin benim yerimde olsa grdn UFO zannedeceini
dndm.
Sonunda adaya vardm. Ev karanlkt. Karanlkta durup ona baktm.
Yarmayn gsz nda ancak belli olan silueti onu olduundan
daha da byk gsteriyordu, tatan bir canavar ba gibi arkadaki kum
ve kayalarn altna gmlm; bilinmez bir emir ya da iaret zerine
silkinip mezarndan kmaya hazr usuz bucaksz gl bir gvdeye
bal, denize bakan, zerine ay vurmu, ekiller ve anlar dolu dev bir
kafatas.
Ev denize bakyordu, geceye bakyordu, ben de iine girdim

V
Bir Buket iek
Kk Esmerelda'y ldrdm; nk kendime ve dnyaya borluydum bunu. ki erkek ocuu ldrmekle kadnlar istatistiki adan
kayrmtm. nanlarm dorultusunda hareket ettiimi kantlamak
istiyorsam, diye dndm kendi kendime, az da olsa dengeyi salamak zorundaym. Kuzenim en kolay ve en rahat ulaabileceim
hedefti.
Yine, ona kar hibir garezim yoktu. ocuklar gerekten insan saylmazlar; nk kk kadnlar ve erkekler olmaktan ziyade zamanla
bunlardan biri haline gelecek apayr bir trdrler. zellikle toplumun
ve ailelerinin sinsi ve eytani etkisi altna henz girmemi olan kk
ocuklar cinsiyetsizce ak ve bu yzden de ok sevilesi yaratklardr.
Esmerelda'y severdim (adnn onca tumturakl olmasna ramen hem
de) ve kalmaya geldiinde onunla durmadan oyun oynardm. Harmsworth ve Morag Stove'un, yani babamn ilk evlilii vastasyla vey
daym ve yengemin kzlaryd; yandan be yana kadar Eric'e onlar bakmlard. Bazen yaz geirmek iin Belfast'tan kalkp gelirlerdi;
babam Harmsworth'le iyi anlard, ben de Esmerelda'ya baktmdan
burada gzel ve rahat bir tatil geirirlerdi. Kk Paul'u hayatnn baharnda haklamamn zerinden topu topu bir yl gemi olduu iin
Bayan Stove o yaz kzn bana emanet etmekten pek honut deildi;
ama dokuz yanda, gayet mutlu ve uyumlu, sorumluluklarmn
bilincinde ve dzgn konuan bir ocuktum ve laf getiinde
kardeimin bana gelen felaketten son derece zgnm gibi
grnyordum. Sanrm vicdanmn kesinlikle rahat oluu bykleri
benim tamamyla susuz olduuma inandrmt. Hatta yanl sebeplerden kendimi sulu hissediyormuum gibi davranarak ikili blf

89/187

yapyordum; byklerde Paul'u zamannda uyaramadm iin


kendimi sulamamam gerektiini sylyorlard. Zekma diyecek
yoktu.
Esmerelda'yla ailesi tatile gelmeden ok nce onu ldrmeye karar
vermitim bile. Eric bir okul gezisine gitmiti, yani Esmerelda ve ben
yalnz olacaktk. Paul'n lmnden bu kadar ksa bir sre sonra bu
ok riskli olacakt, ama dengeyi salamak iin bir eyler yapmam
lazmd. Bunu ok derinlerde, iliklerimde hissediyordum; mecburdum.
Kant gibi bir eydi, kar koymam mmkn deildi, Porteneil'de
kaldrmda yrrken ayaklarmdan birinin kaldrma srtmesi gibi bir
eydi. Kendimi iyi hissedebilmek iin dier ayam da ayn gle
kaldrma srtmem gerekir. Kollarmdan biri duvara ya da elektrik
direine dese yine yle hissederim; hemen tekini de dedirmem
gerekir ya da en azndan elimle dokunmam. te bu tr eyler yaparak
dengeyi korumaya alrm, ama nedendir bilmem. Sadece yaplmas
gereken bir eydi; ayn ekilde bir kadn haklamam gerekiyordu, teki
kefeye de arlk koymalydm.
O yl uurtma yapmakla bozmutum. 1973 ylyd sanrm. Uurtma
yapmak iin envai eit malzeme kullanyordum; kamtan, tahtadan,
madeni asklar, alminyum adr direkleri, kt ve naylon kap ktlar, p torbalan, araflar, ip, naylon sicim, kay paralar, kopalar,
halat paralan, elastik bantlar, teller, raptiyeler, vidalar, iviler ve
model yatlardan ve trl oyuncaklardan, araklanm eitti paralar.
ki kollu ve kilitli bir vin yapmtm makarasna yarm kilometrelik ip
sarlabiliyordu; uurtmalar iin eit eit kuyruklar yapmtm, dzinelerce bykl kkl uurtma, birka tane de akrobat. Onlar
barakaya koymutum, koleksiyon fazlaca byynce bisikletleri dar,
saan altna karmam gerekti.
O yaz kk Esmerelda'y habire uurtma uurmaya gtryordum.
Onun eline tek ipli basit bir uurtma tututurup ben akrobatmla oynamaya giriiyordum. Benimkini onun uurtmasnn etrafnda
dndryor ya da kendim bir kum tepesine kp kumlara; doru dal

90/187

yaptryordum, uurtmay nceden yapm olduum yksek kum


kulelerinin zerine indiriyor sonra birden ipini ekip yklan kum
kulesinin havaya salan kumlarn izliyordum. Ama bu denemeler
uzun srmt, bir iki kere de yere aklmt, hatta bir keresinde bir
baraj ykmay bile baarmtm. Uurtmay dala geirirken yle bir
a veriyordum ki her seferinde baraj duvarnn zerine bir kesiyle
arpyordu, bylece ar ar duvarn zerinde bir entik oluturdu ve
su kumun zerinden akmaya balad, sonra da ksa zamanda baraj
ap aadaki kum-evli ky yerle bir etti. Sonra gnn birinde kum
tepesinin zerinde durmu uurtmay eken rzgra kar direniyordum, ipi sk sk kavryor, ekiyor, tartyor, ayarlamalar yapyor ve
saryordum ki o sardm ip birden bire Esmerelda'nn boynuna
dolanm gibi hissettim, fikir ortaya kmt ite. Uurtmalar kullan.
Sanki aklmda uurtmay ynlendiren srekli ekimden baka hibir
ey yokmuasna sknetle bu fikri dndm ve olduka mantkl
buldum. Dndke fikir kendiliinden ekil ald, deta tomurcuklar
verip kuzenimin sonunu belirleyecek noktaya kadar trmand.
Hatrlyorum da bir srtma yayld yzme o zaman ve akrobat hzla
otlarn ve suyun zerine doru indirmeye baladm, kumun ve
dalgalarn zerine, rzgra kar yle bir ektim ipini ki elindeki
gkyzne bal ipi durmadan ekitirip durarak kum tepesinin zerinde oturan kza arpmadan nce iyice hz kazansn. Dnp gld,
sonra bir kahkaha att, gzleri yaz gneinde a olmutu. Ben de
kahkaha attm, hem yukarlardaki hem de beynimin derinliklerindeki
o eyleri eit lde kontrolm altnda tutuyordum.
Kocaman bir uurtma yaptm.
O kadar bykt ki barakaya bile smad. Bir ksmn uzun zaman
nce tavan arasnda bir ksmn da kasaba plnde bulduum
alminyum adr direklerinden yaptm onu. lk bata siyah naylon
torbalarla kapladm, sonra deitirip yine, tavan arasndan bulduum
adr bezini kullandm.

91/187

Kaln, portakal rengi bir misina kullandm uurtma ipi olarak, onu
da bir pantolon asksyla iyice salamladm vin makarasna sardm.
Uurtmann kuyruu, bklm dergi sayfalarndan oluuyordu; Silah
ve Mhimmat dergisi, o zamanlar dzenli olarak alrdm. Krmz boyayla tentenin zerine bir kpek kafas resmetmitim, o zamanlar
Kpek burcundan olmadm bilmiyordum daha. Babam yllar nce o
srada gkyznde Sirius olduu iin Kpek burcundan olduumu
sylemiti. Her neyse, sadece bir simgeydi ite.
Bir sabah erkenden, gne bile domadan, herkes uykudayken
dar ktm. Barakaya gidip uurtmay aldm, kum tepelerinin zerinden bir sre yryp onu kurdum, yere bir adr ivisi aktm, misinay ona baladm, sonra ipini ksa tutarak uurtmay bir sre
uurdum. Hafif bir rzgar olduu halde beni epeyce zorlayp terletmiti, ellerim de giydiim i eldivenlerine ramen yanmaya balamt.
Uurtmann bu ii halledeceine karar vererek aa ektim.
kindi vakti biraz daha hzlanm olan rzgr adadan Kuzey
Denizi'ne doru esmekteyken Esmerelda'yla ben her zamanki gibi
dar ktk ve uurtmay almak iin barakaya uradk. Onu tamama
yardm etti; misinay ve vinci kk dz gsne bastrm aletin
kilidini klatyordu, sonunda evden epeyce uzakta bir yere vardk.
Norve ya da Danimarka'ya yzn dnm yksek bir kum tepesiydi,
otlar kalara dklm salar gibi kuzeyi iaret ediyordu.
Ben duruma uygun gayet ciddi bir tavrla ar ar uurtmay bir
araya getirirken Esmerelda iek topluyordu. Yanl hatrlamyorsam,
kendilerini gstersinler, koparlp demet yaplmaya raz olsunlar diye
iekleri kandrmak iin onlarla konuuyordu. O yrrken, melir,
emekler ve konuurken rzgr sar salarn uuruyor ben de uurtmay kuruyordum.
Sonunda uurtma bitmi, btn paralar birbirine taklm bir
halde km bir adr gibi otlarn zerine serilmiti, yeil stne
yeil. Rzgr iine doluyor, onu kmldatyordu; otlarn dalgalanrken

92/187

kard sesler ona canlym gibi bir hava veriyordu, kpein surat
askt. Portakal rengi misinay alp gerekli dmleri attm.
Esmerelda'y ardm. Elinde bir tomar kk iek vard, adlarn
unuttuu ya da hi renmemi olduu iin yeni isimler uydurarak
hepsini bana tek tek tantrken sabrla bekledim. Bana verdii
papatyay nezaketle alp ceketimin sol cebinin iliine taktm Ona yeni
uurtmay bitirdiimi, onu rzgrda denemek iin yardmc olabileceini syledim. Heyecanlanmt, ipi tutmak istiyordu. Ona belki ipi
tutturabileceimi syledim, ama tabii kontrol bende olacakt. iekleri
de elinden brakmak istemiyordu, ben bunun mmkn olduunu
syledim.
Esmerelda uurtmann bykln ve zerindeki vahi kpek resmini grnce kk lklar atmaya balad. Uurtma, rzgarn
krtrd otlarn zerinde sabrsz bir manta bal gibi yatyordu
kanatlarn ar ar kmldatacak. Ana kontrol iplerini Esmerelda'ya
verip onlar nasl ve nereden tutacan gsterdim. Bileklerine
geirmesi iin birka ilmek attm syledim ona, bylece elinden
karmayacakt. Ellerini dmlenmi misinann arasna soktu, bir
eliyle smsk ipi, tekiyle ise rengrenk iekleri tutuyordu. Ben kendi
payma den ipleri toparlayp uurtmann te tarafna getim.
Esmerelda yerinde zplyor, bana uurtmay bir an nce uurtmam
sylyordu. Etrafa son kez baktktan sonra iine rzgr dolsun diye
uurtmann ban hafife kaldrdm. Hemen kuzenimin arkasna
kotum, bu srada uurtmayla arasnda gevek duran ip de gerilmiti.
Uurtma vahi bir ey gibi, kuyruunu yrtlan mukavvaya benzer
bir sesle sallayarak ge ykseldi. Silkinip havada bir atrt kard.
Kuyruunu kesip att ve ii bo kemiklerini esnetti. Esmerelda'nn arkasna geip kk illi bileklerinin hemen altndan ipi tuttum, uurtmann aslmasn bekliyordum, ipler gerildi ve uurtma asld.
Dengemi kaybetmemek iin topuklarm topraa gmmem gerekti.
Esmerelda'ya arptm, bard. lk vahi savrulmada misinann gerilmesiyle ipleri brakmt, ben zerimizdeki gklerin gcn denetim

93/187

altna almaya abalarken o da durmu bana gkyzne bakyordu.


iekleri hl brakmamt, iplere attm ilmekler kollarn bir kukla
gibi indirip kaldryordu. Vin gsme dayalyd, ellerimle arasnda
gevek bir blm vard. Esmerelda son kez kkrdayarak bana bakt,
ben de gldm. Sonra ipleri braktm.
Vin ensesine arpnca bir lk att. Sonra ipin ekmesi ve ilmeklerin bileklerini iyice kavramasyla ayaklar yerden kesildi.
Srtst yuvarlandm, hem bir gren varsa manzarann daha inandrc olmas iin hem de vinci braktmda dengemi kaybettiimden. Esmerelda'nn sonsuza kadar bir daha ayak basmayaca topraa
yuvarlandm. Uurtma dalgalanyor, savruluyordu, kz vinle birlikte
yerden kaldrp havaya ekti. Srtst, yattm yerden bir an olanlar
izledim, sonra kalktm ve srf onu yakalayamayacam bildiimden
olabildiince hzl peinden kotum. Btn gcyle haykryor, bacaklarn sallyordu; ama bileklerine dolanm acmasz misina ilmekleri
onu brakmyordu, uurtma rzgrn dileri arasndayd, zaten onu
yakalamay gerekten istemi olsam bile oktan yetiemeyeceim
kadar uzaklamt.
Kotum kotum, kendimi bir kum tepesinin zerinden atp denize
doru yuvarlandm, uurtmann ektii, rpnan kk gvde gitgide
daha uzaklara srkleniyordu. Rzgrn srkledii lklarn hayal
meyal duyabiliyordum. Kumlarn, kayalarn zerinden denize ald,
ben tepinen ayaklarnn altnda sallanan vinci seyrederek soluk solua
altnda kouyordum. Elbisesini rzgr iiriyordu.
O habire ykselirken ben de komay srdryordum, rzgr ve
uurtma beni oktan geride brakmt. Denizin kenarndaki su
birikintilerinin iinden getim, sonra dizlerime kadar denize girdim.
Tam o srada, ilk bata tek bir ey gibi grnen, ama sonra dalan bir
ey dt ondan aa, ilk bata korkudan altna iediini dndm,
sonra tuhaf bir yamur gibi gkyznden yuvarlanp biraz temde
suya arpan iekleri grdm. S sularda onlara ulaana kadar kula
atp, bulabildiklerimi topladm, bam hasadmdan kaldrdmda

94/187

Esmerelda ve uurtma Kuzey Denizi'ne ynelmilerdi. Rzgr dinmezse u kahrolas denizi ap karaya ayak basabilecei geti aklmdan,
ama yle bile olsa elimden geleni yaptmdan erefimi kurtarm
saylrdm.
yice klene kadar seyrettim onu, sonra dnp karaya ktm.
Drt yl iinde benim hemen yanbamda meydana gelen
lmn phe uyandracan bildiimden tepkimi dikkatle planlamtm bile: Hemen eve komak yerine kum tepelerine dnp elimde ieklerle oturdum. Kendi kendime arklar syledim, hikyeler anlattm, acktm, biraz kumlarda yuvarlandm, biraz kumu gzlerime
srdm ve kendimi kk bir ocuun asla iinde bulunamayaca
korkun bir ruh haline sokmaya altm. Akamzeri gen bir orman
iisi beni bulduunda hl orada oturmu denize bakyordum.
Babam ve akrabalarmz bizi merak edip bulamaynca polise haber
vermiler, Diggs de bir arama ekibi kurmutu, adam da onlardan
biriydi.Adam kum tepelerinin zerinde slk alarak ve otlarn arasn
bir sopayla kartrarak dolanyordu.
Onu grmezlikten geldim. Denize bakarak titremeyi ve iekleri
elimde smsk tutmay srdrdm. Babam ve Diggs, adam kum tepelerini arayan insanlarla haber gnderdikten ok sonra geldiler, ama o
ikisine de hi aldrmadm. Bir sre sonra etrafmda dzinelerce insan
birikmiti, bana bakyor, sorular soruyor, saatlerine gz atp etraf
kolaan ediyorlard. Yeniden yan yana sralanp Esmerelda'y aramaya
koyuldular, bu arada ben eve tandm, Bana orba iirmeye altlar;
alktan lyordum; ama hi aldrmadm, bana sorduklar sorulara donuk bir bak ve sessizlikle karlk veriyordum. Daym ve yengem yzleri kpkrmz, gzleri slak beni sarsyorlard; ama hi aldrmyordum. Sonunda babam beni yukar odama karp zerimdekileri
kard ve yataa yatrd.
Btn gece beni hi yalnz brakmadlar, yanmda babam, Diggs ya
da her kim varsa, bir sre sessizce yatp uyuma taklidi yaparak sonra
da btn gcmle barp kendimi yataktan atarak ve yerde tepinerek,

95/187

hem onu hem kendimi uyutmadm. Her seferinde tekrar uyumu gibi
yapyor, sonra yine ldryordum. Birisi benimle konumaya kalksa
titreyerek yatakta yatyor, sar ve dilsiz onlara bakyordum.
afak vakti arama ekibi Esmereldasz dnene kadar uyank durdum,
sonra kendimi braktm.
Kendimi toparlamam bir hafta srd, hayatmn en gzel haftalarndan biriydi. Eric okul gezisinden geri dnd, ben de o dndkten ksa bir sre sonra konumaya baladm; ilk bata sama sapan
eyler, sonra olup bitenlerle ilgili kopuk kopuk ipular, bunlar hep
lklar ve donma takip ediyordu.
Hafta ortasnda filan Diggs'in babamn beni kendinden baka kimsenin muayene etmesine izin vermemekte gsterdii srar krmasyla
Dr. MacLennan'n beni grmesine izin verildi. Yine de babam pheyle
odada kald, muayenenin belli snrlar amamasna zen gsteriyordu; doktorun btn vcudumu kontrol etmesine izin vermemesi
houma gitmiti, ben de biraz daha aldm.
Hafta sonunda hl ara sra sahte bir kbus gryor, ikide bir sessizleip titremeye balyordum; ama az da olsa yemek yemeye ve birok
soruya memnuniyetle cevap vermeye balamtm. Esmerelda ve
bana gelenler hakknda konumak hl kk nbetlere, lklara ve
ksa sreli kapanmalara neden oluyordu; ama babamn ve Diggs'in
sabrl, uzun sorgulamas sonunda dnmelerini istediim ekilde
anlattm olay: Byk bir uurtma, Esmerelda iplere dolanyor, ben
yardm etmeye alrken vin elimden kayyor, umutsuzca kouyorum; sonras boluk.
Lanetlenmi olduumdan korktuumu, yaknmdakilere lm ve
felaket getirdiimi, ayn zamanda insanlarn Esmerelda'y benim
ldrdm dneceklerini sandmdan hapse atlmaktan korktuumu anlattm onlara. Alayarak babama hatta Diggs'e bile
sarldm, niformasnn sert, mayi kuamnn kokusu doldu burnuma,
deta iten ie eriyip bana inandn hissettim. Ondan barakaya gidip
oradaki btn uurtmalarm yakmasn rica ettim, o da imdi

96/187

Uurtma Yangn Oyuu adn tayan bir oyukta onlar yakt. Uurtmalara zlmtm ve rolmn gerekilii uruna artk bir daha
elime hi uurtma almamam gerektiinin farkndaydm, ama demiti.
Esmerelda hi ortaya kmad; Diggs'in balklar ve petrol platformlarndan ald bilgiler onu en son benim grdm gsteriyordu.
Bylece hem sayy dengelemi hem de g olmasna ramen
muhteem bir rol kesme haftas yaamtm. Beni eve getirdiklerinde
hl elimde tuttuum iekler parmaklarmn arasndan zorla karlp
bir torba iinde buzdolabnn zerine konmutu. Onlar iki hafta sonra
orada bulduumda kurumu ve unutulmulard. Bir gece onlar tavan
arasndaki tapnaa kardm ve kk bir cam ieye atlm selobant
paralarna benzeyen kk, kahverengi, kurumu bitkileri bugne
kadar sakladm. Bazen kuzenimin sonunun nerede geldiini merak
ediyorum; denizin dibinde belki ya da kayalk ve ssz bir kumsalda ya
da yksek bir dan tepesinde, martlara ve kartallara yem....
Onun havada, dev uurtma tarafndan srklenirken ldn
dnmek daha ok houma giderdi, gitgide ykselerek dnyann
evresinde dnerken alktan ve oksijensizlikten lyordu ve iyice
hafifleyip gezegenin jet rzgrlarnda dolaan incecik bir iskelete
dnyordu; bir tr Uan Hollandal. Ama gerein byle romantik
bir grntyle alakas olduunu sanmyorum.
Pazar gnnn byk blmn yatakta geirdim. Dn geceki cmbten sonra, dinlenmeye, bol bol su imeye, biraz yemek yemeye ve
sarholuumdan kurtulmaya ihtiyacm vard. imden hemen orackta
bir daha hi iki imemeye yemin etmek geliyordu, ama ok gen
olduumdan bunun gereki olmayacana karar verdim ve bir daha o
kadar sarho olmamaya niyetlendim.
Ben kahvaltya inmeyince babam gelip kapm vurdu.
"Biliyorum geri ama yine de soraym, neyin var senin?"
"Hi," diye seslendim atlak bir sesle.
"yi yleyse," dedi babam alayl bir sesle.

97/187

"Dn gece ne kadar imek zorunda kaldn acaba?"


"ok deil."
"Yaaaa," dedi.
"Birazdan inerim," dedim ve ayaa kalktm zannetsin diye yatakta
saa sola yuvarlandm.
"Dn gece arayan sen miydin?"
"Ne?" diye sordum kapya, sallanmay brakarak.
"Sendin deil mi? Sen olduunu dndm; sesini deitirmeye
alyordun. Gecenin o saatinde ne halt etmeye aradn?"
"ey... Aradm hatrlamyorum. Ciddiyim Baba," dedim dikkatle.
"Hh. Salaksn sen olum," dedi ve topallaya topallaya salona indi.
Yattm yerde dnmeye baladm. Dn gece evi aramadmdan,
emindim. Bardayken yanmda Jamie vard, dardayken Jamie ve kz,
koarken yalnzdm, sonra yine Jamie'yle sonra da o ve annesiyle,
sonra aylm vasiyette eve yrmtm. Hi karanlk nokta yoktu.
Eric'in aradn dndm. Anlalan babam pek uzun sre
konuamamt, yoksa olunun sesini tanrd. Eric'in hl darda olmasn ve eve gelmesini istiyordum, ayn zamanda bamn ve
midemin ne kadar rahatszlk verebileceklerini bana hatrlatp
durmamalarn istiyordum.
"u haline bak," dedi babam ikindi vakti televizyondaki eski bir filmi
izlemek iin zerimde sabahlmla aa indiimde. "Kendinle gurur
duyuyorsundur herhalde. Byle eyler yapmann seni erkek yapacan
dnyorsundur." Babam azn aklatp kafasn iki yana sallad,
sonra yine Scientific American'n okumaya koyuldu. Salondaki byk
koltuklardan birine dikkatle oturdum.
"Dn gece biraz sarho olduumu kabul ediyorum baba. Bu cann
skyorsa kusura bakma, ama emin ol ben de acsn ekiyorum."
"yi bari, belki biraz ders alrsn. Dn gece ka beyin hcreni katlettiinin farknda msn acaba?"

98/187

"Birka bin vardr herhalde," dedim biraz durup dndkten


sonra. Babam evkle ban sallad:
"En azndan."
"Tekrarlamamaya gayret ederim."
"H?"
"Zarrt!" dedi ansm byk bir grltyle, hem beni hem de
babam artarak. Dergisini indirip glmseyerek bamn zerinden
bir yerlere bakarken ben de boazm temizleyerek gze batmayacak
bir biimde sabahlmn eteini dzeltmeye koyuldum. Burun deliklerinin alp kapandn grebiliyordum.
"Lager marka bira ve viski, di mi?" dedi ban sallayarak ve
dergisini tekrar kaldrd. Parlak sayfalarn arkasnda kaybolmasna
sevinerek kzardm hissettim ve dilerimi sktm. Bunu nasl yapabiliyordu? Hibir ey olmam gibi davrandm.
"Bir ey daha var," dedim, "umarm kzmazsn, Jamie'ye Eric'in
katn syledim."
Babam derginin zerinden ate saan gzleriyle bana bakarak ban
iki yana sallad ve okumay srdrd. "Budala," dedi. Akamleyin hafif
bir eyler attrdktan sonra tavan arasna kp ben evde dinlenirken
bir eyler olmu mu diye teleskopla adaya baktm. Her ey sakin
grnyordu. Alalm bulutlarn altnda, serinde ksa bir yry
yaptm, kumsaldan adann gney ucuna kadar yryp dndm,
sonra ieriye girdim ve televizyon seyrederken alaktan esen bir
rzgra taklm olan yamur gelip pencerenin nnde mrldanmaya
balad.
Telefon ald srada yatyordum. Henz dalmam olduumdan
hemen kalktm ve babamdan nce amak iin aa kotum. Hl
ayakta olup olmadn bilmiyordum.
"Evet?" dedim soluk solua, pijamann stn pantolonun iine
sokarken. Ddk sesi duyuldu. Sonra te taraftan bir i eki geldi.
"Hayr."

99/187

"Ne?" dedim kalarm atarak.


"Hayr," dedi telefondaki ses.
"H?" dedim. Eric olup olmadndan bile emin deildim.
"Sen 'Evet' dedin. Ben de 'Hayr'."
"Ne dememi istiyorsun?"
" 'Porteneil 531.' "
"Tamam! Porteneil 531, Alo?"
"Tamam. Hoakal." Bir kkrtdan sonra telefon kapand. Sularcasna telefona bakarak kapattm.
Durakladm. Telefon yine ald, ilk zilin yarsnda hemen kaptm.
"Ev..." diyecektim ki bip bip sesi duyuldu. Ses kesilene kadar
bekledikten sonra "Porteneil 531," dedim.
"Porteneil 531," dedi Eric. En azndan Eric olduunu dnyorsum. "Evet," dedim.
"Ne eveti?"
"Evet, buras Porteneil 531."
"Ama ben orann Porteneil 531 olduunu sanmtm."
"Evet yle. Kimsiniz? Sen misin ...?
"Benim. Oras Porteneil 531 mi?"
"Evet!" diye bardm.
"Siz kimsiniz?"
"Frank Cauldhame," dedim sakin olmaya alarak.
"Siz kimsiniz?"
"Frank Cauldhame," dedi Eric. Yukarya merdivenlere baktm, ama
babamdan eser yoktu.
"Selam Eric," dedim glmseyerek. Bu gece ne olursa olsun onu
kzdrmamaya kararlydm. Yanl bir ey syleyip aabeyime bir

100/187

baka Postane maln daha paralatmaktansa telefonu kapardm daha


iyi.
"Frank olduunu sylemitim. Bana neden 'Eric' diyorsunuz?"
"Hadi Eric, sesini tandm."
"Ben Frankim. Bana Eric deyip durma."
"Tamam tamam. Sana Frank derim."
"Peki sen kimsin?"
Bir an dndm. "Eric mi?" dedim ekine ekine.
"Daha demin adnn Frank olduunu syledin."
''ey," iimi ektim, tek elimle duvardan destek alm ne syleyeceimi dnyordum. "Bu... bu bir akayd. Tanrm, ne desem."
Kalarm atp Eric'in bir eyler sylemesini bekledim.
"Neyse Eric," dedi Eric, "yeni havadis var m?"
"Pek bir ey yok. Dn gece dardaydm, bara gittim. Dn gece sen
mi aradn?"
"Ben mi? Yo."
"Ya. Babam birinin aradn syledi. Belki de sen aramsndr diye
dnmtm."
"Neden arayaym ki?"
"Bilmem." Omzumu silktim.
"Bu gece neden aradysan ondan. Her neyse."
"Sence bu gece neden aradm?"
"Bilmem."
"Tanrm; neden aradm bilmiyorsun, adnn ne olduundan emin
deilsin, benimkini yanl biliyorsun. Ne ie yararsn sen?"
"Pes yani," dedim Eric'ten ok kendime. Bu konumann hi de iyi
sonulanmayacan seziyordum.
"Bana nasl olduumu sormayacak msn?"

101/187

"Evet, evet," dedim.


"Naslsn?"
"ok kt. Ya sen?"
"Fena deil. Neden ktsn?"
"ok umrunda sanki."
"Tabii umrumda. Ne oldu?"
"Seni ilgilendirmez. Bana baka bir ey sor, hava nasl ya da neredesin trnden eyler. Hislerimin umrunda olmadn biliyorum."
"Tabii ki umrumda. Sen benim aabeyimsin. Seni merak ediyorum,"
diyerek kar ktm. Tam o srada mutfak kapsnn aldn duydum, bir iki saniye sonra babam merdivenlerin dibinde belirdi, trabzann ucundaki tahta topuzu tutarak bana bakmaya balad. Ban
kaldrp daha iyi duyabilmek iin hafife yan yatrd. Ericin bana verdii cevabn ban karp son blmn yakaladm:
"... benim ne hissettiimden. Ne zaman arasam hep ayn.
'Nerdesin?' Tek merak ettiin bu; zihnimin nerede olduunu merak etmiyorsun, sadece gvdem seni ilgilendiriyor. Neden dert ediyorum
bilmiyorum. Neden aryorum ki sanki?"
"H h. Demek yle," dedim babama glmseyerek. Kmldamadan
ve sesini karmadan ylece duruyordu.
"Ne demek istediimi anlyor musun? Sadece bunu syleyebilirsin
sen. 'H h. Demek yle.' Zahmet oldu. Bu beni ne kadar umursadn
gsteriyor ite."
"Hi de deil. Tam aksine," dedim ona, sonra telefonu azmdan
biraz uzaklatrp babama bardm: "Yine Jamie aryor, Baba!"
"...neden bu kadar zahmete giriyorum bilmem....," diye konumasn
srdryordu Eric, dediimi duymamt anlalan. Babam da
duymam gibiydi, ayn ekilde kafasn dikmi aada duruyordu.
Dudaklarm yalayarak "Evet, Jamie..." dedim.

102/187

"Ne? Grdn m? Adn yine unuttun. Ne anlam var? te bunu bilmek istiyorum. H? Ne anlam var? O beni sevmiyor. Sen beni seviyorsun ama, deil mi?" Sesi biraz daha ksk ve yankl geliyordu; azn
telefondan uzaklatrm olmalyd. Sanki kulbede onunla birlikte
olan biriyle konuuyor gibiydi.
"Evet, Jamie, tabii yle." Babama glmseyip mmkn olduunca
rahat grnmek iin elimi koltuumun altna sktrdm.
"Sen beni seviyorsun deil mi tatlm? Kk kalbin benim iin
yanyor..." diye mrldanyordu Eric ok uzaklarda. Yutkunarak yeniden babama glmsedim.
"Eee, hayat byle Jamie. Bu sabah burada babama da ayn eyi
syledim." Babama el salladm. "Bana olan akndan yanyorsun, deil
mi kk sevgilim?"
Eric'in mrltlar arkasndan hzl hzl bir soluk sesi duyunca hem
yreim hem de midem azma geldi. Hafif bir inilti ve kpek sesleri
duyunca her yanm isilik bast. Titredim. Bir bardak viskiyi kafama
dikmiim gibi geri gitti bam. Kpein soluk sesleri ve iniltileri geliyordu kulama. Eric onu yattrmak iin bir eyler sylyordu. Aman
Tanrm, yannda bir kpek vard. Hayr, olamaz.
"Bak! Dinle imdi, Jamie! Ne dnyorsun?" dedim yksek sesle
ve umutsuzca, babam isilikleri grd m diye merak ediyordum. Gzlerimin dar uradn hissediyordum, ama yapacak bir ey yoktu;
Eric'in dikkatini datacak bir eyler sylemeye abalyordum.
"Ben... ey... Willy'yi bizi bir daha gezdirmesi iin ikna etsek iyi olacak; hani u kumda kulland Mini'yle diyorum. ok elenmitik deil
mi?" Azm kurumu, sesim atallamt.
"Ne? Sen ne diyorsun?" dedi Eric'in sesi birdenbire yine telefona
yaklaarak. Yutkunarak gzlerini hafife ksm olan babama
glmsedim.

103/187

"Hatrlasana Jamie. Willy'nin Mini'si. Burada duran babam" - bu


kelimeyi tslar gibi syledim- "kumda kullanabileceim bir araba almaya ikna etmeliyim."
"Sama sapan konuuyorsun. Ben hi kumda arabaya binmedim.
Kim olduumu yine unuttun," dedi Eric, hl dediklerimi dinlemiyordu. Babama arkam dnp keye baktm, derin derin i geirerek
kendi kendime, "Aman Tanrm," dedim.
"Evet, evet yle Jamie," diye srdrdm konumam umutsuzca.
"Aabeyim yaknlamtr herhalde. Ben ve buradaki Babam onun
iyi olduunu umuyoruz."
"Pi kurusu seni! Sanki ben burada deilmiim gibi konuuyorsun!
Tanrm insanlarn bunu yapmalarndan nefret ediyorum! Sen bana
bunu yapmazdn deil mi, deil mi ate param benim?" Sesi tekrar
uzaklat, kpein seslerini duydum; dnyorum da yavruydu
galiba. Terlemeye balamtm,
Aada ayak sesleri duydum, sonra mutfan lambas kapand.
Ayak sesleri geri gelip merdivenleri kmaya balad. Hemen dnp
yaklaan babama glmsedim.
"Evet, haklsn Jamie," dedim acnas bir halde, resmen kanm
kurumutu. ,
"O kadar uzun konuma," dedi babam yanmdan geip giderken.
Merdivenleri kmaya balamt. "Tamam, baba!" diye bardm
neeyle, iler sarpa sarp da bir kar yol bulamadm zamanlarda
olduu gibi sidik torbamn yaknlarnda bir sz duymaya baladm.
"Aauuuuf"
Telefonu kulamdan ekip bir an ylece bakakaldm. Sesi Eric'in mi
yoksa kpein mi kardn anlayamamtm.
"Alo? Alo?" diye fsldadm deli gibi, babamn glgesi st katn
duvarn boydan boya gemiti. "Haauuuuuuvv!" lk hatta nlyordu. Olduum yerde sradm. Tanrm, hayvana ne yapyordu yle?
Sonra telefonun ahizesi bir yere arpt, kfr gibi bir eyler duydum,

104/187

telefon tekrar bir yere arpt. "Seni pi kurusu... Aaah! Siktir! Gel
buraya, seni kk..."
"Alo! Eric! Yani Frank! Yani... Alo! Ne oluyor?" diye tslayarak st
katta glge var m diye baktm, azm elimle kapamtm. "Alo?"
Bir takrt oldu, sonra "Senin hatan!" diye bir bar duyuldu, sonra
bir baka atrt. Bir sre ne id belirsiz, sesler duydum, ama he
kadar urarsam uraaym ne olduklarn karamyordum, hattan
kaynaklanan seslere de benzemiyorlard. Telefonu kapatsam m diye
dnyordum, hatta tam kapatacaktm ki Eric'in sesi tekrar duyuldu,
anlayamadm bir eyler mrldanyordu.
"Alo? Ne?" dedim.
"Hl orada msn? Pi kurusunu kaybettim. Senin yznden. Tanrm, sen ne ie yararsn ha?"
"zr dilerim," dedim samimiyetle.
"Artk ok ge. Isrd beni, it bozuntusu. Ama yine yakalarm naslsa.
Pi kurusu." Bip bipler duyuldu. Biraz daha para attn duydum.
"Memnunsundur deil mi?"
"Neden memnun olacakmm?"
"Kahrolas kpek kat iin, gtlek."
"Ne? Bana m?" diye kekeledim.
"Sakn kat iin zldn sylemeye kalkma bana."
"Ah..."
"Bile bile yaptn!" diye bard Eric. "Bile bile yaptn! Kamasn
istiyordun! Oyunumu bozdun! Beni deil kpei tutuyorsun! Seni hyar! Seni pis pi kurusu!"
"Ha, ha," diye gldm inandrc olmayan bir sesle. "Aradn iin
teekkrler... ey... Frank. Hoakal." Telefonu dank diye kapadm,
btn artlar gz nne alndnda ne kadar iyi idare ettiimi
dnerek kendimi kutladm. Epeyce terlemi olan alnm sildim ve
yukardaki glgesiz duvara son bir kez daha baktm.

105/187

Bam sallayarak merdivenleri kmaya baladm. Tam en st


basamaa gelmitim ki telefon yine ald. Donup kaldm. Eer ben
aarsam... Ama amasam babam bakard....
Geri koup atmda atlan paralarn sesini duydum; sonra "Pikurusu!", ardndan da sar edici metal ve cam sesleri. Gzlerimi kapatp
sesleri dinledim, en sonunda telefonlardan genellikle kmayan alak
bir uultu ba gsterdi; sonra telefonu tekrar kapatp yukar baktm ve
bitkinlikle yukar kmaya baladm.
Yataa yattm. En ksa zamanda bu soruna uzun vadeli bir zm
bulmam gerekecekti. Tek yol buydu. Sorunun kkenine inerek olaylar
zerinde bir etki yaratmam gerekiyordu; yani Bizim Saul'un ta kendisine. Eric'in btn skoa telefon an harabeye evirmemesi ve lkedeki kpek neslini tketmemesi iin gl bir ilaca ihtiya vard. Ama
nce Fabrikaya danmalydm.
Tam anlamyla benim suum saylmazd, ama benimle ilgisi vard ve
tarihi kpek kafatas, Fabrikann yardm ve biraz da ans sayesinde
bu konuda bir eyler yapabilirdim. Aabeyimin benim yollayacam
beyin dalgalarna ne denli ak olacan dnmek istemiyordum, akl
durumu belliydi, ama bir eyler yapmak zorundaydm.
Kk kpek yavrusunun ondan kurtulduunu umuyordum.
Kahretsin olanlar yznden btn kpekleri sulamyordum ben.
Sulu Bizim Saul'du, Bizim Saul'un tarihimizde ve benim zel mitolojimdeki rol Kastratrlkt, ama mezarl dolduran kk yaratklar sayesinde artk tmyle benim kontrolmde.
Aabeyim olsa bile Eric'in deli olduu doruydu. Onu hl seven
akl banda birisi olduu iin anslyd.

VI
Kafatas Arazisi
Sekiz buuk aylk hamile Agnes Cauldhame, benzin deposunun
zerine krmz bir kertenkele gz yaplm ve gidonlar anm bir
BSA 500'le kageldiinde babam, herhalde tahmin edilebilecei gibi,
onu grdne delicesine memnun olmamt. Ne de olsa benim
doumumdan neredeyse hemen sonra onu, kucanda alayan bir bebekle terk edip gitmiti. yl boyunca ne telefon ne de karta eli
varmayp da karnnda bir bakasnn ocuuyla birdenbire kasabadan
gelen patikada belirmesi ve rzgr gibi kpry geerek -motosikletinin gidonu kenarlara srtnerek- babamdan barnak yemek, bakm ve
doum talep etmesi biraz iddial bir davrant.
O srada sadece yanda olduumdan olan biteni pek hatrlamyorum. Aslnda yamdan nce olanlarn hibirini hatrlamyorum. Ama yamda olanlar az da olsa hatrlamamn iyi bir
nedeni var. Babanm keyf istediinde azndan kard az buuk bilgilerden kendime gre olan biteni tam tamna kafamda kurmay
baardm. Ender olmakla birlikte Bayan Clamp da bir iki ey
sylemiti, ama onun anlattklar da babamnkilerden daha gvenilir
deildi.
O sralarda Eric uzaklarda Stove'larn yanndayd.
Her tarafndan boncuklar sarkan, zerinde parlak renkli bir kaftan
olan, iri yar, gne yan Agnes 'Om' layarak lotus pozisyonunda
doum yapmakta kararlyd (ocua bu ekilde hamile kaldn iddia
ediyordu) ve babamn yldr nerede ve kiminle olduu yolundaki
sorularn cevaplamay reddediyordu. Onu ve gvdesini sahiplenmemesini sylemiti babama. yiydi ve hamileydi; babam bu kadarn
bilsin yeterdi.

107/187

Babamn kar koymalarna ramen Agnes eski yatak odalarna yerleti. Babamn onun geri dnmesinden gizliden gizliye memnun
olduunu hatta bu sefer Agnes'in kalmaya geldii gibi aptalca bir
dnceye kapldn syleyebilir miyim bilmem. Etkileyici olmak istediinde taknd dnceli tavrlara ramen onun o kadar da gl
biri olduunu sanmyorum. Annemin olduka kararl mizac ona gem
vurmaya yetmiti herhalde. Her neyse annem burnunun dorultusuna
gidip, o ak ve bar dolu yaz mevsiminin birka haftasnda kendi tarzna gre yaam.
Babam o sralarda iki bacan da kullanabiliyormu hem de Agnes,
yatann yanndaki sandalyenin zerine atlm olan kotunun
paalarna dikilmi kk ngraklar aldnda evin iinde bir aa
bir yukar kouturmak iin. Dahas, babamn bir de bana bakmas
gerekiyormu. O sralarda, btn salkl -ya ocuklar gibi ortalkta dolanp bam belaya sokmakla megulmm.
Sylediim gibi tam olarak hatrlayamyorum; ama dediklerine
baklrsa Bizim Saul'u, yani babamn -dediklerine gre- ok irkin
olduu ve kadnlar sevmedii iin bakt arpk bacakl yal beyaz
buldounu kzdrmay pek severmiim. Hayvan motosikletleri de
sevmezmi ve Agnes ilk geldiinde lgna dnp havlayarak ona
saldrm. Agnes onu bir tekmeyle bahenin te tarafna frlatnca
bararak kum tepelerine doru kam ve ancak Agnes ortalktan
ekilip yatana yatrldnda ortaya km. Bayan Clamp babamn
kpekten senelerce nce kurtulmas gerektiini sylyor; ama bence,
salyal eneli, sar prtlek gzl, balk kokulu yal kpek babamn
gnln tam da bu iticiliiyle fethetmi olmal.
Beklendii zere, scak, durgun bir gnde, le vakti Agnes iba
yapp kendi kendine Om layarak ter dkmeye baladnda babam
sular kaynatmaya ve dier ileri yapmaya; Bayan Clamp de ocuk
doururken len tand kadnlarn hikyelerini anlatarak Agnes'in alnn silmeye koyulmu. Ben ayamda bir ort darda koumaktaymm ve -sanrm- u hamilelik meselesi beni babamn gzetiminden

108/187

kurtarp evde ve bahede canm ne isterse yapma zgrlne


kavuturduu iin halimden pek memnunmuum.
Bizim Saul'u kzdrmak iin ne yaptm, onu bu kadar
vahiletirenin scak m yoksa Bayan Clamp'in dedii gibi Agnes'in
geldiinde kafasna att tekme mi olduunu tam olarak bilemiyorum.
Ama kee kafal, kirli, gnete yanm, cesur bir pi olan ben hayvana
cidden esasl bir pislik yapm olmalym.
Bahede sonradan babam salkl yaam iin sebze rejimine
balaynca sebze bahesi yaplan bir yerde meydana geldi olay. Annem
barp homurdanyor, knp nefes alyormu, hemen hemen bir saatlik ilesi kalm ve her de (en azndan ikisi; herhalde Agnes
meguld) deli gibi bir kpek havlamas ve yksek perdeden tek bir
lk duyduklarnda hem Bayan Clamp hem de babam onun
yanndaymlar.
Babam pencereye koup baheye bakm, sonra bir lk atm ve
gzleri yuvalarndan dar urayan Bayan Clamp'i yalnz brakarak
dar komu.
Baheye inip beni kucana alm. Eve girip Bayan Clamp'i arm,
sonra beni mutfak masasna yatrp kanamay havlularla durdurmaya
alm. Hl olan bitenin farknda olmayan ve bu yzden de sinirlenen Bayan Clamp elinde babamn istedii ilala ieri girmi ve bacaklarmn arasndaki felaketi grnce baylacak gibi olmu. Babam
elinden ilac alp yukar annemin yanna gitmesini sylemi ona.
Bir saat kadar sonra bilincim yerine gelmi vaziyette, itiim ilacn
etkisiyle kanamasz yatamda yatarken babam o srada sahip olduu
tfei alp Bizim Saul'u aramaya km.
Daha evden bile kmadan iki dakikada bulmu onu. Hayvan kiler
kapsnn yannda, merdivenlerin altndaki serin glgeye sinmi. nleyip titriyormu ve salyasna karm olan kanm enesinden akyormu, sarslarak yalvarrcasna babama bakyormu, babam onu
yakalayp boazlayvermi.

109/187

Babama anlattrabildiklerim bu kadar; ona baklrsa tam aada


boazn skt kpek son nefesini verirken bu sefer yukardan ikinci
bir lk duyulmu, o da henz domu olan Paul adn verdikleri
ocuun sesiymi. O srada babamn kafasnda cirit atan ne menem
arpk dncelerin ocua bylesi bir isim vermesine neden
olduunu bilmiyorum, ama Angus yeni oluna bu ismi vermi. Bu ismi
tek bana semek zorunda kalm; nk Agnes pek uzun kalmam.
ki gnde toparlanm, bama gelenlerden aknlk ve dehete
kapldn ifade etmi, sonra motosikletine atlayp ekip gitmi.
Babam nne geerek onu durdurmaya alm, o da motosikleti
zerine srp bacan krm, kprye giden patikann zerinde.
Bylelikle Bayan Clamp, bana bakmakta srar eden babama
bakarken bulmu kendini. Kadncazn doktor armasna izin vermeyip kendi bacan kendisi alya alm, ama pek tutturamam; topall oradan kalma. Paul'n annesi gittikten bir gn sonra Bayan
Clamp yeni domu ocuu salk ocana gtrmek zorunda kalm.
Babam kar km, ama Bayan Clamp'in de syledii gibi evde srekli
bakma ihtiya duyan bir bebek olmakszn da iki sakata bakmak yeterince zormu zaten.
Bu annemin eve ve adaya son gelii olmu. Ardnda bir l, bir yeni
domu, iki de sakat brakarak ekip gitmi. Ho ve de sarho bir
sevgi, bar ve genel iyilik yaznda geirilen iki hafta iin fena skor
saylmaz.
Bizim Saul sonradan Kafatas Arazisi adn verdiim, evin arkasndaki yamaca gmld. Babam hayvann karnn deip kk
erkeklik organm karnndan kardn iddia ediyor, ama onlar ne
yaptn bir trl syletemedim.
Paul tabii ki Saul'du. Dman kurnazlk edip ocua aktarmt
kendini; yle olmalyd. Babam bu yzden bu ismi semiti yeni
kardeim iin. Bunu zamannda fark edip daha kkken tedbir
almam iyi oldu, yoksa iinde Saul'un ruhuyla byseydi ocuk kimbilir

110/187

nasl bir ey olurdu. Ama ans, frtna ve ben onu Bombaya


gtrmtk ve bu oyunu batan sona erdirmitik.
Kk hayvancklara gelince, o gerbiller, beyaz fareler ve hamsterler
amurda can verdiler, srf ben Bizim Saul'un Kafatasn ele geirebileyim diye. Kk yaratklar sapanla derenin karsndaki amura frlatyordum, bylece cenaze treni dzenleme bahanem oluyordu. Yoksa
babam aile hayvanlar mezarln kazmama asla izin vermezdi, bu
yzden de lmek zorundaydlar, hem de pek anl bir kyafet olmayan
badminton topunun iinde. Toplar kasabadaki spor maazasndan
alr, tepelerindeki lastik bal kardktan sonra direnmeye alan
kobay iine sokardm (Bir keresinde gerekten kobay kullanmtm,
ama genellikle ok pahal ve biraz fazla bykler). Bir elbise gibi dururdu stlerinde. Bu ekilde uua hazrlandktan sonra sularn zerinden soluksuz lmlerine yollardm onlar; sonra sobann yannda
duran, yllardr oyuncak askerlerimi koymak, maket evler yapmak iin
biriktirdiim byk kibrit kutularndan birine koyup gmerdim.
Babama onlar kar kyya ulatrmaya altm, gmmek
zorunda olduklarmn da oraya ulaamayan bilimsel deney kurbanlar
olduunu sylerdim, ama bu bahaneye gerekten gerek var myd bilmem; eskiden hippi olmasna ramen babam ikinci snf canllarn
aclarna kar pek duyarl deildi, bu belki de tp tahsili grmesinden
kaynaklanyordu.
Doal olarak bir defter tutuyordum, bylelikle ancak otuz yedi szde
uu deneyi yaptktan sonra, Kafatas Arazisinin toprak tenini yaran
gvenilir uzun sapl kreimin kumdan daha sert bir eye arptn
kaydedebildim, kpein kemiklerini bulmutum sonunda.
Kpein kafatasn gn na karm lmnden on yl sonraya
rastlasa iyi olacakt, ama aslnda bir iki ay gecikmitim. Yine de, Kafatas Yl eski dmanmn gcme teslim olmasyla sona erdi; gerektii zre karanlk ve frtnal bir gecede fener nda, kreim Cesurvurula kemii rk bir di gibi topraktan kardmda babam

111/187

uyuyordu, ben de uyuyor olmalydm ve gkyz gk grlts,


yamur ve rzgrdan sarslyordu.
Nesneyi Snaa gtrdmde paranoyak hayallerle kendimi iyice
korkuttuumdan titreyip duruyordum, ama dayandm; kirli kafatasn
orada temizleyip iine bir mum diktim ve evresini byl, nemli
eylerle doldurduktan sonra iyice m bir halde dnp scak
yatama kavutum sa salim.
Dnyorum da doru hareket etmiim, sorunumla gayet iyi baa
kmm. Dmanm iki kere ld ve hl elimin altnda. Tam anlamyla bir erkek deilim, bunu hibir ey deitiremez; ama ben
kendimim ve bu yeterli bir telafi.
u kpek yakma hikyesi tam bir samalk.

VII
Uzay galcileri
Kularn zaman zaman benimle ittifak kurduklarn fark etmeden
nce onlara pek de ho olmayan eyler yapardm: Onlar avlar, vurur,
sular ekildiinde kazklara balar, yuvalarnn altna elektrik fnyeli
bombalar koyardm.
En sevdiim oyun yem ve a kullanarak iki ku yakalayp onlar
birbirine balamakt. Genellikle mart yakalardm ve her birinin bir
bacana kaln turuncu misinay baladktan sonra bir kum tepesinde
oturup seyrederdim. Bazen bir martya bir karga derdi, ama ayn
cinsten olsalar da olmasalar da ok gemeden uamadklarn fark
eder -aslnda teoride ip yeterince uzundu- ve (birka hantal akrobasi
hareketinden sonra) kavgaya tutuurlard.
Bir tanesi lse bile, canl bir hasm yerine bir cesede bal kalan
dier kusa -genellikle yaral olurdu- eskisinden de kt bir duruma
derdi. Bir iki azimli kuun yanlarndakinin bacan kopardn
grmtm; ama ou bunu baaramaz, hatta akllarna bile getirmezlerdi ve geceleyin sanlara yem olurlard.
Baka oyunlar da oynardm, ama bu oyun olgunluk dnemi bulularmdan biri olarak dierleri arasnda sivrilirdi; simgeseldi sanki,
bir duygusuzluk ve kara mizah karm.
Sal sabah bisikletle kasabaya giderken kulardan biri oseye
pisledi. Durup fkeyle yukarda daireler izen martlara ve bir ift ardca baktm, sonra yerden biraz ot alp sarl-beyaz pislii gidonun
zerinden sildim. Ak, gneli bir gnd ve hafif bir esinti vard.
Hava durumunda havann birka gn daha byle iyi gideceini
sylemilerdi, ben de Eric geldiinde de byle olsun diye dua
ediyordum.

113/187

Jamie'yle Cauldhame Armas'nn barnda bulutuk ve bir bilgisayar


oyununun bana ktk. "Madem bu kadar deli onu neden yakalayamadlar hl?" dedi Jamie.
"Sylemitim; delidir ama ok kurnazdr. Aptal deil. Eskiden beri
ok zekiydi. Okumay erken renmi, btn teyzeleri amcalar
'Bym de klm velet' demeden edemiyormu, ben daha
domadan nce."
"Olsun, akl banda deil ki ama."
"Onlara baklrsa yle, ama ben pek emin deilim."
"Ya kpekler? Ya solucanlar?"
"Tamam, bu delice bir ey gibi grnyor, ama bazen bir eyler
planladn dnyorum aslnda, o kadar da deli olmadn. Belki
normal biri gibi davranmaktan bkp deli gibi davranmaya karar verdi
ve fazla ileri gittii iin de onu kapadlar."
"O da deliye dnd," diyerek srtt Jamie, ben ekrandaki rengrenk
uzay gemilerini yok ederken o birasn yudumluyordu. Gldm. "Ne
dersen de. Ben emin deilim. Belki gerekten de delidir. Belki ben de
yleyim. Belki herkes yle. En azndan benim btn ailem."
"Ha unu bileydin."
Bir anlna ona bakp glmsedim. "Bana bazen yle geliyor.
Babam garip biri... Galiba ben de yleyim." Omzumu silktim,
dikkatimi yeniden uzay savana verdim.
"Ama hi umrumda deil. Ortalkta benden daha deli bir sr insan
geziniyor zaten."
Ben ekrandaki vzldayan uzay gemileri arasna dalnca Jamie bir
sre hi sesini karmadan oturdu. Sonunda ansm dnd ve beni
yakaladlar. Jamie baz tuhaf oluumlar yok etmek iin ekrann
karsna geince ben de biramn bana getim. Ekrana doru
eildiinde kafasnn zerine baktm. Salar dklmeye balamt,
ama henz yirmi yandayd. O fazlasyla byk kafas, "ate"

114/187

dmesine basp joystick'i kmldatrken oynayan ksack kollar ve bacaklar bana yine kuklalar hatrlatt.
"Evet," dedi bir sre sonra, hl gelen gemilere saldrmaktayd,
"ounluu da politikaclar, babakanlar filan."
"Ne?" dedim, neden sz ettiini anlayamamtm.
"u deliler. Hepsi lke, ordu ya da din bakanlar. Yani gerek
deliler."
"H, bence de yle." dedim dnceli dnceli, tepe aa
ekrandaki sava izlerken. "Belki de bir onlarn akl banda. Ne de olsa
g ve para onlarn elinde. Herkese istediklerini yaptrabilenler de onlar, insanlar onlar iin lyor, onlar iin alyor, onlarn glerine
g katyor, onlar koruyor, vergileriyle onlara oyuncaklar alyor;
snaklarna ve tnellerine saklanp btn byk savalardan onlar
sa kyor. Madem iler byle yryor, baz eyleri Joe Punter'n
(Trke karlk olarak Sar izmeli Mehmet Aa denebilir)
dnd gibi yapmadklar iin kim onlara deli diyebilir ki? Joe
Punter gibi dnseler Joe Punter olurlard, iin keyfini de bakalar
karyor olurdu."
"En iyi olan hayatta kalr."
"Evet."
"En..." Jamie nefesini tutup alete yle bir asld ki neredeyse tabureden yuvarlanyordu, ama onu keye sktran sar imeklerden kurtulmay baard, "irkef olan hayatta kalr." Bana bakp srttktan
sonra tekrar makinenin zerine eildi. kimden bir frt ekerek
bam salladm.
"Eer yleyse, eer en irkef olan kazanyorsa bu da bize girer."
"Biz yani Joe Punter'lar," dedi Jamie.
"H, ya da herkes. Btndr. Madem birbirimizi o harika hidrojen
ve ntron bombalaryla gebertecek kadar kt ve acmaszz, uzaya
alp da dier rklara korkun eyler yapmadan kendi kendimizi imha
etsek iyi olur."

115/187

"Sence Uzay galcileri biz mi olacaz?"


"Evet!"
Gldm ve taburemden geri doru eildim. "Tabii! Biz olacaz!"
Yine gldm ve yanp snen krmz yeil eylerin zerine parmamla
vurdum, tam o srada bir tanesi ana ktleden ayrlp Jamie'nin gemisine doru dala geti, atlar boa gitti; ama yanndan geerken
yeil kanad Jamie'nin gemisine dedi ve gzelim bir krmz yeil
parltyla geminin patlamasna neden oldu.
"Siktir," diyerek doruldu. Ban iki yana sallad.
Ekrann bana geip kendi gemimin kmasn beklemeye
koyuldum.
biradan hafif kafay bulmu vaziyette slk alarak bisikletle
adaya dndm. lenleri Jamie'yle gevezelik etmek houma gidiyordu. Bazen cumartesi akamlar da konuuyorduk; ama orkestra
alarken birbirimizi duyamyorduk, sonra da ben konuamayacak
kadar sarho oluyordum ya da konusam bile sonradan ne dediimi
hatrlamyordum. Dnyorum da belki bylesi daha iyi, normalde
gayet akl banda davranan baz insanlar, kanlarndaki alkol molekl
says nronlarnn saysn geince zrvalayan, kaba, uyuuk, bn
aptallara dnyor nk. Neyse ki insan ancak kendisi ayksa bunu
fark edebiliyor, yani (en azndan, o anda) zm hem ho hem de
aikr.
Geri dndmde babam n bahede bir ezlongda kestiriyordu.
Bisikleti barakaya brakp barakann kapsndan onu bir sre izledim,
birden uyanverse beni tam kapy kapatrken grecei ekilde duruyordum. Kafas biraz benden yana kaym, az hafif almt. Gzlerinde gne gzl vard, ama gz kapaklarnn kapal olduunu
grebiliyordum.
iim geldiinden onu uzun zaman izleyemedim. Onu izlemek iin
yle zel bir nedenim yoktu; sadece houma gidiyordu. O beni

116/187

gremedii halde onu grebilmek ve benim bilincimin yerinde olup


onunkinin olmay ho bir duygu veriyordu bana.
Eve girdim.
Pazartesi gn, Kazklarn olaan kontroln yaptktan sonra Fabrikay onarp ekler yapmakla uratm, btn leden sonram bu ile
geirdiimden gzlerim yanmaya balamt ve babam yemee inmem
iin bana seslenmek zorunda kald.
Akamleyin yamur yad iin dar kmadm, televizyon seyrettim. Erken yattm. Eric aramad.
Arma'da itiim birann yarsndan kurtulduktan sonra Fabrikaya
bir kez daha gz atmaya ktm. Tavan arasna ktmda iine gne
dolmutu, lkt ve eski, ilgin kitaplarn kokusu sinmiti ieri, ortal biraz temizlemeye karar verdim.
Oyuncaklar kutulara kaldrdm, hallar yaydm, den duvar ktlarn yerlerine yaptrdm, meyilli tahta atya, yere dm birka
haritay tekrar ineledim, Fabrikay onarmak iin kullandm aletleri
ve malzemeyi kaldrdm ve Fabrikann dolmas gereken ksmlarn
doldurdum.
Btn bunlar yaparken baz ilgin eyler buldum: Aatan oyarak
yaptm bir usturlap, Bizans' koruyan surlarn maketi, telgraf direi
porselenleri koleksiyonumdan kalanlar ve babamn bana Franszca
rettii zamandan kalma baz notlar. Sayfalar kartrrken pek yle
bariz bir yalan gremedim; "Affedersiniz" ya da "stasyonu tarif edebilir misiniz ltfen?" yerine kfr filan retmemiti bana, ama kendini
zor tuttuundan eminim.
Tavan arasn toplamay bitirdikten sonra altn renkli bolukta
yzen toz zerreleri yznden bir iki kere haprdm. Yenilenmi Fabrikaya tekrar baktm, srf ona bakmay, san solunu kurcalamay, ona
dokunmay ve kk manivelalarn, kapaklarn ve aletlerini
altrmay sevdiimden. Sonunda onu tam olarak kullanma frsatn
yaknda elime geireceimi kendime telkin ederek istemeye istemeye

117/187

bandan ayrldm. Ertesi sabah kullanmak zere yeni bir eekars


yakalayacaktm o ikindi. Eric gelmeden Fabrikadan yeni bir kehanet
koparmak; ne olaca konusunda bir fikir edinmek istiyordum.
Ayn soruyu iki kere sormak biraz tehlikeliydi tabii; ama olaand
durum bunu gerektiriyordu, hem ne de olsa benim Fabrikamd.
Eekarsn kolayca yakaladm. Fabrika iin kurban toplamakta kullandm reelli tren kavanozunun iine kendi ayaklaryla geldi. ine
portakal kabuu ve birka yaprak attm ve zerine delikli bir kapak
kapattm kavanozu dere kenarndaki glgelie brakp baraj yapmaya koyuldum.
Ben ikindi gneinde terleye terleye alrken babam evin arka
tarafn boyuyor, eekars da kavanozun iinde antenlerini sallayarak
dolayordu.
Baraj inaatnn tam ortasnda -biraz ge olmasna karlk- bunun
Patlayan cinsten olmasnn daha elenceli olacana karar verdim ve
barakaya Sava antasn almaya gittim. antay barajn yanna getirip
iinden en kk elektrik fnyeli bombay setim. Bombann siyah
metal mahfazasndaki delikten kan plak ulu kablolar ateleyici
olarak kullandm fenerin kablolarna balayp i ie iki plastik
torbaya sardm. Onu baraj duvarnn dibine gmp kablolar barajn
arkasna geirdim, hatta hemen yannda kavanozunda emekleyen
eekarsnn durduu durgun sularn da arkasna. Kablolar kapadm
ki daha doal grnsn, sonra baraj yapmaya devam ettim.
Baraj sistemi ok byk ve karmakt ve birisi iki baraj arasnda
dieri de son barajn altnda olmak zere iki ky iinde barndryordu. Kprler, kk yollar, drt kuleli kk bir ato ve iki karayolu
tneli de vard. ay saatinden hemen nce fenerin gvdesine son
kabloyu da baladm ve eekars kavanozunu da alarak yakndaki bir
kum tepesinin zerine ktm.
Babam hl salon camnn erevelerini boyuyordu. Evin denize
bakan tarafna bir zamanlar yapm olduu ekilleri yle byle
hatrlyordum; o zamanlar bile solgundu renkleri, ama yanl

118/187

hatrlamyorsam dumanl kafayla yaplan sanatlarn minr klasiklerinden denebilirdi bunlara; kocaman kavisli helezonlar pencerelerin ve
kaplarn evresinde kvrmlanarak evin n cephesini rengrenk
dvmeler gibi kaplyorlard. Babamn hippilik gnlerinden kalma bu
hatralar rzgr, deniz, yamur ve gne tarafndan silinmi, anp
gitmiti. Sadece belli belirsiz d hatlar ve birka yerde de soyulan deri
gibi gerek renkleri kalmt.
Feneri ap iine pilleri koydum, kapan kapadm ve dmesine
bastm. Fenerin dna ilitirilmi ve dier pillerle seri balanm dokuz voltluk pilden kan akm da dierlerine katlp lambasnn olduu
yerden fkran kablolar araclyla bombaya aktarld. inde bir
yerlerde elik tala alev alp erimeye balad, sonra beyaz kristal
patlad -benim ve bir ar iinin terine, zamanna ve gcne mal olanmetal boru bir ktm gibi yrtld.
Boomm! stteki barajn duvar havaya utu; bir buhar, gaz, su ve
kum yn havaya ykselip oradan da tapr tapr yere dklmeye
balad. Yksek ve bouk bir ses karmt, sesten nce kmda hissettiim titreim de tek ve kuvvetliydi.
Havaya frlam olan kumlar sular sratp kk ynlar halinde
yollar ve evleri kaplayarak aa dt. Dizginden boalm sular,
kumdan duvardaki atlaktan paralar kopararak fkrd ve boz bulank bir sel birinci kyn ortasndan geip gitti, ikinci barajn arkasnda birikti, geri gelip kumdan evleri dmdz etti, atoyu da bir
yana ykt, kulelerini zaten eritmiti. Kprnn ayaklar dayanmad,
tahtalar sele kapld, kpr yana yatt, sonra barajn zerinden su
tamaya balad ve ok gemeden tepesi sulara kapld, hl arkadan
itmekte olan akntnn gcyle birinci barajn ardnda birikmi olan
sular onu yerle bir etti. Kale tmyle ykld.
Kavanozu brakp tepeden aa kotum, sel yatann kvrml
yzeyi zerinde hzla hareket eden su evleri ykyor, yollardan ve
tnellerden geiyordu, sonra sonuncu baraja da ulat, onu hzla yerle
bir edip ikinci kydeki evleri telef etmeye koyuldu. Barajlar eriyip

119/187

gidiyor, evler suyun iinde kayboluyor, kprler ve tneller yklyor ve


kenarlardaki kum birikintileri kyordu; iimde heybetli bir dalga
gibi ykseldi heyecan ve grtlama yerleti ben bu su felaketinin
etkisiyle titrerken.
Sularn kablolar kenara atn izledikten sonra oktandr kurumu
olan kumlarn zerinden hzla denize ynelmi olan suya baktm. Ar
ar yaklaan kahverengi su kamburlarnn altndaki birinci kyn
karsna geip oturdum ve su frtnasnn dinmesini bekledim; bada
kurmu, dirseklerimi dizime, ellerimi de yzme dayamtm. Kanm
kaynamt, mutlu, biraz da atm.
Sonunda, dere hemen hemen eski haline dndnde ve saatler
sren emeimden hi eser kalmadnda aradm eyi buldum:
Bombann siyah-gmi art patlatt barajn bulunduu yerin biraz
altnda yarlm ve bzm bir vaziyette kumda duruyordu.
Botlarm karmadm, ama ayaklarm kyda ellerimle suyun iinde
yryerek derenin ortasna kadar uzandm. Bombadan geri kalanlar
dere yatandan alp trtkl gvdesini dikkatle azma sktrdm,
sonra ellerim zerinde gerileyip kendimi arkaya attm.
Neredeyse dmdz olmu madeni paray Sava antasndan
kardm bir bezle sildim, antann iine koydum, sonra eekars
kavanozunu aldm ve sularn biriktii yerin en st noktasnda derenin
zerinden atlayarak ay iin eve dndm.
Hayatmz simge. Her eyi az da olsa sz sahibi olduumuz belli bir
plana gre yapyoruz. Gller kendi planlarn yapp dier insanlarnkini de kendilerininkine uyduruyor, zayflarn takip edecekleri yol
nceden belirlenmi. Zayflarn, ansszlarn ve aptallarn. Eekars
Fabrikas bu plann bir paras, nk hayatn bir paras; -dahaslmn de. Yaam gibi karmak, btn her ey var iinde. Sorulara
cevap verebiliyor; nk her soru sonunu bekleyen bir balang ve
Fabrika da Son demek, yani lm. Kartlarnz, zarlarnz, asalarnz,
kitaplarnz, kularnz, sesleriniz ve muskalarnz sizin olsun; benim
Fabrikam var, imdiyi ve gelecei gsteriyor, gemii deil.

120/187

O gece yattmda Fabrikann dolu ve hazr olduunu, yatamn


baucunda kavanozda yryen eekarsn beklediini biliyordum.
Yukarda, tavan arasndaki Fabrikay dnerek telefonun almasn
bekledim.
Eekars Fabrikas gzel, lmcl ve mkemmel. Neler olaca
hakknda bana bir fikir verecekti, yapmam gerekeni syleyecekti, ona
dantktan sonra Bizim Saul'un kafatasn kullanarak Eric'e ulamaya
alacaktm. Hem vey de olsa kardetik, hem ikimiz de erkektik, ben
yarm erkek olsam bile. Onun deli, benimse aklmn bamda olmasna
ramen derinden derine birbirimizi anlyorduk. Daha nceleri hi
dnmediim, imdi aklma gelen bir bamz da vard: kimiz de
birilerini ldrmtk ve bunun iin kafalarmz kullanmtk.
Daha nceden de olduu gibi bu sefer de erkekler bunun iin yaratlm gibi geldi bana. ki cinsiyet de kendilerine gre birer ii ok iyi
yapyorlard: Kadnlar douruyor, erkeklerse ldryordu.
Biz -ben kendimi fahri erkek sayyorum- daha serttik. Vuruyor, itiyor, ykleniyor ve ele geiriyorduk. Bu cinsel terminolojiye sadece uzandan bakabilmem cesaretimi krmyordu. Hadm edilmemi genlerimde, iliklerimde hissediyordum bunu. Eric cevap vermek zorundayd
buna.
Saat on bir oldu, sonra on iki sinyalini verdi radyo, ben de kapatp
uykuya daldm.

VIII
Eekars Fabrikas
Sabahn krnde, babam daha uykudayken, alak bir buluttan szan
souk kta sessizce kalkp zenle ykanarak tra oldum, odama
dndm, ar ar giyindim, sonra uykulu grnen eekarsnn
durduu kavanozu alp beni bekleyen Fabrikann bulunduu tavan
arasna ktm.
Kavanozu pencerenin altndaki kk mihraba braktm ve Fabrika
iin gereken son hazrlklar yaptm. im bittikten sonra mihrabn
yanndaki kutuda duran yeil krem deterjan ellerime iyice srdm.
Zaman, Gelgit ve Mesafe Tablolarna baktm, mihrabn yanndaki
kk krmz defterde sularn ne zaman en yksek olduu yazyordu.
ki kk eekars mumunu, sularn en yksek olduu saati gsterecek ekilde akrep ve yelkovan gibi Fabrikann zerine koydum, sonra
kavanozun kapan biraz aralayp yapraklar ve kk portakal kabuunu iinden kararak eekarsn yalnz braktm.
Son derece gl eylerle donanm olan mihrabn zerine kavanozu
yerletirdim; Blyth' ldren ylann kafatas (babas takip ederek
hayvan belle ikiye ayrmt; ylann n tarafn otlarn arasnda bulup
Diggs ipucu olarak gtrmesin diye hemen aldm), Paul' havaya
uuran bombann bir paras (bulabildiim en kk paray
almtm; bir sr vard), Esmerelda'y uuran uurtmann tentesinden bir para (gerek uurtmadan deil tabii, yapm srasnda artan
kumalardan) ve Bizim Saul'un anm sar dileri (kolayca
karmtm).
Aparam tutup gzlerimi kapadm ve gizli kutsal szlerimi
syledim. Ezberden birbiri ardna sralayabiliyordum onlar, ama
tekrarlarken anlamlarn da iyice kavramaya altm. tiraflarm,

122/187

hayallerim, umutlarm, korkularm, nefretlerim vard o szlerde ve


ezbere okusam da okumasam da her seferinde iliklerime kadar
titretiyorlar beni. Yaknlarda bir kayt aleti olsa cinayetimi ortaya
seren o korkun gerek su yzne kard. Srf bu yzden bile ok tehlikeliydiler. Gerekte kim olduumu, ne istediimi, ne hissettiimi de
ifade ediyordu bu szler, insann en drst ve ak olduu bir anda
kendini tarif ettii ekilde tanmlanmas can skc olabilirdi, en
umutlu ve mantksz olduu zaman dnd eyleri duymann
gururunu krmas gibi.
Bu i bitince fazla oyalanmadan eekarsn Fabrikann altna sokup
ieri saldm.
Eekars Fabrikas birka metre karelik bir alan kaplayan bir metal, tahta, cam ve plastik karmaas. Eskiden Porteneil'deki skoya
Bankas'nn kaps zerinde asl duran saatin kadran zerinde
kurulu.
Saatin kadran plkte bulduum en nemli ey. Onu Kafatas
Ylnda bulmu, patikadan yuvarlayarak eve getirmi ve kprden
geirmitim. Babamn evde olmad bir gn karmak zere barakaya
koymu, sonra tavan arasna karana kadar btn gn ter dkmtm. Kadran hemen hemen bir metre apnda ve madeni; ok ar
ve neredeyse lekesiz; numaralar Roma rakamlaryla yazlm ve onlar
da saatin geri kalanlar gibi benim doumumdan tam yz sene nce
1864'te Edinburg'da yaplm. Bunun bir rastlant olmad kesin.
Saat iki tarafa da bakt iin bir yerlerde bir kadrann daha olmas
lazm; ama haftalarca pl aramama ramen dier tarafn bulamadm, bunu da Fabrikann bir baka gizemi saydm; bal bana bir
efsane. Kasabadaki hurdacda alan yal Cameron, Inverness'ten
gelen bir hurdacnn saatin i aksamn aldn syledi, belki teki
yz de yllar nce eritilmitir ya da imdi hurda arabalardan ve kurun fiyatlarndaki deiimlerden edinilmi krlarla Kara Adada
yaplm gzel bir evin duvarn sslyordur. lkini tercih ederim.

123/187

Kadran zerindeki be delii kapam, ama yelkovanla akrebin


baland, merkezdeki delii brakmtm; eekars da Fabrikaya bu
delikten sokuluyordu. eri girdikten sonra kadrann zerinde istedii
kadar dolaabilir, l kuzenlerinin gml olduu mumlar inceleyebilir ya da grmemezlikten gelebilirdi.
Kadrann evresinde rakamlarn olduu yerlerde kapaklar vard.
Kapaklar dnda kalan yerleri be santim yksekliinde kontrplak
paralaryla kapamtm. zerlerine de kasabadaki camcya zel olarak
kestirdiim bir metre apndaki cam yerletirmitim. Kadrann kenarlarna doru ilerleyen eekars o -ona gre- koskoca rakamlarn
karsndaki on iki koridordan birinin eekars byklndeki
kapsndan ieri girebilirdi. Eer Fabrikann Keyfi isterse, eekarsnn
arl incecik teneke paralarndan yaplm tahterevalli eklindeki
bir tetii harekete geiriyor ve kap bcein arkasndan kapanp onu
girdii koridora hapsediyor. Btn kap mekanizmalarn yalayp
dengede tutmaya ve en kk titreimde bile harekete gemelerini
salayacak ekilde ayarlamama ramen -Fabrika ar ar lmcl
iini yaparken admlarm kollamam gerekiyor- bazen Fabrika
eekarsnn ilk setii koridora kapanmasna izin vermiyor ve onu
kadrana geri brakyor.
Bazen eekarlar uup tepetaklak camn zerinde yryorlar, bazen
ieri girdikleri merkezdeki deliin banda uzun sre duruyorlar, ama
er ya da ge bir delik ve ileyen bir kap buluyorlar ve kaderleri
mhrleniyor.
Fabrikann sunduu lmlerin ou otomatik, ama bazlarnda son
darbeyi benim vurmam gerekiyor ve bu da Fabrikann bana ne anlatmaya altn gsteriyor. Eer eekars iine girerse eski haval
tfein tetiini benim ekmem gerekiyor; Kaynayan Kazana derse
svy ieri ben boaltyorum. rmcek Salonu, Vens Maaras ya da
Antre'ye girdiklerinde oturup ii doaya brakyorum. Eer kader onu
Asit ukuruna, Buz Odasna ya da espri olsun diye Erkekler Tuvaleti
ismi verilmi olan blmeye (orada genellikle taze sidiim sonunu

124/187

getiriyordu) girerse yine seyretmekle yetiniyorum. Eer elektrik


kablolaryla dolu Volt Odasna girerse nasl arpldn grmek
mmkn; lm ykn harekete geirirse ezilip yamyass oluyor,
Bakl Koridora derse dilim dilim doranyor. Bunlar yerine baka
lm seenekleri de ekleyebiliyorum alete, tepesinden aa erimi
mum dkmesini, zehirli reel yemesini, paket lastiiyle frlatlan bir
toplu ineyle mhlanmasn izleyebiliyorum o zaman; hatta zincirleme
bir tepkime yaratp kendini karbondioksit reten bir soda-sifon ampulyle ayn yere kilitleyebiliyor, ama kaynar suyu ya da Talihin Cilvesinin uzun namlusunu seerse lmnde dorudan doruya benim
rol oynamam gerekiyor. Ate Glne giderse benzini atee veren akma yakan ipi benim ekmem gerekiyor.
Atele lm hep Onikide durur; yerine asla baka bir ey konmayan
klardan biri bu. Ate Paul'n lmn simgeliyordu; leye doru
meydana gelmiti, tpk Blyth'n te tarafa geiinin Drtteki rmcek
Salonuyla temsil edilmesi gibi. Esmerelda byk olaslkla boularak
lmt (Erkekler tuvaleti) ve ben de simetrik olsun diye onu rastgele
Sekize yerletirmitim.
Eric'in bir fotorafn camn zerine yzst koymutum; arnn
onun altnda kavanozdan kn izledim. Hayvan elini abuk tuttu; iki
saniyede Fabrikann kadranna trmand. Saati yapann isminin ve
saatin doduu yln zerinden geti, eekars mumlarna dnp bakmad bile ve dosdoru byk XII yazsnn zerinden geip tam
karsndaki kapdan girdi, dokunduu kap yavaa ardndan
kapand. Byk bir hzla koridoru ap, dar kmasn engelleyecek
olan, iplikten yaplm stakoz sepeti hunisinden geti, sonra iyice
cilalanm elik huniden aa kayarak lecei cam odaya girdi.
Bunu grnce i geirerek yerime oturdum. Aslnda ay szgeci
olan, ama u anda bir tas benzinin zerinde asl duran kararm ve
gkkua renklerine brnm elik an iinde hayvan dolanmaya
baladnda salarm geri iterek tekrar ne eildim. Ac ac gldm.
Eekars benzinin isinden boulmasn diye cam tpn metalden

125/187

mamul tavan ve tabanna bir sr delik delmitim, havalandrma iyiydi; eer kafan takarsan Fabrika kullanma hazrlanrken hafif bir
benzin kokusu duyardn. Ary seyrederken bu kokuyu duyabiliyordum, belki de havada hl kurumakta olan boyann kokusu vard,
ama bundan ok da emin deildim. Kendi kendime omuz silkip
odacn dmesine bastm, bunun zerine bir tahta paras alminyum adr ivisinin zerinden kayarak tekerlei ve benzin glcnn
zerinde duran akman stndeki gaz pskrten dzenei harekete
geirdi.
Pek fazla uramama gerek kalmad; ilk akta alev ald ve tavan
arasna szan sabah nn loluunda olduka parlak grnen narin
yalazlar szgecin etrafnda kvranarak onu yalamaya balad. Alevler
szgecin iine gemese de scaklk gemiti ve eekars sessiz alevlerin
zerinde fkeyle vzldayarak havaland, cama arpp geri dt,
szgecin kenarndan kayp aa, alevlerin arasna doru dmeye
balad, sonra havalanarak huninin elik borusunda doland, sonra da
elik rgl tuzaa dt. Son bir kez daha kendini kaldrp umutsuzca bir iki saniye havada kald, ama kanatlar kavrulmu olmal; nk
delice bir enerjiyle uuyordu ve ok gemeden telden torbaya dp,
nce tepinerek, sonra kvrlarak ve sonra da hafiften duman kararak
ld.
Oturup kararm bcein kavruluunu izledim, oturup dingin
alevlerin ykselip bir el gibi szgeci kavrayn izledim, oturup kvranan, kck alevlerin cam borunun te yanndaki yansmalarn
izledim, sonra, en sonunda, uzanp silindirin tabann kardm, madeni bir kapakla benzin anan kendime ektim ve atei kokladm.
Odacn tavann ap bir cmbzla dar kardm gvdeyi. Kibrit kutusuna yerletirip mihrabn zerine koydum.
Fabrika llerini teslim etmez her zaman; asit ve karncalar geriye
hibir ey brakmaz, Vens sinek-tuzayla rmcekten de sadece bir
kabuk kalr geriye. Yanm da olsa bir gvde vard elimde; ondan kurtulmam gerekecekti. Bam ellerimin arasna alp taburenin zerinde

126/187

sallanmaya baladm. Fabrikayla evrelenmitim, arkamda mihrap


vard. yle bir gz gezdirdim fabrikaya mahsus eylere, lme giden
sryle yollarna, o srnme patikalarna, koridorlarna, odacklarna,
tnellerin sonundaki klarna, depolarna, varillerine, kovalarna,
tetiklerine, pillerine ve iplerine, dayanaklarna ve payandalarna,
tplerine ve tellerine. Bir iki dmeye bastm ve kck pervaneler
yan koridorlarda uuldayarak arkalarda skm olan havay yksklere doldurulmu reellerin zerinden kadrana doru itmeye
baladlar. Reellerin kokusu burnuma gelene kadar onlarn
uultusunu dinledim, ama baz uyuuk arlar lme cezbetmek iindi
bu koku, benim iin deil. Motorlar kapadm.
Her eyi kapatmaya baladm; baz eylerin paralarn ayryor,
bazlarn boaltyor, hayvanlar da yemliyordum. Pencerelerin ardndaki bolukta sabah gitgide gleniyordu, bir iki erkenci ku sabah
serinliinde tmeye balad. Fabrikann kapanma treni bittiinde
tekrar mihraba dndm, her ey yerli yerindeydi, muhtelif minyatr
kaideler ve kk kavanozlar, hatralar, bulup sakladm eyler.
lm olan akrabalarmn fotoraflar, hem benim ldrdklerim
hem de kendiliinden lenler. Hayatta olanlarn fotoraflar: Eric,
babam ve annem. Baz eyalarn fotoraflar; bir BSA 500 (u mehur
motosiklet deil ne yazk ki; herhalde babam onun btn resimlerini
paralamtr), o girdapl sslemelerle l l parlad zamanlardaki
haliyle ev, hatta mihrabn kendisinin bir fotoraf.
ine l eekarsn koyduum kibrit kutusuyla mihrabn zerinde
geni bir daire izdim, onu kumsaldan aldm kumun durduu
kavanozun, kymetli sv ielerinin, babamn bastonundan yonttuum
birka para yongann, Eric'in yne sarlm iki diinin durduu bir
baka kibrit kutusunun, babamn salarn koyduum bir kk ienin ve anakaraya balanan kprden kazdm pas ve boyay koyduum bir baka ienin nnden geirdim. Eekars mumlarn
yakp gzlerimi kapadm, eekarsn kafamn iinde hissedebilmek
iin kibrit kutusundan tabutu alnma kaldrdm; kafatasmn iinde
kanma gibi, karncalanma gibi bir eyler oldu. Sonra mumlar

127/187

sndrp mihrabn zerini kapadm, ayaa kalkarak pantolonumu


silkeledim, Eric'in Fabrikann cam zerine koyduum fotorafn alp
tabutu ona sardm, bir lastikle salamladm ve paketi cebime
yerletirdim.
Ellerim ceplerimde, bam ne eik, kumlara ve ayaklarma
bakarak; ama onlar grmeden, ar ar Snaa doru yrdm
kumsalda. Nereye baksam ate kmt. Fabrika iki kere ayn eyi
haber vermiti, vahi tavann saldrsna uradmda ben de
igdsel olarak atee bavurmutum ve belleimin her bo kesine
ate sinmiti. Eric de onu iyice yaknma getiriyordu durmadan.
Yzm serin havaya, taptaze gkyznn pastel mavilerine,
pembelerine kaldrdm, nemli rzgr hissediyor, gelgitle ekilen sularn uzaktaki fsltsn duyuyordum. Bir yerlerde bir koyun meledi.
Bu ateler bir araya gelip de Eric'i ya da benim bu adadaki hayatm
silip sprmeden u deli, lgn aabeyimle balant kurmalydm, Bizim Saul'u denemeliydim. Kendi kendime sanki bu o kadar da ciddi bir
mesele deilmi gibi bir tavr taknmaya altm, ama ciddi olduunu
iliklerimde hissediyordum; Fabrika yalan sylemez, hem bu sefer nispeten daha kesin bir cevap vermiti. Endieliydim.
Snakta, Bizim Saul'un kafatasnn nne konmu olan eekars
tabutunun ve oktan kurumu gzlerinden szlen n karsnda,
keskin kokulu karanlkta bam eerek mihrabn nnde diz ktm.
Eric'i dndm; o naho tecrbeyi yaamad zamanki, adadan uzak
olduunda bile onun bir paras olduu zamanki haliyle hatrladm
onu. Onun akll, nazik, heyecanl bir ocuk olduu zamanlar hatrladm ve imdiki halini dndm: Ate ve ykmn emrinde bir g,
bir deli melek gibi adann kumlarna doru geliyor, kafas yanklanan
delilik lklar ve hezeyanlarla dolu.
ne eilip sa avcumu yal kpein kafatasnn zerine koydum,
gzlerim kapal. Mum yaklal ok olmadndan kemik lkt sadece.
Zihnimin gck, alayc bir blm, Uzay Yolu'ndaki Mister Spak gibi
bir dnce okuma faaliyeti iinde olduumu syledi bana, ama

128/187

aldrmadm; bunun hi nemi yoktu zaten. Derin derin nefes aldm,


daha da derin dndm. Eric'in yz geldi gzmn nne, illeri,
sar salar ve endieli gl. Gen bir yz, ince, anlayl ve gen, yaz
tatillerinde onunla adada birlikte olduumuzda, mutlu olduu zamanlardaki halini hatrlamaya altmda hep byle dnrdm onu.
Dikkatimi topladm, sanki kabzmm gibi knarak nefesimi
tuttum; kulaklarmda kann uultusu vard. Bir elim Bizim Saul'un kafatasnda snrken dier elimin ba ve iaret parmaklaryla kapadm
gzlerimi kendi kafatasmn iine doru bastrdm. Iklar, su zerindeki halkalara ya da dev parmak izlerine benzeyen, girdap gibi dnen kark ekiller grdm.
Midemin elinde olmadan kasldn hissettim, ateli bir heyecan
gibi bir ey midemden yukar ykseldi. Bunun tek nedeninin asitler ve
salglar olduunu biliyordum, ama beni bir kafatasndan dierine
tadn hissettim. Eric! Ona yaklayordum! Onu hissedebiliyordum;
aryan ayaklarn, su toplam tabanlarn, titreyen bacaklarn, terden yap yap olmu kirli ellerini, ykanmadndan kanan bir kafa;
kendi kokum gibi duyabiliyordum kokusunu, pek az kapad; kafatasnn iinde yanan gzlerinin grdklerini grebiliyordum, kan
anana dnm gzler, kuru kuru krpyorlar. Midemde korkun
bir yemein kalntlarn hissedebiliyordum, azma yanm et, kemik
ve post tad geliyordu; oradaydm! Ben...
Kavurucu bir rzgr arpt bana. Yumuak bir arapnel paras gibi
mihraptan geriye frladm ve zeri toprak kapl beton zeminden
sekerek kar duvara yaptm, bam uulduyor, sa elim acyordu.
Yana devrilip dertop oldum.
Kendimi skca kavrayp hafiften sallanarak ve derin derin nefes
alarak kafam Snan zemininde bir sre ylece yattm. Sa elim
sanki bir boks eldiveni renginde ve byklndeymi gibi geliyordu.
Gitgide yavalayan kalbimin her at koluma bir ac dalgas gnderiyordu. Kendi kendime mrldanarak ar ar doruldum, gzlerimi

129/187

ovalarken hl hafif hafif sallanyordum, kafamla bacaklarm bir


yanayor bir ayrlyordu. Hrpalanm egomu iyiletirmeye altm.
Gzlerim yeniden odaklanmaya baladnda odann kar tarafnda
kafatasnn hl k satn grdm, ate hl yanyordu. fkeyle
ona bakarak sa elimi kaldrp yalamaya baladm. Yerde yuvarlanrken bir eylere zarar vermi miyim diye etrafa baktm, ama her
ey yerli yerinde gibiydi; bir tek bana zarar gelmiti. Titreyerek iimi
ektim ve kafam arkaya, serin beton duvara dayayarak rahatladm.
Bir sre sonra ne eilerek hl szlamakta olan elimi soutmak iin
Snan tabanna bastrdm. Bir sre sonra kaldrp stndeki topra silkeledim ve gzlerimi ksarak grnrde bir iz var m diye baktm, ama k ok zayft. Ar ar ayaa kalkp mihrabn yanna gittim. Titreyen ellerle iki yandaki mumlar yakp eekarsn dierlerinin
yanna, solda duran kk konsola koydum ve geici tabutunu Bizim
Saul'un nnde duran madeni tabakta yaktm. Eric'in fotoraf alev
ald, ocuk yz atein iinde kayboldu. Bizim Saul'un gzlerinden
birinden ieri fleyerek mumu sndrdm.
Bir an durup kafam toplamaya altm, sonra Snan demir
kapsn atm. Bulutlu, parlak gkyznden szlen ipeksi k ieri
dolunca yzm burutu. Geri dnp dier mumlar da sndrdm ve
elime bir kez daha baktm. Avcum kzarm ve su toplamt. Tekrar
yaladm.
Neredeyse baaracaktm. Eric'i yakaladmdan, zihnini ele geirdiimden, onun bir paras olduumdan, dnyay onun gzlerinden
grdmden, beynindeki kann uultusunu duyduumdan, ayaklarnn altndaki yeri hissettiimden, gvdesinin kokusunu ve son
yedii yemein tadn aldmdan emindim. Ama bana fazla gelmiti.
Kafasndaki yangn akl banda birinin baa kamayaca kadar
bykt. Sadece tamamen delilere zg bir kararllktan kaynaklanan
bir deli kuvveti vard bu yangnda. En gzkara askerlerle en hrsl
sporcularn ksa sreliine sahip olabildii bir kuvvet. Eric'in beyninin
her hcresi geri dnp yangn karmaya programlanmt ve hibir

130/187

normal beyin -hatta pek normal olmayan ve pek oununkinden daha


gl olan benim beynim bile- bu gle boy lemezdi. Eric Topyekn Sava, Cihat ilan etmiti; bu Kutsal Trans en azndan kendi
mahvna neden olacakt ve benim elimden hibir ey gelmiyordu.
Sna kilitleyip kumsaldan eve yrdm, bam yine ne eikti ve
yola ktmdan ok daha dnceli ve endieliydim.
Gn boyunca evde kitaplar, dergiler okudum, televizyon seyrettim
ve durmadan dndm. Eric'e ieriden ulaamayacaktm, ben de
saldr ynn deitirmeye karar verdim. Ardnda koskoca Fabrika
yatan kiisel mitim, henz maruz kalm olduu yenilgiyi kabullenebilecek kadar ve onu bir zme ulamak iin kullanacak kadar esnekti. nc birliklerimin parmaklar yanmt, ama kaynaklarm
tkenmemiti. Zafer benim olacakt, ama dorudan doruya glerimi
kullanarak deil. En azndan yaratc zek dnda hibir gce bavurmayacaktm, zaten her eyin temeli de oydu. Eer Eric'in karsnda
duramazsam yok olmay hak etmiim demekti.
Babam hl boya yapyordu, boya kutusu ve fray aznda tayarak merdivenle pencerelere trmanyordu. Yardm etmek istedim,
ama teklifimi geri evirdi. Babamn alma odasna girmeye altm
zamanlarda bu merdivenleri ben de kullanmtm, ama pencerelere
zel kilitler taktrmt, hatta panjurlarla perdeleri de hep kapal tutuyordu. Merdivene karken ne kadar zorlandn seyretmek beni memnun etti. Tavan arasna asla ulaamayacakt. Evin yksekliinin tam da
gerektii kadar olduunu dndm, yoksa bir merdiven dayayp
tavanaras penceresinden ieriye bakabilirdi. Ama ikimiz de gvendeydik, yakn bir gelecekte kalelerimize ynelik bir tehdit gzkmyordu.
Babam bir kez olsun akam yemeini benim yapmama izin verdi,
ben de Ak retim programlarn seyretmek iin mutfaa tadm
portatif televizyonda jeoloji dersini izleyerek ikimizin de damana uygun bir sebzeli pilav piirdim. Eric'le iim bittikten sonra babam bir
video almaya ikna etme kampanyama tekrar balamaya karar verdim.
Gzel gnlerde iyi programlar kolaylkla karabiliyordum.

131/187

Yemekten sonra babam kasabaya indi. Bu allm bir ey deildi,


ama neden gittiini sormadm. Gn boyu merdivenlere trmanmaktan
ve saa sola uzanmaktan yorgun dmt, ama odasna kp kasaba
kyafetlerini giydi ve topallaya topallaya salona geldi.
"Ben kyorum," dedi. O daha kmadan giritiim sinsice bir
muzurluun delillerini aryormu gibi etraf kolaan etti. Gzlerimi
televizyondan ayrmadan bam salladm.
"Tamam," dedim.
"Gecikmem. Kapy kilitleme."
"Oldu."
"Bir istein var m?"
"Yo, hayr." Ona bakarak kollarm kavuturdum ve koltua iyice
gmldm. Geri adm att, iki aya da holde gvdesiyse salondayd,
kap tokmana tutunmasa debilirdi. Tekrar ban sallad, kafasndaki apka kenara kayd.
"Tamam. Grrz. Bir muzurluk yapma."
Glmseyerek tekrar ekrana dndm. "Oldu baba, grrz."
"H," dedi, kayp gmlerini aryormu gibi son bir kez daha
salona baktktan sonra kapy kapatt, baston tkrtlar uzaklat.
Patikada yrrken arkasndan baktm, bir sre bekledikten sonra
yukar kp alma odasnn kapsn kontrol ettim; ama her zamanki
gibi sk sk kilitliydi, sanki duvar.
Uyuyakalmm. Hava kararyordu, televizyonda korkun bir
Amerikan dedektiflik dizisi vard ve bam atlayacak gibi aryordu.
Birbirine yapm gz kapaklarm krptrdm, azmn mhrn
zmek ve dilimdeki eki tad gidermek iin esnedim. Esneyip gerindim ve donakaldm; telefon alyordu.

132/187

Ayaa frladm, tkezledim, kapya, oradan merdivenlere, oradan da


telefonun yanna olabildiince hzla gittim. Ahizeyi acyan sa elimle
kaldrdm. Kulama dayadm.
"Alo?" dedim.
"Selam Frankie, n'aber?" dedi Jamie. Hem rahatladm hem hayal
krna uradm. imi ektim. "Jamie, ben iyiyim. Ya sen?"
"zinliyim. Sabah ayama bir kalas drdm ktk gibi iti."
"Ciddi bi ey yok ya?"
"Yok. ansm varsa bu hafta kaytarrm. Yarn doktora rapor almaya
gidicem. Btn gn evde olacam haber vereyim dedim. stersen bir
ara bana zm filan getir."
"Tamam. Belki yarn gelirim. Gelmeden nce ararm."
"Gzel. u senin ismi lazm deilden bir haber var m?"
"I-h. Sen aradnda ben de o aryor zannetmitim."
"H, benim de aklma geldi. Takma kafana. Kasabada kulama bir
ey alnmad, herhalde henz gelmemi."
"Evet, ama onu tekrar grmek istiyorum. Daha nce yapt o
kaklklar yine yapmaya balasn istemiyorum. Hem hibir ey yapmasa bile onu geri gtrecekler, yine de onu grmek istiyorum. kisi
de olsun istiyorum, anladn m?"
"Evet, evet. ler yoluna girer. Merak etme."
"Etmem."
"Gzel. Arma'ya gidip anestezi iin birka ie bi eyler alcam, sen
de var msn?"
"Hayr, saol. ok yorgunum. Bu sabah erken kalktm. Belki yarn
grrz."
"Oldu. Kendine dikkat et. Grrz Frank."
"Tamam Jamie, hoakal."

133/187

"Hoakal," dedi Jamie. Telefonu kapatp televizyonda doru


dzgn bir program bulmak iin aa yollandm, ama son basamakta
telefon tekrar ald. Geri dndm. Telefona uzanrken Eric'in aradn
dnerek iim titredi, ama bip bip sesi gelmedi. Srtarak: "Eee, neyini unuttun?" dedim.
"Unutmak m? Ben hibir ey unutmadm! Ben her eyi hatrlarm!
Her eyi!" diye bard tandk bir ses.
ylece kalakaldm, sonra yutkunarak: "Er.." dedim.
"Beni neden unutkanlkla suluyorsun? Beni neyi unutmakla suluyorsun? Neyi? Ben hibir eyi unutmadm!" Eric abuk sabuk eyler
sylyordu.
"Eric, zr dilerim! Seni baka biri zannettim!"
"Ben benim!" diye haykrd. "Ben bakas deilim! Ben benim!
Benim!"
"Jamie aryor zannettim!" diye szlandm, gzlerimi kapayarak.
"u cce mi? Seni pi kurusu!"
"zr dilerim, ben..." Sonra susup dndm. "O ses tonuyla 'u
cce' demek de ne demek oluyor? O benim dostum. Kk olmas
onun suu deil," dedim.
"yle mi?" oldu cevab. "Nereden biliyorsun?"
"Nasl yani? yle domas onun suu deil!" dedim, iyice tepem
atmt.
"Sana her sylediine inanyorsun."
"Ne demi ki bana?"
"Cce olduunu sylemi!"
"Ne?" diye bardm, kulaklarma inanamyordum. "Onun cce
olduunu kendi gzlerimle grebiliyorum, salak!"

134/187

"O da senin yle dnmeni istiyor! Belki de uzayldr! Belki tekiler


ondan da ufaktr. ok kk uzayllar arasndaki dev bir uzayl olmadn nereden biliyorsun? H?"
"Samalama!" diye bardm telefona, onu tutan yank elim acyordu. "Uyarmad deme!" diye bard Eric.
"Merak etme!" diye bardm ben de.
"Neyse," dedi Eric birdenbire sakinleerek, sanki deminden beri
konuan baka biriydi. Normal bir ses tonuyla konumaya devam ettiini duyunca hayrete dtm:
"Naslsn?"
"Haa?" dedim akn akn.
"H... iyiyim. yi. Ya sen?"
"Fena deil. Geldim saylr."
"Ne? Buraya m geldin?"
"Hayr. Oraya. Tanrm, bu kadar yakn mesafede bile hatlar bozuk
mu yoksa?"
"Ne kadar yakn? Bozuk mu? Bilmem." teki elimi alnma dayadm,
ipin ucunu iyice kardm hissediyordum.
"Oraya geldim saylr," dedi Eric bkkn bir sesle, sknetle iini
ekti.
"Buraya deil. Zaten buradaym nk. Yoksa seni nasl buradan
arardm?"
"Ama 'buras' neresi?" dedim.
"Nerede olduunu bilmiyor musun yani?" dedi Eric, sanki kulaklarna inanamyormu gibi. Gzlerimi tekrar kapatp inledim.
Konumaya devam etti; "Bir de beni unutkanlkla suluyorsun. Hah!"
"Bana bak pis kak!" diye bardm smsk tuttuum yeil plastik
ahizeye, sa kolumdan yukar doru byk bir ac yayld, yzm
buruturdum. "Beni durmadan arayp bile bile byle sama sapan

135/187

konumandan bktm! Oyun oynamay brak!" Soluksuz kalmtm.


"Sana 'buras' neresi diye sorduumda ne demek istediimi gayet iyi
biliyorsun! Sana hangi cehennemde olduunu soruyorum! Ben nerede
olduumu biliyorum, sen de benim nerede olduumu biliyorsun.
Dalga gemeyi brak, tamam m?"
"Hmm. Tabii, Frank," dedi Eric, pek ilgilenmie benzemiyordu.
"Cann skmak istemezdim."
"Yahu..." diye barmaya balayacaktm yine, ama kendimi tutup
sakinletim. "Byle... byle eyler yapma bana. Sadece nerede
olduunu sordum."
"Tamam, oldu Frank; anlyorum," dedi Eric makul bir sesle.
"Ama sana nerede olduumu syleyemem, yoksa birilerinin kulana gidebilir. Beni anlyorsun deil mi?"
"Tamam. Tamam," dedim. "Ama telefon kulbesinde deilsin di
mi?"
"Tabii ki deilim," dedi hafiften sinirlenerek; sonra ses tonunu kontrol etmeye alt. "Birinin evindeyim. Daha dorusu bir kulbe."
"Ne?" dedim. "Kim? Kimin?"
"Bilmiyorum," dedi, omuz silktiini duyabiliyordum neredeyse. "O
kadar merak ediyorsan reneyim. Merak ediyor musun?"
"Ne? Hayr. Evet. Yani hayr. Ne fark eder? Ama nerede... yani nasl
...yani kimin..?"
"Bak Frank," dedi Eric yorgun bir sesle, "birilerinin yazl gibi bir
ey buras, tamam m? Kimin olduunu bilmiyorum; ama senin de
gayet isabetli bir biimde belirttiin gibi hi fark etmez, oldu mu?"
"Yani birinin evine mi girdin?" dedim.
"Evet; n'olmu yani? Zorlamama gerek bile kalmad aslnda. Arka
kapnn anahtarn olukta buldum. Sorun ne? Buras ok ho bir yer."
"Yakalanmaktan korkmuyor musun?"

136/187

"Pek saylmaz. Oturduum yerden yolu grebiliyorum. Sorun yok.


Yemek, banyo, telefon ve buzdolab var -Tanrm tam da oban
kpeine gre bir yer- sonra yatak var, her ey var. Lks."
"oban kpei mi?" dedim dilerimin arasndan.
"Ah evet, keke bir tane olsayd. imdi yok, ama olsayd ona burada
bakabilirdim. Sanki..."
"Dur," diyerek kestim konumasn, gzlerimi kapatp sanki yanmdaym gibi elimi ona doru uzattm.
"Anlatma."
"Peki. Arayp iyi olduumu syleyeyim, hal hatr soraym demitim."
"Ben iyiyim. Sen de gerekten iyi misin?"
"Evet; hi bu kadar iyi olmamtm. Harikaym. Yediim yemeklerden; hep..."
"Dinle!" diyerek umutsuzca araya girdim; ona soracam eyi
dndke gzlerim yuvalarndan uruyordu. "Bu sabah bir ey hissetmedin deil mi? afak vakti. Hibir ey, yani demek istediim
iinde hibir ey hissetmedin, deil mi? Bir ey hissettin mi?"
"Ne geveliyorsun aznda?" dedi Eric, biraz sinirlenmiti.
"Bu sabah, erkenden, bir eyler hissettin mi?"
"Ne demek bu imdi; hissettin mi?"
"Yani bana bir ey geldi mi; bu sabah afak vakti, herhangi bir
ey?"
"ey," dedi Eric temkinli bir sesle, ar ar.
"Bunu sorman ok garip..."
"Evet? Evet?" dedim heyecanla, telefonu azma o kadar yaklatrmtm ki dilerim ahizeye arpyordu.
"Hibir halt olmad. Bu sabah sahiden bama bir eyin gelmedii
ender sabahlardan," dedi Eric kibarca.
"Uyuyordum."

137/187

"Ama bana hi uyumadn sylemitin!" dedim fkeyle.


"Tanrm, kimse mkemmel deildir, Frank." Glmeye balad.
"Ama..." deyip sustum. Azm kapayp dilerimi kenetledim. Bir kez
daha gzlerimi kapadm.
"Frank, dostum; dorusu bu i biraz can skmaya balad. Belki seni
tekrar ararm, ama zaten yaknda greceiz. Ta ta."
Ben azm bile aamadan telefon kapand, ben de burnumdan soluyarak ve sanki sulu telefonmu gibi fkeyle ona bakarak ylece
kalakaldm. Onu duvara arpmay filan dndm, ama bu hareketin
boktan bir akaya benzeyeceini dnerek serte kapadm. Bunun
zerine telefon bir kere ald, ona yine fke dolu bir bak frlattm,
sonra arkam dnp aa indim ve kendimi koltua brakarak elimde
kumanda aleti yaklak on dakika durmadan kanal deitirdim.
Sonunda program bir arada seyretmeme ramen n de tek tek
seyrettiim zamanki kadar iyi takip edebildiimi fark ettim (bunlardan
biri haberler, dieri u Amerikan dedektiflik dizisi, dieri de bir
arkeoloji programyd). Uzaktan kumanday tiksintiyle bir kenara frlatp denize ta atmak iin kendimi dar attm.

IX
Eric'e Ne Oldu?
Benim iin ge saylabilecek bir saatte kalktm. Kumsaldan
dndm srada babam eve gelmiti, ben de gzel, uzun bir uyku
ekmek iin doru yataa gittim. Sabahleyin Jamie'yi aradmda annesi kt ve onun doktora gittiini, ama birazdan geri dneceini
syledi. antam hazrladktan sonra babama akam zeri geri dneceimi syleyerek evden ktm.
Evine gittiimde Jamie oradayd. Bir iki kutu bira iip gevezelik ettik; kuluk vakti annesinin yapt kekleri yedikten sonra ben izin
isteyip ayrldm ve kasabann ardndaki tepelere doru yola ktm.
Orman Mdrlnn diktii aalarn bittii yerde balayan kaya
ve topraktan ibaret hafif meyilli, allk bir tepenin stnde byk bir
kayaya oturup le yemeimi yedim. Scaktan Porteneil'in stne km olan pusun zerinden, beyaz koyunlarla beneklenmi otlaklara,
kum tepelerine, ple, adaya (adadan ok karann bir paras gibi
duruyordu), kumlara ve denize baktm. Gkyznde birka kk bulut aslyd; hava, manzarann zerine ufka ve dingin krfeze doru solan bir mavi alyordu. Havada tarlakular ark sylyordu, yukarda
bir ahin allklar, otlar ve katrtrnaklar arasnda bir kmlt yakalamaya alarak szld. Bcekler ark syleyip dans ediyorlard, ben
de sandviimi yiyip portakal suyumu ierken onlar uzak tutmak iin
bir erelti otunu yelpaze gibi yzmn nnde sallyordum.
Solumda tepelerin sivri ular, gitgide ykselerek kuzeye doru uzanyor ve uzaklatka gri, mavi bir renk iinde silikleiyorlard. Drbnmle aadaki kasabaya baktm, anayolda kamyonlar ve arabalar
vard, gneye giden bir tren kasabada durduktan sonra deniz kenarnda bir ylan gibi kvrlarak yoluna devam etti.

139/187

Zaman zaman adadan uzaklamay seviyorum. ok da fazla deil;


mmknse onu grebileceim bir yere gitmek isterim, ama biraz uzaklap baka bir bak asndan grmek bazen iyi geliyor. Tabii onun ne
kadar kk bir kara paras olduunu biliyorum; aptal deilim. Gezegenin ne kadar byk olduunu ve benim bildiim parasnn ne kadar
kk olduunu da biliyorum. Televizyonda o kadar ok doa ve gezi
program seyrettim ki deiik yerleri bizzat gidip gezerek edinilmi
bilgi karsnda benim bildiklerimin ne kadar snrl olduunu grmemem mmkn deil; ama ben uzaa gitmek istemiyorum, yabanc iklimler grmeye ya da deiik insanlar tanmaya ihtiyacm yok. Kim
olduumu ve snrlarm biliyorum. Ufkumu daraltmak iin iyi nedenlerim var; korku -tamam kabul ediyorum- bir de ben onu deitirmeye
frsat bulamadan, ok kk bir yata bana ok zalimce davranan bu
dnyada gvenceye duyduum ihtiya.
Hem, Eric'ten de ders aldm.
Eric gitmiti. O akll, zeki, duyarl, istikbali parlak Eric adadan
ayrlp kendi ayaklar zerinde durmak istemiti; kendine bir yol izip
onu izledi. O patika onu kendisi olan her eyin ykmna gtrd, bambaka bir insan yapt, eski akl banda haliyle benzerlikleri insana bir
kfr gibi geliyor artk.
Ama benim aabeyimdi ve onu hl seviyordum. Bu deiime ramen onu seviyordum, onun beni eksikliime ramen sevmesi gibi.
Kadnlarn ocuklar ve erkekler iin hissetmesi beklenen bu koruma
hissi, kadnlara kar da hissedilen bir ey sanrm.
Eric ben daha domadan terk etmiti aday, sadece tatillerde gelirdi;
ama bence ruhen hep oradayd ve benim bama gelen kk kazadan
bir yl sonra temelli dndnde, babam artk ikimize de bakabilecei
kadar bydmze karar verdiinde, onun adada yaamasndan hi
rahatszlk duymamtm. Tam aksine, ilk andan itibaren ok iyi anlatk, hatta benim bir kle gibi btn gn peinde dolap onu taklit
etmemden rahatsz olmutur herhalde, ama Eric bakalarnn

140/187

duygularna kar o kadar duyarlyd ki beni incitmemek iin hibir ey


sylemedi.
O zel okullara gnderildiinde eriyip biter; tatillerde geldiinde
sevinten lgna dnerdim; hoplayp zplar, durmadan konuurdum.
Yazlarmz adada hep birlikte geirirdik, uurtma uurur, tahta,
plastik, lego ve elimize geen her trl eyden maketler yapar, barajlar
ina eder, kk kulbeler kurardk. Maket uaklar uurur, maket
gemiler yzdrr, kumdan yelkenli yapar, gizli eteler, diller ve kodlar
uydururduk. Bana kendi uydurduu hikyeleri anlatrd. Baz hikyeleri oynardk; kum tepelerinde savaan, savaan ve kazanan, savaan ve
bazen de len kahraman askerler olurduk. Beni sadece hikyesinde
kahramanca bir lm olduunda kasten incitirdi, bir kpry, baraj
ya da dman konvoyunu havaya uurup stne stlk bir de beni
kurtardktan sonra onun kumlarn ya da otlarn zerinde yatp ar
ar lmesini izlerken hepsi gerekmi gibi gzyalarm zor tutardm
ve bir yandan hikyeyi deitirmeye urarken bir yandan da onu
imdiklerdim; ama o kabul etmezdi, ellerimden kayar lrd; hep
lrd.
Migren krizine tutulduunda -bazen gnler srerdi- fazlasyla hassas olurdum, ikinci kattaki lo odaya yiyecek ve souk iecekler tar,
parmaklarmn ucunda ieri girer, ylece orada durur, o inlediinde ya
da yatakta dndnde titrerdim. Onun ac ekmesi beni sefil eder,
her ey anlamn yitirirdi; oyunlar ve hikyeler aptalca ve anlamsz
gelirdi, sadece ielere ya da martlara ta atmakla oyalanabilirdim.
Eric'ten baka birileri ac eksin diye martlar iin bala kardm: yiletiinde yeni gelmi gibi olurdu, hibir ey beni tutamazd.
Ama sonunda dardaki o g her gerek erkek gibi onu da yuttu ve
benden uzaklara, muhteem frsatlar ve korkun tehlikelerle dolu d
dnyaya ekti. Eric babasnn izinden gidip doktor olmaya karar vermiti. O zaman bana hibir eyin deimeyeceini syledi; Glasgow'da
oturup hastanede almas ve doktorlarla birlikte viziteye kmas
gerekse de yazn byk blmnde benimle olacakt; birlikte

141/187

olduumuzda her eyin eskisi gibi olacan syledi, ama bunun doru
olmadn ve kendisinin de iten ie bunu sezdiini biliyordum. Gzleri ve szleri yle diyordu. Aday terk ediyordu, beni terk ediyordu.
Kendimi ne kadar kt hissetsem de onu sulayamadm. Eric'ti o,
benim aabeyim, yapmas gerekeni yapyordu, benim uruma ya da
davas uruna len bir asker gibi. O bana gvenmediini ya da beni
suladn henz ima bile etmemiken ona nasl gvenmezdim, onu
nasl sulardm? Tanrm; btn o cinayetler, o kk ocuk, biri
kendi kardeim. Bu olanlarda benim parmam olabileceini aklna
bile getirmemiti. Yoksa anlardm. phelense yzme bakamazd,
yalan dolandan o kadar uzakt ki.
Bir seneliine gneye gitti, baarl snav sonular sayesinde biroklarndan daha erken srklenmiti oralara, sonra bir sene daha. Arada
yazn geri geldi, ama deimiti. Hl eskisi gibi benimle ilgili grnmeye alyordu, ama zoraki olduunu anlyordum. Benden uzakt,
yrei adada deildi artk. Yrei niversitedeki arkadalarnda ve ok
sevdii almalarnda kalmt; belki de ada dnda herhangi bir
yerde. Benimle deildi artk.
Dar kp uurtma uuruyor, barajlar yapyorduk, ama eskisi gibi
deildi; kendi ald keyfi paylaan bir baka olan ocuundan ok
beni elendirmeye alan bir yetikin gibiydi. O kadar da kt deildi,
yine de onun yanmda olmasndan memnundum, ama bir ay sonra
arkadalaryla Gney Fransa'ya tatile giderken rahatlam grnyordu. Benim tandm dostun ve aabeyin lmnn yasn tuttum;
eksikliimi hi bu kadar youn hissetmemitim, beni sonsuza kadar
ergenlie mhlamt o eksiklik, byyp gerek bir erkek olmama ve
kendi yolumu izmeme asla izin vermeyecekti.
Bu hissi ksa zamanda stmden attm. Kafatas vard, Fabrika
vard, Eric'in dardaki mthi baars onun adna erkeke bir tatmin
hissetmemi salyordu, bu srada ben de adayla onu evreleyen arazinin yegne hkimi oluyordum yava yava. Eric bana ilerinin nasl gittiini anlatan mektuplar yazyor, telefon edip hem babam hem de

142/187

benimle konuuyor ve ne kadar dirensen de seni gldren o akll


yetikinler gibi beni telefonda gldryordu. Beni ya da aday tmyle
terk ettiini hissetmemi istemiyordu hi.
Sonra, bana gelen o talihsiz olay barda taran son damla oldu;
babamla benim sonradan rendiimiz o olay, tandm o deimi
adam da ldrmeye yetti. Eric'i hem gerilere att hem bakalatrd:
eytanca tersine dnm kendi eski benliinin ve rselenmi, tehlikeli,
akn, acnas ve manyak bir yetikinin bir karm. Parampara
olmu bir hologram artryordu bana; mzrak eklinde bir klfn
iine tklm bir imge, hem tuzla buz olmu hem bir arada.
kinci ylnda byk bir tp fakltesi hastanesinde asistanlk
yaparken bana gelmi bu olay. O srada, hastanenin barsaklarndaki o insan artklaryla birlikte olmaya mecbur da deilmi hem;
bo zamannda yardm ediyormu. Sonradan babam ve ben Eric'in
bize anlatmad sorunlar olduunu duyduk. Bir kza k olmu, ama
sonu kt gelmi; kz onu hibir zaman sevmediini syleyerek baka
biriyle ekip gitmi. Migren krizleri iyice fazlalam ve almasn engellemeye balam. Hem kz hem de bu yzden niversitenin
yaknndaki hastanede kendi isteiyle alyor, nbetlerinde
hemirelere yardm ediyor, yal gen hastalar inleyip ksrrken
karanlk koularda kucanda kitaplaryla oturuyormu.
O naho olay bana geldii gece de bu ile megulm. Kouta
hastanenin dnda yaayamayacak kadar kt vaziyette olan, hatta
iinde bile pek fazla dayanmayan bebekler ve ocuklar varm.
Aabeyimle aras iyi olan bir hemire bize mektup yazp olanlar anlatmt, mektuptan baz ocuklarn hayatta tutulmasn pek de onaylamad anlalyordu; anlalan o ocuklarn doktorlar ve retmenler
tarafndan rencilere sergilenmekten baka bir ilevleri yokmu pek.
Scak, boucu bir temmuz gecesiymi, Eric hastanenin kazan dairesi
ve depolarnn yannda, bask bir odadaym. Btn gn ba arm,
nbete geldiinde migrene evirmi. Bir iki haftadr havalandrma
bozukmu ve teknisyenler sistemi onaryorlarm; o gece hava scak ve

143/187

baskm, Eric'in migreni byle havalarda iyice azar. Bir saat iinde
yerine birisi gelecekmi, yoksa Eric bile teslim bayran ekip dinlenmek iin odasna giderdi herhalde. O srada kouta bebeklerin bezlerini deitiriyor, alayanlar susturuyor, pansuman yapyor, serum
takyormu, ba ortadan ikiye ayrlacak gibiymi ve gzlerinin nnde
kl izgiler uuuyormu.
Bu olay bana geldiinde bakt ocuk bir sebzeden farkszm.
drarn tutamyor, sadece gargara yapar gibi bir ses karabiliyor,
kaslarn doru dzgn kontrol edemiyormu -ban dik tutmas iin
bile bir ask takmlar- ve bann zerinde madeni bir plaka varm;
nk kafatas kemikleri geliimini tamamlamam ve beyninin zerindeki deri de kt kadar inceymi.
ki saatte bir zel bir karmla beslenmesi gerekiyormu ve olay
meydana geldiinde Eric onu beslemekteymi. ocuun her zamankinden daha sakin olduunu fark etmi, gevek bir biimde iskemlesinde oturuyor ve sabit baklarla karya bakyormu, hafif hafif nefes
alrken gzleri parlyormu ve her zaman bombo olan yznde
huzura benzer bir ifade varm. Yemeini yiyemiyormu; oysa yapabildii be eyden biriymi bu. Eric sabrla ka ocuun odaklanamayan gzlerinin nnde tutmu; dudaklarna dayam, ocuk
normalde dilini dar karr ya da ka azna almak iin ne eilirmi, ama o gece hi o gargara sesini karmadan, ban sallamadan,
kollarn savurmadan, gzlerini yuvarlamadan ylece oturmu
bakyormu, sadece bakyormu, yznde mutluluk sanlabilecek bir
ifadeyle.
Eric, gitgide artan baarsn bastrmaya alarak ona daha yaknlam. Yumuak bir sesle konumaya balam; ocuk normalde gzlerini sesin geldii yne doru evirirmi, ama bu sefer hi tepki vermemi. Eric, fazladan ila falan verilmi mi diye yatan yanndaki
ktlara bakm, ama her ey normal grnyormu. Kafatasnn
iindeki ac dalgalaryla bouarak ne eilmi ve ka havada
sallam.

144/187

Sonra hafife glmseyen ocuun kaznm kafasnda hareket benzeri bir ey grm, kck bir hareket. Her ne ise kk ve
yavam. Eric gzlerini krptrarak iinde byyen migrenin yaratt titrek klar yok etmek iin kafasn sallam. Ka elinden
brakmadan ayaa kalkm. ocuun kafasna eilmi. Hibir ey grememi, ama ocuun bandaki madeni plakann altnda bir eyler
grr gibi olmu ve altnda bir ey var m diye onu kaldrm.
Kazan dairesinde alan bir ii Eric'in ln duymu ve elinde
koca bir ngiliz anahtaryla oraya komu; Eric'i bir keye bzm,
cenin pozisyonunda, ba dizlerinin arasnda, yar diz km yar
yatar bir vaziyette tm kuvvetiyle barrken bulmu. ocuun
oturduu sandalye devrilmi ve birka metre tede ona bal duran ve
hl glmsemekte olan ocukla birlikte yerde yatyormu.
Kazan dairesinden gelen adam Eric'i sarsm, ama hibir tepki alamam. Sonra ocuu grp belki de sandalyesini kaldrmak iin onun
yanna gitmi; bir iki adm kala arkasn dnp kapya komu, ama
ulaamadan kusmu. st kattan bir hemire neler olup bittiini anlamak iin aaya indiinde adam koridorda hl ryormu. Eric o
srada barmay brakp susmu. ocuk hl glyormu.
Hemire ocuun sandalyesini kaldrm. Midesini nasl bastrd,
ba dnd m, daha ktsn grm myd, yoksa bunu sadece
halledilmesi gereken bir durum olarak m grd bilmiyorum; ama
ileri ele alm, telefon edip yardm istemi ve kaskat kesilmi olan
Eric'i kesinden kaldrm. Onu bir yere oturtmu, ocuun bana bir
havlu sarm ve iiyi rahatlatmaya alm. Glmseyen bebein
beyninden ka kartm. Onu oraya Eric saplam, belki de ilk okun etkisiyle grd eyi kakla oradan temizleyebileceini
dnmt.
Koua sinekler girmi, herhalde havalandrma ilk bozulduunda.
ocuun bandaki paslanmaz elik plakann altna girmiler ve oraya
yumurtlamlar. Eric'in o plakay kaldrdnda grd, insann zerine bastran btn o strap ykyle grd, etrafn sarm o boucu,

145/187

scak, karanlk ehri hissederek grd, kendi kafas ikiye ayrlacakm gibi arrken grd, ocuun beynini kemirirken kardklar
salglar iinde yzen, kml kml, iman kurtlarm.
lk bata Eric kendini toparlam gibi grnm. Ona yattrc vermiler, hastanede iki gn yatm, birka gn de yurttaki odasnda dinlenmi. Bir hafta iinde okula dnp her zamanki gibi derslere
girmeye balam. Birka kii bir eyler olduunu biliyormu; ama
Eric'in sadece biraz daha durgun olduunu grmler, hepsi bu.
Babamla ben bir migren krizi yznden birka gn derslere
giremediini duymutuk bir tek.
Sonradan Eric'in kendini ikiye verdiini, dersleri boladn, yanl
insanlarla arkadalk yaptn, uykusunda barp yurttakileri
uyandrdn, uyuturucu aldn, snavlara ve uygulamal derslere
girmediini duyduk. En sonunda aray ok fazla at iin
niversiteden ylsonuna kadar kaydn dondurma nerisi gelmi. Eric
buna dayanamam; btn kitaplarn danmannn kapsna yp
atee vermi. Onu adalete teslim etmemeleri byk ans, ama
niversite otoriteleri duman ve tarihi aa kaplamalara gelen zarar
yznden mteessir oldular ve Eric adaya geri dnd.
Ama bana deil. Benden uzak duruyor, kendini odasna kilitleyip
ok yksek sesle plaklarn dinliyor ve sadece kasabaya gidecei zaman
dar kyordu, orada da kavga kard, barp kfrettii iin
kasabann drt barna da girmesi yasaklanmt. Beni fark ettii
zamanlarda koca gzlerini dikip bakar ya da burnunun ucunu dokunup eytanca gz krpard. Gzleri karanlkt ve altlarnda torbalar
olumutu, burnu da durmadan seiriyordu. Bir keresinde beni havaya
kaldrp dudaklarmdan pt, korkudan lecektim.
Babam da Eric gibi daryla btn iletiimini kesti. Uzun
yryler yapp hain, dnceli bir sessizlik iinde oturarak
somurtkan bir hayat sryordu. Sigara imeye balad, hatta bir aralar
birini sndrp birini yakyordu. Bir iki ay boyunca ev cehennemden

146/187

beterdi, ben de zamanm ya darda ya da odamda televizyon seyrederek geiriyordum.


Sonra Eric kasabadaki ocuklar korkutmaya balad; ilk bata stlerine solucan frlatyordu, sonra okuldan ktklarnda solucanlar
gmleklerinden ieri sokmaya balad. ocuklar solucan ve kurtlar
yemeye zorlamaya balaynca, Diggs, bir retmen ve ocuklarn aileleri adaya babam grmeye geldiler. Onlar salonda konuurlarken, ben
ailelerin barlarn dinleyerek odamda ter dkyordum. Doktor,
Diggs, hatta Inverness'ten gelen bir sosyal yardm grevlisi bile
konutu Eric'le, ama o pek bir ey sylemedi; sadece glmseyerek
oturdu ve onlara kurtlarda bolca protein bulunduunu syledi. Bir
keresinde eve kan revan iinde dnd, babamla ben byk ocuklarn
ya da ailelerin onu yakalayp dvdklerini dndk.
Baz ocuklar aabeyimin bir teriyerin zerine benzin dkp onu
yaktn grmeden birka hafta nce kasabada kpekler kaybolmaya
balam anlalan. Onlar dinleyen aileleri Eric'in peine dm ve
anasonlu gzel yiyeceklerle kandrd yal bir oban kpeine de ayn
eyi yaparken yakalamlar onu. Ormana kadar takip etmiler, ama izini kaybetmiler.
Diggs o akam tekrar gelip Eric'i huzuru bozmaktan tutuklayacan
syledi bize. Babamn verdii bir iki bardak viskiden baka hibir ey
imeden ge vakitlere kadar bekledi, ama Eric dnmedi. Diggs gitti,
babam beklemeyi srdrd, ama Eric ortalarda yoktu. gn ve be
kpek sonra dnebildi ancak, hrpani ve pisti, benzin ve is kokuyordu,
kyafetleri paralanm, yz incelmi ve kirlenmiti. Babam sabah
erkenden onun geldiini, buzdolabn yamalayp ne bulursa
tkndn ve yukar yataa ktn duymu.
Babam sessizce aa inip Diggs'i arad, o da kahvaltdan nce damlad. Eric bir eyler duymu ya da grm olmal; nk odasnn penceresinden kp yamur oluundan aa indi ve Diggs'in bisikletiyle
kat. Ancak bir hafta ve iki kpek sonra, birilerinin benzin

147/187

deposundan benzin alarken yakaland. Hemerilerini tutuklarken


enesini krmlar, yani bu sefer Eric kaamam.
Bir iki ay sonra ona deli raporu verdiler. Her trl teste tabi tutuldu,
defalarca kamaya alt, hastabakclara, sosyal hizmet memurlarna
ve doktorlara hakaret etti, onlar resmi makamlara bavurmakla ve
ldrmekle tehdit etti. Testleri, tehditleri ve direnii srdnden her
seferinde daha uzun sreli ve gvenlikli kurumlara yatrld.
Glasgow'un gneyindeki hastanede epeyce sakinletiini ve kama giriiminde bulunmadn duyduk, ama eskiden yaptklar dnlrse
byk ihtimalle bakclarnn ona gvenmesini salayarak kamay
dnyordu ki baarl da oldu.
imdi bizi grmek iin geri dnyor.
Drbnmle aadaki arazinin pusun gizlemedii yerlerini kuzeyden gneye taradm, kasabay, yollar, demiryolunu, tarlalar, kumsal;
belki de Eric'in bulunduu yeri de grmmdr diye dndm, eer
bu kadar yakna geldiyse. Onun yaknda olduunu hissediyordum.
Byle dnmemin iyi bir nedeni yoktu; ama uzun zamandr yoldayd,
bir gn nce aradnda sesi her zamankinden daha net geliyordu ve....
iime domutu. Burada olabilirdi, harekete gemek iin yatm geceyi
bekliyordu ya da aalar ve katrtrnaklar arasndan veya kum tepelerinin ukurluklarndan eve doru ilerliyordu ya da kpek aryordu.
Tepelerin srtlarndan yryp kasabann birka kilometre gneyinde aa indim, fstk amlar arasnda ilerlerken uzaktan elektrikli
testere sesleri geliyordu, koyu renkli aa kmeleri glgeli ve sessizdi.
Tren yolunu geip dalgalanan arpa tarlalarna girdim, sonra yolda
kardan karya geip otlaklara, oradan da kumsala ktm.
Kumsaldaki slak kumlarn zerinden yrrken ayaklarm acyor,
bacaklarm da hafiften aryordu. Denizden esen hafif rzgr houma
gitti; nk havada hi bulut kalmamt ve epeyce alalm olmasna
ramen gne yakyordu. Tepelerdeyken zerinden getiim bir
dereye geldim ve kum tepeleri arasndaki demir kprye giderek deniz
kenarnda tekrar zerinden getim. Koyunlar nmden katlar,

148/187

kimisi krklmt kimisi tyl, zplarken kesik kesik meliyorlard,


sonra kendilerini gvende hissederek kafalarn eip iinde iekler
bitmi olan otlar yemeye koyuldular.
Eskiden ok aptal olduklar iin koyunlar hor grrdm. Durmadan
otlarlard, bir tek kpek koskoca srye istediini yaptrrd, onlarn
arkalarna taklr, benden nasl katklarna glerdim, kendilerini
salaka zor durumlara sokmalarn izlerdim ve pirzola yaplmay hak
ettiklerini, hatta yn makinesi olarak kullanlmann onlar iin
fazlasyla hafif bir ceza olduunu dnrdm. Ancak seneler sonra ve
uzun bir srecin sonunda koyunlarn aslnda neyi temsil ettiini anladm: Kendi aptallklarn deil bizim gcmz, hrsmz ve bencilliimizi temsil ediyorlard.
Evrim ve iftilik tarihi hakknda bir eyler rendikten sonra durmadan birbirlerinin peinden gidip allara takldklar iin dalga
getiim o kabark, beyaz hayvanlarn koyun nesillerinin olduu kadar
ifti nesillerinin de rn olduunu fark ettim; onlar biz yapmtk,
vahi, zeki atalarndan uysal, rkek, lezzetli yn makineleri tretmitik. Zeki olmalarn istememitik ve zeklar da saldrganlklaryla
birlikte uup gitmiti. Tabii kolar biraz daha akll, ama onlar da
birlikte yaayp iftletikleri budala diilerinin etkisinde kalyorlar.
Bu kural tavuklar, inekler ve hrsl, a elimizi attmz btn her ey
iin geerli. Zaman zaman kadnlarn da bana bu tr bir ey geldiini
dnyorum, ama teori her ne kadar ekici olsa da sanrm
yanlyorum.
Akam yemeine eve dndm, yumurtalarm, bifteimi, patatesimi
ve fasulyemi yalayp yuttum ve televizyonun karsna geip bir kibritle
l inek paralarn dilerimden ayklamaya koyuldum.

X
Kaan Kpek
Eric'in delirmesi beni hep zmtr. Dmeye baslr gibi bir anda
delirmi olmasa da glmseyen ocuk olaynn, engellenemez sonunu
balatan o tetii ektii su gtrmez bir gerekti. ten ie olanlar kabullenememi, kafasnda bir yere oturtamamt. Belki de ok derinlerinde bir yerlerde, modern bir ehirde zaman ve gelime katmanlar
altnda kalm eski Roma kalntlar gibi, bir Tanr inanc vard hl ve
eer byle bir varlk varsa szde kendi imgesinde yaratt varlklardan
herhangi birinin bana byle bir ey gelmesine gz yumduu fikrine
katlanamyordu.
O srada Eric'in iinde paralanan her ne ise bir zayflktan kaynaklanyordu, gerek bir erkekte olmamas gereken temel bir bozukluktan. Seyrettiim yzlerce -belki de binlerce- film ve televizyon programnda kadnlarn balarna gelen ar olaylar kaldramadn
grmtm; tecavze uraynca ya da sevdikleri lnce parampara
oluyorlar, ldryorlar, intihar ediyorlar ya da mum gibi eriyip gidiyorlar. Tabii hepsinin illa da byle davranmayacan biliyorum, ama
genel durum bu ve buna uymayanlar da istisna.
Gl kadnlar da olmal, karakterleri birok erkeinkinden daha
fazla erkek olanlar, sanrm Eric karakterinin kadn tarafnn daha ar
basmasnn kurbanyd. O duyarllk, o kimseyi incitmeme kaygs, o
ince dnceli zek; btn bunlara sahipti, nk fazlasyla kadn gibi
dnyordu. O korkun olaya kadar bana i amamt bu zellii;
ama o anda, o doruk noktasnda onu paralamaya yetmiti.
Su babamda, baka bir herif iin onu terk eden u salak kary
hesaba katmazsak tabii. Bir bakma babam sulu, kkken Eric'in istedii gibi giyinmesine izin verdii ve ona elbiseler ald iin;

150/187

Harmsworth ve Morag Stove yeenlerinin yetime tarzn beenmeyip


onu yanlarna almakta ok hakllarm. Babamn o tuhaf fikirleri olmasa, annem Eric'ten holansa, Stove'lar onu daha erken yanlarna
alsa her ey bambaka olurdu; ama her ey olacana vard, umarm
babam da kendini benim onu suladm kadar ok suluyordur.
Suunun arln srekli stnde hissetmesini, bu yzden gzne
uyku girmemesini ve uyusa bile souk gecelerde kt kbuslardan kan
ter iinde uyanmasn istiyorum. Hepsini hak ediyor.
Tepelerde yrdm gnn akam telefon etmedi Eric. Erken yattm, ama telefon alsa duyardm. Uzun yry sayesinde deliksiz bir
uyku ektim. Ertesi gn zamannda uyanp sabah serinliinde kumsalda yrye ktm ve geri dndmde mkellef bir kahvalt beni
bekliyordu.
Huzursuzdum, babam her zamankinden daha durgundu ve scaklk
hzla ykselince, pencereler ak olduu halde evin havas arlat.
Pencerelerden dar bakarak odalar dolatm, pervazlara dayanp
gzlerimi kapayarak araziyi taradm. Sonunda babam bir ezlongda
uyuyakalnca odama ktm, zerime bir tirt geirdim ve cepli, ince
yeleimi giydim, ceplerine gerekli malzemeleri doldurdum ve antam
srtma vurup adann etrafn kolaan etmeye ktm, fazla sinek yoksa
ple kadar uzanacaktm.
Kahverengi gne gzlm taknca renkler daha bir canland.
Kapdan dar admm atar atmaz terlemeye baladm. nsan serinletmeyen lk bir rzgr birka ynden dnerek esiyor, burnuma ot ve
iek kokular getiriyordu. Patikadan yryp kpry getim, kk
su birikintilerinin ve clz yan kollarn zerinden atlayarak dere boyunca aa, baraj-yapm blgesine indim. Kuzeye dnp, scakla ve
gnee maruz kalmaya aldrmadan denize bakan kum tepelerinin en
yksek noktalarnda yoluma devam ettim, bylece her taraf
grebilecektim.
Scakta her ey dalgalanyor, durmadan ekil deitiriyordu. Kumlara deince yanyordum.

151/187

Etrafmda her trden, her boydan bcekler ve sinekler vzldayarak


uuuyordu. Onlar kkladm.
Zaman zaman alnmdaki teri silip gzlklerimi kaldrarak etrafa
drbnle bakyor, scaktan titreen havay delerek uzaklar taryordum. Kafam terden vck vck olmutu, aparam kanyordu.
Yanmda tadm eyleri her zamankinden daha sk kontrol ediyordum, uursuzca sama torbasn, komando bam ve belimdeki
sapan yokluyor, akmam, czdanm, taram, aynam, ktlarm,
kalemimi drmediimden emin olmaya alyordum. Ilk olduu ve
imdiden bayat bayat koktuu halde mataramdan biraz su itim.
Denize doru baktmda sularn getirdii ilgin eyler grmeme
ramen kum tepelerinden inmiyor, kuzeye gitmeyi srdrrken en
yksek tepelere trmanyordum. Derecikleri, kk su birikintilerini,
Bomba emberini, Esmerelda'nn havaland ve hi isim takmadm
o yeri getim.
Onlar sadece geride braktktan sonra dndm.
Yaklak bir saat sonra karaya, oradan da gneye dnerek son kum
tepeleri boyunca, solucanlar gibi ar ar dolanarak otlayan koyunlarn bulunduu otlaklara bakarak ilerledim. Bir ara durup katksz bir
mavide, scak hava dalgalar zerinde dne dne szlen byk bir
kuu izledim. Aasnda bir iki mart vard, kanatlarn germilerdi,
bir eyler ararlarken beyaz boyunlar bir ok gibiydi. Tepelerden birinin
zerinde l bir kurbaa buldum, kurumutu, srtnda kan izleri vard,
zerine kumlar yapmt, oraya nasl geldiini merak ettim. Herhalde
bir ku drmt.
Gzlerimi ktan korumak iin kk, yeil kepimi taktm. Ada ve
evle ayn hizadaki patikaya ktm. lerlerken ara sra durup drbnle
bakyordum. Bir iki kilometre tedeki yoldan geen kamyon ve arabalarn camlar aalarn ardnda parlyordu. Bir helikopter geti, petrol
platformuna gidiyordu herhalde.
Tam le zeri kk aalar arasndan ple ulatm.
Aalardan birinin glgesine oturup drbnle evreyi taradm. Birka

152/187

mart vard, ama hi insan yoktu. Ortalarda bir yerde kk bir ate
yanyordu, her tarafa kasabann pleri ylmt: kartonlar, siyah p
torbalar, eski amar makineleri, frnlar ve buzdolaplarnn gz
kamatran, rselenmi beyazl. Kt paralar kk bir hava girdabna kaplp bir an havada daireler izdiler, sonra tekrar dtler.
pln rk, tatlms kokusunu iime ekerek yrmeye
baladm. Birka eye tekme attm, baz ilgin eyleri ayakkabmla ters
evirdim, ama bir ey kmad. pl sevmemin nedenlerinden biri
srekli deimesiydi; salkl topraklar ve da gibi atklar yutarak
yaylan dev bir amip gibiydi, devasa, canl, hareketli bir ey. Ama
bugn yorgun ve skc grnyordu. Karsnda sabrszla kapldm,
hatta fkelendim. Ortada yanmakta olan kk atein iine birka aerosol kutusu attm, ama onlar da fos kt. plkten ayrlp yine
gneye yneldim.
pln yaklak bir kilometre tesinde byk bir kulbe vard,
denize bakan bir yazlk. Kapatlm ve terk edilmiti, evden kumsala
inen patikada da yeni bir iz yoktu. Jamie'nin arkadalarndan biri olan
Willie, eski Mini karavanyla bu patikadan aa indirmiti bizi kumsala, kumlarda kaymak iin.
Pencerelerden ieri bo odalara baktm; uyumsuz, eski mobilyalar
bakmsz, toz iinde glgelerde duruyordu. Masann zerinde bir
kesi gneten sararm eski bir dergi vard. Evin atsnn glgesinde
oturup suyumu bitirdim, kepimi karp alnm mendilimle sildim.
lerideki poligondan bouk patlama sesleri geliyordu. Bir jet
gkyzn yrtarcasna durgun deniz zerinden batya doru utu.
Evin biraz tesinden bir tepecikler dizisi balyordu, zerlerinde
allklar ve rzgrdan eilmi bodur aalar vard. Sinekleri kklayarak drbnm o tarafa evirdim. Bam hafiften armaya
balamt ve itiim lk suya ramen susuzluum gememiti. Drbn indirip gzlm taktmda duydum onu.
Bir ey uluyordu. Bir hayvan - Tanrm bu sesi karann bir insan
olmamas iin dua ediyordum ikence altndaym gibi baryordu.

153/187

Yksek, acl bir haykrt; ancak ok kt durumdaki bir hayvann


karabilecei bir ses, hibir canlnn karmamas gereken bir ses.
Her tarafmdan terler akyor, kavurucu scak bana ac veriyordu,
ama titredim. Bir souk dalgas geldi ve slanm bir kpek gibi
titredim, bir utan bir uca. Ensemdeki tyler yapkan terden kurtulup
diken diken oldu. Evin lk tahtalarn tutarak abucak kalknca drbn gsme arpt. lk tepelerden geliyordu. Gzlm tekrar
kaldrp drbn gzlerime dayarken bir yandan da ayaryla oynuyordum. Ellerim titriyordu.
allklarn arasndan siyah bir ey frlad, zerinden duman kyordu. Sararm otlarn zerinden bayr aa koarak bir itin altndan
geti. Hem onu takip etmeye hem de etraf grmeye alyordum. Sert
ve tiz lk korkun bir biimde havada yankland. Hayvan allarn
arasnda kaybettim, sonra tekrar yakaladm, sular sratarak otlarn
ve kamlarn zerinden koarken yanyordu. Azm tamamyla kurudu; yutkunamyordum, tkanmtm; ama zplayan, dnen, deli gibi
havlayan, srayan, den, hep ayn yerde sryormu gibi duran
hayvan takip ettim. Sonra benden yz metre kadar ileride ve tepenin
yine yz metre kadar aasnda gzden kayboldu.
Drbn hemen tepelere evirdim, bir utan bir uca, aa yukar,
tekrar bir utan bir uca taradm, bir allkta durup dikkatle inceledim,
bam salladm, tekrar batan aa baktm. Beynimin alakasz bir
blm filmlerde insanlar drbnle baktnda ne greceklerini gayet
iyi bildiimizi dnyordu: yan yatm bir sekiz, ama ben ne zaman
drbnle baksam tam bir daire gryordum. Drbn indirip hzla
etrafm kolaan ettim, kimse yoktu, sonra evin glgesinden kp alak
bahe itinin zerinden atlayarak tepelere doru komaya baladm.
Tepelere vardmda bir an bam dizlerime kadar eip soluklandm, ter salarmdan szlp ayaklarmn dibindeki yeil imenlere
damlyordu. Tirtm zerime yapmt. Ellerimi dizlerime dayayp
bam kaldrdm gzlerimi glkle tepenin zerindeki allara ve
aalara evirdim. Tepenin te tarafndaki tarlalarn ardna,

154/187

demiryoluyla belirlenen al srasna baktm. Tepe boyunca, yank otlar bulana kadar kotum. Onlar sndrp iz aradm ve buldum.
Grtlamn ve cierlerimin isyanna ramen daha da hzl koarak bir
baka yanan ot kmesinin yanna vardm, allklar da alev almak
zereydi. Sndrp yoluma devam ettim.
Tepenin karadan tarafa olan ukur bir yerinde baz aalar normal
bir geliim gstermilerdi, sadece tepenin kuytusundan yukar uzanan
tepeleri rzgrdan yatmt. Otluk ukurun, ar ar salnan yapraklarla dallarn ortaya kard hareketli glge deseninin iine girdim.
Ortada daire eklinde dizilmi, kararm talar vard. Bir yerde otlarn
zerine baslm olduunu grdm. Durdum, kendimi teskin ettim,
tekrar etrafa, aalara, otlara, ereltilere baktm, ama hibir ey
gremedim. Talarn yanna gidip onlara ve ortadaki kllere dokundum. Glgede olmalarna ramen elimi uzun sre zerlerinde
tutamayacam kadar scaklard. Benzin kokuyordu.
ukurdan kp bir aaca trmandm ve gerektiinde drbnleri de
kullanarak btn araziyi dikkatlice gzden geirdim. Hibir ey yoktu.
Aa inip bir an durakladktan sonra derin bir nefes alarak tepenin
denize bakan tarafna, yanlamasna, hayvann bulunduu yere doru
komaya baladm. Yolda grdm bir baka kk atei sndrmek
iin rotam deitirdim. Otlamakta olan bir koyunun zerinden atladm, hayvan rkp meleyerek kenara kat.
Kpek, otlaktaki derenin iinde yatyordu. Hl hayattayd, ama
tylerinin ou yanmt ve altndan kanl eti grnyordu. Suyun
iinde titrediini grnce bana da bir titreme geldi. Kenarda durup
ona baktm. Titreyen ban sudan kardnda sadece yanmam olan
tek gznn grdn fark ettim. Etrafndaki kk havuzda kanl,
yar yanm tyler yzyordu. Burnuma yank et kokusu geldi ve
grtlama, tam demelmasnn zerine bir arln ktn
hissettim.

155/187

antamdan bir sama aldm, belimden kardm sapana yerletirdim, kollarm iyice gerdim, elimi terden srsklam olan
yanama dayadm ve braktm.
Kpein kafas sudan dar frlad, sonra tekrar suya dt ve
hayvan suyun zerinde benden uzaklamaya balad. Akntyla bir sre
srklendikten sonra kyya takld. Gren tek gznden kan szlyordu. "Frank seni kurtaracak!" diye fsldadm.
Kpei dar ekip derenin kenarndaki yumuak topraa bamla
bir ukur kazdm, bu srada cesedin kokusundan midem azma geliyordu. Hayvan gmp etraf kolaan ettikten sonra biraz iddetlenmi
olan rzgrn ynn tespit edip biraz uzaa gittim ve otlar atee verdim. Alevler, kpein izlerinden geri kalanlar da mezarna kadar silip
gtrd. Dndm gibi derenin kenarnda snd. Kar kyya
uan kvlcmlarn tututurduu otlar da ben sndrdm.
Kpek gmlp btn ilerim bittiinde evden tarafa dnp
komaya baladm.
Kazasz belasz eve dnp iki ie suyu mideye indirdim ve portakal
suyu iip lk bir banyo yaparak rahatlamaya altm. Hl titriyordum. Yank kokusunu salarmdan karmak da epey zamanm ald.
Babamn yapt vejetaryen yemeklerinin kokusu geliyordu mutfaktan.
Aabeyimle neredeyse burun buruna gelecek olduumdan emindim.
Orada konaklamadna, sadece oraya uram olduuna karar verdim, ben de onu kl pay karmtm. Bir bakma rahatlamtm, kabul
etmesi g olsa da doruydu bu.
Kvete gmlp kendimi sulara braktm.
Mutfaa sabahlmla indim. Babamn zerinde yelek ve ort vard
ve dirseklerini masaya dayam Inverness Courier'e bakyordu. Artan
portakal suyunu dolaba koyup soumakta olan yemein kapan
kaldrdm. Masada salatalar duruyordu. Babam bana aldr etmeden
gazetenin sayfasn evirdi.

156/187

"Scak deil mi?" dedim, baka diyecek bir ey bulamamtm.


"H."
Karsna oturdum. Babam ba nde bir sayfa daha evirdi.
Boazm temizledim.
"Yeni evin orada yangn kmt. Oradaydm. Gidip sndrdm,"
dedim, kendimi ele vermemek iin.
"Tam havas," dedi babam ban kaldrmadan. Ben de bam sallayp sabahln zerinden hafif hafif aparam kadm.
"Hava durumunda yarn frtna kacan sylediler." Omzumu silktim. "Bakalm."
"Grrz," dedi babam gazetenin ilk sayfasna dnerek. Kalkp
dolaptaki yemee bakt. Sabahln kuayla oynayp, ylesine gazeteye bakarak bam salladm yine. Babam eilip tenceredeki karm
koklad. Dalmm.
Ona bakarak ayaa kalktm, onun oturduu iskemlenin bana gidip
sanki kapdan dar bakyormuum gibi yaptm, ama aslnda gzlerim
gazetedeydi. YAZLIKTA GZEML YANGIN diye bir alt balk
vard gazetenin sol alt kesinde. Gazete yayna hazrlanmadan ksa
bir sre nce Inverness'in gneyinde bir yazlkta yangn kmt. Polis
aratrmay srdryordu.
Kendi yerime gidip oturdum.
Sonunda yemekle salatay yedik ve ben tekrar terlemeye baladm.
Bir keresinde krili bir yemek yediimin ertesi gn koltuk altlarmn
ayn bu baharat gibi koktuunu hissedip kendimde bir gariplik
olduunu dnmtm, ama sonra krili eyler yediinde Jamie'nin
de bana ayn eyin geldiini renip rahatladm. Yemein zerine
muzla yourt yedim, ama hava hl ok scakt ve bu yemee her zaman mazoiste katlanan babam bu sefer tabanda yarsn
brakmt.
Telefon aldnda zerimde sabahlkla televizyon seyrediyordum.
Kapya ynelmitim ki babamn alma odasndan kp telefonu

157/187

atn duydum, bunun zerine kapda durup dinlemeye getim. Pek


fazla bir ey duyamyordum, ama birden merdivende ayak seslerini
duyunca hemen koltuuma koup kendimi iine attm ve bam bir
yana eip gzlerimi kapattm ve azm atm. Babam kapy at.
"Frank. Seni aryorlar."
"Ne?" dedim mahmur bir sesle, gzlerimi uykulu uykulu ap televizyona baktm, sonra sallanarak ayaa kalktm. Babam kapy ak
brakp odasna gitti. Ben de telefonun bana.
"Alo?"
"Alu-alu, Frenk'len mi gryorum?" dedi iveli bir ses. "Evet
buyrun," dedim akn akn.
"Hah-ha, Frankie olum!" diye bard Eric. Hl ormann barnda
u sevimli dostlarmz yiyorum. Ho ho. Nassn bakalm kk aylak?
Talih yzne gld, ha? Ne seyrediyorsun televizyonda?"
"Dizi," dedim yorgun bir sesle. Eric klasik esprilerinden birini
yapacakt.
"Peki ya sen?"
"Dirsei."
Eric'in tiz kahkahalarn duymamak iin telefonu kulamdan uzaklatrdm. "Bak Eric..."
"N'aber? Nassn? ler nass? yi misin? Nas gidiyo? Ya sen? u anda kafan nerde? Nerden geliyon? Frank, Volvo'lar neden slk alar bilir misin? Ben de bilmiyom, ama kim takar? Troki ne demi? 'Stalin'e
ihtiyacm var, beynimde bir delik kadar. Ha ha ha ha ha! Dorusu u
Alman arabalarn hi sevmiyorum; farlar birbirine ok yakn. Sen iyi
misin Frankie?"
"Eric..."
"Yataa, uyumaya git; belki mastrbasyon yaparsn. Ama kopmutu
di mi! Ho ho ho!"
"Eric," dedim, babam yukarda m diye dikkatlice bakarak.

158/187

u eneni kapar msn?


"Ne?" dedi Eric, ksk, krgn bir sesle.
"Kpek," dedim dilerimin arasndan.
"O kpei grdm bugn. Yeni evin oradaki kpei.
Oradaydm. Grdm."
"Ne kpei?" dedi Eric akn bir sesle. Derin derin i geirdi, bir
eylerle oynadn duydum. "Beni kandrmaya alma, Eric; onu
grdm. Kes unu artk, tamam m? Baka kpek yakma. Duyuyor
musun? Anladn m?"
"Ne? Ne kpei?"
"Ne dediimi duydun. ok yakndasn. Artk kpek yakmak yok. Onlar rahat brak. ocuklar da. u solucanlardan vazge. Unut. stersen
buraya bizi grmeye gel -ok gzel olur- ama solucanlardan ve
kpeklerden uzak dur. Ciddiyim Eric. Bana inansan iyi olur."
"Neye inanacakmm? Sen ne diyorsun?" dedi zgn bir sesle.
"Beni duydun," dedim ve telefonu kapadm. Gzm yukarda telefonun yannda bekledim. Bir iki saniye sonra tekrar ald. Atm, bip
bip sesi geldikten sonra tekrar kapadm. Bir iki dakika daha bekledim,
ama tekrar almad.
Ben salona dnerken, babam elini bir beze silerek odasndan kt,
ieriden tuhaf kokular geliyordu, gzleri falta gibi almt.
"Kimdi?"
"Jamie," dedim, "sesini deitirmi."
"H," dedi, rahatlam gibiydi, geri dnd.
Midesini kaynatan kri dnda babam ok sessizdi. Akam hava
serinlemeye balaynca adann etrafn dolanmak iin dar ktm.
Denizden gelen bulutlar gkyzn bir kap gibi kapatarak sca
adann zerine hapsediyorlard. Tepelerin ardndan gkgrltleri
geliyordu, ama imek yoktu. Kan ana gibi bir afak adann kumlar

159/187

zerinde ykselinceye kadar kan ter iinde, dne dne, huzursuzca


uyudum.

XI
Mirasyedi
Sabah delik deik uykumdan uyandmda pikeyi yerde buldum.
Yine de ter iindeydim. Kalkp bir du yaptm, tra oldum ve hava
iyice snmadan tavan arasna ktm.
Tavan aras ok boucuydu. Pencereyi ap bam kararak drbnmle karay ve deniz tarafn taradm. Hava hl kapalyd; k
yorgun, rzgr da bayat gibiydi. Biraz Fabrikayla uratm, karncalar, rmcei ve Vens' besledim, telleri kontrol ettim, camn tozunu
aldm, pillere baktm, kaplar ve dier mekanizmalar yaladm, srf
kendimi biraz rahatlatmak iin. Mihrabn da tozunu alp bir cetvelle
btn kavanozlarn ve dier eyalarn simetrik olmasn salayarak
zerini dzenledim.
Aa indiimde yine ter iindeydim, ama tekrar du alacak halim
yoktu. Babam kalkmt, ben televizyonda cumartesi programn seyrederken o da kahvalty hazrlad. Sessizce yemeimizi yedik. Sabahleyin Snaa gidip Kazklarda eksilen kafalarn yerine yenilerini takmak
iin Kafa Torbasn alarak aday turlamaya ktm.
Bu i her zamankinden daha uzun srd; nk ikide bir yaknlardaki bir kum tepesinin zerine kp gelen giden var m diye bakyordum. Hibir ey grmedim. Kurban Kazklarnn zerindeki kafalar
iyi durumdayd. Sadece bir iki yeni fare kafas takmam gerekti hepsi o
kadar. Dier kafalar ve flamalar olduu gibi duruyordu. Adann ortalarnda bir yerde, bir kum tepesinin karaya bakan tarafnda l bir
mart buldum. Kafasn kesip gvdesini kazklardan birinin yanna
gmdm. Kokmaya balam olan kafay plastik bir torbaya koyup
Kafa Torbasndaki kurumu kafalarn yanna yerletirdim.

161/187

Patikadan gelen biri yznden kularn havalandn duydum,


sonra onlar grdm; ama gelenin Bayan Clamp olduunu biliyordum.
Bakmak iin bir kum tepesine ktm ve onun eski psk bisikletiyle
kpry gemekte olduunu grdm. O evin nndeki kum tepesinin
ardnda kaybolduunda otlaklara ve arkadaki kum tepelerine tekrar
gz gezdirdim, ama koyunlar ve martlardan baka hibir ey yoktu.
plkten duman ykseliyor, demiryolundan da eski bir dizel trenin
homurtusu geliyordu. Hava bulutlu, ama aydnlk, yapkan rzgr ise
kararszd. Deniz ufkunda, bulutlarn boluklarndan szlen gne
klarnn aydnlatt altn rengi parltlar grebiliyordum, ama ok
ok uzaktalard.
Kurban Kazklarn tefti ettikten sonra, eski vincin yanna gidip
yarm saat kadar at talimi yaptm. Silindir yatana birka tane konserve kutusu koyup otuz metre kadar geri ekildim ve hepsini sapanmla drdm. Alt kutu iin fazladan sadece byk sama kullandm. Kutular tekrar dizmeye gittiimde bir byk sama dnda
hepsini buldum, sonra yine ayn mesafeye gidip bu sefer sapanmla
akl talar atmaya baladm. Hepsini drmek iin on drt at
yapmam gerekti. Sonunda, eski koyun yalann yanndaki bir aaca
bak atma talimleri yapmaya baladm ve her seferinde ban ka
takla atacan doru tahmin ettiimden bak aacn epeyce berelenmi olan kabuuna dimdik sapland.
Eve dndmde elimi yzm ykayp tirtm deitirdim ve
tam yemek zamannda mutfaa indim. Her nedense Bayan Clampn
yapt etsuyu orbann duman ttyordu. Ben ince bir dilim ekmei
taban zerinde sallarken Bayan Clamp kendi orbasn aprdata
aprdata imeye balad, bu arada babam da kendi tabana yulaf ekmei doramakla meguld.
"Naslsnz Bayan Clamp?" diye sordum sevimli bir edayla.
"yiyim," dedi Bayan Clamp kalarnn ortasn, ekilen bir ipliin
orab bzdrmesi gibi bzdrerek. Sonra atk kalarla enesinin

162/187

altnda duran kaa bakarak sanki onunla konuur gibi: "yiyim, ok


iyi" dedi.
"ok scak deil mi?" dedim. Sonra yine ekmek dilimiyle orbam
soutmaya koyuldum, bu arada babam bana sert bir bak frlatt.
"Yazdayz," diye bir aklamada bulundu Bayan Clamp.
"Evet," dedim.
"Unutmuum."
"Frank," dedi babam, az sebze ve yulaf ekmeinin talalaryla dolu
olduundan ne syledii tam anlalmyordu.
"Bu kaklarn ne kadar sv aldn unutmusundur herhalde, deil
mi?"
"Litrenin otuz altda biri," dedim masum bir sesle. fkeyle bakarak
orbasn yudumlamay srdrd. Ben soutma ilemine ara verip
orbann zerinde oluan kahverengi kabuu bozdum. Bayan Clamp
tekrar orbasn hprdetti.
"Kasaba ne lemde Bayan Clamp?" diye sordum.
"Bildiim kadaryla gayet iyi," dedi Bayan Clamp orbasna. Bam
salladm. Babam kandaki orbay flyordu.
"Mackie'lerin kpei kaybolmu, en azndan bana yle dediler," diye
ekledi. Kalarm hafife kaldrarak zntl bir tavrla glmsedim.
Babam bir an bakakald, Bayan Clampn szlerini duyduktan sonra
elinden kayan kaktan dklen orba, ierken kan sese benzer bir
ses kararak odada yankland.
"yle mi?" dedim soutma ilemini srdrerek. "Ayp, ayp. yi ki
aabeyim buralarda deil, yoksa herkes onu sulard." Glmseyerek
nce babama sonra da orbasndan ykselen buharn iinden ksk
gzlerle bana bakan Bayan Clampa baktm. orbay soutmak iin
kullandm ekmek dilimi daha fazla dayanamayarak ortadan ikiye
ayrld. Hemen teki elimle den paray yakalayp taban yanna

163/187

koydum ve bir kak orbay dudaklarma gtrerek soumu mu diye


baktm.
"Hmmm," dedi Bayan Clamp.
"Bayan Clamp sana hazr hamburger kftesi bulamyormu, onun
iin kyma alm," dedi babam, "sana" demeden nce durup boazn
temizleyerek.
"u sendikalar yok mu!" diye mrldand Bayan Clamp uursuzca ve
orbasna tkrd. Dirseimi masaya, yanam da elime dayayarak
akn akn ona baktm. e yaramad. Ban kaldrp bana bakmad iin sonunda kendi kendime omuz silkip orbam yudumlamaya koyuldum. Babam kan masaya brakm elinin tersiyle alnn siliyor, bir yandan da iki st diinin arasna skm olan bir ekmek parasn karmaya urayordu.
"Dn yeni evin orada kk bir yangn grdm Bayan Clamp; hemen sndrdm. Oradaydm ve ben sndrdm" dedim.
"Bbrlenme evlat," dedi babam. Bayan Clamp hi azn amad.
"Ama sndrdm," diyerek glmsedim.
"Bayan Clamp bu konuyla pek ilgilenmiyor."
"Yok canm," dedi Bayan Clamp, ses tonundan neyi ima ettii
anlalmyordu.
"Grdn m?" dedim babama bakarak ve kafamla orbasn hprdeten Bayan Clamp iaret ettim.
Yahniyi yerken hi konumadm, sadece raventli kremay yerken
deiik bir tad olduunu syledim, oysa yapld stte bylesi bir tattan eser yoktu. Ben glmsyordum, babam homurdanyordu ve Bayan Clamp kremasn aprdatp ravent saplarn peetesine karyordu. Dorusunu sylemek gerekirse pek de iyi pimemiti.
Yemek beni acayip neelendirmiti ve leden sonra havann iyice
snmasna ramen kendimi daha enerjik hissediyordum. Denizin
zerinde hi parlt kalmamt; havadaki elektriin ve hafif rzgrn

164/187

ittii bulutlardan szlen k mat gibiydi. Dar kp adann evresinde koarak bir tur attm; Bayan Clampn kasabaya dndn
grdm, sonra onunla ayn yne doru yryp anakarann birka yz
metre nndeki yksek bir kum tepesinin zerine oturdum ve scaktan
kzm araziyi drbnmle taradm.
Hareket etmeyi brakr brakmaz ter iinde kalmtm ve bam da
hafiften aryordu. Yanma aldm suyu itim, sonra yakndaki bir
dereden ieyi tekrar doldurdum. Babam koyunlarn derelere
dkladn sylerken haklyd kukusuz, ama senelerdir bu derelerin
zerine barajlar yaparken ie ie, ilerinde her ne varsa ona kar
baklk kazanmtm. htiyacm olandan ok daha fazla su itikten
sonra tekrar kum tepesine dndm. leride koyunlar kmldamadan
otlarn zerinde yatyordu. Grnrlerde bir mart bile yoktu, sadece
birka sinek hl hareket halindeydi. plkten hl duman ttyordu; tepelerdeki iletmenin oradan da silik mavi bir duman stunu
ykseliyordu, krfezin ilerisindeki aa ileme fabrikas iin kesilen
aalarn bulunduu blgeden. Kulak kesilip testerelerin sesini
duymaya altm, ama duyamadm.
Oradan gneye doru iniyordum ki babam grdm. Onu geip
sonra tekrar geri dndm. Bir an kaybolup tekrar belirdi. Patikadan
kasabaya gidiyordu. Rampann olduu tarafa bakarken grdm onu;
benim, bisikleti yoku aa koyverdiim kum tepesinin zerine trmanyordu; ilk grdmdeyse Rampann dibindeydi. Tepenin zerine varmak zereyken tkezleyip decek gibi oldu, ama toparland.
apkas tepenin ardnda gzden kayboldu. Sanki sarhomu gibi
dengesizdi.
Drbn indirip acyan enemi ovaladm. Bu ok tuhaft. Kasabaya
gideceini sylememiti hi.
Ne halt kartrdn merak ettim.
Kum tepesinden aa koup derenin zerinden atladm ve hzla eve
kotum. Arka kapdan girdiimde burnuma viski kokusu geldi. le
yemeinin ve Bayan Clampn gidiinin zerinden ne kadar zaman

165/187

gemi olabileceini dndm. Bir, bir buuk saat kadard. Mutfaa


girdiimde viski kokusu kuvvetlendi, masann zerinde yarm ie
viski ve yannda da bo bir bardak vard. Baka bardak var m diye
lavabonun iine baktm, ama sadece kirli tabaklar vard. Kalarm
attm.
Tabaklar byle ykamadan brakmak babama gre bir ey deildi.
ieyi alp markasnn zerinde siyah bir iaret var m diye baktm,
yoktu. Yeni alm bir ie olduunu gsteriyordu bu. Kafam iki yana
sallayp alnm bir kurulama beziyle sildim. Cepli yeleimi karp sandalyenin zerine astm.
Hole ktm. Yukar bakar bakmaz telefonun ak durduunu
grdm. Hemen gidip kulama dayadm. irkin bir ses karyordu.
Kapatp bir iki saniye bekledikten sonra tekrar atm. Her zamanki
evir sesi geliyordu. Onu elimden frlatp alma odasna kotum ve
kapya abandm. Duvar gibiydi.
"Kahretsin!" dedim. Neler olduunu tahmin edebiliyordum ve
babamn alma odasnn kapsn kilitlemeyi unutabileceini dnmtm. Eric aram olmalyd. Babam telefonu ap oka girmi,
sonra da iip sarho olmutu. Biraz daha imek iin kasabaya gidiyor
olmalyd. Bu saatte iki sat yasakt; saatime baktm, yoksa Rob
Roy'un btn gn iki satma izni bu haftadan itibaren mi geerliydi?
Bam iki yana salladm; bunun nemi yoktu. Eric aram olmalyd.
Babam imiti. Biraz daha imek ya da Diggs'le grmek iin
kasabaya gidiyordu. Belki de Eric ona randevu vermiti. Yo, sanmam;
herhalde nce benimle grmek isterdi.
Yukar koup tavan arasnn kstrlm scana daldm, pencereyi
ap drbnle gelen giden var m diye baktm. Aa inip evi kilitleyerek tekrar dar ktm, koarak kpry geip patikada, btn
yksek tepeciklere trmanarak ilerlemeye baladm. Her ey normal
grnyordu. Babam en son grdm yerde, Rampann tepesinde
durdum. Ne yapacam bilemeden, kararszlkla aparam kadm.
Adadan ayrlmak istemiyordum, ama olaylarn kasabann yaknlarnda

166/187

patlak vereceinden pheleniyordum. Jamie'yi arasam diye


dndm, ama byk ihtimalle Porteneil'de babamn izini srecek ya
da yank kpek kokularn takip edecek halde deildi.
Yere oturup dnmeye altm. Eric'in sonraki hamlesi ne olacakt? Eve yaklamak iin (bu kadar yolu son anda geri dnmek iin gelmemiti ya) geceyi bekleyebilirdi ya da telefon etmekle kendini zaten
riske attn ve kaybedecek pek fazla eyi olmadn hissettiinden u
an buraya doru gelmekte olabilirdi. Ama bunu dn de yapabilirdi,
peki onu tutan neydi? Bir eyler planlyordu. Belki de telefonda ona
ok sert davranmtm. Neden yzne kapamtm ki? Salak! Belki de
kendini ele verecek ya da kaacakt! Hep ben onu reddettiim iin, z
kardei!
Bam fkeyle sallayarak ayaa kalktm. Btn bu dncelerin
beni bir yere gtrecei yoktu. Eric'in benimle balant kurmasn
beklemek zorundaydm. Bu da eve geri dnmem gerektiini gsteriyordu; ya beni oradan arayacak ya da oraya gelecekti. Hem, ev benim
gcmn merkeziydi, dahas en ok korunmas gereken yerdi.
Kararm vermi olmann ve bir plan -her ne kadar bu bir eylemsizlik
plan olsa da- yapm olmann rahatlyla eve kotum.
Ben dardayken evin ii daha da boucu bir hal almt. Kendimi
mutfakta bir iskemleye braktm, sonra barda ykamak ve viski iesini kaldrmak iin ayaa kalktm. Bol miktarda portakal suyunu
mideye indirdikten sonra, geri kalann bolca buzla birlikte bir srahiye koydum, iki elma, yarm ekmek ve biraz da peynirle birlikte tavan
arasna kardm. Normalde Fabrikann iinde duran iskemleyi alp
eski ansiklopedilerden yaptm bir platformun zerine koydum,
karaya bakan pencereyi atm ve eski, soluk bir perdeden yastk
yaptm. Tahtma kurulup drbnle etraf gzlemeye koyuldum. Bir
sre sonra bir oyuncak kutusunun diplerinde eski bir plastik radyo bularak onu bir adaptrle ikinci prize taktm. Radyo atm, bir Wagner operas alyordu; tam beni havaya sokacak mzik diye
dndm. Tekrar pencereye dndm.

167/187

Bulut rtsnn birka yerinde delikler olumutu; ar ar ilerleyen parlak gne , araziyi para para aydnlatyordu. Bazen k
eve vuruyordu; ikindi akama dner, gne de ypranm bulutlar
zerinde ilerlerken barakamn glgesinin yer deitiriini izledim.
Kasabann eski evlerinin biraz zerinde, aalarn arasndaki yeni
yaplarn pencerelerinden gne deiik ekiller oluturarak
yansyordu. Bir pencereden ekilip dierine atlyordu, ak pencereler
arada boluklar oluturmutu, zaman zaman da yoldan geen arabalarn camlar parlyordu. Evin scak soluu zerimde dolanyordu, biraz
portakal suyu iip buzlar azmda tuttum. Pencereden uzanabildiim
kadar uzanp kuzeyden gneye her yeri taryordum. Opera bitti ve
ikence-edilen-bir-zndk ve Yanan Kpek seslerine benzeyen berbat
bir modern mzik almaya balad, ama kapamadm; nk uyumam
engelliyordu.
Tam alt buukta telefon ald. Sandalyeden atlayp kendimi tavan
arasnn kapsndan aa braktm ve uarcasna merdivenleri inerek
telefonu tek hamlede atm. Bugn ok iyi rgtlendiim iin hafif bir
heyecan duyuyordum, sakin bir sesle, "Evet?" dedim.
"Frang?" dedi babam, ar ar ve kelimeleri aznda yuvarlayarak
konuuyordu. "Frang, sennn mizin?"
Onu ne kadar hor grdm gizlemeye uramadm:
"Evet, baba, benim. Ne var?"
"Kazzabadaym, ollum," dedi sakin bir sesle, sanki alayacak gibiydi.
Derin bir nefes ald. "Frang, bilirzzin seni.... ook severim.... kazzabadan aryomm, ollum. Buraya gelmeni istiyorumm, buraya gellmeni
istiiyorum... buraya gell. Eric'i yakaladlar ollum."
Donakaldm. Gzlerimi telefonun zerindeki duvar kdna dikmi
ylece bakyordum. Beyaz zerine yeil yapraklar, altnda da kafes gibi
bir ey. Biraz yamuktu. Senelerdir bu duvar kdn fark etmemitim,
onca telefon konumas yapmama ramen. Berbat bir eydi. Babamn
zevksizlii.

168/187

"Frang?" Boazn temizledi. "Frank, olum?" dedi gayet net bir


biimde, sonra tekrar eski haline dnd: "Frang, orrda mzzn? Bi iy
sle, ollum. Benim. Bi iy sle. Eric'i yakaladlar dedim. Duyydun
mu? Frang, beni duyuyo mmusun?"
"Ben..." Azm o kadar kurumutu ki konuamadm. Boazm temizleyip cmleye tekrar baladm. "Seni duydum baba. Eric'i
yakalamlar. Duydum. Hemen geliyorum. Nerede bulualm,
karakolda m?"
"Hayrr, hayrr, ollum. eyyde... ktpanenin kapsnda bulujjalm.
Ktpanenin. Orrda ol."
"Ktphane mi?" dedim. "Neden oras?"
"Grrjjrz ollm. abuk ol, tamam m?" Ahizeyi hemen yerine yerletiremedi, bir sre takrtlar geldi, sonra hat kesildi. Ahizeyi ar ar
yerine koydum. Kalbimin her atnda cierlerime bir eyler batyordu
sanki, bam dnyordu.
Bir an durakladktan sonra yukar kp pencereyi ve radyoyu
kapadm. Bacaklarm yorgundu ve szlyordu; belki de son zamanlarda
ly biraz karyordum.
Ben kasabaya giden patikada ilerlerken bulutlardaki boluklar
karaya doru srkleniyordu. Saat yedi buuktu; ama hava karanlkt,
sadece yumuak bir yaz hkimdi kuru araziye. Ben yanlarndan
geerken birka ku uyuuk uyuuk havaland. ncecik direkler zerinde adaya giden telefon kablosunun zerine tnemiti ou. Koyunlar
o irkin, atlak sesleriyle meliyorlard, kuzular da onlara cevap veriyordu. Kular ilerideki dikenli tellerin zerinde oturuyorlard. Tellere
taklan kirli koyun ynleri srnn oradan getiini gsteriyordu. Gn
boyunca itiim onca suya ramen bam yine armaya balamt.
imi ekerek, gitgide alalan kum tepeleri, tarlalar ve otlaklar
arasnda yrmeye devam ettim.
Kum tepelerinin bitiminde oturup alnm sildim. Parmaklarmdan
szlen teri silkelerken hareketsiz koyunlara ve tnemi kulara

169/187

baktm. Kasabadan an sesleri geliyordu, herhalde Katolik kilisesinden. Belki de kahrolas kpeklerinin kurtulduu haberi btn
kasabaya yaylmt. Burnumdan glmeye benzer bir ses kararak otlarn zerinden skoya kilisesinin kulesine baktm. Ktphaneyi bile
grecektim neredeyse. Ayaklarm szlanyordu, oturmakla hata etmitim. Tekrar yrmeye baladmda aryacaklard. Tpk, babam telefon ettikten sonra evden kmamak iin bahaneler bulduum gibi imdi de kasabaya gitmemek iin bahaneler buluyordum. Haberi getiren
tellerin zerinde notalar gibi dizilmi olan kulara baktm. Bir yerde
hi ku yoktu.
Kalarm attm, daha dikkatli baktm, tekrar kalarm attm.
Elimi drbnme attm, ama gsme arpt, evde brakmm. Ayaa
kalkp patikadan ktm, sert topran zerinde komaya baladm.
Hzm iyice arttrarak deli gibi allarn arasndan getim ve itin
zerinden otlaa atladm. Koyunlar ayaa kalkp kat.
Telefon telinin yanna geldiimde nefesim kesilmiti.
Tel yerdeydi. Yeni kesilmi olan tel direkten aa sarkyordu.
Bam yukar kaldrp gerekten tel olup olmadn kontrol ettim.
Yaknlardaki birka ku havalanm, karanlk sesleriyle terek kurumu otlarn zerinde, kmltsz havada daireler iziyorlard. Kar
taraftaki, adaya daha yakn olan diree kotum. Siyah-beyaz, ksa
tyl, zerinden hl kan damlayan bir kulak diree ivilenmiti. Ona
dokunarak glmsedim. Korkuyla etrafma baktktan sonra tekrar
sakinletim. Kasabaya baktm, an kulesi sularcasna bir yeri iaret
eden parmak gibiydi.
"Seni yalanc pezevenk," dedim fkeyle soluyarak. Adaya dnmek
iin gitgide hzlanan bir tempoyla patikaya dndm, sonra patikann o
yasslm yzn dverek komaya baladm, Rampaya hzla trmanp
uarcasna indim. lklar atyordum, sonra susup deerli nefesimi
boa harcamamaya karar verdim.
Eve girer girmez tavan arasna yneldim, ama yolda durup telefonu
kontrol ettim. Beklenecei gibi hi ses kmyordu. Tavan arasna kp

170/187

pencereyi atm ve hzla araziyi taradm, sonra kendimi toparlayarak


savaa hazrlanmaya baladm. Sandalyeye kurulup radyoyu atm ve
gzlemeye devam ettim.
Oralarda bir yerlerdeydi. yi ki kular var. Midemden ykselen keyif
dalgalar scaa ramen titrememe neden oluyordu. O yalanc pis
domuz, srf kendisi Eric'le karlamaktan korktuu iin beni evden
uzaklatrmaya almt. O ayya sesindeki ikiyzll nasl da anlayamamtm. Bir de itiim iin bana barmaz m. En azndan ben
kendimi iyi hissettiimde iiyorum, bir krizle baedebilmek iin btn
yetilerime ihtiyacm olduu zamanlarda deil. Domuz. Bir de kendine
erkek diyor!
Hl souk olan portakal suyundan bir yudum aldm, bir elma ve
biraz da peynir ekmek yedim, drbnle bakmay srdryordum. Bulutlar iyice kalnlatndan, hava gne batar batmaz karard. Bulutlardaki delikleri aan hava akmlar kesilmiti. Tepelerin ve ovann
zerinde asl duran rt gri ve kmltszd. Bir sre sonra gk grledi
ve havaya bir tehlike ve tehdit kokusu hkim oldu. Alarma gemitim
ve almayacan bilsem de telefonun almasn beklemekten kendimi
alamyordum. Babam geciktiimi ne zaman anlayacakt? Benim bisikletle mi geleceimi dnmt? Bir yerde dp kalm myd, yoksa
Kpek Katilini yakalamak iin ellerinde fenerler yola dm
hemerilerinin banda adaya m yaklamaktayd?
Ne fark eder? Bu kta bile gelenleri grebilirdim, gelen aabeyimse
onu karlamak iin dar kabilirdim, yok eer kasaballarsa hemen
kap adada bir yerlerde saklanabilirdim. Dardan gelen sesleri
duyabilmek iin radyoyu kapadm ve gitgide azalan kta gzlerimi
zorlayarak etrafa baktm. Bir sre sonra hzla aa inip mutfakta yiyecek bir eyler paketledim ve yukar kp onu bez bir antaya koydum.
Evden kamam gerekirse ya da Eric'le buluursam ie yarayacakt. A
olabilirdi. Kararan arazinin glgelik yerlerini tarayarak sandalyeye
oturdum. Uzaklarda, tepelerin eteklerinde yolda ilerleyen arabalarn
farlar, dzensiz bir deniz fenerinin gibi aalarn arasnda,

171/187

kavaklarda, tmseklerin zerinde parldyordu. Uyuukluktan kurtulmaya alarak gerindim ve gzlerimi ovaladm.
leriyi dnp evden kmam gerekirse yanma alacam antaya
birka ar kesici attm. Byle havalarda Eric'in migreni tutard, ila
onu biraz rahatlatrd. Migren krizinin tutmadn umuyordum.
Esnedim, gzlerimi ak tutmaya alarak bir elma daha yedim. Bulutlarn altndaki belirsiz glgeler daha da karard.
Uyandm.
Karanlkt, kafam pencerenin metal erevesi zerinde
kavuturduum kollarma dayamm; sandalyenin tepesinde her
yanm tutulmutu. Evin iinden gelen sese uyanmtm. Kalbim deli
gibi arpyor ve srtm aryordu, bir an yle oturup kaldm. Bamn
arlyla ezilen damarlarn almasyla kan ac vererek kollarma
hcum etti. Hzla, ses karmadan olduum yerde dndm. Tavan
aras karanlkt, ama kimsenin varln hissetmedim. Saatimin k
dmesine basnca, saatin on bir olduunu grdm. Saatlerdir uyuyordum! Salak! Aadan ayak sesleri geldi; kararsz admlar, sonra
kap kapand, baka sesler. Bir ey krld. Ensemdeki tyler diken
diken oldu; bir haftada ikinci defa. enemi yakalayp kendi kendime
korkuyu bir yana brakp bir eyler yapmam gerektiini syledim. Eric
de olabilirdi babam da. nip bakmam gerekiyordu. Gvende olmak
iin yanma bam aldm.
Yerimden kalkp sert baca tulalarn tuta tuta, el yordamyla kapya
doru ilerledim. Orada durup gmleimi, ba gizlesin diye dar
kardm. Sessizce kendimi karanlk sahanla braktm. Alt katta,
holde yanan k st katlarn sahanlklarnda tuhaf, sar, silik glgeler
oluturmutu. Trabzan boyunca aa bakarak yrdm. Hibir ey
gremiyordum. Artk ses gelmiyordu. Havay kokladm.
Duman ve bar kokusuyla kark iki kokusu geldi burnuma. Babam
olmalyd. Rahatladm. Tam o srada onun salondan ktn duydum.
Ardndan okyanusun gmbrtsne benzeyen bir ses kt. Trabzanlardan uzaklap dinlemeye koyuldum. Sendeliyor, duvarlara arpyor,

172/187

basamaklarda tkezliyordu. Derin derin soluyarak bir eyler


mrldandn duydum. Koku ve ses ykselirken dinlemeye devam ettim. Ayaa kalkp kendimi yattrdm. Babamn telefonun durduu
birinci sahanla ktn duydum. Sonra sendeleyen ayak sesleri.
"Frang!" diye bard. Hi sesimi karmadm. Bu bir igdyd
sanrm ya da olmamam gereken bir yerde bulunup kendilerini yalnz
zanneden insanlar dinlediim zamanlardan kalma bir alkanlk.
Hafif hafif nefes alyordum.
"Frang!" diye bard. Yukar kmaya hazrlanarak ayaa kalktm.
Demenin gcrdadn bildiim yerlerinden uzak durarak parmak
ucunda geri geri gittim. Babam birinci kattaki tuvaletin kapsn yumruklad, sonra ak olduunu fark edip bir kfr savurdu. Yukar, bana
doru geldiini duydum. Admlar dzensizdi ve duvarlara arpp
tkezledike homurdanyordu. Sessizce merdivene trmandm,
kendimi tavan arasnn plak, tahta zeminine ektim, delikten bir
metre uzaklkta yere yattm, kafasn uzatp bakarsa beni grmesin diye ellerim tulalarda kendimi her an bacann arkasna atacak ekilde
tetikte bekliyordum. Gzlerimi krptrdm. Babam odamn kapsn
yumruklad. At.
"Frang!" diye bard yine. Sonra, "Ha siktir..."
Yreim azma geldi. Daha nce hi kfr ettiini duymamtm.
Onun aznda ok mstehcendi bu kfr, Eric ya da Jamie gibi ylesine sylememiti. Deliin altnda nefes aldn duydum, kokusu bana
kadar geliyordu; viski ve ttn.
Tekrar yrdn duydum, aa indi, odasnn kapsn at ve
arparak kapad. Ancak tekrar nefes aldmda nefesimi tuttuumu
fark ettim. Kalbim yerinden kacak gibiydi, babamn onu duymam
olmas beni ok artt. Bir sre daha bekledim; ama baka ses duyulmad, sadece salondan bir makine sesi geliyordu. Sanki babam televizyonu; grntsz ve hrtl bir kanalda ak unutmu gibi.
Ona be dakika sre tanyarak orada ylece yattm, sonra ayaa
kalkp zerimi silkeledim, gmleimi pantolonumun iine soktum,

173/187

karanlkta antay buldum, sapanm belime taktm, el yordamyla


yeleimi aradm ve buldum, sonra tam tehizat merdivenden sahanla indim, oradan da aaya.
Salonda, televizyon hrdayarak renkli klarla bo oday aydnlatyordu. Gidip kapadm. Tam kacaktm ki babamn tvit ceketinin
koltuun zerine frlatlm olduunu grdm. Kaldrnca cebinden bir
ngrt geldi. Ceketten kan iki ve duman kokusu karsnda yzm
buruturarak ceplerini yokladm. Elim bir anahtarla rastgeldi.
Dar karp nerenin anahtar olduklarna baktm. n kapnn
anahtar, arka kapnn, kilerin, barakann anahtarlar, nerenin
olduunu bilmediim iki kk anahtar ve benim oda kapmn
anahtarna benzeyen, evin iindeki odalardan birinin anahtar, sadece
kalb deiik. Azm kurumaya balad, ellerim titriyordu. Avcumun
izgilerinde birdenbire boncuklanan ter parldyordu. Yatak odasnn
anahtar olabilirdi ya da...
Gcrdayan basamaklar hari, merdivenleri er er ktm.
alma odasn geip babamn yatak odasna ktm. Kap ardna
kadar ak, anahtar da kilitteydi. Babam horluyordu. Yavaa kapy
ekip alma odasna geri kotum. Anahtar kilide soktum ve k diye
ald. Bir iki saniye bekledikten sonra kulpu evirerek kapy atm.
I yaktm. alma odas.
Dank, tka basa dolu, havasz ve scakt. Tavann tam ortasndan
sarkan lambann abajuru yoktu ve ok parlakt. ki sra, bir alma
masas, zerinde buru buru araflar olan bir kamp yata vard. Bir
kitaplk, zerlerinde ieler ve kimyasal maddeler duran birbirine
bititirilmi iki byk masa; test tpleri, ieler ve kedeki lavaboya
bal bir kondansatr vard. Amonyak gibi bir ey kokuyordu oda.
Dnp kafam kapdan kardm; kulak kesildim, uzaktan uzaa bir
horultu duyuluyordu, sonra anahtar kapnn zerinden alp kendimi
ieriye kilitledim.
Tam geri dnyordum ki onu grdm. Kapnn tam arkasna, kap
alsa da holden grlmeyecek ekilde yerletirilmi olan alma

174/187

masasnn zerinde bir rnek kavanozu duruyordu. Kavanozda berrak


bir sv vard; alkol herhalde diye dndm. Alkoln iinde kesilmi,
kck bir erkek cinsel organ duruyordu.
Elimi evirmekte olduum anahtardan kaldrmadan ona baktm ve
gzlerim doldu. Genzimde, derinlerde bir yerlerden gelen bir eyler
hissettim; gzlerim ve burnum birden kendilerini koyverdiler. ylece
durup alamaya baladm; gzyalar yanaklarmdan szlp azma
giriyor, tuz tad brakyorlard. Burnum akyordu, burnumu ekiyordum, gsm inip kalkyor, enemde bir kas kontrolszce seiriyordu. Eric'i, babam, kendim ve kaybm dndaki her eyi
unutmutum.
Kendimi toparlamam epey zaman ald ve kendime kzarak ya da
aptal bir kz gibi davranmamam gerektiini syleyerek yapmadm
bunu; kendiliinden, yava yava sakinletim ve beynimdeki o yk
kalkp mideme indi. Yzm gmleime silip burnumu sildikten sonra
alma masasnn zerindeki kavanozu dikkate almadan oday yntemli bir biimde aramaya baladm. Belki de iindeki tek sr buydu,
ama emin olmak zorundaydm.
ounluk pl prtyd. Pl prt ve kimyasal maddeler. Srann ve
alma masasnn ekmeceleri eski fotoraflar ve ktlarla doluydu.
Eski mektuplar, eski faturalar ve notlar, szlemeler, formlar, sigorta
polieleri (benim iin hi yaptrmamt, zaten olanlarn da tarihi
dolmutu), birisinin ucuz bir daktiloda yazd, dzeltmelerle dolu
olduu halde ok berbat bir hikye ya da romann sayfalar (ldeki bir
hippi komnnn uzayllarla balant kurmas hakknda); kt
arlklar, eldivenler, hippi rozetleri, eski Beatles plaklar, bir iki OZ
ve IT dergisi, kurumu tkenmezler ve krk kalemler. plk, tam bir
plk.
Sonra alma masasnn kilitli blmne geldim. Altta menteeleri
olan bir kapak yukardan kilitlenmiti. Kapdaki anahtarlktaki kk
anahtarlardan biri kilide uydu. Kapa atktan sonra iindeki drt
kk ekmeceyi masann zerine koydum.

175/187

Bacaklarm titremeye balayncaya kadar ilerini kartrdm, sonra


masann altndaki kk tabureyi ekip oturdum. Bam ellerimin
arasna aldm, yine titriyordum. Bu gece daha nelerle karlaacaktm?
ekmecelerin birinden mavi bir tampon kutusu kardm. Titreyen
parmaklarla ekmecedeki dier kutuyu da kardm. zerinde u etiket
vard. "Hormon - erkek". indeki kk kutularn zerine siyah ispirtoluyla alt ay sonrasna kadar uzanan gnler yazlmt. Baka bir
ekmecedeki bir kutunun zerindeyse 'KBr' yazyordu, bu bana bir ey
hatrlatr gibi oldu, ama ok zayf. Dier iki ekmecede rulo yaplm
be ve on poundluklar ve ilerinde kk kare ktlar olan selefon
torbalar vard. Ama o nesnelerin ne olduunu aratracak mecal
kalmamt bende; zihnime henz oluturduu korkun bir fikir
dadanmt. Azm bir kar ak, ekmecelere bakarak ylece oturdum
ve dndm. Kavanoza hi bakmadm.
O narin yz, o az kll kollar dndm. Babam belden yukars
plak grdm m hi diye hatrlamaya altm, ama hatrlayamadm.
Sr. Olamazd. Bam salladysam da bu fikirden kurtulamadm. Angus. Agnes. Olup bitenleri sadece onun azndan dinlemitim. Bayan
Clampa gvenip gvenemeyeceimi, birbirleri zerinde ne kadar etkili
olduklarn bilemiyordum. Ama byle bir ey olamazd. ok korkun,
ok irenti! Hzla ayaa kalktm; sandalye yere dp yer tahtasnn
zerinde takrdad. Tamponlar ve hormonlar alp kapy atm ve
anahtarlar cebime tkp bam ekerek frtna gibi merdivenleri trmandm. "Frank, senin canna okuyacak," diye tsladm kendi
kendime.
Babamn odasna frtna gibi dalp yaktm. Elbiseleri zerinde
yatakta yatyordu. Ayakkablarndan biri kmt; yatan kenarndan
sarkan ayann hemen altnda duruyordu. Srtst yatm, horluyordu. Kmldanp koluyla yzn kapad ve a arkasn dnd. zerine kp kolunu yznden ektim ve ona iki tokat attm. Ba
savruldu; bard. nce bir gz sonra da teki ald. Ba gzlerine

176/187

iyice yanatrdm; sarholuktan a a ona bakt. ok kt iki


kokuyordu.
"Frang?" dedi clz bir sesle. Ba burnuna dayadm.
"Pis pezevenk," yzne tkrdm. "Bunlar da neyin nesi?" teki
elimle tamponlar ve hormonlar gsterdim. nleyerek gzlerini
kapad. "Syle!" diye bardm ve bakl elimin tersiyle ona bir tokat
daha attm. Benden kurtulmak iin ak pencereye doru yuvarlanmaya alt; ama onu scak, durgun geceden geri ektim.
"Hayr, Frang, hayr," dedi ban sallayp ellerimi itmeye alarak.
Kutular brakp skca koluna yaptm. Onu kendime ekip ba
grtlana dayadm.
"Ya sylersin ya da yemin ederim..." Cmlemi yarda braktm.
Kolunu brakp elimi pantolonuna indirdim. Kemerini zdm. Beceriksizce beni engellemeye urayordu, ama ellerini ittirip ba
grtlana iyice dayadm. Dmesini ap fermuarn indirdim, ne bulacam ya da bulamayacam dnmemeye alarak durmadan
ona bakyordum. Pantolonunu indirip gmleini svadm. Krmz,
parldayan gzlerle yatt yerden bana bakyor ve ban iki yana
sallyordu.
"Nap'an imdi Frangie? Afedersin, zr dilerim. Sadece deneydi,
olum. Deney... Bana biiy yapma, ltfen, Frangie... Ltfen..."
"Orospu, pis orospul" dedim, gzlerim slanmaya, sesim titremeye
balamt. lgnca donunu indirdim.
Darda bir ey bard. Babamn kara kll, byk ve yal gibi
grnen kne ve taaklarna bakakaldm ve darda, adada hayvani
bir ey lk att. Babamn bacaklar titriyordu. Sonra turuncu ve
titrek bir k peydahland darda, hi olmamas gereken bir yerde,
kum tepelerinin zerinde ve lklar, barlar, melemeler ve
haykrlar ykseldi; her yeri tutan haykrlar.
"Aman Tanrm, bu da ne?" diye soludu babam, titreyen ban pencereye evirerek. Geri ekildim, sonra yatan etrafndan dolanp

177/187

pencerenin nne gittim. Korkun sesler ve tepelerin te yanndaki


k yaknlar gibiydi. Ik, evin arkasndaki byk kum tepesinin ardnda harelenmiti, Kafatas Arazisinin olduu yerde; dumanlar
arasnda sar sar titreiyordu. Ses, yanan kpein kard sese benziyordu; ama oalmt, durmadan tekrarlanyordu ve tonu deiikti.
Ik gitgide glendi ve tepenin zerinden bir ey aa doru komaya
balad, yanan, baran ve Kurukafa Arazisi tepesinden denize doru
koan bir ey. Bir koyun ve peinden de dierleri. nce iki tane, sonra
yarm dzine kadar kumlarn ve otlarn zerinden aa boand. Bir
iki saniye iinde yama yanan koyunlarla kaplanmt, postlar alevler
iindeydi, lgnca inleyerek tepeden aa kouyorlar, otlar atee vererek alevden bir iz brakyorlard.
Sonra Eric'i grdm. Babam titreyerek yanma geldi; ama ona aldrmadan, tepenin zerinde zplayp dans eden o sska adama baktm.
Eric bir elinde koskoca bir meale dierindeyse bir balta tutuyordu. O
da lk layd.
"Aman Tanrm, olamaz," dedi babam. Ona dndm. Pantolonunu
topluyordu. Onu itip kapya kotum.
"Yrsene," diye bardm. Gelip gelmediine bakmadan dar kp
aaya kotum. Btn pencerelerden grlyordu alevler, her yerden
ikence eken koyunlarn barlar geliyordu. Mutfaa girdim,
geerken biraz su alsam m diye dndm; ama sonra bir ie yaramayacana karar verdim. Verandadan baheye kotum. Sadece arka
bacaklarnn st ksmlar yanan bir koyun neredeyse srtnerek
yanmdan geti, tutumu olan n baheyi katetti, kapnn nnde son
anda meleyerek yn deitirdi, alak itin zerinden atlayarak n
baheye geti. Eric'i bulmak iin evin arkasna dolandm.
Her yer koyun doluydu, etraf alevler tutmutu. Kafatas Arazisinin
zerindeki otlar tutumutu, baraka, allar, bitkiler ve bahedeki
ieklerden alevler ykseliyordu ve lm olan koyunlar harl ate
glleri iinde yatyor, dierleri de atlak sesleriyle inleyip haykrarak
etrafta kouuyorlard. Eric kilere inen merdivendeydi. Alt kat

178/187

tuvaletinin penceresinin hemen altnda evin duvarna vuran


mealesini grdm. Baltayla kilerin kapsn krmaya urayordu.
"Eric! Yapma!" diye bardm, sonra evin kesinden kafam uzatp
mutfan ak kapsna baktm. "Baba! k evden! Baba!" Arkamdan
krlan tahtann sesi geliyordu. Dnp Eric'in yanna kotum. Hemen
kiler basamaklarnn zerinde duman tten bir koyun cesedinin
stnden atladm. Eric dnp baltay bana doru savurdu. Kendimi
yere atp yuvarlandm. Geri sramaya hazrlanarak ayaa kalktm;
ama o yine kapya dnm baltayla krmaya urayor, salam tahtaya
inen her darbe sanki kendisineymi gibi her seferinde haykryordu.
Baltann ucu gzden kayboldu, skmt; btn gcyle aslp onu
kard ve bana yle bir baktktan sonra kapy krmaya devam etti.
Mealenin alevleri glgesini zerime dryordu; meale kapnn
yanna dayanmt ve yeni boyanm olan kap yanmaya balamt
bile. Sapanm kardm. Eric kapy devirmek zereydi. Babam hl
ortalkta gzkmyordu. Eric tekrar bana bakp baltay kapya indirdi.
Ben el yordamyla sama ararken bir koyun arkamzda baryordu.
Alevlerin atrts ve yank et kokusu geliyordu her yerden. Metal
kreyi derinin iine oturtup gerdim.
"Eric!" diye bardm kap devrilirken. Bir elinde balta vard, dieriyle mealeyi ald; kapya bir tekme atp at. Sapan bir santim daha
gerdim. Sapann atalnn tam ortasndan bakyordum ona. Bana bakt. Yz kll ve pisti, bir hayvan maskesi gibi. Benim tandm olan,
tandm adamd, ayn zamanda bambaka biri. Srtarak pis pis
bakyor ve titriyordu, inip kalkan gsne ve nabz gibi atan alevlere
tempo tutar gibi inip kalkyordu yz. Elinde balta ve meale, arkasnda da mahvolmu kiler kaps vard. Aabeyimin elindeki meale
ve etraftaki atelerin lo ve titrek nda koyu turuncu grnen barut
balyalarn seebiliyordum. Beklentili ve akn bir ifadeyle sallyordu
ban.
Ar ar bam iki yana salladm.

179/187

Glerek elinden mealeyi yar drr, yar kilere atar gibi oldu ve
zerime kotu.
Sapann arasndan zerime geldiini grdmde neredeyse lastii
brakacaktm; ama tam parmaklarm gevetecekken baltay braktn grdm, balta tngrdayarak merdivenlerden yuvarlanrken bir
ok gibi yanmdan geti ve ben de kendimi yana attm. Bam
kaldrdmda Eric'in adann gneyine doru kotuunu grdm.
Sapan frlatp basamaklar indim ve mealeyi kaptm. Kilere bir metre
mesafede duruyordu, yaknnda uval yoktu. Onu dar frlatr frlatmaz barakadaki bombalar birbiri ardna patlamaya balad.
Ses sar ediciydi, bamn zerinde arapneller uuuyordu, evin
camlar krlm, baraka tmyle imha olmutu; bir iki bomba
barakadan dar frlayp bahede patlad, ama neyse ki yaknma
den olmad. Kendimi bam kaldrabilecek kadar gvende hissettiimde barakadan eser kalmam, btn koyunlar lm ya da
kam, Eric de ortadan kaybolmutu.
Babam, elinde bir kova su ve bir yontma ba mutfakta duruyordu.
Ben ieri girince ba masaya brakt. Yz yanda gibiydi.
Masann zerinde rnek kavanozu duruyordu. Masann bandaki
bir sandalyeye ktm. Ona baktm.
"Kapdaki Eric'ti Baba," dedim ve gldm. Barakadaki patlamalar
yznden hl kulaklarm nlyordu.
Babam yal ve aptal bir ifadeyle ayakta duruyordu, gzleri kzarm
ve sulanmt, elleri titriyordu. Yava yava sakinletim.
"Ne..." deyip boazn temizledi. "Ne... ne oldu?" Ayk gibiydi.
"Kilere girmeye alt. Galiba hepimizi havaya uuracakt. Kat.
Kapy elimden geldiince toparlamaya altm. Atelerin ou snd;
o elindekine gerek kalmad." Su dolu kovay iaret ettim. "Onun yerine, oturup bana merak ettiim bir iki eyi anlatsan iyi olacak."
Arkama yaslandm.

180/187

Bir an bana baktktan sonra rnek kavanozunu eline ald, ama


kavanoz elinden kayp yere dt ve krld. Sinirli sinirli glerek eildi
ve kavanozun iindeki eyi alarak doruldu. Greyim diye bana uzatt,
ama ben yzne bakyordum. Bir byc gibi elini kapayp tekrar at.
Avucunda pembe bir top vard. Bir testis deildi bu; pembe bir toptu,
balmumu gibi. Gzlerine baktm.
"Anlat," dedim. O da anlatt.

XII
Bana Ne Olmu
Bir keresinde, kaya glckleri ve kumlar arasnda baraj yapmak iin
ok gneye, yeni evden bile daha ileriye gitmitim. Mkemmel, sakin,
l l bir gnd. Deniz ve gkyz arasndaki izgi kaybolmutu ve
dumanlar savrulmadan dmdz ykseliyordu. Deniz araf gibiydi.
leride, hafif meyilli bir tepenin zerinde tarlalar vard. Tarlalardan
birinde birka inek, iki tane de byk kahverengi at duruyordu. Ben
baraj ina ederken tarlann yanndaki yoldan bir kamyon gelmiti.
Kapnn yannda durup geri geri geldiinden arkas bana dnkt. Ben
drbnmle izlerken yarm kilometre kadar ileri gitti. inden iki
adam kt. Kamyonun arka kapan anca bir rampa olutu, rampann iki yanna tahta trabzanlar yerletirdi ler. iki at da olan biteni
seyretmeye gelmilerdi.
Botlarmla kaya glcnn iinde duruyordum, glgem sudayd.
Adamlar tarlaya girip atlardan birinin boynuna bir ip doladlar ve onu
ekmeye baladlar. At hi sesini karmadan pelerinden gitti, ama
adamlar onu trabzanl rampadan yukar karmaya altklarnda
kineyerek ayak diredi, geri geri gitti. Ei yanndaki ite dayanmt.
Durgun havada, barlarm bir iki saniye gecikmeyle duyuyordum. At
ieri girmiyordu. Tarladaki ineklerin bazlar yle bir bakp gevi getirmeye devam ettiler.
Kck dalgalar, berrak k katmanlar, alak sesle krdayarak
yanmdaki kumlar, talar, yosunlar ve deniz kabuklarn emiyordu.
Sessizlikte bir ku tt. Adamlar kamyonu altrp at yol boyunca arkasndan yrttler. Tarladaki at kiniyor, anlamsz daireler izerek
kouyordu. Kollarm ve gzlerim yorulmutu; kuzeyin parlak na

182/187

doru resmi geit yapan tepelere ve dalara baktm. Tekrar bam


evirdiimde at kamyona bindirmilerdi.
Hafif bir patinajdan sonra kamyon kalkt. Ne yapacan bilemeyen
yalnz at bir kapya kouyor, bir it boyunca kamyonu takip ediyordu.
Adamlardan birisi onunla birlikte tarlada kalmt; kamyon tepenin
ardnda gzden kaybolurken hayvan teskin etmeye urayordu.
Eve dnerken, o tarlann yanndan getim; at sakin sakin otluyordu.
imdi Snan zerindeki kum tepesinde oturuyorum, serin
rzgrl pazar sabah dn gece ryamda o at grdm
hatrlyorum.
Babam anlatacan anlattktan ve ben de nce inanmayp, sonra
fkelenip, sonra da aknlkla kabullendikten ve bahenin etrafn
Eric'i ararak aratrp, pislii elimizden geldiince temizledikten,
hl yanmakta olan ateleri sndrp kiler kapsn salamladktan,
eve dndkten ve babam bana yaptklarn neden yaptn anlattktan
sonra yattk. Yatak odamn kapsn kilitledim, eminim o da kilitlemitir. Uyudum, ryamda atlar grdm, erkenden uyanp Eric'i
aramaya ktm.
Ben giderken Diggs patikadan eve doru geliyordu. Babamn epeyce
dil dkmesi gerekecekti. Onlar ylece braktm.
Bulutlar gitmiti. Ne frtna ne gkgrlts ne imek, sadece bat
rzgr btn bulutlar ve onlarla birlikte sca da nne katp denize
srmt. Mucize gibiydi, ama aslnda Norve zerindeki bir antisiklondan baka bir ey deildi. Hava berrak, gneli ve serindi.
Eric'i bulduumda Snan zerindeki kum tepesinde, ba
savrulan otlarn arasnda, bir ocuk gibi dertop olmu uyuyordu.
Yanma gidip bir sre orada oturdum, sonra adn syleyerek omzunu
drtkledim. Uyanp bana bakt ve glmsedi.
"Selam Eric," dedim. Elini uzatt, tuttum. Glmseyerek ban sallad. Sonra kvrck kafasn kucama koyup tekrar uykuya dald.

183/187

Ben Francis Leslie Cauldhame deilim. Frances Lesley


Cauldhame'im. Mesele bundan ibaret.
Tamponlar ve hormonlar benim iinmi.
Anlalan babamn Eric'i kz gibi giydirmesi benim iin yapt bir
provaym. Bizim Saul bana saldrdnda babam kk deneyi iin ele
geirdii bu frsat hemen deerlendirmi, ayn zamanda benim
bymemle kendisine musallat olacak o kadn etkisini de azaltm;
hatta tmyle yok etmi. Bana erkek hormonlar vermeye balam ve
bu ii bu gne kadar srdrm. Bu yzden yemekleri hep kendisi
yapyormu, bu yzden kopan penisimin dibi sandm ey aslnda
bym bir klitorismi. Bymn, ayba olmamamn ve dier
eylerin nedeni de bu.
Ama tamponlar son birka senedir, benim hormonlarm bana pompalad hormonlara galip gelirse diye hazrda bulunduruyormu.
Bromidi, androjen fazlas beni saldrganlatrmasn diye kullanyormu. Merdiven altnda bulup, mumlarm yaptm balmumu setinden
yapm sahte erkeklik organn. Gerekten hadm olup olmadm
aratrmaya balarsam bana rnek kavanozunu gsterecekmi. Daha
fazla kant; daha fazla yalan. Osuruk konusunda syledikleri bile
dzmeceymi; barmen Duncan eski bir arkadaym ve ben Arma'dan
ktktan sonra babama telefon edip bilgi vermesi karlnda babam
ona iki smarlyormu. u anda bile bana her eyi anlattndan emin
deilim, hem de dn gece byk bir itiraf istei ve gzlerinde yalarla
anlatm olmasna ramen.
Dndke midemde bir fke dm oluuyor, ama onu
bastryorum. Onu hemen orackta, mutfakta ldrmek istedim bana
her eyi anlatp beni ikna ettikten sonra. Bir param hl bunun son
yalan olduuna inanmak istiyor, ama iten ie doru olduunu
biliyorum. Ben bir kadnm. Yaral baldrlar, d dudaklarn biraz yenmi, asla ekici olmamak da cabas, ama babama gre normal bir
diiyim, seviebilir ve dourabilirim (her ikisini de dnmek bile
tylerimi diken diken yapyor).

184/187

Eric'in kafas kucamda parldayan denize bakyor ve yine o zavall


at dnyorum.
Ne yapacam bilmiyorum. Burada kalamam, ama buras dnda
her yer dm patlatyor. Sanrm gitmem gerekecek. Ne boktan i.
nmde akrabalarmn sergiledii zorlu rnekler olmasa belki intihar
ederdim.
Eric'in kafasna bakyorum! Sakin, kirli, uykuda. Yz dingin. Hi
ac ekmiyor.
Bir sre kumsala arpan kk dalgalar seyrettim. Denizden,
dnyay alkantlarla evreleyen o byk su merceinden benim
payma den hafif krk bir l, dmdz bir tuz gl. Oysa baka
yerlerde, gl rzgrlar altnda kabaryor deniz, kendi zerine katlanyor, sertleen rzgrda kk tepeler oluturuyor, en sonunda ba
karl dalara dnyor frtnada.
Benim u an bulunduum yerde, oturduumuz, yattmz, uyuduumuz ve baktmz u lk yaz gnnden alt ay sonra kar decek
yere. Buz ve don inecek, Sibirya'nn barndan kopan uultulu rzgr
skandinavya ve Kuzey Denizi zerinden, dnyann gri denizlerinden
kopup gelecek ve gkyznn souk kararl parmaklar buraya el koyacak bir sre.
Biricik hayatm ve cinayetimi dnerek byle otururken hem
alamak hem glmek geliyor iimden. Artk drt cinayet oldu,
babamn gerekleri eski beni ldrdne gre.
Ama ben hl benim; ayn kiiyim, anlarm ayn, yaptklarm ortada, baarlarm (az da olsa) ve sularm (btn arlyla) hl
benim.
Neden? Nasl yapabildim btn bunlar?
Belki de dnyann en nemli eyinin, trmzn devamnn tek
nedeninin -ve yolunun- daha ben deerini bile anlayamadan benden
alndn dnmtm. Belki de her seferinde intikam almak iin
ldrmtm; menzilime girenlerden zorla -elimdeki tek gle- hara

185/187

kesiyordum, kskanlkla; byyp benim asla olamayacam bir ey


olacaklar iin: bir yetikin.
Sahip olmadm bir iktidarn sahtesini takndm; kendi yaram iyiletirmek iin tekileri detim; o srada tam olarak anlayamadm,
ama bir ekilde -belki de dierlerinin tavrlarndan- telafi edilemez,
naho bir kayp olduunu sezdiim erkekliimi yitiriimin acsn
karmtm fkeli bir masumiyetle. Hayat ya da remeyle hi alakam
olmadndan, kendi kendimi onun o zalim zddna adamtm, bylelikle bir olumsuza ulatm; dierlerinin hepsinin sahip olduu verimliliin olumsuzlanmasna. Sanrm asla bir erkek olamayacaksam,
etrafmdakilerden daha erkek olmaya karar vermitim, bylece katil
oldum; okuduum ya da izlediim serseri asker-kahraman imgelerinin
kk bir kopyas. Kendi silahlarm kendim yapyor ya da buluyordum, kurbanlarm da benim asla yerine getiremeyeceim bir edim
sonucu yakn bir zamanda dnyaya gelmi olanlard; yani eitlerim,
retme potansiyelleri olsa bile o anda sz konusu edimi benim gibi onlar da gerekletiremiyorlard. Penis kskanl mevzusu.
imdi hepsinin bir hi uruna olduu ortaya kt. Alnmas gereken
bir intikam yokmu meer, sadece bir yalan varm, aa kmas
gereken bir dzenbazlk, ieriden de olsa anlamam gereken bir oyun,
ama anlamak istememitim. Gururluydum; hadm ama esiz; arazinin
vahi ve soylu efendisi, sakat bir sava, tahttan indirilmi bir prens...
imdi anlyorum ki kendimi kandrmm.
Yaramn byklne, toplumun anakarasndan resmen kesilip
alndma inandmdan hayat ok ciddiye alm ve yine ayn nedenle
dierlerinin hayatn ok hafife almtm. Cinayetler benim cinselliimdi. Fabrika bir hayat ina etme abasyd, istemediim bir
ilikinin yerine yenisini koymak.
lmde baar kazanmak her zaman daha kolaydr.
Bu byk makinenin iindeyse hibir ey benim deneyimimdeki gibi
kesin ve belirli deil. Hepimiz kendi Fabrikamzda bir koridora girdiimize, kaderimizin belirlendiine (d veya kbus, yavan veya ilgin,

186/187

iyi veya kt) inanabiliriz; ama bir kelime, bir bak, bir boluk; her
ey onu tamamyla deitirebilir ve mermer saraymz bir lama, fare
deliimiz altn bir salona dnverir. Varacamz nokta ayndr, ama
hepimizin yolculuu -sesek de semesek de- farkldr ve biz yaayp
bydke deiir. Ben senelerce nce bir kapnn arkamdan
kapandn dnmtm; meer hl kadrann zerinde yryormuum. imdi kap kapanyor ve yolculuum balyor.
Tekrar Eric'e bakp glmsedim, dalgalar krlr, rzgr otlar savurur ve birka ku terken bam salladm. Ona bama gelenleri anlatmam gerekecekti.
Zavall Eric erkek kardeini grmeye gelmiti (Zap! Bom! Baraj
ykld! Bombalar patlad! Eekarlar kavruldu: Tsssss!), karsnda
kz kardeini buldu.

@Created by PDF to ePub

You might also like